You are on page 1of 383

Fyodor Mihaylovi Dostoyevski ECINNILER 1. BASLANG OLARAK Pek saygideger Stepan Trofimovich Verkhovensky'nin biyografisinden bazi bilgiler.

Simdiye kadar kayda deger zelliklerin olmadigi kentimizdeki garip olaylari anlatmadan nce, tecrbeli bir yazar olmadigimdan, biraz geriye gidip, pek becerikli ve saygideger Stepan Trofimovich Verkhovensky'mizi ilgilendiren biyografik bilgilerle baslamanin gerekli oldugunu anladim. Aktarmak amacini gttgm yk daha sonra anlatilacagina gre, bu bilgilerin, kentimizin sosyal ve politik tarihinin aiklanmasina hizmet edecegini umarim. Derhal syleyeyim ki, Mr. Verkhovensky, aramizda daima, olduka zel ve zel oldugu kadar da uygar bir rol oynardi ve bu rolnbyk bir tutkuyla severdi; yle ki, bu rol olmadan onun, bir varlik gsteremeyecegini dsnmemek elimden gelmez. Bu dsncem, onu, bir sahne oyuncusuna benzettigimden dolayi degildir; ayrica byle bir niyetim de yok; stelik ona son derece saygi duyarim. Belki de bu, sadece bir aliskanlik meselesidir; daha dogrusu genlik yillarindan beri, halk arasinda meshur bir insan olma arzusunun ok gl olmasindan dogabilir. rnegin, "mimli" bir adam olmaktan, ya da mimli oldugu kadar bir "srgn" olmaktan son derece hoslanirdi. Bu iki kelimenin, onu byleyen ve yillar boyunca kendisini yine kendi gznde yavas yavas ykselten, nihayet onu, benligini tatmin eden yksek bir kaide zerinde durdugunu zihninde canlandirmasina neden olan, klasik bir grkemliligi vardir. Son yzyilin hicivli bir Ingiliz romaninda, kahraman olarak anilan Gulliver, halkin ancak on santim boyunda oldugu Lilliputlar lkesinden dnsnde, kendisini bir dev olarak grmeye o kadar alismisti ki, Londra caddelerinde yrrken, kendisinin hl bir dev oldugunu ve onlarin cce olduklarini dsnerek, onlari ezmemek amaciyla yoldan geen arabalara ve insanlara nnden kamalari iin bagirirdi. Fakat, bu hareketleri halkin ona glmesine ve onunla alay etmesine neden olurdu. Hatta, bazi arabacilar kendisini dev olarak gren bu adama, kirbalarini acimadan indirirlerdi. Oysa, bu dogru muydu? Aliskanlik bir insana neler yaptirmaz ki! Aliskanliklari, Bay Verkhovensky'yi ayni duruma sokmustu. Bir farkla ki, onun, aliskanliklarindan tr karsilastigi tavir daha masum ve yumusakti. Sylenmesi gerekirse, o son derece yce bir insandi. Dogrusu, yasantisinin sonuna dogru herkes tarafindan unutulmus oldugunu sylemem gerekir; oysa, diger taraftan, hi taninmamis oldugunu sylemek de ok sama olur. Gerekten, hi kusku yoktur ki, O da agin nl kisileri arasina karismistir. Kisa bir sre iin de olsa, adi, dnemin nl birok insanlari tarafindan, Chaadeyev, Belinsky, Granovsky ve henz alismalarina yeni yeni baslayan Herzen'in adlarinin yaninda anilmistir. Fakat, Bay Verkhovensky'nin alismalari, sylendigine gre, "ayni zamanda 6 gerek olan bir olaylar kasirgasi"nin ardindan hemen hemen baslamasi ile sona ermesi bir oldu. Ve ne umarsiniz? Sonunda, byle bir "kasirga"nin, hatta "olaylar"in olmadigi anlasildi. Geen gn gvenilir bir kaynaktan byk bir saskinlikla grendim ki, Bay Verkhovensky, aramizda hibir zaman, bizler gibi, bir srgn olarak yasamamis ve hibir zaman polis takibine ugramamistir. Bu sadece, bir insanin hayal gcnn ne kadar canli oldugunu gsterir! Btn yasantisi sresince belirli evrelerce tanindigina, attigi her adimin bilindigine ve kontrol edildigine, btn samimiyeti ile inanirdi. Hatta, son yirmi yil iinde, birbirinden basarili olan valimizin, ilimizi ynetmek iin atandiklari zaman, st makamlar tarafindan kendi hakkinda verilen bazi bilgilerle doldurulduklarini dsnrd. Eger, herhangi bir kimse, bizim hi de art dsncesi olmayan Bay Verkhovenksy' mizi, inkr edilmez delillerle, korkmasi iin hibir neden olmadigina inandirmaya kalkissa, muhakkak ki, son derece gcenirdi. Bununla beraber son derece akilli ve yetenekli bir insan olduguna kusku yoktu. Geri bilimsel alanda herhangi bir adim atmamis olmasina ragmen ona bilgin bile

denebilirdi. Zaten bilimsel bir alismasi oldugunu da sanmam. Oysa, grenen insanlar iin Rusya'da durum byle degil midir? Dis lkelerden dnsnde, kirk yaslarinin sonuna dogru kendisini, niversite doenti olarak tanitti. Fakat, yanilmiyorsam, ancak birka gretide bulunmustu... bunun, Araplar hakkinda oldugunu saniyorum. 1413 ve 1428 yillari arasindaki dnemde, kk bir Alman kasabasi olan Hanau'nun toplumsal nemi hakkinda ok parlak bir tezi savunma firsatini da bulmustu. Bununla beraber, bu savunmanin hangi zel ve olduka karanlik nedenden tr yapilmadigi bilinmiyor. Bu tez, devrin Slavcilarina yerinde ve aci veren bir darbe oldugundan, kisa zamanda sayisiz ve amansiz dsman edindi. Daha sonra -niversitedeki durumunu kaybettikten sonra-sirf intikam alma ve nasil bir adam kaybettiklerini onlara anlatma bakimindan, Dickens'tan eviriler yapan ve George Sand'in fikirlerini yayimlayan ilerici aylik bir dergide, byk davalarin nedenlerine kadar inen, derinligine ve dikkatle yaptigi arastirmalari7nin ilk blmn yayimlamayi basardi; yanilmiyorsam bu arastirmalar, belirli bir devrin, belirli svalyelerinin drst ve ahlkli asaletlerinden ya da buna benzer bir seyden sz ediyordu. Nasil olursa olsun, bu arastirmalar, asiri derecede yksek ve olaganst yce fikirler olarak yorumlandi. Sonradan ikan sylentilere gre, bu arastirmalara devam etmesi hemen yasaklandi; hatta, ilerici dergi bile, arastirmalarin ilk blmn yayimladigi iin kazaya ugradi. Bu dogru olabilir; o gnlerde byle seyler olmuyor muydu? Fakat, zellikle bu olayda byle bir sey olmadigi ve yazarin basladigi isi bitiremeyecek kadar tembel oldugu sylenebilir. Araplar hakkindaki gretisine son vermesinin nedeni, birinin (olasilikla gerici dsmanlarindan) yazdigi mektup sonucudur. Sonu olarak, biri ondan bazi aiklamalar yapmasini istemisti. Dogru olup olmadigini bilmiyorum; fakat, ileri srldgne gre, o siralarda Petersburg'da devletin temelini sarsan on yesi bulunan, devlete karsi yikici bir rgt ortaya ikarildi. Sylentilere gre, Fourier'in yapitlarini evirmeye niyetliydiler. O sirada, Moskova'daki otoriteler, Bay Verkshovensky'nin ok genken, alti yil evvel Berlin'de yazdigi ve teksir edilerek edebiyata merakli iki genle bir grenci arasinda paylasilan siir tarzindaki bir oyununu ellerine geirdiler. O oyun, simdi masamin zerinde duruyor. Kendi el yazisi ile kopya edilmis bu yapiti, bir yil kadar nce bizzat Bay Verkhovensky gndermisti. Kendi imzasini tasiyan bu oyun kitabinin ok gzel, kirmizi maroken bir cildi var. Sunu itiraf etmeliyim ki, oyunun edebi bir degeri var ve hatta onun yetenekli oldugunu da syleyebilirim; gariptir, ama, o zamanlar (otuz yillarinda) byle dram yazarlari oktu. Oyunun ne oldugunu sylemeye gcm yetmez; nk, samimi olmak gerekirse, basini ve sonunu ben de anlayamadim. Faust'un ikinci blmn hatirlatan lirik ve dramatik trde yazilmis bir esit yk. Kadinlar korosu ile ailir, erkekler korosu ile devam eder, sonra bazi ruhlarin korosu diger korolari takip eder ve nihayet, yasamaya hevesli, fakat hibir zaman yasamamis olan ruhlarin korosu ile son bulur. Btn bu korolar belirli olmayan bir sarki syler; daha ok birisinin laneti hakkinda; fakat bu lanette, yksek bir doganin 8 telkini vardir. Sonra birden sahne degisir ve bir esit "yasam bayrami" baslar. Bu bayramda bcekler bile sarkiya katilirlar, bir kaplumbaga Latince, dini szckler syleyerek grnr ve eger dogru hatirliyorsam, bazi madenler bile -tamamen cansizsu ya da bu sekilde koroya katilirlar. Aslinda, hepsi araliksiz olarak sylerler ve konustuklari zaman birbirlerini belirsiz olarak yererler; fakat syledikleri kelimeler gittike etkili olur. Sonuta, sahne yine degisir ve orak bir araziye dnsr; kltrl gen bir adam kayalarin arasinda avare avare dolasir; belirli otlan toplayip emer; bir peri, bu otlari neden emdigini sorar; kltrl gen, iindeki hayatin zenginligini hissetmek istedigini ve bu bitkilerin sularinda buldugunu, btn arzusunun, mmkn oldugu kadar abuk inancini kaybetmek oldugunu syler. (Gereksiz bir arzu gibi grnyor). Sonra tanimlanamayacak kadar gzel, gen bir adam, siyah atinin stnde drtnala gelir; pesinde btn uluslardan birlesmis byk bir ordu vardir. Gen adam lm simgeler; btn uluslar lm zlemektedir. Nihayet, son sahnede, Kabil Kulesi grnr; bazi tutsaklar yeni bir umut sarkisi ile kuleyi

tamamlamaktadirlar. Kulenin tepesine eristikleri zaman, Tanri (zannederim Olimpos Tanrisi) komik bir tarzda kaar ve insanlar hemen onun yerine geip yeni bir hayata baslarlar. iste o gnlerde tehlikeli, sakincali olarak kabul edilen byle bir oyundu. Geen yil bunu yayimlamak iin Bay Verkhovensky'ye bir teklif yaptim. nk, bugnlerde son derece zararsiz kabul ediliyordu. Oysa, teklifimi gcenerek, nazike reddetti. Oyunun zararsiz oldugu hakkindaki dsncemden hosnut olmamisti ve hatta, iliskilerimiz iki ay boyunca kesildi. Ne tahmin edersiniz? Birden ve burada yayimlama hazirliklarimi yaptigim sirada, oyun yayimlandi, -dogrusunu sylemek gerekirse, devrim yapan bir lkede- oyunun yayimlandigindan Bay Verkhovensky' nin haberi bile yoktu. nce, mthis telsa kapildi; solugu valinin yaninda aldi. Sonra, kendisini savunmak iin Petersburg'a, onlara sadik oldugunu anlatan bir mektup yazdi. Bu mektubu bana iki kere okudugu halde hibir zaman postalamadi; nk, hangi adrese ve kime gnderecegini bilmiyordu. Btn bir ay son derece rahatsiz oldu; 9fakat, kalben ok sevinli olduguna inaniyordum. Birisinin ona sagladigi gazeteyi yatarken bile koynuna aliyordu. Gndzleri yataginin altina sakliyor, yatagini dzeltmelerine izin vermiyordu. Her gn telgraf bekliyor ve btn dnyaya alay ederek bakiyordu. iste o zamanlar benimle arkadaslik iliskilerini yine kurdu. Bundan, onun ne kadar iyi kalpli ve kin tutmayan bir insan oldugunu anlasilir. *** Inanlari yznden sikinti ekmemis oldugunu hibir zaman iddia etmem; oysa, inaniyorum ki, kendisine gerekli aiklamalar yapilmis olsaydi, Araplar hakkindaki gretilerine devam edebilirdi. Fakat, o zamanlar ykselme tutkusunun seline kapilmis gidiyordu ve btn alismalarinin "olaylar kasirgasi" tarafindan yikildigina inaniyordu. Eger, tm geregin sylenmesi gerekirse, meslek hayatindaki degisikligin gerek nedeni, bir tmgeneralin karisi, Varvara Petrovna Stavrogin'in son derece nazik teklifi ve bu teklifin yinelenmesiydi. Kadin, tek oglunun egitiminin, ok iyi ve yetenekli bir egitmen, ayni zamanda dost olan Bay Verkhoversky tarafindan yapilmasini arzu ediyordu. Bu is iin teklif edilen maasin, gz kamastirici yksekligi sz konusu olamazdi. Bu teklif ona, ilk defa Berlin'deyken yapilmisti. Bu teklifin yapildigi tarih, tesadfen, ilk karisinin lm tarihine rastlamisti. ilk karisi bizim ilden hafifmesrep bir kizdi. Onunla evlenisi, dsncesiz, gen bir adam oldugu zamana rastlar. O gen kadinla olduka sikintili gnler geirdigine inanirim. ok cazibeli ve gzel olan karisiyla anlasamamasinin nedeni, onu geindirmekten yoksun olmasi ve bazi ok ince hususlardi. yillik bir ayriliktan sonra karisi, bes yasinda bir erkek ocugu birakarak Paris'te ld. Bay Verkhovensky, zntl gnlerinden birinde ocugundan "ilk mutlu ve askimizin bulutlanmadigi" gnlerin hatirasi diye szetmisti. ocuk Rusya'ya gnderilmis, uzak bir ilde, uzaktan akraba olan teyzeler tarafindan 10 yetistirilmisti. Bay Verskhovensky byle bir haldeyken, Bayan Stavrogin'in teklifini reddederek, hi neden yokken Berlin'li, konuskan olmayan bir kizla evlendi. Henz karisinin lm zerinden bir yil gememisti. Fakat, evlenmesinin disinda, egitmen olarak grevi kabul etmemesinin baska nedenleri de vardi. O zamanlar taninmak sevdasi ile yanip tutustugundan, dillere destan olan taninmis bir profesrn szlerine kanmis, niversitede doentlik teklifini kabul etmisti. Zaten uzun sreden beri kendisini buna hazirliyor, kartal kanatlarim denemek istiyordu. Ve simdi, kanatlan kirildiktan sonra, daha evvel reddetmekte hakli olup olmadigini dsnmedigi teklifi hatirlamasi normaldi. Evliliginden bir yil sonra karisinin ani lm bu konuyu kesin olarak zmledi. Samimi olayim: Bayan Stavrogin'in atesli sempatisi, paha biilmez ve klasik dostlugu her seyi kknden zmlemisti. Tabii, dostluk hakkinda byle deyisler kullanilabilirse... Bay Verkhovensky, kendisini bu dostlugun kollarina firlatip atti ve her sey yirmi yil srece zmlenmis oldu. "Kollarina firlatip atti" deyisini kullandim diye yanlis fikirlere kapilinmasini arzu etmem; kollarin, en yksek moral duygusu anlaminda degerlendirilmesi gerekir. Bu iki kayda deger varlik, soylu ve zarif bir beraberlik kurarak sonsuza dek birlestiler.

Ayni zamanda, Bay Varkhovensky'nin egitmenligi kabul etmesinin baska bir nedeni de vardi. Ilk karisindan miras olarak kalan yer, (burasi kk bir yerdi) kentimizin birka mil tesinde, Stav-rogin'lerin gsterisli arazilerinin bulundugu Skvoreshniki'ye yakindi. Ayrica, kendisini grenme gibi byk bir konuya verebilmesi her zaman mmknd ve alisma odasinin sessiz yalnizliginda, zengin Rus edebiyati hakkinda pek derin arastirmalar yapabilirdi. Burada, niversitede oldugu gibi, arastirmalarindan baska islerle de ugrasmayacakti. Bu arastirmalar, hibir zaman meydana ikmadi; fakat, diger taraftan, hayatinin geri kalan kismini, yirmi yildan fazlasini, "canli bir sitem heykeli" olarak geirebileceginin mmkn oldugunu anladi. Zaten bu sz, taninmis bir ozanin siirinde de geiyordu. 11Canli bir sitem heykeli. Vatanimin nnde duruyordum, Liberal lkc. Belki de, ozanin aklindaki kisi, eger arzu ederse, hayati sresince byle poz vererek durmaya hakki olan kisiydi. Dogrusunu sylemek gerekirse, bizim Bay Verkhovensky, byle kimseleri kendine rnek alan biriydi; ayrica, ayakta durmaktan abuka yorulur, sik sik yatmayi tercih ederdi. Fakat, onun hakkini vermis olmak iin, uzanip yatmis bile olsa, yine de canli "sitem heykeli" pozunu korurdu zellikle; bu bile, dar kafali halkimiz iin olduka yeterliydi. Onu, kulbmzde kgit oynamak zere masaya oturdugu zaman grmeliydiniz. Tm tavirlari sanki syle sylyordu: "Kgitlar! Oturmus sizinle oynuyorum! Iliskilerimi korumak iin mi? Fakat bundan sorumlu olan kim? Meslek hayatimi kim yikti ve beni sizinle oynamaya zorladi? Oh, yok ol Rusya." Sonra, kibar bir tavirla kupa kozunu oynardi. Dogrusunu sylemek gerekirse, kgit oyununa bayilirdi. zellikle son yillarda, daima kaybetmesinden tr, Bayan Stavrogin'le sik sik tartismalara girisirdi. Bu tartismalari pek can sikici olurdu. Bunlari daha sonra anlatacagim. Surasini isaret etmek isterim ki, vicdanli bir insandi (bazen) ve bu yzden sik sik kederlenirdi. Bayan Stavrogin'le yirmi yillik arkadasliklari sresince, yilda ya da drt kez, dzenli olarak, aramizda "yurttas kederi" diye bilinen bir zntye kapilirdi. Bizim pek saygideger Bayan Stavrogin, zellikle bu deyisi begenirdi. Daha sonralari, "yurttaslik kederi" hastaligi yani sira, bir de sampanya hastaligina kapildi. Fakat, isbilir Bayan Stavrogin, btn hayati sresince, onu, bu nemsiz arzularina karsi btn gc ile korudu. Ve dogrusu, ok garip davranislari olmasindan tr onun bir bakiciya ihtiyaci vardi. Coskun bir kederin tam ortasinda kahkahalarla glmeye baslardi. Kendi kendine konustugu bile olurdu; tabii, bu konusmalari nkteli olurdu. Ve Bayan 12 Stavrogin onun byle nkteli konusmalarindan ekinirdi. nk, hayatinda en ok korktugu, nkteli konusmalardi. Daima en stn nedenlerle grevini yapan klasik bir kadindi. Bu stn kadinin, zavalli olarak kabul ettigi arkadasi zerindeki etkisi, yirmi yil srd. Bu kadindan ayrica szetmeliyim ki, bunu da simdi yapmak ka-rarindayim. Garip dostluklar vardir; iki dost, birbirlerini hemen hemen ldrmek zere hazirdir. Btn yasantilari sresince bu byle srer gider ve ayrilmayi kesin olarak dsnmezler; tartisan kisi, yakin dostluklarini bozacak olursa, hastalanir ve hatta kederinden lebilir. Bayan Stavrogin ile yaptigi zel tartismalardan sonra, onun yanindan ayrilisi zerine, Bay Verkhovensky'nin kanepeden firlayarak kalkip duvari yumrukladigina ka kere tanik olmusumdur. Sylediklerimde zerre kadar yalan yok. Hatta, bir keresinde duvarin sivasini bile yikmisti. Bu kadar ince ayrintilari nasil bildigim sorulabilir. Bunlara yakindan tanik oldugumu sylersem ne dersiniz? Ya Bay Verkhovensky, Bayan Stavrogin'le yaptigi konusmayi renkli kelimelerle anlatirken basini omzuma dayayarak defalarca aglamissa? Fakat, bu aglamalar sonunda, daima degismez davranislari vardi. Ertesi sabah, kendisine nankrlgnden tr iskence yapmaya hazirdir; ya aceleyle beni agirtir ya da kosarak bana gelir ve Bayan Stavrogin'in ne kadar serefli, hassas bir insan oldugunu sylerdi. Sadece bana gelmekle de kalmaz, Bayan Stav-rogin'e mektuplar yazar ve iini dktg bu mektuplara da imzasini basardi. Birka gn

evvel, yabanci birine, onu evinde sirf nnden yararlanmak iin tuttugunu, bilgisine ve kabiliyetine imrendigini, bu nedenle ondan nefret ettigini; fakat, bu nefretini aik olarak gsteremedigini nk, onu terkettigi zaman Bayan Stavrogin'in, kltrne zarar verecegini bildigini; bu kadar alalabildigi iin 13kendinden igrendigini ve en berbat bir lm hakettigini; ondan, kaderini izecek son kelimeleri sylemesini bekledigim falan yaziyordu; tabii btn bu yazdiklari, nkteli bir anlatim tasiyordu. Bunu okuduktan sonra, elli yasindaki masum ocuklarin, sinir buhranlari sonucu isi nereye kadar vardirdiklarini anlarsiniz!... Kk bir konudan dolayi aralarinda ikan tartisma sonucu yazdigi bu mektuplardan birini de ben okudum. Anladigima gre, birbirlerine olduka igneli szler sylemis ve birbirlerini kirmislar. Mektubu okuduktan sonra dehsete kapilmis ve gndermemesi iin yalvarmistim. Byk bir hararetle: - Bu mmkn degil, demisti. Bylesi daha onurlu bir davranis. Grevim bu. Ona her seyi anlatmadigim takdirde kahrimdan lebilirim. Ve o mektubu gnderdi. Bayan Stavrogin -iste burada ayriliyorlardi- byle bir mektubu hibir zaman gndermezdi. Bay Verkhovensky'nin yazmaya karsi byk tutkusu oldugu bir gerektir. Ayni evde kaldiklari halde Bayan Stavrogin'e mektup yazar; sinir nbetleri aninda bu mektuplar gnde ikiye ikardi. Bayan Stavrogin'in, gnde iki mektup da alsa, bunlari byk bir dikkatle okudugunu kesin olarak biliyorum. Onlari okuduktan sonra, siraya koyarak zel bir kutuda saklardi. Ayrica, onlari kalbinin bir hazinesi olarak kabul ederdi. Sonra, dostunu btn gn cevap bekler olarak birakir; sanki hibir seyin nemi yokmus ve bir gn evvel aralarinda nemli bir olay gememis gibi davranarak onunla grsrd. Zamanla, onu yle bir alistirdi ki, Bay Verkhovensky, bir gn nce olan olaylari ona hatirlatmak cesaretini bulamazdi; fakat, dostunun gzlerine sert bir bakisla bakmaktan da geri durmazdi. Bay Verkhovensky, olanlari ok abuk unutmakla beraber, Bayan Stavrogin, kolay kolay unutmazdi. Onun sogukkanliligindan cesaret alan Bay Verkhovensky, arkadaslari geldigi zaman, sampanya ierek eglenirken bol bol gler ve btn saklabanliklarini dktrrd. Byle anlarda, Bayan Stavrogin ona ze14 hirli bir nefretle bakardi; ama, o, bunun farkina bile varmazdi. Aradan bir hafta, belki bir ay, hatta alti ay getikten sonra, nasil oldugu bilinemez, yazdigi mektuplarda kullanmis oldugu bir deyisi hatirlar, ylesine zlr ve acinirdi ki, midesine sancilar girer kivranirdi. Bu zel sancilari, bazi hallerde, bir sinir soku geirdigi zaman tutardi. Beden yapisinin degisik bir zelligi de buydu. Hi kusku yok ki, Bayan Stavrogin, ondan sik sik nefret ederdi; fakat, Bay Verkhovensky'nin sonuna kadar gremedigi bir husus, nihayet onun oglu, ondan olma bir varlik, hatta onun bir bulusu haline gelmis olmasiydi. Bay Verkhovensky, onun eti, kemigi olmustu; onu yalniz, "yeteneklerini kiskanmasi" nedeniyle evinde barindirip bakmamisti. Byle dsnlmesi, kadim kimbilir ne kadar zmstr... Srekli nefretinin, kiskanliginin ve kk grmesinin yani sira ona, kalbinin en gizli kselerine; saklanmis bir sevgi besliyor olmaliydi. Onu en kk bir lekeden dahi korurdu. Tam yirmi iki yil onun zerine titredi. Onun, bir sair, bir bilgin ya da bir hayat adami olarak n tehlikeye girecek olsa, gecelerini uykusuz geirirdi. Onu icat etmisti ve kendi icadina, nce kendisi inanmisti. Bay Verkhovenksy, onun grdg bir esit ryaydi... Fakat karsiliginda ondan ok seyler isterdi. Hatta, bazen, ondan bir kle bagliligi beklerdi. Onun, nasil kindar bir insan olduguna ina-nilamaz! Bunun hakkinda iki yk anlatsam fena olmaz sanirim. *** Klelerin zgrlklerine kavusacaklari hakkindaki sylentilerin ilk iktigi, tm Rusya'nin birden yz gldg, tamamen yeni bir dogus hazirliklarina basladigi zamana rastlayan gnlerden birinde, reformla yakindan ilgili ve yksek tabaka ile siki iliskileri bulunan Petersburg'lu bir Baron, kentimizden geerken Bayan Stavrogin'i

ziyaret etti. Kocasinin lmyle, yksek sosyetedeki baglarinin zayiflamasi ve gittike azalarak tamamen kopmasindan tr, Bayan Stavrogin iin byle bir ziyaret ok nemliydi. Baron, 15bir saat kadar kaldi ve ay iti. Yanlarinda baska kimse yoktu. Bayan Stavrogin, Stepan Verkhovensky'yi davet etti ve Baronla tanistirdi. Baron, Bay Verkhonevsky'nin itibarini daha nce duymustu ya da duymus grnd; fakat, ay ierken onunla pek az ilgilendi. Bay Verkhonevsky, onun zerinde iyi bir etki birakmak iin elinden gelen gayreti esirgemiyordu. Ayrica, davranislari son derece kibar ve gz aliciydi. Her ne kadar soylu bir aileden gelmiyorsa da, Moskova'da aristokrat bir ailenin yaninda yetismis oldugundan, onla! gibi davraniyordu. Fransizcayi bir Parisli kadar dzgn konusurdu. Bu bakimdan, Bayan Stavrogin tasrada bile yasasa, etrafinda ne esit insanlarin bulundugunu anlamamak mmkn degildi. Baron, bunu anlamis olmaliydi. Oysa, beklenilen sonu alinamadi. Baron henz etrafa yayilmis olan byk reform sylentilerinin dogrulugunu onaylarken, Bay Verkhovensky, coskunlugunu engelle yemeyerek" Yasa!", diye haykirdi; bu haberden duydugu asiri heyecani anlatabilmek iin de bagirmasi ile beraber bir el hareketi de yapmisti. Haykirisi fazla yksek sesle degildi. Hatta, kibarca da denilebilirdi; gerekte, coskunlugu iten dogan bir davranis degildi. ve ay partisinden nce, davranislarini ayna karsisinda yarim saat kadar byk bir dikkatle incelemisti; fakat grnse gre, bir hata olmustu; nk, hafife glmseyen Baron, bu byk olay karsisinda tm Rus ulusunun duygulanmasinin normal oldugunu syledi. Bundan sonra, Baron, hemen kalkti ve Bay Verkhovensky' nin elini sikmak iin iki parmagini uzatmayi da unutmadi. Bayan Stavrogin, byk salona dndg zaman masanin zerindeki bir seyle ilgileniyormus gibi dakika kadar bir sey sylemedi; sonra birden Bay Verkshovensky'ye dnd. Soluk bir yz ve ates pskren gzlerle tislar gibi fisildadi: - Bu yaptiginizdan tr sizi hi affetmeyecegim!... Ertesi gn dostuyla karsilastigi zaman sanki hibir sey olmamis gibi davrandi; o olaya hibir sekilde deginmedi. Ancak, on yil sonra, kt bir aninda, olayi hatirladi ve dostuna sitem etti; on yil evvelki gibi, rengi yine soluk, gzleri ates pskryordu. 16 mrnde ancak iki kere Bay Verskhovensky'ye "Bu yaptiginizdan tr sizi hi affetmeyecegim!" demisti. Baronun yaninda olan olay ikinciydi; fakat, birinci olay da en az onun kadar karakteristikti ve grnse gre, Bay Verskhovensky'nin geleceginde byk bir rol oynamistir. Bu bakimdan, birinci olaya da deginmem gerekiyor. Bu olay, 1855 yili ilkbaharinin mayis ayina rastlar. Hareket halindeki orduya katilmak zere aceleyle Kirim'a gitmekte olan, akilsiz, yasli bir centilmen olan Tmgeneral Stavrogin'in mide kanamasindan ldg haberi Skvoreshniki'de duyuldugu zamana aittir. Dul kalan Bayan Stavrogin, byk bir yas iindeydi. Kocasindan drt yildan beri ayri yasayan Bayan Stavrogin, byk bir yas iindeydi. Kocasindan ayri yasamasi, karakter ayriligi nedeniyleydi. Kocasina bir aylik baglamisti. (Tmgeneralin, 150 kyls ve cretlerini demek zorunda kaldigi bir ordusu ve sosyete ile iliskileri vardi; btn para ve Skvoreshniki, ok zengin, Devlet mteahhidi bir adamin tek kizi olan Bayan Stavrogin'indi.) Byle olmakla beraber, lm haberinin ahi olmasindan sarsilmisti. Bay Verk-shovensky'nin daima onun yaninda bulundugunu sylemek gereksiz olacak. Mayisin en civcivli zamaniydi; Geceler son derece gzel oluyordu; yabani kirazlar iek amisti. Iki dost her gece bahede bulusur ve karanlik bastirana kadar kameriyede oturur, birbirlerine ilerini dkerlerdi. Romantik anlar da olurdu... Yasantisindaki degisikligin etkisi altinda kalan Bayan Stavrogin, her zamankinden daha ok konusurdu. Dostuna kopmaz baglarla baglanmis grnrd ve bylece birok gece geirdiler. Birden Bay Verk-hovensky'nin aklina garip bir dsnce saplandi: "Acaba bu teselli kabul etmeyen kadin, yas tuttugu yilin sonunda, ondan bir evlenme teklifi mi bekliyordu?" Bu sama bir fikirdi; fakat, gz ykseklerde olan bir adamin manevi gelismesinin ok yn oldugundan, isteklerini artirmak izin bazen

byle sama fikirlere saplandigi gerektir. Bu dsnceyi, byk bir dikkatle kafasinda evirip evirdi ve sonunda, durumun byle olduguna karar verdi. Bunun zerinde, 17tekrar dsnd: "Kadinin byk bir gelecegi oldugu muhakkak, ama..." Bayan Stavrogin gzel sayilmazdi; uzun boylu, soluk benizli, kemikleri ok iri ve at gibi uzun yzl bir kadindi. Bay Verk-hovensky, gittike tereddt ediyordu; kusku iinde kivraniyordu ve karar veremedigi iin birka kere de agladi (zaten sik sik aglardi). Geceleri kameriyede otururlarken yzne, elinde olmayarak, kaprisli ve alayci bir anlatim geliyordu. Bu anlatim, biraz isveli ve tepeden bakan anlam da tasiyordu. Her nasilsa bu, iradesi disinda oluyordu ve gerekten bir insan ne kadar onurlu ise, yznn anlatimi da o kadar aik olurdu. Bu kuskularin ne kadar dogru oldugunu ancak Allah bilir; fakat onun kalbinde Bay Verkhovensky'nin kuskularini dogru ikaracak hibir his olmadigini sylemek daha dogru olur kanisindayim. Ve ayrica, istedigi kadar nl olsun, Stavrogin, ismini onun ismi ile degistirmeye niyetli degildi. Olasilikla, bir adamla ayni fikirde olmasi, tamamen kadinca bir arzu ve byle durumlarda ok normal olan zlem olabilirdi. Nitekim, bugne kadar kadin kalbinin derinliklerine inilememistir diyebilirim; yazmaya devam edecegim. Dostunun yzndeki garip anlatimi sezmekte gecikmedigini syleyebilirim. nk, ok hassas ve sezgi gc yksek bir kadindi. Ayrica, Bay Verkhovensky, byle zamanlarda ok safti. Geceler eskisi gibi devam ediyor, konusmalar hep sairane ve ok daha ilgin oluyordu. Bir gn, hava karardigi zaman, ok canli ve sairane konusmalardan sonra, iki dost, Bay Verkhovensky'nin oturdugu barakanin merdivenlerinde, birbirlerinin ellerini sicak ve candan bir tavirla sikarak neseyle ayrilmislardi. Bay Verkhovensky, her yaz, Skvoreshniki villasindan, hemen hemen bahenin ortasinda duran bu kk barakaya tasinirdi: Odasina henz girmis, kederli dsncelere dalmis, elinde henz yakmadigi bir pro, pencerinin nnde yorgun ve hareketsiz duruyor ve ty gibi hafif bulutlarin ayin yanindan kayarak geisini seyrediyordu ki, aniden duydugu bir hisirti ile sasirarak arkasina dnd. Drt dakika kadar nce ayrilmis oldugu Bayan Stavrogin'in yine gelmis oldugunu grd. Kadinin soluk yz hemen hemen mavilesmis, dudaklari kisilmisti ve u18 lan arada sirada titriyordu. Bayan Stavrogin, amansiz bir ifadeyle gzlerini Bay Verkhovensky'nin gzlerine dikerek tam on saniye konusmadan durdu; sonra, aceleyle fisildadi: - Bu yaptiginizdan tr sizi hi affetmeyecegim!... On yil sonra, Bay Verkhovensky, kapiyi zellikle kilitleyerek bu zc olayi bana fisiltiyla anlattigi zaman, ok sasirmis oldugundan Bayan Stavrogin'in gittiginin farkina bile varmadigini yeminle sylemisti. Bayan Stavrogin bu olaydan bir daha sz etmedigi ve iliskilerinin hibir sey olmamis gibi devam ettigi iin Bay Verkhovensky, bu olayin hastaliktan nce grlen bir kbus oldugunu kabul etmisti. Nitekim, bu olaydan sonra, o gece hastalanmis ve hastaligi on bes gn srms, dolayisiyla, kameriyede bulusmalari kendiliginden son bulmustu. Bununla beraber, bu olayin bir kbus oldugunu bile dsnse, yine de devamim her gn beklemis ve bunun bitmis olduguna inanmak istememisti. *** Hatta, btn hayati boyunca giydigi giysilerini bile, Bayan Stavrogin, bizzat diktirmisti. Pek gz alici ve zel giysilerdi; uzun etekli, dgmeleri neredeyse bogaza kadar iliklenen, fakat, zerine ok gzel oturan bir ceket; yumusak genis kenarli sapka (yazlari hasir olurdu); iri baglanmis, ulari sarkan beyaz kravat; gms basli baston ve omuzlarina kadar uzanan uzun sa. Bay Verkhovensky'nin salari koyu kahverengiydi. Son zamanlarda sakaklarindan itibaren kirlasmaya baslamisti. Daima sinek kaydi tiras olurdu. Genliginde ok yakisikli oldugunu sylerler. Fakat kanimca, yasliliginda ok daha etkili bir grns vardi. Ayrica, elli yasinda oldugu halde ona yasli denemezdi. Fakat, kendini begenmisligin yani sira, gen oldugunu iddia etmektense, yasli olmayi tercih eder ve yasiyla son derece gururlanirdi. Uzun boyu, 19ince yapisi ve omuzlarina kadar dklen salariyla bir piskoposu andirirdi. Ya da

daha ok yazin bahede, iek amis bir leylak agacinin altindaki bankta, iki elini gms basli bastonuna dayamis, yaninda aik bir kitap, dalgin ve hlyali gzlerle gnesin batisini seyrederken, otuz yillarindaki yayinlarda yapitlarinin yaninda bir de basma resmi ikan oyun yazan Kukolnik'i andirirdi. Kitaplarla ilgili olarak sunu sylemem gerekir ki, son zamanlarda okumaktan kainir grnrd. Fakat bu, hayatinin son anlarinda olmustu. Bayan Stavrogin'in siparis ederek getirttigi ok sayidaki gazete ve dergiyi devamli olarak okurdu. Agirbasliligindan bir sey kaybetmemeye dikkat ederek Rus Edebiyati'nin yaptigi ilerlemelerle yakindan ilgilenirdi. Bir ara, i ve dis politika ile ilgilenmis; fakat, bundan kisa bir sre sonra nedense vazgemisti. Sik sik olagelen olaylardan biri de, baheye ikarken yanina De Tocqueville'yi almasi ve cebinde de bir Paul de Kock'u gizlice tasimasidir. Bununla beraber, nemsiz bir olaydir bu. Parantez iinde kalmak zere Kukolnik'in portresinden de bahsedecegim. Bayan Stavrogin, henz gen kizliginda Moskova'daki yatili bir okulda grenciyken bu resim eline gemisti. Yatili okullarda her gen kizin, yazi ve resim gretmenlerine sik oldugu gibi o da bu portreye hemen sik oldu. Fakat burada nemli olan, Bayan Stavrogin'in gen bir kizken yaptigi degil, o portreyi elli yasina kadar eyiz sandiginda saklamasidir. Belki, Bay Verkhovensky'ye diktirdigi elbiselerin o portredeki giysilere benzemesinin nedeni de budur. Fakat, sunun surasi da muhakkak ki, bu da nemi olmayan bir noktadir. Ilk yillarda ya da daha kesin sylemek gerekirse, Bayan Stavrogin'in yaninda kaldigi srenin ilk yarisinda, Bay Verkhovensky, hl bir kitap yazmayi dsnyor ve her gn ciddi olarak kitabina baslamaya niyet ediyordu. Fakat, Bayan Stavrogin'in yaninda kaldigi srenin ikinci yarisinda, bildigi her seyi unutmus grnyordu. Gnler getike bize sik sik syle sylerdi: "alismaya hazir grnyorum, btn malzemeyi toplamis durumdayim fakat, her na20 silsa, alismaya bir trl baslayamiyorum. Hibir sey yapamiyorum!" Sonra basini kederle nne egiyordu. Sphesiz ki bu hareketi, fikir kurbani olarak nn bizim gzmzde ogaltmak iindi; fakat, kendisi baska bir seyin pesindeydi. ogu kez "Unutuldum! Artik kimseye faydali degilim!" diye dert yanardi. Bu siddetli mitsizlik, onda, zellikle ellinci yasinin sonlarina dogru grlmeye baslamisti. Bayan Stavrogin, nihayet bunun ciddiyetini kavramisti. Ayrica, dostunun unutulmus oldugunu ve kimseye yararli olmadigi gerekesini kabul edemezdi. Onun dsncelerini saplantidan kurtarmak ve bir yenilik vermek amaci ile onu Moskova'ya gtrd. Moskova'da dnya edebiyatinin gelismeleri ile yakindan ilgilenen bir sr dostlari vardi. Bununla beraber, Moskova'ya gitmeleri bile yeterli olmamis gibi grnyordu. Garip bir zamandi; yeni bir heyecan vardi; gemisteki sessizlige benzemeyen, gerekten garip bir seydi. Her yerde hissedildigi kadar, Skvoreshniki'de de hissediliyordu. Kentimize kadar ulasan birok sylenti vardi. Gerek, genellikle az ya da ok biliniyordu. Fakat, gerege ek olarak belirli fikirlerin de geldigi aikti ve nemli olan bu dsncelerin asiri okluguydu. Bu da ok sasirtici oluyordu. Bir kimsenin kendisini bu fikirlere alistirmasi hemen hemen imknsizdi ya da onlarin tam olarak ne anlama geldigini anlamak mmkn degildi. Bayan Stavrogin kadin oldugu halde, onlarin anlamlarinda gizli bir sey oldugundan spheleniyordu. Hatta, gazete ve dergileri, dis lkelerde basilmis yasak yayinlari okumaya baslamisti. Hatta, o gnlerde, yavas yavas ortaya ikan devrimci bildirileri bile okuyordu (onlarin hepsini temin edebiliyordu); fakat, btn bunlar aklini karistirmaktan baska bir ise yaramiyordu. Mektuplar yazmaya basladi; fakat, mektuplarina ok az cevap aliyordu ve bu uzadika anlamlarini zmek de zor oluyordu. "Btn bu dsnceleri" aiklamasi iin, byk bir ciddiyetle Bay Verk-hovensky'yi yanina agirir, oysa onun yaptigi aiklamalar bile yetersiz kalirdi. Bay Verkhovensky'nin genel duruma bakisi yksektendi; unutulmus ve kimseye yararli olamama dsncesine siki 21siki sarilmisti. Nihayet, Bay Verkhovensky de hatirlandi; nceleri dis lkelerde

basilan dergilerde, srgn bir dsnce sulusu olarak anildi ve ok gemeden adi, nl yildizlar arasinda eski bir yildiz olarak Petersburg'da agizdan agiza dolasmaya basladi. Bazi nedenlerden tr Radsihchev ile karsilastirildi. Sonra, biri ortaya ikti ve onun lm haberini yayimlayarak, hakkinda biyografik bilgi verecegine dair sz verdi. Bay Verkhovensky birden dirildi ve gururlandi. agdas insanlara karsi duydugu kmseme derhal yok oldu ve bu hareketlere katilarak gcn onlara gstermek arzusuyla yanip tutustu. Bayan Stavrogin, derhal kendine olan gvenini tekrar kazandi ve yogun bir alismaya giristi. Vakit geirmeden Peters-burg'a gitmeye, her seyi yerinde grenmeye ve mmkn olursa, btn inanlari ile bu yeni ise atlamaya karar verdiler. te yandan, Bayan Stavrogin, kendi adina bir dergi yayinlamaya ve mrnn geri kalan kismini bu ugurda harcamaya niyetli oldugunu bildirdi. Durumun bu kadar ileriye gittigini gren Bay Verkhovensky, daha fazla magrurlasmis ve Petersburg yolculugunda Bayan Stavrogin'e patronluk taslamaya baslamisti ki, bu durum Bayan Stavrogin'in gznden kamamisti. Bunu ilerde hatirlayacagi kesindi. Aslina bakilacak olursa, onun bu yolculuga ikmasinda nemli bir neden daha vardi; bu da, sosyetedeki eski iliskilerini yeniden canlandirmak amaciydi. Kendisini sosyeteye su ya da bu sekilde hatirlatmasi gerektigine inaniyordu. Hi degilse bir kere denemis olacakti. Bu yolculugun resmi nedeni, o siralarda Petersburg Lisesi'ni yeni bitken tek oglunu grmekti. *** Hemen hemen btn kisi Petersburg'da geirdiler. Byk perhiz zamani, her nasilsa, her sey gkkusagi rengini veren sabun kpg bir balon gibi snp bitti. Ryalari da bir anda yok olmus ve karisikliklar aydinlanacagina bsbtn iinden ikilmaz duruma girmisti. Btn abalamalara ragmen kk bir iliski disinda 22 yksek sosyete ile tatmin edici bir bag kurulamamisti. Gururu incinen Bayan Stavrogin nce "yeni dsns"lere karsi asiri bir ilgi gsterdi ve evinde gece partileri vermeye basladi. Aydin kisilere davetiyeler gnderdi. Kisa bir sre iinde yzlercesi Bayan Stavrogin'in evinde toplanmaya basladi. Daha sonralari, artik davet edilmeden de gelmeye basladilar. Gelirken de arkadaslarini da getirdiler. Bayan Stavrogin, hayatinda bu kadar aydini birarada grmemisti. Inanilmaz derecede kendini begenmis kimselerdi. Bunu da sanki, baslica grevleri buymus gibi saklamiyorlardi. Bazilari (her ne kadar zararsizsa da) sarhos bile geliyor, fakat bu tutumlarini, sanki bir gn nce grendikleri zarafet belirtisi gibi gsteriyorlardi. Tmnn grnsnde, bir seyden son derece gu-rurlaniyormus gibi bir hl vardi. Her birinin yznden, ok nemli bir sirri henz grenmis gibi garip bir anlatim yansiyordu. Birbirlerine kfr ediyorlar ve bundan gururlaniyorlardi. Ne yazdiklarini anlamak olduka gt. Fakat birbirlerine kfr ederek konusanlar arasinda, elestirmenler, romancilar ve tiyatro yazarlari, yergi yazarlari ve muhabirler vardi. Bay Verkhovensky, onlarin arasinda, hareketlerin ynetildigi en yksek noktaya ikmisti. Bu zor bir ykselisti; fakat, onu aik kollarla karsiladilar. Bununla beraber, bir fikri temsil etmesi disinda onu taniyan ve onun hakkinda bilgi sahibi olan kimse yoktu. Onlarin arasinda o kadar hnerlice davranislarda bulundu, onlari o kadar ikna etti ki, pek kurumlu ve grkemli tutumlarina ragmen Bayan Stavrogin'in salonlarina iki kere geldiler. Bu insanlar, ok ciddi ve son derece kibar kimselerdi; ok terbiyeli davranislari vardi; digerleri onlardan aik olarak e-kiniyorlardi; fakat, kaybedecek zamanlari olmadigi da aikti. Toplantilara iki yada eski edebiyati da geliyordu. O tarihte bir rastlanti sonucu Petersburg'da bulunuyorlardi ve Bayan Stavrogin uzun sreden beri onlarla olan iliskilerini en gzel ve hos bir sekilde srdrmst. Bu gerekten nl sanatilarin ok sessiz olmalari ve bazilarinin hi ekinmeden toplantida bulunan dknt kisilere yanasmasi, Bayan Stavrogin'i hayrete dsryordu. Ilk zamanlar, Bay Verkhovensky'nin sansi vardi; onlar tarafindan tutulmus ve 23edebi toplantilarda halkin nne ikarilmisti. Byle genel toplantilarin birinde krsye ilk defa iktigi zaman, bes dakika sreyle halk tarafindan ilginca alkislanmisti. Dokuz yil sonra bu olayi, skran duygusundan ok artistik yeteneginden

tr, gz yaslariyla andi. Bizzat kendisi, (sadece bana ve sir olarak) "Size yemin eder ve bu hususta bahse girerim ki" demisti. "O kalabalik arasinda benim hakkimda en kk bilgisi olan kimse yoktu." Kayda deger bir itirafti bu; krsye iktigi zaman, o heyecaninin arasinda durumunu aik olarak sezinledigine gre, keskin bir zeksi var demekti; fakat diger y andan, dokuz yil sonra bu olayi iinde bir ksknlk duyarak hatirlamasi keskin bir zeksi olmadiginin aik bir kanitiydi. Bir ara toplanmis iki ya da protesto bildirisini imzalamaya zorlandi (kendisi bunlarin neyin aleyhine oldugunu bilmiyordu); onlari imzaladi. Bayan Stavrogin de bazi "igren hareketler" aleyhine bir protesto imzalamaya zorlandi ve imzaladi da. Her ne kadar bu "yeni" adamlar Bayan Stavrogin'in partilerinde ogunlugu olusturuyorlarsa da, bazi nedenlerden tr, Bayan Stavrogin'e, alayli ve saklamadiklari bir kmseme ile bakmalarinin grevleri oldugunu dsnyorlardi. Bay Verkhovensky, kederli anlarinda, bu olaylardan sz ederken, Bayan Stavrogin'in, onu, o zamandan beri kiskandigini ima ederdi. Kuskusuz ki, Bayan Stavrogin, bu insanlarla isbirligi yapmak iin ortak ynleri olmadigini biliyor, fakat, yine de asiri bagimlilik ve kadinlara vergi isterik bir sabirsizlikla, onlari evinde topluyordu. Daha nemlisi, daima bir seyler olmasini bekliyordu. Gece toplantilarinda ok az konusur; arzu ettigi takdirde istedigi kadar konusabilecekken, genellikle dinlemeyi tercih ederdi. Btn konusmalari, sansrn kaldirilmasi, Rus Alfabesi' nin Latin Alfabesi ile degistirilmesi, bir gn evvel srgne gnderilmis olan biri, arsida olan uygunsuz bir olay, Rusya'daki yabanci uyruklulari gz nne alarak federal bir mesrutiyet kurulmasinin yararlari, ordunun ve donanmanin kaldirilmasi, Polonya'nin Dinyeper nehrine kadar yeniden kurulmasi, tarimda reform ve siyasal bildiriler, verasetin, ailenin, ocuklarin, din adamlarinin kaldirilmasi, kadin haklan, kimsenin bagislamadigi Bay Krayevsky'nin debdebeli evi 24 ve su ya da bu konu zerine oluyordu. Bu "yeni" insan srsnde dalaverecilerin ok oldugu kadar drst insanlarin da bulundugu aikti. Drst insanlar, kaba ve drst olmayanlardan ok daha anlasilmaz kisilerdi; fakat, hangisi hangisinin oyuncagidir bilinemez. Bayan Stavrogin, bir dergi yayimlamak niyetinde oldugunu syledigi zaman, yaptigi toplantilara daha ok insan katilmaya basladi. Fakat, hemen hemen ayni anda, onun bir kapitalist ve kt niyetli bir kisi oldugunu sylemeye basladilar. Bu sulamalarin teklifsizligi, ancak onlarin beklenmedik hareketler yapmalari ile denklestirile-bilir. Rahmetli Tmgeneral Stavrogin'in eski bir dostu ve meslektasi olan, olduka degerli (tabii kendi alaninda), bizim ok inati ve huysuz olarak tanidigimiz, ok yiyen ve dinsizlikten ekinen yasli general Ivan Drozdov, Bayan Stavrogin'in byle aksam toplantilarindan birinde, taninmis bir genle tartismaya girisince, gen adamin ilk syledigi su oldu: - Byle konusabildiginize gre bir general olmalisiniz. "General" deyiminden daha kt bir hakaret sz bulamadigi iin byle sylemis olmaliydi. General Drozdov, birden parlayarak: - Evet, efendim, dedi. Evet bir generalim, hem de tmgeneral. arima byk hizmetlerde bulundum. Ve siz, efendim, gen bir kpek ve dinsizin birisiniz. Bu konusmayi hi de hos olmayan bir rezalet izledi. Ertesi gn, bu olay basinda yer almisti. Generali derhal evinden kovmadigi gerekesi ile Bayan Stavrogin'in "igren hareketi"ni protesto ederi bir bildiri iin imza toplanmaya baslandi. Resimli dergilerden birinde, Bayan Stavrogin'in, General'in ve Bay Verkhovensky'nin gurur kirici bir karikatr, " gerici dost" basligiyla yayimlandi. Hatta, bu karikatrn altinda devrin en nl bir ozani tarafindan zellikle bu olay iin yazilmis birka kelimelik bir yergi siiri de vardi. Kendimden sunu ekleyebilirim ki, o devirde, orduda general rtbesindeki subaylarin ogu, sanki, hizmet ettikleri ar kendilerine 25aitmis gibi, "arima hizmet ettim..." szn kullanmak aliskan-ligindaydilar. Sphesiz, bu olay zerine Petersburg'da kalmalari mmkn degildi. zellikle, Bay Verkhovensky iin Petersburg serveni tam bir fiyaskoyla sonulanmisti. Kendisine hkim olamayarak, sanatin imtiyazlarindan sz ederek herkesin kendisine eskisinden

daha fazla glmesine neden olmustu. Halkin nne iktigi son gnde, "srgn" olmasina gvenip, yurtseverce bir aiklikla onlarin kalplerini etkileyecegini tasarladigi bir konusma yapmak istedi. "Ana Vatan" kelimesinin yararsizligini ve samaligini kabul etmeye arzuluydu; dinin zararli oldugu fikrini kabul etmeye hazir oldugunu bildirdi; fakat, kararli bir tavir takinip, Puskin'in her seyden nemli, hem de ok nemli oldugunu bagira bagira syledi. yle bir "yuh" ektiler, onu yle bir yuhaladilar ki, dinleyicilerin gzleri nnde, henz krsden inmeden hngr hngr agladi. Bayan Stavrogin, onu yari l bir halde eve gtrd. Sama sapan mirildaniyordu: - On m'a traite comme un vieux bonnet de cotton! (Bana kt bir pamuk takke gibi davrandilar.) Bayan Stavrogin, btn gece onunla ilgilendi. Ona, defne yapragi ve kiraz kaynatip iirdi. Sonra gn agarincaya kadar: - Hl yararlisiniz. Halkin nne yine ikacaksiniz. Baska bir yerde degerinizi takdir edeceklerdir.., diye tekrarlayip durdu. Ertesi sabah erkenden, ilerinden nn yabanci oldugu bes edebiyati centilmen, Bayan Stavrogin'i ziyarete geldi. Bayan Stavrogin'e, ikarmak istedigi derginin sorumlulugunu tetkik ettiklerini ve bir karara vardiklarini bildirdiler. Bayan Stavrogin, muhakkak ki, dergisinin sorumlulugunu inceleyip karar vermeleri iin herhangi bir ricada bulunmamisti. Bu kisilerin vardiklari karar, dergiyi kurduktan sonra, serbest bir kooperatif tarafindan idare edilmek zere sermayesiyle birlikte onlara devredilmesiydi. Derhal Skvoreshniki'ye dnecek ve beraberinde "gne uymayan" Bay Verkhovensky'yi de gtrmeyi unutmayacakti. Haksizlik yapmak 26 amacinda olmadiklarindan, derginin sahibi oldugunu unutmayacaklar ve her yil, net kazancin altida birini gndereceklerdi. Yapilan bu teklifteki en dokunakli husus, bu bes kisiden drdnn, kisisel bir ikarlari olmamasiydi. Bay Verkhovensky, bu olay hakkinda syle sylerdi: - Byk bir saskinlik iinde Petersburg'dan ayrildik. Olanlardan bir sonu ikartamayacak kadar saskindim. Moskova'ya kadar, tekerleklerin tikirtilarina uyarak sama sapan misralar sylemisim, Allah biliyor ya ne olduklarini, hi hatirlamiyorum. Sanki, orada bir sey bulacakmisim gibi kendime ancak Moskova'da gelebildim. Ah, dostlarim!.. Derin bir i ekisiyle devam ederdi: - Uzun bir sreden beri kutsal sayilan byk bir dsncenin, bazi bozguncular tarafindan caddelerde srklenerek kendileri gibi sersemlere gtrlmesi, insanin iini nasil hzne bogar bilemezsiniz. Bu dsnceye birden, bitpazarinda rastlarsiniz. Artik taninmayacak durumda, amura bulanmis, stnkr bir tarafa atilmis, ne sekli kalmis ne armonisi, ocuklarin elinde oyuncak olmus grrsnz! Hayir! Bizim zamanimizda baskaydi; elde etmeye abalamadigimizdan degil. Hayir, hayir, hibir zaman byle degildi. Artik hibir seyi taniyamiyorum... Fakat bizim devrimiz yine dogacak ve sallantida olan her sey yine yerli yerine oturacak. Aksi halde kimbilir neler olacak? *** Petersburg'dan dnslerinden hemen sonra, Bayan Stavrogin, dostunu "dinlenmek" zere Avrupa'ya yolladi; ayrica, bir sre ayrilmalari gerektigini hissediyordu. Bay Verkhovensky, yolculuguna byk bir coskunlukla basladi. - Orada yeniden hayat bulacagim, diye mirildaniyordu. Nihayet, orada alismaya baslayabilecegim. 27Fakat Berlin'den gnderdigi ilk mektuplarinda, yine eskiye dnyordu. Bayan Stavrogin'e: "Kalbim kirik" diye yazdi. "Hibir seyi unutamiyorum. Berlin'deki her sey bana gemisimi, ilk deliliklerimi ve istirabimi hatirlatiyor. Karim nerede? Onlarin ikisi de neredeler? Onlar iin, hibir zaman degerli olmadigim iki melegim neredesiniz? Oglum, sevgili oglum nerede? Ve nihayet ben neredeyim? Bugn, sakalli Yunan

Ortodoks soytarisi Andreyev diye biri, peut briser mon exi-tence en deux (varligimi ikiye blerken)... falan filan." Ogluna gelince, Bay Verkhovensky, onu ancak iki kere grmst. Ilk grs dogdugu zaman, ikinci grs ise, yakin bir gemiste, Petersburg'da niversiteye girisinde olmustu. Daha nce de syledigim gibi, oglunun btn hayati (geimini Bayan Stavrogin sagliyordu) Skvoreshniki'ye bes yz mil uzakliktaki Orenburg ilinde gemisti. Andreyev'e gelince, bizim ilden basit bir tccar, dkkn sahibi, ok garip, kendi kendini yetistirmis bir arkeolojik ve antik Rus eserleri toplamaya merakli bir kimseydi. Ara sira, Bay Verkhovensky ile bilgi yarisina kalkar, esitli akimlar zerine, zellikle, "gelisme" akimi zerine onunla tartisirdi. Kir sakalli ve byk gms ereveli gzlkl, degerli tccarin, Bay Verk-hovensky'nin kk arazisinden (Skvoreshniki'ye yakin) satin aldigi kesimlik odun hesabindan halen 400 ruble borcu vardi. Geri, Bayan Stavrogin, dostunu Berlin'e gndermeden nce, onun btn ihtiyalarini karsilayacak kadar para vermisti; ama, Bay Verkhovensky belki kendi zel bir ihtiyaci iin olacak, bu 400 rubleyi almakta israr etmisti. Andreyev, bir ay daha beklemesini syledigi zaman aglamakli oldu. Andreyev'in byle bir erteleme istegine de hakki yok degildi; nk, Bay Verkhovensky'nin paraya ihtiyaci oldugu bir dnemde taksit borcunu, vakti henz gelmedigi halde alti ay nceden demisti. Bayan Stavrogin, ilk mektubu byk bir dikkatle okudu ve "Onlarin ikisi neredeler?" sznn altini kalemle izdi ve bir de tarih koyduktan sonra ekmecesine kilitledi. Bay 28 Verkhovensky sphesiz ki len iki karisini dsnmst. Bayan Stavrogin'in Berlin'den aldigi ikinci mektupta konu ok degisikti. "Gnde on iki saat alisiyorum. (Bayan Stavrogin, keske yedi saat deseydi, diye mirildandi.) Ktphaneleri dolasarak kitaplar karistiriyor ve notlar aliyorum; profesrlerle grstm. Soylu Dundasov ailesiyle eski dostlugumu yeniden canlandirdim. Bayan, Dundasov sahane bir kadin! Size ok saygilari var. Gen kocasi ve yegeni Berlin'deler. Genlerle gn agarincaya kadar oturup sylesiyoruz ve hemen hemen Atina partilerine benziyor; ama, onlarin incelik ve nezaketine saygi duymak gerekir; buradaki her sey soylu; bol mzik, Ispanyol havasi, insanlarin yeniden canlandirilmalari hlyasi, ebedi gzellik, Sistine Meryem Ana tasfiri, karanlikla degisen isik; fakat, gneste bile lekeler vardir! Ah, dostum, benim soylu ve sadik dostum, kalben sizinle beraberim ve ben sizinim; daima sizinleyim, en tout pays (her lkede), hatta, dans le pays de Makar et de ses veaux, (Makar'in davar srsn asla srmedigi yer), ki bunu hatirlarsiniz, Petersburg'dan ayrilmadan evvel korku iinde titreyerek szederdik. Bunlari glmseyerek hatirliyorum. Siniri getikten sonra kendimi daha gvende hissettim; garip ve yeni bir duygu; bu kadar yildan sonra ilk defa..." vesaire, vesaire. Bayan Stavrogin mektubu katlarken: -Hepsi sama, diye karar verdi. Sayet gn isigina kadar Atina partilerindeyse, gnde on iki saat kitap karistiramaz demektir. Acaba, bu mektubu yazarken sarhos muydu? Dundasov denen kadin bana nasil selam gnderebilir? Ama yine de ilginliklarini yapsin... "Dans le pays de Makar et de ses veaux" deyisi, "Makar'in davar srsn asla srmedigi yer" "Sibirya'da" anlamina gelirdi. Bay Verkhovensky, Rus ataszlerini ve yerlesmis halk deyimlerini en sama bir sekilde Fransizcaya evirirdi. Sphesiz ki, bunlari ok iyi anlar, iyi tercme edebilirdi; ama, bunu sirf laf olsun diye yapiyor ve ince zeksinin bir kaniti kabul ediyordu. 29Fakat, Bay Verkhovensky'nin bu coskunlugu fazla uzun srmedi. Avrupa'da ancak drt ay kalabildi ve hemen Skvoreshniki'ye dnd. Son mektuplari, uzaktaki dostuna besledigi en duygulu sevgi szleriyle dolu ve hasret gzyaslariyla islakti. Sadik kpekler gibi evlerine asiri bir baglilik gsteren insanlar vardir. Iki dostun bulusmalari ok heyecanli oldu. iki gn sonra her sey eskisi gibiydi; hatta, eskisinden de sikici olmaya basladi. Bay Verkhovensky, on bes gn sonra bana ok gizli olarak "Dostum" dedi. "Sevgili dostum, kelimelerle anlatamayacagim bir sey grendim: Je suis un (ben

bir) basit sigintidan, et rien de plus! (baska bir sey degilim) Mais r-r-rien de plus! (Baskabir sey!)". *** Hemen hemen dokuz yil sren ve derin bir sessizlikle geen devre basladi. Belirli araliklarla basini omzuma dayayip hikirarak aglamalari mutlulugumuzla hi de ilgili degildi. Bu sre iinde Bay . Verkhovensky'nin nasil olup da sismanlamadigina hep hayret ederim. Ondaki btn degisiklik, burnunun biraz daha kizarmasi ve biraz daha yumusak huylu olmasindan teye gitmiyordu. Yavas yavas etrafini bir arkadas grubu sarmaya basladi; ama, bu grup hibir zaman kalabalik olmadi. Her ne kadar Bayan Stavrogin, bizim grupla pek az ilgileniyor grnyorsa da biz onu daima koruyucumuz olarak gryorduk. Petersburg'da aldigi dersten sonra ilimize temelli olarak yerlesti. Kislari sehirdeki evinde, yazlari ise, sehir disindaki konaginda geirirdi. Bizim tasra sosyetemizde geen son yedi yil sirasinda, Bayan Stavrogin bu kadar etkili ve otoriter olmamisti; yani, simdiki valimizin atanmasina kadar geen sre iinde. nceki valimiz, unutulmaz, iyi tabiatli Ivan Osipovich, Bayan Stavrogin'in yakin bir akrabasiydi ve ona bazi yardimlarda bulunmustu. Valinin karisi Bayan Stavrogin'i hosnut edemeyeceginden son derece korkar, tir tir titrerdi. Tasra sosyetemiz de ona son derece byk bir saygiyla bagliydi. Bu bakimdan, Bay Verk30 hovensky'nin durumu da sarsilmaz bir noktadaydi. Kulbe yeydi, kgit oyununda kaybettigi zaman agirbasliligini hi bozmazdi. Geri, ona sadece bir "gretim yesi" olarak bakarlardi; ama, herkes sayardi. Daha sonralari, Bayan Stavrogin onun ayri bir evde oturmasina razi oldugu zaman, kendimizi eskisinden ok daha zgr hissettik. Haftada iki kere evinde toplanirdik; sampanyaya acimadigi zamanlar toplantilarimiz ok daha neseli olurdu. Sarap, yine Andreyev'in dkknindan gelirdi. Bayan Stavrogin her alti ayda bir dkknin borcunu derdi ve bu borcun dendigi gn, Bay Verkhovensky daima sinirsel gastrit sancilarindan kivranip dururdu. Grubun en yasli yesi, Liputin adinda, orta yasli bir memur, ilde dinsizligi ile taninan byk bir liberal adamdi. Ikinci kez gen ve gzel bir kadinla evlenmis ve olduka ykl bir drahoma almisti. Ayrica, yetiskin kizi vardi. Ailesini, Tanri korkusu iinde ve kafes arkasinda yasatirdi. Son derece cimriydi. Maasindan artirdigi para ile bir ev satin almis ve olduka ykl bir para da biriktirmisti. Huzursuz bir adamdi ve isinde de fazla ykselememisti. Halk arasinda pek sayilmaz ve yksek evrelere alinmazdi. Ayrica, birok kere siddetle cezalandirilmis, son derece dedikoducu ve iftiraci bir adamdi. Bir keresinde, bir subay tarafindan ve bir keresinde de iyi ve taninmis bir aile reisi olan toprak sahibi bir adam tarafindan cezalandirilmisti. Fakat, onun keskin zeksini, arastirici zihnini ve kendisine zg canli nesesini severdik. Aslinda, Bayan Stavrogin onu hi sevmezdi; fakat, nasilsa, Bayan Stavrogin'le beraber oldugu zaman onun hosuna gidecek bir seyler yapmayi basarirdi. Bayan Stavrogin, geen yil grubumuza giren Shatov'u da sevmezdi. Shatov, daha nceleri grenciydi; fakat, bazi olaylardan sonra niversiteden atilmisti. ocuklugunda Bay Verkhovensky' nin grencisiydi ve Stavrogin'in bir klesi olarak dnyaya gelmisti; son usaklarindan biri olan Pavel Fedorov'un ogluydu ve Bayan Stavrogin'in ok iyiligini grmst. Shatov'un gururunu ve nankr olusunu hos karsilamamisti ve niversiteden atilir atilmaz hemen ona kosmamasini kesin olarak bagislamiyordu; tersine, Shatov o zaman 31Bayan Stavrogin'in acele olarak gnderdigi mektuba bile cevap vermemis; mnevver bir tccarin ocuklarina, byk bir alakgnlllkle gretmen olmayi stn tutmustu. gretmenden ok ocuklarin egitmeni olarak tccar ailesi ile birlikte Avrupa'ya gitmisti; o zamanlar Avrupa'yi grmek iin ok sabirsizlaniyordu. ocuklarin ayni zamanda bir de bakicisi vardi; bu bakici, ailenin tam yolculuga ikacagi zaman, ok az bir creti kabul ettiginden tr tutulmus, sen ve canli bir Rus kiziydi. Iki ay sonra tccar, bu kizi "serbest fikirli" diye isten ikardi. Shatov da kizin pesinden gitti ve Cenova'da evlendiler. hafta beraber yasadilar ve sonra aralarinda ortak bir bag olmadigini anlayan zgr insanlar gibi ayrildilar; tabii, ayrilmalarinin bir nedeni de

yoksulluklariydi. Bundan sonra, Shatov, Avrupa'da uzun sre tek basina dolasti durdu. Bazi limanlarda hamallik ve sokaklarda boyacilik yaparak yetersiz bir kazanla kit kanaat geindi. Nihayet, bir yil nce, dogdugu sehre dnd ve dnsnden bir ay sonra topraga verdigi yasli halasinin evine yerlesti. Bayan Stavrogin tarafindan yetistirilen, onun gz bebegi, zenginlik iindeki kiz kardesi Dasha'yi ok seyrek gryor ve onunla bir iliski kurmuyordu. Aramizda daima iine kapanik durur ve pek konusmazdi; ama, ara sira, inanlarina dokunuldugunda, fkeyle agzina geleni sylemekten kendini alamazdi. Bay Verkhovensky bazen alay ederdi: "Shatov'la tartismaya baslamadan nce onu sikica baglamak gerekiyor"; fakat, onu severdi. Shatov, Avrupa'da, eski inanlarini kkten degistirmis ve savurganliktan vazgeip tutumlu olmustu. Sabit bir fikre saplanan ve bu fikri aklindan silip atamayan lksel Rus kisilerinden biriydi. Onlarin byle dsncelere karsi koyacak gleri yoktur; fakat, ona ihtirasla baglidirlar ve bundan sonra btn mrleri, sanki zerlerine kms, onlari yari yariya ezen byk bir tasin altinda istirapla geer. Grnste Shatov inanlarina tamamen uymus grnrd: kaba, sari salari karmakarisik, kisa, genis omuzlu, kalin dudakli, gr kasli, kirisik alinli ve sanki daima bir seyden utaniyormus gibi nne bakan ve dosta olmayan bakisli bir genti. B asinda daima, bir trl yatmayan bir tutam sa vardi. Yirmi yedi ya da yirmi sekiz yas32 larindaydi. Bayan Stavrogin bir keresinde ona dik dik baktiktan sonra: - Karisinin ondan kamasina hi sasmiyorum, demisti. Yoksullugunu dikkate almadan elinden geldigi kadar temiz giyinmeye gayret ederdi. Bayan Stavrogin'den yine yardim istememis, kit kanaat geinip gidiyordu. Dkknlarda alisarak her esit isi grrd. Bir zaman, tezghtar yardimcisi, baska bir zaman da bir tccarin yardimcisi olarak, vapurla mal gtrecekti; fakat, yola ikmadan nce hastalandi. Umursamadan katlandigi yoksullugun derecesini lmek bence ok gtr. Hastaligindan sonra, Bayan Stavrogin, kimligini gizleyerek, kimsenin haberi olmadan ona, 100 ruble gnderdi. Fakat, paranin nereden geldigini grendi; biraz tereddtten sonra kabul etti ve Bayan Stavrogin'e tesekkr etmek iin gitti. Bayan Stavrogin onu byk bir sicaklikla karsiladi; ama, o, Bayan Stavrogin'in umdugunu veremedi. Tek kelime sylemeden, mahcup mahcup nne bakip aptal aptal glmseyerek bes dakika kadar Bayan Stavrogin'in yaninda oturdu. Birden, Bayan Stavrogin'in sylemek istediklerini bitirmesini beklemeden, yerinden kalkti; acemice ve kaamak bir selam verdi. Utancindan kipkirmizi olmustu. Saskinligi arasinda Bayan Stavrogin'in ok degerli bir sehpasina arpip, sehpanin devrilerek kirilmasina neden oldu; sonra, utancindan yerin dibine geercesine Bayan Stavrogin'in yanindan ayrildi. Bu olaydan sonra, Liputin, Shatov'a siddetle atti. Eski hanimindan sikilmadan 100 ruble almasina, stelik ona tesekkr bile etmemesine son derece sinirlendi. Ona sylemedigini birakmadi. Shatov, ilin kenar mahallerinin birinde tek basina yasar ve iimizden kimsenin gidip onu grmesine razi olmazdi. Bay Verkhovensky'nin toplantilarina dzenli olarak gelir ve ondan dn gazete ve kitap alirdi. Bay Verkhovensky'nin toplantilarina gelen, ilimizin memurlarindan olan, Virginsky adinda gen bir adam daha vardi. Her bakimdan Shatov'dan tamamen degisik karakterde gibi grnr, fakat biraz ona benzerdi. O da "evcil" bir genti. Son derece sessiz, 33otuzuna yeni basmis, zellikle kendi kendini yetistirmis, iyi grenim grms bir genti. Yoksul, evli, kk bir devlet memuruydu ve halasiyla baldizina da bakiyordu. Karisi ve ailenin iindeki btn kadinlar en ileri dsnceleri tasiyan insanlardi; ama, ok kaba grnsleri vardi. Bay Verkhovnsky'nin baska bir konu zerine syledigi gibi, "sokaga dsen bir fikir" olayiydi. Her seyi kitaplardan aliyorlardi ve Petersburg ya da Moskova'daki kk ilerici gruplarimizin ilk sylentilerinde her seylerini feda etmeye hazirdilar. Yeter ki byle bir sey onlardan istenmis olsun. Bayan Virginsky ilimizde tecrbeli bir ebeydi; gen kizliginda Petersburg'da uzun sre kalmisti. Virginsky'nin kendisi de ok temiz kalpliydi ve su muhakkak ki, hayatimda bu kadar onurlu ve

inanlarinda tutkuyla bagli bir adama ok ender rastlayabilirdim. Bana, ogu kez gzleri parlayarak "bu parlak umutlardan hibir zaman geri kalmayacagim" derdi. Bu "parlak umutlar"dan sakin ve duyarak szederken, daima sanki, bir sirdan sz ediyormus gibi, yari fisiltiyla konusurdu. Olduka uzun boylu, fakat son derece zayif ve dar omuzlu, seyrek kizil saliydi. Bazi dsnceleriyle Bay Verkhovensky'nin ustalikla alay etmesini uysallikla karsilar; fakat, bazen Bay Verkhovensky'ye ustalikla cevap verir ve onu g duruma sokardi. Bay Verkhovensky ona ok iyi davranirdi; zaten genellikle hepimize babacan davranirdi. Virginsky'ye, alayci bir tavirla: - Hepiniz 'yari-pismis' kimselersiniz, derdi. Sizin gibi olan herkes de byledir. Ama yine de, itiraf etmeliyim ki, Virginsky, Petersburg'da chez ces sminarites (toplantilara katilanlarda), 'dar-dsnceliligi' sizde grmedim; fakat, yine de 'yari-pismis'siniz. Shatov tamamen pismis olmayi ok arzu ederdi; fakat korkarim ki, o da, sadece yaripismistir. Liputin sordu: - Peki ben nasilim? - Siz sadece ikisinin ortasindasiniz, ki byle olmaniz her yerde geerlidir... kendinize gre. 34 Liputin bu sze gcendi. Resmi nikhi zerinden henz bir yil gemeden, Virginsky hakkinda, karisinin aniden onu birakmak istedigime Lebyatkin'le anlasmis oldugu syleniyordu. Sz edilen Lebyatkin, ilimize yeni gelmis, daha sonralari ok spheli bir kisi oldugu ve syledigi gibi yzbasi olmadigi anlasilmisti. Btn bildigi, biyik burmak, imek ve akla gelmeyen samaliklar zerine konusmakti. Bu adam, yzsz bir sekilde Virginsky'lerin evine yerlesti. Baskasinin sirtindan geinmek pek hosuna gidiyor olmaliydi. Nihayet, evin efendisinin evlilik hayatini tehlikeye soktu. Karisi tarafindan bosanma ihtari yapildiktan sonra Virginsky'nin syle syledigini anlattilar: - Dostum, su ana kadar seni sadece seviyordum; fakat, simdi sana saygi duyuyorum. Fakat, bu eski Roma sznn gerekten sylenmis oldugundan kusku duyarim; tersine, onun yksek sesle agladigi sylenir. Bir gn, Virginsky'nin aiga ikmasindan on bes gn sonra, btn aile hep beraber, arkadaslari ile ay imek iin il disindaki bir korulukta piknige gitti. Virginsky asiri derecede neseliymis gibi grnyordu. Hatta, dansa bile katildi; fakat, aniden ve belirli bir tartisma olmadan, tek basina kankan dansi yapan dev Lebyatkin'i salarindan tutup yere devirdikten sonra bagirip agirarak, aglayarak yerlerde srklemeye basladi. Dev o kadar korkmustu ki, yerlerde srklendigi srece ne tek bir kelime syleyebildi ve ne de kendini korumak iin bir hareket yapabildi; fakat, bundan sonra kurtulup ayaga kalktigi zaman her namuslu insan gibi yz kipkirmizi oldu. Virginsky, btn geceyi, karisinin nnde diz kp zr dilemekle geirdi; fakat, btn abalan bosuna oldu; nk, Lebyatkin'den zr dilemeyi reddetmisti. Ayrica, inancinin kit oldugu bir kadina, yanlis anladigi bir seyi anlatirken, onun ayaklarina kapanmasinin gereksiz oldugu sylendi. Yzbasi, kisa bir sre sonra kayiplara karisti; fakat, yakin zamanda kiz kardesiyle beraber, yeni yeni amalarla tekrar ortaya ikti, bundan daha sonra szedecegim. Zavalli "evcil"in kalbini bize amak aliskanliginda 35olmasi ve bizim arkadasligimiza ihtiyaci oldugunu sylemek yanlis olmaz. Bununla beraber, ailevi konularindan bize szetmis oldugunu hi sanmam. Sadece bir kere, Bay Verkhovensky'den birlikte, dnerken durumunu kapali bir ifadeyle anlatti; ama birden kolumu yakaladi ve byk bir coskuyla haykirdi. - Bu bir sey degil! Sadece zel bir olay. "Sorun"umuzla hibir sekilde ilgili degildir, olamaz da. Arada sirada toplantilarimiza katilan konuklarimiz da olurdu. Yzbasi Kartuzov gibi, Lyamshin adinda bir Yahudi de zaman zaman ortaya ikardi. Arastirici bir zekya sahip olan yasli bir centilmen de toplantilara katilirdi; ama, adamcagiz ld. Liputin bir gn, Sloczewski adinda srgn bir Polonyali papaz getirdi; onu bir sre iin aramiza kabul

ettik. Daha sonralari toplantilarimiza katilmasini izin vermedik. *** Bir ara ilde, grubumuzun, serbest dsncenin, ktlgn ve dinsizligin yuvasi oldugu sylentileri dolasti; bu sylentiler, aklimda kaldigina gre, daima esrarliydi. Fakat, grubumuzda btn yaptigimiz, en masum, eglenceli, neseli tipik Rus liberaline ait konusmalardi. "Daha yksek liberalizm" ve "daha yksek liberal"; yani, hibir gayesi olmayan bir liberal sadece Rusya'da mmkndr. Her akilli insan gibi Bay Verkhovensky'ye de bir dinleyici gerekti ve buna ek olarak, dsnceleri yaymak gibi yksek bir grevin yerine getirildigine inanci olmasi gerekirdi. Ve nihayet, sampanya iebilecegi; bir sise sarabin basinda, Rusya hakkinda ok iyi bilinen gerekler ve "Rusyalinin ruhu"ndan, genellikle Tanridan, zellikle "Rusyalinin Tanrisi"ndan szedebilecegi; herkesin bildigi ve yzlerce defa tekrarlayarak ezberledigi Rusya'daki skandal haberlerini tekrarlayabilecegi biri olmaliydi. Skandal sylentilerinin ilde ayrintilariyla anlatilmasindan, ara sira, sert ve stn ahlk ka36 rarlarina varilmasindan tr bir karsilik gtmyorduk. Ayni zamanda, Dnya sorunlari, Avrupa'nin kaderi ve insanligin gelecegi zerine tartisiyorduk; nceden haber vermek moda olduguna gre, Fransa'da kralligin kalkmasi, ile beraber, Fransa'nin ikinci planda kalan bir devlet haline gelecegini ve bunun ok gemeden olacagini kesinlikle ileri sryorduk. Papanin Birlesik Italya'da basit bir Baspiskopos roln kabullenecegine dair ok nceden kehanette bulunmustuk ve bu bin yillik sorunun, insanlik dsnceleri, endstri ve demiryolu agimizin ok nemsiz bir konusu olduguna iliskin bir kusku duymamistik. Fakat, "Rus'un daha yksek liberalizm''!, daima her seyi silip atiyordu. Bay Verkhovensky bazen 'sanat zerine konusur ve bu konusmalari da olduka gzel olurdu; ama, biraz belirsiz olurdu. Ara sira Bay Verkhovensky genlik arkadaslarindan szederdi; bunlar, Rus gelisme tarihinde isim yapmis kimselerdi, onlari saygiyla anar; ama, bu ilgisi biraz da kiskanlik ierirdi. Sayet canimiz ok sikilacak olursa, ok gzel piyano alan ufak tefek Yahudi Lyamshin, (postanede memurdu) piyanonun basina geer, bir seyler almaya baslar, arada domuz, gk grlts, ilk ocuguna lohusa kadin ve yeni dogmus ocuk taklidi falan yapardi. Zaten onu sirf bunun iin agirirdik. ok iip, iyice sarhos oldugumuzda, (sik olmamakla beraber bazen sarhos olurduk) heyecanlanirdik. Bir keresinde, Lyamshin'in esliginde, avazimiz iktigi kadar "Marseillaise" (Fransiz Milli Marsi) sarkisini syledik; ama, bunun btn gece srp srmedigini bilmiyorum. 19 Subat'ta, klelerin esaretten kurtulmasinin byk gnnde heyecanla toplandik ve bize erismesinden ok nce onu karsilamak iin imeye, serefine kadeh tokusturmaya basladik. Bu ok zaman nceydi; Shatov'la Virginsky'nin gelisinden nceydi; o zamanlar Bay Verkhovensky, halen Bayan Stavrogin'in evinde oturuyordu. Byk gnden bir sre nce, Bay Verkhovensky kendi kendine, eski bir liberal toprak sahibinin yazmis olmasi muhtemel, herkese taninmis, biraz gerege uymayan bir dizeyi mirildanmak huyunu edinmisti. 37Kyller geliyor, baltalar ellerinde, Kt bir sey olmak zere... Tam szlerini hatirlayamamakla beraber byle bir sey olmasi gerekir. Bayan Stavrogin, bir gn, onun byle mirildandigim duydu ve: - Sama! Sama!, diye haykirarak rastlantiyla orada hazir bulunan Liputin ve Bay Verkhovensky'ye alayla syle dedi: -lkemizin emlak sahipleri, kazandiklari zaferden sarhos olan eski klelerinden ciddi bir zarar grecek olurlarsa ok acikli olurdu. Ve sahadet parmagini bogazinin etrafinda dolastirdi. Bay Verkhovensky iyi niyetle cevap verdi: -- Cher ami, inanin (ayni isareti tekrarladi) onlarin yapacaklari kt bir hareket ne toprak sahiplerine, ne de ulusumuza yararli olur. Anlayisimiza baslica engel kafalarimiz olduguna gre, onlar da olmazsa hibir sey yapamayiz. Sunu da ekleyeyim ki, bizi destekleyen birok insan, bildirinin yayinlanacagi gn, Liputin'in nceden syledigi gibi, olaganst bir olayin meydana gelmesini bekledi.

Kyllerin ve Devletin, szm ona, ileri gelenleri bile byle bir olayi beklemislerdi. Bay Verk-hovensky'nin de byle bir seye inandigini zannediyorum ki, byk gnn hemen aksami Bayan Stavrogin'e kendisini Avrupa'ya gndermesi iin ricalarda bulunmaya basladi; kisa zamanda hu-zursuzlasmisti. Fakat, byk gn geti ve Bay Verkhovensky'nin yzne yine magrur bir glmseme geldi. Genellikle Ruslarin karakterleri, zellikle Rus kyllerinin karakterleri hakkinda birka ilgin sz syledi. Konusmasinin sonlarina dogru: - Acelesi olan insanlar gibi, dedi. Biz de sevgili kyllerimize 'ok aceleci davrandik. Onlari modaya soktuk ve edebiyatimizin btn bir blm, sanki yeni bulunmus bir hazineymis gibi yillarca 38 onlardan szetti. Kirli kafalarina defne dalindan elenk koyduk. Rus ky, bin yildan beri bize, Kamarinsky dansindan baska bir sey vermedi. Insanlik duygusundan yoksun garip bir Rus sairi, byk Rasel'i sahnede ilk grdg zaman, heyecanla haykirdi: "Rasel'i bin Rus kylsne degismem." Daha ileri gitmeye hazirim: Rusya'daki btn kylleri bir Rasel ugruna severek feda ederdim. Olaylari daha ayik olarak grmenin zamanidir ve bouquet de I'impratrice (Imparatorie'nin buketi) iin dogal asaletimizde yanilmamaliyiz. Liputin derhal kabullendi; fakat, Rus kylsn yalan sylemeden vmenin o zaman iin gerekli oldugunu, hatta yksek sosyete hanimlarinin bile Grigorovich'in romani "Zavalli Sefil Anton"u okurken iftliklerinin khyalarina mektup gnderip, artik klelere mmkn oldugu kadar insanca davranilmasini istediklerini syledi. Kt bir sans eseri olarak, Anton Petrov olayiyla ilgili sylentilerin hemen ardindan Skvoreshniki'den on mil uzaklikta bir karisiklik oldu. Oraya acele olarak bir askeri birlik gnderdiler. Bay Verkhovensky bu kez o kadar heyecanlandi ki bizi bile korkuttu. Kulpte bagira agira, oraya daha fazla asker gnderilmesinin gerekli oldugunu ve baska blgeden telgrafla yardim istemelerinin sart oldugunu syledi, kosarak valiye gitti ve onu, bu iste bir parmagi olmadigina inandirmaya alisti. Eski iliskilerinden dolayi kendisini bu ise karistirmamasini rica etti ve Petersburg'daki gerekli yerlere, vermis oldugu ifadenin rapor edilmesini istedi. Allatilan ki, bu olay kt sonular dogurmadan snp bitti; fakat, o zaman Bay Verkhovensky'ye hayret etmeme engel olamadim. ok iyi bilindigi gibi yil sonra, halk milliyetilikten szetmeye basladi ve "kamuoyu" dogdu. Bay Verkhovensky bol bol glyordu. -Dostlarim, diye talimat veriyordu. Gazetelerde yazdiktan gibi milliyetiligimiz hakikaten 'dogdu' ise, ocuklarimiz hl okulda, bir Alman okulunda, bir Almanca kitabin basina oturmus ve bitmeyecekmis gibi grnen Almanca dersini tekrarlayip duruyor. 39Alman gretmen arzu ettigi an, onu, nnde diz ktrr. Alman gretmeni takdir ederim; fakat, hibir seyin olmadigi, byle bir seyin dogmamis oldugu, her seyin eskisi gibi Allah'in buyurduguna gre olmasi daha olasidir. Grsme gre Rusya iin bu yeterli, pour ntre sainte Russie (bizim aziz Rusya'miz iin). Ayrica, btn, bu Slav hareketleri ve uluslar, yeni olabilmeleri iin ok eskidirler. Aslinda, milliyetilik, sadece Moskova kulplerinde konusulmasi disinda, vatanimizda hibir zaman var olmamistir. Tabii Prens Igor'un zamanindan sz etmiyorum. Aslinda btn bunlarbos oturmanin sonucudur. Her sey, asillerden sonra gelen tabakanin sevimli, kltrl ve garip issizliginden dogmaktadir. Son otuz bin yildan beri ayni seyi tekrarlayip duruyoruz. Kendi alismalarimizla nasil yasanacagini bilmiyoruz. Simdi "dogus" zerine yapilan btn sylentiler kamuoyundan ibarettir; yoksa, gkten zembille, mi indi, dersiniz? Kendimize ait fikirlerin ortaya ikmasi iin, nce . kendimize ait bir isin bulunmasi gerektigini anlamiyorlar mi? Bir sey verilmeden bir sey almak asla sz konusu, olamaz. Eger alisirsak, o zaman kendimize zg bir fikrimiz olabilir. Ama, hibir zaman alismayacagimiz iin simdiye kadar bizim yerimize alisanlar, yani Avrupa, son iki yzyildan beri gretmenimiz olan Almanlar, bizim hesabimiza dsneceklerdir. Ayrica, Rusya, Almanlar olmadan ve alismadan kendi

basimiza -zmleyemeyecegimiz kadar byk bir sorundur, bizim iin. Son yirmi yildan beri her seyimi ortaya dkerek toplumu alismaya zorladim. mrm bu yola verdim; yararli olacagina btn kalbimle inandim. Artik inanmiyorum ama, an almaya devam ediyorum, son nefesime kadar da almaya devam edecegim; onlari bu yne dogrultana kadar ipe asilmaktan geri kalmayacagim. Yazik ki, sadece basimizi salladik. Byk bir heyecanla alkisladik. Fakat baylar, bugn hl ve sik sik byle 'sevimli', 'zekice' liberal Rus samaliklarini duymaz miyiz? gretmenimiz Tanri'ya inanirdi; bazen "anlamiyorum" derdi. "Neden herkes benim dinsiz oldugumu dsnr? Allaha inancim 40 vardir, mais distinguons (ayirdedilmesi gerekir) Ona, sadece benim Iimde varligini hissettigim bir yaratiga inandigim gibi inaniyorum. Benim, Nastasya'nin (hizmetisi) inandigi gibi, ya da "ne olur ne olmaz" diye bazi beylerin inandigi gibi, ya da sevgili Shatov'umuzun inandigi gibi inanmami bekleyemezsiniz; fakat hayir. Shatov sz konusu olamaz; nk, Shatov, bir Moskova Slavophil'i gibi zorlukla inanir. Hiristiyanliga gelince, onlara ne kadar saygi duyarsa duyayim Hiristiyan degilim. Daha ok byk Goethe ya da eski bir Yunanli gibi eski bir putperestim. George Sand'in byk bir ustalikla anlattigi gibi, Hiristiyanlik kadini anlayamamistir. Kiliseye gidip gitmedigime ve oru tutup tutmadigima gelince, bunlari yerine getirip getirmedigimle neden ilgilendiklerini bir trl anlayamam. Yerli casuslarimiz ne kadar gayret ederlerse etsinler, Isa'nin mridi olmak istemiyorum. 1847'de yurtdisinda olan Belinsky'nin, "bir esit Allaha" inaniyor diye sitem ettigi o nl mektubunu Gogol'a gndermis oldugu bilinir. Entre nous soit dit (aramizda kalmali), Gogol (o zamanin Gogol') o cmleyi ve tm mektubu okudugu zamandan daha komik bir sey olabilecegine aklim ermiyor!.. Ama gln tarafini bir kenara birakip, gerekleri daima kabullenen bir kimse olarak, sadece onlari gsteririm ve: Onlar erkekti!, derim.. Vatandaslarini nasil seveceklerini, onlar iin nasil zleceklerini, onlar iin her seylerini nasil feda edebileceklerini bilirlerdi; ayni zamanda, onlardan uzak kalmayi ve onlar iin bazi seyleri yapmamanin gerektigini de bilirlerdi. Belinsky gibi bir adamin, kurtulusu, yagsiz havulu bezelye yemeginde aramasini nasil bekleyebilirsiniz!.. Fakat, szn burasinda Shatov sze karisti. Sandalyesinde huzursuzca kimildadiktan sonra, yere bakarak mirildandi: - Sylediginiz bu adamlar halki hibir zaman sevmemislerdir, onlar iin hi aci ekmemislerdir ve onlar iin hibir sey feda etmemislerdir, daha ok, kendi rahatlari iin ancak tasavvur etmislerdir. 41Bay Verkhoensky, fkeyle haykirdi: - Onlar halki sevmemisler mi? Ah, Rusya'yi o kadar ok sevmislerdir ki! Shatov da gzlerinden ates pskrerek haykirdi: -Ne Rusya'yi ne de halki sevdiler. Bilmedigin seyi sevemezsin ve onlarin Rus halkindan haberleri bile yok! Hepsi, siz de onlara dahilsiniz. Rus halkina aldirmadilar bile, zellikle Belinsky; bu, Gogol'a yazdigi mektuptan belli olmustur. Belinsky, tamamen Krylov'un efsanesindeki merakli adam gibi, antika esyalar mzesindeki canli filin bile farkina varamiyor; fakat, btn dikkatini Fransiz sosyalist bokbceklerine veriyor; onlarin tesine bile geemiyor. Bununla beraber, onun hepinizden ok daha kafali oldugunu sanirim. Siz sadece halka aldiris etmemekle kalmadiniz, onlara asiri bir igrenmeyle baktiniz. Halk deyince akliniza sadece Fransiz halki geldi; hem de sadece Paris'te yasayanlar ve Rus halkinin onlara benzememesinden utandiniz. Bu, iplak bir gerektir! Halki olmayan insanin Tanrisi da olmaz. Suna kesinlikle inanin ki, halka karsi anlayislarini azaltanlar ve onlarla iliskilerini kaybedenler, kisa zamanda ve bu lde kendi z babalarinin bile gvenini sarsacak bir dinsiz ya da kt bir insan olacaktir. Gerekten szediyorum! Birok bakimdan bunun dogrulugu tanimlanmistir. Bu nedenledir ki, hepiniz ve hepimiz bu konuda, ya can sikici dinsizler ya da sadece kt kisileriz. Siz de Bay Verkhovensky. Sizi bunun disinda tutmuyorum. Aslinda tm konusmam sirf sizi dsnerek oldu. Bunu bilirseniz memnun olacagim.

Her zaman oldugu gibi byle bir monologu bitirince (ve bu sik sik olurdu ona) Shatov sapkasini kapti ve kapiya yneldi. Artik her seyin bittigine ve Bay Verkhovensky ile btn iliskilerinin tamamen kesildigine inanci vardi. Fakat, Bay Verkhovensky onu daima tam zamaninda durdurmayi basarabiliyordu. Oturdugu koltuktan elini babacan bir tavirla uzatarak: - Btn bu konusmalardan sonra barissak nasil olur, Shatov,' derdi. 42 Kaba ve utanga olan Shatov ince ve kibar olmaktan hoslanmazdi. Distan kaba bir insan olmakla beraber, iten son derece duygulu ve ince bir insandi. Bazen ly kairirdi; ama, bundan sikinti duyan yine kendisi olurdu. Bay Verkhovensky'nin szlerine karsilik iinden bir seyler mirildanarak ve iri bir ayi gibi yerinde kapirdanarak birden glmser, sapkasini elinden atarak, yine eski yerine otururdu. Tabii, bu olaydan sonra hemen sarap ortaya gelir, Bay Verkhovensky uygun bir seyin, daha ok eski gnlerin nderlerinden birinin anisina kadeh kaldirirdi. 2 PRENS HARRY - BIR EVLENME TEKLIFI Bayan Stavrogin'in, en azindan Bay Verkhovensky'ye hayranligi kadar tutkun oldugu bir kisi daha vardi dnyada; tek oglu, Nicholas Stavrogin. Bay Verkhovensky onun greticisi olarak tutulmustu. O siralarda ocuk sekiz yaslarindaydi ve babasi uari general Stavrogin, karisindan ayri yasadigi iin, ocuk tamamen annenin bakimi altinda yetismisti. Samimiyetle sylemek gerekir ki, Bay Verkhovensky, grencisinin gvenini kazanmasini ve onu kendine baglamasini ok iyi bilirdi. Bunun btn sirri, kendisinin de bir ocuk olmasinda sakliydi. O zamanlar orada degildim. Bay Verkhovensky'nin candan bir dosta ihtiyaci vardi. ocuk biraz palazlanir palazlanmaz, kk oglani arkadas edinmekte gecikmedi. Her nasilsa bu o kadar dogal oldu ki, aralarinda en ufak bir ayrinti dahi yoktu. O siralarda on ya da on bir yasinda olan bu kk dostunu, yaralanmis duygularini anlatmak; ya da yapmamasi gereken bir sey oldugunu dsnmeden, aile sirlarindan szetmek iin gece yarisi dahi olsa, uyandirirdi. Birbirlerinin kollarina atilir, beraberce aglarlardi. ocuk, annesinin onu ok sevdigini bilmekle beraber, annesini pek sever grnmezdi. Bayan Stavrogin onunla fazla konusmaz, ona ok az karisirdi; ama, her nasilsa, ocuk annesinin bakislarinin stnde dolastigini daima zlerek hissederdi. Bununla beraber, Bayan Stavrogin oglunun egitimini ve terbiyesini ok 43gvendigi Bay Verkhovensky'ye birakirdi. O gnlerde ona son derece gvenirdi. Sunu sylemenin dogru oldugunu dsnrm ki, gretmen, grencisinin sinirlerini bir lye kadar bozmaktan sorumludur. Nicholas on alti yasina geldigi zaman liseye verildi. Son derece siska, asin sessiz ve dalgin bir ocuktu. (Daha sonralari fiziki yapisinin gc ile nl olmustu). Surasi da anlasilmalidir ki, eger iki dost birbirlerinin kollarinda aglasiyorsa, bunun evdeki anlasmazliklardan dolayi olmasi sart degildir. Bay Verkhovensky, kk dostunun ruhuna girmesini, onda sekin hisler uyandirmasini, zntnn belirsiz duygularini ona asilamasini ok iyi basardi. (Bu eyleme, sanki byle bir sey mmknms gibi, ok deger verenler vardir.) Biraz ge de olsa, gretici ile grencisinin ayrilmalari ok iyi oldu. Delikanli, lisede okudugu ilk iki yil, yaz tatillerinde eve gelirdi. Bayan Stavrogin ve Bay Verkhovensky'nin Petersburg'da oldugu siralarda, annesinin evinde yapilan edebi toplantilarda bulunurdu. Sadece seyreder ve dinlerdi. ok az konusurdu; eskisi gibi yine sessiz ve utangati. Bay Verkhovensky'ye karsi eski bagliligi olmakla beraber, biraz ekimserdi; onunla aralarindaki gemisten szetmek istemez gibi grnrd. grenimini tamamladiktan sonra, annesinin istegine uyarak orduya basvurdu ve kisa zamanda, en taninmis Atli Muhafiz Svari Alayi'na girdi. Annesi onu resmi elbisesi ile grmesi iin gelmemis, Petersburg'dan arada sirada mektup yazmakla yetinmisti. Bayan Stavrogin, reformdan sonra eski gelirinin ancak yarisini aldigi halde, ogluna gzn kirpmadan para yollardi. Bayan Stavrogin uzun yillar yapmis oldugu tutumla olduka hatiri sayilir bir servet biriktirmisti. Oglunun Petersburg'un en yksek sosyetesindeki iliskileri ile yakindan ilgilenirdi. Kendisine kismet olmayan btn

seyler, zengin ve gelecegi pek parlak olan ogluna kismet oluyordu. Bayan Stavrogin'in ryasinda bile gremedigi sekilde dostluklarini yeniliyor ve her yerde byk bir ilgi ile karsilaniyordu. Fakat ok gemeden garip sylentiler Bayan Stavrogin'e kadar gelmeye basladi; gen adam birden bire eglence 44 lemine dalmisti. Kendisini kumara ya da ikiye kaptirmis degildi; fakat, yabanice yapilan ilginliklarindan, atinin ayaklari altinda ezilen insanlardan ve yksek sosyetede iliski kurdugu bir kadina kabaca davrandiktan sonra onu herkesin iinde rezil etmesinden sz ediliyordu. Btn bu sylentilerde igren bir geregin payi var gibi grnyordu. Ayrica, bunlara ek olarak, basit bir kavgaci oldugu ve karsisindaki kimselere hakaret etmekten zevk aldigi iin, laf olsun diye kavga ikarip, hakaret ettigi de syleniyordu. Bayan Stavrogin meraklanarak zld. Bay Verkhovensky, btn bunlarin asiri zengin bir evrenin ilk firtinali atilislari oldugunu, zamanla bu firtinanin durulacagini ve oglunun hareketlerini, Shakespear'in bir kitabinda oldugu gibi, Prens Harry'nin Falstaff, Poins ve Bayan Quikly ile beraber yaptiklari asiri ilginliklara benzeterek, onu avutmaya alisirdi. Bu kez, Bayan Stavrogin, son zamanlarda Bay Verkhovensky'ye "Sama, sama!" diye bagirdigi gibi bagirmadi; tersine, onu dikkatle dinledi ve ondan durumu daha ok aiklamasini istedi. Sonra, Shakspear'in lmez oyununu alip btn ayrintilarini inceleyerek okumaya basladi. Fakat, okudugu oyun arasindaki benzerligi pek etkili bulmadi. Yazdigi birok mektuba, byk bir heyecanla cevap bekledi. Fazla beklemesine de gerek kalmadi. Kisa bir sre sonra kt haber hemen ulasti; Prens Harry, hemen hemen ayni anda iki dello yapmis, birinde rakibini ldrms, ikincisinde ise agir yaralanmisti. Bu yzden de askeri mahkemeye verilmisti. Sonunda, rtbesinin indirilmesine, bazi haklarinin kaldirilmasina ve bir piyade alayina srgn gnderilmesine karar alinmisti. Bazi szgeer kisilerin sayesinde bu kadar ucuz kurtulabildigi de sylenmiyor degildi. 1863 yilinda nasil olduysa tekrar gze girdi; bir serit verip onu avus yaptilar ve sonra, olduka abuk olarak eski rtbesi geri verildi. Bu sre iinde, Bayan Stavrogin, Petersburg'a, rica dolu en azindan yz mektup yollamisti. Byle olagan bir durum karsisinda, klmek zorunda kaldigina aldirmamisti bile. Terfisinden hemen sonra gen adam istifa etti; fakat, Skvoreshniki'ye dnmedigi gibi annesine mektup yazmayi da tamamen kesti. Sonunda, el altindan 45yapilan arastirmalardan sonra halen Petersburg' da oldugu grenildi; sosyeteye girmedigi anlasildi. Tahminlere gre, bir kovuga sinmis saklanmaktaydi. Bir sre sonra, garip kimselerle arkadaslik yaptigi; Petersburg'un yoksul memurlariyla, yasantilari iin kibarca dilenmeleri gereken ordudan ayrilmis subaylarla, sarhoslarla dostluk kurdugu ve onlarin ailelerini ziyaret ettigi; gecelerini, gndzlerini karanlik inlerde, Allah bilir daha hangi pis bodrumlarda geirdigi; st basi yirtik perisan dolastigi ve grnse gre, bu sekildeki yasantisindan memnun oldugu ortaya ikti. Annesinden para istemedi; kendisine ait kk bir mlk vardi; burasi bir zamanlar babasi general Stavrogin'e aitti ve ona kk bir gelir sagliyordu. Sylentilere gre, bu mlkn Saksonya'li bir Alman'a kiralamisti. Nihayet, annesi onu, geri dnmesi iin kandirdi ve Prens Harry ilimize geldi. iste onu ilk defa orada grmek ve yakindan tanimak firsatini buldum. Yirmi bes yasinda, yakisikli bir genti ve itiraf etmeliyim ki, bende ok iyi bir etki birakti. st basi perisan, votka kokan bir serseri ile karsilasacagimi sanirdim. Tersine, o gne kadar karsilastigim centilmenler arasinda en gz alici, son derece sik giyimli ve ancak, yksek sosyeteye aliskin kimselerde grlebilecek kadar efendice tavirlari olan bir genti. Sasiran sadece ben degildim; btn il sasirmisti; kuskusuz, Bay Stavrogin'in btn gemisini bilen, (nasil grendikleri tahmin bile edilemezdi) btn olaylari en kk ayrintilarina kadar grenmis bulunan sehir halki da sasirmisti. Ayrica, anlatilanlarin yarisindan fazlasi da dogruydu. Yeni gelen bu ziyareti, btn kadinlarimizin da aklini basindan almisti. Kadinlar hemen ikiye blndler; bir tarafta ona delicesine tapanlar ve diger tarafta ondan lesiye nefret edenler vardi; fakat, her iki taraf da onun iin deli oluyordu. B azilan, kalbinin derinliklerinde belki sakli bir

sirrin bulunabilecegini dsndklerinden zellikle byleniyordu; bazilari ise, onun bir katil olmasindan heyecanlaniyordu. ok iyi tahsil grms oldugu da muhakkakti; nk, ok bilgili bir genti. Kuskusuz, bizi etkisi altina almasi iin fazla bilgiye de gerek yoktu; fakat o, nemli, olduka ilgin konulara deginebi46 liyor, bu deginmesi kayda deger derecede mantikli oluyordu. Olduka garip bir sey olarak sundan da szedeyim; hemen hemen daha ilk gn hepimiz, onun son derece anlayisli bir kisi oldugunu anladik. Konuskan degildi. Alak gnll, ayni zamanda, hepimizden cesur bir adamdi. Kendine gveni olan bir kisiligi vardi. Ilimizin zppeleri ona kiskanlikla bakiyorlar ve onun yaninda daima silik kaliyorlardi. Ayni zamanda, yz de sasirticiydi; salari koyu siyahti; aik renk gzlerinde biraz fazla rahatlik ve berraklik vardi; cildi biraz fazla ince ve beyaz, rengi ok parlak ve duruydu; disleri inci gibi grnyordu; bununla beraber, son derece irkin sayilabilirdi. Bazilari, yznn bir maskeyi andirdigini sylyorlardi; hayret edilecek derecede olan fiziki kuvvetinden de szediliyordu. Olduka uzun boyluydu. Bayan Stavrogin, ogluna gururla bakmakla beraber, iinde byk bir hzn duyardi. Bizimle beraber alti ay geirdi; sessiz, bezgin ve olduka ksknd; toplantilarda grnyor ve byk bir inatilikla ilimizin trenlerine uymaya alisiyordu. Baba tarafindan valinin akrabasi oldugundan valinin evine yakin bir akraba gibi kabul ediliyordu. Fakat, aradan birka ay getikten sonra, vahsi canavar birden tirnaklarini gstermeye basladi. Sirasi gelmisken sz edeyim ki, sabik valimiz, iyi kalpli Ivan Osipovich, biraz yasli bir kadina da benzerdi; ama, ok iyi bir aileden gelme ve sosyete iliskileri gl bir kisiydi. Zaten, ilimizin olaylarinda hibir aktif rol oynamadan aramizda bu kadar uzun yillar kalmasinin nedeni de buydu. Konukseverligi, kendisini sevdirmesini bilmesi bakimindan iinde bulundugumuz zorlu devirde valilik etmek iin degil, eski iyi gnlerde kibar takiminin arasinda bulunmak iin yaratilmis bir insandi. Ili, onun degil Bayan Stav-rogin'inin ynettigi daima sz konusu olurdu. Tabii, bu alayli bir sylentiydi; fakat korkarim ki, sylenenler arasinda dogru olan tek sz bile yoktu. Ilimizde, bu konu hakkinda olduka fazla saka yapilirdi! Aslina bakilacak olursa, Bayan Stavrogin, ilimiz halki tarafindan son derece sevilmesine aldirmadan, son birka yildan beri kendini kamu islerinden bilerek geri ekmis ve gnll olarak kendisine izdigi sinirin disina ikmamaya karar vermisti. Kamu 47isleri yerine, birdenbire kendi mlknn ynetimi ile ilgilenmeye baslamisti. Iki ya da yil sonra, gelirini hemen hemen eski dzeyine ikarmisti. Eski romantik ilgileri yerine (Petersburg'a yolculugu, dergi ikarmak arzusu gibi...) giderlerini kismaya ve tutumlu olmaya baslamisti. Hatta, Bay Verkhovensky ile arasinda bir bosluk birakmis, kendisine baska bir ev tutmasina izin vermisti (Bay Verkhovensky her firsatta bu izni koparabilmek iin bir sr bahaneler uydurarak Israr ederdi). Zaman zaman Bay Verkhovensky, ondan yavan bir kadin olarak sz ediyor ya da daha ok alay ederek "yavan dostum" diyordu. Tabii, btn bu sakalari, asiri bir saygi iinde ve en uygun zamanda oluyordu. Bayan Stavrogin'in dar erevesindeki dostlari arasinda olan bizler, herkesten ok Bay Verkhovensky, Bayan Stavrogin'in oglunu yepyeni bir umut ve hatta bir esit hayal gibi grdgn anliyorduk. Ogluna olan dsknlg, onun Petersburg sosyetesinde basarilar kazandigi zamandan baslamis ve rtbesinin indirildigi haberinin gelmesi ile de glenmisti. Bununla beraber, ondan korktugu aik olarak belliydi ve onun karsisinda bir kleymis gibi durdugu gzden kamiyordu. Belirsiz, esrarli ve kendisinin bile adlandiramadigi korkusunu anlayabiliyordum. ogu zaman, kimsenin bakmadigi anda, Nicholas'i, aklindan bir seyler geirerek uzun uzun szyordu... ve ondan sonra, vahsi canavar dislerini gstermeye basladi. Prensimiz birden ve nedensiz yere, degisik kisilere insani hayrete dsrecek kadar zorbalik yapti. nemli olan, bu zorbaliklarin duyulmus trde olmamalari, her zaman yapilan zorbaliklardan ok degisik, anlamsiz, ocuka, sama olmalaridir; zorbaligin nedeninin bilinmesi, ancak Allaha zgdr. Kulbmzn en saygideger, eski yelerinden biri olan, biraz yaslica ve centilmen Peter Gaganov'un, syledigi her

szn pesinden, heyecanlanarak; "Hayir, 48 efendim, beni burnumdan tutup kimse sryemez" demek gibi saf bir aliskanligi vardi. Eh, bu szde kt bir anlam yoktu. Fakat, bir gn etrafina toplanan, kalabalik olmayan ye grubuna (grupta bulunan btn yeler nemli kisilerdi) hararetle bir seyler anlatirken, byk bir aliskanlikla yine bu deyisi kullandigi zaman, tartismaya karismadan gruptan biraz ilerde duran Nicholas Stavrogin, birden Bay Gaganov'a yanasti; hi beklenmedik bir hareketle, adamcagizin burnunu iki parmagi ile sikica yakaladi ve onu birka adim yrtt. Bay Gaganov'a herhangi bir kin gtms olmasi mmkn degildi. Hi affedilmeyecek bile olsa, onun bu hareketinin ancak ocuka oldugu dsnlebilir; bununla beraber, bu hareket yaptigi sirada dalgin oldugu, sanki aklini kairmis gibi grndg de sylendi; fakat, bu dsnceye, uzun bir sre sonra varilmisti. Olayin meydana gelmesinden bir dakika sonra, herkes, hakareti bilerek yaptigini ve niin yaptigini bildigini, sonra da hi pismanlik duymadan neseyle glmsedigini grd. Byk bir grlt ikti; kalabalik onun etrafini evirdi. Nicholas kendi etrafinda dnyor ve evresinde bagirip agiran yelere merakla bakiyordu. Sonunda, tekrar dsnceye dalmis gibi grnd; (bana byle sylenmisti) yzn eksitti, kararli bir tavirla hakarete ugrayan Peter Gaganov'un yanina gitti ve byk bir zntyle abuk abuk konusarak: - Aman affedersiniz, efendim, diye mirildandi. Neden birdenbire byle yapmak istedigimi serefim hakki iin bilmiyorum... byle sama bir sey... Is olsun diye yapilmis bir hakaret havasini tasiyan bu zr di-leyis de yeni bir hakaretten baska bir sey degildi. Bagrismalar bsbtn artti; fakat, Nicholas omuz silkti ve oradan uzaklasti. Olay yakisik almazligi bir yana, son derece budalaca, nceden dsnlerek, hesapli olarak yapildigi ilk bakista anlasilan bir hareketti. Bu nedenle de, tm topluma yneltilmis ve kasitli bir hareketti. Herkes onun bu davranisini byle anlamisti. Bay Stavrogin, derhal ve oybirligiyle kulpten ikarildi; ondan sonra btn kulp yeleri adina valiye bir dileke yazilmasi kararlastirildi. Validen, 49kendisine taninan yetkilere dayanarak, (olayin durusma sonucunu beklemeden) bu azili "sosyete zorbasini" hemen tutuklamasini ve bylece ilimizin yasalara saygi gsteren namuslu halkinin saldirilardan korunacagini ve huzurun saglanacagini bildirip, gereken ilgiyi gstermesi istendi. Dilekeye masum bir fkeyle "belki Bay Stavrogin iin bir yasa bulunup onun bu hareketlerine engel olunabilir" diye bir de ek yapilmisti. Byle yazmalarinin tek nedeni, valiye, Bayan Stavrogin iin tas atmak istemeleriydi. Bu isi bytrken byk bir zevk duydular. Aksi gibi vali ilde yoktu; gebeligi sirasinda kocasi len ok sevimli dul bir hanimin ocugunun vaftiz babasi olmak zere ilin yakin bir kasabasina gitmisti. Fakat, oradan abuk dnmesi bekleniyordu. Bu arada hakarete ugramis ok saygideger Bay Gaganov'u pohpohluyorlardi; halk onu kucakliyor ve pyordu; btn il halki onu ziyarete gidiyordu. Hatta, onun adina bir ziyafet vermeye karar verildi ve onun ricasi ile bu girisimlerinden vazgetiler. Kimbilir, belki de, insanin burnundan yakalanip srklenmesinin byle bir ziyafete degmeyecegini onlar da anlamislardi. Oysa, bu nasil olmustu? Byle bir sey nasil olabilmisti? Kayda deger husus sudur ki, ilimizde hi kimsenin, bu vahsi olayi delilige yormak aklina gelmedi. Dernek ki, Bay Savrogin gibi akli basinda bir insandan byle bir davranis beklemeye egilimleri vardi. Hemen sonra olan, her seyi aiklar grnen, herkesi rahatlatan olaya ragmen, ben bile bunu nasil aiklayabilecegimi bilemiyorum. Sunu da ilave edeyim ki, drt yil sonra, kulpteki olay hakkinda ekinerek sordugum soruya, Stavrogin kaslarini atarak: -Evet, o siralarda kendimde degildim, dedi. Fakat, olaylarin sirasini atlamamam gerekir. Genel nefretin kabarmasi ile herkesin "azgin, sosyete zorbasi" nin stne ssmesi benim de merakima neden oldu. Herkes, bu tek hareketin, nceden kararlastirilip hesaplanarak, topluma karsi yapilmis bir hakaret oldugunda hemfikirdi. Hi kusku yoktu ki, bu gen, kimseye yaranamamis ve btn dnyayi kendi aleyhine

50 dndrmst; fakat, bunu nasil basarabilmisti? Sz geen olaydan nce ne kimseyle tartismis ne de kimseye hakaret etmisti; aksine, birisiyle konusma firsati buldugu takdirde, tavirlari, moda dergilerinde oldugu gibi ok kibar olmustu. Tahminimde aldanmiyorsam, ondan, kibirli oldugu iin nefret etmislerdi. Daha nce onun iin deli olan kadinlarimiz bile, simdi, erkeklerden ok ses ikariyorlardi. Bayan Stavrogin son derece saskindi. Bu olaydan sonra Bay Verkhovensky'ye, oglunun ilde bulundugu alti ay srede, her zaman byle bir olay bekledigini; hi degilse "bu esit" bir olay bekledigini itiraf etti. Bu, ayni zamanda, bir annenin ok ilgin bir itirafiydi. Bayan Stavrogin, bu olayi duydugu zaman "basladi", diye titreyerek dsnmst. Kulpte olan olayin ertesi sabahi, bu olay hakkinda oglundan genis bilgi almaya kararli olmakla beraber tir tir titremisti. Btn gece uyuyamamisti ve hatta, sabahleyin erkenden kalkip Bay Verkhovensky'nin alisma odasina gitmis ve simdiye kadar kimsenin nnde aglamadigi gibi gzyaslari iinde ondan fikir almak istemisti. Btn istegi, Nicholas'in hi olmazsa bir seyler sylemesi, hareketlerinin amacini bildirmesiydi, ki Nicholas annesine karsi her zaman nazik ve saygiliydi. Kaslarini atarak annesinin konusmasinin bitmesini beklemis, birden yerinden kalkip annesinin elini ptkten sonra tek kelime bile sylemeden ikip gitmisti. Ayni aksam, sanki maksatli olarak yapilmis gibi, baska bir olay meydana geldi. Ilk olaydan daha az vahsi ve siradan olmakla beraber, kamuoyunun genel durumu nedeniyle, ildeki bagirtilarin ykselmesine neden oldu. Bu kez kabak, Liputin'in basina patladi. Bayan Stavrogin'le grsmesinden hemen sonra, Stavrogin'i grmeye geldi ve o aksam karisinin dogum gn serefine evinde dzenleyecegi toplantiya onur vermesini zellikle rica etti. Bayan Stavrogin, oglunun byle asagilik kimselerle dostluk kurmasini arzu etmemekle beraber, ogluna bu hususta bir sey sylemekten ekiniyordu. Bay Stavrogin, Liputin disinda, nc tabakadan baskalari ile de iliski kurmustu ve bu iliskilerinden memnun grnyordu. Liputin'i birok kereler 51grdg halde evine o zamana kadar hi gitmemisti. Liputin'in onu, bir gn nce kulpte olan olaydan tr agirdigini; yerli bir liberal oldugundan bu olayi memnunlukla karsiladigini; kulp yelerine byle davranan birinin ikmasi gerektigine ve bu hakaretin tam yerini bulduguna kalben inandigini sezen Stavrogin bir kahkaha atarak, toplantiya gelecegine dair sz verdi. ok sekin olmamakla beraber olduka kalabalik ve neseli bir gruptu. Magrur ve kiskan olan Liputin, yilda ancak iki kere ziyafet verir; fakat, hibir masraftan kainmazdi. En serefli konuk olan Bay Verkhovensky, hastaligi dolayisiyla toplantiya gelememisti. ay, aperitif ve bolca iki vardi; masada oyun oynaniyor ve genler yemegin hazirlanmasini beklerken piyanonun esliginde dans ediyorlardi. Stavrogin, son derece gzel gen bir kadin olan ve kendisinden ok rken Bayan Liputin'i dansa kaldirdi. Odada iki tur attiktan sonra kadinin yanina oturdu. Onunla sohbet edip, onu gldrd. Sonunda gen kadinin gldg zaman ok gzel oldugunu farkedince, birden kadinin beline sarildi ve kendine ektikten sonra herkesin iinde uzun uzun dudaklarindan pt. Son derece korkan zavalli kadin hemen bayildi. Stavrogin, sapkasini alip kadinin kocasina gitti. Adamcagiz, genel saskinligin arasinda aptal aptal duruyordu. Stavrogin, adamin yzne bakinca utandi ve aceleyle mirildandi: "Kizmayiniz". Sonra alelacele odadan ikti. Liputin, hemen onun ardindan kostu; krk paltosunu giymesine yardim ettikten sonra yerlere kadar egilerek onu ugurladi. Ama ertesi gn, gerekten masum olan bu olay, nceki olaya eglenceli bir ek oldu. Bu eklenti, Liputin'e genel bir n kazandirdi ve bu olayi sonradan kendisi yararina kullanmasini bildi. Sabah on sularinda, Liputin'in yilisik, hoppa ve al yanakli, otuz bes yas civarinda olan hizmetisi Agafya, efendisinden bir mesajla Stavrogin'lerin evine geldi. Hizmeti "gen centilmeni" zel olarak grmekte dayatti. Stavrogin'in kt bir bas agrisi olmasina ragmen hizmetiyi grmek zere geldi. Mesajin verildigi zaman Bayan Stavrogin rastlantiyla orada bulunuyordu. \

52 Agafya, acele acele bir makine gibi konusmaya basladi. - Bay Liputin, efendim, her seyden nce, en derin saygilarini size iletmemi, sagliginizi, dn geceki olaydan sonra rahat uyuyup uyuyamadiginizi, bu sabah kendinizi nasil hissettiginizi sormami emretti. Stavrogin glmsedi. - Efendine selamlarimi bildir ve tesekkr et, dedi. Ona syle, Agafya, sehrin en akilli adami o. Agafya'nin dili bsbtn zld. - Bay Liputin, efendim, bu sylediklerinizi nceden tahmin ederek, sizin de en az onun kadar akilli oldugunuzu sylememi istemisti. - Oh! Fakat, sana byle syleyecegimi nasil bilebilirdi ki? - Bunu nasil bildiklerini bilemiyorum, efendim; fakat evden ayrildiktan sonra kosarak pesimden geldi. Hatta, basinda sapkasi bile yoktu. "Sakin unutma, Agafya, dostum" dedi. "Sana, efendine, ilin en zeki adami oldugunu syle, derlerse, hemen syle cevap verirsin: Bunu kendisi de biliyor ve ayni seyi sizin iinde diliyor, efendim..." *** Sonuta, valiyle de grsld. Candan, iyi kalpli Ivan Osipovich, yolculuktan henz dnms ve kulp tarafindan yapilan hararetli sikyeti ancak duyabilecek kadar zamani olmustu. Bir seyler yapmasi gerektiginden sphe yoktu; ama, kendisini saskin hissetti. Konuksever ihtiyarimiz da bu gen akrabasindan ekinir grnyordu. Bununla beraber, Stavrogin'i, kulp yelerinden ve hakaret ettigi kisiden zr dilemesi; ama, bunu tatmin edecek bir biimde, gerekirse mektupla da saglamlastirmasi iin kandirmak zere karar verdi; ondan sonra da, yumusak bir dille, ili terketmesi; rnegin, inanlarini gelistirmek zere Italya'ya ya da neresi olursa olsun Avrupa'ya gitmesi iin onu razi etmeye alisacakti. Vali bu 53kez Stavrogin'i kabul salonuna aldi (diger zamanlarda, gen adam bir akraba olarak eve serbest olarak girer ikar ve her tarafta dolasirdi). Salonun bir ksesinde, ok iyi yetistirilmis ve ayni zamanda vali ailesinin yakin dostu olan, Alyosha Telyanikov, bir masanin stndeki posta paketlerini amakla mesguld; salonun yanindaki odada, valinin eski bir dostu olan, sismanca ve din grnsl albay, salon kapisina yakin bir pencerenin nne oturmus Voice'yi okuyor, odanin yanindaki salonda geenlerle hi ilgilenmiyordu; aslinda, sirti kapiya dnk oturuyordu. Ivan Osipovich, hemen hemen bir fisilti halinde esas konuya deginmeden konusmaya basladi; fakat, dsmanca bir tavirla oturuyordu. Rengi soluktu ve gzlerini yere dikmisti. Arada bir, sanki siddetli bir bas agrisindan aci ekiyormus gibi kaslarini atiyordu. Sevimli ihtiyar adam, sylediklerinin yani sira: - Iyi ve sefkat dolu bir kalbin var, Nicholas, dedi. Kltrl ve yksek sosyeteye girmis bir kisisin ve bugne kadar da halin ve tavrinla kendini ok iyi tanitarak, hepimiz iin degerli olan annenin yzn gldrdn. Ve simdi her sey garip bir duruma girdi; bu da hepimiz iin byk aksiliktir. Bir aile dostu, sizi kalben seven bir bygnz olarak konusuyorum ve yakin bir akrabam oldugunuzdan szlerimden alinmayacaginizi umarim. Syleyin bana, yasaya aykiri dsen byle hareketlerde bulunmaniza sizi srkleyen nedeni grenmek isterim? Sanki kendinizi kaybetmiscesine yapmis grndgnz byle davranislarin anlami nedir? Nicholas, sabirla ve can sikintisi ile dinliyordu. Birden gzlerinde, ok kisa sren kurnazlik ve alay kivilcimlari yanip snd. Huysuz bir tavirla: -Bunlari neden yaptigimi size sylesem iyi olacak, dedi. Sonra etrafina bakinarak Ivan Osipovich'in kulagina egildi. ok grgl Alyosha Telyanikov, pencereye dogru birka adim daha uzaklasti ve yz Voice'nin arkasinda kalan albay, hafif bir ksrkle girtlagini temizledi. Zavalli Ivan Osipovich aceleyle ve gvenle kulagini uzatti; son derece merakliydi. Iste tam bu anda 54

hi olmayacak, bununla beraber, baska bir deyisle gen adamdan beklenebilecek bir sey oldu. Ihtiyar adam, kulagina ilgini bir sir fisildanacagini beklerken, kulaginin st kisminin Nicholas tarafindan siddetle isirildigini hissetti. Btn vcudu rperdi ve solugu kesilecekmis gibi oldu. Boguluyormus gibi inledi. - Nicholas, bu ne biim sakadir? Alyosha ve albay ne oldugunu henz anlayamamislardi; ayrica, Nicholas'in ne yaptigini gremiyorlar ve son dakikaya kadar vali ile Nicholas'in birbirleriyle fisildastiklarini dsnyorlardi; bununla beraber, ihtiyar valinin yzndeki saskin ifade, onlari telasa dsrd. Daha nce karar verildigi gibi yardima kosmalari mi yoksa, biraz daha beklemeleri mi gerektigine karar veremeden birbirlerine bakistilar. Nicholas bunu sezmis olacak ki dislerinin arasindaki kulagi biraz daha kuvvetlice isirdi. Kurbani tekrar: - Nicholas, Nicholas! diye inledi. Tamam artik, bu kadar saka yeter... hadi birak simdi! Bir dakika daha srms olsaydi, zavalli adam korkudan lecekti; fakat canavar ona acidi ve kulagini bagisladi. Ihtiyarin lm korkusu tam bir dakika srd ve bundan sonra da zerine fenalik geldi. Fakat, yarim saat sonra Nicholas tutuklanmis ve simdilik nbeti odasindaki zel bir hcreye kapatilarak kapisina da zel bir nbeti dikilmisti. Olduka sert bir karar alinmis olmakla beraber, yumusak huylu valimiz ylesine kizmisti ki, Bayan Stavrogin'le bile karsilasmayi gze alarak btn sorumlulugu yklenmisti. Durumun aiklanmasi iin valinin yanina kosan Bayan Stavrogin'in kapidan evrilmesi herkesin agzini bir karis aik birakti; vali konagina kabul edilmeyen Bayan Stavrogin arabasindan inmeden, saskinlikla gerisin geriye dnmek zorunda kaldi. Sonunda her sey anlasildi! Sabahin saat ikisinde, o ana kadar, son derece sakin olan ve hatta, uyuyan tutuklu, birdenbire grlt 55etmeye, ilgin gibi kapiyi yumruklamaya basladi; kapinin gzetleme deligindeki parmakligi inanilmamayacak bir gle skp aldi ve camini kirarak ellerini feci sekilde kesti. Nbeti subay bir manga askerle, anahtarlar elinde kosup geldi ve sayica stn olduklarindan azan tutuklunun zerine atlayip onu baglayabilmek iin kapinin ailmasini emretti; ieri daldiklarinda onun, siddetli bir beyin hummasi geirmekte oldugunu anladi. Annesinin evine gtrld. Her sey bir anda aydinlaniverdi. Onu muayene eden, ilimizin doktoru da ayni fikirdeydi. Hasta, her ne kadar akli dengesi yerinde grnyorsa da, gn nce bilincini kaybetmisti; zaten gnden beri olan olaylar bunun aik bir kanitiydi. Bu bakimdan, anlasildigina gre, bunu ilkin sezinleyen Bay Liputin olmustu. Duygulu bir kimse olan Ivan Osipovich pek sasirmisti; ama, ok ilgin gerek, Ivan Osipovich'in bile, Nicholas'in bilinci yerinde oldugu halde delice hareketlerde bulunacagina inanmis olmasidir. Kulpte btn yeler, utaniyorlar ve bu kadar aik bir seyi nasil gremediklerine; olaganst btn olaylarda, bu durumu fark edemediklerine hayret ediyorlardi. Durumu kuskuyla karsilayanlar da olmakla beraber, bunlar fazla tutunamadilar. Nicholas iki aydan fazla yatti. Konsltasyon iin Petersburg'un en nl doktoru getirtildi; Bayan Stavrogin'i btn il ziyaret etti. Kendisini ziyarete gelenlerin hepsini bagisladi. Ilkbaharda, Nicholas tamamen iyilesti ve annesinin Italya'ya gitmesi teklifini itirazsiz kabul etti; Bayan Stavrogin, hepimizle vedalasmasi ve gerekli yerlere zr dilemesi iin onu ikna etmisti; Nicholas, annesinin bu teklifini de itirazsiz kabul etti. Kulpte herkes, onun, Bay Gaganov'u evinde ziyaret ettigini ve Bay Gaganov'un bundan son derece memnun oldugunu biliyordu. Nicholas, bu ziyaretleri sirasinda ok ciddi ve biraz nesesiz grnyordu. Herkes onu iten gelme bir sempati ile karsiliyor; fakat, nedense Italya'ya gitmesinden memnun grnyordu. Ivan Osipovich bile gzyaslarini tutamadi; ama, nedense onu kucaklamaya bir trl yanasmadi. Gerekten, il halkinin ogunlugu, onun kendileri ile alay ettigine ve hastaliginin pek 56 nemli olmadigina inaniyordu. Nicholas, Bay Liputin'i de ziyaret etti.

- Syler misiniz? Zeki oldugunuzu syleyecegimi nasil anlayip da Agafya'ya verecegi cevabi nceden bildirdiniz? Liputin glerek: - ok basit, dedi. nk, sizi akilli bir kisi olarak kabul ederim ve bu nedenle de vereceginiz cevabin ne olacagini nceden kes-'tirebildim. -Ne de olsa ilgin bir raslanti. Ama yine de, bana sunu syleyin; Agafya'yi gnderdiginiz zaman, benim bir deli degil de akilli bir adam oldugumu dsndnz, degil mi? - En akilli ve en mantikli bir kisi oldugunuza inanirdim. Sadece, bilincinizin yerinde olmadigi kanisindaymisim gibi bir tavir takindim. - O zaman siz de benim iimden geenleri anlamis ve bana Agafya ile haber gndermistiniz. Sznn burasinda Nicholas kaslarini atarak: - Korkarim ki biraz yanildiniz, gerekten hastaydim, o zaman, diye mirildandi. Sonra: - Allah, Allah! diye bagirdi. Bilincim yerinde oldugu halde insanlara saldirabilecegimi gerekten dsnebiliyorsunuz demek? Neden yle davranmis olayim? Liputin, verecek bir cevap bulamadi. Nicholas'in rengi biraz umustu, ya da Liputin'e yle geliyordu. - Ne olursa olsun, dsnce zinciriniz ok eglenceli. Agafya'ya gelince, onu zellikle bana hakaret etmek iin gndermis oldugunuzu anliyorum, tabii. - Yoksa sizi, delloya agirmami mi bekliyordunuz? - Oh, hayir! Sahi, dellodan hoslanmadiginizi duymustum... Liputin, ezilmis grnd. - Fransizlari neden kopya etmeliyiz? 57- Ulusal trelere sadiksiniz, degil mi? Liputin, biraz daha ezilmis grnd. Masanin en gze arpan yerinde Considerant'in bir cildini gren Nicholas: - Bak hele! diye haykirdi. Bu da nesi? Yoksa, Fourierist ol-mayasin? Eger yleysen hayret etmemeliyim! Bu Fransizca'dan eviri degil mi? Parmagi ile cilde vurarak bir kahkaha atti. Liputin, tkrr gibi haykirarak sandalyesinden firladi. - Hayir, Fransizca'dan eviri degil! Sadece Fransizca'dan degil, insanlik leminin dilinden evrilmistir! Evren, sosyal toplumunun ve evren uyumunun dilinden... Iste bu, byle bir eviri, efendim! Ve sadece Fransizca'dan degil! Nicholas glmeye devam ederek: - Yok canim! dedi. Fakat byle bir dil var mi? Bazen kk bir ayrinti, insanin uzun bir sre dikkatini eker ve bu ayrinti her seyi dislar. Daha sonra, Bay Stavrogin hakkinda syleyecegim ok sey var; fakat, simdi, sirf merak nedeniyle, belirtmek isterim ki, Liputin, dikkate degmez ve hemen hemen sefil kilikli, kiskan bir koca ve zalim bir aile reisi olan, cimri ve faizci, yemek artiklarini ve mum diplerini kilit altinda saklayan ve ayni zamanda gelecegin, ancak Allah tarafindan bilindigi "Toplum uyumu"na bagli olduguna, kendi varligina oldugu kadar, Rusya'ya da mutlu gnlerin gelecegine de inanarak hayallere dalip, gecelerini sarhos geiren, kk bir tasra memuruydu. Bu adam, ilimizde derme atma bir ev almak iin para biriktirmis; ikinci defa evlenip karisindan birka yz ruble drahoma almisti. Aslinda, kendisi de dahil olmak zere, belki de yz mil civarinda, "Evren, Sosyal Cumhuriyet ve Uyumu" na inanan tek bir kisi bile bulunmayan bir yerdeydi. Nicholas bazen, aranmayan bu Fourierist'i hatirladiginda: - Allah bilir byle insanlar nasil trer! diye hayretle sylenirdi. *** 58 Prensimiz yildan fazla bir sre Avrupa'da kaldi; yle ki, hemen hemen ilimizdeki herkes tarafindan unutulmustu. Ama, Bay Verkhovensky'den grendigimize gre btn Avrupa'nin altini stne getirmis; Misir'a gitmis; hatta, Kuds'te bir sre kalmis; sonra, Izlanda'ya bilimsel bir arastirma yapmak zere gidecek olan bir heyete katilarak Izlanda'ya bile gitmisti. Ayni zamanda, bir Alman niversitesinde, btn bir

kis egitim yaptigi da syleniyordu. Annesine ok seyrek mektup yaziyordu; alti ayda bir, hatta daha seyrek; fakat, Bayan Stavrogin ondan mektup almayisina ne kiziyor ne de gceniyordu. Ogluyla arasinda bir kere byle baslamis olan iliskiden sikyet etmiyor; araliksiz olarak Nicholas'inin hasretini ekiyor ve onu hayal ediyordu. Ryalarini ve zntsn kimseye amiyordu. Bay Verkhovensky'le bile dostluklari azalmis grnyordu. Bazi planlar kuruyor ve grnse gre, eskisinden daha eli siki oluyor; eskisinden daha ok para biriktiriyor ve kgit oyunlarinda kay-bettiginden tr Bay Verkhovensky'ye kiziyordu. Nihayet, bu yilin nisan ayinda, Paris'ten, ocukluk arkadasi ve bir generalin dul karisi olan Praskovya Drozdov'dan bir mektup aldi. Sekiz yildan beri mektuplasmadigi ve grmedigi Bayan Drozdov mektubunda, Nicholas'in ailenin yakin bir dostu oldugunu ve zellikle Lisa'nin arkadasi oldugunu (Lisa tek kiziydi); halen, Paris'te oturan Kont K.'nin evine (Petersburg'un nemli kisilerinden) bir ogul gibi kabul edilmis oldugunu ve hemen hemen btn gnlerini onun evinde geirdigi halde, yazin onlarla Isvire'ye, Verney-Montreux'ye gelmek niyetinde oldugunu yaziyordu. Mektup kisa, amaci aikti; ayrica, mektupta yazilanlardan baska bir sonu da ikarilmasi sz konusu olamazdi. Bayan Stavrogin vakit kaybetmeden, hemen hazirliklarini yapti ve yanina evlatligi Dasha'yi (Shatov'un kiz kardesi) alarak nisanin ortasinda Paris'e oradan da Isvire'ye gitti. Temmuz ayinda yalniz olarak dnd. Dasha'yi Drozdov'larda birakmisti; syledigine gre, Drozdov'lar agustos ayinin sonlarina dogru ilimize geleceklerdi. Drozdov ailesi de ilimizin toprak sahiplerindendi; Fakat, general Drozdov'un grevi, Bayan Drozdov'un (Bayan Stavrogin'in okul 59arkadasi ve Bay Drozdov da Bay Stavrogin'in asker arkadasiydi), byk iftliklerini ziyaretlerini devamli olarak nlemisti. Generalin lmnden sonra, (kocasi nceki yil lmst) acisini bir trl unutamayan dul karisi, hem acisini unutmak ve hem de Verney -Montreux'de zm kr yapmak zere ayni yilin yaz sonunda Avrupa'ya gitmisti. Yurda dndgnde ilimize yerlesmek kararindaydi. Sehirde, bos duran ve yillardir kepenkleri ailmamis olan byk bir konaklari vardi. Zengindiler. Bayan Drozdov, ilk evliligi sirasinda Bayan Tushin olarak taninirdi. Okul arkadasi Bayan Stavrogin gibi byk bir mteahhidin kiziydi. Drahomasi iin o da babasindan byk bir para almisti. Emekli bir svari yzbasisi olan Tushin de varlikli ve olduka yetenekli bir adamdi. lmyle, o zamanlar yedi yasinda olan kizi Lisa'ya olduka ykl bir servet birakmisti. Simdi ise, Lisa yirmi iki yasinda gen bir kizdi ve ikinci evliliginden ocugu olmayan annesinin lm ile kendisine kalacak servet disinda, halen en azindan 200.000 bin ruble serveti vardi. Bayan Stavrogin, Avrupa yolculugundan ok memnun kalmis grnyordu. Kendi dsncesine gre, Bayan Drozdov ile iyice grstkten sonra bir karara varmisti ve btn bunlari Avrupa dnsnde hemen Bay Verkhovensky'ye anlatmisti; sphesiz, Bayan Stavrogin ok samimiydi; uzun bir sreden beri byle sey olmamisti. Bay Verkhovensky, parmaklarini saklatarak: - Yasasin!... diye bagirdi. Son derece heyecanlanmisti; dostundan ayri kaldigi srede ok zntlyd. Bayan Stavrogin, Avrupa'ya giderken onunla dogru drst vedalasmamisti bile. Ayni zamanda, planlarindan da hi bahsetmemisti; Tabii, agzini siki tutamayacagi korkusundan olacak. O siralar, kgit oyununda ykl miktarda para kaybettigi iin de ona ok kiziyordu. Fakat, isvire'ye adimini atar atmaz, oktan beri ok sert davrandigi dostunun gnln almasinin gerektigine karar vermisti. Tepeden inme bu ayrilik Bay Verkhovensky'nin hassas kalbi zerine buz gibi bir etki yapti; stelik, sanki kasitliymis 60 gibi, ayrilik acisinin stne, birtakim sasirtici sikintilar da kt. Bayan Stavrogin'in yardimi olmadan altindan kalkamayacagi, uzun zamandan beri sregelen olduka nemli bir para sikintisi iindeydi. Bundan baska, iyi kalpli, yumusak huylu Ivan Osipovich'in valiligi de, bu yilin mayis ayinda son bulmustu; yerine baska biri atanmis

ve eski valinin ayrilisinda bazi tatsiz olaylar olmustu. Sonra, Bayan Stavrogin'in yoklugu aninda, yeni valimiz Andrey Von Lembke gelmisti; buna esit olarak, Bayan Stavrogin ve dolayisiyla Bay Verkhovensky aleyhine yapilan fark edilir derecede degisiklikler gze arpmaya baslamisti. Hi olmazsa, irkin olmakla beraber, bazi izlenimlerde bulunmus; fakat, Bayan Stavrogin'in sehirde olmayisindan dolayi korkuya kapilmisti. ok tehlikeli bir kisi oldugunu, yeni valiye sylemis olabilecekleri dsncesiyle endiseden kivraniyordu. Sehir sosyetesinden bazi hanimlarin, Bayan Stavrogin ile iliskilerini keseceklerini kesin olarak biliyordu. Valinin karisi iin, (sonbahardan nce gelmesi beklenmiyordu) ok gururlu ve gerek bir aristokrat oldugu ve "zavalli Bayan Stavrogin"e hi benzemedigi syleniyordu. Su ya da bu nedenle, sehirdeki herkes, valinin karisi ile Bayan Stavrogin'in bir zamanlar sosyetede karsi karsiya geldiklerini ve o zamandan beri iki dsman olduklarini, Bayan Von Lembke'nin adi getiginde Bayan Stavrogin'in tylerinin diken diken oldugunu btn ayrintilari ile biliyor grnyordu. Bayan Stavrogin'in kendine gvenir ve neseli tavirlari, kadinlarimizin niyetini grendigi zamanki umursamaz tutumu ve sosyetedeki heyecani byk bir hafifseme ile karsilayisi, Bay Verkhovensky'nin bozulan moralini hemen ykseltti ve nesesini bir anda bulmasini sagladi. Yeni valinin gelisini zel bir alayla anlatmaya basladi. Agzini yayarak, kelimeleri geveleyerek: - Bir Rus yneticisinin, genellikle, yeni bir Rus yneticisinin, yani, yeni firinlanmis, yeni atanmis birinin ne demek oldugunu sanirim ki bilirsiniz, excellente amie (mkemmel dostum), dedi. Ces interminables mots Russes!... (Bitmek bilmeyen Rusa kelimeler). 61Pratikte, ynetim coskunlugunun nasil bir sey oldugunu bildiginizden kuskuluyum. - Ynetim coskunlugu mu? Bir fikrim yok. -Yani - vous savez chez nous, en un mot-(Biliyorsunuz bizde, kisacasi) son derece degersiz bir adami demiryolu bilet gisesine oturtun; bilet almaya gittiginizde, o degersiz adamin, sanki Jpiter'in kendisiymis gibi size tepeden bakma hakkina sahip oldugunu grrsnz; pour vous montrer son pouvoir (gcn size gstermek iin) iinden "Bekle" der. "Simdi size gcm gsteririm." Ve bu duygu onlarda, ynetim coskunluguna esittir. En un mot, (bir yerde okudum), Avrupa'daki kiliselerimizden birinde bir zango - mais c'est tres curieux - (ok ilgintir), tam byk ayin baslayacagi sirada, - vous savez ces chantes et le livre de job - (Peygamberin kitabindaki ilahileri bilirsiniz) bir Ingiliz ailesini, les dames charmentes (gzel kadinlari) "yabancilarin Rus kiliselerinde basibos dolasmalari yanlistir, gezmek isterlerse zamaninda gelsinler" nedeniyle kiliseden kovmus. Ingilizler bayginlik geirmisler... Bu zango, ynetim coskunluguna kapilmis olmalidir, et il a montre son pouvoir... (ve gcn gsterdi.) -Mmknse kisa kesin, Bay Verkhovensky. - Bay von Lembke simdi kazalari dolasiyor. En un mot (bir yerde okudum) bu Anrey Antonoyich, Ortodoks Alman Rusu ise de, buna bir szm yok, kirk yaslarinda son derece yakisikli bir adam... - Yakisikli oldugunu dsnmenizin nedeni nedir? Gzleri koyununkinden farksiz. - ok dogru. Fakat kadinlarimizin dsncelerinden szedi-yordum... - Amatan ayrilmayalim, ltfen. Sahi, kirmizi bir kravat taktiginizi gryorum... ne zamandan beri? - Henz bugn taktim... 62 - Krlerinize devam ediyor musunuz? Doktorunuzun syledigi gibi her gn bes mil yryor musunuz? - Ha... hayir... her zaman olmuyor. - Biliyorum! Daha Isvire'deyken yrysleri yapmadiginizi hissetmistim! Simdi, gnde tam sekiz mil yryeceksiniz. Kendinizi korkun derecede ihmal etmissiniz! kecek kadar ihtiyarlamadiniz... demin sizi ilk grdgm zaman sasirdim... kirmizi kravatiniza ragmen.. quelle ide rouge! (kizil bir dsnce). Sayet sylenecek bir sey varsa, Von Lembke hakkindaki konusmaniza devam edin; ama, rica ederim, ok kisa

kesin, nk ok yorgunum. - En un mot (bir yerde okudum), kirk yasindan nce karanlik bir yasam srdgn, kirk yasinda bir kadin araciligi ile ya da buna benzer bir yolla ynetim hayatina atilmis oldugunu sylemek istiyordum. Yani su anda sehirde degil... Demek istiyorum ki, benim, genligi kt yollara srkleyen ve sehirde dinsizligi yayan bir adam oldugumu sylemisler. Hemen sorusturmaya baslamis... - Bunun dogrulugundan emin misiniz? - Dogrusunu isterseniz, gerekli nlemleri aldim bile. Sizin "ili ynettiginiz" kendisine haber verildigi zaman, Vous savez (biliyor musunuz?), "artik bundan sonra byle bir sey olmayacak" demek nezaketinde bulundu. - Byle mi syledi? - Kelimesi kelimesine "artik bundan sonra byle bir sey olmayacak" ve avec cette morgue (burnu havalarda)... Karisini Agustos sonlarina dogru karsilamak onuruna erecegiz; Petersburg'dan dogruca buraya geliyor. - Avrupa'dan, orada karsilastik. - Vraiment?(Sahimi?) - Paris'te ve Isvire'de. Drozdov'larla akraba oluyor. - Akraba mi? Ne garip bir rastlanti! Byk emeller pesinde 63kostugunu sylediler ve... ve nemli baglantilari oldugu da syleniyor. Dogru mu? - Sama! Baglantilari her ne ise, pek nemli sayilmaz! Kirk bes yasina gelene kadar meteligi olmayan hi evlenmemis yasli bir kizdi ve simdi su von Lembke'sini kancasina takti; tabii, btn emeli adami nemli bir kisi yapmak. Her ikisi de entrikacidir. - Onun kocasindan sadece iki yas byk oldugu sylenmisti. - Bes. Moskova'da annesi kapimin esiginde ayakkabilarini paraladi; kocam henz sagken, verdigimiz balolara gelebilmek iin davetiye dilenirdi. Ve Julia, alninda firuze bir kelebek, kavalyesiz bir ksede oturur kalirdi. Ona ylesine acirdim ki, sabahin ikisinden sonra ona, ilk kavalyesini gnderirdim. O zamanlar yirmi besinde vardi ve onu ocuk gibi kisa etekli entariyle dolastirirlardi. Sonunda onlari evime davet etmeye utandim. - Kelebegi grr gibi oluyorum. - Oraya erisir erismez bir dalavere ile karsilastigimi syleyeyim. Bayan Drozdov'un mektubunu okudunuz... daha aik ne olabilir? Fakat ne buldum? Bayan Drozdov budalasi -zaten her zaman budaladir- sanki ne iin geldigimi merak ediyormus gibi dik , dik bana bakti. Ne kadar sasirdigimi tahmin edersiniz. Efrafima bakindim ve ne grdgm tahmin edersiniz? Su Bayan Lembke oturmus, rahmetli Bay Drozdov'un yegeni ile kiristirmiyor mu? Her sey aik seik ortadaydi!... Kuskusuz, derhal duruma bir son verdim ve Praskovya yine benim tarafimdan... - Ama yine de, onu bastirdiniz. Ah, siz bir Bismarck'siniz!... -Bismarck degilim; ama, ikiyzllk ile aptalligi ayirabilecek kadar yetenekliyim. Bayan Lembke'nin sahtekrligi ve Pras-kovya'nin aptalligi. Hayatimda bu kadar gevsek kadin grmedim. Bacaklari davul gibi sismisti. Szm ona iyi kalpliymis. Iyi tabiatli bir budaladan daha akilsiz ne vardir? Bay Verkhovensky, yumusak baslikla: 64 - Kt kalpli bir budala, ma bonne ami (sevgili dostum), dedi. Kt kalpli bir budala, daha akilsizdir. - Hakli olabilirsiniz. Lisa'yi hatirlarsiniz, degil rni? - Charmante enfant! (sevimli ocuk). - Fakat simdi bir "enfant" (ocuk) degil, kocaman bir kadin, hem de karakterli bir kadin. Cmert ve duygulu. Hosuma en ok tiden sey de, salak annesine karsi gelebilmesi. Akrabalari olan o yegen iin az kalsin byk bir atismaya giriyorduk. -Fakat, yle ya, Lisa ile hibir akrabaligi olamaz!... Lisa hak-kinda herhangi bir niyeti yok, degil mi? - Gen bir subay, pek konuskan degil ve aslini isterseniz, ol-duka alakgnll bir

gen. Insafli olmayi her zaman isterim. O da entrikadan hoslanmiyor sanirim ve pesinde oldugu kimse yok; yalniz, Bayan Lembke kendi kendine gelin gvey oluyor, o kadar. Gen subayin, Nicholas'a karsi byk bir saygisi var. Anliyorsunuz ya, her sey Lisa'nin elinde; fakat, ayrildigim zaman Nicholas ile aralari ok iyiydi ve Nicholas, kasim ayinda eve dnecegine kesin olarak sz verdi. Bu bakimdan, entrika evirmeye alisan sadece Bayan Lembke ve Praskovya, sadece kr bir kadin. Durup dururken endise etmemin yersiz oldugunu syledi; aptallik ettigini onun yzne karsi syledim. Allahin huzurunda da ayni szleri tekrarlayabilirim. Fakat, Nicholas basit seyler zerinde durmamam iin yalvarmamis olsaydi, o sahtekr kadinin foyasini ortaya ikarmadan oradan ayrilmazdim. Nicholas'i kullanarak Kont K.'ye yanasmaya alisiyor. Ana-ogul arasini amak istiyor. Fakat, Lisa, memnunlukla syleyebilirim, bizden yana ve Praskovya ile de bir anlasmaya vardim. Karmazinov'un akrabasi oldugunu biliyor muydunuz? - Ne? Von Lembke'nin akrabasi mi? -Evet, tabii. Uzak bir akraba. - Romanci Karmazinov mu? 65- Tabii, yazar! Neden bu kadar sasirdiniz? Tabii, kendini byk bir yazar saniyor. Kendini begenmis mahluk!.. Bayan Lembke onunla beraber gelecek. Adamin zerine titriyor, orada. Hanim burada birtakim edebi toplantilar yapmak amacinda. Bir ay sre ile kalacak ve geri kalan birka para yerini de satacakmis. Az kalsin, Isvire'de onunla karsilasiyordum; tabii onunla karsilasmayi arzu ettigimden degil. Bununlar beraber, beni hatirlamak inceligini gsterecegini umarim. Vaktiyle mektuplasirdik ve evime de gelirdi. Daha iyi giyinmis olmanizi isterdim, Bay Verkhovensky. Her geen gn biraz daha kendinizi koyuveriyorsunuz... Oh, beni ok zyorsunuz!... Simdi ne okuyorsunuz? - Ben mi? Sey...ben... - Anliyorum. Her zamanki gibi... dostlar, iki, kulp ve kgit oyunlari. Bunlara ek olarak dinsiz damgasi. Sizin bu lakabinizi begenmiyorum, Bay Verkhovensky. Size dinsiz dememelerini arzu ederim, zellikle su siralarda. nceden de hoslanmazdim; nk, bunlar bos konusmalar, baska bir sey degil. Nihayet size sylenmeliydi. - Mais, machre... (ama sekerim) - Beni dinleyin. Bay Verkhovensky. Sphesiz, bilgi bakimindan sizinle boy lsmem mmkn degil; fakat, buraya dnsmde, sizin hakkinizda uzun sre dsndm. Ve bir karara vardim. - Nasil bir karar? - Dnyanin en akilli insanlari olmadigimiza, bizden daha akilli insanlarin bulundugu kararma vardim. -Akillica ve yerinde bir karar. Eger bizden daha akilli kimseler varsa, bizden daha hakli kimseler de var demektir. Ve bu da demektir ki, biz de yanilabiliriz, yle degil mi? Mais, ma bonne amie, (ama, iyi dostum) bir hata yaptigimi dsnelim; fakat hl, insanligimi, ezeli ve ebediligimi, vicdanimin zgrlgn kaybetmis olmam, degil mi? Arzu ettigim takdirde, dar dsnceli ve kaba bir sofu olmayi reddetmeye hakkim var, yle degil mi? Tabii, byle oldugum 66 iin hayatimin sonuna kadar benden nefret eden insanlar olacaktir. Et puis, comme on trouve toujours plus de monies que de raison, (hem sonra, akil verecek ok papaz bulunduguna gre) ve ben de tamamen ayni fikirdeyim. - Ne, ne dediniz? - Dedim ki "on trouve toujours plus de moines que de raison, (Hem sonra, her zaman akildan ok akil veren bulunduguna gre.) ve ben de..." - Bu dsnce sizin mi, yoksa? Baska bir yerden almis olmalisiniz. - Bunu syleyen, Pascal. - Zaten anlamistim... ah, siz!... Neden hibir seyi kisaca sylemiyor da uzattika uzatiyorsunuz? Bylesi, ynetme cos-kunlugunu anlatmanizdan ok daha iyi.

j - Ma foi, chre... (Vallahi sekerim) Neden? nce nihayet ben bir Pascal degilim, hem sonra, biz Ruslar herhangi bir seyin kendi dilimizde nasil sylenmesi gerektigini bilmeyiz. Hi degilse, bugne kadar herhangi bir sey sylemis degiliz. - Chere, chere amie! (sevgili, sevgili dostum) - Simdi btn bu Lembke'ler ve Karmazinov'lar... Allahim, kendinizi nasil bu kadar koyuverdiniz!... Ah, beni ne kadar zyorsunuz!... Btn bu insanlar attiginiz tirnaga degmediginden onlarin size saygi duymalarini arzu ederdim; fakat, su halinize bakin!... Sizde ne bulacaklar? Onlara ne gsterecegim? Herkese rnek olmaya devam edecek, degerinizi kabul ettirecek yerde, etrafiniza bir sr serseri toplamis, bir sr kt aliskanliklar edinmis, yaslanmis ve gsz, sarapsiz ve kumarsiz yasayamayan, Paul de Kock'dan baskabir sey okumayan ve herkes yazarken hibir sey yazamayan bir kisi oldunuz. Btn vaktinizi konusmakla harciyorsunuz. Hi ayrilamadiginiz Liputin gibi can sikici kimselerle nasil arkadaslik edebiliyorsunuz? Bay Verkhovensky, sikilarak itiraz etti. 67- Neden ayrilamadigim? Bayan Stavrogin, serte sordu: - Simdi nerededir? - Onun... onun size karsi daima byk bir saygisi vardir. Annesinden kalan bir mirasi almak zere S...H 'ye gitti. - Para almaktan baska bir is yapmaz grnyor. Shatov nasil? Hep eskisi gibi mi? - Irascible, mais bon. (Yine abuk fkelenir, ama iyi) - Su sizin Shatov'unuza da hi tahammlm yok. Nisbeti ve her zaman kendisini dsnen bir insan. - Miss Shatov nasil? Bayan Stavrogin merakla ona bakti: - Dasha mi, demek istiyorsunuz? Neden grenmek istiyorsunuz? ok iyidir. Onu, Drozdov'larda biraktim. Isvire'deyken; oglunuz hakkinda bir seyler duydum. Kt, iyi olmayan seyler duydum. - Oh, C'est une histoire bien bete! Je vous attendais, ma bonne amie,pour vous reconter... (Oh, ok kt bir yk bu! Anlatmak iin sizi bekliyordum, aziz dostum.) - Yeteri kadar grendim, Bay Verkhovensky, beni artik rahat birakin. ok bitkinim. Bol bol konusacak vaktimiz olacak, zellikle kt seylerden. Glerken agzinizdan tkrk saiyorsunuz... bunaklik ya da buna benzer bir sey. Sonra ne kadar da garip glyorsunuz!... Allahim, ne kadar kt aliskanliklar edinmissiniz L. Karmazinov sizi hibir zaman ziyaret etmeyecek! Bundan da memnun kalacaklar. Oh, simdilik artik yeter. Yorgunum! Bana hakikaten acimalisiniz!... Bay Verkhovensky ona "acidi"; fakat, Bayan Stavrogin'in yanindan ayrilirken son derece endiseliydi. *** 68 Dostumuz, gerekten de kt birka aliskanlik edinmisti, zellikle son aylarda. Hizla ktg gzle grlebiliyordu ve kiliginin kt oldugu da dogruydu. Daha ok iiyor, gzleri daha abuk sulaniyor ye sinirleri gittike zayifliyordu. Sanat degeri olan her seye karsi asiri bir hassasiyeti vardi. Yz de ok abuk degismeye baslamisti; rnegin, yzndeki gururlu ifade, sama, hatta, ahmaka bir ifadeyle yer degistirmisti. Yalniz birakilmaya tahamml yoktu ve daima eglence ariyordu. En son rezaletlerin; gln fikralarin anlatilmasini istiyor ve bunlarin her gn degisik olmasini arzu ediyordu. Eger uzun bir sre onu ziyarete gelmezlerse, odasinda kederli kederli dolasiyor; pencereye gidiyor; dalginlikla dudaklarini kemiriyor; derin derin i geiriyor ve hemen hemen aglamakli olarak gnn geiriyordu. Sanki, hep bir seyler olmasini bekliyor, umulmadik ve kainilmaz bir seylerden korkuyordu; endiseliydi; ryalarina byk lde deger vermeye baslamisti. O gn ve gecesini asiri bir endiseyle geirdi; beni agirtti; ok l heyecanliydi; ok konustu; bana birok sey anlatti; ama, anlattiklarinin hepsi birbirini tutmaz seylerdi. Bayan Stavrogin, onun benden hibir sey saklamadigini uzun bir sredir biliyordu. Sonunda, kendisinin bile anlayamadigi bir seyden endiselendigine karar vermekten

kendimi alamadim. Kural olarak, daha nceleri biraraya geldigimizde, hemen sikyetlere baslar ve sikyetlerin arkasindan bir sise votka gelir ve her sey daha eglenceli olmaya baslardi. Fakat, bu sefer votka yoktu ve birini gnderip votka aldirmak istegini devamli olarak bastirdigi belliydi. Hemen hemen bir ocuk gibi yanip yakiniyordu. - Bayan Stavrogin neden bana hep kiziyor? Tous les hommes i de genie et de progres en Russie etaient, sont et seront toujours des ayyaslar et des kumarbazlar, qui boivent (balik gibi ikide yzerler, Rusya'daki btn dahiler, kumarbazlarla, ikide yzen sar- hoslardir)... ama ben ne byle bir sarhos ne de kumarbazim... Neden yazmadigimi anlamak istiyor. Ne garip bir dsnce. Neden yatiyor olayim? Benim bir rnek olmami ve kendimi saydirmami istiyor. 69Mais entre nous soit dit (ama aramizda kalsin) kaderi "saygi" olan bir insan yatmaz da ne yapar... o bunu bilmiyor mu? Ve nihayet, onun yakasina sarilmis olan zntsnn ne oldugunu o aksam anladim. Birok kere aynanin nnde durmus ve bir sre oyalanmisti. Nihayet, aynadan bana dnp byk bir mitsizlikle: - Mon cher, je suis (dostum ben) kendisini koyuvermis bir adamim, dedi. Gerekten de o gne kadar, tek bir inanci vardi. Bayan Stavrogin'in "yeni grsleri" ve btn "degisen fikirleri" yaninda; onun kadinca kalbinde, sadece bir srgn ya da nl bir bilgin degil; ayni zamanda, yakisikli bir erkekti. Yirmi yildan beri bu zevk verici inanca btn benligi ile sarilmisti ve olasilikla bu inancindan ayrilmaktan tr zlyordu. Yakin bir gelecekte, kaderin kendisine byle bir oyun hazirlayacagi, acaba, o gece iine mi dogmustu? Simdi, hemen hemen unutulmus, anlatacaklarimin esas baslangici olacak olayi anlatayim. Drozdovlar, agustos ayinin son gnlerinde geldiler. Gelisleri, akrabalari olan valinin uzun sredir beklenen karisinin gelisinden biraz nce olmus, sehrimiz toplumu zerinde hos bir etki birakmisti. Fakat, btn bu ilgi ekici olaylardan daha sonra szedecegim; burada sadece su kadarini syleyecegim ki, Bayan Drozdov, kendisini sabirsizlikla bekleyen Bayan Stavrogin'e ok zc bir haber getirmisti; Nicholas, temmuz ayinda onlardan ayrilmis, Rhine'de Kont K. ile bulusarak, onlarla beraber Petersburg'a gitmisti. Kont'un evlenme aginda olan kk bir kizi vardi. Bayan Drozov konusmasina: - Lisa'dan bir sey grenemedim, diye basladi. Onun ne kadar gururlu ve inati oldugunu bilirsiniz. Fakat, Lisa ile Nicholas arasinda bazi tatsiz olaylarin gemis oldugunu gzlerimle grdm. Aralarindaki olayin btn ayrintilarini bilemem; ama, Dasha'ya sorsaniz iyi olur diye dsnyorum, aziz dostum. Nihayet, gzbe70 beginiz olan bu kadini size geri getirmis olmaktan memnunum; j byk bir ykten kurtulmus oldum. Bu zehirli kelimeler belirli bir fkeyle sylenmisti. "Sisko" ka-dinin, szlerini daha nceden hazirlamis oldugu ve etkisini de tah-min ettigi belliydi. Fakat, Bayan Stavrogin, bu kadar duygulu ko-nusmalardan sasiracak bir kadin degildi. Nitekim, sert bir dille, ok E kesin ve yeterli bir aiklama talep etti. Bayan Drozdov sesini hemen alaltti; hatta, konusmasinin sonunda aglamaya ve dosta kelimeler l sylemeye bile basladi. Bu, sinirli oldugu kadar da hassas olan kibar kadinin, Bay Verkhovesnky gibi, candan bir dosta ihtiyaci vardi; kizi Lisa'dan baslica sikyeti, kizinin "bir dost" olmamasiydi. Fakat, kadinin anlattiklarindan kesin olarak ikarilan tek anlam, Lisa ile Nicholas'in hakikaten tartismis olmalariydi. Bayan Droz-dov'un bu tartisma hakkinda kesin bir bilgisi yoktu. Dasha hak-kindaki imali szlerine gelince, konusmasinin sonunda, onun l hakkinda sylediklerini sadece geri almakla kalmadi; byle ko-nusmasinin "fkeye" kapilmasindan tr oldugunu syleyerek, zr de diledi. Kisacasi, her sey son derece belirsiz ve kuskuluydu. Bayan Drozdov'a gre, tartisma, Lisa'nin "inati ve alayci" karakterinden tryd; diger taraftan, Nicholas her ne kadar siksa da, onun alayci szlerine aldirmayacak kadar gururlu oldugundan

kendisi de alayci olmustu. Bayan Drozdov: - Bundan hemen sonra, diye devam etti. Gen biriyle tanistik, | sizin "profesr"n yegeni oluyor, herhalde ve yanildigimi da san-miyorum, nk ayni soyadini tasiyor... Bayan Stavrogin: - Yegeni degil, oglu, diye dzeltti. Bayan Drozdov, Bay Verkhovensky'nin soyadini hibir zaman hatirlayamaz ve ondan szederken daima "profesr" derdi. -Eh, oglu, su halde; ogluysa daha iyi, benim iin pek fark etmez. Alelade bir gen, ok canli ve serbest; fakat, hibir zelligi yok. Eh, 71korkarim ki, Lisa kt davrandi. Nicholas'i kiskandirmak iin bu genle arkadas oldu. Kizimi bu bakimdan fazla sulu bulmam; her gen kizin yapacagi seyler bunlar... Olduka da sevimli hareketlerdir, sanirim. Yalniz, Nicholas kiskanacagi yerde bu genle zellikle arkadas oldu. Sanki hibir seyin farkinda degilmis, daha ok, aldiris etmez gibiydi. Onun bu hareketi Lisa'yi ilgina evirdi. Gen adam, kisa zaman sonra gidecegi bir yere yetismek iin acele ediyor gibiydi ve Lisa, her firsatta Nicholas ile tartismaya basladi. Nicholas'in bazen Dasha'yla konustugunu fark etti ve bu onu o kadar sinirlendirdi ki, hayat ekilmez olmustu; tabii bizler iin. Doktorlar sinirlenmemi yasaklamislardi. Dillere destan ettikleri gl, sinirime dokunmaya, bana sadece dis agrisi vermeye ve romatizma agrilarimin artmasina neden oldu. Hem neden olmasin, Cenova Gl'nn dis agrisina neden oldugunu bir yerde okumustum zaten. Tam o siralarda, Nicholas, Kontes'ten bir mektup aldi ve bizi terketti; btn teberisini bir gnde topladi. Dosta ayrildiklarini sylemeliyim. Lisa da ok neseli ve hoppaydi. Onu yolcu ederken kahkahalarla glyordu. Sadece btn haraketleri yapmacikti. Nicholas gittikten sonra, ok dalgin oldu ve onun szn bile etmedi. Benim bile ondan sz etmemi istemiyordu. Size de, Nicholas'tan, Lisa'ya bahsetmemenizi tavsiye ederim, aziz dostum. Her seyi bsbtn karistirmaktan baska bir ise yaramayacaktir. Eger sz etmeyecek olursaniz, size kendiliginden syleyecektir. Bu takdirde, daha ok sey grenebilirsiniz. Bence, eger Nicholas sznde durur da abuk dnecek olursa, aralan yine dzelecektir. - Derhal yazacagim. Eger btn tartisma buysa, bunun kadar sama bir sey olamaz; hepsi sama!... Anliyorsunuz ya, Dasha'yi ok iyi tanirim. Onun herhangi bir suu olamaz. - Aziz Dasha iin zldm. Onun iin byle konusmamaliydim. Konusmalari hep yksek sesle ve normal kanallarda oluyordu zaten. Fakat, o zaman olanlar beni tamamen sasirmisti, aziz dostum. Ayrica, Lisa bile onun gnahsiz oldugunu anladi ve ona eskisi gibi nazik davranmaya basladi. 72 Bayan Stavrogin, hemen o gn Nicholas'a bir mektup yazarak, syledigi tarihten hi olmazsa bir ay nce gelmesi iin rica etti. Fakat yine de, bu meselede anlayamadigi bir durum vardi ki, ne oldugunu tahmin bile edemiyordu. Btn gece sabaha kadar bunu dsnp durdu. Bayan Drozdov'un dsncesini fazlaca masum ve duygulu buluyordu. "Praskovya', diye dsnd, "yatili okulda oldugu gibi, btn hayati fazla duygulu gemis. Nicholas, gen bir kizin alayli szleri zerine kaacak erkek degil. Gerekten tartistilarsa, bunun daha baska bir nedeni olmasi gerekir. Geri, o subayi da be-rebarlerinde getirdiler. Bir akraba olarak evlerinde oturuyor. Praskovya, Dasha iin zr dilemekte ok acele etti; sylemek istemedigi bir seyi kendisine saklamis olmali..." Sabahleyin, Bayan Stavrogin, hi olmazsa zihnini karistiran sorunlardan birini zmlemek iin kesin kararini verdi ve yaptigi plan, beklenmedik olmasi bakimindan olduka ilginti. Bu planim hazirlarken aslinda ne dsnmst? Sylemesi ok g, ayrica, anlatan olarak, olaylari olduklari gibi aktarmaktan sorumluyum ve anlatacaklarim gerege uymaz grnrse su benim olmayacaktir. Surasini da kaydetmek zorundayim ki, sabah oldugu zaman, iinde Dasha hakkinda en kk bir kusku dahi yoktu ve geregi sylemek gerekirse, zaten ondan hibir sekilde

sphelenmemisti; ona ok gvenirdi. Ayrica, Nicholas'in ona sik olabilecegini aklinin kiyisindan bile geirmezdi... "Dasha ile ha!" Ertesi sabah, Dasha, fincanlara ay koyarken, Bayan Stavrogin gzlerini ondan ayirmadan uzun uzun bakti ve belki, bir gn ncesinden beri yirminci kez kendi kendine sylendi: "Hepsi sama!..." Bununla beraber, Dasha'nin yorgun grndgn, daha sessiz durdugunu ve ilgisiz oldugunu fark etti. Kahvaltidan sonra, her ikisi de, her zaman yaptiklari gibi, elisine oturdular. Bayan Stavrogin, Dasha'ya, Avrupa izlenimlerini, zellikle manzaralarini, halkini, Sehirlerini, trenlerini, sanat ve ticaretlerini... grebilmek firsatini Buldugu her seyi anlatmasini syledi. Drozdov'lar ve onlarin yalindaki yasantisindan hi sz etmedi. Is masasinda Bayan Stav73rogin'in yaninda oturan ve igneyle nakis islemesine yardim eden Dasha, yarim saat sreyle, dz, tekdze ve biraz zayif sesle btn izlenimlerini anlatti. Bayan Stavrogin onun konusmasini birden kesti. - Dasha, bana zellikle anlatmak istedigin bir sey yok, degil mi? Dasha, bir an dsnd ve parlak gzleriyle Bayan Stavrogin'e bakti. - Hayir, hibir sey yok. - Ruhunda, kalbinde, vicdaninda da yok mu? Dasha, biraz kskn bir tavirla ve sakin bir sesle tekrarladi. - Hibir sey yok. - Olmadigini biliyordum! Bilmeni istiyorum, Dasha senden hibir zaman kusku duymayacagim. Simdi otur ve dinle. Su karsimdaki sandalyeye otur. Seni karsimda grmek istiyorum. Tamam. Dinle... evlenmek ister misin? Dasha, sorgulu uzun bir bakisla cevap verdi; ama, bu bakisinda pek fazla hayret yoktu. -Dur, bir sey syleme. Ilknce, yas bakimindan byk bir fark var... ok byk bir fark... Fakat, bunun ne kadar sama bir sey oldugunu herkesten iyi bilirsin. Akilli bir kizsin ve hayatinda hata olmamali. Bununla beraber, hl yakisikli bir adamdir... yani, Bay Verkhovensky, her zaman saygi duydugun bir adam. Ne dersin? Dasha yine sorgulu bakislarini Bayan Stavrogin'e evirdi. Bu kez ok sasirmis ve biraz da kizarmisti. -Dur bir sey syleme. Acele etme. Geri vasiyetnamemde sana para biraktim; ama, ben ldkten sonra paran bile olsa ne yaparsin? Aldatilacaksin ve paran elinden alinacak... perisan olacaksin. Fakat, onunla evlenecek olursan, nl bir kisinin karisi olacaksin. Simdi de durumu, onun grs zerinden inceleyelim: Simdi lsem, onun hali ne olacak? Para bakimindan sikintisi olmaz. Fakat, ona ba74 kabilecegine gvenirim. Dur, henz bitirmedim: havai, beceriksiz, huysuz, bencil ve dsk aliskanliklari olan bir kisidir. Fakat, ondan daha kt kisiler olabilecegini dsnerek onu kabul etmelisin. Seni asagilik bir adama vererek, senden kurtulmak istedigimi dsnmezsin, degil mi? Yoksa byle mi dsnyorsun? Fakat onu tercih etmene en byk neden, bunu senden benim istemem. Sznn burasinda sesini biraz fkeyle ykseltti. - Anladin mi? Neden bana yle bakiyorsun? Dasha, hl susuyor ve sadece dinliyordu. : - Bir dakika dur... konusma! Yasli bir kadina benzer... fakat, senin iin ok daha iyidir. Zavalli yasli bir kadin gibi oldugunu itiraf ederim. Dnyada onun sevgisine layik bir kadin yoktur. Fakat, zavalliligindan tr sevilmek hakkini kazaniyor ve sen de onu bu zavalligindan tr seveceksin. Beni anliyorsun, degil mi? Degil mi? Dasha basiyla evetledi. Bayan Stavrogin garip bir fkeyle ve tiz bir sesle devam etti: - Anlayacagini biliyordum. Zaten senden baska bir sey beklemezdim. Seni sevecek, sevmeli, sevmeli. Sana tapmali!.. Ayrica, sana sik olacagi muhakkak; hatta, kendisini buna zorunlu bile tutmasa, seni yine de sevecektir. Onu iyi tanirim. Ve ben de daima burada olacagim. Bu hususta merak etmemelisin; daima burada olacagim. Seni sikyet edecek, hakkinda onur kirici seyler anlatacak, karsilasacagi ilk kisiye hakkinda bir sr sey fisildayarak sizlanacak, hep sizlanacak; bir odadan bir odaya sana

mektuplar yazacak, gnde iki mektup belki; fakat, ne olursa olsun sensiz yapamayacaktir; asil nemli olan da budur. Arzu ettigin her seyi yaptir ona; zaten yaptiramazsan, aptalsin demektir. Kendisini asmak isteyecektir. Seni kendisini asmakla tehdit edecektir... sakin inanma. Sadece samalik!... inanma, ama yine de gzn a, pek belli olmaz; kendisini asabilir. Onun gibi kimseler iin byle seyler olagandir; zayifliklarindan tr kendilerini asiverirler. Ve bu nedenledir ki 75onu fazla sikmamalisin... bu, evlilik hayatinin ilk kosuludur. Sair oldugunu da unutmamalisin. Dinle, Dasha, kendini feda etmek kadar byk bir mutluluk yoktur. Ayrica, bana byk bir iyilik yapmis olacaksin ve bu da ok nemlidir. Sama konustugumu dsnme. Ne syledigimi ok iyi biliyorum. Ben bencilim, bu bakimdan sen de bencil olacaksin. Seni hibir seye zorlamiyorum; her sey sana bagli, nasil istersen yle olacak. Karsimda neden byle oturuyorsun? Bir seyler syle!... Dasha, kararli bir dille: - Birisi ile evlenmek zorundaysam, benim iin pek fark etmez, Bayan Stavrogin, dedi. Bayan Stavrogin sert bir sekilde, dik dik bakti. - Zorunluluk mu? Ne demek istiyorsun? Dasha, elindeki igneyle nakisa devam ederken susuyordu. - Zeki bir kiz olabilirsin; ama, sama konusuyorsun. Seni evlendirmek istemem tamamen dogrudur; fakat, seni evlendirmeyi arzu etmem, evlenmenin gerekli olmasindan degil. Bay Verkhovensky'yi dsnerek, evlenmeni istiyorum. Bununla beraber, yirmi yasinda oldugundan... Bay Verkhovensky olmasaydi, seni evlendirmeyi hi dsnmeyecektim... Ne diyorsun? - Arzu ettiginiz gibi olsun, madam. - Su halde kabul ediyorsun!... Dur, bir sey syleme. Neden acele ediyorsun? Szm henz bitirmedim. Vasiyetimde sana on bes bin ruble biraktim. Evlenme gnnde bu parayi sana verecegim. Sekiz binini ona vereceksin... yani, ona degil bana vereceksin. Geriye kalan yedi binin bir kurusunu dahi ona vermeyeceksin. Bunu hi unutma. Borlarini asla demeyeceksin. Bir kere deyecek olursan, arkasinin kesilmedigini grrsn. Sekiz bin ruble borcu var; borcunu ben deyecegim; fakat, senin paranla denmis oldugunu bilmeli. Simdi yaptigim gibi, ev, yiyecek ve iecek masraflarinizi karsilayacagim; ikinize yilda, bin iki yz rublelik ve ayrica bin bes yz rublelik denek verecegim. Yalniz himetilerinizi kendiniz tutacaksiniz. 76 Yillik deneklerinizi toplu olarak sana verecegim. Fakat, sen de ona karsi biraz anlayisli olup, arada sirada para vereceksin. Arkadaslarinin, ancak haftada bir gelmelerini temin et, daha sik geldikleri takdirde kov. Zaten ben de burada olacagim. Eger lecek olursam, yillik deneginiz onun lmne kadar; nk, bu denek sana degil onadir. Vasiyetimde, yedi bin rubleden hari sekiz bin ruble daha birakacagim. Eger akilli bir insansan bu paraya dokunmazsin. Bu paradan baska benden kirk para alamazsin. Bunu grenmek hakkindir. Kabul ediyor musun, etmiyor musun? Nihayet bir sey sylemeyecek misin? - Biraz nce sylemistim, Bayan Stavrogin. - Yalniz unutma, karar vermek senin hakkin. Arzu ettigin gibi olacak. - Bu takdirde, syler misiniz, Bayan Stavrogin, bu konuda Bay Verkhovensky bir sey syledi mi? -Hayir, sylemedi, bundan haberi bile yok, fakat... kisa zamanda grenecek. Bayan Stavrogin hemen yerinden firladi ve siyah salini omuzlarina atti. Dasha yine kizardi ve sorgu dolu bakislarla hanimini takip etti. Bayan Stavrogin birden fkeyle geri dnd. Gzlerinden ates fiskiriyordu. - Salak!..., diye atmaca gibi atildi. Nankr salak!... Ne dsnyorsun? Seni biraz da olsa kt bir duruma sokacagimi mi saniyorsun? Onunla evlenmen iin yerlerde srnerek yalvaracak, mutluluktan lecek... iste bu evlilik byle ayarlanacak. Kimsenin sana zarar vermesine izin vermeyecegimi ok iyi bilirsin. Yoksa seninle sekiz bin ruble iin evlenecegini ve seni ona satmak iin kostugumu mu dsndn? Budala, budala!... Siz, hepiniz nankr budalalarsiniz. Semsiyemi ver benim!...

Islak tugla kaldirimin, tahta kalaslarin zerinden kosarak Bay Verkhovensky'ye gitti. *** 77Dasha'nin kimse tarafindan hirpalanmasini istemedigi muhakkakti; tersine, su anda onun haklarini koruyordu. Salini omuzlarina atarken, evlatliginin sorgu dolu bakislarini yakaladigi zaman fkeden ilgina dnmst. Dasha'yi ocuklugundan beri ok severdi. Bayan Drozdov'un Dasha iin, "onun gzbebegi" demekte hakki vardi. Bayan Stavrogin, Dasha'nin karakterinin agabeyine hi benzemedigine karar vermisti; yani, karakteri Ivan Shatov'a benzemezdi. Dasha, sessiz ve yumusak huylu; kendisini feda etmeye her zaman hazir; sadik, son derece alakgnll; asiri derece mantikli ve en nemlisi, nankr olmayan bir kizdi. Bugne kadar Dasha, umdugu gibi bir kiz ikmisti. Henz on iki yasindayken, Bayan Stavrogin, onun iin "yasantisinda hibir aksaklik olmayacak" demisti ve her parlak grdg dsnceye, her aklina koydugu seye, her hlyaya, her yeni fikre byk bir tutkuyla baglanan bir kadin oldugundan Dasha'yi kendi z ocugu gibi yetistirmeye karar vermisti. Derhal, Dasha'ya byk bir miktar para ayirdi ve Dasha'ya on alti yasina gelene kadar evlerinde kalan, sonra bilinmeyen bir nedenle isine son verilen Miss Criggs adinda yabanci bir dadi tutuldu. Gramer okulundan Dasha'ya ders vermek iin ok degerli gretmenler geliyordu. Bu gretmenlerin arasinda gerek bir Fransiz vardi ve Dasha'ya Fransizca gretti. Bu Fransizin isine de birden son verildi ve deta evden kovuldu. Sehirde yeni olan, iyi bir aileden dul kalan, fakir bir kadindan piyano dersleri aldi. Fakat bas egitmen Bay Verkhovensky'ydi. Gerekte, Dasha'yi bulan ve meydana ikartan Bay Verkhovensky'ydi; Bayan Stavrogin, Dasha'yi evlatlik almayi henz dsnmyorken, Bay Verkhovensky bu sessiz ocuga ders veriyordu. Yine tekrarlamaliyim: ocuklarin ona baglanmalari ok sasilacak bir seydir!... Lisa Tushin'e de sekiz yasindan on bir yasina kadar ders vermisti (Bay Verkhovensky ona bedava ders veriyordu; nk, Drozdov'lardan dnya yerinden oynasa para almazdi). Fakat, sevimli ocuga kendisi de tutulmustu. Evrenin kurulusu ve dnya hakkinda ok ili ykler anlatir ve insanligin tarihinden szederdi. Ilk insan topluluklari, tarih ncesi insanlari hakkindaki konferanslari, Arap yklerinden ok daha ilgin olurdu. 78 Bu yklerden son derece hoslanan Lisa, Bay Verkhovensky'nin yz hareketlerini yaparak, bu ykleri evde anlatirdi. Bay Verkhovensky bunu nasilsa duydu ve bir gn onu sust yakalayiverdi. Son derece utanan Lisa, onun kollarina atilarak aglamaya basladi. Bay Verkhovensky de onunla beraber agladi. Kisa bir sre sonra Lisa gitti ve sadece Dasha kaldi. Dasha iin baska gretmenler tutuldugu zaman, Bay Verkhovensky, ona ders vermemeye basladi ve zamanla da ona karsi olan ilgisini kaybetti. Bu, uzun bir sre byle devam etti. Bir gn, onun gzelligi karsisinda saskina dnd. Kiz, o zaman henz on yedi yasindaydi. Bayan Stavrogin'in evindeki bir yemekte karsilasmisti onunla. Gen kizla konusmaya basladi ve onun verdigi zekice cevaplardan memnun oldu. Bu konusmalari, Rus edebiyatinin tarihi hakkinda ciddi ve genis konferanslarin verilmesinin kararlastirilmasiyla son buldu. Bayan Stavrogin, ok memnun olmus ve bu olaganst fikri nedeniyle onu tebrik etmisti. Dasha ise sevinten uuyordu. Bay Verkhovensky zel bir dikkatle konferanslarini hazirladi ve sonunda basladi. En eski devirden basladilar; ilk konferans ok verimli geti; Bayan Stavrogin de konferansta bulundu. Bay Verkhovensky konferansini bitirdigi zaman, grencisine gelecek derste, "The Lay of Igor's Army"yi tartisacaklarini sylerken, Bayan Stavrogin birden yerinden kalkti ve baska ders olmayacagini syledi. Bay Verkhovensky yzn eksitmekle beraber cevap vermedi. Dasha kipkirmizi oldu. Ama, bu konu bylece kapandi. Bu olay, Bayan Stavrogin'in simdi aklina koydugu beklenmedik dsnceden yil nce olmustur. Zavalli Bay Verkhovensky, basina geleceklerden habersiz, odasinda oturuyordu. Melankolik dsncelere dalmis, uzun bir sreden beri, tanidik bir dostunun gelip gelmedigini grmek iin, pencereden bakiyordu. Fakat, gelen giden yoktu. Yagmur iseliyordu. Hava soguyordu. Sobanin yakilmasi gerekiyordu. Iini ekti. Birden gzlerinin nnde korkun bir sey belirdi: Bayan Stavrogin, byle bir havada ve

olmayacak bir saatte ona geliyordu. Ve yayan!... O kadar sasirmisti ki, ceketini giymeyi unuttu ve onu 79oldugu kilikta karsiladi; genellikle evdeyken giydigi pembe, eski ceketiyle hem de. Onu karsilamak iin yerinden kalkarken zayif bir sesle: -Ma bonne amie (sevgili dostum)! diye haykirdi. - Yalniz misiniz? Memnun oldum. Dostlariniza tahammlm yok. Oh, ne kadar sigara imissiniz!... Ulu Tanrim, ne hava!... ayinizi da bitirmemissiniz, oysa saat on iki oldu!... Cennet dsnceniz, tertipsizliktir. Zevk dsnceniz, pisliktir. Bu yirtik kgit paralari yerde ne ariyor? Nastasya! Nastasya!... Nastasya'niz ne isle mesgul? Pencereleri ain, azizim, vasistaslari, kapilari... her tarafi!... Ardina kadar ain, ltfen! Salona geelim. Is grsmesi yapmak iin geldim. Ve, rica ederim, hayatinda ilk kez olsun surayi spr Nastasya! Nastasya, fkeyle yakinan bir dille: - Efendim ortaligi hep kirletiyor, Madam!..., dedi. - Sen de her zaman spr!... Gnde on bes kere spr!... Gnde on bes kere spr, azizim! Ne korkun bir oda!... Salona getikleri zaman, Bayan Stavrogin: - Kapilari sikica kapayin, dedi. Bizi dinleyecegi muhakkaktir. Duvar kgitlarini degistirmelisiniz. Geenlerde rneklerle beraber bir dekoratr de gndermistim, neden semediniz? Oturun ve dinleyin. Oturun ltfen!... Nereye gidiyorsunuz?Nereye gidiyorsunuz? Nereye? Bay Verkhovensky br odadan bagirdi. - Bir dakika...ben...buradayim!... - Oh, ceketinizi degistirmissiniz. Bayan Stavrogin, onu tepeden tirnaga szdkten sonra: - Evet, dedi. Bylesi daha iyi oldu. Size syleyeceklerime uyacak. Oturun, ltfen!... Her seyi kisa ve aik olarak anlatti. Bay Verkhovensky'nin ihtiyaci olan sekiz bin rubleye de degindi. Drahoma zerinde uzun uzun konustu. Bay Verkhovensky, saskinligindan irilesmis gz80 lerle bakiyor ve titriyordu. Bay Verkhovensky her seyi ok iyi duymakla beraber iyice anlayamamisti. Konusmak istedi; fakat, sesi ikmadi. Btn bildigi, her seyin, Bayan Stavrogin'in istedigi gibi olacagiydi. Bu bakimdan, onunla tartismak, ona karsi koymak yararsizdi ve evlilik konusu karsi konulmaz bir kesinlikle kabul edilecekti. Sonunda byk bir gayretle: -Mais a bonne amie (Ama, sevgili dostum), diyebildi. nc kez, hem de bu yasta ve byle bir ocukla!... Mais c'est une enfant! (Ama o bir ocuk). - Skr Tanri'ya ki, yirmi yasinda bir ocuktur!... Gzlerinizi devirmeyiniz, ltfen, rica ederim. Sahnede degilsiniz. ok zeki ve bilgilisiniz; ama, hayat hakkindaki dsnceleriniz eksik. Daima bir dadiya ihtiyaciniz var. lrsem haliniz ne olacak? O size ok iyi bir dadi olacaktir. Alakgnll, akilli ve kararli bir kizdir. Ayrica, henz lmeyi dsnmedigim iin ben de her zaman yaninizda olacagim. ok evcil ve iyilik melegi gibi bir kizdir. Bu hos fikir, Isvire'deyken aklima geldi. Anlamiyor musunuz? Melek gibi bir kiz oldugunu syledim!... Birden fkeyle haykirdi. - Eviniz pislik yuvasi halinde!... Dasha evinize dzen verecektir. Her taraf ayna gibi parlayacak. Tanrim, onunla evlendiginiz takdirde kazanacaginiz seyleri teker teker saymami, nnzde diz kmemi mi bekliyorsunuz? Asil sizin benim nmde diz kmemiz gerekir!... Ah, kendini begenmis, kalpsiz bir insansiniz!... - Fakat... yasli bir adamim!... - Elli yasinda olmanizin nemi ne? Elli yas mrn sonu degil, erkek hayatinin yarisidir. Yakisikli bir adamsiniz ve bunu da biliyorsunuz. Ayni zamanda, size karsi nasil bir saygi duydugunu da biliyorsunuz. lrsem, onun hali ne olacak? Fakat, sizinle evlenecek olursa, ne onun ne de benim bir endisem olacak. nemli bir

kisisiniz; isminiz, seven bir kalbiniz var. Kendimi vermeye zorunlu 81tuttugum emekli ayliginiz olacak. Belki onu siz kurtarirsiniz, kurtarirsiniz!... Her ne olursa olsun, ona onur kazandiracaksiniz. Ona yasamayi greteceksiniz; bilgilerini artiracak, dsncelerine yn vereceksiniz. Dsncelerine dogru drst yn veremedikleri iin, bugn, mahvolmayan az insan mi var?.. Kitabinizi tamamladiginiz zaman, kendinizi herkese tanitmis olacaksiniz. Bayan Stavrogin'in pohpohlamasindan gururlanan Bay Verkhovensky: - Zaten, dedi. Zaten, Ispanya tarihinden ykler yazmak zereydim. - Ya...ben demedim mi?... -Fakat... Ya o? Ona sylediniz mi? - Onu merak etmeyin; isin o yanini dsnmeniz gerekmiyor. Tabii, ona evlenme teklif etmeli, bu serefi size bagislamasi iin yalvarmaksiniz... Anladiniz mi? Fakat, meraklanmayin, ben yaninizda olacagim. Ayrica, onu seviyorsunuz, degil mi? Bay Verkhovensky'nin basi dnmeye basladi; sanki duvarlar dnp duruyordu. Ne kadar gayret ederse etsin kavrayamadigi korkun bir fikir vardi. Birden sesi titreyerek: - Excellente amie (mkemmel dost), dedi. As... asla tasavvur edemezdim ki ...ki... siz... beni baska bir ka... kadinla evlendirmek is...isteyesiniz!... Bayan Stavrogin zehirli bir sesle: - Siz kadin degilsiniz, aziz efendim, dedi. Sadece gen kizlar evlendirilir; halbuki siz evleneceksiniz. Bay Verkhovensky gzlerini ona dikti. Sanki kendisinden gemis gibi bir sesle: - Oui, j'ai pris un mot pour un autre. Mais... c'est egal... dedi. (Baska bir sey sandim ama... ikisi de ayni) Bayan Stavrogin, kasitli bir kmsemeyle: 82 - Egal (ayni) oldugunu grebiliyorum, dedi. Tanrim, bayildi! Nastasya, Nastasya! Su!... Fakat suya ihtiya gstermeden Bay Verkhovensky kendine geldi. Bayan Stavrogin semsiyesini aldi. - Sizinle simdi konusmanin yarari olmadigini anliyorum. - Oui, oui je suis incapable. (Evet, evet kendimde degilim.) - Fakat yarina kadar, mit ederim ki, dinlenmis olur ve bunu etraflica dsnebilirsiniz. Evden ikmayin. Bir sey olursa, gece de olsa haber verin. Okumayacagim iin bana mektup falan yazmaya da kalkmayin. Fakat, yarin ayni saatte bizzat gelip son cevabinizi grenecegim. Bu cevabinizin tatmin edici olacagini umarim. O saatte evde kimsenin olmamasina ve etrafin derli toplu olmasina dikkat edin; nk, hakikaten igren. Nastasya, Nastasya!... Ertesi gn Bay Verkhovensky razi oldugunu bildirdi; aksini zaten yapamazdi. Degisik bir durum vardi burada... *** Bay Verkhovensky'nin mlk, hepimizin bildigi gibi (eski kayitlara gre elli kleli ve Skvoreshniki'ye bitisik) aslinda ilk ka-risimndi ve halen oglu Peter'e aitti. Bay Verkhovensky sadece onun vasisiydi ve bylece, oglu rstn ispat ettikten sonra da ondan aldigi vekletname ile mlkn bakimini yrtyordu. Byle bir anlasma gen adamin yararinaydi; nk, mlkn geliri olarak, her yil babasindan 1,000 ruble aliyordu. Oysa, mlkn geliri, klelik kanunu yrrlge girdikten sonra 500 rubleye (hatta daha az) dsmst. Byle bir iliskinin nasil kurulabildigini ancak, Tanri bilir. Her ne olursa olsun, bu bin ruble Bayan Stavrogin tarafindan gnderiliyor ve Bay Verkhovensky'nin bir ruble dahi katkisi olmuyordu. Aksine, mlkten gelen btn geliri cebine indiriyordu. Ayrica, mlkn tek geliri olan agalan Bayan Stavrogin'in haberi olmadan satmasi mlkn yikimina neden olmustu. Mlkten elde edilen ke83resteyi azar azar satmisti. Btn kereste 8000 ruble ettigi halde 5000 rubleye satmisti. Bazen kulpte ykl para kaybettiginden Bayan Stavrogin'den istemeye cesareti yoktu. Bayan Stavrogin, bunlari grendigi zaman kudurmuscasina fkelendi. Simdi ise sevgili oglu mlkn satmak iin gereken islemleri yapmasini babasindan

istiyordu. Kuskusuz, soylu ve kendisini dsnmeyen bir kisi olan Bay Verkhovnesky, dokuz yil nce, grenciyken Petersburg'da grdg le cher enfant (bu sevgili ocuga) byle davranmis oldugundan tr utaniyordu. Aslinda mlkn degeri 12000 ya da 13000 ruble civarindaydi; ama, bugnk durumuyla bu mlke 5000 ruble verecekleri kuskuluydu. Kuskusuz ki, Bay Verkhovensky elindeki anlasmaya gre keresteleri satmak yetkisine sahipti; bunca yil hi aksatmadan ogluna 1000 ruble gndermisti; ama, bunun mmkn olamayacagini her zaman kanitlayarak kendisini temize ikarabilirdi. Fakat, Bay Verkhovensky, yksek prensipleri olan onurlu bir adamdi. Aklina son derece hos bir fikir geldi; sevgili Peter'i geldiginde, masanin stne 15000 rubleyi koyacak (mlkn getirebileceginden fazlaydi) sonra, her yil demekte oldugu gelire aldirmadan, ce cher fils'i (sevgili ogul) ggsne bastirarak aglayacak ve baba ogul arasindaki is konusu bylece son bulacakti. Bu gzel dsncesini, her zaman oldugu gibi dolambali yollardan Bayan Stavrogin'e ati. Bunun, aralarindaki dostluk baglarina zel bir anlam katacagini ima ediyordu. Ayni zamanda, eski devirlere ait babalarin, genellikle eski insanlarin, simdiki akli bir karis havada gezen, sosyalist dsncelere saplanan genlerden daha soylu olduklarini, kendi ikarlarini dsnmediklerini de gstermis olacakti. Daha birok sey de sylemekle beraber, Bayan Stavrogin hep susuyor, herhangi bir fikir yrtmyordu. Sonunda kuru bir sesle, mlk en yksek degerinden satin almaya razi oldugunu; bu deger 6000 ya da 7000 ruble civarindaydi; belki, 4000 rubleye bile satin alinabilirdi; geri kalan 8000 ruble iin, yani kerestelerle beraber uup giden paradan sz etmedi. 84 Bu olay, Bayan Stavrogin'in, Dasha'yi evlendirme teklifinden bir ay ncesine rastliyordu. Bay Verkhovensky sasirmis ve derin dsncelere dalmisti. Eskiden oldugu gibi, oglunun gelmeme olasiligi vardi; ama, bunu ancak bir yabanci dsnebilirdi. Oysa, Bay Verkhovensky, bir baba olarak byle bir dsnceyi siddetle reddederdi. Her ne olursa olsun, sevgili Peter hakkinda birtakim garip sylentiler kulagimiza kadar geliyordu. nce niversite grenimini tamamladiktan sonra, Petersburg'da bir sre issiz dolasmisti. Bu alti yil nceydi. Birdenbire, gnn birinde, gizli bildirilerin dagitilmasinda parmagi oldugu ve durusmasini bekledigi haberi geldi. Sonra, Isvire'nin Cenevre sehrinde grlnce kamis oldugundan endise etmistik. Son derece saskin grnen Bay Verkhovensky, o zamanlar, bir sr palavra atmak gibi bir aliskanlik edinmisti. - Btn bunlar bana ok garip geliyor. Sevgili Peter, c'est une si pauvre tete! (zavalli bir insandir) Iyi kalpli, soylu, ok duyguludur ve sunu sylemeliyim ki, Petersburg'da onu, modern genlerle karsilastirdigim zaman vnmstm; fakat, c'est un pauvre sire tout de meme... (ne de olsa zavalli bir gentir) ve, bilirsiniz, duygululuk, yari olgunluk sonucudur. Onlari byleyen gerekilik degildir; sosyalizmin duygulu ve idealist yndr; oldugu gibi onun dini grnsdr; onun siiri, tabii herkes tarafindan evvelce kullanilmistir. Ve bununla beraber, btn bunlarin bence anlami nedir? Burada bir sr dsmanim var, orada daha da fazlasi ve babasinin etkisiyle yapmis oldugu sylenecek. Tanrim, Peter, kalkinma harektinin nderi, ha!... Ne gnlerde yasiyoruz!... Bununla beraber, kisa bir zaman sonra Peter, her zaman oldugu gibi parasinin gnderilmesi iin Isvire'deki kesin adresini bildirdi. Bu da gsteriyordu ki, siyasal bir gmen degildir. Ve simdi, dis lkelerde drt yil geirdikten sonra, birden bire z vatanina dnyor ve kisa bir zaman sonra da sehre gelecegini bildiriyordu. Bunun da anlami, herhangi bir sula sulanmamis olmasiydi. Dahasi da vardi; sanki, biri onun isleriyle ilgileniyor ve onu ynetiyordu/Simdi, 85Rusya'nin gneyinden yaziyor ve oraya nemli bir is iin gitmis oldugunu sylyordu. Btn bunlar iyiydi; ama, Bay Verkhovensky mlkn satisindan arta kalan 7000 ya da 8000 rubleyi nasil bulacagini dsnr ordu. Eger oglu bu konu zerine tatsizlik ikarir da mahkemelik olurlarsa ne olacakti? Duygulu Peter'inin mlkn hibir seye feda etmeyecegini de hissediyordu.

Bir gn bana, alak sesle: - Dikkat ettim, diye fisildadi. Acaba, neden btn sosyalistler ve komnistler, bu kadar cimri, bu kadar malina dskn oluyorlar? Kuskusuz, en byk sosyalistler, sosyalistliklerinin byklg kadar da malina dsknlkleri byk oluyor... neden acaba? Acaba, bu sadece fazla duysalliktan mi oluyor? Bay Verkhovensky'nin bu szlerinde gerek payi olup olmadigini bilemiyorum. Btn bildigim, Peter'in kerestelerin satisindan haberdar oldugu ve bunun da Bay Verkhovensky tarafindan bilindigidir. Ayni zamanda, Peter'in babasina yazdigi mektuplari da okudum; Peter ok seyrek, yilda ancak bir mektup yazardi. Yalniz son zamanlarda iki mektup gndermis, bu mektuplar hemen hemen birbirini izlemisti. Ikinci mektup, gelisini babasina bildirmek iindi. Bu mektuplar kisa, kuru bir dille yazilmis ve sadece emir veren mektuplardi. Baba ogul, daha Petersburg'da ilk karsilasmalarinda son modaya uyarak senli benli olduklarindan, Peter'in mektuplari bana, eski mlk sahiplerinin Moskova ya da Petersburg'dan, mlklerini yneten klelerine yazdiklari mektuplari hatirlatiyordu. Ve simdi, Bay Verkhovensky'nin mali durumunu dzeltecek olan 8000 ruble, Bayan Stavrogin'in teklifi ile birden ortaya ikiyordu. Ayni zamanda, Bayan Stavrogin, bu paranin baska sekilde temin edilemeyecegini de kesinlikle ima etmisti. Bu bakimdan, Bay Verkhovensky bu teklife boyun egmek zorunda kalmisti. Bayan Stavrogin gider gitmez, btn gn evine kapanip kimse ile grsmedi ve hemen bana haber saldi. Tabii, aglayarak uzun uzun konustu; gzel szler syledi; arada bir sz dizisini kaybetti ve konudan uzaklasti; bazen bir sz kt anlamda kullaniyor ve son 86 derece memnun oluyordu. Sonra hafif bir mide sancisina tutuldu... ok gemeden her sey normal seyrini takip etti. Sonunda, yirmi yil evvel len Alman karisinin resmini ikartti ve acikli bir sesle onunla konusmaya basladi: "Beni affedebilecek misin?" Kendisini tamamen kaybetmis grnyordu. Kederimizi bogmak iin biraz da itik. Biraz sonra tatli bir uykuya dalmisti. Ertesi sabah kravatini son modaya uygun olarak bagladi; dikkatle giyindi ve aynanin nnde sik sik kendisini kontrol etti. Mendiline esans dkt... hi olmazsa birka damla... ve pencereden Bayan Stavrogin'i fark eder etmez, hemen baska bir mendil aldi ve esansli mendili minderin altina sakladi. Bayan Stavrogin, onun kararini grenince: - ok gzel, dedi. nce kararliliginizdan, sonra da, zel hayatinizda pek dinlemediginiz mantiginizin sesini duymanizdan tr memnun oldum. Ama, aceleye gerek yok. Bay Verkhovensky'nin beyaz kravatina bakarken ekledi: - Simdilik kimseye bir sey sylemeyin, ben de sylemeyecegim. Yakin zamanda dogum gnnz olacak; onunla beraber sizi ziyarete gelecegim. Bir ay yaparsiniz; fakat, rica ederim, aperitif ya da sarap olmasin; ama, buna ben dikkat ederim. Arkadaslarinizi da davet edin... yine de arkadaslarinizin seimini beraberce yapariz. Eger gerekirse, Dasha ile bir gn nceden konusabilirsiniz. Dogum gn partinizde resmi bir aiklama yapacak degiliz; fakat, sadece kk bir imada bulunacagiz ya da herhangi bir tren yapmadan herkese duyuracagiz. Ondan sonra, on bes gn iinde sessiz bir evlenme treni olacak; tabii, mmkn olursa. Dgnden sonra bir sre iin bir yere; rnegin, Moskova'ya gidersiniz. Ben bile sizinle beraber gelebilirim. Fakat, en nemlisi, o zamana kadar bu hususta kimseye bir sey sylememenizdir. Bay Verkhovensky sasirmisti. Byle olamayacagini, Dasha ile karsilikli konusmasi gerektigini syleyecek oldu; fakat Bayan Stavrogin fkeyle haykirdi: - Onunla konusmanizin size ne yaran olacak. Belki de btn bunlardan hibir sey ikmayabilir... 87Gelecegin damadi tamamen saskin olarak mirildandi. - Ne demek istiyorsunuz? - Ne sylyorsam onu. Henz kesin bir karar vermis degilim. Fakat her seyin syledigim gibi olacagini dsndgmden, endise etmenize gerek yok. Dasha'yi

bizzat kendim hazirlayacagim. Hibir sey yapmak zorunda degilsiniz. Sylenmesi ve yapilmasi gereken her sey yapilacaktir. Bu bakimdan onu grmenize gerek yok. Onu ne iin greceksiniz? Yapacaginiz ne var ki? Hem ne gidin ne de mektup yazin. Rica ederim bu hususta tek sz dahi istemiyorum. Ben de tek sz etmeyecegim. Bayan Stavrogin herhangi bir aiklama yapmadan olduka zgn ayrildi. Grnse gre, Bay Verkhovensky'nin hemen hazir tavirlarindan sasirmisti. ok yazik!... Bay Verkhovensky'nin durumdan hi haberi yoktu ve birok bakimdan dsnme firsatini bile bulamamisti. Aksine, yeni bir hava almaya, byk bir basari almis gibi tavir almaya baslamisti. Srekli atip tutuyordu. nmde durup kollarini iki yana aarak konusuyordu: - Hosuma gitti!... Duydunuz mu? isi yle bir duruma getiriyor ki sonunda vazgeecegim. Ben bile sabrimi tketebilir ve red-debilirim!?.. "Yerinden kimildamadan otur, onu ne iin greceksin?" Fakat neden olmasin, sorarim size, neden evlenmek zorundayim? Kafasina bazi garip dsnceler geldi diye mi? Fakat, ben ciddi bir adamim ve deli bir kadinin hakkimdaki dsncelerini her zaman iin reddedebilirim!... Ogluma ve kendime karsi bazi grevlerim var!... Kendimi feda ediyorum, bunu anlayamiyor mu? Belki de hayattan sikildigim, hibir seyi umursamadigim iin kabul ettim. Fakat, beni kizdirip umursamazligimi bir anda yok edebilir. Beni fazla zorlayacak ve ben de vazgeecegim. Et enfin le ridicule... (Hem sonunda ok gln olacak)... Bana kulpte ne diyecekler? Liputin ne... ne syleyecek? "Belki de hibir sey olmaz!..." Tamam degil mi? Yeterli degil mi? Bu... bu kadari da fazla oldu! Jesuis un forat, un Badinquet, (bir forsayim ben.) Napolyon'un kamasi iin elbiselerini ona veren bir forsa.... kseye kistirilmis un (bir) adamim ben... 88 Btn bu yakinmalar arasinda, bencil bir gurur vardi. Bununla beraber, o aksam yine biraz itik. 3. BASKA BIR ADAMIN GNAHLARI Aradan bir hafta gemeden isler yavas yavas gelismeye basladi. Arada sunu da syleyeyim ki, bu ugursuz hafta iinde, en yakin sirdasi olarak, zavalli dostumdan hemen hemen hi ayrilmadim. O hafta kimseyi grmedigimiz ve hep yalniz kaldigimiz halde utantan yerin dibine geiyordu; hatta, benden bile utaniyordu; yle ki, bana aildika, bsbtn yanip yakiniyordu. ok hassas oldugu iin sehirde herkesin bildiginden endiseleniyordu. Degil kulpte, kendi arkadaslari arasinda grnmekten ekiniyordu. Normal gnlk yryslerine bile hava iyice karardiktan sonra ikiyordu. Aradan bir hafta geti; o hl nisanli olup olmadigini ne kadar gayret ederse etsin, kesin olarak grenememisti. Nisanlisi ile g-rsememisti ve kuskusuz, onun nisanlisi olup olmadigini, bu isin ciddi bir ynnn bulunup bulunmadigini bile bilmiyordu. Her nedense, Bayan Stavrogin onu kesin olarak grmek istemiyordu. Mektuplarinin ilkine cevap olarak (ve ona ok sayida mektup yazdi) Bayan Stavrogin, ok mesgul oldugundan kendisini rahatsiz etmemesini; nemli isler pesinde oldugunu; onunla grsemeyecegini; isi azaldigi zaman kendisini grmeye gelebilecegini yazdi. Mektuplarina gelince, "maskaralik" diye adlandirdigini ve onlari amadan geri evirecegini ekledi. Bu notu okudum; Bay Verk-hovnesky okumam iin vermisti. Bununla beraber, btn bu sert kelimelerin her biri, byk endisesinin yaninda anlamsizdi. Bu endisesi onu byk apta hirpaliyordu; bu nedenle, zayifladi ve cesaretini kaybetti. Her seyden utanmasina neden olan, benimle bile tartismayi reddettigi bir seydi. Tersine, her ne zaman bu konuyu aacak olsam, bana yalan sylyor 89ve kk bir ocuk gibi sz degistirmeye alisiyordu; byle olmasina ragmen beni her gn agirtiyordu; bensiz iki saatini bile geiremiyordu; ekmege, suya ihtiyaci oldugu kadar bana da ihtiyaci vardi. Byle bir tutum, bir bakima benligimi incitiyordu. O zaman, Bay Verkhovnesky'nin bu

sirrini, endisesini aiklamasinin, kredisini artirmayacagina kesin olarak inanmistim ve bu nedenledir ki, henz gen oldugumdan hislerinin kabaligi ve kuskularinin irkinligi karsisinda fkelenmemek elimden gelmiyordu. O kizginligim aninda, itiraf etmeliyim ki, belki onun sirdasi olmak beni yordugundan tr, onu suluyor da olabilirdim. Bazi seylerin itirafinin g oldugunu bildigim halde, direterek her seyi aiklamasini saglamaya alistim. O da benim iimi gryor; yani, onun iini grdgm ve ona kizdigimi hissediyor; ona kizdigim ve iini grdgm iin o da bana kiziyordu. Belki de ona karsi fkelenmem anlamsiz ve samaydi; fakat, iki adam uzun zaman beraber bulun-muslarsa, o iki kisi arasindaki dostluk gerekten glenir. Belirli bir grs aisindan, kendi durumunun belirli taraflarini ok iyi anliyordu; kuskusuz, saklamasinin gerekli oldugunu dsndg noktalari ustalikla atliyordu. Arada sirada Bayan Stavrogin hakkinda bazi szler sylerdi. - Ah, nceleri byle degildi. Beraberce oturup tatli tatli tartistigimiz zaman byle degildi. O gnler konusabilirdi, biliyor musunuz? O gnlerde kendisine zg dsnceleri oldugunu sylersem inanir misiniz? Simdi her sey degisti!... Eski gnlerin gemis oldugunu sylyor. Gemisi hor gryor... Simdi bir esit ynetici, dnyaya karsi dis bileyen bir kisi oldu ve daima yz asik... Hemen itiraz ettim. - Emirlerini yerine getirdiginize gre neden kizmis olsun? Cin gibi bir tavirla yzme bakti. - Cher ami, (sevgili dostum) arzusunu kabul etmeseydim, son derece fkelenecekti!... Ama yine de, kabul ettigim zamankinden daha az kizacakti! 90 Bu yorumundan son derece memnun oldu ve o gece bir siseyi beraberce bosalttik. Fakat, neseli durumu pek kisa srd; ertesi sabah, her zamankinden daha kt bir durumda ve daha kederliydi. Fakat daha ok, sehre yeni gelmis olan Drozdov'lara, eski dostlugunu yenilemek iin gereken ziyareti yapmaya bir trl karar verememesine kiziyordum. Anladigima gre, Drozdov'lar da bunu bekliyor ve gelmeyisinin nedenini sorup duruyorlardi. Kendisi de bu ziyareti yapmayi arzu ediyordu. Lisa'dan szederken anlayamadigim bir heyecanla konusuyordu. Kuskusuz ki onu, bir zamanlar ok sevdigi kk bir ocuk olarak hatirliyordu. Fakat nedense, simdiki dertlerinin ve en nemli sikintilarinin onun yaninda sona erecegini dsnmyordu. Lisa'nin kisiliginde olaganst bir yaratik bulacagina inaniyordu. Her gn ona gitmeye karar verdigi halde gitmiyordu. Isin en garip tarafi, onunla benim de tanismak istememdir; bu da ancak, Bay Verkhovensky tarafindan yapilabilirdi. Onunla sik sik karsilasmalarim, zerimde derin bir etki birakmisti... Tabii bu karsilasmalarim, sokakta oluyordu. Onu, sik bir binici elbisesiyle, gzel bir atin stnde ve rahmetli general Drozdov'un yakisikli akrabasi gen subayin esliginde gryordum. Gzlerimin kamasmasi kisa srmst ve hayalimin olmayacak bir sey oldugunu hemen anlamistim. Bununla beraber, kisa bir zaman bile srms olsa, gerek olduguna gre, evinden ikmamakta israr eden zavalli dostuma o zamanlar nasil kizdigimi tahmin etmek kolay olur. Grubumuzda bulunan herkes, Bay Verkhovensky'nin bir sre iin hibir ziyareti kabul etmeyeceginden ve rahatsiz edilmemesini istediginden haberdar edilmisti. Vazgemesi iin ok ugrasmakla beraber, kimseyle grsmek istemedigini dostlarina bildirmesine engel olamadim. Arzusuna uyarak btn dostlarinin evini teker teker dolastim; Bayan Stavrogin'in bizim 'ihtiyar'a bazi isler verdigini (aramizda ona ihtiyar derdik), yillardan beri daginik duran mektuplarin bir dzene sokulmasini istedigini, bu nedenle evine kapandigini ve kendisine yardim ettigimi syledim. Sadece, Liputin'e 91ugramadim; ona gitmeyi, her gn ertesi gne birakiyordum; fakat, dogrusunu sylemek gerekirse ondan korkuyordum. Syledigim tek kelimeye inanmayacagini biliyordum; ondan saklamak istedigimiz bir sir oldugunu dsneceginden ve yanindan ayrilir ayrilmaz hemen disari firlayacagindan ve ortada neler dndgn grenmek iin bir sr samaliklar yapacagindan emindim. Btn bunlari kendi kendime tekrarlayip dururken, ona rastladim. Durumu anlattigim tanidiklardan her seyi

grenmisti bile. Fakat, sylemesi gariptir ki, Bay Verkhovensky hakkinda tek soru sormadi ve ona ug-rayamadigim iin zr dileyecegim sirada hemen szm kesti; konusmayi baska bir konuya evirdi. Bana sylenecek ok seyi vardi; ok heyecanli ve kendisini dinleyecek birini buldugundan dolayi ok memnundu. Sehir haberlerinden deginmeye basladi; valinin "degisik agizli" karisinin gelisinden, kulpte onlara karsi yapilan hareketlerden, herkesin ortaya yeni yeni fikirler atmasindan ve bunun herkese nasil bulastigindan falan szetti. Tam on bes dakika konustu ve ylesine eglenceli anlatiyordu ki bir trl kendimi yanindan koparamiyordum. Geri ondan hi hoslanmazdim; ama, itiraf etmeliyim ki, kendisini dinletme hneri vardi; zellikle, fkeli oldugu zamanlar. Bu adam, benim fikrime gre, dogustan casustu. Sehrimizde geen btn olaylari dakikasi dakikasina haber alirdi; sehrin en olmadik sirlarini bilirdi; bazen kendisini hi ilgilendirmeyen olaylari bu kadar ince ayrintilari ile bilmesine hayret etmemek elden gelmezdi. ogunlukla, karakter yapisinin kiskanlik olduguna inanmisimdir. Ayni gece, Bay Verkhovensky'ye, o sabah Liputin ile karsilasmami ve anlattiklarini syledigim zaman, heyecanlanarak beni sasirtan bir soru sordu: "Liputin biliyor mu, bilmiyor mu?". Bu konuyu byle kolaylikla grenemeyecegine; ayrica, grenebilecegi bir kimsenin olmadigina inandirmaya alistim; fakat, Bay Verkhovnesky bir trl, bana inanmak istemedi. Sonra beklenmedik bir anda: -Ister inanin ister inanmayin, dedi. Fakat, sadece durumumuzu btn ayrintilariyla bilmesinin disinda, her ikimizin de bilmedigi, belki de hi grenemeyecegimiz ya da grendigimiz zaman geri 92 dnemeyecegimiz bir seyi de bildigi kanisindayim. Cevap vermemekle beraber, sylediklerinde bazi gereklerin gizli oldugundan emindim. Bu konusmadan sonra, bes gn Liputin'in ismini bile agzimiza, almadik; Bay Verkhovnesky'nin, birtakim kuskularini bana atigi, istemedigi seyleri syledigi iin caninin sikildigini hissetmemek elimden gelmiyordu. *** Bir sabah... Bay Verkhovensky'nin evlenmeye razi oldugunun yedinci ya da sekizinci gn... saat on bir sularinda, her zamanki gibi yine kederli dostuma gitmek iin acele ederken, basimdan bir olay geti. Liputin'in "byk yazar" dedigi Karmazinov'la karsilastim. Onun romanlari ve ykleri yedisinden yetmisine kadar herkes tarafindan bilinirdi. Onlara ben de dskndm; ocuklugumun ve genligimin, bana en ok zevk veren yapitlariydi. Ama, sonralari ondan sogumustum; son zamanlarda ok sik yazdigi dsndrc romanlari eskiden yazdigi siir dolu uzun ykleri kadar ilgin degildi ve son yazilarini hi begenmiyordum. Genel olarak, bylesine nemli bir konuda zel dsncelerimi de aiklamama izin verecek olursaniz, syle konusabilirim: Hayatlari sresince ogunlukla bir dhi olarak bellenen orta halli bu centilmenler, ldklerinde yalniz iz birakmadan gitmekle kalmazlar; ayni zamanda, anilarimizdan bile silinirler. Fakat, bazilari, hayattayken bile, yeni bir kusagin ikmasi ile tamamen unutulup btn zihinlerden silinirler. Hele bizim lkede, tiyatroda sahnenin degismesi gibi kolaylikla oldugu dogrudur. Her zaman iin, syleyebilecekleri yeni bir sey olan Pushkin'ler, Gogol'ler, Molir'ler ve Voltaire'ler ya da btn meshurlar bu sylediklerimin disinda kalirlar!... Bu orta halli, yetenekli centilmenlerimizin, kendilerinin bile farkina varmadan, mrlerinin sonuna geldikleri de bir gerektir. 93Bitmez bir dsnce hazinesi olduguna uzun bir sre inanilan; kendisinden toplumun kipirdanisina olaganst, ciddi katkilari beklenilen bir yazarin, sonunda, en esasli dsncesinin bile bir hi oldugu, olduka sik grlr ve bu nedenden dolayi, onlarin ok abuk silinmelerine de hayret edilmemelidir. Fakat, yasli adamlar bunun farkina varmazlar ve kizarlar. alismalarinin sonunda, fkeleri sasirtacak derecede artar. Kendilerini ne sanirlar, ancak Tanri bilir... Karmazinov iin, sz geen kisilerle ve yksek sosyete ile olan iliskilerine, hemen hemen, kendi benliginden daha ok

nem verdigini sylyorlardi. Eger ona iyi bir tavsiye ile geliyorsaniz, tabii, zellikle ona bir sey iin gerekliyseniz, sizi ok candan karsilayacagi, pohpohlayacagi, basit kalpliligi ve alakgnlllg ile sizi byleyecegi sylenirdi. Fakat, siz yanindayken, bir prens, kontes ya da korktugu biri gelecek olursa, oradan ayrilmaniza firsat kalmadan size, bir paavra ya da kk bir bcekmissiniz gibi kt davranmayi en kutsal grevi kabul eder ve bu hareketinin soylu bir davranis olduguna inandigi sylenir. Arzu ettigi takdirde kendisini tutabildigi, soylu davranislari ok iyi bildigi halde, o kadar ben-cilmis ki, toplumun edebiyatla pek ilgisi olmayan evrelerinde bile yazarligini ileri srmeden edemezmis. Diger taraftan, eger biri yanlislikla umursamazligi ile canini sikacak olsa, son derece gcenir ve almak iin firsat ararmis. Yaklasik bir yil kadar nce, ruhbilimle ilgili oldugu kadar, en kaba bir siirsel trde de yazilmaya alisilmis bir yazisini, bir dergide okumustum. Ingiltere kiyilarinda bir yerde, bizzat kendisinin tanik oldugu, bir geminin batisini, bogulmak zere olanlarin kurtarilmalarini ve bogulanlarin cesetlerinin sahile getirilislerini nasil seyretmis oldugunu anlatmisti. Bu olduka uzun ve kalabalik szl yazi, kendisinin ne kadar iyi bir insan oldugunu gstermek amaciyla yazilmisti. Satirlarin arasinda yazarin sanki syle dedigi anlasiliyordu: "Bakin bana, su dakikalarda nasil cesurca davrandim. Denizin, firtinanin, kayalarin, paralanan geminin kalintilari size ne anlatir? Btn bunlari kalemimin gc ile size anlattim. l kollari arasinda l ocugunu sikica tutan bogulmus kadina neden 94 bakiyorsunuz? Bana baksaniz daha iyi edersiniz. Olayin grnsne dayanamayip arkasini dnen bana bakin. Bakin, ben arkami dnms duruyorum; (dehset iindeyim ve onlara dnp bakacak gc bulamiyorum; gzlerimi yumdum... bunu daha ilgin bulmuyor musunuz?" Karmazinov'un bu makalesi hakkindaki fikrimi Bay Verkhovensky'ye syledigim zaman benimle ayni fikirde oldugunu syledi. Son gnlerde Bay Karmazinov'un gelecegi haberi sehirde yayildigi zaman, normal olarak onu ben de grmek; hatta, mmkn olursa onunla tanismak istemistim. Bir zamanlar arkadas olduklarindan bu arzumu Bay Verkhovensky araciligiyla yerine getirebilecegimi biliyordum. Ve simdi, onunla bir kse. basinda karsilastim. Onu derhal tanidim; valinin karisiyla bir arabada giderlerken gn kadar nce bana gstermislerdi. Yaklasik elli bes yaslarinda, kisa boylu, agirbasli ve silindir sapkasinin kenarlarimdan, tertemiz pembe kulaklarinin arkasina kivrilan gr, kir sali bir ihtiyardi. Ince, uzun, alay edercesine kivrilmis dudaklari, biraz etlice burnu ve keskin bakisli gzleriyle, teiniz, kk yz pek gzel sayilmazdi. Giyimi biraz dikkatsizceydi. zerinde, ancak yilin bu mevsiminde Kuzey Italya ya da Isvire'de giyilebilecek cinsten siyah bir pelerin vardi. Fakat giyiminin ok kk seyleri dahi; kol dgmeleri, yakasi, dgmeleri; ince, siyah bir kurdelenin ucuna bagli baga gzlg ve yzg, yksek tabakadaki insanlarin kullandiklari cinstendi. Yazin muhakkak kumastan yapilmis, yaninda sedef dgmeleri olan renkli tozluklarla dolastigi kanisindayim. Onu grdgmde, kse basinda durmus etrafina bakmiyordu. Kendisine ilgi ile baktigimi grnce, tatli, fakat biraz tiz bir sesle sordu: - Bykov Sokagi'na nasil gidebilecegimi sylemek nezaketinde bulunur musunuz? Byk bir heyecanla: - Bykov Sokagi mi? diye haykirdim. Buradan uzak degildir. Bu cadde boyunca yrrseniz soldaki ikinci sokak. 95- ok tesekkr ederim. Oh, kahrolsun o dakika!... O dakikada rkek ve son derece alakgnll grndgme inaniyorum. Her seyin bir anda farkina vardi ve tabii, her seyi anladi; yani, kim oldugunu bildigimi, onun kitaplarini okudugumu ve ocuklugumdan beri ona taptigimi ve rktgm, alakgnlllkle ona saygi duydugumu anlamisti. Glmsedi; tekrar basini egdi ve tarif ettigim yne dogru yrd. Neden geri dnp pesinden gittim bilmiyorum; neden yaninda on adim kostum bilmiyorum. Yine

birdenbire durdu. Yine bana hitap ederek haykirdi: - En yakin araba duragini da syleyebilir miydiniz? Igren bir haykiris; igren bir ses! - Araba duragi mi? En yakin araba duragi... katedralin yaninda... orada daima araba bulmak mmkndr. Bunu syler sylemez dndm ve neredeyse kosacaktim. Tahmin ederim ki, bunu bekliyordu. Tabii, hemen kendime geldim ve kazik gibi durdum; fakat, hareketimi fark etmis ve o tatsiz glmsemesiyle yzme bakiyordu. Tam o sirada mrm olduka unutamayacagim bir sey oldu. Birdenbire sol elinde tasimakta oldugu kk antayi yere dsrd. Dogrusu bu anta da degildi; kk bir kutu, atase antasina da benziyordu; fakat, daha ok kadinlarin tasidiklari makyaj antasini andiriyordu. Ne oldugunu kesin olarak bilmiyorum; bildigim, onu yerden almak iin dnms oldugumdur. Onu yerden almadigima kesin olarak eminim; fakat, yerden almak iin yaptigim ilk hareket kimseyi yaniltamazdi. Bu hareketimi gizleyemedigim de muhakkak; hem de aptal gibi kizarmistim. Alayci adam, anlamak istedigi her seyi bir anda anlayivermisti. Sevimli bir sesle: - Zahmet etmeyin, efendim, ben alirim, dedi. Sanki antayi yerden almayacagimi anlamamis gibi bir tavirla egilip yere dsen antasini aldi. Bu hareketi yaparken sanki benden 96 evvel davranmis gibi bir abuklugu vardi. Tekrar basiyla selamladi ve beni bir budala gibi oldugum yerde birakarak yoluna devam etti. antayi yerden almis bile olsam durumda bir degisiklik olacagini sanmazdim. Bes dakika sreyle kendimi tamamen rezil olmus zannettim; fakat, Bay Verkhovensky'nin evine geldigim zaman kahkahalarla glmeye basladim. Bu karsilasmayi yle gln bulmustum ki, btn olayi, hareketlerimiz de dahil olmak zere Bay Verkhovensky'ye anlatmaya karar verdim. *** Bu kez Bay Verkhovensky'yi olaganst degismis bulunca ok sasirdim. Beni grr grmez byk bir heyecanla karsilamak iin kostugu gerektir. Fakat, ylesine dalgindi ki, anlattiklarimi dinlediginden bile kuskuluydum. Karmazinov'un isminden sz eder etmez, kendisini ilgin gibi kaybetti. - Ondan szetmeyin!... diye haykirdi. Onun ismini agziniza almayin! Bakin, suna bakin! Oku! Oku!... Bir ekmece ekti ve masanin stne, kursun kalemle acele acele yazilmis kgit parasi atti. Bunlarin hepsi Bayan Stavrogin' dendi. Ilk not, iki gn nce, ikincisi dn ve ncs de bugn, bir saat nce yazilmisti; mektup da pek nemsizdi. Tek konu, Kar-mazinov'du; Karmazinov'un onu ziyarete gelmemesi halinde ne kadar zleceginden ve gururunun incineceginden sz ediyordu. Iste iki gn nce gelen birinci not (belki gn nce ve drt gn nce yazilanlar da vardi): "Nihayet bugn ziyareti ile size seref verecek olursa, benden szetmemenizi rica ederim. En kk bir imada bile bulunmayin. Benim hakkimda konusmayin ve beni ona hatirlatmayin." V.S. 97Dnk not: "Nihayet bu sabah sizi ziyarete harar verecek olursa, en agirbasli hareketin onu evinize kabul etmemek olacagini saniyorum. Ben byle dsnyorum, sizin nasil dsndgnz bilmiyorum." V.S. Bugnk not, sonuncusu: "Evinizin kirli ve ttn dumani ile dolu oldugundan eminim. Maria ve Foma'yi gnderiyorum; yarim saatte her tarafi temizleyip toplarlar. Onlara karismayin, odanizi toplarlarken siz mutfakta oturun. Bir Buhara halisi ve iki in vazosu gnderiyorum: onlari uzun zamandan beri size hediye etmeyi dsnyordum zaten; ayni zamanda

Teniers'imi gnderiyorum (bir sre iin). Vazolari pencerenin iine koyabilirsiniz ve Teniers'i de tam Goethe'nin resminin altina asin; orada daha ok gze arpar ve sabahlan da orasi daima aydinlik olur. Nihayet gelirse, onu son derece kibar karsilayin; fakat nemsiz seylerden ya da bilimsel konulardan sz edin; sanki, ondan henz dn ayrilmis gibi davranin. Benim hakkimda tek kelime dahi sylemeyin. Aksam belki sizi grmeye gelebilirim." Hamis: Eger bugn gelmeyecek olursa, artik hi gelmez. Notlan okuyunca dostumun byle basit seylerden heyecanlanmasina sastim. Sorgu dolu bakislarimi ona kaldirdigim zaman notlari okudugum srede her zaman takmakta oldugu beyaz kravatini, kirmizi bir kravatla degistirmis oldugunu grdm. Sapkasi ve bastonu masanin stnde duruyordu. Rengi solmustu ve elleri titriyordu. Sorgu dolu bakislarima fkeyle karsilik verdi. - Onun heyecani umurumda bile degil!... Je m'en fiche! (bile degil!) Benim mektuplarima cevap vermedigi halde Karmazinov iin heyecanlaniyor!... Iste, iste bana dn geri gnderdigi ailma98 mis mektuplarimdan biri, orada masanin stnde, kitabin altinda, L'Homme qui rit'in altinda, (glen adam) Sevgili Nicholas iin zlyorsa bana ne? Je m'en fiche et je proclame ma libert. Au di-able le Karmazinov! Au diable Lembke! (Viz gelir, hrriyetimi ilan ediyorum. Karmazinov'un cani cehenneme! Lembke'nin cani cehenneme!) Vazolari hole, Teniers'i ekmeceye sakladim ve beni derhal kabul etmesini istedim. Duydunuz! Ondan istedim!... Ben de kursun kalemle ayni cins kgida karaladim ve Nastasya ile gnderdim ve bekliyorum. Dasha'nin kendi agziyla ve Tanrinin huzurunda ya da hi degilse, sizin huzurunuzda sylemesini istiyorum. Vous me seconderes, n'est-ce pas, comme ami et tmoin. (Bana bir dost ve tanik olarak yardim edeceksiniz, degil mi?) Yzm kizartmak, yalan sylemek istemiyorum; gizli kapakli isler istemiyorum; bu iste gizli hibir sey istemiyorum!... Her seyi bana samimiyetle itiraf etsinler, aik olarak, onurluca ve sonra... sonra belki ben onlari onurlu davranisimla utandiririm!... Onun bir alak olduguna inanmisim gibi byk bir fkeyle bana bakti ve birden parladi. - Ben bir alak miyim, degil miyim, aziz dostum? Bir yudum su imesini rica ettim; onu daha nce hi bu kadar heyecanli grmemistim. Konusurken odanin bir ksesinden br ksesine kosuyordu; fakat, birden garip bir tavirla karsimda durdu. Asiri bir gururla tepeden tirnaga beni szd ve yine basladi. - Beni, Stepan Vershovensky'yi, onuru ve byk ilkeleri ugruna, gerekirse heybesini, yoksul ikinini, zayif omzuna vurup bir daha geri dnmemek zere buradan gidebilecek kadar gl sanmiyor musunuz, efendim? Stepan Verkhovensky'nin, baskiyi, ilgin bir kadinin baskisini, yani, dnyadaki en onur kirici, amansiz baskiyi, byk bir soylulukla geri evirmesi ilk defa olmuyor; geregi dikkate almadan szlerime gldgnz gryorum, efendim!... Oh, bir tccarin yanina girip ocuklarina gretmenlik ederek son gnlerimi orada geirebilecegime, ya da bir itin dibinde aliktan lecek 99kadar gl olduguma inanmiyorsunuz. Cevap verin, hemen cevap verin!... Inaniyor musunuz, inaniyor musunuz? Bilerek cevap vermedim. Hatta, olumsuz cevabimla onu incitmek istemedigim iin cevap vermekten kainiyormusum gibi bir de tavir takindim. Onun bu fkesinde gururumu kiran bir sey vardi ve kisisel de degildi, ah, hayir!... Fakat... bunu daha sonra anlatacagim. Bay Verkhovensky'nin rengi gerekten soldu. - Belki yanimda sikiliyorsunuzdur, Bay G... (benim adim). Sonra, ogunlukla olaganst fkelenip parlamasindan nce yzne gelen solgun ifadeyle: - Belki de...beni bir daha grmek istemezsiniz, dedi. Endiseyle ayaga firladim; tam o

sirada Nastasya odaya girdi ve zerine kursun kalemle bir seyler karalanmis bir kgit parasini sessizce ona uzatti. Bir gz attiktan sonra firlatip bana atti. Kgitta Bayan Stavrogin'in yazisiyla iki kelime vardi: "Evde oturun." Bay Verkhovensky sapkasini, bastonunu sessizce aldi ve acele adimlarla kapiya dogru yrd; bir tutsak gibi ben de pesinden gittim. Birden koridorda birtakim sesler ve acele adim sesleri duyuldu. Sanki yildirimla vurulmus gibi yerinde akilip kaldi. Kolumu tutarak fisildadi: - Liputin L.Mahvoldum!... Tam o anda Liputin odaya daldi. Bay Verkhovensky, Liputin geldi diye neden mahvolacakti bilmiyordum ve bu szne bir anlam da verememistim; her seyi ruhsal dzeninin bozukluguna verdim. Fakat, byle olmakla beraber duydugu dehset olaganstyd ve olacaklari yakindan izlemeye karar verdim. Odaya girerken Liputin'in yz ifadesi, btn yasaklamalara ragmen, bu kez ieri girmeye zel bir hakki oldugunu gsteriyordu. Beraberinde hi tanimadigimiz, kiligina bakilirsa, henz yoldan 100 geldigi belli birini de getirmisti. Bay Verkhovensky'nin anlamsiz bakisma karsilik yksek sesle konusmaya basladi. - Size yeni bir ziyareti getiriyorum, hem de nemli biri! Bu bakimdan yalnizliginizi bozmaya cesaret ediyorum. Bay Kirilov, ender rastlanan bir insaat mhendisidir. Ve en nemlisi, efendim, oglunuzu taniyor, Peter Verkhovensky'yi. Oglunuzun ok yakin bir arkadasi. Ondan bir de haber getirmis. Yoldan henz geldi. Ziyareti sert bir sesle: - Haber getirmis oldugumu siz uyduruyorsunuz, dedi. Haber getirmedim; fakat, Verkhovensky'yi tanidigim dogrudur. Ondan, on gn evvel Kharkov sehrinde ayrildim. Bay Verkhovensky tereddt etmeden adamin elini sikti ve oturmasi iin isaret etti; bir bana, bir de Liputin'e bakti; sonra, sanki kendisine gelmis gibi aceleyle oturdu; fakat, sapkasi ve bastonu hl elindeydi. - Tanrim, demek ikiyordunuz!... Oysa, bana ok mesgul oldugunuz sylenmisti!... - Evet, kendimi iyi hissetmiyorum. Sadece yryse ikiyordum. Ben... Bay Verkhovensky birden sustu ve elindeki sapkayla bastonunu divanin stne birakti ve kizardi. Bu arada aceleyle konugu inceliyordum. Gen bir adamdi... tahminen yirmi yedi yaslarinda... dzgn kilikli, biraz kirlice solgun benizli, donuk siyah gzl, uzunca boylu ve esmerdi. Biraz dsnceli ve dalgin grnyordu. Konusmasini kesik kesik, dilbilgisi bakimindan kit cmlelerle srdryordu. Biraz uzunca cmle kurmak zorunda kaldigi zaman, olduka garip kelime dsklkleri yapiyordu. Liputin, Bay Verkhovensky'nin hayretini fark ediyor ve bundan sevinir grnyordu. Odanin zit kselerindeki koltuklara oturan ev sahibi ile konuga ayni uzaklikta olabilmek iin oturdugu hasir sandalyeyi hemen hemen odanin ortasina dogru srmst. Keskin bakisli gzleri, odanin her ksesini arastiriyordu. 101Bay Verkhovensky, nihayet konuguna mirildandi. - Ben... Peter'i uzun bir sreden beri grmedim. Avrupa'da mi tanistiniz? - Burada ve Avrupa'da. Liputin araya girdi. -Bay Kirilov, drt yillik bir ayriliktan sonra Avrupa'dan henz dnd. Mesleginde ilerlemek iin gitmisti ve simdi de demiryolu kprsnde is alabilmek amaciyla buraya geldi. Simdilik cevap bekliyor. Peter'in araciligiyla da Drozdov'lari ve Lisa'yi taniyor. Mhendis dimdik oturuyor ve yapmacik bir sabirsizlikla dinliyordu. Bir seylere kizdigi her halinden belli oluyordu. - Bay Stavrogin'i de taniyor. Bay Verkhovensky sordu: - Bay Stavrogin'i de taniyor musunuz? -Evet, efendim; Onu da taniyorum. - Peter'i o kadar uzun zamandan beri grmedim ki... kendimde onun ba... babasi

olmak hakkini gremiyorum... C'est le mot. (sadece bir deyis) Ben... sey... ondan ayrildiginiz zaman nasildi? Bay Kirilov yine ayrintili olarak cevap vermeyi gereksiz grms olacak ki kisaca: - Ondan ayrildigim zaman iyiydi... o da gelecek, dedi. Bir seye kizdigi belli oluyordu. - Geliyor ha! Nihayet ben... anliyorsunuz ya, Peter'i o kadar uzun zamandan beri grmedim ki! Bay Verkhovensky kelimelerini sasiriyordu. -Zavalli oglumu bekliyorum. Kendisine karsi ok suluyum... diye devam etti. Yani sunu demek istiyorum ki, Petersburg'da ondan ayrildigim zaman... ya... yani, dsnmedim ki... onu bir hi sayiyordum, onu... quelque shose de ce genre. (yani, byle bir sey). Biliyor musunuz, sinirli, ok duygulu ve... rkekti. Gece lmesinden korktugu iin yatarken, yerlere kapanarak dua eder, yastiginin s102 tne ha izerdi... Je m'en souviens. Enfin, (onu hatirliyorum. Nihayet,) ne soylu bir duygu, yani degerli bir sey, ne de gelecek iin bir dsnce filizi... C'etait comme un petit idiot (kk bir budalaydi.) Fakat ne syledigimi bilmiyorum galiba. zr dilerim, Ben... sey... beni buldunuz... Mhendis birdenbire asiri bir merakla sordu: - Yastigina ha izdigini sylerken ciddi miydiniz? - Evet, izerdi. - Pekl; sadece grenmek istemistim... devam edin. Bay Verkhovensky sorgu dolu gzlerle, Liputin'e bakti. - Beni ziyarete geldiginiz iin memnunum; ama, simdiki durumum benim... sey... sahi, nerede kaliyorsunuz? - Bogoyavlenskaya sokagi, Filippov'un evinde. Kendimi tutamadan: - Oh, dedim. Shatov da orada oturuyor. Liputin deta bagirarak: - Evet, ayni evde, dedi. Shatov tavan arasinda oturuyor. Bay Kirilov, Yzbasi Lebyatkin'in katinda bir odada kaliyor. Shatov'u ve karisini da taniyor. Avrupa'da karisinin yakin arkadasiymis. Bey Verkhovensky birden duygulanarak bagirdi: - Comment!... (Nasil!) De ce pauvre ami (bu zavalli dostumuzla) ve su kadinin sanssiz evlilikleri hakkinda bir seyler biliyor musunuz? Kadini sahsen taniyan biri olarak ilk kez sizinle karsilasiyorum ve eger sadece... Mhendis, kipkirmizi olarak onun konusmasini yarida kesti: - Ne kadar sama!... Her seyi nasil uyduruyorsunuz, Liputin! Shatov'un karisini hi grmedim... belki sadece uzaktan bir kere grmsmdr, o kadar. Yakindan hi grmedim diyebilirim. Shatov'u tanirim. Neden byle uydurup duruyorsunuz? Kanepenin zerinde sert bir hareketle dnd; sapkasini kapti, tekrar yerine birakti; yine eskisi gibi oturdu; sonra, kivilcimlar 103fiskiran gzlerle meydan okurcasina Bay Verkhovensky'ye bakti. Bylesine fkelenmesini hibir zaman anlayamadim. Bay Verkhovensky, duygulu bir tavirla: - Bagislayin, dedi. Bunun ok nazik bir mesele oldugunu biliyorum... - Burada nazik bir mesele falan yok. Ayip, hakikaten ayip ama, "sama" diye size degil, Liputin'e bagirdim; nk, daima uyduruyor. Size hitap ettigimi dsndnzse bagislayin. Shatov'u taniyorum; ama, karisini hi tanimiyorum... hi!... - Anladim. Anladim. Ve israr ettiysem, sadece, zavalli dostumuzu, ntre irascible'ami, (fkeli dostumu) ok sevdigimden ve onunla daima ilgilendigimdem... Eski, belki de genlikten; fakat olduka degerli dsncelerini birden degistirmis oldugunu dsnmemek elimden gelmiyor. Ve simdi de ntre sainte Russie (Kutsal Rusya'miz) hakkinda o kadar yaygara kopariyor ki, bu organik degismeyi, baska trl adlandiramam; aile iindeki mthis bir sarsintiya, yani demek ki, sanssiz evliligine vermek egi-limindeyim. Zavalli Rusyamizi iyice taniyan, avcunun ii gibi bilen ve btn hayatini Rus halkina vermis olan ben ve dahasi da... Mhendis bir kere daha aniden konustu: - Rusya'yi ben de bilmem ve... inceleme firsatini da bulamadim.

Sonra, yine kanepede sert bir dns yapti. Bay Verkhovensky sznn yarisinda kalmisti. Liputin: - Inceliyor, Rusya'yi inceliyor, diye araya girdi. Incelemelerine henz basladi ve Rusya'da artan intihar olaylarinin nedenleri ve genel olarak, toplumda intihar olaylarini artiran ve azaltan nedenler zerine ok ilgin bir makale hazirliyor. Pek sasirtici sonulara varmis. Mhendis son derece heyecanlanarak: - Hi hakkiniz yok, diye fkeyle mirildandi. Hi de makale degil... Ben asla... byle sama seyler... rastlantiyla, size gizli olarak 104 sordum. Hi de bir makale degil; yayimlamiyorum ve sizin hakkiniz yok... Liputin'in pek keyiflendigi aik seik belliydi. - zr dilerim; belki de edebi alismaniza makale demekle yanildim. Bay Kirilov sadece gzlem yapiyor ve meselenin aslina ya da daha dogrusu, onun ahlaki ynne deginmiyor. Gerekten, byle erdeme ait seyleri kabul etmiyor ve iyilik amacinin hatiri iin genel yikimin en son ilkeleri taraftaridir. Avrupa'da sagduyunun saglanabilmesi iin yz milyondan fazla bas talep ediyor... Son baris grsmelerinde istenenden olduka fazla: Bu bakimdan Bay Kirilov herkesten nde gidiyor. Mhendis, karsisindakileri kk gren bir tebessmle dinliyordu. Yarim dakika kadar herkes sustu. Nihayet Bay Kirilov magrur bir tavirla: - Bunlarin hepsi sama, Liputin, dedi. Eger rastlantiyla size bazi seyler anladiysam ve siz onlara hemen sarildiysaniz, elimden bir sey gelmez. Fakat hakkiniz yok; nk, bunlardan kimseye s-zetmedim. Konusmaya tenezzl etmem. Eger inanlarim varsa, onlar bana aittir; fakat siz... ahmaka davrandiniz. Bir karara baglanmis konular zerine konusmam. Tartismadan nefret ederim. Hibir zaman tartismak istemedim... Bay Verkhovensky dayanamadi. - Belki de ok haklisiniz. - zr dilerim, fakat burada kimseye kirilmis degilim. Konuk, heyecanla ve abuk abuk konusmasina devam etti: - Drt yil iinde pek az insan grdm... Drt yil ok az konustum ve kimseyle konusmamak iin elimden geleni yaptim; bence nedenler vardi ki, kimseyi ilgilendirmez... Tam drt yil. Liputin grendi ve glyor. Anliyorum ve aldirmiyorum. Gcenmiyorum... sadece serbestligine sasiyorum. Dsncelerimi size amiyorsam... Sznn burasinda hepimizi garip bir bakisla szerek devam etti: 105- Beni hkmete ihbar edeceginiz korkusundan degil. Kesinlikle ltfen, byle sama seyleri akliniza getirmeyin... Bu szlere hibirimiz cevap vermedik. Sadece birbirimize bakistik. Hatta, Liputin bile kis kis, alayli glmesini unutmustu. Bay Verkhovensky kararli bir tavirla kanepeden kalkti. - ok zgnm, baylar; fakat kendimi iyi hissetmiyorum ve olduka da zgnm. Kusuruma bakmamalisiniz. Bay Kirilov sapkasini alarak dogrulurken: - Ah, gitmemizi istiyorsunuz, dedi. Byle sylediginiz iin memnun oldum; son derece unutkanim, biliyorsunuz. Yerinden kalkti ve iten bir tavirla, elini uzatarak Bay Verkhovnesky'ye dogru yrd. - Rahatsiz oldugunuz iin zldm. Bilmeden gelmis oldum. Bay Verkhovensky acele etmeden onun elini dosta sikti. - Aramizda basari saglamaniz en iyi dileklerim, dedi. Sylediginiz gibi, kendinize zg nedenler yznden bu kadar yil Avrupa'da kalmis, insanlardan kainmis ve Rusya'yi unutmus olmanizi anliyorum. Burada dogup byms biz Ruslar'a saskinlikla bakiyor olmalisiniz. Bize gelince, biz de size sasiyoruz. Mais cela passera (bu da geecek). Yalniz bir sey var, beni sasirtan bir sey: Kprmz insa etmek istiyorsunuz, bununla beraber, genel yikim ilkelerine taraftar oldugunuzu sylyorsunuz. Kprmz yapmamiza izin vermeyeceklerdir!... Kirilov sasirarak haykirdi.

- Ne? Ne dediniz? Oh, bos verin!... Birden son derece iyi kalplilikle ve neseli kahkahalarla glmeye basladi. Bir dakika kadar yznde ocuksu bir anlam belirdi. Bu anlamin ona ok uydugunu dsndm. Bay Verkhovnesky'nin bu szne sevinen Liputin ellerini zevkle birbirine srtyordu. Fakat, btn bu sre iinde Bay Verkhovnesky'nin neden dolayi Liputin'den korktugunu ve onun geldigini anlayinca neden "Mahvoldum!" diye haykirdigini hayretle dsnmekten kendimi alamam. *** 106 Hepimiz kapida duruyorduk. Ev sahibiyle konuklarin birbirlerine en iyi son szlerini syleyecekleri ve biraz sonra iyi dileklerle ayrilacaklari andi. Liputin, odadan ikmak zereyken sanki kasten sylermis gibi: - Bay Kirilov'un bugn pek nesesi yok, dedi. nk, kiz kardesi iin Yzbasi Lebyatkin ile tartisti. Yzbasi Lebyatkin yarim akilli kiz kardesini kamiyla;., hakiki bir Kazak kamisiyla d-vyormus... her sabah ve aksam. Onun isine karismak istemeyen Bay Kirilov avludaki kk blge geti. Eh, iyi gnler. Bay Verkhovensky sanki kirbala vurulmus gibi haykirdi. - Kiz kardesini mi? Hasta kizi mi? Kamiyla, ha? Hangi kiz kardesi? Hangi Lepyatkin? Biraz nceki dehset duygusu tekrar gelmisti. - Lebyatkin mi? Emekli yzbasi. Kendisine nceleri kidemli sttegmen diyen. - Rtbesinden bana ne? Kiz kardesi kim? Tanrim! Lebyatkin diyorsunuz? Fakat, burada bir Lebyatkin vardi ki... - Ayni adam... bizim Lebyatkin... Virginsky'nin evinde, hatirladiniz mi? - Fakat, o sahte kgitlarla yakalanmamis miydi? -Eh, geri dnd. Hemen hemen haftadan beri burada ve hem de zel kosullarla. - Ama o bir alaktir!... - Aramiza bir alak almamamiz iin bir neden var mi? Liputin birden siritti ve hos olmayan bakislarini Bay Verkhovensky'nin yzne dikti. - Ulu Tanrim! Byle sylemek istemedim... fakat aslina bakacak olursaniz, alaklik hususunda sizinle ayni dsncedeyim; zellikle sizinle. Fakat, devam edin, devam edin; biraz daha anlatin. Byle sylemekle neyi kastettiniz? Byle sylemekle bir sey kastettiginize inaniyorum !... 107- Oh, hepsi sama seyler, efendim. Yani, duruma bakarsaniz, yzbasi sahte kgitlar yznden aramizdan ayrilmamis. Kendisinden saklanan kiz kardesini bulmak iin gitmis. Simdi de onu getirmis; btn mesele bu. Neden korkmus grnyorsunuz, efendim? Sadece sarhos oldugu zaman, bana anlattiklarini sylyorum. Ayik oldugu zaman bu hususta tek kelime bile sylemez. Son derece sinirli bir kisi ve ne demek istedigimi anliyorsaniz; yani, kt bir askeri aliskanlik. Kiz kardesi deli oldugu kadar da topal. Birisi kizi, szde bastan ikarmis grnse gre; Lebyatkin, ailenin onuruna srlen bu lekeye karsilik, uzun zamandan beri bu adamdan her yil belirli bir para alirmis. Sarhos konusmalarindan anlayabildigim bu kadar. Fakat, bana sorarsaniz btn bunlar sarhos samalan. Sadece vnyor. Ve ayrica, byle durumlar ok daha ucuz yoldan halledilir. Bununla beraber, bolca parasi oldugu muhakkak; on bes gn kadar nce, yalinayak dolasiyordu; fakat simdi, elinde yz rubleyle dolasiyor. Kiz kardesine her gn bir esit nbet geliyor. Kadin iglik igliga; o da kirbaciyla onu "yola" getiriyor. Kadin saygili olmayi bilmelidir, diyor... Anlayamadigim bir husus var; o da, Shatov'un o adamla beraber nasil oturabildigidir. Bay Ki-rilov, orada ancak gn kalabildi. Onu Petersburg'dan taniyor ve simdi de rahatsiz edilmemesi iin avludaki kk blge geti. Bay Verkhovensky mhendise hitap ederek sordu: -Dogrumu? Kirilov fkeyle mirildandi: - Liputin'e sorun. Bay Verkhovensky kendisini tutamayarak: - Sirlar, sirlar!... diye haykirdi. Birdenbire bu kadar ok sirlar ve sirlar nasil toplandi?

Mhendis kaslarini atti, kizardi, omuzlarini silkerek odadan ikti. Liputin: - Bay Kirilov kirbaci bile ekip elinden almis, diye ekledi. Kirip, pencereden disari firlatmis ve siddetli bir tartismaya girismis. 108 Kirilov hizla geri dnd. - Neden gevezelik ediyorsunuz, Liputin, dedi. Ahmaklik yapiyorsunuz. Neden byle konusuyorsunuz? - Alakgnllkle ruhunuzun asil bir davranisini neden gizleyeyim? Hem sizin iin konusuyorum... - Ne kadar sama ve gereksiz... Lebyatkin'in aptalligi ve degersizligi... Bu iste tamamen zararli ve son derece... Hem neden byle samaliyorsunuz? Gidiyorum. Liputin, parlak bir glmsemeyle: - Ah, ne yazik! diye haykirdi. Size baska bir fikra anlatarak biraz neselendirecektim, Bay Verkhovesky. Aslinda bunu anlatmak iin gelmistim; oysa, bunu siz de duymus olacaksiniz ya, neyse... baska bir zaman anlatirim. Bay Kirilov'un acelesi var. Allahaismarladik, efendim. Anlatacagim fikra Bayan Stavrogin hakkindaydi. Geenlerde beni ok eglendirdi. Beni zellikle agirt-misti. Kelimelerle anlatilamayacak kadar komik. Allahaismarladik, efendim. Fakat tam bu sirada Bay Verkohvensky onun omzuna yapisti; sonra ekerek odaya soktu ve bir sandalyeye oturmaya zorladi. Liputin korkmus grnyordu. Oturdugu sandalyeden korkarak Bay Verkhovensky'ye bakti: - Garip sey, evet, birden beni agirtti ve "sir olarak" Bay Stavrogin hakkinda ne dsndgm sordu. Deli miydi, yoksa degil miydi? Sasilacak sey degil mi? Bay Verkhovensky btn kontroln kaybetmis gibi mirildandi: - De isiniz!... Liputin, sadece bu esit bir adiligi... belki daha Bu iste dostumun, Liputin'in bizden daha ok, hatta bizim bilmedigimiz seyleri bildigini sylemesini hatirladim. Liputin sanki ok korkmus gibi: - Gerekten, Bay Verkhovensky, diye mirildandi. Gerekten... 109- Baslayin! Sizden de rica ediyorum, Bay Kirilov, sizden de gelip oturmanizi ve taniklik etmenizi istiyorum. Ltfen, syle buyurun. Oturun. Siz Liputin, her seyi samimi ve basit olarak anlatin ve analatacaklariniz, dolambali szlerle de olmasin!... - Bylesine heyecanlanacaginizi bilseydim, efendim, bundan hi szetmezdim. Ve btn bunlari Bayan Stavrogin'den grendiginizi saniyordum! - Byle bir sey sanmiyordunuz... Baslayin, baslayin, diyorum. -Ah pekl, yalniz oturmak nezaketinde bulunur musunuz? Siz bu kadar heyecanliyken basimda ayakta durmanizi arzu etmiyorum. Aksi halde, rahatlikla anlatabilecegimi sanmam. Bay Verkhovensky heyecanina hkim olmaya alisarak magrur bir tavirla koltuga kt. Mhendis, karanlik bakislarini yere dikmis, basini kaldirmamakta israr ediyordu. Liputin byk bir zevkle onlari szyordu. -Eh, nasil baslayacagim, bilmem? Beni yle bos bulundugum zaman avladiniz ki... *** - nceki gn, aniden Bayan Stavrogin'in bir usagi geldi ve yarin saat tam on ikide hanimini aramami syledi. Dsnebiliyor musunuz? Broma gitmedim ve dn saat tam on ikide Bayan Stavrogin'in kapisini aliyordum. Byk salona alindim ve bir dakika sonra Bayan Stavrogin geldi, oturmami syledi ve kendisi de karsima geip oturdu. Duygularima inanamadan oturdugum yerde kalmistim; siz de bilirsiniz, efendim, beni nasil karsilar! Adeti oldugu zere, dolambali konusmaya gerek grmeden hemen konuya girdi. "Hatirlarsiniz" dedi. "Drt yil nce Bay Stavrogin rahatsizken, her sey aydinlanana kadar bazi garip olaylardan sorumluydu. Bu olaylar herkesi saskina evirmisti. Bu olaylardan biri de sizi ok 110 yakindan ilgilendirmisti. Bay Stavrogin iyilestigi zaman benim arzum zerine sizi ziyaret etmisti. Daha nce de sizinle birka kere konusmus oldugunu biliyorum. ok

samimi ve aik olarak syleyin..." sznn burasinda Bayan Stavrogin biraz saskin grnyordu... "O zaman Bay Stavrogin'i nasil bulmustunuz? Genel olarak onun hakkindaki dsnceleriniz nelerdi? Sizin stnzde nasil bir etki yaratmisti? Ve simdi,onun hakkinda ne dsnyorsunuz?" Bayan Stavrogin tamamen saskindi; bir dakika kadar susarak bekledi; sonra kizardi. Bayagi korkmustum. Dokunakli olmayan bir dille tekrar konusmaya basladi. Onun byle bir anlatimla konusabilecegi kimsenin aklina gelmezdi. Fakat, szleri ok anlamliydi. "Beni ok dikkatle dinlemenizi istiyorum," dedi. "Sizi, anlayisli, gerekleri grebilen, tahminlerinde yanilmayan bir kimse olarak tanidigim iin agirttim." (Ne iltifat!) "Kuskusuz ki", dedi. "Sizinle konusan bir annedir. Bay Stavrogin, basindan ok mutsuzluklar geen, olmayacak seylerle karsilasan bir kimsedir. Btn bunlarin akli dengesini etkileyebilecegi kuskusuzdur. Tabii, delilik demek istemiyorum." Sznn burasinda bir an sustu. Sonra byk bir gvenle ve magrur bir tavirla konusmasina devam etti. "Byle bir sey hibir zaman dsnlemez. Fakat, garip, degisik bir sey olabilir. Dsncelerinde, egilimlerinde, grslerinde bir kayma olabilir." Bu szler Bayan Stavrogin'in tam szleridir, efendim ve Bayan Stavrogin'in, durumu bu kadar aik ve kesinlikle aiklayabilmesi beni son derece sasirtti. Pek stn anlayisli bir hanimefendi!... Bayan Stavrogin "Nihayet" dedi. "Ben bile, onda bazi degisik egilimler ve devamli bir huzursuzluk sezmistim. Ama ben bir anne, siz ise bir yabancisiniz ve bu bakimdan, kafasi alisan bir insan olarak daha saglam bir sonuca varabilirsiniz. Nihayet size yalvaririm." Bu deyisi kullandi. "Btn geregi tm iplakligi ile bana anlatin. Bu konusmamizin gizli oldugunu hibir zaman unutmayacaginiza sz verirseniz; ilerde, her esit yardimimi sizden esirgemem." Iste, efendim, hepsi bu. Ne dersiniz? Bay Verkhovensky saskin saskin kekeledi. - Siz... beni sasirttiniz. yle ki, size inanamiyorum. 111Liputin, sanki Bay Verkhovensky'yi duymamis gibi devam etti: -Hayir, hayir, ltfen iyi dsnn. Byle yksek bir kisi, benim gibi bir adama, byle bir soru sorar ve stelik sorduklarinin aramizda kalmasini isterse, bu kadinin ne kadar zor durumda oldugu anlasilmaz mi? Bu ne demektir? Acaba, Bay Stavrogin hakkinda bazi beklenmedik haber mi almislar? Bay Verkhovensky kafasini toparlamakta glk ekerek mirildandi: - Bilmiyorum... herhangi bir haber oldugundan bilgim yok... onu bir sreden beri gremedim, fakat... fakat sunu syleyebilirim ki, efendim... fakat sunu syleyeyim ki, Liputin, eger bunlari size bir sir olarak sylediyse ve siz bunlari bizim huzurumuzda sylyorsunuz ki... - Tamamen bir sir olarak! Kimseye syleyecek olursam Tanri beni arpsin ben... fakat burada anlatmama gelince... bundan ne ikar? Biz yabanci miyiz? Bay Kirilov da yle... o da aslinda yabanci sayilmaz, degil mi? - Korkarim ki sizinle ayni fikirde olamayacagim. Sirri saklayacagimizdan kusku yoktur... mzn... yani... fakat korkarim ki siz, Liputin, saklayamazsiniz ve size hibir sey iin gvene-mem. -Ne demek istiyorsunuz, efendim? Bana devamli yardim teklif edildigine gre, herkesten ok beni ilgilendirir, degil mi? Aslinda, bu konuya dikkatinizi ekmem, olduka garip ve psikolojik bir olaydan daha szetmek iindi. Dn aksam, Bayan Stavrogin'le yaptigim konusmanin etkisi altindayken, benim stmdeki etkisini siz de takdir edersiniz. Bay Kirilov'a bu konuyla uzaktan ilgili bir soru sordum: "Bay Stavrogin'i hem Petersburg'dan hem de Avrupa'dan taniyorsunuz" dedim. "Akli dengesi ve yetenekleri hakkinda neler dsnyorsunuz?" Bay Kirilov, her zamanki gibi kisa olarak, onun ince zekli ve saglam karakterli bir kimse oldugunu syledi. Sorumu biraz daha genislettim: "Bu kadar yil sresince, 112 inanlarinda bir yn degistirme, ya da ters dnme gibi... nasil syleyeyim?... Delilik gibi ya da ona benzer bir seyler sezdiniz mi?" Kisaca, Bayan Stavrogin'in sorusunu tekrarladim. Ne tahmin edersiniz? Bay Kirilov, simdi yaptigi gibi kaslarini atti ve derin bir dsnceye daldi. "Evet," dedi. "Bazen birtakim gariplikler dikkatimi ekerdi."

Bay Kirilov da byle dsndkten sonra, onun bir derdi olmasi gerekmez mi? Bay Verkhovnesky, Kirilov'a dnd. - Dogru mu? diye sordu. Kirilov birden basini kaldirdi ve kivilcimlar fiskiran gzlerle ona bakti. - Bu konuda sz etmeye hakkim yok, diye cevap verdi. Size karsi ikmak zorundayim, Liputin. Bu konuda adimi sylemeniz dogru degil. Size bu husustaki dsncelerimin tmn sylemedim, zaten. Onu Petersburg'dan taniyabilirim; ama, bu yillar nceydi ve her ne kadar Bayan Stavrogin'i son zamanlarda grmssem de, onu ok az taniyorum. Beni karistirmamanizi rica ederim ve... ve btn bunlarin dedikodudan farki da yok. Liputin masum bir tavirla kollarini yana ati. - Demek dedikoducuyum, ha? Dedikoducu oldugum kadar, acaba casus oldugumdan da kusku duyar misiniz? Bu meselenin disinda tutulmak istediginize gre, Kirilov, baskalarina kusur bulmamiz ok kolaydir. Buna inanmayacaksiniz, Bay Verkhovensky... yani, Yzbasi Lebyatkin, efendim, aptal bir kisi olarak grnebilir... dogru, sey... kadar aptaldir... eh, ne kadar aptal oldugunu soy imekten utaniyorum... Budalaligin derecesini gsteren bir Rus deyisi vardir; fakat, o da, Bay Stavrogin tarafindan incindigi kanisinda; fakat, onun ince zeksini vyor. "Bu adama sasiyorum" diyor. "Zeki bir yilan." Bunlar onun kendi szleri, efendim. Ona sordum. Hl, dnk grsmemin ve Bay Kirilov'la yaptigim konusmanin etkisi altindaydim. "Yzbasi", dedim. "Ne dersiniz? Zeki yilaniniz deli mi degil mi?" Eh, inanin bana, sanki hassas bir yerine kirbala vurmusum gibi birden yerinden firladi. "Evet", dedi. "Evet, 113fakat bunun etkisi olamaz..." Fakat yzbasi bunun neye etkisi olamayacagini sylemedi ve o kadar derin ve zntl dsnceye daldi ki, sanki birden ayilmis grnyordu. O zaman Filippov'un mey-hanesindeydik. Yarim saat sonra yumrugunu masanin stne vurdu. "Evet" dedi. "Belki delidir; fakat bunun etkisi ola..." ve tekrar neye etkisi olacagini sylemedi. Sphesiz, konusmamizin bir zetini yapiyorum; fakat, fikir yeteri kadar aik: kime isterseniz sorunuz, hepsi tek dsncenin stndeler. Gerekten bunu daha nce akil edememisler. Herkes "Evet" diyor. "Delidir, akillidir; fakat, akilli oldugu kadar da delidir." Bay Verkhovensky oturmus, dalgin grnyor ve dsnyordu. - Peki, Lebyatkin nereden biliyor? - Beni biraz nce casuslukla sulayan Bay Kirilov'a sorsaniz daha dogru olur. Ben bir casusum, bilmiyorum; ama, Bay Kirilov bu durum hakkinda bilinmesi gereken her seyi biliyor; fakat susmakta israr ediyor. Mhendis biraz nceki fkeli tavriyla: -Hibir sey bilmiyorum ya da ok az sey biliyorum, dedi. Bunu grenmek iin Lebyatkin! sarhos ettiniz. Beni konusturup grenmek iin buraya getirdiniz. Su halde gerekten bir casussunuz!... - Onu sarhos etmedim! Btn bildiklerine ragmen para harcanmaya degmez. Bu sirlarin degeri bence bu kadar; bu sirlarin degerinin sizce ne oldugunu biliyorum. Para harcayan kendisiydi. On iki gn nce benden on bes kopik bor istedi; ona sampanya ikram eden ben degilim; aksine o bana ikramda bulundu. Oysa, bana gzel bir fikir verdiniz; gerekli oldugunu dsndgm zaman, her seyi grenmek iin onu sarhos edecegim ve grenirim de... btn kk sirlarinizi... Bay Verkhovensky saskinlikla, tartisan bu iki kisiye bakti. Her ikisi de kendilerini ele veriyorlardi ve umursamaz grnyorlardi. Liputin'in bu adami buraya getirmesindeki nedenin, nc bir kisinin araciligi ile onu, gerekli tartismaya ekmek iin oldugunu 114 dsnmemek elden gelmiyordu. Byle bir davranis, Liputin'in en ok sevdigi oyunlardan biriydi... fkelendirici bir tavirla konusmasina devam etti: - Bay Kirilov, Bay Stavrogin'i ok iyi taniyor. Sadece tanidigini sakliyor. Lebyatkin hakkindaki sorunuza gelince, bizim tanimamizdan ok nce Bay Stavrogin'i Petersburg'dan taniyor; bes ya da alti yil ncesinden, eger ifadem dogruysa, Bay

Stavrogin'in buraya gelerek bize seref vermeyi dsnmesinden ok nceki, onun yasantisi hakkinda en az bilmen bir dnemden beri taniyor. Prensimiz, anladigim kadariyla, Petersburg'daki o gnlerinde, etrafina ok garip insanlari toplamis. Bay Kirilov'un da onu, o zamanki dnemden tanidigi kanisindayim. - Dikkat edin, Liputin! Sizi uyariyorum, Stavrogin kisa zaman sonra gelecek ve kendisini nasil savunacagini pek iyi bilir. - Neden beni uyariyorsunuz? Onun son derece ince ve keskin bir zekya sahip oldugunu ilk bagiran benim ve dn Bayan Stavrogin'i bu konuda aydinlattim. "Bu konuda syleyemeyecegim tek sey karakteridir" dedim. Dn Lebyatkin de tekrarlayip duruyordu: "O kendi karakterinin kurbanidir." Evet, kuskusuz, Bay Verkhovensky, benim agzimdan laf aldiktan sonra, dedikoducu, casusluk diye bagirmak kolay oluyor. Hem de bunu byk bir merakla yaptiniz. Simdi, Bayan Stavrogin... dn dogrudan dogruya konuya degindi. "Bu konu ile dogrudan dogruya ilgilendiniz" dedi "ve bu nedenledir ki size basvuruyorum." Ben de byle dsnyorum! Sizin gibi asil birinden, toplumun iinde kisiligime yneltilen bir hakaret grmsken, ne gibi bir ikarim olabilir? Ilgilenmek iin olaganst bir nedenim olmasini dsnmeliyim ve bu da sirf dedikodu bakimindan degildir. Bir gn elinizi sikar; ertesi gn, konuk severligine karsilik, en degerli arkadaslarinizin yaninda, cani istedi diye suratiniza tokadi yapistirir. Bana soracak olursaniz, fazla simariklik! Ve gzel bir seks, kelebeklere ve cesur erkek serelere her sey demektir. Roma devrinde aski temsil eden kanatli bebekler gibi, minik kanatli, lke kavalyeleri. Romantik, kadin-katilleri!... Kk salmis 115bir bekr olan sizin iin, efendim, sizin gibi asil birisinin geici arzularinin kurbani olduguna ve Yzbasi Lebyatkin'in "Aile serefi" diye adlandirdigi lekenin onun tarafindan srlms olduguna muhakkak ki inanirdim. Fakat, bunun onu durduracak bir neden olabilecegini de sanmam. Keyfi yerinde oldugu zaman, her gzel yzn, ona cazip gelen bir yn vardir. Rezil dedikoduyu yaydigimdan sz ediyorsunuz; fakat, acaba btn sehir bu konu zerine konusurken, bu rezil dedikodulari ben mi, yayiyorum? Sadece dinliyor ve onay anlaminda basimi salliyorum. Bas sallamanin da bir su oldugunu syleyemezsiniz ya? - Sehirde mi konusuluyor? Sehir halki ne hakkinda konusuyor? - Yani, sarhos oldugu zaman bagira bagira btn sehir halkina duyuran Yzbasi Lebyatkin ve onun byle hareketinin, bu olayin btn arsiya davulla duyurulmasindan ne farki var? Benim hatam mi? Dostlar arasinda oldugum iin ilgileniyorum ve burada dostlar arasinda degil miyim? Bu sorudan sonra saf bir tavirla etrafina bakindi. - Simdi, su syleyeceklerime dikkat edin. rnegin, sizin gibi asil biri, Yzbasi Lebyatkin'e, tanismak onuruna eristigim, yetim, ok alakgnll, ok onurlu gen bir hanimla Isvire'den yz ruble gndermis. Fakat kisa bir sre sonra, Lebyatkin, ismini sylemek istemedigim, yine ok serefli ve son derece gvenilir bir kimseden yz yerine bin ruble gnderilmis oldugunu grenmis., Bu da demektir ki, Lebyatkin, "gen hanim yedi yz rublemi aldi" diye kiyameti kopariyor ve polis yoluyla bile olsa parasini geri alacagina yemin ediyor. Hi degilse byle tehdit ediyor ve btn sehir halkinin duymasi iin bar bar bagiriyor. Mhendis birden sandalyesinden ziplayarak kalkti ve haykirdi: - Igren bir sey, sizin igrenliginiz bu!... - Fakat, Bay Stavrogin adina, gnderilen paranin yz ruble olmayip bin ruble oldugu hakkinda Lebyatkin'e garanti veren onurlu 116 kisi sizsiniz. Sarhos oldugu zaman yzbasinin kendisi bana syledi. - Bu bir... bir yanlis anlasilmadir. Biri, bir hata isledi ve... sama, ve siz, efendim, siz... igren!... - Fakat, bunun samaligina ben de inanmak isterdim ve btn bu konusmalari ok zlerek dinledim. nk, ne sylerseniz syleyin, ok temiz karakterli bir kizin adi, hem yedi yz ruble isine karistirildi, hem de Bay Stavrogin'le inkr edilemez bir iliskisi

oldugu ima edildi. Bizim soylu efendimize kalirsa, temiz karakterli bir kizi rezil etmekten ya da evli bir kadina leke srmekten kainmaz. Kuskusuz ki, evimde olan olay bunun basit bir kanitidir. Iyi kalpli bir kisiye rastladigi takdirde, baska bir adamin gnahini, onurlu adi ile rtmesi iin onu zorlayacaktir. Benim de karsi koymam gereken bir sey bu... kendimden szediyorum, efendim... Bay Verkhovensky, rengi solmus olarak koltuktan yari yariya kalkip: - Szlerinize dikkat edin, Liputin, dedi. Mhendis byk bir heyecanla: - Ona inanmayin!... Ona inanmayin!... diye sylendi. Birisi bir hata isledi ve Lebyatkin sarhosun biridir... her sey anlasilacaktir... Artik dayanamiyorum... Bunun adilik oldugunu dsnyorum... ve...yeter...yeter!... Yerinden kalkip kosarak odadan ikti. Liputin: - Ne yapiyorsunuz? Bekleyin, sizinle geliyorum! diye telasla haykirdi ve sandalyesinden firlayarak kalkip Kirilov'un arkasindan kostu. *** Bay Verkhovensky bir dakika dsnerek durdu. Gz ucuyla bana bakti; sapkasini ve bastonunu aldi ve sessizce odadan ikti. Her zaman oldugu gibi ben de pesinden gittim. 117Dis kapidan ikarken pesinden geldigimi fark edince: - Oh, evet, tanik olabilirsiniz... de l'accident (rastlantilara), dedi. Vous m'accompagnerez, n'est-ce pas? (Bana arkadaslik edersiniz, degil mi?) - Yine oraya gitmiyorsunuz, degil mi, efendim? Neler olabilecegini gz nne aldiniz mi? Bir dakika kadar durdu. Dokunakli ve huzursuz bir glmseyisle: - Baska bir adamin gnahini rtmek iin evlenmem mmkn olamaz, degil mi? diye fisildadi. Glmsemesinde, utan ve aresizlik anlami vardi; ayni zamanda, bu glmseyiste garip bir coskunluk gze arpiyordu. Ben de byle sylemesini bekliyordum. Nihayet, benden byk bir dikkatle saklanan, dudaklardan dklmeyen kelimeler, btn bir hafta sren kainmalardan ve yapmacik yalanlardan sonra ortaya ikmisti. fkeden deta ilgina dndm. - Bylesine kt, bylesine basit bir dsnce nasil olur da akliniza gelebilir, efendim, siz ki parlak zekli, sefkatlisiniz ve... hem de Liputin bile byle bir seyi dsnmedigi halde!... Bana bakti, cevap vermeden yrmesine devam etti. Geri kalmak istemedim. Btn dsndklerimi Bayan Stavrogin'e sylemek istiyordum. Korkak oldugunu bildigim iin, eger bunu Liputin'den grenmis olsaydi onu bagislayabilirdim; fakat byle bir seyi Liputin'den ok daha nce dsndg aikti. Liputin sadece onun kuskularim kesinlestirmis ve iindeki kusku kivilcimlarinin alevlenmesini saglamisti. Daha ilk gnden, hibir esasa dayanmadigi halde, hatta, Liputin'in aklinda byle bir dsnce yokken, kizdan sphelenmekte tereddt etmemisti. Bayan Stavrogin'in bu isin zerinde bu kadar israrla durmasini, ok degerli Nicholas'inin soylu kisilere zg gnahlarini, serefli bir adamin evlenmesi ile kapamak istegine veriyordu!... Byle dsnmesi yznden cezalandirilmasini btn samimiyetimle arzu ederdim. 118 Yz adim daha yrdkten sonra birden durdu. - O! Dieu, qui est si grand et bon! (Oh, Ulu Tanrim), diye haykirdi. Ah, beni kim avutabilir? Kolundan tutarak zorla eve dogru dndrdm. - Ltfen, hemen geri dnelim, size her seyi anlatacagim! Hemen yakinimizda canli, neseli ve gen bir ses, tatli bir mzik gibi duyuldu. - Bakin kim var burada! Bay Verkhovensky, degil mi? Saskinligimiz gemeden, atin stndeki gen kiz, Lisa Tushin, ayrilmaz kavalyesiyle beraber, birden yanimizda bitti. Dizginleri ekerek atini durdurdu. Gr bir sesle:

-Buraya gelin, buraya gelin, abuk! diye bagirdi. On iki yildan beri onu grmemistim; ama hemen tanidim, o... Yoksa beni tani-yamadmiz mi? Bay Verkhovensky, kendisine uzatilan eli tuttu ve kibarca pt. Sanki, kendisini dua ederken kaybetmis gibi kiza bakiyor ve tek kelime dahi syleyemiyordu. "Beni tanidi ve memnun! Maurice, beni grdgne son derece memnun!" diye dsnd Bay Verkhovensky ve: - Iki haftadan beri neden bizi grmeye gelmediniz? Teyzem, hasta oldugunuzu ve rahatsiz edilmemeniz gerektigini sylyordu; fakat, teyzemin yalan syledigini biliyordum. Durmadan tepiniyor ve kfr ediyordum; fakat nce bizi, sizin aramaniz gerektigine kesin olarak inaniyordum ve bu yzden de haber gndermedim. Tanrim, hi degismemissiniz! Egerinden sarkarak Bay Verkhovensky'yi dikkatle szd. "Inanilmayacak kadar gen kalmis! Oh, evet, degismis. Kirisiklar var, gzlerinin etrafinda, yanaklarinda ok kirisik var; salari da biraz kirlasmis; fakat, gzleri ayni" diye dsnd Lisa ve merakli gzlerle: , 119- Peki ben degismis miyim? Neden bir sey sylemiyorsunuz dedi. Bir anda, on bir yasindayken Petersburg'a gtrldgnde, hastalanmasi ve hastaligi sresince aglayip Bay Verkhovensky'yi istemesi hakkindaki sylentiyi hatirladim. Bay Verkhovensky sevinten inlayan bir sesle: - Sen... Ben... diye kekeledi. Biraz evvel, "Beni kim avutacak!" diye bagiriyordum ve o sirada sesinizi duydum. Bunun bir mucize oldugunu sanirim et je commence croire. (Inanmaya basliyorum). -En Diev!, En Dieu qui est l-haut et qui est si grand et si bon!... (Tanriya! Yukaridaki ylesine ulu, ylesine iyi olan Tanriya!) Gryorsunuz, btn derslerinizi ezbere hatirliyorum. Maurice, o zaman bana inanci nasil asilamaya alisirdi, bilemezsiniz en Dieu, qui est si grand et si bon! (ok ulu, ok iyi olan Tanriya!) Kolomb, Amerika'yi buldugu zaman, hep bir agizdan: "Kara,! Kara!" diye bagirislari hakkinda anlattiginiz tarih dersini hatirliyor musunuz? Dersten sonra, o gece, dadim Alyona, uykumun arasinda hep; "Kara! Kara!" diye bagirdigimi syler. Prens Hamlet'in yksn anlattiginizi hatirlar misiniz? Ve zavalli gmenlerin Avrupa'dan Amerika'ya nasil gnderildiklerini tarif ettiginizi hatirlar misiniz? Ve bunlar dogru degildi: nasil gnderildiklerini daha sonra grenmistim. Fakat, bana ne kadar gzel yalan sylemisti, Maurice! Hemen hemen aslindan daha gzeldi. Neden Bay Drozdov'a yle bakiyordunuz? Dnyadaki en iyi ve en sadik adamlardan biridir ve beni sevdiginiz kadar onu da sevmelisiniz! II fait tout ce que je veux. (Istedigim her seyi yapar.) Fakat, sevgili Bay Verkhovensky, yine mutsuz olmalisiniz, aksi halde sokak ortasinda, sizi kimin avutacagini sorarak bagirmazdiniz. Mutsuzsunuz, degil mi? Degil mi? - Simdi mutluyum! - Teyzem size kt m davraniyor? Cevap beklemeden devam etti: 120 - Yine huysuz, haksiz, her zaman pek sevdigimiz teyzem! Ve hatirlar misiniz bahede nasil kollarima atilirdiniz, ben de sizi avutmaya alisir ve aglardim... Fakat, Bay Drozdov'dan ekinmeyin. Hakkinizda her seyi biliyor. Uzun zamandan beri biliyor. Onun omzunda istediginiz kadar aglayabilirsiniz ve o da arzu ettiginiz kadar yaninizda kalir. Sapkanizi kaldirin, bir dakika iin ikartin basinizdan, parmaklarinizin ucuna ykselin ki, son ayrildigimiz zamanki gibi alninizdan pebileyim. Su pencereden bizi seyreden gen kizi gryor musunuz? Fakat, daha yaklasin, yaklasin! Tanrim, salariniz ne kadar aklasmis! Ve egerinden sarkarak, Bay Verkhovensky'yi alnindan pt. - Simdi evinize gidelim! Nerede oturdugunuzu biliyorum. Bir dakika sonra sizi eve srkleyerek btn gn birakmayacagim. Gidin, ltfen ve beni karsilamaya hazirlanin. Ve gen arkadasiyla beraber drtnala uzaklasti. Eve dndk. Bay Verkhovensky kanepenin stne oturdu ve hngr hngr aglamaya basladi. - Dieu! Dieu! diye haykirdi. Enfin une minute de bonheur. (Tarim! Tarim! Nihayet bir

dakikalik mutluluk.) Lisa, sz verdigi gibi, Bay Drozdov'la beraber on dakikadan az bir sre sonra geldi. Bay Verkhovensky onu karsilamak iin yerinden kalkarken: - Vous et le bonheur, vous arrivez en meme temps! dedi. (Siz ve mutluluk ayni anda geliyorsunuz.) - Iste size bir demet iek; simdi, Madam Chevalier'e ugradim; dogum gnleri iin btn kis iek bulunuyor onda. Iste, Bay Drozdov. Izin verin sizinle tanistirayim. iek yerine pasta getirecektim; ama, Bay Drozdov, bunun Rus geleneklerine uymayacagini syleyerek vazgeirdi. Maurice Drozdov topu yzbasisiydi. Yaklasik otuz yaslarinda, uzun boylu ve yakisikliydi. Son derece kibar, tanistigi her insanin daha ilk bakisda dikkatini eken, asiri inceligine, yumusak 121kalpliligine ragmen, heybetli ve sert bir grns vardi. Bununla beraber, konuskan ve dost edinmeye merakli degildi. Daha sonra, sehirde, onun fazla zeki bir kisi olmadigini sylediler; ama, bu tamamen yanlisti. Lisa'nin gzelligini anlatmaya kalkismayacagim. Her ne kadar bazi hanimlar ve gen kizlar, onun gzelligi hakkindaki sylentilere fkeyle karsi duruyorlarsa da, onun gzelligi tm sehirlinin agzindan dsmyordu. Kadinlarin ve gen kizlarin arasinda ondan nefret edenler bile vardi. Nefretlerinin baslica nedeni onun fazla gururlu olusuydu; Drozdov'lar, birok kisiyi gcendiren ziyaretlerine henz baslamamislardi. Gerekte, bunun asil nedeni Bayan Drozdov'un hasta olusuydu. Lisa'dan nefret edislerinin ikinci nedeni, onun valinin karisinin akrabasi olusu ve her sabah at gezilerine ikmasiydi. Simdiye kadar, sehrimizde atla dolasan kadin svari yoktu; bu bakimdan, ziyaretlere vakit ayiramadigi halde, sehrin sokaklarinda atla dolasmasindan dolayi sehir halkinin gcenmesi olagandi. Bununla beraber, herkes onun bu at gezmelerine, doktorun sz zerine iktigini biliyordu ve hassas bnyesi hakkinda alayli szler ediyorlardi. Lisa'nin sinirli ve srekli bir huzursuzluk iinde bulundugu ilk bakista anlasiliyordu. Yazik! Zavalli kiz ok mutsuzdu ve bu durumu daha sonra anlasildi. Simdi, gemisi hatirliyorum; o zamanlar, simdi bana gzel grndg kadar gzel oldugunu syleyemem. Belki hi de gzel degildi. Uzun boylu, narin yapili, fakat gl ve uysal bir kizdi. Yz hatlarinin birbirine aykiriligina hayret etmemek elden gelmezdi. Gzleri hafif sehlaydi; yz solgun, elmacik kemikleri hafife ikikti; genellikle esmer sayilabilirdi; ince bir yz, fakat bu yzde alimli ve dayanilmaz bir ekiciligi vardi. Koyu gzlerinin yakici bakislarinda korkun bir g okunuyordu; herkesi "yenilgiye ugratmak ve ele geirmek" iin gelmis bir tavri vardi. Ara sira, kibirli, hatta kstahti; hayatinda iyi kalpli olmayi hi basardi mi bilmiyorum; ama, byle olmayi ok arzuladigini ve biraz iyi kalpli olabilmek iin kendisini zorlayarak istirap ektigini biliyorum. Yaradilisinda, pek ok iyi egilimlerin 122 ve kuvvetli bir nsezinin bulundugu kuskusuzdu; fakat, iindeki her sey, srekli dengesini ariyor, bulamiyordu; her sey karisik, kaynasma halinde ve huzursuzluk iindeydi. Belki kendisinden istekleri yogundu ve bu isteklerini tatmin edebilmek iin, kendisinde yeterli gc bulamiyordu. Kanepeye oturup etrafina gz gezdirdi. - Byle anlarda neden kendimi kederli hissederim? Bunu cevaplandirabilir misiniz, bilgin adam? Btn hayatimca, sizi grp her seyi andigim zaman son derece sevinecegimi dsnrdm ve simdi sizi her ne kadar seviyorsam da memnun olmus g-rnmyorum... Ulu Tanrim, bak, benim portrem! Durun bakayim. Oh, evet bunu hatirladim, hatirladim!... '' On iki yasindaki Lisa'nin, suluboya ile yapilmis ok gzel bir minyatr, Petersburg'dan dokuz yil evvel Drozdov'lar tarafindan Bay Verkhovensky'ye gnderilmisti. O zamandan beri bu minyatr portre, daima onun alisma odasindaki duvarda asili dururdu. - Gerekten bu kadar gzel bir ocuk muydum? Bu yz, benim yzm olabilir mi? Portresi elinde oldugu halde yerinden kalkti ve aynanin karsisina geti.

Sonra portreyi geriye uzatirken: -abuk alin! diye haykirdi. Simdi asmayin, ltfen. Daha sonra asarsiniz. O portreye bir daha bakmak istemiyorum! Kanepedeki yerine oturduktan sonra devam etti: - Bir hayat sona erer, baska bir hayat baslar ve sona erer, sonra bir ncs baslar ve bu bylece srp gider. Hayatin her bitisi sanki bir makasla kesilmis gibidir. Size ne kadar eski masal sylyorum, gryorsunuz; ama, bu masalin iinde gereklerin byk bir payi var. Bana bakip glmsedi; daha nce birka kere daha bakmisti; fakat, Bay Verkhovensky coskunlugunun arasinda beni tanistirma szn unutmustu. 123- Portremi neden odanizdaki hanerlerin altina astiniz? Ve neden bu kadar ok haner ve kili koleksiyonunuz var? Gerekten de, neden oldugunu bilmem, duvarinda aprazlama asilmis, iki egri haner ve gerek bir erkes kilici vardi. Bu soruyu sorarken, yzme ylesine bir dikkatle bakmisti ki, bir seyler sylemek istedim; fakat, syleyemeden susmak zorunda kaldim. Bay Verkhovensky, sonunda garip durumu kavradi ve beni ona tanistirdi. Lisa: -Biliyorum, biliyorum, dedi. Sizinle tanistigima ok memnun oldum. Annem de sizin hakkinizda ok sey duymus. Sizi, Bay Drozdov'la tanistirayim... son derece degerli bir kisidir. Sizin hakkinizda bazi eglenceli seyler duydum. Bay Verkhovensky'nin sirdasisiniz, degil mi? Kipkirmizi oldum. - Oh, ok affedersiniz; hi de dogru kelime kullanmadim... eglenceli degil, fakat... Lisa saskinligindan kizararak devam etti: - Bununla beraber, ok iyi bir kisiliginiz oldugu iin utanmaniza neden olmadigini sanirim. Eh, gitme zamani geldi, Maurice. Sizi yarim saat sonra bekliyorum, Bay Verkhovensky. Tanrim konusacak o kadar ok seyimiz var ki!... Simdi sirdasiniz benim ve her sey zerine konusacagiz... her sey zerine, anladiniz mi? Bay Verkhovensky hemen dikkat kesildi. Liza szne devamla: - Oh, dedi. Bay Drozdov her seyi biliyor! Ondan ekinmenize gerek yok! - Ne biliyor? Liza saskinlikla haykirdi. - Ne demek istediniz?!... Yaa, demek sakladiklari dogruymus!... Inanmak istememistim. Dasha'yi da sakliyorlar. Bu sabah teyzem Dasha'yi grmemi istemedi. Dasha'nin basinin agridigini syledi. 124 - Fakat... fakat nasil grendiniz? - Ulu Tanrim, herkesin grenmis oldugu gibi. Dogru mu? - Fakat herkes biliyor mu? - Tabii, ya!... Annem, dadidan grenmis, dadima da sizin Nastasya sylemis. Nastasya'ya sylediniz, degil mi? Sizin sylemis oldugunuzu sylyor. Bay Verkhovensky tepeden tirnaga kizararak saskinlikla mirildandi: - Ona... ona bir zamanlar byle bir sey sylemistim. Fakat, ben... sadece kk bir imada bulunmustum... j'etais si nerveux et malade et puis... (ylesine sinirliydim ki...) Lisa kahkahadan kiriliyordu. - Sirdasiniz yaninizda degildi ve o sirada Nastasya yaniniz-daydi... eh, bu kadari yeter de artar!... Nastasya iin en hos anlar samimi dostlariyla sehirde yaptigi dedikodulardir!... Oh, bos verin, nemli degil; herkes birakin bilsin, bylesi daha iyi. Ge kalmayin, ltfen; aksam yemegini erken yiyoruz. Oh, unuttum... Tekrar yerine oturdu. - ...Bakin; Shatov nasil bir insandir? - Shatov? Bayan Shatov'un agabeyi... Lisa sabirsiz bir tavirla sz yarida kesti. - Onun agabeyi oldugunu biliyorum. Ne kadar garip bir insansiniz!... Nasil bir kisi oldugunu grenmek istiyorum; karakteri nasil bir insandir? - C'estun pense-creux d'ici. C'est le meilleur et le plus irascible homme du monde.

(En bos kafali adamidir buranin. Dnyanin abuk kizan en iyi adamidir.) - Garip bir insan oldugunu ben de duydum. Bununla beraber, demek istedigim bu degil. Anladigima gre dil biliyor; tabii Ingilizce de. Ayni zamanda, edebiyatla da ilgilenirmis. Eger byleyse, ona yaptiracak ok isim olacak; bir yardimciya ihtiyacim var ve ne 125kadar abuk bulursam o kadar iyi olacak. Acaba isi alir mi dersiniz? Biri tarafindan tavsiye edilmisti. - Isi alacagindan eminim, et vous ferez un bienfait. (Bir iyilik yapmis olacaksiniz). - Bir bienfait'in (iyilik) hatiri iin byle davranmiyorum; gerekten bir yardimci istiyorum. - Shatov'u iyi tanirim, dedim. Eger ona haber vermek grevini bana aktaracak olursaniz, kendisini derhal bulup haber verebilirim. Hem de derhal. -Yarin gle zeri saat on ikide gelmesini syleyin. ok gzel! Tesekkr ederim. Hazir misin, Maurice? Gittiler. Ben, tabii, derhal Shatov'u bulmak zere kostum. Bay Verkhovensky son basamaklarda bana yetisti. - Mon ami (dostum), dedi. Ben dndkten sonra saat on ya da on bir sularinda sizi kesin olarak grmek zorundayim. Oh, kendimi sizin yaninizda ok, ok sulu hissediyorum ve... ve herkesin yaninda da. Shatov evde yoktu. Iki saat oyalandiktan sonra tekrar ugradim, yine evde bulamadim. Nihayet, evde bulamasam bile not birakabilmek umuduyla, saat sekizde tekrar gittim. Henz gelmemisti. Shatov'u, alt katta oturan yzbasi Lebyatkin'e sormayi dsndm; fakat her taraf kilitli ve her yer sessizdi. Ev, sanki tamamen terk edilmis gibi karanlikti. Son zamanlarda duydugum sylentileri hatirladigim iin Lebyatkin'in kapisinin nnden geerken biraz heyecanlanmistim. Sonunda Shavtov'u ertesi sabah erkenden aramaya karar verdim. Geregi sylemek gerekirse, not birakmak dsncesine pek yanasmamistim. Shatov, aldigi notu nmsemeyebilirdi... o bylesine utanga ve inati bir kimseydi. Kt talihime sverek, dis kapidan ikmak zereyken Bay Kirilov'la karsilastim; eve 126 girmek zereydi ve beni nce o tanidi. Sormaya nce o basladigi iin, genel olarak her seyi zetledim ve Shatov'a bir not birakmak amacinda oldugumu syledim. - Gelin, dedi. Ben gerekeni yapabilirim. O sabah Liputin'in bize, Kirilov'un avludaki blge tasinmis , oldugundan szettigini hatirladim. Kendisi iin ok genis olan bu blkte, onun islerini gren sagir, yasli bir kyl kadinla beraber oturuyordu. Ev sahibi baska bir sokaktaki yeni evinde oturuyor ve ayni sokakta bir meyhane isletiyordu. Anlasildigina gre bu yasli kadin akrabasi olacakti; burada oturuyor ve adamin evine bakiyordu. Odalar olduka temizdi; fakat duvar kgitlari kirlenmisti. Girdigimiz odadaki mobilya, tamamen degersiz ve irili ufakliydi; iki oyun masasi, Alder agacindan yapilmis bir konsol, bir kyl evinden ya da lokantadan temin edilmis uzunca bir masa, sandalyeler; bir deri bir de rme hasir arkali bir koltuk vardi. Bir ksede duran eski bir Meryem Ana tasvirinin nndeki lambayi, bizim gelmemizden nce, ihtiyar kadin yakmis olmaliydi. Duvarlarda koyu renkli iki yagliboya tablo asiliydi. Tablolardan biri, son Imparator Nicholas I'in portresiydi. Grnsne bakilacak olursa, yirmili yillarda yapilmisti; diger tablo da bir papazin portresiydi. Odaya girer girmez, Bay Kirilov, bir mum yakti ve bir ksede hl ailmamis olarak duran bavulundan bir zarf, mhr mumu ve cam bir mhr ikardi. -Mektubunuzu mhrleyin ve zerine adresi yazin. Not birakmamin pek nemli olmadigini anlatmaya alistim; ama, israr etti. Zarfin stne adresi yazdiktan sonra sapkami aldim. Kirilov: - Bir fincan ay ieceginizi dsnmstm, dedi. Imez miydiniz? Onu kiramadim. Kisa bir sre sonra, ihtiyar kadin, ayi hazirladi... kaynar su dolu bir

aydanlik, kk bir demlik, zeri 127zevksizce islenmis iki toprak fincan, bir somun ekmek ve bir ay tabagi dolusu kesme seker getirdi. Kirilov: -ayi severim, dedi. zellikle geceleri; hem dolasir hem de ay ierim; gn agarana kadar. Yurtdisinda geceleri pek ay iilmiyor. - Gn agarinca mi yatarsiniz? - Daima, yillardan beri. Fazla yemem; daima ay. Liputin kurnaz bir adam, ama sabirsiz. Konusmak arzusunu hayretle karsiladim; bu firsati yakalamisken kairmamaya karar verdim. - Korkarim ki bu sabah, bazi tatsiz anlasmazliklar oldu, dedim. Surati asildi. - Allahin belasi samalik; sama!... Hepsi Allahin belasi samalik; nk, Lebyatkin sarhosun biri. Liputin'e bir sey sylemis degildim; fakat, anlattigim ufak tefek seylerin hepsini de yanlis yorumladi. Hayali ok genis bir adam. Kk bir tepecikten koca bir dag yapmak istiyor. Liputin'e dn inanmistim. Glerek: - Bugn de bana mi? diye takildim. -- Her seyi biliyorsunuz, degil mi? Bu sabah Liputin zayif ya da sabirsizdi ya da kt ruhlu... kiskanti. Son kelimesi beni ok sasirtti. - O kadar ok sifat kullandiniz ki, bunlardan birinin ona uymamasi ok garip olurdu. -Ya da tmnn birden uymamasi. - Aslinda Liputin byle bir adamdir. Coskundur! Syleyin, bu sabah bir seyler yazmak istediginizi syledigi zaman yalan sylyordu, degil mi? Kaslarini atip nne bakarak: - Neden yalan sylemis olsun? dedi. 128 zr diledim ve zel islerine karismak istemedigimi syledim. Utandi. - Dogru syledi... yaziyorum. Fakat, bu bir sey degistirmez. Bir dakika kadar konusmadan durduk. Birden, bu sabahki gibi ocuksu bir glmsemeyle: - Baslar hakkindaki hususu kendisi uydurdu. Bir kitaptan okumus olmali. nce o bana syledi. Kt bir anlayisi var. Btn aradigim, insanlarin kendilerini neden ldrmeye cesaret edememeleridir. Hepsi bu. Ve btn bunlar da bir seyi degistirmez. - Cesaret edemez demekle neyi kastettiniz? Intihar olayi ok mu az? - ok az. - Gerekten byle mi dsnyorsunuz? Cevap vermeden kalkti ve dsnceli dsnceli odada dolasmaya basladi. - Sizin dsncenize gre, insanlari intihardan vazgeiren nedir, diye sordum. Dalgin dalgin bana bakti. Sanki neyin hakkinda konusmakta oldugumuzu hatirlamaya alisiyordu. - Kor... korkarim ki, henz ok az bilgim var. Insanlari nleyen iki neden var. Iki sey. Sadece iki. Biri ok kk ve digeri ok byk. Fakat, kk olan da byktr. - Kk dediginiz nedir? - Aci. - Aci mi? Bunun byle bir olayda, bu kadar nemli olduguna inaniyor musunuz? - Hem de en nemlisi olduguna... Iki esit insan var. Byk bir, keder ya da fkenin etkisiyle intihar edenler ve deliliklerinden tr intihar edenler, ki bunlar birden yaparlar. Aciyi pek az dsnrler; fakat aniden yaparlar. Ama, digerleri, yani akli basinda olanlar... ok dsnrler. 129- Akli basinda olup da intihar edenler var mi? - ok... nsezi olmasaydi daha da ok olurdu; ok daha fazla; btn insanlar... - Muhakkak ki hepsi degil? Bir sey sylemedi.

- Fakat acisiz lme yollari yok mu? nmde durarak: - Dsnn, dedi. Byk bir ev kadar iri bir kaya parasi canlandirin gznzde; bir yerde asili bulundugunu ve bunun altinda durdugunuzu dsnn; eger stnze... tam basinizin stne dsecek olursa... hi aci duyar miydiniz? - Bir ev kadar byk bir kaya mi? Kuskusuz ki korkardim. - Korkudan sz etmiyorum. Aci duyar miydiniz? - Bir dag kadar byk bir kaya ve milyonlarca ton agirliginda mi? Aci duymayacagim muhakkaktir. -Fakat basinizin stnde asili dururken, duyacaginizi tahmin ettiginiz acidan dehsete dsecektiniz. Herkes dehsete dserdi... En byk bilim adamlari... En byk doktorlar bile. Herkes aci duymayacagini bilecek; ama yine de, aci duymaktan korkacaklardi. - Peki, ikinci neden, yani byk olani? - teki dnya! - Yani, cezalandirma mi? - Fark etmez ki. teki dnya... Sadece teki dnya. - Fakat teki dnyaya inanmayan dinsizler yok mu? Yine bir sey sylemedi. - Belki de kendinize bakarak hkm veriyorsunuz? Yz kizararak: - Herkes kendisine bakarak hkm vermeli, dedi. Tam bir zgrlk, yasamakla lmek arasinda bir fark kalmadigi zaman gelecektir. Herkesin amaci budur. 130 - Ama mi? Fakat, o zaman kimse yasamak istemeyebilir. Kesin olarak: - Hi kimse, dedi. - Insanoglu hayati sevdigi iin lmden korkar, diye uyardim. Ben byle gryorum ve dogal yasa da budur. Gzleri alev alev yandi. - Bu bayagiliktir ve btn aldatmalar da bu bayagiliktadir. Hayat acidir, hayat korkudur ve insanoglu mutsuzdur. Simdi btn bunlar aci ve korkudur. Simdi insanoglu hayati seviyor. Sevmelerinin nedeni de budur. Aci ve korku oldugu iin insanogluna hayat verilmistir. Iste btn aldanmalarimiz da bundan. Simdi insanoglu benligini henz bulamamistir. Yeni bir insanoglu gelecek, mutlu ve magrur. Onlar iin, yasamakla lm bir fark g-zetmeyecektir. Yepyeni bir insanoglu olacak... Aciya ve korkuya stn gelen, Tanri olacaktir. Iste o zaman br Tanri ortadan kalkacaktir. - Yani, sylediginize gre, Tanrinin varligina inaniyorsunuz, demek? - Var olamaz, ama Tanridir. Bir tas aci duymaz; ama fasin dsmesinden duyulan korkuda aci vardir. Aci ve korkuya stn gelenin kendisi Tanri olacaktir. O zaman yeni bir hayat baslayacak, yeni bir insanoglu dogacak ve her sey yenilenecektir. Ondan sonra da tarih ikiye ayrilacaktir. Gorilden Tanri'nin yok edilmesine kadar olan ag ve Tanri'nin yok edilmesinden... - Gorile kadar olan ag mi? - ... Yeryznn ve insanoglunun fiziksel degismesine kadar olan ag. Insanoglu Tanri olacak. Fiziksel yapisi degisecek. Dnya da degisecek. Her sey degisecek... dsnsler ve duygular bile. Ne zannediyorsunuz? Insanoglu o zaman fiziksel olarak degismeyecek mi? - Yasamak ya da yasamamak arasinda bir fark gzetilmeyecek olursa herkes kendi kendisini ldrecektir. Belki de tek degisiklik bu olacaktir. 131- Fark etmez. Byk zgrlg zleyen herkes, kendisini ldrmek cesaretini gstermelidir. Kendisini ldrmeye cesaret eden insanoglu, aldanmanin sirrini grenmis demektir. Bunun tesinde zgrlk yoktur; hepsi bu ve bunun tesinde hibir sey yoktur. Kendini ldrmeye cesaret eden insanoglu Tanridir. Simdi herkes Tanriyi yok edebilir ve her sey de yok olabilir. Fakat, daha kimse byle bir sey yapamadi. - Milyonlarca intihar olayi var. - Fakat onlarin hibiri bu nedenle intihar etmiyor. Hepsi korkudan tr intihar ediyorlar. Sirf korkuyu ldrmek iin kendisini ldren insanoglu Tanri olacaktir. - Belki de vaktimiz olmaz, dedim.

Karsisindakini kk gren soguk bir gururla, sakin olarak: - Fark etmez, diye cevap verdi. Bir saniye sonra ekledi: - Alay edermis gibi bir tavir takinmaniza zlyorum. -Bu sabahki sinirli halinizi dsndke, simdiki sakin halinizi ve durgunlugunuzu... ve hararetle konusmanizi garip buluyorum. - Bu sabah mi? diye glmsedi. Bu sabah ok glnt. Sonra kederli bir dille ekledi: - Insanlari kt kullanmayi sevmem ve asla glmem. - ay imekle geirdiginiz gecelerinizi, eglenceli geirir g-rnmyorsunuz. Yerimden kalktim ve sapkami aldim. Biraz hayretle gld. - yle mi saniyorsunuz? Neden olmasin? Hayir, bil... bilmiyorum. Birden ne syleyecegini sasirdi. - Baskalarini bilmiyorum; ama herkesin yaptigini yapabilecegimi hissediyorum. Herkes dsnr ve birden dsnceleri degisir, baska sey dsnmeye baslar. Ben ,baska sey dsnemi132 -yorum. Btn hayatim boyunca tek seyi dsndm. Tanri btn hayatim boyunca bana istirap verdi. Btn bunlari byk bir itenlikle sylemisti. - Dilimizi neden tr iyi konusmadiginizi syleyebilir misiniz? diye sordum. Dis lkelerde geirdiginiz bes yildan sonra nasil konusulacagini unuttunuz mu, yoksa? - Dogru konusmuyor muyum? Bilmiyorum. Dis lkelerde yasadigimdan degil. Btn hayatim boyunca byle konustum. Benim iin fark etmez. - Daha nce baska bir soru. insanlarla tanismak istemediginize ve az konustugunuza tamamen inaniyorum. Neden simdi benimle bu kadar uzun konustunuz? Utanarak cevap verdi: - Sizinle mi? Bu sabah ok sessiz ve sakin oturuyordunuz ve siz... fakat, fark etmez... agabeyime son derece benziyorsunuz. Yedi yil nce ld. Sizden daha yasliydi... - Dsns tarziniza byk etkisi olmustur herhalde. - Hayir, ok az konusurdu... hemen hemen hi konusmazdi. Biraktiginiz notu Shatov'a verecegim. Eline bir fener alarak beni kapiya kadar ugurladi. "Amerika'nin meshur sapka saticisi kadar deli" diye karar verdim. Kapidan iktiktan sonra baska bir karsilasma oldu. *** Kapinin esiginden adimimi atmistim ki gl bir el yakamdan kavradi. - Kimsin, diye bir ses grledi. Dost mu dsman mi? Syle!... Hemen yakindan Liputin'in cirtlak sesi duyuldu. - Bizden, bizden biri! Bay G...v'dir. Yksek sosyete ile yakindan iliskileri olan, klasik grenim yapmis gen bir centilmendir. 133- Sosyeteden olan efendileri severim.... klasik... yani yksek g...re...nimli genleri severim. Dnyanin ve dostlarin hizmetinde Emekli yzbasi Ignatius Lebyatkin, efendim... eger gerek dost-larsa... gerek dostlarsa, bu alaklar!... Yzbasi Lebyatkin, saglam yapili, sisman, bir doksan boyunda, kivircik sali ve kirmizi suratli bir adamdi. Ayakta duramayacak kadar sarhostu ve kelimeleri zorlukla syleyebiliyordu. Aslina bakarsaniz, onu daha nce uzaktan grmstm. - Oh, siz de... diye tekrar grledi. Elinde fener, hl kapida duran Kirilov'u grmst. Yumrugunu kaldirmisken, tekrar indirdi. - Sizi bilginize bagisladim! Ignatius Le... Lebyatkin... yksek bilgi... lidir. Grleyen bir top mermisi patladi Ignatius 'un asktan yipranmis ggsn de. Ve, acidan kivranarak, kolsuz, i Yine agladi Sivastopol iin. Ikiden kizarmis yzn ileri dogru uzatarak: - Her ne kadar Sivastopol'da bulunmadim ve kolumu kay-betmedimse de, ne siir, efendim, ne siir!... diye bagirdi.

Liputin onu kandirmaya alisarak: - Acelesi var, eve gidiyor, dedi. Yarin Bayan Lisa'ya syleyecek. Lebyatkin tekrar grledi. - Lisa!...Durun! Gitmeyin!Bir kita daha: Bir kiz ata biniyor salina salina Vahsi Amazonlar'in arasinda; Ve atindan glmsyor bana Bu soylu yavru. 134 Yaaa, bu bir zafer trksdr! Amazonlarin bir zafer trksdr bu, aptal esek!... Serseriler anlayamaz! Dur!... Kapidan ikip ondan kurtulmak istiyorsam da, paltomu tutmus birakmiyor, bana engel oluyordu. -Lisa'ya syle, ben byk bir namusum. Su edepsiz kiz Dasha'ya gelince, onu ikiye ayiririm. Allahin belasi kle kiz cesaret edemez ki... Tam bu sirada btn gcmle ekip paltomu elinden kurtardigim iin yzkoyun yere kapaklandi. Caddenin asagisina dogru kosmaya basladim. Liputin de arkamdan kostu. Cirtlak bir sesle: dedi. - Kirilov onu kaldirir. Biraz nce ondan ne grendim biliyor musunuz? Siirini duydunuz, ya? Amazon kiza yazdigi bu siiri bir zarfa koyup, zarfi da mhrledi. Yarin Bayan Tushin'e gnderecek. Altina da aik imzasini atti! Ne adam!... - Bunu sizin teklif ettiginize bahse girebilirim. Liputin gr bir kahkaha atti. - Bahsi kaybedersiniz. Asik, deli gibi sik. Hem biliyor musunuz, bu aski, ondan nefret etmesiyle basladi. Bayan Tushin'in sokaklarda atla dolasmasina o kadar kiziyordu ki, bir keresinde neredeyse yksek sesle kfr edecekti!. Ama, kfr etmedi!... Sonunda Allahtan ki kiz duymadi. Ve bugn ise bir siir yazdi! Hatta, biliyor musunuz, ona evlenme teklif etmeye cesaret edecek!... Gerekten! Mthis bir fkeye kapilarak: - Size sasiyorum, Liputin, dedim. Her kt iste parmaginiz oluyor ve onu daima siz srklyorsunuz. - Biraz fazla oldunuz, Bay G...V!... Acaba karsinizda bir rakip grmenizden tr m? Birden durarak haykirdim. -Neee...? 135- Pekl, size ceza olmasi iin daha fazla sylemeyecegim!... Ama, grenmek istiyorsunuz, degil mi? rnegin, bu salak sadece basit bir subay degil artik, mlk sahibi bir efendi oldu. Hem de hatiri sayilir efendilerden biri oldu. Bay Stavrogin ona, iki yz klesi olan byk bir yer satti. Tanri sahidimdir ki yalan sylemiyorum. Bunu, ok emin bir kaynaktan ve onurlu bir kisiden grendim. Simdi de gerisini siz tamamlayip ikarin ortaya. Baska tek kelime dahi sylemem. Allahaismarladik!... *** Bay Verkhovensky beni byk bir sabirsizlikla bekliyordu. Bir saat nce dnmst. Bende, sarhosmus kanisini uyandirdi; kuskusuz eve gelisinden bes dakika sonra sarhos olmustu. Yazik! Drozdovlar'i ziyaret etmesi onu iyice sarsmisti. -- Mon ami, (dostum) dsnce zincirimi tamamen kaybettim. Lisa... o melege tapar ve onu ok dsnrm; fakat, her ikisinin de beni, benden bazi seyler grenebilmek amaci ile agirdiklarini dsnmeden edemiyorum. Su var ki, agzimdan laf aldiktan sonra beni silkeleyip atacaklardi!... Evet, korkarim ki bu byle olacakti... Sesimi kontrol edemeden hayretle bagirdim. - Byle konusmaktan utanmalisiniz!... - Aziz dostum, simdi tamamen yalniz kaldim. Enfin c'est ridicule, (bu gln). Orada bile, her sey sir perdesi altinda sakli; Petersburg dedikodularini sorarak bana saldirdilar. Anliyorsunuz ya, Nicholas'in drt yil evvel yaptiklarini grenmisler. "Siz buradaydiniz, olanlari grdnz; deli oldugu dogru mu?" Bunu nereden grendiklerini bilmiyorum. Bayan Drozdov, neden Nicholas'in deli oldugunu hemen kabullenmek istiyor? Kadin bunu istiyor. Size sylyorum, kadin byle istiyor. CeMaurice (Bu Maurice), ismi neydi?.. Su Drozdov denilen adam, brave homme tout 136 dememe (yine de drst adamdir), onun hesabina olmadigi gerek; cette pauvre

amie'ye (bu zavalli dost) Paris'ten nce o yazdiktan sonra... Enfin (neyse), bu Praskovya, ona cette chere amie (aziz dostum) diyor; gerek bir tip, Gogol'n Korobochka'sidir (*); sadece daha nispeti, daha kiskirtici ve daha bytlms bir Korobochka... - Gogol'n yarattigi karakterden daha byk oldugundan emin misiniz? - Su halde daha kltlms olsun. Ne fark eder? Yalniz szm kesmeyin; nk, kafamin ii karma karisik, her sey dnp duruyor. Iyice takismis grnyorlar. Lisa hari; hl "teyze, teyze" diye dnp duruyor etrafinda; ama, Lisa akillidir, kurnazdir ve orada anlayamadigim bir sey var. Sirlar. Fakat, ihtiyar kadinla atisti. Cette pauvre (zavalli) teyze, gerekten herkesi eziyor... ve simdi de valinin karisi, toplumun saygisizligi ve Karmazinov'un "saygisizligi" ile ugrasacak. Sonra birden oglunun deliligi dsncesine saplaniyor, ceLipoutine, ce queje ne comprendres pa, (su Liputin'i de anlayamadim); ve... ve alnina sirkeli bezlerle pansuman yapmakta oldugunu sylediler ve biz burada yakinmalarimiz ve mektuplarimizla ugrasip duruyoruz. Oh, ona ne kadar istirap verdim; hem de byle bir zamanda! je suis un ingrat! (Ne kadar nankrm ben!) Dsnn bir kere, dnsmde ondan bir mektup aliyorum. Okuyun, okuyun! Oh, ne kadar hayvanca davrandim!... Bayan Stavrogin'den aldigi mektubu verdi. Bu sabah gnderdigi pusulada "evden ikmayin" ifadesini kullandigi iin pisman olmus grnyordu. Mektubu kibar, fakat kisa ve kesindi. Bay Verkhovensky'nin pazar gn, saat on ikide gelmesini ve gelirken de bir arkadasini getirmesini (ismimi yazmisti) istiyordu. Kendisinin de, Dasha'nin agabeyi olarak Shatov'u davet edecegine sz veriyordu. "Kesin cevabi kendisinden alabileceksiniz; bu sizi memnun edecek mi? Sabirsizlikla beklediginiz formalite bu degil mi?" (*) Korobochka, Gogol'n lmnden iki yil evvel ikinci cildini yaktigi Mer-tuya Dsi (l Canlar) adli eserindeki kadin karakter. 137- Mektubundaki son satira yazmis oldugu, formalite hakkindaki sabri tkenmis anlatimina dikkat edin. Zavalli, zavalli kadiri, hayattaki en iyi dostum! Btn gelecegimi etkileyecek olan bu ani kararin bana byk bir darbe oldugunu itiraf edebilirim. Hl mitli oldugumu syleyebilirdim; ama, simdi tout est dit (son sz sylendi), her seyin bittigini biliyorum; c'est terrible. (Korkun sey) Ah, su pazar hi gelmese de her sey yine eskisi gibi olsa: Beni grmeye gelecektiniz ve ben de sizi bekleyecektim.... -Liputin'in bu sabah syledigi kt seylerin etkisi altindasiniz. Hepsi uydurma ve asilsiz seylerdi. - Dostum, parmaginizi aciyan baska bir noktaya bastiniz. Bu iyi niyetli parmaginiz ogunlukla merhametsiz ve bazen deginmeniz ok acimasiz oluyor. zr dilerim; ama, biliyor musunuz, tamamen unutmustum. Yani, su tatsiz uydurmalari demek istedim. Aslinda unutmus da degilim; Fakat, byk bir budalalikla, Lisa'nin yaninda mutlu olmaya ve kendimi, mutlu olduguma kandirmaya alistim. Fakat simdi... oh, simdi, bu cmert ve byk kalpli kadim dsnyorum. Sylenmesi gerekirse, eksikliklerime sabirla hosgr gsterdi, aslinda hosgrl olmayabilirdi de; fakat dsnn, rms karakterim, degersizligimle ben neyim!... Simarik, bencil ve masum olmaktan uzak bir ocugum. Lisa'nin pek hos olarak syledigi gibi, cette pauvre (bu zavalli) teyze, tam yirmi yildir bana bir dadi gibi bakti. Ve birden, yirmi yildan sonra, bu ocugun kafasina evlenmek arzusu saplanmis... ona pes pese mektuplar gnderiyor; oysa, o zavalli alnina sirkeli bez koymakla mesgul ve... ve, eh, simdi istedigimi elde ettim ve pazar gn evli bir adam olacagim... her seye ragmen!... Hangi akla hizmetle evlenmekte israr ettim? O mektuplari neden yazdim? Oh, evet, sylemeyi unuttum: Lisa, Dasha'yi vgyle aniyor. Hi degilse yle grnyor. Onun hakkinda "C'est un angle " (bir melektir) diyor, yalniz olduka "iine kapanik" olarak. Her ikisi de evlenmemi tavsiye ediyorlar... hatta, Praskovya... eh, hayir, Praskovya degil. O tavsiye etmedi. Oh, o kck "kutusunda" ne kadar zehir var bilemezsiniz! Aslina bakarsaniz, Lisa da tavsiye et138

medi. "Neden evleneceksiniz, sanki?" dedi. "Yksek zekli zevklerinizin size yeterli olmasi gerekir!" Sonra kahkahalarla gld. Lisa'da ok mutsuz oldugundan byle glmesini bagisladim. Fakat, bana sylediklerine gre erkekler kadinsiz yasayamazlarmis. Dermansizlik aginiz yaklasiyor ve size bakacaktir, ya da her ne ise... Ma foi (Vallah), burada sizinle otururken, kendi kendime, firtinali gnlerime yaklastigim su zamanda, onun cennetten gnderilmis bir melek oldugunu ve bana bakacagim... falan, tekrarlayip duruyorum... enfin (neyse), evin dzeni iin bana faydali olacaktir. Evde her sey karmakarisik. Su pislige bakin!. Bu sabah, buralari toplamasi iin Nastasya'ya sylemistim; oysa su kitap hl yerde duruyor. La pauvre amie (zavalli dostum), odamin bu tertipsizligi iin daima bana kiziyor. Oh, artik onun tarafindan azarlanmayacagim! Vingt ans! (yirmi yil) Ve... ve zannedersem imzasiz, kimligi belirsiz mektuplar da aliyorlar. Dsnn! Nicholas'in, btn mlkn Lebyatkin'e sattigi yazilmis. C'est un monstre! (Ne canavarlik!) et enfin, (neyse), su Lebyatkin de kim oluyor? Lisa, dinliyor... dinliyor... oh, ylesine dinliyor ki! Alayla glmesini bagisladim; nk, dinlerken yznn anlatimini grdm ve ce Maurice... simdi onun yerinde olmak isterdim, dogrusu, brave homme tout de meme (yine de iyi adamdir), fakat olduka ekingen; fakat ona bos ver. Sustu. Yorgun ve saskindi; yorgun gzlerini yere dikmis, basi ggsne sarkmis oturuyordu. Konusmamizin l noktaya ulastigi bu andan yararlanarak Filippov'un evine gidisimi syledim byk bir ve kesin, kuru bir dille, Lebyatkin'in kiz kardesinin (onu hi grmemistim) gerekten, Liputin'in dedigi gibi, hayatinin bilinmeyen bir devresinde, Nicholas'in kurbani olabilecegi ve Lebyatkin bazi nedenlerle Nicholas'tan para aldigina gre, bu sylentinin olasilikla dogru olabilecegi hakkindaki dsncelerimi anlattim. Fakat, anlattiklarimin hepsi bu kadardi. Dasha hakkindaki iftiralara gelince, btn sylenenlerin Liputin'in uydurmasi oldugunu syledim ve yalan sylemek zorunda olmayan Kirilov'un bile byle dsndgn szlerime ekledim. Bay Verkhovensky, anlattiklarimla ilgili degilmis gibi dalgin dalgin dinliyordu. Bu 139arada, Kirilov ile aramizda geen konusmayi da anlattim ve sonunda kaak olabilecegini belirttim. Bay Verkhovensky, sanki arzusunun aksine konusuyormus gibi, bezgin bir tavirla: - Deli degil, dedi. Fakat, kafasi alismayanlar sirasinda yer alabileceklerden biridir. Ces gens-la supposent la nature et la societe humaine autres que Dieu ne les a faites te gu'elles ne sont r'eellement. (Bu insanlar dogayla insan toplumunu, Tanri'nin yarattigindan ve aslindan baska trl oldugunu saniyorlar.) Insanlar onlara egilirler; fakat, her ne pahasina olursa olsun, Stephan Verkhovensky bunu yapmaz. Bir zamanlar onlari Petersburg'da avec cette chere amie, (bu aziz dost ile) grmstm, Ah, onu o zaman ne kadar zmstm! Ve onlarin hakaretlerinden ve sulamalarindan korkmuyordum. Simdi de korkmam; mais parlons d'autre chose (ama bu konuyu birakalim). Anliyorsunuz ya, korkun bir sey yaptim, dn Dasha'ya bir mektup gnderdim ve... oh, bunun iin kendime ne kadar lanet ediyorum, bilemezsiniz!... - Dasha'ya ne hakkinda yazmistiniz? - Oh, dostum, inanin bana, ok onurluca yazilmis bir mektuptu. Mektubumda, bes gn nce Nicholas'a bir mektup yazdigimi bildirmistim. O mektubum da ok onurluca yazilmistir. Hararetle: - Simdi anliyorum! diye bagirdim. Onlarin adlarini bu sekilde birlestirmek hakkiniz mi? - Fakat, mon cher (monser), ltfen beni tamamen ezmeyin, bana byle bagirmayin! Zaten son derece sey gibi... circirbcegi gibi ezildim ve nihayet, yazdiklarimin ok onurlu olduklarina da inaniyorum. Dsnelim ki, aralarinda gerekten bir sey vardi... en Suisse (Isvire'de)... ya da bir sey baslamak zeredir. Her seyden nce, onlarin kalplerini grenmem gerekmez mi? ve... enfin (neyse) onlarin hislerine karismamak ve yollarinin zerinde durmamak iin byle hareket etmem gerekmez mi?... Ayrica, amacim tamamen drstlkt... 140

Kendime engel olamayarak: - Oh, dostum, ne kadar aptalca bir sey yapmissiniz! dedim. Gayretkes bir tavirla tekrarladi. - Aptallikti, dogru! Bu kadar gzel bir sz ilk defa kul-laniyorsunuz, c'etait bete, mais gue faire, toiit est dit (Sama olabilir ama, her sey sylenmisti). Baska birinin gnahini kapamak iin bile olsa, onunla evlenecegim. Byle olunca, o mektuplari neden yazdim, bilmem ki? Byle degil mi? - Ayni seyleri tekrarliyorsunuz!... - Oh, simdi de haykirmalarinizla beni korkutmaya alisiyo-rsunuz. Gryorsunuz ki, nnzde bambaska bir Stepan Verk-hovensky var. Digeri oktan gmld; enfin, tout esi dit (neyse sylenmeyen bir sey kalmadi). Peki, neden bagiriyorsunuz? Evilenen siz olmadiginizdan ve kafanizda adi ikmis ss esyasini tasimak zorunda bulunmadiginizdan mi? Yine mi yznz eksiyor? Zavalli dostum, kadinlari tanimiyorsunuz. Btn hayatimi onlari incelemekle yitirdim. "Eger btn dnyayi fethetmek istiyorsaniz, nce kendinizi fethetmelisiniz." Sizin gibi romantik olan, mstakbel karimin kardesi Shatov'un hayatinda bana syledigi en gzel szdr. Onun bu szn seve seve kabulleniyorum. Eh, ben de kendimi fethetmeye hazirim ve evlenecegim; fakat, dnya yerine fet-hedecegim ne olacaktir? Ah, dostum, evlilik her gururlu kisinin, her zgrlgn moral bakimindan lmdr. Evlilik hayati, beni yip-ratacak, gcm yitirecek, amacimiza hizmet cesaretimi kiracaktir. ocuklar olacak; bunlar benden de olmayabilir... yani benden olmayacagina eminim demek istedim; akilli bir adam gerekle karsilasmaktan korkmaz. Bu sabah, Liputin, evimi Nicholas'a karsi kapamami syledi; Liputin salagin biridir. Kadin, her seyi gren bir gz bile aldatir. Kadini yaratirken, le bon Diue (Allah baba) bunu Diliyordu kuskusuz, byle bir seyi tehlikeye atmak zorundaydi; fakat kadinin Tanriyi etkileyerek onu byle yaratmasini sagladigindan eminim... byle zelliklerle... Aksi halde kim byle karsiliksii bir sikintiya girerdi? Nastasya, biliyorum, byle serbest 141dsnmeme kiziyor; fakat enfin, tout est dit (neyse, her sey sylendi). Kendi aginda pek sevilen, bylesine basit, kinayeli kelimeler kullanmamis olsaydi, Stepan Verkhovensky olamazdi. Simdi, hi degilse kisa bir sre iin bu kelimelerle avunuyordu. Byk bir aresizlik iinde irpinarak: - Oh, keske brgn olmasa, hi pazar olmasa! diye haykirdi. Neden pazarsiz bir hafta olmaz ki... si le mimde existe? (Mucize: diye bir sey varsa). Hi degilse bir kereye zg olmak zere, takvimden pazari silse, Tanri ne kaybeder ki? Sadece et quet tout soit dit, (her seyin bitmis oldugunu) dinsizlere gstermek, kudretini kanitlamak iin yapsa!... Ah, onu ne kadar ok sevmistim! Yirmi yil, tm yirmi yil ve beni hibir zaman anlamadi! Hayretle: - Fakat neden bahsediyorsunuz? diye sordum. Sizi hi anlayamiyorum! - Vingt ans! (Yirmi yil) Ve beni bir kere olsun anlayamadi... Ah, bu zulm!... Ve gerekten ondan korktugum ya da fakir oldugum iin mi onunla evlenecegimi saniyor? Ah, bunun igrenligi!... Teyze, teyze, bunu sizin iin yapiyorum! Ah, birak bunu grensin, teyze; grensin ki, yirmi yildir taptigim tek kadindir! Bunu bilmeli, aksi halde byle bir evlenme olamaz; beni; ce qu'an apelle le (nasil derler), mihraba kadar zorla srklemeleri gerekecektir!... Byle bir itirafini ilk kez duyuyordum. Hem ylesine bir hararetle yapmisti ki bu itirafini!... Kahkahalarla glmemek iin kendime zor engel oldugumu saklayamayacagim. Fakat hataliydim. Aklina yeni bir dsnce gelmis gibi byk bir heyecanla bagirdi. - Bana simdi sadece o kaldi, sadece biri, tek umudum!... Simdi beni sadece zavalli oglum kurtarabilir ve... Oh, neden abuk gelmez bilmem ki? Ah, oglum, ah sevgili Peter'im... her ne kadar baba denmeye degmezsem de, kaplan deseler daha dogru olurdu, bununla beraber... laissez-moi, mon amie, (beni birakin, dostum) d142

sncelerimi toparlayabilmek iin biraz yatacagim. ok yorgunum ok ve sizin de yatma vaktinizin geldigini dsnyorum. Voyez vous, (gryor musunuz) saat on iki... 4. TOPAL Shatov hibir zorluk ikarmadan, birakmis oldugum pusulaya uyarak, ertesi gn gle vakti Lisa'ya gitti. Hemen hemen ayni anda gitmistik; ben de onun gibi ilk ziyaretimi yapiyordum. Hepsi... Lisa, annesi ve Bay Drozdov... byk salonda oturmus tartisiyorlardi. Annesi, Lisa'dan piyanoda bir vals almasini istiyordu... ve Lisa alinmasini istenen parayi almaya baslayinca, annesi istemis oldugu valsin bu olmadigini iddia etmeye basladi. Bay Drozdov, kalbinin buyurdugu gibi Lisa'nin tarafini tuttu ve ihtiyar hanimefendiyi, alinan paranin dogru olduguna inandirmaya alisti; fakat, Bayan Drozdov kendisine hkim olamayarak aglamaya basladi. Hastaydi; hatta, zorlukla yryebiliyordu. Bacaklari sismisti ve Lisa'dan ekinmesine ragmen, huysuzluk ediyor, her nne gelene atiyordu. Bizi grmekten memnun oldular. Lisa, sevincinden kizararak bize yaklasti. Shatov'u getirmemden tr "mersi" dedikten sonra merakli gzlerle szerek ona dogru yrd. Shatov, sikintili bir tavirla kapinin yaninda durdu. Lisa, geldiginden tr kendisine tesekkr ettikten sonra onu annesine gtrd. - Size szetmis oldugum, Bay Shatov ve bu bay da G...v, benim ve Bay Verkhovensky'nin en yakin arkadasi. Maurice onunla dn tanismisti. - Bununlardan hangisi profesr? -Profesr degiller, Anne. - Profesr olmalari gerekir. Hi degilse birinin. Bir profesr olacagini kendin sylemistin... zannedersem profesr olani bu. Sznn burasinda parmagi ile tiksinir gibi Shatov'u isaret etti. 143Lisa: - Bir profesr bekledigim hakkinda size bir sey sylemis degilim, dedi. Bay G...V kamu hizmetindedir ve Bay Shatov eski bir niversite grencisidir. - grenci olsun, profesr olsun, hepsi niversiteli. Sadece tartismak istiyorsunuz. Fakat, Isvireli'nin biyigi ve kk bir sakali vardi. Lisa: - Annem daima Bay Verkhovensky'nin ogluna profesr der, dedi ve Shatov'u salonun br ucundaki bir kanepeye gtrd. Lisa: - Son derece zldm, diye fisildadi. Fakat bacaklari byle sistigi zaman daima huysuz oluyor. Korkarim ki hasta. Sonra byk bir merakla Shatov'u incelemesine devam etti. zellikle onun daginik salari ile ilgileniyordu. Lisa'nin beni, acimadan yaninda biraktigi yasli kadin sordu: - Orduda misiniz, efendim? - Hayir, Madam. Kamu hizmetindeyim. Lisa hemen seslendi: .. . . - Bay G...V, Bay Verkhovensky'nin ok yakin arkadasidir. - Bay Verkhovensky'nin hizmetinde mi alisiyorsunuz? O da bir profesrdr, degil mi? Lisa, fkeyle haykirdi. - Aman Anne, ryalarinizda bile profesr gryor olmalisiniz. - Gerek hayatta ok profesr vardir. Annenle daima zit gidiyorsun, sevgilim. Bay Stavrogin annesinin yaninda kalirken, drt yil nce burada miydiniz? Burada oldugum cevabini verdim. - Sizinle beraber bir de Ingiliz yok muydu? - Hayir, Madam, yoktu. 144 Lisa gld: - Eh, anliyorsun, ya, bir Ingiliz yokmus. Su halde yalandi. Bayan Stavrogin ve Bay Verkhovensky yalan sylyor. Herkes yalan sylyor.. Lisa durumu kisaca aikladi:. - Dn Teyze ile Bay Verkhovensky, Bay Stavrogin ile Sha-kespeare'in IV. Henry

kitabindaki Prens Harry arasindaki bazi es-degerlikten bahsediyorlardi ve annem bu nedenle bir Ingiliz'in bulunmasi gerektiginde israr ediyor. -Eger Harry orada bulunmamissa, bir Ingiliz de bulunmamis demektir. Soytariligi yapan Nicholas'in kendisiydi. Lisa, Shatov'a aiklama yapmak zorunlugunu hissetti. - Sizi temin ederim ki annem maksatli konusuyor, dedi. Shakespear'in btn yapitlarini bilir. Othello'nun birinci blmn ona ben okudum; fakat, simdi ok aci ekiyor. Anne, saat on ikiyi vuruyor... Ila alma zamaniniz geldi. Bir hizmeti, kapidan: - Doktor geldi, Madam, diye bildirdi. Ihtiyar hanimefendi yerinde kalkti ve kpegini agirmaya basladi. - Zemirka, Zemirka, ne olursa olsun sen benimle geliyorsun, degil mi? Zemirka, igren bir sokak kpegi, sahibesinin buyruguna aldirmadan, Lisa'nin oturmakta oldugu kanepenin altina szld. - Demek sen de gelmeyeceksin! Pekl, seni de istemiyorum. Bana dnd: - Iyi gnler, efendim; ne yazik ki isminizi bilmiyorum. - Anton Lavrentyevich... - nemli degil, efendim; bir kulagimdan girip brnden ikar. Benimle gelmiyorsunuz, Maurice; Zemirka'yi agirmistim. Tanriya skr, yalniz basima dolasabiliyorum. Yarin da araba gezisine ikacagim. 145fkeli bir tavirla odadan ikti. Lisa, bana bakarak: - Ltfen, dedi. Bay Drozdov'la konusun. Birbirinizi tanimaktan ok memnun olacaginiza eminim. Lisa, tatli tatli tebessm ederek Bay Drozdov'a bakinca, adamin neseyle yz parladi. Ister istemez Bay Drozdov'la konusmak zorunda kaldim. *** Lisa'nin Shatov'la ilgisinin, gerekten sadece edebiyat konusunda olmasi beni ok sasirtti. Neden oldugunu bilmiyorum; ama, Shatov'u tamamen ayri bir konuda grmek istedigini tasavvur etmistim. Biz, yani Bay Drozdov ve ben, konustuklarinin gizli olmadigini yksek sesle konusmalarindan anlayinca onlari dinlemeye koyulduk. ok gemeden biz de yanlarina davet edildik. Btn mesele, Lisa'nin yararli olacagini dsndg, bir kitabi yayimlamak istemesiydi; fakat, tecrbesiz oldugundan bu konuda kendisine bir yardimci ariyordu. Planini Shatov'a anlatirken takindigi ciddi tavir beni olduka sasirtti. "Yeni kadinlardan biri olmali" diye dsndm, "isvire'deki yillarini bosuna harcamamis". Shatov, gzlerini yere dikmis byk bir dikkatle dinliyordu. Hayati renkli gren bir sosyete kizinin, grnste kendisine hi de uymayan bir konu ile ilgilenmesine hayret bile etmiyordu. Lisa'nin plani syleydi: Rusya'da, hem baskent ve hem de tasrada olmak zere birok gazete ve dergi yayimlanir ve her gn bu yayimlarda sayisiz haberler ikardi. Bir yil sresince, bu gazete ve dergiler, dolaplara serilir, yirtilip atilir ya da kesekgidi yapmakta kullanilir ya da her esit is isin kullanilirdi. Olaylarin ogu, toplum zerinde etki yapar ve onlar tarafindan ezberlenebilirdi; fakat, bu ezber zamanla unutulurdu. Birok kimse bazi olaylara bakmak ister; fakat, bir sr gazete karistiracagindan bu sikintiya katlanmazdi. Ayrica, olaylarin gnnn ve yerinin hatirlanabilmesi ok gt. 146 Hatta, bazen yil bile hatirlanamazdi. Bunu gz nne alarak, bir yilin ok nemli olaylari, belli bir plana gre, bilinen bir anlamda, basliklariyla, alfabetik sirasiyla, aylara ve gnlere gre hazirlanmis olarak bir kitapta toplanacak olursa; byle bir kitap, gazetelerde yayimlanan olaylar, yillik olaylarin yaninda, ok az kalsalar bile, bir yillik Rus yasantisinin karakterestik zelligini verebilirdi. Shatov: - Birok kgidin yerini, birka kalin cilt alir, hepsi o kadar, dedi. Fakat, Lisa, bu dsncesinin savunmasini byk bir hararetle yapmaya alismakla beraber, bu konudaki yetersizligi, grsn tam olarak anlatmasina engel oluyordu. Bir kitaptan fazlasinin gereksizligini ve bu kitabin da kalin olmasina gerek olmadigini syledi. Fakat, kitap kalin bile olsa, olaylar kolaylikla bulunabilecek; nk, her sey

plana dayanacak ve olaylar bir dzen iinde olacakti. Tabii, tm olaylarin bulunabilmesi ve yayimlanabilmesi mmkn olamayacakti. Zaten, byle bir niyeti de yoktu. Genelgeler, hkmetin esitli sorunlari, tutumu, blge ynetim kurullarinin kararlari, yasalar ve buna benzer olaylar, her ne kadar nemli olurlarsa olsunlar, yayimlanacak konunun disinda birakilabilirdi. Birok olay alinmayabilir; Sadece, Rus halkinin kisisel karakterine ve toplumun moral yasantisina, az ya da ok benzer tipik olaylar alinip digerlerinin ogu alinmayabilirdi. Tabii, buna her trl olay dahil edilebilir; garip olaylar, yanginlar, toplumu ilgilendiren olaylar, iyi ya da kt davranislar, her trl konusmalar ya da demeler; hatta, sel baskinlari ve hkmetin bazi kararlari bile alinabilirdi; fakat, seilen olaylarin karakteristik olmalari sartti; her yayimlanan olayin, iyice incelenmesi, verilen zetin tm olayi, btn, ayrintilari ile aydinlatabilmesi gerekirdi. Ve nihayet, arastirmalar iin gerekli olmasinin disinda dinlendirici de olmaliydi. Yani, okuyucunun, okuma zevkine de hitap etmeliydi. Rus halkinin bir yillik yasantisinin karakterini gstermeli, ruhsal durumunun ve ahlakinin bir yansimasi olmaliydi. 147Lisa israrla: - Herkesin satin almasini isteyecegiz, dedi. Her evde bulunmasini arzu edecegiz. Tabii, her seyin iyi bir plana dayanacagini biliyor ve bu yzden yardiminizi talep ediyorum. Lisa, hararetle konusmustu. Syledikleri her ne kadar pek anlamli degilse de, Shatov onun ne demek istedigini anlamaya baslamisti. Gzlerini yerden kaldirmadan: - Demek ki, belirli bir yn ve bildigimiz yndeki olaylari derleyen bir kitap olacak, diye mirildandi. - yle degil. Yn olmayacak. Tarafsiz olacagiz ve bizim ynmz de tarafsizligimiz olacak. Shatov, yerinde kimildanarak: - Yn olmak kt bir sey olamaz ki, dedi. Ayrica, eger herhangi bir seme yapilacaksa bundan kainmak mmkn olmayacaktir. Gereklerin seimi, olaylari anlasilmasi iin bir aiklama yapilmasini gerektirecek. Dsnceniz hi de fena sayilmaz. Lisa sevinle haykirdi. -Demek byle bir kitabin basilabilmesinin mmkn oldugunu dsnyorsunuz, degil mi? - Dikkatle dsnlp incelenmeli. Byk bir is. Hemen bir plan yapmak mmkn degil. Insanin tecrbe edinmesi sart. Hatta, kitabi yayimlamaya hazir oldugumuz zaman bile, bunun nasil yapilacagini anlayabilecegimizi sanmam. Birka tecrbeden sonra belki. Fakat dsnceniz, bu konuya egilmeye deger. Yararli bir dsnce. Shatov, nihayet basini kaldirdi. ylesine ilgilenmis olmaliydi ki gzleri alev alev yaniyordu. Yumusak bir sesle utanarak sordu: - Bunu siz mi dsndnz? Lisa glmseyerek cevap verdi: - Dsncenin pek nemi yok; btn sorun bu dsnceyi uygulama alanina koymakta. Pek zeki sayilmam. Anlayisim da biraz kit olduguna gre, tamamen aik olarak grdgm yoldan yrmeyi tercih ederim. 148 - Aik grdgnz yolu mu takip edersiniz? Lisa aceleyle: - Dogru bir deyis olmadi mi? diye sordu. - Oh, arzu ettiginiz kelimeyi kullanabilirsiniz. Bence pek nemli degil. - Dis lkelerde dolasirken, bazi islere yararli olabilecegimi dsndm. Param var; fakat, kullanamiyorum. Neden ben de topluma yararli olmayayim? Ayrica, byle bir sey aklima birden geldi. Dsnp bulmus degilim ve buna ok da sevindim. Bu dsncemi tek basima uygulama alanina koyamayacagimi biliyordum; nk, kendi basima hibir sey yapamam. Tabii, isbirligi yaptigim insan kitabima ortak olacak. Yari yariya; plan ve alisma ile siz ugrasacaksiniz, bulus ve yayini paraca desteklemek benim grevim olacak. Byle bir kitap masrafini ikarmaz mi? - Dogru bir plan bulabilirsek, satar. - Su kadarini syleyebilirim ki, bu isi para kazanmak iin yapmiyorum. Fakat, kitabin satmasi hosuma gidecek ve eger bundan para kazanabilirsek byk bir kivan

duyacagim. - Anladim; peki, benim durumum ne olacak? - Sizinle isbirligi yapacagiz ve yari yariya ortagiz; fakat plani siz yapacaksiniz. -Fakat benim plan yapabilecek kapasitede bir insan oldugumu nereden biliyorsunuz? - Sizin hakkinizda bilgi verdiler, burada da duydum... sizin ok zeki ve... ve byle islere aklinizin yatkin oldugunu... ve... ok dsnr bir kimse oldugunuzu biliyorum. Bay Peter Verkhovensky, isvire'deyken sizden ok szetmisti. Lisa bir saniye sustuktan sonra, aceleyle ekledi: - Bay Peter Verkhovensky ok zeki bir kimsedir, degil mi? Shatov, kaamak bir bakistan sonra basini nne egdi. Lisa: 149- Bay Stavrogin de sizin hakkinizda ok konusmustu, dedi. Shatov, birden kipkirmizi oldu. Lisa, nceden hazirlamis oldugu, paket halindeki gazeteleri aceleyle sandalyenin zerinden aldi. - Iste, iste gazeteler burada. Daha yararli bir seim yapabilmek iin hepsini bir siraya koymaya alistim ve numaraladim.. siz de greceksiniz. Shatov, gazete paketim aldi. Lisa: - Eve gtrp inceleyin. Nerede oturuyorsunuz? - Bogoyavlenskaya sokagindaki Filippov'un evinde. Lisa, eskisi gibi abuk abuk konusarak: - Biliyorum, dedi. Orada Lepyatkin isminde bir yzbasinin da oturdugunu sylemislerdi. Shatov, cevap vermeden uzun bir dakika sustu. Elinde gazete paketi oldugu halde gzlerini yere dikmis oturuyordu. Sesini garip bir tarzda alaltarak, deta bir fisilti halinde: - Byle bir is iin baska birini bulsaniz daha iyi olur kanisindayim, dedi. Size yararli olabilecegimi sanmiyorum. Lisa kizardi. - Hangi isten szediyorsunuz? diye bagirdi. Maurice, ltfen dn aldigim mektubu verir misiniz? Ben de, Bay Drozdov'un pesinden masaya gittim. Lisa, birden bana hitap ederek, elindeki mektubu asiri bir heyecanla ati. - Suna bir bakin. Byle bir sey grdnz m hi? Okuyun, ltfen. Hem de yksek sesle okuyun. Bay Shatov'un da duymasini istiyorum. Byk bir saskinlik iinde asagidaki mektubu okudum: 150 Hanimlarin fazilet, rnegi, Bayan Tushin Hanimefendi, Ah, o ne zerafettir Bayan Tushin'in yzndeki, Kuzeniyle iktigi zaman dolasmaya atla Salari uusur hafif esen bir rzgrla, Annesiyle beraber kilisede diz ker yere Tatli br pembelik yayilir candan yzlere! Iste o zaman, yasaya uygun bir evlilik arzularim Annesiyle giderken kuru gzlerle pesinden bakarim. Bir tartisma sirasinda cahil bir adam tarafindan yazilmistir. Hanimefendi, Vatanim ugruna Sivastopol'da kolumu kaybetmedigim, oraya hi gitmedigim ve savas sresince, en nefret ettigim sebze tasimak isiyle ugrastigim iin kendime ok acirim. Siz, bir eski zaman tanriasi, ben ise bir hiim ve sonsuzlugun ne oldugunu biliyorum. Bu yazdiklarimi sadece bir siir olarak kabul edin. nk, siirler nihayet samaliktir ve kstahlik sayilacak seyleri dogrular. Mikroskopla bakildiginda bir damla suyun iinde kaynasan milyonlarca mikroptan biri, gnese bir siir yazacak olsa, gnes o mikroba kizabilir mi ? Hatta, en iyi Petersburg sosyetesinde, byk hayvanlari koruma kulb,

atlarla ve kpeklerle ilgilenirken, kck bir mikrobu dikkate almaz ve yeteri kadar byk olmadigi iin onunla ilgilenmez. Ben de yeteri kadar byk degilim. Evlenme dsncesi anlamsiz gelebilir; fakat, kisa bir zaman sonra, kleligin kaldirilmasindan nce iki yz klenin alisabilecegi kadar byk bir mlk sahibi olacagim. Birok sey syleyebilir ve hatta, sonucu Sibirya olabilecek dokmanlar bile temin edebilirim. Teklifimi kmsemeyin. Mikrobun, bu mektubunu, siir olarak kabul edin. Yzbasi Lebyatkin, emrinizdeki en sadik hizmetkriniz. 151Elimde olmayarak haykirdim. - Alagin biri, sarhoslukla yazmis! Onu taniyorum. Lisa, aiklamaya basladi. Kizariyor ve abuk abuk konusuyordu. - Mektubu dn aldim. Tabii, bunun bir salak tarafindan yazilmis oldugunu hemen anladim. Annemi daha fazla zmemek iin henz ona gstermis degilim. Fakat, byle mektuplarla beni rahatsiz edecekse, buna karsi ne yapabilecegimi bilmiyorum. Bay Drozdov, bu adama gidip onunla konusmak ve beni bir daha rahatsiz etmemesini sylemek istiyor. Sznn burasinda, Shatov'a dnd. -Fakat, sizi halen is ortagim olarak grdgmden, Bay Shatov, onunla ayni evde oturdugunuza gre, bu adamin daha neler yapabilecegini etraflica anlayabilmek iin onun hakkinda sizden bilgi almak istedim. Shatov isteksiz bir tavirla: - Sarhos ve alagin biridir, diye mirildandi. - Fakat her zaman bu kadar aptal midir? - Tanrim, hayir!... Ayik oldugu zaman hi de aptal bir kisi degildir. Glerek sze karistim. - Aynen byle siirler yazan bir general tanirdim. Daima susan Bay Drozdov, beklenmedik bir anda sze karisti. - Hatta bu mektuplar bile, ne yaptigini bilen bir kimse oldugunu belirtiyor. Lisa sordu: - Kiz kardesi ile beraber oturdugunu duydum, dogru mu ? -Evet, dogru. - Kiz kardesine kt davrandigi syleniyor. Dogru mu? Shatov, yine Lisa'ya bakti. Kaslarini atarak mirildandi. - Bundan bana ne? 152 Sonra yerinden kalkarak kapiya dogru yrd. Lisa, telaslanarak: - Bekleyin, ltfen, diye bagirdi. Nereye gidiyorsunuz? Tartisacak birok seyimiz var. - Tartisacak ne var ki? Yarin size bildiririm. - Her seyden nemli bir sorun... basin konusu! Inanin ki bu isi laf olsun diye yapmiyorum. Bu konuda son derece ciddiyim. Lisa'nin telasi artiyordu. -Yayimlamaya karar verecek olursak, nerede bastiracagiz? En nemli sorun bu... basin iin Moskova'ya gidemeyiz. Byle bir yayin iin hangi basimevine gvenebiliriz? Uzun zamandan beri, kendim bir basimevi kurmak arzusundayim, gerekirse sizin adiniza... bu takdirde, Annemin de izin verecegini biliyorum, yeter ki sizin adiniza olsun. Shatov, zntl bir sesle sordu: - Baski yapabilecegimi nereden biliyorsunuz? - Nereden mi? Bay Peter Verkhovensky, Isvire'deyken byle islerin stesinden gelebileceginizi sylemisti. Hatta, size verilmek zere bir mektup verecekti; fakat, mektubu istemeyi unuttum. Shatov'un, simdi hatirladigima gre, rengi yine degisti. Birka saniye daha konusmadan durduktan sonra birden odadan ikti. Lisa, fkelendi. Bana dnerek sordu: - Her zaman byle aniden mi gider? Omuzlarimi silkerek cevap vermek zereyken, birden Shatov tekrar odaya girdi, elindeki gazete paketini masanin zerine birakti. - Is ortaginiz olamayacagim, dedi. Ayiracak zamanim yok. Lisa, zgn bir tavirla

yalvarir gibi sordu: - Fakat neden? Neden olmasin? Kizdiniz mi yoksa? Lisa'nin ses tonundan sasirdigi belli oluyordu; birka saniye Lisa'nin yzne bakti. Sonra hafif bir sesle: 153- Bir sey fark etmez, dedi. istemiyorum... Ve sonra evden ayrildi. Lisa, saskinligindan ne yapacagini bilmez grnyordu. Bana, saskinligi biraz asiri gibi geldi. Bay Drozdov, yksek bir sesle: - Olaganst garip bir adam! dedi. *** "Garip" oldugu kusku gtrmemekle beraber, benim iin aik olmayan birok sorun vardi. Btn bu szlerde gizli bir sey vardi. Bu yayinevi sorununa bir trl aklim ermiyordu; sonra, su sama mektup vardi ortada; bu mektupta, verilebilecek bazi bilgilerden ve "dokman"lardan szediliyordu; mektupta geen bu szlere, hep beraber deginilmekten kainilmis gibi bir hava vardi; basimevi konusunda konusuldugu iin Shatov'un aniden gitmesi de zerinde durulacak sorunlardan biriydi. Btn bunlar tek bir nedende toplaniyordu; benim gelisimden nce burada bazi olaylar gemis ve beni ilgilendirmemesi gereken bazi konular konusulmustu. Ayrica, gitme zamani da gelmisti. Ilk ziyaret iin fazla uzun bir zaman kalmistim. Gitmek iin izin istemek zere Lisa'nin yanina gittim. Benim varligimi unutmus gibi grnyordu. Hl masanin yaninda, gzlerini halinin stndeki bir noktaya dikmis duruyordu. Her zamanki gibi nazik bir sesle: - Oh, zr dilerim, diye mirildandi. Siz de gidiyorsunuz. Bay Verkhovensky'ye saygilarimi bildirin ve mmkn oldugu kadar abuk olarak beni grmesini syleyin. Maurice, Bay G...V gidiyor. Annemin, size iyi geceler dilemek zere burada bulunmayisi iin zr dilerim. Odadan ikmis, merdivenlerin sonuna gelmistim ki arkamdan kosarak biri geldi ve bana n kapida yetisti. - Hanimim geri dnmenizi istiyor, efendim.. - Hanimin mi, yoksa Bayan Lisa mi? 154 - Bayan Lisa, efendim. Lisa'yi, evvelce oturdugumuz salonun yanindaki kabul odasinda buldum. Maurice'in yalniz kaldigi byk salonun kapisi kapaliydi. Lisa, bana glmseyerek baktigi halde renginin soluklugu gzmden kamadi. Odanin tam ortasinda duruyor ve bir sey iin karar verememis olmanin sikintisiyla kivranir gibi grnyordu. Fakat, birden elimden tuttu ve beni pencerenin nne gtrd. Sabirsizlikla alev alev yanan gzlerini gzlerime dikerek: - Kadini derhal grmem gerekiyor, dedi. Kendi gzlerimle grmeliyim ve sizden, bu hususta bana yardim etmenizi rica ediyorum. Son derece heyecanli bir tavri vardi. Telasla sordum: -Fakat kimi grmek istiyorsunuz, Bayan Lisa? - Su Bayan Lebyatkin'i, topali... topal oldugu dogru mu? Agzim bir karis aik kalmisti. Byk bir hazir cevaplilikla ve fisildayarak: - Onu hi grmedim; fakat, topal oldugu sylentisini duydum, dedim. Dn duydum. - Onu mutlaka grmeliyim. Muhakkak grmeliyim. Bunu, bugn temin edebilir misiniz? Lisa, adina son derece zldm. Onu yatistirmaya alisarak: - Korkarim ki bu mmkn olamaz, dedim. Ayrica, bunu nasil temin edebilecegimi de bilmiyorum. Gidip Shatov'u grecegim... - Yarin bunu temin edemezseniz, Bay Drozdov benimle gelmeyi reddettiginden tek basima onu grmeye gidecegim. Tek midim sizsiniz; nk, gvenebilecegim kimsem yok. Korkarim, Shatov'la ok aptalca konustum... drst bir insan oldugunuzu biliyorum ve belki de, bana candan baglisinizdir. Ltfen, bunu bana temin ediverin.

155Ne olursa olsun, Lisa'ya yardim edebilmek arzusuna kapildim. Bir dakika kadar dsndkten sonra: - Yapacagim su, dedim. Oraya kadar bizzat gidecegim ve onu grecegim. Bugn grecegim muhakkak. Onu grebilmek iin bir bahane uydurabilirim. Size sz veriyorum. Yalniz, izin verirseniz durumu Shatov'a aacagim. - Ona, kadini grmek istedigimi, daha fazla bekleyemeyece-gimi ve biraz nce onu kandirmak iin konusmamis oldugumu syleyin. Belki de ok drst bir insan oldugundan, kendisini kandirmak istedigimi dsnmektense gitmeyi tercih etmistir. Onu aldatmadim. Kitabi gerekten basmak ve baski isine girmek istiyorum. Hararetle Lisa'nin sylediklerini dogruladim. - Drst bir insandir. - Ama, grsmeyi yarin temin edemezseniz, her ne olursa olsun, kimin haberi olursa olsun, oraya tek basima gidecegim. Hislerime hkim olarak: - Korkarim ki yarin saat ten nce sizi gremem, dedim. - Su halde yarin te. Demek ki, Bay Verkhovensky'nin evindeyken bana biraz bagli oldugunuzu dsnmekle yanilmamistim, degil mi? Glmseyerek bakti ve "gle gle" der gibi elimi hafife sikti; sonra, Drozdov'un yanina gitmek iin aceleyle byk salona geti. Ne olup bittigini kesin olarak anlayamadan, verdigim szden dolayi huzursuzlanarak evden ayrildim. aresizlik iinde irpinan, hi tanimadigi bir adama bile iini dkmekten kainmayan bir kadin grmstm. Hayatindaki belki en g bir anda, tatli tatli glmseyerek ona karsi olan hislerimi bu kadar kolaylikla anlamasi beni ok etkilemisti. Fakat, ona sadece aciyordum, hepsi o kadar!... Sirlari birden bana ok kutsalmis gibi geldi. Hatta, herhangi biri bu sirlari bana syleyecek olsa, onlari duymamak iin kulaklarimi ti-, kayabilirdim. Iimde garip bir nsezi vardi... Ayrica, ne yapacagimi 156 da bilmiyordum. stelik, ne hazirlayacagimi da bilmiyordum... bir grsme, fakat nasil bir grsme? Ve onlari bir araya nasil getirebilecektim? Btn midim, Shatov'daydi; ama, onun bana bu hususta herhangi bir yardim yapamayacagini nceden dsnmem gerekirdi. Yine de, onu grmek iin aceleyle yola koyuldum. *** Shatov'u ancak aksam saat yediden sonra evinde bulabildim. Ziyaretisi oldugunu grmek beni sasirtti.... Bay Kirilov ve Bay Virginsky'nin uzaktan tanidigim, Bay Shigalyov adindaki, kayinbiraderi vardi. Bu Shigalyov, sehirde iki aydan beri bulunuyordu; nereden geldigini bilmiyordum; btn bilgim, Petersburg'daki ilerici bir dergide birtakim makalelerinin yayimlanmis olmasindan ileri gitmiyordu. Virginsky, sokaktaki karsilasmalarimizin birinde tanistirmisti. Hayatimda hibir zaman, bu kadar asik suratli ve zntl bir adam grmemistim. Sanki, dnyanin sonunun gelmesini bekler bir hali vardi. Hem de bu bekleyisi, herhangi bir kehanete dayanmiyordu; dnyanin sonunun gelmesini kesinlikle bekliyor gibiydi; sanki, yarin degil, br gn, saat tam onu yirmi gee dnyanin sonu gelecekmis gibi bekliyordu. O karsilasmamizda, ancak birka kelime ko-nusabilmistik. Sanki, taninmak istemeyen casuslar gibi sadece el sikismakla yetinmistik. zellikle, kulaklari beni saskina evirmisti; bu kulaklar, anormal byklkte, uzun, genis ve kalindi; ok garip duruyordu. Hareketleri acemice ve agirdi. zerimde kt bir izlenim birakmisti; Shatov'un konuga karsi pek sevgisi olmadigini bildigimden, onu, Shatov'un evinde grnce sasirmam ok dogaldi. Merdivenlerden ikarken nn birden hep bir agizdan ko-nustuklarini duydum; bir konu tartisiyor olmaliydilar; fakat, ben odaya girer girmez sustular. Tartismalarini ayakta yapiyorlardi; fakat, beni grnce hep beraber oturdular; yle ki, ben de oturmak 157zorunda kaldim. Budalaca sessizlik tam dakika srd. Shigalyov beni hatirlamakla beraber, bir neden olmadigi halde tanimamaz-liktan geldi. Kirilov'la

karsilikli egilerek birbirimizi selamladik; fakat, her nedense el sikismadik. Shigalyov, nihayet, kaslarini atarak inatla bana bakmaya basladi; bu bakislarinda, hemen kalkip oradan gitmem isteniyormus gibi bir anlam vardi. Sonunda, Shatov, yerinden kalkinca hepsi, altlarinda igne varmis gibi ayaga firladilar ve vedalasmadan odadan iktilar. Yalniz, Shigalyov, kendilerini ugurlayan, Shatov'a: - Hareketlerinizin hesabini vermek zorunda oldugunuzu unutmayin, dedi. Shatov: - Hesaplarinizin cam cehenneme, diye cevap verdi. Kapiyi kapayip, engelledikten sonra, bana bakarak arpik glmsemeyle: - Pis serseriler! dedi. fkeli grnyordu; nce onun konusmasi da bana garip geldi. Ne zaman onu grmek zere gelsem (bu pek sik olmazdi), ogunlukla suratini asarak bir kseye oturur ve kaamak cevaplar vererek konusurdu. Ancak, uzun bir zaman sonra alisir ve neseyle konusmaya baslardi. Ondan sonra da, ayrilirken somurtarak "gle-gle" der ve sanki zel bir dsmanindan bir an nce kurtulmak istermis gibi ugurlardi. - Su Kirilov'la dn aksam ay itim, dedim. Dinsizlik konusunda ilgin gibi grnyordu. Shatov, yaridan fazlasi yanmis bir mumun stne yenisini koyarken: - Rus dinsizligi belirli bir sakadan ileri gidememistir, diye homurdandi. -Hayir, o adam bana pek de sakaci gibi grnmedi. Saka yapmayi bir tarafa birakin, konusmasini bile bilmiyor. Shatov, odanin bir ksesindeki sandalyeye oturup dirseklerini dizlerinin stne dayadi. Sakin bir sesle: 158 - Onlar kgittan yapilmis adamlardir, dedi. Bunlarin hepsi "usaklik" dsnmelerinden. Ayni zamanda ilerinde nefret de var. Bir dakika kadar sustuktan sonra devam etti: - Rusya'da ani bir dzen degisikligi olsa, hatta bu degisiklik onlarin dsncelerine gre bile olsa, eger su ya da bu sekilde, lke aniden llemeyecek kadar zengin ve rahat olsa, btn bu degisikliklerden nce onlar mutsuz olurlar. O zaman nefret edebilecekleri kimse olmayacaktir; igrenecekleri kimse olmayacaktir; glnecek kimse bulamayacaklardir. Rusya'dan sonsuz hayvanca nefretleri btn organizmalarini yiyip bitirmis. Glslerin arasindan szlen ve dnyadan saklanan gzyaslari da sz konusu olamaz. Rusya'da, bu konu hakkinda sylenmis olan yalan, hibir konu iin bu kadar ok sylenmemistir. Son kelimelerini fkeyle haykirarak sylemisti. Kahkahayla glerken: - Ulu Tanrim, neler sylyorsunuz!... dedim. Shatov da glerek: - Siz kuskusuz "Normal Liberal" siniz, dedi. Kisa bir sessizlikten sonra konusmasina devam etti: - "Usaklik dsnceleri" konusunda samalamis olacagimi biliyorsunuz, bana hemen syle sylemenizi bekliyebilirdim: "Usak ocugu sizsiniz, ama ben usak degilim." - Gerekten byle bir sey dsnms degilim... Ulu Tanrim!... - zr dilemeyin. Sizden korkmuyorum. Bir zamanlar sadece bir usagin ogluydum; fakat, simdi ben usak oldum. Sizin gibi. Bizim Rus Liberali her seyin nnde usaktir. Sadece baskasinin izmelerinin tozunu almak iin firsat bekliyor, o kadar. - Ne izmesi? Bu ne biim anlatim sekli? -Yok canim, hi de bir anlatim sekli degil! Gldgnz gryorum. Bay Verkhovensky, tasin altinda ezilip yattigim halde 159lmedigimi; fakat, sadece kivrandigimi sylemekte hakliydi; gzel bir benzetisti. - Bay Verkhovensky herkesi, sizin bir Alman hayrani oldugunuza inandirmaya alisiyor, diye gldm. Fakat onlardan bir seyler aldigimiz degismez bir gerektir. - Onlardan yirmi kopik aldik ve karsiliginda yz ruble verdik. Bir dakika kadar konusmadan durduk. - Bu hastaligi Amerika'da kapti. - Kim? Hangi hastalik? - Kirilov'dan sz ediyorum. Bir barakanin kuru tahtalari stnde drt ay beraber

yattik. Byk bir hayretle sordum: - Amerika'da bulundunuz mu? Daha nce byle bir sey sylememistiniz. - Syleyecek bir sey yoktu. Iki yil nce, Amerika'ya bir gmen gemisi ile gitmek zere son meteligimize kadar harcamistik. Oraya gitmemizdeki neden, "Amerika'daki isilerin yasantilarinin nasil oldugunu grenmek ve bylece, en kt sosyal kosullar altinda yasayan bir insanin durumunu "kisisel" deneyimlerle kendi zerimizde denemekti. - Hay Allah! diye gldm. "Kisisel deneyimler"le bunu grenebilmek iin Amerika'ya gidecek yerde, hasat zamani tasra kylerinden birine gitseydiniz, ya!... - Bir isletmecinin yanina isi olarak girdik. Orada alisan alti Rus'tuk... grenciler, mlklerini terk eden iftiler, ordu mensuplari... ve hepsi de kutsal amacin pesindeydiler. alistik, didindik, yiprandik ve nihayet Kirilov'la beraber isi biraktik. Hastalandik. Artik gcmz kalmamisti. Isletmeci, paramizi derken bizi aldatti. Anlasmamiza gre otuz dolar deyecegi yerde, bana sekiz, ona on bes dolar dedi; oradayken bir kereden fazla dayak da yedik. Kirilov ve ben, ikinci bir is bulamadigimizdan, o kk, pis 160 ilede tam drt ay, yan yana, bir barakanin tahta dsemesi zerinde yattik; o bir sey dsnyordu, ben baska bir sey. - Isveren sizi gerekten dvd m? Hem de Amerika'da, ha? Ona yapmis oldugunuz hakareti tasavvur edebiliyorum!... - Byle bir sey yoktu. Aksine, Kirilov ve ben derhal, biz Rus-lar'in Amerikalilar'in yaninda birer ocuk gibi kaldigimiza ve onlarla ayni seviyeye erisebilmemiz iin ya Amerika'da dogmanin ya da uzun sre orada kalmanin gerekli oldugu kanisina vardik. Bir "sent" bile etmeyen bir sey iin bir dolar istediklerinde, asiri bir zevkle ve duyguyla bu parayi derdik. Her seye hayrandik: ipnotizma, lin yasasi, tabancalar ve serseriler... Bir gn yolculuk aninda, adamin biri elini cebime daldirdigi gibi taragimi alip salarini taramaya basladi; Kirilov ve ben, sadece bakistik ve bunun ok normal olduguna hemen karar verdik; hatta, bu davranisi begendik bile. - Gariptir ki, biz byle seyleri sadece dsnmekle kalmayiz, gerekten yapariz, dedim. Shatov, biraz nce syledigi sz tekrarladi. - Kgit adamlar. - Ne de olsa, "kisisel bir deney" yapmak iin olsa bile, bir gmen gemisi ile koca okyanusu asmak, falan... olduka cesaret isteyen bir is. Fakat, oradan nasil ayrilabildiniz? - Avrupa'daki bir adama yazdik, o bize yz ruble gnderdi. Konusurken Shatov, her zaman oldugu gibi gzlerini yerdeki bir noktaya dikmis oturuyordu. Heyecanlandigi zamanlar bile basini kaldirmaz, gzlerini o noktadan ayirmazdi. Fakat, simdi, basim birden kaldirdi. - Bu adamin ismini grenmek ister misiniz? - Kimdi? -Nicholas Stavrogin. Birden yerinden kalkip ihlamur agacindan yapilmis yazi masasina gitti ve masanin zerini karistirmaya basladi. Yaklasik iki 161yil nce, karisinin Paris'te Stavrogin'in metresi oldugu hakkinda bazi belirsiz; ama, gvenilir sylentiler vardi. O zamanlar Shatov, Amerika'daydi. Fakat bu olayin, karisinin onu Cenevre'de birakip kamasindan ok sonra oldugu da dogrudur. "Eger byleyse" diye dsndm. "Su anda Stavrogin'in adindan sz etmesinin sebebi nedir?" Birden bana dnd. - Borcumu halen demis degilim, dedi. Dikkatle yzme bakti ve tekrar eski yerine oturdu ve birden tamamen degisik bir ses tonuyla sordu: - Buraya bir sey iin geldiginizi saniyorum. Nedir? Hemen btn bildiklerimi, bana

sylendigi gibi anlattim. Her ne kadar ilk heyecanim gemis ve zihnimi toparlamissam da, eskisinden ok daha saskindim. Bunun, Lisa iin neminin byk olduguna inandigimi, ona yardim etmek istedigimi; fakat isin kts, verdigim sz nasil yerine getirecegimi bilmedigimi ve hatta Lisa'ya nasil bir sz vermis oldugumu hatirlayamadigimi anlattim. Sonra, kesin bir dille bir kere daha, Lisa'nin onu gerekten aldatmadigini, bazi anlasmazliklarin oldugunu ve bu sabah gidisinden tr son derece zldgn tekrarladim. Byk bir ilgiyle beni dinledi. - Belki de bu sabah ok sama davrandim. Korkarim ki her zaman byle davranislarim oluyor. Ama, bu sabah oradan neden o kadar aceleyle ayrilisimin nedenini anlayamamissa, bylesi onun iin daha iyi... Yerinden kalkip kapiya gitti ve biraz araladiktan sonra, merdivenlerde ayak sesleri olup olmadigini dinledi. - Bu kadini siz de grmek ister miydiniz? Byk bir sevinle yerimden firlarken: - Evet, benim de istedigim bu, dedim. Fakat, bunu nasil basarabilecegim? -Basbayagi, evde yalnizken asagi inip onu grecegiz. Agabeyi gelip de onunla konusmus oldugumuzu grenecek olursa, onun 162 kemiklerini kirar, btn vcudunu rk iinde birakir. Onun haberi olmadan ogu kez zavalli kadini grmeye giderim. Onu tekrar dvmeye basladigi iin geenlerde onunla kavga ettim. - Hay Allah!... - Oh, evet. Salarindan yakalayip kadinin yanindan uzak-lastirdim. Bana vuracak oldu; fakat, onu korkuttum. Kavga da hemen bitti. Korkarim ki sarhos gelecek ve bu olayi hatirlayacaktir... bu neden, ona kt dakikalar yasatacaktir. *** Lebyatkin'in dairesinin kapisi kapali; fakat kilitli degildi ve ieri girmek iin zorluk ekmedik. Btn kat, kirli duvarlarindan yirtik duvar kgitlari sarkmis, kasvetli, iki kk odadan olusmustu. Evin bu kismi, Filippov, yeni evine tasinmadan nce, meyhane olarak kullanilmisti. Diger odalar kilitliydi. Sadece bu iki oda Lebyatkin'e kiralanmisti. Mobilya olarak, siralar, uzun masalar ve kol dayanacak yerlerinden biri kirik, bir koltuk vardi. Ikinci odanin bir ksesinde, stnde pamuklu bir rt olan Bayan Lebyatkin'in karyolasi vardi; yzbasi kendisine gelince, ekseri soyunmadan yerde yatardi. Ekmek kiriklari, pler, pis su birikintileri her tarafi kaplamisti; birinci odanin tam ortasinda, byk ve islak bir bez parasi, onun yaninda ise, alti delik eski bir ayakkabi teki duruyordu. Burada hi ev isi yapilmadigi ilk bakista anlasiliyordu; Shatov'un daha sonra anlattigi gibi, burada soba yanmiyor, yemek pisirilmiyordu; hatta, semaverleri bile yoktu. Yzbasi, kiz kardesi ile beraber meteliksiz olarak gelmis ve Liputin'in syledigi gibi kapi kapi dolasarak di-lenmisti. Eline beklenmedik bir zamanda para geince, kendini hemen ikiye vermis ve eve bakmaz olmustu. Tanismak iin sabirsizlandigim Bayan Lebyatkin, ikinci odadaki uzun masalarin birinin nndeki uzun sirada, bir fare kadar sessiz oturuyordu. Kapiyi atigimiz zaman bize seslenmedi; hatta, yerinden bile kipirdamadi. Shatov, kapilarini hi kilitlemediklerini; 163hatta, bir gn sabaha kadar ardina dek aik birakmis olduklarini syledi. Demir bir samdanda yanan mumun soluk ve titrek alevinde, otuz yaslarinda; siska ve solgun; eski bir basma elbise giymis; siyah seyrek salari, zayif ve uzunca ensesinin stnde bir ocuk yumrugu kadar ufak bir topuz halinde toplanmis kadini fark ettim. Bize olduka neseli bakti; nndeki mumdan baska, masanin zerinde, kk bir el aynasi, bir deste eski oyun kgidi, kapagi paralanmis bir sarki kitabi ve ucundan bir ya da iki para isirilmis, Alman unundan yapilmis, beyaz bir ekmek duruyordu. Bayan Lebyatkin'in pudra, allik ve ruj kullandigi aik olarak belliydi. Zaten koyu renk olan ince kaslarini daha da koyulastirmisti. Srdg pudraya ragmen, yksek ve dar alnindaki olduka sert ve derin izgi kaybolmamisti. Kadinin topal oldugunu biliyordum; ama, ziyaretimiz sresince yerinden hi kalkmadi. Genlik aglarinda, bu siska yz, ok gzel olmaliydi; fakat, yumusak bakisli gri gzleri hl gzeldi; durgun,

hemen hemen mutlu bakislarinda, hlyali ve samimi bir anlam vardi. Bakislarindaki yumusak ve neseli anlatim, tebessmnde bile vardi; degerli agabeyin yaptiklari ve Kazak kirbacini dsnnce, onun bakislarindaki bu anlam beni olduka sasirtti. Gariptir ki, Tanrinin cezalandirdigi bu yaratiklarin huzurunda, insani sarmasi gereken huzursuzluk, hatta tiksinti yerine, daha onu grr grmez, ona bakmaktan hoslanmistim; yalniz insanin iini bir acima duygusunun kapladigini kesinlikle syleyebilirim. Shatov, kadini, daha kapidan girer girmez gstererek: -Iste btn gn byle yalniz basina, kimildamadan oturur; fal aarak gelecegini grmeye alisir ve aynada kendisim inceler, dedi. Agabeyi ona yiyecek bile getirmez. Avludaki blkte oturan kadin, ona aciyarak, ara sira yiyecek bir seyler getirir. Onu sadece bir mum isiginda yalniz basina nasil birakirlar aklim almaz!:.. Shatov'un, sanki kadin odada yokmus gibi yksek sesle konusmasi beni sasirtmisti. Bayan Lebyatkin, iten bir tavirla: - Iyi aksamlar, dostum, dedi. 164 - Size bir konuk getirdim, Bayan Lebyatkin. Bayan Lebyatkin mum alevinin arkasindan bana dikkatle bakarak: - Onu grdgme memnun oldum, dedi. Getirdiginiz kisiyi tanimiyorum. Onu daha nce grms oldugumu hatirlamiyorum. Bayan Lebyatkin, tekrar Shatov'a dnd. Sanki ben odada hi yokmusum gibi, bana aldirmadan onunla konusmaya basladi. Iki sira bembeyaz ve dzgn dislerini gsteren bir glmsemeyle: - Zannedersem, tavan arasindaki kk odanizda bir asagi bir yukari dolasmaktan bikmis olmalisiniz, dedi. - Evet, biktim ve sizi ziyaret etmek istedim. Shatov, bir sirayi masanin nne ekerek oturdu ve beni de yanina oturttu. - Konusmaktan daima hoslanirim, dostum; yalniz garip bir adamsiniz. Sizi grnce canim glmek istiyor. Tipki bir rahip gibisiniz. Salarinizi en son ne zaman taramistiniz? Haydi gelin de salarinizi tarayayim. Bayan Lebyatkin, sznn burasinda cebinden bir tarak ikardi. - Tahmin ederim ki son taradigimdan bu yana, sainizi hi taramadiniz. Shatov da glerek: - Zannedersem taragim yok, diye cevap verdi. - Gerekten de yok mu?. Bu takdirde size benimkini vereyim... bunu degil... brn... yalniz bana hatirlatmayi unutmayin. Byk bir ciddiyetle Shatov'un salarini taramaya basladi. Yandan ayirip iki tarafa yatirdi. Sonra, biraz geri ekilerek iyi tarayip taramadigini inceledi ve taragi cebine soktu. Basini sallayarak:' -Biliyor musunuz, dostum, dedi. Hassas bir adam olabilirsiniz; ama, biraz caniniz sikiliyor. Size bakmak bana garip geliyor. Sizin 165gibi insanlarin neden cani sikilir bir trl anlayamiyorum. Kalp acisi can sikici degildir. Ben mutluyum. - Su agabey olacak herifle de mutlu musunuz? - Lebyatkin mi demek istiyorsunuz? Benim usagimdir o. Burada olup olmamasi bence nemli sayilmaz. Ona buyuruyorum: Lebyatkin, bana su ver, Lebyatkin, ayakkabilarimi getir ve o da buyruklarimi yerine getirmek iin hemen kosuyor. Bazen ona glmeden yapamam. Shatov, yine herhangi bir nezakete aldirmadan bana dnp yksek sesle: - Ve gerekten de byledir, dedi. Ona karsi sadece usagiymis gibi davranir. Sahsen ben kulaklarimla duydum: "Lebyatkin, bana su ver!" Yalniz, anlarsiniz ya, ona su getirmek iin kosmaz; ama, byle buyruklar verdigi iin onu hirpalar ve dver. Fakat byle de olsa Bayan Lebyatkin ondan hi korkmaz. Hemen hemen her gn bir sinir nbetine tutulur ve zamani karistirarak bir seyi unutur. Bizim ne zaman geldigimizi hatirlar mi saniyorsun? Eh, belki de hatirlar; fakat, her seyi kendi anlayisina gre

evirdiginden eminim ve her ne kadar beni, sevgili Shatov'u olarak hatirliyorsa da, bizi baska kisi olarak kabullenir. Yksek sesle konusup konusmamam bir sey degistirmez. Seni hibir zaman dinlemez. Hemen kendi hayal alemine dalar. Evet, hayal alemine gmlr. Olaganst hayal kuran bir kisidir. Yerinden hi kimildamadan sekiz saat, hatta btn gn oturabilir. Su ekmege bakin: belki ekmekten bir lokma yemistir ve yarin bitirecektir. Iste simdi de fal bakmaya baslamis... Shatov'un son kelimesini yakalamis olacak ki: - Gelecegimi syleyebilmek iin elimden geleni yapiyorum; ama, nasil oluyorsa falim ikmiyor, dedi. Bize bakmadan sol elini masanin zerinde duran ekmege dogru uzatti; (Shatov'un ekmekten de bahsettigini anlamis olmaliydi) fakat, ekmegi bir sre elinde tuttuktan sonra, fal iin sylediklerine o kadar dalmis olmaliydi ki, farkinda olmadan ekmegi tekrar masanin zerine birakti. Ekmekten bir lokma dahi koparmamisti. 166 .__Fal hep ayni ikiyor: bir yolculuk, kt bir adam, birisinin yaptigi alaklik, bir lm dsegi, bir yerden gelen mektup, beklenmedik haberler. Hepsinin yalan oldugunu saniyorum. Siz nasil dsnrsnz, dostum? Insanlar bile yalan syledikten sonra, iskambil kgitlari neden yalan sylemesinler? Birden kgitlari karistirdi. - Praskovya Ana'ya da... ylesine iyi bir kadindir... ayni seyi syledim. Basrahibenin haberi olmadan, fal baktirmak iin hcreme gelirdi. Ve fal baktirmak iin gelen sadece o degildi. Bir sr gevezelik ederler, baslarini sallarlar ve daima "Oh... Oh..." diye heyecanla haykirirlardi; ben sadece glmekle yetinirdim. "On iki yildan beri mektup almadiginiza gre, simdi neden alasiniz, Praskovya Ana", dedim. Praskovya Ana'nin kizi, kocasiyla beraber Trkiye'nin bir yerine yerlesmislerdi ve ondan on iki yildir haber alamiyordu. Ertesi aksam Basrahibe ile (dogustan bir prensesti) ay iiyordum; odasinda bir ziyareti vardi... ok hisli bir kadindi... ve ayni zamanda, Athos Manastiri rahiplerinden biri de rastlantiyla orada bulunuyordu; onun komik bir adam oldugunu dsnmstm. Ve ne tahmin edersiniz dostum? Bu rahip, Praskovya Ana'ya Trkiye'deki kizindan bir mektup getirmemis mi?.' Grdn m, karo valesinin neler yaptigini? Eh, ayimizi ierken, Athos'lu bu rahip Bas-rahibeye, "Her seyden ok Tanri yuvanizi, byle bir hazineyi yuvanizda barindiginiz iin sizi koruyacaktir, Sayin Basrahibe," dedi. Basrahibe Ana sordu: "Ne hazinesi?" Rahip: "Cennetlik Lisaveta Ana", diye cevap verdi. Bu ermis Lisaveta, iki metre genisliginde, bir buuk metre yksekliginde, duvar iinde oyulmus bir kovukta yasardi. O kovuktaki demir parmakliklarin arkasinda tam on yedi yildir yasiyordu. Yaz ve kis, kaba kumastan yapilmis bir elbiseden baska sey giymez, bulabildigi p paralarini elbisesine sokustururdu. Tek kelime dahi sylemezdi. Tam on yedi yildir ne salarini taramis ve ne de yikanmisti. Kisin, demir parmakliklarin arasindan bir koyun postu ve her gn, bir somun ekmekle, bir testi su verilirdi. Ziyaretiler hayretle ona bakarlar, ilerini ekerler ve 167ona aciyarak, parmakliklarin nne para birakirlardi. Basrahibe Ana, Lisaveta'yi hi sevmediginden ona kizardi. "Ama ne hazine!", diye cevap verdi. "Lisaveta orada sadece, kei gibi inadindan, domuzlugundan oturuyor. Yaptiklari numaradan baska bir sey degildir." Basrahibenin byle konusmasindan hoslanmadigimi sylemeliyim; nk, o gnlerde ben de bir yere kapanmak istiyordum. "Byle konusmami hos grrseniz" dedim. "Tanri ve Doga ayni seydir." Hep bir agizdan "Ben asla byle dsnmem" dediler ve Basrahibe glerek kadin ziyaretiye bir seyler fisildamaya basladi. Bana karsi ok iyi davranan bu kadin ziyareti, beni yanina agirip pembe bir kurdeleyi armagan olarak verdi. Size gstermemi ister misiniz? Kk rahip hemen vaaz vermeye basladi; ylesine nazik ve akillica konusuyordu ki, onu dikkatle dinlemeye koyulmustum. "Anliyor musunuz?", diye sordu. "Hayir", dedim. "Tek kelimesini bile anlayamadim. Beni rahat biraksaniz olmaz mi?" ve iste o zamandan beri, beni byk bir skn iinde biraktilar, dostum. O siralarda, ilesini doldurmaya alisan rahibelerden biri, kiliseden ikarken kulagima fisildadi: "Tanri Ana'nin ne

oldugunu sanirsin?" "En Ulu Ana", dedim. "Insanlik yansinin tm umudu." "Evet", dedi. "Tanri Ana, toprak anadir ve erkeklerin byk mutlulugu orada yatar. Ve dnyadaki her znt, her gzyasi bizim mutlulugu-muzdur. Ayaklarinin altindaki topragi bir metre derinligine kadar gzyasi ile doyuracak olursan, o zaman huzura kavusursun. Ondan sonra znt nedir bilmezsin. Tanri byle buyurmustur." O zaman, bu szler kafamda yer etmisti. O zamandan beri dua ettigim an, yere ker ve topragi perim. Hem per hem aglarim. Ve sunu syleyeyim, dostum, bu gzyaslarinin hibir ktlg yoktur; zntl bile olmasaniz, bu gzyaslari sevinten dklr. Gzlerinizden kendiliklerinden tasarlar; gerek de budur. Bazen gln kiyisina giderdim; gln bir tarafinda bizim manastir, diger tarafinda sivri tepeli bir dag vardir... bu daga Sivri Dag... derler. Bu daga ikar, yzm doguya dner, yere kapanir, aglar ve aglardim; ne kadar zaman agladigimi bilmez, sonra da hibir sey hatirlamazdim. Sonra, kalkar manastira dnerdim. Daga her ikisimdan sonra dnerken 168 gnes batmak zere olurdu; o kadar gzel, o kadar sevimli olurdu ki, oh., gnesi seyretmekten hoslanir misiniz, dostum? Gzel oldugu kadar da zcdr!... Tekrar batiya dnerdim. Hele glgeler! Dagimizin glgeleri, gln stne dogru bir mizrak gibi uzanir; o kadar dar, o kadar uzundur ki, hemen hemen bir mil uzunlugunda... kiyiya kadar uzanir; kayalik adayi tam ikiye bler; ada ikiye blndg zaman da gnes batmis olur ve ortaligi sakin bir karanlik kaplar. Iste o zaman, iim hznle dolar ve birden anilarim canlanirdi. Karanliktan korkarim, dostum. Fakat, ogunlukla minik bebegim iin aglardim... Kadinin konusmasini byk bir dikkatle dinleyen Shatov, dirsegi ile beni drtt: - ocugun var miydi? - ocugum tabii vardi; minicik, pembe yzl, kck tirnaklari olan bir bebekti; tm zntm, ogunlukla, onun kiz mi yoksa erkek mi oldugunu hatirlayamamdan doguyor. Bazen onun bir kiz oldugunu bazen de erkek oldugumu dsnrdm. ocuk dogar dogmaz, patiska kundagina sardim; pembe kurdele ile bagladim; ieklerle ssledim, hazirladim; basucunda dua ettim ve vaftiz ettirmeden kucagima alarak ormana daldim; ormandan korkuyor ve dehsete kapiliyordum; ogu kez, ocugum oldugu halde bir babasi bulunup bulunmadigini hatirlayamadigimdan aglardim. Shatov ihtiyatla sordu: - Kocanizin olmasi gerekti, degil mi? -ok garipsiniz, dostum. zellikle konusma tarziniz!.. Kocam olabilirdi; fakat, sanki kocam yokmus gibi olduktan sonra neye yarardi? Sonra glerek ekledi: -Iste sizin iin zlmesi kolay bir bilmece... elinizden gelirse zn!... - ocugunuzu nereye gtrdnz? 169iini ekerek cevap verdi: - Gle gtrdm. Shatov, beni yine dirsegi ile drtt. - Fakat ya ocugunuz hi olmadiysa ve btn bunlari siz hayal ediyorsaniz... ha? Byle bir soruya hi sasirmadan, dalgin dalgin cevap verdi: - G bir soru sordunuz, dostum. Bunun hakkinda hibir sey syleyemem. Belki de yoktu. Fakat, merak ettiginiz iin byle bir soru sordugunuzu sylemek cesaretini gsterecegim. Her ne ise, onun iin aglamaya devam edecegim. Onu ryamda grms olamam, degil mi? Sznn burasinda gzyaslari gz pinarlarini zorladi. Kirpikleri islandi. Ellerini aniden Shatov'un omuzlarina koydu. Gzlerinde merhamet kivilcimlari yanip snd. - Ah, dostum, dedi. Karinizin sizi birakip katigi dogru mu? kizmayin; ben de znt iindeyim. Nasil bir rya grdgm biliyor musunuz, dostum? Bana tekrar dnd, bana isaret ederek yanina agirdi:" Kk kedim, kk kedim, bana dn!..." Evet bu ses onun sesiydi: "Kk kedim! .."Bu beni son derece sevindirdi; beni sevdigini dsnyorum.

Shatov, hafif bir sesle mirildandi. - Belki de gerekten gelecektir. - Hayir, dostum, bu sadece bir ryadir... hibir zaman geri dnmeyecektir. Su sarkiyi biliyor musunuz? Byk ev benim iin degil, Bu kk hcre bana yeter. Burada ruhumu korumak iin konusacagim, Burada senin iin Tanriya yalvaracagim. Ah dostum, dostum, neden bana bir sey sormuyorsunuz? 170 - nk bana anlatmazsiniz... bu nedenle sormuyorum. Bayan Lebyatkin, abuk abuk konusarak: - Sylemem, sylemem, sylemem, dedi. Beni ldrseniz de sylemem. Arzu ederseniz, beni yakabilirsiniz; ama, yine de sylemem. Ne kadar znt ekersem ekeyim, hibir sey anlatmam. Insanlar hibir zaman grenemeyecekler!... Shatov basini nne egerken ok yumusak bir sesle: - Iste, dedi. Gryorsunuz ya, herkesin kendine gre derdi vardir. Kadin magrur bir tavirla: - Fakat sorsaydiniz, belki syleyebilirdim, dedi. Neden sormuyorsunuz? Bana dogru drst sorun, belki anlatirim. Yalvar, dostum, yle ki, szlerine kanabileyim... Ah, dostum, dostum!... Fakat, Shatov, cevap vermedi; sessizlik bir dakika kadar srd. Bayan Lebyatkin'in pudrali yanaklarindan, gzyaslari sel gibi szlyordu; elleri Shatov'un omzunda oldugu halde oturuyor; fakat onun yzne bakmiyordu. Shatov, birden yerinden kalkti. - Oh, sizden bana ne? dedi. Ayrica, sizin sorunlariniza karismaya da hakkim yok. Haydi, kalk! fkeyle oturmakta oldugum sirayi kaldirdi ve eski yerine koydu. -Eve gelecek olursa, buraya geldigimizi anlamamalidir. Gitme zamanimiz geldi. Mary Lebyatkin, birden kahkaha ile gld. - Oh, hl su usagimi dsnyorsun, degil mi? Korkuyorsun!... Eh, iyi geceler, aziz ziyaretiler. Ama bir dakika; size sylenecek bir szm var. Su Kirilov ve ev sahibimiz Filippov, kirmizi sakalli adam; bu sabah buraya geldiler, tam agabeyimin bana saldirdigi zaman. Ev sahibimiz onu yakalayip odanin bir ksesine savunanca, bagirdi: "Benim hatam degil, efendim; baskasinin cezasini ekiyorum!" Inanir misiniz, atlayincaya kadar gldk... 171- Oh, aziz dostum, o bendim, kirmizi sakalli adam degil. Onu salarindan yakalayip yaninizdan eken bendim; ev sahibiniz, dn degil evvelki gn gelmisti. Sizinle konusmaya gelmisti, siz karistiriyorsunuz. -Durun; zannedersem yanildim. Belki de sizdiniz. Fakat, neden byle samaliklar iin tartisalim? Onu kim ekerse eksin, bu kadar nemlimi? Kahkaha ile glmeye basladi. Shatov kolumdan ekerek: - Gidelim, dedi. Kapi gicirdiyor. Eger bizi burada bulursa, kadinin her tarafini rk iinde birakacaktir. Fakat, merdivenleri ancak ikmistik ki, avludan gelen bgrmeyi ve kfrleri duyduk. Shatov, beni odasina sokarak kapiyi kilitledi. - Kavgaya katilmak istemiyorsan birka dakika burada kalmalisin. Bak, domuz gibi bgrmeye basladi bile. Yine kapinin esigine takilip dsms olmali. Her seferinde ayagi takilir ve boylu boyunca yere kapaklanir. Bununla beraber, oradan tartismasiz kurtulamadim. *** Shatov, kilitli kapisina kulagini dayayarak dinledi. Birden geri siradi. Dehsete dserek fisildadi: - Buraya geliyor; biliyordum zaten! Korkarim ki gece yarisina kadar ondan

kurtulamayacagiz. Shatov'un konusmasini, kapinin yumruklanmasi izledi. Yzbasi: - Shatov, Shatov, kapiyi a! diye haykirdi. Shatov, aziz dostum!?.. Sana iyi yarinlar dilemeye geldim, dostum, Sana gnesin dogdugunu sylemeye geldim, 172 Gnesin kizgin isiklan kederi dagitti. Ormanlari vahsi bir gzellik kapladi. Sana uyandigimi sylemeye geldim... seni lanetlemeye, Dallarin altinda tamamen uyandigimi anlatmaya. Bana sopayi hatirlatti... ha, ha, ha!... Her kk kus.. ..susuzluktan lyor... Bir iki iecegim... Bir iki... ne iecegimi bilmiyorum... '( Oh, su budalaca merakin cani cehenneme! Shatov, hayatta kalmanin ne kadar gzel oldugunu biliyor musun? Shatov, yine fisildadi: - Cevap vermeyin. - Asana! Erkekler arasinda... kavgadan daha byk bir sey oldugunu anlamiyor musun? Onurlu bir kisinin bazi kt dakikalari oldugunu bilmiyor musun? Shatov, ben iyi bir adamim; seni affedecegim... Shatov, gizli bildirilerin cani cehenneme, ha? Sessizlik. - Anlamiyor musun, aptal esek, sigim!... Kendime kuyruklu bir ceket aldim. Kuyruklu ceketin askina, hi olmazsa bir kere gr! Tam on bes ruble saydim, bu ceket iin. Asik bir yzbasinin kibar olmasi gerekir... Birden kapiyi yumruklayarak danalar gibi bgrd. - A kapiyi!.. Shatov da birden grledi. - Defol kapimdan!... - Pis kle!... Kiz kardesim de bir kle... bir hirsiz!.. - Sen de kiz kardesini sattin. - Yalan! Kt bir iftira! Fakat tek kelimeyle ben.. onun kim oldugunu biliyor musun? 173Shatov, merakini yenemeyerek kapiya yanasti. - Kim? - Tahmin edebilir misin, sorarim sana? - Merak etme,tahmin edecegim. Kim oldugunu syle. - Sylemekten korkmuyorum! Toplumun iinde hibir seyi sylemekten korkmadim!... Shatov, basiyla bana dinlememi isaret ettikten sonra onu kiskirtti. - Zannetmem. - Syleyemez miyim? - Zannetmiyorum. -Zannetmiyor musun? - Eh, efendinden sopa yemekten korkmuyorsan, sylersin. Korkagin birisin degil mi? Hem de yzbasi!... Yzbasi heyecandan titreyen bir sesle: - Ben...ben...o... o kadin...diye kekeledi. Shatov kulagim kapiya dayadi. -Eeee? Hi degilse yarim dakikalik bir sessizlik oldu. Yzbasi nihayet: - Pis serseri! diye hay kirdi. Sonra, her basamakta tkezlenerek, bir semaver gibi soluyarak merdivenlerden inmeye basladi. Shatov kapidan uzaklasarak: - Alayci seytan, dedi. Sarhosken bile agzindan sz almak mmkn olmuyor. - Sakladigi nedir! diye sordum. Shatov, soruma cevap vermeden eliyle bastan savma bir hareket yapti ve kapiyi aarak tekrar dinledi. Uzun bir sre dinledi; hatta, emin olmak iin birka basamak

bile indi. Nihayet odaya dnd. 174 - Hibir ses duyulmadigina gre kadincagizi dvmyor demektir. Hemen sizmis olmali. Gitme zamaniniz geldi. - Bakin Shatov, dedim. Btn bunlardan ne anlam ikarabilirim? Yorgun ve bikkin bir sesle: - Nasil bir anlam ikarirsaniz ikarin, dedi. Sonra, yazi masasinin ksesine oturdu. Shatov'un evinden ayrildim. Kesin bir dsnce kafamda gittike kuvvetleniyordu. Ertesi gnn dsncesi kalbimin ezilmesine neden oluyordu. Ertesi gn, yani, Bay Verkhovensky'nin kaderinin tayin edilecegi pazar gn, notlarimin iindeki en nemli gnlerden biridir. Umulmadik olaylarin gnyd; gemisin olaylarinin yze iktigi ve gelecegin olaylarinin basladigi gnd; sert aiklamalarin yapildigi ve hatta, daha da karistigi bir gnd. Sabahleyin, okuyucularin bildigi gibi, dostum Bay Verkhovensky'ye arkadaslik ederek, Bayan Stavrogin'e gitmek zorundaydim; gleden sonra te ise, durumu anlatmak (ne oldugunu ben de bilmiyordum) zere Lisa'ya gidecektim. Bununla beraber, her sey kimsenin tahmin bile edemeyecegi bir sekilde sonulandi. Bir baska deyisle, o gn, en olaganst rastlantilarin gnyd. Olaylar, evvelce kararlastirildigi gibi saat tam on ikide Bayan Stavrogin'e gittigimizde onu evde bulamayisimizla basladi. Henz kiliseden dnmemisti. Zavalli dostumun ruhsal durumu o kadar bozuktu ki, byle bir olayla karsilasmasi hemen ruhsal yikimina neden oldu. Sanki kendinden gemisesine koltuklardan birine kt. Kendisine bir bardak su verdim; yznn sariligina ve ellerinin titremesine ragmen byk bir inatla suyu reddetti. Aklimdayken syleyeyim, bugn iin son derece sik giyinmisti; sanki, 175baloya gidiyormus gibi sslenmisti; zerinde islemeli bir gmlek vardi ve beyaz bir kravat takmisti; yeni sapkasi elindeydi; saman rengi yeni eldivenlerini sapkasiyla avucunun arasina kistirmisti; hatta, hafif bir koku da srnmst. Henz oturmustuk ki usak, Shatov'u salona getirdi; anlasildigina gre o da zel bir agri ile gelmisti. Bay Verkhovensky, yerinden kalkip onun elini sikacak oldu; fakat, Shatov dikkatle bize baktiktan sonra, selam bile vermeden salonun br ksesine gitti ve bir koltuga oturdu. Bay Verkhovensky, rkek gzlerini yine bana evirdi. Birka dakika kadar derin bir sessizlige gmlerek oturduk. Bay Verkhovensky, acele acele bir seyler fisildamaya basladi; fakat, tek kelimesini bile anlayamadim. Sylemek istedigini bitiremeyecek kadar heyecanlanarak birden sustu. Usak, szm ona, masanin zerine bir sey koymak iin geldi; ama, aslinda bize bir gz atmisti. Shatov, birden yksek sesle ona sordu: - Acaba, Bayan Shatov, Sayin Bayan Stavrogin'le beraber mi gitti, Alexey? Usak, byk bir agirbaslilikla cevap verdi: - Bayan Stavrogin kiliseye yalniz gittiler, efendim. Bayan Shatov ise biraz rahatsiz olduklarindan odalarindan ikmak istemediler. Zavalli dostum, yine endiseli ve rkek bakislarini bana evirdi; yle ki, basimi baska tarafa evirmek zorunda kaldim. Birden avluda duyulan tekerlek sesleri ve konusmalar Bayan Stavrogin'in kiliseden dnsn haber vermis oldu. Hep beraber sirayarak oturdugumuz yerden kalktik; fakat, bizi baska bir srpriz bekliyordu; salona yaklasan birok ayak sesi duyduk; Bayan Stavrogin'in yalniz olmadigi anlasiliyordu; bu da ok garipti; nk, belirli bir saatte gelmemizi isteyen kendisiydi. Nihayet, kosar adimlarla birinin gelmekte oldugunu duyduk; Bayan Stavrogin'in byle yrmeyecegi kesin olarak bilinirdi. Birdenbire, Bayan Stavrogin byk bir heyecan iinde soluk soluga salona daldi. Biraz 176 arkasindan ve daha yavas adimlarla Lisa geliyordu; Lisa'nin kolunda Bayan Mary Lebyatkin vardi. Bunu ryamda grsem inanamazdim!.. Bu anlasilmaz durumu daha etraflica anlatabilmek iin, bir saat kadar geriye gitmek

ve Bayan Stavrogin'in kilisede basina gelen olaylari btn ayrintilari ile anlatmam gerekecek. Kilisenin sabah ayininde, btn sehirli, tabii sosyetenin ileri gelenleri de dahil, hazir bulunuyordu. Valinin karisinin, sehrimize gelisinden beri ilk defa kiliseye gelecegi de biliniyordu. Sunu da kaydedeyim ki, valinin karisinin serbest dsnceli ve "yeni kosullar"a bagli bir kadin oldugu sylentileri de sehirde dolasiyordu. Ayrica, btn kadinlarimiz, onun ok sik giyinecegini de bi-.liyorlardi; zaten bu nedenle hepsi giyimlerine byk bir titizlik gstermislerdi. Yalniz, Bayan Stavrogin, her zaman oldugu gibi, sade ve siyah bir elbiseyle gelmisti; zaten, son drt yildan beri byle giyiniyordu. Kiliseye gelir gelmez, n sirada, ve soldaki yerini aldi; kilise hademelerinden biri hemen kadife bir minderle geldi ve minderi Bayan Stavrogin'in diz kecegi yere koydu. Kisacasi, her sey olagandi. Fakat, Bayan Stavrogin'in byk bir arzuyla dua etmesi de gzden kamamisti; daha sonra, o gnn olaylari hatirlandiginda, Bayan Stavrogin'in gzlerinin yasli oldugu bile sylenirdi. Nihayet, ayin bittikten sonra Basrahibimiz, Peder Pavel, vaaz vermek zere krsye ikti. Vaazlari tm sehirli tarafindan ok sevilirdi; hatta, hepsinin biraraya toplanarak bastirilmasini arzularlar; fakat, Peder Pavel, kesin kararini bir trl veremezdi. Bu kez vaaz, her zamankinden ok daha uzun srmst. Vaaz sresinde, bir hanimefendi kiliseye eski bir arabayla geldi; bu arabalarda, hanimlar, ancak yan olarak oturabilirler ve sarsintidan dsmemeleri iin arabacinin kemerine tutunurlardi. Sehrimizde hl bu tip arabalara rastlamak mmknd. Kilisenin ksesinde duran arabadan (ok sayida araba ve hatta, atli polis bile vardi) yere atlayan hanimefendi, arabaciya drt gms kopik verdi. Arabacinin yzn eksittigini gren hanimefendi: 177- ok fazla istemediniz mi, diye haykirdi. Sonra acikli bir sesle ekledi: - Zaten bundan baska param da yok. Arabaci umutsuz bir tavirla elini salladi. - Oh, nemli degil, hanimefendi, dedi. Sonra kadina" seni kirmak da zaten gnah olurdu" der gibi bakti ve deri para kesesini paltosunun cebine soktu; sonra yakindaki arabacilarin alaylari arasinda atlarini kirbalayarak oradan uzaklasti. Efendilerinin kiliseden ikmalarini bekleyen usaklarin ve arabacilarin arasindan geerek kiliseye dogru yrrken, alayli glsler onun pesini de takip etti. Kuskusuz, byle bir kadinin aniden sokagi dolduran kalabaligin arasinda grnmesi, garip karsilanmisti. Kadin asiri derecede zayifti ve biraz da topalliyordu; yznde kalin bir pudra ve allik tabakasi vardi; eyll ayinin gnesli, fakat serin bir gn olmakla beraber, kadinin zerinde, incecik siyah bir elbise vardi; uzun iplak boynuna ne esarp sarmis ne de omuzlarina sal atmisti. Basi iplakti: Siyah salarini iplak ensesinin stne toplamis ve salarinin sag tarafina, kutsal gnlerde ikonalari sslemek iin satilan kgit gllerden takmisti. Bu gllerin benzerini, Bayan Lebyatkin'i ziyaretim aninda, odasinda asili olan ikonanin altinda grmstm. Gen kadin her ne kadar basini nne egmis gidiyorsa da, dudaklarinda kurnazca, sevimli bir tebessm vardi. Kadin, eger bir dakika daha oyalanmis olsaydi, belki de kiliseye girmesine izin verilmeyecekti. Fakat, kadin kilisenin kapisindan ieri szlmeyi basardi. Ieri girdikten sonra da, kalabaligi yararak n tarafa dogru yrd. Geri vaaz yanlanmis, kilisenin salonunu dolduran kalabalik, Basrahibi byk dikkat ve sessizlikle dinliyordu; ama, yine de merakli birka gz yeni gelen bu kadini saskinlikla izlemisti. Kadin yksek krsnn nndeki kutsal minderin stne diz kt ve pudrali yzn yere degecek kadar egdi; o sekilde uzun bir sre kaldi; grnse gre agliyordu. Fakat, basini dogrultup tekrar ayaga kalktigi zaman, yine eski neseli tavrini takindi. Byk nese 178 ve asiri zevkle, bakislarini, salonu dulduran kalabaligin yznde, kilisenin duvarlarinda dolastirmaya basladi. Bazi kadinlara zel bir merakla bakiyor, hatta daha iyi grebilmek iin ayak parmaklarinin ucunda dogruluyordu; bir iki kere de kikir kikir glmst. Vaaz bitmis ve byk kutsal ha ortaya ikarilmisti. Valinin karisi haa ilk gitmesi gereken kimse olmakla beraber, hain birka adim nnde durdugu halde,

sanki Bayan Stavrogin'in daha nce gitmesini beklermis gibi bir hali vardi; Bayan Stavrogin'e gelince sanki nnde kimse yokmus gibi dogruca haa gidiyordu. Valinin karisinin bu garip nezaketi, kusku yok ki, zekice hazirlanmis bir oyundu; kilisedeki herkes bunu byle yorumlamisti. Bayan Stavrogin'in de bunu byle yorumladigina kusku y oktu; fakat, kimsenin farkinda degilmis gibi yoluna devam etti; hai ptkten sonra ikis kapisina yneldi. Herkes ona yol vermekle beraber kilisenin hademesi de ona yol amak iin nnden yryordu. Fakat kapiya yaklastiginda, henz basamaklara ulasmadan, kk bir kalabalik kisa bir sre yolunu kesti. Bayan Stavrogin, ister istemez durmak zorunda kalmisti; tam bu sirada garip bir yaratik, sainda kgit bir gl olan kadin, kalabaligi yararak geldi ve Bayan Stavrogin'in nnde diz kt. Kolay kolay sasirmayan, zellikle toplumun iinde hislerine ok iyi hkim olmasini bilen Bayan Stavrogin, ayaklarina kapanan bu kadina magrur ve sert bir tavirla bakti. Burada, mmkn oldugu kadar kisaca isaret etmem gerekir ki, Bayan Stavrogin, son zamanlarda her ne kadar biraz daha tutumlu ve hatta biraz cimri olmussa da, bazen hayir isleri iin paraya acimazdi. Petersburg'da bir hayir kurumunun yesi oldugu da bilmen gereklerdendi. Kitligin son yilinda, Petersburg'daki Alik ekenlere Yardim Komitesi'ne bes yz ruble yardimda bulunmus ve bu yardimi sehirde agizdan agza dolasmisti. Nihayet, ok yakin bir zamanlarda, yeni valinin atanmasindan hemen nce, ilimizin fakir kadinlarina yardim etmek iin bir kadinlar birligi kurmak zereydi. Bu fikir nderin kafasinda gittike genisliyordu; byle bir birligin Moskova ve civarindaki illerde de kurulmasini tasarlamaya 179baslamisti bile. Ve simdi, yeni valinin ani atanmasi ile btn hazirliklar yzst kalmisti; sylenildigine gre, yeni valinin karisi, byle bir birligin gereksizligi hakkinda birka igneli sz etmisti ve bu konusmalar, bire bin katilarak Bayan Stavrogin'e kadar iletilmisti. Erkeklerin kalbinde nelerin gizli oldugunu ancak Tanri bilir; ama, tahmin ederim ki, Bayan Stavrogin kilisenin kapisinda dururken, valinin karisinin ve salonu dolduran kalabaligin biraz sonra yanindan geecegini bilerek iin iin sevmiyordu; kendi kendine syle dsnyor olmaliydi: "Kendisi de gzleriyle grsn ki, benim hakkimdaki dsnceleri ve zekice yaptigini sandigi konusmalari bana viz gelir. Hepiniz de bana viz gelirsiniz!..." Bayan Stavrogin, ayaklarina kapanan gen kadina byk bir dikkatle bakarak sordu: - Ne var, yavrum? Ne istiyorsunuz? Mary Lebyatkin, dehset iinde ve utanmis, fakat son derece saygili bir anlamla ona bakiyordu. Birdenbire, garip bir kikirdamayla gld. Bayan Stavrogin, soran bakislarini etrafindaki kalabaligin zerinde dolastirdi. - Ne istiyor benden? Bu kadin kimdir, diye sordu. Mutsuz musunuz? Yardima ihtiyaciniz mi var? "Mutsuz" kadin heyecanla titreyen bir sesle: -Evet, Madam, ihtiyacim var... buraya... diye kekeledi. Buraya sadece elinizi pmek iin gelmistim... Sznn burasinda yine kikirdadi. B akislarinda, bygnden bir sey isteyen kk bir ocugun saf anlami vardi. Bayan Stavrogin'in eline sarilmak iin ne dogru egildi; fakat, birden rkms gibi ellerini tekrar geri ekti. Bayan Stavrogin, zgn bir tavirla glmseyerek: - Sadece bunun iin mi geldiniz, diye sordu ve hemen sedef islemeli para kesesini ikardi ve iinden on rublelik kagit bir parayi alarak kadina uzatti. Kadin parayi itiraz etmeden aldi. Bayan Stav180 rogin, ok ilgilenmisti ve kadini basit bir dilenci olarak kabul etmedigi belliydi. . Kalabaligin iinden biri bagirdi. - On ruble verdi kadina!.. "Mutsuz" kadin, rzgrdan ucu sallanan on rublelik kagit parayi sol elinin parmaklari ile sikica tutarak:

- Ltfen, Madam, elinizi peyim, diye mirildandi. Bayan Stavrogin, her ne sebeple ise, kaslarini hafife atarak, hemen hemen sert bir tavirla elini uzatti; gen kadin kendisine uzatilan eli saygiyla pt. Gzleri heyecanla parildadi. Tam bu sirada, pesinde sehir sosyetesinin hanimlari ve yksek memurlar oldugu halde valinin karisi geldi. nndeki kalabalik yznden durmak zorunda kalmisti; onunla beraber birok kisi de durmustu. Bayan Stavrogin birden: - Titriyorsunuz, dedi. syor musunuz? Sonra, paltosunu ikartip usagina atti ve omuzlarindan olduka pahali siyah salini alarak, hl nnde diz kms duran gen kadinin zayif omuzlarina sardi. - Ltfen kalkin; rica ederim, ayaga kalkin!.. Kadin ayaga kalkti. Bayan Stavrogin, sabirsizca etrafina bakinarak sordu: - Nerede oturuyorsunuz? Nerede oturdugunu bilen var mi? Fakat kalabalik biraz nceki kalabalik degildi; etrafini evirenler hep tanidik sosyete kisileriydi; erkek ve kadin karisikti; kimisi hos grmeyen bakislarla ve hayretle, kimisi merakla bakiyordu; hatta, ilerinde bazilari, bir olayin arifesinde olduklarini hissetmis gibi, hafif bir tebessmle bakiyordu. Nihayet, iyi niyetli biri, Bayan Stavrogin'in sorusunu nezaketle cevaplandirdi. - Tahmin ederim ki, Bay Lebyatkin'in kiz kardesidir. Konusan, tm sehirli tarafindan sevilen ve sayilan tccarlardan 181Bay Andreyev'di. Gzlkl, kir sakalli bir adamdi. zerinde bir Rus paltosu ve elinde silindir sapka vardi. -Bogoyavlenska sokaginda, Filippov'un evinde oturuyor, diye ekledi. - Lebyatkin mi? Filippov'un evi mi? Evet, byle bir sey duymustum saniyorum. Tesekkr ederim, Bay Andreyev. Fakat, kim bu Lebyatkin? - Kendisine yzbasi diyen biri, Madam. Korkarim, sylediklerine ve hareketlerine pek dikkat etmeyen biridir. Onun kiz kardesi oldugundan kusku yok. Bay Andreyev sesini alaltip, anlamli anlamli Bayan Stavrogin'e bakarak ekledi. - Evden kamis oldugunu tahmin ederim. - Anliyorum. Tesekkr ederim, Bay Andreyev. Siz Bayan Lebyatkin misiniz, sevgili yavrum? - Hayir, Madam, Bayan Lebyatkin degilim. - Su halde agabeyinin ismi Lebyatkin olmali. - Evet, Madam, Lebyatkin agabeyimdir. - Simdi bakin ne yapacagim, yavrum. Benimle bareber geleceksiniz, sizi oradan evinize yollayacagim. Benimle gelmek ister miydiniz? Bayan Lebyatkin heyecanla ellerini irpti. - Oh, evet, bayilirdim!.. Lisa: - Teyze, beni de beraber aliniz, ltfen! diye haykirdi. Belki bunu da aiklamak zorundayim; Lisa, ayine valinin karisiyla gelmisti; Annesi doktorun tavsiyesiyle araba gezisine ikmis ve cani sikilmasin diye Bay Drozdov'u da yanina almisti. Bayan Stavrogin byk bir gururla: -Her zaman bana gelmeni istedigimi bilirsin, yavrum, dedi. Ya annen kizarsa? 182 Bayan Stavrogin szn tamamlar tamamlamaz Lisa'nin asiri heyecanini grnce sasirdi. Lisa, Bayan Stavrogin'i yanaklarindan perek yalvardi. -Ltfen, teyzecigim, sizinle gelmek zorundayim. Valinin karisi ok sasirmisti. -Mais qu'avez vous done, Lisa! (Ne oldu size, Lisa!) - Oh, son derece zgnm, sevgili kuzen; fakat, teyzemle gitmek zorundayim. Byle syleyen Lisa, hosnutsuzlugunu saskinligi ile belirten chere cousine'e (sevgili kuzen) dnd ve yanaklarindan pt. Sonra aceleyle: - "Maman"a syleyin beni derhal teyzemin evinde bulsun, dedi. "Maman" sizi ziyaret etmek iin sabirsizlaniyordu. Bu sabah bana byle sylemisti. Size sylemeyi

unutmustum. zr dilerim. Ltfen kizma, Julie, chere... cousine (sevgili kuzen). Teyzecigim, ben hazirim!.. Sonra Bayan Stavrogin'in kulagina egildi. - Beni beraberinizde gtrmezseniz, teyzecigim, diye fisildadi, arabanizin arkasindan haykirarak kosarim. Onu kimsenin duymamis olmasi ok iyiydi. Hatta, Bayan Stavrogin bile bir adim geri ekilerek bu kudurmus gibi heyecanli kiza bakti. Bu bakis her seye bir anda karar vermesine yetti; o anda Lisa'yi beraberinde gtrmeye karar vermisti. Elinde olmayarak bagirdi. -Buna bir son vermeliyiz!.. Pekl, Lisa, bizimle gelebilirsin. Sonra sesini biraz daha ykselterek: -Tabii, Bayan Lembke izin verirse, dedi. Bu arada, iten gelme magrur bir tavirla valinin karisina dnmst. Bayan Lembke, gze batan asiri bir zariflikle - Gerekten onu bu zevkten yoksun etmek istemem, diye, mirildandi. 183Sonra, sevimli bir tavirla glmseyerek mirildanmasina devam etti: - zellikle onun nasil dikbasli oldugunu ben de biliyorum. Bayan Stavrogin, magrur ve kibar bir tavirla: - Anlayisiniza tesekkr ederim, dedi Bayan Lembke, asiri heyecandan yz kizararak: - Ayrica, dedi. Evinize gelmekle duyacagi zevkin yani sira, Lisa'yi yle soylu ve elemli bir ekis nedeni var ki... Mutsuz kadina yan yan bakarak devam etti: - Sayet ifadem dogruysa, tam da kilisenin kapisi nnde. Bayan Stavrogin, byk bir agirbaslilikla sylenenleri dogruladi. - Byle dsnceler size onur verir, Madam. Bayan Lembke, birden elini uzatti ve Bayan Stavrogin elinin parmak ularina aceleyle dokundu. Genel etki ok gzeldi; orada hazir bulunan kisilerin bazisi, gerek bir itenlikle, bazisi ise, yapmacik bir hayretle glmsyordu. Orada hazir bulunanlarin glmseyislerini kelimelerle canlandiracak olursak; Bayan Stavrogin'i kmseyerek, ziyarete gitmeyenin Bayan Lembke olmadigi, tersine, Bayan Stavrogin'in onu kendisinden uzak tuttugu ve valinin karisinin, Bayan Stavrogin'in evinden kovulmayacagim bilmis olsa onu kosa kosa ziyarete gidecegi herkes tarafindan anlasilmisti. Bayan Stavrogin, kilisenin kapisina henz yanasmis olan arabasini Bayan Lebyatkin'e gstererek: - Bininiz, yavrum, dedi. "Mutsuz" kadin byk bir neseyle arabaya kostu ve bir usagin yardimi ile bindi. Bayan Stavrogin, gerekten dehsete kapilmis gibi rengi soldu: - Ulu Tanrim, diye haykirdi. Topal misiniz? Bayan Stavrogin'in renginin solmasini herkes grmst; ama, nedenini anlayamamisti. 184 Araba, parke yollarda sarsilarak uzaklasti. Bayan Stavrogin'in evi kiliseye ok yakindi. Daha sonra, bana Lisa anlatmisti; Bayan Lebyatkin dakika sren yolda ilginlar gibi kahkahlarla glms, Bayan Stavrogin ise, Lisa'nin deyisiyle, "ipnotize edilmis" gibi oturmustu. 5 AKILLI YILAN . Bayan Stavrogin, usagi agiran ingiragi aldiktan sonra kendisini bir koltugun stne atti. Bayan Lebyatkin'in, odanin hemen hemen tam ortasinda duran byk masanin yanindaki bir sandalyeye oturmasini isaret etti. - Oraya oturun, yavrum. Bay Verkhovensky, buna ne anlam verirsiniz? Su kadina bakin... nedir bunun anlami?

Bay Verkhovensky: - Ben...ben... diye mirildandi. Tam o sirada usak geldi. -Hemen bir fincan ltfen! Mmkn oldugu kadar abuk! Araba da beklesin!... , Bay Verkhovensky, bitkin bir sesle haykirdi. - Mais, chere etexcellente amie, dans qiielle inquietude... (Ama sevgili dostum, ne kadar znt ile...) Bayan Lebyatkin, sevinle el irpti ve konusulanlari dinlemeye hazirlanirken haykirdi: - Oh, Fransizca, Fransizca! Insan yksek sosyeteye girdigini hemen anliyor! Bayan Stavrogin, dehsete dsms gibi kadina bakakaldi. Hepimiz sessizce, bu olayin nasil sonulanacagini anlamak iin oturuyorduk. Shatov, basini nne egmis ve Bay Verkhovensky, sanki olayin btn sorumlulugu onunmus gibi ekingen bir tavirla 185oturuyordu. Sakaklarinda ter damlaciklari parildiyordu. Lisa'ya bir gz attim; salonun bir ksesinde, hemen hemen Shatov'un yaninda oturuyordu. Gzleri, Bayan Stavrogin ile topal kadin arasinda dolasip duruyordu; dudaklarinda bir tebessm vardi; fakat, bu tebessm hos degildi. Bayan Stavrogin bu tebessm grd. Bayan Lebyatkin, tamamen dalgin grnyordu; Bayan Stavrogin'in gzel dsenmis salonunu hayran hayran seyrediyordu; mobilyaya, halilara, duvardaki resimlere, rokoko tarzi boyali tavana, ksedeki byk bronz Isa heykeline, porselen lambalara, albmlere ve masanin zerindeki teberiye dikkatle bakiyordu. Birden Shatov'a hitaben haykirdi. - Demek siz de buradasiniz, dostum!.. Epey zamandan beri grsemiyorduk; fakat, kendi kendime dsndm: "O olamaz! Buraya nasil gelebilir ki?" Sonra neseli bir kahkaha atti. Bayan Stavrogin, hemen Shatov'a dnd. - Bu kadini taniyor musunuz? diye sordu. Shatov, yerinden kalkacakmis gibi bir hareket yapmakla beraber, kalkmadan mirildandi: -Evet, Madam. - Ne biliyorsunuz? Ltfen, hemen anlatin! Shatov hibir neden yokken glmsedi. - Sey... diye kekeledi. Siz kendiniz de anlayabilirsiniz... - Neyi anlayabilirim? Haydi, durmayin, bir seyler syleyin?.. - Peki, agabeyi yzbasi Lebyatkin'le beraber oturuyor. - Eeee? Shatov, yine duraksadi. - Oh, gerekten szetmeye degmez, diye mirildandi. Sonra, kararli bir tavirla sustu. Hatta, kararinin kesin olmasi, yznn kizarmasina neden oldu. Bayan Stavrogin fkeyle sylendi. 186 - Zaten sizden daha fazlasi beklenemezdi. Herkesin bir seyler bildigini; fakat, her nedense sylemekten korktugunu ve sordugu sorulara kaamak cevaplar vermek yoluyla kendisinden bir seyleri saklamaya alistigini kesinlikle anlamisti. Usak, elinde kk bir gms tepsiyle geldi ve Bayan Stavrogin'in istedigi kahveyi uzatti; fakat, haniminin kk bir el hareketi ile Bayan Lebyatkin'e dogru yrd. Bayan Stavrogin: - Iin, yavrum, dedi. Kilisenin nnde sms olmalisiniz. Bayan Lebyatkin: - Mersi, diyerek kahveyi aldiktan sonra, usaga "mersi" demesinden tr kahkahalarla glmeye basladi. Fakat, Bayan Stavrogin'in fkeli bakisini grnce hemen sustu ve fincani masanin zerine birakti. Garip bir tavirla: - Bana kizmiyorsunuz, ya, Teyzecigim, dedi. Bayan Stavrogin saskinlikla yerinde dogruldu. - Neee? Sizin teyzeniz miyim? Byle sylemekle ne kastettiniz? Bayan Lebyatkin, bu kadar siddetli bir fkeyle karsilasacagini kestirememis olmali ki,

korkudan zangir zangir titreyerek arkasina yaslandi. Bayan Stavrogin'e saskinliktan irilesmis gzlerle bakarken: - Size... size... byle hitap etmem gerektigini d... dsnmstm, diye mirildandi. Lisa, size byle diyordu. - Hangi Lisa'dan bahsediyorsunuz? Bayan Lebyatkin parmagi ile Lisa'yi gstererek: - Su gen hanimdan, dedi. - Ne zamandan beri ona Lisa diyorsunuz? Bayan Lebyatkin kendisim biraz toparlayabilmisti. 187- Neden olmasin? On dakika evvel, siz kendiniz ona byle demediniz mi? Sanki zorla glyormus gibi bir tebessmle ekledi: - Onun kadar gzel bir kizi her zaman ryamda grrm. Bayan Stavrogin, durumu biraz kavrayarak sakinlesmisti; Hatta, Bayan Lebyatkin'in son kelimelerine hafife glmsedi. Gen kadin, onun glmsedigini grnce yerinden kalkti ve sekerek onun yanina gitti. .. Birden, Bayan Stavrogin'in, daha nce omuzlarina koymus oldugu sali omuzlarindan ekerek uzatti. - Ltfen, sunu geri alin, dedi. Geri vermeyi unutmustum. Bu kadar kaba davrandigini iin bana kizmayin. - O sali hemen omuzlariniza rtn ve sizde kalsin. Simdi gidip yerinize oturun, kahvenizi iin. Sakin benden korkmayin, yavrum. Sakin olun. - Sizi anlamaya basliyorum. Bay Verkhovensky, yine sze karisacak oldu. - Chere amie... (sevgili dostum) - Oh, Bay Verkhovensky, siz olmasaniz ne yaparim bilmem... Bari bana siz yardim edin. Ltfen, yaninizdaki hizmeti odasinin ingiragini alin. Kimse konusmadi. Gzleri kuskuyla hepimizin yznde dolasti. ok sevdigi oda hizmetisi Agasha salona girdi. - Ltfen, bana, Cenevre'de almis oldugum kareli sali getirin. Bayan Shatov ne yapiyor? - Pek iyi degil, Madam. - Ona buraya kadar zahmet etmesini syler misin, Ltfen. Hasta olsa bile, gelebildigi takdirde ok memnun olacagimi da bildir. Tam o sirada, holden gelen sesler duyuldu. Biraz sonra, salonun kapisinda, Maurice'nin koluna dayanarak soluk soluga yryen, Bayan Drozdov grnd. 188 Zayif, fakat ok sinirli kadinlarda sik sik grlen huzursuzlugu, tamamen sesine aksettiren bir haykirisla: - Oh, aman, buraya kadar glkle gelebildim! dedi. Lisa, ilgin kiz, anneni ne kadar sikintilara sokuyorsun? Sevgili Stavrogin, buraya kadar kizimi almak iin geldim. Bayan Stavrogin, yasli kadina suratini asarak bakti. Yerinden kalkacak oldu; hatta, yari yariya kalkmis da sayilirdi. Hosnutsuzlugunu saklamaya gerek grmeden: - Tnaydin, Praskovya, dedi. Oturursaniz memnun olurum. Geleceginizi zaten biliyordum. *** Bayan Drozdov, byle bir karsilamadan tr hayret etmis olamazdi. Bayan Stavrogin, eski okul arkadasina, genlik yillarindan beri, dostluk grnm altinda daima sert davranir; hatta, bu davranislarinda kk bir tiksinti bile olabilirdi. Oysa, bu defa olaganst bir durumdu. Daha nce bahsettigim gibi, bu iki arkadasin arasi son gnlerde nedense aikti. Bayan Stavrogin, bu soguklugun nedenlerini simdilik bilmiyordu ve bu bilgisizligi arayi bsbtn sogutuyordu; fakat, Bayan Stavrogin'in fkelenmesinin asil nedeni, son zamanlarda, Bayan Drozdov'un ona karsi garip bir stnlk elde etmesiydi. Kuskusuz Bayan Stavrogin, son derece zgnd ve kulagina kadar bazi sylentiler de geliyordu; zellikle, bu sylentilerin belirsiz olmasi onu daha fazla zyordu. Bayan Stavrogin, ok aik szl ve szn esirgemeyen bir kadindi.

Bunu syle aiklayabilirim ki onun gizli kapakli islerle ilgisi yoktu; ugrasacagi kimselerle aika ve korkusuzca arpisirdi. Her ne hal ise, iki kadin birbirlerini bes gnden beri grmyorlardi. Son grsme, Bayan Stavrogin tarafindan yapilmis, "su Drozdov yaratigini" gcendirmis ve onu utan iinde birakmisti. Sunu kaydetmekte hakiyim ki, Bayan Drozdov, Bayan Stavrogin'in ondan korkmasi 189iin bir neden oldugunu bilerek gelmisti. Bunun byle oldugu, bakislarindan aika anlasiliyordu. Fakat, grnse bakilacak olursa, ne zaman Bayan Stavrogin'in utantan yerin dibine gemesi beklenirse, seytanca bir zekyla bu zor durumdan kurtulmasini biliyordu. Hi itiraz etmeden kendilerine hakaret edilmesine gz yuman birok zayif karakterli kadin gibi, durumun kendi yararina dndgn hisseden Bayan Drozdov, ilk firsatta saldirgan kesilirdi. O zamanlar hasta oldugu dogruydu ve eskisinden daha sinirli olmasinin nedeni de bu hastaligiydi. Nihayet, sunu da ekleyebilirim ki, eger bu iki eski okul arkadasi arasinda herhangi bir tartisma ikacak olsaydi, bizden sakinmalarina gerek yoktu; nk, bizler de yakin birer aile dostu sayiliyorduk. O zamanlar bunu, belirli bir hayretle anlamistim. Bayan Stavrogin'in gelisinden beri ayakta duran Bay Verkhovensky, Bayan Drozdov'un haykirimi ile koltuguna ker gibi oturdu ve aresizlik iinde benim bakislarimi yakalamaya alisti. Shatov, sert bir hareketle yerinde dnd ve hatta soluyarak bir seyler bile mirildandi. Bende biraktigi izlenim, bir an evvel buradan kurtulup gitmek istemesiydi. Lisa da ayaga kalkmak zereyken, tekrar yerine oturdu. Annesinin bagirisina nem vermemis grnyordu. Bu tavri, onun dikbasli olusundan degildi; fakat, daha baska ve etkili duygularin tutsagi olusundan tryd. Gzlerini dalgin dalgin yere dikmisti; hatta, Bayan Lebyatkin'in bile farkinda degilmis gibi grnyordu. Bayan Drozdov, masanin yanindaki bir koltugu isaret ederek: - Oh, dostum, iste burasi iyi degil mi? Sonra, Bay Drozdov'un yardimi ile koltuga otururken gergin bir sesle: -Eger bacaklarim agrimamis olsaydi, sizin evinizde bir dakika bile oturmazdim, dostum, dedi. Bayan Stavrogin, basini hafife kaldirdi ve sag elinin parmaklarini, basinin agridigina isaret etmek istermis gibi sak; gina bastirdi. - Hey gzel Tanrim! Evimde neden oturamazmissiniz, Praskovya? Kocaniz btn hayati sresince bana en yakin bir dost olarak 190 davrandi ve sizinle de, ocuklugumuzdan beri, ayni okulda beraberce oynardik. Bayan Drozdov, fkeyle elini salladi. - Biliyordum! Bana sitem etmeye kalkisacaginiz zaman daima ocuklugumuzdan ve okuldan szedersiniz... sizin ok iyi bilinen bir hilenizdir bu! Fakat, bana sorarsaniz, bunlar gzel konusmalardir. Su sizin yatili okulunuz sznden artik usandim diyebilirim!.. - zellikle bugn ok sinirli oldugunuzu gryorum. Bacaklariniz nasil? Iste, size kahve getiriyorlar. Ltfen, buyurun ve surat asmayin... ne de olsa aramizda bir dostluk var! - Benimle daima, sanki kk bir kizmisim gibi konusuyorsunuz. Kahvenizi de istemiyorum... orada kalsin!.. Ve sonra, kendisine kahve uzatan usaga, fkeyle elini salladi. Ben ve Bay Drozdov disinda herkes kahve imeyi istememisti. Bay Verkhovensky, kahveyi almakla beraber, imeden masanin zerine koymustu. Ama, Bayan Lebyatkin bir fincan daha arzu etmis olmali ki, kahveyi almak zere uzandi; fakat, nedense, vazgeerek elini ekti ve bu hareketinden ok memnun grnd. Bayan Stavrogin, dudak bkerek glmsedi, - Sanirim ki bir seyler tasarliyorsunuz, sevgili dostum, Praskovya, zaten burada bulunusunuzun nedeni de budur. Btn hayatiniz boyunca bazi tasavvurlarinizla yasadiniz. Yatili okuldan szettigini iin bana kizdiniz. Fakat, hatirlar misiniz, bir gn sinifa gelip bizi, svari subayi Shablykin'in size evlenme teklif ettigine inandirmaya alismis; fakat, hemen oracikta Matmazel Lefebure tarafindan yalaniniz meydana

ikarilmisti. Fakat yalan sylememistiniz... oh, hayir... sadece kendi kendinizi tatmin edebilmek iin hayalinizde canlandirmistiniz, o kadar. Eh, simdi syleyin bakalim derdiniz nedir? Simdi neler hayal ediyorsunuz? Caninizi bu kadar sikan sey nedir? - Ve siz de, bizim din derslerine gelen rahibe kapilmistiniz. Mademki bu kadar meraklisiniz, eski gnleri hatirlayalim bari!.. Hah hah hah... 191Sinirli sinirli glerken bir ksrk nbetine tutuldu. Bayan Stavrogin nefretle ona bakti. -Oh, demek rahibi hl unutamadiniz? Yz yemyesil oldu. Bayan Drozdov birden byk bir gururla yerinde dogruldu. - Korkarim ki dostum, simdi glecek halim yok. Neden ailenizi ilgilendiren bir rezalete toplumun nnde kizimi karistiriyorsunuz? Buraya da bu nedenle geldim. Bayan Stavrogin tehdit eder bir tavir takindi. - Ailemi ilgilendiren rezalet mi? Lisa, birden sze karisti. -Anne, ben de, kelimelerinize dikkat etmeniz iin sizi uyarmak zorundayim. - Ne dedin, ne dedin? Annesi yine feryadi basmak zereyken kizinin ates pskren bakislarini grnce bu kararindan vazgeti. Lisa, kizararak haykirdi. - Aileyi ilgilendiren bir rezalet diye nasil szedersin bundan, anne?! Bayan Lembke'den izin alarak kendi arzumla geldim buraya. Btn arzum su zavalli kadinin durumunu grenip ona yardimci olabilmekti. Bayan Drozdov, tkrr gibi glerek kizinin szlerini tekrarladi. - Su zavalli kadinin durumu!.. Byle "masallarla" ugrasmak senin isin mi? Senin zorbaliklarindan artik usandim, kizim. Byk bir fkeyle Bayan Stavrogin'e dnd. -Dogru olup olmadigini bilmiyorum; ama, btn sehir halkini kendinize uydurmus oldugunuz syleniyor. Fakat korkarim ki sizin de sonunuz geldi artik. Bayan Stavrogin, yayindan firlamak zere olan bir ok gibi oturuyordu. On saniye kadar sabit ve dik bakisli gzlerini Bayan Drozdov'a dikti. Sonra, hayret edilecek derecede sakin bir sesle: 192 - Eh, Praskovya, dedi. Tanriya skr ki burada yabanci yok. Sonradan pisman olacaginiz ok sey sylediniz. - Adlandirabilecegim bazi kimseler gibi toplumun dsncelerinden korkan bir kimse degilim, dostum. Gururunuzdan dolayi toplumun dsncelerinden irkilen sizsiniz. Burada yabanci olmamasina gelince, bundan son derece memnun olmalisiniz. -Bu son hafta iinde gryorum ki biraz daha akillanmissiniz, degil mi? - Bu son hafta iinde akillanan ben degilim. Sadece bu hafta gerek ortaya ikmistir, o kadar. - Hangi gerek bu hafta ortaya ikmis? Dinleyin, Praskovya; beni sinirlendirmeye alismayin, hemen su dakika durumu aiklamalisiniz. Size samimiyetle soruyorum, hangi gerek ortaya ikmistir ve bunu sylemekle neyi kastediyorsunuz? Bayan Drozdov birden, karsisindakini yenmek amaciyla sonucun ne olacagina aldirmadan, parmagi ile Bayan Lebyatkin'i gsterdi. - Iste, btn gerek orada oturuyor!.. Neseli bir merakla Bayan Drozdov'u izleyen Bayan Lebyatkin, onun parmagi ile kendisini isaret etmesi zerine katila katila glmeye ve heyecanla yerinde kipirdanmaya basladi. Bayan Stavrogin, rengi solmus olarak arkasina yaslandi ve haykirdi. - Ulu Tanrim! Bunlar hep beraber akillarini mi kairdilar?!.. Yznn rengi o kadar solmustu ki, salondakiler telslandilar. Onun yanina ilk kosan Bay Verkhovensky oldu; ben bile biraz daha yaklastim; sandalyenin yaninda kalmakla beraber, Lisa bile ayaga firladi; fakat en ok korkan kimse Bayan Drozdov oldu; bacaklarinin agrisina aldirmadan yerinden dogruldu ve aglamakli bir sesle haykirdi.

- Dostum, ltfen beni, aptalligimdan dolayi bagisla!.. Su!.. Birisi biraz su versin ona!.. 193Bayan Stavrogin'in bembeyaz dudaklari kipirdadi. Kesin bir dille ve hafif bir sesle: - Aglamayin, rica ederim, Praskovya, dedi. Beyler ltfen yerlerinize dnn. Su istemem! Kendisine biraz hkim olan Bayan Drozdov, sylenmekte devam ediyordu. - Oh, sevgili dostum, belki de sylememem gerekirdi; fakat, birtakim alaklarin yagdirdigi mektuplarin etkisi altinda kaldim. Sizi ilgilendiren yazilar olduguna gre, onlari size gndermeliydiler!.. Nihayet, sevgili dostum, benim gen bir kizim var!.. Bayan Stavrogin, irilesmis gzlerle ona bakiyor ve hayretten agzi bir karis aik olarak dinliyordu. Tam o sirada, ksedeki bir kapi sessizce aildi ve Dasha Shatov salona girdi. Hemen durdu ve etrafina bakindi. Heyecanimiza sasirmisti. Kimsenin haber vermedigine gre, Bayan Lebyatkin'i grmemis oldugu belliydi. Dasha'yi nce Bay Verkhovensky grd. Acele bir hareket yapti, yz kizardi ve bilinmeyen bir nedenle yksek sesle bildirdi. Bayan Shatov!.. Sesi ylesine yksek ikmisti ki hepimiz elimizde olmayarak basimizi dndrp Dasha Shatov'a baktik. Bayan Lebyatkin: - Demek Dasha bu! diye haykirdi. Eh, Shatov, dostum, kiz kardesiniz hi de size benzemiyor! Agabeyim bu kadar gzel bir kizi "kle kiz Dasha" diye adlandirmaya nasil cesaret edebiliyor? Bayan Stavrogin'e dogru yrmekte olan Dasha, isminin sylenmesi zerine birden durdu ve Bayan Lebyatkin'e dnd. Gzlerini bu yarim akilli kadina dikerek donmus gibi oldugu yerde kaldi. Bayan Stavrogin byk bir sknetle: - Oturun, Dasha, dedi. Daha yakinina; tamam. Oturdugunuz yerden bu kadini grebiliyorsunuz. Onu taniyor musunuz? Dasha, hafif bir sesle: - Onu simdiye kadar hi grmemistim, dedi. Kisa bir duraklamadan sonra ekledi: 194 - Bay Lebyatkin'in hasta kiz kardesi oldugunu tahmin ederim. Bayan Lebyatkin heyecanli bir sesle: - Her hareketinizden okumus bir hanini oldugunuz belli oldugundan sizinle daha evvel tanismak istemekle beraber, ben de sizi ilk kez gryorum, dedi. Usagimin svmesine gelince, sizin gibi sevimli ve okumus gen bir hanimin, onun parasini almasi cidden mmkn olabilir rni? ok hos, hos, hos bir kiz oldugunuzdan, parayi benden alabilirsiniz!.. Son kelimelerini elini sallayarak sylemisti. Bayan Stavrogin, magrur bir tavirla: - Sylediklerinden bir anlam ikarabiliyor musunuz, diye sordu. - Her seyi anliyorum, Madam. - Paradan bahsettigini duydunuz, degil mi? - Tahmin ederim ki, Isvire'deyken Bay Stavrogin tarafindan Bay Lebyatkin'e verilmek zere gnderilen paradan szediyor olmali. Bir dakika kadar derin bir sessizlik oldu. -Nicholas'in kendisi mi sizden byle bir sey istemisti? - yz ruble tutarindaki parayi Bay Lebyatkin'e gndermek istiyordu. Adresini kesin olarak bilmemekle beraber bu sehirde oldugundan emindi. Eger buradaysa parayi Bay Lebyatkin'e vermemi rica etti. - Fakat paranin ne kadari kaybolmus? Bu kadinin sz ettigi kayip para nedir? - Isin burasini bilmiyorum, Madam. Ben de, Bay Lebyatkin'in uluorta, herkesin iinde, parasinin tamamini vermemis oldugumu syledigini duymustum; fakat, ne demek istedigini bilmiyorum. Bana verilen yz rubleydi, ben de ona yz ruble gnderdim. Bayan Shatov, kendine gvenini yeniden kazanmisti. Ve burada ilave etmeliyim ki, bu kizi uzun mddet sasirtmak mmkn degildi. 195Duygulan her ne olursa olsun, kendisine ikar bir yol bulmasini bilirdi. Simdi cevaplarini acele etmeden, sakin ve vicdanen sulu oldugunu belirtebilecek bir saskinlik gstermeden veriyordu. O anlatirken Bayan Stavrogin gzlerini bir saniye

olsun onun zerinden ayirmiyordu. Verilen cevaplan bir sre kafasinin iinde evirip evirdikten sonra kendinden emin ve kararli bir sesle konusmaya basladi. Btn dikkati ile Dasha'ya bakiyordu. -Eger, dedi, Nicholas bu arzusunun yerine getirilmesini benden isteyecegine, sizden istemisse, kendisine zg nedenleri vardir. Eger bunu benden saklamak istemisse, onun zel islerine karismak istemem. Fakat, bu ise sizin karismaniz, iimin rahat etmesi iin yeterli bir nedendir. Bunu bilmenizi istiyorum, Dasha, siz her seyin stndesiniz. Oysa, gryorsunuz, dostum, dnyadaki yalanlara ve aldatmalara akliniz ermediginden, temiz kalplilikle de olsa hata yapabiliyorsunuz. Bu hatayi, bazi alaklarla isbirligi yapmakla islediniz. Bu alagin yaydigi dedikodu da hatanin degismez bir tanimlamasidir. Fakat, onun hakkinda gerekli bilgileri grenecegim; haklarinizi korumak ilk grevim olduguna gre, bu konuda sizi koruyacagim. Simdi bu konuya kapatalim. Bayan Lebyatkin, birden yerinden dogrularak: - Sizi grmek iin geldigi zaman yapilacak ilk gzel ve dogru davranis, Onu dogruca usaklar kismina yollamaniz olacaktir. Biz burada oturup kahvelerimizi ierken birakin o usaklarla, sandik zerinde kgit oynasin. Ona bir fincan kahve bile gnderebilirsiniz; ama ondan o kadar igreniyorum ki... Sz bittikten sonra basini onurla geriye atti. Bayan Stavrogin, Bayan Lebyatkin'! dikkatle dinledikten sonra tekrarladi. - Bu konuyu artik kapatalim. Bay Verkhovensky, ltfen ingiragin ipini eker misiniz? Bay Verkhovensky kendisinden istenileni yaptiktan sonra byk bir heyecanla ileri dogru bir adim atti. Yz kipkirmizi, kekelemeye basladi. 196 -Eger... eger ben... ben de ok igren olan bu yky duydumsa; daha dogrusu, iftirayi dogru duydumsa, bu takdirde... diyebilirim ki... enfin c'est un homme perdu et quelque chose comme un forat evad... (kisacasi sonu gelmis bir adamdir, bir kaak gibidir...) Cmlesini bitirmeden yarida kesti; Bayan Stavrogin, sorgu dolu bakislarla onu tepeden tirnaga kadar szd. Agir basli khya salona girdi. Bayan Stavrogin: -Araba hazirlansin, dedi. Sen Alexey, Bayan Lebyatkin'i evine gtrmeye hazirlan. Yolu kendisi tarif edecektir. - Bay Lebyatkin bir sreden beri bu hanimi bekliyorlar ve beklemekte oldugunun bildirilmesini istediler. Tek kelime sylemeden sadece dinlemekle yetinen Maurice Drozdov birden atildi: - Bu mmkn olamaz, Madam. Eger bu sekilde konusmami bagislarsaniz, madam, bir salona kabul edilebilecek karakterde bir insan degildir. O... o... tahamml edilmez bir kimsedir, Madam. Bayan Stavrogin, khyaya: - Varsin beklesin, dedi. Khya, hemen ekildi. Bay Verkhovensky, yine kekeleyerek konusmaya basladi. - C'est un homme malhonnte et je crois meme que c'est un forat evde, ou quelqiie chose dans ce genre... (Ahlaksiz bir adamdir o, hatta bir hapishane kakini oldugunu saniyorum...) Yine kizarak sustu. Bayan Drozdov, yerinden kalkarken biraz igrenir bir tavirla: - Lisa, artik gitme zamani geldi, dedi. Birka dakika nce, fazla heyecanli aninda kendi kendine bir budala oldugunu syledigi iin zlyor grnyordu. Dasha'nin konusmasini dudak kivirarak dinlemisti. Fakat, beni en ok sasirtan, Dasha'nin gelmesi ile degisen Lisa'nin grnmyd. 197Gzlerinde, gizlemeye alismadigi bir nefret ve igrenti pariltisi vardi. Bayan Stavrogin, yine o asin sknetiyle ihtiyar kadini durdurdu. - Bir dakika bekleyin, Praskovya, rica ederim, dedi. Ltfen oturur musunuz? Btn

syleyeceklerimi bitirmek istiyorum ve ayakta durmaniz uzun srebileceginden bacaklariniz agrir. Tamam, tesekkr ederim. Kisa bir sre nce kendimi kaybettim ve sizinle biraz kirici konustum. zr dilerim ve beni bagislamanizi rica ederim. ok aptalca davrandim ve bunu ilk itiraf eden de benim. Ayrica, her seyin haka yapilmasini da severim. Simdi siz de kendinize hkim olamadiniz, kuskusuz, ve bazi imzasiz mektuplardan szettiniz. Her imzasiz mektup degerini bulmalidir; byle bir mektubu yazan, altina imzasini atacak kadar kisilige sahip olmadigina gre, mektuplarin da okunmadan p sepetine atilmasi gerekir. Siz de bu fikirde degilseniz, sizi anlayamiyorum demektir. Her ne olursa olsun, sizin yerinizde olsaydim, o mektuplarin adini bile agzima almazdim. Ellerimi dahi, o pis mektuplarla kirletmek sikintisina sokmazdim. Fakat, siz bunu yaptiniz. Bununla beraber, mektuplardan nce siz szettiginize gre; alti gn nce byle bir mektup aldigimi syleyebilirim. O mektubu yazan alak, "hayatimda nemli bir rol oynayacak" topal bir kadindan sakinmam gerektigini ve Nicholas'in artik ildirmis oldugunu bildiriyordu. Evet, o alagin kullandigi tabir byleydi, ok iyi hatirliyorum. Nicholas'in ok dsmani oldugunu bildigimden, derhal dsmanlarindan birini buraya agirttim. Bu kisi onun dsmanlari arasindaki en gizli, en kt ve asagilik dsmaniydi. Onunla yaptigim kisa bir konusma sonucu, imzasiz mektup yazan alagin kim oldugunu hemen anladim. Eger, siz de, zavalli Praskovya, "benim yzmden", bana gnderilmis olan mektuplar gibi mektuplarla rahatsiz edilmisseniz, ki siz "mektup yagmuruna tutuldum" demistiniz, elimde olmadan size sikinti verdigim iin nce ben zlrm. Size sylemek ve anlatmak istedigim bu kadardi. Su anda hasta ve zgn oldugunuzu grmekten 198 zlyorum. Dahasi da var; Bay Drozdov'un ok uygun bir deyisle, ieri "alinamayacagini" syledigi kuskulu kisiyi hemen "kabul" etmek kararini verdim. zellikle, Lisa'nin burada yapacak bir isi yoktur. Gel, Lisa, yavrum. Seni bir kere daha peyim. Lisa, byk salonu geerek Bayan Stavrogin'in nnde durdu. Bayan Stavrogin, onu ptkten sonra kendisinden bir kol boyu kadar uzaklastirdi ve eliyle Lisa'nin basi zerine bir ha yapip onu kut-sadiktan sonra bir kere daha pt. - Eh, gle gle, Lisa, dedi. Sesi aglayacakmis gibi titriyordu. - Kaderim ne olursa olsun sizi ok sevecegime inanin. Tanri sizi korusun. Her zaman Tanri'ya karsi boynum bkktr. Daha fazla konusmak istemekle beraber kendisini tutarak sustu. Lisa, derin dsncelere dalmis gibi tekrar yerine dnd. Tek kelime dahi sylememisti. Birden yerinden kalkip annesinin nnde durdu. Sakin bir sesle: - Hemen gitmeyecegim, Anne, dedi. Teyzemin yaninda biraz daha kalmak istiyorum. Lisa'nin sakin sesinde demir gibi bir kararlilik vardi. Bayan Drozdov, aresizlik iinde ellerini havaya kaldirarak bagirdi. - Tanri beni korusun! Neler duyuyorum! Fakat, Lisa cevap vermedi, isitmis bile grnmedi. Salonun ksesindeki yerini aldi ve gzlerini bosluktaki bir noktaya dikerek sessizce oturdu. Bayan Stavrogin'in yzne magrur bir zafer anlatimi gelmisti. - Bay Drozdov, dedi. Sizden byk bir ricada bulunacagim. Ltfen asagidaki adama bir bakiverin ve "ieri alinmasi" uygun olmasa bile onu buraya getirin. Bay Drazdov yerlere kadar egilerek selam verdikten sonra salondan ikti. Bir dakika sonra Bay Lebyatkin'le beraber dnd. *** 199Yzbasi Lebyatkin'in grnsnden daha nce de sz ettigimi hatirliyorum. Uzun boylu, karmakarisik sali, kirmizi ve biraz sarkik yanakli; basinin her hareketinde titreyen gerdanli; bazen kurnaz bakisli, kk, kanli gzl; biyikli, favorileri uzun; etli girtlak kemigi biraz fazlaca ikik; kirk yaslarinda, iriyari ve tm grns ekici

olmayan bir adamdi. Fakat, grnsnde en ok gze arpan, kuyruklu ceketi ve temiz, beyaz keten gmlegiydi. Bay Verkhovensky, Liputin'in giyimini elestirdigi bir gn, Liputin: 'Temiz gmlek giydikleri halde irkin grns olan adamlar da vardir' demisti. Yzbasinin bir ift de siyah eldiveni vardi; eldivenin sag tekini elinde tutuyor, sol tekini ise, kocaman etli eline zorla geirmis ve eldiven eline kk geldiginden dgmesini ilikleye-memisti. Sol elinde ise, bugn ilk defa giydigi belli, yepyeni silindir bir sapka vardi. Dn Shatov'a bagira bagira syledigi "ask-ceketi" nin gerek oldugu anlasiliyordu. Btn bunlarin, yani kuyruklu ceket ve beyaz keten gmlek (sonradan grendim), bazi gizli nedenlerle, Liputin tarafindan tavsiye edilmisti. Hi kusku yok ki, buraya gelisi, (kiralik arabayla gelmisti) baskasinin yardimi ve kiskirtmasi ile olmustu; yalniz basina imkni yok akil edemezdi; kilisenin nndeki olaydan hemen haberdar edildigini bile kabul etsek, kirk bes dakika iinde, byle giyinip kusanip, buraya gelmeye karar vermesi pek kolay degildi. Sarhos olmamakla beraber, zerinde, gnlerce itikten sonra yavas yavas kendine gelen bir kimsenin, tembel ve bulanik havasi vardi. Bana yle geliyordu ki, eger biri ikip da omzuna bir ya da iki kere parmagi ile dokunacak olsa, hemen sizacak kadar sarhos olabilirdi. Byk salona kosarak dalmak zereyken ayagi kapinin nndeki haliya takildi. Bayan Lebyatkin, glmekten neredeyse katilmak zereydi. Yzbasi, fkeli bakislarla, kadina onu yiyecekmis gibi baktiktan sonra, abuk adimlarla Bayan Stavrogin'e dogru yrd. Yksek bir sesle bgrrcesine: - Geldim, Madam, dedi. Bayan Stavrogin, koltugunda dogrularak: 200 - Syle oturmak ltfunda bulunur musunuz, ltfen, su sandalyeye, dedi. Sizi oradan da duyabilirim ve yznz daha iyi grebilirim. Yzbasi, bn bn nne bakarak durdu; fakat, geriye dnd ve kapinin hemen yaninda kendisine gsterilen sandalyeye oturdu. Yznden, kendine gvensizligi ve ayni zamanda, kstahligi ve devamli fkesi belli oluyordu. Byk bir panik iinde oldugu da aikti; fakat, gururu da incinmisti; korkakligina ragmen, gururunun bazen kstaha hareketlerde bulunmasina neden olabilecegi de aik olarak grlebilirdi. Kaba vcudunun her hareketinden korkar bir hali vardi. Su bir gerek olarak bilinir ki, olaganst bir rastlanti ile kendilerini sosyetenin iinde bulan byle centilmenlerin en byk dertleri elleridir ve onlari nereye koyacaklarini bilmezler. Yzbasi, sapkasi bir elinde, eldivenleri diger elinde, aptal bakislari Bayan Stavrogin'in sert yznde oldugu halde sandalyesinde kimildamadan oturuyordu. Kusku yok ki, etrafina bakinmak istiyor; fakat, simdilik bu gc kendisinde bulamiyordu. Onun kiligini eglenceli bulan Bayan Lebyatkin yine bir kahkaha tufanina tutulmustu; ama, Lebyatkin'in ona bakacak cesareti yoktu. Bayan Stavrogin, onu bu sekilde uzun bir sre, belki tam bir dakika, acimadan oturttu ve devamli olarak bastan asagi szp durdu. Bayan Stavrogin, ll ve etkili bir sesle konusmaya basladi. - Her seyden nce, efendim, adinizi bize bagislar misiniz? Yzbasi: - Yzbasi Lebyatkin, Madam, diye grledi. Buraya geldim, Madam... Sandalyesinde huzursuzca kipirdandi. Bayan Stavrogin elinin bir isareti ile onu susturduktan sonra: - Izin verin! dedi. Bu kadar ilgimi eken bu zavalli yaratik, gerekten kiz kardesiniz mi? - Evet, Madam, kiz kardesimdir. Evden gizlice kamayi basarmis ve simdi de... 201Birden kizardi ve sustu. Ne syleyecegini iyice sasirmisti; fakat, konusmasina devam etmek istedi. - Beni yanlis anlamayin, Madam. Onun z kardesi olan ben, byle lekelenmesine... yani, byle bir durumda, byle bir durumda demek degildir..bir bakima ona yarari olmayan... Onun itibari... son zamanlarda... Birden sustu. Bayan Stavrogin basini kaldirdi.

- Efendim!... Lebyatkin, birden parmagini alninin ortasina vurarak: - Yani, bu durumda demek istedim, dedi. Kisa bir sessizlik oldu. Bayan Stavrogin tereddtle sordu: - Uzun zamandan beri mi byle? - Madam, kilisenin kapisinda Rus tresine gre, gsterdiginiz iyilik iin size kardese tesekkre geldim... - Kardese mi? - Yani kardese demek istemedim; ama, sadece kiz kardesimin agabeyi oldugumdan tr, Madam ve inanin bana, Madam... Yine yz kipkirmizi olmus ve abuk abuk konusmaya baslamisti. -... kabul salonunuza geldigim zaman, ilk grndgm kadar grgsz degilim. Kiz kardesim ve ben, Madam, bu salonun lksnn iinde ok kk kaliyoruz. Ve ayrica, Madam, benim hakkimda ok haksiz sylentiler ikaran ok dsmanim var, korkarim. Fakat itibarima aldirmam. Lebyatkin, Madam, gururludur, ve... ve ben... size tesekkr iin geldim.. iste paraniz, Madam!... Byle syleyerek cebinden bir czdan ikardi. Czdandan ekip aldigi bir deste kagit parayi elleri titreyerek, asiri bir sabirsizlikla saymaya basladi. Bir seyi ok acele olarak aiklamak arzusu bel202 liydi, aslinda aiklamasi da gerekiyordu; fakat byk olasilikla, parayla oynamasinin kendisine aptalca bir grnm verdigini sezinlemis olmali ki, hareketlerinin kontroln tamamen kaybetti; parayi bir trl sayamiyordu; parmaklari birbirine dolaniyordu ve sanki onu bsbtn rezil etmek istermis gibi yesil sirtli paralardan biri parmaklarinin arasindan kaydi ve havada zikzaklar izerek halinin stne dst. - Yirmi ruble, madam!... Sonra, yz sikintidan ter iinde yerinden firladi; yere dsen parayi grnce, almak iin egildi; fakat, her ne nedense utanarak parayi almaktan vazgeti ve elini belirsiz bir anlamla salladi. - Usaklariniz iin, Madam... onu yerden alan usaginiz iin... birakin Bayan Lebyatkin'i hatirlasinlar!... Bayan Stavrogin biraz sasirmis olarak aceleyle: - Korkarim ki byle bir seye izin veremem, dedi. - Bu takdirde... Egilerek parayi yerden aldi. Rengi kipkirmizi olmustu. Birden Bayan Stavrogin'e yrd ve saydigi parayi uzatti. Bayan Stavrogin, gzle grnr bir endiseyle yerinde dogruldu. - Bunun anlami nedir, efendim?! diye haykirdi. Bay Drozdov, Bay Verkhovensky ve ben ileri dogru bir adim attik. Yzbasi heyecanla haykirdi. - Korkmayin, korkmayin; Deli degilim, sphesiz ki deli degilim. - Evet, efendim, siz delisiniz!.. -Madam, dsndgnz gibi degil! Kuskusuz, hayat zincirinin basit bir halkasiyim... Konaginiz zengin olarak dsenmis; fakat, Mehul Mary'nin evi byle degildir, kiz kardesimin evi, Madam, kiz kardesim, Lebyatkin; fakat, simdilik ona mehul Mary diyecegiz, simdilik, Madam, simdilik, anlarsiniz ya! Tanri bile buna razi ol203mazdi! Madam, ona on ruble verdiniz ve o da bunu aldi; fakat, bu para tarafinizdan verildi diye aldi, Madam! Bunu anliyor musunuz, Madam? Bu mehul Mary, dnyada kimseden para alamaz; nk, aldigi takdirde, General Yermolov'un gzleri nnde, Kafkasya savasinda sehit dsen dedesinin kemikleri sizlar; fakat sizden, Madam, sizden her seyi alir. Fakat bir eliyle alir, diger eliyle size yirmi ruble uzatir... Evet, Madam, yirmi... bu parayi, sizin de ye oldugunuz Petersburg'daki Yardim Sevenler Kurumu'na bagislar, Madam. Siz, kendiniz, Moskova Gazetesi'nde yayimladiginiz gibi, Madam, bu kuruma yardim edenleri ye kaydetmek iin bir defter tutuyorsunuz, Madam, bu kuruma herkesin yardimda bulunabilecegini...

Yzbasi "kelime bulma glg" ektiginden birden sustu; sanki g bir basari kazanmis gibi derin derin soluyordu. Yardim Sevenler Kurumu hakkinda sylediklerini olasilikla nceden hazirlamisti; belki de Liputin'in yardimiyla kararlastirilmisti. Eskisinden daha fazla terliyordu; ter taneleri sakaklarindan szlyordu. Bayan Stavrogin, onu ok yakindan dikkatle inceliyordu. Sert bir sesle: - Kayit defterim, dedi. Asagida, kapicinin odasinda durur. Eger, yardim iin kaydolmak istiyorsaniz, ona basvurabilirsiniz. Bu bakimdan paranizi burnumun ucunda sallamaktan vazgein ve derhal cebinize sokun. Tesekkr ederim. Yine yerinize oturmanizi da istemeliyim sizden. Tesekkr ederim. Kiz kardesiniz bylesine zenginken onu fakir sanip para verdigim iin zr dilerim, efendim. Fakat, bir sey var ki anlayamadim, efendim. Kiz kardesiniz neden sadece benden para alabilir de baskasindan alamaz? Bu konuda o kadar israr ettiniz ki, bunu aiklamanizi zellikle rica etmeliyim. Yzbasi: - Madam, bu sadece mezara kadar srklenebilecek bir sirdir!... diye cevap verdi. Bayan Stavrogin biraz sasirmisti, ama yine de sormaktan kendini alamadi. 204 - Fakat neden? - Madam, madam!... Sag elini kalbinin stne bastirip, gzlerini bir noktaya dikerek, basini nne egdi ve sustu. Bayan Stavrogin, gzlerini ondan ayirmadan bekledi. Lebyatkin birden: -Madam, diye grledi. Size bir soru sormama izin verir misiniz? Sadece bir soru; samimi, aik, Rus tresine gre, kalpten gelen bir soru? - Buyurun. - Hayatinizda hi istirap ektiniz mi, Madam? - Zannedersem, birinin size aci ektirdigini ya da ektirmekte oldugunu ima etmek istiyorsunuz. Yzbasi Lebyatkin yine yerinden firladi ve belki de farkinda olmadan ggsn yumruklamaya basladi. -Madam, madam! diye haykirdi. Su kalbimde o kadar ok sey var ki, Tanri kati, Mahser gnnde aildigi zaman Tanri bile sasiracak!... - ok kesin olarak konustunuz, degil mi? - Madam, belki biraz sinirli bir sekilde konusmus olabilirim... -Merak etmeyin, efendim. Sizi ne zaman susturmak gerektigini bilirim. - Bir soru daha sorabilir miyim, Madam? - Kelimenin tam anlami ile. -Insan sadece ruhunun soylulugundan lebilir mi? - Korkarim ki cevap veremeyecegim. Kendi kendime bu soruyu hi sormadim. - Bilmiyorsunuz! Kendi kendinize bu soruyu hi sormadiniz! Sznn burasinda hararetle haykirdi: -Mademki byle. "Sakin ol, mitsiz kalp!" 205Sonra, yumrugunu siddetle ggsne indirdi. Yine salonda dolasmaya basladi. Bu insanlarin karakteristik zellikleri, kendi arzularini kontrol etmekten yoksun olmalaridir; bunun aksine, ateslendikleri an, ilerinin btn irkinliklerini dkebilmek iin, nne geemedikleri bir arzu duyarlar. Kendisini yabanci bir ortamda bulan bu insanlar, nce ekingen olarak baslar; fakat, biraz gz yumuldugu zaman hemen kstahlasiverirler. Yzbasi simdi cosmustu. Salonda dolasiyor; kollarini salliyor; sorulan sorulara kulak asmiyor; abuk abuk kendinden sz ediyor; bazen acelesinden dili dolasiyor ve bir cmleyi tamamlamadan baska bir cmleye basliyordu. Tamamen ikisiz olmadigi ok dogruydu. Lisa da salondaydi... Lisa'nin varligindan saskina dnms olabilirdi; bununla beraber, basini evirip bir kere bile ona bakmamisti. Ama, bu sadece benim tanimlamam olabilir. Her neyse, Bayan Stavrogin bile, iindeki fkeyi ve igrentiyi bastirip onu dinliyordu; belki bunun bence

bilinmeyen bir nedeni olabilirdi. Bayan Drozdov, grnse gre isin aslini anlamamis oldugundan, zangir zangir titriyordu. Bay Verkhovensky de titriyordu; ama, onun titremesi her seyi ok fazlasiyla anlamasindan tryd. Bay Drozdov, her an, herkesin yardimina kosacakmis gibi tetikte bekliyordu. Lisa'nin rengi kl gibi olmustu. Hayretten iri iri ailmis gzlerini insan azmani gibi odada dolasan yzbasidan ayiramiyordu. Shatov, kimildamadan oturuyordu; fakat her seyden ilgin olan, Bayan Lebyatkin'in glmekten vazgemekle kalmayip son derece zgn oturmasiydi. Sag kolunu masaya dayamis, zgn bakislarini, durmadan konusan agabeyinden ayirmiyordu. Yalniz, Dasha sakin grnyordu. Bayan Stavrogin nihayet fkelenerek: - Bunlarin tm anlamsiz samaliklar, dedi. Soruma cevap vermediniz... Neden? Cevap bekliyorum. Yzbasi gz kirparak sylenenleri tekrarladi. - Cevap vermedim... Neden? Cevabimi bekliyorsunuz... Neden? Su kck "neden" kelimesi, insanlarin yaratildiklari gnden bu yana, tm evreni kaplamistir, Madam, ve yaratiklar, yaratici206 larina her gn haykirirlar: "Neden?" Yedi bin yildan beri de cevap alamamislardir. Sadece yzbasi Lebyatkin'den mi cevap bekliyorsunuz, Madam? Bu haksizlik olmaz mi, Madam? Bayan Stavrogin, fkelenmis, sabri kalmamisti. -Hepsi sama ve demek istedigim de sadece bu degil, dedi. Siz ders vermeye kalkiyorsunuz. Ve ayrica, efendim, ok fazla gsteris yapiyorsunuz, bu davranisinizin, biraz kstahlik oldugunu dsnyorum. Yzbasi, kendisine sylenenleri hi duymamis gibi devam etti: - Madam, bana Ernest denmesinden memnun olabilirdim ve bununla beraber, hayatima, dogustan takma Ignatus adiyla devam etmek zorundayim... Neden byle oldugunu tahmin edersiniz? Prens de Monbart diye agrilmak isterdim ve bununla beraber, sadece Lebyatkin'im, Rusa deyimiyle "Lebed" yani, kugu kusu. Simdi soruyorum, Neden? Ben bir sairim, Madam, dogustan bir sair ve bir yayimcidan bin ruble alabilirdim; oysa, bir domuz yuvasinda yasamaya zorlaniyorum... Neden? Neden? Madam, Rusya bence, doganin bir alayindan baska bir sey degildir... baska hibir sey degil? , - Daha kesin bir sey sylemeyi tamamen reddediyorsunuz, ha? - Size siirlerimden, Hamambcegi siirini okuyabilirim, Madam. - Ne...Neee? -Madam, deli degilim! Bir gn delirecegim, bir gn gerekten delirecegim; fakat, henz delirmedim. Madam, bir arkadasim, ok soylu bir kisi, Hamambcegi adi altinda, Krylov, manzum bir eser yazmisti... okuyabilir miyim? - Krylov'un manzum bir eserini mi okumak istiyorsunuz? - Hayir, Madam, Krylov'un manzum bir eserini okumak istemiyorum; fakat benim manzum eserim, benim olan manzum eser, 207benim kendi alismam!... Ltfen Madam, inanin bana... yani, sizi gcendirmek istemiyorum... nk, ben, Milli Egitim Bakanligi'nca, kk ocuklar iin Yaz Bahelerine heykeli dikilen, Rusya'nin meshur manzum yazan Krylov'u tanimayacak kadar cahil ve grgsz bir kisi degilim. Cevabimi siirin son satirlarinda atesten bir mektup olarak bulacaksiniz!... - Pekl, manzum eserinizi okuyun. "Bir Hamambcegi yasardi ormanda, Zeki ve yasli bir Hamambcegi, Daldi bir gn bir bardaga, Yamyam sineklerin dolu oldugu." Bayan Stavrogin haykirdi. - Gzel Tanrim, btn bunlarin anlami nedir? Yzbasi, okumakta oldugu bir eserin yarida kesilmesinden sinirlenen bir sanati gibi, ellerini, kollarini sabirsizlikla sallayarak aceleyle aiklamaya koyuldu. -Demek istedigim, yazin bardagin iine giren sinekler yamyam kesilirler; aptal olan bir

kisi bile bunu anlar. Ltfen, Madam, szm kesmeyin. Kesmeyin. Greceksiniz... greceksiniz... Sonra ellerini kollarim sallayarak devam etti: "Yeteri kadar yer vardi, hamambceginin istedigi, Tm sinekler fkeyle homurdandi!... ok dolu bardagimiz! hareketlerimiz, Oh, Jpiter, daha serbest yere gsterir ihtiya, Fakat onlar byle tartisa dursun Oraya yakin olan Nikifor, Yasli ve zeki ve beli bklms ve solgun... 208 Yzbasi siiri bitirdikten sonra konusmasina devam etti: - Korkarim ki tamamen bitiremedim; fakat, bos verin, birka kelimeyle aiklayabilirim. Nikifor bardagi alir ve bardagin iinde olagelen bagirislari duymadan, bardagi pe bosaltir, sinekler, Hamambcegi ve her seyi; oktan yapmasi gereken bir isti bu. Fakat, kusura bakmayin, Madam, Hamambcegi agzini bile amamis ! S oramiza cevap da budur. Birden zafer edasiyla haykirdi. - Neden? Hamambcegi sikyet etmez. Nikifor'a gelince, dogayi temsil ediyor. Szlerini tamamladiktan sonra, odada abuk abuk dolasmaya basladi. Bayan Stavrogin son derece fkelendi. - Ve size sorabilir miyim, efendim, Bay Stavrogin'in size gndermis oldugu ve eksik almis oldugunuzu syleyerek evimden birini suladiginiz para meselesi ne olacak? Lebyatkin, sag elini acikli bir tavirla kaldirarak: - Iftira! diye bgrd. Hayir, efendim, kt bir iftira! Madam, bir erkegi, geregi aiklamaktansa aile adinin lekelenmesine razi olmaya zorlayan nedenler vardir. Madam, Lebyatkin, sylememesi gereken hibir seyi sylemez!.... Sasirmis gibi grnyordu; heyecanliydi; kendisini nemli sayiyordu. Hayalinde bile gremeyecegi kadar nemli sayiyordu kendisini. Sanki, birini tahkir ediyormus, ona kt bir oyun oy-nuyormus ve gcn gsteriyormus gibi bir hali vardi. Bayan Stavrogin: - Ltfen ingiragin ipini ekin, Bay Verkhovensky, dedi. Lebyatkin, igren bir tavirla gz kirparak: - Lebyatkin kurnazdir, Madam, dedi. Kurnazdir; fakat, onun da Asil'in topugu gibi topugu vardir. Onun da arzularinin bir kapisi vardir! Ve bu kapilar, Madam, eskidir, Denis Davydov'un sarkilarinda syledigi gibi savastan asinmis kapilardir. Ve Madam, 209insan bu kapidan girdi mi, bakarsiniz, ok gzel bir mektup yazar, gnderir; ama sonra pisman olur; bu mektubu geri evirmek iin mr boyunca gzyasi dker, btn acisi bu gzel mektubun yok edilmesidir. Ama, kus umustur ve onu, kuyrugundan bile yakalayamazsiniz !... Iste bu kapilarda, Madam, su Lebyatkin, serefli bir gen kiz iin bazi seyler sylemistir ve dedikodu severler de bundan yararlanmislardir. Fakat Madam, Lebyatkin alaycidir. Aliktan kivranan kurt, onu saklandigi yerden kolluyor ve sonu bekliyor; Lebyatkin, sylememesi gereken hibir sey sylemeyecektir. Bekleyenler Lebyatkin'in ne kadar alayci oldugunu anlayacaklardir. Fakat yeter... Ah, yeter! Madam, olaganst konaginiz ok serefli bir adama ait olabilir; fakat, hamambcegi sikyette bulunmayacaktir. Bunu kaydedin Madam ve onun byk ruhunu takdir edin, Madam! Bu anda, usaklar odasinin ingiraginin sesi duyuldu ve kisa bir srede Khya, Bay Verkhovensky'nin agrisina biraz ge de olsa cevap verdi. Agir basli khya, olaganst heyecanliydi. Bayan Stavrogin'in sorgu dolu bakislarini: -Bay Stavrogin, henz geldiler buraya ve ikmak zereler, diye cevaplandirdi. Bayan Stavrogin'i zellikle bu durumda hatirlanin; nce sarardi; fakat sonra gzlerinden ates pskrd. Olaganst bir kararla koltugunda dogruldu. Aslinda herkes sasirmisti. O ay iinde gelmesi beklenen Stavrogin'in aniden gelmesi sadece

garip degil, tam bu konusmalar aninda gelmesi beklenmedik bir olaydi. Hatta, yzbasi bile, agzi bir karis aik oldugu halde kapiya, yznde aptal, bir ifadeyle bakakalmisti. Kisa bir sre sonra, salonun yanindaki odadan gelen ayak seslerini duyduk; ayak sesleri seri olarak yaklasmaktaydi. Birinin kostugu sanilabilirdi. Birden salona, Bay Stavroginin yerine, kimsenin tanimadigi gen bir adam daldi. *** 210 Izin verirseniz, birden tam aramizda ortaya ikan bu kimseyi birka szle anlatmaya alisacagim. Yirmi yedi yaslarinda, biraz normalden uzun boylu, olduka uzun, seyrek sari sali; ancak ok dikkatle bakildigi zaman seilebilen sarkik biyikli ve sakalli, gen bir adamdi. Modaya gre giyimli olmakla beraber iyi bir giyimi yoktu; ilk bakista biraz dsk omuzlu ve beceriksiz grnyordu; ama hi de byle degildi; hareketleri ok serbestti. Bir bakima garip grnyordu; byle olmakla beraber, daha sonra, tavirlarinin son derece kibar ve konusmalarinin daima yerinde oldugunu anladik. irkin oldugunu kimse syleyemezdi; ama, yzn kimse begenmedi. Dolikosefal ve yanlari dz kafasi vardi; yleki, yzn sipsivri gsteriyordu. Alni yksek ve dardi; fakat, kemikleri iri degildi; gzleri keskin bakisli, burnu kk ve sivri, dudaklari uzun ve inceydi. Biraz hasta gibi grnyordu; ama, bu sadece g-rnsndeydi. Yanaklarinin zerinde kirisikliklar vardi; elmacik kemikleri biraz ikik oldugundan, hastaliktan henz kalkmis bir insani andiriyordu. Bununla beraber, sagligi yerindeydi ve hayatinda hi hasta olmamis grnyordu. Yrys ve hareketleri abuk abuk olmakla beraber, acelesi yoktu. Onu hibir sey sasirtmaz grnyordu; her trl kosul altinda ve ortamda daima ayni kalirdi. Son derece kendini begenmis bir insandi; ama, bunun farkinda bile degildi. : abuk ve aceleyle konusurdu; fakat, ayni zamanda, gvenle ve kelime bulmakla zorluk ekmeden konusurdu. Aceleci grnsne karsin, dsnceleri karisik degildi... ve zellikle gze arpardi. Konusmasi ok iyi anlasilir, kelimeler agzindan deta tane tane ikardi. Daima sekin kelimelerle konusurdu. Byle konusmasindan hoslanirdiniz; ama, daha sonra, daima hazir sz dizisinden tiksinir ve ondan nefret ederdiniz. Dilinin, bir bakima, garip bir sekilde ince ve uzun, anormal kirmizi ve daima harekete hazir oldugunu dsnmemek elinizden gelmezdi. 211Iste bu gen adam uar adimlarla salona dalmisti. Drst olarak sylemem gerekirse, daha kk odadayken konusmaya basladigina ve salona konusarak girdigine hl inanirim. Gz aip kapayincaya kadar kisa bir zamanda Bayan Stavrogin'in karsisina dikildi. Kelimeleri takir takir siralamaya basladi. - ... Dsnn bir kere, Bayan Stavrogin, hi degilse on bes dakikadan beri burada oldugunu dsnerek geldim... bir buuk saat nce gelmisti... Kirilov'larda ona rastlamistim... yarim saat nce dogruca buraya gelecegini syleyerek benden ayrildi. On bes dakika sonra, benim de gelmemi istedi... Bayan Stavrogin sordu: - Fakat, size buraya gelmenizi kim syledi? Kim? - A... tabii ki Bay Stavrogin! Ulu Tanrim! Yoksa geldigini simdi mi duydugunuzu ima ediyorsunuz? Fakat, her ne olursa olsun bavullarinin oktan buraya gelmis olmasi gerekirdi! Yani, size haber vermediler mi demek istiyorsunuz?!.. Eh, su halde size haberi ilk veren ben oldum. Sphesiz, onu aramak zere birini gnderebilirdik; ama, her an gelebilir ve haddim olmayarak syleyebilirim ki, kendisine en uygun zamanda gelecektir, tabii yanilmiyorsam. Sznn burasinda bakislarini salonda dolastirdi ve zellikle Yzbasi'nin stnde durdu. - Ah, Bayan Drozdov, sizinle karsilasmak ne byk bir seref! Nasilsiniz? Neseli neseli glmseyen Lisa'yla tokalasmak zere o tarafa dogru yrd. - Ve gryorum ki anneniz "profesr" n unutmamis. Umarim ki, profesre Isvire'de oldugu gibi kizmiyordur, yle degil mi? Bacak agrilariniz nasil, muhterem

hanimefendi? Isvireli doktorlarinizin tavsiye ettikleri gibi, kendi lkenizin havasi romatizmam/a iyi geldi mi? Pardon? Sicak su banyosu mu? Evet, ilicalarin bacaklariniza iyi gelecegini tahmin ederim. Fakat, sevgili Bayan Stavrogin... 212 Tekrar Bayan Stavrogin'e dnmst. -.... Sizi Avrupa'da gremedigim ve saygilarimi kisisel olarak bildiremedigim iin ok zgnm. Ayrica, size anlatacaklarim o kadar oktu ki... Surada oturan bizim ihtiyara mektup yazmistim; her zamanki gibi yine... Bay Verkhovensky birden uyusuklugundan kurtularak haykirdi. -Peter!... Sonra ellerini kollarini sallayarak, heyecanla ogluna dogru kostu. -Pierre, mon enfant (Piyer, yavrum), seni taniyamadim! Gzlerinden yaslar bosanarak Peter'e sarildi. Peter, kendisini babasinin kollarindan kurtarmaya alisarak mirildandi: - Haydi, haydi, ocuklasmayin, ocuk olmayin!... Asiri hareketlerde bulunmayin, ltfen. Yeter, yeter artik. Ltfen, ltfen... - Size hibir zaman iyi bir baba olamadim... hibir zaman!... - Pekl, bu kadari yeter. Bu konuyu daha sonra konusuruz. ocuk gibi davranacaginizi biliyordum. Haydi, kendinize gelin, ltfen. -Fakat sizi on yildan beri grmedim!... - Su halde, duygusal gsteriler iin ok az neden var demektir. -Mon enfant! (yavrum!) - Pekl, beni sevdiginizi biliyorum, peder bey. Size inaniyorum. Ltfen, ellerinizi ekin. Burada bulunanlari rahatsiz ettiginizi grmyor musunuz? Ah, nihayet Stavrogin geldi! Bana bakin, peder bey, kendinize gelin!... Nicholas Stavrogin salona girmisti. Sessizce gelmis, salonun kapisinda kisa bir sre durarak, durgun bakislarla salondakileri szmst. Onu drt yil nce, ilk defa grdgmde sasirdigim gibi, simdi de sasirmistim. Onu hi unutmamistim; yzlerce defa grms bile 213olsaniz, her grndgnde yeni ynn fark ettiginiz yzler vardir. Grnse gre, drt yil nceki ayni adamdi; her zamanki gibi alimliydi. Insanin zerinde kuvvetli etki yapiyordu; hemen hemen eskisi kadar genti; salona her zamanki gibi kurumlu bir tavirla girmisti. Hafif tebessm yine oksayici ve gven vericiydi; bakislari yine sert, dsnceli ve olduka dalgindi. Kisacasi, sanki aramizdan dn ayrilmis gibiydi. Fakat, bir sey beni ok etkiledi; geri eskiden yakisikli sayilirdi; yz, sosyete hanimlarindan bazi keskin dilli olanlarin syledigi gibi "bir maske" gibiydi. Ama simdi... simdi, neden oldugunu bilmiyorum, ilk bakista bana ok yakisikli gibi geldi; yleki, yznn bir maske gibi oldugunu sylemek mmkn olamazdi. Acaba, yznn eskisine gre daha soluk ve biraz daha zayiflamis olmasindan tr myd? Yoksa, gzlerinde yepyeni bir dsncenin parlamasindan tr myd? Bayan Stavrogin, koltugunda iyice dogrularak eliyle sabirsiz bir hareket yapip, Nicholas'i durdurdu. -Nicholas, bir dakika dur!... Bu el hareketi ile haykirisin hemen pesinden gelen mthis soruyu daha iyi anlayabilmek iin; byle bir soruyu ben bile Bayan Stavrogin'den bekleyemezdim! Okuyuculardan, Bayan Stavrogin'in ne yaradilista bir insan oldugunu, bazi durumlardaki atilganligini hatirlamalarini rica ederim. Ayni zamanda, okuyucularin, Bayan Stavrogin'in ok mantikli, pratik zekli, hibir seyin karsisinda gerilemeyen bir kisiligi oldugunu dikkate almalari da gerekmektedir. Nihayet, bu dakikanin onun iin gerekten nemli oldugu bilinmez bir gle, tm hayatin gereginin aniden bu dakikaya yklendigi de dikkate alinmalidir. Bir de, biraz nce Bayan Drozdov'a, aldigini syledigi ve baska bir bilgi vermedigi kimligi bilinmeyen mektubu da hatirlatmak isterim; okuyucular Bayan Stavrogin'in o anda ogluna sordugu korkun sorunun nedenininin belki bu mektupta sakli oldugunu da dsnmelidir. Bayan Stavrogin, meydan okuyan bir ses tonuyla:

214 - Nicholas, diye tekrarladi. Bana derhal sylemeni rica ediyorum; yerinden kimildamadan surada oturan... surada... su zavalli sakat, ona iyice bak!... Onun... kanunen karin oldugu dogru mu? O dakikayi ok iyi hatirliyorum; gzn dahi kirpmadan devamli olarak annesine bakti; yznn anlami biraz olsun degismemisti. Sonunda agir agir glmsedi; glmseyisinde byk bir hosgr vardi ve cevap olarak tek kelime sylemeden, yavasa annesinin yanina gitti, elini tutup saygili bir tavirla dudaklarina kaldirdi ve pt. Annesinin zerinde yle gl, yenilmez bir etkisi vardi ki, o dakikada annesi bile elini ekmek cesaretini gsteremedi. Sadece ona bakmakla yetindi. Durusunda, bir dakika bile, bilmezlige dayanamayacak bir anlam vardi. Fakat, Nicholas hl susuyordu. Annesinin elini ptkten sonra, yine acele etmeden salondakileri gzden geirdi ve dogruca Bayan Lebyatkin'in yanina gitti. Belirli anlarda insanlarin yz anlamlarim yeterli olarak tarif etmek mmkn degildir. rnegin, Bayan Lebyatkin'in, panige kapilarak donup kaldigini, sanki ona yalvariyormus gibi ellerini kavusturdugunu hatirlarim; ayni zamanda, gzlerindeki delice sevinci, yzn allak bullak eden bir esit sevinci... insanin dayanmasi g olan bir esit sevinci, net olarak hatirlarim. Belki de gzlerinde hem dehset ve hem de sevin anlami vardi; fakat, aceleyle Bayan Lebyatkin'in yanina gittigimi (hemen hemen tam yaninda duruyordum), nk, onun bayilacagini dsndgm de hatirlarim. Stavrogin, gzleri olaganst bir sefkatle dolu olarak Bayan Lebyatkin'e bakti ve oksayici, yumusak bir sesle: - Buraya gelmemeliydiniz, dedi. Gen kadinin nnde saygili bir tavirla duruyor ve her hareketi ona karsi duydugu saygiyi belli ediyordu. Zavalli kadin, solugu tikaniyormus gibi kisik bir sesle mirildandi: -Fakat, su anda, bu... burada diz kebilir miyim? Stavrogin: 215- Hayir, byle bir sey yapamazsiniz, diye cevap yerdi ve gen kadina ilik bir tebessmle bakti. Gen kadin, onun bu bakisi zerine neselenerek kahkahalarla glmeye basladi. Stavrogin, yine yumusak ve saygili sesiyle, sanki bir ocugu yola getirmek istiyormus gibi devam etti: - Hatirlamalisiniz ki, siz gen bir kizsiniz ve her ne kadar sevgili bir dostunuzsam da, size tamamen yabanciyim, kocaniz, babaniz ya da nisanliniz degilim. Kolunuzu ltfen bana verin ve gidelim; size arabaniza kadar eslik edecegim ve izin verirseniz, sizi evinize gtrecegim. Bayan Lebyatkin, dikkatlice onu dinledi ve sanki ne yapmasi gerektigini bilmiyormus gibi gzlerini yere evirdi. Sonra iini ekerek elini Stavrogin'e uzatti. - Gidelim, dedi. Fakat tam bu sirada kk bir kaza oldu. Biraz dikkatsizce dnms olacak ki digerinden biraz daha kisa olan sakat ayagina basti ve yanlamasina koltugun zerine dst. Koltuk olmasaydi, yere dsecegi muhakkakti. Stavrogin, derhal gen kadini tuttu ve ona yardim etti. Sonra, sikica kolundan tutup byk bir dikkatle salonun kapisina dogru gtrd. Bayan Lebyatkin'in, dsmesinden dolayi cani sikilmisa benziyordu. Son derece utandigindan yz kipkirmizi olmustu. Gzleri yere dikilmis olarak sessizce yrd. Simdi daha beter topalliyordu. Hemen hemen Stavrogin'in koluna asilmis gibiydi. Salondan bylece iktilar. Birden Lisa'nin yerinden firlayarak, gzleri kapiya dikilmis oldugu halde onlarin arkasindan baktigini fark ettim. Sonra, sesini ikarmadan yine yerine oturdu; sanki, zehirli bir yilana dokunmus gibi, yz ara sira segiriyordu. Stavrogin ile Mary Lebyatkin arasinda bu kisa olay geerken, salonda bulunanlar, byk bir saskinlikla susuyorlardi; yere dsen bir ignenin sesi bile duyulabilirdi; fakat, onlar salondan ayrilir ayrilmaz, herkes hep bir agizdan konusmaya basladi.

216 Ama, ok az sey syleniyordu; nk, konusmaktan ok hay-kiriyorlardi. O kadar ok kargasalik olmustu ki, olaylarin sirasini pek hatirlamiyorum. Bay Verkhovensky, kollarini havaya kal-dirmis Fransizca bir seyler bagirirken, Bayan Stavrogin kendi dsncelerine gmldgnden onu pek anlamiyordu. Hatta, Bay Drozdov bile kendi kendine, abuk abuk bir seyler homurdanmaya baslamisti. Fakat Peter Verkhovensky herkesten ok heyecanlanmisti; ellerini kollarini sallayarak Bayan Stavrogin'i birseye inandirmak iin hararetle ugrasiyordu. Uzun bir sre ne konustugunu anlayamadim. Ayni zamanda, Bayan Drozdov'a ve Lisa'ya hitap ediyordu; hatta, arada sirada babasina da heyecanla bagiriyordu. Kisacasi, salonun iinde dolanip duruyordu. Bayan Stavrogin, yz kipkirmizi olmus, yerinden firladi ve Bayan Drozdov'a haykirdi: - Duydunuz mu? Ona biraz nce neler syledigini duydunuz mu?" Fakat, Bayan Drozdov cevap verebilecek durumda degildi. Sadece elini sallayarak anlasilmaz bir seyler mirildandi. Zavalli kadinin kendi derdi vardi; her saniye Lisa'ya bakiyor ve korkulu bakislarini hemen hemen ondan hi ayirmiyordu; hatta, Lisa kalkmadan, gitmeye yeltenemiyordu bile. Bu sre iinde, bir an nce sivisip gitmek isteyen Yzbasi Lebyatkin'di. Bunu ok iyi hatirliyorum. Nicholas Stavrogin'in gelisiyle byk bir dehsete kapilmis oldugu belliydi; fakat, Peter onu kolundan yakalamis gitmesine engel oluyordu. Hl Bayan Stavrogin'i kandirmaya alisarak: -Bu mutlaka gereklidir; mutlaka gereklidir, diye syleniyordu. Bu gereksizdir. Bunu siz de anlayabilirsiniz ki, Madam, burada yanlis bir anlayis vardir. ok garip oldugunu itiraf ederim; fakat, aslinda, btn olay, gn isigi kadar aydinlik. Bunu aiklamak hakkini bana kimsenin vermedigini ve kendimi zorla dinlettigim iin gln durumda oldugumu anliyorum. Fakat, nce, Bay Stavrogin bu isi nemsemiyor ve nihayet, siz de itiraf etmelisiniz ki, Madam, 217bazi olaylarda insanin kisisel aiklama yapmasi ok gtr. Bu bakimdan, durumun aiklanmasinda nc bir kisinin kullanilmasi mutlaka gereklidir; zellikle, birtakim nazik noktalarin tartisilmasi, o kisi iin ok daha kolay olur. Inanin bana, Madam, Bay Stavrogin, sorunuza derhal tatmin edici bir cevap vermemesinden tr sulu bulunmamalidir ve ayrica btn olay son derece basittir. Onu Petersburg'dan taniyorum. Ayrica, tm olay, aslinda ona ok onur vericidir, eger biri "onur" gibi belirsiz bir kelimeyi kullanmak zorundaysa... Bayan Stavrogin sordu: - Bu... yanlis anlasilan olaya tanik oldugunuzu mu anlatmak istiyorsunuz? Peter, aceleyle: - Sadece tanik olmakla kalmadim, bu olaya ben de kismen karistim, diye cevap verdi. - Bunun, bana karsi daima ok iyi ve anlayisli olan, benden hibir seyini saklamayan Bay Stavrogin'i gcendirmeyecegine dair bana sz verirseniz ve bunu aiklamakla ona byk bir yardiminiz olacagina tamamen inaniyorsaniz... - Garip sey, kuskusuz ki onu memnun edecektir; bana dsenin byk bir grev oldugunu da kabul ediyorum. Bunu benden isteyecegine de inaniyorum. Birdenbire, havadan dser gibi ortaya ikan bu centilmenin, baskasiyla ilgili bir olayi anlatmakta gsterdigi bu asin istek, olagan davranislarin disinda bile olsa, garipti. Fakat, Bayan Stavrogin'in zayif noktasini bulmus ve kadini kandirmayi basarmisti. O zamanlar, adamin gerek karakteri hakkinda bilgim olmadigi gibi, niyetinden de haberim yoktu. Bayan Stavrogin, dikkatle ve bir bakima gururuna dokundugundan tr ekingenlikle: - Devam edin, dinliyorum, dedi. Peter, makine gibi konusmaya basladi. 218 - Aslinda anlatacak fazla bir sey yok ve dogrusunu sylemek gerekirse buna bir olay bile denemez. Ama, sunu sylemeye cesaret edebilirim ki, isi olmayan bir roman yazari, bu olaydan bir roman meydana getirebilir. Olduka ilgin, kk bir olaydir, Bayan Drozdov ve eminim ki Bayan Lisa bile bunu grenmekten memnun kalacaktir; nk, bu olayin iinde, zellikle garip olmasa da, olduka gln birok sey vardir.

Bes yil nce, Bay Stavrogin, bu adamla Petersburg'da tanisti... yani, surada agzi bir karis aik duran ve aldanmiyorsam buradan siyrilip kamak isteyen Bay Lebyatkin'le tanisti. Bagislayin, Bayan Stavrogin. Ama, buradan savusmaniza salik vermem, azizim levazim subesinin emekli subayi, gryorsunuz ya, sizi ok iyi hatirliyorum. Hesap vermek zorunda kalacaginiz, burada evirmekle ugrastiginiz dolaplarin hepsinden, Bay Stavrogin'le benim haberimiz oldugunu unutmamalisiniz. Tekrar bagislamanizi dileyecegim, Bayan Stavrogin. O gnlerde, Bay Stavrogin, bu centilmene 'benim Falstaff'im derdi. Birden aiklamak geregini duymus olacak ki: - "Falstaff" eski bir palyao olmali, diye devam etti. Herkesin gldg ve herkesin glmesine gz yumdugu ve bunun iin de para aldigi bilinen bir palyao olmali. O gnlerde, Bay Stavrogin, olduka... syle syleyebilir miyim?... Petersburg'da olduka eglenceli ve degisik bir hayat yasiyordu. Korkarim ki, baska bir ifadeyle anlatmam mmkn olmayacak; nk, Bay Stavrogin, hibir zaman mitsizlige kapilmayan ve herhangi bir isle ugrasmayi kmseyen bir kimsedir. Sadece o zamanlardan szediyorum, Bayan Stavrogin. Lebyatkin'in, bir kiz kardesi vardi... biraz nce burada oturan kizcagiz. Agabey ve kardesin kendilerine ait bir yerleri yoktu. nlerine neresi ikarsa orada yasarlardi. Bu adam, kemerli geitlerin altinda resmi elbisesi ile dolasir; biraz iyi giyimli yayalarin nn keserek dilenir ve topladigi parayi da ikiye yatirirdi, Kiz kardesi ise, yari tok yari a otururdu. Hizmetilik yaparak kazandigi birka kurus parayla yasamaya alisirdi. Korku verici bir yasantiydi bu. O gnlerde Bay Stavrogin'i de garipliginden tr eken, o yan mahallelerdeki sefil hayattan szedecek degilim. Sa219dece o zamanin belirli olaylarindan sz edecegim, Bayan Stavrogin; oradaki hayatin garipligi ise, Stavrogin'in kendi ifadesiydi. Benden fazla bir sey saklamaz. Bir ara, Bay Stavrogin'le karsilasan Bayan Lebyatkin, deta ona vurulmustu. O gnk haliyle Bayan Lebyatkin' in kirli yasantisi iinde bir pirlanta gibiydi. Duygulan anlatmakta pek usta olmadigimdan onlara deginmeyecegim; fakat, orada bulunan ayaktakimi daima kizla alay ediyor ve kiz da buna son derece zlyordu. Onunla her zaman alay ederlermis; ama, kiz bunun farkina bile varmazmis. Tabii, o zamanlar bile kizin aklindan zoru varmis; ama, simdiki kadar degil. Onun kkken zengin bir hanim tarafindan yetistirilmis olduguna inanmam iin bazi nedenler var. Bay Stavrogin onunla hi ilgilenmemisti. Hemen hemen btn vaktini, yagli, pis kgitlarla geirir ve Devlet memurlari ile meteligine oyun oynardi. Fakat gnn birinde, kizcagiza kt davranan memurlardan birini (neden basitti sanirim) ensesinden yakaladigi gibi birinci katin penceresinden firlatip sokaga atti. Hakarete ugramis, masum ve zavalli bir kiza karsi yapilan bu hareket, svalyece yapilmis bir hareket degildi; btn olay kahkaha tufani iinde gemisti ve Bay Stavrogin en ok glenler arasindaydi! Sonunda her sey neseyle bitince, tekrar dostluk kurulmus ve pun iilmeye baslanmisti. Fakat, hakarete ugramis olan kiz, onun bu hareketini hibir zaman unutmamisti. Sonunda, tabii, kiz aklini tamamen kaybetti. Yine sylyorum, duygulari anlatmakta ok beceriksizim; ama, kizin olayinda, hayal en nemli rol oynamistir. Ve sanki zellikle yapiyormus gibi, Bay Stavrogin kizin bu hayalini kuvvetlendiriyordu; ona glecegi yerde, byk bir saygiyla davranmaya baslamisti. O siralarda orada bulunan Kirilov; ok degisik karakterde bir kimsedir, Bayan Stavrogin ise son derece serttir; simdi, burada oturdugundan belki bir gn onunla tanisirsiniz; bu Kirilov, prensip olarak agzini aip tek kelime sylemeyen bu adam, birden parladi. Hatirladigima gre, Bay Stavrogin'e, byle bir kiza, bir kontesmis gibi davranmasinin onun hayatini kknden yikacagim sylemisti. Sunu da ekleyebilirim ki, Bay Stavrogin, Kirilov'a karsi, belirli bir sinira kadar, saygi duyardi. Ona nasil cevap ver220 digini tahmin edersiniz? 'Siz, Bay Kirilov', dedi. 'Ona gldgm onunla alay ettigimi saniyorsunuz; ama yaniliyorsunuz. Ona saygi duyuyorum, nk, hepimizden ok daha iyi bir insandir'. Ve biliyor musunuz, bunu sylerken sesinin tonu ok ciddiydi. Bununla beraber, iki ya da ay sresinde onunla, "gnaydin" ve "Allahaismarladik"

haricinde tek kelime konusmadi. Orada bulunan bir kimse olarak ok iyi hatirliyorum, kiz sonunda, Bay Stavrogin'i, ok dsmani ve aile engelleri oldugundan ya da buna benzer nedenlerden tr onu "kairmayi" gze alamayan nisanlisi olarak grmeye basladi. Sunu syleyebilirim ki herkes egleniyordu bu durumla!... Bay Stavrogin, buraya gelecegi zaman her sey son buldu; yalniz, hatirladigima gre, kizin geimi ile yakindan ilgilenerek ona, hatiri sayilir bir yillik bagladi; yanilmiyorsam, yz ruble ya da daha fazla. Neyse, diyelim ki, btn bunlar, zamanindan nce yorulan bir insanin samaliklari, gariplikleridir. Hatta, Kirilov'un dedigi gibi, hayattan bikmis bir kimsenin, deli ve sakat bir kizin, isi nereye kadar gtrebilecegini merak etmesinden tr yapilmis bir deneyden ibarettir. Kirilov: "En aresiz yaratigi kasten setiniz', diyordu. 'Btn hayati boyunca alay edilmeye ve ezilmeye mahkm edilmis oldugunu da biliyordunuz. Bu zavalli kadinin, size olan gln askindan haberdarsiniz ve bunun nereye kadar varacagini grenmek iin onu krkleyip duruyorsunuz.' Fakat, birka kelime dahi konusmadigi deli bir kadinin, kendi kendine kurdugu hayaller yznden bir insani sulamak ne dereceye kadar dogrudur, acaba? Bazi konular vardir ki, Bayan Stavrogin, bu konularin mantikli olarak tartisilmasi bir yana, onlardan szetmek bile akillica bir is sayilmaz. Pekl, diyelim ki, biraz gariptir; fakat, bu konuda bundan baska bir sey sylenebilir mi? Bununla beraber, bu kck olayi koskocaman bir konu yapip ikarmislar ortaya. Gryorsunuz ya, Bayan Stavrogin, burada dnen olaylardan tamamen habersiz degilim... Bu kadar uzun bir nutuk eken gen birden sustu; ve Lebyatkin'e dnecegi anda, Bayan Stavrogin onu durdurdu. Son derece heyecanliydi. 221- Bitirdiniz mi, diye sordu. - Henz degil... ykm tamamlayabilmek iin, kusura bakmazsaniz, su centilmene bazi olaylar hakkinda basit birka soru sormak istiyorum. Bunlarin neler oldugunu birka dakika iinde anlayacaksiniz, Bayan Stavrogin. - Simdi degil; gerisi sonraya kalsin, ltfen. Bir dakikanizi rica edecegim. Ah, konusmaniza izin vermekle ne kadar dogru davranmisim!... Peter Verkhovensky birden canlandi. - Ltfen, sunu dikkate aliniz, Bayan Stavrogin, dedi. Acaba, Bay Stavrogin'e biraz nce sordugunuz soruya, kendisi benim kadar kesin bir cevap verebilir miydi? - Oh, evet, haklisiniz!... - Bazi durumlarda, nc bir kimsenin, olayla dogrudan dogruya ilgili bir kimseye gre, olayi daha rahat aiklayabilecegini sylemekte hakliydim, degil mi? - Evet... evet... Fakat bir konuda yaniliyorsunuz ve zlerek sylyorum ki yanilmaniz devam ediyor... - Ah? Neymis bu? - Biliyorsunuz... fakat oturmaz misiniz, Bay Verkhovensky? -Ah, nasil arzu ederseniz, olduka yoruldugumu hissediyorum. Tesekkr ederim. Seri bir hareketle bir sandalye aldi ve sandalyeyi yle koydu ki, bir yaninda Bayan Stavrogin, diger yaninda, masanin basinda oturan Bayan Drozdov ve bir an bile gzlerini zerinden ayirmadigi Bay Lebyatkin de tam nnde kalmisti. - Buna gariplik demekle yaniliyorsunuz... . - Oh, btn sorun buysa... Bayan Stavrogin'in uzun bir konusmaya baslayacagi belliydi. Elini kaldirip Peter'in konusmasini kesti. - Hayir, hayir, hayir, acele etmeyin, ltfen. 222 Onun konusacagini hisseden Peter hemen dikkat kesildi. - Hayir, bu gariplikten daha ycedir ve hatta, kutsal bir seydir. Gururlu, hayatin birok sikintilarini kk yaslardan beri ekmis bir adam; bu adam, sizin ok yerinde kullandiginiz gibi hayati "alay" olarak kabul etmistir. Kisacasi, babanizin bir zamanlar ona taktigi Prens Harry adi, onu ok iyi tarif edecektir; ne var ki, benim dsnceme gre, o Prens Harry'den ok Hamlet'i andirir.

Baba Verkhovensky, byk bir agirbaslilikla ve duygulu olarak: -Et vous avez raison (haklisiniz), dedi. - Tesekkr ederim, dostum Bay Verkhovensky. zellikle, Nicholas'in ruh yceligine ve yeteneklerine olan degismez gveninizden tr, size de ayrica tesekkr bir bor bilirim. Hatta, mitsizlige dstgm zamanlar, bu duygunuzu bana bile asiladiniz. Bay Verkhovensky ileri dogru bir adim atarak: - Chere, chere... (sekerim, sekerim), diye mirildandi. Fakat, bu anda Bayan Stavrogin'in szn kesmenin tehlikeli olabilecegini dsnms olacak ki, birden sustu. Bayan Stavrogin, bir siir akiciligiyla konusmasina devam etti: - Nicholas'in yaninda daima, durgun ve yumusak yaradilisli bir Horatio olsaydi, mrnce ona istirap veren, aci ektiren "eglence seytani" nin elinde oyuncak olmaktan belki oktan kurtulmus olacakti. Bu "eglence seytani" deyisi de sizin ok gzel ifadelerinizden biridir, dostum Bay Verkhovensky. Fakat Nicholas'in hibir zaman bir Horatio'su ya da bir Ophelia'si olmadi. Onun sadece bir annesi vardi ve bir anne byle durumlarda ona ne kadar yardimci olabilirdi? Sznn burasinda Peter'e dnd: - Biliyor musunuz, Bay Verkhovensky, demin anlattiginiz igren toplumlara Nicholas gibilerinin ne kadar kolaylikla girebilecegini simdi daha iyi anliyorum. Simdi ok iyi anliyorum ki, su 223"hayatin alayi", sizin bu ok yerinde ve gzel deyisinizle, gzlerimin nne aik seik serilmistir. Onun, bylesine zit bir yasantida, sizin ifadenizle, Bay Verkhovensky, karanlik bir tabloda, pirlanta gibi parladigina inaniyorum. Ve gnn birinde, bu insan, herkes tarafindan kt davranislar gren bir yaratiga rastliyor, bu yaratik, yari deli ve topaldir; ama soylu bir kalbi ve kisiligi vardir! - Ha, evet, varsayalim ki yle olsun... - Ve bundan sonra, onun herkes gibi zavalliya glmedigini, anlamiyor musunuz? Ah, siz insanlar! Zavalli kadim, ona hakaret edenlerden korumasindan baska, ona neden bir "markiz" gibi davrandigini, su Kirilov, her ne kadar Nicholas'i anlayamamissa da insanlari ok iyi anlayan biri! Anlayamiyorsunuz! Dogrusunu sylemek gerekirse, felket de bu zitliktan doguyor; eger sanssiz'kadincagiz daha degisik bir ortamda bulunsaydi, muhakkak ki byle bir hayal alemine dalmayacakti. Bir kadin, sadece bir kadin bunu anlayabilir, azizim Bay Verkhovensky ve ne yaziktir ki... yani, kadin olmamaniz bir yana, her ne hal ise, siz bunu anlayabilecek biri degilsiniz!... - Yani durum ne kadar kt olursa olsun, yine de iyidir, demek istiyorsunuz... sizi ok iyi anliyorum, Bayan Stavrogin, ok iyi anliyorum. Dinde buldugumuz gibi bir sey; kisi ne kadar kt kosullar altinda yasarsa yasasin, toplum ne kadar kt ve ezici olursa olsun, o insanoglu sonunda cennetlik olacaktir ve byle olacagini da byk bir inatla hayal eder durur; yzlerce din adami da byle dsndklerine ve bu isteklerini ellerinden geldigi kadar krklediklerine gre... sizi ok iyi anliyorum, Bayan Stavrogin, meraklanmayin. - Sylemek istedigim tamamen bu degil; fakat syleyin bana, acaba Nicholas da, su bedbaht organizmadaki hayali yikmak iin glmeli, (Bayan Stavrogin'in organizma kelimesini neden kullandigini anlayamadim) diger memurlarin yaptigi gibi onunla alay edip, ona kt m davranmaliydi? Nicholas'in Kirilov'a, "ona glmyorum" dedigi zamanki o soylu merhametini gerekten anlamadiniz mi? Oh, ne soylu, ne kutsal bir cevap!... 224 Baba Verkhovensky mirildandi. - Sublime... (Yce) - Ve sunu da hatirlayin ki, o zannettiginiz kadar zengin de degildir. Zengin olan benim, o degil. O zamanlar ise, benden bir kurus dahi talep etmiyordu. Peter Verkhovensky olduka sabirsiz bir anlamla: - Anliyorum, hepsini anliyorum, Bayan Stavrogin, dedi. - Oh, tam benim karakterim! Kendimin bir kopyasini Nic-holas'ta gryorum. Bu

genligi, karanliklara karsi yumusakligi ve fkeli atilganligi hatirliyorum. Ve eger birbirimizle daha iyi dost olursak, Bay Verkhovensky, bana sorarsaniz bunu gnlden istiyorum; zellikle size karsi byk bir skran borcum var... belki o zaman daha iyi anlayacaksiniz... Peter Verkhovensky birden mirildandi: - Ah, inanin ki ben de byle arzu ediyorum, Madam. - Bir insanin bencil olmayan hislerin krlgnde, hibir bakimdan bagdasamayacagi, ilk firsatta insana en kt acilari ektirmeye hazir bir kimseye, nasil baglanabildigini; her seye ragmen, byle bir insani kendisine lk diye nasil kabullendigini anlayacaksiniz. Btn umutlarin o kimseye nasil baglandigini, tm umutlarinin onda nasil toplandigini, neden oldugunu bilmeden btn hayat sresinde onu nasil sevdigini, belki de degmedigi iin, kim bilir, ok iyi anlayacaksiniz... Oh, btn hayatimca nasil aci ektim bilemezsiniz, Bay Peter Verkhovenskyy!... Baba Verkhovensky, yznde byk bir aci izi, bakislarimi yakalamaya alisti; ama, tam vaktinde basimi baska tarafa evirdim. -... ve pek yakin bir gemiste, son zamanlarda., oh, Nicholas'a ne kadar haksiz davrandim! Bana inanmazsiniz; ama, her taraftan znt duyuyordum, herkesten, btn... dsmanlarimdan, dostlarimdan, her trl aptal, degersiz insanlardan; herkes bana aci veriyordu. Zannedersem dostlarim, dsmanlarimdan ok aci veriyor225lardi bana. Ilk imzasiz mektubu gnderdikleri zaman, inanmayacaksiniz, Bay Peter Verkhovensky; fakat, bana karsi girisilen bu kadar soysuzluga karsi duracak gcm yitirmistim. Bu kklgm hibir zaman unutamayacagim!... Peter Verkhovensky birden canlanarak: - Bazi imzasiz mektuplardan szedildigini duymustum, dedi. Fakat tasalanmayin, nk, bu mektuplari kimin yazdigini hemen grenecegim. - Fakat, burada ne esit dolaplarin dndrlmekte oldugunu hibir zaman anlayamazsiniz! Hatta, zavalli Bayan Drozdov'u bile bu mektuplarla zdler. Onun byle mektuplarla ilgisi nedir? Sonra, son derece duygulu, az da olsa, magrur bir kmseme ile Bayan Drozdov'a dnerek ekledi: - Bugn size son derece haksizlik ettigimi sanirim, sevgili Praskovya! Bayan Drozdov isteksiz bir tavirla mirildandi: - Oh, bunun stnde bile durma, dostum. Bana sorarsaniz, bu konusmalara bir son vermeliyiz... o kadar ok konusuldu ki... rkek bakislarini yine Lisa'ya evirdi; fakat, Lisa, Peter Verkhovensky'ye bakiyordu. Bayan Stavrogin birden: - Bu mutsuz yaratigi, deli kadini, kalbinden baska her seyini yitiren bu zavalli kadini, evlatlik edinmeye su anda karar verdim, diye haykirdi. Yerine getirmem gereken kutsal bir grevdir bu. Bu gnden itibaren onu himayeme aliyorum! Peter Verkhovensky birden heyecanlanip, canlaniverdi. - Bu bir bakima ok yerinde bir karar. zr dilerim, fakat konusmami henz bitirmemistim. Tartismak istedigim o kadinin korunmasidir. O zaman Bay Stavrogin ayrildiginda konusmama biraktigim yerden devam ediyorum. Bayan Stavrogin, buradaki su centilmen, su ayni Bay Lebyatkin, kiz kardesine ayrilan bu parayi istedigi gibi harcayabilecegi dsncesine saplandi ve bunu da yapti. 226 O zaman bu paranin Bay Stavrogin tarafindan nasil dzenlenmis oldugunu tam olarak bilmemekle beraber bir yil sonra, Bay Stavrogin'in Avrupa'dayken, durumdan haberdar edilmesi ve yeni bir dzen yapmasi gerekiyordu. Bu yeni dzenin ayrintilarindan da haberim yok; ama, bu gen kadinin, gzel bir yere yerlestirildigini biliyordum ve orada tam anlami ile bakilacakti. Tabii, btn bunlar dosta bir anlayisla yapilmisti. Ne demek istedigimi anliyorsunuz, degil mi? Peki, Bay Lebyatkin'in ne yapmaya karar verdigini tahmin edersiniz? Her seyden nce, bu gelir kaynagini bulmak iin alismaya basladi. Yani, kiz kardesini nereye sakladiklarini grenebilmek iin yapmadigi kalmadi. Kisa bir sre nce, kiz kardesinin yerini buldu

ve kizin zerinde hak idida ederek onu, yerlestirildigi manastirdan alarak buraya getirdi. Burada kiza bakmiyor; onu dvyor ve a birakiyordu. Nasil oldugunu bilmiyorum, Bay Stavrogin'den ykl bir para aldiktan sonra, tm parayi ikiye yatirdi. Bay Stavrogin'e tesekkr edecegi yerde, onu tehdit etmeye, ondan daha ykl para istemeye ve yillik tahsisin eline verilmedigi takdirde trl yalanlarla onu rezil edecegini sylemeye basladi. Ve bylece, Bay Stavrogin'in istekle verdigi parayi hara gibi almak istedi. Buna ne buyurulur? Bay Lebyatkin, simdi syleyin bakalim, anlattiklarimin hepsi de dogru mu? Sessizce, gzlerini yere dikmis duran Yzbasi seri bir iki adim atti ve rengi morardi, - Bana karsi ok zalimce davrandiniz, efendim, dedi. - Zalimce demekle ne kastediyorsunuz... neden? Fakat, kusura bakmazsaniz, zulm ya da merhametten daha sonra konusacagiz; simdi, ilk soruma cevap vermenizi istiyecegim: Sylediklerim dogru mu, yanlis mi? Sylediklerimin dogru olmadigini syleyecek olursaniz, bu husustaki dsncelerinizi hemen duymak isteriz. Yzbasi: -Ben... siz de biliyorsunuz, efendim.. diye mirildandi ve birden sustu. Sunu aiklamam gerekir ki, Peter Verkhovensky bir sandalyede 227bacak bacak stne atmis otururken, yzbasi ayakta ve onun nnde byk bir saygiyla duruyordu. Yzbasi Lebyatkin'in saskinligi, grnse gre Peter Verkhovensky'nin hosuna gitmemisti; yz, bir an iin byk bir fkeyle burustu. Anlamli anlamli Lebyatkin'e bakarak: - Herhangi bir sey sylemek olasiliginiz yok mu? diye sordu. Eger varsa, ltfen baslayin... bekliyoruz. - Siz de biliyorsunuz ki, efendim, bu konuda bir sey syleyemem. - Bilmiyorum. Gerekten yeni duyuyorum! Neden bir sey syleyemezsiniz? Yzbasi susuyordu. Gzlerini yerdeki sabit bir noktaya dikmisti. - Izin verirseniz gideyim, efendim, dedi. - Fakat, size sordugum sorunun karsiligini vermeden degil. Sylediklerim dogru muydu? Lebyatkin, gzlerini kendisini harap eden adama kaldirdi. Alnindan ter bosaniyordu. - Dogrudur, efendim. - Sylediklerimin hepsi de dogru mu? -Evet, efendim, hepsi dogrudur. - Syleyecek ya da ekleyecek bir seyiniz yok mu? Bizim haksizlik ettigimizi dsnyorsaniz, aik syleyin. Reddedin. Sylenenlerden hoslanmadinizsa, yksek sesle syleyin. - Hayir, efendim, hibir sey yok. - Bay Stavrogin'i son zamanlarda tehdit ediyor muydunuz? . - Bu... bu... daha ok ikiden oldu, efendim. Birden basini kaldirdi. Kendisini kaybederek: - Efendim, aile gururu ve degersiz yzkarasi insanoglunun arasinda haykirirsa, o zaman da... o zaman da insanoglu sulu olur mu, diye kkredi. 228 Peter Verkhovensky delici bakislarini Lebyatkin'in gzlerine dikti. - Simdi ayik misiniz, Bay Lebyatkin? - Evet efendim, sarhos degilim. - Aile gururu ve degersiz yzkarasi demekle ne kastettiniz, efendim? Yzbasi yine duruldu. - Kimse iin sylemis degilim, diye geriledi. Bunu sylerken kimseyi dsnmyordum... sadece kendi kendimle konusuyordum. - Tahmin ederim ki, sizin ve sizin gibilerin yasantilari hakkinda ettigim szlerden tr, degil mi? ok alingansiniz,Bay Lebyatkin. Ama, kusura bakmazsaniz, yasantinizin gerek ynn henz anlatmis degilim. Ama anlatacagim; fakat, henz geregi tm ynleriyle anlatmaya baslamadim. Lebyatkin birden canlandi ve vahsi bakislarini Peter'e dikti.

- Efendim, ancak ayilmaya basliyorum. - Anliyorum!... Ve sizi ayiltan da, ben miyim? - Evet, efendim, beni ayiltan sizsiniz. Drt yildan beri, bulutlu bir gkyznn altinda uyumustum. Simdi gidebilir miyim, efendim? - Gidebilirsiniz, ancak Bayan Stavrogin'in... Bayan Stavrogin elinin bir hareketi ile onunla yapacak bir isi olmadigini belirtti. Yzbasi egilerek salondakileri selamladi; kapiya dogru iki adim atti; birden durdu ve elini kalbinin stne bastirarak bir sey sylemeye alisti. Fakat, tek kelime syleyemeden salondan ikti. ikarken o sirada salona girmek zere olan Stavrogin'e arpti. Stavrogin hemen kenarci ekildi; fakat, Lebyatkin, onun tam nnde duruyor, boa yilani grms tavsan gibi ona bakiyordu. Bir dakikalik duraksamadan sonra, Stavrogin eliyle yzbasiyi iterek salona girdi. 229Neseli ve huzur iine grnyordu. Belki de bizim bilgimiz olmayan tatli bir olaya tanik olmustu. Bir seyden tr son derece neseli oldugu ilk bakista anlasiliyordu. Bayan Stavrogin daha fazla bekleyemeyerek yerinden kalkti. - Beni bagislayacak misin, Nicholas? Fakat, Nicholas sadece gld. Sonra iten gelme sakaci bir tavirla: - Her seyi grenmis oldugunuzu anliyorum, diye haykirdi. Buradan ayrildiktan sonra arabada giderken, size cevap vermeden ayrilmamin ok garip oldugunu, belki size her seyi anlatmam gerektigini dsnmstm. Fakat, Peter'i yaninizda biraktigimi hatirlayinca bu endiseden kurtuldum. Konusurken seri bakislarla salondakileri szyordu. Bayan Stavrogin, heyecanla: - Garip yaradilisli bir kimsenin, Petersburg'da basindan geen kk bir macerayi, Bay Verkhovensky'den dinledik, dedi. Daima soylu ve kutsal hisleri olan, delice davranislari bulunan svalye ruhlu bir kimsenin basit bir yks... Nicholas glerek: - Svalye ruhlu, ha? Hey Ulu Tanrim, isi bu kadara mi vardirdin? dedi. Bununla beraber, bu kez, Peter'in bu kadar aceleci olmasi hosuma gitmis gryordu. Peter'le kisa bir sre bakistiktan sonra: - Peter'in evrende tek baris yapici insan oldugunu bilmelisiniz, anne, dedi. Hayattaki rol, aliskanligi, hastaligi budur ve onu, zellikle bu erdemlerinden dolayi size tavsiye etmeliyim. Burada size anlattiklarini tahmin edebiliyorum. Anlatmaya basladigi zaman neler bulup ortaya ikardigini tahmin edemezsiniz. Kitaplik gibi bir kafasi vardir. Ve ltfen, sunu hatirlayin ki, bir realist olarak yalan syleyemez ve gerekleri oldugundan fazla gerek yapar. Bunlari sylerken bakislarim hl salonda dolastiriyordu. 230 - Bu bakimdan aik olarak anlayabilirsiniz ki, sizin, benden zr dilemeniz gerekmez, anne. Bu davranislardan sorumlu bir kaik varsa, o da benim. Demek oluyor ki, her sey sylenip yapildigina gre, burada saldigim n srdrmem gerekir. Sznn burasinda annesini iten gelen bir sevgiyle kucakladi. Sonra, sesine kuru bir anlam vererek ekledi: -Her sey anlatilip aiklandiktan sonra, bu konu zerinde daha fazla durmamak gerekiyor. Bayan Stavrogin, onun ses tonundaki anlami sezmekle beraber, heyecani yatisacagina bsbtn artmisti. - Bir aydan nce gelmeni beklemiyordum, Nicholas, dedi. - Tabii, size her seyi anlatacagim, anne; ama simdi... Szn burada keserek, Bayan Drozdov'a dogru yrd. Fakat, Bayan Drozdov, onun aniden ikagelisi ile saskinligi syle dursun basini evirip, ondan yana bir kere olsun bakmamisti. Simdi yeni yeni dertler iindeydi; yzbasinin odadan ikarken Nicholas ile arpismasindan bu yana, Lisa, iin iin glmeye baslamisti ve simdi glmesi kontrol edemedigi kahkaha halini almisti. Yz kipkirmizi olmustu. Biraz nceki zgn hali ile simdiki neseli hali arasinda byk fark vardi. Stavrogin, annesi ile konusurken Lisa, Bay Drozdov'a yaklasmasi iin iki kere isaret etmisti. Sanki, kulagina bir seyler fisildamak istemisti;

fakat, adamcagiz kulagini ona dogru yaklastirdigi sirada yine kahkahalarla glmeye koyulmustu. Sanki, zavalli Bay Drozdov'un haline glyormus gibiydi. Lisa, kendisini tutmaya alisarak mendilini agzina bastirdi. Nicholas, byk bir itenlikle ve masum bir tavirla onu selamlamak iin dnd. Lisa, abuk abuk konusarak: -Ltfen, beni bagislayin, dedi. Kuskusuzki... Bay Drozdov'la tanismistiniz. Tanrim, boyunuz ne kadar da uzun, Maurice! Tekrar glmeye basladi. Evet, Bay Drozdov uzundu, ama, Lisa' nin dedigi kadar degil. 231Lisa yine kendisini tuttu. Hatta, biraz da sasirmis grnyordu. Gzleri parlayarak: - Geleli... ok oluyor mu? diye mirildandi. Nicholas, dikkatle Lisa'yi inceleyerek: - Oh, iki saatten biraz fazla oluyor, diye cevap verdi. Sunu da aiklamaliyim ki, Nicholas genellikle ekingen ve nazikti. Fakat, simdi nezaketi bir yana birakip, tamamen degismisti ve hatta bikkin bir grns vardi. - Peki, nerede kalacaksiniz? - Burada. Bayan Stavrogin de Lisa'yi inceliyordu; fakat birden aklina bir dsnce geliverdi. Oglunun yanina giderek: -Fakat, bu kadar saatten beri nendeydin, Nicholas, diye sordu. Tren saat onda geliyor. - nce Peter'i, Kirilov'u ziyarete gtrdm. Peter'e Mat-veyeva'da rastladim, sehrimizden istasyon nceki bir kasaba. Ve ayni kompartimanda yolculuk ettik. Peter Verkhovensky sz aldi: - Sabahtan beri Matveyeva'da tren bekliyordum. Trenin son vagonlari raydan ikmisti. Az kaldi bacaklarim kiriliyordu. Lisa: - Bacaklariniz mi kiriliyordu! diye haykirdi. Annecigim, geen hafta biz de Matveyeva'ya gitmek istemistik, gitseydik, bizim bacaklarimiz da kirilabilirdi! Bayan Drozdov ha ikartarak: - Tanri korusun! dedi. - Annecigim, annecigim, sevgili annecigim, gerekten de iki bacagimi kirmis olsam, korkmamalisin. Bacaklarimi gerekten de kirabilirim. Her gn deliler gibi kosup durdugumu kendiniz sylyordunuz. Topal oldugum zaman beni yryse ikarir miydin, Maurice? 232 Tekrar kahkahalarla glmeye basladi. - Eger topal olursam, sizden baskasi ile gerekten ikamam. Bundan hi kuskunuz olmasin. Fakat, ya tek bacagimi kiracak olursam! Bunun bile byk bir seref olacagini syleyecek kadar nazik olun bari! Bay Drozdov, can sikintisi ile kaslarini atarak: - Bir bacaginiz oldugundan mi seref duyacagim, diye mirildandi. - Fakat beni gezdirebileceksiniz; sadece siz, baska kimse degil. Bay Drozdov'un kaslari biraz daha atildi. - O zaman bile, siz beni gezmeye gtrrdnz, diye mirildandi. Lisa, panige kapilarak: - Tanrim, saka yapmaya alistigimi fark etmediniz mi? diye haykirdi. Bir daha sakin byle bir sey yapmaya kalkmayin, Maurice! Fakat, Gerekten, ne kadar bencil bir insansiniz! Sizin hesabiniza, kendi kendinizi aldataginizi syleyecegim. Aksine, sabahtan aksama kadar, bacaksiz daha ilgin oldugumu syleyip dururdunuz. Oysa, bir sey var ki, bunun nne gemek mmkn olmaz sanirim; siz ok uzun boylusunuz, ben bacaksiz olunca sizin yaninizda ok kisa kalacagim; o zaman beni kolunuza takip nasil gezdireceksiniz, merak ediyorum? Hayir, o zaman tamamen uygunsuz oluruz! Sarsila sarsila glmeye basladi. Sakalari ve imalari ok basit olmakla beraber, herhangi bir basarinin pesinde olmadigi da belliydi. Peter, bana fisildadi. - Isteri! abuk tarafindan bir bardak su getirmeleri gerekir! Hakliydi. Bir dakika sonra herkes Lisa'nin basina sst ve

derhal su getirildi. Lisa, sevgili annesine sarilarak onu pt ve omzuna kapanarak aglamaya basladigi sirada, tekrar basini kaldirip 233dikkatle annesinin yzne bakti ve kahkahayla glmeye basladi. Bayan Stavrogin, onlari, Dasha'nin daha nce girmis oldugu kapidan geirerek odasina ikardi. Fakat, yokluklari ancak drt dakika srd. Simdi, bu unutulmaz sabahin btn ayrintilarini hatirlamaya alisiyorum. Kadinlarin salondan ikmasindan sonra (Dasha yerinden bile kipirdamadan oturuyordu), Stavrogin, hepimizin tek tek elini sikmis ve hatir sormustu. Yalniz, oturdugu yerden kimildamayan ve basi ggsne sarkmis olan Shatov'la konusmadigini ok iyi hatirliyorum. Bay Verkhovensky, onunla nemli konular hakkinda konusmaya niyetleniyordu ki, Nicholas onu dinlemeden Dasha'nin yanina kostu. Ama, tam yari yolda, Peter Verkhovensky, onun nn kesti ve onu srklercesine pencerenin nne gtrp bir seyler fisildamaya basladi. Yz anlamlarina bakilacak olursa bunlarin nemli seyler oldugu anlasiliyordu. Stavrogin, dudaklarinda soguk bir tebessmle, kendisine sylenenleri dalgin dalgin dinliyordu. Tavirlarinda oradan bir an evvel kurtulmak istermis gibi bir grns vardi. Hanimlar dndgnde pencereden ayrildi. Bayan Stavrogin, Lisa'yi eski yerine oturtarak, hi olmazsa on dakika daha dinlenmesi gerektigini ve temiz havanin sinirlere pek iyi gelecegini sanmadigini syledi. Lisa'nin zerine titrer gibi bir hali vardi. Kendisi de onun yanina oturdu. Serbest kalan Peter, hemen onlarin yanina kosarak neseli bir konusmaya daldi. Iste o zaman, Stavrogin agir adimlarla Dasha'nin yanina gitti. Dasha, onun yaklastigini grnce gzle grlebilir derecede titredi ve yz kizararak ayaga firladi. Nicholas, yznde olduka garip bir anlamla: - Sizi tebrik etmem gerekiyor... yoksa tebrik iin biraz erken mi, dedi. Dasha, cevap verdi; ama, sylediklerini duyamadim. Nicholas, sesini biraz ykselterek: - Dsncesiz davrandigim iin zr dilerim, dedi. Fakat biliyorsunuz, bana zellikle duyuruldu. Biliyor muydunuz? 234 -Evet, zellikle size duyuruldugunu biliyorum. Nicholas glerek: - Tebriklerimle isinize engel olmadigimi umarim, dedi. Ve eger Bay Verkhovensky... Peter, birden onlardan yana yrd. - Ne oluyor? Tebrik edilecek ne var? S izi ne nedenle tebrik etmeliyiz, Bayan Shatov? Onun iin degildir, herhalde? Yznzn kizarmasindan dogru tahmin ettigimi anliyorum. Ve kuskusuz, gzel, soylu kizlarimizi baska neden tebrik edebiliriz ki? Ve baska hangi tebrik onlarin yzlerini kizartir? Eh, benim de tebriklerimi kabul buyurun, eger tahminlerimde yanilmiyorsam tabii. Ve parami da verin bakalim! Hatirlarsaniz Isvire'de, evleneceginize dair bahse girmistik, yle degil mi? Ah, evet, Isvire dedim de hatirladim, neler dsnyorum! Aslinda buraya da bir is iin gelmistim; ama, hemen hemen unutmustum. Syleyin bana... Sznn burasinda seri bir hareketle babasina dnd. . - ...Isvire'ye ne zaman gidiyorsunuz? Bay Verkhovensky birden sasirdi. - Ben...Isvire mi, diyebildi. - Garip sey, gitmiyor musunuz? Fakat evleniyorsunuz, degil mi? yle yazmamis miydiniz? Bay Verkhovenky: -Pierre! diye haykirdi. -Pierre... ne demek istiyorsunuz? Mmkn oldugu kadar abuk olarak fikrimi grenmek istediginize gre, bu evlenmeye karsi olmadigimi bildirmek iin kosarak geldigimi sylememden memnun olursunuz sanirim. Soluk almak iin durduktan sonra devam etti: - Fakat, mektubunuzda yazdiginiz gibi "kurtarilmak" zorundaysaniz, her zamanki gibi yardiminiza kosmaya hazirim. Evlenecegi dogru mu, Bayan Stavrogin? 235Seri bir hareketle Bayan Stavrogin'e dnmst. - Dsncesizlik etmedigimi umarim. Btn sehir halkinin bu evlenmeden haberi

oldugunu ve kendisini tebrikleri ile rahatsiz ettiklerini, bu nedenle, daima geceleri yryse iktigini yazmisti. Mektubu halen cebimde. Fakat, inanir misiniz, Bayan Stavrogin, mektuptan bir sey anlayamadim. Ne basi belli ne de sonu! Yine babasina dnd. - Bana sadece bir seyi syleyin, efendim, sizi tebrik mi edecegim yoksa, kurtaracak miyim? Inanilmaz gibi grnecegini biliyorum; ama, bir satirinda dnyanin en mutlu diger satirinda ise en bedbaht adami oldugunu yaziyor. nce, onu affetmemi istiyor. Byle yazmakta haklidir diyelim; fakat, yine de sunu sylemeliyim. Dsnn bir kere, adamcagiz btn hayati boyunca beni sadece iki kere grms ki, bu da kazayla olmus ve simdi de nc defa da evleniyor, birden evlenmekle bana karsi olan babalik grevlerini yapamayacagindan dolayi yanip yakiliyor. Kilometrelerce uzaktan bana yalvariyor ve ona kizmamami, evlenmesine izin vermemi diliyor! Ltfen gcenmeyin, efendim. Yasinizin geregi olabilir. Genis fikirliyim ve sizi sulamiyorum. Dsnelim ki size onur veriyor falan, filn. Fakat, yine de asil derdinizin ne oldugunu anlayamiyorum. Mektubunuzda Isvire'deki gnahlar' dan dem vuruyorsunuz.'Evleniyorum', diye yaziyor. "Belki bir esit gnahtan, belki de baska birinin gnahindan dolayi.' Ya da her ne ise... kisacasi, "gnahlar'. 'Kiz', diyor. 'Gerekten bir hazinedir.' Fakat ona 'degersiz' oldugunu sylyorsunuz. Tabii, bu sanirim sizin tarziniz. Fakat, tahminimce, bu 'gnahlardan' ya da kosullardan tr, kiliseye ve sonra da isvire'ye gitmeye zorlaniyorsunuz. Bu bakimdan, her seyi yzst birakip gelmemi istediniz. Siz bundan bir sey ikarabiliyor musunuz? Oysa... yznzn anlamindan da anliyorum ki... Cebinden ikardigi mektubu sallayarak salondakilere bakiyordu. Dudaklarinda masum bir tebessm vardi. '' - ... bir seylere engel olmak zereyim. Galiba baltayi tasa vurmak zereyim. Hi olmazsa inaniyorum ki... benim samimi ge236 vezeligimden ve Bay Stavrogin'in de syledigi gibi aceleciligim yznden... Tekrar babasina dnd. - Anliyorsunuz, ya, efendim... burada dostlarin arasinda oldugumu dsndm, daha dogrusu sizin dostlarinizin arasinda oldugumu dsndm, efendim, sizin dostlariniz. Aslinda, burada yabanci olan benim ve gryorum... gryorum ki hepiniz bir seyler biliyorsunuz ve bildiginiz bu seyi bilmeyen sadece benim. Bakislarini hl salonda dolastiriyordu. Bayan Stavrogin, yz sararmis, dudaktan fkeden titreyerek Peter'in yanina gitti. - Demek Bay Verkhovensky, size, isvire'de islenmis baskasinin gnahlari ile evlenecegini ve onu "kurtarmak" zere hemen gelmenizi yazdi... Kullandigi kelimeler bunlardi, degil mi? Peter endiseye kapilmis gibi, eskisinden daha abuk konusmaya baslayarak: - Yani demek istedim ki, burada dnen bir seyler varsa, benim bunlardan haberim yok, dedi. Sonra, ne var ki, byle yazmak tamamen onun suu. Iste mektubu. Biliyor musunuz, Bayan Stavrogin, son birka aydir mektuplarinin ardi arkasi kesilmek bilmedi. yle oldu ki, ogu zaman mektuplarini sonuna kadar bile oku-yamadim. Gevezeligimden dolayi bagislamalisiniz, baba; fakat, sunu samimiyetle sylemelisiniz ki, bu mektuplari laf olsun diye yaziyordunuz, aslinda onlari okuyup okumamam zerinde durmuyordunuz. Ltfen, ltfen gcenmeyin. Neticede, akraba degil miyiz? Fakat, bu mektubu, Bayan Stavrogin, bu mektubu, sonuna kadar okudu. Bu 'gnahlar', efendim, bu 'baskasinin gnahlari', bizim birtakim kabahatlerimiz olsa gerek. Ve bahse girerim ki bu kabahatler nemsiz seylerdir. Fakat, bu kk kabahatleri, biz bytmeye alisiyoruz. Anliyorsunuz ya, mali durumumuz zannettiginiz kadar iyi degil ve artik biz bunu bir sir olarak sak-, layamiyoruz. Biliyorsunuz, kgida karsi da bir tutkumuz var... fakat zr dilerim belki byle konusmamam gerekirdi... aynca, konunun 237disinda kaliyor... korkarim ki ok gevezelik ediyorum. Fakat, sizi temin ederim, Bayan Stavrogin, beni o kadar korkuttu ki, hemen neredeyse onu gerekten

'kurtarmak' iin hazirdim. Nihayet, kendimi olduka utanmis hissediyorum. Neden bogazina biagi dayayan ben olayim? Bu kadar merhametsiz bir kimse degilim, degil mi? Burada, drahomadan szediyor... fakat, buraya bakin, ihtiyar, gerekten evlenmek istemiyorsunuz, degil mi? Bu bizim huyu-muzdur... bos konusmayi severiz... sirf kendi sesimizi duyabilmek iin... Ah, Bayan Stavrogin, ok fazla ve yersiz konustugum iin beni suladiginizi biliyorum... Bayan Stavrogin cani sikilmis olarak: - Aksine, dedi. Sabrinizin sonuna geldiginizi gryorum ve bunun iin de nedenleriniz olmali. Bayan Stavrogin, anlatilanlarda byk rol olan Peter Verkhovensky'nin iini dkmesini sinsi bir zevkle dinlemisti, (o zamanlar, Peter Verkhovensky'nin nasil bir rol oynadigini bilmiyordum, ama roln ok beceriksizce oynuyordu) Bayan Stavrogin: - Aksine, diye devam etti. Konustugunuz iin size son derece minnettarim. Siz olmasaydiniz, bunlari grenmem mmkn olamazdi. Yirmi yildan beri ilk defa olarak gzlerim aildi. Nicholas, siz de, bu olaydan zellikle haberdar edildiginizi sylemistiniz. Size bunu yazip haber veren, Bay Verkhovensky miydi? - Ondan en masum... hem de ok onurlu bir mektup eldim. -Sasirmis oldugunuzu ve kelime bulmakta zorluk ektiginizi gryorum, bu kadari yeter! Bay Verkhovensky... Birden gzlerinden ates pskrerek ona dnmst. - ... bana byk bir iyilikte bulunmanizi isteyecegim. Bizi derhal terk etmek nezaketinde bulunur musunuz? Ve bir daha da kapimdan ieri adiminizi atmayin, ltfen! Okuyuculardan, Bayan Stavrogin'in hl gemeyen 'byk heyecanini' hatirlamalarini istemeliyim. Bay Verkhovensky'nin sulu 238 olmadigi sylenemezdi. Ama, o anda beni en ok sasirtan, Peter'in 'sulamalarini', onun konusmasina mani olmak aklina gelmeden dinlemesi ve Bayan Stavrogin'in kendisini evinden 'Kovmasini' byk bir sogukkanlilikla karsilamasiydi. Bylesine sogukkanli olabilme gcn nereden almisti? Benim iin aik olan tek sey vardi: Onun iin ok degerli oglu Peter'le karsilasmasi ve zellikle onun szleri gururunu incitmisti. Bu derin acinin gerek oldugu gzlerinden anlasiliyordu. O anda onu inciten baska bir sey daha vardi; yani, alaklik etmis oldugunu kalbinin en derin yerinde hissediyordu. Daha sonra, bunu bana byk bir itenlikle itiraf etmisti. Bazen, gerek bir aci, uari bir insani bile birden agirbasli yapabilirdi. Bazi zamanlar, gerek aci, en aptal bir kisiyi bile, akilli bir adam yapabilirdi. Gerek acinin zelligi de buydu, zaten. Eger bu byleyse, Bay Verkhovensky gibi bir adamda, bu degisikliklerin hangisi olabilirdi? Aslinda, onda byk bir degisme vardi, tabii bu kisa bir zaman iindi. Tek kelime sylemeden, Bayan Stavrogin'i byk bir gururla yerlere kadar egilerek selamladi. (Yapabilecegi bir seyin olmadigi dogruydu.) Hemen ikip gitmek istiyordu; ama, kendisine hkim olamadan Dasha'nin yanina gitti. Bayan Dasha, birden heyecana kapildi. Sanki onun ne syleyecegini pesinen biliyormus gibi haykirdi. - Ltfen, Bay Verkhovensky, bir sey sylemeyin!... Sonra, abuk abuk konusmaya basladi. Yznde zntl bir anlam vardi. - Tanri adina susun!... Size eskisi gibi saygi duyduguma ve yine deger verdigime emin olun... ve... ve... Bay Verkhovensky, siz de benim iin iyi dsnn... bu benim iin her seyden ok nemli. Bay Verkhovensky, Dasha'nin nnde yerlere kadar egildi. Bayan Stavrogin: - Bu seni ilgilendirir, Dasha, dedi. Arzu ettigin gibi hareket etmeye mutlak olarak serbestsin. nce byleydi, simdi de byle ve gelecekte de byle olacak. 239Peter Verkhovensky, alnina vurarak: - Ulu Tanrim, simdi her seyi btn iplakligi ile grebiliyorum ! diye haykirdi. Fakat... fakat btn bunlardan sonra, ben ne duruma dstm!... Sevgili Bayan Shatov, son derece zgnm!.

Sznn burasinda babasina hitap etti. - Grdnz m, ihtiyar, beni ne durumda biraktiniz, ha? Bay Verkhovensky sakin bir sesle: - Pierre, benimle baska trl konusabilirdin, yle degil mi, dostum? dedi. Peter elini sallayarak: - Bagirmayin, ltfen, dedi. Inanin bana, btn bunlar, yaslandiginizdan tr sinirlerinizin zayif olmasindan ileri geliyor ve bagirmak sagliginiz iin hi de iyi degildir. Beni neden uyar-madiginizi sylemelisiniz; nk, konusmaya nce benim baslayacagimi biliyor olmaliydiniz!... Bay Verkhovensky, delici bakislarini Peter'in gzlerine dikti. - Pierre, burada olup bitenleri bu kadar iyi bildigin halde, bu konuda gerekten bir bilgin yok muydu? Bunu mu sylemek istiyorsun? - Ulu Tanrim! Ne olaganst bir insan! Yasli bir bebek olmaktan ok, insanin yzne tkren bir bebeksiniz, ayni zamanda, yle mi? Bayan Stavrogin, ne syledigini duydunuz mu? Bir ugultudur basladi; fakat birdenbire, kimsenin nasil oldugunu anlayamadigi olaganst bir durum ortaya ikti. *** Her seyden nce, su geregi sylemeliyim ki, son birka dakikadan beri, Lisa tamamen degismis, artik bambaska biri olmustu. Annesine ve ona dogru egilmis olan Bay Drozdov'un kulagina aceleyle bir seyler fisildiyordu. Endiseli, fakat kararli grnyordu. Nihayet yerinden kalkti, derhal oradan ayrilacaklarmis gibi, Bay 240 Drozdov'un yardimiyla yryen annesine acele ettiriyordu. Halbuki, burada olanlar son bulmadan gidemeyecekleri kaderlerinde varmis. Ksesinde herkes tarafindan unutulan Shatov (Lisa'ya yakin oturuyordu), tahmin ederim ki neden tr burada oldugunu bile bilmiyordu; birden yerinden kalkti ve acele etmeden salonu geerek Stavrogin'e dogru yrd. Gzlerini bir kere olsun ondan ayir-mamisti. Shatov'un yaklastigini fark eden Stavrogin, belli belirsiz glmsedi; fakat, Shatov karsisinda durunca dudaklarindaki tebessm kayboldu. Shatov'un, hibir sey sylemeden ve gzlerini -Stavrogin'in gzlerinden ayirmadan tam karsisinda durdugunu fark eden herkes konusmayi kesti; en son susan Peter Verkhovensky oldu; Lisa ve annesi salonun tam ortasinda kaldilar. Bylece bes saniye kadar bir zaman geti; Stavrogin'in yznde, saskinlik yerine fke izleri belirdi, kaslari atildi ve birdenbire... Ve birdenbire, Shatov, agir yumrugunu kaldirip, Stavrogin'in yzne var gcyle vurdu. Stavrogin siddetle geriye dogru savruldu. Shatov, herkes gibi avucunun iiyle tokat atmamisti (deyisim dogruysa), onu yumruklamisti. Yumrugu kocaman, kemikliydi ve zerinde kirmizi tyler ve kirmizimsi iller vardi. Eger yumruk Stavrogin'in burnuna raslamis olsaydi, burun kemigini kiracagi gerekti. Fakat yumruk, Stavrogin'in sol yanagina, dudaginin st kismina ve dislerine rasladi ve dudaklarindan enesine dogru ince bir kan seridi uzandi. Bu davranisi bir igligin takip ettigini hatirliyorum; belki, haykiran Bayan Stavrogin'di; bunu pek iyi hatirlayamiyorum; nk, salonda yine it ikmiyordu. Btn olay, on saniye kadar kisa bir zaman iinde olmustu. Bununla beraber, bu on saniye iinde daha baska seyler de oldu. 241Tekrar okuyucularima hatirlatirim ki, Bay Stavrogin korku bilmeyen bir adamdi. Dellolarda, rakibinin tabancasinin karsisinda sogukkanlilikla nisan alir ve ayni sogukkanlilikla tetigi ekerek rakibini ldrrd. Birisi onu tokatlayacak olsa, degil onu delloya agirmak, hemen oracikta ldrrd, sanirim; gerekten de, karsisindakini, ne yaptigini bilerek ldren cinsten insanlarin sinifina dahildi. Iste, Stavrogin byle yaradilista bir adamdi. Zannederim ki, insanin dsnme yetenegini yok eden fkelenmeyi hi tat-mamistir. Bazen, btn benligini saran fkeli anlarinda bile kendisini kontrol edebilmis ve delloya agirmadan adam ldrdg takdirde Sibirya'ya srlecegini idrak etmistir. Byle olmakla beraber, kendisine hakaret eden

kimseyi, hi dsnmeden orada l-drlebilecek kapasitede bir adam olduguna inaniyorum. Son yilda, Stavrogin'i devamli olarak inceliyordum; bu nedenle, onun hakkinda bu satirlari yazarken, onu ilgilendiren birok geregi btn aikligi ile biliyorum. Gemiste yasanmis, akla durgunluk veren servenleri zamanimiza kadar gelmis olan bazi kimselerle onu karsilastirabilirim. rnegin, isyancilardan L...n hakkinda; L...n'in tehlikeye bilerek atildigi, bundan son derece zevk aldigi; tehlikeyi kendisine bir ihtiya saydigi; genken, hibir neden yokken dello ettigi; Sibirya'da yalniz bir biakla ayi avina iktigi; Sibirya ormanlarinda, kaak krek mahkmlari ile, - bir ayidan daha tehlikeli olduklarindan- karsilasmaktan zevk aldigi sylenir. Hi kusku yoktur ki, bu efsanevi kimselerin, pek gl korkulan vardi; aksi halde, sakin bir hayat geirirler ve tehlikeye karsi fiziki bir ihtiya duymazlardi. Onlari en ok etkisi altina alan, bu korkularini yenme ihtiyacidir. Daima bir zafer sarhoslugu iinde bulunmaktan, onlarin stesinden gelecek bir g olmadigini dsnmekten hoslanirlar. Szn ettigim L...n, Sibirya'ya srgne gnderilmeden nce, zengin babasinin isteklerine boyun egmek istemedigi iin bir sre alikla kivranmis ve karnini doyurabilmek iin alisarak ekmek parasi kazanmak zorunda kalmistir. Demek ki, o adam, ugrasi birok ynleriyle kabulleniyormus; gcn sadece, ayi avlarinda ve delloda gstermiyormus demektir. 242 Fakat, ne olursa olsun, o zamandan bu zamana kadar ok yillar geti ve zamanimizin sinirli, ne istediklerini bilmeyen yaradilistaki insanlari, gemisin drst, namuslu maceraperestleri ile kiyas bile kabul etmez. Stavrogin, belki, L...n'e yukardan bakar ve onun iin kahramanlik taslayan bir korkak diyebilir; ama, bunu da yksek sesle syleyemez. Bir delloda rakibini vurabilir ve ayi avina gidebilir ve gerekirse, kendisini bir ormanda haydutlara karsi savunabilirdi; L., .n kadar korkusuz olabilirdi; ama btn bunlari, zevk duymadan, bir sorun karsisinda, bezginlik ve tembellikle, biraz da bikkinlikla yapardi. fkesine gelince, L...n ve Lermontov'la karsilastirildigi takdirde onlari kat kat geride birakirdi. Belki de, bu iki adamin fkelerinin toplami bile, Stavrogin'in fkesine esit olamazdi; fakat, onun fkesi, soguk, sakin, hatta, fke iin sylenebilirce, mantikliydi; fkelerin en igrenci ve en korkulusuydu. Tekrarliyorum; o zaman yle dsnmstm ve simdi de ayni sekilde dsnyorum (simdi her sey bitti) ki, Stavrogin, byle bir tokat yemis olsaydi ya da buna benzer bir hakarete ugramis olsaydi, kendisine hakaret edeni, delloya agirmadan hemen oracikta ldrrd. Bununla beraber, iinde bulundugumuz olayda geenler tamamen baska ve hayret vericidir. Yedigi yumrugun etkisiyle hemen hemen yere yuvarlanacak kadar kaybettigi dengesini bulur bulmaz ve daha yanagina siddetle arpan yumrugun yankisi kocaman salonda kaybolmadan; Shatov'u omuzlarindan yakaladi; fakat, birden ellerini geri ekerek arkasinda kavusturdu. Tek kelime dahi sylemedi; fakat Shatov'a bakarken rengi kgit gibi bembeyaz olmustu. Oysa, gariptir, gzlerindeki parilti birden kaybolmus gibi grnd. On saniye sonra gzleri, yanilmadigima eminim, buz gibi ve sakindi. Sadece rengi son derece soluktu. Tabii, iinde neler getigini bilemem, onu sadece dis grns ile tarif ediyorum. Bir adam iksa ve dayanikliligini lebilmek iin, rnegin, kor halindeki demir bir ubugu yakalasa, on saniye kadar, dayanilmaz aciya katlansa, sonunda bu aciyi yense, bu adam sanirim ki, bu on saniyede Stavrogin'in o anda duyduklarinin aynen benzerini duyardi. 243Gzlerini yere ilk eviren Shatov oldu ve grnse gre buna mecbur olmustu. Sonra yavas yavas arkasina dnd ve salondan ikti. Fakat ikisi, Stavrogin'e dogru yrys gibi olmamisti. Salondan sessizce, omuzlari kms; sanki kendi kendine syle-niyormus gibi, basi ggsne dsms olarak ikmisti. Zannederim ki bir seyler fisildiyordu. Kapiya kadar byk bir dikkatle yrmst. Ne bir sey devirmis ne de bir seye arpmisti; kapiyi hafife aralamis ve disari szlmst. Disari ikarken, ensesinin zerinde toplanan salar, zellikle gze arpiyordu.

Sonra, kimsenin konusmasina firsat kalmadan ortaligi canhiras bir feryat yirtti. Lisa'nin, annesini omzundan, Bay Drozdov'u kolundan yakalarak onlari salondan ikarmak amaciyla birka kere siddetle ekistirdigini grdm. Fakat, birden aci bir iglikla baygin olarak yere yuvarlandi. Basini haliya arptigi zaman ikan tok ses hl, kulaklarimdadir. 244 Ikinci Blm GECE Sekiz gn geti. Simdi her sey bittikten sonra bu olaylari kk bir tarih olarak yaziyorum ve olaylarin neler oldugunu biliyoruz; fakat o zamanlar hibir sey bilmiyorduk ye btn bunlarin bize garip gelmesi kuskusuz ki ok normaldi. Bay Verkhovensky ve ben, hi degilse, ilk gnlerde eve kapandik ve olaylari uzaktan izledik. Eskiden oldugu gibi ok seyrek olarak disari ikiyor ve grenmeden rahat edemedigi haberleri getiriyordum. Atilan yumruk Lisa'nin bayilma olayi ve pazar gnnn diger olaylari hakkinda, sehirde degisik sylentilerin yayilmis oldugunu sylemeye gerek yok. Fakat anlayamadigimiz bir husus vardi, o da btn bu olaylarin bu kadar dogru ve bu kadar abuk nasil yayildigiydi. Bize gre, orada bulunanlarin hibiri, kendilerini de ilgilendiren olaylarin gizliligini bozmak istemezdi. Ayrica, orada olanlari kendi yararlarina da kullanamazdi. Salonda usaklar yoktu; ancak, Lebyatkin bir seyler sylemis olabilir, fakat bunu fkesinden 245tr yapmis olamazdi; nk o gn son derece korkmus olarak oradan ayrilmisti (ve dsmandan korku, ona karsi duyulan fkeyi yok eder); fakat, kendini tutamayip, sirf gevezelik olsun diye bazi seyler sylemis olabilirdi. Fakat, Lebyatkin ve kizkardesi ertesi gn, hibir iz birakmadan ortadan kaybolmuslardi; artik Filippov'un evinde oturmuyorlardi; nereye gittiklerini de kimse bilmiyordu; sanki, yer yarilip iine girmistiler. Bayan Lebyatkin hakkinda bilgi almak istedigim Shatov, odasina kapanmisti ve tahmin ederim ki bu sekiz gn sresinde hibir tarafa ikmadigi gibi, isine bile gitmemisti. Beni grmeyi bile reddetti. Sali gn onu grmeye gittim ve kapisini aldim. Cevap alamadim; fakat evde oldugunu kesinlikle bildigimden, kapiyi bir kere daha aldim. Birden yatagindan firlayip kapinin nne geldi ve olanca gcyle haykirdi: "Shatov evde yok" Bu cevabi aldiktan sonra oradan ayrilmak zorunda kaldim. Bay Verkhovensky ve ben, herhangi bir korkuya kapilmadan, nihayet, sehre yayilan sylentilere ancak, Peter Verkhovensky'nin neden olabilecegine karar verdik. O olaydan kisa bir sre sonra, Peter Verkhovensky babasi ile konusurken, olayin herkesin agzinda dolastigim; zellikle, kulpte hep ondan konusuldugunu; vali ve karisinin olaydan en ince ayrintilarina kadar haberli olduklarini grnce ok sasirdigini israrla sylemisti. Ilgi ekici baska bir sey daha vardi; pazartesi gecesi Liputin'le karsilastigimda olayi btn ayrintilari ile farkettim. Bundan da anlasildigina gre, olaydan ilk haberli olanlardan biriydi. Kadinlarin ogu (ve yksek sosyeteden bazi hanimlar), Mary Lebyatkin'le, yani, onlarin deyisiyle 'esrarli topal' ile olaganst ilgileniyorlardi. Hatta, bazilari onunla tanismak ve iliski kurmak istiyordu. Bu da gsterir ki, Lebyatkinler'i koruyan kimseler ellerini ok abuk tutmuslardi. Fakat, hemen hemen herkes, Lisa'nin bayilma olayi ile ilgileniyordu. Gen kizin akrabasi, koruyucusu olarak, valinin karisini ilgilendirdigi iin btn 'sosyete', bu olaya karsi son derece byk merak gsteriyordu. Ve neler sylenmedi!... Olayi saran esrar perdesi de gevezeliklerine yardimci oluyordu; her iki evin 246 kapisi da siki siki kapatilmisti; Lisa'nin yksek atesle yattigi syleniyordu; ayni seyler Stavrogin iin de sylenmekteydi; bir disinin kirilmis oldugu ve yanaginin sistigi hakkinda olmadik dedikodular yapiliyordu. Hatta, orada burada, yakin bir gelecekte, sehrimizde olacak cinayetlerden bile sz ediliyordu; Stavrogin'in bylesine bir hakareti sineye ekemeyecegini ve Shatov'u ldrecegini; fakat, bunu Korsika'daki

kan davalarinda oldugu gibi, el altindan yapacagi syleniyordu. Bu dsnce olduka ilgin bulunmustu; fakat, yksek sosyetede bulunan genlerin ogunlugu, bu sylentileri, byk bir igrenti duyarak ve umursamadan dinliyordu; ama, bunun yapmacik oldugu kanisindaydim. Genel olarak, toplumun Stavrogin'e karsi olan dsmanligi yeniden filizlenmisti. Hatta, akli basinda olanlar bile, nedenini bilmeden onu sulamaya alisiyorlardi. Lisa'nin onurunu kirlettigi ve Isvire'de aralarinda bazi olaylarin gemis oldugu fisiltilari, ortalarda dolasiyordu. Tabii, tedbirde kusur etmeyen kimseler, kendilerini bu dedikodulardan uzak tutuyorlarsa da, sylenenleri sinsi bir zevkle dinliyorlardi. Seyrek olarak sylenen bazi seyler de vardi ki, bunlar toplumun iinde sylenemiyor, gizlice ve genlikle kapali kapilarin ardinda konusuluyordu. Bu garip sylentilerden sz etmekteki amacim, okuyucuya ilerdeki olaylari daha iyi anlayabilmeleri iin yardimci olmaktir. Bazi kimseler, kaslarini atarak, kim bilir hangi kanitlara dayanip, Stavrogin'in sehrimizde zel bir isi oldugunu; Petersburg'da Kont K. araciligiyla birtakim yksek kimselerle tanismis oldugunu; hatta, devletle ilgili bir memuriyete bile girmis olabilecegini; buraya belki de gizli bir grevle geldigini sylyorlardi. Akli basinda, agirbasli kimseler, bu sylentileri glmseyerek karsiliyorlar ve sosyetede rezaletlere karisan, topluma sis bir yanakla ikan bu adamin devletle ya da memuriyetle iliskisi olamayacagini sylyorlardi. O zaman da kulaklarina, onun resmi bir grevden ok, gizli bir grevle geldigi ve byle grevlerde de o kimsenin memura benzememesi gerektigi fisildaniyordu. Byle szler ayni zamanda etkili olmustu; ilin sinirlari iindeki ile ve kylerin zel ynetiminin Petersburg'da yakindan izlendigini bi247liyorduk. Tekrar ediyorum, bu sylentiler sadece kisa bir sre devam etti ve iz birakmadan kayboldu; simdilik bu sylentilerin kaybolmasini, Stavrogin'in sosyetede grnmesiyle birlestirecegim; fakat, sunu da ekleyebilirim ki, bu sylentiler, belirli bir noktaya kadar, yakin bir zamanda Petersburg'dan dnen, emekli muhafiz yzbasisi Artemy Gaganov'un, kulpte fkeyle syledigi birka belirsiz sze de dayaniyordu. Gaganov, ilimizin ve evresinin en byk toprak sahibi, Petersburg sosyetesinin sz geer bir adami, kulbmzn ynetim kurulunda saygi duyulan bir yesi ve ykmzn basinda anlattigim drt yil nce toplumun iinde beklenmedik bir.hakarete ugrayan rahmetli Pavel Gaganov'un ogluydu. Bayan Lebke'nin, Bayan Stavrogin'e zel bir ziyarette bulundugu, kapida Bayan Stavrogin'in zr diledigi ve hasta oldugundan dolayi onu kabul edemeyecegi haberi btn sehre yayildi. Ayni zamanda, bu olaydan iki gn sonra, Bayan Lembke'nin adam gnderip Bayan Stavrogin'in sagligi ile ilgilendigi de bilmiyordu. Nihayet, Bayan Lembke, her yerde Bayan Stavrogin'i 'korumaya' basladi; yani, mmkn oldugu kadar, belirli bir sekilde ve tabii ancak yce anlamda. Pazar gnk olaylar anlatildiginda, nce sert ve soguk bir tavir takinarak dinledi; yle ki, onun bulundugu yerlerde bu olaydan bir daha sz edilmez oldu. Bylece, Bayan Lembke'nin bu olayi, yabanci biri gibi degil de, olaya katilan bir kimse gibi en kk ayrintilarina kadar bildigi sylentisi her tarafa yayildi. Yeri gelmisken syleyeyim, Bayan Lembke, elde etmek iin didindigi, can attigi yksek etkiyi elde etmis ve kendisini 'evresi alinmis' olarak grmeye baslamisti. Toplumun bir kismi, onun pratik zekli ve is bilir olduguna inanmisti... ama bundan daha sonra szedecegim. O zamanlar babasini pek sasirtan, Peter Verkhovensky'nin sosyetede sivrilmesi, Bayan Lembke'nin destegi ile oldugu sylenebilir. Belki de Bay Verkhovensky ve ben isi biraz bytyorduk. nce, Peter Verkhovensky, sehre gelisinin ilk drt gnnde btn sehirli tarafindan taninmisti. Peter Verkhovensky, pazar gn gelmisti ve ben onu sali gn, ok magrur, sinirli ve alingan; sosyetede sevilmekle beraber karakteri bakimindan geinilmesi ok g bir 248 kimse olan Gaganov'un arabasinda grmstm. Peter, ayni zamanda vilayet konaginda da iyi karsilanmisti... hem de o kadar iyi karsilanmisti ki, gerekten, vali konaginda yoklugu hissedilen ve her zaman aranan gen bir adam haline gelmisti. Hemen hemen her gn yemeklerini konakta yiyordu. Bayan Lembke ile daha nce

Isvire'de tanismis olmakla beraber, onun konakta bu kadar abuk basariya ulasabilmesi, evrede olduka kuskulu karsilaniyordu. Oysa, bir zamanlar Avrupa'da devrimci olarak taninmis, dogru ya da yanlis bilmiyorum, Avrupa'da birtakim etkinliklere katilmis, toplantilarda bulunmustu; btn bunlarin gazete yayimlari ile kanitlanabilecegini bana syleyen Alyosha Telyatmikov da, dsk kalitede emekli bir memur oldugu halde, son valimizin konaginda byk bir itibar gryor ve dost olarak karsilaniyordu! Fakat, bir gerek inkr edilemezdi; eski devrimci, sadece anavatana kabul edilmekle kalmamis, zellikle anavatana dnmesi iin kiskirtilmisti; bu bakimdan btn bu sylentiler yanlis olabilirdi. Liputin, bir gn, Peter Verkhovensky hakkindaki sylentilerden sz ederek, yaptiklarindan tr onun sulu grldgn; fakat, bazi devrimcilerin adim verdigi iin affedildigini ve belki de vatanina gizli alismalari ortaya ikarip yararli olacagina sz verdigi iin serbest birakildigini fisildamisti. Bu kt yky, Bay Verkhovensky'ye takrarladim; dsnecek durumda olmayan dostum derin dsncelere daldi. Daha sonra anlasildigina gre, Peter Verkhovensky, buraya gelirken ok iyi tavsiye mektuplari ile gelmis, hi degilse, Petersburg'un sayili ve sz geer kisilerinden birinin yasli karisi tarafindan valinin karisina hatiri sayilir bir tavsiye mektubu getirmisti. Bu yasli hanim, Bayan Lembke'nin vaftiz anasi, mektubunda, Kont K,'nin, Peter Verkhovensky'yi, Stavrogin vasitasiyla tanidigini; 'eski hatalarina ragmen' onu ok degerli bir insan olarak buldugunu yazmisti . Sosyete ile az olan baglarina ok deger veren ve bunlari byk glklerle elde eden Bayan Lembke, Petersburg'un sayili hanimlarindan biri olan yasli kadindan aldigi mektup nedeniyle son derece memnun olmustu. Fakat, byle de olsa ortada garip bir tutum vardi. Kocasini bile Peter'le ayni ayarda tutuyordu; kocasi bundan 249yakinmaya baslamisti... bu olaydan daha sonra szedecegim. Ayni zamanda sundan da sz etmeliyim ki, byk yazar Karmazinov da Peter Verkhovensky'ye dosta davraniyor ve onu sik sik evine davet ediyordu. Kendisinin ok byk bir kisi oldugunu dsnen byle bir adamin, bu kadar abuk davranisi Bay Verkhovensky'yi her seyden fazla inciten bir durumdu. Fakat, ben bunu baska trl yo-rumluyordum; bu aydin genci evine agiran Karmazinov'un, kuskusuz ki, onun Moskova ve Petersburg'daki devrimci genlerle iliskilerini gz nne almis oldugu bir gerekti. Byk yazar, Rusya'nin yeni devrimci genlerinden son derece korkuyordu ve Rusya'nin geleceginin anahtarlarinin bu genlerin elinde oldugunu dsnyor; onlara son derece iyimser davranmaya alisiyordu; tabii, byle davranmasina neden devrimci genlerin onu umursamamasi oluyordu. *** Peter Verkhovensky, iki kere babasini grmeye gelmis, iki keresinde de ben bulunamamistim. Ilk ziyareti arsamba gn olmustu; yani, ilk karsilasmalarindan drt gn sonraydi ve sadece is grsmesiydi. Aklimdayken sunu eklemeliyim; mlk sorununu kendi aralarinda, kimseye duyurmadan zmlemislerdi. Bayan Stavrogin her seyi zerine almis; btn parayi demis ve tabii mlkn idaresini de ykmlenmis; sadece, Bay Verkhovensky'ye her seyin zmlendigi haberini yollamis; khyasi Alexey Yego-rovich, imzalamasi iin bazi kgitlar getirmisti. Bay Verkhovensky tek kelime sylemeden byk bir agirbaslilikla kgitlari imzalamisti. Onun agirbasliligi ile ilgili olarak syleyebilirim ki, yasli dostum son gnlerde tamamen degismisti. Daha nceden hi grlmemis bir sekilde davraniyordu ve son derece sessizdi; pazar gnnden beri Bayan Stavrogin'e tek mektup bile yazmamasini garipsiyordum. Ve daha da hayret verici bir durum vardi; eskisinden ok sakin ve iine kapanikti. Sonsuz ve degismez bir karara varmis 250 gibi grnyor, dnyaya daha sogukkanli bakiyordu. Byle oldugu aik seik belliydi. Bu karara vardiginda, sanki bir seyler bekler gibiydi. Bununla beraber, ilk anlarda hep hastaydi; zellikle pazartesi gn, gastrit sancisi tutardi. evrede olanlardan haber almadan da duramazdi; fakat, her ne zaman, gereklere deginmeden, olayin ana noktalarini tartismaya kalkisacak ve bazi tasarilardan sz etmeye baslayacak olsam,

elini kolunu sallayarak beni sustururdu. Fakat, sevgili ogluyla yaptigi her iki grsme de, onu yikmamakla beraber ok etkilemisti. Bu grsmelerin her ikisinden sonra da, divanin stne, basina sirkeye batirilmis havlu sararak yatmisti; fakat, kalben ok soguk kalmisti. Bununla beraber, ok ender olarak beni susturmaya alismazdi. Bazen de, esrarli kararliligini yitirmis, yeni dsncelerin saldirisina karsi kendisini korumaya alisiyormus gibi grnrd. Byle zamanlar ok kisa srmekle beraber ben yine de bunlari kaydetmeden yapamiyorum. Yine eskisi gibi ortaya atilmayi, kendisini gstermeyi, bir kere daha meydana ikip, kendisine karsi duranlarla savasmayi dsndgnden kuskulandigim ok oluyordu. Persembe gn aksami, Peter'le ikinci grsmesinden sonra, basi sirkeli havluya sarilmis olarak divanda yatarken, birden haykirdi. - Cher, onlari ezecek gcm var!... Bu ana kadar, btn gn tek kelime dahi sylememisti. - 'Fils,fils cher' (ogul, sevgili ogul) ve daha bilmem ne, btn bu deyimlerin sama oldugunu, ancak asilarin kullandigi deyimler oldugunu biliyorum, fakat, bos verin. Simdi kendim anliyorum bunlari!... Ona hibir sey yapmadim; onu Berlin'den Rusya'daki halasinin yanina gnderdim; hem de posta arabasiyla ve daha bilmem ne... itiraf ederim... Bana 'siz', dedi. 'Bana hibir sey yapmadiniz; beni posta arabasiyla gnderdiniz ve burada beni soydunuz. Ona, 'Siz ktsnz', diye bagirdim. 'Her ne kadar sizi posta arabasiyla gnderdimse de, btn hayatim boyunca kalbim kan aglamadi mi?' Il rit (gld). Fakat itiraf ederim, itiraf ederim... pekl, farz edelim ki, posta arabayla gnderdim, ne olur, yani? 251Szlerini sayikliyormus gibi bitirmisti. Bes dakika sonra yine basladi. - Passons (geelim). Turgenyev'i anlamiyorum. Brazov'u uydurma bir karakter, hi var olmamis; kimseye benzemediginden nce kendileri reddettiler. Su Bazarov, Nozdryov'la Byron'un bir esit belirsiz karisimi, c'est le mot (tastamam)! Onlara ok iyi bakin: Kpek encikleri gibi neseyle ciyaklayarak takla atiyorlarlar. Mutludurlar, galiptirler! Bu ne biim Bryon'dur? Ve ayrica, ne kadar nemsizdir! Ne bayagilik, ne samalik, su son nom'a (isme) al-dirmadan,faire du bruit autour de son nom (ismi etrafinda grlt yapmak) iin ne siddetli arzudur... Oh, ne karikatr! "Ulu Tanrim!", diye istiyorsun gerekten?" Il rit. (gld.) Il rit beaucoup, il rit trop (ok gld, hl gler). ok garip bir gls var. Annesinin byle bir gls yoktu. Il rit toujours (her zaman gler.) Yine bir sessizlik oldu. - Alay ediyorlar; pazar gnk olaylari hep nceden hazirladilar, diye birden parladi. Btn dikkatimi kulaklarima vererek: - Oh, hi kusku yok, diye haykirdim. Bastan basa komploydu ve bunu da saklamadilar. Ayni zamanda, ok da kt rol yaptilar. - Ondan szetmiyorum. zellikle bunu saklamadiklarini ve onlarin... ilgililerin... anlamlarini istediklerine akil erdirebiliyor musun? Anliyor musun? - Hayir, anlamiyorum. - Tant mieux. Passons. (neyse bunu geelim). Bugn ok sinirliyim. Sitemli bir tavirla: - yleyse neden onunla tartistiniz, efendim? diye sordum. - Je voulais convertir (onunla konusmak istiyordum). Arzu edersen glebilirsin. Cette pauvre auntie, elle entendra de belles choses (zavalli teyze, gzel seyler bekliyor). Oh, aziz dostum, geen gn kendimi bir vatanperver sandim, inanir misiniz? Fakat, sonra, 252 daima Rus oldugumu biliyordum... ve gerek bir Rus da sizin ve benim gibi olmalidir. Il y a ldedans quel-quechose d'aveugle et de louche (burada karanlik spheli yanlar var). - Mutlaka, diye cevap verdim. - Aziz dostum, bilirmisiniz ki, gerek ve dogru daima mmkn olamaz? Dogrunun

mmkn olabilmesi iin ona biraz da yalan karistirmak gerekir. Insanlar daima byle yapmistir. Belki de zafer haykirisinda bizim anlayamadigimiz bir sey var? Keske olsaydi. Keske olsaydi. Bir sey sylemedim. O da uzun bir sre sessiz kaldi. Sanki humma atesiyle kavruluyormus gibi birdenbire: - Fransiz akli derler, dedi. Bu yalandir; her zaman da byle olmustur. Neden Fransiz aklina dokunurlar? Sadece Rus tembelligidir; bizim insanligimizin, bir fikir ortaya ikarmamiza yeterli olmamasidir. teki uluslar arasindaki asalak durumumuzdur. Ils sont simplemet desparesseux (bir sr tembel hepsi de) ve bunun Fransiz akliyla bir iliskisi yoktur! Oh, insanligin mutlulugu iin Ruslar'in zararli asalaklar gibi kknden temizlenmesi gerekir! Byle degil... bizim arzumuz byle degildi. Hibir sey anlamiyorum. Anlayabilmek iin her seyimi feda edebilirdim! 'Sen anliyor musun?" diye haykirdim ona. 'Anliyor musun ki, suraya bir giyotin kursaniz ve bunu da byk bir coskuyla yapsaniz, bunun nedeni kafa uurmanin, lk edinmekten daha kolay oldugundandir!" Vous etes des pa-resseux! Votre drapeau est une gumille, une impuisanca. (Sizler tembel adamlarsiniz. Bayraginiz paavradan ibaret). O yk arabalari ya da nasil derler: "Insanlara ekmek tasiyan yk arabalarinin tekerlek sesleri", Sistine Madonna'dan daha faydalidir; yoksa, nasil derler... une btise dans ce genre (onun gibi bir samalik). Ona haykirdim: 'Fakat anliyor musun ki, mutsuzluk, insanlara mutluluk kadar gereklidir... sadece gereklidir!' Il rit. (gld.) 'Edebiyat yapiyorsunuz' dedi. 'Hem de yumusacik divanda yan gelmis yatarken'. Daha kaba bir tabir kullanmisti. Gryorsunuz ya, baba ogul ok samimiyizdir ve iki arkadas gibiyizdir; fakat ya birbirlerini ktye kullanmakta devam ederlerse? 253Bir dakika kadar yine konusmadan durduk.. Seri bir hareketle yerinden dogrularak: -- Cher, (dostum) dedi. Bunun gerekten de bir sonuca varacagini biliyor musunuz? - Byle olacagindan tamamen eminim, diye cevap verdim. -- Vous ne comprenez pas. Passons. (Anlamiyorsunuz. Geelim). Oysa kural olarak, dnyamizda byle olaylardan bir sey ikmaz; fakat bu, bir sonuca varacak. Bundan eminim, eminim. Kalkip, heyecanla odada dolasmaya basladi. Sonra yine bitkin bir tavirla divana kt. Cuma sabahi Peter, il civarindaki kylerden birine gitti ve pazartesi gnne kadar kaldi. Gidisini Liputin'den grendim ve bu haberden hemen sonra, konusmalarda Lebyatkin'le kiz kardesinin, nehrin br kiyisindaki, Gorschechnaya varoslarinda yasadigini grendim. Liputin "Onlari oraya ben tasidim", dedi. Sonra birden konusmayi baska bir konuya getirerek, her ne kadar resmen bir aiklama yapilmamis olsa da, Lisa ile Bay Drozdov'un evleneceklerini, nisanin oktan yapilmis ve her seyin kararlastirilmis oldugunu syledi. Ertesi gn, Drozdov'la at gezintisine ikan Lisa'yi grdm. Hastaligindan beri ilk defa disari ikiyordu. Beni grr grmez, gzleri neseden parlayarak basiyla dosta selamladi. Bu haberi Bay Verkhovensky'ye bildirdim; ama o, daha ok Lebyat-kinler'le ilgilendi. Ve simdi, her seyden habersiz oturdugumuz bu sekiz gn sresinde, iinde bulundugumuz esrarli durumu anlattiktan sonra, her seyin aiklanmasi ve bilinmesiyle, kalemimin gc yettigi kadar, bu olaylari aik olarak ve oldugu gibi yazmaya devam edecegim. Pazar gnn izleyen sekiz gnden baslayacagim; yani, pazartesi gnnn aksamindan baslayacagim; nk, 'yeni dertler o gnn gecesi basladi. Aksam saat yediydi. Stavrogin, alisma odasinda tek basina oturuyordu. Hali ve eski model mobilya ile dsenmis olan bu odayi 254 ok severdi. Bir ksedeki kanepede oturuyordu. Gece gezmesi giyimli olmakla beraber disari ikmak iin acele eder bir hali yoktu. nndeki masanin zerinde abajurlu bir gece lambasi vardi. Genis odanin duvarlari ve uzak kseleri karanlikta kaliyordu. Olduka huzursuz, dalgin ve dsnceliydi. Yz yorgun ve bitkin grnyordu. Yanaklarindan biri gerekten sisti; fakat, disinin kirik oldugu tamamen

uydurulmustu. Disi, sadece sallaniyordu; fakat, bir sre sonra sallanmasi durmus, eski halini almisti. st dudaginin ksesinde de hafif bir yarik vardi; bu da kapanmak zereydi. Yanaginin sisligi, doktora grnmek istememesinden tr bir hafta kadar devam etmisti. Doktor istemiyordu, annesini grmeyi bile reddetmisti. Annesini gnde ancak bir dakika kadar gryordu; bu da ancak, hava karardiktan sonra ve lamba yanmadan nce mmkn oluyordu. Peter Verkhovensky'yi bile kabul etmek istememisti. Halbuki, Peter Verkhovensky, sehirde bulundugu zaman, gnde iki ya da kere Bayan Stavrogin'i ziyarete kosmustu. Nihayet, pazartesi gn, gnlk ayriliktan sonra sehre dndg zaman, herkesi dolasip, aksam yemegini Bayan Lembke ile yedikten sonra, kendisini sabirsizlikla bekleyen Bayan Stavrogin'i grmeye kostu. Yasak kalkmis, Stavrogin ziyaret kabulne baslamisti. Bayan Stavrogin, Peter'i oglunun kapisina kadar getirdi; onlarin grsmelerini uzun bir sreden beri sabirsizlikla bekliyordu; Peter, Nic-holas'la grstkten sonra, konustuklarinin tmn anlatacagina dair Bayan Stavrogin'e sz verdi. Bayan Stavrogin, alisma odasinin kapisini rkek bir tavirla tikirdatti. Cevap alamayinca, kapiyi aralamak cesaretini gsterdi. Oglunun, lmba isiginin arkasindaki grntsn semeye alisarak, ekingen ve alak bir sesle: - Nicholas, Peter Verkhovensky'yi kabul edecek misin? diye sordu. Peter, kapiyi itip atiktan sonra neseli ve yksek sesle: - Tabii, tabii kabul edecek, diyerek odaya daldi. Stavrogin, kapinin vuruldugunu duymamisti; sadece annesinin ekingen sorusunu duymus, fakat cevap verecek firsati bulama255misti. O anda, nnde biraz nce okudugu ve zerinde derin dsnceye daldigi bir mektup duruyordu, Peter'in yksek sesle konusmasini duyar duymaz birden harekete geerek, kgitlarin umasina engel.olmak iin kullanilan bir agirligi, mektubun zerine koydu; fakat mektubu tamamen rtemeyen agirligin ucundan mektubun bir kismi ve hemen hemen zarfin tamami grnyordu. Peter, odaya dalar dalmaz hemen masanin yanina gitti ve gzlerini aikta kalan mektuba dikerek saf bir tavirla: - Kendini toparlaman iin, sesimin olanca gcyle bilerek bagirdim, diye fisildadi. Stavrogin, yerinden kimildamadan, sakin bir sesle: - Ve saniyorum ki, yeni aldigim su mektubu, kgit agirliginin altina sakladigimi grmek iin tam vaktinde geldin, dedi. Peter Verkhovensky: -Mektup mu? Ulu Tanrim! Mektuptan bana ne? diye haykirdi. Fakat... asil sorun... Sznn burasinda kapidan yana bir gz atarak, yeni kapanmis olan kapiya dogru basiyla isaret etti. Stavrogin soguk bir tavirla: - Annem kapilardan dinlemez, dedi. Peter, sesini neseyle ykselterek bir sandalyeye oturdu ve sz arkadasinin agzindan aldi. -Dinlese de benim iin nemi yok. Buna hibir itirazim olamaz. Sadece, seninle yalniz olarak grsmeye geldim. Eh, sonunda seni grebilme firsati geti elime. Her seyden nce, nasilsin bakalim? Iyi oldugunu gryorum. Saniyorsam yarin gelebileceksin, degil mi? - Muhtemelen. Peter, kollarini havaya kaldirip sakaci bir tavirla: - Sonunda herkesi ferahlat... beni ferahlat! dedi. Onlara ne kadar sama seyler sylemek zorunda kaldigimi bir bilsen. Fakat bildigini saniyorum. 256 Stavrogin bir kahkaha atti. - Her seyi bilmiyorum. Sadece annemden, senin olduka... mesgul oldugunu duydum. Peter, birden, sanki kendisini bir saldiriya karsi koruyormus gibi bir tavir takindi: - Yani, onlara kesin bir sey sylemis degilim, dedi. Shatov'un karisini devreye

soktugumu biliyorsun. Yani, Paris'te onunla iliskin hakkindaki sylentiler, pazar gnk olayi aikliyor... kizmadin, degil mi? - Elinden geleni yaptigina inaniyorum. - Eh, benim de korkum bu yzdendi, zaten. Fakat, 'elinden geleni yaptin' sznn anlami nedir? Bu bir serzenis degil midir? Bununla beraber, aik konusuyorsun. Buraya gelirken btn korkum, aik konusmamandi. Stavrogin, biraz dargin bir tavirla: - Dogrudan dogruya konuya girmek gibi bir dsncem yoktu, dedi. Sonra, bir kahkaha atti. Peter, kollarini sallayarak, szckleri birbirinin arkasindan siralamaya basladi. Nihayet, Stavrogin'i sinirlendirdigi iin memnundu. -Byle demek istemedim, hayir hayir, beni yanlis anlama, hi de byle demek istemedim! diye haykirdi, 'bizim' islerle seni rahatsiz etmeye hakkim yok, tabii. zellikle simdi bulundugun durumdan tr. Sadece pazar olaylarini tartismak iin gelmistim, o kadar. Bunun byle devam edemeyecegini bildigimden, en uygun olan adimi atabilmek iin bir karara varmaya geldim. Senden fazla zorunluluk duydugum, en iten aiklamalari yapabilmek iin geldim... gururunu oksamak iin syledim; ama, sylediklerimin hepsi de gerektir. Bu gnden tezi yok, seninle ok aik konusmak zorundayim. - Yani, su ana kadar benimle iten ve aik konusmadigini mi dsnmeliyim? 257- Bunu sen de biliyorsun. Seni bir ok defa kandirdim. Glyorsun. Eh, glmene memnunum; nk, bu glmsemeni aiklama yapabilmek iin bir neden kabul ediyorum. 'Kandirma' szcgn zellikle seni gldrmek iin kullandim. yle ki, bana kizasin ve seni aldatabildigim! dsnesin ki, ben de hemen kendimi anlatabilmek iin firsat bulmus olayim. Gryorsun ya, hemen ne kadar iten ve aik olmaya basladim. Eh, artik beni dinlemeye hazir misin? Peter'in nceden tasarlanmis kaba konusmalari ile kendisini sinirlendirmek arzusunu, tiksinti ile karsilayarak onun konusmalarini dinleyen Stavrogin'in yznde huzursuz bir merak izi belirdi. Peter, eskisinden daha fazla egilip bzlerek: - Simdi, ltfen dinle, diye basladi. Buraya gelirken... yani, genel olarak... on gn kadar nce bu sehre gelirken, belirli bir rol almayi kafamda tasarlamistim. Hibir rol yapmadan insanin kendi kisiligiyle dolasmasi daha iyi olabilirdi, degil mi? Kimse inanmaz, ama, benim kisiligimden daha gln bir sey dsnlemez. Samimi olmak gerekirse, biraz aptal rol yapmak istedim. nk, aptal olarak dolasmak, insanin kendi kisiligi ile dolasmasindan daha kolay olur diye dsndm. Fakat, sonuta bir aptal, kural disidir ve kural disi olan seyler de merak uyandirir. Sonunda kendi kisiligimde kalmaya karar verdim. Iste, efendim, kendi kisiligim neye benzer? Altin gibi degerli bir anlami vardir: ne aptal ne zeki, yetenekleri olduka noksan, buradaki sivri akillilarin syledikleri gibi, aydan gelme, yle degil mi? Stavrogin belirsiz bir tebessmle: - Iyi, ama bilmiyorum. Belki de yledir, dedi. - Ah, su halde benimle ayni fikirdesin... ok memnun oldum. Zaten byle dsnecegini nceden biliyordum. zlme, zlme, kizmadim ve kisiligimi de senden kompliman beklemek iin aiklamadim. Oh, hayir, hayir!... Sen yetenekleri ok ve kuskusuz ki bilgili bir kisisin! Aha, yine glyorsun! Yoksa, yine mi ayagim bir 258 yerde srt?yle de olsa sylemezdin. Sen o kadar zeki bir kisisin. Su halde pekl, sana inaniyorum. Bunu byle kabul edelim. Sevgili babamin dedigi gibi, Passons ve sunu ilave edeyim ki, gevezeligime de kizma. Aklima gelmisken sylemeliyim ki, ok sasiracaksiniz; daima ok konusurum; yani, ok szck kullanir ve abuk konusurum; ama, yine de, nasil oluyor bilmiyorum, sylemek istedigimi syleyemem. Peki, neden bu kadar ok kelime kullanirim da, sylemek istedigimi anlatamam? Eh, nk, konusmasini bilmem de ondan. Konusmasini iyi beceren kimseler, kisa konusur. Bylece, bu da tanimlanmis olur, degil mi? Yani, yeteneklerimin noksanligi

tanimlanmis olur. Fakat, yeteneksiz olma yetenegim bana dogal geliyor. Neden bu yaradilisimdan yararlanmayayim? Ve gerekten de kullaniyorum. Buraya gelirken, nceleri susmayi dsndgm dogrudur. Fakat, biliyorsun, insanin susabilmesi iin birok yetenekleri olmasi gerekir; bu bakimdan bana hi de uymaz. Ayrica, sen ne sylersen syle, susmak tehlikelidir. Ve nihayet, konusmaya karar verdim; ama, sadece yeteneksiz bir insanin yapabilecegi gibi; yani, konusmak ki, sanki sylenenleri bir an nce kanitlamak istiyormus gibi... Sonunda, verdigim kanitlari birbirine ylesine karistiririm ki, beni dinleyen kimse, ne syledigime ve neyi kanitlamak istedigime karar veremeden omuzlarini silkmek suretiyle yanimdan ayrilmak zorunda kalsin. Yada, daha dogrusu, o kisi yanimdan beni kmseyerek ayrilsin. Sonuta, basitligini karsindakilere gstermis olursun; onlari gzyasina bogarsin ve tamamen anlasilmaz bir insan olarak kalirsin... bir kerede avantaji birden saglamis olursun, bylece! Simdi sorarim, hakkimda byle dsnen kim benim gizli isler pesinde kostuguma inanir? Evet, beni daha nce dinleyen bir kimse, hakkimda, gizli amalan var diye sylendiginde, bu sz edene gcenecektir. Ve ayrica, bazen onlari eglendiririm de... bu da mutlak olarak son derece degerlidir. Iste simdi, nceden yaptiklarimdan tr beni tamamen bagislamaya taraftarlar; nk, Avrupa'da devrimci bildiriler yayimlayan zeki bir kimsenin, kendilerinden bile aptal oldugu ortaya ikmistir. Bu byledir, degil mi? Glmsemenden beni hakli buldugunu anliyorum. 259Aslinda Stavrogin hi de glmyordu; aksine, biraz sabirsiz bir tavirla ve kaslarini atmis olarak dinliyordu. Stavrogin, tek kelime dahi sylemedigi halde Peter, makine gibi konusmasina devam etti: -Anlayamadim? Ne dedin ? Fark etmez mi? Emin ol ki, burada, arkadasligimiza gvenerek seni lekelemek iin bulunmuyorum. Fakat korkarim ki, bugn son derece alingansin. Byk bir nese ve aik kalplilikle sana kostum. Fakat, sanki sylediklerimi ilerde aleyhime bir kanit olarak kullanmak iin, zihnen notlar aliyormus gibi grnyorsun. Seni temin ederim ki, bugn, hibir konuya deginecek degilim. Sana sz veririm ve btn sartlarini da hemen kabul ederim. Stavrogin byk bir inatilikla susuyordu. - Anlayamadim. Ne dedin? Bir sey mi syledin? Anliyorum, anliyorum, yine samaladim, galiba. Hibir sart kosmadin ve kosmayacaksin da. Ben de ok iyi biliyorum ki, sart kosulmaya degmez bir kimseyim. Hakliyim, degil mi? Agzindan laflari zorla aliyorum ve kuskusuz ki, bu da yeteneksizligimden tr. En kk bir yetenek izi bile yok. Glyor musun? Anlamadim? Ne dedin? Stavrogin nihayet kahkahayi basti. - Hibir sey demedim. Sadece, bir zamanlar senin iin, gerekten yeteneksiz bir insan dedigimi hatirliyorum; fakat bunu syledigimde sen orada yoktun. Anladigima gre, benim byle konustugum sana sylenmis. mit ederim ki, biraz abuk olur ve konuya bir an nce girersin. Peter yine abuk abuk konusarak: - Fakat konunun tam zerindeydim! dedi. Pazar gnnden sz ediyorum. Pazar gn ben neydim? Ne tahmin edersin? Aceleci, siradan bir insandim ve konusmayi en berbat sekilde zerime zorla aldim. Fakat hepsi beni bagisladilar. nce, aydan geldigim iin, buna ben de inanmaya basladim, bu konuda herkes ayni fikirdedir. Sonra, onlara gzel, kk bir yk anlatarak seni, iinde bulun260 dgn kt durumdan siyirip kurtardigim iin. Byle degil mi? Hakli degil miyim? - Yani, zellikle, ilerinde bir kusku birakacak sekilde ve nceden szbirligi etmisiz gibi. Aksine, bu konuda ne szlesmistik ne de ben byle bir sey yapmani istemistim. Peter, gerekten sevinmis gibi: - Dogrudur, dogrudur! diye haykirdi. Kafamda tasarladiklarimin neler oldugunu anlayabilmem iin byle hareket ettim. Genellikle aptal rol oynuyordum; nk, seni yakalamak, gururunla oynamak istiyordum. Aslinda, senin ne kadar korktugunu grenmek istiyordum.

- Btn grenmek istedigim, simdi neden bu kadar samimi oldugundur? - Kizma! Kizma! Bana yle dik dik bakma! Fakat bana hi de dik dik bakmiyorsun, degil mi? Neden bu kadar samimi oldugumu mu grenmek istiyorsun? Simdi her sey ok degisik de ondan. Her sey bitmis ve sonuca ulasmis, kllenmis. Birden hakkindaki dsncelerimi degistirdim. Eski yolun sonuna geldik; bundan sonra kesin olarak eski yntemlerle onurunu kirmaya alismayacagim. Simdi, artik yeni yntemler kullanacagim. - Taktigini degistirdin, degil mi? - Taktik yok. Simdi tamamen, yapmak istediklerini yapmakta serbestsin. Yani, evet demek istersen evet dersin, hayir demek istersen hayir dersin. Iste, sana karsi yeni taktigim. Ve bundan sonra, bana kendin sormadan, bizim islerimizden sz etmeyecegim. Glyor musun? Gl bakalim. Ben de glyorum. Fakat su anda ciddiyim, ciddi, ciddi... ama dogrudur...? degil mi?... Bu kadar aceleci bir insan yetenekli olamaz... Pekl, yeteneksiz olabilirim; fakat, gayretliyim, gayret ediyorum. Gerekten de ciddi olarak konusuyordu. Sesinin tonunda ve tavirlarinda garip bir heyecan vardi. Stavrogin, merakla Peter'e bakti. 261- Benim hakkimdaki fikirlerini degistirdigini sylemistin, degil mi? diye sordu. -Shatov'un sana vurmasindan sonra ona elini srmedigin andan itibaren hakkindaki dsncelerim degisti. Artik yeter, ltfen, yeter! Baska soru sormak yok. Baska tek kelime sylemem. Sorulardan kurtulmak istermis gibi ellerini sallayarak ayaga firladi. Sonra, baska soru sorulmadigi ve gitmesi iin aik bir neden olmadigindan tekrar yerine oturdu. Biraz sakinlesmisti. Hemen konusmaya basladi. - Sirasi gelmisken sunu da sylemek isterim. Bazi kimseler onu ldreceginden sz ederek bahse bile tutusuyorlar. yle ki, Lembke, seni gz altinda tutabilmek iin polisi bile uyarmayi dsnd; ama, karisi engel oldu. Fakat, yeter artik bundan szettigini, yeter. Sadece seni uyarmak istedim, o kadar. Sahi, bir sey daha var. Biliyorsun, Lebyatkinler'i ayni gn nehrin br kiyisina aktardim. Adreslerini bildiren notumu aldin mi? - Ayni gn aldim. - Bunu 'siradan' bir insan oldugum iin yapmadim. Sadece samimiyetimden, sana yardimci olabilmek iin yaptim. Eger, bu hareketimden herhangi bir siradanlik sezdinizse; bu tamamen sa-miyetimdendir. Stavrogin dsnceli: - Oh, nemli degil sanirim, diye sylendi. Belki de yapilacak baska bir sey yoktu. Yalniz, ltfen, bana bir daha not gnderme. - Baska arem yoktu. Ne yapabilirdim? - Demek ki, Liputin biliyor? - Bu konuda da elimden bir sey gelmezdi. Fakat, Liputin, sen de bilirsin, cesaret edemez.,. Aklima geldi, bizimkilere ugramak fena bir fikir sayilmaz; yani demek istiyorum ki, onlara, 'bizimkilere' degil, yoksa yine beni sulu bulacaksin. Fakat merak etme, hemen degil, bir ara. Simdi hava yagisli. Onlara haber veririm, toplanirlar, aksam da biz gideriz. Onlara nasil bir armagan gtrdgmz an262 lamak iin, yuvada agzi aik bekleyen karga yavrulari gibi beklesip duruyorlar. ok heyecanli insanlar, notlarini ikarmislar, tartismaya hazirlaniyorlar. Virginsky... bir 'Cosmopolitan', Liputin, polis alismalarina kuvvetle egilmis bir 'Fourierist'; ne yalan syleyeyim, bir bakima degerli bir kimse, ama her seyde siddet istiyor ve uzun kulakli adam, son fakat nemli; kendi bildigi gibi yapacaktir. Ve, biliyorsun, onlari nemsemez gibi davrandigimdan bana gceniyorlar... ha, ha! Onlari muhakkak grmemiz gerekiyor. Stavrogin, mmkn oldugu kadar nemsemez bir tavirla: - Beni onlara bir esit nder olarak mi tanittin? diye sordu. Peter, ona syle bir bakti. Stavrogin'in sorusunu duymamis gibi konuyu degistirmek iin:

- Sahi, dedi. Anneni grmek iin buraya birka defa gelmistim ve ona da bazi seyler anlatmak zorunda kaldim. - Tahmin ederim. - Hayir, hibir seyi tahmin etme. Annene sadece, Shatov'u ldrmeye niyetin olmadigini syledim ve gzel seylerden sz ettim. Ve biliyor musun? Hemen ertesi gn, Lebyatkinler'i nehrin karsi kiyisina tasidigimi grenmis. Bunu ona sen mi syledin? - Byle bir sey aklima bile gelmezdi. - Syleyenin sen olmadigini biliyordum, zaten. Fakat, senden baska kim haber verebilir ki? Syleyenin kim oldugunu bulmak ok ilgin olacak. - Kusku yok ki syleyen Liputin'dir. Peter kaslarini atarak: - Ha.... hayir, Liputin degil, diye mirildandi. Kim oldugunu grenecegim. Bana, Shatov syledi gibi geliyor. Ama, nemli de sayilmaz, hani. Bu konuyu birakalim. Aklima geldi, annenin hep en nemli soruyu sormasini bekliyordum... Garip sey, evet, nceleri yz ok asikti; fakat, bugn geldigimde gzleri piril piril yaniyordu. Acaba bunun anlami ne olsa gerek? Stavrogin birden beklenmedik bir samimiyetle: 263- nk, bes gn iinde Lisa'ya evlenme teklif edecegime sz verdim, dedi. Peter sasirmis gibi: - Oh, su halde... kuskusuz diye mirildandi. Onun nisanlanmasi hakkinda bazi sylentiler var, biliyor musun"? Hem dogru da. Fakat haklisin; kiliseden kosar adimlarla dnecektir. Sadece senin bir szne bakar. Byle syledigim iin kizmadin, ya? - Hayir, kizmadim. - Gryorum ki bugn seni kizdirabilmek olduka g. Senden korkmaya basliyorum. Yarin nasil grnecegini o kadar ok merak ediyorum ki. Birok sey hazirlamis oldugunu umarim. Byle konustugum iin bana kizmiyorsun, ya? Stavrogin'in cevap vermemesi, Peter Verkhovensky'yi bsbtn ileden ikardi. -Lisa iin annene cevap verdin mi? diye sordu. Stavrogin, soguk bakislarini Peter'e dikti. - Oh, anliyorum. Kuskusuz anneni rahatlatmak iin sadece. Stavrogin kesin bir dille sordu: - Ya, sylediklerimde ciddiysem? - Byle olaylarda sylendigi gibi, Allah versin. Ise zarari dokunmaz gryorsun ya, bizim isimiz demedim. Biz kelimesinden hoslanmiyorsun ve bana gelince, kuskusuz emirlerine hazirim. Bunu bilirsin. - Byle mi zannediyorsun? Peter glerek aceleyle: -Ben... bir sey zannetmiyorum, dedi. nk, zel islerini daha nceden dsndgne gre, yapmaya karar verdigin seyin de ll olacagini bilirim. Sadece, hizmetinde oldugumu sylerken samimiydim. Daima ve her yerde, her an hazirim. Yani, anliyorsun, degil mi? Stavrogin esnedi. 264 Peter, hemen yerinden kalkti ve hemen gidecekmis gibi yine sapkasini kapti. - Seni sikiyorum, dedi. Fakat, gidecegi yerde devamli olarak konusmaya, odada dolasmaya basladi. Anlattiklarinin heyecanli kisimlarinda sapkasini bacagina vuruyordu. Neseli bir sesle: -Lembkeler'i eglenesin diye anlattim, dedi. - Hayir, tesekkr ederim. Belki daha sonra neselenirim. Sahi, Bayan Lembke nasil? -Ne garip tavirlariniz ve anlayisiniz var!... Onun sagligi, sizin iin bir kedinin sagligi kadar nemli degildir. Bununla beraber, yine de ilgileniyorsunuz. Hosuma da gitmiyor degil. ok iyidir ve size son derece saygisi var. Sizden ok sey bekliyor. Pazar gnk olaydan hi sz etmiyor ve ortaya ikmanizla her seyi halledeceginize inaniyor. Sizi temin ederim ki, her seyin stesinden geleceginize gerekten inaniyor. Bununla

beraber, simdi her zamankinden ok daha esrarli ve romantik bir kisi oldu... son derece avantajli bir durum. Sizinle tanismak iin herkes sabirsizlikla bekliyor. Sehirden ayrildigim zaman iin iin kayniyorlardi; ama simdi fokurduyorlar. Aklima geldi, su mektup iin tekrar tesekkr ederim. Hepsi Kont K.'den korkuyor. Biliyorsunuz, devletin bir casusu oldugunuzu dsnyorlar. Ben de inkr etmiyorum... zarari yok, degil mi? - Hayir. - Bu bir sey degil. Gelecekte bize faydali olacaktir. Burada bildikleri gibi davraniyorlar. Tabii, ben de onlara cesaret veriyorum. Bayan Lembke basta. Gaganov da... Glyor musun? Benim taktigim bu; samaliyorum ve sonra birdenbire bekledikleri gibi zekice bir sz ediyorum. Etrafimi sardiklari zaman da, yine samalamaya basliyorum. Su anda beni gzden ikarmis durumdalar. 'Yetenekli bir kimse' diyorlar. Fakat aydan dsms. Beni dogru yola sokabilmek iin Lembke, memuriyet teklif ediyor. Biliyorsun, ona son de265rece kt davraniyorum. Yani, gururunu incitiyorum; sadece dik dik bakmakla yetiniyor. Bayan Lembke de tesvik ediyor. Dukhovo'da dn senin iin pek hos olmayan seyler syledi. Ona hemen btn geregi anlattim. Yani, btn geregi degil tabii. Btn gnm Dukhovo konaginda geirdim. Konagi ve arazisi ok gzel. Stavrogin, birden ayaga firladi ve ileri dogru egilerek: - Simdi Dukhovo'da degil mi? diye sordu. -Hayir, bu sabah beni getirdi. Beraber dndk. Peter, Stavrogin'in ani heyecanini fark etmemis gibi devam etti: - zr dilerim, galiba bir hata yaptim. Kitabi dsrdm. Yere dsrdg pahali ciltli kitabi almak iin egildi. Aceleyle sayfalari karistirdi. -Balzac'in kadinlari, hem de resimli. Bunu okumadim. Lembke de roman yaziyor. Stavrogin ilgilenmis gibi sordu: - Sahimi? -Rusa. Tabii gizli gizli yaziyor. Bayan Lembke'nin haberi var ve izin veriyor. Ama, kendine gre yntemleri olan bir mankafa. Mankafalar da alisarak kazanirlar. yle kesinlik, agirbaslilik!... Keske bizim de yle bir yanimiz olsa. - Ynetimi vmyorsunuz, ya? - Neden olmasin? Rusya'da tek dogal olan sey de bu... Birden haykirdi. -vmem... vmem... bundan sz etmiyorum. Bu nazik konuda tek kelime sylemiyorum. Haydi, allahaismarladik. Suratin yemyesil oldu. - Biraz atesim var. -Inanirim. Hemen yatsaniz iyi olacak. Aklima geldi de, tasrada hadimlar tarikatindan yelerimiz var... ok ilgin insanlar. Fakat, bundan sonra sz ederim. Size bir haber daha; cuma gecesi bazi su266 baylarla iiyordum. Aralarinda dostumuz var, vous comprenez (anladin mi)? Dinsizligi tartisiyorlardi ve sylememe gerek yok, tabii, Tanri'yi ortadan kaldirmislardi. Neseden kiriliyorlardi. Sahi, Shatov, eger Rusya'da bir devrim yapilacaksa, bu devrimin Tanri'yi inkrla baslamasi gerektigi kanisinda. Dogru olabilir. Ak sali bir yzbasi, hep oturuyor, tek kelime sylemiyordu. Birden yerinden firlayip odanin ortasina atladi. Kendi kendine konusuyormus gibi yksek sesle: Tanri yoksa, ben ne yzbasisiyim', diye haykirdi. Sonra, sapkasini alip ikti gitti. Stavrogin, nc defa esneyerek: - Olduka anlamli bir sz etmis, dedi. - yle mi? Ben anlayamadim. Zaten bu nedenle size sormak istemistim. Eh, baska ne olabilirdi ki? Spigulinler'in fabrikasi da ok ilgin. Bildiginiz gibi bes yz isi alistiriyorlar. Bir kolera yuvasi haline gelmis. On bes yildan beri temizlenmemis ve fabrikada alisanlarin paralari da dogru drst denmemis. Sahipleri milyoner. Isilerden bazilarinin 'Enternasyonal' hakkinda olduka bilgili olduklarina seni temin ederim. Glyorsun, degil mi? Greceksin. Sadece bana biraz zaman tani! Sana

zamani ayarlamani daha nce de sylemistim, bak simdi de sylyorum ve sonra... fakat zr dilerim, sylemeyecegim. Bunun hakkinda konusmayacagim. Kaslarinizi atmayin yle. Eh, allahaismarladik. Birden geri dnerek haykirdi: - Hey gzel Tanrim! En nemli seyi unuttum. Sandiginizin Petersburg'dan gelmis oldugunu sylememi istediler. Stavrogin anlamayarak Peter'e bakti. -Yani? - Yani sizin sandik... teberiniz; ceketleriniz, pantolonlariniz, amasirlariniz, gmlekleriniz gelmis. Dogru mu? - Evet, bunun hakkinda bu sabah bir sey sylemislerdi. - Anliyorum, simdi hemen alinamaz mi? - Alexey'e sor. 267- Pekl, su halde yarin... yarin. Yeni ceketim, Frak ve pantolonum, senin esyalarla beraber. Tavsiyen zerine Charmer'den almistim, hatirladiniz mi? Stavrogin glmseyerek: - Burada kibar davrandigini duydum, dedi. Binicilik dersleri alacagin dogru mu? Peter arpik bir tebessmle ve son derece titrek bir sesle: - Bana bak, dedi. Bana bak, ilk ve son defaya mahsus olmak zere su kisilikleri bir tarafa birakalim. Hi kusku yok ki beni arzu ettigin kadar hor grebilirsin. Beni hor grmek seni memnun etse bile, bir sre kisiliklerimizi bir kenara itelim. Sen de byle dsnmez misin? Stavrogin: - ok iyi, dedi. Bir daha yapmam. Peter glmsedi, sapkasi ile dizine vurdu, agirligini bir ayagindan brne geirdi ve tekrar eskisi gibi durdu. Bir kahkaha atarak: - Buradaki bazi kimseler, dedi. Beni, Lisa konusunda senin rakibin sayiyorlar. Bu bakimdan kiligimi dzeltmem gerekir, degil mi? Fakat, btn bu bilgileri sana kim getiriyor? Hey Tanrim, saat hemen hemen sekiz olmus. Gitmem gerekiyor. Annen gitmeden nce kendisini grmemi istedi; ama, simdi vaktim olmayacak. Sen simdi yat, yarin kendini daha iyi hissedersin. Disarsi karanlik, hava yagisli, fakat beni bekleyen bir araba var; nk, geceleri sokaklar pek emin degil... Oh, sahi aklima geldi, Fedka isimli bir mahkm Sibirya'dan kamis, civarda ve sehirde basibos dolasiyor. Bir zamanlar benim esirimmis; ama, babam onu orduya satmis ve para almis. Olduka ilgin kisiligi olan biri. Stavrogin, kaslarini hayretle kaldirarak sordu: - Onunla ko... konustun mu? - Konustum. Benden kamiyor. Hemen hemen her seye hazir; tabii para karsiliginda; ama, kendisine gre bazi inanlari var. Oh, 268 yine aklima geldi. Eger planlarinda ciddiysen... hatirlarsan, Lisa hakkinda... o takdirde yine hatirlatirim ki, ben de her seye hazirim. ' Ne sylersen syle, emirlerine hazirim. Ne o, ne oldu? Bastonuna neden uzandin? Gzel Tanrim, ben de nelerden sz ediyorum? Meger baston degilmis. Bir an iin bastonuna uzandigini sandim!.. Stavrogin, ne bir sey ariyor ve ne de konusuyordu. Fakat olduka ani bir hareketle yerinden firladi. Yznde garip bir anlam vardi. Peter, basiyla kgit agirliginin altindaki mektubu isaret ederek: -Bay Gagonov hakkinda da bir seyler yapmami istiyorsan, diye mirildandi. Gerekli btn seyleri hazirlamak iin bana gvenebilirsin. Benim yardimim olmadan bir sey yapamazsin. Cevap beklemeden odadan ikti. Fakat, basini bir kere daha kapinin araligindan uzatti. Yksek sesle bagirarak: - Byle sylyorum; nk, Shatov, geen pazar sana hakaret ederek hayatini tehlikeye sokmakta haksizdi, degil mi? Bunu dsnmeni istiyorum. Yine cevap beklemeden gzden kayboldu. ***

Peter Verkhovensky, kapinin arkasindan kayboldugu zaman belki de, yalniz kalan Stavrogin'in fkeyle duvarlari yumruklaya-cagini dsnd ve mmkn olsa onu seyretmekten memnun olacakti. Fakat, ok yaniliyordu; Stavrogin tamamen sakindi. Iki dakika kadar masanin yaninda durdu; derin dsnceye dalmis grnyordu; fakat, ok gemeden dudaklarinda soguk bir tebessm belirdi. Yavasa yine koltuktaki eski yerine oturdu ve sanki btn gcn yitirmis gibi gzlerini yumdu. Mektubun ucu hl kagit agirliginin altindan grnyordu, onu dzeltmek iin hibir hareket yapmadi. Kisa zamanda kendisini tamamen unuttu. Son birka gnden beri, son derece endiseli olan Bayan Stavrogin, Peter Verkhovensky'nin 269verdigi szde durmayarak evden ayrilmasi zerine, zamansiz olmakla beraber, Nicholas'i grmek arzusuna engel olamadi. Nihayet, oglunun kesin bir seyler syleyecegini btn kalbiyle umuyordu. Eskisi gibi kapiyi yine hafife tikirdatti. Yine cevap alamayinca kapiyi ati. Nicholas'in kimildamadan oturdugunu grnce, heyecanindan kalbi kt kt arparak koltuga dogru yrd. Oglunun bu kadar abuk uykuya dalmasina ve zorlukla soluk aliyormus gibi oturarak uyuyabilmesine sasirdi. Nicholas'in yz soluk, tamamen donmus ve hareketsizdi; kaslari hafife atilmisti; yz gerekten balmumundan yapilmis bir maskeyi andiriyordu. Bayan Stavrogin, dakika kadar oglunun basucunda, deta soluk almaktan korkarak durdu. Sonra, birden panige kapildi. Ayaklarinin ucuna basarak odadan ikti ve kapida bir saniye kadar oyalanarak ogluna dogru bir ha isareti yaparak onu kutsadi. Sonra, kimseye grnmeden iinde yepyeni bir zntyle uzaklasti. Stavrogin, yerinden hi kimildamadan, taslasmis gibi hemen hemen bir saat kadar uyudu. Uyudugu sre iinde, yznn tek adalesi dahi kimildamamisti; kaslari yine eskisi gibi atikti. Bayan Stavrogin, odada dakika daha kalmis olsaydi; hi kusku yok ki, bu l hareketsizligin ezici duygusuna dayanamaz, oglunu uyandirirdi. Stavrogin'in gzleri kendiliginden aildi. Yine hi kipirdamadan oturdu ve gzlerini, odanin bir ksesine dikti. Sanki orada bulunan ok merak uyandirici bir seye bakiyormus gibi grnyordu. Oysaki, baktigi yerde degisik ve yeni bir sey yoktu. Nihayet, byk duvar saatinin gongu, hafif bir sesle, yarim saati vurdu. Stavrogin huzursuz bir tavirla basini saate bakmak iin dndrdg zaman, odanin arka kapisi aildi ve khya Alexey Ye-gorovich odaya girdi. Bir elinde, kalin bir palto, esarp ve sapka, diger elinde ise zerinde bir kgit bulunan gms bir tepsi vardi. - Saat dokuz buuk, diye bildirdikten sonra, elindeki giyecekleri ksedeki bir sandalyenin stne koydu ve zerinde, kursun kalemle sadece iki satir yazili ve katlanmamis bir kgit bulunan tepsiyi, Stavrogin'e uzatti. 270 Stavrogin notu okuduktan sonra, ayni kgidin ksesine bir seyler karaladi ve kgidi tekrar tepsinin stne atti. Kanepeden kalkarken: - Ben evden ayrilir ayrilmaz verirsin, dedi. Simdi giyinmeme yardim et. zerinde kadife bir ceket oldugunu fark edince bir an dsnd; sonra khyaya, resmi ziyaretlerde giydigi ceketini getirmesini syledi. Nihayet, giyinmesini bitirerek, sapkasini basina geirdi. Annesinin girmis oldugu kapiyi kilitledikten sonra masanin zerindeki mektubu aldi ve pesinde khya oldugu halde odanin diger kk kapisindan hole ikti. Koridordan, dogrudan dogruya baheye ailan, kk bir sahanliga giden, daracik tas basamaklardan indiler. Sahanligin ksesinde, bu gece iin nceden hazirlanmis, kk bir fener ve byk bir semsiye vardi. Khya, efendisini bu gece ziyaretinden alikoymak iin son bir deneme daha yapti. - Bu devamli yagmur sokaklari ok amurlu yapti, efendim. Fakat Stavrogin cevap vermeden semsiyeyi aldi. Eski bahenin rutubetli ve zifiri karanligina daldi. Rzgr, agalarin yari iplak tepelerini sallayarak ugulduyordu. Daracik, akil dseli patika amurlu ve kaygandi. Baheye basi aik ve sadece ceketiyle ikmis olan Alexey, bir adim nde yryerek patikayi elindeki fenerle aydinlatiyordu. Stavrogin birden: - Bu sekilde grlms olmayacak miyiz? diye sordu. Khya, yumusak ve tane tane

konusarak: - Pencerelerden grlmez efendim, dedi. Ayrica, her seyin geregini yaptim. - Annem uyuyor mu? - Saat tam dokuzda odasina ekildi, efendim. Son birka gnden beri ayni saatte odasina ekiliyor ve bir sey grenebilecegini de sanmam. 271Sonra byk bir cesaretle sordu: - Acaba saat kata dneceksiniz, efendim? - Bir, bir buuk. En ge ikide. - ok gzel, efendim. Her ikisinin de ok iyi bildikleri dolambali patikayi geerek bahenin yksek tas duvarlarinin dibine geldiler. Duvarin uzak ksesinde, tenha bir sokaga ailan kk bir kapi vardi. Bu kk kapi hemen hemen hep kilitli bulunurdu; ama kapinin anahtari simdi khyanin elindeydi. Stavrogin tekrar sordu: - Kapi gicirdamaz mi? Alexey, kapinin bir gn nce ve tekrar bugn de yaglanmis oldugunu syledi. Sirilsiklam olmustu. Kapiyi atiktan sonra anahtari Stavrogin'e uzatti. Efendisini yeniden uyandirmak istedi. -Eger uzaga gidecekseniz efendim, tenha sokaklarda kol gezen serserileri hatirlatirim. zellikle, nehrin br tarafinda. Alexey, Stavrogin'i kucaginda tasimis, ona ocuklugundan beri bakmis emektar bir usakti. Ciddi dsnceli, okumayi seven bir adamdi. - Merak etme, Alexey. - Tanri sizi korusun, efendim. Yaptiklarinizin dogruluguna inaniyorum. Tanri dogrularin yardimcisidir, efendim. Stavrogin, tenha sokaga ikmak zereyken birden durdu. - Ne syledin? Khya, biraz nce sylediklerini tekrarladi. Efendisinin karsisinda, simdiye kadar hi byle konusmamisti. Stavrogin kapiyi kilitledikten sonra anahtari cebine soktu ve amurlu yollarda bata ika yrmeye basladi. Nihayet issiz ve uzun bir caddeye ikti. Sehri avucunun ii gibi biliyordu; Bogoyavlenskaya caddesi olduka uzakti. Filipov'un khne evinin kapali ka272 pisinin nne geldigi zaman saat onu geiyordu. Lebyatkin'lerin nceden oturdugu alt kat bostu ve pencerelerin kepenkleri kapaliydi. Shatov'un oturdugu ati katinda isik vardi. ingirak olmadigindan kapiyi yumruklamaya basladi. st kattan kk bir pencere aildi. Shatov basini uzatarak sokaga bakti. Disarisi ok karanlik oldugundan bir sey grmek mmkn olmuyordu. Shatov bir dakika kadar btn dikkati ile geleni grmeye alisti. Birden sordu: - Sen misin? . Davetsiz konuk cevap verdi: - Benim. Shatov, pencereyi arparak kapatti ve asagi inerek kapiyi ati. Stavrogin tahta esigin stnden atlayarak ieri girdi ve tek kelime sylemeden, Kirilov'un oturdugu blme dogru yrd. Buradaki btn kapilar ardina kadar aikti. Koridor ve n iki oda karanlikti; fakat, Kirilov'un oturdugu son odada isik vardi. Odadan glsmeler ve birtakim garip bagrismalar duyuluyordu. Stavrogin, dogrudan dogruya aydinlik odaya yrd; fakat, odaya girmeden kapida durdu. Odanin ortasindaki byk masanin stnde aydanlik duruyordu. Ev sahibinin akrabasi yasli kadin, basi aik, zerinde sadece bir eteklik, iplak ayaklarinda erkek potinleri ve sirtinda tavsan derisi bir ceket oldugu halde odanin tam ortasinda duruyordu. Kucaginda, zerinde sadece bir zibin olan, kk bacaklari iplak, yanaklari pembe-beyaz, aik sari salari daginik, on sekiz aylik bir ocuk vardi. Grnse gre besiginden henz alinmisti. Aglamis oldugu, kirpiklerinin islakligindan belli oluyordu. Fakat simdi, kk kollarini uzatiyor, ellerini irpiyor ve her kk ocugun yaptigi gibi kendi kendine garip sesler ikartarak glyordu.

Kirilov, bebegin nnde durmus elindeki kk kirmizi bir topu yere vuruyor, tavana kadar ziplayan topu yine yakaliyordu. ocuk, yarim yamalak becerebildigi kadar top, top diye bagirinca, Kirilov topu ocuga veriyor ve onun tekrar attigi topu yakalamak iin kosuyordu. Nihayet top dolabin altina yuvarlandi. ocuk, top, top diye fer273yadi basti. Kirilov yzkoyun yere uzanarak topu almaya alisti. Stavrogin odaya girdi; onu gren ocuk, yasli kadina sarilarak yaygarayi basti. Yasli kadin onu hemen odadan gtrd. Kirilov, top elinde yerden kalkarken bu beklenmedik ziyaretiye hi de sasirmis grnmyordu. - Stavrogin mi? diye sordu. ay ister misiniz? Bu arada yerden kalkmisti. Stavrogin: - Sayet sicaksa, hayir demem, dedi. Iliklerime kadar islandim. Kirilov memnun olmus bir tavirla: - Evet, sicak... hatta kayniyor, dedi. Oturun. amur iinde kalmissiniz, ama nemli degil. Daha sonra silip temizlerim. Stavrogin, bir sandalyeye rahata oturdu ve verilen ayi hemen bir dikiste iti. Kirilov sordu: - Bir fincan daha ister misiniz? - Hayir, tesekkr ederim. O zamana kadar ayakta duran Kirilov, Stavrogin'in tam karsisindaki sandalyeye oturdu. - Sizi buraya hangi rzgr atti? diye sordu. - Is. Su mektubu okuyun. Gaganov'dan. Petersburg'da onun hakkinda sylediklerimi hatirlar misiniz? Kirilov, mektubu alip okudu; sonra masanini zerine koydu ve Stavrogin'e bakarak bekledi. Stavrogin anlatmaya basladi. - Bildiginiz gibi bu Gaganov'la hayatimda ilk kez karsilastim. Bir ay nce Petersburg'da. Baskalarinin yaninda birka kere karsilastik. Benimle samimiyeti olmadigi ve konusmadigi halde, bana karsi son derece kstah davranma firsatini buldu. O zaman bunu size anlatmistim. Fakat bilmediginiz bir zellik var. Petersburg'dan ay274 rilmadan nce bana bir mektup yolladi. Tabii bu mektup bambaska bir dille yazilmisti. Niin yazildigi belli olmayan kaba bir dille yazilmisti. Ben de hemen bir mektupla cevap verdim. Byk bir samimiyetle, drt yil nce babasi ile aramda geen kulpteki olayin, istenmeden, hastaligim nedeniyle yapilmis bir olay oldugunu ve zr dilemeye hazir oldugumu bildirdim. Bunu dikkate alarak beni bagislamasini rica ettim. Mektubuma cevap vermeden ekip gitti. Buraya geldigimde; onu azgin bir boga gibi kprms olarak karsimda buluyorum. Daha evvel toplumun iinde bana sylediklerini tekrarliyor. Beni kt olarak suluyor. Ondan sonra bugn, bu mektubu aldim. yle bir mektup ki, bylesini simdiye kadar kimsenin almis olabilecegini dsnemem. Ii trl hakaretlerle dolu. 'Tokatlanmis suratimiz' falan diye bir sr hakaret var iinde. Dello sahidim olmayi reddetmeyeceginiz umuduyla geldim. Kirilov: - Hi kimse byle bir mektup almamistir diyorsunuz, dedi. fkeliyken her insam byle bir mektup yazabilir. Pushkin, Hekern'e byle bir mektup yazmisti. Pekl, gelecegim. Ne yapacagimi syleyin, yeter. Stavrogin, bu durumun yarin halledilmesini istedigini syledi. Fakat nce, Kirilov 'un tekrar Gaganov'u grmesini, ona, yine zr dilemeye hazir oldugunu; hatta, gerekirse mektupla da ayrica zr dileyebilecegini; fakat, Gaganov'un da bir daha byle mektuplar yazmamaya sz vermesinin sart oldugunu ve daha nce gnderilen mektubun hi yazilmamis olarak kabul edilecegini bildirmesini istiyordu. Kirilov:

- ok alttan aliyorsunuz, dedi. Kabul etmeyecektir. - Buraya gelmemin asil nedeni, ona byle syleyip syleyemeyeceginizi grenmek istememdi. - Syleyecegim. Sizin bileceginiz bir sey; ama, kabul etmeyecektir. 275- Kabul etmeyecegini ben de biliyorum. - Dvsmek isteyecektir. Onunla nasil bir dvse kararlisiniz? - Anliyorsunuz, ya, ben her seyin yarin olup bitmesini arzu ediyorum. Yarin sabah saat tam dokuzda Gaganov'un evine gideceksiniz. Sizi dinleyecek ve sylenenleri kabul etmeyecektir; fakat size, kendi tanigi ile grsebileceginiz bir saat verecektir. Saat on biri verdigini kabul edelim. Onlarla btn konular zerinde anlasin ve saat bir ya da iki sularinda, kararlastirilacak yerde bulusuruz. Byle bir anlasma iin elinizden geleni yapmanizi rica edecegim. Tabii, dvs silahi tabanca olacaktir. zellikle, sunu istiyorum; dvs sahasinda, arasi on adim olan iki izgi ekin; bu izgilerden yine onar adim sayarak iki tarafa da tekrar birer izgi ekin. Yerilen isaret zerine bu izgilerden baslayarak atis izgilerine kadar yryecegiz. Her ikimizin de bu izgiye kadar yrmesi gerekiyor. Tabii, taraflar arzu ettikleri takdirde daha nce de ates edebilirler. Zannederim ki btn syleyeceklerim bu kadar. Kirilov: - Atis izgilerinin arasindaki on adimlik uzaklik ok yakin, dedi. -Madem byle dsnyorsunuz, yirmi adim olsun; ama, daha fazla degil. Onun dvsmek iin arzulu oldugunu dsnyorsunuz, degil mi? Bir tabancanin nasil dolduruldugunu bilir misiniz? -Biliyorum. Iki tabancam var. Onlari hi kullanmadiginiza dair yemin edecegim. Onun tanigi da benim gibi syleyecek. Iki takim tabanca olacak, kura ile ya onun tabancalari ya da bizimkiler seilmis olacak. - Gzel. - Tabancalari grmek ister misiniz? - Kelimenin tam anlamiyla, evet... Kirilov, odanin bir ksesinde duran bavulunun zerine egildi. Bavul bosaltilmamisti ve istedigi zaman kendisine gerekli teberiyi 276 zaman zaman aliyordu. Bavulun dibinden, hurma agacindan yapilmis ve ii kirmizi kadife ile dsenmis bir kutuyu aldi ve olduka pahali, ok gzel bir ift tabanca ikardi. - Her sey var. Barut, kursun, kovan... Ayrica, bir de toplu tabancam var. Bir dakika bekleyin. Tekrar bavulunun stne egildi ve baska bir kutudan, Amerikan yapisi toplu bir tabanca ikardi. - Cephaneniz olduka ok. Hem hepsi de olduka pahali seyler. - Evet, ok pahali. Fakir ve ihtiya iinde olan Kirilov, hibir zaman kt durumunu gstermek istemezdi. Zorlukla sagladigi belli olan bu silahlarini simdi byk bir gururla gsteriyordu. Stavrogin, bir dakikalik sessizlikten sonra tereddtle sordu. - Fikrinizi degistirmediniz, degil mi? Kirilov, Stavrogin'in sorusunun ne anlama geldigini onun ses tonundan anlayarak hemen cevap verdi. - Hayir. Stavrogin, kisa bir terddtten sonra yine sordu: - Ne zaman? Bu arada Kirilov kutulari yine bavuluna koymus ve yerine oturmustu. Sorulan sorudan biraz sikilmis oldugunu; fakat, sorulabilecek btn sorulara cevap vermeye hazir oldugunu hissettirerek: - Bildiginiz gibi, benim elimde olan bir sey degil, dedi. Ne zaman sylerlerse. Kirilov, siyah, donuk ve durgun; fakat, dost bakislarini Stavrogin'den ayirmamisti. Stavrogin kaslarini atip, uzun sren birka dakika dsndkten sonra:

- Kendi kendisini vurmak isteyen bir kimseyi anlarim, dedi. Bazen benim bile byle dsndgm anlar oldu. Fakat her defasinda 277da yeni yeni dsncelerle kendime geldim. Eger biri, bir su islese, ya da daha nemlisi, yz kizartici bir su islese; yani alaklik etse, hem de... yaptigi olduka sama olsa; insanlarin bin yil hatirlayacaklari, nefretle anacaklari, her andiklarinda yere tkrecekleri bir su olsa... birdenbire 'sakaga sikilan bir kursun, her seyi kknden halledecektir.' Insanlar hatirlayacaklarmis, nefretle ana-caklarmis... bunun ne nemi olabilir artik, yle degil mi? Kirilov bir anlik tereddtten sonra: - Buna yeni dsnceler mi diyorsunuz? diye sordu. - Hayir, byle bir sey demiyorum, yalniz, aklima byle bir dsnce gelince, bu dsncenin tamamen yeni oldugunu hissediyorum. Kirilov: - Dsnceyi mi hissediyorsunuz? dedi. ok gzel! Insanin kafasinda birok dsnce vardir ve her akla gelisinde yeni olur. Dogrudur. Sanki ilk kez oluyormus gibi, kafam byle dsncelerle dolup tasiyor. Stavrogin, sylenenleri dinlemeden, kendi dsncesini gelistirmekle mesguld. - Ay'da yasadiginizi ve bir sr sama sular islediginizi dsnelim. Siz buradayken, ay var oldugu srece, oradaki insanlarin, bu yaptiklariniza binlerce yil glecegini, isminizi igrenti ile anacaklarini biliyorsunuz. Fakat, siz buradasiniz ve Ay'a buradan bakiyorsunuz. Orada yaptiklarinizdan ve oradaki insanlarin adinizi nefretle anmalarindan size ne? Dogru, degil mi? Kirilov: - Bilmiyorum, diye cevap verdi. Sonra soguk, fakat kesin bir dille ekledi: - Ay'a hi gitmedim. - Biraz nce buradaki ocuk kimindi? . - Ihtiyar kadinin kaynanasi geldi... yani gelini geldi... hepsi bir. gn oluyor. Hasta. Midesinden sanci ekiyor ve sabahlara kadar 278 kivranip haykiriyor. Kadin uyuduktan sonra, ihtiyar ocugu alip buraya getiriyor. Onu topla eglendiriyorum. Topu Hamburg'dan almistim... havaya atip yine kapiyorum. Insanin belini ve sirtini glendirir. Kiz ocugu. - ocuklari sever misiniz? Kirilov, olduka ilgisiz bir sekilde: - Severim, diye cevap verdi. - Su halde, hayati da seviyor olmalisiniz, degil mi? -Evet hayati severim. Neden? - Fakat, kendi kendinizi vurmak iin karar verdiniz. - Verdimse ne olacak? Bunun ikisini neden birlestiriyoruz? Hayat bir sey, br baska bir sey. Hayat var lm ise yok. - br dnyada hayatin devam edecegine inaniyor musunuz? - br dnyadaki sonsuz hayata degil, bu dnyadaki sonsuz hayata inaniyorum. Bazi anlar vardir. Bazi anlara gelirsiniz ve zaman birden durur. Iste o zaman, lmszlk baslayacaktir. - Byle bir zamana erismeyi mi umuyorsunuz? - Evet. Stavrogin, alay etmeden ve agir bir sesle: - Zamanimizda bunun olabilecegini sanmam, dedi. Evrenin sonu zerinde kehanetlerde bulunan kutsal kitapta, melek, zamanin olmadigina yemin eder. - Biliyorum. ok dogrudur. Aik ve kesindir. Insanoglu mutlulugu buldugunda zaman olmayacak; nk, zamana ihtiya grlmeyecek. ok dogru bir dsnce. - Zamani nasil saklayacaklar? - Hibir yere saklanmayacak. Zaman bir cisim degil, dsncedir. Zihinlerden silinecektir. Stavrogin tiksintili bir acimayla: - Zaman basladigindan bu yana, filozoflarin basmakalip sz haline gelmistir, diye mirildandi. 279Stavrogin'in syledigi bu sz, sanki btn dsncelerini kap-siyormus gibi, Kirilov

gzleri parlayarak haykirdi. - Tamam! Zamanin baslangicindan beri de degismemistir. Hep ayni sey! - Mutlu olduguna inaniyorum, Kirilov. Mutlusun, degil mi? Kirilov sanki en olumlu cevabi veriyormus gibi: -Evet, ok mutluyum, dedi, - Fakat son zamanlarda istirap ektiniz, degil mi? Liputin'e kizmamis miydiniz? - Iste, simdi kimseye kizmiyorum. O zamanlar mutlu oldugumu bilmiyordum. Agatan dsms yaprak grdnz m hi? - Grdm. - Son gnlerde ben de bir yaprak grdm; ortasinda pek az yesili kalmis ve sararmis bir yaprak. Kenarlari da rmst. Rzgra kapilmis uuyordu. Henz on yasinda bir ocukken, kisin gzlerimi yumar, henz damarlari yeni yeni belli olan yesil yapraklari ve gnesi hayal ederdim. Gzlerimi aar ve grdklerime inanmazdim; nk, gzlerimi kapadigim zaman grdklerim o kadar gzeldi ki gzlerimi hemen tekrar yumardim. - Bu ne demektir? Ima etmek istediginiz nedir? - Ha... hayir... Neden? Ima etmiyorum, sadece bir yapraktan, yesil bir yapraktan sz ediyorum. Yaprak gzeldir. Her sey gzeldir. - Her sey mi? - Her sey. Insanoglu mutlu degil; nk, mutlu oldugunu bilmiyor. Hepsi bu... hepsi bu!.. Bunu grenen bir kimse hemen mutlu olacaktir. Hemen o dakikada. Kaynana lecek, gelin yasayacaktir... hepsi gzel. Bunu birden anladim. -Fakat aliktan lenler ya da gen kizlari igfal edenler... bunlar da iyi mi hep? - Evet, iyidir. ocuk iin beynini dagitan bir insan bile iyidir. Kafasini dagitmayan kisi, bile iyidir. Her sey iyidir... her sey. Her seyin iyi oldugunu bilen de iyidir. Kendileri iin iyi oldugunu bi280 lirlerse, onlar iyi olacaktir demektir ve kendileri iin iyi oldugunu bilmedikleri srece de, onlar iin iyi olmayacaktir. Btn dsncelerim budur... bundan baska dsncem de yoktur. - Bu kadar mutlu oldugunuzu ne zaman anladiniz? - Geen hafta, sali gn... hayir, hayir arsamba gn, nk, zaten arsambaydi... gece. - Degisikligin nedeni neydi? - Hatirlamiyorum. yle oldu iste. Odada dolasiyordum... bir sey fark etmez. Saati durdurdum. Tam, e yirmi dakika vardi. - Zamanin durmasi gerektigine bir sembol olarak herhalde? Kirilov cevap vermedi. Sonra birden: -Onlar iyi degildirler, dedi. nk, iyi olduklarini bilmiyorlar. Bunu anladiklari zaman, kk bir kizi igfal etmeyeceklerdir. Iyi olduklarini anlamalari gerekir. Bundan sonra da hepsi, hepsi iyi olacaktir. - Su halde, bunu anladiginiza gre, siz iyisiniz? - Iyi bir insanim. Stavrogin kaslarini atarak: - Aslina bakarsaniz, sizinle ayni fikirdeyim, diye mirildandi. - Insanlara her seyin iyi oldugunu greten kimse, dnyanin sonunu getirecektir. -greten armiha gerildi. - Hayata tekrar dnecek ve ismi Tanri-insan olacaktir. - Tanri-Insan mi? - Tanri-insan... digerinden ok farkli. - Ikon'un nndeki kandili yakan siz olmayasiniz? - Evet, ben yaktim. - Su halde Tanriya inaniyorsunuz? Kirilov bir solukta mirildandi: 281- Ihtiyar kadin kandilin yanmasindan hoslaniyor... bugn isi vardi... - Bununla beraber, dua etmiyorsunuz, degil mi? - Her seye dua ederim. Bakin; duvarda bir rmcek yryor... ona bakiyor ve yryebildigi iin skrediyorum.

Kirilov'un gzleri yine isildadi. Devamli olarak Stavrogin'e bakiyordu. Bakislari sert ve sabitti. Stavrogin, kaslarini hafife atmis, biraz kmseyerek bakiyordu; ama, bakislarinda alay eden bir anlam yoktu. Stavrogin sapkasini alarak ayaga kalkarken: - Bir daha geldigimde, sizi Tanriya da inanmis olarak bulacagimi umarim, dedi. Kirilov da yerinden kalkarak: -Neden? diye sordu. - Tanriya inancinizin oldugunu anlarsaniz, ona inanirsiniz. Halbuki, Tanriya inanciniz oldugunu anlamazsaniz, ona inanmazsiniz. Stavrogin, szn bitirdikten sonra kahkahayla gld. Kirilov, bu szleri bir an dsndkten sonra: - Byle degil, dedi. Dsncemi tamamen tersyz ettiniz. Meyhane sakasi bu. Hayatimdaki degerinizi hatirlayin. Stavrogin. - Allahaismarladik, Kirilov. - Gene gelin. - Yarini unutmadiniz, degil mi? -Oh, unutmustum. Fakat meraklanmayin, uyuyakalmam. Saat tam dokuzda. Arzu ettigim zaman nasil erken kalkabilecegimi biliyorum. Yataga yatar kendi kendime 'Saat yedide' derim. Ve saat tam yedide uyanirim. 'Saat onda' derim ve saat tam onda uyanirim. Stavrogin, Kirilov'un renksiz yzne bakarak: - Olduka garip gleriniz var, dedi. - Beraber gelip size kapiyi aacagim. 282 - Zahmet etmeyin, Shatov aar. - Oh, Shatov. Pekl, gle gle. *** Shatov'un oturdugu evin kapisi aikti. Fakat, koridora giren Stavrogin, zifiri karanlikta kaldi ve el yordami ile atiya ikan merdivenleri aradi. Birden st kattaki bir kapi aildi ve isik koridora kadar aksetti. Shatov, disari ikmamis, sadece kapisini amisti. Stavrogin odanin kapisinda durdugu zaman, Shatov'un, masanin yaninda kendisini bekledigini grd. Stavrogin kapidan sordu: - Beni bir is iin kabul edecek misiniz"? Shatov: - Buyurun, dedi. Oturun. Kapiyi kilitleyin. Hayir, durun ben kilitleyecegim. Kapiyi kilitledikten sonra geldi ve Stavrogin'in karsisina oturdu. Hafta sresince olduka zayiflamisti. Sanki atesli bir hastalikla yatmis gibi grnyordu. Gzlerini yere dogru evirerek yumusak bir sesle: - Beni hasta ettiniz, dedi. Neden gelmediniz? - Gelecegimden emin miydiniz? - Evet. Bir dakika durun... sayikliyordum, belki de hl sayikliyorum... bir dakika durun. Yerinden kalkip duvarin yaninda duran gzl raftan bir sey aldi. Bir tabancaydi bu. - Bir gece sabaha kadar beni ldrmeye geleceginizi sayikladim ve ertesi sabah erkenden son kurusuma kadar vererek bu tabancayi satin aldim. Serseri Lyamshin'den. Sonra birden kendime geldim. Tabancanin kursunu yok. O zamandan beri de rafta yatip duruyordu. Bir dakika... 283Yerinden kalkti. Tavandaki havalandirma penceresini amak zereyken Stavrogin ona engel oldu. - Atmayin. Neden atacaksiniz? Paraca degeri var. Hem sonra, Shatov'un penceresinin altinda tabanca var, diye sz ederler. Tekrar yerine koyun. Ve syle oturun. Sizi ldrmeye gelecegimi dsndgnz iin neden zr dilediginizi syler misiniz? Sizinle barismak iin gelmis degilim. nemli bir konunun tartismasini yapmak iin geldim. Her seyden nce bana sunu syleyin: Karinizla ilgim oldugundan tr beni tokatlamadiginizi dsnmekle hata mi ediyorum? Shatov bakislarini yine yere evirerek: - Siz de bu sebeple olmadigini biliyorsunuz, degil mi?

- Ne de kiz kardesiniz hakkinda sylenen dedikodulara inandiginizdan tr. Shatov, sabirsiz bir tavirla ayaklarini yere vurarak: -Hayir, hayir, kuskusuz ki degil! dedi. Kiz kardesim daha isin basinda byle bir sey olmadigini sylemisti. Stavrogin, sakin bir tavirla devam etti: - Demek ki ben de hakliyim ve siz de hakliydiniz. Haklisiniz. Mary Lebyatkin, kanunen katimdir; drt buuk yil nce Petersburg' da evlenmistim. Bana, Mary Lebyatkin nedeniyle vurdunuz, degil mi? Shatov, garip bir tavirla Stavrogin'e bakarak mirildandi. - Evet, tahmin etmistim, ama inanmamistim. - Ve bana vurdunuz? Shatov olduka sasirmisti. Kipkirmizi olarak ne syledigini kendisi de anlamiyormus gibi: - Dstgnz iin vurdum, dedi. Yalaniniz iin vurdum. Size dogru yrdgm zaman sizi cezalandirmak gibi bir arzum yoktu, size vuracagimi bilmiyordum. Hayatimda size ok deger verdigim iin vurdum. Ben... 284 - Anliyorum, anliyorum. Syleyecekleriniz sizde kalsin. Atesiniz olmasina zldm. Benim isim ok daha nemli. Shatov titreyerek yerinden kalkti. - Sizi uzun zamandan beri bekliyordum, dedi. Isimizin ne oldugunu syleyin... ben de syleyecegim.. daha sonra. Yerine oturdu. Stavrogin, merakla Shatov'u incelemeye basladi. - Konusmak zere geldigim is, diger islerden ok daha baskadir, dedi. Bazi kosullar altinda, bu saatte gelmek zorunda kaldim. Size sunu haber vermeliyim ki, belki ldrlebilirsiniz. Shatov, gzlerinde vahsi piriltilar yanarak Stavrogin'e bakti. Sonra, yumusak bir sesle: -Hayatimin tehlikede olabilecegini biliyorum, dedi. Fakat siz... bunu nasil grenebildiniz? - nk, ben de sizin gibi onlardan biriyim. Sizin oldugunuz gibi ben de onlarin birligine kayitliyim. - Siz... siz de... birligin yesi misiniz? Stavrogin hafif bir tebessmle: - Bakislarinizdan, benden her seyi beklediginizi; fakat, bunu beklemediginizi anliyorum, dedi. Fakat, ltfen cevap verin, hayatiniza kastedilecegini nceden biliyor muydunuz? Shatov, birden byk bir fkeye kapilarak haykirdi. - Byle bir seyi aklima bile getirmezdim!... Hatta, bana sylediginiz halde bile inanamiyorum... oysa... oysa, o salaklarin neler yapabilecegini kimse tahmin edemez! Onlardan korkmuyorum! Onlardan ayrildim artik. Bunun mmkn olamayacagini sylemek iin adam tam drt defa geldi... fakat... Stavrogin'e bakarak devam etti: -... fakat, bunun hakkindaki tm bilginiz nedir? Stavrogin, sadece grevini yapan bir adam soguklugu ile: - Hemen telaslanmayin, sizi aldatmiyorum, dedi. Ne bildigimi sordunuz. Iki yil nce Avrupa'da birlige katildiginizi biliyorum. O 285zamanlar eski rgt vardi. Birlige katilmaniz Amerika'ya gidisinizden hemen nce olmustu. Amerika'dayken bana uzun uzun yazmistiniz. Aklima gelmisken sylemek isterim, mektuplariniza mektupla cevap vermedigim iin zr dilerim. Sadece... Shatov: -... para gndermekle yelindiniz diye sz yarida kesti. Masanin ekmesinden gkkusagi rengi kgit bir para ikartarak szne devam etti: - Iste, alin. Bana gnderdiginiz yz ruble. Siz olmasaydiniz orada lp kalacaktim. Anneniz olmasaydi, bu parayi demem iin, daha ok uzun zaman beklerdiniz. Hastaliktan sonra ok fakir dsnce, bu parayi anneniz vermisti. Tam dokuz ay oluyor.

Fakat devam edin, ltfen. Shatov'un solugu tkenmisti. - Amerika'da kaldiginiz srede, grsleriniz degisti ve Isvire'ye dndgnzde istifa etmek istediniz. Size bir cevap vermeden, Rusya'ya gitmenizi, birinden bir baski makinesini devir almanizi ve onlar tarafindan gnderilecek birine teslim etmenizi sylediler. Btn ayrintilarini bilmemekle beraber buraya kadar sylediklerim dogru, degil mi? Bu isteklerinin son oldugu ve greviniz bittikten sonra sizi serbest birakacaklarini umarak, bu grevi kabullendiniz. Dogru ya da yanlis, btn bunlari onlardan degil, rastlantiyla baska yerden grendim. Yalniz, simdi bile anlayamadiginiz bir husus var ki, o da, o baylarin sizden ayrilmak niyetinde olmadiklaridir. Shatov, sesi yettigi kadar haykirdi. -Bu ok sama!.. Onlarla olan baglarimi koparacagimi gerek olarak bildirdim!... Bunu yapmaya hakkim var. Vicdanimin ve dsncelerimin hakki... Bu kararimdan dnmeyecegim!.. Dnyada beni caydiracak hibir kuvvet... Stavrogin, onun konusmasini yarida keserek ciddi bir tavirla: - Byle bagirmasaniz iyi olur, dedi. Su Verkhovensky yle kararli bir adamdir ki, belki su anda kapinizi ya kendisi dinliyor ya 286 da baska birine dinletiyordur. Hatta, su sarhos Lebyatkin bile size gz kulak olmak talimatini almis olabilirdi. Belki de siz onu gz-lyordunuz... hakli miyim? Dile getirdiginiz nedenleri Verkhovensky kabul etti mi etmedi mi, siz onu syleyin? - Kabul etti. Tamamen dogru oldugunu ve belki de hakli oldugumu... - Eh, bu takdirde sizi aldatiyor. Hatta, onlardan olmayan Kirilov bile sizi gzleyip onlara bilgi veriyor. Birligin hizmetinde olduklarim bilmeden alisan bir sr ajanlari var. Hareketleriniz daima kontrol altinda. Peter Verkhovensky, buraya sirf bu isi halletmek iin geldi ve yetkileri de ok genis... ok sey biliyorsunuz. Yasamaniz onlar iin ok tehlike olusturdugundan uygun bir zamanini bulup sizi temizleyecekler. Bunun gerek oldugunu tekrar sylemeliyim. Ve sunu da eklemeleyim ki, hangi nedenle oldugunu bilmem; ama, sizin polisten oldugunuza ve simdiye kadar onlari ihbar etmediyseniz bile ilk firsatta ihbar edeceginize inaniyorlar. Dogru mu bu? Isini bilen bir ses tonu ile sorulan bu soruya, Shatov, yzn eksiterek fkeyle kaamak cevap verdi: - Casus bile olsam kimi ihbar edecegim? Stavrogin'in durumunu kendi durumundan bile nemli kabul ettigi her halinden belli olan Shatov, ilk dsncesine sarilarak: - Hayir, beni bir tarafa birakin, diye haykirdi. Benim canim cehenneme!.. Siz, siz, Stavrogin, bylesine igren, degersiz, aptalca bir ise nasil karisabiliyorsunuz? Onlarin birliginin bir yesisiniz!... Sonra birden aresizlik iinde haykirdi: - Nicholas Stavrogin'in byk kahramanligi bu mu olacakti? Bundan daha acikli bir sey olamazmis gibi ellerini bile ogusturmaya baslamisti. Stavrogin, gerekten sasirarak: - zr dilerim, dedi. Fakat, beni bir gnes ve kendinizi de bir 287sinekmis gibi gsteriyorsunuz. Bunun byle oldugunu Amerika'dan gnderdiginiz mektuplardan bile anliyordum. Shatov birden konusmaya basladi. - Siz... siz... biliyorsunuz... Oh, benim tartismami yapmayalim; Hakkinizda aiklayacaginiz bir sey varsa, durmayin aiklayin!.. Sonra derin bir soluk alarak tekrarladi. - Soruma cevap verin!.. -Memnuniyetle. Bylece bir lagim ukuruna nasil dstgm m soruyorsunuz? Size sylediklerimden sonra, bu konuda sizinle biraz daha samimi olmaliyim. Gryorsunuz ya kesin konusuyorum; gerekten bu birlige bagli degilim ve hibir zaman da bagli olmadim ve aralarina katilmadigim iin onlardan ayrilmaya sizden ok hakkim var. Bunun tam tersine, isin daha basinda, onlara ilerinden biri olmadigimi,

onlara yardim ettiysem, bunun tamamen rastlanti oldugunu ve kendileri ile hibir iliskim olamayacagini syledim. Birligin yeni plana gre yeniden rgtlenmesinde belirli bazi isler yaptim, hepsi o kadar. Fakat, simdi dsncelerini degistirmisler ve beni birakmalarinin tehlikeli ve sakincali olacagini dsnmsler. Bu bakimdan benim de kra listede olmamsz konusu - Ah, hep lm karan verirler, zaten. Bu kararlari da resmi mhrl, buuk kisinin imzaladigi resmi kgitlarla olur. Bu isi sonuna kadar gtrebileceklerine gerekten de inaniyor musunuz? Stavrogin, her zamanki umursamaz ve biraz da gevsek tavriyla devam etti: -Bu noktaya gelince, bir bakima hakli, bir bakima haksizsiniz. Kuskusuz ki, byle durumlarda, her zaman oldugu gibi daha ok hayal vardir; bir avu insan, kapasitesini ve nemini bytyor. Hatta, bunu su kadara da vardirabilirim ki, btn birlik sadece Peter Verkhovensky'yi kapsiyor ve sadece onun alakgnlllg, kendi birliginin basit bir ajani oldugunu kabullenmesine neden oluyor. Bununla beraber, bu birligin temel dsncesi, kendisine benzeyen 288 birliklerin temel dsncelerinden daha sama degil. 'Enternasyonal' ile iliskileri var. Ajanlarini Rusya'ya sokmayi basardilar. Hatta, olduka degisik bir yntem bulmuslar... fakat, kuskusuz ki teorik olarak. Buradaki amalarina gelince, Rus rgtnn gelismesinin ok belirsiz oldugunu ve bu lkede hemen hemen daima beklenmedik seyler yapabileceklerini unutmamalisiniz. Hatirlarsiniz ki Verkhovensky inati bir insandir. Shatov fkeyle: - Rusya'yi hi anlamayan bir bit, bir kara cahil, koca bir ahmaktir! diye haykirdi. - Onu yeteri kadar tanimiyorsunuz. Rusya hakkinda bilgilerinin zayif oldugu dogrudur; fakat, yine de sizin ve benim bilgim kadar bilgisi vardir. Ve ayrica, Verkhovensky, Rusya hayranidir. -Verkhovensky Rusya hayrani, ha? - Evet, kusku yok. Soytariligi terk edip yari ilgin oldugu bir ani vardir. Sizin szlerinizden birini yine size hatirlatacagim; 'Bir insanin ne kadar glenecegini kavrayabiliyor musunuz?' Ltfen glmeyin. Bir tetigi ekecek kadar yetenegi vardir. Benim de bir casus oldugumdan spheleniyorlar. islerinde ok az tecrbeleri oldugu iin, karsilarina ikan herkesin casus oldugundan kuskulaniyorlar. - Fakat korkmuyorsunuz, degil mi? - Ha... hayir. ok korkmuyorum. Fakat sizin durumunuz ok daha degisik. Uyarmamin nedeni dikkatli olmaniz iindir. Benim dsnceme gre, budalalar tarafindan tehdit edildiginizi dsnmemelisiniz. Sz konusu olan onlarin zeki olup olmadiklari degil. Sizden ve benden ok daha gl kisilere el kaldirdilar. Oh, saat on bir buuga gelmis. Saatine baktiktan sonra sandalyesinden kalkti. - Size bir soru daha sormak istiyorum, fakat bunun konustugumuz sorunlarla ilgisi yok. Shatov ayaga firlayarak: 289- Tanri askina!... diye haykirdi. Stavrogin, sorgu dolu bakislarla bakti. -Ne demek istiyorsun? Shatov anlasilmaz bir heyecanla: - Sorunuzu sorun, Tanri adina!... diye haykirdi. Fakat, size de benim bir soru sormam sartiyla. Ltfen izin verin... yapamam... sorun sorunuzu!... Stavrogin, biraz bekledikten sonra basladi. - Anladigima gre, Mary'nin zerinde belirli bir etkiniz var. Sizinle konusmaktan ve sizi dinlemekten hoslaniyor. yle degil mi? Shatov, biraz sasirarak Stavrogin'e bakti. - Evet... dinledi... - Onunla evli oldugumu resmen bildirmek istiyorum. Shatov dehset iinde fisildadi. -Fakat, bu mmkn m? - Ne demek istiyorsunuz? Bunun g bir tarafi yok. Evliligin taniklari bu sehirde. Evlilik tamamen resmi bir sekilde yapildi. Topluma duyurulmamasinin nedeni, evliligin

taniklari, Kirilov, Peter Verkhovensky ve nihayet, akrabam saymakta gurur duydugum Lebyatkin'in susmaya sz vermis olmalaridir. - Bunu demek istemedim. O kadar sogukkanli konusuyorsunuz ki... fakat devam edin! Bu evlilige zorlanmadiniz, degil mi? Stavrogin, Shatov'un meydan okuyan bakislarina glmseyerek, cevap verdikten sonra: - Hayir, beni kimse zorlamadi, dedi. Shatov heyecandan titreyerek: - Peki, her zaman szettigi su ocuk meselesi nedir? diye sordu. - ocugundan mi sz ediyor? Ulu Tanrim, byle bir seyden haberim yok. Ilk kez duyuyorum. Hibir zaman ocugu olmamisti. Olamazdi da, halen bakiredir... nk! 290 - Anliyorum! Tahmin etmistim. Dinleyin! - Neyiniz var, Shatov? Shatov yzn elleriyle kapayarak arkasina dnd; sonra birden Stavrogin'i omuzlarindan yakaladi. - Biliyor musunuz, diye bagirdi. Hi degilse, btn bunlari neden yaptiginiz ve simdi byle bir cezayi kendinize neden verdiginizi biliyor musunuz? - Sorunuz zehirli ve zekice; fakat, sizi sasirtacagim; evet, o zaman onunla neden evlendigimi ve simdi, sizin deyisinizle, kendime neden byle ceza verdigimi biliyorum. - Bunu birakalim simdi... tartismasini daha sonra yapariz. Ana konu zerinde konusalim, ana konu. Sizin iin tam iki yil bekledim. - Beklediniz mi? -Sizin iin ok uzun zaman bekledim. Durmadan dinlenmeden sizi dsndm. Sizden baska hi kimse... bunu size Amerika'dan da yazmistim. - Uzun mektubunuzu ok iyi hatirliyorum. - Okunamayacak kadar uzun muydu? Sizinle ayni fikirdeyim. Alti, kocaman sayfa. Konusmayin... konusmayin! Bana on dakikanizi daha ayirabilir misiniz; ama simdi, derhal? Sizi ok uzun zamandir bekliyordum! - Memnuniyetle, size ancak yarim saat ayirabilirim uygun mu? Shatov fkeyle: -Fakat, dedi. Bu tavrinizi da birakacaksiniz. Anliyor musunuz? Size yalvarmam gerekirken, sizden bunu istiyorum... yalvarmasi gereken birinin, istemesi ne demektir bilir misiniz? Stavrogin zayif bir tebessmle: - Bylece, yksek kimseler iin olagan seylerin stnden bakacaksiniz, dedi. Atesiniz oldugunu zlerek gryorum. 291Shatov: - Bana saygili davranmanizi istiyorum... talep ediyorum! diye haykirdi. Kisiligime saygi degil... kisiligimin cani cehenneme!... Baska bir sey iin, sadece bu seferlik, sadece birka sz iin. Dnyada son defa olmak zere... sonsuzda bulusan iki yaratigiz. Ifadenizi degistirin Ve insan gibi konusun! mrnzde bir kere olsun insan sesiyle konusun! Bunu kendim iin degil sizin iin istiyorum. Sinirsiz gcnz grenmenize yardimci oldugumdan tr, yznze attigim yumruk iin beni bagislamak zorunda oldugunuzu kavrayabiliyor musunuz? Yine, o byklk taslayan, tiksinti dolu tebessmn dudaklarinizda dolastigini gryorum. Oh, beni ne zaman anlayabileceksiniz? Birakin artik bu kibirli tavirlarinizi!... Ltfen, bunu sizden talep ettigimi anlayin... talep ediyorum... aksi halde konusmam. Dnyada hibir sey iin konusmam! Shatov, fkeden sayiklamaya baslamisti. Kaslari atilmis olan Stavrogin, eskisinden daha dikkatli gibi grnyordu. Stavrogin ciddi ve inandirici bir sesle: - Yarim saat kalacagima sz verdigime gre, dedi. Zaman benim iin ok degerlidir. Sizi dinlemeye niyetli oldugumu da bilmenizi isterim. Hi degilse ilgi ile dinleyecegim ve... ve sizden benim iin yeni olan birok sey grenecegime de eminim. Stavrogin yine sandalyesine oturdu. Shatov: - Oturun! diye bagirdi ve nasil olduysa birden sandalyesine kt.

Stavrogin bir kere daha: - Fakat size hatirlatayim, dedi. Sizden Mary ile ilgili bir ricada bulunacaktim. yle bir rica ki, Mary iin ok nemlidir. Konusmasinin en can alici yerinde sz birden kesilen ve kendisine sorulani anlayamayan bir kimsenin saskinligi gibi, sasiran Shatov'un kaslari atildi. - Nedir? 292 Stavrogin samimi bir glmsemeyle: - Bitirmeme firsat vermediniz ki, dedi. Shatov birden durumu kavrayarak elini salladi ve hemen kendi konusuna gemek isteyerek: - Oh, sama, sama! diye bagirdi. Daha sonra, daha sonra!... *** Hemen hemen tehdit eder bir tavirla, gzlerinden ates pskrerek iskemlesinde ileri dogru egilen Shatov, sag elinin isaret parmagini sallayarak (belki bu hareketinin farkinda bile degildi) konusmaya basladi. - Biliyor musunuz, simdi yeryznde "Tanri zelligini tasiyan", yeni Tanri adina dnyayi kurtaracak olan, hayatin anahtarlarim elinde tutan insanlarin kim oldugunu... bu insanlarin hangi ulustan oldugunu ve isimlerini biliyor musunuz?, -Tavriniza bakilacak olursa, bunun Rus halki oldugunu derhal syleyebilirim. Shatov hemen hemen yerinde sirayarak: - Ve glmeye basladiniz bile! diye haykirdi. Ah, ne soy!... - Kendinize gelin, rica ederim. Aksine, byle bir sey syleyeceginizi tahmin ettigim iin glmsedim. - Byle bir sey mi bekliyordunuz? Peki, bu szler, sizin bildiginiz seyler degil mi? - Hem de ok iyi biliyorum. Sz nereye getirmek istediginizi de biliyorum. Btn cmleniz, hatta Tanri zelligini tasiyan insanlar deyisiniz sadece, Amerika'ya hareketinizden iki yil evvel Avrupa'da konustuklarimizin devamidir. Hi degilse, simdi hatirladigim kadari bu. - Bu sizin deyisinizdir, benim degil. Sizin kendi deyisinizdir; hem de konusmanizin devami degildir. Biz byle bir sey hi ko293nusmadik. Byk szler eden bir gretmenle yeniden dirilen bir grencisi vardi. O grenci ben, gretmen ise sizdiniz. - Fakat hatirlarsaniz, benim szlerimden sonra, siz birlige katildiniz. Zaten ondan sonra da hemen Amerika'ya gittiniz. - Dogru. Bunun hakkinda size Amerika'dan da yazmistim. Size, hemen hemen her seyi yazmistim. ocuklugumdan beri benimsedigim, btn mitlerimi bagladigim ve ugrunda gzyasi dktgm bir inantan, kendimi bu kadar abuk koparip kurtaramadigim dogrudur. Tanri degistirmek ok gtr. O zaman size inanmak istememistim; nk, inanmak istemiyordum ve son defa olmak zere btn umutlarimi su lgim ukuruna bagladim. Fakat ekilen tohum kalbimde kaldi ve byd. Bana ciddi, ama ok ciddi olarak syleyin, Amerika'dan yazdigim mektubu sonuna kadar okumus muydunuz? Belki de hi okumamissinizdir, ha? - O mektubun sayfasini okudum. Ilk ve son sayfalarini okudum. Orta sayfasina da syle bir gz attim. Bununla beraber, daima okumaya niyetliydim. Shatov elini sallayarak Stavrogin'i susturdu. -Oh, hepsi bir... Unuttunuz bunu! Insanlar zerine sylediginiz o szleri inkr ediyorsaniz, o zaman byle bir seyi nasil syleye-bildiniz? Iste buna dayanamiyorum. Stavrogin esrarengiz bir tavirla: - O zamanlar da sizinle saka etmiyordum, dedi. Sizi inandirmaya alisirken, belki de sizden ok kendimi dsnyordum. - Saka etmiyordunuz!... Amerika'da ay samanlarin stnde aresiz bir adamla beraber yattim ve ondan, benim iime Tanri ve vatan sevgisinin tohumlarini ektiginiz zamanlarda, belki de ayni gnlerde, bu zavalli, manyak Kirilov'un da kalbine ayni tohumlari ektiginizi grendim. Zavallinin iini yalanlarla, iftiralarla dol-durdunuz ve

onu yari deli bir hale soktunuz. Simdi ona gidip bir bakin... sizin yaratiginizdir. Fakat onu grdnz, degil mi? - Her seyden nce sunu bilmelisiniz ki, biraz nce ok mutlu ve iyi oldugunu bizzat kendisi syledi. Bunlarin hepsinin ayni za294 mana rastladigini dsnmekle hata etmiyorsunuz; fakat, bundan ne ikar? Her ikinizi de kandirmadigimi bir daha sylyorum. - Dinsiz misiniz? Simdi bir dinsiz misiniz? - Evet. - Ya o zaman? - O zaman da. Shatov mirildandi. - Konusmaya basladigim zaman saygi duymanizi istedigim kisi ben degildim. Sizin gibi zeki bir insanin bunu anlamasi gerekirdi. - Ilk szlerinizi duyar duymaz kalkmadim, konusmayi rtbas etmedim. Sizden uzaklasmadim, hl buradayim ve sorulariniza cevap veriyorum. Bagirmaniza bile ses ikarmadigima gre, size karsi olan saygimi kaybetmemisim demektir. Shatov elinin bir hareketi ile Stavrogin'e susmasini isaret ederek: - 'Bir dinsiz Rus olamaz. Bir dinsiz Rus olmaktan ikar' deyisinizi hatirlar misiniz? Byle sylediginizi hatirliyor musunuz? diye sordu. Stavrogin sanki ona karsit bir soru sorarmis gibi: --Eee...?dedi. - Siz mi soruyorsunuz? Hatirlamadiniz mi? yle de olsa, Rus ruhunun baslica zelliklerinden birini kesfetmis oluyorsunuzun. Bunu unutmaniz mmkn degil! O zamanlar sylediginiz baska bir seyi daha hatirlatayim: 'Yunan Ortodoks inanci olmayan bir kimse Rus olamaz?' - Bunun Slavci bir dsnce oldugunu zannederim. - Hayir, simdiki Slavcilar byle bir dsnceyi kabullenmiyorlar. Ama, siz daha da ileri gitmistiniz. Roma Katolikliginin Hiristiyanlik olmadigi inancindaydiniz, Roma'nin, seytanin nc bir oyununa kanan Isa'nin, bir kralligi olmadan yeryznde kalamayacagini bildirdigini; Katoliklerin ise yeni bir Isa yarattigini ve btn Bati Dnyasi'ni yiktigim, syleyen siz degil misiniz? 295Fransanin Katolik kilisesi yznden aci ektigini, Roma Tanrisi'ni kabullenmediklerini; fakat, baska bir Tanri da bulamadiklarini syleyen, siz degil misiniz? O zamanlar iste byle konusabiliyordunuz!... Konusmalarimizi ok iyi hatirliyorum. Stavrogin, ciddi bir sesle: - O zamanlar buna inansaydim; kusku yok ki ayni seyleri yine takrarlayacaktim, dedi. Fakat sizi temin ederim ki, bu eski dsncelerimi tekrarlamaniz bende son derece kt bir etki yaratiyor. Artik kesmez misiniz? Shatov, Stavrogin'in istegine aldirmadan haykirdi. - O zamanlar inansaydiniz, ha?!.. Fakat geregin Isa'nin disinda oldugunu size matematiksel olarak tanimlasalar bile, geregin yaninda olmaktansa Isa'nin yaninda olmayi tercih edeceginizi syleyen siz degil miydiniz? Sylediniz mi bunu? Sylediniz mi? Stavrogin sesini ykselterek: -Fakat ben de size bir soru sorayim, dedi? Bu sabirsiz... insana huzursuzluk veren imtihanin amaci nedir? - Bu imtihan, bir daha tekrarlanmayacak ve size bir daha ha-tirlatilmayacaktir. - Sonsuzda ve zamanin disinda oldugumuzu hl israrla sylyorsunuz. Shatov birden bagirdi. - Susun! Aptal ve beceriksiz olabilirim; ama, birakin gln duruma dseyim! O zamanki esas dsncenizi bir kere daha tekrarlamama izin verir misiniz? Sadece on iki satir kadar... hem de zetleyecegim. - Sayet zetleyecekseniz tekrarlayabilirsiniz. Stavrogin saatine bakmak istegini glkle yendi. Shatov sandalyesinden ileri dogru uzandi ve hatta, kisa bir sre iin parmagini yine salladi. Stavrogin'e kt kt bakmaya devam ederek, sanki bir yerden okuyormus

gibi tane tane konusarak anlatmaya basladi. 296 - Hibir ulus, henz bilim ve mantik erevesi dahilinde oturmus degildir. Hatta, simdiye kadar kk bir rnek bile gstermemislerdir. Sosyalizm, dogusu bakimindan, dinsiz olmak zorundadir; nk, ilk basindan beri, dinsizligin nderi oldu ve kendi kendini bilim ve mantik erevesi iinde dzenledi ve siraladi. Dnya kuruldugundan bugne kadar, mantik ve bilim, daima ikinci derecede bir plan halinde kalmistir. Ve dnya duruncaya kadar da byle devam edecektir. Insanlar tamamen degisik bir gle sekillendirilmis ve hareket ettirilmistir. Bu g yle bir gtr ki, her ne kadar nasil dogdugu bilinmiyorsa da, onlarin stnde gl bir etki yrtmektedir. Isi sonuna kadar gtrmeyi bilinmez bir hirsla arzulayan, lm ve varligini inkr eden bir gtr. Kutsal kitapta 'Hayat irmagi'nin kuruyacagi sylendigi gibi, bu g de hayatin ruhudur. Filozoflarin dedikleri gibi, bu g, bir estetik prensibi, bir ahlak prensibidir. Basit olarak adlandirdigim gibi Tanri'yi arama' prensibidir. Btn uluslarin gelismelerindeki, her insanin iindeki ve varliklarinin her noktasindaki belirli ama, sadece Tanri'nin, Tan- -rilari'nin, onlara zg Tanrilarinin pesinden kosmak ve geregi, o Tanri'ya inanta aramaktir. Dnyanin var olusundan bu yana ve dnyanin sonuna kadar Tanri, tm insanligin yarattigi bir varlik olmustur ve olmakta devam edecektir. Simdiye kadar btn insanlarin ya da ogunlugunun ortak bir Tanri'si olmamistir; ama, kendilerine zg bir Tanrilari olmustur. Tek bir Tanri'ya inan, ulusal kavramin ortadan kalkacaginin ilk isaretidir. Tanrilar ortak Tanri haline gelince, kendileri ile beraber, onlara olan inanci ve insanligi da yok edeceklerdir. Bir ulus glendike, Tanri'si da digerlerinden ayrilacaktir. Henz dinsiz bir ulus yoktur; yani, iyilikle ktlk kavrami olmayan bir ulus yoktur. Her insanin kendisine zg bir iyilik ve ktlk kavrami, kendisine olan bir iyiligi ve ktlg vardir. Birok ulus, iyi ve kt kavrami ortak oldugu takdirde, o uluslar yok almaya ve iyi ile kt arasindaki fark kavrami da yavas yavas silinmeye ve kaybolmaya baslar. Mantik hibir zaman, iyi ile kt arasindaki ayrimi grebilecek, hatta, yaklasik olsa bile iyiyi ktden ayirabilecek gce erisme297mistir. Tersine olarak, bunlari acinacak sekilde birbirine karistirmistir; Bilime gelince, onun zmlenmis sekli, daima zor kullanma temeline dayanmistir. Bu zor kullanma, yzyilimiza kadar hi bilinmemis, salgin bir hastaliktan, kitliktan, savastan bile korkun olan, insanligin en byk felaketi yari bilim iin zellikle dogrudur. Yari bilim, simdiye kadar dnyanin grmedigi bir despottur. Kendi rahipleri ve esirleri olan, insanligin bugne kadar dsnmeden nnde secde ettigi, bilimin kendisinin bile nnde utan verecek bir sekilde egildigi bir despottur. Btn bunlar sizin szlerinizdir, Stavrogin. Tabii, sz ettigim yari bilim hari; bu bana ait bir deyis; nk, ben yari bilimi temsil ediyorum ve bu nedenle de ondan nefret ediyorum. Sizin dsncelerinize ve kendi deyimlerinize gelince, onlarin hibirini degistirmeden syledim. Tek kelimesini bile degistirmedim. Stavrogin ekingen bir tavirla: - Zannetmiyorum, dedi. Sylediklerimi hareretle kabullenmistiniz ve farkinda olmadan degistirmis olabilirsiniz. Tanri'yi, ulusun basit bir esyasi dzeyine indirdiginiz gerek... Birdenbire, Shatov'un sadece szlerini degil hareketlerini de yakindan izlemeye basladi. Shatov: - Tanriyi ulusun basit bir esyasi dzeyine mi indirdim? diye bagirdi. Tamamen tersine, insanlari Tanri'ya ykselttim. Bunun aksi ne zaman olmustur ki? Insanlar Tanri'nin bedenidir. Her insan ancak, kendisinin zel bir Tanrisi oldugu, diger Tanrilar'a bakmadigi zaman insandir; kendi Tanrisiyla dnyanin stesinden gelecegine ve btn diger Tanrilar'i kovacagina inandigi srece byle olacaktir. Byk uluslar, hi degilse kendisini gstermis, insanligin basinda yryen uluslar, buna daima inanmislardir. Gereklere karsi durmak mmkn olamaz. Yahudiler, gerek Tanri'yi bekledikleri iin yasadilar ve gerek Tanri'yi dnyaya biraktilar. Yunanlilar dogayi Tanrilastirdilar ve dinlerini dnyaya yaydilar..., yani, felsefe ve sanati. Romalilar Devlet iinde insanlari

Tan298 rilastirdilar ve Devleti uluslara miras biraktilar. Fransa, uzun tarihi boyunca, sadece Romanin Tanri dsncesinin gelismesi ve se-killenmesiydi. Nihayet, Roma Tanrisini lagima atti ve kendisini dinsizlige verdi! Simdilik buna sosyalizm diyorlar; nk, dinsizlik Roma Katolikliginden daha saglikliydi. Byk bir ulus, geregin yalniz kendisinde, kesin olarak yalniz kendisinde oldugu ve dnyayi elindeki bu gerekle kurtarmaya, yeniden canlandirmaya sadece kendisinin yetenekli oldugu hakkindaki inancim yitirdigi an, o ulus byklgn kaybeder ve yalniz etnografik bir materyal olur. Gerek byk bir ulus, insanlikta ikinci derecede bir rol oynamayi hibir zaman kabullenemez. Birinci dereceye bile razi olamaz. Kesinlikle tek olmayi ister. Bu inanci yitiren bir ulus artik ulus degildir. Fakat yalniz bir gerek vardir ve bu nedenle, her ne kadar diger uluslarin kendi zel Tanrilari bulunsa bile, btn uluslar arasinda, gerek Tanri'ya sahip olacak ancak bir ulus vardir. Ve Tanriyi kendinde tasiyan insanlar sadece Rus ulusudur ve... ve. Sznn burasinda fkeyle: - ... ve siz Stavrogin, beni bu kadar budala mi saniyorsunuz? diye haykirdi. Su anda sylediklerimin, Moskova Slavcilari'nin agizlarinda gevis getirdikleri, bayatlamis kelimeler ya da tamamen yeni kelimeler, en son kelimeler, yeniden dogusun tek kelimesi oldugunu bilmeyecek kadar budala miyim? Ve... ve su dakikada bana glp glmemenizden bana ne? Tek kelimenin bile anlamini anlayamamaniz umurumda mi? Ah, su andaki yznzn anlamindan ve gururla glmsemenizden nasil igreniyorum!... Yerinden firladigi zaman agzi kprmst. Stavrogin, yerinden kalkmadan son derece ciddi bir sekilde: - Tamamen aksine, Shatov, tamamen aksine, dedi. Sylediklerinin tamamen aksine olarak, atesli szleriniz ok gl anilarimi canlandirdi. Szlerinizde, iki yil nceki ruhsal durumumu buluyorum. Biraz nce syledigim gibi, o zamanki dsncelerimi byttgnz sylemeyecegim. Hatta, nceden sylediklerim daha degisik, daha kesin szlerdi sanirim. nc kez sylyorum; 299inanin ki, simdi anlattiklarinizi son kelimelerine kadar dogrulamak isterdim, ama... - Ama rkek bir tavsan gibisiniz? - Ne...'Neee? Shatov tekrar otururken kin gden bir glmsemeyle: - Size ait olan asagilik bir deyisdir, dedi. Tavsan yemek iin... nce onu yakalamak gerekir. Tanri'ya inanmak iin de... Tanri'nin olmasi gerekir. Bana sylendigine gre, Petersburg'da sizin en ok deger verdiginiz bir szms. Nozdryov'un tavsani art bacaklarindan yakalamak istemesi gibi. - Hayir, yakaladigini syleyerek vnr, o kadar. Sirasi gelmisken, izninizle bir soru da ben soracagim. Zaten bunu sormak hakkini da kazandim. Syleyin bana, tavsani yakaladiniz mi, yoksa hl kamakta devam ediyor mu? Shatov, birden tepeden tirnaga titremeye basladi. - Byle kelimeler kullanmaya cesaret etmeyin! dedi. Baska, daha degisik kelimeler kullanin!... Stavrogin, sert bir tavirla ona bakarak: -Nasil isterseniz, dedi. Daha baska sekilde sorabilirim. Btn grenmek istedigim, Tanri'ya inanip inanmadiginiz. Shatov, fkeyle mirildandi. - Rusya'ya inaniyorum. Yunan Ortodoks Kilisesi'ne inaniyorum. Ben... ben Isa'nin varligina inaniyorum... Onun benzerinin Rusya'da dogacagina inaniyorum. inaniyorum ki... - Ya Tanri'ya? Tanri'ya da inaniyor musunuz? - Tan...Tanri'ya da inanacagim. Stavrogin'in yznde en ufak bir kipirdanis bile olmadi. Shatov, meydan okurcasina, ates pskren gzlerle, karsisindakini kl etmek istermis gibi bakiyordu. Nihayet: - Gryorsunuz ya, ona hi inanmadigimi sylemedim size! diye haykirdi. Simdilik,

mutsuz, can sikici bir insan oldugumu an300 latmak istiyorum... sadece simdilik... Fakat canim cehennemin dibine gitsin! nemli olan sizsiniz, ben degil. Ben yeteneksiz bir kisiyim. Her yeteneksiz kisi gibi sadece kanimi verebilirim, fazlasini veremem. Fakat kanimin da cehenneme kadar yolu var!... Sizin hakkinizda konusuyorum. Burada iki yildan beri sizi bekliyordum. Yarim saatten beri nnzde deta iriliplak dans ediyorum. Siz, ancak siz... bayragi ekebilirsiniz!... Sylemek istedigini bitirmedi. Sanki aresizlik iindeymis gibi dirseklerini masaya dayadi ve basini ellerinin arasina aldi. Stavrogin: - Mademki siz sz ettiniz, dedi. Olduka garip bir noktaya dikkatinizi ekmek isterim: Neden herkes elime bir bayrak tutusturmaya kalkisir? Peter Verkhovensky bile, 'Onlarin bayraklarini' kaldirabilecegine inaniyor. Hi degilse bana yle sylyor. Su islemekteki olaganst yetenegim yznden, onlar iin Stenka Razin rol oynayabilecegimi dsnyor. Bu kelimeler de aynen onun szleridir. Shatov: - Ne dediniz! diye sordu. Su islemekteki olaganst yeteneginizden tr m? - Tamamen. Shatov, ktmser bir tavirla glmseyerek: - Anliyorum, dedi. Petersburg'da hayvanca tutkulari olan gizli topluluktan oldugunuz dogru mu? Markiz de Sade'in bile sizden ders alabilecegi dogru mu? ocuklari ayarttiginiz, yoldan ikarttiginiz dogru mu? Birden kendisini kaybederek haykirdi. - Cevap verin, yalan sylemeye sakin kalkmayin Nicholas Stavrogin, yzn yumruklamis Shatov'un karsisinda yalan syleyemez!... Her seyi oldugu gibi syleyin ve sayet bu dogruysa, sizi hemen burada ldrrm!... Biraz uzunca sren sessizlikten sonra Stavrogin, yz solmus ve gzleri ates pskrerek: 301- Bu szleri syledim; ama, ocuklara herhangi bir zararim dokunmadi, dedi. Shatov, parildayan gzlerini ondan ayirmadan, kendisinden emin bir tavirla: - Fakat siz byle sylediniz! dedi. Insanligin iyiligi bakimindan, gzellikle, kaba bir hareket ya da herhangi bir kahramanlik arasinda bir ayrim gzetmediginiz ve hatta insanligin ugruna hayati bile feda edebileceginiz dogru mu? Her iki gzelligin ve zevkin arasinda benzerlik buldugunuz dogru mu? Arzu ettigi anda kalkip gidebilecek olan Stavrogin, ne yerinden kimildiyor ve ne de gitmeye istekli grnyordu. - Byle sorulara cevap vermek mmkn olamaz... cevap vermeyi reddediyorum, diye mirildandi. Hl fkeden titreyen Shatov: - Ktlgn, neden kt ve iyiligin neden iyi oldugunu ben de bilmiyorum, dedi. Fakat bunlar arasindaki ayrimin, Stavroginler gibi soylu beylerde neden silinip kayboldugunu biliyorum. Su kadinla neden byle alaka evlendiginizi biliyor musunuz? nk, byle bir evliligin rezaleti ve anlamsizligi yeteneksizliginizin en yksek derecesine ikiyor!.. Oh, lagimin hibir zaman kenarinda yrmezsiniz; ama, lagimin iine paldir kldr tepetaklak dalarsiniz. Bu evliligi, manevi alakliginizin, vicdan azabinizin, iskence zevkinizin ihtirasindan yaptiniz. Bu olay, kt seylere belirtili bir ilgi gsteren sinir bozuklugundan meydana gelmistir. Sagduyuya karsi meydan okuma hissi karsi konamayacak derecede kiskirticiydi!... Stavrogin ve bir zavalli, bellegi noksan, yoksul, topal! Valinin kulagini isirdiginiz zaman hoslanmis miydiniz? Syleyin hoslanmis miydiniz? Soylu bir kisinin, bos gezen ve serseri bir oglusunuz, degil mi? Stavrogin'in yz gittike soluyordu. arpik bir tebessmle: - Evlenme nedenim hakkinda yanilmakla beraber siz bir psikologsunuz, dedi. ok hayret ediyorum dogrusu. Kirilov mu? Fakat onun bununla bir iliskisi olamaz. 302

- Yznz soluyor, degil mi? Stavrogin, sonunda sesini ykselterek: - Fakat ne istiyorsunuz? diye sordu. Yarim saatten beri kirbacinizin altinda oturuyorum ye hi degilse kibarca gitmeme izin verebilirdiniz, eger... eger bana byle davranmaniz iin mantiga uygun bir amaciniz yoksa... - Mantiga uygun bir ama mi? -Elbette. Hi degilse amacinizi sylemek zorundasiniz. Byle davranmanizi bekliyordum; fakat, btn grdgm tkrr gibi konusmaniz. Kapiyi amak zahmetine katlanir misiniz, ltfen. Stavrogin, oturdugu sandalyeden kalkti. Shatov fkeyle arkasindan firladi. Stavrogin'in omzunu tutarak: - Topragi p, gz yaslarinla sula, merhamet dilen! diye haykirdi. Stavrogin basini nne egerek hemen hemen byk bir kederle: - Fakat o sabah sizi... ldrmedim, degil mi? diye sordu. Ellerimi ektim, degil mi? - Haydi bana her seyi anlatin! Bana tehlikeyi haber vermeye geldiniz... beni konusturdunuz... yarin evliliginizi resmen aiklamaya niyetli oldugunuzu sylediniz! Yeni korkun bir dsncenin elinde kivrandiginizi yznzden anlamiyor muyum saniyorsunuz? Stavrogin, neden ebediyen size inanmaya mahkmum? Baska birisiyle byle konusabilir miydim? Alakgnllym; fakat, Stav-rggin'le konusuyorum diye iplakligimdan utanmiyordum. Stavrogin beni dinliyor diye, kendi deyislerimle byk bir dsnceyi karikatrize etmekten korkmadim... Siz gittikten sonra ayak izlerinizi bile pecegimi bilmiyor musunuz? Sizi kalbimden skp atamam, Nicholas Stavrogin! Stavrogin soguk bir sesle: - Sizi sevemedigim iin zr dilerim, Shatov, dedi. - Sevemeyeceginizi biliyorum. Yalan sylemediginizi de bi303liyorum. Dinleyin. Her seyi dzeltebilirim. Sizin hesabiniza tavsani yakalayacagim. Stavrogin susuyordu. - Bir beyefendinin simarik oglusunuz, bir beyefendinin son oglu. Kendi halkinizi tanimadiginizdan, iyilik ve ktlk arasindaki ayrimi tanimlayamiyorsunuz ve tanimlayamayacaksiniz da... ne siz ne de Verkhovenskyler, baba ve ogul... ne de ben... ben de bir beyefendiyim... ben, kleniz ve usaginiz Pashka'nin ogluyum... Dinleyin, alisarak Tanri'ya varin; her sey ondadir; yoksa, siz de kf gibi yok olacaksiniz; Tanri'ya, alismakla erisin. - alismakla Tanriya erismek mi? Nasil bir alisma? - Renberlik. Varlikli olmaktan vazgein. Ah, glyorsunuz! Bir hile olacagindan mi korkuyorsunuz? Fakat Stavrogin glmyordu. Gerek bir sey bulmus gibi bir an dsndkten sonra: - alismakla Tanri'ya erisilebilecegini ve bu alismanin da renberlik oldugunu dsnyorsunuz, degil mi? diye sordu. Sonra birden konuyu degistirdi. - Sahi, dedi. Bana hatirlattiniz. Zengin olmadigimi ve atacak bir seyim bulunmadigini biliyor muydunuz? yleki, Mary'nin gelecegini bile garanti edecek durumda degilim. Baska bir sey daha var. Eger sizce bir sakinca yoksa, ilerde Mary'yi grebilir misiniz diye sormaya gelmistim. Onun zavalli dsncelerine ancak siz bir etki yapabilirsiniz. Bunu size, bana herhangi bir sey olursa, diye sylyorum. Shatov bir eliyle mumu alirken, br elini salladi. , - Pekl, dedi. Mary'yi grmemi istiyorsunuz. Tabii daha sonra.. Gidip Tikhon'u grsenize. - Kimi. -Tikhon. Eskiden rahipti; simdi, hasta oldugundan alismiyor. Sehrin sinirina yakin bir yerdeki Efimevsky Borogorodsky Ma-nastiri'nda oturuyor. 304 - Ne demek istediginizi anlayamadim? -Hibir sey demek istemedim. Onu ziyarete giden birok insan var. Siz de gidip onu grn. Neden .grmeyesiniz? Neden olmasin, yani? - Ismini ilk kez duyuyorum ve... ve simdiye dek byle bir adamla tanismamistim. Tesekkr ederim, gidip onu grecegim.

Shatov, elindeki mumla merdivenleri aydinlatarak: - Bu taraftan, dedi. Merdivenlerden indikten sonra, sokaga ailan kapiyi ekip ati. - iste, diye ekledi. Stavrogin kapidan ikarken sakin bir sesle: - Bir daha sizi grmeye gelmeyecegim, dedi. Sokak hl zifiri karanlikti ve yagmur dinmemisti. 2 GECE DEVAM EDIYOR Stavrogin, Bogoyavlenskaya Sokagi boyunca yrd; yol hafife meyilliydi ve ayaklari amurda kayiyordu. Sonunda, karsisina sisle kapli genis bir bosluk ikti...Nehir. Buradaki evler kk kulbelerden ibaretti ve karisik birok sokak vardi. Stavrogin, uzun bir sre nehirden fazla ayrilmadan itlerin boyunca yrd. Buralari ok iyi bildigi, yolunu sasirmadan yrmesinden belli oluyordu. Dsncelere dalmis grnyordu. Kendisini birden, dubalar zerine kurulmus islak kprnn zerinde bulunca sasirarak etrafina bakindi. Etrafta kimseler yoktu. Yollar o kadar tenhaydi ki, hemen dirseginin dibinde, kendisine yabanci gelmeyen simarik bir ses duydugu zaman elinde olmadan irkildi. - zr dilerim, efendim, semsiyenizden ben de yararlansam, sizce bir sakincasi olur mu? 305Gerekten de, bir glge semsiyenin altina szld ya da Stavrogin'e yle geldi. Askerlerin dedigi gibi adamla omuz omuza yryordu. Stavrogin, adimlarini agirlastirarak, karanligin elverdigi lde yanindaki adamin yzn grmeye alisti. zerinde kaba elbiseler bulunan adam kisa boyluydu. Kivircik salarini ancak rtebilen, kenarlari yirtik bir sapka, basinda limon kabugu gibi duruyordu. Salari kuzguni siyah, gzleri olduka iri, gl kuvvetli bir adamdi. Gzlerinde, genelde ingenelerde oldugu gibi sarimtirak bir parilti vardi. yleki, bu zifiri karanlikta bile pariltilari grmek mmknd. Yaklasik kirk yaslarinda vardi ve sarhos da degildi. Stavrogin: - Beni taniyor musunuz? diye sordu. - Siz Bay Stavrogin'siniz, efendim. Geen pazar tren istasyonunda sizi gstermislerdi. Ayrica, sizin hakkinizda daha nce de ok sey duymustum, efendim. - Bay Verkhovensky'den mi? Yoksa siz... siz kaak Fedka olmayasiniz? -Vaftiz adim Fyodor'dur, efendim. Buralarda oturan bir annem var, efendim. Simdi ok yasli, efendim ve her geen gn biraz daha kyor. Yasliligina, ayaginin bir ukurda olduguna bakmadan, benim iin gece gndz dua eder, efendim. - Kaak bir mahkmsunuz, degil mi? - Evet, efendim, sadece ikametghimi degistirdim, o kadar. mr boyu hapis cezasi aldigimdan, kitaplarima, kiliseye ve anlara veda etmistim. Cezami bitirmek iin de ok uzun bir zaman gerekiyordu, efendim. - Burada ne ariyorsunuz? - Elimden geldigi kadar geinmeye alisiyorum, efendim. Geen hafta, amcam buradaki hapishanede ld, efendim. Kalpazanliktan mahkmdu. Onun ruhuna, kpeklere iki dzine tas attim, efendim. Simdilik yaptigim is bu kadar. Ayrica, Bay Verkhovensky, efendim, btn Rusya'da serbest olarak dolasabilmem iin bana bir 306 tccar pasaportu temin edecek. Anladiginiz gibi, efendim, Bay Verkhovensky byle bir evraki temin edene kadar oyalanmam gerekiyor. Bana karsi ok nazik davraniyor; nk, efendim, bana diyor ki 'Babam seni Ingiliz Kulb'nde kumarda kaybetmis. Bu haksizliktir. Insanliga sigmaz bir davranistir. Iimi biraz isitabilmek iin bana ruble verebilir misiniz, efendim? - Demek ki burada beni bekliyordunuz, degil mi? Bundan hoslanmadim. Kimin emriyle? - Kimseden emir almis degilim, efendim. Sizin ne kadar merhametli oldugunuzu bildigimden, efendim, bunu herkes biliyor. Sizin de anlayacaginiz gibi sifiri tketmek

zereyim, efendim. Son cuma, midemi etli brekle tika basa doldurdum. O zamandan beri bir sey yemedim. Bir gn hibir sey yemedim. Ertesi gn sabrettim. nc gn yine bir sey yemedim. Nehirde su bol; fakat, o kadar ok itim ki, midemde kurbagalar kol gezmeye basladilar. Benim gibi zavalli birine birka kurus ayiramaz misiniz, efendim? Buraya yakin bir yerde beni bekleyen bir hanim arkadasim var, efendim; fakat, cebimde birka ruble olmadan gitmeye cesaretim yok. - Bay Peter Verkhovensky, benim adima size nasil bir sz verdi? - Hibir sz vermedi, efendim, ama przl bir isinizde size yardimci olabilecegimi ima etti. Fakat, kafasindan geen dsnceleri bilemiyorum, efendim. Bir kazak kadar sabrim olup olmadigini denemek ister sanirim. Ayrica, bana zerre kadar olsun gvenemez. - Oh? Neden gven miyormus? - Bay Verkhovensky iyi bir astronomdur ve gkyznde bilmedigi yildiz yoktur fakat o da hepimiz gibi yanilabilir, efendim. Tanri'nin huzurunda size sylediklerim dogrudur, efendim; nk, sizin nasil bir kimse oldugunuzu herkes biliyor. Bay Verkhovensky ve sizin karakteriniz bagdasamaz, efendim. Bir keresinde, insanin hain oldugunu ve dsncelerini kimsenin degistiremeyecegini ve bir hain olarak kalacagini sylemisti. Eger bir kimseye aptaldir 307derse, o insan onun gznde aptal olarak kalir, efendim. Fakat ben, efendim, sali ve arsamba gn aptal olabilirim; ama, persembe gn ondan daha akilli bir insan olabilirim. Bu bakimdan, anliyorsunuz ya, efendim, pasaportum olmadigindan Rusya'da kalamayacagimi dsnyor ve beni avcunun iinde sayiyor. Bay Verkhovensky'nin hayati ok ucuz buldugunu da syleyebilirim, efendim; nk, insanlara kendince bir deger veriyor ve inancindan bir milim olsun ayrilmiyor. Ve ayrica, son derece yanilan bir insandir. Kendisinin haberi olmadan, sizin nnze ikamayacagimi dsnyor; oysa, grdgnz gibi karsinizdayim. gndr yolunuzu bekliyorum, efendim. gecedir bu kprnn stnde yolunuzu gzlyorum ve simdi de Tanri'nin huzurundaymis gibi nnz-deyim. Onsuz da yoluma devam edecegimi ona kanitlamak istiyorum. Daha dogrusu, arigin nnde egilmektense, izmenin nnde egilmek benim iin daha iyidir, diye dsnrm. -Peki, bu kprden gece geecegimi size kim syledi? - Dogrusunu sylemek gerekirse, efendim, agzini bir an olsun kapamasini bilmeyen Yzbasi Lebyatkin'den grendim. Bu bakimdan, gn gecemin karsiligi sizden alacagim ruble olacaktir. Elbiselerimin islanmasindan, tepeden tirnaga sirilsiklam oldugumdan sz etmeyecegim. Sadece buna katlanip glecegim, efendim. - Ben sol tarafa siz ise, sag tarafa gidiyorsunuz. Iste kprnn sonuna geldik. Bakin Fyodor, sylediklerimi anlayan kimseleri severim. Size metelik bile vermeyecegim. Karsima bir daha ne kprde ne de baska bir yerde ikin. Size ne simdi ne de gelecekte ihtiyacim olacak ve simdi sylediklerimi yerine getirmeyecek olursaniz, ellerinizi, kollarinizi baglayip sizi polise teslim ederim. Haydi, simdi defolun bakalim! - Hi degilse, size buraya kadar eslik ettigim iin bana birka kurus vermelisiniz, efendim. Sizin yaninizda yrmek benim iin byk bir serefti, efendim. - Haydi, yaylanin bakalim!.. 308 - Fakat yolunuzu bulabilecek misiniz, efendim? Burada yzlerce dneme vardir... sehrin bu yakasinda size yolunuzu gsterebilirim, efendim. nk, buradaki yollar, sanki seytan buradan geerken sepetinden ikartip oraya buraya serpistirmis gibi karmakarisiktir. Stavrogin, tehdit eder bir tavirla adamdan yana dnd. - Sizi simdi baglayacagim! - Belki de fikrinizi, degistiririsiniz, efendim. Benim gibi bir ksze aci vermek size ne kazandirir ki?... - Kendinize gvendiginizi gryorum!... - Kendime degil size gveniyorum, efendim. - Size hi ihtiyacim yok. Bunu evvelce sylemistim.

-Fakat btn mesele, benim size ihtiyacim olmasinda, efendim. Eh, baska arem yok, sizin dnsnz bekleyecegim, efendim. - Fakat ben de serefim zerine sz veririm ki, eger bir daha karsima ikacak olursaniz, sizi baglarim. - Bu takdirde, kemerimi de hazir edecegim, efendim. Allahaismarladik, efendim. Semsiyeniz altinda beni barindirdiginiz iin de tesekkr ederim. lene kadar bu iyiliginizi unutmayacagim, efendim. Adam geride kaldi. Stavrogin, byk bir huzursuzluk iinde gidecegi yere vardi. Yerden bitmis gibi ortaya ikan adamin kendisine ihtiyaci olduguna kesin bir inanci vardi ve bunu bildirmek iin fazla bekleyememisti. Serserinin tamamen yalan sylemedigi de belliydi. Belki de Verkhovensky'den gizli olarak kendi hesabina alisiyor ve ondan bir is alacagini umuyordu. Eger byleyse, bu karsilasmanin ok ilgin bir yn vardi. *** . Stavrogin'in gittigi ev, issiz bir sokakla, mutfak bahelerinin itleri arasindaydi ve kelimenin tam anlami ile sehrin kenarindaydi. 309Bu, henz dis kaplamalari yapilmamis, yeni, kk ahsap bir evdi. Panjurlu pencerelerden birinin panjuru zellikle aik birakilmis ve pencerede bir mum yakilmisti. Grnse gre o gece gelecek olan bir ziyareti iin yakilmisti. Stavrogin, eve daha otuz adim kala, ev sahibi olmasi gereken, uzun boylu bir adamin merakla sokagi kontrol ettigini grd. Biraz sonra da, adamin sabirsiz ve endiseli sesini duydu. - Siz misiniz, efendim? Siz misiniz? Stavrogin, kapiya kadar gidip semsiyesini kapayana kadar cevap vermedi. Sonra: - Evet, benim, diye seslendi. Kapida duran adam, yani yzbasi Lebyatkin, heyecanla birka adim atti. - Nihayet gelebildiniz! Ltfen, semsiyenizi alayim, efendim. Hava ok yagisli, efendim. Semsiyenizi aip bir kseye koyarak kurutacagim. Buyurun, efendim, buyurun. Koridordan, iinde iki mum yanan odaya ailan kapi ardina kadar aik duruyordu. - Geleceginizi bu kadar kesinlikle bildirmemis olmasaydiniz, geleceginizden umudumu kesecektim artik. Stavrogin, odaya girerken saatine bakarak: - Bire eyrek var, dedi. - O kadar ok yagiyor ve o kadar uzaktan geldiniz ki. Saatim olmadigindan zamani bilemiyorum ve... ve pencereden ise baheden baska bir sey grnmyor... yani, sikyet etmiyorum, efendim; nk, sikyet etmeye hakkim yok. Sadece, btn hafta beklemekten sabirsizlandim, o kadar... nihayet bir karara baglanmasini arzu ediyordum... - Ne demek istiyorsun? - Yani kaderimi agzinizdan duymak istemistim, efendim. Oturan, ltfen. Masanin yaninda duran sandalyeyi basiyla isaret etmisti. 310 Stavrogin evresine bakindi; tavani alak kk bir odaydi; mobilya olarak sadece son derece gerekli esyalar vardi; yepyeni sandalyelerin ve kanepenin rtleri yoktu; biri koltugun yaninda digeri odanin ksesinde duran, ihlamur agacindan yapilmis iki masa vardi; masanin birinin zerine rt rtlms, her trl teberi konmus ve bunlarin stne de tertemiz bir peete yayilmisti. Grnse bakilacak olursa, oda tmyle tertemiz tutulmustu. Yzbasi Lebyatkin sekiz gnden beri imiyordu. Yz sismis ve sari grnyordu. Bakislari oradan oraya dolasiyor ve gzlerinin iinde merak kivilcimlari uusuyordu. Daha da garibi, konusmasi ve davranisinin nasil olmasi gerektigine bir trl karar verememis grnmesiydi. Eliyle odayi gstererek: - Grdgnz gibi, dedi. Bakin, artik Kesis Zossima gibi yasiyorum. Imemek, yalnizlik ve yoksulluk... Eski zaman svalyelerinin yemini... - Eski svalyelerin byle yemin ettiklerini mi saniyorsunuz? - Belki de yaniliyorum. Yazik ki, dogru drst bir egitimim yok! Her seyi berbat

ettim!.. Inanin efendim, yz kizartici zayifligimi ancak burada anlayabildim. Ne bir bardak ne de bir damla iiyorum, efendim!... Kk bir yuvam var ve tam alti gndr vicdan temizliginin anlamini ok iyi anladim. Hatta, duvarlar bile reine kokuyor ve bana dogayi hatirlatiyor. Nasil bir adammisim meger? Ben nasil bir adamdim? Sairin tam yerinde syledigi gibi, Geceleri evsiz barksiz dolasirim, Gndzleri, dilim bir karis sarkarak. Fakat... iliklerinize kadar islanmissiniz... bir fincan ay imez misiniz? - Hayir, tesekkr ederim. - Semaver saat sekizden beri kayniyordu, ama...korkarim ki... snmstr. Dnyada her sey ayni sekilde snmyor mu? Bir gn 311gelecek, gnesin bile snecegini sylyorlar. Bununla beraber, semaverin altini yeniden yakacagim, tabii gerekirse. Agafya henz uyumadi. - Syleyin bana, Mary... Lebyatkin hemen: - Burada, burada, diye fisildadi. Ona syle bir bakmak ister miydiniz? Sznn burasinda, odanin bitisigindeki kapali kapiyi gsterdi. Stavrogin sordu: - Uyumuyor mu? - Hayir, hayir, Tanri hakki iin hayir! Nasil uyuyabilir. Aksine, aksamdan beri sizi bekliyordu ve dn sizin geleceginizi grenir grenmez salarini taramaya basladi. Yznde arpik bir tebessm belirmisti; ama, hemen kendisini toparladi. Stavrogin kaslarini atarak: - Genel olarak durumu nasil? diye sordu. Lebyatkin, yznde aci bir anlamla omuzlarim kaldirdi. - Genellikle mi? Siz kendiniz biliyorsunuz, efendim; fakat, su anda... su anda, efendim, iskambille kendi falina bakiyor. - Pekl, daha sonra. nce sizinle hesaplasmamiz gerekiyor. Stavrogin sandalyeye oturdu. Yzbasi koltuga oturmaya cesaret edemeyerek baska bir sandalyeye oturdu ve sylenecekleri dinlemek zere biraz ne egilerek bekledi. Stavrogin birden farkina vararak sordu: - Ksedeki masanin stnde ve rt altinda duran nedir? Lebyatkin masaya bakmak zere dnd. - O mu, efendim? dedi. Sizin cmertliginizin bir parasi, efendim. Yeni tasindigimizdan ve sizin uzun yoldan geldiginizi gz nne alarak... 312 Minnet dolu bir anlamla glmsedi. Sonra yerinden kalkip ayak parmaklarinin ucuna basarak masanin yanina gitti ve rty dikkatle kaldirdi. rtnn altinda yiyecek soguk bazi seyler hazirlanmisti; haslanmis et, domuz salami, sardalya, peynir, kk bir srahi ve uzun bir sise sarap. Btn yiyecekler byk bir dikkatle yerlestirilip hazirlanmisti. - Siz mi hazirladiniz? - Evet. Dn hazirlamistim. Elimden gelen gayreti gsterdim. Bildiginiz gibi Mary, byle seylerle pek ilgili degil. Btn bunlar sizin beni bagislamanizdir. Burasi da sizin evinizdir, benim degil. Yani, ben sadece sizin basit bir hizmetkrinizim. Fakat ruhen, efendim, ruhen tamamen zgrm. Elimde kalan bu son seyi benden almaniz mmkn olamaz! - Anliyorum. Peki ama, yerinize oturmayacak misiniz? Lebyatkin yerine otururken: -Size minnettarim, efendim, ama zgrm! diye haykirdi. Ah, efendim, kalbim o kadar doluydu ki sizi nasil sabirsizlikla bekledigimi bilemezsiniz. Iste simdi kaderimi tayin edeceksiniz... hem benim hem de ierdeki zavallinin. Drt yil nce orada oldugu gibi... kalbimi yine size aacagim. O zamanlar beni dinler siirlerimi okurdunuz... O zamanlar Shakespeare'den esinlenerek sizin palyaonuz adini takmislardi bana. Kaderimde o kadar nemli yeriniz vardi ki... Simdi ok byk korkularin tutsagiyim. gd ve kaderimi aydinlatacak olan isigi da sizden bekliyorum. Peter Verkhovensky bana karsi ok kt davraniyor.

Stavrogin onu ilgiyle dinledi ve yakindan inceledi. Yzbasi geri imeyi birakmisti; ama, dsncelerinin yine de bir dzeni yoktu. Onun gibi yillanmis ayyaslar da, ancak byle delice davranislar gsterebilirdi. Oysaki, madrabazlikta kimseden geri kalmamaya alisirlardi. Stavrogin biraz oksayici bir tavirla: - Gryorum ki bu drt yil sresince hi degismemissiniz, 313yzbasi, dedi. Insan hayatinin ikinci yarisinin, genellikle birinci yarida edinilen aliskanliklarla dolu oldugu dogrudur. Lebyatkin, yari saka, yari ciddi bir tavirla: - Byk laflar, efendim, diye haykirdi. Gerekten heyecanlanmisti; nk, gzel konusmaya hayrandi. - Sylediklerinizin hibirini unutmadim, diye devam etti. zellikle Petersburg'da sylediginiz bir sz hi unutmadim. 'Sagduyunun karsisinda tutunabilmek iin gerekten de byk bir insan olmak gerekir.' Evet, efendim kelimesi kelimesine byle sylemistiniz. - Insanin budala olmasi da bir sey degistirmez. -Tamamen haklisiniz, efendim. Hayatiniz boyunca hep byk szler ettiniz. Halbuki, Liputin ve Peter Verkhovensky byle seyleri sylemekten acizler! Ah, Bay Verkhovensky tarafindan nasil hakarete ugradigimi bilemezsiniz, efendim! - Fakat siz ne yaptiniz, yzbasi? Siz nasil davrandiniz? - Sarhostum, efendim. Ayrica, yzlerce dsmanim var! Fakat... fakat simdi yeni bir sayfayi eviriyorum ve... ve simdi bir yilan gibi gmlek degistirecegim. Vasiyetimi hazirlamis oldugumu biliyor musunuz, efendim? - ok ilgin. Kime ne birakiyorsunuz? - lkeme, insanliga ve grencilerime, efendim. Gazetelerde bir Amerikali'nin hayatini okudum. Btn servetini fabrikalara ve zel arastirmalara birakmis. Kemiklerini tip grencilerine ve derisini de, gece gndz Amerikan Ulusal Marsi'nin alinmasi iin davul yapilmak zere bagislamis. Yazik ki, bizler, Amerika Birlesik Devletleri'nin yaninda cceler gibi kaliyoruz. Rusya dogadan zayiftir; fakat, zek bakimindan gldr. Ben de derimi, greve baslamak serefine eristigim Akmolinsky Piyade Alayi'na, her gn Rus Ulusal Marsi'nin alinmasi iin birakacak olsam, bunun byk bir gericilik olmasi nedeniyle yasaklanacagindan eminim. Iste bu 314 nedenlerle, yksek okul grencileriyle yetindim ve kemiklerimi akademiye birakmak arzusundayim. Ama bir sartla, kafatasimin alninda syle bir yazi bulunacak: 'Pisman olmus serbest dsnceli bir insandi.' Evet, efendim, byle iste!... Yzbasi heyecanlanmisti ve Amerikali'nin biraktigi vasiyetnameden hoslandigi belliydi. Ayni zamanda madrabazin biri oldugundan, her zaman oldugu gibi Stavrogin'i eglendirip gldrmek arzusundaydi. Fakat Stavrogin glecegi yerde, kuskulu bir tavirla: - Demek ki, vasiyetinizi yayinlayip, bunun iin bir dl almak amacindasiniz, degil mi? diye sordu. Lebyatkin, karsisindakini dikkatle inceleyerek: -Byle de olsa, bundan ne ikar, efendim? diye sordu. Ne ikar bundan? Nasil bir hayat yasadigimi dsnn bir kere!.. Bir zamanlar sevdiginiz siirlerimi bile terkettim, efendim. Bir sise sarabin basinda ne kadar gzel yazardim, degil mi? Hatirlamiyor musunuz? Fakat, yazarligimin dnemi kapandi artik. Gogol gibi sadece bir siir yazdim!... Son yksnde oldugu gibi. Hatirlarsaniz, Gogol bu siirini bagrindan dklms bir duygu gibi tanitmisti. Hem de btn Rusya'ya... Ben de onun gibi son sarkimi syledim ve sustum!... - S zettiginiz hangi siir? - 'Eger O Kadin, Ayagini Kirarsa!..' - Ne...Neee? Lebyatkin de bunu bekliyordu. Kendi siirlerine sonsuz bir saygi duyardi; fakat, bazi konularda ikiyzl olusundan, siirlerinin Stavrogin'i gldrmesini isterdi. Bylece bir tasla iki kus vurmus oluyordu. Hem bir sair olarak kendisini tatmin ediyor, hem de Stavrogin'i eglendiriyordu. Ama simdi, nc bir amaci vardi. Siirlerini ne srmekle, daima ok korktugu, kendisini sulu buldugu bir konuda susuz oldugunu gstermek

istiyordu. - 'Eger O Kadin Ayagini Kirarsa' Yani, atindan dsecek olursa. Biraz fantazi bir dsnce, deli samasi; ama, bir sair bulusudur. Bir 315keresinde atla geen bir kiz grdgmde, sasmis ve kendi kendime su nemli soruyu sormustum: 'O zaman ne olurdu?' Yani, bir kaza olursa? Cevabi aikti: Btn hayranlari kaisir ve ortada sadece kalbi ezik sair kalirdi. Kusura bakmayin; ama, bit bile sik olabilir ve buna engel olacak bir yasa da yoktur. Bununla beraber, kk hanim mektubuma ve siirime gcenmis. Hatta, sizin bile kizdiginizi sylyorlar. Dogru mu? Acinacak bir sey bu. Inanamam. Dsncelerimle kime zararim dokunabilir ki? Ayrica yemin ederim ki, btn bunlar Liputin'in basinin altindan ikiyor. 'Gnder, gnder! Herkesin mektup gndermeye hakki vardir.' Onun szne kanarak ben de gnderdim. - Yanilmiyorsam, ona evlenme teklif ettiniz, degil mi? - Dsmanlar, dsmanlar, dsmanlar!... Stavrogin soguk bir tavirla: - Siirinizi okuyun! dedi. - Sama, sama, sadece sama. Byle sylemekle beraber, yerinde dogruldu. Elini uzatarak basladi: Hepsinin gzeli bir bacagim kirdi, Ve simdi daha da gzellesti, Onu ok daha fazla seviyorum simdi ve, Yalvariyorum ona, Onu ne kadar ok sevdigimi hatirlarsin diye. Stavrogin elini sallayarak: - Yeter, dedi. Bu kadari yeter. Lebyatkin, sanki siir okuyan kendisi degilmis gibi konuyu hemen degistirerek: - Petersburg'u dsnyorum, dedi. Yeniden dogusu dsnyorum... efendim, simdiye kadar bana ok byk yardimlarda bu316 lundunuz; yolculuk yapabilmem iin gerekli parayi benden esirgemeyeceginizi umabilir miyim? Bir haftadan beri, gnesi bekledigim gibi sizi bekledim. - zr dilerim. Fazla param kalmadi. Hem neden size para verecek misim? Stavrogin birden fkelenmis grnd. Kura bir sesle, yzbasinin btn ktlklerini kisaca saydi; sarhosluk, yalan sylemek, Mary iin verilen paraya el koymak, kiz kardesini manastirdan almak, aralarindaki sirri aiklayacagini syleyen mektuplar yazmak, Dasha'ya karsi davranisi... falan filan. Yzbasi oldugu yerde kipirdaniyor, ellerini salliyor ve tam cevap vermek zere hazirlandigi zaman Stavrogin tarafindan susturuluyordu. Stavrogin sonunda: - Bir sey daha var, dedi. Aile gururu hakkinda atip tutuyorsunuz. Kiz kardesinizin Stavrogin ile evlenmesini neden onursuzluk sayiyorsunuz? - Fakat evliligi bir sir olarak saklandi, efendim! Kiz kardesimin evliligi kt bir seymis gibi toplumdan saklandi! Sizden para aliyorum ve bana soruluyor: 'Ne parasi bu?' Dudaklarim bagli oldugu iin cevap veremiyorum. Cevap veremiyorum; nk, verecegim cevap kiz kardesime ve aile gururumuza zarar verecektir. Yzbasi sesini ykseltmisti. Bu konu onun en ok sevdigi konuydu ve btn kozlari elinde tuttugunu dsnyordu. Zavalli adam, biraz sonra yiyecegi darbeden habersizdi. Stavrogin, evinin gnlk soranlarindan sz ediyormus gibi, sakin bir sesle, birka gne kadar, belki yarin ya da br gn, evliliklerini topluma aiklayacagini; hatta topluma oldugu kadar polise de bildirecegini; bylece, aileye srlen leke ile beraber para sorununun da ortadan kalkmis olacagini anlatti. Yzbasi gzlerini aarak ona bakti. nce sylenenleri anlayamamisti. Durumun etraflica anlatilmasi gerekiyordu. - Fakat... fakat kiz kardesim yari deli... - Gereken her seyi yapacagim.

317- Peki...peki, ya anneniz? - Istedigini dsnmek ve yapmakta serbesttir. - Peki, karinizi evinize gtrecek misiniz? - Belki gtrecegim. Fakat sizi ilgilendiren bir sorun degil. Hem en kk bir sekilde bile ilgilendirmez. - Beni ilgilendirmez derken... ne demek istiyorsunuz? Peki, ben ne olacagim? - Surasi muhakkak ki evime kabul edilmeyeceksiniz. - Fakat ben akrabanizim. - Insanlar byle bir akrabaliktan kainirlar. Neden size para vermeye devam edeyim? Gcnz yeterse cevap verin. - Fakat, efendim, bu mmkn degil. Bu sorunu bir kere daha gzden geireceginizden eminim. Intihar etmemi istemezsiniz, degil mi? Halk ne dsnecek? Dnya ne diyecek? - Sizin dnyanizdan bana ne!.. Sarhoslugum aninda, bir iddia, bir sise sarap ugruna, arzu ettigim iin kiz kardesinizle evlendim ve simdi de bunu topluma duyuracagim. Bu beni eglendirecekse neden topluma aiklamayayim? Bunlari yle bir fkeyle sylemisti ki, Lebyatkin, sylenenlere inanmaya basladi. - Peki ben ne olacagim? Ne yapacagim? Aslinda nemli olan benim! Saka etmiyorsunuz, degil mi? - Hayir saka etmiyorum. - Byle davranacaginizi istediginiz kadar syleyin, s ze inanmiyorum. Fakat dediklerinizi yapacak olursaniz, sizi dava ederim. - Dnyanin en byk aptallarindan birisiniz, yzbasi - Aldirmam. Baska yapacak ne kaliyor ki? nceleri, alismasina karsilik hi degilse basimizi sokacak bir yer buluyorduk. Beni kaderimle bas basa terkedecek olursaniz, ben ne olacagim? - Peki ama, yeni bir is bulmak iin Petersburg'a gideceksiniz, degil mi? Sahi aklima geldi. Bagislanmak umuduyla baska arini ele 318 vermek iin Petersburg'a gitmek istediginiz syleniyor. Dogru mu bu? Yzbasi, agzi bir karis aik oldugu halde, bakmakla beraber cevap vermedi. Stavrogin, bu ana kadar biraz imali ve biraz da alayla konusuyordu. yle ki, Lebyatkin, efendisi gerekten kiziyor mu, yoksa saka mi ediyor, gerekten evli oldugunu aiklayacak mi, bir trl kesin bir karar veremiyordu. Simdi ise, Stavrogin'in asiri sert grns ylesine inandiriciydi ki, Lebyatkin sirtinin rperdigini hissetti. Stavrogin masanin zerine dogru egilerek son derece ciddi bir sesle: - Dinleyin, yzbasi, dedi.Dinleyin ve dogru cevap verin. Lebyatkin, herhangi bir ihbarda bulundunuz mu bulunmadiniz mi? Bir seyler yapmayi becerebildiniz mi? Yoksa, bir sey yapamadiniz mi? Byk bir budalalik yaparak herhangi birine mektup falan gnderdiniz mi? Yzbasi, bos gzlerle Stavrogin'e bakarak: - Hayir, efendim, dedi. Yapmadim ve byle bir sey de aklima gelmedi. -Yalan sylyorsunuz. Byle bir seyi dsndnz. Petersburg' a da bu nedenle gitmek istiyorsunuz. 'Eger mektup yazmadinizsa, burada kimseye bu hususta bir gevezelik de yapmadiniz mi? Bana dogruyu syleyin. Bir seyler duydum. Zavalli yzbasi: - Sarhosken Liputin'e sylemistim, diye fisildadi. Liputin bir haindir. Ona iimi dkmstm. -Iinizi dktnz, ama insan bu kadar budala olamaz. Byle bir seyi dsnseniz bile, kendinize saklamaliydiniz. Insanlar bugnlerde dillerini tutmasini ve ok az konusmasini bilmeli. Yzbasi tir tir titriyordu. - Fakat, dedi. Siz hibir seye karismis degilsiniz ki. Ben sizi... 319- Tabii, sagdiginiz bir inegi ele verecek kadar da budala sayilmazsiniz. Lebyatkin:

- Siz kendiniz karar verin! dedi ve aresizlik iinde, gzyaslariyla, son drt yil iindeki yasantisini, abuk abuk konusurak zetlemeye basladi. Son dakikaya kadar nemini anlayamadigi, kendisiyle hibir ilgisi olmadigi halde bir sr ise burnunu sokan byk bir budalanin, sarhosluk iinde geen dzensiz ve son derece igren bir yasanti-siydi anlattiklari. Daha Petersburg'dayken, sirf dostluk yznden, niversite grencisi olmadigi halde bir niversite grencisi gibi davranarak, herhangi bir seyin su oldugunu bilmeden, hibir kt sey dsnmeden, bir sr bildiriyi merdivenlere, gazete yerine, mektup kutularina, tiyatrolarda seyircilerin sapkalarinin iine, paltolarinin ceplerine nasil sokusturdugunu bir bir anlatti. Daha sonra onlardan para almaya baslamisti. 'O zamanlar ok parasizdim, efendim' diyordu. Iki ilin btn kylerine muhtelif bildiriler dagitmisti. Lebyatkin: ' . - Beni en ok zen, bu yaptiklarimin yasalara gre su olmasiydi, diye haykirdi. Gnn birinde, yabasini kaparak sabah evden firlayan birinin aksam evine zengin olarak dnecegini bildiren bildiriler hazirlandi. Dsnn bir kere, efendim!... Korkudan titremekle beraber yine de bu bildirileri dagittim. Bazen de bes alti satirlik, btn Rusya'ya hitap eden bildiriler ikartiyorlardi. 'Acele edin ve kiliselerinizi kapatin, Tanriyi yok edin, evlilik baglarinizi koparin, miras haklarini ortadan kaldirin, biaklarla silahlanin' ve daha baska neler yazdiklarini Tanri bilir ancak. Bu bildirilerden biriyle yakalandim. Fakat, Tanri onlari korusun, alayin subaylari bana bir temiz dayak attiktan sonra serbest biraktilar. Ve geen yil, elli rublelik sahte Fransiz paralarini Korovayev'e verirken az kalsin yakalaniyordum. Tanriya skrler olsun ki, Korovayev, sarhosken havuza dsp boguldu ve sulu oldugumu kesin olarak kanitla320 yamadilar. Virginskyler'de, evli bir sosyalist kadinin zgrlgnden szettim. Geen Haziran, ilimiz blgelerinden birinde, yine yasak olan bildirilerden dagitiyordum. Bu isi yine yapacagimi sylediler. Bay Verkhovensky, emirlerim yerine getirmemin gerektigini ima yollu anlatti. Bir sreden beri beni tehdit ediyor. Bakin beni pazar gn nasil tehdit etti! Ben bir kleyim, efendim, ben bir kk tirtilim, Tanri degil. Bu bakimdan sair Dershavin'den ayriliyorum; fakat, efendim, dsnn ne kadar yoksulum!.... Stavrogin btn anlatilanlari byk bir ilgiyle dinledi. - Sylediklerinizden ogunu bilmiyordum, dedi. Fakat, size herhangi bir sey olacagi, yani basiniza bir is gelebilecegi kuskusuz. Bir an sustuktan sonra: -- Dinleyin, diye devam etti. Arzu ederseniz, Liputin'in yalan syledigini, benim de bu islerle ilgili oldugumu sanarak ele verebileceginiz tehdidi ile beni korkutmak istediginizi, bylelikle benden para sizdirabileceginizi dsndgnz syleyebilirsiniz. Kime syleyeceginizi bilirsiniz herhalde; Anliyorsunuz, degil mi? - Fakat, gerekten bu kadar byk bir tehlikede oldugumu dsnyor musunuz, efendim? Stavrogin bir kahkaha atti. - Size yolculuk iin para bile verecek olsam, sizi Petersburg'a gndermeyecekleri gerek... fakat Mary'yi grme zamanim geldi. Byle syleyerek oturdugu yerden kalkti. --Fakat Mary ne olacak, efendim? - Size sylemistim. - Sylediklerinizde ciddi miydiniz? - Hl inanamiyorsunuz, degil mi? - Beni gerekten de eski bir izme gibi firlatip atacak misiniz? Stavrogin glerek: 321- Geregini yapariz, dedi. Pekl, yol verin simdi. - Dis kapida beklememi ister miydiniz? Yani, bir seyler duyabilirim de... nk, odalar pek kk... - Fena fikir degil. Dis kapinin merdivenlerinde bekleyin. Semsiyemi alabilirsiniz. - Semsiyenizi mi? Fakat, efendim, ben buna deger miyim? - Her insanin bir semsiyesi olabilir.

- Insan haklarini bu kck kelimeyle bildiriyorsunuz, efendim. Konusmasi anlamsizlasmaya basladi; uydugu haberlerden saskina dnmst. Bununla beraber, kapiya ikip semsiyeyi atigi zaman, basit dsnceli kafasinda garip bir dsnce sekilleniyordu. Mademki durum byleydi, kendisinin korkacak bir seyi yoktu; nk, onlar kendisinden korkuyorlardi. Kafasinda syle bir dsnce dolasiyordu. "Yalan syleyip aldatiyorlarsa, btn bunlarin anlami nedir?" Evliligin topluma duyurulmasi ona ok sama bir dsnce gibi geliyordu. Kendi kendine dsnyordu. "Byle bir canavardan her seyin beklenebilecegi dogrudur. Insanlara ktlk etmek iin yasiyor. Fakat, ya pazar gnk hakaretten korkuyorsa ve simdiye kadar korkmadigi gibi korkuyorsa? ylesine korkuyor ki, bu haberi benim yayacagimi dsnerek, ne yapmak niyetinde oldugunu bildirmek ve bana engel olmak iin buraya kadar gelmek zahmetine katlaniyor. Aman, oyuna gelme, Lebyatkin!... Peki, mademki bunu topluma aiklayacak, neden gece yarisi buraya gizlice geliyor? Ve eger korkuyorsa, son gnlerde korkmaya da hakki yok degil hani. Bak, Lebyatkin, aman, isi yzne gzne bulastirma!..." Sonra dsnceler syle siralanmaya basladi: "Beni Verkhovensky ile korkutmaya alisiyor. Karisik bir durumdayim!... Korkun bir karisiklik iindeyim!... Liputin'e bir sey 322 sylememeliydim!... Bu serserilerin neler yapmaya niyetli olduklarini ancak seytan bilir. Zaten onlari hibir zaman anlayamadim. Bes yil nceki gibi yine alismaya basladilar. Peki kimi kime ihbar edebilirim? 'Insallah kimseye yazmak aptalligini gstermemis-sindir? Anliyorum!... Demek ki aptalligi bahane ederek birilerine yazmak mmkn olabilecek? Acaba byle davranmam gerektigini mi ima etmek istedi? 'Petersburg'a da bu amala mi gidiyorsun? Ah kereta!.., Byle bir seyi dsndgm bile sezdi! Sanki gitmem iin beni kiskirtiyor. Iki seyden biri: Ya yapmamasi gereken bir seyi yaptigi iin korkuyor, ya da... ya da hibir seyden korkmuyor ve beni onlari ihbar etmem iin kiskirtiyor!... Oh, Lebyatkin, nasil bir ikmaza saplandin!... Hata yapmamam iin Tanri'ya yalvarmaliyim!..." : Dsnceleri ile o kadar mesguld ki, Mary'nin odasinda konusulanlari dinlemek aklina bile gelmedi. Bununla beraber, onlari dinlemek pek de kolay olmazdi; nk, odanin kapisi yekpare tahtadan yapilmisti ve ok kalindi. Btn duyabildigi boguk bir ugultudan ibaretti. Yzbasi, saskinlikla yere tkrerek, dsnceleri arasinda kaybolmus bir halde odadan ikti. Mary'nin odasi, Lebyatkin'in odasindan en az iki kat daha bykt; fakat, esyasi yine kaba olarak yapilmis seylerden ibaretti. Masanin zerine iekli, gri renkli bir rt serilmisti ve zerinde bir lamba yaniyordu. Karyola, odanin bir ksesini boydan boya kaplayan yesil bir perdenin arkasinda kaliyordu. Odadaki esyaya ilaveten, masanin yanina, Mary'nin hibir zaman oturmadigi rahat bir koltuk konmustu. Odanin bir ksesinde, eski odada oldugu gibi byk bir Ikon vardi ve al tinda kk bir kandil yaniyordu. Masanin zerinde birka gerekli teberi vardi; bir deste iskambil, kk bir el aynasi, bir sarki kitabi ve hatta, bir somun ekmek... Bunlardan baska, resimleri renkli iki kitap vardi. Kitaplardan biri, meshur bir 323yolculuk kitabindan alinmis ve genler iin uyarlanmis, digeri ise, daha ok Noellerde armagan edilen cinsten, svalyelere ait servenler kitabiydi. Ayni zamanda, bir de albm vardi. Yzbasinin syledigi gibi, Mary, konugunu bekliyordu; fakat, Stavrogin odaya girdiginde onu, koltuga oturmus ve basini kusty bir yastiga dayamis uyurken buldu. Stavrogin, odanin kapisini usulca kapadiktan sonra, yerinden kimildamadan, uyuyan kadim incelemeye basladi. Lebyatkin, Mary'nin stne basina eki dzen vermis oldugu hakkinda yalan sylemisti. zerinde, pazar gn Stavroginler'in evinde giymis oldugu siyah dz elbise vardi. Salari yine eskisi gibi topuz halinde ensesinin zerine toplanmisti; ensesi yine

eskisi gibi iplak kalmisti. Bayan Stavrogin'in armagan olarak verdigi siyah sal dikkatlice katlanmis, divanin stnde duruyordu. Yz, yine eskiden oldugu gibi dikkatsizce pudralanmis ve allliklanmisti. Stavrogin'in odaya girisinden bir dakika kadar sonra, Mary, sanki seyredildigini hissetmis gibi birden gzlerini aarak yerinden dog| ruldu. Fakat, konuga garip bir sey olmus gibiydi; yerinden kimildamadan kadinin yzn inceliyordu. Sanki gzlerini onun yznden ayiramiyormus gibi bir hali vardi. Belki de bakislarinin sert olmasi gereksizdi. Belki de bakislarindan bir hosnutsuzluk, bir hor grs akiyordu, ya da Mary, uyandigi zaman byle hissetmisti. Hemen hemen bir dakika sonra, Mary'nin yz mthis bir korkuyla sarardi. Dudaginin bir kenari sinirli bir tikle oynuyordu. Birden korkmus bir ocuk gibi ellerini yzne kapayarak aglamaya basladi. Byle aglamaya devam ettigi takdirde, kisa bir sre sonra iglik igliga bagirmaya baslayacagindan kusku yoktu. Fakat, ziyareti kendisini hemen toparladi; yzn hafif bir pembelik kapladi; dudaklarinda nazik ve sevimli bir tebessmle masaya dogru yrd. Elini Mary'ye dogru uzatarak: -Siz uyurken byle zamansiz olarak gelip sizi rktmek istemedim, dedi. ok zgnm. Stavrogin'in sesinin yumusakligi etkisini hemen gstermisti. Mary'nin korkusu gemekle beraber her an umaya hazir rkek bir 324 kus tavrini birakmamisti. Korkarak elini uzatti. Sonunda, dudaklarinda rkek bir tebessm belirdi. Garip bir tavirla Stavrogin'e bakarak: - Merhaba, Prens, dedi. , Stavrogin, ayni yumusaklik ve sevimlilikle devam etti. - Kt bir rya grdnz, degil mi? - Kt bir rya grdgm nasil anladiniz? Birden tekrar titremeye ve Stavrogin'den kainmaya basladi. Kendisini korumak istermis gibi elini kaldirdi. Aglamaya baslamak zereydi. Stavrogin, onu yatistirmaya alisarak: - Haydi, kendinize gelin, dedi. Korkacak ne var ki? Beni tanimadiniz mi? Fakat, uzun bir sre, szleri Mary zerinde hibir etki yapamadi. Mary, sesini ikarmadan, yznde o istirap verici saskinlik, kafasinda geen dsnceyi anlamak abasi ile Stavrogin'e bakiyordu. Bir ara bakislarim ondan kairiyor, bazen de abuk bir gz atiyordu. Sonunda, sakinlesmekten ok, karara varmis bir tavir takindi. Yeni bir amata oldugu aika belli olan, kararli bir sesle: - Yanima oturun, ltfen, dedi. O zaman sizi daha iyi grebilirim. Ve simdi merak etmeyin; nk, size bakacak degilim. Basimi nme egerek yere bakacagim. Siz de bana bakmayin, ben syleyene kadar. Sonra sabirsiz bir tavirla ekledi: - Otursaniza. Mary'nin yeni bir duyguyla davrandigi belliydi. Stavrogin, sylendigi gibi oturdu ve beklemeye basladi. Olduka uzun bir sre konusmadan sessizce durdular. Mary birden igrenir bir tavirla: - Sunu sylemeliyim ki, dedi. Bana ok garip geliyor. Kt rya grdgm bir gerek; ama, sizi neden o sekilde grdgm anlayamiyorum? 325Stavrogin sabirsiz bir tavirla: - Oh, su ryalarinizi karistirmayalim, dedi. Bu arada kendisinden istenenin tersine Mary'ye dnmst. Bu hareketini, ya Mary'nin kendisine bakmaktan hoslandigini dsnerek ya da elinde olmayarak yapmisti. Mary de ona bakmak istemekle beraber kendisini zorlayarak gzlerini yerden kaldirmamakta israr etmisti ve onun bu davranisi Stavrogin'in gznden kamamisti. Mary birden sesini ykselterek: - Dinleyin, Prens, dedi. Dinleyin, Prens... Stavrogin artik dayanamayip: -Neden arkanizi bana dndnz? diye bagirdi. Neden yzme bakmiyorsunuz? Bu komedinin anlami nedir?

Fakat Mary onu hi duymamis gibi grnyordu. Sert ve kararli bir sesle nc kez: - Dinleyin, Prens, diye mirildandi. Geenlerde, arabada gelirken, bana, evliligimizi topluma aiklayacaginizi sylediginiz zaman, sirrimizin ortadan kalkmis olacagi beni endiselendirdi. Fakat simdi bilmiyorum. Sylediklerinizi kafamda evirip evirdim ve buna degmeyecegim sonucuna vardim. Ben de giyinip kusanip konuk agirlayabilirim; birini aya davet etmek g olmasa gerek, zellikle insanin usaklari olursa... Fakat her ne olursa olsun, halk ne diyecektir? O pazar sabahi evremi ok yakindan incelemistim. O gzel kiz, zellikle siz odaya girdiginizde, gzlerini zerimden ayirmadi hi. Gelen sizdiniz, degil mi? O kizin annesi sadece, kibarlik budalasi bir ihtiyardir. Lebyatkin'in de ne mal oldugunu gsterdi. Kahkahalarla glmemek iin hep tavana bakiyordum... tavan da ok gzel boyanmisti, hani. Onun annesi bas rahibe olacak bir kadin. Bana siyah salini vermekle beraber ondan korkuyorum. Kusku yok ki, hepsi benim iin degisik dsncelere saplanmislardir. fkeliydim ve oturdugum yerde dsnyordum. Onlara nasil akraba olabilirdim? Hi kusku yok ki, sryle usagi olan bir 326 konteste ruhsal bazi degerler aranir. Bunun yaninda, yabancilari iyi karsilayabilmek iin de biraz cilveli olmalidir. Fakat, yine de o pazar hepsi bana mitsizce baktilar. Yalniz Dasha bir melekdir. Benim hakkimda dikkatsizce syleyecekleri szlerle, Prensin gururunu inciteceklerinden korkarim. Stavrogin yzn burusturarak: - Korkma ve bu konuyu merak etme, dedi. - Bununla beraber, benim yzmden biraz utan duymasina aldirmiyorum. nk, utantan ok bir acima olacaktir, sphesiz bu da insana gre degisecektir. Anliyorsunuz ya, Prens, onlarin bana acimalarindan ok benim onlara acimam gerektigini biliyor. - Onlara biraz kirginsin, Mary, degil mi? Mary, iyi niyetini gstermek istermis gibi neseli bir kahkaha atti. - Kim, ben mi? Hayir, hi de kirgin degilim. O zaman hepinize dikkatlice bakmistim. Hepiniz fkeliydiniz, birbirinizle tartisiyordunuz. Toplaniyorsunuz, fakat glmenin ne demek oldugunu bilmiyorsunuz. Bu kadar zengin, fakat kederli... neseden yoksun insanlar! Tutumunuza ben de sastim dogrusu. Fakat, simdi kendimden baskasina acimiyorum. - Ben olmadigim takdirde agabeyinle yasamanin zor oldugunu syledigini duydum. Dogru mu bu? - Bunu size kim syledi? Sama. Simdi daha da kt. Iste simdi kt ryalar grmeye basladim ve ryalarim sizin gelmenizle daha da ktlesti. Neden geldiginizi bilmek isterim? - Yine manastira gitmek ister misiniz? - Bunun bana yine teklif edilecegini biliyordum, zaten! Gzel Tanrim, manastirinizin nasil oldugunu bilmiyor muyum saniyorsunuz? Hem neden oraya dnecekmisim? Zorum ne? Simdi artik dnyada tamamen yapayalniz kaldim! nc bir hayata baslamak artik benim iin ok zor. - ok fkeli grnyorsun. Artik seni sevmedigimi dsnmyorsun, ya? 327- Oh, sizi nemsemiyorum bile!... Birisim sevmeye baslayacagimdan korkuyorum. Karsisindakini hor grrms gibi kesik bir kahkaha atti. Sonra birden sanki kendi kendine konusuyormus gibi ekledi: - 'Ona' karsi byk bir su islemis olmaliyim. Yalniz bunun ne oldugunu bilmiyorum. Bu sululuk hissi btn hayatim sresince yakami birakmayacaktir. Daima... daima... btn bu bes yil sresinde... gece ve gndz... 'ona' byk bir ktlk ettigimden tr korku iindeyim. Ona nasil bir ktlk yaptigimi dsnerek gece ve gndz dua edip durdum. Ve simdi de bunun tamamen dogru oldugunu anliyorum. - Neyin dogrulugunu anliyorsunuz? Mary, kuskusuz ki kendisine sorulan soruyu duymamisti. Bu soruya cevap vermeden konusmasina devam etti:

- Isledigim bu suta onun bir rol olup olmadigi beni zyor. Byle degersiz kimselerle nasil dostluk kurabildigine hl sasiyorum. Benimle ayni arabada oturmakla beraber, kontesin beni paralamak iin terddt etmeyecegini biliyorum. Hepsi bu isin iindeler... acaba 'O' da bu isin iinde mi? Acaba o da mi bana ihanet etti? Mary'nin enesi ve dudaklari titriyordu. - Bakin ne syleyecegim size, yedi kilise tarafindan afaroz edilmis, Rus tahtina gz dikmis olan Grishka Otrepyev hakkinda yazilanlari okudunuz mu? Stavrogin, cevap vermedi. Mary, birden kararini vermis gibi: - Tahmin ederim ki, simdi dnp yznze bakacagim, dedi. Sizde dnn bana bakin, ama ok yakindan, ltfen. Son kez emin olmak istiyorum. - Uzun bir sreden beri size zaten bakiyordum. Mary dikkatle ona bakarak: - ok garip, dedi. ok sismanlamasiniz. 328 Bir sey sylemek zereyken birden yine rkek tavrini takindi ve kendisini mthis bir seyden korumak istermis gibi elini yzne kaldirdi. Mmkn oldugu kadar ondan uzaklasrnaya alisti. Stavrogin fkeyle haykirdi. - Sizin neyiniz var, Allahaskina?!... Fakat Mary'nin yzndeki dehset anlami ok kisa srd. Yz garip bir tebessmle burustu. Kusku dolu gzlerini Stavrogin'e dikti. Birden israrli ve kesin bir tavirla: - Ltfen, Prens, kalkin ve ieri girin, dedi. - Ieri mi gireyim? Ieriye nereden girecegim. - Bes yildan beri ieri nasil girecegini dsnp durdum. Kalkin ve su kapidan br odaya gein. Sanki, bir seyden haberim yokmus gibi elime bir kitap alip oyalanacagim ve siz bes yillik ayriliktan sonra birden odaya dalacaksiniz. Bunun nasil olabilecegini grmek istiyorum. Stavrogin, dislerini gicirdatarak iinden sylendi. Sonra eliyle masaya vurarak: - Yeter artik, dedi. Ltfen beni dinleyin, Mary. Bana bir iyilik yapin ve btn dikkatinizi bana verin, ltfen. Tabii, elinizden geldigi kadar. Yarin sabah evliligimizi topluma aiklayacagim. Byk bir konakta yasamayacaksiniz. Byk bir konakta yasama dsncesini kafanizdan hemen silip atin. Hayatinizin sonuna kadar benimle yasamak ister misiniz? Fakat buralardan ok, ama ok uzaklarda... Yani, daglarda, Isvire'de. Orada, bildigim ok gzel bir yer var. Hem korkmayin, ne sizi yalniz birakacagim ne de timarhaneye kapatacagim. Yardim istemeden, kimseye muhta olmadan yasayabilecek kadar param var. Bir hizmetiniz olacak ve is yapmak zorunda kalmayacaksiniz. Arzu ettiginiz her seye sahip olacaksiniz. Yine duanizi yapabilecek ve istediginiz yere gidebileceksiniz. Size elimi bile srmeyecegim. Ve yaninizdan bir dakika iin bile olsa ayrilmayacagim. Arzu etmediginiz takdirde sizinle hayatimin so329nuna kadar konusmayacagim. Ya da Petersburg'daki kk apartmanimizda oldugu gibi aksamlari bana yklerinizi anlatabilirsiniz. Arzu ederseniz size kitap bile okuyacagim. Fakat bir sartla; belki can sikici olabilecek o yerde hayatimizin sonuna kadar beraber yasayacagiz. Hosunuza gitti mi? Kabul edecek misiniz? Beni gzyaslarinizla zmeyeceksiniz, degil mi? Mary, byk bir ilgiyle onu dinledi. Uzun bir sre konusmadan sylenenlerin zerinde dsnd. Nihayet, soguk ve umursamaz bir tavirla: - Btn bunlara inanmak benim iin ok zor, dedi. O daglarda belki de kirk yil yasayabilirim. Sonra, tiz bir kahkaha atti. Stavrogin kaslarim atarak: - Pekl, orada kirk yil yasayabiliriz, dedi. - Anliyorum. Hayir, dnyayi bagislayacak bile olsaniz oraya gitmeyecegim. - Benimle de olsa gitmez misiniz? -- Hem sizinle neden gelecek misim? Sizinle beraber tam kirk yil dagin tepesinde mi oturacagim? Aman, ne gln!... Bugnlerde insanlar ne kadar sabirli oluyorlar gerekten!... Hayir, bir sahinin bir baykus olmasi mmkn degil. Benim Prensim,

byle bir insan degildir. Mary, szn bitirince basini byk bir gururla kaldirdi. Stavrogin birden kendine geldi. Aceleyle sordu: - Bana neden Prens diyorsunuz? Beni kiminle karistiriyorsunuz? - Neden, siz prens degil misiniz? - Hayatimda prens olmadim. - Demek itiraf ediyorsunuz... ve yzme karsi bir prens olmadiginizi syleyebiliyorsunuz? - Prens olmadigimi syledim. 330 Mary neseyle ellerim irpti. - Merhametli Tanrim!... 'Onun' dsmanlarindan her seyi bekledim, fakat byle bir kstahligi... asla!... Stavrogin'e dnerek haykirdi. - Hayatta mi?!... Onu ldrdnz m ldrmediniz mi? itiraf edin!... Stavrogin, mthis bir fkeyle ayagi firladi. - Beni kim saniyorsunuz?! Fakat, Mary'yi korkutmak simdi mmkn degildi. zerinde byk bir zafer havasi esiyordu. - Kim oldugunuzu ve nereden iktiginizi kim bilir ki? Bu dolaplari, kalbimin derinliklerinde hissetmistim!... Ve burada oturmus kr bir baykusun bana onur vermesini bekliyorum!... Hayir, dostum, zayif bir aktrsnz, Lebyatkin'den bile kt bir aktrsnz. Kontese saygilarimi ve bir daha sizden daha iyi bir adam gndermesini bildirin. Sizi bu is iin mi tuttu? Syleyin bana!... Size mutfaginda mi bir is verdi, yoksa? Hilenizi anlayabiliyorum. Hepinizi anliyorum, hepinizi!... Stavrogin, Mary'nin kolunu tuttu. Fakat, Mary onun yzne glyordu. - Aslinda ona biraz benzemiyor degilsiniz, hani. Akrabasi misiniz yoksa? Ne akilli insanlar!... Sadece bir adam sahin ve prensdir. Siz ise bir baykus ve igren bir usaksiniz!... Benim erkegim arzu ettigi takdirde Tanri'nin huzurunda egilir ancak. Shatov, oh sevgili Shatov, neden sizi tokatladi? Lebyatkin syledi bana... Ve o pazar gn salona girdiginizde neden o kadar korkmustunuz? Sizi kim korkutmustu? Dstgm zaman beni kaldirdiginizda yznz yakindan grms ve kalbimin kurtlarla doldugunu hissetmistim. Kendi kendime 'O degil' demistim. 'Benim sahinim, gen sosyete kadinlarinin yaninda benden utanmaz.' Oh, Tanrim, btn bu bes yil, sahinimin daglarda yasayip oraya buraya uustugunu dsnerek yasadim.. Syleyin bana sahtekr adam, size ka para de331diler? ok byk bir para karsiliginda razi olmus olmalisiniz? Bense size metelik bile vermezdim. Ha, ha, ha!... Ha, ha, ha!... Stavrogin, Mary'nin kolunu birakmadan dislerini gicirdatti ve: - Oh, salak!... diye hirladi. Mary, kendinden emin bir tavirla: - Defol, dzenbaz herif!.... diye haykirdi. Prensimin karisiyim!... Sizin biaginizdan da korkmuyorum!.... - Biak!... - Evet, biak!... Cebinizde bir biak var!... Uyudugumu dsnyordunuz, ama grdm. Odaya girer girmez biaginizi ikardiniz!... Stavrogin: - Neler sylyorsunuz, zavalli mutsuz!.... dedi. Nasil ryalar gryorsunuz? Stavrogin, sznn sonunda Mary'yi yle bir siddetle itti ki, Mary hizini alamayarak sirtini ve basini kanepenin arkasina arpti. Stavrogin, yerinden firlayarak odadan ikti. Fakat, Mary hemen yerinden firladi ve sekerek arkasindan kostu. Lebyatkin ona zorlukla hkim olabiliyordu. Mary, sesinin btn gcyle karanliga dogru haykirarak kahkahalarla glmeye basladi. - Grishka Otrepyev... melun!... ***

Stavrogin, bastigi yere dikkat etmeden amurlara, su birikintilerine bata ika yrrken, kendi kendine syleniyordu. - Biak!...Biak!... yle, dakikalar oldu ki, ilginca, kahkahalarla glmek istiyor, fakat byk bir gayretle bu arzusunu frenliyordu. Ancak, kprnn 332 zerinde, birka saat nce Fedka ile karsilastigi yere gelince kendine gelebildi. Fedka, ayni yerde bekliyordu. Stavrogin'i grnce sapkasini ikartip onu yerlere kadar selamladi ve neseli bir sesle konusmaya, bir seyler anlatmaya basladi. Stavrogin durmadan onun yanindan geti ve hatta sylediklerini bile bir sre dinlemedi. Serseri pesinden gelmekte israr ediyordu. Stavrogin birden, aklina gelen bir dsnceyle durdu. Kendi kendine 'Biak!... Biak!', diye sylene sylene yrrken onu tamamen unutmustu. Serserinin yakasina sarildigi gibi, fkenin verdigi korkun bir gle kprnn korkuluguna dogru savurdu. Fedka bir ara, karsi koymayi dsn-dyse de, bundan vazgeti. nk, karsisindakinin gcn kendisine gre biraz fazla bulmustu. Bu kararla sakin sakin durdu. Yere diz kms ve bir kolu arkasina bkl oldugu halde kimildamadan sonucu bekledi. Karsisindakinden herhangi bir tehlikenin gelmeyeceginden emin bir hali vardi. Yanilmamisti, Stavrogin, boynundaki esarbini siyirmis onun ellerini baglamak zereyken birden caydi ve onu serbest birakarak itti. Serseri hemen ayaga firladi ve elinde nereden iktigi belli olmayan, kisa ve genis agizli bir biak belirdi. Stavrogin sabirsiz bir el hareketiyle: - Birak biagi! diye emretti: Hemen sok onu cebine, gzm grmesin!... Serserinin elindeki biak, meydana iktigi kadar abuklukla yine kayboldu, Stavrogin, arkasina bile bakmadan yine yoluna devam etti. Fakat inati serseri pesinden ayrilmiyordu. Simdi, artik gevezelik etmeyi birakmis, ok saygili tavirla bir adim geriden yryordu. Kpry bylece getiler ve nehrin karanlik kiyisina geldiler. Bu kez, Bo-goyavlenskaya Caddesi'nden daha kestirme olan ve sehrin gbegine giden, issiz yollardan sol taraftakine saptilar. Stavrogin birden: - Geen gn civardaki bir kilisemizi soymus oldugunuzu duydum, dogru mu? diye sordu. 333Serseri, sanki aralarinda hibir sey gememis gibi agirbasli ve biraz magrur bir tavirla: - Oraya dua etmek iin gitmistim, efendim, diye cevap verdi. Biraz nceki asiri samimiyetin yerini isini bilen bir adamin agirbasliligi almisti. - Tanri oraya yolumu nasil dsrd bilmiyorum, diye devam etti. Zaten bizler Tanri'nin yardimi olmadan yasayamayiz. Tanri hakki iin dogru sylyorum ki zararli ikan yine ben oldum. Tanri gnahlarimin cezasini vermek istedi sanirim. Bir buhurdanlik, bir tas ve bir kemerden ancak on iki ruble para alabildim. St. Nicholas'in saf gms heykeli para bile etmedi; kaplama oldugunu sylediler. - Bekiyi ldrdn, degil mi? - Kiliseyi o bekiyle beraber soymustuk. Sonra, sabaha dogru nehrin kiyisina geldigimiz zaman, torbayi kimin tasiyacagindan tr tartistik. Onu ldrmemeliydim, efendim; ama, ok gnahi oldugundan onun adina memnunum. - ldrmeye... almaya devam et... devam et... - Sey... efendim, Bay Verkhovensky de byle buyurdu... tam sizin gibi... Kelimesi kelimesine ayni szler... ok cimri ve dsknlere yardim etmekte ok kati kalpli oldugundan byle davrandigini sanirim. Ayrica, bizi kuru bir toprak parasindan yaratan Tanriya da inanmiyor. Her seyi doganin yaptigini kabul ediyor... hatta vahsi hayvanlarin bile doga tarafindan yaratildigina inaniyor. Ayrica, benim gibi bir insanin, yardim eli uzatilmadan is gremeyecegini de anlamak istemiyor. Kendisine byle sylendigi zaman koyunun kaval dinlemesi gibi, alik alik insanin yzne bakiyor. Ona sasmamak insanin elinden gelmez!... rnegin, biraz nce ziyaret ettiginiz yzbasi

Lebyatkin'i ele alalim. Filippov'un evinde otururken, kapisini ardina kadar aik birakarak kr ktk sarhos bir halde yerde yatiyor ve paralar da yerlerde srnyordu. Inanin ki gzlerimle grdm; nk, bizim gibiler yardimsiz yasayamazlar. 334 -Kendi gzlerinle mi grdgn syledin? O gece eve girmis miydin? - Belki de girdim, ama, efendim, bunu kimse bilmiyor. - Neden onu ldrmedin? . - Dsnmedim degil, efendim. Anliyorsunuz ya? Dogrusunu sylemek gerekirse, kendime glkle hkim oldum, efendim. Her zaman iin onun cebinden yz elli ruble alabilecegimi duymustum. Bu nedenle, belki bin bes yz ruble alabilecegimi de dsndm. Onu ldrrsem, yagli bir kapiyi kendi yzme kapamis olacaktim. Yzbasi Lebyatkin, sarhos oldugu zamanlar, sizin ok cmert bir insan oldugunuzu her tarafta sylyor. Bunu kulaklarimla duydum, efendim. Sizin hakkinizda byle sylediklerini yzlerce kez duyunca, sizin eli aikliginiza gvenmeye karar verdim. Babam ya da z kardesimmissiniz gibi sizinle konusuyorum, efendim. Bay Verkhovensky degil, hi kimse bunu grenemeyecektir. Bu bakimdan, eli aikliginiz bana rublecik verdirmez mi, acaba? Beni huzura kavusturacaksiniz, efendim, yani dsndklerinizi sylemekle demek istedim. Daha evvel syledigim gibi, bizim gibiler bir yardim eli grmeden yasayamazlar. Stavrogin kendisini tutamayarak bir kahkaha atti. Sonra, her zaman yaninda tasidigi kesesinden, tomar halinde duran kgit paralardan birini siyirip atti. Onun pesinden ikinciyi, ncy ve drdncy atti. Fedka, atilan paralan havada kapiyordu. amurlarin iine dsenlerin ardindan saldiriyordu. Onlari toplayip ceplerine sokustururken 'Oh, oh, oh!' diye haykiriyordu. Stavrogin hem glyor ve hem de paralan savuruyordu. Sonunda btn parasini atti ve tek basina yoluna devam etti. Serseri geride kalmis, yerdeki paralan toplamakla mesguld. Rzgrin su birikintilerine uurdugu paralari toplayabilmek iin dizlerinin zerinde amurlarda srnyordu. Paralari toplarken, 'Oh, oh, oh!...', diye attigi naralar karanliklarda akisler yaparak dagiliyordu. 3353. DELLO Dello, ertesi gn, kararlastirildigi gibi gleden sonra saat ikide yapildi. Artemy Gaganov'un her ne olursa olsun dvsmek istegi, kararin hemen verilmesine neden olmustu. fkeden ildiracak gibi oldugundan, rakibinin davranisini anlayamiyordu. Bir aydan beri durmadan ona hakaret ederek onun sabrini tketmek istemis, basaramamisti. Karsisindakini delloya davet etmek iin belirli bir neden olmadigindan, Stavrogin'in, kendisini delloya davet etmesini beklemisti. Onunla dello etmek iin gizli nedeni aiklamaktan da * nedense utaniyordu. Drt yil nce, babasinin ugradigi hakaretin de hincini ikartmak istemesi normaldi. Ayrica, Stavrogin'in toplumun iinde zr dilemesine karsilik onu delloya agiramazdi. Stavrogin'in utanmaz bir korkak oldugu kararina vardi. Ayrica, Stavrogin'in, Shatov'dan grdg hakarete ses ikarmamasina da akli ermiyordu. Bu nedenledir ki, Stavrogin'e yazdigi hakaret dolu o mektubu gndermis ve bunun sonucu olarak dello teklifini almisti. Bu mektubu gnderdikten sonra, byk bir umut iinde Stavrogin'den gelecek cevabi beklemeye karar vermisti. Gelecek cevabin ne olacagini bilmedigi halde, her ihtimale karsi, eski okul arkadasi Maurice Drozdov'u dello tanigi olmak zere kandirmisti. Bu bakimdan, Kirilov sabah saat dokuzda geldigi zaman her seyin hazirlanmis oldugunu grd. Stavrogin'in zr dilemesi siddetle reddedildi. Durumdan ancak iki gn nce haberdar olan Maurice Drozdov, iki gencin olmayacak bir sey iin dvsmelerinin uygunsuzlugunu syleyecek oldu; ama, Gaganov'un oturdugu yerde sinirden zangir zangir titredigini grnce bir sey sylemekten vazgeti. Arkadasina sz vermis olmasaydi hemen ikip gidecegi kesindi. Btn umudunu, dello aninda bir seyler yapabilmesine baglayarak, sesini ikarmadan yerinde oturmakla yetindi. Kirilov, Stavrogin'in dello davetini bildirdi. Btn kosullar, itirazsiz hemen kabul edildi. Sadece, Stavrogin'in kosullarina bir ek yapildi. Bu ek olduka zordu. Eger ilk

karsilasmada bir sonu alinmazsa, ikinci 336 bir karsilasma yapilacak ve bu karsilasmada da bir sonu alinamayacak olursa, nc bir karsilasma yapilacakti. Kirilov, nceleri, itiraz edecek oldu; fakat sonunda, drdnc bir karsilasmanin yapilmamasi sarti ile kabul etti. - defa evet, fakat drdnc bir karsilasma... olmaz. Bu anlasmadan sonra, karsilasma, sehrin dis kismindaki Brykov, yani, Skvoreshniki ile Spigulin fabrikalarinin arasindaki boslukta ve saat tam ikide yapildi. Bir gece nceki yagmur dinmisti; ama, yerler amur iinde ve hava rzgrliydi. Gkyznde, alak, siyah bulutlar dolasiyor; sert rzgr agalarin tepelerini salliyor ve kklerini sarsiyordu. Insana sikinti verici bir gnd. Drozdov ve Gaganov, Gaganov'un bizzat kullandigi, ift at kosulu sik bir arabayla geldiler; yanlarinda bir de usak vardi. Stavrogin ve Kirilov ise at stnde geldiler; onlarin yaninda da bir usak vardi. Hayatinda ata hi binmemis olan Kirilov, atin stnde dim dik oturuyor ve usaga bile itimat edemedigi tabanca kutusunu sag elinde tasiyordu. Sol eli ile dizginleri tutuyor; fakat, acemi olusundan dizginleri srekli kisiyor ve atin, basini yukari atmasina neden oluyordu. Hayvan saha kalkmak istiyordu; ama, Kirilov'un bunu umursadigi yoktu. Ktmser ve ok alingan olan Gaganov, onlarin atla gelmelerine mthis alindi. Dsmaninin, yaralandigi takdirde arabayla evine tasinmasini bile gereksiz grecek kadar kendinden emin oldugu kanisina vararak, bunu da kendisine karsi yapilmis bir hareket olarak nitelendirdi. Yz sapsari oldugu halde arabasindan indi. Elleri fkesinden tir tir titriyordu. Bunu da hemen Drozdov'a syledi. Stavrogin'in selamina aldirmadan sirtini dnd. Dello taniklari aralarinda yazi tura attilar: Kirilov kazandi. Atis izgileri hesaplandi ve ekipler yerlerini aldilar. Araba ve atlar usaklarla beraber yz adim kadar uzaga gnderildi. Tabancalar dolduruldu ve rakiplere verildi. Ne yazik ki, ykm hizlandirmak zorundayim ve tasvire fazla yer veremiyorum; fakat, birka hususu aydinlatmak zorundayim. Drozdov, son derece zgn ve telasliydi. Kirilov ise tersine, son derece heyecansiz ve kayitsizdi. zerine almis oldugu grevin 337btn ayrintilarini, hi acele etmeden, bu ugursuz dellonun sonunu dsnmeden, yerine getirmeye alisiyordu. Stavrogin'in yz her zamankinden biraz daha solgundu. Olduka hafif bir palto giymis ve basina da kei derisi bir sapka geirmisti. ok yorgun bir hali vardi. Arada sirada yzn eksitmekle beraber, keyfinin yerinde olmadigini belli etmek istemiyordu. Fakat, Gaganov hepsinden daha ok dikkati ekecek durumdaydi. Bu bakimdan onun hakkinda birka sz sylemek zorundayim. *** Gaganov'un dis grnsn anlatmak firsatini simdiye kadar bulamamistim. ok uzun boylu, yaklasik otuz yaslarinda, olduka beyaz tenli, halk arasinda sylendigi gibi biraz sismanca ve olduka dzgn yz hatlari bulunan bir genti. Albayligi sirasinda emekliye ayrilmisti; general oluncaya kadar orduda kalmis olsaydi, general elbisesi ile ok daha heybetli grnecegine ve iyi bir savasi olacagina kusku yoktu. Kisiligini kesin olarak belli etmek iin, emekliye ayrilisindaki gerek nedenin, Stavrogin'in drt yil nce, kulpte babasina ettigi hakaretle ailesine srlen ve bunca yil pesini birakmayan lekenin znts oldugunu zellikle belirtmek gerekir. Greve devam etmenin byk bir alaklik oldugu ve aslinda olaydan haberleri bile olmayan subay arkadaslarini, birligini de lekeledigi kanisindaydi. Babasinin basindan geen olaydan ok daha nce ordudan ayrilmak iin baska bir nedenle istifa etmis; fakat, bir trl kesin bir karar verememisti. Burada yazmasi bile ok garip olacak; ama, ordudan ayrilisinin asil nedeni, kleligin kaldirildigini bildiren 19 Subat tarihli emirdi. Blgenin en varlikli toprak sahiplerinden biri olan Gaganov, bildirinin yayinlanmasi ile fazla bir zarara ugramamisti. Alinan kararin insanliga yararinin byk oldugunu anlayabilecek, reformun getirecegi faydalari kavrayabilecek yetenekte bir insan oldugu halde, bildirinin yayimlanmasindan hemen sonra, kendisinin

338 sahsen hakarete ugramis oldugunu dsnmst. Bu inanci, bi-lindisi, belirsiz bir duygu olsa da nne geilemeyecek gteydi. Bununla beraber, babasi lnceye kadar herhangi bir adim atamamisti. Fakat, Petersburg'da, yakin iliskilerinin bulundugu insanlar arasinda dsncelerinin soylulugu ile tanindi. O zamanlar, iine kapanik bir genti. Karakterinin diger bir zelligi daha: Soylu ailesini ok benimseyen, eskiligi ile vnen ve Rusya'da hl tu-tunabilen sayili kisilerdendi. Ayni zamanda, Rus tarihini nefretle karsilar ve Rus trelerini pek kaba bulurdu. Daha ocukluk yillarinda, grenimine baslayip bitirdigi, ancak taninmis ve varlikli ailelerin ocuklarinin girebildigi askeri okulda, iinde birtakim romantik grsler filizlenmeye baslamisti. Satolardan, ortaag yasantisindan, svalyelik hayatindan son derece hoslanirdi. Hatta, o gnlerde, Moskova arligi devrinde, ar'in, soylu bir kisiye meydan dayagi attirabilecegini okudugu zaman aglamakli olmustu, Dayak yiyecek olan soylu kisiyi kendisi ile karsilastirinca da utancindan yz kizarirdi. Sert, son derece aksi, ordu hakkinda ok iyi bilgisi olan ve sorumlulugunu ok iyi bilen adamdi, ama aslinda, byk bir hayalperestti. Toplantilarda konusabilecegini, konusmanin ona dogustan vergi oldugu sylenmekle beraber, otuz senelik hayati sresinde agzini bir kere olsun amamisti. Son zamanlarda girdigi Petersburg sosyetesinde bile ok kibirli davranislari olurdu. Avrupa'dan henz dnms olan Stavrogin'le karsilasmasi onu ilgina dndrmst. Bu dakikada, atis izgisinde beklerken son derece heyecanliydi. Dellonun su ya da bu nedenden tr geri kalacagini tasarladika sabirsizligi bir kat daha artiyordu. Kirilov, baslamalari iin isaret verecegi yerde birdenbire konusmaya baslayinca yznde bir znt anlatimi belirdi. Tabii, Kirilov'un byle davranmasi detti. - Gerektigi iin sylyorum. Simdi tabancalariniz ellerinizde ve verilecek isareti bekliyorsunuz. Bu dellodan vazgemenizi son defa tekrarliyorum. Bu bir tanik grevidir. O zamana kadar susan ve rkekligi, ikiyzllg iin kendisine 339kizan Drozdov, sanki zellikle yapiyormus gibi Kirilov'un teklifine cani gnlden sarildi. - Bay Kirilov'un sylediklerine btn kalbimle katiliyorum. Delloda, taraflar yerlerini almisken barisamayacaklari dsncesi, Fransizlarin kr inanlarindan baska bir sey degildir. Ayrica, aranizdaki geimsizligin ok nemsiz oldugu kanisindayim. Bunu... Uzun bir sreden beri sylemek istiyodum... nk... nk, gereken zr dileme defalarca tekrarlanmistir, degil mi? Heyecanli olarak pek ender konustugu iin yz kipkirmizi olmustu. Stavrogin aceleyle konusarak: - Gereken sekilde zr dileyebilecegimi burada da tekrarlarim, dedi. Gaganov, yerinde tepinerek Drozdov'a dnd. Byk bir fkeyle: - Byle bir sey olamaz, diye haykirdi. Eger benim tanigimsaniz ve dsmanim degilseniz... Tabancasi ile Stavrogin'i isaret ederek devam etti: - Byle, gerilemelerin, hakareti daha da agirlastirdigini Stavrogin'e anlatmalisiniz! Benim tarafimdan hakarete ugrayacagini hi dsnmyor!... Tam dello sirasinda benden kamanin ne"kadar igren olabilecegine aldirmiyor!... Beni ne zannediyor dersiniz? Ve siz... siz ki benim tanigimsiniz, efendim! fkesinden dudaklari kprerek ve yerinden tepinerek: - Hedefimi sasirabilmem iin elinizden geleni yapiyorsunuz gibi grnyor!... diye ekledi. Kirilov, gcnn yettigi kadar yksek sesle - Konusmalar sona ermistir! diye haykirdi. Ltfen, verilecek emri dinleyin. Biiir, ikiii, !... '' kelimesinin bitisinde, rakipler birbirine dogru yrmeye basladilar. Gaganov, besinci ya da altinci adimda tabancasini kaldirip atesledi. Bir saniye kadar, hedefi sasirdigini anlamak iin

340 durakladi; sonra, seri adimlarla ates izgisine gelip durdu; Stavrogin de izgide durdu ve tabancasini olduka yukari kaldirarak nisan almadan atesledi. Sonra, hemen cebinden mendilini ikartip sag elinin sere parmagina sardi. Ancak o zaman, Gaganov'un hedefi tamamen sasirmamis oldugu anlasildi. Fakat, kursun sadece parmagi siyirmis ve kemige dokunmadan gemisti. Kirilov, eger dellocular tatmin olmadilarsa hemen ikinci bir karsilasmanin yapilabilecegini bildirdi. Gaganov, yine Drozdov'a hitap ederek bgrr gibi bagirdi. Bogazi kurumustu sanki. Eliyle Stavrogin'i isaret etti. -- Bu adamin zellikle havaya ates etmis oldugunu iddia ediyorum. zellikle byle davrandi... Bunu da yeni bir hakaret olarak kabul ediyorum!... Delloyu yapilmasi olanaksiz duruma sokmak istiyor! Stavrogin kararli bir sesle: - Dellonun kosullarina aykiri bir sey yapmadiktan sonra istedigim gibi ates etmekte serbestim, dedi. Gaganov: - Byle bir sey yoktur! diye haykirdi. Ltfen ona anlatin bunu!.. Kirilov: - Bay Stavrogin'le ayni fikirdeyim, diye bildirdi. Gaganov, kimseyi dinlemek istemeyerek fkeden kudurmus olarak haykirdi: -Beni neden vurmak istemiyor? Merhametinden igreniyorum! Kabul etmiyorum... ben... Stavrogin sabirsiz bir tavirla: - Size hakaret etmek gibi bir amacim olmadigina serefim zerine yemin ederim, dedi. Ne sizi ve ne de baskasini ldrmeye niyetli olmadigimdan havaya ates ettim. Sizin kisiliginizle bir ilgisi yok. Kendimi gcenmis kabullenmedigim dogrudur ve byle davranisimla sizi sinirlendirdigim iin zr dilerim. Ama, hakkim olan bir seye baskasinin karismasina izin veremem. 341Gaganov, yine Drozdov'a hitap ederek bgrd. - Mademki kandan bu kadar korkuyor, beni neden delloya agirmis oldugunu sorun kendisine. Kirilov, sze karisti. - Size meydan okumamasi elinde miydi? Hibir seyi dinlemiyordunuz. Sizden nasil kurtulacakti? Durumu dikkatle ve zntyle izleyen Drozdov: - Bir sey sylemek isterim, dedi. Eger rakiplerden biri, bilerek havaya ates edecegini syleyecek olursa... nasil syleyeyim... bu dellonun devami mmkn olamaz... bunun nedeni aika bellidir. Stavrogin sabrini yitirerek: - Her seferinde havaya ates edecegimi sylemedim, diye haykirdi. Ne dsndgm ve bu kere nasil ates edecegimi nasil bilebilirsiniz? Delloya engel olmak iin hibir sey yapmis degilim. Drozdov, Gaganov'a: - Mademki byledir, dello devam edebilir, dedi. Kirilov: - Baylar, yerlerinizi alin! diye bagirdi. Rakipler tekrar birbirlerine yrmeye basladilar. Gaganov, hedefe isabet ettiremedi ve Stavrogin yine havaya ates etti. Stavrogin'in havaya ates ettigini iddia etmesi dogrudur. nk, zellikle bosa atmadigini sylememis olsaydi, dogru olarak nisan almis oldugunu iddia edebilirdi. Tabancasini dogrudan dogruya havaya kaldirmamis, agaca falan nisan almamisti. Tabancanin namlusu rakibine dnk olmakla beraber sapkasinin hizasindan ok daha yukarisini gsteriyordu. Ikinci atisi ise ok daha alaktan olmustu. Fakat yine de Gaganov'u ikna etmek mmkn degildi. Gaganov dislerini gicirdatarak: - Tekrar! diye haykirdi. Karismayin! Delloya davet edildigime gre haklarimdan

yararlanacagim. nc bir karsilasma yapmakta israr ediyorum!... 342 Kirilov: - nc bir atisi istemek hakkinizdir, diye bagirdi. Drozdov bir sey sylemedi. nc kez yerlerini aldilar. Atis isareti verildi. Bu kez Gaganov, atis izgisine kadar yrd ve on iki adimdan dikkatle nisan almaya alisti. Iyi nisan almaya alistigindan eli titriyordu... Stavrogin, tabancasi yana sarkmis kimildamadan bekliyordu. Kirilov heyecanla haykirdi. - ok uzun!... ok uzun nisan aliyorsunuz. Ates! Ateees!... Tabanca birden patladi ve bu kez Stavrogin'in beyaz krk sapkasi basindan utu. Nisan alisi olduka iyiydi. Sapkanin st kismi ok asagidan delinmisti. Iki santim daha asagidan olsaydi, her sey bir anda bitiverecekti. Kirilov sapkayi yerden alarak Stavrogin'e verdi. Kirilov'la beraber, sapkadaki deligi inceleyen Stavrogin ates etmeyi unutmus gibiydi. Drozdov byk bir heyecanla haykirdi. - Rakibinizi bekletmeyin, ates edin!... Stavrogin saskinlikla basini kaldirip Gaganov'a bakti; sonra sirtini ona dnerek, bu kez rakibinin duygularina aldirmadan koruya dogru ates etti. Dello sona ermisti. Gaganov ezilmis gibi oldugu yerde donmus kalmisti. Drozdov, onun yanina gitmis bir seyler sylyor, fakat Gaganov sylenenleri anlamaz grnyordu. Kirilov, gitmek zere hazirlanirken sapkasini ikartarak Drozdov'u selamladi; fakat, Stavrogin btn nezaket kurallarim unutmus grnerek, koruya ates ettikten sonra, atis izgisine bile dnmemisti. Tabancasini Kirilov'un eline tutusturarak atlara dogru seri adimlarla yrmeye basladi. fkeli grnyor ve konusmuyordu. Kirilov da sessizdi. Atlarina bindikten sonra, drt nala uzaklastilar. *** Eve yaklastiklari sirada Stavrogin, Kirilov'a seslendi. 343- Neden konusmuyorsunuz? Saha kalkan atindan hemen hemen kayip dsmek zere olan Kirilov: - Ne istiyorsunuz? diye sordu. Stavrogin kendisinden emin, yumusak bir sesle: - Su budalayi incitmek istemiyordum, dedi. Fakat koca budala yine gcendi. Kirilov, ters bir sesle: - Evet, onu yine gcendirdiniz, dedi. Ayrica, o bir budala degildir. - Bununla beraber elimden geleni yaptim. - Hayir, yapmadiniz. . -Ne yapmam gerekirdi? - Delloya agirmamaniz. - Tekrar mi tokatlanmak zorunda kalsaydim? - Evet, yine tokat yemeliydiniz. Stavrogin fkeyle: - Anlayamiyorum! dedi. Neden herkes benden, kimseden beklenilmeyen seyleri yapmami bekliyor? Neden baskalarinin katlanamayacagi seylere katlanmam bekleniyor? Neden byle bir ykn altina girmem isteniyor? -B yle bir yk kendinizin aradigini sanirdim. - Ben mi yk ariyorum? - Evet. - Siz... siz byle mi dsnyorsunuz? - Evet. - Demek ki bu kadar fark edilebilecek kadar aik? - Evet Bir dakika sreyle sessiz kaldilar. Stavrogin sikilmis grnyordu. Sanki taslasmisti. Kendi dsncelerini yine kendisi onaylamak istiyormus gibi: 344 - Kimseyi ldrmek istemedigim iin ona ates etmedim, dedi. Baska bir amacim

olmadigina teminat verebilirim. - Onu gcendirmemeliydiniz. - Fakat baska ne yapabilirdim ki? - ldrebilirdiniz. - Onu ldrmedigime zlyor musunuz? - Hibir seye zlmyorum. Onu gerekten ldrmek istediginizi dsnmstm. Ne aradiginizi siz de bilmiyorsunuz. Stavrogin glerek: - Yk ariyorum, dedi. - Kan dklmesini istemiyorsaniz neden ona ldrme firsatini verdiniz? - Onu delloya agirmamis olsaydim beni nasil olsa dello etmeden de ldrecekti. - Isin o tarafi sizi ilgilendirmezdi. Belki de sizi ldrmek istemezdi. - Sadece dverdi, yle mi? -Bu da sizi ilgilendirmezdi. Siz yknz tasimaya bakin, aksi halde degeriniz sifira iner. - Sizin deger lnzn adi yerin dibine batsin, kimsenin hareketlerimi onaylamasini istemiyorum. Kirilov, soguk bir tavirla: - Bense byle istediginizi saniyordum, dedi. Stavroginler'in konaginin avlusuna girdiler. Stavrogin: - Eve gelmez misiniz? diye sordu. - Hayir, tesekkr ederim. Eve gidecegim. Allahaismarladik. Atindan inerek tabanca kutusunu koltugunun altina sikistirdi. Stavrogin elini uzatarak: - Bana kizmadiniz, degil mi? diye sordu. 345Kirilov, el sikismak iin dnerek: -Hibir zaman kizmadim!.... diye cevap verdi. Ykm hafifse, bu benim yaradilisimdan trdr. Eger sizin yknz agirsa, o da sizin yaradilismizdandir. Utanilacak bir sey yok, sadece ok kk bir utan, o kadar. - Degersiz bir karakterim oldugunu biliyorum; ama, gl biri olarak grnmeye de alismiyorum. - alismayin da. Siz gl bir insan degilsiniz. ay imeye buyurun. Stavrogin, cani son derece sikilmis olarak odasina ikti. *** Bayan Stavrogin'in, oglunun sekiz gnlk hastaliktan sonra atla gezmeye ikmasina son derece memnun oldu ve arabasini hazirlatip biraz dolasmak zere ikti. Khyanin dedigine gre son sekiz gndr, Bayan Stavrogin temiz havanin ne demek oldugunu unutmustu. Stavrogin, abuk bir soruyla khyanin szn kesti: - Yalniz mi gitti, yoksa Bayan Shatov'la beraber mi? Gen kizin hanimla beraber gidemeyecek kadar rahatsiz oldugunu ve halen odasinda bulundugunu grenince kaslarini atti. Birden karar vermis gibi: -Dinle ihtiyar, dedi. Bugn onu gzle, eger bana gelmek isterse engel ol ve birka gnden nce kendisini grmemin mmkn olamayacagini syle. Zamani gelince benim onu agiracagimi bildir. Anliyor musun? Ihtiyar usak bakislarini kairarak basini nne egdi ve hafif bir sesle: - Sylediklerinizi tekrarlayacagim, efendim, dedi. - Fakat, beni grmeye geldiginden emin olmadan degil. 346 - Merak etmeyin, efendim, hibir hata olmayacaktir. Simdiye kadar btn grsmeleriniz benim tarafimdan yapilmisti. Bayan Shatov, yardim iin her zaman beni arar. - Biliyorum. Fakat, kendisi gelene kadar bir sey syleme. Mmkn oldugu kadar abuk bir fincan ay istiyorum, ltfen. Ihtiyar usak odadan ikar ikmaz kapi aildi ve Dasha ieri girdi. Sakin grnmekle beraber rengi biraz uuktu. Stavrogin:

- Siz de nereden iktiniz? diye bagirdi. - Odaniza girmeden nce Alexey'in ikmasini bekliyordum. Ona sylediklerinizi duydum ve disari iktiginda sag taraftaki duvarin ksesine saklandigim iin beni grmedi. - Bir sreden beri aramizdaki iliskiyi kesmek istiyordum, Dasha. Simdi tam zamani... Notunuzu almakla beraber, sizi dn aksam grmem mmkn degildi. Size yazmak istedim; ama, yazi yazmakta pek basarili sayilmam. Son szlerini biraz fkeli, biraz da igrenerek sylemisti. Dasha: - Aramizdaki iliskiyi kesmenin gerekli oldugunu ben de dsnyordum, dedi. Bayan Stavrogin aramizdaki ilginin derecesinden kuskulanmaya baslamisti. - Birakin onu. - zlmesini istemem. Demek ki sonumuz geldi, yle mi? - Hl bir son bekliyorsunuz, degil mi? - Evet, simdi inaniyorum. - Bu dnyada hibir seyin sonu gelmez. - Fakat burada son bulacaktir. Beni agirdiginiz zaman gelecegim. Simdi, allahaismarladik! Stavrogin glerek: -Peki nasil bir son olacak bu? diye sordu. Dasha onun sorusuna, sorusuyla cevap verdi. 347- Yaralanmadiniz ve... kan dkmediniz, degil mi? - Btn is basindan beri samaydi, zaten. Merak etmeyin, kimseyi ldrmedim. Bununla beraber, her seyi herkesten bugn duyarsiniz. Biraz keyifsizim. Dasha, kararsiz bir tavirla: - Gidiyorum. Evliliginizin topluma aiklanmasi bugn olmayacak, degil mi? dedi. - Ne bugn ne de yarin. Yarindan sonra ne olacagini ben de bilmiyorum. Belki o zaman hepimiz lms oluruz ve ylesi de ok daha hayirli olur. Beni rahat birakin, ltfen rahat birakin! - br kadini... yani deli kadini mahvetmeyeceksiniz degil mi? - Delileri mahvetmem, ne onu ne de baskasini. Ama akli basinda olani mahvedecege benzerim. ylesine alak ve igren bir insanim ki, Dasha, eger sylediginiz gibi sizi 'sonunda' agiracak olursam sasmayin. Siz de bu agrima cevap verecek ve gururunuza ragmen bana geleceksiniz. Neden kendinizi mahvediyorsunuz? - Sonunda sizinle yalniz kalacagimi biliyorum... ve bu zamani bekliyorum. -Ya sizi, beklediginiz 'sonda' agirmayacak olursam? Ya sizden kaacak olursam? - Byle bir sey hibir zaman olmayacaktir. Beni agiracaksiniz. - Bu sznzde bana karsi byk bir kmseme seziyorum. - Sadece kmseme olmadigini siz de biliyorsunuz. - Demek ki, biraz kmseme oldugunu saklamiyorsunuz? - zr dilerim, demek istedigimi gerektigi gibi anlatamadim. Bana hibir zaman ihtiyaciniz olmamasini arzu ettigime Tanri sahittir. - Bir cmle digerini de beraberinde eker. Ben de Sizi mahvetmek istemem. 348 Dasha, abuk ve kararli bir tavirla: - Beni hibir sekilde mahvedemeyeceginizi siz de bilirsiniz, dedi. Eger agriniza gelemezsem, ya bir hemsire ya da bir ebe olurum; ya da Incil satarim. Yapmaya karar verdigim de budur. Kimsenin karisi olamam. Byle bir konakta da daha fazla yasayamam. Byle bir sey istemem. Btn bunlari biliyorsunuz, degil mi? - Hayir, ne arzu ettiginizi hibir zaman anlayamadim. Bazi hastabakicilarin, bazen bir hastayla diger hastalardan daha fazla ilgilenmeleri ya da hibir cenaze trenini kairmayan ve bazi lleri digerlerinden ok daha ilgin bularak ilgilenmeleri gibi, benimle ilgilendiginizi saniyorum. Neden bu kadar garip bakiyorsunuz? Dasha, olduka garip bir tavirla Stavrogin'i inceleyerek acima dolu bir sesle: -ok mu hastasiniz? diye sordu. Tanrim! Bir de bu adam bensiz yapabilecegini

dsnyor!... - Bakin, Dasha bu siralarda hep hayal grdgm saniyorum. Dn kprnn zerinde kk bir seytan karsima ikti ve evliligimin btn kanitlarini ortadan kaldirmak iin Lebyatkin'le Mary'yi ldrmeyi teklif etti. Bunu da kimseyi kuskulandirmadan yapabilecegini syledi. Avans olarak da ruble istedi; fakat, sz arasinda bu isin bin bes yz rubleden asagi yapilamayacagini da ima etti. Iste size is bilir bir seytan!.. Maliyeci! Ha, ha!... - Fakat bunun hayalden ibaret olduguna emin misiniz? - Oh, hayir, hayal falan degildi! Fedka isminde kaak bir hkmlyd. Fakat nemli olan bu degil. Ne yaptigimi tahmin edersiniz? Kesemdeki btn parayi ona verdim ve simdi eminim ki bu parayi kendisine verilmis bir avans sayiyordur! - Ona dn gece rastladiniz ve size byle bir teklif yapti, degil mi? Fakat, sizi tamamen aglarina dsrmek istediklerini anlamiyor musunuz? Stavrogin fkeli ve sinirli sinirli glmsedi. - Oh, agi daraltsinlar bakalim! Anladigima gre, dilinizin ucuna kadar gelen bir soruyu sormak iin can atiyorsunuz. 349Dasha, korkmus grnyordu. Bu sorudan bir an nce kurtulmak istermis gibi: - Soracak bir sorum ve hakkinizda da en kk bir kuskum yok, diye haykirdi. Bir sey sylemeseniz iyi olacak!.. - Yani Fedka'nin kapisini almayacagimdan bu kadar eminsiniz, yle mi? Dasha aresizlik iinde ellerini nnde kavusturarak haykirdi. - Oh, Tanrim! Neden bana bu kadar azap veriyorsunuz? - zr dilerim; aptalca sakami bagislayin. Onlardan kt davranislar edindigimi saniyorum. Inanir misiniz, dnden beri hep glmek istiyorum. Hem de ardi arkasi kesilmeyen kahkahalarla... Saatlerce glmek istiyorum. Sanki glme hastaligina yakalandim. Dinleyin... annem geldi sanirim. Araba n kapida durdugu zaman tekerlek seslerinden anlarim bunu. Dasha, Stavrogin'in elini tuttu. - Tanri sizi iblisinizden korusun ve... beni bir an nce... abuk agirin!... - Ne biim iblistir ki o? Kck, igren, basinin stnde kavak yelleri esen bir seytandir o. Fakat gryorum ki, Dasha, bana bir sey daha sylemek istiyorsunuz. yle degil mi? Dasha, sitem dolu zgn bir bakisla bakarak kapiya dogru yrd. Stavrogin; fkeli ve garip bir glmsemeyle arkasindan seslendi. - Bakin... ne diyecektim... eger, su kk seytanin kapisini alacak olursam... ondan sonra da bana gelir misiniz? Dasha, cevap vermeden ellerini yzne kapayarak odadan kosarak ikti. Stavrogin bir dakikalik dsnmeden sonra: - Byle bile olsa gelecektir, diye fisildadi. Sonra yznde tiksintili bir anlam belirdi. - Bir hastabakici! Eh... belki benim istedigim de budur. 350 4. HERKES TELAS IINDE Kisa bir zamanda duyulan dello haberinin sosyetedeki etkisi, zellikle, herkesin bir anda Stavrogin'in evresini almasi bakimindan ok ilginti. Eski dsmanlarinin ogu onunla dost olduklarini aikladilar. Insanlarin dsncelerinde byle bir degisikligin nedeni, o gne kadar hi konusmamis olan birinin, yksek sesle syledigi birka szd. Bu syle oldu: Dellodan hemen bir gn sonra, btn sehirli emekli bir Maresal'in evinde, karisinin dogum gn nedeniyle verilen partide toplanmisti. Bu toplantida bulunanlarin basinda Julia Lembke geliyordu. Gzelligi ve nesesiyle, btn kadinlarimizin ilgisini eken Lisa Tushin ile beraber gelmisti. O siralarda Lisa'nin Maurice Drozdov ile nisanli olduguna kusku yoktu. Kendisinden daha sonra sz edecegim emekli bir generalin saka yollu sorusuna Lisa, nisanli oldugu cevabini vermisti. Ne beklersiniz? Hanimlarimizdan, hibiri Lisa'nin nisanlandigina inanmiyordu. Hepsi, byk bir inatla, Isvire'de gemis bir ask serveni zerinde

duruyor ve bu aile sirrina nedense Bayan Lembke'nin de karismis olduguna inaniyorlardi. Bu sylentilere, daha dogrusu, bu uydurmalara byle inatla baglanmalarinda, zellikle, Bayan Lembke'yi bu ise neden israrla karistirmak istemelerindeki amaci anlamak olduka gt. Salona girer girmez, herkes telasli bakislarla garip garip ona bakmisti. Sunu da sylemek gerekir ki, dellonun pek yakin bir zamanda gemis olmasi, birtakim durumlar nedeniyle, bu olaydan alak sesle, hatta fisiltiyla sz ediliyordu. Ayrica, otoritelerin bu hususta atacaklari adimi da bilmiyorlardi. Iki dellocu, bilindigi kadariyla, polis tarafindan rahatsiz edilmemisti. rnegin, Bay Gaganov'un hibir glkle karsilasmadan sabah erkenden Dukhovo'daki iftligine gittigi, herkes tarafindan biliniyordu. Simdilik, kuskusuz ki, herkes ilerinden birinin bu konuya deginmesini ve orada bulunanlari meraktan kurtarmasini bekliyordu. Herkes btn umudunu yukarida sz ettigim generale baglamis ve umutlarinda da yanilmamislardi. 351Bu general, kulbn en debdebeli yesiydi. Pek varlikli bir mlk sahibi degildi; ama, ok oynak zekli, eski usul kadin avcisi ve generalliginin verdigi aliskanlikla herkesin fisilti ile konustuklari seylerden yksek sesle sz etmeyi seven, sevimli bir ihtiyardi. Sylenmesi gerekirse, toplumdaki rol de zellikle buydu. Byle durumlarda, konusmayi uzatir ve anlattiklarini herkese dinletirdi. Bu aliskanligini, Avrupa'da ok dolasmis Ruslar'dan ya da kle reformu ile byk kayiplara ugrayan varlikli mlk sahiplerinden almis olmaliydi. Hatta, bir keresinde, Bay Verkhovensky'ye, insanin kaybi ne kadar byk olursa, o derecede yumusak konusur demisti. Ama, kendisinin de kelimeleri yayarak, onlara garip bir sevimlilik vererek konustugunun farkinda bile degildi. General, bir fikri yerlestirmek isteyen bir insan tavri ile konusmaya basladi. Gaganov'un uzak bir akrabasi olmasindan baska, onunla bir de durusmasi olmustu; fakat, kendisi de iki kez dello etmis; hatta, birinde rtbesi indirilerek Kafkasya'ya srlmst. Biri, geen gn ve dello gn Bayan Stavrogin'i arabayla dolasirken grdgn syledi. Gerekte, adindan bile sz etmemis sadece, Stavroginler'in harasindan seilmis olan ok gzel gri renkli drt aygirdan sz etmisti. General birden, o gn gen Stavrogin'i atla gezerken grdgn syledi. Herkes hemen sustu. General dudaklarini isirip, elindeki altin enfiye kutusunu evirip evirerek: -Buraya birka yil nce gelmedigime zlyorum, dedi. Yani, o zamanlar Carlsbad'daydim. Himmm!... O zamanlar bile hakkindaki sylentiler kulagima kadar gelen bu gen adamla ok ilgilenmistim. Himmm! Deli oldugu dogru mu? Birisi byle sylemisti. Birka gn evvel, bir grenci tarafindan kuzenlerinin nnde hakarete ugradigi ve onun korkusundan masa altina saklandigi sylendi. Ve dn, Stepan Vysotsky'den, Stavrogin'in su... Gaganov denen adamla dello ettigini duydum. Hem de sirf, ondan kurtulabilmek iin, fkeli bir adama ggsn gererek. Ondan kurtulmak iin. Himmm! Yirmi yillarinda byle bir seyi ancak Muhafiz subaylari yaparlardi. Burada bulunanlardan kimsenin ziyaretine gidiyor mu? 352 General, sanki cevap bekliyormus gibi bir an sustu. Toplumun sabrini tketen kapi ardina kadar ailmisti. Herkesin emir almak iin kendisine bakmasina birden sinirlenen Bayan Lembke: - Bundan daha basit ne olabilir ki? diye bagirdi. Bir grenciye nem vermedi diye Stavrogin'in Gaganov ile dello etmesine sasilir mi? Bir zamanlar klesi olan birini delloya agiramazdi, degil mi? Olaganst bir sz! Bununla beraber, kimsenin simdiye kadar aklina gelmeyen temiz ve basit bir dsnceydi. Olaganst sonular doguran bir dsnceydi bu. Btn rezaletler ve dedikodular, kk konusmalar hemen arka plana itilmisti. Bu kelimeler ortaya tamamen yeni bir anlam atmisti. Herkesin hakkinda yanildigi, sosyal standartlara uyan yeni bir kimse ortaya ikmisti. Bir grencinin, yani artik kle olmayan ve egitim grms olan bir kisinin hakaretini, bu grencinin eski bir klesi oldugunu dsnerek umursamayan soylu bir kisi... sosyete, hakkinda bir sr dedikodu yapmisti; dsncesi kit olan sosyete, tokat yiyen bir adama igrenti ile

bakmisti; oysa, o adam, gelismemis olarak grdg sosyetenin dsncelerini nemsememisti. Kulp yelerinden yasli bir ihtiyar yanindaki arkadasina dnerek heyecanla: - Ve siz ve ben, efendim, burada oturmus, standart davranislarin tartismasini yapiyoruz, dedi. br byk bir zevkle sylenenleri dogruladi. - Evet, efendim, evet. Gen nesil hakkinda pek fikir yrtlmyor, degil mi? Szn ettigimiz gen, byk bir yildizdir, efendim ve sadece olagan genlerimizden biri de degildir. Bunu byle yorumlamak gerekir. - Tam aradigimiz adamdir. Byle kisilere pek rastlanmiyor. Burada nemli olan, 'yeni insan' sadece ortaya ikmakla yetinmemis 'gerek bir soylu' evresine ykselmisti. Ayrica, bu kisinin 353varlikli toprak sahiplerinden olmasi, toplumun sorunlarinda ileri ikabilecek bir nder olarak dakabul edilmesini saglamisti. Toprak sahiplerinin ruhsal durumlarindan daha nce de kisaca sz etmistim. Herkes son derece heyecanlanmisti. Kulp yelerinden biri, generale hitap ederek: - grenciyi dvse agirmadigindan baska, ellerini arkasina baglamis, dedi. zellikle bu noktaya dikkat ediniz, efendim. Baska biri: - Ne de onu yeni mahkememizin huzuruna ikardi, diye ekledi. -Dogustan soylu bir kisiye hakaret edildiginden dolayi on bes ruble tazminat alabilecegini bile dikkate almamis... ha, ha, ha!... nc biri heyecanla atildi. - Hayir, yeni mahkemelerimizin sirrim ben syleyeyim. Eger bir insan, para alarken ya da baska bir hirsizlik yaparken sust yakalanirsa, henz firsat varken derhal eve kosup z anasini l-drmelidir. Derhal btn sulari bagislanacak ve btn kadinlar, dinleyici siralarindan ona beyaz mendillerini sallayacaklardir. Size syledigim tamamen dogrudur!... - Dogrudur, dogrudur! Gerek budur!.. Gln olaylardan sz edildi. Stavrogin'in Kont K. ile olan iliskileri anlatildi. Kont K.'nin son devrim zerindeki dsncelerini herkes biliyordu. Son zamanlarda duraksayan alismalari da herkese biliniyordu. Geri, ortada bu sylentiyi dogrulayacak kesin bir belirti yoksa da, herkes Stavrogin'in, Kont K.'nin kizlarindan biriyle nisanli olduguna inaniyordu. Isvire'deki birtakim servenlerine ve Lisa ile olan iliskilerinden sz edilmiyordu. Sirasi gelmisken sylemem gerekiyor. Bu arada Drozdovlar, ziyaretlerini tamamlamislardi. Herkes Lisa'yi, sinirli ve gsteris meraklisi bir kiz olarak taniyordu. Stavroginler'de bayilma olayi simdi daha iyi aiklaniyordu. Stavrogin'in hakarete ugramasindan son derece sinirlene354 rek bayilmis oldugunu herkes kabul ediyordu. nceleri abartmakta birbirleriyle yaristiklari konuyu, simdi olagan olarak gryorlardi. Topal kiza gelince, onu herkes unutmustu; hatta, byle bir kizdan szetmeye utaniyorlar denilebilirdi. 'Yzlerce topal kiz bile olsa, genlikte her sey olagandir.' deniliyordu. Stavrogin'in annesine karsi olan asiri saygisini vyorlar, esitli iyi huylarini hatirliyorlardi. Heyecanla, Alman niversitelerinde yapmis oldugu drt yillik egitimden sz ediliyordu. Gaganov'un davranisi kt olarak karsilaniyor ve adamina atmamis oldugu syleniyordu. Hele, Bayan Lembke'nin bulusu dillere destan oluyor, syleye syleye bitirilemiyordu. Ortalarda byle sylentiler dnerken, Stavrogin'in birden ortaya ikmasi herkes tarafindan byk bir olgunlukla karsilanmisti. Onu grdkleri zaman, bir seyler bekledikleri gzlerinden okunuyordu. Stavrogin, derin bir sessizlige gmlyor ve susmasi ile onlari daha ok memnun ediyordu. Bir bakima, yaptiklarinda basari saglamis bir kisiydi; herkesin arasinda moda yaratmisti deta. Tasra sosyetesinde grnen bir kimsenin saklanmasi kolay olmazdi. Stavrogin, sosyetenin btn trelerini yerine getirmeye baslamisti. Onu pek neseli bir insan olarak grmyorlardi. 'Adamcagizin basindan bir sr olay geti; diger kimselere benzemiyor. zlmesi

gereken bir husus vardir' deniyordu. Hatta, drt yil nceki, nefretle karsilanan magrur tavirlari bile olumlu karsilaniyordu. Szn kisasi, herkes tarafindan saygi gryordu. Herkesten ok gururlanan Bayan Stavrogin'di. Lisa, hakkinda kurdugu hayallerin yikilmasina caninin sikilmamis oldugunu syleyemem. Tabii, bu defa da aile gururu imdadina yetismisti. Ama, garip bir sey vardi; Bayan Stavrogin, Nicholas'in Kont K.'nin kizini setigine kesinlikle inanmisti; ama, daha da garibi, herkese oldugu gibi, bazi sylentiler onun kulagina kadar da gelmisti. Stavrogin'e dogrudan dogruya sormak cesaretini gsteremiyordu. Bununla beraber, bir ya da iki kez, kendini tutamayarak ogluna, kendisi ile eskisi gibi samimi olmuyor diye sitem etmisti. Stavrogin, 355annesinin bu sitemini susmakla karsilamis, sadece glmsemekle yetinmisti. Stavrogin'in susmasi, Bayan Stavrogin iin 'evet' cevabi yerine geiyordu. Bununla beraber, her ne olursa olsun sakat kizi unutmamisti. Topal kizin dsncesi, tas bir kle gibi kalbinde yatiyordu. Geceleri ryalarina giriyor, kbuslar grmesine neden oluyordu. Ayni zamanda, iinde Kont K.'nin kizinin hayali de vardi. Fakat, bundan daha sonra sz edecegim. Sosyetede Bayan Stavrogin'e karsi asin bir saygi beslendigini ve onun, bunu nemsemeden yine ziyaretlerini seyreklestirdigi sylemeye gerek grmyorum. Byle olmakla beraber, valinin karisina resmi bir ziyarette bulundu. Emekli maresalin karisinin dogum gn partisinde Bayan Lembke'nin syledigi szlerin Bayan Stavrogin kadar kimseyi etkilememis oldugu kainilmaz bir gerekti. Bu szler, pazar gnk olaydan beri iine reklenen byk bir agirligi ortadan kaldirmisti. 'Bu kadini anlayamiyorum.' diyordu. Bayan Stavrogin, kendisine zg, heyecanli bir tavirla, Bayan Lembke, ok memnun olmakla beraber agirbasliligini elden birakmiyordu. Bu siralar, kendisini biraz, belki de biraz daha fazla, degerli grmeye baslamisti. rnegin, sz arasinda Stepan Verkhovensky'nin hi grnmediginden sz ediyordu. - Tabii Gen Verkhovensky'nin gelisine memnun oluyorum. Biraz sama, ama gentir. Her ne kadar grenimi yksekse de yine de gen sayilir. Ama yine de, emekli, eskiden elestirmen olan babasinin yerini tutamaz. Bayan Stavrogin, Bay Verkhovenky'nin elestiri ile ugrasmadigini, aksine, btn mrn evinde geirmis oldugunu sylemekte gecikmedi. Mesleginin ilk devrelerinde, herkesin ok iyi bildigi birtakim durumlarla ve son olarak da Ispanya tarihi zerine yaptigi alismalariyla taninmis bir bilim adami oldugunu syledi; simdi de, Alman niversitelerinin gnmzdeki durumunu, bir de, yanilmiyorsam, Dresden Madonna zerine yazi yazmayi dsndgn ekledi. Bir bakima, Bayan Stavrogin, Bay Verkhovenky'yi valinin karisinin eline dsrmemeye bakiyordu. 356 - Dresden Madonna'si mi? Yani, Sistin Madonna'si mi demek istiyorsunuz? Azizim Bayan Stavrogin, bu resmin nnde iki saat oturdum ve sonunda tamamen saskina dnms olarak ayrildim. Tablodan hibir anlam ikamadim ve ok sasirdim. Karmazinov da o resmin anlasilmasinin ok g oldugunu sylyor. Simdi onun zerine kayda deger hibir sey bulamiyorlar. Ne Ruslar ne de Ingilizler. Tabloya, yasli kimseler n kazandirdilar. - Su halde yeni moda zannederim, yle mi? - Biliyorsunuz, genlige karsi da saygi duymamiz gerekir. Insanlar, komnistim, diye haykiriyorlar. Onlari kmsememek ve onlarin dsncelerine de deger vermek gerektigi kanisindayim. Her seyi okuyorum... btn gazeteleri, bilimsel yazilari, ortak bildirileri... her ikan yeni kitabi, dergiyi aliyorum. Nihayet, kisi nasil bir toplumda yasadigini, karsisinda kimlerin bulundugunu bilmelidir. Bir insan, mrnn sonuna kadar kafasinda yasattigi dnyada yasayamaz. Kendi kendime, genligi sevmeye ve bylelikle onlarin uuruma gitmelerini nlemeye karar verdim. Inanin bana, azizim Bayan Stavrogin, en iyi sosyeteye bagli olan bizler onlari etkileyebilir ve onlara karsi gsterecegimiz sevgiyle, onlarin ii gemis ihtiyarlar tarafindan uuruma itilmelerine engel olabiliriz. Bununla beraber, Bay Verkhovensky hakkinda sylediklerinizden memnun oldum. Bana ok gzel bir fikir vermis oldunuz. Edebiyatla ilgili toplantilarimizda bize yararli olabilir. Byk bir eglence dzenliyorum. Ilimizin yoksul

ocuk bakicilari yararina. Btn Rusya'ya dagilmis durumdalar. Bizim ilimizde sadece alti kisi var. Bunlara ek olarak, iki telgrafi kiz, iki akademi grencisi var. Geri kalanlar da herhangi bir iste egitim grebilmek iin gerekli elin kendilerine uzanmasini bekliyorlar. Rus kadinlarinin ogu korkun, Bayan Stavrogin. Bu, simdi niversitelerde bir sorun haline geldi ve Bakanlar Kurulu bile bu konuda toplanti yapti. Su bizim garip Rusya'mizda, insan her istedigini yapabilir. Iste bu bakimdan, sadece iyilikle, topluma gsterilecek sicak ilgiyle, bu byk toplumsal sorunun, dogru yola sokulabilecegine inaniyorum. Aman Yarabbi!.. 357aramizda aydin kimseler ok degil mi? Kesin olarak syleyebilirim ki, ok var; ama-, hepsi dagilmis durumda. Gediklerimizi kapayacak olursak daha gl oluruz. Szn kisasi, nce edebiyatla ilgili bir toplanti yapmak; sonra da hafif bir yemek, daha sonra kisa bir ara ve ayni gnn aksami da byk bir balo vermek amacindayim. Geceyi 'tableaux vivants' (canli tablolar) ile baslatmayi dsndk; ama, ok masrafli olacagi kuskusuz. Bu bakimdan, toplum iin maskeli bir iki kadril dansi yapilacak ve iyi bilinen edebi akimlari gstermek iin de belirli elbiseler giyilecek. Bu eglenceli fikri, Bay Karmazinov verdi. Bana ok yardimi dokunuyor. Biliyor musunuz, bize son alismasini okuyacak! Bu son eseri de topluma veda olacak. 'Merci' (Mersi) adinda ok gzel bir siirmis. Ad, Fransiz adi, ama bunu ok eglenceli buluyor ve ince bir bulus olarak kabul ediyor. Bay Verkhovensky'nin de ok eski olmayan bir seyler okumasini arzu ederdim. Zannedersem, Peter Verkhovensky ve biri daha bir seyler okuyacak. Peter size gelip programi bildirecek. Ama, benim zel olarak getirmem her halde daha uygun olacaktir. - Listenize adimi eklememe izin verirseniz memnun olacagim. Bay Verkhovensky'ye de durumu bizzat bildirecegim ve gelmesini rica edecegim. Bayan Stavrogin, eve uan bir sevinle dnd. Bayan Lembke' nin arkasinda durmayi basarmisti. Zavalli Verkhovensky'ye evine kapanip kaldigi ve bunlardan haberi olmadigi iin kiziyordu. Bayan Stavrogin, o aksam kendilerini ziyarete gelen Peter Verkhovensky'ye ve Stavrogin'e: - Bayan Lembke'ye hayran oldum ve bu kadin hakkinda bu kadar y anilmami aklim almiyor, dedi. Peter: -Eh, artik ihtiyar kurtla bir anlasmaya varmalisiniz, dedi. ok zlyor. Onu tamamen terk ettiniz. Dn sizi arabanizda grp selam vermis, oysa siz basinizi evirmissiniz. Biliyorsunuz ona destek olabiliriz. Bana bir seyler hazirlamasi iin ona gveniyorum ve hl yararli olabilecegi kanisindayim. 358 - Oh, bir seyler okuyacagi kesin. - Benim dsncem bu degil. Bugn ona ugramak niyetindeyim. Haber vereyim mi? Bayan Stavrogin kararsiz bir tavirla. - Nasil isterseniz, dedi. Ama bunu nasil yapabileceginizi de bilmiyorum. Onunla kendim grsmek niyetindeydim ve gnn, yerini ben bildirmek isterim. Kaslarini atti. Peter Verkhovensky: - Gnn bildirmeye degmez, dedi. Basit bir dille sylerim. - Pekl, siz syleyin. Ama, onu grmek iin zamani benim tayin edecegimi de sylemeyi unutmayin. Ona aynen byle syleyin. Peter, oradan glmseyerek ayrildi. Hatirlayabildigim kadariyla, son gnlerde ok aceleci olmustu. Hatta, hemen hemen herkese sabirsiz ikislar yapiyordu. Her nedense, onun bu kaba ikislarini herkes bagisliyordu. Genel olarak, herkeste, ona baska trl bakilmasi gerekli oldugu dsncesi yer etmisti. Sunu da eklemeliyim ki, Stavrogin'in dellosuna karsi tutumu son derece fkeliydi. Haberi byk bir saskinlikla karsilamisti. Hatta, haber ona ulastigi zaman rengi yesile dnmst. Belki de gururu incinmisti; nk, olayi ancak herkes grendikten sonra grenebilmisti. Bes gn sonra, Stavrogin'e kulpte rastladigi zaman: - Dello yapmaya hakkiniz yoktu, diye fisildadi.

Peter Verkhovensky, hemen hemen her gn Bayan Stavrogin'i ziyaret ettigi halde, bu bes gn sresinde bir kere olsun karsilasmamislardi. Stavrogin, ne syledigini anlamamis gibi onun suratina dalgin dalgin bakmis, durmadan yryp gemisti. Kulbn byk balo salonundan bfeye dogru gidiyordu. Peter, arkasindan kosarak omzundan tuttu. 359- Shatov'a da ugramissiniz... Mary ile durumunuzu aiklayacaginizi sylemissiniz, diye fisildadi. Stavrogin, onun elini omzundan iterek, tehdit eden bir tavirla kaslarini atarak dnd. Peter, dudaklarinda garip bir tebessmle bakiyordu. Stavrogin yoluna devam etti. *** Peter Verkhovensky, Bayan Stavrogin'lerden ikar ikmaz dogruca 'ihtiyara' kostu. Bu kadar acele etmesi, benim o gne kadar bilmedigim bir hakaretin cn almak iindi. Olay suydu: Baba ogulun geen hafta persembe gn grsmelerinde, tartismaya Bay Verkhovensky kendisi basladigi halde sonunda oglunu bastonla kovalamisti. Bu olayi o zamanlar benden gizlemisti; fakat simdi, Peter, dudaklarinda her zamanki alayci gls ve fildir fildir dnen gzleri ile odayi arastirarak ieri daldigi zaman, Bay Verkhovensky, oradan ayrilmamam iin gizli bir isaret yapti. Bylece de gerek iliskilerini grenmis oldum; nk, aralarinda geen konusmalari sonuna kadar dinledim. Bay Verkhovensky, byk kanepeye uzanmisti. Persembeden beri zayiflamis, yanaklari kmst. Peter, hibir sikilganlik duymadan, babasina gerekli saygiya aldirmadan, ayaklarini altina toplayarak, babasinin yanina oturdu. Bay Verkhovensky, ses ikarmadan magrur bir tavirla ona kanepede yer verdi. Masanin zerinde aik bir kitap duruyordu. ernisevski'nin 'Nasil yapmali' adli romaniydi. Ne yazik ki, burada dostumun garip bir zayifligindan sz etmek zorundayim: Ininden ikip son savasi vermesinin gerekli oldugu dsncesi her nedense kafasinda yer etmisti. Bu romani, ilerde olmasini kesinlikle bekledigi 'tartismalarda' ters dstg kimselerin durumlarim, ileri srdkleri iddialari, daha nceden onlarin 'din kitaplarindan' grenmekle, tmn onun gzleri nnde yere sermeye hazir olmak iin inceledigini sezmistim. Oh, bu kitap ona ne kadar aci veriyordu!... 360 Bazen kitabi fkeyle firlatip atiyor ve yerinden firlayarak odada dolasmaya basliyordu. Bir keresinde fkeden tir tir titreyerek: - Yazarin esas dsncesinin dogrulugunu kabul ediyorum, dedi. Ama, bu onu daha da korkun yapiyor. Tam bizim dsncemiz... evet bizim! Bu dsnceyi nce biz ektik, byttk, hazirladik... bizim arkamizdan yeni ne syleyebilirler ki? Fakat, Ulu Tanrim, btn bunlar nasil anlatilmis, degistirilmis, bozulmus... Sznn burasinda parmagi ile kitaba vurarak: -Varmak istedigimiz sonu bu mudur? diye haykirdi. Buradaki z dsnceyi kim anlayabilir ki? Peter, kitabi masanin zerinden alip adini okuduktan sonra glerek: - Kltrnz m artiriyorsunuz? diye sordu. Bunu uzun bir sre nce yapmaliydiniz. Eger arzu ederseniz, size ok daha iyi kitaplar getirebilirim. Bay Verkhovensky, yine oglunun szn byk bir gururlakar-siladi. Odanin diger ksesindeki bir koltukta oturuyordum. Peter aceleyle ziyaretinin nedenini anlatti. Kusku yok ki, Bay Verkhovensky, asiri bir saskinlik ve tiksinti karisik bir korkuyla sesini ikarmadan dinliyordu. - Demek ki Bayan Lembke, evine gidip bir seyler okuyacagimi gerekten dsnyor, ha? - Fakat, anlamiyorsunuz, size ihtiyalari yok. Bayan Stavrogin'e yaranmak iin size karsi iyi davranmak istiyorlar, o kadar. Ve zannetmem ki bu teklifi reddedesiniz. Sonra glmseyerek ekledi. - Ayrica, byle yapmak iin de can atiyorsunuz. Sizin gibi yaslilarin ogu gurur dskndr. Ama beni dinlerseniz, sikici olmayan bir seyler okursunuz. Elinizde ne

var? Ispanya tarihi mi? Okuma gnnden gn nce bana gsterin, aksi takdirde herkesi uyutursunuz. 361Bu atismalarin, aceleci kabaligin daha nceden hazirlanmis oldugu belliydi. Bay Verkhovensky ile bundan daha nce ve akilli bir sekilde konusulamayacagini belli etmek ister gibi bir tutumu vardi. Bay Verkhovensky, oglunun hakaretini sezmemis gibi davranmakta inatla israr ediyordu. Fakat oglunun getirmis oldugu haberin etkisinde kaldigi da belliydi. Yznn rengi solarak; - Peki, kendisi, kendisi mi, efendim, bunu byle sylemenizi istedi? diye sordu. - Yani, gryorsunuz ya, karsilikli oturup anlasmamiz iin, bir zaman ve yer vermek istiyor; ama, bunun da nedeni, sizin hayati daha baska aidan grmeniz yznden. Yirmi yil kiristirdiniz, gln davranislara alistirdiniz. Ama heyecanlanmayin, simdi durum baska. Her nedense durmadan, aklinin henz ermeye basladigini sylyor. Aranizdaki dostlugun, birbirinize iinizdeki ze-hiri dkmek istemekten baska bir sey olmadigini syledim. O kadar ok sey anlatti ki bana, dostum, tahmin edemezsiniz. Onun yaninda bir usaktan farkiniz yokmus, meger. Btn bunlar bana anlatilirken utantan yzm kizardi. Bay Verkhovensky, artik kendisine hkim olamadan haykirdi. - Yaninda bir usaktim, ha!... -Daha da kts, yanasmaydiniz, yani gnll bir usak. Bir is yapmak iin ok tembeldiniz. Oysa, paraya ihtiyacimiz var, degil mi? Simdi, btn bunlari da anliyor... hi degilse; hakkinizda ok korkun seyler anlatiyor. Ama, ona yazdiginiz mektuplara kahkahalarla gldm, ihtiyar. Utandim ve igrendim, dogrusu. Ama, ok bozulmus bir insansiniz! Sadaka almada, kisiyi bozan kesin bir sey vardir, zaten. Bunun en iyi rnegini de sizde buluyorum! - Size, mektuplarimi mi gsterdi? - Hepsini. Tabii, hepsini okumam mmkn olmadi. Zaten olamazdi, degil mi? Ulu Tanrim, sayfalar dolusu mektuplar!... Iki binden fazla mektup olmali. O kadar da ok kgit kullanmissiniz 362 ki... Fakat biliyor musunuz, ihtiyar, nceleri sizinle evlenmeye hazir oldugunu sezdim. yle degil mi? Sansinizi, yine kendiniz yitirmissiniz. Sizin naminiza konusuyorum, tabii, ama 'baskasinin gnahlarini' rtmek iin evlenmektense, burada yalniz basina oturmak ok daha iyidir. Para iin evlenenlere sadece... glerler. Bay Verkhovensky ldrc yara almis gibi: - Para iin mi?!... diye haykirdi. Para iin mi oldugunu syledi? - Daha ne olsun ki? Fakat meraklanmayin, sizi olduka iyi savundum. Tabii, sizi hakli ikarmak iin en uygun yol da buydu. Herkes gibi sizin de paraya ihtiyaciniz oldugunu kabul ediyor. Sizin dsnsnze gre, hakli da olabilirsiniz. Dilimin dndg kadar, byle anlasmalarin her iki tarafin da yararina oldugunu anlattim. O bir kapitalist ve siz de onun hassas bir soytarisiydiniz. Bununla beraber, her ne kadar onu cins bir inek gibi sagmissaniz da, para iin size kizmiyor. Tabii, benim anladigim kadariyla. Yirmi yildan beri size inandigi, tatli dilinize kandigi ve bu yalanlarla yasamak zorunda kaldigi iin kiziyor. Kendisi de yalan sylemis... ama bunu itiraf etmiyor. Bu nedenle de size aci ektirmekten zevk aliyor. Fakat, anlayamadigim, bir gn btn bunlarin hesabini vereceginizi hi dsnmemis olmanizdir. Bu kadar aptal olamazsiniz. Dn kendisine, sizi dsknler evine yatirmasini syledim... ama sinirlerinize hkim olun, ltfen. Tabii, temiz bir yeri kastettim. Bunun alinacak ya da gcenecek bir tarafi yok. Byle yapacagina da inaniyorum. hafta nce bana gndermis oldugunuz mektubu hatirliyor musunuz? Bay Verkohvensky dehsetle yerinden firlarken: - Yoksa o mektubu da mi gsterdiniz? diye haykirdi. - Ne sanmistiniz? Ilk isim bu oldu. Bayan Stavrogin'in, yeteneklerinizi ekemediginden, sizi kiskandigindan... diger birinin gnahi sorunundan sz ettiginiz mektup... Ne var ki, ihtiyar, gururunuza son derece dsknsnz. Sadece

kahkahalarla glmekle yetiniyorum. Mektuplariniz da olduka sikici, hani. slubunuz 363korkun denecek kadar kt. Genellikle onlari okumam bile. Aslina bakarsaniz, hi amadigim bir mektubunuz da var. Yarin size gnderirim. Fakat, son mektubunuz cidden bir harika!... Ne kadar gldm, Tanrim, ne kadar gldm, bilemezsiniz!... Bay Verkhovensky: - Canavar! Canavar! diye haykirdi. - Sizinle de konusulmaz zaten. Bakin, geen persembe gnk gibi bana kizmadiniz, ya? Bay Verkhovensky fkeli ve tehdit eden bir tavirla yerinden dogruldu. - B enimle byle konusmaya nasil cesaret edebiliyorsunuz? - Nasil yani? Szlerim aik degil mi yoksa? - Syleyin bana, canavar, siz benim oglum musunuz, degil misiniz? - Bunu siz daha iyi bilirsiniz. Fakat, bazi babalarin byle durumlarda geregi pek iyi grmemeleri olagandir. Bay Verkhovensky hirsindan tir tir titreyerek bagirdi. - Susun! Susun!... - Bana bakin, geen persembe gn, beni bastonunuzla tehdit ederken de byle bagiriyor, kfr ediyordunuz; ama, aradigim evraki buldum. Hem ayni gn buldum. Sirf merak nedeniyle bavullarimin altini stne getirdim. Kesin bir sey olmadigi dogrudur... iiniz rahatlayabilir. Sadece, annem tarafindan su Polanyali centilmene yazilmis kck bir not. Fakat, annemin karakterini gz nne alacak olursak.. - Bir kelime daha sylersen kulaklarim koparirim. Peter, birden bana hitap ederek: - Ne adam!... dedi. Gryorsunuz ya, bu tartismalar geen persembeden beri devam edip duruyor. Bugn burada bulusunuza cidden memnun oldum. Ikimizin arasinda hakemlik yapabilirsiniz. nce gereklerden baslayalim. Ilk nce, kendisi byle sylemekle beraber, annem hakkinda benim konusmami istemiyor. Petersburg'da, ben henz okurken, gecede iki kez beni uyandirip, bana 364 sarilarak aglayan kendisi degil miydi? Biliyor musunuz, o zamanlar neler syledigini? Annem hakkinda drst olmayan seyler anlatirdi. Btn bunlari nce ondan dinledim. - O zamanlar onlari ok temiz, iyi niyetle anlatiyordum! Oh, demek ki beni anlayamamissiniz. Hibir sey, hibir sey anlamiyorsunuz!... - Fakat, yine de sizin hareketleriniz benimkilerden ok daha igrenti. Bunu itiraf etmek zorundasiniz. Beni ilgilendirdigi kadari, merak etmeyin, annemi sulu bulmuyorum. Babam ya siz, ya da Polonyali olacakti, benim iin hepsi bir. Berlin'deki budalaca olaylarda benim suum ne? Ama yine de, sizden daha akillica bir davranis beklenemezdi dogrusu. Btn bunlardan sonra gln olmazsiniz da ne olursunuz? Ve sizin oglunuz olup olmamam sizin iin fark eder mi? Bakin... Tekrar bana dnd. - Btn hayatinca bana bir kurus bile harcamamistir. On alti yasina gelinceye kadar beni tanimiyordu bile; ondan sonra da beni soydu sogana evirdi. Simdi de karsima gemis, btn, hayatim sresince kalbim kan agladi diye rol yapip duruyor. Ama, insanin biraz insafli olmasi gerekir, ben Bayan Stavrogin degilim ki!... Yerinden kalkip sapkasini aldi. Bay Verkhovensky, yz bembeyaz kesilmis elini ona dogru uzatti. - Bundan sonra btn babalarin laneti zerinde olsun! Peter Verkhovensky iten gelme bir saskinlikla: - Insan bazen ne aptalca szler eder, dedi. Haydi, allahaismarladik, ihtiyar. Bir daha sizi ziyarete gelmeyecegim. Toplanti iin hazirlayacaginiz yazilari nceden gndermeyi unutmayin ve sama olmamalarina dikkat edin. Gerekler, gerekler ve gerekler; hepsinin stnde, kisa olmasina bakin, allahaismarladik. *** 365Bununla beraber, baska nedenler de vardi. Peter Verkhovensky' nin, babasi hakkinda bazi dsnceleri oldugu gerekti. Bana kalirsa zavalli ihtiyari son derece fkelendirip, onu byk bir rezaletin iine atmak istiyordu. Daha ilerde sz edecegim

bazi yan amalari iin, bunun gerekli olduguna kusku yoktu. O siralar byle niyetleri oktu. Ama hemen hemen hepsi olmayacak seylerdi. Grnse bakilacak olursa, Bay Verkhovensky'den baska biriyle de ugrasiyordu. Sonradan anlasildigina gre, ugrastigi kimseler oktu. Fakat, szn edecegimiz kisiyle zellikle ugrasiyordu. Bu kisi de Bay Von Lembke'den baskasi degildi. Andrey Antonovich von Lembke (dogustan), resmi kayitlara gre Rusya'da sayilari ancak birka yz bin olan, siki siki birbirine baglanmis, farkina varilmadan rgtlenmis bir birlige mensuptu. Tabii, nceden kararlastirilmis, dsnlms bir birlik olmamakla beraber, yelerinin her zaman, her yerde, her trl kosullar altinda birbirlerine karsilikli yardim etmeleri, ahlaki bir zorunluluk gibi ortaya ikmis, konusulup anlasilmadan, kendiliginden kurulmus bir birlikti. Von Lembke, daha ok varlikli ailelerin ocuklarinin gnderildigi Rus okullarinin birinde grenim yapmak onuruna erismisti. grenimini tamamlayan bu okul grencileri, Devlet ynetiminde olduka iyi grevlere atanirlardi. Von Lembke'nin amcalarindan biri, Istihkm birliginde yarbay, digeri ise firinciydi. Byle oldugu halde, bu okula yine de girebilmis ve orada ait oldugu birlikten birok kimseye rastlamisti. Zeki ve aliskan bi grenci olmamakla beraber spor dalinda iyi bir grenciydi ve herkes tarafindan sevilirdi. Yksek siniflardaki bazi grenciler, nemli sosyal sorunlari tartisir ve okulu bitirdikten sonra bunlarin zmne gideceklerini kararlastirirken, Von Lembke, ocuka seylerle ugrasirdi. Gerekten ok saf ve bazen alayci ikislariyla herkesi gldrrd; ama, bunu kendisine bir ama edinmisti. gretmen ders aninda ona bir soru sordugunda, mendilini ikartip burnunu yle acayip bir sekilde smkrrd ki hem arkadaslari her i de gretmenleri katila katila glerdi; yatakhanede bazen taklit ya w bazen 366 de burnuyla 'Fra Diavolo' dan bir uvertr alardi 'bunu ok iyi becerirdi.' Nedense incelik saydigi pasakliligiyla dikkati ekerdi. Okuldaki son yilinda Rus siirleri yazmaya basladi. Rusya'da bu birlikten olanlarin ogunlugu gibi o da birliginin dilini tam olarak bilmezdi. Siire karsi olan egilimi, fakir bir Rus generalinin oglu olan, biraz iine kapali ve gelecegin byk edebiyatisi denen bir ocukla arkadaslik etmesine neden oldu. Bu ocuk, Von Lembke'yi himayesi altina almis gibi davraniyordu. Ama, yle oldu ki, okulu bitirip yil alistiktan sonra, Rus edebiyati ugruna grevini birakan bu hznl ve iine kapanik olan arkadas, ayaginda alti delik izmeler, sirtinda yazlik bir pardes, disleri soguktan takir takir terek dolasirken bir gn, Anichkin kprs stnde, eski okul arkadasi Lembke ile karsilasti. Ne tahmin edersiniz? nce onu taniyamadi ve saskinligindan donmus gibi kaldi. Karsisinda, son derece sik giyinmis, muntazaman dzeltilmis kizil favorili, gznde monokl, tertemiz boyali izme giymis, elinde gicir gicir yeni bir eldiven ve sirtinda Charmre bir palto bulunan bir gen vardi. Lembke, arkadasina karsi ok kibar davrandi ve adresini vererek bir aksam bekledigini syledi. Onun, artik 'Lembke' degil von Lembke oldugu da bylelikle grenilmis oluyordu. Arkadasi onun ziyaretine gitti. Olduka kt, hi de genis olmayan ve evin esas girisi olmadigi belli fakat, kirmizi hali serili merdivenlerde, onu bir usak karsiladi ve kimi istedigini sordu. st katta alinan tiz bir ingirak sesi duyuldu. Lembke'nin ziyaretine gelen konuk, karsilasmayi umdugu zenginlik yerine, Lembke'yi karanlik, khne, koyu yesil byk bir perdeyle ikiye ayrilmis, ok eski esyayla dsenmis, dar yksek pencerelerine koyu yesil perdeler asili kk bir odada bulmustu. Von Lembke, onu korumasina almis, uzaktan akrabasi olan bir generalin evinde kaliyordu. Ziyaretisini byk bir ciddiyetle karsiladi. Edebiyat zerine konustular. Fakat konusmalari asiri degildi. Beyaz kravatli bir usak ok aik bir ayla birka kuru rek getirdi. Konuk, fkesinden maden suyu istedi. Istenilen maden suyu biraz ge getirilmisti. Lembke, bozulmus ve usagi ikinci defa agirarak sylemek zorunda kalmisti. Bununla beraber, konuguna 367karninin a olup olmadigini sordu. Konugun yemek istememesine sevindigi belliydi. Nihayet, biraz daha konustuktan sonra konugu zr dileyerek kalkti ve gitti. Lembke, meslegine yeni baslamisti ve evinde kaldigi generalin birliginde grevliydi. Ayni zamanda, generalin besinci kiziyla da ilgileniyordu. Tabii, bu ilgisinin karsiligini

da gryordu. Fakat, sonunda Amalia, generalin eski bir dostu olan yasli bir Alman fabrikatrle evlendirildi. Lembke, ok aglayip sizlanmakla beraber kartondan tam bir tiyatro maketi yapti. Perde kalkiyor, oyuncular sahneye ikiyor, elleriyle ve kollariyla birtakim hareketler yapiyorlardi; localarda oturan seyirciler vardi; orkestranin keman yaylan tellerin zerinde kk bir makina vasitasiyla gidip geliyordu; orkestrayi yneten adamin bageti kalkip iniyordu; salonda oturan erkekli kadinli seyirciler ellerini irpiyorlardi. Her sey kartondan yapilmisti. Btn bulus Lemb-ke'nindi ve bizzat kendisi yapmisti. Bu tiyatroyu yapabilmek iin tam alti ay alismis, emek harcamisti. General bu nedenle bir toplanti tertipledi; tiyatro, konuklarin grmesi iin ortaya ikarildi; generalin bes kizi ve yeni evlenmis olan Amalia, fabrikatr kocasiyla ve birok evli kadin, Alman kavalyaleri ile beraber gelmislerdi. Kartondan yapilmis tiyatroyu dikkatle incelediler ve Lembke'yi tebrik ettiler. Daha sonra dans edildi. Lembke, son derece memnun olmus ve kederini tamamen unutmustu. Aradan yillar geti ve Lembke mesleginde ilerledi. Daima, ayni birlikten olanlarin ynetimindeki nemli yerlerde alismis, sonunda yasina gre ok nemli bir asamaya erismisti. oktan beri evlenmek istiyor ve dikkatle arastiriyordu. Amirlerinden gizli, bir dergiye gnderdigi yky kabul etmemislerdi. Diger taraftan model bir karton tren yapti ve ok ilgi ekti. Ellerinde valizleri, yanlarinda ocuklari ya da kpekleri olan yolcular platforma ikip trene biniyorlardi. Kondktrler, istasyon grevlileri gidip geliyorlar, an aliyor, ddk tyor ve tren kalkiyordu. Bu hos kompozisyon zerine tam bir yil alisti. Fakat eninde sonunda yine evlenmesi gerekiyordu. ogu Almanlar arasinda olmak zere ok 368 tanidigi vardi. Ayni zamanda, Rus sosyetesine de karismisti; kuskusuz ki baslica neden, grevlerinin bir kismi olmasiydi. Sonunda, yirmi dokuz yaslarindayken mirasa kondu. Firinci olan amcasi ldgnde vasiyetinde, ona otuz yedi bin ruble birakmisti. Simdi btn ihtiyaci, bir yer bulmasiydi. Grev evresinin yksek olmasina ragmen, Bay von Lembke, ok alakgnll bir adamdi. Devlet dairelerine yakacak odun satin almasina yetki verecek devamli, kk bir memuriyete ya da yine bunun gibi gzel ve rahat bir ise razi olacakti. Byle bir iste hayatinin sonuna kadar kalabilirdi. Fakat, tam o siralarda, Minna ya da Ernestine yerine, sahnede birden Julie grnd. Grevi, derhal daha da ykseldi. Alakgnll ve hassas bir adam olan von Lembke de, is alaninda hirsli olabilecegini hissetti. Zenginligin eski tanimiyla, Julia'nin iki yz klesi, ayrica yksek yerlerde bulunan birok dostu vardi. Diger taraftan, von Lembke yakisikli bir adamdi ve Julia kirkini oktan asmisti. Von Lembke kendisini onun nisanlisi sayiyor ve gnler getike ona tutuldugunu anliyordu. Evlendikleri gnn sabahi, Julia'ya bir siir gnderdi. Julia bu siiri pek begendi; kirk yasinda olmak saka degildi. Kisa bir zaman sonra von Lembke, rtbesini ve nisanini aldi ve hemen sonra da ilimize vali olarak atandi. Sehrimize gelmeden nce, Julia Lembke kocasinin zerinde ok ugrasti. Oysa, von Lembke hi de yeteneksiz bir insan degildi; salona nasil girilecegini ve kendisini nasil gstermesi gerektigini, bir kimseyi nasil dinleyecegini ve dsnceli bir tavirla nasil susacagini, nasil kibar davranmasi gerektigini bilir ve hatta, nutuk bile verebilirdi. Tabii, bazi ufak tefek fikirleri de vardi ve en son "liberal" dsncenin gerektirdigi atak yaklasimin da izleri grlmeye baslamisti. Byle olmakla beraber, Julia Lembke, onu, yeni fikirlere karsi vurdumduymazligi ve uzun yillar ykselme pesinde kosmus olmasindan dolayi, artik dinlenmek istemesine ok zlyordu. . Kendi iindeki alisma hirsini kocasina aktarmaya gayret etti; ama, von Lembke bir Luther kilisesi maketi yapmaya basladi. Bas Papaz 369dini gtler veriyor, onu dinleyenler ellerini nlerine baglamis duruyor, bir kadin beyaz bir mendille gz yaslarini kuruluyor ve sonunda, Isvire'den byk masraflarla zel olarak getirtilmis kk bir org almaya basliyordu. Julia Lembke, kocasinin byle oyuncaklarla oynamakta oldugunu grenir grenmez byk bir endiseye kapildi ve kocasinin nesi var nesi yoksa hepsini toparlayip kendi odasindaki bir sandiga kilitledi. Buna karsilik, kocasinin bir roman yazmasini istedi; ancak, bu romanin gizli kalmasi

kosulu ile von Lembke alismaya basladi. Julia Lembke, o zamandan beri sadece kendisine gvenmesi gerektigine karar vermisti. Ne yazik ki, planlarinda ok byk bir uarilik ve ok az yntem vardi. Kader onu, yasli bir kiz olarak ok bekletmisti. Hirsli ve bir bakima sabrini yitirmis kafasinda dsnceler birbirini kovaliyordu. Birok umutlan vardi; ilin ynetimini kesinlikle eline almak istiyor, evresinin sadik kimseler tarafindan kusatilacagim hayal ediyordu. Artik kendisine kesin bir yn izmisti. Von Lembke bile biraz en-diselenmisti; ama, alisma ve memuriyet tecrbesinin verdigi gvenle, valilikten korkmasina bir neden olmadigini kesinlikle kabul etmisti. Kuskusuz, ilk iki ya da ay, her sey basariyla ve yolunda gitmisti. Fakat, Peter Verkhovensky'nin gelisinden sonra bazi garip seyler olmaya baslamisti. Daha baslangita, gen Verkhovensky, von Lembke'ye karsi asiri bir saygisizlik gstermis ve onun zerinde bazi garip haklara sahip olmaya baslamisti. Kocasinin durumunu her zaman kiskanan Julia Lembke, bunun farkina varamamisti. Hi degilse, bunun nemini kavrayamamisti. Gen adam, onun en ok aradigi bir kisi . olmustu. Adeta gzdesi olmus denebilirdi; yiyor, iiyor ve hemen hemen orada yatip kalkiyordu. Von Lembke, hemen kendi kendini savunmaya gemisti. Yabancilarin nnde ona 'delikanli' diyor, onu himayesine almis gibi omzuna vuruyor; fakat, hibir imada bulunmuyordu; Peter Verkhovensky, ciddi konular tartisilirken bile onun yzne karsi glermis gibi bir tavir takmiyordu. Ayrica, herkesin nnde ona, hi umulmadik seyler sylyordu. Bir gn, 370 evine geldigi zaman gen adamin izinsiz olarak alisma odasinda uyudugunu grd. Peter, onu aramak zere geldigini ve evde bulamayinca biraz 'kestirdigini' syledi. Von Lembke onun bu hareketine gcendi ve karisina dert yandi; Julia Lembke, kocasinin bu sikyetini alayla karsiladi ve igneleyici bir tavirla kendisine nasil saygi gsterilecegini bilmedigini syledi; hi degilse, 'o ocuk' kendisine karsi hibir zaman kstahlik etmemisti; ayrica, 'sosyeteye uymasa bile, samimi' bir kimseydi. Von Lembke'nin surati asildi. Ama, kadin iki adamin arasini bulup onlari baristirdi. Peter'in, zr dilemedigi dogrudur; ama, btn sorunu kaba bir nkte ile geistirdi. Bu nktesi, baska zaman olsa hakaret kabul edilebilirdi; ama, bu kez pismanlik isareti olarak kabul edildi. Aralarindaki iliskinin zayif noktasi, von Lembke'nin, daha baslangita, ona romanindan sz etmis olmasiydi. Onun hlyali, ince ruhlu bir gen oldugunu gz nne alarak, zaten oktan beri de dinleyici aradigindan, tanismalarinin daha ilk gnlerinde bir aksam, romanindan iki blmn okumustu. Peter, sikintisini saklamaya gerek grmeden, terbiyesizce esneyerek dinlemis ve hibir vgde bulunmamisti. Yalniz ayrilirken, bos zamanlarinda okuyarak bilgi edinmesi iin el yazmasi olan kitabi istemis, von Lembke de vermek aptalliginda bulunmustu. Kitabi o geceden beri geri vermemisti. Von Lembke'ye her ugrayisinda, onun btn sorularina glerek karsilik veriyordu. Sonunda, romani yolda giderken kaybetmis oldugunu syledi. Julia, bunu duydugu zaman kocasina ok kizdi. Hayretten donup kalarak: - Kartondan yaptiginiz kiliseden de szetmediniz, insallah? diye sordu. Von Lembke, kara kara dsnmeye basladi. Bylesine dsncelere dalmasi, sagligi iin iyi degildi ve doktorlari tarafindan yasaklanmisti. Ildeki byk dertlerin yaninda -bunlardan daha sonra szedecegiz- zlmesi iin zel nedeni vardi... hisleri zedelenmisti; vali olarak gururunun incinmesi de cabasiydi. Evlendigi zaman, von Lembke, herhangi bir ailevi anlasmazligin ve tartismanin mmkn 371olabilecegini aklinin ucundan bile geirmemisti. Ernestine ya da Minna'sini hayal ettigi zaman, btn hayati sresince hep bunu dsnmst. Ailevi firtinalara dayanamayacagini hissediyordu. Sonunda Julia, onunla samimi olarak konustu. - Sirf bunun iin ona kizmis olamazsiniz, dedi. Her seyden nce, ondan en az kere daha akilli bir insansiniz ve mevki bakimindan ondan ok daha ykseksiniz. Bu ocuk, henz serbest dsncelilik aliskanligindan kurtulamamis. Fikrimce, bu yaramazliktan baska bir sey degil. Fakat hibir sey aceleyle yapilamaz. Yavas yavas yapilmalidir. Gen nesli kmsememek gerekir. Benim politikam, onlara karsi iyi davranmak ve bylece de onlari uuruma yuvarlanmaktan korumaktir.

Von Lembke: - Fakat ok korkun seyler sylyor, diye cevap verdi. Benim yanimda, hkmetin, halki sersemletip ayaklanmasini nlemek iin onlara bol bol votka iirmekte oldugunu sylemesini hazmedemem. Her esit insanin yaninda, byle konusmalari dinlemek zorunda kaldigim iin, benim durumumu gznde canlandirabilirsin. Bunu sylerken, von Lembke, birka gn nce Peter Verkhovensky ile aralarinda geen konusmayi hatirladi. Liberal dsnceleriyle onu yenmek gibi masum bir amala, dsknlg olmadigi halde sirf nne geilmez bir merakla 1859 yilindan beri toplayarak biriktirmis oldugu Rusya'da ve Avrupa'da yayimlanan her esit gizli bildiriden meydana gelmis zel koleksiyonunu ona gstermisti. Amacinin ne oldugunu sezen Peter, kaba bir dille, bu bildirilerden bazilarindaki tek satirin bile, btn Devlet dairele-.rinden ok daha anlamli oldugunu, muhtemelen kendi dairesinden bile byle bir sey beklemedigini syledi. Lembke'nin yz burustu. Bildirileri gstererek, deta yalvarir gibi: - Fakat, bizim vatanimizda bu erkendir, hem de ok erkendir, dedi. 372 - Hayir, degildir. Gryorsunuz ya, korkuyorsunuz ve bu da gsterir ki bizim iin erken degildir. -Fakat, bakin, suna bakin, rnegin, btn kiliselerin yikilmasi iin bir agri var. - Neden olmasin? Siz akilli bir insansiniz ve siz, kendiniz de inanmadiginiza gre, insanlari hayvanlastirmak iin, dinin gerekliligini ok iyi kavramis oldugunuzu sylemekte hakliyim sanirim. Gerek, yalanlardan ok daha onurludur. Von Lembke yzn eksiterek: - Hak veriyorum, hak veriyorum, sizinle tamamen ayni fikirdeyim, ama bu vatanda hl ok erken oldugu kanisindayim, dedi. - Kiliselerin yikilmasini ve elde yabalarla Petersburg zerine yrmeyi dogru buluyor ve bunun ancak zamansiz olduguna inaniyorsaniz, nasil devlet memurlugu yapabiliyorsunuz? Bylesine budalaca yakalanan Lembke, son derece sasirmisti. Sabrini yitirmis bir tavirla: - Byle degil, hi de byle degil, dedi. Siz ok gensiniz ve amalarimizi bilmiyorsunuz. Bu nedenle de yaniliyorsunuz. Anliyorsunuz ya aziz dostum, bize devlet memurlari diyorsunuz, degil mi? Pekl. Serbest memur muyuz? Ona da pekl. Fakat ne yaptigimizi tahmin ediyorsunuz? Sorumlulugu ykleniyor ve sonu olarak, biz de sizin gibi genel amaca hizmet ediyoruz. Biz sadece, olmadigimiz takdirde dagilacak olan ve sizin dagitmayi alistiginiz seyi toplu olarak tutuyoruz. Sizin dsmanlariniz degiliz. Byle bir sey sz konusu bile olamaz. Size sesleniyoruz: Devam edin, yenileyin, belki de belirli bazi seylerin temelini yikabilirsiniz... yani, demek istiyorum ki, eski olan her seyin yenilenmesi, kuskusuz gereklidir. Fakat, zorunluysak, sizi gerekli sinirlar iinde tutacagiz ve davranisimizla, sizi yine sizden korumus olacagiz. Amacimiz, Rusya'nin grnsn dzeltmek olduguna gre, biz olmadan, Rusya'yi yerinden sallar, temellerini yikarsiniz. Birbirimize gerekli 373oldugumuza inanin, ltfen. Ingiltere'deki Whig'ler, ve Tory'ler de birbirleri iin gereklidir. Su halde, biz Tory'ler, siz Whig'lersiniz. Benim grsm budur. Von Lembke son derece heyecanlanmisti. Petesrburg'dayken bile, byle akillica ve liberal konusmayi severdi. Ayrica, burada kendisini kapi arkasindan dinleyen de yoktu. Peter hi konusmadi ve dogal yaradilisinin aksine, ok ciddi grnyordu. Onun bu grns, Lembke'yi bsbtn heyecanlandirmisti. alisma odasinda bir asagi bir yukari dolasirken konusmasina devam etti: -Biliyor musunuz ki, ben, "Ilin Efendisi" yim. Biliyor musunuz ki, bu nedenle birok grevlerim var, onlarin birini bile yapamiyorum ve te yandan, burada benim iin yapacak bir sey olmadigini syleyebiliyorum. Btn sir, buradaki her seyin devletin grsne bagli oldugu gereginde. Varsayalim ki devlet, politik bir nedenle ya da asiri tutkulari yatistirmak amaci ile bir cumhuriyet kurmaya karar verdi ve buna paralel

olarak da valilerin yetkisini artirdi. Eger, byle bir sey gereklesirse biz valiler, cumhuriyeti kabul edecegiz. Fakat, neden sadece cumhuriyet olsun! Arzu ettiginiz her seyi yutacagiz. Hi degilse, hazir oldugumu hissediyorum. Szn kisasi, birakin devlet telgrafla bir activite devorante (yipratici alismalar) yapmami istesin. Onlara activite devorante yapacagim. Yzlerine karsi syledim: 'Efendiler, ilin btn kuruluslarinin dengede durup ilerlemesi iin bir sey gereklidir... valinin yetkilerinin genisletilmesi.' Gryorsunuz ya, ister tarimsal ister kamu kuruluslari olsun, bir bakima iki varlikli olmalari gerekir... yani, bir bakima var olmalari gereklidir ve bunun gerekli olduguna eminim; fakat, diger taraftan var olmamalari gerekiyor... bunlarin hepsi devletin grsne dayanir. Eger, devlet, kuruluslarin gerekli oldugunu dsnrse, bu kuruluslarin var olmalarini hemen saglamaliyim. Onlara ihtiya gerekmezse bu kuruluslari benim ilimde kimse gremez. Iste ben, activite dvorante'yl byle anlarim ve valinin yetkileri genisletilmedigi takdirde de bu mmkn olamaz. Sizinle erkek er374 kege konusuyorum. Onlara Petersburg'dayken de syledim, biliyorsunuz, valinin evinin nnde zel bir nbetinin bulunmasi gerekir. Bir cevap bekliyorum. Peter: - Iki nbeti olmasi gerekir, dedi. Lembke, tam Peter'in nnde durarak: - Neden iki? diye sordu. -Insanlarin size saygi duyabilmeleri iin bir nbetinin yetersiz oldugunu dsnmstm. Iki nbetinizin olmasi gerekir. Lembke'nin yz asildi. - Sizin... sizin niyetinizin ne oldugunu ancak Tanri bilir, efendim. Hosgrmden yararlanarak, her trl hakarette bulunuyor ve bourru bienfaisant (iyiliksever somurtkan) rol oynuyorsunuz. Peter mirildanarak: - Sizin dediginiz gibi olsun, dedi. Fakat yine de bize yol aiyor ve bizi,,basariya ulastirmak iin elinizden geleni yapiyorsunuz. Von Lembke saskinlikla: - Fakat 'biz' dediginiz kimler ve ne basarisi? diye sordu, fakat cevap alamadi. Bu konusmadan haberdar olan Julia Lembke'nin son derece cani sikildi. Von Lembke, kendisini savunmak zorunda kaldi. -Fakat, ok deger verdiginiz bir kimseyle sanki amiriymis gibi konusamazdim, zellikle, odada da yalnizdik. Sylememem gereken bazi seyleri syledigimi iti...raf ederim, ama bu kalbimin te-mizligindendir. - ok fazla temiz kalpliliginizden. Byle bildiri koleksiyonunuz oldugunu bilmiyordum. Grebilir miyim? - Fakat... fakat bir gn iin dn olarak istemisti. Julia fkeyle: - Ve yine verdiniz, yle mi?!... diye haykirdi. Ne kadar byk bir samalik!... 375- Derhal geri vermesi iin birini gnderecegim. - Geri vermeyecektir. Von Lembke fkeyle yerinden firlayarak haykirdi. - Kesin olarak isteyecegim!... O kim oluyor ki ondan korkacagim? Ben de elinden bir sey gelmeyen bir insan miyim, yani? Julia, kocasini yatistirmaya alisarak: - Oturun ve heyecanlanmayin, dedi. Ilk sorunuza cevap verecegim; bana ok gl bir tavsiye mektubu ile geldi. Yetenekleri var ve bazen ok zekice laflar syler. Karmazinov, hemen hemen her yerde iliskileri bulundugunu ve Petersburg ile Moskova'daki genler zerinde ok etkisi oldugunu sylyor. Ve eger, onun yardimi ile, btn bu genleri etrafina toplar ve onlari yuvarlanmak zere olduklari uurumdan kurtarabilirsem, ilgilenebilecekleri yeni bir yol bulabilirim belki. Bana btn kalbiyle baglidir ve sylediklerimi itirazsiz yapar. Von Lembke asik bir suratla kendisini savunmaya devam etti. - Ama siz onlari oksamaktayken, Tanri bilir neler yapacaklar!.. . Tabii bu sadece bir haberdir, ama... ama politik bir bildirinin ilimiz civarinda grndgn haber aldim... - Fakat yazin da byle bir sylenti vardi... bildiriler, sahte paralar, bir sr seyler... bununla beraber, bunlardan hibiri simdiye kadar bulunmus degil. Size kim syledi?

- Von Blum'dan duydum. - Ah, sizin su von Blum'unuzdan usandim artik ve ltfen, bir daha baha ondan sz etmeyin!... Julia, o kadar fkelenmisti ki, bir dakika kadar konusamadi. Von Blum, Julia'nin hi sevmedigi, vali konaginda grevli bir adamdi. Bundan da daha sonra sz edecegim. Julia Lembke bir karara vararak: - Ltfen, Verkhovensky iin endiselenmeyin, dedi. Herhangi gizli iste alismis olsaydi, ne sizinle ve ne de baskasiyla, simdi konustugu gibi konusurdu. Iyi deyimler kullanabilen bir insan kt 376 olamaz. Ben bile byle konusabilirim. Eger herhangi bir sey olursa bunu ilk grenen ben olacagim. Bana ok siki olarak, evet ok siki olarak baglidir... Merakla beklenen olaylardan nce sunu ekleyebilirim ki, eger, Julia Lembke'nin, bu kendine gveni ve kendine zg hirsi olmasaydi, zavalli insanlarin aramizda yaptiklari bu olaylar belki de hi olmayacakti. Btn sorumlulugun ona ait olduguna kusku yoktur. 5. EGLENCEDEN NCE Julia Lembke'nin, ilimiz ocuk bakicilari adina dzenlemek istedigi eglence gn, birok kere kararlastirilmis ve her defasinda da ertelenmisti. Julia Lembke'nin evresinde daima, Peter Verkhovensky ve Julia'nin ufak tefek islerinin pesinde kosan, kk bir memur olan Lyamshin vardi. Lyamshin bir zamanlar Stepan Verkhovensky'yi sik sik ziyarete gelirdi; ama, simdi valinin evini tercih ediyordu; nk, piyano almasini ok seviyordu. Julia'nin, ilerde ikarmayi tasarladigi bagimsiz bir derginin ynetmeni yapmak istedigi Liputin de ogunlukla onun yanindaydi. Ayni zamanda evli ya da bekr bir sr kadin da etrafini sarmisti ve hatta, Karmazinov bile, her ne kadar digerleri gibi onun yanina pek sokulmuyorsa da edebiyat geidi basladigi zaman herkesi sasirtacak bir srprizi oldugunu bagira bagira sylyordu. Gelecekler listesine adlarini yazdiranlar ve yardimda bulunanlarin ogu sosyeteye girmis olan hanimlardi. Bunun yaninda, paraca yardimda bulunabilen, sekin olmayanlar bile listeye dahil edilmisti. Julia Lembke, bazen siniflarin birbirine karismasinin gerekli oldugunu sylyor. 'Aksi halde bizi kim eglendirir?' diyordu. Ev hanimlarindan kurulu zel bir komite, eglencenin tamamen demokratik kosullarda yapilmasinda kararliydi. Eglenceye katilacaklarin ok olmasi, asiri masraf etmelerine neden oluyordu; olaganst bir eglence tertip etmek is377tiyorlardi... ve eglence de bu nedenle erteleniyordu. Baloyu nerede vereceklerine henz kesin bir karar verememislerdi; baloyu, o gn iin evini vermeyi samimiyetle arzu eden soylu maresalin evinde mi, yoksa, Bayan Stavrogin'in Skvoreshniki'deki byk konaginda mi vereceklerine bir trl karar veremiyorlardi. Skvoreshniki biraz uzak olmakla beraber, komitenin birok yesi, balonun orada daha 'Serbest' olacagini israrla sylyordu. Bayan, Stavrogin, festivalin evinde olmasindan son derece memnun olacakti. Bu magrur kadinin, Julia Lembke'ye deta yaltaklanacak derecede yaklasmasindaki nedeni kestirmek ok zordu. Belki de, Bayan Lembke'nin, grdg yakinliga karsin, Nicholas Stavrogin'in, nnde deta klmesini ve ona hi kimseye yapmadigi sekilde davranmasini grmekten hoslaniyordu. Tekrarliyorum; Peter Verkhovensky, Nicholas Stavrogin'in, esrarli evrelerle iliskisi oldugunu ve buraya ok gizli bir grevle gelmis bulundugunu, her nne gelene fisildayarak, bu haberin vali konaginda ve valinin evinde yerlesmesine ok byk bir nem veriyordu. O zamanlar sehir halkinin garip bir ruhsal durumu vardi. zellikle kadinlarimiz arasinda garip bir uarilik grlmeye baslamisti. Ve bu degisikliklerin yavas yavas oldugu da sylenemezdi. Birka asiri kstah dsnce, etrafta kol geziyordu. Neseli, hafif, fakat her zaman hos oldugunu syleyemeyecegim bir hava esiyordu. Dsncelerin belirli bir lde dzensizligi moda haline gelmisti. Daha sonralari, her sey olup bittikten sonra, su Julia Lembke'ye, evresine ve yardakilarina yklendi; fakat, btn bunlarin nedeninin Julia'da aranmasinin daha dogru olacagi kanisindayim. Bunun tersine, ilk zamanlar, herkes, toplumu birlestirebilmesini ve

herkese nese vermesini vyordu. Bayan Lembke'nin hi suu olmayan, rezalet derecesine varan olaylar olmustu; ama, o zamanlar herkes glp eglenmis ve o rezaletleri durduracak kimse ikmamisti. Olduka byk bir kalabaligin, o zamanki olaylar zerine kisisel grslerini kendilerine saklayarak bir kenarda durduklari tamamen dogrudur; fakat, onlar bile o zaman agizlarini aip tek kelime bile 378 sylememislerdi; hatta, bu olaylara glmseyerek baktiklari da bir gerektir. Her nasilsa, merkezi belki gerekten de Julia Lembke'nin kabul salonunda bulunan, olduka, genis bir grup, kendi kendine meydana gelmisti. Julia'nin her zaman evresinde olan bu toplulugun iinde, ok sayida gen vardi ve onlarin serbeste konusmalarina nedense izin veriliyordu; hatta, bu gerekli sayilmaya baslamisti, Bu evrede, son derece sevimli birka hanim vardi. Bu gruptaki genler, piknikler, partiler tertipliyor, bazen grup halinde arabalar ve atlarla sehirde dolasiyorlardi. Hepsi de serven ariyor ve hatta, sirf anlatacaklari eglenceli bir sey olsun diye serveni kendileri yaratiyordu. Sehrimizi, Sedrin'in meshur Aptallar sehri olarak kabulleniyorlardi. Yapmadiklari hemen hemen hibir sey olmadigindan, onlara 'alayci' diyorlardi. yle seyler oluyordu ki, rnegin, sehrimize atanmis ordu mensuplarindan bir tegmenin, olduka gzel ve kumral karisi, kocasinin kt davranislarindan bikmis olacak ki, gzel bir pelerin alabilmek iin kumar masasina oturmus; fakat, kazanacagi yerde on bes ruble kaybetmisti. Kocasindan korktugu ve kumar borcunu deyecek parasi da olmadigindan, o sirada partide bulunan, belediye baskaninin, gen olmakla beraber ok igren oglundan, eski gzpekligini hatirlayarak bor istemeye karar vermis ve istemisti de. Gen adam, kadincagizin bu istegini reddetmekle kalmamis, kahkahalarla glerek, yksek sesle bagira bagira kadinin kocasina haber vermeye gitmisti. Ordudan aldigi az bir ' maasla ayin sonunu zor getiren tegmen, karisini hemen eve gtrms, ve onun aglamalarina, ayaklarina kapanip yalvarmalarina aldirmadan bir gzel pataklamisti. Bu zc olaya sadece glmekle yetindiler. Tegmenin bu zavalli karisi her ne kadar Bayan Lembke'nin evresindekilerden degilse de, 'grup'taki garip ve her seye atilan, tegmenin karisini da daha nceden taniyan gen bir hanim, onu ziyarete gitti ye evine kabul etti. Bizim apkin delikanlilarimiz kadincagizi hemen o evde yakalayip, armaganlara bogdular ve kadini evine gndermeden tam drt gn kapattilar. Tegmenin karisi, 379bu servenci kadinin evinde kaliyor ve onunla beraber araba gezilerine ikarak dansli eglencelere katiliyordu. evresindekiler, kocasi aleyhine bosanma ve nafaka davasi amasi iin onu kiskirtiyorlardi. Hepsi bir agizdan, taniklik edeceklerine yemin ediyorlardi. Kadinin kocasi, onlarla basa ikamayacagini bildiginden, haklarini arayamiyordu. Zavalli kadin, sonunda, nasil bir topluma dstgn anlayarak, drdnc gnn gecesi, kalbi korkudan du-racakmis gibi arparak onlarin elinden kati ve tegmenine kostu. Kocasi ile kadinin arasinda geenler tam olarak bilinmiyor; ama, tegmenin oturmakta oldugu kk kulbenin panjurlari tam iki hafta ailmadi. Bayan Lembke olanlari grendiginde, ok kizdi ve servenci hanimin hareketine ok zld; oysa, o hanim, tegmenin karisini aldigi gn getirip Bayan Lembke'ye gstermisti. Fakat, bu olay hemen unutulup gitti. Baska bir keresinde de, sehrimizin memurlarindan birinin, herkesin tanidigi on yedi yasindaki gzel kizi, tasradan gen bir memurla evlendi. Fakat birdenbire, gen kocanin, incinen gururunun fkesini ikarmak iin, daha ilk geceden, gzel geline yapmadigini birakmamis oldugu haberi sizdi. Dgn gecesi ok sarhos oldugu iin evde konuk olarak kalan ve bu olaya tanik olan Lyamshin, sabah karanliginda btn sehri dolasarak haberi yaydi. Derhal on iki kisilik bir parti kuruldu. Hemen hemen hepsi atliydi ve bazilari kiralik kazak atlarina binmisti... rnegin, Peter Verkhovensky ve hatta, salarinin kirlasmasina aldirmadan genlerin btn olaylarina karisan Liputin bile vardi. Sehrimizin trelerine gre, her ne hal olursa olsun, ertelememesi gereken ziyaretlerini yapmak iin dgnn ertesi gn, bu iki gen arabalariyla caddede grnnce, bu on iki kisilik grup, hemen arabanin etrafini evirdi ve neseli kahkahalarla gen iftin pesini btn gn birakmadi. Evlere onlarla beraber

girmedikleri dogrudur; ama atlarindan inmeden bahe kapisinda beklediler. Yeni evlilere aik olarak hakaret etmemekle beraber, yine de byk bir rezalete neden oldular. Btn sehir bu olay zerinde konustu. Herkes, kuskusuz, kahkahalarla gld. Fakat bu kez von 380 Lembke kizdi ve karisi ile tartisti. Bayan Lembke son derece kizgindi ve hatta, bu olaya neden olanlara kapisini kapamayi bile d-' snd. Fakat, ertesi gn, Peter Verkhovensky'nin atesli konusmasi ve Karmazinov'un birka szyle hepsini bagisladi. Karmazinov, yapilan bu sakayi olduka eglenceli buluyordu. - Bizim yerel trelere gre, dedi. Her ne olursa olsun ok karakteristik ve... kahramanca. Ve bakin, herkes glyor; sadece siz fkeleniyorsunuz. Fakat, hosgr kabul etmeyen ve belirli bir despotluk olan maskaraliklar da vardi. Her ne kadar asagi siniftansa da, Incil satan, saygideger bir hanim, sehrimize gelmisti. O siralarda, Moskova ve Petersburg gazetelerinde, Incil satan kadinlar hakkinda ilgin yazilar iktigi iin, sehirde onunla ilgili sylentiler dolasmaya basladi. Yine Lyamshin serserisi, bir okulda is almayi umarak bos gezen bir grencinin yardimiyla, sonradan grenildigine gre, kitap alma bahanesiyle, ismini burada anmayacagim, nemli bir nisan tasiyan, kendi deyimiyle 'glmeyi ve sakayi' pek seven, son derece saygideger bir ihtiyarin, bazi zel nedenlerle Avrupa'dan getirttigi bir deste, iplak ve edepsizce davranislari gsteren kadin resmini gizlice kadinin antasina birakti. Bu zavalli kadin, pazar yerinde kutsal kitaplarini satmak zere ikardigi zaman, antasina gizlice konan bu resimler her tarafa yayildi. Etrafta bir kahkaha koptu; homurdanmalar oldu; kadinin etrafini kalabalik sardi; her agizdan bir sz ikmaya basladi; hatta, ilerinde kfr edenler bile vardi. Polis tam vaktinde yetisip kadini kurtarmamis olsaydi, kadincagiz belki de dayak yiyecekti. Kadin, polis karakolunda bir hcreye kapatildi ve ancak o gece, durumu btn ayrintilari ile grenen Maurice Drozdo / tarafindan serbest biraktirildi ve sehirden ikarildi. Bayan Lembke, ayni gn Lyamshin'i evinden kovacakti; ama genler toplanip hep beraber geldiler ve Lyamshin'in yeni bir para bestelemis oldugunu syleyerek onu dinlemeye zorladilar. Yeni para, 'Fransiz-Prusya Savasi' adinda olduka eglenceli bir sarkiydi. Mar-seillaise'in korkun notalariyla basliyordu: 381"Qu 'un seng impur abreuve nos sillons! (Ayak izlerimizi kirli bir kanla doldursun) Parlak bir meydan okuyus, gelecegin zafer sarhoslugu duyulur. Fakat birden, zafer marsinin ustaca yerlestirilmis notalari yaninda; asagidan bir kseden, fakat ok yakin bir yerden Mein Lieber Au-gustin'in igren sesleri gelmeye baslar. Marseillaise onlara aldirmaz; Marseillaise heybetinin sarhoslugu iindedir; fakat Augustin, g kazanmaktadir; gittike kstahlasir ve birden Augustin, Mar-seillaise'in notalari ile kaynasmaya baslar. Beriki kizmaya baslar; artik Augustin'e aldirmazlik edemez, onu silkeleyip atmaya alisir; onu bir sinek gibi ezmek ister, fakat, Mein Lieber Augustin, btn gcyle asilir; sen ve kendinden emin, sevinli ve kstah olur ve Marseillaise her nasilsa birden ok aptalmis gibi grnr; fkesini ve incinmesini artik gizleyemez; ellerini gkyzne dogru kaldirarak, gzyaslari iinde lanetler yagdirir: Pas un pouce de ntre terrain, pas une de nos fortresses. (Topragimizin tek karisini, istihkmlarimizin tek tasin!..) Fakat Mein Lieber Augustin'le beraber sylemek zorundaydi. Melodi, en budalaca bir yolla Augustin'e geer, yavas yavas azalir ve kaybolur. Yalniz, zaman zaman orijinal melodi duyulabilir; qu'un sang impur... fakat hemen igren bir sekilde korkun bir valse geer, sonunda, birden degisir; Bismarck'in ggsnde aglayan, her seyi, her seyi ona veren Jules Favre ortaya ikar... Fakat simdi sertlesen Augustin'dir; kisik sesler duyulur, insan kendisini sayisiz sarap fiilarinin, asiri bir ilginligin, milyarlarca para arzusunun, pahali purolarin, sampanya ve rehinelerin arasinda oldugunu sanir; Augustin hiddetle bgrmeye baslar... Fransiz-Prusya Savasi son bulmustur." Genlerimiz ilginca alkisladilar. Bayan Lembke gln sedi ve 'Byle bir adam nasil kovulur?' dedi. Bylece baris yapilmis oldu. 382

Bu alagin gerekten de mzik konusunda yetenegi vardi. Bay Verkhovensky bir keresinde, en yce yetenekleri olan bir sanatinin en asagilik bir serseri de olabilecegini, bunlardan birinin digerine etkisi olmadigini sylemisti. Sonralari bu paranin, Lyamshin tarafindan, rastlantiyla sehrimizden geen, yetenekli ve ok alakgnll bir arkadasindan almis oldugu sylentisi ikti; ama, isin o tarafi bizi ilgilendirmiyor. Bay Verkhovensky'nin etrafinda yillarca dolanan, aksam toplantilarinda genel istek zerine, esit esit Yahudi, sagir bir kyl kadinin itiraflari ya da bir ocugun dogumu zerine taklitler yapan bu alak herif, Julia Lembke'nin toplantilarinda bazen, 'Kirklarin Bir Liberali' adi altinda, Bay Verkhovensky'yi ok igren bir tarzda karikatrize ediyordu. Herkes, o kadar ok glyordu ki, sonunda toplantilardan atilamayacak bir adam olup ikmisti. Btn toplantilarda araniyordu. Ayrica, Julia Lembke zerinde byk bir etkisi olan Peter Verkhovensky'ye de kpek gibi yaltaklaniyordu. Bu alaktan sz etmemeliydim ve zaten sz edilmeye deger bir adam bile degildi; ama sylentilere gre, onun da katilmis oldugu pek nemli bir olay vardi. Bu nedenle onu notlarimdan ayri tutamadim. Bir sabah, btn sehre, ok irkin ve zc bir rezalet haberi yayildi. Byk pazar alaninin girisinde, eski sehrimizin ok degerli tarihi yapitlarindan biri olan Meryem Ana Kilisesi vardi. Duvarla evrilmis olan kilisenin bahe kapisinin yaninda, daima demir bir kafes arkasinda duran byk bir Meryem Ana tasviri vardi". Bir gece, bu tasvir soyulmustu; demir kafesin cami kirilmis, demir ereve paralanmis ve (kiymetli olup olmadiklarini bilmiyorum) birka degerli tas ve inci, tasvirin basindaki hareden alinmisti. Ama nemli olan, soygunculuk disinda, budalaca dzenlenmis, garip bir kepazelik vardi; Tasvirin kirik cami arkasinda canli bir farenin bulundugu syleniyordu. Simdi, drt ay sonra, bu suun, kaak bir hkml olan Fedka tarafindan islendigi, nedense Lyamshin'in de bu sua katilmis oldugu kesin olarak biliniyordu. O zaman, 383Lyamshin'den kimse, kuskulanmamisti; ama, simdi fareyi onun koymus oldugunu herkes biliyor. O zaman, resmi makamlarin byk bir saskinlik iinde olduklarini hatirliyorum. Suun islendigi gecenin sabahi, erkenden kilisenin nnde byk bir kalabalik vardi. O kilisede, neden oldugu bilinmez, ama en azindan yz kisi her zaman bulunurdu. Bazilari gelir, bazilari giderdi. Gelenler ha ikartir ve tasviri perlerdi; bagista bulunmaya baslayinca kilisenin bagis anagi hemen ortaya ikarilir, yanma bir de papaz dikilirdi; ancak gleden sonra saat sularinda, Il Baskanligi, ziyaretilere, tasviri ptkten ve bagista bulunduktan sonra orada toplanmamalarinin sylemesi gerektigini anlayabildi. Bayan Lembke, bana sylendigine gre, o ki zc olaydan sonra, kocasinin son derece zgn oldugunu hissetmis ve bundan iki ay nce, hastaligi nedeniyle sehirden ayrildigi gne kadar da bu zntsnn devam etmis oldugunu sylemisti; Ilimizdeki kisa grevinden sonra, Isvire'de dinlendigi srede bu olayin zc etkisinden kurtalamadigi kanisindayim. gleden sonra saat birde olay yerine gittigimi hatirlarim; kalabalik derin bir sessizlik iindeydi ve yzlerinden znt akiyordu. Bir kupa arabasiyla zengin bir tccar geldi. Sisman ve tombul yanakli bir adamdi. Arabadan indi. Yerlere kadar egilerek tasviri selamladi ve pt. Sonra yardim anagina bir ruble atarak, oflaya puflaya tekrar arabasina binip uzaklasti. Sonra, baska bir araba yanasti. Arabada, ilgin sosyetenin yesi iki delikanli ve yanlarinda iki hanim vardi. Delikanlilar da (biri hi de gen degildi) arabadan indiler ve kaba tavirlarla kalabaligi yararak tasvire dogru ilerlediler. Ikisi de sapkalarini ikarmamislardi; hatta biri, kelebek gzlgn burnunun ucuna tutturdu. Kalabaliktan hosnutsuz bir homurtu ykseldi. Burnunun ucunda kelebek gzlk bulunan adam, kgit paralarla dolu kesesini ikardi ve iinden bakir bir metelik alarak yardim anagina atti. Her ikisi de yksek sesle glp konusarak arabalarina dndler. Tam bu sirada Lisa geldi. Yaninda Maurice Drozdov vardi. Lisa, atindan sirayarak yere atladi ve atindan in384 memesini syledigi Drozdov'a dizginleri atti. Bakir meteligin anaga atildigi anda,

tasvirin yanina vardi. Sapkasini eldivenlerini ikartip dizlerinin stne, amurlu yere kt ve byk bir saygi ile defa secde etti. Sonra, iinde birka gms para bulunan kesesini ikarip anaga atti. Hemen kulaklarindaki elmas kpelerini ikartip, onlari da anaga atti. Byk bir heyecanla papaza sordu: - Olur mu? Olur mu? Bu taslarla rts sslenebilir mi? Papaz: - Verebilirsiniz, diye cevap verdi. Her trl bagis kabul edilebilir. Kalabaliktan it ikmiyordu. Ne sevin ne de hosnutsuzluk gstermiyorlardi. Lisa, amurlarina aldiris bile etmeden atina atladi ve drtnala uzaklasti. *** Henz anlattigim olaydan iki gn sonra, atli adamlarla kusatilmis, kupa arabasiyla bir yere giden kalabalik bir grubun arasinda onu grdm. Eliyle isaret ederek beni yanina agirirken arabayi durdurttu ve benim de gruba katilmam iin israr etti. Arabada bana da yer vardi. Byk bir neseyle beni yanindaki ok sik hanim arkadaslarina tanistirdi. Sonra, son derece ilgin bir geziye gittiklerini syledi. Durmadan kahkahalarla glyordu ve mutlulugu biraz asin denebilirdi. Zaten son zamanlarda sasirtici derecede mutlu ve neseli grnmeye baslamisti. Gezi, gerekten de ok ilginti; nehrin karsi yakasina, on yildan beri tccar Sevostyanov'un evinin bahesindeki kk bir kulbede hep baskalarinin sirtindan geinerek yasayan, sadece sehirde ya da civarinda degil, Moskova ve Petersburg'da bile taninan ermis yari-deli ve gaipten haberler verdigini iddia eden Semyon Yakovlevich'e gidiliyordu. Herkes onu ziyarete giderdi. zellikle, ilin her evresinden gelirlerdi. Gaipten birka 385haber aldiktan sonra, evinin masraflarini derler ve byk bagislarda bulunurlardi. Bagislar bazen dikkate alinacak kadar byk olurdu ve ogunlukla 'Our Lady' manastirina olmak zere esitli kiliselere gnderilirdi; tabii, bu bagislari Semyon Yakovlevich kendisi i etmezse. Bu nedenle de manastirdan grevli bir papaz daima Semyon Yakovlevich'in odasinda hazir bulunurdu. Gruptaki herkes, bu gezinin ok eglenceli olacagi inancindaydi. Ilerinde hibiri, henz Semyon Yakovlevich'i grmemisti. Sadece Lyamshin onu nceden grmst ve herkese onun, cennetten sprge sapiyla dvlerek kovuldugunu, arkasindan da, Isa'nin kendi eliyle iri iki patates atmis oldugunu anlatiyordu. Kalabaligin arasinda, yine kiralik bir kazak ati stnde, Peter Verkhovensky de vardi. Atin stnde zorlukla duruyormus gibi grnyordu. Nicholas Stavrogin de atlilar arasindaydi. Stavrogin byle eglenceli gruplara pek ender girer ve her ne kadar yaradilisi nedeniyle fazla konusmazsa da, onlarin nesesine katilirdi. Grup kpry geip, orada bulunan hanlardan birinin nne geldiginde, kalabaligin arasindan biri, handa intihar etmis birinin bulundugunu ve bu nedenle polis agirilmis oldugunu bildirdi. Derhal intihar edeni grmek iin burada durulmasi kararlastirildi. Teklif genellikle hos karsilanmisti; nk, hanimlarimiz simdiye kadar intihar olayina rastlamamislardi. Hanimlardan birinin, yksek sesle syle syledigini hatirlarim: 'Artik canimiz ylesine sikilmaya baslamisti ki, eglence seecek durumda degiliz, yeter ki ilgin bir seyler bulabilelim.' Hanimlardan ancak birkai hana girmeyip disarda kaldilar; geri kalanlar hanin pis koridoruna grltyle daldilar; onlarin arasinda Lisa'yi grmek beni ok sasirtti dogrusu. Kendisini vuran adamin odasinin kapisi aikti; tabii, bizim odaya dolmamiza engel olmak cesaretini kimse gsteremedi. Intihar eden, on dokuz yaslarinda olduka yakisikli bir genti. Aik renk sik salari, oval bir yz ve soylulugunu gsteren genis bir alni vardi. Ceset oktan sogumustu ve kk beyaz yz mermerden oyulmus gibi grnyordu. Masanin zerinde kendi el yazisi ile, lmnden kimseyi sorumlu tutmamalarini, kendi kendini vurdugunu, nk, 400 rubleyi 'bosa 386 harcadigini' bildiren bir not vardi. 'Bosa harcadigini' gerekten de yazmisti; drt satirlik yazida gramer hatasi yardi. Onun komsusu oldugu belli, bazi isleri nedeniyle bu handa kalan sismanca bir tccarin zntl oldugu grnyordu. Onun anlattiklarina gre, gen ocuk, ailesi, yani dul annesi, kiz kardesleri ve teyzeleri tarafindan, sehrimizde oturan bir kadin akrabalarinin yardimiyla, yakin bir gelecekte

evlenecek ablasi iin bazi eyiz esyalari alip kye dnmek zere gnderilmisti. Korkudan aglayip sizlanarak ocuga bir trl arkasi kesilmeyen gtler verip, dualar, kutsamalarla yolcu etmisler ve yillarca dislerinden tirnaklarindan artirdiklari 400 rubleyi de ona vermislerdi. ocuk o zamana kadar kendi halinde ve drst bir kimseymis. gn nce, sehre gelir gelmez akrabasi kadina ugrayacagi yerde, bu hana inmis ve hemen, kumar oynayip para kazanmak amaciyla kulplerden birine kosmustu. Fakat o aksam herhangi bir oyun yokmus. Takriben gece yansina dogru hana dner dnmez, sampanya, pro istemis ve alti yedi kisilik yemek siparis etmis. Fakat sampanyadan sarhos olmus ve purolar midesini bozdugundan syledigi yemeklere elini bile srmeden, hemen hemen kendisini kaybetmis olarak yatmis. Ertesi sabah, yeni ikmis bir papatya kadar taptaze uyanmis ve kulpte salik verilen, nehrin karsi yakasindaki ingene kampina kosmus ve tam iki gn hana dnmemis. Sonunda, dn saat bes sularinda sarhos olarak dnms ve hemen yatarak aksam saat ona kadar uyumus. Uyandigi zaman, soguk et, bir sise Chteau d'yquem sarabi, biraz zm, kgit, mrekkep ve hesabini istemis. Kimse onda bir degisiklik oldugunun farkina varmamis; sakin, kibar ve neseliymis. Kendisini gece yarisina dogru vurmus olmaliydi; fakat; kimsenin silah sesini duymamis olmasi biraz garipti. Ancak ertesi gn saat birde, kapisinin vurulmasina cevap vermeyince kapiyi kirip odaya girdiklerinde onu l bulmuslardi. Sarap sisesinin yari yariya bosalmis oldugunu ve zmn yarisinin yenmis oldugunu grmslerdi. Kendisini, ift namlulu kk bir deringer tabancayla kalbinden vurmustu. ok az kan akmisti; tabanca elinden halinin stne dsmst. ocuk, odanin ksesindeki divanda yatiyordu. 387lm ani olmustu; yznde hibir istirap anlami yoktu; yznde, hemen hemen mutlu bir anlam vardi; dnyada hi dertleri olmayan insanlarinki gibi bir anlam, Grubumuz, gen ocuga byk bir ilgi ile bakiyordu. Aik konusmak gerekirse, baskasinin felketinde bir eglence ariyor gibiydiler. Kadinlar, ses ikarmadan bakiyorlardi. Erkekler ise esit esit fikirler yrtyorlardi. Ilerinden biri, ocugun en iyi hareketi yapmis oldugunu, onun iin baska ikar yol bulunmadigini; bir baskasi, hi olmazsa hayatinin bir gnn eglenerek geirmis oldugunu syledi. Ve nc biri, birdenbire, aramizda kendini vuranlarin, asanlarin ogaldigini syledi ve sanki altlarindaki toprak kaymis da tutunacaklari bir yer kalmamis gibi neden canlarina kiymis olduklarim sordu. Odada bulunanlar, filozofa konusan bu gencin yzne garip garip baktilar. Sonra, soytarilik yapmayi ok seven Lyamshin, tabaktaki zmn bir salkimini aldi; bir baskasi da onu taklit ederek bir salkim aldi ve bir baskasi ise sarap sisesine uzandi. Fakat, tam o sirada polis geldi ve 'herkesin' odadan ikmasini istedi. Hemen hemen herkes grmek istedigini grmst ve hi itiraz etmeden odayi bosalttilar; yalniz Lyamshin polis komiserini igren sorularla oyaliyordu. Yolun geri kalan blmnde, grubun nesesi, kahkahalari, canli konusmalari bir kat daha artmisti. Semyon Yakovlevich'in evine gleden sonra saat tam birde vardik. Olduka byk olan bu evin kapisi ardina kadar acikti ve herkes diledigi gibi girmekte serbestti. Semyon Yakovlevich'in gle yemegi yedigi, fakat yemekten sonra kabul edilecegimiz haber verildi. Ieriye hep beraber girdik. Ermis yari-delinin yemek yedigi ve bizi kabul ettigi salon olduka bykt. Salonun penceresi vardi ve bir duvardan digerine uzanan, yari bel yksekliginde bir tahta par-maklikla tam esit olarak ikiye ayrilmisti. Olagan ziyaretiler bu parmakligin gerisinde kalirlar, mutlu olanlar ise, ermis yaridelinin isareti zerine, kendi oturdugu kisma alinir ve bazen ksedeki divana ya da eski deri koltuga oturmasi sylenirdi. Kendisi ise, kumasi lime lime dklen ok eski Voltaire stili bir koltukta otururdu. 388 Kumral, salari dklms, tertemiz tirasli, agzini hafif arpik gsteren sag yanagi sis, genis burun deliginin hemen altinda koca bir et beni bulunan, gzleri kk kk, rengi sari, durgun, agirbasli, uykulu bakisli ve elli bes yaslarinda bir adamdi. Almanlar gibi siyah redingot ceket giymisti; fakat, yelegi yoktu ve kravat takmamisti. Ceketinin iinden olduka kalin kumastan yapilmis gmlegi grnyordu. Ayaklarinda (grnse gre ayaklarindan rahatsizdi) terlikler vardi. Onun bir zamanlar memurluk

ettigini ve hatta, rtbesi bile oldugunu duymustum. orbasini henz bitirmis, haslanmis patatesini yemek zereydi. orba ve haslanmis patatesten baska yemek yemez, yalniz ayi ok severdi. Tccarin, sirf onun iin tuttugu ve her isini gren hizmetisi vardi. Hizmetilerden birinin sirtinda frak vardi. Ikincisi bir ticaret adamim, ncs ise, daha ok bir zangou andiriyordu. Bir de, on alti yaslarinda olduka zeki bakisli gen bir ocuk vardi. Hizmetilerin yaninda bir de elinde kumbara tutan olduka yasli ve nur yzl ihtiyar bir rahip vardi. Rahip biraz sismancaydi. Masalardan birinin zerinde kocaman bir semaver vardi. Tepsinin stne konmustu ve fokur fokur kayniyordu. Tepsinin etrafina bardaklar siralanmisti. Bu masanin tam aksi ynndeki baska bir masanin zerinde ise gelen hediyeler vardi; birka kilo kesme seker, bir kilo kadar ay, sirma islemeli bir ift terlik, ipekli bir mendil, bir para kumas, bir para keten gibi... Para olarak yapilan yardimlarin hepsi, hemen rahibin elindeki toprak kumbaraya atiliyordu. Oda olduka kalabalik sayilirdi. Ikisi, Semyon Yakovlevich'in yaninda oturan on iki kisi vardi. Semyon Yakovlevich'in yanindakilerden biri, ak sali, avam takimindan bir ihtiyar ve digeri, saygili tavirla hep nne bakan, ok siska ve ufak tefek, bizim ilden olmadigi belli bir papazdi. teki ziyaretiler tahta paravanin bu tarafinda oturuyorlardi; Rus giyimli, gr sakalli, en azindan yz binlik bir adam olarak bilinen, kyl bir tccarin disinda kalan btn ziyaretiler halktandi. Ayrica, dinine bagli, orta yasli bir kadin ve toprak sahibi bir adam vardi. Hibiri konusmaya cesaret edemeden, mutluluga erismelerini bekliyorlardi. Drt kisi yere diz kmst: Dikkatleri zerine eken Semyon 389Yakovlevich'in iten bir bakisini ya da szn heyecanla bekledigi belli olan, herkesin nnde, tam paravanin nne diz kms, sismanca, kirk bes yaslarindaki toprak sahibiydi. Bir saatten beri, bu sekilde bekledigi halde, Semyon Yakovlevich'in onu fark etmedigi belliydi. Grubumuzdaki hanimlar, neseli neseli fisildasip, kikir kikir glserek paravana iyice yaklastilar. Diger ziyaretilerin ya nlerine getiler ya onlari ittiler; ama, en n sirada yere diz kms, elleriyle paravana siki siki kavramis olan toprak sahibini yerinden kimildatamadilar. Neseli ve merakli bakislar, kelebek gzlkler, hatta opera drbnleri Semyon Yakovlevich'in zerine evrilmisti. Ne sylenirse sylensin, Lyamshin, elindeki opera drbnn ona dikmis bakiyordu. Semyon Yakovlevich, kk gzleriyle, bu kalabaligi tembel tembel szyordu. Kisik, olduka kalin bir sesle: - Hos-bakislar, hos-bakislar!... diye sylendi. Grubumuzdaki herkes gld: 'Hos-bakislar ne demektir?' Fakat, Semyon Yakovlevich, cevap vermeden patatesini yemege koyuldu. Nihayet yemegini bitirip agzini bir peete ile sildigi zaman, bir fincan ay verdiler. ogunlukla ayini yalniz imez ve konuklarina da ikram ederdi. Ama herkese degil, bizzat kendisinin gsterdigi kimselere ay ikram edilirdi. yle umulmadik kimseleri gsterirdi ki, orada bulunanlar saskinliklarindan ne yapacaklarini bilemezlerdi. Varlikli kisileri, byk memurlari, soylu kisileri atlar ve bir kylye ya da ihtiyar bir kadina ay verilmesini sylerdi. Baska bir keresinde, yoksullari atlayarak, varlikli bir tccara ay verilmesini istemisti. aylar ok degisik sekillerde verilirdi. Bazisina seker konurdu; bazisina sekersiz verilirdi. Bazilarinin ise, seker, ay tabaklarina konurdu. Bu kez ay imeye eren mutlu kisiler, ayi ve sekeri tabaginda verilen, ufak tefek siska papazla; ayi sekersiz verilen ak sali, avam takimindan ihtiyardi. Manastirdan gelmis olan sisman rahibe her zaman ay verilirken, bu sefer her nedense ay verilmemisti. 390 Yolda gelirken, eglence seecek durumlari olmadigindan sz eden, ilgin bir seyle yetinmelerini syleyen hanim, glmseyerek gzlerini kisti ve yayvan bir sesle: - Semyom Yakovlevich, dedi. Bana bir seyler syleyin. Asirlar boyu sizinle karsilasmak iin bu zamani bekliyordum. Semyon Yakovlevich, kadina bakmadi bile. Diz kms olarak duran toprak sahibi, sirtindan byk bir yk kaldirmislar gibi derin bir 'oh' ekti. Semyon Yakovlevich, ay doldurulup sekeri konduktan sonra:

- Daha seker koyun, dedi. Bu emir zerine iki seker daha kondu. Semyon Yakovlevich tekrar: - Daha ok, daha ok!... dedi. Bunun zerine bir seker daha atildi. Tccar hi: itiraz etmeden surup haline gelmis olan ayini imeye basladi. Orada bulunanlar ha ikartarak: - Ulu Tanrim!... diye mirildandilar. Toprak sahibi yine grltl bir sekilde 'Oh' ekti. Bizimkilerin duvara sikistirdiklari yasli bir kadin tiz bir sesle haykirdi. yle ki salonda bulunanlar dnp kadina baktilar. - Peder! Semyon Yakovlevich! Bir saatten beri takdis edilmek iin bekliyorum. Aziz Peder! Ne yapmam gerektigini syle bana! Bu zavalli kadina bir gt ver!... Semyon Yakovlevich, zangoa: -r Sor ona, dedi. Zango, parmakligin nne geldi ve ll, sakin bir sesle kadina "sordu: - Semyon Yakovlevich'in size, son kez sylediklerini yaptiniz mi? Dul kadin aglayarak: 391- Nasil yapabilirdim, aziz Peder? diye sordu. Nasil yapabilirdim? Onlarla ne yapabilirim ki? Hepsi yamyam gibi; bana bir protesto ektiler. Yksek mahkemeye vermekle korkutuyorlar. Hem de z annelerini!... Semyon Yakovlevich, masanin zerindeki byk bir seker parasini gstererek: - Onu su kadina ver! dedi. ocuk hemen masanin yanina kostu ve sekeri alarak dul kadina gtrd. - Tesekkr, ederim, Peder. Bana karsi ok iyi davrandiginizdan eminim. Kadin yine aglamaya baslayarak: - Bu sekeri ne yapacagim? diye sordu. Semyon Yakovlevich, byk bir cmertlikle bagirdi. - Daha verin! Daha verin!.. Bir seker daha getirip kadina verdiler. Ermis Yari-deli 'Daha, daha' dedike getirip bir nc ve drdnc sekeri de kadinin eline tutusturdular. Manastirdan gelen rahip, btn bu sekerlerin manastira verilmesi gerektigini dsnms olacakti ki, derin bir i geirdi. Dul kadin minnetle: - Fakat bu kadar sekeri ne yapacagim? diye inledi. Hepsini de' kullanamam, degil mi? Beni hasta eder. Bu bir emir mi, aziz Peder? Kalabaligin iinden biri mirildandi. -Evet, bu bir emirdir. Semyon Yakovlevich, byk bir israrla: - Yarim kilo daha seker verin ona, diye emretti. Masanin zerinde byk bir bas kesmeseker kalmisti, ama Semyon, kiloluk sekeri gstermisti. Kyller: 392 - Tanrim, Tanrim!... diye mirildanarak ha ikardilar. Manastirdan gelmis olan rahip, kendisine ay verilmedigi iin fkelendiginden olacak, biraz kindar bir sesle: - Simdilik kalbinizi merhametle doldurmak iin agzinizi tat-lilastinn, dedi. Et tirnaktan ayrilmaz denir ve bunun anlami da budur. Dul kadin birden fkeyle kprd. - Byle bir seyi nasil syleyebiliyorsunuz, Peder? Vershinin evi yandigi zaman beni ipe baglayarak alevlere srklemek istediler. Sandigima l bir kedi koydular. Her esit adiligi yapmaya kalktilar. Semyon Yakovlevich birden elini sallayarak haykirdi. - Defedin sunu! Defedin sunu!... Zangola gen ocuk bizim bulundugumuz blme kostular. Zango kadini kolundan yakaladi. Kadin korkudan sinerek kapiya dogruldu. Arkasinda kalan ve ocugun getirdigi sekerlere bakti. Semyon Yakovlevich, geride kalan usagin birine haykirdi. - B irini geri alin!...

Usak digerlerinin arkasindan firlayip salondan ikti. Biraz sonra usak, salona girdiler; ellerinde kadina verilmis olan sekerler vardi. Bununla beraber, kadin sekeri beraberinde gtrmeyi basarabilmisti. Kapinin yanindaki kalabaligin iinden biri haykirdi. - Semyon Yakovlevich!... Ryamda bir kus grdm... Mavi bir karga. Suyun iinden ikarak alevlerin arasina daldi. Bu ryanin anlami nedir, acaba? Semyon Yakovlevich: - Don demektir, dedi. Bizim grubumuzdaki o sulu kadin yine basladi. - Semyon Yakovlevich, bana neden cevap vermiyorsun? Seninle uzun zamandan beri ilgileniyorum. 393Semyon Yakovlevich, yere diz kms olan toprak sahibini isaret ederek: - Ona sor, dedi. Manastirli rahip, kendisine bakilarak syleneni yerine getirmek zere toprak sahibine yaklasti. - Ne gibi bir gnah islediniz? Bir sey yapmaniz buyrulmus muydu? Toprak sahibi boguk bir sesle cevap verdi. - Dvsmemem, ellerimi serbest birakmamam buyrulmustu. Rahip sordu: - Bu buyrugu yerine getirdiniz mi? -Yapamadim! Gcm baskin ikti. Semyon Yakovlevich, ellerini sallayarak haykirdi. -Defedin, defedin! Sprge sopasini kullanin! Sprge sopasi!... Toprak sahibi verilen emrin yerine getirilmesini beklemeden ayaga firladi ve kosarak salondan kati. Rahip, yere dsms olan on rublelik altini alirken: - Altin bir sikke dsrms, dedi. Semyon Yakovlevich, zengin tccari gstererek: - Ona verilsin! dedi. Tccar itiraz etmeye cesaret edemeden altini aldi. . Rahip kendisine hkim olamadan: - Altin altini eker, dedi Semyon Yakovlevich, birden Maurice Drozdov'u isaret ederek: - Ona sekerli bir ay verin! dedi. Usak ayi koydu ve yanlislikla burnunun ucundan kelebek bir gzlk sarkan gence verecek oldu. Semyon Yakovlevich, onun hatasini dzelterek: 394 - Uzun boyluya, uzun boyluya! diye haykirdi. Maurice kendisine uzatilan ayi aldi ve askerce bir selam verdikten sonra imeye basladi. Neden oldugunu bilmiyorum; ama, grubumuzdaki herkes kahkahalarla glmeye basladi. Lisa, birdenbire Maurice Drozdov'a: - Derim ki, dedi. Biraz nce diz kms duran bayin yerine diz kmen gerekmez mi? Drozdov, saskinlikla ona bakti. Lisa birden inati, heyecanli bir tavirla abuk abuk konusarak: - Ltfen, bana byk bir yardimda bulunmus olacaksiniz, dedi. Buraya bakin, Maurice. Derhal diz kmelisiniz. Sizin diz ktgnz grmeliyim. Eger su anda diz kmeyecek olursaniz, sizi bir daha grmem. Byle yapmanizi, byle davranmanizi istiyorum! Lisa'nin byle konusmasi ile ne demek istedigini bilmiyorum; ama, byk bir sinir krizine tutulmus gibi, hibir sey dinlemeden inatla direniyordu. Asagida da grecegimiz gibi, Maurice Drozdov, Lisa'nin son zamanlarda ok siklasan bu sinir nbetlerinin, kendisine yneltilmedigini (nk, onun kendisine olan saygisindan en kk bir kuskusu bile yoktu), biliyordu. Bu sinir nbetlerinin, bilinsiz bir nefretten dogdugu inancindaydi. ay fincanini, hi sesini ikarmadan arkasinda duran yasli bir kadina verdi,

parmakligin kapisini ati ve buyur edilmemis oldugu halde Semyon Yakovlevich'in yanina girdi. Tam odanin ortasina gelince herkesin gz nnde diz kt. Lisa'nin, grubun iindeki bu kaba, kk dsrc talebinin, onun ince ruhunu pek sarsmis oldugundan eminim. Belki de, kendisini bu kadar kisinin gz nnde kk dsrdgnden tr Lisa'nin utanacagini dsnmst. Dogrusunu sylemek gerekirse, hi kimse, bir kadini bylesine bir yntemle yola getirmeye cesaret edemezdi. Yzndeki magrur anlam ve uzun boyuyla ok gln grns vardi. Ama, 395bizim gruptakilerden kimse onun bu gln haline glmek cesaretini gsteremedi. Onun beklenmedik bu hareketi herkesi etkilemisti. Sanki szbirligi etmis gibi, herkes dnp Lisa'ya bakti. Semyon Yakovlevich: - Kutsal yag! Kutsal yag!... diye mirildandi. Lisa'nin birden yz sarardi ve kosarak parmakligin arkasina geti. Bundan sonra, pek abuk bir sahne geti. Lisa, btn gcyle Drozdov'un kolundan tutmus onu yerden kaldirmaya alisiyordu. Bir yandan da, kendini kaybetmiscesine: - Kalkin! Kalkin! diye haykiriyordu. Hemen kalkin! Hemen simdi!... Diz kmeye nasil cesaret edebiliyorsunuz?!.... Drozdov agir agir dogruldu. Lisa, onun kolundan tutmus yzne bakiyordu. Gzlerinde dehsetli bir korku vardi. Semyon Yakovlevich yine mirildandi. - Hos-bakislar! Hos-bakislar!.. Lisa, nihayet Drozdov'u ekerek parmakliktan disari ikardi. Grubumuzda bir kipirdanma oldu. Bizim arabadaki kadinlardan biri, durumu dzeltmek istemis olacak ki, cilveli bir tavirla ve yksek sesle: - Ne olur, Semyon Yakovlevich, dedi. Bana bir sey buyur-mayacak misiniz? Oysa, size ne kadar gveniyordum. Semyon Yakovlevich birden fkeyle kadina dnd. ok uygunsuz bir dille: - Su kadini defedin!... defedin!... diye haykirdi. Korkun bir aiklikla tane tane sylemisti. Kadinlarimiz igliklarla kapiya dogru kosustular; erkeklerse katila katila glyorlardi. Semyon Yakovlevich'i ziyaretimiz de bylece son bulmus oldu. Sylenenlere bakilacak olursa, orada esrarli bir olay daha gemisti. Daha dogrusu, bu ziyareti bylesine ince ayrintilari ile anlatmamin nedeni, bu olayi anlatabilmek iindi. 396 Herkes hep birden kapiya kostugunda, Maurice Drozdov, Lisa'nin kolundan tutmus kapiya dogru yrmst. Tam o sirada, Lisa'nin Stavrogin'le yz yze geldigini sylyorlar. Sunu da hatirlatmaliyim ki, pazar gnk olaydan bu yana birok kez karsilasmislar; fakat, aralarinda uzun boylu bir konusma gememisti. Kapida karsilasmalarini grdm; bir an iin ikisi de duraladilar. Birbirlerini garip bir tavirla szdler. Fakat kalabalik yznden iyi grmemis olabilirim. Ama, iddialara gre, Lisa onunla karsilasir karsilasmaz elini kaldirmis ve tokat atmak zereyken Stavrogin, atik bir hareketle geri ekilmisti. Belki de bunun nedeni, Stavrogin'in biraz nce olan olaydan tr alayla bakmasi olabilirdi. Dogrusunu sylemem gerekirse, ben hibir sey grmemistim. Ama herkes grdgn iddia ediyordu. Oysa, o anki kargasalikta, byle bir seyi kimsenin grmesi mmkn olamazdi. O zamanlar buna inanmayan bir ben vardim. Bununla beraber, dnste, Nicholas Stavrogin'in renginin biraz soluk oldugunu hatirlarim. *** Hemen hemen bu olayla ayni anda, yani ayni gnde, Bay Verkhovensky ile Bayan Stavrogin nihayet bulusmuslardi. Bayan Stavrogin, onunla grsmek istedigini defalarca haber vermis olmakla beraber, her nedense daima bu grsmeyi ertelemisti. Bulusmalari Skvoreshniki'de oldu. Bayan Stavrogin, sehir disindaki bu evine biraz sinirli ve endiseli olarak gelmisti; bir gn nce, ta-sarlanan byk eglencenin Maresal'in evinde, yapilmasina karar verilmisti. Fakat abuk karar vermeye aliskin olan Bayan Stavrogin, o eglenceden sonra, Skvoreshniki'de byk bir

eglence tertiplemeye ve btn sosyeteyi agirmaya karar verdi. Bylece, herkes kimin evinin daha uygun ve byk oldugunu anlayacakti. Genel olarak, Bayan Stavrogin taninmayacak kadar degismisti. Sanki yeniden dogmustu; eski, ulasilmaz 'yce kadin' (Stepan Verkhovensky'nin szyd bu) gitmis, yerine simarik bir sosyete kadini gelmisti. 397Bununla beraber, bunun sadece bir grns olmasi da muhtemeldir. Sehir disindaki bu bos eve gelir gelmez, sadik khyasi Alexey Yegorych ve dekorasyon islerinde ok tecrbeli olan Foma'yla beraber evin btn odalarini teker teker dolasmisti. Hemen planlarin tartismasina basladilar; sehirdeki evden hangi mobilyanin getirilecegini; hangi resimlerin asilacagini; nerelere asilacagini; limonluktan hangi ieklerin getirilecegini ve nerelere konulacagini; perdelerin nerelere asilacagini, bfelerin nerelere konacagini; ka bfe gerektigini tartistilar. Iste tam bu siradadir ki, aklina Bay Verkhovensky'ye arabasini gnderip onu agirtmak geldi. Bay Verkhovensky, daha nceden bildigi ve onun byle ani agrilarina alisik oldugu iin hazirdi. Arabaya binerken byk bir dindarlikla ha ikardi; bugn kaderi tayin olacakti. Bay Verkhovensky geldiginde, dostunu, byk salonda, duvardaki cumbanin iine yerlestirilmis kanepenin nne ekilmis mermer masanin basinda, elinde kalem kgit otururken buldu. Foma, galeriyi, pencerelerin yksekligini lerken Bayan Stavrogin de onun syledigi lleri yaziyordu. Isini birakmadan Bay Verkhovensky nin mirildanarak selamina karsilik vermesine aldirmadan yanina oturmasini isaretle anlatti. Bay Verkhovensky bu olayi bana syle anlatiyordu: - Hislerime hkim olarak tam bes dakika oturup bekledim. Sanki karsimdaki yirmi yildir tanidigim kadin degildi. Her seyin bitmis oldugu inanci, bana onu bile sasirtan bir g verdi Yemin ederim ki, son anlardaki sogukkanliligim onu bile sasirtmisti. Bayan Stavrogin kalemini masanin zerine atti ve birden Bay Verkhovensky'ye dnd. - Bay Verkhovensky, burada is grsmek zere bulunuyorsunuz. Parlak ve ssl szler hazirladiginizi biliyorum; ama. konuya girsek iyi olacak sanirim. Siz de byle dsnmyor musun az? Bay Verkhovensky saskinligindan irkilmisti. Elindeki kozlari dkmekte ok acele etmisti. Bunun devami acaba nasil olacakti? 398 Bayan Stavrogin abuk abuk konusarak devam etti: - Durun. Bir sey sylemeyin. nce ben konudayim, sonra siz sylersiniz. Ama yine de, bana sylenecek bir seyiniz oldugunu sanmiyorum ya, neyse. Yillik bin iki yz rublelik gelirinizi, hayatinizin sonuna kadar vermeyi, kutsal bir grev olarak kabulle-niyorum. Belki de kutsal bir grev degildir; ama, basit bir anlasmadir. Bylesi daha dogru, degil mi? Eger arzu edecek olursaniz bunu yazarak da yapabiliriz. lmm halinde gerekli btn nlemleri aldim. Fakat simdilik, oturacaginiz evin bakimini ve hizmetilerinizin teminini zerime aliyorum. Bunu paraya evirecek olursaniz, yillik bin bes yz ruble eder, degil mi? Bu yilliginiza yz ruble daha ekleyerek yuvarlak hesap yapacagim. Bu miktarin size bir yil yeterli oldugunu bilirsiniz, degil mi? Az da sayilmaz, degil mi? Tabii, zel durumlar olursa, size ayrica para verebilirim. Bu bakimdan, parayi pesin olarak alin, hizmetilerimi bana geri verin ve arzu ettiginiz gibi, istediginiz yerde yasayin... Petersburg' da, Moskova'da, Avrupa'da ya da sehrimizde bir yerde oturabilirsiniz, ama benim yanimda degil. Anladiniz mi ? Bay Verkhovensky agir agir ve hzn dolu bir sesle: - Bundan kisa bir zaman nce, ayni dudaklardan, yine ayni abuklukla ve inatla bazi istekler dklmst, dedi. Bu isteklere boyun egmis ve arzu edildigi iin 'gopak' oynamistim. Oui, la comparison peut tre permise. C'etait comme un petit cosak du Don, qui sautait sur sa propre tombe (Bir mukayese yapalim. Sanki kendi mezari stnden atlayan kk bir kazak gibiyim.) Simdi de... -Durun, efendim. ok f azla konusuyorsunuz. Dans etmediniz; ama, bana, yeni bir kravat takmis, sslenmis pslenmis olarak geldiniz. Inanin ki evlenmeyi siz de ok

istiyordunuz. Yznzden anlamak mmkndr. Fakat yznzdeki anlamin, o zaman ok irkin oldugunu da syleyebilirim. Bunu o zaman sylememis olmam, sadece kibarligimdan tryd. Ama siz, evleneceginiz kiz ve hakkimda yazdiklarinizi dsnn bir kere. Bununla beraber, kizla yine de evlenmeye hazirdiniz. Simdi durum bambaska. Hem 399mezarinin stnden atlayan kk kazagin bununla ne ilgisi var? Bunun nasil bir benzetis oldugunu anlayamadim, dogrusu. Tersine, ne kadar uzun yasarsaniz, ben o kadar memnun olurum. - Dsknler evinde mi? - Dsknler evi mi? Yilda bin ruble geliri olan bir insan dsknler evine gitmez. Sznn burasinda glerek: - Oh, simdi anladim, dedi. Peter, dsknler evi hakkinda kk bir saka yapmisti. Ulu Tanrim!.. Gerekten dikkate alinmasi gereken bir dsknler evi var, tabii. Orasi en soylu kisiler iindir. Orada, albaylar varmis. Hatta, bir general oraya gitmeyi dsnyormus. Elinizdeki btn parayla oraya gidecek olursaniz, rahat eder ve istediginiz kadar usak bulursunuz. Orada bilimsel alismalariniza da devam edebilirsiniz. Hem oyun arkadasi da bulabilirsiniz. - Passons (geelim) Bayan Stavrogin kaslarini atti. -Passons mu? yleyse syleyeceklerim bu kadar. Size durumu bildirdim. Bundan byle artik ayri yasayacagiz. -Hepsi bu kadar mi? Yirmi yildan arta kalanlar sadece bu kadar mi? Ayrilisimizdaki son sznz bu mu? - Duygulu konusmayi ok seviyorsunuz, Bay Verkhovensky. Artik byle konusmalarin modasi gemis, diyorlar. Kaba, ama basit konusuluyor, simdi. Yirmi yili bir kere dilinize dolamissiniz! Karsilikli bencillikle gemis yirmi yildan baska bir sekilde sz edilemez. Bana yazdiginiz her mektup, benim iin degil, edebiyat tarihine gemesi iin yazilmis. Siz bir dost degil, gzel yazmayi seven bir insansiniz, o kadar. Dostluk, gerekten byk bir kelimedir. Gerekte, dostluk, iki kisinin iini birbirlerine dkebilmesidir. - Tanrim, sylediklerinizde, baska insanlarin szleri o kadar ok ki!... Ezbere bilinen seyler!... Sizi de kendilerine benzetmisler!... Siz de mutluluktan sarhossunuz! Siz de gnese karsi kah400 kahalar atiyorsunuz! Chere, chere, zgrlgnz onlara ne karsiliginda sattiniz? Bayan Stavrogin fkeden ilgina dnd. - Baskalarinin sylediklerini tekrarlayan bir papagan degilim. Bunlarin arasinda bana zg szlerin de bulunduguna inanabilirsiniz. Su sz ettiginiz yirmi yil benim iin ne yaptiniz? Sizin iin getirttigim kitaplara bakmami bile istemediniz. Ayrica, ciltiye gnderilmeselerdi hi ailmadan kalacaklardi. Benim nderim olmanizi istedigim ilk yillar, okumak iin bana ne verdiniz? Daima Kapfig. Kapfig'den baska bir sey vermiyordunuz. Benim kltrl bir kadin olmami istemiyor ve elinizden geldigi kadar beni baltalamaya alisiyordunuz. Oysa, glenler sadece size glyorlar. Dogrusunu syleyeyim, sizi sadece bir edebiyat elestirmeni olarak kabul etmistim. Bundan da ileri gidemediniz. Petersburg'a giderken, aylik bir dergi yayimlamak istedigimi syledigimde, magrur bir tavirla yzme garip garip bakmakla yelindiniz. - Yanlissiniz, yanlissiniz. O zamanlar pesimize dslmesinden korkuyorduk... - Yanlissiniz, yanlissiniz. O zamanlar pesimize dslmesinden korkamazdiniz. Hatirlarsaniz, klelerin serbest birakildigina dair haber yayildiginda, subatti; korku iinde bana kosmustunuz. Yayimlanmasi dsnlen aylik dergi ile hibir iliskiniz olmadigini; genlerin size degil, bana gidip geldiklerini; sizinse evimde kalan bir gretmen oldugunuzu bildiren bir mektup yazip vermemi istediniz, yle degil mi? Hatirladiniz mi? Daima kusursuz bir insan oldugunuzu gstermek istersiniz, Bay Verkhovensky. Bay Verkhovensky aglamakli bir sesle: - O sadece bir anlik zayiflikti, dedi. Baska bir sey degil. Byle nemsiz bir sey iin mi

dostlugumuzu yikacagiz? Bu kadar uzun yillardan beri bizi baglayan baska baglar da olmadi mi? -- Her seyi ok abuk hesapliyorsunuz. Beni daima size karsi borlu birakmak istiyorsunuz. Avrupa'dan dndgnzde, bana te401peden bakmaya basladiniz ve tek kelime sylememe imkn vermediniz. Oysa, Avrupa'ya gidip dndgmde, Madonna'nin bende biraktigi izlenimlerden sz ettigim zaman, beni dinlemediniz; beyaz kravatiniza bakarak, duygularimi nemsemeden sylediklerimi kmseyerek, biyik altindan gldnz, - yle degildi... yle olmasa gerek... J'ai oublie (unuttum). - Evet, yleydi. Zaten bana karsi vnebileceginiz bir sey de yoktu. nk, sylediginiz her sey tmyle samaydi. Simdi kimse, hi kimse, Madonna'dan heyecanlanmiyor. Yasli, eski kafali ihtiyarlardan baska kimse, onun iin kafa patlatmiyor. Bu kanitlanmistir. - Kanitlanmis mi? - Hibir ise yaradigi yok artik. Bir testi, iine su konuldugu srece yararlidir. Bu kalem degerlidir; nk, yazi yazabilirsin, ama Madonna sadece alelade bir kadin yzdr ve dogada yzlercesi bulunabilir. Bir elma resmi yapin ve yanma da gerek bir elma koyun... hangisini alirdiniz? Hi dsnmezdiniz, degil mi? Iste simdi btn varsayimlar, zgr bir arastirma isigi altinda renkleniyor. - Anliyorum, anliyorum. - Alayla glyorsunuz. rnegin, sadaka zerine ne dsnrsnz? Oysa, sadaka vermekten duyulan zevk, ahlaksizca duyulan bir zevktir. Zenginler, sadaka vermekle zenginliklerini anlarlar. Fakir bir insan karsisindaki gcn anlar. Sadaka, vereni de alani da bozar. stelik amacina da varamaz insan. Sadaka, yoksullugu krlestirmekten baska bir ise yaramaz. alismaktan kainan tembel insanlar, kazanma hirsiyla kumar masasinin etrafini alan kumarbazlar gibi, kazanma abasi iindedirler. Tabii, bu sadece bos bir umuttur. te yandan nlerine atilan birka bakir para, yz kiside bir kisiyi bile memnun etmez. Hayatiniz boyunca, acaba ka para sadaka verdiniz? Ka para bagista bulundunuz? Eminim ki birka kurustan fazla degildir. Son kez verdiginiz bir seyi hatirlamaya alisin. Iki yil nce miydi? Belki de drt yildir. Bagirip agirmaktan 402 baska bir is grdgnz yok. Sadaka vermeyi, yasayla ortadan ka-dirmalari gerekir. Yeni rejim kuruldugunda artik fakir insan diye bir sey kalmayacak ortada. -- Ah, baskalarinin szlerini nasil da tekrarlayip duruyorsunuz!... Simdi de ortaya yeni bir rejim ikti, ha? Mutsuz kadin, Tanri yardimciniz olsun! -Evet, efendim, simdi de ortaya bu ikti. Simdi herkesin bildigi dsnceleri, benden zenerek sakladiniz. Hem de bunu sirf, beni ekemediginizden, beni avcunuzun iinde tutabilmek iin yaptiniz. Julia Lembke bile benden ok ilerde. Ama, artik gzlerim aildi ve her seyi daha aik olarak grebiliyorum. Sizi, elimden geldigi kadar savundum, efendim. Herkes sizin sulu oldugunuzda fikir birligi ediyor. Bay Verkhovensky yerinden kalkarak: - Yeter artik, dedi. Yeter. Size baska ne diyebilirim ki? Tvbe edin dememi beklemezsiniz, degil mi? - Bir dakika oturun, efendim, ltfen. Size sormak istedigim baska bir sey daha var. Edebiyat matinesinde bir para okumak zere davet edildiniz. Bunun sorumlusu benim. Ne okuyacaginizi syleyin, ltfen. -Sizin dsncelerinizde bir bardak ya da bir kalem kadar degeri olmayan, kralieler kraliesi, insanligin yks, Sistine Madonna' sim okuyacagim. Bayan Stavrogin hznl bir tavirla: - Her halde tarihten okumazsiniz, degil mi? diye sordu. Aksi halde sizi dinlemeyeceklerdir. Madonna'yi dsnyorsunuz!... Herkesi uyutacak olduktan sonra, ondan sz etmenizin bir degeri kalir mi dersiniz? Sizi temin ederim ki, Bay Verkhovensky, btn bunlari sizi dsndgm iin sylyorum. Ispanya tarihinden, ortaaglara ait, kisa ama ilgi ekici bir saray olayini, ya da ufak tefek olaylari kendi gzel szlerinizle ssleyip okusaniz daha iyi olmaz mi? O aglarda, saraylar, gzel

kadinlar ve zehirlemeler kms 403derler. Karmazinov, Ispanya tarihinden hos bir sey bulup oku-yamamanizm ok garip olacagini sylyor. -Karmazinov, kendisini yazarak tketmis olan o budala benim iin bir konu ariyor, ha!... - Karmazinov hemen hemen ulusal bir degerdir!... ok kstaha konusuyorsunuz, efendim!... - Karmazinov'unuz, degersiz ve igren bir kocakaridir. Chere, chere, ne zamandan beri onlarin esiri oldunuz? Oh, Tanrim!.. - Kendini begenmisliginden nefret ederim; ama, stn zeksini da takdir ederim. Elimden geldigince, dilimin dndg kadar sizi savunmus oldugumu bir kere daha sylerim, efendim. Kendinizi gln, can sikici bir insan olarak bellemenizden elinize geen ne olacaktir? Byle yapacaginiza, eski kusagin bir temsilcisi olarak, dudaklarinizda magrur bir glmsemeyle krsye ikin. Elinizden geldigi kadar, btn zeknizi kullanarak birka eglenceli fikra anlatin. Yasli olmaniz, gemis yzyilin insani olmaniz, onlardan geri kalmaniz ne ifade eder? Btn bunlari siz kendiniz de itiraf etmez miydiniz? Eski devrin bugne kadar gelen, sevimli, iyi kalpli ve zeki bir adami oldugunuzu derhal anlayacaklardir. Kisacasi, eskiden kalmis olmakla beraber, byk yetenekleri olan bir kimse oldugunuzu anlayacaklardir. Rica ederim, beni kirmayin!.... - Chere, yeter! Benden istemeyin, yapamam. Madonna'dan sz edecegim. Ya onlari silip sprecek, ya da beni ezip yok edecek byk bir firtina koparacagim. -Sizi yerle bir edecegi gerek, Bay Verkhovensky. - Bu da benim kaderim olur. Elinde makas, yce lknn tanrisal yzn esitlik ve kiskanlik ugruna paralamak iin merdivenlere tirmanan kleden sz edecegim onlara. Varsin herkes nefretle ansin beni, hem sonra... sonra... - Sonrada sizi akil hastanesine kaldiracaklardir. - Belki de. Ama ne olursa olsun, yensem de yenilsem de, o aksam bohami sirtima vurup, varimi yogumu , btn armagan404 larinizi, bana bagladiginiz yillik geliri, vaat ettiginiz btn mutluluklari tepecek, mrmn geri kalan yillarini bir tccarin evinde gretmen olarak geirmek ya da bir duvarin kenarinda aliktan lmek zere buralari terk edecegim. Syleyeceklerim bu kadar. Alea jacta est! Yani, ok yaydan ikti bir kere! fkeyle yerinden kalkti. Bayan Stavrogin gzlerinden ates pskrerek yerinden firladi. -Size inandim, dedi. Byle sama sapan bir ykyle evimin ve benim serefimi ayaklar altina alacaginizi biliyordum, zaten. Tccarin evinde gretmenlik yapacaginizi ya da bir duvar dibinde leceginizi sylerken, ima etmek istediginiz neydi? Nefretten ve iftiradan baska hibir sey yok btn szlerinizde! .. - Beni daima asagi grdnz. Ama, hanimina sadik bir svalye gibi bitirecegim... sizin dsnceleriniz benim iin daima her seyden degerli olmustur. Bu andan itibaren hibir seyi kabul etmeyecek, ikar gzetmeden sizi sayacagim. -Ne kadar budalaca bir sey!... - Bana hibir zaman saygi duymadiniz. Binlerce zayif tarafim olabilirdi. Evet, sizi smrdm; nihilizm dili ile konusuyorum; fakat, smrmek, hibir zaman davranislarimin ilk eregi olmamistir. Bu kendi kendine oluverdi; ben de nasil oldugunu bilmiyorum. Aramizda yemekten daha yce bir seyler oldugunu dsnrdm hep. Hibir zaman, evet, hibir zaman bir alak olmadim. Durumu dzeltmek amaci ile artik yola koyulmaliyim. Yilin sonuna dogru, sonbaharin sonuna dogru, kirlari sis kaplarken, yollar rzgrdan inlerken yryecegim, yryecegim... fakat daima yeni kaderime dogru yryecegim... Temiz bir askla dolu, Tatli ryalarina sadik.... Oh, elveda, ryalarim. Yirmi yil! Alea jacta est! Yani, ok yaydan ikti!... 405Birden gzlerinden bosalan yaslar yanaklarindan szlmeye baslamisti. Sapkasini aldi.

Bayan Stavrogin kendisine glkle hkim olarak: - Latince anlamiyorum, dedi. Kim bilir belki o da aglamak istemisti, ama kaprisi ve gururu bir kere daha ona hkim oldu. - Yalniz bir sey biliyorum, dedi. Btn bunlarin ocukluk olduklarini biliyorum. Bencillikle dolu tehditlerinizi hibir zaman yerine getiremezsiniz. Hibir yere gidemezsiniz. Hibir tccarin yaninda hoca olmayacaksiniz. Gnlerinizi, benden alacaginiz yillik gelirle, hibir ise yaramaz dostlarinizi sali gnleri kabul ederek, yine benim ellerimde geireceksiniz. Iyi gnler, efendim. -Alea jacta est!.. , Bu sz yerlere kadar egilerek sylemisti. Eve dndg zaman heyecandan lecek gibiydi. 406TEKI YAYINEVI 939-97TEKI KLASIK Roman YAPIM teki Ajans KAPAK TASARIMI Arif Turan REDAKTR Celal Inal BASKI ve CILT Emel Matbaasi BIRINCI BASKI 1994 IKINCI BASKI 1996 TEKI, Ai Yayinciligin kurulusudur. YNETIM YERI Mediha Eldem Sokak 52/1 " 06421 Kizilay/ANKARA Tel: 312 435 38 33 Fax: 312 433 96 09 ISBN 975-7782-57-2 Fyodor Mihaylovi Dostoyevski ECINNILER Cilt l TRKESI Reha PinarBirinci Blm 1. BASLANGI OLARAK Pek saygideger Stepan Trofimovich Verkhovensky'nin biyografisinden bazi bilgiler. Simdiye kadar kayda deger zelliklerin olmadigi kentimizdeki garip olaylari anlatmadan nce, tecrbeli bir yazar olmadigimdan, biraz geriye gidip, pek becerikli ve saygideger Stepan Trofimovich Verkhovensky'mizi ilgilendiren biyografik bilgilerle baslamanin gerekli oldugunu anladim. Aktarmak amacini gttgm yk daha sonra anlatilacagina gre, bu bilgilerin, kentimizin sosyal ve politik tarihinin aiklanmasina hizmet edecegini umarim. Derhal syleyeyim ki, Mr. Verkhovensky, aramizda daima, olduka zel ve zel oldugu kadar da uygar bir rol oynardi ve bu rolnbyk bir tutkuyla severdi; yle ki, bu rol olmadan onun, bir varlik gsteremeyecegini dsnmemek elimden gelmez. Bu dsncem, onu, bir sahne oyuncusuna benzettigimden dolayi degildir; ayrica byle bir niyetim de yok; stelik ona son derece saygi duyarim. Belki de bu, sadece bir aliskanlik meselesidir; daha dogrusu genlik yillarindan beri, halk arasinda meshur bir insan olma arzusunun ok gl olmasindan dogabilir. rnegin, "mimli" bir adam

olmaktan, ya da mimli oldugu kadar bir "srgn" olmaktan son derece hoslanirdi. Bu iki kelimenin, onu byleyen ve yillar boyunca kendisini yine kendi gznde yavas yavas ykselten, nihayet onu, benligini tatmin eden yksek bir kaide zerinde durdugunu zihninde canlandirmasina neden olan, klasik bir grkemliligi vardir. Son yzyilin hicivli bir Ingiliz romaninda, kahraman olarak anilan Gulliver, halkin ancak on santim boyunda oldugu Lilliputlar lkesinden dnsnde, kendisini bir dev olarak grmeye o kadar alismisti ki, Londra caddelerinde yrrken, kendisinin hl bir dev oldugunu ve onlarin cce olduklarini dsnerek, onlari ezmemek amaciyla yoldan geen arabalara ve insanlara nnden kamalari iin bagirirdi. Fakat, bu hareketleri halkin ona glmesine ve onunla alay etmesine neden olurdu. Hatta, bazi arabacilar kendisini dev olarak gren bu adama, kirbalarini acimadan indirirlerdi. Oysa, bu dogru muydu? Aliskanlik bir insana neler yaptirmaz ki! Aliskanliklari, Bay Verkhovensky'yi ayni duruma sokmustu. Bir farkla ki, onun, aliskanliklarindan tr karsilastigi tavir daha masum ve yumusakti. Sylenmesi gerekirse, o son derece yce bir insandi. Dogrusu, yasantisinin sonuna dogru herkes tarafindan unutulmus oldugunu sylemem gerekir; oysa, diger taraftan, hi taninmamis oldugunu sylemek de ok sama olur. Gerekten, hi kusku yoktur ki, O da agin nl kisileri arasina karismistir. Kisa bir sre iin de olsa, adi, dnemin nl birok insanlari tarafindan, Chaadeyev, Belinsky, Granovsky ve henz alismalarina yeni yeni baslayan Herzen'in adlarinin yaninda anilmistir. Fakat, Bay Verkhovensky'nin alismalari, sylendigine gre, "ayni zamanda 6 gerek olan bir olaylar kasirgasi"nin ardindan hemen hemen baslamasi ile sona ermesi bir oldu. Ve ne umarsiniz? Sonunda, byle bir "kasirga"nin, hatta "olaylar"in olmadigi anlasildi. Geen gn gvenilir bir kaynaktan byk bir saskinlikla grendim ki, Bay Verkhovensky, aramizda hibir zaman, bizler gibi, bir srgn olarak yasamamis ve hibir zaman polis takibine ugramamistir. Bu sadece, bir insanin hayal gcnn ne kadar canli oldugunu gsterir! Btn yasantisi sresince belirli evrelerce tanindigina, attigi her adimin bilindigine ve kontrol edildigine, btn samimiyeti ile inanirdi. Hatta, son yirmi yil iinde, birbirinden basarili olan valimizin, ilimizi ynetmek iin atandiklari zaman, st makamlar tarafindan kendi hakkinda verilen bazi bilgilerle doldurulduklarini dsnrd. Eger, herhangi bir kimse, bizim hi de art dsncesi olmayan Bay Verkhovenksy' mizi, inkr edilmez delillerle, korkmasi iin hibir neden olmadigina inandirmaya kalkissa, muhakkak ki, son derece gcenirdi. Bununla beraber son derece akilli ve yetenekli bir insan olduguna kusku yoktu. Geri bilimsel alanda herhangi bir adim atmamis olmasina ragmen ona bilgin bile denebilirdi. Zaten bilimsel bir alismasi oldugunu da sanmam. Oysa, grenen insanlar iin Rusya'da durum byle degil midir? Dis lkelerden dnsnde, kirk yaslarinin sonuna dogru kendisini, niversite doenti olarak tanitti. Fakat, yanilmiyorsam, ancak birka gretide bulunmustu... bunun, Araplar hakkinda oldugunu saniyorum. 1413 ve 1428 yillari arasindaki dnemde, kk bir Alman kasabasi olan Hanau'nun toplumsal nemi hakkinda ok parlak bir tezi savunma firsatini da bulmustu. Bununla beraber, bu savunmanin hangi zel ve olduka karanlik nedenden tr yapilmadigi bilinmiyor. Bu tez, devrin Slavcilarina yerinde ve aci veren bir darbe oldugundan, kisa zamanda sayisiz ve amansiz dsman edindi. Daha sonra -niversitedeki durumunu kaybettikten sonra-sirf intikam alma ve nasil bir adam kaybettiklerini onlara anlatma bakimindan, Dickens'tan eviriler yapan ve George Sand'in fikirlerini yayimlayan ilerici aylik bir dergide, byk davalarin nedenlerine kadar inen, derinligine ve dikkatle yaptigi arastirmalari7nin ilk blmn yayimlamayi basardi; yanilmiyorsam bu arastirmalar, belirli bir devrin, belirli svalyelerinin drst ve ahlkli asaletlerinden ya da buna benzer bir seyden sz ediyordu. Nasil olursa olsun, bu arastirmalar, asiri derecede yksek ve olaganst yce fikirler olarak yorumlandi. Sonradan ikan sylentilere gre, bu arastirmalara devam etmesi hemen yasaklandi; hatta, ilerici dergi bile, arastirmalarin

ilk blmn yayimladigi iin kazaya ugradi. Bu dogru olabilir; o gnlerde byle seyler olmuyor muydu? Fakat, zellikle bu olayda byle bir sey olmadigi ve yazarin basladigi isi bitiremeyecek kadar tembel oldugu sylenebilir. Araplar hakkindaki gretisine son vermesinin nedeni, birinin (olasilikla gerici dsmanlarindan) yazdigi mektup sonucudur. Sonu olarak, biri ondan bazi aiklamalar yapmasini istemisti. Dogru olup olmadigini bilmiyorum; fakat, ileri srldgne gre, o siralarda Petersburg'da devletin temelini sarsan on yesi bulunan, devlete karsi yikici bir rgt ortaya ikarildi. Sylentilere gre, Fourier'in yapitlarini evirmeye niyetliydiler. O sirada, Moskova'daki otoriteler, Bay Verkshovensky'nin ok genken, alti yil evvel Berlin'de yazdigi ve teksir edilerek edebiyata merakli iki genle bir grenci arasinda paylasilan siir tarzindaki bir oyununu ellerine geirdiler. O oyun, simdi masamin zerinde duruyor. Kendi el yazisi ile kopya edilmis bu yapiti, bir yil kadar nce bizzat Bay Verkhovensky gndermisti. Kendi imzasini tasiyan bu oyun kitabinin ok gzel, kirmizi maroken bir cildi var. Sunu itiraf etmeliyim ki, oyunun edebi bir degeri var ve hatta onun yetenekli oldugunu da syleyebilirim; gariptir, ama, o zamanlar (otuz yillarinda) byle dram yazarlari oktu. Oyunun ne oldugunu sylemeye gcm yetmez; nk, samimi olmak gerekirse, basini ve sonunu ben de anlayamadim. Faust'un ikinci blmn hatirlatan lirik ve dramatik trde yazilmis bir esit yk. Kadinlar korosu ile ailir, erkekler korosu ile devam eder, sonra bazi ruhlarin korosu diger korolari takip eder ve nihayet, yasamaya hevesli, fakat hibir zaman yasamamis olan ruhlarin korosu ile son bulur. Btn bu korolar belirli olmayan bir sarki syler; daha ok birisinin laneti hakkinda; fakat bu lanette, yksek bir doganin 8 telkini vardir. Sonra birden sahne degisir ve bir esit "yasam bayrami" baslar. Bu bayramda bcekler bile sarkiya katilirlar, bir kaplumbaga Latince, dini szckler syleyerek grnr ve eger dogru hatirliyorsam, bazi madenler bile -tamamen cansizsu ya da bu sekilde koroya katilirlar. Aslinda, hepsi araliksiz olarak sylerler ve konustuklari zaman birbirlerini belirsiz olarak yererler; fakat syledikleri kelimeler gittike etkili olur. Sonuta, sahne yine degisir ve orak bir araziye dnsr; kltrl gen bir adam kayalarin arasinda avare avare dolasir; belirli otlan toplayip emer; bir peri, bu otlari neden emdigini sorar; kltrl gen, iindeki hayatin zenginligini hissetmek istedigini ve bu bitkilerin sularinda buldugunu, btn arzusunun, mmkn oldugu kadar abuk inancini kaybetmek oldugunu syler. (Gereksiz bir arzu gibi grnyor). Sonra tanimlanamayacak kadar gzel, gen bir adam, siyah atinin stnde drtnala gelir; pesinde btn uluslardan birlesmis byk bir ordu vardir. Gen adam lm simgeler; btn uluslar lm zlemektedir. Nihayet, son sahnede, Kabil Kulesi grnr; bazi tutsaklar yeni bir umut sarkisi ile kuleyi tamamlamaktadirlar. Kulenin tepesine eristikleri zaman, Tanri (zannederim Olimpos Tanrisi) komik bir tarzda kaar ve insanlar hemen onun yerine geip yeni bir hayata baslarlar. iste o gnlerde tehlikeli, sakincali olarak kabul edilen byle bir oyundu. Geen yil bunu yayimlamak iin Bay Verkhovensky'ye bir teklif yaptim. nk, bugnlerde son derece zararsiz kabul ediliyordu. Oysa, teklifimi gcenerek, nazike reddetti. Oyunun zararsiz oldugu hakkindaki dsncemden hosnut olmamisti ve hatta, iliskilerimiz iki ay boyunca kesildi. Ne tahmin edersiniz? Birden ve burada yayimlama hazirliklarimi yaptigim sirada, oyun yayimlandi, -dogrusunu sylemek gerekirse, devrim yapan bir lkede- oyunun yayimlandigindan Bay Verkhovensky' nin haberi bile yoktu. nce, mthis telsa kapildi; solugu valinin yaninda aldi. Sonra, kendisini savunmak iin Petersburg'a, onlara sadik oldugunu anlatan bir mektup yazdi. Bu mektubu bana iki kere okudugu halde hibir zaman postalamadi; nk, hangi adrese ve kime gnderecegini bilmiyordu. Btn bir ay son derece rahatsiz oldu; 9fakat, kalben ok sevinli olduguna inaniyordum. Birisinin ona sagladigi gazeteyi yatarken bile koynuna aliyordu. Gndzleri yataginin altina sakliyor, yatagini dzeltmelerine izin vermiyordu. Her gn telgraf bekliyor ve btn dnyaya alay ederek bakiyordu. iste o zamanlar benimle arkadaslik iliskilerini yine kurdu. Bundan,

onun ne kadar iyi kalpli ve kin tutmayan bir insan oldugunu anlasilir. *** Inanlari yznden sikinti ekmemis oldugunu hibir zaman iddia etmem; oysa, inaniyorum ki, kendisine gerekli aiklamalar yapilmis olsaydi, Araplar hakkindaki gretilerine devam edebilirdi. Fakat, o zamanlar ykselme tutkusunun seline kapilmis gidiyordu ve btn alismalarinin "olaylar kasirgasi" tarafindan yikildigina inaniyordu. Eger, tm geregin sylenmesi gerekirse, meslek hayatindaki degisikligin gerek nedeni, bir tmgeneralin karisi, Varvara Petrovna Stavrogin'in son derece nazik teklifi ve bu teklifin yinelenmesiydi. Kadin, tek oglunun egitiminin, ok iyi ve yetenekli bir egitmen, ayni zamanda dost olan Bay Verkhoversky tarafindan yapilmasini arzu ediyordu. Bu is iin teklif edilen maasin, gz kamastirici yksekligi sz konusu olamazdi. Bu teklif ona, ilk defa Berlin'deyken yapilmisti. Bu teklifin yapildigi tarih, tesadfen, ilk karisinin lm tarihine rastlamisti. ilk karisi bizim ilden hafifmesrep bir kizdi. Onunla evlenisi, dsncesiz, gen bir adam oldugu zamana rastlar. O gen kadinla olduka sikintili gnler geirdigine inanirim. ok cazibeli ve gzel olan karisiyla anlasamamasinin nedeni, onu geindirmekten yoksun olmasi ve bazi ok ince hususlardi. yillik bir ayriliktan sonra karisi, bes yasinda bir erkek ocugu birakarak Paris'te ld. Bay Verkhovensky, zntl gnlerinden birinde ocugundan "ilk mutlu ve askimizin bulutlanmadigi" gnlerin hatirasi diye szetmisti. ocuk Rusya'ya gnderilmis, uzak bir ilde, uzaktan akraba olan teyzeler tarafindan 10 yetistirilmisti. Bay Verskhovensky byle bir haldeyken, Bayan Stavrogin'in teklifini reddederek, hi neden yokken Berlin'li, konuskan olmayan bir kizla evlendi. Henz karisinin lm zerinden bir yil gememisti. Fakat, evlenmesinin disinda, egitmen olarak grevi kabul etmemesinin baska nedenleri de vardi. O zamanlar taninmak sevdasi ile yanip tutustugundan, dillere destan olan taninmis bir profesrn szlerine kanmis, niversitede doentlik teklifini kabul etmisti. Zaten uzun sreden beri kendisini buna hazirliyor, kartal kanatlarim denemek istiyordu. Ve simdi, kanatlan kirildiktan sonra, daha evvel reddetmekte hakli olup olmadigini dsnmedigi teklifi hatirlamasi normaldi. Evliliginden bir yil sonra karisinin ani lm bu konuyu kesin olarak zmledi. Samimi olayim: Bayan Stavrogin'in atesli sempatisi, paha biilmez ve klasik dostlugu her seyi kknden zmlemisti. Tabii, dostluk hakkinda byle deyisler kullanilabilirse... Bay Verkhovensky, kendisini bu dostlugun kollarina firlatip atti ve her sey yirmi yil srece zmlenmis oldu. "Kollarina firlatip atti" deyisini kullandim diye yanlis fikirlere kapilinmasini arzu etmem; kollarin, en yksek moral duygusu anlaminda degerlendirilmesi gerekir. Bu iki kayda deger varlik, soylu ve zarif bir beraberlik kurarak sonsuza dek birlestiler. Ayni zamanda, Bay Varkhovensky'nin egitmenligi kabul etmesinin baska bir nedeni de vardi. Ilk karisindan miras olarak kalan yer, (burasi kk bir yerdi) kentimizin birka mil tesinde, Stav-rogin'lerin gsterisli arazilerinin bulundugu Skvoreshniki'ye yakindi. Ayrica, kendisini grenme gibi byk bir konuya verebilmesi her zaman mmknd ve alisma odasinin sessiz yalnizliginda, zengin Rus edebiyati hakkinda pek derin arastirmalar yapabilirdi. Burada, niversitede oldugu gibi, arastirmalarindan baska islerle de ugrasmayacakti. Bu arastirmalar, hibir zaman meydana ikmadi; fakat, diger taraftan, hayatinin geri kalan kismini, yirmi yildan fazlasini, "canli bir sitem heykeli" olarak geirebileceginin mmkn oldugunu anladi. Zaten bu sz, taninmis bir ozanin siirinde de geiyordu. 11Canli bir sitem heykeli. Vatanimin nnde duruyordum, Liberal lkc. Belki de, ozanin aklindaki kisi, eger arzu ederse, hayati sresince byle poz vererek durmaya hakki olan kisiydi. Dogrusunu sylemek gerekirse, bizim Bay Verkhovensky, byle kimseleri kendine rnek alan biriydi; ayrica, ayakta durmaktan abuka yorulur, sik sik yatmayi tercih ederdi. Fakat, onun hakkini vermis olmak iin, uzanip yatmis bile olsa, yine de canli "sitem heykeli" pozunu korurdu zellikle; bu bile, dar kafali halkimiz iin olduka yeterliydi. Onu, kulbmzde kgit oynamak zere masaya

oturdugu zaman grmeliydiniz. Tm tavirlari sanki syle sylyordu: "Kgitlar! Oturmus sizinle oynuyorum! Iliskilerimi korumak iin mi? Fakat bundan sorumlu olan kim? Meslek hayatimi kim yikti ve beni sizinle oynamaya zorladi? Oh, yok ol Rusya." Sonra, kibar bir tavirla kupa kozunu oynardi. Dogrusunu sylemek gerekirse, kgit oyununa bayilirdi. zellikle son yillarda, daima kaybetmesinden tr, Bayan Stavrogin'le sik sik tartismalara girisirdi. Bu tartismalari pek can sikici olurdu. Bunlari daha sonra anlatacagim. Surasini isaret etmek isterim ki, vicdanli bir insandi (bazen) ve bu yzden sik sik kederlenirdi. Bayan Stavrogin'le yirmi yillik arkadasliklari sresince, yilda ya da drt kez, dzenli olarak, aramizda "yurttas kederi" diye bilinen bir zntye kapilirdi. Bizim pek saygideger Bayan Stavrogin, zellikle bu deyisi begenirdi. Daha sonralari, "yurttaslik kederi" hastaligi yani sira, bir de sampanya hastaligina kapildi. Fakat, isbilir Bayan Stavrogin, btn hayati sresince, onu, bu nemsiz arzularina karsi btn gc ile korudu. Ve dogrusu, ok garip davranislari olmasindan tr onun bir bakiciya ihtiyaci vardi. Coskun bir kederin tam ortasinda kahkahalarla glmeye baslardi. Kendi kendine konustugu bile olurdu; tabii, bu konusmalari nkteli olurdu. Ve Bayan 12 Stavrogin onun byle nkteli konusmalarindan ekinirdi. nk, hayatinda en ok korktugu, nkteli konusmalardi. Daima en stn nedenlerle grevini yapan klasik bir kadindi. Bu stn kadinin, zavalli olarak kabul ettigi arkadasi zerindeki etkisi, yirmi yil srd. Bu kadindan ayrica szetmeliyim ki, bunu da simdi yapmak ka-rarindayim. Garip dostluklar vardir; iki dost, birbirlerini hemen hemen ldrmek zere hazirdir. Btn yasantilari sresince bu byle srer gider ve ayrilmayi kesin olarak dsnmezler; tartisan kisi, yakin dostluklarini bozacak olursa, hastalanir ve hatta kederinden lebilir. Bayan Stavrogin ile yaptigi zel tartismalardan sonra, onun yanindan ayrilisi zerine, Bay Verkhovensky'nin kanepeden firlayarak kalkip duvari yumrukladigina ka kere tanik olmusumdur. Sylediklerimde zerre kadar yalan yok. Hatta, bir keresinde duvarin sivasini bile yikmisti. Bu kadar ince ayrintilari nasil bildigim sorulabilir. Bunlara yakindan tanik oldugumu sylersem ne dersiniz? Ya Bay Verkhovensky, Bayan Stavrogin'le yaptigi konusmayi renkli kelimelerle anlatirken basini omzuma dayayarak defalarca aglamissa? Fakat, bu aglamalar sonunda, daima degismez davranislari vardi. Ertesi sabah, kendisine nankrlgnden tr iskence yapmaya hazirdir; ya aceleyle beni agirtir ya da kosarak bana gelir ve Bayan Stavrogin'in ne kadar serefli, hassas bir insan oldugunu sylerdi. Sadece bana gelmekle de kalmaz, Bayan Stav-rogin'e mektuplar yazar ve iini dktg bu mektuplara da imzasini basardi. Birka gn evvel, yabanci birine, onu evinde sirf nnden yararlanmak iin tuttugunu, bilgisine ve kabiliyetine imrendigini, bu nedenle ondan nefret ettigini; fakat, bu nefretini aik olarak gsteremedigini nk, onu terkettigi zaman Bayan Stavrogin'in, kltrne zarar verecegini bildigini; bu kadar alalabildigi iin 13kendinden igrendigini ve en berbat bir lm hakettigini; ondan, kaderini izecek son kelimeleri sylemesini bekledigim falan yaziyordu; tabii btn bu yazdiklari, nkteli bir anlatim tasiyordu. Bunu okuduktan sonra, elli yasindaki masum ocuklarin, sinir buhranlari sonucu isi nereye kadar vardirdiklarini anlarsiniz!... Kk bir konudan dolayi aralarinda ikan tartisma sonucu yazdigi bu mektuplardan birini de ben okudum. Anladigima gre, birbirlerine olduka igneli szler sylemis ve birbirlerini kirmislar. Mektubu okuduktan sonra dehsete kapilmis ve gndermemesi iin yalvarmistim. Byk bir hararetle: - Bu mmkn degil, demisti. Bylesi daha onurlu bir davranis. Grevim bu. Ona her seyi anlatmadigim takdirde kahrimdan lebilirim. Ve o mektubu gnderdi. Bayan Stavrogin -iste burada ayriliyorlardi- byle bir mektubu hibir zaman gndermezdi. Bay Verkhovensky'nin yazmaya karsi byk tutkusu oldugu bir

gerektir. Ayni evde kaldiklari halde Bayan Stavrogin'e mektup yazar; sinir nbetleri aninda bu mektuplar gnde ikiye ikardi. Bayan Stavrogin'in, gnde iki mektup da alsa, bunlari byk bir dikkatle okudugunu kesin olarak biliyorum. Onlari okuduktan sonra, siraya koyarak zel bir kutuda saklardi. Ayrica, onlari kalbinin bir hazinesi olarak kabul ederdi. Sonra, dostunu btn gn cevap bekler olarak birakir; sanki hibir seyin nemi yokmus ve bir gn evvel aralarinda nemli bir olay gememis gibi davranarak onunla grsrd. Zamanla, onu yle bir alistirdi ki, Bay Verkhovensky, bir gn nce olan olaylari ona hatirlatmak cesaretini bulamazdi; fakat, dostunun gzlerine sert bir bakisla bakmaktan da geri durmazdi. Bay Verkhovensky, olanlari ok abuk unutmakla beraber, Bayan Stavrogin, kolay kolay unutmazdi. Onun sogukkanliligindan cesaret alan Bay Verkhovensky, arkadaslari geldigi zaman, sampanya ierek eglenirken bol bol gler ve btn saklabanliklarini dktrrd. Byle anlarda, Bayan Stavrogin ona ze14 hirli bir nefretle bakardi; ama, o, bunun farkina bile varmazdi. Aradan bir hafta, belki bir ay, hatta alti ay getikten sonra, nasil oldugu bilinemez, yazdigi mektuplarda kullanmis oldugu bir deyisi hatirlar, ylesine zlr ve acinirdi ki, midesine sancilar girer kivranirdi. Bu zel sancilari, bazi hallerde, bir sinir soku geirdigi zaman tutardi. Beden yapisinin degisik bir zelligi de buydu. Hi kusku yok ki, Bayan Stavrogin, ondan sik sik nefret ederdi; fakat, Bay Verkhovensky'nin sonuna kadar gremedigi bir husus, nihayet onun oglu, ondan olma bir varlik, hatta onun bir bulusu haline gelmis olmasiydi. Bay Verkhovensky, onun eti, kemigi olmustu; onu yalniz, "yeteneklerini kiskanmasi" nedeniyle evinde barindirip bakmamisti. Byle dsnlmesi, kadim kimbilir ne kadar zmstr... Srekli nefretinin, kiskanliginin ve kk grmesinin yani sira ona, kalbinin en gizli kselerine; saklanmis bir sevgi besliyor olmaliydi. Onu en kk bir lekeden dahi korurdu. Tam yirmi iki yil onun zerine titredi. Onun, bir sair, bir bilgin ya da bir hayat adami olarak n tehlikeye girecek olsa, gecelerini uykusuz geirirdi. Onu icat etmisti ve kendi icadina, nce kendisi inanmisti. Bay Verkhovenksy, onun grdg bir esit ryaydi... Fakat karsiliginda ondan ok seyler isterdi. Hatta, bazen, ondan bir kle bagliligi beklerdi. Onun, nasil kindar bir insan olduguna ina-nilamaz! Bunun hakkinda iki yk anlatsam fena olmaz sanirim. *** Klelerin zgrlklerine kavusacaklari hakkindaki sylentilerin ilk iktigi, tm Rusya'nin birden yz gldg, tamamen yeni bir dogus hazirliklarina basladigi zamana rastlayan gnlerden birinde, reformla yakindan ilgili ve yksek tabaka ile siki iliskileri bulunan Petersburg'lu bir Baron, kentimizden geerken Bayan Stavrogin'i ziyaret etti. Kocasinin lmyle, yksek sosyetedeki baglarinin zayiflamasi ve gittike azalarak tamamen kopmasindan tr, Bayan Stavrogin iin byle bir ziyaret ok nemliydi. Baron, 15bir saat kadar kaldi ve ay iti. Yanlarinda baska kimse yoktu. Bayan Stavrogin, Stepan Verkhovensky'yi davet etti ve Baronla tanistirdi. Baron, Bay Verkhonevsky'nin itibarini daha nce duymustu ya da duymus grnd; fakat, ay ierken onunla pek az ilgilendi. Bay Verkhonevsky, onun zerinde iyi bir etki birakmak iin elinden gelen gayreti esirgemiyordu. Ayrica, davranislari son derece kibar ve gz aliciydi. Her ne kadar soylu bir aileden gelmiyorsa da, Moskova'da aristokrat bir ailenin yaninda yetismis oldugundan, onla! gibi davraniyordu. Fransizcayi bir Parisli kadar dzgn konusurdu. Bu bakimdan, Bayan Stavrogin tasrada bile yasasa, etrafinda ne esit insanlarin bulundugunu anlamamak mmkn degildi. Baron, bunu anlamis olmaliydi. Oysa, beklenilen sonu alinamadi. Baron henz etrafa yayilmis olan byk reform sylentilerinin dogrulugunu onaylarken, Bay Verkhovensky, coskunlugunu engelle yemeyerek" Yasa!", diye haykirdi; bu haberden duydugu asiri heyecani anlatabilmek iin de bagirmasi ile beraber bir el hareketi de yapmisti. Haykirisi fazla yksek sesle degildi. Hatta, kibarca da denilebilirdi; gerekte, coskunlugu iten dogan bir davranis degildi. ve ay partisinden nce, davranislarini ayna karsisinda yarim saat kadar

byk bir dikkatle incelemisti; fakat grnse gre, bir hata olmustu; nk, hafife glmseyen Baron, bu byk olay karsisinda tm Rus ulusunun duygulanmasinin normal oldugunu syledi. Bundan sonra, Baron, hemen kalkti ve Bay Verkhovensky' nin elini sikmak iin iki parmagini uzatmayi da unutmadi. Bayan Stavrogin, byk salona dndg zaman masanin zerindeki bir seyle ilgileniyormus gibi dakika kadar bir sey sylemedi; sonra birden Bay Verkshovensky'ye dnd. Soluk bir yz ve ates pskren gzlerle tislar gibi fisildadi: - Bu yaptiginizdan tr sizi hi affetmeyecegim!... Ertesi gn dostuyla karsilastigi zaman sanki hibir sey olmamis gibi davrandi; o olaya hibir sekilde deginmedi. Ancak, on yil sonra, kt bir aninda, olayi hatirladi ve dostuna sitem etti; on yil evvelki gibi, rengi yine soluk, gzleri ates pskryordu. 16 mrnde ancak iki kere Bay Verskhovensky'ye "Bu yaptiginizdan tr sizi hi affetmeyecegim!" demisti. Baronun yaninda olan olay ikinciydi; fakat, birinci olay da en az onun kadar karakteristikti ve grnse gre, Bay Verskhovensky'nin geleceginde byk bir rol oynamistir. Bu bakimdan, birinci olaya da deginmem gerekiyor. Bu olay, 1855 yili ilkbaharinin mayis ayina rastlar. Hareket halindeki orduya katilmak zere aceleyle Kirim'a gitmekte olan, akilsiz, yasli bir centilmen olan Tmgeneral Stavrogin'in mide kanamasindan ldg haberi Skvoreshniki'de duyuldugu zamana aittir. Dul kalan Bayan Stavrogin, byk bir yas iindeydi. Kocasindan drt yildan beri ayri yasayan Bayan Stavrogin, byk bir yas iindeydi. Kocasindan ayri yasamasi, karakter ayriligi nedeniyleydi. Kocasina bir aylik baglamisti. (Tmgeneralin, 150 kyls ve cretlerini demek zorunda kaldigi bir ordusu ve sosyete ile iliskileri vardi; btn para ve Skvoreshniki, ok zengin, Devlet mteahhidi bir adamin tek kizi olan Bayan Stavrogin'indi.) Byle olmakla beraber, lm haberinin ahi olmasindan sarsilmisti. Bay Verk-shovensky'nin daima onun yaninda bulundugunu sylemek gereksiz olacak. Mayisin en civcivli zamaniydi; Geceler son derece gzel oluyordu; yabani kirazlar iek amisti. Iki dost her gece bahede bulusur ve karanlik bastirana kadar kameriyede oturur, birbirlerine ilerini dkerlerdi. Romantik anlar da olurdu... Yasantisindaki degisikligin etkisi altinda kalan Bayan Stavrogin, her zamankinden daha ok konusurdu. Dostuna kopmaz baglarla baglanmis grnrd ve bylece birok gece geirdiler. Birden Bay Verk-hovensky'nin aklina garip bir dsnce saplandi: "Acaba bu teselli kabul etmeyen kadin, yas tuttugu yilin sonunda, ondan bir evlenme teklifi mi bekliyordu?" Bu sama bir fikirdi; fakat, gz ykseklerde olan bir adamin manevi gelismesinin ok yn oldugundan, isteklerini artirmak izin bazen byle sama fikirlere saplandigi gerektir. Bu dsnceyi, byk bir dikkatle kafasinda evirip evirdi ve sonunda, durumun byle olduguna karar verdi. Bunun zerinde, 17tekrar dsnd: "Kadinin byk bir gelecegi oldugu muhakkak, ama..." Bayan Stavrogin gzel sayilmazdi; uzun boylu, soluk benizli, kemikleri ok iri ve at gibi uzun yzl bir kadindi. Bay Verk-hovensky, gittike tereddt ediyordu; kusku iinde kivraniyordu ve karar veremedigi iin birka kere de agladi (zaten sik sik aglardi). Geceleri kameriyede otururlarken yzne, elinde olmayarak, kaprisli ve alayci bir anlatim geliyordu. Bu anlatim, biraz isveli ve tepeden bakan anlam da tasiyordu. Her nasilsa bu, iradesi disinda oluyordu ve gerekten bir insan ne kadar onurlu ise, yznn anlatimi da o kadar aik olurdu. Bu kuskularin ne kadar dogru oldugunu ancak Allah bilir; fakat onun kalbinde Bay Verkhovensky'nin kuskularini dogru ikaracak hibir his olmadigini sylemek daha dogru olur kanisindayim. Ve ayrica, istedigi kadar nl olsun, Stavrogin, ismini onun ismi ile degistirmeye niyetli degildi. Olasilikla, bir adamla ayni fikirde olmasi, tamamen kadinca bir arzu ve byle durumlarda ok normal olan zlem olabilirdi. Nitekim, bugne kadar kadin kalbinin derinliklerine inilememistir diyebilirim; yazmaya devam edecegim. Dostunun yzndeki garip anlatimi sezmekte gecikmedigini syleyebilirim. nk, ok hassas ve sezgi gc yksek bir kadindi. Ayrica, Bay Verkhovensky, byle

zamanlarda ok safti. Geceler eskisi gibi devam ediyor, konusmalar hep sairane ve ok daha ilgin oluyordu. Bir gn, hava karardigi zaman, ok canli ve sairane konusmalardan sonra, iki dost, Bay Verkhovensky'nin oturdugu barakanin merdivenlerinde, birbirlerinin ellerini sicak ve candan bir tavirla sikarak neseyle ayrilmislardi. Bay Verkhovensky, her yaz, Skvoreshniki villasindan, hemen hemen bahenin ortasinda duran bu kk barakaya tasinirdi: Odasina henz girmis, kederli dsncelere dalmis, elinde henz yakmadigi bir pro, pencerinin nnde yorgun ve hareketsiz duruyor ve ty gibi hafif bulutlarin ayin yanindan kayarak geisini seyrediyordu ki, aniden duydugu bir hisirti ile sasirarak arkasina dnd. Drt dakika kadar nce ayrilmis oldugu Bayan Stavrogin'in yine gelmis oldugunu grd. Kadinin soluk yz hemen hemen mavilesmis, dudaklari kisilmisti ve u18 lan arada sirada titriyordu. Bayan Stavrogin, amansiz bir ifadeyle gzlerini Bay Verkhovensky'nin gzlerine dikerek tam on saniye konusmadan durdu; sonra, aceleyle fisildadi: - Bu yaptiginizdan tr sizi hi affetmeyecegim!... On yil sonra, Bay Verkhovensky, kapiyi zellikle kilitleyerek bu zc olayi bana fisiltiyla anlattigi zaman, ok sasirmis oldugundan Bayan Stavrogin'in gittiginin farkina bile varmadigini yeminle sylemisti. Bayan Stavrogin bu olaydan bir daha sz etmedigi ve iliskilerinin hibir sey olmamis gibi devam ettigi iin Bay Verkhovensky, bu olayin hastaliktan nce grlen bir kbus oldugunu kabul etmisti. Nitekim, bu olaydan sonra, o gece hastalanmis ve hastaligi on bes gn srms, dolayisiyla, kameriyede bulusmalari kendiliginden son bulmustu. Bununla beraber, bu olayin bir kbus oldugunu bile dsnse, yine de devamim her gn beklemis ve bunun bitmis olduguna inanmak istememisti. *** Hatta, btn hayati boyunca giydigi giysilerini bile, Bayan Stavrogin, bizzat diktirmisti. Pek gz alici ve zel giysilerdi; uzun etekli, dgmeleri neredeyse bogaza kadar iliklenen, fakat, zerine ok gzel oturan bir ceket; yumusak genis kenarli sapka (yazlari hasir olurdu); iri baglanmis, ulari sarkan beyaz kravat; gms basli baston ve omuzlarina kadar uzanan uzun sa. Bay Verkhovensky'nin salari koyu kahverengiydi. Son zamanlarda sakaklarindan itibaren kirlasmaya baslamisti. Daima sinek kaydi tiras olurdu. Genliginde ok yakisikli oldugunu sylerler. Fakat kanimca, yasliliginda ok daha etkili bir grns vardi. Ayrica, elli yasinda oldugu halde ona yasli denemezdi. Fakat, kendini begenmisligin yani sira, gen oldugunu iddia etmektense, yasli olmayi tercih eder ve yasiyla son derece gururlanirdi. Uzun boyu, 19ince yapisi ve omuzlarina kadar dklen salariyla bir piskoposu andirirdi. Ya da daha ok yazin bahede, iek amis bir leylak agacinin altindaki bankta, iki elini gms basli bastonuna dayamis, yaninda aik bir kitap, dalgin ve hlyali gzlerle gnesin batisini seyrederken, otuz yillarindaki yayinlarda yapitlarinin yaninda bir de basma resmi ikan oyun yazan Kukolnik'i andirirdi. Kitaplarla ilgili olarak sunu sylemem gerekir ki, son zamanlarda okumaktan kainir grnrd. Fakat bu, hayatinin son anlarinda olmustu. Bayan Stavrogin'in siparis ederek getirttigi ok sayidaki gazete ve dergiyi devamli olarak okurdu. Agirbasliligindan bir sey kaybetmemeye dikkat ederek Rus Edebiyati'nin yaptigi ilerlemelerle yakindan ilgilenirdi. Bir ara, i ve dis politika ile ilgilenmis; fakat, bundan kisa bir sre sonra nedense vazgemisti. Sik sik olagelen olaylardan biri de, baheye ikarken yanina De Tocqueville'yi almasi ve cebinde de bir Paul de Kock'u gizlice tasimasidir. Bununla beraber, nemsiz bir olaydir bu. Parantez iinde kalmak zere Kukolnik'in portresinden de bahsedecegim. Bayan Stavrogin, henz gen kizliginda Moskova'daki yatili bir okulda grenciyken bu resim eline gemisti. Yatili okullarda her gen kizin, yazi ve resim gretmenlerine sik oldugu gibi o da bu portreye hemen sik oldu. Fakat burada nemli olan, Bayan Stavrogin'in gen bir kizken yaptigi degil, o portreyi elli yasina kadar eyiz sandiginda saklamasidir. Belki, Bay Verkhovensky'ye diktirdigi elbiselerin o portredeki giysilere

benzemesinin nedeni de budur. Fakat, sunun surasi da muhakkak ki, bu da nemi olmayan bir noktadir. Ilk yillarda ya da daha kesin sylemek gerekirse, Bayan Stavrogin'in yaninda kaldigi srenin ilk yarisinda, Bay Verkhovensky, hl bir kitap yazmayi dsnyor ve her gn ciddi olarak kitabina baslamaya niyet ediyordu. Fakat, Bayan Stavrogin'in yaninda kaldigi srenin ikinci yarisinda, bildigi her seyi unutmus grnyordu. Gnler getike bize sik sik syle sylerdi: "alismaya hazir grnyorum, btn malzemeyi toplamis durumdayim fakat, her na20 silsa, alismaya bir trl baslayamiyorum. Hibir sey yapamiyorum!" Sonra basini kederle nne egiyordu. Sphesiz ki bu hareketi, fikir kurbani olarak nn bizim gzmzde ogaltmak iindi; fakat, kendisi baska bir seyin pesindeydi. ogu kez "Unutuldum! Artik kimseye faydali degilim!" diye dert yanardi. Bu siddetli mitsizlik, onda, zellikle ellinci yasinin sonlarina dogru grlmeye baslamisti. Bayan Stavrogin, nihayet bunun ciddiyetini kavramisti. Ayrica, dostunun unutulmus oldugunu ve kimseye yararli olmadigi gerekesini kabul edemezdi. Onun dsncelerini saplantidan kurtarmak ve bir yenilik vermek amaci ile onu Moskova'ya gtrd. Moskova'da dnya edebiyatinin gelismeleri ile yakindan ilgilenen bir sr dostlari vardi. Bununla beraber, Moskova'ya gitmeleri bile yeterli olmamis gibi grnyordu. Garip bir zamandi; yeni bir heyecan vardi; gemisteki sessizlige benzemeyen, gerekten garip bir seydi. Her yerde hissedildigi kadar, Skvoreshniki'de de hissediliyordu. Kentimize kadar ulasan birok sylenti vardi. Gerek, genellikle az ya da ok biliniyordu. Fakat, gerege ek olarak belirli fikirlerin de geldigi aikti ve nemli olan bu dsncelerin asiri okluguydu. Bu da ok sasirtici oluyordu. Bir kimsenin kendisini bu fikirlere alistirmasi hemen hemen imknsizdi ya da onlarin tam olarak ne anlama geldigini anlamak mmkn degildi. Bayan Stavrogin kadin oldugu halde, onlarin anlamlarinda gizli bir sey oldugundan spheleniyordu. Hatta, gazete ve dergileri, dis lkelerde basilmis yasak yayinlari okumaya baslamisti. Hatta, o gnlerde, yavas yavas ortaya ikan devrimci bildirileri bile okuyordu (onlarin hepsini temin edebiliyordu); fakat, btn bunlar aklini karistirmaktan baska bir ise yaramiyordu. Mektuplar yazmaya basladi; fakat, mektuplarina ok az cevap aliyordu ve bu uzadika anlamlarini zmek de zor oluyordu. "Btn bu dsnceleri" aiklamasi iin, byk bir ciddiyetle Bay Verk-hovensky'yi yanina agirir, oysa onun yaptigi aiklamalar bile yetersiz kalirdi. Bay Verkhovensky'nin genel duruma bakisi yksektendi; unutulmus ve kimseye yararli olamama dsncesine siki 21siki sarilmisti. Nihayet, Bay Verkhovensky de hatirlandi; nceleri dis lkelerde basilan dergilerde, srgn bir dsnce sulusu olarak anildi ve ok gemeden adi, nl yildizlar arasinda eski bir yildiz olarak Petersburg'da agizdan agiza dolasmaya basladi. Bazi nedenlerden tr Radsihchev ile karsilastirildi. Sonra, biri ortaya ikti ve onun lm haberini yayimlayarak, hakkinda biyografik bilgi verecegine dair sz verdi. Bay Verkhovensky birden dirildi ve gururlandi. agdas insanlara karsi duydugu kmseme derhal yok oldu ve bu hareketlere katilarak gcn onlara gstermek arzusuyla yanip tutustu. Bayan Stavrogin, derhal kendine olan gvenini tekrar kazandi ve yogun bir alismaya giristi. Vakit geirmeden Peters-burg'a gitmeye, her seyi yerinde grenmeye ve mmkn olursa, btn inanlari ile bu yeni ise atlamaya karar verdiler. te yandan, Bayan Stavrogin, kendi adina bir dergi yayinlamaya ve mrnn geri kalan kismini bu ugurda harcamaya niyetli oldugunu bildirdi. Durumun bu kadar ileriye gittigini gren Bay Verkhovensky, daha fazla magrurlasmis ve Petersburg yolculugunda Bayan Stavrogin'e patronluk taslamaya baslamisti ki, bu durum Bayan Stavrogin'in gznden kamamisti. Bunu ilerde hatirlayacagi kesindi. Aslina bakilacak olursa, onun bu yolculuga ikmasinda nemli bir neden daha vardi; bu da, sosyetedeki eski iliskilerini yeniden canlandirmak amaciydi. Kendisini sosyeteye su ya da bu sekilde hatirlatmasi gerektigine inaniyordu. Hi degilse bir kere denemis olacakti. Bu yolculugun resmi nedeni, o siralarda Petersburg Lisesi'ni

yeni bitken tek oglunu grmekti. *** Hemen hemen btn kisi Petersburg'da geirdiler. Byk perhiz zamani, her nasilsa, her sey gkkusagi rengini veren sabun kpg bir balon gibi snp bitti. Ryalari da bir anda yok olmus ve karisikliklar aydinlanacagina bsbtn iinden ikilmaz duruma girmisti. Btn abalamalara ragmen kk bir iliski disinda 22 yksek sosyete ile tatmin edici bir bag kurulamamisti. Gururu incinen Bayan Stavrogin nce "yeni dsns"lere karsi asiri bir ilgi gsterdi ve evinde gece partileri vermeye basladi. Aydin kisilere davetiyeler gnderdi. Kisa bir sre iinde yzlercesi Bayan Stavrogin'in evinde toplanmaya basladi. Daha sonralari, artik davet edilmeden de gelmeye basladilar. Gelirken de arkadaslarini da getirdiler. Bayan Stavrogin, hayatinda bu kadar aydini birarada grmemisti. Inanilmaz derecede kendini begenmis kimselerdi. Bunu da sanki, baslica grevleri buymus gibi saklamiyorlardi. Bazilari (her ne kadar zararsizsa da) sarhos bile geliyor, fakat bu tutumlarini, sanki bir gn nce grendikleri zarafet belirtisi gibi gsteriyorlardi. Tmnn grnsnde, bir seyden son derece gu-rurlaniyormus gibi bir hl vardi. Her birinin yznden, ok nemli bir sirri henz grenmis gibi garip bir anlatim yansiyordu. Birbirlerine kfr ediyorlar ve bundan gururlaniyorlardi. Ne yazdiklarini anlamak olduka gt. Fakat birbirlerine kfr ederek konusanlar arasinda, elestirmenler, romancilar ve tiyatro yazarlari, yergi yazarlari ve muhabirler vardi. Bay Verkhovensky, onlarin arasinda, hareketlerin ynetildigi en yksek noktaya ikmisti. Bu zor bir ykselisti; fakat, onu aik kollarla karsiladilar. Bununla beraber, bir fikri temsil etmesi disinda onu taniyan ve onun hakkinda bilgi sahibi olan kimse yoktu. Onlarin arasinda o kadar hnerlice davranislarda bulundu, onlari o kadar ikna etti ki, pek kurumlu ve grkemli tutumlarina ragmen Bayan Stavrogin'in salonlarina iki kere geldiler. Bu insanlar, ok ciddi ve son derece kibar kimselerdi; ok terbiyeli davranislari vardi; digerleri onlardan aik olarak e-kiniyorlardi; fakat, kaybedecek zamanlari olmadigi da aikti. Toplantilara iki yada eski edebiyati da geliyordu. O tarihte bir rastlanti sonucu Petersburg'da bulunuyorlardi ve Bayan Stavrogin uzun sreden beri onlarla olan iliskilerini en gzel ve hos bir sekilde srdrmst. Bu gerekten nl sanatilarin ok sessiz olmalari ve bazilarinin hi ekinmeden toplantida bulunan dknt kisilere yanasmasi, Bayan Stavrogin'i hayrete dsryordu. Ilk zamanlar, Bay Verkhovensky'nin sansi vardi; onlar tarafindan tutulmus ve 23edebi toplantilarda halkin nne ikarilmisti. Byle genel toplantilarin birinde krsye ilk defa iktigi zaman, bes dakika sreyle halk tarafindan ilginca alkislanmisti. Dokuz yil sonra bu olayi, skran duygusundan ok artistik yeteneginden tr, gz yaslariyla andi. Bizzat kendisi, (sadece bana ve sir olarak) "Size yemin eder ve bu hususta bahse girerim ki" demisti. "O kalabalik arasinda benim hakkimda en kk bilgisi olan kimse yoktu." Kayda deger bir itirafti bu; krsye iktigi zaman, o heyecaninin arasinda durumunu aik olarak sezinledigine gre, keskin bir zeksi var demekti; fakat diger y andan, dokuz yil sonra bu olayi iinde bir ksknlk duyarak hatirlamasi keskin bir zeksi olmadiginin aik bir kanitiydi. Bir ara toplanmis iki ya da protesto bildirisini imzalamaya zorlandi (kendisi bunlarin neyin aleyhine oldugunu bilmiyordu); onlari imzaladi. Bayan Stavrogin de bazi "igren hareketler" aleyhine bir protesto imzalamaya zorlandi ve imzaladi da. Her ne kadar bu "yeni" adamlar Bayan Stavrogin'in partilerinde ogunlugu olusturuyorlarsa da, bazi nedenlerden tr, Bayan Stavrogin'e, alayli ve saklamadiklari bir kmseme ile bakmalarinin grevleri oldugunu dsnyorlardi. Bay Verkhovensky, kederli anlarinda, bu olaylardan sz ederken, Bayan Stavrogin'in, onu, o zamandan beri kiskandigini ima ederdi. Kuskusuz ki, Bayan Stavrogin, bu insanlarla isbirligi yapmak iin ortak ynleri olmadigini biliyor, fakat, yine de asiri bagimlilik ve kadinlara vergi isterik bir sabirsizlikla, onlari evinde topluyordu. Daha nemlisi, daima bir seyler olmasini bekliyordu. Gece toplantilarinda ok az konusur; arzu ettigi takdirde istedigi kadar konusabilecekken, genellikle dinlemeyi tercih ederdi. Btn konusmalari, sansrn kaldirilmasi, Rus Alfabesi' nin

Latin Alfabesi ile degistirilmesi, bir gn evvel srgne gnderilmis olan biri, arsida olan uygunsuz bir olay, Rusya'daki yabanci uyruklulari gz nne alarak federal bir mesrutiyet kurulmasinin yararlari, ordunun ve donanmanin kaldirilmasi, Polonya'nin Dinyeper nehrine kadar yeniden kurulmasi, tarimda reform ve siyasal bildiriler, verasetin, ailenin, ocuklarin, din adamlarinin kaldirilmasi, kadin haklan, kimsenin bagislamadigi Bay Krayevsky'nin debdebeli evi 24 ve su ya da bu konu zerine oluyordu. Bu "yeni" insan srsnde dalaverecilerin ok oldugu kadar drst insanlarin da bulundugu aikti. Drst insanlar, kaba ve drst olmayanlardan ok daha anlasilmaz kisilerdi; fakat, hangisi hangisinin oyuncagidir bilinemez. Bayan Stavrogin, bir dergi yayimlamak niyetinde oldugunu syledigi zaman, yaptigi toplantilara daha ok insan katilmaya basladi. Fakat, hemen hemen ayni anda, onun bir kapitalist ve kt niyetli bir kisi oldugunu sylemeye basladilar. Bu sulamalarin teklifsizligi, ancak onlarin beklenmedik hareketler yapmalari ile denklestirile-bilir. Rahmetli Tmgeneral Stavrogin'in eski bir dostu ve meslektasi olan, olduka degerli (tabii kendi alaninda), bizim ok inati ve huysuz olarak tanidigimiz, ok yiyen ve dinsizlikten ekinen yasli general Ivan Drozdov, Bayan Stavrogin'in byle aksam toplantilarindan birinde, taninmis bir genle tartismaya girisince, gen adamin ilk syledigi su oldu: - Byle konusabildiginize gre bir general olmalisiniz. "General" deyiminden daha kt bir hakaret sz bulamadigi iin byle sylemis olmaliydi. General Drozdov, birden parlayarak: - Evet, efendim, dedi. Evet bir generalim, hem de tmgeneral. arima byk hizmetlerde bulundum. Ve siz, efendim, gen bir kpek ve dinsizin birisiniz. Bu konusmayi hi de hos olmayan bir rezalet izledi. Ertesi gn, bu olay basinda yer almisti. Generali derhal evinden kovmadigi gerekesi ile Bayan Stavrogin'in "igren hareketi"ni protesto ederi bir bildiri iin imza toplanmaya baslandi. Resimli dergilerden birinde, Bayan Stavrogin'in, General'in ve Bay Verkhovensky'nin gurur kirici bir karikatr, " gerici dost" basligiyla yayimlandi. Hatta, bu karikatrn altinda devrin en nl bir ozani tarafindan zellikle bu olay iin yazilmis birka kelimelik bir yergi siiri de vardi. Kendimden sunu ekleyebilirim ki, o devirde, orduda general rtbesindeki subaylarin ogu, sanki, hizmet ettikleri ar kendilerine 25aitmis gibi, "arima hizmet ettim..." szn kullanmak aliskan-ligindaydilar. Sphesiz, bu olay zerine Petersburg'da kalmalari mmkn degildi. zellikle, Bay Verkhovensky iin Petersburg serveni tam bir fiyaskoyla sonulanmisti. Kendisine hkim olamayarak, sanatin imtiyazlarindan sz ederek herkesin kendisine eskisinden daha fazla glmesine neden olmustu. Halkin nne iktigi son gnde, "srgn" olmasina gvenip, yurtseverce bir aiklikla onlarin kalplerini etkileyecegini tasarladigi bir konusma yapmak istedi. "Ana Vatan" kelimesinin yararsizligini ve samaligini kabul etmeye arzuluydu; dinin zararli oldugu fikrini kabul etmeye hazir oldugunu bildirdi; fakat, kararli bir tavir takinip, Puskin'in her seyden nemli, hem de ok nemli oldugunu bagira bagira syledi. yle bir "yuh" ektiler, onu yle bir yuhaladilar ki, dinleyicilerin gzleri nnde, henz krsden inmeden hngr hngr agladi. Bayan Stavrogin, onu yari l bir halde eve gtrd. Sama sapan mirildaniyordu: - On m'a traite comme un vieux bonnet de cotton! (Bana kt bir pamuk takke gibi davrandilar.) Bayan Stavrogin, btn gece onunla ilgilendi. Ona, defne yapragi ve kiraz kaynatip iirdi. Sonra gn agarincaya kadar: - Hl yararlisiniz. Halkin nne yine ikacaksiniz. Baska bir yerde degerinizi takdir edeceklerdir.., diye tekrarlayip durdu. Ertesi sabah erkenden, ilerinden nn yabanci oldugu bes edebiyati centilmen, Bayan Stavrogin'i ziyarete geldi. Bayan Stavrogin'e, ikarmak istedigi derginin sorumlulugunu tetkik ettiklerini ve bir karara vardiklarini bildirdiler. Bayan Stavrogin,

muhakkak ki, dergisinin sorumlulugunu inceleyip karar vermeleri iin herhangi bir ricada bulunmamisti. Bu kisilerin vardiklari karar, dergiyi kurduktan sonra, serbest bir kooperatif tarafindan idare edilmek zere sermayesiyle birlikte onlara devredilmesiydi. Derhal Skvoreshniki'ye dnecek ve beraberinde "gne uymayan" Bay Verkhovensky'yi de gtrmeyi unutmayacakti. Haksizlik yapmak 26 amacinda olmadiklarindan, derginin sahibi oldugunu unutmayacaklar ve her yil, net kazancin altida birini gndereceklerdi. Yapilan bu teklifteki en dokunakli husus, bu bes kisiden drdnn, kisisel bir ikarlari olmamasiydi. Bay Verkhovensky, bu olay hakkinda syle sylerdi: - Byk bir saskinlik iinde Petersburg'dan ayrildik. Olanlardan bir sonu ikartamayacak kadar saskindim. Moskova'ya kadar, tekerleklerin tikirtilarina uyarak sama sapan misralar sylemisim, Allah biliyor ya ne olduklarini, hi hatirlamiyorum. Sanki, orada bir sey bulacakmisim gibi kendime ancak Moskova'da gelebildim. Ah, dostlarim!.. Derin bir i ekisiyle devam ederdi: - Uzun bir sreden beri kutsal sayilan byk bir dsncenin, bazi bozguncular tarafindan caddelerde srklenerek kendileri gibi sersemlere gtrlmesi, insanin iini nasil hzne bogar bilemezsiniz. Bu dsnceye birden, bitpazarinda rastlarsiniz. Artik taninmayacak durumda, amura bulanmis, stnkr bir tarafa atilmis, ne sekli kalmis ne armonisi, ocuklarin elinde oyuncak olmus grrsnz! Hayir! Bizim zamanimizda baskaydi; elde etmeye abalamadigimizdan degil. Hayir, hayir, hibir zaman byle degildi. Artik hibir seyi taniyamiyorum... Fakat bizim devrimiz yine dogacak ve sallantida olan her sey yine yerli yerine oturacak. Aksi halde kimbilir neler olacak? *** Petersburg'dan dnslerinden hemen sonra, Bayan Stavrogin, dostunu "dinlenmek" zere Avrupa'ya yolladi; ayrica, bir sre ayrilmalari gerektigini hissediyordu. Bay Verkhovensky, yolculuguna byk bir coskunlukla basladi. - Orada yeniden hayat bulacagim, diye mirildaniyordu. Nihayet, orada alismaya baslayabilecegim. 27Fakat Berlin'den gnderdigi ilk mektuplarinda, yine eskiye dnyordu. Bayan Stavrogin'e: "Kalbim kirik" diye yazdi. "Hibir seyi unutamiyorum. Berlin'deki her sey bana gemisimi, ilk deliliklerimi ve istirabimi hatirlatiyor. Karim nerede? Onlarin ikisi de neredeler? Onlar iin, hibir zaman degerli olmadigim iki melegim neredesiniz? Oglum, sevgili oglum nerede? Ve nihayet ben neredeyim? Bugn, sakalli Yunan Ortodoks soytarisi Andreyev diye biri, peut briser mon exi-tence en deux (varligimi ikiye blerken)... falan filan." Ogluna gelince, Bay Verkhovensky, onu ancak iki kere grmst. Ilk grs dogdugu zaman, ikinci grs ise, yakin bir gemiste, Petersburg'da niversiteye girisinde olmustu. Daha nce de syledigim gibi, oglunun btn hayati (geimini Bayan Stavrogin sagliyordu) Skvoreshniki'ye bes yz mil uzakliktaki Orenburg ilinde gemisti. Andreyev'e gelince, bizim ilden basit bir tccar, dkkn sahibi, ok garip, kendi kendini yetistirmis bir arkeolojik ve antik Rus eserleri toplamaya merakli bir kimseydi. Ara sira, Bay Verkhovensky ile bilgi yarisina kalkar, esitli akimlar zerine, zellikle, "gelisme" akimi zerine onunla tartisirdi. Kir sakalli ve byk gms ereveli gzlkl, degerli tccarin, Bay Verk-hovensky'nin kk arazisinden (Skvoreshniki'ye yakin) satin aldigi kesimlik odun hesabindan halen 400 ruble borcu vardi. Geri, Bayan Stavrogin, dostunu Berlin'e gndermeden nce, onun btn ihtiyalarini karsilayacak kadar para vermisti; ama, Bay Verkhovensky belki kendi zel bir ihtiyaci iin olacak, bu 400 rubleyi almakta israr etmisti. Andreyev, bir ay daha beklemesini syledigi zaman aglamakli oldu. Andreyev'in byle bir erteleme istegine de hakki yok degildi; nk, Bay Verkhovensky'nin paraya ihtiyaci oldugu bir dnemde taksit borcunu, vakti henz gelmedigi halde alti ay nceden demisti.

Bayan Stavrogin, ilk mektubu byk bir dikkatle okudu ve "Onlarin ikisi neredeler?" sznn altini kalemle izdi ve bir de tarih koyduktan sonra ekmecesine kilitledi. Bay 28 Verkhovensky sphesiz ki len iki karisini dsnmst. Bayan Stavrogin'in Berlin'den aldigi ikinci mektupta konu ok degisikti. "Gnde on iki saat alisiyorum. (Bayan Stavrogin, keske yedi saat deseydi, diye mirildandi.) Ktphaneleri dolasarak kitaplar karistiriyor ve notlar aliyorum; profesrlerle grstm. Soylu Dundasov ailesiyle eski dostlugumu yeniden canlandirdim. Bayan, Dundasov sahane bir kadin! Size ok saygilari var. Gen kocasi ve yegeni Berlin'deler. Genlerle gn agarincaya kadar oturup sylesiyoruz ve hemen hemen Atina partilerine benziyor; ama, onlarin incelik ve nezaketine saygi duymak gerekir; buradaki her sey soylu; bol mzik, Ispanyol havasi, insanlarin yeniden canlandirilmalari hlyasi, ebedi gzellik, Sistine Meryem Ana tasfiri, karanlikla degisen isik; fakat, gneste bile lekeler vardir! Ah, dostum, benim soylu ve sadik dostum, kalben sizinle beraberim ve ben sizinim; daima sizinleyim, en tout pays (her lkede), hatta, dans le pays de Makar et de ses veaux, (Makar'in davar srsn asla srmedigi yer), ki bunu hatirlarsiniz, Petersburg'dan ayrilmadan evvel korku iinde titreyerek szederdik. Bunlari glmseyerek hatirliyorum. Siniri getikten sonra kendimi daha gvende hissettim; garip ve yeni bir duygu; bu kadar yildan sonra ilk defa..." vesaire, vesaire. Bayan Stavrogin mektubu katlarken: -Hepsi sama, diye karar verdi. Sayet gn isigina kadar Atina partilerindeyse, gnde on iki saat kitap karistiramaz demektir. Acaba, bu mektubu yazarken sarhos muydu? Dundasov denen kadin bana nasil selam gnderebilir? Ama yine de ilginliklarini yapsin... "Dans le pays de Makar et de ses veaux" deyisi, "Makar'in davar srsn asla srmedigi yer" "Sibirya'da" anlamina gelirdi. Bay Verkhovensky, Rus ataszlerini ve yerlesmis halk deyimlerini en sama bir sekilde Fransizcaya evirirdi. Sphesiz ki, bunlari ok iyi anlar, iyi tercme edebilirdi; ama, bunu sirf laf olsun diye yapiyor ve ince zeksinin bir kaniti kabul ediyordu. 29Fakat, Bay Verkhovensky'nin bu coskunlugu fazla uzun srmedi. Avrupa'da ancak drt ay kalabildi ve hemen Skvoreshniki'ye dnd. Son mektuplari, uzaktaki dostuna besledigi en duygulu sevgi szleriyle dolu ve hasret gzyaslariyla islakti. Sadik kpekler gibi evlerine asiri bir baglilik gsteren insanlar vardir. Iki dostun bulusmalari ok heyecanli oldu. iki gn sonra her sey eskisi gibiydi; hatta, eskisinden de sikici olmaya basladi. Bay Verkhovensky, on bes gn sonra bana ok gizli olarak "Dostum" dedi. "Sevgili dostum, kelimelerle anlatamayacagim bir sey grendim: Je suis un (ben bir) basit sigintidan, et rien de plus! (baska bir sey degilim) Mais r-r-rien de plus! (Baskabir sey!)". *** Hemen hemen dokuz yil sren ve derin bir sessizlikle geen devre basladi. Belirli araliklarla basini omzuma dayayip hikirarak aglamalari mutlulugumuzla hi de ilgili degildi. Bu sre iinde Bay . Verkhovensky'nin nasil olup da sismanlamadigina hep hayret ederim. Ondaki btn degisiklik, burnunun biraz daha kizarmasi ve biraz daha yumusak huylu olmasindan teye gitmiyordu. Yavas yavas etrafini bir arkadas grubu sarmaya basladi; ama, bu grup hibir zaman kalabalik olmadi. Her ne kadar Bayan Stavrogin, bizim grupla pek az ilgileniyor grnyorsa da biz onu daima koruyucumuz olarak gryorduk. Petersburg'da aldigi dersten sonra ilimize temelli olarak yerlesti. Kislari sehirdeki evinde, yazlari ise, sehir disindaki konaginda geirirdi. Bizim tasra sosyetemizde geen son yedi yil sirasinda, Bayan Stavrogin bu kadar etkili ve otoriter olmamisti; yani, simdiki valimizin atanmasina kadar geen sre iinde. nceki valimiz, unutulmaz, iyi tabiatli Ivan Osipovich, Bayan Stavrogin'in yakin bir akrabasiydi ve ona bazi yardimlarda bulunmustu. Valinin karisi Bayan Stavrogin'i hosnut edemeyeceginden son derece korkar, tir tir titrerdi. Tasra sosyetemiz de ona son derece byk bir saygiyla bagliydi. Bu bakimdan, Bay Verk-

30 hovensky'nin durumu da sarsilmaz bir noktadaydi. Kulbe yeydi, kgit oyununda kaybettigi zaman agirbasliligini hi bozmazdi. Geri, ona sadece bir "gretim yesi" olarak bakarlardi; ama, herkes sayardi. Daha sonralari, Bayan Stavrogin onun ayri bir evde oturmasina razi oldugu zaman, kendimizi eskisinden ok daha zgr hissettik. Haftada iki kere evinde toplanirdik; sampanyaya acimadigi zamanlar toplantilarimiz ok daha neseli olurdu. Sarap, yine Andreyev'in dkknindan gelirdi. Bayan Stavrogin her alti ayda bir dkknin borcunu derdi ve bu borcun dendigi gn, Bay Verkhovensky daima sinirsel gastrit sancilarindan kivranip dururdu. Grubun en yasli yesi, Liputin adinda, orta yasli bir memur, ilde dinsizligi ile taninan byk bir liberal adamdi. Ikinci kez gen ve gzel bir kadinla evlenmis ve olduka ykl bir drahoma almisti. Ayrica, yetiskin kizi vardi. Ailesini, Tanri korkusu iinde ve kafes arkasinda yasatirdi. Son derece cimriydi. Maasindan artirdigi para ile bir ev satin almis ve olduka ykl bir para da biriktirmisti. Huzursuz bir adamdi ve isinde de fazla ykselememisti. Halk arasinda pek sayilmaz ve yksek evrelere alinmazdi. Ayrica, birok kere siddetle cezalandirilmis, son derece dedikoducu ve iftiraci bir adamdi. Bir keresinde, bir subay tarafindan ve bir keresinde de iyi ve taninmis bir aile reisi olan toprak sahibi bir adam tarafindan cezalandirilmisti. Fakat, onun keskin zeksini, arastirici zihnini ve kendisine zg canli nesesini severdik. Aslinda, Bayan Stavrogin onu hi sevmezdi; fakat, nasilsa, Bayan Stavrogin'le beraber oldugu zaman onun hosuna gidecek bir seyler yapmayi basarirdi. Bayan Stavrogin, geen yil grubumuza giren Shatov'u da sevmezdi. Shatov, daha nceleri grenciydi; fakat, bazi olaylardan sonra niversiteden atilmisti. ocuklugunda Bay Verkhovensky' nin grencisiydi ve Stavrogin'in bir klesi olarak dnyaya gelmisti; son usaklarindan biri olan Pavel Fedorov'un ogluydu ve Bayan Stavrogin'in ok iyiligini grmst. Shatov'un gururunu ve nankr olusunu hos karsilamamisti ve niversiteden atilir atilmaz hemen ona kosmamasini kesin olarak bagislamiyordu; tersine, Shatov o zaman 31Bayan Stavrogin'in acele olarak gnderdigi mektuba bile cevap vermemis; mnevver bir tccarin ocuklarina, byk bir alakgnlllkle gretmen olmayi stn tutmustu. gretmenden ok ocuklarin egitmeni olarak tccar ailesi ile birlikte Avrupa'ya gitmisti; o zamanlar Avrupa'yi grmek iin ok sabirsizlaniyordu. ocuklarin ayni zamanda bir de bakicisi vardi; bu bakici, ailenin tam yolculuga ikacagi zaman, ok az bir creti kabul ettiginden tr tutulmus, sen ve canli bir Rus kiziydi. Iki ay sonra tccar, bu kizi "serbest fikirli" diye isten ikardi. Shatov da kizin pesinden gitti ve Cenova'da evlendiler. hafta beraber yasadilar ve sonra aralarinda ortak bir bag olmadigini anlayan zgr insanlar gibi ayrildilar; tabii, ayrilmalarinin bir nedeni de yoksulluklariydi. Bundan sonra, Shatov, Avrupa'da uzun sre tek basina dolasti durdu. Bazi limanlarda hamallik ve sokaklarda boyacilik yaparak yetersiz bir kazanla kit kanaat geindi. Nihayet, bir yil nce, dogdugu sehre dnd ve dnsnden bir ay sonra topraga verdigi yasli halasinin evine yerlesti. Bayan Stavrogin tarafindan yetistirilen, onun gz bebegi, zenginlik iindeki kiz kardesi Dasha'yi ok seyrek gryor ve onunla bir iliski kurmuyordu. Aramizda daima iine kapanik durur ve pek konusmazdi; ama, ara sira, inanlarina dokunuldugunda, fkeyle agzina geleni sylemekten kendini alamazdi. Bay Verkhovensky bazen alay ederdi: "Shatov'la tartismaya baslamadan nce onu sikica baglamak gerekiyor"; fakat, onu severdi. Shatov, Avrupa'da, eski inanlarini kkten degistirmis ve savurganliktan vazgeip tutumlu olmustu. Sabit bir fikre saplanan ve bu fikri aklindan silip atamayan lksel Rus kisilerinden biriydi. Onlarin byle dsncelere karsi koyacak gleri yoktur; fakat, ona ihtirasla baglidirlar ve bundan sonra btn mrleri, sanki zerlerine kms, onlari yari yariya ezen byk bir tasin altinda istirapla geer. Grnste Shatov inanlarina tamamen uymus grnrd: kaba, sari salari karmakarisik, kisa, genis omuzlu, kalin dudakli, gr kasli, kirisik alinli ve sanki daima bir seyden utaniyormus gibi nne bakan ve dosta olmayan bakisli bir genti. B asinda daima, bir trl yatmayan bir tutam sa vardi. Yirmi yedi ya da yirmi sekiz yas-

32 larindaydi. Bayan Stavrogin bir keresinde ona dik dik baktiktan sonra: - Karisinin ondan kamasina hi sasmiyorum, demisti. Yoksullugunu dikkate almadan elinden geldigi kadar temiz giyinmeye gayret ederdi. Bayan Stavrogin'den yine yardim istememis, kit kanaat geinip gidiyordu. Dkknlarda alisarak her esit isi grrd. Bir zaman, tezghtar yardimcisi, baska bir zaman da bir tccarin yardimcisi olarak, vapurla mal gtrecekti; fakat, yola ikmadan nce hastalandi. Umursamadan katlandigi yoksullugun derecesini lmek bence ok gtr. Hastaligindan sonra, Bayan Stavrogin, kimligini gizleyerek, kimsenin haberi olmadan ona, 100 ruble gnderdi. Fakat, paranin nereden geldigini grendi; biraz tereddtten sonra kabul etti ve Bayan Stavrogin'e tesekkr etmek iin gitti. Bayan Stavrogin onu byk bir sicaklikla karsiladi; ama, o, Bayan Stavrogin'in umdugunu veremedi. Tek kelime sylemeden, mahcup mahcup nne bakip aptal aptal glmseyerek bes dakika kadar Bayan Stavrogin'in yaninda oturdu. Birden, Bayan Stavrogin'in sylemek istediklerini bitirmesini beklemeden, yerinden kalkti; acemice ve kaamak bir selam verdi. Utancindan kipkirmizi olmustu. Saskinligi arasinda Bayan Stavrogin'in ok degerli bir sehpasina arpip, sehpanin devrilerek kirilmasina neden oldu; sonra, utancindan yerin dibine geercesine Bayan Stavrogin'in yanindan ayrildi. Bu olaydan sonra, Liputin, Shatov'a siddetle atti. Eski hanimindan sikilmadan 100 ruble almasina, stelik ona tesekkr bile etmemesine son derece sinirlendi. Ona sylemedigini birakmadi. Shatov, ilin kenar mahallerinin birinde tek basina yasar ve iimizden kimsenin gidip onu grmesine razi olmazdi. Bay Verkhovensky'nin toplantilarina dzenli olarak gelir ve ondan dn gazete ve kitap alirdi. Bay Verkhovensky'nin toplantilarina gelen, ilimizin memurlarindan olan, Virginsky adinda gen bir adam daha vardi. Her bakimdan Shatov'dan tamamen degisik karakterde gibi grnr, fakat biraz ona benzerdi. O da "evcil" bir genti. Son derece sessiz, 33otuzuna yeni basmis, zellikle kendi kendini yetistirmis, iyi grenim grms bir genti. Yoksul, evli, kk bir devlet memuruydu ve halasiyla baldizina da bakiyordu. Karisi ve ailenin iindeki btn kadinlar en ileri dsnceleri tasiyan insanlardi; ama, ok kaba grnsleri vardi. Bay Verkhovnsky'nin baska bir konu zerine syledigi gibi, "sokaga dsen bir fikir" olayiydi. Her seyi kitaplardan aliyorlardi ve Petersburg ya da Moskova'daki kk ilerici gruplarimizin ilk sylentilerinde her seylerini feda etmeye hazirdilar. Yeter ki byle bir sey onlardan istenmis olsun. Bayan Virginsky ilimizde tecrbeli bir ebeydi; gen kizliginda Petersburg'da uzun sre kalmisti. Virginsky'nin kendisi de ok temiz kalpliydi ve su muhakkak ki, hayatimda bu kadar onurlu ve inanlarinda tutkuyla bagli bir adama ok ender rastlayabilirdim. Bana, ogu kez gzleri parlayarak "bu parlak umutlardan hibir zaman geri kalmayacagim" derdi. Bu "parlak umutlar"dan sakin ve duyarak szederken, daima sanki, bir sirdan sz ediyormus gibi, yari fisiltiyla konusurdu. Olduka uzun boylu, fakat son derece zayif ve dar omuzlu, seyrek kizil saliydi. Bazi dsnceleriyle Bay Verkhovensky'nin ustalikla alay etmesini uysallikla karsilar; fakat, bazen Bay Verkhovensky'ye ustalikla cevap verir ve onu g duruma sokardi. Bay Verkhovensky ona ok iyi davranirdi; zaten genellikle hepimize babacan davranirdi. Virginsky'ye, alayci bir tavirla: - Hepiniz 'yari-pismis' kimselersiniz, derdi. Sizin gibi olan herkes de byledir. Ama yine de, itiraf etmeliyim ki, Virginsky, Petersburg'da chez ces sminarites (toplantilara katilanlarda), 'dar-dsnceliligi' sizde grmedim; fakat, yine de 'yari-pismis'siniz. Shatov tamamen pismis olmayi ok arzu ederdi; fakat korkarim ki, o da, sadece yaripismistir. Liputin sordu: - Peki ben nasilim? - Siz sadece ikisinin ortasindasiniz, ki byle olmaniz her yerde geerlidir... kendinize gre.

34 Liputin bu sze gcendi. Resmi nikhi zerinden henz bir yil gemeden, Virginsky hakkinda, karisinin aniden onu birakmak istedigime Lebyatkin'le anlasmis oldugu syleniyordu. Sz edilen Lebyatkin, ilimize yeni gelmis, daha sonralari ok spheli bir kisi oldugu ve syledigi gibi yzbasi olmadigi anlasilmisti. Btn bildigi, biyik burmak, imek ve akla gelmeyen samaliklar zerine konusmakti. Bu adam, yzsz bir sekilde Virginsky'lerin evine yerlesti. Baskasinin sirtindan geinmek pek hosuna gidiyor olmaliydi. Nihayet, evin efendisinin evlilik hayatini tehlikeye soktu. Karisi tarafindan bosanma ihtari yapildiktan sonra Virginsky'nin syle syledigini anlattilar: - Dostum, su ana kadar seni sadece seviyordum; fakat, simdi sana saygi duyuyorum. Fakat, bu eski Roma sznn gerekten sylenmis oldugundan kusku duyarim; tersine, onun yksek sesle agladigi sylenir. Bir gn, Virginsky'nin aiga ikmasindan on bes gn sonra, btn aile hep beraber, arkadaslari ile ay imek iin il disindaki bir korulukta piknige gitti. Virginsky asiri derecede neseliymis gibi grnyordu. Hatta, dansa bile katildi; fakat, aniden ve belirli bir tartisma olmadan, tek basina kankan dansi yapan dev Lebyatkin'i salarindan tutup yere devirdikten sonra bagirip agirarak, aglayarak yerlerde srklemeye basladi. Dev o kadar korkmustu ki, yerlerde srklendigi srece ne tek bir kelime syleyebildi ve ne de kendini korumak iin bir hareket yapabildi; fakat, bundan sonra kurtulup ayaga kalktigi zaman her namuslu insan gibi yz kipkirmizi oldu. Virginsky, btn geceyi, karisinin nnde diz kp zr dilemekle geirdi; fakat, btn abalan bosuna oldu; nk, Lebyatkin'den zr dilemeyi reddetmisti. Ayrica, inancinin kit oldugu bir kadina, yanlis anladigi bir seyi anlatirken, onun ayaklarina kapanmasinin gereksiz oldugu sylendi. Yzbasi, kisa bir sre sonra kayiplara karisti; fakat, yakin zamanda kiz kardesiyle beraber, yeni yeni amalarla tekrar ortaya ikti, bundan daha sonra szedecegim. Zavalli "evcil"in kalbini bize amak aliskanliginda 35olmasi ve bizim arkadasligimiza ihtiyaci oldugunu sylemek yanlis olmaz. Bununla beraber, ailevi konularindan bize szetmis oldugunu hi sanmam. Sadece bir kere, Bay Verkhovensky'den birlikte, dnerken durumunu kapali bir ifadeyle anlatti; ama birden kolumu yakaladi ve byk bir coskuyla haykirdi. - Bu bir sey degil! Sadece zel bir olay. "Sorun"umuzla hibir sekilde ilgili degildir, olamaz da. Arada sirada toplantilarimiza katilan konuklarimiz da olurdu. Yzbasi Kartuzov gibi, Lyamshin adinda bir Yahudi de zaman zaman ortaya ikardi. Arastirici bir zekya sahip olan yasli bir centilmen de toplantilara katilirdi; ama, adamcagiz ld. Liputin bir gn, Sloczewski adinda srgn bir Polonyali papaz getirdi; onu bir sre iin aramiza kabul ettik. Daha sonralari toplantilarimiza katilmasini izin vermedik. *** Bir ara ilde, grubumuzun, serbest dsncenin, ktlgn ve dinsizligin yuvasi oldugu sylentileri dolasti; bu sylentiler, aklimda kaldigina gre, daima esrarliydi. Fakat, grubumuzda btn yaptigimiz, en masum, eglenceli, neseli tipik Rus liberaline ait konusmalardi. "Daha yksek liberalizm" ve "daha yksek liberal"; yani, hibir gayesi olmayan bir liberal sadece Rusya'da mmkndr. Her akilli insan gibi Bay Verkhovensky'ye de bir dinleyici gerekti ve buna ek olarak, dsnceleri yaymak gibi yksek bir grevin yerine getirildigine inanci olmasi gerekirdi. Ve nihayet, sampanya iebilecegi; bir sise sarabin basinda, Rusya hakkinda ok iyi bilinen gerekler ve "Rusyalinin ruhu"ndan, genellikle Tanridan, zellikle "Rusyalinin Tanrisi"ndan szedebilecegi; herkesin bildigi ve yzlerce defa tekrarlayarak ezberledigi Rusya'daki skandal haberlerini tekrarlayabilecegi biri olmaliydi. Skandal sylentilerinin ilde ayrintilariyla anlatilmasindan, ara sira, sert ve stn ahlk ka36 rarlarina varilmasindan tr bir karsilik gtmyorduk. Ayni zamanda, Dnya sorunlari, Avrupa'nin kaderi ve insanligin gelecegi zerine tartisiyorduk; nceden haber vermek moda olduguna gre, Fransa'da kralligin kalkmasi, ile beraber,

Fransa'nin ikinci planda kalan bir devlet haline gelecegini ve bunun ok gemeden olacagini kesinlikle ileri sryorduk. Papanin Birlesik Italya'da basit bir Baspiskopos roln kabullenecegine dair ok nceden kehanette bulunmustuk ve bu bin yillik sorunun, insanlik dsnceleri, endstri ve demiryolu agimizin ok nemsiz bir konusu olduguna iliskin bir kusku duymamistik. Fakat, "Rus'un daha yksek liberalizm''!, daima her seyi silip atiyordu. Bay Verkhovensky bazen 'sanat zerine konusur ve bu konusmalari da olduka gzel olurdu; ama, biraz belirsiz olurdu. Ara sira Bay Verkhovensky genlik arkadaslarindan szederdi; bunlar, Rus gelisme tarihinde isim yapmis kimselerdi, onlari saygiyla anar; ama, bu ilgisi biraz da kiskanlik ierirdi. Sayet canimiz ok sikilacak olursa, ok gzel piyano alan ufak tefek Yahudi Lyamshin, (postanede memurdu) piyanonun basina geer, bir seyler almaya baslar, arada domuz, gk grlts, ilk ocuguna lohusa kadin ve yeni dogmus ocuk taklidi falan yapardi. Zaten onu sirf bunun iin agirirdik. ok iip, iyice sarhos oldugumuzda, (sik olmamakla beraber bazen sarhos olurduk) heyecanlanirdik. Bir keresinde, Lyamshin'in esliginde, avazimiz iktigi kadar "Marseillaise" (Fransiz Milli Marsi) sarkisini syledik; ama, bunun btn gece srp srmedigini bilmiyorum. 19 Subat'ta, klelerin esaretten kurtulmasinin byk gnnde heyecanla toplandik ve bize erismesinden ok nce onu karsilamak iin imeye, serefine kadeh tokusturmaya basladik. Bu ok zaman nceydi; Shatov'la Virginsky'nin gelisinden nceydi; o zamanlar Bay Verkhovensky, halen Bayan Stavrogin'in evinde oturuyordu. Byk gnden bir sre nce, Bay Verkhovensky kendi kendine, eski bir liberal toprak sahibinin yazmis olmasi muhtemel, herkese taninmis, biraz gerege uymayan bir dizeyi mirildanmak huyunu edinmisti. 37Kyller geliyor, baltalar ellerinde, Kt bir sey olmak zere... Tam szlerini hatirlayamamakla beraber byle bir sey olmasi gerekir. Bayan Stavrogin, bir gn, onun byle mirildandigim duydu ve: - Sama! Sama!, diye haykirarak rastlantiyla orada hazir bulunan Liputin ve Bay Verkhovensky'ye alayla syle dedi: -lkemizin emlak sahipleri, kazandiklari zaferden sarhos olan eski klelerinden ciddi bir zarar grecek olurlarsa ok acikli olurdu. Ve sahadet parmagini bogazinin etrafinda dolastirdi. Bay Verkhovensky iyi niyetle cevap verdi: -- Cher ami, inanin (ayni isareti tekrarladi) onlarin yapacaklari kt bir hareket ne toprak sahiplerine, ne de ulusumuza yararli olur. Anlayisimiza baslica engel kafalarimiz olduguna gre, onlar da olmazsa hibir sey yapamayiz. Sunu da ekleyeyim ki, bizi destekleyen birok insan, bildirinin yayinlanacagi gn, Liputin'in nceden syledigi gibi, olaganst bir olayin meydana gelmesini bekledi. Kyllerin ve Devletin, szm ona, ileri gelenleri bile byle bir olayi beklemislerdi. Bay Verk-hovensky'nin de byle bir seye inandigini zannediyorum ki, byk gnn hemen aksami Bayan Stavrogin'e kendisini Avrupa'ya gndermesi iin ricalarda bulunmaya basladi; kisa zamanda hu-zursuzlasmisti. Fakat, byk gn geti ve Bay Verkhovensky'nin yzne yine magrur bir glmseme geldi. Genellikle Ruslarin karakterleri, zellikle Rus kyllerinin karakterleri hakkinda birka ilgin sz syledi. Konusmasinin sonlarina dogru: - Acelesi olan insanlar gibi, dedi. Biz de sevgili kyllerimize 'ok aceleci davrandik. Onlari modaya soktuk ve edebiyatimizin btn bir blm, sanki yeni bulunmus bir hazineymis gibi yillarca 38 onlardan szetti. Kirli kafalarina defne dalindan elenk koyduk. Rus ky, bin yildan beri bize, Kamarinsky dansindan baska bir sey vermedi. Insanlik duygusundan yoksun garip bir Rus sairi, byk Rasel'i sahnede ilk grdg zaman, heyecanla haykirdi: "Rasel'i bin Rus kylsne degismem." Daha ileri gitmeye hazirim: Rusya'daki btn kylleri bir Rasel ugruna severek feda ederdim. Olaylari daha ayik olarak grmenin zamanidir ve bouquet de I'impratrice (Imparatorie'nin buketi) iin dogal asaletimizde yanilmamaliyiz. Liputin derhal kabullendi; fakat, Rus kylsn yalan

sylemeden vmenin o zaman iin gerekli oldugunu, hatta yksek sosyete hanimlarinin bile Grigorovich'in romani "Zavalli Sefil Anton"u okurken iftliklerinin khyalarina mektup gnderip, artik klelere mmkn oldugu kadar insanca davranilmasini istediklerini syledi. Kt bir sans eseri olarak, Anton Petrov olayiyla ilgili sylentilerin hemen ardindan Skvoreshniki'den on mil uzaklikta bir karisiklik oldu. Oraya acele olarak bir askeri birlik gnderdiler. Bay Verkhovensky bu kez o kadar heyecanlandi ki bizi bile korkuttu. Kulpte bagira agira, oraya daha fazla asker gnderilmesinin gerekli oldugunu ve baska blgeden telgrafla yardim istemelerinin sart oldugunu syledi, kosarak valiye gitti ve onu, bu iste bir parmagi olmadigina inandirmaya alisti. Eski iliskilerinden dolayi kendisini bu ise karistirmamasini rica etti ve Petersburg'daki gerekli yerlere, vermis oldugu ifadenin rapor edilmesini istedi. Allatilan ki, bu olay kt sonular dogurmadan snp bitti; fakat, o zaman Bay Verkhovensky'ye hayret etmeme engel olamadim. ok iyi bilindigi gibi yil sonra, halk milliyetilikten szetmeye basladi ve "kamuoyu" dogdu. Bay Verkhovensky bol bol glyordu. -Dostlarim, diye talimat veriyordu. Gazetelerde yazdiktan gibi milliyetiligimiz hakikaten 'dogdu' ise, ocuklarimiz hl okulda, bir Alman okulunda, bir Almanca kitabin basina oturmus ve bitmeyecekmis gibi grnen Almanca dersini tekrarlayip duruyor. 39Alman gretmen arzu ettigi an, onu, nnde diz ktrr. Alman gretmeni takdir ederim; fakat, hibir seyin olmadigi, byle bir seyin dogmamis oldugu, her seyin eskisi gibi Allah'in buyurduguna gre olmasi daha olasidir. Grsme gre Rusya iin bu yeterli, pour ntre sainte Russie (bizim aziz Rusya'miz iin). Ayrica, btn, bu Slav hareketleri ve uluslar, yeni olabilmeleri iin ok eskidirler. Aslinda, milliyetilik, sadece Moskova kulplerinde konusulmasi disinda, vatanimizda hibir zaman var olmamistir. Tabii Prens Igor'un zamanindan sz etmiyorum. Aslinda btn bunlarbos oturmanin sonucudur. Her sey, asillerden sonra gelen tabakanin sevimli, kltrl ve garip issizliginden dogmaktadir. Son otuz bin yildan beri ayni seyi tekrarlayip duruyoruz. Kendi alismalarimizla nasil yasanacagini bilmiyoruz. Simdi "dogus" zerine yapilan btn sylentiler kamuoyundan ibarettir; yoksa, gkten zembille, mi indi, dersiniz? Kendimize ait fikirlerin ortaya ikmasi iin, nce . kendimize ait bir isin bulunmasi gerektigini anlamiyorlar mi? Bir sey verilmeden bir sey almak asla sz konusu, olamaz. Eger alisirsak, o zaman kendimize zg bir fikrimiz olabilir. Ama, hibir zaman alismayacagimiz iin simdiye kadar bizim yerimize alisanlar, yani Avrupa, son iki yzyildan beri gretmenimiz olan Almanlar, bizim hesabimiza dsneceklerdir. Ayrica, Rusya, Almanlar olmadan ve alismadan kendi basimiza -zmleyemeyecegimiz kadar byk bir sorundur, bizim iin. Son yirmi yildan beri her seyimi ortaya dkerek toplumu alismaya zorladim. mrm bu yola verdim; yararli olacagina btn kalbimle inandim. Artik inanmiyorum ama, an almaya devam ediyorum, son nefesime kadar da almaya devam edecegim; onlari bu yne dogrultana kadar ipe asilmaktan geri kalmayacagim. Yazik ki, sadece basimizi salladik. Byk bir heyecanla alkisladik. Fakat baylar, bugn hl ve sik sik byle 'sevimli', 'zekice' liberal Rus samaliklarini duymaz miyiz? gretmenimiz Tanri'ya inanirdi; bazen "anlamiyorum" derdi. "Neden herkes benim dinsiz oldugumu dsnr? Allaha inancim 40 vardir, mais distinguons (ayirdedilmesi gerekir) Ona, sadece benim Iimde varligini hissettigim bir yaratiga inandigim gibi inaniyorum. Benim, Nastasya'nin (hizmetisi) inandigi gibi, ya da "ne olur ne olmaz" diye bazi beylerin inandigi gibi, ya da sevgili Shatov'umuzun inandigi gibi inanmami bekleyemezsiniz; fakat hayir. Shatov sz konusu olamaz; nk, Shatov, bir Moskova Slavophil'i gibi zorlukla inanir. Hiristiyanliga gelince, onlara ne kadar saygi duyarsa duyayim Hiristiyan degilim. Daha ok byk Goethe ya da eski bir Yunanli gibi eski bir putperestim. George Sand'in byk bir ustalikla anlattigi gibi, Hiristiyanlik kadini anlayamamistir. Kiliseye

gidip gitmedigime ve oru tutup tutmadigima gelince, bunlari yerine getirip getirmedigimle neden ilgilendiklerini bir trl anlayamam. Yerli casuslarimiz ne kadar gayret ederlerse etsinler, Isa'nin mridi olmak istemiyorum. 1847'de yurtdisinda olan Belinsky'nin, "bir esit Allaha" inaniyor diye sitem ettigi o nl mektubunu Gogol'a gndermis oldugu bilinir. Entre nous soit dit (aramizda kalmali), Gogol (o zamanin Gogol') o cmleyi ve tm mektubu okudugu zamandan daha komik bir sey olabilecegine aklim ermiyor!.. Ama gln tarafini bir kenara birakip, gerekleri daima kabullenen bir kimse olarak, sadece onlari gsteririm ve: Onlar erkekti!, derim.. Vatandaslarini nasil seveceklerini, onlar iin nasil zleceklerini, onlar iin her seylerini nasil feda edebileceklerini bilirlerdi; ayni zamanda, onlardan uzak kalmayi ve onlar iin bazi seyleri yapmamanin gerektigini de bilirlerdi. Belinsky gibi bir adamin, kurtulusu, yagsiz havulu bezelye yemeginde aramasini nasil bekleyebilirsiniz!.. Fakat, szn burasinda Shatov sze karisti. Sandalyesinde huzursuzca kimildadiktan sonra, yere bakarak mirildandi: - Sylediginiz bu adamlar halki hibir zaman sevmemislerdir, onlar iin hi aci ekmemislerdir ve onlar iin hibir sey feda etmemislerdir, daha ok, kendi rahatlari iin ancak tasavvur etmislerdir. 41Bay Verkhoensky, fkeyle haykirdi: - Onlar halki sevmemisler mi? Ah, Rusya'yi o kadar ok sevmislerdir ki! Shatov da gzlerinden ates pskrerek haykirdi: -Ne Rusya'yi ne de halki sevdiler. Bilmedigin seyi sevemezsin ve onlarin Rus halkindan haberleri bile yok! Hepsi, siz de onlara dahilsiniz. Rus halkina aldirmadilar bile, zellikle Belinsky; bu, Gogol'a yazdigi mektuptan belli olmustur. Belinsky, tamamen Krylov'un efsanesindeki merakli adam gibi, antika esyalar mzesindeki canli filin bile farkina varamiyor; fakat, btn dikkatini Fransiz sosyalist bokbceklerine veriyor; onlarin tesine bile geemiyor. Bununla beraber, onun hepinizden ok daha kafali oldugunu sanirim. Siz sadece halka aldiris etmemekle kalmadiniz, onlara asiri bir igrenmeyle baktiniz. Halk deyince akliniza sadece Fransiz halki geldi; hem de sadece Paris'te yasayanlar ve Rus halkinin onlara benzememesinden utandiniz. Bu, iplak bir gerektir! Halki olmayan insanin Tanrisi da olmaz. Suna kesinlikle inanin ki, halka karsi anlayislarini azaltanlar ve onlarla iliskilerini kaybedenler, kisa zamanda ve bu lde kendi z babalarinin bile gvenini sarsacak bir dinsiz ya da kt bir insan olacaktir. Gerekten szediyorum! Birok bakimdan bunun dogrulugu tanimlanmistir. Bu nedenledir ki, hepiniz ve hepimiz bu konuda, ya can sikici dinsizler ya da sadece kt kisileriz. Siz de Bay Verkhovensky. Sizi bunun disinda tutmuyorum. Aslinda tm konusmam sirf sizi dsnerek oldu. Bunu bilirseniz memnun olacagim. Her zaman oldugu gibi byle bir monologu bitirince (ve bu sik sik olurdu ona) Shatov sapkasini kapti ve kapiya yneldi. Artik her seyin bittigine ve Bay Verkhovensky ile btn iliskilerinin tamamen kesildigine inanci vardi. Fakat, Bay Verkhovensky onu daima tam zamaninda durdurmayi basarabiliyordu. Oturdugu koltuktan elini babacan bir tavirla uzatarak: - Btn bu konusmalardan sonra barissak nasil olur, Shatov,' derdi. 42 Kaba ve utanga olan Shatov ince ve kibar olmaktan hoslanmazdi. Distan kaba bir insan olmakla beraber, iten son derece duygulu ve ince bir insandi. Bazen ly kairirdi; ama, bundan sikinti duyan yine kendisi olurdu. Bay Verkhovensky'nin szlerine karsilik iinden bir seyler mirildanarak ve iri bir ayi gibi yerinde kapirdanarak birden glmser, sapkasini elinden atarak, yine eski yerine otururdu. Tabii, bu olaydan sonra hemen sarap ortaya gelir, Bay Verkhovensky uygun bir seyin, daha ok eski gnlerin nderlerinden birinin anisina kadeh kaldirirdi. 2 PRENS HARRY - BIR EVLENME TEKLIFI Bayan Stavrogin'in, en azindan Bay Verkhovensky'ye hayranligi kadar tutkun oldugu bir kisi daha vardi dnyada; tek oglu, Nicholas Stavrogin. Bay Verkhovensky onun

greticisi olarak tutulmustu. O siralarda ocuk sekiz yaslarindaydi ve babasi uari general Stavrogin, karisindan ayri yasadigi iin, ocuk tamamen annenin bakimi altinda yetismisti. Samimiyetle sylemek gerekir ki, Bay Verkhovensky, grencisinin gvenini kazanmasini ve onu kendine baglamasini ok iyi bilirdi. Bunun btn sirri, kendisinin de bir ocuk olmasinda sakliydi. O zamanlar orada degildim. Bay Verkhovensky'nin candan bir dosta ihtiyaci vardi. ocuk biraz palazlanir palazlanmaz, kk oglani arkadas edinmekte gecikmedi. Her nasilsa bu o kadar dogal oldu ki, aralarinda en ufak bir ayrinti dahi yoktu. O siralarda on ya da on bir yasinda olan bu kk dostunu, yaralanmis duygularini anlatmak; ya da yapmamasi gereken bir sey oldugunu dsnmeden, aile sirlarindan szetmek iin gece yarisi dahi olsa, uyandirirdi. Birbirlerinin kollarina atilir, beraberce aglarlardi. ocuk, annesinin onu ok sevdigini bilmekle beraber, annesini pek sever grnmezdi. Bayan Stavrogin onunla fazla konusmaz, ona ok az karisirdi; ama, her nasilsa, ocuk annesinin bakislarinin stnde dolastigini daima zlerek hissederdi. Bununla beraber, Bayan Stavrogin oglunun egitimini ve terbiyesini ok 43gvendigi Bay Verkhovensky'ye birakirdi. O gnlerde ona son derece gvenirdi. Sunu sylemenin dogru oldugunu dsnrm ki, gretmen, grencisinin sinirlerini bir lye kadar bozmaktan sorumludur. Nicholas on alti yasina geldigi zaman liseye verildi. Son derece siska, asin sessiz ve dalgin bir ocuktu. (Daha sonralari fiziki yapisinin gc ile nl olmustu). Surasi da anlasilmalidir ki, eger iki dost birbirlerinin kollarinda aglasiyorsa, bunun evdeki anlasmazliklardan dolayi olmasi sart degildir. Bay Verkhovensky, kk dostunun ruhuna girmesini, onda sekin hisler uyandirmasini, zntnn belirsiz duygularini ona asilamasini ok iyi basardi. (Bu eyleme, sanki byle bir sey mmknms gibi, ok deger verenler vardir.) Biraz ge de olsa, gretici ile grencisinin ayrilmalari ok iyi oldu. Delikanli, lisede okudugu ilk iki yil, yaz tatillerinde eve gelirdi. Bayan Stavrogin ve Bay Verkhovensky'nin Petersburg'da oldugu siralarda, annesinin evinde yapilan edebi toplantilarda bulunurdu. Sadece seyreder ve dinlerdi. ok az konusurdu; eskisi gibi yine sessiz ve utangati. Bay Verkhovensky'ye karsi eski bagliligi olmakla beraber, biraz ekimserdi; onunla aralarindaki gemisten szetmek istemez gibi grnrd. grenimini tamamladiktan sonra, annesinin istegine uyarak orduya basvurdu ve kisa zamanda, en taninmis Atli Muhafiz Svari Alayi'na girdi. Annesi onu resmi elbisesi ile grmesi iin gelmemis, Petersburg'dan arada sirada mektup yazmakla yetinmisti. Bayan Stavrogin, reformdan sonra eski gelirinin ancak yarisini aldigi halde, ogluna gzn kirpmadan para yollardi. Bayan Stavrogin uzun yillar yapmis oldugu tutumla olduka hatiri sayilir bir servet biriktirmisti. Oglunun Petersburg'un en yksek sosyetesindeki iliskileri ile yakindan ilgilenirdi. Kendisine kismet olmayan btn seyler, zengin ve gelecegi pek parlak olan ogluna kismet oluyordu. Bayan Stavrogin'in ryasinda bile gremedigi sekilde dostluklarini yeniliyor ve her yerde byk bir ilgi ile karsilaniyordu. Fakat ok gemeden garip sylentiler Bayan Stavrogin'e kadar gelmeye basladi; gen adam birden bire eglence 44 lemine dalmisti. Kendisini kumara ya da ikiye kaptirmis degildi; fakat, yabanice yapilan ilginliklarindan, atinin ayaklari altinda ezilen insanlardan ve yksek sosyetede iliski kurdugu bir kadina kabaca davrandiktan sonra onu herkesin iinde rezil etmesinden sz ediliyordu. Btn bu sylentilerde igren bir geregin payi var gibi grnyordu. Ayrica, bunlara ek olarak, basit bir kavgaci oldugu ve karsisindaki kimselere hakaret etmekten zevk aldigi iin, laf olsun diye kavga ikarip, hakaret ettigi de syleniyordu. Bayan Stavrogin meraklanarak zld. Bay Verkhovensky, btn bunlarin asiri zengin bir evrenin ilk firtinali atilislari oldugunu, zamanla bu firtinanin durulacagini ve oglunun hareketlerini, Shakespear'in bir kitabinda oldugu gibi, Prens Harry'nin Falstaff, Poins ve Bayan Quikly ile beraber yaptiklari asiri ilginliklara benzeterek, onu avutmaya alisirdi. Bu kez, Bayan Stavrogin, son zamanlarda Bay Verkhovensky'ye "Sama, sama!" diye bagirdigi gibi bagirmadi; tersine, onu dikkatle dinledi ve ondan durumu daha ok aiklamasini istedi. Sonra,

Shakspear'in lmez oyununu alip btn ayrintilarini inceleyerek okumaya basladi. Fakat, okudugu oyun arasindaki benzerligi pek etkili bulmadi. Yazdigi birok mektuba, byk bir heyecanla cevap bekledi. Fazla beklemesine de gerek kalmadi. Kisa bir sre sonra kt haber hemen ulasti; Prens Harry, hemen hemen ayni anda iki dello yapmis, birinde rakibini ldrms, ikincisinde ise agir yaralanmisti. Bu yzden de askeri mahkemeye verilmisti. Sonunda, rtbesinin indirilmesine, bazi haklarinin kaldirilmasina ve bir piyade alayina srgn gnderilmesine karar alinmisti. Bazi szgeer kisilerin sayesinde bu kadar ucuz kurtulabildigi de sylenmiyor degildi. 1863 yilinda nasil olduysa tekrar gze girdi; bir serit verip onu avus yaptilar ve sonra, olduka abuk olarak eski rtbesi geri verildi. Bu sre iinde, Bayan Stavrogin, Petersburg'a, rica dolu en azindan yz mektup yollamisti. Byle olagan bir durum karsisinda, klmek zorunda kaldigina aldirmamisti bile. Terfisinden hemen sonra gen adam istifa etti; fakat, Skvoreshniki'ye dnmedigi gibi annesine mektup yazmayi da tamamen kesti. Sonunda, el altindan 45yapilan arastirmalardan sonra halen Petersburg' da oldugu grenildi; sosyeteye girmedigi anlasildi. Tahminlere gre, bir kovuga sinmis saklanmaktaydi. Bir sre sonra, garip kimselerle arkadaslik yaptigi; Petersburg'un yoksul memurlariyla, yasantilari iin kibarca dilenmeleri gereken ordudan ayrilmis subaylarla, sarhoslarla dostluk kurdugu ve onlarin ailelerini ziyaret ettigi; gecelerini, gndzlerini karanlik inlerde, Allah bilir daha hangi pis bodrumlarda geirdigi; st basi yirtik perisan dolastigi ve grnse gre, bu sekildeki yasantisindan memnun oldugu ortaya ikti. Annesinden para istemedi; kendisine ait kk bir mlk vardi; burasi bir zamanlar babasi general Stavrogin'e aitti ve ona kk bir gelir sagliyordu. Sylentilere gre, bu mlkn Saksonya'li bir Alman'a kiralamisti. Nihayet, annesi onu, geri dnmesi iin kandirdi ve Prens Harry ilimize geldi. iste onu ilk defa orada grmek ve yakindan tanimak firsatini buldum. Yirmi bes yasinda, yakisikli bir genti ve itiraf etmeliyim ki, bende ok iyi bir etki birakti. st basi perisan, votka kokan bir serseri ile karsilasacagimi sanirdim. Tersine, o gne kadar karsilastigim centilmenler arasinda en gz alici, son derece sik giyimli ve ancak, yksek sosyeteye aliskin kimselerde grlebilecek kadar efendice tavirlari olan bir genti. Sasiran sadece ben degildim; btn il sasirmisti; kuskusuz, Bay Stavrogin'in btn gemisini bilen, (nasil grendikleri tahmin bile edilemezdi) btn olaylari en kk ayrintilarina kadar grenmis bulunan sehir halki da sasirmisti. Ayrica, anlatilanlarin yarisindan fazlasi da dogruydu. Yeni gelen bu ziyareti, btn kadinlarimizin da aklini basindan almisti. Kadinlar hemen ikiye blndler; bir tarafta ona delicesine tapanlar ve diger tarafta ondan lesiye nefret edenler vardi; fakat, her iki taraf da onun iin deli oluyordu. B azilan, kalbinin derinliklerinde belki sakli bir sirrin bulunabilecegini dsndklerinden zellikle byleniyordu; bazilari ise, onun bir katil olmasindan heyecanlaniyordu. ok iyi tahsil grms oldugu da muhakkakti; nk, ok bilgili bir genti. Kuskusuz, bizi etkisi altina almasi iin fazla bilgiye de gerek yoktu; fakat o, nemli, olduka ilgin konulara deginebi46 liyor, bu deginmesi kayda deger derecede mantikli oluyordu. Olduka garip bir sey olarak sundan da szedeyim; hemen hemen daha ilk gn hepimiz, onun son derece anlayisli bir kisi oldugunu anladik. Konuskan degildi. Alak gnll, ayni zamanda, hepimizden cesur bir adamdi. Kendine gveni olan bir kisiligi vardi. Ilimizin zppeleri ona kiskanlikla bakiyorlar ve onun yaninda daima silik kaliyorlardi. Ayni zamanda, yz de sasirticiydi; salari koyu siyahti; aik renk gzlerinde biraz fazla rahatlik ve berraklik vardi; cildi biraz fazla ince ve beyaz, rengi ok parlak ve duruydu; disleri inci gibi grnyordu; bununla beraber, son derece irkin sayilabilirdi. Bazilari, yznn bir maskeyi andirdigini sylyorlardi; hayret edilecek derecede olan fiziki kuvvetinden de szediliyordu. Olduka uzun boyluydu. Bayan Stavrogin, ogluna gururla bakmakla beraber, iinde byk bir hzn duyardi. Bizimle beraber alti ay geirdi; sessiz, bezgin ve olduka ksknd; toplantilarda grnyor ve byk bir inatilikla ilimizin trenlerine uymaya alisiyordu. Baba tarafindan valinin akrabasi oldugundan valinin

evine yakin bir akraba gibi kabul ediliyordu. Fakat, aradan birka ay getikten sonra, vahsi canavar birden tirnaklarini gstermeye basladi. Sirasi gelmisken sz edeyim ki, sabik valimiz, iyi kalpli Ivan Osipovich, biraz yasli bir kadina da benzerdi; ama, ok iyi bir aileden gelme ve sosyete iliskileri gl bir kisiydi. Zaten, ilimizin olaylarinda hibir aktif rol oynamadan aramizda bu kadar uzun yillar kalmasinin nedeni de buydu. Konukseverligi, kendisini sevdirmesini bilmesi bakimindan iinde bulundugumuz zorlu devirde valilik etmek iin degil, eski iyi gnlerde kibar takiminin arasinda bulunmak iin yaratilmis bir insandi. Ili, onun degil Bayan Stav-rogin'inin ynettigi daima sz konusu olurdu. Tabii, bu alayli bir sylentiydi; fakat korkarim ki, sylenenler arasinda dogru olan tek sz bile yoktu. Ilimizde, bu konu hakkinda olduka fazla saka yapilirdi! Aslina bakilacak olursa, Bayan Stavrogin, ilimiz halki tarafindan son derece sevilmesine aldirmadan, son birka yildan beri kendini kamu islerinden bilerek geri ekmis ve gnll olarak kendisine izdigi sinirin disina ikmamaya karar vermisti. Kamu 47isleri yerine, birdenbire kendi mlknn ynetimi ile ilgilenmeye baslamisti. Iki ya da yil sonra, gelirini hemen hemen eski dzeyine ikarmisti. Eski romantik ilgileri yerine (Petersburg'a yolculugu, dergi ikarmak arzusu gibi...) giderlerini kismaya ve tutumlu olmaya baslamisti. Hatta, Bay Verkhovensky ile arasinda bir bosluk birakmis, kendisine baska bir ev tutmasina izin vermisti (Bay Verkhovensky her firsatta bu izni koparabilmek iin bir sr bahaneler uydurarak Israr ederdi). Zaman zaman Bay Verkhovensky, ondan yavan bir kadin olarak sz ediyor ya da daha ok alay ederek "yavan dostum" diyordu. Tabii, btn bu sakalari, asiri bir saygi iinde ve en uygun zamanda oluyordu. Bayan Stavrogin'in dar erevesindeki dostlari arasinda olan bizler, herkesten ok Bay Verkhovensky, Bayan Stavrogin'in oglunu yepyeni bir umut ve hatta bir esit hayal gibi grdgn anliyorduk. Ogluna olan dsknlg, onun Petersburg sosyetesinde basarilar kazandigi zamandan baslamis ve rtbesinin indirildigi haberinin gelmesi ile de glenmisti. Bununla beraber, ondan korktugu aik olarak belliydi ve onun karsisinda bir kleymis gibi durdugu gzden kamiyordu. Belirsiz, esrarli ve kendisinin bile adlandiramadigi korkusunu anlayabiliyordum. ogu zaman, kimsenin bakmadigi anda, Nicholas'i, aklindan bir seyler geirerek uzun uzun szyordu... ve ondan sonra, vahsi canavar dislerini gstermeye basladi. Prensimiz birden ve nedensiz yere, degisik kisilere insani hayrete dsrecek kadar zorbalik yapti. nemli olan, bu zorbaliklarin duyulmus trde olmamalari, her zaman yapilan zorbaliklardan ok degisik, anlamsiz, ocuka, sama olmalaridir; zorbaligin nedeninin bilinmesi, ancak Allaha zgdr. Kulbmzn en saygideger, eski yelerinden biri olan, biraz yaslica ve centilmen Peter Gaganov'un, syledigi her szn pesinden, heyecanlanarak; "Hayir, 48 efendim, beni burnumdan tutup kimse sryemez" demek gibi saf bir aliskanligi vardi. Eh, bu szde kt bir anlam yoktu. Fakat, bir gn etrafina toplanan, kalabalik olmayan ye grubuna (grupta bulunan btn yeler nemli kisilerdi) hararetle bir seyler anlatirken, byk bir aliskanlikla yine bu deyisi kullandigi zaman, tartismaya karismadan gruptan biraz ilerde duran Nicholas Stavrogin, birden Bay Gaganov'a yanasti; hi beklenmedik bir hareketle, adamcagizin burnunu iki parmagi ile sikica yakaladi ve onu birka adim yrtt. Bay Gaganov'a herhangi bir kin gtms olmasi mmkn degildi. Hi affedilmeyecek bile olsa, onun bu hareketinin ancak ocuka oldugu dsnlebilir; bununla beraber, bu hareket yaptigi sirada dalgin oldugu, sanki aklini kairmis gibi grndg de sylendi; fakat, bu dsnceye, uzun bir sre sonra varilmisti. Olayin meydana gelmesinden bir dakika sonra, herkes, hakareti bilerek yaptigini ve niin yaptigini bildigini, sonra da hi pismanlik duymadan neseyle glmsedigini grd. Byk bir grlt ikti; kalabalik onun etrafini evirdi. Nicholas kendi etrafinda dnyor ve evresinde bagirip agiran yelere merakla bakiyordu. Sonunda, tekrar dsnceye dalmis gibi grnd; (bana byle sylenmisti) yzn eksitti, kararli bir tavirla hakarete ugrayan Peter Gaganov'un yanina gitti ve byk bir

zntyle abuk abuk konusarak: - Aman affedersiniz, efendim, diye mirildandi. Neden birdenbire byle yapmak istedigimi serefim hakki iin bilmiyorum... byle sama bir sey... Is olsun diye yapilmis bir hakaret havasini tasiyan bu zr di-leyis de yeni bir hakaretten baska bir sey degildi. Bagrismalar bsbtn artti; fakat, Nicholas omuz silkti ve oradan uzaklasti. Olay yakisik almazligi bir yana, son derece budalaca, nceden dsnlerek, hesapli olarak yapildigi ilk bakista anlasilan bir hareketti. Bu nedenle de, tm topluma yneltilmis ve kasitli bir hareketti. Herkes onun bu davranisini byle anlamisti. Bay Stavrogin, derhal ve oybirligiyle kulpten ikarildi; ondan sonra btn kulp yeleri adina valiye bir dileke yazilmasi kararlastirildi. Validen, 49kendisine taninan yetkilere dayanarak, (olayin durusma sonucunu beklemeden) bu azili "sosyete zorbasini" hemen tutuklamasini ve bylece ilimizin yasalara saygi gsteren namuslu halkinin saldirilardan korunacagini ve huzurun saglanacagini bildirip, gereken ilgiyi gstermesi istendi. Dilekeye masum bir fkeyle "belki Bay Stavrogin iin bir yasa bulunup onun bu hareketlerine engel olunabilir" diye bir de ek yapilmisti. Byle yazmalarinin tek nedeni, valiye, Bayan Stavrogin iin tas atmak istemeleriydi. Bu isi bytrken byk bir zevk duydular. Aksi gibi vali ilde yoktu; gebeligi sirasinda kocasi len ok sevimli dul bir hanimin ocugunun vaftiz babasi olmak zere ilin yakin bir kasabasina gitmisti. Fakat, oradan abuk dnmesi bekleniyordu. Bu arada hakarete ugramis ok saygideger Bay Gaganov'u pohpohluyorlardi; halk onu kucakliyor ve pyordu; btn il halki onu ziyarete gidiyordu. Hatta, onun adina bir ziyafet vermeye karar verildi ve onun ricasi ile bu girisimlerinden vazgetiler. Kimbilir, belki de, insanin burnundan yakalanip srklenmesinin byle bir ziyafete degmeyecegini onlar da anlamislardi. Oysa, bu nasil olmustu? Byle bir sey nasil olabilmisti? Kayda deger husus sudur ki, ilimizde hi kimsenin, bu vahsi olayi delilige yormak aklina gelmedi. Dernek ki, Bay Savrogin gibi akli basinda bir insandan byle bir davranis beklemeye egilimleri vardi. Hemen sonra olan, her seyi aiklar grnen, herkesi rahatlatan olaya ragmen, ben bile bunu nasil aiklayabilecegimi bilemiyorum. Sunu da ilave edeyim ki, drt yil sonra, kulpteki olay hakkinda ekinerek sordugum soruya, Stavrogin kaslarini atarak: -Evet, o siralarda kendimde degildim, dedi. Fakat, olaylarin sirasini atlamamam gerekir. Genel nefretin kabarmasi ile herkesin "azgin, sosyete zorbasi" nin stne ssmesi benim de merakima neden oldu. Herkes, bu tek hareketin, nceden kararlastirilip hesaplanarak, topluma karsi yapilmis bir hakaret oldugunda hemfikirdi. Hi kusku yoktu ki, bu gen, kimseye yaranamamis ve btn dnyayi kendi aleyhine 50 dndrmst; fakat, bunu nasil basarabilmisti? Sz geen olaydan nce ne kimseyle tartismis ne de kimseye hakaret etmisti; aksine, birisiyle konusma firsati buldugu takdirde, tavirlari, moda dergilerinde oldugu gibi ok kibar olmustu. Tahminimde aldanmiyorsam, ondan, kibirli oldugu iin nefret etmislerdi. Daha nce onun iin deli olan kadinlarimiz bile, simdi, erkeklerden ok ses ikariyorlardi. Bayan Stavrogin son derece saskindi. Bu olaydan sonra Bay Verkhovensky'ye, oglunun ilde bulundugu alti ay srede, her zaman byle bir olay bekledigini; hi degilse "bu esit" bir olay bekledigini itiraf etti. Bu, ayni zamanda, bir annenin ok ilgin bir itirafiydi. Bayan Stavrogin, bu olayi duydugu zaman "basladi", diye titreyerek dsnmst. Kulpte olan olayin ertesi sabahi, bu olay hakkinda oglundan genis bilgi almaya kararli olmakla beraber tir tir titremisti. Btn gece uyuyamamisti ve hatta, sabahleyin erkenden kalkip Bay Verkhovensky'nin alisma odasina gitmis ve simdiye kadar kimsenin nnde aglamadigi gibi gzyaslari iinde ondan fikir almak istemisti. Btn istegi, Nicholas'in hi olmazsa bir seyler sylemesi, hareketlerinin amacini bildirmesiydi, ki Nicholas annesine karsi her zaman nazik ve saygiliydi. Kaslarini atarak annesinin konusmasinin bitmesini beklemis, birden yerinden kalkip annesinin elini ptkten sonra tek kelime bile sylemeden ikip gitmisti. Ayni aksam,

sanki maksatli olarak yapilmis gibi, baska bir olay meydana geldi. Ilk olaydan daha az vahsi ve siradan olmakla beraber, kamuoyunun genel durumu nedeniyle, ildeki bagirtilarin ykselmesine neden oldu. Bu kez kabak, Liputin'in basina patladi. Bayan Stavrogin'le grsmesinden hemen sonra, Stavrogin'i grmeye geldi ve o aksam karisinin dogum gn serefine evinde dzenleyecegi toplantiya onur vermesini zellikle rica etti. Bayan Stavrogin, oglunun byle asagilik kimselerle dostluk kurmasini arzu etmemekle beraber, ogluna bu hususta bir sey sylemekten ekiniyordu. Bay Stavrogin, Liputin disinda, nc tabakadan baskalari ile de iliski kurmustu ve bu iliskilerinden memnun grnyordu. Liputin'i birok kereler 51grdg halde evine o zamana kadar hi gitmemisti. Liputin'in onu, bir gn nce kulpte olan olaydan tr agirdigini; yerli bir liberal oldugundan bu olayi memnunlukla karsiladigini; kulp yelerine byle davranan birinin ikmasi gerektigine ve bu hakaretin tam yerini bulduguna kalben inandigini sezen Stavrogin bir kahkaha atarak, toplantiya gelecegine dair sz verdi. ok sekin olmamakla beraber olduka kalabalik ve neseli bir gruptu. Magrur ve kiskan olan Liputin, yilda ancak iki kere ziyafet verir; fakat, hibir masraftan kainmazdi. En serefli konuk olan Bay Verkhovensky, hastaligi dolayisiyla toplantiya gelememisti. ay, aperitif ve bolca iki vardi; masada oyun oynaniyor ve genler yemegin hazirlanmasini beklerken piyanonun esliginde dans ediyorlardi. Stavrogin, son derece gzel gen bir kadin olan ve kendisinden ok rken Bayan Liputin'i dansa kaldirdi. Odada iki tur attiktan sonra kadinin yanina oturdu. Onunla sohbet edip, onu gldrd. Sonunda gen kadinin gldg zaman ok gzel oldugunu farkedince, birden kadinin beline sarildi ve kendine ektikten sonra herkesin iinde uzun uzun dudaklarindan pt. Son derece korkan zavalli kadin hemen bayildi. Stavrogin, sapkasini alip kadinin kocasina gitti. Adamcagiz, genel saskinligin arasinda aptal aptal duruyordu. Stavrogin, adamin yzne bakinca utandi ve aceleyle mirildandi: "Kizmayiniz". Sonra alelacele odadan ikti. Liputin, hemen onun ardindan kostu; krk paltosunu giymesine yardim ettikten sonra yerlere kadar egilerek onu ugurladi. Ama ertesi gn, gerekten masum olan bu olay, nceki olaya eglenceli bir ek oldu. Bu eklenti, Liputin'e genel bir n kazandirdi ve bu olayi sonradan kendisi yararina kullanmasini bildi. Sabah on sularinda, Liputin'in yilisik, hoppa ve al yanakli, otuz bes yas civarinda olan hizmetisi Agafya, efendisinden bir mesajla Stavrogin'lerin evine geldi. Hizmeti "gen centilmeni" zel olarak grmekte dayatti. Stavrogin'in kt bir bas agrisi olmasina ragmen hizmetiyi grmek zere geldi. Mesajin verildigi zaman Bayan Stavrogin rastlantiyla orada bulunuyordu. \ 52 Agafya, acele acele bir makine gibi konusmaya basladi. - Bay Liputin, efendim, her seyden nce, en derin saygilarini size iletmemi, sagliginizi, dn geceki olaydan sonra rahat uyuyup uyuyamadiginizi, bu sabah kendinizi nasil hissettiginizi sormami emretti. Stavrogin glmsedi. - Efendine selamlarimi bildir ve tesekkr et, dedi. Ona syle, Agafya, sehrin en akilli adami o. Agafya'nin dili bsbtn zld. - Bay Liputin, efendim, bu sylediklerinizi nceden tahmin ederek, sizin de en az onun kadar akilli oldugunuzu sylememi istemisti. - Oh! Fakat, sana byle syleyecegimi nasil bilebilirdi ki? - Bunu nasil bildiklerini bilemiyorum, efendim; fakat evden ayrildiktan sonra kosarak pesimden geldi. Hatta, basinda sapkasi bile yoktu. "Sakin unutma, Agafya, dostum" dedi. "Sana, efendine, ilin en zeki adami oldugunu syle, derlerse, hemen syle cevap verirsin: Bunu kendisi de biliyor ve ayni seyi sizin iinde diliyor, efendim..." *** Sonuta, valiyle de grsld. Candan, iyi kalpli Ivan Osipovich, yolculuktan henz

dnms ve kulp tarafindan yapilan hararetli sikyeti ancak duyabilecek kadar zamani olmustu. Bir seyler yapmasi gerektiginden sphe yoktu; ama, kendisini saskin hissetti. Konuksever ihtiyarimiz da bu gen akrabasindan ekinir grnyordu. Bununla beraber, Stavrogin'i, kulp yelerinden ve hakaret ettigi kisiden zr dilemesi; ama, bunu tatmin edecek bir biimde, gerekirse mektupla da saglamlastirmasi iin kandirmak zere karar verdi; ondan sonra da, yumusak bir dille, ili terketmesi; rnegin, inanlarini gelistirmek zere Italya'ya ya da neresi olursa olsun Avrupa'ya gitmesi iin onu razi etmeye alisacakti. Vali bu 53kez Stavrogin'i kabul salonuna aldi (diger zamanlarda, gen adam bir akraba olarak eve serbest olarak girer ikar ve her tarafta dolasirdi). Salonun bir ksesinde, ok iyi yetistirilmis ve ayni zamanda vali ailesinin yakin dostu olan, Alyosha Telyanikov, bir masanin stndeki posta paketlerini amakla mesguld; salonun yanindaki odada, valinin eski bir dostu olan, sismanca ve din grnsl albay, salon kapisina yakin bir pencerenin nne oturmus Voice'yi okuyor, odanin yanindaki salonda geenlerle hi ilgilenmiyordu; aslinda, sirti kapiya dnk oturuyordu. Ivan Osipovich, hemen hemen bir fisilti halinde esas konuya deginmeden konusmaya basladi; fakat, dsmanca bir tavirla oturuyordu. Rengi soluktu ve gzlerini yere dikmisti. Arada bir, sanki siddetli bir bas agrisindan aci ekiyormus gibi kaslarini atiyordu. Sevimli ihtiyar adam, sylediklerinin yani sira: - Iyi ve sefkat dolu bir kalbin var, Nicholas, dedi. Kltrl ve yksek sosyeteye girmis bir kisisin ve bugne kadar da halin ve tavrinla kendini ok iyi tanitarak, hepimiz iin degerli olan annenin yzn gldrdn. Ve simdi her sey garip bir duruma girdi; bu da hepimiz iin byk aksiliktir. Bir aile dostu, sizi kalben seven bir bygnz olarak konusuyorum ve yakin bir akrabam oldugunuzdan szlerimden alinmayacaginizi umarim. Syleyin bana, yasaya aykiri dsen byle hareketlerde bulunmaniza sizi srkleyen nedeni grenmek isterim? Sanki kendinizi kaybetmiscesine yapmis grndgnz byle davranislarin anlami nedir? Nicholas, sabirla ve can sikintisi ile dinliyordu. Birden gzlerinde, ok kisa sren kurnazlik ve alay kivilcimlari yanip snd. Huysuz bir tavirla: -Bunlari neden yaptigimi size sylesem iyi olacak, dedi. Sonra etrafina bakinarak Ivan Osipovich'in kulagina egildi. ok grgl Alyosha Telyanikov, pencereye dogru birka adim daha uzaklasti ve yz Voice'nin arkasinda kalan albay, hafif bir ksrkle girtlagini temizledi. Zavalli Ivan Osipovich aceleyle ve gvenle kulagini uzatti; son derece merakliydi. Iste tam bu anda 54 hi olmayacak, bununla beraber, baska bir deyisle gen adamdan beklenebilecek bir sey oldu. Ihtiyar adam, kulagina ilgini bir sir fisildanacagini beklerken, kulaginin st kisminin Nicholas tarafindan siddetle isirildigini hissetti. Btn vcudu rperdi ve solugu kesilecekmis gibi oldu. Boguluyormus gibi inledi. - Nicholas, bu ne biim sakadir? Alyosha ve albay ne oldugunu henz anlayamamislardi; ayrica, Nicholas'in ne yaptigini gremiyorlar ve son dakikaya kadar vali ile Nicholas'in birbirleriyle fisildastiklarini dsnyorlardi; bununla beraber, ihtiyar valinin yzndeki saskin ifade, onlari telasa dsrd. Daha nce karar verildigi gibi yardima kosmalari mi yoksa, biraz daha beklemeleri mi gerektigine karar veremeden birbirlerine bakistilar. Nicholas bunu sezmis olacak ki dislerinin arasindaki kulagi biraz daha kuvvetlice isirdi. Kurbani tekrar: - Nicholas, Nicholas! diye inledi. Tamam artik, bu kadar saka yeter... hadi birak simdi! Bir dakika daha srms olsaydi, zavalli adam korkudan lecekti; fakat canavar ona acidi ve kulagini bagisladi. Ihtiyarin lm korkusu tam bir dakika srd ve bundan sonra da zerine fenalik geldi. Fakat, yarim saat sonra Nicholas tutuklanmis ve

simdilik nbeti odasindaki zel bir hcreye kapatilarak kapisina da zel bir nbeti dikilmisti. Olduka sert bir karar alinmis olmakla beraber, yumusak huylu valimiz ylesine kizmisti ki, Bayan Stavrogin'le bile karsilasmayi gze alarak btn sorumlulugu yklenmisti. Durumun aiklanmasi iin valinin yanina kosan Bayan Stavrogin'in kapidan evrilmesi herkesin agzini bir karis aik birakti; vali konagina kabul edilmeyen Bayan Stavrogin arabasindan inmeden, saskinlikla gerisin geriye dnmek zorunda kaldi. Sonunda her sey anlasildi! Sabahin saat ikisinde, o ana kadar, son derece sakin olan ve hatta, uyuyan tutuklu, birdenbire grlt 55etmeye, ilgin gibi kapiyi yumruklamaya basladi; kapinin gzetleme deligindeki parmakligi inanilmamayacak bir gle skp aldi ve camini kirarak ellerini feci sekilde kesti. Nbeti subay bir manga askerle, anahtarlar elinde kosup geldi ve sayica stn olduklarindan azan tutuklunun zerine atlayip onu baglayabilmek iin kapinin ailmasini emretti; ieri daldiklarinda onun, siddetli bir beyin hummasi geirmekte oldugunu anladi. Annesinin evine gtrld. Her sey bir anda aydinlaniverdi. Onu muayene eden, ilimizin doktoru da ayni fikirdeydi. Hasta, her ne kadar akli dengesi yerinde grnyorsa da, gn nce bilincini kaybetmisti; zaten gnden beri olan olaylar bunun aik bir kanitiydi. Bu bakimdan, anlasildigina gre, bunu ilkin sezinleyen Bay Liputin olmustu. Duygulu bir kimse olan Ivan Osipovich pek sasirmisti; ama, ok ilgin gerek, Ivan Osipovich'in bile, Nicholas'in bilinci yerinde oldugu halde delice hareketlerde bulunacagina inanmis olmasidir. Kulpte btn yeler, utaniyorlar ve bu kadar aik bir seyi nasil gremediklerine; olaganst btn olaylarda, bu durumu fark edemediklerine hayret ediyorlardi. Durumu kuskuyla karsilayanlar da olmakla beraber, bunlar fazla tutunamadilar. Nicholas iki aydan fazla yatti. Konsltasyon iin Petersburg'un en nl doktoru getirtildi; Bayan Stavrogin'i btn il ziyaret etti. Kendisini ziyarete gelenlerin hepsini bagisladi. Ilkbaharda, Nicholas tamamen iyilesti ve annesinin Italya'ya gitmesi teklifini itirazsiz kabul etti; Bayan Stavrogin, hepimizle vedalasmasi ve gerekli yerlere zr dilemesi iin onu ikna etmisti; Nicholas, annesinin bu teklifini de itirazsiz kabul etti. Kulpte herkes, onun, Bay Gaganov'u evinde ziyaret ettigini ve Bay Gaganov'un bundan son derece memnun oldugunu biliyordu. Nicholas, bu ziyaretleri sirasinda ok ciddi ve biraz nesesiz grnyordu. Herkes onu iten gelme bir sempati ile karsiliyor; fakat, nedense Italya'ya gitmesinden memnun grnyordu. Ivan Osipovich bile gzyaslarini tutamadi; ama, nedense onu kucaklamaya bir trl yanasmadi. Gerekten, il halkinin ogunlugu, onun kendileri ile alay ettigine ve hastaliginin pek 56 nemli olmadigina inaniyordu. Nicholas, Bay Liputin'i de ziyaret etti. - Syler misiniz? Zeki oldugunuzu syleyecegimi nasil anlayip da Agafya'ya verecegi cevabi nceden bildirdiniz? Liputin glerek: - ok basit, dedi. nk, sizi akilli bir kisi olarak kabul ederim ve bu nedenle de vereceginiz cevabin ne olacagini nceden kes-'tirebildim. -Ne de olsa ilgin bir raslanti. Ama yine de, bana sunu syleyin; Agafya'yi gnderdiginiz zaman, benim bir deli degil de akilli bir adam oldugumu dsndnz, degil mi? - En akilli ve en mantikli bir kisi oldugunuza inanirdim. Sadece, bilincinizin yerinde olmadigi kanisindaymisim gibi bir tavir takindim. - O zaman siz de benim iimden geenleri anlamis ve bana Agafya ile haber gndermistiniz. Sznn burasinda Nicholas kaslarini atarak: - Korkarim ki biraz yanildiniz, gerekten hastaydim, o zaman, diye mirildandi. Sonra: - Allah, Allah! diye bagirdi. Bilincim yerinde oldugu halde insanlara saldirabilecegimi gerekten dsnebiliyorsunuz demek? Neden yle davranmis olayim? Liputin, verecek bir cevap bulamadi. Nicholas'in rengi biraz umustu, ya da Liputin'e

yle geliyordu. - Ne olursa olsun, dsnce zinciriniz ok eglenceli. Agafya'ya gelince, onu zellikle bana hakaret etmek iin gndermis oldugunuzu anliyorum, tabii. - Yoksa sizi, delloya agirmami mi bekliyordunuz? - Oh, hayir! Sahi, dellodan hoslanmadiginizi duymustum... Liputin, ezilmis grnd. - Fransizlari neden kopya etmeliyiz? 57- Ulusal trelere sadiksiniz, degil mi? Liputin, biraz daha ezilmis grnd. Masanin en gze arpan yerinde Considerant'in bir cildini gren Nicholas: - Bak hele! diye haykirdi. Bu da nesi? Yoksa, Fourierist ol-mayasin? Eger yleysen hayret etmemeliyim! Bu Fransizca'dan eviri degil mi? Parmagi ile cilde vurarak bir kahkaha atti. Liputin, tkrr gibi haykirarak sandalyesinden firladi. - Hayir, Fransizca'dan eviri degil! Sadece Fransizca'dan degil, insanlik leminin dilinden evrilmistir! Evren, sosyal toplumunun ve evren uyumunun dilinden... Iste bu, byle bir eviri, efendim! Ve sadece Fransizca'dan degil! Nicholas glmeye devam ederek: - Yok canim! dedi. Fakat byle bir dil var mi? Bazen kk bir ayrinti, insanin uzun bir sre dikkatini eker ve bu ayrinti her seyi dislar. Daha sonra, Bay Stavrogin hakkinda syleyecegim ok sey var; fakat, simdi, sirf merak nedeniyle, belirtmek isterim ki, Liputin, dikkate degmez ve hemen hemen sefil kilikli, kiskan bir koca ve zalim bir aile reisi olan, cimri ve faizci, yemek artiklarini ve mum diplerini kilit altinda saklayan ve ayni zamanda gelecegin, ancak Allah tarafindan bilindigi "Toplum uyumu"na bagli olduguna, kendi varligina oldugu kadar, Rusya'ya da mutlu gnlerin gelecegine de inanarak hayallere dalip, gecelerini sarhos geiren, kk bir tasra memuruydu. Bu adam, ilimizde derme atma bir ev almak iin para biriktirmis; ikinci defa evlenip karisindan birka yz ruble drahoma almisti. Aslinda, kendisi de dahil olmak zere, belki de yz mil civarinda, "Evren, Sosyal Cumhuriyet ve Uyumu" na inanan tek bir kisi bile bulunmayan bir yerdeydi. Nicholas bazen, aranmayan bu Fourierist'i hatirladiginda: - Allah bilir byle insanlar nasil trer! diye hayretle sylenirdi. *** 58 Prensimiz yildan fazla bir sre Avrupa'da kaldi; yle ki, hemen hemen ilimizdeki herkes tarafindan unutulmustu. Ama, Bay Verkhovensky'den grendigimize gre btn Avrupa'nin altini stne getirmis; Misir'a gitmis; hatta, Kuds'te bir sre kalmis; sonra, Izlanda'ya bilimsel bir arastirma yapmak zere gidecek olan bir heyete katilarak Izlanda'ya bile gitmisti. Ayni zamanda, bir Alman niversitesinde, btn bir kis egitim yaptigi da syleniyordu. Annesine ok seyrek mektup yaziyordu; alti ayda bir, hatta daha seyrek; fakat, Bayan Stavrogin ondan mektup almayisina ne kiziyor ne de gceniyordu. Ogluyla arasinda bir kere byle baslamis olan iliskiden sikyet etmiyor; araliksiz olarak Nicholas'inin hasretini ekiyor ve onu hayal ediyordu. Ryalarini ve zntsn kimseye amiyordu. Bay Verkhovensky'le bile dostluklari azalmis grnyordu. Bazi planlar kuruyor ve grnse gre, eskisinden daha eli siki oluyor; eskisinden daha ok para biriktiriyor ve kgit oyunlarinda kay-bettiginden tr Bay Verkhovensky'ye kiziyordu. Nihayet, bu yilin nisan ayinda, Paris'ten, ocukluk arkadasi ve bir generalin dul karisi olan Praskovya Drozdov'dan bir mektup aldi. Sekiz yildan beri mektuplasmadigi ve grmedigi Bayan Drozdov mektubunda, Nicholas'in ailenin yakin bir dostu oldugunu ve zellikle Lisa'nin arkadasi oldugunu (Lisa tek kiziydi); halen, Paris'te oturan Kont K.'nin evine (Petersburg'un nemli kisilerinden) bir ogul gibi kabul edilmis oldugunu ve hemen hemen btn gnlerini onun evinde geirdigi halde, yazin onlarla Isvire'ye, Verney-Montreux'ye gelmek niyetinde oldugunu yaziyordu. Mektup kisa, amaci aikti; ayrica, mektupta yazilanlardan baska bir sonu da ikarilmasi sz konusu olamazdi. Bayan Stavrogin vakit kaybetmeden, hemen hazirliklarini yapti ve yanina evlatligi Dasha'yi (Shatov'un kiz kardesi) alarak nisanin ortasinda Paris'e

oradan da Isvire'ye gitti. Temmuz ayinda yalniz olarak dnd. Dasha'yi Drozdov'larda birakmisti; syledigine gre, Drozdov'lar agustos ayinin sonlarina dogru ilimize geleceklerdi. Drozdov ailesi de ilimizin toprak sahiplerindendi; Fakat, general Drozdov'un grevi, Bayan Drozdov'un (Bayan Stavrogin'in okul 59arkadasi ve Bay Drozdov da Bay Stavrogin'in asker arkadasiydi), byk iftliklerini ziyaretlerini devamli olarak nlemisti. Generalin lmnden sonra, (kocasi nceki yil lmst) acisini bir trl unutamayan dul karisi, hem acisini unutmak ve hem de Verney -Montreux'de zm kr yapmak zere ayni yilin yaz sonunda Avrupa'ya gitmisti. Yurda dndgnde ilimize yerlesmek kararindaydi. Sehirde, bos duran ve yillardir kepenkleri ailmamis olan byk bir konaklari vardi. Zengindiler. Bayan Drozdov, ilk evliligi sirasinda Bayan Tushin olarak taninirdi. Okul arkadasi Bayan Stavrogin gibi byk bir mteahhidin kiziydi. Drahomasi iin o da babasindan byk bir para almisti. Emekli bir svari yzbasisi olan Tushin de varlikli ve olduka yetenekli bir adamdi. lmyle, o zamanlar yedi yasinda olan kizi Lisa'ya olduka ykl bir servet birakmisti. Simdi ise, Lisa yirmi iki yasinda gen bir kizdi ve ikinci evliliginden ocugu olmayan annesinin lm ile kendisine kalacak servet disinda, halen en azindan 200.000 bin ruble serveti vardi. Bayan Stavrogin, Avrupa yolculugundan ok memnun kalmis grnyordu. Kendi dsncesine gre, Bayan Drozdov ile iyice grstkten sonra bir karara varmisti ve btn bunlari Avrupa dnsnde hemen Bay Verkhovensky'ye anlatmisti; sphesiz, Bayan Stavrogin ok samimiydi; uzun bir sreden beri byle sey olmamisti. Bay Verkhovensky, parmaklarini saklatarak: - Yasasin!... diye bagirdi. Son derece heyecanlanmisti; dostundan ayri kaldigi srede ok zntlyd. Bayan Stavrogin, Avrupa'ya giderken onunla dogru drst vedalasmamisti bile. Ayni zamanda, planlarindan da hi bahsetmemisti; Tabii, agzini siki tutamayacagi korkusundan olacak. O siralar, kgit oyununda ykl miktarda para kaybettigi iin de ona ok kiziyordu. Fakat, isvire'ye adimini atar atmaz, oktan beri ok sert davrandigi dostunun gnln almasinin gerektigine karar vermisti. Tepeden inme bu ayrilik Bay Verkhovensky'nin hassas kalbi zerine buz gibi bir etki yapti; stelik, sanki kasitliymis 60 gibi, ayrilik acisinin stne, birtakim sasirtici sikintilar da kt. Bayan Stavrogin'in yardimi olmadan altindan kalkamayacagi, uzun zamandan beri sregelen olduka nemli bir para sikintisi iindeydi. Bundan baska, iyi kalpli, yumusak huylu Ivan Osipovich'in valiligi de, bu yilin mayis ayinda son bulmustu; yerine baska biri atanmis ve eski valinin ayrilisinda bazi tatsiz olaylar olmustu. Sonra, Bayan Stavrogin'in yoklugu aninda, yeni valimiz Andrey Von Lembke gelmisti; buna esit olarak, Bayan Stavrogin ve dolayisiyla Bay Verkhovensky aleyhine yapilan fark edilir derecede degisiklikler gze arpmaya baslamisti. Hi olmazsa, irkin olmakla beraber, bazi izlenimlerde bulunmus; fakat, Bayan Stavrogin'in sehirde olmayisindan dolayi korkuya kapilmisti. ok tehlikeli bir kisi oldugunu, yeni valiye sylemis olabilecekleri dsncesiyle endiseden kivraniyordu. Sehir sosyetesinden bazi hanimlarin, Bayan Stavrogin ile iliskilerini keseceklerini kesin olarak biliyordu. Valinin karisi iin, (sonbahardan nce gelmesi beklenmiyordu) ok gururlu ve gerek bir aristokrat oldugu ve "zavalli Bayan Stavrogin"e hi benzemedigi syleniyordu. Su ya da bu nedenle, sehirdeki herkes, valinin karisi ile Bayan Stavrogin'in bir zamanlar sosyetede karsi karsiya geldiklerini ve o zamandan beri iki dsman olduklarini, Bayan Von Lembke'nin adi getiginde Bayan Stavrogin'in tylerinin diken diken oldugunu btn ayrintilari ile biliyor grnyordu. Bayan Stavrogin'in kendine gvenir ve neseli tavirlari, kadinlarimizin niyetini grendigi zamanki umursamaz tutumu ve sosyetedeki heyecani byk bir hafifseme ile karsilayisi, Bay Verkhovensky'nin bozulan moralini hemen ykseltti ve nesesini bir anda bulmasini sagladi. Yeni valinin gelisini zel bir alayla anlatmaya basladi.

Agzini yayarak, kelimeleri geveleyerek: - Bir Rus yneticisinin, genellikle, yeni bir Rus yneticisinin, yani, yeni firinlanmis, yeni atanmis birinin ne demek oldugunu sanirim ki bilirsiniz, excellente amie (mkemmel dostum), dedi. Ces interminables mots Russes!... (Bitmek bilmeyen Rusa kelimeler). 61Pratikte, ynetim coskunlugunun nasil bir sey oldugunu bildiginizden kuskuluyum. - Ynetim coskunlugu mu? Bir fikrim yok. -Yani - vous savez chez nous, en un mot-(Biliyorsunuz bizde, kisacasi) son derece degersiz bir adami demiryolu bilet gisesine oturtun; bilet almaya gittiginizde, o degersiz adamin, sanki Jpiter'in kendisiymis gibi size tepeden bakma hakkina sahip oldugunu grrsnz; pour vous montrer son pouvoir (gcn size gstermek iin) iinden "Bekle" der. "Simdi size gcm gsteririm." Ve bu duygu onlarda, ynetim coskunluguna esittir. En un mot, (bir yerde okudum), Avrupa'daki kiliselerimizden birinde bir zango - mais c'est tres curieux - (ok ilgintir), tam byk ayin baslayacagi sirada, - vous savez ces chantes et le livre de job - (Peygamberin kitabindaki ilahileri bilirsiniz) bir Ingiliz ailesini, les dames charmentes (gzel kadinlari) "yabancilarin Rus kiliselerinde basibos dolasmalari yanlistir, gezmek isterlerse zamaninda gelsinler" nedeniyle kiliseden kovmus. Ingilizler bayginlik geirmisler... Bu zango, ynetim coskunluguna kapilmis olmalidir, et il a montre son pouvoir... (ve gcn gsterdi.) -Mmknse kisa kesin, Bay Verkhovensky. - Bay von Lembke simdi kazalari dolasiyor. En un mot (bir yerde okudum) bu Anrey Antonoyich, Ortodoks Alman Rusu ise de, buna bir szm yok, kirk yaslarinda son derece yakisikli bir adam... - Yakisikli oldugunu dsnmenizin nedeni nedir? Gzleri koyununkinden farksiz. - ok dogru. Fakat kadinlarimizin dsncelerinden szedi-yordum... - Amatan ayrilmayalim, ltfen. Sahi, kirmizi bir kravat taktiginizi gryorum... ne zamandan beri? - Henz bugn taktim... 62 - Krlerinize devam ediyor musunuz? Doktorunuzun syledigi gibi her gn bes mil yryor musunuz? - Ha... hayir... her zaman olmuyor. - Biliyorum! Daha Isvire'deyken yrysleri yapmadiginizi hissetmistim! Simdi, gnde tam sekiz mil yryeceksiniz. Kendinizi korkun derecede ihmal etmissiniz! kecek kadar ihtiyarlamadiniz... demin sizi ilk grdgm zaman sasirdim... kirmizi kravatiniza ragmen.. quelle ide rouge! (kizil bir dsnce). Sayet sylenecek bir sey varsa, Von Lembke hakkindaki konusmaniza devam edin; ama, rica ederim, ok kisa kesin, nk ok yorgunum. - En un mot (bir yerde okudum), kirk yasindan nce karanlik bir yasam srdgn, kirk yasinda bir kadin araciligi ile ya da buna benzer bir yolla ynetim hayatina atilmis oldugunu sylemek istiyordum. Yani su anda sehirde degil... Demek istiyorum ki, benim, genligi kt yollara srkleyen ve sehirde dinsizligi yayan bir adam oldugumu sylemisler. Hemen sorusturmaya baslamis... - Bunun dogrulugundan emin misiniz? - Dogrusunu isterseniz, gerekli nlemleri aldim bile. Sizin "ili ynettiginiz" kendisine haber verildigi zaman, Vous savez (biliyor musunuz?), "artik bundan sonra byle bir sey olmayacak" demek nezaketinde bulundu. - Byle mi syledi? - Kelimesi kelimesine "artik bundan sonra byle bir sey olmayacak" ve avec cette morgue (burnu havalarda)... Karisini Agustos sonlarina dogru karsilamak onuruna erecegiz; Petersburg'dan dogruca buraya geliyor. - Avrupa'dan, orada karsilastik. - Vraiment?(Sahimi?) - Paris'te ve Isvire'de. Drozdov'larla akraba oluyor. - Akraba mi? Ne garip bir rastlanti! Byk emeller pesinde

63kostugunu sylediler ve... ve nemli baglantilari oldugu da syleniyor. Dogru mu? - Sama! Baglantilari her ne ise, pek nemli sayilmaz! Kirk bes yasina gelene kadar meteligi olmayan hi evlenmemis yasli bir kizdi ve simdi su von Lembke'sini kancasina takti; tabii, btn emeli adami nemli bir kisi yapmak. Her ikisi de entrikacidir. - Onun kocasindan sadece iki yas byk oldugu sylenmisti. - Bes. Moskova'da annesi kapimin esiginde ayakkabilarini paraladi; kocam henz sagken, verdigimiz balolara gelebilmek iin davetiye dilenirdi. Ve Julia, alninda firuze bir kelebek, kavalyesiz bir ksede oturur kalirdi. Ona ylesine acirdim ki, sabahin ikisinden sonra ona, ilk kavalyesini gnderirdim. O zamanlar yirmi besinde vardi ve onu ocuk gibi kisa etekli entariyle dolastirirlardi. Sonunda onlari evime davet etmeye utandim. - Kelebegi grr gibi oluyorum. - Oraya erisir erismez bir dalavere ile karsilastigimi syleyeyim. Bayan Drozdov'un mektubunu okudunuz... daha aik ne olabilir? Fakat ne buldum? Bayan Drozdov budalasi -zaten her zaman budaladir- sanki ne iin geldigimi merak ediyormus gibi dik , dik bana bakti. Ne kadar sasirdigimi tahmin edersiniz. Efrafima bakindim ve ne grdgm tahmin edersiniz? Su Bayan Lembke oturmus, rahmetli Bay Drozdov'un yegeni ile kiristirmiyor mu? Her sey aik seik ortadaydi!... Kuskusuz, derhal duruma bir son verdim ve Praskovya yine benim tarafimdan... - Ama yine de, onu bastirdiniz. Ah, siz bir Bismarck'siniz!... -Bismarck degilim; ama, ikiyzllk ile aptalligi ayirabilecek kadar yetenekliyim. Bayan Lembke'nin sahtekrligi ve Pras-kovya'nin aptalligi. Hayatimda bu kadar gevsek kadin grmedim. Bacaklari davul gibi sismisti. Szm ona iyi kalpliymis. Iyi tabiatli bir budaladan daha akilsiz ne vardir? Bay Verkhovensky, yumusak baslikla: 64 - Kt kalpli bir budala, ma bonne ami (sevgili dostum), dedi. Kt kalpli bir budala, daha akilsizdir. - Hakli olabilirsiniz. Lisa'yi hatirlarsiniz, degil rni? - Charmante enfant! (sevimli ocuk). - Fakat simdi bir "enfant" (ocuk) degil, kocaman bir kadin, hem de karakterli bir kadin. Cmert ve duygulu. Hosuma en ok tiden sey de, salak annesine karsi gelebilmesi. Akrabalari olan o yegen iin az kalsin byk bir atismaya giriyorduk. -Fakat, yle ya, Lisa ile hibir akrabaligi olamaz!... Lisa hak-kinda herhangi bir niyeti yok, degil mi? - Gen bir subay, pek konuskan degil ve aslini isterseniz, ol-duka alakgnll bir gen. Insafli olmayi her zaman isterim. O da entrikadan hoslanmiyor sanirim ve pesinde oldugu kimse yok; yalniz, Bayan Lembke kendi kendine gelin gvey oluyor, o kadar. Gen subayin, Nicholas'a karsi byk bir saygisi var. Anliyorsunuz ya, her sey Lisa'nin elinde; fakat, ayrildigim zaman Nicholas ile aralari ok iyiydi ve Nicholas, kasim ayinda eve dnecegine kesin olarak sz verdi. Bu bakimdan, entrika evirmeye alisan sadece Bayan Lembke ve Praskovya, sadece kr bir kadin. Durup dururken endise etmemin yersiz oldugunu syledi; aptallik ettigini onun yzne karsi syledim. Allahin huzurunda da ayni szleri tekrarlayabilirim. Fakat, Nicholas basit seyler zerinde durmamam iin yalvarmamis olsaydi, o sahtekr kadinin foyasini ortaya ikarmadan oradan ayrilmazdim. Nicholas'i kullanarak Kont K.'ye yanasmaya alisiyor. Ana-ogul arasini amak istiyor. Fakat, Lisa, memnunlukla syleyebilirim, bizden yana ve Praskovya ile de bir anlasmaya vardim. Karmazinov'un akrabasi oldugunu biliyor muydunuz? - Ne? Von Lembke'nin akrabasi mi? -Evet, tabii. Uzak bir akraba. - Romanci Karmazinov mu? 65- Tabii, yazar! Neden bu kadar sasirdiniz? Tabii, kendini byk bir yazar saniyor.

Kendini begenmis mahluk!.. Bayan Lembke onunla beraber gelecek. Adamin zerine titriyor, orada. Hanim burada birtakim edebi toplantilar yapmak amacinda. Bir ay sre ile kalacak ve geri kalan birka para yerini de satacakmis. Az kalsin, Isvire'de onunla karsilasiyordum; tabii onunla karsilasmayi arzu ettigimden degil. Bununlar beraber, beni hatirlamak inceligini gsterecegini umarim. Vaktiyle mektuplasirdik ve evime de gelirdi. Daha iyi giyinmis olmanizi isterdim, Bay Verkhovensky. Her geen gn biraz daha kendinizi koyuveriyorsunuz... Oh, beni ok zyorsunuz!... Simdi ne okuyorsunuz? - Ben mi? Sey...ben... - Anliyorum. Her zamanki gibi... dostlar, iki, kulp ve kgit oyunlari. Bunlara ek olarak dinsiz damgasi. Sizin bu lakabinizi begenmiyorum, Bay Verkhovensky. Size dinsiz dememelerini arzu ederim, zellikle su siralarda. nceden de hoslanmazdim; nk, bunlar bos konusmalar, baska bir sey degil. Nihayet size sylenmeliydi. - Mais, machre... (ama sekerim) - Beni dinleyin. Bay Verkhovensky. Sphesiz, bilgi bakimindan sizinle boy lsmem mmkn degil; fakat, buraya dnsmde, sizin hakkinizda uzun sre dsndm. Ve bir karara vardim. - Nasil bir karar? - Dnyanin en akilli insanlari olmadigimiza, bizden daha akilli insanlarin bulundugu kararma vardim. -Akillica ve yerinde bir karar. Eger bizden daha akilli kimseler varsa, bizden daha hakli kimseler de var demektir. Ve bu da demektir ki, biz de yanilabiliriz, yle degil mi? Mais, ma bonne amie, (ama, iyi dostum) bir hata yaptigimi dsnelim; fakat hl, insanligimi, ezeli ve ebediligimi, vicdanimin zgrlgn kaybetmis olmam, degil mi? Arzu ettigim takdirde, dar dsnceli ve kaba bir sofu olmayi reddetmeye hakkim var, yle degil mi? Tabii, byle oldugum 66 iin hayatimin sonuna kadar benden nefret eden insanlar olacaktir. Et puis, comme on trouve toujours plus de monies que de raison, (hem sonra, akil verecek ok papaz bulunduguna gre) ve ben de tamamen ayni fikirdeyim. - Ne, ne dediniz? - Dedim ki "on trouve toujours plus de moines que de raison, (Hem sonra, her zaman akildan ok akil veren bulunduguna gre.) ve ben de..." - Bu dsnce sizin mi, yoksa? Baska bir yerden almis olmalisiniz. - Bunu syleyen, Pascal. - Zaten anlamistim... ah, siz!... Neden hibir seyi kisaca sylemiyor da uzattika uzatiyorsunuz? Bylesi, ynetme cos-kunlugunu anlatmanizdan ok daha iyi. j - Ma foi, chre... (Vallahi sekerim) Neden? nce nihayet ben bir Pascal degilim, hem sonra, biz Ruslar herhangi bir seyin kendi dilimizde nasil sylenmesi gerektigini bilmeyiz. Hi degilse, bugne kadar herhangi bir sey sylemis degiliz. - Chere, chere amie! (sevgili, sevgili dostum) - Simdi btn bu Lembke'ler ve Karmazinov'lar... Allahim, kendinizi nasil bu kadar koyuverdiniz!... Ah, beni ne kadar zyorsunuz!... Btn bu insanlar attiginiz tirnaga degmediginden onlarin size saygi duymalarini arzu ederdim; fakat, su halinize bakin!... Sizde ne bulacaklar? Onlara ne gsterecegim? Herkese rnek olmaya devam edecek, degerinizi kabul ettirecek yerde, etrafiniza bir sr serseri toplamis, bir sr kt aliskanliklar edinmis, yaslanmis ve gsz, sarapsiz ve kumarsiz yasayamayan, Paul de Kock'dan baskabir sey okumayan ve herkes yazarken hibir sey yazamayan bir kisi oldunuz. Btn vaktinizi konusmakla harciyorsunuz. Hi ayrilamadiginiz Liputin gibi can sikici kimselerle nasil arkadaslik edebiliyorsunuz? Bay Verkhovensky, sikilarak itiraz etti. 67- Neden ayrilamadigim? Bayan Stavrogin, serte sordu: - Simdi nerededir? - Onun... onun size karsi daima byk bir saygisi vardir. Annesinden kalan bir mirasi almak zere S...H 'ye gitti.

- Para almaktan baska bir is yapmaz grnyor. Shatov nasil? Hep eskisi gibi mi? - Irascible, mais bon. (Yine abuk fkelenir, ama iyi) - Su sizin Shatov'unuza da hi tahammlm yok. Nisbeti ve her zaman kendisini dsnen bir insan. - Miss Shatov nasil? Bayan Stavrogin merakla ona bakti: - Dasha mi, demek istiyorsunuz? Neden grenmek istiyorsunuz? ok iyidir. Onu, Drozdov'larda biraktim. Isvire'deyken; oglunuz hakkinda bir seyler duydum. Kt, iyi olmayan seyler duydum. - Oh, C'est une histoire bien bete! Je vous attendais, ma bonne amie,pour vous reconter... (Oh, ok kt bir yk bu! Anlatmak iin sizi bekliyordum, aziz dostum.) - Yeteri kadar grendim, Bay Verkhovensky, beni artik rahat birakin. ok bitkinim. Bol bol konusacak vaktimiz olacak, zellikle kt seylerden. Glerken agzinizdan tkrk saiyorsunuz... bunaklik ya da buna benzer bir sey. Sonra ne kadar da garip glyorsunuz!... Allahim, ne kadar kt aliskanliklar edinmissiniz L. Karmazinov sizi hibir zaman ziyaret etmeyecek! Bundan da memnun kalacaklar. Oh, simdilik artik yeter. Yorgunum! Bana hakikaten acimalisiniz!... Bay Verkhovensky ona "acidi"; fakat, Bayan Stavrogin'in yanindan ayrilirken son derece endiseliydi. *** 68 Dostumuz, gerekten de kt birka aliskanlik edinmisti, zellikle son aylarda. Hizla ktg gzle grlebiliyordu ve kiliginin kt oldugu da dogruydu. Daha ok iiyor, gzleri daha abuk sulaniyor ye sinirleri gittike zayifliyordu. Sanat degeri olan her seye karsi asiri bir hassasiyeti vardi. Yz de ok abuk degismeye baslamisti; rnegin, yzndeki gururlu ifade, sama, hatta, ahmaka bir ifadeyle yer degistirmisti. Yalniz birakilmaya tahamml yoktu ve daima eglence ariyordu. En son rezaletlerin; gln fikralarin anlatilmasini istiyor ve bunlarin her gn degisik olmasini arzu ediyordu. Eger uzun bir sre onu ziyarete gelmezlerse, odasinda kederli kederli dolasiyor; pencereye gidiyor; dalginlikla dudaklarini kemiriyor; derin derin i geiriyor ve hemen hemen aglamakli olarak gnn geiriyordu. Sanki, hep bir seyler olmasini bekliyor, umulmadik ve kainilmaz bir seylerden korkuyordu; endiseliydi; ryalarina byk lde deger vermeye baslamisti. O gn ve gecesini asiri bir endiseyle geirdi; beni agirtti; ok l heyecanliydi; ok konustu; bana birok sey anlatti; ama, anlattiklarinin hepsi birbirini tutmaz seylerdi. Bayan Stavrogin, onun benden hibir sey saklamadigini uzun bir sredir biliyordu. Sonunda, kendisinin bile anlayamadigi bir seyden endiselendigine karar vermekten kendimi alamadim. Kural olarak, daha nceleri biraraya geldigimizde, hemen sikyetlere baslar ve sikyetlerin arkasindan bir sise votka gelir ve her sey daha eglenceli olmaya baslardi. Fakat, bu sefer votka yoktu ve birini gnderip votka aldirmak istegini devamli olarak bastirdigi belliydi. Hemen hemen bir ocuk gibi yanip yakiniyordu. - Bayan Stavrogin neden bana hep kiziyor? Tous les hommes i de genie et de progres en Russie etaient, sont et seront toujours des ayyaslar et des kumarbazlar, qui boivent (balik gibi ikide yzerler, Rusya'daki btn dahiler, kumarbazlarla, ikide yzen sar- hoslardir)... ama ben ne byle bir sarhos ne de kumarbazim... Neden yazmadigimi anlamak istiyor. Ne garip bir dsnce. Neden yatiyor olayim? Benim bir rnek olmami ve kendimi saydirmami istiyor. 69Mais entre nous soit dit (ama aramizda kalsin) kaderi "saygi" olan bir insan yatmaz da ne yapar... o bunu bilmiyor mu? Ve nihayet, onun yakasina sarilmis olan zntsnn ne oldugunu o aksam anladim. Birok kere aynanin nnde durmus ve bir sre oyalanmisti. Nihayet, aynadan bana dnp byk bir mitsizlikle: - Mon cher, je suis (dostum ben) kendisini koyuvermis bir adamim, dedi. Gerekten de o gne kadar, tek bir inanci vardi. Bayan Stavrogin'in "yeni grsleri"

ve btn "degisen fikirleri" yaninda; onun kadinca kalbinde, sadece bir srgn ya da nl bir bilgin degil; ayni zamanda, yakisikli bir erkekti. Yirmi yildan beri bu zevk verici inanca btn benligi ile sarilmisti ve olasilikla bu inancindan ayrilmaktan tr zlyordu. Yakin bir gelecekte, kaderin kendisine byle bir oyun hazirlayacagi, acaba, o gece iine mi dogmustu? Simdi, hemen hemen unutulmus, anlatacaklarimin esas baslangici olacak olayi anlatayim. Drozdovlar, agustos ayinin son gnlerinde geldiler. Gelisleri, akrabalari olan valinin uzun sredir beklenen karisinin gelisinden biraz nce olmus, sehrimiz toplumu zerinde hos bir etki birakmisti. Fakat, btn bu ilgi ekici olaylardan daha sonra szedecegim; burada sadece su kadarini syleyecegim ki, Bayan Drozdov, kendisini sabirsizlikla bekleyen Bayan Stavrogin'e ok zc bir haber getirmisti; Nicholas, temmuz ayinda onlardan ayrilmis, Rhine'de Kont K. ile bulusarak, onlarla beraber Petersburg'a gitmisti. Kont'un evlenme aginda olan kk bir kizi vardi. Bayan Drozov konusmasina: - Lisa'dan bir sey grenemedim, diye basladi. Onun ne kadar gururlu ve inati oldugunu bilirsiniz. Fakat, Lisa ile Nicholas arasinda bazi tatsiz olaylarin gemis oldugunu gzlerimle grdm. Aralarindaki olayin btn ayrintilarini bilemem; ama, Dasha'ya sorsaniz iyi olur diye dsnyorum, aziz dostum. Nihayet, gzbe70 beginiz olan bu kadini size geri getirmis olmaktan memnunum; j byk bir ykten kurtulmus oldum. Bu zehirli kelimeler belirli bir fkeyle sylenmisti. "Sisko" ka-dinin, szlerini daha nceden hazirlamis oldugu ve etkisini de tah-min ettigi belliydi. Fakat, Bayan Stavrogin, bu kadar duygulu ko-nusmalardan sasiracak bir kadin degildi. Nitekim, sert bir dille, ok E kesin ve yeterli bir aiklama talep etti. Bayan Drozdov sesini hemen alaltti; hatta, konusmasinin sonunda aglamaya ve dosta kelimeler l sylemeye bile basladi. Bu, sinirli oldugu kadar da hassas olan kibar kadinin, Bay Verkhovesnky gibi, candan bir dosta ihtiyaci vardi; kizi Lisa'dan baslica sikyeti, kizinin "bir dost" olmamasiydi. Fakat, kadinin anlattiklarindan kesin olarak ikarilan tek anlam, Lisa ile Nicholas'in hakikaten tartismis olmalariydi. Bayan Droz-dov'un bu tartisma hakkinda kesin bir bilgisi yoktu. Dasha hak-kindaki imali szlerine gelince, konusmasinin sonunda, onun l hakkinda sylediklerini sadece geri almakla kalmadi; byle ko-nusmasinin "fkeye" kapilmasindan tr oldugunu syleyerek, zr de diledi. Kisacasi, her sey son derece belirsiz ve kuskuluydu. Bayan Drozdov'a gre, tartisma, Lisa'nin "inati ve alayci" karakterinden tryd; diger taraftan, Nicholas her ne kadar siksa da, onun alayci szlerine aldirmayacak kadar gururlu oldugundan kendisi de alayci olmustu. Bayan Drozdov: - Bundan hemen sonra, diye devam etti. Gen biriyle tanistik, | sizin "profesr"n yegeni oluyor, herhalde ve yanildigimi da san-miyorum, nk ayni soyadini tasiyor... Bayan Stavrogin: - Yegeni degil, oglu, diye dzeltti. Bayan Drozdov, Bay Verkhovensky'nin soyadini hibir zaman hatirlayamaz ve ondan szederken daima "profesr" derdi. -Eh, oglu, su halde; ogluysa daha iyi, benim iin pek fark etmez. Alelade bir gen, ok canli ve serbest; fakat, hibir zelligi yok. Eh, 71korkarim ki, Lisa kt davrandi. Nicholas'i kiskandirmak iin bu genle arkadas oldu. Kizimi bu bakimdan fazla sulu bulmam; her gen kizin yapacagi seyler bunlar... Olduka da sevimli hareketlerdir, sanirim. Yalniz, Nicholas kiskanacagi yerde bu genle zellikle arkadas oldu. Sanki hibir seyin farkinda degilmis, daha ok, aldiris etmez gibiydi. Onun bu hareketi Lisa'yi ilgina evirdi. Gen adam, kisa zaman sonra gidecegi bir yere yetismek iin acele ediyor gibiydi ve Lisa, her firsatta Nicholas ile tartismaya basladi. Nicholas'in bazen Dasha'yla konustugunu fark etti ve bu onu o kadar sinirlendirdi ki, hayat ekilmez olmustu; tabii bizler iin. Doktorlar sinirlenmemi

yasaklamislardi. Dillere destan ettikleri gl, sinirime dokunmaya, bana sadece dis agrisi vermeye ve romatizma agrilarimin artmasina neden oldu. Hem neden olmasin, Cenova Gl'nn dis agrisina neden oldugunu bir yerde okumustum zaten. Tam o siralarda, Nicholas, Kontes'ten bir mektup aldi ve bizi terketti; btn teberisini bir gnde topladi. Dosta ayrildiklarini sylemeliyim. Lisa da ok neseli ve hoppaydi. Onu yolcu ederken kahkahalarla glyordu. Sadece btn haraketleri yapmacikti. Nicholas gittikten sonra, ok dalgin oldu ve onun szn bile etmedi. Benim bile ondan sz etmemi istemiyordu. Size de, Nicholas'tan, Lisa'ya bahsetmemenizi tavsiye ederim, aziz dostum. Her seyi bsbtn karistirmaktan baska bir ise yaramayacaktir. Eger sz etmeyecek olursaniz, size kendiliginden syleyecektir. Bu takdirde, daha ok sey grenebilirsiniz. Bence, eger Nicholas sznde durur da abuk dnecek olursa, aralan yine dzelecektir. - Derhal yazacagim. Eger btn tartisma buysa, bunun kadar sama bir sey olamaz; hepsi sama!... Anliyorsunuz ya, Dasha'yi ok iyi tanirim. Onun herhangi bir suu olamaz. - Aziz Dasha iin zldm. Onun iin byle konusmamaliydim. Konusmalari hep yksek sesle ve normal kanallarda oluyordu zaten. Fakat, o zaman olanlar beni tamamen sasirmisti, aziz dostum. Ayrica, Lisa bile onun gnahsiz oldugunu anladi ve ona eskisi gibi nazik davranmaya basladi. 72 Bayan Stavrogin, hemen o gn Nicholas'a bir mektup yazarak, syledigi tarihten hi olmazsa bir ay nce gelmesi iin rica etti. Fakat yine de, bu meselede anlayamadigi bir durum vardi ki, ne oldugunu tahmin bile edemiyordu. Btn gece sabaha kadar bunu dsnp durdu. Bayan Drozdov'un dsncesini fazlaca masum ve duygulu buluyordu. "Praskovya', diye dsnd, "yatili okulda oldugu gibi, btn hayati fazla duygulu gemis. Nicholas, gen bir kizin alayli szleri zerine kaacak erkek degil. Gerekten tartistilarsa, bunun daha baska bir nedeni olmasi gerekir. Geri, o subayi da be-rebarlerinde getirdiler. Bir akraba olarak evlerinde oturuyor. Praskovya, Dasha iin zr dilemekte ok acele etti; sylemek istemedigi bir seyi kendisine saklamis olmali..." Sabahleyin, Bayan Stavrogin, hi olmazsa zihnini karistiran sorunlardan birini zmlemek iin kesin kararini verdi ve yaptigi plan, beklenmedik olmasi bakimindan olduka ilginti. Bu planim hazirlarken aslinda ne dsnmst? Sylemesi ok g, ayrica, anlatan olarak, olaylari olduklari gibi aktarmaktan sorumluyum ve anlatacaklarim gerege uymaz grnrse su benim olmayacaktir. Surasini da kaydetmek zorundayim ki, sabah oldugu zaman, iinde Dasha hakkinda en kk bir kusku dahi yoktu ve geregi sylemek gerekirse, zaten ondan hibir sekilde sphelenmemisti; ona ok gvenirdi. Ayrica, Nicholas'in ona sik olabilecegini aklinin kiyisindan bile geirmezdi... "Dasha ile ha!" Ertesi sabah, Dasha, fincanlara ay koyarken, Bayan Stavrogin gzlerini ondan ayirmadan uzun uzun bakti ve belki, bir gn ncesinden beri yirminci kez kendi kendine sylendi: "Hepsi sama!..." Bununla beraber, Dasha'nin yorgun grndgn, daha sessiz durdugunu ve ilgisiz oldugunu fark etti. Kahvaltidan sonra, her ikisi de, her zaman yaptiklari gibi, elisine oturdular. Bayan Stavrogin, Dasha'ya, Avrupa izlenimlerini, zellikle manzaralarini, halkini, Sehirlerini, trenlerini, sanat ve ticaretlerini... grebilmek firsatini Buldugu her seyi anlatmasini syledi. Drozdov'lar ve onlarin yalindaki yasantisindan hi sz etmedi. Is masasinda Bayan Stav73rogin'in yaninda oturan ve igneyle nakis islemesine yardim eden Dasha, yarim saat sreyle, dz, tekdze ve biraz zayif sesle btn izlenimlerini anlatti. Bayan Stavrogin onun konusmasini birden kesti. - Dasha, bana zellikle anlatmak istedigin bir sey yok, degil mi? Dasha, bir an dsnd ve parlak gzleriyle Bayan Stavrogin'e bakti. - Hayir, hibir sey yok. - Ruhunda, kalbinde, vicdaninda da yok mu? Dasha, biraz kskn bir tavirla ve sakin bir sesle tekrarladi.

- Hibir sey yok. - Olmadigini biliyordum! Bilmeni istiyorum, Dasha senden hibir zaman kusku duymayacagim. Simdi otur ve dinle. Su karsimdaki sandalyeye otur. Seni karsimda grmek istiyorum. Tamam. Dinle... evlenmek ister misin? Dasha, sorgulu uzun bir bakisla cevap verdi; ama, bu bakisinda pek fazla hayret yoktu. -Dur, bir sey syleme. Ilknce, yas bakimindan byk bir fark var... ok byk bir fark... Fakat, bunun ne kadar sama bir sey oldugunu herkesten iyi bilirsin. Akilli bir kizsin ve hayatinda hata olmamali. Bununla beraber, hl yakisikli bir adamdir... yani, Bay Verkhovensky, her zaman saygi duydugun bir adam. Ne dersin? Dasha yine sorgulu bakislarini Bayan Stavrogin'e evirdi. Bu kez ok sasirmis ve biraz da kizarmisti. -Dur bir sey syleme. Acele etme. Geri vasiyetnamemde sana para biraktim; ama, ben ldkten sonra paran bile olsa ne yaparsin? Aldatilacaksin ve paran elinden alinacak... perisan olacaksin. Fakat, onunla evlenecek olursan, nl bir kisinin karisi olacaksin. Simdi de durumu, onun grs zerinden inceleyelim: Simdi lsem, onun hali ne olacak? Para bakimindan sikintisi olmaz. Fakat, ona ba74 kabilecegine gvenirim. Dur, henz bitirmedim: havai, beceriksiz, huysuz, bencil ve dsk aliskanliklari olan bir kisidir. Fakat, ondan daha kt kisiler olabilecegini dsnerek onu kabul etmelisin. Seni asagilik bir adama vererek, senden kurtulmak istedigimi dsnmezsin, degil mi? Yoksa byle mi dsnyorsun? Fakat onu tercih etmene en byk neden, bunu senden benim istemem. Sznn burasinda sesini biraz fkeyle ykseltti. - Anladin mi? Neden bana yle bakiyorsun? Dasha, hl susuyor ve sadece dinliyordu. : - Bir dakika dur... konusma! Yasli bir kadina benzer... fakat, senin iin ok daha iyidir. Zavalli yasli bir kadin gibi oldugunu itiraf ederim. Dnyada onun sevgisine layik bir kadin yoktur. Fakat, zavalliligindan tr sevilmek hakkini kazaniyor ve sen de onu bu zavalligindan tr seveceksin. Beni anliyorsun, degil mi? Degil mi? Dasha basiyla evetledi. Bayan Stavrogin garip bir fkeyle ve tiz bir sesle devam etti: - Anlayacagini biliyordum. Zaten senden baska bir sey beklemezdim. Seni sevecek, sevmeli, sevmeli. Sana tapmali!.. Ayrica, sana sik olacagi muhakkak; hatta, kendisini buna zorunlu bile tutmasa, seni yine de sevecektir. Onu iyi tanirim. Ve ben de daima burada olacagim. Bu hususta merak etmemelisin; daima burada olacagim. Seni sikyet edecek, hakkinda onur kirici seyler anlatacak, karsilasacagi ilk kisiye hakkinda bir sr sey fisildayarak sizlanacak, hep sizlanacak; bir odadan bir odaya sana mektuplar yazacak, gnde iki mektup belki; fakat, ne olursa olsun sensiz yapamayacaktir; asil nemli olan da budur. Arzu ettigin her seyi yaptir ona; zaten yaptiramazsan, aptalsin demektir. Kendisini asmak isteyecektir. Seni kendisini asmakla tehdit edecektir... sakin inanma. Sadece samalik!... inanma, ama yine de gzn a, pek belli olmaz; kendisini asabilir. Onun gibi kimseler iin byle seyler olagandir; zayifliklarindan tr kendilerini asiverirler. Ve bu nedenledir ki 75onu fazla sikmamalisin... bu, evlilik hayatinin ilk kosuludur. Sair oldugunu da unutmamalisin. Dinle, Dasha, kendini feda etmek kadar byk bir mutluluk yoktur. Ayrica, bana byk bir iyilik yapmis olacaksin ve bu da ok nemlidir. Sama konustugumu dsnme. Ne syledigimi ok iyi biliyorum. Ben bencilim, bu bakimdan sen de bencil olacaksin. Seni hibir seye zorlamiyorum; her sey sana bagli, nasil istersen yle olacak. Karsimda neden byle oturuyorsun? Bir seyler syle!... Dasha, kararli bir dille: - Birisi ile evlenmek zorundaysam, benim iin pek fark etmez, Bayan Stavrogin, dedi. Bayan Stavrogin sert bir sekilde, dik dik bakti. - Zorunluluk mu? Ne demek istiyorsun? Dasha, elindeki igneyle nakisa devam ederken susuyordu. - Zeki bir kiz olabilirsin; ama, sama konusuyorsun. Seni evlendirmek istemem

tamamen dogrudur; fakat, seni evlendirmeyi arzu etmem, evlenmenin gerekli olmasindan degil. Bay Verkhovensky'yi dsnerek, evlenmeni istiyorum. Bununla beraber, yirmi yasinda oldugundan... Bay Verkhovensky olmasaydi, seni evlendirmeyi hi dsnmeyecektim... Ne diyorsun? - Arzu ettiginiz gibi olsun, madam. - Su halde kabul ediyorsun!... Dur, bir sey syleme. Neden acele ediyorsun? Szm henz bitirmedim. Vasiyetimde sana on bes bin ruble biraktim. Evlenme gnnde bu parayi sana verecegim. Sekiz binini ona vereceksin... yani, ona degil bana vereceksin. Geriye kalan yedi binin bir kurusunu dahi ona vermeyeceksin. Bunu hi unutma. Borlarini asla demeyeceksin. Bir kere deyecek olursan, arkasinin kesilmedigini grrsn. Sekiz bin ruble borcu var; borcunu ben deyecegim; fakat, senin paranla denmis oldugunu bilmeli. Simdi yaptigim gibi, ev, yiyecek ve iecek masraflarinizi karsilayacagim; ikinize yilda, bin iki yz rublelik ve ayrica bin bes yz rublelik denek verecegim. Yalniz himetilerinizi kendiniz tutacaksiniz. 76 Yillik deneklerinizi toplu olarak sana verecegim. Fakat, sen de ona karsi biraz anlayisli olup, arada sirada para vereceksin. Arkadaslarinin, ancak haftada bir gelmelerini temin et, daha sik geldikleri takdirde kov. Zaten ben de burada olacagim. Eger lecek olursam, yillik deneginiz onun lmne kadar; nk, bu denek sana degil onadir. Vasiyetimde, yedi bin rubleden hari sekiz bin ruble daha birakacagim. Eger akilli bir insansan bu paraya dokunmazsin. Bu paradan baska benden kirk para alamazsin. Bunu grenmek hakkindir. Kabul ediyor musun, etmiyor musun? Nihayet bir sey sylemeyecek misin? - Biraz nce sylemistim, Bayan Stavrogin. - Yalniz unutma, karar vermek senin hakkin. Arzu ettigin gibi olacak. - Bu takdirde, syler misiniz, Bayan Stavrogin, bu konuda Bay Verkhovensky bir sey syledi mi? -Hayir, sylemedi, bundan haberi bile yok, fakat... kisa zamanda grenecek. Bayan Stavrogin hemen yerinden firladi ve siyah salini omuzlarina atti. Dasha yine kizardi ve sorgu dolu bakislarla hanimini takip etti. Bayan Stavrogin birden fkeyle geri dnd. Gzlerinden ates fiskiriyordu. - Salak!..., diye atmaca gibi atildi. Nankr salak!... Ne dsnyorsun? Seni biraz da olsa kt bir duruma sokacagimi mi saniyorsun? Onunla evlenmen iin yerlerde srnerek yalvaracak, mutluluktan lecek... iste bu evlilik byle ayarlanacak. Kimsenin sana zarar vermesine izin vermeyecegimi ok iyi bilirsin. Yoksa seninle sekiz bin ruble iin evlenecegini ve seni ona satmak iin kostugumu mu dsndn? Budala, budala!... Siz, hepiniz nankr budalalarsiniz. Semsiyemi ver benim!... Islak tugla kaldirimin, tahta kalaslarin zerinden kosarak Bay Verkhovensky'ye gitti. *** 77Dasha'nin kimse tarafindan hirpalanmasini istemedigi muhakkakti; tersine, su anda onun haklarini koruyordu. Salini omuzlarina atarken, evlatliginin sorgu dolu bakislarini yakaladigi zaman fkeden ilgina dnmst. Dasha'yi ocuklugundan beri ok severdi. Bayan Drozdov'un Dasha iin, "onun gzbebegi" demekte hakki vardi. Bayan Stavrogin, Dasha'nin karakterinin agabeyine hi benzemedigine karar vermisti; yani, karakteri Ivan Shatov'a benzemezdi. Dasha, sessiz ve yumusak huylu; kendisini feda etmeye her zaman hazir; sadik, son derece alakgnll; asiri derece mantikli ve en nemlisi, nankr olmayan bir kizdi. Bugne kadar Dasha, umdugu gibi bir kiz ikmisti. Henz on iki yasindayken, Bayan Stavrogin, onun iin "yasantisinda hibir aksaklik olmayacak" demisti ve her parlak grdg dsnceye, her aklina koydugu seye, her hlyaya, her yeni fikre byk bir tutkuyla baglanan bir kadin oldugundan Dasha'yi kendi z ocugu gibi yetistirmeye karar vermisti. Derhal, Dasha'ya byk bir miktar para ayirdi ve Dasha'ya on alti yasina gelene kadar evlerinde kalan, sonra bilinmeyen bir nedenle isine son verilen Miss Criggs adinda yabanci bir dadi tutuldu. Gramer okulundan Dasha'ya ders vermek iin ok degerli gretmenler geliyordu. Bu gretmenlerin arasinda gerek bir Fransiz vardi ve Dasha'ya Fransizca gretti. Bu

Fransizin isine de birden son verildi ve deta evden kovuldu. Sehirde yeni olan, iyi bir aileden dul kalan, fakir bir kadindan piyano dersleri aldi. Fakat bas egitmen Bay Verkhovensky'ydi. Gerekte, Dasha'yi bulan ve meydana ikartan Bay Verkhovensky'ydi; Bayan Stavrogin, Dasha'yi evlatlik almayi henz dsnmyorken, Bay Verkhovensky bu sessiz ocuga ders veriyordu. Yine tekrarlamaliyim: ocuklarin ona baglanmalari ok sasilacak bir seydir!... Lisa Tushin'e de sekiz yasindan on bir yasina kadar ders vermisti (Bay Verkhovensky ona bedava ders veriyordu; nk, Drozdov'lardan dnya yerinden oynasa para almazdi). Fakat, sevimli ocuga kendisi de tutulmustu. Evrenin kurulusu ve dnya hakkinda ok ili ykler anlatir ve insanligin tarihinden szederdi. Ilk insan topluluklari, tarih ncesi insanlari hakkindaki konferanslari, Arap yklerinden ok daha ilgin olurdu. 78 Bu yklerden son derece hoslanan Lisa, Bay Verkhovensky'nin yz hareketlerini yaparak, bu ykleri evde anlatirdi. Bay Verkhovensky bunu nasilsa duydu ve bir gn onu sust yakalayiverdi. Son derece utanan Lisa, onun kollarina atilarak aglamaya basladi. Bay Verkhovensky de onunla beraber agladi. Kisa bir sre sonra Lisa gitti ve sadece Dasha kaldi. Dasha iin baska gretmenler tutuldugu zaman, Bay Verkhovensky, ona ders vermemeye basladi ve zamanla da ona karsi olan ilgisini kaybetti. Bu, uzun bir sre byle devam etti. Bir gn, onun gzelligi karsisinda saskina dnd. Kiz, o zaman henz on yedi yasindaydi. Bayan Stavrogin'in evindeki bir yemekte karsilasmisti onunla. Gen kizla konusmaya basladi ve onun verdigi zekice cevaplardan memnun oldu. Bu konusmalari, Rus edebiyatinin tarihi hakkinda ciddi ve genis konferanslarin verilmesinin kararlastirilmasiyla son buldu. Bayan Stavrogin, ok memnun olmus ve bu olaganst fikri nedeniyle onu tebrik etmisti. Dasha ise sevinten uuyordu. Bay Verkhovensky zel bir dikkatle konferanslarini hazirladi ve sonunda basladi. En eski devirden basladilar; ilk konferans ok verimli geti; Bayan Stavrogin de konferansta bulundu. Bay Verkhovensky konferansini bitirdigi zaman, grencisine gelecek derste, "The Lay of Igor's Army"yi tartisacaklarini sylerken, Bayan Stavrogin birden yerinden kalkti ve baska ders olmayacagini syledi. Bay Verkhovensky yzn eksitmekle beraber cevap vermedi. Dasha kipkirmizi oldu. Ama, bu konu bylece kapandi. Bu olay, Bayan Stavrogin'in simdi aklina koydugu beklenmedik dsnceden yil nce olmustur. Zavalli Bay Verkhovensky, basina geleceklerden habersiz, odasinda oturuyordu. Melankolik dsncelere dalmis, uzun bir sreden beri, tanidik bir dostunun gelip gelmedigini grmek iin, pencereden bakiyordu. Fakat, gelen giden yoktu. Yagmur iseliyordu. Hava soguyordu. Sobanin yakilmasi gerekiyordu. Iini ekti. Birden gzlerinin nnde korkun bir sey belirdi: Bayan Stavrogin, byle bir havada ve olmayacak bir saatte ona geliyordu. Ve yayan!... O kadar sasirmisti ki, ceketini giymeyi unuttu ve onu 79oldugu kilikta karsiladi; genellikle evdeyken giydigi pembe, eski ceketiyle hem de. Onu karsilamak iin yerinden kalkarken zayif bir sesle: -Ma bonne amie (sevgili dostum)! diye haykirdi. - Yalniz misiniz? Memnun oldum. Dostlariniza tahammlm yok. Oh, ne kadar sigara imissiniz!... Ulu Tanrim, ne hava!... ayinizi da bitirmemissiniz, oysa saat on iki oldu!... Cennet dsnceniz, tertipsizliktir. Zevk dsnceniz, pisliktir. Bu yirtik kgit paralari yerde ne ariyor? Nastasya! Nastasya!... Nastasya'niz ne isle mesgul? Pencereleri ain, azizim, vasistaslari, kapilari... her tarafi!... Ardina kadar ain, ltfen! Salona geelim. Is grsmesi yapmak iin geldim. Ve, rica ederim, hayatinda ilk kez olsun surayi spr Nastasya! Nastasya, fkeyle yakinan bir dille: - Efendim ortaligi hep kirletiyor, Madam!..., dedi. - Sen de her zaman spr!... Gnde on bes kere spr!... Gnde on bes kere spr, azizim! Ne korkun bir oda!... Salona getikleri zaman, Bayan Stavrogin:

- Kapilari sikica kapayin, dedi. Bizi dinleyecegi muhakkaktir. Duvar kgitlarini degistirmelisiniz. Geenlerde rneklerle beraber bir dekoratr de gndermistim, neden semediniz? Oturun ve dinleyin. Oturun ltfen!... Nereye gidiyorsunuz?Nereye gidiyorsunuz? Nereye? Bay Verkhovensky br odadan bagirdi. - Bir dakika...ben...buradayim!... - Oh, ceketinizi degistirmissiniz. Bayan Stavrogin, onu tepeden tirnaga szdkten sonra: - Evet, dedi. Bylesi daha iyi oldu. Size syleyeceklerime uyacak. Oturun, ltfen!... Her seyi kisa ve aik olarak anlatti. Bay Verkhovensky'nin ihtiyaci olan sekiz bin rubleye de degindi. Drahoma zerinde uzun uzun konustu. Bay Verkhovensky, saskinligindan irilesmis gz80 lerle bakiyor ve titriyordu. Bay Verkhovensky her seyi ok iyi duymakla beraber iyice anlayamamisti. Konusmak istedi; fakat, sesi ikmadi. Btn bildigi, her seyin, Bayan Stavrogin'in istedigi gibi olacagiydi. Bu bakimdan, onunla tartismak, ona karsi koymak yararsizdi ve evlilik konusu karsi konulmaz bir kesinlikle kabul edilecekti. Sonunda byk bir gayretle: -Mais a bonne amie (Ama, sevgili dostum), diyebildi. nc kez, hem de bu yasta ve byle bir ocukla!... Mais c'est une enfant! (Ama o bir ocuk). - Skr Tanri'ya ki, yirmi yasinda bir ocuktur!... Gzlerinizi devirmeyiniz, ltfen, rica ederim. Sahnede degilsiniz. ok zeki ve bilgilisiniz; ama, hayat hakkindaki dsnceleriniz eksik. Daima bir dadiya ihtiyaciniz var. lrsem haliniz ne olacak? O size ok iyi bir dadi olacaktir. Alakgnll, akilli ve kararli bir kizdir. Ayrica, henz lmeyi dsnmedigim iin ben de her zaman yaninizda olacagim. ok evcil ve iyilik melegi gibi bir kizdir. Bu hos fikir, Isvire'deyken aklima geldi. Anlamiyor musunuz? Melek gibi bir kiz oldugunu syledim!... Birden fkeyle haykirdi. - Eviniz pislik yuvasi halinde!... Dasha evinize dzen verecektir. Her taraf ayna gibi parlayacak. Tanrim, onunla evlendiginiz takdirde kazanacaginiz seyleri teker teker saymami, nnzde diz kmemi mi bekliyorsunuz? Asil sizin benim nmde diz kmemiz gerekir!... Ah, kendini begenmis, kalpsiz bir insansiniz!... - Fakat... yasli bir adamim!... - Elli yasinda olmanizin nemi ne? Elli yas mrn sonu degil, erkek hayatinin yarisidir. Yakisikli bir adamsiniz ve bunu da biliyorsunuz. Ayni zamanda, size karsi nasil bir saygi duydugunu da biliyorsunuz. lrsem, onun hali ne olacak? Fakat, sizinle evlenecek olursa, ne onun ne de benim bir endisem olacak. nemli bir kisisiniz; isminiz, seven bir kalbiniz var. Kendimi vermeye zorunlu 81tuttugum emekli ayliginiz olacak. Belki onu siz kurtarirsiniz, kurtarirsiniz!... Her ne olursa olsun, ona onur kazandiracaksiniz. Ona yasamayi greteceksiniz; bilgilerini artiracak, dsncelerine yn vereceksiniz. Dsncelerine dogru drst yn veremedikleri iin, bugn, mahvolmayan az insan mi var?.. Kitabinizi tamamladiginiz zaman, kendinizi herkese tanitmis olacaksiniz. Bayan Stavrogin'in pohpohlamasindan gururlanan Bay Verkhovensky: - Zaten, dedi. Zaten, Ispanya tarihinden ykler yazmak zereydim. - Ya...ben demedim mi?... -Fakat... Ya o? Ona sylediniz mi? - Onu merak etmeyin; isin o yanini dsnmeniz gerekmiyor. Tabii, ona evlenme teklif etmeli, bu serefi size bagislamasi iin yalvarmaksiniz... Anladiniz mi? Fakat, meraklanmayin, ben yaninizda olacagim. Ayrica, onu seviyorsunuz, degil mi? Bay Verkhovensky'nin basi dnmeye basladi; sanki duvarlar dnp duruyordu. Ne kadar gayret ederse etsin kavrayamadigi korkun bir fikir vardi. Birden sesi titreyerek: - Excellente amie (mkemmel dost), dedi. As... asla tasavvur edemezdim ki ...ki... siz... beni baska bir ka... kadinla evlendirmek is...isteyesiniz!...

Bayan Stavrogin zehirli bir sesle: - Siz kadin degilsiniz, aziz efendim, dedi. Sadece gen kizlar evlendirilir; halbuki siz evleneceksiniz. Bay Verkhovensky gzlerini ona dikti. Sanki kendisinden gemis gibi bir sesle: - Oui, j'ai pris un mot pour un autre. Mais... c'est egal... dedi. (Baska bir sey sandim ama... ikisi de ayni) Bayan Stavrogin, kasitli bir kmsemeyle: 82 - Egal (ayni) oldugunu grebiliyorum, dedi. Tanrim, bayildi! Nastasya, Nastasya! Su!... Fakat suya ihtiya gstermeden Bay Verkhovensky kendine geldi. Bayan Stavrogin semsiyesini aldi. - Sizinle simdi konusmanin yarari olmadigini anliyorum. - Oui, oui je suis incapable. (Evet, evet kendimde degilim.) - Fakat yarina kadar, mit ederim ki, dinlenmis olur ve bunu etraflica dsnebilirsiniz. Evden ikmayin. Bir sey olursa, gece de olsa haber verin. Okumayacagim iin bana mektup falan yazmaya da kalkmayin. Fakat, yarin ayni saatte bizzat gelip son cevabinizi grenecegim. Bu cevabinizin tatmin edici olacagini umarim. O saatte evde kimsenin olmamasina ve etrafin derli toplu olmasina dikkat edin; nk, hakikaten igren. Nastasya, Nastasya!... Ertesi gn Bay Verkhovensky razi oldugunu bildirdi; aksini zaten yapamazdi. Degisik bir durum vardi burada... *** Bay Verkhovensky'nin mlk, hepimizin bildigi gibi (eski kayitlara gre elli kleli ve Skvoreshniki'ye bitisik) aslinda ilk ka-risimndi ve halen oglu Peter'e aitti. Bay Verkhovensky sadece onun vasisiydi ve bylece, oglu rstn ispat ettikten sonra da ondan aldigi vekletname ile mlkn bakimini yrtyordu. Byle bir anlasma gen adamin yararinaydi; nk, mlkn geliri olarak, her yil babasindan 1,000 ruble aliyordu. Oysa, mlkn geliri, klelik kanunu yrrlge girdikten sonra 500 rubleye (hatta daha az) dsmst. Byle bir iliskinin nasil kurulabildigini ancak, Tanri bilir. Her ne olursa olsun, bu bin ruble Bayan Stavrogin tarafindan gnderiliyor ve Bay Verkhovensky'nin bir ruble dahi katkisi olmuyordu. Aksine, mlkten gelen btn geliri cebine indiriyordu. Ayrica, mlkn tek geliri olan agalan Bayan Stavrogin'in haberi olmadan satmasi mlkn yikimina neden olmustu. Mlkten elde edilen ke83resteyi azar azar satmisti. Btn kereste 8000 ruble ettigi halde 5000 rubleye satmisti. Bazen kulpte ykl para kaybettiginden Bayan Stavrogin'den istemeye cesareti yoktu. Bayan Stavrogin, bunlari grendigi zaman kudurmuscasina fkelendi. Simdi ise sevgili oglu mlkn satmak iin gereken islemleri yapmasini babasindan istiyordu. Kuskusuz, soylu ve kendisini dsnmeyen bir kisi olan Bay Verkhovnesky, dokuz yil nce, grenciyken Petersburg'da grdg le cher enfant (bu sevgili ocuga) byle davranmis oldugundan tr utaniyordu. Aslinda mlkn degeri 12000 ya da 13000 ruble civarindaydi; ama, bugnk durumuyla bu mlke 5000 ruble verecekleri kuskuluydu. Kuskusuz ki, Bay Verkhovensky elindeki anlasmaya gre keresteleri satmak yetkisine sahipti; bunca yil hi aksatmadan ogluna 1000 ruble gndermisti; ama, bunun mmkn olamayacagini her zaman kanitlayarak kendisini temize ikarabilirdi. Fakat, Bay Verkhovensky, yksek prensipleri olan onurlu bir adamdi. Aklina son derece hos bir fikir geldi; sevgili Peter'i geldiginde, masanin stne 15000 rubleyi koyacak (mlkn getirebileceginden fazlaydi) sonra, her yil demekte oldugu gelire aldirmadan, ce cher fils'i (sevgili ogul) ggsne bastirarak aglayacak ve baba ogul arasindaki is konusu bylece son bulacakti. Bu gzel dsncesini, her zaman oldugu gibi dolambali yollardan Bayan Stavrogin'e ati. Bunun, aralarindaki dostluk baglarina zel bir anlam katacagini ima ediyordu. Ayni zamanda, eski devirlere ait babalarin, genellikle eski insanlarin, simdiki akli bir karis havada gezen, sosyalist dsncelere saplanan genlerden daha soylu olduklarini, kendi ikarlarini dsnmediklerini de gstermis olacakti. Daha birok sey de sylemekle beraber, Bayan Stavrogin hep susuyor, herhangi bir

fikir yrtmyordu. Sonunda kuru bir sesle, mlk en yksek degerinden satin almaya razi oldugunu; bu deger 6000 ya da 7000 ruble civarindaydi; belki, 4000 rubleye bile satin alinabilirdi; geri kalan 8000 ruble iin, yani kerestelerle beraber uup giden paradan sz etmedi. 84 Bu olay, Bayan Stavrogin'in, Dasha'yi evlendirme teklifinden bir ay ncesine rastliyordu. Bay Verkhovensky sasirmis ve derin dsncelere dalmisti. Eskiden oldugu gibi, oglunun gelmeme olasiligi vardi; ama, bunu ancak bir yabanci dsnebilirdi. Oysa, Bay Verkhovensky, bir baba olarak byle bir dsnceyi siddetle reddederdi. Her ne olursa olsun, sevgili Peter hakkinda birtakim garip sylentiler kulagimiza kadar geliyordu. nce niversite grenimini tamamladiktan sonra, Petersburg'da bir sre issiz dolasmisti. Bu alti yil nceydi. Birdenbire, gnn birinde, gizli bildirilerin dagitilmasinda parmagi oldugu ve durusmasini bekledigi haberi geldi. Sonra, Isvire'nin Cenevre sehrinde grlnce kamis oldugundan endise etmistik. Son derece saskin grnen Bay Verkhovensky, o zamanlar, bir sr palavra atmak gibi bir aliskanlik edinmisti. - Btn bunlar bana ok garip geliyor. Sevgili Peter, c'est une si pauvre tete! (zavalli bir insandir) Iyi kalpli, soylu, ok duyguludur ve sunu sylemeliyim ki, Petersburg'da onu, modern genlerle karsilastirdigim zaman vnmstm; fakat, c'est un pauvre sire tout de meme... (ne de olsa zavalli bir gentir) ve, bilirsiniz, duygululuk, yari olgunluk sonucudur. Onlari byleyen gerekilik degildir; sosyalizmin duygulu ve idealist yndr; oldugu gibi onun dini grnsdr; onun siiri, tabii herkes tarafindan evvelce kullanilmistir. Ve bununla beraber, btn bunlarin bence anlami nedir? Burada bir sr dsmanim var, orada daha da fazlasi ve babasinin etkisiyle yapmis oldugu sylenecek. Tanrim, Peter, kalkinma harektinin nderi, ha!... Ne gnlerde yasiyoruz!... Bununla beraber, kisa bir zaman sonra Peter, her zaman oldugu gibi parasinin gnderilmesi iin Isvire'deki kesin adresini bildirdi. Bu da gsteriyordu ki, siyasal bir gmen degildir. Ve simdi, dis lkelerde drt yil geirdikten sonra, birden bire z vatanina dnyor ve kisa bir zaman sonra da sehre gelecegini bildiriyordu. Bunun da anlami, herhangi bir sula sulanmamis olmasiydi. Dahasi da vardi; sanki, biri onun isleriyle ilgileniyor ve onu ynetiyordu/Simdi, 85Rusya'nin gneyinden yaziyor ve oraya nemli bir is iin gitmis oldugunu sylyordu. Btn bunlar iyiydi; ama, Bay Verkhovensky mlkn satisindan arta kalan 7000 ya da 8000 rubleyi nasil bulacagini dsnr ordu. Eger oglu bu konu zerine tatsizlik ikarir da mahkemelik olurlarsa ne olacakti? Duygulu Peter'inin mlkn hibir seye feda etmeyecegini de hissediyordu. Bir gn bana, alak sesle: - Dikkat ettim, diye fisildadi. Acaba, neden btn sosyalistler ve komnistler, bu kadar cimri, bu kadar malina dskn oluyorlar? Kuskusuz, en byk sosyalistler, sosyalistliklerinin byklg kadar da malina dsknlkleri byk oluyor... neden acaba? Acaba, bu sadece fazla duysalliktan mi oluyor? Bay Verkhovensky'nin bu szlerinde gerek payi olup olmadigini bilemiyorum. Btn bildigim, Peter'in kerestelerin satisindan haberdar oldugu ve bunun da Bay Verkhovensky tarafindan bilindigidir. Ayni zamanda, Peter'in babasina yazdigi mektuplari da okudum; Peter ok seyrek, yilda ancak bir mektup yazardi. Yalniz son zamanlarda iki mektup gndermis, bu mektuplar hemen hemen birbirini izlemisti. Ikinci mektup, gelisini babasina bildirmek iindi. Bu mektuplar kisa, kuru bir dille yazilmis ve sadece emir veren mektuplardi. Baba ogul, daha Petersburg'da ilk karsilasmalarinda son modaya uyarak senli benli olduklarindan, Peter'in mektuplari bana, eski mlk sahiplerinin Moskova ya da Petersburg'dan, mlklerini yneten klelerine yazdiklari mektuplari hatirlatiyordu. Ve simdi, Bay Verkhovensky'nin mali durumunu dzeltecek olan 8000 ruble, Bayan Stavrogin'in teklifi ile birden ortaya ikiyordu. Ayni zamanda, Bayan Stavrogin, bu paranin baska sekilde temin edilemeyecegini de kesinlikle ima etmisti. Bu bakimdan, Bay Verkhovensky bu teklife

boyun egmek zorunda kalmisti. Bayan Stavrogin gider gitmez, btn gn evine kapanip kimse ile grsmedi ve hemen bana haber saldi. Tabii, aglayarak uzun uzun konustu; gzel szler syledi; arada bir sz dizisini kaybetti ve konudan uzaklasti; bazen bir sz kt anlamda kullaniyor ve son 86 derece memnun oluyordu. Sonra hafif bir mide sancisina tutuldu... ok gemeden her sey normal seyrini takip etti. Sonunda, yirmi yil evvel len Alman karisinin resmini ikartti ve acikli bir sesle onunla konusmaya basladi: "Beni affedebilecek misin?" Kendisini tamamen kaybetmis grnyordu. Kederimizi bogmak iin biraz da itik. Biraz sonra tatli bir uykuya dalmisti. Ertesi sabah kravatini son modaya uygun olarak bagladi; dikkatle giyindi ve aynanin nnde sik sik kendisini kontrol etti. Mendiline esans dkt... hi olmazsa birka damla... ve pencereden Bayan Stavrogin'i fark eder etmez, hemen baska bir mendil aldi ve esansli mendili minderin altina sakladi. Bayan Stavrogin, onun kararini grenince: - ok gzel, dedi. nce kararliliginizdan, sonra da, zel hayatinizda pek dinlemediginiz mantiginizin sesini duymanizdan tr memnun oldum. Ama, aceleye gerek yok. Bay Verkhovensky'nin beyaz kravatina bakarken ekledi: - Simdilik kimseye bir sey sylemeyin, ben de sylemeyecegim. Yakin zamanda dogum gnnz olacak; onunla beraber sizi ziyarete gelecegim. Bir ay yaparsiniz; fakat, rica ederim, aperitif ya da sarap olmasin; ama, buna ben dikkat ederim. Arkadaslarinizi da davet edin... yine de arkadaslarinizin seimini beraberce yapariz. Eger gerekirse, Dasha ile bir gn nceden konusabilirsiniz. Dogum gn partinizde resmi bir aiklama yapacak degiliz; fakat, sadece kk bir imada bulunacagiz ya da herhangi bir tren yapmadan herkese duyuracagiz. Ondan sonra, on bes gn iinde sessiz bir evlenme treni olacak; tabii, mmkn olursa. Dgnden sonra bir sre iin bir yere; rnegin, Moskova'ya gidersiniz. Ben bile sizinle beraber gelebilirim. Fakat, en nemlisi, o zamana kadar bu hususta kimseye bir sey sylememenizdir. Bay Verkhovensky sasirmisti. Byle olamayacagini, Dasha ile karsilikli konusmasi gerektigini syleyecek oldu; fakat Bayan Stavrogin fkeyle haykirdi: - Onunla konusmanizin size ne yaran olacak. Belki de btn bunlardan hibir sey ikmayabilir... 87Gelecegin damadi tamamen saskin olarak mirildandi. - Ne demek istiyorsunuz? - Ne sylyorsam onu. Henz kesin bir karar vermis degilim. Fakat her seyin syledigim gibi olacagini dsndgmden, endise etmenize gerek yok. Dasha'yi bizzat kendim hazirlayacagim. Hibir sey yapmak zorunda degilsiniz. Sylenmesi ve yapilmasi gereken her sey yapilacaktir. Bu bakimdan onu grmenize gerek yok. Onu ne iin greceksiniz? Yapacaginiz ne var ki? Hem ne gidin ne de mektup yazin. Rica ederim bu hususta tek sz dahi istemiyorum. Ben de tek sz etmeyecegim. Bayan Stavrogin herhangi bir aiklama yapmadan olduka zgn ayrildi. Grnse gre, Bay Verkhovensky'nin hemen hazir tavirlarindan sasirmisti. ok yazik!... Bay Verkhovensky'nin durumdan hi haberi yoktu ve birok bakimdan dsnme firsatini bile bulamamisti. Aksine, yeni bir hava almaya, byk bir basari almis gibi tavir almaya baslamisti. Srekli atip tutuyordu. nmde durup kollarini iki yana aarak konusuyordu: - Hosuma gitti!... Duydunuz mu? isi yle bir duruma getiriyor ki sonunda vazgeecegim. Ben bile sabrimi tketebilir ve red-debilirim!?.. "Yerinden kimildamadan otur, onu ne iin greceksin?" Fakat neden olmasin, sorarim size, neden evlenmek zorundayim? Kafasina bazi garip dsnceler geldi diye mi? Fakat, ben ciddi bir adamim ve deli bir kadinin hakkimdaki dsncelerini her zaman iin reddedebilirim!... Ogluma ve kendime karsi bazi grevlerim var!... Kendimi feda ediyorum, bunu anlayamiyor mu? Belki de hayattan sikildigim, hibir seyi umursamadigim iin kabul ettim. Fakat, beni kizdirip umursamazligimi bir anda yok

edebilir. Beni fazla zorlayacak ve ben de vazgeecegim. Et enfin le ridicule... (Hem sonunda ok gln olacak)... Bana kulpte ne diyecekler? Liputin ne... ne syleyecek? "Belki de hibir sey olmaz!..." Tamam degil mi? Yeterli degil mi? Bu... bu kadari da fazla oldu! Jesuis un forat, un Badinquet, (bir forsayim ben.) Napolyon'un kamasi iin elbiselerini ona veren bir forsa.... kseye kistirilmis un (bir) adamim ben... 88 Btn bu yakinmalar arasinda, bencil bir gurur vardi. Bununla beraber, o aksam yine biraz itik. 3. BASKA BIR ADAMIN GNAHLARI Aradan bir hafta gemeden isler yavas yavas gelismeye basladi. Arada sunu da syleyeyim ki, bu ugursuz hafta iinde, en yakin sirdasi olarak, zavalli dostumdan hemen hemen hi ayrilmadim. O hafta kimseyi grmedigimiz ve hep yalniz kaldigimiz halde utantan yerin dibine geiyordu; hatta, benden bile utaniyordu; yle ki, bana aildika, bsbtn yanip yakiniyordu. ok hassas oldugu iin sehirde herkesin bildiginden endiseleniyordu. Degil kulpte, kendi arkadaslari arasinda grnmekten ekiniyordu. Normal gnlk yryslerine bile hava iyice karardiktan sonra ikiyordu. Aradan bir hafta geti; o hl nisanli olup olmadigini ne kadar gayret ederse etsin, kesin olarak grenememisti. Nisanlisi ile g-rsememisti ve kuskusuz, onun nisanlisi olup olmadigini, bu isin ciddi bir ynnn bulunup bulunmadigini bile bilmiyordu. Her nedense, Bayan Stavrogin onu kesin olarak grmek istemiyordu. Mektuplarinin ilkine cevap olarak (ve ona ok sayida mektup yazdi) Bayan Stavrogin, ok mesgul oldugundan kendisini rahatsiz etmemesini; nemli isler pesinde oldugunu; onunla grsemeyecegini; isi azaldigi zaman kendisini grmeye gelebilecegini yazdi. Mektuplarina gelince, "maskaralik" diye adlandirdigini ve onlari amadan geri evirecegini ekledi. Bu notu okudum; Bay Verk-hovnesky okumam iin vermisti. Bununla beraber, btn bu sert kelimelerin her biri, byk endisesinin yaninda anlamsizdi. Bu endisesi onu byk apta hirpaliyordu; bu nedenle, zayifladi ve cesaretini kaybetti. Her seyden utanmasina neden olan, benimle bile tartismayi reddettigi bir seydi. Tersine, her ne zaman bu konuyu aacak olsam, bana yalan sylyor 89ve kk bir ocuk gibi sz degistirmeye alisiyordu; byle olmasina ragmen beni her gn agirtiyordu; bensiz iki saatini bile geiremiyordu; ekmege, suya ihtiyaci oldugu kadar bana da ihtiyaci vardi. Byle bir tutum, bir bakima benligimi incitiyordu. O zaman, Bay Verkhovnesky'nin bu sirrini, endisesini aiklamasinin, kredisini artirmayacagina kesin olarak inanmistim ve bu nedenledir ki, henz gen oldugumdan hislerinin kabaligi ve kuskularinin irkinligi karsisinda fkelenmemek elimden gelmiyordu. O kizginligim aninda, itiraf etmeliyim ki, belki onun sirdasi olmak beni yordugundan tr, onu suluyor da olabilirdim. Bazi seylerin itirafinin g oldugunu bildigim halde, direterek her seyi aiklamasini saglamaya alistim. O da benim iimi gryor; yani, onun iini grdgm ve ona kizdigimi hissediyor; ona kizdigim ve iini grdgm iin o da bana kiziyordu. Belki de ona karsi fkelenmem anlamsiz ve samaydi; fakat, iki adam uzun zaman beraber bulun-muslarsa, o iki kisi arasindaki dostluk gerekten glenir. Belirli bir grs aisindan, kendi durumunun belirli taraflarini ok iyi anliyordu; kuskusuz, saklamasinin gerekli oldugunu dsndg noktalari ustalikla atliyordu. Arada sirada Bayan Stavrogin hakkinda bazi szler sylerdi. - Ah, nceleri byle degildi. Beraberce oturup tatli tatli tartistigimiz zaman byle degildi. O gnler konusabilirdi, biliyor musunuz? O gnlerde kendisine zg dsnceleri oldugunu sylersem inanir misiniz? Simdi her sey degisti!... Eski gnlerin gemis oldugunu sylyor. Gemisi hor gryor... Simdi bir esit ynetici, dnyaya karsi dis bileyen bir kisi oldu ve daima yz asik... Hemen itiraz ettim.

- Emirlerini yerine getirdiginize gre neden kizmis olsun? Cin gibi bir tavirla yzme bakti. - Cher ami, (sevgili dostum) arzusunu kabul etmeseydim, son derece fkelenecekti!... Ama yine de, kabul ettigim zamankinden daha az kizacakti! 90 Bu yorumundan son derece memnun oldu ve o gece bir siseyi beraberce bosalttik. Fakat, neseli durumu pek kisa srd; ertesi sabah, her zamankinden daha kt bir durumda ve daha kederliydi. Fakat daha ok, sehre yeni gelmis olan Drozdov'lara, eski dostlugunu yenilemek iin gereken ziyareti yapmaya bir trl karar verememesine kiziyordum. Anladigima gre, Drozdov'lar da bunu bekliyor ve gelmeyisinin nedenini sorup duruyorlardi. Kendisi de bu ziyareti yapmayi arzu ediyordu. Lisa'dan szederken anlayamadigim bir heyecanla konusuyordu. Kuskusuz ki onu, bir zamanlar ok sevdigi kk bir ocuk olarak hatirliyordu. Fakat nedense, simdiki dertlerinin ve en nemli sikintilarinin onun yaninda sona erecegini dsnmyordu. Lisa'nin kisiliginde olaganst bir yaratik bulacagina inaniyordu. Her gn ona gitmeye karar verdigi halde gitmiyordu. Isin en garip tarafi, onunla benim de tanismak istememdir; bu da ancak, Bay Verkhovensky tarafindan yapilabilirdi. Onunla sik sik karsilasmalarim, zerimde derin bir etki birakmisti... Tabii bu karsilasmalarim, sokakta oluyordu. Onu, sik bir binici elbisesiyle, gzel bir atin stnde ve rahmetli general Drozdov'un yakisikli akrabasi gen subayin esliginde gryordum. Gzlerimin kamasmasi kisa srmst ve hayalimin olmayacak bir sey oldugunu hemen anlamistim. Bununla beraber, kisa bir zaman bile srms olsa, gerek olduguna gre, evinden ikmamakta israr eden zavalli dostuma o zamanlar nasil kizdigimi tahmin etmek kolay olur. Grubumuzda bulunan herkes, Bay Verkhovensky'nin bir sre iin hibir ziyareti kabul etmeyeceginden ve rahatsiz edilmemesini istediginden haberdar edilmisti. Vazgemesi iin ok ugrasmakla beraber, kimseyle grsmek istemedigini dostlarina bildirmesine engel olamadim. Arzusuna uyarak btn dostlarinin evini teker teker dolastim; Bayan Stavrogin'in bizim 'ihtiyar'a bazi isler verdigini (aramizda ona ihtiyar derdik), yillardan beri daginik duran mektuplarin bir dzene sokulmasini istedigini, bu nedenle evine kapandigini ve kendisine yardim ettigimi syledim. Sadece, Liputin'e 91ugramadim; ona gitmeyi, her gn ertesi gne birakiyordum; fakat, dogrusunu sylemek gerekirse ondan korkuyordum. Syledigim tek kelimeye inanmayacagini biliyordum; ondan saklamak istedigimiz bir sir oldugunu dsneceginden ve yanindan ayrilir ayrilmaz hemen disari firlayacagindan ve ortada neler dndgn grenmek iin bir sr samaliklar yapacagindan emindim. Btn bunlari kendi kendime tekrarlayip dururken, ona rastladim. Durumu anlattigim tanidiklardan her seyi grenmisti bile. Fakat, sylemesi gariptir ki, Bay Verkhovensky hakkinda tek soru sormadi ve ona ug-rayamadigim iin zr dileyecegim sirada hemen szm kesti; konusmayi baska bir konuya evirdi. Bana sylenecek ok seyi vardi; ok heyecanli ve kendisini dinleyecek birini buldugundan dolayi ok memnundu. Sehir haberlerinden deginmeye basladi; valinin "degisik agizli" karisinin gelisinden, kulpte onlara karsi yapilan hareketlerden, herkesin ortaya yeni yeni fikirler atmasindan ve bunun herkese nasil bulastigindan falan szetti. Tam on bes dakika konustu ve ylesine eglenceli anlatiyordu ki bir trl kendimi yanindan koparamiyordum. Geri ondan hi hoslanmazdim; ama, itiraf etmeliyim ki, kendisini dinletme hneri vardi; zellikle, fkeli oldugu zamanlar. Bu adam, benim fikrime gre, dogustan casustu. Sehrimizde geen btn olaylari dakikasi dakikasina haber alirdi; sehrin en olmadik sirlarini bilirdi; bazen kendisini hi ilgilendirmeyen olaylari bu kadar ince ayrintilari ile bilmesine hayret etmemek elden gelmezdi. ogunlukla, karakter yapisinin kiskanlik olduguna inanmisimdir. Ayni gece, Bay Verkhovensky'ye, o sabah Liputin ile karsilasmami ve anlattiklarini syledigim zaman, heyecanlanarak beni sasirtan bir soru sordu: "Liputin biliyor mu, bilmiyor mu?". Bu konuyu byle kolaylikla grenemeyecegine; ayrica, grenebilecegi bir kimsenin olmadigina inandirmaya alistim; fakat, Bay Verkhovnesky bir trl, bana inanmak istemedi.

Sonra beklenmedik bir anda: -Ister inanin ister inanmayin, dedi. Fakat, sadece durumumuzu btn ayrintilariyla bilmesinin disinda, her ikimizin de bilmedigi, belki de hi grenemeyecegimiz ya da grendigimiz zaman geri 92 dnemeyecegimiz bir seyi de bildigi kanisindayim. Cevap vermemekle beraber, sylediklerinde bazi gereklerin gizli oldugundan emindim. Bu konusmadan sonra, bes gn Liputin'in ismini bile agzimiza, almadik; Bay Verkhovnesky'nin, birtakim kuskularini bana atigi, istemedigi seyleri syledigi iin caninin sikildigini hissetmemek elimden gelmiyordu. *** Bir sabah... Bay Verkhovensky'nin evlenmeye razi oldugunun yedinci ya da sekizinci gn... saat on bir sularinda, her zamanki gibi yine kederli dostuma gitmek iin acele ederken, basimdan bir olay geti. Liputin'in "byk yazar" dedigi Karmazinov'la karsilastim. Onun romanlari ve ykleri yedisinden yetmisine kadar herkes tarafindan bilinirdi. Onlara ben de dskndm; ocuklugumun ve genligimin, bana en ok zevk veren yapitlariydi. Ama, sonralari ondan sogumustum; son zamanlarda ok sik yazdigi dsndrc romanlari eskiden yazdigi siir dolu uzun ykleri kadar ilgin degildi ve son yazilarini hi begenmiyordum. Genel olarak, bylesine nemli bir konuda zel dsncelerimi de aiklamama izin verecek olursaniz, syle konusabilirim: Hayatlari sresince ogunlukla bir dhi olarak bellenen orta halli bu centilmenler, ldklerinde yalniz iz birakmadan gitmekle kalmazlar; ayni zamanda, anilarimizdan bile silinirler. Fakat, bazilari, hayattayken bile, yeni bir kusagin ikmasi ile tamamen unutulup btn zihinlerden silinirler. Hele bizim lkede, tiyatroda sahnenin degismesi gibi kolaylikla oldugu dogrudur. Her zaman iin, syleyebilecekleri yeni bir sey olan Pushkin'ler, Gogol'ler, Molir'ler ve Voltaire'ler ya da btn meshurlar bu sylediklerimin disinda kalirlar!... Bu orta halli, yetenekli centilmenlerimizin, kendilerinin bile farkina varmadan, mrlerinin sonuna geldikleri de bir gerektir. 93Bitmez bir dsnce hazinesi olduguna uzun bir sre inanilan; kendisinden toplumun kipirdanisina olaganst, ciddi katkilari beklenilen bir yazarin, sonunda, en esasli dsncesinin bile bir hi oldugu, olduka sik grlr ve bu nedenden dolayi, onlarin ok abuk silinmelerine de hayret edilmemelidir. Fakat, yasli adamlar bunun farkina varmazlar ve kizarlar. alismalarinin sonunda, fkeleri sasirtacak derecede artar. Kendilerini ne sanirlar, ancak Tanri bilir... Karmazinov iin, sz geen kisilerle ve yksek sosyete ile olan iliskilerine, hemen hemen, kendi benliginden daha ok nem verdigini sylyorlardi. Eger ona iyi bir tavsiye ile geliyorsaniz, tabii, zellikle ona bir sey iin gerekliyseniz, sizi ok candan karsilayacagi, pohpohlayacagi, basit kalpliligi ve alakgnlllg ile sizi byleyecegi sylenirdi. Fakat, siz yanindayken, bir prens, kontes ya da korktugu biri gelecek olursa, oradan ayrilmaniza firsat kalmadan size, bir paavra ya da kk bir bcekmissiniz gibi kt davranmayi en kutsal grevi kabul eder ve bu hareketinin soylu bir davranis olduguna inandigi sylenir. Arzu ettigi takdirde kendisini tutabildigi, soylu davranislari ok iyi bildigi halde, o kadar ben-cilmis ki, toplumun edebiyatla pek ilgisi olmayan evrelerinde bile yazarligini ileri srmeden edemezmis. Diger taraftan, eger biri yanlislikla umursamazligi ile canini sikacak olsa, son derece gcenir ve almak iin firsat ararmis. Yaklasik bir yil kadar nce, ruhbilimle ilgili oldugu kadar, en kaba bir siirsel trde de yazilmaya alisilmis bir yazisini, bir dergide okumustum. Ingiltere kiyilarinda bir yerde, bizzat kendisinin tanik oldugu, bir geminin batisini, bogulmak zere olanlarin kurtarilmalarini ve bogulanlarin cesetlerinin sahile getirilislerini nasil seyretmis oldugunu anlatmisti. Bu olduka uzun ve kalabalik szl yazi, kendisinin ne kadar iyi bir insan oldugunu gstermek amaciyla yazilmisti. Satirlarin arasinda yazarin sanki syle dedigi anlasiliyordu: "Bakin bana, su dakikalarda nasil cesurca davrandim.

Denizin, firtinanin, kayalarin, paralanan geminin kalintilari size ne anlatir? Btn bunlari kalemimin gc ile size anlattim. l kollari arasinda l ocugunu sikica tutan bogulmus kadina neden 94 bakiyorsunuz? Bana baksaniz daha iyi edersiniz. Olayin grnsne dayanamayip arkasini dnen bana bakin. Bakin, ben arkami dnms duruyorum; (dehset iindeyim ve onlara dnp bakacak gc bulamiyorum; gzlerimi yumdum... bunu daha ilgin bulmuyor musunuz?" Karmazinov'un bu makalesi hakkindaki fikrimi Bay Verkhovensky'ye syledigim zaman benimle ayni fikirde oldugunu syledi. Son gnlerde Bay Karmazinov'un gelecegi haberi sehirde yayildigi zaman, normal olarak onu ben de grmek; hatta, mmkn olursa onunla tanismak istemistim. Bir zamanlar arkadas olduklarindan bu arzumu Bay Verkhovensky araciligiyla yerine getirebilecegimi biliyordum. Ve simdi, onunla bir kse. basinda karsilastim. Onu derhal tanidim; valinin karisiyla bir arabada giderlerken gn kadar nce bana gstermislerdi. Yaklasik elli bes yaslarinda, kisa boylu, agirbasli ve silindir sapkasinin kenarlarimdan, tertemiz pembe kulaklarinin arkasina kivrilan gr, kir sali bir ihtiyardi. Ince, uzun, alay edercesine kivrilmis dudaklari, biraz etlice burnu ve keskin bakisli gzleriyle, teiniz, kk yz pek gzel sayilmazdi. Giyimi biraz dikkatsizceydi. zerinde, ancak yilin bu mevsiminde Kuzey Italya ya da Isvire'de giyilebilecek cinsten siyah bir pelerin vardi. Fakat giyiminin ok kk seyleri dahi; kol dgmeleri, yakasi, dgmeleri; ince, siyah bir kurdelenin ucuna bagli baga gzlg ve yzg, yksek tabakadaki insanlarin kullandiklari cinstendi. Yazin muhakkak kumastan yapilmis, yaninda sedef dgmeleri olan renkli tozluklarla dolastigi kanisindayim. Onu grdgmde, kse basinda durmus etrafina bakmiyordu. Kendisine ilgi ile baktigimi grnce, tatli, fakat biraz tiz bir sesle sordu: - Bykov Sokagi'na nasil gidebilecegimi sylemek nezaketinde bulunur musunuz? Byk bir heyecanla: - Bykov Sokagi mi? diye haykirdim. Buradan uzak degildir. Bu cadde boyunca yrrseniz soldaki ikinci sokak. 95- ok tesekkr ederim. Oh, kahrolsun o dakika!... O dakikada rkek ve son derece alakgnll grndgme inaniyorum. Her seyin bir anda farkina vardi ve tabii, her seyi anladi; yani, kim oldugunu bildigimi, onun kitaplarini okudugumu ve ocuklugumdan beri ona taptigimi ve rktgm, alakgnlllkle ona saygi duydugumu anlamisti. Glmsedi; tekrar basini egdi ve tarif ettigim yne dogru yrd. Neden geri dnp pesinden gittim bilmiyorum; neden yaninda on adim kostum bilmiyorum. Yine birdenbire durdu. Yine bana hitap ederek haykirdi: - En yakin araba duragini da syleyebilir miydiniz? Igren bir haykiris; igren bir ses! - Araba duragi mi? En yakin araba duragi... katedralin yaninda... orada daima araba bulmak mmkndr. Bunu syler sylemez dndm ve neredeyse kosacaktim. Tahmin ederim ki, bunu bekliyordu. Tabii, hemen kendime geldim ve kazik gibi durdum; fakat, hareketimi fark etmis ve o tatsiz glmsemesiyle yzme bakiyordu. Tam o sirada mrm olduka unutamayacagim bir sey oldu. Birdenbire sol elinde tasimakta oldugu kk antayi yere dsrd. Dogrusu bu anta da degildi; kk bir kutu, atase antasina da benziyordu; fakat, daha ok kadinlarin tasidiklari makyaj antasini andiriyordu. Ne oldugunu kesin olarak bilmiyorum; bildigim, onu yerden almak iin dnms oldugumdur. Onu yerden almadigima kesin olarak eminim; fakat, yerden almak iin yaptigim ilk hareket kimseyi yaniltamazdi. Bu hareketimi gizleyemedigim de muhakkak; hem de aptal gibi kizarmistim. Alayci adam, anlamak istedigi her seyi bir anda anlayivermisti. Sevimli bir sesle: - Zahmet etmeyin, efendim, ben alirim, dedi.

Sanki antayi yerden almayacagimi anlamamis gibi bir tavirla egilip yere dsen antasini aldi. Bu hareketi yaparken sanki benden 96 evvel davranmis gibi bir abuklugu vardi. Tekrar basiyla selamladi ve beni bir budala gibi oldugum yerde birakarak yoluna devam etti. antayi yerden almis bile olsam durumda bir degisiklik olacagini sanmazdim. Bes dakika sreyle kendimi tamamen rezil olmus zannettim; fakat, Bay Verkhovensky'nin evine geldigim zaman kahkahalarla glmeye basladim. Bu karsilasmayi yle gln bulmustum ki, btn olayi, hareketlerimiz de dahil olmak zere Bay Verkhovensky'ye anlatmaya karar verdim. *** Bu kez Bay Verkhovensky'yi olaganst degismis bulunca ok sasirdim. Beni grr grmez byk bir heyecanla karsilamak iin kostugu gerektir. Fakat, ylesine dalgindi ki, anlattiklarimi dinlediginden bile kuskuluydum. Karmazinov'un isminden sz eder etmez, kendisini ilgin gibi kaybetti. - Ondan szetmeyin!... diye haykirdi. Onun ismini agziniza almayin! Bakin, suna bakin! Oku! Oku!... Bir ekmece ekti ve masanin stne, kursun kalemle acele acele yazilmis kgit parasi atti. Bunlarin hepsi Bayan Stavrogin' dendi. Ilk not, iki gn nce, ikincisi dn ve ncs de bugn, bir saat nce yazilmisti; mektup da pek nemsizdi. Tek konu, Kar-mazinov'du; Karmazinov'un onu ziyarete gelmemesi halinde ne kadar zleceginden ve gururunun incineceginden sz ediyordu. Iste iki gn nce gelen birinci not (belki gn nce ve drt gn nce yazilanlar da vardi): "Nihayet bugn ziyareti ile size seref verecek olursa, benden szetmemenizi rica ederim. En kk bir imada bile bulunmayin. Benim hakkimda konusmayin ve beni ona hatirlatmayin." V.S. 97Dnk not: "Nihayet bu sabah sizi ziyarete harar verecek olursa, en agirbasli hareketin onu evinize kabul etmemek olacagini saniyorum. Ben byle dsnyorum, sizin nasil dsndgnz bilmiyorum." V.S. Bugnk not, sonuncusu: "Evinizin kirli ve ttn dumani ile dolu oldugundan eminim. Maria ve Foma'yi gnderiyorum; yarim saatte her tarafi temizleyip toplarlar. Onlara karismayin, odanizi toplarlarken siz mutfakta oturun. Bir Buhara halisi ve iki in vazosu gnderiyorum: onlari uzun zamandan beri size hediye etmeyi dsnyordum zaten; ayni zamanda Teniers'imi gnderiyorum (bir sre iin). Vazolari pencerenin iine koyabilirsiniz ve Teniers'i de tam Goethe'nin resminin altina asin; orada daha ok gze arpar ve sabahlan da orasi daima aydinlik olur. Nihayet gelirse, onu son derece kibar karsilayin; fakat nemsiz seylerden ya da bilimsel konulardan sz edin; sanki, ondan henz dn ayrilmis gibi davranin. Benim hakkimda tek kelime dahi sylemeyin. Aksam belki sizi grmeye gelebilirim." Hamis: Eger bugn gelmeyecek olursa, artik hi gelmez. Notlan okuyunca dostumun byle basit seylerden heyecanlanmasina sastim. Sorgu dolu bakislarimi ona kaldirdigim zaman notlari okudugum srede her zaman takmakta oldugu beyaz kravatini, kirmizi bir kravatla degistirmis oldugunu grdm. Sapkasi ve bastonu masanin stnde duruyordu. Rengi solmustu ve elleri titriyordu. Sorgu dolu bakislarima fkeyle karsilik verdi. - Onun heyecani umurumda bile degil!... Je m'en fiche! (bile degil!) Benim mektuplarima cevap vermedigi halde Karmazinov iin heyecanlaniyor!... Iste, iste bana dn geri gnderdigi ailma98 mis mektuplarimdan biri, orada masanin stnde, kitabin altinda, L'Homme qui rit'in altinda, (glen adam) Sevgili Nicholas iin zlyorsa bana ne? Je m'en fiche et je

proclame ma libert. Au di-able le Karmazinov! Au diable Lembke! (Viz gelir, hrriyetimi ilan ediyorum. Karmazinov'un cani cehenneme! Lembke'nin cani cehenneme!) Vazolari hole, Teniers'i ekmeceye sakladim ve beni derhal kabul etmesini istedim. Duydunuz! Ondan istedim!... Ben de kursun kalemle ayni cins kgida karaladim ve Nastasya ile gnderdim ve bekliyorum. Dasha'nin kendi agziyla ve Tanrinin huzurunda ya da hi degilse, sizin huzurunuzda sylemesini istiyorum. Vous me seconderes, n'est-ce pas, comme ami et tmoin. (Bana bir dost ve tanik olarak yardim edeceksiniz, degil mi?) Yzm kizartmak, yalan sylemek istemiyorum; gizli kapakli isler istemiyorum; bu iste gizli hibir sey istemiyorum!... Her seyi bana samimiyetle itiraf etsinler, aik olarak, onurluca ve sonra... sonra belki ben onlari onurlu davranisimla utandiririm!... Onun bir alak olduguna inanmisim gibi byk bir fkeyle bana bakti ve birden parladi. - Ben bir alak miyim, degil miyim, aziz dostum? Bir yudum su imesini rica ettim; onu daha nce hi bu kadar heyecanli grmemistim. Konusurken odanin bir ksesinden br ksesine kosuyordu; fakat, birden garip bir tavirla karsimda durdu. Asiri bir gururla tepeden tirnaga beni szd ve yine basladi. - Beni, Stepan Vershovensky'yi, onuru ve byk ilkeleri ugruna, gerekirse heybesini, yoksul ikinini, zayif omzuna vurup bir daha geri dnmemek zere buradan gidebilecek kadar gl sanmiyor musunuz, efendim? Stepan Verkhovensky'nin, baskiyi, ilgin bir kadinin baskisini, yani, dnyadaki en onur kirici, amansiz baskiyi, byk bir soylulukla geri evirmesi ilk defa olmuyor; geregi dikkate almadan szlerime gldgnz gryorum, efendim!... Oh, bir tccarin yanina girip ocuklarina gretmenlik ederek son gnlerimi orada geirebilecegime, ya da bir itin dibinde aliktan lecek 99kadar gl olduguma inanmiyorsunuz. Cevap verin, hemen cevap verin!... Inaniyor musunuz, inaniyor musunuz? Bilerek cevap vermedim. Hatta, olumsuz cevabimla onu incitmek istemedigim iin cevap vermekten kainiyormusum gibi bir de tavir takindim. Onun bu fkesinde gururumu kiran bir sey vardi ve kisisel de degildi, ah, hayir!... Fakat... bunu daha sonra anlatacagim. Bay Verkhovensky'nin rengi gerekten soldu. - Belki yanimda sikiliyorsunuzdur, Bay G... (benim adim). Sonra, ogunlukla olaganst fkelenip parlamasindan nce yzne gelen solgun ifadeyle: - Belki de...beni bir daha grmek istemezsiniz, dedi. Endiseyle ayaga firladim; tam o sirada Nastasya odaya girdi ve zerine kursun kalemle bir seyler karalanmis bir kgit parasini sessizce ona uzatti. Bir gz attiktan sonra firlatip bana atti. Kgitta Bayan Stavrogin'in yazisiyla iki kelime vardi: "Evde oturun." Bay Verkhovensky sapkasini, bastonunu sessizce aldi ve acele adimlarla kapiya dogru yrd; bir tutsak gibi ben de pesinden gittim. Birden koridorda birtakim sesler ve acele adim sesleri duyuldu. Sanki yildirimla vurulmus gibi yerinde akilip kaldi. Kolumu tutarak fisildadi: - Liputin L.Mahvoldum!... Tam o anda Liputin odaya daldi. Bay Verkhovensky, Liputin geldi diye neden mahvolacakti bilmiyordum ve bu szne bir anlam da verememistim; her seyi ruhsal dzeninin bozukluguna verdim. Fakat, byle olmakla beraber duydugu dehset olaganstyd ve olacaklari yakindan izlemeye karar verdim. Odaya girerken Liputin'in yz ifadesi, btn yasaklamalara ragmen, bu kez ieri girmeye zel bir hakki oldugunu gsteriyordu. Beraberinde hi tanimadigimiz, kiligina bakilirsa, henz yoldan 100

geldigi belli birini de getirmisti. Bay Verkhovensky'nin anlamsiz bakisma karsilik yksek sesle konusmaya basladi. - Size yeni bir ziyareti getiriyorum, hem de nemli biri! Bu bakimdan yalnizliginizi bozmaya cesaret ediyorum. Bay Kirilov, ender rastlanan bir insaat mhendisidir. Ve en nemlisi, efendim, oglunuzu taniyor, Peter Verkhovensky'yi. Oglunuzun ok yakin bir arkadasi. Ondan bir de haber getirmis. Yoldan henz geldi. Ziyareti sert bir sesle: - Haber getirmis oldugumu siz uyduruyorsunuz, dedi. Haber getirmedim; fakat, Verkhovensky'yi tanidigim dogrudur. Ondan, on gn evvel Kharkov sehrinde ayrildim. Bay Verkhovensky tereddt etmeden adamin elini sikti ve oturmasi iin isaret etti; bir bana, bir de Liputin'e bakti; sonra, sanki kendisine gelmis gibi aceleyle oturdu; fakat, sapkasi ve bastonu hl elindeydi. - Tanrim, demek ikiyordunuz!... Oysa, bana ok mesgul oldugunuz sylenmisti!... - Evet, kendimi iyi hissetmiyorum. Sadece yryse ikiyordum. Ben... Bay Verkhovensky birden sustu ve elindeki sapkayla bastonunu divanin stne birakti ve kizardi. Bu arada aceleyle konugu inceliyordum. Gen bir adamdi... tahminen yirmi yedi yaslarinda... dzgn kilikli, biraz kirlice solgun benizli, donuk siyah gzl, uzunca boylu ve esmerdi. Biraz dsnceli ve dalgin grnyordu. Konusmasini kesik kesik, dilbilgisi bakimindan kit cmlelerle srdryordu. Biraz uzunca cmle kurmak zorunda kaldigi zaman, olduka garip kelime dsklkleri yapiyordu. Liputin, Bay Verkhovensky'nin hayretini fark ediyor ve bundan sevinir grnyordu. Odanin zit kselerindeki koltuklara oturan ev sahibi ile konuga ayni uzaklikta olabilmek iin oturdugu hasir sandalyeyi hemen hemen odanin ortasina dogru srmst. Keskin bakisli gzleri, odanin her ksesini arastiriyordu. 101Bay Verkhovensky, nihayet konuguna mirildandi. - Ben... Peter'i uzun bir sreden beri grmedim. Avrupa'da mi tanistiniz? - Burada ve Avrupa'da. Liputin araya girdi. -Bay Kirilov, drt yillik bir ayriliktan sonra Avrupa'dan henz dnd. Mesleginde ilerlemek iin gitmisti ve simdi de demiryolu kprsnde is alabilmek amaciyla buraya geldi. Simdilik cevap bekliyor. Peter'in araciligiyla da Drozdov'lari ve Lisa'yi taniyor. Mhendis dimdik oturuyor ve yapmacik bir sabirsizlikla dinliyordu. Bir seylere kizdigi her halinden belli oluyordu. - Bay Stavrogin'i de taniyor. Bay Verkhovensky sordu: - Bay Stavrogin'i de taniyor musunuz? -Evet, efendim; Onu da taniyorum. - Peter'i o kadar uzun zamandan beri grmedim ki... kendimde onun ba... babasi olmak hakkini gremiyorum... C'est le mot. (sadece bir deyis) Ben... sey... ondan ayrildiginiz zaman nasildi? Bay Kirilov yine ayrintili olarak cevap vermeyi gereksiz grms olacak ki kisaca: - Ondan ayrildigim zaman iyiydi... o da gelecek, dedi. Bir seye kizdigi belli oluyordu. - Geliyor ha! Nihayet ben... anliyorsunuz ya, Peter'i o kadar uzun zamandan beri grmedim ki! Bay Verkhovensky kelimelerini sasiriyordu. -Zavalli oglumu bekliyorum. Kendisine karsi ok suluyum... diye devam etti. Yani sunu demek istiyorum ki, Petersburg'da ondan ayrildigim zaman... ya... yani, dsnmedim ki... onu bir hi sayiyordum, onu... quelque shose de ce genre. (yani, byle bir sey). Biliyor musunuz, sinirli, ok duygulu ve... rkekti. Gece lmesinden korktugu iin yatarken, yerlere kapanarak dua eder, yastiginin s102 tne ha izerdi... Je m'en souviens. Enfin, (onu hatirliyorum. Nihayet,) ne soylu bir duygu, yani degerli bir sey, ne de gelecek iin bir dsnce filizi... C'etait comme un petit idiot (kk bir budalaydi.) Fakat ne syledigimi bilmiyorum galiba. zr dilerim, Ben... sey... beni buldunuz... Mhendis birdenbire asiri bir merakla sordu:

- Yastigina ha izdigini sylerken ciddi miydiniz? - Evet, izerdi. - Pekl; sadece grenmek istemistim... devam edin. Bay Verkhovensky sorgu dolu gzlerle, Liputin'e bakti. - Beni ziyarete geldiginiz iin memnunum; ama, simdiki durumum benim... sey... sahi, nerede kaliyorsunuz? - Bogoyavlenskaya sokagi, Filippov'un evinde. Kendimi tutamadan: - Oh, dedim. Shatov da orada oturuyor. Liputin deta bagirarak: - Evet, ayni evde, dedi. Shatov tavan arasinda oturuyor. Bay Kirilov, Yzbasi Lebyatkin'in katinda bir odada kaliyor. Shatov'u ve karisini da taniyor. Avrupa'da karisinin yakin arkadasiymis. Bey Verkhovensky birden duygulanarak bagirdi: - Comment!... (Nasil!) De ce pauvre ami (bu zavalli dostumuzla) ve su kadinin sanssiz evlilikleri hakkinda bir seyler biliyor musunuz? Kadini sahsen taniyan biri olarak ilk kez sizinle karsilasiyorum ve eger sadece... Mhendis, kipkirmizi olarak onun konusmasini yarida kesti: - Ne kadar sama!... Her seyi nasil uyduruyorsunuz, Liputin! Shatov'un karisini hi grmedim... belki sadece uzaktan bir kere grmsmdr, o kadar. Yakindan hi grmedim diyebilirim. Shatov'u tanirim. Neden byle uydurup duruyorsunuz? Kanepenin zerinde sert bir hareketle dnd; sapkasini kapti, tekrar yerine birakti; yine eskisi gibi oturdu; sonra, kivilcimlar 103fiskiran gzlerle meydan okurcasina Bay Verkhovensky'ye bakti. Bylesine fkelenmesini hibir zaman anlayamadim. Bay Verkhovensky, duygulu bir tavirla: - Bagislayin, dedi. Bunun ok nazik bir mesele oldugunu biliyorum... - Burada nazik bir mesele falan yok. Ayip, hakikaten ayip ama, "sama" diye size degil, Liputin'e bagirdim; nk, daima uyduruyor. Size hitap ettigimi dsndnzse bagislayin. Shatov'u taniyorum; ama, karisini hi tanimiyorum... hi!... - Anladim. Anladim. Ve israr ettiysem, sadece, zavalli dostumuzu, ntre irascible'ami, (fkeli dostumu) ok sevdigimden ve onunla daima ilgilendigimdem... Eski, belki de genlikten; fakat olduka degerli dsncelerini birden degistirmis oldugunu dsnmemek elimden gelmiyor. Ve simdi de ntre sainte Russie (Kutsal Rusya'miz) hakkinda o kadar yaygara kopariyor ki, bu organik degismeyi, baska trl adlandiramam; aile iindeki mthis bir sarsintiya, yani demek ki, sanssiz evliligine vermek egi-limindeyim. Zavalli Rusyamizi iyice taniyan, avcunun ii gibi bilen ve btn hayatini Rus halkina vermis olan ben ve dahasi da... Mhendis bir kere daha aniden konustu: - Rusya'yi ben de bilmem ve... inceleme firsatini da bulamadim. Sonra, yine kanepede sert bir dns yapti. Bay Verkhovensky sznn yarisinda kalmisti. Liputin: - Inceliyor, Rusya'yi inceliyor, diye araya girdi. Incelemelerine henz basladi ve Rusya'da artan intihar olaylarinin nedenleri ve genel olarak, toplumda intihar olaylarini artiran ve azaltan nedenler zerine ok ilgin bir makale hazirliyor. Pek sasirtici sonulara varmis. Mhendis son derece heyecanlanarak: - Hi hakkiniz yok, diye fkeyle mirildandi. Hi de makale degil... Ben asla... byle sama seyler... rastlantiyla, size gizli olarak 104 sordum. Hi de bir makale degil; yayimlamiyorum ve sizin hakkiniz yok... Liputin'in pek keyiflendigi aik seik belliydi. - zr dilerim; belki de edebi alismaniza makale demekle yanildim. Bay Kirilov sadece gzlem yapiyor ve meselenin aslina ya da daha dogrusu, onun ahlaki ynne deginmiyor. Gerekten, byle erdeme ait seyleri kabul etmiyor ve iyilik amacinin hatiri iin genel yikimin en son ilkeleri taraftaridir. Avrupa'da sagduyunun saglanabilmesi iin yz milyondan fazla bas talep ediyor... Son baris grsmelerinde istenenden olduka fazla: Bu bakimdan Bay Kirilov herkesten nde gidiyor.

Mhendis, karsisindakileri kk gren bir tebessmle dinliyordu. Yarim dakika kadar herkes sustu. Nihayet Bay Kirilov magrur bir tavirla: - Bunlarin hepsi sama, Liputin, dedi. Eger rastlantiyla size bazi seyler anladiysam ve siz onlara hemen sarildiysaniz, elimden bir sey gelmez. Fakat hakkiniz yok; nk, bunlardan kimseye s-zetmedim. Konusmaya tenezzl etmem. Eger inanlarim varsa, onlar bana aittir; fakat siz... ahmaka davrandiniz. Bir karara baglanmis konular zerine konusmam. Tartismadan nefret ederim. Hibir zaman tartismak istemedim... Bay Verkhovensky dayanamadi. - Belki de ok haklisiniz. - zr dilerim, fakat burada kimseye kirilmis degilim. Konuk, heyecanla ve abuk abuk konusmasina devam etti: - Drt yil iinde pek az insan grdm... Drt yil ok az konustum ve kimseyle konusmamak iin elimden geleni yaptim; bence nedenler vardi ki, kimseyi ilgilendirmez... Tam drt yil. Liputin grendi ve glyor. Anliyorum ve aldirmiyorum. Gcenmiyorum... sadece serbestligine sasiyorum. Dsncelerimi size amiyorsam... Sznn burasinda hepimizi garip bir bakisla szerek devam etti: 105- Beni hkmete ihbar edeceginiz korkusundan degil. Kesinlikle ltfen, byle sama seyleri akliniza getirmeyin... Bu szlere hibirimiz cevap vermedik. Sadece birbirimize bakistik. Hatta, Liputin bile kis kis, alayli glmesini unutmustu. Bay Verkhovensky kararli bir tavirla kanepeden kalkti. - ok zgnm, baylar; fakat kendimi iyi hissetmiyorum ve olduka da zgnm. Kusuruma bakmamalisiniz. Bay Kirilov sapkasini alarak dogrulurken: - Ah, gitmemizi istiyorsunuz, dedi. Byle sylediginiz iin memnun oldum; son derece unutkanim, biliyorsunuz. Yerinden kalkti ve iten bir tavirla, elini uzatarak Bay Verkhovnesky'ye dogru yrd. - Rahatsiz oldugunuz iin zldm. Bilmeden gelmis oldum. Bay Verkhovensky acele etmeden onun elini dosta sikti. - Aramizda basari saglamaniz en iyi dileklerim, dedi. Sylediginiz gibi, kendinize zg nedenler yznden bu kadar yil Avrupa'da kalmis, insanlardan kainmis ve Rusya'yi unutmus olmanizi anliyorum. Burada dogup byms biz Ruslar'a saskinlikla bakiyor olmalisiniz. Bize gelince, biz de size sasiyoruz. Mais cela passera (bu da geecek). Yalniz bir sey var, beni sasirtan bir sey: Kprmz insa etmek istiyorsunuz, bununla beraber, genel yikim ilkelerine taraftar oldugunuzu sylyorsunuz. Kprmz yapmamiza izin vermeyeceklerdir!... Kirilov sasirarak haykirdi. - Ne? Ne dediniz? Oh, bos verin!... Birden son derece iyi kalplilikle ve neseli kahkahalarla glmeye basladi. Bir dakika kadar yznde ocuksu bir anlam belirdi. Bu anlamin ona ok uydugunu dsndm. Bay Verkhovnesky'nin bu szne sevinen Liputin ellerini zevkle birbirine srtyordu. Fakat, btn bu sre iinde Bay Verkhovnesky'nin neden dolayi Liputin'den korktugunu ve onun geldigini anlayinca neden "Mahvoldum!" diye haykirdigini hayretle dsnmekten kendimi alamam. *** 106 Hepimiz kapida duruyorduk. Ev sahibiyle konuklarin birbirlerine en iyi son szlerini syleyecekleri ve biraz sonra iyi dileklerle ayrilacaklari andi. Liputin, odadan ikmak zereyken sanki kasten sylermis gibi: - Bay Kirilov'un bugn pek nesesi yok, dedi. nk, kiz kardesi iin Yzbasi Lebyatkin ile tartisti. Yzbasi Lebyatkin yarim akilli kiz kardesini kamiyla;., hakiki bir Kazak kamisiyla d-vyormus... her sabah ve aksam. Onun isine karismak istemeyen Bay Kirilov avludaki kk blge geti. Eh, iyi gnler. Bay Verkhovensky sanki kirbala vurulmus gibi haykirdi. - Kiz kardesini mi? Hasta kizi mi? Kamiyla, ha? Hangi kiz kardesi? Hangi Lepyatkin?

Biraz nceki dehset duygusu tekrar gelmisti. - Lebyatkin mi? Emekli yzbasi. Kendisine nceleri kidemli sttegmen diyen. - Rtbesinden bana ne? Kiz kardesi kim? Tanrim! Lebyatkin diyorsunuz? Fakat, burada bir Lebyatkin vardi ki... - Ayni adam... bizim Lebyatkin... Virginsky'nin evinde, hatirladiniz mi? - Fakat, o sahte kgitlarla yakalanmamis miydi? -Eh, geri dnd. Hemen hemen haftadan beri burada ve hem de zel kosullarla. - Ama o bir alaktir!... - Aramiza bir alak almamamiz iin bir neden var mi? Liputin birden siritti ve hos olmayan bakislarini Bay Verkhovensky'nin yzne dikti. - Ulu Tanrim! Byle sylemek istemedim... fakat aslina bakacak olursaniz, alaklik hususunda sizinle ayni dsncedeyim; zellikle sizinle. Fakat, devam edin, devam edin; biraz daha anlatin. Byle sylemekle neyi kastettiniz? Byle sylemekle bir sey kastettiginize inaniyorum !... 107- Oh, hepsi sama seyler, efendim. Yani, duruma bakarsaniz, yzbasi sahte kgitlar yznden aramizdan ayrilmamis. Kendisinden saklanan kiz kardesini bulmak iin gitmis. Simdi de onu getirmis; btn mesele bu. Neden korkmus grnyorsunuz, efendim? Sadece sarhos oldugu zaman, bana anlattiklarini sylyorum. Ayik oldugu zaman bu hususta tek kelime bile sylemez. Son derece sinirli bir kisi ve ne demek istedigimi anliyorsaniz; yani, kt bir askeri aliskanlik. Kiz kardesi deli oldugu kadar da topal. Birisi kizi, szde bastan ikarmis grnse gre; Lebyatkin, ailenin onuruna srlen bu lekeye karsilik, uzun zamandan beri bu adamdan her yil belirli bir para alirmis. Sarhos konusmalarindan anlayabildigim bu kadar. Fakat, bana sorarsaniz btn bunlar sarhos samalan. Sadece vnyor. Ve ayrica, byle durumlar ok daha ucuz yoldan halledilir. Bununla beraber, bolca parasi oldugu muhakkak; on bes gn kadar nce, yalinayak dolasiyordu; fakat simdi, elinde yz rubleyle dolasiyor. Kiz kardesine her gn bir esit nbet geliyor. Kadin iglik igliga; o da kirbaciyla onu "yola" getiriyor. Kadin saygili olmayi bilmelidir, diyor... Anlayamadigim bir husus var; o da, Shatov'un o adamla beraber nasil oturabildigidir. Bay Ki-rilov, orada ancak gn kalabildi. Onu Petersburg'dan taniyor ve simdi de rahatsiz edilmemesi iin avludaki kk blge geti. Bay Verkhovensky mhendise hitap ederek sordu: -Dogrumu? Kirilov fkeyle mirildandi: - Liputin'e sorun. Bay Verkhovensky kendisini tutamayarak: - Sirlar, sirlar!... diye haykirdi. Birdenbire bu kadar ok sirlar ve sirlar nasil toplandi? Mhendis kaslarini atti, kizardi, omuzlarini silkerek odadan ikti. Liputin: - Bay Kirilov kirbaci bile ekip elinden almis, diye ekledi. Kirip, pencereden disari firlatmis ve siddetli bir tartismaya girismis. 108 Kirilov hizla geri dnd. - Neden gevezelik ediyorsunuz, Liputin, dedi. Ahmaklik yapiyorsunuz. Neden byle konusuyorsunuz? - Alakgnllkle ruhunuzun asil bir davranisini neden gizleyeyim? Hem sizin iin konusuyorum... - Ne kadar sama ve gereksiz... Lebyatkin'in aptalligi ve degersizligi... Bu iste tamamen zararli ve son derece... Hem neden byle samaliyorsunuz? Gidiyorum. Liputin, parlak bir glmsemeyle: - Ah, ne yazik! diye haykirdi. Size baska bir fikra anlatarak biraz neselendirecektim, Bay Verkhovesky. Aslinda bunu anlatmak iin gelmistim; oysa, bunu siz de duymus olacaksiniz ya, neyse... baska bir zaman anlatirim. Bay Kirilov'un acelesi var. Allahaismarladik, efendim. Anlatacagim fikra Bayan Stavrogin hakkindaydi. Geenlerde beni ok eglendirdi. Beni zellikle agirt-misti. Kelimelerle anlatilamayacak kadar komik. Allahaismarladik, efendim.

Fakat tam bu sirada Bay Verkohvensky onun omzuna yapisti; sonra ekerek odaya soktu ve bir sandalyeye oturmaya zorladi. Liputin korkmus grnyordu. Oturdugu sandalyeden korkarak Bay Verkhovensky'ye bakti: - Garip sey, evet, birden beni agirtti ve "sir olarak" Bay Stavrogin hakkinda ne dsndgm sordu. Deli miydi, yoksa degil miydi? Sasilacak sey degil mi? Bay Verkhovensky btn kontroln kaybetmis gibi mirildandi: - De isiniz!... Liputin, sadece bu esit bir adiligi... belki daha Bu iste dostumun, Liputin'in bizden daha ok, hatta bizim bilmedigimiz seyleri bildigini sylemesini hatirladim. Liputin sanki ok korkmus gibi: - Gerekten, Bay Verkhovensky, diye mirildandi. Gerekten... 109- Baslayin! Sizden de rica ediyorum, Bay Kirilov, sizden de gelip oturmanizi ve taniklik etmenizi istiyorum. Ltfen, syle buyurun. Oturun. Siz Liputin, her seyi samimi ve basit olarak anlatin ve analatacaklariniz, dolambali szlerle de olmasin!... - Bylesine heyecanlanacaginizi bilseydim, efendim, bundan hi szetmezdim. Ve btn bunlari Bayan Stavrogin'den grendiginizi saniyordum! - Byle bir sey sanmiyordunuz... Baslayin, baslayin, diyorum. -Ah pekl, yalniz oturmak nezaketinde bulunur musunuz? Siz bu kadar heyecanliyken basimda ayakta durmanizi arzu etmiyorum. Aksi halde, rahatlikla anlatabilecegimi sanmam. Bay Verkhovensky heyecanina hkim olmaya alisarak magrur bir tavirla koltuga kt. Mhendis, karanlik bakislarini yere dikmis, basini kaldirmamakta israr ediyordu. Liputin byk bir zevkle onlari szyordu. -Eh, nasil baslayacagim, bilmem? Beni yle bos bulundugum zaman avladiniz ki... *** - nceki gn, aniden Bayan Stavrogin'in bir usagi geldi ve yarin saat tam on ikide hanimini aramami syledi. Dsnebiliyor musunuz? Broma gitmedim ve dn saat tam on ikide Bayan Stavrogin'in kapisini aliyordum. Byk salona alindim ve bir dakika sonra Bayan Stavrogin geldi, oturmami syledi ve kendisi de karsima geip oturdu. Duygularima inanamadan oturdugum yerde kalmistim; siz de bilirsiniz, efendim, beni nasil karsilar! Adeti oldugu zere, dolambali konusmaya gerek grmeden hemen konuya girdi. "Hatirlarsiniz" dedi. "Drt yil nce Bay Stavrogin rahatsizken, her sey aydinlanana kadar bazi garip olaylardan sorumluydu. Bu olaylar herkesi saskina evirmisti. Bu olaylardan biri de sizi ok 110 yakindan ilgilendirmisti. Bay Stavrogin iyilestigi zaman benim arzum zerine sizi ziyaret etmisti. Daha nce de sizinle birka kere konusmus oldugunu biliyorum. ok samimi ve aik olarak syleyin..." sznn burasinda Bayan Stavrogin biraz saskin grnyordu... "O zaman Bay Stavrogin'i nasil bulmustunuz? Genel olarak onun hakkindaki dsnceleriniz nelerdi? Sizin stnzde nasil bir etki yaratmisti? Ve simdi,onun hakkinda ne dsnyorsunuz?" Bayan Stavrogin tamamen saskindi; bir dakika kadar susarak bekledi; sonra kizardi. Bayagi korkmustum. Dokunakli olmayan bir dille tekrar konusmaya basladi. Onun byle bir anlatimla konusabilecegi kimsenin aklina gelmezdi. Fakat, szleri ok anlamliydi. "Beni ok dikkatle dinlemenizi istiyorum," dedi. "Sizi, anlayisli, gerekleri grebilen, tahminlerinde yanilmayan bir kimse olarak tanidigim iin agirttim." (Ne iltifat!) "Kuskusuz ki", dedi. "Sizinle konusan bir annedir. Bay Stavrogin, basindan ok mutsuzluklar geen, olmayacak seylerle karsilasan bir kimsedir. Btn bunlarin akli dengesini etkileyebilecegi kuskusuzdur. Tabii, delilik demek istemiyorum." Sznn burasinda bir an sustu. Sonra byk bir gvenle ve magrur bir tavirla konusmasina devam etti. "Byle bir sey hibir zaman dsnlemez. Fakat, garip, degisik bir sey olabilir. Dsncelerinde, egilimlerinde, grslerinde bir kayma olabilir." Bu szler Bayan Stavrogin'in tam szleridir, efendim ve Bayan Stavrogin'in, durumu bu kadar aik ve kesinlikle aiklayabilmesi beni son derece sasirtti. Pek stn anlayisli bir hanimefendi!... Bayan Stavrogin "Nihayet" dedi. "Ben bile, onda bazi degisik egilimler ve devamli bir

huzursuzluk sezmistim. Ama ben bir anne, siz ise bir yabancisiniz ve bu bakimdan, kafasi alisan bir insan olarak daha saglam bir sonuca varabilirsiniz. Nihayet size yalvaririm." Bu deyisi kullandi. "Btn geregi tm iplakligi ile bana anlatin. Bu konusmamizin gizli oldugunu hibir zaman unutmayacaginiza sz verirseniz; ilerde, her esit yardimimi sizden esirgemem." Iste, efendim, hepsi bu. Ne dersiniz? Bay Verkhovensky saskin saskin kekeledi. - Siz... beni sasirttiniz. yle ki, size inanamiyorum. 111Liputin, sanki Bay Verkhovensky'yi duymamis gibi devam etti: -Hayir, hayir, ltfen iyi dsnn. Byle yksek bir kisi, benim gibi bir adama, byle bir soru sorar ve stelik sorduklarinin aramizda kalmasini isterse, bu kadinin ne kadar zor durumda oldugu anlasilmaz mi? Bu ne demektir? Acaba, Bay Stavrogin hakkinda bazi beklenmedik haber mi almislar? Bay Verkhovensky kafasini toparlamakta glk ekerek mirildandi: - Bilmiyorum... herhangi bir haber oldugundan bilgim yok... onu bir sreden beri gremedim, fakat... fakat sunu syleyebilirim ki, efendim... fakat sunu syleyeyim ki, Liputin, eger bunlari size bir sir olarak sylediyse ve siz bunlari bizim huzurumuzda sylyorsunuz ki... - Tamamen bir sir olarak! Kimseye syleyecek olursam Tanri beni arpsin ben... fakat burada anlatmama gelince... bundan ne ikar? Biz yabanci miyiz? Bay Kirilov da yle... o da aslinda yabanci sayilmaz, degil mi? - Korkarim ki sizinle ayni fikirde olamayacagim. Sirri saklayacagimizdan kusku yoktur... mzn... yani... fakat korkarim ki siz, Liputin, saklayamazsiniz ve size hibir sey iin gvene-mem. -Ne demek istiyorsunuz, efendim? Bana devamli yardim teklif edildigine gre, herkesten ok beni ilgilendirir, degil mi? Aslinda, bu konuya dikkatinizi ekmem, olduka garip ve psikolojik bir olaydan daha szetmek iindi. Dn aksam, Bayan Stavrogin'le yaptigim konusmanin etkisi altindayken, benim stmdeki etkisini siz de takdir edersiniz. Bay Kirilov'a bu konuyla uzaktan ilgili bir soru sordum: "Bay Stavrogin'i hem Petersburg'dan hem de Avrupa'dan taniyorsunuz" dedim. "Akli dengesi ve yetenekleri hakkinda neler dsnyorsunuz?" Bay Kirilov, her zamanki gibi kisa olarak, onun ince zekli ve saglam karakterli bir kimse oldugunu syledi. Sorumu biraz daha genislettim: "Bu kadar yil sresince, 112 inanlarinda bir yn degistirme, ya da ters dnme gibi... nasil syleyeyim?... Delilik gibi ya da ona benzer bir seyler sezdiniz mi?" Kisaca, Bayan Stavrogin'in sorusunu tekrarladim. Ne tahmin edersiniz? Bay Kirilov, simdi yaptigi gibi kaslarini atti ve derin bir dsnceye daldi. "Evet," dedi. "Bazen birtakim gariplikler dikkatimi ekerdi." Bay Kirilov da byle dsndkten sonra, onun bir derdi olmasi gerekmez mi? Bay Verkhovnesky, Kirilov'a dnd. - Dogru mu? diye sordu. Kirilov birden basini kaldirdi ve kivilcimlar fiskiran gzlerle ona bakti. - Bu konuda sz etmeye hakkim yok, diye cevap verdi. Size karsi ikmak zorundayim, Liputin. Bu konuda adimi sylemeniz dogru degil. Size bu husustaki dsncelerimin tmn sylemedim, zaten. Onu Petersburg'dan taniyabilirim; ama, bu yillar nceydi ve her ne kadar Bayan Stavrogin'i son zamanlarda grmssem de, onu ok az taniyorum. Beni karistirmamanizi rica ederim ve... ve btn bunlarin dedikodudan farki da yok. Liputin masum bir tavirla kollarini yana ati. - Demek dedikoducuyum, ha? Dedikoducu oldugum kadar, acaba casus oldugumdan da kusku duyar misiniz? Bu meselenin disinda tutulmak istediginize gre, Kirilov, baskalarina kusur bulmamiz ok kolaydir. Buna inanmayacaksiniz, Bay Verkhovensky... yani, Yzbasi Lebyatkin, efendim, aptal bir kisi olarak grnebilir... dogru, sey... kadar aptaldir... eh, ne kadar aptal oldugunu soy imekten utaniyorum... Budalaligin derecesini gsteren bir Rus deyisi vardir; fakat, o da, Bay Stavrogin tarafindan incindigi kanisinda; fakat, onun ince zeksini vyor. "Bu adama

sasiyorum" diyor. "Zeki bir yilan." Bunlar onun kendi szleri, efendim. Ona sordum. Hl, dnk grsmemin ve Bay Kirilov'la yaptigim konusmanin etkisi altindaydim. "Yzbasi", dedim. "Ne dersiniz? Zeki yilaniniz deli mi degil mi?" Eh, inanin bana, sanki hassas bir yerine kirbala vurmusum gibi birden yerinden firladi. "Evet", dedi. "Evet, 113fakat bunun etkisi olamaz..." Fakat yzbasi bunun neye etkisi olamayacagini sylemedi ve o kadar derin ve zntl dsnceye daldi ki, sanki birden ayilmis grnyordu. O zaman Filippov'un mey-hanesindeydik. Yarim saat sonra yumrugunu masanin stne vurdu. "Evet" dedi. "Belki delidir; fakat bunun etkisi ola..." ve tekrar neye etkisi olacagini sylemedi. Sphesiz, konusmamizin bir zetini yapiyorum; fakat, fikir yeteri kadar aik: kime isterseniz sorunuz, hepsi tek dsncenin stndeler. Gerekten bunu daha nce akil edememisler. Herkes "Evet" diyor. "Delidir, akillidir; fakat, akilli oldugu kadar da delidir." Bay Verkhovensky oturmus, dalgin grnyor ve dsnyordu. - Peki, Lebyatkin nereden biliyor? - Beni biraz nce casuslukla sulayan Bay Kirilov'a sorsaniz daha dogru olur. Ben bir casusum, bilmiyorum; ama, Bay Kirilov bu durum hakkinda bilinmesi gereken her seyi biliyor; fakat susmakta israr ediyor. Mhendis biraz nceki fkeli tavriyla: -Hibir sey bilmiyorum ya da ok az sey biliyorum, dedi. Bunu grenmek iin Lebyatkin! sarhos ettiniz. Beni konusturup grenmek iin buraya getirdiniz. Su halde gerekten bir casussunuz!... - Onu sarhos etmedim! Btn bildiklerine ragmen para harcanmaya degmez. Bu sirlarin degeri bence bu kadar; bu sirlarin degerinin sizce ne oldugunu biliyorum. Para harcayan kendisiydi. On iki gn nce benden on bes kopik bor istedi; ona sampanya ikram eden ben degilim; aksine o bana ikramda bulundu. Oysa, bana gzel bir fikir verdiniz; gerekli oldugunu dsndgm zaman, her seyi grenmek iin onu sarhos edecegim ve grenirim de... btn kk sirlarinizi... Bay Verkhovensky saskinlikla, tartisan bu iki kisiye bakti. Her ikisi de kendilerini ele veriyorlardi ve umursamaz grnyorlardi. Liputin'in bu adami buraya getirmesindeki nedenin, nc bir kisinin araciligi ile onu, gerekli tartismaya ekmek iin oldugunu 114 dsnmemek elden gelmiyordu. Byle bir davranis, Liputin'in en ok sevdigi oyunlardan biriydi... fkelendirici bir tavirla konusmasina devam etti: - Bay Kirilov, Bay Stavrogin'i ok iyi taniyor. Sadece tanidigini sakliyor. Lebyatkin hakkindaki sorunuza gelince, bizim tanimamizdan ok nce Bay Stavrogin'i Petersburg'dan taniyor; bes ya da alti yil ncesinden, eger ifadem dogruysa, Bay Stavrogin'in buraya gelerek bize seref vermeyi dsnmesinden ok nceki, onun yasantisi hakkinda en az bilmen bir dnemden beri taniyor. Prensimiz, anladigim kadariyla, Petersburg'daki o gnlerinde, etrafina ok garip insanlari toplamis. Bay Kirilov'un da onu, o zamanki dnemden tanidigi kanisindayim. - Dikkat edin, Liputin! Sizi uyariyorum, Stavrogin kisa zaman sonra gelecek ve kendisini nasil savunacagini pek iyi bilir. - Neden beni uyariyorsunuz? Onun son derece ince ve keskin bir zekya sahip oldugunu ilk bagiran benim ve dn Bayan Stavrogin'i bu konuda aydinlattim. "Bu konuda syleyemeyecegim tek sey karakteridir" dedim. Dn Lebyatkin de tekrarlayip duruyordu: "O kendi karakterinin kurbanidir." Evet, kuskusuz, Bay Verkhovensky, benim agzimdan laf aldiktan sonra, dedikoducu, casusluk diye bagirmak kolay oluyor. Hem de bunu byk bir merakla yaptiniz. Simdi, Bayan Stavrogin... dn dogrudan dogruya konuya degindi. "Bu konu ile dogrudan dogruya ilgilendiniz" dedi "ve bu nedenledir ki size basvuruyorum." Ben de byle dsnyorum! Sizin gibi asil birinden, toplumun iinde kisiligime yneltilen bir hakaret grmsken, ne gibi bir ikarim olabilir? Ilgilenmek iin olaganst bir nedenim olmasini dsnmeliyim ve bu da sirf dedikodu bakimindan degildir. Bir gn elinizi sikar; ertesi gn, konuk severligine karsilik, en degerli arkadaslarinizin yaninda, cani istedi diye suratiniza

tokadi yapistirir. Bana soracak olursaniz, fazla simariklik! Ve gzel bir seks, kelebeklere ve cesur erkek serelere her sey demektir. Roma devrinde aski temsil eden kanatli bebekler gibi, minik kanatli, lke kavalyeleri. Romantik, kadin-katilleri!... Kk salmis 115bir bekr olan sizin iin, efendim, sizin gibi asil birisinin geici arzularinin kurbani olduguna ve Yzbasi Lebyatkin'in "Aile serefi" diye adlandirdigi lekenin onun tarafindan srlms olduguna muhakkak ki inanirdim. Fakat, bunun onu durduracak bir neden olabilecegini de sanmam. Keyfi yerinde oldugu zaman, her gzel yzn, ona cazip gelen bir yn vardir. Rezil dedikoduyu yaydigimdan sz ediyorsunuz; fakat, acaba btn sehir bu konu zerine konusurken, bu rezil dedikodulari ben mi, yayiyorum? Sadece dinliyor ve onay anlaminda basimi salliyorum. Bas sallamanin da bir su oldugunu syleyemezsiniz ya? - Sehirde mi konusuluyor? Sehir halki ne hakkinda konusuyor? - Yani, sarhos oldugu zaman bagira bagira btn sehir halkina duyuran Yzbasi Lebyatkin ve onun byle hareketinin, bu olayin btn arsiya davulla duyurulmasindan ne farki var? Benim hatam mi? Dostlar arasinda oldugum iin ilgileniyorum ve burada dostlar arasinda degil miyim? Bu sorudan sonra saf bir tavirla etrafina bakindi. - Simdi, su syleyeceklerime dikkat edin. rnegin, sizin gibi asil biri, Yzbasi Lebyatkin'e, tanismak onuruna eristigim, yetim, ok alakgnll, ok onurlu gen bir hanimla Isvire'den yz ruble gndermis. Fakat kisa bir sre sonra, Lebyatkin, ismini sylemek istemedigim, yine ok serefli ve son derece gvenilir bir kimseden yz yerine bin ruble gnderilmis oldugunu grenmis., Bu da demektir ki, Lebyatkin, "gen hanim yedi yz rublemi aldi" diye kiyameti kopariyor ve polis yoluyla bile olsa parasini geri alacagina yemin ediyor. Hi degilse byle tehdit ediyor ve btn sehir halkinin duymasi iin bar bar bagiriyor. Mhendis birden sandalyesinden ziplayarak kalkti ve haykirdi: - Igren bir sey, sizin igrenliginiz bu!... - Fakat, Bay Stavrogin adina, gnderilen paranin yz ruble olmayip bin ruble oldugu hakkinda Lebyatkin'e garanti veren onurlu 116 kisi sizsiniz. Sarhos oldugu zaman yzbasinin kendisi bana syledi. - Bu bir... bir yanlis anlasilmadir. Biri, bir hata isledi ve... sama, ve siz, efendim, siz... igren!... - Fakat, bunun samaligina ben de inanmak isterdim ve btn bu konusmalari ok zlerek dinledim. nk, ne sylerseniz syleyin, ok temiz karakterli bir kizin adi, hem yedi yz ruble isine karistirildi, hem de Bay Stavrogin'le inkr edilemez bir iliskisi oldugu ima edildi. Bizim soylu efendimize kalirsa, temiz karakterli bir kizi rezil etmekten ya da evli bir kadina leke srmekten kainmaz. Kuskusuz ki, evimde olan olay bunun basit bir kanitidir. Iyi kalpli bir kisiye rastladigi takdirde, baska bir adamin gnahini, onurlu adi ile rtmesi iin onu zorlayacaktir. Benim de karsi koymam gereken bir sey bu... kendimden szediyorum, efendim... Bay Verkhovensky, rengi solmus olarak koltuktan yari yariya kalkip: - Szlerinize dikkat edin, Liputin, dedi. Mhendis byk bir heyecanla: - Ona inanmayin!... Ona inanmayin!... diye sylendi. Birisi bir hata isledi ve Lebyatkin sarhosun biridir... her sey anlasilacaktir... Artik dayanamiyorum... Bunun adilik oldugunu dsnyorum... ve...yeter...yeter!... Yerinden kalkip kosarak odadan ikti. Liputin: - Ne yapiyorsunuz? Bekleyin, sizinle geliyorum! diye telasla haykirdi ve sandalyesinden firlayarak kalkip Kirilov'un arkasindan kostu. *** Bay Verkhovensky bir dakika dsnerek durdu. Gz ucuyla bana bakti; sapkasini ve bastonunu aldi ve sessizce odadan ikti. Her zaman oldugu gibi ben de pesinden gittim. 117Dis kapidan ikarken pesinden geldigimi fark edince:

- Oh, evet, tanik olabilirsiniz... de l'accident (rastlantilara), dedi. Vous m'accompagnerez, n'est-ce pas? (Bana arkadaslik edersiniz, degil mi?) - Yine oraya gitmiyorsunuz, degil mi, efendim? Neler olabilecegini gz nne aldiniz mi? Bir dakika kadar durdu. Dokunakli ve huzursuz bir glmseyisle: - Baska bir adamin gnahini rtmek iin evlenmem mmkn olamaz, degil mi? diye fisildadi. Glmsemesinde, utan ve aresizlik anlami vardi; ayni zamanda, bu glmseyiste garip bir coskunluk gze arpiyordu. Ben de byle sylemesini bekliyordum. Nihayet, benden byk bir dikkatle saklanan, dudaklardan dklmeyen kelimeler, btn bir hafta sren kainmalardan ve yapmacik yalanlardan sonra ortaya ikmisti. fkeden deta ilgina dndm. - Bylesine kt, bylesine basit bir dsnce nasil olur da akliniza gelebilir, efendim, siz ki parlak zekli, sefkatlisiniz ve... hem de Liputin bile byle bir seyi dsnmedigi halde!... Bana bakti, cevap vermeden yrmesine devam etti. Geri kalmak istemedim. Btn dsndklerimi Bayan Stavrogin'e sylemek istiyordum. Korkak oldugunu bildigim iin, eger bunu Liputin'den grenmis olsaydi onu bagislayabilirdim; fakat byle bir seyi Liputin'den ok daha nce dsndg aikti. Liputin sadece onun kuskularim kesinlestirmis ve iindeki kusku kivilcimlarinin alevlenmesini saglamisti. Daha ilk gnden, hibir esasa dayanmadigi halde, hatta, Liputin'in aklinda byle bir dsnce yokken, kizdan sphelenmekte tereddt etmemisti. Bayan Stavrogin'in bu isin zerinde bu kadar israrla durmasini, ok degerli Nicholas'inin soylu kisilere zg gnahlarini, serefli bir adamin evlenmesi ile kapamak istegine veriyordu!... Byle dsnmesi yznden cezalandirilmasini btn samimiyetimle arzu ederdim. 118 Yz adim daha yrdkten sonra birden durdu. - O! Dieu, qui est si grand et bon! (Oh, Ulu Tanrim), diye haykirdi. Ah, beni kim avutabilir? Kolundan tutarak zorla eve dogru dndrdm. - Ltfen, hemen geri dnelim, size her seyi anlatacagim! Hemen yakinimizda canli, neseli ve gen bir ses, tatli bir mzik gibi duyuldu. - Bakin kim var burada! Bay Verkhovensky, degil mi? Saskinligimiz gemeden, atin stndeki gen kiz, Lisa Tushin, ayrilmaz kavalyesiyle beraber, birden yanimizda bitti. Dizginleri ekerek atini durdurdu. Gr bir sesle: -Buraya gelin, buraya gelin, abuk! diye bagirdi. On iki yildan beri onu grmemistim; ama hemen tanidim, o... Yoksa beni tani-yamadmiz mi? Bay Verkhovensky, kendisine uzatilan eli tuttu ve kibarca pt. Sanki, kendisini dua ederken kaybetmis gibi kiza bakiyor ve tek kelime dahi syleyemiyordu. "Beni tanidi ve memnun! Maurice, beni grdgne son derece memnun!" diye dsnd Bay Verkhovensky ve: - Iki haftadan beri neden bizi grmeye gelmediniz? Teyzem, hasta oldugunuzu ve rahatsiz edilmemeniz gerektigini sylyordu; fakat, teyzemin yalan syledigini biliyordum. Durmadan tepiniyor ve kfr ediyordum; fakat nce bizi, sizin aramaniz gerektigine kesin olarak inaniyordum ve bu yzden de haber gndermedim. Tanrim, hi degismemissiniz! Egerinden sarkarak Bay Verkhovensky'yi dikkatle szd. "Inanilmayacak kadar gen kalmis! Oh, evet, degismis. Kirisiklar var, gzlerinin etrafinda, yanaklarinda ok kirisik var; salari da biraz kirlasmis; fakat, gzleri ayni" diye dsnd Lisa ve merakli gzlerle: , 119- Peki ben degismis miyim? Neden bir sey sylemiyorsunuz dedi. Bir anda, on bir yasindayken Petersburg'a gtrldgnde, hastalanmasi ve hastaligi sresince aglayip Bay Verkhovensky'yi istemesi hakkindaki sylentiyi hatirladim.

Bay Verkhovensky sevinten inlayan bir sesle: - Sen... Ben... diye kekeledi. Biraz evvel, "Beni kim avutacak!" diye bagiriyordum ve o sirada sesinizi duydum. Bunun bir mucize oldugunu sanirim et je commence croire. (Inanmaya basliyorum). -En Diev!, En Dieu qui est l-haut et qui est si grand et si bon!... (Tanriya! Yukaridaki ylesine ulu, ylesine iyi olan Tanriya!) Gryorsunuz, btn derslerinizi ezbere hatirliyorum. Maurice, o zaman bana inanci nasil asilamaya alisirdi, bilemezsiniz en Dieu, qui est si grand et si bon! (ok ulu, ok iyi olan Tanriya!) Kolomb, Amerika'yi buldugu zaman, hep bir agizdan: "Kara,! Kara!" diye bagirislari hakkinda anlattiginiz tarih dersini hatirliyor musunuz? Dersten sonra, o gece, dadim Alyona, uykumun arasinda hep; "Kara! Kara!" diye bagirdigimi syler. Prens Hamlet'in yksn anlattiginizi hatirlar misiniz? Ve zavalli gmenlerin Avrupa'dan Amerika'ya nasil gnderildiklerini tarif ettiginizi hatirlar misiniz? Ve bunlar dogru degildi: nasil gnderildiklerini daha sonra grenmistim. Fakat, bana ne kadar gzel yalan sylemisti, Maurice! Hemen hemen aslindan daha gzeldi. Neden Bay Drozdov'a yle bakiyordunuz? Dnyadaki en iyi ve en sadik adamlardan biridir ve beni sevdiginiz kadar onu da sevmelisiniz! II fait tout ce que je veux. (Istedigim her seyi yapar.) Fakat, sevgili Bay Verkhovensky, yine mutsuz olmalisiniz, aksi halde sokak ortasinda, sizi kimin avutacagini sorarak bagirmazdiniz. Mutsuzsunuz, degil mi? Degil mi? - Simdi mutluyum! - Teyzem size kt m davraniyor? Cevap beklemeden devam etti: 120 - Yine huysuz, haksiz, her zaman pek sevdigimiz teyzem! Ve hatirlar misiniz bahede nasil kollarima atilirdiniz, ben de sizi avutmaya alisir ve aglardim... Fakat, Bay Drozdov'dan ekinmeyin. Hakkinizda her seyi biliyor. Uzun zamandan beri biliyor. Onun omzunda istediginiz kadar aglayabilirsiniz ve o da arzu ettiginiz kadar yaninizda kalir. Sapkanizi kaldirin, bir dakika iin ikartin basinizdan, parmaklarinizin ucuna ykselin ki, son ayrildigimiz zamanki gibi alninizdan pebileyim. Su pencereden bizi seyreden gen kizi gryor musunuz? Fakat, daha yaklasin, yaklasin! Tanrim, salariniz ne kadar aklasmis! Ve egerinden sarkarak, Bay Verkhovensky'yi alnindan pt. - Simdi evinize gidelim! Nerede oturdugunuzu biliyorum. Bir dakika sonra sizi eve srkleyerek btn gn birakmayacagim. Gidin, ltfen ve beni karsilamaya hazirlanin. Ve gen arkadasiyla beraber drtnala uzaklasti. Eve dndk. Bay Verkhovensky kanepenin stne oturdu ve hngr hngr aglamaya basladi. - Dieu! Dieu! diye haykirdi. Enfin une minute de bonheur. (Tarim! Tarim! Nihayet bir dakikalik mutluluk.) Lisa, sz verdigi gibi, Bay Drozdov'la beraber on dakikadan az bir sre sonra geldi. Bay Verkhovensky onu karsilamak iin yerinden kalkarken: - Vous et le bonheur, vous arrivez en meme temps! dedi. (Siz ve mutluluk ayni anda geliyorsunuz.) - Iste size bir demet iek; simdi, Madam Chevalier'e ugradim; dogum gnleri iin btn kis iek bulunuyor onda. Iste, Bay Drozdov. Izin verin sizinle tanistirayim. iek yerine pasta getirecektim; ama, Bay Drozdov, bunun Rus geleneklerine uymayacagini syleyerek vazgeirdi. Maurice Drozdov topu yzbasisiydi. Yaklasik otuz yaslarinda, uzun boylu ve yakisikliydi. Son derece kibar, tanistigi her insanin daha ilk bakisda dikkatini eken, asiri inceligine, yumusak 121kalpliligine ragmen, heybetli ve sert bir grns vardi. Bununla beraber, konuskan ve dost edinmeye merakli degildi. Daha sonra, sehirde, onun fazla zeki bir kisi olmadigini sylediler; ama, bu tamamen yanlisti. Lisa'nin gzelligini anlatmaya kalkismayacagim. Her ne kadar bazi hanimlar ve gen kizlar, onun gzelligi hakkindaki sylentilere fkeyle karsi duruyorlarsa da, onun gzelligi tm sehirlinin agzindan dsmyordu. Kadinlarin ve gen kizlarin arasinda

ondan nefret edenler bile vardi. Nefretlerinin baslica nedeni onun fazla gururlu olusuydu; Drozdov'lar, birok kisiyi gcendiren ziyaretlerine henz baslamamislardi. Gerekte, bunun asil nedeni Bayan Drozdov'un hasta olusuydu. Lisa'dan nefret edislerinin ikinci nedeni, onun valinin karisinin akrabasi olusu ve her sabah at gezilerine ikmasiydi. Simdiye kadar, sehrimizde atla dolasan kadin svari yoktu; bu bakimdan, ziyaretlere vakit ayiramadigi halde, sehrin sokaklarinda atla dolasmasindan dolayi sehir halkinin gcenmesi olagandi. Bununla beraber, herkes onun bu at gezmelerine, doktorun sz zerine iktigini biliyordu ve hassas bnyesi hakkinda alayli szler ediyorlardi. Lisa'nin sinirli ve srekli bir huzursuzluk iinde bulundugu ilk bakista anlasiliyordu. Yazik! Zavalli kiz ok mutsuzdu ve bu durumu daha sonra anlasildi. Simdi, gemisi hatirliyorum; o zamanlar, simdi bana gzel grndg kadar gzel oldugunu syleyemem. Belki hi de gzel degildi. Uzun boylu, narin yapili, fakat gl ve uysal bir kizdi. Yz hatlarinin birbirine aykiriligina hayret etmemek elden gelmezdi. Gzleri hafif sehlaydi; yz solgun, elmacik kemikleri hafife ikikti; genellikle esmer sayilabilirdi; ince bir yz, fakat bu yzde alimli ve dayanilmaz bir ekiciligi vardi. Koyu gzlerinin yakici bakislarinda korkun bir g okunuyordu; herkesi "yenilgiye ugratmak ve ele geirmek" iin gelmis bir tavri vardi. Ara sira, kibirli, hatta kstahti; hayatinda iyi kalpli olmayi hi basardi mi bilmiyorum; ama, byle olmayi ok arzuladigini ve biraz iyi kalpli olabilmek iin kendisini zorlayarak istirap ektigini biliyorum. Yaradilisinda, pek ok iyi egilimlerin 122 ve kuvvetli bir nsezinin bulundugu kuskusuzdu; fakat, iindeki her sey, srekli dengesini ariyor, bulamiyordu; her sey karisik, kaynasma halinde ve huzursuzluk iindeydi. Belki kendisinden istekleri yogundu ve bu isteklerini tatmin edebilmek iin, kendisinde yeterli gc bulamiyordu. Kanepeye oturup etrafina gz gezdirdi. - Byle anlarda neden kendimi kederli hissederim? Bunu cevaplandirabilir misiniz, bilgin adam? Btn hayatimca, sizi grp her seyi andigim zaman son derece sevinecegimi dsnrdm ve simdi sizi her ne kadar seviyorsam da memnun olmus g-rnmyorum... Ulu Tanrim, bak, benim portrem! Durun bakayim. Oh, evet bunu hatirladim, hatirladim!... '' On iki yasindaki Lisa'nin, suluboya ile yapilmis ok gzel bir minyatr, Petersburg'dan dokuz yil evvel Drozdov'lar tarafindan Bay Verkhovensky'ye gnderilmisti. O zamandan beri bu minyatr portre, daima onun alisma odasindaki duvarda asili dururdu. - Gerekten bu kadar gzel bir ocuk muydum? Bu yz, benim yzm olabilir mi? Portresi elinde oldugu halde yerinden kalkti ve aynanin karsisina geti. Sonra portreyi geriye uzatirken: -abuk alin! diye haykirdi. Simdi asmayin, ltfen. Daha sonra asarsiniz. O portreye bir daha bakmak istemiyorum! Kanepedeki yerine oturduktan sonra devam etti: - Bir hayat sona erer, baska bir hayat baslar ve sona erer, sonra bir ncs baslar ve bu bylece srp gider. Hayatin her bitisi sanki bir makasla kesilmis gibidir. Size ne kadar eski masal sylyorum, gryorsunuz; ama, bu masalin iinde gereklerin byk bir payi var. Bana bakip glmsedi; daha nce birka kere daha bakmisti; fakat, Bay Verkhovensky coskunlugunun arasinda beni tanistirma szn unutmustu. 123- Portremi neden odanizdaki hanerlerin altina astiniz? Ve neden bu kadar ok haner ve kili koleksiyonunuz var? Gerekten de, neden oldugunu bilmem, duvarinda aprazlama asilmis, iki egri haner ve gerek bir erkes kilici vardi. Bu soruyu sorarken, yzme ylesine bir dikkatle bakmisti ki, bir seyler sylemek istedim; fakat, syleyemeden susmak zorunda kaldim. Bay Verkhovensky, sonunda garip durumu kavradi ve beni ona tanistirdi. Lisa: -Biliyorum, biliyorum, dedi. Sizinle tanistigima ok memnun oldum. Annem de sizin hakkinizda ok sey duymus. Sizi, Bay Drozdov'la tanistirayim... son derece degerli bir

kisidir. Sizin hakkinizda bazi eglenceli seyler duydum. Bay Verkhovensky'nin sirdasisiniz, degil mi? Kipkirmizi oldum. - Oh, ok affedersiniz; hi de dogru kelime kullanmadim... eglenceli degil, fakat... Lisa saskinligindan kizararak devam etti: - Bununla beraber, ok iyi bir kisiliginiz oldugu iin utanmaniza neden olmadigini sanirim. Eh, gitme zamani geldi, Maurice. Sizi yarim saat sonra bekliyorum, Bay Verkhovensky. Tanrim konusacak o kadar ok seyimiz var ki!... Simdi sirdasiniz benim ve her sey zerine konusacagiz... her sey zerine, anladiniz mi? Bay Verkhovensky hemen dikkat kesildi. Liza szne devamla: - Oh, dedi. Bay Drozdov her seyi biliyor! Ondan ekinmenize gerek yok! - Ne biliyor? Liza saskinlikla haykirdi. - Ne demek istediniz?!... Yaa, demek sakladiklari dogruymus!... Inanmak istememistim. Dasha'yi da sakliyorlar. Bu sabah teyzem Dasha'yi grmemi istemedi. Dasha'nin basinin agridigini syledi. 124 - Fakat... fakat nasil grendiniz? - Ulu Tanrim, herkesin grenmis oldugu gibi. Dogru mu? - Fakat herkes biliyor mu? - Tabii, ya!... Annem, dadidan grenmis, dadima da sizin Nastasya sylemis. Nastasya'ya sylediniz, degil mi? Sizin sylemis oldugunuzu sylyor. Bay Verkhovensky tepeden tirnaga kizararak saskinlikla mirildandi: - Ona... ona bir zamanlar byle bir sey sylemistim. Fakat, ben... sadece kk bir imada bulunmustum... j'etais si nerveux et malade et puis... (ylesine sinirliydim ki...) Lisa kahkahadan kiriliyordu. - Sirdasiniz yaninizda degildi ve o sirada Nastasya yaniniz-daydi... eh, bu kadari yeter de artar!... Nastasya iin en hos anlar samimi dostlariyla sehirde yaptigi dedikodulardir!... Oh, bos verin, nemli degil; herkes birakin bilsin, bylesi daha iyi. Ge kalmayin, ltfen; aksam yemegini erken yiyoruz. Oh, unuttum... Tekrar yerine oturdu. - ...Bakin; Shatov nasil bir insandir? - Shatov? Bayan Shatov'un agabeyi... Lisa sabirsiz bir tavirla sz yarida kesti. - Onun agabeyi oldugunu biliyorum. Ne kadar garip bir insansiniz!... Nasil bir kisi oldugunu grenmek istiyorum; karakteri nasil bir insandir? - C'estun pense-creux d'ici. C'est le meilleur et le plus irascible homme du monde. (En bos kafali adamidir buranin. Dnyanin abuk kizan en iyi adamidir.) - Garip bir insan oldugunu ben de duydum. Bununla beraber, demek istedigim bu degil. Anladigima gre dil biliyor; tabii Ingilizce de. Ayni zamanda, edebiyatla da ilgilenirmis. Eger byleyse, ona yaptiracak ok isim olacak; bir yardimciya ihtiyacim var ve ne 125kadar abuk bulursam o kadar iyi olacak. Acaba isi alir mi dersiniz? Biri tarafindan tavsiye edilmisti. - Isi alacagindan eminim, et vous ferez un bienfait. (Bir iyilik yapmis olacaksiniz). - Bir bienfait'in (iyilik) hatiri iin byle davranmiyorum; gerekten bir yardimci istiyorum. - Shatov'u iyi tanirim, dedim. Eger ona haber vermek grevini bana aktaracak olursaniz, kendisini derhal bulup haber verebilirim. Hem de derhal. -Yarin gle zeri saat on ikide gelmesini syleyin. ok gzel! Tesekkr ederim. Hazir misin, Maurice? Gittiler. Ben, tabii, derhal Shatov'u bulmak zere kostum. Bay Verkhovensky son basamaklarda bana yetisti. - Mon ami (dostum), dedi. Ben dndkten sonra saat on ya da on bir sularinda sizi kesin olarak grmek zorundayim. Oh, kendimi sizin yaninizda ok, ok sulu

hissediyorum ve... ve herkesin yaninda da. Shatov evde yoktu. Iki saat oyalandiktan sonra tekrar ugradim, yine evde bulamadim. Nihayet, evde bulamasam bile not birakabilmek umuduyla, saat sekizde tekrar gittim. Henz gelmemisti. Shatov'u, alt katta oturan yzbasi Lebyatkin'e sormayi dsndm; fakat her taraf kilitli ve her yer sessizdi. Ev, sanki tamamen terk edilmis gibi karanlikti. Son zamanlarda duydugum sylentileri hatirladigim iin Lebyatkin'in kapisinin nnden geerken biraz heyecanlanmistim. Sonunda Shavtov'u ertesi sabah erkenden aramaya karar verdim. Geregi sylemek gerekirse, not birakmak dsncesine pek yanasmamistim. Shatov, aldigi notu nmsemeyebilirdi... o bylesine utanga ve inati bir kimseydi. Kt talihime sverek, dis kapidan ikmak zereyken Bay Kirilov'la karsilastim; eve 126 girmek zereydi ve beni nce o tanidi. Sormaya nce o basladigi iin, genel olarak her seyi zetledim ve Shatov'a bir not birakmak amacinda oldugumu syledim. - Gelin, dedi. Ben gerekeni yapabilirim. O sabah Liputin'in bize, Kirilov'un avludaki blge tasinmis , oldugundan szettigini hatirladim. Kendisi iin ok genis olan bu blkte, onun islerini gren sagir, yasli bir kyl kadinla beraber oturuyordu. Ev sahibi baska bir sokaktaki yeni evinde oturuyor ve ayni sokakta bir meyhane isletiyordu. Anlasildigina gre bu yasli kadin akrabasi olacakti; burada oturuyor ve adamin evine bakiyordu. Odalar olduka temizdi; fakat duvar kgitlari kirlenmisti. Girdigimiz odadaki mobilya, tamamen degersiz ve irili ufakliydi; iki oyun masasi, Alder agacindan yapilmis bir konsol, bir kyl evinden ya da lokantadan temin edilmis uzunca bir masa, sandalyeler; bir deri bir de rme hasir arkali bir koltuk vardi. Bir ksede duran eski bir Meryem Ana tasvirinin nndeki lambayi, bizim gelmemizden nce, ihtiyar kadin yakmis olmaliydi. Duvarlarda koyu renkli iki yagliboya tablo asiliydi. Tablolardan biri, son Imparator Nicholas I'in portresiydi. Grnsne bakilacak olursa, yirmili yillarda yapilmisti; diger tablo da bir papazin portresiydi. Odaya girer girmez, Bay Kirilov, bir mum yakti ve bir ksede hl ailmamis olarak duran bavulundan bir zarf, mhr mumu ve cam bir mhr ikardi. -Mektubunuzu mhrleyin ve zerine adresi yazin. Not birakmamin pek nemli olmadigini anlatmaya alistim; ama, israr etti. Zarfin stne adresi yazdiktan sonra sapkami aldim. Kirilov: - Bir fincan ay ieceginizi dsnmstm, dedi. Imez miydiniz? Onu kiramadim. Kisa bir sre sonra, ihtiyar kadin, ayi hazirladi... kaynar su dolu bir aydanlik, kk bir demlik, zeri 127zevksizce islenmis iki toprak fincan, bir somun ekmek ve bir ay tabagi dolusu kesme seker getirdi. Kirilov: -ayi severim, dedi. zellikle geceleri; hem dolasir hem de ay ierim; gn agarana kadar. Yurtdisinda geceleri pek ay iilmiyor. - Gn agarinca mi yatarsiniz? - Daima, yillardan beri. Fazla yemem; daima ay. Liputin kurnaz bir adam, ama sabirsiz. Konusmak arzusunu hayretle karsiladim; bu firsati yakalamisken kairmamaya karar verdim. - Korkarim ki bu sabah, bazi tatsiz anlasmazliklar oldu, dedim. Surati asildi. - Allahin belasi samalik; sama!... Hepsi Allahin belasi samalik; nk, Lebyatkin sarhosun biri. Liputin'e bir sey sylemis degildim; fakat, anlattigim ufak tefek seylerin hepsini de yanlis yorumladi. Hayali ok genis bir adam. Kk bir tepecikten koca bir dag yapmak istiyor. Liputin'e dn inanmistim. Glerek:

- Bugn de bana mi? diye takildim. -- Her seyi biliyorsunuz, degil mi? Bu sabah Liputin zayif ya da sabirsizdi ya da kt ruhlu... kiskanti. Son kelimesi beni ok sasirtti. - O kadar ok sifat kullandiniz ki, bunlardan birinin ona uymamasi ok garip olurdu. -Ya da tmnn birden uymamasi. - Aslinda Liputin byle bir adamdir. Coskundur! Syleyin, bu sabah bir seyler yazmak istediginizi syledigi zaman yalan sylyordu, degil mi? Kaslarini atip nne bakarak: - Neden yalan sylemis olsun? dedi. 128 zr diledim ve zel islerine karismak istemedigimi syledim. Utandi. - Dogru syledi... yaziyorum. Fakat, bu bir sey degistirmez. Bir dakika kadar konusmadan durduk. Birden, bu sabahki gibi ocuksu bir glmsemeyle: - Baslar hakkindaki hususu kendisi uydurdu. Bir kitaptan okumus olmali. nce o bana syledi. Kt bir anlayisi var. Btn aradigim, insanlarin kendilerini neden ldrmeye cesaret edememeleridir. Hepsi bu. Ve btn bunlar da bir seyi degistirmez. - Cesaret edemez demekle neyi kastettiniz? Intihar olayi ok mu az? - ok az. - Gerekten byle mi dsnyorsunuz? Cevap vermeden kalkti ve dsnceli dsnceli odada dolasmaya basladi. - Sizin dsncenize gre, insanlari intihardan vazgeiren nedir, diye sordum. Dalgin dalgin bana bakti. Sanki neyin hakkinda konusmakta oldugumuzu hatirlamaya alisiyordu. - Kor... korkarim ki, henz ok az bilgim var. Insanlari nleyen iki neden var. Iki sey. Sadece iki. Biri ok kk ve digeri ok byk. Fakat, kk olan da byktr. - Kk dediginiz nedir? - Aci. - Aci mi? Bunun byle bir olayda, bu kadar nemli olduguna inaniyor musunuz? - Hem de en nemlisi olduguna... Iki esit insan var. Byk bir, keder ya da fkenin etkisiyle intihar edenler ve deliliklerinden tr intihar edenler, ki bunlar birden yaparlar. Aciyi pek az dsnrler; fakat aniden yaparlar. Ama, digerleri, yani akli basinda olanlar... ok dsnrler. 129- Akli basinda olup da intihar edenler var mi? - ok... nsezi olmasaydi daha da ok olurdu; ok daha fazla; btn insanlar... - Muhakkak ki hepsi degil? Bir sey sylemedi. - Fakat acisiz lme yollari yok mu? nmde durarak: - Dsnn, dedi. Byk bir ev kadar iri bir kaya parasi canlandirin gznzde; bir yerde asili bulundugunu ve bunun altinda durdugunuzu dsnn; eger stnze... tam basinizin stne dsecek olursa... hi aci duyar miydiniz? - Bir ev kadar byk bir kaya mi? Kuskusuz ki korkardim. - Korkudan sz etmiyorum. Aci duyar miydiniz? - Bir dag kadar byk bir kaya ve milyonlarca ton agirliginda mi? Aci duymayacagim muhakkaktir. -Fakat basinizin stnde asili dururken, duyacaginizi tahmin ettiginiz acidan dehsete dsecektiniz. Herkes dehsete dserdi... En byk bilim adamlari... En byk doktorlar bile. Herkes aci duymayacagini bilecek; ama yine de, aci duymaktan korkacaklardi. - Peki, ikinci neden, yani byk olani? - teki dnya! - Yani, cezalandirma mi? - Fark etmez ki. teki dnya... Sadece teki dnya. - Fakat teki dnyaya inanmayan dinsizler yok mu? Yine bir sey sylemedi. - Belki de kendinize bakarak hkm veriyorsunuz? Yz kizararak: - Herkes kendisine bakarak hkm vermeli, dedi. Tam bir zgrlk, yasamakla lmek

arasinda bir fark kalmadigi zaman gelecektir. Herkesin amaci budur. 130 - Ama mi? Fakat, o zaman kimse yasamak istemeyebilir. Kesin olarak: - Hi kimse, dedi. - Insanoglu hayati sevdigi iin lmden korkar, diye uyardim. Ben byle gryorum ve dogal yasa da budur. Gzleri alev alev yandi. - Bu bayagiliktir ve btn aldatmalar da bu bayagiliktadir. Hayat acidir, hayat korkudur ve insanoglu mutsuzdur. Simdi btn bunlar aci ve korkudur. Simdi insanoglu hayati seviyor. Sevmelerinin nedeni de budur. Aci ve korku oldugu iin insanogluna hayat verilmistir. Iste btn aldanmalarimiz da bundan. Simdi insanoglu benligini henz bulamamistir. Yeni bir insanoglu gelecek, mutlu ve magrur. Onlar iin, yasamakla lm bir fark g-zetmeyecektir. Yepyeni bir insanoglu olacak... Aciya ve korkuya stn gelen, Tanri olacaktir. Iste o zaman br Tanri ortadan kalkacaktir. - Yani, sylediginize gre, Tanrinin varligina inaniyorsunuz, demek? - Var olamaz, ama Tanridir. Bir tas aci duymaz; ama fasin dsmesinden duyulan korkuda aci vardir. Aci ve korkuya stn gelenin kendisi Tanri olacaktir. O zaman yeni bir hayat baslayacak, yeni bir insanoglu dogacak ve her sey yenilenecektir. Ondan sonra da tarih ikiye ayrilacaktir. Gorilden Tanri'nin yok edilmesine kadar olan ag ve Tanri'nin yok edilmesinden... - Gorile kadar olan ag mi? - ... Yeryznn ve insanoglunun fiziksel degismesine kadar olan ag. Insanoglu Tanri olacak. Fiziksel yapisi degisecek. Dnya da degisecek. Her sey degisecek... dsnsler ve duygular bile. Ne zannediyorsunuz? Insanoglu o zaman fiziksel olarak degismeyecek mi? - Yasamak ya da yasamamak arasinda bir fark gzetilmeyecek olursa herkes kendi kendisini ldrecektir. Belki de tek degisiklik bu olacaktir. 131- Fark etmez. Byk zgrlg zleyen herkes, kendisini ldrmek cesaretini gstermelidir. Kendisini ldrmeye cesaret eden insanoglu, aldanmanin sirrini grenmis demektir. Bunun tesinde zgrlk yoktur; hepsi bu ve bunun tesinde hibir sey yoktur. Kendini ldrmeye cesaret eden insanoglu Tanridir. Simdi herkes Tanriyi yok edebilir ve her sey de yok olabilir. Fakat, daha kimse byle bir sey yapamadi. - Milyonlarca intihar olayi var. - Fakat onlarin hibiri bu nedenle intihar etmiyor. Hepsi korkudan tr intihar ediyorlar. Sirf korkuyu ldrmek iin kendisini ldren insanoglu Tanri olacaktir. - Belki de vaktimiz olmaz, dedim. Karsisindakini kk gren soguk bir gururla, sakin olarak: - Fark etmez, diye cevap verdi. Bir saniye sonra ekledi: - Alay edermis gibi bir tavir takinmaniza zlyorum. -Bu sabahki sinirli halinizi dsndke, simdiki sakin halinizi ve durgunlugunuzu... ve hararetle konusmanizi garip buluyorum. - Bu sabah mi? diye glmsedi. Bu sabah ok glnt. Sonra kederli bir dille ekledi: - Insanlari kt kullanmayi sevmem ve asla glmem. - ay imekle geirdiginiz gecelerinizi, eglenceli geirir g-rnmyorsunuz. Yerimden kalktim ve sapkami aldim. Biraz hayretle gld. - yle mi saniyorsunuz? Neden olmasin? Hayir, bil... bilmiyorum. Birden ne syleyecegini sasirdi. - Baskalarini bilmiyorum; ama herkesin yaptigini yapabilecegimi hissediyorum. Herkes dsnr ve birden dsnceleri degisir, baska sey dsnmeye baslar. Ben ,baska sey dsnemi132 -yorum. Btn hayatim boyunca tek seyi dsndm. Tanri btn hayatim boyunca bana istirap verdi. Btn bunlari byk bir itenlikle sylemisti.

- Dilimizi neden tr iyi konusmadiginizi syleyebilir misiniz? diye sordum. Dis lkelerde geirdiginiz bes yildan sonra nasil konusulacagini unuttunuz mu, yoksa? - Dogru konusmuyor muyum? Bilmiyorum. Dis lkelerde yasadigimdan degil. Btn hayatim boyunca byle konustum. Benim iin fark etmez. - Daha nce baska bir soru. insanlarla tanismak istemediginize ve az konustugunuza tamamen inaniyorum. Neden simdi benimle bu kadar uzun konustunuz? Utanarak cevap verdi: - Sizinle mi? Bu sabah ok sessiz ve sakin oturuyordunuz ve siz... fakat, fark etmez... agabeyime son derece benziyorsunuz. Yedi yil nce ld. Sizden daha yasliydi... - Dsns tarziniza byk etkisi olmustur herhalde. - Hayir, ok az konusurdu... hemen hemen hi konusmazdi. Biraktiginiz notu Shatov'a verecegim. Eline bir fener alarak beni kapiya kadar ugurladi. "Amerika'nin meshur sapka saticisi kadar deli" diye karar verdim. Kapidan iktiktan sonra baska bir karsilasma oldu. *** Kapinin esiginden adimimi atmistim ki gl bir el yakamdan kavradi. - Kimsin, diye bir ses grledi. Dost mu dsman mi? Syle!... Hemen yakindan Liputin'in cirtlak sesi duyuldu. - Bizden, bizden biri! Bay G...v'dir. Yksek sosyete ile yakindan iliskileri olan, klasik grenim yapmis gen bir centilmendir. 133- Sosyeteden olan efendileri severim.... klasik... yani yksek g...re...nimli genleri severim. Dnyanin ve dostlarin hizmetinde Emekli yzbasi Ignatius Lebyatkin, efendim... eger gerek dost-larsa... gerek dostlarsa, bu alaklar!... Yzbasi Lebyatkin, saglam yapili, sisman, bir doksan boyunda, kivircik sali ve kirmizi suratli bir adamdi. Ayakta duramayacak kadar sarhostu ve kelimeleri zorlukla syleyebiliyordu. Aslina bakarsaniz, onu daha nce uzaktan grmstm. - Oh, siz de... diye tekrar grledi. Elinde fener, hl kapida duran Kirilov'u grmst. Yumrugunu kaldirmisken, tekrar indirdi. - Sizi bilginize bagisladim! Ignatius Le... Lebyatkin... yksek bilgi... lidir. Grleyen bir top mermisi patladi Ignatius 'un asktan yipranmis ggsn de. Ve, acidan kivranarak, kolsuz, i Yine agladi Sivastopol iin. Ikiden kizarmis yzn ileri dogru uzatarak: - Her ne kadar Sivastopol'da bulunmadim ve kolumu kay-betmedimse de, ne siir, efendim, ne siir!... diye bagirdi. Liputin onu kandirmaya alisarak: - Acelesi var, eve gidiyor, dedi. Yarin Bayan Lisa'ya syleyecek. Lebyatkin tekrar grledi. - Lisa!...Durun! Gitmeyin!Bir kita daha: Bir kiz ata biniyor salina salina Vahsi Amazonlar'in arasinda; Ve atindan glmsyor bana Bu soylu yavru. 134 Yaaa, bu bir zafer trksdr! Amazonlarin bir zafer trksdr bu, aptal esek!... Serseriler anlayamaz! Dur!... Kapidan ikip ondan kurtulmak istiyorsam da, paltomu tutmus birakmiyor, bana engel oluyordu. -Lisa'ya syle, ben byk bir namusum. Su edepsiz kiz Dasha'ya gelince, onu ikiye ayiririm. Allahin belasi kle kiz cesaret edemez ki... Tam bu sirada btn gcmle ekip paltomu elinden kurtardigim iin yzkoyun yere kapaklandi. Caddenin asagisina dogru kosmaya basladim. Liputin de arkamdan kostu. Cirtlak bir sesle: dedi. - Kirilov onu kaldirir. Biraz nce ondan ne grendim biliyor musunuz? Siirini duydunuz, ya? Amazon kiza yazdigi bu siiri bir zarfa koyup, zarfi da mhrledi. Yarin Bayan

Tushin'e gnderecek. Altina da aik imzasini atti! Ne adam!... - Bunu sizin teklif ettiginize bahse girebilirim. Liputin gr bir kahkaha atti. - Bahsi kaybedersiniz. Asik, deli gibi sik. Hem biliyor musunuz, bu aski, ondan nefret etmesiyle basladi. Bayan Tushin'in sokaklarda atla dolasmasina o kadar kiziyordu ki, bir keresinde neredeyse yksek sesle kfr edecekti!. Ama, kfr etmedi!... Sonunda Allahtan ki kiz duymadi. Ve bugn ise bir siir yazdi! Hatta, biliyor musunuz, ona evlenme teklif etmeye cesaret edecek!... Gerekten! Mthis bir fkeye kapilarak: - Size sasiyorum, Liputin, dedim. Her kt iste parmaginiz oluyor ve onu daima siz srklyorsunuz. - Biraz fazla oldunuz, Bay G...V!... Acaba karsinizda bir rakip grmenizden tr m? Birden durarak haykirdim. -Neee...? 135- Pekl, size ceza olmasi iin daha fazla sylemeyecegim!... Ama, grenmek istiyorsunuz, degil mi? rnegin, bu salak sadece basit bir subay degil artik, mlk sahibi bir efendi oldu. Hem de hatiri sayilir efendilerden biri oldu. Bay Stavrogin ona, iki yz klesi olan byk bir yer satti. Tanri sahidimdir ki yalan sylemiyorum. Bunu, ok emin bir kaynaktan ve onurlu bir kisiden grendim. Simdi de gerisini siz tamamlayip ikarin ortaya. Baska tek kelime dahi sylemem. Allahaismarladik!... *** Bay Verkhovensky beni byk bir sabirsizlikla bekliyordu. Bir saat nce dnmst. Bende, sarhosmus kanisini uyandirdi; kuskusuz eve gelisinden bes dakika sonra sarhos olmustu. Yazik! Drozdovlar'i ziyaret etmesi onu iyice sarsmisti. -- Mon ami, (dostum) dsnce zincirimi tamamen kaybettim. Lisa... o melege tapar ve onu ok dsnrm; fakat, her ikisinin de beni, benden bazi seyler grenebilmek amaci ile agirdiklarini dsnmeden edemiyorum. Su var ki, agzimdan laf aldiktan sonra beni silkeleyip atacaklardi!... Evet, korkarim ki bu byle olacakti... Sesimi kontrol edemeden hayretle bagirdim. - Byle konusmaktan utanmalisiniz!... - Aziz dostum, simdi tamamen yalniz kaldim. Enfin c'est ridicule, (bu gln). Orada bile, her sey sir perdesi altinda sakli; Petersburg dedikodularini sorarak bana saldirdilar. Anliyorsunuz ya, Nicholas'in drt yil evvel yaptiklarini grenmisler. "Siz buradaydiniz, olanlari grdnz; deli oldugu dogru mu?" Bunu nereden grendiklerini bilmiyorum. Bayan Drozdov, neden Nicholas'in deli oldugunu hemen kabullenmek istiyor? Kadin bunu istiyor. Size sylyorum, kadin byle istiyor. CeMaurice (Bu Maurice), ismi neydi?.. Su Drozdov denilen adam, brave homme tout 136 dememe (yine de drst adamdir), onun hesabina olmadigi gerek; cette pauvre amie'ye (bu zavalli dost) Paris'ten nce o yazdiktan sonra... Enfin (neyse), bu Praskovya, ona cette chere amie (aziz dostum) diyor; gerek bir tip, Gogol'n Korobochka'sidir (*); sadece daha nispeti, daha kiskirtici ve daha bytlms bir Korobochka... - Gogol'n yarattigi karakterden daha byk oldugundan emin misiniz? - Su halde daha kltlms olsun. Ne fark eder? Yalniz szm kesmeyin; nk, kafamin ii karma karisik, her sey dnp duruyor. Iyice takismis grnyorlar. Lisa hari; hl "teyze, teyze" diye dnp duruyor etrafinda; ama, Lisa akillidir, kurnazdir ve orada anlayamadigim bir sey var. Sirlar. Fakat, ihtiyar kadinla atisti. Cette pauvre (zavalli) teyze, gerekten herkesi eziyor... ve simdi de valinin karisi, toplumun saygisizligi ve Karmazinov'un "saygisizligi" ile ugrasacak. Sonra birden oglunun deliligi dsncesine saplaniyor, ceLipoutine, ce queje ne comprendres pa, (su Liputin'i de anlayamadim); ve... ve alnina sirkeli bezlerle pansuman yapmakta oldugunu sylediler ve biz burada yakinmalarimiz ve mektuplarimizla ugrasip duruyoruz. Oh, ona ne kadar istirap verdim; hem de byle bir zamanda! je suis un ingrat! (Ne kadar nankrm ben!) Dsnn bir kere, dnsmde ondan bir mektup aliyorum. Okuyun, okuyun! Oh, ne kadar hayvanca davrandim!... Bayan Stavrogin'den aldigi mektubu verdi. Bu sabah gnderdigi pusulada "evden

ikmayin" ifadesini kullandigi iin pisman olmus grnyordu. Mektubu kibar, fakat kisa ve kesindi. Bay Verkhovensky'nin pazar gn, saat on ikide gelmesini ve gelirken de bir arkadasini getirmesini (ismimi yazmisti) istiyordu. Kendisinin de, Dasha'nin agabeyi olarak Shatov'u davet edecegine sz veriyordu. "Kesin cevabi kendisinden alabileceksiniz; bu sizi memnun edecek mi? Sabirsizlikla beklediginiz formalite bu degil mi?" (*) Korobochka, Gogol'n lmnden iki yil evvel ikinci cildini yaktigi Mer-tuya Dsi (l Canlar) adli eserindeki kadin karakter. 137- Mektubundaki son satira yazmis oldugu, formalite hakkindaki sabri tkenmis anlatimina dikkat edin. Zavalli, zavalli kadiri, hayattaki en iyi dostum! Btn gelecegimi etkileyecek olan bu ani kararin bana byk bir darbe oldugunu itiraf edebilirim. Hl mitli oldugumu syleyebilirdim; ama, simdi tout est dit (son sz sylendi), her seyin bittigini biliyorum; c'est terrible. (Korkun sey) Ah, su pazar hi gelmese de her sey yine eskisi gibi olsa: Beni grmeye gelecektiniz ve ben de sizi bekleyecektim.... -Liputin'in bu sabah syledigi kt seylerin etkisi altindasiniz. Hepsi uydurma ve asilsiz seylerdi. - Dostum, parmaginizi aciyan baska bir noktaya bastiniz. Bu iyi niyetli parmaginiz ogunlukla merhametsiz ve bazen deginmeniz ok acimasiz oluyor. zr dilerim; ama, biliyor musunuz, tamamen unutmustum. Yani, su tatsiz uydurmalari demek istedim. Aslinda unutmus da degilim; Fakat, byk bir budalalikla, Lisa'nin yaninda mutlu olmaya ve kendimi, mutlu olduguma kandirmaya alistim. Fakat simdi... oh, simdi, bu cmert ve byk kalpli kadim dsnyorum. Sylenmesi gerekirse, eksikliklerime sabirla hosgr gsterdi, aslinda hosgrl olmayabilirdi de; fakat dsnn, rms karakterim, degersizligimle ben neyim!... Simarik, bencil ve masum olmaktan uzak bir ocugum. Lisa'nin pek hos olarak syledigi gibi, cette pauvre (bu zavalli) teyze, tam yirmi yildir bana bir dadi gibi bakti. Ve birden, yirmi yildan sonra, bu ocugun kafasina evlenmek arzusu saplanmis... ona pes pese mektuplar gnderiyor; oysa, o zavalli alnina sirkeli bez koymakla mesgul ve... ve, eh, simdi istedigimi elde ettim ve pazar gn evli bir adam olacagim... her seye ragmen!... Hangi akla hizmetle evlenmekte israr ettim? O mektuplari neden yazdim? Oh, evet, sylemeyi unuttum: Lisa, Dasha'yi vgyle aniyor. Hi degilse yle grnyor. Onun hakkinda "C'est un angle " (bir melektir) diyor, yalniz olduka "iine kapanik" olarak. Her ikisi de evlenmemi tavsiye ediyorlar... hatta, Praskovya... eh, hayir, Praskovya degil. O tavsiye etmedi. Oh, o kck "kutusunda" ne kadar zehir var bilemezsiniz! Aslina bakarsaniz, Lisa da tavsiye et138 medi. "Neden evleneceksiniz, sanki?" dedi. "Yksek zekli zevklerinizin size yeterli olmasi gerekir!" Sonra kahkahalarla gld. Lisa'da ok mutsuz oldugundan byle glmesini bagisladim. Fakat, bana sylediklerine gre erkekler kadinsiz yasayamazlarmis. Dermansizlik aginiz yaklasiyor ve size bakacaktir, ya da her ne ise... Ma foi (Vallah), burada sizinle otururken, kendi kendime, firtinali gnlerime yaklastigim su zamanda, onun cennetten gnderilmis bir melek oldugunu ve bana bakacagim... falan, tekrarlayip duruyorum... enfin (neyse), evin dzeni iin bana faydali olacaktir. Evde her sey karmakarisik. Su pislige bakin!. Bu sabah, buralari toplamasi iin Nastasya'ya sylemistim; oysa su kitap hl yerde duruyor. La pauvre amie (zavalli dostum), odamin bu tertipsizligi iin daima bana kiziyor. Oh, artik onun tarafindan azarlanmayacagim! Vingt ans! (yirmi yil) Ve... ve zannedersem imzasiz, kimligi belirsiz mektuplar da aliyorlar. Dsnn! Nicholas'in, btn mlkn Lebyatkin'e sattigi yazilmis. C'est un monstre! (Ne canavarlik!) et enfin, (neyse), su Lebyatkin de kim oluyor? Lisa, dinliyor... dinliyor... oh, ylesine dinliyor ki! Alayla glmesini bagisladim; nk, dinlerken yznn anlatimini grdm ve ce Maurice... simdi onun yerinde olmak isterdim, dogrusu, brave homme tout de meme (yine de iyi adamdir), fakat olduka ekingen; fakat ona bos ver. Sustu. Yorgun ve saskindi; yorgun gzlerini yere dikmis, basi ggsne sarkmis

oturuyordu. Konusmamizin l noktaya ulastigi bu andan yararlanarak Filippov'un evine gidisimi syledim byk bir ve kesin, kuru bir dille, Lebyatkin'in kiz kardesinin (onu hi grmemistim) gerekten, Liputin'in dedigi gibi, hayatinin bilinmeyen bir devresinde, Nicholas'in kurbani olabilecegi ve Lebyatkin bazi nedenlerle Nicholas'tan para aldigina gre, bu sylentinin olasilikla dogru olabilecegi hakkindaki dsncelerimi anlattim. Fakat, anlattiklarimin hepsi bu kadardi. Dasha hakkindaki iftiralara gelince, btn sylenenlerin Liputin'in uydurmasi oldugunu syledim ve yalan sylemek zorunda olmayan Kirilov'un bile byle dsndgn szlerime ekledim. Bay Verkhovensky, anlattiklarimla ilgili degilmis gibi dalgin dalgin dinliyordu. Bu 139arada, Kirilov ile aramizda geen konusmayi da anlattim ve sonunda kaak olabilecegini belirttim. Bay Verkhovensky, sanki arzusunun aksine konusuyormus gibi, bezgin bir tavirla: - Deli degil, dedi. Fakat, kafasi alismayanlar sirasinda yer alabileceklerden biridir. Ces gens-la supposent la nature et la societe humaine autres que Dieu ne les a faites te gu'elles ne sont r'eellement. (Bu insanlar dogayla insan toplumunu, Tanri'nin yarattigindan ve aslindan baska trl oldugunu saniyorlar.) Insanlar onlara egilirler; fakat, her ne pahasina olursa olsun, Stephan Verkhovensky bunu yapmaz. Bir zamanlar onlari Petersburg'da avec cette chere amie, (bu aziz dost ile) grmstm, Ah, onu o zaman ne kadar zmstm! Ve onlarin hakaretlerinden ve sulamalarindan korkmuyordum. Simdi de korkmam; mais parlons d'autre chose (ama bu konuyu birakalim). Anliyorsunuz ya, korkun bir sey yaptim, dn Dasha'ya bir mektup gnderdim ve... oh, bunun iin kendime ne kadar lanet ediyorum, bilemezsiniz!... - Dasha'ya ne hakkinda yazmistiniz? - Oh, dostum, inanin bana, ok onurluca yazilmis bir mektuptu. Mektubumda, bes gn nce Nicholas'a bir mektup yazdigimi bildirmistim. O mektubum da ok onurluca yazilmistir. Hararetle: - Simdi anliyorum! diye bagirdim. Onlarin adlarini bu sekilde birlestirmek hakkiniz mi? - Fakat, mon cher (monser), ltfen beni tamamen ezmeyin, bana byle bagirmayin! Zaten son derece sey gibi... circirbcegi gibi ezildim ve nihayet, yazdiklarimin ok onurlu olduklarina da inaniyorum. Dsnelim ki, aralarinda gerekten bir sey vardi... en Suisse (Isvire'de)... ya da bir sey baslamak zeredir. Her seyden nce, onlarin kalplerini grenmem gerekmez mi? ve... enfin (neyse) onlarin hislerine karismamak ve yollarinin zerinde durmamak iin byle hareket etmem gerekmez mi?... Ayrica, amacim tamamen drstlkt... 140 Kendime engel olamayarak: - Oh, dostum, ne kadar aptalca bir sey yapmissiniz! dedim. Gayretkes bir tavirla tekrarladi. - Aptallikti, dogru! Bu kadar gzel bir sz ilk defa kul-laniyorsunuz, c'etait bete, mais gue faire, toiit est dit (Sama olabilir ama, her sey sylenmisti). Baska birinin gnahini kapamak iin bile olsa, onunla evlenecegim. Byle olunca, o mektuplari neden yazdim, bilmem ki? Byle degil mi? - Ayni seyleri tekrarliyorsunuz!... - Oh, simdi de haykirmalarinizla beni korkutmaya alisiyo-rsunuz. Gryorsunuz ki, nnzde bambaska bir Stepan Verk-hovensky var. Digeri oktan gmld; enfin, tout esi dit (neyse sylenmeyen bir sey kalmadi). Peki, neden bagiriyorsunuz? Evilenen siz olmadiginizdan ve kafanizda adi ikmis ss esyasini tasimak zorunda bulunmadiginizdan mi? Yine mi yznz eksiyor? Zavalli dostum, kadinlari tanimiyorsunuz. Btn hayatimi onlari incelemekle yitirdim. "Eger btn dnyayi fethetmek istiyorsaniz, nce kendinizi fethetmelisiniz." Sizin gibi romantik olan, mstakbel karimin kardesi Shatov'un hayatinda bana syledigi en gzel szdr. Onun bu szn seve seve kabulleniyorum. Eh, ben de kendimi fethetmeye hazirim ve evlenecegim; fakat, dnya yerine fet-hedecegim ne olacaktir?

Ah, dostum, evlilik her gururlu kisinin, her zgrlgn moral bakimindan lmdr. Evlilik hayati, beni yip-ratacak, gcm yitirecek, amacimiza hizmet cesaretimi kiracaktir. ocuklar olacak; bunlar benden de olmayabilir... yani benden olmayacagina eminim demek istedim; akilli bir adam gerekle karsilasmaktan korkmaz. Bu sabah, Liputin, evimi Nicholas'a karsi kapamami syledi; Liputin salagin biridir. Kadin, her seyi gren bir gz bile aldatir. Kadini yaratirken, le bon Diue (Allah baba) bunu Diliyordu kuskusuz, byle bir seyi tehlikeye atmak zorundaydi; fakat kadinin Tanriyi etkileyerek onu byle yaratmasini sagladigindan eminim... byle zelliklerle... Aksi halde kim byle karsiliksii bir sikintiya girerdi? Nastasya, biliyorum, byle serbest 141dsnmeme kiziyor; fakat enfin, tout est dit (neyse, her sey sylendi). Kendi aginda pek sevilen, bylesine basit, kinayeli kelimeler kullanmamis olsaydi, Stepan Verkhovensky olamazdi. Simdi, hi degilse kisa bir sre iin bu kelimelerle avunuyordu. Byk bir aresizlik iinde irpinarak: - Oh, keske brgn olmasa, hi pazar olmasa! diye haykirdi. Neden pazarsiz bir hafta olmaz ki... si le mimde existe? (Mucize: diye bir sey varsa). Hi degilse bir kereye zg olmak zere, takvimden pazari silse, Tanri ne kaybeder ki? Sadece et quet tout soit dit, (her seyin bitmis oldugunu) dinsizlere gstermek, kudretini kanitlamak iin yapsa!... Ah, onu ne kadar ok sevmistim! Yirmi yil, tm yirmi yil ve beni hibir zaman anlamadi! Hayretle: - Fakat neden bahsediyorsunuz? diye sordum. Sizi hi anlayamiyorum! - Vingt ans! (Yirmi yil) Ve beni bir kere olsun anlayamadi... Ah, bu zulm!... Ve gerekten ondan korktugum ya da fakir oldugum iin mi onunla evlenecegimi saniyor? Ah, bunun igrenligi!... Teyze, teyze, bunu sizin iin yapiyorum! Ah, birak bunu grensin, teyze; grensin ki, yirmi yildir taptigim tek kadindir! Bunu bilmeli, aksi halde byle bir evlenme olamaz; beni; ce qu'an apelle le (nasil derler), mihraba kadar zorla srklemeleri gerekecektir!... Byle bir itirafini ilk kez duyuyordum. Hem ylesine bir hararetle yapmisti ki bu itirafini!... Kahkahalarla glmemek iin kendime zor engel oldugumu saklayamayacagim. Fakat hataliydim. Aklina yeni bir dsnce gelmis gibi byk bir heyecanla bagirdi. - Bana simdi sadece o kaldi, sadece biri, tek umudum!... Simdi beni sadece zavalli oglum kurtarabilir ve... Oh, neden abuk gelmez bilmem ki? Ah, oglum, ah sevgili Peter'im... her ne kadar baba denmeye degmezsem de, kaplan deseler daha dogru olurdu, bununla beraber... laissez-moi, mon amie, (beni birakin, dostum) d142 sncelerimi toparlayabilmek iin biraz yatacagim. ok yorgunum ok ve sizin de yatma vaktinizin geldigini dsnyorum. Voyez vous, (gryor musunuz) saat on iki... 4. TOPAL Shatov hibir zorluk ikarmadan, birakmis oldugum pusulaya uyarak, ertesi gn gle vakti Lisa'ya gitti. Hemen hemen ayni anda gitmistik; ben de onun gibi ilk ziyaretimi yapiyordum. Hepsi... Lisa, annesi ve Bay Drozdov... byk salonda oturmus tartisiyorlardi. Annesi, Lisa'dan piyanoda bir vals almasini istiyordu... ve Lisa alinmasini istenen parayi almaya baslayinca, annesi istemis oldugu valsin bu olmadigini iddia etmeye basladi. Bay Drozdov, kalbinin buyurdugu gibi Lisa'nin tarafini tuttu ve ihtiyar hanimefendiyi, alinan paranin dogru olduguna inandirmaya alisti; fakat, Bayan Drozdov kendisine hkim olamayarak aglamaya basladi. Hastaydi; hatta, zorlukla yryebiliyordu. Bacaklari sismisti ve Lisa'dan ekinmesine ragmen, huysuzluk ediyor, her nne gelene atiyordu. Bizi grmekten memnun oldular. Lisa, sevincinden kizararak bize yaklasti. Shatov'u getirmemden tr "mersi" dedikten sonra merakli gzlerle szerek ona dogru yrd. Shatov, sikintili bir tavirla kapinin yaninda durdu. Lisa, geldiginden tr kendisine tesekkr ettikten sonra onu annesine gtrd. - Size szetmis oldugum, Bay Shatov ve bu bay da G...v, benim ve Bay

Verkhovensky'nin en yakin arkadasi. Maurice onunla dn tanismisti. - Bununlardan hangisi profesr? -Profesr degiller, Anne. - Profesr olmalari gerekir. Hi degilse birinin. Bir profesr olacagini kendin sylemistin... zannedersem profesr olani bu. Sznn burasinda parmagi ile tiksinir gibi Shatov'u isaret etti. 143Lisa: - Bir profesr bekledigim hakkinda size bir sey sylemis degilim, dedi. Bay G...V kamu hizmetindedir ve Bay Shatov eski bir niversite grencisidir. - grenci olsun, profesr olsun, hepsi niversiteli. Sadece tartismak istiyorsunuz. Fakat, Isvireli'nin biyigi ve kk bir sakali vardi. Lisa: - Annem daima Bay Verkhovensky'nin ogluna profesr der, dedi ve Shatov'u salonun br ucundaki bir kanepeye gtrd. Lisa: - Son derece zldm, diye fisildadi. Fakat bacaklari byle sistigi zaman daima huysuz oluyor. Korkarim ki hasta. Sonra byk bir merakla Shatov'u incelemesine devam etti. zellikle onun daginik salari ile ilgileniyordu. Lisa'nin beni, acimadan yaninda biraktigi yasli kadin sordu: - Orduda misiniz, efendim? - Hayir, Madam. Kamu hizmetindeyim. Lisa hemen seslendi: .. . . - Bay G...V, Bay Verkhovensky'nin ok yakin arkadasidir. - Bay Verkhovensky'nin hizmetinde mi alisiyorsunuz? O da bir profesrdr, degil mi? Lisa, fkeyle haykirdi. - Aman Anne, ryalarinizda bile profesr gryor olmalisiniz. - Gerek hayatta ok profesr vardir. Annenle daima zit gidiyorsun, sevgilim. Bay Stavrogin annesinin yaninda kalirken, drt yil nce burada miydiniz? Burada oldugum cevabini verdim. - Sizinle beraber bir de Ingiliz yok muydu? - Hayir, Madam, yoktu. 144 Lisa gld: - Eh, anliyorsun, ya, bir Ingiliz yokmus. Su halde yalandi. Bayan Stavrogin ve Bay Verkhovensky yalan sylyor. Herkes yalan sylyor.. Lisa durumu kisaca aikladi:. - Dn Teyze ile Bay Verkhovensky, Bay Stavrogin ile Sha-kespeare'in IV. Henry kitabindaki Prens Harry arasindaki bazi es-degerlikten bahsediyorlardi ve annem bu nedenle bir Ingiliz'in bulunmasi gerektiginde israr ediyor. -Eger Harry orada bulunmamissa, bir Ingiliz de bulunmamis demektir. Soytariligi yapan Nicholas'in kendisiydi. Lisa, Shatov'a aiklama yapmak zorunlugunu hissetti. - Sizi temin ederim ki annem maksatli konusuyor, dedi. Shakespear'in btn yapitlarini bilir. Othello'nun birinci blmn ona ben okudum; fakat, simdi ok aci ekiyor. Anne, saat on ikiyi vuruyor... Ila alma zamaniniz geldi. Bir hizmeti, kapidan: - Doktor geldi, Madam, diye bildirdi. Ihtiyar hanimefendi yerinde kalkti ve kpegini agirmaya basladi. - Zemirka, Zemirka, ne olursa olsun sen benimle geliyorsun, degil mi? Zemirka, igren bir sokak kpegi, sahibesinin buyruguna aldirmadan, Lisa'nin oturmakta oldugu kanepenin altina szld. - Demek sen de gelmeyeceksin! Pekl, seni de istemiyorum. Bana dnd: - Iyi gnler, efendim; ne yazik ki isminizi bilmiyorum. - Anton Lavrentyevich... - nemli degil, efendim; bir kulagimdan girip brnden ikar. Benimle gelmiyorsunuz, Maurice; Zemirka'yi agirmistim. Tanriya skr, yalniz basima

dolasabiliyorum. Yarin da araba gezisine ikacagim. 145fkeli bir tavirla odadan ikti. Lisa, bana bakarak: - Ltfen, dedi. Bay Drozdov'la konusun. Birbirinizi tanimaktan ok memnun olacaginiza eminim. Lisa, tatli tatli tebessm ederek Bay Drozdov'a bakinca, adamin neseyle yz parladi. Ister istemez Bay Drozdov'la konusmak zorunda kaldim. *** Lisa'nin Shatov'la ilgisinin, gerekten sadece edebiyat konusunda olmasi beni ok sasirtti. Neden oldugunu bilmiyorum; ama, Shatov'u tamamen ayri bir konuda grmek istedigini tasavvur etmistim. Biz, yani Bay Drozdov ve ben, konustuklarinin gizli olmadigini yksek sesle konusmalarindan anlayinca onlari dinlemeye koyulduk. ok gemeden biz de yanlarina davet edildik. Btn mesele, Lisa'nin yararli olacagini dsndg, bir kitabi yayimlamak istemesiydi; fakat, tecrbesiz oldugundan bu konuda kendisine bir yardimci ariyordu. Planini Shatov'a anlatirken takindigi ciddi tavir beni olduka sasirtti. "Yeni kadinlardan biri olmali" diye dsndm, "isvire'deki yillarini bosuna harcamamis". Shatov, gzlerini yere dikmis byk bir dikkatle dinliyordu. Hayati renkli gren bir sosyete kizinin, grnste kendisine hi de uymayan bir konu ile ilgilenmesine hayret bile etmiyordu. Lisa'nin plani syleydi: Rusya'da, hem baskent ve hem de tasrada olmak zere birok gazete ve dergi yayimlanir ve her gn bu yayimlarda sayisiz haberler ikardi. Bir yil sresince, bu gazete ve dergiler, dolaplara serilir, yirtilip atilir ya da kesekgidi yapmakta kullanilir ya da her esit is isin kullanilirdi. Olaylarin ogu, toplum zerinde etki yapar ve onlar tarafindan ezberlenebilirdi; fakat, bu ezber zamanla unutulurdu. Birok kimse bazi olaylara bakmak ister; fakat, bir sr gazete karistiracagindan bu sikintiya katlanmazdi. Ayrica, olaylarin gnnn ve yerinin hatirlanabilmesi ok gt. 146 Hatta, bazen yil bile hatirlanamazdi. Bunu gz nne alarak, bir yilin ok nemli olaylari, belli bir plana gre, bilinen bir anlamda, basliklariyla, alfabetik sirasiyla, aylara ve gnlere gre hazirlanmis olarak bir kitapta toplanacak olursa; byle bir kitap, gazetelerde yayimlanan olaylar, yillik olaylarin yaninda, ok az kalsalar bile, bir yillik Rus yasantisinin karakterestik zelligini verebilirdi. Shatov: - Birok kgidin yerini, birka kalin cilt alir, hepsi o kadar, dedi. Fakat, Lisa, bu dsncesinin savunmasini byk bir hararetle yapmaya alismakla beraber, bu konudaki yetersizligi, grsn tam olarak anlatmasina engel oluyordu. Bir kitaptan fazlasinin gereksizligini ve bu kitabin da kalin olmasina gerek olmadigini syledi. Fakat, kitap kalin bile olsa, olaylar kolaylikla bulunabilecek; nk, her sey plana dayanacak ve olaylar bir dzen iinde olacakti. Tabii, tm olaylarin bulunabilmesi ve yayimlanabilmesi mmkn olamayacakti. Zaten, byle bir niyeti de yoktu. Genelgeler, hkmetin esitli sorunlari, tutumu, blge ynetim kurullarinin kararlari, yasalar ve buna benzer olaylar, her ne kadar nemli olurlarsa olsunlar, yayimlanacak konunun disinda birakilabilirdi. Birok olay alinmayabilir; Sadece, Rus halkinin kisisel karakterine ve toplumun moral yasantisina, az ya da ok benzer tipik olaylar alinip digerlerinin ogu alinmayabilirdi. Tabii, buna her trl olay dahil edilebilir; garip olaylar, yanginlar, toplumu ilgilendiren olaylar, iyi ya da kt davranislar, her trl konusmalar ya da demeler; hatta, sel baskinlari ve hkmetin bazi kararlari bile alinabilirdi; fakat, seilen olaylarin karakteristik olmalari sartti; her yayimlanan olayin, iyice incelenmesi, verilen zetin tm olayi, btn, ayrintilari ile aydinlatabilmesi gerekirdi. Ve nihayet, arastirmalar iin gerekli olmasinin disinda dinlendirici de olmaliydi. Yani, okuyucunun, okuma zevkine de hitap etmeliydi. Rus halkinin bir yillik yasantisinin karakterini gstermeli, ruhsal durumunun ve ahlakinin bir yansimasi olmaliydi. 147Lisa israrla: - Herkesin satin almasini isteyecegiz, dedi. Her evde bulunmasini arzu edecegiz. Tabii, her seyin iyi bir plana dayanacagini biliyor ve bu yzden yardiminizi talep ediyorum.

Lisa, hararetle konusmustu. Syledikleri her ne kadar pek anlamli degilse de, Shatov onun ne demek istedigini anlamaya baslamisti. Gzlerini yerden kaldirmadan: - Demek ki, belirli bir yn ve bildigimiz yndeki olaylari derleyen bir kitap olacak, diye mirildandi. - yle degil. Yn olmayacak. Tarafsiz olacagiz ve bizim ynmz de tarafsizligimiz olacak. Shatov, yerinde kimildanarak: - Yn olmak kt bir sey olamaz ki, dedi. Ayrica, eger herhangi bir seme yapilacaksa bundan kainmak mmkn olmayacaktir. Gereklerin seimi, olaylari anlasilmasi iin bir aiklama yapilmasini gerektirecek. Dsnceniz hi de fena sayilmaz. Lisa sevinle haykirdi. -Demek byle bir kitabin basilabilmesinin mmkn oldugunu dsnyorsunuz, degil mi? - Dikkatle dsnlp incelenmeli. Byk bir is. Hemen bir plan yapmak mmkn degil. Insanin tecrbe edinmesi sart. Hatta, kitabi yayimlamaya hazir oldugumuz zaman bile, bunun nasil yapilacagini anlayabilecegimizi sanmam. Birka tecrbeden sonra belki. Fakat dsnceniz, bu konuya egilmeye deger. Yararli bir dsnce. Shatov, nihayet basini kaldirdi. ylesine ilgilenmis olmaliydi ki gzleri alev alev yaniyordu. Yumusak bir sesle utanarak sordu: - Bunu siz mi dsndnz? Lisa glmseyerek cevap verdi: - Dsncenin pek nemi yok; btn sorun bu dsnceyi uygulama alanina koymakta. Pek zeki sayilmam. Anlayisim da biraz kit olduguna gre, tamamen aik olarak grdgm yoldan yrmeyi tercih ederim. 148 - Aik grdgnz yolu mu takip edersiniz? Lisa aceleyle: - Dogru bir deyis olmadi mi? diye sordu. - Oh, arzu ettiginiz kelimeyi kullanabilirsiniz. Bence pek nemli degil. - Dis lkelerde dolasirken, bazi islere yararli olabilecegimi dsndm. Param var; fakat, kullanamiyorum. Neden ben de topluma yararli olmayayim? Ayrica, byle bir sey aklima birden geldi. Dsnp bulmus degilim ve buna ok da sevindim. Bu dsncemi tek basima uygulama alanina koyamayacagimi biliyordum; nk, kendi basima hibir sey yapamam. Tabii, isbirligi yaptigim insan kitabima ortak olacak. Yari yariya; plan ve alisma ile siz ugrasacaksiniz, bulus ve yayini paraca desteklemek benim grevim olacak. Byle bir kitap masrafini ikarmaz mi? - Dogru bir plan bulabilirsek, satar. - Su kadarini syleyebilirim ki, bu isi para kazanmak iin yapmiyorum. Fakat, kitabin satmasi hosuma gidecek ve eger bundan para kazanabilirsek byk bir kivan duyacagim. - Anladim; peki, benim durumum ne olacak? - Sizinle isbirligi yapacagiz ve yari yariya ortagiz; fakat plani siz yapacaksiniz. -Fakat benim plan yapabilecek kapasitede bir insan oldugumu nereden biliyorsunuz? - Sizin hakkinizda bilgi verdiler, burada da duydum... sizin ok zeki ve... ve byle islere aklinizin yatkin oldugunu... ve... ok dsnr bir kimse oldugunuzu biliyorum. Bay Peter Verkhovensky, isvire'deyken sizden ok szetmisti. Lisa bir saniye sustuktan sonra, aceleyle ekledi: - Bay Peter Verkhovensky ok zeki bir kimsedir, degil mi? Shatov, kaamak bir bakistan sonra basini nne egdi. Lisa: 149- Bay Stavrogin de sizin hakkinizda ok konusmustu, dedi. Shatov, birden kipkirmizi oldu. Lisa, nceden hazirlamis oldugu, paket halindeki gazeteleri aceleyle sandalyenin zerinden aldi. - Iste, iste gazeteler burada. Daha yararli bir seim yapabilmek iin hepsini bir siraya koymaya alistim ve numaraladim.. siz de greceksiniz. Shatov, gazete paketim aldi. Lisa:

- Eve gtrp inceleyin. Nerede oturuyorsunuz? - Bogoyavlenskaya sokagindaki Filippov'un evinde. Lisa, eskisi gibi abuk abuk konusarak: - Biliyorum, dedi. Orada Lepyatkin isminde bir yzbasinin da oturdugunu sylemislerdi. Shatov, cevap vermeden uzun bir dakika sustu. Elinde gazete paketi oldugu halde gzlerini yere dikmis oturuyordu. Sesini garip bir tarzda alaltarak, deta bir fisilti halinde: - Byle bir is iin baska birini bulsaniz daha iyi olur kanisindayim, dedi. Size yararli olabilecegimi sanmiyorum. Lisa kizardi. - Hangi isten szediyorsunuz? diye bagirdi. Maurice, ltfen dn aldigim mektubu verir misiniz? Ben de, Bay Drozdov'un pesinden masaya gittim. Lisa, birden bana hitap ederek, elindeki mektubu asiri bir heyecanla ati. - Suna bir bakin. Byle bir sey grdnz m hi? Okuyun, ltfen. Hem de yksek sesle okuyun. Bay Shatov'un da duymasini istiyorum. Byk bir saskinlik iinde asagidaki mektubu okudum: 150 Hanimlarin fazilet, rnegi, Bayan Tushin Hanimefendi, Ah, o ne zerafettir Bayan Tushin'in yzndeki, Kuzeniyle iktigi zaman dolasmaya atla Salari uusur hafif esen bir rzgrla, Annesiyle beraber kilisede diz ker yere Tatli br pembelik yayilir candan yzlere! Iste o zaman, yasaya uygun bir evlilik arzularim Annesiyle giderken kuru gzlerle pesinden bakarim. Bir tartisma sirasinda cahil bir adam tarafindan yazilmistir. Hanimefendi, Vatanim ugruna Sivastopol'da kolumu kaybetmedigim, oraya hi gitmedigim ve savas sresince, en nefret ettigim sebze tasimak isiyle ugrastigim iin kendime ok acirim. Siz, bir eski zaman tanriasi, ben ise bir hiim ve sonsuzlugun ne oldugunu biliyorum. Bu yazdiklarimi sadece bir siir olarak kabul edin. nk, siirler nihayet samaliktir ve kstahlik sayilacak seyleri dogrular. Mikroskopla bakildiginda bir damla suyun iinde kaynasan milyonlarca mikroptan biri, gnese bir siir yazacak olsa, gnes o mikroba kizabilir mi ? Hatta, en iyi Petersburg sosyetesinde, byk hayvanlari koruma kulb, atlarla ve kpeklerle ilgilenirken, kck bir mikrobu dikkate almaz ve yeteri kadar byk olmadigi iin onunla ilgilenmez. Ben de yeteri kadar byk degilim. Evlenme dsncesi anlamsiz gelebilir; fakat, kisa bir zaman sonra, kleligin kaldirilmasindan nce iki yz klenin alisabilecegi kadar byk bir mlk sahibi olacagim. Birok sey syleyebilir ve hatta, sonucu Sibirya olabilecek dokmanlar bile temin edebilirim. Teklifimi kmsemeyin. Mikrobun, bu mektubunu, siir olarak kabul edin. Yzbasi Lebyatkin, emrinizdeki en sadik hizmetkriniz. 151Elimde olmayarak haykirdim. - Alagin biri, sarhoslukla yazmis! Onu taniyorum. Lisa, aiklamaya basladi. Kizariyor ve abuk abuk konusuyordu. - Mektubu dn aldim. Tabii, bunun bir salak tarafindan yazilmis oldugunu hemen anladim. Annemi daha fazla zmemek iin henz ona gstermis degilim. Fakat, byle mektuplarla beni rahatsiz edecekse, buna karsi ne yapabilecegimi bilmiyorum. Bay Drozdov, bu adama gidip onunla konusmak ve beni bir daha rahatsiz etmemesini sylemek istiyor. Sznn burasinda, Shatov'a dnd. -Fakat, sizi halen is ortagim olarak grdgmden, Bay Shatov, onunla ayni evde oturdugunuza gre, bu adamin daha neler yapabilecegini etraflica anlayabilmek iin

onun hakkinda sizden bilgi almak istedim. Shatov isteksiz bir tavirla: - Sarhos ve alagin biridir, diye mirildandi. - Fakat her zaman bu kadar aptal midir? - Tanrim, hayir!... Ayik oldugu zaman hi de aptal bir kisi degildir. Glerek sze karistim. - Aynen byle siirler yazan bir general tanirdim. Daima susan Bay Drozdov, beklenmedik bir anda sze karisti. - Hatta bu mektuplar bile, ne yaptigini bilen bir kimse oldugunu belirtiyor. Lisa sordu: - Kiz kardesi ile beraber oturdugunu duydum, dogru mu ? -Evet, dogru. - Kiz kardesine kt davrandigi syleniyor. Dogru mu? Shatov, yine Lisa'ya bakti. Kaslarini atarak mirildandi. - Bundan bana ne? 152 Sonra yerinden kalkarak kapiya dogru yrd. Lisa, telaslanarak: - Bekleyin, ltfen, diye bagirdi. Nereye gidiyorsunuz? Tartisacak birok seyimiz var. - Tartisacak ne var ki? Yarin size bildiririm. - Her seyden nemli bir sorun... basin konusu! Inanin ki bu isi laf olsun diye yapmiyorum. Bu konuda son derece ciddiyim. Lisa'nin telasi artiyordu. -Yayimlamaya karar verecek olursak, nerede bastiracagiz? En nemli sorun bu... basin iin Moskova'ya gidemeyiz. Byle bir yayin iin hangi basimevine gvenebiliriz? Uzun zamandan beri, kendim bir basimevi kurmak arzusundayim, gerekirse sizin adiniza... bu takdirde, Annemin de izin verecegini biliyorum, yeter ki sizin adiniza olsun. Shatov, zntl bir sesle sordu: - Baski yapabilecegimi nereden biliyorsunuz? - Nereden mi? Bay Peter Verkhovensky, Isvire'deyken byle islerin stesinden gelebileceginizi sylemisti. Hatta, size verilmek zere bir mektup verecekti; fakat, mektubu istemeyi unuttum. Shatov'un, simdi hatirladigima gre, rengi yine degisti. Birka saniye daha konusmadan durduktan sonra birden odadan ikti. Lisa, fkelendi. Bana dnerek sordu: - Her zaman byle aniden mi gider? Omuzlarimi silkerek cevap vermek zereyken, birden Shatov tekrar odaya girdi, elindeki gazete paketini masanin zerine birakti. - Is ortaginiz olamayacagim, dedi. Ayiracak zamanim yok. Lisa, zgn bir tavirla yalvarir gibi sordu: - Fakat neden? Neden olmasin? Kizdiniz mi yoksa? Lisa'nin ses tonundan sasirdigi belli oluyordu; birka saniye Lisa'nin yzne bakti. Sonra hafif bir sesle: 153- Bir sey fark etmez, dedi. istemiyorum... Ve sonra evden ayrildi. Lisa, saskinligindan ne yapacagini bilmez grnyordu. Bana, saskinligi biraz asiri gibi geldi. Bay Drozdov, yksek bir sesle: - Olaganst garip bir adam! dedi. *** "Garip" oldugu kusku gtrmemekle beraber, benim iin aik olmayan birok sorun vardi. Btn bu szlerde gizli bir sey vardi. Bu yayinevi sorununa bir trl aklim ermiyordu; sonra, su sama mektup vardi ortada; bu mektupta, verilebilecek bazi bilgilerden ve "dokman"lardan szediliyordu; mektupta geen bu szlere, hep beraber deginilmekten kainilmis gibi bir hava vardi; basimevi konusunda konusuldugu iin Shatov'un aniden gitmesi de zerinde durulacak sorunlardan biriydi. Btn bunlar tek bir nedende toplaniyordu; benim gelisimden nce burada bazi olaylar gemis ve beni ilgilendirmemesi gereken bazi konular konusulmustu. Ayrica, gitme zamani da gelmisti. Ilk ziyaret iin fazla uzun bir zaman kalmistim. Gitmek iin

izin istemek zere Lisa'nin yanina gittim. Benim varligimi unutmus gibi grnyordu. Hl masanin yaninda, gzlerini halinin stndeki bir noktaya dikmis duruyordu. Her zamanki gibi nazik bir sesle: - Oh, zr dilerim, diye mirildandi. Siz de gidiyorsunuz. Bay Verkhovensky'ye saygilarimi bildirin ve mmkn oldugu kadar abuk olarak beni grmesini syleyin. Maurice, Bay G...V gidiyor. Annemin, size iyi geceler dilemek zere burada bulunmayisi iin zr dilerim. Odadan ikmis, merdivenlerin sonuna gelmistim ki arkamdan kosarak biri geldi ve bana n kapida yetisti. - Hanimim geri dnmenizi istiyor, efendim.. - Hanimin mi, yoksa Bayan Lisa mi? 154 - Bayan Lisa, efendim. Lisa'yi, evvelce oturdugumuz salonun yanindaki kabul odasinda buldum. Maurice'in yalniz kaldigi byk salonun kapisi kapaliydi. Lisa, bana glmseyerek baktigi halde renginin soluklugu gzmden kamadi. Odanin tam ortasinda duruyor ve bir sey iin karar verememis olmanin sikintisiyla kivranir gibi grnyordu. Fakat, birden elimden tuttu ve beni pencerenin nne gtrd. Sabirsizlikla alev alev yanan gzlerini gzlerime dikerek: - Kadini derhal grmem gerekiyor, dedi. Kendi gzlerimle grmeliyim ve sizden, bu hususta bana yardim etmenizi rica ediyorum. Son derece heyecanli bir tavri vardi. Telasla sordum: -Fakat kimi grmek istiyorsunuz, Bayan Lisa? - Su Bayan Lebyatkin'i, topali... topal oldugu dogru mu? Agzim bir karis aik kalmisti. Byk bir hazir cevaplilikla ve fisildayarak: - Onu hi grmedim; fakat, topal oldugu sylentisini duydum, dedim. Dn duydum. - Onu mutlaka grmeliyim. Muhakkak grmeliyim. Bunu, bugn temin edebilir misiniz? Lisa, adina son derece zldm. Onu yatistirmaya alisarak: - Korkarim ki bu mmkn olamaz, dedim. Ayrica, bunu nasil temin edebilecegimi de bilmiyorum. Gidip Shatov'u grecegim... - Yarin bunu temin edemezseniz, Bay Drozdov benimle gelmeyi reddettiginden tek basima onu grmeye gidecegim. Tek midim sizsiniz; nk, gvenebilecegim kimsem yok. Korkarim, Shatov'la ok aptalca konustum... drst bir insan oldugunuzu biliyorum ve belki de, bana candan baglisinizdir. Ltfen, bunu bana temin ediverin. 155Ne olursa olsun, Lisa'ya yardim edebilmek arzusuna kapildim. Bir dakika kadar dsndkten sonra: - Yapacagim su, dedim. Oraya kadar bizzat gidecegim ve onu grecegim. Bugn grecegim muhakkak. Onu grebilmek iin bir bahane uydurabilirim. Size sz veriyorum. Yalniz, izin verirseniz durumu Shatov'a aacagim. - Ona, kadini grmek istedigimi, daha fazla bekleyemeyece-gimi ve biraz nce onu kandirmak iin konusmamis oldugumu syleyin. Belki de ok drst bir insan oldugundan, kendisini kandirmak istedigimi dsnmektense gitmeyi tercih etmistir. Onu aldatmadim. Kitabi gerekten basmak ve baski isine girmek istiyorum. Hararetle Lisa'nin sylediklerini dogruladim. - Drst bir insandir. - Ama, grsmeyi yarin temin edemezseniz, her ne olursa olsun, kimin haberi olursa olsun, oraya tek basima gidecegim. Hislerime hkim olarak: - Korkarim ki yarin saat ten nce sizi gremem, dedim. - Su halde yarin te. Demek ki, Bay Verkhovensky'nin evindeyken bana biraz bagli oldugunuzu dsnmekle yanilmamistim, degil mi? Glmseyerek bakti ve "gle gle" der gibi elimi hafife sikti; sonra, Drozdov'un

yanina gitmek iin aceleyle byk salona geti. Ne olup bittigini kesin olarak anlayamadan, verdigim szden dolayi huzursuzlanarak evden ayrildim. aresizlik iinde irpinan, hi tanimadigi bir adama bile iini dkmekten kainmayan bir kadin grmstm. Hayatindaki belki en g bir anda, tatli tatli glmseyerek ona karsi olan hislerimi bu kadar kolaylikla anlamasi beni ok etkilemisti. Fakat, ona sadece aciyordum, hepsi o kadar!... Sirlari birden bana ok kutsalmis gibi geldi. Hatta, herhangi biri bu sirlari bana syleyecek olsa, onlari duymamak iin kulaklarimi ti-, kayabilirdim. Iimde garip bir nsezi vardi... Ayrica, ne yapacagimi 156 da bilmiyordum. stelik, ne hazirlayacagimi da bilmiyordum... bir grsme, fakat nasil bir grsme? Ve onlari bir araya nasil getirebilecektim? Btn midim, Shatov'daydi; ama, onun bana bu hususta herhangi bir yardim yapamayacagini nceden dsnmem gerekirdi. Yine de, onu grmek iin aceleyle yola koyuldum. *** Shatov'u ancak aksam saat yediden sonra evinde bulabildim. Ziyaretisi oldugunu grmek beni sasirtti.... Bay Kirilov ve Bay Virginsky'nin uzaktan tanidigim, Bay Shigalyov adindaki, kayinbiraderi vardi. Bu Shigalyov, sehirde iki aydan beri bulunuyordu; nereden geldigini bilmiyordum; btn bilgim, Petersburg'daki ilerici bir dergide birtakim makalelerinin yayimlanmis olmasindan ileri gitmiyordu. Virginsky, sokaktaki karsilasmalarimizin birinde tanistirmisti. Hayatimda hibir zaman, bu kadar asik suratli ve zntl bir adam grmemistim. Sanki, dnyanin sonunun gelmesini bekler bir hali vardi. Hem de bu bekleyisi, herhangi bir kehanete dayanmiyordu; dnyanin sonunun gelmesini kesinlikle bekliyor gibiydi; sanki, yarin degil, br gn, saat tam onu yirmi gee dnyanin sonu gelecekmis gibi bekliyordu. O karsilasmamizda, ancak birka kelime ko-nusabilmistik. Sanki, taninmak istemeyen casuslar gibi sadece el sikismakla yetinmistik. zellikle, kulaklari beni saskina evirmisti; bu kulaklar, anormal byklkte, uzun, genis ve kalindi; ok garip duruyordu. Hareketleri acemice ve agirdi. zerimde kt bir izlenim birakmisti; Shatov'un konuga karsi pek sevgisi olmadigini bildigimden, onu, Shatov'un evinde grnce sasirmam ok dogaldi. Merdivenlerden ikarken nn birden hep bir agizdan ko-nustuklarini duydum; bir konu tartisiyor olmaliydilar; fakat, ben odaya girer girmez sustular. Tartismalarini ayakta yapiyorlardi; fakat, beni grnce hep beraber oturdular; yle ki, ben de oturmak 157zorunda kaldim. Budalaca sessizlik tam dakika srd. Shigalyov beni hatirlamakla beraber, bir neden olmadigi halde tanimamaz-liktan geldi. Kirilov'la karsilikli egilerek birbirimizi selamladik; fakat, her nedense el sikismadik. Shigalyov, nihayet, kaslarini atarak inatla bana bakmaya basladi; bu bakislarinda, hemen kalkip oradan gitmem isteniyormus gibi bir anlam vardi. Sonunda, Shatov, yerinden kalkinca hepsi, altlarinda igne varmis gibi ayaga firladilar ve vedalasmadan odadan iktilar. Yalniz, Shigalyov, kendilerini ugurlayan, Shatov'a: - Hareketlerinizin hesabini vermek zorunda oldugunuzu unutmayin, dedi. Shatov: - Hesaplarinizin cam cehenneme, diye cevap verdi. Kapiyi kapayip, engelledikten sonra, bana bakarak arpik glmsemeyle: - Pis serseriler! dedi. fkeli grnyordu; nce onun konusmasi da bana garip geldi. Ne zaman onu grmek zere gelsem (bu pek sik olmazdi), ogunlukla suratini asarak bir kseye oturur ve kaamak cevaplar vererek konusurdu. Ancak, uzun bir zaman sonra alisir ve neseyle konusmaya baslardi. Ondan sonra da, ayrilirken somurtarak "gle-gle" der ve sanki zel bir dsmanindan bir an nce kurtulmak istermis gibi ugurlardi. - Su Kirilov'la dn aksam ay itim, dedim. Dinsizlik konusunda ilgin gibi grnyordu. Shatov, yaridan fazlasi yanmis bir mumun stne yenisini koyarken:

- Rus dinsizligi belirli bir sakadan ileri gidememistir, diye homurdandi. -Hayir, o adam bana pek de sakaci gibi grnmedi. Saka yapmayi bir tarafa birakin, konusmasini bile bilmiyor. Shatov, odanin bir ksesindeki sandalyeye oturup dirseklerini dizlerinin stne dayadi. Sakin bir sesle: 158 - Onlar kgittan yapilmis adamlardir, dedi. Bunlarin hepsi "usaklik" dsnmelerinden. Ayni zamanda ilerinde nefret de var. Bir dakika kadar sustuktan sonra devam etti: - Rusya'da ani bir dzen degisikligi olsa, hatta bu degisiklik onlarin dsncelerine gre bile olsa, eger su ya da bu sekilde, lke aniden llemeyecek kadar zengin ve rahat olsa, btn bu degisikliklerden nce onlar mutsuz olurlar. O zaman nefret edebilecekleri kimse olmayacaktir; igrenecekleri kimse olmayacaktir; glnecek kimse bulamayacaklardir. Rusya'dan sonsuz hayvanca nefretleri btn organizmalarini yiyip bitirmis. Glslerin arasindan szlen ve dnyadan saklanan gzyaslari da sz konusu olamaz. Rusya'da, bu konu hakkinda sylenmis olan yalan, hibir konu iin bu kadar ok sylenmemistir. Son kelimelerini fkeyle haykirarak sylemisti. Kahkahayla glerken: - Ulu Tanrim, neler sylyorsunuz!... dedim. Shatov da glerek: - Siz kuskusuz "Normal Liberal" siniz, dedi. Kisa bir sessizlikten sonra konusmasina devam etti: - "Usaklik dsnceleri" konusunda samalamis olacagimi biliyorsunuz, bana hemen syle sylemenizi bekliyebilirdim: "Usak ocugu sizsiniz, ama ben usak degilim." - Gerekten byle bir sey dsnms degilim... Ulu Tanrim!... - zr dilemeyin. Sizden korkmuyorum. Bir zamanlar sadece bir usagin ogluydum; fakat, simdi ben usak oldum. Sizin gibi. Bizim Rus Liberali her seyin nnde usaktir. Sadece baskasinin izmelerinin tozunu almak iin firsat bekliyor, o kadar. - Ne izmesi? Bu ne biim anlatim sekli? -Yok canim, hi de bir anlatim sekli degil! Gldgnz gryorum. Bay Verkhovensky, tasin altinda ezilip yattigim halde 159lmedigimi; fakat, sadece kivrandigimi sylemekte hakliydi; gzel bir benzetisti. - Bay Verkhovensky herkesi, sizin bir Alman hayrani oldugunuza inandirmaya alisiyor, diye gldm. Fakat onlardan bir seyler aldigimiz degismez bir gerektir. - Onlardan yirmi kopik aldik ve karsiliginda yz ruble verdik. Bir dakika kadar konusmadan durduk. - Bu hastaligi Amerika'da kapti. - Kim? Hangi hastalik? - Kirilov'dan sz ediyorum. Bir barakanin kuru tahtalari stnde drt ay beraber yattik. Byk bir hayretle sordum: - Amerika'da bulundunuz mu? Daha nce byle bir sey sylememistiniz. - Syleyecek bir sey yoktu. Iki yil nce, Amerika'ya bir gmen gemisi ile gitmek zere son meteligimize kadar harcamistik. Oraya gitmemizdeki neden, "Amerika'daki isilerin yasantilarinin nasil oldugunu grenmek ve bylece, en kt sosyal kosullar altinda yasayan bir insanin durumunu "kisisel" deneyimlerle kendi zerimizde denemekti. - Hay Allah! diye gldm. "Kisisel deneyimler"le bunu grenebilmek iin Amerika'ya gidecek yerde, hasat zamani tasra kylerinden birine gitseydiniz, ya!... - Bir isletmecinin yanina isi olarak girdik. Orada alisan alti Rus'tuk... grenciler, mlklerini terk eden iftiler, ordu mensuplari... ve hepsi de kutsal amacin pesindeydiler. alistik, didindik, yiprandik ve nihayet Kirilov'la beraber isi biraktik. Hastalandik. Artik gcmz kalmamisti. Isletmeci, paramizi derken bizi aldatti. Anlasmamiza gre otuz dolar deyecegi yerde, bana sekiz, ona on bes dolar dedi; oradayken bir kereden fazla dayak da yedik. Kirilov ve ben, ikinci bir is bulamadigimizdan, o kk, pis 160

ilede tam drt ay, yan yana, bir barakanin tahta dsemesi zerinde yattik; o bir sey dsnyordu, ben baska bir sey. - Isveren sizi gerekten dvd m? Hem de Amerika'da, ha? Ona yapmis oldugunuz hakareti tasavvur edebiliyorum!... - Byle bir sey yoktu. Aksine, Kirilov ve ben derhal, biz Rus-lar'in Amerikalilar'in yaninda birer ocuk gibi kaldigimiza ve onlarla ayni seviyeye erisebilmemiz iin ya Amerika'da dogmanin ya da uzun sre orada kalmanin gerekli oldugu kanisina vardik. Bir "sent" bile etmeyen bir sey iin bir dolar istediklerinde, asiri bir zevkle ve duyguyla bu parayi derdik. Her seye hayrandik: ipnotizma, lin yasasi, tabancalar ve serseriler... Bir gn yolculuk aninda, adamin biri elini cebime daldirdigi gibi taragimi alip salarini taramaya basladi; Kirilov ve ben, sadece bakistik ve bunun ok normal olduguna hemen karar verdik; hatta, bu davranisi begendik bile. - Gariptir ki, biz byle seyleri sadece dsnmekle kalmayiz, gerekten yapariz, dedim. Shatov, biraz nce syledigi sz tekrarladi. - Kgit adamlar. - Ne de olsa, "kisisel bir deney" yapmak iin olsa bile, bir gmen gemisi ile koca okyanusu asmak, falan... olduka cesaret isteyen bir is. Fakat, oradan nasil ayrilabildiniz? - Avrupa'daki bir adama yazdik, o bize yz ruble gnderdi. Konusurken Shatov, her zaman oldugu gibi gzlerini yerdeki bir noktaya dikmis oturuyordu. Heyecanlandigi zamanlar bile basini kaldirmaz, gzlerini o noktadan ayirmazdi. Fakat, simdi, basim birden kaldirdi. - Bu adamin ismini grenmek ister misiniz? - Kimdi? -Nicholas Stavrogin. Birden yerinden kalkip ihlamur agacindan yapilmis yazi masasina gitti ve masanin zerini karistirmaya basladi. Yaklasik iki 161yil nce, karisinin Paris'te Stavrogin'in metresi oldugu hakkinda bazi belirsiz; ama, gvenilir sylentiler vardi. O zamanlar Shatov, Amerika'daydi. Fakat bu olayin, karisinin onu Cenevre'de birakip kamasindan ok sonra oldugu da dogrudur. "Eger byleyse" diye dsndm. "Su anda Stavrogin'in adindan sz etmesinin sebebi nedir?" Birden bana dnd. - Borcumu halen demis degilim, dedi. Dikkatle yzme bakti ve tekrar eski yerine oturdu ve birden tamamen degisik bir ses tonuyla sordu: - Buraya bir sey iin geldiginizi saniyorum. Nedir? Hemen btn bildiklerimi, bana sylendigi gibi anlattim. Her ne kadar ilk heyecanim gemis ve zihnimi toparlamissam da, eskisinden ok daha saskindim. Bunun, Lisa iin neminin byk olduguna inandigimi, ona yardim etmek istedigimi; fakat isin kts, verdigim sz nasil yerine getirecegimi bilmedigimi ve hatta Lisa'ya nasil bir sz vermis oldugumu hatirlayamadigimi anlattim. Sonra, kesin bir dille bir kere daha, Lisa'nin onu gerekten aldatmadigini, bazi anlasmazliklarin oldugunu ve bu sabah gidisinden tr son derece zldgn tekrarladim. Byk bir ilgiyle beni dinledi. - Belki de bu sabah ok sama davrandim. Korkarim ki her zaman byle davranislarim oluyor. Ama, bu sabah oradan neden o kadar aceleyle ayrilisimin nedenini anlayamamissa, bylesi onun iin daha iyi... Yerinden kalkip kapiya gitti ve biraz araladiktan sonra, merdivenlerde ayak sesleri olup olmadigini dinledi. - Bu kadini siz de grmek ister miydiniz? Byk bir sevinle yerimden firlarken: - Evet, benim de istedigim bu, dedim. Fakat, bunu nasil basarabilecegim? -Basbayagi, evde yalnizken asagi inip onu grecegiz. Agabeyi gelip de onunla konusmus oldugumuzu grenecek olursa, onun 162

kemiklerini kirar, btn vcudunu rk iinde birakir. Onun haberi olmadan ogu kez zavalli kadini grmeye giderim. Onu tekrar dvmeye basladigi iin geenlerde onunla kavga ettim. - Hay Allah!... - Oh, evet. Salarindan yakalayip kadinin yanindan uzak-lastirdim. Bana vuracak oldu; fakat, onu korkuttum. Kavga da hemen bitti. Korkarim ki sarhos gelecek ve bu olayi hatirlayacaktir... bu neden, ona kt dakikalar yasatacaktir. *** Lebyatkin'in dairesinin kapisi kapali; fakat kilitli degildi ve ieri girmek iin zorluk ekmedik. Btn kat, kirli duvarlarindan yirtik duvar kgitlari sarkmis, kasvetli, iki kk odadan olusmustu. Evin bu kismi, Filippov, yeni evine tasinmadan nce, meyhane olarak kullanilmisti. Diger odalar kilitliydi. Sadece bu iki oda Lebyatkin'e kiralanmisti. Mobilya olarak, siralar, uzun masalar ve kol dayanacak yerlerinden biri kirik, bir koltuk vardi. Ikinci odanin bir ksesinde, stnde pamuklu bir rt olan Bayan Lebyatkin'in karyolasi vardi; yzbasi kendisine gelince, ekseri soyunmadan yerde yatardi. Ekmek kiriklari, pler, pis su birikintileri her tarafi kaplamisti; birinci odanin tam ortasinda, byk ve islak bir bez parasi, onun yaninda ise, alti delik eski bir ayakkabi teki duruyordu. Burada hi ev isi yapilmadigi ilk bakista anlasiliyordu; Shatov'un daha sonra anlattigi gibi, burada soba yanmiyor, yemek pisirilmiyordu; hatta, semaverleri bile yoktu. Yzbasi, kiz kardesi ile beraber meteliksiz olarak gelmis ve Liputin'in syledigi gibi kapi kapi dolasarak di-lenmisti. Eline beklenmedik bir zamanda para geince, kendini hemen ikiye vermis ve eve bakmaz olmustu. Tanismak iin sabirsizlandigim Bayan Lebyatkin, ikinci odadaki uzun masalarin birinin nndeki uzun sirada, bir fare kadar sessiz oturuyordu. Kapiyi atigimiz zaman bize seslenmedi; hatta, yerinden bile kipirdamadi. Shatov, kapilarini hi kilitlemediklerini; 163hatta, bir gn sabaha kadar ardina dek aik birakmis olduklarini syledi. Demir bir samdanda yanan mumun soluk ve titrek alevinde, otuz yaslarinda; siska ve solgun; eski bir basma elbise giymis; siyah seyrek salari, zayif ve uzunca ensesinin stnde bir ocuk yumrugu kadar ufak bir topuz halinde toplanmis kadini fark ettim. Bize olduka neseli bakti; nndeki mumdan baska, masanin zerinde, kk bir el aynasi, bir deste eski oyun kgidi, kapagi paralanmis bir sarki kitabi ve ucundan bir ya da iki para isirilmis, Alman unundan yapilmis, beyaz bir ekmek duruyordu. Bayan Lebyatkin'in pudra, allik ve ruj kullandigi aik olarak belliydi. Zaten koyu renk olan ince kaslarini daha da koyulastirmisti. Srdg pudraya ragmen, yksek ve dar alnindaki olduka sert ve derin izgi kaybolmamisti. Kadinin topal oldugunu biliyordum; ama, ziyaretimiz sresince yerinden hi kalkmadi. Genlik aglarinda, bu siska yz, ok gzel olmaliydi; fakat, yumusak bakisli gri gzleri hl gzeldi; durgun, hemen hemen mutlu bakislarinda, hlyali ve samimi bir anlam vardi. Bakislarindaki yumusak ve neseli anlatim, tebessmnde bile vardi; degerli agabeyin yaptiklari ve Kazak kirbacini dsnnce, onun bakislarindaki bu anlam beni olduka sasirtti. Gariptir ki, Tanrinin cezalandirdigi bu yaratiklarin huzurunda, insani sarmasi gereken huzursuzluk, hatta tiksinti yerine, daha onu grr grmez, ona bakmaktan hoslanmistim; yalniz insanin iini bir acima duygusunun kapladigini kesinlikle syleyebilirim. Shatov, kadini, daha kapidan girer girmez gstererek: -Iste btn gn byle yalniz basina, kimildamadan oturur; fal aarak gelecegini grmeye alisir ve aynada kendisim inceler, dedi. Agabeyi ona yiyecek bile getirmez. Avludaki blkte oturan kadin, ona aciyarak, ara sira yiyecek bir seyler getirir. Onu sadece bir mum isiginda yalniz basina nasil birakirlar aklim almaz!:.. Shatov'un, sanki kadin odada yokmus gibi yksek sesle konusmasi beni sasirtmisti. Bayan Lebyatkin, iten bir tavirla: - Iyi aksamlar, dostum, dedi. 164 - Size bir konuk getirdim, Bayan Lebyatkin. Bayan Lebyatkin mum alevinin arkasindan bana dikkatle bakarak: - Onu grdgme memnun oldum, dedi. Getirdiginiz kisiyi tanimiyorum. Onu daha

nce grms oldugumu hatirlamiyorum. Bayan Lebyatkin, tekrar Shatov'a dnd. Sanki ben odada hi yokmusum gibi, bana aldirmadan onunla konusmaya basladi. Iki sira bembeyaz ve dzgn dislerini gsteren bir glmsemeyle: - Zannedersem, tavan arasindaki kk odanizda bir asagi bir yukari dolasmaktan bikmis olmalisiniz, dedi. - Evet, biktim ve sizi ziyaret etmek istedim. Shatov, bir sirayi masanin nne ekerek oturdu ve beni de yanina oturttu. - Konusmaktan daima hoslanirim, dostum; yalniz garip bir adamsiniz. Sizi grnce canim glmek istiyor. Tipki bir rahip gibisiniz. Salarinizi en son ne zaman taramistiniz? Haydi gelin de salarinizi tarayayim. Bayan Lebyatkin, sznn burasinda cebinden bir tarak ikardi. - Tahmin ederim ki son taradigimdan bu yana, sainizi hi taramadiniz. Shatov da glerek: - Zannedersem taragim yok, diye cevap verdi. - Gerekten de yok mu?. Bu takdirde size benimkini vereyim... bunu degil... brn... yalniz bana hatirlatmayi unutmayin. Byk bir ciddiyetle Shatov'un salarini taramaya basladi. Yandan ayirip iki tarafa yatirdi. Sonra, biraz geri ekilerek iyi tarayip taramadigini inceledi ve taragi cebine soktu. Basini sallayarak:' -Biliyor musunuz, dostum, dedi. Hassas bir adam olabilirsiniz; ama, biraz caniniz sikiliyor. Size bakmak bana garip geliyor. Sizin 165gibi insanlarin neden cani sikilir bir trl anlayamiyorum. Kalp acisi can sikici degildir. Ben mutluyum. - Su agabey olacak herifle de mutlu musunuz? - Lebyatkin mi demek istiyorsunuz? Benim usagimdir o. Burada olup olmamasi bence nemli sayilmaz. Ona buyuruyorum: Lebyatkin, bana su ver, Lebyatkin, ayakkabilarimi getir ve o da buyruklarimi yerine getirmek iin hemen kosuyor. Bazen ona glmeden yapamam. Shatov, yine herhangi bir nezakete aldirmadan bana dnp yksek sesle: - Ve gerekten de byledir, dedi. Ona karsi sadece usagiymis gibi davranir. Sahsen ben kulaklarimla duydum: "Lebyatkin, bana su ver!" Yalniz, anlarsiniz ya, ona su getirmek iin kosmaz; ama, byle buyruklar verdigi iin onu hirpalar ve dver. Fakat byle de olsa Bayan Lebyatkin ondan hi korkmaz. Hemen hemen her gn bir sinir nbetine tutulur ve zamani karistirarak bir seyi unutur. Bizim ne zaman geldigimizi hatirlar mi saniyorsun? Eh, belki de hatirlar; fakat, her seyi kendi anlayisina gre evirdiginden eminim ve her ne kadar beni, sevgili Shatov'u olarak hatirliyorsa da, bizi baska kisi olarak kabullenir. Yksek sesle konusup konusmamam bir sey degistirmez. Seni hibir zaman dinlemez. Hemen kendi hayal alemine dalar. Evet, hayal alemine gmlr. Olaganst hayal kuran bir kisidir. Yerinden hi kimildamadan sekiz saat, hatta btn gn oturabilir. Su ekmege bakin: belki ekmekten bir lokma yemistir ve yarin bitirecektir. Iste simdi de fal bakmaya baslamis... Shatov'un son kelimesini yakalamis olacak ki: - Gelecegimi syleyebilmek iin elimden geleni yapiyorum; ama, nasil oluyorsa falim ikmiyor, dedi. Bize bakmadan sol elini masanin zerinde duran ekmege dogru uzatti; (Shatov'un ekmekten de bahsettigini anlamis olmaliydi) fakat, ekmegi bir sre elinde tuttuktan sonra, fal iin sylediklerine o kadar dalmis olmaliydi ki, farkinda olmadan ekmegi tekrar masanin zerine birakti. Ekmekten bir lokma dahi koparmamisti. 166 .__Fal hep ayni ikiyor: bir yolculuk, kt bir adam, birisinin yaptigi alaklik, bir lm dsegi, bir yerden gelen mektup, beklenmedik haberler. Hepsinin yalan oldugunu saniyorum. Siz nasil dsnrsnz, dostum? Insanlar bile yalan syledikten sonra, iskambil kgitlari neden yalan sylemesinler?

Birden kgitlari karistirdi. - Praskovya Ana'ya da... ylesine iyi bir kadindir... ayni seyi syledim. Basrahibenin haberi olmadan, fal baktirmak iin hcreme gelirdi. Ve fal baktirmak iin gelen sadece o degildi. Bir sr gevezelik ederler, baslarini sallarlar ve daima "Oh... Oh..." diye heyecanla haykirirlardi; ben sadece glmekle yetinirdim. "On iki yildan beri mektup almadiginiza gre, simdi neden alasiniz, Praskovya Ana", dedim. Praskovya Ana'nin kizi, kocasiyla beraber Trkiye'nin bir yerine yerlesmislerdi ve ondan on iki yildir haber alamiyordu. Ertesi aksam Basrahibe ile (dogustan bir prensesti) ay iiyordum; odasinda bir ziyareti vardi... ok hisli bir kadindi... ve ayni zamanda, Athos Manastiri rahiplerinden biri de rastlantiyla orada bulunuyordu; onun komik bir adam oldugunu dsnmstm. Ve ne tahmin edersiniz dostum? Bu rahip, Praskovya Ana'ya Trkiye'deki kizindan bir mektup getirmemis mi?.' Grdn m, karo valesinin neler yaptigini? Eh, ayimizi ierken, Athos'lu bu rahip Bas-rahibeye, "Her seyden ok Tanri yuvanizi, byle bir hazineyi yuvanizda barindiginiz iin sizi koruyacaktir, Sayin Basrahibe," dedi. Basrahibe Ana sordu: "Ne hazinesi?" Rahip: "Cennetlik Lisaveta Ana", diye cevap verdi. Bu ermis Lisaveta, iki metre genisliginde, bir buuk metre yksekliginde, duvar iinde oyulmus bir kovukta yasardi. O kovuktaki demir parmakliklarin arkasinda tam on yedi yildir yasiyordu. Yaz ve kis, kaba kumastan yapilmis bir elbiseden baska sey giymez, bulabildigi p paralarini elbisesine sokustururdu. Tek kelime dahi sylemezdi. Tam on yedi yildir ne salarini taramis ve ne de yikanmisti. Kisin, demir parmakliklarin arasindan bir koyun postu ve her gn, bir somun ekmekle, bir testi su verilirdi. Ziyaretiler hayretle ona bakarlar, ilerini ekerler ve 167ona aciyarak, parmakliklarin nne para birakirlardi. Basrahibe Ana, Lisaveta'yi hi sevmediginden ona kizardi. "Ama ne hazine!", diye cevap verdi. "Lisaveta orada sadece, kei gibi inadindan, domuzlugundan oturuyor. Yaptiklari numaradan baska bir sey degildir." Basrahibenin byle konusmasindan hoslanmadigimi sylemeliyim; nk, o gnlerde ben de bir yere kapanmak istiyordum. "Byle konusmami hos grrseniz" dedim. "Tanri ve Doga ayni seydir." Hep bir agizdan "Ben asla byle dsnmem" dediler ve Basrahibe glerek kadin ziyaretiye bir seyler fisildamaya basladi. Bana karsi ok iyi davranan bu kadin ziyareti, beni yanina agirip pembe bir kurdeleyi armagan olarak verdi. Size gstermemi ister misiniz? Kk rahip hemen vaaz vermeye basladi; ylesine nazik ve akillica konusuyordu ki, onu dikkatle dinlemeye koyulmustum. "Anliyor musunuz?", diye sordu. "Hayir", dedim. "Tek kelimesini bile anlayamadim. Beni rahat biraksaniz olmaz mi?" ve iste o zamandan beri, beni byk bir skn iinde biraktilar, dostum. O siralarda, ilesini doldurmaya alisan rahibelerden biri, kiliseden ikarken kulagima fisildadi: "Tanri Ana'nin ne oldugunu sanirsin?" "En Ulu Ana", dedim. "Insanlik yansinin tm umudu." "Evet", dedi. "Tanri Ana, toprak anadir ve erkeklerin byk mutlulugu orada yatar. Ve dnyadaki her znt, her gzyasi bizim mutlulugu-muzdur. Ayaklarinin altindaki topragi bir metre derinligine kadar gzyasi ile doyuracak olursan, o zaman huzura kavusursun. Ondan sonra znt nedir bilmezsin. Tanri byle buyurmustur." O zaman, bu szler kafamda yer etmisti. O zamandan beri dua ettigim an, yere ker ve topragi perim. Hem per hem aglarim. Ve sunu syleyeyim, dostum, bu gzyaslarinin hibir ktlg yoktur; zntl bile olmasaniz, bu gzyaslari sevinten dklr. Gzlerinizden kendiliklerinden tasarlar; gerek de budur. Bazen gln kiyisina giderdim; gln bir tarafinda bizim manastir, diger tarafinda sivri tepeli bir dag vardir... bu daga Sivri Dag... derler. Bu daga ikar, yzm doguya dner, yere kapanir, aglar ve aglardim; ne kadar zaman agladigimi bilmez, sonra da hibir sey hatirlamazdim. Sonra, kalkar manastira dnerdim. Daga her ikisimdan sonra dnerken 168 gnes batmak zere olurdu; o kadar gzel, o kadar sevimli olurdu ki, oh., gnesi seyretmekten hoslanir misiniz, dostum? Gzel oldugu kadar da zcdr!... Tekrar batiya dnerdim. Hele glgeler! Dagimizin glgeleri, gln stne dogru bir mizrak

gibi uzanir; o kadar dar, o kadar uzundur ki, hemen hemen bir mil uzunlugunda... kiyiya kadar uzanir; kayalik adayi tam ikiye bler; ada ikiye blndg zaman da gnes batmis olur ve ortaligi sakin bir karanlik kaplar. Iste o zaman, iim hznle dolar ve birden anilarim canlanirdi. Karanliktan korkarim, dostum. Fakat, ogunlukla minik bebegim iin aglardim... Kadinin konusmasini byk bir dikkatle dinleyen Shatov, dirsegi ile beni drtt: - ocugun var miydi? - ocugum tabii vardi; minicik, pembe yzl, kck tirnaklari olan bir bebekti; tm zntm, ogunlukla, onun kiz mi yoksa erkek mi oldugunu hatirlayamamdan doguyor. Bazen onun bir kiz oldugunu bazen de erkek oldugumu dsnrdm. ocuk dogar dogmaz, patiska kundagina sardim; pembe kurdele ile bagladim; ieklerle ssledim, hazirladim; basucunda dua ettim ve vaftiz ettirmeden kucagima alarak ormana daldim; ormandan korkuyor ve dehsete kapiliyordum; ogu kez, ocugum oldugu halde bir babasi bulunup bulunmadigini hatirlayamadigimdan aglardim. Shatov ihtiyatla sordu: - Kocanizin olmasi gerekti, degil mi? -ok garipsiniz, dostum. zellikle konusma tarziniz!.. Kocam olabilirdi; fakat, sanki kocam yokmus gibi olduktan sonra neye yarardi? Sonra glerek ekledi: -Iste sizin iin zlmesi kolay bir bilmece... elinizden gelirse zn!... - ocugunuzu nereye gtrdnz? 169iini ekerek cevap verdi: - Gle gtrdm. Shatov, beni yine dirsegi ile drtt. - Fakat ya ocugunuz hi olmadiysa ve btn bunlari siz hayal ediyorsaniz... ha? Byle bir soruya hi sasirmadan, dalgin dalgin cevap verdi: - G bir soru sordunuz, dostum. Bunun hakkinda hibir sey syleyemem. Belki de yoktu. Fakat, merak ettiginiz iin byle bir soru sordugunuzu sylemek cesaretini gsterecegim. Her ne ise, onun iin aglamaya devam edecegim. Onu ryamda grms olamam, degil mi? Sznn burasinda gzyaslari gz pinarlarini zorladi. Kirpikleri islandi. Ellerini aniden Shatov'un omuzlarina koydu. Gzlerinde merhamet kivilcimlari yanip snd. - Ah, dostum, dedi. Karinizin sizi birakip katigi dogru mu? kizmayin; ben de znt iindeyim. Nasil bir rya grdgm biliyor musunuz, dostum? Bana tekrar dnd, bana isaret ederek yanina agirdi:" Kk kedim, kk kedim, bana dn!..." Evet bu ses onun sesiydi: "Kk kedim! .."Bu beni son derece sevindirdi; beni sevdigini dsnyorum. Shatov, hafif bir sesle mirildandi. - Belki de gerekten gelecektir. - Hayir, dostum, bu sadece bir ryadir... hibir zaman geri dnmeyecektir. Su sarkiyi biliyor musunuz? Byk ev benim iin degil, Bu kk hcre bana yeter. Burada ruhumu korumak iin konusacagim, Burada senin iin Tanriya yalvaracagim. Ah dostum, dostum, neden bana bir sey sormuyorsunuz? 170 - nk bana anlatmazsiniz... bu nedenle sormuyorum. Bayan Lebyatkin, abuk abuk konusarak: - Sylemem, sylemem, sylemem, dedi. Beni ldrseniz de sylemem. Arzu ederseniz, beni yakabilirsiniz; ama, yine de sylemem. Ne kadar znt ekersem ekeyim, hibir sey anlatmam. Insanlar hibir zaman grenemeyecekler!... Shatov basini nne egerken ok yumusak bir sesle: - Iste, dedi. Gryorsunuz ya, herkesin kendine gre derdi vardir. Kadin magrur bir tavirla:

- Fakat sorsaydiniz, belki syleyebilirdim, dedi. Neden sormuyorsunuz? Bana dogru drst sorun, belki anlatirim. Yalvar, dostum, yle ki, szlerine kanabileyim... Ah, dostum, dostum!... Fakat, Shatov, cevap vermedi; sessizlik bir dakika kadar srd. Bayan Lebyatkin'in pudrali yanaklarindan, gzyaslari sel gibi szlyordu; elleri Shatov'un omzunda oldugu halde oturuyor; fakat onun yzne bakmiyordu. Shatov, birden yerinden kalkti. - Oh, sizden bana ne? dedi. Ayrica, sizin sorunlariniza karismaya da hakkim yok. Haydi, kalk! fkeyle oturmakta oldugum sirayi kaldirdi ve eski yerine koydu. -Eve gelecek olursa, buraya geldigimizi anlamamalidir. Gitme zamanimiz geldi. Mary Lebyatkin, birden kahkaha ile gld. - Oh, hl su usagimi dsnyorsun, degil mi? Korkuyorsun!... Eh, iyi geceler, aziz ziyaretiler. Ama bir dakika; size sylenecek bir szm var. Su Kirilov ve ev sahibimiz Filippov, kirmizi sakalli adam; bu sabah buraya geldiler, tam agabeyimin bana saldirdigi zaman. Ev sahibimiz onu yakalayip odanin bir ksesine savunanca, bagirdi: "Benim hatam degil, efendim; baskasinin cezasini ekiyorum!" Inanir misiniz, atlayincaya kadar gldk... 171- Oh, aziz dostum, o bendim, kirmizi sakalli adam degil. Onu salarindan yakalayip yaninizdan eken bendim; ev sahibiniz, dn degil evvelki gn gelmisti. Sizinle konusmaya gelmisti, siz karistiriyorsunuz. -Durun; zannedersem yanildim. Belki de sizdiniz. Fakat, neden byle samaliklar iin tartisalim? Onu kim ekerse eksin, bu kadar nemlimi? Kahkaha ile glmeye basladi. Shatov kolumdan ekerek: - Gidelim, dedi. Kapi gicirdiyor. Eger bizi burada bulursa, kadinin her tarafini rk iinde birakacaktir. Fakat, merdivenleri ancak ikmistik ki, avludan gelen bgrmeyi ve kfrleri duyduk. Shatov, beni odasina sokarak kapiyi kilitledi. - Kavgaya katilmak istemiyorsan birka dakika burada kalmalisin. Bak, domuz gibi bgrmeye basladi bile. Yine kapinin esigine takilip dsms olmali. Her seferinde ayagi takilir ve boylu boyunca yere kapaklanir. Bununla beraber, oradan tartismasiz kurtulamadim. *** Shatov, kilitli kapisina kulagini dayayarak dinledi. Birden geri siradi. Dehsete dserek fisildadi: - Buraya geliyor; biliyordum zaten! Korkarim ki gece yarisina kadar ondan kurtulamayacagiz. Shatov'un konusmasini, kapinin yumruklanmasi izledi. Yzbasi: - Shatov, Shatov, kapiyi a! diye haykirdi. Shatov, aziz dostum!?.. Sana iyi yarinlar dilemeye geldim, dostum, Sana gnesin dogdugunu sylemeye geldim, 172 Gnesin kizgin isiklan kederi dagitti. Ormanlari vahsi bir gzellik kapladi. Sana uyandigimi sylemeye geldim... seni lanetlemeye, Dallarin altinda tamamen uyandigimi anlatmaya. Bana sopayi hatirlatti... ha, ha, ha!... Her kk kus.. ..susuzluktan lyor... Bir iki iecegim... Bir iki... ne iecegimi bilmiyorum... '( Oh, su budalaca merakin cani cehenneme! Shatov, hayatta kalmanin ne kadar gzel oldugunu biliyor musun? Shatov, yine fisildadi: - Cevap vermeyin.

- Asana! Erkekler arasinda... kavgadan daha byk bir sey oldugunu anlamiyor musun? Onurlu bir kisinin bazi kt dakikalari oldugunu bilmiyor musun? Shatov, ben iyi bir adamim; seni affedecegim... Shatov, gizli bildirilerin cani cehenneme, ha? Sessizlik. - Anlamiyor musun, aptal esek, sigim!... Kendime kuyruklu bir ceket aldim. Kuyruklu ceketin askina, hi olmazsa bir kere gr! Tam on bes ruble saydim, bu ceket iin. Asik bir yzbasinin kibar olmasi gerekir... Birden kapiyi yumruklayarak danalar gibi bgrd. - A kapiyi!.. Shatov da birden grledi. - Defol kapimdan!... - Pis kle!... Kiz kardesim de bir kle... bir hirsiz!.. - Sen de kiz kardesini sattin. - Yalan! Kt bir iftira! Fakat tek kelimeyle ben.. onun kim oldugunu biliyor musun? 173Shatov, merakini yenemeyerek kapiya yanasti. - Kim? - Tahmin edebilir misin, sorarim sana? - Merak etme,tahmin edecegim. Kim oldugunu syle. - Sylemekten korkmuyorum! Toplumun iinde hibir seyi sylemekten korkmadim!... Shatov, basiyla bana dinlememi isaret ettikten sonra onu kiskirtti. - Zannetmem. - Syleyemez miyim? - Zannetmiyorum. -Zannetmiyor musun? - Eh, efendinden sopa yemekten korkmuyorsan, sylersin. Korkagin birisin degil mi? Hem de yzbasi!... Yzbasi heyecandan titreyen bir sesle: - Ben...ben...o... o kadin...diye kekeledi. Shatov kulagim kapiya dayadi. -Eeee? Hi degilse yarim dakikalik bir sessizlik oldu. Yzbasi nihayet: - Pis serseri! diye hay kirdi. Sonra, her basamakta tkezlenerek, bir semaver gibi soluyarak merdivenlerden inmeye basladi. Shatov kapidan uzaklasarak: - Alayci seytan, dedi. Sarhosken bile agzindan sz almak mmkn olmuyor. - Sakladigi nedir! diye sordum. Shatov, soruma cevap vermeden eliyle bastan savma bir hareket yapti ve kapiyi aarak tekrar dinledi. Uzun bir sre dinledi; hatta, emin olmak iin birka basamak bile indi. Nihayet odaya dnd. 174 - Hibir ses duyulmadigina gre kadincagizi dvmyor demektir. Hemen sizmis olmali. Gitme zamaniniz geldi. - Bakin Shatov, dedim. Btn bunlardan ne anlam ikarabilirim? Yorgun ve bikkin bir sesle: - Nasil bir anlam ikarirsaniz ikarin, dedi. Sonra, yazi masasinin ksesine oturdu. Shatov'un evinden ayrildim. Kesin bir dsnce kafamda gittike kuvvetleniyordu. Ertesi gnn dsncesi kalbimin ezilmesine neden oluyordu. Ertesi gn, yani, Bay Verkhovensky'nin kaderinin tayin edilecegi pazar gn, notlarimin iindeki en nemli gnlerden biridir. Umulmadik olaylarin gnyd; gemisin olaylarinin yze iktigi ve gelecegin olaylarinin basladigi gnd; sert aiklamalarin yapildigi ve hatta, daha da karistigi bir gnd. Sabahleyin, okuyucularin bildigi gibi, dostum Bay Verkhovensky'ye arkadaslik ederek, Bayan Stavrogin'e gitmek zorundaydim; gleden sonra te ise, durumu anlatmak (ne oldugunu ben de bilmiyordum) zere Lisa'ya gidecektim. Bununla beraber, her sey kimsenin tahmin bile edemeyecegi bir sekilde sonulandi. Bir baska deyisle, o gn, en olaganst

rastlantilarin gnyd. Olaylar, evvelce kararlastirildigi gibi saat tam on ikide Bayan Stavrogin'e gittigimizde onu evde bulamayisimizla basladi. Henz kiliseden dnmemisti. Zavalli dostumun ruhsal durumu o kadar bozuktu ki, byle bir olayla karsilasmasi hemen ruhsal yikimina neden oldu. Sanki kendinden gemisesine koltuklardan birine kt. Kendisine bir bardak su verdim; yznn sariligina ve ellerinin titremesine ragmen byk bir inatla suyu reddetti. Aklimdayken syleyeyim, bugn iin son derece sik giyinmisti; sanki, 175baloya gidiyormus gibi sslenmisti; zerinde islemeli bir gmlek vardi ve beyaz bir kravat takmisti; yeni sapkasi elindeydi; saman rengi yeni eldivenlerini sapkasiyla avucunun arasina kistirmisti; hatta, hafif bir koku da srnmst. Henz oturmustuk ki usak, Shatov'u salona getirdi; anlasildigina gre o da zel bir agri ile gelmisti. Bay Verkhovensky, yerinden kalkip onun elini sikacak oldu; fakat, Shatov dikkatle bize baktiktan sonra, selam bile vermeden salonun br ksesine gitti ve bir koltuga oturdu. Bay Verkhovensky, rkek gzlerini yine bana evirdi. Birka dakika kadar derin bir sessizlige gmlerek oturduk. Bay Verkhovensky, acele acele bir seyler fisildamaya basladi; fakat, tek kelimesini bile anlayamadim. Sylemek istedigini bitiremeyecek kadar heyecanlanarak birden sustu. Usak, szm ona, masanin zerine bir sey koymak iin geldi; ama, aslinda bize bir gz atmisti. Shatov, birden yksek sesle ona sordu: - Acaba, Bayan Shatov, Sayin Bayan Stavrogin'le beraber mi gitti, Alexey? Usak, byk bir agirbaslilikla cevap verdi: - Bayan Stavrogin kiliseye yalniz gittiler, efendim. Bayan Shatov ise biraz rahatsiz olduklarindan odalarindan ikmak istemediler. Zavalli dostum, yine endiseli ve rkek bakislarini bana evirdi; yle ki, basimi baska tarafa evirmek zorunda kaldim. Birden avluda duyulan tekerlek sesleri ve konusmalar Bayan Stavrogin'in kiliseden dnsn haber vermis oldu. Hep beraber sirayarak oturdugumuz yerden kalktik; fakat, bizi baska bir srpriz bekliyordu; salona yaklasan birok ayak sesi duyduk; Bayan Stavrogin'in yalniz olmadigi anlasiliyordu; bu da ok garipti; nk, belirli bir saatte gelmemizi isteyen kendisiydi. Nihayet, kosar adimlarla birinin gelmekte oldugunu duyduk; Bayan Stavrogin'in byle yrmeyecegi kesin olarak bilinirdi. Birdenbire, Bayan Stavrogin byk bir heyecan iinde soluk soluga salona daldi. Biraz 176 arkasindan ve daha yavas adimlarla Lisa geliyordu; Lisa'nin kolunda Bayan Mary Lebyatkin vardi. Bunu ryamda grsem inanamazdim!.. Bu anlasilmaz durumu daha etraflica anlatabilmek iin, bir saat kadar geriye gitmek ve Bayan Stavrogin'in kilisede basina gelen olaylari btn ayrintilari ile anlatmam gerekecek. Kilisenin sabah ayininde, btn sehirli, tabii sosyetenin ileri gelenleri de dahil, hazir bulunuyordu. Valinin karisinin, sehrimize gelisinden beri ilk defa kiliseye gelecegi de biliniyordu. Sunu da kaydedeyim ki, valinin karisinin serbest dsnceli ve "yeni kosullar"a bagli bir kadin oldugu sylentileri de sehirde dolasiyordu. Ayrica, btn kadinlarimiz, onun ok sik giyinecegini de bi-.liyorlardi; zaten bu nedenle hepsi giyimlerine byk bir titizlik gstermislerdi. Yalniz, Bayan Stavrogin, her zaman oldugu gibi, sade ve siyah bir elbiseyle gelmisti; zaten, son drt yildan beri byle giyiniyordu. Kiliseye gelir gelmez, n sirada, ve soldaki yerini aldi; kilise hademelerinden biri hemen kadife bir minderle geldi ve minderi Bayan Stavrogin'in diz kecegi yere koydu. Kisacasi, her sey olagandi. Fakat, Bayan Stavrogin'in byk bir arzuyla dua etmesi de gzden kamamisti; daha sonra, o gnn olaylari hatirlandiginda, Bayan Stavrogin'in gzlerinin yasli oldugu bile sylenirdi. Nihayet, ayin bittikten sonra Basrahibimiz, Peder Pavel, vaaz vermek zere krsye ikti. Vaazlari tm sehirli tarafindan ok sevilirdi; hatta, hepsinin biraraya toplanarak bastirilmasini arzularlar; fakat, Peder Pavel, kesin kararini bir trl veremezdi. Bu kez vaaz, her zamankinden ok daha uzun srmst.

Vaaz sresinde, bir hanimefendi kiliseye eski bir arabayla geldi; bu arabalarda, hanimlar, ancak yan olarak oturabilirler ve sarsintidan dsmemeleri iin arabacinin kemerine tutunurlardi. Sehrimizde hl bu tip arabalara rastlamak mmknd. Kilisenin ksesinde duran arabadan (ok sayida araba ve hatta, atli polis bile vardi) yere atlayan hanimefendi, arabaciya drt gms kopik verdi. Arabacinin yzn eksittigini gren hanimefendi: 177- ok fazla istemediniz mi, diye haykirdi. Sonra acikli bir sesle ekledi: - Zaten bundan baska param da yok. Arabaci umutsuz bir tavirla elini salladi. - Oh, nemli degil, hanimefendi, dedi. Sonra kadina" seni kirmak da zaten gnah olurdu" der gibi bakti ve deri para kesesini paltosunun cebine soktu; sonra yakindaki arabacilarin alaylari arasinda atlarini kirbalayarak oradan uzaklasti. Efendilerinin kiliseden ikmalarini bekleyen usaklarin ve arabacilarin arasindan geerek kiliseye dogru yrrken, alayli glsler onun pesini de takip etti. Kuskusuz, byle bir kadinin aniden sokagi dolduran kalabaligin arasinda grnmesi, garip karsilanmisti. Kadin asiri derecede zayifti ve biraz da topalliyordu; yznde kalin bir pudra ve allik tabakasi vardi; eyll ayinin gnesli, fakat serin bir gn olmakla beraber, kadinin zerinde, incecik siyah bir elbise vardi; uzun iplak boynuna ne esarp sarmis ne de omuzlarina sal atmisti. Basi iplakti: Siyah salarini iplak ensesinin stne toplamis ve salarinin sag tarafina, kutsal gnlerde ikonalari sslemek iin satilan kgit gllerden takmisti. Bu gllerin benzerini, Bayan Lebyatkin'i ziyaretim aninda, odasinda asili olan ikonanin altinda grmstm. Gen kadin her ne kadar basini nne egmis gidiyorsa da, dudaklarinda kurnazca, sevimli bir tebessm vardi. Kadin, eger bir dakika daha oyalanmis olsaydi, belki de kiliseye girmesine izin verilmeyecekti. Fakat, kadin kilisenin kapisindan ieri szlmeyi basardi. Ieri girdikten sonra da, kalabaligi yararak n tarafa dogru yrd. Geri vaaz yanlanmis, kilisenin salonunu dolduran kalabalik, Basrahibi byk dikkat ve sessizlikle dinliyordu; ama, yine de merakli birka gz yeni gelen bu kadini saskinlikla izlemisti. Kadin yksek krsnn nndeki kutsal minderin stne diz kt ve pudrali yzn yere degecek kadar egdi; o sekilde uzun bir sre kaldi; grnse gre agliyordu. Fakat, basini dogrultup tekrar ayaga kalktigi zaman, yine eski neseli tavrini takindi. Byk nese 178 ve asiri zevkle, bakislarini, salonu dulduran kalabaligin yznde, kilisenin duvarlarinda dolastirmaya basladi. Bazi kadinlara zel bir merakla bakiyor, hatta daha iyi grebilmek iin ayak parmaklarinin ucunda dogruluyordu; bir iki kere de kikir kikir glmst. Vaaz bitmis ve byk kutsal ha ortaya ikarilmisti. Valinin karisi haa ilk gitmesi gereken kimse olmakla beraber, hain birka adim nnde durdugu halde, sanki Bayan Stavrogin'in daha nce gitmesini beklermis gibi bir hali vardi; Bayan Stavrogin'e gelince sanki nnde kimse yokmus gibi dogruca haa gidiyordu. Valinin karisinin bu garip nezaketi, kusku yok ki, zekice hazirlanmis bir oyundu; kilisedeki herkes bunu byle yorumlamisti. Bayan Stavrogin'in de bunu byle yorumladigina kusku y oktu; fakat, kimsenin farkinda degilmis gibi yoluna devam etti; hai ptkten sonra ikis kapisina yneldi. Herkes ona yol vermekle beraber kilisenin hademesi de ona yol amak iin nnden yryordu. Fakat kapiya yaklastiginda, henz basamaklara ulasmadan, kk bir kalabalik kisa bir sre yolunu kesti. Bayan Stavrogin, ister istemez durmak zorunda kalmisti; tam bu sirada garip bir yaratik, sainda kgit bir gl olan kadin, kalabaligi yararak geldi ve Bayan Stavrogin'in nnde diz kt. Kolay kolay sasirmayan, zellikle toplumun iinde hislerine ok iyi hkim olmasini bilen Bayan Stavrogin, ayaklarina kapanan bu kadina magrur ve sert bir tavirla bakti. Burada, mmkn oldugu kadar kisaca isaret etmem gerekir ki, Bayan Stavrogin, son zamanlarda her ne kadar biraz daha tutumlu ve hatta biraz cimri olmussa da, bazen hayir isleri iin paraya acimazdi. Petersburg'da bir hayir kurumunun yesi oldugu da bilmen gereklerdendi. Kitligin son yilinda, Petersburg'daki Alik ekenlere Yardim Komitesi'ne bes yz ruble yardimda bulunmus ve bu yardimi sehirde agizdan agza

dolasmisti. Nihayet, ok yakin bir zamanlarda, yeni valinin atanmasindan hemen nce, ilimizin fakir kadinlarina yardim etmek iin bir kadinlar birligi kurmak zereydi. Bu fikir nderin kafasinda gittike genisliyordu; byle bir birligin Moskova ve civarindaki illerde de kurulmasini tasarlamaya 179baslamisti bile. Ve simdi, yeni valinin ani atanmasi ile btn hazirliklar yzst kalmisti; sylenildigine gre, yeni valinin karisi, byle bir birligin gereksizligi hakkinda birka igneli sz etmisti ve bu konusmalar, bire bin katilarak Bayan Stavrogin'e kadar iletilmisti. Erkeklerin kalbinde nelerin gizli oldugunu ancak Tanri bilir; ama, tahmin ederim ki, Bayan Stavrogin kilisenin kapisinda dururken, valinin karisinin ve salonu dolduran kalabaligin biraz sonra yanindan geecegini bilerek iin iin sevmiyordu; kendi kendine syle dsnyor olmaliydi: "Kendisi de gzleriyle grsn ki, benim hakkimdaki dsnceleri ve zekice yaptigini sandigi konusmalari bana viz gelir. Hepiniz de bana viz gelirsiniz!..." Bayan Stavrogin, ayaklarina kapanan gen kadina byk bir dikkatle bakarak sordu: - Ne var, yavrum? Ne istiyorsunuz? Mary Lebyatkin, dehset iinde ve utanmis, fakat son derece saygili bir anlamla ona bakiyordu. Birdenbire, garip bir kikirdamayla gld. Bayan Stavrogin, soran bakislarini etrafindaki kalabaligin zerinde dolastirdi. - Ne istiyor benden? Bu kadin kimdir, diye sordu. Mutsuz musunuz? Yardima ihtiyaciniz mi var? "Mutsuz" kadin heyecanla titreyen bir sesle: -Evet, Madam, ihtiyacim var... buraya... diye kekeledi. Buraya sadece elinizi pmek iin gelmistim... Sznn burasinda yine kikirdadi. B akislarinda, bygnden bir sey isteyen kk bir ocugun saf anlami vardi. Bayan Stavrogin'in eline sarilmak iin ne dogru egildi; fakat, birden rkms gibi ellerini tekrar geri ekti. Bayan Stavrogin, zgn bir tavirla glmseyerek: - Sadece bunun iin mi geldiniz, diye sordu ve hemen sedef islemeli para kesesini ikardi ve iinden on rublelik kagit bir parayi alarak kadina uzatti. Kadin parayi itiraz etmeden aldi. Bayan Stav180 rogin, ok ilgilenmisti ve kadini basit bir dilenci olarak kabul etmedigi belliydi. . Kalabaligin iinden biri bagirdi. - On ruble verdi kadina!.. "Mutsuz" kadin, rzgrdan ucu sallanan on rublelik kagit parayi sol elinin parmaklari ile sikica tutarak: - Ltfen, Madam, elinizi peyim, diye mirildandi. Bayan Stavrogin, her ne sebeple ise, kaslarini hafife atarak, hemen hemen sert bir tavirla elini uzatti; gen kadin kendisine uzatilan eli saygiyla pt. Gzleri heyecanla parildadi. Tam bu sirada, pesinde sehir sosyetesinin hanimlari ve yksek memurlar oldugu halde valinin karisi geldi. nndeki kalabalik yznden durmak zorunda kalmisti; onunla beraber birok kisi de durmustu. Bayan Stavrogin birden: - Titriyorsunuz, dedi. syor musunuz? Sonra, paltosunu ikartip usagina atti ve omuzlarindan olduka pahali siyah salini alarak, hl nnde diz kms duran gen kadinin zayif omuzlarina sardi. - Ltfen kalkin; rica ederim, ayaga kalkin!.. Kadin ayaga kalkti. Bayan Stavrogin, sabirsizca etrafina bakinarak sordu: - Nerede oturuyorsunuz? Nerede oturdugunu bilen var mi? Fakat kalabalik biraz nceki kalabalik degildi; etrafini evirenler hep tanidik sosyete kisileriydi; erkek ve kadin karisikti; kimisi hos grmeyen bakislarla ve hayretle, kimisi merakla bakiyordu; hatta, ilerinde bazilari, bir olayin arifesinde olduklarini hissetmis gibi, hafif bir tebessmle bakiyordu. Nihayet, iyi niyetli biri, Bayan Stavrogin'in sorusunu nezaketle cevaplandirdi.

- Tahmin ederim ki, Bay Lebyatkin'in kiz kardesidir. Konusan, tm sehirli tarafindan sevilen ve sayilan tccarlardan 181Bay Andreyev'di. Gzlkl, kir sakalli bir adamdi. zerinde bir Rus paltosu ve elinde silindir sapka vardi. -Bogoyavlenska sokaginda, Filippov'un evinde oturuyor, diye ekledi. - Lebyatkin mi? Filippov'un evi mi? Evet, byle bir sey duymustum saniyorum. Tesekkr ederim, Bay Andreyev. Fakat, kim bu Lebyatkin? - Kendisine yzbasi diyen biri, Madam. Korkarim, sylediklerine ve hareketlerine pek dikkat etmeyen biridir. Onun kiz kardesi oldugundan kusku yok. Bay Andreyev sesini alaltip, anlamli anlamli Bayan Stavrogin'e bakarak ekledi. - Evden kamis oldugunu tahmin ederim. - Anliyorum. Tesekkr ederim, Bay Andreyev. Siz Bayan Lebyatkin misiniz, sevgili yavrum? - Hayir, Madam, Bayan Lebyatkin degilim. - Su halde agabeyinin ismi Lebyatkin olmali. - Evet, Madam, Lebyatkin agabeyimdir. - Simdi bakin ne yapacagim, yavrum. Benimle bareber geleceksiniz, sizi oradan evinize yollayacagim. Benimle gelmek ister miydiniz? Bayan Lebyatkin heyecanla ellerini irpti. - Oh, evet, bayilirdim!.. Lisa: - Teyze, beni de beraber aliniz, ltfen! diye haykirdi. Belki bunu da aiklamak zorundayim; Lisa, ayine valinin karisiyla gelmisti; Annesi doktorun tavsiyesiyle araba gezisine ikmis ve cani sikilmasin diye Bay Drozdov'u da yanina almisti. Bayan Stavrogin byk bir gururla: -Her zaman bana gelmeni istedigimi bilirsin, yavrum, dedi. Ya annen kizarsa? 182 Bayan Stavrogin szn tamamlar tamamlamaz Lisa'nin asiri heyecanini grnce sasirdi. Lisa, Bayan Stavrogin'i yanaklarindan perek yalvardi. -Ltfen, teyzecigim, sizinle gelmek zorundayim. Valinin karisi ok sasirmisti. -Mais qu'avez vous done, Lisa! (Ne oldu size, Lisa!) - Oh, son derece zgnm, sevgili kuzen; fakat, teyzemle gitmek zorundayim. Byle syleyen Lisa, hosnutsuzlugunu saskinligi ile belirten chere cousine'e (sevgili kuzen) dnd ve yanaklarindan pt. Sonra aceleyle: - "Maman"a syleyin beni derhal teyzemin evinde bulsun, dedi. "Maman" sizi ziyaret etmek iin sabirsizlaniyordu. Bu sabah bana byle sylemisti. Size sylemeyi unutmustum. zr dilerim. Ltfen kizma, Julie, chere... cousine (sevgili kuzen). Teyzecigim, ben hazirim!.. Sonra Bayan Stavrogin'in kulagina egildi. - Beni beraberinizde gtrmezseniz, teyzecigim, diye fisildadi, arabanizin arkasindan haykirarak kosarim. Onu kimsenin duymamis olmasi ok iyiydi. Hatta, Bayan Stavrogin bile bir adim geri ekilerek bu kudurmus gibi heyecanli kiza bakti. Bu bakis her seye bir anda karar vermesine yetti; o anda Lisa'yi beraberinde gtrmeye karar vermisti. Elinde olmayarak bagirdi. -Buna bir son vermeliyiz!.. Pekl, Lisa, bizimle gelebilirsin. Sonra sesini biraz daha ykselterek: -Tabii, Bayan Lembke izin verirse, dedi. Bu arada, iten gelme magrur bir tavirla valinin karisina dnmst. Bayan Lembke, gze batan asiri bir zariflikle - Gerekten onu bu zevkten yoksun etmek istemem, diye, mirildandi. 183Sonra, sevimli bir tavirla glmseyerek mirildanmasina devam etti: - zellikle onun nasil dikbasli oldugunu ben de biliyorum. Bayan Stavrogin, magrur ve kibar bir tavirla:

- Anlayisiniza tesekkr ederim, dedi Bayan Lembke, asiri heyecandan yz kizararak: - Ayrica, dedi. Evinize gelmekle duyacagi zevkin yani sira, Lisa'yi yle soylu ve elemli bir ekis nedeni var ki... Mutsuz kadina yan yan bakarak devam etti: - Sayet ifadem dogruysa, tam da kilisenin kapisi nnde. Bayan Stavrogin, byk bir agirbaslilikla sylenenleri dogruladi. - Byle dsnceler size onur verir, Madam. Bayan Lembke, birden elini uzatti ve Bayan Stavrogin elinin parmak ularina aceleyle dokundu. Genel etki ok gzeldi; orada hazir bulunan kisilerin bazisi, gerek bir itenlikle, bazisi ise, yapmacik bir hayretle glmsyordu. Orada hazir bulunanlarin glmseyislerini kelimelerle canlandiracak olursak; Bayan Stavrogin'i kmseyerek, ziyarete gitmeyenin Bayan Lembke olmadigi, tersine, Bayan Stavrogin'in onu kendisinden uzak tuttugu ve valinin karisinin, Bayan Stavrogin'in evinden kovulmayacagim bilmis olsa onu kosa kosa ziyarete gidecegi herkes tarafindan anlasilmisti. Bayan Stavrogin, kilisenin kapisina henz yanasmis olan arabasini Bayan Lebyatkin'e gstererek: - Bininiz, yavrum, dedi. "Mutsuz" kadin byk bir neseyle arabaya kostu ve bir usagin yardimi ile bindi. Bayan Stavrogin, gerekten dehsete kapilmis gibi rengi soldu: - Ulu Tanrim, diye haykirdi. Topal misiniz? Bayan Stavrogin'in renginin solmasini herkes grmst; ama, nedenini anlayamamisti. 184 Araba, parke yollarda sarsilarak uzaklasti. Bayan Stavrogin'in evi kiliseye ok yakindi. Daha sonra, bana Lisa anlatmisti; Bayan Lebyatkin dakika sren yolda ilginlar gibi kahkahlarla glms, Bayan Stavrogin ise, Lisa'nin deyisiyle, "ipnotize edilmis" gibi oturmustu. 5 AKILLI YILAN . Bayan Stavrogin, usagi agiran ingiragi aldiktan sonra kendisini bir koltugun stne atti. Bayan Lebyatkin'in, odanin hemen hemen tam ortasinda duran byk masanin yanindaki bir sandalyeye oturmasini isaret etti. - Oraya oturun, yavrum. Bay Verkhovensky, buna ne anlam verirsiniz? Su kadina bakin... nedir bunun anlami? Bay Verkhovensky: - Ben...ben... diye mirildandi. Tam o sirada usak geldi. -Hemen bir fincan ltfen! Mmkn oldugu kadar abuk! Araba da beklesin!... , Bay Verkhovensky, bitkin bir sesle haykirdi. - Mais, chere etexcellente amie, dans qiielle inquietude... (Ama sevgili dostum, ne kadar znt ile...) Bayan Lebyatkin, sevinle el irpti ve konusulanlari dinlemeye hazirlanirken haykirdi: - Oh, Fransizca, Fransizca! Insan yksek sosyeteye girdigini hemen anliyor! Bayan Stavrogin, dehsete dsms gibi kadina bakakaldi. Hepimiz sessizce, bu olayin nasil sonulanacagini anlamak iin oturuyorduk. Shatov, basini nne egmis ve Bay Verkhovensky, sanki olayin btn sorumlulugu onunmus gibi ekingen bir tavirla 185oturuyordu. Sakaklarinda ter damlaciklari parildiyordu. Lisa'ya bir gz attim; salonun bir ksesinde, hemen hemen Shatov'un yaninda oturuyordu. Gzleri, Bayan Stavrogin ile topal kadin arasinda dolasip duruyordu; dudaklarinda bir tebessm vardi; fakat, bu tebessm hos degildi. Bayan Stavrogin bu tebessm grd. Bayan Lebyatkin, tamamen dalgin grnyordu; Bayan Stavrogin'in gzel dsenmis

salonunu hayran hayran seyrediyordu; mobilyaya, halilara, duvardaki resimlere, rokoko tarzi boyali tavana, ksedeki byk bronz Isa heykeline, porselen lambalara, albmlere ve masanin zerindeki teberiye dikkatle bakiyordu. Birden Shatov'a hitaben haykirdi. - Demek siz de buradasiniz, dostum!.. Epey zamandan beri grsemiyorduk; fakat, kendi kendime dsndm: "O olamaz! Buraya nasil gelebilir ki?" Sonra neseli bir kahkaha atti. Bayan Stavrogin, hemen Shatov'a dnd. - Bu kadini taniyor musunuz? diye sordu. Shatov, yerinden kalkacakmis gibi bir hareket yapmakla beraber, kalkmadan mirildandi: -Evet, Madam. - Ne biliyorsunuz? Ltfen, hemen anlatin! Shatov hibir neden yokken glmsedi. - Sey... diye kekeledi. Siz kendiniz de anlayabilirsiniz... - Neyi anlayabilirim? Haydi, durmayin, bir seyler syleyin?.. - Peki, agabeyi yzbasi Lebyatkin'le beraber oturuyor. - Eeee? Shatov, yine duraksadi. - Oh, gerekten szetmeye degmez, diye mirildandi. Sonra, kararli bir tavirla sustu. Hatta, kararinin kesin olmasi, yznn kizarmasina neden oldu. Bayan Stavrogin fkeyle sylendi. 186 - Zaten sizden daha fazlasi beklenemezdi. Herkesin bir seyler bildigini; fakat, her nedense sylemekten korktugunu ve sordugu sorulara kaamak cevaplar vermek yoluyla kendisinden bir seyleri saklamaya alistigini kesinlikle anlamisti. Usak, elinde kk bir gms tepsiyle geldi ve Bayan Stavrogin'in istedigi kahveyi uzatti; fakat, haniminin kk bir el hareketi ile Bayan Lebyatkin'e dogru yrd. Bayan Stavrogin: - Iin, yavrum, dedi. Kilisenin nnde sms olmalisiniz. Bayan Lebyatkin: - Mersi, diyerek kahveyi aldiktan sonra, usaga "mersi" demesinden tr kahkahalarla glmeye basladi. Fakat, Bayan Stavrogin'in fkeli bakisini grnce hemen sustu ve fincani masanin zerine birakti. Garip bir tavirla: - Bana kizmiyorsunuz, ya, Teyzecigim, dedi. Bayan Stavrogin saskinlikla yerinde dogruldu. - Neee? Sizin teyzeniz miyim? Byle sylemekle ne kastettiniz? Bayan Lebyatkin, bu kadar siddetli bir fkeyle karsilasacagini kestirememis olmali ki, korkudan zangir zangir titreyerek arkasina yaslandi. Bayan Stavrogin'e saskinliktan irilesmis gzlerle bakarken: - Size... size... byle hitap etmem gerektigini d... dsnmstm, diye mirildandi. Lisa, size byle diyordu. - Hangi Lisa'dan bahsediyorsunuz? Bayan Lebyatkin parmagi ile Lisa'yi gstererek: - Su gen hanimdan, dedi. - Ne zamandan beri ona Lisa diyorsunuz? Bayan Lebyatkin kendisim biraz toparlayabilmisti. 187- Neden olmasin? On dakika evvel, siz kendiniz ona byle demediniz mi? Sanki zorla glyormus gibi bir tebessmle ekledi: - Onun kadar gzel bir kizi her zaman ryamda grrm. Bayan Stavrogin, durumu biraz kavrayarak sakinlesmisti; Hatta, Bayan Lebyatkin'in son kelimelerine hafife glmsedi. Gen kadin, onun glmsedigini grnce yerinden kalkti ve sekerek onun yanina gitti. .. Birden, Bayan Stavrogin'in, daha nce omuzlarina koymus oldugu sali omuzlarindan ekerek uzatti. - Ltfen, sunu geri alin, dedi. Geri vermeyi unutmustum. Bu kadar kaba davrandigini

iin bana kizmayin. - O sali hemen omuzlariniza rtn ve sizde kalsin. Simdi gidip yerinize oturun, kahvenizi iin. Sakin benden korkmayin, yavrum. Sakin olun. - Sizi anlamaya basliyorum. Bay Verkhovensky, yine sze karisacak oldu. - Chere amie... (sevgili dostum) - Oh, Bay Verkhovensky, siz olmasaniz ne yaparim bilmem... Bari bana siz yardim edin. Ltfen, yaninizdaki hizmeti odasinin ingiragini alin. Kimse konusmadi. Gzleri kuskuyla hepimizin yznde dolasti. ok sevdigi oda hizmetisi Agasha salona girdi. - Ltfen, bana, Cenevre'de almis oldugum kareli sali getirin. Bayan Shatov ne yapiyor? - Pek iyi degil, Madam. - Ona buraya kadar zahmet etmesini syler misin, Ltfen. Hasta olsa bile, gelebildigi takdirde ok memnun olacagimi da bildir. Tam o sirada, holden gelen sesler duyuldu. Biraz sonra, salonun kapisinda, Maurice'nin koluna dayanarak soluk soluga yryen, Bayan Drozdov grnd. 188 Zayif, fakat ok sinirli kadinlarda sik sik grlen huzursuzlugu, tamamen sesine aksettiren bir haykirisla: - Oh, aman, buraya kadar glkle gelebildim! dedi. Lisa, ilgin kiz, anneni ne kadar sikintilara sokuyorsun? Sevgili Stavrogin, buraya kadar kizimi almak iin geldim. Bayan Stavrogin, yasli kadina suratini asarak bakti. Yerinden kalkacak oldu; hatta, yari yariya kalkmis da sayilirdi. Hosnutsuzlugunu saklamaya gerek grmeden: - Tnaydin, Praskovya, dedi. Oturursaniz memnun olurum. Geleceginizi zaten biliyordum. *** Bayan Drozdov, byle bir karsilamadan tr hayret etmis olamazdi. Bayan Stavrogin, eski okul arkadasina, genlik yillarindan beri, dostluk grnm altinda daima sert davranir; hatta, bu davranislarinda kk bir tiksinti bile olabilirdi. Oysa, bu defa olaganst bir durumdu. Daha nce bahsettigim gibi, bu iki arkadasin arasi son gnlerde nedense aikti. Bayan Stavrogin, bu soguklugun nedenlerini simdilik bilmiyordu ve bu bilgisizligi arayi bsbtn sogutuyordu; fakat, Bayan Stavrogin'in fkelenmesinin asil nedeni, son zamanlarda, Bayan Drozdov'un ona karsi garip bir stnlk elde etmesiydi. Kuskusuz Bayan Stavrogin, son derece zgnd ve kulagina kadar bazi sylentiler de geliyordu; zellikle, bu sylentilerin belirsiz olmasi onu daha fazla zyordu. Bayan Stavrogin, ok aik szl ve szn esirgemeyen bir kadindi. Bunu syle aiklayabilirim ki onun gizli kapakli islerle ilgisi yoktu; ugrasacagi kimselerle aika ve korkusuzca arpisirdi. Her ne hal ise, iki kadin birbirlerini bes gnden beri grmyorlardi. Son grsme, Bayan Stavrogin tarafindan yapilmis, "su Drozdov yaratigini" gcendirmis ve onu utan iinde birakmisti. Sunu kaydetmekte hakiyim ki, Bayan Drozdov, Bayan Stavrogin'in ondan korkmasi 189iin bir neden oldugunu bilerek gelmisti. Bunun byle oldugu, bakislarindan aika anlasiliyordu. Fakat, grnse bakilacak olursa, ne zaman Bayan Stavrogin'in utantan yerin dibine gemesi beklenirse, seytanca bir zekyla bu zor durumdan kurtulmasini biliyordu. Hi itiraz etmeden kendilerine hakaret edilmesine gz yuman birok zayif karakterli kadin gibi, durumun kendi yararina dndgn hisseden Bayan Drozdov, ilk firsatta saldirgan kesilirdi. O zamanlar hasta oldugu dogruydu ve eskisinden daha sinirli olmasinin nedeni de bu hastaligiydi. Nihayet, sunu da ekleyebilirim ki, eger bu iki eski okul arkadasi arasinda herhangi bir tartisma ikacak olsaydi, bizden sakinmalarina gerek yoktu; nk, bizler de yakin birer aile dostu sayiliyorduk. O zamanlar bunu, belirli bir hayretle anlamistim. Bayan Stavrogin'in gelisinden beri ayakta duran Bay Verkhovensky, Bayan Drozdov'un haykirimi ile koltuguna ker gibi oturdu ve aresizlik iinde benim bakislarimi yakalamaya alisti. Shatov, sert bir hareketle yerinde dnd ve hatta soluyarak bir seyler bile mirildandi.

Bende biraktigi izlenim, bir an evvel buradan kurtulup gitmek istemesiydi. Lisa da ayaga kalkmak zereyken, tekrar yerine oturdu. Annesinin bagirisina nem vermemis grnyordu. Bu tavri, onun dikbasli olusundan degildi; fakat, daha baska ve etkili duygularin tutsagi olusundan tryd. Gzlerini dalgin dalgin yere dikmisti; hatta, Bayan Lebyatkin'in bile farkinda degilmis gibi grnyordu. Bayan Drozdov, masanin yanindaki bir koltugu isaret ederek: - Oh, dostum, iste burasi iyi degil mi? Sonra, Bay Drozdov'un yardimi ile koltuga otururken gergin bir sesle: -Eger bacaklarim agrimamis olsaydi, sizin evinizde bir dakika bile oturmazdim, dostum, dedi. Bayan Stavrogin, basini hafife kaldirdi ve sag elinin parmaklarini, basinin agridigina isaret etmek istermis gibi sak; gina bastirdi. - Hey gzel Tanrim! Evimde neden oturamazmissiniz, Praskovya? Kocaniz btn hayati sresince bana en yakin bir dost olarak 190 davrandi ve sizinle de, ocuklugumuzdan beri, ayni okulda beraberce oynardik. Bayan Drozdov, fkeyle elini salladi. - Biliyordum! Bana sitem etmeye kalkisacaginiz zaman daima ocuklugumuzdan ve okuldan szedersiniz... sizin ok iyi bilinen bir hilenizdir bu! Fakat, bana sorarsaniz, bunlar gzel konusmalardir. Su sizin yatili okulunuz sznden artik usandim diyebilirim!.. - zellikle bugn ok sinirli oldugunuzu gryorum. Bacaklariniz nasil? Iste, size kahve getiriyorlar. Ltfen, buyurun ve surat asmayin... ne de olsa aramizda bir dostluk var! - Benimle daima, sanki kk bir kizmisim gibi konusuyorsunuz. Kahvenizi de istemiyorum... orada kalsin!.. Ve sonra, kendisine kahve uzatan usaga, fkeyle elini salladi. Ben ve Bay Drozdov disinda herkes kahve imeyi istememisti. Bay Verkhovensky, kahveyi almakla beraber, imeden masanin zerine koymustu. Ama, Bayan Lebyatkin bir fincan daha arzu etmis olmali ki, kahveyi almak zere uzandi; fakat, nedense, vazgeerek elini ekti ve bu hareketinden ok memnun grnd. Bayan Stavrogin, dudak bkerek glmsedi, - Sanirim ki bir seyler tasarliyorsunuz, sevgili dostum, Praskovya, zaten burada bulunusunuzun nedeni de budur. Btn hayatiniz boyunca bazi tasavvurlarinizla yasadiniz. Yatili okuldan szettigini iin bana kizdiniz. Fakat, hatirlar misiniz, bir gn sinifa gelip bizi, svari subayi Shablykin'in size evlenme teklif ettigine inandirmaya alismis; fakat, hemen oracikta Matmazel Lefebure tarafindan yalaniniz meydana ikarilmisti. Fakat yalan sylememistiniz... oh, hayir... sadece kendi kendinizi tatmin edebilmek iin hayalinizde canlandirmistiniz, o kadar. Eh, simdi syleyin bakalim derdiniz nedir? Simdi neler hayal ediyorsunuz? Caninizi bu kadar sikan sey nedir? - Ve siz de, bizim din derslerine gelen rahibe kapilmistiniz. Mademki bu kadar meraklisiniz, eski gnleri hatirlayalim bari!.. Hah hah hah... 191Sinirli sinirli glerken bir ksrk nbetine tutuldu. Bayan Stavrogin nefretle ona bakti. -Oh, demek rahibi hl unutamadiniz? Yz yemyesil oldu. Bayan Drozdov birden byk bir gururla yerinde dogruldu. - Korkarim ki dostum, simdi glecek halim yok. Neden ailenizi ilgilendiren bir rezalete toplumun nnde kizimi karistiriyorsunuz? Buraya da bu nedenle geldim. Bayan Stavrogin tehdit eder bir tavir takindi. - Ailemi ilgilendiren rezalet mi? Lisa, birden sze karisti. -Anne, ben de, kelimelerinize dikkat etmeniz iin sizi uyarmak zorundayim. - Ne dedin, ne dedin? Annesi yine feryadi basmak zereyken kizinin ates pskren bakislarini grnce bu kararindan vazgeti. Lisa, kizararak haykirdi.

- Aileyi ilgilendiren bir rezalet diye nasil szedersin bundan, anne?! Bayan Lembke'den izin alarak kendi arzumla geldim buraya. Btn arzum su zavalli kadinin durumunu grenip ona yardimci olabilmekti. Bayan Drozdov, tkrr gibi glerek kizinin szlerini tekrarladi. - Su zavalli kadinin durumu!.. Byle "masallarla" ugrasmak senin isin mi? Senin zorbaliklarindan artik usandim, kizim. Byk bir fkeyle Bayan Stavrogin'e dnd. -Dogru olup olmadigini bilmiyorum; ama, btn sehir halkini kendinize uydurmus oldugunuz syleniyor. Fakat korkarim ki sizin de sonunuz geldi artik. Bayan Stavrogin, yayindan firlamak zere olan bir ok gibi oturuyordu. On saniye kadar sabit ve dik bakisli gzlerini Bayan Drozdov'a dikti. Sonra, hayret edilecek derecede sakin bir sesle: 192 - Eh, Praskovya, dedi. Tanriya skr ki burada yabanci yok. Sonradan pisman olacaginiz ok sey sylediniz. - Adlandirabilecegim bazi kimseler gibi toplumun dsncelerinden korkan bir kimse degilim, dostum. Gururunuzdan dolayi toplumun dsncelerinden irkilen sizsiniz. Burada yabanci olmamasina gelince, bundan son derece memnun olmalisiniz. -Bu son hafta iinde gryorum ki biraz daha akillanmissiniz, degil mi? - Bu son hafta iinde akillanan ben degilim. Sadece bu hafta gerek ortaya ikmistir, o kadar. - Hangi gerek bu hafta ortaya ikmis? Dinleyin, Praskovya; beni sinirlendirmeye alismayin, hemen su dakika durumu aiklamalisiniz. Size samimiyetle soruyorum, hangi gerek ortaya ikmistir ve bunu sylemekle neyi kastediyorsunuz? Bayan Drozdov birden, karsisindakini yenmek amaciyla sonucun ne olacagina aldirmadan, parmagi ile Bayan Lebyatkin'i gsterdi. - Iste, btn gerek orada oturuyor!.. Neseli bir merakla Bayan Drozdov'u izleyen Bayan Lebyatkin, onun parmagi ile kendisini isaret etmesi zerine katila katila glmeye ve heyecanla yerinde kipirdanmaya basladi. Bayan Stavrogin, rengi solmus olarak arkasina yaslandi ve haykirdi. - Ulu Tanrim! Bunlar hep beraber akillarini mi kairdilar?!.. Yznn rengi o kadar solmustu ki, salondakiler telslandilar. Onun yanina ilk kosan Bay Verkhovensky oldu; ben bile biraz daha yaklastim; sandalyenin yaninda kalmakla beraber, Lisa bile ayaga firladi; fakat en ok korkan kimse Bayan Drozdov oldu; bacaklarinin agrisina aldirmadan yerinden dogruldu ve aglamakli bir sesle haykirdi. - Dostum, ltfen beni, aptalligimdan dolayi bagisla!.. Su!.. Birisi biraz su versin ona!.. 193Bayan Stavrogin'in bembeyaz dudaklari kipirdadi. Kesin bir dille ve hafif bir sesle: - Aglamayin, rica ederim, Praskovya, dedi. Beyler ltfen yerlerinize dnn. Su istemem! Kendisine biraz hkim olan Bayan Drozdov, sylenmekte devam ediyordu. - Oh, sevgili dostum, belki de sylememem gerekirdi; fakat, birtakim alaklarin yagdirdigi mektuplarin etkisi altinda kaldim. Sizi ilgilendiren yazilar olduguna gre, onlari size gndermeliydiler!.. Nihayet, sevgili dostum, benim gen bir kizim var!.. Bayan Stavrogin, irilesmis gzlerle ona bakiyor ve hayretten agzi bir karis aik olarak dinliyordu. Tam o sirada, ksedeki bir kapi sessizce aildi ve Dasha Shatov salona girdi. Hemen durdu ve etrafina bakindi. Heyecanimiza sasirmisti. Kimsenin haber vermedigine gre, Bayan Lebyatkin'i grmemis oldugu belliydi. Dasha'yi nce Bay Verkhovensky grd. Acele bir hareket yapti, yz kizardi ve bilinmeyen bir nedenle yksek sesle bildirdi. Bayan Shatov!.. Sesi ylesine yksek ikmisti ki hepimiz elimizde olmayarak basimizi dndrp Dasha Shatov'a baktik. Bayan Lebyatkin: - Demek Dasha bu! diye haykirdi. Eh, Shatov, dostum, kiz kardesiniz hi de size benzemiyor! Agabeyim bu kadar gzel bir kizi "kle kiz Dasha" diye adlandirmaya

nasil cesaret edebiliyor? Bayan Stavrogin'e dogru yrmekte olan Dasha, isminin sylenmesi zerine birden durdu ve Bayan Lebyatkin'e dnd. Gzlerini bu yarim akilli kadina dikerek donmus gibi oldugu yerde kaldi. Bayan Stavrogin byk bir sknetle: - Oturun, Dasha, dedi. Daha yakinina; tamam. Oturdugunuz yerden bu kadini grebiliyorsunuz. Onu taniyor musunuz? Dasha, hafif bir sesle: - Onu simdiye kadar hi grmemistim, dedi. Kisa bir duraklamadan sonra ekledi: 194 - Bay Lebyatkin'in hasta kiz kardesi oldugunu tahmin ederim. Bayan Lebyatkin heyecanli bir sesle: - Her hareketinizden okumus bir hanini oldugunuz belli oldugundan sizinle daha evvel tanismak istemekle beraber, ben de sizi ilk kez gryorum, dedi. Usagimin svmesine gelince, sizin gibi sevimli ve okumus gen bir hanimin, onun parasini almasi cidden mmkn olabilir rni? ok hos, hos, hos bir kiz oldugunuzdan, parayi benden alabilirsiniz!.. Son kelimelerini elini sallayarak sylemisti. Bayan Stavrogin, magrur bir tavirla: - Sylediklerinden bir anlam ikarabiliyor musunuz, diye sordu. - Her seyi anliyorum, Madam. - Paradan bahsettigini duydunuz, degil mi? - Tahmin ederim ki, Isvire'deyken Bay Stavrogin tarafindan Bay Lebyatkin'e verilmek zere gnderilen paradan szediyor olmali. Bir dakika kadar derin bir sessizlik oldu. -Nicholas'in kendisi mi sizden byle bir sey istemisti? - yz ruble tutarindaki parayi Bay Lebyatkin'e gndermek istiyordu. Adresini kesin olarak bilmemekle beraber bu sehirde oldugundan emindi. Eger buradaysa parayi Bay Lebyatkin'e vermemi rica etti. - Fakat paranin ne kadari kaybolmus? Bu kadinin sz ettigi kayip para nedir? - Isin burasini bilmiyorum, Madam. Ben de, Bay Lebyatkin'in uluorta, herkesin iinde, parasinin tamamini vermemis oldugumu syledigini duymustum; fakat, ne demek istedigini bilmiyorum. Bana verilen yz rubleydi, ben de ona yz ruble gnderdim. Bayan Shatov, kendine gvenini yeniden kazanmisti. Ve burada ilave etmeliyim ki, bu kizi uzun mddet sasirtmak mmkn degildi. 195Duygulan her ne olursa olsun, kendisine ikar bir yol bulmasini bilirdi. Simdi cevaplarini acele etmeden, sakin ve vicdanen sulu oldugunu belirtebilecek bir saskinlik gstermeden veriyordu. O anlatirken Bayan Stavrogin gzlerini bir saniye olsun onun zerinden ayirmiyordu. Verilen cevaplan bir sre kafasinin iinde evirip evirdikten sonra kendinden emin ve kararli bir sesle konusmaya basladi. Btn dikkati ile Dasha'ya bakiyordu. -Eger, dedi, Nicholas bu arzusunun yerine getirilmesini benden isteyecegine, sizden istemisse, kendisine zg nedenleri vardir. Eger bunu benden saklamak istemisse, onun zel islerine karismak istemem. Fakat, bu ise sizin karismaniz, iimin rahat etmesi iin yeterli bir nedendir. Bunu bilmenizi istiyorum, Dasha, siz her seyin stndesiniz. Oysa, gryorsunuz, dostum, dnyadaki yalanlara ve aldatmalara akliniz ermediginden, temiz kalplilikle de olsa hata yapabiliyorsunuz. Bu hatayi, bazi alaklarla isbirligi yapmakla islediniz. Bu alagin yaydigi dedikodu da hatanin degismez bir tanimlamasidir. Fakat, onun hakkinda gerekli bilgileri grenecegim; haklarinizi korumak ilk grevim olduguna gre, bu konuda sizi koruyacagim. Simdi bu konuya kapatalim. Bayan Lebyatkin, birden yerinden dogrularak: - Sizi grmek iin geldigi zaman yapilacak ilk gzel ve dogru davranis, Onu dogruca usaklar kismina yollamaniz olacaktir. Biz burada oturup kahvelerimizi ierken birakin o usaklarla, sandik zerinde kgit oynasin. Ona bir fincan kahve bile gnderebilirsiniz; ama ondan o kadar igreniyorum ki...

Sz bittikten sonra basini onurla geriye atti. Bayan Stavrogin, Bayan Lebyatkin'! dikkatle dinledikten sonra tekrarladi. - Bu konuyu artik kapatalim. Bay Verkhovensky, ltfen ingiragin ipini eker misiniz? Bay Verkhovensky kendisinden istenileni yaptiktan sonra byk bir heyecanla ileri dogru bir adim atti. Yz kipkirmizi, kekelemeye basladi. 196 -Eger... eger ben... ben de ok igren olan bu yky duydumsa; daha dogrusu, iftirayi dogru duydumsa, bu takdirde... diyebilirim ki... enfin c'est un homme perdu et quelque chose comme un forat evad... (kisacasi sonu gelmis bir adamdir, bir kaak gibidir...) Cmlesini bitirmeden yarida kesti; Bayan Stavrogin, sorgu dolu bakislarla onu tepeden tirnaga kadar szd. Agir basli khya salona girdi. Bayan Stavrogin: -Araba hazirlansin, dedi. Sen Alexey, Bayan Lebyatkin'i evine gtrmeye hazirlan. Yolu kendisi tarif edecektir. - Bay Lebyatkin bir sreden beri bu hanimi bekliyorlar ve beklemekte oldugunun bildirilmesini istediler. Tek kelime sylemeden sadece dinlemekle yetinen Maurice Drozdov birden atildi: - Bu mmkn olamaz, Madam. Eger bu sekilde konusmami bagislarsaniz, madam, bir salona kabul edilebilecek karakterde bir insan degildir. O... o... tahamml edilmez bir kimsedir, Madam. Bayan Stavrogin, khyaya: - Varsin beklesin, dedi. Khya, hemen ekildi. Bay Verkhovensky, yine kekeleyerek konusmaya basladi. - C'est un homme malhonnte et je crois meme que c'est un forat evde, ou quelqiie chose dans ce genre... (Ahlaksiz bir adamdir o, hatta bir hapishane kakini oldugunu saniyorum...) Yine kizarak sustu. Bayan Drozdov, yerinden kalkarken biraz igrenir bir tavirla: - Lisa, artik gitme zamani geldi, dedi. Birka dakika nce, fazla heyecanli aninda kendi kendine bir budala oldugunu syledigi iin zlyor grnyordu. Dasha'nin konusmasini dudak kivirarak dinlemisti. Fakat, beni en ok sasirtan, Dasha'nin gelmesi ile degisen Lisa'nin grnmyd. 197Gzlerinde, gizlemeye alismadigi bir nefret ve igrenti pariltisi vardi. Bayan Stavrogin, yine o asin sknetiyle ihtiyar kadini durdurdu. - Bir dakika bekleyin, Praskovya, rica ederim, dedi. Ltfen oturur musunuz? Btn syleyeceklerimi bitirmek istiyorum ve ayakta durmaniz uzun srebileceginden bacaklariniz agrir. Tamam, tesekkr ederim. Kisa bir sre nce kendimi kaybettim ve sizinle biraz kirici konustum. zr dilerim ve beni bagislamanizi rica ederim. ok aptalca davrandim ve bunu ilk itiraf eden de benim. Ayrica, her seyin haka yapilmasini da severim. Simdi siz de kendinize hkim olamadiniz, kuskusuz, ve bazi imzasiz mektuplardan szettiniz. Her imzasiz mektup degerini bulmalidir; byle bir mektubu yazan, altina imzasini atacak kadar kisilige sahip olmadigina gre, mektuplarin da okunmadan p sepetine atilmasi gerekir. Siz de bu fikirde degilseniz, sizi anlayamiyorum demektir. Her ne olursa olsun, sizin yerinizde olsaydim, o mektuplarin adini bile agzima almazdim. Ellerimi dahi, o pis mektuplarla kirletmek sikintisina sokmazdim. Fakat, siz bunu yaptiniz. Bununla beraber, mektuplardan nce siz szettiginize gre; alti gn nce byle bir mektup aldigimi syleyebilirim. O mektubu yazan alak, "hayatimda nemli bir rol oynayacak" topal bir kadindan sakinmam gerektigini ve Nicholas'in artik ildirmis oldugunu bildiriyordu. Evet, o alagin kullandigi tabir byleydi, ok iyi hatirliyorum. Nicholas'in ok dsmani oldugunu bildigimden, derhal dsmanlarindan birini buraya agirttim. Bu kisi onun dsmanlari arasindaki en gizli, en kt ve asagilik dsmaniydi. Onunla yaptigim kisa bir konusma sonucu, imzasiz mektup yazan alagin kim oldugunu hemen anladim.

Eger, siz de, zavalli Praskovya, "benim yzmden", bana gnderilmis olan mektuplar gibi mektuplarla rahatsiz edilmisseniz, ki siz "mektup yagmuruna tutuldum" demistiniz, elimde olmadan size sikinti verdigim iin nce ben zlrm. Size sylemek ve anlatmak istedigim bu kadardi. Su anda hasta ve zgn oldugunuzu grmekten 198 zlyorum. Dahasi da var; Bay Drozdov'un ok uygun bir deyisle, ieri "alinamayacagini" syledigi kuskulu kisiyi hemen "kabul" etmek kararini verdim. zellikle, Lisa'nin burada yapacak bir isi yoktur. Gel, Lisa, yavrum. Seni bir kere daha peyim. Lisa, byk salonu geerek Bayan Stavrogin'in nnde durdu. Bayan Stavrogin, onu ptkten sonra kendisinden bir kol boyu kadar uzaklastirdi ve eliyle Lisa'nin basi zerine bir ha yapip onu kut-sadiktan sonra bir kere daha pt. - Eh, gle gle, Lisa, dedi. Sesi aglayacakmis gibi titriyordu. - Kaderim ne olursa olsun sizi ok sevecegime inanin. Tanri sizi korusun. Her zaman Tanri'ya karsi boynum bkktr. Daha fazla konusmak istemekle beraber kendisini tutarak sustu. Lisa, derin dsncelere dalmis gibi tekrar yerine dnd. Tek kelime dahi sylememisti. Birden yerinden kalkip annesinin nnde durdu. Sakin bir sesle: - Hemen gitmeyecegim, Anne, dedi. Teyzemin yaninda biraz daha kalmak istiyorum. Lisa'nin sakin sesinde demir gibi bir kararlilik vardi. Bayan Drozdov, aresizlik iinde ellerini havaya kaldirarak bagirdi. - Tanri beni korusun! Neler duyuyorum! Fakat, Lisa cevap vermedi, isitmis bile grnmedi. Salonun ksesindeki yerini aldi ve gzlerini bosluktaki bir noktaya dikerek sessizce oturdu. Bayan Stavrogin'in yzne magrur bir zafer anlatimi gelmisti. - Bay Drozdov, dedi. Sizden byk bir ricada bulunacagim. Ltfen asagidaki adama bir bakiverin ve "ieri alinmasi" uygun olmasa bile onu buraya getirin. Bay Drazdov yerlere kadar egilerek selam verdikten sonra salondan ikti. Bir dakika sonra Bay Lebyatkin'le beraber dnd. *** 199Yzbasi Lebyatkin'in grnsnden daha nce de sz ettigimi hatirliyorum. Uzun boylu, karmakarisik sali, kirmizi ve biraz sarkik yanakli; basinin her hareketinde titreyen gerdanli; bazen kurnaz bakisli, kk, kanli gzl; biyikli, favorileri uzun; etli girtlak kemigi biraz fazlaca ikik; kirk yaslarinda, iriyari ve tm grns ekici olmayan bir adamdi. Fakat, grnsnde en ok gze arpan, kuyruklu ceketi ve temiz, beyaz keten gmlegiydi. Bay Verkhovensky, Liputin'in giyimini elestirdigi bir gn, Liputin: 'Temiz gmlek giydikleri halde irkin grns olan adamlar da vardir' demisti. Yzbasinin bir ift de siyah eldiveni vardi; eldivenin sag tekini elinde tutuyor, sol tekini ise, kocaman etli eline zorla geirmis ve eldiven eline kk geldiginden dgmesini ilikleye-memisti. Sol elinde ise, bugn ilk defa giydigi belli, yepyeni silindir bir sapka vardi. Dn Shatov'a bagira bagira syledigi "ask-ceketi" nin gerek oldugu anlasiliyordu. Btn bunlarin, yani kuyruklu ceket ve beyaz keten gmlek (sonradan grendim), bazi gizli nedenlerle, Liputin tarafindan tavsiye edilmisti. Hi kusku yok ki, buraya gelisi, (kiralik arabayla gelmisti) baskasinin yardimi ve kiskirtmasi ile olmustu; yalniz basina imkni yok akil edemezdi; kilisenin nndeki olaydan hemen haberdar edildigini bile kabul etsek, kirk bes dakika iinde, byle giyinip kusanip, buraya gelmeye karar vermesi pek kolay degildi. Sarhos olmamakla beraber, zerinde, gnlerce itikten sonra yavas yavas kendine gelen bir kimsenin, tembel ve bulanik havasi vardi. Bana yle geliyordu ki, eger biri ikip da omzuna bir ya da iki kere parmagi ile dokunacak olsa, hemen sizacak kadar sarhos olabilirdi. Byk salona kosarak dalmak zereyken ayagi kapinin nndeki haliya takildi. Bayan Lebyatkin, glmekten neredeyse katilmak zereydi. Yzbasi, fkeli bakislarla, kadina

onu yiyecekmis gibi baktiktan sonra, abuk adimlarla Bayan Stavrogin'e dogru yrd. Yksek bir sesle bgrrcesine: - Geldim, Madam, dedi. Bayan Stavrogin, koltugunda dogrularak: 200 - Syle oturmak ltfunda bulunur musunuz, ltfen, su sandalyeye, dedi. Sizi oradan da duyabilirim ve yznz daha iyi grebilirim. Yzbasi, bn bn nne bakarak durdu; fakat, geriye dnd ve kapinin hemen yaninda kendisine gsterilen sandalyeye oturdu. Yznden, kendine gvensizligi ve ayni zamanda, kstahligi ve devamli fkesi belli oluyordu. Byk bir panik iinde oldugu da aikti; fakat, gururu da incinmisti; korkakligina ragmen, gururunun bazen kstaha hareketlerde bulunmasina neden olabilecegi de aik olarak grlebilirdi. Kaba vcudunun her hareketinden korkar bir hali vardi. Su bir gerek olarak bilinir ki, olaganst bir rastlanti ile kendilerini sosyetenin iinde bulan byle centilmenlerin en byk dertleri elleridir ve onlari nereye koyacaklarini bilmezler. Yzbasi, sapkasi bir elinde, eldivenleri diger elinde, aptal bakislari Bayan Stavrogin'in sert yznde oldugu halde sandalyesinde kimildamadan oturuyordu. Kusku yok ki, etrafina bakinmak istiyor; fakat, simdilik bu gc kendisinde bulamiyordu. Onun kiligini eglenceli bulan Bayan Lebyatkin yine bir kahkaha tufanina tutulmustu; ama, Lebyatkin'in ona bakacak cesareti yoktu. Bayan Stavrogin, onu bu sekilde uzun bir sre, belki tam bir dakika, acimadan oturttu ve devamli olarak bastan asagi szp durdu. Bayan Stavrogin, ll ve etkili bir sesle konusmaya basladi. - Her seyden nce, efendim, adinizi bize bagislar misiniz? Yzbasi: - Yzbasi Lebyatkin, Madam, diye grledi. Buraya geldim, Madam... Sandalyesinde huzursuzca kipirdandi. Bayan Stavrogin elinin bir isareti ile onu susturduktan sonra: - Izin verin! dedi. Bu kadar ilgimi eken bu zavalli yaratik, gerekten kiz kardesiniz mi? - Evet, Madam, kiz kardesimdir. Evden gizlice kamayi basarmis ve simdi de... 201Birden kizardi ve sustu. Ne syleyecegini iyice sasirmisti; fakat, konusmasina devam etmek istedi. - Beni yanlis anlamayin, Madam. Onun z kardesi olan ben, byle lekelenmesine... yani, byle bir durumda, byle bir durumda demek degildir..bir bakima ona yarari olmayan... Onun itibari... son zamanlarda... Birden sustu. Bayan Stavrogin basini kaldirdi. - Efendim!... Lebyatkin, birden parmagini alninin ortasina vurarak: - Yani, bu durumda demek istedim, dedi. Kisa bir sessizlik oldu. Bayan Stavrogin tereddtle sordu: - Uzun zamandan beri mi byle? - Madam, kilisenin kapisinda Rus tresine gre, gsterdiginiz iyilik iin size kardese tesekkre geldim... - Kardese mi? - Yani kardese demek istemedim; ama, sadece kiz kardesimin agabeyi oldugumdan tr, Madam ve inanin bana, Madam... Yine yz kipkirmizi olmus ve abuk abuk konusmaya baslamisti. -... kabul salonunuza geldigim zaman, ilk grndgm kadar grgsz degilim. Kiz kardesim ve ben, Madam, bu salonun lksnn iinde ok kk kaliyoruz. Ve ayrica, Madam, benim hakkimda ok haksiz sylentiler ikaran ok dsmanim var, korkarim. Fakat itibarima aldirmam. Lebyatkin, Madam, gururludur, ve... ve ben... size tesekkr iin geldim.. iste paraniz, Madam!... Byle syleyerek cebinden bir czdan ikardi. Czdandan ekip aldigi bir deste kagit parayi elleri titreyerek, asiri bir sabirsizlikla saymaya basladi. Bir seyi ok acele olarak

aiklamak arzusu bel202 liydi, aslinda aiklamasi da gerekiyordu; fakat byk olasilikla, parayla oynamasinin kendisine aptalca bir grnm verdigini sezinlemis olmali ki, hareketlerinin kontroln tamamen kaybetti; parayi bir trl sayamiyordu; parmaklari birbirine dolaniyordu ve sanki onu bsbtn rezil etmek istermis gibi yesil sirtli paralardan biri parmaklarinin arasindan kaydi ve havada zikzaklar izerek halinin stne dst. - Yirmi ruble, madam!... Sonra, yz sikintidan ter iinde yerinden firladi; yere dsen parayi grnce, almak iin egildi; fakat, her ne nedense utanarak parayi almaktan vazgeti ve elini belirsiz bir anlamla salladi. - Usaklariniz iin, Madam... onu yerden alan usaginiz iin... birakin Bayan Lebyatkin'i hatirlasinlar!... Bayan Stavrogin biraz sasirmis olarak aceleyle: - Korkarim ki byle bir seye izin veremem, dedi. - Bu takdirde... Egilerek parayi yerden aldi. Rengi kipkirmizi olmustu. Birden Bayan Stavrogin'e yrd ve saydigi parayi uzatti. Bayan Stavrogin, gzle grnr bir endiseyle yerinde dogruldu. - Bunun anlami nedir, efendim?! diye haykirdi. Bay Drozdov, Bay Verkhovensky ve ben ileri dogru bir adim attik. Yzbasi heyecanla haykirdi. - Korkmayin, korkmayin; Deli degilim, sphesiz ki deli degilim. - Evet, efendim, siz delisiniz!.. -Madam, dsndgnz gibi degil! Kuskusuz, hayat zincirinin basit bir halkasiyim... Konaginiz zengin olarak dsenmis; fakat, Mehul Mary'nin evi byle degildir, kiz kardesimin evi, Madam, kiz kardesim, Lebyatkin; fakat, simdilik ona mehul Mary diyecegiz, simdilik, Madam, simdilik, anlarsiniz ya! Tanri bile buna razi ol203mazdi! Madam, ona on ruble verdiniz ve o da bunu aldi; fakat, bu para tarafinizdan verildi diye aldi, Madam! Bunu anliyor musunuz, Madam? Bu mehul Mary, dnyada kimseden para alamaz; nk, aldigi takdirde, General Yermolov'un gzleri nnde, Kafkasya savasinda sehit dsen dedesinin kemikleri sizlar; fakat sizden, Madam, sizden her seyi alir. Fakat bir eliyle alir, diger eliyle size yirmi ruble uzatir... Evet, Madam, yirmi... bu parayi, sizin de ye oldugunuz Petersburg'daki Yardim Sevenler Kurumu'na bagislar, Madam. Siz, kendiniz, Moskova Gazetesi'nde yayimladiginiz gibi, Madam, bu kuruma yardim edenleri ye kaydetmek iin bir defter tutuyorsunuz, Madam, bu kuruma herkesin yardimda bulunabilecegini... Yzbasi "kelime bulma glg" ektiginden birden sustu; sanki g bir basari kazanmis gibi derin derin soluyordu. Yardim Sevenler Kurumu hakkinda sylediklerini olasilikla nceden hazirlamisti; belki de Liputin'in yardimiyla kararlastirilmisti. Eskisinden daha fazla terliyordu; ter taneleri sakaklarindan szlyordu. Bayan Stavrogin, onu ok yakindan dikkatle inceliyordu. Sert bir sesle: - Kayit defterim, dedi. Asagida, kapicinin odasinda durur. Eger, yardim iin kaydolmak istiyorsaniz, ona basvurabilirsiniz. Bu bakimdan paranizi burnumun ucunda sallamaktan vazgein ve derhal cebinize sokun. Tesekkr ederim. Yine yerinize oturmanizi da istemeliyim sizden. Tesekkr ederim. Kiz kardesiniz bylesine zenginken onu fakir sanip para verdigim iin zr dilerim, efendim. Fakat, bir sey var ki anlayamadim, efendim. Kiz kardesiniz neden sadece benden para alabilir de baskasindan alamaz? Bu konuda o kadar israr ettiniz ki, bunu aiklamanizi zellikle rica etmeliyim. Yzbasi: - Madam, bu sadece mezara kadar srklenebilecek bir sirdir!... diye cevap verdi. Bayan Stavrogin biraz sasirmisti, ama yine de sormaktan kendini alamadi. 204

- Fakat neden? - Madam, madam!... Sag elini kalbinin stne bastirip, gzlerini bir noktaya dikerek, basini nne egdi ve sustu. Bayan Stavrogin, gzlerini ondan ayirmadan bekledi. Lebyatkin birden: -Madam, diye grledi. Size bir soru sormama izin verir misiniz? Sadece bir soru; samimi, aik, Rus tresine gre, kalpten gelen bir soru? - Buyurun. - Hayatinizda hi istirap ektiniz mi, Madam? - Zannedersem, birinin size aci ektirdigini ya da ektirmekte oldugunu ima etmek istiyorsunuz. Yzbasi Lebyatkin yine yerinden firladi ve belki de farkinda olmadan ggsn yumruklamaya basladi. -Madam, madam! diye haykirdi. Su kalbimde o kadar ok sey var ki, Tanri kati, Mahser gnnde aildigi zaman Tanri bile sasiracak!... - ok kesin olarak konustunuz, degil mi? - Madam, belki biraz sinirli bir sekilde konusmus olabilirim... -Merak etmeyin, efendim. Sizi ne zaman susturmak gerektigini bilirim. - Bir soru daha sorabilir miyim, Madam? - Kelimenin tam anlami ile. -Insan sadece ruhunun soylulugundan lebilir mi? - Korkarim ki cevap veremeyecegim. Kendi kendime bu soruyu hi sormadim. - Bilmiyorsunuz! Kendi kendinize bu soruyu hi sormadiniz! Sznn burasinda hararetle haykirdi: -Mademki byle. "Sakin ol, mitsiz kalp!" 205Sonra, yumrugunu siddetle ggsne indirdi. Yine salonda dolasmaya basladi. Bu insanlarin karakteristik zellikleri, kendi arzularini kontrol etmekten yoksun olmalaridir; bunun aksine, ateslendikleri an, ilerinin btn irkinliklerini dkebilmek iin, nne geemedikleri bir arzu duyarlar. Kendisini yabanci bir ortamda bulan bu insanlar, nce ekingen olarak baslar; fakat, biraz gz yumuldugu zaman hemen kstahlasiverirler. Yzbasi simdi cosmustu. Salonda dolasiyor; kollarini salliyor; sorulan sorulara kulak asmiyor; abuk abuk kendinden sz ediyor; bazen acelesinden dili dolasiyor ve bir cmleyi tamamlamadan baska bir cmleye basliyordu. Tamamen ikisiz olmadigi ok dogruydu. Lisa da salondaydi... Lisa'nin varligindan saskina dnms olabilirdi; bununla beraber, basini evirip bir kere bile ona bakmamisti. Ama, bu sadece benim tanimlamam olabilir. Her neyse, Bayan Stavrogin bile, iindeki fkeyi ve igrentiyi bastirip onu dinliyordu; belki bunun bence bilinmeyen bir nedeni olabilirdi. Bayan Drozdov, grnse gre isin aslini anlamamis oldugundan, zangir zangir titriyordu. Bay Verkhovensky de titriyordu; ama, onun titremesi her seyi ok fazlasiyla anlamasindan tryd. Bay Drozdov, her an, herkesin yardimina kosacakmis gibi tetikte bekliyordu. Lisa'nin rengi kl gibi olmustu. Hayretten iri iri ailmis gzlerini insan azmani gibi odada dolasan yzbasidan ayiramiyordu. Shatov, kimildamadan oturuyordu; fakat her seyden ilgin olan, Bayan Lebyatkin'in glmekten vazgemekle kalmayip son derece zgn oturmasiydi. Sag kolunu masaya dayamis, zgn bakislarini, durmadan konusan agabeyinden ayirmiyordu. Yalniz, Dasha sakin grnyordu. Bayan Stavrogin nihayet fkelenerek: - Bunlarin tm anlamsiz samaliklar, dedi. Soruma cevap vermediniz... Neden? Cevap bekliyorum. Yzbasi gz kirparak sylenenleri tekrarladi. - Cevap vermedim... Neden? Cevabimi bekliyorsunuz... Neden? Su kck "neden" kelimesi, insanlarin yaratildiklari gnden bu yana, tm evreni kaplamistir, Madam, ve yaratiklar, yaratici206 larina her gn haykirirlar: "Neden?" Yedi bin yildan beri de cevap alamamislardir.

Sadece yzbasi Lebyatkin'den mi cevap bekliyorsunuz, Madam? Bu haksizlik olmaz mi, Madam? Bayan Stavrogin, fkelenmis, sabri kalmamisti. -Hepsi sama ve demek istedigim de sadece bu degil, dedi. Siz ders vermeye kalkiyorsunuz. Ve ayrica, efendim, ok fazla gsteris yapiyorsunuz, bu davranisinizin, biraz kstahlik oldugunu dsnyorum. Yzbasi, kendisine sylenenleri hi duymamis gibi devam etti: - Madam, bana Ernest denmesinden memnun olabilirdim ve bununla beraber, hayatima, dogustan takma Ignatus adiyla devam etmek zorundayim... Neden byle oldugunu tahmin edersiniz? Prens de Monbart diye agrilmak isterdim ve bununla beraber, sadece Lebyatkin'im, Rusa deyimiyle "Lebed" yani, kugu kusu. Simdi soruyorum, Neden? Ben bir sairim, Madam, dogustan bir sair ve bir yayimcidan bin ruble alabilirdim; oysa, bir domuz yuvasinda yasamaya zorlaniyorum... Neden? Neden? Madam, Rusya bence, doganin bir alayindan baska bir sey degildir... baska hibir sey degil? , - Daha kesin bir sey sylemeyi tamamen reddediyorsunuz, ha? - Size siirlerimden, Hamambcegi siirini okuyabilirim, Madam. - Ne...Neee? -Madam, deli degilim! Bir gn delirecegim, bir gn gerekten delirecegim; fakat, henz delirmedim. Madam, bir arkadasim, ok soylu bir kisi, Hamambcegi adi altinda, Krylov, manzum bir eser yazmisti... okuyabilir miyim? - Krylov'un manzum bir eserini mi okumak istiyorsunuz? - Hayir, Madam, Krylov'un manzum bir eserini okumak istemiyorum; fakat benim manzum eserim, benim olan manzum eser, 207benim kendi alismam!... Ltfen Madam, inanin bana... yani, sizi gcendirmek istemiyorum... nk, ben, Milli Egitim Bakanligi'nca, kk ocuklar iin Yaz Bahelerine heykeli dikilen, Rusya'nin meshur manzum yazan Krylov'u tanimayacak kadar cahil ve grgsz bir kisi degilim. Cevabimi siirin son satirlarinda atesten bir mektup olarak bulacaksiniz!... - Pekl, manzum eserinizi okuyun. "Bir Hamambcegi yasardi ormanda, Zeki ve yasli bir Hamambcegi, Daldi bir gn bir bardaga, Yamyam sineklerin dolu oldugu." Bayan Stavrogin haykirdi. - Gzel Tanrim, btn bunlarin anlami nedir? Yzbasi, okumakta oldugu bir eserin yarida kesilmesinden sinirlenen bir sanati gibi, ellerini, kollarini sabirsizlikla sallayarak aceleyle aiklamaya koyuldu. -Demek istedigim, yazin bardagin iine giren sinekler yamyam kesilirler; aptal olan bir kisi bile bunu anlar. Ltfen, Madam, szm kesmeyin. Kesmeyin. Greceksiniz... greceksiniz... Sonra ellerini kollarim sallayarak devam etti: "Yeteri kadar yer vardi, hamambceginin istedigi, Tm sinekler fkeyle homurdandi!... ok dolu bardagimiz! hareketlerimiz, Oh, Jpiter, daha serbest yere gsterir ihtiya, Fakat onlar byle tartisa dursun Oraya yakin olan Nikifor, Yasli ve zeki ve beli bklms ve solgun... 208 Yzbasi siiri bitirdikten sonra konusmasina devam etti: - Korkarim ki tamamen bitiremedim; fakat, bos verin, birka kelimeyle aiklayabilirim. Nikifor bardagi alir ve bardagin iinde olagelen bagirislari duymadan, bardagi pe bosaltir, sinekler, Hamambcegi ve her seyi; oktan yapmasi gereken bir isti bu. Fakat, kusura bakmayin, Madam, Hamambcegi agzini bile amamis ! S oramiza cevap da budur. Birden zafer edasiyla haykirdi.

- Neden? Hamambcegi sikyet etmez. Nikifor'a gelince, dogayi temsil ediyor. Szlerini tamamladiktan sonra, odada abuk abuk dolasmaya basladi. Bayan Stavrogin son derece fkelendi. - Ve size sorabilir miyim, efendim, Bay Stavrogin'in size gndermis oldugu ve eksik almis oldugunuzu syleyerek evimden birini suladiginiz para meselesi ne olacak? Lebyatkin, sag elini acikli bir tavirla kaldirarak: - Iftira! diye bgrd. Hayir, efendim, kt bir iftira! Madam, bir erkegi, geregi aiklamaktansa aile adinin lekelenmesine razi olmaya zorlayan nedenler vardir. Madam, Lebyatkin, sylememesi gereken hibir seyi sylemez!.... Sasirmis gibi grnyordu; heyecanliydi; kendisini nemli sayiyordu. Hayalinde bile gremeyecegi kadar nemli sayiyordu kendisini. Sanki, birini tahkir ediyormus, ona kt bir oyun oy-nuyormus ve gcn gsteriyormus gibi bir hali vardi. Bayan Stavrogin: - Ltfen ingiragin ipini ekin, Bay Verkhovensky, dedi. Lebyatkin, igren bir tavirla gz kirparak: - Lebyatkin kurnazdir, Madam, dedi. Kurnazdir; fakat, onun da Asil'in topugu gibi topugu vardir. Onun da arzularinin bir kapisi vardir! Ve bu kapilar, Madam, eskidir, Denis Davydov'un sarkilarinda syledigi gibi savastan asinmis kapilardir. Ve Madam, 209insan bu kapidan girdi mi, bakarsiniz, ok gzel bir mektup yazar, gnderir; ama sonra pisman olur; bu mektubu geri evirmek iin mr boyunca gzyasi dker, btn acisi bu gzel mektubun yok edilmesidir. Ama, kus umustur ve onu, kuyrugundan bile yakalayamazsiniz !... Iste bu kapilarda, Madam, su Lebyatkin, serefli bir gen kiz iin bazi seyler sylemistir ve dedikodu severler de bundan yararlanmislardir. Fakat Madam, Lebyatkin alaycidir. Aliktan kivranan kurt, onu saklandigi yerden kolluyor ve sonu bekliyor; Lebyatkin, sylememesi gereken hibir sey sylemeyecektir. Bekleyenler Lebyatkin'in ne kadar alayci oldugunu anlayacaklardir. Fakat yeter... Ah, yeter! Madam, olaganst konaginiz ok serefli bir adama ait olabilir; fakat, hamambcegi sikyette bulunmayacaktir. Bunu kaydedin Madam ve onun byk ruhunu takdir edin, Madam! Bu anda, usaklar odasinin ingiraginin sesi duyuldu ve kisa bir srede Khya, Bay Verkhovensky'nin agrisina biraz ge de olsa cevap verdi. Agir basli khya, olaganst heyecanliydi. Bayan Stavrogin'in sorgu dolu bakislarini: -Bay Stavrogin, henz geldiler buraya ve ikmak zereler, diye cevaplandirdi. Bayan Stavrogin'i zellikle bu durumda hatirlanin; nce sarardi; fakat sonra gzlerinden ates pskrd. Olaganst bir kararla koltugunda dogruldu. Aslinda herkes sasirmisti. O ay iinde gelmesi beklenen Stavrogin'in aniden gelmesi sadece garip degil, tam bu konusmalar aninda gelmesi beklenmedik bir olaydi. Hatta, yzbasi bile, agzi bir karis aik oldugu halde kapiya, yznde aptal, bir ifadeyle bakakalmisti. Kisa bir sre sonra, salonun yanindaki odadan gelen ayak seslerini duyduk; ayak sesleri seri olarak yaklasmaktaydi. Birinin kostugu sanilabilirdi. Birden salona, Bay Stavroginin yerine, kimsenin tanimadigi gen bir adam daldi. *** 210 Izin verirseniz, birden tam aramizda ortaya ikan bu kimseyi birka szle anlatmaya alisacagim. Yirmi yedi yaslarinda, biraz normalden uzun boylu, olduka uzun, seyrek sari sali; ancak ok dikkatle bakildigi zaman seilebilen sarkik biyikli ve sakalli, gen bir adamdi. Modaya gre giyimli olmakla beraber iyi bir giyimi yoktu; ilk bakista biraz dsk omuzlu ve beceriksiz grnyordu; ama hi de byle degildi; hareketleri ok serbestti. Bir bakima garip grnyordu; byle olmakla beraber, daha sonra, tavirlarinin son derece kibar ve konusmalarinin daima yerinde oldugunu anladik. irkin oldugunu kimse syleyemezdi; ama, yzn kimse begenmedi. Dolikosefal ve yanlari dz kafasi vardi; yleki, yzn sipsivri gsteriyordu. Alni yksek ve dardi; fakat, kemikleri iri degildi; gzleri keskin bakisli, burnu kk ve sivri, dudaklari uzun

ve inceydi. Biraz hasta gibi grnyordu; ama, bu sadece g-rnsndeydi. Yanaklarinin zerinde kirisikliklar vardi; elmacik kemikleri biraz ikik oldugundan, hastaliktan henz kalkmis bir insani andiriyordu. Bununla beraber, sagligi yerindeydi ve hayatinda hi hasta olmamis grnyordu. Yrys ve hareketleri abuk abuk olmakla beraber, acelesi yoktu. Onu hibir sey sasirtmaz grnyordu; her trl kosul altinda ve ortamda daima ayni kalirdi. Son derece kendini begenmis bir insandi; ama, bunun farkinda bile degildi. : abuk ve aceleyle konusurdu; fakat, ayni zamanda, gvenle ve kelime bulmakla zorluk ekmeden konusurdu. Aceleci grnsne karsin, dsnceleri karisik degildi... ve zellikle gze arpardi. Konusmasi ok iyi anlasilir, kelimeler agzindan deta tane tane ikardi. Daima sekin kelimelerle konusurdu. Byle konusmasindan hoslanirdiniz; ama, daha sonra, daima hazir sz dizisinden tiksinir ve ondan nefret ederdiniz. Dilinin, bir bakima, garip bir sekilde ince ve uzun, anormal kirmizi ve daima harekete hazir oldugunu dsnmemek elinizden gelmezdi. 211Iste bu gen adam uar adimlarla salona dalmisti. Drst olarak sylemem gerekirse, daha kk odadayken konusmaya basladigina ve salona konusarak girdigine hl inanirim. Gz aip kapayincaya kadar kisa bir zamanda Bayan Stavrogin'in karsisina dikildi. Kelimeleri takir takir siralamaya basladi. - ... Dsnn bir kere, Bayan Stavrogin, hi degilse on bes dakikadan beri burada oldugunu dsnerek geldim... bir buuk saat nce gelmisti... Kirilov'larda ona rastlamistim... yarim saat nce dogruca buraya gelecegini syleyerek benden ayrildi. On bes dakika sonra, benim de gelmemi istedi... Bayan Stavrogin sordu: - Fakat, size buraya gelmenizi kim syledi? Kim? - A... tabii ki Bay Stavrogin! Ulu Tanrim! Yoksa geldigini simdi mi duydugunuzu ima ediyorsunuz? Fakat, her ne olursa olsun bavullarinin oktan buraya gelmis olmasi gerekirdi! Yani, size haber vermediler mi demek istiyorsunuz?!.. Eh, su halde size haberi ilk veren ben oldum. Sphesiz, onu aramak zere birini gnderebilirdik; ama, her an gelebilir ve haddim olmayarak syleyebilirim ki, kendisine en uygun zamanda gelecektir, tabii yanilmiyorsam. Sznn burasinda bakislarini salonda dolastirdi ve zellikle Yzbasi'nin stnde durdu. - Ah, Bayan Drozdov, sizinle karsilasmak ne byk bir seref! Nasilsiniz? Neseli neseli glmseyen Lisa'yla tokalasmak zere o tarafa dogru yrd. - Ve gryorum ki anneniz "profesr" n unutmamis. Umarim ki, profesre Isvire'de oldugu gibi kizmiyordur, yle degil mi? Bacak agrilariniz nasil, muhterem hanimefendi? Isvireli doktorlarinizin tavsiye ettikleri gibi, kendi lkenizin havasi romatizmam/a iyi geldi mi? Pardon? Sicak su banyosu mu? Evet, ilicalarin bacaklariniza iyi gelecegini tahmin ederim. Fakat, sevgili Bayan Stavrogin... 212 Tekrar Bayan Stavrogin'e dnmst. -.... Sizi Avrupa'da gremedigim ve saygilarimi kisisel olarak bildiremedigim iin ok zgnm. Ayrica, size anlatacaklarim o kadar oktu ki... Surada oturan bizim ihtiyara mektup yazmistim; her zamanki gibi yine... Bay Verkhovensky birden uyusuklugundan kurtularak haykirdi. -Peter!... Sonra ellerini kollarini sallayarak, heyecanla ogluna dogru kostu. -Pierre, mon enfant (Piyer, yavrum), seni taniyamadim! Gzlerinden yaslar bosanarak Peter'e sarildi. Peter, kendisini babasinin kollarindan kurtarmaya alisarak mirildandi: - Haydi, haydi, ocuklasmayin, ocuk olmayin!... Asiri hareketlerde bulunmayin, ltfen. Yeter, yeter artik. Ltfen, ltfen... - Size hibir zaman iyi bir baba olamadim... hibir zaman!... - Pekl, bu kadari yeter. Bu konuyu daha sonra konusuruz. ocuk gibi davranacaginizi

biliyordum. Haydi, kendinize gelin, ltfen. -Fakat sizi on yildan beri grmedim!... - Su halde, duygusal gsteriler iin ok az neden var demektir. -Mon enfant! (yavrum!) - Pekl, beni sevdiginizi biliyorum, peder bey. Size inaniyorum. Ltfen, ellerinizi ekin. Burada bulunanlari rahatsiz ettiginizi grmyor musunuz? Ah, nihayet Stavrogin geldi! Bana bakin, peder bey, kendinize gelin!... Nicholas Stavrogin salona girmisti. Sessizce gelmis, salonun kapisinda kisa bir sre durarak, durgun bakislarla salondakileri szmst. Onu drt yil nce, ilk defa grdgmde sasirdigim gibi, simdi de sasirmistim. Onu hi unutmamistim; yzlerce defa grms bile 213olsaniz, her grndgnde yeni ynn fark ettiginiz yzler vardir. Grnse gre, drt yil nceki ayni adamdi; her zamanki gibi alimliydi. Insanin zerinde kuvvetli etki yapiyordu; hemen hemen eskisi kadar genti; salona her zamanki gibi kurumlu bir tavirla girmisti. Hafif tebessm yine oksayici ve gven vericiydi; bakislari yine sert, dsnceli ve olduka dalgindi. Kisacasi, sanki aramizdan dn ayrilmis gibiydi. Fakat, bir sey beni ok etkiledi; geri eskiden yakisikli sayilirdi; yz, sosyete hanimlarindan bazi keskin dilli olanlarin syledigi gibi "bir maske" gibiydi. Ama simdi... simdi, neden oldugunu bilmiyorum, ilk bakista bana ok yakisikli gibi geldi; yleki, yznn bir maske gibi oldugunu sylemek mmkn olamazdi. Acaba, yznn eskisine gre daha soluk ve biraz daha zayiflamis olmasindan tr myd? Yoksa, gzlerinde yepyeni bir dsncenin parlamasindan tr myd? Bayan Stavrogin, koltugunda iyice dogrularak eliyle sabirsiz bir hareket yapip, Nicholas'i durdurdu. -Nicholas, bir dakika dur!... Bu el hareketi ile haykirisin hemen pesinden gelen mthis soruyu daha iyi anlayabilmek iin; byle bir soruyu ben bile Bayan Stavrogin'den bekleyemezdim! Okuyuculardan, Bayan Stavrogin'in ne yaradilista bir insan oldugunu, bazi durumlardaki atilganligini hatirlamalarini rica ederim. Ayni zamanda, okuyucularin, Bayan Stavrogin'in ok mantikli, pratik zekli, hibir seyin karsisinda gerilemeyen bir kisiligi oldugunu dikkate almalari da gerekmektedir. Nihayet, bu dakikanin onun iin gerekten nemli oldugu bilinmez bir gle, tm hayatin gereginin aniden bu dakikaya yklendigi de dikkate alinmalidir. Bir de, biraz nce Bayan Drozdov'a, aldigini syledigi ve baska bir bilgi vermedigi kimligi bilinmeyen mektubu da hatirlatmak isterim; okuyucular Bayan Stavrogin'in o anda ogluna sordugu korkun sorunun nedenininin belki bu mektupta sakli oldugunu da dsnmelidir. Bayan Stavrogin, meydan okuyan bir ses tonuyla: 214 - Nicholas, diye tekrarladi. Bana derhal sylemeni rica ediyorum; yerinden kimildamadan surada oturan... surada... su zavalli sakat, ona iyice bak!... Onun... kanunen karin oldugu dogru mu? O dakikayi ok iyi hatirliyorum; gzn dahi kirpmadan devamli olarak annesine bakti; yznn anlami biraz olsun degismemisti. Sonunda agir agir glmsedi; glmseyisinde byk bir hosgr vardi ve cevap olarak tek kelime sylemeden, yavasa annesinin yanina gitti, elini tutup saygili bir tavirla dudaklarina kaldirdi ve pt. Annesinin zerinde yle gl, yenilmez bir etkisi vardi ki, o dakikada annesi bile elini ekmek cesaretini gsteremedi. Sadece ona bakmakla yetindi. Durusunda, bir dakika bile, bilmezlige dayanamayacak bir anlam vardi. Fakat, Nicholas hl susuyordu. Annesinin elini ptkten sonra, yine acele etmeden salondakileri gzden geirdi ve dogruca Bayan Lebyatkin'in yanina gitti. Belirli anlarda insanlarin yz anlamlarim yeterli olarak tarif etmek mmkn degildir. rnegin, Bayan Lebyatkin'in, panige kapilarak donup kaldigini, sanki ona yalvariyormus gibi ellerini kavusturdugunu hatirlarim; ayni zamanda, gzlerindeki delice sevinci, yzn allak bullak eden bir esit sevinci... insanin dayanmasi g olan bir esit sevinci, net olarak hatirlarim. Belki de gzlerinde hem dehset ve hem de sevin

anlami vardi; fakat, aceleyle Bayan Lebyatkin'in yanina gittigimi (hemen hemen tam yaninda duruyordum), nk, onun bayilacagini dsndgm de hatirlarim. Stavrogin, gzleri olaganst bir sefkatle dolu olarak Bayan Lebyatkin'e bakti ve oksayici, yumusak bir sesle: - Buraya gelmemeliydiniz, dedi. Gen kadinin nnde saygili bir tavirla duruyor ve her hareketi ona karsi duydugu saygiyi belli ediyordu. Zavalli kadin, solugu tikaniyormus gibi kisik bir sesle mirildandi: -Fakat, su anda, bu... burada diz kebilir miyim? Stavrogin: 215- Hayir, byle bir sey yapamazsiniz, diye cevap yerdi ve gen kadina ilik bir tebessmle bakti. Gen kadin, onun bu bakisi zerine neselenerek kahkahalarla glmeye basladi. Stavrogin, yine yumusak ve saygili sesiyle, sanki bir ocugu yola getirmek istiyormus gibi devam etti: - Hatirlamalisiniz ki, siz gen bir kizsiniz ve her ne kadar sevgili bir dostunuzsam da, size tamamen yabanciyim, kocaniz, babaniz ya da nisanliniz degilim. Kolunuzu ltfen bana verin ve gidelim; size arabaniza kadar eslik edecegim ve izin verirseniz, sizi evinize gtrecegim. Bayan Lebyatkin, dikkatlice onu dinledi ve sanki ne yapmasi gerektigini bilmiyormus gibi gzlerini yere evirdi. Sonra iini ekerek elini Stavrogin'e uzatti. - Gidelim, dedi. Fakat tam bu sirada kk bir kaza oldu. Biraz dikkatsizce dnms olacak ki digerinden biraz daha kisa olan sakat ayagina basti ve yanlamasina koltugun zerine dst. Koltuk olmasaydi, yere dsecegi muhakkakti. Stavrogin, derhal gen kadini tuttu ve ona yardim etti. Sonra, sikica kolundan tutup byk bir dikkatle salonun kapisina dogru gtrd. Bayan Lebyatkin'in, dsmesinden dolayi cani sikilmisa benziyordu. Son derece utandigindan yz kipkirmizi olmustu. Gzleri yere dikilmis olarak sessizce yrd. Simdi daha beter topalliyordu. Hemen hemen Stavrogin'in koluna asilmis gibiydi. Salondan bylece iktilar. Birden Lisa'nin yerinden firlayarak, gzleri kapiya dikilmis oldugu halde onlarin arkasindan baktigini fark ettim. Sonra, sesini ikarmadan yine yerine oturdu; sanki, zehirli bir yilana dokunmus gibi, yz ara sira segiriyordu. Stavrogin ile Mary Lebyatkin arasinda bu kisa olay geerken, salonda bulunanlar, byk bir saskinlikla susuyorlardi; yere dsen bir ignenin sesi bile duyulabilirdi; fakat, onlar salondan ayrilir ayrilmaz, herkes hep bir agizdan konusmaya basladi. 216 Ama, ok az sey syleniyordu; nk, konusmaktan ok hay-kiriyorlardi. O kadar ok kargasalik olmustu ki, olaylarin sirasini pek hatirlamiyorum. Bay Verkhovensky, kollarini havaya kal-dirmis Fransizca bir seyler bagirirken, Bayan Stavrogin kendi dsncelerine gmldgnden onu pek anlamiyordu. Hatta, Bay Drozdov bile kendi kendine, abuk abuk bir seyler homurdanmaya baslamisti. Fakat Peter Verkhovensky herkesten ok heyecanlanmisti; ellerini kollarini sallayarak Bayan Stavrogin'i birseye inandirmak iin hararetle ugrasiyordu. Uzun bir sre ne konustugunu anlayamadim. Ayni zamanda, Bayan Drozdov'a ve Lisa'ya hitap ediyordu; hatta, arada sirada babasina da heyecanla bagiriyordu. Kisacasi, salonun iinde dolanip duruyordu. Bayan Stavrogin, yz kipkirmizi olmus, yerinden firladi ve Bayan Drozdov'a haykirdi: - Duydunuz mu? Ona biraz nce neler syledigini duydunuz mu?" Fakat, Bayan Drozdov cevap verebilecek durumda degildi. Sadece elini sallayarak anlasilmaz bir seyler mirildandi. Zavalli kadinin kendi derdi vardi; her saniye Lisa'ya bakiyor ve korkulu bakislarini hemen hemen ondan hi ayirmiyordu; hatta, Lisa kalkmadan, gitmeye yeltenemiyordu bile. Bu sre iinde, bir an nce sivisip gitmek isteyen Yzbasi Lebyatkin'di. Bunu ok iyi hatirliyorum. Nicholas Stavrogin'in gelisiyle byk bir dehsete kapilmis oldugu belliydi; fakat, Peter onu kolundan yakalamis

gitmesine engel oluyordu. Hl Bayan Stavrogin'i kandirmaya alisarak: -Bu mutlaka gereklidir; mutlaka gereklidir, diye syleniyordu. Bu gereksizdir. Bunu siz de anlayabilirsiniz ki, Madam, burada yanlis bir anlayis vardir. ok garip oldugunu itiraf ederim; fakat, aslinda, btn olay, gn isigi kadar aydinlik. Bunu aiklamak hakkini bana kimsenin vermedigini ve kendimi zorla dinlettigim iin gln durumda oldugumu anliyorum. Fakat, nce, Bay Stavrogin bu isi nemsemiyor ve nihayet, siz de itiraf etmelisiniz ki, Madam, 217bazi olaylarda insanin kisisel aiklama yapmasi ok gtr. Bu bakimdan, durumun aiklanmasinda nc bir kisinin kullanilmasi mutlaka gereklidir; zellikle, birtakim nazik noktalarin tartisilmasi, o kisi iin ok daha kolay olur. Inanin bana, Madam, Bay Stavrogin, sorunuza derhal tatmin edici bir cevap vermemesinden tr sulu bulunmamalidir ve ayrica btn olay son derece basittir. Onu Petersburg'dan taniyorum. Ayrica, tm olay, aslinda ona ok onur vericidir, eger biri "onur" gibi belirsiz bir kelimeyi kullanmak zorundaysa... Bayan Stavrogin sordu: - Bu... yanlis anlasilan olaya tanik oldugunuzu mu anlatmak istiyorsunuz? Peter, aceleyle: - Sadece tanik olmakla kalmadim, bu olaya ben de kismen karistim, diye cevap verdi. - Bunun, bana karsi daima ok iyi ve anlayisli olan, benden hibir seyini saklamayan Bay Stavrogin'i gcendirmeyecegine dair bana sz verirseniz ve bunu aiklamakla ona byk bir yardiminiz olacagina tamamen inaniyorsaniz... - Garip sey, kuskusuz ki onu memnun edecektir; bana dsenin byk bir grev oldugunu da kabul ediyorum. Bunu benden isteyecegine de inaniyorum. Birdenbire, havadan dser gibi ortaya ikan bu centilmenin, baskasiyla ilgili bir olayi anlatmakta gsterdigi bu asin istek, olagan davranislarin disinda bile olsa, garipti. Fakat, Bayan Stavrogin'in zayif noktasini bulmus ve kadini kandirmayi basarmisti. O zamanlar, adamin gerek karakteri hakkinda bilgim olmadigi gibi, niyetinden de haberim yoktu. Bayan Stavrogin, dikkatle ve bir bakima gururuna dokundugundan tr ekingenlikle: - Devam edin, dinliyorum, dedi. Peter, makine gibi konusmaya basladi. 218 - Aslinda anlatacak fazla bir sey yok ve dogrusunu sylemek gerekirse buna bir olay bile denemez. Ama, sunu sylemeye cesaret edebilirim ki, isi olmayan bir roman yazari, bu olaydan bir roman meydana getirebilir. Olduka ilgin, kk bir olaydir, Bayan Drozdov ve eminim ki Bayan Lisa bile bunu grenmekten memnun kalacaktir; nk, bu olayin iinde, zellikle garip olmasa da, olduka gln birok sey vardir. Bes yil nce, Bay Stavrogin, bu adamla Petersburg'da tanisti... yani, surada agzi bir karis aik duran ve aldanmiyorsam buradan siyrilip kamak isteyen Bay Lebyatkin'le tanisti. Bagislayin, Bayan Stavrogin. Ama, buradan savusmaniza salik vermem, azizim levazim subesinin emekli subayi, gryorsunuz ya, sizi ok iyi hatirliyorum. Hesap vermek zorunda kalacaginiz, burada evirmekle ugrastiginiz dolaplarin hepsinden, Bay Stavrogin'le benim haberimiz oldugunu unutmamalisiniz. Tekrar bagislamanizi dileyecegim, Bayan Stavrogin. O gnlerde, Bay Stavrogin, bu centilmene 'benim Falstaff'im derdi. Birden aiklamak geregini duymus olacak ki: - "Falstaff" eski bir palyao olmali, diye devam etti. Herkesin gldg ve herkesin glmesine gz yumdugu ve bunun iin de para aldigi bilinen bir palyao olmali. O gnlerde, Bay Stavrogin, olduka... syle syleyebilir miyim?... Petersburg'da olduka eglenceli ve degisik bir hayat yasiyordu. Korkarim ki, baska bir ifadeyle anlatmam mmkn olmayacak; nk, Bay Stavrogin, hibir zaman mitsizlige kapilmayan ve herhangi bir isle ugrasmayi kmseyen bir kimsedir. Sadece o zamanlardan szediyorum, Bayan Stavrogin. Lebyatkin'in, bir kiz kardesi vardi... biraz nce burada oturan kizcagiz. Agabey ve kardesin kendilerine ait bir yerleri yoktu. nlerine neresi ikarsa orada yasarlardi. Bu adam, kemerli geitlerin altinda resmi elbisesi ile dolasir;

biraz iyi giyimli yayalarin nn keserek dilenir ve topladigi parayi da ikiye yatirirdi, Kiz kardesi ise, yari tok yari a otururdu. Hizmetilik yaparak kazandigi birka kurus parayla yasamaya alisirdi. Korku verici bir yasantiydi bu. O gnlerde Bay Stavrogin'i de garipliginden tr eken, o yan mahallelerdeki sefil hayattan szedecek degilim. Sa219dece o zamanin belirli olaylarindan sz edecegim, Bayan Stavrogin; oradaki hayatin garipligi ise, Stavrogin'in kendi ifadesiydi. Benden fazla bir sey saklamaz. Bir ara, Bay Stavrogin'le karsilasan Bayan Lebyatkin, deta ona vurulmustu. O gnk haliyle Bayan Lebyatkin' in kirli yasantisi iinde bir pirlanta gibiydi. Duygulan anlatmakta pek usta olmadigimdan onlara deginmeyecegim; fakat, orada bulunan ayaktakimi daima kizla alay ediyor ve kiz da buna son derece zlyordu. Onunla her zaman alay ederlermis; ama, kiz bunun farkina bile varmazmis. Tabii, o zamanlar bile kizin aklindan zoru varmis; ama, simdiki kadar degil. Onun kkken zengin bir hanim tarafindan yetistirilmis olduguna inanmam iin bazi nedenler var. Bay Stavrogin onunla hi ilgilenmemisti. Hemen hemen btn vaktini, yagli, pis kgitlarla geirir ve Devlet memurlari ile meteligine oyun oynardi. Fakat gnn birinde, kizcagiza kt davranan memurlardan birini (neden basitti sanirim) ensesinden yakaladigi gibi birinci katin penceresinden firlatip sokaga atti. Hakarete ugramis, masum ve zavalli bir kiza karsi yapilan bu hareket, svalyece yapilmis bir hareket degildi; btn olay kahkaha tufani iinde gemisti ve Bay Stavrogin en ok glenler arasindaydi! Sonunda her sey neseyle bitince, tekrar dostluk kurulmus ve pun iilmeye baslanmisti. Fakat, hakarete ugramis olan kiz, onun bu hareketini hibir zaman unutmamisti. Sonunda, tabii, kiz aklini tamamen kaybetti. Yine sylyorum, duygulari anlatmakta ok beceriksizim; ama, kizin olayinda, hayal en nemli rol oynamistir. Ve sanki zellikle yapiyormus gibi, Bay Stavrogin kizin bu hayalini kuvvetlendiriyordu; ona glecegi yerde, byk bir saygiyla davranmaya baslamisti. O siralarda orada bulunan Kirilov; ok degisik karakterde bir kimsedir, Bayan Stavrogin ise son derece serttir; simdi, burada oturdugundan belki bir gn onunla tanisirsiniz; bu Kirilov, prensip olarak agzini aip tek kelime sylemeyen bu adam, birden parladi. Hatirladigima gre, Bay Stavrogin'e, byle bir kiza, bir kontesmis gibi davranmasinin onun hayatini kknden yikacagim sylemisti. Sunu da ekleyebilirim ki, Bay Stavrogin, Kirilov'a karsi, belirli bir sinira kadar, saygi duyardi. Ona nasil cevap ver220 digini tahmin edersiniz? 'Siz, Bay Kirilov', dedi. 'Ona gldgm onunla alay ettigimi saniyorsunuz; ama yaniliyorsunuz. Ona saygi duyuyorum, nk, hepimizden ok daha iyi bir insandir'. Ve biliyor musunuz, bunu sylerken sesinin tonu ok ciddiydi. Bununla beraber, iki ya da ay sresinde onunla, "gnaydin" ve "Allahaismarladik" haricinde tek kelime konusmadi. Orada bulunan bir kimse olarak ok iyi hatirliyorum, kiz sonunda, Bay Stavrogin'i, ok dsmani ve aile engelleri oldugundan ya da buna benzer nedenlerden tr onu "kairmayi" gze alamayan nisanlisi olarak grmeye basladi. Sunu syleyebilirim ki herkes egleniyordu bu durumla!... Bay Stavrogin, buraya gelecegi zaman her sey son buldu; yalniz, hatirladigima gre, kizin geimi ile yakindan ilgilenerek ona, hatiri sayilir bir yillik bagladi; yanilmiyorsam, yz ruble ya da daha fazla. Neyse, diyelim ki, btn bunlar, zamanindan nce yorulan bir insanin samaliklari, gariplikleridir. Hatta, Kirilov'un dedigi gibi, hayattan bikmis bir kimsenin, deli ve sakat bir kizin, isi nereye kadar gtrebilecegini merak etmesinden tr yapilmis bir deneyden ibarettir. Kirilov: "En aresiz yaratigi kasten setiniz', diyordu. 'Btn hayati boyunca alay edilmeye ve ezilmeye mahkm edilmis oldugunu da biliyordunuz. Bu zavalli kadinin, size olan gln askindan haberdarsiniz ve bunun nereye kadar varacagini grenmek iin onu krkleyip duruyorsunuz.' Fakat, birka kelime dahi konusmadigi deli bir kadinin, kendi kendine kurdugu hayaller yznden bir insani sulamak ne dereceye kadar dogrudur, acaba? Bazi konular vardir ki, Bayan Stavrogin, bu konularin mantikli olarak tartisilmasi bir yana, onlardan szetmek bile akillica bir is sayilmaz. Pekl, diyelim ki, biraz gariptir; fakat, bu konuda bundan baska bir sey sylenebilir mi? Bununla beraber, bu kck olayi koskocaman bir

konu yapip ikarmislar ortaya. Gryorsunuz ya, Bayan Stavrogin, burada dnen olaylardan tamamen habersiz degilim... Bu kadar uzun bir nutuk eken gen birden sustu; ve Lebyatkin'e dnecegi anda, Bayan Stavrogin onu durdurdu. Son derece heyecanliydi. 221- Bitirdiniz mi, diye sordu. - Henz degil... ykm tamamlayabilmek iin, kusura bakmazsaniz, su centilmene bazi olaylar hakkinda basit birka soru sormak istiyorum. Bunlarin neler oldugunu birka dakika iinde anlayacaksiniz, Bayan Stavrogin. - Simdi degil; gerisi sonraya kalsin, ltfen. Bir dakikanizi rica edecegim. Ah, konusmaniza izin vermekle ne kadar dogru davranmisim!... Peter Verkhovensky birden canlandi. - Ltfen, sunu dikkate aliniz, Bayan Stavrogin, dedi. Acaba, Bay Stavrogin'e biraz nce sordugunuz soruya, kendisi benim kadar kesin bir cevap verebilir miydi? - Oh, evet, haklisiniz!... - Bazi durumlarda, nc bir kimsenin, olayla dogrudan dogruya ilgili bir kimseye gre, olayi daha rahat aiklayabilecegini sylemekte hakliydim, degil mi? - Evet... evet... Fakat bir konuda yaniliyorsunuz ve zlerek sylyorum ki yanilmaniz devam ediyor... - Ah? Neymis bu? - Biliyorsunuz... fakat oturmaz misiniz, Bay Verkhovensky? -Ah, nasil arzu ederseniz, olduka yoruldugumu hissediyorum. Tesekkr ederim. Seri bir hareketle bir sandalye aldi ve sandalyeyi yle koydu ki, bir yaninda Bayan Stavrogin, diger yaninda, masanin basinda oturan Bayan Drozdov ve bir an bile gzlerini zerinden ayirmadigi Bay Lebyatkin de tam nnde kalmisti. - Buna gariplik demekle yaniliyorsunuz... . - Oh, btn sorun buysa... Bayan Stavrogin'in uzun bir konusmaya baslayacagi belliydi. Elini kaldirip Peter'in konusmasini kesti. - Hayir, hayir, hayir, acele etmeyin, ltfen. 222 Onun konusacagini hisseden Peter hemen dikkat kesildi. - Hayir, bu gariplikten daha ycedir ve hatta, kutsal bir seydir. Gururlu, hayatin birok sikintilarini kk yaslardan beri ekmis bir adam; bu adam, sizin ok yerinde kullandiginiz gibi hayati "alay" olarak kabul etmistir. Kisacasi, babanizin bir zamanlar ona taktigi Prens Harry adi, onu ok iyi tarif edecektir; ne var ki, benim dsnceme gre, o Prens Harry'den ok Hamlet'i andirir. Baba Verkhovensky, byk bir agirbaslilikla ve duygulu olarak: -Et vous avez raison (haklisiniz), dedi. - Tesekkr ederim, dostum Bay Verkhovensky. zellikle, Nicholas'in ruh yceligine ve yeteneklerine olan degismez gveninizden tr, size de ayrica tesekkr bir bor bilirim. Hatta, mitsizlige dstgm zamanlar, bu duygunuzu bana bile asiladiniz. Bay Verkhovensky ileri dogru bir adim atarak: - Chere, chere... (sekerim, sekerim), diye mirildandi. Fakat, bu anda Bayan Stavrogin'in szn kesmenin tehlikeli olabilecegini dsnms olacak ki, birden sustu. Bayan Stavrogin, bir siir akiciligiyla konusmasina devam etti: - Nicholas'in yaninda daima, durgun ve yumusak yaradilisli bir Horatio olsaydi, mrnce ona istirap veren, aci ektiren "eglence seytani" nin elinde oyuncak olmaktan belki oktan kurtulmus olacakti. Bu "eglence seytani" deyisi de sizin ok gzel ifadelerinizden biridir, dostum Bay Verkhovensky. Fakat Nicholas'in hibir zaman bir Horatio'su ya da bir Ophelia'si olmadi. Onun sadece bir annesi vardi ve bir anne byle durumlarda ona ne kadar yardimci olabilirdi? Sznn burasinda Peter'e dnd: - Biliyor musunuz, Bay Verkhovensky, demin anlattiginiz igren toplumlara Nicholas

gibilerinin ne kadar kolaylikla girebilecegini simdi daha iyi anliyorum. Simdi ok iyi anliyorum ki, su 223"hayatin alayi", sizin bu ok yerinde ve gzel deyisinizle, gzlerimin nne aik seik serilmistir. Onun, bylesine zit bir yasantida, sizin ifadenizle, Bay Verkhovensky, karanlik bir tabloda, pirlanta gibi parladigina inaniyorum. Ve gnn birinde, bu insan, herkes tarafindan kt davranislar gren bir yaratiga rastliyor, bu yaratik, yari deli ve topaldir; ama soylu bir kalbi ve kisiligi vardir! - Ha, evet, varsayalim ki yle olsun... - Ve bundan sonra, onun herkes gibi zavalliya glmedigini, anlamiyor musunuz? Ah, siz insanlar! Zavalli kadim, ona hakaret edenlerden korumasindan baska, ona neden bir "markiz" gibi davrandigini, su Kirilov, her ne kadar Nicholas'i anlayamamissa da insanlari ok iyi anlayan biri! Anlayamiyorsunuz! Dogrusunu sylemek gerekirse, felket de bu zitliktan doguyor; eger sanssiz'kadincagiz daha degisik bir ortamda bulunsaydi, muhakkak ki byle bir hayal alemine dalmayacakti. Bir kadin, sadece bir kadin bunu anlayabilir, azizim Bay Verkhovensky ve ne yaziktir ki... yani, kadin olmamaniz bir yana, her ne hal ise, siz bunu anlayabilecek biri degilsiniz!... - Yani durum ne kadar kt olursa olsun, yine de iyidir, demek istiyorsunuz... sizi ok iyi anliyorum, Bayan Stavrogin, ok iyi anliyorum. Dinde buldugumuz gibi bir sey; kisi ne kadar kt kosullar altinda yasarsa yasasin, toplum ne kadar kt ve ezici olursa olsun, o insanoglu sonunda cennetlik olacaktir ve byle olacagini da byk bir inatla hayal eder durur; yzlerce din adami da byle dsndklerine ve bu isteklerini ellerinden geldigi kadar krklediklerine gre... sizi ok iyi anliyorum, Bayan Stavrogin, meraklanmayin. - Sylemek istedigim tamamen bu degil; fakat syleyin bana, acaba Nicholas da, su bedbaht organizmadaki hayali yikmak iin glmeli, (Bayan Stavrogin'in organizma kelimesini neden kullandigini anlayamadim) diger memurlarin yaptigi gibi onunla alay edip, ona kt m davranmaliydi? Nicholas'in Kirilov'a, "ona glmyorum" dedigi zamanki o soylu merhametini gerekten anlamadiniz mi? Oh, ne soylu, ne kutsal bir cevap!... 224 Baba Verkhovensky mirildandi. - Sublime... (Yce) - Ve sunu da hatirlayin ki, o zannettiginiz kadar zengin de degildir. Zengin olan benim, o degil. O zamanlar ise, benden bir kurus dahi talep etmiyordu. Peter Verkhovensky olduka sabirsiz bir anlamla: - Anliyorum, hepsini anliyorum, Bayan Stavrogin, dedi. - Oh, tam benim karakterim! Kendimin bir kopyasini Nic-holas'ta gryorum. Bu genligi, karanliklara karsi yumusakligi ve fkeli atilganligi hatirliyorum. Ve eger birbirimizle daha iyi dost olursak, Bay Verkhovensky, bana sorarsaniz bunu gnlden istiyorum; zellikle size karsi byk bir skran borcum var... belki o zaman daha iyi anlayacaksiniz... Peter Verkhovensky birden mirildandi: - Ah, inanin ki ben de byle arzu ediyorum, Madam. - Bir insanin bencil olmayan hislerin krlgnde, hibir bakimdan bagdasamayacagi, ilk firsatta insana en kt acilari ektirmeye hazir bir kimseye, nasil baglanabildigini; her seye ragmen, byle bir insani kendisine lk diye nasil kabullendigini anlayacaksiniz. Btn umutlarin o kimseye nasil baglandigini, tm umutlarinin onda nasil toplandigini, neden oldugunu bilmeden btn hayat sresinde onu nasil sevdigini, belki de degmedigi iin, kim bilir, ok iyi anlayacaksiniz... Oh, btn hayatimca nasil aci ektim bilemezsiniz, Bay Peter Verkhovenskyy!... Baba Verkhovensky, yznde byk bir aci izi, bakislarimi yakalamaya alisti; ama, tam vaktinde basimi baska tarafa evirdim. -... ve pek yakin bir gemiste, son zamanlarda., oh, Nicholas'a ne kadar haksiz davrandim! Bana inanmazsiniz; ama, her taraftan znt duyuyordum, herkesten, btn... dsmanlarimdan, dostlarimdan, her trl aptal, degersiz insanlardan; herkes

bana aci veriyordu. Zannedersem dostlarim, dsmanlarimdan ok aci veriyor225lardi bana. Ilk imzasiz mektubu gnderdikleri zaman, inanmayacaksiniz, Bay Peter Verkhovensky; fakat, bana karsi girisilen bu kadar soysuzluga karsi duracak gcm yitirmistim. Bu kklgm hibir zaman unutamayacagim!... Peter Verkhovensky birden canlanarak: - Bazi imzasiz mektuplardan szedildigini duymustum, dedi. Fakat tasalanmayin, nk, bu mektuplari kimin yazdigini hemen grenecegim. - Fakat, burada ne esit dolaplarin dndrlmekte oldugunu hibir zaman anlayamazsiniz! Hatta, zavalli Bayan Drozdov'u bile bu mektuplarla zdler. Onun byle mektuplarla ilgisi nedir? Sonra, son derece duygulu, az da olsa, magrur bir kmseme ile Bayan Drozdov'a dnerek ekledi: - Bugn size son derece haksizlik ettigimi sanirim, sevgili Praskovya! Bayan Drozdov isteksiz bir tavirla mirildandi: - Oh, bunun stnde bile durma, dostum. Bana sorarsaniz, bu konusmalara bir son vermeliyiz... o kadar ok konusuldu ki... rkek bakislarini yine Lisa'ya evirdi; fakat, Lisa, Peter Verkhovensky'ye bakiyordu. Bayan Stavrogin birden: - Bu mutsuz yaratigi, deli kadini, kalbinden baska her seyini yitiren bu zavalli kadini, evlatlik edinmeye su anda karar verdim, diye haykirdi. Yerine getirmem gereken kutsal bir grevdir bu. Bu gnden itibaren onu himayeme aliyorum! Peter Verkhovensky birden heyecanlanip, canlaniverdi. - Bu bir bakima ok yerinde bir karar. zr dilerim, fakat konusmami henz bitirmemistim. Tartismak istedigim o kadinin korunmasidir. O zaman Bay Stavrogin ayrildiginda konusmama biraktigim yerden devam ediyorum. Bayan Stavrogin, buradaki su centilmen, su ayni Bay Lebyatkin, kiz kardesine ayrilan bu parayi istedigi gibi harcayabilecegi dsncesine saplandi ve bunu da yapti. 226 O zaman bu paranin Bay Stavrogin tarafindan nasil dzenlenmis oldugunu tam olarak bilmemekle beraber bir yil sonra, Bay Stavrogin'in Avrupa'dayken, durumdan haberdar edilmesi ve yeni bir dzen yapmasi gerekiyordu. Bu yeni dzenin ayrintilarindan da haberim yok; ama, bu gen kadinin, gzel bir yere yerlestirildigini biliyordum ve orada tam anlami ile bakilacakti. Tabii, btn bunlar dosta bir anlayisla yapilmisti. Ne demek istedigimi anliyorsunuz, degil mi? Peki, Bay Lebyatkin'in ne yapmaya karar verdigini tahmin edersiniz? Her seyden nce, bu gelir kaynagini bulmak iin alismaya basladi. Yani, kiz kardesini nereye sakladiklarini grenebilmek iin yapmadigi kalmadi. Kisa bir sre nce, kiz kardesinin yerini buldu ve kizin zerinde hak idida ederek onu, yerlestirildigi manastirdan alarak buraya getirdi. Burada kiza bakmiyor; onu dvyor ve a birakiyordu. Nasil oldugunu bilmiyorum, Bay Stavrogin'den ykl bir para aldiktan sonra, tm parayi ikiye yatirdi. Bay Stavrogin'e tesekkr edecegi yerde, onu tehdit etmeye, ondan daha ykl para istemeye ve yillik tahsisin eline verilmedigi takdirde trl yalanlarla onu rezil edecegini sylemeye basladi. Ve bylece, Bay Stavrogin'in istekle verdigi parayi hara gibi almak istedi. Buna ne buyurulur? Bay Lebyatkin, simdi syleyin bakalim, anlattiklarimin hepsi de dogru mu? Sessizce, gzlerini yere dikmis duran Yzbasi seri bir iki adim atti ve rengi morardi, - Bana karsi ok zalimce davrandiniz, efendim, dedi. - Zalimce demekle ne kastediyorsunuz... neden? Fakat, kusura bakmazsaniz, zulm ya da merhametten daha sonra konusacagiz; simdi, ilk soruma cevap vermenizi istiyecegim: Sylediklerim dogru mu, yanlis mi? Sylediklerimin dogru olmadigini syleyecek olursaniz, bu husustaki dsncelerinizi hemen duymak isteriz. Yzbasi: -Ben... siz de biliyorsunuz, efendim.. diye mirildandi ve birden sustu. Sunu aiklamam gerekir ki, Peter Verkhovensky bir sandalyede 227bacak bacak stne atmis otururken, yzbasi ayakta ve onun nnde byk bir

saygiyla duruyordu. Yzbasi Lebyatkin'in saskinligi, grnse gre Peter Verkhovensky'nin hosuna gitmemisti; yz, bir an iin byk bir fkeyle burustu. Anlamli anlamli Lebyatkin'e bakarak: - Herhangi bir sey sylemek olasiliginiz yok mu? diye sordu. Eger varsa, ltfen baslayin... bekliyoruz. - Siz de biliyorsunuz ki, efendim, bu konuda bir sey syleyemem. - Bilmiyorum. Gerekten yeni duyuyorum! Neden bir sey syleyemezsiniz? Yzbasi susuyordu. Gzlerini yerdeki sabit bir noktaya dikmisti. - Izin verirseniz gideyim, efendim, dedi. - Fakat, size sordugum sorunun karsiligini vermeden degil. Sylediklerim dogru muydu? Lebyatkin, gzlerini kendisini harap eden adama kaldirdi. Alnindan ter bosaniyordu. - Dogrudur, efendim. - Sylediklerimin hepsi de dogru mu? -Evet, efendim, hepsi dogrudur. - Syleyecek ya da ekleyecek bir seyiniz yok mu? Bizim haksizlik ettigimizi dsnyorsaniz, aik syleyin. Reddedin. Sylenenlerden hoslanmadinizsa, yksek sesle syleyin. - Hayir, efendim, hibir sey yok. - Bay Stavrogin'i son zamanlarda tehdit ediyor muydunuz? . - Bu... bu... daha ok ikiden oldu, efendim. Birden basini kaldirdi. Kendisini kaybederek: - Efendim, aile gururu ve degersiz yzkarasi insanoglunun arasinda haykirirsa, o zaman da... o zaman da insanoglu sulu olur mu, diye kkredi. 228 Peter Verkhovensky delici bakislarini Lebyatkin'in gzlerine dikti. - Simdi ayik misiniz, Bay Lebyatkin? - Evet efendim, sarhos degilim. - Aile gururu ve degersiz yzkarasi demekle ne kastettiniz, efendim? Yzbasi yine duruldu. - Kimse iin sylemis degilim, diye geriledi. Bunu sylerken kimseyi dsnmyordum... sadece kendi kendimle konusuyordum. - Tahmin ederim ki, sizin ve sizin gibilerin yasantilari hakkinda ettigim szlerden tr, degil mi? ok alingansiniz,Bay Lebyatkin. Ama, kusura bakmazsaniz, yasantinizin gerek ynn henz anlatmis degilim. Ama anlatacagim; fakat, henz geregi tm ynleriyle anlatmaya baslamadim. Lebyatkin birden canlandi ve vahsi bakislarini Peter'e dikti. - Efendim, ancak ayilmaya basliyorum. - Anliyorum!... Ve sizi ayiltan da, ben miyim? - Evet, efendim, beni ayiltan sizsiniz. Drt yildan beri, bulutlu bir gkyznn altinda uyumustum. Simdi gidebilir miyim, efendim? - Gidebilirsiniz, ancak Bayan Stavrogin'in... Bayan Stavrogin elinin bir hareketi ile onunla yapacak bir isi olmadigini belirtti. Yzbasi egilerek salondakileri selamladi; kapiya dogru iki adim atti; birden durdu ve elini kalbinin stne bastirarak bir sey sylemeye alisti. Fakat, tek kelime syleyemeden salondan ikti. ikarken o sirada salona girmek zere olan Stavrogin'e arpti. Stavrogin hemen kenarci ekildi; fakat, Lebyatkin, onun tam nnde duruyor, boa yilani grms tavsan gibi ona bakiyordu. Bir dakikalik duraksamadan sonra, Stavrogin eliyle yzbasiyi iterek salona girdi. 229Neseli ve huzur iine grnyordu. Belki de bizim bilgimiz olmayan tatli bir olaya tanik olmustu. Bir seyden tr son derece neseli oldugu ilk bakista anlasiliyordu. Bayan Stavrogin daha fazla bekleyemeyerek yerinden kalkti. - Beni bagislayacak misin, Nicholas? Fakat, Nicholas sadece gld. Sonra iten gelme sakaci bir tavirla: - Her seyi grenmis oldugunuzu anliyorum, diye haykirdi. Buradan ayrildiktan sonra

arabada giderken, size cevap vermeden ayrilmamin ok garip oldugunu, belki size her seyi anlatmam gerektigini dsnmstm. Fakat, Peter'i yaninizda biraktigimi hatirlayinca bu endiseden kurtuldum. Konusurken seri bakislarla salondakileri szyordu. Bayan Stavrogin, heyecanla: - Garip yaradilisli bir kimsenin, Petersburg'da basindan geen kk bir macerayi, Bay Verkhovensky'den dinledik, dedi. Daima soylu ve kutsal hisleri olan, delice davranislari bulunan svalye ruhlu bir kimsenin basit bir yks... Nicholas glerek: - Svalye ruhlu, ha? Hey Ulu Tanrim, isi bu kadara mi vardirdin? dedi. Bununla beraber, bu kez, Peter'in bu kadar aceleci olmasi hosuma gitmis gryordu. Peter'le kisa bir sre bakistiktan sonra: - Peter'in evrende tek baris yapici insan oldugunu bilmelisiniz, anne, dedi. Hayattaki rol, aliskanligi, hastaligi budur ve onu, zellikle bu erdemlerinden dolayi size tavsiye etmeliyim. Burada size anlattiklarini tahmin edebiliyorum. Anlatmaya basladigi zaman neler bulup ortaya ikardigini tahmin edemezsiniz. Kitaplik gibi bir kafasi vardir. Ve ltfen, sunu hatirlayin ki, bir realist olarak yalan syleyemez ve gerekleri oldugundan fazla gerek yapar. Bunlari sylerken bakislarim hl salonda dolastiriyordu. 230 - Bu bakimdan aik olarak anlayabilirsiniz ki, sizin, benden zr dilemeniz gerekmez, anne. Bu davranislardan sorumlu bir kaik varsa, o da benim. Demek oluyor ki, her sey sylenip yapildigina gre, burada saldigim n srdrmem gerekir. Sznn burasinda annesini iten gelen bir sevgiyle kucakladi. Sonra, sesine kuru bir anlam vererek ekledi: -Her sey anlatilip aiklandiktan sonra, bu konu zerinde daha fazla durmamak gerekiyor. Bayan Stavrogin, onun ses tonundaki anlami sezmekle beraber, heyecani yatisacagina bsbtn artmisti. - Bir aydan nce gelmeni beklemiyordum, Nicholas, dedi. - Tabii, size her seyi anlatacagim, anne; ama simdi... Szn burada keserek, Bayan Drozdov'a dogru yrd. Fakat, Bayan Drozdov, onun aniden ikagelisi ile saskinligi syle dursun basini evirip, ondan yana bir kere olsun bakmamisti. Simdi yeni yeni dertler iindeydi; yzbasinin odadan ikarken Nicholas ile arpismasindan bu yana, Lisa, iin iin glmeye baslamisti ve simdi glmesi kontrol edemedigi kahkaha halini almisti. Yz kipkirmizi olmustu. Biraz nceki zgn hali ile simdiki neseli hali arasinda byk fark vardi. Stavrogin, annesi ile konusurken Lisa, Bay Drozdov'a yaklasmasi iin iki kere isaret etmisti. Sanki, kulagina bir seyler fisildamak istemisti; fakat, adamcagiz kulagini ona dogru yaklastirdigi sirada yine kahkahalarla glmeye koyulmustu. Sanki, zavalli Bay Drozdov'un haline glyormus gibiydi. Lisa, kendisini tutmaya alisarak mendilini agzina bastirdi. Nicholas, byk bir itenlikle ve masum bir tavirla onu selamlamak iin dnd. Lisa, abuk abuk konusarak: -Ltfen, beni bagislayin, dedi. Kuskusuzki... Bay Drozdov'la tanismistiniz. Tanrim, boyunuz ne kadar da uzun, Maurice! Tekrar glmeye basladi. Evet, Bay Drozdov uzundu, ama, Lisa' nin dedigi kadar degil. 231Lisa yine kendisini tuttu. Hatta, biraz da sasirmis grnyordu. Gzleri parlayarak: - Geleli... ok oluyor mu? diye mirildandi. Nicholas, dikkatle Lisa'yi inceleyerek: - Oh, iki saatten biraz fazla oluyor, diye cevap verdi. Sunu da aiklamaliyim ki, Nicholas genellikle ekingen ve nazikti. Fakat, simdi nezaketi bir yana birakip, tamamen degismisti ve hatta bikkin bir grns vardi. - Peki, nerede kalacaksiniz? - Burada. Bayan Stavrogin de Lisa'yi inceliyordu; fakat birden aklina bir dsnce geliverdi. Oglunun yanina giderek: -Fakat, bu kadar saatten beri nendeydin, Nicholas, diye sordu. Tren saat onda geliyor.

- nce Peter'i, Kirilov'u ziyarete gtrdm. Peter'e Mat-veyeva'da rastladim, sehrimizden istasyon nceki bir kasaba. Ve ayni kompartimanda yolculuk ettik. Peter Verkhovensky sz aldi: - Sabahtan beri Matveyeva'da tren bekliyordum. Trenin son vagonlari raydan ikmisti. Az kaldi bacaklarim kiriliyordu. Lisa: - Bacaklariniz mi kiriliyordu! diye haykirdi. Annecigim, geen hafta biz de Matveyeva'ya gitmek istemistik, gitseydik, bizim bacaklarimiz da kirilabilirdi! Bayan Drozdov ha ikartarak: - Tanri korusun! dedi. - Annecigim, annecigim, sevgili annecigim, gerekten de iki bacagimi kirmis olsam, korkmamalisin. Bacaklarimi gerekten de kirabilirim. Her gn deliler gibi kosup durdugumu kendiniz sylyordunuz. Topal oldugum zaman beni yryse ikarir miydin, Maurice? 232 Tekrar kahkahalarla glmeye basladi. - Eger topal olursam, sizden baskasi ile gerekten ikamam. Bundan hi kuskunuz olmasin. Fakat, ya tek bacagimi kiracak olursam! Bunun bile byk bir seref olacagini syleyecek kadar nazik olun bari! Bay Drozdov, can sikintisi ile kaslarini atarak: - Bir bacaginiz oldugundan mi seref duyacagim, diye mirildandi. - Fakat beni gezdirebileceksiniz; sadece siz, baska kimse degil. Bay Drozdov'un kaslari biraz daha atildi. - O zaman bile, siz beni gezmeye gtrrdnz, diye mirildandi. Lisa, panige kapilarak: - Tanrim, saka yapmaya alistigimi fark etmediniz mi? diye haykirdi. Bir daha sakin byle bir sey yapmaya kalkmayin, Maurice! Fakat, Gerekten, ne kadar bencil bir insansiniz! Sizin hesabiniza, kendi kendinizi aldataginizi syleyecegim. Aksine, sabahtan aksama kadar, bacaksiz daha ilgin oldugumu syleyip dururdunuz. Oysa, bir sey var ki, bunun nne gemek mmkn olmaz sanirim; siz ok uzun boylusunuz, ben bacaksiz olunca sizin yaninizda ok kisa kalacagim; o zaman beni kolunuza takip nasil gezdireceksiniz, merak ediyorum? Hayir, o zaman tamamen uygunsuz oluruz! Sarsila sarsila glmeye basladi. Sakalari ve imalari ok basit olmakla beraber, herhangi bir basarinin pesinde olmadigi da belliydi. Peter, bana fisildadi. - Isteri! abuk tarafindan bir bardak su getirmeleri gerekir! Hakliydi. Bir dakika sonra herkes Lisa'nin basina sst ve derhal su getirildi. Lisa, sevgili annesine sarilarak onu pt ve omzuna kapanarak aglamaya basladigi sirada, tekrar basini kaldirip 233dikkatle annesinin yzne bakti ve kahkahayla glmeye basladi. Bayan Stavrogin, onlari, Dasha'nin daha nce girmis oldugu kapidan geirerek odasina ikardi. Fakat, yokluklari ancak drt dakika srd. Simdi, bu unutulmaz sabahin btn ayrintilarini hatirlamaya alisiyorum. Kadinlarin salondan ikmasindan sonra (Dasha yerinden bile kipirdamadan oturuyordu), Stavrogin, hepimizin tek tek elini sikmis ve hatir sormustu. Yalniz, oturdugu yerden kimildamayan ve basi ggsne sarkmis olan Shatov'la konusmadigini ok iyi hatirliyorum. Bay Verkhovensky, onunla nemli konular hakkinda konusmaya niyetleniyordu ki, Nicholas onu dinlemeden Dasha'nin yanina kostu. Ama, tam yari yolda, Peter Verkhovensky, onun nn kesti ve onu srklercesine pencerenin nne gtrp bir seyler fisildamaya basladi. Yz anlamlarina bakilacak olursa bunlarin nemli seyler oldugu anlasiliyordu. Stavrogin, dudaklarinda soguk bir tebessmle, kendisine sylenenleri dalgin dalgin dinliyordu. Tavirlarinda oradan bir an evvel kurtulmak istermis gibi bir grns vardi. Hanimlar dndgnde pencereden ayrildi. Bayan Stavrogin, Lisa'yi eski yerine oturtarak, hi olmazsa on dakika daha dinlenmesi gerektigini ve temiz havanin sinirlere pek iyi gelecegini sanmadigini syledi. Lisa'nin

zerine titrer gibi bir hali vardi. Kendisi de onun yanina oturdu. Serbest kalan Peter, hemen onlarin yanina kosarak neseli bir konusmaya daldi. Iste o zaman, Stavrogin agir adimlarla Dasha'nin yanina gitti. Dasha, onun yaklastigini grnce gzle grlebilir derecede titredi ve yz kizararak ayaga firladi. Nicholas, yznde olduka garip bir anlamla: - Sizi tebrik etmem gerekiyor... yoksa tebrik iin biraz erken mi, dedi. Dasha, cevap verdi; ama, sylediklerini duyamadim. Nicholas, sesini biraz ykselterek: - Dsncesiz davrandigim iin zr dilerim, dedi. Fakat biliyorsunuz, bana zellikle duyuruldu. Biliyor muydunuz? 234 -Evet, zellikle size duyuruldugunu biliyorum. Nicholas glerek: - Tebriklerimle isinize engel olmadigimi umarim, dedi. Ve eger Bay Verkhovensky... Peter, birden onlardan yana yrd. - Ne oluyor? Tebrik edilecek ne var? S izi ne nedenle tebrik etmeliyiz, Bayan Shatov? Onun iin degildir, herhalde? Yznzn kizarmasindan dogru tahmin ettigimi anliyorum. Ve kuskusuz, gzel, soylu kizlarimizi baska neden tebrik edebiliriz ki? Ve baska hangi tebrik onlarin yzlerini kizartir? Eh, benim de tebriklerimi kabul buyurun, eger tahminlerimde yanilmiyorsam tabii. Ve parami da verin bakalim! Hatirlarsaniz Isvire'de, evleneceginize dair bahse girmistik, yle degil mi? Ah, evet, Isvire dedim de hatirladim, neler dsnyorum! Aslinda buraya da bir is iin gelmistim; ama, hemen hemen unutmustum. Syleyin bana... Sznn burasinda seri bir hareketle babasina dnd. . - ...Isvire'ye ne zaman gidiyorsunuz? Bay Verkhovensky birden sasirdi. - Ben...Isvire mi, diyebildi. - Garip sey, gitmiyor musunuz? Fakat evleniyorsunuz, degil mi? yle yazmamis miydiniz? Bay Verkhovenky: -Pierre! diye haykirdi. -Pierre... ne demek istiyorsunuz? Mmkn oldugu kadar abuk olarak fikrimi grenmek istediginize gre, bu evlenmeye karsi olmadigimi bildirmek iin kosarak geldigimi sylememden memnun olursunuz sanirim. Soluk almak iin durduktan sonra devam etti: - Fakat, mektubunuzda yazdiginiz gibi "kurtarilmak" zorundaysaniz, her zamanki gibi yardiminiza kosmaya hazirim. Evlenecegi dogru mu, Bayan Stavrogin? 235Seri bir hareketle Bayan Stavrogin'e dnmst. - Dsncesizlik etmedigimi umarim. Btn sehir halkinin bu evlenmeden haberi oldugunu ve kendisini tebrikleri ile rahatsiz ettiklerini, bu nedenle, daima geceleri yryse iktigini yazmisti. Mektubu halen cebimde. Fakat, inanir misiniz, Bayan Stavrogin, mektuptan bir sey anlayamadim. Ne basi belli ne de sonu! Yine babasina dnd. - Bana sadece bir seyi syleyin, efendim, sizi tebrik mi edecegim yoksa, kurtaracak miyim? Inanilmaz gibi grnecegini biliyorum; ama, bir satirinda dnyanin en mutlu diger satirinda ise en bedbaht adami oldugunu yaziyor. nce, onu affetmemi istiyor. Byle yazmakta haklidir diyelim; fakat, yine de sunu sylemeliyim. Dsnn bir kere, adamcagiz btn hayati boyunca beni sadece iki kere grms ki, bu da kazayla olmus ve simdi de nc defa da evleniyor, birden evlenmekle bana karsi olan babalik grevlerini yapamayacagindan dolayi yanip yakiliyor. Kilometrelerce uzaktan bana yalvariyor ve ona kizmamami, evlenmesine izin vermemi diliyor! Ltfen gcenmeyin, efendim. Yasinizin geregi olabilir. Genis fikirliyim ve sizi sulamiyorum. Dsnelim ki size onur veriyor falan, filn. Fakat, yine de asil derdinizin ne oldugunu anlayamiyorum. Mektubunuzda Isvire'deki gnahlar' dan dem vuruyorsunuz.'Evleniyorum', diye yaziyor. "Belki bir esit gnahtan, belki de baska birinin gnahindan dolayi.' Ya da her ne ise... kisacasi, "gnahlar'. 'Kiz', diyor. 'Gerekten bir hazinedir.' Fakat ona 'degersiz' oldugunu sylyorsunuz. Tabii, bu

sanirim sizin tarziniz. Fakat, tahminimce, bu 'gnahlardan' ya da kosullardan tr, kiliseye ve sonra da isvire'ye gitmeye zorlaniyorsunuz. Bu bakimdan, her seyi yzst birakip gelmemi istediniz. Siz bundan bir sey ikarabiliyor musunuz? Oysa... yznzn anlamindan da anliyorum ki... Cebinden ikardigi mektubu sallayarak salondakilere bakiyordu. Dudaklarinda masum bir tebessm vardi. '' - ... bir seylere engel olmak zereyim. Galiba baltayi tasa vurmak zereyim. Hi olmazsa inaniyorum ki... benim samimi ge236 vezeligimden ve Bay Stavrogin'in de syledigi gibi aceleciligim yznden... Tekrar babasina dnd. - Anliyorsunuz, ya, efendim... burada dostlarin arasinda oldugumu dsndm, daha dogrusu sizin dostlarinizin arasinda oldugumu dsndm, efendim, sizin dostlariniz. Aslinda, burada yabanci olan benim ve gryorum... gryorum ki hepiniz bir seyler biliyorsunuz ve bildiginiz bu seyi bilmeyen sadece benim. Bakislarini hl salonda dolastiriyordu. Bayan Stavrogin, yz sararmis, dudaktan fkeden titreyerek Peter'in yanina gitti. - Demek Bay Verkhovensky, size, isvire'de islenmis baskasinin gnahlari ile evlenecegini ve onu "kurtarmak" zere hemen gelmenizi yazdi... Kullandigi kelimeler bunlardi, degil mi? Peter endiseye kapilmis gibi, eskisinden daha abuk konusmaya baslayarak: - Yani demek istedim ki, burada dnen bir seyler varsa, benim bunlardan haberim yok, dedi. Sonra, ne var ki, byle yazmak tamamen onun suu. Iste mektubu. Biliyor musunuz, Bayan Stavrogin, son birka aydir mektuplarinin ardi arkasi kesilmek bilmedi. yle oldu ki, ogu zaman mektuplarini sonuna kadar bile oku-yamadim. Gevezeligimden dolayi bagislamalisiniz, baba; fakat, sunu samimiyetle sylemelisiniz ki, bu mektuplari laf olsun diye yaziyordunuz, aslinda onlari okuyup okumamam zerinde durmuyordunuz. Ltfen, ltfen gcenmeyin. Neticede, akraba degil miyiz? Fakat, bu mektubu, Bayan Stavrogin, bu mektubu, sonuna kadar okudu. Bu 'gnahlar', efendim, bu 'baskasinin gnahlari', bizim birtakim kabahatlerimiz olsa gerek. Ve bahse girerim ki bu kabahatler nemsiz seylerdir. Fakat, bu kk kabahatleri, biz bytmeye alisiyoruz. Anliyorsunuz ya, mali durumumuz zannettiginiz kadar iyi degil ve artik biz bunu bir sir olarak sak-, layamiyoruz. Biliyorsunuz, kgida karsi da bir tutkumuz var... fakat zr dilerim belki byle konusmamam gerekirdi... aynca, konunun 237disinda kaliyor... korkarim ki ok gevezelik ediyorum. Fakat, sizi temin ederim, Bayan Stavrogin, beni o kadar korkuttu ki, hemen neredeyse onu gerekten 'kurtarmak' iin hazirdim. Nihayet, kendimi olduka utanmis hissediyorum. Neden bogazina biagi dayayan ben olayim? Bu kadar merhametsiz bir kimse degilim, degil mi? Burada, drahomadan szediyor... fakat, buraya bakin, ihtiyar, gerekten evlenmek istemiyorsunuz, degil mi? Bu bizim huyu-muzdur... bos konusmayi severiz... sirf kendi sesimizi duyabilmek iin... Ah, Bayan Stavrogin, ok fazla ve yersiz konustugum iin beni suladiginizi biliyorum... Bayan Stavrogin cani sikilmis olarak: - Aksine, dedi. Sabrinizin sonuna geldiginizi gryorum ve bunun iin de nedenleriniz olmali. Bayan Stavrogin, anlatilanlarda byk rol olan Peter Verkhovensky'nin iini dkmesini sinsi bir zevkle dinlemisti, (o zamanlar, Peter Verkhovensky'nin nasil bir rol oynadigini bilmiyordum, ama roln ok beceriksizce oynuyordu) Bayan Stavrogin: - Aksine, diye devam etti. Konustugunuz iin size son derece minnettarim. Siz olmasaydiniz, bunlari grenmem mmkn olamazdi. Yirmi yildan beri ilk defa olarak gzlerim aildi. Nicholas, siz de, bu olaydan zellikle haberdar edildiginizi sylemistiniz. Size bunu yazip haber veren, Bay Verkhovensky miydi? - Ondan en masum... hem de ok onurlu bir mektup eldim.

-Sasirmis oldugunuzu ve kelime bulmakta zorluk ektiginizi gryorum, bu kadari yeter! Bay Verkhovensky... Birden gzlerinden ates pskrerek ona dnmst. - ... bana byk bir iyilikte bulunmanizi isteyecegim. Bizi derhal terk etmek nezaketinde bulunur musunuz? Ve bir daha da kapimdan ieri adiminizi atmayin, ltfen! Okuyuculardan, Bayan Stavrogin'in hl gemeyen 'byk heyecanini' hatirlamalarini istemeliyim. Bay Verkhovensky'nin sulu 238 olmadigi sylenemezdi. Ama, o anda beni en ok sasirtan, Peter'in 'sulamalarini', onun konusmasina mani olmak aklina gelmeden dinlemesi ve Bayan Stavrogin'in kendisini evinden 'Kovmasini' byk bir sogukkanlilikla karsilamasiydi. Bylesine sogukkanli olabilme gcn nereden almisti? Benim iin aik olan tek sey vardi: Onun iin ok degerli oglu Peter'le karsilasmasi ve zellikle onun szleri gururunu incitmisti. Bu derin acinin gerek oldugu gzlerinden anlasiliyordu. O anda onu inciten baska bir sey daha vardi; yani, alaklik etmis oldugunu kalbinin en derin yerinde hissediyordu. Daha sonra, bunu bana byk bir itenlikle itiraf etmisti. Bazen, gerek bir aci, uari bir insani bile birden agirbasli yapabilirdi. Bazi zamanlar, gerek aci, en aptal bir kisiyi bile, akilli bir adam yapabilirdi. Gerek acinin zelligi de buydu, zaten. Eger bu byleyse, Bay Verkhovensky gibi bir adamda, bu degisikliklerin hangisi olabilirdi? Aslinda, onda byk bir degisme vardi, tabii bu kisa bir zaman iindi. Tek kelime sylemeden, Bayan Stavrogin'i byk bir gururla yerlere kadar egilerek selamladi. (Yapabilecegi bir seyin olmadigi dogruydu.) Hemen ikip gitmek istiyordu; ama, kendisine hkim olamadan Dasha'nin yanina gitti. Bayan Dasha, birden heyecana kapildi. Sanki onun ne syleyecegini pesinen biliyormus gibi haykirdi. - Ltfen, Bay Verkhovensky, bir sey sylemeyin!... Sonra, abuk abuk konusmaya basladi. Yznde zntl bir anlam vardi. - Tanri adina susun!... Size eskisi gibi saygi duyduguma ve yine deger verdigime emin olun... ve... ve... Bay Verkhovensky, siz de benim iin iyi dsnn... bu benim iin her seyden ok nemli. Bay Verkhovensky, Dasha'nin nnde yerlere kadar egildi. Bayan Stavrogin: - Bu seni ilgilendirir, Dasha, dedi. Arzu ettigin gibi hareket etmeye mutlak olarak serbestsin. nce byleydi, simdi de byle ve gelecekte de byle olacak. 239Peter Verkhovensky, alnina vurarak: - Ulu Tanrim, simdi her seyi btn iplakligi ile grebiliyorum ! diye haykirdi. Fakat... fakat btn bunlardan sonra, ben ne duruma dstm!... Sevgili Bayan Shatov, son derece zgnm!. Sznn burasinda babasina hitap etti. - Grdnz m, ihtiyar, beni ne durumda biraktiniz, ha? Bay Verkhovensky sakin bir sesle: - Pierre, benimle baska trl konusabilirdin, yle degil mi, dostum? dedi. Peter elini sallayarak: - Bagirmayin, ltfen, dedi. Inanin bana, btn bunlar, yaslandiginizdan tr sinirlerinizin zayif olmasindan ileri geliyor ve bagirmak sagliginiz iin hi de iyi degildir. Beni neden uyar-madiginizi sylemelisiniz; nk, konusmaya nce benim baslayacagimi biliyor olmaliydiniz!... Bay Verkhovensky, delici bakislarini Peter'in gzlerine dikti. - Pierre, burada olup bitenleri bu kadar iyi bildigin halde, bu konuda gerekten bir bilgin yok muydu? Bunu mu sylemek istiyorsun? - Ulu Tanrim! Ne olaganst bir insan! Yasli bir bebek olmaktan ok, insanin yzne tkren bir bebeksiniz, ayni zamanda, yle mi? Bayan Stavrogin, ne syledigini duydunuz mu? Bir ugultudur basladi; fakat birdenbire, kimsenin nasil oldugunu anlayamadigi olaganst bir durum ortaya ikti. ***

Her seyden nce, su geregi sylemeliyim ki, son birka dakikadan beri, Lisa tamamen degismis, artik bambaska biri olmustu. Annesine ve ona dogru egilmis olan Bay Drozdov'un kulagina aceleyle bir seyler fisildiyordu. Endiseli, fakat kararli grnyordu. Nihayet yerinden kalkti, derhal oradan ayrilacaklarmis gibi, Bay 240 Drozdov'un yardimiyla yryen annesine acele ettiriyordu. Halbuki, burada olanlar son bulmadan gidemeyecekleri kaderlerinde varmis. Ksesinde herkes tarafindan unutulan Shatov (Lisa'ya yakin oturuyordu), tahmin ederim ki neden tr burada oldugunu bile bilmiyordu; birden yerinden kalkti ve acele etmeden salonu geerek Stavrogin'e dogru yrd. Gzlerini bir kere olsun ondan ayir-mamisti. Shatov'un yaklastigini fark eden Stavrogin, belli belirsiz glmsedi; fakat, Shatov karsisinda durunca dudaklarindaki tebessm kayboldu. Shatov'un, hibir sey sylemeden ve gzlerini -Stavrogin'in gzlerinden ayirmadan tam karsisinda durdugunu fark eden herkes konusmayi kesti; en son susan Peter Verkhovensky oldu; Lisa ve annesi salonun tam ortasinda kaldilar. Bylece bes saniye kadar bir zaman geti; Stavrogin'in yznde, saskinlik yerine fke izleri belirdi, kaslari atildi ve birdenbire... Ve birdenbire, Shatov, agir yumrugunu kaldirip, Stavrogin'in yzne var gcyle vurdu. Stavrogin siddetle geriye dogru savruldu. Shatov, herkes gibi avucunun iiyle tokat atmamisti (deyisim dogruysa), onu yumruklamisti. Yumrugu kocaman, kemikliydi ve zerinde kirmizi tyler ve kirmizimsi iller vardi. Eger yumruk Stavrogin'in burnuna raslamis olsaydi, burun kemigini kiracagi gerekti. Fakat yumruk, Stavrogin'in sol yanagina, dudaginin st kismina ve dislerine rasladi ve dudaklarindan enesine dogru ince bir kan seridi uzandi. Bu davranisi bir igligin takip ettigini hatirliyorum; belki, haykiran Bayan Stavrogin'di; bunu pek iyi hatirlayamiyorum; nk, salonda yine it ikmiyordu. Btn olay, on saniye kadar kisa bir zaman iinde olmustu. Bununla beraber, bu on saniye iinde daha baska seyler de oldu. 241Tekrar okuyucularima hatirlatirim ki, Bay Stavrogin korku bilmeyen bir adamdi. Dellolarda, rakibinin tabancasinin karsisinda sogukkanlilikla nisan alir ve ayni sogukkanlilikla tetigi ekerek rakibini ldrrd. Birisi onu tokatlayacak olsa, degil onu delloya agirmak, hemen oracikta ldrrd, sanirim; gerekten de, karsisindakini, ne yaptigini bilerek ldren cinsten insanlarin sinifina dahildi. Iste, Stavrogin byle yaradilista bir adamdi. Zannederim ki, insanin dsnme yetenegini yok eden fkelenmeyi hi tat-mamistir. Bazen, btn benligini saran fkeli anlarinda bile kendisini kontrol edebilmis ve delloya agirmadan adam ldrdg takdirde Sibirya'ya srlecegini idrak etmistir. Byle olmakla beraber, kendisine hakaret eden kimseyi, hi dsnmeden orada l-drlebilecek kapasitede bir adam olduguna inaniyorum. Son yilda, Stavrogin'i devamli olarak inceliyordum; bu nedenle, onun hakkinda bu satirlari yazarken, onu ilgilendiren birok geregi btn aikligi ile biliyorum. Gemiste yasanmis, akla durgunluk veren servenleri zamanimiza kadar gelmis olan bazi kimselerle onu karsilastirabilirim. rnegin, isyancilardan L...n hakkinda; L...n'in tehlikeye bilerek atildigi, bundan son derece zevk aldigi; tehlikeyi kendisine bir ihtiya saydigi; genken, hibir neden yokken dello ettigi; Sibirya'da yalniz bir biakla ayi avina iktigi; Sibirya ormanlarinda, kaak krek mahkmlari ile, - bir ayidan daha tehlikeli olduklarindan- karsilasmaktan zevk aldigi sylenir. Hi kusku yoktur ki, bu efsanevi kimselerin, pek gl korkulan vardi; aksi halde, sakin bir hayat geirirler ve tehlikeye karsi fiziki bir ihtiya duymazlardi. Onlari en ok etkisi altina alan, bu korkularini yenme ihtiyacidir. Daima bir zafer sarhoslugu iinde bulunmaktan, onlarin stesinden gelecek bir g olmadigini dsnmekten hoslanirlar. Szn ettigim L...n, Sibirya'ya srgne gnderilmeden nce, zengin babasinin isteklerine boyun egmek istemedigi iin bir sre alikla kivranmis ve karnini doyurabilmek iin alisarak ekmek parasi kazanmak zorunda kalmistir. Demek ki, o adam, ugrasi birok ynleriyle kabulleniyormus; gcn sadece, ayi avlarinda ve delloda gstermiyormus

demektir. 242 Fakat, ne olursa olsun, o zamandan bu zamana kadar ok yillar geti ve zamanimizin sinirli, ne istediklerini bilmeyen yaradilistaki insanlari, gemisin drst, namuslu maceraperestleri ile kiyas bile kabul etmez. Stavrogin, belki, L...n'e yukardan bakar ve onun iin kahramanlik taslayan bir korkak diyebilir; ama, bunu da yksek sesle syleyemez. Bir delloda rakibini vurabilir ve ayi avina gidebilir ve gerekirse, kendisini bir ormanda haydutlara karsi savunabilirdi; L., .n kadar korkusuz olabilirdi; ama btn bunlari, zevk duymadan, bir sorun karsisinda, bezginlik ve tembellikle, biraz da bikkinlikla yapardi. fkesine gelince, L...n ve Lermontov'la karsilastirildigi takdirde onlari kat kat geride birakirdi. Belki de, bu iki adamin fkelerinin toplami bile, Stavrogin'in fkesine esit olamazdi; fakat, onun fkesi, soguk, sakin, hatta, fke iin sylenebilirce, mantikliydi; fkelerin en igrenci ve en korkulusuydu. Tekrarliyorum; o zaman yle dsnmstm ve simdi de ayni sekilde dsnyorum (simdi her sey bitti) ki, Stavrogin, byle bir tokat yemis olsaydi ya da buna benzer bir hakarete ugramis olsaydi, kendisine hakaret edeni, delloya agirmadan hemen oracikta ldrrd. Bununla beraber, iinde bulundugumuz olayda geenler tamamen baska ve hayret vericidir. Yedigi yumrugun etkisiyle hemen hemen yere yuvarlanacak kadar kaybettigi dengesini bulur bulmaz ve daha yanagina siddetle arpan yumrugun yankisi kocaman salonda kaybolmadan; Shatov'u omuzlarindan yakaladi; fakat, birden ellerini geri ekerek arkasinda kavusturdu. Tek kelime dahi sylemedi; fakat Shatov'a bakarken rengi kgit gibi bembeyaz olmustu. Oysa, gariptir, gzlerindeki parilti birden kaybolmus gibi grnd. On saniye sonra gzleri, yanilmadigima eminim, buz gibi ve sakindi. Sadece rengi son derece soluktu. Tabii, iinde neler getigini bilemem, onu sadece dis grns ile tarif ediyorum. Bir adam iksa ve dayanikliligini lebilmek iin, rnegin, kor halindeki demir bir ubugu yakalasa, on saniye kadar, dayanilmaz aciya katlansa, sonunda bu aciyi yense, bu adam sanirim ki, bu on saniyede Stavrogin'in o anda duyduklarinin aynen benzerini duyardi. 243Gzlerini yere ilk eviren Shatov oldu ve grnse gre buna mecbur olmustu. Sonra yavas yavas arkasina dnd ve salondan ikti. Fakat ikisi, Stavrogin'e dogru yrys gibi olmamisti. Salondan sessizce, omuzlari kms; sanki kendi kendine syle-niyormus gibi, basi ggsne dsms olarak ikmisti. Zannederim ki bir seyler fisildiyordu. Kapiya kadar byk bir dikkatle yrmst. Ne bir sey devirmis ne de bir seye arpmisti; kapiyi hafife aralamis ve disari szlmst. Disari ikarken, ensesinin zerinde toplanan salar, zellikle gze arpiyordu. Sonra, kimsenin konusmasina firsat kalmadan ortaligi canhiras bir feryat yirtti. Lisa'nin, annesini omzundan, Bay Drozdov'u kolundan yakalarak onlari salondan ikarmak amaciyla birka kere siddetle ekistirdigini grdm. Fakat, birden aci bir iglikla baygin olarak yere yuvarlandi. Basini haliya arptigi zaman ikan tok ses hl, kulaklarimdadir. 244 Ikinci Blm GECE Sekiz gn geti. Simdi her sey bittikten sonra bu olaylari kk bir tarih olarak yaziyorum ve olaylarin neler oldugunu biliyoruz; fakat o zamanlar hibir sey bilmiyorduk ye btn bunlarin bize garip gelmesi kuskusuz ki ok normaldi. Bay Verkhovensky ve ben, hi degilse, ilk gnlerde eve kapandik ve olaylari uzaktan izledik. Eskiden oldugu gibi ok seyrek olarak disari ikiyor ve grenmeden rahat edemedigi haberleri getiriyordum. Atilan yumruk Lisa'nin bayilma olayi ve pazar gnnn diger olaylari hakkinda, sehirde degisik sylentilerin yayilmis oldugunu sylemeye gerek yok. Fakat anlayamadigimiz bir husus vardi, o da btn bu olaylarin bu kadar dogru ve bu kadar abuk nasil yayildigiydi. Bize gre, orada bulunanlarin hibiri, kendilerini de

ilgilendiren olaylarin gizliligini bozmak istemezdi. Ayrica, orada olanlari kendi yararlarina da kullanamazdi. Salonda usaklar yoktu; ancak, Lebyatkin bir seyler sylemis olabilir, fakat bunu fkesinden 245tr yapmis olamazdi; nk o gn son derece korkmus olarak oradan ayrilmisti (ve dsmandan korku, ona karsi duyulan fkeyi yok eder); fakat, kendini tutamayip, sirf gevezelik olsun diye bazi seyler sylemis olabilirdi. Fakat, Lebyatkin ve kizkardesi ertesi gn, hibir iz birakmadan ortadan kaybolmuslardi; artik Filippov'un evinde oturmuyorlardi; nereye gittiklerini de kimse bilmiyordu; sanki, yer yarilip iine girmistiler. Bayan Lebyatkin hakkinda bilgi almak istedigim Shatov, odasina kapanmisti ve tahmin ederim ki bu sekiz gn sresinde hibir tarafa ikmadigi gibi, isine bile gitmemisti. Beni grmeyi bile reddetti. Sali gn onu grmeye gittim ve kapisini aldim. Cevap alamadim; fakat evde oldugunu kesinlikle bildigimden, kapiyi bir kere daha aldim. Birden yatagindan firlayip kapinin nne geldi ve olanca gcyle haykirdi: "Shatov evde yok" Bu cevabi aldiktan sonra oradan ayrilmak zorunda kaldim. Bay Verkhovensky ve ben, herhangi bir korkuya kapilmadan, nihayet, sehre yayilan sylentilere ancak, Peter Verkhovensky'nin neden olabilecegine karar verdik. O olaydan kisa bir sre sonra, Peter Verkhovensky babasi ile konusurken, olayin herkesin agzinda dolastigim; zellikle, kulpte hep ondan konusuldugunu; vali ve karisinin olaydan en ince ayrintilarina kadar haberli olduklarini grnce ok sasirdigini israrla sylemisti. Ilgi ekici baska bir sey daha vardi; pazartesi gecesi Liputin'le karsilastigimda olayi btn ayrintilari ile farkettim. Bundan da anlasildigina gre, olaydan ilk haberli olanlardan biriydi. Kadinlarin ogu (ve yksek sosyeteden bazi hanimlar), Mary Lebyatkin'le, yani, onlarin deyisiyle 'esrarli topal' ile olaganst ilgileniyorlardi. Hatta, bazilari onunla tanismak ve iliski kurmak istiyordu. Bu da gsterir ki, Lebyatkinler'i koruyan kimseler ellerini ok abuk tutmuslardi. Fakat, hemen hemen herkes, Lisa'nin bayilma olayi ile ilgileniyordu. Gen kizin akrabasi, koruyucusu olarak, valinin karisini ilgilendirdigi iin btn 'sosyete', bu olaya karsi son derece byk merak gsteriyordu. Ve neler sylenmedi!... Olayi saran esrar perdesi de gevezeliklerine yardimci oluyordu; her iki evin 246 kapisi da siki siki kapatilmisti; Lisa'nin yksek atesle yattigi syleniyordu; ayni seyler Stavrogin iin de sylenmekteydi; bir disinin kirilmis oldugu ve yanaginin sistigi hakkinda olmadik dedikodular yapiliyordu. Hatta, orada burada, yakin bir gelecekte, sehrimizde olacak cinayetlerden bile sz ediliyordu; Stavrogin'in bylesine bir hakareti sineye ekemeyecegini ve Shatov'u ldrecegini; fakat, bunu Korsika'daki kan davalarinda oldugu gibi, el altindan yapacagi syleniyordu. Bu dsnce olduka ilgin bulunmustu; fakat, yksek sosyetede bulunan genlerin ogunlugu, bu sylentileri, byk bir igrenti duyarak ve umursamadan dinliyordu; ama, bunun yapmacik oldugu kanisindaydim. Genel olarak, toplumun Stavrogin'e karsi olan dsmanligi yeniden filizlenmisti. Hatta, akli basinda olanlar bile, nedenini bilmeden onu sulamaya alisiyorlardi. Lisa'nin onurunu kirlettigi ve Isvire'de aralarinda bazi olaylarin gemis oldugu fisiltilari, ortalarda dolasiyordu. Tabii, tedbirde kusur etmeyen kimseler, kendilerini bu dedikodulardan uzak tutuyorlarsa da, sylenenleri sinsi bir zevkle dinliyorlardi. Seyrek olarak sylenen bazi seyler de vardi ki, bunlar toplumun iinde sylenemiyor, gizlice ve genlikle kapali kapilarin ardinda konusuluyordu. Bu garip sylentilerden sz etmekteki amacim, okuyucuya ilerdeki olaylari daha iyi anlayabilmeleri iin yardimci olmaktir. Bazi kimseler, kaslarini atarak, kim bilir hangi kanitlara dayanip, Stavrogin'in sehrimizde zel bir isi oldugunu; Petersburg'da Kont K. araciligiyla birtakim yksek kimselerle tanismis oldugunu; hatta, devletle ilgili bir memuriyete bile girmis olabilecegini; buraya belki de gizli bir grevle geldigini sylyorlardi. Akli basinda, agirbasli kimseler, bu sylentileri glmseyerek karsiliyorlar ve sosyetede rezaletlere karisan, topluma sis bir yanakla ikan bu adamin devletle ya da memuriyetle iliskisi olamayacagini sylyorlardi. O zaman da

kulaklarina, onun resmi bir grevden ok, gizli bir grevle geldigi ve byle grevlerde de o kimsenin memura benzememesi gerektigi fisildaniyordu. Byle szler ayni zamanda etkili olmustu; ilin sinirlari iindeki ile ve kylerin zel ynetiminin Petersburg'da yakindan izlendigini bi247liyorduk. Tekrar ediyorum, bu sylentiler sadece kisa bir sre devam etti ve iz birakmadan kayboldu; simdilik bu sylentilerin kaybolmasini, Stavrogin'in sosyetede grnmesiyle birlestirecegim; fakat, sunu da ekleyebilirim ki, bu sylentiler, belirli bir noktaya kadar, yakin bir zamanda Petersburg'dan dnen, emekli muhafiz yzbasisi Artemy Gaganov'un, kulpte fkeyle syledigi birka belirsiz sze de dayaniyordu. Gaganov, ilimizin ve evresinin en byk toprak sahibi, Petersburg sosyetesinin sz geer bir adami, kulbmzn ynetim kurulunda saygi duyulan bir yesi ve ykmzn basinda anlattigim drt yil nce toplumun iinde beklenmedik bir.hakarete ugrayan rahmetli Pavel Gaganov'un ogluydu. Bayan Lebke'nin, Bayan Stavrogin'e zel bir ziyarette bulundugu, kapida Bayan Stavrogin'in zr diledigi ve hasta oldugundan dolayi onu kabul edemeyecegi haberi btn sehre yayildi. Ayni zamanda, bu olaydan iki gn sonra, Bayan Lembke'nin adam gnderip Bayan Stavrogin'in sagligi ile ilgilendigi de bilmiyordu. Nihayet, Bayan Lembke, her yerde Bayan Stavrogin'i 'korumaya' basladi; yani, mmkn oldugu kadar, belirli bir sekilde ve tabii ancak yce anlamda. Pazar gnk olaylar anlatildiginda, nce sert ve soguk bir tavir takinarak dinledi; yle ki, onun bulundugu yerlerde bu olaydan bir daha sz edilmez oldu. Bylece, Bayan Lembke'nin bu olayi, yabanci biri gibi degil de, olaya katilan bir kimse gibi en kk ayrintilarina kadar bildigi sylentisi her tarafa yayildi. Yeri gelmisken syleyeyim, Bayan Lembke, elde etmek iin didindigi, can attigi yksek etkiyi elde etmis ve kendisini 'evresi alinmis' olarak grmeye baslamisti. Toplumun bir kismi, onun pratik zekli ve is bilir olduguna inanmisti... ama bundan daha sonra szedecegim. O zamanlar babasini pek sasirtan, Peter Verkhovensky'nin sosyetede sivrilmesi, Bayan Lembke'nin destegi ile oldugu sylenebilir. Belki de Bay Verkhovensky ve ben isi biraz bytyorduk. nce, Peter Verkhovensky, sehre gelisinin ilk drt gnnde btn sehirli tarafindan taninmisti. Peter Verkhovensky, pazar gn gelmisti ve ben onu sali gn, ok magrur, sinirli ve alingan; sosyetede sevilmekle beraber karakteri bakimindan geinilmesi ok g bir 248 kimse olan Gaganov'un arabasinda grmstm. Peter, ayni zamanda vilayet konaginda da iyi karsilanmisti... hem de o kadar iyi karsilanmisti ki, gerekten, vali konaginda yoklugu hissedilen ve her zaman aranan gen bir adam haline gelmisti. Hemen hemen her gn yemeklerini konakta yiyordu. Bayan Lembke ile daha nce Isvire'de tanismis olmakla beraber, onun konakta bu kadar abuk basariya ulasabilmesi, evrede olduka kuskulu karsilaniyordu. Oysa, bir zamanlar Avrupa'da devrimci olarak taninmis, dogru ya da yanlis bilmiyorum, Avrupa'da birtakim etkinliklere katilmis, toplantilarda bulunmustu; btn bunlarin gazete yayimlari ile kanitlanabilecegini bana syleyen Alyosha Telyatmikov da, dsk kalitede emekli bir memur oldugu halde, son valimizin konaginda byk bir itibar gryor ve dost olarak karsilaniyordu! Fakat, bir gerek inkr edilemezdi; eski devrimci, sadece anavatana kabul edilmekle kalmamis, zellikle anavatana dnmesi iin kiskirtilmisti; bu bakimdan btn bu sylentiler yanlis olabilirdi. Liputin, bir gn, Peter Verkhovensky hakkindaki sylentilerden sz ederek, yaptiklarindan tr onun sulu grldgn; fakat, bazi devrimcilerin adim verdigi iin affedildigini ve belki de vatanina gizli alismalari ortaya ikarip yararli olacagina sz verdigi iin serbest birakildigini fisildamisti. Bu kt yky, Bay Verkhovensky'ye takrarladim; dsnecek durumda olmayan dostum derin dsncelere daldi. Daha sonra anlasildigina gre, Peter Verkhovensky, buraya gelirken ok iyi tavsiye mektuplari ile gelmis, hi degilse, Petersburg'un sayili ve sz geer kisilerinden birinin yasli karisi tarafindan valinin karisina hatiri sayilir bir tavsiye mektubu getirmisti. Bu yasli hanim, Bayan Lembke'nin vaftiz anasi, mektubunda, Kont K,'nin, Peter Verkhovensky'yi, Stavrogin

vasitasiyla tanidigini; 'eski hatalarina ragmen' onu ok degerli bir insan olarak buldugunu yazmisti . Sosyete ile az olan baglarina ok deger veren ve bunlari byk glklerle elde eden Bayan Lembke, Petersburg'un sayili hanimlarindan biri olan yasli kadindan aldigi mektup nedeniyle son derece memnun olmustu. Fakat, byle de olsa ortada garip bir tutum vardi. Kocasini bile Peter'le ayni ayarda tutuyordu; kocasi bundan 249yakinmaya baslamisti... bu olaydan daha sonra szedecegim. Ayni zamanda sundan da sz etmeliyim ki, byk yazar Karmazinov da Peter Verkhovensky'ye dosta davraniyor ve onu sik sik evine davet ediyordu. Kendisinin ok byk bir kisi oldugunu dsnen byle bir adamin, bu kadar abuk davranisi Bay Verkhovensky'yi her seyden fazla inciten bir durumdu. Fakat, ben bunu baska trl yo-rumluyordum; bu aydin genci evine agiran Karmazinov'un, kuskusuz ki, onun Moskova ve Petersburg'daki devrimci genlerle iliskilerini gz nne almis oldugu bir gerekti. Byk yazar, Rusya'nin yeni devrimci genlerinden son derece korkuyordu ve Rusya'nin geleceginin anahtarlarinin bu genlerin elinde oldugunu dsnyor; onlara son derece iyimser davranmaya alisiyordu; tabii, byle davranmasina neden devrimci genlerin onu umursamamasi oluyordu. *** Peter Verkhovensky, iki kere babasini grmeye gelmis, iki keresinde de ben bulunamamistim. Ilk ziyareti arsamba gn olmustu; yani, ilk karsilasmalarindan drt gn sonraydi ve sadece is grsmesiydi. Aklimdayken sunu eklemeliyim; mlk sorununu kendi aralarinda, kimseye duyurmadan zmlemislerdi. Bayan Stavrogin her seyi zerine almis; btn parayi demis ve tabii mlkn idaresini de ykmlenmis; sadece, Bay Verkhovensky'ye her seyin zmlendigi haberini yollamis; khyasi Alexey Yego-rovich, imzalamasi iin bazi kgitlar getirmisti. Bay Verkhovensky tek kelime sylemeden byk bir agirbaslilikla kgitlari imzalamisti. Onun agirbasliligi ile ilgili olarak syleyebilirim ki, yasli dostum son gnlerde tamamen degismisti. Daha nceden hi grlmemis bir sekilde davraniyordu ve son derece sessizdi; pazar gnnden beri Bayan Stavrogin'e tek mektup bile yazmamasini garipsiyordum. Ve daha da hayret verici bir durum vardi; eskisinden ok sakin ve iine kapanikti. Sonsuz ve degismez bir karara varmis 250 gibi grnyor, dnyaya daha sogukkanli bakiyordu. Byle oldugu aik seik belliydi. Bu karara vardiginda, sanki bir seyler bekler gibiydi. Bununla beraber, ilk anlarda hep hastaydi; zellikle pazartesi gn, gastrit sancisi tutardi. evrede olanlardan haber almadan da duramazdi; fakat, her ne zaman, gereklere deginmeden, olayin ana noktalarini tartismaya kalkisacak ve bazi tasarilardan sz etmeye baslayacak olsam, elini kolunu sallayarak beni sustururdu. Fakat, sevgili ogluyla yaptigi her iki grsme de, onu yikmamakla beraber ok etkilemisti. Bu grsmelerin her ikisinden sonra da, divanin stne, basina sirkeye batirilmis havlu sararak yatmisti; fakat, kalben ok soguk kalmisti. Bununla beraber, ok ender olarak beni susturmaya alismazdi. Bazen de, esrarli kararliligini yitirmis, yeni dsncelerin saldirisina karsi kendisini korumaya alisiyormus gibi grnrd. Byle zamanlar ok kisa srmekle beraber ben yine de bunlari kaydetmeden yapamiyorum. Yine eskisi gibi ortaya atilmayi, kendisini gstermeyi, bir kere daha meydana ikip, kendisine karsi duranlarla savasmayi dsndgnden kuskulandigim ok oluyordu. Persembe gn aksami, Peter'le ikinci grsmesinden sonra, basi sirkeli havluya sarilmis olarak divanda yatarken, birden haykirdi. - Cher, onlari ezecek gcm var!... Bu ana kadar, btn gn tek kelime dahi sylememisti. - 'Fils,fils cher' (ogul, sevgili ogul) ve daha bilmem ne, btn bu deyimlerin sama oldugunu, ancak asilarin kullandigi deyimler oldugunu biliyorum, fakat, bos verin. Simdi kendim anliyorum bunlari!... Ona hibir sey yapmadim; onu Berlin'den Rusya'daki halasinin yanina gnderdim; hem de posta arabasiyla ve daha bilmem

ne... itiraf ederim... Bana 'siz', dedi. 'Bana hibir sey yapmadiniz; beni posta arabasiyla gnderdiniz ve burada beni soydunuz. Ona, 'Siz ktsnz', diye bagirdim. 'Her ne kadar sizi posta arabasiyla gnderdimse de, btn hayatim boyunca kalbim kan aglamadi mi?' Il rit (gld). Fakat itiraf ederim, itiraf ederim... pekl, farz edelim ki, posta arabayla gnderdim, ne olur, yani? 251Szlerini sayikliyormus gibi bitirmisti. Bes dakika sonra yine basladi. - Passons (geelim). Turgenyev'i anlamiyorum. Brazov'u uydurma bir karakter, hi var olmamis; kimseye benzemediginden nce kendileri reddettiler. Su Bazarov, Nozdryov'la Byron'un bir esit belirsiz karisimi, c'est le mot (tastamam)! Onlara ok iyi bakin: Kpek encikleri gibi neseyle ciyaklayarak takla atiyorlarlar. Mutludurlar, galiptirler! Bu ne biim Bryon'dur? Ve ayrica, ne kadar nemsizdir! Ne bayagilik, ne samalik, su son nom'a (isme) al-dirmadan,faire du bruit autour de son nom (ismi etrafinda grlt yapmak) iin ne siddetli arzudur... Oh, ne karikatr! "Ulu Tanrim!", diye istiyorsun gerekten?" Il rit. (gld.) Il rit beaucoup, il rit trop (ok gld, hl gler). ok garip bir gls var. Annesinin byle bir gls yoktu. Il rit toujours (her zaman gler.) Yine bir sessizlik oldu. - Alay ediyorlar; pazar gnk olaylari hep nceden hazirladilar, diye birden parladi. Btn dikkatimi kulaklarima vererek: - Oh, hi kusku yok, diye haykirdim. Bastan basa komploydu ve bunu da saklamadilar. Ayni zamanda, ok da kt rol yaptilar. - Ondan szetmiyorum. zellikle bunu saklamadiklarini ve onlarin... ilgililerin... anlamlarini istediklerine akil erdirebiliyor musun? Anliyor musun? - Hayir, anlamiyorum. - Tant mieux. Passons. (neyse bunu geelim). Bugn ok sinirliyim. Sitemli bir tavirla: - yleyse neden onunla tartistiniz, efendim? diye sordum. - Je voulais convertir (onunla konusmak istiyordum). Arzu edersen glebilirsin. Cette pauvre auntie, elle entendra de belles choses (zavalli teyze, gzel seyler bekliyor). Oh, aziz dostum, geen gn kendimi bir vatanperver sandim, inanir misiniz? Fakat, sonra, 252 daima Rus oldugumu biliyordum... ve gerek bir Rus da sizin ve benim gibi olmalidir. Il y a ldedans quel-quechose d'aveugle et de louche (burada karanlik spheli yanlar var). - Mutlaka, diye cevap verdim. - Aziz dostum, bilirmisiniz ki, gerek ve dogru daima mmkn olamaz? Dogrunun mmkn olabilmesi iin ona biraz da yalan karistirmak gerekir. Insanlar daima byle yapmistir. Belki de zafer haykirisinda bizim anlayamadigimiz bir sey var? Keske olsaydi. Keske olsaydi. Bir sey sylemedim. O da uzun bir sre sessiz kaldi. Sanki humma atesiyle kavruluyormus gibi birdenbire: - Fransiz akli derler, dedi. Bu yalandir; her zaman da byle olmustur. Neden Fransiz aklina dokunurlar? Sadece Rus tembelligidir; bizim insanligimizin, bir fikir ortaya ikarmamiza yeterli olmamasidir. teki uluslar arasindaki asalak durumumuzdur. Ils sont simplemet desparesseux (bir sr tembel hepsi de) ve bunun Fransiz akliyla bir iliskisi yoktur! Oh, insanligin mutlulugu iin Ruslar'in zararli asalaklar gibi kknden temizlenmesi gerekir! Byle degil... bizim arzumuz byle degildi. Hibir sey anlamiyorum. Anlayabilmek iin her seyimi feda edebilirdim! 'Sen anliyor musun?" diye haykirdim ona. 'Anliyor musun ki, suraya bir giyotin kursaniz ve bunu da byk bir coskuyla yapsaniz, bunun nedeni kafa uurmanin, lk edinmekten daha kolay oldugundandir!" Vous etes des pa-resseux! Votre drapeau est une gumille, une impuisanca. (Sizler tembel adamlarsiniz. Bayraginiz paavradan ibaret). O yk arabalari ya da nasil derler: "Insanlara ekmek tasiyan yk arabalarinin tekerlek sesleri", Sistine Madonna'dan daha faydalidir; yoksa, nasil derler... une btise dans ce

genre (onun gibi bir samalik). Ona haykirdim: 'Fakat anliyor musun ki, mutsuzluk, insanlara mutluluk kadar gereklidir... sadece gereklidir!' Il rit. (gld.) 'Edebiyat yapiyorsunuz' dedi. 'Hem de yumusacik divanda yan gelmis yatarken'. Daha kaba bir tabir kullanmisti. Gryorsunuz ya, baba ogul ok samimiyizdir ve iki arkadas gibiyizdir; fakat ya birbirlerini ktye kullanmakta devam ederlerse? 253Bir dakika kadar yine konusmadan durduk.. Seri bir hareketle yerinden dogrularak: -- Cher, (dostum) dedi. Bunun gerekten de bir sonuca varacagini biliyor musunuz? - Byle olacagindan tamamen eminim, diye cevap verdim. -- Vous ne comprenez pas. Passons. (Anlamiyorsunuz. Geelim). Oysa kural olarak, dnyamizda byle olaylardan bir sey ikmaz; fakat bu, bir sonuca varacak. Bundan eminim, eminim. Kalkip, heyecanla odada dolasmaya basladi. Sonra yine bitkin bir tavirla divana kt. Cuma sabahi Peter, il civarindaki kylerden birine gitti ve pazartesi gnne kadar kaldi. Gidisini Liputin'den grendim ve bu haberden hemen sonra, konusmalarda Lebyatkin'le kiz kardesinin, nehrin br kiyisindaki, Gorschechnaya varoslarinda yasadigini grendim. Liputin "Onlari oraya ben tasidim", dedi. Sonra birden konusmayi baska bir konuya getirerek, her ne kadar resmen bir aiklama yapilmamis olsa da, Lisa ile Bay Drozdov'un evleneceklerini, nisanin oktan yapilmis ve her seyin kararlastirilmis oldugunu syledi. Ertesi gn, Drozdov'la at gezintisine ikan Lisa'yi grdm. Hastaligindan beri ilk defa disari ikiyordu. Beni grr grmez, gzleri neseden parlayarak basiyla dosta selamladi. Bu haberi Bay Verkhovensky'ye bildirdim; ama o, daha ok Lebyat-kinler'le ilgilendi. Ve simdi, her seyden habersiz oturdugumuz bu sekiz gn sresinde, iinde bulundugumuz esrarli durumu anlattiktan sonra, her seyin aiklanmasi ve bilinmesiyle, kalemimin gc yettigi kadar, bu olaylari aik olarak ve oldugu gibi yazmaya devam edecegim. Pazar gnn izleyen sekiz gnden baslayacagim; yani, pazartesi gnnn aksamindan baslayacagim; nk, 'yeni dertler o gnn gecesi basladi. Aksam saat yediydi. Stavrogin, alisma odasinda tek basina oturuyordu. Hali ve eski model mobilya ile dsenmis olan bu odayi 254 ok severdi. Bir ksedeki kanepede oturuyordu. Gece gezmesi giyimli olmakla beraber disari ikmak iin acele eder bir hali yoktu. nndeki masanin zerinde abajurlu bir gece lambasi vardi. Genis odanin duvarlari ve uzak kseleri karanlikta kaliyordu. Olduka huzursuz, dalgin ve dsnceliydi. Yz yorgun ve bitkin grnyordu. Yanaklarindan biri gerekten sisti; fakat, disinin kirik oldugu tamamen uydurulmustu. Disi, sadece sallaniyordu; fakat, bir sre sonra sallanmasi durmus, eski halini almisti. st dudaginin ksesinde de hafif bir yarik vardi; bu da kapanmak zereydi. Yanaginin sisligi, doktora grnmek istememesinden tr bir hafta kadar devam etmisti. Doktor istemiyordu, annesini grmeyi bile reddetmisti. Annesini gnde ancak bir dakika kadar gryordu; bu da ancak, hava karardiktan sonra ve lamba yanmadan nce mmkn oluyordu. Peter Verkhovensky'yi bile kabul etmek istememisti. Halbuki, Peter Verkhovensky, sehirde bulundugu zaman, gnde iki ya da kere Bayan Stavrogin'i ziyarete kosmustu. Nihayet, pazartesi gn, gnlk ayriliktan sonra sehre dndg zaman, herkesi dolasip, aksam yemegini Bayan Lembke ile yedikten sonra, kendisini sabirsizlikla bekleyen Bayan Stavrogin'i grmeye kostu. Yasak kalkmis, Stavrogin ziyaret kabulne baslamisti. Bayan Stavrogin, Peter'i oglunun kapisina kadar getirdi; onlarin grsmelerini uzun bir sreden beri sabirsizlikla bekliyordu; Peter, Nic-holas'la grstkten sonra, konustuklarinin tmn anlatacagina dair Bayan Stavrogin'e sz verdi. Bayan Stavrogin, alisma odasinin kapisini rkek bir tavirla tikirdatti. Cevap alamayinca, kapiyi aralamak cesaretini gsterdi. Oglunun, lmba isiginin arkasindaki grntsn semeye alisarak, ekingen ve alak bir sesle:

- Nicholas, Peter Verkhovensky'yi kabul edecek misin? diye sordu. Peter, kapiyi itip atiktan sonra neseli ve yksek sesle: - Tabii, tabii kabul edecek, diyerek odaya daldi. Stavrogin, kapinin vuruldugunu duymamisti; sadece annesinin ekingen sorusunu duymus, fakat cevap verecek firsati bulama255misti. O anda, nnde biraz nce okudugu ve zerinde derin dsnceye daldigi bir mektup duruyordu, Peter'in yksek sesle konusmasini duyar duymaz birden harekete geerek, kgitlarin umasina engel.olmak iin kullanilan bir agirligi, mektubun zerine koydu; fakat mektubu tamamen rtemeyen agirligin ucundan mektubun bir kismi ve hemen hemen zarfin tamami grnyordu. Peter, odaya dalar dalmaz hemen masanin yanina gitti ve gzlerini aikta kalan mektuba dikerek saf bir tavirla: - Kendini toparlaman iin, sesimin olanca gcyle bilerek bagirdim, diye fisildadi. Stavrogin, yerinden kimildamadan, sakin bir sesle: - Ve saniyorum ki, yeni aldigim su mektubu, kgit agirliginin altina sakladigimi grmek iin tam vaktinde geldin, dedi. Peter Verkhovensky: -Mektup mu? Ulu Tanrim! Mektuptan bana ne? diye haykirdi. Fakat... asil sorun... Sznn burasinda kapidan yana bir gz atarak, yeni kapanmis olan kapiya dogru basiyla isaret etti. Stavrogin soguk bir tavirla: - Annem kapilardan dinlemez, dedi. Peter, sesini neseyle ykselterek bir sandalyeye oturdu ve sz arkadasinin agzindan aldi. -Dinlese de benim iin nemi yok. Buna hibir itirazim olamaz. Sadece, seninle yalniz olarak grsmeye geldim. Eh, sonunda seni grebilme firsati geti elime. Her seyden nce, nasilsin bakalim? Iyi oldugunu gryorum. Saniyorsam yarin gelebileceksin, degil mi? - Muhtemelen. Peter, kollarini havaya kaldirip sakaci bir tavirla: - Sonunda herkesi ferahlat... beni ferahlat! dedi. Onlara ne kadar sama seyler sylemek zorunda kaldigimi bir bilsen. Fakat bildigini saniyorum. 256 Stavrogin bir kahkaha atti. - Her seyi bilmiyorum. Sadece annemden, senin olduka... mesgul oldugunu duydum. Peter, birden, sanki kendisini bir saldiriya karsi koruyormus gibi bir tavir takindi: - Yani, onlara kesin bir sey sylemis degilim, dedi. Shatov'un karisini devreye soktugumu biliyorsun. Yani, Paris'te onunla iliskin hakkindaki sylentiler, pazar gnk olayi aikliyor... kizmadin, degil mi? - Elinden geleni yaptigina inaniyorum. - Eh, benim de korkum bu yzdendi, zaten. Fakat, 'elinden geleni yaptin' sznn anlami nedir? Bu bir serzenis degil midir? Bununla beraber, aik konusuyorsun. Buraya gelirken btn korkum, aik konusmamandi. Stavrogin, biraz dargin bir tavirla: - Dogrudan dogruya konuya girmek gibi bir dsncem yoktu, dedi. Sonra, bir kahkaha atti. Peter, kollarini sallayarak, szckleri birbirinin arkasindan siralamaya basladi. Nihayet, Stavrogin'i sinirlendirdigi iin memnundu. -Byle demek istemedim, hayir hayir, beni yanlis anlama, hi de byle demek istemedim! diye haykirdi, 'bizim' islerle seni rahatsiz etmeye hakkim yok, tabii. zellikle simdi bulundugun durumdan tr. Sadece pazar olaylarini tartismak iin gelmistim, o kadar. Bunun byle devam edemeyecegini bildigimden, en uygun olan adimi atabilmek iin bir karara varmaya geldim. Senden fazla zorunluluk duydugum, en iten aiklamalari yapabilmek iin geldim... gururunu oksamak iin syledim; ama, sylediklerimin hepsi de gerektir. Bu gnden tezi yok, seninle ok aik konusmak

zorundayim. - Yani, su ana kadar benimle iten ve aik konusmadigini mi dsnmeliyim? 257- Bunu sen de biliyorsun. Seni bir ok defa kandirdim. Glyorsun. Eh, glmene memnunum; nk, bu glmsemeni aiklama yapabilmek iin bir neden kabul ediyorum. 'Kandirma' szcgn zellikle seni gldrmek iin kullandim. yle ki, bana kizasin ve seni aldatabildigim! dsnesin ki, ben de hemen kendimi anlatabilmek iin firsat bulmus olayim. Gryorsun ya, hemen ne kadar iten ve aik olmaya basladim. Eh, artik beni dinlemeye hazir misin? Peter'in nceden tasarlanmis kaba konusmalari ile kendisini sinirlendirmek arzusunu, tiksinti ile karsilayarak onun konusmalarini dinleyen Stavrogin'in yznde huzursuz bir merak izi belirdi. Peter, eskisinden daha fazla egilip bzlerek: - Simdi, ltfen dinle, diye basladi. Buraya gelirken... yani, genel olarak... on gn kadar nce bu sehre gelirken, belirli bir rol almayi kafamda tasarlamistim. Hibir rol yapmadan insanin kendi kisiligiyle dolasmasi daha iyi olabilirdi, degil mi? Kimse inanmaz, ama, benim kisiligimden daha gln bir sey dsnlemez. Samimi olmak gerekirse, biraz aptal rol yapmak istedim. nk, aptal olarak dolasmak, insanin kendi kisiligi ile dolasmasindan daha kolay olur diye dsndm. Fakat, sonuta bir aptal, kural disidir ve kural disi olan seyler de merak uyandirir. Sonunda kendi kisiligimde kalmaya karar verdim. Iste, efendim, kendi kisiligim neye benzer? Altin gibi degerli bir anlami vardir: ne aptal ne zeki, yetenekleri olduka noksan, buradaki sivri akillilarin syledikleri gibi, aydan gelme, yle degil mi? Stavrogin belirsiz bir tebessmle: - Iyi, ama bilmiyorum. Belki de yledir, dedi. - Ah, su halde benimle ayni fikirdesin... ok memnun oldum. Zaten byle dsnecegini nceden biliyordum. zlme, zlme, kizmadim ve kisiligimi de senden kompliman beklemek iin aiklamadim. Oh, hayir, hayir!... Sen yetenekleri ok ve kuskusuz ki bilgili bir kisisin! Aha, yine glyorsun! Yoksa, yine mi ayagim bir 258 yerde srt?yle de olsa sylemezdin. Sen o kadar zeki bir kisisin. Su halde pekl, sana inaniyorum. Bunu byle kabul edelim. Sevgili babamin dedigi gibi, Passons ve sunu ilave edeyim ki, gevezeligime de kizma. Aklima gelmisken sylemeliyim ki, ok sasiracaksiniz; daima ok konusurum; yani, ok szck kullanir ve abuk konusurum; ama, yine de, nasil oluyor bilmiyorum, sylemek istedigimi syleyemem. Peki, neden bu kadar ok kelime kullanirim da, sylemek istedigimi anlatamam? Eh, nk, konusmasini bilmem de ondan. Konusmasini iyi beceren kimseler, kisa konusur. Bylece, bu da tanimlanmis olur, degil mi? Yani, yeteneklerimin noksanligi tanimlanmis olur. Fakat, yeteneksiz olma yetenegim bana dogal geliyor. Neden bu yaradilisimdan yararlanmayayim? Ve gerekten de kullaniyorum. Buraya gelirken, nceleri susmayi dsndgm dogrudur. Fakat, biliyorsun, insanin susabilmesi iin birok yetenekleri olmasi gerekir; bu bakimdan bana hi de uymaz. Ayrica, sen ne sylersen syle, susmak tehlikelidir. Ve nihayet, konusmaya karar verdim; ama, sadece yeteneksiz bir insanin yapabilecegi gibi; yani, konusmak ki, sanki sylenenleri bir an nce kanitlamak istiyormus gibi... Sonunda, verdigim kanitlari birbirine ylesine karistiririm ki, beni dinleyen kimse, ne syledigime ve neyi kanitlamak istedigime karar veremeden omuzlarini silkmek suretiyle yanimdan ayrilmak zorunda kalsin. Yada, daha dogrusu, o kisi yanimdan beni kmseyerek ayrilsin. Sonuta, basitligini karsindakilere gstermis olursun; onlari gzyasina bogarsin ve tamamen anlasilmaz bir insan olarak kalirsin... bir kerede avantaji birden saglamis olursun, bylece! Simdi sorarim, hakkimda byle dsnen kim benim gizli isler pesinde kostuguma inanir? Evet, beni daha nce dinleyen bir kimse, hakkimda, gizli amalan var diye sylendiginde, bu sz edene gcenecektir. Ve ayrica, bazen onlari eglendiririm de... bu da mutlak olarak son derece degerlidir. Iste simdi, nceden yaptiklarimdan tr beni tamamen bagislamaya taraftarlar; nk, Avrupa'da devrimci bildiriler yayimlayan zeki bir kimsenin, kendilerinden bile aptal oldugu ortaya ikmistir. Bu

byledir, degil mi? Glmsemenden beni hakli buldugunu anliyorum. 259Aslinda Stavrogin hi de glmyordu; aksine, biraz sabirsiz bir tavirla ve kaslarini atmis olarak dinliyordu. Stavrogin, tek kelime dahi sylemedigi halde Peter, makine gibi konusmasina devam etti: -Anlayamadim? Ne dedin ? Fark etmez mi? Emin ol ki, burada, arkadasligimiza gvenerek seni lekelemek iin bulunmuyorum. Fakat korkarim ki, bugn son derece alingansin. Byk bir nese ve aik kalplilikle sana kostum. Fakat, sanki sylediklerimi ilerde aleyhime bir kanit olarak kullanmak iin, zihnen notlar aliyormus gibi grnyorsun. Seni temin ederim ki, bugn, hibir konuya deginecek degilim. Sana sz veririm ve btn sartlarini da hemen kabul ederim. Stavrogin byk bir inatilikla susuyordu. - Anlayamadim. Ne dedin? Bir sey mi syledin? Anliyorum, anliyorum, yine samaladim, galiba. Hibir sart kosmadin ve kosmayacaksin da. Ben de ok iyi biliyorum ki, sart kosulmaya degmez bir kimseyim. Hakliyim, degil mi? Agzindan laflari zorla aliyorum ve kuskusuz ki, bu da yeteneksizligimden tr. En kk bir yetenek izi bile yok. Glyor musun? Anlamadim? Ne dedin? Stavrogin nihayet kahkahayi basti. - Hibir sey demedim. Sadece, bir zamanlar senin iin, gerekten yeteneksiz bir insan dedigimi hatirliyorum; fakat bunu syledigimde sen orada yoktun. Anladigima gre, benim byle konustugum sana sylenmis. mit ederim ki, biraz abuk olur ve konuya bir an nce girersin. Peter yine abuk abuk konusarak: - Fakat konunun tam zerindeydim! dedi. Pazar gnnden sz ediyorum. Pazar gn ben neydim? Ne tahmin edersin? Aceleci, siradan bir insandim ve konusmayi en berbat sekilde zerime zorla aldim. Fakat hepsi beni bagisladilar. nce, aydan geldigim iin, buna ben de inanmaya basladim, bu konuda herkes ayni fikirdedir. Sonra, onlara gzel, kk bir yk anlatarak seni, iinde bulun260 dgn kt durumdan siyirip kurtardigim iin. Byle degil mi? Hakli degil miyim? - Yani, zellikle, ilerinde bir kusku birakacak sekilde ve nceden szbirligi etmisiz gibi. Aksine, bu konuda ne szlesmistik ne de ben byle bir sey yapmani istemistim. Peter, gerekten sevinmis gibi: - Dogrudur, dogrudur! diye haykirdi. Kafamda tasarladiklarimin neler oldugunu anlayabilmem iin byle hareket ettim. Genellikle aptal rol oynuyordum; nk, seni yakalamak, gururunla oynamak istiyordum. Aslinda, senin ne kadar korktugunu grenmek istiyordum. - Btn grenmek istedigim, simdi neden bu kadar samimi oldugundur? - Kizma! Kizma! Bana yle dik dik bakma! Fakat bana hi de dik dik bakmiyorsun, degil mi? Neden bu kadar samimi oldugumu mu grenmek istiyorsun? Simdi her sey ok degisik de ondan. Her sey bitmis ve sonuca ulasmis, kllenmis. Birden hakkindaki dsncelerimi degistirdim. Eski yolun sonuna geldik; bundan sonra kesin olarak eski yntemlerle onurunu kirmaya alismayacagim. Simdi, artik yeni yntemler kullanacagim. - Taktigini degistirdin, degil mi? - Taktik yok. Simdi tamamen, yapmak istediklerini yapmakta serbestsin. Yani, evet demek istersen evet dersin, hayir demek istersen hayir dersin. Iste, sana karsi yeni taktigim. Ve bundan sonra, bana kendin sormadan, bizim islerimizden sz etmeyecegim. Glyor musun? Gl bakalim. Ben de glyorum. Fakat su anda ciddiyim, ciddi, ciddi... ama dogrudur...? degil mi?... Bu kadar aceleci bir insan yetenekli olamaz... Pekl, yeteneksiz olabilirim; fakat, gayretliyim, gayret ediyorum. Gerekten de ciddi olarak konusuyordu. Sesinin tonunda ve tavirlarinda garip bir heyecan vardi. Stavrogin, merakla Peter'e bakti. 261- Benim hakkimdaki fikirlerini degistirdigini sylemistin, degil mi? diye sordu. -Shatov'un sana vurmasindan sonra ona elini srmedigin andan itibaren hakkindaki

dsncelerim degisti. Artik yeter, ltfen, yeter! Baska soru sormak yok. Baska tek kelime sylemem. Sorulardan kurtulmak istermis gibi ellerini sallayarak ayaga firladi. Sonra, baska soru sorulmadigi ve gitmesi iin aik bir neden olmadigindan tekrar yerine oturdu. Biraz sakinlesmisti. Hemen konusmaya basladi. - Sirasi gelmisken sunu da sylemek isterim. Bazi kimseler onu ldreceginden sz ederek bahse bile tutusuyorlar. yle ki, Lembke, seni gz altinda tutabilmek iin polisi bile uyarmayi dsnd; ama, karisi engel oldu. Fakat, yeter artik bundan szettigini, yeter. Sadece seni uyarmak istedim, o kadar. Sahi, bir sey daha var. Biliyorsun, Lebyatkinler'i ayni gn nehrin br kiyisina aktardim. Adreslerini bildiren notumu aldin mi? - Ayni gn aldim. - Bunu 'siradan' bir insan oldugum iin yapmadim. Sadece samimiyetimden, sana yardimci olabilmek iin yaptim. Eger, bu hareketimden herhangi bir siradanlik sezdinizse; bu tamamen sa-miyetimdendir. Stavrogin dsnceli: - Oh, nemli degil sanirim, diye sylendi. Belki de yapilacak baska bir sey yoktu. Yalniz, ltfen, bana bir daha not gnderme. - Baska arem yoktu. Ne yapabilirdim? - Demek ki, Liputin biliyor? - Bu konuda da elimden bir sey gelmezdi. Fakat, Liputin, sen de bilirsin, cesaret edemez.,. Aklima geldi, bizimkilere ugramak fena bir fikir sayilmaz; yani demek istiyorum ki, onlara, 'bizimkilere' degil, yoksa yine beni sulu bulacaksin. Fakat merak etme, hemen degil, bir ara. Simdi hava yagisli. Onlara haber veririm, toplanirlar, aksam da biz gideriz. Onlara nasil bir armagan gtrdgmz an262 lamak iin, yuvada agzi aik bekleyen karga yavrulari gibi beklesip duruyorlar. ok heyecanli insanlar, notlarini ikarmislar, tartismaya hazirlaniyorlar. Virginsky... bir 'Cosmopolitan', Liputin, polis alismalarina kuvvetle egilmis bir 'Fourierist'; ne yalan syleyeyim, bir bakima degerli bir kimse, ama her seyde siddet istiyor ve uzun kulakli adam, son fakat nemli; kendi bildigi gibi yapacaktir. Ve, biliyorsun, onlari nemsemez gibi davrandigimdan bana gceniyorlar... ha, ha! Onlari muhakkak grmemiz gerekiyor. Stavrogin, mmkn oldugu kadar nemsemez bir tavirla: - Beni onlara bir esit nder olarak mi tanittin? diye sordu. Peter, ona syle bir bakti. Stavrogin'in sorusunu duymamis gibi konuyu degistirmek iin: - Sahi, dedi. Anneni grmek iin buraya birka defa gelmistim ve ona da bazi seyler anlatmak zorunda kaldim. - Tahmin ederim. - Hayir, hibir seyi tahmin etme. Annene sadece, Shatov'u ldrmeye niyetin olmadigini syledim ve gzel seylerden sz ettim. Ve biliyor musun? Hemen ertesi gn, Lebyatkinler'i nehrin karsi kiyisina tasidigimi grenmis. Bunu ona sen mi syledin? - Byle bir sey aklima bile gelmezdi. - Syleyenin sen olmadigini biliyordum, zaten. Fakat, senden baska kim haber verebilir ki? Syleyenin kim oldugunu bulmak ok ilgin olacak. - Kusku yok ki syleyen Liputin'dir. Peter kaslarini atarak: - Ha.... hayir, Liputin degil, diye mirildandi. Kim oldugunu grenecegim. Bana, Shatov syledi gibi geliyor. Ama, nemli de sayilmaz, hani. Bu konuyu birakalim. Aklima geldi, annenin hep en nemli soruyu sormasini bekliyordum... Garip sey, evet, nceleri yz ok asikti; fakat, bugn geldigimde gzleri piril piril yaniyordu. Acaba bunun anlami ne olsa gerek? Stavrogin birden beklenmedik bir samimiyetle: 263- nk, bes gn iinde Lisa'ya evlenme teklif edecegime sz verdim, dedi.

Peter sasirmis gibi: - Oh, su halde... kuskusuz diye mirildandi. Onun nisanlanmasi hakkinda bazi sylentiler var, biliyor musun"? Hem dogru da. Fakat haklisin; kiliseden kosar adimlarla dnecektir. Sadece senin bir szne bakar. Byle syledigim iin kizmadin, ya? - Hayir, kizmadim. - Gryorum ki bugn seni kizdirabilmek olduka g. Senden korkmaya basliyorum. Yarin nasil grnecegini o kadar ok merak ediyorum ki. Birok sey hazirlamis oldugunu umarim. Byle konustugum iin bana kizmiyorsun, ya? Stavrogin'in cevap vermemesi, Peter Verkhovensky'yi bsbtn ileden ikardi. -Lisa iin annene cevap verdin mi? diye sordu. Stavrogin, soguk bakislarini Peter'e dikti. - Oh, anliyorum. Kuskusuz anneni rahatlatmak iin sadece. Stavrogin kesin bir dille sordu: - Ya, sylediklerimde ciddiysem? - Byle olaylarda sylendigi gibi, Allah versin. Ise zarari dokunmaz gryorsun ya, bizim isimiz demedim. Biz kelimesinden hoslanmiyorsun ve bana gelince, kuskusuz emirlerine hazirim. Bunu bilirsin. - Byle mi zannediyorsun? Peter glerek aceleyle: -Ben... bir sey zannetmiyorum, dedi. nk, zel islerini daha nceden dsndgne gre, yapmaya karar verdigin seyin de ll olacagini bilirim. Sadece, hizmetinde oldugumu sylerken samimiydim. Daima ve her yerde, her an hazirim. Yani, anliyorsun, degil mi? Stavrogin esnedi. 264 Peter, hemen yerinden kalkti ve hemen gidecekmis gibi yine sapkasini kapti. - Seni sikiyorum, dedi. Fakat, gidecegi yerde devamli olarak konusmaya, odada dolasmaya basladi. Anlattiklarinin heyecanli kisimlarinda sapkasini bacagina vuruyordu. Neseli bir sesle: -Lembkeler'i eglenesin diye anlattim, dedi. - Hayir, tesekkr ederim. Belki daha sonra neselenirim. Sahi, Bayan Lembke nasil? -Ne garip tavirlariniz ve anlayisiniz var!... Onun sagligi, sizin iin bir kedinin sagligi kadar nemli degildir. Bununla beraber, yine de ilgileniyorsunuz. Hosuma da gitmiyor degil. ok iyidir ve size son derece saygisi var. Sizden ok sey bekliyor. Pazar gnk olaydan hi sz etmiyor ve ortaya ikmanizla her seyi halledeceginize inaniyor. Sizi temin ederim ki, her seyin stesinden geleceginize gerekten inaniyor. Bununla beraber, simdi her zamankinden ok daha esrarli ve romantik bir kisi oldu... son derece avantajli bir durum. Sizinle tanismak iin herkes sabirsizlikla bekliyor. Sehirden ayrildigim zaman iin iin kayniyorlardi; ama simdi fokurduyorlar. Aklima geldi, su mektup iin tekrar tesekkr ederim. Hepsi Kont K.'den korkuyor. Biliyorsunuz, devletin bir casusu oldugunuzu dsnyorlar. Ben de inkr etmiyorum... zarari yok, degil mi? - Hayir. - Bu bir sey degil. Gelecekte bize faydali olacaktir. Burada bildikleri gibi davraniyorlar. Tabii, ben de onlara cesaret veriyorum. Bayan Lembke basta. Gaganov da... Glyor musun? Benim taktigim bu; samaliyorum ve sonra birdenbire bekledikleri gibi zekice bir sz ediyorum. Etrafimi sardiklari zaman da, yine samalamaya basliyorum. Su anda beni gzden ikarmis durumdalar. 'Yetenekli bir kimse' diyorlar. Fakat aydan dsms. Beni dogru yola sokabilmek iin Lembke, memuriyet teklif ediyor. Biliyorsun, ona son de265rece kt davraniyorum. Yani, gururunu incitiyorum; sadece dik dik bakmakla yetiniyor. Bayan Lembke de tesvik ediyor. Dukhovo'da dn senin iin pek hos olmayan seyler syledi. Ona hemen btn geregi anlattim. Yani, btn geregi degil tabii. Btn gnm Dukhovo konaginda geirdim. Konagi ve arazisi ok gzel.

Stavrogin, birden ayaga firladi ve ileri dogru egilerek: - Simdi Dukhovo'da degil mi? diye sordu. -Hayir, bu sabah beni getirdi. Beraber dndk. Peter, Stavrogin'in ani heyecanini fark etmemis gibi devam etti: - zr dilerim, galiba bir hata yaptim. Kitabi dsrdm. Yere dsrdg pahali ciltli kitabi almak iin egildi. Aceleyle sayfalari karistirdi. -Balzac'in kadinlari, hem de resimli. Bunu okumadim. Lembke de roman yaziyor. Stavrogin ilgilenmis gibi sordu: - Sahimi? -Rusa. Tabii gizli gizli yaziyor. Bayan Lembke'nin haberi var ve izin veriyor. Ama, kendine gre yntemleri olan bir mankafa. Mankafalar da alisarak kazanirlar. yle kesinlik, agirbaslilik!... Keske bizim de yle bir yanimiz olsa. - Ynetimi vmyorsunuz, ya? - Neden olmasin? Rusya'da tek dogal olan sey de bu... Birden haykirdi. -vmem... vmem... bundan sz etmiyorum. Bu nazik konuda tek kelime sylemiyorum. Haydi, allahaismarladik. Suratin yemyesil oldu. - Biraz atesim var. -Inanirim. Hemen yatsaniz iyi olacak. Aklima geldi de, tasrada hadimlar tarikatindan yelerimiz var... ok ilgin insanlar. Fakat, bundan sonra sz ederim. Size bir haber daha; cuma gecesi bazi su266 baylarla iiyordum. Aralarinda dostumuz var, vous comprenez (anladin mi)? Dinsizligi tartisiyorlardi ve sylememe gerek yok, tabii, Tanri'yi ortadan kaldirmislardi. Neseden kiriliyorlardi. Sahi, Shatov, eger Rusya'da bir devrim yapilacaksa, bu devrimin Tanri'yi inkrla baslamasi gerektigi kanisinda. Dogru olabilir. Ak sali bir yzbasi, hep oturuyor, tek kelime sylemiyordu. Birden yerinden firlayip odanin ortasina atladi. Kendi kendine konusuyormus gibi yksek sesle: Tanri yoksa, ben ne yzbasisiyim', diye haykirdi. Sonra, sapkasini alip ikti gitti. Stavrogin, nc defa esneyerek: - Olduka anlamli bir sz etmis, dedi. - yle mi? Ben anlayamadim. Zaten bu nedenle size sormak istemistim. Eh, baska ne olabilirdi ki? Spigulinler'in fabrikasi da ok ilgin. Bildiginiz gibi bes yz isi alistiriyorlar. Bir kolera yuvasi haline gelmis. On bes yildan beri temizlenmemis ve fabrikada alisanlarin paralari da dogru drst denmemis. Sahipleri milyoner. Isilerden bazilarinin 'Enternasyonal' hakkinda olduka bilgili olduklarina seni temin ederim. Glyorsun, degil mi? Greceksin. Sadece bana biraz zaman tani! Sana zamani ayarlamani daha nce de sylemistim, bak simdi de sylyorum ve sonra... fakat zr dilerim, sylemeyecegim. Bunun hakkinda konusmayacagim. Kaslarinizi atmayin yle. Eh, allahaismarladik. Birden geri dnerek haykirdi: - Hey gzel Tanrim! En nemli seyi unuttum. Sandiginizin Petersburg'dan gelmis oldugunu sylememi istediler. Stavrogin anlamayarak Peter'e bakti. -Yani? - Yani sizin sandik... teberiniz; ceketleriniz, pantolonlariniz, amasirlariniz, gmlekleriniz gelmis. Dogru mu? - Evet, bunun hakkinda bu sabah bir sey sylemislerdi. - Anliyorum, simdi hemen alinamaz mi? - Alexey'e sor. 267- Pekl, su halde yarin... yarin. Yeni ceketim, Frak ve pantolonum, senin esyalarla beraber. Tavsiyen zerine Charmer'den almistim, hatirladiniz mi? Stavrogin glmseyerek: - Burada kibar davrandigini duydum, dedi. Binicilik dersleri alacagin dogru mu? Peter arpik bir tebessmle ve son derece titrek bir sesle: - Bana bak, dedi. Bana bak, ilk ve son defaya mahsus olmak zere su kisilikleri bir

tarafa birakalim. Hi kusku yok ki beni arzu ettigin kadar hor grebilirsin. Beni hor grmek seni memnun etse bile, bir sre kisiliklerimizi bir kenara itelim. Sen de byle dsnmez misin? Stavrogin: - ok iyi, dedi. Bir daha yapmam. Peter glmsedi, sapkasi ile dizine vurdu, agirligini bir ayagindan brne geirdi ve tekrar eskisi gibi durdu. Bir kahkaha atarak: - Buradaki bazi kimseler, dedi. Beni, Lisa konusunda senin rakibin sayiyorlar. Bu bakimdan kiligimi dzeltmem gerekir, degil mi? Fakat, btn bu bilgileri sana kim getiriyor? Hey Tanrim, saat hemen hemen sekiz olmus. Gitmem gerekiyor. Annen gitmeden nce kendisini grmemi istedi; ama, simdi vaktim olmayacak. Sen simdi yat, yarin kendini daha iyi hissedersin. Disarsi karanlik, hava yagisli, fakat beni bekleyen bir araba var; nk, geceleri sokaklar pek emin degil... Oh, sahi aklima geldi, Fedka isimli bir mahkm Sibirya'dan kamis, civarda ve sehirde basibos dolasiyor. Bir zamanlar benim esirimmis; ama, babam onu orduya satmis ve para almis. Olduka ilgin kisiligi olan biri. Stavrogin, kaslarini hayretle kaldirarak sordu: - Onunla ko... konustun mu? - Konustum. Benden kamiyor. Hemen hemen her seye hazir; tabii para karsiliginda; ama, kendisine gre bazi inanlari var. Oh, 268 yine aklima geldi. Eger planlarinda ciddiysen... hatirlarsan, Lisa hakkinda... o takdirde yine hatirlatirim ki, ben de her seye hazirim. ' Ne sylersen syle, emirlerine hazirim. Ne o, ne oldu? Bastonuna neden uzandin? Gzel Tanrim, ben de nelerden sz ediyorum? Meger baston degilmis. Bir an iin bastonuna uzandigini sandim!.. Stavrogin, ne bir sey ariyor ve ne de konusuyordu. Fakat olduka ani bir hareketle yerinden firladi. Yznde garip bir anlam vardi. Peter, basiyla kgit agirliginin altindaki mektubu isaret ederek: -Bay Gagonov hakkinda da bir seyler yapmami istiyorsan, diye mirildandi. Gerekli btn seyleri hazirlamak iin bana gvenebilirsin. Benim yardimim olmadan bir sey yapamazsin. Cevap beklemeden odadan ikti. Fakat, basini bir kere daha kapinin araligindan uzatti. Yksek sesle bagirarak: - Byle sylyorum; nk, Shatov, geen pazar sana hakaret ederek hayatini tehlikeye sokmakta haksizdi, degil mi? Bunu dsnmeni istiyorum. Yine cevap beklemeden gzden kayboldu. *** Peter Verkhovensky, kapinin arkasindan kayboldugu zaman belki de, yalniz kalan Stavrogin'in fkeyle duvarlari yumruklaya-cagini dsnd ve mmkn olsa onu seyretmekten memnun olacakti. Fakat, ok yaniliyordu; Stavrogin tamamen sakindi. Iki dakika kadar masanin yaninda durdu; derin dsnceye dalmis grnyordu; fakat, ok gemeden dudaklarinda soguk bir tebessm belirdi. Yavasa yine koltuktaki eski yerine oturdu ve sanki btn gcn yitirmis gibi gzlerini yumdu. Mektubun ucu hl kagit agirliginin altindan grnyordu, onu dzeltmek iin hibir hareket yapmadi. Kisa zamanda kendisini tamamen unuttu. Son birka gnden beri, son derece endiseli olan Bayan Stavrogin, Peter Verkhovensky'nin 269verdigi szde durmayarak evden ayrilmasi zerine, zamansiz olmakla beraber, Nicholas'i grmek arzusuna engel olamadi. Nihayet, oglunun kesin bir seyler syleyecegini btn kalbiyle umuyordu. Eskisi gibi kapiyi yine hafife tikirdatti. Yine cevap alamayinca kapiyi ati. Nicholas'in kimildamadan oturdugunu grnce, heyecanindan kalbi kt kt arparak koltuga dogru yrd. Oglunun bu kadar abuk uykuya dalmasina ve zorlukla soluk aliyormus gibi oturarak uyuyabilmesine sasirdi. Nicholas'in yz soluk, tamamen donmus ve hareketsizdi; kaslari hafife atilmisti; yz gerekten balmumundan yapilmis bir maskeyi andiriyordu. Bayan Stavrogin, dakika kadar oglunun basucunda, deta soluk almaktan korkarak durdu. Sonra, birden

panige kapildi. Ayaklarinin ucuna basarak odadan ikti ve kapida bir saniye kadar oyalanarak ogluna dogru bir ha isareti yaparak onu kutsadi. Sonra, kimseye grnmeden iinde yepyeni bir zntyle uzaklasti. Stavrogin, yerinden hi kimildamadan, taslasmis gibi hemen hemen bir saat kadar uyudu. Uyudugu sre iinde, yznn tek adalesi dahi kimildamamisti; kaslari yine eskisi gibi atikti. Bayan Stavrogin, odada dakika daha kalmis olsaydi; hi kusku yok ki, bu l hareketsizligin ezici duygusuna dayanamaz, oglunu uyandirirdi. Stavrogin'in gzleri kendiliginden aildi. Yine hi kipirdamadan oturdu ve gzlerini, odanin bir ksesine dikti. Sanki orada bulunan ok merak uyandirici bir seye bakiyormus gibi grnyordu. Oysaki, baktigi yerde degisik ve yeni bir sey yoktu. Nihayet, byk duvar saatinin gongu, hafif bir sesle, yarim saati vurdu. Stavrogin huzursuz bir tavirla basini saate bakmak iin dndrdg zaman, odanin arka kapisi aildi ve khya Alexey Ye-gorovich odaya girdi. Bir elinde, kalin bir palto, esarp ve sapka, diger elinde ise zerinde bir kgit bulunan gms bir tepsi vardi. - Saat dokuz buuk, diye bildirdikten sonra, elindeki giyecekleri ksedeki bir sandalyenin stne koydu ve zerinde, kursun kalemle sadece iki satir yazili ve katlanmamis bir kgit bulunan tepsiyi, Stavrogin'e uzatti. 270 Stavrogin notu okuduktan sonra, ayni kgidin ksesine bir seyler karaladi ve kgidi tekrar tepsinin stne atti. Kanepeden kalkarken: - Ben evden ayrilir ayrilmaz verirsin, dedi. Simdi giyinmeme yardim et. zerinde kadife bir ceket oldugunu fark edince bir an dsnd; sonra khyaya, resmi ziyaretlerde giydigi ceketini getirmesini syledi. Nihayet, giyinmesini bitirerek, sapkasini basina geirdi. Annesinin girmis oldugu kapiyi kilitledikten sonra masanin zerindeki mektubu aldi ve pesinde khya oldugu halde odanin diger kk kapisindan hole ikti. Koridordan, dogrudan dogruya baheye ailan, kk bir sahanliga giden, daracik tas basamaklardan indiler. Sahanligin ksesinde, bu gece iin nceden hazirlanmis, kk bir fener ve byk bir semsiye vardi. Khya, efendisini bu gece ziyaretinden alikoymak iin son bir deneme daha yapti. - Bu devamli yagmur sokaklari ok amurlu yapti, efendim. Fakat Stavrogin cevap vermeden semsiyeyi aldi. Eski bahenin rutubetli ve zifiri karanligina daldi. Rzgr, agalarin yari iplak tepelerini sallayarak ugulduyordu. Daracik, akil dseli patika amurlu ve kaygandi. Baheye basi aik ve sadece ceketiyle ikmis olan Alexey, bir adim nde yryerek patikayi elindeki fenerle aydinlatiyordu. Stavrogin birden: - Bu sekilde grlms olmayacak miyiz? diye sordu. Khya, yumusak ve tane tane konusarak: - Pencerelerden grlmez efendim, dedi. Ayrica, her seyin geregini yaptim. - Annem uyuyor mu? - Saat tam dokuzda odasina ekildi, efendim. Son birka gnden beri ayni saatte odasina ekiliyor ve bir sey grenebilecegini de sanmam. 271Sonra byk bir cesaretle sordu: - Acaba saat kata dneceksiniz, efendim? - Bir, bir buuk. En ge ikide. - ok gzel, efendim. Her ikisinin de ok iyi bildikleri dolambali patikayi geerek bahenin yksek tas duvarlarinin dibine geldiler. Duvarin uzak ksesinde, tenha bir sokaga ailan kk bir kapi vardi. Bu kk kapi hemen hemen hep kilitli bulunurdu; ama kapinin anahtari simdi khyanin elindeydi. Stavrogin tekrar sordu: - Kapi gicirdamaz mi? Alexey, kapinin bir gn nce ve tekrar bugn de yaglanmis oldugunu syledi. Sirilsiklam olmustu. Kapiyi atiktan sonra anahtari Stavrogin'e uzatti. Efendisini yeniden uyandirmak istedi.

-Eger uzaga gidecekseniz efendim, tenha sokaklarda kol gezen serserileri hatirlatirim. zellikle, nehrin br tarafinda. Alexey, Stavrogin'i kucaginda tasimis, ona ocuklugundan beri bakmis emektar bir usakti. Ciddi dsnceli, okumayi seven bir adamdi. - Merak etme, Alexey. - Tanri sizi korusun, efendim. Yaptiklarinizin dogruluguna inaniyorum. Tanri dogrularin yardimcisidir, efendim. Stavrogin, tenha sokaga ikmak zereyken birden durdu. - Ne syledin? Khya, biraz nce sylediklerini tekrarladi. Efendisinin karsisinda, simdiye kadar hi byle konusmamisti. Stavrogin kapiyi kilitledikten sonra anahtari cebine soktu ve amurlu yollarda bata ika yrmeye basladi. Nihayet issiz ve uzun bir caddeye ikti. Sehri avucunun ii gibi biliyordu; Bogoyavlenskaya caddesi olduka uzakti. Filipov'un khne evinin kapali ka272 pisinin nne geldigi zaman saat onu geiyordu. Lebyatkin'lerin nceden oturdugu alt kat bostu ve pencerelerin kepenkleri kapaliydi. Shatov'un oturdugu ati katinda isik vardi. ingirak olmadigindan kapiyi yumruklamaya basladi. st kattan kk bir pencere aildi. Shatov basini uzatarak sokaga bakti. Disarisi ok karanlik oldugundan bir sey grmek mmkn olmuyordu. Shatov bir dakika kadar btn dikkati ile geleni grmeye alisti. Birden sordu: - Sen misin? . Davetsiz konuk cevap verdi: - Benim. Shatov, pencereyi arparak kapatti ve asagi inerek kapiyi ati. Stavrogin tahta esigin stnden atlayarak ieri girdi ve tek kelime sylemeden, Kirilov'un oturdugu blme dogru yrd. Buradaki btn kapilar ardina kadar aikti. Koridor ve n iki oda karanlikti; fakat, Kirilov'un oturdugu son odada isik vardi. Odadan glsmeler ve birtakim garip bagrismalar duyuluyordu. Stavrogin, dogrudan dogruya aydinlik odaya yrd; fakat, odaya girmeden kapida durdu. Odanin ortasindaki byk masanin stnde aydanlik duruyordu. Ev sahibinin akrabasi yasli kadin, basi aik, zerinde sadece bir eteklik, iplak ayaklarinda erkek potinleri ve sirtinda tavsan derisi bir ceket oldugu halde odanin tam ortasinda duruyordu. Kucaginda, zerinde sadece bir zibin olan, kk bacaklari iplak, yanaklari pembe-beyaz, aik sari salari daginik, on sekiz aylik bir ocuk vardi. Grnse gre besiginden henz alinmisti. Aglamis oldugu, kirpiklerinin islakligindan belli oluyordu. Fakat simdi, kk kollarini uzatiyor, ellerini irpiyor ve her kk ocugun yaptigi gibi kendi kendine garip sesler ikartarak glyordu. Kirilov, bebegin nnde durmus elindeki kk kirmizi bir topu yere vuruyor, tavana kadar ziplayan topu yine yakaliyordu. ocuk, yarim yamalak becerebildigi kadar top, top diye bagirinca, Kirilov topu ocuga veriyor ve onun tekrar attigi topu yakalamak iin kosuyordu. Nihayet top dolabin altina yuvarlandi. ocuk, top, top diye fer273yadi basti. Kirilov yzkoyun yere uzanarak topu almaya alisti. Stavrogin odaya girdi; onu gren ocuk, yasli kadina sarilarak yaygarayi basti. Yasli kadin onu hemen odadan gtrd. Kirilov, top elinde yerden kalkarken bu beklenmedik ziyaretiye hi de sasirmis grnmyordu. - Stavrogin mi? diye sordu. ay ister misiniz? Bu arada yerden kalkmisti. Stavrogin: - Sayet sicaksa, hayir demem, dedi. Iliklerime kadar islandim. Kirilov memnun olmus bir tavirla: - Evet, sicak... hatta kayniyor, dedi. Oturun. amur iinde kalmissiniz, ama nemli degil. Daha sonra silip temizlerim. Stavrogin, bir sandalyeye rahata oturdu ve verilen ayi hemen bir dikiste iti. Kirilov

sordu: - Bir fincan daha ister misiniz? - Hayir, tesekkr ederim. O zamana kadar ayakta duran Kirilov, Stavrogin'in tam karsisindaki sandalyeye oturdu. - Sizi buraya hangi rzgr atti? diye sordu. - Is. Su mektubu okuyun. Gaganov'dan. Petersburg'da onun hakkinda sylediklerimi hatirlar misiniz? Kirilov, mektubu alip okudu; sonra masanini zerine koydu ve Stavrogin'e bakarak bekledi. Stavrogin anlatmaya basladi. - Bildiginiz gibi bu Gaganov'la hayatimda ilk kez karsilastim. Bir ay nce Petersburg'da. Baskalarinin yaninda birka kere karsilastik. Benimle samimiyeti olmadigi ve konusmadigi halde, bana karsi son derece kstah davranma firsatini buldu. O zaman bunu size anlatmistim. Fakat bilmediginiz bir zellik var. Petersburg'dan ay274 rilmadan nce bana bir mektup yolladi. Tabii bu mektup bambaska bir dille yazilmisti. Niin yazildigi belli olmayan kaba bir dille yazilmisti. Ben de hemen bir mektupla cevap verdim. Byk bir samimiyetle, drt yil nce babasi ile aramda geen kulpteki olayin, istenmeden, hastaligim nedeniyle yapilmis bir olay oldugunu ve zr dilemeye hazir oldugumu bildirdim. Bunu dikkate alarak beni bagislamasini rica ettim. Mektubuma cevap vermeden ekip gitti. Buraya geldigimde; onu azgin bir boga gibi kprms olarak karsimda buluyorum. Daha evvel toplumun iinde bana sylediklerini tekrarliyor. Beni kt olarak suluyor. Ondan sonra bugn, bu mektubu aldim. yle bir mektup ki, bylesini simdiye kadar kimsenin almis olabilecegini dsnemem. Ii trl hakaretlerle dolu. 'Tokatlanmis suratimiz' falan diye bir sr hakaret var iinde. Dello sahidim olmayi reddetmeyeceginiz umuduyla geldim. Kirilov: - Hi kimse byle bir mektup almamistir diyorsunuz, dedi. fkeliyken her insam byle bir mektup yazabilir. Pushkin, Hekern'e byle bir mektup yazmisti. Pekl, gelecegim. Ne yapacagimi syleyin, yeter. Stavrogin, bu durumun yarin halledilmesini istedigini syledi. Fakat nce, Kirilov 'un tekrar Gaganov'u grmesini, ona, yine zr dilemeye hazir oldugunu; hatta, gerekirse mektupla da ayrica zr dileyebilecegini; fakat, Gaganov'un da bir daha byle mektuplar yazmamaya sz vermesinin sart oldugunu ve daha nce gnderilen mektubun hi yazilmamis olarak kabul edilecegini bildirmesini istiyordu. Kirilov: - ok alttan aliyorsunuz, dedi. Kabul etmeyecektir. - Buraya gelmemin asil nedeni, ona byle syleyip syleyemeyeceginizi grenmek istememdi. - Syleyecegim. Sizin bileceginiz bir sey; ama, kabul etmeyecektir. 275- Kabul etmeyecegini ben de biliyorum. - Dvsmek isteyecektir. Onunla nasil bir dvse kararlisiniz? - Anliyorsunuz, ya, ben her seyin yarin olup bitmesini arzu ediyorum. Yarin sabah saat tam dokuzda Gaganov'un evine gideceksiniz. Sizi dinleyecek ve sylenenleri kabul etmeyecektir; fakat size, kendi tanigi ile grsebileceginiz bir saat verecektir. Saat on biri verdigini kabul edelim. Onlarla btn konular zerinde anlasin ve saat bir ya da iki sularinda, kararlastirilacak yerde bulusuruz. Byle bir anlasma iin elinizden geleni yapmanizi rica edecegim. Tabii, dvs silahi tabanca olacaktir. zellikle, sunu istiyorum; dvs sahasinda, arasi on adim olan iki izgi ekin; bu izgilerden yine onar adim sayarak iki tarafa da tekrar birer izgi ekin. Yerilen isaret zerine bu izgilerden baslayarak atis izgilerine kadar yryecegiz. Her ikimizin de bu izgiye kadar yrmesi gerekiyor. Tabii, taraflar arzu ettikleri takdirde daha nce de ates edebilirler. Zannederim ki btn syleyeceklerim bu kadar. Kirilov:

- Atis izgilerinin arasindaki on adimlik uzaklik ok yakin, dedi. -Madem byle dsnyorsunuz, yirmi adim olsun; ama, daha fazla degil. Onun dvsmek iin arzulu oldugunu dsnyorsunuz, degil mi? Bir tabancanin nasil dolduruldugunu bilir misiniz? -Biliyorum. Iki tabancam var. Onlari hi kullanmadiginiza dair yemin edecegim. Onun tanigi da benim gibi syleyecek. Iki takim tabanca olacak, kura ile ya onun tabancalari ya da bizimkiler seilmis olacak. - Gzel. - Tabancalari grmek ister misiniz? - Kelimenin tam anlamiyla, evet... Kirilov, odanin bir ksesinde duran bavulunun zerine egildi. Bavul bosaltilmamisti ve istedigi zaman kendisine gerekli teberiyi 276 zaman zaman aliyordu. Bavulun dibinden, hurma agacindan yapilmis ve ii kirmizi kadife ile dsenmis bir kutuyu aldi ve olduka pahali, ok gzel bir ift tabanca ikardi. - Her sey var. Barut, kursun, kovan... Ayrica, bir de toplu tabancam var. Bir dakika bekleyin. Tekrar bavulunun stne egildi ve baska bir kutudan, Amerikan yapisi toplu bir tabanca ikardi. - Cephaneniz olduka ok. Hem hepsi de olduka pahali seyler. - Evet, ok pahali. Fakir ve ihtiya iinde olan Kirilov, hibir zaman kt durumunu gstermek istemezdi. Zorlukla sagladigi belli olan bu silahlarini simdi byk bir gururla gsteriyordu. Stavrogin, bir dakikalik sessizlikten sonra tereddtle sordu. - Fikrinizi degistirmediniz, degil mi? Kirilov, Stavrogin'in sorusunun ne anlama geldigini onun ses tonundan anlayarak hemen cevap verdi. - Hayir. Stavrogin, kisa bir terddtten sonra yine sordu: - Ne zaman? Bu arada Kirilov kutulari yine bavuluna koymus ve yerine oturmustu. Sorulan sorudan biraz sikilmis oldugunu; fakat, sorulabilecek btn sorulara cevap vermeye hazir oldugunu hissettirerek: - Bildiginiz gibi, benim elimde olan bir sey degil, dedi. Ne zaman sylerlerse. Kirilov, siyah, donuk ve durgun; fakat, dost bakislarini Stavrogin'den ayirmamisti. Stavrogin kaslarini atip, uzun sren birka dakika dsndkten sonra: - Kendi kendisini vurmak isteyen bir kimseyi anlarim, dedi. Bazen benim bile byle dsndgm anlar oldu. Fakat her defasinda 277da yeni yeni dsncelerle kendime geldim. Eger biri, bir su islese, ya da daha nemlisi, yz kizartici bir su islese; yani alaklik etse, hem de... yaptigi olduka sama olsa; insanlarin bin yil hatirlayacaklari, nefretle anacaklari, her andiklarinda yere tkrecekleri bir su olsa... birdenbire 'sakaga sikilan bir kursun, her seyi kknden halledecektir.' Insanlar hatirlayacaklarmis, nefretle ana-caklarmis... bunun ne nemi olabilir artik, yle degil mi? Kirilov bir anlik tereddtten sonra: - Buna yeni dsnceler mi diyorsunuz? diye sordu. - Hayir, byle bir sey demiyorum, yalniz, aklima byle bir dsnce gelince, bu dsncenin tamamen yeni oldugunu hissediyorum. Kirilov: - Dsnceyi mi hissediyorsunuz? dedi. ok gzel! Insanin kafasinda birok dsnce vardir ve her akla gelisinde yeni olur. Dogrudur. Sanki ilk kez oluyormus gibi, kafam byle dsncelerle dolup tasiyor. Stavrogin, sylenenleri dinlemeden, kendi dsncesini gelistirmekle mesguld. - Ay'da yasadiginizi ve bir sr sama sular islediginizi dsnelim. Siz buradayken, ay var oldugu srece, oradaki insanlarin, bu yaptiklariniza binlerce yil glecegini,

isminizi igrenti ile anacaklarini biliyorsunuz. Fakat, siz buradasiniz ve Ay'a buradan bakiyorsunuz. Orada yaptiklarinizdan ve oradaki insanlarin adinizi nefretle anmalarindan size ne? Dogru, degil mi? Kirilov: - Bilmiyorum, diye cevap verdi. Sonra soguk, fakat kesin bir dille ekledi: - Ay'a hi gitmedim. - Biraz nce buradaki ocuk kimindi? . - Ihtiyar kadinin kaynanasi geldi... yani gelini geldi... hepsi bir. gn oluyor. Hasta. Midesinden sanci ekiyor ve sabahlara kadar 278 kivranip haykiriyor. Kadin uyuduktan sonra, ihtiyar ocugu alip buraya getiriyor. Onu topla eglendiriyorum. Topu Hamburg'dan almistim... havaya atip yine kapiyorum. Insanin belini ve sirtini glendirir. Kiz ocugu. - ocuklari sever misiniz? Kirilov, olduka ilgisiz bir sekilde: - Severim, diye cevap verdi. - Su halde, hayati da seviyor olmalisiniz, degil mi? -Evet hayati severim. Neden? - Fakat, kendi kendinizi vurmak iin karar verdiniz. - Verdimse ne olacak? Bunun ikisini neden birlestiriyoruz? Hayat bir sey, br baska bir sey. Hayat var lm ise yok. - br dnyada hayatin devam edecegine inaniyor musunuz? - br dnyadaki sonsuz hayata degil, bu dnyadaki sonsuz hayata inaniyorum. Bazi anlar vardir. Bazi anlara gelirsiniz ve zaman birden durur. Iste o zaman, lmszlk baslayacaktir. - Byle bir zamana erismeyi mi umuyorsunuz? - Evet. Stavrogin, alay etmeden ve agir bir sesle: - Zamanimizda bunun olabilecegini sanmam, dedi. Evrenin sonu zerinde kehanetlerde bulunan kutsal kitapta, melek, zamanin olmadigina yemin eder. - Biliyorum. ok dogrudur. Aik ve kesindir. Insanoglu mutlulugu buldugunda zaman olmayacak; nk, zamana ihtiya grlmeyecek. ok dogru bir dsnce. - Zamani nasil saklayacaklar? - Hibir yere saklanmayacak. Zaman bir cisim degil, dsncedir. Zihinlerden silinecektir. Stavrogin tiksintili bir acimayla: - Zaman basladigindan bu yana, filozoflarin basmakalip sz haline gelmistir, diye mirildandi. 279Stavrogin'in syledigi bu sz, sanki btn dsncelerini kap-siyormus gibi, Kirilov gzleri parlayarak haykirdi. - Tamam! Zamanin baslangicindan beri de degismemistir. Hep ayni sey! - Mutlu olduguna inaniyorum, Kirilov. Mutlusun, degil mi? Kirilov sanki en olumlu cevabi veriyormus gibi: -Evet, ok mutluyum, dedi, - Fakat son zamanlarda istirap ektiniz, degil mi? Liputin'e kizmamis miydiniz? - Iste, simdi kimseye kizmiyorum. O zamanlar mutlu oldugumu bilmiyordum. Agatan dsms yaprak grdnz m hi? - Grdm. - Son gnlerde ben de bir yaprak grdm; ortasinda pek az yesili kalmis ve sararmis bir yaprak. Kenarlari da rmst. Rzgra kapilmis uuyordu. Henz on yasinda bir ocukken, kisin gzlerimi yumar, henz damarlari yeni yeni belli olan yesil yapraklari ve gnesi hayal ederdim. Gzlerimi aar ve grdklerime inanmazdim; nk, gzlerimi kapadigim zaman grdklerim o kadar gzeldi ki gzlerimi hemen tekrar yumardim. - Bu ne demektir? Ima etmek istediginiz nedir? - Ha... hayir... Neden? Ima etmiyorum, sadece bir yapraktan, yesil bir yapraktan sz ediyorum. Yaprak gzeldir. Her sey gzeldir.

- Her sey mi? - Her sey. Insanoglu mutlu degil; nk, mutlu oldugunu bilmiyor. Hepsi bu... hepsi bu!.. Bunu grenen bir kimse hemen mutlu olacaktir. Hemen o dakikada. Kaynana lecek, gelin yasayacaktir... hepsi gzel. Bunu birden anladim. -Fakat aliktan lenler ya da gen kizlari igfal edenler... bunlar da iyi mi hep? - Evet, iyidir. ocuk iin beynini dagitan bir insan bile iyidir. Kafasini dagitmayan kisi, bile iyidir. Her sey iyidir... her sey. Her seyin iyi oldugunu bilen de iyidir. Kendileri iin iyi oldugunu bi280 lirlerse, onlar iyi olacaktir demektir ve kendileri iin iyi oldugunu bilmedikleri srece de, onlar iin iyi olmayacaktir. Btn dsncelerim budur... bundan baska dsncem de yoktur. - Bu kadar mutlu oldugunuzu ne zaman anladiniz? - Geen hafta, sali gn... hayir, hayir arsamba gn, nk, zaten arsambaydi... gece. - Degisikligin nedeni neydi? - Hatirlamiyorum. yle oldu iste. Odada dolasiyordum... bir sey fark etmez. Saati durdurdum. Tam, e yirmi dakika vardi. - Zamanin durmasi gerektigine bir sembol olarak herhalde? Kirilov cevap vermedi. Sonra birden: -Onlar iyi degildirler, dedi. nk, iyi olduklarini bilmiyorlar. Bunu anladiklari zaman, kk bir kizi igfal etmeyeceklerdir. Iyi olduklarini anlamalari gerekir. Bundan sonra da hepsi, hepsi iyi olacaktir. - Su halde, bunu anladiginiza gre, siz iyisiniz? - Iyi bir insanim. Stavrogin kaslarini atarak: - Aslina bakarsaniz, sizinle ayni fikirdeyim, diye mirildandi. - Insanlara her seyin iyi oldugunu greten kimse, dnyanin sonunu getirecektir. -greten armiha gerildi. - Hayata tekrar dnecek ve ismi Tanri-insan olacaktir. - Tanri-Insan mi? - Tanri-insan... digerinden ok farkli. - Ikon'un nndeki kandili yakan siz olmayasiniz? - Evet, ben yaktim. - Su halde Tanriya inaniyorsunuz? Kirilov bir solukta mirildandi: 281- Ihtiyar kadin kandilin yanmasindan hoslaniyor... bugn isi vardi... - Bununla beraber, dua etmiyorsunuz, degil mi? - Her seye dua ederim. Bakin; duvarda bir rmcek yryor... ona bakiyor ve yryebildigi iin skrediyorum. Kirilov'un gzleri yine isildadi. Devamli olarak Stavrogin'e bakiyordu. Bakislari sert ve sabitti. Stavrogin, kaslarini hafife atmis, biraz kmseyerek bakiyordu; ama, bakislarinda alay eden bir anlam yoktu. Stavrogin sapkasini alarak ayaga kalkarken: - Bir daha geldigimde, sizi Tanriya da inanmis olarak bulacagimi umarim, dedi. Kirilov da yerinden kalkarak: -Neden? diye sordu. - Tanriya inancinizin oldugunu anlarsaniz, ona inanirsiniz. Halbuki, Tanriya inanciniz oldugunu anlamazsaniz, ona inanmazsiniz. Stavrogin, szn bitirdikten sonra kahkahayla gld. Kirilov, bu szleri bir an dsndkten sonra: - Byle degil, dedi. Dsncemi tamamen tersyz ettiniz. Meyhane sakasi bu. Hayatimdaki degerinizi hatirlayin. Stavrogin. - Allahaismarladik, Kirilov. - Gene gelin. - Yarini unutmadiniz, degil mi? -Oh, unutmustum. Fakat meraklanmayin, uyuyakalmam. Saat tam dokuzda. Arzu ettigim zaman nasil erken kalkabilecegimi biliyorum. Yataga yatar kendi kendime 'Saat yedide' derim. Ve saat tam yedide uyanirim. 'Saat onda' derim ve saat tam

onda uyanirim. Stavrogin, Kirilov'un renksiz yzne bakarak: - Olduka garip gleriniz var, dedi. - Beraber gelip size kapiyi aacagim. 282 - Zahmet etmeyin, Shatov aar. - Oh, Shatov. Pekl, gle gle. *** Shatov'un oturdugu evin kapisi aikti. Fakat, koridora giren Stavrogin, zifiri karanlikta kaldi ve el yordami ile atiya ikan merdivenleri aradi. Birden st kattaki bir kapi aildi ve isik koridora kadar aksetti. Shatov, disari ikmamis, sadece kapisini amisti. Stavrogin odanin kapisinda durdugu zaman, Shatov'un, masanin yaninda kendisini bekledigini grd. Stavrogin kapidan sordu: - Beni bir is iin kabul edecek misiniz"? Shatov: - Buyurun, dedi. Oturun. Kapiyi kilitleyin. Hayir, durun ben kilitleyecegim. Kapiyi kilitledikten sonra geldi ve Stavrogin'in karsisina oturdu. Hafta sresince olduka zayiflamisti. Sanki atesli bir hastalikla yatmis gibi grnyordu. Gzlerini yere dogru evirerek yumusak bir sesle: - Beni hasta ettiniz, dedi. Neden gelmediniz? - Gelecegimden emin miydiniz? - Evet. Bir dakika durun... sayikliyordum, belki de hl sayikliyorum... bir dakika durun. Yerinden kalkip duvarin yaninda duran gzl raftan bir sey aldi. Bir tabancaydi bu. - Bir gece sabaha kadar beni ldrmeye geleceginizi sayikladim ve ertesi sabah erkenden son kurusuma kadar vererek bu tabancayi satin aldim. Serseri Lyamshin'den. Sonra birden kendime geldim. Tabancanin kursunu yok. O zamandan beri de rafta yatip duruyordu. Bir dakika... 283Yerinden kalkti. Tavandaki havalandirma penceresini amak zereyken Stavrogin ona engel oldu. - Atmayin. Neden atacaksiniz? Paraca degeri var. Hem sonra, Shatov'un penceresinin altinda tabanca var, diye sz ederler. Tekrar yerine koyun. Ve syle oturun. Sizi ldrmeye gelecegimi dsndgnz iin neden zr dilediginizi syler misiniz? Sizinle barismak iin gelmis degilim. nemli bir konunun tartismasini yapmak iin geldim. Her seyden nce bana sunu syleyin: Karinizla ilgim oldugundan tr beni tokatlamadiginizi dsnmekle hata mi ediyorum? Shatov bakislarini yine yere evirerek: - Siz de bu sebeple olmadigini biliyorsunuz, degil mi? - Ne de kiz kardesiniz hakkinda sylenen dedikodulara inandiginizdan tr. Shatov, sabirsiz bir tavirla ayaklarini yere vurarak: -Hayir, hayir, kuskusuz ki degil! dedi. Kiz kardesim daha isin basinda byle bir sey olmadigini sylemisti. Stavrogin, sakin bir tavirla devam etti: - Demek ki ben de hakliyim ve siz de hakliydiniz. Haklisiniz. Mary Lebyatkin, kanunen katimdir; drt buuk yil nce Petersburg' da evlenmistim. Bana, Mary Lebyatkin nedeniyle vurdunuz, degil mi? Shatov, garip bir tavirla Stavrogin'e bakarak mirildandi. - Evet, tahmin etmistim, ama inanmamistim. - Ve bana vurdunuz? Shatov olduka sasirmisti. Kipkirmizi olarak ne syledigini kendisi de anlamiyormus gibi: - Dstgnz iin vurdum, dedi. Yalaniniz iin vurdum. Size dogru yrdgm zaman sizi cezalandirmak gibi bir arzum yoktu, size vuracagimi bilmiyordum. Hayatimda size ok deger verdigim iin vurdum. Ben... 284 - Anliyorum, anliyorum. Syleyecekleriniz sizde kalsin. Atesiniz olmasina zldm. Benim isim ok daha nemli.

Shatov titreyerek yerinden kalkti. - Sizi uzun zamandan beri bekliyordum, dedi. Isimizin ne oldugunu syleyin... ben de syleyecegim.. daha sonra. Yerine oturdu. Stavrogin, merakla Shatov'u incelemeye basladi. - Konusmak zere geldigim is, diger islerden ok daha baskadir, dedi. Bazi kosullar altinda, bu saatte gelmek zorunda kaldim. Size sunu haber vermeliyim ki, belki ldrlebilirsiniz. Shatov, gzlerinde vahsi piriltilar yanarak Stavrogin'e bakti. Sonra, yumusak bir sesle: -Hayatimin tehlikede olabilecegini biliyorum, dedi. Fakat siz... bunu nasil grenebildiniz? - nk, ben de sizin gibi onlardan biriyim. Sizin oldugunuz gibi ben de onlarin birligine kayitliyim. - Siz... siz de... birligin yesi misiniz? Stavrogin hafif bir tebessmle: - Bakislarinizdan, benden her seyi beklediginizi; fakat, bunu beklemediginizi anliyorum, dedi. Fakat, ltfen cevap verin, hayatiniza kastedilecegini nceden biliyor muydunuz? Shatov, birden byk bir fkeye kapilarak haykirdi. - Byle bir seyi aklima bile getirmezdim!... Hatta, bana sylediginiz halde bile inanamiyorum... oysa... oysa, o salaklarin neler yapabilecegini kimse tahmin edemez! Onlardan korkmuyorum! Onlardan ayrildim artik. Bunun mmkn olamayacagini sylemek iin adam tam drt defa geldi... fakat... Stavrogin'e bakarak devam etti: -... fakat, bunun hakkindaki tm bilginiz nedir? Stavrogin, sadece grevini yapan bir adam soguklugu ile: - Hemen telaslanmayin, sizi aldatmiyorum, dedi. Ne bildigimi sordunuz. Iki yil nce Avrupa'da birlige katildiginizi biliyorum. O 285zamanlar eski rgt vardi. Birlige katilmaniz Amerika'ya gidisinizden hemen nce olmustu. Amerika'dayken bana uzun uzun yazmistiniz. Aklima gelmisken sylemek isterim, mektuplariniza mektupla cevap vermedigim iin zr dilerim. Sadece... Shatov: -... para gndermekle yelindiniz diye sz yarida kesti. Masanin ekmesinden gkkusagi rengi kgit bir para ikartarak szne devam etti: - Iste, alin. Bana gnderdiginiz yz ruble. Siz olmasaydiniz orada lp kalacaktim. Anneniz olmasaydi, bu parayi demem iin, daha ok uzun zaman beklerdiniz. Hastaliktan sonra ok fakir dsnce, bu parayi anneniz vermisti. Tam dokuz ay oluyor. Fakat devam edin, ltfen. Shatov'un solugu tkenmisti. - Amerika'da kaldiginiz srede, grsleriniz degisti ve Isvire'ye dndgnzde istifa etmek istediniz. Size bir cevap vermeden, Rusya'ya gitmenizi, birinden bir baski makinesini devir almanizi ve onlar tarafindan gnderilecek birine teslim etmenizi sylediler. Btn ayrintilarini bilmemekle beraber buraya kadar sylediklerim dogru, degil mi? Bu isteklerinin son oldugu ve greviniz bittikten sonra sizi serbest birakacaklarini umarak, bu grevi kabullendiniz. Dogru ya da yanlis, btn bunlari onlardan degil, rastlantiyla baska yerden grendim. Yalniz, simdi bile anlayamadiginiz bir husus var ki, o da, o baylarin sizden ayrilmak niyetinde olmadiklaridir. Shatov, sesi yettigi kadar haykirdi. -Bu ok sama!.. Onlarla olan baglarimi koparacagimi gerek olarak bildirdim!... Bunu yapmaya hakkim var. Vicdanimin ve dsncelerimin hakki... Bu kararimdan dnmeyecegim!.. Dnyada beni caydiracak hibir kuvvet... Stavrogin, onun konusmasini yarida keserek ciddi bir tavirla: - Byle bagirmasaniz iyi olur, dedi. Su Verkhovensky yle kararli bir adamdir ki, belki su anda kapinizi ya kendisi dinliyor ya 286

da baska birine dinletiyordur. Hatta, su sarhos Lebyatkin bile size gz kulak olmak talimatini almis olabilirdi. Belki de siz onu gz-lyordunuz... hakli miyim? Dile getirdiginiz nedenleri Verkhovensky kabul etti mi etmedi mi, siz onu syleyin? - Kabul etti. Tamamen dogru oldugunu ve belki de hakli oldugumu... - Eh, bu takdirde sizi aldatiyor. Hatta, onlardan olmayan Kirilov bile sizi gzleyip onlara bilgi veriyor. Birligin hizmetinde olduklarim bilmeden alisan bir sr ajanlari var. Hareketleriniz daima kontrol altinda. Peter Verkhovensky, buraya sirf bu isi halletmek iin geldi ve yetkileri de ok genis... ok sey biliyorsunuz. Yasamaniz onlar iin ok tehlike olusturdugundan uygun bir zamanini bulup sizi temizleyecekler. Bunun gerek oldugunu tekrar sylemeliyim. Ve sunu da eklemeleyim ki, hangi nedenle oldugunu bilmem; ama, sizin polisten oldugunuza ve simdiye kadar onlari ihbar etmediyseniz bile ilk firsatta ihbar edeceginize inaniyorlar. Dogru mu bu? Isini bilen bir ses tonu ile sorulan bu soruya, Shatov, yzn eksiterek fkeyle kaamak cevap verdi: - Casus bile olsam kimi ihbar edecegim? Stavrogin'in durumunu kendi durumundan bile nemli kabul ettigi her halinden belli olan Shatov, ilk dsncesine sarilarak: - Hayir, beni bir tarafa birakin, diye haykirdi. Benim canim cehenneme!.. Siz, siz, Stavrogin, bylesine igren, degersiz, aptalca bir ise nasil karisabiliyorsunuz? Onlarin birliginin bir yesisiniz!... Sonra birden aresizlik iinde haykirdi: - Nicholas Stavrogin'in byk kahramanligi bu mu olacakti? Bundan daha acikli bir sey olamazmis gibi ellerini bile ogusturmaya baslamisti. Stavrogin, gerekten sasirarak: - zr dilerim, dedi. Fakat, beni bir gnes ve kendinizi de bir 287sinekmis gibi gsteriyorsunuz. Bunun byle oldugunu Amerika'dan gnderdiginiz mektuplardan bile anliyordum. Shatov birden konusmaya basladi. - Siz... siz... biliyorsunuz... Oh, benim tartismami yapmayalim; Hakkinizda aiklayacaginiz bir sey varsa, durmayin aiklayin!.. Sonra derin bir soluk alarak tekrarladi. - Soruma cevap verin!.. -Memnuniyetle. Bylece bir lagim ukuruna nasil dstgm m soruyorsunuz? Size sylediklerimden sonra, bu konuda sizinle biraz daha samimi olmaliyim. Gryorsunuz ya kesin konusuyorum; gerekten bu birlige bagli degilim ve hibir zaman da bagli olmadim ve aralarina katilmadigim iin onlardan ayrilmaya sizden ok hakkim var. Bunun tam tersine, isin daha basinda, onlara ilerinden biri olmadigimi, onlara yardim ettiysem, bunun tamamen rastlanti oldugunu ve kendileri ile hibir iliskim olamayacagini syledim. Birligin yeni plana gre yeniden rgtlenmesinde belirli bazi isler yaptim, hepsi o kadar. Fakat, simdi dsncelerini degistirmisler ve beni birakmalarinin tehlikeli ve sakincali olacagini dsnmsler. Bu bakimdan benim de kra listede olmamsz konusu - Ah, hep lm karan verirler, zaten. Bu kararlari da resmi mhrl, buuk kisinin imzaladigi resmi kgitlarla olur. Bu isi sonuna kadar gtrebileceklerine gerekten de inaniyor musunuz? Stavrogin, her zamanki umursamaz ve biraz da gevsek tavriyla devam etti: -Bu noktaya gelince, bir bakima hakli, bir bakima haksizsiniz. Kuskusuz ki, byle durumlarda, her zaman oldugu gibi daha ok hayal vardir; bir avu insan, kapasitesini ve nemini bytyor. Hatta, bunu su kadara da vardirabilirim ki, btn birlik sadece Peter Verkhovensky'yi kapsiyor ve sadece onun alakgnlllg, kendi birliginin basit bir ajani oldugunu kabullenmesine neden oluyor. Bununla beraber, bu birligin temel dsncesi, kendisine benzeyen 288 birliklerin temel dsncelerinden daha sama degil. 'Enternasyonal' ile iliskileri var. Ajanlarini Rusya'ya sokmayi basardilar. Hatta, olduka degisik bir yntem bulmuslar...

fakat, kuskusuz ki teorik olarak. Buradaki amalarina gelince, Rus rgtnn gelismesinin ok belirsiz oldugunu ve bu lkede hemen hemen daima beklenmedik seyler yapabileceklerini unutmamalisiniz. Hatirlarsiniz ki Verkhovensky inati bir insandir. Shatov fkeyle: - Rusya'yi hi anlamayan bir bit, bir kara cahil, koca bir ahmaktir! diye haykirdi. - Onu yeteri kadar tanimiyorsunuz. Rusya hakkinda bilgilerinin zayif oldugu dogrudur; fakat, yine de sizin ve benim bilgim kadar bilgisi vardir. Ve ayrica, Verkhovensky, Rusya hayranidir. -Verkhovensky Rusya hayrani, ha? - Evet, kusku yok. Soytariligi terk edip yari ilgin oldugu bir ani vardir. Sizin szlerinizden birini yine size hatirlatacagim; 'Bir insanin ne kadar glenecegini kavrayabiliyor musunuz?' Ltfen glmeyin. Bir tetigi ekecek kadar yetenegi vardir. Benim de bir casus oldugumdan spheleniyorlar. islerinde ok az tecrbeleri oldugu iin, karsilarina ikan herkesin casus oldugundan kuskulaniyorlar. - Fakat korkmuyorsunuz, degil mi? - Ha... hayir. ok korkmuyorum. Fakat sizin durumunuz ok daha degisik. Uyarmamin nedeni dikkatli olmaniz iindir. Benim dsnceme gre, budalalar tarafindan tehdit edildiginizi dsnmemelisiniz. Sz konusu olan onlarin zeki olup olmadiklari degil. Sizden ve benden ok daha gl kisilere el kaldirdilar. Oh, saat on bir buuga gelmis. Saatine baktiktan sonra sandalyesinden kalkti. - Size bir soru daha sormak istiyorum, fakat bunun konustugumuz sorunlarla ilgisi yok. Shatov ayaga firlayarak: 289- Tanri askina!... diye haykirdi. Stavrogin, sorgu dolu bakislarla bakti. -Ne demek istiyorsun? Shatov anlasilmaz bir heyecanla: - Sorunuzu sorun, Tanri adina!... diye haykirdi. Fakat, size de benim bir soru sormam sartiyla. Ltfen izin verin... yapamam... sorun sorunuzu!... Stavrogin, biraz bekledikten sonra basladi. - Anladigima gre, Mary'nin zerinde belirli bir etkiniz var. Sizinle konusmaktan ve sizi dinlemekten hoslaniyor. yle degil mi? Shatov, biraz sasirarak Stavrogin'e bakti. - Evet... dinledi... - Onunla evli oldugumu resmen bildirmek istiyorum. Shatov dehset iinde fisildadi. -Fakat, bu mmkn m? - Ne demek istiyorsunuz? Bunun g bir tarafi yok. Evliligin taniklari bu sehirde. Evlilik tamamen resmi bir sekilde yapildi. Topluma duyurulmamasinin nedeni, evliligin taniklari, Kirilov, Peter Verkhovensky ve nihayet, akrabam saymakta gurur duydugum Lebyatkin'in susmaya sz vermis olmalaridir. - Bunu demek istemedim. O kadar sogukkanli konusuyorsunuz ki... fakat devam edin! Bu evlilige zorlanmadiniz, degil mi? Stavrogin, Shatov'un meydan okuyan bakislarina glmseyerek, cevap verdikten sonra: - Hayir, beni kimse zorlamadi, dedi. Shatov heyecandan titreyerek: - Peki, her zaman szettigi su ocuk meselesi nedir? diye sordu. - ocugundan mi sz ediyor? Ulu Tanrim, byle bir seyden haberim yok. Ilk kez duyuyorum. Hibir zaman ocugu olmamisti. Olamazdi da, halen bakiredir... nk! 290 - Anliyorum! Tahmin etmistim. Dinleyin! - Neyiniz var, Shatov? Shatov yzn elleriyle kapayarak arkasina dnd; sonra birden Stavrogin'i omuzlarindan yakaladi. - Biliyor musunuz, diye bagirdi. Hi degilse, btn bunlari neden yaptiginiz ve simdi byle bir cezayi kendinize neden verdiginizi biliyor musunuz? - Sorunuz zehirli ve zekice; fakat, sizi sasirtacagim; evet, o zaman onunla neden

evlendigimi ve simdi, sizin deyisinizle, kendime neden byle ceza verdigimi biliyorum. - Bunu birakalim simdi... tartismasini daha sonra yapariz. Ana konu zerinde konusalim, ana konu. Sizin iin tam iki yil bekledim. - Beklediniz mi? -Sizin iin ok uzun zaman bekledim. Durmadan dinlenmeden sizi dsndm. Sizden baska hi kimse... bunu size Amerika'dan da yazmistim. - Uzun mektubunuzu ok iyi hatirliyorum. - Okunamayacak kadar uzun muydu? Sizinle ayni fikirdeyim. Alti, kocaman sayfa. Konusmayin... konusmayin! Bana on dakikanizi daha ayirabilir misiniz; ama simdi, derhal? Sizi ok uzun zamandir bekliyordum! - Memnuniyetle, size ancak yarim saat ayirabilirim uygun mu? Shatov fkeyle: -Fakat, dedi. Bu tavrinizi da birakacaksiniz. Anliyor musunuz? Size yalvarmam gerekirken, sizden bunu istiyorum... yalvarmasi gereken birinin, istemesi ne demektir bilir misiniz? Stavrogin zayif bir tebessmle: - Bylece, yksek kimseler iin olagan seylerin stnden bakacaksiniz, dedi. Atesiniz oldugunu zlerek gryorum. 291Shatov: - Bana saygili davranmanizi istiyorum... talep ediyorum! diye haykirdi. Kisiligime saygi degil... kisiligimin cani cehenneme!... Baska bir sey iin, sadece bu seferlik, sadece birka sz iin. Dnyada son defa olmak zere... sonsuzda bulusan iki yaratigiz. Ifadenizi degistirin Ve insan gibi konusun! mrnzde bir kere olsun insan sesiyle konusun! Bunu kendim iin degil sizin iin istiyorum. Sinirsiz gcnz grenmenize yardimci oldugumdan tr, yznze attigim yumruk iin beni bagislamak zorunda oldugunuzu kavrayabiliyor musunuz? Yine, o byklk taslayan, tiksinti dolu tebessmn dudaklarinizda dolastigini gryorum. Oh, beni ne zaman anlayabileceksiniz? Birakin artik bu kibirli tavirlarinizi!... Ltfen, bunu sizden talep ettigimi anlayin... talep ediyorum... aksi halde konusmam. Dnyada hibir sey iin konusmam! Shatov, fkeden sayiklamaya baslamisti. Kaslari atilmis olan Stavrogin, eskisinden daha dikkatli gibi grnyordu. Stavrogin ciddi ve inandirici bir sesle: - Yarim saat kalacagima sz verdigime gre, dedi. Zaman benim iin ok degerlidir. Sizi dinlemeye niyetli oldugumu da bilmenizi isterim. Hi degilse ilgi ile dinleyecegim ve... ve sizden benim iin yeni olan birok sey grenecegime de eminim. Stavrogin yine sandalyesine oturdu. Shatov: - Oturun! diye bagirdi ve nasil olduysa birden sandalyesine kt. Stavrogin bir kere daha: - Fakat size hatirlatayim, dedi. Sizden Mary ile ilgili bir ricada bulunacaktim. yle bir rica ki, Mary iin ok nemlidir. Konusmasinin en can alici yerinde sz birden kesilen ve kendisine sorulani anlayamayan bir kimsenin saskinligi gibi, sasiran Shatov'un kaslari atildi. - Nedir? 292 Stavrogin samimi bir glmsemeyle: - Bitirmeme firsat vermediniz ki, dedi. Shatov birden durumu kavrayarak elini salladi ve hemen kendi konusuna gemek isteyerek: - Oh, sama, sama! diye bagirdi. Daha sonra, daha sonra!... *** Hemen hemen tehdit eder bir tavirla, gzlerinden ates pskrerek iskemlesinde ileri dogru egilen Shatov, sag elinin isaret parmagini sallayarak (belki bu hareketinin farkinda bile degildi) konusmaya basladi. - Biliyor musunuz, simdi yeryznde "Tanri zelligini tasiyan", yeni Tanri adina dnyayi kurtaracak olan, hayatin anahtarlarim elinde tutan insanlarin kim oldugunu...

bu insanlarin hangi ulustan oldugunu ve isimlerini biliyor musunuz?, -Tavriniza bakilacak olursa, bunun Rus halki oldugunu derhal syleyebilirim. Shatov hemen hemen yerinde sirayarak: - Ve glmeye basladiniz bile! diye haykirdi. Ah, ne soy!... - Kendinize gelin, rica ederim. Aksine, byle bir sey syleyeceginizi tahmin ettigim iin glmsedim. - Byle bir sey mi bekliyordunuz? Peki, bu szler, sizin bildiginiz seyler degil mi? - Hem de ok iyi biliyorum. Sz nereye getirmek istediginizi de biliyorum. Btn cmleniz, hatta Tanri zelligini tasiyan insanlar deyisiniz sadece, Amerika'ya hareketinizden iki yil evvel Avrupa'da konustuklarimizin devamidir. Hi degilse, simdi hatirladigim kadari bu. - Bu sizin deyisinizdir, benim degil. Sizin kendi deyisinizdir; hem de konusmanizin devami degildir. Biz byle bir sey hi ko293nusmadik. Byk szler eden bir gretmenle yeniden dirilen bir grencisi vardi. O grenci ben, gretmen ise sizdiniz. - Fakat hatirlarsaniz, benim szlerimden sonra, siz birlige katildiniz. Zaten ondan sonra da hemen Amerika'ya gittiniz. - Dogru. Bunun hakkinda size Amerika'dan da yazmistim. Size, hemen hemen her seyi yazmistim. ocuklugumdan beri benimsedigim, btn mitlerimi bagladigim ve ugrunda gzyasi dktgm bir inantan, kendimi bu kadar abuk koparip kurtaramadigim dogrudur. Tanri degistirmek ok gtr. O zaman size inanmak istememistim; nk, inanmak istemiyordum ve son defa olmak zere btn umutlarimi su lgim ukuruna bagladim. Fakat ekilen tohum kalbimde kaldi ve byd. Bana ciddi, ama ok ciddi olarak syleyin, Amerika'dan yazdigim mektubu sonuna kadar okumus muydunuz? Belki de hi okumamissinizdir, ha? - O mektubun sayfasini okudum. Ilk ve son sayfalarini okudum. Orta sayfasina da syle bir gz attim. Bununla beraber, daima okumaya niyetliydim. Shatov elini sallayarak Stavrogin'i susturdu. -Oh, hepsi bir... Unuttunuz bunu! Insanlar zerine sylediginiz o szleri inkr ediyorsaniz, o zaman byle bir seyi nasil syleye-bildiniz? Iste buna dayanamiyorum. Stavrogin esrarengiz bir tavirla: - O zamanlar da sizinle saka etmiyordum, dedi. Sizi inandirmaya alisirken, belki de sizden ok kendimi dsnyordum. - Saka etmiyordunuz!... Amerika'da ay samanlarin stnde aresiz bir adamla beraber yattim ve ondan, benim iime Tanri ve vatan sevgisinin tohumlarini ektiginiz zamanlarda, belki de ayni gnlerde, bu zavalli, manyak Kirilov'un da kalbine ayni tohumlari ektiginizi grendim. Zavallinin iini yalanlarla, iftiralarla dol-durdunuz ve onu yari deli bir hale soktunuz. Simdi ona gidip bir bakin... sizin yaratiginizdir. Fakat onu grdnz, degil mi? - Her seyden nce sunu bilmelisiniz ki, biraz nce ok mutlu ve iyi oldugunu bizzat kendisi syledi. Bunlarin hepsinin ayni za294 mana rastladigini dsnmekle hata etmiyorsunuz; fakat, bundan ne ikar? Her ikinizi de kandirmadigimi bir daha sylyorum. - Dinsiz misiniz? Simdi bir dinsiz misiniz? - Evet. - Ya o zaman? - O zaman da. Shatov mirildandi. - Konusmaya basladigim zaman saygi duymanizi istedigim kisi ben degildim. Sizin gibi zeki bir insanin bunu anlamasi gerekirdi. - Ilk szlerinizi duyar duymaz kalkmadim, konusmayi rtbas etmedim. Sizden uzaklasmadim, hl buradayim ve sorulariniza cevap veriyorum. Bagirmaniza bile ses ikarmadigima gre, size karsi olan saygimi kaybetmemisim demektir. Shatov elinin bir hareketi ile Stavrogin'e susmasini isaret ederek: - 'Bir dinsiz Rus olamaz. Bir dinsiz Rus olmaktan ikar' deyisinizi hatirlar misiniz?

Byle sylediginizi hatirliyor musunuz? diye sordu. Stavrogin sanki ona karsit bir soru sorarmis gibi: --Eee...?dedi. - Siz mi soruyorsunuz? Hatirlamadiniz mi? yle de olsa, Rus ruhunun baslica zelliklerinden birini kesfetmis oluyorsunuzun. Bunu unutmaniz mmkn degil! O zamanlar sylediginiz baska bir seyi daha hatirlatayim: 'Yunan Ortodoks inanci olmayan bir kimse Rus olamaz?' - Bunun Slavci bir dsnce oldugunu zannederim. - Hayir, simdiki Slavcilar byle bir dsnceyi kabullenmiyorlar. Ama, siz daha da ileri gitmistiniz. Roma Katolikliginin Hiristiyanlik olmadigi inancindaydiniz, Roma'nin, seytanin nc bir oyununa kanan Isa'nin, bir kralligi olmadan yeryznde kalamayacagini bildirdigini; Katoliklerin ise yeni bir Isa yarattigini ve btn Bati Dnyasi'ni yiktigim, syleyen siz degil misiniz? 295Fransanin Katolik kilisesi yznden aci ektigini, Roma Tanrisi'ni kabullenmediklerini; fakat, baska bir Tanri da bulamadiklarini syleyen, siz degil misiniz? O zamanlar iste byle konusabiliyordunuz!... Konusmalarimizi ok iyi hatirliyorum. Stavrogin, ciddi bir sesle: - O zamanlar buna inansaydim; kusku yok ki ayni seyleri yine takrarlayacaktim, dedi. Fakat sizi temin ederim ki, bu eski dsncelerimi tekrarlamaniz bende son derece kt bir etki yaratiyor. Artik kesmez misiniz? Shatov, Stavrogin'in istegine aldirmadan haykirdi. - O zamanlar inansaydiniz, ha?!.. Fakat geregin Isa'nin disinda oldugunu size matematiksel olarak tanimlasalar bile, geregin yaninda olmaktansa Isa'nin yaninda olmayi tercih edeceginizi syleyen siz degil miydiniz? Sylediniz mi bunu? Sylediniz mi? Stavrogin sesini ykselterek: -Fakat ben de size bir soru sorayim, dedi? Bu sabirsiz... insana huzursuzluk veren imtihanin amaci nedir? - Bu imtihan, bir daha tekrarlanmayacak ve size bir daha ha-tirlatilmayacaktir. - Sonsuzda ve zamanin disinda oldugumuzu hl israrla sylyorsunuz. Shatov birden bagirdi. - Susun! Aptal ve beceriksiz olabilirim; ama, birakin gln duruma dseyim! O zamanki esas dsncenizi bir kere daha tekrarlamama izin verir misiniz? Sadece on iki satir kadar... hem de zetleyecegim. - Sayet zetleyecekseniz tekrarlayabilirsiniz. Stavrogin saatine bakmak istegini glkle yendi. Shatov sandalyesinden ileri dogru uzandi ve hatta, kisa bir sre iin parmagini yine salladi. Stavrogin'e kt kt bakmaya devam ederek, sanki bir yerden okuyormus gibi tane tane konusarak anlatmaya basladi. 296 - Hibir ulus, henz bilim ve mantik erevesi dahilinde oturmus degildir. Hatta, simdiye kadar kk bir rnek bile gstermemislerdir. Sosyalizm, dogusu bakimindan, dinsiz olmak zorundadir; nk, ilk basindan beri, dinsizligin nderi oldu ve kendi kendini bilim ve mantik erevesi iinde dzenledi ve siraladi. Dnya kuruldugundan bugne kadar, mantik ve bilim, daima ikinci derecede bir plan halinde kalmistir. Ve dnya duruncaya kadar da byle devam edecektir. Insanlar tamamen degisik bir gle sekillendirilmis ve hareket ettirilmistir. Bu g yle bir gtr ki, her ne kadar nasil dogdugu bilinmiyorsa da, onlarin stnde gl bir etki yrtmektedir. Isi sonuna kadar gtrmeyi bilinmez bir hirsla arzulayan, lm ve varligini inkr eden bir gtr. Kutsal kitapta 'Hayat irmagi'nin kuruyacagi sylendigi gibi, bu g de hayatin ruhudur. Filozoflarin dedikleri gibi, bu g, bir estetik prensibi, bir ahlak prensibidir. Basit olarak adlandirdigim gibi Tanri'yi arama' prensibidir. Btn uluslarin gelismelerindeki, her insanin iindeki ve varliklarinin her noktasindaki belirli ama, sadece Tanri'nin, Tan- -rilari'nin, onlara zg Tanrilarinin pesinden kosmak ve geregi, o Tanri'ya inanta aramaktir. Dnyanin var olusundan bu yana ve dnyanin sonuna kadar Tanri, tm insanligin yarattigi bir varlik olmustur ve olmakta devam edecektir.

Simdiye kadar btn insanlarin ya da ogunlugunun ortak bir Tanri'si olmamistir; ama, kendilerine zg bir Tanrilari olmustur. Tek bir Tanri'ya inan, ulusal kavramin ortadan kalkacaginin ilk isaretidir. Tanrilar ortak Tanri haline gelince, kendileri ile beraber, onlara olan inanci ve insanligi da yok edeceklerdir. Bir ulus glendike, Tanri'si da digerlerinden ayrilacaktir. Henz dinsiz bir ulus yoktur; yani, iyilikle ktlk kavrami olmayan bir ulus yoktur. Her insanin kendisine zg bir iyilik ve ktlk kavrami, kendisine olan bir iyiligi ve ktlg vardir. Birok ulus, iyi ve kt kavrami ortak oldugu takdirde, o uluslar yok almaya ve iyi ile kt arasindaki fark kavrami da yavas yavas silinmeye ve kaybolmaya baslar. Mantik hibir zaman, iyi ile kt arasindaki ayrimi grebilecek, hatta, yaklasik olsa bile iyiyi ktden ayirabilecek gce erisme297mistir. Tersine olarak, bunlari acinacak sekilde birbirine karistirmistir; Bilime gelince, onun zmlenmis sekli, daima zor kullanma temeline dayanmistir. Bu zor kullanma, yzyilimiza kadar hi bilinmemis, salgin bir hastaliktan, kitliktan, savastan bile korkun olan, insanligin en byk felaketi yari bilim iin zellikle dogrudur. Yari bilim, simdiye kadar dnyanin grmedigi bir despottur. Kendi rahipleri ve esirleri olan, insanligin bugne kadar dsnmeden nnde secde ettigi, bilimin kendisinin bile nnde utan verecek bir sekilde egildigi bir despottur. Btn bunlar sizin szlerinizdir, Stavrogin. Tabii, sz ettigim yari bilim hari; bu bana ait bir deyis; nk, ben yari bilimi temsil ediyorum ve bu nedenle de ondan nefret ediyorum. Sizin dsncelerinize ve kendi deyimlerinize gelince, onlarin hibirini degistirmeden syledim. Tek kelimesini bile degistirmedim. Stavrogin ekingen bir tavirla: - Zannetmiyorum, dedi. Sylediklerimi hareretle kabullenmistiniz ve farkinda olmadan degistirmis olabilirsiniz. Tanri'yi, ulusun basit bir esyasi dzeyine indirdiginiz gerek... Birdenbire, Shatov'un sadece szlerini degil hareketlerini de yakindan izlemeye basladi. Shatov: - Tanriyi ulusun basit bir esyasi dzeyine mi indirdim? diye bagirdi. Tamamen tersine, insanlari Tanri'ya ykselttim. Bunun aksi ne zaman olmustur ki? Insanlar Tanri'nin bedenidir. Her insan ancak, kendisinin zel bir Tanrisi oldugu, diger Tanrilar'a bakmadigi zaman insandir; kendi Tanrisiyla dnyanin stesinden gelecegine ve btn diger Tanrilar'i kovacagina inandigi srece byle olacaktir. Byk uluslar, hi degilse kendisini gstermis, insanligin basinda yryen uluslar, buna daima inanmislardir. Gereklere karsi durmak mmkn olamaz. Yahudiler, gerek Tanri'yi bekledikleri iin yasadilar ve gerek Tanri'yi dnyaya biraktilar. Yunanlilar dogayi Tanrilastirdilar ve dinlerini dnyaya yaydilar..., yani, felsefe ve sanati. Romalilar Devlet iinde insanlari Tan298 rilastirdilar ve Devleti uluslara miras biraktilar. Fransa, uzun tarihi boyunca, sadece Romanin Tanri dsncesinin gelismesi ve se-killenmesiydi. Nihayet, Roma Tanrisini lagima atti ve kendisini dinsizlige verdi! Simdilik buna sosyalizm diyorlar; nk, dinsizlik Roma Katolikliginden daha saglikliydi. Byk bir ulus, geregin yalniz kendisinde, kesin olarak yalniz kendisinde oldugu ve dnyayi elindeki bu gerekle kurtarmaya, yeniden canlandirmaya sadece kendisinin yetenekli oldugu hakkindaki inancim yitirdigi an, o ulus byklgn kaybeder ve yalniz etnografik bir materyal olur. Gerek byk bir ulus, insanlikta ikinci derecede bir rol oynamayi hibir zaman kabullenemez. Birinci dereceye bile razi olamaz. Kesinlikle tek olmayi ister. Bu inanci yitiren bir ulus artik ulus degildir. Fakat yalniz bir gerek vardir ve bu nedenle, her ne kadar diger uluslarin kendi zel Tanrilari bulunsa bile, btn uluslar arasinda, gerek Tanri'ya sahip olacak ancak bir ulus vardir. Ve Tanriyi kendinde tasiyan insanlar sadece Rus ulusudur ve... ve. Sznn burasinda fkeyle: - ... ve siz Stavrogin, beni bu kadar budala mi saniyorsunuz? diye haykirdi. Su anda sylediklerimin, Moskova Slavcilari'nin agizlarinda gevis getirdikleri, bayatlamis kelimeler ya da tamamen yeni kelimeler, en son kelimeler, yeniden dogusun tek

kelimesi oldugunu bilmeyecek kadar budala miyim? Ve... ve su dakikada bana glp glmemenizden bana ne? Tek kelimenin bile anlamini anlayamamaniz umurumda mi? Ah, su andaki yznzn anlamindan ve gururla glmsemenizden nasil igreniyorum!... Yerinden firladigi zaman agzi kprmst. Stavrogin, yerinden kalkmadan son derece ciddi bir sekilde: - Tamamen aksine, Shatov, tamamen aksine, dedi. Sylediklerinin tamamen aksine olarak, atesli szleriniz ok gl anilarimi canlandirdi. Szlerinizde, iki yil nceki ruhsal durumumu buluyorum. Biraz nce syledigim gibi, o zamanki dsncelerimi byttgnz sylemeyecegim. Hatta, nceden sylediklerim daha degisik, daha kesin szlerdi sanirim. nc kez sylyorum; 299inanin ki, simdi anlattiklarinizi son kelimelerine kadar dogrulamak isterdim, ama... - Ama rkek bir tavsan gibisiniz? - Ne...'Neee? Shatov tekrar otururken kin gden bir glmsemeyle: - Size ait olan asagilik bir deyisdir, dedi. Tavsan yemek iin... nce onu yakalamak gerekir. Tanri'ya inanmak iin de... Tanri'nin olmasi gerekir. Bana sylendigine gre, Petersburg'da sizin en ok deger verdiginiz bir szms. Nozdryov'un tavsani art bacaklarindan yakalamak istemesi gibi. - Hayir, yakaladigini syleyerek vnr, o kadar. Sirasi gelmisken, izninizle bir soru da ben soracagim. Zaten bunu sormak hakkini da kazandim. Syleyin bana, tavsani yakaladiniz mi, yoksa hl kamakta devam ediyor mu? Shatov, birden tepeden tirnaga titremeye basladi. - Byle kelimeler kullanmaya cesaret etmeyin! dedi. Baska, daha degisik kelimeler kullanin!... Stavrogin, sert bir tavirla ona bakarak: -Nasil isterseniz, dedi. Daha baska sekilde sorabilirim. Btn grenmek istedigim, Tanri'ya inanip inanmadiginiz. Shatov, fkeyle mirildandi. - Rusya'ya inaniyorum. Yunan Ortodoks Kilisesi'ne inaniyorum. Ben... ben Isa'nin varligina inaniyorum... Onun benzerinin Rusya'da dogacagina inaniyorum. inaniyorum ki... - Ya Tanri'ya? Tanri'ya da inaniyor musunuz? - Tan...Tanri'ya da inanacagim. Stavrogin'in yznde en ufak bir kipirdanis bile olmadi. Shatov, meydan okurcasina, ates pskren gzlerle, karsisindakini kl etmek istermis gibi bakiyordu. Nihayet: - Gryorsunuz ya, ona hi inanmadigimi sylemedim size! diye haykirdi. Simdilik, mutsuz, can sikici bir insan oldugumu an300 latmak istiyorum... sadece simdilik... Fakat canim cehennemin dibine gitsin! nemli olan sizsiniz, ben degil. Ben yeteneksiz bir kisiyim. Her yeteneksiz kisi gibi sadece kanimi verebilirim, fazlasini veremem. Fakat kanimin da cehenneme kadar yolu var!... Sizin hakkinizda konusuyorum. Burada iki yildan beri sizi bekliyordum. Yarim saatten beri nnzde deta iriliplak dans ediyorum. Siz, ancak siz... bayragi ekebilirsiniz!... Sylemek istedigini bitirmedi. Sanki aresizlik iindeymis gibi dirseklerini masaya dayadi ve basini ellerinin arasina aldi. Stavrogin: - Mademki siz sz ettiniz, dedi. Olduka garip bir noktaya dikkatinizi ekmek isterim: Neden herkes elime bir bayrak tutusturmaya kalkisir? Peter Verkhovensky bile, 'Onlarin bayraklarini' kaldirabilecegine inaniyor. Hi degilse bana yle sylyor. Su islemekteki olaganst yetenegim yznden, onlar iin Stenka Razin rol oynayabilecegimi dsnyor. Bu kelimeler de aynen onun szleridir. Shatov: - Ne dediniz! diye sordu. Su islemekteki olaganst yeteneginizden tr m? - Tamamen.

Shatov, ktmser bir tavirla glmseyerek: - Anliyorum, dedi. Petersburg'da hayvanca tutkulari olan gizli topluluktan oldugunuz dogru mu? Markiz de Sade'in bile sizden ders alabilecegi dogru mu? ocuklari ayarttiginiz, yoldan ikarttiginiz dogru mu? Birden kendisini kaybederek haykirdi. - Cevap verin, yalan sylemeye sakin kalkmayin Nicholas Stavrogin, yzn yumruklamis Shatov'un karsisinda yalan syleyemez!... Her seyi oldugu gibi syleyin ve sayet bu dogruysa, sizi hemen burada ldrrm!... Biraz uzunca sren sessizlikten sonra Stavrogin, yz solmus ve gzleri ates pskrerek: 301- Bu szleri syledim; ama, ocuklara herhangi bir zararim dokunmadi, dedi. Shatov, parildayan gzlerini ondan ayirmadan, kendisinden emin bir tavirla: - Fakat siz byle sylediniz! dedi. Insanligin iyiligi bakimindan, gzellikle, kaba bir hareket ya da herhangi bir kahramanlik arasinda bir ayrim gzetmediginiz ve hatta insanligin ugruna hayati bile feda edebileceginiz dogru mu? Her iki gzelligin ve zevkin arasinda benzerlik buldugunuz dogru mu? Arzu ettigi anda kalkip gidebilecek olan Stavrogin, ne yerinden kimildiyor ve ne de gitmeye istekli grnyordu. - Byle sorulara cevap vermek mmkn olamaz... cevap vermeyi reddediyorum, diye mirildandi. Hl fkeden titreyen Shatov: - Ktlgn, neden kt ve iyiligin neden iyi oldugunu ben de bilmiyorum, dedi. Fakat bunlar arasindaki ayrimin, Stavroginler gibi soylu beylerde neden silinip kayboldugunu biliyorum. Su kadinla neden byle alaka evlendiginizi biliyor musunuz? nk, byle bir evliligin rezaleti ve anlamsizligi yeteneksizliginizin en yksek derecesine ikiyor!.. Oh, lagimin hibir zaman kenarinda yrmezsiniz; ama, lagimin iine paldir kldr tepetaklak dalarsiniz. Bu evliligi, manevi alakliginizin, vicdan azabinizin, iskence zevkinizin ihtirasindan yaptiniz. Bu olay, kt seylere belirtili bir ilgi gsteren sinir bozuklugundan meydana gelmistir. Sagduyuya karsi meydan okuma hissi karsi konamayacak derecede kiskirticiydi!... Stavrogin ve bir zavalli, bellegi noksan, yoksul, topal! Valinin kulagini isirdiginiz zaman hoslanmis miydiniz? Syleyin hoslanmis miydiniz? Soylu bir kisinin, bos gezen ve serseri bir oglusunuz, degil mi? Stavrogin'in yz gittike soluyordu. arpik bir tebessmle: - Evlenme nedenim hakkinda yanilmakla beraber siz bir psikologsunuz, dedi. ok hayret ediyorum dogrusu. Kirilov mu? Fakat onun bununla bir iliskisi olamaz. 302 - Yznz soluyor, degil mi? Stavrogin, sonunda sesini ykselterek: - Fakat ne istiyorsunuz? diye sordu. Yarim saatten beri kirbacinizin altinda oturuyorum ye hi degilse kibarca gitmeme izin verebilirdiniz, eger... eger bana byle davranmaniz iin mantiga uygun bir amaciniz yoksa... - Mantiga uygun bir ama mi? -Elbette. Hi degilse amacinizi sylemek zorundasiniz. Byle davranmanizi bekliyordum; fakat, btn grdgm tkrr gibi konusmaniz. Kapiyi amak zahmetine katlanir misiniz, ltfen. Stavrogin, oturdugu sandalyeden kalkti. Shatov fkeyle arkasindan firladi. Stavrogin'in omzunu tutarak: - Topragi p, gz yaslarinla sula, merhamet dilen! diye haykirdi. Stavrogin basini nne egerek hemen hemen byk bir kederle: - Fakat o sabah sizi... ldrmedim, degil mi? diye sordu. Ellerimi ektim, degil mi? - Haydi bana her seyi anlatin! Bana tehlikeyi haber vermeye geldiniz... beni konusturdunuz... yarin evliliginizi resmen aiklamaya niyetli oldugunuzu sylediniz! Yeni korkun bir dsncenin elinde kivrandiginizi yznzden anlamiyor muyum saniyorsunuz? Stavrogin, neden ebediyen size inanmaya mahkmum? Baska birisiyle byle konusabilir miydim? Alakgnllym; fakat, Stav-rggin'le konusuyorum diye

iplakligimdan utanmiyordum. Stavrogin beni dinliyor diye, kendi deyislerimle byk bir dsnceyi karikatrize etmekten korkmadim... Siz gittikten sonra ayak izlerinizi bile pecegimi bilmiyor musunuz? Sizi kalbimden skp atamam, Nicholas Stavrogin! Stavrogin soguk bir sesle: - Sizi sevemedigim iin zr dilerim, Shatov, dedi. - Sevemeyeceginizi biliyorum. Yalan sylemediginizi de bi303liyorum. Dinleyin. Her seyi dzeltebilirim. Sizin hesabiniza tavsani yakalayacagim. Stavrogin susuyordu. - Bir beyefendinin simarik oglusunuz, bir beyefendinin son oglu. Kendi halkinizi tanimadiginizdan, iyilik ve ktlk arasindaki ayrimi tanimlayamiyorsunuz ve tanimlayamayacaksiniz da... ne siz ne de Verkhovenskyler, baba ve ogul... ne de ben... ben de bir beyefendiyim... ben, kleniz ve usaginiz Pashka'nin ogluyum... Dinleyin, alisarak Tanri'ya varin; her sey ondadir; yoksa, siz de kf gibi yok olacaksiniz; Tanri'ya, alismakla erisin. - alismakla Tanriya erismek mi? Nasil bir alisma? - Renberlik. Varlikli olmaktan vazgein. Ah, glyorsunuz! Bir hile olacagindan mi korkuyorsunuz? Fakat Stavrogin glmyordu. Gerek bir sey bulmus gibi bir an dsndkten sonra: - alismakla Tanri'ya erisilebilecegini ve bu alismanin da renberlik oldugunu dsnyorsunuz, degil mi? diye sordu. Sonra birden konuyu degistirdi. - Sahi, dedi. Bana hatirlattiniz. Zengin olmadigimi ve atacak bir seyim bulunmadigini biliyor muydunuz? yleki, Mary'nin gelecegini bile garanti edecek durumda degilim. Baska bir sey daha var. Eger sizce bir sakinca yoksa, ilerde Mary'yi grebilir misiniz diye sormaya gelmistim. Onun zavalli dsncelerine ancak siz bir etki yapabilirsiniz. Bunu size, bana herhangi bir sey olursa, diye sylyorum. Shatov bir eliyle mumu alirken, br elini salladi. , - Pekl, dedi. Mary'yi grmemi istiyorsunuz. Tabii daha sonra.. Gidip Tikhon'u grsenize. - Kimi. -Tikhon. Eskiden rahipti; simdi, hasta oldugundan alismiyor. Sehrin sinirina yakin bir yerdeki Efimevsky Borogorodsky Ma-nastiri'nda oturuyor. 304 - Ne demek istediginizi anlayamadim? -Hibir sey demek istemedim. Onu ziyarete giden birok insan var. Siz de gidip onu grn. Neden .grmeyesiniz? Neden olmasin, yani? - Ismini ilk kez duyuyorum ve... ve simdiye dek byle bir adamla tanismamistim. Tesekkr ederim, gidip onu grecegim. Shatov, elindeki mumla merdivenleri aydinlatarak: - Bu taraftan, dedi. Merdivenlerden indikten sonra, sokaga ailan kapiyi ekip ati. - iste, diye ekledi. Stavrogin kapidan ikarken sakin bir sesle: - Bir daha sizi grmeye gelmeyecegim, dedi. Sokak hl zifiri karanlikti ve yagmur dinmemisti. 2 GECE DEVAM EDIYOR Stavrogin, Bogoyavlenskaya Sokagi boyunca yrd; yol hafife meyilliydi ve ayaklari amurda kayiyordu. Sonunda, karsisina sisle kapli genis bir bosluk ikti...Nehir. Buradaki evler kk kulbelerden ibaretti ve karisik birok sokak vardi. Stavrogin, uzun bir sre nehirden fazla ayrilmadan itlerin boyunca yrd. Buralari ok iyi bildigi, yolunu sasirmadan yrmesinden belli oluyordu. Dsncelere dalmis grnyordu. Kendisini birden, dubalar zerine kurulmus islak kprnn zerinde bulunca sasirarak etrafina bakindi. Etrafta kimseler yoktu. Yollar o kadar tenhaydi ki, hemen dirseginin dibinde, kendisine yabanci gelmeyen simarik bir ses duydugu zaman elinde olmadan irkildi.

- zr dilerim, efendim, semsiyenizden ben de yararlansam, sizce bir sakincasi olur mu? 305Gerekten de, bir glge semsiyenin altina szld ya da Stavrogin'e yle geldi. Askerlerin dedigi gibi adamla omuz omuza yryordu. Stavrogin, adimlarini agirlastirarak, karanligin elverdigi lde yanindaki adamin yzn grmeye alisti. zerinde kaba elbiseler bulunan adam kisa boyluydu. Kivircik salarini ancak rtebilen, kenarlari yirtik bir sapka, basinda limon kabugu gibi duruyordu. Salari kuzguni siyah, gzleri olduka iri, gl kuvvetli bir adamdi. Gzlerinde, genelde ingenelerde oldugu gibi sarimtirak bir parilti vardi. yleki, bu zifiri karanlikta bile pariltilari grmek mmknd. Yaklasik kirk yaslarinda vardi ve sarhos da degildi. Stavrogin: - Beni taniyor musunuz? diye sordu. - Siz Bay Stavrogin'siniz, efendim. Geen pazar tren istasyonunda sizi gstermislerdi. Ayrica, sizin hakkinizda daha nce de ok sey duymustum, efendim. - Bay Verkhovensky'den mi? Yoksa siz... siz kaak Fedka olmayasiniz? -Vaftiz adim Fyodor'dur, efendim. Buralarda oturan bir annem var, efendim. Simdi ok yasli, efendim ve her geen gn biraz daha kyor. Yasliligina, ayaginin bir ukurda olduguna bakmadan, benim iin gece gndz dua eder, efendim. - Kaak bir mahkmsunuz, degil mi? - Evet, efendim, sadece ikametghimi degistirdim, o kadar. mr boyu hapis cezasi aldigimdan, kitaplarima, kiliseye ve anlara veda etmistim. Cezami bitirmek iin de ok uzun bir zaman gerekiyordu, efendim. - Burada ne ariyorsunuz? - Elimden geldigi kadar geinmeye alisiyorum, efendim. Geen hafta, amcam buradaki hapishanede ld, efendim. Kalpazanliktan mahkmdu. Onun ruhuna, kpeklere iki dzine tas attim, efendim. Simdilik yaptigim is bu kadar. Ayrica, Bay Verkhovensky, efendim, btn Rusya'da serbest olarak dolasabilmem iin bana bir 306 tccar pasaportu temin edecek. Anladiginiz gibi, efendim, Bay Verkhovensky byle bir evraki temin edene kadar oyalanmam gerekiyor. Bana karsi ok nazik davraniyor; nk, efendim, bana diyor ki 'Babam seni Ingiliz Kulb'nde kumarda kaybetmis. Bu haksizliktir. Insanliga sigmaz bir davranistir. Iimi biraz isitabilmek iin bana ruble verebilir misiniz, efendim? - Demek ki burada beni bekliyordunuz, degil mi? Bundan hoslanmadim. Kimin emriyle? - Kimseden emir almis degilim, efendim. Sizin ne kadar merhametli oldugunuzu bildigimden, efendim, bunu herkes biliyor. Sizin de anlayacaginiz gibi sifiri tketmek zereyim, efendim. Son cuma, midemi etli brekle tika basa doldurdum. O zamandan beri bir sey yemedim. Bir gn hibir sey yemedim. Ertesi gn sabrettim. nc gn yine bir sey yemedim. Nehirde su bol; fakat, o kadar ok itim ki, midemde kurbagalar kol gezmeye basladilar. Benim gibi zavalli birine birka kurus ayiramaz misiniz, efendim? Buraya yakin bir yerde beni bekleyen bir hanim arkadasim var, efendim; fakat, cebimde birka ruble olmadan gitmeye cesaretim yok. - Bay Peter Verkhovensky, benim adima size nasil bir sz verdi? - Hibir sz vermedi, efendim, ama przl bir isinizde size yardimci olabilecegimi ima etti. Fakat, kafasindan geen dsnceleri bilemiyorum, efendim. Bir kazak kadar sabrim olup olmadigini denemek ister sanirim. Ayrica, bana zerre kadar olsun gvenemez. - Oh? Neden gven miyormus? - Bay Verkhovensky iyi bir astronomdur ve gkyznde bilmedigi yildiz yoktur fakat o da hepimiz gibi yanilabilir, efendim. Tanri'nin huzurunda size sylediklerim dogrudur, efendim; nk, sizin nasil bir kimse oldugunuzu herkes biliyor. Bay Verkhovensky ve sizin karakteriniz bagdasamaz, efendim. Bir keresinde, insanin hain oldugunu ve dsncelerini kimsenin degistiremeyecegini ve bir hain olarak kalacagini sylemisti. Eger bir kimseye aptaldir

307derse, o insan onun gznde aptal olarak kalir, efendim. Fakat ben, efendim, sali ve arsamba gn aptal olabilirim; ama, persembe gn ondan daha akilli bir insan olabilirim. Bu bakimdan, anliyorsunuz ya, efendim, pasaportum olmadigindan Rusya'da kalamayacagimi dsnyor ve beni avcunun iinde sayiyor. Bay Verkhovensky'nin hayati ok ucuz buldugunu da syleyebilirim, efendim; nk, insanlara kendince bir deger veriyor ve inancindan bir milim olsun ayrilmiyor. Ve ayrica, son derece yanilan bir insandir. Kendisinin haberi olmadan, sizin nnze ikamayacagimi dsnyor; oysa, grdgnz gibi karsinizdayim. gndr yolunuzu bekliyorum, efendim. gecedir bu kprnn stnde yolunuzu gzlyorum ve simdi de Tanri'nin huzurundaymis gibi nnz-deyim. Onsuz da yoluma devam edecegimi ona kanitlamak istiyorum. Daha dogrusu, arigin nnde egilmektense, izmenin nnde egilmek benim iin daha iyidir, diye dsnrm. -Peki, bu kprden gece geecegimi size kim syledi? - Dogrusunu sylemek gerekirse, efendim, agzini bir an olsun kapamasini bilmeyen Yzbasi Lebyatkin'den grendim. Bu bakimdan, gn gecemin karsiligi sizden alacagim ruble olacaktir. Elbiselerimin islanmasindan, tepeden tirnaga sirilsiklam oldugumdan sz etmeyecegim. Sadece buna katlanip glecegim, efendim. - Ben sol tarafa siz ise, sag tarafa gidiyorsunuz. Iste kprnn sonuna geldik. Bakin Fyodor, sylediklerimi anlayan kimseleri severim. Size metelik bile vermeyecegim. Karsima bir daha ne kprde ne de baska bir yerde ikin. Size ne simdi ne de gelecekte ihtiyacim olacak ve simdi sylediklerimi yerine getirmeyecek olursaniz, ellerinizi, kollarinizi baglayip sizi polise teslim ederim. Haydi, simdi defolun bakalim! - Hi degilse, size buraya kadar eslik ettigim iin bana birka kurus vermelisiniz, efendim. Sizin yaninizda yrmek benim iin byk bir serefti, efendim. - Haydi, yaylanin bakalim!.. 308 - Fakat yolunuzu bulabilecek misiniz, efendim? Burada yzlerce dneme vardir... sehrin bu yakasinda size yolunuzu gsterebilirim, efendim. nk, buradaki yollar, sanki seytan buradan geerken sepetinden ikartip oraya buraya serpistirmis gibi karmakarisiktir. Stavrogin, tehdit eder bir tavirla adamdan yana dnd. - Sizi simdi baglayacagim! - Belki de fikrinizi, degistiririsiniz, efendim. Benim gibi bir ksze aci vermek size ne kazandirir ki?... - Kendinize gvendiginizi gryorum!... - Kendime degil size gveniyorum, efendim. - Size hi ihtiyacim yok. Bunu evvelce sylemistim. -Fakat btn mesele, benim size ihtiyacim olmasinda, efendim. Eh, baska arem yok, sizin dnsnz bekleyecegim, efendim. - Fakat ben de serefim zerine sz veririm ki, eger bir daha karsima ikacak olursaniz, sizi baglarim. - Bu takdirde, kemerimi de hazir edecegim, efendim. Allahaismarladik, efendim. Semsiyeniz altinda beni barindirdiginiz iin de tesekkr ederim. lene kadar bu iyiliginizi unutmayacagim, efendim. Adam geride kaldi. Stavrogin, byk bir huzursuzluk iinde gidecegi yere vardi. Yerden bitmis gibi ortaya ikan adamin kendisine ihtiyaci olduguna kesin bir inanci vardi ve bunu bildirmek iin fazla bekleyememisti. Serserinin tamamen yalan sylemedigi de belliydi. Belki de Verkhovensky'den gizli olarak kendi hesabina alisiyor ve ondan bir is alacagini umuyordu. Eger byleyse, bu karsilasmanin ok ilgin bir yn vardi. *** . Stavrogin'in gittigi ev, issiz bir sokakla, mutfak bahelerinin itleri arasindaydi ve kelimenin tam anlami ile sehrin kenarindaydi. 309Bu, henz dis kaplamalari yapilmamis, yeni, kk ahsap bir evdi. Panjurlu pencerelerden birinin panjuru zellikle aik birakilmis ve pencerede bir mum

yakilmisti. Grnse gre o gece gelecek olan bir ziyareti iin yakilmisti. Stavrogin, eve daha otuz adim kala, ev sahibi olmasi gereken, uzun boylu bir adamin merakla sokagi kontrol ettigini grd. Biraz sonra da, adamin sabirsiz ve endiseli sesini duydu. - Siz misiniz, efendim? Siz misiniz? Stavrogin, kapiya kadar gidip semsiyesini kapayana kadar cevap vermedi. Sonra: - Evet, benim, diye seslendi. Kapida duran adam, yani yzbasi Lebyatkin, heyecanla birka adim atti. - Nihayet gelebildiniz! Ltfen, semsiyenizi alayim, efendim. Hava ok yagisli, efendim. Semsiyenizi aip bir kseye koyarak kurutacagim. Buyurun, efendim, buyurun. Koridordan, iinde iki mum yanan odaya ailan kapi ardina kadar aik duruyordu. - Geleceginizi bu kadar kesinlikle bildirmemis olmasaydiniz, geleceginizden umudumu kesecektim artik. Stavrogin, odaya girerken saatine bakarak: - Bire eyrek var, dedi. - O kadar ok yagiyor ve o kadar uzaktan geldiniz ki. Saatim olmadigindan zamani bilemiyorum ve... ve pencereden ise baheden baska bir sey grnmyor... yani, sikyet etmiyorum, efendim; nk, sikyet etmeye hakkim yok. Sadece, btn hafta beklemekten sabirsizlandim, o kadar... nihayet bir karara baglanmasini arzu ediyordum... - Ne demek istiyorsun? - Yani kaderimi agzinizdan duymak istemistim, efendim. Oturan, ltfen. Masanin yaninda duran sandalyeyi basiyla isaret etmisti. 310 Stavrogin evresine bakindi; tavani alak kk bir odaydi; mobilya olarak sadece son derece gerekli esyalar vardi; yepyeni sandalyelerin ve kanepenin rtleri yoktu; biri koltugun yaninda digeri odanin ksesinde duran, ihlamur agacindan yapilmis iki masa vardi; masanin birinin zerine rt rtlms, her trl teberi konmus ve bunlarin stne de tertemiz bir peete yayilmisti. Grnse bakilacak olursa, oda tmyle tertemiz tutulmustu. Yzbasi Lebyatkin sekiz gnden beri imiyordu. Yz sismis ve sari grnyordu. Bakislari oradan oraya dolasiyor ve gzlerinin iinde merak kivilcimlari uusuyordu. Daha da garibi, konusmasi ve davranisinin nasil olmasi gerektigine bir trl karar verememis grnmesiydi. Eliyle odayi gstererek: - Grdgnz gibi, dedi. Bakin, artik Kesis Zossima gibi yasiyorum. Imemek, yalnizlik ve yoksulluk... Eski zaman svalyelerinin yemini... - Eski svalyelerin byle yemin ettiklerini mi saniyorsunuz? - Belki de yaniliyorum. Yazik ki, dogru drst bir egitimim yok! Her seyi berbat ettim!.. Inanin efendim, yz kizartici zayifligimi ancak burada anlayabildim. Ne bir bardak ne de bir damla iiyorum, efendim!... Kk bir yuvam var ve tam alti gndr vicdan temizliginin anlamini ok iyi anladim. Hatta, duvarlar bile reine kokuyor ve bana dogayi hatirlatiyor. Nasil bir adammisim meger? Ben nasil bir adamdim? Sairin tam yerinde syledigi gibi, Geceleri evsiz barksiz dolasirim, Gndzleri, dilim bir karis sarkarak. Fakat... iliklerinize kadar islanmissiniz... bir fincan ay imez misiniz? - Hayir, tesekkr ederim. - Semaver saat sekizden beri kayniyordu, ama...korkarim ki... snmstr. Dnyada her sey ayni sekilde snmyor mu? Bir gn 311gelecek, gnesin bile snecegini sylyorlar. Bununla beraber, semaverin altini yeniden yakacagim, tabii gerekirse. Agafya henz uyumadi. - Syleyin bana, Mary... Lebyatkin hemen: - Burada, burada, diye fisildadi. Ona syle bir bakmak ister miydiniz? Sznn burasinda, odanin bitisigindeki kapali kapiyi gsterdi. Stavrogin sordu: - Uyumuyor mu? - Hayir, hayir, Tanri hakki iin hayir! Nasil uyuyabilir. Aksine, aksamdan beri sizi

bekliyordu ve dn sizin geleceginizi grenir grenmez salarini taramaya basladi. Yznde arpik bir tebessm belirmisti; ama, hemen kendisini toparladi. Stavrogin kaslarini atarak: - Genel olarak durumu nasil? diye sordu. Lebyatkin, yznde aci bir anlamla omuzlarim kaldirdi. - Genellikle mi? Siz kendiniz biliyorsunuz, efendim; fakat, su anda... su anda, efendim, iskambille kendi falina bakiyor. - Pekl, daha sonra. nce sizinle hesaplasmamiz gerekiyor. Stavrogin sandalyeye oturdu. Yzbasi koltuga oturmaya cesaret edemeyerek baska bir sandalyeye oturdu ve sylenecekleri dinlemek zere biraz ne egilerek bekledi. Stavrogin birden farkina vararak sordu: - Ksedeki masanin stnde ve rt altinda duran nedir? Lebyatkin masaya bakmak zere dnd. - O mu, efendim? dedi. Sizin cmertliginizin bir parasi, efendim. Yeni tasindigimizdan ve sizin uzun yoldan geldiginizi gz nne alarak... 312 Minnet dolu bir anlamla glmsedi. Sonra yerinden kalkip ayak parmaklarinin ucuna basarak masanin yanina gitti ve rty dikkatle kaldirdi. rtnn altinda yiyecek soguk bazi seyler hazirlanmisti; haslanmis et, domuz salami, sardalya, peynir, kk bir srahi ve uzun bir sise sarap. Btn yiyecekler byk bir dikkatle yerlestirilip hazirlanmisti. - Siz mi hazirladiniz? - Evet. Dn hazirlamistim. Elimden gelen gayreti gsterdim. Bildiginiz gibi Mary, byle seylerle pek ilgili degil. Btn bunlar sizin beni bagislamanizdir. Burasi da sizin evinizdir, benim degil. Yani, ben sadece sizin basit bir hizmetkrinizim. Fakat ruhen, efendim, ruhen tamamen zgrm. Elimde kalan bu son seyi benden almaniz mmkn olamaz! - Anliyorum. Peki ama, yerinize oturmayacak misiniz? Lebyatkin yerine otururken: -Size minnettarim, efendim, ama zgrm! diye haykirdi. Ah, efendim, kalbim o kadar doluydu ki sizi nasil sabirsizlikla bekledigimi bilemezsiniz. Iste simdi kaderimi tayin edeceksiniz... hem benim hem de ierdeki zavallinin. Drt yil nce orada oldugu gibi... kalbimi yine size aacagim. O zamanlar beni dinler siirlerimi okurdunuz... O zamanlar Shakespeare'den esinlenerek sizin palyaonuz adini takmislardi bana. Kaderimde o kadar nemli yeriniz vardi ki... Simdi ok byk korkularin tutsagiyim. gd ve kaderimi aydinlatacak olan isigi da sizden bekliyorum. Peter Verkhovensky bana karsi ok kt davraniyor. Stavrogin onu ilgiyle dinledi ve yakindan inceledi. Yzbasi geri imeyi birakmisti; ama, dsncelerinin yine de bir dzeni yoktu. Onun gibi yillanmis ayyaslar da, ancak byle delice davranislar gsterebilirdi. Oysaki, madrabazlikta kimseden geri kalmamaya alisirlardi. Stavrogin biraz oksayici bir tavirla: - Gryorum ki bu drt yil sresince hi degismemissiniz, 313yzbasi, dedi. Insan hayatinin ikinci yarisinin, genellikle birinci yarida edinilen aliskanliklarla dolu oldugu dogrudur. Lebyatkin, yari saka, yari ciddi bir tavirla: - Byk laflar, efendim, diye haykirdi. Gerekten heyecanlanmisti; nk, gzel konusmaya hayrandi. - Sylediklerinizin hibirini unutmadim, diye devam etti. zellikle Petersburg'da sylediginiz bir sz hi unutmadim. 'Sagduyunun karsisinda tutunabilmek iin gerekten de byk bir insan olmak gerekir.' Evet, efendim kelimesi kelimesine byle sylemistiniz. - Insanin budala olmasi da bir sey degistirmez. -Tamamen haklisiniz, efendim. Hayatiniz boyunca hep byk szler ettiniz. Halbuki, Liputin ve Peter Verkhovensky byle seyleri sylemekten acizler! Ah, Bay Verkhovensky tarafindan nasil hakarete ugradigimi bilemezsiniz, efendim!

- Fakat siz ne yaptiniz, yzbasi? Siz nasil davrandiniz? - Sarhostum, efendim. Ayrica, yzlerce dsmanim var! Fakat... fakat simdi yeni bir sayfayi eviriyorum ve... ve simdi bir yilan gibi gmlek degistirecegim. Vasiyetimi hazirlamis oldugumu biliyor musunuz, efendim? - ok ilgin. Kime ne birakiyorsunuz? - lkeme, insanliga ve grencilerime, efendim. Gazetelerde bir Amerikali'nin hayatini okudum. Btn servetini fabrikalara ve zel arastirmalara birakmis. Kemiklerini tip grencilerine ve derisini de, gece gndz Amerikan Ulusal Marsi'nin alinmasi iin davul yapilmak zere bagislamis. Yazik ki, bizler, Amerika Birlesik Devletleri'nin yaninda cceler gibi kaliyoruz. Rusya dogadan zayiftir; fakat, zek bakimindan gldr. Ben de derimi, greve baslamak serefine eristigim Akmolinsky Piyade Alayi'na, her gn Rus Ulusal Marsi'nin alinmasi iin birakacak olsam, bunun byk bir gericilik olmasi nedeniyle yasaklanacagindan eminim. Iste bu 314 nedenlerle, yksek okul grencileriyle yetindim ve kemiklerimi akademiye birakmak arzusundayim. Ama bir sartla, kafatasimin alninda syle bir yazi bulunacak: 'Pisman olmus serbest dsnceli bir insandi.' Evet, efendim, byle iste!... Yzbasi heyecanlanmisti ve Amerikali'nin biraktigi vasiyetnameden hoslandigi belliydi. Ayni zamanda madrabazin biri oldugundan, her zaman oldugu gibi Stavrogin'i eglendirip gldrmek arzusundaydi. Fakat Stavrogin glecegi yerde, kuskulu bir tavirla: - Demek ki, vasiyetinizi yayinlayip, bunun iin bir dl almak amacindasiniz, degil mi? diye sordu. Lebyatkin, karsisindakini dikkatle inceleyerek: -Byle de olsa, bundan ne ikar, efendim? diye sordu. Ne ikar bundan? Nasil bir hayat yasadigimi dsnn bir kere!.. Bir zamanlar sevdiginiz siirlerimi bile terkettim, efendim. Bir sise sarabin basinda ne kadar gzel yazardim, degil mi? Hatirlamiyor musunuz? Fakat, yazarligimin dnemi kapandi artik. Gogol gibi sadece bir siir yazdim!... Son yksnde oldugu gibi. Hatirlarsaniz, Gogol bu siirini bagrindan dklms bir duygu gibi tanitmisti. Hem de btn Rusya'ya... Ben de onun gibi son sarkimi syledim ve sustum!... - S zettiginiz hangi siir? - 'Eger O Kadin, Ayagini Kirarsa!..' - Ne...Neee? Lebyatkin de bunu bekliyordu. Kendi siirlerine sonsuz bir saygi duyardi; fakat, bazi konularda ikiyzl olusundan, siirlerinin Stavrogin'i gldrmesini isterdi. Bylece bir tasla iki kus vurmus oluyordu. Hem bir sair olarak kendisini tatmin ediyor, hem de Stavrogin'i eglendiriyordu. Ama simdi, nc bir amaci vardi. Siirlerini ne srmekle, daima ok korktugu, kendisini sulu buldugu bir konuda susuz oldugunu gstermek istiyordu. - 'Eger O Kadin Ayagini Kirarsa' Yani, atindan dsecek olursa. Biraz fantazi bir dsnce, deli samasi; ama, bir sair bulusudur. Bir 315keresinde atla geen bir kiz grdgmde, sasmis ve kendi kendime su nemli soruyu sormustum: 'O zaman ne olurdu?' Yani, bir kaza olursa? Cevabi aikti: Btn hayranlari kaisir ve ortada sadece kalbi ezik sair kalirdi. Kusura bakmayin; ama, bit bile sik olabilir ve buna engel olacak bir yasa da yoktur. Bununla beraber, kk hanim mektubuma ve siirime gcenmis. Hatta, sizin bile kizdiginizi sylyorlar. Dogru mu? Acinacak bir sey bu. Inanamam. Dsncelerimle kime zararim dokunabilir ki? Ayrica yemin ederim ki, btn bunlar Liputin'in basinin altindan ikiyor. 'Gnder, gnder! Herkesin mektup gndermeye hakki vardir.' Onun szne kanarak ben de gnderdim. - Yanilmiyorsam, ona evlenme teklif ettiniz, degil mi? - Dsmanlar, dsmanlar, dsmanlar!... Stavrogin soguk bir tavirla: - Siirinizi okuyun! dedi. - Sama, sama, sadece sama. Byle sylemekle beraber, yerinde dogruldu. Elini uzatarak basladi:

Hepsinin gzeli bir bacagim kirdi, Ve simdi daha da gzellesti, Onu ok daha fazla seviyorum simdi ve, Yalvariyorum ona, Onu ne kadar ok sevdigimi hatirlarsin diye. Stavrogin elini sallayarak: - Yeter, dedi. Bu kadari yeter. Lebyatkin, sanki siir okuyan kendisi degilmis gibi konuyu hemen degistirerek: - Petersburg'u dsnyorum, dedi. Yeniden dogusu dsnyorum... efendim, simdiye kadar bana ok byk yardimlarda bu316 lundunuz; yolculuk yapabilmem iin gerekli parayi benden esirgemeyeceginizi umabilir miyim? Bir haftadan beri, gnesi bekledigim gibi sizi bekledim. - zr dilerim. Fazla param kalmadi. Hem neden size para verecek misim? Stavrogin birden fkelenmis grnd. Kura bir sesle, yzbasinin btn ktlklerini kisaca saydi; sarhosluk, yalan sylemek, Mary iin verilen paraya el koymak, kiz kardesini manastirdan almak, aralarindaki sirri aiklayacagini syleyen mektuplar yazmak, Dasha'ya karsi davranisi... falan filan. Yzbasi oldugu yerde kipirdaniyor, ellerini salliyor ve tam cevap vermek zere hazirlandigi zaman Stavrogin tarafindan susturuluyordu. Stavrogin sonunda: - Bir sey daha var, dedi. Aile gururu hakkinda atip tutuyorsunuz. Kiz kardesinizin Stavrogin ile evlenmesini neden onursuzluk sayiyorsunuz? - Fakat evliligi bir sir olarak saklandi, efendim! Kiz kardesimin evliligi kt bir seymis gibi toplumdan saklandi! Sizden para aliyorum ve bana soruluyor: 'Ne parasi bu?' Dudaklarim bagli oldugu iin cevap veremiyorum. Cevap veremiyorum; nk, verecegim cevap kiz kardesime ve aile gururumuza zarar verecektir. Yzbasi sesini ykseltmisti. Bu konu onun en ok sevdigi konuydu ve btn kozlari elinde tuttugunu dsnyordu. Zavalli adam, biraz sonra yiyecegi darbeden habersizdi. Stavrogin, evinin gnlk soranlarindan sz ediyormus gibi, sakin bir sesle, birka gne kadar, belki yarin ya da br gn, evliliklerini topluma aiklayacagini; hatta topluma oldugu kadar polise de bildirecegini; bylece, aileye srlen leke ile beraber para sorununun da ortadan kalkmis olacagini anlatti. Yzbasi gzlerini aarak ona bakti. nce sylenenleri anlayamamisti. Durumun etraflica anlatilmasi gerekiyordu. - Fakat... fakat kiz kardesim yari deli... - Gereken her seyi yapacagim. 317- Peki...peki, ya anneniz? - Istedigini dsnmek ve yapmakta serbesttir. - Peki, karinizi evinize gtrecek misiniz? - Belki gtrecegim. Fakat sizi ilgilendiren bir sorun degil. Hem en kk bir sekilde bile ilgilendirmez. - Beni ilgilendirmez derken... ne demek istiyorsunuz? Peki, ben ne olacagim? - Surasi muhakkak ki evime kabul edilmeyeceksiniz. - Fakat ben akrabanizim. - Insanlar byle bir akrabaliktan kainirlar. Neden size para vermeye devam edeyim? Gcnz yeterse cevap verin. - Fakat, efendim, bu mmkn degil. Bu sorunu bir kere daha gzden geireceginizden eminim. Intihar etmemi istemezsiniz, degil mi? Halk ne dsnecek? Dnya ne diyecek? - Sizin dnyanizdan bana ne!.. Sarhoslugum aninda, bir iddia, bir sise sarap ugruna, arzu ettigim iin kiz kardesinizle evlendim ve simdi de bunu topluma duyuracagim. Bu beni eglendirecekse neden topluma aiklamayayim? Bunlari yle bir fkeyle sylemisti ki, Lebyatkin, sylenenlere inanmaya basladi. - Peki ben ne olacagim? Ne yapacagim? Aslinda nemli olan benim! Saka

etmiyorsunuz, degil mi? - Hayir saka etmiyorum. - Byle davranacaginizi istediginiz kadar syleyin, s ze inanmiyorum. Fakat dediklerinizi yapacak olursaniz, sizi dava ederim. - Dnyanin en byk aptallarindan birisiniz, yzbasi - Aldirmam. Baska yapacak ne kaliyor ki? nceleri, alismasina karsilik hi degilse basimizi sokacak bir yer buluyorduk. Beni kaderimle bas basa terkedecek olursaniz, ben ne olacagim? - Peki ama, yeni bir is bulmak iin Petersburg'a gideceksiniz, degil mi? Sahi aklima geldi. Bagislanmak umuduyla baska arini ele 318 vermek iin Petersburg'a gitmek istediginiz syleniyor. Dogru mu bu? Yzbasi, agzi bir karis aik oldugu halde, bakmakla beraber cevap vermedi. Stavrogin, bu ana kadar biraz imali ve biraz da alayla konusuyordu. yle ki, Lebyatkin, efendisi gerekten kiziyor mu, yoksa saka mi ediyor, gerekten evli oldugunu aiklayacak mi, bir trl kesin bir karar veremiyordu. Simdi ise, Stavrogin'in asiri sert grns ylesine inandiriciydi ki, Lebyatkin sirtinin rperdigini hissetti. Stavrogin masanin zerine dogru egilerek son derece ciddi bir sesle: - Dinleyin, yzbasi, dedi.Dinleyin ve dogru cevap verin. Lebyatkin, herhangi bir ihbarda bulundunuz mu bulunmadiniz mi? Bir seyler yapmayi becerebildiniz mi? Yoksa, bir sey yapamadiniz mi? Byk bir budalalik yaparak herhangi birine mektup falan gnderdiniz mi? Yzbasi, bos gzlerle Stavrogin'e bakarak: - Hayir, efendim, dedi. Yapmadim ve byle bir sey de aklima gelmedi. -Yalan sylyorsunuz. Byle bir seyi dsndnz. Petersburg' a da bu nedenle gitmek istiyorsunuz. 'Eger mektup yazmadinizsa, burada kimseye bu hususta bir gevezelik de yapmadiniz mi? Bana dogruyu syleyin. Bir seyler duydum. Zavalli yzbasi: - Sarhosken Liputin'e sylemistim, diye fisildadi. Liputin bir haindir. Ona iimi dkmstm. -Iinizi dktnz, ama insan bu kadar budala olamaz. Byle bir seyi dsnseniz bile, kendinize saklamaliydiniz. Insanlar bugnlerde dillerini tutmasini ve ok az konusmasini bilmeli. Yzbasi tir tir titriyordu. - Fakat, dedi. Siz hibir seye karismis degilsiniz ki. Ben sizi... 319- Tabii, sagdiginiz bir inegi ele verecek kadar da budala sayilmazsiniz. Lebyatkin: - Siz kendiniz karar verin! dedi ve aresizlik iinde, gzyaslariyla, son drt yil iindeki yasantisini, abuk abuk konusurak zetlemeye basladi. Son dakikaya kadar nemini anlayamadigi, kendisiyle hibir ilgisi olmadigi halde bir sr ise burnunu sokan byk bir budalanin, sarhosluk iinde geen dzensiz ve son derece igren bir yasanti-siydi anlattiklari. Daha Petersburg'dayken, sirf dostluk yznden, niversite grencisi olmadigi halde bir niversite grencisi gibi davranarak, herhangi bir seyin su oldugunu bilmeden, hibir kt sey dsnmeden, bir sr bildiriyi merdivenlere, gazete yerine, mektup kutularina, tiyatrolarda seyircilerin sapkalarinin iine, paltolarinin ceplerine nasil sokusturdugunu bir bir anlatti. Daha sonra onlardan para almaya baslamisti. 'O zamanlar ok parasizdim, efendim' diyordu. Iki ilin btn kylerine muhtelif bildiriler dagitmisti. Lebyatkin: ' . - Beni en ok zen, bu yaptiklarimin yasalara gre su olmasiydi, diye haykirdi. Gnn birinde, yabasini kaparak sabah evden firlayan birinin aksam evine zengin olarak dnecegini bildiren bildiriler hazirlandi. Dsnn bir kere, efendim!... Korkudan titremekle beraber yine de bu bildirileri dagittim. Bazen de bes alti satirlik, btn Rusya'ya hitap eden bildiriler ikartiyorlardi. 'Acele edin ve kiliselerinizi kapatin, Tanriyi yok edin, evlilik baglarinizi koparin, miras haklarini ortadan kaldirin, biaklarla

silahlanin' ve daha baska neler yazdiklarini Tanri bilir ancak. Bu bildirilerden biriyle yakalandim. Fakat, Tanri onlari korusun, alayin subaylari bana bir temiz dayak attiktan sonra serbest biraktilar. Ve geen yil, elli rublelik sahte Fransiz paralarini Korovayev'e verirken az kalsin yakalaniyordum. Tanriya skrler olsun ki, Korovayev, sarhosken havuza dsp boguldu ve sulu oldugumu kesin olarak kanitla320 yamadilar. Virginskyler'de, evli bir sosyalist kadinin zgrlgnden szettim. Geen Haziran, ilimiz blgelerinden birinde, yine yasak olan bildirilerden dagitiyordum. Bu isi yine yapacagimi sylediler. Bay Verkhovensky, emirlerim yerine getirmemin gerektigini ima yollu anlatti. Bir sreden beri beni tehdit ediyor. Bakin beni pazar gn nasil tehdit etti! Ben bir kleyim, efendim, ben bir kk tirtilim, Tanri degil. Bu bakimdan sair Dershavin'den ayriliyorum; fakat, efendim, dsnn ne kadar yoksulum!.... Stavrogin btn anlatilanlari byk bir ilgiyle dinledi. - Sylediklerinizden ogunu bilmiyordum, dedi. Fakat, size herhangi bir sey olacagi, yani basiniza bir is gelebilecegi kuskusuz. Bir an sustuktan sonra: -- Dinleyin, diye devam etti. Arzu ederseniz, Liputin'in yalan syledigini, benim de bu islerle ilgili oldugumu sanarak ele verebileceginiz tehdidi ile beni korkutmak istediginizi, bylelikle benden para sizdirabileceginizi dsndgnz syleyebilirsiniz. Kime syleyeceginizi bilirsiniz herhalde; Anliyorsunuz, degil mi? - Fakat, gerekten bu kadar byk bir tehlikede oldugumu dsnyor musunuz, efendim? Stavrogin bir kahkaha atti. - Size yolculuk iin para bile verecek olsam, sizi Petersburg'a gndermeyecekleri gerek... fakat Mary'yi grme zamanim geldi. Byle syleyerek oturdugu yerden kalkti. --Fakat Mary ne olacak, efendim? - Size sylemistim. - Sylediklerinizde ciddi miydiniz? - Hl inanamiyorsunuz, degil mi? - Beni gerekten de eski bir izme gibi firlatip atacak misiniz? Stavrogin glerek: 321- Geregini yapariz, dedi. Pekl, yol verin simdi. - Dis kapida beklememi ister miydiniz? Yani, bir seyler duyabilirim de... nk, odalar pek kk... - Fena fikir degil. Dis kapinin merdivenlerinde bekleyin. Semsiyemi alabilirsiniz. - Semsiyenizi mi? Fakat, efendim, ben buna deger miyim? - Her insanin bir semsiyesi olabilir. - Insan haklarini bu kck kelimeyle bildiriyorsunuz, efendim. Konusmasi anlamsizlasmaya basladi; uydugu haberlerden saskina dnmst. Bununla beraber, kapiya ikip semsiyeyi atigi zaman, basit dsnceli kafasinda garip bir dsnce sekilleniyordu. Mademki durum byleydi, kendisinin korkacak bir seyi yoktu; nk, onlar kendisinden korkuyorlardi. Kafasinda syle bir dsnce dolasiyordu. "Yalan syleyip aldatiyorlarsa, btn bunlarin anlami nedir?" Evliligin topluma duyurulmasi ona ok sama bir dsnce gibi geliyordu. Kendi kendine dsnyordu. "Byle bir canavardan her seyin beklenebilecegi dogrudur. Insanlara ktlk etmek iin yasiyor. Fakat, ya pazar gnk hakaretten korkuyorsa ve simdiye kadar korkmadigi gibi korkuyorsa? ylesine korkuyor ki, bu haberi benim yayacagimi dsnerek, ne yapmak niyetinde oldugunu bildirmek ve bana engel olmak iin buraya kadar gelmek zahmetine katlaniyor. Aman, oyuna gelme, Lebyatkin!... Peki, mademki bunu topluma aiklayacak, neden gece yarisi buraya gizlice geliyor? Ve eger korkuyorsa, son gnlerde korkmaya da hakki yok degil hani. Bak, Lebyatkin, aman, isi yzne gzne bulastirma!..." Sonra dsnceler syle siralanmaya basladi:

"Beni Verkhovensky ile korkutmaya alisiyor. Karisik bir durumdayim!... Korkun bir karisiklik iindeyim!... Liputin'e bir sey 322 sylememeliydim!... Bu serserilerin neler yapmaya niyetli olduklarini ancak seytan bilir. Zaten onlari hibir zaman anlayamadim. Bes yil nceki gibi yine alismaya basladilar. Peki kimi kime ihbar edebilirim? 'Insallah kimseye yazmak aptalligini gstermemis-sindir? Anliyorum!... Demek ki aptalligi bahane ederek birilerine yazmak mmkn olabilecek? Acaba byle davranmam gerektigini mi ima etmek istedi? 'Petersburg'a da bu amala mi gidiyorsun? Ah kereta!.., Byle bir seyi dsndgm bile sezdi! Sanki gitmem iin beni kiskirtiyor. Iki seyden biri: Ya yapmamasi gereken bir seyi yaptigi iin korkuyor, ya da... ya da hibir seyden korkmuyor ve beni onlari ihbar etmem iin kiskirtiyor!... Oh, Lebyatkin, nasil bir ikmaza saplandin!... Hata yapmamam iin Tanri'ya yalvarmaliyim!..." : Dsnceleri ile o kadar mesguld ki, Mary'nin odasinda konusulanlari dinlemek aklina bile gelmedi. Bununla beraber, onlari dinlemek pek de kolay olmazdi; nk, odanin kapisi yekpare tahtadan yapilmisti ve ok kalindi. Btn duyabildigi boguk bir ugultudan ibaretti. Yzbasi, saskinlikla yere tkrerek, dsnceleri arasinda kaybolmus bir halde odadan ikti. Mary'nin odasi, Lebyatkin'in odasindan en az iki kat daha bykt; fakat, esyasi yine kaba olarak yapilmis seylerden ibaretti. Masanin zerine iekli, gri renkli bir rt serilmisti ve zerinde bir lamba yaniyordu. Karyola, odanin bir ksesini boydan boya kaplayan yesil bir perdenin arkasinda kaliyordu. Odadaki esyaya ilaveten, masanin yanina, Mary'nin hibir zaman oturmadigi rahat bir koltuk konmustu. Odanin bir ksesinde, eski odada oldugu gibi byk bir Ikon vardi ve al tinda kk bir kandil yaniyordu. Masanin zerinde birka gerekli teberi vardi; bir deste iskambil, kk bir el aynasi, bir sarki kitabi ve hatta, bir somun ekmek... Bunlardan baska, resimleri renkli iki kitap vardi. Kitaplardan biri, meshur bir 323yolculuk kitabindan alinmis ve genler iin uyarlanmis, digeri ise, daha ok Noellerde armagan edilen cinsten, svalyelere ait servenler kitabiydi. Ayni zamanda, bir de albm vardi. Yzbasinin syledigi gibi, Mary, konugunu bekliyordu; fakat, Stavrogin odaya girdiginde onu, koltuga oturmus ve basini kusty bir yastiga dayamis uyurken buldu. Stavrogin, odanin kapisini usulca kapadiktan sonra, yerinden kimildamadan, uyuyan kadim incelemeye basladi. Lebyatkin, Mary'nin stne basina eki dzen vermis oldugu hakkinda yalan sylemisti. zerinde, pazar gn Stavroginler'in evinde giymis oldugu siyah dz elbise vardi. Salari yine eskisi gibi topuz halinde ensesinin zerine toplanmisti; ensesi yine eskisi gibi iplak kalmisti. Bayan Stavrogin'in armagan olarak verdigi siyah sal dikkatlice katlanmis, divanin stnde duruyordu. Yz, yine eskiden oldugu gibi dikkatsizce pudralanmis ve allliklanmisti. Stavrogin'in odaya girisinden bir dakika kadar sonra, Mary, sanki seyredildigini hissetmis gibi birden gzlerini aarak yerinden dog| ruldu. Fakat, konuga garip bir sey olmus gibiydi; yerinden kimildamadan kadinin yzn inceliyordu. Sanki gzlerini onun yznden ayiramiyormus gibi bir hali vardi. Belki de bakislarinin sert olmasi gereksizdi. Belki de bakislarindan bir hosnutsuzluk, bir hor grs akiyordu, ya da Mary, uyandigi zaman byle hissetmisti. Hemen hemen bir dakika sonra, Mary'nin yz mthis bir korkuyla sarardi. Dudaginin bir kenari sinirli bir tikle oynuyordu. Birden korkmus bir ocuk gibi ellerini yzne kapayarak aglamaya basladi. Byle aglamaya devam ettigi takdirde, kisa bir sre sonra iglik igliga bagirmaya baslayacagindan kusku yoktu. Fakat, ziyareti kendisini hemen toparladi; yzn hafif bir pembelik kapladi; dudaklarinda nazik ve sevimli bir tebessmle masaya dogru yrd. Elini Mary'ye dogru uzatarak: -Siz uyurken byle zamansiz olarak gelip sizi rktmek istemedim, dedi. ok zgnm. Stavrogin'in sesinin yumusakligi etkisini hemen gstermisti. Mary'nin korkusu

gemekle beraber her an umaya hazir rkek bir 324 kus tavrini birakmamisti. Korkarak elini uzatti. Sonunda, dudaklarinda rkek bir tebessm belirdi. Garip bir tavirla Stavrogin'e bakarak: - Merhaba, Prens, dedi. , Stavrogin, ayni yumusaklik ve sevimlilikle devam etti. - Kt bir rya grdnz, degil mi? - Kt bir rya grdgm nasil anladiniz? Birden tekrar titremeye ve Stavrogin'den kainmaya basladi. Kendisini korumak istermis gibi elini kaldirdi. Aglamaya baslamak zereydi. Stavrogin, onu yatistirmaya alisarak: - Haydi, kendinize gelin, dedi. Korkacak ne var ki? Beni tanimadiniz mi? Fakat, uzun bir sre, szleri Mary zerinde hibir etki yapamadi. Mary, sesini ikarmadan, yznde o istirap verici saskinlik, kafasinda geen dsnceyi anlamak abasi ile Stavrogin'e bakiyordu. Bir ara bakislarim ondan kairiyor, bazen de abuk bir gz atiyordu. Sonunda, sakinlesmekten ok, karara varmis bir tavir takindi. Yeni bir amata oldugu aika belli olan, kararli bir sesle: - Yanima oturun, ltfen, dedi. O zaman sizi daha iyi grebilirim. Ve simdi merak etmeyin; nk, size bakacak degilim. Basimi nme egerek yere bakacagim. Siz de bana bakmayin, ben syleyene kadar. Sonra sabirsiz bir tavirla ekledi: - Otursaniza. Mary'nin yeni bir duyguyla davrandigi belliydi. Stavrogin, sylendigi gibi oturdu ve beklemeye basladi. Olduka uzun bir sre konusmadan sessizce durdular. Mary birden igrenir bir tavirla: - Sunu sylemeliyim ki, dedi. Bana ok garip geliyor. Kt rya grdgm bir gerek; ama, sizi neden o sekilde grdgm anlayamiyorum? 325Stavrogin sabirsiz bir tavirla: - Oh, su ryalarinizi karistirmayalim, dedi. Bu arada kendisinden istenenin tersine Mary'ye dnmst. Bu hareketini, ya Mary'nin kendisine bakmaktan hoslandigini dsnerek ya da elinde olmayarak yapmisti. Mary de ona bakmak istemekle beraber kendisini zorlayarak gzlerini yerden kaldirmamakta israr etmisti ve onun bu davranisi Stavrogin'in gznden kamamisti. Mary birden sesini ykselterek: - Dinleyin, Prens, dedi. Dinleyin, Prens... Stavrogin artik dayanamayip: -Neden arkanizi bana dndnz? diye bagirdi. Neden yzme bakmiyorsunuz? Bu komedinin anlami nedir? Fakat Mary onu hi duymamis gibi grnyordu. Sert ve kararli bir sesle nc kez: - Dinleyin, Prens, diye mirildandi. Geenlerde, arabada gelirken, bana, evliligimizi topluma aiklayacaginizi sylediginiz zaman, sirrimizin ortadan kalkmis olacagi beni endiselendirdi. Fakat simdi bilmiyorum. Sylediklerinizi kafamda evirip evirdim ve buna degmeyecegim sonucuna vardim. Ben de giyinip kusanip konuk agirlayabilirim; birini aya davet etmek g olmasa gerek, zellikle insanin usaklari olursa... Fakat her ne olursa olsun, halk ne diyecektir? O pazar sabahi evremi ok yakindan incelemistim. O gzel kiz, zellikle siz odaya girdiginizde, gzlerini zerimden ayirmadi hi. Gelen sizdiniz, degil mi? O kizin annesi sadece, kibarlik budalasi bir ihtiyardir. Lebyatkin'in de ne mal oldugunu gsterdi. Kahkahalarla glmemek iin hep tavana bakiyordum... tavan da ok gzel boyanmisti, hani. Onun annesi bas rahibe olacak bir kadin. Bana siyah salini vermekle beraber ondan korkuyorum. Kusku yok ki, hepsi benim iin degisik dsncelere saplanmislardir. fkeliydim ve oturdugum yerde dsnyordum. Onlara nasil akraba olabilirdim? Hi kusku yok ki, sryle usagi olan bir 326 konteste ruhsal bazi degerler aranir. Bunun yaninda, yabancilari iyi karsilayabilmek iin de biraz cilveli olmalidir. Fakat, yine de o pazar hepsi bana mitsizce baktilar.

Yalniz Dasha bir melekdir. Benim hakkimda dikkatsizce syleyecekleri szlerle, Prensin gururunu inciteceklerinden korkarim. Stavrogin yzn burusturarak: - Korkma ve bu konuyu merak etme, dedi. - Bununla beraber, benim yzmden biraz utan duymasina aldirmiyorum. nk, utantan ok bir acima olacaktir, sphesiz bu da insana gre degisecektir. Anliyorsunuz ya, Prens, onlarin bana acimalarindan ok benim onlara acimam gerektigini biliyor. - Onlara biraz kirginsin, Mary, degil mi? Mary, iyi niyetini gstermek istermis gibi neseli bir kahkaha atti. - Kim, ben mi? Hayir, hi de kirgin degilim. O zaman hepinize dikkatlice bakmistim. Hepiniz fkeliydiniz, birbirinizle tartisiyordunuz. Toplaniyorsunuz, fakat glmenin ne demek oldugunu bilmiyorsunuz. Bu kadar zengin, fakat kederli... neseden yoksun insanlar! Tutumunuza ben de sastim dogrusu. Fakat, simdi kendimden baskasina acimiyorum. - Ben olmadigim takdirde agabeyinle yasamanin zor oldugunu syledigini duydum. Dogru mu bu? - Bunu size kim syledi? Sama. Simdi daha da kt. Iste simdi kt ryalar grmeye basladim ve ryalarim sizin gelmenizle daha da ktlesti. Neden geldiginizi bilmek isterim? - Yine manastira gitmek ister misiniz? - Bunun bana yine teklif edilecegini biliyordum, zaten! Gzel Tanrim, manastirinizin nasil oldugunu bilmiyor muyum saniyorsunuz? Hem neden oraya dnecekmisim? Zorum ne? Simdi artik dnyada tamamen yapayalniz kaldim! nc bir hayata baslamak artik benim iin ok zor. - ok fkeli grnyorsun. Artik seni sevmedigimi dsnmyorsun, ya? 327- Oh, sizi nemsemiyorum bile!... Birisim sevmeye baslayacagimdan korkuyorum. Karsisindakini hor grrms gibi kesik bir kahkaha atti. Sonra birden sanki kendi kendine konusuyormus gibi ekledi: - 'Ona' karsi byk bir su islemis olmaliyim. Yalniz bunun ne oldugunu bilmiyorum. Bu sululuk hissi btn hayatim sresince yakami birakmayacaktir. Daima... daima... btn bu bes yil sresinde... gece ve gndz... 'ona' byk bir ktlk ettigimden tr korku iindeyim. Ona nasil bir ktlk yaptigimi dsnerek gece ve gndz dua edip durdum. Ve simdi de bunun tamamen dogru oldugunu anliyorum. - Neyin dogrulugunu anliyorsunuz? Mary, kuskusuz ki kendisine sorulan soruyu duymamisti. Bu soruya cevap vermeden konusmasina devam etti: - Isledigim bu suta onun bir rol olup olmadigi beni zyor. Byle degersiz kimselerle nasil dostluk kurabildigine hl sasiyorum. Benimle ayni arabada oturmakla beraber, kontesin beni paralamak iin terddt etmeyecegini biliyorum. Hepsi bu isin iindeler... acaba 'O' da bu isin iinde mi? Acaba o da mi bana ihanet etti? Mary'nin enesi ve dudaklari titriyordu. - Bakin ne syleyecegim size, yedi kilise tarafindan afaroz edilmis, Rus tahtina gz dikmis olan Grishka Otrepyev hakkinda yazilanlari okudunuz mu? Stavrogin, cevap vermedi. Mary, birden kararini vermis gibi: - Tahmin ederim ki, simdi dnp yznze bakacagim, dedi. Sizde dnn bana bakin, ama ok yakindan, ltfen. Son kez emin olmak istiyorum. - Uzun bir sreden beri size zaten bakiyordum. Mary dikkatle ona bakarak: - ok garip, dedi. ok sismanlamasiniz. 328 Bir sey sylemek zereyken birden yine rkek tavrini takindi ve kendisini mthis bir seyden korumak istermis gibi elini yzne kaldirdi. Mmkn oldugu kadar ondan uzaklasrnaya alisti. Stavrogin fkeyle haykirdi. - Sizin neyiniz var, Allahaskina?!...

Fakat Mary'nin yzndeki dehset anlami ok kisa srd. Yz garip bir tebessmle burustu. Kusku dolu gzlerini Stavrogin'e dikti. Birden israrli ve kesin bir tavirla: - Ltfen, Prens, kalkin ve ieri girin, dedi. - Ieri mi gireyim? Ieriye nereden girecegim. - Bes yildan beri ieri nasil girecegini dsnp durdum. Kalkin ve su kapidan br odaya gein. Sanki, bir seyden haberim yokmus gibi elime bir kitap alip oyalanacagim ve siz bes yillik ayriliktan sonra birden odaya dalacaksiniz. Bunun nasil olabilecegini grmek istiyorum. Stavrogin, dislerini gicirdatarak iinden sylendi. Sonra eliyle masaya vurarak: - Yeter artik, dedi. Ltfen beni dinleyin, Mary. Bana bir iyilik yapin ve btn dikkatinizi bana verin, ltfen. Tabii, elinizden geldigi kadar. Yarin sabah evliligimizi topluma aiklayacagim. Byk bir konakta yasamayacaksiniz. Byk bir konakta yasama dsncesini kafanizdan hemen silip atin. Hayatinizin sonuna kadar benimle yasamak ister misiniz? Fakat buralardan ok, ama ok uzaklarda... Yani, daglarda, Isvire'de. Orada, bildigim ok gzel bir yer var. Hem korkmayin, ne sizi yalniz birakacagim ne de timarhaneye kapatacagim. Yardim istemeden, kimseye muhta olmadan yasayabilecek kadar param var. Bir hizmetiniz olacak ve is yapmak zorunda kalmayacaksiniz. Arzu ettiginiz her seye sahip olacaksiniz. Yine duanizi yapabilecek ve istediginiz yere gidebileceksiniz. Size elimi bile srmeyecegim. Ve yaninizdan bir dakika iin bile olsa ayrilmayacagim. Arzu etmediginiz takdirde sizinle hayatimin so329nuna kadar konusmayacagim. Ya da Petersburg'daki kk apartmanimizda oldugu gibi aksamlari bana yklerinizi anlatabilirsiniz. Arzu ederseniz size kitap bile okuyacagim. Fakat bir sartla; belki can sikici olabilecek o yerde hayatimizin sonuna kadar beraber yasayacagiz. Hosunuza gitti mi? Kabul edecek misiniz? Beni gzyaslarinizla zmeyeceksiniz, degil mi? Mary, byk bir ilgiyle onu dinledi. Uzun bir sre konusmadan sylenenlerin zerinde dsnd. Nihayet, soguk ve umursamaz bir tavirla: - Btn bunlara inanmak benim iin ok zor, dedi. O daglarda belki de kirk yil yasayabilirim. Sonra, tiz bir kahkaha atti. Stavrogin kaslarim atarak: - Pekl, orada kirk yil yasayabiliriz, dedi. - Anliyorum. Hayir, dnyayi bagislayacak bile olsaniz oraya gitmeyecegim. - Benimle de olsa gitmez misiniz? -- Hem sizinle neden gelecek misim? Sizinle beraber tam kirk yil dagin tepesinde mi oturacagim? Aman, ne gln!... Bugnlerde insanlar ne kadar sabirli oluyorlar gerekten!... Hayir, bir sahinin bir baykus olmasi mmkn degil. Benim Prensim, byle bir insan degildir. Mary, szn bitirince basini byk bir gururla kaldirdi. Stavrogin birden kendine geldi. Aceleyle sordu: - Bana neden Prens diyorsunuz? Beni kiminle karistiriyorsunuz? - Neden, siz prens degil misiniz? - Hayatimda prens olmadim. - Demek itiraf ediyorsunuz... ve yzme karsi bir prens olmadiginizi syleyebiliyorsunuz? - Prens olmadigimi syledim. 330 Mary neseyle ellerim irpti. - Merhametli Tanrim!... 'Onun' dsmanlarindan her seyi bekledim, fakat byle bir kstahligi... asla!... Stavrogin'e dnerek haykirdi. - Hayatta mi?!... Onu ldrdnz m ldrmediniz mi? itiraf edin!... Stavrogin, mthis bir fkeyle ayagi firladi. - Beni kim saniyorsunuz?! Fakat, Mary'yi korkutmak simdi mmkn degildi. zerinde byk bir zafer havasi

esiyordu. - Kim oldugunuzu ve nereden iktiginizi kim bilir ki? Bu dolaplari, kalbimin derinliklerinde hissetmistim!... Ve burada oturmus kr bir baykusun bana onur vermesini bekliyorum!... Hayir, dostum, zayif bir aktrsnz, Lebyatkin'den bile kt bir aktrsnz. Kontese saygilarimi ve bir daha sizden daha iyi bir adam gndermesini bildirin. Sizi bu is iin mi tuttu? Syleyin bana!... Size mutfaginda mi bir is verdi, yoksa? Hilenizi anlayabiliyorum. Hepinizi anliyorum, hepinizi!... Stavrogin, Mary'nin kolunu tuttu. Fakat, Mary onun yzne glyordu. - Aslinda ona biraz benzemiyor degilsiniz, hani. Akrabasi misiniz yoksa? Ne akilli insanlar!... Sadece bir adam sahin ve prensdir. Siz ise bir baykus ve igren bir usaksiniz!... Benim erkegim arzu ettigi takdirde Tanri'nin huzurunda egilir ancak. Shatov, oh sevgili Shatov, neden sizi tokatladi? Lebyatkin syledi bana... Ve o pazar gn salona girdiginizde neden o kadar korkmustunuz? Sizi kim korkutmustu? Dstgm zaman beni kaldirdiginizda yznz yakindan grms ve kalbimin kurtlarla doldugunu hissetmistim. Kendi kendime 'O degil' demistim. 'Benim sahinim, gen sosyete kadinlarinin yaninda benden utanmaz.' Oh, Tanrim, btn bu bes yil, sahinimin daglarda yasayip oraya buraya uustugunu dsnerek yasadim.. Syleyin bana sahtekr adam, size ka para de331diler? ok byk bir para karsiliginda razi olmus olmalisiniz? Bense size metelik bile vermezdim. Ha, ha, ha!... Ha, ha, ha!... Stavrogin, Mary'nin kolunu birakmadan dislerini gicirdatti ve: - Oh, salak!... diye hirladi. Mary, kendinden emin bir tavirla: - Defol, dzenbaz herif!.... diye haykirdi. Prensimin karisiyim!... Sizin biaginizdan da korkmuyorum!.... - Biak!... - Evet, biak!... Cebinizde bir biak var!... Uyudugumu dsnyordunuz, ama grdm. Odaya girer girmez biaginizi ikardiniz!... Stavrogin: - Neler sylyorsunuz, zavalli mutsuz!.... dedi. Nasil ryalar gryorsunuz? Stavrogin, sznn sonunda Mary'yi yle bir siddetle itti ki, Mary hizini alamayarak sirtini ve basini kanepenin arkasina arpti. Stavrogin, yerinden firlayarak odadan ikti. Fakat, Mary hemen yerinden firladi ve sekerek arkasindan kostu. Lebyatkin ona zorlukla hkim olabiliyordu. Mary, sesinin btn gcyle karanliga dogru haykirarak kahkahalarla glmeye basladi. - Grishka Otrepyev... melun!... *** Stavrogin, bastigi yere dikkat etmeden amurlara, su birikintilerine bata ika yrrken, kendi kendine syleniyordu. - Biak!...Biak!... yle, dakikalar oldu ki, ilginca, kahkahalarla glmek istiyor, fakat byk bir gayretle bu arzusunu frenliyordu. Ancak, kprnn 332 zerinde, birka saat nce Fedka ile karsilastigi yere gelince kendine gelebildi. Fedka, ayni yerde bekliyordu. Stavrogin'i grnce sapkasini ikartip onu yerlere kadar selamladi ve neseli bir sesle konusmaya, bir seyler anlatmaya basladi. Stavrogin durmadan onun yanindan geti ve hatta sylediklerini bile bir sre dinlemedi. Serseri pesinden gelmekte israr ediyordu. Stavrogin birden, aklina gelen bir dsnceyle durdu. Kendi kendine 'Biak!... Biak!', diye sylene sylene yrrken onu tamamen unutmustu. Serserinin yakasina sarildigi gibi, fkenin verdigi korkun bir gle kprnn korkuluguna dogru savurdu. Fedka bir ara, karsi koymayi dsn-dyse de, bundan vazgeti. nk, karsisindakinin gcn kendisine gre biraz fazla bulmustu. Bu kararla sakin sakin durdu. Yere diz kms ve bir kolu arkasina bkl oldugu halde kimildamadan sonucu bekledi. Karsisindakinden herhangi bir tehlikenin gelmeyeceginden emin bir hali vardi.

Yanilmamisti, Stavrogin, boynundaki esarbini siyirmis onun ellerini baglamak zereyken birden caydi ve onu serbest birakarak itti. Serseri hemen ayaga firladi ve elinde nereden iktigi belli olmayan, kisa ve genis agizli bir biak belirdi. Stavrogin sabirsiz bir el hareketiyle: - Birak biagi! diye emretti: Hemen sok onu cebine, gzm grmesin!... Serserinin elindeki biak, meydana iktigi kadar abuklukla yine kayboldu, Stavrogin, arkasina bile bakmadan yine yoluna devam etti. Fakat inati serseri pesinden ayrilmiyordu. Simdi, artik gevezelik etmeyi birakmis, ok saygili tavirla bir adim geriden yryordu. Kpry bylece getiler ve nehrin karanlik kiyisina geldiler. Bu kez, Bo-goyavlenskaya Caddesi'nden daha kestirme olan ve sehrin gbegine giden, issiz yollardan sol taraftakine saptilar. Stavrogin birden: - Geen gn civardaki bir kilisemizi soymus oldugunuzu duydum, dogru mu? diye sordu. 333Serseri, sanki aralarinda hibir sey gememis gibi agirbasli ve biraz magrur bir tavirla: - Oraya dua etmek iin gitmistim, efendim, diye cevap verdi. Biraz nceki asiri samimiyetin yerini isini bilen bir adamin agirbasliligi almisti. - Tanri oraya yolumu nasil dsrd bilmiyorum, diye devam etti. Zaten bizler Tanri'nin yardimi olmadan yasayamayiz. Tanri hakki iin dogru sylyorum ki zararli ikan yine ben oldum. Tanri gnahlarimin cezasini vermek istedi sanirim. Bir buhurdanlik, bir tas ve bir kemerden ancak on iki ruble para alabildim. St. Nicholas'in saf gms heykeli para bile etmedi; kaplama oldugunu sylediler. - Bekiyi ldrdn, degil mi? - Kiliseyi o bekiyle beraber soymustuk. Sonra, sabaha dogru nehrin kiyisina geldigimiz zaman, torbayi kimin tasiyacagindan tr tartistik. Onu ldrmemeliydim, efendim; ama, ok gnahi oldugundan onun adina memnunum. - ldrmeye... almaya devam et... devam et... - Sey... efendim, Bay Verkhovensky de byle buyurdu... tam sizin gibi... Kelimesi kelimesine ayni szler... ok cimri ve dsknlere yardim etmekte ok kati kalpli oldugundan byle davrandigini sanirim. Ayrica, bizi kuru bir toprak parasindan yaratan Tanriya da inanmiyor. Her seyi doganin yaptigini kabul ediyor... hatta vahsi hayvanlarin bile doga tarafindan yaratildigina inaniyor. Ayrica, benim gibi bir insanin, yardim eli uzatilmadan is gremeyecegini de anlamak istemiyor. Kendisine byle sylendigi zaman koyunun kaval dinlemesi gibi, alik alik insanin yzne bakiyor. Ona sasmamak insanin elinden gelmez!... rnegin, biraz nce ziyaret ettiginiz yzbasi Lebyatkin'i ele alalim. Filippov'un evinde otururken, kapisini ardina kadar aik birakarak kr ktk sarhos bir halde yerde yatiyor ve paralar da yerlerde srnyordu. Inanin ki gzlerimle grdm; nk, bizim gibiler yardimsiz yasayamazlar. 334 -Kendi gzlerinle mi grdgn syledin? O gece eve girmis miydin? - Belki de girdim, ama, efendim, bunu kimse bilmiyor. - Neden onu ldrmedin? . - Dsnmedim degil, efendim. Anliyorsunuz ya? Dogrusunu sylemek gerekirse, kendime glkle hkim oldum, efendim. Her zaman iin onun cebinden yz elli ruble alabilecegimi duymustum. Bu nedenle, belki bin bes yz ruble alabilecegimi de dsndm. Onu ldrrsem, yagli bir kapiyi kendi yzme kapamis olacaktim. Yzbasi Lebyatkin, sarhos oldugu zamanlar, sizin ok cmert bir insan oldugunuzu her tarafta sylyor. Bunu kulaklarimla duydum, efendim. Sizin hakkinizda byle sylediklerini yzlerce kez duyunca, sizin eli aikliginiza gvenmeye karar verdim. Babam ya da z kardesimmissiniz gibi sizinle konusuyorum, efendim. Bay Verkhovensky degil, hi kimse bunu grenemeyecektir. Bu bakimdan, eli aikliginiz bana rublecik verdirmez mi, acaba? Beni huzura kavusturacaksiniz, efendim, yani

dsndklerinizi sylemekle demek istedim. Daha evvel syledigim gibi, bizim gibiler bir yardim eli grmeden yasayamazlar. Stavrogin kendisini tutamayarak bir kahkaha atti. Sonra, her zaman yaninda tasidigi kesesinden, tomar halinde duran kgit paralardan birini siyirip atti. Onun pesinden ikinciyi, ncy ve drdncy atti. Fedka, atilan paralan havada kapiyordu. amurlarin iine dsenlerin ardindan saldiriyordu. Onlari toplayip ceplerine sokustururken 'Oh, oh, oh!' diye haykiriyordu. Stavrogin hem glyor ve hem de paralan savuruyordu. Sonunda btn parasini atti ve tek basina yoluna devam etti. Serseri geride kalmis, yerdeki paralan toplamakla mesguld. Rzgrin su birikintilerine uurdugu paralari toplayabilmek iin dizlerinin zerinde amurlarda srnyordu. Paralari toplarken, 'Oh, oh, oh!...', diye attigi naralar karanliklarda akisler yaparak dagiliyordu. 3353. DELLO Dello, ertesi gn, kararlastirildigi gibi gleden sonra saat ikide yapildi. Artemy Gaganov'un her ne olursa olsun dvsmek istegi, kararin hemen verilmesine neden olmustu. fkeden ildiracak gibi oldugundan, rakibinin davranisini anlayamiyordu. Bir aydan beri durmadan ona hakaret ederek onun sabrini tketmek istemis, basaramamisti. Karsisindakini delloya davet etmek iin belirli bir neden olmadigindan, Stavrogin'in, kendisini delloya davet etmesini beklemisti. Onunla dello etmek iin gizli nedeni aiklamaktan da * nedense utaniyordu. Drt yil nce, babasinin ugradigi hakaretin de hincini ikartmak istemesi normaldi. Ayrica, Stavrogin'in toplumun iinde zr dilemesine karsilik onu delloya agiramazdi. Stavrogin'in utanmaz bir korkak oldugu kararina vardi. Ayrica, Stavrogin'in, Shatov'dan grdg hakarete ses ikarmamasina da akli ermiyordu. Bu nedenledir ki, Stavrogin'e yazdigi hakaret dolu o mektubu gndermis ve bunun sonucu olarak dello teklifini almisti. Bu mektubu gnderdikten sonra, byk bir umut iinde Stavrogin'den gelecek cevabi beklemeye karar vermisti. Gelecek cevabin ne olacagini bilmedigi halde, her ihtimale karsi, eski okul arkadasi Maurice Drozdov'u dello tanigi olmak zere kandirmisti. Bu bakimdan, Kirilov sabah saat dokuzda geldigi zaman her seyin hazirlanmis oldugunu grd. Stavrogin'in zr dilemesi siddetle reddedildi. Durumdan ancak iki gn nce haberdar olan Maurice Drozdov, iki gencin olmayacak bir sey iin dvsmelerinin uygunsuzlugunu syleyecek oldu; ama, Gaganov'un oturdugu yerde sinirden zangir zangir titredigini grnce bir sey sylemekten vazgeti. Arkadasina sz vermis olmasaydi hemen ikip gidecegi kesindi. Btn umudunu, dello aninda bir seyler yapabilmesine baglayarak, sesini ikarmadan yerinde oturmakla yetindi. Kirilov, Stavrogin'in dello davetini bildirdi. Btn kosullar, itirazsiz hemen kabul edildi. Sadece, Stavrogin'in kosullarina bir ek yapildi. Bu ek olduka zordu. Eger ilk karsilasmada bir sonu alinmazsa, ikinci 336 bir karsilasma yapilacak ve bu karsilasmada da bir sonu alinamayacak olursa, nc bir karsilasma yapilacakti. Kirilov, nceleri, itiraz edecek oldu; fakat sonunda, drdnc bir karsilasmanin yapilmamasi sarti ile kabul etti. - defa evet, fakat drdnc bir karsilasma... olmaz. Bu anlasmadan sonra, karsilasma, sehrin dis kismindaki Brykov, yani, Skvoreshniki ile Spigulin fabrikalarinin arasindaki boslukta ve saat tam ikide yapildi. Bir gece nceki yagmur dinmisti; ama, yerler amur iinde ve hava rzgrliydi. Gkyznde, alak, siyah bulutlar dolasiyor; sert rzgr agalarin tepelerini salliyor ve kklerini sarsiyordu. Insana sikinti verici bir gnd. Drozdov ve Gaganov, Gaganov'un bizzat kullandigi, ift at kosulu sik bir arabayla geldiler; yanlarinda bir de usak vardi. Stavrogin ve Kirilov ise at stnde geldiler; onlarin yaninda da bir usak vardi. Hayatinda ata hi binmemis olan Kirilov, atin stnde dim dik oturuyor ve usaga bile itimat edemedigi tabanca kutusunu sag elinde tasiyordu. Sol eli ile dizginleri tutuyor; fakat, acemi olusundan dizginleri srekli kisiyor ve atin, basini yukari atmasina neden oluyordu. Hayvan saha kalkmak istiyordu; ama, Kirilov'un bunu umursadigi yoktu. Ktmser ve ok alingan olan

Gaganov, onlarin atla gelmelerine mthis alindi. Dsmaninin, yaralandigi takdirde arabayla evine tasinmasini bile gereksiz grecek kadar kendinden emin oldugu kanisina vararak, bunu da kendisine karsi yapilmis bir hareket olarak nitelendirdi. Yz sapsari oldugu halde arabasindan indi. Elleri fkesinden tir tir titriyordu. Bunu da hemen Drozdov'a syledi. Stavrogin'in selamina aldirmadan sirtini dnd. Dello taniklari aralarinda yazi tura attilar: Kirilov kazandi. Atis izgileri hesaplandi ve ekipler yerlerini aldilar. Araba ve atlar usaklarla beraber yz adim kadar uzaga gnderildi. Tabancalar dolduruldu ve rakiplere verildi. Ne yazik ki, ykm hizlandirmak zorundayim ve tasvire fazla yer veremiyorum; fakat, birka hususu aydinlatmak zorundayim. Drozdov, son derece zgn ve telasliydi. Kirilov ise tersine, son derece heyecansiz ve kayitsizdi. zerine almis oldugu grevin 337btn ayrintilarini, hi acele etmeden, bu ugursuz dellonun sonunu dsnmeden, yerine getirmeye alisiyordu. Stavrogin'in yz her zamankinden biraz daha solgundu. Olduka hafif bir palto giymis ve basina da kei derisi bir sapka geirmisti. ok yorgun bir hali vardi. Arada sirada yzn eksitmekle beraber, keyfinin yerinde olmadigini belli etmek istemiyordu. Fakat, Gaganov hepsinden daha ok dikkati ekecek durumdaydi. Bu bakimdan onun hakkinda birka sz sylemek zorundayim. *** Gaganov'un dis grnsn anlatmak firsatini simdiye kadar bulamamistim. ok uzun boylu, yaklasik otuz yaslarinda, olduka beyaz tenli, halk arasinda sylendigi gibi biraz sismanca ve olduka dzgn yz hatlari bulunan bir genti. Albayligi sirasinda emekliye ayrilmisti; general oluncaya kadar orduda kalmis olsaydi, general elbisesi ile ok daha heybetli grnecegine ve iyi bir savasi olacagina kusku yoktu. Kisiligini kesin olarak belli etmek iin, emekliye ayrilisindaki gerek nedenin, Stavrogin'in drt yil nce, kulpte babasina ettigi hakaretle ailesine srlen ve bunca yil pesini birakmayan lekenin znts oldugunu zellikle belirtmek gerekir. Greve devam etmenin byk bir alaklik oldugu ve aslinda olaydan haberleri bile olmayan subay arkadaslarini, birligini de lekeledigi kanisindaydi. Babasinin basindan geen olaydan ok daha nce ordudan ayrilmak iin baska bir nedenle istifa etmis; fakat, bir trl kesin bir karar verememisti. Burada yazmasi bile ok garip olacak; ama, ordudan ayrilisinin asil nedeni, kleligin kaldirildigini bildiren 19 Subat tarihli emirdi. Blgenin en varlikli toprak sahiplerinden biri olan Gaganov, bildirinin yayinlanmasi ile fazla bir zarara ugramamisti. Alinan kararin insanliga yararinin byk oldugunu anlayabilecek, reformun getirecegi faydalari kavrayabilecek yetenekte bir insan oldugu halde, bildirinin yayimlanmasindan hemen sonra, kendisinin 338 sahsen hakarete ugramis oldugunu dsnmst. Bu inanci, bi-lindisi, belirsiz bir duygu olsa da nne geilemeyecek gteydi. Bununla beraber, babasi lnceye kadar herhangi bir adim atamamisti. Fakat, Petersburg'da, yakin iliskilerinin bulundugu insanlar arasinda dsncelerinin soylulugu ile tanindi. O zamanlar, iine kapanik bir genti. Karakterinin diger bir zelligi daha: Soylu ailesini ok benimseyen, eskiligi ile vnen ve Rusya'da hl tu-tunabilen sayili kisilerdendi. Ayni zamanda, Rus tarihini nefretle karsilar ve Rus trelerini pek kaba bulurdu. Daha ocukluk yillarinda, grenimine baslayip bitirdigi, ancak taninmis ve varlikli ailelerin ocuklarinin girebildigi askeri okulda, iinde birtakim romantik grsler filizlenmeye baslamisti. Satolardan, ortaag yasantisindan, svalyelik hayatindan son derece hoslanirdi. Hatta, o gnlerde, Moskova arligi devrinde, ar'in, soylu bir kisiye meydan dayagi attirabilecegini okudugu zaman aglamakli olmustu, Dayak yiyecek olan soylu kisiyi kendisi ile karsilastirinca da utancindan yz kizarirdi. Sert, son derece aksi, ordu hakkinda ok iyi bilgisi olan ve sorumlulugunu ok iyi bilen adamdi, ama aslinda, byk bir hayalperestti. Toplantilarda konusabilecegini, konusmanin ona dogustan vergi oldugu sylenmekle beraber, otuz senelik hayati sresinde agzini bir kere olsun amamisti. Son zamanlarda girdigi Petersburg sosyetesinde bile ok kibirli

davranislari olurdu. Avrupa'dan henz dnms olan Stavrogin'le karsilasmasi onu ilgina dndrmst. Bu dakikada, atis izgisinde beklerken son derece heyecanliydi. Dellonun su ya da bu nedenden tr geri kalacagini tasarladika sabirsizligi bir kat daha artiyordu. Kirilov, baslamalari iin isaret verecegi yerde birdenbire konusmaya baslayinca yznde bir znt anlatimi belirdi. Tabii, Kirilov'un byle davranmasi detti. - Gerektigi iin sylyorum. Simdi tabancalariniz ellerinizde ve verilecek isareti bekliyorsunuz. Bu dellodan vazgemenizi son defa tekrarliyorum. Bu bir tanik grevidir. O zamana kadar susan ve rkekligi, ikiyzllg iin kendisine 339kizan Drozdov, sanki zellikle yapiyormus gibi Kirilov'un teklifine cani gnlden sarildi. - Bay Kirilov'un sylediklerine btn kalbimle katiliyorum. Delloda, taraflar yerlerini almisken barisamayacaklari dsncesi, Fransizlarin kr inanlarindan baska bir sey degildir. Ayrica, aranizdaki geimsizligin ok nemsiz oldugu kanisindayim. Bunu... Uzun bir sreden beri sylemek istiyodum... nk... nk, gereken zr dileme defalarca tekrarlanmistir, degil mi? Heyecanli olarak pek ender konustugu iin yz kipkirmizi olmustu. Stavrogin aceleyle konusarak: - Gereken sekilde zr dileyebilecegimi burada da tekrarlarim, dedi. Gaganov, yerinde tepinerek Drozdov'a dnd. Byk bir fkeyle: - Byle bir sey olamaz, diye haykirdi. Eger benim tanigimsaniz ve dsmanim degilseniz... Tabancasi ile Stavrogin'i isaret ederek devam etti: - Byle, gerilemelerin, hakareti daha da agirlastirdigini Stavrogin'e anlatmalisiniz! Benim tarafimdan hakarete ugrayacagini hi dsnmyor!... Tam dello sirasinda benden kamanin ne"kadar igren olabilecegine aldirmiyor!... Beni ne zannediyor dersiniz? Ve siz... siz ki benim tanigimsiniz, efendim! fkesinden dudaklari kprerek ve yerinden tepinerek: - Hedefimi sasirabilmem iin elinizden geleni yapiyorsunuz gibi grnyor!... diye ekledi. Kirilov, gcnn yettigi kadar yksek sesle - Konusmalar sona ermistir! diye haykirdi. Ltfen, verilecek emri dinleyin. Biiir, ikiii, !... '' kelimesinin bitisinde, rakipler birbirine dogru yrmeye basladilar. Gaganov, besinci ya da altinci adimda tabancasini kaldirip atesledi. Bir saniye kadar, hedefi sasirdigini anlamak iin 340 durakladi; sonra, seri adimlarla ates izgisine gelip durdu; Stavrogin de izgide durdu ve tabancasini olduka yukari kaldirarak nisan almadan atesledi. Sonra, hemen cebinden mendilini ikartip sag elinin sere parmagina sardi. Ancak o zaman, Gaganov'un hedefi tamamen sasirmamis oldugu anlasildi. Fakat, kursun sadece parmagi siyirmis ve kemige dokunmadan gemisti. Kirilov, eger dellocular tatmin olmadilarsa hemen ikinci bir karsilasmanin yapilabilecegini bildirdi. Gaganov, yine Drozdov'a hitap ederek bgrr gibi bagirdi. Bogazi kurumustu sanki. Eliyle Stavrogin'i isaret etti. -- Bu adamin zellikle havaya ates etmis oldugunu iddia ediyorum. zellikle byle davrandi... Bunu da yeni bir hakaret olarak kabul ediyorum!... Delloyu yapilmasi olanaksiz duruma sokmak istiyor! Stavrogin kararli bir sesle: - Dellonun kosullarina aykiri bir sey yapmadiktan sonra istedigim gibi ates etmekte serbestim, dedi. Gaganov: - Byle bir sey yoktur! diye haykirdi. Ltfen ona anlatin bunu!.. Kirilov:

- Bay Stavrogin'le ayni fikirdeyim, diye bildirdi. Gaganov, kimseyi dinlemek istemeyerek fkeden kudurmus olarak haykirdi: -Beni neden vurmak istemiyor? Merhametinden igreniyorum! Kabul etmiyorum... ben... Stavrogin sabirsiz bir tavirla: - Size hakaret etmek gibi bir amacim olmadigina serefim zerine yemin ederim, dedi. Ne sizi ve ne de baskasini ldrmeye niyetli olmadigimdan havaya ates ettim. Sizin kisiliginizle bir ilgisi yok. Kendimi gcenmis kabullenmedigim dogrudur ve byle davranisimla sizi sinirlendirdigim iin zr dilerim. Ama, hakkim olan bir seye baskasinin karismasina izin veremem. 341Gaganov, yine Drozdov'a hitap ederek bgrd. - Mademki kandan bu kadar korkuyor, beni neden delloya agirmis oldugunu sorun kendisine. Kirilov, sze karisti. - Size meydan okumamasi elinde miydi? Hibir seyi dinlemiyordunuz. Sizden nasil kurtulacakti? Durumu dikkatle ve zntyle izleyen Drozdov: - Bir sey sylemek isterim, dedi. Eger rakiplerden biri, bilerek havaya ates edecegini syleyecek olursa... nasil syleyeyim... bu dellonun devami mmkn olamaz... bunun nedeni aika bellidir. Stavrogin sabrini yitirerek: - Her seferinde havaya ates edecegimi sylemedim, diye haykirdi. Ne dsndgm ve bu kere nasil ates edecegimi nasil bilebilirsiniz? Delloya engel olmak iin hibir sey yapmis degilim. Drozdov, Gaganov'a: - Mademki byledir, dello devam edebilir, dedi. Kirilov: - Baylar, yerlerinizi alin! diye bagirdi. Rakipler tekrar birbirlerine yrmeye basladilar. Gaganov, hedefe isabet ettiremedi ve Stavrogin yine havaya ates etti. Stavrogin'in havaya ates ettigini iddia etmesi dogrudur. nk, zellikle bosa atmadigini sylememis olsaydi, dogru olarak nisan almis oldugunu iddia edebilirdi. Tabancasini dogrudan dogruya havaya kaldirmamis, agaca falan nisan almamisti. Tabancanin namlusu rakibine dnk olmakla beraber sapkasinin hizasindan ok daha yukarisini gsteriyordu. Ikinci atisi ise ok daha alaktan olmustu. Fakat yine de Gaganov'u ikna etmek mmkn degildi. Gaganov dislerini gicirdatarak: - Tekrar! diye haykirdi. Karismayin! Delloya davet edildigime gre haklarimdan yararlanacagim. nc bir karsilasma yapmakta israr ediyorum!... 342 Kirilov: - nc bir atisi istemek hakkinizdir, diye bagirdi. Drozdov bir sey sylemedi. nc kez yerlerini aldilar. Atis isareti verildi. Bu kez Gaganov, atis izgisine kadar yrd ve on iki adimdan dikkatle nisan almaya alisti. Iyi nisan almaya alistigindan eli titriyordu... Stavrogin, tabancasi yana sarkmis kimildamadan bekliyordu. Kirilov heyecanla haykirdi. - ok uzun!... ok uzun nisan aliyorsunuz. Ates! Ateees!... Tabanca birden patladi ve bu kez Stavrogin'in beyaz krk sapkasi basindan utu. Nisan alisi olduka iyiydi. Sapkanin st kismi ok asagidan delinmisti. Iki santim daha asagidan olsaydi, her sey bir anda bitiverecekti. Kirilov sapkayi yerden alarak Stavrogin'e verdi. Kirilov'la beraber, sapkadaki deligi inceleyen Stavrogin ates etmeyi unutmus gibiydi. Drozdov byk bir heyecanla haykirdi. - Rakibinizi bekletmeyin, ates edin!... Stavrogin saskinlikla basini kaldirip Gaganov'a bakti; sonra sirtini ona dnerek, bu

kez rakibinin duygularina aldirmadan koruya dogru ates etti. Dello sona ermisti. Gaganov ezilmis gibi oldugu yerde donmus kalmisti. Drozdov, onun yanina gitmis bir seyler sylyor, fakat Gaganov sylenenleri anlamaz grnyordu. Kirilov, gitmek zere hazirlanirken sapkasini ikartarak Drozdov'u selamladi; fakat, Stavrogin btn nezaket kurallarim unutmus grnerek, koruya ates ettikten sonra, atis izgisine bile dnmemisti. Tabancasini Kirilov'un eline tutusturarak atlara dogru seri adimlarla yrmeye basladi. fkeli grnyor ve konusmuyordu. Kirilov da sessizdi. Atlarina bindikten sonra, drt nala uzaklastilar. *** Eve yaklastiklari sirada Stavrogin, Kirilov'a seslendi. 343- Neden konusmuyorsunuz? Saha kalkan atindan hemen hemen kayip dsmek zere olan Kirilov: - Ne istiyorsunuz? diye sordu. Stavrogin kendisinden emin, yumusak bir sesle: - Su budalayi incitmek istemiyordum, dedi. Fakat koca budala yine gcendi. Kirilov, ters bir sesle: - Evet, onu yine gcendirdiniz, dedi. Ayrica, o bir budala degildir. - Bununla beraber elimden geleni yaptim. - Hayir, yapmadiniz. . -Ne yapmam gerekirdi? - Delloya agirmamaniz. - Tekrar mi tokatlanmak zorunda kalsaydim? - Evet, yine tokat yemeliydiniz. Stavrogin fkeyle: - Anlayamiyorum! dedi. Neden herkes benden, kimseden beklenilmeyen seyleri yapmami bekliyor? Neden baskalarinin katlanamayacagi seylere katlanmam bekleniyor? Neden byle bir ykn altina girmem isteniyor? -B yle bir yk kendinizin aradigini sanirdim. - Ben mi yk ariyorum? - Evet. - Siz... siz byle mi dsnyorsunuz? - Evet. - Demek ki bu kadar fark edilebilecek kadar aik? - Evet Bir dakika sreyle sessiz kaldilar. Stavrogin sikilmis grnyordu. Sanki taslasmisti. Kendi dsncelerini yine kendisi onaylamak istiyormus gibi: 344 - Kimseyi ldrmek istemedigim iin ona ates etmedim, dedi. Baska bir amacim olmadigina teminat verebilirim. - Onu gcendirmemeliydiniz. - Fakat baska ne yapabilirdim ki? - ldrebilirdiniz. - Onu ldrmedigime zlyor musunuz? - Hibir seye zlmyorum. Onu gerekten ldrmek istediginizi dsnmstm. Ne aradiginizi siz de bilmiyorsunuz. Stavrogin glerek: - Yk ariyorum, dedi. - Kan dklmesini istemiyorsaniz neden ona ldrme firsatini verdiniz? - Onu delloya agirmamis olsaydim beni nasil olsa dello etmeden de ldrecekti. - Isin o tarafi sizi ilgilendirmezdi. Belki de sizi ldrmek istemezdi. - Sadece dverdi, yle mi? -Bu da sizi ilgilendirmezdi. Siz yknz tasimaya bakin, aksi halde degeriniz sifira iner. - Sizin deger lnzn adi yerin dibine batsin, kimsenin hareketlerimi onaylamasini istemiyorum. Kirilov, soguk bir tavirla:

- Bense byle istediginizi saniyordum, dedi. Stavroginler'in konaginin avlusuna girdiler. Stavrogin: - Eve gelmez misiniz? diye sordu. - Hayir, tesekkr ederim. Eve gidecegim. Allahaismarladik. Atindan inerek tabanca kutusunu koltugunun altina sikistirdi. Stavrogin elini uzatarak: - Bana kizmadiniz, degil mi? diye sordu. 345Kirilov, el sikismak iin dnerek: -Hibir zaman kizmadim!.... diye cevap verdi. Ykm hafifse, bu benim yaradilisimdan trdr. Eger sizin yknz agirsa, o da sizin yaradilismizdandir. Utanilacak bir sey yok, sadece ok kk bir utan, o kadar. - Degersiz bir karakterim oldugunu biliyorum; ama, gl biri olarak grnmeye de alismiyorum. - alismayin da. Siz gl bir insan degilsiniz. ay imeye buyurun. Stavrogin, cani son derece sikilmis olarak odasina ikti. *** Bayan Stavrogin'in, oglunun sekiz gnlk hastaliktan sonra atla gezmeye ikmasina son derece memnun oldu ve arabasini hazirlatip biraz dolasmak zere ikti. Khyanin dedigine gre son sekiz gndr, Bayan Stavrogin temiz havanin ne demek oldugunu unutmustu. Stavrogin, abuk bir soruyla khyanin szn kesti: - Yalniz mi gitti, yoksa Bayan Shatov'la beraber mi? Gen kizin hanimla beraber gidemeyecek kadar rahatsiz oldugunu ve halen odasinda bulundugunu grenince kaslarini atti. Birden karar vermis gibi: -Dinle ihtiyar, dedi. Bugn onu gzle, eger bana gelmek isterse engel ol ve birka gnden nce kendisini grmemin mmkn olamayacagini syle. Zamani gelince benim onu agiracagimi bildir. Anliyor musun? Ihtiyar usak bakislarini kairarak basini nne egdi ve hafif bir sesle: - Sylediklerinizi tekrarlayacagim, efendim, dedi. - Fakat, beni grmeye geldiginden emin olmadan degil. 346 - Merak etmeyin, efendim, hibir hata olmayacaktir. Simdiye kadar btn grsmeleriniz benim tarafimdan yapilmisti. Bayan Shatov, yardim iin her zaman beni arar. - Biliyorum. Fakat, kendisi gelene kadar bir sey syleme. Mmkn oldugu kadar abuk bir fincan ay istiyorum, ltfen. Ihtiyar usak odadan ikar ikmaz kapi aildi ve Dasha ieri girdi. Sakin grnmekle beraber rengi biraz uuktu. Stavrogin: - Siz de nereden iktiniz? diye bagirdi. - Odaniza girmeden nce Alexey'in ikmasini bekliyordum. Ona sylediklerinizi duydum ve disari iktiginda sag taraftaki duvarin ksesine saklandigim iin beni grmedi. - Bir sreden beri aramizdaki iliskiyi kesmek istiyordum, Dasha. Simdi tam zamani... Notunuzu almakla beraber, sizi dn aksam grmem mmkn degildi. Size yazmak istedim; ama, yazi yazmakta pek basarili sayilmam. Son szlerini biraz fkeli, biraz da igrenerek sylemisti. Dasha: - Aramizdaki iliskiyi kesmenin gerekli oldugunu ben de dsnyordum, dedi. Bayan Stavrogin aramizdaki ilginin derecesinden kuskulanmaya baslamisti. - Birakin onu. - zlmesini istemem. Demek ki sonumuz geldi, yle mi? - Hl bir son bekliyorsunuz, degil mi? - Evet, simdi inaniyorum. - Bu dnyada hibir seyin sonu gelmez. - Fakat burada son bulacaktir. Beni agirdiginiz zaman gelecegim. Simdi, allahaismarladik!

Stavrogin glerek: -Peki nasil bir son olacak bu? diye sordu. Dasha onun sorusuna, sorusuyla cevap verdi. 347- Yaralanmadiniz ve... kan dkmediniz, degil mi? - Btn is basindan beri samaydi, zaten. Merak etmeyin, kimseyi ldrmedim. Bununla beraber, her seyi herkesten bugn duyarsiniz. Biraz keyifsizim. Dasha, kararsiz bir tavirla: - Gidiyorum. Evliliginizin topluma aiklanmasi bugn olmayacak, degil mi? dedi. - Ne bugn ne de yarin. Yarindan sonra ne olacagini ben de bilmiyorum. Belki o zaman hepimiz lms oluruz ve ylesi de ok daha hayirli olur. Beni rahat birakin, ltfen rahat birakin! - br kadini... yani deli kadini mahvetmeyeceksiniz degil mi? - Delileri mahvetmem, ne onu ne de baskasini. Ama akli basinda olani mahvedecege benzerim. ylesine alak ve igren bir insanim ki, Dasha, eger sylediginiz gibi sizi 'sonunda' agiracak olursam sasmayin. Siz de bu agrima cevap verecek ve gururunuza ragmen bana geleceksiniz. Neden kendinizi mahvediyorsunuz? - Sonunda sizinle yalniz kalacagimi biliyorum... ve bu zamani bekliyorum. -Ya sizi, beklediginiz 'sonda' agirmayacak olursam? Ya sizden kaacak olursam? - Byle bir sey hibir zaman olmayacaktir. Beni agiracaksiniz. - Bu sznzde bana karsi byk bir kmseme seziyorum. - Sadece kmseme olmadigini siz de biliyorsunuz. - Demek ki, biraz kmseme oldugunu saklamiyorsunuz? - zr dilerim, demek istedigimi gerektigi gibi anlatamadim. Bana hibir zaman ihtiyaciniz olmamasini arzu ettigime Tanri sahittir. - Bir cmle digerini de beraberinde eker. Ben de Sizi mahvetmek istemem. 348 Dasha, abuk ve kararli bir tavirla: - Beni hibir sekilde mahvedemeyeceginizi siz de bilirsiniz, dedi. Eger agriniza gelemezsem, ya bir hemsire ya da bir ebe olurum; ya da Incil satarim. Yapmaya karar verdigim de budur. Kimsenin karisi olamam. Byle bir konakta da daha fazla yasayamam. Byle bir sey istemem. Btn bunlari biliyorsunuz, degil mi? - Hayir, ne arzu ettiginizi hibir zaman anlayamadim. Bazi hastabakicilarin, bazen bir hastayla diger hastalardan daha fazla ilgilenmeleri ya da hibir cenaze trenini kairmayan ve bazi lleri digerlerinden ok daha ilgin bularak ilgilenmeleri gibi, benimle ilgilendiginizi saniyorum. Neden bu kadar garip bakiyorsunuz? Dasha, olduka garip bir tavirla Stavrogin'i inceleyerek acima dolu bir sesle: -ok mu hastasiniz? diye sordu. Tanrim! Bir de bu adam bensiz yapabilecegini dsnyor!... - Bakin, Dasha bu siralarda hep hayal grdgm saniyorum. Dn kprnn zerinde kk bir seytan karsima ikti ve evliligimin btn kanitlarini ortadan kaldirmak iin Lebyatkin'le Mary'yi ldrmeyi teklif etti. Bunu da kimseyi kuskulandirmadan yapabilecegini syledi. Avans olarak da ruble istedi; fakat, sz arasinda bu isin bin bes yz rubleden asagi yapilamayacagini da ima etti. Iste size is bilir bir seytan!.. Maliyeci! Ha, ha!... - Fakat bunun hayalden ibaret olduguna emin misiniz? - Oh, hayir, hayal falan degildi! Fedka isminde kaak bir hkmlyd. Fakat nemli olan bu degil. Ne yaptigimi tahmin edersiniz? Kesemdeki btn parayi ona verdim ve simdi eminim ki bu parayi kendisine verilmis bir avans sayiyordur! - Ona dn gece rastladiniz ve size byle bir teklif yapti, degil mi? Fakat, sizi tamamen aglarina dsrmek istediklerini anlamiyor musunuz? Stavrogin fkeli ve sinirli sinirli glmsedi. - Oh, agi daraltsinlar bakalim! Anladigima gre, dilinizin ucuna kadar gelen bir soruyu sormak iin can atiyorsunuz. 349Dasha, korkmus grnyordu. Bu sorudan bir an nce kurtulmak istermis gibi: - Soracak bir sorum ve hakkinizda da en kk bir kuskum yok, diye haykirdi. Bir sey

sylemeseniz iyi olacak!.. - Yani Fedka'nin kapisini almayacagimdan bu kadar eminsiniz, yle mi? Dasha aresizlik iinde ellerini nnde kavusturarak haykirdi. - Oh, Tanrim! Neden bana bu kadar azap veriyorsunuz? - zr dilerim; aptalca sakami bagislayin. Onlardan kt davranislar edindigimi saniyorum. Inanir misiniz, dnden beri hep glmek istiyorum. Hem de ardi arkasi kesilmeyen kahkahalarla... Saatlerce glmek istiyorum. Sanki glme hastaligina yakalandim. Dinleyin... annem geldi sanirim. Araba n kapida durdugu zaman tekerlek seslerinden anlarim bunu. Dasha, Stavrogin'in elini tuttu. - Tanri sizi iblisinizden korusun ve... beni bir an nce... abuk agirin!... - Ne biim iblistir ki o? Kck, igren, basinin stnde kavak yelleri esen bir seytandir o. Fakat gryorum ki, Dasha, bana bir sey daha sylemek istiyorsunuz. yle degil mi? Dasha, sitem dolu zgn bir bakisla bakarak kapiya dogru yrd. Stavrogin; fkeli ve garip bir glmsemeyle arkasindan seslendi. - Bakin... ne diyecektim... eger, su kk seytanin kapisini alacak olursam... ondan sonra da bana gelir misiniz? Dasha, cevap vermeden ellerini yzne kapayarak odadan kosarak ikti. Stavrogin bir dakikalik dsnmeden sonra: - Byle bile olsa gelecektir, diye fisildadi. Sonra yznde tiksintili bir anlam belirdi. - Bir hastabakici! Eh... belki benim istedigim de budur. 350 4. HERKES TELAS IINDE Kisa bir zamanda duyulan dello haberinin sosyetedeki etkisi, zellikle, herkesin bir anda Stavrogin'in evresini almasi bakimindan ok ilginti. Eski dsmanlarinin ogu onunla dost olduklarini aikladilar. Insanlarin dsncelerinde byle bir degisikligin nedeni, o gne kadar hi konusmamis olan birinin, yksek sesle syledigi birka szd. Bu syle oldu: Dellodan hemen bir gn sonra, btn sehirli emekli bir Maresal'in evinde, karisinin dogum gn nedeniyle verilen partide toplanmisti. Bu toplantida bulunanlarin basinda Julia Lembke geliyordu. Gzelligi ve nesesiyle, btn kadinlarimizin ilgisini eken Lisa Tushin ile beraber gelmisti. O siralarda Lisa'nin Maurice Drozdov ile nisanli olduguna kusku yoktu. Kendisinden daha sonra sz edecegim emekli bir generalin saka yollu sorusuna Lisa, nisanli oldugu cevabini vermisti. Ne beklersiniz? Hanimlarimizdan, hibiri Lisa'nin nisanlandigina inanmiyordu. Hepsi, byk bir inatla, Isvire'de gemis bir ask serveni zerinde duruyor ve bu aile sirrina nedense Bayan Lembke'nin de karismis olduguna inaniyorlardi. Bu sylentilere, daha dogrusu, bu uydurmalara byle inatla baglanmalarinda, zellikle, Bayan Lembke'yi bu ise neden israrla karistirmak istemelerindeki amaci anlamak olduka gt. Salona girer girmez, herkes telasli bakislarla garip garip ona bakmisti. Sunu da sylemek gerekir ki, dellonun pek yakin bir zamanda gemis olmasi, birtakim durumlar nedeniyle, bu olaydan alak sesle, hatta fisiltiyla sz ediliyordu. Ayrica, otoritelerin bu hususta atacaklari adimi da bilmiyorlardi. Iki dellocu, bilindigi kadariyla, polis tarafindan rahatsiz edilmemisti. rnegin, Bay Gaganov'un hibir glkle karsilasmadan sabah erkenden Dukhovo'daki iftligine gittigi, herkes tarafindan biliniyordu. Simdilik, kuskusuz ki, herkes ilerinden birinin bu konuya deginmesini ve orada bulunanlari meraktan kurtarmasini bekliyordu. Herkes btn umudunu yukarida sz ettigim generale baglamis ve umutlarinda da yanilmamislardi. 351Bu general, kulbn en debdebeli yesiydi. Pek varlikli bir mlk sahibi degildi; ama, ok oynak zekli, eski usul kadin avcisi ve generalliginin verdigi aliskanlikla herkesin fisilti ile konustuklari seylerden yksek sesle sz etmeyi seven, sevimli bir ihtiyardi. Sylenmesi gerekirse, toplumdaki rol de zellikle buydu. Byle durumlarda, konusmayi uzatir ve anlattiklarini herkese dinletirdi. Bu aliskanligini,

Avrupa'da ok dolasmis Ruslar'dan ya da kle reformu ile byk kayiplara ugrayan varlikli mlk sahiplerinden almis olmaliydi. Hatta, bir keresinde, Bay Verkhovensky'ye, insanin kaybi ne kadar byk olursa, o derecede yumusak konusur demisti. Ama, kendisinin de kelimeleri yayarak, onlara garip bir sevimlilik vererek konustugunun farkinda bile degildi. General, bir fikri yerlestirmek isteyen bir insan tavri ile konusmaya basladi. Gaganov'un uzak bir akrabasi olmasindan baska, onunla bir de durusmasi olmustu; fakat, kendisi de iki kez dello etmis; hatta, birinde rtbesi indirilerek Kafkasya'ya srlmst. Biri, geen gn ve dello gn Bayan Stavrogin'i arabayla dolasirken grdgn syledi. Gerekte, adindan bile sz etmemis sadece, Stavroginler'in harasindan seilmis olan ok gzel gri renkli drt aygirdan sz etmisti. General birden, o gn gen Stavrogin'i atla gezerken grdgn syledi. Herkes hemen sustu. General dudaklarini isirip, elindeki altin enfiye kutusunu evirip evirerek: -Buraya birka yil nce gelmedigime zlyorum, dedi. Yani, o zamanlar Carlsbad'daydim. Himmm!... O zamanlar bile hakkindaki sylentiler kulagima kadar gelen bu gen adamla ok ilgilenmistim. Himmm! Deli oldugu dogru mu? Birisi byle sylemisti. Birka gn evvel, bir grenci tarafindan kuzenlerinin nnde hakarete ugradigi ve onun korkusundan masa altina saklandigi sylendi. Ve dn, Stepan Vysotsky'den, Stavrogin'in su... Gaganov denen adamla dello ettigini duydum. Hem de sirf, ondan kurtulabilmek iin, fkeli bir adama ggsn gererek. Ondan kurtulmak iin. Himmm! Yirmi yillarinda byle bir seyi ancak Muhafiz subaylari yaparlardi. Burada bulunanlardan kimsenin ziyaretine gidiyor mu? 352 General, sanki cevap bekliyormus gibi bir an sustu. Toplumun sabrini tketen kapi ardina kadar ailmisti. Herkesin emir almak iin kendisine bakmasina birden sinirlenen Bayan Lembke: - Bundan daha basit ne olabilir ki? diye bagirdi. Bir grenciye nem vermedi diye Stavrogin'in Gaganov ile dello etmesine sasilir mi? Bir zamanlar klesi olan birini delloya agiramazdi, degil mi? Olaganst bir sz! Bununla beraber, kimsenin simdiye kadar aklina gelmeyen temiz ve basit bir dsnceydi. Olaganst sonular doguran bir dsnceydi bu. Btn rezaletler ve dedikodular, kk konusmalar hemen arka plana itilmisti. Bu kelimeler ortaya tamamen yeni bir anlam atmisti. Herkesin hakkinda yanildigi, sosyal standartlara uyan yeni bir kimse ortaya ikmisti. Bir grencinin, yani artik kle olmayan ve egitim grms olan bir kisinin hakaretini, bu grencinin eski bir klesi oldugunu dsnerek umursamayan soylu bir kisi... sosyete, hakkinda bir sr dedikodu yapmisti; dsncesi kit olan sosyete, tokat yiyen bir adama igrenti ile bakmisti; oysa, o adam, gelismemis olarak grdg sosyetenin dsncelerini nemsememisti. Kulp yelerinden yasli bir ihtiyar yanindaki arkadasina dnerek heyecanla: - Ve siz ve ben, efendim, burada oturmus, standart davranislarin tartismasini yapiyoruz, dedi. br byk bir zevkle sylenenleri dogruladi. - Evet, efendim, evet. Gen nesil hakkinda pek fikir yrtlmyor, degil mi? Szn ettigimiz gen, byk bir yildizdir, efendim ve sadece olagan genlerimizden biri de degildir. Bunu byle yorumlamak gerekir. - Tam aradigimiz adamdir. Byle kisilere pek rastlanmiyor. Burada nemli olan, 'yeni insan' sadece ortaya ikmakla yetinmemis 'gerek bir soylu' evresine ykselmisti. Ayrica, bu kisinin 353varlikli toprak sahiplerinden olmasi, toplumun sorunlarinda ileri ikabilecek bir nder olarak dakabul edilmesini saglamisti. Toprak sahiplerinin ruhsal durumlarindan daha nce de kisaca sz etmistim. Herkes son derece heyecanlanmisti. Kulp yelerinden biri, generale hitap ederek: - grenciyi dvse agirmadigindan baska, ellerini arkasina baglamis, dedi. zellikle

bu noktaya dikkat ediniz, efendim. Baska biri: - Ne de onu yeni mahkememizin huzuruna ikardi, diye ekledi. -Dogustan soylu bir kisiye hakaret edildiginden dolayi on bes ruble tazminat alabilecegini bile dikkate almamis... ha, ha, ha!... nc biri heyecanla atildi. - Hayir, yeni mahkemelerimizin sirrim ben syleyeyim. Eger bir insan, para alarken ya da baska bir hirsizlik yaparken sust yakalanirsa, henz firsat varken derhal eve kosup z anasini l-drmelidir. Derhal btn sulari bagislanacak ve btn kadinlar, dinleyici siralarindan ona beyaz mendillerini sallayacaklardir. Size syledigim tamamen dogrudur!... - Dogrudur, dogrudur! Gerek budur!.. Gln olaylardan sz edildi. Stavrogin'in Kont K. ile olan iliskileri anlatildi. Kont K.'nin son devrim zerindeki dsncelerini herkes biliyordu. Son zamanlarda duraksayan alismalari da herkese biliniyordu. Geri, ortada bu sylentiyi dogrulayacak kesin bir belirti yoksa da, herkes Stavrogin'in, Kont K.'nin kizlarindan biriyle nisanli olduguna inaniyordu. Isvire'deki birtakim servenlerine ve Lisa ile olan iliskilerinden sz edilmiyordu. Sirasi gelmisken sylemem gerekiyor. Bu arada Drozdovlar, ziyaretlerini tamamlamislardi. Herkes Lisa'yi, sinirli ve gsteris meraklisi bir kiz olarak taniyordu. Stavroginler'de bayilma olayi simdi daha iyi aiklaniyordu. Stavrogin'in hakarete ugramasindan son derece sinirlene354 rek bayilmis oldugunu herkes kabul ediyordu. nceleri abartmakta birbirleriyle yaristiklari konuyu, simdi olagan olarak gryorlardi. Topal kiza gelince, onu herkes unutmustu; hatta, byle bir kizdan szetmeye utaniyorlar denilebilirdi. 'Yzlerce topal kiz bile olsa, genlikte her sey olagandir.' deniliyordu. Stavrogin'in annesine karsi olan asiri saygisini vyorlar, esitli iyi huylarini hatirliyorlardi. Heyecanla, Alman niversitelerinde yapmis oldugu drt yillik egitimden sz ediliyordu. Gaganov'un davranisi kt olarak karsilaniyor ve adamina atmamis oldugu syleniyordu. Hele, Bayan Lembke'nin bulusu dillere destan oluyor, syleye syleye bitirilemiyordu. Ortalarda byle sylentiler dnerken, Stavrogin'in birden ortaya ikmasi herkes tarafindan byk bir olgunlukla karsilanmisti. Onu grdkleri zaman, bir seyler bekledikleri gzlerinden okunuyordu. Stavrogin, derin bir sessizlige gmlyor ve susmasi ile onlari daha ok memnun ediyordu. Bir bakima, yaptiklarinda basari saglamis bir kisiydi; herkesin arasinda moda yaratmisti deta. Tasra sosyetesinde grnen bir kimsenin saklanmasi kolay olmazdi. Stavrogin, sosyetenin btn trelerini yerine getirmeye baslamisti. Onu pek neseli bir insan olarak grmyorlardi. 'Adamcagizin basindan bir sr olay geti; diger kimselere benzemiyor. zlmesi gereken bir husus vardir' deniyordu. Hatta, drt yil nceki, nefretle karsilanan magrur tavirlari bile olumlu karsilaniyordu. Szn kisasi, herkes tarafindan saygi gryordu. Herkesten ok gururlanan Bayan Stavrogin'di. Lisa, hakkinda kurdugu hayallerin yikilmasina caninin sikilmamis oldugunu syleyemem. Tabii, bu defa da aile gururu imdadina yetismisti. Ama, garip bir sey vardi; Bayan Stavrogin, Nicholas'in Kont K.'nin kizini setigine kesinlikle inanmisti; ama, daha da garibi, herkese oldugu gibi, bazi sylentiler onun kulagina kadar da gelmisti. Stavrogin'e dogrudan dogruya sormak cesaretini gsteremiyordu. Bununla beraber, bir ya da iki kez, kendini tutamayarak ogluna, kendisi ile eskisi gibi samimi olmuyor diye sitem etmisti. Stavrogin, 355annesinin bu sitemini susmakla karsilamis, sadece glmsemekle yetinmisti. Stavrogin'in susmasi, Bayan Stavrogin iin 'evet' cevabi yerine geiyordu. Bununla beraber, her ne olursa olsun sakat kizi unutmamisti. Topal kizin dsncesi, tas bir kle gibi kalbinde yatiyordu. Geceleri ryalarina giriyor, kbuslar grmesine neden oluyordu. Ayni zamanda, iinde Kont K.'nin kizinin hayali de vardi. Fakat, bundan daha sonra sz edecegim. Sosyetede Bayan Stavrogin'e karsi asin bir saygi beslendigini ve onun, bunu nemsemeden yine ziyaretlerini seyreklestirdigi sylemeye gerek grmyorum. Byle olmakla beraber, valinin karisina resmi bir ziyarette bulundu. Emekli maresalin

karisinin dogum gn partisinde Bayan Lembke'nin syledigi szlerin Bayan Stavrogin kadar kimseyi etkilememis oldugu kainilmaz bir gerekti. Bu szler, pazar gnk olaydan beri iine reklenen byk bir agirligi ortadan kaldirmisti. 'Bu kadini anlayamiyorum.' diyordu. Bayan Stavrogin, kendisine zg, heyecanli bir tavirla, Bayan Lembke, ok memnun olmakla beraber agirbasliligini elden birakmiyordu. Bu siralar, kendisini biraz, belki de biraz daha fazla, degerli grmeye baslamisti. rnegin, sz arasinda Stepan Verkhovensky'nin hi grnmediginden sz ediyordu. - Tabii Gen Verkhovensky'nin gelisine memnun oluyorum. Biraz sama, ama gentir. Her ne kadar grenimi yksekse de yine de gen sayilir. Ama yine de, emekli, eskiden elestirmen olan babasinin yerini tutamaz. Bayan Stavrogin, Bay Verkhovenky'nin elestiri ile ugrasmadigini, aksine, btn mrn evinde geirmis oldugunu sylemekte gecikmedi. Mesleginin ilk devrelerinde, herkesin ok iyi bildigi birtakim durumlarla ve son olarak da Ispanya tarihi zerine yaptigi alismalariyla taninmis bir bilim adami oldugunu syledi; simdi de, Alman niversitelerinin gnmzdeki durumunu, bir de, yanilmiyorsam, Dresden Madonna zerine yazi yazmayi dsndgn ekledi. Bir bakima, Bayan Stavrogin, Bay Verkhovenky'yi valinin karisinin eline dsrmemeye bakiyordu. 356 - Dresden Madonna'si mi? Yani, Sistin Madonna'si mi demek istiyorsunuz? Azizim Bayan Stavrogin, bu resmin nnde iki saat oturdum ve sonunda tamamen saskina dnms olarak ayrildim. Tablodan hibir anlam ikamadim ve ok sasirdim. Karmazinov da o resmin anlasilmasinin ok g oldugunu sylyor. Simdi onun zerine kayda deger hibir sey bulamiyorlar. Ne Ruslar ne de Ingilizler. Tabloya, yasli kimseler n kazandirdilar. - Su halde yeni moda zannederim, yle mi? - Biliyorsunuz, genlige karsi da saygi duymamiz gerekir. Insanlar, komnistim, diye haykiriyorlar. Onlari kmsememek ve onlarin dsncelerine de deger vermek gerektigi kanisindayim. Her seyi okuyorum... btn gazeteleri, bilimsel yazilari, ortak bildirileri... her ikan yeni kitabi, dergiyi aliyorum. Nihayet, kisi nasil bir toplumda yasadigini, karsisinda kimlerin bulundugunu bilmelidir. Bir insan, mrnn sonuna kadar kafasinda yasattigi dnyada yasayamaz. Kendi kendime, genligi sevmeye ve bylelikle onlarin uuruma gitmelerini nlemeye karar verdim. Inanin bana, azizim Bayan Stavrogin, en iyi sosyeteye bagli olan bizler onlari etkileyebilir ve onlara karsi gsterecegimiz sevgiyle, onlarin ii gemis ihtiyarlar tarafindan uuruma itilmelerine engel olabiliriz. Bununla beraber, Bay Verkhovensky hakkinda sylediklerinizden memnun oldum. Bana ok gzel bir fikir vermis oldunuz. Edebiyatla ilgili toplantilarimizda bize yararli olabilir. Byk bir eglence dzenliyorum. Ilimizin yoksul ocuk bakicilari yararina. Btn Rusya'ya dagilmis durumdalar. Bizim ilimizde sadece alti kisi var. Bunlara ek olarak, iki telgrafi kiz, iki akademi grencisi var. Geri kalanlar da herhangi bir iste egitim grebilmek iin gerekli elin kendilerine uzanmasini bekliyorlar. Rus kadinlarinin ogu korkun, Bayan Stavrogin. Bu, simdi niversitelerde bir sorun haline geldi ve Bakanlar Kurulu bile bu konuda toplanti yapti. Su bizim garip Rusya'mizda, insan her istedigini yapabilir. Iste bu bakimdan, sadece iyilikle, topluma gsterilecek sicak ilgiyle, bu byk toplumsal sorunun, dogru yola sokulabilecegine inaniyorum. Aman Yarabbi!.. 357aramizda aydin kimseler ok degil mi? Kesin olarak syleyebilirim ki, ok var; ama-, hepsi dagilmis durumda. Gediklerimizi kapayacak olursak daha gl oluruz. Szn kisasi, nce edebiyatla ilgili bir toplanti yapmak; sonra da hafif bir yemek, daha sonra kisa bir ara ve ayni gnn aksami da byk bir balo vermek amacindayim. Geceyi 'tableaux vivants' (canli tablolar) ile baslatmayi dsndk; ama, ok masrafli olacagi kuskusuz. Bu bakimdan, toplum iin maskeli bir iki kadril dansi yapilacak ve iyi bilinen edebi akimlari gstermek iin de belirli elbiseler giyilecek. Bu eglenceli fikri, Bay Karmazinov verdi. Bana ok yardimi dokunuyor. Biliyor musunuz, bize son alismasini okuyacak! Bu son eseri de topluma veda olacak. 'Merci' (Mersi) adinda ok gzel bir siirmis. Ad, Fransiz adi, ama bunu ok

eglenceli buluyor ve ince bir bulus olarak kabul ediyor. Bay Verkhovensky'nin de ok eski olmayan bir seyler okumasini arzu ederdim. Zannedersem, Peter Verkhovensky ve biri daha bir seyler okuyacak. Peter size gelip programi bildirecek. Ama, benim zel olarak getirmem her halde daha uygun olacaktir. - Listenize adimi eklememe izin verirseniz memnun olacagim. Bay Verkhovensky'ye de durumu bizzat bildirecegim ve gelmesini rica edecegim. Bayan Stavrogin, eve uan bir sevinle dnd. Bayan Lembke' nin arkasinda durmayi basarmisti. Zavalli Verkhovensky'ye evine kapanip kaldigi ve bunlardan haberi olmadigi iin kiziyordu. Bayan Stavrogin, o aksam kendilerini ziyarete gelen Peter Verkhovensky'ye ve Stavrogin'e: - Bayan Lembke'ye hayran oldum ve bu kadin hakkinda bu kadar y anilmami aklim almiyor, dedi. Peter: -Eh, artik ihtiyar kurtla bir anlasmaya varmalisiniz, dedi. ok zlyor. Onu tamamen terk ettiniz. Dn sizi arabanizda grp selam vermis, oysa siz basinizi evirmissiniz. Biliyorsunuz ona destek olabiliriz. Bana bir seyler hazirlamasi iin ona gveniyorum ve hl yararli olabilecegi kanisindayim. 358 - Oh, bir seyler okuyacagi kesin. - Benim dsncem bu degil. Bugn ona ugramak niyetindeyim. Haber vereyim mi? Bayan Stavrogin kararsiz bir tavirla. - Nasil isterseniz, dedi. Ama bunu nasil yapabileceginizi de bilmiyorum. Onunla kendim grsmek niyetindeydim ve gnn, yerini ben bildirmek isterim. Kaslarini atti. Peter Verkhovensky: - Gnn bildirmeye degmez, dedi. Basit bir dille sylerim. - Pekl, siz syleyin. Ama, onu grmek iin zamani benim tayin edecegimi de sylemeyi unutmayin. Ona aynen byle syleyin. Peter, oradan glmseyerek ayrildi. Hatirlayabildigim kadariyla, son gnlerde ok aceleci olmustu. Hatta, hemen hemen herkese sabirsiz ikislar yapiyordu. Her nedense, onun bu kaba ikislarini herkes bagisliyordu. Genel olarak, herkeste, ona baska trl bakilmasi gerekli oldugu dsncesi yer etmisti. Sunu da eklemeliyim ki, Stavrogin'in dellosuna karsi tutumu son derece fkeliydi. Haberi byk bir saskinlikla karsilamisti. Hatta, haber ona ulastigi zaman rengi yesile dnmst. Belki de gururu incinmisti; nk, olayi ancak herkes grendikten sonra grenebilmisti. Bes gn sonra, Stavrogin'e kulpte rastladigi zaman: - Dello yapmaya hakkiniz yoktu, diye fisildadi. Peter Verkhovensky, hemen hemen her gn Bayan Stavrogin'i ziyaret ettigi halde, bu bes gn sresinde bir kere olsun karsilasmamislardi. Stavrogin, ne syledigini anlamamis gibi onun suratina dalgin dalgin bakmis, durmadan yryp gemisti. Kulbn byk balo salonundan bfeye dogru gidiyordu. Peter, arkasindan kosarak omzundan tuttu. 359- Shatov'a da ugramissiniz... Mary ile durumunuzu aiklayacaginizi sylemissiniz, diye fisildadi. Stavrogin, onun elini omzundan iterek, tehdit eden bir tavirla kaslarini atarak dnd. Peter, dudaklarinda garip bir tebessmle bakiyordu. Stavrogin yoluna devam etti. *** Peter Verkhovensky, Bayan Stavrogin'lerden ikar ikmaz dogruca 'ihtiyara' kostu. Bu kadar acele etmesi, benim o gne kadar bilmedigim bir hakaretin cn almak iindi. Olay suydu: Baba ogulun geen hafta persembe gn grsmelerinde, tartismaya Bay Verkhovensky kendisi basladigi halde sonunda oglunu bastonla kovalamisti. Bu olayi o zamanlar benden gizlemisti; fakat simdi, Peter, dudaklarinda her zamanki alayci gls ve fildir fildir dnen gzleri ile odayi arastirarak ieri daldigi zaman, Bay Verkhovensky, oradan ayrilmamam iin gizli bir isaret yapti. Bylece de gerek iliskilerini grenmis oldum; nk, aralarinda geen konusmalari sonuna kadar

dinledim. Bay Verkhovensky, byk kanepeye uzanmisti. Persembeden beri zayiflamis, yanaklari kmst. Peter, hibir sikilganlik duymadan, babasina gerekli saygiya aldirmadan, ayaklarini altina toplayarak, babasinin yanina oturdu. Bay Verkhovensky, ses ikarmadan magrur bir tavirla ona kanepede yer verdi. Masanin zerinde aik bir kitap duruyordu. ernisevski'nin 'Nasil yapmali' adli romaniydi. Ne yazik ki, burada dostumun garip bir zayifligindan sz etmek zorundayim: Ininden ikip son savasi vermesinin gerekli oldugu dsncesi her nedense kafasinda yer etmisti. Bu romani, ilerde olmasini kesinlikle bekledigi 'tartismalarda' ters dstg kimselerin durumlarim, ileri srdkleri iddialari, daha nceden onlarin 'din kitaplarindan' grenmekle, tmn onun gzleri nnde yere sermeye hazir olmak iin inceledigini sezmistim. Oh, bu kitap ona ne kadar aci veriyordu!... 360 Bazen kitabi fkeyle firlatip atiyor ve yerinden firlayarak odada dolasmaya basliyordu. Bir keresinde fkeden tir tir titreyerek: - Yazarin esas dsncesinin dogrulugunu kabul ediyorum, dedi. Ama, bu onu daha da korkun yapiyor. Tam bizim dsncemiz... evet bizim! Bu dsnceyi nce biz ektik, byttk, hazirladik... bizim arkamizdan yeni ne syleyebilirler ki? Fakat, Ulu Tanrim, btn bunlar nasil anlatilmis, degistirilmis, bozulmus... Sznn burasinda parmagi ile kitaba vurarak: -Varmak istedigimiz sonu bu mudur? diye haykirdi. Buradaki z dsnceyi kim anlayabilir ki? Peter, kitabi masanin zerinden alip adini okuduktan sonra glerek: - Kltrnz m artiriyorsunuz? diye sordu. Bunu uzun bir sre nce yapmaliydiniz. Eger arzu ederseniz, size ok daha iyi kitaplar getirebilirim. Bay Verkhovensky, yine oglunun szn byk bir gururlakar-siladi. Odanin diger ksesindeki bir koltukta oturuyordum. Peter aceleyle ziyaretinin nedenini anlatti. Kusku yok ki, Bay Verkhovensky, asiri bir saskinlik ve tiksinti karisik bir korkuyla sesini ikarmadan dinliyordu. - Demek ki Bayan Lembke, evine gidip bir seyler okuyacagimi gerekten dsnyor, ha? - Fakat, anlamiyorsunuz, size ihtiyalari yok. Bayan Stavrogin'e yaranmak iin size karsi iyi davranmak istiyorlar, o kadar. Ve zannetmem ki bu teklifi reddedesiniz. Sonra glmseyerek ekledi. - Ayrica, byle yapmak iin de can atiyorsunuz. Sizin gibi yaslilarin ogu gurur dskndr. Ama beni dinlerseniz, sikici olmayan bir seyler okursunuz. Elinizde ne var? Ispanya tarihi mi? Okuma gnnden gn nce bana gsterin, aksi takdirde herkesi uyutursunuz. 361Bu atismalarin, aceleci kabaligin daha nceden hazirlanmis oldugu belliydi. Bay Verkhovensky ile bundan daha nce ve akilli bir sekilde konusulamayacagini belli etmek ister gibi bir tutumu vardi. Bay Verkhovensky, oglunun hakaretini sezmemis gibi davranmakta inatla israr ediyordu. Fakat oglunun getirmis oldugu haberin etkisinde kaldigi da belliydi. Yznn rengi solarak; - Peki, kendisi, kendisi mi, efendim, bunu byle sylemenizi istedi? diye sordu. - Yani, gryorsunuz ya, karsilikli oturup anlasmamiz iin, bir zaman ve yer vermek istiyor; ama, bunun da nedeni, sizin hayati daha baska aidan grmeniz yznden. Yirmi yil kiristirdiniz, gln davranislara alistirdiniz. Ama heyecanlanmayin, simdi durum baska. Her nedense durmadan, aklinin henz ermeye basladigini sylyor. Aranizdaki dostlugun, birbirinize iinizdeki ze-hiri dkmek istemekten baska bir sey olmadigini syledim. O kadar ok sey anlatti ki bana, dostum, tahmin edemezsiniz. Onun yaninda bir usaktan farkiniz yokmus, meger. Btn bunlar bana anlatilirken utantan yzm kizardi. Bay Verkhovensky, artik kendisine hkim olamadan haykirdi.

- Yaninda bir usaktim, ha!... -Daha da kts, yanasmaydiniz, yani gnll bir usak. Bir is yapmak iin ok tembeldiniz. Oysa, paraya ihtiyacimiz var, degil mi? Simdi, btn bunlari da anliyor... hi degilse; hakkinizda ok korkun seyler anlatiyor. Ama, ona yazdiginiz mektuplara kahkahalarla gldm, ihtiyar. Utandim ve igrendim, dogrusu. Ama, ok bozulmus bir insansiniz! Sadaka almada, kisiyi bozan kesin bir sey vardir, zaten. Bunun en iyi rnegini de sizde buluyorum! - Size, mektuplarimi mi gsterdi? - Hepsini. Tabii, hepsini okumam mmkn olmadi. Zaten olamazdi, degil mi? Ulu Tanrim, sayfalar dolusu mektuplar!... Iki binden fazla mektup olmali. O kadar da ok kgit kullanmissiniz 362 ki... Fakat biliyor musunuz, ihtiyar, nceleri sizinle evlenmeye hazir oldugunu sezdim. yle degil mi? Sansinizi, yine kendiniz yitirmissiniz. Sizin naminiza konusuyorum, tabii, ama 'baskasinin gnahlarini' rtmek iin evlenmektense, burada yalniz basina oturmak ok daha iyidir. Para iin evlenenlere sadece... glerler. Bay Verkhovensky ldrc yara almis gibi: - Para iin mi?!... diye haykirdi. Para iin mi oldugunu syledi? - Daha ne olsun ki? Fakat meraklanmayin, sizi olduka iyi savundum. Tabii, sizi hakli ikarmak iin en uygun yol da buydu. Herkes gibi sizin de paraya ihtiyaciniz oldugunu kabul ediyor. Sizin dsnsnze gre, hakli da olabilirsiniz. Dilimin dndg kadar, byle anlasmalarin her iki tarafin da yararina oldugunu anlattim. O bir kapitalist ve siz de onun hassas bir soytarisiydiniz. Bununla beraber, her ne kadar onu cins bir inek gibi sagmissaniz da, para iin size kizmiyor. Tabii, benim anladigim kadariyla. Yirmi yildan beri size inandigi, tatli dilinize kandigi ve bu yalanlarla yasamak zorunda kaldigi iin kiziyor. Kendisi de yalan sylemis... ama bunu itiraf etmiyor. Bu nedenle de size aci ektirmekten zevk aliyor. Fakat, anlayamadigim, bir gn btn bunlarin hesabini vereceginizi hi dsnmemis olmanizdir. Bu kadar aptal olamazsiniz. Dn kendisine, sizi dsknler evine yatirmasini syledim... ama sinirlerinize hkim olun, ltfen. Tabii, temiz bir yeri kastettim. Bunun alinacak ya da gcenecek bir tarafi yok. Byle yapacagina da inaniyorum. hafta nce bana gndermis oldugunuz mektubu hatirliyor musunuz? Bay Verkohvensky dehsetle yerinden firlarken: - Yoksa o mektubu da mi gsterdiniz? diye haykirdi. - Ne sanmistiniz? Ilk isim bu oldu. Bayan Stavrogin'in, yeteneklerinizi ekemediginden, sizi kiskandigindan... diger birinin gnahi sorunundan sz ettiginiz mektup... Ne var ki, ihtiyar, gururunuza son derece dsknsnz. Sadece kahkahalarla glmekle yetiniyorum. Mektuplariniz da olduka sikici, hani. slubunuz 363korkun denecek kadar kt. Genellikle onlari okumam bile. Aslina bakarsaniz, hi amadigim bir mektubunuz da var. Yarin size gnderirim. Fakat, son mektubunuz cidden bir harika!... Ne kadar gldm, Tanrim, ne kadar gldm, bilemezsiniz!... Bay Verkhovensky: - Canavar! Canavar! diye haykirdi. - Sizinle de konusulmaz zaten. Bakin, geen persembe gnk gibi bana kizmadiniz, ya? Bay Verkhovensky fkeli ve tehdit eden bir tavirla yerinden dogruldu. - B enimle byle konusmaya nasil cesaret edebiliyorsunuz? - Nasil yani? Szlerim aik degil mi yoksa? - Syleyin bana, canavar, siz benim oglum musunuz, degil misiniz? - Bunu siz daha iyi bilirsiniz. Fakat, bazi babalarin byle durumlarda geregi pek iyi grmemeleri olagandir. Bay Verkhovensky hirsindan tir tir titreyerek bagirdi. - Susun! Susun!... - Bana bakin, geen persembe gn, beni bastonunuzla tehdit ederken de byle bagiriyor, kfr ediyordunuz; ama, aradigim evraki buldum. Hem ayni gn buldum.

Sirf merak nedeniyle bavullarimin altini stne getirdim. Kesin bir sey olmadigi dogrudur... iiniz rahatlayabilir. Sadece, annem tarafindan su Polanyali centilmene yazilmis kck bir not. Fakat, annemin karakterini gz nne alacak olursak.. - Bir kelime daha sylersen kulaklarim koparirim. Peter, birden bana hitap ederek: - Ne adam!... dedi. Gryorsunuz ya, bu tartismalar geen persembeden beri devam edip duruyor. Bugn burada bulusunuza cidden memnun oldum. Ikimizin arasinda hakemlik yapabilirsiniz. nce gereklerden baslayalim. Ilk nce, kendisi byle sylemekle beraber, annem hakkinda benim konusmami istemiyor. Petersburg'da, ben henz okurken, gecede iki kez beni uyandirip, bana 364 sarilarak aglayan kendisi degil miydi? Biliyor musunuz, o zamanlar neler syledigini? Annem hakkinda drst olmayan seyler anlatirdi. Btn bunlari nce ondan dinledim. - O zamanlar onlari ok temiz, iyi niyetle anlatiyordum! Oh, demek ki beni anlayamamissiniz. Hibir sey, hibir sey anlamiyorsunuz!... - Fakat, yine de sizin hareketleriniz benimkilerden ok daha igrenti. Bunu itiraf etmek zorundasiniz. Beni ilgilendirdigi kadari, merak etmeyin, annemi sulu bulmuyorum. Babam ya siz, ya da Polonyali olacakti, benim iin hepsi bir. Berlin'deki budalaca olaylarda benim suum ne? Ama yine de, sizden daha akillica bir davranis beklenemezdi dogrusu. Btn bunlardan sonra gln olmazsiniz da ne olursunuz? Ve sizin oglunuz olup olmamam sizin iin fark eder mi? Bakin... Tekrar bana dnd. - Btn hayatinca bana bir kurus bile harcamamistir. On alti yasina gelinceye kadar beni tanimiyordu bile; ondan sonra da beni soydu sogana evirdi. Simdi de karsima gemis, btn, hayatim sresince kalbim kan agladi diye rol yapip duruyor. Ama, insanin biraz insafli olmasi gerekir, ben Bayan Stavrogin degilim ki!... Yerinden kalkip sapkasini aldi. Bay Verkhovensky, yz bembeyaz kesilmis elini ona dogru uzatti. - Bundan sonra btn babalarin laneti zerinde olsun! Peter Verkhovensky iten gelme bir saskinlikla: - Insan bazen ne aptalca szler eder, dedi. Haydi, allahaismarladik, ihtiyar. Bir daha sizi ziyarete gelmeyecegim. Toplanti iin hazirlayacaginiz yazilari nceden gndermeyi unutmayin ve sama olmamalarina dikkat edin. Gerekler, gerekler ve gerekler; hepsinin stnde, kisa olmasina bakin, allahaismarladik. *** 365Bununla beraber, baska nedenler de vardi. Peter Verkhovensky' nin, babasi hakkinda bazi dsnceleri oldugu gerekti. Bana kalirsa zavalli ihtiyari son derece fkelendirip, onu byk bir rezaletin iine atmak istiyordu. Daha ilerde sz edecegim bazi yan amalari iin, bunun gerekli olduguna kusku yoktu. O siralar byle niyetleri oktu. Ama hemen hemen hepsi olmayacak seylerdi. Grnse bakilacak olursa, Bay Verkhovensky'den baska biriyle de ugrasiyordu. Sonradan anlasildigina gre, ugrastigi kimseler oktu. Fakat, szn edecegimiz kisiyle zellikle ugrasiyordu. Bu kisi de Bay Von Lembke'den baskasi degildi. Andrey Antonovich von Lembke (dogustan), resmi kayitlara gre Rusya'da sayilari ancak birka yz bin olan, siki siki birbirine baglanmis, farkina varilmadan rgtlenmis bir birlige mensuptu. Tabii, nceden kararlastirilmis, dsnlms bir birlik olmamakla beraber, yelerinin her zaman, her yerde, her trl kosullar altinda birbirlerine karsilikli yardim etmeleri, ahlaki bir zorunluluk gibi ortaya ikmis, konusulup anlasilmadan, kendiliginden kurulmus bir birlikti. Von Lembke, daha ok varlikli ailelerin ocuklarinin gnderildigi Rus okullarinin birinde grenim yapmak onuruna erismisti. grenimini tamamlayan bu okul grencileri, Devlet ynetiminde olduka iyi grevlere atanirlardi. Von Lembke'nin amcalarindan biri, Istihkm birliginde yarbay, digeri ise firinciydi. Byle oldugu halde, bu okula yine de girebilmis ve orada ait oldugu birlikten birok kimseye rastlamisti. Zeki ve aliskan bi grenci olmamakla beraber spor dalinda iyi bir grenciydi ve herkes tarafindan sevilirdi. Yksek siniflardaki bazi grenciler, nemli sosyal sorunlari tartisir ve okulu bitirdikten sonra

bunlarin zmne gideceklerini kararlastirirken, Von Lembke, ocuka seylerle ugrasirdi. Gerekten ok saf ve bazen alayci ikislariyla herkesi gldrrd; ama, bunu kendisine bir ama edinmisti. gretmen ders aninda ona bir soru sordugunda, mendilini ikartip burnunu yle acayip bir sekilde smkrrd ki hem arkadaslari her i de gretmenleri katila katila glerdi; yatakhanede bazen taklit ya w bazen 366 de burnuyla 'Fra Diavolo' dan bir uvertr alardi 'bunu ok iyi becerirdi.' Nedense incelik saydigi pasakliligiyla dikkati ekerdi. Okuldaki son yilinda Rus siirleri yazmaya basladi. Rusya'da bu birlikten olanlarin ogunlugu gibi o da birliginin dilini tam olarak bilmezdi. Siire karsi olan egilimi, fakir bir Rus generalinin oglu olan, biraz iine kapali ve gelecegin byk edebiyatisi denen bir ocukla arkadaslik etmesine neden oldu. Bu ocuk, Von Lembke'yi himayesi altina almis gibi davraniyordu. Ama, yle oldu ki, okulu bitirip yil alistiktan sonra, Rus edebiyati ugruna grevini birakan bu hznl ve iine kapanik olan arkadas, ayaginda alti delik izmeler, sirtinda yazlik bir pardes, disleri soguktan takir takir terek dolasirken bir gn, Anichkin kprs stnde, eski okul arkadasi Lembke ile karsilasti. Ne tahmin edersiniz? nce onu taniyamadi ve saskinligindan donmus gibi kaldi. Karsisinda, son derece sik giyinmis, muntazaman dzeltilmis kizil favorili, gznde monokl, tertemiz boyali izme giymis, elinde gicir gicir yeni bir eldiven ve sirtinda Charmre bir palto bulunan bir gen vardi. Lembke, arkadasina karsi ok kibar davrandi ve adresini vererek bir aksam bekledigini syledi. Onun, artik 'Lembke' degil von Lembke oldugu da bylelikle grenilmis oluyordu. Arkadasi onun ziyaretine gitti. Olduka kt, hi de genis olmayan ve evin esas girisi olmadigi belli fakat, kirmizi hali serili merdivenlerde, onu bir usak karsiladi ve kimi istedigini sordu. st katta alinan tiz bir ingirak sesi duyuldu. Lembke'nin ziyaretine gelen konuk, karsilasmayi umdugu zenginlik yerine, Lembke'yi karanlik, khne, koyu yesil byk bir perdeyle ikiye ayrilmis, ok eski esyayla dsenmis, dar yksek pencerelerine koyu yesil perdeler asili kk bir odada bulmustu. Von Lembke, onu korumasina almis, uzaktan akrabasi olan bir generalin evinde kaliyordu. Ziyaretisini byk bir ciddiyetle karsiladi. Edebiyat zerine konustular. Fakat konusmalari asiri degildi. Beyaz kravatli bir usak ok aik bir ayla birka kuru rek getirdi. Konuk, fkesinden maden suyu istedi. Istenilen maden suyu biraz ge getirilmisti. Lembke, bozulmus ve usagi ikinci defa agirarak sylemek zorunda kalmisti. Bununla beraber, konuguna 367karninin a olup olmadigini sordu. Konugun yemek istememesine sevindigi belliydi. Nihayet, biraz daha konustuktan sonra konugu zr dileyerek kalkti ve gitti. Lembke, meslegine yeni baslamisti ve evinde kaldigi generalin birliginde grevliydi. Ayni zamanda, generalin besinci kiziyla da ilgileniyordu. Tabii, bu ilgisinin karsiligini da gryordu. Fakat, sonunda Amalia, generalin eski bir dostu olan yasli bir Alman fabrikatrle evlendirildi. Lembke, ok aglayip sizlanmakla beraber kartondan tam bir tiyatro maketi yapti. Perde kalkiyor, oyuncular sahneye ikiyor, elleriyle ve kollariyla birtakim hareketler yapiyorlardi; localarda oturan seyirciler vardi; orkestranin keman yaylan tellerin zerinde kk bir makina vasitasiyla gidip geliyordu; orkestrayi yneten adamin bageti kalkip iniyordu; salonda oturan erkekli kadinli seyirciler ellerini irpiyorlardi. Her sey kartondan yapilmisti. Btn bulus Lemb-ke'nindi ve bizzat kendisi yapmisti. Bu tiyatroyu yapabilmek iin tam alti ay alismis, emek harcamisti. General bu nedenle bir toplanti tertipledi; tiyatro, konuklarin grmesi iin ortaya ikarildi; generalin bes kizi ve yeni evlenmis olan Amalia, fabrikatr kocasiyla ve birok evli kadin, Alman kavalyaleri ile beraber gelmislerdi. Kartondan yapilmis tiyatroyu dikkatle incelediler ve Lembke'yi tebrik ettiler. Daha sonra dans edildi. Lembke, son derece memnun olmus ve kederini tamamen unutmustu. Aradan yillar geti ve Lembke mesleginde ilerledi. Daima, ayni birlikten olanlarin ynetimindeki nemli yerlerde alismis, sonunda yasina gre ok nemli bir asamaya erismisti. oktan beri evlenmek istiyor ve dikkatle arastiriyordu. Amirlerinden gizli, bir dergiye gnderdigi yky kabul etmemislerdi. Diger taraftan model bir karton tren yapti ve ok ilgi ekti. Ellerinde valizleri, yanlarinda ocuklari ya da kpekleri olan

yolcular platforma ikip trene biniyorlardi. Kondktrler, istasyon grevlileri gidip geliyorlar, an aliyor, ddk tyor ve tren kalkiyordu. Bu hos kompozisyon zerine tam bir yil alisti. Fakat eninde sonunda yine evlenmesi gerekiyordu. ogu Almanlar arasinda olmak zere ok 368 tanidigi vardi. Ayni zamanda, Rus sosyetesine de karismisti; kuskusuz ki baslica neden, grevlerinin bir kismi olmasiydi. Sonunda, yirmi dokuz yaslarindayken mirasa kondu. Firinci olan amcasi ldgnde vasiyetinde, ona otuz yedi bin ruble birakmisti. Simdi btn ihtiyaci, bir yer bulmasiydi. Grev evresinin yksek olmasina ragmen, Bay von Lembke, ok alakgnll bir adamdi. Devlet dairelerine yakacak odun satin almasina yetki verecek devamli, kk bir memuriyete ya da yine bunun gibi gzel ve rahat bir ise razi olacakti. Byle bir iste hayatinin sonuna kadar kalabilirdi. Fakat, tam o siralarda, Minna ya da Ernestine yerine, sahnede birden Julie grnd. Grevi, derhal daha da ykseldi. Alakgnll ve hassas bir adam olan von Lembke de, is alaninda hirsli olabilecegini hissetti. Zenginligin eski tanimiyla, Julia'nin iki yz klesi, ayrica yksek yerlerde bulunan birok dostu vardi. Diger taraftan, von Lembke yakisikli bir adamdi ve Julia kirkini oktan asmisti. Von Lembke kendisini onun nisanlisi sayiyor ve gnler getike ona tutuldugunu anliyordu. Evlendikleri gnn sabahi, Julia'ya bir siir gnderdi. Julia bu siiri pek begendi; kirk yasinda olmak saka degildi. Kisa bir zaman sonra von Lembke, rtbesini ve nisanini aldi ve hemen sonra da ilimize vali olarak atandi. Sehrimize gelmeden nce, Julia Lembke kocasinin zerinde ok ugrasti. Oysa, von Lembke hi de yeteneksiz bir insan degildi; salona nasil girilecegini ve kendisini nasil gstermesi gerektigini, bir kimseyi nasil dinleyecegini ve dsnceli bir tavirla nasil susacagini, nasil kibar davranmasi gerektigini bilir ve hatta, nutuk bile verebilirdi. Tabii, bazi ufak tefek fikirleri de vardi ve en son "liberal" dsncenin gerektirdigi atak yaklasimin da izleri grlmeye baslamisti. Byle olmakla beraber, Julia Lembke, onu, yeni fikirlere karsi vurdumduymazligi ve uzun yillar ykselme pesinde kosmus olmasindan dolayi, artik dinlenmek istemesine ok zlyordu. . Kendi iindeki alisma hirsini kocasina aktarmaya gayret etti; ama, von Lembke bir Luther kilisesi maketi yapmaya basladi. Bas Papaz 369dini gtler veriyor, onu dinleyenler ellerini nlerine baglamis duruyor, bir kadin beyaz bir mendille gz yaslarini kuruluyor ve sonunda, Isvire'den byk masraflarla zel olarak getirtilmis kk bir org almaya basliyordu. Julia Lembke, kocasinin byle oyuncaklarla oynamakta oldugunu grenir grenmez byk bir endiseye kapildi ve kocasinin nesi var nesi yoksa hepsini toparlayip kendi odasindaki bir sandiga kilitledi. Buna karsilik, kocasinin bir roman yazmasini istedi; ancak, bu romanin gizli kalmasi kosulu ile von Lembke alismaya basladi. Julia Lembke, o zamandan beri sadece kendisine gvenmesi gerektigine karar vermisti. Ne yazik ki, planlarinda ok byk bir uarilik ve ok az yntem vardi. Kader onu, yasli bir kiz olarak ok bekletmisti. Hirsli ve bir bakima sabrini yitirmis kafasinda dsnceler birbirini kovaliyordu. Birok umutlan vardi; ilin ynetimini kesinlikle eline almak istiyor, evresinin sadik kimseler tarafindan kusatilacagim hayal ediyordu. Artik kendisine kesin bir yn izmisti. Von Lembke bile biraz en-diselenmisti; ama, alisma ve memuriyet tecrbesinin verdigi gvenle, valilikten korkmasina bir neden olmadigini kesinlikle kabul etmisti. Kuskusuz, ilk iki ya da ay, her sey basariyla ve yolunda gitmisti. Fakat, Peter Verkhovensky'nin gelisinden sonra bazi garip seyler olmaya baslamisti. Daha baslangita, gen Verkhovensky, von Lembke'ye karsi asiri bir saygisizlik gstermis ve onun zerinde bazi garip haklara sahip olmaya baslamisti. Kocasinin durumunu her zaman kiskanan Julia Lembke, bunun farkina varamamisti. Hi degilse, bunun nemini kavrayamamisti. Gen adam, onun en ok aradigi bir kisi . olmustu. Adeta gzdesi olmus denebilirdi; yiyor, iiyor ve hemen hemen orada yatip kalkiyordu. Von Lembke, hemen kendi kendini savunmaya gemisti. Yabancilarin nnde ona 'delikanli' diyor, onu himayesine almis gibi omzuna vuruyor; fakat, hibir imada bulunmuyordu; Peter Verkhovensky, ciddi konular tartisilirken bile onun yzne

karsi glermis gibi bir tavir takmiyordu. Ayrica, herkesin nnde ona, hi umulmadik seyler sylyordu. Bir gn, 370 evine geldigi zaman gen adamin izinsiz olarak alisma odasinda uyudugunu grd. Peter, onu aramak zere geldigini ve evde bulamayinca biraz 'kestirdigini' syledi. Von Lembke onun bu hareketine gcendi ve karisina dert yandi; Julia Lembke, kocasinin bu sikyetini alayla karsiladi ve igneleyici bir tavirla kendisine nasil saygi gsterilecegini bilmedigini syledi; hi degilse, 'o ocuk' kendisine karsi hibir zaman kstahlik etmemisti; ayrica, 'sosyeteye uymasa bile, samimi' bir kimseydi. Von Lembke'nin surati asildi. Ama, kadin iki adamin arasini bulup onlari baristirdi. Peter'in, zr dilemedigi dogrudur; ama, btn sorunu kaba bir nkte ile geistirdi. Bu nktesi, baska zaman olsa hakaret kabul edilebilirdi; ama, bu kez pismanlik isareti olarak kabul edildi. Aralarindaki iliskinin zayif noktasi, von Lembke'nin, daha baslangita, ona romanindan sz etmis olmasiydi. Onun hlyali, ince ruhlu bir gen oldugunu gz nne alarak, zaten oktan beri de dinleyici aradigindan, tanismalarinin daha ilk gnlerinde bir aksam, romanindan iki blmn okumustu. Peter, sikintisini saklamaya gerek grmeden, terbiyesizce esneyerek dinlemis ve hibir vgde bulunmamisti. Yalniz ayrilirken, bos zamanlarinda okuyarak bilgi edinmesi iin el yazmasi olan kitabi istemis, von Lembke de vermek aptalliginda bulunmustu. Kitabi o geceden beri geri vermemisti. Von Lembke'ye her ugrayisinda, onun btn sorularina glerek karsilik veriyordu. Sonunda, romani yolda giderken kaybetmis oldugunu syledi. Julia, bunu duydugu zaman kocasina ok kizdi. Hayretten donup kalarak: - Kartondan yaptiginiz kiliseden de szetmediniz, insallah? diye sordu. Von Lembke, kara kara dsnmeye basladi. Bylesine dsncelere dalmasi, sagligi iin iyi degildi ve doktorlari tarafindan yasaklanmisti. Ildeki byk dertlerin yaninda -bunlardan daha sonra szedecegiz- zlmesi iin zel nedeni vardi... hisleri zedelenmisti; vali olarak gururunun incinmesi de cabasiydi. Evlendigi zaman, von Lembke, herhangi bir ailevi anlasmazligin ve tartismanin mmkn 371olabilecegini aklinin ucundan bile geirmemisti. Ernestine ya da Minna'sini hayal ettigi zaman, btn hayati sresince hep bunu dsnmst. Ailevi firtinalara dayanamayacagini hissediyordu. Sonunda Julia, onunla samimi olarak konustu. - Sirf bunun iin ona kizmis olamazsiniz, dedi. Her seyden nce, ondan en az kere daha akilli bir insansiniz ve mevki bakimindan ondan ok daha ykseksiniz. Bu ocuk, henz serbest dsncelilik aliskanligindan kurtulamamis. Fikrimce, bu yaramazliktan baska bir sey degil. Fakat hibir sey aceleyle yapilamaz. Yavas yavas yapilmalidir. Gen nesli kmsememek gerekir. Benim politikam, onlara karsi iyi davranmak ve bylece de onlari uuruma yuvarlanmaktan korumaktir. Von Lembke: - Fakat ok korkun seyler sylyor, diye cevap verdi. Benim yanimda, hkmetin, halki sersemletip ayaklanmasini nlemek iin onlara bol bol votka iirmekte oldugunu sylemesini hazmedemem. Her esit insanin yaninda, byle konusmalari dinlemek zorunda kaldigim iin, benim durumumu gznde canlandirabilirsin. Bunu sylerken, von Lembke, birka gn nce Peter Verkhovensky ile aralarinda geen konusmayi hatirladi. Liberal dsnceleriyle onu yenmek gibi masum bir amala, dsknlg olmadigi halde sirf nne geilmez bir merakla 1859 yilindan beri toplayarak biriktirmis oldugu Rusya'da ve Avrupa'da yayimlanan her esit gizli bildiriden meydana gelmis zel koleksiyonunu ona gstermisti. Amacinin ne oldugunu sezen Peter, kaba bir dille, bu bildirilerden bazilarindaki tek satirin bile, btn Devlet dairele-.rinden ok daha anlamli oldugunu, muhtemelen kendi dairesinden bile byle bir sey beklemedigini syledi. Lembke'nin yz burustu. Bildirileri gstererek, deta yalvarir gibi: - Fakat, bizim vatanimizda bu erkendir, hem de ok erkendir, dedi. 372 - Hayir, degildir. Gryorsunuz ya, korkuyorsunuz ve bu da gsterir ki bizim iin erken

degildir. -Fakat, bakin, suna bakin, rnegin, btn kiliselerin yikilmasi iin bir agri var. - Neden olmasin? Siz akilli bir insansiniz ve siz, kendiniz de inanmadiginiza gre, insanlari hayvanlastirmak iin, dinin gerekliligini ok iyi kavramis oldugunuzu sylemekte hakliyim sanirim. Gerek, yalanlardan ok daha onurludur. Von Lembke yzn eksiterek: - Hak veriyorum, hak veriyorum, sizinle tamamen ayni fikirdeyim, ama bu vatanda hl ok erken oldugu kanisindayim, dedi. - Kiliselerin yikilmasini ve elde yabalarla Petersburg zerine yrmeyi dogru buluyor ve bunun ancak zamansiz olduguna inaniyorsaniz, nasil devlet memurlugu yapabiliyorsunuz? Bylesine budalaca yakalanan Lembke, son derece sasirmisti. Sabrini yitirmis bir tavirla: - Byle degil, hi de byle degil, dedi. Siz ok gensiniz ve amalarimizi bilmiyorsunuz. Bu nedenle de yaniliyorsunuz. Anliyorsunuz ya aziz dostum, bize devlet memurlari diyorsunuz, degil mi? Pekl. Serbest memur muyuz? Ona da pekl. Fakat ne yaptigimizi tahmin ediyorsunuz? Sorumlulugu ykleniyor ve sonu olarak, biz de sizin gibi genel amaca hizmet ediyoruz. Biz sadece, olmadigimiz takdirde dagilacak olan ve sizin dagitmayi alistiginiz seyi toplu olarak tutuyoruz. Sizin dsmanlariniz degiliz. Byle bir sey sz konusu bile olamaz. Size sesleniyoruz: Devam edin, yenileyin, belki de belirli bazi seylerin temelini yikabilirsiniz... yani, demek istiyorum ki, eski olan her seyin yenilenmesi, kuskusuz gereklidir. Fakat, zorunluysak, sizi gerekli sinirlar iinde tutacagiz ve davranisimizla, sizi yine sizden korumus olacagiz. Amacimiz, Rusya'nin grnsn dzeltmek olduguna gre, biz olmadan, Rusya'yi yerinden sallar, temellerini yikarsiniz. Birbirimize gerekli 373oldugumuza inanin, ltfen. Ingiltere'deki Whig'ler, ve Tory'ler de birbirleri iin gereklidir. Su halde, biz Tory'ler, siz Whig'lersiniz. Benim grsm budur. Von Lembke son derece heyecanlanmisti. Petesrburg'dayken bile, byle akillica ve liberal konusmayi severdi. Ayrica, burada kendisini kapi arkasindan dinleyen de yoktu. Peter hi konusmadi ve dogal yaradilisinin aksine, ok ciddi grnyordu. Onun bu grns, Lembke'yi bsbtn heyecanlandirmisti. alisma odasinda bir asagi bir yukari dolasirken konusmasina devam etti: -Biliyor musunuz ki, ben, "Ilin Efendisi" yim. Biliyor musunuz ki, bu nedenle birok grevlerim var, onlarin birini bile yapamiyorum ve te yandan, burada benim iin yapacak bir sey olmadigini syleyebiliyorum. Btn sir, buradaki her seyin devletin grsne bagli oldugu gereginde. Varsayalim ki devlet, politik bir nedenle ya da asiri tutkulari yatistirmak amaci ile bir cumhuriyet kurmaya karar verdi ve buna paralel olarak da valilerin yetkisini artirdi. Eger, byle bir sey gereklesirse biz valiler, cumhuriyeti kabul edecegiz. Fakat, neden sadece cumhuriyet olsun! Arzu ettiginiz her seyi yutacagiz. Hi degilse, hazir oldugumu hissediyorum. Szn kisasi, birakin devlet telgrafla bir activite devorante (yipratici alismalar) yapmami istesin. Onlara activite devorante yapacagim. Yzlerine karsi syledim: 'Efendiler, ilin btn kuruluslarinin dengede durup ilerlemesi iin bir sey gereklidir... valinin yetkilerinin genisletilmesi.' Gryorsunuz ya, ister tarimsal ister kamu kuruluslari olsun, bir bakima iki varlikli olmalari gerekir... yani, bir bakima var olmalari gereklidir ve bunun gerekli olduguna eminim; fakat, diger taraftan var olmamalari gerekiyor... bunlarin hepsi devletin grsne dayanir. Eger, devlet, kuruluslarin gerekli oldugunu dsnrse, bu kuruluslarin var olmalarini hemen saglamaliyim. Onlara ihtiya gerekmezse bu kuruluslari benim ilimde kimse gremez. Iste ben, activite dvorante'yl byle anlarim ve valinin yetkileri genisletilmedigi takdirde de bu mmkn olamaz. Sizinle erkek er374 kege konusuyorum. Onlara Petersburg'dayken de syledim, biliyorsunuz, valinin evinin nnde zel bir nbetinin bulunmasi gerekir. Bir cevap bekliyorum. Peter: - Iki nbeti olmasi gerekir, dedi. Lembke, tam Peter'in nnde durarak: - Neden iki? diye sordu.

-Insanlarin size saygi duyabilmeleri iin bir nbetinin yetersiz oldugunu dsnmstm. Iki nbetinizin olmasi gerekir. Lembke'nin yz asildi. - Sizin... sizin niyetinizin ne oldugunu ancak Tanri bilir, efendim. Hosgrmden yararlanarak, her trl hakarette bulunuyor ve bourru bienfaisant (iyiliksever somurtkan) rol oynuyorsunuz. Peter mirildanarak: - Sizin dediginiz gibi olsun, dedi. Fakat yine de bize yol aiyor ve bizi,,basariya ulastirmak iin elinizden geleni yapiyorsunuz. Von Lembke saskinlikla: - Fakat 'biz' dediginiz kimler ve ne basarisi? diye sordu, fakat cevap alamadi. Bu konusmadan haberdar olan Julia Lembke'nin son derece cani sikildi. Von Lembke, kendisini savunmak zorunda kaldi. -Fakat, ok deger verdiginiz bir kimseyle sanki amiriymis gibi konusamazdim, zellikle, odada da yalnizdik. Sylememem gereken bazi seyleri syledigimi iti...raf ederim, ama bu kalbimin te-mizligindendir. - ok fazla temiz kalpliliginizden. Byle bildiri koleksiyonunuz oldugunu bilmiyordum. Grebilir miyim? - Fakat... fakat bir gn iin dn olarak istemisti. Julia fkeyle: - Ve yine verdiniz, yle mi?!... diye haykirdi. Ne kadar byk bir samalik!... 375- Derhal geri vermesi iin birini gnderecegim. - Geri vermeyecektir. Von Lembke fkeyle yerinden firlayarak haykirdi. - Kesin olarak isteyecegim!... O kim oluyor ki ondan korkacagim? Ben de elinden bir sey gelmeyen bir insan miyim, yani? Julia, kocasini yatistirmaya alisarak: - Oturun ve heyecanlanmayin, dedi. Ilk sorunuza cevap verecegim; bana ok gl bir tavsiye mektubu ile geldi. Yetenekleri var ve bazen ok zekice laflar syler. Karmazinov, hemen hemen her yerde iliskileri bulundugunu ve Petersburg ile Moskova'daki genler zerinde ok etkisi oldugunu sylyor. Ve eger, onun yardimi ile, btn bu genleri etrafina toplar ve onlari yuvarlanmak zere olduklari uurumdan kurtarabilirsem, ilgilenebilecekleri yeni bir yol bulabilirim belki. Bana btn kalbiyle baglidir ve sylediklerimi itirazsiz yapar. Von Lembke asik bir suratla kendisini savunmaya devam etti. - Ama siz onlari oksamaktayken, Tanri bilir neler yapacaklar!.. . Tabii bu sadece bir haberdir, ama... ama politik bir bildirinin ilimiz civarinda grndgn haber aldim... - Fakat yazin da byle bir sylenti vardi... bildiriler, sahte paralar, bir sr seyler... bununla beraber, bunlardan hibiri simdiye kadar bulunmus degil. Size kim syledi? - Von Blum'dan duydum. - Ah, sizin su von Blum'unuzdan usandim artik ve ltfen, bir daha baha ondan sz etmeyin!... Julia, o kadar fkelenmisti ki, bir dakika kadar konusamadi. Von Blum, Julia'nin hi sevmedigi, vali konaginda grevli bir adamdi. Bundan da daha sonra sz edecegim. Julia Lembke bir karara vararak: - Ltfen, Verkhovensky iin endiselenmeyin, dedi. Herhangi gizli iste alismis olsaydi, ne sizinle ve ne de baskasiyla, simdi konustugu gibi konusurdu. Iyi deyimler kullanabilen bir insan kt 376 olamaz. Ben bile byle konusabilirim. Eger herhangi bir sey olursa bunu ilk grenen ben olacagim. Bana ok siki olarak, evet ok siki olarak baglidir... Merakla beklenen olaylardan nce sunu ekleyebilirim ki, eger, Julia Lembke'nin, bu kendine gveni ve kendine zg hirsi olmasaydi, zavalli insanlarin aramizda yaptiklari bu olaylar belki de hi olmayacakti. Btn sorumlulugun ona ait olduguna kusku yoktur. 5. EGLENCEDEN NCE Julia Lembke'nin, ilimiz ocuk bakicilari adina dzenlemek istedigi eglence gn,

birok kere kararlastirilmis ve her defasinda da ertelenmisti. Julia Lembke'nin evresinde daima, Peter Verkhovensky ve Julia'nin ufak tefek islerinin pesinde kosan, kk bir memur olan Lyamshin vardi. Lyamshin bir zamanlar Stepan Verkhovensky'yi sik sik ziyarete gelirdi; ama, simdi valinin evini tercih ediyordu; nk, piyano almasini ok seviyordu. Julia'nin, ilerde ikarmayi tasarladigi bagimsiz bir derginin ynetmeni yapmak istedigi Liputin de ogunlukla onun yanindaydi. Ayni zamanda evli ya da bekr bir sr kadin da etrafini sarmisti ve hatta, Karmazinov bile, her ne kadar digerleri gibi onun yanina pek sokulmuyorsa da edebiyat geidi basladigi zaman herkesi sasirtacak bir srprizi oldugunu bagira bagira sylyordu. Gelecekler listesine adlarini yazdiranlar ve yardimda bulunanlarin ogu sosyeteye girmis olan hanimlardi. Bunun yaninda, paraca yardimda bulunabilen, sekin olmayanlar bile listeye dahil edilmisti. Julia Lembke, bazen siniflarin birbirine karismasinin gerekli oldugunu sylyor. 'Aksi halde bizi kim eglendirir?' diyordu. Ev hanimlarindan kurulu zel bir komite, eglencenin tamamen demokratik kosullarda yapilmasinda kararliydi. Eglenceye katilacaklarin ok olmasi, asiri masraf etmelerine neden oluyordu; olaganst bir eglence tertip etmek is377tiyorlardi... ve eglence de bu nedenle erteleniyordu. Baloyu nerede vereceklerine henz kesin bir karar verememislerdi; baloyu, o gn iin evini vermeyi samimiyetle arzu eden soylu maresalin evinde mi, yoksa, Bayan Stavrogin'in Skvoreshniki'deki byk konaginda mi vereceklerine bir trl karar veremiyorlardi. Skvoreshniki biraz uzak olmakla beraber, komitenin birok yesi, balonun orada daha 'Serbest' olacagini israrla sylyordu. Bayan, Stavrogin, festivalin evinde olmasindan son derece memnun olacakti. Bu magrur kadinin, Julia Lembke'ye deta yaltaklanacak derecede yaklasmasindaki nedeni kestirmek ok zordu. Belki de, Bayan Lembke'nin, grdg yakinliga karsin, Nicholas Stavrogin'in, nnde deta klmesini ve ona hi kimseye yapmadigi sekilde davranmasini grmekten hoslaniyordu. Tekrarliyorum; Peter Verkhovensky, Nicholas Stavrogin'in, esrarli evrelerle iliskisi oldugunu ve buraya ok gizli bir grevle gelmis bulundugunu, her nne gelene fisildayarak, bu haberin vali konaginda ve valinin evinde yerlesmesine ok byk bir nem veriyordu. O zamanlar sehir halkinin garip bir ruhsal durumu vardi. zellikle kadinlarimiz arasinda garip bir uarilik grlmeye baslamisti. Ve bu degisikliklerin yavas yavas oldugu da sylenemezdi. Birka asiri kstah dsnce, etrafta kol geziyordu. Neseli, hafif, fakat her zaman hos oldugunu syleyemeyecegim bir hava esiyordu. Dsncelerin belirli bir lde dzensizligi moda haline gelmisti. Daha sonralari, her sey olup bittikten sonra, su Julia Lembke'ye, evresine ve yardakilarina yklendi; fakat, btn bunlarin nedeninin Julia'da aranmasinin daha dogru olacagi kanisindayim. Bunun tersine, ilk zamanlar, herkes, toplumu birlestirebilmesini ve herkese nese vermesini vyordu. Bayan Lembke'nin hi suu olmayan, rezalet derecesine varan olaylar olmustu; ama, o zamanlar herkes glp eglenmis ve o rezaletleri durduracak kimse ikmamisti. Olduka byk bir kalabaligin, o zamanki olaylar zerine kisisel grslerini kendilerine saklayarak bir kenarda durduklari tamamen dogrudur; fakat, onlar bile o zaman agizlarini aip tek kelime bile 378 sylememislerdi; hatta, bu olaylara glmseyerek baktiklari da bir gerektir. Her nasilsa, merkezi belki gerekten de Julia Lembke'nin kabul salonunda bulunan, olduka, genis bir grup, kendi kendine meydana gelmisti. Julia'nin her zaman evresinde olan bu toplulugun iinde, ok sayida gen vardi ve onlarin serbeste konusmalarina nedense izin veriliyordu; hatta, bu gerekli sayilmaya baslamisti, Bu evrede, son derece sevimli birka hanim vardi. Bu gruptaki genler, piknikler, partiler tertipliyor, bazen grup halinde arabalar ve atlarla sehirde dolasiyorlardi. Hepsi de serven ariyor ve hatta, sirf anlatacaklari eglenceli bir sey olsun diye serveni kendileri yaratiyordu. Sehrimizi, Sedrin'in meshur Aptallar sehri olarak kabulleniyorlardi. Yapmadiklari hemen hemen hibir sey olmadigindan, onlara 'alayci' diyorlardi. yle seyler oluyordu ki, rnegin, sehrimize atanmis ordu mensuplarindan bir tegmenin, olduka gzel ve kumral karisi, kocasinin kt davranislarindan bikmis

olacak ki, gzel bir pelerin alabilmek iin kumar masasina oturmus; fakat, kazanacagi yerde on bes ruble kaybetmisti. Kocasindan korktugu ve kumar borcunu deyecek parasi da olmadigindan, o sirada partide bulunan, belediye baskaninin, gen olmakla beraber ok igren oglundan, eski gzpekligini hatirlayarak bor istemeye karar vermis ve istemisti de. Gen adam, kadincagizin bu istegini reddetmekle kalmamis, kahkahalarla glerek, yksek sesle bagira bagira kadinin kocasina haber vermeye gitmisti. Ordudan aldigi az bir ' maasla ayin sonunu zor getiren tegmen, karisini hemen eve gtrms, ve onun aglamalarina, ayaklarina kapanip yalvarmalarina aldirmadan bir gzel pataklamisti. Bu zc olaya sadece glmekle yetindiler. Tegmenin bu zavalli karisi her ne kadar Bayan Lembke'nin evresindekilerden degilse de, 'grup'taki garip ve her seye atilan, tegmenin karisini da daha nceden taniyan gen bir hanim, onu ziyarete gitti ye evine kabul etti. Bizim apkin delikanlilarimiz kadincagizi hemen o evde yakalayip, armaganlara bogdular ve kadini evine gndermeden tam drt gn kapattilar. Tegmenin karisi, 379bu servenci kadinin evinde kaliyor ve onunla beraber araba gezilerine ikarak dansli eglencelere katiliyordu. evresindekiler, kocasi aleyhine bosanma ve nafaka davasi amasi iin onu kiskirtiyorlardi. Hepsi bir agizdan, taniklik edeceklerine yemin ediyorlardi. Kadinin kocasi, onlarla basa ikamayacagini bildiginden, haklarini arayamiyordu. Zavalli kadin, sonunda, nasil bir topluma dstgn anlayarak, drdnc gnn gecesi, kalbi korkudan du-racakmis gibi arparak onlarin elinden kati ve tegmenine kostu. Kocasi ile kadinin arasinda geenler tam olarak bilinmiyor; ama, tegmenin oturmakta oldugu kk kulbenin panjurlari tam iki hafta ailmadi. Bayan Lembke olanlari grendiginde, ok kizdi ve servenci hanimin hareketine ok zld; oysa, o hanim, tegmenin karisini aldigi gn getirip Bayan Lembke'ye gstermisti. Fakat, bu olay hemen unutulup gitti. Baska bir keresinde de, sehrimizin memurlarindan birinin, herkesin tanidigi on yedi yasindaki gzel kizi, tasradan gen bir memurla evlendi. Fakat birdenbire, gen kocanin, incinen gururunun fkesini ikarmak iin, daha ilk geceden, gzel geline yapmadigini birakmamis oldugu haberi sizdi. Dgn gecesi ok sarhos oldugu iin evde konuk olarak kalan ve bu olaya tanik olan Lyamshin, sabah karanliginda btn sehri dolasarak haberi yaydi. Derhal on iki kisilik bir parti kuruldu. Hemen hemen hepsi atliydi ve bazilari kiralik kazak atlarina binmisti... rnegin, Peter Verkhovensky ve hatta, salarinin kirlasmasina aldirmadan genlerin btn olaylarina karisan Liputin bile vardi. Sehrimizin trelerine gre, her ne hal olursa olsun, ertelememesi gereken ziyaretlerini yapmak iin dgnn ertesi gn, bu iki gen arabalariyla caddede grnnce, bu on iki kisilik grup, hemen arabanin etrafini evirdi ve neseli kahkahalarla gen iftin pesini btn gn birakmadi. Evlere onlarla beraber girmedikleri dogrudur; ama atlarindan inmeden bahe kapisinda beklediler. Yeni evlilere aik olarak hakaret etmemekle beraber, yine de byk bir rezalete neden oldular. Btn sehir bu olay zerinde konustu. Herkes, kuskusuz, kahkahalarla gld. Fakat bu kez von 380 Lembke kizdi ve karisi ile tartisti. Bayan Lembke son derece kizgindi ve hatta, bu olaya neden olanlara kapisini kapamayi bile d-' snd. Fakat, ertesi gn, Peter Verkhovensky'nin atesli konusmasi ve Karmazinov'un birka szyle hepsini bagisladi. Karmazinov, yapilan bu sakayi olduka eglenceli buluyordu. - Bizim yerel trelere gre, dedi. Her ne olursa olsun ok karakteristik ve... kahramanca. Ve bakin, herkes glyor; sadece siz fkeleniyorsunuz. Fakat, hosgr kabul etmeyen ve belirli bir despotluk olan maskaraliklar da vardi. Her ne kadar asagi siniftansa da, Incil satan, saygideger bir hanim, sehrimize gelmisti. O siralarda, Moskova ve Petersburg gazetelerinde, Incil satan kadinlar hakkinda ilgin yazilar iktigi iin, sehirde onunla ilgili sylentiler dolasmaya basladi. Yine Lyamshin serserisi, bir okulda is almayi umarak bos gezen bir grencinin yardimiyla, sonradan grenildigine gre, kitap alma bahanesiyle, ismini burada anmayacagim, nemli bir nisan tasiyan, kendi deyimiyle 'glmeyi ve sakayi' pek

seven, son derece saygideger bir ihtiyarin, bazi zel nedenlerle Avrupa'dan getirttigi bir deste, iplak ve edepsizce davranislari gsteren kadin resmini gizlice kadinin antasina birakti. Bu zavalli kadin, pazar yerinde kutsal kitaplarini satmak zere ikardigi zaman, antasina gizlice konan bu resimler her tarafa yayildi. Etrafta bir kahkaha koptu; homurdanmalar oldu; kadinin etrafini kalabalik sardi; her agizdan bir sz ikmaya basladi; hatta, ilerinde kfr edenler bile vardi. Polis tam vaktinde yetisip kadini kurtarmamis olsaydi, kadincagiz belki de dayak yiyecekti. Kadin, polis karakolunda bir hcreye kapatildi ve ancak o gece, durumu btn ayrintilari ile grenen Maurice Drozdo / tarafindan serbest biraktirildi ve sehirden ikarildi. Bayan Lembke, ayni gn Lyamshin'i evinden kovacakti; ama genler toplanip hep beraber geldiler ve Lyamshin'in yeni bir para bestelemis oldugunu syleyerek onu dinlemeye zorladilar. Yeni para, 'Fransiz-Prusya Savasi' adinda olduka eglenceli bir sarkiydi. Mar-seillaise'in korkun notalariyla basliyordu: 381"Qu 'un seng impur abreuve nos sillons! (Ayak izlerimizi kirli bir kanla doldursun) Parlak bir meydan okuyus, gelecegin zafer sarhoslugu duyulur. Fakat birden, zafer marsinin ustaca yerlestirilmis notalari yaninda; asagidan bir kseden, fakat ok yakin bir yerden Mein Lieber Au-gustin'in igren sesleri gelmeye baslar. Marseillaise onlara aldirmaz; Marseillaise heybetinin sarhoslugu iindedir; fakat Augustin, g kazanmaktadir; gittike kstahlasir ve birden Augustin, Mar-seillaise'in notalari ile kaynasmaya baslar. Beriki kizmaya baslar; artik Augustin'e aldirmazlik edemez, onu silkeleyip atmaya alisir; onu bir sinek gibi ezmek ister, fakat, Mein Lieber Augustin, btn gcyle asilir; sen ve kendinden emin, sevinli ve kstah olur ve Marseillaise her nasilsa birden ok aptalmis gibi grnr; fkesini ve incinmesini artik gizleyemez; ellerini gkyzne dogru kaldirarak, gzyaslari iinde lanetler yagdirir: Pas un pouce de ntre terrain, pas une de nos fortresses. (Topragimizin tek karisini, istihkmlarimizin tek tasin!..) Fakat Mein Lieber Augustin'le beraber sylemek zorundaydi. Melodi, en budalaca bir yolla Augustin'e geer, yavas yavas azalir ve kaybolur. Yalniz, zaman zaman orijinal melodi duyulabilir; qu'un sang impur... fakat hemen igren bir sekilde korkun bir valse geer, sonunda, birden degisir; Bismarck'in ggsnde aglayan, her seyi, her seyi ona veren Jules Favre ortaya ikar... Fakat simdi sertlesen Augustin'dir; kisik sesler duyulur, insan kendisini sayisiz sarap fiilarinin, asiri bir ilginligin, milyarlarca para arzusunun, pahali purolarin, sampanya ve rehinelerin arasinda oldugunu sanir; Augustin hiddetle bgrmeye baslar... Fransiz-Prusya Savasi son bulmustur." Genlerimiz ilginca alkisladilar. Bayan Lembke gln sedi ve 'Byle bir adam nasil kovulur?' dedi. Bylece baris yapilmis oldu. 382 Bu alagin gerekten de mzik konusunda yetenegi vardi. Bay Verkhovensky bir keresinde, en yce yetenekleri olan bir sanatinin en asagilik bir serseri de olabilecegini, bunlardan birinin digerine etkisi olmadigini sylemisti. Sonralari bu paranin, Lyamshin tarafindan, rastlantiyla sehrimizden geen, yetenekli ve ok alakgnll bir arkadasindan almis oldugu sylentisi ikti; ama, isin o tarafi bizi ilgilendirmiyor. Bay Verkhovensky'nin etrafinda yillarca dolanan, aksam toplantilarinda genel istek zerine, esit esit Yahudi, sagir bir kyl kadinin itiraflari ya da bir ocugun dogumu zerine taklitler yapan bu alak herif, Julia Lembke'nin toplantilarinda bazen, 'Kirklarin Bir Liberali' adi altinda, Bay Verkhovensky'yi ok igren bir tarzda karikatrize ediyordu. Herkes, o kadar ok glyordu ki, sonunda toplantilardan atilamayacak bir adam olup ikmisti. Btn toplantilarda araniyordu. Ayrica, Julia Lembke zerinde byk bir etkisi olan Peter Verkhovensky'ye de kpek gibi yaltaklaniyordu. Bu alaktan sz etmemeliydim ve zaten sz edilmeye deger bir adam bile degildi; ama sylentilere gre, onun da katilmis oldugu pek nemli bir olay vardi. Bu nedenle onu notlarimdan ayri tutamadim. Bir sabah, btn sehre, ok irkin ve zc bir rezalet haberi yayildi. Byk pazar alaninin girisinde, eski sehrimizin ok degerli tarihi yapitlarindan biri olan Meryem

Ana Kilisesi vardi. Duvarla evrilmis olan kilisenin bahe kapisinin yaninda, daima demir bir kafes arkasinda duran byk bir Meryem Ana tasviri vardi". Bir gece, bu tasvir soyulmustu; demir kafesin cami kirilmis, demir ereve paralanmis ve (kiymetli olup olmadiklarini bilmiyorum) birka degerli tas ve inci, tasvirin basindaki hareden alinmisti. Ama nemli olan, soygunculuk disinda, budalaca dzenlenmis, garip bir kepazelik vardi; Tasvirin kirik cami arkasinda canli bir farenin bulundugu syleniyordu. Simdi, drt ay sonra, bu suun, kaak bir hkml olan Fedka tarafindan islendigi, nedense Lyamshin'in de bu sua katilmis oldugu kesin olarak biliniyordu. O zaman, 383Lyamshin'den kimse, kuskulanmamisti; ama, simdi fareyi onun koymus oldugunu herkes biliyor. O zaman, resmi makamlarin byk bir saskinlik iinde olduklarini hatirliyorum. Suun islendigi gecenin sabahi, erkenden kilisenin nnde byk bir kalabalik vardi. O kilisede, neden oldugu bilinmez, ama en azindan yz kisi her zaman bulunurdu. Bazilari gelir, bazilari giderdi. Gelenler ha ikartir ve tasviri perlerdi; bagista bulunmaya baslayinca kilisenin bagis anagi hemen ortaya ikarilir, yanma bir de papaz dikilirdi; ancak gleden sonra saat sularinda, Il Baskanligi, ziyaretilere, tasviri ptkten ve bagista bulunduktan sonra orada toplanmamalarinin sylemesi gerektigini anlayabildi. Bayan Lembke, bana sylendigine gre, o ki zc olaydan sonra, kocasinin son derece zgn oldugunu hissetmis ve bundan iki ay nce, hastaligi nedeniyle sehirden ayrildigi gne kadar da bu zntsnn devam etmis oldugunu sylemisti; Ilimizdeki kisa grevinden sonra, Isvire'de dinlendigi srede bu olayin zc etkisinden kurtalamadigi kanisindayim. gleden sonra saat birde olay yerine gittigimi hatirlarim; kalabalik derin bir sessizlik iindeydi ve yzlerinden znt akiyordu. Bir kupa arabasiyla zengin bir tccar geldi. Sisman ve tombul yanakli bir adamdi. Arabadan indi. Yerlere kadar egilerek tasviri selamladi ve pt. Sonra yardim anagina bir ruble atarak, oflaya puflaya tekrar arabasina binip uzaklasti. Sonra, baska bir araba yanasti. Arabada, ilgin sosyetenin yesi iki delikanli ve yanlarinda iki hanim vardi. Delikanlilar da (biri hi de gen degildi) arabadan indiler ve kaba tavirlarla kalabaligi yararak tasvire dogru ilerlediler. Ikisi de sapkalarini ikarmamislardi; hatta biri, kelebek gzlgn burnunun ucuna tutturdu. Kalabaliktan hosnutsuz bir homurtu ykseldi. Burnunun ucunda kelebek gzlk bulunan adam, kgit paralarla dolu kesesini ikardi ve iinden bakir bir metelik alarak yardim anagina atti. Her ikisi de yksek sesle glp konusarak arabalarina dndler. Tam bu sirada Lisa geldi. Yaninda Maurice Drozdov vardi. Lisa, atindan sirayarak yere atladi ve atindan in384 memesini syledigi Drozdov'a dizginleri atti. Bakir meteligin anaga atildigi anda, tasvirin yanina vardi. Sapkasini eldivenlerini ikartip dizlerinin stne, amurlu yere kt ve byk bir saygi ile defa secde etti. Sonra, iinde birka gms para bulunan kesesini ikarip anaga atti. Hemen kulaklarindaki elmas kpelerini ikartip, onlari da anaga atti. Byk bir heyecanla papaza sordu: - Olur mu? Olur mu? Bu taslarla rts sslenebilir mi? Papaz: - Verebilirsiniz, diye cevap verdi. Her trl bagis kabul edilebilir. Kalabaliktan it ikmiyordu. Ne sevin ne de hosnutsuzluk gstermiyorlardi. Lisa, amurlarina aldiris bile etmeden atina atladi ve drtnala uzaklasti. *** Henz anlattigim olaydan iki gn sonra, atli adamlarla kusatilmis, kupa arabasiyla bir yere giden kalabalik bir grubun arasinda onu grdm. Eliyle isaret ederek beni yanina agirirken arabayi durdurttu ve benim de gruba katilmam iin israr etti. Arabada bana da yer vardi. Byk bir neseyle beni yanindaki ok sik hanim arkadaslarina tanistirdi. Sonra, son derece ilgin bir geziye gittiklerini syledi. Durmadan kahkahalarla glyordu ve mutlulugu biraz asin denebilirdi. Zaten son zamanlarda sasirtici derecede mutlu ve neseli grnmeye baslamisti. Gezi, gerekten de ok ilginti; nehrin karsi yakasina, on yildan beri tccar Sevostyanov'un evinin

bahesindeki kk bir kulbede hep baskalarinin sirtindan geinerek yasayan, sadece sehirde ya da civarinda degil, Moskova ve Petersburg'da bile taninan ermis yari-deli ve gaipten haberler verdigini iddia eden Semyon Yakovlevich'e gidiliyordu. Herkes onu ziyarete giderdi. zellikle, ilin her evresinden gelirlerdi. Gaipten birka 385haber aldiktan sonra, evinin masraflarini derler ve byk bagislarda bulunurlardi. Bagislar bazen dikkate alinacak kadar byk olurdu ve ogunlukla 'Our Lady' manastirina olmak zere esitli kiliselere gnderilirdi; tabii, bu bagislari Semyon Yakovlevich kendisi i etmezse. Bu nedenle de manastirdan grevli bir papaz daima Semyon Yakovlevich'in odasinda hazir bulunurdu. Gruptaki herkes, bu gezinin ok eglenceli olacagi inancindaydi. Ilerinde hibiri, henz Semyon Yakovlevich'i grmemisti. Sadece Lyamshin onu nceden grmst ve herkese onun, cennetten sprge sapiyla dvlerek kovuldugunu, arkasindan da, Isa'nin kendi eliyle iri iki patates atmis oldugunu anlatiyordu. Kalabaligin arasinda, yine kiralik bir kazak ati stnde, Peter Verkhovensky de vardi. Atin stnde zorlukla duruyormus gibi grnyordu. Nicholas Stavrogin de atlilar arasindaydi. Stavrogin byle eglenceli gruplara pek ender girer ve her ne kadar yaradilisi nedeniyle fazla konusmazsa da, onlarin nesesine katilirdi. Grup kpry geip, orada bulunan hanlardan birinin nne geldiginde, kalabaligin arasindan biri, handa intihar etmis birinin bulundugunu ve bu nedenle polis agirilmis oldugunu bildirdi. Derhal intihar edeni grmek iin burada durulmasi kararlastirildi. Teklif genellikle hos karsilanmisti; nk, hanimlarimiz simdiye kadar intihar olayina rastlamamislardi. Hanimlardan birinin, yksek sesle syle syledigini hatirlarim: 'Artik canimiz ylesine sikilmaya baslamisti ki, eglence seecek durumda degiliz, yeter ki ilgin bir seyler bulabilelim.' Hanimlardan ancak birkai hana girmeyip disarda kaldilar; geri kalanlar hanin pis koridoruna grltyle daldilar; onlarin arasinda Lisa'yi grmek beni ok sasirtti dogrusu. Kendisini vuran adamin odasinin kapisi aikti; tabii, bizim odaya dolmamiza engel olmak cesaretini kimse gsteremedi. Intihar eden, on dokuz yaslarinda olduka yakisikli bir genti. Aik renk sik salari, oval bir yz ve soylulugunu gsteren genis bir alni vardi. Ceset oktan sogumustu ve kk beyaz yz mermerden oyulmus gibi grnyordu. Masanin zerinde kendi el yazisi ile, lmnden kimseyi sorumlu tutmamalarini, kendi kendini vurdugunu, nk, 400 rubleyi 'bosa 386 harcadigini' bildiren bir not vardi. 'Bosa harcadigini' gerekten de yazmisti; drt satirlik yazida gramer hatasi yardi. Onun komsusu oldugu belli, bazi isleri nedeniyle bu handa kalan sismanca bir tccarin zntl oldugu grnyordu. Onun anlattiklarina gre, gen ocuk, ailesi, yani dul annesi, kiz kardesleri ve teyzeleri tarafindan, sehrimizde oturan bir kadin akrabalarinin yardimiyla, yakin bir gelecekte evlenecek ablasi iin bazi eyiz esyalari alip kye dnmek zere gnderilmisti. Korkudan aglayip sizlanarak ocuga bir trl arkasi kesilmeyen gtler verip, dualar, kutsamalarla yolcu etmisler ve yillarca dislerinden tirnaklarindan artirdiklari 400 rubleyi de ona vermislerdi. ocuk o zamana kadar kendi halinde ve drst bir kimseymis. gn nce, sehre gelir gelmez akrabasi kadina ugrayacagi yerde, bu hana inmis ve hemen, kumar oynayip para kazanmak amaciyla kulplerden birine kosmustu. Fakat o aksam herhangi bir oyun yokmus. Takriben gece yansina dogru hana dner dnmez, sampanya, pro istemis ve alti yedi kisilik yemek siparis etmis. Fakat sampanyadan sarhos olmus ve purolar midesini bozdugundan syledigi yemeklere elini bile srmeden, hemen hemen kendisini kaybetmis olarak yatmis. Ertesi sabah, yeni ikmis bir papatya kadar taptaze uyanmis ve kulpte salik verilen, nehrin karsi yakasindaki ingene kampina kosmus ve tam iki gn hana dnmemis. Sonunda, dn saat bes sularinda sarhos olarak dnms ve hemen yatarak aksam saat ona kadar uyumus. Uyandigi zaman, soguk et, bir sise Chteau d'yquem sarabi, biraz zm, kgit, mrekkep ve hesabini istemis. Kimse onda bir degisiklik oldugunun farkina varmamis; sakin, kibar ve neseliymis. Kendisini gece yarisina dogru vurmus olmaliydi; fakat; kimsenin silah sesini duymamis olmasi biraz garipti. Ancak ertesi gn saat birde, kapisinin vurulmasina cevap vermeyince kapiyi kirip odaya

girdiklerinde onu l bulmuslardi. Sarap sisesinin yari yariya bosalmis oldugunu ve zmn yarisinin yenmis oldugunu grmslerdi. Kendisini, ift namlulu kk bir deringer tabancayla kalbinden vurmustu. ok az kan akmisti; tabanca elinden halinin stne dsmst. ocuk, odanin ksesindeki divanda yatiyordu. 387lm ani olmustu; yznde hibir istirap anlami yoktu; yznde, hemen hemen mutlu bir anlam vardi; dnyada hi dertleri olmayan insanlarinki gibi bir anlam, Grubumuz, gen ocuga byk bir ilgi ile bakiyordu. Aik konusmak gerekirse, baskasinin felketinde bir eglence ariyor gibiydiler. Kadinlar, ses ikarmadan bakiyorlardi. Erkekler ise esit esit fikirler yrtyorlardi. Ilerinden biri, ocugun en iyi hareketi yapmis oldugunu, onun iin baska ikar yol bulunmadigini; bir baskasi, hi olmazsa hayatinin bir gnn eglenerek geirmis oldugunu syledi. Ve nc biri, birdenbire, aramizda kendini vuranlarin, asanlarin ogaldigini syledi ve sanki altlarindaki toprak kaymis da tutunacaklari bir yer kalmamis gibi neden canlarina kiymis olduklarim sordu. Odada bulunanlar, filozofa konusan bu gencin yzne garip garip baktilar. Sonra, soytarilik yapmayi ok seven Lyamshin, tabaktaki zmn bir salkimini aldi; bir baskasi da onu taklit ederek bir salkim aldi ve bir baskasi ise sarap sisesine uzandi. Fakat, tam o sirada polis geldi ve 'herkesin' odadan ikmasini istedi. Hemen hemen herkes grmek istedigini grmst ve hi itiraz etmeden odayi bosalttilar; yalniz Lyamshin polis komiserini igren sorularla oyaliyordu. Yolun geri kalan blmnde, grubun nesesi, kahkahalari, canli konusmalari bir kat daha artmisti. Semyon Yakovlevich'in evine gleden sonra saat tam birde vardik. Olduka byk olan bu evin kapisi ardina kadar acikti ve herkes diledigi gibi girmekte serbestti. Semyon Yakovlevich'in gle yemegi yedigi, fakat yemekten sonra kabul edilecegimiz haber verildi. Ieriye hep beraber girdik. Ermis yari-delinin yemek yedigi ve bizi kabul ettigi salon olduka bykt. Salonun penceresi vardi ve bir duvardan digerine uzanan, yari bel yksekliginde bir tahta par-maklikla tam esit olarak ikiye ayrilmisti. Olagan ziyaretiler bu parmakligin gerisinde kalirlar, mutlu olanlar ise, ermis yaridelinin isareti zerine, kendi oturdugu kisma alinir ve bazen ksedeki divana ya da eski deri koltuga oturmasi sylenirdi. Kendisi ise, kumasi lime lime dklen ok eski Voltaire stili bir koltukta otururdu. 388 Kumral, salari dklms, tertemiz tirasli, agzini hafif arpik gsteren sag yanagi sis, genis burun deliginin hemen altinda koca bir et beni bulunan, gzleri kk kk, rengi sari, durgun, agirbasli, uykulu bakisli ve elli bes yaslarinda bir adamdi. Almanlar gibi siyah redingot ceket giymisti; fakat, yelegi yoktu ve kravat takmamisti. Ceketinin iinden olduka kalin kumastan yapilmis gmlegi grnyordu. Ayaklarinda (grnse gre ayaklarindan rahatsizdi) terlikler vardi. Onun bir zamanlar memurluk ettigini ve hatta, rtbesi bile oldugunu duymustum. orbasini henz bitirmis, haslanmis patatesini yemek zereydi. orba ve haslanmis patatesten baska yemek yemez, yalniz ayi ok severdi. Tccarin, sirf onun iin tuttugu ve her isini gren hizmetisi vardi. Hizmetilerden birinin sirtinda frak vardi. Ikincisi bir ticaret adamim, ncs ise, daha ok bir zangou andiriyordu. Bir de, on alti yaslarinda olduka zeki bakisli gen bir ocuk vardi. Hizmetilerin yaninda bir de elinde kumbara tutan olduka yasli ve nur yzl ihtiyar bir rahip vardi. Rahip biraz sismancaydi. Masalardan birinin zerinde kocaman bir semaver vardi. Tepsinin stne konmustu ve fokur fokur kayniyordu. Tepsinin etrafina bardaklar siralanmisti. Bu masanin tam aksi ynndeki baska bir masanin zerinde ise gelen hediyeler vardi; birka kilo kesme seker, bir kilo kadar ay, sirma islemeli bir ift terlik, ipekli bir mendil, bir para kumas, bir para keten gibi... Para olarak yapilan yardimlarin hepsi, hemen rahibin elindeki toprak kumbaraya atiliyordu. Oda olduka kalabalik sayilirdi. Ikisi, Semyon Yakovlevich'in yaninda oturan on iki kisi vardi. Semyon Yakovlevich'in yanindakilerden biri, ak sali, avam takimindan bir ihtiyar ve digeri, saygili tavirla hep nne bakan, ok siska ve ufak tefek, bizim ilden olmadigi belli bir papazdi. teki ziyaretiler tahta paravanin bu tarafinda oturuyorlardi; Rus giyimli, gr sakalli, en azindan yz binlik bir adam olarak bilinen, kyl bir tccarin disinda kalan btn ziyaretiler halktandi. Ayrica,

dinine bagli, orta yasli bir kadin ve toprak sahibi bir adam vardi. Hibiri konusmaya cesaret edemeden, mutluluga erismelerini bekliyorlardi. Drt kisi yere diz kmst: Dikkatleri zerine eken Semyon 389Yakovlevich'in iten bir bakisini ya da szn heyecanla bekledigi belli olan, herkesin nnde, tam paravanin nne diz kms, sismanca, kirk bes yaslarindaki toprak sahibiydi. Bir saatten beri, bu sekilde bekledigi halde, Semyon Yakovlevich'in onu fark etmedigi belliydi. Grubumuzdaki hanimlar, neseli neseli fisildasip, kikir kikir glserek paravana iyice yaklastilar. Diger ziyaretilerin ya nlerine getiler ya onlari ittiler; ama, en n sirada yere diz kms, elleriyle paravana siki siki kavramis olan toprak sahibini yerinden kimildatamadilar. Neseli ve merakli bakislar, kelebek gzlkler, hatta opera drbnleri Semyon Yakovlevich'in zerine evrilmisti. Ne sylenirse sylensin, Lyamshin, elindeki opera drbnn ona dikmis bakiyordu. Semyon Yakovlevich, kk gzleriyle, bu kalabaligi tembel tembel szyordu. Kisik, olduka kalin bir sesle: - Hos-bakislar, hos-bakislar!... diye sylendi. Grubumuzdaki herkes gld: 'Hos-bakislar ne demektir?' Fakat, Semyon Yakovlevich, cevap vermeden patatesini yemege koyuldu. Nihayet yemegini bitirip agzini bir peete ile sildigi zaman, bir fincan ay verdiler. ogunlukla ayini yalniz imez ve konuklarina da ikram ederdi. Ama herkese degil, bizzat kendisinin gsterdigi kimselere ay ikram edilirdi. yle umulmadik kimseleri gsterirdi ki, orada bulunanlar saskinliklarindan ne yapacaklarini bilemezlerdi. Varlikli kisileri, byk memurlari, soylu kisileri atlar ve bir kylye ya da ihtiyar bir kadina ay verilmesini sylerdi. Baska bir keresinde, yoksullari atlayarak, varlikli bir tccara ay verilmesini istemisti. aylar ok degisik sekillerde verilirdi. Bazisina seker konurdu; bazisina sekersiz verilirdi. Bazilarinin ise, seker, ay tabaklarina konurdu. Bu kez ay imeye eren mutlu kisiler, ayi ve sekeri tabaginda verilen, ufak tefek siska papazla; ayi sekersiz verilen ak sali, avam takimindan ihtiyardi. Manastirdan gelmis olan sisman rahibe her zaman ay verilirken, bu sefer her nedense ay verilmemisti. 390 Yolda gelirken, eglence seecek durumlari olmadigindan sz eden, ilgin bir seyle yetinmelerini syleyen hanim, glmseyerek gzlerini kisti ve yayvan bir sesle: - Semyom Yakovlevich, dedi. Bana bir seyler syleyin. Asirlar boyu sizinle karsilasmak iin bu zamani bekliyordum. Semyon Yakovlevich, kadina bakmadi bile. Diz kms olarak duran toprak sahibi, sirtindan byk bir yk kaldirmislar gibi derin bir 'oh' ekti. Semyon Yakovlevich, ay doldurulup sekeri konduktan sonra: - Daha seker koyun, dedi. Bu emir zerine iki seker daha kondu. Semyon Yakovlevich tekrar: - Daha ok, daha ok!... dedi. Bunun zerine bir seker daha atildi. Tccar hi: itiraz etmeden surup haline gelmis olan ayini imeye basladi. Orada bulunanlar ha ikartarak: - Ulu Tanrim!... diye mirildandilar. Toprak sahibi yine grltl bir sekilde 'Oh' ekti. Bizimkilerin duvara sikistirdiklari yasli bir kadin tiz bir sesle haykirdi. yle ki salonda bulunanlar dnp kadina baktilar. - Peder! Semyon Yakovlevich! Bir saatten beri takdis edilmek iin bekliyorum. Aziz Peder! Ne yapmam gerektigini syle bana! Bu zavalli kadina bir gt ver!... Semyon Yakovlevich, zangoa: -r Sor ona, dedi. Zango, parmakligin nne geldi ve ll, sakin bir sesle kadina "sordu: - Semyon Yakovlevich'in size, son kez sylediklerini yaptiniz mi? Dul kadin aglayarak: 391- Nasil yapabilirdim, aziz Peder? diye sordu. Nasil yapabilirdim? Onlarla ne yapabilirim ki? Hepsi yamyam gibi; bana bir protesto ektiler. Yksek mahkemeye vermekle korkutuyorlar. Hem de z annelerini!... Semyon Yakovlevich, masanin zerindeki byk bir seker parasini gstererek:

- Onu su kadina ver! dedi. ocuk hemen masanin yanina kostu ve sekeri alarak dul kadina gtrd. - Tesekkr, ederim, Peder. Bana karsi ok iyi davrandiginizdan eminim. Kadin yine aglamaya baslayarak: - Bu sekeri ne yapacagim? diye sordu. Semyon Yakovlevich, byk bir cmertlikle bagirdi. - Daha verin! Daha verin!.. Bir seker daha getirip kadina verdiler. Ermis Yari-deli 'Daha, daha' dedike getirip bir nc ve drdnc sekeri de kadinin eline tutusturdular. Manastirdan gelen rahip, btn bu sekerlerin manastira verilmesi gerektigini dsnms olacakti ki, derin bir i geirdi. Dul kadin minnetle: - Fakat bu kadar sekeri ne yapacagim? diye inledi. Hepsini de' kullanamam, degil mi? Beni hasta eder. Bu bir emir mi, aziz Peder? Kalabaligin iinden biri mirildandi. -Evet, bu bir emirdir. Semyon Yakovlevich, byk bir israrla: - Yarim kilo daha seker verin ona, diye emretti. Masanin zerinde byk bir bas kesmeseker kalmisti, ama Semyon, kiloluk sekeri gstermisti. Kyller: 392 - Tanrim, Tanrim!... diye mirildanarak ha ikardilar. Manastirdan gelmis olan rahip, kendisine ay verilmedigi iin fkelendiginden olacak, biraz kindar bir sesle: - Simdilik kalbinizi merhametle doldurmak iin agzinizi tat-lilastinn, dedi. Et tirnaktan ayrilmaz denir ve bunun anlami da budur. Dul kadin birden fkeyle kprd. - Byle bir seyi nasil syleyebiliyorsunuz, Peder? Vershinin evi yandigi zaman beni ipe baglayarak alevlere srklemek istediler. Sandigima l bir kedi koydular. Her esit adiligi yapmaya kalktilar. Semyon Yakovlevich birden elini sallayarak haykirdi. - Defedin sunu! Defedin sunu!... Zangola gen ocuk bizim bulundugumuz blme kostular. Zango kadini kolundan yakaladi. Kadin korkudan sinerek kapiya dogruldu. Arkasinda kalan ve ocugun getirdigi sekerlere bakti. Semyon Yakovlevich, geride kalan usagin birine haykirdi. - B irini geri alin!... Usak digerlerinin arkasindan firlayip salondan ikti. Biraz sonra usak, salona girdiler; ellerinde kadina verilmis olan sekerler vardi. Bununla beraber, kadin sekeri beraberinde gtrmeyi basarabilmisti. Kapinin yanindaki kalabaligin iinden biri haykirdi. - Semyon Yakovlevich!... Ryamda bir kus grdm... Mavi bir karga. Suyun iinden ikarak alevlerin arasina daldi. Bu ryanin anlami nedir, acaba? Semyon Yakovlevich: - Don demektir, dedi. Bizim grubumuzdaki o sulu kadin yine basladi. - Semyon Yakovlevich, bana neden cevap vermiyorsun? Seninle uzun zamandan beri ilgileniyorum. 393Semyon Yakovlevich, yere diz kms olan toprak sahibini isaret ederek: - Ona sor, dedi. Manastirli rahip, kendisine bakilarak syleneni yerine getirmek zere toprak sahibine yaklasti. - Ne gibi bir gnah islediniz? Bir sey yapmaniz buyrulmus muydu? Toprak sahibi boguk bir sesle cevap verdi. - Dvsmemem, ellerimi serbest birakmamam buyrulmustu. Rahip sordu:

- Bu buyrugu yerine getirdiniz mi? -Yapamadim! Gcm baskin ikti. Semyon Yakovlevich, ellerini sallayarak haykirdi. -Defedin, defedin! Sprge sopasini kullanin! Sprge sopasi!... Toprak sahibi verilen emrin yerine getirilmesini beklemeden ayaga firladi ve kosarak salondan kati. Rahip, yere dsms olan on rublelik altini alirken: - Altin bir sikke dsrms, dedi. Semyon Yakovlevich, zengin tccari gstererek: - Ona verilsin! dedi. Tccar itiraz etmeye cesaret edemeden altini aldi. . Rahip kendisine hkim olamadan: - Altin altini eker, dedi Semyon Yakovlevich, birden Maurice Drozdov'u isaret ederek: - Ona sekerli bir ay verin! dedi. Usak ayi koydu ve yanlislikla burnunun ucundan kelebek bir gzlk sarkan gence verecek oldu. Semyon Yakovlevich, onun hatasini dzelterek: 394 - Uzun boyluya, uzun boyluya! diye haykirdi. Maurice kendisine uzatilan ayi aldi ve askerce bir selam verdikten sonra imeye basladi. Neden oldugunu bilmiyorum; ama, grubumuzdaki herkes kahkahalarla glmeye basladi. Lisa, birdenbire Maurice Drozdov'a: - Derim ki, dedi. Biraz nce diz kms duran bayin yerine diz kmen gerekmez mi? Drozdov, saskinlikla ona bakti. Lisa birden inati, heyecanli bir tavirla abuk abuk konusarak: - Ltfen, bana byk bir yardimda bulunmus olacaksiniz, dedi. Buraya bakin, Maurice. Derhal diz kmelisiniz. Sizin diz ktgnz grmeliyim. Eger su anda diz kmeyecek olursaniz, sizi bir daha grmem. Byle yapmanizi, byle davranmanizi istiyorum! Lisa'nin byle konusmasi ile ne demek istedigini bilmiyorum; ama, byk bir sinir krizine tutulmus gibi, hibir sey dinlemeden inatla direniyordu. Asagida da grecegimiz gibi, Maurice Drozdov, Lisa'nin son zamanlarda ok siklasan bu sinir nbetlerinin, kendisine yneltilmedigini (nk, onun kendisine olan saygisindan en kk bir kuskusu bile yoktu), biliyordu. Bu sinir nbetlerinin, bilinsiz bir nefretten dogdugu inancindaydi. ay fincanini, hi sesini ikarmadan arkasinda duran yasli bir kadina verdi, parmakligin kapisini ati ve buyur edilmemis oldugu halde Semyon Yakovlevich'in yanina girdi. Tam odanin ortasina gelince herkesin gz nnde diz kt. Lisa'nin, grubun iindeki bu kaba, kk dsrc talebinin, onun ince ruhunu pek sarsmis oldugundan eminim. Belki de, kendisini bu kadar kisinin gz nnde kk dsrdgnden tr Lisa'nin utanacagini dsnmst. Dogrusunu sylemek gerekirse, hi kimse, bir kadini bylesine bir yntemle yola getirmeye cesaret edemezdi. Yzndeki magrur anlam ve uzun boyuyla ok gln grns vardi. Ama, 395bizim gruptakilerden kimse onun bu gln haline glmek cesaretini gsteremedi. Onun beklenmedik bu hareketi herkesi etkilemisti. Sanki szbirligi etmis gibi, herkes dnp Lisa'ya bakti. Semyon Yakovlevich: - Kutsal yag! Kutsal yag!... diye mirildandi. Lisa'nin birden yz sarardi ve kosarak parmakligin arkasina geti. Bundan sonra, pek abuk bir sahne geti. Lisa, btn gcyle Drozdov'un kolundan tutmus onu yerden kaldirmaya alisiyordu. Bir yandan da, kendini kaybetmiscesine: - Kalkin! Kalkin! diye haykiriyordu. Hemen kalkin! Hemen simdi!... Diz kmeye nasil cesaret edebiliyorsunuz?!....

Drozdov agir agir dogruldu. Lisa, onun kolundan tutmus yzne bakiyordu. Gzlerinde dehsetli bir korku vardi. Semyon Yakovlevich yine mirildandi. - Hos-bakislar! Hos-bakislar!.. Lisa, nihayet Drozdov'u ekerek parmakliktan disari ikardi. Grubumuzda bir kipirdanma oldu. Bizim arabadaki kadinlardan biri, durumu dzeltmek istemis olacak ki, cilveli bir tavirla ve yksek sesle: - Ne olur, Semyon Yakovlevich, dedi. Bana bir sey buyur-mayacak misiniz? Oysa, size ne kadar gveniyordum. Semyon Yakovlevich birden fkeyle kadina dnd. ok uygunsuz bir dille: - Su kadini defedin!... defedin!... diye haykirdi. Korkun bir aiklikla tane tane sylemisti. Kadinlarimiz igliklarla kapiya dogru kosustular; erkeklerse katila katila glyorlardi. Semyon Yakovlevich'i ziyaretimiz de bylece son bulmus oldu. Sylenenlere bakilacak olursa, orada esrarli bir olay daha gemisti. Daha dogrusu, bu ziyareti bylesine ince ayrintilari ile anlatmamin nedeni, bu olayi anlatabilmek iindi. 396 Herkes hep birden kapiya kostugunda, Maurice Drozdov, Lisa'nin kolundan tutmus kapiya dogru yrmst. Tam o sirada, Lisa'nin Stavrogin'le yz yze geldigini sylyorlar. Sunu da hatirlatmaliyim ki, pazar gnk olaydan bu yana birok kez karsilasmislar; fakat, aralarinda uzun boylu bir konusma gememisti. Kapida karsilasmalarini grdm; bir an iin ikisi de duraladilar. Birbirlerini garip bir tavirla szdler. Fakat kalabalik yznden iyi grmemis olabilirim. Ama, iddialara gre, Lisa onunla karsilasir karsilasmaz elini kaldirmis ve tokat atmak zereyken Stavrogin, atik bir hareketle geri ekilmisti. Belki de bunun nedeni, Stavrogin'in biraz nce olan olaydan tr alayla bakmasi olabilirdi. Dogrusunu sylemem gerekirse, ben hibir sey grmemistim. Ama herkes grdgn iddia ediyordu. Oysa, o anki kargasalikta, byle bir seyi kimsenin grmesi mmkn olamazdi. O zamanlar buna inanmayan bir ben vardim. Bununla beraber, dnste, Nicholas Stavrogin'in renginin biraz soluk oldugunu hatirlarim. *** Hemen hemen bu olayla ayni anda, yani ayni gnde, Bay Verkhovensky ile Bayan Stavrogin nihayet bulusmuslardi. Bayan Stavrogin, onunla grsmek istedigini defalarca haber vermis olmakla beraber, her nedense daima bu grsmeyi ertelemisti. Bulusmalari Skvoreshniki'de oldu. Bayan Stavrogin, sehir disindaki bu evine biraz sinirli ve endiseli olarak gelmisti; bir gn nce, ta-sarlanan byk eglencenin Maresal'in evinde, yapilmasina karar verilmisti. Fakat abuk karar vermeye aliskin olan Bayan Stavrogin, o eglenceden sonra, Skvoreshniki'de byk bir eglence tertiplemeye ve btn sosyeteyi agirmaya karar verdi. Bylece, herkes kimin evinin daha uygun ve byk oldugunu anlayacakti. Genel olarak, Bayan Stavrogin taninmayacak kadar degismisti. Sanki yeniden dogmustu; eski, ulasilmaz 'yce kadin' (Stepan Verkhovensky'nin szyd bu) gitmis, yerine simarik bir sosyete kadini gelmisti. 397Bununla beraber, bunun sadece bir grns olmasi da muhtemeldir. Sehir disindaki bu bos eve gelir gelmez, sadik khyasi Alexey Yegorych ve dekorasyon islerinde ok tecrbeli olan Foma'yla beraber evin btn odalarini teker teker dolasmisti. Hemen planlarin tartismasina basladilar; sehirdeki evden hangi mobilyanin getirilecegini; hangi resimlerin asilacagini; nerelere asilacagini; limonluktan hangi ieklerin getirilecegini ve nerelere konulacagini; perdelerin nerelere asilacagini, bfelerin nerelere konacagini; ka bfe gerektigini tartistilar. Iste tam bu siradadir ki, aklina Bay Verkhovensky'ye arabasini gnderip onu agirtmak geldi. Bay Verkhovensky, daha nceden bildigi ve onun byle ani agrilarina alisik oldugu iin hazirdi. Arabaya binerken byk bir dindarlikla ha ikardi; bugn kaderi tayin olacakti. Bay Verkhovensky geldiginde, dostunu, byk salonda, duvardaki cumbanin iine yerlestirilmis kanepenin nne ekilmis mermer masanin basinda, elinde kalem

kgit otururken buldu. Foma, galeriyi, pencerelerin yksekligini lerken Bayan Stavrogin de onun syledigi lleri yaziyordu. Isini birakmadan Bay Verkhovensky nin mirildanarak selamina karsilik vermesine aldirmadan yanina oturmasini isaretle anlatti. Bay Verkhovensky bu olayi bana syle anlatiyordu: - Hislerime hkim olarak tam bes dakika oturup bekledim. Sanki karsimdaki yirmi yildir tanidigim kadin degildi. Her seyin bitmis oldugu inanci, bana onu bile sasirtan bir g verdi Yemin ederim ki, son anlardaki sogukkanliligim onu bile sasirtmisti. Bayan Stavrogin kalemini masanin zerine atti ve birden Bay Verkhovensky'ye dnd. - Bay Verkhovensky, burada is grsmek zere bulunuyorsunuz. Parlak ve ssl szler hazirladiginizi biliyorum; ama. konuya girsek iyi olacak sanirim. Siz de byle dsnmyor musun az? Bay Verkhovensky saskinligindan irkilmisti. Elindeki kozlari dkmekte ok acele etmisti. Bunun devami acaba nasil olacakti? 398 Bayan Stavrogin abuk abuk konusarak devam etti: - Durun. Bir sey sylemeyin. nce ben konudayim, sonra siz sylersiniz. Ama yine de, bana sylenecek bir seyiniz oldugunu sanmiyorum ya, neyse. Yillik bin iki yz rublelik gelirinizi, hayatinizin sonuna kadar vermeyi, kutsal bir grev olarak kabulle-niyorum. Belki de kutsal bir grev degildir; ama, basit bir anlasmadir. Bylesi daha dogru, degil mi? Eger arzu edecek olursaniz bunu yazarak da yapabiliriz. lmm halinde gerekli btn nlemleri aldim. Fakat simdilik, oturacaginiz evin bakimini ve hizmetilerinizin teminini zerime aliyorum. Bunu paraya evirecek olursaniz, yillik bin bes yz ruble eder, degil mi? Bu yilliginiza yz ruble daha ekleyerek yuvarlak hesap yapacagim. Bu miktarin size bir yil yeterli oldugunu bilirsiniz, degil mi? Az da sayilmaz, degil mi? Tabii, zel durumlar olursa, size ayrica para verebilirim. Bu bakimdan, parayi pesin olarak alin, hizmetilerimi bana geri verin ve arzu ettiginiz gibi, istediginiz yerde yasayin... Petersburg' da, Moskova'da, Avrupa'da ya da sehrimizde bir yerde oturabilirsiniz, ama benim yanimda degil. Anladiniz mi ? Bay Verkhovensky agir agir ve hzn dolu bir sesle: - Bundan kisa bir zaman nce, ayni dudaklardan, yine ayni abuklukla ve inatla bazi istekler dklmst, dedi. Bu isteklere boyun egmis ve arzu edildigi iin 'gopak' oynamistim. Oui, la comparison peut tre permise. C'etait comme un petit cosak du Don, qui sautait sur sa propre tombe (Bir mukayese yapalim. Sanki kendi mezari stnden atlayan kk bir kazak gibiyim.) Simdi de... -Durun, efendim. ok f azla konusuyorsunuz. Dans etmediniz; ama, bana, yeni bir kravat takmis, sslenmis pslenmis olarak geldiniz. Inanin ki evlenmeyi siz de ok istiyordunuz. Yznzden anlamak mmkndr. Fakat yznzdeki anlamin, o zaman ok irkin oldugunu da syleyebilirim. Bunu o zaman sylememis olmam, sadece kibarligimdan tryd. Ama siz, evleneceginiz kiz ve hakkimda yazdiklarinizi dsnn bir kere. Bununla beraber, kizla yine de evlenmeye hazirdiniz. Simdi durum bambaska. Hem 399mezarinin stnden atlayan kk kazagin bununla ne ilgisi var? Bunun nasil bir benzetis oldugunu anlayamadim, dogrusu. Tersine, ne kadar uzun yasarsaniz, ben o kadar memnun olurum. - Dsknler evinde mi? - Dsknler evi mi? Yilda bin ruble geliri olan bir insan dsknler evine gitmez. Sznn burasinda glerek: - Oh, simdi anladim, dedi. Peter, dsknler evi hakkinda kk bir saka yapmisti. Ulu Tanrim!.. Gerekten dikkate alinmasi gereken bir dsknler evi var, tabii. Orasi en soylu kisiler iindir. Orada, albaylar varmis. Hatta, bir general oraya gitmeyi dsnyormus. Elinizdeki btn parayla oraya gidecek olursaniz, rahat eder ve istediginiz kadar usak bulursunuz. Orada bilimsel alismalariniza da devam edebilirsiniz. Hem oyun arkadasi da bulabilirsiniz. - Passons (geelim)

Bayan Stavrogin kaslarini atti. -Passons mu? yleyse syleyeceklerim bu kadar. Size durumu bildirdim. Bundan byle artik ayri yasayacagiz. -Hepsi bu kadar mi? Yirmi yildan arta kalanlar sadece bu kadar mi? Ayrilisimizdaki son sznz bu mu? - Duygulu konusmayi ok seviyorsunuz, Bay Verkhovensky. Artik byle konusmalarin modasi gemis, diyorlar. Kaba, ama basit konusuluyor, simdi. Yirmi yili bir kere dilinize dolamissiniz! Karsilikli bencillikle gemis yirmi yildan baska bir sekilde sz edilemez. Bana yazdiginiz her mektup, benim iin degil, edebiyat tarihine gemesi iin yazilmis. Siz bir dost degil, gzel yazmayi seven bir insansiniz, o kadar. Dostluk, gerekten byk bir kelimedir. Gerekte, dostluk, iki kisinin iini birbirlerine dkebilmesidir. - Tanrim, sylediklerinizde, baska insanlarin szleri o kadar ok ki!... Ezbere bilinen seyler!... Sizi de kendilerine benzetmisler!... Siz de mutluluktan sarhossunuz! Siz de gnese karsi kah400 kahalar atiyorsunuz! Chere, chere, zgrlgnz onlara ne karsiliginda sattiniz? Bayan Stavrogin fkeden ilgina dnd. - Baskalarinin sylediklerini tekrarlayan bir papagan degilim. Bunlarin arasinda bana zg szlerin de bulunduguna inanabilirsiniz. Su sz ettiginiz yirmi yil benim iin ne yaptiniz? Sizin iin getirttigim kitaplara bakmami bile istemediniz. Ayrica, ciltiye gnderilmeselerdi hi ailmadan kalacaklardi. Benim nderim olmanizi istedigim ilk yillar, okumak iin bana ne verdiniz? Daima Kapfig. Kapfig'den baska bir sey vermiyordunuz. Benim kltrl bir kadin olmami istemiyor ve elinizden geldigi kadar beni baltalamaya alisiyordunuz. Oysa, glenler sadece size glyorlar. Dogrusunu syleyeyim, sizi sadece bir edebiyat elestirmeni olarak kabul etmistim. Bundan da ileri gidemediniz. Petersburg'a giderken, aylik bir dergi yayimlamak istedigimi syledigimde, magrur bir tavirla yzme garip garip bakmakla yelindiniz. - Yanlissiniz, yanlissiniz. O zamanlar pesimize dslmesinden korkuyorduk... - Yanlissiniz, yanlissiniz. O zamanlar pesimize dslmesinden korkamazdiniz. Hatirlarsaniz, klelerin serbest birakildigina dair haber yayildiginda, subatti; korku iinde bana kosmustunuz. Yayimlanmasi dsnlen aylik dergi ile hibir iliskiniz olmadigini; genlerin size degil, bana gidip geldiklerini; sizinse evimde kalan bir gretmen oldugunuzu bildiren bir mektup yazip vermemi istediniz, yle degil mi? Hatirladiniz mi? Daima kusursuz bir insan oldugunuzu gstermek istersiniz, Bay Verkhovensky. Bay Verkhovensky aglamakli bir sesle: - O sadece bir anlik zayiflikti, dedi. Baska bir sey degil. Byle nemsiz bir sey iin mi dostlugumuzu yikacagiz? Bu kadar uzun yillardan beri bizi baglayan baska baglar da olmadi mi? -- Her seyi ok abuk hesapliyorsunuz. Beni daima size karsi borlu birakmak istiyorsunuz. Avrupa'dan dndgnzde, bana te401peden bakmaya basladiniz ve tek kelime sylememe imkn vermediniz. Oysa, Avrupa'ya gidip dndgmde, Madonna'nin bende biraktigi izlenimlerden sz ettigim zaman, beni dinlemediniz; beyaz kravatiniza bakarak, duygularimi nemsemeden sylediklerimi kmseyerek, biyik altindan gldnz, - yle degildi... yle olmasa gerek... J'ai oublie (unuttum). - Evet, yleydi. Zaten bana karsi vnebileceginiz bir sey de yoktu. nk, sylediginiz her sey tmyle samaydi. Simdi kimse, hi kimse, Madonna'dan heyecanlanmiyor. Yasli, eski kafali ihtiyarlardan baska kimse, onun iin kafa patlatmiyor. Bu kanitlanmistir. - Kanitlanmis mi? - Hibir ise yaradigi yok artik. Bir testi, iine su konuldugu srece yararlidir. Bu kalem degerlidir; nk, yazi yazabilirsin, ama Madonna sadece alelade bir kadin yzdr ve dogada yzlercesi bulunabilir. Bir elma resmi yapin ve yanma da gerek bir elma koyun... hangisini alirdiniz? Hi dsnmezdiniz, degil mi? Iste simdi btn

varsayimlar, zgr bir arastirma isigi altinda renkleniyor. - Anliyorum, anliyorum. - Alayla glyorsunuz. rnegin, sadaka zerine ne dsnrsnz? Oysa, sadaka vermekten duyulan zevk, ahlaksizca duyulan bir zevktir. Zenginler, sadaka vermekle zenginliklerini anlarlar. Fakir bir insan karsisindaki gcn anlar. Sadaka, vereni de alani da bozar. stelik amacina da varamaz insan. Sadaka, yoksullugu krlestirmekten baska bir ise yaramaz. alismaktan kainan tembel insanlar, kazanma hirsiyla kumar masasinin etrafini alan kumarbazlar gibi, kazanma abasi iindedirler. Tabii, bu sadece bos bir umuttur. te yandan nlerine atilan birka bakir para, yz kiside bir kisiyi bile memnun etmez. Hayatiniz boyunca, acaba ka para sadaka verdiniz? Ka para bagista bulundunuz? Eminim ki birka kurustan fazla degildir. Son kez verdiginiz bir seyi hatirlamaya alisin. Iki yil nce miydi? Belki de drt yildir. Bagirip agirmaktan 402 baska bir is grdgnz yok. Sadaka vermeyi, yasayla ortadan ka-dirmalari gerekir. Yeni rejim kuruldugunda artik fakir insan diye bir sey kalmayacak ortada. -- Ah, baskalarinin szlerini nasil da tekrarlayip duruyorsunuz!... Simdi de ortaya yeni bir rejim ikti, ha? Mutsuz kadin, Tanri yardimciniz olsun! -Evet, efendim, simdi de ortaya bu ikti. Simdi herkesin bildigi dsnceleri, benden zenerek sakladiniz. Hem de bunu sirf, beni ekemediginizden, beni avcunuzun iinde tutabilmek iin yaptiniz. Julia Lembke bile benden ok ilerde. Ama, artik gzlerim aildi ve her seyi daha aik olarak grebiliyorum. Sizi, elimden geldigi kadar savundum, efendim. Herkes sizin sulu oldugunuzda fikir birligi ediyor. Bay Verkhovensky yerinden kalkarak: - Yeter artik, dedi. Yeter. Size baska ne diyebilirim ki? Tvbe edin dememi beklemezsiniz, degil mi? - Bir dakika oturun, efendim, ltfen. Size sormak istedigim baska bir sey daha var. Edebiyat matinesinde bir para okumak zere davet edildiniz. Bunun sorumlusu benim. Ne okuyacaginizi syleyin, ltfen. -Sizin dsncelerinizde bir bardak ya da bir kalem kadar degeri olmayan, kralieler kraliesi, insanligin yks, Sistine Madonna' sim okuyacagim. Bayan Stavrogin hznl bir tavirla: - Her halde tarihten okumazsiniz, degil mi? diye sordu. Aksi halde sizi dinlemeyeceklerdir. Madonna'yi dsnyorsunuz!... Herkesi uyutacak olduktan sonra, ondan sz etmenizin bir degeri kalir mi dersiniz? Sizi temin ederim ki, Bay Verkhovensky, btn bunlari sizi dsndgm iin sylyorum. Ispanya tarihinden, ortaaglara ait, kisa ama ilgi ekici bir saray olayini, ya da ufak tefek olaylari kendi gzel szlerinizle ssleyip okusaniz daha iyi olmaz mi? O aglarda, saraylar, gzel kadinlar ve zehirlemeler kms 403derler. Karmazinov, Ispanya tarihinden hos bir sey bulup oku-yamamanizm ok garip olacagini sylyor. -Karmazinov, kendisini yazarak tketmis olan o budala benim iin bir konu ariyor, ha!... - Karmazinov hemen hemen ulusal bir degerdir!... ok kstaha konusuyorsunuz, efendim!... - Karmazinov'unuz, degersiz ve igren bir kocakaridir. Chere, chere, ne zamandan beri onlarin esiri oldunuz? Oh, Tanrim!.. - Kendini begenmisliginden nefret ederim; ama, stn zeksini da takdir ederim. Elimden geldigince, dilimin dndg kadar sizi savunmus oldugumu bir kere daha sylerim, efendim. Kendinizi gln, can sikici bir insan olarak bellemenizden elinize geen ne olacaktir? Byle yapacaginiza, eski kusagin bir temsilcisi olarak, dudaklarinizda magrur bir glmsemeyle krsye ikin. Elinizden geldigi kadar, btn zeknizi kullanarak birka eglenceli fikra anlatin. Yasli olmaniz, gemis yzyilin insani olmaniz, onlardan geri kalmaniz ne ifade eder? Btn bunlari siz kendiniz de itiraf etmez miydiniz? Eski devrin bugne kadar gelen, sevimli, iyi kalpli ve zeki bir adami oldugunuzu derhal anlayacaklardir. Kisacasi, eskiden kalmis olmakla beraber, byk

yetenekleri olan bir kimse oldugunuzu anlayacaklardir. Rica ederim, beni kirmayin!.... - Chere, yeter! Benden istemeyin, yapamam. Madonna'dan sz edecegim. Ya onlari silip sprecek, ya da beni ezip yok edecek byk bir firtina koparacagim. -Sizi yerle bir edecegi gerek, Bay Verkhovensky. - Bu da benim kaderim olur. Elinde makas, yce lknn tanrisal yzn esitlik ve kiskanlik ugruna paralamak iin merdivenlere tirmanan kleden sz edecegim onlara. Varsin herkes nefretle ansin beni, hem sonra... sonra... - Sonrada sizi akil hastanesine kaldiracaklardir. - Belki de. Ama ne olursa olsun, yensem de yenilsem de, o aksam bohami sirtima vurup, varimi yogumu , btn armagan404 larinizi, bana bagladiginiz yillik geliri, vaat ettiginiz btn mutluluklari tepecek, mrmn geri kalan yillarini bir tccarin evinde gretmen olarak geirmek ya da bir duvarin kenarinda aliktan lmek zere buralari terk edecegim. Syleyeceklerim bu kadar. Alea jacta est! Yani, ok yaydan ikti bir kere! fkeyle yerinden kalkti. Bayan Stavrogin gzlerinden ates pskrerek yerinden firladi. -Size inandim, dedi. Byle sama sapan bir ykyle evimin ve benim serefimi ayaklar altina alacaginizi biliyordum, zaten. Tccarin evinde gretmenlik yapacaginizi ya da bir duvar dibinde leceginizi sylerken, ima etmek istediginiz neydi? Nefretten ve iftiradan baska hibir sey yok btn szlerinizde! .. - Beni daima asagi grdnz. Ama, hanimina sadik bir svalye gibi bitirecegim... sizin dsnceleriniz benim iin daima her seyden degerli olmustur. Bu andan itibaren hibir seyi kabul etmeyecek, ikar gzetmeden sizi sayacagim. -Ne kadar budalaca bir sey!... - Bana hibir zaman saygi duymadiniz. Binlerce zayif tarafim olabilirdi. Evet, sizi smrdm; nihilizm dili ile konusuyorum; fakat, smrmek, hibir zaman davranislarimin ilk eregi olmamistir. Bu kendi kendine oluverdi; ben de nasil oldugunu bilmiyorum. Aramizda yemekten daha yce bir seyler oldugunu dsnrdm hep. Hibir zaman, evet, hibir zaman bir alak olmadim. Durumu dzeltmek amaci ile artik yola koyulmaliyim. Yilin sonuna dogru, sonbaharin sonuna dogru, kirlari sis kaplarken, yollar rzgrdan inlerken yryecegim, yryecegim... fakat daima yeni kaderime dogru yryecegim... Temiz bir askla dolu, Tatli ryalarina sadik.... Oh, elveda, ryalarim. Yirmi yil! Alea jacta est! Yani, ok yaydan ikti!... 405Birden gzlerinden bosalan yaslar yanaklarindan szlmeye baslamisti. Sapkasini aldi. Bayan Stavrogin kendisine glkle hkim olarak: - Latince anlamiyorum, dedi. Kim bilir belki o da aglamak istemisti, ama kaprisi ve gururu bir kere daha ona hkim oldu. - Yalniz bir sey biliyorum, dedi. Btn bunlarin ocukluk olduklarini biliyorum. Bencillikle dolu tehditlerinizi hibir zaman yerine getiremezsiniz. Hibir yere gidemezsiniz. Hibir tccarin yaninda hoca olmayacaksiniz. Gnlerinizi, benden alacaginiz yillik gelirle, hibir ise yaramaz dostlarinizi sali gnleri kabul ederek, yine benim ellerimde geireceksiniz. Iyi gnler, efendim. -Alea jacta est!.. , Bu sz yerlere kadar egilerek sylemisti. Eve dndg zaman heyecandan lecek gibiydi. 406

You might also like