You are on page 1of 330

KARIŞIMLAR (KİMYA 10.

SINIF
2.ÜNİTE)

1
ÜNİTENİN BÖLÜM
BAŞLIKLARI
• 1.BÖLÜM: HOMOJEN VE HETEROJEN
KARIŞIMLAR
• 2.BÖLÜM: AYIRMA VE SAFLAŞTIRMA
TEKNİKLERİ

2
1.BÖLÜM: HOMOJEN VE
HETEROJEN KARIŞIMLAR

3
KARIŞIMLARIN
SINIFLANDIRILMASI

4
KARIŞIM NEDİR?
• Karışım, birden fazla maddenin kimyasal
özellikleri değişmeyecek şekilde rastgele
oranlarda bir araya gelmesiyle oluşan
madde topluluğudur. Saf maddeler
element ve bileşiklerden oluşur. Fakat
maddelerin çoğu ne tek bir elementtir; ne
de tek bir bileşiktir. Maddelerin çoğu saf
madde olmayan karışımlardır.

5
• Karışımı oluşturan saf maddelere bileşen
denir. Bileşen maddeler element veya
bileşik olabilir. Karışımlar oluşurken
bileşenler arasında kimyasal bağ oluşmaz.
Bileşenlerin kimyasal özellikleri
değişmezken karışımın kaynama noktası
ve erime noktası gibi fiziksel özellikleri
değişiklik gösterebilir. Örneğin saf suyun 1
atmosfer basınçta kaynama noktası 100
ºC iken tuzlu suyun kaynama noktası 100
ºCʼtan yüksektir.
6
• Aynı cins taneciklerden (atom, molekül...)
oluşan maddelere saf madde denir. Saf
maddeler hâl değişim anında heterojen
görüntüye sahip olabilir. Homojen
görüntüye sahip maddelerin hepsi saf
değildir. Elementler, bileşikler ve çözeltiler
homojendir. Karışım oluşturmadaki temel
şart karıştırılan maddelerin kimyasal
tepkimeye girmemesidir. Karışımların
içindeki istenilen maddeler fiziksel
yöntemlerle ayrılarak saf maddeler elde
edilebilir.
7
KARIŞIMLARIN ÖZELLİKLERİ
• 1- Yapılarında iki ya da daha fazla madde
bulundururlar.
• 2- İstenilen oranda karıştırılırlar.
• 3- Fiziksel olarak karışırlar.
• 4- Kendini oluşturan maddelerin
özelliklerini taşırlar.
• 5- Kendini oluşturan maddelere fiziksel
yöntemlerle ayrıştırılabilirler.
• 6- Saf değildirler.
• 7- Belli erime ve kaynama noktaları yoktur.
• 8- Belli bir formülleri yoktur.
8
• 9- Farklı kimyasal türler (atom, molekül,
iyon) içerir.
• 10- Karışımların kütleleri bileşenlerin
kütleleri toplamına eşittir fakat karışımın
hacmi bileşenlerin hacimleri toplamına eşit
olmayabilir.

9
KARIŞIMLAR
• Karışımlar ikiye ayrılır:
• 1) HOMOJEN KARIŞIMLAR
• 2) HETEROJEN KARIŞIMLAR
• Karışımlar görünüş olarak birbirinden farklı
olabilir. Hava saydamdır, toprak gibi bazı
karışımlar ise değildir. Deniz suyu tek fazlı
(homojen), hava ve kum ile karışarak
beyaz köpükler hâlinde sahile vuran
dalgalar çok fazlı (heterojen) karışıma
örnektir.
10
11
Süzülmüş çay homojen
karışımdır

12
Süzülmemiş bitki çayı
heterojendir

13
HOMOJEN KARIŞIMLAR

14
.

HOMOJEN KARIŞIMLARIN
TANIMI
• Her tarafında aynı özelliği gösteren, tek bir
madde gibi gözüken karışımlardır.
• Karışımı meydana getiren maddeler gözle
veya optik aletlerle görülemezler.
• Homojen karışımlara genel olarak
“çözeltiler” de denir.

15
HOMOJEN KARIŞIM
ÖRNEKLERİ
• Günlük hayatta tuzlu su, süzülmüş çay,
şerbet, kolonya, şekerli su, alkollü su,
çeşme suyu, hava, bronz (tunç) çözeltiye
örnek olarak verilebilir.

16
HOMOJEN KARIŞIMLARIN
ÖZELLİKLERİ
• Bekletildiğinde çökelti oluşmaz.
• Gaz ve sulu çözeltileri süzgeç kâğıdından
geçer.
• Gaz ve sulu çözeltileri genellikle
saydamdır.
• Katı, sıvı ve gaz hâlde olabilir. Homojen
karışımlar çözelti olarak adlandırılır.
17
.

ÖRNEK
SU + TUZ = TUZLU SU
(Bileşik)+(Bileşik)=(HOMOJEN KARIŞIM)

18
ÇÖZELTİ TANIMI
• Çözücü ve çözünenin oluşturduğu
homojen karışımlara çözelti denir.

19
ÇÖZELTİNİN BİLEŞENLERİ
• Çözeltilerin iki bileşeni vardır.
• 1– Çözücü
• 2– Çözünen
• Çözücü: Genelde miktarı çok olan ve
diğerini çözen maddedir.
• Çözünen: Genelde miktarı az olan ve
diğeri tarafından çözülen maddedir.

20
7 ÇEŞİT ÇÖZELTİ VARDIR

21
ÖRNEK
SU + TUZ = TUZLU SU
(ÇÖZÜCÜ) + (ÇÖZÜNEN) = (ÇÖZELTİ)

22
KARIŞIM BİLEŞENLER BİLEŞENLERİN
FİZİKSEL HÂLİ

KOLONYA SU-ETİL ALKOL SIVI-SIVI

SİRKE SU-ASETİK ASİT SIVI-SIVI

TUNÇ BAKIR-KALAY KATI-KATI

TUZLU SU TUZ-SU KATI-SIVI

23
ÇÖZÜCÜ ÇÖZÜNEN ÇÖZELTİ

SIVI KATI TUZLU SU

SIVI SIVI ALKOL-SU

SIVI GAZ GAZOZ

KATI KATI ALAŞIMLAR

GAZ SIVI NEM

GAZ GAZ HAVA

24
ALAŞIMLAR
• Katı ile katı arasındaki homojen
karışımlara alaşım denir.
• Alaşımı oluşturan elementler, kristal
yapılarını kaybetmezler.
• Sıcaklık yükselince metalin kristal formu
değişebilir.
• Yüzey merkezli küp, düzgün sekiz yüzlü
(oktahedral) vb. metal kristal tipleri vardır.
25
ALAŞIM ÇEŞİTLERİ
• Yer değiştirme alaşımları: Alaşımı
oluşturmadan önce kristal yapıları aynı
olan alaşımlardır. Bu çeşit alaşımlarda,
alaşımı oluşturan element atomlarının
yarıçapları en fazla %15 farklılık gösterir.
• Konumlar arası alaşımlar: Kullanılmayan
boşluklara küçük elementler yerleşir.
Örneğin; çelikte boşluklara karbon
atomları yerleşmiştir.

26
ÇELİĞİN PASLANMAMASI
• Çelik, demire göre daha kararlı
olduğundan kimyasal tepkimelere karşı
ilgisiz hâle gelir.

27
BAŞLICA ALAŞIMLAR
ALAŞIMIN ADI BİLEŞİMİ
PİRİNÇ % 63 Cu % 37 Zn
BRONZ (TUNÇ) % 70–95 Cu
% 5–30 Sn
LEHİM % 60 Sn % 40 Pb
SAÇMA % 99,5 Pb
% 0,5 As
MATBAA HARFİ % 73 Pb % 15 Sb
% 12 Sn
AMALGAM DİŞ % 40–55 Hg
DOLGUSU % 45–60 Ag
22 AYAR ALTIN % 91,7 Au % 5 Ag
28
% 2 Cu % 1,3 Zn
HOMOJENİZASYON
• Homojenizasyon; süt içerisinde bulunan
yağ globüllerinin, fiziksel yöntemler ile
çaplarının küçültülerek kolloidal fazdan
homojen faza geçmesi için uygulanılan
işlemdir.
• Başka gıdalarda da uygulanabilir.

29
HETEROJEN KARIŞIMLAR

30
HETEROJEN KARIŞIMLARIN
ÖZELLİKLERİ
• Çoklu madde görüntüsü vardır.
• Karışan maddeler dışarıdan fark edilebilir.
• Bekletildiğinde çökelti oluşturabilir.
• Süzgeç kâğıdından geçemeyebilir.
• Genellikle bulanık görüntüye sahiptir.
• Katı, sıvı ve gaz hâlde olabilir.

31
HETEROJEN KARIŞIM
ÖRNEKLERİ
• Heterojen karışımlara süzülmemiş bitki
çayı, benzin-su, ayran, Türk kahvesi,
meyve salatası örnek olarak verilebilir.

32
HETEROJEN KARIŞIMLARIN
SINIFLANDIRILMASI
• Heterojen karışımlar dağılan ve dağıtıcı
faz olmak üzere iki fazdan oluşur. Karışımı
oluşturan maddelerden biri diğerinin içinde
dağılıyorsa bu maddeye dağılan madde
(dağılan faz), diğer maddeye dağıtıcı
madde (dağıtıcı faz) denir. Dağıtıcı madde
katı, sıvı veya gaz hâlde olabilir. Örneğin
çamurlu suda, su dağıtıcı madde; toprak
dağılan maddedir. Dağıtıcı madde olan su
sıvı, dağılan madde olan toprak katıdır. 33
Heterojen karışımlar dağılan
maddenin ve dağılma ortamının
fiziksel hâline göre aşağıdaki
şekilde sınıflandırılabilir:

34
HETEROJEN KARIŞIMLARIN
TANIMI VE ÇEŞİTLERİ
• Her tarafta aynı özelliği göstermeyen ve
içindeki taneciklerin gözle görülebildiği
karışımlardır. 5 grupta da incelenebilir.
• Süspansiyon
• Emülsiyon
• Aerosol
• Kolloid
• Adi karışım
35
36
37
KOLLOİD KARIŞIM TESTİ
• Kolloid karışım heterojen olmasına karşın homojen görünüşlüdür
(tek fazlı). Kesinlikle denildiğinden doğru cevap B oluyor. Kesinlikle
demeseydi III. öncül de doğru olabilirdi.

38
Dağıtıcı ve Dağılan Maddenin Fiziksel
Hâline Göre 8 Çeşit Kolloid Örneği

39
JEL, SOL
• JEL: Bir önceki slayttaki tabloda ikinci
sıradakiler jel örneğidir. Katının içinde
sıvının dağıldığı kolloidlere jel denir.
• SOL: Bir önceki slayttaki tabloda dördüncü
sıradakiler sol örneğidir. Sıvının içinde
katının dağıldığı kolloidlere sol denir.
• NOT 1: Sabun köpüğü ve deterjan
köpüğü, sıvının içinde gazın dağıldığı
kolloidlere örnektir, aerosol değildir.
40
• NOT 2: Tüm gaz/gaz karışımlar, homojen
karışım olduğundan dolayı yukarıdaki
tabloda gözükmez.

41
SÜSPANSİYON
• Katı-sıvı heterojen karışımlara
denir.

ÖRNEK
• Tebeşir tozu- su
• Su-talaş
• Ayran AYRAN

42
• Taze sıkılmış portakal suyu
• Çamurlu su
• Kan (Kolloid görünümlü süspansiyon)
• Türk kahvesi

43
YAŞAMIMIZDAKİ
SÜSPANSİYONLAR
• Ca(OH)2 (KALSİYUM HİDROKSİT)
SÜSPANSİYONU: Sönmüş kireç ismiyle
satılan, suda çözünmeyen beyaz tozun
suyla karıştırılması ile oluşur. Kireç
denince, sönmüş kireç anlaşılır. Badana
yapımında kireç süspansiyonu kullanılır.
• Mg(OH)2 (MAGNEZYUM HİDROKSİT)
SÜSPANSİYONU: Magnesi kalsine adıyla
bilinen antiasit mide süspansiyonudur.
44
• BaSO4 (BARYUM SÜLFAT): Ameliyat
esnasında kullanılan sargı bezi, pamuk,
makas vb. steril ameliyat malzemeleri
baryum sülfat çözeltisine batırılmıştır.
Ameliyat esnasında vücudun içinde
unutulan ameliyat malzemelerini, röntgen
çekiminde BaSO4 gösterir. Ayrıca BaSO4
süspansiyonu ve hint yağı karışımı; XM
solüsyonu adındaki ilaçtır. Röntgen filmi
çekiminden az önce hastaya içirilir. İçirilen
sıvının mideden bağırsağa kaç dakikada
geçtiği BaSO4 ile anlaşılır; geçiş süresine
göre hastalığa teşhis konur.
45
EMÜLSİYON
• Sıvı-sıvı heterojen karışımlara denir.
• Lipo ve hidro olmak üzere iki çeşittir.
• Lipo, yağ içindeki su emülsiyonudur.
Bazı kremler örnek verilebilir.
• Hidro, su içindeki yağ emülsiyonudur.
Balık yağı örnek verilebilir.

46
ÖRNEKLER
• Zeytinyağı–su karışımı
• Süt: Sütün içinde yağ olduğundan dolayı
süt, su-yağ karışımıdır (Kolloid görünümlü
emülsiyon).
• Mayonez: Yumurta sarısı ile zeytinyağı
karışımı (Kolloid görünümlü emülsiyon)

47
AEROSOL
• Katı-gaz ya da sıvı-gaz heterojen
karışımlara denir.
ÖRNEK
• Duman (k/g)
• Sis (s/g)
• Spreyli parfümler
• Spreyli böcek ilaçları

48
• Her çeşit sprey (s/g)
• Buhar (s/g)
• Bulut (s/g)
• Tozlu hava (k/g)
• Volkanik kirlilik (k/g)
• Sahile vuran köpükler (s/g)

49
Sahile vuran köpükler sıvı/gaz
tipi aerosoldür

50
KOLLOİD
• Çıplak gözle bakıldığında heterojen
olduğu anlaşılmayan karışımlara denir.
• Kolloidlerde çözünen madde ancak
mikroskopla görülebilir.
ÖRNEK
• Jöle
• Duman
• Boya
• Süt, krema, kan
DUMAN
51
• Katı ya da sıvı taneciklerin sıvı, gaz ya da
katı içinde çıplak gözle görülemeyecek
kadar küçük tanecikler hâlinde heterojen
olarak dağılmasıyla oluşan karışıma
kolloid karışım denir. Kolloid karışımlara
kolloidal karışım da denir.
• Kolloidal karışımlar, parlak bir ışık
demetinin ya da lazer ışınının karışımdan
geçirilmesi ile belirlenir. Kolloidal bir
karışımdan ışık demeti geçirildiğinde ışık,
karışımın içerisinde görülür.
52
• Homojen karışımdan geçirildiğinde ise ışık
görülmez. Işığın kolloidal karışımlar ve
homojen karışımlar üzerindeki etkisini ilk
kez 1869 yılında John Tyndall (Can
Tindel) araştırmıştır.
• Bu nedenle ışığın kolloid karışımlarda
dağılmasına “Tyndall Etkisi” denir.
• Aerosol, süspansiyon ve emülsiyonların
büyük bir kısmı kolloidal karışımdır. Bu
sebeple «Heterojen karışımlar 4 gruba
ayrılır.» da denilebilir.
53
• Yağlı boyalarda boyaya renk veren
pigment katı hâldedir ve bağlayıcısı olan
yağda askıda kalmıştır. Çıplak gözle tek
bir madde gibi görünmesine rağmen
boyalar heterojen yapıdadır.

54
ADİ KARIŞIM
• Süspansiyon ve emülsiyon özelliği
göstermeyen karışımlara denir.

ÖRNEK
• Salata

55
KARIŞIMLARIN ÇÖZÜNENİN
TANECİK BOYUTUNA GÖRE
SINIFLANDIRILMASI

56
57
KARIŞIMLARIN TANECİK
BOYUTU ESAS ALINARAK
SINIFLANDIRILMASI
• Yaklaşık olarak tanecik boyutu 10–9 m’den
küçük olan karışımlar homojen, büyük
olanlar ise heterojen karışımlardır.
Heterojen karışımları da kendi içinde
sınıflandırmak mümkündür. Tanecik
boyutu 10–9 m ile 10–6 m arasında olanlar
kolloid, 10–6 m’den büyük olanlar ise
süspansiyon olarak sınıflandırılır.
58
ÇEVİRİ
• Nanometre (nm) metrenin milyarda biridir.
Atom ve molekül gibi gözle görülemeyen
parçacıkları ölçmek için kullanılır.
• 1 nanometre (nm) = 10-9 metre (m) =10-7
santimetre (cm)

59
ÇÖZÜNME OLAYI

60
Çözünme Üç Aşamada
Gerçekleşen Bir Süreçtir
• 1. Çözünenin kendi tanecikleri arasındaki
etkileşimler zayıflar (Görsel a), ), böylece
birbirinden ayrılırlar.
• 2. Çözücü taneciği çözünen taneciğe yer
açmak için birbirinden ayrılır (Görsel a),
aralarındaki etkileşim zayıflar.
• Bu iki olay da enerji gerektirir, bu nedenle
genelde ısıtmak suretiyle çözünmeyi
hızlandırırız.
61
• 3. Kimyasal türler arasındaki etkileşimlerin
gücüne bağlı olarak çözünen ve çözücü
tanecikleri arasında yeni etkileşimler
oluşur. Yeni etkileşimler oluşurken
genellikle enerji açığa çıkar (Görsel b).

62
Hidratasyon, Solvatasyon
• Çözünen taneciklerinin su molekülleri
tarafından sarılmasına hidratasyon,
çözünen taneciklerinin su dışında başka
bir çözücü molekülleri tarafından
sarılmasına solvatasyon denir.

63
ÇÖZÜNME
• 1. İYONİK

• 2. MOLEKÜLER

64
MOLEKÜLER ÇÖZÜNME
• Şeker gibi moleküler hâlde çözünen
bileşiklerin çözeltilerinde, çözünen madde
tanecikleri bağımsız moleküllerdir.
Moleküller iyonlarına ayrışmadığı için bu
çözeltiler elektrolit değildir.

65
ÇÖZÜNME
• 1) TEK YÖNLÜ
• 2) ÇİFT YÖNLÜ

• İyonik bileşiklerin çözünmesi genelde tek


yönlü, kovalent bileşiklerin çözünmesi
genelde çift yönlüdür.

66
Birçok İyonik Bileşik Tamamen
İyonlarına Ayrışır

67
Bazı Bileşikler Kısmen
İyonlarına Ayrışır

68
Çözücü ve Çözünen Tanecikleri
Arasındaki Etkileşimler
• Bir maddenin diğer bir madde içinde
çözünmesi, çözücü ve çözünen tanecikleri
arasındaki etkileşimlerle ilgilidir.

69
ZAYIF ETKİLEŞİM
• 1. VAN DER WAALS
• A) DİPOL-DİPOL
• B) LONDON
(İNDÜKLENMİŞ DİPOL-İNDÜKLENMİŞ
DİPOL)

• 2. HİDROJEN BAĞI

70
ÇÖZÜNME YA DA
ÇÖZÜNMEME
OLAYINDA 6 FARKLI
ETKİLEŞİM VARDIR

71
• 1. İYON-DİPOL ETKİLEŞİMİ
• 2. İYON–İNDÜKLENMİŞ DİPOL
ETKİLEŞİMİ
• 3. İNDÜKLENMİŞ DİPOL–İNDÜKLENMİŞ
DİPOL ETKİLEŞİMİ (LONDON
ETKİLEŞİMİ)
• 4. DİPOL-İNDÜKLENMİŞ DİPOL
ETKİLEŞİMİ
• 5. HİDROJEN BAĞI
• 6. DİPOL-DİPOL ETKİLEŞİMİ
72
ÇÖZÜNME VE POLARLIK
• Karışımların oluşturulması sırasında bazı
maddeler birbiri içinde çözünürken bazıları
çözünmemektedir.
• Maddelerin birbirleri ile çözelti oluşturup
oluşturmamaları maddeler arasındaki
etkileşimlere bağlıdır. Çözücü ve çözünen
arasında oluşacak etkileşim, çözünenin
kendi molekülleri arasındaki etkileşimden
daha büyükse çözünme olayı gerçekleşir.

73
• Maddelerin birbiri içinde çözünmeleri
“Benzer, benzeri çözer.” ilkesi ile
açıklanır. Bu ilkede anlatılmak istenen
benzerlik moleküllerin polar ya da apolar
veya organik ya da inorganik olmasıdır.
Polar maddeler polar çözücülerde, apolar
maddeler apolar çözücülerde; organik
maddeler organik çözücülerde, inorganik
maddeler inorganik çözücülerde çözünür.
• Dipol momenti sıfır olan moleküller apolar,
sıfır olmayanlar polar moleküldür.
74
• Aynı tür atomlardan oluşmuş I2 ve CI2 gibi
diatomik moleküller apolardır.
• Çok atomlu moleküllerde ise her bir bağın
uzaydaki dipolleri birbirini yok ediyorsa
molekül apolar, yok etmiyorsa polardır.
• Molekülün polar olup olmadığının
belirlenebilmesi için molekül geometrisi
bilinmelidir.
• Molekül geometrisi, kovelent bileşikler için
söz konusudur.
75
• İyonik bileşiklerde geometri olmaz. İyonik
bileşikler polardır.
• Önce çözücü ve çözünen polar mı apolar
mı olduğu belirlenir. Çözücü ve çözünen
her ikisi de polarsa veya her ikisi de
apolarsa genelde çözünme olur. Biri polar
diğeri apolarsa genelde çözünme olmaz.
• İstisnalar vardır. Ezberlemeniz gerekmez,
siz onlardan sorumlu olmazsınız.
İstisnaların hem bilimsel açıklaması hem
de yaşam için bir gerekliliği vardır.
76
• İkisi de polar ya da ikisi de apolar olsa da
çözünmenin gerçekleşmesi için çözücünün
polarlık gücünün çözünenin polarlık
gücünden yüksek olması gerekir, aksi
durumda çözünme olmaz. Çok sayıda
iyonik bileşiğin suda çözünmemesi buna
örnektir.
• Her bir çözünme olayının özel bir adı
vardır.

77
1.İYON-DİPOL ETKİLEŞİMİ
(İYON–KALICI DİPOL
ETKİLEŞİMİ) (Çözünme genelde
gerçekleşir.)

78
İYON–DİPOL ETKİLEŞİMİ
• İyonik bileşiklerin suda çözünmeleri, iyon-
kalıcı dipol etkileşimine örnektir.

• NaCl çözünürken Na ve Cl ile H2O
+

arasındaki çekimdir.
• İyonik bileşikler polar bileşiklerdir, su da
polar bileşiktir. Benzer benzerini
çözdüğünden dolayı iyonik bileşikler
genelde suda çözünür.
79
• Suyun polarlığı, yemek tuzunun polarlığına
göre çok azdır.

• Na Cl (k) örgü yapısındaki iyonlar
+

arasındaki çekim, en güçlü çekimdir.


• H2O molekülleri arasında dipol–dipol
etkileşimi vardır. İyonik bağın kuvveti 250
birim, dipol–dipol bağının kuvveti ise 2
birimdir.
• Yemek tuzunun suda çözünmesi,
reaksiyon denklemiyle şöyle gösterilir:
– –
• Na Cl (k) + su → Na (suda) + Cl (suda)
+ +
80
• H2O’nun polarlığı 2 birim derecesinde
olduğu hâlde, polarlığı 250 birim

derecesinde olan Na Cl (k)’nin örgü
+

yapısındaki iyonlarını birbirinden ayırıp


yapısını bozarak suda çözünmesini
sağlamıştır.
• H2O molekülü dipol yapıdadır.
• Bundan dolayı H2O’nun pozitif ve negatif
ucu vardır.

81

• H2O’nun pozitif ucu Cl ile H2O’nun negatif
ucu ise Na+ ile etkileşir.

• Böylece Na Cl ’de iyonlar arasındaki
+

iyonik çekim ortadan kalkar.


• Burada düşünülmesi gereken; tuza kıyasla
zayıf polarlığa sahip suyun, bunu nasıl
başarabildiğidir.
• Birlikten kuvvet doğmuş, çözünme olayı
gerçekleşmiştir.

82
• 1 tane Na+ iyonu, en az 125 tane H2O

molekülünün negatif ucu ile; 1 tane Cl
iyonu da, çok sayıda (en az 125 tane) H2O
molekülünün pozitif ucu ile sarılır. Böylece
çözünme olayı gerçekleşir.

83
84
2. İYON–İNDÜKLENMİŞ DİPOL
ETKİLEŞİMİ (Çözünme genelde
gerçekleşmez.)

85
İYON–İNDÜKLENMİŞ DİPOL
ETKİLEŞİMİ
• İyonik bir maddenin polar olmayan bir
çözücüde çözünmesi iyon–indüklenmiş
dipol etkileşimidir. CCl4 gibi apolar olan
maddelerde yalnızca indüklenmiş dipoller
oluşabileceğinden ve iyon–indüklenmiş
dipol etkileşimleri oldukça zayıf
olduğundan bu sıvılarda polar moleküllerin
çözünürlüğü yok denecek kadar azdır.

86
• Çözünürlüğü yok denecek kadar az olan
bu etkileşime, iyonik bileşik olan NaCl ile
apolar bir çözücü olan CCl4 gibi sıvılar
arasındaki etkileşim örnek verilebilir.

87
CCl4 ve Na+arasındaki iyon-
indüklenmiş dipol etkileşimi

88
3.İNDÜKLENMİŞ DİPOL–
İNDÜKLENMİŞ DİPOL
ETKİLEŞİMİ (LONDON
ETKİLEŞİMİ) (Çözünme genelde
gerçekleşir.)

89
APOLAR ÇÖZÜCÜNÜN
APOLAR MADDEYİ ÇÖZMESİ
• Karbon tetraklorürde iyot molekülleri (I2)
çözünmektedir.
• İndüklenmiş dipol–indüklenmiş dipol
etkileşimi ile bu çözünme açıklanır.
• İyot molekülleri de karbon tetraklorür
molekülleri de apolar yapıya sahiptir.
• Her iki molekülde de London etkileşimi
etkindir.
90
• İyot molekülünün artısı ile karbon
tetraklorür molekülünün eksisi veya tersi
olarak aralarında çekim kuvveti oluşur ve
böylece iyot karbon tetraklorürde
çözünür.

91
CCl4 ve I4 arasındaki indüklenmiş
dipol-indüklenmiş dipol etkileşimi

92
4. DİPOL-İNDÜKLENMİŞ
DİPOL ETKİLEŞİMİ (Çözünme
genelde gerçekleşmez.)

93
DİPOL-İNDÜKLENMİŞ DİPOL
ETKİLEŞİMİ (OKSİJENİN
SUDA ÇÖZÜNMESİ)
• Apolar molekülün polar çözücüde
çözünmesi olayıdır. Oksijen gazının suda
çözünmesini buna örnek verilebiliriz.
• Oksijen gazı moleküleri apolar molekül, su
molekülleri ise polar moleküldür.
• Su molekülleri arasında dipol-dipol bağı
etkindir.
94
• Oksijen molekülleri arasında London
kuvvetleri (indüklenmiş dipol etkileşimi)
vardır.
• Dipol-indüklenmiş dipol etkileşimi polar ve
apolar maddeler arasında oluşan etkileşim
sonucu çözünmedir.
• Suyun artısı ile oksijen molekülünün eksisi
veya tersi olarak aralarında çekim kuvveti
oluşur ve böylece oksijen suda çözünür.

95
O2 ve H2O arasındaki dipol-
indüklenmiş dipol etkileşimi

96
5.HİDROJEN BAĞI (Çözünme
gerçekleşir.)

97
HİDROJEN BAĞI ETKİLEŞİMİ
İLE ÇÖZÜNME OLAYI
• ÖRNEK: H2O – NH3 (Amonyak çözeltisi)

98
NH3 ve H2O molekülleri
arasında hidrojen bağı

99
Etil alkol (C2H5OH) suda
çözünebilir mi?
• Etil alkol molekülü su molekülü gibi polar
yapıya sahiptir.
• Aynı zamanda etil alkol ve su
moleküllerinde oksijen atomuna hidrojen
atomu doğrudan bağlı olduğu için her
ikisinin molekülleri arasında da hidrojen
bağı etkindir.
• Bu nedenle etil alkol suda çözünür.

100
6.DİPOL-DİPOL ETKİLEŞİMİ
(Çözünme genelde gerçekleşir.)

101
HER İKİSİNİN DE HİDROJEN
BAĞI İÇERMEDİĞİ VEYA
BİRİNİN İÇERİP DİĞERİNİN
İÇERMEDİĞİ İKİ POLAR
MOLEKÜL ARASINDA
CEREYAN EDER
• 1.ÖRNEK: H2S – HCl
2.ÖRNEK: H2O – HCl

102
H2O ve HCl arasındaki dipol-
dipol etkileşimi

103
Aşağıda bazı kimyasal tür çiftleri verilmiştir.
Bunlar arasındaki etkileşimleri belirleyerek
çiftlerin birbiri içinde çözünüp
çözünmeyeceklerini yazınız.

KİMYASAL TÜR ÇİFTİ ETKİLEŞİM TÜRÜNÜN ADI ÇÖZÜNÜR VEYA ÇÖZÜNMEZ

KF – H2O İyon–dipol Çözünür

CCl4 – I2 İndüklenmiş dipol–indüklenmiş dipol (London) Çözünür

C2H5OH – H2O Hidrojen bağı Çözünür

O2 – H2O İndüklenmiş dipol–dipol Çözünmez

H2O – HCl Dipol–dipol Çözünür

Na+ – BH3 İyon– indüklenmiş dipol Çözünmez

104
ÇÖZÜNMENİN GENELDE
GERÇEKLEŞTİĞİ ETKİLEŞİM
ÇEŞİTLERİ
• İyon–dipol etkileşimi: NaCl(k) - H2O(s)
arasında
• İndüklenmiş dipol–indüklenmiş dipol
etkileşimi: I2(k) - CCl4(s)
• Dipol–dipol etkileşimi: HCl(g) - H2O(s)
• Hidrojen bağı: C2H5OH(s) - H2O(s)

105
A TYT-YKS 2018 KİMYA 10.SINIF 2.ÜNİTE

106
ÇÖZÜNMENİN GENELDE
GERÇEKLEŞMEDİĞİ
ETKİLEŞİM ÇEŞİTLERİ

• İyon-geçici dipol (İyon-indüklenmiş dipol)


etkileşimi
• İndüklenmiş dipol-dipol (Geçici dipol-dipol)
etkileşimi

107
İYON YAPILI BİLEŞİKLER SIVI
HÂLDE VE ÇÖZELTİ HÂLİNDE
ELEKTRİĞİ İLETİR
–1
NaCl(k) + yüksek sıcaklık → Na+1 (s) + Cl (s)

–1
NaCl(k) + su → Na+1 (suda) + Cl (suda)

108
ÇÖZELTİLERDE DERİŞİM İLE
İLETKENLİK İLİŞKİSİ
• İletkenlik, çözeltinin derişimi arttıkça belli
bir noktaya kadar yükselir.
• Derişim belli bir oranı geçince iletkenlik
azalır.
• Doygun çözeltiye erişildikten sonra
iletkenlik değişmez.

109
SAF SIVILARDA DERİŞİM İLE
İLETKENLİK İLİŞKİSİ
• İletkenlik, saf sıvıların derişimi arttıkça belli
bir noktaya kadar yükselir.
• Saf sıvıların derişimi belli bir oranı geçince
iletkenlik azalır.

110
İLETKENLİK ÇEŞİTLERİ
• 1. Metallerin iletkenliği: Sıcaklıkla ters
orantılıdır. Elektronun aktarımı ile olur.
• 2. Çözeltilerin iletkenliği: Sıcaklıkla doğru
orantılıdır. Farklı yükteki iyonlarla olur.

111
ÇÖZÜNMÜŞ MADDE
ORANLARINI BELİRTEN
İFADELER

112
• Günlük hayatta karşılaştığımız pek çok
madde çözeltidir. Okyanuslar yaklaşık 50
farklı tuz içeren tuz çözeltisi, yeryüzündeki
kaya ve minerallerin birçoğu katı çözeltisi,
solunan hava gaz çözeltisidir. Ayrıca
vücuttaki ve hücrelerdeki sıvıların çoğu da
çözeltidir. Çözelti, çözücü ve çözünenden
oluşur. Belirli bir miktar çözeltide bulunan
madde miktarı konsantrasyon veya
derişim olarak ifade edilir. Bir çözeltinin
derişimi çok önemlidir.
113
• Vücutta su ve elektrolit dengesinin
düzenlenmesi için kullanılan serumlardaki
maddelerin derişimleri hayati önem taşır.
• Vücudun su, tuz ve şeker ihtiyacını
karşılayan serumların üzerinde “%5
dekstrozˮ veya “%30 dekstrozˮ yazısı
görülür. %5ʼlik seyreltik çözeltiyi, %30'luk
derişik çözeltiyi ifade eder. Seyreltik çözelti
daha düşük oranda çözünen madde
içerirken derişik çözelti daha fazla
miktarda çözünen madde içerir.
114
• Bir çözeltinin seyreltik mi yoksa derişik mi
olduğu birbirleriyle karşılaştırılarak
söylenebilir. Bir çay bardağı çaya 1 adet
kesme şeker atıldığında seyreltik, 3 adet
kesme şeker atıldığında derişik olur. Farklı
bir karşılaştırma 5 adet kesme şekerle
yapıldığında bu kez 3 adet kesme şeker
atılan çözelti seyreltik olur. Seyreltik ve
derişik kavramları karşılaştırılan çözeltiye
göre farklılık gösterir.

115
• Konsantre meyve suları ve meyveli sıvı
içecekler karşılaştırıldığında konsantre
meyve sularındaki meyve oranı fazla,
meyveli sıvı içeceklerde meyve oranı
azdır. Bu nedenle konsantre meyve suları
derişik, meyveli sıvı içecekler seyreltiktir.
• Mide asidi seyreltik hidroklorik asit (HCl)
çözeltisidir. Asit oranı arttığında derişik
HCl çözeltisine dönüşebilir. Midedeki asit
oranının artması farklı sağlık sorunlarına
neden olabilir.
116
• Çözeltideki çözünmüş madde oranlarının
bilinmesi oldukça önemlidir. Çözeltideki
çözünmüş madde oranları için kütlece
yüzde, hacimce yüzde ve ppm gibi ifadeler
kullanılır.

117
ÇÖZELTİLERDE DERİŞİM

118
ÇÖZELTİLERİN
SINIFLANDIRILMASI

119
DOYGUNLUĞA GÖRE
ÇÖZELTİ TİPLERİ

• DOYMAMIŞ ÇÖZELTİ
• DOYMUŞ ÇÖZELTİ
• AŞIRI DOYMUŞ ÇÖZELTİ

120
DOYMAMIŞ ÇÖZELTİ

• Belli şartlarda bir çözücüde,


çözünebilenden daha az madde
çözünmüş ise bu tip çözeltilere doymamış
çözeltiler denir.

121
DOYMUŞ ÇÖZELTİ

• Belli şartlarda bir çözücüde, en çok


çözünebilen kadar madde çözünmüş ise,
bu tip çözeltilere doymuş çözeltiler denir.

122
AŞIRI DOYMUŞ ÇÖZELTİ
• Bir çözücüde çözünebilenden daha fazla
madde aynı sıcaklıkta çözünmüş ise bu tip
çözeltilere aşırı doymuş çözeltiler denir.
• Aşırı doygunluk hâli kararsız hâl olup
çözeltiyi aşırı doygun hâle getiren faktörler
ortadan kaldırılırsa çözelti tekrar doygun
hâle döner.
• Bal, pekmez ve reçel örnek verilebilir.

123
• Dipte çökeleği ya da kristalize olmuş
çözünen maddesi olan çözelti, doymuş
çözeltidir aşırı doymuş çözelti değildir.

124
DERİŞİME GÖRE
ÇÖZELTİ TİPLERİ

• SEYRELTİK ÇÖZELTİ
• DERİŞİK ÇÖZELTİ

125
SEYRELTİK ÇÖZELTİ
Çözüneni çok az, çözücüsü fazla olan
çözeltilere denir.

DERİŞİK ÇÖZELTİ
Çözüneni fazla, çözücüsü az olan
çözeltilere denir.

126
B 2013-YGS/10.SINIF KİMYA
2.ÜNİTE

127
ÇÖZÜNEN MADDENİN CİNSİNE
GÖRE ÇÖZELTİ TİPLERİ

• İYONAL ÇÖZELTİ
• MOLEKÜLER ÇÖZELTİ

128
• İyonal çözelti: Genellikle iyonik
maddelerin suda çözünmesiyle oluşan,
iyonlar içeren, elektriği ileten çözeltilerdir.
Örneğin: Su–tuz karışımı.
• Moleküler çözelti: Genellikle kovalent
bağlı maddelerin suda çözünmesiyle
oluşan, moleküller içeren, genellikle
elektriği iletmeyen çözeltilerdir. Örneğin:
Su–şeker karışımı.

129
İYONLAŞAN VE
İYONLAŞMAYAN MOLEKÜLER
BİLEŞİKLERİN SUDA
ÇÖZÜNMESİ
–1
HCl(g) + H2O(s) → H3 O+1
(suda) + Cl (suda)
–1
HCl(suda) → H (suda) + Cl (suda)
+1
𝑆𝑢
HCl(g) H+1(suda) + Cl–1(suda)
𝑆𝑢
C6H12O6(k) C6H12O6(suda)

130
DERİŞİK DEYİMİ HEM
NİTELLİK HEM DE NİCELLİK
İÇERİR
• Derişik deyimi hem nitellik hem de nicellik
içerir.
• Derişik çözelti; çözeni az, çözüneni çok
çözeltidir. Bu yönüyle nitel bir kavram olup
belli bir sınırı yoktur; “Şu yüzdenin
üzerinde olursa derişik çözeltidir, şu
yüzdenin altında olursa da seyreltik
çözeltidir.” diyemeyiz.
131
• Derişik deyimi yerine göre nicel bir anlam
da içerebilir; örneğin, derişik HCl denilince,
kütlece % 36,5’luk HCl de anlaşılır
(Doymuş HCl çözeltisi).

132
DERİŞİK VE SEYRELTİK
TABİRLERİNİN, DOYMUŞ VE
DOYMAMIŞLIKLA İLİŞKİSİ
YOKTUR
• Doymuş bir çözelti, seyreltik olduğu gibi;
doymamış bir çözelti de derişik olabilir.
Örneğin; doymuş kireç çözeltisi, kesinlikle
seyreltiktir. Doymamış H2SO4 çözeltisi,
derişik olabilir.

133
DERİŞİK ASİTLER NİÇİN EN
FAZLA MOLEKÜL KÜTLESİ
KADAR YÜZDEDE OLUR?
• Derişik HCl kütlece % 36,5’luktur (Doymuş
HCl çözeltisi).
• Derişik H2SO4 kütlece % 98’liktir (Doymuş
H2SO4 çözeltisi).
• Derişik HNO3 kütlece % 63’lüktür (Doymuş
HNO3 çözeltisi).
• (H:1, Cl:35,5, O:16, S:32, N:14)
134
• Derişik HCl, derişik H2SO4, derişik HNO3
denince; yalnız yukarıda belirtilen
yüzdelerdeki asitler anlaşılmalıdır.
• Diğer çözeltilerde olduğu gibi; çözeni az,
çözüneni çok olan çözelti
anlaşılmamalıdır.

135
KONSANTRASYON (DERİŞİM)
BİRİMLERİ
• 1– KÜTLECE % DERİŞİM: Kütlece %
derişim 100 gram çözeltide kaç gram
madde çözündüğünü ifade eder. %30’luk
çözelti denince; 100 gram çözeltide 30
gram çözünen madde ve 70 gram su
olduğu anlaşılır.

136
• 2– HACİMCE % DERİŞİM: Hacimce %
derişim 100 mL çözeltide kaç mL madde
çözündüğünü ifade eder.
• 3– ppm (parts per million) CİNSİNDEN
DERİŞİM: Milyonda bir oranında derişim
demektir. Birimsiz niceliktir.
• 4– ppb (parts per billion) CİNSİNDEN
DERİŞİM: Milyarda bir oranında derişim
demektir. Birimsiz niceliktir.

137
DERİŞTİRME, SEYRELTME
• Bir çözeltiye su eklenir veya çözünmüş
madde miktarı azaltılırsa çözelti seyrelir.
• Bir çözeltiden su buharlaştırılır veya
çözünen maddeden eklenirse çözelti
derişir.

138
KÜTLECE % DERİŞİM
PROBLEMLERİ

139
Çö𝑧ü𝑛𝑒𝑛𝑖𝑛 𝑘ü𝑡𝑙𝑒𝑠𝑖 (𝑔)
𝐾ü𝑡𝑙𝑒𝑐𝑒% 𝑑𝑒𝑟𝑖ş𝑖𝑚 = x 100
Çö𝑧𝑒𝑙𝑡𝑖𝑛𝑖𝑛 𝑘ü𝑡𝑙𝑒𝑠𝑖 (𝑔)

140
Kütlece % derişim 100 gram
çözeltide kaç gram madde
çözündüğünü ifade eder.
%30’luk çözelti denince; 100
gram çözeltide 30 gram
çözünen madde ve 70 gram su
olduğu anlaşılır.
141
42 g tuz 158 g saf suda
çözünüyor. Elde edilen çözelti
kütlece % kaçlıktır?

% 21

142
200 g çözeltide 42 g tuz
çözünüyor. Elde edilen çözelti
kütlece % kaçlıktır?

% 21

143
Kütlece %21’lik 200 g tuz
çözeltisinde kaç g tuz
çözünmüştür?

42 g

144
Kütlece %30’luk 300 g tuz
çözeltisinin içerdiği su kaç g’dır?

100 g çözelti 70 g su içerirse


300 g çözelti 210 g su içerir.

145
300 g tuzun olduğu kütlece
%30’luk çözelti kaç g’dır?

30 g tuz 100 g çözeltideyse


300 g 1000 g çözeltide olur.

146
300 g suyun olduğu kütlece
%25’lik çözelti kaç g’dır?

75 g su 100 g çözeltideyse
300 g 400 g çözeltide olur.

147
• 150 mL su kullanarak kütlece %40’lık
şeker çözeltisi hazırlamak için kaç g şeker
almak gerekir? (dsu=1 g/mL)

• 60 g su için 40 g şeker almak gerekirse


• 150 g su için 100 g şeker almak gerekir.

148
ÇÖZELTİ SEYRELTİLİRKEN
YA DA DERİŞTİRİLİRKEN
KULLANILABİLECEK BAĞINTI
• Çözelti kütlesi ile kütlece yüzdesi ters
orantılıdır.

• m1.%1=m2.%2

149
Kütlece %21’lik 200 g tuz
çözeltisine 200 g su ilave
ediliyor. Elde edilen çözelti
kütlece % kaçlıktır?

%10,5’luk
(Çözelti kütlesi 2 katına
çıktığından derişim yarıya
düşer.)
150
Kütlece %20’lik 200 g çözelti
buharlaştırılarak 100 g’lık çözelti
hâline getiriliyor. Yeni çözelti
kütlece % kaçlıktır?

%40’lık
(Çözelti kütlesi yarıya
düştüğünden derişim 2 katına
çıkar.)
151
• Kütlece %40’lık şeker çözeltisine saf su
eklendiğinde oluşan çözelti kütlece %16’lık
olup kütlesi 1000 g geliyor. Buna göre
eklenen saf su kaç g’dır?
• 1.yol
%1.m1=%2.m2
40x=16.1000
x=400 g (Başlangıç çözeltisinin kütlesi)
1000-400=600 g saf su eklenmiştir.

152
• 2.yol
Derişim ile çözelti hacmi ters orantılıdır.
Derişim %40’tan %16’ya azalınca çözelti
hacmi kaç gramdan 1000 grama çıkmıştır?
1000x16
Cevap: = 400 gram (başlangıçtaki
40
çözeltinin hacmi)
1000-400=600 gram su eklenmiştir.

153
• 3.yol
3 aşamada çözülür: Birinci aşamada,
%16’lık 1000 g olan son çözeltinin içerdiği
su ve çözünen kütlesi bulunur.
100 g çözeltide 16 g çözünen 84 g su
1000 g çözeltide 160 g çözünen 840 g su
İkinci aşamada, kütlesi belli olmayan %40’lık
başlangıç çözeltisindeki su kütlesi bulunur
(160 g çözünen içermektedir).
40 g çözünen 60 g su
160 g çözünen 240 g su
154
Üçüncü aşamada, son çözeltinin içerdiği
sudan başlangıçtaki çözeltinin içerdiği su
çıkarılırsa eklenen su bulunur.
840 g su - 240 g su = 600 g su eklenen su
olur.

155
• 400 g kütlece %25’lik şeker çözeltisindeki
suyun yarısı buharlaştırılırsa elde edilen
çözelti kütlece % kaçlık olur?

• 400 g çözeltide 300 g su ile 100 g şeker


vardır.
Suyun 150 g’ı kalır.
Çözelti 250 g olur.
250 g çözeltide 100 g şeker varsa
100 g çözeltide 40 g şeker vardır (%40’lık
çözelti).
156
• 400 g doymamış çözeltiye 50 g tuz
eklenince çözelti doygun hâle geliyor.
Çözeltinin çözünürlüğü 80 g/100 su
olduğuna göre başlangıçtaki doymamış
çözeltideki tuz kaç g’dır?

• 400 g doymamış çözelti + 50 tuz = 450 g


doygun çözelti
• 80/100=x+50/450-(x+50)
• x=150 g
157
FARKLI ÇÖZELTİLER
KARIŞTIRILIRSA
KULLANILABİLECEK BAĞINTI
• m1.%1+m2.%2+……..= mToplam.%Son
• Çözeltiye su eklenirse % derişim 0 alınır.
• Çözeltiye saf çözünen eklenirse % derişim
100 alınır.
• Çözeltiden su buharlaştırılırsa, toplama
işareti yerine çıkarma işareti kullanılır.

158
• 40 g kütlece %40’lık ve 60 g kütlece
%20’lik şeker çözeltileri karıştırılıp üzerine
300 g saf su ekleniyor. Buna göre oluşan
son karışım kütlece % kaçlık olur?

• 40.40+60.20+300.0=(40+60+300)x
1600+1200=400x
2800=400x
x=7 (%7’lik)

159
• 300 g kütlece %20’lik tuz çözeltisinden
çökelme olmadan 140 g su
buharlaştırılarak 40 g daha tuz ekleniyor.
Elde edilen tuz çözeltisi kütlece % kaçlık
olur?

• m1.%1+m2.%2= mToplam.%Son
300x20-0x140+40x100=(300-140+40)x%Son
%Son=50
%50’lik olur.
160
• 150 g kütlece %20’lik şeker çözeltisine 50
g şeker ve 50 g su ekleniyor. Elde edilen
şeker çözeltisi kütlece % kaçlık olur?

• m1.%1+m2.%2 +m3.%3 = mToplam.%Son


150x20+50x100+50x0=250x%S
%S=32
%32’lik olur.

161
• Kütlece %60’lık KOH çözeltisi ile kütlece
%20’lik KOH çözeltisi hangi oranda
karıştırılırsa son çözelti %25’lik çözelti
olur?

• %60’lık KOH çözeltisinin kütlesi x olsun.


%20’lik KOH çözeltisinin kütlesi de y olsun.
60x+20y=25(x+y)
x 1
=
y 7

162
• 200 g %25’lik tuz çözeltisi hazırlamak için
aynı tuzun kütlece %60’lık ve %20’lik
çözeltilerinden kaçar g kullanılmalıdır?
• %1m1+ %2 m2=%S mT
%60’lık tuz çözeltisinin alınan kütlesi x
olsun. %20’lik tuz çözeltisinin alınan kütlesi
(200-x) olur.
60x+20(200-x) =25.200
x=25 g (%60’lık tuz çözeltisinden 25 g
alınır.)
175 g da %25’lık tuz çözeltisinden alınır.
163
• Kütlece %10’luk 150 g tuz çözeltisini
kütlece %30’luk yapmak için kaç g su
buharlaştırılmalıdır?

• 1.yol: %1m1= %2 m2
10.150 = 30(150-x)
1500=30(150-x)
1500=4500-30x
30x=3000
x= 100 g su buharlaştırılmalıdır.
164
• 2.yol: m1.%1+m2.%2= mT.%S
10.150-0x=30(150-x)
1500=30(150-x)
1500=4500-30x
30x=3000
x=100 g su buharlaştırılmalıdır.

• 3.yol: Derişim 3 katına çıktığından çözelti


hacmi üçte bire 50 g’a düşmüştür. %30’luk
50 g çözeltideki suyun gramını bulalım:
165
100 g çözeltide 30 g çözünen 70 g su varsa
50 g çözeltide 15 g çözünen 35 g su vardır.

Başlangıçtaki %10’luk 150 g tuz


çözeltisindeki suyun gramını bulalım:
100 g çözeltide 90 g su varsa
150 g çözeltide 135 g su vardır.

135 g su - 35 g su = 100 g su
buharlaşmıştır.
166
• İşyerlerinde insanların maruz kalabileceği
CO gazı yasal limiti 1 L havada 35 mg
olarak belirlenmiştir. Havanın yoğunluğu
1,75 g/L olarak alındığında izin verilen CO
gazının kütlece % derişimi nedir?

35 mg CO 0,035 g CO
• =
1 L hava 1,75 g hava
1,75 g havada 0,035 g CO varsa
100 g havada 2 g CO vardır (%2’dir).

167
B 2019-TYT KİMYA 10.SINIF
2.ÜNİTE

168
C 2017-YGS KİMYA 10.SINIF
2.ÜNİTE

169
E 2009-ÖSS/FEN-1 KİMYA 10.SINIF 2.ÜNİTE

170
B 2008-ÖSS/FEN-1 KİMYA
10.SINIF 2.ÜNİTE

171
HACİMCE % DERİŞİM
PROBLEMLERİ

172
HACİMCE YÜZDE DERİŞİM
• Sıvılardan oluşan çözeltilerde derişim
belirtilirken kütle yerine hacim değerleri de
kullanılabilir. Bir çözeltinin 100 hacim
biriminde çözünen maddenin hacim
birimine hacimce yüzde derişim denir.
• Kolonya şişesi üzerinde yazan 80° ifadesi
kolonyanın 100 mL’sinde 80 mL etil alkol
olduğunu belirtir.

173
• Hacimce %80’lik 100 mL çözelti
hazırlamak için 80 mL çözünen alınıp su
ile 100 mL’ye tamamlanır.
• Eklenen su hacmi 20 mL’den fazla olur,
çünkü çözünen moleküller su
moleküllerinin arasına girer. Bu sebeple
«20 mL su eklenir.» denilmemelidir. Ancak
soruda parantez içinde «Hesaplamalarda
hacim değişimi ihmal edilecektir.» diye bir
bilgi varsa yukarıdaki soruda «20 mL su
eklenir.» denilebilir.
174
B TYT-YKS 2022 KİMYA
2.ÜNİTE

175
ppm (parts per million)
CİNSİNDEN DERİŞİM
PROBLEMLERİ
(Milyonda bir oranında derişim
demektir. Birimsiz niceliktir.
1 kg çözeltideki çözünen
maddenin mg miktarına ppm
denir.)
176
BİRİMLER
• 1 kg=103 g=106 mg
• 1 ton=103 kg
• 1 dm3=1L=103 mL
• 1 m3=103 dm3
• 1 L= 1 kg (su veya bazı ppm soruları için)
• 1 mL=1 g (su veya bazı ppm soruları için)

177
Havuz Suyu Analiz Raporu

178
Yaygın Kullanılan Çözeltilerin Kütlece
veya Hacimce Yüzde Derişimleri

179
ÇÖZELTİ HAZIRLAMA
• Laboratuvarda kullanılan en yaygın
uygulamalardan biri istenilen derişimde
çözeltiler hazırlamaktır. Bu işlem için
terazi, pipet, beher, erlenmayer, balon joje,
dereceli silindir, baget gibi malzemeler
kullanılır. Çözelti hazırlanırken aşağıdaki
aşamalar izlenir:

180
Çözelti Hazırlanırken İzlenecek
Aşamalar
• Çözünenin yoğunluk, ağırlıkça yüzde,
molekül ağırlığı gibi etiket bilgileri incelenir.
• İstenen derişime uygun miktarda çözünen
ve çözücü madde miktarı hesaplanır
(Görsel a).
• Hesaplanan miktarda çözünen madde
tartılır. Tartımı alınan çözünen madde
balon joje gibi ölçülü bir kaba aktarılır
(Görsel b).
181
• Çözünen madde önce bir miktar saf
çözücü ile çözünür (Görsel c).
• Balon joje ölçü çizgisine kadar çözücü ile
doldurulur (Görsel ç).

182
Kütlece %10’luk 500 g NaOH
Çözeltisi Hazırlanması
• Kütlece %10’luk NaOH çözeltisinin 100
gramında 10 gram NaOH, 90 gram su
bulunur. Buna göre 500 gram çözeltide 50
gram NaOH, 450 gram su bulunmalıdır.
• Bir kap içinde (beher, erlenmayer, balon
joje) 50 g NaOH tartılır, üzerine bir miktar
su katılarak NaOH’ın çözünmesi sağlanır.
Kalan su ilave edilip karıştırılır.

183
• Suyun yoğunluğu d=1g/mL olduğu için 450
gram su yerine 450 mL su dereceli
silindirde ölçülebilir.

184
Bazı Yaygın Tüketim Maddesi
Etiketindeki Derişim Bilgileri
• Günlük hayatta tüketim maddelerinin
etiketlerinde bulunan derişimler insan
sağlığı, güvenliği ve bilinçli tüketim için
oldukça önemlidir.
• Giysilerde, gıda ve temizlik maddelerinde,
boyalar ve ilaçların üzerinde ürünün
içindeki maddelerin derişimini gösteren
etiketler bulunur.
185
186
187
188
189
190
ÇÖZELTİLERİN ÖZELLİKLERİ

191
ÇÖZELTİLERDE BUHAR
BASINCI, DONMA NOKTASI
VE KAYNAMA NOKTASI
• Saf bir sıvıda uçucu olmayan bir katı
çözündüğünde çözeltinin buhar basıncı ve
donma noktası saf çözücününkinden
düşük, kaynama noktası ise büyük olur.
• Bir çözeltinin kaynamaya başlama noktası
(suya göre kaynama noktasındaki
yükselme miktarı) içerdiği yabancı madde
ile doğru orantılıdır.
192
• Bir sıvıda başka bir sıvı çözündüğünde
kaynama noktası yükselebilir de düşebilir
de, ancak genelde donma noktası düşer.
• Yine bir sıvıda gaz çözündüğünde
genellikle kaynama noktası etkilenmez;
çünkü o sıcaklığa kadar gaz uçar. Donma
noktası ise genelde düşer.

193
KOLİGATİF ÖZELLİKLER
• a. Buhar basıncı düşmesi
• b. Donma noktası alçalması
• c. Kaynama noktası yükselmesi

194
BUHAR BASINCI DÜŞMESİ
• Çözeltilerin buhar basıncı saf sıvıların
buhar basıncından farklıdır.
• Tuz, suyun buhar basıncını etkileyerek
kaynama sıcaklığını yükseltmiş, buhar
basıncını düşürmüştür.

195
DONMA NOKTASI ALÇALMASI
(KRİYOSKOPİ)
• ΔTd = Kd m i
• ΔTd: Donma noktasının kaç°C alçaldığı
(ΔTdonma)
• Kd: Su için donma noktası alçalma sabiti
(1,86 °C m–1)
• m: Molalite
• i: Moleküler katılarda 1’dir, iyonik katılarda
ise iyon sayısıdır.
196
KAYNAMA NOKTASI
YÜKSELMESİ
(EBÜLİYOSKOPİ)
• ΔTk = Kk m i
• ΔTk: Kaynama noktasının kaç °C
yükseldiği
• Kk: Su için kaynama noktası yükselme
sabiti (0,52 °C m–1)
• m: Molalite
• i: Moleküler katılarda 1’dir, iyonik katılarda
ise iyon sayısıdır.
197
SUDA MOLEKÜLER KATI
ÇÖZÜNDÜYSE KRİYOSKOPİK
VE EBÜLİYOSKOPİK
HESAPLAMALAR
• Molalite, 1 kg suda çözünen maddenin mol
sayısıdır.
• 1 kg suda 1 mol moleküler katı çözününce
donma noktası 1,86 °C alçalır.
• 1 kg suda 1 mol moleküler katı çözününce
kaynama noktası 0,52 °C yükselir.
198
SUDA İYONİK KATI
ÇÖZÜNDÜYSE KRİYOSKOPİK
VE EBÜLİYOSKOPİK
HESAPLAMALAR
• 1 kg suda 1 mol iyonik katı çözününce
donma noktası 1,86 °C’ın iyonik katının
iyon sayısıyla çarpıma kadar alçalır.
• 1 kg suda 1 mol iyonik katı çözününce
kaynama noktası 0,52 °C’ın iyonik katının
iyon sayısıyla çarpıma kadar yükselir.
199
E TYT-YKS 2021 KİMYA 2.ÜNİTE

200
DONMA NOKTASI BULUNMASI
(DONMA NOKTASI ALÇALMASI)
HESAPLAMALARI
• Hesaplanan ΔTd değeri, donma noktasının
kaç °C alçaldığını gösterir. Şayet çözeltinin
donma sıcaklığı soruluyorsa bulunan bu
değer, 0 °C’tan çıkarılmalıdır. Başka bir
ifadeyle bulunan değerin eksi (–) işaretlisi
alınmalıdır.
• Hesaplamaları orantıyla yapmak bazı
sorularda daha pratik olabilir.
201
B TYT-YKS 2020 KİMYA 2.ÜNİTE

202
KAYNAMA NOKTASI
BULUNMASI (KAYNAMA
NOKTASI YÜKSELMESİ)
HESAPLAMALARI
• Hesaplanan ΔTk değeri, kaynama
noktasının kaç °C yükseldiğini gösterir.
Şayet çözeltinin kaynama sıcaklığı
soruluyorsa 100 °C ile bulunan bu değer
toplanmalıdır.
• Hesaplamalar orantı yoluyla da yapılabilir.
203
A 2013-LYS2/10.SINIF KİMYA 2.ÜNİTE

204
KRİYOSKOPİK VE
EBÜLİYOSKOPİK
HESAPLAMALARDA
ÇÖZELTİNİN HACMİ SUYUN
KÜTLESİ KABUL EDİLEBİLİR
• Seyreltik molar çözeltilerde çözeltinin mL
cinsinden hacmi, suyun gram cinsinden
miktarı olarak kabul edilir. Hassas
hesaplamaya lüzum yoktur.
205
Çözeltilerin Koligatif Özelliğine
Yaşamdan Örnekler
• Çözeltilerin koligatif özelliklerine günlük
yaşamdan birçok örnek verilebilir.
Arabalarda radyatöre konulan antifriz,
etandiol (etilen glikol) ve su karışımından
oluşan çözeltidir. Antifriz kışın suyun
donma noktasını düşürerek motorun zarar
görmesini, sıcak havalarda kaynama
noktasını yükselterek motorun su
kaynatmasını engeller.
206
• Kışın yollara tuz dökülmesinin nedeni yine
donma noktasını düşürmektir. Kış
aylarında hava alanında ve uçaklarda
oluşacak buzlanmayı önlemek için uçak
pistleri ve uçak kanatları alkolle yıkanır
(Görsel). Alkol suyun donma noktasını
düşürerek buzlanmayı belli bir derecenin
altına kadar önler. Dondurmalara, çikolata
şelalelerine bir miktar tuz ilave edilmesinin
nedeni dondurmanın donma noktasını
düşürmektir.
207
Uçak kanatlarının alkolle
yıkanması

208
KARA YOLLARINDA
BUZLANMAYA KARŞI ALINAN
ÖNLEMLERİN ETKİLERİ
• Kara yollarında buzlanmayı önlemek, kar
ve buzu eritmek için sodyum klorür,
kalsiyum klorür, pancar suyu, kepek gibi
ürünler kullanılır. Ülkemizde bu amaçla en
çok tercih edilen ürün sodyum klorürdür.
Her kış, kara yollarına yaklaşık 100 bin ton
tuz atılır. Bu miktar gıda işleme
endüstrisinde kullanılandan 10 kat fazladır.
209
• Buzlanmayı önlemek için kullanılan tuz
trafik kazalarını önler. Ancak kullanılan tuz
buharlaşmadığı ve yok olmadığı için
ekolojik sisteme de zarar verir.
• Tuz suda eriyerek akarsulara ve yer altı
sularına karışabilir.
• Yer altı sularına sızan tuzlu su insan,
hayvan ve bitki sağlığını etkiler.
• Bitki örtüsü üzerinde yaprak hasarına ve
bitkinin ölümüne sebep olabilir.

210
• Buzlanmayı önlemek için kullanılan tuz göl
ve göletlerin alt kısmında tuzlu su tabakası
oluşturarak su bitkileri ve suda yaşayan
canlıların besin maddelerini hapsedebilir.
Yüksek tuz derişimi suda yaşayan
canlıların büyüme, üreme ve hayatta
kalmalarını olumsuz etkiler.
• Memelilerde ve kuşlarda tuzlu su içmek
tuz zehirlenmesine neden olabildiği gibi yol
kenarına sıçrayan tuzu tüketen
hayvanların ölümüne neden olabilir.
211
• Ayrıca tuz topraktan süzülerek ağaçlara ve
bitki örtüsüne zarar verebilir. Tuzun yol
açtığı korozyon nedeniyle köprüler ve
yollar tahrip olur, bu yüzden yenilenen yol
çalışmaları ülke ekonomisine de zarar
verir.

212
HAYATIMIZDAKİ ÇÖZELTİLER

213
SERUM DEKSTROZ
• Serum dekstroz, % 5’lik glikoz çözeltisidir.

214
SERUM FİZYOLOJİK
• Serum fizyolojik, % 0,9’luk NaCl
çözeltisidir.

215
TENTÜRDİYOT
• Tentürdiyot; I2 (iyot) ve KI (potasyum
iyodür)’ün C2H5OH (etil alkol)’deki
çözeltisidir. Radyoaktif izotopu,
hipertiroidizimde kullanılır.

216
10.SINIF KİMYA 2.ÜNİTE
1.BÖLÜM ÇÖZÜMLÜ
SORULAR

217
218
219
2.BÖLÜM: AYIRMA VE
SAFLAŞTIRMA TEKNİKLERİ

220
KARIŞIM AYIRMA TEKNİKLERİ

221
ELEKTRİKLENME İLE AYIRMA

222
• Cam çubuk, plastik çubuk, ebonit çubuk
sürtünmeyle elektrik yüklenir.
• Elektrikle yüklenen bu çubuklar karabiber,
pul biber, kâğıt parçası gibi maddeleri
kendine çekerler, bazı maddeleri ise
kendine çekmezler.
• Karışımlarda bulunan maddelerin,
elektrikle yüklenen çubuklar tarafından
çekilebilme özelliklerinin farklı olmasından
yararlanarak ayrılmasına elektriklenme ile
ayırma denir.
223
MIKNATIS İLE AYIRMA

224
• Demir, nikel, kobalt ve bu elementlerin
alaşımlarını içeren maddeler mıknatıs
tarafından kuvvetli bir şekilde çekilirler.
Bazı maddeler ise mıknatıs tarafından
çekilmezler.
• Karışımlarda bulunan maddelerin mıknatıs
tarafından çekilme özelliklerinin farklı
olmasından yararlanarak ayrılmasına
mıknatıs ile ayırma denir.

225
• Mıknatıs ile ayırma bir bileşenin manyetik
özellik gösteren katı-katı heterojen
karışımları ayırmak için idealdir. Altın-
demir, kobalt-kükürt heterojen karışımları
bu yöntemle ayrılır. Kâğıt endüstrisinde
geri kazanım için toplanan kâğıtlar
arasındaki demir, nikel, kobalt gibi metal
parçaları ayırmak için de mıknatıs ile
ayırma yöntemi kullanılır.

226
D 2010-YGS KİMYA 2.ÜNİTE

227
TANECİK BOYUTU
FARKINDAN YARARLANARAK
AYIRMA

228
Eleme
• Eleme tanecik boyutları farklı katı-katı
karışımlarını ayırmada kullanılan en basit
yöntemlerden biridir. Kum-çakıl, un-kepek
gibi karışımlar karışanların tanecik
boyutuna uygun eleklerle bileşenlerine
ayrılır.

229
Süzme
• Süzme, karışımdaki bileşenlerden birinin
geçmesine izin veren, diğer bileşenin
geçişini engelleyen bir süzgeç ya da
filtreden yararlanılarak yapılan ayırma
işlemidir. Katı-sıvı (süzgeçle ayırma) veya
katı-gaz (hava filtresiyle ayırma) heterojen
karışımlarda katı bileşenin tanecik
boyutuna uygun süzgeç varsa karışımdaki
maddeleri ayırmak için süzme yöntemi
uygulanır.
230
• Süzme işleminde katı bileşenin tanecik
boyutuna uygun gözenekleri olan farklı
süzgeçler veya filtreler kullanılabilir.
• Süzme yöntemi günlük yaşantı, endüstri
ve laboratuvarda sık kullanılan yöntemdir.
Örneğin evlerimizde makarna pişirirken
makarnayı sudan ayırmak için kevgir
kullanılır. Laboratuvarda çökme
tepkimeleri sonucunda oluşan katı
maddeleri sıvılarından ayırmak için de
süzgeç kâğıdı kullanılır (Görsel).
231
Süzgeç kâğıdı ile süzme

232
• Örneğin kalsiyum klorür ve sodyum
karbonatın sulu çözeltilerinin
tepkimelerinden katı kalsiyum karbonat
(tebeşir) elde edilir. Çöken CaCO3 katısı
süzgeç kâğıdı yerleştirilmiş bir huni ile
süzülür. CaCO3 katısı süzgeç kâğıdında
kalırken suda çözünmüş NaCl süzgeç
kâğıdından geçer.

233
• Bulanık sular süzgeç görevi yapan çakıl
taşı, kum, kömür tozu ve ince kum gibi
katmanlardan geçirilerek kullanılır hâle
getirilebilir. Otomobillerde bulunan yağ
filtreleri motor yataklarındaki aşınma
sonucu oluşan metal parçalarını süzmek
için kullanılır.
• Katı-gaz karışımlarını ayırmak için de
süzme yöntemi kullanılır. Örneğin
havadaki toz, duman ve polen gibi katı
maddeleri havadan ayırmak için ev ve
arabalarda hava filtreleri kullanılır.
234
• Endüstride de fabrika bacalarından çıkan
gazları katı taneciklerden ayırmak için
filtreler kullanılır. Ayrıca endüstride tozlu
ortamlarda çalışan insanlar havadaki tozu
tutması için toz maskeleri takarlar.

235
Ayıklama
• İstenmeyen maddelerin elle toplanmasına
ve yararlı olanlardan ayrılmasına ayıklama
yöntemi ile ayırma denir.

236
Diyaliz
• Bir karışımda yer alan farklı boyutlardaki
tanecikleri birbirinden ayırmak için
kullanılan yöntemdir. Bu yöntemde kolloid
karışımlar gözenekli zarlardan geçirilerek
içindeki maddelerin birbirinden ayrılması
sağlanır. Karışımdan uzaklaştırılmak
istenen madde diyaliz yöntemi ile
uzaklaştırılmış olur (Görsel).

237
Diyaliz işleminde kolloidal karışım içindeki büyük moleküller
içeride kalırken küçük moleküller yarı geçirgen zardan
dışarı hareket eder.

238
• Diyaliz, özellikle sağlık alanında kullanılır.
Böbreğin çalışması kanunundan
esinlenerek diyaliz aleti geliştirilmiştir.
• Böbreğimizin görevi zararlı maddeleri
kolloid bir karışım olan kandan
uzaklaştırmaktır. Bazı hastalarda böbrek
bu görevini yerine getiremez.
• Böbrekleri görev yapmayan hastaların
belirli aralıklarla diyaliz makinesine
bağlanması gerekir (Görsel).

239
Böbrekleri görev yapmayan hastalara
diyaliz uygulaması yapılır.

240
• Diyaliz yöntemi ayrıca çözeltileri tuzdan
arındırmada, hücre büyümesinde, hücre
beslenmesinde, virüsten arındırmada, kan
tedavisinde vb. birçok alanda da kullanılır.

241
A TYT-YKS 2023 KİMYA 2.ÜNİTE

242
Santrifüjleme
• Santrifüj cihazıyla yapılan çabuk çöktürme
işlemidir (Görsel). Santrifüj cihazı
merkezcil kuvveti esasına göre çalışır.

243
YOĞUNLUK FARKINDAN
YARARLANARAK AYIRMA

244
Ayırma Hunisi
• Birbiri içerisinde çözünmeyen ve
yoğunlukları farklı olan sıvı-sıvı
karışımların ayrılmasında ayırma hunisi
kullanılır (Görsel). Ayırma hunisine
konulan karışımlardan yoğunluğu büyük
olan sıvı altta, küçük olan sıvı üstte
toplanır. Yoğunluğu büyük olan alttaki sıvı,
ayırma hunisinin musluğu açılarak başka
bir kaba alınır. Yoğunluğu küçük olan sıvı
ise ayırma hunisinde kalır.
245
• Yağ-su, su-karbon tetraklorür, benzin-su
gibi karışımlar bu yöntemle ayrılır.

246
Yüzdürme
• Katı-katı veya katı-sıvı heterojen
karışımların ayrılmasında kullanılan
yöntemlerden biridir. Kum ve talaş gibi
yoğunlukları farklı katı-katı karışımlar veya
talaş-su gibi katı-sıvı heterojen karışımlar
bu yöntemle bileşenlerine ayrılabilir.
• Yüzdürme işleminde yoğunluğu sudan
küçük olan bileşen suyun üstünde kalır.
Suyun üstünde kalan bileşen başka kaba
alınır, karıştırma kabında ise su kalır.
247
• Katı-katı karışımlardan bir bileşenin uygun
bir kimyasal madde ile karışımdan
ayrılarak yüzdürülmesi veya batırılması ile
ayrılmasına flotasyon (yüzdürme) denir.
Özellikle madencilik sektöründe flotasyon
zenginleştirme yöntemi olarak kullanılır.
Zenginleştirilecek cevherin su sevme
(hidrofilik) ve su sevmeme (hidrofobik)
özelliklerinden yararlanılır. Uygun kimyasal
madde kullanılarak ayrılması istenen
bileşenin suda yüzmesi veya batması
sağlanır (Görsel).
248
Flotasyon işlemi

249
• Flotasyon endüstride genellikle sülfür,
bakır, kurşun ve çinko cevherlerinin
ayrılmasında kullanılır (Görsel):

250
ERİME NOKTASI FARKINDAN
YARARLANARAK AYIRMA

251
• Erime noktaları farklı katı-katı homojen
karışımları ayırmada kullanılır. Erime
noktası düşük olan bileşen önce erimeye
başlar. Eriyen bileşen başka kaba
aktarılarak karışımdan ayrılır. Karışımları
bu yöntemle ayırabilmek için bileşenlerin
erime noktaları arasındaki farkın büyük
olması gerekmektedir. Erime noktaları
farkından yararlanarak ayırma endüstride,
metallerin saflaştırılmasında, kurşun-kalay
karışımı (lehim) gibi alaşımları oluşturan
bileşenlerin ayrılmasında kullanılır.
252
KAYNAMA NOKTASI
FARKINDAN YARARLANARAK
AYIRMA

253
Buharlaştırma
• Katı-sıvı homojen karışımlardan sadece
katı bileşen elde edilmek isteniyorsa
buharlaştırma işlemi yapılır. Örneğin tuzlu
su karışımında sadece tuz elde edilmek
isteniyorsa su buharlaştırılır.

254
Basit Damıtma
• Katı-sıvı homojen karışımındaki her iki
bileşen de saf hâlde elde edilmek
isteniyorsa basit damıtma (basit
destilasyon) yapılır. Damıtma yönteminin
uygulanabilmesi için karışımdaki
maddelerin kaynama noktalarının
birbirinden farklı olması gerekir. Damıtma
karışımdaki bileşenlerden birini önce
buharlaştırıp sonra yoğunlaştırarak
saflaştırma esasına dayanır.
255
• Laboratuvarda damıtma balonu, soğutucu
ve toplama kabı kullanılarak damıtma
düzeneği kurulur. Damıtma balonundaki
katı-sıvı homojen karışımından sıvı olanı
buharlaşarak soğutucuya gelir.
Soğutucuda yoğunlaşarak sıvılaşır ve
erlenmayerde saf olarak birikir, katı olan
ise damıtma balonunda kalır (Görsel).
• Bu yöntemde elde edilen saf sıvıya da
destilat denir.

256
Basit (adi) damıtma düzeneği

257
• Yağmurun oluşumu da damıtmanın doğal
hâline örnektir.
• Yeryüzündeki sular sıcak havanın etkisiyle
buharlaşır. Buharlaşan su molekülleri
soğuk hava katmanlarında yoğunlaşarak
yağmur damlaları hâlinde yeryüzüne geri
döner.

258
Ayrımsal Damıtma
• Kaynama noktaları birbirinden farklı sıvı–
sıvı homojen karışımları ayırmak için
kullanılan yöntemdir. Alkol-su karışımı gibi
sıvı-sıvı homojen karışımları basit
damıtma ile bileşenlerine ayırmaya
çalışıldığında saflık yüzdesi düşük olur.
Çünkü buharlaşma her sıcaklıkta meydana
geldiği için verilen ısı etkisiyle bileşenlerin
her ikisi de buharlaşır, bu nedenle istenilen
saflıkta bileşen elde edilemez.
259
• Ayrımsal damıtma yönteminde ise alkol-su
karışımı gibi uçucu homojen sıvı-sıvı
karışımlar bileşenlerine daha büyük bir
saflıkta ayrılabilir.
• Ayrımsal damıtma düzeneğinin basit
damıtma düzeneğinden farkı damıtma
kolonu (fraksiyon) kullanılmasıdır.
Damıtma kolonun içinde genellikle küçük
cam parçaları bulunur (Görsel).
• Ayrımsal damıtmanın diğer adı fraksiyonlu
damıtmadır.
260
Ayrımsal damıtma (fraksiyonlu
damıtma) düzeneği

261
• Damıtma kolonunda cam parçalar
kullanılmasının nedeni kaynama noktası
yüksek olan fakat düşük sıcaklıkta da
buharlaşan enerjisi düşük su
moleküllerinin ortamı terk etmesini
engelleyerek damıtma balonuna geri
gitmelerini sağlamaktır. Böylece kaynama
noktası düşük olan moleküller damıtma
kolonunu önce terk eder ve soğutucuda
tekrar yoğunlaşarak destilat kabında
toplanır.
262
• Sıvı-sıvı homojen karışımı basit damıtma
ile ayrıldığında destilattaki sıvının saflık
oranı düşüktür. Ayrımsal damıtma ile
ayırmada ise deslilatın saflık oranı daha
yüksektir. Ayrımsal damıtma destilata
birkaç defa tekrarlanarak destilatın saflık
yüzdesi arttırılabilir.

263
AZOT VE OKSİJEN GAZLARININ
ELDE EDİLMESİNDE AYRIMSAL
DAMITMA YÖNTEMİ
• Hava yüksek basınçta sıvılaştırılır. Sıvı
havanın ayrımsal damıtılmasıyla azot ve
oksijen gazları, linde cihazında elde edilir.
• Azotun kaynama noktası –194 °C,
oksijenin kaynama noktası ise –183 °C’tır.
Bu nedenle önce azot gazı, sonra oksijen
gazı ele geçer. Sıvı hava; dewar (devar)
kaplarında saklanır.
264
HAM PETROL RAFİNERİSİNDE
AYRIMSAL DAMITMA YÖNTEMİ
• Endüstride ham petrol rafinerisinde
ayrımsal damıtma kullanılır. Petrol
kuyularından çıkarılan ham petrol yakıt
olarak veya başka amaçlar için doğrudan
kullanılamaz. Ayrımsal damıtma yöntemi
ile ham petrolün damıtılmasında, damıtma
kulesinin (kolonunun) değişik
yüksekliklerinde petrolün farklı bileşenleri
elde edilir.
265
• Bu bileşenler yakıt olarak veya endüstrinin
birçok dalında ham madde olarak
kullanılır.

266
UÇUCU YAĞLARIN SUYU
ÖRNEĞİN GÜL SUYU, KEKİK
SUYU AYRIMSAL DAMITMA
YÖNTEMİ İLE ELDE EDİLİR
• Bitkisel uçucu yağlar, ayrımsal damıtmayla
elde edilir. Bu yağlar uçucu olduklarından,
ayrımsal damıtma esnasında su üstünde
toplanmalarına özen gösterilir. Böylece
hem israf önlenmiş hem de yeni bir ürün
ortaya çıkmış olur.
267
• Ayrımsal damıtmanın sonunda uçucu yağ
üstten alınır.
• Uçucu yağlar, suda çözünmemelerine
rağmen, su ile temas hâlinde
olduklarından zamanla; doymamış veya
doymuş gül yağı çözeltisi, kekik yağı
çözeltisi vb. uçucu yağ çözeltileri alttaki
kısımda elde edilir ki, işte bunlara gül
suyu, kekik suyu vb. isimler verilir.

268
B 2017-YGS KİMYA 2.ÜNİTE

269
E 2004-ÖSS/FEN-1 KİMYA 2.ÜNİTE

270
ÇÖZÜNÜRLÜK FARKINDAN
YARARLANARAK AYIRMA

271
• Çözünürlük farkından yararlanarak
ayırmayı ikiye ayırabiliriz:
• 1. Karışımda bulunan bileşenlerden biri
çözücüde çözünüyor, diğeri çözünmüyorsa
uygulanacak işlem farklıdır.
• 2. Karışımda bulunan bileşenlerden her
ikisi de çözücüde çözünüyor ama
çözünürlükleri farklı ise uygulanacak işlem
farklıdır.

272
Karışımda Bulunan
Bileşenlerden Biri Çözücüde
Çözünüyor, Diğeri
Çözünmüyorsa
• Karışımlar maddelerin çözünürlüklerinin
farklı olmasından yararlanılarak
bileşenlerine ayrılabilir. Karışımda bulunan
bileşenlerden biri çözücüde çözünüyor,
diğeri çözünmüyorsa bu yöntem
uygulanabilir. İki örnek verilebilir.
273
• Salamura peynirden tuzu ayırmak için
peyniri suda bekletmek yeterlidir.
• Şeker-tuz karışımını ayırmak için karışıma
etanol eklenir. Şeker etanolda çözünürken
tuz çözünmez. Karışım süzülerek tuz
ayrılır, etanol buharlaştırılır, geriye şeker
kalır.

274
C 2012-YGS KİMYA 2.ÜNİTE

275
Özütleme
• Karışımdaki bileşenlerden birinin karışıma
ilave edilen çözücü yardımıyla ortamdan
uzaklaştırılmasına ekstraksiyon
(özütleme, çekme) denir. Özütleme
yöntemi katı, sıvı ve gaz karışımlara
uygulanabilir. Şeker pancarından şeker
üretiminde pancarın yapısındaki şeker,
pancardan suyla çekilir. İlaç ve parfüm
ham maddelerinin elde edilmesinde de
özütleme yöntemi kullanılır.
276
• Örneğin aspirinin ham maddesi olan asetil
salisilik asit söğüt ağacından özütlenerek
elde edilir (Görsel).
• Organik maddeler genel olarak organik
çözücülerde, anorganik maddeler de
anorganik çözücülerde çözünür. Özütleme
yönteminde, karışımın ve özütlenecek
bileşenin özelliğine göre çözücü olarak su,
aseton, karbon tetraklorür, eter, bazı
alkoller ve sıvı yağlar gibi çözücülerden
uygun olanı seçilir.
277
Asetil salisilik asit (aspirin)
salkım söğüt ağacından
özütlenerek elde edilir

278
• Özütleme katı-sıvı karışımlarına da
uygulanabilir. Sıvı fazdan ayırmak
istediğimiz bileşeni daha iyi çözen ama
sıvı bileşenle çözünmeyen çözücülerden
uygun olan seçilir. Örneğin su-iyot
karışımından iyodu ayırmak için çözücü
olarak suyla karışmayan ama iyodu sudan
daha iyi çözen karbon tetraklorür (CCl4)
kullanılır. Böylece su-iyot karışımındaki
iyot, karbon tetraklorür ortamına geçer. Su
ve karbon tetraklorür birbiri içinde
çözünmediği için emülsiyon oluşturur.
279
• Emülsiyon da ayırma hunisiyle ayrılır.
Karbon tetraklorür buharlaştırılır veya
damıtılır, geriye iyot kalır. Karbon
tetraklorür buharları solunum sistemine
zarar verebileceği için işlem çeker ocakta
yapılmalıdır.
• Özütleme yöntemi endüstride zeytinden,
ayçiçeğinden ve kabak çekirdeğinden yağ
elde edilmesinde, parfüm ve ilaç
endüstrisinde, şeker üretiminde kullanılır.

280
Şeker pancarı hasadı

281
Şeker kamışı hasadı

282
Kristallendirme
• Katı-sıvı homojen karışımlarından katının
sıcaklıkla çözünürlüğünün değişiminden
yararlanarak yapılan ayırma yöntemidir.
Katıların çözünürlüğü genellikle sıcaklıkla
artar. Sıcaklık düşürüldüğünde çözeltide
çözünen katı bileşenin çözünürlüğü
azalacağı için çözünen madde tekrar
çökmeye başlar. Çöken madde geometrik
şekilli katılar hâlinde çöker.
283
A 2005-ÖSS/FEN-1 KİMYA 2.ÜNİTE

284
• Belirli geometrik şekle sahip katı
parçalarına kristal, olaya kristallenme
denir.
• Endüstride şeker pancarından şeker elde
edilirken pancarın yapısındaki şeker önce
özütleme ile su ortamına geçirilir. Daha
sonra su-şeker karışımındaki şeker
kristallendirme ile ayrılır.

285
Ayrımsal Kristallendirme
• Çözünürlükleri birbirinden çok farklı olan
katı-katı karışımlarını veya içinde birden
fazla katı çözünmüş olan çözeltilerin
ayrılmasında ayrımsal kristallendirme
kullanılabilir. İki veya daha çok maddenin
çözünürlük farkı ile ayrılmasına ayrımsal
kristallenme denir. Ayrımsal
kristallendirme yöntemi çözünürlükleri
sıcaklıkla artan veya azalan iki bileşeni
birbirinden ayırmak için kullanılabilir.
286
• Örneğin tuz-şeker karışımını bileşenlerine
ayırabilmek için tuz ve şekerin sudaki
çözünürlüklerinin sıcaklıkla değişimlerinin
farklı olmasından yararlanılır.
• Endüstride deniz suyundan yemek
tuzunun elde edilme sürecinde de
ayrımsal kristallendirme yöntemi kullanılır.

287
E 2009-ÖSS/FEN-1 KİMYA 2.ÜNİTE

288
A 2016-YGS KİMYA 2.ÜNİTE

289
KURUTMA İLE AYIRMA

290
• Kurutma ile ayırma etüv cihazı ile yapılır.
Rutubetin giderilmesi, suyun süratle
uçurulması gibi işlere yarayan bir metottur.

291
KARIŞIMLARI AYIRMA
DENEYLERİ

292
293
294
295
296
297
298
299
10.SINIF KİMYA 2.ÜNİTE
2.BÖLÜM ÇÖZÜMLÜ
SORULAR

300
301
302
303
304
MERAKLI
ÖĞRENCİLERE

305
Altın Alaşımları
Renk Ayar Alışımdaki Elementlerin Yüzdeleri
Sarı 22 Altın 91,67%
Gümüş 5%
Bakır 2%
Çinko 1,33%
Kırmızı 18 Altın 75%
Bakır 25%

Gül 18 Altın 75%


Bakır 22,25%
Gümüş 2,75%

306
Renk Ayar Alışımdaki Elementlerin Yüzdeleri

Pembe 18 Altın 75%


Bakır 20%
Gümüş 5%
Beyaz 18 Altın 75%
Palladyum veya Platin 25%

Beyaz 18 Altın 75% Palladyum 10%


Nikel 10% Çinko 5%
Gri– 18 Altın 75%
Beyaz Demir 17%
Bakır 8%
Yeşil 18 Altın 75%
Gümüş 25%
307
Renk Ayar Alışımdaki Elementlerin Yüzdeleri

Açık Yeşil 18 Altın 75%


Bakır 23%
Kadmiyum 2%
Yeşil 18 Altın 75%
Gümüş 20%
Bakır 5%
Koyu Yeşil 18 Altın 75% Gümüş 15%
Bakır 6% Kadmiyum 4%
Beyaz– 18 Altın 75%
Mavi Demir 25%
veya Mavi
Mor – Altın 80%
Alüminyum 20%
308
Renk Ayar Alışımdaki Elementlerin Yüzdeleri

Sarı 22 Altın 91,6% Gümüş 5,5% Bakır 2,9%

Sarı 18 Altın 75% Gümüş 16% Bakır 9%

Yoğun 22 Altın 91,6% Gümüş 3,2% Bakır 5,1%


Sarı
Sarı 14 Altın 58,5% Gümüş 30% Bakır 11,5%

Koyu 9 Altın 37,5% Gümüş 31,25% Bakır 31,25%


Sarı

309
Altın Alaşımı Fotoğrafları

Mor Mavi – Yeşil – Pembe Gül

Beyaz
Sarı (24 Ayar)
Sarı (22 Ayar)
310
İYONİK BİLEŞİKLERİN SUDA
ÇÖZÜNMELERİ (İYON-DİPOL
ETKİLEŞİMİ)
• İyonik bileşikler polar bileşiklerdir, su da
polar bileşiktir. Benzer benzerini
çözdüğünden dolayı iyonik bileşikler
genelde suda çözünür.
• Suyun polarlığı, yemek tuzunun polarlığına
göre çok azdır.

311

• +
Na Cl (k) örgü
yapısındaki iyonlar
arasındaki çekim, en güçlü çekimdir.
• H2O molekülleri arasında dipol–dipol
etkileşimi vardır. İyonik bağın kuvveti 250
birim, dipol–dipol bağının kuvveti ise 2
birimdir.
• Yemek tuzunun suda çözünmesi,
reaksiyon denklemiyle şöyle gösterilir:
– –
• Na Cl (k) + su → Na (suda) + Cl (suda)
+ +

312
• H2O’nun polarlığı 2 birim derecesinde
olduğu hâlde, nasıl oluyor da polarlığı 250

birim derecesinde olan Na Cl (k)’nin örgü
+

yapısındaki iyonlarını birbirinden ayırıp


yapısını bozarak suda çözünmesini
sağlıyor?
• H2O molekülü dipol yapıdadır.
• Bundan dolayı H2O’nun pozitif ve negatif
ucu vardır.

313

• H2O’nun pozitif ucu Cl ile H2O’nun negatif
ucu ise Na+ ile etkileşir.

• Böylece Na Cl ’de iyonlar arasındaki
+

iyonik çekim ortadan kalkar.


• Burada düşünülmesi gereken; tuza kıyasla
zayıf polarlığa sahip suyun, bunu nasıl
başarabildiğidir.
• Birlikten kuvvet doğuyor, çözünme olayı
gerçekleşiyor.

314
• 1 tane Na+ iyonu, en az 125 tane H2O

molekülünün negatif ucu ile; 1 tane Cl
iyonu da, çok sayıda (en az 125 tane) H2O
molekülünün pozitif ucu ile sarılır. Böylece
çözünme olayı gerçekleşir.

315
BİRLİKTEN KUVVETİN
DOĞUP ÇÖZÜNME OLAYININ
GERÇEKLEŞMESİNİN
SOSYAL BOYUTU
• Zayıfların bir araya gelmesi, kuvveti
doğurur.
• Kadınlar zayıf, yumuşak huylu, nazik,
halim, selim olduklarından birleşerek etkili,
kuvvetli cemiyet kurarlar.
316
• Kadın hakları, kadın hukuku ve kadın
hürriyeti gibi kadınlıkla ilgili güçlü dernekler
çoktur. Kadınlar, erkek artikel alır; çünkü
kadın cemiyetleri serttir ve şiddetlidir, bu
nedenle bir nevi erkeklik kazanırlar.
Erkekler ise, dişi artikel alır; çünkü
kendilerine güvenirler. Her bir fert kendi
gücüne güvendiğinden, cemiyetleri zayıf
olur. Özellikle kendine güvenen Arap
milletinde buna çokça rastlanmaktadır.

317
• İkinci örnek; Ermeniler ile ilgilidir.
Ermeniler dünyada azdırlar ve zayıftırlar.
Ancak birleşerek büyük bir kuvvet kazanıp
seslerini tüm dünyaya duyurabildikleri
bilinen bir husustur.
• Diğer bir örnek; Kurtuluş savaşında
güçsüz olan Kuvayı Milliyenin, güçlü olan
İngilizleri yenmesidir.
• Zayıflar; birliğe / birleşmeye mecburdur.
• Koyun ve keçiler sürü hâlinde yaşayarak
kurtlardan korunurlar.
318
• “Kurdun olduğu yerde koyun olunmaz.”
denir. İttifak olursa kurt zarar veremez.

319
ÇÖZÜNME OLAYI FİZİKSEL
OLAY MIDIR YOKSA
KİMYASAL OLAY MIDIR?

• H2O’nun pozitif ucu Cl ile H2O’nun negatif

ucu ise Na ile etkileşir. Böylece Na Cl ’de
+ +

iyonlar arasındaki iyonik çekim ortadan


kalkar. Bunun sonucunda suda çözünme
olayı gerçekleşir.
• İyonik bileşiklerin suda çözünmesi buna
rağmen, fiziksel olay olarak bilinir.
320
ÇÖZÜNME VE İYONLAŞMA
İLİŞKİSİ
Çözünme yüzdesini zenginlik, iyonlaşmayı
vermek kabul edersek; çözeltileri dört
gruba ayırırız:
1. ÇOK ÇÖZÜNEN VE % 100
İYONLAŞAN ÇÖZELTİLER (ZENGİN,
TAMAMINI VEREN)
–1
NaCl(k) + H2O(s) → Na (suda) + Cl (suda)
+1

Reaksiyon denklemi yukarıdaki gibi de


yazılabilir.
321
2. AZ ÇÖZÜNEN VE % 100 İYONLAŞAN
ÇÖZELTİLER (FAKİR, TAMAMINI
VEREN): Bu grup, çözünürlük dengesi
konusundaki bileşikler olup iyonlaşma
denklemleri yanlış olarak çift yönlü okla
gösterilir. Bunun nedeni çözünürlük
hesaplamalarının denge mantığıyla
yapılmasındandır. Aslında suda
çözünmezler, bunlar kimyada az çözünen
diye geçer. Çözünmeleri milyonda birkaç
ile trilyonlarda birkaç civarındadır.
–1
Ca(OH)2(k)+ su → Ca (suda) + 2(OH) (suda)
+2

322
3. HER ORANDA ÇÖZÜNEN VE AZ
İYONLAŞAN ÇÖZELTİLER (ZENGİN,
AZINI VEREN)
–1
CH3COOH(s)+su⇌CH3COO (suda)+ H+1(suda)

4. AZ ÇÖZÜNEN VE AZ İYONLAŞAN
ÇÖZELTİLER (FAKİR, AZINI VEREN)
–1
NH3(g) + H2O(s) ⇌ NH4 (suda) + OH (suda)
+1

323
KRİSTAL SUYU İÇEREN
BİLEŞİKLERDE, ORTAMDA SU
OLDUĞU HÂLDE BİLEŞİK
NİÇİN ISLANMAZ?
• Kristal suyu içeren bir bileşik, hafif ısıtılsa
veya güneşte kalsa; külçe hâline gelir,
kristal yapısı bozulur. Normal zamanda
ise kristal yapıdadır. Kristal suyu içeren
bileşiğin içindeki su, toz hâlindeki katıya
zarar vermez.
324
• 0 °C ile +4 °C arasında H2O(s) kristallerinin
bulunabilme özelliği vardır. Kristal yapı,
yalnız buzda değildir. Buzda olduğu gibi,
suda da kristal yapı vardır.
• Kristal yapı, katılara ait bir özelliktir. Su,
kristal olunca, katıyla etkileşmez.
• Demir kabı donduğunda parçalayan su
kristal olduğunda, tam tersine yan yana
olduğu suda çok çözünen toz hâlindeki
katı maddeyi ıslatmıyor bile.
325
EBU'L VEFA (940–988)

• Matematik ve astronomi âlimidir.


• Yoğunluk ölçmeye yarayan piknometre
(pikometre) aletini ilme kazandırmıştır.

326
ÇÖZELTİLERLE İLGİLİ
SOSYAL ALANDA
KULLANILAN KİMYA KELİME
VE DEYİMLERİ
• Yoğunlaşmak (Konsantre olmak):
Herhangi bir işe kilitlenmek, kendini bir işe
istekle vermek, yumulmak, bütün dikkati,
düşünceyi, duyguyu ve gücü bir konu
üzerinde, bir noktada toplamak.

327
• Yumuşak alaşımlı üslup: Herkesin birbirine
karşı ses tonunu yükseltmeden sevgi ruhu
ile hareket etmesi, her söylenene laf
yetiştirme yerine, dövene elsiz, sövene
dilsiz olma hâli (Yumuşak alaşımlı üslup
mevzuu herkesten beklenemez; özellikle
zihniyet değişikliği gereksinimini hissetmek
lazımdır).

328
KARIŞIMLAR ÜNİTESİNDE
SOSYAL ALANDA
KULLANILAN DEYİMLER
• Yumuşak alaşımlı üslup: Herkesin birbirine
karşı ses tonunu yükseltmeden sevgi ruhu
ile hareket etmesi, her söylenene laf
yetiştirme yerine, dövene elsiz, sövene
dilsiz olma hâli (Yumuşak alaşımlı üslup
mevzuu herkesten beklenemez; özellikle
zihniyet değişikliği gereksinimini hissetmek
lazımdır).
329
ÇÖZELTİLER İLE İLGİLİ
SÖYLEM HATALARI
• “Çözündü” yerine “eridi” kelimesi kullanılır.
Örneğin; “şeker çözündü” denmesi
gerekirken “şeker eridi” denmektedir.
• Çözünme olayı fiziksel olay olarak bilinir.
Ancak kimyasal olarak da düşünülebilir.

330

You might also like