You are on page 1of 21

L

Dini Cilt: 8, s. 22, ss. 171-191 171


-Takiyyuddin Necrani'nin Mu'tezile Bilgi
Teorisindeki Yeri ve nemi
zcan
ABSTRACT
The Place of Taqiaddin an-Nacrani in the Mu'tazilite
of Knowledge
In this article the epistemological method ofan-Nacrani is explained. His epistemological
thoughts were told to be concemed with the Mu'tazilites. takes e great
and im portant place in Mu 'tazilite system. Taqiaddin explains epistemological discussions
among great theologicalsects ofMu'tazilites: The Mu'taziletes ofBagdad and the Mu'tazilites
of Basra. They have different opinions in the problem knowledge. In this article we have
shown that Taqiaddin told about the transcendental knowledge theory, which was subject
of discussion between the two Mu'tazilite theological sects. This has been considered
by the most westem scholars as a who se fo u nder w as Kant. So we have proved in
this writing that this method was well-known before Kant by the Mu'tazilites. The second
originalit;y ofNacrani is that w e leam only from him a new istidlal-method, called "delale
nefy'd-delale".
KEYWORDS: Taqiaddin the transcendental knowledge Theory, the
method of"Dalala nefy ad-dalala".

Felsefenin en nemli biri olan epistemoloji, temelde iki ana
problem ekseninde 2-Bilginin Felse-
fe tarihinde belki de bilgi zerine neticesinde ortaya
idealizm ve realizm, bu sorunlara birbirine iki yntemle verme-
ye Bunlardan birincisi, bilgi konusuna problemlere -
zm kendisine sjeyi (zne) yaparken, ikincisi ise
zneden tamamen reel bir olan objeden hareket
Felsefe tarihi boyunca bilgi sorununa dair filozoflar,
bu iki birine meyilli olma durumunda Mu'tezil? mte-
kellimler de, Mslman ve gibi, bu iki epistemo-
lojik birisini tercih etme Onlardan
Mu'tezilesine mensup olanlar bilgi meselesinde daha ok objektivist bir
* Gr. Dr., anakkale Onsekiz Mart niversitesi Fakltesi.
172
limde iken, onlann bir tutumu benimseyen Mu'tezililer
ise daha ziyade sbjektivist olarak Ancak bu iki grubun
ne objektivist ne de sbjektivist olan Mu'tezile'ye mensup
da yok Bunlann birisi de Takiyyddin Necrani (. 7./13 yy.) dir.
Takiyyddin Necrani olarak 6./12. ile 7./13. ara-
bir zaman diliminde Mu'tezili bir alimdir.
ekol kuran, Abdlcebbar mmtaz olup
Ebu'l-Huseyn Basri (.436/1046)'dir.
1
ol-
duka bilgiler bulunan Necrani'nin elimizde sadece bir tek eseri mev-
cuttur. Onun bilinen tek eseri olan "el-Kamil fi ma min
tahkik edip Dr. Seyyid Muhammed
hid'dir.2 Necrani'nin eserinin Mu'tezile ekolnn Ehl-i Snnet' e
bir dnemde kaleme Mu'tezile'nin
filcri evrimi anlamak olduka nemlidir. Necrani'-
nin nemi sadece bu noktayla Bize gre o, ortaya iki
hususl_a daha Id bu hususlar
1. Necrani'nin bilgi teorisi Kant id-
dia edilen "transendental bilgi teorisi"nin, nce Mu'tezile
sistematik bir tespit edilmektedir. Her ne kadar
byle !;>ir yntem, Ebu el-Mesa'il'i ve
de grlmekte ise de, Takiyyddin ken-
disini en belirgin bir ortaya
2. Necrani, "delale nefy'd-delale" metodu-
nun bizi haberdar etmektedir: istidlal
metodunun byle bir yntemi
sadece onun
Kelam tarihinde olduka nemli olan bu bir
ele
Transendentat Bilgi Teorisi
Bilgi teorisinin, bilginin ve
inceleyen felsefenin en nemli kolu Ancak bilginin bu
sadece bilgi teorisi. ilgilenmez; psikoloji de bilginin
ve ile ilgilenmektedir. Felsefenin bir kolu olan bilgi
teorisini psikolojiden en nemli zellik, onun kritik-normatif yn-
dr.3 Yani psikoloji; bilginin ve
hibir bir tarzda meseleye Oysa bilgi teorisi, bil-
1 Ebu'I-Huseyn Basri, biridir. Daha sonra ondan
rak kendi ekoln Felsefeyle olduka Ancak onun kela-
ma ait eserlerinden hi biri mevcut (Bkz. Wilferd Madelung, Der Kalam, Grundriss
der Arabischen Philologie (hrsg. Helmut Giitye), Il, Wiesbaden 1987, 329)
2 Takiyyddin Necrani, el-Kamil f f ma min Kelami'l-Kudema,
Dr.Seyyid Muhammed ahi d) Kahire 1420/1999.
3 Bkz. Rudolf Wrterbuch Der Philosophischen Begriffe, 1904, "www.textlog.de"
ZCAN 173
ginin sz edilen bu ynleriyle ilgilenirken, onlarla ilgili yorum ve
getirir. Bu ynyle psilmlojiden bilgi teorisi, bilgi srecini analizinde
ondan bir ara C:Hilfsmittel) olarak

yntemler sebebiyle birbiriyle bilgi
teorileri Bunlardan en nemlileri Psikolojik bilgi teorisi,
"2. Transendental bilgi teorisi. (transzendentale Erkenntnistheorie)"
5
Psikolojik bilgi teorisinin kurucusunun Locke iddia edilmektedir:
bilgi teorisinin kurucusu Locke'tur. O, hem insan
bilgisinin hem de
(Glaube), (Meinung) ve tasdikin (Zustimmung) dereceleri
ve temellerini ortaya koymaya "
6
Ancal<, gerek bilginin gerekse inan, zann ve tasdfk
ortaya konusundaki Locke'dan ok daha
mslman alimler bilinmektedir.
7
Bu da, psikolo-
jik bilgi teorisininde illozoflardan ok daha nceleri mslman
lar olamaz sorusunu gndeme getirmektedir. Ancak bu
konu tezimizin daha fazla zerinde
Bu konusunu eden ve Kant iddia
edilen
8
transendental bilgi teorisi ise "bilginin ve de-
iin, bilginin (Bedingungen) tespit eder. Transen-
dentai bilgi teorisinde, bilginin hangi tr psikoloji!< unsurlar zerine temelien-
sorusu yneltilmez; aksine o, bilgi faktrlerinin (Bedeu-
tung)

Ancak sz edilen bu her trl etkiden uzak a
priori gerekir.
1
Kant, Saf (Kritik Der Reinen Ver-
transendental bilgi teorisini
"Ben, sadece nesne bilgisini (Gegenstii.nde) zaman-
da bizim nesneleri idrak a priori yntemiyle (Erkenn-
tnisart von Gegenstii.nden) her tilrl bilgiyi transendental
olarak "
11
halde transendental bilgi teorisinin (transzendentale Erkenntnistheorie)
en belirgin yn, bilginin ve sreci zerinde ince-
lemelere ilave olarak, bu bilginin ve tesbit
edilmesidir.
12
4 A.g.y.
5 A.g.y.
6 A.g.y.
7 Bkz., Van Ess, Die Erkenntnislehre des Adudaddin al-Ici, Wiesbaden 1966, 99-113.
8 Wikipedia, der freien Enzyklopiidie, "Transzendentalphilosophie", "www.wikipedia-
.org.de".
9 Eisler, a.g.y.
10 Bkz. Macit Gkberk, Felsefe Tarihi, 10. 1999, 352.
ll Kant, Kant, Kritik der Reinen Vemunft, 2. Aufla.g.e., 1787, "www. Guten-
berg. Spiegel. de", Einleitung, VII.
12 Kant, a.g.y., V.; Friedrich, Paulsen, Immanuel Kant, 7. Aufla.g.e., Stuttgart 1924, 126;
174
Ancak, burada bir noktaya etmek gerekmektedir: Tranzsendental ile
transzendent/transcendent kelimelerini birbirine gerekir; "her
iki kelime de Latince "transcendo" kelimesirtden tir. Ancak, tran-
sendent, demektir."
13
Transendental bilgi ise,
yukanda da gibi, nesnelerin bilgisine tespit eder.
Kant ortaya iddia edilen tr bir bilgi teorisinin,
Kant'tan nce Basra ve Mu'tezile evrelerinde bilgi sorunu
ortaya tesbit edilmektedir. Bu durum ncelikle
Abdlcebbar N, 30 vd.), Ebu ( (el-Mesa'il, 372 vd.) ve
(el-Kamil 263 vd.)'de, bilgi teorisine dair
grlmektedir. Konunun daha iyi gre, sz
edilen bu yntemin Mu'tezile bilgi meselesine
malara olarak ele
Gerek Basra gerekse Mu'tezilesi, duyusal/fiziksel alemde
hid) bir nesnenin iin
rm yerine getirilinesini olarak gerekli grmektedirler. Bu
birinci sjenin nitelikleriyle, ilcineisi objenin sahip
gereken zelliklerle, nc ve sonuncusu ise idrak etme
gereken Zikredilen bu konul-

a) Sjeyle ilgili (isel)
1-Diri olmak (hayy)
14
2-Duyu CA......WI

,
yerine getirmekte olan sjenin gcne sahip
(Kamilu'l-akl)
16
,
b) Objeyle ilgili
1. edilecek bir objenin ( vcudu'l-mdrek)
17
2. Bu objenin kendinden idrak edilebilir
mahalde
1
s
Ursula Reitemeyer-Witt, "Apothese der Sinnlichkeit", "Ludwig Feuerbach Und die Philo-
sophie der Zukunft" (hrsg., Hans-Jrg Braun-Hans Schuffenhauer-
Francesco Tomasoni), Berlin 1990, 281.
13 Friedrich, " Vernunft und Verstand ", Wrterbuch der philosophischen Grundbeg-
riffe, 1907, "www.textlog.de".
14 Necrani, a.g.e., 265.
15 A.g.y.; Abdlcebbar, fi Ebvilbi't-Tevhfd ve'l-'Adl Medkur-
Taha Hseyin v. ), Kahire 1385/1965, 50.
16 A.g.y.; Ebu el-Mesil'il beyne'l-Basriyyfn M.
Seyyid), Beyrut 1979, 324-25. ("Kamilu'l-akl" Abdlcebbar ve Ebu
Necrani'de bu
17 Necrani, a.g.e., 264. ( ve Mesil'il'de "Huduru'l-mer'i!
yer Bkz., SO; Mesil'il, 309.)
18 Necrani, a.g.e., 75.
ZCAN 175
c) etme mevcut gerekli
1. (Sje ile obje uygun ve bulun-
C el-kurbve'l-bu'd),
19
2. Akla gelebilecek engellerin (intifau'l-afati ve'l-mevani').
20
Mu'tezilesi, yerine getirilmesi ile,
hibir zihinsel etkinlikte idrakin/bilginin meydana gelece-
iddia etmekle Basra Mu'tezilesinden Zira Mu'tezi-
lesi filozoflar gibi idrak/bilme/grme fiilini, bir objenin sje zerinde
(intiba')
21
Yani burada sje tamamen pasifbir
rolde bulunurken, buna obje bilginin tamemen etkindir.
gre, Mu'tezililerin idrak ile bilgi
geersiz olmakta ve yerine bilgi zorunlu
olarale (ala sebili'l-icab/
22
Zira, Ab-
dlcebbar olmak zere, Mu'tezililer'in byk bir b()lm,
bu yerine getirilmesinin, bilgiye iddia
etmekle Mu'tezilesinden nk, gre,
idrale ve bilgi iki etmektedir: En ortaya konulan
yerine getirilmesiyle ancak ilk
Zorunlu bilginin biri olan bu ikinci
eden "bilgi"ye Abdlcebbar'a gre, sjede objeye
leesinZile hissi ieren bir N, 70) mmkn
zere, Mu'tezile'nin kurucusu Allafa gre, bir
kimsenin grmesi, vs. gibi yerine getirmesi, kendisinde
bilginin iin yeterli ve en nemlisi o kimse-
de grlen ya da en nesneye bilgiyi dilemesi ve gerekir

23
Bilginin srecinde zihinsel faaliyetlerini saf
ile, iradesini etldsiz Mu'tezilesinin
Abdlcebbar
temsil edilen bu ile Mu'tezilesi bir
tutum ierisinde gzlenmektedir: Ona gre, Allah, idrak ger-
adet zere "ale mecra 1-'ade/ uk-" bil-
ginin

bir ifadeyle, Abdlcebbar ve onun
temsil eden Basra Mu'tezilesine gre, Allah insana bilgiyi idrak nesneler
19 A.g.e., 265.
20 A.g.e., 264.
21 A.g.y.
22 rv, 36 .
. 23 A.g.e., 42-43.
24 rv, 36-37; Elshahed, Elsayed, Das Problem der Transzendenten Sinnlichen Wahr-
nehmung der Spiitmu'tazilitischen Erkenntnistheorie Nach der Darstellung des Taqiaddin
Berlin 1983, 230-231.
176 o
zerinden tabiata zikredilen bu prensibe gre
vermektedir. Onlar bu
ken, bilginin srecindeki kesb da


Gerek Mu'tezililer gerekse bu
ceyle, sonsuz kudretinin izmek Ancak,
ile Basra Mu'tezilesi byle bir fikir ileri srmede gayesel
da gzlenmektedir: -
1. salt dini hareket eden nazaran,
filozoflara, da yolunu takip eden Mu'tezi-
lesine rasyonel bir tez ortaya koymak bu tarz bir yakla-
iersinde

2. buradaki fiiline bir zorunluluk getirmezken,
lar, burada zorunlu bir kanuna tabi iddia etmektedirler. Ne
var ki, bu zorunlu kanun, bir tabiat kanunu ancak tabiat dzeninin
izin vermeyen hilanetinin bir sonucu olarak
halde burada tam bir zorunluluktan bahset-
mek Bunun yerine insan ile Allah mevcut olan-ki bu
adaletinin bir grevden sz etmek daha uygun
olabilir
ilisan sahibi hilaneti ve adaletinin
bir sonucudur. kendi zerine bu sorumluluk daha bu
grev, sadece ahirette ceza ve mkafatla ilgili olan adaletin bir garantisi de-
fakat zamanda gerekli yerine getiren insana
bilgiyi elde etmesi iin gerekli vermesinin de bir garantisidir.
Bu Allah, bilgiye iin gerekli olan aralan herkese bir
Bunun olan duyu organlan ya da
zarar olan bir insana bilgiyi iletmektedir.
28
gre tm yerine halde hilla duyu
sz ediliyorsa bunun tek nedeni O da, yerine getiren
(mdrik), iletilen bilgiyle bir ierisinde
bir ifadeyle bu kendisine iletilen bilgiyi
daha nce kendisinde mevcut olan bilgilerle bu
duyu ortaya

Buna bir delil getirme metodu
da dahildir.
idrakle bu sitemleri
zellilde Tealog G. Hasenhttl'de de etldsini gstermesi olduka
nemlidir. O, "Kritische Dogmatik" eserinde (s. 42-43) bu konuyla ilgili
olarak zikretmektedir:
25 Elshahed, a.g.e., 231.
26 A.g.y.
27 a.g.y.; Elshahed, a.g.e., 257, 32. ve 36. dipnotlar.
28 42-43.
29 A.g.e., 70 vd.
ZCAN 177
bunun (idrak)
ve onu bir anlam
ait olarak grmemizden .... Bu
bilgilerle sonra ya da
ortaya "
30
halde gre bilgi mevcut "Bilgi"
objesini" iine Bilen kimseye bu bilme durumu "ke-
sinlik hissi" ile Bu bilme srecinde duyu organ-
lan, zihin ve olarak birbirlerini Burada
hissi idrak soyut bir sre ve sonuolarak da bilen kimse kesinlik
hissi ilegerek bir bilgi elde bilincine Ancak bu srete
iradesinin mutlak anlamda etkin bir rol de gzden

Kant da, Mu'tezile'nin gibi, bir objenin
(buna grlmesi de dahildir) ortaya koyar. Bu
bir sjeyle alakah olarak gndeme bir da
idrak edilen objeye tespit te yandan sz edilen bu
zamanda, "transzendental" ierisine dahil olan zaman
(Zeit) ve mekan (Raum)'la bir Kant sje ve objeyle ilgili
neler ortaya
"Nesnelere bilgimizin ara "grme"
(Anschauung) dir. Ancak bu grme
lu, bir nesnenin (Gegenstand) mevcut
cak bu da tek yeterli Objelerin
alabilme yetisi (Fii.higkeit-Rezeptivitii.t) demek olan
(Sinnlichkeit) bizde var olurlar. Sz edilen
bu tek bize grme (Anschauungen)
iletir. Ancak biz "anlama yetisi" (Verstand) ile
Bylece bu anlama yetisi soyut kavramlar/tmeller
(Begriffe) meydana olur. "
31
halde, Kant'a gre, herhangi bir nesneye bilgirni-
zin ya da idrak edilebilmesi iin, sjenin, duyu
ve objelerin etme yetisine (Fahig-
keit-Rezeptivitat) sahip gereklidir. burada cm-
lelerinde, bir objenin sadece bir tanesi
O da, bir objenin mutlak anlamda var ve
(Zaten Almanca'da, nesne "Ge-
genstand", etimalajik olarak gelmektedir) An-
cak sz edilen nesnenin bizim iin bir
daha zelliklere sahip gereklidir:
30 Elshahed, a.g.e., 233.
31 Kant, a.g.y, Transzendentale Asthetik.
178
" ... bu saf formu (reine Form der Sinnlichkeit)
ise bizzat saf (reine Anschauung ) olarrik isimlendi-
rilir. yle ki, sonuta, zihnimizin (Verstand), herhang{ bir objeyi
tasawur edebilmesinin iki temel ortaya
bu iki temel unsur saf duyusaVtecrbi (reine
empirische Anschauung) nin de temelini Bunlar
yer kaplama/bir mekanda bulunma (Ausdehnung) ve bir surete/
forma (Gestalt) sahip ... "
3
2
Yukandaki tm bu sonra, Kant'a gre, bir objenin
nabilir isel (sjeye ait) ve (objeye ait)
ortaya koyabiliriz:
a) (Sjeyle ilgili)
1. (Grme gibi) Duyu
2. Duyu verileri alabilme yetisine sahip (Sinn-
lichkeit/Fahigkeit-Rezeptivitat)33
3. Sjenin, objeyle ilgili, duyu organlan iletilen verileri (d-
aldetme gibi) kabiliyetine sahip (Zihin-Verstand)
b) (Objeyle ilgili)
1. Bir objenin bir formasahip (Gestalt)
2. Bu objenin zaman ve mekan ilkeleline dahil
mekanda (Ausdehnung).
halde Kant'a gre, bir objenin idrak edilebilen (mdrek), bir sjenin de
idrak edebilen (mdrik) iin sahip
gerekmektedir. yandan, apriori ilkeleri olan zaman ve
prensipieline dahil olmayan, "zgrlk " C Freiheit), "lmszlk " (Unsterb-
lichkeit) ve gibi "numen" alemine dahil olan (Ding an
sich) duyusal olarak -Mu'tezile'de gibi- bu mm-
kn Zira bizim grmemiz her :;.aman duyusal (Sinnlich)
dan, zaman ve mekan gibi saf a priori ilkelerine olmayan hibir
nesnenin bilgisini tecrbeyle elde edemeyiz. Bu tr nesneler ancak saf
getirme (Nachforschung) yoluyla bili-
nebilirler ki bu, saf nihai hedefidir. C Endabsicht) te yandan bu gibi
tecrbi bilgiye tecrbe yoluyla -
rtlmeleri de mmkn

BU konuda, Mu'tezile'nin de benzer fil<irler ileri gzlenmektedir:
" ... Allah, zorunlu C ) olarak ve yoluyla
C ) bilinmiyorsa, O'nun Cp4 ) ve
yrtme ( ile bilinmesi gereklidir ...
Hamse, 60, 90, 91.)
32 Kant, a.g.y. .
33 Bu Mu'tezile'nin bir olarak ileri "kfunilu'l-'akl" ile
mak mmkn gzkmektedir. Elshabed, a.g.e., 220)
34 A:g.y.
----------.
ZCAN 179
bilinmesi-grlmesi ile de olan ve da
byk nem metafiziksel mahiyetlerinin bilinmesine dair
bu konu, bilgi sorununa ele blmde (s. 90-
100) geni bir ekilde ele bu blmde daha fazla zerinde du-
gerek grlmemektedir.
Bilginin niteliklerinde hemen hemen ve
Basra Mu'tezilesiyle uyum ierisinde izlenimini veren bilginin
konusunda, her ne kadar daha bir d uru ierisinde
gzlense de, temelde her ikisinden de bir tutum sergilemektedir.
Zira gre gerekli tm koullan yerine getiren sje, objeye ait
bilgiyi, baka hibir arta ihtiya duyu organlan elde
etmektedir. Yani Mu'tezilesinde objeler bilgi edinme
srecinde zihin herhangi bir ilevyerine getirmemektedir. Basra Mu'tezilesine
gre ise, gerekli tm koullan yerine getiren sje, duyu organlan
idrak yerine getirmekte, bu idral<'in bilgiye iin ise, kii-
de, duyularm bu veriler hissi ieren
bir gerekmektedir. Daha ziyade Basra Mu'tezilesinden Ab-
dlcebbar ve savunulan bu bilginin oluma
sjede grmesi sbjektif Kant'ta da objeler-
den elde edilen izienimler zihnin a priori bilgiye dn-
mektedir. Ancak Kant ile nemli bir fark O da,
Kant'ta bilgi ile idral< fark bulunmazken, byle bir
bilgi temelini Kant'ta duyu
verileri bilgiye gtrmekteyken, Basralllarda duyu verileri sadece
idrak'e gtren aralar
halde Kant, gerek subjektif olan gerekse objektif
olan bu konuda bir metot izlemektedir: Bu
metot, ne sbjektivist ve ne de objektivist olan, bu ynyle de bir
rol stlenen Takiyyddin Necrani'nin takip yntemden
yleyse bu ynyle gerekmektedir. Necrani'nin, bilgi--
nin srecinde Kant'la olan fikir benzerliklerini daha iyi ortaya koya-
bilmek iin konuyu biraz daha
Yukanda Mu'tezililerin, bilginin oluumunda sjeye pasifbir rol
verdikleri ve filozoflar gibi idraklbilme/grme fiilini bir objenin sje zerinde
(intiba'/ e4hi!) eit Necraru bu
U ekilde eletirmektedir:
"Bu intibd' sebeplerden ta-
biat ve mtekellimler geersiz
1. Bir grnt her hangi bir objede obje
hareket etmeden bu resmin yeri ancak nc
bir nesnenin bir devreye girmesiyle mmkn olabi-
lir. Bir bir suyun yzeyinde
yeri bu grntsn suyun yzeyi-
nin bir yerinde edebilir. 2. Bir grntnn

bir objede (ayna, suyun yzeyi vs. gibi) olabile-
Teabul etselc bile, bu dummda bu grntnn leendi
boyu ve eni lsnde gerekir. Oysa bunun tam alcsi
meydana gelmektedir. Yani daha bir grntyle
3. Siyah, beyaz ya da bir renge sahip olan
bir obje gzmze gzmzn de zileredilen bu renk-
Zere gerekirdi. ki bunun grmekteyiz.
35
te yandan byle bir nesnenin "hulul/ J.JL>. "ve "h "n-
den bahsetmek mmknse de, bahsetmek mmkn
"Zira bir nesnenin, (mdrik) zihninde
(fi'n-nefs) ve bedenindeki (fi'l-cism) husul ve hululdr.
36
Yoksa
olan bir nesnede (fi'l-cemad) bu hulul ve husul sz konusu
olamaz. Ruh (nefs) bedenden (cism), beden de can-
bir nesneden (cemad) gstermektedir. halde salt
bir demek olan hulul ancak belli zelliklerin ken-
disine ilave edilmesiyle, (rrzdrik) olarak tavsif edile-
bilmektedir: Bu da bu nesnenin bir mhunun (nefs),
yani hayat sahibi gerektirmektedir."
37
Burada hulUl, husul ve intib.' (zihne anlamda
olup, idrak olarak ancak "r'ye" (grmek) olarak
cek, maddesel salt bir sreci ifade etmektedir.
38
Bu yine Basra
Mu'tezilesi ile Mu'tezilesi bir fark gze Bas-
bu sreci, grme icra ve ne ma'na ne de
olarak grmenin bir fiili olarak grrken;
onu, objenin aktif bir rol ve bir ok faktr
ortaya bir (idrak) olarak tarif etme


gre, ayna ya da su yzeyi gibi bir objenin s-sakil/
C J:L=ll s:- ) duran nesnelerin tam benzerinin (resmi) grlme-
si mmkndr. de bir ayna ya da suyun yzeyi gibi bir
rol zihne hadisesini bu
bir rneklemeyle ispat etmeye Takiyyddin, buna
de
35 a.g.e., ..
36 A.g.y.
37 el-Kamil 268-269.
38 Takiyyi.iddin Hulul'den neyi bir nceki sayfada " ... ya,
objenin hakikatinin benzeri ( mislu'l-hakikatu'l-mntaba'a/ Ji...) demek olan,
(nesnenin) (intiba'/ ya da
dir.,ki, olan birincisidir." a.g.e., 268.
39 Bkz. A.g.e., 266. (Takiyydddin burada daha ok filozoflar kategorisine
Onla.rt+1 duyu organlan ve objeye vurgula-
maya bunun hi de temelsiz grlmektedir.

1
1

1
k
ZCAN 181
"Her hangi bir resmin grnrusnn duyu
mdrik olarak kabul edilmesi iin, tasawurlann
yerinin de idrak edi-
len nesneler gibi somut/maddesel (cismen) gereklidir. "
40
te yandan ( ilkesine gre), grnts res-
bu grnty nesneyle (en, boy olarak) llere sahip ol-
gerekmektedir. Bu da bir durumdur.
41
Necraru, ortaya tm bu delillerle, Mu'tezililer
ve filozoflara (burada Sina ismen zilaedilmektedir)
ilgili organlarda her hangi bir ve yapa-
da duyu ispatlamaya

Necraru'nin bu
konuda dair ola-
bilir. Ancak o, bu konuda Zira
ra, zellilde de Abdlcebbar'a gre, srecinde duyu or-
izienimlerini zihne iletmede sadece birer ara (alet)
grevi stlenirler. Abdlcebbar'a gre duyu bizzat yeri-
ne getiren aktif bir rolde pasif bir ifadeyle
duyu elektrik ileten bir kablo ya da suyun
layan borular gibidirler; grlen, itilen bir bilgisinin onlar
Bilginin sjede Burada
bir sbjektiflik ile ki bu en nemli temsilcisi
Descartes'tir. Bunun ise-Necrani'ye gre-
tam bir yol takip ve tamamen saf
etmelerine objelerin duyulara da ve
da bilgi edinme srecinde tam bir yetld vererek, etldsiz bir pozisyon-
dan aktif bir role gemelerini Yani onlara gre, duyu
sahip bir sje, hibir ihtiya duymadan idrak etti-
objeler bilgi elde etmektedir. Ancak bu kez de
duyulardan iletilen verileri fonksiyonu gz edilerek, tamamen
objektifbir hareket Zihnin fonksiyonu sadece duyu-
lardan gelen bilgileri suretiyle bilgilerden tamamen yeni
(isel) bilgiler retmektir. Yani bilgiler tamamen duyularda
Bu tr bir bilgi teorisi daha de
gibi, J. Locke, D. Humeve Berkeley gibi deneycilerinin tem-
sil Angio-Sakson felsefede, modem dnemde ise daha ok Edmund H us-
seri gibi Alman "fenomenolojik" bilgi sisteminde
40 A.g.e., 268. (Burada her halde Takiyyddin bir palemikle
Zira ne ne de Sina vb. gibi) duyu
Duyu akseden, onlara gre sadece
maddesidir. Sin., El-Ahavani), Kahire 1962,
162; A Bedavi), Kahire 1954, 35-39.
41 Necrani, a.g.e., 268
42 A.g.y.
182


Ancak fenomenoloji ile ampirizm "belirleyici, temel
yntem mevcuttur. Ampirisder, var olan eyadan hareket ederek,
gerekliklerinin yle ya da byle tesbit ederler. rnek ola-
rak U veya bu suyun belli bir zaman ve mekanda gerekten var
savunurlar. Fenomenolojik yntemde ise byle bir tesbityapmak yn-
tem olarak ynteminde, bir obje sadece, bu nesne
var ya da baka bir var olanla temeliendirilmesi gerekir denmelidir."
44
ve Mu'tezililerin bilginin oluum srecine dair ileri sr-
dideri grleri bu ekilde rtmeye Necrani'nin bu konuda temsil

"Biz deriz ki: ya, mcerret bir (var o{mak)
ibarettir ya da onun zerine ilave bir
(emr zaid). o, sadece mcerret bir hulul'den ibaret
bu durumda bu hulul'n bir ruhta (nefs), bir bedende (cism) ya
da bir (cemad) hibir fark ol-
Oysa ilave bir (emr zaid) olursa, bu durumda onun,
bir ruhta ya da bir bedende (fi'l-cismi'l-hayy)
mesi mmkn olur ki, olan da bu sonuncusudur. "
45
Onun yukandaki cmlelerini analiz sonulara varabiliriz:
Necrani'ye gre bilginin oluumunda Kant'ta gibi duyular objelerden
edindikleri verileri sjeye aktanrlar. Bylece sz edilen objeler sjede var
olm u olurlar (hulill). Ancak bu hulul tek bilgi iin yeterli olmamakta-
bilgiye (burada Necrani idrak kelimesini ilm kelimesiyle an-
olarak nk ona gre idrak ve ilim eylerdir) dnebil-
mesi iin, diri olan (hayy) bir bedende (Necrani'nin bu kelimeyle kast
sadece sahibi olan Zira tartlma Allal1 ile insandaki
boyutunda cereyan etmektedir) ilave bir (emr zrud) olarak bulun-
gerekmektedir. Necrani'nin burada zaid ile kast
edilen, obje edinilen verilerin sjede var (hulill) bir
Bu szck, Kant dncesindeki, duyular sjeye
aktanlan verilerin, (Verstand) a priori ilkeleri ile
sonucu kavramlar/ tmeller elde edilen srece gelebilir. Zira emr zaid
esasen ilave bir durumu Yanl bir sreci ifade etmektedir. Daha bir ifadeyle o,
zilinin kendisine duyular gelen tikel ve grnleri,
birer soyut mana (kavram) haline getirme durumudur. Zaten tikel
nesnelerin tikel olarak tmel olarale (kavram) idrale beyan
43 lbn Tufeyl'in "Hayy b. ortaya koymaya felsefi Descar-
tes, Hume ve Husserl gibi filozoflarm felsefi benzerlik
(".Here again Ibn Tufayl's ideal of freedam from presuppositions is !ike Descartes', Hume's,
and Husserl's." Sami S. Hawi, Islarnic Naturalism And Mysticism, Leiden 1974, 93)
44 Bochenski, I. M:, Die Zeitgenossischen Denkmethoden, 9. Aufla.g.e .. Stuttgart 1986, 32.
45 Necrani, a.g.e., 269.
ZCAN 183
etmesi bu zihni sreci kabul gstermektedir.
46
halde, Necrani'nin
de Kant gibi, bilgi sorunu ne sbjektif ne de objektifbir tutum
ierisinde bunun yerine Kant gibi bir
sylememiz mmkndr.
Sonu olarak, bilginin sadece ve srecini
;?amanda neler inceleyen ve bu y-
nyle de bilgi teorilerinden ''Transendental bilgi teorisi" nin iddia
gibi Alman filozofu Kant ondan ok
nceleri Mu'tezile evrelerinde bilgi sorununa yntem ola-
rak Takiyyddin eserinden ortaya
Ancak Kant, bu bilgi teorisini ''Transendental" olarak
onun sistematik bir bilgi teorisine de
2. Dela.Ie Nefy'd-Dela.Ie (Delilin
ile ispat Metodu)
Sz edilen bu ispat metodunu Ebu Cbbai ve Abdlcebbar gibi
Basra Mu'tezilesine mensup zellikle bilgi teorisi ile
r'yetullah mesel esinde, grlmesinin ispatlamada
tatbik Objelerin sje bilinebilir/idrak edilebilir mahi-
yette Allah iin de
geerli herhangi bir delilin olgusu,
nesneler gibi grlebilir/idrak edilebilir iddia eden bir
delil olarak Bu durum benzetilebilir: biri
birinin su iddia eder, ancak onun aleyhine edecek bir delil
bulamazsa, bu durum, sulanan susuz dair bir delil olarak
kabul edilir. bir ifadeyle sz edilen yoldan susuz

zellikle Basra Mu'tezilesinin dair ileri srd-
en nemli eden bu ispat ynteminin,
uygun

gibi, Ta-
kiyyddin de bu konuda reddetmektedir. Bu
reddetme, ierikle alakah sadece ispat metoduyla
O, bu hkm vermeme

Necrani, bu ispat metoduyla 9. blmnde
daha nce ispat edilen olup
(s. 323-335). Bir objenin bilinebilir ya
46 "Biz Zeyd'i onun bir at insan hkmederiz. Zira bwilar iki
tmel-klli mahiyettir" (Necn1ni, a.g.e., 267).
47 el-Kamil 324-325.
48 Onun hkm vermekten bu hususta vahyi bir delilin sebebiyledir.
Byle bir delil onu kabul ve daha nce duyusalihissi idrak konu-
sunda gibi, tm akli delilleri (Bkz. Necrani,
a.g.e., 283)
!.
i
184
da biZinem ez hususu bu blmde detaylanyla ortaya konulup
Bu zamanda teolojik/itikadi bir meseleyi felsefi bir
da nemlidir.
49
Delale nefy'd-delale metoduna gre, ve delillerle bilinemez
olan her bilinemez ve olarak addedilme-
lidir.50 bu bilinemezlik ile, obje verilen kesin
bir ifade ederler. bir Bizim iin anda idrak edilemez-
bilinemez olan her gerekonunla ilgili her hangi bir delilin
gerekse kendi bilinemez her zaman biline-
mez bir sahiptir. Bu bir taraftan belirli bir objeyle ola-
rakgrme fiilini olumsuz ynde etkileyen engellerle, taraftan ise bizim
ana kadar Allah O'na her hangi
bir verilip konusu ile bir durumdur. Zira
da gibi, Allah'a, her
hangi bir iddia etmekteydiler.
51
Onlar bu
grlmesi hususundaki kendilerine dayanak yap-

Basra Mu'tezilesinin, grlebilmesi/bilinebilmesini hibir
sahip dair bu
tesbit, muhtemelen Ebu Ali Ebu ve Abdlcebbar'dan
kaynaklanan
52
delile Necrani bu delilleri
.
1. Bilinebilir ve idrak edilebilir objelerin daha sonra bilinebilir ve
nabilir ve mevcut sahip olabile-
kabul etmek, zorunlu bilgi'nin (el-'ulumu'd-daruriyye/
4.wy411 olumsuz ynde etkileyebilir:
53
. "Mevcut ispatlanamayan byle bir objenin mevcud
kabul etmek, gerek zorunlu gerekse teorik (nazari)
bilginin gndemegetirecektir. nk byle bir
kabul bize, halde) yksek
ya da kuvvetli grltlerin ve hepimizin biner
iddia etmeye zemin edebilir ... "
54
2. Teorik bilgi de bu du-
rumdan olumsuz bir etkilenebilir:
delil, yani bunun kabul edilmesiyle teorik (nazari)
bilginin de zorunlu bilgi gibi olumsuz ynde etkilenece-
49 Elshahed, a.g.e., 212-213.
so el-Kamil 323-324.
A.g.e., 322.
S2 A.g.y.
S3 el-Kamil 324. (Burada hissi objelerin bilgisi Bun-
dan a priori bilgiyle gerekir.)
S4 A.g.y.; Bu delil iin bkz. IV, 42-46.
ZCAN 185
hususu iki ynden nemlidir: Birincisi, objenin bir delil ile,
ise delilsiz olarak tasdik edilmesini (mevcut
nun kabul etmek gelir ki, bunun anla-
istidla metodunun ka-
bul etmektir ... Bu etmek, her hangi bir kesin bilgi-
ye ...
Abdlcebbar ve'l-'Ukild" ese-
rinde der: bu tasdik edilmesi, bir ok lokalize edil-
"me'anf" lerin kabul etmek beraberinde
getirmektedir. O, devam ederek demektedir: biz bu-
nun izin verirsek, bunun sonucu olarak herhangi
belirli bir te'sirin, (nedenin) ne tezat olu-
ve ne de her hangi bir fiilin faiZini bilmemiz mmkn olur.
Bu da bizi iyi ve kt fiillerle ilgili bilgilerimizin gt-
.. "55
rur.
3. Son olarak, bunu kabul etmek, zorunlu olarak sonsuz objenin
mevcudiyetini tasdjk etmekle

Abdi.ilcebbar srekli olarak, bilgi ile idrakin
zerinde Zira bilginin objesini etmeyen bir
mmkndr. te yandan hissi olarak bilgi obje-
leri mevcuttur (kad yudreku ma la yu'lem ve yu'lemu ma la yudrek/
'i L.. J 'i L.. ) . 57
Onun idrak ile bilgi ('ilm) ve birincisini
n plana bir
" ... Bilginin objesi hem hem de bir inan olabi-
lir; buna (idralc) objesi
rudur. (ve kad alimna hakkan ve ve in tena-
velehu l-'ilmu fe inne l-idrake la yetenaveluhu)
58
bilgi ile idrak neden bir bu sz-
lerden daha da iyi sadece grlen ve somut
nesnelere daha duyu verilere dayan-
zorunlu olaral< Sjenin ya da
nesneler ya da sz konusu
Zira, zorunlu bilgiyi, zihninden ve tereddtle
bilgi"
59
olarak Fiziksel alemdeki so-
55 el-Kamil 324.
56 A.g.y.
57 XII, 1965, 18; Necrani, a.g.e., 264; Usuli'l-Hamse,
Osman), Kahire 1965, 169. (!iissi olarak
istidlal metoduyla veya Dedktion) elde edilen bilgilerdir. Allah hak-
bilgi gibi. Abdlcebbar, el-Mecinu' fi'l-Muhft bi't-Teklif '0. El-
Ahavani), 1965, 139; Usuli'l-Hamse, 52 vd.)
58 XII, 18.
59 Usuli'l-Hamse, 48.
.. ,
186
mut nesnelerin bilgisi de idrale gre, bu tr
bir bilgi zorunlu bilgi kategorisine girmektedir. bir fenomenler
alemindeki nesnelere bilgimiz zorunludur. Oysa, Allah, ruh gibi nu-
men alemine dahil olan bilgisi ise, nazar ve istid-
lal gibi etkinlllderine ve bilgi-
sinden ve tereddt edilebilecek zorunlu olmamakta-
Bundan Abdlcebbar, (idrak) bilgiden daha yksek
bir mertebeye nk idrak'in, arnpirilc (tecrbi) olarak test
edilebilir gerekle bir
lir. Oysa metafizilcsel bilgi de byle bir imkana sahip Bu sebeple
Abdlcebbar bu tr bir bilgiyi zorunlu, ise (bilgi)
teorilc bilgi olarak Ona gre, teorik bilgiye ynte-
minde Bu en aza indirmek
iin, alcl (istidlaJ.-nazar) ve
olarak kabul tahmin edilen bir tenakuz ve
ve buradan hareketle byle bir ne mevcut ve ne de
kanaatine Hipotez olarak kabul byle bir obje bizim
iin ne ne de gelecekte .
Bu hareket eden Basra Mu'tezilesi, ne akline de nakli bir
delille nesneler ya da olgular"delale
delale" metoduna reddedilmektedir. Buna r'yetullah da dahil-
d
. 6!

Grlmektedir ki, "delale nefyd-delale" metodu "potansiyel (gizli)
nabilirlik" ilkesini saf ve bunun yerine "aktel
ilkesini Bu ilkenin ierisine sadece nceden obje-
ler zamanda _sebeplerden henz
yan nesneler de girmektedir ilierneyen nedenlerden
yanlar bunun ierisine girmemektedir).
Bu delil metodunun kendi bilinebilir olan objeler-
den (ma yu'lem bi nefsihi) bahseden objektivizme olan
limlerini gstermesi nemlidir. gibi sbjek-
tif olan burada objektif bir tutum da gzlen-
mektedir.) Bu (ma yu'lem bi nefsihi) hangi
nu Taldyyddin Necrani fazia Aneale bununAriome (bedi-
hiyyat) ile gre sadece mevcut
olan ve mmlcn olan delillerle bilinen objeler bilinebilir objeler-
dir. Buna kendi bilinerneyen (z ve ispatla-
namayan objeler ise reddedilmesi gereklidir. (ma la yu'lem bi nefsihi ve ma
'la delile 'aleyhi).
62
da gibi byle bir delil metoduna
60 A.g.e., 54.
61 IV, 64-69,.113 vd.; 232 vd.; Ebu a.g.e., 373-375.
62 el-Kamil 325.
ZCAN 187
itiraz sadece, grlmesine cevaz veren
tir.63 Takiyyddin de zikredilen rtmeye
"Allah O'nun emir ve yasaklan da Herhangi
bir kimse Allah ve O'nun emir ve yasaklan bir bilgiye
sahip olmayabilir. halde bu metottan hareketle bu kimse Al-
ve O'nun emir ve iddia edebilir. "
64
Ancak burada Takiyyddin'in belki de fark husus,
bu konudaki ifadelerinin (existenz/existence) bizzat
objenin ve idrak edilmesiyle alakah Yoksa Takiy-
yddin'in iddia gibi ve O'nun emir ve sz ko-
nusu bu onlar bir ekilde


Onlara gre, burada sz konusu olan nesneler, hibir
zaman, kendi zleri ve delil iin bilinerneyen
objelerdir. Daha sonraki bir zaman diliminde bilinebilir olabilme durumu
istisna edilmemitir. bu Takiyyddin U
vermektedir:
"Biz soruyoruz: Bu obje herhangi bir delil
yok; derken bu size gre mi yoksa bu objenin kendisinden kay-
naklanan bir durumdan bu sorunun size g-
reyse bu ancak sbjektif bir kanaat olabilir. Ancak olur da
var dair bilgi sahibi bir nesne-
nin var olmama nedenini onun bizzat kendisine
sunuz''li6
zere Necrani'nin grnr alemde
objektif tutumu burada sergilemelerine yneliktir. Zira
onlar mevcut olmayan bir obje bizzat bu objeye dayanmak
suretiyle hkm vermektedirler. Bundan Takiyyddin'e gre bu
sbjektiftir ve genelierne Yani grnr alemde bil-
gi edinme srecinde sbjektif (indi/ ) bir yol tercih edip, grnmeyen
ilgili bilgi edinme srecinde ise objektif (nesnel) bir tutum sergilemele-
rini
"Bir obje olumlu bir delilin bilinmemesi
la onun iddia etmek bir neticeye yol aar:
bilgi (delil) mevcut halde, bu bilgiye sahip
63 IY, 46 vd.
64 A.g.y.
65 sadece ilgili objenin mevcudiyetini ve reddetmek isteyip isteme-
dikleri tam bir Ancak onlar mevcut olan
kanaat, bu metotla bu dnyadaki (bilinemeyen ve her hangi bir delil
bulunmayan) nesneleri reddettikleridir. Oysa, grlmesini reddettikleri halde
rette var olacak nesneleri etmemektedirler.
66 el-Kamil 325.
'i
i
"',1
188
olmayan insanlar, o objelerin hkmedebilirler.
Allah delil halde inanmayan insanlar
byle bir delili inkar edebilirler ... "
67
Necn1ni, de delil kulla-
soruyu yneltmektedir. Bu delil sadece rasyonel (akl!)
veya vahyi delili mi O, bu soruyu yneltirken vahyi delilin iki
tr bir birincisi, aklf delile (bi-dela-
leti'l-'alcliyye/ olan vahyi delil (bi-delaleti's-sem'iyye/
ikincisi ise kadar kuvvetli olan ancak aldi delille des-
teklenmeye olmayan delil.
68
gre "delille nefy'd-delale" ispat metodu hem akli hem de
vahyi (nakli) delili iermektedir. Onlara gre sadece akl! bir delille bilinebi-
len bir obje, nakli ve akli herhangi bir delile sahip biline-
m ez olarak Buna vahyi delille bilinebilir olan bir
obje, ancak vahyi bir delil mevcut bilinebilir olmakta-
Bu delillerin her ikisi de ynteme tabidirler.
69
halde,
vahyi delil aklen de bunu ispatlayacak herhangi bir delil bulun-
gre, hkmetmek
Tal<iyyddin'e gre ise, sadece akli delille ispatlanabilen/bilinebilen obje-
ler aneale akli delille; vahyi delille ispatlanabilen/bilinebilen objelerin hem
vahiyle hem de akli delille ispatlanamayan/bilinemeyen objeler ise
sadece vahiyle bilinebilmektedir.7
Buradaki eksenini, bir
olup yani, O'nun, Kur'an'da bildirilen
bir olup konusu Bundan
Necrani kanaattedir:
var
Bu (vahyi) bir delil kar-
(aklen) "bi/inebilir" gznnde
Bundan bilinenden olma-
her hangi bir vahyi delil yoksa bu tr ne
reddedilebilir ne kabul edilebilir. "
71
halde Necrani'ye gre, mmkn olmayan, grl-
mesi, alden mmkn Basra Mu'tezilesi ortaya konu-
lan bu yntemle, sadece her hangi bir delille ispatlanama yan objenin biline-
mez ve idrak edilemez zamanda gerek akli gerekse nakli
delille ispatlanamayan metafiziksel o b jelerin de var reddedilmektedir.
67 A.g.y.
68 A.g.e. 328-329. Takiyyddin'in bu ifadesine benzer bir ifadeyi, Mfid'in
iddia edilmektedir. (Bkz. el-'Akl 1973, 89 vd.)
69 328.
70 a.g.e. 328-329.
71 A.g.e., 324-325
ZCAN 189
Ancak bu metot sadece metafiziksel sahaya zamanda duyusal alana
da tatbik edilmektedir: evremizde yksek ya da kuvvetli bir ses bulun-
Zira bunlar
gerekirdi.
72
Grnen o ki, yukandaki sadece
lir gndeme Zira deliller
zerinde yrtmekle, bilinebilmektedir. halde
bilgi, daha nce de gibi, teorik (nazari) bilgi kategori-
sine dahil

yandan, Abdlcebbar'a gre bu metodun in-
ahlaki da olumsuz ynde etkileyebilir. Zira her hangi bir fiilin
gerekte bilinen fail yoksa bilinmeyen bir fail
tespit etmek hale gelebilir. te yandan bu
durumda bir fiilin fallin kudretine hale gelebi-
lir. Zira bu fiil bir bilinmeyen sebep de olabilir. (ve
'inde zalike la yumkinu 1-'ilmu bi ta'yini li 'illeti li'l-ma'lumi ev i' li
mnafati evi 1-kadiri li fi'lihi)
74
bu yollarla rtmeye
O, olaral< bu (delale metodunun
bir dngye sylemektedir. Bir delilin bir
objenin inkar edilmesi, zamanda, var farz edilen
bir objenin var da tasdiki (kabul edilmesi) gelmektedir.
nl< bir bir hkm, zamanda, pozitif bir
hkm

te yandan pozitifbir delilin
dan bir objenrn hkmedilmesinden iki ihtimal ortaya
Bunlardan birincisi, byle bir objenin edilmesi yoluyla tasdik
edilmesi (kabul edilmesi); ise, bu objenin ne kabul edilmesi ne de
edilmemesi demek olan nc bir tercih edilmesidir.
76
Necrani'ye gre byle bir durumda (nc istisna edilmesinden
ekimser gre "delilin gerek
bir delilin ''var gerekse gerekli belirleyici bir
unsurun demektir. bu gre, bir objenin nite-
bu objeye uygun delilin ile Yani, her hangi
bir mevcudiyetinin o ilgili pozitif bir delilin
Byle bir delilin eksik durumunda-ki bu delilin ne-
gelmektedir- bu objenin reddedilmesille tesir
etmektedir.
77
halde bu ifadesi, Taldyyddin'in, bir delilin bulun-
pozitif bir delil
72 Elshahed, 223.
73 52 vd.
74 el-Kamil 330.
75 A.g.y.
76 A.g.e., 33lvd.
77 A.g.y.
190
bir Takiyyddin ise burada bir metot takip etmektedir: Bu
ispat metoduna gre bir objenin reddedilmesi veya tasdik edilmesi
hibir fark (Bylece o, bu metodu ( deliile nefy'd deliile)
ters olarale yani "nefy'd-delale delale/ :U tatbik etmekte-
dir.) bir ifadeyle bu durumda bir reddetme sz konusu alacaksa,
birkabulnde sz konusu gereklidir:
78
" Zira biz, bir objenin var
objenin var sonucunun hususunda
ierisindeyiz. Buna rnek, beyaz bir yerde siyah bir mevcut
tespit edilmesidir ... "
79
halde o, aksine bu konuda herhangi bir hkm vermeyip
ekimser tercih etmektedir.
80
"Bir obje ya da bir hkme ait bir delil byle bir
objenin var ya da byle bir hkmn karar ver-
mek'' olarak delale nefy'd-del.le ispat ynteminin
Basra Mu'tezilesi nbvvet meselesinde de
edilmektedir. Ancak, Takiyyddin, bu mesele zerine bir git-
O, bu konuya ok az bir yetinmektedir. Bu ko-
nuda ismini ancak tahmin
miz bir sadece tek bir cmle aktarmakla yetinir: "Bir
kimsenin dair bir delil takdirde onun pey-
gamber bir reddederiz. "
81
bu konudaki itiraz
etmektedir: "Bir kimsenin dair bir delilin bu-
sebebiyle onun peygamber kabul etme-
memiz dair bu reddediyo-
ruz. Biz daha ziyade, byle birinin peygamber dair
bir delile istinaden onun peygamber karar veririz ... "
82
Tm bu ortaya sonu, bu metodun
gibi tm bir istidliil
metodu sadece, zor durumda mak-
olduka dar bir evrede tatbik Zira Takiyyddin
byle bir metodun yapan hibir
sylemek Necrani bu metodun
ve'l-'Ulcud! ey!." eserin yer sylemektedir. Abdillcebbar-
byle bir kitap rivayet edilmektedir. Ancak elimizde onun sz edi-
len bu eseri mevcut Takiyyddin'in biraz
zor grnmektedir. ki, bu istidlal metoduna yoldan bir
78 A.g.e., 332-333.
79 A.g.y.
80 Ag.e., 282 vd.
81 Ag.e., 333; XV, Kahire 1965, 14 vd.
82 el-Kamil 334.
1
1
ZCAN 191
Taftazani'de grmekteyiz. Bu r'yetullah meselesinde
-Takiyyddin'in gibi- byle bir delil metodunun zikredilen
konulardaki dair kuvvetlendirmektedir.
83
Aynca Taftazani'nin "halbuki aksini ispat eden bir delilin mevcut
bu konuda sz, Takiyyddin'in delille
metoduyla byk paralellik arzeder. Taftazaru'nin bu szlerinden hareketle bu
delilin az da olsa geerli bir konuma sahip sylenebilir. Ancak Taftaza-
ni'de ve sistematik olmayan bir tarzda ifadesini bulan bu metodun, sis-
tematik olarak ele analiz tek eser; Necraru'nin el-Kamil
Bu zellik ise, onun, transendental bilgi teorisini analitik bir tarzda
yarunda, bfr orijinal yndr.
Sonu
Bilgi sorununda objektivisit sahip olan Mu'tezililer ile
sbjektivist olan Mu'tezililer'e sz edilen bu iki
lim daha ziyade orta bir yerde bulunan Takiyyddin Necraru, Allaf,
Ebu Ali Cbbai ya da Abdlcebbar gibi Mu'tezile'nin byk mtekellirnlerin-
den biri olmasa da, Mu'tezile derin bilgisi ve sistematik dnce
sistemiyle kendini gstermeyi o, 5./11. ierikle-
rinde fazla yeni bir olmayan, daha ok ncekilerin ve fikirlerini
bir araya getiren trde benzeyen eseriyle, sistematik ve
olarak kaynaklarda iki nemli hususu ortaya
istidlal metodunun yarun-
da "delale nefy'd-delale" isimli metodun bizi haberdar etmesi, 2.
Kant ortaya iddia edilen "transendental bilgi teorisi"nin
ok nceleri Mu'tezile evrelerinde ortaya Onun ortaya
bu iki husus gnmz kelam ve felsefe yeni bir boyut
ilir.
Son olarak diyebiliriz ki, Mu' tezilenin bilinen son nemli
ynyle ele Necrani, Mu'tezile'nin son dnemine
bize ipulan vermesi olduka nemli bir yere sa-
hiptir. Ne varki, Necraru'nin sadece tek bir eserinin bu konudaki
oldulca dar bir erevede neden olan en nemli
etkenlerden biridfr.
83 Saduddin Sleyman 1980, 183.

You might also like