You are on page 1of 74

PERDELIK CINAYET

AGATHA CHRISTIE
ALTIN KITAPLAR YAYINEVI
KITABIN ORIJINAL ADI MURDER IN THREE ACTS
YAYIN HAKLARI
AKALI Telif Haklari Ajansi ALTIN KITAPLAR YAYINEVI ve TICARET A..
Bu kitabin her trl yayin haklari Fikir ve Sanat Eserleri Yasasi geregince ALTIN KITAPLAR
YAYINEVI ve TICARET A..'ye aittir.
BASKI
3. BASIM / OCAK 2000 AKDENIZ YAYINCILIK A..
Matbaacilar Sitesi No: 83 Bagcilar - ISTANBUL
ISBN 975-405-189-5
ALTIN KITAPLAR YAYINEVI
Cell Ferdi Gkay Sk. Nebioglu Ihani
Cagaloglu - istanbul
Tel: (0212) 520 00 92 - 526 80 12
511 51 00-511 32 26 Faks: (0212)526 80 11
www. altinkitaplar. com info (altinkitaplar. com.tr.
PERDELIK CINAYETTE ROL ALANLAR:
Bay Satterthwaite : Yali bir adam. insanlari incelemekten holaniyor.
Sir Charles Cartwright : nl aktr. Rol yapmaya merakli.
Sir Bartholomew Strange : Mehur doktor, Sir Charies'in ocukluk arkadai.
Violet Milray : Sir Charies'in sekreteri. irkin bir kadin.
Hermione Lytton : Ho bir kiz. Herkes onu 'Egg' diye agiriyor.
Gore Lady Mary Lytton : Egg'in annesi. Pek nazik bir hanim.
Gore Angela Sutcliffe: ilgi ekici bir kadin. Tiyatro oyuncusu.
Cynthia Dacres : Taninmi bir terzi. ikligiyla gzleri kamatirir.
Freddie Dacres : Cynthia'nin kocasi. At yarilarina dkn.
Muriel Wills: Silik bir tip. 'Anthony Astor'adiyla n yapmi.
Leonard Babbington : Yali rahip. Uysal bir ihtiyar.
Margaret Babbington: Rahibin karisi. Kocasina ok dkn.
Oliver Manders: Yakiikli bir gen. Facia ukala.
ve
HERCULE POIROT
HERCULE POIROT'NUN ELINDE U IPULARI VARDI:
Mektup taslaklari...
Bir telgraf...
Bir kadeh...
Porto arabi...
Mrekkep lekesi...
Gazetede ikan bir yazi...
Bir toplanti...
Eski bir defter...
Bir kutu ikolata...
HERCULE POIROT ESRARI ZEBILMEK IIN U SORULARI CEVAPLANDIRMAK ZORUNDAYDI:
Uak Ellis ne olmutu?
M. Kimdi?
Telgrafi kim ekmiti?
Hastanedeki kadin ne biliyordu?
Sir Bartholomew'un yapacagi srpriz neydi?
Sir, rahibin gemiiyle mi ilgiliydi?
Zehir kurbanlara nasil verilmiti?
Miss Wills ne biliyordu?
Yazar nereye kaybolmutu?
Oliver'in geirdigi kazanin iyz neydi?
Birinci Perde : Davet
Bay Satterthwaite Karga Yuvasi'nin terasinda oturmu, ev sahibi Sir Charles Cartwright'm
denizden ikan yolu tirmanmasini seyrediyordu. Karga Yuvasi modern ve gzel bir villaydi. Eve
bu adi, tepeden Loomouth Koyu'na baktigi iin takmilardi. Gerekten de terasin, saglam bir
tirabzanin korudugu kesinden aagiya, denize dogru dimdik bir yama iniyordu. Bir uurum.
Karayoluyla gidilirse, Karga Yuvasi kasabadan iki kilometre kadar tedeydi. Eve yryerek, Sir
Charles Cartwright'm imdi tirmandigi dik baliki patikasindan yedi dakikada eriiliyordu.
Sir Charles orta yali, atletik yapili, teni gneten yanmi bir adamdi. Arkasina beyaz bir kazak
ve eski gri flanel bir pantolon giymiti. Yrrken biraz yalpaliyordu. Yumruklarini da hafife
sikmiti. Onu gren on kiiden dokuzu, "Emekli bir denizci," derdi. "Tipik bir gemici." Ama
daha zeki ve anlayili olan onuncu kii duraklar, pek yerine oturmayan bir ey yznden
airirdi. Sonra belki de istemeden gznn nnde bir sahne belirirdi. Bir geminin gvertesi...
Ama gerek bir geminin degil. Kalin, renkli perdelerin ereveledigi bir gverte. Ve gnele
ilgisi olmayan bir iigin aydinlattigi bir erkek... Charles Cartwright. Yumruklarini sikmi,
gemiciler gibi hafife yalpalayarak dolaiyor. Bir ingiliz denizci ve centilmeninin rahat ve tatli
sesi etrafta yankilaniyor. "Hayir, efendim. Korkarim bu sorunuzu cevaplaya-mayacagim."
Sonra agir perdeler hiirdayarak kapaniyor. Salonun iiklari yaniyor. Ve bylece Charles
Cartwright'm Amiral Vanstone roln oynadigi "Denizin agrisi" oyununun birinci perdesi sona
eriyor....
Oturdugu yerden aagiya bakan Bay Satterthwaite glmsedi. Ufak tefek, kupkuru bir adamdi.
Sanati ve tiyatro koruyucusu, nazik ve sevimli bir zppeydi. nemli toplantilara ve partilere
daima agrilirdi. ok zekiydi, insanlari ve olaylari incelemesini iyi bilirdi.
Bay Satterthwaite baini sallayarak mirildandi. "Bu aklima gelmezdi... Hayir, hi gelmezdi."
Terasta yankilanan ayak seslerini duyarak baini evirdi. Bir iskemleyi ekerek oturan iriyari,
kir sali adamin meslegi zeki bakili gzlerinde, sevecen ifadeli yznde yaziliydi sanki.
"Doktor," diye. Sir Bartholomew Strange mesleginde ok baarili olmutu. Taninmi bir sinir
mtehassisiydi. Kralienin dogum gnnde valyelik verilenlerin arasinda o da vardi.
Sandalyesini Bay Satterthwaite'inkine yaklatirarak, "Ne akliniza gelmezdi?" dedi. "Aiklayin
bakalim."
Bay Satterthwaite, hizla yokuu ikan Sir Charles'i iaret etti. "Sir Charles'in bu kadar zaman
byle sakin bir hayata dayanabilecegi hi aklima gelmezdi. Bu adeta bir srgn hayatina
benziyor."
"Ah, gerekten! Ben de yle." Doktor baini arkaya atarak kahkahayla gld. "Charles'i ta
ocuklugumuzdan beri tanirim. Oxford niversitesinde de beraberdik. Daima ayniydi o. zel
hayatinda, sahnedekinden daha stn bir oyuncuydu! Her zaman rol yapar Charles. Bu elinde
degil. Artik onda bir huy halini aldi. Charles bir odadan ikmaz. "Sahneden ayrilir." Ve tabii
bunu yaparken anlamli, nemli bir sz de syler. Ama o rol degiikliginden de holanir. Iki yil
nce sanat hayatini birakti. Sakin bir kyde yaamak istedigini sylyordu. Dnyadan elini
etegini ekecek ve eski aki denize dnecekti. Buraya gelerek bu villayi yaptirtti. Charles'a
gre sade bir ky kulbesi bu. Ve bu lks villada banyo, trl modem gere var! Ben de
sizin gibi bu yaantiya dayanamayacagini dnyordum, Satterthwaite. Neticede Charles da
bir insan. Ve onun her zaman seyircilere ihtiyaci var. Iki emekli kaptan, birka yali kadin
ve bir rahip. Charles iin karilarinda rol yapacagi uygun ve yeterli bir grup degil bu. Ben bu
"denizi seven basit bir erkek" rolnn ancak alti ay srecegini saniyordum. Aikasi bundan
bikacagini dnyordum. Bundan sonra Monte Carlo'da dnyadan bikmi, tecrbeli bir erkek
veya Iskoyali bir derebeyi rolne ikacagindan emindim. Charles'in repertuvari genitir."
Doktor sustu. Uzun bir konuma olmutu. Patikayi tirmanan adama bakarken gzlerinde sevgi
ve nee vardi. Sir Charles bir iki dakika sonra yanlarina eriecekti.
Sir Bartholomew, "Sanirim yanilmi oldugumuz anlailiyor," diye ekledi. "Sakin hayattan hl
bikmadi."
Bay Satterthwaite de hatirlatti. "Bazen melodrama kaan tavirlar takinan kimseler hakkinda
yanli yargiya varilir. Insan onlarin bazi iddialarini ciddiye almaz."
Doktor baini salladi. "Evet. Bu dogru."
Sir Charles neeyle, "Merhaba!" diye seslenerek terasin basamaklarindan abucak ikti.
"Mirabelle bugn ahaneydi. Gelmeliydiniz, Satterthwaite."
Bay Satterthwaite baini salladi. Mani ok kere atigi iin midesinin denize dayanikliligi
konusunda byk hayalleri yoktu. Ayrica o sabah yatak odasinin penceresinden Mirabelle'i
izlemiti. Sert bir rzgr vardi. Ve Bay Satterthwaite karada oldugu iin de Tanri'ya
kretmiti.
Sir Charles hizmetiden iki getirmesini istedi.
Sonra da doktor arkadaina, "Sen de gelmeliydin, Tollie," dedi. "Muayenehanende oturup
hastalarina denizin ok iyi gelecegini sylemiyor musun?"
Sir Bartholomew, "Doktor olmanin en iyi tarafi," diye cevap verdi. "nerilerini yerine getirmek
zorunda olmamandir."
Sir Charles gld. Hl farkina varmadan neeli, canli denizci roln oynuyordu.
Inanilmayacak kadar yakiikli bir erkekti, Sir Charles. Atletik yapili vcudu biimli, ince, neeli
ifadeli yznn hatlari dzgnd. akaklari agarmi olan salari ona daha dikkati eken, kibar
bir hava veriyordu. Yznden ne oldugunu anlamak mmknd. nce bir 'centilmen', sonra da
bir aktrd o.
Doktor sordu. "Tekneyle yalniz baina mi iktin?"
"Hayir." Sir Charles ikisini tiril tiril niformali orta hizmetisinden aldi. "Yardimcim vardi. Yani
u... Egg adli kiz."
Sesinde acayip bir ifade belirmiti. Adeta utanca benzer bir ey. Bu Bay Satterthwaite'in
kafasini abucak kaldirmasina neden oldu. "Miss Lytton - Gore'u mu kastediyorsunuz? O
yelkenlilerden anliyor degil mi?"
Sir Charles aci aci gld. "Benim kendimi denize ilk defa ikan bir insan gibi hissetmeme
neden oluyor. Ama Egg'in sayesinde yelkenciligi grenmeye baliyorum."
Bay Satterthwaite'in kafasinda dnceler sratle birbirini kovaliyordu. "Acaba?... Egg Lytton -
Gore... Belki Sir Charles'in buradan bikmamasinin nedeni o kiz. Pek hotur o."
Sir Charles szlerini srdrd. "Ah, deniz... Deniz gibi gzel hibir ey yok. Gne, rzgr,
deniz ve dnebileceginiz kck bir kulbe." Ve byk bir honutlukla arkasindaki
banyolu, her odasinda sicak ve soguk su bulunan, kaloriferli, hizmeti ve bir ainin alitigi
ahane villaya bakti. Sir Charles'in sade yaanti konusundaki fikirleri biraz acayipti anlailan.
Uzun boylu, son derecede irkin bir kadin evden ikarak onlara dogru geldi.
"Gnaydin, Miss Milray."
"Gnaydin, Sir Charles... Gnaydin..." Kadin baiyla digerlerine hafif bir selam verdi. "Akam
yemeginin listesi bu. Bunda bir degiiklik yapilmasini ister misiniz?"
Sir Charles listeyi alarak mirildandi. "Bakayim... Him... ok gzel... Herkes drt buuk treniyle
gelecek."
"Holgate'e gereken emirleri verdim. Ah, aklima gelmiken. Affedersiniz, Sir Charles, fakat bu
gece benim de sizinle birlikte yemek yemem dogru olacak."
Sir Charles airdi, ama kibar bir tavirla, "ok memnun olurum, Miss Milray," dedi. "Fakat...
ey..."
Miss Milray sakin sakin aikladi. "Aksi takdirde sofrada on kii olacaksiniz, Sir Charles. Ve
ok kimsenin batil inanlari vardir." Sesinden, hayati boyunca her gece on kiiyi hi
ekinmeden ayni sofraya oturtabilecegi anlailiyordu. Szlerini srdrd. "Her ey tamam
sanirim. Holgate'e Lady Mary ve Babbington'larm arabayla alinacaklarini syledim. Sanirim
yle olacakti degil mi?"
"Evet. Ben de size bunu syleyecektim."
Miss Milray irkin yznde zafer oldu bir glmseyile uzaklati.
Sir Charles saygiyla, "Ite mkemmel bir kadin," dedi. "Sabahlari gelip dilerimi oymaya
kalkimasindan korkuyorum."
Sir Bartholomew, "Her ynyle becerikli birisi," diye mirildandi.
Sir Charles, "Miss Milray alti yildir yanimda," dedi. "nce Londra'da sekreterligimi yapiyordu.
Burada bir tr khyalik grevi yklendi. Burayi saat gibi dzenli bir ekilde ynetiyor. Ama
artik gidiyor."
"Neden?"
Sir Charles kukulu bir tavirla burnunu oguturdu. "Yatalak bir annesi oldugunu iddia ediyor.
Aikasi ben bu hikyeye inanmiyorum. yle bir kadinin annesi olamaz. Miss Milray'in bir 'di-
namo'dan ikiverdiginden eminim. Hayir, gitmek istemesinin baka bir nedeni olmali."
Sir Bartholomew, "Herhalde etraftakiler dedikodu yapiyorlar," diye cevap verdi.
"Dedikodu mu yapiyorlar?" Aktr hayretle arkadaina bakti. "Ne hakkinda?"
"Charles'cigim, dedikodunun ne oldugunu bilirsin."
"Yani Miss Milray'le... benim hakkimda mi konuuyorlar? O suratla? O yata?"
"Kadin herhalde henz ellisinde degil."
"Herhalde." Sir Charles bir an bu sorunu dnd. "Fakat Tollie, Miss Milray'in yzne dikkat
ettin mi? Evet onun da iki gz, bir agzi ve burnu var. Ama bu "yz" diye tanimlanacak bir ey
degil. Bir kadin yz yani. Buradaki en rezalet dkn bir dedikodu kumkumasi bile yle bir
suratla bir skandali birbirine baglayamaz."
"Sen ihtiyar Ingiliz kizlarinin hayal gcn kmsyorsun."
Sir Charles baini salladi. "Buna inanmam. Miss Milray'in yle korkun, saygideger bir hali var
ki... Bu ihtiyar Ingiliz kizlarini bile etkiler. O canli bir saygidegerlik ve drstlk rnegi. Ve ie
yarayan bir kadin. Ben sekreterlerimi daima gnah kadar irkin kadinlardan seerim."
"Akilli bir adamsin."
Sir Charles birka dakika derin derin dnd.
Sir Bartholomew sessizligi bozmak iin, "Bugn kimler geliyor?" diye sordu.
"Angie..."
"Angela Sutcliffe mi? Bu iyi."
Bay Satterthwaite ilgiyle ne dogru egildi. Konuklarin kimler oldugunu grenmeyi ok
istiyordu. Angela Sutcliffe ok taninmi bir aktristi. Artik gen degildi, ama halk hl ona
hayrandi. Zeksi ve sevimliligiyle n yapmiti.
"Sonra... Dacres'lar."
Bay Satterthwaite baini salladi. Bayan Dacres, nl moda evi 'Ambrosine'in sahibiydi. Tiyatro
programlarinda ogunlukla yle bir yaziya rastlardiniz. 'Miss Falan - filan'in birinci perdedeki
kiyafetleri Ambrosine tarafindan hazirlanmitir. Kocasi Bay Dacres biraz esrarengiz bir adamdi.
Zamaninin nemli bir kismini at yarilarinda geirirdi. Kendisi de vaktiyle 'Grand National'
yariinda jokeylik etmiti. Sonra bir eyler olmutu. Kimse bu konuda bir ey bilmiyordu, ama
bir hayli dedikodu ikmiti. yle aik aik aratirma filan yapilmamiti. Ama nedense Freddie
Dacres'dan sz edildigi zaman herkes hafife kaini kaldirmaya balamiti.
"Sonra... oyun yazari Anthony Astor."
Bay Satterthwaite, "Ah, tabii," dedi. "Tek Tarafli Yol' oyununu yazan kadin. Eser pek begenildi.
Ben de oyunu iki kez grdm." Anthony Astor'un isminden sanilacagi gibi erkek degil de kadin
oldugunu bildigini aikladigi iin pek memnundu.
Sir Charles, "Evet, yle," diye cevap verdi. "Onun asil adini unuttum. Wills'ti sanirim. Ben
onunla bir kere karilatim. Yazari, sirf Angela'yi memnun etmek iin agirdim... Ite konuklar
bu kadar."
Doktor sordu. "Ya civardan gelecek olanlar?"
"Ah, onlar mi? nce... Babbington'lar, Babbington buranin rahibi, iyi bir adam. yle fazla
papaz tavirlari takinmiyor. Karisi da, gerekten ho bir insan. Bana bahivanlik konusunda
nutuklar ekiyor. Onlar geliyorlar... Sonra Mary'yle Egg. Hepsi bu kadar... Ah, hayir, Manders
adli bir gen de var. Gazeteci mi ne? Yakiikli bir gen. Ite grup bu kadar."
Bay Satterthwaite her eyin dzgn olmasini isterdi. Onun iin konuklari saydi. "Miss
Sutcliffe... bir, Dacres'lar... , Anthony Astor... drt, Lady Mary'yle kizi... alti, rahiple karisi...
sekiz, gen adam... dokuz. Biz... on iki. Ya siz ya da Miss Milray yanli hesapladiniz, Sir
Charles."
Sir Charles kendinden emin bir tavirla, "Miss Milray yanilmi olamaz," dedi. "O kadin hibir
zaman hata yapmaz. Durun bakayim: Ah, evet haklisiniz. Bir konuyu unuttum." Gld. "Bunu
duysaydi herhalde ok sinirlenirdi. imdiye kadar rastladigim en kendini begenmi adam o."
Bay Satterthwaite'in gzlerinde alayci bir pirilti belirdi. nk o kendini begenmi insanlarin en
bainda aktrlerin geldigini dnrd. Sir Charles Cartwright'in farkli olduguna da
inanmiyordu. "Kim bu bencil adam?" diye sordu.
Sir Charles, "Ufak tefek, acayip bir adam," dedi. "Ama dogrusu ok da taninmi biri. Belki
ondan sz edildigini duymusunuzdur. Hercule Poirot. Belikali."
Bay Satterthwaite mirildandi. "u zel dedektif. Onunla tanimitim, ilgi ekici bir insan."
Sir Charles, "Tip bir adam," dedi.
Sir Bartholomew aikladi. "Ben onunla hi tanimadim. Ama hakkinda ok ey duydum.
Herhalde iittiklerimin ogu hikye. Eh Charles, bu hafta sonu bir cinayet ilenmeyecegini
umalim."
"Neden? Evde bir dedektif oldugu iin mi? Sen arabayi atin nne kouyorsun, Tollie!"
"Bu benim varsayimlarimdan biridir."
Bay Satterthwaite, "Nedir bu varsayim?" diye sordu.
"Olaylar insanlara gelir. Insanlar olaylara gitmez. Neden bazi kimselerin yaantisi ok
heyecanli, bazilarinin da sikicidir? evreleri yznden mi? Hi de degil. Insan dnyanin bir
ucuna gider, yine de baina bir ey gelmez. O bir yere eriemeden bir hafta nce katliam olur.
Oradan ayrildiktan bir gn sonra da iddetli bir deprem. Binemeyip kairdigi gemi kazaya
ugrar. Baka bir adam kk bir kasabada oturur. Her gn ehre, iine gider. Ama baina trl
eyler gelir. antajcilarla, gzel kizlarla, gangsterlerle karilair... Senin Hercule Poirot gibi
kimselere gelince, onlarin cinayet aramalarina gerek yoktur. nk cinayet onlari bulur."
Bay Satterthwaite. "O halde," dedi. "Miss Milray'in bize katilmasi iyi olacak. Bylece sofraya on
kii oturmayiz."
Sir Charles hogrl bir tavirla, "Madem bu kadar istiyorsun, cinayet senin olsun, Tollie,"
dedi. "Ama benim bir tek artim var. Ceset olarak beni semesinler."
adam glerek ieri girdiler.
Bay Satterthwaite'in en ok ilgilendigi ey insanlardi. Erkeklerden ok kadinlar ilgisini
uyandirirdi onun. Tam bir erkek olmasina ragmen, kadinlari ok iyi anlardi.
Bu akam da modern bir dekoratrn lks bir gemi kamarasi havasi verdigi salonda oturmu,
ilgiyle Cynthia Dacres'in salarinin yeni rengini inceliyordu. Yeilimsi bronz rengi, Bay
Satterthwaite boyanin Paris'ten geldiginden emindi. Bayan Dacres uzun boylu, ince bir kadindi.
Cildi ya gneten yanmiti ya da boyayla bu renge sokulmutu. Bayan Dacres kalarini incecik
almi, kirpiklerine bol bol siyah rimel srmt. Uzun etekli ik akam tuvaleti koyu mavi,
iiltili bir kumatan yapilmiti.
Bay Satterthwaite, Cynthia Dacres'i takdirle szerek, "Akilli bir kadin," diye dnd. "Acaba
iyz nasil?"
Bayan Dacres agir agir konuuyordu, "imknsizdi bu hayatim. Bir ey ya olur ya olmaz. Bu da
olacak gibi degildi."
Sir Charles iddetle kokteyl 'eykir'ini salliyor. Angela Sut-cliffe'le konuuyordu. nl aktris
uzun boylu, kir sali, gzel gzl bir kadindi. Dudaklari alayci bir ifadeyle bklmt.
Dacres ise Bartholomew Strange'le lafa dalmiti. "Ladisbo-urne'un durumu meydanda. Btn
hara biliyor bunu." Ufak tefek, kirmizi yanakli, tilki suratli bir adamdi. Biraz hilekr bakili
gzleri, ince bir biyigi vardi. Tiz bir sesle, kesik kesik konuuyordu.
Bay Satterthwaite'in yaninda Anthony Astor veya asil adiyla Miss Wills oturuyordu. Kadinin
"Tek Tarafli Yol" adli oyununun, Londra'da yillardan beri grlen oyunlarin en cretli ve en
neelisi oldugu syleniyordu. Miss Wills uzun boylu ve zayifti. enesi geriye dogru, biimsiz
kivrilmi salari sariydi. Kelebek gzlk takmi, yeil ifondan son derece biimsiz bir tuvalet
giymiti. Sesi ahenksizdi.
Miss Wills, "Gney Fransa'ya gittim," diyordu. "Ama aikasi orada pek eglenemedim, insanlar
hi de dost halli degillerdi. Ama tabii bu benim iim iin yararli bir ey. Btn olanlari grmek
yani..."
Bay Satterthwaite, zavalli kadin, diye dnd. Baarisi yznden, rahat ettigi yerde oturmasi
imknsiz artik. Yani kk bir ehirde, bir pansiyonda. Oysa orada olmayi yle istiyor ki.
Eserlerle yazarlari arasindaki fark onu airtiyordu. Anthony Astor'un piyesi ince nktelerle
doluydu. Miss Wills'in uuk mavi gzlerinin zek dolu oldugunu fark etti. Kadin imdi Bay
Satterthwaite'i biraz rahatsiz eden bir tavirla onu inceliyordu. Sanki Miss Wills adamin hem di
grnn, hem de iyzn ezberlemeye aliiyordu.
Sir Charles kadehlere kokteyl dolduruyordu.
Bay Satterthwaite ayaga firladi. "Size bir kokteyl alayim."
Miss Wills kikir kikir gld, "iyi olur."
Kapi aildi, hizmeti Temple, Lady Mary Lytton - Gore'un, Bay ve Bayan Babbington'un ve Miss
Lynton - Gore'un geldigini haber verdi.
Bay Satterthwaite, Miss Wills'e kokteylini gtrdkten sonra usulca Lady Mary Lytton - Gore'a
yaklati. Soylulara bayilirdi. Ayrica, zppelik bir tarafa, kibar kadinlardan holanirdi. Gerekten
Lady Mary de kibar bir hanimefendiydi.
Lady Mary, kizi yaindayken dul kalmiti. Parasi da yoktu. Bu yzden Loomouth'a gelerek
kk bir ev tutmutu. O zamandan beri kiziyla ve ona ok bagli olan hizmetisiyle orada
oturuyordu. Lady Mary elli be yainda olmasina ragmen daha ihtiyar duran, uzun boylu, ince
bir kadindi. Yznde tatli ve biraz da utanga bir ifade vardi. Kizini ok seviyor, ama ondan
biraz da ekiniyordu.
Nedense herkesin 'Egg' diye agirdigi Hermoine Lytton -Gore annesine pek benzemiyordu.
Lady Mary'den daha canli ve hareketliydi. Gzel degildi, ama gerekten ekici bir kizdi. Orta
boylu, siyah sali ve ela gzlyd.
Gen kiz durmu yeni gelmi olan Oliver Manders'le konuuyordu. "Yelkenle dolamaktan
neden bu kadar sikildigini anlayamiyorum. Bir zamanlar bayilirdin."
"Egg, hayatim, insan byyor." Yirmi be yalarinda, ok yakiikli bir genti, Oliver Manders.
Bay Satterthwaite, yalniz... diye dnd. Haddinden fazla mi yakiikli acaba? Yoksa...
Manders'te yabancilara has bir hal mi var? Tam Ingiliz degil mi?
Baka biri de Oliver Manders'i inceliyordu. Kafasi yumurta biimli, pos biyikli, ufak tefek bir
adam. Bay Satterthwaite, Msy Hercule Poirot'ya kendini hatirlatti. Ilk karilatiklari zaman
Belikali ona ok nazik davranmiti. imdi de yle. Fakat eskisinin aksine bugn Hercule
Poirot'nun gzlerinde o neeli pirilti yoktu. Ciddi ve biraz da zgn gibiydi.
Loomouth rahibi Leonard Babbington, Lady Mary'yle Bay Satterthwaite'e katildi. Saygili tavirli,
yorgun gzleri efkat dolu, altmiini gemi bir adamdi.
Rahip, Bay Satterthwaite'e, "Sir Charles aramizda yaadigi iin ansliyiz," dedi. "Bize ok iyi ve
cmert davrandi. Bizim iin iyi ve ho bir komu. Lady Mary'nin de benimle ayni fikirde
oldugundan eminim."
Orta hizmetisi elinde kokteyl tepsisiyle yaklairken Bay Satterthwaite, kadinlarin annelik
taraflari ne kadar gl, diye dnd. Bir bakima eski kafali oldugu iin bunu takdir de
ediyordu. Egg elinde bir kadehle abucak onlara yaklati. "Sen de bir kokteyl iebilirsin,
annecigim."
Lady Mary uysal uysal, "Teekkr ederim, yavrum," dedi.
Bay Babbington mirildandi. "Karimin da benim bir kokteyl imeme izin verecegini saniyorum."
Usulca gld.
Bay Satterthwaite, Sir Charles'a gbreleme konusunda heyecanli bir konferans vermekte olan
Bayan Babbington'a bir gz atti. Kendi kendine, gzleri gzel, dedi.
Bayan Babbington iriyari, st bai fazla derli toplu olmayan bir kadindi. Hayat doluydu, iyi
huylu bir kadin oldugu anlailiyordu.
Lady Mary ne dogru egildi. "Bay Satterthwaite, biz ieri girdigimiz sirada konutugunuz kadin
kimdi? u yeil elbiseli olan."
"Oyun yazari Anthony Astor."
"Ne? O kansiz cansiz gen kadin mi? Ah..." Lady Mary kendini topladi. "Ne ktym! Ama ok
airdim. Onda baarili bir yazar hali yok. Yani... daha ok beceriksiz bir dadiya benziyor."
Lady Mary, Miss Wills'i yle gzel bir ekilde tanimlamiti ki, Bay Satterthwaite
dayanamayarak gld. Bay Babbington, dosta bakili miyop gzlerini kismi, salonda ileriye
dogru bakiyordu. Kokteylinden bir yudum aldi, sanki boguluyormu gibi hafif bir ses ikardi.
Bay Satterthwaite neeyle, kokteyle aliik olmadigi belli, diye dnd. Herhalde bunu
modernlik sayiyor, ama kokteyllerden holanmiyor.
Bay Babbington ikisinden azimle bir yudum daha olarak yzn hafife buruturdu. "Szn
ettiginiz uradaki hanim mi?... Ah, Tanrim..." Elini bogazina gtrd.
Egg Lytton - Gore'un sesi odada yankilandi. "Oliver, seni kurnaz Yahudi..."
Bay Satterthwaite kendi kendine, ah, tabii, dedi. Tamam. Manders Musevi. Fakat... Egg'le ne
kadar ho bir ift oluturuyorlar! Ikisi de ok gen ve ok ho. Durmadan da kavga ediyorlar.
Bu iyiye alamettir daima.
Yanindan gelen bir ses dncelerinin yarida kesilmesine neden oldu. Bay Babbington ayaga
kalkmiti. ne arkaya sallaniyordu. Yz hatlari arpilmiti.
Egg'in berrak sesi dikkatleri rahibin zerine ekti. Fakat o arada Lady Mary de ayaga firlami,
elini endieyle Bay Babbington'a uzatmiti.
Egg, "Bakin, bakin," diye bagirdi. "Bay Babbington rahatsizlandi."
Sir Bartholomew Strange telala ilerleyerek rahibi tuttu. Onu adeta odanin bir tarafindaki
kanepeye kadar taidi. Digerleri onlarin evresini sardilar. Aciz, fakat endieliydiler.
Iki dakika sonra doktor dogrularak baini salladi. Lafi agzinda gevelemenin yarari olmayacagini
bildigi iin aik aik, "ok zgnm," dedi. "ld."
Sir Charles kapidan baini uzatti. "Bir dakika gelir misiniz, Satterthwaite?"
Aradan bir buuk saat gemi kargaaligin yerini suskunluk almiti. Lady Mary aglayan Bayan
Babbington'u salondan ikarmi, daha sonra da onu eve gtrmt. Miss Milray telefonun
bainda, ne becerikli bir kadin oldugunu kanitlamiti. Kyn doktoru gelerek ie el koymutu
sonunda. Konuklara sade bir yemek verilmi, sonra hepsi aralarinda anlaarak kendi odalarina
ekilmilerdi. Bay Satterthwaite de kendi odasina gitmek zereyken, Sir Charles rahibin ldg
salondan onu agirmiti.
Bay Satterthwaite titrememeye aliarak odaya girdi. Artik lmle karilamaktan
holanmayacak kadar yalanmiti. nk belki de yakinda kendisi de... Ama imdi bunu neden
dnyordu?
Bay Satterthwaite kendi kendine, azimle, "Ben daha yirmi yil yaarim," dedi.
Lks kamaraya benzeyen salonda onlardan baka bir de Sir Bartholomew Strange vardi.
Doktor, Bay Satterthwaite'i grnce baini salladi. "Satterthwaite'in yardimi dokunur. Hayati
bilir ol."
Bu szlerden biraz airan yali adam doktorun yanindaki koltuga oturdu. Sir Charles salonda
bir aagi bir yukari dolaiyordu. Yumruklarini yari sikmayi unutmutu. O sirada denizci hali de
yoktu.
Sir Bartholomew, "Charles durumdan holanmiyor," diye aikladi. "Yani ihtiyar Babbington'un
lmnden demek istiyorum."
Bay Satterthwaite durumu anlamaya aliarak dnceli bir tavirla, "ok zc bir olay," diye
mirildandi. "ok zc."
Sir Bartholomew doktorlara has o tavirlarla, "Him..." dedi. "Evet. Sarsici."
Sir Charles odada dolamaktan vazgeerek durdu. "Baka birinin bu rahip gibi ldgn
grdn m hi, Tollie?"
Sir Bartholomew dnceli bir tavirla, "Hayir," dedi. "Grdgm iddia edemem." Kisa bir
duraklamadan sonra ekledi. "Fakat senin sandigin kadar fazla lm vakasiyla da karilami
degilim. Bir sinir mtehassisi, hastalarinin ogunu ldrmez. Onlari sag tutar ve bylece
kendine bol bir gelir de saglar. Mac-Dougal'in benden ok lm grdgnden eminim."
Doktor MacDougal, Miss Milray'in agirdigi ky hekimiydi... Sir Charles baini salladi.
"MacDougal rahibin ldgn grmedi. O geldigi sirada Bay Babbington oktan lmt. Biz
sadece ona grdklerimizi anlatabildik. Sen de yle. MacDougal da rahibin kriz geirmi
oldugunu aikladi. Babbington'un yali oldugundan, sagliginin iyi sayilmayacagindan sz etti.
Ama bu bana yeterli gelmiyor."
Doktor homurdandi. "Herhalde bu durum MacDougal'in da houna gitmedi. Ama bir doktor bir
eyler sylemek zorundadir. "Kriz" iyi bir laftir. Hibir anlami yoktur, ama doktor olmayanlari
tatmin eder. Sonra... ne de olsa Bay Babbington yaliydi. Karisinin syledigine gre sagligi da
son zamanlarda bozulmutu. Belki phelenilmeyen bir derdi vardi."
"Bu tipik bir kriz mi?"
"Nasil tipik bir kriz mi?"
"Yani bilinen bir hastalikla ilgili bir kriz olabilir mi bu?"
Sir Bartholomew, "Tip egitimi grm olsaydin," dedi. "Tipik vaka diye bir ey olmadigini
bilirdin."
Bay Satterthwaite sordu. "Siz ne oldugunu dnyorsunuz, Sir Charles?"
Aktr cevap vermeksizin eliyle belirsiz bir iaret yapti.
Sir Bartholomew gld. "Bunu Charles kendisi de bilmiyor. Sadece ii melodrama dkyor. Bu
da normal."
Sir Charles ona sitemle bakti. Yznde dalgin ve dnceli bir ifade belirmiti.
Bay Satterthwaite birdenbire aktrn bu kere hangi rol oynadigini anladi. nl oyunda Gizli
Servis'in efi Aristide Duval, esrari zmeye aliiyordu. Yali adam bir dakika sonra yanil-
madigini anladi. Sir Charles farkina varmadan yrrken hafife topalliyordu. Aristide Duval'de
zaten "Topal Adam" diye taniniyordu ajanlar arasinda.
Sir Bartholomew, Sir Charles'in anlamsiz kukularini aman-sizca incelemeyi srdrd. "Neden
kukulaniyorsun, Charles? Intihardan mi? Cinayetten mi? Zararsiz, yali bir rahibi ldrmeyi
kim ister? Inanilacak gibi degil... Ama tabii sen yle heyecanli bir olay peindesin. Kokteylin
iinden yeni ve izi belli olmayan bir zehir ikmasini istiyorsun."
Sir Charles yzn buruturdu. "Bunu istedigimden pek de emin degilim. O kokteylleri benim
yaptigimi unutma, Tollie."
"Birdenbire canice duygulara kapildi, yle mi? Herhalde bizim vcutlarimizda etki gecikti. Ama
hepimiz sabah olmadan lecegiz."
"akayi birak..." Sir Charles fkeyle sustu.
Doktor, "Aslinda aka etmiyordum," dedi. Sesi birdenbire degimiti. Ciddi ve haindi imdi.
"Zavalli ihtiyar Babbington'un lmyle alay etmiyorum. Ben sadece senin fikrine glyorum,
Charles. nk... Senin dncesizligin yznden bakalarina ktlk etmeni istemiyorum."
Sir Charles bagirdi. "Ktlk m?"
"Bay Satterthwaite, belki siz benim ne demek istedigimi an-liyorsunuzdur."
Bay Satterthwaite, "Tahmin ettigimi saniyorum," dedi.
Sir Bartholomew szlerini srdrd. "Anlamiyor musun, Charles? O yersiz kukularin bazi kt
sonular dogurabilir. Byle eyler abuk duyulur. Hibir asli olmayan cinayet kukulari, Bayan
Babbington'un ciddi bir ekilde zlmesine ve istirap ekmesine yol aabilir. Ben byle eylerin
oldugunu bir iki kez grdm. Ani bir lm... Birka gevezenin szleri... Ve sonra gitgide
glenen, kimsenin durduramadigi dedikodular. Charles, bunun ne kadar gereksiz ve zalimce
bir ey oldugunu anlayamiyor musun? Sen sadece hayal gcnn dizginlerini birakmisin."
Aktr kararsiz bir tavirla, "Ben bunu dnmemitim," diye itiraf etti.
"Sen ok iyi bir insansindir, Charles. Ama daima hayal gcnn etkisinde kalirsin. Haydi,
haydi. Birinin kimseye bir zarari olmayan o zavalli ihtiyari ldrebilecegine gerekten
inanmiyorsun ya?"
Sir Charles, "Herhalde," dedi. "Evet, dedigin gibi, gln bir ey bu. Affedersin, Toilie. Fakat
benimki de oyun degildi. Bana gerekten bu ite bir terslik varmi gibi geliyordu."
Bay Satterthwaite hafife ksrd. "Bir teklifte bulunabilir miyim? Bay Babbington salona
girdikten birka dakika sonra rahatsizlandi. Yani kokteylini itikten hemen sonra. Ben onun
ikisini yudumlarken yzn buruturdugunu fark ettim. nce bunun nedenini, kokteyle aliik
olmamasi sandim. Fakat... Bay Babbington intihar etmi olabilir. Belki bir doktor ona aresiz
bir hastaligi oldugunu sylemitir. Kanser gibi rnegin. Onun iin Bay Babbington'un bize belli
etmeden kadehine zehir koymu olabilecegini dnyorum... Bu odadaki takimlara henz
dokunulmami oldugunu gryorum. Kokteyl kadehleri birakildiklari yerde duruyor. u Bay
Babbington'unki. Bunu iyi biliyorum. nk burada oturmu, onunla konuuyordum. En iyisi,
Sir Bartholomew kadehteki ikiyi tahlil ettirsin. Bu usulca, dedikoduya yol amadan
yapilabilir?"
Sir Bartholomew kalkarak kadehi aldi. "Pekl, Charles. Bu noktaya kadar suyuna gidecegim.
Ama seninle on sterline bahse girerim. Kadehte cin ve vermuttan baka bir ey
bulunmayacak."
Sir Charles, "Kabul," dedi. Sonra alayci bir glmseyile ekledi. "Biliyor musun, Tollie, byle
eylerin aklima gelmesinin bir nedeni de sensin."
"Ben mi?"
"Evet, bu sabah tuttun, cinayetten sz ettin. Hercule Po-irot'nun firtinayi haber veren yelkovan
kuu gibi bir insan oldugunu, cinayetlerin onu izledigini syledin. Belikali buraya gelir gelmez
iimizden biri pheli bir ekilde ld. Tabii benim de aklima hemen cinayet geldi."
Bay Satterthwaite, "Acaba..." diye baladi.
Sir Charles, "Evet," dedi. "Bunu ben de dndm... Ne dersin, Tollie? Ona bu konuda ne
dndgn soralim mi? Yoksa ayip mi olur?"
Bay Satterthwaite, "Dogru," diye mirildandi. "Profesyonel bir arkicidan bir toplantida size
arki sylemesini isteyemezsiniz. Acaba insan profesyonel bir dedektiften hafiyelik etmesini
isteyebilir mi? Evet, iyi bir soru."
Sir Charles, "Sadece fikrini soracagiz, ama," dedi.
O anda kapiya usulca vuruldu. Hercule Poirot eikte belirdi. Yznde zr dilermi gibi bir ifade
vardi.
Sir Charles bagirdi. "Buyurun, buyurun. Biz de sizden sz ediyorduk."
"Rahatsiz etmeyeyim..."
"Ne mnasebet! Bir iki iin."
"Teekkr ederim, hayir. Ben viski pek imem."
Sir Charles konugunu bir koltuga oturtarak hemen konuya girdi. "Lafi agzimda geveleyecek
degilim. Biz de sizden ve... bu gece olanlardan sz ediyorduk, Msy Poirot. Bakin, sizce bu
ite bir terslik var mi?"
Poirot kalarini kaldirdi. "Terslik mi? Nasil bir terslik?"
Sir Bartholomew, "Arkadaim, Bay Babbington'un bir cinayete kurban gittigini saniyor," diye
aikladi.
"Ama siz bu fikirde degilsiniz, yle mi?"
"Biz sizin ne dndgnz grenmek istiyoruz?"
Poirot dnceli bir tavirla mirildandi. "Tabii, rahip birdenbire hastalandi. Ani oldu bu. Pek ani."
"Orasi yle."
Bay Satterthwaite intihar varsayimini ve kokteyl kadehinde-ki ikinin tahlil edilecegini anlatti.
Poirot bunu uygun buluyormu gibi baini salladi. "Hi olmazsa bir zarari olmaz. Ben insanlari
iyi tanirim. Bir kimsenin sevimli, zararsiz, yali bir adami ldrmek isteyecegini pek
sanmiyorum. Fakat intihar fikri de hi houma gitmiyor. Ama neyse, kokteyl kadehi bize
durumu aiklayacaktir."
"Tahlil sonucunda ne grenecegiz dersiniz?"
Poirot omzunu silkti. "Bu bakimdan ancak bir tahminde bulunabilirim. Bunu mu grenmek
istiyorsunuz?"
"Evet."
"Bence kadehte sadece fevkalade bir martininin izlerini bulacaklar." Sir Charles'a dogru bir
selam verdi. "Bir adami kokteylle zehirlemek ok zor bir eydir. Tepsiye trl kadeh konulur...
Intihara gelince, eger o irin rahip intihar etmeyi dndyse bile, herhalde bunu bir partide
yapmazdi. Bu onun bakalarina nem vermedigini gsterirdi. Oysa Bay Babbington bana ince
dnceli bir insan gibi gelmiti." Bir an durdu. "Madem sordunuz, ite fikrim bu."
Kisa bir sessizlik oldu. Sonra Sir Charles derin derin iini ekti. Pencereyi aarak diari bakti.
"Firtina biraz azaldi." Denizci geri gelmi, Gizli Servis efi de ortadan kaybolmutu.
Fakat gznden bir ey kamayan Bay Satterthwaite'e, Sir Charles hl oynayamayacagi o
rol zlyormu gibi geldi.
"Evet, ama siz ne dnyorsunuz, Bay Satterthwaite? Gerekte ne dnyorsunuz?"
Bay Satterthwaite saga sola bakti, ama kurtulu yoktu. Egg Lytton - Gore onu rihtimda
kistirmiti. Bu modern gen kizlar amansiz ve insani korkutacak kadar da hayat doluydular.
"Sir Charles akliniza bazi fikirler sokmu," dedi.
"Hayir, hayir. Ben zaten byle dnmeye balamitim. Daha balangita. Bay Babbington ok
ani ld."
"Yali bir adamdi ve sagligi da pek iyi degildi..."
Egg onun szlerini kesti. "Bo laflar bunlar. Rahibin nefriti ve hafif bir artrz vardi. Bunlar
insanin kriz geirerek yere serilmesine neden olacak bir dert degildir. Bay Babbington hibir
zaman kriz geirmedi. Bence kolu bacagi sizlayip takirdayarak doksanina kadar yaardi. Resmi
soruturma konusundaki fikriniz nedir?"
"ey... bana normal gzkt."
"Doktor MacDougal'in tanikligi hakkinda ne dndnz? Bir sr tip terimi kullandi durdu.
Ama btn o sz bombardimanin gerisinde MacDougal kaamakli konuuyormu gibi gelmedi
mi size? Doktorun btn o szleri u anlama geliyordu. Ortada lme normal nedenlerin yol
amadigini gsterecek hibir ey yok... Ama MacDougal lme normal sebeplerin yol atigini
da kesinlikle sylemedi."
"Kili kirk yarmiyor musunuz, yavrum?" "Ama nemli olan doktorun byle konumasi. airmiti
o. nk elinde bir ipucu yoktu. Onun iin tip adamlarina zg bir havaya brnmekten baka
are bulamadi. Sir Bartholomew Strange ne dnyordu?"
Bay Satterthwaite nl doktorun fikirlerini tekrarladi. Egg dnceli dnceli, "Demek o bu
fikirde degil," dedi. "Ama tabii o tedbirli bir adamdir. Herhalde Londra'nin taninmi bir
mtehassisi byle olmak zorundadir."
Bay Satterthwaite ona hatirlatti. "Kadehte cin ve vermuttan baka bir ey yoktu."
"Evet, bu kesin bir sonu. Ama resmi soruturmadan sonra olan bir ey beni dndrd."
"Sir Bartholomew size bir ey mi syledi?" Bay Satterthwaite keyifli bir merak duymaya
balamiti.
"Bana degil, Oliver'a... Oliver Manders'e. O da o akam villaya yemege gelmiti. Belki Oliver'i
hatirlamiyorsunuz." "Tersine. ok iyi hatirliyorum. Sizin iyi arkadainiz mi?" "Eskiden yleydi.
Ama imdi durmadan kavga ediyoruz. Londra'da, amcasinin brosunda aliiyor ve....biraz
kendini begenmi tavirlar takinmaya baladi. Ii birakip gazeteci olmaktan sz ediyor her
zaman. Aslinda yazi yazmasini iyi bilir. Ama artik bana bu szleri bo lafmi gibi geliyor. Oliver
zengin olmak istiyor. Insanlar para konusunda pek igren oluyorlar, degil mi, Bay
Satterthwaite?"
Adam o zaman kizin ne kadar gen oldugunu bir kez daha anladi. "Yavrum, insanlar birok
konularda igrentir."
Egg neeyle baini salladi. "Evet. insanlarin ogu ok aagilik. Ite o yzden ihtiyar Bay
Babbington'a ok zldm. nk pek iyi bir insandi. Sonra... oglu... Robin'i bir zamanlar...
ok begenirdim. Bir deniz kazasinda ld." Egg gzlerini kirpitirarak denize dogru bakti, sonra
tekrar Bay Satterthwaite'e ve imdiki zamana dnd. "Ite bu yzden bu olay beni ok
ilgilendiriyor. Belki de rahibin lm normal degildi."
"Sevgili yavrum!"
"Bu olay ok garip. Bunu siz de itiraf etmelisiniz."
"Ama demin siz Bay Babbington'un iyi bir adam oldugunu sylediniz. Herhalde bir dmani
yoktu?"
"Ite olayin garip tarafi da bu ya! Rahibin lmesi iin bir neden bulamiyorum."
"Garip! Kokteylde hibir ey yoktu."
"Belki biri enjektr onun koluna saplayiverdi."
Bay Satterthwaite usulca alay etti. "Ve enjektrn iinde de Gney Amerika yerlilerinin
oklarina srdkleri zehirden vardi."
Egg gld. "Tamam. Izi bulunmayan bir zehir. Ah, benimle alay ediyorsunuz. Ama belki gnn
birinde bizim hakli oldugumuzu anlarsiniz."
"Bizim?"
"Sir Charles'in ve benim." Egg hafife kizarmiti.
Bay Satterthwaite, gen kizlar, gemileri ilgi ekici, orta yali erkeklerden holanirlar, diye
dnd. Egg'in de onlardan oldugu anlailiyor.
Gen kiz ansizin, "Sir Charles neden hi evlenmedi?" diye sordu.
"ey..." Bay Satterthwaite durakladi. Az kalsin, "ihtiyatli oldugu iin," diyecekti. Ama Egg
Lytton - Gore'un bu szleri kabul etmeyecegini anliyordu. Sir Charles Cartwright aktrislerle de,
baka kadinlarla da trl maceralara girimiti, ama evlilikten daima kainmiti. Egg'in ise
daha romantike bir neden aradigi belliydi.
"Veremden len o kiz... Adi R. harfiyle baliyordu... u aktris... Sir Charles ona ok ik degil
miydi?"
Bay Satterthwaite sz konusu kizi hatirliyordu. Onunla Sir Charles hakkinda biraz dedikodu
ikmiti, ama Bay Satterthwaite aktrn sirf onun anisina sadik kalmak iin evlenmedigine
kesinlikle inanmiyordu.
Bunu mmkn oldugu kadar usturuplu bir ekilde Egg'e de anlatmaya aliti.
Egg, "Herhalde baindan bir hayli macera geti," dedi.
Bay Satterthwaite'in eski kafaliligi tuttu yine. "ey... hh... belki."
Egg, "Erkeklerin baindan trl macera gemesi houma gider," dedi. "Bu onlarda bir acayiplik
olmadigini gsterir."
Bay Satterthwaite'in eski kafali tarafi yine agir basmiti. Ne cevap verecegini bilemiyordu.
Egg onun sikintisini fark etmedi. Dnceli bir tavirla szlerini srdrd. "Biliyor musunuz, Sir
Charles sanildigindan daha zeki. Tabii geri trl pozlar aliyor, dramatik tavirlar takiniyor, ama
btn bunlara ragmen kafali bir adam. Yelkende aslinda sylediginden daha usta. Konumasini
duydugunuz zaman onun sadece rol yaptigini saniyorsunuz, ama aslinda yle degil. Bu
meselede de durum ayni. Onun bu szleri herkesi etkilemek iin syledigini... sadece byk bir
dedektif rol oynamak istedigini saniyorsunuz. Ama bana sorarsaniz Sir Charles bu rol
gerekten ok gzel oynardi."
Bay Satterthwaite baini salladi. "Herhalde." Sesinden duygulari anlailiyordu.
Egg hemen atildi. "Ama siz 'Bir Rahibin lm'nn heyecanli bir macera oldugunu
dnmyorsunuz. Bu sizin iin 'Bir Akam Yemeginde Olan zc Bir Olay.' Sadece toplumsal
bir felaket. Peki, Msy Poirot ne dnyor? Onun bu ilerden anlamasi gerekir."
"Msy Poirot bize kokteyl tahlil edilinceye kadar beklememizi syledi. Ama durumda
phelenilecek bir ey olmadigini dnyor."
Egg, "Ah," dedi. "O da yalanmaya baladi artik. Msy Poirot dergilerin eski sayilarindan."
Bay Satterthwaite irkildi. Bu hainliginin farkinda olmayan Egg szlerine devam etti. "Haydi,
bize gelin. Annemle bir ay iin."
Gururu okanan Bay Satterthwaite bu agriyi kabul etti.
Eve eriince Egg, "Sir Charles'a telefon edip villaya neden dnmediginizi anlatayim," dedi.
Bay Satterthwaite kk salonda oturarak Lady Mary'yle gevezelik etti. Sz bir ara Sir
Charles'a geldi.
"Onu iyi taniyor musunuz, Bay Satterthwaite?"
"Kendisiyle samimi degilim. Birka yil nce Sir Charles'in oynadigi piyeslerden birine para
koymutum. Ondan sonra kendisiyle dost olduk."
Lady Mary glmsedi. "ok sevimli biri. Bunu ben de hissediyorum. Egg de. Herhalde Egg'in
Sir Charles'a adeta taptiginin farkindasiniz?"
Bay Satterthwaite, Lady Mary de bir anne, diye dnd. Acaba bu 'tapma' onu biraz
kaygilandiriyor mu? Ama pek yle bir hali de yok.
Lady Mary iini ekti. "Egg hayati pek iyi tanimiyor. Paraca pek kt durumdayiz. Egg'i
sosyeteye kuzinlerimden biri takdim etti. Londra'da birka toplantiya gtrd. Ama o
zamandan beri bu kyden pek ayrilmadi, Egg. Arada sirada bir iki tanidiga gitti. Bence
genlerin insanlari ve dnyanin trl yerlerini bol bol grmeleri gerekir. zellikle insanlari. Aksi
takdirde... ey... bazen birine ok yakin olmak tehlikeli sonular verebilir."
Bay Satterthwaite, "Evet," der gibi baini salladi. Sir Char-les'i ve yelkenliyle yapilan gezintileri
dnyordu. Fakat Lady Mary'nin bunu kastetmedigini kisa bir sre sonra anladi.
"Sir Charles'in buraya gelmesinin Egg zerinde byk etkisi oldu. Burada pek az gen var.
zellikle gen erkekler. Egg'in sadece bir tek kiiyi sik sik grdg, baka kimseleri tanimadigi
iin, kalkip byle biriyle evlenmesinden korkuyordum."
Lady Mary saf bir hayretle kizardi. "Ah, Bay Satterthwaite, bilmem bunu nasil anladiniz?
Gerekten onu dnyordum. Bir zamanlar Egg'le hep beraberlerdi. Ben eski kafaliyim, ama
Oliver'in bazi fikirleri de begenilecek gibi degil."
Bay Satterthwaite, "Genlikte byle bir dnem geirilir," dedi:
Lady Mary baini salladi. "O kadar korkuyordum ki... Tabii aslinda Egg'le birbirlerine uygunlar.
Oliver'i ok iyi tanirim. Son zamanlarda onu yanina alan amcasini da. ok zengindir. Sorun bu
degil. Belki ben gln davraniyorum, ama..." Hislerini dogru drst aiklamayi baaramadigi
iin tekrar baini salladi.
"Fakat Lady Mary, herhalde kizinizin kendisinin iki kati yata bir erkekle evlenmesini
istemezsiniz."
Lady Mary'nin cevabi adami airtti. "Bylesi daha gvenli olurdu belki. O yata bir erkegin
ilginliklari da, gnahlari da geride kalmitir artik. Hibiri nnde degildir."
Bay Satterthwaite bir ey syleyemeden, Egg yanlarina geldi.
Annesi, "Nerede kaldin, yavrum?" dedi.
"Sir Charles'la konuuyordum, hayatim. Yapayalniz kalmi." Egg sitemle Bay Satterthwaite'e
bakti. "Bana btn konuklarin katigini sylemediniz."
"Hepsi dn Londra'ya dndler. Sir Bartholomew Strange diinda. O yarin sabaha kadar
kalacakti. Ama bu sabah gelen bir telgraf yznden acele gitmek zorunda kaldi. Hastalarindan
biri kritik durumdaymi."
Egg, "Yazik," dedi. "Ben konuklari incelemek istiyordum. Belki bir ipucu bulabilirdim."
"Ipucumu mu? Ne hakkinda, yavrum?"
"Bay Satterthwaite biliyor. Neyse, nemli degil, Oliver hl burada. Ondan yardim isteriz.
Istedigi zaman kafasini kullanmasini iyi bilir."
Bay Satterthwaite, Karga Yuvasi'na dndg zaman ev sahibi denize bakan terasta
oturuyordu.
"Merhaba, Satterthwaite. Lytton - Gore'larla ay mi itiniz?"
"Evet. Sizce bir sakincasi yoktu, degil mi?"
"Tabii yoktu. Egg telefon etti. Acayip bir kiz Egg."
Bay Satterthwaite, "ekici," dedi.
"Him... Evet, yle sanirim." Sir Charles ayaga kalkarak amasizca birka adim atti. Birdenbire
aci bir sesle, "Keke bu lanet olasica yere gelmeseydim," diye ekledi.
Bay Satterthwaite, fena tutulmu, diye dnd. Birdenbire aktre acidi. Trl kadinin kalbini
kirmi olan neeli ve yakiikli Charles Cartwright, ellisini geince birdenbire ik olmutu. Ve
kendisinin de bildigi gibi bu maceranin sonunda onu hayal kirikligi bekliyordu. nk sonunda
genler daima genlere dnerlerdi. Bay Satterthwaite, kizlar aslinda kalplerindeki hisleri yle
herkese belli etmezler, diye dnd. Egg ise Sir Charles'a kari iddetli duygulari varmi gibi
davraniyor. Bu duygular nemli olsaydi byle davranmazdi. Aslinda o gen Manders'e ik.
Adam tahminlerinde pek yanilmazdi.
Ama belki de gz nne aldigi bir nokta daha vardi. Kendisi bunun farkinda degildi. Bu da,
yalilari genlige verdikleri abartilmi degerdi. Yali bir adam olan Bay Satterthwaite iin,
Egg'in ellisini gekin bir adami bir gence tercih etmesi inanilamayacak eydi. nk onun iin
genlik, armaganlarin en sihir-lisiydi.
Egg yemekten sonra telefon ederek Oliver Manders'i bir konsltasyon iin getirmek istedigini
syledigi zaman Bay Sat-terthwaite'in bu konudaki tahminleri de glendi.
Oliver ikin kapakli siyah gzleri ve evik, zarif tavirlariyla gerekten yakiikli bir genti.
Egg'in kendisini oraya srklemesine razi olmutu, ama tembel tavirlariyla da bu meseleye
inanmadigini belirtiyordu.
Sir Charles'a, "Siz onu vazgeiremez misiniz, efendim?" diye sordu. "Onu byle enerjik bir hale
sokan, bu korkun denilecek kadar saglikli ky hayati... Biliyor musun Egg, tiksinilecek kadar
canlisin! Zevklerin de pek ocuksu. Cinayet, heyecan ve buna benzer sama sapan eyler."
"Siz bu meseleye inanmiyor musunuz, Manders?"
"Aikasi rahip yali, iyi bir insandi. Onun dogal olmayan nedenlerle ldgn dnmek
sama."
Sir Charles, "Herhalde haklisiniz," dedi.
Bay Satterthwaite ona bir gz atti. Sir Charles bu gece hangi rolde? Eski denizci degil... Gizli
servisin efi de degil. O imdi yeni ve bilmedigim bir rol oynuyor. Adam bu roln ne oldugunu
anlayinca bayagi ok geirdi. Sir Charles, barol Oliver Man-ders'e birakmiti. Kendisi oyunun
ikinci derecedeki bir kiisi ro-lndeydi.
Glgelerin arasinda otururken Egg'le Oliver'i seyre koyuldu, iki gen tartiiyorlardi. Egg
heyecanla, Oliver tembel tembel.
Sir Charles her zamankinden yali duruyordu. Yali ve yorgun. Egg birka kere ona heyecan ve
gvenle birka sz syledi. Ama aktr sesini ikarmadi.
iki gen on birde villadan ayrildilar. Sir Charles onlarla birlikte terasa ikarak, "Tali yoldan
rahata inebilmeniz iin size cep fenerimi vereyim," dedi.
Fakat buna gerek yoktu. Mehtapli, gzel bir geceydi. Iki gen uzaklatilar. Yamatan inerken
sesleri de hafifledi.
Bay Satterthwaite ayin iiklari ugruna soguk almak niyetinde degildi. Salona dnd. Sir
Charles daha bir sre terasta kaldi. Salona girince de pencereyi kapatti. Bir yan masaya
yaklaarak bir bardaga kendisi iin viskiyle soda koydu.
"Satterthwaite," dedi. "Ben yarin buradan ayriliyorum. Bir daha da dnmeyecegim."
Fena halde aalayan adam, "Ne?" diye bagirdi.
Uyandirdigi hayrete sevinen Sir Charles'in ehresinde aci bir memnunluk belirdi. "Bundan
baka yapilacak bir ey yok. Burayi satacagim. Bu villanin benim iin ne degeri oldugunu hi
kimse bilmeyecek." Sesi etkili bir ekilde hafifledi.
Btn akam ikinci derecede role ikan Sir Charles'in bencilligi intikamini aliyordu.
Bu da o byk "vazgeme" sahnesiydi. Sir Charles'in degiik dramlarda sik sik oynadigi bir rol.
Bakasiyla evli olan kadindan vazgemek. Sevdigi kizi birakip gitmek...
Sir Charles szlerine devam ederken sesinde derdini gizleyen bir kayitsizlik vardi. "Zararin
neresinden dnlse krdir... Genler geleri isterler. O ikisi birbirleri iin yaratilmi. Ben ikip
gidecegim."
Bay Satterthwaite sordu. "Nereye?"
Aktr kaygisiz bir hareket yapti. "Nereye olursa... nemli mi?" Sonra sesinde degiik bir
ifadeyle ekledi. "Herhalde Monte Carlo'ya. Kalabaligin ortasina... veya ln ortasina... nemli
mi? Benliginin derinliklerinde her insan yapayalnizdir. Ben hep yalnizdim zaten."
Bunun "sahneden iki cmlesi" oldugu belliydi.
Baiyla Bay Satterthwaite'e selam vererek salondan ayrildi.
Bay Satterthwaite de ayaga kalkarak ev sahibini izlemeye hazirlandi. Hafife glerek, "Ama
ln ortasina gitmeyecek," diye dnd.
Ertesi sabah Sir Charles, "Londra'ya gitmem gerekiyor, Sat-terthwaite," diye aikladi.
"Kusuruma bakmayacaginizi umarim. Benim yzmden misafirliginizi kisa kesmeyin, aziz
dostum. Sizinle yarina kadar kalmanizi kararlatirmitik. Tavistock'a Har-bertson'lara
gideceginizi biliyorum. ofrm sizi oraya birakir. Anlayacaginiz, ben kararimi verdim. Onun
iin artik geriye de bakmamaliyim. Hayir, geriye bakmak yok."
Sir Charles erkeke bir tavirla omuzlarini dikletirdi. Bay Satterthwaite'in elini heyecanla
sikarak onu Miss Milray'in becerikli ynetimine birakti.
Miss Milray'de Sir Charles'in bir gece iersinde fikrini degitirmesine ami gibi bir hal yoktu.
Bu konuda Bay Satterthwa-ite de onu konuturamadi. Kadin her eyi olagan karilamaya ve
gerekenleri yapmaya alimiti. Villa iin emlakilara telefon etti, diariya telgraflar ekti ve
makinesinde yazilar yazdi.
Bu kadar beceriklilikten ii sikilan Bay Satterthwaite rihtima kati. Amasizca dolairken biri
arkasindan yetierek kolunu sikica tuttu. Bay Satterthwaite dnd. Egg'ti gelen. Kizin yz
bembeyazdi.
Egg adeta fkeyle, "Ne oluyor?" diye sordu.
Bay Satterthwaite sordu, "Ne... ne oluyor?"
"Herkes Sir Charles'in buradan gideceginden sz ediyor. Karga Yuvasi'ni da satacakmi."
"Evet, dogru."
"Gidiyor mu?"
"Gitti bile."
"Ah!" Egg, Bay Satterthwaite'in kolunu birakti. Haince kirilmi kk bir kiz hali vardi imdi.
Bay Satterthwaite ne syleyecegini bilemedi.
"Nereye gitti?"
"Diariya. Fransa'nin gneyine."
"Ah!"
Adam hl ne syleyecegini bilemiyordu. nk Egg'in Sir Charles'a nl bir adam oldugu iin
hayranlik duymami oldugunu anliyordu. Kiza acidigi iin kafasindan trl avuntu szleri
geiriyordu.
Sonra Egg tekrar konumaya balayarak onu airtti. "O Allah'in belasi kadinlardan hangisi
neden oldu buna?" Sesi fkeliydi.
Agzi bir kari aik kalan Bay Satterthwaite kiza hayretle bakti. Egg onu yine kolundan tutarak
iddetle sarsti. "Bunu bilmeniz gerekir! Hangisi? O kir salisi mi? Yoksa br m?"
"Neden sz ettiginizi anlayamiyorum, yavrum."
"Anliyorsunuz! Anlamaniz gerekir! Tabii, bu olaya bir kadin neden oldu. Sir Charles benden
holaniyordu. Holandigini biliyorum. Geen akam gelen o iki kadindan biri de bu durumu fark
etti herhalde. Ve Sir Charles'i benden uzaklatirmaya karar verdi. Kadinlardan nefret
ediyorum! Igren yaratiklar. Elbisesini grdnz m? u yeil sali olaninkini? Kiyafetine
baktika akinlikla dilerimi gicirdattim. yle giyinen bir kadin etkili olur. Bunu inkr
edemezsiniz. Geri olduka yali ve gnah kadar da irkin. Ama bu nemli mi? Onun yaninda
herkes gen bir rahibin kiliksiz karisi gibi kaliyor. Nedeni o mu? Yoksa diger kadin mi? Kir sali
olani. O bir erkegi eglendirecek tip. Hemen anlailiyordu. Seksi o, seksi. Charles da onu,
"Angie," diye agiriyordu. Bu iin nedeni, solmu sararmi bir lahanaya benzeyen o kadin
olamaz. Nedeni hangisi? O ik kadin mi, yoksa Angie mi?"
"Yavrum, olmayacak eyler dnyorsunuz. O... ey... Sir Charles o iki kadinla da
ilgilenmiyor. Hi ilgilenmiyor."
"Size inanmiyorum. Kadinlarin onunla ilgilendikleri de belliydi."
"Hayir, hayir. Yaniliyorsunuz. Bunlarin hepsi de hayal."
"O halde neden byle birdenbire gitti?"
Bay Satterthwaite hafife ksrd. "ey... bunun daha dogru olacagini dnd sanirim."
Egg onu dikkatle szd. "Yani benim yzmden mi?"
"ey... Belki yle bir ey var."
"Ve bu yzden de kati. Sanirim duygularimi biraz belli ettim. Erkekler kovalanmaktan
holanmiyorlar, degil mi? Charles da benden kati. Korktu. Iin kts, ben onun peinden
gidemeyecegim. Eger yle yapsaydim, herhalde bir gemiye atlayip dnyanin br ucuna
kaardim."
Bay Satterthwaite, "Hermione," dedi. "Sir Charles konusunda ciddi misiniz?"
Kiz ona sabirsiz bir bakila bakti. "Tabii ciddiyim."
"Ya Oliver Manders?"
Egg baini sabirsizca sallayarak Oliver Manders meselesini bir kenara ativerdi. O imdi baka
bir ey dnyordu. "Sir Charles'a mektup yazabilir miyim, dersiniz? yle korkutacak bir ey
degil. Gen kizlara zg sevimli gevezeliklerle dolu bir mektup. Bylece Charles rahatlar,
duydugu deheti de unutur." Kalarini atti. "Ne budalayim... Benim yerimde annem olsaydi
durumu ok daha iyi idare ederdi. Eskiler bu ileri bilirlermi. Kiza-rip bozarir, ekingen
davranirlarmi... Ben bu konuda ok yanil-d:m. Sir Charles'a cesaret vermem gerektigini
sandim. Syleyin..." Birdenbire Satterthwaite'e dnd. "Dn gece o benim Oli-ver'la oynadigim
'pme sahnesi'ni grd m?"
"Bilmiyorum... Ne zaman oldu bu?"
"Mehtapta... Patikadan inerken. Sir Charles'in hl terastan baktigini dndm. Oliver'la beni
grnce... ey... o zaman biraz uyanacagini sandim. nk benden holaniyordu. Buna yemin
edebilirim."
"Bu Oliver'a kari hain bir ey degil miydi?"
Egg kesin bir tavirla baini salladi. "Hi de degildi. Oliver ptg kizlarin bunu bir eref
saymalari gerektigine inaniyor. Tabii kibiri bakimindan kt bir eydi. Ama insan da artik her
eyi dnemez ki! Charles'i biraz kikirtmak istiyordum. Son zamanlarda degimi... biraz
soguklamiti."
Bay Satterthwaite, "Sevgili yavrum," dedi. "Sir Charles'in neden yle birdenbire ikip gittigini
pek anladigini sanmiyorum. O senin Oliver'a ik oldugunu saniyordu. Daha fazla istirap
ekmemek iin buradan ayrildi."
Egg hizla dnd. Yali adami omuzlarindan tutarak onun gzlerinin iine bakti. "Dogru mu bu?
Gerekten dogru mu? Ahmak! Aptal! Ah!" Birdenbire Bay Satterthwaite'i birakti. Onun yaninda
sekercesine yrmeye baladi. "O halde geri dnecek. Geri dnecek. Dnmezse..."
"Evet, ya dnmezse?"
Egg gld. "Onu geri getirmeyi baaracagim. Bakin grrsnz!"
Bay Satterthwaite kizin eski romanlardaki gzeller gibi kirilan kalp yznden lmek niyetinde
olmadigini anladi.
Ikinci Perde: Kesinlik 6
Bay Satterthwaite o gn geirmek iin Monte Carlo'ya gelmiti. Ingiltere'deki malikneleri
ziyaret mevsimi sona ermiti. stelik yali adam eyllde Riviera'dan pek holanirdi.
Bahede oturmu, gnein zevkini ikariyor, iki gn ncesinin Daily Mail gazetesini okuyordu.
Birdenbire bir isme gz takildi. "Strange."
"Sir Bartholomew Strange'in lm."
Yali adam yaziyi batan sona okudu.
"nl sinir mtehassisi Sir Bartholomew'un lmn zlerek aikliyoruz. Sir Bartholomew
Yorkshire'daki evinde konuklarini agirlamaktaydi. Bildirildigine gre sagligi ve neesi ok
yerindeydi. Fakat akam yemeginin sonunda birdenbire ld. Dostlariyla gevezelik ediyor ve
bir kadeh porto iiyordu. Ansizin bir kriz geirdi ve daha doktor agrilamadan ld. Sir
Bartholo-mew'un lm byk bir zntyle karilanacaktir. Kendisi..."
Bu kisimda doktorun meslek hayati ve alimalari anlatiliyordu.
Gazete Bay Satterthwaite'in parmaklan arasindan kaydi. Fena sarsilmiti. Doktorun son
grdg zamanki halini hatirliyordu. Iriyari, neeli, sapasaglam bir adam. Oysa imdi lmt.
Haberdeki bazi cmlecikler sanki yerlerinden firlami, Bay Satterthwaite'in gzlerinin nnde
dans ediyordu, "...bir kadeh porto iiyordu... birdenbire bir kriz... doktor agrilamadan ld..."
Kokteyl degil, porto. Ama bunun diinda, bu lm daha ncekini hatirlatiyordu. Bay
Satterthwaite uysal, yali rahibin hatlari arpilmi yzn grr gibi oldu.
Acaba...
Baini kaldirdi. Sir Charles Cartwright imlerin zerinden ona dogru geliyordu.
"Satterthwaite! Ite bu ahane bir rastlanti! Bana sorsalardi u ara sizi grmek istedigimi
sylerdim. Zavalli Tollie'yle ilgili haberi duydunuz mu?"
"Ben de imdi gazetede onu okuyordum."
Sir Charles, yali adamin yanindaki bir koltuga kt. ok ik bir yat kiligi giymiti. Artik
sveterlere ve gri flanel pantolonlara ilgi gstermiyordu. imdi Fransa'nin gneyinde yaayan
tecrbeli bir yatiydi. "Dinleyin, Satterthwaite. Tollie sapasaglamdi. Hibir derdi yoktu. Ben
budala gibi mi davraniyorum? Yoksa bu olay size..."
"Loomouth'taki olayi hatirlatiyor mu, diyecektiniz sanirim. Evet, hatirlatiyor. Ama tabii yanilmi
olabiliriz. Belki bu sadece yzeyde kalan bir benzerlik. Ne de olsa, trl eylerin neden oldugu
ani lmlere rastlaniyor."
Sir Charles sabirsizca baini salladi. "Egg Lytton - Go-re'dan bir mektup aldim."
Bay Satterthwaite biyik altindan gld. "Ilk mektubu mu bu?"
Sir Charles kukulanmadi bile. "Hayir. Buraya geldikten kisa bir sre sonra da ondan bir
mektup aldim. Peim sira oradan oraya yollanmiti. Egg bana sadece haberleri filan yazmiti.
Ona cevap vermedim. Anlayacaginiz, Satterthwaite, buna cesaret edemedim. Kizin bundan
haberi yoktu tabii. Ama gln duruma dmek istemiyordum."
Hl biyik altindan glmekte olan Satterthwaite elini agzina gtrd. "Ya bu mektup?"
"Bu baka. Egg bu sefer benden yardim istiyor."
Yali adam kalarini kaldirdi. "Yardim mi istiyor?"
"Evet, Egg de o sirada oradaymi... Yani o evde..."
"Egg'in Sir Bartholomew Strange ldg sirada doktorun kknde oldugunu mu sylemek
istiyorsunuz?"
"Evet."
"Bu konuda ne diyor?"
Sir Charles cebinden bir mektup ikarmiti. Bir an kararsiz durakladi, sonra mektubu Bay
Satterthwaite'e uzatti. "Bunu okusaniz iyi olur."
Yali adam byk bir merakla mektubu ati.
'Sevgili Sir Charles,
Bunun ne zaman elinize geecegini bilmiyorum. Pek yakinda alacaginizi umarim. O kadar
endieliyim ki, ne yapacagimi bilemiyorum. Herhalde gazetelerde Sir Bartholomew Strange'in
ldgn okudunuz. O da... o da Rahip Bay Babbington gibi ld. Ayni ekilde. Bu bir rastlanti
olamaz. Olamaz... Endieden lecegim.
Bakin, Ingiltere'ye dnp bir eyler yapamaz misiniz? Byle yazinca biraz kaba oluyor, ama siz
daha nce de durumdan kukulanmitiniz. Kimse sizi dinlememiti. imdi ldrlen,
arkadainiz. Eger geri dnmezseniz belki de kimse geregi grenemeyecek. Ben sizin geregi
ortaya ikarabileceginizden eminim. Bunu hissediyorum.
Bir ey daha var. Baka biri konusunda da kesinlikle endieliyim. Onun bu olayla hibir ilikisi
yok. Bunu biliyorum. Ama durum yine de acayip gzkebilir. Ah, bunu mektupta anlatmam
imknsiz. Geri dnmez misiniz? Siz geregi bulabilirsiniz. Bundan eminim.
Acele selamlarimi yolluyorum. EGG1
Sir Charles sabirsiz bir sesle, "E?" diye sordu. :Tabii szlerinin bir kismindan anlam ikmiyor.
Ama bu mektubu acele yazmi. Evet... ne diyorsunuz?
Bay Satterthwaite bir iki dakika kazanabilmek iin mektubu agir agir katladi. Bir kismi
anlailmiyordu, ama yali adam bunun acele yazildigini da sanmiyordu. Aksine, dikkatle
hazirlanmiti mektup. Sir Charles'in gururunu, sporcu ynn ve valyelik hissini okayacak
ekilde yazilmiti. Bay Satterthwaite, Sir Charles'i taniyor, mektubun onu etkileyecegini de
biliyordu. "Egg'in 'biri' ve 'o' diye tanimladigi kim dersiniz?"
"Oliver Manders herhalde."
"O da kkte miymi?"
"yle olmasi gerekir. Ama nedenini de anlayamiyorum. Tol-lie, Manders'le bir tek kere, bizim
evde karilamiti. Onu kknde kalmaya neden davet etsin?"
"Sir Bartholomew kkne sik sik byk gruplar agirir miydi?1
"Yilda drt kere. St. Leger Bayrami'nda hep agirirdi."
"Yorkshire'da uzun sre kalir miydi?"
"Orada byk bir klinigi vardi. Eski bir kk olan Melforfu satin aimi, iyice tamir ettirmiti.
Klinigi de onun byk bahesine yaptirtmiti."
"Anliyorum..." Bay Satterthwaite bir sre sesini ikarmadi. Sonra, "Acaba kkte baka kimler
vardi?" diye mirildandi.
Sir Charles, "Belki eski gazetelerden birinde yazilidir," dedi.
Yali adamla gidip gazeteleri karitirdilar.
Sir Charles, "Hah, ite," diye bagirdi ve yksek sesle okumaya baladi. "Sir Bartholomew
Strange, St. Leger bayrami iin kkne yine her zamanki gibi dostlarini davet etti. Konuklar
arasinda Lord ve Lady Eden, Lady Mary Lytton - Gore, Sir Jo-celyn ve Lady Cambell, Bay ve
Bayan Dacres ve nl aktris Miss Angela Sutciiffe var."
Sir Charles'la Bay Satterthwaite birbirlerine baktilar.
Aktr, "Dacres'lar ve Angela Sutciiffe..." dedi. "Ama Oliver Manders'ten sz yok."
Bay Satterthwaite, "Daily Mail'ln bugnk Avrupa sayisini alalim. Belki onda bir ey vardir,"
dedi.
Sir Charles gazeteye bir gz atti, sonra birdenbire irkildi. "unu dinleyin Satterthwaite.
'"Sir Bartholomew Strange'in lm. Bugn Sir Bartholomew Strange'in ani lmyle ilgili
resmi soruturma yapilmitir. Soruturmada jri, Sir Bartholomew'un nikotin zehirlenmesinden
ldgne kadar vermitir. Fakat zehirin doktora nasil ve kim tarafindan verildigini gsterecek
kanit henz bulunamamitir."
Sir Charles kalarini atti. "Nikotin zehirlenmesi... Insana hafif bir eymi, gibi geliyor. Kriz
geirmeye neden olacak bir madde degilmi gibi... Ben hibir ey anlayamiyorum."
"Ne yapacaksiniz?"
"Ne mi yapacagim? Bu gece 'Mavi Tren'de kendime bir yatakli kompartman ayirtacagim."
Bay Satterthwaite, "ey," dedi. "Bari ben de yle yapayim."
"Siz mi?" Sir Charles hayretle yali adama dnd.
Bay Satterthwaite alakgnlllkle, "Ben byle eylerden biraz anlarim," diye cevap verdi.
"ey... bu konuda biraz tecrbem var. Bundan baka, o blgenin polis mdrn tanirim.
Albay Johnson'i. Bu da ie yarar."
Sir Charles bagirdi. "Bravo! Hemen trende yer ayirtalim!"
Bay Satterthwaite, kiz ii baardi, diye dnd. Onun geri dnmesini sagladi. Bana bunu
yapacagini sylemiti. Acaba mektubunun ne kadari iten? Evet, Hermione 'Egg' Lytton - Gore
firsatinin biri, belli.
Sir Charles trende yer ayirtmaya gittikten sonra Bay Satterthwaite de bahede dolati. Hl
hayran hayran Egg'i dnyordu. Fakat ok dikkatli bir insandi. Btn dalginligina ragmen,
ben bu acayip kafa biimini daha nce nerede grmtm, diye kendi kendine sordu.
Bu acayip biimli bain sahibi, bir banka oturmu, etrafi seyrediyordu. Ufak tefek, boyuna
pouna hi uymayan pos biyikli bir adamdi.
Bay Satterthwaite birdenbire yabanciyi tanidi. "Msy Poirot! Ne ho bir srpriz!"
Belikali ayaga kalkarak onu selamladi. "ok sevindim, msy."
El sikitilar. Bay Satterthwaite de banka yerleti.
"Herkes Monte Carlo'da galiba. Yarim saat kadar nce Sir Charles'la karilatim. imdi de
sizinle."
"Sir Charles da mi burada?"
"Evet. Yatla dolaiyormu. Loomouth'taki villasini biraktigini biliyor muydunuz?"
"Ah, hayir. Bilmiyordum. Buna atim."
"Ben pek amadim. Sir Charles yillarca aktrlk yapti ve ok aliti. Sonra sagligi bozuldugu
iin sahneyi birakmak zorunda kaldi. Ama bence Sir Charles dnyadan elini etegini tmyle
ekebilecek bir insan degil."
"Ah, evet. Bu bakimdan ben de sizinle ayni fikirdeyim. Ben duruma baka bir neden yznden
atim. Bana Sir Charles'in Loomouth'ta kalmasi iin baka bir neden varmi gibi gelmiti.
Gzel bir neden... yle degil mi? Kendisinden sevimli bir ekilde 'Egg' diye sz edilen o kk
hanim..." Gzlerinde alayci bir parilti vardi Poirofnun.
"Ah, demek bunu fark ettiniz?"
"Tabii, fark ettim. Benim sevgililere zaafim vardir. Sizin de yle sanirim. Hele genlik... onlar
daima insanin iine dokunurlar." Derin derin iini ekti.
Bay Satterthwaite, "Siz Sir Charles'in Loomouth'tan ayrilmasinin nedenini kefettiniz," dedi. "O
kati aslinda."
"Matmazel Egg'ten mi kati? Ama kizin ona taptigi belliydi. Neden kati?"
Bay Satterthwaite, "Ah," dedi. "Biz Ingilizlerin komplekslerini bilemezsiniz... Neyse... Siz ne
yapiyorsunuz? Burada tatilde
misiniz?"
"Benim her gnm tatil artik. Zenginim, Kendi kendimi emekliye ayirdim. Dolaiyor, dnyayi
gryorum." Poirot bir an durdu. "Dostum, hayalleriniz gerek oldugu an korkun bir andir..."
Bay Satterthwaite, "Caninizin sikildigi anlailiyor," diye glmsedi.
Poirot baini salladi. "Ne yazik ki yle."
Bazen alayci bir orman ccesine benzerdi, Bay Satterthwaite. Ufak, kiriik yznde neeli bir
ifade belirmiti. Elindeki gazeteyi aarak yaziyi iaret etti. "Bunu grdnz m, Msy Poirot?"
Ufak tefek Belika!! gazeteyi aldi. O yaziyi okurken Bay Satterthwaite de onu szyordu. zei
dedektifin yzndeki ifade hi degimedi, ama sanki vcudunun btn kaslari geriliver-miti.
Hercuie Poirot yaziyi iki kez okuduktan sonra gazeteyi katlayarak Bay Satterthwaite'e verdi.
"ok ilgi ekici..."
"Evet. Sir Charles'in baindan beri hakli oldugunu, bizim yanildigimizi dnmeye baliyorum.
Poirot, "Evet," dedi. "Sanirim yanildik. Bunu itiraf ediyorum, dostum. O kadar zararsiz, dost
canlisi bir ihtiyarin cinayete kurban gidecegine inanamadim. Ama yanilmi olabilirim. Tabii bu
ikinci lm de rastlanti olabilir. Rastlantilar oluyor... Hem de aklin almayacagi rastlantilar. Ben,
Hercule Poirot, sizi ok airtacak rastlantilara tanik oldum." Bir an durdu. "Sir Charles'in
nsezileri ona durumu haber verdi belki de. O bir sanati. Hassas, abuk etkilenen bir insan. O
mantiga bavurmuyor, sadece olanlari hissediyor. Hayatta byle bir yol, ogu zaman felakete
neden olur. Ama bazen de insanin hakli ikmasini saglar. Sir Charles imdi nerede?"
Bay Satterthwaite glmsedi. "Trende yer ayirtmaya gitti. Bu gece onunla birlikte ingiltere'ye
dnyoruz."
"Ah!" Poirot gld. "Sir Charles ok hevesli. Yine roln oynamaya hazirlandigi anlailiyor. zel
dedektif roln. Yoksa baka bir neden mi var?"
Bay Satterthwaite sesini ikarmadi. Ama Belikali bu sessizlikten bir anlam ikarmiti.
"Anliyorum... Matmazelin parlak gzlerinin de bu ile bir ilgisi var. Sir Charles'i agiran yalniz
cinayet degil galiba."
Bay Satterthwaite, "Egg ona mektup yazarak geri dnmesini rica etti," dedi.
Poirot baini salladi. "Acaba?... Anlayamiyorum... Neyse."
Bay Satterthwaite ayaga kalkti. "Gzel bir tatil geirmenizi dilerim..."
"Teekkr ederim."
"Londra'ya dndgnz zaman beni grmeye gelirseniz sevinirim." Bay Satterthwaite kartini
uzatti. "Ite adresim."
"ok naziksiniz, Bay Satterthwaite. Sizi grmeye kesinlikle gelecegim."
"O halde imdilik allahaismarladik."
"Gle gle. Iyi yolculuklar."
Bay Satterthwaite uzaklairken Poirot bir sre onun arkasindan bakti, sonra gzlerini mavi
Akdeniz'e dikti. Byle hi kimildamadan on dakika oturdu.
Sonra birdenbire ayaga kalkti. Mavi trende kendisine yer ayirtmak iin seyahat acentesine
dogru yrmeye baladi.
Sir Charles'la Bay Satterthwaite, Polis mdr Albay Johnson'in alima odasinda
oturuyorlardi. Polis mdr iriyari, kirmizi yzl, neeli tavirli bir adamdi.
Bay Satterthwaite'i byk bir sevinle karilamiti. nl aktr Charles Cartwright'la tanitigi
iin de pek memnun oldugu belliydi.
Bir sre havadan sudan sz ettiler. Sonra Sir Charles, polis mdrne geli nedenlerini
aikladi.
Albay Johnson, "Demek Sir Bartholomew arkadainizdi?" diye baini salladi. "Yazik... ok
yazik. Onu burada ok severlerdi. Klinigi de ok begeniliyordu. Anladigim kadari, Sir
Bartholomew hem ok iyi bir doktor, hem de pek sevilen bir insandi. Cmert, iyi, dost canlisi.
Insan onun bir cinayete kurban gidecegini aklindan bile geirmezdi. Ayrica bu olay gerekten
cinayete benziyor. Intihari gsterecek hibir ey yok. Kaza olmasi ise imknsiz."
Sir Charles, "Satterthwaite'le Avrupa'dan yeni dndk," dedi. "Olay hakkinda da sadece
gazetede ikan bir iki kisa haberi okuyarak bilgi edindik."
"Ve tabii olayi iyice grenmek istiyorsunuz. Size durumun nasil oldugunu anlatacagim. Aslinda
aramamiz gereken kimsenin uak oldugu kesin. Ie yeni girmi. Sir Bartholomew onu on be
gn kadar nce tutmu. Cinayetten hemen sonra da uak ortadan kayboldu. Havaya utu
sanki. Ya da yer yarildi, iine girdi."
"Onun nereye gittigini bilmiyor musunuz?"
Johnson'in kirmizi surati daha da kizardi. "Buna bizim ihmalimizin neden oldugunu
dnyorsunuz sanirim. yle gzktgn itiraf etmeliyim. Tabii adami gz hapsine almitik.
Btn digerlerini de aldigimiz gibi. Sorularimizi dzgn ekilde cevaplandirdi. Ona bu yeri
saglayan i bulma brosunun adini verdi. Daha nce Sir Horace Bird'n yaninda alitigini
syledi. ok terbiyeliydi. yle panige kapilmi gibi bir hali de yoktu. Sonra... ortadan
kayboldu. Halbuki kk gzaltindaydi. Adamlarimi azarladim tabii. Ama bana gzlerini bile
kirpmadiklarini sylediler."
Bay Satterthwaite, "ok ilgi ekici," diye mirildandi.
Sir Charles, "Her ey bir tarafa," dedi. "Bu aptalca bir davrani. Herhalde uak kendisinden
kukulandiginizi sanmiyordu. Byle kaarak dikkatinizi zerine ekti."
"Tabii ya. Kamasi da imknsiz. Btn karakollara ekli bildirildi. Artik yakalanmasi gn
meselesi."
Sir Charles, "ok acayip," dedi. "Bunu anlayamiyorum."
"Ah, nedeni belli. Adam birdenbire sogukkanliligini kaybetti. Korkuya kapildi."
"Cinayet ileyecek kadar sogukkanli olan bir adam, bunu daha sonra srdrmeyi de baaramaz
mi?"
"Duruma bagli. Ben katilleri bilirim. ogu dlektir. Uak da kendisinden kukulandigimizi sandi
ve kati."
"Iddialarinin dogru olup olmadigini aratirdiniz mi?"
"Tabii, Sir Charles. Bu polisin otomatik olarak yaptigi bir eydir. Londra'daki bro onun
szlerini destekledi. Uagin Sir Horace Bird'ten aldigi bir referans mektubu varmi. Mektupta
adami israrla tavsiye ediyormu. Sir Forace Bird imdi Afrika'da."
"Onun iin de, mektup sahte olabilir, yle mi?"
Albay Johnson"zeki grencisini kutlayan bir gretmen tavriyla Sir Charles'a glmsedi. "yle.
Tabii, Sir Horace'a telgraf ektik. Ama cevabi gecikebilir. nk Sir Horace bir safariye
katilmi."
"Uak ne zaman ortadan kayboldu?"
"Cinayetin ertesi gn. O gece akam yemeginde bir doktor da varmi. Sir Jocelyn Cambell.
Anladigima gre zehirler konusunda bir hayli bilgisi var. Sir Jocelyn'le buranin doktoru Davis,
Sir Bartholomew'un lm konusunda ayni sonuca varmilar. Bu yzden durumu hemen bize
bildirdiler. O gece herkesle konutuk. Ellis... yani u uak... o gece odasina ikti. Ertesi sabah
ise ortadan kaybolmutu. O gece yataginda yatmadigi da belliydi."
"Karanlikta mi kati?"
"yle gzkyor. Kkteki konuklardan biri... Miss Angela Sutcliffe... yani u nl aktris... Siz
onu taniyorsunuz herhalde..."
"Hem de ok iyi tanirim."
"Miss Sutcliffe bize uak Ellisin gizli bir dehlizden yararlanarak kkten ayrilmi olabilecegini
syledi." Albay Johnson zr dilermi gibi ekledi. "Edgar Wallace'in romanlarina benziyor. Ama
kkte gerekten de byle gizli bir dehliz oldugu anlailiyor. Sir Bartholomew bununla ok
vnyormu ve dehlizi Miss Sutcliffe'e de gstermi. Dehlizin bir ucu bir kilometre kadar
tedeki harabelere ailiyor."
Sir Charles baini salladi. "Evet, uagin kaybolmasi byle aiklanabilir. Fakat., uak byle bir
dehliz oldugunu bilebilir miydi?"
"Evet, nemli nokta da bu. Fakat karim hizmetilerin daima her eyi bildiklerini syler. Hakli
oldugunu saniyorum."
Bay Satterthwaite, "Anladigima gre Sir Bartholomews nikotinle zehirlemiler," dedi.
"Evet, yle. Yanilmiyorsam, ender olarak kullanilan bir ze-hirmi. Nadir bulunan bir
maddeymi. Doktor gibi fazla sigara ien kimselere bu zehirden verildigi zaman durum daha
karmaik bir hal aiabilirmi. Yani... Sir Bartholomew normal bir ekilde nikotin
zehirlenmesinden lebilirdi. Ama bu olay normal sayilamayacak kadar ani oldu."
"Zehiri ona nasil vermiler?"
Albay Johnson, "Bunu bilmiyoruz," diye itiraf etti. "Mahkemede iddia makaminin en zayif tarafi
da bu olacak. Tip uzmanlari doktorun zehiri, lmnden birka dakika nce kendisinin almi
olabilecegini sylyorlar."
"Anladigima gre o sirada porto iiliyormu." "Evet. Biz de nce zehirin portoya karitirilmi
oldugunu sandik. Ama yle degilmi. Doktorun kadehindeki siviyi tahlil ettirdik. Sir
Bartholomew'un bardaginda sadece porto oldugu ortaya ikti. Sadece porto. Tabii diger arap
kadehleri toplanmiti. Ama onlar da tepsiyle mutfaga gtrlmlerdi. Henz yikan-
mamilardi. Bir tanesinde bile yabanci madde bulunamadi. Sir Bartholomew'un yediklerine
gelince... Konuklarindan farkli bir ey yememi de. orba, izgara balik, sln ve patates,
ikolatali sufle. Aisiysa on be yildan beri onun yaninda aliiyor. Sir Bartholomew'a zehir
vermi olmalari imknsiz gibi gzkyor. Ama midesinde zehir bulundu. Kt bir olay bu."
Sir Charles heyecanla, abucak Bay Satterthwaite'e dnd. "Ayni ey! Eskisinin aynisi!" Sonra
zr dilermi gibi polis mdrne bakti. "Size anlatmam gerekiyor. Cornwall'da, villamda biri
ld..."
Albay Johnson hemen ilgilendi. "Bu meseleyi duydugumu saniyorum. Bana gen bir hanim sz
etti. Miss Lytton - Gore." "Evet, o da villamdaydi o sirada. Size olayi anlatti mi?" "Evet.
Fikrinden de vazgemiyordu. Fakat Sir Charles, ben onun varsayimina pek inanmiyorum.
Sonra bu uagin kamasini da aiklamaz. Sizin uaginiz da kayboldu mu?" "Benim uagim yok,
orta hizmetim var." "O hizmeti kilik degitirmi bir erkek olamaz mi?" Tam bir kadin olan
Temple'i hatirlayan Sir Charles gld. Albay Johnson da zr dilermi gibi glmsedi. "Sadece
bir fikirdi benimki. Hayir, Miss Lytton - Gore'un varsayimini pek begenmedim. Anladigima gre
villanizda len yali bir rahipmi. yle ihtiyar bir'rahibi ldrmeyi kim ister?"
Sir Charles, "Olayin insani airtan yani da bu ya," dedi.
"Bence bunun bir rastlanti oldugunu anlayacaksiniz. Emin olun, katil uak. Belki de sabikali. Ne
yazik ki Ellis'in parmakiz-lerini bulamadik. Parmakizi uzmanlarimizdan biri uagin odasini ve
mutfagi aratirdi, ama abalari bouna ikti."
"Katil uakti diyelim. Cinayeti neden iledi?"
Polis mdr, "Karilatigimiz glklerden biri de bu." diye aikladi. "Belki adam kke
hirsizliga gelmiti aslinda. Sir Bartholomew da onu yakaladi."
Sir Charles da, Bay Satterthwaite de, nazik nazik sessizce oturdular.
Polis mdr de fikrinin pek de inanilacak gibi olmadiginin farkindaydi. "Aikasi, varsayimlar
yrtmekten baka bir ey yapamiyoruz. John Ellis'i yakalayalim bir kere. Onu ieri atip kim
oldugunu, sabikasi bulunup bulunmadigini grenelim... O zaman neden de ortaya ikar."
"Herhalde Sir Bartholomew'un kgitlarina baktiniz?"
"Tabii, Sir Charles. Olayin o ynne btn dikkatimizi verdik. Sizi Bamfetti Crossfield'le
tanitiracagim. Soruturmayi o ynetiyor. Gvenilir bir insandir Crossfield. Ona cinayetin
nedeniyle Sir Bartholomew'un meslegi arasinda bir bag olabilecegini syledim. Crossfield'te
ayni fikirde. Bir doktor birok sir grenir. Sir Bartholomew'un kgitlari dzenli bir ekilde
ayrilip dizilmiti. Sekreteri Miss Lyndon'la Crossfield onlari incelediler."
"Hibir ipucu bulunamadi mi?"
"Ipucu sayilabilecek hibir ey bulunamadi, Sir Charles."
"Evden bir ey kaybolmu muydu? Gm takimlar, mcevherler gibi."
"Hayir."
"Evde kimler vardi?"
"Bir liste yaptik... Nerede o? Ah, Crossfield aldi sanirim. Onunla tanimalisiniz. Zaten ben de
onu bekliyorum." Bir zil sesi duyuldu. "Galiba geldi."
Bamfetti Crossfield agir agir konuan, zeki bakili, mavi gzl, tiknaz ve gl kuvvetli bir
adamdi.
Eger Bay Satterthwaite yalniz olsaydi, belki de Crossfield'i yumuatamayacakti. Bamfetti
amatrlerden hi holanmazdi. Fakat Sir Charles'in orada olmasi durumu ok degitirdi.
Crossfield'in sahneye kari adeta ocuksu bir hayranligi ve saygisi vardi.
"Sizi Londra'da seyrettim, efendim. Karimla birlikte. Lord Aintre'nin Derdi. Oyunun adi buydu."
Sir Charles, "Bildiginiz gibi artik sahneden ekildim," diye aikladi. "Fazla alitim ve iki yil
nce fena hastalandim. Ama o tiyatrodakiler beni hl hatirliyorlar." Cebinden bir kart
ikararak zerine birka satir yazdi. "Karinizla Londra'ya gittiginiz zaman bunu giedeki adama
verin. Size tiyatrodaki en iyi yerlerden ikisini ayirir."
"ok naziksiniz, Sir Charles. ok naziksiniz. Olanlari karima anlattigim zaman ok
heyecanlanacak."
Bu olaydan sonra Bamfetti Crossfield, Sir Charles'i memnun etmek iin elinden geleni yapti.
"Garip bir olay bu, efendim. Meslek hayatimda ilk defa nikotin zehirlenmesiyle karilaiyorum.
Bizim Doktor Davis de yle."
"Ben bunun fazla sigara ienlerin ugradigi bir illet oldugunu saniyordum."
"Aikasi, ben de yle, efendim. Fakat doktor saf alkalinin kokusuz bir sivi oldugunu sylyor.
Birka damlasi bir insani hemen ldrmeye yeterliymi."
Sir Charles bir islik aldi. "ok etkili demek?"
"Evet, dediginiz gibi, efendim. Oysa bu madde aslinda alelade ilerde de kullaniliyor. Bunun
suda eritilmiini gllere sikiyorlar. Bitkileri bceklerden korumak iin. Sonra bu zehir alelade
ttnden de ikarilinabiliyor."
Sir Charles, "Gller..." dedi. "Ben bunu nereden duydum?" Kalarini atti, sonra,
"Hatirlayamadim," der gibi baini salladi.
Albay Johnson sordu. "Yeni bir haber var mi, Crossfield?"
"Kesin bir ey yok, efendim. Tabii Uak Ellis'in trl yerlerde grldgne dair haberler geldi.
Bunlari incelemek zorundayiz." Crossfield digerlerine dnd. "Birinin ekli etrafa bildirilir
bildirilmez, Ingiltere'de herkes onu grm olduguna karar verir."
Sir Charles sordu. "Uak nasil bir tip?"
Johnson masasindan bir kgit aldi. "John Ellis... Orta boylu. Bir altmi yedi buuk... bir yetmi.
Hafife kambur. Kir sali. Kisa favorileri var. Koyu renk gzl, kisik sesli. Gldg zaman
stten bir diinin eksik oldugu grlyor. zel bir sakatligi veya iareti yok."
Sir Charles, "Him," dedi. "Favorileri ve eksik dii diinda, dikkati ekecek bir yani yok. Tabii
favorilerini artik tira etmitir. Durmadan glmesini de bekleyemezsiniz."
Crossfield, "Iin kts kimse fazla dikkatli degil," diye atildi. "Kkteki hizmetiler adami
kolay kolay tarif edemediler. Her zaman byle olur. Ayni adamin bana uzun, zayif, kisa,
iman, orta boylu, tiknaz, ince diye tarif edildigini bilirim. Elli kiide bir kii bile gzlerini dogru
drst kullanmasini bilmez."
"Katilin Ellis oldugundan emin misiniz, Bay Crossfield?"
"Katil olmasaydi kaar miydi, efendim? Bu durum baka trl nasil aiklanabilir?"
Sir Charles dnceli bir tavirla, "Dogru," diye mirildandi. "Kainilmayacak bir yargi bu."
Bay Satterthwaite, Sir Charles'in eski sorusunu Crossfield'e tekrarlayarak Sir Bartholomew
Strange'in kgitlari konusunu ati.
"Kgitlarin arasinda hibir ey bulamadik, efendim. Onlara ben kendim baktim. Her ey yerli
yerinde ve dzgnd."
Sir Charles, "Tollie'nin sekreterini bir kere grdgm saniyorum," dedi. "irkin fakat iini iyi
bilen bir kiz."
"Evet, yle efendim, iyi bir kiz, ama fazla ciddi. Ha, aklima gelmiken... Sir Bartholomew'un
gnlk defterini de inceledik. Aslinda bir not defteri o. ite u."
Sir Charles heyecanla elini uzatti. "Ah..."
Bamfetti aktre olduka eski, yeil, kk bir defter uzatti.
Aktr defterin sayfalarini evirirken Bay Satterthwaite de onun omzunun zerinden bakti.
Sir Bartholomew deftere kurunkalemle bazi eyler yazmiti.
"Eski Lathom satii. Gzel porto oldugunu saniyorum. Gitmeyi unutmayayim."
"L.'ye sofra rtleri almasini syleyeyim."
"ok yorgunum. Yakinda kendimi emekliye ayiracagim."
"O budala bahivani azarlamali. Laleleri neden daha sik dikmiyor?"
Deftere felaketten bir gn nce de bir eyler karalamiti doktor.
"M. iin endieleniyorum. Durum houma gitmiyor."
"L.'ye kanepenin yaylarinin bozuk oldugunu sylemeliyim."
Crossfield aikladi. "L. diye sz ettigi sekreteri Miss Lyndon."
"Ya M.?"
"Onu bilmiyoruz. Hastalarindan biri olmali."
Sir Charles cinayet gecesi kkte olanlarin listesini istedi. Listede hem hizmetiler ve hem de
konuklar yaziliydi.
"Martha Leckie - ai.
Beatrice Church - st kat hizmetisi.
Doris Cooker - hizmeti yardimcisi.
CO
Victoria Ball - orta hizmetisi.
Violet Bassington - mutfak yardimcisi."
Bunlarin hepsi de uzun bir sreden beri Sir Bartholomew'un yaninda aliiyorlardi ve
gvenilecek insanlardi. Konuklar:
"Lord ve Lady Eden,
Sir Jocelyn ve Lady Cambell.
Miss Angela Sutcliffe.
Bay ve Bayan Dacres.
Lady Lary ve Miss Hermione Lytton - Gore.
Miss Muriel Wills.
Bay Oliver Manders."
Konuklarin adlarinin yanina adresleri de yazilmiti.
Sir Charles, "Him," dedi. "Gen Manders de kkteymi."
Crossfield, "O bir rastlanti, efendim," diye cevap verdi. "Bay Manders tam kkn yakininda
motosikletiyle duvara arpmi. Onunla vaktiyle tanimi olan Sir Bartholomew da kendisini
ieri almi ve geceyi kkte geirmesini sylemi."
Sir Charles neeyle, "Tedbirsizlik," diye mirildandi.
Bamfeti, "Orasi yle, efendim," dedi. "Bana kalirsa o gen ikiyi bir hayli kairmiti o
akam. Akli bainda olsaydi, motosikleti duvarin tam o noktasina arpmazdi."
Sir Charles, "Delikanlilik," diye glmsedi.
"Bana sorarsaniz iki, efendim."
"Neyse... Liste iin teekkrler, Bay Crossfield... Albay Johnson, gidip kke bir bakmamizin bir
sakincasi var mi?"
"Ne mnasebet. Ama orada size anlattiklarimizdan daha fazlasini grenebileceginizi
sanmiyorum."
"Kkte kimse var mi?"
"Sadece hizmetiler, efendim. Konuklar resmi soruturmadan hemen sonra kkten ayrildilar.
Sekreter Miss Lyndon ise doktorun Londra'daki muayenehanesine gitti."
Bay Satterthwaite mirildandi. "Belki doktor... ey... Davis'i de grebiliriz."
"Iyi fikir."
Doktorun adresini aldilar. Albay Johnson'a nezaketi iin teekkr ettikten sonra oradan
ayrildilar. Yolda ilerlerken Sir Charles, "Ne dersiniz, Satterthwaite?" diye sordu.
"Ya siz?" Yali adam en son ana kadar karar vermemeye aliirdi.
Ama aktr onun gibi degildi. Heyecanla, "Yaniliyorlar, Satterthwaite!" diye bagirdi. "Hepsi
yaniliyor! Akillari uaga takilmi. Uak kami... o halde, katil o. Uymuyor. Hibir eye
uymuyor. br lm de hesaba katmak gerekir! Benim villamdaki lm."
"Bu iki lmn birbirine bagli olduguna hl inaniyor musunuz?" Bay Satterthwaite bu soruyu
sormasina ragmen, iki olayin birbirine bagli oldugundan artik kendisi de emindi.
"Birbirlerine bagli olmalari gerekir. Her ey bunu gsteriyor. Aradaki ortak noktayi bulmaliyiz,
iki olay sirasinda da orada olan birini."
Bay Satterthwaite, "Evet," dedi. "Ama bu aslinda grndg kadar kolay bir i degil. Farkinda
misiniz, Sir Charles, sizin villadaki yemege gelenlerin hemen hepsi geen gece de bura-
dalarmi."
Sir Charles baini salladi. "Onun farkindayim. Ama siz bundan ne sonu ikacaginin farkinda
misiniz?"
"Ne demek istediginizi pek anlayamadim."
"Yani siz bunu bir rastlanti mi saniyorsunuz? Hayir! Bu aslinda nceden kararlatirilmi bir ey.
Neden ilk lm sirasinda evimde olanlar, ikinci lm sirasinda da Tollie'nin kkndelerdi?
Kazara mi? Ne mnasebet! Bu bir plan sanirim. Tollie'nin plani."
Bay Satterthwaite, "Ah," dedi. "Evet. Bu mmkn."
"Kesinlikle yle. Siz Tollie'yi benim kadar tanimazdiniz. O kimseye ailmayan, kendi kendine
karar veren bir insandi. ok da sabirliydi. Onu yillardan beri tanirdim. Bir gn olsun Tollie'nin
alelacele karar verdigini ya da bir fikrini aikladigini duymadim.
"Bu olaya u aidan bakin: Babbington, bir cinayete kurban gitti. Evet, bir cinayete. Artik lafi
agzimda geveleyecek degilim. Rahip bir akam benim evimde ldrld. Tollie kukularimdan
dolayi bana takildi. Aslinda o da kukulanmiti. Fakat bundan sz etmedi. nk karakteri
yleydi. Sessizce, iin iin olaylari birbirine baglamaya baladi. Bilmiyorum elinde ne gibi
ipulari vardi. Kesinlikle bir tek kiinin zerinde durdugunu da sanmiyorum. Sadece o gruptan
birinin cinayetten sorumlu oldugunu dnyordu sanirim. Bu yzden bir plan yapti. Katilin
kim oldugunu anlamak iin bir tr test."
"Ya agirdigi diger konuklar? Eden'lerle CambeH'ler?"
"Onlar kamuflaj iindi. Bylece durumdan kimse kukulan-m ayacakti."
"Sir Bartholomew'un plani neydi sizce?"
Sir Charles yabancilarin yaptigi gibi abartili tavirlarla omzunu silkti. Yine Gizli Servisi efi
Aristede Duval rolndeydi. Yrrken sol ayagi biraz aksiyordu. "Bunu nasil bilebiliriz? Ben
sihirbaz degilim. Tahminde bulunamam. Ama Tollie'nin bir plani vardi. O plan altst oldu.
nk katil Tollie'nin sandigindan biraz daha zekiydi. nce o adam harekete geti."
"Adam mi?"
"Evet, bir erkek. Ya da belki bir kadin. Zehiri erkekler de kullanabilir, kadinlar da. Ama zehirin
kadinlarin silahi oldugu sylenir.
Bay Satterthwaite bir ey sylemedi.
Sir Charles, "Ne o?" dedi. "Benimle ayni fikirde degil misiniz? Yoksa siz de ogunlugu mu
tutuyorsunuz? Yani... katil uak. Cinayeti o iledi."
"Siz bu uak meselesini nasil aikliyorsunuz?"
"Onu dnmedim. Bence uak hi nemli degil. Ama bir aiklama yolu gsterebilirim."
"Yani?"
"Polisin u noktaya kadar hakli oldugunu syleyelim: Ellis bir profesyonel hirsiz. Bir eteyle
aliiyor. Sahte belgelerle Tol-lie'nin yanina giriyor. Ama sonra Tollie ldrlyor. Ellis ne
yapacak imdi? Bir adam ldrlm ve kkte Scotland Yard'taki dosyada parmakizleri olan
bir sabikali var. Polisin bildigi bir hirsiz. Tabii uak korkuya kapiliyor ve kaiyor."
"Ama o gizli dehliz?"
"Birakin onu imdi! Evi gzetleyen ahmak polisler kestirirken uak, karanliktan yararanarak
kaiyor."
"Evet, bu olabilir."
"E, siz ne diyorsunuz, Satterthwaite?"
Bay Satterthwaite mirildandi. "Ben mi? Eh, ben de sizin gibi dnyorum, Sir Charles.
Baindan beri hem de. Bence uak olayi pek beceriksiz bir airtmaca. Ben Sir Bartholo-mew'la
zavalli Babbington'u ayni kimsenin ldrdgne inaniyorum."
"Konuklardan biri mi?"
"Konuklardan biri..."
Bir sre konumadilar.
Sonra Bay Satterthwaite kayitsiz bir tavirla sordu. "Sizce hangisi?"
"Tanrim! Satterthwaite! Nereden bilebilirim?"
Yali adam sakin sakin, "Tabii bilemezsiniz," dedi. "Fakat bu konuda bir fikriniz olabilecegini
dndm. Mantikla yaklailan bilimsel bir fikri kastetmiyorum. Sadece bir tahmin
yrtebilirsiniz."
"Yrtmedim henz." Sir Charles bir an dnd, sonra bagirdi. "Satterthwaite, biliyor
musunuz, insan dnmeye balayinca hibirinin katil olamayacagina inaniyor."
Bay Satterthwaite, mirildandi. "Varsayiminiz dogru olmali. Yani kukularin bir araya toplanmasi
konusundaki tahmininiz, demek istiyorum. Fakat kkteki bazi kimselerin kesinlikle
agrilmami olduklarini da unutmamaliyiz. Siz, ben, Bayan Babbing-ton mesela. Gen Manders
de tabii. O bu ie karimi degil."
"Manders mi?"
"O kke bir kaza sonucu gelmi o akam. Davetli degilmi, Sir Bartholomew kendisini
beklemiyormu. Onun iin Manders'i kukulular listesine yazamayiz."
"Oyun yazari kadin da yle. u Anthony Astor."
"Yok yok, o da kkteymi. Miss Muriel Wills."
"Dogru ya. O kadinin asil adinin Wills oldugunu unutmutum." Kalarini atti.
Bay Satterthwaite insanlarin kafasindan geenleri okumakta olduka ustaydi. Aktr konumaya
balayinca da, yanilmami oldugunu anladi.
"Biliyor musunuz, Satterthwaite, ok haklisiniz. Tollie'nin sadece kesinlikle kukulandigi
kimseleri davet ettigini sanmiyorum. nk Lady Mary'yle Egg de oradalarmi. Hayir... Belki
de Tollie ilk lm sahnesini biraz aslina yakin ekilde canlandirmak istedi. Birinden
kukulaniyordu. Fakat iin kesinlemesi iin taniklar da gerekiyordu. Byle bir ey..."
Bay Satterthwaite, "yle bir ey..." diye baini salladi. "Insan balangita sadece genel
yargilara varabilir. Pekl. Lady Mary ile Egg'in bu ile ilgisi yok. Sizin, benim, Bayan Babbing-
ton'un ve gen Manders'in de yle. Geriye kim kaldi? Angela Sutcliffe mi?"
"Angie mi? Aziz dostum! O yillardan beri Tollie'nin arkadaiydi."
"O halde geriye Dacres'lar kaliyor. Zaten aslinda siz sadece Dacres'lardan kukulaniyorsunuz,
Sir Charles. Sordugum zaman bunu bana aika syleyebilirdiniz."
Sir Charles ona bakti. Yali adamin gzlerinde biraz zafer dolu bir ifade belirmiti.
Aktr agir agir, "Galiba gerekten onlardan kukulaniyorum," dedi. "Daha dogrusu onlardan
kukulanmiyorum. Ama bana onlar digerlerinden daha uygunmu gibi geliyor. Bir kere Dac-
res'lari pek iyi tanimiyorum. Ama aikasi, hayatini at yarilarinda geiren Freddie Dacres'in ya
da kadinlar iin ahane pahali elbiseler hazirlayan Cynthia'nin nemsiz, sevimli, yali bir rahibi
ortadan kaldirmasi iin bir neden de gremiyorum." Baini salladi. Sonra birdenbire gzleri
parladi. "Ah, Wills denilen kadin var. Onu yine unutuyordum. Kadini byle unutmaniza neden
olan nedir? Tabii, grdgm insanlarin en silik ve sng o."
Bay Satterthwaite glmsedi. "Bence o Burns'n nl sznn temsilcisi. 'Aranizda bir ocuk
notlar aliyor.' Miss Wills'in de zamanini notlar alarak geirdigini saniyorum. O gzlkleri bir ift
keskin gz gizliyor. Bu meselede dikkate degecek her eyi Miss Wills'in fark ettiginden
eminim."
Sir Charles kukuyla, "Seni mi?" dedi.
Bay Satterthwaite, "imdi sira gle yemeginde," diye aikladi. "Ondan sonra kke gider,
orada bir eyler grenmeye aliiriz."
Sir Charles ona neeyle bakti. "Bu iten sikilmadiginiz, belli, Bay Satterthwaite."
Yali adam, "Cinayet aratirmasi benim iin yeni bir ey degil," dedi. "Bir keresinde arabam
bozuldugu iin kk bir handa kalmam gerekmiti. Issiz bir yerde..." Devam edemedi.
Sir Charles yksek ve berrak bir sesle, "Hi unutmam," diye baladi. "Yillar nce turneye
iktigim zaman..."
Sir Charles kazandi.
Sonbahar gneinin aydinlattigi kk ile bahesi kadar sakin bir yer olmazdi. Yeni klinik
gerideki agalarin arasinda kaliyor ve evden de gzkmyordu.
Sir Charles'la Bay Satterthwaite'i iman bir kadin olan ai Bayan Leckie kariladi. Uygun bir
ekilde siyahlar giymi olan ai hem sulu gzl, hem de gevezeydi. Tabii Sir Charles'i
taniyordu.
"Bunun benim iin ne demek oldugunu herhalde anlamisinizdir, efendim. Beyefendinin
lm... Polisler... Her yere girdiler. Burunlarini sokmadiklari yer kalmadi. Inanir misiniz, p
tenekelerini bile karitirdilar? Ya sorulari? Bitip tkenmek bilmedi o sorular. Ah, bu gnleri de
grecekmiim demek! Doktor ne kadar sakin ve sessiz bir beydi. Ona Sir'lik verildigi zaman
hepimiz pek sevinmi ve gururlanmitik. Ama o polis neler sordu neler. Isterse bamfetti
olsun, ondan "centilmen" diye sz edecek degilim." Bayan Leckie soluk almak iin durdu, sonra
daha anlailir bir ekilde konumaya aliti. "Durmadan sorular sordular. Evdeki hizmetiler
hakkinda. Onlar iyi kizlardir... Hepsi... Evet, Doris sabahlari gereken saatte kalkmiyor. Bu
yzden haftada en aagi bir kere ona ihtarda bulunmak zorunda kaliyorum. Vickie ise biraz
kstah. Ama genlerin iyi yetitirilmi olmalarini bekleyemezsiniz. Artik anneleri onlari bu i
iin iyi yetitirmiyor. Ama bizim kizlarin hepsi de iyidir. Ve hibir polis bamfettii bana bunun
tersini syletemez. Ona 'Kizlarimin aleyhinde bir ey syleyecegimi ummayin,' dedim. 'Onlar
iyi kizlardir. Hele cinayetle bir ilikileri olmasina gelince... byle bir eyi dnmek bile
gnahtir." Bayan Leckie bir an durdu. "Bay Ellis'e gelince, durum baka tabii. Bay Ellis
hakkinda hibir ey bilmiyorum. Onun iin de kendisine kefil olamam. Bay Baker izinli oldugu
iin onu Londra'dan getirttiler. Buranin yabancisiydi."
Bay Satterthwaite sordu. "Baker mi?"
"Bay Baker yedi yildan beri Sir Bartholomew'un uagiydi, efendim. nk zaman Londra'da,
beyefendinin muayenehanesinin de bulundugu Harley Sokagi'ndaki evde aliirdi. Siz onu
hatirliyorsunuz degil mi, efendim?" Sir Charles'a bakiyordu. Aktr baini salladi. Ai
konumasini srdrd. "Sir Bartholomew konuklari gelecegi zaman Bay Baker'i da alip buraya
getirirdi. Fakat son zamanlarda Bay Baker'in sagligi bozulmutu. Sir Bartholomew ona birka
ay iin izin verdi. Deniz kiyisinda bir pansiyona yerletirdi, masraflari kendisi dedi. Doktor pek
iyi ve cmert bir beydi, efendim... Bay Baker'in yerine de, geici olarak Bay Ellis'i aldi. O
bamfettie de syledigim gibi Bay Ellis hakkinda bir bilgim yok. Fakat szlerinden en iyi
ailelerin yaninda alimi oldugu anlailiyordu. Gerekten de kibar bir 'centilmen' gibi
davraniyordu."
Sir Charles umutla sordu. "Onun dikkati ekecek, acayip bir yani yok muydu?"
"Bunu sylemeniz gerekten garip, efendim. nk... Hem vardi, hem yoktu. Bunun ne
oldugunu kesinlikle syleyemeyecegim, ama bir ey vardi..."
Bay Satterthwaite fkeyle, bir olaydan sonra daima byle iddialarda bulunurlar, diye dnd.
Bayan Leckie polisi aagi gryor, ama yine de onlarin etkisinde kalmi. Ellis'in katil oldugu
anlailirsa, Bayan Leckie de onun halinde bir acayiplik oldugunu sezdigini iddia edecek.
"Bir kere kimseyle pek ahbap olmuyordu. Ah, ok terbiyeli ve nazikti. Bir centilmen gibi.
Dedigim gibi ok kibar evlerde alimiti. Ama kimseye sokulmuyor, ogu zaman odasina
kapaniyordu. Sonra... bilmem bunu nasil anlatayim... ey, onda bir ey vardi..."
Bay Satterthwaite, "Onun aslinda bir uak olmadigindan mi kukulandiniz?" dedi.
"Ah, hayir, efendim, uak olarak alimi oldugu belliydi. ok ey biliyordu... stelik
sosyetenin en taninmi kimseleri hakkinda..."
Sir Charles usulca, "Mesela?" diye mirildandi.
Fakat Bayan Leckie mutfak blgndeki dedikodulari tekrarlamak niyetinde degildi. Byle
eyleri uygunsuz bulurdu o.
Bay Satterthwaite kadini yatitirmak iin, "Belki bize uagi tarif edebilirsiniz," dedi.
Bayan Leckie sevindi. "Ah, evet, efendim. Tabii. Saygideger bir grn vardi Bay Ellis'in. Kir
salar ve favoriler. Hafif kamburumsuydu. Kilo almaya balamiti ve bu yzden de
endieleniyordu. Elleri de hafife titriyordu. Ama sandiginiz nedenden degil, ikiye elini bile
srmyordu. Yani bazi tanidigim kimselerden farkliydi o. Gzleri biraz zayifti sanirim, efendim.
nk iiktan rahatsiz olurdu. zellikle parlak iik gzlerinin sulanmasina yol aardi. Bizim
yanimizda gzlk takardi, ama grevdeyken ikarirdi."
Sir Charles, "Belirli bir yara izi var miydi?" diye sordu. "Ya da bir ben? Ya da kirik parmak gibi
bir ey?"
"Ah, hayir, efendim. yle bir ey yoktu."
Sir Charles iini ekti. "Dedektif romanlari gerek hayattan ne kadar stn! Hikyelerde hep
byle bir iz olur."
Bay Satterthwaite, "Ellis'in bir dii eksikmi," dedi.
"yleymi sanirim, efendim. Ama ben fark etmedim."
Bay Satterthwaite biraz da ukalaca bir tavirla, "Felaket gecesi Ellis nasil davrandi?" diye sordu.
"Dogrusu bu bakimdan pek bir ey syleyemeyecegim, efendim. Mutfakta ok iim vardi. Bir
eyi fark edecek durumda degildim."
"Dogru, dogru."
"Beyefendinin ldg haberi gelince hepimiz donup kaldik. Aglamaya baladigimda beni bir
trl susturamadilar. Beatrice'i de yle. Tabii genler zlmekle birlikte bir hayli de
heyecanlanmilardi. Bay Ellis elbette ki bizim kadar zgn degildi. Burada yeniydi. Ama ok
dnceli davrandi. Sarsintiyi atlatabilmemiz iin Beatrice'le bana biraz porto ielim diye israr
etti. Ve dnn, btn o sirada... o alak..." Bayan Leckie bogulur gibi sustu. Gzleri
fkesinden ate saiyordu.
"Anladigima gre uak o gece ortadan kaybolmu?"
"Evet, efendim. Bay Eliis de bizim gibi odasina ekildi. Sabah onu bulamadilar. Tabii polis de
bu yzden ondan kukulandi."
"Evet, aptallik etmi. Onun evden nasil ayrildigini biliyor musunuz?"
"Hayir, hi bilmiyorum, efendim. Anlailan polis btn gece kk gzetlemi. Bay Ellis'in
gittigini de grmemiler. Ama tabii polis de bizim gibi insan. Yine de birtakim tavirlar takiniyor,
bir centilmenin evine girerek etrafi karitiriyorlar."
Sir Charles, "Gizli bir geitten sz edildigini duydum," dedi.
Bayan Leckie burnunu ekti. "Polis yle diyor."
"Gerekten byle bir geit var mi?"
Bayan Leckie ll bir sesle, "Bundan sz edildigini duydum," diye mirildandi.
"Geidin giri yerinin nerede oldugunu biliyor musunuz?"
"Hayir, bilmiyorum, efendim. Gizli geitler ho eylerdir herhalde, efendim, fakat bunlardan
mutfak blgnde sz edilmemesi daha dogru olur. nk kizlarin birtakim isteklere
kapilmalarina yol aar. Gizli geitten diari kaivermeyi dnmeye balarlar. Benim kizlarim
arka kapidan gider gelirler. Bylece ben de onlarin nerede olduklarini bilirim."
"ok gzel, Bayan Leckie. ok akillisiniz."
Bayan Leckie, Sir Charles'in bu vgs karisinda hindi gibi kabardi.
Aktr, "Acaba diger hizmetilere de bir iki soru sorabilir miyiz?" diye ekledi.
- 62-
"Tabii, efendim. Ama onlar da size daha fazla bir ey syleyemeyecekler."
"Ah, biliyorum. Ben onlara Ellis'ten ok Sir Bartholomew hakkinda bazi eyler sormak
istiyordum. O geceki hali filan. Bildiginiz gibi o benim arkadaimdi."
"nce kimi agirayim, efendim?"
"Doris'i grmek isterim."
Fakat Bayan Leckie kideme inanan bir kadindi. Onun iin nce yukarki kat hizmetisi Beatrice'i
agirdi. Uzun boylu, siska, fazla saygideger, incecik dudakli bir kadindi.
Sir Charles nemsiz birka sorudan sonra sz felaket gecesi gelen konuklarin davranilarina
getirdi. ok sarsilmilar miydi? Ne demi ya da yapmilardi?
Beatrice biraz canlanir gibi oldu. "Miss Sutcliffe ok sarsildi. Iyi kalpli bir hanimefendidir. Daha
nce de burada kalmiti: Kendisine konyak veya iyi demli bir ay getirebilecegimi syledim.
Ama beni dinlemek bile istemedi. Aspirin aldi. Uyuyamayacagin-dan emindi. Oysa ertesi sabah
kendisine ayini gtrdgm zaman ocuk gibi miil miil uyuyordu."
"Ya Bayan Dacres?"
"O hanimi hibir eyin sarsacagini sanmiyorum." Beatri-ce'in sesinden, Cynthia Dacres'i hi
sevmedigi anlailiyordu. "Yalnizca bir an nce buradan uzaklamak iin sabirsizlaniyordu. Iinin
zarar grecegini sylyordu. Bay Ellis'in syledigine gre onun Londra'da byk bir modaevi
varmi."
"Ya kocasi?"
Beatrice burnunu ekti. "Sinirlerini konyakla yatitirmaya aliti. Ya da sinirlerini bsbtn
bozdugu da sylenilebilinir."
"Ya Lady Mary Lytton - Gore?"
Beatrice'in sesi yumuadi. "O ho bir hanimefendi. Byk teyzem Lady'nin babasinin
atosunda aliirdi. Duyduguma gre Lady Mary genliginde pek gzelmi. Kizi da pek ho bir
kk hanim. Tabii Sir Bartholomew^ ok iyi tanimiyorlardi. Fakat ok zldler."
"Miss Wills?"
Beatrice yine biraz soguklati. "Miss Wills'in bu konuda ne dndgn bilemem."
Sir Charles, "Onun hakkindaki dncelerinizi de mi bilmiyorsunuz?" diye sordu. "Haydi,
Beatrice. Biraz yumuayin."
Umulmadik bir glmseyi, Beatrice'in tahtayi andiran yanaklarini yumuatti. Sir Charles'in
tavirlarinda sevimli bir okul grencisini hatirlatan bir eyler vardi. Her gece tiyatro seyircilerini
etkileyen o sevimlilige Beatrice de dayanamadi. "Bilmiyorum ne anlatmami istiyorsunuz,
efendim?"
"Sadece Miss Wills hakkinda dndklerinizi ve hissettiklerinizi anlatin."
"Anlatilacak bir ey yok, efendim. Hibir ey yok. Yalniz..." Beatrice durakladi.
"Devam edin."
"O digerleriyle ayni tabakadan sayilmazdi, efendim. Biliyorum, bu elinde olan bir ey degildi."
Beatrice bir an durdu, sonra ekledi. "Fakat o gerek bir lady'nin yapmayacagi eylere kalkiti.
Her eye burnunu soktu. Her tarafi eeledi."
Sir Charts onun bu szlerini daha da geniletmesini istedi. Fakat Beatrice bunu baaramadi.
Sadece Miss Wills'in zerine vazife olmayan eylere burnunu soktugunu syledi.
Sonunda onu zorlamaktan vazgetiler.
Bay Satterthwaite, "Gen Bay Manders beklenmedik bir anda degil, degil rri?" dedi.
"Evet, efencim. Kapici kulbesinin yakininda motosikletiyle kazaya ugramiti Burada kazaya
ugradigi iin ansli oldugunu syledi. Tabii ev doluydu, fakat sekreter Miss Lyndon onun iin
kk alima odasina yatak yaptirtti."
"O gelince herkes airdi mi?"
"Ah, evet, efendim. Tabii."
Beatrice'e Ellis'i de sordular. "Ben onu pek az grdm. Tabii yle kamasi kt oldu. Ama o
neden beyefendiye ktlk yapmak istesin? Bunu anlayamiyorum. Kimse de anlayamiyor
zaten."
"Kendisi nasildi? Yani doktor? Konuklarini sabirsizlikla mi bekliyordu? Dnceli miydi?"
"ok neeliydi, efendim. Sanki bir aka yapmaya hazirlaniyormu gibi kendi kendine
glyordu. Hatta onun Ellis'e takildigini da duydum. Oysa Bay Baker'a byle bir ey hi
yapmazdi. Sir Bartholomew hizmetkrlara hep biraz serte davranirdi. ok iyiydi, ama
otoriterdi. Fazla konumazdi."
Bay Satterthwaite heyecanla sordu. "Sir Bartholomew, Ellis'e ne dedi?"
"Szlerini kelimesi kelimesine hatirlamiyorum, efendim. Bay Ellis telefonda bir haber almiti.
Beyefendi iin, Sir Bartholomew ona isimleri iyi anlayip anlamadigini sordu. Bay Ellis de, tabii
saygiyla, 'ok iyi anladim, efendim. Bundan eminim,' dedi. Doktor o zaman gld. 'Sen iyi bir
adamsin, Ellis,' diye cevap verdi. "Birinci sinif bir uaksin... E, Beatrice, sen ne dersin?
Beyefendi byle konutugu iin ok airmitim. Hali her zamankinden o denli farkliydi ki! Ne
syleyecegimi bilemedim."
"Ya Ellis?"
"Sanki bu szleri begenmemi gibi bakiyordu o, efendim. Sanki baka evlerde byle bir
davrania alimami gibi. Hali soguktu."
Sir Charles sordu. "Telefonla verilen haber neyle ilgiliydi?"
"Haber mi, efendim? Ha, evet. Klinikten telefon etmilerdi. Yeni bir hasta gelmiti. Onun
yolculuktan rahatsiz olmadigini bildiriyorlardi."
"Hastanin adini hatirliyor musun?"
"Acayip bir isimdi." Beatrice durakladi. "Bayan de Rushbrid-ger... ya da byle bir ey."
Sir Charles, "Ah, evet," diye mirildandi. "Telefonda kolaylikla anlailacak bir isim degil. ok
teekkr ederiz, Beatrice. Belki artik Doris'le konuabiliriz."
Beatrice odadan ikinca Sir Charies'ia Bay Satterthwaite birbirlerine baktilar.
"Miss Wills zerine vazife olmayan yerlere burnunu sokmu. Bay Dacres sarho olmu. Bayan
Dacres sakinmi. Bunlar nemli mi? Hi sanmiyorum."
Bay Satterthwaite baini salladi. "Aslinda fazla bir ey grenemedik."
"Doris'in bize yardimci olacagini umalim."
Doris otuz yalarinda, kara gzl, nazli bir kadindi. Ama konumaya da merakliydi.
"Ben Bay Ellisin olayla bir ilgisi oldugunu sanmiyorum. O tam bir beyefendiydi. Polis, Bay
Ellisin alelade bir sabikali oldugunu syledi. Ama onun yle bir insan olmadigindan eminim."
Sir Charles sordu. "Yani onun gerekten alelade bir uak olduguna inaniyor musunuz?"
"Bay Ellis alelade bir uak degildi, efendim. Kendisi imdiye kadar birlikte alitigim uaklardan
farkliydi. Ii baka trl ayarliyordu."
"Fakat onun Sir Bartholomew'u zehirledigini sanmiyorsunuz."
"Ah, efendim, bunu nasil yapmi olabilir? Ben de onunla birlikte konuklara servis yapiyordum.
Beyefendinin yemegine zehir karitirsaydi, bunu kesinlikle grrdm."
"Ya ikisine?"
"Iki servisini Bay Ellis yapti, efendim. nce orbayla birlikte seri. Sonra Alman arabi ve
klaret. Fakat bu ii nasil baarmi olabilir, efendim? araba bir ey karitirsaydi, o zaman
herkes zehirlenirdi. Yani o araptan imi olanlar. Beyefendi herkesten farkli bir ey yemedi
de, imedi de. Porto bakimindan da durum ayni. Btn beyler porto itiler. Hanimlarin bazilari
da."
"arap kadehleri bir tepsiye konularak gtrld, degil mi?"
"Evet, efendim. Ben tepsiyi tuttum, Bay Ellis de kadehleri dizdi. Sonra tepsiyi ben mutfaga
gtrdm. Polis geldigi sirada kadehler hl oradaydi. Porto kadehleri ise sofradaydi, efendim.
Ve polis hibir ey bulamadi."
"Doktorun akam yemeginde misafirlerinden farkli bir ey yemediginden veya imediginden
emin misiniz?"
"Ben byle bir ey grmedim, efendim. Beyefendinin farkli bir ey yiyip imediginden eminim."
"Misafirlerden biri ona bir ey vermedi mi?"
"Ah, hayir, efendim."
"Gizli geit konusunda bilginiz var mi, Doris?"
"Bahivanlardan biri bana byle bir eyden sz etti. Geidin ucu koruya, oradaki yikintilarin
arasinda bir yere ailiyormu. Fakat bu evde geidin kapisi olabilecek bir yer hi grmedim."
"Ellis de bu konuda bir ey sylemedi mi?"
"Ah, hayir, efendim. Onun geitten haberi oldugunu sanmiyorum."
"Sizce beyefendiyi kim ldrm olabilir, Doris?"
"Bilmiyorum, efendim. Beyefendiyi birinin ldrdgn de sanmiyorum. Herhalde bir kazaydi."
"Him... Teekkrler, Doris."
Kadin odadan ikinca Sir Charles, "Babbington da ldrlmemi olsaydi, Doris'i katil olarak
seebilirdik," diye mirildandi. "Gzel bir kadin. Sofrada da servis yapmi... Hayir, bu olacak
gibi degil. Babbington bir cinayete kurban gitti. Zaten Tollie gzel kadinlarin pek de farkina
varmazdi. apkin degildi o."
Bay Satterthwaite dnceli bir tavirla, "Fakat o elli be yaindaydi," dedi.
"Neden byle sylyorsunuz?"
"Bir erkek o yatayken bir kadina ilgincasina ik olabilir. Daha nce baindan byle bir ey
gememi olsa bile."
"Satterthwaite! Ben de elli beime basmak zereyim." Yali adam, "Biliyorum," dedi.
Gzlerindeki alayci piriltiyi fark eden Sir Charles bakilarini ondan kairdi. airmi ve utanmi
bir hali vardi. Sir Charles'in kizarmasinin iyice zevkini ikaran Bay Satterthwaite, "Ellis'in
odasini aratiralim mi?" diye sordu.
Aktr hemen bu firsattan yararlandi. "ok gzel, ok gzel. Ben de ayni eyi syleyecektim."
"Tabii polis odayi oktan iyice aratirdi."
"Polis..." Gizli Servisin bai Aristede Duval bir iaretiyle polisi aagi grdgn belirtiverdi. O
utan dolu ani unutmak isteyen Sir Charles, rolne canla bala girdi. "Polisler aptal. Onlar
Ellis'in odasinda ne aradilar? Suun delillerini. Biz ise onun susuzlugunun delillerini
arayacagiz. Bu tmyle baka bir ey."
"Ellis'in susuz olduguna inaniyor musunuz?"
"Babbington bakimindan hakliysak, o zaman Ellis'in de susuz olmasi gerekir."
"Evet, tabii..."
Ellis'i odasi ilk bakita yle ilgi ekici ipulari bulunacak bir yere benzemiyordu. Dolap ve
ekmecelerdeki giyecekler dzenli bir ekilde yerletirilmiti. Elbiseler iyi dikilmi eylerdi.
Ilerinde degiik terzilerin adlari vari. Bunlari Ellis'e degiik evlerdeki efendilerinin vermi
oldugu anlailiyordu. amairlar da ayni durumdaydi. Uagin potinleriyse dikkatle cilalanmi ve
ilerine kaliplar sokulmutu.
Bay Satterthwaite potinlerden birini aldi. "Kirk bir numara... Kirk bir..." Fakat bu olayda ayak
izleri bulunmadigi iin bu bilginin bir ie yarayacagi yoktu.
Ellis'in uak kiligini bulamadilar. Bundan da adamin o kiyafetle kami oldugu anlailiyordu.
Bay Satterthwaite, Sir Char-les'a bunun ilgi ekici bir nokta oldugunu syledi.
"Akilli bir insan alelade bir elbise giyerdi."
"Evet, bu durum gerekten garip. Sanki... adam buradan hi kamami gibi... Ama tabii bu da
gln."
Aratirmalarina devam ettiler. Odada ne bir mektup vardi, ne de bir kgit.
Sir Charles, "Bu da garip," dedi.
"Neden?"
"Herkes bir iki mektup yazar."
"Eger sabikaliysa yazmaz."
"Evet. Belki de siz haklisiniz. Ellis'in byle kamasina bakilirsa gemii biraz karanlik bir adam
olmali. Fakat Ellis'in Tol-lie'yi ldrmedigini syleyebiliriz."
Btn abalarina ragmen hibir ey bulama r. Dedektiflere has o heyecanlari biraz snmt.
Herhalde byle eylerin romanlarda daha iyi ayarlandigini dnyorlardi.
Sonunda kkten ayrildilar.
Bahede agir agir ilerlerken Sir Charles, "E, Satterthwaite," dedi. "Dikkatinizi eken bir ey var
mi?"
Bay Satterthwaite dnd. abucak cevap verecek degildi. zellikle dikkatini bir eyin ekmi
olmasi gerektigini dndg iin.
Sir Charles sabirsizca tekrarladi. "E?"
Bay Satterthwaite istemeye istemeye itiraf etti. "Hi... Yalniz... bir ey var..." Durakladi.
"Evet? Syleyin! Her eyin yarari olur."
"Sir Bartholomew'un uagina yle takilmasi bana biraz garip geldi. Hizmetilerin sylediklerini
biliyorsunuz. Bu Sir Bartholomew'un eski davranilarina hi uymuyor."
Sir Charles kelimelere basa basa, "Hem de hi uymuyor," dedi. "Tollie'yi ok iyi tanirdim.
Sizden ok daha iyi. O yle akaci bir insan degildi. Hibir zaman yle konumazdi. Fakat...
belki de o sirada... o sirada normal degildi. Herhangi bir nedenden dolayi... Haklisiniz,
Satterthwaite. Bu nemli bir nokta. Ama bu ne iimize yariyor?"
Bay Satterthwaite, "ey..." diye baladi. Fakat aslinda Sir Charles'in bu soruyu laf olsun diye
sordugu belliydi. O Bay Sat-terthwaite'in dncelerini grenmek degil, kendi fikirlerini
aiklamak istiyordu.
"O olayin ne zaman oldugunu hatirliyor musunuz? Ellis, Tol-lie'ye telefon haberini getirdigi
zaman. Toilie'nin o acayip neesinin nedeni bu telefon haberi olmali. Hizmetiye haberin neyle
ilgili oldugunu sordum, bildiginiz gibi."
Bay Satterthwaite o noktaya kendisinin de dikkat etmi oldugunu belirtmek iin baini salladi.
"Telefon haberi, klinige gelen Bayan de Rushbridger'la ilgiliymi. Ama bu pek de heyecan verici
bir eye benzemiyor."
"Gerekten yle. Fakat kurdugumuz mantik dogruysa, o haberin bir nemi de olmali."
Bay Satterthwaite kukuyla, "Eveeet," diye mirildandi.
Sir Charles, "Muhakkak," dedi. "Bunun ne oldugunu grenmemiz gerekiyor. Belki de ifreli bir
haberdi. Grnte alelade, zararsiz bir haber. Ama aslinda anlami tamamiyla bakaydi. Belki
Tollie dndgmz gibi Babbington'un lmn aratiriyordu. Ve bu haberin de o olayla bir
ilikisi vardi. Hatta Tollie belki de zel bir dedektif tutmutu. Bazi eyleri grenmesi iin. Belki
de Tollie dedektife, 'u ya da bu kukularimin gerek oldugunu anladiginiz anda bana telefon
edin,' demiti. 'Ve bana u mealde bir haber yollayin. Bylece telefonu aan kimse iin
iyzn anlayamaz.' Bu Toilie'nin neden neeli oldugunu da izah eder. Ellis'e ismi iyi anlayip
anlamadigini sormasini da. Toilie'nin davranilari, olmayacak bir tahminde bulunan ve sonra
bunun dogru oldugunu grenen bir insaninkine uyuyor."
"Siz Bayan de Rushbridger diye birinin olmadigina mi inaniyorsunuz?"
"Bunu kesinlikle grenmemiz gerekiyor."
"Nasil?"
"Hemen klinige gidip bahemireye sorabiliriz."
"Kadin bunu acayip bulabilir."
Sir Charles gld. "Siz o ii bana birakin."
Dnerek klinige dogru yrmeye baladilar.
Bay Satterthwaite, "Ya siz, Sir Charles?" diye sordu. "Sizin dikkatinizi eken bir nokta da var
mi? Yani kktekilerle yaptigimiz konumalar sirasinda..."
Sir Charles agir agir cevap verdi. "Evet, bir ey var... Ama iin kts, bunun ne oldugunu
hatirlayamiyorum..."
Yali adam aktre akinlikla bakti.
Sir Charles kalarini atti. "Bunu nasil anlatsam, bilmem ki! Bir ey vardi. O anda bana
yanlimi gibi geldi... Ya da olamayacak bir eymi gibi... Ama o sirada bunu dnecek
zamanim yoktu. Konuyu kafamda bir tarafa ittim."
"Ve imdi bunun ne oldugunu hatirlayamiyorsunuz."
"Evet. Sadece o anda, 'Ite bu ok garip,1 diye dndgm hatirliyorum."
"Hizmetileri sorguya ektigimiz sirada mi oldu? Hangi hizmetiyi?"
"Size hatirlayamadigimi syledim. Ne kadar dnrsem, hafizam o kadar bulaniklaiyor. Eger
dnmezsem, belki birdenbire aklima gelir."
Byk beyaz bir bina olan klinige geldiler. Burasi kkn bahesinden bir parmaklikla
ayrilmiti. Iki adam kapiya ilerlediler. Zili alarak bahemireyi grmek istediklerini sylediler.
Bahemire uzun boylu, orta yali, zeki ve becerikli bir kadindi. Sir Charles'in, Sir
Bartholomew'un arkadai oldugunu bildigi de belliydi. Sir Charles ingiltere'ye yeni dndgn,
arkadainin lmnn kendisini ok sarstigini anlatti. Bahemire de Sir Bart-hoiomew'un
kendileri iin byk bir kayip oldugunu syledi.
Sir Charles, "Bartholomew'un bu klinikle ok vndgn biliyorum," dedi.
"Evet. Tedavileri ok baarili oluyordu."
"Buraya daha ok sinir hastalari geliyordu, degil mi?"
"Evet."
"Ah, imdi aklima geldi... Monte Carlo'da tanitigim birinin akrabasi da bu klinige gelecekti.
Kadinin adini unuttum. Garip bir isimdi. Rush... Rushbridger... byle bir ey."
"Bayan de Rushbridger'i mi kastediyorsunuz?"
"Tamam. O imdi burada mi?"
"Ah, evet. Ama korkarim sizi grmesi mmkn degil. Daha bir sre de gremeyecek. Siki bir
dinlenme tedavisi uygulaniyor ona." Bahemire sevimli sevimli glmsedi. "Mektup da yok,
heyecan uyandiracak ziyaretiler de."
"Ah, durumu ok mu kt?"
"Bir sinir krizi geirmi. iddetli sinir zafiyeti... Zaman zaman hafiza kaybi... Ama onu zamanla
iyiletirebilecegimizden emin olabilirsiniz." Bahemire kesin bir tavirla baini salladi.
"Durun bakayim?... Tollie... Sir Bartholomew bana ondan sz etmemi miydi? Kadin onun hem
hastasi, hem de ahbabiydi sanirim."
"Pek sanmiyorum, Sir Charles. Daha dogrusu doktor bana byle bir ey sylemedi. Bayan de
Rushbridger son zamanlarda Bahama'dan gelmi."
"Kocasiyla birlikte mi?"
"Hayir. O hl Bahama'da."
"Ah, anliyorum. Herhalde kadini baka biriyle karitiriyorum. Bu doktorun zellikle ilgilendigi
bir olaydi sanirim."
"'Amnezi' olaylarina olduka sik rastlaniyor. Ama tabii bunlar bir doktor iin daima ilgi ekici
eylerdir. Yani bu olaylarin gsterdikleri degiiklikler. Hibiri bir digerine benzemez."
"ok garip... Neyse ok teekkr ederim. Sizinle konumak beni sevindirdi. Tollie'nin size ne
kadar deger verdigini biliyordum." Sir Charles gzn kirpmadan yalan sylyordu. "Sizden sik
sik sz ederdi."
Bahemire kizardi. "Buna ok sevindim. Mkemmel bir insandi. lm bizim iin zlecek bir
kayip. ok airdik, adeta donduk kaldik. Cinayet? Ben, 'Doktor Strange'i ldrmeyi kim ister?'
dedim. Inanilmayacak bir ey bu. Ahlaksiz uak. Polisin onu yakalayacagini umarim."
Sir Charles kederle baini salladi. Klinikten ayrildilar. Bay Satterthwaite, bahemireyle yapilan
konuma sirasinda ikinci plana atilmasinin acisini ikardi. Oliver Manders'in kaza geirdigi yeri
ilgiyle izledi. Orta yali, fazla zeki olmayan bir adam olan kapiciyi sorguya ekti.
Evet, gen bey orada, duvarin yikik oldugu yerde kazaya ugramiti. Gen centilmen
motosikletliydi. Hayir, kendisi olayi grmemiti. Yalniz grlty duymu, ne oldugunu
anlamak iin diari ikmiti. Gen bey urada duruyordu. Yaralanmi gibi bir hali yoktu. Sadece
zntyle motosikletine bakmaktaydi. Motosiklet berbat haldeydi. Kkn kime ait oldugunu
sormu, Sir Bartholomew'un adini duyunca, "Ah, ansim yine biraz yardim ediyor," demiti.
Sonra kke gitmiti. ok sakin bir gence benziyordu. Yalniz yorgun gibi bir hali vardi.
Aikasi, kazaya neyin sebep oldugu anlailacak gibi degildi. Ama bazen motosiklet veya
arabalarda bir bozukluk oluyordu tabii.
Bay Satterthwaite dnceli bir tavirla mirildandi. "Acayip bir kaza bu..." Geni ve dmdz
uzanan yola bakiyordu. Bir motosikletlinin birdenbire dnerek duvara toslamasina neden
olacak bir viraj ya da tehlikeli bir drt yol agzi da yoktu burada. Evet, gerekten acayip bir
kazaydi.
Sir Charles merakla sordu. "Ne dnyorsunuz, Satterth-waite."
Bay Satterthwaite. "Hi," dedi. "Hi..."
Sir Charles da kaza yerine akin bir tavirla bakiyordu. "Gerekten acayip..."
Bay Satterthwaite'in arabasina binerek uzaklatilar.
Yali adam derin dncelere dalmiti. Bayan de Rushbrid-ger, Sir Charles'in varsayimina
uymuyordu... O telefon konumasi ifreli bir haber degildi.
Sir Charles birdenbire, "Satterthwaite," diyerek onu daldigi dncelerden uyandirdi. "Geri
dnebilir miyiz?" Yali adamin cevabini beklemeksizin ofre emir verdi.
Bay Satterthwaite sordu. "Ne var?"
Sir Charles, "Bana neyin acayip geldigini imdi hatirladim," dedi. "Uagin odasinda, yerde bir
mrekkep lekesi vardi."
Bay Satterthwaite arkadaina hayretle bakti. "Mrekkep lekesi mi? Ne demek istiyorsunuz?"
"Onu siz de grdnz m? Hatirliyor musunuz?"
"Evet, yerde bir mrekkep lekesi vardi."
"Yerini de hatirliyor musunuz?"
"Hayir... Pek kesinlikle hatirlamiyorum."
"minenin yanindaki sprgelige yakindi."
"Ah, evet. imdi hatirladim."
"O mrekkep lekesi nasil oldu dersiniz, Satterthwaite?"
Yali adam bir iki dakika dnd. "Byk bir leke degildi. Devrilen bir mrekkep iesinin
sebep oldugunu sanmiyorum. Herhalde adam dolmakalemini oraya drd. Bildiginiz gibi,
odada mrekkep kalemi yoktu." Bay Satterthwaite bir taraftan da, benim de bazi eyleri ok
iyi hatirladigimi anlayacak, diye dnyordu. Ekledi. "Onun iin adamin bir mrekkep kalemi
olmasi gerekir."
"Evet, tamam, Satterthwaite. Tabii bu mrekkep lekesinin nemli olup olmadigini bilmiyorum.
Onun iin geri dnp odaya tekrar bakmak istiyorum."
Be dakika sonra Ellis'in oda kapisini ierden sikica kapatiyorlardi.
Sir Charles, "Budalalik edip etmedigim imdi anlailacak," diye mirildandi. "Bir ey bulabilecek
miyiz?"
Bay Satterthwaite iin iin aktrn fikrini pek sama buluyordu, ama bunu aik aik
sylemeyecek kadar nazik bir adamdi. Yataga ilierek onu seyretmeye baladi.
Sir Charles ayagiyla lekeyi iaret etti. "Ite, mrekkep lekemiz burada. Sprgeligin hemen
yakininda... Yazi masasindan ok uzakta. Bir insan dolmakalemini hangi artlar altinda buraya
drr?"
Bay Satterthwaite, "Insan kalemini her yere drebilir," diye cevap verdi.
Sir Charles baini salladi. "Tabii onu kaldirip kariya da firlatabilir. Ama insan dolmakalemini
ogu zaman byle hor kullanmaz. Bilmem... Dolmakalemler ok i sikici eylerdir. Tam acelen
varken kurur, yazi yazmazlar. Belki de esrarin zm bu. Ellis fkelendi ve, "Allah cezasini
versin!" diye bagirarak kalemi firlatip atti."
Sir Charles odanin ortasinda durdu. Birdenbire derin bir soluk aldi.
Bay Satterthwaite ise bir dakika sonra Sir Charles'in sanatinda ne kadar baarili oldugunu bir
kere daha anladi. Aktr imdi kendini Uak Ellis'in yerine koymutu.
Masanin baina geerek yazmaya baladi. Sinsi bir hali vardi. Arada sirada baini kaldirarak
gzlerini abucak etrafta dolatiriyordu. Sonra birdenbire sanki bir ey duymu gibi dik-leti.
Bay Satterthwaite onun ne iittigini tahmin edebiliyordu. Ayak sesleri... Koridordan biri
geliyordu. Uagin korktugu veya gocundugu bir ey vardi. Bu ayak seslerine de kendince belirli
bir anlam vermiti. Ayaga firladi. Bir elinde yazi yazdigi kgit, digerinde ise dolmakalem vardi.
mineye dogru atildi. Baini evirmi hl etrafi dinliyordu. Korkuya kapilmiti ve tetikteydi.
Kgidi minedeki gaz sobasinin altina tikmaya aliti, iki elini birden kullanabilmek iin
dolmakalemi aceleyle atti. Sir Charles'in kalemi tam o mrekkep lekesinin oldugu yere dt.
Bay Satterthwaite aktr bol bol alkiladi. "Bravo!" Sir Charles roln yle ustalikla oynamiti
ki, yali adam artik Ellis'in ancak bu ekilde davranmi olabilecegine inaniyordu.
Sir Charles, Ellis roln bir tarafa birakti. "Grdnz m? Adam polisin geldigini duydu... Ya da
polis sandigi birinin... Yazdigini bir yere saklamak zorundaydi. Nereye saklayacakti onu?
ekmeceye veya yatagin altina gizleyemezdi. Polis odayi aradigi anda hemen bulurdu. Yerdeki
tahtalardan birini kaldiracak kadar zamani yoktu. Hayir, tek umudu minedeki gaz sobasinin
altiydi."
Bay Satterthwaite, "imdi sira gaz sobasinin altinda bir eyin sakli olup olmadigina bakmakti,"
dedi.
"Tabii. Ama Ellis bo yere telalanmi oldugunu anlami ve kgidi sakladigi yerden almi
olabilir. Biz yine de her eyin yolunda gidecegini ummaliyiz."
Sir Charles ceketini ikararak, gmleginin kollarini sivadi. Yere uzandi, sobanin altindaki dar
araliga bakti. "Orada bir ey var... Ama onu nasil ikaracagiz? Kadinlarin apkalarina taktiklari
uzun ignelere benzer bir ey olsaydi..."
Yali adam kederle, "Artik hanimlar apkalarina igne takmiyorlar," diye aikladi. "Ama belki bir
aki ie yarar."
aki da ie yaramadi.
Sonunda Bay Satterthwaite, Beatrice'e giderek ondan bir rg iini dn aldi. Bu ii
kolaylatirdi gerekten. Sir Charles bylece sobanin altindan alti tane buruuk yazi kgidi
ikardi. Bunlar telala buruturulup oraya tikilmiti.
Aktrle Bay Satterthwaite gitgide artan bir heyecanla kgitlari dzelttiler. Bunlarin bir mektup
iin yapilan taslaklar oldugu belliydi. Ellis ufak, muntazam harflerle, adeta ktip yazisiyla
denemeler yapmiti, ilk taslak yle baliyordu:
"Bu mektubu yazan kimse i sikici durumlara neden olmayi istememektedir. Belki bu gece
grdgn sandigi 'ey' konusunda da yanilmaktadir."
Ellis'in burada, yazdiklarini begenmeyip yeniden baladigi anlailiyordu:
"Uak John Ellis saygilarini sunar ve bildigi bazi eyleri polise bildirmeden nce bu geceki
felaketle ilgili kisa bir grme yapmanin kendisini sevindirecegini aiklar..."
Uak bunu da begenmemi, yeni bir deneme yapmiti.
"Uak John Ellis, doktorun lmyle ilgili bazi bilgilere sahiptir. Bu bilgileri henz polise
aiklami degildir..."
Ondan sonraki taslakta Ellis nc ahsin agzindan yazmaktan vazgemiti.
"Paraya ok ihtiyacim var. Bin sterlin durumumun degimesini hemen saglayacaktir. Polise
aiklayabilecegim bazi eyler var. Fakat kimsenin baini derde sokmak istemiyorum..."
Sonuncu mektup daha da aik aik yazilmiti.
"Ben doktorun nasil ldgn biliyorum. Polise... henz... bir ey sylemedim. Benimle
buluursaniz..."
Bu mektup digerlerinden farkli bir ekilde sona ermiti. "Buluursaniz," kelimesinden sonra
kalem kaymiti. Ellis'in tam bunu yazarken kendisini endielendiren bir ey duymu oldugu
anlailiyordu. Kgitlari buruturmu ve saklamaya alimiti.
Bay Satterthwaite derin bir soluk aldi. "Sizi kutlarim, Sir Charles. Mrekkep lekesi konusundaki
nsezileriniz sizi yaniltmami. Bravo! imdi bu durumu inceleyelim." Bir an durdu. "Ellis
tahmin ettigimiz gibi ahlaksizin biri. Katil degil o. Fakat Sir Bartholomew'u kimin ldrdgn
biliyor. Ve katile antaj yapmaya hazirlaniyor."
Sir Charles onun szn kesti. "Katilin kadin mi, yoksa erkek mi oldugunu bilmiyoruz. Ne
kizilacak durum! Ellis neden mektuplardan birine, 'Beyefendi,' veya 'Hanimefendi,' diye
balamadi, bilmem ki? O zaman hi olmazsa bir adim daha atmi sayilirdik. Ellis'in artist bir
yn varmi anlailan. antaj mektubu iin bir hayli aba harcami. Bize bir ipucu biraksaydi...
Kck, basit bir ipucu... Yani... mektubu kime yazdigini belirtseydi..."
Yali adam, "Neyse," dedi. "Yine de ilerleme gstermi sayiliriz. Bu odada Ellis'in susuz
oldugunu kanitlayacak bir eyler bulmamiz gerektigini sylemitiniz. Hatirliyor musunuz? Ite
o kaniti bulduk. Bu mektuplar onun susuz oldugunu gsteriyor. Yani cinayeti onun
ilemedigini. O baka bakimlardan aagilik bir yaratikmi, ama Sir Bartholomew'u o
ldrmemi. Bakasinin ii bu. Babbington'u ldren caninin ii. Artik polis de bizim fikrimizi
kabul edecektir."
Sir Charles, "Onlara bu mektuplari aiklayacak misiniz?" diye sordu. Sesi honutsuzdu.
"Baka ne yapabiliriz?"
Sir Charles yataga oturdu. "ey... bilmem bunu en iyi ekilde nasil anlatacagim? u anda
baka hi kimsenin bilmedigi bir ey grendik. Polis, Ellis'i ariyor. Onun katil oldugunu
saniyorlar. Bu durumu herkes de biliyor. Onun iin de asil katil bu ara herhalde kendini
gvende hissediyor. Tabii kendisini kapip koyuvermeyecek. Ama u anda rahat... Bu durumu
altst etmek hata olmaz mi? Bu bizim iin tam firsat. Ancak bu ekilde Babbington'la o lis-
tedekilerden biri arasindaki bagi bulabiliriz. Onlar birinin ikip Tol-lie'nin lmyle rahibinkini
birbirine bagladigini bilmiyorlar. Kukulanmiyorlar da. Byle bir firsat insanin eline binde bir
geer."
Bay Satterthwaite, "Ne demek istediginizi anliyorum," diye cevap verdi. "Ve ben de sizinle ayni
fikirdeyim. Bu gerekten bir firsat. Ama yine de, bu firsattan yararlanmamiz dogru olmaz.
Birer vatanda olarak, gredigimiz eyleri hemen polise bildirmek zorundayiz. Delilleri onlardan
saklamaya hakkimiz yok."
Sir Charles ona alayla bakti. "Iyi bir vatanda rnegisiniz, Satterthwaite. Evet, herhalde
sylediklerinizin yapilmasi gerekir. Ama ben sizin kadar Iyi bir vatanda degilim. Bu bilgiyi de
bir iki gn pekl kendime saklayabilirim... Bir iki gn! Ne dersiniz? Hayir mi? Pekl. Boyun
egmekten baka arem yok. Yasanin destekileri roln oynayalim o halde."
Yali adam, "Bildiginiz gibi," diye aikladi. "Albay Johnson benim ahbabim. Bu konuda bize ok
da iyi davrandi. Polisin ne yaptigini aikladi. Bilgi verdi."
Sir Charles iini ekti. "Ah, haklisiniz. Ama aslinda benden baka kimse de gaz sobasinin altina
bakmayi akil edemedi. O kalin kafali polisler bunu dnemediler bile. Ama istediginiz gibi
olsun... Satterthwaite, Ellis imdi nerede dersiniz?"
Yali adam, "Herhalde istedigi parayi elde etti," dedi. "Ona ortadan kaybolmasi iin para
verdiler. Ellis de ustalikla ortadan kayboldu."
Sir Charles, "Evet," diye mirildandi. "Herhalde yle oldu..." Hafife titredi. "Bu oda houma
gitmiyor, Satterthwaite. Gidelim buradan."
Sir Charles'la Bay Satterthwaite ertesi akam Londra'ya dndler.
Albay Johnson'la yaptiklari konumada ok diplomata davranmak zorunda kaldilar.
Bamfetti Crossfield'in, yardimcilarinin bulamadigi eyi Londra'li iki 'centilmenin ortaya
ikarmalarindan hi memnun olmadigi belliydi.
Mektuplari bulmalarinin bir yarari olmami degildi. Albay Johnson, Loomouth polisiyle temasa
gemeye karar verdi. Rahip Leonard Babbington'un lmnn yeniden incelenmesi
gerekiyordu.
Arabayla Londra'ya dogru giderlerken Sir Charles, "Eger rahibin nikotinden zehirlenerek ldg
ortaya ikarsa, Crosffield bile o zaman bu iki lmn birbirine bagli oldugunu kabul eder,"
dedi. Aktr mektuplari polise verdikleri iin hl biraz fkeliydi.
Bay Satterthwaite mektuplarin gazetecilere aiklanmayacagini syleyerek onu teselliye de
alimiti. "Onun iin sulu da endieye kapilmayacak. Ellis'i aramaya da devam edecekler."
Sir Charles da istemeye istemeye bunun dogru oldugunu itiraf etmiti.
Londra'ya eritikleri zaman Sir Charles, Bay Satterthwa-ite'e, "Egg'i grmek istiyorum," diye
aikladi. "Bana mektubu Belgrave alanindaki bir adresten yazmiti. Onun hl Londra'da
oldugunu umarim."
Bay Satterthwaite de ciddi bir tavirla, "Bu dogru bir yol olur," dedi. "Ben de Egg'i grmeyi ok
istiyorum."
Aktr kizin verdigi adrese telefon etti. Egg hl oradaydi. Annesiyle birlikte bir akrabalarinin
yaninda kaliyorlardi. Loomo-uth'a bir hafta sonra dneceklerdi. Kiz gelip iki adamla yemek
yemege hemen razi oldu.
Sir Charles Londra'daki lks katinda etrafina bakinarak, "Herhalde Egg buraya gelemez," diye
mirildandi. "Annesi bunu ho karilamaz sanirim... Tabii Miss Milray'i de buraya agirirsak
durum dzelir, ama bunu yapmak istemiyorum. Aikasi, Miss Milray benim rahat davranmami
zorlatiriyor. O kadar becerikli ki, onun yaninda aagilik duygusuna kapiliyorum."
Bay Satterthwaite kendi evini teklif etti. Ama sonunda Berkeley Oteli'nde yemek yemege karar
verdiler. Daha sonra, Egg razi olursa baka bir yere giderek konuabilirlerdi.
Bay Satterthwaite kizi ilk grdg an, onun biraz zayiflami oldugunu fark etti. Gzler daha iri
duruyordu. Sanki alev alev yaniyordu bu gzler. Egg'in yznde de daha azimli bir ifade var
gibiydi. Ama her zamanki kadar sevimliydi kiz. Ve yine bir ocuk kadar da heyecanliydi.
Sir Charles'a, "Geleceginizi biliyordum," dedi.
Bay Satterthwaite, aslinda aktrn geleceginden pek de emin degildi, diye dnd. Hi
degildi. Telala onu bekledi, durdu sanirim... Endieden mahvoldu... Bu adam durumun
farkinda degil mi? Halbuki aktrlerin ogu kendilerini bir hayli begenirler. Sir Charles, Egg'in
kendisine delice ik oldugunu bilmiyor mu? Pek acayip bir durum bu. Sir Charles'in Egg'e
ilgincasina ik oldugu belli. Kiz da onu seviyor. Ve aralarindaki tek bag da cinayet... Tiksinti
verici bir ifte cinayet. Ikisi de bu baga sikica sariliyorlar.
Yemekte fazla konuulmadi. Sir Charles diarda geirdigi gnlerden biraz sz etti. Egg de
Loomouth'u anlatti.
Yemek sona erince Bay Satterthwaite'in evine gittiler. Yali adam Chelsea'de, rihtimda, byk
bir konakta oturuyordu. Evi gzel eyalarla ve sanat eserleriyle doluydu. Tablolar, heykeller,
in vazolari, fildii biblolar, minyatrler. Gzel bir yer.
Ama Egg hibir eyi grmedi, hibir eyi fark etmedi. Gece mantosunu bir sandalyeye atarak,
"Nihayet," dedi. "imdi bana her eyi anlatin."
Sir Charles, Yorkshire'daki maceralarini anlatirken kiz da onu byk bir ilgiyle dinledi. antaj
mektuplarinin bulundugunu duyunca solugunu tuttu.
Sir Charles szlerini, "Ondan sonra olanlari ancak tahmin edebiliriz," diye sona erdirdi.
"Herhalde Ellis'e dilini tutmasi iin para verildi. Ve kamasi kolaylatirildi."
Egg baini salladi. "Ah, hayir. Anlamiyor musunuz? Ellis ld."
iki adam da airdilar.
Egg tekrarladi. "Ellis ld. Uak bu yzden o kadar baarili bir ekilde ortadan kayboldu. Bu
yzden onun izini bulamiyorlar. Uak ok ey biliyordu. Ve onun iin de ldrld. Katilin
nc kurbani da Ellis."
Bu ihtimali iki adam da daha nce dnmemilerdi. Ama imdi bunun dogru olabilecegini
kabul etmek zorundaydilar.
Sir Charles itiraz etmeye aliti. "Fakat, buraya bakin, Egg. Ellis'in ldrldgn sylemek
kolay. Ceset nerede o halde? Koskoca uak nereye kayboldu?"
Egg, "Cesedin nerede oldugunu bilmiyorum," dedi. "Bir ly saklayacak bir sr yer olmali."
Bay Satterthwaite, "Hayir," diye mirildandi. "yle bir yer kolay kolay bulunmaz."
Egg israr etti. "Bir sr yer olmasi gerekir. Durun bakayim..." Bir an dnd. "Tavan arasi...
Eski kklerin tavan aralari ok geni olur. Herhalde Ellis imdi tavan arasindaki bir sandigin
iinde yatiyor."
Sir Charles, "Sanmiyorum," dedi. "Ama olabilir... Ceset... bir sre bulunmayabilir."
Egg tiksindirici eylerden kainan bir kiz degildi. "Korku yukariya dogru ykselir. Aagiya
inmez. Bu yzden bodrumda ryen bir ceset, tavan arasmdakinden daha nce fark edilir.
Zaten ok kimse, uzun bir sre, kokuya bir fare lsnn neden oldugunu sanir."
"Eger bu varsayiminiz dogruysa, o zaman katil erkek demektir. Zira bir kadin cesedi evde
oradan oraya kolaylikla taiyamaz. Hatta bu i bir erkek iin bile kolay degildir."
"Tabii baka ihtimaller de olabilir. Bildiginiz gibi kkte gizli bir geit varmi. Bunu bana Miss
Sutcliff sylemiti. Sir Bartholomew da bana geidi gsterecegine sz verdi... Belki katil El-lis'e
para verdi, ona evden nasil ikabilecegini de anlatti. Hatta belki onunla birlikte gizli geide
girdi ve Ellis'i orada ldrd. Bu ii bir kadin da yapabilir. Mesela... adami sirtindan
biaklayabilir. Ondan sonra cesedi orada birakir ve geri dner. Durumu da kimse sezmez."
Sir Charles kukucu bir tavirla baini salladi, ama itiraz etmedi.
Bay Satterthwaite, aktrn de Ellis'in odasindayken ayni eyi dnm oldugundan emindi.
Sir Charles'in birdenbire titredigini hatirliyordu. Ellis'in lm olabilecegi o sirada aklina
gelmiti. Yali adam, eger Ellis ldrldyse, diye dnd. Karimizdaki pek tehlikeli bir insan
demektir. ok tehlikeli biri. Birdenbire buzdan bir el sanki sirtinda dolati. defa ldren biri,
drdnc bir cinayeti ilemekten kainmaz. O halde... mz de tehlikedeyiz. Sir Charles,
Egg ve... ben. Eger fazla bir ey grenirsek...
Sir Charles'in sesiyle daldigi dncelerden uyandi.
"Egg, mektubunuzun bir yerini anlamadim. Birinin tehlikede oldugundan sz ediyordunuz.
Polisin ondan phe ettiginden. Fakat polisin kimseden phelendigi yok."
Bay Satterthwaite'e kiz biraz sikilmi, hatta hafife de kizarmi gibi geldi. Yali adam kendi
kendine, "Hah," dedi. "imdi gel de bu iin iinden ik bakalim, kk hanim."
Egg mirildandi. "Yaptigim gln bir eydi... Oliver, uydurma sanilacak bir bahaneyle kke
gelmiti. ey... polisin bu yzden ondan phelenecegini sandim."
Sir Charles bu aiklamayi hemen kabul etti. "Evet... Anliyorum..."
Bay Satterthwaite atildi. "Manders'in iddiasi gerekten uydurma miydi?"
Egg ona dnd. "Ne demek istiyorsunuz?"
Yali adam, "Kaza bana acayip gzkt," dedi. "Bunun uydurma bir ey olabilecegini
dndm. O zaman bu konuda da bilginiz de olacaktir."
Egg baini salladi. "Bilmiyorum. O olayi hi dnmedim. Fakat Oliver durup dururken neden
kaza geirdigini iddia etsin?"
Sir Charles, "Belki bazi nedenler vardi," diye mirildandi. "Normal nedenler..." Kiza
glmsyordu.
Egg kipkirmizi kesildi. "Ah, hayir... Hayir..."
Sir Charles iini ekti.
Bay Satterthwaite arkadainin kizin kizarmasini yanli bir ekilde yorumlami olabilecegini
dnd. Aktr tekrar konumaya baladigi zaman daha zgn ve yali bir adam hali vardi.
"Eh... Gen dostumuz Oliver Manders tehlikede olmadigina gre... bana den grev nedir?"
Egg hizla firlayarak onun ceketinin kolunu tuttu. "Bir daha gitmenize gz yummayacagim.
Vazgeemeyeceksiniz. Geregi greneceksiniz. Geregi! Bence baka hi kimse geregi ortaya
ikaramaz. Bunu yalniz sizin baarabileceginize inaniyorum. Bunu yapabilirsiniz. Yapacaksiniz."
"Bana inaniyorsunuz demek!" Kizin szleri Sir Charles'i etkilemiti.
"Evet, evet, evet. Sizinle geregi grenecegiz. Siz ve ben... birlikte."
"Ya Bay Satterthwaite?"
Egg ilgisizce, "Tabii, Bay Satterthwaite de," dedi.
Yali adam biyik altindan gld. Egg istesin istemesin, kendisi oyundan ikmak niyetinde
degildi. Esrarli olaylar ok houna giderdi. Insanlari incelemek, merakli oldugu eylerden
biriydi. iklara kari da zaafi vardi. Bu olayda btn bu bakimlardan ilgin durumlarla
karilaacagini biliyordu.
Sir Charles yerine oturdu. Artik ynetim ondaydi. "nce durumu aikliga kavuturmamiz
gerekiyor." Sesi de degimiti.
"imdi... Babbington'la Tollie'yi ayni kimsenin ldrdgne inaniyor muyuz, yoksa inanmiyor
muyuz?"
Egg, "Evet," dedi. "inaniyoruz."
Bay Satterthwaite de, "yle," diye ekledi.
"Ikinci cinayete birincisinin sebep olduguna inaniyor muyuz? Yani Tollie'nin ilk cinayetle ilgili
gerekleri veya bu konudaki kukularini aiklamamasi iin ldrldgn kabul ediyor
muyuz?"
Egg'le Bay Satterthwaite bu kez bir agizdan, "Evet," diye cevap verdiler.
"O halde bizim ilk cinayeti incelememiz gerekir, ikincisini degil."
Egg baini salladi.
"Bence ilk cinayetin nedenini grenmedike, katilin kim oldugunu anlayamayiz. Bu neden
meselesini halletmek ok zor. Babbington zararsiz, uysal ve iyi bir ihtiyardi. Onun yeryznde
bir tek dmani bile olmadigini dnrdnz. Ama ldrld. Ve ldrlmesi iin de bir neden
olmasi gerekir. Bu nedeni bulmaliyiz." Aktr sustu. Sonra her zamanki normal sesiyle, "ii
inceleyelim," dedi. "Cinayet ilemek iin ne sebepler vardi? Bir... ikar sanirim."
Egg, "intikam," dedi.
Bay Satterthwaite mirildandi. "Delilik... Bu olayin bir 'ak cinayeti' oldugunu herhalde
dnemeyiz. Ah! Korku da var."
Sir Charles baini salladi. Bir kgida not aliyordu. "Evet, nedenler bunlar sanirim. Bir: ikar.
Babbington'un lm kimin iine yaradi? Parasi var miydi? Veya bir mirasa konmasi bekleniyor
muydu?"
Egg, "Hi sanmiyorum," dedi.
"Ben de yle. Ama bunu Bayan Babbington'a sorsak daha dogru olur."
"Sonra intikam var. Babbington birine bir ktlk etti mi? zellikle genliginde. Baka birinin
ik oldugu bir kizla mi evlendi? Bu konuyu da incelemeliyiz."
"Sonra... delilik. Babbington'u da, Tollie'yi de bir deli mi ldrd? Bu varsayimin uygun
oldugunu sanmiyorum. Bir deli bile ancak kendince bir sebepten cinayet iler. Mesela... bir deli
Tann'nin ona btn doktorlari ya da btn rahipleri ldrmesini emrettigini dnebilir. Ama
ayri iki meslekten insanlari ldrmeye kalkimaz. Bence bu delilik sebebini bir tarafa birakalim.
Geriye korku kaliyor.
"Aika, benim en akla yakin buldugum ihtimal de bu. Bab-bington biri hakkinda bazi eyler
biliyordu. Veya birini tanimiti. Katil onu, bunu aiklamamasi iin ldrd."
"Bay Babbington gibi bir insanin, o akam davetli olanlarin arasinda biri hakkinda kt bir ey
bilecegini sanmiyorum."
Sir Charles, "Belki de rahip byle bir eyi bildiginin farkinda bile degildi," dedi. Bir an durdu.
Sonra ne demek istedigini aiklamaya aliti. "Mesela... diyelim ki Babbington birini belirli bir
zamanda, belirli bir yerde grd. Rahip iin o kimsenin orada bulunmamasi iin bir neden
yoktu. Fakat aslinda bu belirli kimse, o saatte baka bir yerde oldugunu iddia etmi ve bunu
zekice de kanitlamiti. imdi ihtiyar Babbington saf saf konuarak iin iyzn ortaya
ikarabilirdi."
Egg, "Anliyorum," dedi. "Mesela Londra'da bir cinayet ilenmiti. Babbington da o adami
Paddington istasyonunda grmt. Halbuki katil o sirada Leeds'de oldugunu kanitlayarak,
cinayet suuyla tutuklanmaktan kurtulmutu. Babbington konutugu takdirde her ey ortaya
ikacakti."
"Tamam. Ben de bunu sylemek istiyordum. Tabii bu sadece bir rnek. Baka eyler de
olabilir. Mesela... belki de Babbington o akam karilatigi birini vaktiyle baka bir isimle
taniyordu..."
Egg mirildandi. "Bu mesele evlilikle de ilgili olabilir. Rahipler sryle nikh kiyiyorlar. Belki
birinin iki karisi vardi."
Bay Satterthwaite de atildi. "Veya bu mesele bir dogum veya lmle ilgilidir."
Egg kalarini atti. "ok ynl bir olay bu. Aratirmayi baka bir aidan gelitirsek daha dogru
olacak. O akam villada olanlarla balayalim. Gelin, bir liste yapalim. Sizin villada kimler vardi?
Sir Bartholomew'un kknde kimler bulunuyordu?" Kgitla kalemi Sir Charles'tan aldi.
"Dacres'lar... Ikisi de. Sonra o solmu lahanaya benzeyen kadin. Adi neydi? Hah, Miss Wills.
Miss Sutcliffe."
Sir Charles, "Onu yazmayin," dedi. "Ben Angie'yi yillardan beri taniyorum."
Egg isyanla kalarini atti. "yle bir ey yapamayiz. Yani tanidigimiz iin bazi kimseleri liste
dii birakamayiz. Bu ii siki tutmaliyiz. Sonra ben Angela Sutcliffe hakkinda hibir ey
bilmiyorum. Bence o ii bakalari gibi o da yapmi olabilir. Hatta onun durumu kukulu. Btn
aktrislerin karanlik bir gemileri vardir. Bence en fazla kukulanilmasi gereken o." Sir
Charles'a meydan okurcasina bakti.
Aktrn gzlerinde de onunkine benzer bir pirilti belirmiti. "O halde Oliver Manders'i de
listeden ikaramayiz."
"Oliver, nasil katil olabilir? Bay Babbington'u ka kere grd o!"
"Ama Manders iki evde de vardi. Kke de kuku uyandiracak bir bahaneyle girdi."
"Pekl..." Egg bir an durdu, sonra da ekledi. "O halde annemle kendimi de listeye yazayim.
Bylece kukulularin sayisi yediyi buluyor."
"Bence..."
"Bu ii ya dogru drst yapariz ya da hi yapmayiz." Egg'in gzleri ate saiyordu.
Bay Satterthwaite barii saglamak iin bir ey imelerini teklif etti ve zili aldi.
Sir Charles dipteki keye giderek bir zenci heykelini hayranlikla incelemeye baladi. Egg ise,
yali adamin yanina geldi. Onun koluna girdi.
Usulca, "Kizmakla aptallik ettim," diye mirildandi. "Ben budalanin biriyim. Ama neden o kadin
ayri tutuluyor? Niin Sir Charles bu konuda bu kadar israr ediyor? Ah, ben niin bu kadar
kiskancim?"
Bay Satterthwaite glerek kizin eline vurdu. "Kiskanligin hibir zaman bir yarari olmaz,
yavrum. Kiskanlik hissediyorsaniz bile bunu belli etmeyin. Ha, aklima gelmiken...
Manders'ten phe edeceklerini gerekten dndnz m?"
Egg ocuksu bir tavirla gld. "Ne mnasebet. O szleri sirf bu adami korkutmamak iin
yazdim." Dnp bakti. Sir Charles hl sikintili bir tavirla heykeli inceliyordu. "Yine peinden
konutugumu sanmasi iime gelmezdi. Ama onun Oliver'a ik oldugumu sanmasini da
istemiyorum. Tanri sizi mutlu etsin, ocuklarim,' dermi gibi bir tavir takiniyor. Bu hi houma
gitmiyor."
Bay Satterthwaite gt verdi. "Biraz sabirli olun. Sonunda her ey dzelir."
Egg, "Ben sabirli bir insan degilim," dedi. "Her eyin hemen olmasini isterim. Hatta daha da
abuk."
Bay Satterthwaite gld. Sir Charles da dnerek onlara dogru geldi.
Ikilerini ierken bir kampanya plani yaptilar. Sir Charles, Karga Yuvasi'na gidecekti. Villaya
henz bir alici ikmamiti. Egg'le annesi de kye dndklerinden daha nce dneceklerdi.
Bayan Babbington hl Loomouth'ta oturuyordu. Kadindan mmkn oldugu kadar ok ey
grenmeye aliacak ve ona gre hareket edeceklerdi.
Egg, "Baariya eriecegiz," dedi. "Baariya eriecegimizden eminim." Sir Charles'a dogru
uzandi. Gzleri piril pirildi. Kadehini aktrnkine vurdu.
Sir Charles da gzlerini Egg'in gzlerine dikmiti. Agir agir, "Baariya..." dedi. "Ve gelecege..."
Bayan Babbington limanin yakinindaki kk bir baliki kulbesine tainmiti. Kendini ok
yalniz hissediyor, evin kck bahesiyle ugraarak oyalanmaya aliiyordu.
Margaret Babbington yine bir akamzeri bahesinde aliirken kapinin aildigini duyarak
dogruldu. Sir Charles Cart-wright'la Egg Lytton - Gore'un ieri girdiklerini grd. Egg'i
grdgne airmadi. nk kizla annesinin yakinda kye dneceklerini biliyordu. Fakat Sir
Charles'in gelii onu airtmiti. Dedikoducular aktrn Loomouth'tan btn btn ayrildiginda
israr ediyorlardi. Sonra, gazetelerde Sir Charles'in Fransa'nin gneyinde yaptiklarina dair
yazilar ikmiti. Villanin kapisina da "Satilik" ilani asilmiti. Kimse onun dnecegini
sanmiyordu. Ama aktr dnmt ite.
Bayan Babbington alnina dm olan kariik salarini geriye itti. Topraklanmi ellerine
glerek bakti. "El sikiacak durumda degilim. Biliyorum, bahede aliirken eldiven giymem
gerekir. Bazen ie yle baliyorum. Ama er ge eldivenleri firlatip atiyorum, insan iplak ellerle
her eyi daha iyi hissediyor."
Onlari eve soktu. Kk oturma odasina, kreton basmalarla sevimli bir hal vermeyi baarmiti.
"Sizi grmek beni ok airtti, Sir Charles. Sizin Karga Yuvasi'ndan tmyle vazgemi
oldugunuzu saniyordum."
Aktr aika, "Ben de yle saniyordum," diye cevap verdi. "Fakat bazen kader bizden daha
gl, Bayan Babbington."
Kadin cevap vermeksizin Egg'e dnd. Kiz onun konumasina vakit birakmadan. "Bakin, Bayan
Babbington," dedi. "Bizimki alelade bir misafirlik degil. Sir Charles'la size sylemek istedigimiz
ok ciddi bir ey var. Sadece... sizi zmekten ekiniyoruz."
Bayan Babbington bir Egg'e bakti, bir Sir Charles'a. Birdenbire rengi solmu, yz hatlari
kasilmiti.
Aktr, "Size nce bir ey sormak istiyorum," dedi. "Iileri Bakanligi'ndan size bir mektup geldi
mi?"
Bayan Babbington baini egdi. "Evet..."
"Anliyorum. O halde bu, size syleyeceklerimizi biraz kolaylatiracak."
"Siz onun iin mi geldiniz? Mezarin ailmasi emri yznden mi?"
"Evet... Bu... korkarim bu... ok zc bir ey olmali."
Aktrn sesindeki anlayi yali kadinin biraz yumuamasina neden oldu. "Belki de buna
sandiginiz kadar aldirmiyorum. Bazi kimseler iin mezarin ailmasi fikri ok korkun bir eydir
gerekten. Ama benim iin degil. nk ben lm olan vcuda nem vermem. Sevgili kocam
imdi baka bir yerde, huzur iinde. Kimse onun huzurunu bozamaz... Beni zen, mezarin
ailmasi meselesi degil... Hayir, beni Leonard'in normal bir sebepten lmemi olmasi sarsti.
Hem de ok sarsti. Bu akla hayale sigmayacak bir ey. Imknsiz."
"Korkarim size yle geliyor... Bainda ben de yle dndm."
"'Bainda' mi? Ne demek istiyorsunuz, Sir Charles?"
"Kocanizin ldg akam bir an phelendim. Bayan Babbington. Ama sizin gibi ben de bunun
imknsiz oldugunu dndm."
Egg, "Ben de yle," dedi.
"Siz de mi?" Yali kadin kiza hayretle bakti. "Yani... birinin Leonard'i ldrm olabilecegini mi
dndnz?"
Sesinde yle bir hayret vardi ki, aktr de, gen kiz da, sze nereden balayacaklarini
bilemediler. Sonunda Sir Charles konumaya baladi.
"Bildiginiz gibi ben diariya gittim. Fransa'nin gneyindey-ken gazetede arkadaim Sir
Bartholomew'un ldgn okudum.
Kocanizinkine ok benzer artlar altinda lmt. Sonra Miss Lytton - Gore'dan bir mektup
aldim."
Egg baini salladi. "Ben o sirada Sir Bartholomew'un k-kndeydim, Bayan Babbington. Her
ey ayni oldu. Sir Bartholomew biraz porto iti. Sonra yz degiti. ey... her ey ayni oldu.
Sir Bartholomew iki dakika sonra ld."
Rahibin karisi agir agir baini salladi. "Anlayamiyorum... Leonard!... Sir Bartholomew... Iyi ve
zeki bir doktor. Onlarin ikisine kim zarar vermek isteyebilir? Bir hata olmali."
Sir Charles mirildandi. "Sir Bartholomew'un zehirlendiginin anlaildigini unutmayin..."
"O halde bir delinin ii bu."
Sir Charles, "Bayan Babbington," dedi. "Ben bu iin iyzn grenmek istiyorum. Geregi
grenmeliyim. Bana kaybedilecek zaman da yokmu gibi geliyor. Bay Babbington'un mezarinin
aildigi duyulur duyulmaz, katil de hemen gvende olmadigini anlayacak... Zaman
kazanabilmek iin kocanizin cesedine yapilacak otopsinin sonucu alinmi gibi davraniyorum.
Yani onun da nikotinden zehirlenerek ldgn dnyorum. imdi... siz veya o, saf nikotinin
nerede kullanildigini biliyor muydunuz?"
"Gllere nikotinli bir sivi sikarim daima. Ama bunun zehirli oldugundan bile haberim yoktu."
"Dn gece bu konuda bir yazi okudum, iki vakada da saf alkalin kullanildigini saniyorum.
Nikotinle zehirlenme vakalari ok ok ender grlrm."
Bayan Babbington baini salladi. "Nikotinle zehirlenme konusunda bir ey bilmiyorum.
Herhalde sigara tiryakileri de bundan rahatsiz oluyorlar."
"Kocaniz sigara ier miydi?"
"Evet."
"imdi... birinin kocanizi ldrmeyi istemesi fikri sizi airtti. Bu kocanizin dmani olmadigi
anlamina mi geliyor?"
"Leonard'in hibir dmani olmadigindan eminim. Onu herkes severdi. Bazen onu acele
ettirmeye aliirlardi." Kadin gzlerinde yalarla glmsedi. "Bildiginiz gibi yalanmiti.
Yeniliklerden de korkardi. Ama herkes onu severdi. Leonard'i sevmemez-lik edemezdiniz, Sir
Charles."
"Bayan Babbington, herhalde kocaniz size fazla para birakmadi?"
"Hayir. Hemen hemen hi para birakmadi. Leonard para biriktirmesini pek bilmezdi. Airi
cmertti. Parasini herkese dagittigi iin ona atardim."
"Birinden kendisine miras kalmasini beklemiyordu sanirim. Bir zenginin vrisi filan degildi..."
"Ah, hayir. Leonard'in fazla akrabasi yoktu. Kiz kardei kuzeyde, bir rahiple evli. Ama onlarin
da maddi durumlari ok kt."
"O halde Bay Babbington'un lm maddi bakimdan kimsenin iine yaramadi."
"Evet... Tabii..."
"Tekrar dmanlar sorununa dnelim. Kocanizin hi dmani olmadigini sylediniz. Ama belki
genliginde biri ona kin baglamiti."
Bayan Babbington buna ihtimal vermiyordu. "Hi sanmiyorum. Leonard kavgaci bir insan
degildi. Herkesle iyi geinirdi o."
"Melodrama kaan tavirlar takinmak istemiyorum..." Sir Charles sikintiyla hafife ksrd."...
fakat... ey... mesela sizinle nianlandigi zaman... talipleriniz hayal kirikligina ugramadilar mi?"
Yali kadinin gzlerinde bir an neeli bir pirilti belirip kayboldu. "Leonard babamin
yardimcisiydi. Okuldan eve dndgm zaman karilatigim ilk gen de oydu. Birbirimize ilk
grte ik olduk. Onunla drt yil nianli kaldik. Sonra Leonard, Kent'te bir rahiplik buldu. Ve
bylece evlenebildik. Bizimki basit bir ak hikayesiydi, Sir Charles. Ve mutlu bir hikyeydi."
Sir Charles baini egdi.
Sorguyu bu defa Egg srdrd. "Bayan Babbington, kocaniz o akam villada karilatigi
misafirlerden herhangi birini daha nceden taniyor muydu?"
Kadin biraz airdi. "Sizi ve annenizi nceden taniyordu, yavrum. Bir de Oliver Manders'i."
"Evet, ama bakalarini?"
"Angela Sutcliffe'i be yil nce, Londra'da bir oyunda grmtk. Kendisiyle taniacagimiz iin
ikimiz de heyecanliydik."
"Onunla daha nceden tanimiyor muydunuz?"
"Sir Charles buraya gelinceye kadar ne bir aktr, ne ae bir aktrisle tanimitik." Yali kadin bir
an durdu. "Gerekten ok heyecanli bir eydi bu bizim iin. Sir Charles bunun bizim iin ne
ahane bir firsat oldugunu bilmiyordu sanirim. Hayatimiza romantik bir ey katilacakti sanki."
"Bay ve Bayan Dacres'i da tanimiyordunuz sanirim."
"Szn ettikleriniz o ufak tefek adamla ok ik kadin mi?"
"Evet."
"Hayir, onlari da tanimiyorduk, o piyes yazan kadini da. Zavallicik... Onun digerlerine
uymadigini dndm o akam."
"Misafirlerden hibirini daha nceden grmemi oldugunuzdan emin misiniz?"
"ok eminim. Leonard'in da grmemi oldugunu kesinlikle syleyebilirim. nk biz onunla her
yere beraber giderdik."
Egg israr etti. "Bay Babbington size taniacaginiz kimseler hakkinda bir ey sylemedi mi?
Veya onlarla tanitiktan sonra?"
"nceden hibir ey sylemedi. Tabii ilgi ekici bir gece geirecegimizi dnyordu. Villaya
gittikten sonra ise... fazla zaman bulamadi..." Kadinin yz birdenbire kiri kiri oldu.
Sir Charles abucak sze kariti. "Sizi byle rahatsiz ettigimiz iin kusurumuza bakmayin.
Fakat biz bir neden oldugunu dnyor ve bunu bulmaya aliiyoruz. Bu zalim ve anlamsiz
gibi gzken cinayetin bir nedeni olmali."
Bayan Babbington, "Bunu anliyorum," dedi. "Eger bu bir ci-nayetse, o zaman bir nedeni olmali.
Ama bu neden de olabilir? Bilmiyorum... Tahmin de edemiyorum."
Kisa bir sessizlik oldu. Sonra Sir Charles, "Bize kocanizin hayatini kisaca anlatir misiniz?" diye
rica etti.
Kadin bu istegi yerine getirdi. O konuurken aktr de not aliyordu. Sonra, "Bay Babbington'un
yakin gemiini incelememiz daha dogru olacak," diye mirildandi. "O akam evime gelen
misafirlerin daha eski yillarla bir ilikileri olacagini sanmiyorum."
Yali kadin titredi. "Siz gerekten ilerinden birinin..."
Sir Charles, "Ne dnecegimi bilmiyorum," diye cevap verdi. "Sir Bartholomew da bir ey
grd veya tahmin etti. Ve Sir Bartholomew da ayni ekilde ld. Ve misafirlerden bei..."
Egg dzeltti. "Yedisi..."
"... o sirada onun kskndeydiler. Ilerinden birinin sulu olmasi gerekiyor."
Bayan Babbington bagirdi. "Ama neden? Neden? Bir insan Leonard'i ldrmeyi neden istesin?"
Sir Charles, "Ite, biz de bunu grenmeye aliacagiz," dedi.
Bay Satterthwaite de, Sir Charles'la birlikte Karga Yuvasi'na gelmiti. Ev sahibi Egg'le birlikte
rahibin karisiyla konuurken, o da Lady Mary'yle oturmu, ay iiyordu.
Lady Mary biraz endieliydi. "Biliyor musunuz, Bay Satterthwaite, Egg'in bu ie karimasi hi
houma gitmiyor. Biliyorum, o bu szlerime glerdi, ama bence bu., bir lady'e yakiacak bir
ey degil." Bu szleri sylerken kizarmiti. Saf bakili kahverengi gzlerini yalvaran bir ocuk
gibi yali adama dikmiti.
Bay Satterthwaite, "Ne demek istediginizi anliyorum," dedi. "Bu ii ben de begenmiyorum...
Bunu itiraf etmeliyim. Biliyorum, bu eski kafalilik,, ama ne yapayim? Tabii gen kizlarin eskisi
gibi evde oturup i ilemelerini ve iddet cinayetlerinden sz edildigi zaman titremelerini
bekleyemeyiz."
Lady Mary mirildandi. "Cinayeti dnmek hi houma gitmiyor. Byle bir olaya kariacagim
hi aklima gelmezdi. Korkun bir ey bu." rperdi. "Zavalli Sir Bartholomew."
Yali adam, "Onu pek iyi tanimiyordunuz sanirim..." diye mirildandi.
"Sir Bartholomew'la sadece iki kere karilamitik sanirim. Onu ilk defa bir yil nce grdk.
Hafta sonunu Sir Charles'la geirmek iin buraya geldigi zaman... Ikinci kere ise zavalli Bay
Babbington'un ldg o feci akam karilatik. Bu yzden, bize davetiye gnderdigi zaman
bayagi airdim. Egg'in eglenecegini dnerek kabul ettim. Zavallicik fazla firsat bulamiyor. O
gnlerde de bir hayli ii sikiliyordu. Sanki hibir ey onu ilgilendirmiyordu. Byk bir kkte,
kalabalik bir grupla geirecegi birka gnn onu eglendirecegini dndm."
Bay Satterthwaite baini salladj. "Anliyorum... Bana gen Oliver Manders'ten biraz sz eder
misiniz? O gen adam beni ok ilgilendiriyor."
Lady Mary, "O ok zeki," dedi. "Tabii... durumu bir hayli zordu." Kizardi. "Anlayacaginiz...
annesiyle babasi evli degillerdi aslinda."
"Sahi mi? Bundan haberim yoktu."
"Burada durumu herkes biliyor. Yoksa bu konuda hibir ey sylemezdim. Oliver'in
bykbabasi ok zengin bir adamdi. Kizi ise pek gzeldi. Fakat evli bir adama ilgincasina ik
oldu. Sonunda rezalet ikti ve iki ik katilar. Karisi adami boamaya razi olmadi. Kiz, Oliver'i
dnyaya getirdikten kisa bir sre sonra ld. ocugu Londra'daki dayisi yanina aldi. Dayisiyla
yengesinin ocuklari olmamiti. Oliver zamaninin bir kismini dayisinin, bir kismini da
bykbabasinin yaninda geirirdi. Yaz tafilleri iin de daima buraya gelirdi. Ona ok acirdim...
Hl da yle. Oliver'in o kibirli tavirlarinin rol oldugunu saniyorum."
Bay Satterthwaite, "Buna amam," dedi. "ok rastlanilan bir durumdur bu. Kendisini pek
begenen, durmadan vnen biriyle karilatigim zaman, onda aslinda korkun bir aagilik
duygusu oldugunu dnrm."
Daha sonra Lady Mary'nin kocasindan sz aildi. Kadin, yali adami kendisine sirda olarak
semiti anlailan. "Genken pek aptaldim, Bay Satterthwaite. Pek aptal. Bunun cezasini da
ektim. Ailem Ronald'la evlenmemi istemedi. Kibar bir ailedendi o. Ama adi pek ktye
ikmiti. Fakat Ronald'a iktim. Kimseyi dinlemeyip onunla evlendim. Ve o benim kalbimi
kirdi. Belki pek eski moda bir sz, ama gerek bu. Ronald'in bir daha sefere ne yapacagini
dnr ve korkardim. Belki bu szlerimi ayiplayacaksiniz, ama Ronald zatrreeye yakalanip
ldg zaman bayagi rahatladim. Onu sevmedigimden degil. Aksine kocami o kaybedinceye
kadar sevdim. Ama artik o konuda hibir hayalim yoktu. Sonra... Egg'i dnmem
gerekiyordu. Ronald ktyd. Kisacasi bu. Daha ocukken okulda para almiti. Oysa buna
ihtiyaci yoktu. Bir bozukluk vardi onda. Neyse, Egg ona benzeme-di. Buna ok seviniyorum.
Egg aklina geldigi gibi hareket ediyor. ok da inati. Aklina bir ey koydu mu, onu bundan
kesinlikle vazgeiremezsiniz... Demin de dedigim gibi, Egg'in bu olaya karimasi hi houma
gitmiyor. Ama ona sz geiremiyorum."
Bay Satterthwaite, Lady Mary'nin sesindeki endieyi fark ederek glmsedi. Sonra da, "Egg'i
bu cinayet iine sirf Sir Charles ugruna karitiginin farkinda mi acaba?" diye dnd.
"Egg, Bay Babbington'un da zehirlenmi oldugunu sylyor. Bu dogru mu?"
"Otopsiden sonra durumu kesin olarak grenecegiz."
"Demek mezar ailacak!" Lady Mary titredi. "Zavalli Bayan Babbington kim bilir ne kadar
zlyor! Bir kadin iin bundan daha kt bir ey olamaz."
"Herhalde Babbington'lari yakindan taniyordunuz, Lady Mary?"
"Evet, yle. Bizim ok yakin dostlarimizdilar."
"Rahibe dman olan biri var miydi?"
"Hayir, kesinlikle."
"Size byle birinden hi sz etmedi mi?"
"Hayir."
"Kari koca iyi geinirler miydi?"
"Pek mutlu bir ifttiler. Tabii paralari yoktu. Bay Babbington'un artrz vardi. Ama btn
dertleri bundan ibaretti."
"Oliver Manders'le rahibin arasi nasildi?"
"ey..." Lady Mary durakladi. "Pek de iyi geinemezlerdi. Babbington'lar Oliver'a ok acirlardi.
Oliver ocukken onlari daha sik grrd. Ama bydkten sonra Babbington'larla pek
ilgilenmez olmutu. Hatta bir gn burada, bizim evde, rahibe kabalik da etti. Iki yil kadar
nce."
"Nasil kabalik etti?"
"Rahibin dini inanlarina saldirdi. Ileri geri konutu."
"Siz Oliver Manders'ten pek holanmiyorsunuz sanirim, Lady Mary?"
Lady Mary kendini savunmak istermi gibi, "Ona aciyorum," dedi.
"Ama onun Egg'le evlenmesini istemezsiniz..."
"Evet, istemem!" "Neden?"
"nk Oliver sevecen degil. Ve..."
"Evet?"
"Sonra... onun anlayamadigim bir tarafi var. Soguk, buz gibi bir tarafi."
Yali adam bir an dnceli bir tavirla kadina bakti. Sonra, "Sir Bartholomew onun hakkinda ne
dnyordu?" diye sordu. "Oliver'dan hi sz etti mi?"
"ok iyi hatirliyorum, Oliver'in incelenmeye degecek bir gen oldugunu syledi. Oliver'in ona o
ara klinikte tedavi ettigi bir vakayi hatirlattigindan sz etti. Ben, 'Fakat Oliver'in gayet saglikli
bir hali var,' dedim. Sir Bartholomew o zaman, 'Evet, sagligi iyi,' diye cevap verdi. 'Ama
yakinda altst olacak.' Lady Mary bir an durdu, sonra da ekledi. "Herhalde Sir Bartholomew
ok iyi bir doktordu."
"Meslektalarinin onu ok takdir ettiklerini duymutum."
Lady Mary, "Sir, Bartholomew'dan holanmitim," dedi.
"O size Babbington'un lmnden sz etti miydi hi?"
"Hayir."
"O olayi hi amadi mi?"
"Sanmiyorum..."
"Acaba Sir Bartholomew'un kafasini kurcalayan bir ey var miydi?"
"Hi sanmiyorum... ok neeliydi. Hatta bir ey kendisini pek eglendiriyormu gibi bir hali de
vardi. O akam bana yemekte, 'Size bir srpriz yapacagim,' dedi."
"Ah, yle mi?"
Bay Satterthwaite villaya dnerken bu szleri dnyordu. Sir Bartholomew misafirlerine
nasil bir srpriz yapmayi planliyordu? Bu iddia ettigi gibi gln bir ey miydi aslinda? Yoksa
doktorun o neeli maskesi, amansiz bir amaci mi gizliyordu? Acaba bunu hi grenebilecek
miyiz?
Sir Charles, "Aik konualim," dedi. "Biraz olsun ilerleyebildik mi?"
Bir sava konseyiydi bu. Sir Charles, Bay Satterthwaite ve Egg Lytton - Gore gemi salonuna
benzeyen odada oturuyorlardi. minede neeli bir ate yaniyor, diarda firtina ugulduyordu.
Bay Satterthwaite'le Egg bu soruyu ayni anda cevaplandirdilar.
Yali adam, "Hayir," dedi.
Egg, "Evet," diye bagirdi.
Sir Charles bir Bay Satterthwaite'e bakti, bir gen kiza. Yali adam nezaketle, nce Egg'in
konumasini iaret etti.
Egg, "Ilerliyoruz," diye aikladi. "Geri hibir ey grenemedik. Belki bu sz size sama sapan
gibi gelecek, ama aslinda degil. Yani unu demek istiyorum: Balangita belli olmayan birtakim
fikirlerimiz vardi. Ama imdi bu fikirlerden bazilarinin yersiz oldugunu anliyoruz."
Sir Charles, "Eleme yoluyla ilerleme," dedi.
"Tamam."
Bay Satterthwaite hafife ksrd. "ikarla ilgili nedeni bir kenara atabiliriz artik. Dedektiflerin
deyimiyle, 'Leonard Babbington'un lmnden yararlanan biri' yok. Intikam istegi de uymuyor.
Rahip sakin ve iyi bir adamdi ve birinin dmanligini kazanacak kadar da nemli bir insan
degildi. Onun iin geriye o son anlamsiz fikrimiz kaliyor; korku. Leonard Babbington'un lm
zerine biri gvene kavutu."
Egg, "ok gzel sylediniz," dedi.
Bay Satterthwaite honut olmu, Sir Charles ise fkelenmiti. Barol onundu, yali adamin
degil.
Egg, "imdi mesele u," dedi. "Ne yapacagiz? Kilik degitirip herkesin peine mi takilacagiz?"
Sir Charles, "Yavrum," diye mirildandi. "Ben sakalli, yali adam rollerine kesinlikle ikmazdim.
Bu ie imdi balayacak degilim."
Egg, "O halde ne..." diye baladi.
Fakat szlerini tamamlayamadi. Kapi aildi, Hizmeti Temple, "Msy Hercule Poirot," diye
haber verdi.
Belikali glmseyerek ieri girdi, airan ahbabi neeyle selamladi. "Toplantiya ben de
katilabilir miyim acaba? Buna izin var mi? Hakliyim, degil mi? Aslinda bu bir toplanti..."
akinligindan kurtulan Sir Charles misafirin elini heyecanla sikarak onu bir koltuga oturttu.
"Sizi grdgmze ok sevindik, aziz dostum. Birdenbire nereden iktiniz byle?"
"Londra'da aziz dostum Bay Satterthwaite'in evine gittim. Bana onun burada oldugunu
sylediler. Ben de be trenine binerek Loomouth'a geldim."
Egg, "Evet," dedi. "Ama neden geldiniz?" Kipkirmizi kesilerek ekledi. "Yani, belirli bir nedenle
mi geldiniz?"
Hercule Poirot, "Bir hatami itirafa geldim," diye aikladi. Sevecen bir glckle Sir Charles'a
dnerek, yabancilara yakiacak bir ekilde ellerini ati. "Msy, siz bu salonda durumun sizi
tatmin etmedigini sylediniz. Ve ben buna, sizin dramatik alikanliklarinizin neden oldugunu
sandim. Kendi kendime, 'O byk bir aktr,' dedim. 'Onun iin yine bir dramda rol almak
istiyor.' Bana o zararsiz yali adam, dogal bir neden yznden lm gibi geliyordu. Bunu
imdi itiraf ediyorum... imdi bile zehi-rin ona nasil verildigini anlamiyorum. Cinayetin nedenini
de tahmin edemiyorum. Pek acayip... Tuhaf bir ey... Ama o akamdan sonra biri daha ld...
Hem de ayni artlar altinda... Artik bu bir rastlanti sayilamaz. Hayir, iki lm arasinda bir bag
olmali. Ite bu yzden sizden zr dilemeye geldim, Sir Charles. Hercule Poirot'nun yanildigini
sylemek ve beni de sava konseyine almanizi rica etmek istiyordum."
Sir Charles fkeli bir tavirla ksrd. Biraz utanmi gibiydi. "ok naziksiniz, Msy Poirot.
Bilmem ki... Zamaninizi almak..." Durakladi. Ne diyecegini bilmiyordu. Bay Satterthwaite'e
soru soruyormu gibi bakti.
Yali adam da, "ok naziksiniz..." diye baladi.
"Hayir, hayir, bunun kibarlikla bir ilgisi yok. Benimki merak... Ve tabii biraz da gurur. Hatami
dzeltmeliyim. Zamanim... hi nemli degil. Ama tabii beni istemiyorsaniz..."
Iki adam birden konutular.
"Ne mnasebet!"
"Ne demek?"
Poirot, gen kiza bakti. "Ya siz, matmazel?"
Egg bir iki saniye sesini ikarmadi. adam da ayni eyi dndler. Egg, Msy Poirot'nun
yardimini istemiyordu.
Bay Satterthwaite bunun nedenini bildigini saniyordu. Aslinda bu, Sir Charles'la Egg'in kendi
zel oyunlariydi. Bay Satterthwa-ite'i bile zorla aralarina almilardi. O nemsiz bir yesiydi
grubun. Ama Hercule Poirot bakaydi. nk o barole ikmak isteyecekti. Hatta belki Sir
Charles bile onu rahata davranmasi iin oyundan ekilebilirdi. Tabii o zaman Egg'in planlari
boa ikacakti.
Yali adam bir bakima kiza hak veriyordu. nk Egg kendi mutlulugu iin savamaktaydi.
Ama ne diyebilirdi kiz? Kafasindaki dnceleri aiklayabilir miydi? "Gidin... Gidin... Gelmeniz
her eyi mahvedebilir. Sizi burada istemiyorum..."
Sonunda Egg syleyebilecegi tek eyi syledi. Hafife glmseyerek, "Tabii," dedi. "Bize
katilmaniza ok sevinecegiz."
Poirot, "Iyi," dedi. "Demek artik birlikte aliacagiz. imdi ltfen bana son gelimeleri anlatin."
Bay Satterthwaite Ingiltere'ye dndkten sonra olanlari anlatirken Poirot onu dikkatle dinledi.
Iyi bir hikayeciydi yali adam. Belikali, mektuplarin bulunmasi olayini grendigi zaman
hayranlikla baini salladi.
"Ite bu ahane! Mantik dizisi harika! Siz byk bir aktr yerine byk bir dedektif
olabilirmisiniz, Sir Charles."
Aktr bu vgy kendisine yakian bir tavirla dinledi.
Poirot, Bay Satterthwaite'e dnd. "Siz de gerekten ok zekisiniz. Sir Bartholomew'un
birdenbire uagina takilmasi noktasina dikkat etmisiniz."
Sir Charles heyecanla sordu. "Bayan de Rusbridger'in sizce bir nemi olabilir mi?"
"Bu da bir fikir. Bu yzden insanin aklina birka ey geliyor. yle degil mi?"
Kimse bu birka eyin ne oldugunu bilmiyordu. Ama hibiri bilmedigini aiklamak istemedigi
iin, bir eyler mirildanarak balarini salladilar.
Ondan sonra hikyeye Sir Charles devam etti. Egg'le Bayan Babbington'a gidilerini anlatti. Bir
sonu alamadiklarini aikladi. "Eh, artik her eyi biliyorsunuz, Msy Poirot. imdi bize ne
sonu ikardiginizi anlatin." Bir delikanli heyecaniyla ne dogru egildi.
Poirot bir sre cevap vermedi. Diger gzlerini ona dikmilerdi. Belikali sonra, "O akam
sofrada," diye mirildandi. "Sir Bartholomew'un porto bardagi nasil bir eydi, matmazel? Bunu
hatirlayabilecek misiniz?"
Egg sikintiyla baini sallarken Sir Charles atildi. "Bunu size ben syleyebilirim." Ayaga kalkarak
bir dolaba gitti. Oradan birka tane kalin kristalden seri kadehi aldi. "Tabii Tollie'ninkilerin
biimi biraz degiikti. Onlar daha yuvarlakaydi. Yani tam porto kadehi biimindeydiler. Tollie
onlari Lammersfield'in satiindan almiti. Btn kadeh ve bardak takimini. Onlari ok
begendim. Tollie de yeterinden fazla Kadeh oldugu iin bir kismini bana verdi. Zarif eyler,
degil mi?"
Poirot kadehi alarak elinde evirdi. "Evet... ok gzel... Sofrada byle bir takim oldugunu
tahmin ediyordum."
Egg bagirdi. "Neden?"
Poirot sadece glmsedi. Sonra da, "Evet," dedi. "Sir Bartholomew'un lm kolaylikla
aiklanabilir. Ama Leonard Bab-bington'un ki daha zor. Ah, bunun tersi olsaydi..."
Bay Satterthwaite sordu. "Ne demek istiyorsunuz? Neden tersi olsaydi?"
Poirot ona dnd. "Dnn, dostum, Sir Bartholomew ok nl bir doktordu. yle taninmi
bir doktorun lm iin trl neden bulunabilir. Dostlarim, bir doktor birok sir bilir. nemli
sirlar. Bir doktorun belirli bazi gleri vardir. Deliligin sinirindaki bir hastayi dnn. Doktorun
bir sz zerine onu dnyadan ayirir ve bir yere kaparlar. Dengesiz biri iin bunun ne demek
oldugunu hayal edebilir misiniz?... Bir doktor hastalarindan birinin ani lmnden
kukulanabilir. Ah, evet, bir doktorun lm iin trl neden bulabiliriz."
"Dedigim gibi, bu iin tersi olsaydi... nce Sir Bartholomew, sonra Bay Babbington lseydi. O
zaman rahibin bir ey grdgn, ilk lm konusunda bazi kukulari oldugunu dnebilirdik."
Iini ekerek szlerini srdrd. "Ama cinayetler insanin istedigi gibi olmaz. Insan olayi
buldugu gibi kabul etmek zorundadir. Fakat bir fikrimi aiklamak isterim. Belki rahip kazayla
ld. Yani... eger zehir gerekten kullanildiysa, aslinda bu Sir Bartholomew iin hazirlanmiti.
Sonra bunu yanlilikla baka biri iti."
"Bu fevkalade bir fikir," Sir Charles bir an heyecanlandi. Ama sonra durakladi. "Fakat bu da
olacak gibi degil. Babbington bu odaya girdikten drt dakika kadar sonra hastalandi. Ve o
arada da kadehindeki ikinin yarisindan baka hibir ey imedi. O kokteylde de hibir ey
yoktu..."
Poirot onun szn kesti. "Bunu bana sylediniz. Fakat diyelim ki kokteylde zehir vardi. Bu Sir
Bartholomew iin hazirlanmi, sonra da rahip bunu yanlilikla imi olabilir mi?"
Sir Charles baini salladi. "Tollie'yi iyi taniyan herkes onu kokteylle zehirleyemeyecegini de
bilirdi."
"Neden?"
"nk o kesinlikle kokteyl imezdi."
"Hibir zaman mi?"
"Hibir zaman."
Poirot sikintili bir iaret yapti. "Ah, bu mesele... Her ey ters. Hibir anlam ikmiyor"
Sir Charles ekledi. "Sonra bir bardak yerine bir bakasi nasil alinmi olabilir? Kadehleri tepsiyle
hizmetim Temple dolatirdi. Herkes de begendigi kadehi aldi."
Poirot mirildandi. "Dogru... Insan iskambilde bir karti zorla verebilir, ama bir kokteyli zorla
veremez. Sizin Temple nasil bir kadin? Bana bu gece kapiyi aan kadin mi?"
"Evet. drt yildan beri yanimda aliiyor. Ciddi, iyi bir kadindir. Iini bilir. Onun nereden
geldigini bilmiyorum. Bu konuda Miss Milray'in bilgisi olmali."
"Miss Milray... sizin sekreteriniz mi? u uzun boylu, erkek tavirli kadin?"
Sir Charles baini salladi. "Ta kendisi..."
"Sizinle birka kere yemek yedim. Fakat sekreterinizle ilk o akam karilatim sanirim."
"Evet. ogunlukla bizimle birlikte yemek yemez. Fakat o gece sofrada on kii olacaktik."
Aktr durumu kisaca anlatti.
Poirot dikkatle dinledi. "Miss Milray gruba katilmayi kendisi teklif etti demek? Anliyorum..." Bir
sre derin derin dnd. Sonra, "Hizmetiniz Temple'la konuabilir miyim?" diye sordu.
"Tabii, aziz dostum."
Sir Charles zili aldi. Hizmeti hemen geldi. "Beni mi agirdiniz, efendim?"
Otuz iki, otuz yalarinda, uzun boylu, sakin ve becerikli bir kadindi. Kendince bir zarifligi
vardi. Iyi firalanmi salari piril pirildi. Fakat Temple gzel degildi.
Sir Charles, "Msy Poirot sana birka soru sormak istiyor,"
dedi.
Temple sakin bakili gzlerini bu defa Belikaliya dikti.
Poirot, "Bay Babbington'un burada ldg o akamdan sz ediyorduk," dedi. "O akami
hatirliyor musunuz?"
"Ah, evet, efendim."
"Kokteyllerin nasil verildigini grenmek istiyorum."
"Anlayamadim, efendim."
"Kokteyller konusunda bilgi istiyorum. Onlari siz mi yaptiniz?"
"Hayir, efendim. Kokteylleri daima Sir Charles kendisi yapar. Ben ieleri getirdim. Cin, vermut
filan."
"Onlari nereye koydunuz?"
Kadin duvarin nndeki bir masayi iaret etti. "Oraya, efendim." Kadehlerin bulundugu tepsi
burada duruyordu. Sir Charles kokteyli karitirip hazirladiktan sonra kadehlere koydu. Sonra
ben tepsiyi alarak odada dolatim. Ikileri misafirlere dagittim."
"Btn kokteyller tepside miydi?"
"Sir Charles bir kadehi Miss Lytton - Gore'a verdi, efendim. O sirada onunla konuuyordu.
Kendisi iin de bir kadeh aldi. Bay Satterthwaite ise..." Temple bir an yali adama bakti."...
gelip hanimlardan biri iin bir kokteyl aldi. Sanirim Miss Wills iin."
Yali adam baini salladi. "Dogru."
"Digerlerini ben verdim. Galiba herkes bir kadeh aldi, Sir Bartholomew diinda."
"Temple, ltfen o gece yaptiklarinizi tekrarlar misiniz? Diger misafirlerin yerine birer yastik
koyalim. Ben burada durdugumu hatirliyorum. Miss Sutcliffe uradaydi."
Bay Satterthwaite'in yardimiyla sahne hazirlandi. Yali adam herkesin yerini olduka iyi
hatirliyordu. Sonra Temple salonda dolamaya baladi. Kadinin ie Bayan Dacres'la balami
oldugunu anladilar. Sonra Miss Sutciiffe ve Poirot. Arkalarindan birlikte oturan Bay Babbington,
Lady Mary ve Bay Satterthwaite.
Bay Satterthwaite de kokteyllerin bu sirayla verildiginden emindi.
Nihayet Temple'a gidebilecegini sylediler.
Poirot bagirdi. "Pf! Bundan bir anlam ikmiyor. O kokteyl kadehleri Temple'in elindeki
tepsideydi. Ama kadinin onlarin iine bir ey karitirmasi da imknsizdi. Zaten demin de
syledigim gibi, belirli birine zorla bir kokteyl veremezsiniz."
Sir Charles, "Insan ogu zaman kendisine en yakin olan kadehi alir," dedi.
"Belki tepsiyi o kimseye dogru uzatirsaniz bunu baarirsiniz. Ama bu da yine kesin bir yol
degildir. Kadehler birbirine yakindir. Hibiri size bir digerinden daha yakinmi gibi durmaz.
Hayir, byle geliigzel i olmaz. Syleyin, Bay Satterthwaite, Bay Babbington kadehini bir
yere birakti mi? Yoksa hep elinde mi tuttu?"
"u masaya koydu."
"O byle yaptiktan sonra masaya yaklaan oldu mu?"
"Hayir. Ona en yakin olan kimse bendim. Ve emin olun, kadehe elimi bile srmedim. Bunu
yapmaya kalkisaydim zaten beni grrlerdi. Yali adamin sesi soguklamiti.
Poirot telala zr diledi, "Ah, benim sizi suladigim yok. Bunu da nereden ikardiniz? Ben
sadece her eyi kesinlikle grenmek istiyorum. Tahlile gre kokteylde zehir yoktu. Ve imdi de,
tahlil bir tarafa, kokteyle bir ey karitirilmasinin imknsiz oldugu anlailiyor. Iki ayri testin
sonucu ayni. Fakat Bay Babbington baka bir ey ne imi, ne de yemiti. Saf nikotinle
zehirlenirse lm de pek abuk olacakti. Bunu bizi nereye gtrdgn gryor musunuz?"
Sir Charles, "Hibir yere gtrmyor!" diye bagirdi. "Allah kahretsin!"
"Hayir, ben yle demeyecegim... Hayir, katiyen. Fakat bu! durum insanin kafasinda korkun
bir kukunun belirmesine neden oluyor... Bunun dogru olmadigini umarim. Tabii, dogru degil
ya! Sir Bartholomew'un lm de bunu kanitliyor. Ama..." Poirot kalarini atarak dnmeye
baladi. Digerleri merakla ona bakiyorlardi. Belikali baini kaldirdi. "Ne demek istedigimi
anliyorsunuz, degil mi? Bayan Babbington, Melfort kknde degildi. O halde onu kukulular
listesinden silebiliriz."
"Bayan Babbington mu? Ama ondan kimse kukulanmadi ki zaten?"
Poirot glmsedi. "yle mi? ok ilgi ekici. Benim hemen aklima geldi. Hemen! 'Zavalli adam
kokteylden zehirlenmediy-se,' dedim. 'O halde nikotin ona bu eve girmeden birka dakika nce
verildi. Bu nasil baarildi? Bir kapsln iine mi kondu zehir? Belki hazimsizliga engel olacak
bir kapsl... O halde bu ii Kim yapabilirdi? Rahibin karisi. Cinayet ilemek iin bilinmeyen bir
neden vardi. Kimle ilgili olabilirdi bu? Yine... rahibin karisiy-fa.' Ite byle."
Egg fkeyle bagirdi. "Ama rahiple karisi birbirlerine ok bagliydilar. Siz durumu hi
anlamamisiniz."
Poirot kiza sevecenlikle glmsedi. "Evet. Bu da iyi bir ey. Siz biliyorsunuz, ben bilmiyorum.
Bu yzden pein yargilarim yok ve olaylara tarafsiz gzle bakiyorum. Size bir ey sylememe
izin verin, matmazel; meslek hayatimda ik kocalari tarafindan ldrlen be kadin ve ik
karilarinin ldrdg yirmi iki kocayla karilatim. Kadinlar... rol yapmasini daha iyi biliyorlar."
Egg, "Korkunsunuz," dedi. "Ben Babbington'larin yle olmadiklarini biliyorum. Bu... irkin bir
ey."
"Cinayet de irkin bir eydir, matmazel." Belikalinin sesi birdenbire sertlemiti. Sonra daha
neeli bir tavirla devam etti. "Ben sadece gerekleri grrm ve Bayan Babbington'un kocasini
ldrmediginden de eminim. nk o Melfort kkne gitmemiti. Evet... Sir Charles'in dedigi
gibi, sulunun iki toplantida da bulunan biri olmasi gerek. Listenizdeki o yedi kiiden biri."
Kisa bir sessizlik oldu.
Bay Satterthwaite sordu. "Bize nasil davranmamizi tavsiye edersiniz?"
Poirot mirildandi. "Herhalde siz bir plan yaptiniz."
Sir Charles ksrd. "Bence listedekiler! teker teker incelemek dogru olur. Masum olduklari
anlailincaya kadar onlari sulu saymaliyiz. Yani bu kimselerle rahibin arasinda bir iliki olup
olmadigini bulmaya alimaliyiz. Eger byle bir iliki yoksa, o kimse susuz demektir."
Poirot takdirle baini salladi. "Psikolojik bakimdan ok uygun. Ya yntemleriniz?"
"Henz bunu kararlatiracak zaman bulamadik. Bu konuda bize fikir verirseniz ok memnun
oluruz, Msy Poirot. Belki siz..."
Poirot elini kaldirdi. "Dostum, benden saga sola komami sakin istemeyin. Btn hayatim
boyunca sorunlarin en iyi d-mekle zmlenebileceklerine inandim. Birakin ben bir kenarda
oturayim. Sir Charles, sizin aratirmayi ustalikla ynettiginiz anlailiyor. Buna devam edin."
Bay Satterthwaite, ya ben, diye dnd. Bu aktrler de! Daima ne ikiyorlar. Her oyunun
yildizi onlar.
"Belki arada sirada bir uzmanin fikrini almaniz gerekir, ite o da benim." Poirot, Egg'e
glmsedi. "Bu mantikli degil mi, matmazel?"
Egg, "Fevkalade," dedi. "Tecrbelerinizden yararlanacagimizdan eminim." Rahatlami gibi bir
hali vardi. Saatine bir gz atarak bagirdi. "Eve gitmeliyim. Annem neredeyse sinir krizi
geirmeye balar."
Sir Charles, "Sizi arabamla birakayim," dedi.
Birlikte iktilar.
Poirot, "Grdgnz gibi balik yemi kapmaya aliiyor," dedi.
Egg'le Sir Charles'in arkasindan kapanmi olan kapiya bakan Bay Satterthwaite, irkilerek
Poirot'ya dnd. Belikali hafif bir alayla glyordu. "Evet, evet, inkr etmeyin. Yemi bana
Monte Carlo'da o gn mahsus gsterdiniz. yle degil mi? Gazetedeki o yaziyi okuttunuz.
Bunun ilgimi ekecegini umuyordunuz. Ie karimami istiyordunuz."
Bay Satterthwaite, "Dogru," diye itiraf etti. "Ama bunu baaramadigimi sanmitim."
"Hayir, baardiniz. Insanlari iyi taniyorsunuz, dostum. I sikintisindan patliyordum. Psikolojik
bir anda geldiniz... Neyse... Bu cinayet ok ilgi ekici. Beni de airtiyor."
"Hangi cinayeti kastediyorsunuz. Birincisini mi, ikincisini mi?"
"Aslinda bir tek cinayet var... Birinci ve ikinci lmler ayni cinayetin birer yarisi sayilir. Ikinci
yarim kolay. Sebep, bavurulan yol..."
Bay Satterthwaite, Poirot'nun szn kesti. "Bavurulan yolu kefetmek ikisi bakimindan da
zor degil mi? arapta zehir bulunmadi. Yemeklerden ise herkes yemiti."
"Hayir, hayir, durum tmyle baka. Birinci olayi alalim: Rahip Babbington'u zehirlemeyi kimse
baaramazmi gibi gzkyor. Sir Charles isteseydi misafirlerinden birini zehirleyebilirdi. Ama
belirli birini degil. Temple, tepsideki son kadehe zehir karitirabilirdi. Ama son kadehi alan
rahip degildi. Hayir, Bay Bab-bington'un lm imknsiz bir eymi gibi gzkyor. Bu yzden
hl rahibin dogal nedenlerden lm olabilecegini dnyorum. Neyse... Durumu nasil olsa
yakinda kesinlikle grenecegiz. Ikinci vaka baka. Misafirlerden herhangi biri, uak ve orta
hizmetisi, Sir Bartholomew'u kolaylikla zehirleyebilirlerdi. Bu hi de zor bir ey degildi."
Bay Satterthwaite, "Fakat ben..." diye baladi.
Poirot szlerini srdrd. "Bunu ilerde bir gn size ufak bir deneyle kanitlayacagim. imdi
baka ve daha nemli bir noktaya geelim. Ben "pimi aa su katmayi" istemem. Asla!
Anlayili bir insan oldugunuz iin bunun gerekten nemli oldugunu kavrayacaksiniz."
Yali adam glmsedi. "Yani..."
"Sir Charles'in barol oynamasi art. O buna aliik bir kere. Sonra baka biri bunu ondan
bekliyor. yle degil mi? Bu ie karimam matmazelin hi houna gitmedi."
"Gznzden hibir ey kamiyor, Msy Poirot."
"Ah, bu o kadar belli bir eydi ki! Ben yufka yrekli bir adamim. Bir ak macerasina engel
olmak degil, bunun gelimesine yardim etmek isterim. Dostum, sizinle bu ite birlikte
aliacagiz. Sir Charles'in baarisini saglamak iin. yle degil mi? Bu esrar zldg
zaman..."
Bay Satterthwaite usulca, "Eger zlrse..." dedi.
"zldg zamanl Baarisizliga ugramam ben."
Yali adam merakla sordu. "Hi mi?"
Poirot agirbali bir tavirla, "Bazen anlayisizligimin tuttugu olur," diye cevap verdi. "Geregi
hemen sezemem."
"Fakat imdiye kadar baarisizliga hi ugramadiniz, yle mi?"
Hercule Poirot omzunu silkti. "Bir kere. Uzun yillar nce, Belika'da. Ama o olaydan sz edecek
degiliz."
Meraki giderilen Bay Satterthwaite telala konuyu degitirdi. "Tabii, tabii. Esrari zdgnz
zaman olacaklardan sz ediyordunuz."
"Esrari Sir Charles zm sayilacak. Bu art. Ben sadece mekanizmanin kk bir parasi
sayilacagim." Belikali ellerini ati. "urada burada, arada sirada bir iki kelime syleyecegim.
Ufak bir ima, o kadar. an eref peinde degilim. Yeteri kadar nm var." Poirot, Bay
Satterthwaite'in dikkatle kopya etmi oldugu o yedi kiilik listeye uzandi, yazili olan isimleri
yksek sesle okudu. "Bayan Dacres, Bay Dacres, Miss Wills, Miss Sutclif-fe, Lady Mary Lytton -
Gore, Miss Lytton - Gore, Oliver Man-ders... ok ilgi ekici, degil mi?"
"Ne tarafi?"
"Isimlerin sirasi..."
"Ben bunda ilgi ekici bir ey grmyorum. Aklima geldigi gibi yazdim bunlari."
"Iyi ya. Listenin bainda Bayan Dacres var. Bundan da, en ok ondan kukulandiginiz
anlailiyor... Daha dogrusu, hepiniz cinayeti onun ilemi olmasini tercih edeceksiniz."
"ey... galiba haklisiniz, Msy Poirot."
"Size bir ey sormak istiyorum, Bay Satterthwaite. Szlerinizden Sir Charles'la Egg'in Bayan
Babbington'u grmeye birlikte gittiklerini anladim."
"Evet."
"Siz onlarla gitmediniz demek!"
" kii fazla kalabalik olurdu."
Poirot glmsedi. "Ve iinizden baka bir yere gitmek geliyordu sanirim. Baka bir dnceniz
vardi yani. Nereye gittiniz, Bay Satterthwaite?"
Yali adam soguk bir tavirla, "Lady Mary'yle ay imeye," diye cevap verdi.
"Neden sz ettiniz?"
"Lady Mary bana evlilik yillariyla ilgili dertlerini aiklamak ltfunda bulundu." Satterthwaite,
Poirot'ya kadinin hikyesini tekrarladi.
Belikali anlayili bir tavirla baini salladi. "Evet, daima byle olur... Kimseyi dinlemeyip
ahlaksiz bir genle evlenen idealist bir kiz. Fakat Lady Mary'yle baka hibir eyden sz
etmediniz mi? Mesela... Oliver Manders'ten?"
"Ah, evet... Ondan da sz ettik gerekten."
"Gen adam hakkinda neler grendiniz?"
Bay Satterthwaite, Lady Mary'den grendiklerini anlatti. Sonra da sordu. "Ondan sz ettigimizi
nasil anladiniz?"
"nk siz Lady Mary'ye bunun iin gittiniz... Ah, evet. Itiraz etmeyin. Bayan Dacres'in veya
kocasinin katil olmasini isteyebilirsiniz, ama aslinda cinayetleri Oliver Manders'in iledigini
dnyorsunuz... Bakalarina ailmaktan holanmayan bir insansiniz. Birtakim fikirleriniz var,
ki ben de ayni eyi yapiyorum."
"Ben Manders'ten kukulaniyorum. Sama bir sz bu. Ben sadece gen adam hakkinda biraz
bilgi edinmek istedim."
"Durum benim dedigim gibi. Siz iin iin onu setiniz. O gen beni de ilgilendiriyor. Geen
akam buraya, yemege geldigim zaman Manders dikkatimi ekti. nk..."
Bay Satterthwaite heyecanla sordu. "O akam ne grdnz?"
"Iki kiinin... en aagi iki kiinin rol yaptigini grdm. Bunlardan biri Sir Charles'ti." Poirot
gld. "Bir deniz subayi roln-deydi. Yanilmiyorum, degil mi? Ama bu normal bir eydi. Byk
bir aktr, artik sahneye ikmiyor diye rol oynamaktan vazgemez. Ama Oliver Manders de
ondan aagi kalmiyordu. O da ii sikilan, her eyden bikmi bir gen rolndeydi. Ite bu
yzden onu fark ettim, dostum."
"Onun hakkinda bazi eyler dndgm nasil anladiniz?"
"Bunu bana bazi ufak ipulari aikladi. Manders'in o gece kke girmesine yol aan kazayi
merak ediiniz. Sir Charles ve Miss Egg'le rahibin karisina gitmeyisiniz. Neden? nk kimseye
belli etmeden, kendinizce bir aratirma yapmak istiyordunuz. Lady Mary'ye de biri hakkinda
bilgi almaya gittiniz. Kim-hakKin-da? Bu ancak bu kyden biri olabilirdi. Oliver Manders. Ve
sonra onun adini listenin en altina yazdiniz. Tipik bir eydi bu: Sizce en kukulanilmayacak
insanlar kim? Lady Mary'yle Matmazel Egg mi? Ama Oliver Manders'in adini onlarmkinden
sonra yazdiniz. nk bu kukunuzu kendinize saklamak istiyorsunuz."
Bay Satterthwaite. "Allah Allah," dedi. "Ben gerekten yle bir insan miyim?"
"Tabii, insanlari anliyorsunuz ve gznzden bir ey kamiyor. Sonulari kendinize
saklamaktan da holaniyorsunuz. Insanlar hakkindaki fikirleriniz sizin zel koleksiyonunuz.
Onlari btn dnyanin grmesi iin ortaya sermiyorsunuz."
Yali adam, "Ben..." diye baladi, ama Sir Charles'in dnmesi zerine szleri yarim kaldi.
Aktr evik adimlarla ieri girdi. "Ah... ilgin bir gece bu." Bir bardaga kendisi iin viski soda
koydu.
Bay Satterthwaite'le Poirot onun iki teklifini reddettiler.
Sir Charles, "Eh," dedi. "Artik kampanya planimizi yapabiliriz. O liste nerede, Satterthwaite?...
Ah, teekkr ederim. imdi, Msy Poirot... uzmanimizin fikri,ni rica edelim. Ii nasil
blecegiz?"
"Siz bu konuda ne dnyorsunuz, Sir Charles?"
"Bu listedeki kimseleri aramizda paylaabiliriz. I blm yani... Bir... Bayan Dacres. Egg
onunla konumayi ok istiyor. ' Erkeklerin Cynthia Dacres kadar ik bir kadina tarafsiz
davrana-' mayacaklarina inaniyor. Ona meslegi aisindan yaklamak fena , 'bir fikir degil.
Gerekirse Satterthwaite'le ben de baka ynden ! saldiriya geeriz. Sonra... Bay Dacres. Ben
onun yari meraklisi ahbaplarindan bazilarini taniyorum. O yoldan bir eyler grenebilirim
herhalde. Evet... Angela Sutcliffe."
Bay Satterthwaite, "O i de size der, Sir Charles," dedi. 1 "Siz Miss Sutcliffe'i iyi
taniyorsunuz sanirim." , "Evet. Onun iin Angie'yle bakasinin ilgilenmesini tercih edecegim.
Yoksa..." Hafife glmsedi, "...beni iimi iyi grme-' mekle sulayabilirler. Sonra... Angie ne
de olsa benim arkadaim. Anlatabiliyor muyum?"
"Tabii, tabii, ince dnceli bir insansiniz, Sir Charles. Sizin . bu iinizi Bay Satterthwaite
stnze alir."
"Sonra... Lady Mary ve Egg. Tabii aslinda onlarin bu listede yeri yok. Peki, gen Manders ne
olacak? Tollie'nin ldg gece kke kazara gitmi. Fakat galiba onu da listeye almamiz
gerekiyor."
Poirot, "Manders'le de yine Bay Satterthwaite ilgilenir," dedi. "Fakat galiba listede bir adi
atladiniz, Sir Charles. Miss Muriel Wills'i okumadiniz."
"Gerekten yle. Eger Satterthwaite, Manders'le ilgilene-; ekse, o zaman Miss Wills de bana
dyor. Tamam mi? Bir tav-: siyeniz var mi, Msy Poirot?"
"Hayir, hayir. Sanmiyorum. Aldiginiz sonulari grenmek isterim tabii."
"Tabii. Bunu sylemenize bile gerek yok." Poirot, "Bir ey daha vardi..." diye mirildandi. "Ah,
evet. Arkadainiz Sir Bartholomew, kokteylden holanmiyordu. Fakat porto iiyordu, degil mi?"
"Evet. Portoyu ok severdi."
"arabin tadindan kukulanmami olmasi tuhaf. Saf nikotinin ok sert ve kt bir tadi vardir."
Sir Charles, "unu unutmayin," dedi. "Belki de arapta nikotin yoktu. Kadehindeki iki tahlil
edildi."
"Ah, evet, ne aptalim. Fakat kurbana nasil verilirse verilsin, nikotinin pek kt bir tadi vardir."
Sir Charles agir agir, "Bence bunun nemi yok," diye cevap verdi. "Tollie geen baharda
korkun bir grip geirdi. Bu hastalik koku ve tat duygularina bir hayli zarar verdi."
Poirot dnceli bir tavirla, "Anliyorum..." diye mirildandi. "Evet, durumun aiklamasi bu
olabilir. Bylece mesele de iyice basitlemi oluyor."
Sir Charles pencereye giderek diariya bakti. "Firtina hl dinmedi. Sizin eyalarinizi
getirteyim, Msy Poirot. Bizim han, hevesli ressamlara ok uygun bir yerdir, ama sizin rahat
bir yatagi ve banyoyu tercih edeceginizi saniyorum."
"ok naziksiniz, Sir Charles."
"Rica ederim. Ben o ii hemen halledeyim." Odadan ikti.
Poirot, Bay Satterthwaite'e bakti. "Size bir tavsiyede bulunabilir miyim?"
"Tabii."
Poirot, yali adama dogru egilerek sesini alaltti. "Oliver Manders'e o uydurma kazayi neden
dzenledigini sorun. Polisin kendisinden kukulandigini syleyin. Bakalim ne diyecek?"
"Yani sizin dnceniz..."
"Benim henz bir ey dndgm yok. Fakat doktor gnlk defterine "M. iin
endieleniyorum," diye yazmi. Bu M., Manders olabilir. Tabii o M. harfinin cinayetlerle bir
ilikisi olmadigi da ortaya ikabilir."
Bay Satterthwaite, "Bakalim, grecegiz," dedi.
"Evet, grecegiz."
Ambrosine modaevinin byk salonu batan aagiya beyaz eyalarla denmiti. Beyaz halilar,
beyaz koltuklar. urada burada bir krom piriltisi, bir duvarda da sarili mavili geometrik bir
resim vardi.
Egg insana biraz da dii sandalyesini hatirlatan modern bir koltuga oturmu, nnde dolaan
maske gibi yzl, ipincecik mankenleri seyrediyordu. Gen kiz basit bir elbiseye avu dolusu
para vermek kendisi iin pek normal bir eymi gibi tavir takinmaya aliiyordu.
Yine pek ik olan Bayan Dacres, onun yaninda durmu, kiyafetlerle ilgili aiklamada
bulunuyordu. "u hounuza gitti mi? Omuzlardaki dgmlere dikkat ediyor musunuz? ok ilgi
ekici, degil mi? Ama bu modeli size tugla renginden yapmaliyiz."
Egg, "Karar vermek o kadar g ki," diye mirildandi. "Anlayacaginiz, daha nce gzel elbiseler
olacak durumda degildim. Hep pek fakirdik biz. Durum dzelince, sizin o akam Karga
Yuvasi'n-da ne kadar zarif oldugunuzu hatirladim. Gidip Bayan Dacres'in fikrini alayim, dedim.
O gece size gerekten hayran oldum."
"ok irinsiniz, ekerim. Ben gen kizlari giydirmeye bayilirim. Gl bir kiiliginiz var. Onun
iin alelade eyler giymeme-lisiniz. Kiliklariniz sade fakat etkili eyler olmali. Anliyor musunuz?
Birka kiyafet mi istiyordunuz?"
"Drt gece elbisesi, birka gndz kiyafeti ve spor tayyrler, diye dndm."
Bayan Dacres'in tavirlari daha da nazikleti. Neyse ki Egg'in bankada sadece on be sterlini
oldugunun farkinda degildi.
Egg'in nnden yine tuvaletli mankenler geti. Gen kiz kilikla ilgili konumaya arada sirada
baka konulari da katmayi baariyordu.
"Herhalde o akamdan sonra bir daha Karga Yuvasi'na gitmediniz?"
"Hayir, hayatim. Gidemedim. Bu beni ok sarsacakti. Zaten ben Cornvvall'un gen ressamlara
gre bir yer oldugunu dnrm."
Egg, "O ne korkun bir olaydi," diye mirildandi. "Zavalli Bay Babbington pek iyi bir ihtiyarcikti."
"Tam anlamiyla bir 'antika'ydi o."
"Kendisiyle daha nce karilamitiniz sanirim?"
"O irin fosille mi? Bilmem... Pek hatirlamiyorum."
Egg, "Bay Babbington'un yle bir ey syledigini saniyorum," dedi. "Galiba Gilling diye bir
yerde."
"yle mi?" Bayan Dacres'in bakilari dalginlamiti. "Hayir, Marcelle, ben o tuvaleti degil.
'Kk Rezalet' adini koydugumuz mavi elbiseyi istiyorum."
Egg mirildandi. "Sir Bartholomew'un zehirlenmesi ne garipti, degil mi?"
"Hayatim, inanilacak gibi degildi! Ama o olayin bana ok yarari dokundu. imdi birok korkun
kadin bana gelip elbise ismarliyor. Sirf heyecan duymak iin... imdi... bakin bu mavi model
tam size gre bir ey... ahane bir ey bu..."
Fakat ieriye Amerikali bir kadinin girmesi zerine szleri yarida kaldi Bayan Dacres'in.
Amerikalinin en iyi mterilerinden oldugu anlailiyordu. Bayan Dacres onun yanina giderken,
Egg de salon efine son seimi yapmadan biraz dnmek istedigini syleyerek usulca
modaevinden ikti. Saatine bir gz atti. Bire yirmi vardi. "Eh, biraz sonra ikinci planimi
uygulayabilirim."
Saat birde manken Dorothy Sims, Ambrosine'den ikarak Berkeley alanina dogru ilerlemeye
baladi. Tam oraya yaklairken biri arkasindan, 'Affedersiniz,' dedi. Egg'ti bu. "Sizinle bir
dakika konuabilir miyim?"
Dorothy hayretle dnd.
"Siz Ambrosine'in mankenlerindensiniz, degil mi? Sizi bu sabah fark ettim. Vcudunuzun
ahane oldugunu sylersem bana kizmazsiniz, degil mi?"
Dorothy kizmamiti, ama biraz airmiti. "ok naziksiniz, hanimefendi."
Egg, "ok uysal bir haliniz var," dedi. "Onun iin sizden bir ricada bulunacagim. Benimle Ritz
ve Berkeley Oteli'nde yemek yer misiniz? Meseleyi size o sirada anlatirim."
Dorothy kisa bir duraklamadan sonra bu daveti kabul etti. Meraklanmiti. Ayrica gzel
yemeklerden de holanirdi.
Iki kiz lokantada bir masaya yerletikten sonra Egg, "Sylediklerimin aramizda kalacagini
umuyorum," diye baladi. "Ben gazeteciyim. Kadinlarin meslekleriyle ilgili bir yazi
hazirliyorum. Eger bana modaevleri konusunda biraz bilgi verirseniz..."
Dorothy uysal bir tavirla bu istegi yerine getirdi. Mankenlerin alima saatlerini, artlari,
aldiklari parayi aikladi. Egg de o arada szde not aliyordu.
Yemegin sonunda iki kiz iyice dost olmulardi. Egg, Bayan Dacres konusunu amakta zorluk
ekmedi.
"Ben daima Bayan Dacres'in cadinin biri oldugunu dnrm," dedi.
"Hibirimiz ondan holanmayiz, Miss Lytton - Gore. Ama ok zekidir. Iten de iyi anlar.
Zevklidir."
"Herhalde bir hayli para kazaniyor."
Dorothy'nin yznde acayip bir ifade belirdi. "Ben dedikodu yapmaktan pek holanmam,
ama... bana modaevi batmak ze-reymi gibi geliyor. Geenlerde bir adam Bayan Dacres'i
grmeye geldi. Sonra bir iki ey dikkatimi ekti. Bana kalirsa Bayan Dacres durumu
kurtarabilmek iin bor para aldi. Bu yzden de girtlagina kadar borca batti. Miss Lytton -
Gore, bazen yznde korkun bir ifade beliriyordu. ok mitsiz durumda sanirim. Makyaj
yapmasa nasil dururdu bilmem? Geceleri uyuyabildigini de hi sanmiyorum."
"Kocasi nasil bir adam?"
"Acayip bir insan. Bana sorarsaniz, ahlaksizin biri. Tabii aslinda Bay Dacres'i fazla grdgmz
yok. Ben Bayan Dacres'in kocasina hl ik oldugunu saniyorum. Ama diger kizlar benim gibi
dnmyor. Tabii trl kt dedikodular dolaiyor."
"Nasil dedikodular?"
"Kizlar aralarinda konuup duruyorlardi... Bir gen hakkinda... ok zenginmi. Zengin ve biraz
da aptalca. Deli degilmi, ama biraz anormalceymi sanirim. Bayan Dacres onu penesine
drm. Para sizdirmak iin tabii. Gen adam ie para da yatiracakmi. Kolay aldatilan bir
tipmi. Fakat sonra gen adama birdenbire bir deniz yolculuguna ikmasini emretmiler."
"Kim emretmi? Bir doktor mu?"
"Evet. Harley Sokagi'ndan bir mtehassis. Yorkshire'da ldrlen o sinir mtehassisi
saniyorum. Biri bana adamin zehirlenmi oldugunu syledi."
"Sir Bartholomew Strange'i mi kastediyorsunuz?"
"Ah, evet, doktorun adi yleydi. Bayan Dacres da onun kknde misafirmi. Kizlar aralarinda
mahsus, 'Bizimki intikam almak iin doktoru ldrm olmasin,' diye glyorlar. Tabii, aka
onlarinki."
Egg, "Tabii," dedi. "Gen kizlar byle akalardan holanirlar... Ama bana sorarsaniz, Bayan
Dacres da iyi bir katil olurdu... Sert ve amansiz."
"ok haindir o. Pek de abuk fkelenir. Kizdi mi, hibirimiz yanina sokulmayiz. Kocasinin da
ondan korktugunu sylyorlar. Dogrusu buna hi amam..."
Egg ise, "Kadin, Sir Bartholomew'u ldrm olabilir," diye dnyordu. "Ama sebep zayif...
Belki Msy Poirot, bundan bir anlam ikarabilir. Ben bir ey anlamadim."
Fakat Egg'in o gnk programi henz sona ermi sayilmazdi. Gen kiz, Dacres'larin katlarinin
bulundugu o pek lks apartmana gitti. Ieri girmeden, kari kaldirimda bir aagi bir yukari
dolamaya baladi.
Tam be buukta apartmanin nnde bir araba durdu, Bay Dacres'indi. Egg dakika bekledi,
sonra da ieri girdi. numarali dairenin kapisini aldi. Ona kapiyi Dacres, kendisi ati. Adam
paltosunu ikarmaya aliiyordu.
Egg, "Ah," dedi. "Nasilsiniz? Beni hatirliyorsunuz degil mi? Sizinle hem Cornwall da
karilamitik, hem de Yorkshire'da."
"Ah, tabii, tabii, iki seferinde de lme tanik olmutuk, yle degil mi? Buyurun, Miss Lytton -
Gore."
"Karinizi grmek istiyordum. Kendisi burada mi?"
"Modaevinde."
"Biliyorum. Bu sabah oradaydim. Artik bu saatte eve dnm olabilecegini dndm. Onu
rahatsiz etmeyecegimi umuyorum." Egg irin irin adama bakti.
Freddie Dacres kendi kendine, pek gzel bir kiz, dedi. Cins bir tay gibi. Sonra Egg'e "Cynthia
ancak altidan sonra dner," diye aikladi. "Ben de yarilardan geliyorum. ansim hi iyi
gitmedi. Onun iin erken ayrildim. Haydi, benimle kulbe gelin. Birer kokteyl ieriz."
Egg bu daveti kabul etti. Ama Dacres'in daha erkenden imeye balami oldugunu tahmin
ediyordu.
Lo kulpte ikilerini yudumlarlarken Egg, "Burasi pek ho," dedi. "Daha nce hi
gelmemitim."
Freddie Dacres glmsedi. Gzel kizlardan holanirdi. "Ne korkun gnlerdi onlar, degil mi?
Yani Yorkshire'da olanlari kastediyorum. Bir doktorun zehirlenmesinin gln bir yanida var
tabii. Yani... ters bir ey bu. Aslinda doktorlar bakalarini zehirlerler." Kendi nktesine
kahkahalarla gld.
Egg, "Sizinle daima lm olaylari sirasinda karilamamiz da garip," diye mirildandi.
Dacres da itiraf etti. "Evet, gerekten biraz garip. Insan, 'Acaba sira imdi bende mi?' diye
dnmeye baliyor."
"Bay Babbington'u daha nceden tanirdiniz sanirim. Rahibi yani."
"Hayir, ihtiyari daha nce hi grmemitim, iin tuhaf yn, onun da Sir Bartholomew gibi
lm olmasi. Acayip bir ey bu. Herhalde rahibi de zehirlemi olamazlar."
"Siz ne dersiniz?"
Dacres baini salladi. "Hi sanmam. Rahipleri kimse ldrmez. Doktorlar baka tabii."
Egg, "Evet," dedi. "Doktorlar baka sanirim."
"Tabii. Bu da mantikli. Doktorlar her ie burunlarini sokarlar." Dacres'in dili pelteklemeye
baliyordu. ne dogru egildi, "ille her eye kariacaklar. Anliyor musun?"
Egg, "Hayir," dedi.
"Onlar insanlarin hayatlariyla oynuyorlar. Fazla gleri var onlarin. Buna izin verilmemeli."
"Ne demek istediginizi pek anlayamadim."
"Yavrum, anlatiyorum ya... Insani timarhaneye kapatiyorlar. Cehenneme sokuyorlar onu.
Doktorlar ok zalim! Insani hastaneye kapatiyor ve istedigini de vermiyorlar. Ne kadar
yalvarirsa-niz yalvarin, aldirmiyorlar, istediginizi vermiyorlar. Aci ekmeniz viz geliyor onlara.
Ite doktorlar byle birer iblis. Bana inanin... ben biliyorum." Yz kaslari iddetle segiriyordu.
Bebekleri birer topluigne bai kadar kalmi gzleriyle kizin omzunun zerinden bir yere
bakiyordu. "Cehennem azabi bu, cehennem azabi! Ve buna tedavi adini veriyorlar! ok iyi bir
ey yapiyormu gibi davraniyorlar! Kpekler!"
Egg ihtiyatla, "Yani Sir Bartholomew Strange..." diye baladi.
Dacres onu fazla konuturmadi. "Sir Bartholomew Strange! Sir Bartholomew kgiti! Onun o
pek degerli kliniginde neler oldugunu grenmek isterdim. Sinir hastaliklari. yle diyorlar. Sizi
ieri tikiyorlar. Ve diari ikamiyorsunuz. Ama hastaneye kendi isteginizle yattiginizi iddia
ediyorlar. Istek! Tabii sizi en kt aninizda ele geiriyorlar!" Adam titremeye balamiti.
Agzinin kenarindan salyasi akiyordu. zr dilercesine, "Berbat haldeyim," diye mirildandi.
"Berbat haldeyim," Garsonu agirarak bir iki daha syledi. Egg bir kokteyl daha imeye razi
olmadi.
Dacres yeni gelen kadehi de baina dikerek, "Hah, yle," dedi. "Kendimi biraz topladim.
Insanin kendini kapip koyuvermesi ok kt bir ey. Cynthia'yi kizdirmam dogru olmaz. O
bana konumamami syledi." Baini bir iki kere salladi. "Btn bunlari polise aiklamak dogru
olmaz. Bartholomew'u benim ldrdgm sanabilirler. yle degil mi? Bu ii birinin yapmi
olmasi gerekir. Bunu biliyorsunuz tabii. Iimizden biri ldrm olmali onu. ok garip...
Hangimiz acaba? Ite sorun bu."
Egg, "Belki siz hangimiz oldugunu biliyorsunuz," dedi.
"Neden byle sylyorsunuz? Ben nerden bileyim?" Dacres kiza fke ve kukuyla bakiyordu.
"Ben hibir ey bilmiyorum. O Allah'in cezasi kpegin beni tedavi etmesine de razi olacak
degildim. Cynthia'nin israrlarina da aldirmayacaktim. Adam bir eyler planliyordu. Ikisi de yle.
Ama beni kandiramazlardi." Dik-leti. "Ben gl bir insanim..."
Egg, "Bundan eminim," diye cevap verdi. "Bay Dacres, siz Bayan de Rushbridger'i taniyor
musunuz? O da klinikte kaliyormu."
"Rushbridger? Rushbridger?... Bartholomew onun hakkinda bir ey sylediydi sanirim. Ama
hatirlamiyorum... Hibir eyi hatirlayamiyorum." Dacres iini ekerek baini salladi. "Hafizam
bozulmaya baladi. Ve dmanlarim var... Bir sr dmanim. Belki de u anda beni
gzetliyorlar." Endieyle etrafina bakindi, sonra Egg'e dogru egildi. "O kadinin o gn benim
odamda ne ii vardi?"
"Hangi kadinin?"
"O tavan suratli yaratigin. u tiyatro oyunlari yazan kadinin. Doktorun lmnden sonra
oldu... Ertesi sabah. Kahvaltidan geliyordum. Kadin benim odamdan ikti. Dipteki uha kapli
kapidan geerek hizmetiler blgne girdi. Acayip degil mi? Odama neden girmiti? Orada ne
bulacagini saniyordu? Zaten neden herkesin odasini karitiriyordu? Bunun onunla ne ilgisi
vardi?" Bir sir verecekmi gibi tekrar ne dogru egildi. "Yoksa Cynthia'nin syledigi dogru mu?"
"Bayan Dacres ne diyor?"
"Hayal grdgm sylyor." Dacres akin akin gld. "Zaman zaman bazi eyler
gryorum. Pembe fareler, yilanlar... buna benzer eyler. Ama bir kadin grmek baka. Ben o
yazari grdm. Garip bir kadin o. Bakilari ok kt. Sanki vcudunuzu delip geiyor."
Koltugunda arkasina yaslandi. Sizmak zereydi.
Egg ayaga kalkti. "Benim artik gitmem gerekiyor. Iki iin teekkr ederim, Bay Dacres."
"Teekkre gerek yok. Benim iin bir erefti..." Adamin sesi hafifledi.
Egg dumanli kulpten serin akam havasina ikinca derin bir soluk aldi. "Hizmeti, Miss Wills'in
her yere burnunu soktugunu sylemi. imdi Freddie Dacres da ayni eyi iddia ediyor. Miss
Wills ne ariyordu? Ne buldu?... Sir Bartholomew'la ilgili o karmakariik hikye dogru mu?
Freddie Dacres gizli gizli doktordan korkuyor ve ondan nefret mi ediyordu? Olabilir... Ama Bab-
bington'la bir ilikisi oldugunu sanmiyorum... Sonunda rahibin zehirlenmedigi ortaya ikarsa,
ok acayip olur..."
Sonra birka adim ilerdeki gazeteciye gz iliti. Irkilerek durdu kiz. ne takilmi olan
gazetenin maneti dikkatini ekmiti.
"CORNVVALL'DAKI OTOPSININ SONUCU"
Telala para vererek bir gazete aldi. Ayni anda bir kadinla arpiti. Egg zr dilerken
birdenbire bu kadinin Sir Charles'in sekreteri Miss Milray oldugunu fark etti. Yan yana durarak
son haberi okudular.
"Cornwall'daki otopsinin sonucu..." Yazilar Egg'in gzlerinin nnde dans etmeye balamiti.
"Organlarin tahlili... Nikotin."
Egg, "Demek o da ldrlm," dedi.
Miss Milray, "Tanrim," diye mirildandi. "Pek korkun... Pek korkun." Kadinin irkin yz
zntyle gerilmiti.
Onun daima duygusuz bir insan oldugunu dnen Egg hayretle bakti.
Miss Milray, "Bu olay beni ok sarsti," diye aikladi. "Onu ta ocuklugumdan beri tanirdim."
"Bay Babbington'u mu?"
"Evet. Annem Gilling'te oturur. Bay Babbington da bir zamanlar orada rahipti. Bu yzden ok
zldm."
"Ah, tabii."
Sir Charles'in sekreteri, "Aikasi," dedi. "Ne yapacagimi bilmiyorum." Egg'in akin akin
kendisine baktigini fark ederek kizardi. "Bayan Babbington'a mektup yazmak istiyorum...
Fakat... ne bileyim... Yani... bu konuda ne yapacagimi kestiremiyorum."
Nedense bu aiklama Egg'e yeterli gelmedi.
"imdi... bir dost olarak mi, geldiniz, yoksa bir dedektif olarak mi? Bunu bilmem gerek."
Miss Sutcliffe konuurken parlak gzlerinde alayci bir ifade belirmiti. Dik arkali bir iskemlede
oturuyordu. Kir salari kendisine yakiacak bir biimde taranmiti. Ayak ayak stne atmiti.
Bay Satterthwaite, Angela Sutcliffe'in ince bileklerine ve zarif ayakkabilarina hayran oldu. ok
ekici bir kadindi aktris. Belki de bunun nedeni hibir eyi ciddiye almayiiydi.
Bay Satterthwaite, "Adil bir soru mu bu?" dedi.
"Ah, dostum, tabii ki adil bir soru. Buraya, Fransizlarin o irin deyimiyle, 'Gzel gzlerim iin
mi' geldiniz? Yoksa, igren adam, cinayetler konusunda agzimi aramak iin mi bana
ugradiniz?"
Yali adam hafife egildi. "Birinci neden yznden geldigimden kuku duyabilir misiniz?"
Aktris heyecanla, "Tabii duyabilirim," dedi. "Ve duyuyorum. Siz pek uysal gzken, ama
aslinda kan banyosu yapmaktan holanan insanlardansiniz."
"Hayir, hayir."
"Evet, evet. Tek mesele benim bu konuda karar verememem. Katil adayi olmak bir iltifat mi
sayilir, yoksa bir hakaret mi? Genel olarak iltifat olmali." Baini yana egerek, o pek etkili g-
lmsemesiyle adama bakti.
Bay Satterthwaite, ahane bir kadin, diye dnd. Sonra da, "Sir Bartholomew Strange'in
lmnn beni ok ilgilendirdigini itiraf etmeliyim," dedi. "Belki daha nce de byle olaylarla
ilgilendigimi biliyorsunuz." Kadinin bu alandaki alimalarini duymu olacagini umuyordu.
Fakat Angela Sutcliffe sadece. "Siz bana unu syleyin," dedi. "O kizin iddiasi dogru mu?"
"Hangi kizin? Hangi iddiasi?"
"u Lytton - Gore denilen kiz. Charles'a hayran olan ocuk... u Charles da ne kt adamdir!
Hemen kizlari etkisine alir!... Kiz Cornwall'daki o irin ihtiyarcigin da ldrldgn
dnyordu."
"Siz ne dnyorsunuz?"
"Onun lm de Sir Bartholomew'ununkine ok benziyordu tabii. Sonra Miss Lytton - Gore zeki
bir kiz... Syleyin, Charles o kiza kari ciddi mi?"
Bay Satterthwaite, "Bu konuda sizin fikirleriniz herhalde benimkilerden daha isabetli olur,"
dedi.
Miss Sutcliffe bagirdi. "Ah, fazla siki agizli bir insansiniz! Oysa ben..." Iini ekti. "Korkun
denilecek kadar gevezeyimdir." Yali adama bakarak kirpiklerini kirpitirdi. "Ben Charles'i ok
iyi tanirim. Erkekleri iyi tanirim zaten. Charles ev bark sahibi olmak iin gereken btn
belirtileri gsteriyormu gibi geliyor bana. Bayagi sakinleti. Yakinda boyun egecek, bir aile
kuracak. Hem de rekor sayilacak kadar kisa bir sre iersinde, ite ben de dnyorum.
Erkekler uslanmaya karar verdikleri zamanlar ne kadar da i sikici oluyorlar. Btn irinlikleri
kayboluyor."
Bay Satterthwaite mirildandi. "Sir Charles'in imdiye kadar evlenmemi olmasina aiyorum."
"Hayatim, o hibir zaman evlenmek istemedi ki! O 'evlenecek adam degil' dedikleri tiptendi.
Ama pek de ekiciydi dogrusu." Aktris iini ekti. Yali adama bakarken gzlerinde hafif bir
pirilti belirmiti. "Charles'la ben bir zamanlar... Herkesin bildigi bir eyi saklamaya ne gerek
var? Maceramiz devam ettigi srece gerekten pek hotu. Charles'la hl da ok iyi arkadaiz.
Herhalde Lytton - Gore denilen o ocukcagizin bana ters ters bakmasinin nedeni de bu. Hl
Charles'a zaafim oldugunu dnyor. Acaba var mi byle bir zaafim? Belki de var. Ama neyse
ki ben arkadalarimin ogu gibi anilarimi yazip maceralarimi btn ayrintilariyla anlatmadim
henz. Bunu yaparsam, sonu o kizcagizin hi houna gitmeyecektir. ok sarsilacaktir, ok.
Modern kizlar pek abuk ok geiriyorlar. Oysa annesinin kili bile kipirdamayacaktir. O eski,
tatli kadinlari kolay kolay sarsamaz-siniz. Onlar fazla bir ey sylemezler, ama herkes iin
fesat eyler dnrler."
Bay Satterthwaite, "Egg Lytton - Gore'un size gvenmedigini dnmekte haklisiniz," demekle
yetindi.
Miss Sutcliffe kalarini atti. "Kizi biraz kiskanmadigimdan da pek emin degilim... Biz kadinlar
kedilere ok benziyoruz, degil mi? Tirmaliyoruz, miyavliyoruz, hirliyoruz..." Gld. "Neden
Charles gelip beni bu cinayet konusunda sorguya ekmiyor? Nezaketinden sanirim. Herhalde
benim sulu oldugumu dnyor... Ben sulu muyum? Ne dersiniz?" Ayaga kalkarak tek elini
uzatti.
"Arabistan'in btn esanslari bu kk eli temizleyemez..." Durakladi. "Hayir, Ben Lady
Macbeth olamam. Ben komedyenim."
Bay Satterthwaite, "Cinayet ilemeniz iin bir neden yok," diye mirildandi.
"Dogru. Sir Bartholomew'dan holanirdim. Onun ortadan kalkmasini istemem iin bir neden de
yoktu. Onunla dost oldugumuz iin, katilin yakalanmasi iinde de faal bir rol oynamak
istiyorum. Bana syleyin. Bu konuda nasil yardim edebilirim?"
"Miss Sutcliffe, herhalde cinayetle ilgili bir ey grmediniz. Duymadiniz da."
"Polise anlattiklarimdan fazla bir ey bilmiyorum. Misafir grubu kke yeni gelmiti. Sir
Bartholomew ilk gece ld."
"u uak..."
"Onun farkina bile varmadim."
"Misafirlerden acayip davrananlar oldu mu?"
"Hayir. Tabii o ocuk... neydi onun adi?... Ah, Manders. O beklenmedik bir anda ikageldi."
"Sir Bartholomew buna ati mi?"
"Evet, ati sanirim. Sofraya oturmadan nce bana, bunun acayip bir ey oldugunu syledi.
"Insanin kendisini davet ettirmesi iin garip bir yntem bu," dedi. 'Ama ocukcagiz bu ugurda
motosikletini de para para etmi...'"
"Sir Bartholomew'un keyfi yerinde miydi?"
"ok."
"Polise szn ettiginiz o gizli geit meselesi nedir?"
"Geidin bir ucu ktphaneye ailiyordu sanirim. Sir Bartholomew onu bana gsterecegine sz
vermiti. Ama tabii zavalli adamcagiz ld."
"Bu konu nasil aildi?"
"Sir Bartholomew'un son zamanlarda aldigi antika bir eyadan sz ediyorduk. Cevizden bir
komot. Ben ekmecelerinden birinde gizli bir gz olup olmadigini sordum. Gizli ekmecelere
bayilirim. ok merakliyimdir yle eylere. Sir Bartholomew, 'Hayir, gizli gz yok,' dedi. 'Ama
evimde gizli bir geit var.'"
"Sir Bartholomew size bir hastasindan sz etti mi? Bayan Rushbridger adli birinden?"
"Hayir."
"Bay Babbington'u taniyor muydunuz?"
"Bay Babbington kim?"
"Karga Yuvasi'nda len veya ldrlen adam."
"Ah, u rahip. Ben onun adini unutmutum... Hayir, onu daha nce hi grmemitim. Rahibi
tanidigimi da kim syledi size?"
Bay Satterthwaite cesaretli bir tavirla, "Bunu bilmesi gereken biri," dedi.
Miss Sutcliffe pek eglendi. "Zavalli ihtiyarcik... Onunla da bir macera geirdigimi mi saniyorlar
yoksa? Zavalli adamcagizin erefine srlen lekeyi silmeliyim. Onu hayatimda ilk defa o akam
villada grdm."
Bay Satterthwaite bu aiklamayi kabul etmek zorunda kaldi.
Tooting'teki ev hi de komik oyunlar yazan bir kimseye uyacak gibi degildi. Sir Charles'i
aldiklari odanin duvarlari koyu bejdi. Tavana yakin bir yere enli sari bir izgi ekilmiti.
Perdeler pembe kadifedendi. Masa ve sehpalarda sryle fotograf ve porselenden kpek
biblolari vardi. Telefon, nazli bir kizin bol eteginin altina saklanmiti.
Miss Wills ieriye o kadar sessiz girdi ki, kanepeye atilmi olan palyao kiliginda, upuzun bir
bebegi incelemekte olan Sir Charles onun geldigini duymadi. Kadinin cirlak sesiyle, "Ho
geldiniz, Sir Charles," demesi zerine hizla dnd. "Bu benim iin byk bir zevk."
Miss Wills yn rgden bir tayyr giymiti. Kemikli vcudundan sarkiyordu tayyr. Ayaginda
ok yksek topuklu rugan iskarpinler vardi. oraplari da biraz dmt.
Sir Charles yazarin elini sikti, onun ikram ettigi sigarayi aldi, sonra da kanepeye, palyaonun
yanina oturdu. Miss Wills onun karisina geti. Pencereden giren iik gzlgnn camlarini
iildatiyordu.
Miss Wills, "Beni bulabilmenize atim," dedi. "Annem ok heyecanlanacak. Tiyatroya bayilir o.
zellikle romantik oyunlara. Sizin niversitede prens roln oynadiginiz o oyundan sik sik sz
eder. O matinelere gider ve ikolata yer... Ite o seyircilerden annem. Ama tiyatroya bayilir."
Sir Charles, "Ne ho," diye mirildandi. "Insanin hatirlanmasi zevkli bir ey. Aslinda seyircilerin
bellekleri zayiftir." Iini ekti.
Miss Wills, "Sizinle tanimak annemi heyecanlandiracak," dedi. "Geen gtjn Miss Sutciiffe geldi.
Annem neredeyse bayiliyordu."
"Angie buraya mi geldi?"
"Evet. Benim oyunlarimdan birini sahneye koyuyor. 'Kk Kpek Gld'y."
Sir Charles baini salladi. "Ah, evet. Bunu okumutum. Ilgi ekici bir isim."
"Byle dnmenize sevindim. Miss Sutciiffe de adi begeniyor. Eski ocuk hikyelerinden
birinin modernletirilmi ekli. Tabii her ey Miss Sutcliffe'in rol evresinde dnyor. Yani Miss
Sutciiffe bir para aliyor, herkes de buna uyarak dans ediyor."
Sir Charles, "Fena bir fikir degil," dedi. "Artik hayat da o ilginca ocuk hikyelerine dnd.
'Kk kpek bu eglenceyi grnce pek gld!' yle degil mi?" Aktr birdenbire, tabii, diye
dnd. Bu kadin da kk bir kpek. Etrafi seyrediyor ve glyor. Artik iik Miss Wills'in
gzlgne arpmiyordu. Sir Charles kadinin zeki dolu gzleriyle kendisini szdgn fark etti.
Kendi kendine, bu kadinin korkun bir nkte gc var. Iblise bir ey bu, dedi. Sonra, "Bilmem
buraya neden geldigimi tahmin edebilecek misiniz?" diye mirildandi.
Miss Wills cilveli cilveli, "Herhalde sadece zavalli Muriel'cigi grmeye gelmediniz," dedi. "Yani
beni."
Sir Charles bir an konumayla razi arasindaki farki dnd. Miss Wills'in oyunlari zeki, neeli
ve alayciydi. Ama kadin konuurken, cilve yapmaya kalkiyordu. Aktr, "Bu fikri kafama aslinda
Bay Satterthwaite soktu," dedi. "O insanlari iyi tanidigini dnyor."
Miss Wills, "Gerekten," dedi. "insanlar bakimindan ok anlayili. Bunun Bay Satterthwaite'in
bir eglencesi oldugunu saniyorum."
"Ve Bay Satterthwaite, 'Melfort kknde fark etmeye degecek bir ey olduysa, bunu
muhakkak Miss Wills grmtr,'" diyor.
"Bay Satterthwaite byle mi syledi?"
"Evet."
Miss Wills agir agir, "Durumun beni ok ilgilendirdigini itiraf etmeliyim," diye cevap verdi. "O
zamana kadar hibir cinayete tanik olmamitim. Bir yazarin her eyi grmesi gerekir. yle
degil mi?"
"Bunun bilinen bir ilke oldugunu saniyorum."
Miss Wills, "O yzden her eyi grp anlamaya alitim," dedi.
Beatrice'in, "einmek" diye tanimladigi bu olacakti.
"Konuklar konusunda mi?"
"Evet. Konuklar konusunda."
"Peki, nelerin farkina vardiniz?"
Yazarin gzlk camian iildadi. "Aslinda bir ey grenemedim." Kadin kendini vercesine
ekledi. "Eger byle bir ey olsaydi, tabii durumu hemen polise aiklardim."
"Ama bazi eyleri fark ettiniz."
Yazar kikir kikir gld. "Ben daima her eyi fark ederim. Elimde degil. Bu bakimdan acayip bir
insanim."
"Neyi fark ettiniz?"
"Ah, hibir eyi grmedim. Yani... nemli bir ey, demek istiyorum. Sadece insanlarin
karakterleriyle ilgili bazi kk eyler kefettim. Ben insanlari ok ilgin bulurum. Tipik eyler
bunlar." Yine kikir kikir gld.
Sir Charles da glmsedi, "Kaleminiz dilinizden daha ldrc."
"Bence 'ldrc' demeniz hi de ho degil, Sir Charles."
"Sevgili Miss Wills, elinize kalemi aldiginiz zaman ok amansiz oldugunuzu siz de kabul
etmelisiniz."
"Ah, ok korkunsunuz, Sir Charles. Asil siz bana kari amansiz davraniyorsunuz."
Sir Charles, bu aka batakligindan kurtulmaya alimaliyim, diye dnd. Sonra da, "Demek
somut bir ey bulamadiniz, Miss Wills," dedi.
"Pek de bulmu sayilmam. Yani... bir tek ey vardi. Bir noktayi fark ettim. Bunu polise de
sylemem gerekirdi. Ama unuttum."
"Nedir o?"
"Uakla ilgili bir ey. Onun sol bileginde iri bir ben vardi. Le-kemsi bir ey. Bunu uak bana
sebze verirken fark ettim. Herhalde byle bir ey polisin iine yarardi."
"Hem de ok yarardi sanirim. Polis, Ellis'i bulmak iin elinden geleni yapiyor. Miss Wills,
gerekten ok ilgi ekici bir insansiniz. Ne hizmetiler, ne de diger konuklar byle bir benden
sz etmiti."
Miss Wills, "Insanlarin ogu gzlerini kullanmasini bilmiyorlar," dedi. "yle degil mi?"
"Ben tam neredeydi? Ne byklkteydi?"
Yazar, "Eger bana kolunuzu uzatirsaniz!..." dedi.
Sir Charles onun bu istegini yerine getirdi. Kadin, "Teekkr ederim," diye mirildandi. "Ben
uradaydi." Parmagini kesin bir tavirla bir noktaya dokundurdu. "Bu iri bir dgme byklgn-
deydi. Ama yusyuvarlak degildi. Daha ziyade Avustralya haritasina benziyordu."
"Teekkr ederim. ok gzel tarif ettiniz," Sir Charles, elini ekerek manetini indirdi.
"Acaba bunu polise yazsam mi?"
"Tabii. Adamin izinin bulunmasinda ok ie yarayabilir." Sir Charles'in sesi heyecanla ykseldi.
"Ah! Dedektif romanlarinda muhakkak caniyi ele verecek bir iaret vardir. Gerek hayatin bu
bakimdan geri kalmasina zlyordum."
Miss Wills dnceli bir tavirla mirildandi. "Romanlardaki ogunlukla bir yara izidir."
Sir Charles, "Ben de ie yarar," dedi. ocuksu bir sevin vardi yznde. "Iin kts,
insanlarin belirli, bariz karakteristikleri yok. Insan ilgisini ekecek bir ey bulamiyor." Miss
Wills, ona merakla bakti. Aktr szlerini srdrd. "Mesela ihtiyar Babbing-ton. Kiiligi hi
dikkati ekmiyordu. Kolay akilda kalacak bir insan degildi o."
Miss Wills, "Elleri ok dikkati ekecek gibiydi," diye aikladi. "Ben o tiplere 'bilgin' eli derim.
Parmaklari artrz yznden biraz arpilmiti. Ama yine de inceydi. Tirnaklari da ok
biimliydi."
"Ne kadar dikkatlisiniz! Ah, tabii... kendisini daha nceden taniyordunuz."
"Bay Babbington'u mu?"
"Evet. Bana yle syledigini hatirliyorum. Sizinle nerede tanimiti? Bundan sz etti, ama
unuttum. Gilling'te galiba."
Miss Wills kesin bir tavirla baini salladi. "Yanliiniz var. Herhalde beni baka biriyle
karitiriyorsunuz. Ya da rahip karitirdi. Onunla daha nce hi karilamamitim."
"O halde ben yaniliyorum..." Sir Charles bir an durdu. "Miss Wills, rahibin de ldrlm
olabilecegi hi akliniza geldi mi?"
"Sizin ve Miss Lytton - Gore'un yle dndgnz biliyorum. Daha dogrusu, asil siz yle
dnyorsunuz."
"Ah... ey... peki, sizin fikriniz nedir?"
Miss Wills, "Hi sanmiyorum," dedi.
Yazarin bu-konuyla hi ilgilenmemesi aktr airtmiti. Sz degitirdi. "Sir Bartholomew hi
Bayan de Rushbridger adli birinden sz etti mi?"
"Hayir, sanmiyorum."
"Kadin onun kliniginde yatan hastalardan biri. Sinir krizi geirmi. Bellegini kaybetmi."
Miss Wills, "Bir bellek kaybi olayindan sz etti," dedi. "Byle birini ipnotize ederek, bellegini
yerine getirebilecegini anlatti."
"Sahi mi? Acaba... bu nemli olabilir mi?" Sir Charles kalarini atarak dnmeye baladi.
Miss Wills sesini ikarmadan bekledi. Nihayet aktr, "Bana anlatabileceginiz baka bir ey yok
mu?" diye sordu. "zellikle konuklar hakkinda?"
Sir Charles'a, kadin cevap vermeden nce biraz duraklami gibi geldi. "Hayir..."
"Bayan Dacres hakkinda? Ya da kocasi hakkinda? Sonra... Miss Sutcliffe? Bay Manders?" Sir
Charles her adi sylerken kadina dikkatle bakiyordu. Ona bir ara yazarin gzlg iildami gibi
geldi, ama bundan pek de emin degildi.
"Korkarim size anlatabilecegim hibir ey yok, Sir Charles."
"Ya... Neyse..." Aktr ayaga kalkti. "Satterthwaite hayal kirikligina ugrayacak."
Miss Wills nazik nazik, "Ben de zgnm," dedi.
"Ben de sizi rahatsiz ettigim iin zlyorum. Herhalde yazi yaziyordunuz."
"Gerekten yle."
"Yeni bir oyun mu?"
"Evet. Aikasi, Melford kkndeki konuklardan bazilarini bu oyunda kullanmayi
dnyordum."
"Iftira davasi durumlari ne olacak?"
"Hi endieniz olmasin, Sir Charles. Insanlarin kendilerini tanimadiklarini oktan grendim."
Miss Wills yine kikir kikir gld. "zellikle insan demin sizin dediginiz gibi 'amansiz' oldugu
zaman."
Sir Charles, "Yani," dedi. "Hepimizin kiiligimiz konusunda abartili bazi fikirlerimiz var, yle mi?
Bu yzden portrelerimiz yeteri kadar zalimce izildigi zaman, kendimizi taniyamiyoruz. ok
hakliymiim! Miss Wills, siz hain bir insansiniz."
Miss Wills gld. "Korkmayin, Sir Charles. Kadinlar ogunlukla erkeklere kari zalim
davranmazlar. Bir tek erkek bakimindan hainleebilirler, ama o baka. Kadinlar daima diger
kadinlara kari amansizdirlar."
"Bundan da o analizci biaginizi bir kadina saplami oldugunuz anlailiyor. Hangisine? Ah, belki
bunu tahmin edebilirim. Kadinlar Cynthia Dacres'i pek sevmezler."
Miss Wills bir ey sylemedi. Hl glmsyordu. Zalim ve memnunluk dolu bir tebessm.
"Oyunlarinizi kendiniz mi yazarsiniz? Yoksa birine dikte mi edersiniz?"
"Kendim yazarim. Sonra makinede temize ekilmesi iin yollarim."
"Bir sekreter tutmalisiniz."
"Belki... Sizin o zeki Miss... Adi Miss Milray'di, degil mi? O hl yaninizda mi?"
"Evet, Miss Milray yine benimle. Annesine bakmak iin bir sre yanimdan ayrilmiti. Ama
tekrar dnd. ok becerikli bir kadindir."
"Belli. Ama sanirim bazen iinden geldigi gibi davraniyor."
"iinden geldigi gibi mi davraniyor? Miss Milray mi?"
Sir Charles yazara bakakalmiti. Miss Milray'in byle bir kusuru olabilecegi aklindan bile
gememiti.
Miss Wills, "Beiki arada sirada," diye ekledi.
Sir Charles baini salladi. "Miss Milray kusursuz bir robottur. Allahaismarladik, Miss Wills. Sizi
rahatsiz ettigim iin zr dilerim. Polise o nesneyi haber vermeyi unutmayin."
"Uagin sag bilegindeki beni mi? Hayir, unutmam."
"Neyse... Allahaismarladik... Ah, bir dakika. Sag bilegi mi dediniz? Demin sol bileginden sz
etmitiniz."
"yle mi? Ne budalayim!"
Miss Wills kalarini atarak gzlerini yari kapatti. "Durun bakayim... Ben byle oturuyordum...
Uak... Sir Charles, ltfen bana u bronz tepsiyi uzatir misiniz? Sebze dolu bir servis taba-
giymi gibi? Soldan."
Sir Charles o korkun biimli tepsiyi kadinin tarif ettigi gibi uzatti. "Lahana, madam?"
Miss Wills, "Teekkr ederim," dedi. "Artik eminim. Daha nce syledigim gibi, ben adamin sol
bilegindeydi. ok budalayim."
Sir Charles, "Hayir, hayir," diye cevap verdi. "Insan sagla solu daima karitirir. Kadina nc
kere, "Allahaismarladik," dedi.
Odanin kapisini kapatirken omzunun zerinden geriye bir gz atti. Miss Wills ona bakmiyordu.
Kadin gzlerini atee dikmiti. Dudaklarinda kin ve alay dolu bir glmseme vardi.
Sir Charles airdi. Bu kadin bir ey biliyor, diye dnd. Buna yemin edebilirim. Ama
aiklamak istemiyor. Bildigi nedir acaba?
Bay Satterthwaite. "Spier ve Ross" irketinde Bay Oliver Manders'i sorarak, gen adama kartini
yolladi.
Biraz sonra onu kk bir odaya gtrdler. Oliver burada, bir yazi masasinin bainda
oturuyordu. Yali adami grnce ayaga kalkti. El sikitilar.
"Beni aradiginiz iin ok naziksiniz, efendim." Fakat sesinden, "Bu szleri sylemek
zorundayim, ama aslinda bu ziyaretinizi pek i sikici buluyorum," diye dndg belliydi.
Bay Satterthwaite durumu fark etmemi gibi davrandi. Oturarak burnunu sildi. Mendilin
zerinden gen adama bakarak, "Bu sabahki haberi okudunuz mu?" diye sordu.
"Mali durumu mu sylyorsunuz? Dolar..."
Bay Satterthwaite, "Dolari kastetmedim," dedi. "Ben lmden sz ediyorum. Loomouth'taki
mezarin ailmasindan sonra grenilenlerden. Babbington'u zehirlemiler. Nikotinle."
"Ah, u. Evet, o haberi grdm. Bizim enerjik Egg pek sevinecek. Rahibin cinayete kurban
gittigini syleyip duruyordu."
"Ama bu mesele sizi ilgilendirmiyor, yle mi?"
"Benim zevklerim o kadar kaba eyler degildir. Ne de olsa cinayet..." Oliver omzunu silkti.
"ok iddetli ve hi artistik olmayan bir ey."
Bay Satterthwaite, "Her zaman degil," diye cevap verdi.
"yle mi? Belki..."
"Aslinda bu, cinayeti ileyen kimseye bagli bir ey, degil midir? Mesela... ben sizin ok artistik
bir cinayet ileyebileceginizden eminim."
Oliver agir agir, "ok naziksiniz..." diye mirildandi.
"Ama aikasi, yavrum, ayarladiginiz o kazayi hi begenmedim. Polis de benim gibi dnyor
sanirim."
Kisa bir sessizlik oldu. Sonra Oliver'in elindeki kalem yere dt. "Affedersiniz. Ne demek
istediginizi pek anlayamadim."
"Melfort kkndeki hi artistik olmayan o oyununuzdan sz ediyorum. Bunu neden yaptiginizi
grenmek isterdim."
Yine bir sessizlik oldu. Sonra Oliver, "Polis benden kuku mu duyuyor?" dedi.
Bay Satterthwaite baini salladi. Nazik nazik, "Durum biraz kukulu degil mi?" diye sordu.
"Ama belki siz bu olayi kolaylikla aiklayabilirsiniz."
Oliver agir agir, "Tabii aiklayabilirim," dedi. "Ama bilmem bu aiklamami begenirler mi?"
"Bir deneyin."
Oliver, "Ben kke bir kaza bahanesiyle gittim," dedi. "nk bunu Sir Bartholomew byle
istedi."
"Ne?" Yali adam pek airmiti.
"Biraz acayip, degil mi? Ama dogru. Sir Bartholomew'dan bir mektup aldim. Benden yalandan
bir kaza geirmemi ve o bahaneyle kkne siginmami istiyordu. Bu isteginin nedenlerini
mektubunda aiklayamayacagini, fakat ilk firsatta her eyi anlatacagini yaziyordu."
"Peki, anlatti mi?"
"Hayir, anlatmadi. Ben kke yemekten kisa bir sre nce vardim. Sir Bartholomew'u yalniz
baina yakalayamadim. Yemegin sonunda ise... o ld." Oliver dikkatle Bay Satterthwaite'e
bakiyordu.
"Mektubu sakladiniz mi?"
"Hayir, yirtip attim."
Bay Satterthwaite alayla, "ok yazik," dedi. "Polise bu meseleyi anlatmadiniz mi?"
"Hayir... nk... pek de inanilacak gibi degil."
Bay Satterthwaite, "Gerekten yle," dedi. Bir taraftan da, Sir Bartholomew byle bir mektup
yazmi olabilir mi, diye dnyordu. Hi sanmiyordu. Doktorun yapacagi bir i degildi bu. Bu
hikye melodram kokuyordu. Oysa Sir Bartholomew makul ve mantikli bir adamdi. Oliver'a
bakti. "Demek mektubu alir almaz, Sir Bartholomew'un istegine uydunuz?"
"Evet. Meraka kapildigimi itiraf etmeliyim."
Bay Satterthwaite sordu. "Baka bir ey var mi?"
"Ne demek istiyorsunuz, efendim?"
Yali adam da pek bilmiyordu ne demek istedigini. Nedense nsezileri onu bu soruyu sormaya
zorluyordu. "Yani... aleyhinizde olabilecek baka bir ey var mi?"
Bir sessizlik oldu. Sonra Oliver omzunu silkti. "Her eyi aika anlatmak daha iyi olacak
sanirim. O kadinin dilini tutacagini sanmiyorum."
Bay Satterthwaite ona soru sorarmi gibi bakti.
"Cinayet gecesinin sabahiydi. Kkte. O tiyatro yazari olan kadinla konuuyordum. Cebimden
de czdanimi ikartiyordum. Birdenbire arasindan bir kgit dt. Kadin onu alip bana verdi."
"Neydi o kgit?"
"Korkarim kadin kgidi bana vermeden bir gz atti. Kgit bir gazeteden kesilmiti. Nikotin
hakkinda bir yazi. Onun ne kadar ldrc bir zehir olduguna dair bir yazi..."
"Bu konu sizi neden ilgilendiriyordu?"
"Ilgilendirmiyordu ki! Herhalde o kupr bir ara czdanima koymuum. Ama bunu yaptigimi da
hi hatirlamiyorum. Biraz kt bir ey, degil mi? Herhalde kadin da koup bu hikyeyi polise
anlatti."
Bay Satterthwaite baini salladi. "Sanmiyorum. Miss Wills... bildiklerini kendisine saklamaktan
holanan bir insan. Bilgi koleksiyonu yapiyor."
Oliver Manders birdenbire ne dogru egildi. "Ben katil degilim. Bana inanin. Ben katil degilim!"
Hercule Poirot, Ritz Oteli'nde, biraz sslce eyalarla dolu dairesinde oturmu, anlatilanlari
dinliyordu.
Sir Charles minenin nnde duruyordu. Egg bir koltugun dirsek dayanilacak yerine ilimiti.
Bay Satterthwaite ise onlardan uzakta bir kanepeye yerlemi, grubu seyrediyordu.
Egg, "Tmyle baarisizliga ugradik," dedi.
Poirot usulca baini salladi. "Hayir, hayir. Abartiyorsunuz. Evet, Bay Babbington'un gemiiyle
ilgili bir ey bulamamisiniz. Ama baka ilgi ekici bilgiler toplamisiniz."
Sir Charles, "Miss Wills denilen kadin bir ey biliyor," diye mirildandi. "Buna yemin ederim."
"Bay Dacres'in bazi korkulari var. Bayan Dacres'.in para bulmasi gerekiyor. Sir Bartholomew,
kadin tam para bulacagi sirada onun iine engel olmu."
Bay Satterthwaite, "Gen Manders'in hikyesi hakkinda ne dnyorsunuz?" diye sordu.
"O mektubu pek acayip buldum. Sir Bartholomew'un yle bir ey yapmi olabilecegini hi
sanmiyorum. Ona uygun bir davrani degil bu."
Sir Charles aik aik sordu. "Yani Manders yalan mi sylyor?"
Poirot, "eitli yalan vardir..." dedi. Bir an durdu. Sonra da ekledi. "Demek Miss Wills, Miss
Sutcliffe iin bir oyun yazmi?"
"Evet. Aili gelecek aramba akami."
"Ah..."
Egg, "imdi ne yapacagiz?" dedi. "Onu syleyin."
Ufak tefek Belikali, kiza glmsedi. "Yapilacak bir tek ey var. Dnmek."
Egg haykirdi. "Dnmek mi?" Sesi fkeliydi.
Poirot hl glmsyordu. "Tabii ya! Dnmek. Dnmekle her ey zmlenir."
"Bir eyler yapamaz miyiz?"
"Yani siz harekete gemeyi tercih ediyorsunuz, matmazel yle mi? Evet, tabii, yine
yapabileceginiz ok ey var. Mesela... Bay Babbington'un yillarca rahiplik ettigi Gilling'e
gidebilirsiniz. Miss Milray'in annesi orada oturuyormu. Hastalikliymi. Byle-leri etrafta olan
bitenleri bilirler. Onunla konuun. Belki bir ipucu bulursunuz."
Egg israrla, "Siz bir ey yapmayacak misiniz?" diye sordu.
Poirot'nun gzlerinde alayci bir pirilti belirdi. "Benim de faal olmami istiyorsunuz, yle mi?
Pekl, bu isteginizi yerine getirecegim. Ama buradan ayrilacak degilim. Bu dairede pek
rahatim. Size ne yapacagimi syleyeyim mi? Bir parti verecegim... Bir er/partisi. Pek moda,
degil mi?"
"Bir seri partisi mi?"
"Evet. Ve bu toplantiya Bay ve Bayan Dacres'i, Miss Sut-cliffe'i, Miss Wills'i, Bay Manders'i ve
sizin sevimli annenizi agiracagim, matmazel."
"Ya ben?"
"Tabii. Sizi de. Buradakilerin hepsi davetli."
Egg bagird^ "Yaasin! Beni aldatamazsiniz, Msy Poirot! O partide bir eyler olacak. yle
degil mi?"
Poirot, "Bakalim," dedi. "Ama fazla bir ey beklemeyin, matmazel. imdi beni Sir Charles'la
yalniz birakin. Onun fikrini almak istedigim birka nokta var."
Poirot partisini pazartesi akami verdi. Herkes Belikalinin davetini kabul etmiti.
Sevimli ve geveze Miss Sutcliffe etrafina bakinarak alayla gld. "Msy Poriot'nun rmcek
agi pek gzel. Ve biz zavalli sinekler de kendi ayagimizla buraya geldik. Msy Poirot, bize
odayi ahane bir ekilde zetleyecek ve sonra da beni iaret ederek, 'Ite katil,' diyecek. Ben o
zaman hngr hngr aglayarak katil oldugumu aiklayacagim. nk szler beni abuk
etkiler. Ah, Msy Poirot, sizden ok korkuyorum."
Poirot bagirdi. "Ne hikye!" Belikali kadehlere iki koyuyordu. Bir reverans yaparak aktrise
seri dolu bir kadeh verdi. "Bu kk, dosta bir toplanti. Cinayetlerden, kan dklmesinden,
zehirlerden sz etmeyelim. La la lal Byle eyler insanin ikinin tadini almasini engellerler!"
Belikali, Sir Charles'la birlikte gelmi olan suratsiz Miss Milray'e de iki ikram etti.
Herkes kadehini aldiktan sonra Poirot, "Tamam," diye glmsedi. "Artik ilk karilatigimiz o aci
akami unutalim. Eglenelim. 'Ye, i ve eglen, nk yarin leceksin.' Ah, grdnz m, yine
lmden sz ettim. Madam..." Bayan Dacres'a dogru egildi, "...elbiseniz ahane."
Sir Charles, "erefinize iiyorum, Egg," dedi.
Freddie Dacres bagirdi. "erefe!"
Herkes bir eyler mirildandi. Hepsi de zoraki neeli tavirlar takinmilardi. Sadece Poirot
gerekten keyifliydi. Konuup duruyordu. "Dogrusu ben seriyi kokteyle tercih ederim. Hele
viskiye?... Bin kere. Aman o viski! Ne korkun ey o! Ben..."
Acayip bir ses, duraklamasina neden oldu. Boguk bir inilti. Herkes sallanmaya balami olan
Sir Charles'a dogru dnd. Adamin yz hatlari arpilmiti. Kadeh elinden dt. Aktr kr-
lemi gibi bir iki adim atti, sonra yere yigildi.
Bir an derin bir sessizlik oldu. Hepsi aptallamalardi. Angela Sutcliffe haykirdi. Egg ilerlemeye
aliti.
"Charles!" diye bagiriyordu gen kiz. "Charles!" Birka adim atti. Sanki o da krlemiti. Bay
Satterthwaite onun daha fazla ilerlemesini engelledi.
Lady Mary inledi. "Tanrim... Bir cinayet daha mi?"
Angela Sutcliffe, "Onu da zehirlediler!" diye bagirdi. "Korkun bir ey bu! Allahim! ok
korkun!" Birdenbire kanepeye kt. imdi hem agliyor, hem glyor, korkun sesler
ikariyordu.
Poirot ise duruma hkim olmaya aliiyordu. Aktrn yanina diz kmt. O Sir Charles'i
muayene ederken, digerleri biraz gerilediler. Belikali ayaga kalkarak dalgin dalgin pantolonun
dizlerini sprd. Etrafina, konuklarina bakti. Odaya tekrar derin bir sessizlik kt. Sadece
Angela Sutcliffe'in hikiriklari duyuluyordu.
Poirot, "Dostlarim..." diye baladi, ama szlerine devam edemedi.
nk Egg tkrr gibi. "Budala!" diye bagirdi. "Seni gidi rol meraklisi ahmak cce! Pek byk
bir dedektifmisin gibi kurumla dolaiyordun. Burnunun dibinde yeni bir cinayet daha ilendi!
Bu ie karimasaydin, bu da olmazdi. Charles'i sen ldrdn. Sen... Sen..." Bogulur gibi sustu.
Poirot ciddi ve zgn bir tavirla baini salladi. "Haklisiniz, matmazel. Bunu itiraf ediyorum. Sir
Charles'i ben ldrdm! Ama ben zel, esiz bir katilim. ldrdklerime yeniden can
verebilirim? Dnd, degiik bir sesle, "ahaneydiniz, Sir Charles," dedi. "Sizi kutlarim.
Herhalde artik seyircileri selamlamak istersiniz."
Aktr glerek ayaga firladi, alayci bir tavirla egilerek selam verdi.
Egg inledi. "Msy Poirot... siz... siz... bir iblissiniz!"
Angela Sutcliffe bagirdi. "Charles! ok ktsn!"
"Fakat neden..."
"Niin..."
"Hangi..."
Poirot elini kaldirarak herkesi susturdu. "Sayin hanimefendiler, beyefendiler, hepinizden zr
diliyorum. Bu kk komediyi, mantigimin dogru oldugunu syledigi bir eyi denemek iin
oynamak zorundaydik. Dinleyin... Tepsideki kadehlerden birinin iine bir ay kaigi su koydum.
Nikotini simgeliyordu bu su. Kadehler Sir Charles ve Sir Bartholomew'un evindekilere ok
benziyor. Bardaklar agir ve kalin kristalden olduklari iin, az bir miktar, renksiz bir sivi fark
edilmiyor. Sir Bartholomew'un porto kadehine de byle zehir konuldu.
"Bu gece nc bir drami oynadik. Sahte bir drami. Ben Sir Charles'tan kurban roln
yapmasini istedim. O bunu ahane bir ekilde baardi. Fakat imdi bir an... bunun bir komedi
degil de, gerek oldugunu dnelim. Sir Charles ld. imdi... polis ne yapacak?"
Miss Sutcliff bagirdi. "Tabii kadehe bakacak! Aktris baiyla, Sir Charles'in elinden yere dm
olan bardagi iaret etti. "Onun iine sadece su koymusunuz. Fakat nikotin olsaydi..."
"Buna nikotin konuldugunu farz edelim." Poirot ayagiyla kadehe usulca dokundu. "Siz imdi
polisin kadehi inceleyince iinde nikotin bulacagini mi dnyorsunuz?"
"Tabii."
Belikali yavaa baini salladi. "Yaniliyorsunuz. Kadehte nikotin bulunmayacak."
Hepsi akinlikla ona baktilar.
Poirot gld. "nk bu... aslinda Sir Charles'in itigi kadeh degil." zr dilermi gibi
glmseyerek ceketinin cebinden bir kadeh ikardi. "Sir Charles'in kadehi buydu." Bir an
durdu. "Aslinda el abuklugunun da ana temelidir bu. Bir insan ayni anda iki ayri yere birden
dikkat edemez. Bu oyunumda bana gereken de, herkesin dikkatlerinin baka bir nokta
zerinde toplanmasiy-di. Ve yle bir an da geldi. Psikolojik bir an. Sir Charles yere yigildigi
zaman herkes gzlerini ona dikti. Onu iyi grebilmek iin biraz yaklati. O sirada hi kimsenin
Hercule Poirot'ya baktigi yoktu. Ve ben o anda kadehleri degitirdim... Bylece varsayimimi
kanitlami oldum... Byle psikolojik bir an Karga Yuvasi'nda da geldi, Melford kknde de.
Onun iin de, kokteyl kadehinde olsun, porto bardaginda olsun, zehir bulunmadi."
Egg bagirdi. "Kadehleri kim degitirdi?"
Poirot kiza bakti. "Bunu hl bilmiyoruz."
Konuklar akin akin gitmeye hazirlandilar. Tavirlari biraz soguktu. Kt bir ekilde
aldatilmi olduklarini dnyorlardi.
Poirot yine elini kaldirarak onlari durdurdu. "Bir dakikanizi rica edecegim. Sylemek istedigim
bir ey daha var. Evet, bu gece bir komedi oynadik. Fakat byle bir oyun tekrar oynanabilir.
Ciddi bir ekilde. Bir trajedi halini alir. Belirli bazi artlar altinda, katil yeniden harekete
geebilir. Iinizden herhangi biri nemli bir ey biliyorsa, rica ederim, bunu aiklasin. Bu
durumda bu bilgisini kendisine saklamasi kendisi iin ok tehlikeli olabilir. Ltfen... ge
kalmadan konuun."
Sir Charles'a Poirot bu szleri zellikle Miss Wills'e sylyormu gibi geldi. Ama bunlarin bir
etkisi olmadi. Kimse konumadi. Poirot iini ekti. "Pekl, yle olsun. Ben ihtar ettim. Daha
fazla bir ey yapamam. Sessizliginizin tehlikeli oldugunu unutmayin."
Yine kimse konumadi.
Ve konuklar ikip gittiler.
Geride Egg, Sir Charles ve Bay Satterthwaite kaldi.
Egg hl Poirot'yii bagilarnamiti. Yanaklarinin kirmiziligi da gememiti. Gzleri hiddetle
parliyordu. Kiz, Sir Charles'a da bakmiyordu.
Sir Charles takdirle, "Zeki bir oyundu, Msy Poirot," dedi.
Bay Satterthwaite gld. "ailacak bir ey. Kadehleri degitirdiginizi grmeseydim, buna
kesinlikle inanmazdim."
Poirot, "Ite o yzden sirrimi kimseye aamadim," dedi. "Deneme ancak bu ekilde tarafsiz
yapilabilirdi."
"Bu oyunu yalnizca bunun iin mi dzenlediniz? Kadehlerin gizlice degitirilip
degitirilemeyecegini anlamak iin mi?"
"Pek de degil... Bir amacim daha vardi."
"Evet?"
"Sir Charles yere yigildigi sirada bir kimsenin yznde belirecek ifadeyi grmek istiyordum."
Egg sert sert, "Kimin yzndeki?" diye sordu.
"Ah, bu da benim sirrim."
Bay Satterthwaite, "O kimsenin yzne bakabildiniz mi?" dedi.
"Evet."
"E?"
Poirot cevap vermeksizin yalnizca baini salladi.
"Bize ne grdgnz sylemeyecek misiniz?"
Poirot agir agir, "Mthi bir akinlik grdm," diye aikladi.
Egg solugunu tuttu. "Yani... siz katilin kim oldugunu biliyor musunuz?"
"Isterseniz byle de diyebilirsiniz, matmazel." .
"O halde... o halde her eyi grendiniz."
Poirot, "Tersine," diye cevap verdi. "Hibir eyi grenemedim. Mesela... Rahip Babbington'un
neden ldrldgn hl bilmiyorum. Bunu grenemedike, hibir eyi kanitlayamam. Her
ey buna bagli. Rahibin lm nedenine."
Kapi vuruldu, bir garson elinde bir tepsiyle ieri girdi. Bir telgraf.
Poirot telgrafi ati, yzndeki ifade birdenbire degiti. Belikali kgidi Sir Charles'a uzatti. Egg
aktrn omzunun zerinden egilerek telgrafi yksek sesle okudu.
"Ltfen hemen gelip beni grn. Size Sir Bartholo-mew'un lm hakkinda nemli bilgi
verebilirim.
Margaret de Rushbridger"
Sir Charles bagirdi. "Bayan de Rushbridger! Demek hakliy-miiz! Kadinin bu olayla bir ilgisi
var." Bir an durdu, sonra ekledi. "Margaret... M. Tollie'nin gnlk defterindeki baharf. Neyse,
artik bir ey grenebilecegiz."
Poirot akin akin baini salladi. "Bu telgraf ileri karitiriyor. Fakat hizli hareket etmeliyiz.
abucak!"
Bay Satterthwaite, "Yarin sabah ilk trenle gideriz," dedi. "ey... hepimizin gitmesi gerekiyor
mu?"
Egg, "Biz Sir Charles'la Gilling'e gidecektik," diye aikladi.
Sir Charles, "Onu erteleyebiliriz," dedi.
Egg itiraz etti. "Buna gerek yok ki! Drdmzn birden Yorks-hire'a gitmesi art mi? Msy
Poirot'yla Bay Satterthwaite, Bayan de Rushbridger meselesiyle ilgilenirler. Biz de Gilling'e
gideriz."
Poirot, "Gzel bir plan," dedi. "yle yapariz..."
Bayan Milray kizina hi benzemiyordu. Sir Charles'in sekreteri siska ve sert bir kadindi. Annesi
tombul ve uysal. Bayan Milray ise Sir Charles kendisini grmeye geliine hem sevindi, hem
heyecanlandi.
"Ah! ok naziksiniz. Violet sizden sik sik sz eder."
Violet? Miss Milray'e yakiacak bir isim miydi bu?
"Bayan Milray, vaktiyle burada rahiplik eden Bay Babbington'un zc bir ekilde ldgn
herhalde duydunuz?"
iman kadin baini salladi. "Evet. Gazetelerde her eyi okudum. Mezarin aildigini. Otopsi
yapildigini. Zavalli rahibi kim zehirlemi olabilir? yle iyi bir insandi ki! Burada herkes onu ok
severdi. Karisini da yle."
Sir Charles, "Bu gerekten esrarli bir olay," dedi. "Bu yzden ok endieliyiz. Sizin bu
bakimdan bize yardim edebileceginizi dndk."
"Benim mi? Fakat ben Babbington'lari on be yildan beri grmedim."
"Biliyorum. Ama rahibin gemiinde lmn aiklayacak bir ey olabilir."
"Byle bir ey olacagini sanmiyorum. Babbington'lar sakin bir hayat srerlerdi. Zavalliciklar!
Paralari da hi yoktu!"
Sir Charles yaninda getirdigi fotograflari ikardi. Dacres'la-rin da bulundugu bir grup resmi.
Angela Sutcliffe'in eski bir fotografi. Miss Wills'in bir gazetede kesilmi resmi. Bayan Milray
bunlarin hepsine byk bir ilgiyle bakti. Ama hibirini taniyamadi.
"Hayir. Hibirini bilmiyorum..."
Egg'le Sir Charles arabayla Londra'ya dnerlerken gen kiz, "Violet..." diye mirildandi. "Miss
Milray'in adinin Violet olacagi hi aklima gelmezdi."
Sir Charles, "Evet," dedi. "Hi ona gre bir ad degil." Birdenbire gld. "Ona bakarsaniz benim
adim da bana hi uymuyor."
"Cartwright mi? Bence pek gzel bir ad."
"Cartwright'i kastetmedim. O benim sahne adimdi. Sonra yasaya uygun ekilde de soyadi
olarak aldim."
"Asil adiniz nedir?"
"Ite bunu size syleyemem. Benim korkun sirrim da bu."
"Asil adiniz gerekten korkun mu?"
"Korkun degil de, gln daha ok."
"Ah, haydi syleyin."
Sir Charles kesin bir tavirla, "Asla olmaz," dedi.
"Rica etsem?"
"Hayir."
"Neden?"
"Glersiniz?"
"Glmem."
"Dayanamazsiniz."
"Ah, ne olur syleyin. Ne olur, ne olur, ne olur!"
"Ne kadar israrci bir insansiniz. Egg. Neden grenmek istiyorsunuz?"
"Sylemek istemediginiz iin."
Sir Charles, "Ne sevimli ocuksunuz," dedi.
"Ben ocuk degilim."
"yle mi? Acaba?"
Egg usulca fisildadi. "Haydi, syleyin."
Aktr neeyle gld. "Pekl. Dinleyin yleyse. Babamin adi Mugg'di."
"Sahi mi?"
"Sahi ya."
Egg, "Him..." dedi. "Pek de gzel bir ad degil."
"Meslek hayatimda beni engellerdi bu ad." Sir Charles dalgin dalgin ekledi. Sahneye ilk iktigim
zaman ok gentim. O sirada 'Ludovi Castiglioni' adini almayi dnyordum. Ama sonra
Charles Cartwright isminde karar kildim."
"Ilk adiniz Charles mi gerekten?"
"Evet. Neyse ki, annemle babam bu ismi semiler..." Aktr bir an durakladi. "Egg, neden beni
yalnizca 'Charles' diye agirmiyorsunuz? u 'sir'den vazgeseniz artik."
"Belki vazgeerim."
"Dn akam beni 'Charles,' diye agirdiniz, ama... ldgm sandiginiz zaman."
"A, o sirada mi?" Egg kayitsiz bir tavirla konumaya alimiti. Nedense konuyu degitirmesi
gerektigini dnyordu. abucak, "Acaba Oliver bugn ne yapiyor?" diye mirildandi.
"Manders mi? Neden imdi onu dndnz?"
Egg, "Oliver'i ok severim," dedi. Bu sz sylemek houna gitmiti. Yan yan Sir Charles'a bir
gz atti. Acaba kiskanliga kapilacak miydi? Gerekten de aktrn kalari atiimiti. Sonra Egg
piman oldu. Zavalli Oliver, onu bu ekilde ie karitirmasi ayipti.
Gen kiz birdenbire rperdi. "Hava sogudu galiba... yorum." Sonra, ne acayip bir duygu
bu, diye dnd. Acaba bir nsezi mi? Sir Charles'a. "Acaba digerleri bir ey grenebildiler
mi?" dedi.
Fakat aktrn dalgin bir hali vardi. "Digerleri mi? Kimler?"
"Msy Poirot'yla Bay Satterthwaite."
Sir Charles, "Nedense bugn bizim esrarli olaylar beni pek ilgilendirmiyor," diye mirildandi.
"Neden Charles? Bu ie ok merakliydiniz."
Ama aktr artik Byk Dedektif rolnden vazgemiti. "O zaman barol bendeydi. Artik rolm
bizim Posbiyiga devrettim. imdi onun grevi."
"Poirot katilin kim oldugunu gerekten biliyor mu acaba? Bildigini syledi."
"Herhalde bu konuda hibir fikri yok. Ama hretine glge drmek de istemiyor."
Egg sesini ikarmadi.
Sir Charles, "Ne dnyorsunuz," diye sordu.
"Miss Milray'i dnyorum. Size anlattigim gibi, o akam hali bir tuhafti."
Sir Charles, "Ah, hayatim," diye bagirdi. "Miss Milray'den bana ne? Beni sadece bugn
ilgilendiriyor. Birakalim artik u cinayetleri bir tarafa."
ay imek iin Sir Charles'in apartmanina gittiler. Miss Mil-ray onlari kariladi.
"Size bir telgraf geldi, Sir Charles."
"Teekkr ederim, Miss Milray." Aktr telgrafi ati. Sonra abucak bagirarak dnd. "Egg, unu
okuyun! Satterthwaite ekmi telgrafi!"
Kgidi kiza verdi. Egg telgrafi okudu. Gzleri iyice irilemiti.
Bahemire akin akin, "Fakat size nasil telgraf ekmi olabilirler, Msy Poirot?" diyordu.
"ok esrarli bir olay bu. Bunun zavalli doktorun lmyle ilgisi oldugunu da sanmiyorum. Bu
bir delinin ii olmali. Durumu baka trl aiklayamiyorum. Zaten aklim hi baimda degil.
Polisler filan. Korkun bir ey."
Bay Satterthwaite akinlikla, "Polisler mi?" diye sordu.
"Evet saat ondan beri buradalar."
Hercule Poirot, "Polis?" diye mirildandi.
Bay Satterthwaite, "Belki bugn Bayan de Rushbridger'i grmemize izin verirsiniz," dedi. "Bizi
agirttigina gre..."
Bahemire onun szn kesti. "Ah, anlailan sizin haberiniz yok."
Poirot bagirdi. "Neden?"
"Zavalli Bayan de Rushbridger ld."
Belikali, "ld m?" diye haykirdi. "Tanrim! imdi anlailiyor. Bunu anlamaliydim... Nasil
ld?"
"ok esrarli bir ekilde. Ona bir kutu ikolata geldi. Likrl ikolata. Postayla gnderilmiti.
Birini yedi. ikolatanin tadi ktyd herhalde. Ama bo bulunup yuttu sanirim. Sonra bagirdi.
Bir hemire koarak yanina gitti, ama bir ey yapamadi. Iki dakika iersinde ld zavalli. Sonra
polis agirdik. ikolatalara baktilar. st siradakilerin hepsine zehir konulmutu."
"Kullanilan zehir?"
"Nikotin saniyorum."
Poirot, "Evet," dedi. "Yine nikotin. Ne cret! Ne cret."
Bay Satterthwaite iini ekti. "Yine ge kaldik. Artik kadinin bize ne sylemek istedigini hibir
zaman bilemeyecegiz..." Po-irot'ya bakti. Belikalinin yznde pek acayip bir ifade belirmiti.
Bay Satterthwaite rperdi. Yali adam, "Biri Bayan de Rush-bridger'in konuacagini biliyordu,"
diye mirildandi. "Onu engellemek iin ldrd."
Poirot baini salladi. "yle."
"Kadinin bildigini bize sylememesi iin ldrdler."
"Ya da belki bilmediklerini sylememesi iin... Yapilacak ok i var. Artik bu cinayetler sona
ermeli. Acele etmeliyiz, dostum."
Bamfetti Crossfield'le konutular. Kisa bir sre sonra Bayan de Rushbridger'in agzindan
ekilmi olan telgrafi postaneye kk bir ocugun getirdigi grenildi. Daha sonra da kk
bulundu.
ocuk telgrafi kendisine eski elbiseler giymi bir adamin verdigini aikladi. Bu yabanci ona, "Bu
telgrafi bana kkn arkasindaki evden kaik bir kadin verdi," demiti. "Kgidi paraya sarip
pencereden atti. Ben acayip ilere karimayi sevmem. Zaten ikip gitmem gerekiyor. Telgrafi
sen ek. Paranin st de senin olsun..."
Polis bu adami ararken Poirot'yla Bay Satterthwaite Londra'ya dndler. Vakit gece yarisina
geliyordu. Egg annesinin yanina gitmiti. Fakat Sir Charles onlarla bulutu. Oturup durumu
konutular.
Poirot, "Beni dinleyin, dostum," dedi. "Bu esrari ancak bir tek ey zebilir. Beyindeki kk gri
hcreler. Ingiltere'de saga sola komak, birinin bilmek istediklerimizi bize aiklayacagini
ummak yersiz!"
Sir Charles kukuyla sordu. "Ne yapacagiz o halde?"
"Ben dnmek istiyorum. Bana dnmem iin yirmi drt saat verin."
Aktr hafife glmseyerek baini salladi. "Dndgnz zaman bu kadinin bize neler
sylemek istedigini anlayabilecek misiniz?"
"yle saniyorum."
"Buna pek ihtimal vermiyorum, ama... istediginiz gibi olsun. Ben artik iin iinden
ikamiyorum. Yenilgiyi kabuletmekten baka arem yok... Zaten beni ilgilendiren baka eyler
de var." Belki kendisini sorguya ekeceklerini umuyordu, ama yle olmadi.
Bay Satterthwaite merakla baini kaldirdi bir an. Fakat Poirot hl derin derin dnyordu.
Sir Charles, "Benartik gideyim," dedi. "Ha, sahi... Bir ey var. Ben Miss Wills iin
endieleniyorum."
"Neden?"
"Gitmi?"
Poirot akinlikla aktre bakti. "Gitmi mi? Nereye?"
"Bunu kimse bilmiyor. Sizin telgrafi aldiktan sonra, olanlari dnmeye baladim. Size daha
nce de syledigim gibi, Miss Wills bana bir eyler biliyormu gibi geliyordu. Onu sikitirmaya
karar verdim. Arabayla Miss Wills'in evine gittim. Saat dokuz buuga geliyordu. Bana kadinin
bu sabah evden ayrildigini sylediler. Londra'ya gelmi. Akam dnecegini sylemi. Ama
sonra Miss Wills'ten bir telgraf almilar. 'Londra'da daha birka gn kalacagim, beni merak
etmeyin,' diye yaziyormu."
"Evdekiler endielenmiler mi?"
"Evet, yle sanirim. nk Miss Wills yanina hibir ey almadan ikip gitmi."
Poirot mirildandi. "Acayip..." Sonra birdenbire sesi ykseldi. "Ona ihtar ettim. Herkese ihtar
ettim..."
Sir Charles, "nce uak, sonra Miss Wills..." dedi. "Ellis nerede? Polisin onu bulamamasi
ailacak bir ey."
Poirot, "Onu uygun yerde aramadilar," diye cevap verdi.
"O halde siz de Egg'le ayni fikirdesiniz. Ellisin ldgn dnyorsunuz."
"Ellis'i bir daha hayatta gremeyecekler."
Sir Charles bagirdi. "Bir kbus bu. Iinden ikilacak gibi degil."
"Hayir, hayir. Aksine. ok mantikli bir ey."
Aktr ona bakakaldi. "Dogru mu sylyorsunuz?"
"Tabii. nk benim mantikli bir kafam vardir. Dzenli."
Sir Charles biraz alinmiti. "Benim kafam nasil?"
"Sizinki bir aktr kafasi, Sir Charles. Yaratici, orijinal, her eyin dramatik tarafini gren bir
kafa. Bay Satterthwaite'inkiyse bir tiyatro seyircisinin kafasi. O karakterleri gryor ve
atmosferi seiyor. Ama ben... benim kafam maddeci. Ben dekora ve sahne iiklarina
aldirmadan, sadece gerekleri gryorum."
"Demek ii size birakacagiz?"
"Evet. Bana yirmi drt saat verin."
"ansiniz aik olsun. Iyi geceler."
Birlikte otelden ikarlarken Sir Charles, Bay Satterthwaite'e, "Bu adam da kendini ok
begeniyor," dedi. Sesi bir hayli soguktu.
Poirot bu yirmi drt saati yalniz baina geiremedi. Ertesi sabah onda Oliver Manders onu
grmeye geldi. Belikali tam o sirada kk bir paketi amakla meguld. Merakla konuguna
bakti.
"Gnaydin, Bay Manders. Beni mi grmek istediniz?"
"Evet." Gen adam kararsizlikla durakladi. Poirot bir iskemle ekti. "Ltfen oturun da sizinle
rahat rahat konualim."
Oliver oturdu. Fakat hl sze nereden balayacagini bilemiyormu gibi bir hali vardi.
Birdenbire, "Msy Poirot," dedi. "Siz benden holanmiyorsunuz."
Belikali biraz airdi. "Bu da nereden geldi akliniza?"
"Hayir, benden holanmiyorsunuz... Zaten pek az kii holanir benden. Bunun nedenini
bilmiyorum." O ukala, tembel tavirlari kaybolmutu Oliver'm. Yznde ie dokunan bir saygi ve
heyecan verdi.
"Sizden holanmadigimi nereden ikardiniz?"
"nk geen gn o cinayet oyununun oynandigi o partiyi sirf beni tuzaga drmek iin
dzenlemitiniz."
Poirot kalarini kaldirdi. "Nasil?"
Gen adam ciddi ciddi, "nk Sir Bartholomew'u benim ldrdgm saniyorsunuz," dedi.
"Ne ho!"
"Hayir, gerekten byle dnyorsunuz. Belki aleyhimde ok ey var, ama ben katil degilim.
Vaktiyle rahibe kaba davranmitim. Ama ondan sonra ok zldm. Bana inanin. Sanki iki
benligim var benim. Biri durmadan ukala tavirlar takinan, tembel tembel konuan berbat bir
yaratik. Digeri ona benzemiyor. Ama o da kendini gstermesini bilmiyor. Ah, ne demek
istedigimi anlayamazsiniz."
"Pekl anliyorum. Ben yaliyim, ama gen olmanin ne demek oldugunu unutmadim."
Poirot'nun sesi yumuamiti. "Ite sizin derdiniz bu, dostum. Genlik. Insan genken kendini
oldugundan kt gstermeye aliir. Benim yaimda ise... iyi yanlarini vitrinde tehir etmeye
aliir." Yzn, neeyle hafife buruturdu.
"Demek anliyorsunuz?" Oliver'm yznde minnet dolu bir ifade belirdi. Sonra da gen adam
glmsedi. imdi ok sevimli bir hal almiti. "Bir insanin kt degil de iyi oldugunuza inanmasi
ne demek, bilemezsiniz."
"Mutlu bir hayatiniz olmadi sanirim?"
Oliver'm yz sertleti. "Hayir."
"Beni dinleyin. Size bir ey syleyecegim. Hayatiniz sizin. Bunu istediginiz hale sokabilirsiniz.
Aci duygular hibir ie yaramaz. Insani yalnizca ikmaza srklerler. ok ge kalmadan o aci
duygulardan kurtulmaya aliin."
"Haklisiniz, Msy Poirot. Her eyi geride birakmaya ve yeniden balamaya aliacagim."
Poirot takdirle baini salladi. "Bravo... Eh, baka?"
"Baka mi?"
"Evet. Bana baka bir ey daha sylemek istediginizi sandim. Ama belki yaniliyorum."
"Hayir, hayir, haklisiniz. Bir ey daha var. Bu olayda sizinle birlikte alimam iin bana izin
vermenizi isteyecektim. Artik bana gveniyorsunuz. Izin verin de size yardim edeyim."
"Yardim etmek mi? Nasil?"
"Bilmiyorum ki... Fakat size yararimin dokunabilecegi bir ey olmali. Bana... iz
stndeymisiniz gibi geliyor. Ama belki de yaniliyorum." Oliver adeta solugunu tutarak
Poirot'nun cevabini bekledi.
Belikali bir an konumadi. Sonra, "Belki de yakinda bana yardim etme firsatini bulursunuz,"
diye mirildandi.
Oliver bekledi. Ama Poirot baka bir ey sylemedi. "Eger bana kukularinizin size hangi yn
gsterdigini sylerseniz..."
Hercule Poirot baini salladi. "Hayir... bunu henz yapamam. Bazi sirlari saklamaktan
holanirim ben."
Oliver'm duyarli kulagi Poirot'nun sesindeki kesinligi fark etti. Gen adam fazla israr etmedi.
Belikaliya yeniden teekkr ederek oradan ayrildi.
Oliver Manders odadan ikarken Poirot'nun yznde acayip bir glmseme belirmiti. Kendi
kendine, "Ben bu genci degerlendirirken biraz cimri davranmiim," diye mirildandi.
Sonra tekrar kk pakete uzandi.
On biri yirmi gee, Egg aagidan haber yollamaya gerek grmeksizin Poirot'nun dairesine girdi,
nl dedektifin iskambil kgitlarindan ev yaptigini grerek airdi kaldi. Kizin yznde yle
aagilayici bir ifade belirdi ki, Belikali kendini savunmak zorunda kaldi. "Yalandika
ocuklatigimi sanmayin, matmazel. Hayir... iskambilden ev yapmak kafama daima bir canlilik
verir. Bu benim eski bir alikanligimdir. Bu sabah ilk i sokaga ikip bir deste kgit aldim. Ama
korkarim yanli iskambil semiim. Aliik oldugum kartlardan degil bunlar."
Egg masadaki iskambilden eve daha dikkatle bakti. Sonra gld, "Hay Allah! Size 'Mutlu Aile'yi
satmilar."
"Mutlu Aile mi? O da nesi?"
"Bir oyun bu. ocuklar kkken oynarlar."
"Eh, neyse... Insan bunlarla da yine ev yapabiliyor."
Egg masadan birka karti almi, onlara adeta sevgiyle bakiyordu. "Firincinin oglu Bay Bun.
Onu pek severdim. Hah, ite u da st Bay Mugg. Ah, keke Sir Charles da burada olsaydi.
Ona portresini gsterirdim."
"O gln resim neden Sir Charles'in portresi oluyor, matmazel?"
"Adindan tr."
Poirot'nun yznde pek akin bir ifade vardi. Egg dayanamayarak gld. Sonra ona durumu
anlatti.
Kizin szleri bitince Poirot, "Ah, c'est a," dedi. "Cartwright onun sahne adi Mugg... Tamam,
tamam, ben bu kelimenin anlamini biliyorum. Argoda ahmaklara 'mug' diyorlar sanirim. yle
degil mi? Tabii ya, kim olsa adini degitirirdi. Kimse Sir Charles Mugg diye taninmaktan
holanmaz.
Egg, "Lady Mugg olmak daha da kt," diye glmsedi.
Poirot baini kaldirarak kiza dikkatle bakti. Egg kizardi. Belikali, "Demek byle..." diye
mirildandi.
Egg, "Hi de degil," dedi. "Ne demek istediginizi anlamiyorum, Msy Poirot." Bir an durdu,
sonra telala ekledi. "Sizi bir mesele iin grmeye geldim. u Oliver'in czdanindan den
gazete kupr meselesi iin... Bu konuyu dndm, dndm, dndke de
endielendim. u Miss Wills'in yerden alarak Oliver'a geri verdigi yaziyi kastediyorum. Bunu iki
ekilde yorumlayabiliriz. Ya Oliver yalan sylyor ya da Miss Wills. Yani... Oliver o yaziyi kesip
czdanina koydugunu bile hatirlamadigini iddia ediyor. Ya bu yalan ya da aslinda czdanda
yle bir kupr yoktu. Oliver yere bir kgit drd. O kadin da aldi, sanki nikotinle ilgili bir
yaziymi gibi tavir takindi."
"Bunu neden yapsin, matmazel?"
"nk aslinda o yaziyi Miss Wills kesmiti. Cinayetten sonra onu atmak istiyordu. Kupr
Oliver'a veriverdi."
"Yani sizce katil o mu?"
"Evet."
"Peki, kadin o cinayetleri neden iledi?"
"Bunu bana sormanizin hibir yarari yok. Ben sadece Miss Wills'in aklini kairmi oldugunu
syleyebilirim. Zeki insanlar ogu zaman deli olurlar. Zaten baka bir neden de gremiyorum...
Hatta hibir neden bulamiyorum."
"Evet, bu bir ikmaz sokak. Onun iin size cinayet nedenini bulmanizi sylemeliyim. Asil ben
kendi kendime u soruyu tekrarlayip duruyorum: Bay Babbington'un ldrlmesinin nedeni
neydi? Ben bu soruyu cevaplandirabildigim zaman esrar da zlm olacak."
Egg mirildandi. "Yani sizce delilik..."
"yle de olsa yine bir neden ister... Delice bir neden. Ama bu yine de bir neden. Ite ben de
bunu bulmaya aliiyorum."
Egg, "Ah, allahaismarladik," dedi. "Sizi rahatsiz ettigim iin zr dilerim. Ama demin sz
ettigim konu aklima gelmiti. Ben imdi Charles'la tiyatroya gidiyorum. Provalara. 'Kk
Kpek Gld'nn son provasina. O oyunu Miss Wills, Angela Sutcliffe iin yazmi. Yarin akam
oyunun galasi var."
Poirot bagirdi. "Tanrim!"
"Ne var? Bir ey mi oldu?"
"Evet, gerekten bir ey oldu. Aklima bir ey geldi. Bir fikir. ahane bir fikir. Ah, ne
krmm! Ne krmm!"
Egg akinlikla Belikaliya bakti. Belikali pek acayip davrandigini fark etmi gibi kendini
topladi, Egg'in omzuna vurarak, "Herhalde ildirdigimi dnyorsunuz," dedi. "Ama merak
etmeyin, ildirmadim. Sylediklerinizi de duydum. Siz 'Kk Kpek Gld' oyununa
gideceksiniz. Ve oyunda Miss Angela Sut-cliffe oynuyor. Grdnz m? Haydi siz gidin. Bana
da aldirmayin."
Egg biraz kararsizca oradan ayrildi. Yalniz kalan Poirot odada bir aagi bir yukari dolamaya
baladi. Bir taraftan da usulca mirildaniyordu. imdi gzleri kedi gibi yeil yeil parlamaktaydi.
"Evet, bu her eyi aikliyor... Acayip bir neden... ok acayip bir neden... imdiye kadar
bylesiyle hi karilamamitim. Ama mantikli... Ve belli artlar altinda da ok makul. Fakat bu
olay gerekten garip..."
Iskambil evin durdugu masanin nnden geti. Elini uzatarak kgitlari yere atti.
"Mutlu aileye ihtiyacim yok artik," dedi. "Esrari zdm. imdi geriye, harekete gemek
kaliyor."
Belikali apkasiyla paltosunu aldi. Aagiya inerek otelin kapicisina bir taksi evirttirdi. Binip
Sir Charles'in apartmaninin adresini verdi.
Orada ofrn parasini vererek indi. Hole girdi. Kapici grnrlerde yoktu. Asansr de yukari
kattaydi. Poirot merdivenden ikmaya baladi. Tam ikinci kata vardigi sirada Sir Charles'in
dairesinin kapisi aildi, Miss Milray diari ikti.
Poirot'yu grnce airip bakakaldi. "Siz!"
Belikali glmsedi. "Evet! Ben!"
Miss Milray, "Korkarim Sir Charles evde degil," dedi. "Miss Lytton - Gore'la Babylon tiyatrosuna
gitti."
"Ben Sir Charles'i grmeye gelmedim. Geen gn bastonumu burada birakmiim sanirim. Onu
alacaktim."
"Ah, anliyorum. Zili alin. Temple bastonunuzu herhalde bulur. Ben kalamayacagim, zr
dilerim. Trene yetimem gerekiyor. Kye, annemi grmeye gidiyorum."
"Anliyorum... Benim yzmden gecikmeyin, matmazel." Poirot yana ekildi. Miss Milray hizla
merdivenden inmeye baladi. Elinde kk bir anta vardi.
Fakat sekreter gzden kaybolunca, Poirot da sanki oraya neden geldigini unutuverdi. Holde
ilerleyecegi yerde, dnerek merdivenlerden indi. n kapiya vardigi sirada Miss Milray bir
taksiye biniyordu. Baka bir taksi de agir agir yaklamaktaydi. Poirot elini kaldirdi, araba
durdu. Belikali taksiye binerek, "ndeki arabayi izleyin," dedi.
ilk taksi kuzeye dogru dnp Paddington istasyonunun nnde durdugu zaman Poirot'nun
yznde hi de airma ifadesi belirmedi. Oysa aslinda Gilling'e bu istasyondan gidilmeyecegini
biliyordu.
Poirot birinci mevki giesine yaklaarak Loomouth'a bir gidi - dn bilet aldi. Tren be dakika
sonra kalkacakti. Belikali paltosunun yakasini iyice kaldirdi. Hava ok soguktu. Birinci mevki
kompartmanlardan birine yerleti.
Loomouth'a bee dogru vardilar.
Karanlik basmaya balamiti bile. Biraz geride kalan Poirot, kk istasyonun sevimli
hamalinin Miss Milray'i selamladigini duydu.
"Ah, miss, sizi beklemiyorduk. Sir Charles da gelecek mi?"
Miss Milray, "Ben acele bir i iin geldim," diye cevap verdi. "Yarin sabah dnecegim. Evden
bazi eyler almam gerekiyor da. Hayir, araba istemem. Patikadan gidecegim."
Karanlik iyice bastirmiti. Miss Milray zikzak izen patikadan hizla ikti. Biraz geriden Poirot
geliyordu. Kedi gibi sessizce ilerliyordu, Belikali. Miss Milray Karga Yuvasi'na eriince
antasindan bir anahtar ikardi, yan kapidan ieri girdi. Bir iki dakika sonra gzktg zaman
elinde pasli bir anahtarla bir elektrik feneri vardi.
Miss Milray evin yanindan dolaarak otlar brm bir yola daldi. Hercule Poirot da peindeydi.
Sonunda Miss Milray, o kiyilarda ok grlen trden ta bir kulenin nnde durdu. Ama bu
kulbe digerlerinden daha alak ve eskiydi. Pencerede bir perde vardi. Sekreter anahtari
kapiya soktu.
Anahtar itiraz eder gibi gicirdayarak dnd. Kapi agir agir aildi. Miss Milray elinde feneriyle
ieri girdi.
Poirot adimlarini siklatirdi. Kapidan usulca ieri szld. Miss Milray'in el feneri camdan bazi
ekilleri aydinlatiyordu. Tpler, borular, bir Bunsen beki.
Miss Milray eline bir madeni ubuk almiti. Onu havaya kaldirdi. Tam cam cihazin zerine
indirecegi sirada bir el bilegini kavradi. Kadin haykirarak dnd.
Hercule Poirot kedi gibi yeil yeil parlayan gzleriyle kadinin gzlerinin iine bakti.
"Ah, ite bunu yapamazsiniz, matmazel," dedi. "nk ortadan kaldirmak istedikleriniz kanit
aslinda."
Hercule Poirot byk bir koltukta oturuyordu. Duvarlardaki aplikler sndrlmt. Sadece
pembe abajurlu lamba Belikaliyi andinlatiyordu. Sanki bunda sembolik bir ey vardi. Poirot
iikta oturuyor, seyircileri Sir Charles, Bay Satterthwaite ve Egg Lytton - Gore karanlikta
kaliyordu.
Hercule Poirot'nun sesi yumuakti. Kendisini dinleyenlerden ok, bir glgeyle konuuyormu
gibiydi.
"Cinayetin nasil ilendigini anlamak... Bir dedektifin amaci budur. Bunu yapabilmek iin bir
geregin zerine, diger bir geregi oturtursunuz, iskambilden ev yaparken kgitlari st ste
koydugunuz gibi. Eger gerekler birbirini tutmazsa... iskambiller dengeli durmazsa... o zaman
evinizi yeniden yapmaya balarsiniz. Yoksa durmaz ve yikilir.
"Geen gn de syledigim gibi degiik kafa trleri vardir. Dramatik kafa, bir prodktrn
kafasi. Bylesi mekanik gerelerin yardimiyla elde edilecek geregin etkilerini grr. Bir baka
kafa, dramatik grnlere kari kolaylikla tepki gsterir. Sonra gen, romantik kafa vardir. Ve
sonunda, dostlarim maddeci kafa. Bu kafa mavi denizi ve mimoza agalarini degil, sadece
sahnedeki boyali dekorlari grr.
"Ite bylece, dostlarim, geen agustosta Leonard Bab-bington'un ldrlmesine geliyorum. O
akam Sir Charles Cartwright, Rahip Babbington'un ldrldgn iddia etti. Ben bu kurami
kabul etmedim. A) Leonard Babbington gibi bir adami ldrebileceklerine B) O akamki artlar
altinda belirli bir kimseye zehir verebileceklerine, inanmiyordum.
"imdi, burada, Sir Charles'in hakli oldugunu ve benim yanildigimi itiraf ediyorum.
Yaniliyordum, nk cinayete tmyle uygunsuz bir aidan bakmaktaydim. Ancak yirmi drt
saat nce, birdenbire bu olaya hangi aidan bakildigi zaman Leonard Babbington'un
ldrlmesi hem mmkn, hem de mantikli bir hal almaktadir.
"Fakat imdi bu noktayi bir tarafa birakip sizi adim adim getigim yoldan gtrecegim.
Babbington'un lmn bizim dramimizin ilk perdsi sayabiliriz. Hepimiz Karga Yuvasi'ndan
ayrildigimiz zaman birinci perde de sona erdi.
"Dramin ikinci perdesi Monte Carlo'da baladi. Bay Satterthwaite bana gazetede Sir
Bartholomew'un lmyle ilgili haberi gsterdigi zaman. O zaman Sir Charles'in hakli oldugunu
hemen anladim. Ben yanilmitim. Hem Babbington ve hem de Sir Bartholomew
ldrlmlerdi. Iki cinayet de birbirine bagliydi. Bir olayin iki parasiydi bunlar. Daha sonra
nc bir cinayet bu diziyi tamamladi. Bayan de Rushbridger'in ldrlmesi.
"Onun iin bize gereken, bu cinayeti birbirine baglayacak, akla yakin ve makul bir
varsayimdi. Yani bu cinayeti de ayni katil ilemiti. Ve bu cinayetlerin belirli bir tek kiiye
yarari dokunmutu.
"Burada hemen unu sylemeliyim: Beni en ok endielendiren ey Sir Bartholomew'un
lmnn Rahip Babbington'unkini izlemesi oldu. O cinayeti, zaman ve yer zerinde
durmaksizin incelediginiz zaman, ortaya yle bir ey ikiyordu: Sir Bartholomew'un
ldrlmesi temel veya ana cinayetti. Diger iki cinayet ikinci derecede nemliydi. Yani bu
cinayetlere bu iki kiinin Sir Bartholomew'la olan ilikileri yol amiti. Fakat daha nce de
syledigim gibi, cinayetler insanin istedigi gibi olmaz. Leonard Babbington nce, Sir
Bartholomew ise ondan bir sre sonra ldrlmt. Onun iin de ikinci cinayete ilki neden
olmu gibi gzkyordu. Bu yzden, btn olaylarin aydinlanmasi iin gereken ipucunun yine
bu birinci cinayette gizli oldugu sa-
niiabilirdi.
"Aikladigim varsayima ylesine inaniyordum ki, bir ara ciddi bir yanlilik olup olmadigini da
dndm. 'Acaba ilk kurban olarak aslinda Sir Bartholomew mu seilmiti?' diye sordum
kendi kendime. 'Rahip Babbington yanlilikla mi zehirlendi?' Fakat bu fikrimden vazgemek
zorunda kaldim. Sir Bartholo-mew'u, yakindan taniyan bir insan, onun kokteyllerden nefret
ettigini de bilirdi.
"Yoksa baka bir ey mi olmutu? Konuklar arasindan baka biri seilmi, Rahip Babbington
yine yanlilikla mi zehirlenmiti? Byle bir eyi destekleyecek kanit bulamadim. Bu yzden
katilin kesinlikle Babbington'u ldrmek amaciyla hareket etmi oldugu noktasina dnmek
zorunda kaldim. Ite o zaman hemen bir engelle karilatim. Byle bir olayin imknsizligi.
"insan bir aratirmaya daima en basit ve en belirli varsayimlarla balamalidir. Evet, diyelim ki
Leonard Babbington zehirli bir kokteyli imiti. O kokteyle zehir karitirma firsati kimin eline
gemiti? Ilk bakita bana bu ii ancak iki kii baarabilirmi gibi geldi. Yani bardaklara
dokunmu olan kimseler. Sir Charles ve Hizmeti Temple. Fakat burada da bir zorluk ikiyordu.
Sir Charles da, Temple da kadehe zehir koyabilirlerdi, ama bu belirli bardagi Rahip
Babbington'un almasini nasil saglarlardi? Temple tepsiyi ustalikla evirerek ya da rahibe son
kalan kadehi uzatarak bunu baarabilirdi belki. Bu kolay bir ey olmazdi, ama yapi-labilinirdi.
Sir Charles ise ancak, zehirli kadehi eline alip Rahip Babbington'a verebilirdi. Ama bunlardan
hibiri olmamiti. Grnte ans, sadece ans bu kadehin Babbington'a dmesine neden
olmu gibiydi.
"Sir Charles'la Temple kokteyl kadehleriyle ilgilenecek durumdaydilar. Fakat... onlar Melfort
kkne de gitmiler miydi? Hayir. Sir Bartholomew'un porto kadehine zehiri en kolay kim
koyabilirdi? Kaan Uak Ellis ve onun yardimcisi orta hizmetisi. Fakat burada bu ii
konuklardan birinin yapmi olabilecegi olasiligi bir kenara birakilamazdi. Konuklardan biri
usulca yemek salonuna girip porto kadehine zehir koymu olabilirdi. Tehlikeli bir eydi, ama
mmknd.
"Karga Yuvasi'nda size katildigim zaman siz hem villada, hem de Melfort kknde olanlarin bir
listesini yapmitiniz bile. Artik unu syleyebilirim: Listenin baindaki drt adi hemen bir
kenara attim, Bay ve Bayan Dacres, Miss Sutcliffe ve Miss Wills'i.
"Bu drt kiinin de, daha nceden, o akam yemekte Rahip Babbington'la taniacaklarini
bilmeleri imknsizdi. Zehir olarak nikotinin seilmesi, cinayetin uzun uzun dnlp
planlanmi oldugunu gsteriyordu. Bu birdenbire, akla gelir gelmez uygulanacak bir ey
degildi. Listede isim daha vardi: Lady Mary, Miss Lytton - Gore ve Bay Oliver Manders. Pek
ihtimal vermemekle birlikte, onlarin zerinde durabilirdim. Bu kimseler kydendiler. Rahip
Babbington'u ortadan kaldirmak istemeleri iin bir sr nedenleri olabilirdi. Belki planlari
uygulamak iin de ziyafet gecesini semilerdi.
"Diger taraftan, onlardan birinin byle bir eyi gerekten yaptigini gsterecek bir tek kanit bile
yoktu.
"Bay Satterthwaite'in de benimkine benzer bir mantik yrttgn, sonunda Oliver
Manders'ten kukulanmaya baladigini saniyorum. Gerekten, gen Manders en uygun bir
adaydi. Karga Yuvasi'nda o gece pek sinirli oldugu gzmden kamamiti. zel dertleri
yznden hayata acayip bir aidan bakiyordu. Onda gl bir aagilik duygusu vardi.
Cinayetlerin balica nedenlerinden biri de budur. Gen Manders insanlarin biraz dengesiz
olduklari bir agdaydi. Bay Babbington'la kavga etmiti. Daha dogrusu, rahibe kari dmanca
davranmiti. Sonra Melford kkne acayip artlar altinda gitmiti. Daha sonra zerinde
gazeteden kesilmi, nikotinle zehirleme konusundaki o yazi ikmiti. Ve gen adam Sir
Bartholomew'dan aldigi mektup konusunda da marnlamayacak bir hikye anlatmiti. Ayrica Sir
Bartholomew gnlk defterinde de M. adli birinden sz etmiti.
Onun iin Oliver Manders'in o yedi kiilik kukulular listesinin baina geirilmesi gerekiyordu.
"Fakat sonra, dostlarim, pek acayip bir duyguya kapildim. O cinayetleri ileyen katilin, iki
toplantida da bulunan bir kimse olmasi gerekirdi. Belli ve mantikli bir eydi bu. Yani yedi kiilik
listede adi bulunan kimselerden biri olmaliydi katil. Fakat bana bu 'belirlilik' bilerek saglanmi
bir eymi gibi gelmeye baliyordu. Akli bainda, mantikli bir kimseden byle dnmesi
beklenirdi. Yani ben aslinda gerege degil, ustalikla boyanmi bir manzaraya bakiyordum.
Gerekten zeki bir katil, adi o listede olan kimselerden kukulanilacagim tahmin eder, gereken
tedbiri de alirdi. Yani adinin o listeye gememesine aliirdi.
"Leonard Babbington'la Sir Bartholomew'un katili iki toplantida da bulunmutu. Ama grnte
bu belli degildi.
"Ilk toplantida bulunan, ama ikincisinde olmayanlar kimlerdi? Sir Charles, Bay Satterthwaite,
Miss Milray ve Bayan Bab-bington.
"Bu drt kiiden herhangi biri ikinci ziyafete, asil kimliklerinden farkli bir kilikta katilmi
olabilirler miydi? Sir Charles'la Sir Satterthwaite, o sirada Fransa'nin gneyindeydiler. Miss
Milray Londra'da, Bayan Babbington da Loomouth'taydi. Bu drdnden Miss Milray'le Bayan
Babbington'un zerinde durabilirdim. Miss Milray kke gitmi ve oradakiler kendisini
tanimami de-nilebilinir miydi? Miss Milray'in yz hatlari ok belirli. Ne kolaylikla unutulabilinir,
ne de kilik degitirebilir. Kke gitseydi muhakkak digerleri onu tanirlardi. Ayni eyi Bayan
Babbington iin de syleyebilirdik.
"Ayni ekilde Bay Satterthwaite ya da Sir Charles, Melfort kkne gitmi, digerleri onlari
tanimami olabilirler miydi? Belki Bay Satterthwaite bunu bir dereceye kadar baarabilirdi.
Fakat Sir Charles'a gelince durum tmyle degiiyordu. Sir Charles rol yapmaya aliik "bir
aktrd. Fakat kkte rol oynami olabilirdi?
"Ite o zaman uagin zerinde durdum. Ellisin zerinde.
"ok esrarli bir insandi bu Ellis. Cinayetten on be gn nce birdenbire ortaya ikmi, Sir
Bartholomew'un lmnden sonra abucak ortadan kaybolmutu. Hem de baarili bir ekilde.
Ellis neden ortadan kaybolmakta bu kadar baarili olmutu? nk aslinda Ellis adinda bir
adam yoktu. Ellis de yine kartondan ve boyadan yapilmi bir sahne dekoruydu. Ellis gerek
degildi.
"Ama bu mmkn myd? Melfort kkndeki hizmetiler Sir Charles'i taniyorlardi. Sir
Bartholomew'un samimi arkadaiydi o. Bu hizmetilerle ilgili engeli kolaylikla atim. Uak
rolne ikmak onun iin tehlikeli bir ey degildi. Hizmetiler kendisini tanisalar da, bunu bir
zarari olmazdi. Bu olaya bir aka ss verilebilinirdi. Ama yle olmadi. Aradan on be gn
geti. Hizmetilerden hibiri kukulanmadi. Bu bir tehlike olmadigini gsteriyordu.
Bana hizmetilerin uak hakkinda sylediklerini anlatmilardi. Onlari hatirladim. Hizmetiler,
'adeta bir centilmen hali vardi onda," demilerdi. 'Iyi evlerde alimi...' Trl ilgi ekici
dedikodu biliyordu...' Btn bunlar normaldi. Fakat orta hizmetisi Doris ok iigi ekecek bir
aiklama yapmiti. "Bildigim uaklardan daha baka trl aliiyordu," demiti. Bu szler bana
tekrarlandigi zaman bunun kuramimi destekledigini anladim.
"Fakat Sir Bartholomew meselesi degiikti. ocukluk arkadainin onu kandirabilmi olacagi
dnlemezdi bile. O halde Sir Bartholomew bu rol yapma meselesini biliyordu. Elimizde bunu
destekleyecek bir kanit var miydi? Evet, vardi. Zeki Bay Sat-terthwaite daha balangita bir
noktayi hemen fark etmiti. Sir Bartholomew'un akaci szlerini. Bu doktorun hizmetilerine
kari olan her zamanki tutumuna hi uymuyordu. "Sen birinci sinif bir uaksin. yle degil mi,
Ellis?" Bu szler ancak u artlar altinda anlailir bir hal alabilirdi. Sir Charles uak oldugu ve
Sir Bartholomew da bu oyunu bildigi takdirde...
"Sir Bartholomew'un olaya bu gzle baktigi kesin. Sir Char-les'in Ellis roln oynamasi bir
akaydi. Hatta belki de bir iddianin sonucuydu. Sanirim evdeki konuklara bylece
takilacaklardi. Ite Sir Bartholomew'un neesi, srprizi oldugunu sylemesi bu yzdendi. unu
da unutmayin: Sir Charles'in her eyden vazgeebilmek iin daha vakti de vardi, konuklardan
biri ilk akam sofrada Ellis'in Sir Charles oldugunu anladigi anda, kt bir ey olmayacakti.
nk dzeltilmesi imknsiz olan bir ey yapilmamiti henz. Byle bir durumda, bunun bir
aka oldugu aiklanirdi, ite o kadar. Fakat hi kimse orta yali, hafif kamburu ikmi, kir
favorili uagi fark etmedi. Gzlerine belladonna damlatmiti. Gzbebekleri iriletigi iin gzleri
siyahmi gibi duruyordu. Bilegine de boyayla o iri beni yapmiti. Ellis'in tehisi iin dnlm
ince bir hileydi bu. Ama bunun hibir yarari olmadi. Insanlarin ogunun dikkatsiz olmalari
yznden tabii. Sonradan Ellis tarif edilirken, bilegindeki bu benin zerinde durulacagini
sanmiti. Ama o on be gn iinde hi kimse fark etmemiti bunu. Beni tek gren, keskin gzl
Miss Wills'ti. Ona da biraz sonra gelecegiz.
"Sonra ne oldu? Sir Bartholomew ld. Bu kez lmn dogal nedenlerden oldugu dnlmedi.
Polis geldi. Ellis'i ve digerlerini sorguya ektiler. O gece daha sonra Ellis, gizli geitten kati.
Kendi asil kiiligine brnd. Iki gn sonra Monte Carlo'da dolaiyordu. Arkadainin lm
yznden airip sarsilmaya hazirdi artik.
"unu unutmayin; btn bunlar bir varsayimdi. Elimde bir kanit yoktu. Ama kefettigim her
ey bu varsayimi destekliyordu. Iskambil evim iyi yapilmiti, saglamdi. Ellis'in odasinda
bulunan antaj mektuplari? Ama onlari bulan da yine Sir Charles'ti.
"Ya Sir Bartholomew'un Manders'e yolladigi iddia edilen, ondan bir kaza ayarlamasini isteyen
mektup? Bu mektubu Sir Charles, Sir Bartholomew'un agzindan yazmi olabilirdi. Onun iin
kolay bir eydi bu. Manders bu mektubu yirtip atmazsa, Uak Ellis bu ii kolaylikla yapabilirdi.
Yine ayni ekilde Ellis, gazete kuprn Oliver Manders'in cebine koydu.
"imdi nc kurbana geliyoruz. Bayan de Rushbridger'e. Onun adini ilk ne zaman duyduk?
Ellis'in mkemmel bir uak olduguyla ilgili o alayci, ok tehlikeli szler hemen aiklandiktan
sonra. Sir Bartholomew'dan hi beklenmeyecek, onun karakterine uymayan laflarin hemen
arkasindan. Ne olursa olsun, dikkatler Sir Bartholomew'un uagina kari takindigi tavirlardan
uzaklatirilmaliydi. Sir Charles, uagin doktora nasil bir haber getirdigini sordu. Haber bir
kadinla ilgiliydi. Doktorun bir hasta-siyla. Ve Sir Charles o zaman btn kiiligini kullanarak
dikkatlerin bu taninmayan kadin zerinde toplanmasini, uagin zerinde durulmamasini
saglamaya aliti. Klinige giderek bahemireyle konutu. Onu sorguya ekti Bayan
Rushbridger'i ne srerek herkesi airtmak iin elinden geleni yapti.
"imdi Miss Wills'in dramda oynadigi role geliyoruz. Miss Muriel Wills garip kiiligi olan bir
insan. evrelerini etkileyemeyen kimselerden. Ne gzel, ne irin, ne de nkteden. Hatta
sempatik bir tip bile degil. Fakat son derecede zeki ve dikkatli bir kadin. Dnyadan cn
kalemiyle aliyor. Byk bir sanati var onun. Karakterleri kgit zerinde yeniden yaratmasini
biliyor. Bilmiyorum, Uak Ellis'in Miss Wills'in dikkatini eken bir yani var miydi? Fakat uagi
nce bence sofradakilerden yalnizca o fark etti. Cinayetten sonraki sabah, doymak bilmeyen
meraki Miss Wills'in, hizmetinin dedigi gibi, "orayi burayi eelemesine" neden oldu. Dac-
res'larin odasina gitti. uha kapli kapidan hizmetiler blgne geti, igdleri onu bir eyler
bulmaya zorluyordu.
"Sir Charles'i tek endielendiren insan da Miss Wills oldu. Ite bu yzdea kadinla kendisi
konumakta israr etti. Miss Wills'le yaptigi bu konuma endielerini bir hayli yatitirdi. "Kadinin
bilegindeki iri beni grm olmasi da onu belirli bir ekilde memnun etti. Ama ondan sonra
darbe indi. Miss Wills'in o ana kadar Uak Ellis'le Sir Charles arasinda bir bag kurmu oldugunu
sanmiyorum. Bence kadin sadece genel bir ekilde Ellisin birine benzedigini dnmt. Ama
gznden bir ey kamayan bir kadindi Miss Wills. Tabaklar kendisine uzatilirken uagin
yzne degil, ellerine dikkat etmiti.
"Ellis'in Sir Charles olabilecegi de aklina gelmemiti. Fakat Sir Charles kendisiyle konuurken
birdenbire durumu anladi. Sir Charles'in Ellis oldugunu. Bu yzden, ondan kendisine bir tabak
dolusu sebze veriyormu gibi rol yapmasini istedi. Ama bunun nedeni benim sol mu, yoksa sag
bilekte mi oldugunu hatirlamayi istemesi degildi. O sadece Sir Charles'in ellerini incelemek iin
bir bahane ariyordu. Uak Ellis'inki gibi tutulan elleri...
"Ve Miss Wills bylece btn geregi anlayiverdi. Ama o acayip bir kadindi. Ona sadece bilgi
sahibi olmak zevk veriyordu. Ayrica, Sir Charles uak roln oynamiti, ama bu da onun katil
olmasini gerektirmezdi. Birok masum insan acayip bir duruma dmemek iin konumaktan
kainmitir."
"Onun iin Miss Wills bu bilgisini sakladi. Ve bunun zevkini ikardi. Ama Sir Charles endieliydi.
Odadan ikarken kadinin yznde beliren o kinle kariik sevin houna gitmiti. Miss Wills bir
ey biliyordu. Ama ne? Bunun kendisiyle bir ilgisi var miydi? Bundan emin degildi Sir Charles.
Ama meselenin Uak Ellis'le ilgisi oldugunu saniyordu. nce Bay Satterthwaite, imdi de Miss
Wills. Dikkatlerin bu nemli noktaya toplanmasina engel olmasi gerekiyordu. Ilgiler baka
noktada toplanmaliydi. Ve bir plan yapti. Basit, cretli bir ey. Ayrica bunun ok airtici bir
oyun oldugunu da dnyordu.
"Seri partisi verecegim gn Sir Charles ok erkenden kalkti sanirim. Yorkshire'a gitti. Eski
elbiseler giymi, kilik degitirmiti. Telgrafi ekmesi iin kk bir ocuga verdi. Sonra kk
dramimda kendisine verdigim rol oynamak iin tam zamaninda Londra'ya dnd. Ah, evet,
bir ey daha yapti. Hi grmedigi ve hakkinda hibir ey bilmedigi bir kadina postayla bir kutu
ikolata yolladi.
"O akam neler oldugunu biliyorsunuz. Sir Charles'in endiesi yznden, Miss Wills'in bazi
kukulari oldugunu sezdim. Sir Charles lm sahnesini oynarken ben dikkatle Miss Wills'in
yzne baktim. Kadinin ehresinde akinlik belirmiti. Ite o zaman Sir Charles'in katil
oldugundan kukulandigini anladim. O akam Sir Charles, diger iki kurban gibi zehirlenmi,
lyormu gibi rol yapmiti. Ustalikla. O zaman Miss Wills de vardigi sonucun yanli oldugunu
dnd.
"Fakat Miss Wills, Sir Charles'tan kukulandigina gre, kadinin hayati tehlikede demekti. Ciddi
tehlikede. Iki kiiyi ldrm olan bir insan, nc kere cinayet ilemekten ekinmezdi.
Wills'e ihtarda bulundum. ok ciddiydim. O gece, daha sonra kadinla telefonda konutum.
Benim tavsiyemi dinleyerek ertesi sabah evinden abucak ayrildi. O zamandan beri de bu
otelde oturuyor. Akillica davrandigimi biliyordum. nk Sir Charles ertesi akam Gilling'ten
dndkten sonra Tooting'e gitti. Miss Wills'e. Ama ge kalmiti. Ku umutu bile.
"Fakat diger taraftan Sir Charles, kendi aisindan planinin baarili oldugunu dnyordu.
Szde Bayan de Rushbrid-ger'in anlatmak istedigi nemli bir ey vardi. Bayan de Rushb-ridger
konumadan ldrlmt. Ne dramatik! Dedektif romanlarindan, piyeslerinden ve
filmlerinden farksiz. Yine mukavva, yaldiz ve boyali bez.
"Ama bu beni, Hercule Poirot'yii kandiramamiti. "Bay Satterthwaite bana kadini, konumasini
engellemek iin ldrdklerini syledi. 'Evet,' dedim... Bay Satterthwaite o zaman, 'Bayan de
Rushbridger bize bildiklerini aiklayamadan ld,' diye ekledi. Ben, "Veya bilmediklerini
syleyemeden," dedim. Bu szlerim Bay Satterthwaite'i airtti sanirim. Fakat onun o sirada
geregi anlamasi gerekirdi. Bayan de Rushbridger aslinda bize hibir ey syleyemeyecegi iin
ldrlmt. nk onun bu cinayetlerle hibir ilikisi yoktu. Sir Charles ondan herkesi
airtmak iin yararlanacakti. Ama bu ancak kadin lrse bir ie yarayabilirdi. Bylece zararsiz
bir yabanci olan Bayan de Rushbridger ldrld.
"Ama Sir Charles zafer sandigi bu olayda bile korkun ve... ocuksu bir hata yapti! Telgraf
bana, Ritz Oteli'ne ekilmiti. Oysa Bayan de Rushbridger cinayet olayiyla ilgilendigimi
bilmiyordu bile. Dnyanin bu kesinde kimsenin haberi yoktu bundan. Inanilmayacak,
ocuka bir hataydi bu.
"Eh, artik ben belirli bir noktaya erimitim. Katilin kim oldugunu biliyordum. Fakat ilk
cinayetin nedenini hl grenememitim.
"Dndm."
"Ve o zaman, tekrar, her zamankinden daha belirli bir ekilde, asil amacin Sir Bartholomew'un
ortadan kaldirilmasi oldugunu anladim. Fakat Sir Charles'in arkadaini ldrmesi iin ne sebep
olabilirdi? Byle bir nedeni tahmin edebilir miydim? Edebilecegimi dndm."
Sir Charles derin derin iini ekerek agir agir ayaga kalkti. minenin nne gitti. Orada
ellerini beline dayayarak durdu. Baini egmi, Poirot'ya bakiyordu. Bay Satterthwaite'e sorulsa
Lord Englemount'un da dolandiriciligi stne yikmayi baaran hilekr avukata ayni ekilde
baktigini sylerdi. Sir Charles'in nl rollerinden biriydi bu. Aktr etrafa asalet ve tiksinti
saiyordu. Ayaktakimindan adi bir insana bakan bir soyluydu o. Sir Charles, "Fevkalade bir
hayal gcnz var, Msy Po-irot," dedi. "Ama hikyenizin tek kelimesinin bile dogru
olmadigini sylememe hi gerek yok. Bilmiyorum bu gln yalanlar yiginini anlatma cretini
nasil buldunuz? Ama devam edin. Ilgimi ekiyorsunuz. ocuklugumdan beri tanidigim bir
insani ldrmemin nedeni nedir?"
Kk burjuva Hercule Poirot, aristokrata bakti. "Sir Charles, aslinda cinayetler iin fazla
neden yuktur." Sakin fakat kesin bir tavirla konuuyordu. "Korku, ikar ve... kadin. Sizin
meselenizde ilk nedenden daha teye bakmamiza hi gerek yok. Sir Bartholomews korku
yznden ldrdnz."
Sir Charles onu aagi gryormu gibi omzunu silkti. "Eski arkadaimdan neden
korkuyordum?"
Hercule Poirot, "nk," dedi. "Sir Bartholomew sinir doktoruydu." Bir an durdu, sonra
yumuak fakat soguk bir sesle szlerini srdrd. "Bu aklima geldikten sonra aratirma
yaptim. Eski gazeteleri inceledim. Sir Charles, belki daha nce Bay Satterthwaite'e sahneyi
terk ettiginizi, buna fazla alimaniz yznden rahatsizlanmanizin neden oldugunu anlattiginizi
hatirlayacaksiniz. Siz aslinda geregi sslyor ve gizliyorsunuz. Sahne hayatinizin son yilinda
oyunda oynadiniz. rol yaptiniz. Na-polyon, bir Yunan Tanrisi ve dnyaya egemen olan bir
diktatr. O sirada diarda yaptiginiz konumalar bir egomanyaga uyacak eylerdi.
Rahatsizliginiza gelince... Bunun ayrintilari ok belirsiz. Gazeteler o sirada sizin gemiyle
dolamaya iktiginizi yazdilar. Fakat hibir geminin yolcu listesinde adinizi bulamadim.
"Ite o sirada Miss Lytton - Gore farkina varmadan bana yardim etti. Asil adinizin Mugg
oldugunu ikladi. O zaman aklima Sir Bartholomew'un not defterine yazmi oldugu o cmle
geldi. "M. iin endieleniyorum. Durum houma gitmiyor." M. aslinda Manders'i de, Margaret
de Rushbridger'i da, tanimadigimiz birini de kastetmiyordu. M. sizdiniz. Mugg. Sir Bartholomew
sizi ocuklugunuzdan beri bu isimle taniyordu. Ve ben kuramimi destekleyecek kaniti da pek
abuk buldum. Sir Charles'in yolculuga iktiginin bildirildigi gn, Lincolnshire'da zel bir akil
hastanesine Charles Mugg adinda bir hasta yatirilmiti. Orasinin seilme nedenlerini
anliyordum. Sir Bartholomew'un kknn yanindaki klinikte alianlar, Sir Charles
Cartwright'i ok iyi taniyorlardi. Baka bir hastane seilerek durumun grenilmesi
engellenmiti. Charles Mugg, sz konusu akil hastanesinden drt ay sonra taburcu edildi. Fakat
Bartholomew arkadainin akli durumundan pek de emin degildi. Ve herhalde onun bu dikkatli
hali felakete sebep oldu.
"Sir Charles'in hastaligi tedavi edilecek trden degildi. O sadece bunu kurnazlikla btn
dnyanin gzlerinden gizlemesini baariyordu. Fakat hastaligini tecrbeli ve endieli
arkadainin gzlerinden saklayabileceginden pek emin degildi. Bylece Sir Bartholomew henz
arkadainin akli durumu konusunda belirsiz birtakim endieler duyarken, Sir Charles onun gibi
kimselerde grlen o kurnazlik ve sinsilikle cinayet planini hazirliyordu.
"Sir Bartholomew'un zgrlg iin bir tehlike oldugunu dnyordu. Arkadainin kendisini
hemen timarhaneye kapatmak istediginden emindi. Onun iin de dikkatle, kurnazca bir plan
hazirladi.
"Balangitan beri bir ey beni hep airtti. Sir Charles'la Miss Lytton - Gore arasindaki iliki.
Sir Charles, Bay Satterthwa-ite'e, sevgilisinin kendisine karilik verdigini fark edemeyen aptal
ik roln oynuyordu. Miss Lytton - Gore'un Oliver Man-ders'e ik oldugunu saniyormu gibi
tavirlar takiniyordu. Fakat ben Sir Charles gibi dnyayi iyi taniyan, kadinlar konusunda ok
tecrbeli bir erkegin bu kadar yanilabilecegini sanmiyordum. Ak konusunda yolunun aik
oldugunu bilmesi gerekirdi. O halde takindigi tavirlari nasil aiklayacaktik?
"ok basit. Sir Charles, Loomouth'tan ayrilarak diari gitmek iin bir bahane ariyordu. Bir sre
arkadalarindan kamasini mantikli bir ekilde aiklamasi gerekiyordu. Dramatik etki
bakimindan kesinlikle bir dhi o. Bu yzden hibir eyin romantik bir neden kadar etkili
olamayacagini anladi. Bu onu, anlayi gsterilmesi gereken bir insan haline soktu. Ayni
ekilde, bu hikye onun Sir Bartholomew'un lmnden sonra ingiltere'ye dnmesini ve
aratirmalara katilmasini da sagladi. Sir Charles'in olaylarin nasil gelitigini grenmesi artti."
Hercule Poirot sustu.
Sir Charles gld. ok neeli, alayci bir glt bu. "Dostum... Yapmayin canim..."
Eger burasi bir tiyatro salonu olsaydi ve seyirciler de bu sahneyi seyretselerdi, hepsi, "Ah, bu
gln yabancinin fikirleri pek sama," Jiye dnrlerdi. Sir Charles'tan akil ve zek akiyordu
sanki.
Aktr byk bir nee ve uysallikla, "Demek ben deliyim, yle mi?" dedi. "Azizim, Msy Poirot,
asil durumun bunun tersi olmadigindan emin misiniz? Bunaklik demeyecegim, ama..." Eliyle
alnina dokundu. "... biraz dengesizlik... Evet, szn ettiginiz gnlerde sinirlerim biraz
bozulmutu. Tollie'nin tavsiyesi zerine bir sre zel bir klinikte kaldim. Ama bana cinayet
ilemeye merakli bir manyak gzyle bakma... ah, bu kadari da fazla artik." Bir an durdu.
Sonra yine ayni nee ve uysallikla szlerini srdrd. "Ya Babbington? O sevimli ihtiyar rahip?
O da delilik konusunda uzman miydi?"
Poirot, "Hayir," dedi. "Bay Babbington'un ldrlmesinin nedeni tmyle bakaydi. Hatta...
ortada hibir neden yoktu."
"Yani ben cinayet ileyerek biraz eglenmeye aliiyordum, yle mi?"
"Hayir, durum daha bakaydi. Balangitan beri bir ey beni engelliyordu. Kokteyl kadehine
nikotin koyabilirdiniz. Ama bunun rahibin eline erimesini kesinlikle saglayamazdiniz. Dn
rastlanti sonucu sylenen bir sz durumu anlamama yardim etti. Zehiri Leonard Babbington'un
imesi art degildi. Nikotinli kokteyli toplantidakilerin herhangi birinin imesi sizin iin
yeterliydi. Iki kii diinda tabii. Siz ve Sir Bartholomew. Siz arkadainizin kokteyl imedigini
biliyordunuz."
Bay Satterthwaite bagirdi. "Fakat ne sama bir sz bu! Herhangi birinin zehirli kokteyli imesi
ne ie yarardi?"
Poirot ona dnd. "Ah, ok ie yarardi." Sesi zafer doluydu. "Acayip bir nedeni vardi o
cinayetin. ok acayip bir nedeni. Hayatimda ilk defa byle bir cinayet nedeniyle
karilaiyorum. Leonard Babbington'un ldrlmesi bir provaydi."
"Ne?"
"Evet. Sir Charles bir aktrd. Aktrlere has igdlerine uydu o. Asil cinayeti ilemeden nce
bir prova yapti. Ondan kimse kukulanamazdi. Toplantidakilerden herhangi birinin lmnn
ona belli bir yarari dokunmayacakti. Ayrica benim de dndgm gibi, hi kimse onun zehirli
kokteyli belirli bir konuga vermeyi baardigini kanitlayamazdi. Ve dostlarim, prova baarili
oldu. Bay Babbington ld. Bunun bir cinayet oldugundan bile kukulanilmadi. Bu noktanin
stnde durmak Sir Charles'a kaldi. Biz kendisini ciddiye almayinca da pek memnun oldu.
Kadehlerin degitirilmesi de... kolaylikla olmutu. Artik Sir Charles "oyun gecesi" her eyin
yolunda gidecegine inaniyordu.
"Bildiginiz gibi olaylar biraz degiik bir ekilde geliti. Ikinci sefer sofrada bir doktor vardi. Sir
Jocelyn hemen zehirden kukulandi. O zaman Sir Charles, Babbington'un lmnn zerinde
durmasinin iine yarayacagini dnd. Sir Bartholomew'un lmnn, ilk cinayetin bir sonucu
oldugunu sanmalari gerekiyordu. Dikkatler Babbington'un lm nedenleri zerinde
toplanmaliydi. Sir Bartholomew'un ortadan kaldirilmasi iin nedenler aranmamaliydi.
"Fakat Sir Charles bir eyi fark edemedi. Sekreteri Miss Mil-ray'in ne kadar dikkatli oldugunu.
Miss Milray, Sir Charles'in bahedeki kulede kimyasal deneyler yaptigini biliyordu. Gle sikilan
ilacin parasini Miss Milray dyordu. Kadin bu yzden sivinin nemli bir kisminin anlailmayan
bir ekilde ortadan kaybolmu oldugunu fark etti. Bay Babbington'un nikotinden zehirlenerek
lm oldugunu okuyunca, ok zeki bir kadin oldugu iin hemen Sir Charles'in saf alkaliyi gl
sivisindan elde etmi oldugu sonucuna vardi.
"Miss Milray ne yapmasi gerektigini bilemedi o zaman. nk Rahip Babbington'u
ocuklugundan beri taniyordu. Ve ilgi ekici patronuna ikti. Btn irkin kadinlar gibi,
delicesine bagliydi ik oldugu erkege.
"Sonunda Sir Charles'in kimya gerelerini paralamaya karar verdi. Sir Charles kendisinden o
kadar emindi ki, buna gerek bile grmemiti. Miss Milray villaya gitti. Ben de onu izledim."
Sir Charles tekrar gld. Kpekten tiksinen soylu centilmen hali vardi hl. "Btn kanitiniz
eski psk kimyasal gereler mi?" Sesi aagilayici bir tondaydi.
Poirot, "Hayir," dedi. "Pasaportunuz var. Onda Ingiltere'den ayrildiginiz ve tekrar dndgnz
tarihler yazili. Bu tarihler de Uak Ellis'in Sir Bartholomew'un kknde alitigi sreye
uyuyor."
Egg o zamana kadar hi sesini ikarmamiti. Donmu gibi oturmutu. imdi kimildandi.
Hafife, inler gibi bagirdi.
Sir Charles ahane bir tavirla ona dnd. "Egg, bu gln hikyenin bir kelimesine bile
inanmiyorsun, degil mi?" Gld. Ellerini gen kiza dogru uzatmiti.
Egg sanki ipnotize olmu gibi agir agir ilerledi. Gzlerini Sir Charles'in gzlerine dikmiti.
Sonra, tam aktre yaklatigi sirada durakladi. Gzlerini adamdan kairdi. Kendisine gven
verecek bir ey ariyormu gibi saga sola bakiyordu. Birdenbire hay-kirarak Poirot'nun yaninda
yere dizst kt. "Dogru mu bu? Dogru mu?"
Poirot ellerini kizin omzuna koydu. Sevecen ve kesin bir tavirla, "Dogru, matmazel," dedi.
"Geen gn... kydeyken... korktum... Bunun nedenini bilmiyordum. Ama bir eyden
korkuyordum. Bunun nedeni..."
Sir Charles alay etti. "Kadinlara has nsezi bu, yavrum." Hl sakindi. "Byle olmaz, Poirot.
Pasaportu aiklayabilirim. Evet, grnte kt gerekten. Bunu itiraf ediyorum. Fakat...
bunun bazi nedenleri vardi."
Poirot ciddi bir tavirla konumaya baladi. "Sir Charles, yandaki odada Scotland Yard'tan bir
mfettile iki doktor var. Taninmi akil hastaliklari mtehassislari."
"Bunu da mi yaptiniz?" Sir Charles ilerledi. Yz sanki bir an eridi, sonra tekrar katilati. imdi
aciz bir fke maskesine benziyordu. Tiz ve atlak bir sesle bagirdi. "Beni tuzaga drdnz!
Evet, beni tuzaga drdnz! Doktorlari grmeyecegim! Bir komplo bu! Bir entrika! Ag
etrafimi sariyordu, ama bana dokunamazlar. Bana kimse dokunamaz." Dikleti. "Ben sizin
hepinizden stnm. Insanlarin yaptiklari o gln yasalar bana ili-emez. O kiinin
ldrlmesi gerekiyordu! artti bu! Tabii onlarin lmlerine zldm. Ama bu gerekliydi.
artti. Gvende olmam iin." Durup Poirot'ya bakti. ene kaslari segiriyordu. "Bu dogru degil.
Bir oyun bu. Bir yalan. Ierde kimse yok." Sir Poirot, "Isterseniz kendiniz bakin," dedi. Sir
Charles hizla ilerleyerek kapiyi ati, ieri girdi. Digerleri onun tiz ve kulak tirmalayici bir iglik
attigini duydular. Bunu bazi miriltilar izledi. Poirot kapiya giderek yan odaya bakti, sonra
dikkatle kapiyi kapatti.
"Her ey sona erdi, matmazel," dedi. "Onunla ilgilenecekler. imdi... sizi eve gtrmek iin bir
arkadainiz bekliyor." Ikinci bir kapiyi ati.
Oliver Manders ieri girdi. abucak Egg'e dogru kotu. Ayaga kalkmi olan Egg de ona dogru
bir iki adim atti.
"Oliver, sana ok kt davrandim! ok kt davrandim! Beni anneme gtr! Ah, beni anneme
gtr!"
Oliver kolunu kizin omzuna atarak onunla kapiya dogru ilerledi. "Evet, hayatim. Seni eve
gtrecegim." "ok korkuntu her ey... ok korkun..."
"Biliyorum. Ama artik hepsi sona erdi. Bunu bir daha dnmene gerek yok."
"Unutamam... Olanlari unutamayacagim."
"Hayir, unutacaksin. Pek yakinda unutacaksin. Haydi, gel."
Kiz sz dinleyip yrd. Fakat kapida kendini toplayarak gen adamin kolundan siyrildi.
"Iyiyim artik."
Poirot bir iaret yapti. Oliver Manders tekrar odaya girerek onun yanina gitti. Belikali, "Ona iyi
davranin," dedi.
"Davranacagim, efendim. Dnyada benim iin ondan daha nemli hibir ey yok. Bunu siz de
biliyorsunuz. Ona olan akim yznden kalbim aci duygularla doluydu. Ama artik degiecegim.
Ona destek olmaya hazirim. Belki ilerde bir gn..."
Poirot, "Ben de ayni fikirdeyim," diye cevap verdi. "Aslinda Egg size ik olmak zereydi. Fakat
tam o sirada Sir Charles ortaya ikarak kizin gzlerini kamatirdik Birini gznzde bytmek
korkun bir eydir. zellikle genler iin. Ilerde bir gn Egg eski arkadaina ik olacak ve
mutlulugunu saglam bir kayanin zerine kuracak."
Poirot, Manders odadan ikarken onun arkasindan sevecenlikle bakti.
Bay Satterthwaite koltugunda ne dogru egildi. "Msy Poirot, fevkaladeydiniz! ahane!"
Poirot alakgnll bir insan tavri takinmaya aliti. "nemli degildi... Hi nemli degildi...
perdelik bir dramdi bu. Ve artik perde kapandi."
Bay Satterthwaite, "Affedersiniz..." diye baladi.
"Size aiklamami istediginiz bir nokta mi var?"
"Bilmek istedigim bir tek ey var."
"Sorun..."
"Bazen mkemmel bir Ingilizceyle konuuyorsunuz, bazen da yogun bir aksanla. Neden?"
Poirot gld. "Ah, anlatayim. Aslinda Ingilizcem iyi ve kusursuzdur. Fakat, dostum, bozuk bir
Ingilizceyie konumak da aslinda son derece yararli bir eydir. Insanlarin sizi aagi
grmelerine yol aar. 'Ah, bir yabanci,' derler. 'Ingilizceyi bile dogru drst konuamiyor.'
Benim prensibim insanlari korkutmamaktir. Onun yerine onlarin benimle usulca alay etmelerini
saglarim. Ayrica... bol bol vnrm. Tabii o zaman bir Ingiliz de ogu zaman, 'Kendisini bu
kadar begenen bir adam aslinda hibir ie yaramaz,' diye dnr. Ingilizlerin gr aisi
budur. Ama aslinda her zaman dogru degildir bu. Ite ben bylece herkesi gafil avlarim." Bir
an durdu, sonra ekledi. "Zaten bu bende artik bir alikanlik halini aldi."
Bay Satterthwaite, "Ah, ah," diye mirildandi. "Yani siz o ata-szndeki yilan kadar kurnaz ve
sinsisiniz, Msy Poirot." Sonra sustu. imdi olanlari derin derin dnyordu.
Sonunda fkeyle, "Korkarim ben bu olayda hi de baarili olmadim," dedi.
"Yok canim. Aksine nemli bir noktayi hemen fark ettiniz. Sir Bartholomew'un uagi hakkindaki
o szlerini. Sonra... Miss Wills'in bir ey sezmi oldugunu da anladiniz. Dogrusunu isterseniz
siz btn esrari da zebilirdiniz. Ama sizi bir tiyatro meraklisinin dramatik oyunlara olan
tepkisi engelledi."
Bay Satterthwaite keyiflendi. Sonra birdenbire irkildi. Aklina bir ey gelmiti. Agzi bir kari aik
kaldi. "Tanrim!" diye bagirdi. "Durumu imdi kavradim! O ahlaksiz ve... zehirli kokteyli! O
ikiyi herhangi bir kimse iebilirdi. Hatta... ben bile!"
Poirot, "Bundan daha da korkun bir ihtimal vardi," diye cevap verdi. "Bunu dnemediniz."
"Efendim?"
Hercule Poirot, "Kokteyli ben de iebilirdim!" diye aikladi.
iki cinayet; eski bir aktr, onun ocukluk arkadai, tiyatroya merakli yali bir adam ve tabiiki
bu cinayetlerin peinde Hercule Poirot.
- SON -

You might also like