Professional Documents
Culture Documents
GİRİŞ..........................................................................................................................................i
İÇİNDEKİLER.........................................................................................................................ii
1. İŞLETME VE
MUHASEBE...........................................................................................1-8
1.1. İŞLETMENİN VARLIKLARI VE BU VARLIKLARIN ELDE
EDİLDİĞİ KAYNAKLAR.................................................................................1
1.2. İŞLETMELERDE MUHASEBENİN YERİ....................................................2
1.3. YÖNETİM – MUHASEBE İLİŞKİSİ...............................................................3
1.4. MUHASEBE İLE İLGİLİ GENEL BİLGİLER.............................................4
1.4.1. Muhasebenin Tanımı .............................................................................4
1.4.2. Muhasebenin Önemi .............................................................................5
1.4.3. Muhasebe İle İlgili Taraflar Ve Muhasebenin
Fonksiyonları...........................................................................................6
1.4.4. Muhasebe Türleri....................................................................................8
2. MUHASEBENİN TEMEL KAVRAMLARI................................................................9-28
2.1. SOSYAL SORUMLULUK KAVRAMI.............................................................13
2.2. KİŞİLİK KAVRAMI...........................................................................................15
2.3. İŞLETMENİN SÜREKLİLİĞİ KAVRAMI.....................................................16
2.4. DÖNEMSELLİK KAVRAMI............................................................................17
2.5. PARA İLE ÖLÇME KAVRAMI........................................................................19
2.6. MALİYET ESASI KAVRAMI...........................................................................21
2.7. TAM AÇIKLAMA KAVRAMI..........................................................................23
2.8. DEĞİŞMEZLİK ( TUTARLILIK ) KAVRAMI...............................................24
2.9. VERİLERİN GÜVENLİ OLMASI
(TARAFSIZLIK VE BELGELENDİRME ) KAVRAMI...............................25
2.10. İHTİYATLILIK ( TEMKİNLİ OLMA ) KAVRAMI………………………26
2.11. ÖNEMLİLİK KAVRAMI.................................................................................27
2.12. ÖZÜN ÖNCELİĞİ KAVRAMI........................................................................28
3. GENEL KABUL GÖRMÜŞ MUHASEBE İLKELERİ............................................28-33
3.1. GELİR ( KAR – ZARAR ) TABLOSU İLKELERİ ........................................29
3.2. BİLANÇO İLKELERİ ......................................................................................30
1
3.2.1. Varlıklarla İlgili İlkeler........................................................................30
3.2.2. Yabancı Kaynaklarla İlgili İlkeler......................................................32
3.2.3. Öz Kaynaklarla İlgili İlkeler................................................................33
4. BİLANÇO VE GELİR TABLOLARI.........................................................................34-50
4.1. MALİ TABLOLAR.............................................................................................34
4.2. BİLANÇO……………………………………………………………………….35
4.2.1. Bilaço Eşitliği.........................................................................................35
4.2.2. Bilançonun Şekli....................................................................................36
4.2.3. Bilançonun İçeriği................................................................................37
4.3. MALİ NİTELİKTEKİ İŞLEMLER VE BİLANÇO
ÜZERİNDEKİ ETKİSİ.......................................................................................43
4.3.1. Mali Nitelikli İşlemler...........................................................................43
4.3.2 Mali Nitelikteki İşlemlerin Bilanço Üzerine Etkisi.............................45
4.4 GELİR TABLOSU………………………………………………………………50
4.4.1 Gelir Tablosunun Tanimi Ve Şekli…………………………………...50
4.4.2. Bilançonun İçeriği.................................................................................50
5. HESAPLAR....................................................................................................................52-68
5.1. HESABIN TANIMI.............................................................................................52
5.2. HESABIN ŞEKLİ................................................................................................53
5.3. HESAPLARA İLŞKİN TERİMLER.................................................................55
5.3.1. Hesabın Borç ve Alacak Tarafları.......................................................55
5.3.2. Borçlandırmak, Alacaklandırmak......................................................55
5.3.3. Hesap Açmak.........................................................................................55
5.3.4. Hesap Kalanı.........................................................................................56
5.3.5. Hesabın Kapalı Olması........................................................................56
5.3.6. Aktif Hesaplar.......................................................................................56
5.3.7. Pasif Hesaplar........................................................................................56
5.4. HESAPLARIN İŞLEYİŞ KURALLARI........................................................56
5.4.1. Varlık Hesapları....................................................................................56
5.4.2. Kaynak Hesapları.................................................................................57
5.5. BİLANÇO HESAPLARININ İŞLEYİŞİ.......................................................60
5.6. SERMAYEDEKİ DEĞİŞMELERİN GELİR VE GİDER
HESAPLARINDA İZLENMESİ.....................................................................64
5.7. HESAPLARIN SINIFLANDIRILMASI........................................................66
2
5.7.1. Asli Hesaplar.........................................................................................67
5.7.2. Düzenleyici Hesaplar............................................................................67
5.7.3. Geçici Hesaplar..................................................................................67
5.7.4.Nazım Hesaplar..................................................................................68
KAYNAKÇA.......................................................................................................................69
3
1. İŞLETME VE MUHASEBE:
İşletme ile ilgili olarak üretim faktörlerini bilinçli ve sistemli olarak bir araya topladığı
söylenebilir. O halde bir işletmenin varolabilmesi için üretim faktörlerine sahip olması
gerekir. Üretim faktörleri emek, sermaye, tabiat unsurlarıdır. Girişimci bu unsurların
tamamlayıcısıdır.1
İşletme sahibinden ayrı, kendine öz kişiliği olan işletme, kuruluşta, ancak başka
kişilerin vermesi ile varlıklara sahip olabilir. Diğer bir deyişle, işletmenin elinde bazı varlıklar
var ise bunlar muhakkak diğer kişiler ( gerçek yada tüzel ) tarafından verilmiştir. Bu nedenle
varlıklar ile varlıkların kaynakları arasında bir ilişki ve değerce ( tutar yönünden ) bir eşitlik
mevcuttur.4
1
CEMALCILAR, Özgül; ERDOĞAN, Nurten , Genel Muhasebe, 4. Baskı, Beta Basım Yayım Dağıtım AŞ.,
İstanbul, 1997, s. 5
2
a.g.e., s. 5
3
a.g.e., s. 6
4
a.g.e., s. 6
5
a.g.e., s. 6
4
Muhasebede işletme sahiplerinin varlıklar üzerindeki hakları “ sermaye “, üçüncü
şahısların varlıklar üzerindeki hakları “ borçlar “ terimleri ile ifade edilir. Özet olarak
varlıklar; işletmenin sahip olduğu ekonomik değerlerdir. Bunların fiziki karakterde olma
zorunluluğu yoktur. Fiziki karakterde olan varlıklara binalar, mallar, makineler; fiziki
karakterde olmayan varlıklara alacaklar örnek olarak gösterilebilir. Varlıklar paraya
çevrilebilme kolaylığı ve amacı bakımından farklılıklar gösterir. Sermaye, işletme
sahiplerinin varlıklar üzerindeki haklarını değer olarak ifade eder. Borçlar, üçüncü şahısların
varlıklar üzerindeki haklarını değer olarak ifade eder. Borçlanma değişik nedenlerle ve
değişik şartlarda oluşur. Örneğin, uzun vadeli veya kısa vadeli borçlar gibi.6
6
a.g.e., s. 6
5
İşletmelerde meydana gelen bu gelişmelerin doğıurduğu diğer bir husus da, modern
işletmecilikte “ muhasebe “ nin anlam ve öneminin artmış olmasıdır. Çünkü muhasebe, teori
ve tatbikat olarak işletme yönetiminde ilk plana çıkmış ve işletmelerde düzeni ve gelişmeyi
sağlayan temel etkenlerden biri olmuştur.
7
ÖZASLAN, İsmail, Muhasebenin Esasları, İstanbul İktisadi veTic. İlimler Akademisi Yayınları-51, İstanbul,
1970, s. 18-19
6
sonucudur. Aynı süre içinde işbaşında bir yönetim kadrosu bulunsa, alınan kararlar farklı
olacağından aynı sonucun, aynı mali ve ekonomik yapının elde edileceği söylenemez.
O halde gerek yönetimin başarısının ölçülmesi ve değerlemesi, gerekse gelecek yıla ait
yönetim planlarının yapılmasında temel olacak verilerin sağlanması ve hatta tamamlanan
süreye ait başarının önceden planlanan ile uygunluğunun araştırılması ( kontrol ) için
öncelikle, yöneticilerin kararları ile şekil bulan ve işletmenin varlıkları ve kaynakları üzerinde
para ile ifade edilebilen değişmelerin saptanması gerekir. İşte bu gereğe cevap verecek olan
araç muhasebedir ve burada yönetim-muhasebe ilişkisi başlar. 8
7
Bir finansal bilgi sistemi olarak muhasebe, ilgili enformasyon kullanıcılarına,
organizasyonun ekonomik olaylarını tanımlama, ölçme, kaydetme ve iletme sürecidir.
Buna göre tanımlama belirli bire organizasyonla ilgili, ekonomik kanıt niteliği taşıyan
olayları seçmedir. Belirlenen bu hadiseler finansal terimlerle ölçülebilmelidir. Finansal
olarak ölçümü yapılan değişmeler, organizasyonun dalgalı bir finansal aktiviteler tarihi
olarak kaydedilir. Muhasebeci bu kayıtları sınıflandırır ve özetler. 12
Muhasebe, işletmenin varlıkları ve kaynakları ( sermayesi ve borçları ) üzerinde
değişme yaratan ve para ile ifade edilen mali nitelikli işlemlere ait bilgileri;
kaydetmek, sınıflandırmak, özetlemek, analiz etmek ve yorumlamak suretiyle ilgili
kişi ve kurumlara raporlar halinde sunan bir bilgi sistemidir. Mali nitelikteki işlemlere
ait bilgilerin, belgelendirilerek toplanması daha sonra bilgi kullanıcılarına sunulması
ve yorumlamaya hazırlanması için belirli şekillere ve kurallara göre yazılması
işlemine kaydetme denir. 13
Muhasebe kayıt, sınıflandırma, özetleme ve finansal işleri ve gelişmeleri parayla ifade
etme sanatıdır.14
Muhasebe hesaplar ilmidir. Bu deyim, mal ( varlık ) hareketleriyle bu hareketlerin
ayrıntılarını izleyebilmek ve bunları gözönüne serebilmek için bunların metodlu bir
şekilde kaydedilmesini ifade eder. 15
12
WEYGANDT, Jerry J. ; KIESO, Donald E.; KELL, Walter G., Accounting Principles, Wiley, New York,
c1993, s. 2-3
13
http://pekiyi.8m.com/muh.html
14
BURNS, Thomas J. ; HENDRICKSON , Harvey S. , The Accounting Primer : An Introduction to Financial
Accounting, McGraw-Hill, New York, 1972, s.5
15
ÖZASLAN, a.g.e., s.20
8
Karar verme
İşlerin oluşumu
16
HORNGREN, Charles T. ; HARRISON, Walter T., Accounting, Annotations by Betsy Willis and Becky Jones
, Englewood Cliffs, N.J. , Prentice Hall, c1992, s.3
17
ÖZASLAN, a.g.e., s.21-22
18
CEMALCILAR; ERDOĞAN ; a.g.e., s. 9-10
9
artmıştır. Bu arada öğrencilerin, araştırmacıların hazırlayacakları tezlerle ilgili olarak finansal
tablolardan faydalandıklarınıda belirtmek gerekir. Muhasebe yukarıda sayılan taraflara
ilgilendikleri bilgileri sağlar. Bu bakımdan muhasebeye bugün, genellikle “ işletmenin dili”
( the language of business ) denilmektedir.19
İlgili tarafların kararlarında yararlanacakları bu bilgileri her olay için elde etmek
istemeleri söz konusu değildir. Çünkü bu yolda elde edilecek bilgiler, olayların çokluğu
nedeniyle, aklı karıştırıcı lüzumsuz bilgiler olmaktan öteye gidemez. Öte yandan olayların
olumlu, olumsuz yönde olanlarının bir diğerinin sonucunu etkileyeceği açıktır. Bu bakımdan
yöneticinin başarımını oluşturan bu olayların tek tek değil, belirli bir süre içinde
toplananlarının tüm olarak ele alınması doğru ve faydalı olur. Burada olaylarla ilgili bilgilerin
biriktirilmesi, depolanması gereği ortaya çıkar. Bu da belirli bir süre içindeki işetme varlıkları
ve bu varlıkların kaynaklarında para ile ifade edilebilen değişme yaratan olaylarla ilgili
bilgilerin toplanması, kaydedilmesi, sınıflanması ve özetlenmesi şeklinde olur. Mali
karakterdeki bu olaylarla ilgili bilgilerin toplanması, kaydedilmesi, aynı özellikte olanların
sınıflandırılması ve mali raporlar halinde özetlenmesi muhasebe fonksiyonlarından biridir. Bu
kapsamdaki muhasebe, muhasebenin tümü değil “ kayıt tutma “ aşamasıdır.20
Mali karakterdeki olaylar hakkında kayıtlar ile yaratılan toplu bilgiler yeterli değildir.
Bu bilgilerin analiz ve yorum ile kullanılabilir bilgiler haline getirilmesi gerekir. Bu da
muhsebenin ikinci fonksiyonudur.21
19
a.g.e., s. 12-13
20
a.g.e., s. 13
21
a.g.e., s. 13
10
Muhasebe kayıtlarının işletme lehinde delil olması
Denetleme aracı olması22
22
ÖZASLAN, a.g.e., s.22-23
23
CEMALCILAR; ERDOĞAN, a.g.e., s. 15
24
ARKUN , Osman F.; ÖCAL, Fikret, Yönetim Muhasebesi Ders Notları, Beyazıt İktisadi ve Tic. İlimler
Yüksek Okulu Yayın ve Yardım Derneği Yayınları No: 31, İstanbul, 1975, s.8
25
NEEDLES, Belverd E.; ANDERSON, Henry R.; CALDWELL, James C., Principles of Accounting,
Houghton Mifflin Co., Boston, c1993, s.9
11
Bunlar gibi uzmanlık muhasebelerinden bahsedilebilir. Muhasebenin sadece kayıtlama
olmadığı hatırlanırsa mali raporların analizinin de, işletme türlerine göre farklı özellikleri
olmak şartı ile. Yukarıda bahis konusu edilen çeşitli muhasebelerin içinde yer alacağı açıktır.26
Muhasebe uygulamalarına yol gösteren genel karar alma kurallarının, diğer bir
deyişle kabul görmüş ilkelerin var olması yukarıda bahsedilen bu farkların en aza
26
CEMALCILAR; ERDOĞAN , a.g.e., s. 15
27
LARSON; MİLLER, a.g.e, s.13
28
ARIKAN, Türkan, Muhasebe Teknik I , Der Yayınları, İstanbul, 1982, s.215
12
indirilmesini sağlar, ya da bu farkların nedenlerini açıklar. Bu kurallara genellikle Muhasebe
İlkeleri denilmektedir. Muhasebe ilkeleri muhasebede, çeşitli ilgi taraflarının yararlarını
dengeli şekilde göz önünde tutan, tecrübeden ve mantıktan doğan, faydalılıkları genellikle
kabul edildikten sonra ilke haline gelen çok sayıda ve değişik kaidelerdir. Bu ilkelerin teorik
dayanağını kavramlar oluşturur. Bu kavramlara Muhasebenin Temel Kavramları
denilmektedir. Kavramlar bir muhasebe probleminin çözümü için uygulanacak ilke veya
ilkelerin saptanmasında veya yeni ve değişen durumlar için gerekli olduğunda yeni ilkeler
geliştirmede temel olacak görüşleri yansıtırlar.29
13
Kavramlar, yeni ve iyileştirilmiş muhasebe uygulamaları geliştirmek için daha iyi yol
göstericiler sağlama çabasındadır. Kavramlar, hem gelecekteki eylemler için bir temel
olarak hem de mevcut eylemlerin finansal raporlamadaki önemli etkilerini
değerlendirmek için kullanırlar.
Muhasebe Uygulamaları
Denetim
30
CEMALCILAR, Özgül; ÖNCE, Saime, Muhasebenin Kuramsal Yapısı , Anadolu Üniversitesi Yayınları,
Eskişehir, 1999, s.38-39
14
veren ve kuramsal yapının belirlenmesinde göz önünde bulundurulması gereken önemli
zorlayıcılardır. Bu zorlayıcılar şekil 2.2’de gösterilen tarafların ekonomik, yasal, ahlaki,
sosyal açıdan baskıları ile etken olurlar.
Yönetim
Hissedarlar İşgörenler
Devlet Kamu
Muhasebe Örgütleri Alacaklılar
Muhasebe Temel Kavram, İlke ve Kuralları
Yukarıdaki şekilden de anlaşılacağı gibi muhasebeci bir bakıma bütün ilgili taraflar
arasında bir hakemdir ve bu nedenle ilgili tarafların gereksinimlerini dengeli şekilde
karşılayacak bir tutuma sahip olmalıdır. Bu da genellikle kabul edilebilir belirli ilkelere
bağlılığı gerektirir. Aksi takdirde muhasebeden elde edilen finansal bilgiler, işletmenin
işleyişini ve işleyiş sonucunu değerlemede güvenilir bir unsur, bir araç, bir ölçü olmayacaktır.
Bu nedenle muhasebede çeşitli ilgili tarafların çıkarlarını dengeli şekilde göz önünde tutan,
deneyimden ve mantıktan doğan, faydalılıkları genellikle kabul edildikten sonra muhasebe
ilkeleri haline gelen çok sayıda ve değişik kurallar uygulanır. Daha önce de belirttiğimiz gibi
bu ilke ve kuralların seçimi hem politik hem de tekniktir. Örneğin 1930’lu yıllarda ABD’deki
en büyük şirketlerden sadece dört tanasininm finansal tablolarında bir tek açıklayıcı ek bilgi
varken 1990’lı yıllarda yapılan bir araştırma çok sayıda işletmenin ek açıklamaları kullandığı
ve ortalama onyedi sayfalık ek bilgi açıklandığını ortaya koymuştur. Yaklaşık altmış yılda
ekonominin küreselleşmesi, teknolojik devrimler, yerel ve yabancı rekabetin etkisi, yeni ve
daha kompleks finansal ürünlerin gelişimi gibi yenilikler ve gelişmeler ile SPK gibi
düzenleyici kuruluşların gerektirdiği düzenlemeler,sağlanan finansal bilginin türünde
değişikliklere ve iyileştirmelere neden olmuştur. Ekonomik ve finansal değişiklikler arttıkça
ilgili ve güvenilir bilgi gereksinimi de artacaktır.31
15
1. Sosyal Sorumluluk Kavramı
2. Kişilik Kavramı
3. İşletmenin Sürekliliği Kavramı
4. Dönemsellik Kavramı
5. Parayla Ölçülme Kavramı
6. Maliyet Esası Kavramı
7. Tarafsızlık Ve Belgelendirme Kavramı
8. Tutarlılık Kavramı
9. Tam Açıklama Kavramı
10. İhtiyatlılık Kavramı
11. Önemlilik Kavramı
12. Özün Önceliği Kavramı32
İşletme ile ilgili taraflara bilgi sağlama amacını karşılayacak olan finansal tabloların
geliştirilmesi sosyal sorumluluk gerektirir. Muhasebe sadece işletmenin yöneticilerine gerekli
bilgiler vermekle kalmaz. Değişik nedenlerle işletmenin işleyişi ile ilgileri bulunan veya
ileride ilgilenecek olan taraflara da işletmenin finansal durumu ve işleyişinin sonucu hakkında
bilgi vermek muhasebenin amaçlarından ve görevlerinden birisidir.
Muhasebe bu tarafları yanıltmayacak doğru bilgiler verme sorumluluğundadır.
Muhasebe bu görevini yerine getirirken hukuki sorumluluktan daha kapsamlı bir sorumluluğu
ifade eden sosyal sorumluluk duygusu ile hareket etmelidir. Muhasebenin
organizasyonunda, uygulamaların gerçekleştirilmesinde, üretilen bilgilerin rapor edilmesinde
belli bir ilgi grubunun değil tüm ilgi gruplarının hatta tüm toplumun çıkarlarının gözetilmesi
gereğine sosyal sorumluluk kavramı denir. Ancak böyle bir sorumluluk duygusu ile hareket
edildiği takdirde muhasebece sağlanan bilgilerin gerçeğe uygun, tarafsız, önyargısız ve adil
olması sağlanabilir.33
32
SÜRMELİ, Fevzi; BENLİGİRAY, Yılmaz, Genel Muhasebe, 4. Baskı, Anadolu Üniversitesi Yayınları ,
Eskişehir,1998, s.104
33
a.g.e., s.43
16
Bu kavrama “Doğruluk Kavramı”, “Hakkaniyet Kavramı” da denilmektedir. Bu
kavrama bağlı kalmanın şartlarından biri muhasebeye esas olan verilerin güvenilir olmasıdır.
Dolayısıyla kavramın “Tutarlılık Kavramı” ve “Tam Açıklama Kavramı” ile yakın ilgisi
vardır.34
Muhasebe bilgi sistemi içinde üretilen bilgilerin önemi ve değeri genel olarak iki
odakta toplanır. Bilgileri önemseyen ilk odak işletmenin kendisi ve ikincisi dış çevredir.
İşletme yönetimine üstlendiği görevleri başarabilmek ve sorumluluklarını yerine getirebilmek
için önderlik eden evrensel kavram sosyal sorumluluk kavramıdır. Sosyal sorumluluk kavramı
ile anlatılmak istenen “bütün toplumlar ve zamanlar için geçerli olan” değer yargılarıdır. Bu
değer yargıları en azından kişi ve kurumların ödev alırken ve yükümlülüklerini yerine
getirirken bilinçlerinde duydukları iyilik ve doğruluk ögeleri, adalet duygusu, erdem ve ahlak
değeri olarak onur dur.
34
CEMALCILAR; ERDOĞAN, a.g.e., s429
35
LALİK, Ömer, Finansal Muhasebe, AİTİA Muhasebe Yüksekokulu Yayınları, Ankara,1982, s.22
17
İşte muhasebe bu menfaat gruplarını yanıltmayacak doğru bilgiler verme sorumluluğu
ile yükümlüdür. Bu da muhasebe işlemlerinde gerçeğin, adaletin daima temel olarak
benimsenmesi ile mümkündür. Bu prensibe bağlı kalmanın şartlarından en önemlisi
muhasebeye esas olan verilerin güvenilir olmasıdır.36
36
KÜÇÜKSAVAŞ, Nihat, Genel Muhasebe, Atatürk Üniversitesi Yayınları, Erzurum, 1984, s.6
37
CEMALCILAR, ÖNCE, a.g.e., s.44
18
Muhasebe kişisi varlıkların üzerinde kontrola sahip olan, taahhütlere girişen ve bunları
yerine getiren, ekonomik faaliyeti yöneten ekonomik birimdir. Böyle bir kişi kar amcı güden
veya gütmeyen bir uğraşa sahip bir şahıs, adi bir ortaklık, bir şirket, bir işletmeler topluluğu
hatta bir departman olabilir. Bir departmanın hukuki açıdan tüzel kişiliği olmamakla birlikte,
bir muhasebe kişisi olanaklıdır. Muhasebe kişiliğinin tanınması faaliyet sahasının ve
dolayısıyla finansal raporlara dahil edilecek hususların belirlenmesini sağlar.38
Her kurumun sahibinden ayrı bir kişiliğe sahip olması ilkesi kurum ile sahipleri
arasındaki ilişkilerin yasal izahına da uygundur. Bununla beraber, muhasebecilerin zaman
zaman yasal bütünlük kavramını terkedip, idari ve ekonomik bütünlük kavramını tercih
ettikleri görülür. Bu durumda muhasebeci birkaç yasal kurumu bir tek iktisadi kişi olarak
kabul edebilir.39
Farklı birimler şeklinde olan muhasebe kişisinin yapısı göz önünde tutularak yapılan
bu varsayım, faaliyetlerin sınırsız birzaman için organize edilmesini gerektirir. Bu nedenle
normal koşullarda işletmenin süresiz olarak faaliyette bulunacağının kabul edilmesi önemli
bir mantıksal adım olarak kabul edilir.
38
CEMALCILAR, ERDOĞAN, a.g.e., s.429-430
39
ATAMAN, Ümit, Muhasebede Dönem Sonu İşlemleri, 5. Baskı, M.Ü. Nihad Sayar Yayın ve Yardım Vakfı
Yayınları, İstanbul, 1989, s.4-5
19
Bugünün rekabete dayalı ekonomik hayatına ayak uydurmayı mümkün kılacak uzun
vadeli planlama ve araştırmaların yapılması da işletme yaşamının sürekliliğinin kabul
edilmesi durumunda söz konusu olabilecektir. Bu eylemlerin gerektirdiği harcamalar da
işletmenin sürekliliği kavramına göre muhasebeleştirilmelidir. İşletmenin sürekliliği kavramı
temel alınmadığında, diğer bir ifade ile bu harcamalar sonunda elde edilecek faydaların uzun
sürelere yayılmasının önemli görülmemesi halinde uygulanacak kayıt şekli(gider kaydetme)
ile süreklilik kavramının benimsenmesi halinde uygulanacak kayıt şekli (aktifleştirme)
birbirinden farklı olacaktır. Bu ayrımda ayrıca ileride inceleyeceğimiz diğer bir kavram olan
dönemsellik kavramının da etkisi olduğunu belirtmek isteriz.
20
dönemlerin belirlenmesi ve uzunluğu konusunda varsayımlarda bulunulmuş ve dönemsellik
kavramı oluşturulmuştur. Daha öncede belirtildiği gibi dönemsellik kavramı, muhasebe
kişisinim ekonomik faaliyetlerinin finansal raporlama amacıyla yapay zaman dilimlerine
bölünmesini ifade eder. Bu zaman dilimleri değişik nedenlerle farklı süreleri kapsasa bile
finansal raporlamada genellikle bir yıl esas alınır. 40
Süreklilik kavramı ile bir işletme sonsuz yaşamı olan bir varlık olarak tanımlanmıştı.
Ancak, bu sonsuz yaşamın nasıl sürdüğünü bilmek; diğer bir anlatımla işletmenin ekonomik
yaşamda ve özellikle bağlı olduğu ticaret veya sanayi kesimindeki durumunu zaman zaman
gözlemek ve gözlem sonuçlarını almak gerekir. Öyle ise; sürekli yaşam sürerken belli bir
anda, gözlem için, geriye bakılacak ve geride kalmış olayların durumu değerlendirilecektir.
Birbirini kovalayan iki gözlem anı arasında kalan zaman dilimi değerlendirmenin yapılacağı
dönemi gösterecektir. Buna göre; sürekli yaşam bir dönemler zinciri olarak sürüp gidecektir.
21
karının hesaplanabilmesi için öncelikle o dönemde sağlanan hasılatın aynı döneme ait
giderlerle karşılaştırılması yine dönemsellik kavramının bir gereğidir ve eşlestirme ilkesini
ifade eder.42
Bu kavram aslında değişik görüşe göre değişikiki şekilde açıklanır. Görüşlerden birisi
paranın ortak bir ölçü birimi olması esasına, diğeri ise ortak bir ifade aracı olması esasına
dayanır.
42
CEMALCILAR, ÖNCE, a.g.e., s.49-50
22
Para ile ölçülebilme kavramı muhasebeciler tarafından seçilebilen ve ölçülebilen
bilginin tipine kesin bir sınır oluşturur ve böylece muhasebecinin işletme hakkında ileteceği
bilginin türünü sınırlar.
Para ile ölçme esasının bazı zayıf yönleri de vardır; çünkü bu esas paranın satın alma
değerinin zaman içinde değişmediği varsayımını da içermektedir. Ancak yaşanan enflasyon,
paranın satın alma gücünde azalmalara neden olmaktadır. Bu durum paranın ölçü birimi olma
niteliğini etkilemektedir. Bu bakımdan para ortak bir ölçü olmak yerine daha çok ortak bir
ifade aracı olma işlevine sahiptir. Bu nedenle bu kavrama “para ile ölçme kavramı” yerine
“para ile ifade kavramı” denilmesi tercih edilmelidir.
Paranın ortak bir ölçü birimi olma niteliğini engelleyen enflasyon nedeni oluşan
etkileri gidermek üzere finansal tablolarda enflasyondan etkilenen rakamların paranın gerçek
satın alma değerine göre düzeltilmesi veya değişen fiyatların etkisinin ek tablolarda
açıklanması yoluyla bu kavramın eksikliği ortadan kaldırılmaya çalışılmaktadır. Anca yine de
bu eksikliğin varolduğunu içerecek şekilde paranın ölçü birimi olması yerine para ile ifade
etme kavramının tercih edilmesi daha uygun olmaktadır. Çünkü bu kavrama bağlı kalarak
muhasebe ile aktarılacak bilgilerin ancak değişmelerin para ile ifadesi şeklinde olacağı
belirtilmektedir.
Muhasebenin tanımında yeralan finansal nitelikli olaylar, para ile ifade edilebilen
olaylardır. Para ile ifade edilemeyen olayların muhasebenin dışında kalacağı da bu kavramın
gereğidir. Çünkü geleneksel olarak finansal tablolar sadece finansal bilgileri içerir. Ama
finansal raporlar sadece finansal tablolarla sınırlı değildir. Finansal bilgilerle birlikte işletme
ile ilgiliekonomik verilerin yer aldığı muhasebe raporlarıda söz konusudur.
Bu kavramın altında yatan diğer bir düşünce de ekonomik bilgilerin iletilmesinde ve
rasyonel ekonomik kararların alınmasında sayısal verilerin daha temel olduğu düşüncesidir.
Tabii ki bu sayısal verilerin de ortak bir ölçü birimi üzerinden yani para birimi olarak
belirtilmesi, karşılaştırma ve değerleme yapmada daha yararlı olacaktır.43
43
a.g.e., s.50-52
23
Varlıklar, geçmiş işlem veya olayların bir sonucu olarak belirli bir işletme tarafından
elde edilen veya kontrol edilen olası gelecek ekonomik yararlardır. Yükümlülükler ise
geçmişteki işlem veya olayların sonucu olarak gelecekte diğer işletmelere hizmet sağlamak
veya varlıkları transfer etmek için belirli bir işletmenin şu andaki zorunlulukları nedeniyle
vazgeçilecek olan olası gelecek ekonomik fedakarlıklardır. Varlıkların ve yükümlülüklerin
muhasebe kayıtlarında ve tablolarında gösterilebilmesi için para ile ifade edilmesi gerekir. 44
Ancak para ile ifade edilecek büyüklüğün belirlenebilmesi için hangi değer esas
alınacaktır? Bu değer,
44
a.g.e., s.52
45
CEMALCILAR; ERDOĞAN, a.g.e., s.432
24
Kesinlik ve kanıtlanabilirlik özellikleri muhasebe verilerini kullananlar için
oldukça önemlidir. Çünkü sunulan bilgilere güvenebilmek için hem işletme içi hem de
işletme dışı taraflar bilginin doğru olduğunu ve gerçeğe dayandığını bilmelidirler.
Muhasebeciler kayıt tutmada maliyeti esas alarak raporlarında nesnel ve kanıtlanabilir veri
sunabilirler.görüldüğü gibi tarihi maliyet kavramı, verilerin güvenilir olması (tarafsızlık ve
belgelendirme) kavramı ile ilişkilidir. Örneğin, eğer cari net yerine koyma değeri
kayıtların temeli olarak kabul edilmiş olsaydı bu durumda her bir varlıktan gelecekte yarar
sağlama hakkını elde etmek için o varlığa cari olarak sahip olabilmenin gerektirdiği
tutarları belirlememiz gerekecekti. Stoklar gibi sık sık satın alınan varlıklar için satıcıların
kataloglarınaveya fiyat listelerine bakarak cari yerine koyma maliyetleri kolayca
hesaplanabilir. Ancak, arazi, bina gibi daha az sıklıkla alınan varlıkların yerine koyma
değerlerini bulmak daha zordur. Değerleme esası olarak cari yerine koyma maliyetini
kullanmadaki temel güçlük, kullanılmakta olan varlıkların çoğu için iyi organize edilmiş
ikinci el piyasaların olmamasıdır. Değerleme esası olarak cari net satış değeri alındığında
da benzer sorunlarla karşılaşılacaktır. İşletmenin sahip olduğu varlıkların herbirini tek tek
satması halinde elde edeceği net nakit büyüklüğü (satış fiyatıeksi satış gideri) cari net satış
değeri olacaktır. Cari net satış değerinin bulunmasında karşılaşılacak ilk sorun, o unsurun
satışı yapılmadan satış fiyatının nasıl belirleneceği konusunda olacaktır. Kullanılmış
varlıklar için organize bir ikinci el piyasa olmadığında herkes farklı bir satış fiyatından
sözedebilecektir. Bunun yanısıra tüm işletmeler hesaplarını en azından yıllık olarak
kapatmak zorundadır ve buna ek olarak bazı işletmeler de her ay sonunda karlarını
hesaplamak isteyebilirler. Bu işletmeler karını hesaplamak istedikleri her dönemin
sonunda her bir varlığın eski satış değeri yerine yeni satış değerini belirleyip kullanmak
zorunda kalacaklardır. Bu oldukça zor ve kişisel yargılardan etkilenebilecek olan bir
durum olduğu için hesaplanacak kar rakamı da farklı ve yanıltıcı olabilecektir. Tabii bu
sorunlar cari maliyet ve diğer değerleme yöntemleri içinde söz konusudur. Ancak değişik
değerleme ölçülerine göre varlık ve yükümlülüklerin değerlenmesi ve karın ölçülmesi
istenildiğinde bu olanağı sağlayacak değişik yöntem ve kayıtlama yollarıda vardır; fakat
temel olan maliyet esasıdır.46
46
CEMALCILAR, ÖNCE, a.g.e., s.53-54
25
Maliyet esası kavramısüreklilik kavramı ile bağlantılıdır yukarıda da değinildiği
üzere işletmenin sürekliliği kabul edilmediği takdirde, edinilen varlığın tasfiye halindeki
değeri düşünülecek, dolayısıyla piyasa fiyatlarının değişmesine paralel olarak varlıkların
değeri her an değişiklik gösterecektir.piyasadaki her değişikliğe göre işletme varlıklarının
değerinin değiştirilmesnin düşünülemeyeceği ortadadır. Bunun yerine değişmez nitelikteki
maliyet esası kabul edilir . para değerindeki değişmelerin maliyet değerini anlamsız hale
getirdiği durumlarda ; maliyet değeri o günün para değeri üzerinden yeniden belirlenebilir.
Bu işlem daha çok, fiyat değişmelerinden uzun vadede etkilendikleri için, duran varlıklara
uygulanır. Bunun dışında bazı durumlarda maliyet esası kavramından sapmalar olabilir.47
47
SEVİLENGÜL,Orhan, Genel Muhasebe, 5.Baskı, Gazi Büro Kitabevi, Ankara,1996, s.24-25
48
CEMALCILAR, ÖNCE, a.g.e., s.56
26
Bu kavram; mali tabloların, bu tablolardan yararlanacak kişi ve kuruluşların doğru
karar vermelerine yardımcı olacak ölçüde yeterli, açık ve anlaşılır olmasını anlatır.
Bu kavram gereğince raporlar üzerinde inceleme yapacak olanlara gerkli tüm bilgiler
raporla birlikte verilmelidir. Örneğin; raporda sadece borç miktarının yazılı olması, işletmenin
mali durumu hakkında yorum yapılabilmesi için yeterli değildir. Bu borçların vadelerinin de
bilinmesi gerekir. Borç miktarı aynı olduğu halde, borcun büyük kısmı uzun vadeli olduğunda
mali durumu çok iyi olarak nitelenen bir işletmenin; aksi durumda yani darboğazla karşı
karşıya olduğu düşünülebilir.49
Muhasebe bilgisini kullanan taraflar işletme ile ilgili kararlar verirken hem işletmenin
dönemleri arasında hem de işletmeler arasında kıyaslamalar yaparlar. Bu nedenle
karşılaştırılabilirlik, benzerliklerin ve farklılıkların elde edilebilmesine olanak tanıyan önemli
bir niteliktir. Muhasebe bilgisinin dönemler arası karşılaştırılabilirliği sağlamak için
değişmezlik kavramı kabul edilmiştir. Değişmezlik kavramı, belirli bir muhasebe kişisinin
muhasebe uygulama ve prosedürlerinin zaman içinde tutarlılıkla uygulanmasını vurgular.
Diğer bir ifade ile, muhasebenin, amaçlarına ulaşabilmesi için her dönem bağlı kaldığı ilke ve
usuller aynı olmalıdır. Çünkü karşılaştırılabilir olmadığında fark yeterince tanımlayıcı ve
yararlı olmayacaktır.
49
SEVİLENGÜL, a.g.e., s.26
27
değişme yapılabilir; fakat bu değişmenin ne şekilde olduğu ve ne tür bir etki yarattığı
belirtilmelidir.50
Tutarlılık kavramı, benzer olay ve işlemlerde kayıt düzenleri ile değerleme ölçülerinin
değişmezliğini ve mali tablolarda biçim ve içerik yönünden tekdüzeni öngörür.
50
CEMALCILAR, ÖNCE, a.g.e., s.56
51
SEVİLENGÜL, a.g.e., s.25-26
52
CEMALCILAR; ÖNCE, a.g.e., s.58
28
Sosyal sorumluluk kavramınıngereği gibi yerine getirilebilmesi için muhasebe
kayıtlarının gerçek durumunu yansıtan ve usulüne uygun olarak düzenlenmiş objektif
belgelere dayandırılması gerekir. Bu kavram, örneğin; bir mal alınışında ambar memurunun
ifadesi yerine, satıcının faturasına ve ambar fişine dayanılarak muhasebeleştirme yapılması
gereğini anlatır. Bu kavram gereğince muhasebe kayıtlarının dayanağı beyan, tahmin gibi
öznel öğeler yerine, fatura, makbuz, senet, bordro gibi nesnel belgeler olmalıdır. Bu kavram,
muhasebe kayıtlarına esas alınacak yöntemlerin seçilmesinde tarafsız ve önyargısız
davranılmasınıda anlatır.53
53
SEVİLENGÜL, a.g.e., s.25
54
ARIKAN, a.g.e., s.218
55
LALİK, a.g.e., s.29
56
SEVİLENGÜL, a.g.e., s.26
29
Muhasebe ve denetim literatüründe önemliliğin kesin tanımı yapılmamaktadır. Çünkü
önemlilik, bahse konu olan herhangi bir problemin çözümünde o problemi çevreleyen
şartların ışığı altında hüküm verilecek bir meseledir. Bu bakımdan muhasebecinin önemli
olmayanı ayırabilmesi için ancak genel bir tanım yapılabilir.
Bir durum, bir olay veya unsurun, içinde bulunduğu zaman yönünden, açıklanması
veya bir yöntem olarak kullanılması hükme tesir edecekse veya hükümde bir fark yaratacaksa
o durum, o olay veya unsur önemlidir.
Yatırım ve diğer kararlar için ilgili olan finansal bilgiler genellikle önemli derecede
detaylı olarak hazırlanabilir. Çok fazla bilgi tıpkı çok az bilgi gibi yanıltıcı olabilir. Eğer çok
fazla bilgi gösterilirse, ilgili hususlar gömülür ve okuyucu kararlarını yetersiz bilgilere
dayandırmış olur.
57
CEMALCILAR; ERDOĞAN, a.g.e., s.433-434
58
a.g.e., s.434
30
mülke sahip işletmelerin sahip olduğu hakların neredeyse aynısını sağlamaktadır. Bu nedenle
öz yasal şeklin önüne geçmektedir.59
İlke uyulması gereken kuraldır. Muhasebe ilkeleri, belli bir andaki muhasebe
uygulamasını kapsayan ve uyulması gerektiği genel kabul görmüş olan muhasebe yöntem ve
usulleridir.60 Başka bir tanım vermek gerekirse, bu ilkeler muhasebe tecrübeleriyle gelişmiş
yada yetkili bir kurum tarafından belirlenmiş muhasebe standartlarıdır.61
Bu ayırım 1-5 no’lu Muhasebe sistemi uygulama genel tebliğ değişikliklerini içeren
son tebliğe göre yapılmıştır.64
59
CEMALCILAR; ÖNCE, a.g.e., s.62
60
KÜÇÜKSAVAŞ, Nihat, Genel Muhasebe İlkeler ve Uygulaması, 7. baskı, Beta Basım Yayım Dağıtım AŞ.,
İstanbul, 1998, s.16
61
HERMANSON, Roger H.; SALMONSON, James Don Edwards R.F., Accounting Principles, Business
Publications, Plano, Texas, 1987, s.13
62
CEMALCILAR; ERDOĞAN, a.g.e., s. 435
63
KÜÇÜKSAVAŞ, a.g.e., s. 16
64
CEMALCILAR; ERDOĞAN , a.g.e., s. 435
65
KÜÇÜKSAVAŞ, a.g.e., s. 16-17
31
dönem veya dönemlere ait işletme faaliyeti sonuçlarını sınıflandırılmış ve doğru olarak
göstermesini sağlamaktır.
Bütün satışlar, gelir ve karlar ile maliyet, gider ve zararlar brüt tutarları üzerinden
gösterilirler ve hiçbir satış, gelir ve kar kalemi bir maliyet, gider ve zarar kalemi ile tamamen
veya kısmen karşılaştırılmak suretiyle gelir tablosu kapsamından çıkarılamaz.
Gelir tablosu ile ilgili genel kabul görmüş muhasebe ilkeleri aşağıdaki gibidir :
32
makul bir şekilde gerçeğe yakın olarak tahmin edilebilen gider ve zararlar, tahakkuk
ettirilerek gelir tablosuna yansıtılır, şarta bağlı gelir ve karlar için ise gerçekleşme
ihtimali yüksek de olsa herhangi bir tahakkuk işlemi yapılmaz; dipnotlarda açıklama
yapılır.
Varlıklarla ilgili ilkelerin amacı; işletmenin sahip olmuş olduğu varlıkların doğru bir
şekilde kaydedilip, işletmenin finansal durumunu açıklıkla ortaya konmasını sağlamaktır.
Varlıklarla ilgili genel kabul görmüş muhasebe ilkeleri aşağıdaki gibidir :
İşletmenin bir yıl veya normal faaliyet dönemi içinde paraya dönüşebilecek varlıklar,
bilançoda dönen varlıklar grubu içerisinde gösterilir.
İşletmenin bir yıl veya normal faaliyet dönemi içinde paraya dönüşemeyen
hizmetlerinden bir hesap döneminden daha uzun süre yararlanılan uzun vadeli
varlıkları, bilançoda duran varlıklar grubu içinde gösterilir. Dönem sonu bilanço
gününde bu grupta yer alan hesapların vadeleri bir yılın altında kalanlar dönen
varlıklar grubunda ilgili hesaplara aktarılır.
Bilanço varlıkları, bilanço tarihindeki gerçeğe uygun değerleriyle gösterebilmek için,
varlıklardaki değer düşüklüklerini göstererek karşılıkların ayrılması zorunludur.
Dönen varlıklar grubu içinde yer alan menkul kıymetler, alacaklar, stoklar ve diğer
dönen varlıklar içindeki ilgili kalemler için yapılacak değerleme sonucu gerekli
durumlarda uygun karşılıklar ayrılır.
66
a.g.e., s. 17-20
33
Bu ilke duran varlıklar grubunda yer alan alacaklar, bağlı menkul kıymetler, iştirakler,
bağlı ortaklıklar ve diğer duran varlıklardaki ilgili kalemler için de geçerlidir
Gelecek dönemlere ait olarak önceden ödenen giderler ile cari dönemde tahakkuk eden
ancak, gelecek dönemlerde tahsil edilecek olan gelirler kayıt ve tespit edilmeli ve
bilençoda ayrıca gösterilmelidir.
Dönen ve duran varlıklar grubunda yer alan ancak senetlerini, bilanço tarihindeki
gerçeğe uygun değerleri ile gösterebilmek için reeskont işlemleri yapılmalıdır.
Bilançoda duran varlıklar grubunda yer alan maddi duran varlıklar ile maddi olmayan
duran varlıkların maliyetlerini çeşitli dönem maliyetlerine yüklemek amacıyla, her
dönem ayrılan amortismanların birikmiş tutarları ayrıca bilançoda gösterilmelidir.
duran varlıklar grubunda yer alan özel tükenmeye tabi varlıkların maliyetlerini çeşitli
dönem maliyetlerine yüklemek amacıyla, her dönem ayrılan tükenme paylarının
birikmiş tutarları ayrıca bilançoda gösterilmelidir.
Bilançoda dönen ve duran varlıklar gruplarında yer alan alacaklar, menkul kıymetler,
bağlı menkul kıymetler ve diğer ilgili hesaplardan ve yükümlülüklerden işletmenin
sermaye ve yönetim bakımından ilişkili bulunduğu ortaklara, personele, iştiraklere ve
bağlı ortaklıklara ait olan tur-tarlarının ayrı gösterilmesi temel ilkedir.
Tutarları kesinlikle saptanamayan alacaklar için herhangi bir tahkkuk işlemi yapılmaz.
Bu tür alacaklar bilanço dipnot veya eklerinde gösterilir.
Verilen rehin, ipotek ve bilanço kapsamında yer almayan diğer teminatların özellikleri
ve kapsamları bilanço dipnot veya eklerinde açıkça belirtilmelidir.
Bu ilke, alınan rehin, ipotek ve bilanço kapsamında yer almayan diğer teminatlar
içinde geçerlidir.
Ayrıca işletme varlıkları ile ilgili toplam sigorta tutarlarının da bilanço dipnot veya
eklerinde açıkça gösterilmesi gerekmektedir.
34
İşletmenin bir yıl veya normal faaliyet dönemi içinde vadesi gelen borçları, bilançoda
kısa vadeli yabancı kaynaklar grubu içinde gösterilir.
İşletmenin bir yıl veya normal faaliyet dönemi içinde vadesi gelmemiş borçları,
bilançoda uzun vadeli yabancı kaynaklar grubu içinde gösterilir. Dönem sonu bilanço
gününde bu grupta yer alan hesaplardan vadeleri bir yılın altında kanlan kısa vadeli
yabancı kaynaklar grubundaki ilgili hesaplara aktarılır.
Tutarları kesinlikle saptanamayanları veya durumları tartışmalı olanları da içermek
üzere, işletmenin bilinen ve tutarları uygun olarak tahmin edilebilen bütün yabacı
kaynakları kayıt ve tespit edilmeli ve bilançoda gösterilmelidir. İşletmenin bilinen
ancak tutarları uygun olarak tahmin edilemeyen durumları da bilançonun dipnotlarında
açık olarak belirtilmelidir.
Gelecek dönemlere ait olarak önceden tahsil edilen hasılat ile cari dönemde tahakkuk
eden ancak, gelecek dönemlerde ödenecek olan giderler kayıt ve tespit edilmeli ve
bilançoda ayrıca gösterilmelidir.
Kısa ve uzun vadeli yabancı kaynaklar grubunda yer alan borç senetlerini bilanço
tarihindeki gerçeğe uygun değerleri ile gösterebilmek için reeskont işlemleri
yapılmalıdır.
Bilançonun kısa ve uzun vadeli yabancı kaynaklar gruplarında yer alan borçlar, alınan
avanslar ve diğer ilgili hesaplardan işletmenin sermaye ve yönetim bakımından ilgili
bulunduğu ortaklara, personele, iştiraklere ve bağlı ortaklıklara ait olan tutarlarının
ayrı gösterilmesi temel ilkedir.
İşletme sahibi veya ortaklarının sahip veya ortak sıfatıyla işletme varlıkları üzerindeki
hakları öz kaynaklar grubunu oluşturur.
35
İşletmenin bilanço tarihinde ödenmiş sermayesi ile işletme faaliyetleri sonucu oluşup,
çeşitli adlar altında işletmede bırakılan karları ile dönem net karı ( zararı ) bilançoda
öz kaynaklar grubu içinde gösterilir.
İşletmenin ödenmiş sermayesi bilançonun kapsamı içindeki tek bir kalem olarak
gösterilir. Ancak esas özellikleri farklı hisse gruplarına ayrılmış bulunuyorsa, esas
sermaye hesapları her grubun haklarını kar ve tasfiye paylarının dağıtımında sahip
olabilecekleri özellikleri ve diğer önemli özellikleri yansıtacak biçimde bilançonun
dipnotlarında gösterilmelidir.
İşletmenin hissedarları tarafından yatırılan sermayenin devam ettirilmesi gerekir.
İşletmede bir zararın ortaya çıkması, herhengi bir nedenle öz kaynaklarda meydana
gelen azalmalar; hem dönemsel, hem de kümülatif olarak izlenmeli ve
kaydedilmelidir.
Öz kaynakların bilançoda net olarak gösterilmesi için geçmiş yıllar zararları ile dönem
zararı, özkaynaklar grubunda indirim kalemleri olarak yer alır.
Öz kaynaklar; ödenmiş sermaye, sermaye yedekleri, kar yedekleri, geçmiş yıllar
karları ( zararları ) ve dönem net karından ( zararından ) oluşur. Kar yedekleri yasal,
statü ve olağanüstü yedekler ile yedek niteliğindeki karşılıklar, özel fonlar gibi işletme
faaliyetleri sonucu elde edilen karların dağıtılmamış kısmını içerir. Sermaye yedekleri
ise, hisse senedi ihraç primleri, iptal edilen ortalık payları, yeniden değerleme değer
artışları gibi kalemlerden meydana gelir. Sermaye yedekleri, gelir unsuru olarak gelir
tablosuna aktarılamaz.
36
ve ait oldukları dönemlere gibi bazı ölçütlere göre sınıflandırılırlar. Bir dönemde mali nitelikli
çok sayıda işlem meydana gelir, bunların hepskaydedilir ve sınıflandırılır. Daha sonra bu çok
sayıdaki bilgiler anlaşılabilir ve kullanılabilir bilgiler olarak çeşitli amaçlara cevap vermek
üzere değişik tablolar şeklinde özetlenir. Bu tablolara MALİ TABLOLAR veya MALİ
RAPORLAR denir.
Muhasebede özel yeri olan en önemli mali tablolar bilanço ve gelir tablosudur. Bunlar
yanında bazı konulara ve amaçlara göre düzenlenen satışların mali tablosu, fon akım tabloları
, nakit akım tablosu, kar dağıtım tablosu, öz kaynak değişim tablosu gibi değişik tablolar
vardır.
Yöneticiler, yatırımcılar, kredi verenler ve diğer ilgililer için karar almada yaralı
bilgiler sağlamak
Varlıklar, kaynaklar ve bunlardaki değişiklikler ile işletme faaliyet sonuçları
hakkında bilgiler sağlamak
Gelecekteki nakit akımlarını (para giriş çıkışlarını) değerlendirmede yararlı bilgiler
sağlamak.
4.2. BİLANÇO:
Bir işletmenin varlıkları ile bu varlıkların sağlandığı kaynaklar arasında eşitlik olması
doğaldır. Bu eşitlikten dolayı işletmenin kaynakları ile bu kaynakların kullanma yerini
67
SÜRMELİ; BENLİGİRAY, a.g.e., s.15
37
gösteren tabloya, terazi anlamındaki latince “bilanx” sözcüğünden gelen, bilanço adı
verilmiştir.68
Bir kişinin servetini (yada bir işletmenin sermayesini) hesaplamak için varlıklarından
borçlarını düşmek gerekmektedir. Bu işlem bir eşitlik halinde yazılabilir.
Varlıklar- Borçlar= Sermaye
Borçlar kalemi; eşitliğin sağ yanına aktarıldığında ;
Varlıklar= Sermaye+Borçlar
eşitliği ortaya çıkar. Bu eşitliğe bilanço temel eşitliği yada muhasebe temel denklemi denir.
Eşitliğin sol yanı , sahip olunan varlıkları, sağ yanı ise bunların sermaye koyma yada
borçlanma yoluyla karşılandığını anlatır.
Bilanço, bu eşitliğin bir çizelge haline getirilmiş şeklidir. Bu çizelgede eşitliğin sol
yanında kalan bölüme aktif sağ yanında kalan bölüme de pasif denir. Başka bir söyleyişle,
mevcutlar ve alacaklar aktifi, sermaye ve borçlar pasifi oluşturur.70
Bilanço eşitliğindeki varlıklar, işletmenin sahip olduğu para, mal, makine , araç-
gereç, alacaklar gibi iktisadi değerleri ifade eder. Sermaye, işletme sahibi veya sahiplerinin
kuruluşta sermaye olarak koydukları değer ile bunun yanında faaliyetlerden elde edilen fakat
işletme sahibine verilmeyip işletmede bırakılan karları içine alır. Borçlar ise , işletmenin
bankalara, satıcılara, personele ve diğer üçüncü kişilere olan kısa ve uzun vadeli senetli ve
senetsiz borçlarının toplamından oluşur.
68
SEVİLENGÜL, a.g.e., s.35
69
ÖZASLAN, a.g.e., s.25
70
SEVİLENGÜL, a.g.e., s.35
38
Bilanço eşitliği belli bir tarihe göre bir tablo şeklinde gösterilebilir. Bu tablo bilanço
olarak adlandırılır. Buna göre, bilanço eşitliğinin bir tablo şeklinde gösterilmesi bilanço
olmaktadır.
AKTİF PASİF
Bilançoda varlıklar genellikle temel eşitlikteki sıraya uyularak, varlıklar sol tarafta
borçlar ve sermaye de sağ tarafta olmak üzere karşılıklı olarak sıralanır. Dolayısıyla taraflar
(aktif- pasif) arasında toplam olarak eşitlik vardır. Bilanço bu unsurların belirli bir andaki
durumunu gösterdiğinden bir tarih taşımalıdır. Ayrıca bilançonun kime ait olduğunu
gösterecek bir ifadeye gerek vardır. Bu açıklamalar bir arada dikkate alındığında bilançonun
şekli aşağıda göründüğü gibi olacaktır;72
..............
...............
.
Aktif Toplamı
71
SÜRMELİ; BENLİGİRAY, a.g.e., s.16-17
72
CEMALCILAR; ERDOĞAN, a.g.e., s.19
39
Şekil 4.2.2.1 : Bilanço Örneği
I. DÖNEN VARLIKLAR
1- Kasa
2- Alınan Çekler
3- Bankalar
4- Verilen Çekler Ve Ödeme Emirleri
5- Diğer Hazir Değerler
1- Hisse Senetleri
2- Özel Kesim Tahvil Senet Ve Bonoları
3- Kamu Kesimi Tahvil Senet Ve Ödeme Emirleri
4- Diğer Menkul Kiymetler
5- Menkul Kiymetler Değer Düşüklüğü Karşılığı
1- Alıcılar
2- Alacak Senetleri
3- Alacak Senetleri Reeskontu
4- Verilen Depozito Ve Teminatlar
40
5- Şüpheli Ticari Alacaklar
6- Şüpheli Ticari Alacaklar Karşılığı
1- Ortaklardan Alacaklar
2- İştiraklerden Alacaklar
3- Bağlı Ortaklardan Alacaklar
4- Personelden Alacaklar
5- Diğer Çeşitli Alacaklar
6- Diğer Alacak Senetleri Reeskontu
E-) STOKLAR
1- İndirilecek Kdv
2- Diğer Kdv
3- Peşin Ödenen Vergiler Ve Fonlar
4- Personel Avansları
5-Sayım Ve Tessellüm Noksanları
6-Diğer Çeşitli Dönen Varlıklar
7-Diğer Dönen Varlıklar Karşılığı
1- Alıcılar
2-Alacak Senetleri
3-Alacak Senetleri Reeskontu
4-Verilen Depozito Ve Teminatlar
5-Şüpheli Alacaklar Karşılığı
41
1- Ortaklardan Alacaklar
2- İştiraklerden Alacaklar
3- Bağlı Ortaklardan Alacaklar
4- Personelden Alacaklar
5- Diğer Çeşitli Alacaklar
6- Diğer Alacak Senetleri Reeskontu
7-Şüpheli Alacaklar Karşılığı
1- Arazi Ve Arsalar
2-Yer Altı Ve Yer Üstü Düzenleri
3-Binalar
4-Tesis, Makine Ve Cihazlar
5-Taşıtlar
6-Demirbaşlar
7-Diğer Maddi Duran Varlıklar
8-Birikmiş Amortismanlar
9-Yapılmakta Olan Yatırımlar
10-Verilen Avanslar
1-Haklar
2-Şerefiye
3-Kuruluş Ve Örgütlenme Giderleri
4-Araştırma Ve Geliştirme Giderleri
5-Özel Giderler
6-Diğer Maddi Olmayan Duran Varlıklar
7-Birikmiş Amortismanlar
8-Verilen Avanslar
1-Arama Giderleri
2-Hazırlık Ve Geliştirmme Giderleri
42
3-Diğer Özel Tükenmeye Tabi Varlıklar
4-Birikmiş Tükenme Payları
5-Verilen Avanslar
PASİF
1-Banka Kredileri
2-Uzun Vadeli Kredilerin Anapara Taksitleri ve Faizleri
3-Tahvil, Anapara, Borç,Taksit ve Faizleri
4-Çıkarılmış Bonolar Ve Senetler
5-Çıkarılmış Diğer Menkul Kıymetler
6-Menkul Kıymetler İhraç Farkı
7-Diğer Mali Borçlar
1-Satıcılar
2-Borç Senetleri
3-Borç Senetleri Reeskontu
4-Alınan Depozito Ve Teminatlar
5-Diğer Ticari Borçlar
1-Ortaklara Borçlar
2-İştirakçilere Borçlar
3-Bağlı Ortaklıklar Borçlar
4-Personele Borçlar
5-Diğer Borç Senetleri Reeskontu
6-Diğer Çeşitli Borçlar
43
E-) ÖDENECEK VERGİ VE DİĞER YÜKÜMLÜLÜKLER
1-Hesaplanan Kdv
2-Diğer Kdv
3-Sayım Ve Tesellüm Fazlaları
4-Diğer Çeşitli Yabancı Kaynaklar
1-Banka Kredileri
2-Çıkarılmış Tahviller
3-Çıkarılmış Diğer Menkul Kıymetler
4-Menkul Kıymet İhraç Farkı
5-Diğer Mali Borçlar
1-Satıcılar
2-Borç Senetleri
3-Borç Senetleri Reeskontu
4-Alınan Depozito Ve Teminatlar
5-Diğer Ticari Borçlar
1-Ortaklara Borçlar
2-İştiraklere Borçlar
3-Bağlı Ortaklıklara Borçlar
44
4-Diğer Borç Senetleri Reeskontu
5-Kamuya Olan Ertelenmiş Veya Taksitlendirilmiş Borçlar
6-Diğer Çeşitli Borçalar
III. ÖZ KAYNAKLAR
1-Sermaye
2-Ödenmemiş Sermaye
1-Yasal Yedekler
2-Yasal Yedekler
3-Olağanüstü Yedekler
4-Diğer Kar Yedekleri
5-Özel Fonlar
D-) GEÇMİŞ YILLAR KARLARI
E-) GEÇMİŞ YILLAR ZARARLARI
F-) DÖNEM NET KARI (ZARARI)73
73
GÜCENME, Ümit, Mali Tablolar Analizi, Marmara Yayınevi, Bursa, 2000, s.29-33
45
4.3. MALİ NİTELİKTEKİ İŞLEMLER VE BİLANÇO ÜZERİNDEKİ ETKİSİ:
Schattkee , Jensen, Bean, Accounting (Concepts and Uses) adlı kitaplarında “bir
muhasebe işlemi bir işletmenin varlıkları ve kaynaklarının miktarına , yapısına ve
kompozisyonuna tesir eden bir olaydır.” 74
Peşin Mal Alışı: Varlıkların bir unsuru olan malın para ile satmak amacıyla mal
alındığını varsayalım.Bu durumlarda varlıklardan para da bir azalma olurken,malda aynı
büyüklükte bir artma olacaktır.Böylece varlıklar toplamı değişmeyecek,dolayısıyla eşitlik
bozulmayacaktır.
Maliyetine Peşin Satış: Bir varlık unsuru olan malın maliyet değeri üzerinden peşin
olarak satıldığını düşünelim. Malda meydana gelen azalma, parada meydana gelen artma ile
varlıklar dengeye gelecektir. Bu durumda varlıklardan birinde artma, diğerinde aynı
büyüklükte bir azalma meydana geldiği için varlıklar toplamında bir değişme olmayacağından
eşitlik bozulmayacaktır.
Karlı Peşin Şatış: Bir varlık unsuru olan malın bu kez karlı satıldığını varsayalım.
Bu durumda, paradaki artış maldaki azalmadan kar kadar fazla bir büyüklükte olacaktır. Kar
işletme sahibinin hakkı olduğu için sermayeyi büyütecektir. Dolayısıyla varlıklar toplamında
74
CEMALCILAR; ERDOĞAN, a.g.e., s.20
46
kar kadar bir artış olunca aynı zamanda aynı artış sermayede de meydana geldiğinden bilanço
eşitliği bozulmayacaktır.
Zararlı Peşin Satış: Satışın zararlı yapılaması durumunda ise işletmeye çıkan maldan
daha az para geleceğinden varlıklar toplamında zarar kadar bir azalma olacaktır. Aynı
zamanda işletme sahibinin varlıklar üzerindeki haklarında zarar kadar bir azalma meydana
geleceğinden sermayede de zarar büyüklüğünde bir azalma meydana gelecektir. Sonuçta
eşitlik yine bozulmayacaktır.
Kredi ile Mal Alışı : Kredi ile mal alışı, malda bir artmaya neden olurken , borçlarda
da aynı büyüklükte bir büyümeye neden olacaktır. Böylece varlıklardaki artış, borçlardaki eşit
büyüklükte bir artış ile dengeye gelecektir.
Borç Ödemek: İşletme bir borcuna karşılık alacaklısına para ödediğinde; parada bir
azalma olacak, ancak aynı zamanda borçlarda da aynı büyüklükte bir azalma meydana
geleceğinden bilanço eşitliği bozulmamış olacaktır.
İşletmeye Ortak Olmak: İşletmenin borçlu olduğu diğer bir deyişle işletmeden
alacaklı olan bir kişinin işletmeye ortak olmak istediğini ve bu isteğinin kabul edildiğini
varsayalım. Bu durumda kişinin işletmeden olan alacağı sermaye payına dönüşür. Dolayısıyla
borçlardaki azalma kadar sermayede çoğalma olacaktır. Dolayısıyla borçlardaki azalma kadar
sermayede çoğalma olacaktır. Sonuçta bilanço eşitliği yine sağlanacaktır.
47
4. Hem aktif hem de pasifi oluşturan unsurlarda azalış olması ve buna bağlı olarak
bilanço eşitliğindeki her iki tarafın toplamının aynı büyüklükte azalması.
Sonuç olarak işletmenin kendine öz kişiliği olduğu varsayımına dayandırılan
bilanço temel eşitliğinin,işletme içinde oluşan ve bu eşitliğin unsurlarında değişme
yaratan mali nitelikteki işlemlerle de bozulmadığı görülür.
Bu temel eşitlikten hareket ederek mali nitelikteki işlemlerin iki yanlı etkilerini kayda
alan muhasebenin bugünkü kayıt şekli “iki yanlı kayıt temeline göre yürütülen muhasebe”
veya “muzaaf muhasebe” denen kayıt sistemine dayanmaktadır. İnceleme konusu
yapacağımız muhasebede bu anlamdaki muhasebedir.
Arda Boya işletmesinin başlangıçtaki mali durumu 1 Ocak tarihli bilançosu ile şu şekilde
saptanmıştır.( Bundan böyle kolaylık sağlamak amacıyla bilanço “T” şeklinde gösterilecektir):
Arda Boya İşl.
Aktif 1.1.19- Tarihli Bilançosu Pasif
48
Yukarıdaki bilanço temel bilanço eşitliğini yansıtmakta olup,eşitlik aşağıdaki değerler
itibarıla gösterilmektedir.
3. İşletme boya toptancısı İzzet İz’den kredili olarak 100.000.000 lira değerinde mal
almıştır.
49
Arda Boya İşletmesinin .....19-
AKTİF Tarihli Bilançosu PASİF
KASA 850.000.000 SERMAYE 3.500.000.000
BİNA 2.500.000.000 BORÇLAR 100.000.000
MAL 250.000.000
Bu işlem bir aktif unsurda (malda) 100. 000.000 lira tutarında bir artış yaratırken bir
pasif unsurda (borçlarda) da aynı tutarda artışa neden olmuştur. Bunun sonucu olarak her iki
tarafda da eşitlik korunmuştur.
50
Bu işlem karlı bir satışı göstermektedir. Aktif bir unsur olan malda 120.000.000 lira
tutarında azalma olurken, yine aktif bir unsur olan alacaklarda buna eşit olmayan 170.000.000
lira tutarında bir çoğalma olmuştur. Toplam aktiflerde çoğalma yaratan fark (50.000.000)
işletme sahibinin hakkıdır. Dolayısıyla bu fark (kar) işletme sahibinin hakkını gösteren ve
pasif unsur olan sermayeyi 50.000.000 lira artırmıştır. Sonuçta hem aktifte hemde pasifte aynı
büyüklükte bir çoğalma olarak eşitlik bozulmamıştır.
5.Daha önce işletmeye kredi ile 100.000.000 lira değerinde mal satan İsmet İz
İşletmesinin sahibi Onur arda ile anlaşarak 75.000.000 lira ile işletmeye ortak olmuş ve bu
nedenle 100.000.000 liralıkalacağın 75.000.000 lirasını tahsil etmekten vazgeçmiştir.
6 . İşletme 30.000.000 lira maliyetli malı peşin olarak 25.000.000 liraya satmıştır.
51
AKTİF Tarihli Bilançosu PASİF
KASA 875.000.000 SERMAYE 3.620.000.000
BİNA 2.500.000.000 BORÇLAR 25.000.000
MAL 100.000.000
ALACAKLAR 170.000.000
Bu işlem zararlı bir satışı göstermektedir. Aktif bir unsur olan malda 30.000.000 lira
tutarında azalma olurken, yine aktif bir unsur olan kasada buna eşit olmayan 25.000.000
değerinde bir çoğalma olmuştur. Toplam aktiflerde 5.000.000 lira tutarında azalma yaratan
zarar, işletme sahibinin varlıklar üzerindeki hakkının 5.000.000 lira azalmasına neden
olmuştur.
Arda Boya İşletmesinin dönem sonuna kadar yapmış olduğu işlemlerin sadece bunlar
olduğunu işletmenin dönem sonu durumunu yukarıdaki son bilançodan yararlanarak şu
şekilde belirleyebiliriz. İşletme sahibinin hakları sermayesinden başka faaliyetler elde edilen
fakat işletme sahibine verilmeyip işletmede bırakılan karlara ve değer yükselmelerinin neden
olduğu artışları da kapsaması durumunda “ÖZ SERMAYE” kavramı ile ifade edilir.
52
Gelir tablosu işletmenin belli bir dönemde elde ettiği tüm gelirler ile aynı dönemde
katlandığı bütün maliyet ve giderlere ve bunların sonucunda işletmenin elde ettiği net karın
veya dönem zararının brüt satışlardan başlayarak nasıl oluştuğunu gösteren bir tablodur.
..............İŞLETMESİ
Gelir Tablosu
1 Ocak-31 Aralık 19.....
B) Faaliyet Karı
Eksi: Genel Giderler ...........................
(İdare ve Satış Giderleri) ...........................
C) Net Kar
Olağandışı gelirler ve karlar (+) ...........................
Olağandışı giderler ve zararlar(-) ...........................
Kar veya zarar, işletmenin faaliyetleri sırasında sermayeyi arttırıcı ve azaltıcı (sermaye
ilavesi veya sermaya azaltılması dışında) etkileri olan çok sayıdaki işlemin sonucudur.
53
İşletmenin faaliyetleri sırasında yapılan ve sermayeyi arttırıcı etkisi olan işlemler “GELİR” ;
sermayeyi azaltıcı olan işlemler “GİDER” olarak ifade edilir.
Gelir, genellikle varlık veya himet satışlarından ve faiz, kira gibi işlemlerden nakit
para veya diğer varlıkların (aktiflerin) brüt tutarıdır. Diğer bir ifadeyle gelir, varlık veya
hizmet satışlarından ve faiz, kira gibi işlemlerden sağlanan hasılattır.
Gider, gelir elde etmek amacıyla yapılan varlık (aktif) tükenmeleridir. Varlıklarda bir
azalmayı ifade eder. Gelir ile gider arasındaki fark gelirler giderlerden fazla olduğunda kar,
giderler gelirlerden fazla olduğunda zarar olarak adlandırılır. Bütün gelirler, giderler ve
aralarındaki fark olan kar veya zarar bir arada ve kaynaklarına göre sınıflandırılmış bir şekilde
gelir tablosunda gösterilir.
Brüt satış karı bölümü işletmenin iş hacmini, bu iş hacminin getirdiği satış gelirlerini,
satışlarından yapılan indirimleri ve satılan malların maliyetini gösterir. Net satış hasılatı ile
satılan malların maliyeti arasındaki fark brüt satış karıdır. Ancak bu, her zaman satışların karlı
olacağı anlamına gelmez, bazen satış zararının da olacağı düşünülmelidir.
Faaliyet karı bölümünde, işletmenin faaliyetlerini yerine getirilmesi için yapılması
gerekli olan; araştırma ve geliştirme giderleri, pazarlama giderleri, genel yönetim giderleri ve
buna benzer diğer faaliyet giderleri gösterilir. Bu bölümde yeralan giderler brüt satış karından
çıkarılarak işletme faaliyetlerinin sonucu olan faaliyet karı bulunur. Eğer faaliyet giderleri
satışlardan elde edilen kardan büyükse sonuçta faaliyet zararı ortaya çıkacaktır.
Net kar bölümünde işletmenin faaliyet sonucuna etki eden, ancak ana faaliyet konusu
ile ilgili olmayan olağandışı gelir ve giderler, örneğin; önceki dönem gelir ve karları, önceki
dönem gider ve zararlar, çalışmayan kısım gider ve zararları gibi unsurlar yeralır.76
76
a.g.e., s.21-26
54
5. HESAPLAR:
Her gün bir çok kıymet hareketinin söz konusu olduğu, bir işletmede; bu işlemler
nedeniyle bilançonun çeşitli kalemlerinde oluşan artış ve eksilişlerin, önceki bölümde
yapıldığı biçimde, bir tablo üzerinde izlenmesinin pratik olmadığı, hatta işlemler arttıkça
böyle bir uygulamanın olanaksız hale geleceği açıktır.77
Teorik olarak, ticari işlemleri, her ticari işlemle birlikte yeni bir muhasebe denklemi
veya yeni bir bilanço düzenleyerek takip etmek mümkündür. Bu gibi bir izah tarzı, çift taraflı
kayıt tekniğinin daha kolay anlaşılması bakımından gereklidir. Ancak; bir günde dahi
yüzlerce, hatta binlerce ticari işlemin ortaya çıktığı bir işletmede ticari işlemlerin her iki
şekilde de takbi pratik olarak mümkün değildir. Bu nedenle muhasebede, ticari işelmlerin
takibinde üçüncü ve daha rasyonel bir yolun bulunması zorunlu olmuştur. Muhasebede bu
konuda gerekli imkanı hesaplar sağlamaktadır.
Hesap ticari işlemlerin uygun bir şekilde takibi yanında, bilgilerin sınıflandırılması
görevini de yerine getirir. Başka bir ifade ile, hesapların her işlemin ilgili olduğu yerde
toplanmasını sağlarlar. Mesala hesaplar yardımıyla, kasayı ilgilendiren işlemler bir yerde ,
malı ilgilendiren işlemler başka bir yerde toplanırlar.78
77
SEVİLENGÜL, a.g.e., s.45
78
KÜÇÜKSAVAŞ, a.g.e., s.65-66
55
Bilançado yeralan unsurların konuları ve özelliklerine göre önce bir yerde ayırmak
ve bunlarda meydana gelen artış ve azalışları ayrı ayrı çizelgelerde (formlarda) izlemek ve
bunları daha sonra topluca bilançoya yansıtmak, yukarıda belirtilen sakıncaları ortadan
kaldıracaktadır. Bilanço içeriğini oluşturan ve her bir unsurda (varlıklar, sermaye ve borçlar
çeşidinde) dönem içindeki işlemler nedeniyle meydana gelen artış ve azalışların kaydedildiği
çizelgeye hesap denir.
Bir hesabın sol yanına borçlu sağ yanına alacaklı taraf denir. Hesabın her iki yanında
işlemin yapıldığı tarihin, işlmen niteliğinin ve para olarak ifadesinin kaydına ayrılmış sütunlar
bulunur. Her hesabın hangi bilanço kalemine yada sonuç işlemine ayrılmış olduğunu gösteren
bir adı bulunur. Örneğin, nakit hareketleri kasa hesabında, senetli alacaklar alacak senetleri
hesabında izlenir.
...............................................Hesabı
Tarih Açıklama Tutar Tarih Açıklama Tutar
56
Şekil 5.2.1: Açık Şekil Hesap Tablosu
Tarih ve açıklama sütunları hem borç hem alacak işlemi için kullanılan, borç ve
alacak tutarlarını yazmak için iki ayrı sütunu bulunan hesap tipine de kapalı şekil denir. Tarih
ve açıklama sütunları hem borç hem de alacak için kullanıldığından bu şekle ortak kolonlu
şekil de denmektedir.
...............................................Hesabı
Tutar
Tarih Açıklama Borç Alacak Kalan
Kasa Hesabı
Borçlar Alacaklar
57
Şekil 5.2.3: “ T ” Simgesi80
58
Varlıkların izlendiği ve borç kalanı veren hesaplardır. Bilançonun aktifini oluşturan
varlık unsurlarına (kasa, mal, bina gibi varlık çeşitlerine) ait hesaplardır.
Bilanço temel denkleminde, varlıkların eşitliğin sol, kaynakların ise sağ yanında yer
aldığı belirtilmişti. Bu eşitliğin konumuna uygun olarak varlıklardaki artış için ilgili varlık
hesabı borçlanır (Hesabın sol yanına kaydedilir) . buna karşılık kaynaklardaki artış için ilgili
kaynak hesabı alacaklanır (Hesabın sağ yanına kaydedilir). Bunun gibi sermayede artış
sonucunu veren gelir doğması işleminde ilgili gelir hesabı alacaklanır. Sermayede azalış
sonucunu veren gider doğması işleminde ise ilgili gider hesabı borçlanır.
81
SÜRMELİ; BENLİGİRAY, a.g.e., s.37
59
Kaynak hesapları, işletmenin sahip olduğu varlıkların sağlandığı öz ve yabancı
kaynaklardaki değişimlerin izlendiği hesaplardır. Kaynaklarla ilgili hesaplara ilk kayıt, ilgili
hesabın alacağına yazılır.
Kaynaklarda, yani öz sermaye ve borçlarda bir artış olması halinde, söz konusu öz
sermaye veya borcun izlendiği hesap alacaklandırılır. Örneğin, borç senedi imzalandığında
ödenecek senetliborçlar artacağından borç senedi hesabı alacaklandırılır.
Öz sermaye veya borçlarda bir azalma olması halinde söz konusu öz sermaye veya
borcun izlendiği hesap borçlanır. Örneğin, işletmeye konulan sermayede bir azaltma
yapıldığında sermaye hesabı borçlandırılır.
Meseleyi daha açıklığa kavuşturmak amacı ile kasa hesabına ait bir misal verelim;
1) 1.1.1982 tarihinde bir şahıs bir işletme açmış ve sermaye olarak 250.000 lira
koymuştur. Burada şöyle bir soru soracağız, sermayedarın verdiği parayı kim aldı?
Kasa aldı, şu halde kasa hesabına borç kaydetmek gerekir.
2) 5.1.1982 tarihinde mal almak üzere kasadan 120.000 lira ödenmiştir. Bu parayı kim
verdi? Kasa verdi, şu halde kasaya 120.000 lira alacak yazılmalıdır.
3) 10.1.1982 tarihinde möble almak için 5.000 lira ödenmiştir. Parayı kim verdi? Kasa
verdi, şu halde kasa hesabının alacak tarafına kaydedilecektir.
4) 15.1.1982 tarihinde ticarethaneden mal alan bir şahıs malın bedeli olan 15.000 lirayı
kasaya yatırmıştır. Parayı kim aldı? Kasa aldı, şu halde kasa hesabına borç
kaydedilecektir.
KASA HESABI
BORÇ ALACAK
82
SEVİLENGÜL, a.g.e., s.50
60
Tarih No Açıklama Lira Tarih No Açıklama Lira
1.1.1982 1 Sermaye olarak 250.000 5.1.1982 2 Mal bedeli olarak 120.000
yatırılan ödenen
Yukarıda vermiş olduğumuz örnekte “alan hesap borçlu, veren hesap alacaklı”
kuralını yalnız kasa hesabı cephesinden ele almıştık. Halbuki her işlem biri borçlu diğeri
alacaklı olmak üzere en az iki hesabı ilgilendirmektedir. Örneğin peşin para ile mal satılması
halinde müesseden mal çıkar , karşılığında müesseseye para girer. Bu işlemin iki hesaba
birden kaydı icap etmektedir. Parayı kasa aldığı için kasa hesabına borç, malı mal hesabı
verdiği için mal hesabına alacak kaydetmek gerekir. Şu halde her işlemde bir girişe karşılık
aynı değerde bir çıkış vardır, ve netice olarakbir hesap borçlu olduğu zaman aynı değerde
başka bir hesap alacaklı olmaktadır.
Şimdi yukarıda verdiğimiz örneğin diğer hesaplarla olan ilgisini de tetkik edelim.
1 numaralı işlemde, bir şahsın kurduğu işletmeye 250.000 lira para yatırdığını ve bu
parayı kasa almış olduğu için kasa hesabına borç kaydı yapılmış olduğunu görmüştük. Şimdi
de işlemin diğer cephesini ele alalım. Parayı kim yatırdı? Sermayeder, şu halde aynı zamanda
sermayedarın hesabına da alacak kaydı yazmak icap etmektedir.
SERMAYE HESABI
BORÇ ALACAK
Tarih No Açıklama Lira Tarih No Açıklama Lira
1.1.1982 1 Kasaya yatırılan 250.000
2 numaralı işlemde, mal almak üzere 120.000 lira ödenmiş olduğu için bu kasanın
alacağına kaydedildiğini görmüştük. Fakat bu parakasadan çıkarken diğer taraftan da
ticarethaneye aynı değerde mal girişi olmuştur. Yani 120.000 liralık değeri kasa hesabı veriyor
ve mal hesabı alıyor demektir. Şu halde 120.000 lirayı nasıl kasa hesabına alacak
kaydetmişsek aynı zamanda mal hesabına da borç kaydetmemiz gerekmektedir.
61
4 numaralı işlemde ticarethaneden satılan mala karşılık kasaya 15.000 lira para
girmiştir. Kısaca işletmeye para girmiş karşılığında mal çıkmıştır. Giren parayı kasa
aldığından yukarıda kasa hesabına borç kaydetmiştik. Çıkan malı da mal hesabı vermiş
olduğundan şimdi mal hesabına alacak yazmamız gerekir.
MAL HESABI
BORÇ ALACAK
Tarih No Açıklama Lira Tarih No Açıklama Lira
5.1.1982 2 Ahmet 120.000 15.1.1982 4 Kemal Erdemin 15.000
Toker’in Faturası
Faturası
3 numaralı işlemde mobilya almak üzere kasadan 5.000 lira ödenmiş buna karşılık
işletmeye aynı değerde mobilya girmiştir. Parayı kasa verdiğinden kasaya alacak yazılmıştır.
Mobilyayı alan demirbaş hesabı olduğundan demirbaş hesabına da borç kaydı yapılacaktır.83
DEMİRBAŞ HESABI
BORÇ ALACAK
Tarih No Açıklama Lira Tarih No Açıklama Lira
10.1.198 3 Arif Darcanın 5.000
faturası
2
Mali nitelikli bir işlemin ilgili hesaba kaydında, hesabın hangi tarafının artışlar hangi
tarafının azalışlar için kullanılacağının bilinmesi gerekir. Artış ve azalışların bir hesabın hangi
tarafına yazılacağını (kaydedileceğini) o hesabın niteliği belli eder. Hesabın niteliğine de;
“VARLIKLAR = SERMAYE + BORÇLAR” bilanço eşitliği belirleyecektir.
83
ERKURAL, Kenan, Muhasebe Prensipler ve Uygulama, 9. Baskı, M.Ü. Nihad SAYAR Yayın ve Yardım
Vakfı Yayınları , İstanbul, 1988, s.9-12
62
Bilanço eşitliğinde, varlıklar eşitliğin sol tarafında, sermaye ve borçlar eşitliğin sağ
tarafında yer aldığına göre;
Varlıklardaki artış için ilgili varlık hesabı borçlandırılır, azalış için alacaklandırılır.
Sermaye ve borçlardaki artış için sermaye ve borçlara ait hesaplar alacaklandırılır,
azalış için borçlandırılır.
Görüldüğü gibi varlıklar borçlar ve sermayeye ait hesaplar ile bilanço eşitliği
dolayısıyla bilanço arasında doğal bir ilişki bulunmaktadır. Hesaplardaki artış ve azalışlar ile
hesaplar ve bilanço arasındaki ilişki aşağıda sayısal örneklerle gösterilir.
Bu işleme göre işletmenin bilanço eşitliği ve bunu ifade eden hesaplar şöyle
olacaktır.
VARLIKLAR = SERMAYE
AKTİF = SERMAYE
Bilindiği gibi işletmeye tahsis edilen para , işletmenin varlığıdır ve kasa adı altında
ifade edilir. İşletme sahiplerinin bu varlıklar üzerindeki haklarıda sermaye olarak adlandırılır.
63
Kasa ve sermayeyi birer hesap olarak düşündüğümüzde bilanço eşitliğine paralel bir biçimde
kasa hesabı ve sermaye hesabı ortaya çıkacaktır. İşletmeye para tahsis edildiği için kasada ve
sermayede 1.000.000.000 TL artış olmuştur. Kayıt ilkesi gereğince aktif hesap olan kasa
hesabı borçlandırılmış, pasif yapıda olan sermaye hesabı alacaklandırılmıştır. Hesap
tutarlarının karşısındaki sayılar, işlem sayılarını göstermektedir.
(B) KASA HS. (A) (B) SERMAYE HS. (A) (B) BORÇLAR HS. (A)
= +
(1) 1.000.000.000 (1) 100.000.000
(1) 1.000.000.000
(2) 100.000.000
Bu işlemde hem aktif hemde pasif hesaplarda artış olmuştur. Bu artış nedeniyle aktif
olan kasa hesabı borçlandırılmış pasif hesap olan borçlar hesabı alacaklandırılmıştır.
İşlemlerin daha kolay anlaşılmasını sağlamak amacıyla, her işlem için hesapları simgeleyen
“T” ler yeniden gösterilmektedir. Aslında her hesap bir kez açılır ve bütün işlemler sırasıyla
hesaba yazılır.
64
Bu işlemde bir aktif hesapta (Kasa hesabında) azalma olurken diğer aktif hesapta
(mal hesabında) artış olmuştur. Aktif hesaplarda azalma için alacaklandırma kaydı
yapıldığından, 50.000.000 lira kasa hesabının alacağına yazılmıştır. Malda meydana gelen
artış, mal hesabının borcuna yazılarak kaydedilmiştir. Çünkü aktif hesaplarda meydana gelen
artış için ilgili hesabın borcuna kayıt yapılır.
Bu işlem bir gelir sağlandığını gösterir. Görülen hizmet karşılığı elde edilen para
varlıkları (aktifi) artırır. Varlıkların artması nedeniyle işletmenin öz sermayesi de artar. Bu
nedenle kasa hesabı borçlandırılmış sermaye hesabı alacaklandırılmıştır.
1.115.000.000 60.000.000
10.000.000 1.015.000.000
65
Bu son işlem bir giderin meydana geldiğini göstermektedir. İşletmenin gelir
sayabilmek için çalıştırdıkları kişilere ödediği 10.000.000 lira, aktifte bir azalmaya, yani
işletmeden para çıkmasına yol açmıştır. Aktifdeki bu azalma işletmenin öz sermayesini azaltır.
Çünkü işletme sahiplerinin varlıklar(aktifler) üzerindeki hakları azalmaktadır. Bu nedenle
kasa hesabı alacaklandırılırken, sermaye hesabı borçlandırılmıştır.
SERMAYE 1.005.000.000
KASA 1.055.000.000 BORÇLAR 100.000.000
MAL 50.000.000
84
SÜRMELİ; BENLİGİRAY, a.g.e., s.38-41
66
5.6. SERMAYEDEKİ DEĞİŞMELERİN GELİR VE GİDER
HESAPLARINDA İZLENMESİ:
İşletme faaliyetlerine bağlı olarak bir gelir doğduğu zaman bu gelir sermayeyi
artıracağından, ilgili gelir hesabının alacağına yazılır. Bir gider ortaya çıktığında ise,
sermayede azalış olacağından bu gider ilgili gider hesabının borcuna yazılır.
Gelir yaratan işlemler uygun gelir hesaplarına kaydedilir. Örneğin ; faiz gelirleri
hesabı, komisyon gelirleri hesabı, satışlar hesabı gibi gelir hesapları her zaman kalanı verirler.
Dönem sonunda gelir hesaplarının toplamları yapılır, kalanları bulunur ve kalanlar gelir
BORÇ (B) ALACAK(A)
giderleri toplayaran “dönem karı veya zararı hesabı” na devredilir.
........................Gideri Hesabı
Yapılan Giderler
67
Gider işlemleri; genel yönetim giderleri hesabı, finansman giderleri hesabı gibi
konusuna uygun adı taşıyan hesaplara kaydedilir. Gider hesapları daima borç kalanı verirler.
Hesap döneminin sonunda bütün gider hesaplarının toplamları yapılır, kalanları bulunur ve
kalanlar dönem karı ve ya zararı hesabına devredilir.
Dönem karı veya zararı hesabı işletmenin bir hesap dönemi içinde öz sermayesinde
kar yada zarar şeklinde meydana gelen artış veya azalışın gösterildiği bir çizelgedir. Bu
hesabın boş tarafı , hesap dönemi içinde meydana gelen bütün giderleri alacak tarafı ise bütün
gelirleri gösterir.
BORÇ (B) ALACAK(A)
Dönem Karı ve Zararı Hesabı
Gelirler giderlerden daha fazla olduğunda, aradaki fark işletmenin net karını,
giderlerin gelirlerden daha fazla olması halinde aradaki fark işletmenin zararını gösterir. 85
İşletmede kullanılan hesaplar, muhasebenin temel mali tabloları olan bilanço ve gelir
tablosunun oluşturulmasına yönelik olarak aşağıdaki gibi iki ana gruba ayrılır.
1) BİLANÇO HESAPLARI
Aktif Hesaplar
(a) Varlık Hesapları
85
a.g.e, s.42-43
68
(b) Borç hesapları Pasif Hesaplar
(c) Öz sermaye hesapları
1) Asli Hesaplar
2) Düzenleyici Hesaplar
3) Geçici Hesaplar
4) Nazım Hesaplar
Asli hesaplar, varlıklar, borçlar ve sermaye unsurlarını örneğin kasa, mal, bina,
alacaklar, borçlar gibi unsurlar ile gelir ve giderleri doğrudan doğruya ifade eden hesaplardır.
5.7.2. Düzenleyici Hesaplar:
Düzenleyici hesaplar asli hesapları etkileyen ve asli hesapların temsil ettiği aktif ve
pasif değerlerin gerçek değerleriyle gösterilmesini sağlamak için kullanılan hesaplardır.
Bunlar ;
69
Pasifi düzenleyici hesaplar
Aktif değerlerden birinde düzenleme etkisi yaratmak amacı için kullanılacak hesap
pasif nitelikli pasif değerlerden birinde düzenleme etkisi yaratmak amacı için kullanılacak
hesap, aktif nitelikli olacaktır.
Geçici hesaplar, tamamlanmayan işlemler ve belirli bir süre için veya bir konu için
kullanılan hesaplardır.
86
a.g.e., s.43-44
70
KAYNAKÇA
2. ARKUN , Osman F.; ÖCAL, Fikret, Yönetim Muhasebesi Ders Notları, Beyazıt
İktisadi ve Tic. İlimler Yüksek Okulu Yayın ve Yardım Derneği Yayınları No: 31,
İstanbul, 1975
3. ATAMAN, Ümit, Muhasebede Dönem Sonu İşlemleri, 5. Baskı, M.Ü. Nihad Sayar
Yayın ve Yardım Vakfı Yayınları, İstanbul, 1989
7. DIAMOND , Michael A.; HANSEN, Don R. ; MURPHY, David S., Financial and
Management Accounting, South- Western Publishing Co., Cincinnati, Ohio : South-
Western, c1994
10. HERMANSON, Roger H.; SALMONSON, James Don Edwards R.F., Accounting
Principles, Business Publications, Plano, Texas, 1987
71
11. HORNGREN, Charles T. ; HARRISON, Walter T., Accounting, Annotations by Betsy
Willis and Becky Jones , Englewood Cliffs, N.J. , Prentice Hall, c1992
15. LARSON, Kermit D.; MILLER Paul B. W., Fundamental Accounting Principles,
13th Edition, Homewood, Irwin
16. NEEDLES, Belverd E.; ANDERSON, Henry R.; CALDWELL, James C., Principles
of Accounting, Houghton Mifflin Co., Boston, c1993
20. WEYGANDT, Jerry J. ; KIESO, Donald E.; KELL, Walter G., Accounting
Principles, Wiley, New York, c1993
21. http://pekiyi.8m.com/muh.html
72