You are on page 1of 68

Akif Pirini _ Dello Kitaplar, uygarla yol gsteren klardr. UYARI: www.kitapsevenler.

com Kitap sevenlerin yeni buluma noktasndan herkese merhabalar... Cehaletin yenildii, sevginin, iyiliin ve bilginin paylald yer olarak grdmz sitemizdeki tm e-kitaplar, 5846 Sayl Kanun'un ilgili maddesine istinaden, engellilerin faydalanabilmeleri amacyla ekran okuyucu, ses sentezleyici program, konuan "Braille Not Speak", kabartma ekran vebenzeri yardmc aralara, uyumluolacak ekilde, "TXT","DOC" ve "HTML" gibi formatlarda, tarayc ve OCR (optik karakter tanma) yazlm kullanlarak, sadece grmeengelliler iin, hazrlanmaktadr. Tmyle cretsiz olan sitemizdeki e-kitaplar, "Engelli-engelsiz elele"dncesiyle, hibir ticari ama gzetilmeksizin, tamamen gnlllk esasna dayal olarak, engelli-engelsiz Yardmsever arkadalarmzn youn emei sayesinde, grme engelli kitap sevenlerin istifadesine sunulmaktadr. Bu e-kitaplar hibirekilde ticari amala veya kanuna aykr olarak kullanlamaz, kullandrlamaz. Aksi kullanmdan doabilecek tmyasalsorumluluklar kullanana aittir. Sitemizin amac asla eser sahiplerine zarar vermek deildir. www.kitapsevenler.com web sitesinin amacgrme engellilerin kitap okuma hak ve zgrln yceltmek ve kitap okuma alkanln pekitirmektir. Ben de bir grme engelli olarak kitap okumay seviyorum. Sevginin olduu gibi, bilginin de paylaldka pekieceine inanyorum.Tm kitap dostlarna, grme engellilerin kitap okuyabilmeleri iin gsterdikleri abalardan ve yaptklar katklardan tr teekkr ediyorum. Bilgi paylamakla oalr. Yaar MUTLU LGL KANUN: 5846 Sayl Kanun'un "altnc Blm-eitli Hkmler" blmnde yeralan "EK MADDE 11" : "ders kitaplar dahil, alenilemi veya yaymlanm yazl ilim ve edebiyat eserlerinin engelliler iin retilmi bir nshas yoksa hibir ticar amagdlmeksizin bir engellinin kullanm iin kendisi veya nc bir kii tek nsha olarak ya da engellilere ynelik hizmet veren eitim kurumu, vakf veya dernek gibi kurulular tarafndan ihtiya kadar kaset, CD, braill alfabesi ve benzeri formatlarda oaltlmas veya dn verilmesi bu Kanunda ngrlen izinler alnmadan gerekletirilebilir."Bu nshalar hibir ekilde satlamaz, ticarete konu edilemez ve amac dnda kullanlamaz ve kullandrlamaz. Ayrca bu nshalar zerinde hak sahipleri ile ilgili bilgilerin bulundurulmas ve oaltm amacnn belirtilmesi zorunludur." bu e-kitap Grme engelliler iin dzenlenmitir. Kitab Tarayan ve Dzenleyen Arkadaa ok ok teekkr ederiz. Kitap taramak gerekten incelik ve beceri isteyen, zahmet verici bir itir. Ne mutlu ki, bir grme engellinin, dzgn taranm ve hazrlanm bir e-kitab okuyabilmesinden duyduu sevinci paylaabilmek tm zahmete deer. Sizler de bu mutluluu paylaabilmek iin bir kitabnz tarayp, kitapsevenler@gmail.com Adresine gndermeyi ve bu isimsiz kahramanlara katlmay dnebilirsiniz. Bu Kitaplar size gelene kadar verilen emee ve kanunlara sayg gstererek ltfen bu aklamalar silmeyiniz. Siz de bir grme engelliye, okuyabilecei formatlarda, bir kitap armaan ediniz... Teekkrler. Ne Mutlu Bilgi iin, Bilgece yaayanlara. Not sitemizin birde haber gurubu vardr. Bu Bir mail Haber Gurubudur. Grupta yaynlanmasn istediiniz yazlarnz kitapsevenler@gmail.com Adresine gndermeniz gerekmektedir. Grubumuza ye olmak iin

kitapsevenler-subscribe@googlegroups.com adresine bo bir mail atn size geri gelen maili aynen yantlamanz yeterli olacaktr. Grubumuzdan memnun kalmazsanz, kitapsevenler-unsubscribe@googlegroups.com adresine bo bir mail gnderip, gelen maili aynen yantlayarak yeliinizi sonlandrabilirsiniz. Daha Fazla Seenek in, grubumuzun ana sayfasn http://groups.google.com.tr/group/kitapsevenler?hl=tr Burada ziyaret edebilirsiniz. sayglarmla. Akif Pirini _ Dello AKF PRNC DELLO BR FELIDAE ROMANI Bu Kitap www.kitapsevenler.com web sitesi in Grme Engelliler iin Taranm ve Dzenlenmitir. GNCEL YAYINCILIK: 173 ISBN 975-8621-49-1 Dello Akif Pirinci Kitabn orijinal ad: Das Duell Genel Yayn Ynetmeni: Aysel Akda Kapak: Talip Akta Birinci Basm: Eyll- 2003 Ofset Hazrlk Gncel Yaynclk Ltd. Bask ve Cilt: Kayhan Matbaaclk Eichborn AG, Frankfurta. M., 2002 Gncel Yaynclk Ltd.ti. Trke yayn haklar Onk Ajans Ltd. Kanalyla alnmtr. Tantm iin yaplacak ksa alntlar dnda yayncnn yazl izni olmakszn hibir yolla oaltlamaz. GNCEL YAYINCILIK LTD. T. atalemeSok.No:19Kat, 3 Caalolu-stanbul Tel: 0 212 511 22 37, Fax: 0 212 522 86 68 e mail: kontiki@turk.net

AKF PRNC

DELLO BR FELIDAE ROMANI Trkesi: Nazl Cihan Uz

GNCEL YAYINCILIK Sakla saman, gelir zaman Birinci Blm Acaba ya ilerledike kendini beenmilik, kendini stn grme ve genleri kmseme gibi duygular, iflah olmaz bir sorun yuma haline dnyor olabilir mi? Bunun yantn imdi anlatacam ve pek ho olmayan bu yk verecektir. Ben ahsen, bu tr karakter andrc belirtilere kar kendimi gvende hissediyordum. Buna armamak gerek, ne de olsa imdiye kadar kendi alglarmn evrenindeki en parlak yldz o ve dierlerinin evrenindeki aydnlatc gne bendim. En azndan ben yle sanyordum. Ne var ki, Tanrlar da yalanrlar, ve bir Tanrnn yalandn gsteren en belirgin ip ucu da onun, kendinden gen Tanrnn farkna varmamasdr. Oysa her ey ne kadar da sradan, hatta duraan balamt. Oturuyordum. ylece oturuyordum ite. Tuvalet penceresinin, henz geen yaz krem rengine boyanan pervaznda oturuyordum. Kaloriferden ykselen scak hava srtm, hatta btn bedenimi okarken, izik atlm gibi duran ksk gzlerle dary seyrediyordum. Genel ruh halim, ete dnm bir uyku hapyla, hidayete ermi bir Hint ineinin mutluluu arasnda gidip geliyordu. Darda ilk kar taneleri yeryzne szlrken, akamn bu erken saatlerinde ierisi karanlk, rahat ve scackt. Aylardan aralkt, benim en sevdiim ay. K uykusuna yatan bir hayvan trnden olmasam da, bu mevsimde byle bir k uykusunun bana da iyi geleceini dnmeyi pek severdim. Dorusunu sylemek gerekirse, uzun sreden beri hayatmda pineklemek ve uyumak dnda pek fazla bir olay da gereklemiyordu. Bu durumu "yallkta huzur" balyla m, yoksa "yallkta bunama" balyla m izah etmek gerekir, bunu sylemek zor. Lapa lapa yaan kar, oturduumuz kalknma dneminden kalma eski yapnn arkasndaki bahe manzarasn byleyici biimde aydnlatyordu. ri kar taneleri, binlerce hayalet gibi yava ama kararl bir biimde, yksek ve harap duvarlarla birbirinden ayrlan bahelerin oluturduu labirente yaylyordu. Yapraksz dallar ve allar gri renkte ldyor, solgun imler stms bir parlaklk kazanmaya balyor, yazn bunaltc scanda allak bullak olan bu blgeye, hissedilir bir huzur kyordu. Dondurucu soua kar bylesine gvendeyken, keyfim nasl da yerindeydi! Ambarlardaki ekinleri trtklayarak belki de yiyecek skntsna yol aan sevgili dostlarm farelerin, kazan dairemizdeki demir ynlarna naslsa zarar veremeyecei dncesinin nasl da tadn karyordum! Ve sonra da, Gustav'n birka hafta iinde bir sanat eseri gibi hazrlayaca ve eski gelenee gre son eyreini bana brakaca Noel hindisi canland gzmde. Ha, bu arada Gustav'dan sz etmiken: onu grenler, beyin hcreleri birer birer dklen birini izliyormu duygusuna kaplrlar ister istemez. Eski Msr Tanrlar alannda tam anlamyla bir uzman olmasna karn, geici baarlarn saymazsak, bilim aleminin teknesinde bugne kadar doru drst bir yer edinemedi kendine. Zaman zaman kadn dergileri iin (hani kenar altn eritli olanlarndan) yazd yklerle kt kanaat geinmemizi salyordu. Bu gnlerde de nternet iin yldz fal hazrlamaya merak sard; oysa besiye yatrlan bir domuz, kaderinden ne kadar haberdarsa, Gustav da yldz falndan o kadar haberdar. Kendini, benim "babacm" olarak nitelendiriyor; bana XIV. Loui'nin yaam tarzn sunduu srece de buna bir itirazm olmazd. Benim asl aklm kartran ey, u kltme taks. Elli alt yanda, neredeyse kel, gzlkl, iri kym bir Sumo greisi grnmndeki bir varla "ck" taksnn getirilmesi, hem fizyolojik olarak, hem de anlatm tarz asndan byk bir hata bence. Ve "baba" szcne gelirsek -neyse, geelim bunlar. Ama yine de bizi birbirimize balayan bir ey var aramzda. Tamam, bu bir ak ilikisi deil belki, ama saygdan oluan gl bir ba diyebiliriz buna. Bugne kadar hibir sabah, tatl uykumdan uyanp mutfaa kotuumda yiyecek kabm bo bulmadm. Ve bahar balanglarnn neden olduu keyifsiz ruh hali zerime kt zaman, okama seanslar asla eksik olmazd: Ben, gzlerim keyiften kaym bir halde Gustav'n

acayip ikin karnnn zerinde yatarken, o da kaz maceralaryla ilgili bir yazya dalar ve dardaki kt hava, bu scack uyumu bo yere bozmaya alrd. Elbette benim gibi tek bana yaamay seven, aydnlk bir kiilik iin, bir para halanm sr cieri ve biraz masaj hatrna, eski psk bir sabahlktan ve kirli sakall, katmerli bir gerdandan oluan her gnk grntsyle insan depresyona srkleyen, enayilie doymayan birine balanmak ok zor. Yine de Gustav iin daima hazr bulundurduum bir vgy burada dile getirmezsem, gnaha girmi olurum: O, ok sevdiim bir ba belas! Hayr; Gustav(ck)'mn, kabak kafasna komik bir a bal takp, terasta et piirdii ve arkada ktl nedeniyle bendenizle yetinmek zorunda kald o yaz gnleri asla bitmemeliydi! Ve ilk on dakika iinde ikimizi de kyasya bir horlama yarna tututuran o aptalca yarma programlarn izlediimiz "televizyon-karsnda-uyuklamaakamlar"da asla bitmemeliydi! Sonu olarak kendimi savunmak iin unu sylemeliyim ki, rahatna dkn, yal bir ahmaa kar gelitirdiim bu bamllk ilikisi, elbette benim gibi bir asiye gre bir ey deil -ama siz hi ar kilolu bir asi grdnz m? Neyse, dardaki k masal senaryosuna alan pencerenin nnde ylece oturuyordum. Bu arada yaan kar, dolambal bahedeki manzaraya birka santim daha katkda bulunmutu ve duvarlarla bahe kaplar yava yava, beyaz ekerleme kapl kurabiyeleri andran bir grntye brnmt. Kar taneleri rzgrla birlikte oradan oraya uuuyordu ve tpk birbirine karm tl rtler gibi karanlkta savruluyordu. Akam yemei iin artk zamann geldiini dndm kendimden honut olarak. Bir yandan da rahatlktan arlaan gz kapaklarmn kapanmamas iin amansz bir sava veriyordum. Gustav'n, huzurlu maaramzda birka lamba yakmas gerekiyordu artk. Hl u aptal nternet kutusunun banda bir eyler kurcalyor, parlak yldz fallaryla baz beyinsizlerin czdanndan birka banknot trtklamann yollarn aryordu. Aralkl duran tuvalet kapsndan, bilgisayarn klavyesine sert darbeler indirdiini ve arada srada umutsuzca inlediini duyuyordum, ama daha nce de belirttiim gibi, bilincim oktan doa st bir noktaya ulatndan, dnyayla ilgili hakszlklar dile getirdii bu ikyetler, kulaklarmn yanndan uup geiyordu, tpk gzlerimin nnde uuup giden kar taneleri gibi. Ha yle! Birden ayak sesleri ve parke gcrdamas duydum -bu nlenemez tabii, ne de olsa bir anda parkelerin zerine yz yirmi kiloluk bir arlk kmt. Nerdeyse koma halinde olmam nedeniyle, doal olarak bam geriye eviremedim elbette. Ama dnp bakmadan da, gnn en gzel blmnn baladn biliyordum. nk Gustav mutfaa girmiti ve akam yemei iin hazrlklara balayacakt. imdi de bir eyler homurdandn duydum. ou yalnz yaayan insanlar gibi "babacmn" da kendi kendine konuma gibi tuhaf bir alkanl vard; stelik de buna, hi de inandrc olmayan bir biimde, evcil hayvanyla konuuyormu ss veriyordu, "...bugn hi hareket etmedin..." ve "... gnde bir kez temiz havaya kmal..." ve "...ya balamak..." gibi belli belirsiz cmle krntllar iliti kulama. Bu anlamsz lakrdlar arasnda mantkl bir ba kurmaya frsat bulamadan, gz ucuyla Gustavn kaln kollarn fark ettim bamn zerinde, sosis gibi parmaklaryla pencereyi atn grdm ve sonra da..., evet aslna baklrsa sonra hibir ey grmedim, yalnzca hissettim. Hem de ey birden hissettim: nce, hassas burnuma tpk buzdan bir yumruk gibi arpan dondurucu souk havay, sonra kma yediim ve ne doru savrulup pervazdan umama neden olan o esasl tekmeyi ve son olarak da terasta son bulan olduka akrobatik dm. Karlarn zerinde yuvarlandktan sonra, fkeyle doruldum. Gustav'n, kapal pencerenin ardndaki aptalca srt konusunda neler dndme dair bir yorum yapamama gerek yoktur herhalde. Ama en kts, anlalan sevgili dostumun ilerleyen yayla birlikte, ortal kasp kavuran ve artk benim trmn de nasibini ald "salkl yaam" furyasna kaplm olmasyd. Son zamanlarda treyen tehlikeli sapklar, her gn kendilerine deiik biimlerde uyguladklar lsz ve ikenceyi andran beden egzersizlerini, gn getike daha aleni biimde bizlere de benimsetmeye alyorlard. Biz de artk anlamsz vcut gelitirme egzersizleri sayesinde yeryznde cenneti yaayacak, dahas yryen birer kas yn gibi etrafta dolaacaktk. Salkl ama keyifsiz bir halde hayatla dalga geecektik, tpk kokain ekmi bir maymun gibi akrobatik hareketler yapp parlayacaktk ve sonunda bir maraton kousu srasnda, yzmzde bir glmsemeyle ruhumuzu teslim etmek uruna, genliimizden hibir ey yitirmeden mmknse yz yl yaayacaktk. Evet, tm dergiler ve televizyon kanallar, u ksack hayattaki geriye kalan gnlerini, gbek balama paranoyasna kaplarak, ocuka tepinmelerle berbat eden sportif geri zekllarla dolup tayordu. Ama nasl olurdu da Gustav gibi, sporla aras bir svari ant kadar iyi olan (ve onun kadar ar olan!) birinin aklna, benim gibi hareketli bir delikanlya yry yapmay nermek gelirdi, bunu zebilmi deilim. Kuantum mekaniini kavrayana kadar zaten gbeim atlamt -ama insanlar kavramak... Peki o zaman, biraz hareket edelim bakalm. En iyisi de dikkat ekerek. Bir leylek gibi bacaklarm uzatarak yryp, uray buray koklayaym. ehirde ceylan avna km gibi kosam da fena olmaz, en azndan trme yarar bir ov sunmalym, nk byk olaslkla defalarca olimpiyat ampiyonu olan arkada, arkadan beni beki gibi gzetliyordur. Terasta biriken karlarn arasnda zorlukla yrmeye alrken, dnp tuvalet penceresine bir gz attm. Herif yok olmutu! Bu da, benim iin "kondisyon sporunu" uygun grd anlamna geliyordu. Ayrca nmzdeki yarm saat iinde, bu dondurucu havada gerekten de kmn donaca ve scack yuvama dnp akam yemeini yiyene kadar bir kardan adama dneceim anlamna da geliyordu. Bu souk

gerei anladm o anda, Gustav' gzm bile krpmadan kuzey kutbuna bir keif gezisine gnderebilirdim hem de anadan doma! Hayal krklna uram bir halde dndm ve etrafa bakndm. Daha birka dakika nce scack bir perspektiften tadn kardm bu masals k manzaras artk bana o kadar da sevimli gelmiyordu. Youn kar yana karn zerinde durduum ykseltiden, i ie gemi, kirli neon gibi parlayan bahe manzarasn ok iyi grebiliyordum. Bu manzara daha aalara doru, bir dn pastasnn eker kapl, ssl kvrmlarn andryordu. Sa tarafmda, sonsuz gibi grnen ve eski yaplarn arka cephelerinden oluan karenin i blm uzanyordu. Saysz pencerelerden klar szyordu ve uzaktan, scak renk tonlarnda aydnlk sayordu. Tam karmda da kck, bakmsz bir bahenin bitiiinden ykselen komu binann ykk dkk tulalardan rl, penceresiz duvar grnyordu. Kzgnlm biraz olsun hafifleten tek ey, beyaz kar rtsnn tm grlty sihirli bir g gibi yutmas, ehrin uultusunu yok etmesiydi. Aklma baka bir ey gelmedii iin ve her zaman yaptn bir ey olduu iin, bahe duvarlarnn oluturduu zikzaklarn zerinde yz metre kadar yryp dnmeye, sonra da canl ikyet dilekesi gibi tuvalet penceresinin nnde dikilmeye karar verdim. Aslnda souk hava beni pek etkilemiyordu; beni asl rahatsz eden ey, Hintli bir ruh halinden Arktik bir ruh haline dnmeme neden olan ani geiti (1). Patilerimin kara gmlmesine karn, birka hzl atlaytan sonra duvarlarn zerinde kolayca ilerledim. Karlarn oluturduu tl rt gr alanm biraz engellese de, dizgi kasasn andran bu yollan ezbere bildiimden, yanl yere basmam sz konusu olamazd. Yukardan bahelere baktm. Paslanm mangallar, irkin, plastik bahe mobilyalar ve nefis duvar sebilleri, bu grkemli beyazla estetik bir biimde uyum salamt. Her ey esiz bir huzuru yanstyordu adeta, ve her ne kadar da iten ie, dar atlmamda olumlu bir yan grmeye yanamasam da, Gustav'a duyduum kin giderek azalyordu. Akam yemeinden nce biraz hareket etmek, belki o kadar da kt bir fikir deildi. Youn temiz hava takviyesi, halsinasyonlar ve olmayacak hayaller grmeme neden olmaya balamt. Yrym srasnda, geen yazdan beri gz koyduum u gzeller gzeli fst grdm sandm ciddi ciddi. nc kiilerden rendiime gre, ad Fabulous'tu ve bir Tiffany diisiydi. Tiffany kedileri, uzun tyl kedilerin beden yapsyla gr, ipek gibi tylerin kibar bir biimde bulutuu, uzun tyl Burma tr kedilerdir. Tam bir yldz! Scak, samur renginde kark tyler, uzun, ince bacaklar, gr bir kuyruk, hafif yuvarlak, aralkl kulaklar ve altn renginde ldayan, hafif eri gzler. Fabulous bir insan olsayd, kvrml boa yakas olan ak seik, koyu bir elbise tayor, ellerine parmak ksm olmayan dantel eldivenler takyor ve iki parmann arasnda kesinlikle, uzun bir sigara azl tutuyor olurdu. Erotik konularda deneyimsiz saylmam ve -kendimi vmek gibi olmasn- genelde kar cinsin zerinde youn bir etki brakrm, ama yine de geen yaz Fabulous'a yaklamaya bir trl cesaret edememitim. tiraf etmeliyim ki, o da benimle iletiim kurmak iin can atmad. Aramzdaki 'sk fk iliki', atda gnelenirken bana uzaktan gnderdii anlamal bir baktan ve kardaki duvarn zerinde yanmdan geerken, bana srtndnde aniden balattm heyecanl temizlenme ritelinden ibaretti. Yine de iimdeki ak, gn getike daha da bymt, ta ki souyan havalar bu kaamak karlamalara da bir son verip ak ateim az da olsa dinene kadar. Ama, Fabulous'a kr ktk k olduumu ve akn kazanmak iin ilkbaharda youn bir saldrya geeceimi biliyordum. Byle gndz dlerine dalmken, zamann nasl getiini anlamamm. Blgenin i ksmlarna doru ne kadar ilerlediimi bilmiyorum. Ama eve dnme zaman gelmiti artk. Bu arada srtm ve bam kaln bir kar tabakasyla kaplanmt. Beni grenler, gelimemi bir kzak kpei olduumu sanmlardr herhalde. Duvarn zerinde durdum, tam dnecektim ki, bir ey dikkatimi ekti. nemli bir ey deildi, yalnzca duvara tutturulmu bir sebildi. Ama ne sebil! Durduum yerden, harika yeillii deliksiz kar rtsnden dolay yalnzca tahmin edilebilen, geni bir iek bahesi grnyordu. Beyaza brnm biimsiz, kabark bir takm yaptlar, bunlarn titizce budanm birer piramit aac olduuna iaret ediyordu; kvrml parmaklklar, iek kenarlklar ve tam ortada romantik bir ardak grnyordu. Duvar sebili de bunlardan farkszd. Bu sebil byk olaslkla, yaklak otuz metre uzaklkta, karanln ortasnda uyuyormu gibi duran bu eski, muhteem yapnn yapl srasnda, binann baheye bakan n duvarna tutturulmutu. Benim gibi sanat duyarll yksek bir gzlemci, karla kapl bile olsa, istiridye kabuu biiminde stilize edilmi bir lavaboyu, Maribi slubunda yaplm at nal biimindeki kapak ksmn ve kocaman musluu ayrt edebilirdi. Ancak, benim asl gzme taklan ey, musluk ile lavabo arasndaki devasa, heykeli andran kabartmayd. Bu, trme ait birebir boyutlarda bir portreydi. Tpk arka ayaklar zerinde duran bir kpek gibi, yani dik ve arka bacaklarn uzatm, n bacaklarn hafif bkm bir biimde sebilin kapann nnde szlyordu. Elbette "szlmek" burada yanl bir ifade, nk arkadan bir ekilde duvara tutturulmu olmas gerekiyordu. Kardan ve yetersiz aydnlatmadan dolay, yalnzca ana hatlar belirgin olmasna karn, eseri olduka etkileyici buldum. Bu pitoresk eseri neden daha nceki gezintilerimde fark edememitim? zellikle de karsz gnlerde aka grnmemesi garip deil miydi? Giderek ikenceye dnen alma ve iddetlenen kar yana karn, bu durumu byte altna almaya karar verdim. Duvardan baheye atlayarak sebile doru ilerledim. Birka adm sonra zerime bir titreme geldi, ama bunun kayna dondurucu hava deil, korkun bir tahmindi. nk sebile yaklatka, musluun altndaki bu tuhaf

heykelin hareket ettii, daha dorusu rzgrn etkisiyle belli belirsiz salland gzden kamyordu. Huzursuz edici bu objeyle aramda yalnzca birka metre kaldnda, ensesinin arkasndan muslua uzanan karl izgiyi fark ettim. Uzaktan bakldnda bu izgi, arkadaki beyazlkla bir btn oluturuyordu ve bylece fark edilemiyordu. Sonunda sebile yaklatmda iimi, tpk bir bardak suyun iinde halkalar izerek zlen bir damla mrekkep gibi, tarif edilemez bir dehet kaplad ve kaslarak titremeye baladm. Gzlerim yuvalarndan frlayacakt adeta ve bir an kalp atlarm durdu. Grdm ey, ne bir kabartmayd, ne de sebili ssleyen bir heykel. O, boaz bir kordonla sklp muslua aslm, cansz ve kan donmu bir trdeimdi. kinci Blm Orada, tpk ucu bal, beyaz bir boha gibi asl duruyordu. Boynu krlmt, gzlerini ac dolu bir ifadeyle krpmt, kuyruu kaskat olmutu ve hznl bir biimde aaya doru sarkkt. Tr ayrt edilemiyordu. Kordon boynunu o denli skmt ki, bedeni uzamt ve hacmi yar yarya klm gibi grnyordu. peksi parlaklkta, siyah ipliklerden oluan kordon, gsterili perdeleri balamaya yarayan ve ucunda u vazgeilmez psklleri bulunan trdendi. lnn gzleri kapal olduu iin anslydm, nk korku dolu, donuk baklar karsnda annda olduum yere ylrdm herhalde. Konfeti gibi zerine yaan karlar, buzul andan kalma bir mumya gibi grnmesine neden oluyordu. Sonra aniden kan bir esintiyle hafife iki yana sallanyordu, bu grntsyle grotesk bir Voodoo bebeini andryordu. Bunu ona kim yapmt? Cesedi daha ayrntl inceleyebilmek iin, transa gemiesine bir hamle yapp, lavabonun zerine sradm ve 'hi kuku yok ki bir insan' diye yantladm kendimi. nk birka egzotik trn dnda hibir hayvanda, bu tarz el becerisi gerektiren etkinlikleri gerekletirmeye yarayan parmak veya parmaks uzuvlar bulunmamaktadr. Ve birinin boynuna kordon dmleyebilmek iin de parmaa benzer peneler gerekir. Blgemizde, gzn kan brm empanzelere pek rastlanmazd, o halde bu barbarl ancak bir insan gerekletirmi olabilirdi. Yakndan bakldnda, dehet kat kat artyordu. Trdeimin surat imdi tam karmdayd ve aa sarkm byklar, yatk kulaklaryla tpk lmne kederli, yal bir adamn suratn andryordu. Onu koklarken, kaskat kesilmi bedenini hissediyordum adeta. Ve ahrete g etmeden nce nasl bir vahete maruz kaldn da tahmin edebiliyordum. Gzlerimden kopan ilk gzyalar, eneme doru szlerek lavaboya damlad. Dnya bylesine kt bir yerdi ite, aydnla ve onura dair bu denli umutsuzdu. Byle tyler rpertici bir sahneyle hayatmda ilk kez karlamyordum. Ama deneyimlerim bana, bu dnyadaki kasaplarn, utan verici eylemleri iin aslnda hep "akllca" gerekeleri olduunu retmiti. Yani demek istediim, bu nedenler her ne kadar sapka, megalomanca veya alaka olsa da, sapka, megalomanca ve alaka bir bak asyla bunlar anlayabilirdiniz. rktc, ama kendi iinde tutarl. Bu olay ise, tmyle farkl bir boyut ieriyormu gibi geliyordu bana. Herhalde cinayet ilemek iin cinayet ilenmiti. Ya da daha az dramatik szcklerle ifade etmek gerekirse: Burada, lmle.son bulan, sradan bir ikence vakas sz konusuydu. Biri, byk olaslkla hasta ruhlu bir insan evlad, savunmasz kk bir hayvann aslarak, son nefesini veriini izlemek istemiti. ren bir merakn ve zalimliin verdii tatminlik duygusundan kaynaklanan bir i gd olmalyd bu kukusuz. Bu kadar basit, bu kadar akl almaz! Hayvanlara uygulanan eziyetlerin uzun ve hznl, ama zellikle de akl sr ermez bir gemii vardr. ocuklarda bunun nedeni, yanl ynde gelien merak olarak aklanabilir; yetikinlerde ise bu durum sapknlkla nitelendirilir. Hasta ruhlar diyardr buras. Kesin olan bir ey varsa -ki aratrmalar da bunu desteklemektedir- o da, hayvanlara srf elence olsun diye kence ektiren ve onlar ldren insanlarn, aynsn hi ekinmeden hemcinslerine de uygulayabilecekleri gereidir. Hayvanlara eziyet etme olgusu bu adan ele alndnda, insan tr iin de byk bir tehlike oluturduu grlr. Mkemmel bir analiz! Ama ne iime yarar? Hi. nk yalnzca bu zavallcn lmne zlmekle kalmayp, kendi kapmzn nnde bile artk can gvenliimizin kalmad gereiyle, Noel ncesi huzurumu karacaktm. Hayvanlara ikence eden ve onlar ldren caniler, genelde seri katillerdir ve bir kez kan yaladktan sonra, bu tutkularndan zor vazgeerler. Dedektiflik igdlerimi harekete geirerek caniyi yakalamak ynndeki dncemi de bir kenara atabilirdim, nk bir insann, stelik de son derece tehlikeli bir insann kanl eylemlerine son vermek benim iin yle basit deildi. Bu da beni doruca, cesedi bulmadan nce vermi olduum karara, yani byk admlarla eve dnme kararna gtryordu. Eve vardmda Gustav'a, beni bir daha dar atmamas iin gnlerce, haftalarca, hatta neden aylarca olmasn, onursuzca bir tiyatro oyunu sergileyerek, umutsuz hasta rolne brnecektim. Lavabodan indim ve geldiim duvara atladm. Baheden geerken, gzlerimle etraf kolaan ettim. Geen sre iinde her ey deimiti. eker kapl kurabiye manzaras, dev bir kapana, romantik kar rts de kam engellemek iin elinden geleni yapan sert, hain bir tabakaya dnmt. allklar ve aalar, aklndan uursuz eyler geiren glge varlklar andryordu bir anda. Karanln ortasndaki eski ev, elinde bir para kordonla her an baheye kacak aalk katilin maarasyd artk. Elbette tm bunlarn benim

uydurmalarm olduunu biliyordum. Byk olaslkla katil, en azndan bugn iin sadistlik konusunda doyuma ulam, gerekletirdii eylemin ansyla zevkten kendinden geiyordu. Sonunda duvara ulamtm ve tam atlamak zereydim. Eski bir alkanlmdan vazgeemedim ve daha sonra ayrntlar arasnda birtakm balantlar kurmak iin, olay mahallinin topografyasn aklma kazmak zere son bir kez arkaya bakmay gze aldm: Kar duvardaki sebil, muslukta asl duran kurban, sol taraftaki karanlk ev, karla kapl imler, ortadaki ardak ... ... ve aprazmda, duvar dibinde parlayan, beyazms bir ift gz! liklerime kadar ileyen me bir anda geti ve vcudum, bamdan aa kaynar sular dklmesine, cehennem ateiyle yanmaya balad. Hassas bir lm aleti kadar emindim: Bu kez hayal grmemitim. Karaltnn, i ie gemi bitkilerin ve kuru dallarn arkasnda keye melmi, iten aydnlatlm gibi duran parlak gzlerini bana diktiini grdm. Korkudan zayf dm hayal gcmn yaratt bir hortlak deildi bu kesinlikle. Hayr, belli belirsiz hareket ediyordu ve iinde gizlendii alln da sallanp, dallarn ve yapraklarn zerindeki karlarn yere dmesine neden oluyordu. Scak nefesi, hayalet dumanlar gibi dallarn arasndan ykseliyordu ve souk havada dalyordu. Ama en rktcs ise, canavarn byk olaslkla beni, bu lanet olas yere geldiimden beri gizlice dikizledii dncesiydi. Ben de saf saf, katilin bugn iin doyuma ulatn dnmtm! Duruma baklrsa muslukta asl duran arkada, dier potansiyel kurbanlar iin bir yemdi yalnzca. Birazdan canavar siperinden kacak, ok gibi zerime atlarak narin boynumu bir gzel ilemeye balayacakt. Yine de, byle tehlikeli bir durumda bile, eski ve bana zarardan baka bir ey getirmeyen bir tutkum, lanet olas merakm girdi devreye. Olduum yerde durdum ve grebildiim ayrntlardan, doru drst anlamlar karmaya altm. Bu canavarn bir insan olduuna hi kuku yoktu, bembeyaz parlayan gzbebekleri bunun kantyd. Birka nadir trn dnda, hibir hayvann beyaz gzbebekleri yoktur. Ama yine de grdm eyin silueti bende phe uyandrmt. Yanlabilirdim ama kafas, tam olarak grnmeyen bedenine ve bir insana gre fazlaca byk geldi bana. Bu vcut orantlarna bakldnda, ancak kk bir ocuk sz konusu olabilirdi. Ama siluetin, ksa olmasna karn olduka yapl durmas, bu olasl da rtyordu. yi de, bu varsaymlarla nereye varacaktm ki? Bu uzaklktan grebildiim tek ey, tuhaf bir varlkt, stelik de karla kapl bir bitki rtsnn arkasna gizlenmiti. Bu cani, pekl Marsl bir yaratk da olabilirdi. Veya gerek bir canavar -bylece asl konumuza dnmtk. Bu da, boynumu ipe kaptrmadan, bir an nce toz olmam gerektii anlamna geliyordu. Duvara atlamak iin arka bacaklarmla zplama pozisyonuna getim. Tam o anda hayalet, bitki perdesinin arkasndan frlad. Ancak iin ilgin yan, bana doru deil, benim taklidimi yaparcasna arkasndaki duvara doru komaya balad. Bu da onun kat anlamna geliyordu! Bir saniyeden ksa bir sre iinde, evik hamleler gerekletiren bu ne olduu belirsiz yaratn hayal meyal grntsn ve duvara ulatnda delici baklarla son bir kez bana evirdii parlak, beyaz gzlerini grdm. Sonra da hayalet, duvardan atlad ve yok oldu. Kimdi ya da neydi bu? Gece yarsn aran bir hayalet mi? Yoksa gerekten de, hayvanat bahesi bekilerinden kaarken biraz klk deitiren, kana susam bir empanze mi? Bana gre, biraz bodur kalm olsa da, bedeniyle mthi artistik numaralar gerekletirebilen, son derece antrenmanl bir herif sz konusuydu. Bu da onun bir profesyonel olduunu gsteriyordu; byk olaslkla da ekmeini, bedeniyle yaratt harikalar sayesinde kazanyordu. Belki de bir ktyd; sorunlar gz kapal, ortal ayaa kaldrmadan zen ince ilerin adamyd. Peki o zaman neden sevilmeyen bir politikacy deil de, be yandaki bir ocuun bile kolaylkla halledebilecei bir grevi stlenip, kck bir hayvan ldrd? Ve neden, ondan daha gsz olan olayn bir numaral tanndan, yani benden kat? liklerime ileyen korkuya ve tm bedenimi saran titreme nbetine karn bu sorularn peini brakmak istemiyordum. nk merakm, yantlar almaktan vazgemeden nce bana kafay yedirtirdi. Bylece baheden geerek, az nce esrarengiz yabancnn gizlendii duvar dibine gittim. Gittii yn kestirebilmek iin, tpk onun yapt gibi, bir hamlede duvarn zerine zplamak istedim. Tam zplaya geecektim ki, kaderim bana az nce oynad oyunu tekrarlad ve arka bacaklarm bloke oldu. Hayr, bu kez grdm ey, fikrini deitirerek boazma ipi geirmek iin geri dnen canavar deildi. Bu kez drt trdeim birden grnd. Sihirli denek demiesine bir anda duvarn zerinde belindiler ve akn gzlerle bana baktlar. Aralarndan birini ok iyi tanyordum: Fabulous; yaz arzularmn tanras: altn gibi parlayan gzleri ve batan karc baklaryla erkeklerin kalbini dzineler halinde yerle bir eden, uzun tyl, stl kahverengi yumuack diva. Yannda yeniyetme, kmr karas iki arkada vard. Onlar da gz ard edilecek gibi deillerdi hani! Ve nabz atlarn hzlandran bu gzellerin hepsi, grntsn tanmlarken "antipatik" kavramnn bile yetersiz kald -en azndan benim gzmde yleydi gen bir delikanlnn etrafn sarmlard. Bayanlar ona srtnerek, etrafnda dolanyor, onun yaknln aryorlard. Sanki her an, sonsuz gzelliin formln aklayacakm gibi aznn iine deceklerdi; bu halleriyle, muhteem bir horoz grm heyecanl tavuklar andryorlard. Bakalar bo zamanlarn anlalan daha anlaml etkinliklerle sslerken, ahmak ben, bu karda kta bir canavarn peine dm, canllarn dnyasna veda etmeyi gze alyordum. Benekli ve sert tyl bir Amerikan (Tabby) tryd ve dorusu "trendy", "in" veya "en vogue" gibi etiketler onu, olduundan daha sempatik hale getirmiyordu. Bu ssl tr, trmn "punk" olarak bilinir ve gnn

modas gerekli klarsa gzlerini bile krpmadan iki bacan kestirebilecek trden insanlar tarafndan tercih edilir. Aslna baklrsa tam da, bir st katmzda oturan, ve an modas konusunda umutsuz bir vaka olan Archie'ye gre bir hayvand. Tek sorun, tannm diskolarda DJ gsterileri sunmaktan ve kayak tatilleri yapmaktan kendine bakamadndan, Archie'nin kendisinin de iyi kalpli biri tarafndan acilen birka gn beslenmesi gereken zavall, clz bir hayvana dnm olmasyd. Sert tyl Amerikan cinsi kedilerinin tyleri, iletken tylerinin, yani tylerimizi kabarttmzda dikleen u uzun tyler, ucuna doru kvrlp lle halini aldklar iin ok ilgi ekicidir. Bu yzden tyleri serttir ve tpk koyun yn gibi ele gelir. Drst olmam gerekirse, bu delikanl gerekten de bir gzellik abidesiydi. Bakr renginde parlayan iri gzleri, kk elmack kemikleri, kvrk byklar, siyah ve krem rengi benekleri olan krmzms ldayan tyleri, kocaman patileri... ah evet, her eyi yerli yerindeydi. tiraf etmeliyim ki, cinsiyet deiiklii geirseydim, ben de asl duran bir cesede deil, ona srtnmeyi tercih ederdim. Ama gzellik, bakann gznde biimlenen bir kavram deil midir? Ve dnyadaki gzellerin tm, yani kimsenin nasrna basmadan nasl sylesem, aptaln aptal deil midir aslnda? Hayr! Tabii Fabulous iin konumak gerekirse. Gzn, etki altnda kalmaya son derece elverili bir zellii vardr. Yalnzca grmez, ayn zamanda anlamlandrr da, zellikle de farkl anlamlandrr. Bylece "gzel", bir anda "mkemmele" dnr; bu da istee gre annda "iyi" veya "zeki" oluverir. Mutlu genlik yllarmda, blgemizde bana da bir ilah gzyle baklrd, ama imdi bana yle geliyor ki, bana tahamml bile edemiyorlar. Kskanlk ve hasetle uzaktan yakndan ilgisi olmayan duygular iinde ve elbette yalnzca felsefi kayglar gderek, insanolunun gzellie kar duyduu nevroz derecesindeki al gidermek iin, ne kadar ileri gidebileceini dndm. nsanolu dorudan tabiat anann ilerine kararak, onu etkileyip ynlendiriyor ve szde daha deerli bir ey yaratyor. Sert tyl Amerikan tr gibi hazineler de batan sona yapay rnlerdir ve insanolunun gzn okamak iin yaratlmlardr. Ancak yine de bunlar, gnn birinde belki doal seleksyonlar yoluyla da ortaya kabilecek rnlerdir. Bu elbette iin gzel yn; tabii yksek yetitirme maliyeti ve ensest iftletirmeler bir kenara braklrsa. Bilimin mucizeler dnyasnda gerekleen yenilikler, gerekten de tyler rpertici olabiliyor. Yeil renkte parlayan tavanlar, sper saldrgan genlere sahip koruma kpekleri, st retimi iki katna kartlan inekler btn bunlar daha nereye varacaksa? ocuklar daha ok sevsin diye gerekten Goofy'ye benzeyen bir kpek yaratrlar m acaba? Ya da bir yandan koarken, bir yandan da kovboy arklar syleyen bir at? te yandan, duvarn zerindeki bayanlar gzlerini birazda benim deerli kaltmsal yeteneklerime evirselerdi, buna hi itirazm olmazd. Hatta bu yeteneklerimi yalnzca onlara deil, istee gre oalmalar iin tm bilim dnyasna da seve seve sunabilirdim. Ama hayr, baygn baklar u ukalaya yapmt bir kere, klonlamaya onu daha uygun bulduklar aka grlyordu. Sayn ukala da, sanki karda deniz yldz arayan biriymiim gibi, anlamsz ve alayl baklarla bana bakyordu. Coup tozan kar tanelerinin arasnda kpkrmz parlyordu, adeta alevlerden oluan bir emberle evrili gibiydi. "Onu grdnz m?" diye sordum soluk solua. "Onu grmek mi?" diye tekrarlad sert tyl ve ar ar ban iki yana evirdi. Sesi tam beklediim gibiydi: yapay bir biimde kadns, kmseyici bir biimde ukala ve alayc. Bu herif gerekten de kendi jenerasyonunun incisiydi! "Kimi grmekten sz ediyorsun?" Biraz gecikmeli olarak bayan da ayn maymunsu hareketi tekrarladlar ve tpk onun gibi soru dolu gzlerle etrafa bakndlar. Sanki ben cinlerden perilerden sz ediyordum! "Az nce duvara trmanan ve br taraftan yok olan u adam ite. Durduunuz ykseklikten baknca, hl arka bahelerden birinde grnyor olmal." Sakinliimi korumak iin kendimi zor tutuyordum. "Bir adam diyorsun, yle mi?" Ba belas herif, sanki bir dnya meselesi hakknda kara kara dnyordu. "Bir insann bu duvara trmandn sylyorsun, yle mi? Umadndan emin misin peki?" Bayanlar kkrdyordu -Fabulous da onlarla birlikte, bu da kalbime bak gibi sapland. "Hayr," dedim umutsuzca. "Bu bir aka deil arkadalar. O ok tehlikeli biri ve u anda kayor." "Bunu tahmin edebiliyorum," diye sze girdi sert tyl. "Kaarken rahata bahe kapsn kullanmak yerine duvarlara trmanan bir insanda gerekten de bir terslik var demektir. Kimden kat?" "ey... beni grd ve sonra ..." imdi drd de kahkahalara boularak glyordu. Bu aklamann biraz isabetsiz olduunu itiraf etmeliyim. Bir sre sonra sert tyl, glme krizini atlatt ve kendine gelerek, bakma muhta bir hastayla ilgileniyormu gibi yumuak bir ifade taknd. "Sakin olabilirisin dostum, grnrde kimse yok, kaan biri ise hi yok. Youn kar ya gzleri yanltabilir, zellikle de -affna snyorum- bu gzlerin yapm yl gemi yzyla aitse. Ve u uursuz adamn tehlikeli olduu konusuna gelince; yine affna snyorum -senden katna gre o kadar da tehlikeli biri saylmaz. Hadi imdi sakinle ve scak yuvanda seni bekleyen mamalarna dn." "Gerekten de birinci snf bir terbiyeye sahipmisin gen arkadam," diye yant verdim. "Acaba -affna snyorum- knn zerinde bir deneme yaptktan sonra, yal dilerim hakknda da bir yorumda bulunmak ister misin?"

Alnn buruturdu, anlalan birden ciddi ciddi dnmeye balamt. Sonra yz tekrar aydnland. "Sanrm senin hakknda bir eyler duymutum. Evet, evet, bu blgedeki polisiye olaylar zmekle nl birinin sz gemiti. Ama bu ok uzun zaman nce deil miydi yahu? Herkes derin bir saygyla bahsederdi ondan: Yaptklar, efsanelere ve destanlara dnen byk bir kiilie kar duyulan bir saygyla. Elbette hi kimse bunlarn doruluk payn pek incelemek istemedi. Bana kahraman, sekizinci dnya.harikasym gibi tarif etmilerdi: etkileyici cssesi, keskin zeks olan bir iyilik melei..." Bunlar sylerken bana acyarak bakyordu. "Kahraman dedektifler buna benzediklerine ve zamanlarn hayalet avcl yaparak geirdiklerine gre, bu skc yerde oktandr " Kuzularn Sessizlii" diye bir ey duyulmam. Adn Francis, deil mi? Ya da byk, yal Francis mi demeliydim?" Ah, nasl da canm yanmt, gerekten canm ok yanmt! "Doru!" diye yantladm duygularm belli etmeden. "Ve tantraym, u kardaki de..." diye yeniden sze baladm asl cesedi gstererek. "... arkadam: Ceset. Siz gelmeden nce kendi aramzda kar topu sava yaptk. Birden bire boazlan armaya balad ve sonsuz istirahata ekildi." Drd de ayn anda kafalarn kaldrdlar ve karya baktlar. Birka dakika nce benim yaadm rpertiyi imdi onlarn yaadn gzlerinden okuyabiliyordum. Sebildeki ceset, yaan karn etkisiyle bembeyaz bir ipek kozasna brnmt adeta. Bu bile rktc grnty hafifletmeye yetmiyordu. Tm hatlar, aa sarkan kafas, kvrk n bacaklar grotesk bir biimsizlie dnmt. Sert Tyl'nn, az nceki szlerinden dolay utand iin mi sessizlie brndn, yoksa karlat srpriz karsnda dilini mi yuttuunu kestiremiyordum. Bir anda onun iin hava olmutum, beni umursamadan duvardan atlad ve sebile kotu. Sadk glgeleri bayan da duvardan inerek, onu izlediler. Sert Tyl, lavabonun zerine srad ve cesedi yakndan incelemeye balad. Ben de aada duran zgn, ama ayn zamanda hayranlkla valyelerine bakan gzelin yanna ar ar yaklatm. Sert Tyl bizlere, beni bile etkileyen, gerek bir ov sunuyordu. Amerikan polisiye dizilerindeki bir FBI hyarn canlandryormuasna, kafasn belki yz kez cesede doru edi, youn bir koklama ilemi uygulad, bzlerek cesedi bir de alttan incelemeye ald, sonra da abartl bir mesafeden izledi ve cesedi burnuyla ittirerek sallandrmaktan bile ekinmedi. Otopsi yapabilmesi iin ona neter uzatacaktm, ama ne yazk ki benimkini yanma almamtm. Fabulous ve iki siyah arkada ise uzmanmz yle bir hayranlkla izliyorlard ki, sanki o an Tanr dnyay yaratyordu. "Tuhaf, ok tuhaf," diye mrldand Sert Tyl incelemelerini bitirdikten sonra. Srtn cesede evirdi ve dncelere dalm bir halde bize bakt. "O kadar da tuhaf deil," dedim sinirlenerek. Ukala tavrlar beni sonunda ileden karmt. Patolojik blmde kimin gerek usta olduunu ona gstermek istiyordum. Sonra da alt aylna, hak ettiim k uykusuna dalmak zere ekilecektim. Kibar beyefendi, Fabulous ile evlenebilirdi; hatta yle birden de evlenebilir, onlarla srler halinde yavrular retebilirdi, umurumda deildi. Hem de hi umurumda deildi! "Hayvanlara uygulanan, neredeyse sradan bir ikence olay ite. Genelde asma uygulamasyla son bulur. Az nce kaan herifin bunun sorumlusu olduuna dair bahse girerim. Hatta bu rezil eylemini tesadfen buluumu da byk bir zevkle izleyip, heyecannn doruuna ulatndan da eminim. O bir keyif adam ve misyonunu tamamlamak iin kendine zaman tanyor. Bu nedenle de bana ilimedi. Deneyimlerim bana, blgemizde uzun vadeli bir sorunla kar karya olduumuzu sylyor. Bu cani, iki ayakllar minik sevgililerinin birer birer kaybolduunu fark edip nlem alana kadar, korkun eylemlerine devam edecek. Bu uzun srebilir. Bir sre uyank ve dikkatli olmamz gerekiyor. Belki de btn arkadalar bu tehlikeden haberdar etmek iin bir konferans ..." "Asmak m dedin?" Sert Tyl lavabodan inerken benimle deil, daha ok kendi kendine konuuyor gibiydi. Duyduum en aptalca soruydu bu. "Evet, aslmak. Baka neye benziyor bu, kurun yarasna m?" Tam nme dikildi ve gzlerimin iine bakt. Bayanlar, tpk gz kamatrc bir gnein etrafnda dolanan gezegenler gibi arkasnda durdular. Tanrm, ne kadar da gzeldi! Kzl-kahverengi parlayan o tyleri! plak gzle bile yumuakl hissedilebiliyordu. ok zel bir kumatan yaplm gibi, hatta krk sanayisinin gizli aratrmalarnn bir rn gibi grnyordu. Hele o bakr rengi gzleri! Hareket alanna giren herkesi ipnotize edebilecek bir parlakla sahipti. imdi Fabulous'u daha iyi anlyordum. Bu da, rakibime kar iimde daha byk bir nefretin dalgalanmasna neden oldu. "Daha ilk karlamamzda sivri dilimi sana kar kullandm iin zr dilerim, Francis," diye sze balad Sert Tyl. "Mea culpa. Ama bu zavall trdeimizin aslarak ldrldnden gerekten emin misin?" "Hayr, belki de nedeni yalnzca hkrktr." "imdi ayn sivri dille bana gnm gsteriyorsun, deil mi? Ancak yine de seni fiziksel bir zelliimiz hakknda aydnlatmalym. Anlalan senin gznden kam. Burada dil gibi ince bir ayrnt sz konusu. Dilimiz, kafa hacmimize kyasla biraz byk kayor. Tam tersine, az boluumuz da burun boluumuza gre biraz ufak. Dil kk, genzimizin derinliklerinde bulunduundan, darbe veya skma nedeniyle gerekleen aslma srasnda dil azdan sarkar. Burada byle bir durum sz konusu deil. Baz vicdansz avclarn hl kullandklar ve orman kenarnda yaayan trdelerimizin de zaman zaman yakalandklar,

ask tuza veya tabak eklinde tuzak olarak da adlandrlan bu tuzak yntemi, ayn etkiyi yaratmaktadr. Boazn ani ve sert bir biimde sklmas halinde dil, daima dar kar. Bu bir doa kanunu! Ha, neredeyse unutuyordum: Benim adm Adrian." Bir yn kar argman sralamak, syledikleriyle alay etmek ve hakaretler yadrmak iin azm atm. Ama birden enem tutuldu ve azm ak kald; bu halimle herkese aptal bir surat ifadesi sunmu olmalydm. Mthi rahatsz edici bir kabulleni, tpk zehirli bir ok gibi annda felce uratmt beni: Haklyd! Kendime olan kzgnlm utanla i ie geerek, yal beynime hcum etti. Tek tesellim, kpkrmz kesilmek gibi bir zelliimin olmamasyd. Byle nemli bir ayrnty nasl atlamtm? Oysa her zaman anatomimiz hakkndaki derin ve engin bilgimle ovunurdum. Adrian'n sunduu konferans, suratmn ortasna inen bir yumruk gibiydi. Ac bir biimde bana, yalln getirdii aksaklklar hatrlatmt. Hata yapmaya balamtm ite. Ve nemli bir ey daha serilmiti gzlerimin nne: Herif sadece gzel deildi, ayn zamanda zekiydi de. Byk olaslkla gzel sesiyle harika operalar da syleye biliyordu veya portakallarla cambazlk da yapabiliyordu. "I, yle olabilir, ama olmayabilir de," diye kvrmaya altm. "Demek ki herif nce ikence yapm, sonra ldrm ve sonra da elence olsun diye asm. Ne fark eder ki?" Adrian sylediklerimden hi etkilenmeyerek, asl duran cesede bakt. "Kar tabakas ayrntl bir incelemeyi engelliyor. Ama ikenceye uram gibi bir hali yok. Ve katil onu nce ldrm olsa bile, aslma srasnda dilin yine de dar sarkmas gerekirdi." Artk beynimin bir kenarnda, namm tmyle yerle bir etmeden bu iin iinden nasl syrlabileceimin planlarn kurmaya balamtm. Bunu baaracak olsaydm, daha ayn akam noter huzurunda, yeminli bir ifa i de vererek, mrmn geriye kalan gnlerinde bir daha dedektiflik oyunlar oynamayacama dair bir teminat belgesi imzalayacaktm. "Tamam, okbilmi," diye, inandrc olamayacak kadar rahat bir tavrla karlk verdim. "Ama ld kesin, yoksa mutlaka bu sohbetimize o da katlrd. En azndan bu noktada uzlaabilir miyiz acaba? Ve her ne kadar karmak da olsa, bu bir cinayet!" "te asl byk soru bu, Francis." Hayr, bu hi de byk bir soru deildi; en azndan benim gibi erken emekliye ayrlm ve gelecekte hayatnn tek sorusu, akam yemeinde balk m, yoksa et mi yiyecei sorusu olan biri iin bu, kesinlikle byk bir soru deildi. "Eer gerekten ldrldyse, o zaman bu anatomik uyumazln birka nedeni olabilir," diye halefim devam etti szlerine ve son derece derin dncelere dalm bir dedektif karikatr gibi karlarn zerinde volta att. Kzlar da bu ova annda tav oldular ve ldayan gzleri daha da byd. "lmn iddet yoluyla gerekleip gereklemedii sorusu, imdilik bir kenarda dursun. Dardan grnen herhangi bir darp veya yara izi bulunmuyor. Zehirlenmi de olabilir. Ya da biri boynunu krm, hatta isabetli darbelerle tm kemiklerini krm da olabilir. Ama bedenin katlamas iin, lm anyla aslma annn arasndan belirli bir srenin gemi olmas gerekir. Dilin neden dar sarkamad ancak byle aklanabilir. Ancak, ldkten sonra bir derin dondurucuda veya bir soutma odasnn iinde saklanp, donarak katlam olmas, daha byk bir olaslk. nk darda, yani burada, byle bir ey olanaksz. Hava son derece souk, ama yine de donma noktasnn altna henz dmedi. Dili, az boluunun ierisinde donduu iin, dar sarkamad." "Peki bunun bize ne yardm olacak?" "En azndan imdi, bunun basit bir ikence olay olmadn biliyoruz. Bu olayda ok fazla zahmete girilmi. Ve akl d bir yol izlenmi. Neden biri, sonradan bir muslua balamak amacyla derin dondurucusunda bir ceset saklasn ki?" "ok basit: nk bu insan tmyle akln oynatmtr da ondan. Deliler, genelde delice eyler yaparlar." Adrian, elektrik arpm gibi aniden sebilin altnda durdu ve tekrar lavabonun zerine zplad. Bir kez daha cesedin boynunu, zellikle de hayvann ensesindeki ve musluktaki iki dm inceledi. Sonra da suratnda bilmi bir ifadeyle baha dnd. "Bu eserin bir insana ait olduu sonucuna nereden vardn, Francis?" "Kendi patilerine bir bakarsan, nedenini anlarsn. Yoksa sen byle bir dm yapabilecek kadar yetenekli misin?" "Bu zor bir dm deil, ama itiraf etmeliyim ki, byle bir eyi baaramazdm. Hibir trdeimiz byle bir ey baaramaz. Hatta hibir hayvan byle bir ey yapamaz desek daha iyi olur. Ama senin de grdn gibi bu dm, normalde bir insann balayaca kadar sk balanmam. Dmn kendisi de, akla gelebilecek en basit dm. Kordonun ucu ylece dmn iinden geirilmi ve ok hafif ekilmi. Cesedin boynundaki sklk, hayvann arlndan kaynaklanyor. Elbette byle bir ilem srasnda kol, el ve parmak benzeri uzuvlarla kurban desteklemek veya tutmak gerektiini biliyorum. Yine de antrenmanl veya bu i iin eitilmi bir hayvann byle bir beceriyi gsterebilmesi, olanaksz deildir. En azndan unu, ben bile yapabilirim..." Bir patisini cesede doru uzatt ve tek bir pene trnayla dm zd. Kordon annda gevedi ve ceset, lavabonun iine dt. Adrian'n tahmin ettii gibi, d srasnda kan ses bouk deil, daha ok kat

cisimlerin dnde olduu gibi sertti ve neredeyse hi yanklanmad. Mucize ocuun sylemesine gerek kalmamt: Rahmetli, olduka kat bir durumdayd. Yava yava iinde bulunduum kt durumdan kendime gelmeye ve kendimce fikir yrtmeye baladm. Belki bayanlarn gznde yitirdiim itibarm tabii eer onlarn gznde hi itibarm olduysa biraz olsun geri kazanabilirdim. "Cesedin donarak m, yoksa ilerlemi evredeki katlama nedeniyle mi bu hale geldiini bilemem; ama bence analizimizin en nemli sonucu, lmn aslma yoluyla gereklemedii olgusudur," diye tekrar sze girdim. Bu harika analizin tohumlarnn onun tarlasnda yeerdiini pekl biliyordum. "Bu zavallcn gerek lm nedenini bulmamz gerekir. O zaman nemli bir adm atm saylrz." "Ama ben bu ite yokum!" diyerek neeli bir tavrla lavabodan indi Adrian. Hayatn irkin gereklerinin, kendisini esir almasna izin vermeyen kibirli bir ukalay oynuyordu imdi yine. Tuhaf bir deiimdi bu. Polisiye olaylar zmede daha iyi olduunu gstermek iin kendini ustaca n plana attktan sonra, bir anda o elence tutkunu, bir cesedi bile ksa sreli bir oyalanma arac olarak gren delikanlya dnmt yeniden. Bunu yaparken de tpk, bilmem kanc kez, lme mahkm bir hastaya bakan, duygulan krelmi bir doktor kadar soukkanlyd. Sanrm bu deiimin nedeni, olayn dibine inmek konusundaki kararllmd. ciddiye binince ve almay gerektirince, suya sabuna dokunmak istemiyordu. "Olduka yal grnyor," dedi umursamaz bir biimde ve bayanlara gitmek iin iaret verdi. "Belki de yallktan lmtr, hastalktan veya ona benzer bir nedenden. Belki de sen haklsn Francis, belki de gerekten manyan biri onu ldkten sonra eve gtrp birka gn derin dondurucuda beklettikten sonra, srf zevk olsun diye buraya asmtr. Senin de dediin gibi: Deliler, genelde delice eyler yaparlar. Au revoir, Francis!" Drd de bana srtlarn dndler ve karlarn arasndan, az nce geldikleri duvara doru ilerlediler. Hepsi, bir tek Fabulous hari. Sanki hzl ilerleyemiyormu gibi davranarak, dierlerinden birka adm geride yryordu. Bir anda bana dnd ve burnumun ucuna kadar yaklaarak, altn rengindeki parlak Tiffanygzleriyle gzlerimin iine bakt. Son derece gizemli grnyordu. Uuan kar taneleri, tyl, kahverengi suratna doa st bir grnt kazandryordu. "Az nce gelirken bahelerin birinde kaan bir glge grdm," diye fsldad telala. Dumanl ve batan karc bir sesi vard, tpk beklediim gibi. "Bir insann glgesiydi o! Onu ok iyi grdm!" "Ama bunu neden az nce sylemedin?" diye sordum, onun gibi fsldayarak. Ama o bana srtn dnm, dierlerinin karda braktklar izleri takip ederek uzaklamt bile. nc Blm Olduum yerde ylece kalakalm tim: karla kapl, aalanm ve grne baklrsa, olduka gereksiz. Ceset asan hortlan dnp beni bulaca korkusu, yerini aknla ve aresizlie brakmt. Olaylar, ilk grndkleri gibi deildi. Ama olaylarn iini de grebilmemi salayan keskin gzlerimi yitirmitim. Grme yetileri daha iyi olan genler yetimi, sahnedeki yerlerini almlard. Bu hzn verici gerei, istesem de istemesem de kabullenmeliydim. Bu, gzlerimi yaartan bir olguydu. Ama ayn zamanda iimde, kendim daima dnya bilgisinin gbek delii sanan Francis'e kar mthi bir fke de ykseliyordu. Bu bilgiden hi ama hi eser kalmamt ite, anatomimizle ilgili en basit bilgileri bile unutmutum. Alzheimere mi yakalanmtm, yoksa yalnzca formdan m dmtm? Ne nemi vard ki! Bakalar bu oyunu daha iyi oynuyordu, nemli olan da buydu. u an benim yerimde benden daha az kibirli biri olsayd, Sert Tyl'yle tanmadan nce karlkl flrtletiim, ama gerekte bir an bile ciddiye almadm bir eyi yapard: "Emeklilik," aslnda o kadar da itici bir kavram deildi. Aksine, verimli bir yaamn rnlerini toplamak ve hak edilen kazancn, huzurun tadn karmak anlamna geliyordu. Bu szck ayn zamanda "yaamn sonbaharn" artrmasayd, bir sorun yoktu aslnda. Peki sonbahardan sonra ne geliyordu? Evet, k. Her tarafm saracak olan lmn soukluu. Beni bekleyen bu 'gzellikler' karsnda, iimde inat ve kar gelme duygulan filizleniyordu. Ama hl mkemmel alan igdlerim, bunun baka bir nedenden daha kaynaklandn sylyordu bana: Fabulous'un gitmeden nceki gizemli szleri ve Adrian'n nerdeyse doast inceleme kabiliyeti. Bunlar kk, ama dndrc artmacalard. Kilometrelerce uzaklktan burun deliinin iindeki kllarn saysn bile bilen Spermen'in, yol arkadann aksine, kaan karalty grmemi olmas bir mucizeydi. Ayrca, cesedin zerindeki nemli ayrntlar bir bakta grp, bunlardan yldrm hzyla bir yn kombinasyonlar kvrmas da artcyd dorusu. Karn altnda neredeyse tannmayacak halde olmasna karn, kurbann ya hakknda bile bir tahminde bulunmutu. Bir anda aklma lgnca bir fikir geldi: Akam yemeimi erteleyecektim! Evet, kendimi kahramanca feda edip eve dnmemeye, bunun yerine soukkanllkla tehlikenin zerine gitmeye, bay mkemmeli izlemeye ve onun hakknda daha fazla bilgi edinmeye karar verdim. len arkada iin sessizce bir dua mrldandktan sonra, hzla duvara trmandm. Uzaktan grnen Adrian ve refakatileri, kar rtsnn zerinde titrek birer lekeye dnmlerdi. Hemen pelerine takldm, ama

yalnzca grebileceim kadar yaklatm onlara. Tulalardan rl duvarlarn zerindeki kar kalnl her saniye daha da artyordu, bylece adm atmak giderek zorlayordu. Yine de byk bir gayretle, karlara bata ka ilerledim. Merakm ve az nce yaadm aalanma duygusunu aynen iade etme isteim, beni ateliyordu adeta. Sonunda olduka harap bir bahenin nnde, lekelerden , drdncsnden ayrlp karanln iinde yollarna devam ettiler. Sert Tyl, Fabulous ve iki kara arkada tmyle gzden kaybolana kadar bir sre daha olduu yerde durdu. Sonra o da duvardan atlad ve yok oldu. zini kaybetmemek iin acele etmem gerekiyordu. Son gcm de harekete geirdim ve karlarn iinde yar koarak, yar yzerek, onu en son grdm yere ulatm. nmde, etkileyici bir byklkte, ormana benzer bir alan uzanyordu. Buras byk olaslkla bir parkt. Saysz am aac, inelerini birbirlerine batryormuasna bitiik duruyordu. Gvdelerinin dibindeki allklar ve yabanl otlar, tpk vahi ormanlardaki bitki rts gibi her tarafa yaylmt. Kar rtsyle birlikte romantik bir grnt kmt ortaya, tpk bir Noel masalnn sahne dekoru gibi. Arazinin sahibi, ya burada byk apl botanik temizlik yaptrmak zere birka kaak ii bile tutamayacak kadar iflas etmi olmalyd, ya da kurumu bir yapra koparmay bile cinayet sayan bir doa anlayna sahipti. Buray, daha nce yaptm gezilerden hatrlar gibi oldum. Ama hatrladm grnt, yaz mevsimindeki yeil bir cehennemden ibaretti. Adrian gibi kendini beenmi bir zppenin burada ne ii olabilirdi? Kendini byk ehrin avcs sanan bir manyan av kpekliini rai yapyordu? Yoksa o da bu saatte, Gustav ve fikir yandalarnn bizlerden bekledii gibi, biraz Hardcore-Jogging mi yapyordu? Duvardan indim ve allklarn arasna tnedim. Aalar ve her taraf saran fundalklar, beni yaan kara kar koruyordu imdi. Labirenti andran karanlk bir maaradaydm sanki. nsan gzyle zifiri karanlk diye tanmlanabilecek, ama gzlerim sayesinde k krntlaryla nm grebildiim ve dallarn, aa gvdelerinin, kuru yapraklarn oluturduu bu karmaa ortamnda, giderek bir huzursuzlua kaplyordum. ime bir kurt dmt. Adrian belki de beni kandrmt ve bilerek bu izbe yere gelmemi salamt. Bunu yapmt, nk sahi neden yapmt ki? Bunu yantlamak iin aklma mantkl bir gereke gelmese de, iimdeki korku artmt. stelik hl u hayaletin, canavarn ya da her neyse, bak gibi keskin, parlak beyaz gzleri ve olaanst hzl hareketleriyle karanlklar diyarndan gelen yar insan, yar hayvan bir glge varl anmsatan yaratn, rktc grnts dolayordu kafamn iinde. Ya birden keyi dnp, geri gelecek olursa? Birini izliyor olmanz, ayn anda sizin de izlenmediiniz anlamna gelmezdi her zaman. Kalp atlarm hzlanyor, kafamdaki sorular beynimi derinden kemiriyordu. Byk olaslkla bir sonraki aacn arkasnda bir psikopatn beni bekledii bu souk ve slak yerde ne aryordum ben? Neden, nereden geldii belli olmayan bir erkek gzelini izliyordum ben? Ve en nemlisi: Bu akam Gustav yemekte ne yiyordu? Bu son soruyu alktan zil alan midem soruyordu. Korktuum bama gelmi gibi, imdi de etrafmda tuhaf sesler duymaya balamtm. Birileri allklarn arasnda dolayormu gibi hrtlar ve ktrtlar duyuluyordu. Elbette bunun ok zararsz bir nedeni de olabilirdi. Bilindii gibi, yalnzca tek tk ktkler deil, btn orman i bandadr ve byle seslerin kmas da son derece doaldr. Bir yandan, duyduklarm nemsemeyip, kendime cesaret veriyordum, ama dier yandan da, bu rktc yerde yalnz olmadm duygusunu iimden atamyordum. Derken, tnelin sonunda bir k grdm! nceleri kk bir kt bu, sonra daha da belirginleti ve giderek byd, byd. Minyatr orman giderek aydnlanyordu. Ak ve kzl amlar birbirlerinden giderek uzaklayorlard, ta ki sonunda tmyle kaybolana kadar. Dallarn ve alklarn oluturduu yumak seyreklemeye balad ve sonunda piramit aalarnn bulunduu karla kapl bir imenliin nnde son buldu. Tam ortada, frtnal gkyzne ykselen devasa bir yap duruyordu. Uzun bir sre ktan yoksun kalan gzlerim ilk anda, bunun kaza geirmi bir Ufo olduunu sand. Gzlerimin a tabaks, deiik younluktaki k demetlerinin bombardmanna urad. Sonunda bu parltlar giderek bir btn haline gelmeye balad. Azm ak halde bakakaldm bu ey, atafatl bir biimde sslenmi, KingKong boyutunda bir Noel aac deil, "modern" szcnn bile anlatmaya yetmedii bir yapyd. Belli ki burada, tannm bir mimarn "Parann nemi yok" parolasndan yola karak, keyfine gre yaratt bir eser sz konusuydu. Cam ve ince betondan oluan, mkemmelce perdahlanm bir elmast adeta. Keli ve aprak olmasna karn, her odas a boulduundan, ilk bakta bile odalarn ii rahata grlebildii iin, sonsuz bir effaflk yanstyordu. Saysz terasla bezenmi bu katl yap, sanatlarn ve cam fleyen ustalarn elinden km bir k bahesini andryordu. Demek oluyor ki, ben getiimiz aylarda (belki de yllarda) uyuz uyuz pineklerken, bu parka benzer arazi, para babalarnn bir temsilcisi tarafndan yontulmutu. Bu zavall orman, arazinin hatr saylr sahibinin paras bittii iin byle harap halde deildi: tam tersine, bu doal karmaklk merakl gzlere kar koruyucu bir set oluturduu iin kendi haline braklmt. Kutsanm dostum Adrian bu sra sarayda m yayordu yani? nanlmaz bir ey: hem gzel, hem akll ve stelik bir de zengin! Herhalde sahibi de, ldkten sonra tm mirasn bir vasiyetle sevgili minik dostuna brakan u insan trndendi. Bir bu eksikti! Bu dnceye byk altndan glerken, aslnda bunun tam da byle olduundan emindim! Ancak ben Robin Hood olarak yollara dmemitim, ben yalnzca merakmn klesi olmutum. Bu herifte dzgn olmayan bir ey vard ve ben, artk mezbahalarla ilgili halsinasyonlar reten alma karn, bunu

bulmaya kesin kararlydm. Adrian'n karda brakt ayak izlerini takip ettim ve piramid aalarnn nnden geerek eve yaklatm. Dikkatlice evin etrafn dolatm. Duvar byklndeki camlar, zemin katn rahata grnmesini salyordu. Kendimi bir kuyumcu dkknnn vitrinine bakyormu gibi hissettim. Yakndan bakldnda, lkse olan dknlk daha da pervaszca gzler nne seriliyordu. Yerler en pahal malzemeyle kaplyd, zenle seilmi duvar ktlar kumatand ve zerinde ini mrekkebiyle yaplm Asya manzaralar bulunuyordu. Mobilyalar ve aksesuvarlar gerek antikadan. Souk Avantgarde'a uzanan bir stili yanstyordu, ayrca boazna dknler iin tapnak saylabilecek bir elik mutfak ve her yeri donatan aydnlatmalar gze arpyordu. Tavana gml halojen lambalar, genlik stilindeki ldaklar ve tavanda k kmeleri oluturan, ince bir zevki yanstan masa lambalar vard. Hi kuku yok ki, burada biri "Daha fazlas da olabilir mi?" sorusuna hep olumlu yant alm ve deyim yerindeyse btn hnerini ortaya dkmt. Burada birilerinin yaad belliydi, ama odalarn hibirinde insan yoktu. Adrian'dan da eser yoktu. Ama st katlar da vard daha. Yapnn arka tarafnda bulunan Akdeniz stilindeki beyaz kire merdivenler, birinci kattaki terasa kyordu. Merdivenlerden ktm ve yine en az buuk metre byklnde bir camekan evreleyen ahap bir dikdrtgene ulatm. Burada da bir tur atmaya karar verdim, ama daha ilk keyi dner dnmez aniden duraksadm. eriden grnmemek iin hemen eildim, nk burada grdklerim, bu muhteem yapdan ok daha artcyd. Anlalan bu katn byk bir blm, neredeyse btn bir daireyi kapsayacak byklkte bir yatak odasna ayrlmt. Tam ortada da devasa bir yatak duruyordu. Siyah, kadife bir rtyle kapl yatan zerinde, yine ayn i karartc renkte bir cibinlik ykseliyordu. Tam karsnda da modern bir mine yanyordu. Deerli hallarla, Asya antikalaryla ve lo k saan kt lambalarla denmi bu mekn ok rahat bir ortam yanstyordu, ama yine de burada lmn sessiz soluu hissediliyordu sanki. Bu bir tesadf olamazd. Odann bir kesinde, bir st kata gtren dner bir merdiven bulunuyordu. Bu tuhaf odada sahnelenen oyun, "ki Kel ve Otuz Cce" adn tayabilirdi. Yatan iinde, bir sr krmz yastkla desteklenmi, yal ve kel bir kadn oturuyordu ve in porseleni tabandan orba kaklyordu. Kadnn, kelliini bir moda akmna borluymu gibi bir hali yoktu hi. Bol bir gecelik vard zerinde. Ama yine de bir deri bir kemik olduu aka ortadayd. Kafatas kemii grlyordu ve bir para buruuk deriden oluan yz, kire gibiydi. Patlak gz bebekleri, bir karikatr kahramanndan farkszd. Apak belliydi: Burada, acnacak haldeki bir varlk, kemoterapi yardmyla kansere kar amansz ve byk olaslkla da umutsuz bir sava veriyordu. Yatak rtsnn zerinde, tam olarak yatan ayak ucunda otuz cceler yerlerini almlard. Daha dorusu bunlar yaklak otuz kadar trdeimdi ve deiik rklardan olduklar iin, deiik renklere sahiplerdi. Mesih bizzat yeryzne inmiesine, byk bir sayg ifadesiyle lm deindeki hastaya bakyorlard. Aralarnda, henz kuramam tyleriyle sahibinin kucana yerlemi olan Adrian da bulunuyordu. Dier bir kel kafa, gayet ciddi de olsa, ortama biraz hareket katyordu. Son derece ilgin grnml bir adam, bir ngiliz hizmetkrnn kibarlyla servis arabasnn zerindeki kap anakla ilgileniyordu. Herif en az iki metre boyundayd ve tepeden trnaa siyahlara brnmt. yle bir surata sahipti ki, Hollywood'daki korku filmi makyzleri bu suratn bir al kalbn alabilmek ii kuyrua girerlerdi. Cilalanm gibi duran kelinin altndan olaanst yksek bir aln uzanyordu. Derin gz ukurlar, gzlerini glgeliyor, neredeyse grnmez hale getiriyordu. Srada kocaman bir burun ve onun da altnda geni, ama ince dudakl bir az vard. Bu korku tablosu, rs andran bir eneyle tamamlanyordu. Bu uak her haliyle, tmarhaneden kam bir seri katili andryordu. Bir de bir melei anmsatan u yumuak tavrlar olmasayd. Pekl, bu tuhaf senaryodan ne karmalydm? Aslnda Adrian'n evini, Buckingham Saray ile lgn bir moda fotorafsnn malikanesinin karm bir yer olarak hayal etmitim. Ve yle bir eye de benziyordu zaten. Ancak buradan kt kokular ykseliyordu, hem de ok kt kokular. Bu bana, dergilerde yer alan u "Aralarndaki yedi fark bulunuz" tarzndaki resimli bulmacalar hatrlatyordu. Bu tabloda beni rahatsz eden eyin ne olduunu henz bilmiyordum. Ta ki siyah kordonlar gzme iliene dek... Kordonlar, hem kadife cibinlikten sarkan dekoratif kuman kvrmlarn sslyor, hem de, ularndaki altn srmal psklleriyle, kenarlardan sarkyordu. Soluum kesilmiti. Zavall trdeimin aslmasnda cinayet arac olarak kullanlan kordonun ayns, tam da cinayetle ilgili neredeyse kehaneti andracak analizler sunan birinin evini sslyordu; bu bir tesadf myd? te yandan, burada bulunan btn kordonlarn salam olduunu, yani bir yerinden koparlm veya kesilmi olmadn da gryordum. Ancak, bu cibinliin zel sipari zerine yapld dnlrse, evin herhangi bir kesinde daha bir tomar kordun bulunduu da varsaylabilirdi. Kel uak, kendine has ar tavrlaryla hastann elindeki kaseyi alarak, servis arabasnn zerindeki tepsiye koydu. Sonra da elinde tepsiyle dner merdivene gitti ve st kata kt. imden bir ses bana, onu izlemem gerektiini syledi. Pencereden uzaklatm ve ikinci d merdivenden yukar ktm. En stteki terasta da yine bir panorama penceresinin nnde durdum ve yine kuku uyandracak herhangi bir ey gremedim. Bu katn biimi, bir alt katn aynsyd. Anlalan buras uan imparatorluuydu ve yal kadnn yatak odasndan daha aydnlkt. Mobilyalar ve aksesuvarlar yine Asya esintileri tayordu, ama buras daha sade

denmiti. Ktphane, ariv ve ofis karm bir yerdi buras. Raflarda metrelerce dosya sralar ve bir o kadar da kitap diziliydi. Anlalan kel kafa, hasta kadnn ilerini de yrtyordu. zerinde tane bilgisayar monitr bulunan ve kt ynlaryla kapl bir cam alma maas da bu tahminimi glendiriyordu.' Bilgisayarlar akt ve ekranlarda dizi dizi rakamlar ve bana bir ey ifade etmeyen birtakm desenler grlyordu. Bunlarn yan sra ynla teknik ara gere vard masann zerinde. Tahminimce bunlar lm aletleriydi, nk eri diyagram gstermeye yarayan minik, yuvarlak Display'lar bulunuyordu. Bu aletlerin, hasta kadnn gnlk salk durumunu tespit etmeye yaradn dndm. Uak, tepsiyi bir sehpann zerine brakp bilgisayar klavyesinin bana getiinde, btn bunlardan kendimce bir anlam karmaya altm. Ve sonuca abuk ulatm: Bir anlam karamamtm! Tamam, kordonlar uyuyordu. Ama byle kordonlar byk bir olaslkla her ikinci evde bulunuyordu. Ne de olsa kullanl bir ssleme aracyd ve zevkine gvenen her ev hanm, ekmecesinde byle bir eyi saklard. Ve Adrian'n, lm deindeki kedi canls bir kadnn yannda yaamas da, yersiz kukular uyandrmaktan ok, hzn vericiydi. Bunu kavrayarak ve pes ederek, bir tr yazma cinneti geiren kel kafalnn sarslan srtn izledim. Birden baklarm, bir mknatsla ynlendiriliyormuasna, adamn omzunun zerinden kayd ve odann dip ksmndaki karanlk yerde duran iki kutuya odakland. Bu kutular eliktendi ve bir insann hemen hemen gs hizasna gelecek byklkteydi. ki kanatl kaplar stten akt ve n tarafta emniyet kilitleri vard. aknlm zerimden atmaya alrken, mkemmel i gdlerim olay zmt: BUNLAR DERN DONDURUCUYDU! Hem de iki tane derin dondurucusu vard herifin! Ama bunlar sradan deil, doktorlarn ve laboratuvar teknisyenlerinin kullandklar tbbi derin donduruculard... "Eee, Francis, bu slayt gsterisinin tadn kardn m bari?" Az kalsn sidik torbam patlayacakt ve salverdii gl bir fkrtmayla gzelim Bankirai ahabn teet geerek, karlarn zerinde pizza taba apnda bir dairenin olumasna neden olacakt. Karanlktan gelen bu yumuak ses ylesine korkutmutu ki beni, kalbim ikinci bir emre kadar tm grevlerine ara vermiti. Kendime gelerek hzla dndm. Adrian'n deminki kstahl gitmi, yerine okkal bir kzgnlk gelmiti. Delikanl, patlamaya hazr bir bombaya dnmt. Kzl-kahverengi tyleri alevlenmiti adeta, ate saan bakr gzlerinde ise beni yok etmek istiyormuasna bir bak vard. Kendi kendime, beni geliimden hemen sonra m, yoksa daha sonra, camn nnde biraz fazla oyalandmda m fark ettiini merak ettim. "Slaytlarn hepsini onayladm syleyemeyeceim," dedim. Kariyerime bir Rap arkcs olarak devam etmek istercesine, abartl bir rahatlkla cevap verdim. Oysa dizlerim tir tir titriyordu. "Ama bazlar gerekten de..." "Burada ne aryorsun?" diye avaz kt kadar bard ve bukleli srt tylerini kirpi gibi havaya dikti. Yzndeki tyler arkaya doru yatkt, bu haliyle yrtc kularn fizyonomisini andryordu. Azmdan yanl bir szck kacak olsa, hi kukusuz grtlama sarlacakt. "Daha birka dakika nce bana, kendi evinde olup biten dalaverelere deinmeden, kombinasyon kurmann byl dnyasn aklayan dahiyi aryorum." "Ne! Sen kafay m yedin, moruk? Neden sz ediyorsun? Az nce bayanlarn nnde donuna kadar rezil olduun iin mi arkamdan casusluk yapyorsun?" "Olabilir. Ama kskanln, pratik ynlerinin olduunu da renmi oldum bylece. Bana baz aklamalar borlusunuz, sayn hazretler." "Sana hibir ey borlu deilim. Hadi imdi arazi ol, Francis, yoksa..." "Yoksa ne? Derin dondurucularn efendisini mi arrsn? " "Biraz daha ak konuursan ok sevinirim. Azmdan laf alabileceini sanma!" Damarlarnda lav akyormu gibi grnyordu hl. Ama imal szlerimle bu yanardan biraz olsun souduu da dikkatimden kamamt. Yine de saldrya hazr duruunda ve diken gibi tylerinde bir deiiklik yoktu. "Ne zamandan beri burada yayorsun, Adrian? Ve u saysz ev arkadalarn da neyin nesi?" "Tanrm, can sklm bir erken emeklinin tacizlerinden korunmak iin ne yapmam gerekiyor? Peki tamam, lanet olas sorularn hemen yantlayacam Francis. Ama buna karlk sen de bizi bundan byle rahat brakacaksn. Bizi taparcasna seven ve bizim de sonsuz sayg duyduumuz bir yaknmz lm deinde." "Yani?" "Ne zamandr burada yaadm bilmiyorum. Hem ne nemi var ki? Sanrm doduumdan beri." "Bina olduka yeni. inde nesiller yetimie pek benzemiyor." "Bizim trmze ait bir nesil yetimitir belki de." Acmaszca glmsedi. Yine yarama basmt ite! Bizlerin, insanlarn aksine, inanlmaz bir hzla bydmz gereine dair bir gndermeydi bu (2). Ve elbette benim, gereinden fazla bu dnyada kaldma dair. Haklyd. nsan yana gre hesaplandnda o henz iki yanda saylrd, bizim yamza gre ise bir yetikindi. Gerekten de bu binann yaplndan ksa bir sre sonra burada dnyaya gelmi olabilirdi. Yine de btn gerei sylemediine ve gemiiyle ilgili karanlk srlar bulunduuna dair iimde bir kuku vard.

"Peki bu yal ve hasta kadn kim? Anlalan parann iinde yzyor." Adrian'n kzgn surat ifadesi bir anda dald. Tpk kolonlar yklm bir bina gibi grnyordu. Sonsuz bir keder yerleti suratna ve gz bebekleri, iki ince bakr izgi haline gelene kadar kld. "Bu dnyada nne geilemeyen tek ey lm, Francis. Ne yazk ki. Fakir ya da zengin, iyi ya da kt ayrm yapmaz. Aslen skoyal olan Agatha, bu saray yavrusunu yaptrp emekliye ayrlmadan nce Asya'da ticaretle uraarak servet sahibi oldu." "Peki onun gibi bir eski toprak neden skoya'ya dnmedi? Orada daha rahat ederdi." "Ne? Sanrm skoya'nn puslu havas ilerleyen yana iyi gelmedi. Her neyse, tam huzura eriip rahat edecekken, lsemiye yakaland. imdi tedavi gryor, ama durumu hi iyi deil." "u herif kim? Frankenstein'in yeenine benziyor." "Dr. Gromyko, Rus bir bilim adam. Ayn zamanda i adam. Ve Agatha'nn hem i orta, hem danman, hem doktoru ve eskiden beri sa kolu. Kendisi akla gelebilecek en zverili insan, sevgili arkada bu amansz hastala yakalandndan beri de en zavall insan." "Btn bunlar iin gerekten ok zgnm, Adrian," dedim itenlikle. "Byle tarif edilemez bir acnn, sevgi dolu bir birliktelie verdii acy ok iyi anlayabiliyorum. yi de, bu kadar hasta bir kadnn bir sr kadife patilinin bakmn stlenmesi biraz tuhaf deil mi?" "Hi de deil. Belki biliyorsundur, evcil hayvanlarn hastalar ve zellikle de ar hastalar zerindeki iyiletirici etkisi bilimsel olarak da kantland. Hayvana duyduu iten ballk, insanda zincirleme halinde rahatlatc vcut reaksiyonlarna yol ayor, savunma ve baklk sistemini glendiriyor. Ama Agatha byle ince hesaplar peinde deil. Bizlere bir yuva sunmasnn gerek nedeni, trmze kar duyduu tutkuya varan sevgisi." "Dier erkek ve kz kardelerimiz nereden geldiler?" "Hibir fikrim yok. Hatrladm kadaryla, burada hep onlarla birlikteydik. Cennette hi kimse kimin nereden geldiiyle ilgilenmez. Umarm olaanst nemli sorularn bylece yantlammdr, Francis. Artk gitmem gerektii konusunda anlay gsterirsin herhalde. Bana gerekten ihtiyac olan biriyle ilgilenmem gerekiyor. Acele edersen, bahemizde buzdan heykele dnmeden nce akam yemeine yetiirsin belki." Yapmack bir glmsemeyle bana srtn dnd. "Sana tm bu sorulan sormam seni hi artmad m, Adrian?" Bir an sessiz kald. "Hayr, dostum. Yallar biraz yalnzlk ekerler ite. Kendilerini nemli sayarlar, komularnn ilerine burunlarm sokarlar, skc yaamlarna renk katmak iin onlarn hikyelerini dinlerler ve bunlar hakknda macera dolu teoriler gelitirirler. Bylece dnyadaki olup bitenlere bir ekilde katkda bulunduklarn sanrlar. Bana ihtiyac olanlara yardm etmeyi severim." "Sana iyi bir cevap verirdim imdi, ama u an kafam baka bir ey kurcalyor. Anlalan seni hibir ey artmyor, Adrian. Ama btn sorularm usulca yantlaman, beni fazlasyla artyor." "Ne demek istiyorsun?" Kzl yn yuma, yeniden fke belirtileri gstermeye balamt. Tyleri yavaa dikleti ve suratndaki dmanca ifade geri dnd. "Daha yarm saat nce kendini ulalamaz gibi gsteriyordun, hatta adn bile kerpetenle aldm azndan diyebilirim. imdi ise gnll olarak bana hayat hikyenin yarsn anlatyorsun. Acaba beni deersiz bilgilerle atlatmaya alyor olabilir misin?" zerime doru bir adm att, penelerini hafife kardn fark ettim. "Francis, sana son kez sylyorum: u sralar dedektiflik oyunu oynayacak kadar keyfimiz yerinde deil. stediin gibi kullanmakta zgr olduun snrsz vaktini, bahelerde dolanp, etraftaki kadavralar hakknda birtakm hipotezler uydurarak deerlendirmek istiyorsan, sana iyi elenceler. Ama ne olursun, beni bu polisiye tango samalndan mahrum brak!" "ly tanyordun, deil mi?" "Efendim?" "O da burada yaayanlardan biriydi! Ka yanda ve kim olduunu biliyordun." ylesine ortaya atm olduum ve yalnzca bir tahminden oluan bu iddiam, Adrian' balyoz dibi sarsmt. Gzleri fal ta gibi oldu, az, hibir ey sylemeden birka kez alp kapand ve bedenini hafif bir titreme sard. Turnay gznden vurmutum ve bu atm hi beklenmedik bir etki yaratmt. Bir sre sonra kendini, toparlad ve bana iyice yaklaarak alnn alnma dedirdi. Gzeneklerinden ykselen nefret, tpk pis ter kokusu gibi burnuma arpyordu. Gc beni hi mi hi korkutmuyordu. Bizde, genlerle yallar arasndaki g gsterileri, insanlarda olduundan biraz daha farkldr. Yal olan, bandan geen saysz dvn verdii deneyimleri, daha gelimi blf teknikleri ve daha etkili vurular sayesinde, gen olana kar daha avantajl durumdadr. Ayrca bedensel k lmden ok ksa bir sre nce gerekletiinden, saldr durumlarnda genlerin, yallardan korkmalar iin daha byk bir nedenleri vardr. Yine de, Adrian'n dncesizce bir tepki vermek zere olduunu hissediyordum. te o zaman zarif dv tekniklerimle durumu kontrol altnda tutabilir miydim, bunu sylemek zordu.

"Artk defol, Francis!" diye burnundan soludu Adrian. "Yoksa alm olduum iyi terbiyeyi bir kenara brakacam." "eride bir eylerin yolunda gitmediini sen de seziyorsun, deil mi dostum? Senin iin can skc bir durum, ama imdi buna anlay gsteremem. Cesedin boynunu ssleyen kordonun aynsnn, saygdeer Agatha'nn cibinliini de ssledii hi dikkatini ekti mi?" "Tamamen tesadf bu. O tarz kordonlar burada neredeyse her evde bulunuyor." Gzlerimizin birbirine demesine yalnzca birka milimetre kalmt ve her ikimiz de, karlkl olarak karanlk ukurlar andran gz bebeklerimizin iine bakyorduk. "Bunu syleyeceini biliyordum. Herhalde u arkada duran derin dondurucular iin de birinci snf mantkl bir aklaman vardr." Baklarn benimkilerden ayrmad; gzn bile krpmad. "Burada otuzun zerinde hayvan yayor. Ve bu evin bir ilkesi de, bizlere iren konserve yiyecekleri yedirmemektir. Derin dondurucularda, her hafta getirilen taze et saklanyor. Baka bir ey deil! Faturasn da grmek ister misin?" "Herhalde aka yapyorsun! Demek Dr. Frankenstein, mamalarnz saklamak iin iki adet tbbi derin dondurucu alm? Peki uradaki cihazlar da neyin nesi? Onlar da eti dorayp size Gula hazrlamak iin mi kullanyor? " "Artk ok oluyorsun!" diye haykrd Adrian ve yaydan frlamasna zerime atld. Acyla arkaya yuvarlanrken, penelerini postuma geirdiini hissettim. Bu arada kulaklar sar eden miyavlama sesleri karyor, arka ayaklarmz haner gibi savuruyorduk. Kopan tylerimiz bulut kmeleri gibi etrafa salp kar tanelerinin arasna kararak yere derken, tpk birbirine bastrlm iki hamur bezesi gibi teras tahtalarnn zerinde yuvarlanyorduk. Her ikimiz de, enseyi dierine kaptrmamak iin byk bir mcadele veriyorduk. Adrian, beklendii gibi daha gl, ama ayn zamanda daha beceriksiz oland. Hangi srma veya trmalama manevrasn denediyse, ben onun dncesini okuyup bir adm ne geiyor, darbelerinden ustaca syrlmay baaryordum. Yine de can yakc bir tekmeden veya trmktan kurtulamyordum. Bu da bana, artk ciddi dvmem gerektiini gsteriyordu. ki okbilmi arasndaki entelektel tartmay aslnda byle hayal etmemitim. Bu dv, ac ve kanl bir biimde son bulana dek srebilirdi, nk gz ucuyla grdm kadaryla, ierideki kel kafalnn bilgisayarn bandan kalkmak ve bizi ayrmak gibi bir niyeti yoktu. Ama dvmz baka bir biimde, damdan der gibi sona erdirildi. Acmasz vurularmz ve srmalarmz srasnda kardmz korkun grltye karn, ikimiz de bir anda bir vnlama sesi duyduk. Sonra da kocaman pencerenin camna bir ey arpt ve yere dt. Belki bir sinekti. Sinek mi? Hayr, kard sese baklrsa, bu olsa olsa bir yaban ars olabilirdi. Ama kar frtnasnn ortasnda bir yaban arsnn ne ii vard? Sesi duymazlktan gelmeye altk, ama dikkatimiz bir anda dalmt ve savurduumuz peneler bir trl yerini bulmuyordu artk. Merakmz uyanmt bir kere ve her ne kadar acmasz bir surat ifadesi taknmaya alsak da, den eyin ne olduunu grebilmek iin birimizden birinin gz yere kayyordu. Ta ki bir ey, burnumun ucundan tslayarak geip, ikinci kez cama arpncaya kadar. Sonunda, kavgamz deyim yerindeyse 'dondurmak' zorunda kaldk ve hem tehlikeli, hem de komik bir pozisyonda -yani sarma dola bir halde- kalakaldk. Kafalarmz ayn anda yere doru eildi. Gerekten de karlarn zerinde iki tane kanatl bcek vard. n ksmlar bir ine kadar inceydi, arka ksmlarnda ise fra biiminde tyleri vard. Olduka tuhaf bir bcek tryd bu, daha nce hi bylesini grmemitim. Belki o kadar da tuhaf deildi. nk daha yakndan bakldnda, minicik gvdenin ine biiminde deil, bal bana gerek bir ine olduu grlyordu! Tyler de, denge salamas iin, metal bir halkann iine sktrlm yapay liflerden baka bir ey deildi. Bu ilgin bcekler aslnda birer oktu. nanlr gibi deil, biri bizi vurmaya alyordu! Adrian ve ben, birbirimize bir ey sylememize gerek kalmadan, bunlarn sradan oklar olmadn hemen anlamtk. Bunlar, ucunda uyuturucu ila bulunan oklardand. Ve anlalan bu oklar, tfek ya da benzeri bir silahla atlmamt, yoksa arpann etkisiyle camn zerinde en azndan bir izik brakrlard, hatta delip gemeleri bile olasyd. Btn bu olanlar artk bana, iinden bir daha klamayan bir karabasan gibi gelmeye balad. Elbette Adrian ile bu son gelimeler hakknda bir rportaj yapmak isterdim. Ama iinde bulunduumuz durum itibariyle, ikimiz de baka bir nlem almay daha uygun grdk. Hzla birbirimizden ayrldk ve telal baklarla park kolaan ettik. Piramit aalarnn birinin ardnda, beyaz tulum giyinmi bir insan silueti grnd. stelik herif, kafasna bir de beyaz kar maskesi geirmiti ve gz deliklerinden yalnzca karn yansmas parlyordu. Kendini ok iyi kamufle etmiti. Demek oluyor ki, az nce alllarn arasndan srnerek buraya gelirken kendimi izleniyormu gibi hissetmem konusunda yanlmamm. Durduumuz yerden grld kadaryla, beyaz canavar imdi de tuttuu ince boruyla bir eyler yapyordu. Elindeki eyi bir anda kaldrp bizim bulunduumuz yne dorulttuunda, bunun bir demir boru olduunu anladm. Avc, silahn doldurmutu! "Bu konuyu baka bir zaman daha derin grrz," diye Adrian'a seslendim ve yantn beklemeden komaya baladm. Bende brakt son izlenime gre -afallam bir surat ifadesi ve dehetten faltana dnm gzler- bana yant vermek gibi bir abas yoktu. Tam tersine, gen dostum da topuklar yalayarak

dier yne doru kamaya balad. Tam zamannda vedalamtk, nk ayrlr ayrlmaz bir uyuturucu oku daha cama yapmt. Amacm, hzla keyi dnmek, sonra dier keyi de dnerek merdivene ulamak ve bir ekilde buharlamakt. Elektrik akmna kaplmasna terasn kntsna doru balklama atlarken, kafamdan trl trl sorular geiyordu: Kar maskeli bu adam kimdi ve neden beni veya Adrian' veya her ikimizi birden bayltmaya almt? Belki de zehirli oklard bunlar. Ancak, saldrgann demir boru kullanmas, bu olasl ortadan kaldryordu. Bizi ldrmek isteseydi, drbnl av tfei kullanrd. Uyuturucu mermi bile kullanmyordu. Herhalde avnn i organlarna zarar vermekten veya kemiklerini paralayp, bu ekilde ldrmekten korkuyordu. Kar maskeli adam bizi canl ve salam bir halde ele geirmek istiyordu! Ama neden? Gerekletirdii eylemde, Agatha ve Dr. Gromyko tarafndan tannmak istemedii, ay gibi belliydi. Komik Ninja kostmn herhalde bizim iin giyinmemiti. Ve tm bunlarn, bu akamki tyler rpertici olaylarla ve karlamalarla ne tr bir balants vard? Sonunda keyi dnmeyi ve at alanndan kurtulmay baarmtm -en azndan muhteem enayiliimle ben yle sanmtm. Ama hi de yle olmad! Keyi dner dnmez, bamn bir milimetre kadar zerinden bir sonraki ok geti ve duvara toslad. Bu srprizin tek bir iyi yan vard. O da ortalkta bir deil, iki kar maskeli adamn olduunu renmemdi. Ama belki de etrafta bu trden yalnzca iki tane de deil, tane vard, veya drt, veya be, veya... Gz ucuyla ikinci adam grdm. Tpk ilki gibi o da bir tulum ve bir kar maskesi geirmiti zerine ve bir piramit aacnn arkasna saklanmt. Ve tpk br gibi o da silahn doldurmak konusunda ustayd. Derken bir ok daha vnlayarak kulaklarmn dibinden geiverdi. O kadar yakndan gemiti ki, geride brakt hava akmn hissettim. Bir an iin Adrian' dndm. Acaba saklanabilecek bir delik bulabilmi miydi? Grne baklrsa, herifler tm binann etrafm kuatmt. Bir sonraki dnemeci grdmde birazdan gvende olacam umuyordum. Patinaj ekerek keyi dndm ve uzaktan alt kata inen merdiveni fark ederek yldrm hzyla oraya doru komaya baladm. Ama ne yazk ki tm umutlarm suya dt. Birden kmda mthi bir ac hissettim ve nc kar maskeli adam tarafndan vurulduumu anladm. allarn arasndan, demir boruyu azndan kararak, gstereceim reaksiyonu sakince izlediini grdm. Henz bir etki hissetmiyordum. Onun iin de ansm denedim ve bir dnme hareketiyle kmdaki acyan yere ulamaya altm. Ama tam dilerimle okun dta kalan ksmn yakalayp ekecekken, km benden kayor, bylece dnme hareketi her defasnda batan balyordu. Yani kelimenin tam anlamyla kendi etrafmda dnp, daireler iziyordum. Yava yava bam dnmeye balamt, sonra ani bir yorgunluk kt zerime. nce tuhaf bir hafiflik ve son olarak da yalnzca umursamazlk hissettim. Anlamsz debelenmelerime bir son verdim ve yalpalayarak merdivene yneldim. Tpk btn dnyallardan daha stn bir Buddha gibi szlerek, sonsuz sayda yere den kar tanelerinin kaynana nasl ulaabileceim sorusuyla ilgileniyordum. Bu arada terasn kenarna ulamtm ve nce sol n patimle, sonra arka patimle ve sonra da drt patimle birden kaydm ve yan yattm. Dengemi salamak iin yarm yamalak giriimlerde bulundum ve sonra, evet, sonra da kat uarak indim. Yorgunluktan kararan gzlerimin grd son ey, hzla yere aklan bir gk ta gibi iine dtm siyah uval tutan dier bir kar maskeli adamd. te imdi iler Arap sana dnd, diye dndm sarho bir halde, bir de Gustav'n hazrlad akam yemeini artk tmyle unutabileceimi geirdim aklmdan. Sonra her yer karanla gmld; karanlk, ah ferahlatc, kurtarc karanlk... Drdnc Blm Karanlk bir trl bitmek bilmiyordu. Kafamn ii kazan gibiydi; ok uzaklarda bir yerlerde, tpk saydam bir varln atar damar gibi, zaman zaman imekler akyordu ve bazen de yan taraftan parlak bir k huzmesi beliriyor, bir prizmann iinden geercesine deiik renklere dnyor ve dier tarafta tekrar kayboluyordu. Ama karanlk bitmiyordu, bir trl bitmiyordu. Derken, birden gl bir aydnlk belirdi ve ufku kaplad. Gzlerim acyordu. Gzlerimin acs dindike, gzleri kamatran bu hiliin zerine, sanki yeterince beyazlk yokmu gibi, bir de kar frtnasnn ktn grebiliyordum. Yava yava a alan gzlerime taklan parlaklk ise, kar frtnasnn ortasnda giderek belirginleen ve bana doru yaklaan -ve bana son derece tandk gelen- parldayan gz bebekleriydi. Bu gzler, asl cesedi incelerken allarn arkasndan beni izleyen hayalete aitti. Demek ki onunla tanma erefine imdi nail olacaktm. Deniz mavisi ar parlak gzler, giderek yaklayor, yzn geri kalan blm de yavaa belirginleiyordu. Sonunda bir varlk kendini tmyle gsterdi: Son derece ekici, pahal bir takm elbise giyinmi bir adam belirdi karmda. Ya ilerlemi bir Dressman'e benziyordu; tek kusuru, akaklarna dm aklard ve bu yzden de moda dergilerinde boy gstermesi pek olas deildi. Ama eski gnlerin hatrna, firmalarn katalog reklamlar iin mankenlik yapabilirdi pekl. Byle herifler nedense hi yalanmazlar, yllanm arap gibidirler. Dikkat ekici, bronz tenli, keskin yz hatlar derin ve erkeksi krklarla kaplyd. Tm bunlara

gerekst bir zellik katan ey ise, kendi kendini karikatrize ediyormuasna iten aydnlatlm gibi parlayan, berrak gzlerdi. Elbette tm bunlarn bir rya olduunun bilincindeydim. Ne de olsa yllanm mankenler, takm elbise ve kusursuz balanm kravatla, arktik bir kar frtnasnn ortasnda dolamazlard. Ve elbette, ryamdaki bu varln gerekte, rya dzenei araclyla ekil deitirerek, bilin altmdan szmak iin bir yol arayan kayglarm yansttnn da farkndaydm. Hayalet adamn ac dolu yznde, sahte olmayan sonsuz bir hzn yatyordu. Bu da d gzelliine karn, bu insann i dnyasnn ne halde olduunu gzler nne seriyordu: Her trl sevinten yoksun bir varlkt. Tam nmde durdu ve glmsedi. Ama bu glmseme de yalnzca bir kibarlk gstergesiydi ve hzn doluydu. "te yeniden karlatk, Francis," diye sze balad yal ve kederli Dressman. "Ve daha ok greceiz seninle dostum, bundan emin olabilirsin. nk sen, iinde bulunduum ikilemden kabilmem iin tek anahtarsn. stersen buna kurtuluum da diyebilirsin -hepimizin kurtuluu." Eildi ve efkatle bam okad. Bir ara bam kaldrp ona baktmda, deminkinden daha yal grndn fark ettim. Bu haliyle, takma diler iin di kremi tantan bir reklam filminde oynayabilirdi ancak. akaklarndaki ve peremlerindeki ho gri tonu arak yoktu. Salarnda ve gr kalarnda, rengi akm gibi duran gri bir renk hkimdi, baz ksmlar ise tmyle beyazlamt. Daha nce son derece ekici duran yzndeki krklklar imdi daha da artm, kaba izgilere dnmt. Evet, hi kuku yoktu, Dressman hzla yalanyordu. "Yallk ve yalanman konusu, seni fazlasyla ilgilendiriyor, deil mi Francis?" diye devam etti melankolik baklarla. "Bu faydasz ve kederli dnceleri hi kimse benden daha iyi anlayamaz. Yallktaki en ac ey, henz gen oluundur. Ne demek istediimi anlyor musun?" "Evet," diye yantladm ve pek sevgili Schopenhauer'den bir alnt yaptm:" Ne kadar yalanrsan yalan, kendini hl gen, hatta ocuk gibi hissedersin." "ok doru. Ve hayatn ne kadar ksa olduunu anlamak iin de yalanm, yani uzun bir sre yaam olmak gerekir." Doruldu ve tozu dumana katan karlara bakarak dalp gitti. Omuzlarnn, yanan bir mumun kenarndan akan tortular gibi aa doru sarkk olduunu fark ettim. Salar iyiden iyiye seyrelmiti ve kel kalan ksmlardan kafa derisi grlyordu. Parmen kdm andran cildinin bir arada tuttuu ve yallk lekeleriyle kapl yznde o kadar ok krk vard ki, uzun bir sre yorulan hamuru andryordu. Bu zavall mahluk, hasta bezi reklamlarnda bile ie yaramazd artk. Herif birka dakika iinde yal bir dedeye dnmt. Yalnzca gz bebekleri bu hzl yalanma srecine kar koymu, doa st parlaklklaryla adamn suratna ilitirilmi ereti maddeler gibi duruyorlard. "Hayattan geriye kalanlar ise, sevgili Francis, yalnzca birka gzel an; birka saat veya birka dakika sren mutluluk anlardr. Mutsuzluklar bizimle birlikte ller diyarna ger -en azndan yle umuyorum! Ama ya, yallk birka soluk al verite gerekleir de, mutlu anlar biriktirecek zamanmz kalmazsa ne olur? Ya hayat hzl ekimde yanmzdan akp gider ve bedenimiz de ayn hzla rmeye balarsa? Erken yalanma; bu sana bir ey ifade ediyor mu? Buna hayat denilebilir mi? Ve ne acmasz Tanrlar ki bunlar, bu kadar ksa bir mr yaratmlar ve bunun olmasna gz yumuyorlar! Bak, ite..." Kolunu uzatt ve hafife yana dnd. Sonra da, tpk kabare gsterisi sunan bir sanat gibi kolunu gsterili bir biimde kaldrd ve eliyle havaya hayali bir yark izdi. Szlen kar taneleri, alan bir perdenin desenini oluturuyormuasna kenara ekildi ve ortaya kocaman bir buz maarasnn grnts kt. Her ey mavi renkte parlyor ve kayalarn zerinde yldzlar akyordu. Yerde buzdan tabureler duruyordu ve taburelerin zerinde nefes kesici gzellikte gen erkekler ve kadnlar oturuyordu. rlplak bedenleri keskiyle yontulmu gibiydi, salar nl yldzlarn kuafrleri tarafndan ekillendirilmi gibi duruyordu, anlalan onlar da mankenlik piyasasndan geliyordu. Burada bir tek, elinde kamerasyla ekim yapan Helmut Newton eksikti. Ancak, bu muhteem tabloda hznl bir ey vard: Tm bu gzel insanlarn yzlerinde, sanki kendi cenazelerinin yasn tutuyorlarm gibi kederli bir ifade vard. Baka bir ey daha hemen dikkatimi ekmiti, o da saylaryd. Eer yanlmyorduysam, Agatha'nn sra saraynda bulunan trdelerimle saylar aynyd. Evet, bu gzeller onlar temsil ediyordu. aknlma karn, bir yn soru uuuyordu kafamn iinde. Neden hayvanlarn yerini insanlar almt? Rya dzeneim, trdelerimi neden zellikle de iki ayakllarn gzellik idollerine dntrmt? Gsteri, hibir sorumun yant bulunamadan devam ediyordu. "Ne byk bir israf!" diye seslendi yal Dressman ve bir anda plaklarn arasnda duruyordu. "Yaam malzemesi nasl da israf ediliyor! Onlara bak, Francis, onlara bir bak, ne kadar da gzel ve genler. Tm yaamlar daha nlerinde duruyor. Ama yine de ..." Yeniden tiyatral bir jestle kollarn kaldrd ve put gibi oturan zavallcklar iaret etti. Onlar da bir anda Dressman'i korkun hale getiren bu virse yakalanmlard. Daha az nce mkemmel insan zarafeti yanstrken, imdi onlar da k hzyla yalanmaya balamlard. Yzlerindeki ve bedenlerindeki derileri, altnda solucanlar dolayormuasna hareketlenmiti. lk bata telalanacak bir ey yoktu. Aksine, gen erkeklerin ve kadnlarn, eski zarafetlerini koruyarak, nasl giderek birer olgun yetikine dnt

grlyordu. "Yolun yansna" ulatklarnda, giderek keskinleen yz hatlar onlar, genliklerinden daha da ekici bir hale getirmiti. Ama sonra, doal afet byklnde bir bozulma ba gsterdi. Gzellerden bazlar dald ve gzel hatlar, ya tomruklarna ve asimetrik kabartlara dnt. Bakalar ise, giderek kemik yn haline geldiler. Kadnlarn bir zamanlar dipdiri duran gsleri, yer ekimine kar verdikleri mcadeleyle tmyle yitirmiesine klerek, irkin paavralar gibi sarkmaya balad. Buna karn erkeklerin de tuhaf bir biimde memeleri kmt. Az kenarlar aa ekildi. Yzleri, baklmayacak derecede irkin, saysz krklarla kaplanmt, derilerinin altndan kafa taslar grnyordu. Salar ya dklyor, ya da yldrm arpmasna beyazlyordu; oturduklar yerde ylp kalyorlard, kafalar titremeye, salyalar akmaya balad, ta ki sonunda stms gzlerini ylece bolua dikene dek. Aralarnda yine en salamym gibi duran yal Dressman, alay edercesine bana bakt. "Bu yalanmak deildir, Francis," diye tekrar sze balad. "Bu, lmek iin domu olmaktr. Bunun ne anlam var? Bunun ne anlam var?" Yallar, imdi de paralara blnyorlard. Kafa tas kemikleri, tpk kurumu toprak topaklan gibi, krk suratlarndan akan deriyi yarp geti. Ardndan da sim rengi sa tutamlar ve gz bebekleri dt. Solgun derilerinde nce atlaklar olutu, sonra patlayan yerlerden i organlardan, kandan ve baka tanmlanamayan vcut svlarndan oluan akkan bir pelte fkrmaya balad. Kas dokular, lifler, damarlar, ya... hepsi bir pre haline gelerek bedenlerinden fkryordu. Ksa bir sre iinde buz maara, koyu krmz renkte parlayan ve iinde hl salam i organlarn yzd sularla kapland. Taburelerin zerinde artk gzeller deil, iskeletler oturuyordu. Ama onlar da bu hzl bozulmaya daha fazla kar koyamadlar. Kafa taslar, omurlardan koparak et ynnn oluturduu denizin iine dtler. Gs kafesleri ve krek kemikleri dald, kol ve bacak kemikleri koptu, leen kemikleri dt, kemiklerin her biri yuvalarndan frlad ve geriye hibir ey kalmad. Sonunda da yalnzca, sulu amurun arasndan ykselen kana bulanm tabureler grlyordu. Yeniden kar yamaya balad ve beyaz kar bulutunun arasnda sadece yal Dressman'in iskeleti duruyordu. Garip bir biimde, parlak gzlerini yitirmemiti. Grnmez oklar gibi bana odaklanmlard. "Bunun srrn bul!" diye iskeletin enesi takrdyordu. "Bunun srrn bul ve hepimizi bu acdan kurtar! Beni bul, Francis! Beni bul, Francis! Beni bul, Francis!..." skelet dald ve yere salan kemikler karlarn zerinde grotesk bir yn oluturdu. Parlak gzleri ise ayn yerlerinde duruyordu. Havada donup kaldlar ve saydam bir ipe aslm gibi bana bakyorlard. Sonra her taraf yeniden karanla brnd. Zorunlu uykumdan yava yava ayldm. Aradan geen sre iinde, gne banyosu yapmasna yumuak bir scaklk sarmt bedenimi. Her an uyku tneline yeniden dalmak zereydim, ancak uyuukluun etkisi hissedilir bir biimde azalyordu. Gz kapaklarm zorlukla araladm -ve anlalan hi bitmek bilmeyen ryamdaki ayn parlak gzlerle karlatm. Beinci Blm Gzler, yeniden hayaletin yzndeki yerlerini almt. Bu hayalet varlk, koyu bir fonun nnde bzlm yatyordu. Hatlarndan, onun bir hayvan, hatta dik kulakl bir trdeim olduu anlalyordu. Ama vcut orantlar birbirine hi uymuyordu, bu da bende alarm sirenlerinin almasna neden oldu. Hayaletin tam tepesinde krmz harflerle u szler yazlyd: YOU ARE THE ANIMAL! Altnda da: COMING SOON 10.01.2003 Ve bunun da altnda: www.animalfarm.com yazlyd. Lanet olas bir afiti bu! Afiin boyutlar, kk bir ev byklndeydi. Ve neyin tantm yapld konusunda da en ufak bir fikrim yoktu. Ama grdklerim yalnzca bununla snrl deildi. Beni ok yakndan ilgilendiren bir ey daha grdm: Gzel bir demir parmaklk manzaras. Olduka byk bir kafesin iinde bulunuyordum. zerimde bir tr spot lambas yanyordu, hani yeni domu yavrular veya yaral hayvanlar stmak iin kullanlan u byk krmz lambalardan. Baygn ve yar donmu halime acyarak, beni stma yceliini gstermilerdi. Yumuak ve temiz bir yn battaniyenin zerinde yatyordum. Anlalan bu kafes iin zel olarak hazrlanmt. Eer buraya zorla getirilmi olduumu hatrlamasaydm, annda dier taraf dnp, uykuma kaldm yerden devam etmek isterdim. Ama bir ar hissediyordum. nemli bir ey deildi, ama yine de duymazdan gelemeyecek kadar rahatsz ediciydi. Bcek srmas kadar minik de olsa, uyuturucu inenin batt yerde hl biraz yanma vard. Ama

onun biraz daha zerinde mthi bir ac hissediyordum ve bu yaray Adrian ile dvrken mi, yoksa terastan dtmde mi aldm dnmeye baladm. imden bir ses, bunun ok taze bir yara olduunu sylyordu. yle ya da byle, bana sunulan bu rahat yere karn, hi de kskanlacak bir durumum yoktu. Ben hapsedilmitim ve bana bunu uygun gren kiilerin ne tr amalar peinde olduklarn kim bilebilirdi ki? "Merhaba Francis, rahat uyudun mu?" Tpk -bu kez ho- bir rya gibi, Fabulous'un stl kahverengi, tyl surat belirdi parmaklklarn arkasnda ve afiin grntsn kapatt. Altn rengi gzlerinde, hem beni tekrar grmenin sevinci, hem de iten bir kayg vard. Boynunu kuatan krk, ona dokunulmaz bir melein grntsn kazandryordu. Fiziksel olarak zarar uram olmama karn, iimde aniden ykselen ak alevini hissediyordum. "Hem de nasl!" diye yantladm sorusunu. "Rya bile grdm, ikimizi Petersdom kilisesinde grdm, evleniyorduk. Kar maskeli ve ellerinde demir borulu adamlar da nikah ahitlerimizdi." "Neyse, en azndan mizah duygunu yitirmemisin." "Nasl yitirebilirim ki? inde bulunduum durum, gerekten de altna karlacak kadar komik deil mi sence?" "Yoksa hl kendini iyi hissetmiyor musun?" "Hayr, Fabulous, hem de hi iyi hissetmiyorum kendimi. Bu lanet olas kafesin iine kapatldm, hapsedildim ve sen de esprilerini kendine saklarsan, beni fazlasyla memnun etmi olursun." "Bu sama dnceyi de nereden kardn? Sen hapsedilmi falan deilsin" dedi ve akn gzlerle bana bakt. "Deil miyim?" "Hayr!" Ne yant vereceimi, ne yapacam bilemiyordum ve mahcup bir halde burnumla kafesin kapsn ittirdim. Kap hi zorlanmadan sessizce ald ve yznn ortasnda u korkun parmaklk deseni olmayan bir Fabulous'un grntsn sundu bana. Titrek bacaklarmn zerine doruldum, kafesten ktm ve kocaman afiin nnde duran Fabulous'un yanna oturarak, bulunduum bu meknla ilgili bir izlenim edinmeye altm. Mthi bir yerdi buras. Daha ilk bakta nerede bulunduumu anladmda, bende uyandrd etki iki katna kmt. Ancak, geen sre iinde buras byk bir deiiklie uramt ve bu deiiklik beni adeta ok etmiti. Yllar nce bu blgeye tandmda, bu eski porselen fabrikas benim iin sradan bir manzarayd aslnda burada yaayan herkes iin yleydi, nk buras blgenin her kesinden grnyordu. Fabrikalarn ehrin gbeinde kurulmasnda bir saknca grlmeyen sanayilemenin ilk yllarnda, bu tepede yerini alan krmz tulalardan rl bir yapyd buras. Byk savatan hemen sonra faaliyeti durduruldu ve o gn bugndr, yarasalarn ve evsiz barksz trdelerimin snd bir barnak olarak hizmet veriyordu. Fabrikann bacas, birka yl nce yklma tehlikesi nedeniyle havaya uuruldu. Semt sakinleri iin heyecan verici bir olayd bu; ben de bylece barakam terk etmek zorunda kalm, Gustav'n tad bir sepetin iinde bulmutum kendimi. (7) Ve imdi de bu! Grne baklrsa, sekiz metre yksekliinde ve be yz metre kare byklndeki bu yap, pahal bir onarmdan gemiti. Makinelerin hi biri yoktu, tulardaki atlaklar kapatlm, duvarlar destekleyen demirler yenilenmiti. Eskimi yerler, imdi en pahal parkelerle denmiti. Bir tek, duvarlar tpk kocaman kaburga kemikleri gibi saran su borular -ortama ilk aa ait gsterili bir hava kattndan olsa gerek- deitirilmemiti. Tavandaki elik tasarmdan dzinelerce lamba sarkyordu. Ama en etkileyicisi, kar frtnasnn ele geirdii semtimize muhteem bir grnt sunan, en az adam boyunda ve enindeki yuvarlak pencerelerdi. ok uzaklarda, Adrian'n kald sra kk, tpk yzlerce mumun arasnda yanan bir meale gibi parlyordu. Ticari bir kuruluun, basit bir bro iin bu denli pahal bir onarma kalkmas, ekonomik adan pek mmkn deilmi gibi grnyordu. stelik ehir merkezinde ynla sanayi kuruluu varken. Buras olsa olsa, parann hibir nem tamad gl bir holding olabilirdi ancak. Bu kuruluu ve personelini byte altna almann hi de fena bir fikir olmayacan dndm. Azm ak kalmt: Alann kk bir blm dnda her yer botu, bu ynyle de bir spor salonunu andryordu. ok arkalarda, sa tarafta bir yerde tandk drt dostumuz ahap bir masann etrafnda oturmu, iskambil oynuyorlard. Beni ineyle uyutan kar maskeli adamlard bunlar. Maskelerini indirmilerdi, ama beyaz tulumlar hl zerlerindeydi. Karanlk bir gce mensup hantal, sakall ve suratlar yara iziyle dolu adamlara benzemiyorlard hi. Daha ok, niversiteden yeni mezun olmu yumurta kafalar andryorlard. Enseden topladklar uzun salar, sivilceli suratlar ve seyrek sakallar vard. Ayrca ie dibi gibi kaln caml gzlkleri vard. Beni fark edince, dirsekleriyle birbirlerini drttler ve karlkl anlaml baklarla srtmaya baladlar. Kendilerinden ok, etraflarnda duran eyalar rktcyd. Arkalarnda, az nce iinde bulunduum tr ' den saysz kafes st ste ylmt. Aralarndan bir tanesi, iine bir insann sabilecei byklkteydi. Bu da yetmezmi gibi, kapsnn zerinde asl duran altn bir plakann iine kvrml harflerle MAX ad ilenmiti. Demir borulu avclarn sol tarafnda, laboratuvar ve ameliyathane karm bir salon bulunuyordu. Biraz doalama grnse de, kromdan ameliyat lambalar ve masalaryla, rntgen aletleriyle, santrifjrlerle, denetleme aletleriyle ve baka tbbi cihazlarla en son teknolojiye gre donatlmt. Yanlmyorduysam,

elektron mikroskobu ve tomografi aleti bile vard. Burada bozguna uram bir ordu bile rahata tedavi edilebilirdi. Dier tarafa yneldim ve yine bir srprizle karlatm. Eskiden maden artmaya yarayan frn, enine doru kesilmiti ve kk bir kamyon byklnde bir mineye dntrlmt. Bu yzden de iinde kk odun paralar yerine, btn aa gvdeleri yanyordu! Muhteem bir grntyd, devlere ait bir dnyaya karnca gzyle bakyordum adeta. Bu devasa minenin birka adm uzanda, yuvarlak pencerenin nnde dikilen adam grnce, bir anda srtmdan buz gibi sular indi. Dncelere dalm, semtimize bakyordu. zerinde yerlere kadar uzanan, krmz kadifeden bir sabahlk tayan bu yal adam, ryamdaki Dressman'e arpc bir biimde benziyordu. Camn ardndaki kar taneleri, adamn sim renkli yelesiyle uyum gsteriyor, derin izgilerle kapl yzn aydnlatyordu. Gzleri, ryamdaki hayaletininki kadar olaanst bir biimde parlamyordu. Aksine, bir zamanlar mavi olan gzleri, tuhaf bir renge dnmt. Yine de gzlerinde hayat dolu bir enerji vard, tpk kehribarla evrilmi gibi parldyordu. Darda belirli bir eyi gzetliyor gibiydi, yz ifadesine baklrsa, hi de i ac bir ey deildi bu. Orada ylece dururken, kaygyla imparatorluuna bakan yal bir kral andryordu. Ustann -onun bir usta olduuna hi kuku yoktu- durduu yerden biraz tede, bo odann tam ortasnda alma.masas duruyordu. En az ton arlndaki mermer masa, be tane sradan alma masasnn yerini kaplyordu. Ama benim asl dikkatimi, masann zerini donatan teknoloji harikalar laptoplar, telefon tesisatlar, video konferanslarnda kullanlan minik kameralar deil, tuhaf ss eyalar ekmiti. i doldurulmu hayvanlard bunlar -ama son derece ilgin hayvanlard. "Wolpertinger" ad verilen bu ss eyalar, zellikle Yukar Bavyera eyaletindeki, hediyelik eya sektrnn icat ettii kazanl bir bulutu. Bu amala uydurulan bir efsaneye gre bunlar, ok deerli krkleri olan ve yalnzca geceleri grnp avlanabilen fabl hayvanlaryd. Elbette buna hi kimse inanmyor. Ve eer ii doldurulmu bu kantlar insann zerinde sarsc bir etki brakmasayd turistlerin, ahmaklk snrlarna dayanan bu hediyelik eya ehvetine glp geilirdi. Wolpertinger diye anlan eyler aslnda, "Chimare" denilen bir ara tr, yani ormanda yaayan deiik hayvanlardan oluan karma varlklard. rnein kulaklarnn arasna geyik boynuzu yerletirilmi ve srtna yrtc bir kuun kanatlan taklm bir tavan, veya bir tilkinin gvdesiyle bir rdein paletlerine sahip olan bir bayku, veya olak bal, yarasa kanatl bir kunduz vs. vs. gibi. Canllarn deiik uzuvlarndan meydana gelen bu acayip el sanat eserleri, her ne kadar grotesk ve aalayc olsa da hi kimse, bylenmilikle irenmilik arasnda gidip gelen baklarn bu Wolpertinger'lerden ayramyordu. Morua ait masasn zerinde de bu tarz bir araya yamanm eserler, tpk kazanlm kupalar gibi yan yana dizili duruyordu. Yabanc bedenlere taklm cansz gzler, ba dndrc bir renk cmb iinde, korku tnelindeki canavarlar gibi bana bakyor, ksa bir sreliine sakinleen nabz atlarm tekrar hzlandryordu. Btn bunlara bir anlam veremesem de, ben kendi payma deni almtm: Kk apl ameliyat salonuyla bu Wolpertinger'ler arsnda mantkl bir ba kurmak iin, benim gibi gsterili uzuvlar olan birinin, Salvador Dali'nin yaratclna sahip olmas gerekmiyordu! "Tamam sevgili Fabulous," dedim rktm belli etmeden. "Hangi yedek paraya ihtiyacnz var? Benimki gibi zek kp bir kafaya m yoksa? Ama sana hemen syleyeyim: bir leylein gagasn buna tutturmak olduka zahmetli bir i olacak!" "Wolpertinger'lerden sz ediyorsun," diye gld Fabulous. "Maximilian'in taknts ite. Tipik Amerikal: her trl turistik ss eyasn kendine kakalattryor." "Evet, tipik Amerikal: Birka sosyoloji rencisini kiralayp, ellerine birer demir ubuk tututurup, hareket eden her eyin zerine isabet etmelerini sylyor. Glmekten altma karabilirim!" "Yanllkla oldu. ocuklar aslnda Adrian'n peindeydi." "Aman, ne byk talihsizlik! u kendini beenmi ukalann knda bir ine grmeyi ne kadar da isterdim, bilemezsin! Artk ltfedip, nereye dtm konusunda beni aydnlatma nezaketini gsterebilir misin acaba? "Alis Harikalar Diyarnda" bile, benim bu gece yaadklarmn yannda skc bir belgesel gibi kalmaya balad." "Nereye dtn m soruyorsun, Francis? Animalfarm'a, dnyann en byk hayvan haklan kuruluuna." Yerinden kalkt ve yanmdan geerken bana srtnerek, ar admlarla ilerledi: onu izlemem gerektiini belirten yumuak bir iaretti bu. Bana srtnp, tylerimiz birbirine dedii an, kokusu yz milyonlarca hcremi istila ettiinden, bamn dndn itiraf etmeliyim. nceki gnlere ait tespitlerim doru kmt. Bu ksa koku analizinin sonucunda, karmdaki bayann, dourganlnn en st dzeyinde bulunduundan artk yzde yz emindim. Her ynyle ehvet, nemli dolunay geceleri ve dnyaya gzlerini amak iin sraya girmi bir sr stl kahverengi, tyl, minik Tifrany'ler gibi kokuyordu. Acaba hi yavrulam myd? Bedeni bir ey ele vermiyordu. Ksacas, sevimli gece arkadamla badatrdm her ey, sonuta ayn kapya kyordu: o bilinen tek eye. "Daha nce bu kurulula ilgili kulama bir ey gelmedi, ama sanrm u afiin verdii mesaj yava yava anlamaya baladm imdi," diye karlk verdim, bir yandan mknatsla ekiliyormuasna peinden

srklenirken. "kenceye maruz kalan maymunlar gsteren resimlerle kandrlan yal ninelerin yaptklar balarn byk bir blmnn nereye gittiini de anlyorum imdi." "te bunda yanlyorsun, Francis," diye szm kesti Fabulous. Burnumun dibinde sallanan k ve parkelere srtnen tyl kuyruu beni o denli etkilemiti ki, kendim de sallandmn farkna bile varmamtm. "Reklam giderleri ve idari harcamalar iin, btemizin yalnzca onda birini harcyoruz. Kalann da verdiimiz mcadele iin kullanyoruz." "Ne mcadelesi?" "te imdi beni hayal krklna urattn, Francis. Haklarmzn ateli bir savunucusu olarak tm ehirde, hatta tm lkede nam salmasaydn, senin ayda yaadn sanrdm. nsann baka hayvanlara, kendi trdelerine davrand gibi barbarca davranan tek hayvan olduunu biliyorsun. rnein bu aydnlk ada bile, karanlk paravanlarn ardna snarak pervaszca balinalar katleden Japonya veya Norve gibi lkeler var. Ya da tavuklara uygulanan u vahi yntemler..." "Ltfen Fabulous, ltfen bu zayf halime ac ve herkesin uykuda bile sayabilecei insanolunun su dosyasn bana anlatmaktan vazge. Kuruluunun byle hakszlklara kar amansz bir mcadele verdii konusunda sana inanyorum. Ama bu tarz ahlak safsatalarn kaldrabilecek durumda deilim imdi." "Bu seni tekrar kendine getirecek," diye karlk verdi ve masada oturanlara yakn bir yerde durarak, azna kadar mamayla dolu bir tabaa iaret etti. Meret gerekten de harika grnyordu ve kokusu da yleydi. Gustav'n bana verdii mamalardan ok daha farklyd. Etler, yine fabrika rnyd ama daha byk paralara blnmt, die geliyordu yani ve zerindeki sosu da gerek et kokusunu yayyordu etrafa. Bu mamann as her kimse, paketleme ve saklama konusunda mkemmel bir yntem gelitirmiti dorusu. Kendimi hl biraz halsiz hissetmeme karn, alm hak ettii saygy grmek istiyordu. Tpk bir freze makinesi gibi taban zerine yumuldum. "Acele etme ve o kadar ok yeme," diye beni uyard Fabulous. "Yoksa yediinden daha hzl bir ekilde kartrsn hepsini!" "M-oh-di-ma-da-kohne-grohm-gdka..." diye dolu azla kendimi ifade etmeye altm. Bir yandan da gz dnm bir kurt gibi etleri mideye indiriyordum. Elbette bunun benim amdan utan verici bir durum olduunu ve ksa sreli bir baygnlktan sonra ly karmamak gerektiini biliyordum. Ama grgsz mide bende sra! imdi bende sra!.." diye brp durduunda, hibir ey ie yarmyor ite. Sonunda bunu da atlatm, bo taba yalayarak parlatmtm. Neyse ki midem bulanmamt, bylece aydnlatma almalarna geri dnebilirdim. "Animalfarm'n bu yce amalarna sonsuz sayg duyuyorum, Fabulous," diye sze baladm ve duvardaki afite yer alan glge varla bir kez daha gz attm. "Ama kuruluunuzun merkezi, uykuya dalmadan nce grdm yerden ok daha garip geldi bana. Ve Maximilian da en az, Adrian'n birlikte yaad u insanlar kadar rktc. Sanrm bana bir aklama borlusun." Fabulous'un yzne bir anda hzn bulutlan kt ve gzlerindeki altn parlaklk snd. Dnd ve pencerelerden birine doru yrmeye balad. Ben de onu izledim. "Buras Animalfarm'n merkezi deil," dedi. "amzn en adi hayvan skandallarndan birini aa karmak iin, geici bir ube kurduk buraya. Konu, binlerce trdeimize kar ilenen sularn aydnlatlmas ve ayn zamanda da intikam. Maximilian'a gelince: Ondan korkmas gereken birileri varsa, o da bu pis ilerin sorumlular olabilir ancak." Kar taraftaki duvara ulamtk ve pencerenin, toplant masas byklndeki pervazna zpladk. Fabulous arka ayaklarnn zerine oturdu ve hznl gzlerle vadideki karla kapl evlere bakt. Birka dnda, hibirinde k yanmyordu Kar ya da durmutu yalnzca tek tk uuan kar taneleri grlyordu. Her yere huzur kmt. Yalnzca Fabulous'un kafasnn iinde bu huzurdan eser yoktu. "Adrian sana, u cam evin iinde kimlerin yaadn anlatt m, Francis?" Sesinde imal bir ton sezinledim. "Evet. Evin, eskiden Asya'da ticaretle uraan Agatha adnda bir kadna ait olduunu syledi. Ad Dr. Gromyko olan hayat arkada bakyor ona. Anladm kadaryla evle ve ileriyle de o ilgileniyor. Bana yle geldi." Ac ac glmsedi. "En azndan gerein bir ksmn anlatm. Asya'da ticaretle urayormu! Sanki u komik kt emsiyelerden ithal ediyormu gibi! Bu ge saatte, herkese bilinen bayat ahlak safsatalar dinlemek istemiyordun, deil mi Francis? zgnm, ama bu isteini yerine getiremeyeceim. Herhalde u uluslararas krk ve deri mafyasnn iren marifetlerini duymusundur. Sk dur, imdi anlatacaklarm hepsini glgede brakacak cinsten! Krk giyinmek, son zamanlarda saygnln yitirdi. Zarif hanmlar pahal krklerini giydiklerinde, vahice katledilmek zere dar kafeslerde sefilce lme terk edilen inila kedilerinin ve samurlarn hatralaryla boumak istemiyorlar artk. En azndan yle bilinir. Ama bu bir yalan. Krk sanayisinde iler, eskiden olduu gibi yine gayet parlak. O kadar parlak ki, iletmeler mal yetitirmede zorlanyor. Bu yzden de yedek mal gerekliydi, ama varlkl mterilerin bundan asla haberi olmamalyd.

Dnya apnda ticareti yaplan krklerin ve derilerin yarsnn, kpeklere ve trmze ait olduu tahmin ediliyor. Ama konu yalnzca pahal mantolar veya yumuak astar dolgusu deil. Kamuoyundan habersiz, daha krl kazan kaynaklar oktan kefedildi bile. Kardelerimiz, ayakkab derisi, krklerde bulunan kordon, erit gibi ss ekleri ve hatta romatizmaya iyi gelen battaniyeler iin bile lmek zorunda kalyorlar. Evet, doru duydun Francis, romatizma battaniyeleri. Baz firmalarn reklamlarnda, sevimli pisilerin uyumak iin genelde gne nlarnn vurduu yerleri tercih ettikleri sylenir. En ok da yerden stmal yerleri severler. Tylerinin yerdeki nlara kar korumal oluunun bir nedeni de bu olduu sanlyor. Bu tyl battaniyeler, en dayanlmaz romatizma ve siyatik arlarn bile dindiriyormu..." Bu snrsz ahmaklk karsnda sarslmtm ve pervaszca para hrsna kurban gitmi saysz isimsiz dostlarm dndm. Bir ss eyas (ya da mal m desem?) gibi, sahibinin minesinin nnde keyif atmayp, beynini kullanarak davamz bu denli ateli bir biimde savunduu iin Fabulous'u imdi daha da ok seviyordum. Tpk kurumu bir iek gibi gzel boynunu bkmt, byleyici gzleri bombo baklarla, yakut mavisi gkyznn altndaki muhteem kar manzarasna bakyordu. "Bu hikyenin sra kkteki tuhaf insanlarla ne ilgisi var, Fabulous?" diye araya girerek, kendini iren ayrntlara kaptrmasn nlemeye altm. Ama anlalan, bundan kimseyi mahrum brakmaya niyeti yoktu, en az da kendini. "Bekle, Francis. nsanlar, yaptklaryla tanyabilirsin ancak. Hayvan severler, bu krklerin ve derilerin doal yollardan lm ev hayvanlarna ait olduunu sanyorlar. Trdelerimizin tyleri iin byk paralarn dnd bir piyasa olutu ve kamuoyunun bundan haberi yok. Giyim sanayisinde oktan kullanlmaya balandlar bile: ceketlerde, mantolarn astar dolgularnda, yaka eklerinde. Grnen o ki, bu piyasada tyl olan her ey pazarlanyor. En ucuz takviye de zellikle Asya'dan geliyor, isim vermek gerekirse de in'den ve Filipinler'den. Oralarda trdelerimiz ve kpek dostlarmz acmasz artlar altnda yetitiriliyor veya yakalanyor, vahice katledildikten sonra da derileri yzlyor. Bu lkelerde zel iftlikler ve kesimevleri bulunuyor. Etraflar, tel rgl yksek duvarlarla evrili. Her kede gl ldaklar bulunuyor. lmeden nce cehennemi yayorlar adeta. Mahkmlara, birka gn iinde 'deerlendirilecekleri' iin, ne yiyecek, ne de su verilmiyor. Bunun yerine, kbuslarnda bile gremeyecekleri aclar yaatlyor onlara." Fabulous hkrmaya balad ve tyl burnunun kenarndan szlen gz yalan enesinden inerek yere damlad. imdi anlatacaklarn duymak istediimden emin deildim, bu yzden bir kez daha onu durdurmay denedim. "Fabulous, gerekten bunlar anlatmana gerek..." "Brak da anlataym, Francis! Bunlar duymalsn, bu adi oyunda ne tr canavarlarla kar karya olduunu anlaman iin, bunlar duymak zorundasn. Tylerin mmkn olduunca zarar grmemesi isteniyor. Bu yzden de kardelerimizi ldrrken, son derece tiksindirici bir yntem gelitirmiler bu kamplarda: Kardelerimizi ipe ekiyorlar! ilerden biri metal bir kskala trdeimizi boazndan yakalyor ve bir iple onu yukarya ekerek, ipi kafese balyor. Kurban acyla inliyor, rpnyor ve ylece asl kalyor. Yavaa bouluyor. Birka dakika sonra ii, ipi daha da skyor, ama hayvan ancak be dakika sonra lyor. Derisi yzlrken, bir sonraki kurban aslyor. Her ey rutin iliyor. Kafeslerdeki dier hayvanlar da trdelerinin, belki de kendi anne babalarnn veya yavrularnn bu dehet dolu lmlerini izlemek zorunda kalyorlar. Bazlar panikleyerek kafeslerinin iinde tepiniyorlar, ou ise sessizce oturuyor, kafalarn keye gmyor veya birbirlerine smsk sarlyorlar. Ama her ey bouna, nk bu korkun lm yolundan onlar da geecek! Sanrm, kpeklere yaptklarn duymak istemezsin, hani onlar itlere balayp, kasklarndaki ahdamarlarn kestikten sonra kanlar iinde lme terk ettiklerini?.." Hayr, artk hibir ey duymak istemiyordum! Bu zalim gezegenin havaya umasn, atomlara paralanp yok olmasn ve sonsuza dek sessizliin hkm srmesini istiyordum. nsanlarn ezelden beri bir hi uruna biz hayvanlara ektirdikleri tm anlamsz aclar, ikenceler, eziyetler, ilenen tm cinayetler, milyonlarca yaamn anlamsz yere harcanmas bir anda bitmeliydi. Ama bitmiyordu ite. Hep devam ediyordu. Ve baz insanlar, bizlerin korunmas iin yasaklar koymay veya yasalar karmay baarsalar da, bakalar bu yasaklar ve yasalar delmenin, boluklardan yararlanarak etimizi, postumuzu, kemiimizi ve hatta ruhumuzu pazarlayp smrmenin daha da eytanca yollarn buluyorlard. Ama Fabulous'un sunduu bu felaket raporu beni yldrmamt; iimde mthi bir fke kabard ve Animalfarm'n yrtt almalar takdir ettim. Paray ve glerini byle ktlkleri gn na karp, bunlarn kkn kurutmak iin kullandklar srece, ikenceye urayan maymunlarn fotoraflaryla yal nineleri son kurularna kadar svleyebilir, yalan syleyip insanlar dolandrabilirlerdi, hi umurumda deildi! Fazlasyla sarslmama karn, Fabulous kurbanlarn ldrl biiminden sz ettiinde ister istemez irkilmitim: pe ekerek ldrme. Sebilden sarkan cesedin, bu zavall varlklarla en azndan grnrde ayn lm kaderini paylam olmas, bir tesadf olabilirdi. Ve eer bir tesadf deildiyse, Asya'daki olaylara dair bir uyan olarak deerlendirilebilirdi bu. Ama bu uyar kimdendi? Ve kime gnderilmiti? Kim bu kadar zahmete girmiti? Ve dzinelerce cinayetin aydnlatlabilmesi iin, neden nce bir cinayetin ilenmesi gerekiyordu? Kim bu kadar soukkanl olabilirdi? Tesadf ya da deil, bu labirentte yolumu armamak iin bir sre daha Fabulous'a tutunmam gerekiyordu.

"Bu kamplarn eski sahipleri ve kumandanlar olarak kimleri ima ettiini anlamak hi de zor deil, Fabulous: Agatha ve Dr. Gromyko." Patisiyle slak yzn sildi ve canlandrd felaketi bandan defetmek iin kulaklarn temizledi. "Yarmacya on puan! Bunlar insan deil Francis. Homo sapiens'lerin ne kadar muhteem varlklar olduklarn yanstan bir ambiyansn iinde yaasalar da: Sevgi, yaratclk ve gzellie, kltre kar duyarllk onlarda yok! Hayr, onlar gerekte birer canavar! Asya'da saylar elliye varan bu iftliklerden iletiyorlard ve Avrupa, Amerika ve Japonya piyasalarna buralardan mal gnderiyorlard. Orada bizlere 'kullanmalk hayvan' gzyle baklyor; tpk burada ada tavanlarna bakld gibi: Yani derisini yzmekte hibir saknca yoktur. Ayrca orada byk bir ahlaki knt yaanyor. Hayvan severler veya Batl ynetimler bu tarz korku filmi haberleri karsnda ayaklandklarnda, iftliklerden biri kapatlyor ve bir sonraki hafta, baka bir adada tekrar kuruluyor. Animalfarm bu iki sahtekar yllarca izledi, ama canice eylemlerine tam anlamyla engel olamad. Yalnzca bir arpa boyu yol alnabildi: Birka televizyon haberi, kapatlan birka iftlik. Agatha ve sevgili doktoru, bu arada paralar gtrdler. Ta ki ilahi adalet onlara hak ettiklerinden daha hafif bir ceza verene kadar: Agatha kansere yakaland. skoyada onun hakknda, hayvanlara ikence yapmaktan bir tutuklama emri kt buna da Animalfarm nayak oldu. Bylece btn iftlikleri kapatp, Asya'y terk ettiler ve buralara yerletiler. Kk de olsa bir baar saylr." "Anlyorum," dedim." Peki o zaman, neden Agatha imdi, bir zamanlar katlettirdii ve kazan kayna olan varlklardan dzinelercesini besliyor?" "ok basit: Kasaplar da kurbanlarna alrlar ve eksikliklerini hissetmek istemezler. Evet Francis, kulaa ne kadar iren gelse de, kendisine bu kadar ans getirdii iin, Agatha trmz seviyor. Kim bilir, a gzllk denilen illete yenilmeseydi, belki o da adi bir katil deil de, gerekten iyi bir insan olabilirdi. nsanlar bu konularda biraz izofrendir." "Sanrm, pek de kibar olmayan bir biimde onun terasndan avlanmamn nedeni de, Animalfarm'n ona bu sevgiyi layk grmemesi." "Hadi ama, dn o kadar da kt saylmazd, Francis. Masada oturan bu adamlar eitimli birer doktor ve uyuturucularn seimi ve dozaj konusunda yeterli bilgiye sahipler. Ama bir konuda haklsn: Bir trn felaketine neden olan birinin, yaamnn son gnlerinde zellikle bu trn hayvanlarnda teselli aramasn gerekten de rezilce buluyoruz. Animalfarm iki ii ayn anda yapyor. Bir yandan kardelerimizi sra kkten kurtarrken -sen istersen buna karmak da diyebilirisin- bir yandan da Agatha'nn ve Gromyko'nun bir an nce hapse atlmalar iin yetkililere yasal ynden basklarda bulunuyor. Ben de onlara bir bakma destek olmak amacyla Adrian'la dostluk kurdum. Sahiplerinin gerekte nasl birileri olduklar konusunda onu ikna etmeye alyorum. Ama bana inanmamakta direniyor. Sanrm sahipleri kodesi boylaynca, kendisinin de evsiz barksz kalacandan korkuyor ve gerekleri kabullenmek istemiyor." "Bunda hakl olabilirsin," diye onayladm." Onu konumaya zorladmda, dorusu biraz ketum davrand ve sahiplerine toz kondurmak istemedi. Neredeyse kaderci bir yaklam sergiledi. Olayn asln rendikten sonra, artk onun bu davranlarna bir anlam verebiliyorum. zellikle de cesedi incelerken bize sunduu etkileyici gsterinin nedenini imdi daha iyi anlyorum. Yalnzca kendisinin ulaabilecei bilgilere sahipti. rnein, cesedin daha nceden bir derin dondurucuda saklanm olduunu biliyordu -stelik Dr. Gromyko'nun alma odasnda da bir derin dondurucu duruyor. Ya da rnein, kurbann yal bir trdei olduunu kestirebildi, nk o da ksa bir sre nce, kendisi gibi sra kkte yayordu. Tpk Asya'daki kamplarda olduu gibi, burada da asarak ldrme nemli bir rol oynuyor ve katil de..." "Dr. Gromyko!" diye araya girdi Fabulous. Aslnda szlerimi "...bu ldrme biiminden byk bir haz alyor," diye srdrecektim. Ama araya giren bu szler beni elektrik arpma dndrd, nk Fabulous daha birka saat nce, kaann bir insan olduunu kendi gzleriyle grdn fsldamt kulama. Geriye kalan uyuukluum da bir anda uup gitmiti zerimden, meraktan yanp tutuuyordum. "Duvarn zerindeyken, katn grdn kii bizim doktor muydu yani?" "Sanrm oydu," diye yantlad sorumu gzlerini benden kararak. "Bu da ne demek oluyor imdi?" "Yani boyu pou ona ok benziyordu. Ne de olsa onu arkadan grdm, glge gibi." "ok tuhaf. Benim grdm varlk, tknaz ve bodurdu, ama Dr. Gromyko srk gibi ve zayf." "Sen ne grdn ki, Francis? Bu youn kar yanda sen kendi anneni bile tanyamazdn. Bir de km, kaakla ilgili ayrntl bilgiler veriyorsun." "Senin de olaya daha farkl yaklatn sylenemez. Bu yzden de, Dr. Gromyko'dan phelenmen dorusu biraz artc." "Ondan phelenmiyorum -onun yaptndan eminim! Agatha ok hasta, zorunlu da olsa, gemiiyle hesaplat ve bir gecede namuslu vatanda oluverdi. Ama Gromyko yle deil. Meslek icab yllar boyunca hayvan ldrd ve sonunda beyni, doaya aykr bir deiime urad. Bundan bir trl vazgeemiyor ve bo zamann byle deerlendiriyor." Tm bunlarda bir mantk pay vard aslnda. Failin izledii lgnca yntem de buna uyuyordu. Ama bunlar yeterince somut kantlar deildi. Ve konu tam da zalim insanlara gelmiken; tahl ambar byklndeki

gbeine aldr etmeden ayak parmaklarna ulap, trnaklarn kesmeye alarak, bu gzlere ziyan grntsyle zalimliin farkl bir boyutunu sergileyen biri geldi aklma. Sululuk duygusu iimi kemirmeye balamt, nk saatlerdir eve dnmemitim ve Gustav mutlaka telalanm, oktan polise ve itfaiyeye haber vermiti. Komular yataklarndan kaldrp bir arama ekibi kurduundan ve salya smk bir halde, zerinde bir fotorafmn yan sra byk bir dl verileceine dair szlerin verildii ktlar aalara ilitirdiinden emin olacak kadar iyi tanyordum onu. Ben onun tek ve en eski dostuydum. Ve bende bulduu sevgi, hayatn getirdii tm hayal krklklarnn stesinden gelecek teselliyi veriyordu ona. nsanla hayvan arasndaki iliki byle de olabiliyordu ite! Dier taraftan, byle ksa sreli bir panik, ona iyi bir ders de olabilirdi. Bundan byle beni aptalca spor ideallerine maruz brakp, frtnal ve karl gnlerde evden kovmadan nce bir kez daha oturup dnrd. Hatta geceyi bu devasa minenin nnde geirip, ertesi gn de Azrail'in elinden son anda kurutulmu bir kutup aratrmacs pozuyla tuvalet penceresinin nne yerlemeyi bile geirdim aklmdan. Bylece sevgili sahibim, bir daha meditasyonla trans arasnda gidip gelen horlama seanslarm blmezdi. Derken, bir an gzlerim bir de bu evin sahibine kayd, bu da kendime gelmeme yetti. Yal Maximilian imdi de minenin nnde, dncelere dalm bir halde volta atyordu ve krmz sabahlnn etei, tpk bir kraln pelerini gibi parkeleri yalyordu. Beyaz yelesi diken diken olmutu, gzleri gerginlikten stms bir renge dnmt, yumruklarn skyor, sonra da ellerini kafasnn zerinde birletiriyordu. Arada bir laptopun zerine eiliyor, gzlerini ksarak ekranda bir eyler inceliyor, sonra tekrar yumruklarn skyordu. Bu adamn iinde bir eylerin kaynadndan ve kendine kar yrtt sinir harbinin, onu sinir krizinin eiine getirdiinden hi kuku yoktu. Bir insann, hayvanlarn kaderiyle bu kadar ok ilgilenmesi ve heyecanlanmas hayranlk uyandrcyd. "Ne yazk ki sana veda etmem gerekiyor, Fabulous," diyerek pervazdan atladm. "Mamalarnz, klbnze dahil olmam iin yeterli bir neden olsa da, hayvan haklar asndan durumu pek iyi saylmayan, iman bir adamla ilgilenmem gerekiyor." "Sana ka kadar elik edeyim," diye karlk verdi ve yanma geldi. Birlikte ar ar kocaman salondan getik, sonra birden st ste istif edilmi kafesleri fark ettim. Fabulous yzmde beliren soru iaretlerini alglad ve ban sallad. "Korkma Francis, bunlar bizim ocuklarn, nmzdeki gnlerde yakalayacaklar Agatha'nn minik sevgilileri iin dnlm misafirhaneler yalnzca. Daha sonra emin ellere verilecekler, kan bulamam ellere. Bak, u karda," diyerek bayla laboratuvar m, yoksa ameliyathane mi olduu belli olmayan yere iaret etti, "ocuklar seyyar bir tp merkezi kurdular. Burada, gelen misafirleri nce bir gzel muayene ediyorlar. Cinayetten sonra bu bir art oldu. Kim bilir, belki de u rktc doktor, kardelerimizi srayla temizlemeden nce, onlara uzun bir sre ikenceler uyguluyordur." "Ba paralarna dnmek gerekirse: sanrm bir zr borluyum. Patronunuz paralan gerekten de yararl bir biimde harcamay biliyormu," dedim. Altn plakal devasa kafesi ima etmitim. Fabulous srtt. "Muhteem bir kutu, deil mi? Ve bazen gnll olarak bunun iine giren kim, bil bakalm?" "Gravrde de grld gibi, belki de ad M, A ve X harfleriyle balayan biri?" "Yarmacya yine on puan! Maximilian istismar edilen hayvanlarla yalnzca teorik olarak ilgilenmiyor, Francis. ektikleri acy somut olarak da yaamak istiyor. Bu nedenle de zaman zaman taraf deitiriyor ve gnlerce, kendisi iin zel olarak hazrlanm bu kafeste kalyor. Bylece, rnein hayvanat bahesindeki kafeslerde kilitli kalan kaplanlarn neler hissettiklerini kendi bedeninde..." "Dur!" diye bardm. "Artk bana inan ltfen, yanmda tek kuru bile yok. Ama onun yerine, hemen yarn sabah Maximilian iin bir ba kutusu hazrlayacam ve bundan sonra gnde en az sekiz defa ona dua edeceim." Eski su borularnn bulunduu yere dnmtk. Biraz uzakta, byk bir Animalfarm afii aslyd. "Misafirperverliin iin ve ufkumu genilettiin iin sana teekkr ederim, Fabulous," diyerek veda etmeye hazrlandm. "u anadan itibaren, kardelerimizi o iki canavarn elinden nasl kurtarabileceimiz konusunda, benim de kafa yoracamdan emin olabilirsin. Bana yzde yz gvenebilirsiniz." "Teekkrler, Francis! Ve bizim ocuklarn sana verdikleri rahatszlktan dolay da zr dilerim." Aramzda ksa bir sessizlik dodu. Bana k kapsn gstermesini bekledim, o ise benim hl neyi beklediimi anlamam gibiydi. Duvarn sonunda, elektronik kilidi olan iki tane byk elik kap vard. Anlalan bu kaplar, hayvan katillerinin olas bir saldrsna kar koruyacakt buray, ama bu kaplar ne yazk ki bana uygun k kaplar deildi. Sonunda Fabulous'ta jeton dt ve yznde utanla kark bir glmseme belirdi. Altn rengi gzleri, frldak gibi dnd yuvalarnda, siyah dudaklar muzipe bzld. "Aman Tanrm, zel kaplar!" diye kahkahay bast ve ban kaldrd. "Sana bunlardan sz etmeyi unutmuum." Ben de bam kaldrdm ve tavandaki eski su borularnn, ilk grte sanld kadar salam ve deliksiz olmadklarn fark ettim. Borularn baz yerleri tmyle kopmu, farkl yerlerden ilerliyordu ve byk delikler ieriyordu. Eksik ksmlarn, demirin paslanp zarar grmesiyle meydana geldiini tahmin ettim. Bu eskimi grnty korumak adna, ufak tefek kusurlar grmezden gelinmiti anlalan.

"Bu borulardan birini kullanabilirsin, Francis. Onlar seni bir yerlere gtrecek," diye szlerine devam etti Fabulous. "Tam olarak nereye ktklarn ben de bilmiyorum. Ama darya gtrdkleri kesin, bundan emin olabilirsin." "Daha mutlu artlarda tekrar greceiz!" dedim. Bir hamleyle borulardaki deliklerden birinin iinde kaybolmutum... ... ve bir sonraki anda da geri geri srnp, kendimi tekrar parkelerin zerine braktm. "Bir soru daha," diye tekrar sze baladm. Fabulous afallad ve sanki bir anda bir Wolpertinger'e dnmm gibi, akn gzlerle bana bakt. "u afiteki hayvann tr nedir?" Anlalan bu soru ona bir ey ifade etmemiti, hl kafas karm bir halde bana bakyordu. Sonra kafasn uzatt ve afii hayatnda ilk kez gryormu gibi, uzun uzun dikkatlice inceledi. Afiteki glge varl zmeye alyordu. "Tam olarak bilmiyorum," dedi uzun bir aradan sonra. "FELIDAE trnn bir temsilcisi sanrm." "Bu afi, urunda kendini atee atabilecein kuruluun reklamn yapyor ve sen ne olduunu bilmiyorsun, yle mi?" "Aman Tanrm Francis, aptalca bir reklam ajansnn gze hitap etmek iin aceleyle hazrlad aptalca bir afi ite. Neden soruyorsun?" "u grnt, bana bir ey hatrlatyor..." Bu kadaryla yetindim, nk grdm sandm hayaletle afiteki hayvan karlatrmak, bir anda bana da tuhaf geldi. Grdm ilgin rya, hafzam biraz alt st etmiti herhalde. Yeniden iltifat dolu szlerle vedalatktan sonra, tekrar boruya girdim ve karanlkta epeyce, ilerledim. Bu zel yol, benim trmden biri iin biilmi kaftand, nk hem dar deildi, hem de bir tehlikesi yoktu. Ayrca kuru ve temizdi. Admlarm, hatta soluk al, verilerim bile, bu metal kaplamann iinde hafife yanklanyordu. Bu da beni hi tedirgin etmiyordu, hatta bana gven duygusu veriyordu.' Yolun yoku aaya doru devan ettiini fark ettiimde, iki ey geti aklmdan. Birincisi, Fabulous'a afiteki "COMING SOON/10.01.2003" ilannn ne anlama geldiini sormay unutmutum. Bir aydan az bir sre kalan bu tarihte hangi nemli olay gerekleecekti? Byk apl bir ba kampanyas m? Ya da byk ehirlerden birinde gerekleecek olan ve konusu hayvan haklar olan, medya destekli bir gsteri mi? Yoksa Japonya ve Norve'e kar Greenpeacevari sansasyonel bir eylem mi? Geri dnmek iin fazlaca yol kat etmitim. Ayrca, tandm kadaryla Fabulous'un bu soruma da birinci snf, mantkl bir yant hazr olacakt. kinci ve beni daha ok rahatsz eden konu, kmdaki hl acyan yarayd. Uyuturucu inenin yol at bir yara deildi bu. nenin etkisi tmyle getiinden, bundan artk emindim. Ayn zamanda bu yaray, Adrian'la boutuum srada alm olamayacam konusunda da iimde gl bir his vard. Porselen fabrikasnda ki u seyyar ameliyathane geldi bir anda aklma... Her iki dnce de daha derin bir analize deerdi dorusu. Ama ne yazk ki, u an byle bir ey mmkn deildi. Eri borunun sonunda, giderek netleen lo bir k belirmeye balad, bir yandan da grlt patrt duyuluyordu. Ve bir de tuhaf konuma sesleri! Altnc Blm Artk yrmyordum, borunun iinde kayarak ilerliyordum; nk erilik giderek dikeylie dnmt. Tanr'ya kr, dm yalnzca bir an srd ve beklemediim kadar yumuak oldu. Patilerimin altndaki yumrularn hissettii kadaryla olduka esnek bir eyin zerine dmtm. Kk ve dar pencerelerden, yldzlarn altnda parlayn karlardan kaynaklanan hafif ltl, koyu gri bir aydnlk szyordu ieriye. Buras biraz kf kokuyordu ve arkalardan bir yerden kalorifer kazannn sakinletirici homurtusu duyuluyordu. Durum belliydi, fabrikann kazan dairesine dmtm. Buras da yine ok bykt ve tpk yukars gibi tuladan rl duvarlarla evriliydi. Drt bir yandan ykselen sentetik folyoyla kapl paletler, zirvelerden, vadilerden ve yamalardan oluan dalk bir manzaray andryordu. Kendim de byle bir paletin zerinde durduumu hemen fark ettim, patilerim folyolarn zerinde yaylanyordu. Paletlerin zerinden yle bir etrafa gz gezdirdim ve ilerinde ne olduunu anlamak iin bir daha bakmama hi gerek kalmamt. rili ufakl konserve kutular, minik alminyum kseler, plastik kaplar, kutular vs.vs. krler olsun! Sonunda kutsal topraklara ulamtm: Eer yanlmyorduysam, benim gibi binlercesi iin rahat bin yl yetecek kadar mama stoku vard burada. Etiketlerin zerindeki bask, bundan daha belirgin olamazd: Patisini yalayan bir trdeimin resmi, kvrml harflerle markay belirten DANDY CAT yazs ve altnda da farkl mama eitlerine ve kullanlan malzemeye dair bilgiler yer alyordu. Az nce Fabulous'u karanlk iler evirmekle sularken ona hakszlk ettiimi anladm. Syledii her ey doruymu. Maximilian ve ekibi, sra kkten gelecek olan trdelerim iin arabalar dolusu mama ymt buraya. Bunlarn hepsinin yalnzca Fabulous iin saklandn dnmek, dorusu bana biraz absrd geldi.

Bunlar, benim bilmediim bir Amerikan rn olmalyd ve byk olaslkla da birka dakika nce mideye indirdiim leziz mamann aynsyd. Palet ynn arkasndan ykselen patrtlar ve konuma sesleri dikkatimi ekmiti, ama oraya ynelmeden nce, ambalajlarn zerinde karnca duas byklndeki yazyla yer alan retici firmann ad iliti gzme: ANIMALFARM. nanlmaz bir eydi, bu kurulu kedi mamas da retiyordu! Elbette, World Wildlife Fund veya Greenpeace gibi organizasyonlarn, gnmzde tpk global iletmeler gibi hareket ettiklerini ve en modern pazarlama yntemleriyle altklarn biliyordum. Ve liderlerinin, kendini Tanr sanan Maximilian'dan bir farklar da yoktu. Ama bir hayvanlar koruma rgtnn mama imalatna girimesi, benim iin yeni bir eydi. Havada szlen bir tyn sessizliiyle paletin zerinden ta zemine atladm ve mama kutularnn arasndan, grltnn geldii yne doru yavaa sokuldum. Yaklatka, iki kafadarn grleyen kahkahalar ve pek de yaratc saylmayan diyaloglar belirginleti. "Hadi biraz hzlan, yal uval!" diye altta duran muzipe seslendi. "imdiye kadar karttklarn, diimin kovuunu bile doldurmaya yetmez!" "Bana 'yal uval' m dedin sen, seni gidi kk solucan? " diye daha yksek bir yerden yant geldi, belirgin bir konumadan ok, bir parazit sesiydi bu. "Bu yal uval imdi sana gnn gsterecek! Lanet olsun, evet!" Aaya doru bir ey utu ve bouk bir ses kartarak dt. "Aaah!" diye bard kk solucan. "Sen akln m kardn? Kafama deil, aacaa isabet ettireceksin, tek gzl hilkat garibesi seni! Ynetici mhendis olarak burada vazgeilmez bir grevi yerine getirmeseydim oraya gelip, ii kendim yapardm." Yal arkada ulumaya balad. "Bir mhendis olarak, inaat alanlarnda koruyucu kask takmann bir zorunluluk olduunu bilmeliydin. Ama ne yazk ki hi kimsenin aklna, seninki kadar kk bir kafa iin kask retmek gelmemi! Ve nedenini de bilmek ister misin? Gereksiz beyinler buna demez de ondan. Lanet olsun, evet!" Yeniden bir kahkaha tufan koptu. Ve yeniden bir ey aaya utu. Ama anlalan bu kez uan nesne, dtnde kard metalik sese baklrsa, kk kafaya deil, sivri kenarl bir eye isabet etmiti ki palyaodan imdi de 'Aaah! ve 'Mmmh!' sesleri ykseliyordu. Bir dakika, ben bu palyaolarn seslerini bir yerden hatrlyordum! Hatta hatrlamak ne kelime, bu sesler, kendi sesim kadar tandkt. Geri k mevsiminin neden olduu mahmurlukla uzun bir sre onlardan uzak kalmtm, ama olsun. Onlar tekrar grdme sevinmeli miydim yoksa ksa bir meditasyon yapp, her ortaya klarnda beraberlerinde getirdikleri belalara kar kendimi korumak iin g m toplamalydm, bilemiyordum. Bu gizlilie bir son verdim ve paletlerin arkasndan ktm. Karma kan manzara, bu ikilinin her zaman yedii haltlardan daha farkl olmasa da, beni olduka artmt. st ste duran paletin en stnde eski dostum Mavi Sakal duruyordu. Dileriyle folyoya kocaman bir delik am, konserveleri, kutular ve alminyum kaplan burnuyla ittirerek aaya atyordu. Bunlar da, artk kullanlmayan, kapa dm, pasl bir bk makinesinin dili levhasnn tam zerine dyor ve iki veya daha ok paraya blnyordu. Tam anlamyla bir mama tepesi olumutu. Hemen yannda duran alma masasnn zerine de Junior, kendini delikanlln cokusuna kaptrm olan biricik olum kurulmu, gkten yaan kudret helvasn yalayp yutuyordu. Gerekten de mkemmel bir i blm yapmlard. Mavi Sakal, dnmeye baladmdan beri tanrm. Yayla ilgili bir tahmini herhalde yalnzca fosil bilimciler yapabilir. ren deneyler sonucunda bir gzn ve kuyruunu yitiren ve sa n patisi sakat kalan bu yal ve umutsuzca keelemi Maine-Coon, hayatn zorluklar karsnda ylmamak gerektiini gsteren, pozitif dnmenin ayakl afiiydi adeta. Onun acnacak durumdaki bir zavall olduunu sanma gafletine denler, hatalarn ok gemeden anlayabilir ve vcutlarnn deiik yerlerindeki yaralan inceleyerek, bunun ar sonularna katlanabilirler. Hasta tedavilerinde kullanlan kocaman salk toplarn andran koca kafasyla, saysz (kirli) renklere brnm bu inat kei, suratnn sol tarafndaki kntyle, mahallenin plerini bile bayltan kokusuyla ve genlerin duymamas gereken kfrl konumalaryla belki tam anlamyla DANDY CAT'in hitap ettii ideal hedef kitleye uymuyordu. Ama tandm en sadk kara gn dostuydu Mavi Sakal. Densizliiyle ksa srede etrafndaki herkesin kamasna neden olabilecek baka birini de tanmyordum dorusu. Nerede yaadn kimse bilmiyor. Byk olaslkla semtteki masum iki ayakllara kendini srayla andryor, onlar da sonunda dayanamayp onu evlerine alyorlardr. En ge buzdolaplar talan edilip, mobilyalar izik iinde kalp, evin her taraf i kokmaya baladnda sabrlar tkeniyor, onu geldii yere defediyorlardr. Huylu huyundan vazgemez derler. Eer gnn birinde insanlar bu sz rtebilecek bir forml gelitirmeyi baarrlarsa, geriye hl byk bir sorun kalacaktr: Mavi Sakal! Olum hakknda anlatacak fazla bir ey yok. Klndan byna varncaya kadar bana tpatp benziyordu ve tpk btn bulu andaki erkekler gibi, Apokalipts'n atllarna kafa tutacak kadar cesurdu. Hatrladm kadaryla annesi yumuak huylu bir diiydi. yle grnyor ki, annesinin kaltsal zellikleri Junior'un yalnzca dalanda ya da kaln barsanda etkili olabilmi. Geriye kalan her eyini benden alm olduu

fikri tylerimi diken diken ediyordu! Yal ve sevecen bir bayann yannda yayor. Zavall kadn, Junior'un hareket eden veya etmeyen her eye kar yrtt meydan muharebelerine hi ses karmadna gre, herhalde oktan ruhunu teslim etmiti de bundan, henz kimsenin haberi yoktu. Ksacas: Evet, onu tm kalbimle seviyorum! Ve vahice kavgalarna veya eyalara anlamsz yere zarar vermelerine tank olmadm zamanlarda onu daha da ok seviyorum, yani: onu neredeyse hi grmediim zamanlarda. Bu iki byleyici karakterin bir araya geldii durumlar dnmek ok zor. Onlar atele baruta benzetmek mmkn, bir araya geldiklerinde byk bir patlamayla ortal darmadan ediyorlar ve sonra da kahkahalara bouluyorlard.'Yal Francis'in gerekten de artk yalandn ve akadan hi anlamadn syleyebilirsiniz. Tamam, bu sulamay sineye ekmeye razym. Ama bunun karlnda sizden, yeni badana boya yaptnz, lks eyalarla dayayp dediiniz, deri koltuklarla, zel seilmi vazolarla ve pahal hallarla donattnz evinizi bu palyaolara sunmanz isteyeceim. Eer bir haftan sonra hl tmarhaneyi boylayp banz beyaz kauuk duvarlara vurmazsanz, dirilip dnyaya geri dnen sa Peygamber olduunuza dair size bizzat bir sertifika veririm! Mavi Sakal ile Junior'u bir sre akn gzlerle izledim. nanlmayacak kadar ok mama israf etmilerdi. Bk makinesinden kayp yere damlayan mamalar amur gibi olmutu. Bu kadar ok slak mamann etrafa yayd pis kokudan hi sz etmek istemiyorum bile. Onlara birka adm daha yaklatm. "Francis!" diye kulesinden avaz kt kadar bard Mavi Sakal beni grnce. Junior da yalanmaya bir son verdi ve kafasn evirdi. "Baba!" diye neeyle seslendi beni fark edince. kisi de annda grev yerlerini terk ederek yanma geldiler ve eski gelenee gre yzlerini yzme srttler. Mavi Sakal'dan yaylan ar koku, bu gelenei sonsuza dek srdrmek konusunda bende ciddi tereddtlere yol at. "Seni cennete getiren ey nedir, babi?" diye karlad beni Junior. "Senin cehennemden sorumlu olduunu dnmtm hep." "Ar ol bakalm, evlat. Burada sergilediiniz mnasebetsizlie baklrsa, ortada akalaacak bir durum yok. Yiyecee sayg gsterilmelidir. Ahlakszca savurduunuz bu mamalarla rahat yirmi kardeimiz daha doyard." "imdi de sen ar ol, okbilmi," diye titrek sesiyle Mavi Sakal girdi araya, yznde binlerce izgi belirmiti. Bir zamanlar gznn bulunduu buruuk oyuk, kayalkl bir blgedeki yanarda azn andryordu imdi. Burun ve az evresindeki btn tyleri beyazlamt ve rk, sararm dileri talan edilmi bir ta ocana benziyordu. Sevgili dostum Mavi Sakal gerekten de etkileyici biriydi. Trmzn gsterili bir temsilcisi saylmasa da, dmanlarmz korkutmak iin birebirdi! "Herkese yetecek kadar mama var burada," diye devam etti. "Kim bilir, biz ilgilenmezsek belki de bozulur. Takviye konusunda da bir sorun yokmu gibi grnyor. Lanet olsun, hayr!" "Bu depoyu nasl buldunuz?" diye sordum. "Tamamen tesadf," diye yantlad Junior. Arsz surat batan aaya mamaya bulanmt. Bu haliyle, bir paket ikolatann canna okumaya alan kk bir ocuu andryordu. "Duvarda bir delik var ve ben bu blgenin Marco Polo'su olarak sk sk kefe ktm iin, gnn birinde bu hazineye ulamam, nlenemez bir durumdu tabii. ok tuhaf bir yer buras. Ama her neyse, bizi ilgilendirmez, deil mi babi? Biz yeniden karlamamz kutlayalm en iyisi. yle ki... eeeh... nce gzel bir mezeyle balayalm, sonra ana yemek ve tatl..." "Teekkrler, ben az nce yedim. Ama buradan bir kat yukarda yedim yemeimi." "Lanet olsun, hayr, sen bu namussuzlarn yannda miydin?" Mavi Sakal, sanki cehennem ziyaretinden sz ediyormuum gibi bakyordu bana. "Doru bildin," diye karlk verdim."Ve orada yalnzca yemek yemedim..." Bylece btn olup bitenleri onlara da anlattm. Scack evimden nasl kovulduumu, cesedi nasl bulduumu. Hayaletle karlamam, Fabulous ve Adrian'la tanmam ve o ukala herifin avu kadar ip ularndan ne sonular kardn. Onu sra kke kadar izlediimi, evin tuhaf sahiplerini, demir ubuk operasyonuna kurban gittiimi. Son olarak da kesik bir sesle, Asya'da trmze kar ilenen sulan ve Animalfarm'n, sulular hapse gndermek iin neler yaptn ve en azndan sra kkteki kardelerimizi buraya getirebilmek iin ne zahmetlere katlandn anlattm. Raporumun sonunda Mavi Sakal ve Junior, byk yeme faaliyetini kafalarndan karm, doalarna aykr olsa da, diyecek sz bulamamlard. Baklarnda dehet ve hzn vard, epeyce etkilenmilerdi. Mavi Sakal sonunda kendini tutamad ve " Bu ne byk kepazelik!" diye inledi. "Dnyann bir gl bahesi olmadn biliyordum hep, ama bu krk iftliklerini ryamda bile grsem inanmazdm ve Tanr biliyor ya, benim olduka kirli bir hayal gcm vardr. Kendi ellerimle Leydi Agatha'nn ve Dr. Gromyko'nun boyunlarna ipi geirip sonra da derilerini yzmeyi ok isterdim. Bu, yapacam son ey olsa da! Lanet olsun, evet! Ve Adrian denen u alak da imdiden, uzmanndan yaplacak birinci snf bir hadm lenine hazrlasn kendini. Bunun iin henz yeterli diim var!" Junior, sava yollarndan ok, dolambal dnce yollarna dalmt. Az nceki tasasz halinden eser kalmamt.

"Bilemiyorum, Mavi Sakal, belki de intikam planlan kurmakla biraz acele ediyorsun." "Bununla ne demek istiyorsun?"dedim. "Yani, nasl sylesem baba, anlattklarnn ounda bir uyumsuzluk var. Tpk esprisi olmayan bir fkra gibi." "rnein?" "rnein, neden Adrian srann belki de ertesi gn kendine geleceini bile bile bir katilin yannda yaasn ki?" "Bunun nedenini sana daha nce de anlattm: nk o..." "...gereklerle yzletiinde, yuvasz barksz kalacandan korkuyor. Bu olduka basit bir gereke, ancak zihinsel rahatszl olan biri byle dnebilir. Ama senin anlattklarna gre, o hi de aptal biri deil. Ayrca dnya apnda alan, Animalfarm adl bir hayvan haklan kuruluu tanmyorum, stelik de tpk yardm datan gezici sirk gibi beraberinde seyyar bir hastane tayann da ilk kez duyuyorum. Hem bu civarda en az otuz tane veteriner klinii var." "Amerikallar ite!" diye, neredeyse alnganlk gstererek yant verdim, nk iten ie hikyenin mantkszln ben de kavramaya balamtm. "Onlar daima byk dnr ve yle davranrlar. yle tutkulular ki, bir tek hayvann bile yaamn kurtarabilmek iin her eylerini feda ederler. Bana mkemmel davrandlar." "yle mi? O zaman yle bir yz seksen derece dnversene, babi." "Efendim?" Junior, sanki doksan yandaki bir dedenin alt bezini deitirmeye hazrlyormu gibi yumuak bir ifade taknmt. "Az nce, Adrian ile dvrken mi olutuundan emin olamadn, kndaki bir yaradan sz etmemi miydin?" "E, ne olmu?" "Haydi dn!" Kaderime teslim oldum ve basur tehisiyle alnndan damgalanm biri gibi mahcup bir tavrla dndm. Derken Junior'un, kmdaki kllar trnaklaryla kenara ittiini hissettim. Mavi Sakal'n da en deerli yerime bn bn baktn dndke, utancmdan yerin dibine gemek istiyordum. "Hah, imdi olay aydnlanmaya balyor ite," diye Junior okbilmi bir tavrla kaportamdan seslendi. "Uyuturucu inenin brakt iz ite burada; neredeyse fark edilmiyor, yalnzca ufak bir kzarklk var. Ama benden hibir ey kamaz!" allarn arasnda l bir farenin kalntlarn aryormuasna, en zel yerimi kurcalamaya devam etti. Hissettiim kadaryla kmn dier yanan inceliyordu. Olum bir an duraklad ve patisi dondu kald. "Oh! Oh! Oh!" diye inledi. "Lanet olsun, hayr!" diye Mavi Sakal da ekledi. "Ne oldu?" diye sabrszca sordum, nk ikisinin de bende gt kanseri gibi bir ey tehis ettiklerinden korkmutum. "Bir ey mi buldunuz?" "Eh, yle de denilebilir," diye Junior karlk verdi. "Aklm karmadan hadi anlat artk! Ne grdn anlat bana!" "Burada kk bir blgeyi tra edip, toplu inenin ucu byklnde bir et paras almlar. Temizce kesilmi bir delie benziyor ve zerine srdkleri tentrdiyot hl turuncu renkte parlyor." "Hepsi bu mu?" "Evet, hepsi bu baba." Bu onur krc pozisyondan doruldum ve karlarna dikildim. Junior kendini, sanki kendim akl edememiim gibi, stn zekl bir aklama yapmak zorunda hissetti. "Anladm kadaryla u yeni yetme doktorlar, kendi kk ama marifeti byk hastanelerinde senden bir doku testi almlar," diye sze balad Junior. Kendisiyle byk bir gurur duyduu suratndan okunuyordu. "Dostum sen uyurken, alak herifler deerli Francis etinden yrtmler," diye tamamlad Mavi Sakal. "Bunun hibir anlam yok," diye savunmaya getim." Yabanc bir hayvan, salk durumunu anlamak iin, laboratuvar ortamna uygun artlarda incelemek isteyen her veteriner bu yntemi kullanr. Buna zenli bakm denir, art niyet deil! Hem yle olsa, depodaki mamalarn nasl bir aklamas olabilir? Yoksa mamalarda fare zehri olduunu mu dnyorsunuz?" "Fare zehri bu kadar lezzetliyse, zehirlenmeye razym. Lanet olsun, evet!" Mavi Sakal tavana doru gl bir kahkaha att. "yi de, veterinerler nemli bir neden olmadka doku testi almazlar, en fazla biraz kan alrlar, baba," diyerek speklasyonlar tekrar mantkl bir zemine kaydrd Junior. "Her neyse, bana kalrsa olayn pf noktas, cesedi bulduunda seni gzetleyen, ltl gzl u yaratk. Eer katil o ise, o zaman neden sana saldrmad? Ya da eer o yalnzca bir tanksa, o zaman neden bildiklerini seninle paylamak yerine, kamay seti?" Kafamn iinde tpk esrarengiz mesajlar barndran bir potkal gibi dolaan tuhaf ryam da paylaacaktm neredeyse onlarla. Ama yava yava uyuturucunun yan etkilerinin, yani yeni bir yorgunluk dalgasnn bedenime yayldn hissetmeye balamtm ve rya konusunu baka bir sefere saklamaya karar verdim. "Baba, hatrlamaya al," diyen Junior konumasn srdrd. "u kaan yaratk, bir insan myd, yoksa..."

"Gerekten bilmiyorum, Junior," dedim, sabrm tkenmiti. "stelik de u an hafzan, yz yerinden delinmi bir kazan gibi. Uyuturucu ine, yal baban sandndan daha fazla sarst: Kendimi bitkin ve yorgun hissediyorum. Ama yine de, kardelerimizin u sra kkteki sadistlerin ellerinde byk bir tehlike altnda olduklarn dndke, uykularm kaacak. Kim bilir orada nelere katlanmak zorunda kalyorlar. Bir an nce Animalfarm'n koruyucu ats altnda toplanmalarn isterdim." "En iyisi sen, patilerinden birini aarak bir dilek tut; dierini de aarak iine s, sonra da bir bak bakalm: hangisinin iinde bir ey bulabileceksin!" Mavi Sakal'n bu nasihatinin pek yararl olduu sylenemezdi. "Bizim, kar maskeli adamlardan daha beceriksiz olduumuzu ve arkadalarmz kendi, gcmzle oradan karamayacamz da kim sylemi?" diye atld Junior. Atom gcyle alan sprge makinesini icat etmiesine gururlu bir glmseme belirdi suratnda. "Peki, Agatha ve Dr. Gromyko tpk kulukaya yatm tavuklar gibi onlarn zerinde otururken, bunu nasl baaracaz?" "Bunu hemen yarn yapabiliriz." "Efendim?" "Buralarn Marco Polo'su olduumu sana daha nce sylemitim. Ve keif gezilerim srasnda sra kk de uzun bir sre nce dikkatimi ekmiti. Ve elbette sahiplerinin alkanlklar da. Yarn gnlerden cuma ve her cuma srk doktor yal kadn tekerlekli sandalyesiyle darya kartyor ve bir minibse bindiriyor. Akamn ge saatlerine kadar da dnmyorlar..." "Haftalk kemoterapi seans!" diye bir balant kurdum. "Herhalde yledir. Gl bir birlik kurmay baarabilirsek, yldrm operasyonu dzenleyerek ieriye girer, hi kimsenin haberi bile olmadan birka dakika iinde korunmaya muhta kardelerimizle birlikte karz. Beklenmedik bir misafir gelir ve iimizi bozmaya kalkrsa da, ortal ana baba gnne evirir veya trnaklarmzla keskin bir saldrya geeriz." "Kulaa hi de fena gelmiyor. Ama umarm, Dr. Frankentayn'n tek bir yumruunun bile biroumuzu yaralamaya, hatta ldrmeye yettiinin farkndasndr. Byle bir kurtarma operasyonu iin blgedeki en dili arkadalar bir araya toplamamz gerekiyor." "Buna hi kafanz yormayn," diye araya girdi Mavi Sakal. "Sanrm, bunun iin kime danacam biliyorum. Herif o kadar sert ki, sahipleri onu ho tutmak iin erken emekliye ayrldlar. stelik, kendisinden daha tehlikeli bir evresi de var. Lanet olsun, evet! Yarn len sra kkn bahesinde buluuyoruz!" Planmzla ilgili birka ayrnty daha grtk. Ama geride braktm hareketli saatlerin acs kmaya balam, artk gcm iyice tkenmiti. Bizi bekleyen tehlikeli komando giriimi iin akm birka saatliine prize takmam gerekiyordu. ki yiyecek hrszyla vedalatm ve Junior'un szn ettii duvardaki delikten geerek, evin yolunu tuttum. Karl tepeyi inerken defalarca kara saplandm. Kurulu dneminden kalma eski yaplardan oluan semt, bir mimarn tasarlad, pamua brnm karton maket gibi ayaklarmn altna serilmiti. zerimde de yldzlarla bezenmi lacivert gkyz uzanyordu. Ama nefes kesici gzelliine karn, dondurucu souktan baka bir ey sunmuyordu. Geceyi, l, donmu ve her trl onurdan yoksun bir halde istiridye kabuunu andran lavabonun iinde geiren trdeim geldi aklma. Hepimiz gnn birinde teki dnyay boylayacaktk; ama gnl isterdi ki son yolculuumuz, kalbini nefret brm hasta ruhlu bir katilin elinden deil, bizi seven yce bir Tanr'nn bir ltf olarak gereklesin, iimde Homo sapiens'e kar, defalarca ve baaryla bastrdm kinim kabarmt yeniden. Katilin bu tre ait olup olmadn kesin olarak bilmesek de, byle bir barbarla ancak bir insann neden olabileceini sezebiliyordum. fke de duyuyordum; bu fke bende, istedii kadar karanlklar aleminde binlerce bilmecenin ardna saklama da, caniyi eninde sonunda ele geireceim duygusunu glendiriyordu. Yeni yaplan binalarn atlarndan geerek, eski yaplara ulatm. atlar aralksz olarak yan yana dizilmiti, bylece dme tehlikesi geirmeden bacalarn ve kntlarn arasndan geebiliyordum. Oluktan olua zplayarak, sonunda evimin atsna vardm ve yangn merdiveninden indim. Ama hedefim teras deildi, daha iyi bir fikrim vard. Be parasz bir akademisyenin yannda geirdiim zorlu yllar, yalnzca bu rk binay deil, iinde yaayan kak bina sakinlerini de cebimin ii gibi tanmam salamt. Archibald Philip Purpur, ya da seksenli yllarn gevek syleyi tarzyla dediimiz gibi ksaca Archie, bir st katta tek odal bir dairede yayor. Onun gerekte, tpk Siyah Giyinen Adamlar filmindeki gibi, zoraki insan ekline brnm ve modann gerektirdii en ahmaka trendleri bile yerine getiren bir uzayl olduundan sz etmitim sanrm. Yoksa siz, her G7 Zirvesi'ne koup, kreselleme kart gsterilere katlan, ardndan da ampanya partilerinin verildii atolara giden baka birini daha tanyor musunuz? Yani demek istiyorum ki, ya Bayreuth'taki Wagner-mzik-enliklerini ziyaret edersiniz, ya da bir rock konserinde sahneyi kusmukla doldurursunuz. Ama eer Archie gibi kar uruna her ikisini de ayn anda yapmaya kalkr, stne stlk de bu gsterilerde sunacanz gardrobu ve davranlar birbirine kartrrsanz, ok yaknda en iyi dostunuzun bir psikiyatr olaca fikrine kendinizi bir an nce altrmanz gerekecektir. Bu herifin tek olumlu yn, aralksz sigara imesiydi. Bunu, insan klna brnm bu rezillik kpnn saklama sresinin ksalaca ve bylece yakn gelecekte onu grmekten kurtulacam iin sylemiyorum. Hayr, bu kadar alaycla benim bile gcm yetmez. Benim iime yarayan ey Archie'nin, sigara

dumanndan boulmamak iin yangn merdiveninin yanndaki balkon kapsn her mevsim, gece gndz demeden, aralk brakma gibi bir alkanlnn olmasyd. Daire kapsnda, yaklak olarak Kennedy'nin ldrlnden beri kilit bulunmadndan, buray merdiven boluuna kmak iin geit olarak kullanyordum ara sra. Oradan da ahap merdivenleri hzla inip, dairemizin kapsna benim iin zel olarak yaplm kapaktan getikten sonra, kendi drt duvarma ulayordum! Kendimi ruhsal adan Archie'nin evindeki dankla hazrlayarak, yangn merdiveninden balkona atladm. Yazdan beri kurumu olan saks bitkilerinin zerini kar rtmt. Bir anda yrekleri paralayan hkrk sesleri geldi kulama; bir insan, ancak bir can yoldan yitirdiinde bu kadar alayabilirdi. Archie'nin, kokainin etkisiyle duvarlara kar havladn, akln karmasna durmadan gldn ya da, Meksika furyasna kapld dnemlerde fasulyeyle soan fazla kard iin on saat aralksz osurduunu duymutum daha nce. Ama aladn? Merakla kafam aralkl duran balkon kapsndan ieriye uzattm ve ayn anda iki srprizle karlatm. lk srpriz: evde danklktan eser yoktu! Ortalkta uuan CD'lerden, hi okunmam kitaplardan ve sayfa evrilmemi resimli ciltlerden oluan ynlar, alt ay sonra modas geen ar dar veya ar bol giysiler, hatta yetmili yllarn zevksiz mobilyalar bile hepsi yok olmutu! Bunun yerine Zen inanna uygun bir boluk kalmt geriye. Ve srpriz nmero due: Archie'nin zerinde bu kez deli nl veya gnn modas olan herhangi bir giysi yoktu, aksine kuma pantolon ve tl, beyaz bir gmlek giymiti. zerinde bu gzelim gmlekle oturmu, gz pnarlarm kuruturcasna alyordu, hem de ne alyordu! zerinde birka monitr bulunan, sade bir alma masasnn bana kurulmutu ve monitrlerden birine bakarak, burada grd ey karsnda, tpk emzii kaybolan bir bebek gibi avaz kt kadar zrlyordu. Sonra dierine bakp, daha da i paralayc bir alama krizine tututu; nc ekrana dndnde ise, feryatlar dorua ulat. ki bklm olmu adamn yanndan sessizce geerek, kapya yneldim. Ama bu gzya selinin kaynana bir gz atmaktan da kendimi alamadm. Beklentilerimin aksine, ekranlarda bir uak kazasnn dehet verici grntleri veya gzya bezlerini tetikleyen bir Hollywood melodram yoktu. Hayr, bu hareketli grntler, bir insann sinir tekilatnn kaldrabilecei en trajik, en ac olay yanstyordu: Borsa haberlerini! Wall Street, Tokyo, London, Frankfurt, tm bu kulaa ho gelen ehir adlar, ilerinde insanlarn kouturduu, telala elektronik tablolarn nnde itiip kaktklar, birbirlerine bardklar, telefonlara brdkleri tm bu lambri kapl, sayg uyandran salonlar... hepsi ekran bandaki sevgili seyircilerine ayn felaket haberlerini sunuyorlard: endekslerin ani ve sert dlerini gsteren diyagramlar, her birinin nnde bir eksi iareti bulunan say kolonileriyle dolup taan altyazlar, irket adlarnn ksaltmalarnn yannda yer alan ve dibi boylayan krmz oklar -tam anlamyla bir katliamd! Zrlama sesinin yksekliine baklrsa, Archie yalnzca sahip olduu tm serveti deil, sahip olmad serveti de -yani bu oyun iin dilendii kredileri de kaybetmiti. Parayla olan ilikisi, kedi-cier ilikisine benzeyen Archie gibi bir ahman, tam da borsada ansn denemek gibi parlak bir fikre kaplmas, insann dnen bir varlk olduu sylentisine byk bir glge drmt bylece. Aslnda kaotik villamzdaki bu sa koluma acmam gerekirdi, ne de olsa gnlk yaammzn tekdzeliine biraz olsun renk katyordu. Deyim yerindeyse, Archie artk aileden biriydi. Ama yine de iten ie seviniyordum. Moda diye her osuruun peinden komann tam anlamyla bedelini demeyi, bu moda tutsa manyak oktan hak etmiti. Archie'nin umutsuz hkrklar, dairesini terk edip kendi kapmzn nne geldiimde, hl merdivenlerde yanklanyordu. Ona glecek keyfm kalmamt artk. Tek dndm ey, yatp dinlenmekti. Gustav'n koca gbei, yani benim konforlu su yatam, beni zlediim huzura kavuturacakt. Kapdaki kapa iterek ieriye girdim -ve ardmda braktm hkrk seslerinin yerini, ierideki hkrk seslerinin doldurduunu fark ettim. alma odasndan gelen ve Gustav'n masa lambasndan kaynan bulan k demeti, hole vuruyordu. Sadk dostum alma masasnn zerine eilmi, hatta yaylm, rmak gibi akan gzyalaryla bilgisayarn klavyesine inanlmaz bir zarar veriyordu. Bir eliyle zntden km yzn rtm, dieriyle de son birka saat iinde blgedeki herhalde btn aalarn gvdesine ilitirdii ve zerinde resmimin bulunduu kayp ilan fotokopilerinden geriye kalann smsk kavramt. Hemen yan banda da bo bir krmz arap iesi duruyordu (retim yl hi de fena deildi), anlalan bu da acsn dindirmeye yetmemiti. "Zavall Gustav, yokluumun sana bu kadar byk bir cehennem azab ektirdiini bilseydim, eve dnmek iin bu kadar acele etmezdim!" diye aklmdan gemedi deil. Ama yallk yalnzca yalandrmakla kalmyor, ayn zamanda sizi kendinizle ve evrenizle bark da klyor. Bu yzden ben de bu olaya artk bir son verip, "zerine snger ektim." Saat sabahn drd ya da beiydi ve intikam duygulan besleyecek durumda deildim. Ne de olsa bu iko konserve aacan gerekten seviyordum ve geici, ama sonsuz takntlarn balyordum. Usulca miyavladm. Gustav ban kaldrd ve bulank gzlerle bendenize bakt. Yznde, serap grm gibi akn bir ifade belirdi. Karsnda durduuma bir trl inanamyordu ve elleriyle gzlerini ovalad. Bunun bir rya olmadn anlaynca da, masann zerindeki ieyi devirerek sandalyesinden frlad, sendeleyerek zerime atld, beni havaya kaldrd ve nefesim kesilene kadir dolgun yanaklarna yaptrarak skt.

Son pimanlk fayda etmiyordu artk! Takvim yapraklarndaki bir yaz geldi aklma: "Mezarmdaki iekleri neyleyim ki, onlar koklayamadktan sonra!" Ve spor yapmay neyleyim ki bu dnyada, spor yapanlar da hastalanarak teki dnyay boyladktan sonra! Aradan on be dakika getikten sonra sarma dola bir halde yatm ve kendimizi Morpheus'un gvenli kollarna brakmtk. Ama nce Morpheus bana kk bir oyun oynad. Bir rya daha grmeye baladm. nceki kadar gsterili bir rya deildi bu, ama biraz daha rktcyd. Ryamda souk bir el bana dokundu ve ben gzlerimi atm. Karmda yine o hayalet duruyordu. Yatan kenarna oturmu, gzlerini bana dikmiti. Yanmda horlayan Gustav, bundan hi etkilenmemi gibi grnyordu. Yldzlarn teras kapsndan szyor, hayaletin d grnn biraz daha ele veriyordu. Krk reticilerinin yllar sren almalar sonucunda ortaya karabilecekleri kadar sra d, gr bir postu vard. Kafas, benimkinden misli bykt ve glgesinden anlald kadaryla kulaklar olaanst dikti. Evet, sanrm bu bir hayvand, hem de muhteem bir hayvan. Ama son derece insana zg izgilere de sahipti. Bacaklar, daha ok bir insann kasl kollan gibiydi, burun ve az ksm da gen bir erkein hafif uzunca burun ve ene yapsn andryordu stelik de tpk bir insan gibi dimdik, poposunun zerinde oturuyordu. Yalnzca hayaletin gzleri, her iki kategoriye de uymuyordu. Ne bir insan, ne de bir hayvan bu kadar parlak gzbebeklerine sahip olamazd. Ama gzyalarna hayalet de sahipti. Tpk Archie ve Gustav gibi, bana ballk gelitiren bu hayalet de alyordu bu gece. Bir eylere isyan edercesine ve dokunakl bir biimde alyordu; o kadar ok alyordu ki, gzel postu srlsklam olmutu. Ve anlalan, hayaletin yatamn kenarnda oturmasnn tam olarak nedeni de buydu: Aladn grmemi istiyordu. Bu garip ryann sona erecei umuduyla, gzlerim tekrar kapand. Ama asl rya alemine dalmadan nce, ne kadar rktc de olsa bir gerei kabullenmek zorunda kaldm: Bu kez rya grmemitim! Yedinci Blm Sra kke ulatktan sonra, her ey ok hzl geliti. Tm duvar kaplayan pencereden, Asya tarznda ve antika mobilyalarla denmi zemin katn karanlk olduunu grdk. Yalnzca anak biimindeki iki adet ayakl lamba, lo bir aydnlk yaratyordu ieride. Arka taraflarda bulunan minede hl korlar yanyordu ve pahal hallarn zerine krmz bir parlakln yansmasna neden oluyordu. Hallarn zerinde evin sivri kulakl sahiplerinin yaklak yars len uykusuna dalmt. Bazlar o kadar kendinden gemiti ki, bacaklarn uzatm, srt st yatyorlard. Dier yans da byk olaslkla st katlarda bulunuyordu, Adrian da dahil. Anlalan Agatha ve Dr. Gromyko evde deildi. Agatha'nn her hafta bu saatlerde kemoterapiye gittii ynndeki varsaymm, dorulanm gibiydi. Yani ksacas, bir tehlike yoktu. Ama yine de, dnk saldrnn gerekletii yerden geerken tylerim diken diken olmutu. Junior, evin arka ksmnda bizim gibiler iin bir kapak bulunduuna dikkat ekti. Tpk Noel havasndan yararlanp, kap kap dolaarak sadaka dilenen arkclarn oluturduu bir kervan gibi harekete getik. Kapa geerek, parlak elik mutfaa ulatk. Bu arada, zenginlerin mutfanda neden hep, her an dolaplardan birinden Paul Bocuse'un tpk bir eytan gibi kp, gm bir tepside istiridye sunacakm gibi bir havann hkim olduu sorusu geti aklmdan. Oturma odasnda, neredeyse ayp denecek derecede bir rahatlk kt zerimize. Pencerenin ardnda milyarlarca kar tanesi park ve orman ele geirirken, bu ihtiama bulanm evde ho bir scaklk ve sessizlik hkm sryordu. Birliimizin, tpk bir keman konserinin ortasna dalan sokak serserisi srs gibi ieriye girmesiyle, bu sessizlik elbette biraz blnm oldu. Narin Nepal hallarnn zerindeki kadife tyl kafalar doruldu hafife, ayakl lambalarn sat lo n altnda aralanan gz kapaklar, ba dndrc renklerden oluan bir iris sergisi sundu ve Japon usul renkli paravanlarn zerinde, uzanan ve gerinen trdelerimizin glgeleri belirdi. Yumuak bir uyan yaanyordu,, korkusuz ve telasz, asillerin uyanyd bu sanki. Anlalan evin drt bir kesine yaylm kardelerimiz, bu ani ziyaretimiz karsnda hi de tedirgin olmamlard. Byle bir ey, srekli tehlike altnda yaayan ve ac eken tutsaklarn telal davranlaryla hi mi hi badamyordu. Aksine, evrelerini saran bu ambiyanstan ve grne baklrsa sahiplerinin kendilerine kar gsterdikleri birinci snf ilgiden adeta sarho olmulard. Ancak bizlerle onlarn arasnda, Junior'u saymazsak, garip bir benzerlik vard. Dnk ziyaretimde hi dikkatimi ekmemiti bu. Kong'un kibar tabiriyle ifade etmek gerekirse, kurtarmaya geldiimiz bu trdelerimiz de "bir zamanlar daha tr grnyorlard." Bu saysz inila'lar, ran kedileri, uzun tyl Tabby'ler, Birmanya kedileri, Ragdoll'lar ve dier sekin trlere ait tm kardelerimiz, hepsi, yallktan nasiplerini almlard. Henz tam anlamyla moruk deillerdi, ama eii oktan gemi, yalla gei evresine girmilerdi. Bu tespitim bana, hzla yalanan gzellerden ve ikyet eden yal Dressman'den oluan rkn ryam anmsatt. Bir anda, oyuna gelmiim ve karanlk glerin kt emellerine alet olmuum gibi pis bir duyguya kapldm. Elbette aralarnda ne tr bir balant olabileceini bilmiyordum. Ama peygambervari bir yetenee sahip olan bir falc kadar emindim: Artk ok geti! "Kulaklarn dikletir ve gzlerini keskin ayara getir, dostum!"

Kong, keyfinden baygnlk geiriyormu gibi minenin nnde yatan ve bacaklarn uzatm olan bir Abessinier kedisini drtklyordu patisiyle. Korlarn kzll srtna vurmutu ve bej-kahverengi tyleri, narin bedeni ve ucuna doru sivrilen uzun kuyruuyla, minyatr bir panteri andryordu. Aralanm gzkapaklaryla bize bakt. Aslnda Kong ve ekibini, hepsinden nce de yar felli yaratk-suratyla Mavi Sakal' grdnde, korku tneline dtn sanm olmalyd. Byle k bir ortamda, parazitli osuruk sesi gibi duruyorlard. Ama Abessinier kedisi etrafn saran bu korku film ekibine kar son derece kaytsz kald, sanki dejenere olmu asil akrabalar onu ziyarete gelmiti yalnzca. "Hey sen, yumurta kafa, seninle konuuyorum!" diye seslendi Kong ve alk olduu saygy grmedii iin kabard. Hemen etrafa bakndm ve dierlerinin de, harap savalardan oluan bu birlikten korkarak, barp kaacaklarm gibi bir hallerinin olmadn grdm. Byk bir keyifle uyanma trenlerini srdrdler ve tpk damlayan bir muslua bakyorlarm gibi, merakl gzlerle bize baktlar. "Ne oldu?" diye sonunda sordu Abessinier. "Siz de kimsiniz?" "Biz kim miyiz, seni budala? Senin kurtarclarnz!" imdi Kong da etrafa baknd. Abessinier'in ev arkadalar tarafndan ayakta alklanmak m istedii, yoksa yalnzca kafasnn m kart ayrt edilemiyordu. "Ne kurtuluu?" diye kurtarlacak olan sordu tekrar. " Ne istiyorsunuz siz kuzum?" . "Tamam, panik yok," diye araya girdim. "Bu basknmz sizi korkutmu olabilir, ama her eyin dzeleceine dair size sz veriyorum." "Kimseden korktuum yok, dostum," diye karlk verdi Abessinier ve esneyerek doruldu. Dier uyuuklar da giderek aylmaya baladlar ve srnerek bize yaklatlar. " Evet, konu neydi, baylar?" "Konu u," diye anlatmaya baladm. "Siz, yalnzca grnte sizin iyiliinizi dnen insanlarn yannda yayorsunuz. Biliyorum, burada srdrdnz keyifli ve ihtiaml hayata baklrsa, bunlar kulaa komik gelebilir. Ama Agatha ve Dr. Gromyko gerekte birer katil, hem de kedi katili. Gemite yleydiler, bugn de gittikleri yerlere kan damlalarn beraberlerinde gtryorlar. Byk bir tehlike altndasnz. Bu kark bir hikye. Ama ben yine de sizlere bunu..." "Ah, Francis, karmak hikyeler anlatmak, senin yanda biri iin son derece karmak bir hal olmal!" Bir anda arkamda tandk bir ses duyuldu. Hzla dndm ve her zamanki kstah srtyla dner merdivenden inen Adrian' grdm. O an kendime, byle kendini beenmi bir ukala ve en az onun kadar burnu havada bir ayak takm iin neden hayatm tehlikeye attm sordum. "nadn hayranlk uyandryor dorusu, dostum," diyerek ban sallad, aaya indikten sonra. Tyl bir dalga gibi zemin katn en son kesini bile kaplayan trdelerimin oluturduu kalabal yararak kendine bir yol izdi. "Ama biraz da dndryor." Tpk kafas karm yal bir adamla dalga geerek, onun zavall halini taklit edip sonra da kahkahalarla glen genlerin yapt gibi, karma geti ve yapmackl bir acmayla bana bakt. "Francis, Francis..." Yeniden kafasn sallad. "Yine neyi taktn bakalm kafana?" "Szn ettiin mark kum torbas bu mu?" diye Mavi Sakal bilmek istedi ve bizim beden dilimizde kollar svamak anlamna gelen bir hareket yapt. "Bu komedyen de kim byle?" diye, bu da yetmezmi gibi bir de Kong girdi araya. Herrmann ve Herrmann da, sanki efendilerinin kana susam av kpekleri olarak sreleri yllar nce dolmam gibi, ona iyice yaklatlar. Yallar yurdu kaknlarnn arasnda mrldanmalar ykseldi ve sr psikolojisinin bilinen yasasna gre hzla honutsuzluk ifadelerine dnt. "Dinle beni, yer ccesi, sakn ayamza dolanmaya kalkma imdi, yoksa o saks kafana yle bir aplak yersin ki, sesi hayatnn sonuna kadar kulaklarnda nlar durur!" diye burnundan soluyarak, atei daha da krkledi Kong. Birazdan herkesin, sonradan asl nedenini bile hatrlayamadan, birbirine girecei noktaya ulatmz izlenimine kapldm. "Durun!" diye ortaya seslendim ve bir anda tm grlt sona erdi. "Biz buraya kavga balatmak iin, hele birbirimizi paralamak iin gelmedik. Bu evde yaayan kardelerimizin hayatlarndan endie ettiimiz iin geldik. imdi syleyeceklerimi iyi dinleyin." Bana acyarak bakan Adriana dndm tekrar. "Adrian, burada oynanan oyunlar hakknda gvenilir bir kaynaktan bilgiler aldm. Dn akam, zorunlu olarak birbirimizden ayrldktan sonra Fabulous'a rastladm. O, baz belirsizlikler konusunda beni biraz aydnlatt. Sanrm, onun nerede yaadn biliyorsun?" "Elbette," diye, sylediklerimden hi etkilenmemi gibi yant verdi. "Umarm sen, nereye varmak istediini biliyorsundur!" Kong'un yallar kulb ve mark asilzade hazretler, kllarn bile kprdatmadan ve nefeslerini tutarak bizi dinliyorlard. Gerekten ilgin bir grntyd: Talam gibi oturan ve gzlerini krpmaktan baka bir ey yapmayan bir yn trdeim toplanmt bir araya. Bir hayvan fotorafs, konsantre olmu bir halde diklemi kulaklardan ve fosfor gibi parlayan gzlerden oluan bu deryann bir ipak fotorafn ekebilmek iin, varn younu satard.

"imdilerde Animalfarm'n bir tr merkezi olarak kullanlan eski fabrikada yayor," diye zafer edasyla akladm. "Ltfen Animalfarm'n ne olduu hakknda, bizlere ve ev arkadalarna bilgi verme nezaketinde bulunabilir misin?" Bu adi herifin kirli amarlarn ortaya dkmek, beni mthi elendiriyordu. "O kadar gerekliyse, aklarm. Ama unu sylemeden de geemeyeceim: Senin aksine ben, Fabulous ile henz tanmadan da Animalfarm'n ne oluunu biliyordum, Francis!" Kmseyici bir bak frlatt bana. "Animalfarm, en byk hayvan mamas reticisi..." Bir anda, dnk uyuturucu inenin etkisini andran bir uyuukluk kaplad bacaklarm, lastik gibi bkleceklerdi neredeyse. "Yllk kazanlar yaklak elli milyar dolar bulan ve bu alanda bir tekel oluturan bir Amerikan holdingi. Maximilian Hutchkins adnda, kt salk koullar uygulamakla nl, usta bir iletmeci tarafndan ynetiliyor. Holdingin ileri, saysz yan kurulu zerinden idare edildiinden, ana kurulu byk lde geri planda kalyor. iftiler ve hayvan sahipleri, deiik reticilerden yararlandklarn sanyorlar, oysa hepsi de mamalarn arlkl olarak ayn ve tek bir yemlikten temin ettiklerinden haberleri bile yok." Fabrikann deposundaki mama ynlar geldi aklma. Bunlar, Animalfarm'n gerek kimlii konusunda yeterli ipucu vermilerdi aslnda, nk rnlerin zerinde gzle grlr bir biimde retici firmann ad yer alyordu. Bu mamalar gerekte, her firmann genelde eantiyon olarak yedekte tuttuu birer rn rneiydi. Kafamn iinde bir ar ordusu gibi vzldayan tek konu bu deildi elbette. Her eyden nce, Fabulous'un neden bana yalan syledii taklmt kafama. Onun gibi melek yzl biri, nasl olmutu da, byle bir 'zverili hayvan haklan kuruluu' hikyesini yutturmutu bana? Beni cmle aleme rezil etmek iin Adrian ile birlikte uydurduklar bir aka myd bu yoksa? Ve en nemlisi: Bu pis iin iinden imdi nasl syrlacaktm ben? Elimde hl birka koz olduunu dndm iin, aknlm saklamaya altm. Adrian sonsuz kurnazlyla iine dtm kmazn farkna varm, az kulaklarna varncaya kadar srtyordu. imdi de, utancmdan yerine dibine girmemek iin sormaya cesaret edemediim sorulara yant vermeye balamt. "Sylenenlere gre, ANIMALFARM piyasaya yeni bir mama srmeye hazrlanyormu," diye byk bir keyifle anlatmay srdrd. " Hedef kitle de kalburst mteriler. Duyduuma gre rnn ad DANDY CAT'mi. Elbette bunun iin de, aylar boyunca bu mamay yiyecek denekler gerekliymi. Ama bu lkedeki hayvanlar koruma yasalar son derece kat olduu iin, sanayi kurulular yeterince deney hayvan bulmakta zorlanyorlar onlar lezzetli mamalarla besleyecek olsalar bile. Bylece, test sonularn bir an nce alabilmek iin, kirli yntemlere bavuruluyor. Francis, belki bu noktada sen yardmc olabilirsin..." ldrc baklar, iten geirircesine beni delip geiyordu. "kimize de uyuturucu oklarla saldran ve sonunda seni yakalayan u kar maskeli adamalar, acaba fabrikada yayor olabilirler mi?" "ey, eee..." Azmdan, bundan daha belirgin bir yant kmak istemiyordu. "Kusura bakma, seni duyamadk. Bu 'evet' mi demek oluyor?" Bu herif, dene bir tekme daha atmasn gerekten iyi biliyordu! "Eee..." "Ben bu yanttan, demir borulu adamlarn seni fabrikaya gtrdkten sonra oturup, Fabulous ile birlikte senin nasl da bir kse DANDY CAT'i mideye indirdiini seyrettiklerini anlyorum. yle deil mi? Acaba ondan nce senden kan ya da doku testi de aldlar m? Bu testler, deney hayvannn tryle ilgili bilgiler elde etmek iin nemlidir, biliyor musun?" Adrian, bir sihirbazlk gsterisi sunmu gibi keyifliydi. Etrafndaki kekler de, azlar ak bir halde -benimki de dahil- onu hayranlkla izliyorlard. Siyah ve krem rengi benekleri olan kzl, kvrck tyleri iten aydnlatlm gibi parlyordu ve kvrml byklar, byl bir gerilim yklenmi gibi titreiyordu. Buna karlk bendeniz, olduka zavall bir grnt sunuyor olmalydm. Yalnzca kk dilimi yutmamtm, mantkl dnme yeteneimi de yitirmitim sanki. Derken, birden Junior kelimenin tam anlamyla imdadma yetiti. Adrian'n okbilmi ahkamlarndan hi etkilenmemi bir halde yanma, hatta nme dikildi ve kavgac bir ifadeyle ona meydan okudu. "Tamam bay ukala, imdi hepimiz senin Kim 500 Milyar ster? yarmas iin en ideal yarmac aday olduunu biliyoruz artk. Ama bilgi alannn, yalnzca bu evin dndaki gelimeleri kapsamas, bana olduka tuhaf geldi. Belki de nce kendi kapnn nn temizlesen, kendine ve bize byk bir iyilik etmi olursun. Balamaya ne dersin..." "ok doru!" diye neredeyse avazm kt kadar baracaktm. Bu beklenmedik destek karsnda, hazr cevapllm ve cesaretimi geri kazanmtm. "Bu saray yavrusunun sahipleriyle balayalm ncelikle: Agatha ve Dr. Gromyko. Onlarn, Asya'da iletmecilik yaptklarn sylemitin. Acaba ekonominin gelimesine katkda bulunan hangi iletme dalyd bu?" "Tam olarak bilmek istiyorsan, bir biyotek firmas iletiyorlard," diye annda yant verdi. "Her ikisi de, tropik hastalklara kar kullanlan alarn gelitirilmesi ynnde aratrmalar yapan, mkemmel birer molekler biyolog."

"yle mi? Demek bir biyotek firmalar vard ve a maddelerini aratryorlard. Desene, ikisi de birer Albert Schweitzer. Acaba una, dnya apndaki krk tccarlarna daha ucuz mal temin etmek iin, bu biyotek firmasnda binlerce trdeimizin derisini yzyorlard desek, daha doru olmaz m?" "zgnm Francis, ama karmak fikirlerine karn, u ana kadar hep, senin bir mantk adam olduunu sanmtm. Ama artk seni hi izleyemiyorum." "Bunu belki yapabilirsin, Adrian, biraz gayret et, o gen beynini birazck altr. Bir dn, krk sanayisinin czi fiyatlara mal bulabilmesi iin, baz Asya lkelerinde trdelerimizin tutulduu, ikenceye maruz kald ve ldrld iftlikler bulunuyor. rnein romatizma battaniyeleri iin, veya..." "Romatizma battaniyeleri mi?" diyen Adrian, kendi kendine konuup, suratn buruturdu. "Bizimle balantl olarak, yle mi? Bu bana bir eyi hatrlatyor!" Bir anda olduu yerde dnd ve dner merdivene yneldi. "Beni izleyin!" diye ksaca kararn aklad. Bu kez ne tr bir numara hazrladn bilmiyordum, ama anlalan etrafmdakiler sansasyonel bir eyler grmek iin yanp tututuklarndan ve heyecanl mrldanmalarla onu izlediklerinden, ounlua boyun emekten baka bir arem yoktu. Merdivenleri ktk ve Dr. Gromyko'nun imparatorluuna akn ettik. Buradan bakldnda, kar ya daha da krallara layk grnyordu. Ya o kadar younlamt ki, birbirinden ayrt edilemeyen kar taneleri dalgalanan bir rty andryordu. Gkyznn gecenin rengini almas iin, yalnzca birka gri tonu yeterliydi. Uzaktaki orman, yalnzca rktc bir glge biiminde alglanabiliyordu artk. Cam alma masasnn zerindeki masa lambasnn sat kk bir k demetinin dnda, bronz Budalarn ve dkme demirden yaplm, dans eden bir Shiva heykelinin ssledii oda tmyle karanlkt. Bilgisayarn monitrleri alr haldeydi ve nceki gnk gibi, yine say dizileri ve bakan ipnotize eden desenler gsteriyordu. Desen olduklarn dndm bu tuhaf ekiller, bana bir anda daha nce grm olduum bir eyi hatrlatmt, ama bir trl balant kuramyordum. Ekranlardan birinde, siyah zemin zerinde yeil renkte parlayan, tpk birbirine eklenmi sosislere benzeyen, eri br, tuhaf ekilli X'ler grlyordu. Belki de kat kat bytlm bir grnt sz konusuydu, ama byk bir olaslkla bir mikroskop ekimiydi bu. En azndan masann yanndaki sehpann zerinde duran lm aleti buna iaret ediyordu, ayrca lm aletinin altnda da minyatr bir elektron mikroskobu bulunuyordu. Baz X'lerin bacaklar yarmd, bazlarysa o denli deformasyona uramt ki, ekilleri yalnzca tahmin edilebiliyordu. Dier ekranda, yan yana dizilmi eritlerden oluan bir tr rntgen filmi sunulmutu. Bu eritler, uzun, ksa, ak, koyu veya tmyle siyah paralara blnmt. Bilgisayara yklenmi olan program, bu eritlerin ekrann st kenarna doru hareket etmesini salyordu. Elbette tm bunlarn, titiz Dr. Gromyko'nun iiyle ilgili konular olduunu ok iyi biliyordum. Ve bunlara benzer eylerin daha nce bir yerlerde, belki de bir televizyon haberinde, gzme takldn da ok iyi biliyordum. Ama hangi konuyla bir ilgisi vard, onu hatrlayamyordum. Tpk tahmin ettiim gibi, evin geriye kalan sakinleri bu katta toplanmlard. Grltl patrtl geliimizle, tatl ekerlemelerinden keyifli i ekiler eliinde uyandlar. Arkalarnda boylu boyunca uzanan raflarda sra sra kitaplar ve dosyalar diziliydi. Ve elbette karanlk kede duran ift kapl derin dondurucular da unutulmamalyd! Adrian' izleyerek, tpk postlara brnm barbarlar ordusunun Roma'y istila ettii gibi, st kata akn ettik Kong bile, Herrmann ve Herrmann'dan destek alarak dner merdiveni zar zor trmanmaktan ve en n safta yerini almaktan geri kalmamt. Bu arada suratnda hl bir komando operasyonunun generaliymi gibi, son derece ciddi bir ifade vard. Asla bir konuda yanlmayan Adrian, masann zerine zplayarak bilgisayarn faresini deli gibi sallamaya balad ve sonra da patileriyle klavyenin tularna bast. nternet balants kurmaya altn hemen anlamtm (3). Balant kurulduunda, gzlerini ksarak ekrana bakt ve hi ses karmadan dudaklarn oynatt. Sonra gerginlii, yerini honutlua brakt. "Bla bla bla... ha tamam, burada yazyor ite! Demek ki yanl grmemiim: 'Sevimli pisiler uyumak iin genelde gne nlarnn vurduu yerleri seerler. En ok da yerden stmal yerleri severler. Tylerinin yerdeki nlara kar korumal oluunun bir nedeni de bu olduu sanlyor. Bu tyl battaniyeler, en dayanlmaz romatizma ve siyatik arlarn bile dindiriyor.' Evet byk olaslkla, ad yasad ilere kart iin u sralar zbekistan'da faaliyet srdren bir firmann, romatizma battaniyeleri iin hazrlam olduu ve Altn Palmiye dln getirecee pek benzemeyen reklamnda byle deniliyor! Acaba dn gece Fabulous da buna benzer eyler yumurtlam olabilir mi?" Karnma tekme indirmiesine, btn irinliiyle glmsedi bana. aknlm da vurmak iin elbette daha erkendi. Gerekten de Fabulous bu reklam metninin bir blmn olduu gibi aktarmt bana. Tuhaf olan, tm cmleleri kelimesi kelimesine ezberlemi ve krk sanayisinde yaanan katlklara kant olarak da, anlalan bu ok bilinen siteyi semi olmasyd. Baka bir deyile, bilgileri birinci elden deil, avcunun ii gibi bildii nternet araclyla edinmiti. "Bununla neyi amaladn anlamak mmkn deil, Adrian," dedim soukkanllkla ve kendimi tutarak. "Fabulous'un, bu rezalete dikkatimi ekmek iin tam olarak bu reklam metninden yararland doru. Bu

bilgileri nternet'ten edindiini bilerek gizledii de doru. Ama kesin olan bir ey var, o da Asya'da byle lm iftliklerinin bulunduu gerei. Taptnz o sahipleriniz de, yllar boyunca bu iftlikleri ilettiler. Dn akam aslm olarak bulduum trdeimiz, kesin bir ip ucu. zellikle de Dr. Gromyko'nun kalbine ileyen iddet duygusu hl iinde devam ediyor ve alkanln getirdii bir zorunlulukla cinayet ilemesine neden oluyor. nk yalnzca onun ve Fabulous'un yararlandklar konunun uzmanlar, bu zel ldrme ynteminin gizli ayrntlarn bilebilirler." "yle mi?" diye Adrian soruyla karlk verdi. Yaptm konuma karsnda pek sarslma benzemiyordu. " O zaman bir grelim bakalm, u konunun uzmanlar ne kadar gizli bilgilere sahipmi..." Yeniden bilgisayarn faresini kavrad ve sa patisini adeta dans ettirdi. stenilen konuyla ilgili yaynlarn yer ald linklere ulamak iin, arama motoruna baz balklar yazd. Anlalan birka saniye iinde baarya ulamt, nk yznde yeniden o kpek bal srt belirdi. "Yine skaladn, Francis! Grne baklrsa, konunun uzmanlar ve Fabulous dnda birka milyon kii daha bu zel ldrme tekniiyle ilgili son derece gizli ayrntlara ulaabiliyor." neli szlerle ve nasihatlerle dolu bir oyun sergiledi bir kez daha. "Bla bla bla ... mmm, gerekten ok ilgin: 'Tylerin mmkn olduunca zarar grmemesi isteniyor. Bu yzden de kardelerimizi ldrrken son derece tiksindirici bir yntem gelitirmiler bu kamplarda: Kardelerimizi asyorlar!' Ah, imdi iren olmaya balyor, deil mi? 'ilerden biri metal bir kskala trdeimizi boazndan yakalyor ve bir iple onu kafeste yular ekerek, ipi kafese balyor. Kurban acyla inliyor, rpnyor ve ylece asl kalyor. Yavaa bouluyor. Birka dakika sonra ii, ipi daha da skyor, ama hayvan ancak be dakika sonra lyor. Derisi yzlrken, bir sonraki kurban aslyor. Her ey rutin iliyor. Kafeslerdeki dier hayvanlar da trdelerinin, belki de kendi anne babalarnn veya yavrularnn bu dehet dolu lmlerini izlemek zorunda kalyorlar. Bazlar panikleyerek kafeslerinin iinde tepiniyorlar, ou ise sessizce oturuyor, kafalarn keye gmyor veya birbirlerine smsk sarlyorlar. Ama her ey bouna, nk bu korkun lm yolundan onlar da geecek!'... Vay be, gerekten de Hollywood korku filmlerini aratmyor. Sayglar, Francis! Deerli doktorumuzun u esrarengiz, kskal katil olduunu bu kadar ksa bir srede nasl buldun? Benim yz ylm alrd bu! Kim bilir, belki Agatha da bu iin iindedir ve doktora dm atarken yardmc olmak iin tekerlekli sandalyesiyle o bahe benim, bu bahe senin dolap, tozu dumana katyordun" yle anlar vardr ki, hayata gznz bile krpmadan veda edebilirsiniz. Ya gna gelmitir hayattan, ya da zamannzn dolduunu hissedersiniz. Ya da hayattan bkmsnzdr, nk hayal krklklar zamanla bedeninizde birikmi ve sizi gn getike daha da hasta ediyordur, ta ki gnn birinde iflahnz skene kadar. te kendimi tam da bu evreye ulam gibi hissediyordum. Birincisi, Adrian'n gerekten benden daha zeki olduunun farkna varmtm, ikincisi de Fabulous'un beni adamakll kandrdn kabullenmek zorundaydm ve asl anma giden de buydu (4). Dn gece bana anlattklarnn hepsi, kirli yalanlardan baka bir ey deildi. Ya da, bir gzel ezberleyip, hayvan direni hareketi cephesinden yenilikler diye bana yutturduu nternet gerekleri de diyebiliriz buna. Hi, ama hibiri doru deildi bunlarn. Animal farm, dnya apnda bizim haklarmz iin savaan asil ruhlu bir hayvan haklan kuruluu deildi, yalnzca parann emrindeki adi bir tekeldi. Ve sra kkn sahipleri de, lm kamplarnn eski patronlar veya azl katiller deil, son derece sradan bilim adamlaryd. Son olarak da Fabulous, dnyadaki tm sevgili kardelerimizin iyiliini dnen sevimli bir melek deil, pikin bir dolandrcyd. Dn akam ne Dr. Gromyko'yu, ne de bir bakasn kaarken grmemiti. aresizlikten deliler gibi glmek geldi iimden; yle ya, doruyu syleyen tek biri vard, o da benim sevgili dmanm Adrian'd. Ama Fabulous bunu neden yapmt? Neden batan sona yalanlar uydurmutu? Skld ihtiaml hayatndan rktc ve hayal rn hikyelerle mi kamaya alyordu? Yrttm karanlk tahminlerle byle eyleri aklna ben sokmutum belki de. Yoksa ilgi ekmek mi istemiti, ne de olsa gnmzde yalnzca ikyet edenler ve ahlaki adan kendini herkesten stn grenler ciddiye alnyordu. Dnmesi bile tiksindirici! En akla uygun nedeni, kendime bile itiraf etmek istemiyordum: Bandan beri beni gln bulduu ve benimle sadece dalga gemek istedii iin bana yalan sylemiti. Hepsi kt bir akayd yalnzca. "Benim iyice kafam kart artk!" dedi Kong ve kzgn bir ifadeyle bana bakt. "Siz iki salan ne konutuunuzu bile doru drst anlamyorum. Ayrca hi umurumda da deil. Sadece bilmek istediim bir ey var, hem de hemen: imdi bu herifler tehlike altndalar m, deiller mi? Onlar hemen dar karmak zorunda myz, yoksa deil miyiz?" "Dorusunu sylemek gerekirse, benim de oktan tersim dnd, Francis," diye Mavi Sakal da araya girdi. Bana olan sonsuz ball, imdi yerini aknla brakm gibi grnyordu. Adrian'a kar dmanca grnmek iin byk bir aba sarf ediyordu, ama buna kendisinin de ikna olmadn herkes grebiliyordu. "Sorunun tam olarak nerede olduunu belki bizlere de anlatmak istersiniz." "Baba, u ukalann kafan kartrmasna izin verme..." diye Junior yeniden yardmma komaya alt. Ama tutuk halinden onun da, sosyal statmn yerle bir oluunu engelleyebileceine dair inancnn kalmadn anlamtm. Bu nedenle btn cesaretimi topladm ve sylenmesi gerekeni syledim:

"zgnm millet, yanl alarm. Bu eylemi hayata geirmenin aptalca bir fikir olduunu itiraf etmeliyim. Adrian hakl, bu ev blgedeki hi kimse iin tehlike oluturmuyor. Bir dolandrcnn oyununa geldim. Bunun pek de geerli bir zr olmadn biliyorum..." "te bu ok doru, seni geri zekl okbilmi!" diye Kong gc yettiince bard ve beklenenin aksine, hi kimseden yardm almadan yerinden doruldu. Turuncu rengi gzleri artk yalnzca benzemekle kalmam, gerekten de birer yanarda bacasna dnmt! Bin bir zahmetle odann ortasna kadar yrd, fkeli baklarn herkesin zerinde dolatrdktan sonra, tpk bir balta gibi benim zerime saplad. Bense baklarm yere indirmitim. "Bu karda kyamette scack yuvalarmzdan arp, bizleri aalk katil samalklaryla korkuya salarken aklin neredeydi? Usta bir dedektif olduun o eski gnleri, cinayet olaylarn bir tarafndan uyduracak kadar ok mu zledin? Al evet, karlarn sana hayran olduu o eski gzel gnler artk mazide kald, ie yaramaz ahmak!" zgn bir ekilde kafasn sallad. "Kahretsin! Kocaman bir komando bokuna dnen bu eylem, blgenin en cra kesine kadar yayld ve herkes bizden birer kahraman olarak eve dnmemizi bekliyor. Oysa imdi maskara olarak dneceiz!" Bir hmla Mavi Sakal'a dnd ve gzlerinde akan imeklerle onu yakmak istercesine ona bakt. "Bir dahaki sefere tehlikeli bir olay iin bir birlie ihtiyacn olduunda, kokunalar balosuna danrsn, seni mankafa!" Kong kafasn sallayarak adamlarna geri ekilmeleri iin iaret verdi. Bunu zerine onlar da homurdanarak dner merdivene yneldiler. "Ama bir sreliine misafirimiz olsaydnz ya," diye atld uykusu iyice dalan Abessinier kedisi. Anlalan bu kibar evde bylesine dramatik bir olayn yaanmas onu olduka heyecanlandrmt. "Bugn hafif buulanm tavan eti var, eti i sevenler iin de fare yahnisini tavsiye edebilirim. Aranzda vejetaryen varsa..." Kong'un ekibi bana hakaretler yadrarak oday terk etti, aralarnda kendilerine sunulan mnyle ilgili ho yorumlar yapanlar da oldu. Adrian, Mavi Sakal, Junior ve ben olduumuz yerde kaldk ve sessizlie hrndk. Palavrac sulamalar, pis bir koku gibi zerime yapmt. Hakkmda verilen karar belliydi: Yal soytar, blgedeki herkese ne kadar byk bir dedektif olduunu bir kez daha hatrlatmak iin, susuz insanlara iftira atmt. Ama dedektifliinden oktan eser kalmamt. "Kong, cinayetleri uydurduumu sylerken yanyordu," diye sessizlii bozdum. "Muslua aslm ceset bir hayal rn deil, gerein ta kendisi." "Ama bunun, hayvanlara ikence ektirmekten zevk alan bir sapn eseri olduunu en bata syleyen sen deil miydin?" diye karlk verdi Adrian ve masadan atlad. "Neden ille de zekice ilenmi bir cinayet olsun ki?" Yenilgiye urayan birini teselli etmekte hi de zorlanmyordu. Kazanmaya alk olduundan, zafer kutlamalarn bir kenara brakp, rakibini iyice aalamak iin daha da alaka bir ynteme bavurdu: Rakibinin yenilgisine anlay gsteriyordu. Eksik olsun! "Bata henz baz bilgilere sahip deildim..." Aman Tanrm, ayn hatay ikinci kez tekrarlamak zereydim! Elbette Adrian bunu affetmedi. "Ne syleyecektin, Francis? Fabulous'un sana verdii bilgilere, bata henz sahip olmadn m syleyecektin yoksa?" Artk pes etmitim ve durumu kabullendiimi aka belli ettim. "Bana neden yalan sylediini bir trl anlamyorum. Senin aklna bir neden geliyor mu, dahi?" "mark kar ite," diye yant verirken, kendisi de mark bir kary andryordu. Kvrck tyleriyle, Vivian Westwood'un son gsterisini sunuyormu gibi halnn zerinde yuvarlanmaya balad. "Bu cins kedilerin ne yapaca hi belli olmaz. Eminim, ortaya att samalklara kendisi de inanyordun" "Peki sence Animalfarm'n buralarda karargh kurmasnn nedeni nedir?" "Szlerinden ve ses tonundan, soruturmay dolayl olarak srdrmek istediini mi anlamalym, Francis? Her neyse, benim gizleyecek bir eyim yok. Maximilian'n buralarda ortadan kaybolan bir olunun olduunu anlatmt Fabulous. Neden kaybolduunu ben de bilmiyorum. Ama ok hastaym ve tbbi yardma ihtiyac varm. Her yerde onu aryorlarm. Sanrm patronlar hem ticaret yapmak -yani piyasaya yeni bir rn srmek hem de ailevi sorunlarn zmek iin, iletmenin merkezini geici olarak bizim semte kurdu. Ama kaynann ne kadar gvenilir olduunu rendikten sonra, bu bilgilerin doruluu konusunda yemin edemem." Bundan pek emin deildim. Ne de olsa fabrikadaki seyyar hastane ve hazrda bekleyen, beklerken de mama testleri iin birka hayvan yakalayan doktorlar, bu hasta-oul-teorisiyle aklanabilirdi. "Artk gitsek iyi olur, baba," dedi Junior ve dner merdivene doru yrd. "Dars berbat grnyor. Ve bizlerden biri, boaznda aptal bir f bulunan aptal bir St. Bernard kpei tarafndan kurtarlmak zorunda kalrsa, hayatm boyunca kendimi bir daha affetmem." "Bir saniye daha izin ver, Junior," diye onu durdurdum. Artk kaybedecek hibir eyim kalmamt, elimdeki tm kartlar indirebilirdim.

"Btn phelerim ve sulamalarm boa ktna gre Adrian, son kukularm da topraa gmme konusunda bana yardmc olmann sence bir sakncas yoktur herhalde." Adrian, tpk tepesinin tas atm bir film yldz gibi gzlerini alnna doru evirdi. "Ne yapmak istediini anladm. Francis, sen gerekten hastasn!" "Baba, artk yeter!" dedi Junior. "zgnm ama, gln olmaya baladn sana sylemek zorundaym." "Lanet olsun, evet!" diye Mavi Sakal da onu destekledi. "Zamanmz daha fazla boa harcamayalm." Kararmdan caymadm ve yerimden bile kmldamadan Adrian'n gzlerinin iine baktm. "Peki, buyur..." dedi ve sanki karsnda bir deli duruyor ve trl trl samalklar sergiliyormu gibi omuzlarn silkti. Odann arka blmne doru yrdm ve derin dondurucularn nnde durdum. Krem rengi yass kutular, lo kta tpk ayr bir dnyadan gelen ta bloklar gibi duruyordu. elik d yzeyleri, pencerenin ardndaki kar alayann yanstyordu hafife. Aniden bir vahiy gelecekmi gibi gzlerimi onlara diktim. "Mavi Sakal, Junior, hemen buraya gelin ve yan yana durun!" Syleneni yaptlar ve derin dondurucularn nnde yan yana durdular. Zplayarak zerlerine ktm. Sonra arka ayaklarmn zerine doruldum ve n patilerimle kaplardan birine gl bir ekilde aadan bastrdm Umduumdan daha abuk almt. Alan aralktan kafam ieriye uzattm. Kutunun iine hafif bir k vuruyordu, sonunda iinde ne bulunduunu grebildim. Kapy tekrar kapattm ve Mavi Sakal ile Junior'un srtndan inerek Adrian'a dndm. "Yalan syledin," dedim. "Dondurucuda taze et filan yok." Byklar titremeye balad heyecandan. "Yok mu?" "Yok. i bombo!" "Nasl olur?" diye steledi. "O halde zaman kaybetmeden yeniden sipari vermeliyiz." Bir delinin samalklaryla kar karya kalm gibi omuzlarn silkti tekrar. Ama bu kez pek inandrc deildi. Sekizinci Blm Junior'un yapt aka neredeyse geree dnmek zereydi. Eve dn yolunda, boynunda aptal bir f bulunan aptal bir St. Bernard kpeinin yardmna ihtiyacm olaca dncesi, hi de uzak bir olaslkm gibi gelmedi bana. Kar ya, tpk azgn bir canavar gibi tozu dumana katyor, etrafnda ne varsa datyordu. Kar taneleri, kurun gibi kulaklarmn yanndan geiyordu. Duvarlarn oluturduu zikzaklarn zerinde ancak on metre ilerisi grlebiliyordu, sonras belirsiz, koyu bir duvard. Her an yeryzne decekmi gibi duran karanlk gkyznden hi sz etmiyorum bile. Sra kkteki byk hezimetten sonra, Junior ve Mavi Sakal ile yollarmz ayrlmt. Kong ve yal beyler de yok olmulard. Zemin kata indiimizde, deerli mobilyalarn zerinde martlm ev sakinleri uzanm, keyif atyorlard yalnzca. Yolumun yarsn geride brakmtm bile. Ayaklarmn altnda uzanan bahe manzaras giderek daha da, karla kapl bitkilerin, aalarn ve bahe mobilyalarnn oluturduu cce boyutundaki buzdalaryla kapl, tenha arktik bir blgeyi andryordu. Her kesini ok iyi tandm ve her zamanki kou yolum olan labirent biimindeki bahe duvarlar, imdi kar barikatlaryla dolu, tehlikeli kayak pistlerine dnmt. Rzgr, dzenli aralklarla korkun slklar alarak, ortama ses katyordu. Dondurucu hava, blgede artk be para etmeyen ve ancak bir mucizenin geri getirebilecei itibarm dnmeye bile frsat vermiyordu. Dikkatimi datan dier unsur ise, aniden kar dumannn arasndan kp karmda beliren ve rengiyle evresinde tam anlamyla bir tezat oluturan bir objeydi. Duvarn bu blmnn, her hangi bir nedenden tr kar yandan nasibini almadan, ylece duran bir eyann optik yanlmas olduuna inanmay ne kadar da ok isterdim. Ama ona yaklatka, bu umudum tkeniyordu. Orada duran eyin ne olduunu gayet iyi anlamtm, ama son ana kadar bu gerekle yzlemek istemiyordum. Ta ki o irkin gerek, benimle yzleene kadar. Bombay cinsi bu trdeim, ak duran safran sars gzleri, cilalanm gibi duran simsiyah tyleri ve kasl bedeniyle, tpk garip bir yol levhas gibi duvarn zerinde enlemesine yatyordu. Kar taneleri tpk egzotik sinekler gibi etrafnda uuuyordu. lk bakta herhangi bir zedelenme ya da ak yara grlmyordu. Ama zerinden atlayarak kafasn mercek altna almaya cesaret ettiimde, son derece grotesk bir ey gzme arpt. Talihsiz trdeimin azndan, henz tam olarak sindirilmemi slak mamadan oluan bir erit akmt ve neredeyse sanatsal bir izgi halinde yaklak bir metre kadar karlarn zerinde uzanyordu; Grne baklrsa, lmeden nce son yedii yemei karm ve kardklarnn estetik grnmesi iin byk bir titizlikle aba sarf etmiti. Kk bir ocuk bile, Bombay kedisinin zehirlenerek ldn anlard. Acaba bu doru muydu, lm nedeni gerekten de zehirlenme miydi? Son buluumdaki hatal tahmin oranlarndan paym almtm ve bu kez, her eyi dikkatlice inceleyip, deiik bak alarndan ele aldktan sonra kesin bir karar vermek istiyordum. Bu, zaman gerektiren bir ura gibi geliyor kulaa ama, paralar birbirine ekleyip, bu kokumu resimli bulmacay zmek yalnzca birka saniyemi ald.

ncelikle basit bir mantk izlendiinde, bu Bombay kedisinin benim geliimden yalnzca birka dakika nce ld sonucu kyordu ortaya. lm anyla benim geliim arasndan daha ok zaman geseydi, cesedin frtnadan dolay oktan karlara gml olmas gerekirdi. Bundan dolay da bedeni hl scak, zellikle de yumuak olmalyd. Patimin tekiyle zavall yaratn karn blgesine bastrdm ve bir srprizle karlatm. Kemik kadar sert, daha dorusu kaskatyd. yleyse gerek lm an ok uzun bir sre, belki de saatler ya da gnler nce gereklemi olmalyd. Donmu bir cesedi ortalkta tayp, sonra da bir duvarn zerine yerletirmek yeterince tuhaft zaten. Ama daha da tuhaf, cesedi bulma rolnn bana, yani blgenin beceriksiz dedektifine yklenmi olmasyd. Benden baka hi kimse grnrde yoktu. Ama olayn en ilgin ynn baka bir ayrnt oluturuyordu: Bombay kedisinin azndan kan ve karlarn zerinde izgi halinde yaylan mama kusmuu. Ksaca patimin ucuyla kusmua dokundum ve ikinci srprizle karlatm: lapa halindeki kusmuk hl lkt! Donup kalmtm, nk cesetle kusmuk arasnda, kusmuun yalnzca bir dekorasyon unsuru olarak kullanlm olmas dnda hibir balant yoktu. Bu ayrntlara tutunarak, olayn seyrini zihnimde yeniden canlandrmaya altm: Birisi Bombay kedisini ldrmt. Tam olarak ne zaman ve nasl -bu belirsizdi. Ama duruma baklrsa zerinden hayli bir sre gemi olmalyd. Bir organizmann donarak kaskat kesilmesi epeyce zaman alr nk. Cesedi rnein bir derin dondurucuya koysanz bile! Cesedin zerinde tek bir izik bile bulunmadndan, lm nedeni de ayr bir muammayd. Zehirlenme en byk olaslk gibi grnyordu, ama byle lmlerde kurbann gzleri da akmaz myd? Oysa patilerimin dibindeki merhumun, huzur iinde ebedi uykuya dalm gibi bir hali vard. Her neyse, katil yalnzca Tanrnn ve kendi hasta ruhunun bildii nedenlerden tr, kurbann nce dondurmay uygun grmt. Sonra da onu buzlarn arasndan kard ve bahelerin arasndan tad. Uzaktan geldiimi grd ve ben buraya varmadan hemen nce, yolumun zerine brakt. Cesedi benim bulmam istiyordu; tpk, ayn biimde dondurulan ve sonra muslua aslan cesette olduu gibi. Katil kamadan nce de son derece itah karc bir olay gerekletirdi: Henz tam olarak sindirilmemi mamay karlarn zerine kustu, bunu yaparken de, kusmuun cesedin azndan km gibi grnmesini salad byk bir ustalkla. Bana gre bu, failin bir hayvan olduuna dair net bir ipucuydu. nk slak hayvan mamas yutan, sonra da parman grtlana sokan ve dzgn bir izgi halinde kusan bir insan resmi, bana son derece gln geldi. Elbette bir insan bunlar gerekletirebilecek teknik olanaklara sahipti, ama bunu dnmek bile abesti dorusu. Katil, eserini tamamladktan ... Hmla arkam dndm ve nefesimi tutarak karla kapl bahelere baktm. Kombinasyon oyunlar oynarken, beni saran tehlikeyi tmyle gz ard etmitim: Katil buralarda bir yerlerde olmalyd hl! Eer eserini bulmam gerekten istediyse, o zaman bu elenceyi de karmak istemezdi. Ne de olsa dn akam da, asl cesedi bulduumda verdiim tepkiyi izlemekten geri kalmamt. Grnrde hibir ey yoktu. Karlar, slk alarak blgede tozu dumana katmaya devam ediyordu. Kenarda kede ocuk salncaklarnn ve ardaklarn kaba hatlar grnyordu ve ksk gzlerle bakp, iyice konsantre olunduunda da ok uzaklarda, bina bloklarnn arka cephelerinde ldayan lo klar grlebiliyordu. Ama. canavarn parldayan gzlerinden eser yoktu. Korkudan zangr zangr titreyen Francis'in bu grntsn kardna gre, ok daha nemli bir ii km olmalyd. Biraz sakinletim ve gzlerimi tekrar ruhunu teslim etmi Bombay kedisine evirdim. Onu bulduumdan bu yana, aradan belki sadece iki dakika gemiti ama karlar yine de bu ksa sre iinde cesedin zerini deliksiz biimde rtmt. Korkunun yerini hzn almt. Yaamm boyunca yeterince byle barbarlklar grmtm. Hayatlarnda en ok lmden korkan canllarn, neden ldrmekten bylesine zevk aldklarn hi anlamadm. Alamak istiyordum, ama eski bir tutkum olan merakm, aklm yeniden speklasyonlar alemine ynlendirmiti. ldrme nedenini bulmak istiyordum, hem de hemen imdi ve burada. "Sanat, bize bununla ne sylemek istiyor?" Eer olaylar bu kadar ciddi olmasayd, bu bayat ifadeyi kullanrdm. Demek ki Bay X, kurbanlaryla resim aranjmanlar yapyordu, iaretler vermek iin mi? lgi ekmek iin mi? lk cesedi dndm tekrar. Adrian'n da doru bildii gibi, trdeimiz aslmadan dolay lmemiti. Hayat n daha nceden sndrmler. O yalnzca sebilde asl duran bir cesedi taklit etmiti. Peki aslma olay, dikkatimi neyin zerine ekmeyi amalyordu? Dndm ... ve dndm ... ve dndm ... Fabulous'un, Asya'daki lm kamplar ve oralarda tercih edilen ldrme tekniinin asarak ldrme olduu hakknda anlattklar geldi aklma. Byle kamplar gerekte var olsa da, olmasa da, bu balamda bana yalan sylemiti. Gerekten hayret vericiydi, yalan meleimin anlattklaryla bu olaylar nasl da tam tamna rtyordu! Belki de... Hayr, artk o kadar da deil!... Yoksa yle mi? Evet belki de katil, Fabulous'un bana tam da bu hikyeyi uyduracan biliyordu. lk cinayet ve yalann ortaya kmas; bunlar asl srr zmem iin bir tr tevikti. Bu da, Bay X'in derdinin aslnda ldrmek deil, yalancy ele vermek olduunun bir gstergesiydi. Yani o, cani ruhlu olsa da, bir bakma ahlakl biriydi. Peki ya ikinci cinayet? Aka anlalyordu ki, bu olay da daha karmak bir konuyla ilgili bir ipucu ieriyordu. Bu ipucu da szde ldrme nedeni olarak gsteriliyordu. Tpk ilkinde olduu gibi, yanlglar ve karmaalar yoluyla asl geree ulaacaktm. Ya da daha dorusu, baka bir yalancnn foyas ortaya kartlacakt! Cesetten birka adm geriye doru uzaklatm ve nesnel birinin perspektifinden bakmaya

altm. Kendi kendime 'Nesnel biri, bu korkun manzara karsnda ne dnrd?' diye sordum. Yant: Anlalan, Bombay kedisi gda zehirlenmesinden lmt. Belki de bir mama firmasna ait henz tam olgunlamam, yeni bir rnnden. Bu bana neyi hatrlatyordu?... "Sylenenlere gre, ANIMALFARM piyasaya yeni bir mama rn srmeye hazrlanyormu. Hedef kitle olarak da kalburst mteriler semiler. Duyduuma gre rnn ad DANDY CAT'mi. Elbette bunun iin de, aylar boyunca bu mamay yiyecek denekler gerekliymi. Ama bu lkedeki hayvanlar koruma yasalar son derece kat olduu iin, sanayi kurulular yeteri kadar deney hayvan bulmakta zorlanyorlar -onlar lezzetli mamalarla besleyecek olsalar bile. Bylece, test sonularn bir an nce alabilmek iin, giderek daha da kirli yntemlere bavuruluyor..." Yaklak bir saat nce okbilmi Adrian byle sylemiti. Bylece Agatha'nn ve Dr. Gromyko'nun bulatklar kirli ilerle ilgili kukular, ustaca bir hamleyle ANIMALFARM'n zerine kaydrmt -tpk Fabulous'un da yapt gibi, ama bu kez ters ynde. Ama bu noktada da Bay X, herkesten bir adm ndeydi ve eski yalan kulesi ktnde yerine kurulacak olan yenisinin ne olduunu bandan beri biliyordu. kinci cinayet gerekte, yalanc Adrian'n iddialarna karlk alayl bir yorumdu. nk cinayetler yalanlan, yalanlar da cinayetleri kkrtyordu. Baka bir deyile: Gerek Agatha ve Dr. Gromyko, gerekse Animalfarm, bu gnah batann iine eytandan daha derin batmlard. Ancak bundan daha da inanlmaz, bu esrarengiz ahlk bekisinin bavurduu yntemdi. Dnyaya ahlakszln aynasn tutmak iin, neden iki trdeimin canna kymas gerekiyordu? Bylelikle kendini otomatikman gerek sulularla ayn kefeye koymu oluyordu. Ben sulular m dedim? Bu sulular kimlerdi? Ve rahatlkla iki kurban gze alnabilecek hangi adi su sz konusuydu urada? Ne sra kkte, ne de fabrikada herhangi bir sua iaret edecek bir ipucu grememitim. Hatta daha yakndan incelendiinde, cinayetlerin bile gstermelik olduu kyordu ortaya, her ne kadar da bunun iin iki canlnn tahtal ky boylamas gerektiyse de. . liklerime kadar ileyen souk, bu karmak dncelerden beni uzaklatrd. Aradan geen sre iinde kendimin de, tpk nmde yatan karlarla kapl ceset gibi, beyazlara brnm olduumu fark ettim. Serte silkindim ve g bela karlar zerimden attm. Bu hareket bana iyi geldi ve kafam toplamam salad. Hemen bir plan kurdum. Adrian sr perdesini kaldrp, benimle ak ak konumalyd. Hangi karanlk nedenlerden dolay gizlerse gizlesin, artk bu iki cinayet karsnda tm bildiklerini aklamalyd. Belki de katili tanyordu. Olduum yerde dndm ve bin bir zahmetle kat ettiim yolu geri yrdm. Frtna, younluundan hibir ey yitirmemiti. Ama ben yine de kendimi ona kar panzerle korunmu gibi hissediyordum, nk mantksal karmlarm adeta iimi styor, bana mthi bir g veriyordu. Bir sre sonra uzakta, kk ormann" ilk aalar belirdi. Rakibimin beni tekrar karsnda grp, yeni bilgilerle yzletiinde suratnn alaca aptalca ifadeyi dndke, iim kpr kpr oluyordu. Ne yazk ki farkl gelimeler oldu ve dumura urayan o deil, ben oldum. allklarn bitiiindeki duvara yaklak yz metre kalmt ki, birden tandk biri grnd sahnede. Adrian'dan bakas deildi bu. Bir anda yerden duvarn zerine zplad ve doruca sol tarafa doru kotu. Bu felaket havada gnlk kousunu yapyor olamazd. Hayr suratndaki sinirli ifadeden ve hzl kousundan ok nemli bir eyin peinde olduunu anladm. Elbette onu sorguya ekip, kendisine elik edebileceim teklifinde bulunabilirdim, ama tpk dn akamki gibi belli bir mesafeden onu gizlice izlemeyi daha akllca buldum. Kar ya, izleme iini bir hayli zorlatryordu. Zaman zaman avm gzden karacamdan korktum. Yine de bu kritik anlar, grlme pahasna da olsa, ona iyice yaklaarak atlattm. Adrian ne kadar kvrak hareket edip almlar atsa da, peinden gitmeyi baardm. Bay ukalann yolunun nereye dtn anlamtm. Gr artlar, tpk bozuk bir televizyonun karncal grnts kadar berbat olduu iin, yanlabilirdim de. Ama iimde, onun fabrikaya gittiine dair bir his vard. Bu da resmi tamamlyordu ite! imdiye kadar edindiim deneyimlerim, Fabulous'un onun bu karanlk srrn paylatn sylyordu bana. Adrian ona, saf Francis'in trajedisi hakknda rapor verecekti mutlaka. Sonra da byk olaslkla karnlar aryana kadar glecek ve baarlarn birka kutu DANDY CAT yiyerek talandracaklard. Tulalardan rl yapnn, zirvesinde uursuz gkyzne doru ykseldii tepenin belli belirsiz hatlarn grdm sonunda. Yap, sislerle evrili gibi duruyordu. Altn renginde parlayan, byk, kubbeli pencereleriyim bir vampirin atosunu andryordu. Duvar labirenti hzla azalyor, donuk grntleriyle bir buz kraliesinin imparatorluunu hatrlatan bahelere yer ayordu. Adrian tepeyi hedef almt. Aalarn seyrek olduu bu kaya yn, trmanmay zorlatryordu. Adrian'n soluklanmak iin durduu ve rasgele arkaya bakt her defasnda, eri br kemikleri andran plak aalarn arkasna saklanmay baaryordum. Sonunda hatr saylr bir arayla, fabrikaya ulamtk. Dn gece dar kmak iin kullandm delikten mi geeceini dndm. Aynen yle grnyordu. Adrian ksa bir moladan sonra, iki krlm tuladan oluan ve zeminden birka santim ykseklikte bulunan delie yneldi. Bu da onun, binann boru sistemini gayet iyi bildiini gsteriyordu. Takip edilip edilmediini kontrol etmek gibi bir giriimde bulunmad iin, ben de harekete gemek zereydim. Derken, birden ikimiz de bir srprizle karlatk.

Duvardaki delikte bir anda Fabulous'un tyl kafas belirdi. Kukuyla sana soluna baknd. Adrian'n ona, komplo tadndaki bulumalarn gerekletirmek zere, bir iaret vereceini ya da bir biimde kendini belli edeceini bekliyordum. Ama yanlmtm! Benim grdm Adrian da grdnde, hzla geri geri kotu ve tpk benim yaptm gibi, bir aacn arkasna sakland. Anlalan, Fabulous'un kendisini grmesini istemiyordu. Doal olarak ben de hemen pusuya yattm. Bu da ne anlama geliyordu imdi? Bu ikilinin gizli bir birlik oluturduunu sanmtm. Ama imdi bundan pek o kadar emin deildim. Adrian sakland yerden kukulu gzlerle Fabulous'u gzetliyor, bir sonraki admn sabrszlkla bekliyordu. Bu haliyle beni taklit ediyordu adeta. Grne baklrsa, Fabulous ne Adrian', ne de bendenizi fark etmemiti. Duvardaki delikten kt ve hzl admlarla tepeden inmeye balad, hem de bizim semtin bulunduu yne doru. Bir hayli uzaklatnda, bu kez Adrian aacn arkasndan kt ve peine dt. Anlalan fabrika artk onu ilgilendirmiyordu. O da ani hamlelerle eilerek ve saklanarak, benim uyguladm izleme tekniklerini kullanyordu. Ksa bir gecikmeyle onun yaptklarnn aynsn ben de tekrarlyordum. imdi Adrian Fabulous'u izliyordu, ben de Adrian', ya da zorunlu olarak her ikisini birden izliyordum. Byle arka arkaya tepeyi ap, sonra semti geride brakp, ssz inaat alanlarndan ve buz kraliesinin dondurucu nefesiyle kristallemi gibi duran, yabani otlarla kapl yeil alanlardan geip, sonunda da, yalnzca anlatlanlardan tandm bir blgeye doru ilerlerken, olduka tuhaf bir l oluturmu olmalydk. Buras eski sanayi blgesiydi. Yaklak otuz yl nce burada, kk apta maden iletmecilii, kereste ve kt imalat, tekstil retimi ve buna benzer faaliyetler yrtlyormu. Ama gnn birinde bu iletmelerin tm, modern sanayi parklarna tymt ve geriye, "" szcnn insanlar iin henz eziyet ve angarya anlamna geldii br an ykntlar kalmt. Ortalkta dolaan sylentilere gre bu harabe, ksa bir sre sonra, ehre yakn bir dinlenme tesisi haline getirilecekmi. Pasl duvarlarnda traktr tekeri byklnde delikler alm, kocaman ambarlar; lastikleri kopmu dner bantlar, terk edilmi fabrika bacalar ve ii bitmi makineler karlyordu bizi. Acaba Adrian ve Fabulous da benim kadar hayret ediyorlar myd bu mezarla? Eer yleyse, hayretlerini hi de belli etmiyorlard dorusu, nk arklarn ve kzakl vinlerin arasndan geerken, tpk ipnotize edilerek belirli bir hedefe ynlendirilen deneklerde olduu gibi, bo bir ifade vard suratlarnda. Fabulous nedensiz bir gvensizlik duygusuyla duraksayp etrafa bakndnda Adrian, James Bond'a yarar kibarlkta bir itinayla, dknt ynlarnn ardnda grnmez olmaya dikkat ediyordu. Ama sayn 007 de ayn duyguya kapldnda, ben de kendime zg kamuflaj sanatm konuturuyordum dorusu. Sonra harabeye dnm ynetim binalar ve imalathaneler kt karmza. Birou bombayla imha edilmie benziyordu, pencereleri ve duvarlar yoktu. Hznl bir halleri vard, i makinelerinden ve antika eya havasndaki dokuma aletlerinden oluan i organlarn sunuyorlard ikyet edercesine. Fabulous, devasa bir ambar gibi grnen ve tek salam kalan yapnn nnde durdu. Yapnn d cephesi ahap yzeyle kaplyd ve hava artlar nedeniyle solmutu. ats byk camlardan oluuyordu ve yan duvarlarnda hi pencere yoktu. Buras ancak bir depo olabilirdi. n girii, bykl asndan hangar kapsn andran iki storlu kapdan oluuyordu. Bu kaplardan biri hafife aralanmt ve gz ap kapayncaya kadar Fabulous bu kapdan ieriye girivermiti bile. Adrian bir sre daha bekledi ve sakland yerden karak onun peinden kotu, sonra o da ieriye dald. Buna karlk ben, dn akamki huzurlu Noel ncesi alemimden kovulduumdan beri, yznc kez bir karar verme krizi geiriyordum. Onlar izleyip ieriye girdiimde beni neyin beklediini ok iyi biliyordum: Bela! te yandan da, benim muzdarip olduum trden bir ruh hastalnn da akaya gelir bir yan yoktu. Bu aptal ambara ylece srtm dnerek, Gustav ve komik farelerinin yanna dnsem, merakmdan lmez miydim? Yze yze kuyruuna gelmi, sonunda dmanlarm keye kstrmtm. Btn bunlar boa m gidecekti imdi? Hayr, boa gitmeyecekti. Onun iin de hzla o pheli yapya kotum, kapsndan getim ve... annda bama belay aldm! Dokuzuncu Blm Storlu kaplarn ardnda kocaman bir yer beklerken, kendimi darack bir odann iinde bulmutum. Can skc bir hole dmtm ve buras bir anda, giderek ynm yitirdiim ve birok holden oluan bir labirente dnt. Ortalk zifiri karanlkt ve eer fosforlu gzlerim karanlkta grebilme tekniiyle donatlm olmasayd, oktan kaybolmutum. ki ey dikkatimi ekti. Birincisi, emniyet kilidi bulunan kaplarn hepsi ak duruyordu. Fabulous ve Adrian gerek birer cehennem kakn olabilirlerdi, ama kilit ama numarasn gerekletirebildiklerini hi sanmyordum. Dier konu daha da artc, hatta rktcyd. Bu ambar, yllardan beri bo duran ve stlmayan bir yap olmasna karn ieride, benim bildiim fizik yasalarna aykr bir biimde, dardan daha dondurucu bir souk hkimdi. Dardaki hava soukluunun eksi iki veya eksi derece olduunu tahmin ediyordum. Oysa buradaki soukluk rahat eksi on dereceyi buluyordu.

Balangtaki cesaretim, yerini acnacak bir trsmaya brakmt. Bir yanm, dier yanma, 'Bu korku tnelin, den kp eve doru tabanlar yalasam, her ey kendiliinden yoluna girmez mi tekrar?' gibi masum bir soru sordu. Dier yanm, her kolonun arkasnda bir tehlike sezse ve ufack bir seste bile rkp, avaz kt kadar lk atmak istese de, son derece kararlyd. Giderek artan skntm, Adrian ve Fabulous'u kirli ilerini evirirken sust yakalamak olan asl hedefimi geri plana itmiti. Dorusunu sylemek gerekirse, kendi canm nasl kurtarabileceimin dnda baka bir ey dnmyor, farknda olmadan k yolunu aryordum. Bir hayaletin rktc grnts gibi bir anda karma kmt: k kaps! En azndan yle grnyordu. Bu labirentin iinde o kadar uzun bir sre dnp dolamtm ki, burann durum plann haylimde, iki kat aydnlatlm bir model olarak canlandrmaya balamtm artk. Karmda aralk duran bir kap vard. Elbette bunun, ieriye girdiim kapnn ayns olmadn biliyordum. Bu kap daha ok, su geirmez, devasa bir kale kapsn andryordu, kenarlarnda kocaman lastik contalar vard. Ama ben yine de zgrln kokusunu alyordum. Aralk duran kapdan, mavimsi bir k huzmesi dyordu karanln ortasna. Evet, hatta usul usul szlen buhar dalgalan grr gibi oldum. Cesaretimi toplayarak, aralk duran kapya yneldim ve sonunda ieriye girdim. Dier tarafta grdklerim karsnda, souk havaya uygun bir biimde, donup kaldm. zlediim zgrlme kavumamtm, ama korktuum gibi, cehennemin ortasna da dmemitim. Aksine, nefes kesici bir gzellikle karlatm. Yapnn merkezinin aslnda bir galeri olduu kt ortaya. Duvarlar boyunca, yerden biraz yksek, tel zeminli, dar kprler uzanyordu. Zincirleri sarkan vinler ve ar i makineleri, burasnn da, tpk dardaki dzinelercesi gibi, dkk bir sanayi kuruluu olduunu gsteriyordu. atdaki kocaman atlye pencerelerinden, k akamnn puslu aydnl akyordu ieriye ve mekn maviye boyuyordu. imdi, dondurucu souun kaynann da buras olduunu gryordum, hem de tam burnumun ucunda. ok deiik trden bir heykeltralk atlyesine dmtm. nmde tahmin edilemez sayda, buzdan devasa heykeller ykseliyordu, bazlar be metreden de yksekti. Buras buz kraliesinin mze deposuydu adeta. Bu eserlerin yaratclar mkemmel sanatlard ve yaratclk, beceri, ince ayrnt bakmndan, daha dayankl malzemelerle almay tercih eden meslektalarndan geriye kalr bir yanlar yoktu. Kocaman kanatlar olan melekler ve periler, aha kalkm atlar, atlamaya hazr leoparlar, ba ve gs insan, gvdesi at biimindeki yaratklar ve bal cehennem kpekleri gibi Yunan Mitolojisinden motifler, lks otomobiller, muhteem manzaralar, nllerin bstleri kocaman buz kalplarndan yontulmu tm bu heykeller, tpk bir buz gezegeninin tuhaf floras ve faunas gibi aknlktan fal tasna dnen gzlerimin nnden geiyordu. Buz kalbnn iine oyulmu tarihler ve bilanolar gibi hayal gcnden yoksun baz eserler de vard. Anlalan heykellerin birou, byk firmalarn ve organizasyonlarn Noel ve ylba kutlamalar iin verdikleri siparilerdi. Anlam ve amalan, gz kamatrc varlklaryla akrkeyif konuklar bir akam boyunca elendirmekten ibaretti. Byk gsterileri yalnzca birka renkli saat sryordu; ta ki biimlerini, her geen dakika biraz daha yitirip irkinleerek ve sesli damlalara dnerek eriyene kadar. Ama beni byleyen de bu geici, anlk gzellikleriydi zaten. Dndm de, daha nce byle gzellikte bir ey hi grmemitim. Ksacas, dev boyutta bir derin dondurucunun, daha dorusu bir buzhanenin iinde bulunuyordum. Tahminimce bu buzhane iletilmeye baland ilk yllarda, uygun soutma tekniklerine sahip olmayan lokantalara ve balk pazarlarna, akla gelen tm buz varyasyonlarn tedarik etmek gibi basit bir ilevi yerine getiriyordu. Gnmzde en sradan ev aletleriyle bile buz kalplar elde edilebildiinden, kk bir kriz sz konusu olmu anlalan. Sonra gnn birinde buz sanatlar buray hatrlayp, buzhaneyi eski gnlerine kavuturmulard. Yaklak olarak byle olmalyd. Ancak benim grevim, sanayi arkeolojisiyle ilgili aratrma gezileri yapmak deil, iki dzenbaz ele geirmekti. Ne Fabulous, ne de Adrian grnrlerde yoktu. Hl iimde kt bir his olmasna ve dondurucu souk, beni de buzdan bir heykele dntrmek iin elinden geleni yapmasna karn, kemden kmay gze aldm. Byk bir saygyla dev heykellere bakarak, aradaki boluklardan yrdm. Heykellerin nnden geerken, sanatlarn yerlerde dank duran i aletleri gzme arpt. artcyd, ama en ok kullanlan aletin motorlu testere olduu izlenimi douyordu. Neredeyse her heykelin yannda byle bir testere vard, bunun yan sra bir de keskiler, irili ufakl trpler ve alev flemeye yarayan propan lambalar bulunuyordu. Yere alm, servis taba byklndeki ve metal emberlerle evrili deliklere hibir anlam veremedim. Bunlarn ne gibi bir amac olabileceini dndm. Sonra birden jeton dt. Heykeltralar, kalplardan krdklar fazla buzlar bu deliklere atarak, etrafta ylmalarn nlyorlard. Buzlar, doruca kilerde bulunan bir havuza dyor, oradan da kanalizasyon borularna akyordu. Nefesimi tutmu heykellerin arasnda geziniyordum. Bir Grizzly heykeli stms, parlak gzlerini zerime dikmiti, keskin dili ejderhalar azlarn bana doru amlard. Tanker byklndeki deniz kzlarnn buzdan memelerinin altndan srnp, sevimli Noel Babann kulland kzan yanndan getim. Yn hissimi tekrar yitirmek zereydim ki, Neuschwanstein Saray'n (neredeyse gerek boyutlarnda yaplmt) dner dnmez, aradm eyi buldum sonunda.

Adrian, bir penguen ailesinin yer ald buz ktlesinin zerine oturmutu. Penguenlerden birinin arkasna saklanm, boynunu uzatarak, anlalan epeyce uzakta bulunan bir eyi gzetliyordu. Beni fark edemeyecei bir biimde sessizce yaklatm ve buz ktlesinin zerine trmandm. Sonra yaklak metre arayla, tpk onun gibi bir buz pengueninin arkasna tnedim. Baklarn izledim (ve onu bu denli etkileyen eyin ne olduunu sonunda grdm. Fabulous, Tyrannosaurus Rex heykelinin stun kalnlndaki ayann dibine km, alyordu. Arka ayaklarnn zerinde oturuyordu ve ban yukar kaldrm, gzlerinden oluk gibi yalar boalrken, telala birini bir konuda ikna etmeye alyordu. Bu birisi, bir kertenkelenin kocaman bacann arkasna saklanmt ve sanrm bir insand. Sanrm diyorum, nk buzun arkasndan yalnzca dik duran, insan byklnde bir glge grlyordu. Bu grnt yeterince absrdd zaten. Ama asl bombay Fabulous, sergiledii davranla patlatmt, nk... yle ya, biz insanlarla konuamazdk! Konusak bile, onlar bizi anlayamaz. yi de, bu ne anlama geliyordu imdi? Ve lanet olsun, Fabulous'un acmasz bir dolandrc olduu ynndeki dncem, imdi yine yerle bir mi olacakt? Patisiyle gzyalarn siliyor, tepesinde duran yabancya yakarp, onun verdii yant karsnda hiddetle kafasn sallayarak yeniden gzyalarna bouluyordu. Bu grntsyle, gerekten de yrekleri paralyordu. Bu acnacak haliyle, altn renginde parlayan gzlerindeki batan karc baklaryla birok erkein kalbini kran, bir zamanlarn ekici divasna hi benzemiyordu. Anlalan, imdi de onun kalbi kanyordu. zlerken bile boazma bir dm takld. Bu yeni gelimeler karsnda, teorilere dayanarak kardm sonular, Afrika yolculuuna km bir buzda gibi eridi gitti. Tam bilmecenin zmne ulatm derken, yeni bilmeceler bitiveriyordu karmda. Ne yapacam gerekten bilmiyordum artk. Onun iin de hemen konunun uzmanna danmak, bana zayfln bir iaretiymi gibi gelmedi: "t!" diye bir penguenden dierine seslendim. Adrian hi tepki vermedi. Dinozorlarn dibinde gerekleen olay, onu derinden etkilemiti anlalan. imdi de, daha iyi grnt alabilmek iin, kafasn iyice ne doru uzatyordu. Bu gsteri onu benden daha ok artmt sanki. Ona biraz daha yaklaabilmek iin, kendimi bir sonraki penguenin arkasna attm. "t!" Yine duymamt. Bu kez byk bir soukkanllkla iki penguen birden atlayarak, Adrian'n bir adm uzandaki penguenin arkasna tnedim. "t!" Adrian sonunda kulak kabartt. rkere kayana doru bakt ve kafasn bana evirdi. Bir an afalladktan sonra karsnda sinir Francis'i grnce, aknlkla kark dehete dm bir ifade belirdi suratnda. Sonramda, Jack Lemmon'un uygunsuz isteklerinden birini mimikleriyle yorumlarken Walter Mattheau'un ald surat ifadesine dnt. Bir ey syleyecekti, ama ben ondan nce davrandm. "Seni bir kez daha grmem iyi oldu, Adrian," diye fsldadm. "Burada neler olup bittiini renmek iin tekrar nternet'e girmeye ne dersin?" Geri planda Fabuolous'un iler acs yakarlar yanklanyordu. "Francis, sen burada ne aryorsun?" diye fsldarken, sesindeki kzgnl glkle bastryordu. "Ben sana soraym: Sen burada ne aryorsun?" Son derece kararl olduumu anlad ve bir anda alttan almaya balad. Bu herif gerekten de nabza gre erbet vermesini ok iyi biliyordu; yiidi ldr, hakkn yeme. "Tamam, itiraf ediyorum: Sen benden daha iyi bir dedektifsin ve yalanm aa kardn. Blgedeki herkese bunu anlatp, baarnla vnebilirsin, bence hibir sakncas yok. Hatta erefini geri kazanman iin kamuoyu nnde, herkesi kandrdm sylemeye bile hazrm. Ama Tanr akna imdi hemen buradan toz ol, Francis! Bu bir lm kalm meselesi. Nelere mal olacandan haberin yok." "lm dedin de," dedim, ak gnll itiraflarndan zerre kadar etkilenmeden. "Bir ceset daha buldum. Bu kez aslmam, zehirlenmi..." "Bunun bir nemi yok!" Piman olmu sulu maskesini abuk indirmiti. Yal soytar tarafndan rahatsz edilen kstah ukala rolne brnmt yeniden. "Ne demek istiyorsun? Trdelerimizin ldrlmesi nemli deil mi yani?" Soruma son derece ilgin bir yant verdi. "Hayr, nemli deil. nk gerekte hi kimse ldrlmedi!" Bir anda bamdan aaya, tylerimin arasna dalp, saniyeler iinde donarak beni katlatran, yapkan bir madde dklm gibi hissettim. Kendimi vmek gibi olmasn ama, daha ilk cesedi bulduumda, byle bir ey benim de aklma gelmiti. Her eyde tiyatral bir tat vard sanki. Ve Adrian'n syledikleri de, failin, sergiledii performansla bizlere bir eyler anlatmaya alt ynndeki tahminimi dorular gibiydi. "Onlar ldrlmedi mi?" diye daha ok kendi kendime sordum. "O zaman cesetler nereden geldi? Ve gerek lm nedenleri neydi?" Adrian artk sinirli deil, skntl grnyordu.

"Francis senden rica ediyorum, bu ie karma. Bana ister inan ister inanma, ama burada hayatmdan, srann yaknda bana gelip gelmemesinden baka bir ey sz* konusu deil. Evet doru duydun, baz nemli eyleri zamannda renemezsem, lmem gerekecek. imdi dedektiflik oynamann sras deil. Sulular yenemeyiz dostum, onlar ele geirmek bize bir ey kazandrmayacak. Karma, evine dn ve iimi yapmama izin ver!" "Kusura bakma Adrian, ama beni o kadar ok kandrdn ki, artk sana inanmam mmkn deil. Bana birka yant borlusun. Orada neler oluyor? Ve trdelerimizin lm nedenini benden neden saklyorsun?" "Bunu sana syleyemem. Bu her eyi tehlikeye atmak olur." "Sana yardm etmeme izin ver," dedim. "Sana tahamml edemiyorum, ama laf aramzda: yal kanmn kaynamas iin senin gibi bir frlamaya ihtiyacm var. Bu tbbi lksten vazgeemem!" "Bana yardm edemezsin. Bana hi kimse yardm edemez." "Umudunu yitirme bakalm. Dinonun arkasndaki u sevimli beyden sz etmeye ne dersin? Ya da u sevimli bayandan..." Siperimi terk ederek, penguenin arkasndan ktm ve.Fabulous'a seslenmek iin azm atm. "Aman Tanrm, Francis, hayr..." diye bir lk att Adrian. te tam o anda bir silah patlad. Galerinin ii sanki, Tanr dilini aplatm gibi grledi. Patlamann yanks henz gememiti ki, uzakta T-Rex'in bir bacann havaya utuunu ve saak gibi yere akldm grdm. Birisi, buzun arkasndaki esrarengiz varl hedef almt. Adrian ve ben avcy bulmak iin deli gibi etrafa bakndk. Ve baarl olduk -hem de defalarca! Kar maskeli adamlardan biri sanrm ate eden kiiydi kprcn zerinde diz km, elindeki drbnl av tfeini, Fabulous'un sohbet arkadana dorultmutu. Merminin isabet ettii yerden kan bouk ses, merminin tr hakknda ipucu veriyordu. Gerek bir mermi, heykelin bacan parampara ederdi. Ama yle olmamt. Demek ki normal mermi kullanlmamt. Uyuturucu mermi olabilir miydi? Byk olaslkla yleydi. Ama neden demir borudan tfee geilmiti? ok basit: Bayltlmak istenen avn vcut hacmi bizimkinden daha bykt ve daha gl bir mermiyi kaldrabilirdi. zetle: Tpk dnk bayltma eyleminde olduu gibi avn canl ve yara almadan yakalanmas gerekiyordu. yi de, srgn avna ne gerek vard? Dier kar maskeli adamlar da ellerinde tfekleriyle, yaknmzdaki heykellerin arkasna tnemilerdi. Yeniden silah patlad. Bu kez, bir balina heykelinin yannda duran ve bir askeri birliin lideriymi gibi grnen adam ate etmiti. Anlalan av henz yakalanmamt. T-Rex'in bacandan bir para daha koptu ve yere dt. Fabulous lk att ye buz heykellerinin arasna kat. Eminim, hedefteki av da bunu yapmay ok isterdi ama siperinden kmaya cesaret edemiyordu. Adrian ve benim iin ortam biraz tehlikeli olmaya balamt. Tek bir sz bile sylemeden, penguenlerden vedalap kendimize daha gvenilir bir yer bulmamz gerektii konusunda anlamtk. Ayn anda ve itiraf etmek gerekirse kafamz karm bir halde, gzmze belli bir hedef kestirmeden, siperlerimizden frladk. Tepki gc son derece gelimi bir insann bile yetiemeyecei, trmze zg atiklie gvenmekten baka aremiz kalmamt. Ama bouna! Tam komaya balamtk ki, birka santim uzamza bir uyuturucu mermi isabet etti ve buz ktlesinin iine kk bir delik at. Anlalan, rasgele satklar mermilerle bitkisel hayata girmemize, yaralanmamza ve hatta lmemize neden olup olmamalar, avclarn umurlarnda deildi artk. Bu katliamda biz hibir nem tamyorduk aslnda, ne de olsa bykba hayvan avna kmlard. Ve duruma baklrsa, geride grg tan brakmak da istemiyorlard. Adrian ve ben kenara doru hzl bir hamle yaptk, ama bir sonraki mermi yoldayd bile ve gzel klarmz kl pay yalayp geti. Bu arada asl hedefe ate etmeyi de aralksz olarak srdryorlard. Ama av, siperinin arkasna ustaca saklanmay beceriyordu ve bylece yalnzca T-Rexin baca isabet alyordu durmadan. Bacan zerinde, tpk balta darbeleri yemi bir aa gibi, kocaman kertikler almt ve dev dinozor sallanmaya balamt. Sonra, yabanc varln olduka olaand bir biimde kar saldrya getiini grdm. Ani bir hareketle yerdeki uzun buz saaklarndan birini kapt. Bunu yldrm hzyla gerekletirdii iin, yalnzca gz ap kapayncaya kadar grnd, bylece onun ne tr bir varlk olduunu kestiremedim. Annda dinozorun arkasna kaybolmutu tekrar. Ama buz saa iin ayns sylenemezdi. Ayn saniye ierisinde saak, heykelin arkasndan frlad ye havada dnerek, kprcn zerindeki ilk avcya doru umaya balad. Sakince silahlarn dolduran avc da, ara sra ban kaldrp, dinozora bakyordu. te yine tam yle bir anda, yani ban kaldrm, dinozora bakarken, havada parendeler atarak uan buz saa, avcnn suratna isabet etti. Sivri ucu kar maskesini delerek, suratnn tam ortasnda akl kald. Vay canna! Sirklerde gsteri amal bak atan bir cambaz bile daha iyi nian alamazd. Birdenbire beyaz maske kana buland ve kpkrmz oldu. Sonunda adam, demir parmaklklarn zerine yld. Tfei elinden kayd ve byk bir grltyle korkuluklara arparak yere dt. Bundan sonra st ste gelien olaylar oldu. Kar maskeli adamlar yerlerinden dorularak, dinozorun bulunduu yne doru saldrya getiler ve bu arada tfeklerini hi susturmadlar. Sallanan bacak bu yaylm atei sonucunda, tpk bir arabann n cam gibi, bin paraya dald. Dinozor dengesini yitirdi ve kulaklar sar eden sesler kartarak ar ekim halinde yana doru devrildi.

Tm bu olaylar, tpk kontrolden km bir sirk gsterisi gibi gzlerimin nnde olup biterken, Adrian ile birlikte bu cehennemden nasl kurtulabileceimize dair aklma dahiyane bir fikir geldi. imdi tam zamanyd, nk kar maskeli adamlar dinozor kalesini kuatmakla oyalanyorlar, bizi hi umursamyorlard. "Hadi Adrian, gel!" diye ona seslendim ve ayn anda ileriye doru atldm. "Ne oldu?" diye kar geldi. "Lanet olsun, nereye..." Onu tm gcmle ittiim iin, cmlesini tamamlayamad. Dengesini yitirdi, aya kayd ve buz ktlesinin kenarndan yuvarland. Hem de tam olarak metal emberli deliklerden birinin iine. Bararak ve kfrler savurarak deliin iinde kaybolduktan sonra, ben de ayns yaptm ve arkasndan atladm. En son, byk bir grltyle kar maskeli adamlarn ortasna ylan Tyrannosaurus Rex'i grdm. Onun arkasnda grnen ey ise, tam anlamyla bir hayal krklyd. nk av, yer yarlmt da iine girmiti sanki -tpk ben ve ekirgem gibi. Onuncu Blm Kamzn bu blmnn biraz elenceli olduunu itiraf etmezsem, yalan sylemi olurum. Dmzden hemen sonra dik ve spiral biiminde inen, leeni andran bir kaydran zerinde bulduk kendimizi. Bedenlerimizin zerindeki kontrolmz tmyle yitirmitik ve gmbrtyle, karnmzda ho bir gdklanma hissi eliinde karanln iine doru kayyorduk. nm sra yar kayarak, yan yuvarlanarak ilerleyen Adrian, hl bana hitaben kaba kfrler savuruyordu. Bundan, bu olayn onu beni elendirdiinin yars kadar bile elendirmediini anlyordum. Tamam, hayatnn tehlikede olduunu sylemiti. Byle bir durumda herhalde ben de kaymaktan keyif almazdm. Ama dier yandan: bulunduumuz tehlikeli ortamda baka ne yapabilirdim ki? Sakince oturup kar maskeli adamalarn, avlarn ele geirememenin verdii fkeyle bizimle hesaplamalarn m bekleseydim yani? Kaydrak elencesi, dnemeler ve kavisli kntlar zerinden tm hzyla devam etti. Zeminin kaygan ve dz olmas nedeniyle hibir yere tutunamyorduk. Bir sre sonra Adrian'n hakaretleri kesildi; bu da, yolculuunu sona erdii anlamna geliyordu. Keskin bir dnemecin ardndan ben de yolun, dil biiminde uzanan bir rampayla son bulduunu grdm. Havada yksek bir kavis izerek, kader ortamn yanna dtm. ni alanmzn, tam beklediim gibi, devasa bir konteynr olduu kt ortaya. Azna kadar artk buz paralaryla doluydu. Buras iletmenin kileriydi ve st ksm, karmakark bir biimde i ie geen kaydrak borularndan oluan bir yuma andryordu. Bu garip konstrksyon, kocaman bir rmcek a gibi zerimizde asl duruyordu. Mekn sar renkte, lo bir duvar lambas aydnlatyordu ve az da olsa grme olana salyordu. Buras yukardaki depo kadar souk deildi, ama bu, kaydrak arkadamla benim aramn da snd anlamna gelmiyordu. "Yukarda az nce bir insan ldrld Adrian," dedim, bir yandan benim yam iin "kemikleri ayklamak" diye tabir edilebilecek egzersizler gerekletirirken. "Tm bunlar artk aka olmaktan kt, eer imdiye kadar akaya benzer bir yan olduysa tabii. Ne tr bir korku tneline girdiimizi artk bana anlatmayacak msn?" "Hayr, bunu yapmayacam, nk yapamam," diye karlk verdi. Stresli olaylarn ardndan trmzn gerekletirdii tipik bir davran sergileyerek, kvrck tyleri zerinde sinirli bir kanma ve yalanma prosedr balatt. "Bir konuyu hemen akla kavuturalm: Bu korku tnelinin nemli blmleri benim de bilgimin dnda kalyor ve korkarm iinden kmay asla baaramayacam ve sonunda kendim de bir hayalete dneceim." "Sence kar maskeli adamlar bizden nce mi oradaydlar, yoksa daha sonra m geldiler?" diye sordum, onu kayglarndan uzaklatrmak iin. Bu arada ben de temizlenmeye karar verdim ve ie kuyruktan baladm. Tam dilimi karm, yalanmaya balayacaktm ki, patilerimin altndaki buz ktlesinin iinden siyah bir eyin parladn grdm. "Hibir fikrim yok," diye yant verdi Adrian ve tylerini dzenli kvrmlar halinde yalamaya devam etti. "Kimin nce geldii son derece nemsiz. Benim bildiim tek bir ey var: Hepimizi ele geirene kadar bize rahat vermeyecekler!" Onu doru drst dinlemiyordum, nk yaptm keif, Adrian'n tuhaf imalarndan daha ok ilgimi ekmiti. Tpk bir arkeolog gibi, buz paralarn patilerimle dikkatlice kenara itip, bu esrarengiz, koyu eyi gn yzne kartmakla meguldm. "Ben bir hata yaptm..." diye szlerine devam etti. " Daha ilk karlamamzda adn duyduumda, polisiye olaylar konusundaki keskin zekn alt etme isteinden kendimi alamadm. Ve bu arada da senin bilmen gerekenden ok daha fazlasn ele verdim. Elbette senin bu kadar srarc olacan aklma gelmemiti..." Buzu kazyp, burnumla iri buz paralarn kenara ittike, koyuluk daha da belirginleiyor, buzun rengiyle tezat oluturuyordu. Giderek, bu siyah eyin tylerinin olduu kyordu ortaya, evet, postu vard, bacaklar kollan ve... Tayfun iddetinde bir dehete dmtm. Titreyen patilerimle korkun gerei kazyarak ortaya karrken, gzlerim yala dolmutu. Srt bana dnk olan Adrian, sinirli bir biimde tylerini temizleyip

kehanetvari imalarda bulunmaya devam etti. Benimse boazm dmlenmiti, ac bir hkrktan baka bir ses kartamyordum. Koyu renkli bir trdeimin cesedinin buzlarn arasndan syrlmas uzun srmemiti. Nadir bulunan bir cevher gibi parlayan ak gzleri ve yine ak duran azyla, buzlarn iinde tpk balk dkknnda profesyonelce muhafaza edilen bir deniz rn gibi duruyordu. Ancak anlalan, dehetin doruuna ulalmamt henz. Zavall trdeimin hemen yannda, bir sonraki cesedin beyaz kuyruu grnd. Patilerim, ekseni etrafnda hzla dnen bir trmk makinesine dnmt. Buzlar tabakalar ve kalplar halinde kaldryorlard, ta ki bu korkun tablo giderek tm dehetiyle gzler nne serilene dek. Az nce ortaya kardm l Singapur kedisinin karnnn zerinde, gri izgileri olan bir krmann kafas yatyordu. Tam bitti derken, bu kez de birbirine skca sarlm bir Korat iftinin gzleriyle karlatm. Sessizce yanaklarmda szlen yalar, cesetleri teker teker slatyor, ama hepsine yetmiyordu. nk buras, tam anlamyla bir ceset ynyd ve tek bir kiinin ksa bir srede buray tmyle ortaya karmas olas grnmyordu. Gn na kardm souk bedenlerin altndan yeni ceset kmeleri kyordu, tahminimce ben yalnzca drtte birini aa karmtm. Sonunda katilin derin dondurucusunu bulmutum, sonunda o esrarengiz canavarn yuvasn kefetmitim. Ama bu baarma sevinemiyordum, aksine, kendimi yenik hissediyordum. Yalnzca llerin sayg duyduklar bir baar ne ie yarar ki? Kar maskeli adamalarn, belki de o canavar uyuturucu mermilerle, bu zavalllarn oktan boyladklar br dnyaya gnderdikleri dncesi bile beni tatmin etmiyordu. lm cezas bile lleri tekrar diriltemiyordu nk. "Yalanma olgusunun seni baya kemirdiini hissediyordum, Francis ve belki de genliim yznden beni kskandn da," diyen Adrian'n sesini ok uzaklardan duyuyordum. "Ama bu ok gln bir yanlg dostum, nk... Sahi, sen deminden beri orada ne yapyorsun?" Temizlenme seansn sonlandrp bana dnd. Nemli ve bo bakan gzlerle, gerekst grnts nedeniyle bana tpk pel oyuncaklarla dolu bir stant gibi gelen mezarn banda oturuyordum. Patilerimi bilinsizce, burnu buz paralarnn iine gml, pembe tyl bir cesedin zerine dayamtm. Adrian'a veya herhangi baka birine yant verecek durumda deildim. Bu toplu mezar karsnda Adrian'n da olduu yere neredeyse ylmasna veya en azndan gzel suratnda bir dehet ifadesinin belirmesine armazdm. Duygusal tepkinin birok deiik varyasyonlarn beklerdim, ama kaz almamn sonularn grnce suratnda bir hafifleme, bir rahatlama ifadesinin belireceini hi ummazdm. Yaamm boyunca pikinliin birok dikkate deer deiik trn grmtm, ama Adrian'n tutumu kolaylkla listenin banda yerini alabilirdi. Kesik kesik ve hkrarak da olsa, dilim tekrar zlmeye balamt. "Toplu katliam..." diye tekrarlayp durdum: "Toplu katliam...toplu katliam..." "Ah Francis, hadi topla kendini biraz," diye sakince karlk verdi Adrian, sanki hava durumu hakknda sohbet ediyorduk! "Sana hi kimsenin ldrlmediini daha nce de sylemitim." imdi de kurbanlarla dalga geiyordu! "Ah, yle mi? Peki o zaman bu zavallcklar neden ldler, senin alayclna m dayanamadlar?" Umarsz hali birden uup gitmiti, son derece hznl grnyordu imdi. "Hayr Francis, hayr," dedi ve i ekti. " Onlar yallktan ldler." "Ne dedin sen?" "Evet, doru duydun. Yallktan. Daha dorusu: erken yalanmadan. Bu kavram senin iin bir ey ifade ediyor mu acaba?" Hem de nasl. Bu szler bana, kbusumdaki erken yalanan Dressman'in sylediklerini hatrlatyordu: "Ama ya yallk birka soluk al verite gerekleir veya hayat hzl ekimde yanmzdan akp gider ve bedenimiz de ayn hzla rmeye balarsa? Erken yalanma, bu sana bir ey ifade ediyor mu? Buna hayat denilebilir mi? Ve ne acmasz Tanrlar ki bunlar, bu kadar ksa bir mr yaratmlar ve bunun olmasna gz yumuyorlar?" Bandan beri, kehanet dolu ryalar ekline brnerek defalarca bana seslenen igdlerime kulak vermem gerekirdi. Ama ben, bu anlaml vizyonlar yerine kt manta gvenmitim. Ama imdi her ey deiecekti, nk Adrian'n bana tm gerei olduu gibi anlatmadan buradan gitmesine izin vermektense, onu kendi patilerimle boardm daha iyi. Anlalan, dncemi eyleme geirmek iin, bu tehdide hi gerek kalmamt. Adrian'n artk gnah karmaya hazr olduu izlenimi uyand bende. "Buradakilerin hepsi yallktan m ld yani?" "Evet, Francis. Ben de onlarla bydm ve onlarn deiik yallk ikyetlerinden dolay nasl ahreti boyladklarn kendi gzlerimle grmek zorunda kaldm. En kts de: En yallar daha henz bir yandayd!" Yanma gelip oturdu ve dalgn gzlerle donmu cesetlere bakt. "Sana ok yalan syledim, Francis. Ama iinde hep bir zerre doruluk pay da vard. Ve ister inan, ister inanma: ben de bir dedektifim, kendi kaderimin dedektifi. Sana, Agatha ve Dr. Gromyko'nun molekler biyolog olduklarn ve tropik hastalklara kar kullanlan alarn gelitirilmesi ynnde aratrmalar

yapmak zere Asya'da bir biyotek firmas ilettiklerini sylemitim Bunun yars doru, yars doru deil. Her ikisi de gerekten mkemmel birer molekler biyolog. Ve gerekten de o blgede aratrmalar yaptlar, ama srf orada yasa d deneylere gz yumulduu iin -burada byle bir eye asla izin verilmez. Animalfarm onlarn projelerini finanse ediyordu. Genetiin harikalar dnyasna girebilmek, onlara tam olarak 1 milyar dolara patlad. Maximilian Hutchkin, domuzlar msrla beslemekten ok daha fazlasn isteyen bir adam. Dnya apndaki hayvan mamas piyasasnn tek lideri olmak istiyor. Ve bunun iin yapamayaca bir ey yoktur. Yllar nce yaplan bir piyasa aratrmas, hayvan besleyen insanlarn neredeyse iki kat fazlasnn, baklk sistemleri tylerimize kar alerjik reaksiyonlar gstermese, evlerinde kedi besleyebileceklerini ortaya koymu. Tanr, mahluklarn yaratrken biraz batan savma alm -hisse senedi kurlarn dnmemi! ki ayakllar bize ve gzelliimize adeta tapyorlar, ama aralarndan hi de kmsenmeyecek bir blm, bizlerle har neir olduklarnda haprma, burun akmas, gz yaarmas, kant ve hatta astm krizi gibi alerjik reaksiyonlar gsterebiliyor. Hayvan tylerine kar btn bir yl boyunca sren alerji vakalar son yllarda giderek artm. Yani: u aptalca alerji sorunu zlseydi, Animalfarm mama satlarn ikiye katlayabilirdi. Onun iin de yeni bir tr gerekliydi!" "Aratrmalarn baaryla sonulandn tahmin ediyordum. " "yle de denilebilir. Her neyse, sonuta can skc alerji sorunu zld. Agatha ve Dr. Gromyko, DNA'nn trsel sekanslarn amal bir biimde ortadan kaldrmay ve 'Knock-out-Hayvanlar' denilen tr yaratmay baardlar. Byle DNA-blmleri, karmak bir tekrar birletirme sistemi yardmyla ortadan kaldrlyor. Bu sistem ierisinde, hcreler genetik deiimlere uruyor. Bylece bu hcreler, transgenik hayvan, yani yabanc bir gen tayan hayvan denilen trn retimi iin uygun hale geliyorlar. Baka bir transgenik hayvanla iftleme gerekletii zaman, trsel geni olmayan bir yavru kyor ortaya. Asl hedefleri, bu hayvanlar klonlamak, yani bir hcrenin genetik materyalinden bir birey-varlk retmekti. Bu hcre zerinde nceden oynama yaplr -rnein istenmeyen DNA blmlerini ortadan kaldrma veya istenilenleri ekleme gibi- ve yine nceden ii boaltlm bir yumurtaca, yani reme hcresine aktarlrsa ve bu yumurtack bir tayc annenin rahmine yerletirilirse, bu tayc anne hamilelik srecinin sonunda 'optimal rn' dnyaya getirir. nsanlara eit asndan geni bir rn yelpazesi sunabilmek iin, Agatha ve Dr. Gromyko bu yntemi trmzn bilinen tm rklar zerinde uyguladlar. Profesyonel retim almalar sayesinde yakn gelecekte artk alerjiye yol amayan hayvanlar sunulmak isteniyordu yalnzca. Grdn gibi Francis, nmzde de bir araya getirilmi okrenkli bir yn duruyor. Geri bu buzlar olmasayd dayanlmaz bir koku ykselirdi bu yndan, ama neyse." Mkemmel evcil hayvan... nsanlarn istedikleri bu diye geirdim aklmdan. Hayvanl gerekte yalnzca kulis ve vahilii de yalnzca dekor olan bir hayvan; doann yceltilmesi; yalnzca temiz deil, tertemiz! nsanlarn gzlerini okamal, kalplerini stmal ve aclarn dindirmeliydi. Ama hayvansal kaltmlarn asla aa vurmamal, i gdleriyle insanlarn mikropsuz dnyalarn asla altst etmemeliydi. Baktklarnda kendilerini grmek istedikleri gibi gsteren, sahte ve yalanc bir ayna gibi hizmet etmeliydi onlara: sevimli, vahi veya bozulmam haliyle. Mkemmel evcil hayvan zavall hayvan! "Peki ters giden ne oldu?" diye hznl gzlerle bana bakan Adriana sordum. "Bunu Agatha ve Dr. Gromyko da bilmeyi ok isterlerdi. Gen-Pharming, Gen-Programlama, Klonlama Terapisi gibi kavramlar gnmzde azdan aza dolamasna karlk, genetik aslnda olduka yeni bir bilim dal. yle de diyebiliriz: Birok aratrmac bu alfabenin henz harflerini biliyor. Agatha gibi uzmanlar ise, tek tk szckleri, cmleleri belki de paragraflar okuyabiliyorlar. Ancak, bu camiann Nobel dll uzmanlar bile tm metni anlamak yle dursun, zebilecek durumda bile deiller. Tam Animalfarm'a hedefe ulald haberi verilmi, ampanyalar patlatlmt ki, hipoalerjik hayvanlarda ilk kusurlar ba gstermeye balad: eklem romatizmas, kanser, eker hastal, kemik erimesi, kalp krizi. Ksacas, hepsi de yallara zg hastalklara yakalanyorlard. Hatta yalnzca yakalanmyorlar, sonunda lyorlard da. Erken yalanyorlard, birka yl iinde, hatta bazen de birka ay iinde bile yalananlar oluyordu. Ortaya kan sonu net: Her ey birbirine bal. Tylerimizin yol at alerjiden sorumlu olan genler, hangi nedenden dolay bilinmez, yalanma srecimizi de ynlendiriyorlar ayn zamanda. Tanr, elindeki kartlara baklmasnda holanmaz ite." "Buna gre, benim bulduum cesetler de dahil olmak zere tm bu l kardelerimiz, genlerine mdahale edilmi deney hayvanlaryd, yle mi?" "ok doru." "Peki son yolculuklarna kmadan nce neden Asya'dan buralara gelmek zorunda kaldlar?" "te imdi, insan psikolojisi denilen ve bizim iin daima kapal kutu olan bir konuya deindin. Felaket ortaya ktktan hemen sonra Agatha lsemiye yakaland. Kaderin bu sillesini Tanrnn bir cezas olarak yorumlad, nk iine karmt. Bu nedenle de kendini dine verdi. Tam insanlara yarar bir tavr! Tanr daima, koyduu snrlar aldktan sonra akllarna geliyor. Birdenbire Tanrnn varln hatrlyorlar. Agatha yapt korkun ilerden ok piman oldu ve tvbe ederek, bir gnden dierine genetik piyasasndan ekildi. Sadk dostu Dr. Gromyko ile birlikte acilen buradaki sra kk yaptrdlar ve hayatta kalan dier hayvanlar, tam olarak saylar seksendi, bir gece gizlice uakla buraya getirdiler. Bundan byle, bu hayvanlarn mrn uzatmak iin elinden geleni yapmak istiyordu. Evet, bugn hl bunun iin abalyor

ama baar oran sfr! Sra kk, aslnda bir l evi. Hzlandrlm yalanma sreci, dn olmayan bir yol. Neredeyse her ay iimizden biri yallk zafiyetlerinden birine yeniliyor. Aslnda birounun imdiden yallk belirtileri gstermesi bir ltuf. Nereden geldiklerini hatrlamyorlar, balarna gelenlere de bir anlam veremiyorlar." "Sanrm Animalfarm, bu projeye bu kadar para yatrdktan sonra Agatha'nn bu ani kararndan pek honut olmad." "Hayr, honut olduu sylenemez. Ne de olsa Agatha aratrma objelerini kard ve onlar geri vermemeye de kesin kararl. Ama aratrmann gelimesi, henz hayatta olan bu hayvanlara bal. Animalfarm, gnn birinde normal yaam sresine sahip bir hipoalerjik hayvan yaratma hedefinden kesinlikle vazgemi deil. Baka aratrmaclar projeye, Agatha'nn brakt yerden devam edecekler. Yasal yollardan ona kar bir nlem alamyorlar. Tazminat davas aacak olsalar, hayvan haklar kurulularn ayaa kaldrr ve kamuoyunda tepkilere yol aabilirler. Attklar kurun ters tepebilir ve yasad genetik deneyler yapmaktan Animalfarm da mahkemelik olabilir. Sulular, baka sulularla balan derde girince polise gitmezler. Bu yzden de zor kullanarak, daha dorusu uyuturucu mermi kullanarak, ilerini byk bir gizlilik iinde halletmeye alyorlar. Maximilian kararghn buraya, en sevdii dmannn gr mesafesine kurdu bile. Ve beraberinde uzmanlar da getirdi. Bunlar, bizleri yakalayp inceledikten sonra, genetik aratrmaclarna teslim edecek olan biyologlar ve doktorlar. Sen de dn tesadfen onlarn at alanna girdin ve sanrm..." "Evet, ben baygnken, benden bir doku testi almlar. Sanrm zgrlm de, incelemenin olumsuz sonu vermesine borluyum. Fabulous bir yanllk yapldndan sz etmiti. Aslnda seni yakalamak istemiler." "Beni ve sra kkteki btn arkadalarm. Oysa imdiye kadar cesetlerden birini bile bulmay baaramadlar. O sper holdingde bo yere uvalla para alan bir yn kar maskeli, beceriksiz ahman oturduunu ben hep sylyorum zaten." Ksa bir kahkaha att. "lenlerin cesetlerine ne oldu, Adrian?" Kahkaha kesildi ve yerini mahcup bir ifadeye brakt. "Senin benden daha iyi bir dedektif olduunu itiraf etmek zorunda kalmadan bunu nasl ifade etsem acaba?" "En iyisi doruyu syleyerek!" "Peki tamam. Cesetler, senin de tahmin ettiin gibi, doruca Dr. Gromyko'nun derin dondurucusuna konuyordu; Agatha ile birlikte daha sonra onlarn zerinde otopsi yapmay dnyorlard. Bylece ters giden eyin ne olduuna dair ipular bulacaklarn umuyorlard. Ama buna sra gelmedi hi." "Ne oldu?" "Ne mi oldu? Kendin de grdn ite, cesetler gnn birinde yok oldu gitti. Dondurucular bombo!" "Yok oldu gitti mi?" "Evet, birisi onlar ald. Ama kesin olan bir ey var: cesetleri alan, kar maskeli adamlardan biri olamaz. Herifler benim gibi yakkl bir delikanly, senin gibi irkin bir morukla kartrmay baardklarna gre! Ayrca kk alarm sistemiyle korunuyor. eriye girmek, okkal bir porsiyon beceri ve cesaret gerektirir. Ama her neyse, az nce tespit ettiimiz gibi, cesetler eksiksiz olarak yeniden ortaya kt." "Sence hrsz kimdi?" "Tabii ki Zorro!" "Zorro mu?" "Bu yapy mesken tutan ve az nce dinozorun arkasna saklanan varla ben bu ad taktm. Zorro, senin ve hepimizin ilgisini ekmek iin cesetlerle trl oyunlar sergiliyor. Bize bir eyler anlatmak istiyor." "Bunu ben de anlamtm zaten," diye karlk verdim. "Bizi tuhaf senaryolarla gereklere gtrmekten byk keyif alan, ilgin bir ahlak bekisi dorusu. Ve ayrca ok da baarl. Onun yardmlar olmasayd, buralara kadar gelemezdim. Ama yle grnyor ki, Animalfarm'dakiler ona, size gsterdiklerinden daha byk bir ilgi gsteriyorlar. Anlalan herif kendini savunmasn biliyor ve kaba kuvvetten bile korkmuyor. Geriye tek bir soru kalyor: Kim bu yaratk ve asl derdi ne?" "Hibir fikrim yok. Akas kendi derdim bana yeter de artar bile." "Fabulous'un, Maximilian'in olunu aradn sylediinden sz etmitin. Yoksa bu da m yaland?" "Hayr, gerekten yle sylemiti. Ama hatrlarsan, o gzel bayan daha birok ey sylemiti. Neden sordun?" "Biliyorum, kulaa kt bir film senaryosu gibi geliyor ama, burada bir baba-oul atmas sz konusu olamaz m? Playboy'luk ve hovardalk yaparak gnn gn eden zengin oul, gnn birinde babasnn hayvanlara kar korkun sular ilediini zyor. Hayatna bir anlam kazandrmaya karar veriyor ve babasna kar savaarak, iyi bir insan oluyor. Nasl buldun bunu?" "Gerekten de film gibi. Bir de senaryoda u nemli hata olmasayd..." "Biliyorum," diyerek szn kestim. "Fabulous, Zorro ile konutu, en azndan yle grnyordu. Hibir iki ayakl, sonunda hayvanlarla konuabilecek kadar iyi birine dnemez. Bu, en kt filmden de kt olurdu: Dr. Dolittle! Dr. Dolittle'den nefret ediyorum! Ama senin hikyende de bir hata var, Adrian. Sen de genetik maniplasyona maruz kalanlardan biri olduundan emin misin? Bunu sylemek benim iin kolay deil ama; hi de irkin bir morua benzemiyorsun."

Amerikan cinsi sert tyl, kilerdeki sar lambann lo altnda, birdenbire gerekten de ok yal grnyordu. Aralkl duran yuvarlak kulaklar dm, sert tylerle kapl krmz surat km gibiydi. Gzndeki bakr parlaklk bir anda snm, gen ve diri duruuna mkemmel uyan o zppe kstahl uup gitmiti. O an i dnyasn bana sonuna kadar atndan hi kuku yoktu. Ve ierisi hi de gen ve iyi grnmyordu. "Beni de kahreden bu zaten. Bu belirsizlik yznden sonunda aklm karacam. Gerekten de sana dn anlattm gibi, dnmeye baladmdan beri o sra kkte yayorum. Anlarn, Asya maceralarna uzanacak kadar eski deil. Ama belki de anmsanacak bir ey yoktur, belki de bebek Adrian olarak Agatha'nn yanna sndm, belki de aramzdan birka daha Agatha'nn yanna ylece snd ve doal srete yalanyordun Bilmiyorum. u lanet olas belirsizlik! En ufak bir arda, 'tamam balyor ite' diye yiyip bitiriyorum kendimi. Herhangi bir konuda bir szc hatrlayamaynca, aklma ilk gelen ey 'Hah, srem doldu' oluyor. Keke Dr. Gromyko'nun dosyalarn ve laboratuar raporlarm hi kurcalamam olsaydm. Keke yallk belirtileri (Demenz) bir gn iinde beni de ele geirse de, hibir ey hatrlamadan ve korkusuzca bu dnyadan gp gitsem. Genliin neden yaam sevinciyle ve giriimcilik hevesiyle dolu olduunu biliyor musun, Francis? nk yalnzca dierlerinin ld sanlr -yani yallarn!" "Burnumu senin ilerine sokmama neden iddetle kar ktn?" "Bir de senin hassas sezgili burnun eksikti zaten! Fabulous ile sk fk bir iliki kurmay daha geen haftalarda baarmtm. Bana holdingdeki bilgisayardan, hayatlarn -daha dorusu lmlerini- bu deneylere borlu olan tm hipoalerjik hayvanlarn bir listesini getireceine dair sz vermiti. Bu listede ad, rk ve doum tarihi gibi bilgiler yer alyormu ve belki de erken yalanmay yavalatabilecek yaklak zm denklemleri yazyormu. Bu listeye bakarak, hayatlarn hzl ekimde geirecek adaylardan biri olup olmadm inceleyecektim. Ama artk, Fabulous'un bana liste getirmekten daha baka dertlerinin olduunu biliyoruz. Her neyse, senin inatla bu ie karman, bana ayn anda migrene ve ishale yakalanmm gibi geldi." Kk bir buz parasn patimle cesetlerin bulunduu yne doru yuvarladm. Adrian da konumaktan yorulmu gibi grnyordu. Sylenmesi gereken her eyi sylemiti ve bu kez her szne inanmtm. nmzde st ste istiflenmi duran trdelerimizin cinayete kurban gitmediklerini renmi olmam, zntm hafifletmiyordu. Ama bunu bilmem, yine de bana biraz teselli veriyordu. Tanrnn, "Yer yznn efendileri olun!" szn fazla ciddiye alan insan soyuna olan fkem, zntmn arasna karyordu. Gnn birinde, insann biri bizi okadnda haprma zahmetine katlanmasn diye ve bir holdingin kasas dolup tasn diye bu kadar ok masum canlnn lmesi gerekiyordu! nsanolundan ne tr sapklklar beklenebileceini gstermek iin, bundan daha iyi bir rnek olabilir mi? Gelecekte bizleri daha neler bekliyordu? Belki de hayvan sahiplerine, tatilde olduklar sre iinde minik sevgililerini bir yerinden kapatp, dolaba tkmalarna olanak salayan bir Stand-by-geniyle donatrlard bizi. Ya da tekstil sanayisinin de pastadan pay alabilmesi iin, dnyaya tysz olarak gelmemizi salayan bir gene ne dersiniz? Ah pardon, yle bir retim biimi var zaten! (5) Mkemmel evcil hayvan... Byk karlar uruna bu tarz vizyonlar gelitiren ve bunlar gerekletirmek iin ceset ineyen insanlarn, er ya da ge en akl almaz ktlkleri de yapabilecekleri dncesi almaya balamt beni. Kim bilir, belki de yapyorlardr bile. " Bu bilgileri verdiin iin sana teekkr ederim, Adrian," dedim. "Her ne kadar bunun ne sana, ne de llere bir yarar olmasa da. Ama ne kadar evirip evirsem de, yap bozdaki resim bir trl tamamlanmak bilmiyor. Elbette hipoalerjik hayvanlarn yaygnlatrlmas, Animalfarm iin ok nemli bir konu. Ama yine de, trdelerimizin kanlaryla demeleri gereken bu yksek bedelin yannda, kaltm bilgilerine yaplan mdahaleler olduka zararsz kalyor. Dolar milyarderi Maximilian daha da ileriye gitmi olabilir. Agatha ve Dr. Gromyko'ya ait dosyalarn arasnda baka projelerin de olabileceine dair bilgiler bulamadn m hi?" "Nasl yani? Ben baka bir ey aramadm ki. Elbette Agatha ve Dr. Gromyko, bilimsel yaamlar boyunca saysz farkl projelerde de yer aldlar ve sanrm Gromyko'nun brosunda bunlarla ilgili izler bulunabilir. Ama bunlar gemite kald ve bizim konumuzla da bir ilgisi yok..." Derken, birden kuku uyandrc bir ses duyduk ve ayn anda havaya sradk. Patrt ya da bir nesnenin dp, bouk bir sesle yanklanmas gibiydi. Tabii ki bunun basit bir nedeni olabilirdi, nk yal bir kiler de zaman zaman kontroln yitirebilirdi. Arada bir tuhaf sesler kabilir ve bazen de bilinmeyen nedenlerle eyalar yere debilirdi. Ama yine de en byk olaslk, kar maskeli adamlarn, kaybolan avlarn aramak iin buzhanenin bu blmn de taramak istemeleri olaslyd. Belki de gelmilerdi bile... Adrian ve ben konumadan anlatk ve buz konteynrn zerinden kayarak, bir k yolu aramaya koyulduk. On Birinci Blm Sz uzatmayaym, bir k yolu bulduk, hem de ok abuk. Aralanm duran pencereden kendimizi darya attk. Akam karanl, emekli sanayi blgesinin zerine kmt ve- bu balamda buna deinmek zorunda kaldm iin zgnm gn boyunca azma bir lokma bile srmemitim. Bamz karl ge doru uzattk

ve tpk pasl eki kalplar ve rm alma atlyeleri gibi karanlk glgelere dnm olan buzhaneye bir kez daha baktk. Tm rendiklerimden sonra, buras bana bir mozole gibi grnd yaamlar yalnzca anlar sren llerin mozolesi. Bugnlk Adrian ve ben, fazlasyla lm ve yok olu grmtk. stelik hl, kar maskeli adamlarn, ellerinde tfekleriyle peimizde olduklarndan da korkuyorduk. Bu yzden ller iin dua ederek zaman kaybetmeden, bir an nce arazi olmaya baktk. Frtna az da olsa dinmiti, ama yaan karlar, tenha araziyi geerken bize yine de yeterince zorluk karyordu. Buna bir de, yaklaan gecenin dondurucu souu ekleniyordu ve enelerimiz neredeyse kilitlenmek zereydi. Bu yzden onlar hareket halinde tutmann daha iyi olacam dndm. "Adrian, bu sana ucuz bir teselli gibi gelebilir," diye sze baladm ve gz ucuyla, kara kara dncelere dalm yol arkadama baktm. "Ama hi kimse srann ne zaman kendisine geleceini bilemez." Kar taneleri krmz kafasnn etrafnda kelebekler gibi uuurken, ac ac glmsedi. "Sizin iin demesi kolay, sayn hazretleri! Sizin gibi uzun ve dolu dolu yaanm bir hayat geride brakan biri iin, bakalarnn yaamlarn gksel bir adan deerlendirmek kolay elbette." "Hayr, yle demek istemedim. Benim sylemeye altm ey, hayat gzeldir, uzun bir hayat daha da gzeldir. Ama teki dnyada, yeryzndeki tm cennetlerden ok daha gzel bir alem var. nan bana, bir gn hepimiz orada yeniden buluacaz. Ve orada daima sonsuz mutluluu yaayacaz. Ben en azndan, oraya gitmem iin byk yerden emir geldii zaman, hi kar koymayacam." "Ufak bir ayrnty unutuyorsun: Bu dnyann aclarn bile yaayamadktan sonra, teki dnyann sonsuz mutluluu ne iime yarayacak ki. Genliini bir hatrlasana, Francis. Sen o zamanlar, rakiplerine kar verdiin tehlikeli blge mcadelelerini, kzan diileri elde etmek iin gsterdiin bitmek tkenmek bilmeyen abalarn, lanet olas etelerle giritiin stnlk oyunlarm, blgede yaptn lgnca keif gezilerini, atlarn zerindeki ba dndrc akrobasi gsterilerini, riskli fare ve san avlarn, yaamn zorluklan diye anlan tm bu skntl anlar, teki dnyann sonsuz mutluluuna deimek ister miydin?" "Hayr," diye yant verdim ve yle bir durdum. Belki ben dedektiflik konusunda ondan daha stndm, ama akas o daha iyi bir filozoftu. " Hayr, bunu kesinlikle istemezdim. Sen haklsn. Tanr bizi, cennetin ne olduu konusunda bir fikir edinmemiz iin bu korkun-gzel dnyaya yolculua gnderdi. Ve cennet, gnbegn srdrdmz yaammzn iinde deilse, hibir yerde deildir." Bahe duvarlarnn balad yere, yani farkl ynlerde bulunan evlerimize giden yolun ayrmna varmtk. Duvarn zerine sradk ve aramzda derin bir sessizlik dodu. Byle bir konumann ardndan, tumturakl veda szleri yavan kalrd. nmzde, kaln bir kar mantosuna brnm gzel blgemiz uzanyordu. Yalnzca labirent biiminde dzenlenmi duvarlar deil, kalknma dneminde yaplm eski binalarn arka cepheleri de frtnann etkisiyle beyaz bir grnm kazanmt. Ildayan pencereler de kar manzarasnn ortasnda tpk iinde kor parlayan sobalar gibi duruyordu. leride, tepenin zerinde, tm grkemiyle karanlk gkyzne doru ykselen porselen fabrikas grlyordu. Uzaktan bir kpein uluma sesleri duyuluyordu. Souktan donsak ve az nceki sohbetimizin arlm hl zerimizde hissetsek de: bu ortamdan bylenmitik. Bir anda Adrian' her zamankinden daha iyi anlyordum Cennet tam olarak buradayd ite, Tanrsal bir teki dnya hayalinde deildi! Ama Adrian'a nasl yardmc olabilirdim? "Adrian, bu durum gerekten de giderilemez mi? Yani, elinin altndaki tm bilgileri yeterince inceledin mi, demek istiyorum." "Hem de hepsini! Laboratuvar raporlarn, bilgisayar verilerini, Agatha'nn tuttuu notlar, konuyla ilgili kitaplar -hepsi bouna. Erken yalanmaya kar bir are yok. Sre bir kez balad m, dnyadaki hibir g onu durduramaz. Artk bilmek istediim yalnzca iki ey var: benim de bama gelecek mi ve ne zaman. Yani ben de o deney hayvanlarndan biri miyim ve yant evet ise, yalanma sreci bende ne zaman balayacak?" "Ama bunu neden srarla bilmek istiyorsun? Kaderini oluruna brakp, olanlar unutup yaamn tadn karamaz msn?" "Bu olanaksz! Herkes, kendisinin nereden geldiini, kim olduunu ve yolculuun nereye gittiini bilmek zorundadr. Yalnzca hibir ey bilmeyenler, bilmedikleri eyler konusunda ansldrlar. Ben bir hata yaptm: ok fazla bilgi edindim. Au revoir, Francis!" Dnd ve ormana doru ince bir izgi haline gelen duvarn zerindeki kar izlerini takip etti. Kar tanelerinin dans arasnda giderek kldn grdm. Bedenim talamt adeta, ruhum bile kprdamyordu. Gzm bile krpmak istemiyordum. Ama sonra talam kabuum birden atlad ve bir duygu seli kaplad beni, o gn ikinci kez gzlerimden yalar fkrd. "Adrian!" diye seslendim. "Adrian, dur bekle!" Olduu yerde durdu ve bana dnd. Ufak bir kouda soluk solua yanna vardm ve uzun uzun soru dolu, bakr rengi gzlerinin iine baktm. Sonra da sa patimle yanana dokundum ve eski gelenee gre yzm yzne srdm. Hznl bir biimde glmsedi ve hareketi tekrarlayarak, o da benim yanama dokundu, omuzlarn silkti ve gitti. Adrian giderek uzaklaan titrek bir lekeye dnrken, onu ok uzun bir sre gremeyecekmiim gibi bir his kaplad iimi. Bu kirli oyunda, akla gelebilecek en kt kartlara sahiptik. Her adan patilerimiz balanmt, nk rakibimiz yalnzca alak insanlardan olumuyordu, ayn zamanda dev bir holdingin karanlk gleri sz konusuydu. Byle bir stn gc alt etmeye almak, lgnln eiinde gezinmektir. stelik de bu

oyunun kurallarn hl tam olarak anlayamamtk, daha dorusu: bilmecenin birok dm zlmt, ama asl ekirdei hl aa kmamt. Ne Fabulous'un buzhanede kiminle konutuunu biliyordum, ne de kar maskeli adamlarn neden o yabancnn peinde olduklarn anlamtm. Onu ne pahasna olursa olsun ve mutlaka canl olarak ele geirmeye alyorlard. Adrian ona Zorro lakabn takmt, bense hayalet diyordum. Ama bu durum yine de o hayalet Zorro'ya bir yz, ya da bir kimlik kazandrmyordu. Son derece olanaksz grnmesine karn bu olay zdmz varsaysak bile, Adrian'n ve dier trdelerimin amansz hastalklar gz nnde bulundurulduunda, bu zafer Pirs zaferinden baka bir ey saylmazd. Bunlar kt haberlerdi. yi haber de yoktu aslnda. Ancak ben yalnzca bir ruhtan deil, birka kilo da arlktan ibaret olduumdan, bugnlerde fazlaca ihmal ettiim Gustav'mn yannda yiyeceim akam yemei, benim iin en azndan kk bir teselli kaynayd. Gzlerimdeki yalar sildim ve eve doru yrdm. Kar ve souu artk hissetmiyordum bile, geride braktm kbus beni bu tarz aclara kar kreltmiti. imde kurun gibi ar bir yorgunluun ykseldiini hissettim ve tpk yaral bir aynn inini zledii gibi, Gustav'n evini zledim. Ama. Noel ncesine has, keyifli alkanlklarn tad tuzu kalmamt. Sra kkteki trdelerimin acmasz kaderlerinden haberdar olmam, iimdeki sevin duygusunu sndrmt. Adrian'n szleri yanklanyordu kulaklarmda: "Ben bir hata yaptm: ok fazla bilgi edindim."' Buna ben de aynen katlyordum. Dnerek ykselen karlarn arasndan duvarlar bir bir zerime doru geliyordu. nm grmekte glk ekiyordum. Ama patilerim, bir navigasyon sistemi tarafndan ynlendiriliyormuasna mkemmel alyorlard ve kendiliimden doru yolu buluyorlard. Bir anda sol taraflmda bir eyin hareket ettiini fark ettim. Hayr, iki ey hareket etmiti, daha dorusu iki glge. Akmdaki bahede oradan oraya sryorlard, sonra da paralelimdeki duvarn zerine zpladlar ve tekrar aaya atladlar. Durdum ve gzlerimi ksarak, ayrntlar grmeye altm. Her iki glgenin de, tandk birilerine ait olduunu anlaynca, yreimden tonlarca yk hafifledi. Sinirlerim kt bir srprizi kaldracak durumda deildi. Bunlar, ilk cesedi bulduumda Adrian ve Fabulous ile birlikte ortaya kan ve onlarla birlikte bana glen u simsiyah yeni yetmelerdi. Kama biimindeki kafalar, ar ince vcut yaplar ve gk mavisi gzleriyle, zgn bir oryantal rk temsil ediyorlard ve, alktan gz dnm birinin szleriyle ifade etmek gerekirse, son derece itah ac grnyorlard. Byk olaslkla cinsel olgunlua bile erimemilerdi. Ama yamn verdii bilgelik bana, bugnn iini yarna brakmamay rettiinden, onlara hemen yardm elimi uzattm, nk balan dertteymi gibi bir halleri vard. "Hey siz!" diye seslendim onlara. "Ne oldu? Burada ne iiniz var?" Siyah inciler telal kouturmalarna ara vererek duvara yaklatlar ve beni grnce rahat bir nefes aldlar. "Sen Francis deil misin?" diye, anlalan daha byk olan sordu ve ince boynunu tpk bir teleskop gibi bana doru uzatt. "Evet, o benim. Ve sizin kim olduunuzu da biliyorum. Sizinle dn karlamtk. " "Buraya geleli daha bir ay oldu ve buralar henz ok iyi tanmyoruz," dedi dieri, yani gelecek yazn bir numaral ak-oyunlar-aday. "imdi de kaybolduk." "Nerede oturuyorsunuz?" diye, gelecek yaza yatrm yaparak, kibar bir centilmen gibi karlk verdim. Oturduklar sokan adn sylediler. "Benimle gelin. Gideceiniz yer, benim yolumun zerinde." ki bayan yldrm hzyla yanma trmandlar ve teekkrlerini, tpk serbest yetimi genlerin yaptklar gibi, ekinmeden burunlarn burnuma dedirip beni martarak ifade ettiler. Bu hareketin, u sralar ans pek yaver gitmeyen kibar centilmenin gelecek yazla ilgili ateli fantezilerini snrsz lde krklediini sylememe gerek yoktur herhalde. Sonra karlarn iinde bazen arka arkaya, bazen de yan yana yrdk. "Bu souk havada scak yuvalarnz terk ederken aklnz neredeydi?" diye, yal bir adam gibi nlerinden yrrken, ktm onlara. Dorusu yal bir adam gibi de konumutum. "Bunun kt sonulan olabilir. Souktan donarak lenler bile oldu." "Aslnda uzun sre darda kalmayacaktk," diye karlk verdi byk olan. "leden sonras iin arkadamz Fabulous ile szlemitik. Ama gelmedi. Biz de her yerde onu aradk ve bu arada farknda olmadan evimizden uzaklamz. Sonra da aniden karanlk kt ve tmyle ynmz yitirdik." "Fabulous'un romantik k gezintileri yapmaktan daha nemli dertleri var," diyerek, ona kar geldim. "Evet, bu doru," diye araya girdi gelecein gen vamp. "O hep zgn ve durmadan alyor. Onu biraz elendirmek istedik." Bu benim iin sansasyonel bir haber deildi ve gizli kapakl iler eviren Fabulous'un bu siyah incilere nemli srlar vermediinden emin olmama karn, sz arasnda sordum: "Hep zgn olmasnn nedeni ne?" "Olu yznden. ok hastaym. Ama yine de evden kam ve akn bir halde blgede dolanyormu. Onu eve dnmesi ve tedavi olmas iin ikna etmeye alyor. Ama olu buna yanamyor bir trl." Olduum yerde donakaldm. Kafamn iinde imekler akyordu adeta. Zihnimde canlandrdm yap bozun btn paralar drt bir yana savrulup dald ve sonra da tekrar bir araya gelerek, farkl bir resim kard ortaya. Biraz kendime geldikten sonra, arkamda duran ve kayg dolu gzlerle beni inceleyen gzellere dndm.

"Hayr, hayr," dedim. "Sanrm siz bir eyi yanl anladnz. Burada sz konusu olan, Fabulous'un olu deil, sahibinin, yani Maximilian Hutchkins'in olu." Siyah bayanlarn deniz mavisi gzleri hl soru iaretleriyle doluydu. Bu szlerimin, onlar iin tek bir aklamas olabilecekmi gibi bir kukuya kapldm: o da benim sonunda tmyle aklm kardm olaslyd. "Bu hasta oul," diye sze balayarak, dalm suratlarn toparlamaya altm. "O bir insan, anlyor musunuz? Ve babas da dev bir holdingin patronu. Hatta olu iin, u tepedeki eski porselen fabrikasnda seyyar bir hastane bile kurdurdu. Fabulous'a gelince onun olu filan yok!" "Tamam, anladk Francis," diye sakinletirmeye alt beni bayanlardan byk olan. Yzndeki kaygl ve merak dolu ifade, yerini acmaya brakmt. "Bu kadar sinirlenmene gerek yok ki. Bence bu durumu aklayacak iki olaslk var: Ya her ikisinin de birer hasta olu var, ya da Fabulous bizi kandrd ve gerekte baka bir nedenden dolay zgn." "Sanrm son sylediin, bu durum iin daha uygun. Bana yle geliyor ki, Fabulous u yalan syleme iini kendine meslek edinmi." "Bir sakncas yoksa, yolumuza devam edebilir miyiz?" diye dieri de sze kart. "Patilerim neredeyse buz kalplarna dnt!" "Elbette." adm ilerledim ve sonra yeniden durdum. "Bir soru daha: Siz hi Fabulous'un hasta olunu grdnz m?" kisi de, bu saygdeer centilmenin klavuzluunu kabul ettiklerine bin piman olmu gibi bir izlenim uyandryorlard. "Hayr," diye koro halinde yant verdiler. "Peki, onu gren olmu mu hi?" "Bunu bilmiyoruz," diye by yantlad ve derin bir soluk ald. "Francis, anlalan bu hasta oul hikyesi seni fazlasyla ilgilendiriyor, ama ayns bizim iin sz konusu deil. Fabulous'un haline zldk, nk hep zgn. Biz yalnzca arkadamz biraz teselli etmek istiyoruz, hepsi bu." Aradan on dakika getikten sonra, ikiliyi kvrml mermer korkuluklar olan bir balkona braktm. Gsterili ve eski bir binann, arka cepheye bakan bir dairesine aitti bu balkon. Burada yaayanlarn, devletten sosyal yardm alan ncelikli madurlar arasnda yer almadklarn anlamak iin, cam kapdan ieriye yle bir gz atmak yeterliydi. Antik tarzda denmi oturma odasn, yanan minenin ho kzll aydnlatyordu. Elinde sigarasyla odann iinde volta atan ve mutlaka minik sevgililerini merak eden, mavi tayyr giyinmi, gen bir sarn bizi fark etti ve rahatlam bir halde koar admlarla yanmza geldi. Onlar tekrar bulmann sevinciyle ve ciddi olmayan serzeniler arasnda gidip gelen sesler kartarak, yol arkadalarm iki eliyle birden karnlarndan kavrad ve onlar scack odann iine ekti. "Son bir soru daha," diye, cam kap kapanmadan nce, bu ansl ikilinin ardndan seslendim. "Fabulous olunun adn and m hi?" "Hayr," dedi ufak olan. "Evet," diye by ona kar geldi. "Bir keresinde adnn Max olduunu sylemiti yanlmyorsam. Grmek zere, Francis!" Max... Kimin olu olursa olsun, onun ad gerekten Max ise, yeni bir zorlu kombinasyon deviyle kar karya kaldm anlamna geliyordu bu. Ne zorluklarla kurmu olduum varsaymlar kulesinin, bir anda nasl da yerle bir olduunu izlemek zorunda kalmtm bir kez daha. Max -elbette bu ismi hatrlyordum: O kocaman kafesin kapsnn zerindeki plakann iine kvrml harflerle kaznmt. Demek ki Fabulous bu konuda bile yalan sylemiti: "Maximilian istismar edilen hayvanlarla yalnzca teorik anlamda ilgilenmiyor, Francis. ektikleri acy somut olarak da yaamak istiyor. Bu nedenle de zaman zaman taraf deitiriyor ve gnlerce, kendisi iin zel olarak hazrlanm bu kafeste kalyor..." Ancak bu tuhaf ayrntdan ne gibi sonular kartlacan, yalnzca Tanr ve u esrarengiz Max biliyordu. Ve eer Fabulous hayatnda hi insan yavrusu byklnde bir yavru dourduysa, benim de adm bundan sonra Garfield olsun! Kafa yormaya devam ettim, ama gcmn giderek tkendiini hissettim. Eve dnp, mamalar silip sprmenin, sonra da Gustav'n balon gibi karnnn zerinde rahat bir uyku ekmenin zaman gelmiti. Aradan ok gememiti ki, tuvalet penceresinin nnde buldum kendimi. Tylerim buz tutmutu ve, okkltrl bir ifadeyle, kpek gibi yorulmutum. Bugn fazlasyla ksmetli bir gnmde olduum iin, pencere tabii ki kapalyd. Gustav'n arka taraftaki alma odasnda, bilgisayar ekrannn karsnda oturduunu grebiliyordum. Tpk gz kararm bir sava gibi, sosis parmaklaryla klavyenin canna okuyordu. Bu beyinsiz, nternet horoskoplar sayesinde benim iin tek bir kutu mama bile alabilirse, bundan sonra o da bana Garfield diyebilirdi! Geldiim zaman beni hemen grebilmesi iin btn kaplar ak brakmt. Ama tam da imdi, ben son nefesimi vermek zereyken, beni grmyordu tabii ki! Kendisi gibi beyinsiz trdelerinin yldzlar tarafndan ynlendirilen kaderleri, onun tm dikkatini esir almt. Son gcm de toplayarak, btn patilerimle cam yumrukladm, ereveleri trmaladm, perdelik bir miyavlama operas sundum ve hatta sonunda camn zerine atladm. Hepsi bouna! Gustav beni ne gryor,

ne de duyuyordu. Sevgili can yoldamn ilerlemi safhadaki nrolojik hasarlarna imdi bir de sarlk ve krlk gibi engellerin de eklenmi olmas, yreimi paralyordu. Ama Gustav'n u anki geri zekl, sar ve kr hali, bende saldrganlktan baka bir ey uyandrmyordu. Demek ki dolambal yolu kullanmam gerekiyordu: yangn merdiveninden Archie'nin balkonuna, aralk duran balkon kapsndan dairesine, oradan merdiven boluuna, merdivenleri inip, kapaktan getikten sonra da doruca Gustav Lbel'in tmarhanesine. Yorucu bir trmantan sonra sonunda balkona ulatmda, tm bedenim titriyordu. Tanrya kr balkon kaps gerekten de aralk duruyordu. Sessizce ve neredeyse grnmez halde, Archie'nin dumanl maarasna girdim. Dnden beri burada bir deiiklik yoktu. Tek fark, Archie'nin bu kez alama krizine tutulmu mayd. Karanlkta, srt bana dnk bir biimde, zerinde birka televizyon ekran duran alma masasnn banda oturuyordu ve bir yandan sigara ierken, bir yandan da tm dnyadaki borsa haberlerini izliyordu. Kim bilir, belki de bugn baz hisseleri kra gemi bylece kendisi de yeniden umutlanmtr. Ama ekranlarda, dnk kargaann ayns grlyordu: Kalp krizi eiindeki insanlar borsa salonlarnda kouturuyor ve sanki zerlerine den bir gktandan son anda kamalar iin, birbirlerine deli gibi haykryorlard. Arada bir de, inie ve ykselie geen erilerin, tuhaf saylarn yer ald bir tablo geliyordu ekranlara. Bunlarn karsnda Albert Einstein bile valizini toplar giderdi. Ak sylemek gerekirse, Archie'nin eski dank hali daha ok houma gidiyordu, tabii eer, haftada bir kez ykanan ve ykanrken de yksek sesle, altml yllara ait Fransz arklar syleyen bir insan iin bunu sylemek mmknse. Ama trene bakar gibi saylara ve erilere bakan bu uluslararas sermaye kartellemelerinin kuklasnn u anki hali, hibir tarife smyordu. Tandm sandm Archie, kimliini yitirmiti. Sonunda, bana bela olan ve ekrandaki fonda yer alan reklam afiinin zerindeki, salar dzgn taranm ve yalnzca laptopuyla seks yapyormu gibi grnen kravatl zibidiye benzemiti. Ama beni ne ilgilendirir ki? Bir insann yaam hakknda felsefe yapmak, mr bir gn sren bir sinekle, gelecei ile ilgili planlar hakknda sylei yapmak kadar anlamlyd ancak. Dndm ve daireden kp gittim... Hayr, hi de yle yapmadm! Patilerimi tam harekete geirecektim ki, ekranda bana son derece tandk gelen bir ey grdm. Sonra bir de borsa muhabiri grnp, her zamanki heyecanl ses tonuyla baz irketlerin kr beklentileri hakknda bir eyler anlatmaya balaynca, iine saplandm bu lanet olas olayn sonucunu belirleyen dm zmekle kalmadm, insanolunun kendi karlar ve gereksinimleri uruna evreni ve canllar maniple etme konusunda ne kadar ileriye gidebileceini de rendim: Sonunda geriye yalnzca en gereksiz unsur kalana kadar -yani insan! On kinci Blm Aydnlanmann gerekletii sahne, parann merkeziydi -Dolar'n, Euro'nun, svire Frang'nn, Yen'in. Ya da daha dorusu her atta, baka bir yaam sndrerek kendine yer aan insann kalbiydi buras: New York, Wall Street. Bina byklndeki afi, kaprisli erilerin yer ald gsterge tablosunun tam altnda asl duruyordu. Koyu bir fonun zerinde parlak gzl hayalet grlyordu. Kafasnn zerinde krmz harflerle: YOU ARE THE ANIMAL! Altnda: COMING SOON 10.01.2003 Biraz daha alt tarafta da: www.animalfarm.com yazyordu. Sa taraftan, kareli bir takm elbise giyinmi bir medya maymunu girdi grntye ve anlaml bir biimde seyirciye glmsedi.. Bunun zerine kamera, fondaki afiten ona odakland. Futbol topu byklndeki bir sngerle kapl mikrofona konuarak, adlar, gnmz insanna kendi akrabalarnn adlarndan daha ok ey ifade eden varlklarn salk durumlar hakknda bilgi vermeye balad: MICROSOFT'un yutkunma sorunlar vard, SAP lm deinde yatyordu, DAIMLER CRYSLER hastaneden yeni kmt, SIEMENS ar tansiyon ikayetleriyle acil blme alnm, doktorlar hl HAWLETT PACKARD'n kanseriyle urayorlard... Herif, dnyay sarsan bilgileri makineli tfek gibi etrafa sayor, her hasta dosyasna maydanoz oluyordu. Derken, birden yz aydnland ve porselen takma dileri spotlarn altnda parldad. Sa koluyla ltufkr bir hareket gerekletirerek, afiin bulunduu yne iaret etti. "Evet, bayanlar baylar, arkamda gryorsunuz, Animalfarm yeni ylda byk bir srpriz patlatmaya hazrlanyor. Buras, de geen bu holdingin nasl yeniden baar merdiveninin zirvesine yerleeceine dair en akl almaz sylentilerle alkalanyor. Bilindii gibi, Animalfarm getiimiz yllarda byk kayplara gs germek zorunda kalmt. Ynetim, bilano defterine krmz mrekkep yetitirmekte zorlanm. Hahaha! Sonra gnn birinde imdat frenini ekip, ynetim kadrosunu olduu gibi deitirdiler. Dmenin

bana, zorlu deniz seferlerine alk, yeni bir kaptan geti. Maximilan Hutchkins, para dnyasnn Kaptan Ahab' ve bana sorarsanz, d grn de ona ok benziyor. Hahaha! Mutlak kral ilan edildiinden beri, dev bir tanker olan Animalfarm batan aaya deitirdi ve kar salamayan irket ortaklaryla yollarn ayrd. Hutchkins, ncelikle gelecee damgasn vuracak rnlerin gelitirilmesi konusunda nclk yapyor, ama bunu yaparken, hayvan yemi retiminin geleneksel halkasn da gz ard etmiyor. Szan haberlere gre, Animalfarm'clar imdiye kadar yaptklar gibi yalnzca hayvanlar doyurmak yerine, 10 Ocak 2003 tarihinde kamuoyuna bu kez kendileri bir hayvan sunacaklar. Bunun bir evcil hayvan olduu da yine kulaktan kulaa yaylan haberler arasnda -gvenilir kaynaklara gre gelecein evcil hayvanym. rn ad MAX01 olan bu hayvan, anlalan uzun yllar sren gizli aratrmalarn bir rn ve sanrm doumu da yetitirme uzmanlar tarafndan deil, kdemli genetikiler tarafndan gerekletirdi. Hayvann trnn ne olduu ve Animalfarm yetkililerinin, bu hayvann endstriyel ltlere gre pazarlanmaya elverili olduuna neden bu kadar inandklar konusu, sr gibi saklanyor. Umarm Noel aacnn altndaki hediye paketinin iinden bir kurt adam kmaz. Hahaha! Son haftalarda izlediimiz kadaryla bu fslt haberleri, holdingin tam tamna yetmi puan birden deer kazanmasn salad..." . Mkemmel evcil hayvan... Mkemmel evcil hayvan retmilerdi! Sunucunun elenerek verdii bu haberi dinlerken kanm donmutu. Nefesim daralm, midem bulanmaya, bam dnmeye balamt. Hayalimde binlerce grnt canland ve bana binlerce, yz binlerce, milyonlarca MAX01 tarafndan istila edilmi bir dnya sundu. Ama yine de dnyadaki hibir dehet ve g, eskimi ama gvenilir soru sorma aygtm ilevsiz hale getiremezdi. Bylece kendime yeniden u soruyu sordum: Bu mkemmel hayvan neye benziyordu? ocuklar daha ok sevsin diye gerekten Goofy'ye benzeyen bir kpek miydi acaba? Ya da bir yandan koarken, bir yandan kovboy arklar syleyen bir at m? Yoksa sonunda gerekten de, sahibinin isteine gre alp kapatlabilen Stand-by-geni olan tuhaf bir yaratk m icat etmilerdi? Yant vermekle sorumlu ve yine son derece gvenilir olan beynimin dier blmndeki aygt 'Hayr!' diye seslendi. Hayr Francis hayr, mkemmel evcil hayvan bunlarn hepsinin bir karm! nsanlarn, hayvanlarda en sevdikleri zellikleri bir dn. Vahilii mi? ok tehlikeli. Ya teper, ya da srrsa? Doall? Hibir insan, parkelerinin zerindeki bir i glne basmak ya da yemek odasnda bir eein ar kokusunu iine ekmek istemez. Hayvans gzellii? Bir ocuun sevimli yz insan kalbini daha kalc bir biimde str, ama gzleri, bir Buldog kpeini pek de estetik olarak alglamaz. Peki geriye ne kalyor, insann en iyi dostu nedir? Byk paralar deyip satn ald, en pahal yiyeceklerle besledii ve en iyi biimde bakt, lks bakm rnleriyle martt bir dost... Birden bende jeton dt ve bilmece bulutlarnn, tpk berrak bir da glnn zerindeki ksa sreli bir frtna gibi daldn grdm. Maximilian'in alma masasn ssleyen eyalar hatrlamam, bir anda her eyi ateleyip harekete geirdiini itiraf etmeliyim: Asl amalar insanlar glmeye tevik etmek olan ve eitli hayvanlarn uzuvlarnn bir araya getirilmesiyle oluan hayal rn varlklar, yani Wolpertinger'ler. Gerek yant bildiim iin, iimden glmek gelmiyordu. Bir insann en iyi dostu, yaygn olarak sanld gibi kpek deil, insann ta kendisiydi! Ve bu yzden de.insan iin mkemmel evcil hayvan, yine bir insand. Ama insanolu kalbinin derinliklerinde kendinden, anne babasndan, akrabalarndan, yalnzca ak sarholuunun verdii doyumla tahamml edilebilir hale gelen seks partnerinden, kendisini hayal krklna uratan ocuklarndan, kendisinden stn veya aa olan arkadalarndan nefret ettii iin, artan sevgisini bizlere veriyordu, yani hayvanlara. Biz yalnzca bir yedek paraydk, ama kt bir yedek para! Biz onu anlamyorduk, o da bizi. O insand, biz ise hayvan... Evet, sonu olarak insann, kendi trdelerinin neden olduu honutsuzluklara gs gerebilmesi iin, kendisini seven, hayvan klnda bir insana gereksinimi vard -hem de yzde yz insan zellikleri olan. te Maximilian'in ve Fabulous'un hasta oullan da byle bir yaratkt, bir Chimre(6), bir ara tr, karma bir varlk, insan genleriyle harmanlanm ve ilenmi bir hayvan! Agatha ve Dr. Gromyko'nun sihirli elleri sayesinde. Adrian gerekten de berbat bir dedektifti. Kendi kt kaderi gzlerini, hipoalerjik hayvanlarla ilgili deneylerin ardndaki szcklerle ifade edilemeyecek, dehet verici gereklere kar kr etmiti. Sahipleri, Animalfarm'n talimatyla bir adm daha ileriye gitmi, ancak anlalan tpk bir nceki deneyde olduu gibi yine ayn sorunla karlamlard. te yandan Animalfarm'n da ba byk derde girmiti, nk deer kaybeden hisse senetleri yznden, bir an nce para piyasalarna irketin yeniliki giriimini kantlayacak bir rn kmalyd apkadan. Maximilian Hutchkin, Max'in henz olgunlamam, dahas lme mahkm bir prototip olduunu gayet iyi bilmesine karn, ne pahasna olursa olsun, zaman kaybetmeden kamuoyuna sunmalyd onu. Ona gre, erken yalanmayla ilgili sorun nasl olsa gnn birinde, bir ekilde halledilirdi. Prototipin ardndan, daha da gelitirilmi trler gelirdi nasl olsa. nemli olan, tketiciye verilmek istenen u mesajd: YOU ARE THE ANIMAL! Senin evcil hayvann, sradan bir evcil hayvandan daha fazlas; o, mkemmel evcil hayvan; o, tpk senin gibi! Buraya kadar her ey kt. Ama sevgili Maximilian rn, yani Max'i hesaba katmadan i yapmt. Karma varlk, yani canavar, yaratcsnn elinden kamt. Byk olaslkla, dier deneklerle birlikte Asya'dan Avrupa'ya nakledilirken kamay baarmt. Bu da yetmedi. Max'in, kaderine sessizce boyun emeyen ve yeni kazand zgrlyle de yetinmeyen, yaramaz bir canavar olduu kt ortaya. D grn dnda, ona hayvan olma zelliini kazandran tm DNA-kesitleri alndndan, kaderi bir insannkiyle yakndan

ilgiliydi, hem de iyisi ve ktsyle. Yaratclarndan nefret ediyordu, nk onlar onu bylesine grotesk bir varlk olmaya mahkm etmilerdi. Ama yine de onlara kar dayanlmaz bir yaknlk duyuyordu. Bu yzden onlar ve gerekletirdikleri kirli ileri tm dnyann nnde rezil etmek iin, onlara bir oyun oynamt. Bunun iin de dier yarsnn temsilcilerini, yani hayvanlar, daha dorusu Felidae'leri amalarna alet etti ve Gromyko'nun derin dondurucusundaki cesetlerle akl almaz bir senaryo hazrlad. Kim bilir, polisiye konularda uzman olan Francis'e atana kadar ka ceset sermiti ortala! Hasta ve kayp oul Max, firar ediiyle ve yaratt cinayetvari kargaayla Animalfarm'a ne kadar byk bir zarar vereceini ve bu eytani holdingi neredeyse iflasn eiine srkleyeceini byk bir olaslkla nceden kestirememiti. Yakalamas iin, iletmenin merkezi blgemize kaydrlm, biyolojik konularda uzman avclar grevlendirilmiti. Bu avclar onu, kamuoyuna sunu tarihinden nce ele geirmeliydi^ nk bu prototip olmadan... Derken, birden bir uyumsuzluk dikkatimi ekti. Adrian bana Animalfarm'n, kendisini ve kader ortaklarn, aratrmalar zerlerinde srdrebilmek iin yakalamaya altklarn anlatmt. Oysa imdiki duruma baklrsa, bu demir boru operasyonunun ardnda ok daha korkun bir gerek yatyordu. irket aslnda, hipoalerjik trlerle ilgili dosyay oktan kapatp rafa kaldrmt bile tam olarak Agatha ve Dr. Gromyko, Maximilian'n aklna u mkemmel evcil hayvan fikrini soktuundan beri. Sra kkn sahipleri, bir natrma projesinin zavall gazileriydi yalnzca, daha stn bir evcil hayvana gtren ve artk deerlerini yitirmi geliim basamaklar yani. Daha da kts: Onlar, kirli bir gemiin canl ve can skc tanklaryd ve Animalfarm onlar bir an nce ortadan kaldrmalyd. Anlalan, hayvanlar dorudan sra kkte vurmaya veya herhangi baka bir biimde yok etmeye cesaret edemiyorlard. Bu fazlasyla dikkat ekerdi ve adaylardan yalnzca birka vurulurdu, bylece Agatha ve Dr. Gromyko uyarlm olurlard. Hayr, onlar uyuturucu inelerle srayla ele geirip, daha sonra rahata ortadan kaldrmak daha akllcayd. Bu son perde iin en uygun yer de tenhadaki fabrikayd. Ama ya Animalfarm, olaylarn gittike iinden klmaz bir hal almas karsnda daha sert nlemlere bavurursa? Sesli bir patrtyla patilerimin zerine atladm. Archie akn bir halde kafasn, benim bulunduum yne doru evirdi. Ama beni grmesine frsat kalmadan, balkon kapsndan rzgr gibi kmtm bile. Adrian' uyarmalydm. O ve dierleri, hayati tehlike iindeydiler. imden bir ses, bu son savan iyice yaklatn sylyordu. Kar maskeli adamlar tandm kadaryla, son derece kt ve soukkanl kiilerdi ve bilmem ne zaman terasta bir hayvanck avlamak iin geceler boyunca piramit aalarnn arkasnda pusuya yatp, ayak parmaklarn dondurmaya da hi niyetleri yokmu gibi grnyorlard. Sre daralyordu, tedirgin olmulard. Bu yzden Animalfarm'n byk taarruza gemesi, an meselesiydi. Yangn merdivenlerini yalnzca yarya kadar inmeyi baardm. Geriye kalan blm, bacaklarm uzatarak ve bir yarasa gibi havada szlerek indim. Neyse ki, bir kar ynn zerine dmtm. Sonra, kmn altna dinamit yerletirilmiesine frladm. Bedenim, binlerce enerji santrali tarafndan besleniyordu adeta. Duvarlarn zikzakl pistinde, ba dndrc bir hzla kouyordum, ta ki sonunda karma orman kana kadar. Duvardan atlayarak, allklarn arasna daldm ve karla kapl parka ulatm. Uzaktan bakldnda, her ey yolundaym gibi grnyordu. Lo klar saan sra kk karanlkta, mumlardan oluan bir deniz gibi grnyordu. Ortalk sakindi ve saldrganlardan eser yoktu. Belki de i gdlerim beni yanltmt ve ben bo yere panie kaplmtm. Bir de u ufak ayrnt olmasayd... Parkn ortasnda duran eyin, kardan gelen n altnda yalnzca glgesi ayrt edilebilen bir piramit aacndan baka bir ey olmadna inanmay ok isterdim. Ama sorun uydu: Kendi kendime uyguladm youn telkinlere karn, glge bir trl bir piramit aacna dnmek istemiyordu. Biraz daha yaklatm dikkatlice; ayaklarm, tpk patates presine batan krdan gibi, karlarn iine batp kyordu. Glgenin hatlar giderek belirginleiyor, bir tekerlekli sandalyeye dnyordu. zerinde kimin oturduunu da tahmin edebiliyordum ama tahminimin doru ktn grmek, benim iin yine de byk bir ok oldu. Tekerlekli sandalyenin zerinde oturan kii, Agatha'dan bakas deildi. zerinde gecelii vard, ayaklar plakt ve karlar onu buzdan bir mumyaya dntrmt. Kemoterapinin etkisiyle kel kalan kafas gsnn zerine dmt ve olaanst yorgun yz, bu sonun ona bir anlamda iyi geldiini ifade ediyordu sanki. Bir kez etrafnda dolandm, ama lm nedeninin ne olabileceini kestiremedim. Bunun zerine nce kucana, oradan da sol omzuna zpladm. Srtna bir gz atmak yeterli olmutu. Boynunun altnda, sanki biri kocaman, iren bir sivilce patlatm gibi, kanayan bir delik vard. Kelimenin tam anlamyla boynuna bir delik alarak infaz edilmiti! Beynimin iinde kulaklar sar edercesine davullar alnyordu sanki, kafam hmla sra kke evirdim. Dr. Gromyko'ya, Adrian'a ve dierlerine ne olmutu? Onlara ne yapmlard? Keyifli bir aydnlk saan yap, o anki duygularmn tan) zddn yanstyordu. Dehetin ieride de sreceini biliyordum. Cesedin zerinden indim ve sessizce kl eve yaklatm. Bunu yaparken, her lnn Agatha gibi acmasz bir gnahkrn bile ufak bir duay hak ettii geti aklmdan. te yandan, bazlarmz ruh gzelliklerini o kadar boa harcyorlard ki, en hayrl dualar bile onlar lanetli yerden kurtarmaya yetmezdi. zgnm Agatha, dedim, baz durumlarda dua etmek, zaman kaybndan baka bir ey deildir...

Beklediim gibi, n taraftaki panorama pencereleri ak duruyordu. Terasa ulatmda zemin kat gm tepside sunulmu gibi, gzlerimin nne serildi. Scaklk vadeden lo k, verdii sz tutmamt. erisi, tpk dars gibi buz gibiydi. Buna gre, varlkl-yaam manzarasn hoyrata yerle bir eden karanlk adamlar gideli saatler olmutu. Ve mekn asl lks aksesuarlarn ilgilendiren ynyle de byk bir deiiklie uramt. Daha bu akam st Nepal hallarnn zerinde uyuklayp, ayakl lambalarn altnda gerinen trdelerimin hepsi, yer yarlm iine dmlerdi sanki. Aralarndan birini, iim fazlasyla burkularak aryordu gzlerim. Bu kez, kendini beenmi kzl Dandy her an dner merdivenden inip, alayc konumalaryla beni sinir edecee benzemiyordu hi. Adrian da yok olmutu! Odaya girdim ve bir sre ortalkta dolandm. Bu arada, durumu daha da rktc hale getiren iki ey dikkatimi ekti. ncelikle ortam ar dzenliydi: Bahede bir ceset temiz hava almaya kmt. Buna karn odalarn dank, hatta talan edilmi olmalar gerekirken, neredeyse yapay denecek derecede derli topluydu . Belki yanlyordum, ama buras bu akam st bana daha az dzenli gelmiti. kincisi de, burada otuz kadar sivri kulaklnn yaadna dair hibir iz yoktu. Hallarn zerinde tek bir ty bile yoktu, yerdeki demelerde tek bir izik bile grlmyordu. Mutfaa girdiimde btn yemek ve su kaplarnn da toplanm olduunu grdm, sanrm dolaplarn iindeki mama konserveleri de yle. Burada bir temizlik ekibinin mkemmel bir i baardndan hi kuku yoktu. Evde hayvan beslendiine dair en ufak iaret bile silinmiti. yleyse, Dr. Gromyko'nun brosunda Asya maceralarn ieren dosyalar da umu olmalyd. Dner merdivene kotum ve ikinci kata ktm. kinci cesedin grnts beni o kadar sarsmamt, nk byle bir ey bekliyordum zaten. Dr. Gromyko'yu, bilgisayar monitrnn nnde, gvdesi cam alma masasnn zerine ylm halde buldum. Gzleri akt ve kel kafas bir kan glnn iinde yzyordu. Camn altndan bakldnda, bu grnt cart renkli bir sumeni andryordu. Agatha'nn ba yardmcsnn sa elinde, namlusu akandaki delie dorultulmu bir silah vard. Kanlar, masann kenarndan dzenli bir biimde yere damlyor, orada kk bir gl oluturuyordu. Masann yanndaki lm aletleri ve elektron mikroskobu da yok olmutu. Monitrlerden ikisi kapalyd, ncsnde bir metin grlyordu. Metinde nelerin yazdn bilmeme karn, masann zerine zpladm ve kanlara dememeye dikkat ederek, metni okumaya baladm. Tahminimde yanlmamtm. Bunun zerine dosyalara yneldim ve taslaklar teker teker raftan indirdim. lk on dosyay inceledikten sonra, Animalfarm ile ilgili tm belgelerin kartlm olduunu anladm. Baz dosyalar da bombotu. Byk olaslkla bilgisayara ykl bilgiler ve CD-Romlar da ayn kaderi paylamlard. ncelemelerimin sonucunda, burada gerekleen olay en ufak bir kuku bile duymadan adm adm zihnimde canlandrabiliyordum: Kar maskeli adamlar ve byk olaslkla onlara elik eden daha sert tipler, akamn ilerleyen saatlerinde sra kke baskn dzenlemilerdi. Agatha, belki de Dr. Gromyko'ya saldrdklar anda, tekerlekli sandalyesiyle kamaya almt, Sonusuz bir kama giriimiydi bu. Parkta onu ele geirip, ensesine ate ettiler. Ayn silahla doktoru da ldrdler ve sonra da olaya intihar ss verdiler. Katiller daha sonra, bilgisayarn ekranna uyduruk bir veda mektubu braktlar. Bu mektupta yrekleri paralayan szlerle doktorun, sevgili hayat arkadann her gn lme biraz daha yaklamasna artk daha fazla dayanamad ve bu yzden de intihar etmeye karar verdii yazyordu. En kurnaz polis bile byle bir gerekeyi yutard. Son olarak da saldrganlar btn hayvanlar yakalayp, evi hayvan izlerinden ve baka kuku uyandrc ip ularndan arndrdlar. Adrian ve hzla yalanan arkadalar u sralar fabrikada bulunuyor olmalydlar. Onlar srayla ldrp, belki de tuzruhuna evireceklerdi. Tabii onlarla birlikte Animalfarmn kirli gemiim de. Ve ben bu felaketi nleyememitim! imdi bildiklerimi nceden bilsem bile, nasl nleyebilirdim ki? Silahlara kar hibir ansm olmazd herhalde. Ve imdi kalkp, toplu katliamn gerekleecei yere gitsem ve son anda cellatlarn kollarna sarlsam, yine hibir ansm olmazd onlara kar. Ama Francis'in beyninin yalnzca mantkla altn da kim sylemi? Hem, Francis gibi bir moruu korurken, sinir trps, dayanlmaz bir Dandy'nin, birinci snf bir ahman, ksacas gen bir ilahn tuz ruhuna dnmesine gz yumacak kadar kalpsiz bir Tanrnn olmas mmkn myd gerekten? Erken yalanmak ayr bir eydi, yaamn anlamn kefedemeden lmek ayr bir ey. Trdelerimin canlarn kurtarmay en azndan denemeliydim; bu kararmla kendi yal canm da erkenden sona erdireceimden bu kez kesinlikle emin olsam da. On nc Blm Eski su borusunun karanlnda, admlarmn yanksndan baka bir ey duyulmuyordu. Bu boru beni, fabrikann deposundan doruca Maximilian'in atafatl alemine gtryordu. Tnelimin ii kuru ve temizdi ve bir insann bile sabilecei kadar da geni. Bahelerin arasndan ve kayalkl tepenin zerinden geen hzl bir kou brakmtm geride. Ortal kasp kavuran frtna da artk tandk bir yol arkada olmutu benim iin. Aslna baklrsa gcm tmyle tkenmiti. Yorgunluktan, al ve susuzluu bile hissetmiyordum artk. Bedenim, tam yanmak zereyken son kez gl bir biimde parlayan bir ampuln

teline benziyordu. Beni ayakta tutan ey, kendi sonum olmas pahasna da olsa, en son ve en zor saatlerinde trdelerimin yannda olma isteiydi. Borunun sonunda bir aydnlk belirmeye balad. Ve sesler duyuldu -onlarn sesleri! Onlarca grtlaktan ykselen ve yrekleri paralayan miyavlama sesleri geldi kulama, ac ekenlerin korosu, tpk lmn sesi gibi. Birden panie kapldm ve hzla ka doru kotum Kafam borudan uzatarak, yana doru evirdim ve annda rengim att. Korktuklarm bama gelmiti. Sra kkn sakinleri, buraya yaptm ilk ziyarette grdm ve imdi tpk arama bantlarnn nne dizilmi bavullar gibi, iki sra halinde duran saysz kafesin iine tklmlard. En n srada Adrian' grdm. Korkularn serbeste aa vuranlarn aksine, sessizce kafesinde oturmu, bo gzlerle nne bakyordu. Bu tuhaf kuyruun nerede son bulduunu grnce, gzlerim fal ta gibi ald: Seyyar hastanenin ameliyat masasnda! Yalnzca zerinde MAX yazan altn plakal kafes botu. Kk bey her zamanki gibi yine evde deildi. Geriye kalan kar maskeli adam, asl mesleklerine dnm, doktor nl giyinip, ameliyat eldivenlerini takmlard. Ama yine de birazdan balayacaklar gece vardiyas pek hayra alamet gzkmyordu. Ne yazk ki hakl kmtm: Kusurlu hayvan materyali nce uyutulup, sonra da yok edilecekti. Her yanndan ktlk akan bu evin iyi kalpli sakini Fabulous da aslnda -kendi asndan- bir kurband. Bu Tiffany-diisi kafese kapatlmamt ve anlalan onu uyutmaya niyetleri de yoktu. Ama yine de ok daha byk bir acya katlanyordu. Dzinelerce trdeinin ldrln izlemek zorunda kalyordu. Bu grnt bana, dier esirlerin gzleri nnde derileri yzlen trdelerimizle ilgili anlatt Asya hikyelerini anmsatt. Yumuack kahverengi tyl gzel, alayarak kafeslerin nnde oradan oraya kouyor, patisini ve burnunu kafeslerin iine uzatp, lm adaylarn sakinletirmeye alyordu. Bu lanetli yerde ve bu canavar ruhlu sahiplerinin yannda yaamaya devam ettii takdirde, bu kt anlarla nasl baa kacan dnmek bile istemiyordum. Onun bu toptan temizlie dahil edilmeyecei, gn gibi ortadayd. Bunun srr, MAX01'in zerinde srdrlecek dier aratrmalarda zlmeyi bekleyen kaltm zelliklerinde yatyordu. Tulalardan rl yapnn sa tarafn saymazsak, mekn olduka rahat bir yuvay yanstyordu. Tavandaki elik konstrksyondan sarkan tavan lambalarnn , parkelerin zerinde, byk flu daireler oluturuyordu. Kocaman kubbeli pencerelerin ardnda, kar dumanna gmlm semtimizin glgesi grlyordu. ok uzaklarda da, dier yaplardan biraz daha parlak olan sra kk arpyordu gze. Uyumlu bir ortam yanstan bu illzyon, meknn sol tarafnda da devam ediyordu. Biraz uzakta, evin efendisi akam yemeini yiyordu. Maximilian Hutchkins, mermer alma masasnn bana oturmu, nnde duran altn yaldzl tabaktan salata yiyordu -hem de salata! Btn dnyay etle ele geirmek istemesine karn, anlalan etle aras iyi deildi. zerinde yine, yerlere kadar uzanan krmz, kadife sabahl vard. Bu haliyle keyfi gayet yerinde olan yal bir adam gibi grnyordu. Yzndeki derin izgileri, szde iyi kalpli ifadesi ve ak salaryla, torunlarna bu akamki gibi bir Noel akamnda Noel masallar anlatan tonton bir bykbabaya benziyordu gerekten de. Ama buz mavisi gzleri baka eyler sylyor, nnde gerekleen vahi ve sahici masal en ufak bir duygu belirtisi bile gstermeden izliyordu. Duvar boyunca uzanan mine srtn strken, masann zerindeki Wolperting'ler de tpk tuhaf fabl varlklar gibi etrafn evreliyordu. Doktorlar, istenmeyen tanklar iin son hazrlklar yapyorlard imdi. Beyaz nlkllerden biri, ndeki kafeslerden birine eilerek kapsn ap, korkmu bir trdeimizi kskala darya ekerken, dier iki doktor ameliyat masasnn bana geti. Lambalar yakp, arkada duran elik dolab atlar ve rngayla ampullerle dolu bir tepsi kardlar. Son barbarca sahne iin gerekli donanm da hazrd bylece! lk aday tam da bej renkli Abessinier kedisiydi, hani sra kke yaptm leden sonraki ziyaretimde tantm u kk ebatl panter. Gaddar ikencecinin elinde rpnyor, lm korkusuyla lk la baryordu. Birazdan kendilerini de bekleyen bu dehet manzaras karsnda, dierlerinin bartlar da giderek artyordu. Kulaklar sar eden bu lklar, tm salonu titretiyordu adeta, ama oradaki insanlarn kalplerine dokunmuyordu bile. Bu trajediye tank olmamak iin bam evirmek istedim. Ama sonra buraya kadar, bir korkak gibi saklanmak ve i ciddiye binince gzlerimi kapamak, ama baka zamanlar da dnyann ne kadar kt bir yer olduundan ikyet etmek iin mi geldiimi sordum kendi kendime. Yantm: Hayr ve tekrar hayr! oldu. Bu iren oyunu klm bile kprdatmadan izlemektense, kendime zehirli inelerden birini yapardm daha iyi! Siperimden frlayarak, rpnan Abessinier'i ellerinde skca tutan doktorun bulunduu yne doru atldm. fkeden ldrm gibiydim, byle bir durumda fkenin pek yarar olmasa da. "Bacan sr!," "Suratn trmala!" gibi dnceler yordu beynime. Bu arada kardm nefret dolu sesler, ne yazk ki beni annda ele verdi ve adamlarn birden bana yneldi. Daha mesafenin yarsn bile kat edemeden, ilerinden birinin gayet umursamaz bir biimde arkada taraftaki rafa uzanp, u ok tandk demir ubuklardan birini aldn grdm. Ne olduunu bile anlayamadan nian ald ve at gerekletirdi. Tiz bir vzldama sesi duyuldu ve bu kez ok sa kalama isabet etti. Acdan dengemi yitirdim, yalpalayarak taklalar attktan sonra da parkelerin zerine yldm. lk aknlm zerimden atar atmaz dndm ve arka bacam srdm. Dilerimle, metal bir halkayla inenin arka ksmna tutturulmu tylere ulap, lanet eyi etimden karmay baardm.

Ama artk ok geti! Kanma karan azck uyuturucu madde, saatlerce uykuya dalmama neden olacak kadar etkili deildi belki ama, bedenimi yar felli hale sokmaya yeterliydi. Ayrca yaadm heyecandan dolay kan dolammn hz iki, belki de kat artm, bylece ilacn etkisini hzlandrm olmalyd. Ve tam da dndm gibi oldu. Bir anda mthi bir ba dnmesi hissettim. Grnt bulanklamaya balad, her ey yavalyor, sonra da bir anda hzlanyordu tekrar; sesler kulamda yanklanyor, sonra da uulduyordu. Ayaa kalkmay denedim, ama bunun olanaksz olduunu anladm. la beni etkisiz ve savunmasz bir seyirciye dntrmt. ylece yatp, sonunda sra bana gelene kadar toplu katliama en ince ayrntsna kadar katlanmaktan baka arem yoktu. Gln gsterimin balamasyla birlikte kafeslerdeki lklarn bir an kesildiini algladm. Ayrca Adrian'n tm aresizliine karn beni takdir edercesine glmsediini ve sonra da akn bir halde kafasn salladn grdm. Bir de Fabulous'un kafeslerin nnde donup kaldm ve zgn gzlerle bana baktn. Ama en nemlisi, gen doktorlarn suratnda beliren alayc gln, tpk dev aynasndaki gibi grotesk biimlere dntn grdm. Bu komik ara oyunu, onlar amalarndan yalnzca bir an iin alkoymutu. Aralarndan biri ampuln ucunu krd ve iindeki zehri rngann inesiyle ekti. Bu arada dierlerinin lastik eldiven geirdikleri elleri de tam anlamyla birer marangoz mengenesine dnm, Abessihier'i kln bile kprdatamayacak biimde kavramlard. Kafas bana dnkt ve ine karnna batp rngann iindeki zehirli ve renksiz sv bedenine boald an, parlak yeil gzlerindeki ylgn baklar benimkilerle kesiti. Sonra gzlerindeki yaam giderek snd ve baklar donuklat, sramalar kesildi, gz kapaklar kapand, uzun ve sesli bir inilti duyuldu -ve sonunda Abessinier de artk bu dnyadan gp girmiti. Btn trdelerim szlanmay kesmi, nefeslerini tutmulard. Fabulous ameliyat masasnn dibinde ylp kalmt. Fabrikada bir anda hkim olan sessizliin iinde, yalnzca Maximilian'in yemek yerken kard atal bak sesleri duyuluyordu. Ne mide vard ama herifte! Doktorlarn Abessinier'i serbest brakmasyla, kafas ve arka bacaklar aaya doru sarkt. Cellatlarnn elleri arasnda tpk tersine dnm bir U harfi gibi sallanyordu. Sonra onu ameliyat masasnn zerine frlattlar. Birazdan ayn yerde bir yn l beden birikecekti. Btn bunlar uyumu halimle tpk bir korku filmi izliyormuasna alglyordum. Gerek ve derinden etkileyici olan, beni ve hepimizi saran hznd yalnzca. Btn dnya bizim iin bir gz ya glne dnmt. Kafestekiler de artk inlemiyorlard. Sessizce gz ya dkyorlard. Fazla zaman kaybetmeden -kim bilir belki de para ba para alyorlard- katillerden biri bir sonraki kafese eildi. Ve bu kez piyango Adrian'a vurmutu! Bakr gzl Dandy, kaba bir biimde kafesten dar srklenirken hi kar koymad. Kaderinin bu son dnemecini tam da kendisinden beklenebilecek bir tutumla kabulleniyordu. Gzlerimin iine, "korkarak sonu beklemek yerine, hayat doludizgin yaamak gerek" der gibi bakt. Szlere gerek kalmadan da onu anlyordum ve onu son kez selamlamak iin kolumu kaldracak gcm olmadndan, bam eer gibi yaptm. Adrian bu iaretimi anlamt ve lastik eldivenli katiller, bacaklarn drt bir yana uzatmadan nce bana glmsedi. Yeniden bir ampul krld ve rngaya zehir ekildi, hatta bir basketbol oyununun sonucuyla ilgili yorum yapacak zaman bile bulundu. Sonra da rngay kavrayan el, acmaszca Adrian'n kvrck, kzl kahverengi tyl karnna doru indi. inenin ucu ete batt ve.... Derken, birden tuhaf bir ses duyuldu. Hayr, aslnda bu bir ses deildi, bir arkyd. Biri ark sylyordu, hem de bara bara ve sesi tm binada yanklanyordu. Ama belki de gerekte hibir ey duyulmuyordu. Uyuturucunun etkisiyle " uan" beynim, bana kt bir aka da yapyor olabilirdi. Belki de sonunda aklm tamamen yitirmitim ve gerekleri reddedip, sonsuz bir huzurun zlemi iindeydim. arky syleyen kiinin sesi gerekst bir gzellikteydi, dinleyeni ldrtacak derecede kulaklar okuyordu, bir melein sesiydi adeta. Ve stelik de benim en sevdiim arky sylyordu: Somewhere over the rainbow Way up high There's a land I heard of Once in a lullaby Somewhere over the rainbow Skies are blue And the dream that you dare to dream Really does come true... Gereklerin zerinde kontrolm yitirme korkusuyla, hznm mkemmel biimde yanstan bu arkya tapnma arasnda gidip geliyordum. Bu arky yalnzca ben mi duyuyordum yoksa? Hi de bile! Doktorlarn de ayn biimde irkilmi, aknlkla saa sola bakmyorlard. Maximilian ataln ban taban zerine frlatm, boazna salata taklmasna sandalyesinden sramt. Kafeslerdeki kardelerim de nefeslerini tutmu, demir parmaklklarn ardndan sesin nereden geldiini anlamaya alyorlard. Gerek katiller, gerekse kurbanlar kafalaryla ayn hareketleri gerekletiriyorlard.

Ve ksa bir sre sonra da tm baklar, tpk devasa kaburga kemikleri gibi duvarlar saran borulardan birine odakland. Hem de tam olarak benim de iinden ktm borunun deliine. Ses o boluktan geliyordu. neci, aknlktan ne yaptn unutmu, zehri boaltmadan ineyi Adrian'n karnndan karmt tekrar. Adrian, Fabulous, kafes sakinleri, szde doktorlar, Maximilian ve ben; hepimiz, bylenmi gibi ve soluk bile almadan borunun deliine dikmitik gzlerimizi. Bir anda ark kesildi ve delikteki karanln iinde bir ift parlak gz belirdi. "Herkese merhaba!" diye seslendi Max ortaya. Hem bizlerin, hem de insanlarn anlayabilecei tuhaf bir dilde konuuyordu. Aslnda var olmamas gereken bir surat kt ortaya ve korkudan geriye doru sendeleyerek sandalyeyi deviren Maximilian'a ksa, ama ldrc bir bak frlatt. "Ve Tanr'y da en iten duygularmla ayrca selamlyorum. " Borunun iinden kan ve etten ok hayal rn bir yarat andran bir varlk kt. Max, anne ve babasnn hayranlk uyandrc ve ayn zamanda da rktc bir karmyd. Kahverengi tonlarndaki uzun, ipeksi tylerini, ucuna doru yuvarlaklaan kulaklarn, tyl kuyruunu ve kasl bedenini Fabulous'tan almt. Ancak bu beden, gen bir insan bedeni byklndeydi ve insana ait baka zellikler de tayordu. Babasndan ona kalan en nemli ayrnt, masmavi delici gzleriydi. Yani gzleri insan gzleriydi, ama gz ak o kadar beyazd ki, gnein altnda parlayan karlar bile onun yannda snk kalrd. Burun ve ene yaps, tpk bir kedininki gibi ne doru sivriliyordu, ama yine de insanlarn dz yz yapsna uyum salyordu. Bu mucize varlk bir insann dudaklarna ve Felidae'lerin keskin dilerine sahipti. Beyaz byklar, bir erkein bakml byklarn andryordu. Kollar ve bacaklar, el, ayak ve patilerden oluan yepyeni bir kreasyonu oluturuyordu. n patilerindeki kemikleri, ora andran ve kocaman peneleri olan parmaks uzuvlara dnmt. Bu sahici fabl yarat, iki ayaklan zerinde dik duruyordu. Ama hareket ettii zaman drt ayakllarn ilerleme pozisyonunu alyordu. Max'i asl farkl klan zellik ise, nefes kesen gzelliiydi. nsanlarn gznde mkemmel evcil hayvan oluturacak nitelikteydi. Ancak anlalan, geree dnen bu evcil hayvan hayalinden beklenen psikolojik zellikler konusunda, yolunda gitmeyen bir eyler vard. Grne baklrsa, burada toplanm olan insanlar, hayvani Adion'un ani ortaya kndan pek memnun kalmamlard. Ya da tam tersine seviniyorlard, ama memnuniyetlerini belli etmiyorlard yalnzca. Ne de olsa en bandan beri onu istedikleri yere altn harflerle bezenmi devasa kafesin iine getirmeyi baarmlard. Doktorlarn belli belirsiz bir biimde Adrian' brakp, yavaa arka taraftaki dolaba doru hareket ettiklerini fark ettim. Neyin peinde olduklarn kestirmek hi de zor deildi: Uyuturucu silahlarnn! "Vay be, ne gsteri ama!" dedi Max ahenkli sesiyle. "Umarm bir ey karmammdr. Her neyse, asl elence imdi balyor zaten, deil mi babalk?" Tpk sarayna saldran devrimcilerden kaan bir kral gibi, uzun sabahlnn ucunu yerlerde sryerek duvar boyunca ilerleyip svmaya alan ve korkudan benzi atm Maximilina'a bakt. Hedefi, elektronik kilitli elik kaplardan birine ulamakt. Max onu umursamadan, salonun ortasndaki k huzmelerinden birinin altnda durdu. Tpk gkyznden den bir melee benziyordu bu haliyle. "Davetin iin teekkrler, anne..." dedi Fabulous'a dnerek. Fabulous ezik bir ifadeyle ona bakt ve yenir den gzyalarna bouldu. "Sana byle hitap etmemin bir sakncas yoktur herhalde -ne de olsa olduka karmak bir gemiim var. Benim bile ara sra kafam karyor. Beni karnnda tayan ve dnyaya getiren kii Manila'nn yoksul semtlerinden gelen Filipinli bir kadnd. nsanlarn, baka bir insan nasl da bir hayvana dntrebildiklerini gryoruz bylece. Yeter ki vizyonlar olsun -bir de bin dolarlar! Filipinli kadnn hl yaayp yaamadn merak ediyorum dorusu. Yani bu tuhaf doumdan ve dnyaya ne tr bir yaratk getirdiini grdnde yaad oktan sonra bana bir ey gelmedi mi, demek istiyorum. Her neyse, ne olursa olsun sen sonsuza dek benim asl annem kalacaksn, Fabulous. kimiz de, benim senin hcrelerinden var olduumu biliyoruz. Ha, laboratuvardaki sava parolamz neydi: Sakla saman, gelir zaman!" Max yana doru bakt. Doktorlarn de bir anda tbbi cihazlarn arasnda duran dolaba atldlar ve kaplarn aarak birer tfek aldlar. Max arm gibi yaparak, onlar uzaktan izlerken, onlar korkudan titreyen parmaklaryla silahlarna uyuturucu mermiler dolduruyorlard. Sonra da tfeklerini yaratn zerine dorultarak, gzlerini drbnn merceine dayadlar. "Hadi ocuklar, oyun bozanlk yapmayn!" diye somurttu Max. "Tam elenmeye balamken u bambamsamalna balyorsunuz yine. Bakn, size bir nerim var: Siz kafeslerin kaplarn an, ben de size sz Veriyorum, boyunlarnz krmak yerine sizi daha insancl bir biimde ldreceim." Anlalan beyaz nlkllerin bu teklifi kabul etmeye pek niyetleri yoktu. Ararlarndan biri ate etti, bu da dierleri iin bir iaretti. Hepsi srayla tetie bast ve uyuturucu mermiler vzldayarak havada uumaya balad. Ama Max oktan, bir hayalet gibi durduu yerden en az be metre ykseklie frlam, tavandaki elik konstrksyona tutunmutu. Bu inanlmaz akrobatik hareket, yer ekimi kanunu hakknda ciddi pheler uyandracak nitelikteydi. te yandan zplay gerekletiren varlk, kedi bedenine sahip bir insand; yani zplay ykseklii, beden arlna oranla kyaslandnda, byle bir akrobatik gsteri mucize saylmazd. Ancak reaksiyon yetisi gerekten de hayranlk uyandrcyd.

Max, elik konstrksyona tutunarak, tpk uyarc ila alm bir empanze gibi doktorlarn bulunduu yne doru ilerledi. Bu arada tavandan sarkan lambalar da havada savuruyor, muhteem bir k gsterisine neden oluyordu. Doktorlar Max'in zerine ate etmeyi srdryorlard ama mermiler, hareket halindeki hedefi arp, elik adan sekiyordu. Sonunda ekmecelerden kardklar gerek silahlara ve mermilere sarlarak anslarm denediler. Ama kablolara tutunarak lambadan lambaya atlayan, hatta uan hayalete kar baarl olamadlar. Kurunlar Max'i hep kl pay syrarak geti. Sonunda cambaz hedefine ulat ve kendini ameliyat masasnn yanna, avclarn arasna brakt. Beyaz nlkllerden ikisi, silahlarn yeniden doldurmakla meguld. Max'a en yakn duran nc doktor da aslnda onu kolayca vurabilirdi; ama bir anda burnunun dibinde beliren canavarn, birden azm ap bembeyaz paralama dilerini gstermesiyle tm cesaretini yitirmiti Surat kire gibi oldu ve elindeki silah yere drd Arkadalarndan biri de aynsn yapt. Sonuncusu ise son derece elenceli bir ey syledi: "Ben burada yalnzca grevliyim!" Max elinden tfei ald ve namluyu tam gzlerinin arasna saplad. Cilalanm demir, uzun sal gencin alnn deldi. Hayalet, namluyu tekrar kafatas kemiinden dar ektiinde, amurumsu ve tpa byklndeki delikten oluk oluk kanlar fkrd. Aln delinen adam gzlerini, yalnzca gz ak grnene kadar evirdi ve yere yld. Dierleri, baylmamak iin kendilerini zor tutuyorlard. Derken Max, hmla arkasn dnd ve tetii ekti. elik kapnn yannda bulunan elektronik kilidin dmesini nian ald ve ate etti. Kapya neredeyse ulaan Maximilian, kilidin gl bir patlama sesiyle bin paraya blnmesiyle bararak kenara atlad ve son anda kendini kurtarmay baard. "Bir sre daha bizimle kal, babalk," dedi Max ve kana bulanm tfei kenara frlatt. "Sana daha baz sorularm olacak. Kim bilir, bu kadar uzun bir sre grmedikten sonra belki sen de bana bir eyler sormak istersin." Korkudan tir tir titreyen beyaz nlkllere dnd tekrar. Bir tanesinin tam ayann dibinde sar bir sv birikintisi olumutu. "Kafesleri an!" diye emir verdi Max. Her ikisi de denileni yapt ve kafeslere koarak, birer birer kaplar at. Kendilerini darya atan ilk trdelerim, beklendii gibi borunun k deliine deil, benim yanma kotular. Drt bir yanmdan bana destek olarak, beni titrek bacaklarmn zerine kaldrmaya altlar. Adrian da ameliyat masasndan zplayarak yanma geldi. Bense bylenmi bir halde, gzlerimi Max'dan ayramyordum. Max, ameliyat masasnn zerindeki Abessinier'in cansz bedenine bakyordu. "Zavall hayvan," dedi. "Bu kt adamlar seni ldrdler mi? Bunu kiisel alglamamaksn, anlyor musun? Eski alarda biz insanlar yerdik. imdi de onlar bizi yiyor. Bu kadar uzun bir sre sonra hl kin gdebilmeleri ne kadar da ilgin." Cesedi elleriyle kavrayp, tpk bir atk gibi boynuna dolad. Sonra da dnp, btn dolaplar ve ekmeceleri kurcalamaya balad. "Francis, sen gerekten de bu blgenin en iyisisin," diye srt dnk bir halde bana seslendi. "Sonunda biri kp da tm bunlarn bir bilmece oyunu olduunu anlayana kadar, etrafa ka iaret braktm gerekten hatrlamyorum. Bunu neden yaptm merak ediyorsundur. Belki inanmayacaksn ama, ok fazla zamanm vard ve canm sklyordu. Kadnlarla da pek aram yoktur, anlarsn ya? Ama bunu bize Maximilian az sonra daha ayrntl biimde aklayabilir. Neyse, sonunda bilmeceyi "zdn, bylece karmaa da sona ermi oldu. Bundan sonraki ilerinde de sana iyi anslar ve baarlar dilerim... ve bu bir aka deil, uzun bir hayat dostum!" Grne gre arad eyi dolaplardan birinde bulmutu. Beyaz bir bidon kard ve ameliyat masasnn zerine koydu. Bidonun zerinde yer alan byk bir genin ortasnda alev resmi vard. Bu iaret, bidonun iinde yanc madde bulunduunu aklyordu. Beyaz nlkller son kafesleri de boaltm, tm esirleri serbest brakmlard. Max'in kolayca ulaabilecei uzaklkta duruyorlard. Peneleriyle her ikisini de enselerinden yakalad. "Ne dersiniz, ocuklar," dedi. "Bu ey sizde de ayn etkiyi gsterir mi acaba?" Burunlarn, zerinde rngalarn ve zehirli ampullerin bulunduu tepsiye yaptrd. "Hayr, hayr!" diye bir tanesi yalvarmaya balad. "Ne olur yapma!" diye dieri de haykrd. "Neden?" diye, karlk verdi Max. Bir yandan arm gibi davranyor, bir yandan da srtyordu. "Bakalarna nerdiiniz ilalar size de iyi gelmeli, yle deil mi? neleri hazrlayn!" "Ltfen, biz yalnzca sradan iileriz..." diye adamlardan biri yakarmaya balad. "Bize ac, ltfen, ltfen..." "neleri hazrlayn dedim!" diye bard Max ve adamn suratn tepsiye arpt. Tekrar dorulduunda, burnundan nehir gibi kanlarn akt grld. Max, adamn burun kemiim krmt. Doktorlar zrlayarak ve inleyerek ineleri hazrladlar ve inenin hava yapmamas iin bir miktarn havaya akttlar. Sonra ineleri kollarna dayadlar, ama sra ineyi batrmaya geldiinde duraksadlar. Max, sabrnn iyice tkendiini gstermek istercesine soluk alp gs kafesini iirdi. Tm salonda yanklanan hkrklar eliinde ineler ete gmld, zehir damarlara boald ve sonunda adamlarn kollan gsz bir halde masann zerine dt. Her ikisi de birbirine, telepatik yolla iletiim kurmu gibi bombo gzlerle bakyordu, ineler, tpk garip taklar gibi hl kollarnda sallanyordu.

"Bakn ite, insanlarla hayvanlar arasnda sanld kadar byk bir fark yokmu," dedi Max ve omuzlarna birer aplak indirdi. Beyaz nlkller yana devrildiler ve kaslm halde yerde yl kaldlar. Max, bidonun kapan at ve penesiyle boynundaki Abissinier'i ald. Dier penesiyle de bidonu kavrayp edi ve iindeki kimyasal maddeyi yerlere dkerek Maximilian Hutchkins'in zerine yrmeye balad. Maximilian, duvardan mineye doru geri geri gidiyordu yavaa. Tavandan sarkan lambalar, dehet dolu bir surat ifadesini aydnlatyordu. Kll yaratk, parkelerin zerinde sulu bir iz brakarak zerine doru gelirken, krk yznde tikler olumaya balad, zellikle de gzlerinde. Maximilian batan aaya titriyordu ve anlalan nefes darl ekiyordu. Uzun, beyaz salar dimdik olmutu. Bu haliyle bir kak gibi grnyordu. Buna armamak gerekirdi, ne de olsa kakln en olgun evresinde bulunuyordu. Bu olaydaki son dellonun Adrian ile benim aramda gerekleeceini sanmtm hep. Bu dello, kurnaz dedektif ile alak katil arasnda gereklemi olsayd, yine bir anlam olacakt. Ama dellonun bu versiyonu, gerekten de "kak" sfatn fazlasyla hak ediyordu. "Ben, insanln kbusuyum," dedi.Max ve Abessinier'i, sanki en iyi dostuymu gibi tyl suratna srd. "Ben, insan ruhuna sahip bir Felidae'yim -ne yazk ki insan yreine de sahibim. Bu sence normal mi, baba? Yani, sen gerekten doann byle bir eyi ngrdne inanyor musun? Ya da Tanrnn? Ya da borsa denetilerinin? Bana ne syleyeceini biliyorum. Konu parayd, hem de byk para. Hal byle olunca da, etik deerler birazck gz ard edilebilirdi tabii. Duygular da yle elbette. Ama ikimiz de, hikyenin sonunun bu kadar basit olmadn ve gerein yalnzca bundan ibaret olmadn biliyoruz, deil mi babalk? Gerekte, duygularn bir nemi vard, en azndan biraz: nsanlarn lmszlk araylar. Lanet olas moruk, boktan genlerini kll bir canavarda lmszletirmek yerine, sen de tpk btn yalanm hkmdarlar gibi kendi trnden bir kadn hamile brakamaz miydin! Evet, doru duydunuz, millet..." Yan gzle bize bakt. Hep birlikte kanalizasyon borusuna yakn bir yere tnemitik. "... insan olan blmm, orijinal bir Maximilian Hutchkins! Onun gibi kt ve deersiz. Bunu yapmaktan kendini alamadn, deil mi baba? nsan zellikleri tayan mkemmel bir evcil hayvan olacaksa, o senin ve en sevdiin hayvann bir karm olmalyd. Senin bu byklk hastaln midemi bulandryor!" Maximilian olundan geri geri kamaktan vazgeti ve ban ne eerek, yanan minenin nnde durdu. Titriyordu ve alyordu, sefil hayat iin alyordu. Max tam karsna dikildi ve bidonu yere brakt. Yerlere dkt sv, tm salona yaylmt ve arkadan tpk bir gl gibi ldyordu. "imdi sana soru soracam, baba. Umarm bana doru yantlar verirsin. Aksi taktirde seninle, aslnda ikimizin de ait olduu yerde, cehennemde tekrar grrz!" Maximilian'dan yrekleri paralayan bir hkrk ykseldi. "Sosyal ilikiler," diye konumasn srdrd Max. "Neden sz ettiimi anladn m, baba? Yani demek istediim, bazen kendi trnden birileriyle konumak istersin. Dieri, kiinin aynasdr derler. Ve dieri olmadan, kendin de var olamazsn belki de. Herkesin dostlara gereksinimi vardr; seni ayakta tutan ey, dmanlarnn hasedi olsa da. Uzun lafn ksas: Benim trmden bir rnek daha bulunuyor mu, baba?" Maximilan yavaa ban sallad. "Hayr," dedi. ok itici bir sesi vard, kaln ve sert, tpk bir maaradan gelen hrltlar gibi. "Sen bir prototipsin. Ne yazk ki bizim dndmz kadar mkemmel olmadn. Eer gnn birinde baka rnekler de retilirse, senden ok daha farkl olacaklar." "Yanl yant!" diye avaz kt kadar bard Max ve elindeki Abessinier'i tpk bir topuz gibi holding patronunun kafasna indirdi. Maximilian sol kulan tuttu; kulan ovaladnda, boynuna doru kanlarn akt grld. "Doru yant: reme," dedi Max. Yal efendisine kar hibir duygu belirtisi gstermiyordu. " Cinsel organlarm yeterince gelimemi; ben ksrm, cinsiyetsizim. Sanrm byle olmam siz istediniz. Mkemmel evcil hayvan, kontrolsz bir biimde oalmamalyd. Trnn tek rnei olmalyd ve Animalfarm tarafndan yepyeni, hi kullanlmam olarak retilmeliydi. Buna retim tekeli derler. oalma, yalnzca kopyalama yntemiyle gerekleebilir. Bu yzden de bana cinsiyet verilmedi. Bunu deitirmenin ve benim akraba trlerle iftleip, ocuk sahibi olabilmemin bir yolu var m, baba?" " Hayr, bu da olanaksz, Max," diye yantlad babas. " Byle bir ey senin iin asla mmkn olmayacak." "Yanl yant!" diye yeniden bard Max ve Maximilian'a Abessinier ile vurmaya devam etti. Yal adamn dier kulandan da kanlar akmaya balad. Acsn biraz olsun dindirmek iin, kulan ovalama zahmetine bile girmiyordu artk. Bunun yerine dizlerinin zerine kp, kan revan bir halde, baarsz bir deney kurban olan oluna bakyordu. "Ve imdi de sorularn sorusu geliyor: Erken yalanmay durdurup, eskiye dndrmenin bir yolunu buldunuz mu?" "Evet," diye artc bir yant verdi yal adam. Max'in beyaz gzleri, bir an iin pembeye dnmt sanki. "Baladmz deney, Agatha'nn ve Dr. Gromyko'nun bizden ayrlmasndan sonra da tm hzyla srdrld. Birok ocuk hastal iin zmler bulduk. Ama ne yazk ki benim gzel olum, biricik olum, erken yalanma konusunda senin iin artk hibir ey yaplamaz. Birka hafta iinde benim gibi yal biri olacaksn. Ve sonra da..." "Yanl yant!" diye bard Max, bu kez babasna vurmad. "Yanl yant, baba! Yanl yant, baba!.."

Abessinier'i havaya savurdu ve bidonu alarak, iindeki tm svy Maximilian'in zerine boaltt. Sonra da eilip, onu efkatle kollarnn arasna ald ve tm gcyle ayaa kaldrarak sessizce ve uzun uzun bize bakt. Gzleri, daha nce hi olmad kadar parlakt, ama bu kez yalarla doluydu. Sonra ac ac glmsedi ve bana gz krparak srtn dnd. "Eve gitme zaman geldi, baba," dedi ve kollarnn arasnda tuttuu Maximilian ile birlikte minenin iine atlad. Alevler her ikisini de annda sard ve kollarn ap onlar bekliyormuasna yutuverdi. "Hayr, hayr, bunu yapma Max!" diye lk att Fabulous salonun dier kesinden ve hzla mineye doru komaya balad. "Biz bir aileyiz!" diye baryordu srekli. "Biz bir aileyiz! Biz bir aileyiz!..." Fabulous yolun yarsna ulatnda, Adrian'n onu durdurmak iin ileriye atlmak istediini fark ettim. "Artk ok ge, Adrian," dedim ve mineye iaret ettim. Alevlerin arasndan Max'in, kmrlemi ayayla kor bir odun parasn minenin dna ittii grld. Ate topu halindeki odun paras yldrm hzyla ileriye, mineden parkelerin zerine yuvarland ve gz ap kapayncaya kadar yerdeki svya ulat. Bir anda her taraftan devasa alev duvarlar ykseldi ve tpk bir ejderhann nefesi gibi, yzmze bir scak hava dalgas arpt. Fabulous, kasrgann iinde yok olan kuru bir yaprak gibi, cehennem alevlerinin arasnda kaybolmutu. Fabrika, dayanlmaz bir uuldamayla alev denizine dnt. Alevler, tpk a canavarlar gibi drt bir yana uzanp, yutmaya yarayan her eyi ele geiliyorlard. Sar, turuncu, krmz ve mor dalgalar halinde tavana kadar ykselip, her taraf sahipleniyorlard. Duvarlar bile alev ald. Uzaktan, alma masasnn zerindeki Wolpertinger'lerin, yandn grdm. Kanatlan, gzleri,, gagalan ve boynuzlar nce parlayp, sonra da bouk bir "paff!" sesiyle yok olup dalyordu. "... Francis, Francis!" Bu kez uyaran Adrian oldu. Etrafa bakndm ve ikimizin dnda dier kardelerimizin borunun iinde kaybolduklarn fark ettim. "Ge kalmadan kalm!" dedi sert tyl dostum ve karnmn altna srnerek, beni havaya kaldrd. Delikten geerek boruya girmeyi baardm, Adrian da yanma geldiinde, bu lanetli yerden hemen uzaklatk. Hzla ilerlerken, gk grltsn andran bouk patlama seslerini duyduk uzaktan. Eski fabrika, Max'in ve Maximilian'in cehennemi olmutu. Depoyu dumanlar sarmt, ama alevler henz buraya ulamamt. Bylece duvardaki delikten binay rahatlkla terk edebildik. Darda ahane bir manzara vard. Frtna sona ermi, yerini binlerce yldzla bezenmi, berrak ve lacivert bir gkyzne brakmt. Souk ve temiz hava bana olduka iyi geldi; uyuukluumu alp gtrd ve kafam toparlamam salad. Adrian ve ben, dier arkadalarmzn toplanp bizi bekledikleri karl tepeye vardk. Hepsi de, lmn nefesini her an enselerinde hisseden yallar olmalarna karn, hayatm boyunca bu kadar neeli bir topluluk grmemitim. Eski gelenee gre burunlarn birbirlerine srtyorlar, rahatlam bir halde miyavlyorlard. Yaamdaki her gn, her saat, her dakika, korunmaya ve kutlanmaya deerdi. Ve yaknda tm zamanlarn cennette arp alarak geirecek olan gnleri sayl bu trdelerim bile geriye kalan ksa yaamlar iin sevine biliyorlarsa, ben bunu haydi haydi yapabilirdim. Anlalan Adrian da, burnunu benimkine srttnde ayn sonuca varmt ve "Biliyor musun Francis, dndm de, benim bu deney hayvanlarndan biri olmam, sz konusu olamaz. Agatha'nn yanna bebekken gelmi olmalym. Birincisi, ben bu moruklardan daha gzelim, daha akllym ve daha glym. kincisi de bir keresinde Gromyko'nun Agatha'ya, incelemelerde hangi hayvann deney hayvan, hangisinin dardan geldiini kartrdndan ikyet ettiini duymutum." "Gerekten bunu duydun mu?" "Duyduumu sanyorum." "Ve bu da senin iin yeterli, yle mi?" "Aslnda deil. Ama her eyi oluruna brakp, unutup, yalnzca hayatn tadn karamaz myz?" Bana gz krpp, hnzrca glmsedi. Derken, birden byk bir grlt duyuldu arkamzda. Dnp, tepeye baktk. Fabrikann camlar erevelerinden frlam, tuz buz olup etrafa salyordu. Ardndan da saysz ate topu, tahta, ta ve cam paralan uumaya balad. Bina, temeline kadar kl olacakt. Neyse ki patlama, blgemize zarar verecek kadar yaknda gereklememiti. Fabulous'u ve tuhaf aile anlayn dndm. Olunu ok seviyor olmalyd. Ve ilgin bir biimde Maximilian'i da seviyordu. Elbette, yumurtalarnn alnmasna ve bunlarn, insan ve hayvandan oluan inanlmaz bir karm elde etmek iin kullanlmasna kar gelememiti. Ama onun da bu olay gizliden gizliye onaylad ve belki de biraz gurur duyduu duygusuna kaplyordum. imdi de kendi hayalinin peinden gitmiti, btn hayallerin bittii ve balad yere. "Ha, bu arada Francis," diye tekrar sze balad Adrian. "nmzdeki ilkbaharda kendime bir e aramay dnyorum. Eer araya girecek olursan, yeni filizlenen dostluumuz annda biter. Anlald m? Hem sen zaten irkin, yal bir uvalsn ve bu taraklarda bezin olmaz artk..." Bam salladm ve yola koyulmak iin iaret verdim. Fabrika arkada tek dii kalm canavar gibi kudurup dururken, biz hep birlikte ar ar tepeden indik. Yldzlar yolumuzu aydnlatyordu. Benim yuvam belliydi. Ama ya yersiz yurtsuz kalan bu kardelerim, birileri kp, onlara evlerini aana kadar nerede kalacaklard?

Aklma harika bir fikir geldi. Ancak, birazdan tm bu titrek ekibi tuvalet penceresinin nnde grnce, Gustav'n suratnn ne ekle gireceini dnmek bile istemiyordum dorusu. Ama hayat her zaman bir biimde devam ediyordu hep. Ve sonunda da hep iyi eyler oluyordu aslnda. Yaamn en gzel yan, sradanlyd. Sradan, kk Francis'in ruhuna derin bir huzur mt ve tm yaananlara karn, Noel'in geliine yine deliler gibi seviniyordu. Kendini o kadar iyi hissediyordu ki, iinden ark sylemek gelmiti (7). Evet,.ark sylemeye baladm, bir sre sonra dierleri de bana elik etmeye baladlar, hatta sert tyl Adrian bile. Yldzl gecede, dondurucu souk eliinde sevgili blgemize yaklarken, btn azlarda ayn ark vard: Somewhere over the rainbow Blue birds fly Birds fly over the rainbow Why, oh why can't I? Where troubles melt like lemondrops Way upon the chimney tops That's where you'll find me Somewhere over the rainbow Blue birds fly Birds fly over the rainbow Why, oh why can't I? EK 1) Dondurucu souklarn ve hava artlarnn kedileri etkilemedii gr, olduka yaygn bir yanlgdr. Kadife tyl postlarnn, onlar doann olumsuz etkilerine kar koruduu dnlr. Dondurucu geceyi, zerinizde en kaln giysilerinizle, bir ke banda geirmek zorunda kaldnz bir dnn? Uyku tulumu olmadan ve ate yakmadan, kaln krk mantonuzun bile sizi uzun sre soua kar koruyamadn greceksiniz. Vahi olanlar da dahil, btn kediler iin uzun sre soukta kalmak, hayati tehlike oluturabilir. Ar souklarda hayvanlar, igdsel olarak ie doru kvrlrlar ve lmcl sonular dourabilecek s kaybn nlemek iin, yzlerini kuyruklaryla rterler. Ancak tyleri slanp, koruyucu etkisini yitirdiinde, bu gvenlik nlemlerinin hibiri ie yaramaz. Bu yzden kediler, zellikle souk ve yal havalarda, olumsuz hava artlar karsnda daha da savunmasz hale gelirler. Derecenin gstergesi eksilere dtnde, bir sokak kedisinin soukla ba derde girmesi, hi de uzun srmez. K kronik iltihaplanma veya souk ikinlii, donma gibi olumsuz etkilerle geirir. En kt artlarda da, yani vcudun s kaybetmesiyle lm gerekleir. nce bacaklar, kollar, patiler, kulaklar veya burun gibi hassas blgeleri donma belirtileri gsterir. Souk havann, kedide s kaybna neden olduunu gsteren deiik ipular vardr: hareketsizlik, beyazlam i etleri, titremenin azalmas, kuyruun ve patilerin souk olmas. ok kk ve ok yal kediler, soua kar daha da dirensiz olurlar. Is kaybna uram bir kedi yavrusu, doru drst yutkunamaz ve bu nedenle her trl gday reddeder. Kedinizin souktan zarar grdn dnyorsanz, onu dikkatlice bir yn battaniyeye sarmalsnz. Hafif bir masaj da, bavurulabileceiniz etkili bir ilkyardm yntemidir. Ancak masaj srasnda, souktan meydana gelen ikinliklere dokunmamak gerekir. 2) nsanlar, genlik iksirleriyle veya sonsuza dek gen kalmann formlyle zaman durdurarak, yalanmay nlemek iin birok eylerini feda ederlerdi. Genellikle kpeklerden daha uzun yaayan kediler, bu amaca en azndan yaklak olarak ulatlar: olduka gsterili bir biimde yalanrlar ve yaamlarnn sonuna kadar canllklarndan ve zarafetlerinden hibir ey yitirmezler. Bir kedinin yann, insan yana gre hesaplanmasyla ilgili birok deiik gr var. Eskiden, kedinin yaamndaki bir yln, yedi insan yana edeer olduu gr kabul edilirdi. Son aratrmalar ise, kedilerin yaam saatinin son derece dzensiz ilediini gsteriyor. lk on iki aylarn dolduran kediler, insan yana gre hesaplandnda, on alt yanda saylrlar. Kedinin ikinci ya ise, on insan yayla hesaplanr. nc ya yalnzca alt insan yana, drdnc ya da tekrar on insan yana edeerdir. Yani yedi yandaki bir kedi, bu hesaplamaya gre elli iki yanda bir Homo sapiens oluyor. On drt yandaki bir kedi, yetmi be yandaki bir insan saylr, on yedi yandaki bir kedi ise, seksen be yandaki bir insann yandadr. Kedilerin yaam evreleriyle ilgili de, uzmanlar arasnda bir gr birlii salanamyor. Alt aylk bir kedi, neredeyse yetikin bir kedinin beden yapsna sahip oluyor; ancak yine de bir yan doldurana kadar "yar gl" saylyor. Herkese kabul gren bir kurala gre, kedilerin yetikinlik alar, bir ve dokuz ya aras

dnemi kapsyor. On yandan sonra, "Oldtimer" olarak grlrler. Elbette bunlarn hepsi, kabaca hesaplamalardr: baz insanlar krk yana geldiklerinde dede veya nine gibi grnrken, bazlar altm yanda bile dipdiri duruyor. Bu yalanma sreci, ayn biimde kediden kediye gre de deiiklik gsterebilir. Bir kedinin gerekten ka yana ulaabilecei ise, eitli etkenlere baldr. Ortalama ya oran, on iki ile on drt ya arasnda deiiyor. Ama iyi beslenen ve baklan bir ev kedisi, yirmi yana, hatta daha da fazlasna ulaabilir. Amerika'nn Texas evlerinde yaayan dnyann en yal kedisi " Rex," bundan ksa bir sre nce otuz birinci yan kutlad. Salnn gayet iyi ve itahnn da yerinde olduu syleniyor. Kediler yalandklarnda, baz davran deiiklikleri gsterirler; ak havaya daha seyrek karlar, durgunlarlar, daha uzun sre uyurlar ve onlara gre birer konserve aaca olan bizlerle daha fazla birlikte olmak isterler. Tyleri incelir, byklar beyazlar. Yalanmayla birlikte oluan ypranmalar, salk sorunlar yaadklar anlamna gelmez her zaman. ou kedi, yaamnn son aylarna kadar son derece salkldr. 3) nsanl ilgilendiren konular arasnda yer alan pisilerin, nternet aleminde ulatklar kapsama alan, gerekten de inanlmaz boyutta geniledi gnmzde. En yaygn arama motorlarndan "Google" tek bana, "kediler" bal altnda 536 000 link sunuyor; ngilizce adyla "cats" yazldnda ise, bu say 4,9 milyona ulayor. u sralar kpek tryle ilgili linklerin, bu saynn bir buuk kat fazlasyla veri otobannn bilgi akn igal ettiini de hibir kskanlk duygusu beslemeden belirtmeliyiz. Psikoloji ve beslenmeyle ilgili en temel bilgilerden tutun da, kedi horoskoplar veya cinsel yaamlar gibi egzotik konulara varncaya dek, kedilerle ilgili akla gelebilecek her eit bilgi edinmek mmkn. Burada, kendi aramalarnz iin sizi tevik etmesi amacyla, deiik "kedi linkleri" sunuluyor. www.loetzerich.de Kediler hakknda her eyi bulabilirsiniz. Resimler, tantm metinleri ve pratik bilgiler bulunuyor. www.worldofmatu.com Dnyay kefeden minik bir kediyle ilgili bir kedi kitab serisi sunuluyor. ngilizce ve Almanca olarak bulunur. www.i-love-cats.com Amerikan bir nternet sayfas; buradan kedi evreniyle ilgili en deiik bilgilere ulamak mmkn. www.miau.de Kedi severlerin bulutuu bir sayfa; bilgiler, pratik neriler ve hatta kedi horoskoplar gibi tuhaflklar da ieriyor. home.globalserve.de/katzenschutz nsanlarn kedilere ne tr ikenceler yaptklarn etkileyici bir biimde gsteren, sivil bir kurulu olan "Katzenschutz"un zel sayfas. members.teleweb.at/j.belik/katzen~l.htm Her telden kedi hikyeleri bulunuyor. www.maine-coon.ch/katzensp.htm Mkemmel kedi dili "miyav" hakknda. www.sabine-brandl.de/katzen.html nternet zerinden kedi arama sayfas. Burada kayp kediler de aranabiliyor. members.teleweb.at/j.belik/cats~l.htm Kedi grafikleri ve animasyonlar indirebileceiniz renkli bir kedi sayfas. home. ican. net/~otiss "Eroticats" hakknda resimli ve metinli, ngilizce bir sayfa; dnyann en erotik kedileri. 4) Eskiden beri kadife patililer, iyi niyetimizi ve ilgimizi sinsice smrdkleri sylentisiyle yaamak zorundadrlar. Kedinin bu imaj, byk olaslkla avlanan kedinin avna arkadan gizlice yaklat resminden kaynaklanmaktadr. Birisi iin "kedi gibi" tabirini kullanmak, onu, sinsice ve bakalarn kullanarak amalarna ulamakla sulamak anlamna gelir. Zoologlar, yalan ve yanltma gibi olgular, ncelikle en yakn akrabalarmz olan maymunlar zerinde incelemilerdir. Ancak zamanla Felidae ailesinin dalavereleri ve aldatmalar da su yzne kyor. rnein baz gzlemciler kaplanlarn, geyiklerin iftleme dnemlerinde e bulmak iin kardklar sesleri taklit etme yeteneklerinin bulunduunu ve zavall hayvanlar bu ekilde tuzaa drdklerini dnyorlar. Amerikal

kedi uzman Paul Corey, bebek yalarndayken srtndan yaralanan Charles adndaki siyah beyaz erkek kedinin olayn anlatyor. Yaralanmann zerinden yllar getikten ve yara oktan iyiletikten sonra bile Charles, ilgiye gereksinim duyduunda hemen topallamaya balyormu. Corey ve karsnn, "Zavall Charles!" demeleri, onun muhteem bir gsteri sunmas iin yeterli oluyormu. ABD'nin Cornell niversitesi'nde grev yapan davran bilimci Nicholas Nicastro, kedilere zg efsanevi miyavlama sesinin, byk lde insan davranlarn ynlendirmeye yarayan bir sinyal sistemi olduuna inanyor. "Gerekte bir dilleri olmamasna karn kediler, insanlardan en nemli gereksinimlerini, yani yiyecek, barnma ve biraz da efkat 'trtklayacak' kadar beceriklidirler. " Nicastro, deneyleri iin on iki tane ev kedisine ait akla gelebilecek her trl durumu ve ruh halini yanstan yzlerce sesi kaydedip, akustik olarak analiz etmi ve bunlar bir dizi insan deneklere dinletmi. Sonu: Bu hayvanlar, geni ve inceden inceye dnlm miyavlama biimlerinden oluan bir ses yelpazesine sahipler. Bunlardan her biri, mmkn olan en st ynlendirme etkisine gre ayarlanm. rnein, uzun ve kaln seslerden oluan ve insanlarn sinirine dokunan, srarc bir miyavlama sesi bulunmaktadr. A bir kedi bu sesle, sabahn yedisinde uyku sersemi sahibinden gerekli bakm kolaylkla elde eder. . Buna karlk yumuak ve batan karc miyavlama sesi, ince ve kaln ses dizilerine eit lde yaylan, daha ksa seslerden oluuyor. Bu dokunakl sesi, rnein hayvan bakm yurduna braklm bir kedi, onu evlatlk edinmeleri iin ziyaretilere yalvarrken kullanr. Anlalan hayvanlar, evrim sreci iinde insanlarn alglama rneklerine gre davranmay ve bunlar karlar dorultusunda kullanmay renmiler. Binlerce yl nce vahi kediler eski Msrllardan barnma ve beslenme talep ederlerken, ister istemez biz insanlarn kulak alkanlklarna uyum salamak zorundayd: Afrikal vahi kedilerin kardklard sesler, bize gre dayanlmayacak kadar sert ve bouktur. Byk olaslkla kedilerin evcillemesi, akustik "aldatma taktii" ile balamtr. Evcillemi kedi sesini kullanarak, biz insanlarda doru dmelere basmay rendi. Bu tuzaa dtmz anda ise, kendimiz de evcillemi hayvanlara dnm oluyoruz. 5) "Kediye benzemeyen" grntsyle ne kan bir kedi tr varsa, o da "tysz" bir plak kedi tr olan "Sphynx" kedisidir. Siyam kedisinin deiik bir tr olan Sphynx kedilerinin tyleri olmamas, yetitirme srasnda oluan ve giderek yerleen nadir bir genetik hatadan kaynaklanmaktadr. Kolombiya'da grlen ok eski alara ait resimlerde bile tysz kedileri grmek mmkn. Alman doabilimci Rengger'e ait 1830 ylnda kan Paraguay'daki Memeli Hayvanlarn Doa Tarihi balkl eserde, tysz kediler tarif edilmektedir. Rengger, "Hairless Cats"lerin, 1600 yllarnda Avrupa'dan Paraguay'a gnderilen ve zamanla oradaki scak havaya uyum salayan ev kedilerinin nesli olduklarna inanyor. Oysa gnmzde yetitirilen rneklerin soy aac, 1978 ylnda Ontario, Kanada'da bulunan bir plak kedi trne dayanmaktadr. Aslnda Sphynx kedileri tmyle tysz deildirler. Bedenlerinin yzeyinde, tpk eftalinin yzeyi gibi ince bir ty tabakas bulunmaktadr. Sphynx'lerin burunlar, kuyruklar ve patileri ok az sayda tylerle kapldr. Bu hayvanda gze arpan baka bir zellik de, boyun, ba ve omuzlar gibi baz blgelerinde belirgin krklarn olmasdr. Sphynx kedisinin vcut ss, dier kedi trlerine gre daha yksek olduundan, insanlara daha scak gelir. Bu hayvann duruu da olduka ilgintir: tek patilerini havaya kaldrp, dik durua gemeyi severler. Kedilere kar alerjisi olduundan, bu sevimli yaratklardan uzak durmak zorunda kalan baz insanlar iin Sphynx kedisi, "dayanlabilir" bir ev arkada anlamna geliyor. Bunun dnda bu hayvanlara kar ok farkl tepkiler oluyor: bazlar, yumuak huylu olduu iin ve deiik grnd iin onu ok seviyor; bakalar ise, belirgin zellikleri anormal biimde gelitirilmi olduundan ve bunu bir uyar olarak grdklerinden, bu hayvana pek scak bakmyor. Kediler arasnda terleyen (!) tek tr Sphynx kedisidir ve kepek oluumunun nlenmesi iin dzenli olarak ykanmas gerekir. Tysz oluu, bu trn scaa ve soua kar ar hassas olmasna da neden oluyor. Derisinde gne yan oluabilir, ayrca trnaklaryla kendi kendini yaralama tehlikesi de vardr. Bu yapay rnn, doada serbeste yaamas olanakszdr. Bu varln, biyoetiinin temel kurallarna aykr olup olmad sorusu ise, televizyondaki birok tartma programna konu olabilecek nitelikte bir soru. 6) Binlerce yl nce bile, genetik biliminin gelimesiyle birlikte "Chimre" fikrinin geree dnmesi konusunda henz hibir adm atlmad alarda, bu dnce insanlarn beyinlerinde yer etmiti. rnein Yunan Mitolojisinde, aslan, kei ve ejderha karmndan oluan ve ate pskren bir canavar kar karmza. Veya H.G. Wells, sonradan birok taklidi de kan "Dr. Moreau'nun Adas" adl efsanevi romannda, Tanryla dalga geercesine yar insan yar hayvandan oluan karma varlklar yaratan kak bir bilim adamnn yaptklarn anlatr. Modern biyoloji biliminde "Chimre" kavram, farkl genlere ait hcreleri barndran karma varlklar ifade eder. Chimre'ler, bir canlnn hcrelerinin, genetik adan farkl zellikler tayan baka bir canlnn embriyonuna enjekte edilmesiyle meydana gelir. Bu uygulama, ayn trn ierisinde mmkn olduu gibi,

farkl trler arasnda da gerekletirilebilir. Birka yl nce bu yntemle bir "koi," yani koyun ile keiden oluan bir karma varlk elde edildi. Gnmzde, insan genlerine ait kk paralarn hayvan hcrelerinin iine yerletirilmesi, olduka yaygn bir uygulamadr. Ancak bu yolla elde edilen transgen hayvanlar, asla Chimre olarak adlandrlamazlar. nsana zg geliim faktrleri gsteren transgen bir domuz, yine bir domuzdur. Ve insana zg kaltm faktrleri tayan bir fare de, yine bir kemirgendir. Yar insan klon-canavaryla ilgili korku senaryolar, birer efsane olarak kalmaya devam edecek. Biyologlara gre, insan ve domuzdan oluan bir karma varln yaayabilmesi olanaksz: her iki trn farkl hcre yaplarnn, bu trlerin ortaya ktklar zamandan gnmze kadar geirdikleri geliim evrelerindeki byk farkllklar nedeniyle bir araya gelip, ilevsel bir organizma oluturmalar olanaksz. Yalnzca insan ve empanze arasndaki karm teorik olarak mmkn, nk bu trlerin kaltm zellikleri %99 orannda birbirleriyle rtmektedir. Ancak bir bilim adamn, -lgnlk dnda- ne tr bir motivasyon, bir "empaninsan" yaratmaya tevik edebilir, bilinmez tabii. 7) Kedilerin, sahiplerinin dinledikleri mzikle iten bir ballk kurduklar, ok eskilere dayanan bir inantr. Zevkine dkn bu varlklarn, batan karc ak oyunlar srasnda kardklar seslerin, byle bir inann yerlemesinde byk bir etkisi olmutur kukusuz. Kulaa bir konserin korkun karikatr gibi gelen bu seslere "kedi mzii" denmesi, bouna deildir. Yazarlar ve sanatlar her zaman, kedinin doasnda bir mzik damar grmlerdir. Gzel sanatlarla kyaslandnda, kedinin mzikle olan ilikisi gerekte ok daha nesneldir. Kesin olan, btn kedilerin belli bir ses yksekliini geen her trl mzikten nefret ettikleri gereidir. itme duyular normal artlarda bile, ar snrlarna dayanan bir etkinliktedir. Bu nedenle sesli dinlenen bir Mozart bile kulaklarna ac verir. Baz kediler Pawlow ngrsyle, sahipleri teybin balatma dmesine dokunduu anda bile ortalktan toz olurlar. Bazlar ise daha anlayldr ve zel melodileri almaya baladnda ortama bir biimde "ayak uydururlar". Zoolog Desmond Morris'e gre, baz sesler kedi dilinde belli, igdsel olarak belirlenmi anlamlar ifade ettii iin, byle bir ey mmkndr. ikayet eden kedicikler, belirli bir tonda miyavlarlar. Bu ton bir arkda veya bir parada bulunuyorsa, zellikle dii kediler bundan youn olarak etkilenirler. Erkek kedilerin zaman zaman mzie kar sinirli biimde tepki gstermeleri, byk olaslkla o mziin, kzan bir diinin kard buyurucu seslerle benzemesinden kaynaklanmaktadr. Fransz aratrmaclar 1932 ylnda yaptklar bir inceleme sonucunda, kedilerin drdnc oktavdaki E sesinden cinsel olarak uyarldklarn tespit etmiler. Eer bu doruysa, kedilerin mkemmel bir kulaa sahip olduklar anlamna gelir bu. nsanlarn neredeyse yitirmek zere olduklar bir yetenek yani. Kedi, mzik dinledii srada birden korkuya ve panie kaplrsa, bunun nedeni belli tonlarn onlara, kendi trdelerinin ac dolu feryatlarn hatrlatmasndandr. nsanlar, tarihin olduka erken dnemlerinde, kedilerin ses repertuarlarn kaydetmeyi ve enstrmanlar yardmyla mzie dntrmeyi denemilerdir. Eski Msr'da insanlar, klt objelerinin khlama sesini taklit etmek iin, "See" ad verilen bir alg kullanrlarm. Kedilerin akustik ifade biimlerini ieren ve son yllarda byk bir art gsteren mzikallerin, senfonilerin ve popler arklarn says, gerekten de aklda tutulur gibi deil. Bu arada Francis'in en sevdii ark "Somewhere over the rainbow," "The Wizard of Oz" (Oz Bycs) adl mzikal filmden alnmtr. Music by Harold Arien and lyrics by E.Y. Harburg. AKF PRNC'NN DER KTAPLARI FELIDAE Trkesi: Selahattin Dilidzgn Almanya'da yaynland 1989 ylnda bu alanda ilk olan "En yi Polisiye Roman" dln ald ve bugne kadar sadece Almanya'da 2 milyonun stnde satt. Bugne kadar 37 lkede yaynland ve Avrupa'nn en pahal izgi film prodksiyonuna konu oldu. FRANCIS Felidae II Trkesi: zden Karadana&Mahmure Kahraman Felidae'nin kahraman olan Francis'in geri dn olarak yorumlanan Francis, Felidae'nin sat rakamna ulaamasa da ciddi yanklar yaratt ve uluslararas pekok nl derginin bestseller listesine girdi.

CAVE CANEM Felidae II Trkesi: Nazl Cihan Uz Dnyann en nl dedektif kedisi olarak anlan ve birok kitaba filme esin kayna olan Francis'in maceralarnn devam ettii Cave Canem Latince'den Trke'ye evirdiimiz de Dikkat Kpek anlamna geliyor. Kitaplarnn tmn kendine zg bir slupla kaleme alan Akif Pirini bu kitabnda da polisiye ve kedi hayranlar iin ziyafet sunuyor. GVDE Trkesi: Selahattin Dilidzgn Yazarn zerinde iki buuk yl alt bu eser, birinci snf bir polisiye ve bir insanlk trajedisidir. Kollar ve bacaklar olmayan bir insan cinayet ileyebilir mi? Yaratcln snrlarn zorlayan byle bir soru tam da yaratc bir yazarn elinde cevap buluyor... Zeki ve bilgece kaleme alnm bu kitap, Stern dergisinin "Bir dahi..." olarak deerlendirdii Akif Pirinci'den... Akif Pirini _ Dello Kitaplar, uygarla yol gsteren klardr. UYARI: www.kitapsevenler.com Kitap sevenlerin yeni buluma noktasndan herkese merhabalar... Cehaletin yenildii, sevginin, iyiliin ve bilginin paylald yer olarak grdmz sitemizdeki tm e-kitaplar, 5846 Sayl Kanun'un ilgili maddesine istinaden, engellilerin faydalanabilmeleri amacyla ekran okuyucu, ses sentezleyici program, konuan "Braille Not Speak", kabartma ekran vebenzeri yardmc aralara, uyumluolacak ekilde, "TXT","DOC" ve "HTML" gibi formatlarda, tarayc ve OCR (optik karakter tanma) yazlm kullanlarak, sadece grmeengelliler iin, hazrlanmaktadr. Tmyle cretsiz olan sitemizdeki e-kitaplar, "Engelli-engelsiz elele"dncesiyle, hibir ticari ama gzetilmeksizin, tamamen gnlllk esasna dayal olarak, engelli-engelsiz Yardmsever arkadalarmzn youn emei sayesinde, grme engelli kitap sevenlerin istifadesine sunulmaktadr. Bu e-kitaplar hibirekilde ticari amala veya kanuna aykr olarak kullanlamaz, kullandrlamaz. Aksi kullanmdan doabilecek tmyasalsorumluluklar kullanana aittir. Sitemizin amac asla eser sahiplerine zarar vermek deildir. www.kitapsevenler.com web sitesinin amacgrme engellilerin kitap okuma hak ve zgrln yceltmek ve kitap okuma alkanln pekitirmektir. Ben de bir grme engelli olarak kitap okumay seviyorum. Sevginin olduu gibi, bilginin de paylaldka pekieceine inanyorum.Tm kitap dostlarna, grme engellilerin kitap okuyabilmeleri iin gsterdikleri abalardan ve yaptklar katklardan tr teekkr ediyorum. Bilgi paylamakla oalr. Yaar MUTLU LGL KANUN: 5846 Sayl Kanun'un "altnc Blm-eitli Hkmler" blmnde yeralan "EK MADDE 11" : "ders kitaplar dahil, alenilemi veya yaymlanm yazl ilim ve edebiyat eserlerinin engelliler iin retilmi bir nshas yoksa hibir ticar amagdlmeksizin bir engellinin kullanm iin kendisi veya nc bir kii tek nsha olarak

ya da engellilere ynelik hizmet veren eitim kurumu, vakf veya dernek gibi kurulular tarafndan ihtiya kadar kaset, CD, braill alfabesi ve benzeri formatlarda oaltlmas veya dn verilmesi bu Kanunda ngrlen izinler alnmadan gerekletirilebilir."Bu nshalar hibir ekilde satlamaz, ticarete konu edilemez ve amac dnda kullanlamaz ve kullandrlamaz. Ayrca bu nshalar zerinde hak sahipleri ile ilgili bilgilerin bulundurulmas ve oaltm amacnn belirtilmesi zorunludur." bu e-kitap Grme engelliler iin dzenlenmitir. Kitab Tarayan ve Dzenleyen Arkadaa ok ok teekkr ederiz. Kitap taramak gerekten incelik ve beceri isteyen, zahmet verici bir itir. Ne mutlu ki, bir grme engellinin, dzgn taranm ve hazrlanm bir e-kitab okuyabilmesinden duyduu sevinci paylaabilmek tm zahmete deer. Sizler de bu mutluluu paylaabilmek iin bir kitabnz tarayp, kitapsevenler@gmail.com Adresine gndermeyi ve bu isimsiz kahramanlara katlmay dnebilirsiniz. Bu Kitaplar size gelene kadar verilen emee ve kanunlara sayg gstererek ltfen bu aklamalar silmeyiniz. Siz de bir grme engelliye, okuyabilecei formatlarda, bir kitap armaan ediniz... Teekkrler. Ne Mutlu Bilgi iin, Bilgece yaayanlara. Not sitemizin birde haber gurubu vardr. Bu Bir mail Haber Gurubudur. Grupta yaynlanmasn istediiniz yazlarnz kitapsevenler@gmail.com Adresine gndermeniz gerekmektedir. Grubumuza ye olmak iin kitapsevenler-subscribe@googlegroups.com adresine bo bir mail atn size geri gelen maili aynen yantlamanz yeterli olacaktr. Grubumuzdan memnun kalmazsanz, kitapsevenler-unsubscribe@googlegroups.com adresine bo bir mail gnderip, gelen maili aynen yantlayarak yeliinizi sonlandrabilirsiniz. Daha Fazla Seenek in, grubumuzun ana sayfasn http://groups.google.com.tr/group/kitapsevenler?hl=tr Burada ziyaret edebilirsiniz. sayglarmla. Akif Pirini _ Dello

You might also like