You are on page 1of 142

EDMONDO DE AMCS OCUK KALB italyanca Aslndan eviren: Mehmet Ressamolu ISBN 9754, ' Bu kitabn basm ve yayn

hakk YA-PA ltd. irketine ait olup, Fikir ve Sanat Eserleri Yasas uyarnca izin almakszn alnt yaplamaz, baslamaz, fotokopi ile ksmen veya tamamen oaltlamaz. YA-PA YAYIN PAZARLAMA SANAY VE TCARET A4. Caalolu Yokuu, Narlbahe Sok. No: 11 34410 Caalolu/st. Tel: (0-212) 511 86 36-511 34 05 Fax: 512 37 25 BALARKEN talyan Edebiyatnn yetitirdii en nl yazarlardan olan Edmond De Amicis 1846 ylnda talya'nn kk bir kentinde dnyaya gelmitir. yi bir renin, grmtr. ok canl ve ak bir anlatm, tatl ve akc bir slubu vardr. Yazar, kalemi kadar gl bir eitimcidir de. Btn dnyada ilgi ile okunan en nemli eseri dilimize bir ok kez evirisi yaplan "ocuk Kalbi"dir. Yazar bu yaptm olunun okul yllarnda tuttuu gnlkten esinlenerek yazmtr. ocuk kalbi okul ve evreden alnm, zengin gzlemler ve duyumlardan rlm, kk, byk herkesin zevkle okuyaca nitelikte bir eserdir. Arkadalk, renci ile retmen ilikileri okul-aile ibirlii, eitim ve retimin evredeki olumlu etkileri bu kitapta en arpc bir dille anlatlmtr. "ocuk Kalbi" her yataki insana hitap etmekte ve ok anlaml rnekler vermektedir. Bu eserde herkese: "Dargnlk olan yerde af, Nefret olan yerde sevgi, Kavga olan yerde bar, Karanlk olan yerde k, znt olan yerde ne'e" kayna olmas tlenmektedir. Yaynevimiz byle bir eseri kitaplnza kazandrmaktan kvan duymaktadr. 17, pazartesi OKULUN LK GN Bugn okulun ilk gn. Yazlktaki aylk tatilimiz bir d gibi geti. Annem beni, nc snf yazdrmak iin, bu sabah Baretti ilkokuluna gtrd: aklm hl yazlkta koup oynadm krlarda idi ve isteksiz gidiyordum. Btn sokaklar ocuklarla kaynayordu. ki kitap dkkn anta, dosya ve defter alan anne ve babalarla tklm tklm doluydu. Okulun nnde kalabalk o kadar artmt ki, okul hademesiyle belediye grevlisi giri kapsnn nn ak bulundurmakta glk ekiyorlard. Giri kapsnn nnde omuzuma dokunulduunu duydum. Bu, krmzya alan dank salar ve hi deimiyen gle yzyle ikinci snftaki retmenimdi. Bana: ''Enrico, demek artk birbirimizden temelli ayrldk?" dedi. Ben de bu gerei pekl biliyordum, gene de bu szler bana>ok ac geldi. Glkle ieri girebildik. Bayanlar, baylar, fakir halk tabakasndan kadnlar, iiler, subaylar, bykanneler ve hizmetiler, bir ellerinde birer ocuk, dierinde not karnesi olduu halde, bekleme salonunu ve merdivenleri byk bir grlt ile dolduruyorlar-d. nsan kendisini bir tiyatro binasnda sanyordu. yl sreyle, aa yukar her gn getiim, yedi snf kapsnn zerine ald , alt kattaki o kocaman oday yeniden grnce ok sevindim. Pek ok kalabalk vard. retmenler gidip geliyorlard. Birinci snftaki retmenim beni snfn kapsnda selmlad ve bana: "Enrico, sen bu yl yukardaki katta okuyacaksn, 5 artk senin buradan gelip getiini bite greniyecein" dedi ve bana zgnc bakt. Mdrn etraf, ocuklarnn kaydn yaptrmayan kaygl kadn!ara evrilmiti. ocuklar da, biraz daha byk ve toplanm buldum. Alt katta snflara datm ii tamamlanmt. hazrlk snsfna yeni kaydolan ocuklar ieri girmek istemiyorlar ve inak spalar gibi direniyorlard. Onlar illa zorla ekip almak gerekiyordu. Bazlar oturduklar sralardan kayorlard. Bir ksm da ana-babalarnn uzaklatm grnc alamaya balyorlard. Anne ve babalarda onlar yattrmak, ya da geri almak iin geri dnyorlard. retmenler de bundan ok znt duyuyorlard.

Kk erkek kardeim bayan retmen Delcati'nin snfna verilmiti. Ben de retmen Perboni'nin birinci kattaki snfndaydm. Saat onda hepimiz snfta bulunuyorduk: Snfta elli drt renci vard. ocuklarn onbe, onalts ikinci snftan arkadamd. Aralarnda daima snf birincisi olan Derossi de vard. Yaz geirdiim ormanlar, dalar dndke, okul bana o kadar kk, o kadar kasvetli grnyordu ki! Sonra, ikinci snftaki retmenimi de dnyordum. yle iyiydi ki, hep bizlerle beraber glerdi. O kadar da ufaktefekti ki, arkadalarmdan biri gibi grnrd. Darmadank kzl salaryla onu artk orada gremiyeceimi dndke zlyordum. Yeni retmenimiz uzun boylu, sakalsz, uzun kr sal ve alnnda da dz bir izgi halinde krklk vard. Sesi olduka kaln. Sanki iimizi okumak istermi gibi, her birimize teker teker sabit gzlerle bakyor ve hi glmyordu. Kendi kendime: -"ite ilk gn. Daha dokuz ay var. Bizi ne kadar ok alma, ne kadar aylk snav, ne kadar byk yorgunluk bekliyor!" dedim. Okuldan knca annemi bulmaya can atyordum. Ona doru koarak elini ptm. Bana: Fnrico''Beraber-alacaz" -Cesaretini yitirme, Ennco^ ^^ ^^ gibi gzel grnmyordu. *** 18, sal RETMENMZ Bu sabahtan beri, yeni retmenimden de holanma-ya baladm. Biz snfa girerken o yerine oturmutu bile. Zaman zaman geen yflci rencilerinden bazlar onu selmlamak iin kapda beliriyorlard. Geerken kapdan eiliyorlar ve onu selmlyorlard: "Gnaydan, bay retmen! yi gnler, bay Perboni." lerinden bazlar giriyolar, eline dokunuyorlar ve kayorlard. Onu sevdikleri ve yeniden onunla beraber olmak istedikleri grlyordu. O yalnzca: "Gnaydn" diye karlk veriyor, kendisine uzatlan elleri skyor, fakat kimseye bakmyordu. Her selmlayta arballn bozmadan, alnndaki dz izgi halindeki krkl ile pencereye doru dnerek kardaki evin damna bakyordu. Bu selamlamalardan neeleneceine bundan sklr gibi bir hali vard. Sonra bizleri teker teker byk dikkatle gzetlerdi. dev yazdrrken, sralarn arasnda dolamak in krsden indi. Btn yz kabarcklarla kpkrmz olmu bir ocuu grnce, devi yazdrmaya ara verdi, ocuun yzn iki elinin arasna aidi ve ona doru bakt. Sonra renciye nesi olduunu sordu, atei olup olmadn anlamak iin elini ocuun alnna gtrd. Bu srada, retmenin arkasnda kalan bir ocuk srann stne kt ve soytarlk yapmaya balad, retmen birden arkasna dnd. ocuk hzla yerine oturdu, orada ban eip, cezasn beklemeye koyuldu. retmen elini onun bana koydu ve: -"Bir daha byle eyler yapma" dedi. 8 Baka bir ey eklemedi. Krssne gen dnd ve dev yazdrmay tamamlad, dev yazdrmay bitirdikten sonra, bir sre sessizce bizlere bakt. Sonra, sakin sakin, kaln ama, yumuak sesiyle: "Dinleyin. nmzde beraber geireceimiz bir \ il var. Onu iyi geirmeye alalm. yi aln ve uslu olun. Benim ailem yok. Benim ailem sizlersiniz. Annem geen yla kadar hayattayd, o da ld imdi. Yapayalnz kaldm. Dnyada sizlerden baka kimsem, sizlerden baka dncem, sevgim yok. Sizler benim evltlarm olmalsnz. Ben sizleri ok seviyorum, sizlerin de beni sevmenizi istiyorum. Kimseyi cezalandrmak istemiyorum. yi kalpli ocuklar olduunuzu bana gsterin. Snfmz bir aile, sizler de benim avuntum olacaksnz, sizlerle gurur duyacam. Bana yksek sesle sz vermenizi istemiyorum. nk inanyorum ki daha imdiden kalbinizden buna evet dediniz. Hepinize teekkr ederim." Tam bu srada dersin bittiini haber veren hademe snfa girdi. Hepimiz sessizce sralarmzdan kalktk. Demin derste srann stne km olan ocuk retmene doru yaklat ve titrer sesle: "retmenim, beni affedin" dedi. retmen onu alnndan pt ve: -"Haydi, evldm, git" dedi. *** 21, cuma

BR FELAKET Yl bir felketle balad. Bu sabah okula giderken babama retmenin szlerini tekrarlyordum. Tam o srada yolun kalabalk olduunu ve halkn okulun kaps nnde biriktiini grdk. Babam hemen: -"Bir felket! Yl kt balyor!" dedi. Bin glkle ieri girebildik. Giri holndeki_ oda ne derler tam ana- baba gnyd. retmenler rencileri snflarna sokmay baaramyorlard. Herkes Mdrn odasna doru dnmt ve: -"Zavall ocuk! .Zavall Robetti!" denildii duyuluyordu. Kalabaln tklm tklm doldurduu odann dibinde, btn balarn zerinden belediye grevlisinin kaske-tiyle Mdrn plak ba grnyordu. Sonra ieri yksek apkal biri girdi." Herkes: "te doktor geldi!" dedi. Babam bir retmene: "Ne oldu?" diye sordu. Oda: -"Ayann zerinden tekerlek geti" diye karlk verdi. Birisi de: -"Aya ezilmi" diye seslendi. Kazaya uram olan ocuk ikinci snf rencisiydi. Uora Grossa sokandan okula gelirken, annesinin elinden kurtularak sokan ortasna doru frlayan la/rlk snf rencilerinden birinin birka adm kala bir atl tramvayn nne dtn grm, byk bir cesaretle yardmna komu.onu ekip 10 inenmekten kurtarmt. Ama, kendi ayan hemen geri ekemedii iin, atl tramvayn tekerlei stnden gemiti, bir topu yzbasnn oluydu. Bize bunlar anlatrken, bir kadn, ldrm gibi kalabal yararak, byk odaya girdi. Bu kadn, Robetti'nin annesiydi, onu artmak iin birini gndermilerdi. Bir baka kadn koarak ona doru geldi, hkrarak kollarn onun boynuna dolad. Bu da kurtarlan ocuun annesiydi. Her ikisi birlikte odaya daldlar ve mitsiz bir lk duyuldu: -"Ah Giulio'm! Evldm!" Bu srada kapnn nnde bir araba durdu ve biraz sonra Mdr, yaral ocuu kollarnda tayarak kt. ocuk ban Mdrn omuzuna dayamt, yz bembeyaz, gzeri de kapalyd. Herkes sustu. Anann hkrklar duyuluyordu. Soluk yzyle Mdr, biraz durup ocuu orada bulunanlara gstermek iin iki koluyla biraz yukar kaldrd. Bununzerineretmenler, veliler, ocuklar, hep bir azdan". "Bravo Robetti! Bravo zavall yavrucak!" diye baryor ve ona pckler gnderiyorlard. Yaki.unda bulunan retmen ve renciler, ellerini ve kollarn ptler. Robetti gzlerini aralad ve: -"antam nerede?" diye mrldand. -"Bende, sevgili yavrucam! Onu sana ben getireceim!" diyordu. Ve bir yandan da yzn elleriyle kapyan Robetti'nin annesini tamaya alyordu. ktlar, yaraly usulca arabaya yerletirdiler, araba gitti. Sonra hepimi/ sessi/ce snflarmza girdik. 22, cumartesi CALABRA'LI OCUK Dn akam retmenimiz bize. bir sre koltuk de-nekleriyle yryecek olan Kobetti'den haber verirken, Mdr yeni bir renciyle birlikte snfa girdi. Bu, olduka esmer yzl, siyah sal, iri kara gzl bir ocukcazd. Gr kalar alnnda birleiyordu. Koyu renk bir elbise giymiti ve siyah mein bir kemer de bemi smsk saryordu. Mdr, retmenin kulana bir eyler fsldadktan sonra, yeni renciyi snfta brakarak dar kt. ocukcaz korku dolu o kapkara gzleriyle bizlere bakyordu. retmen onun elinden tutarak snfa unlar syledi: "Hepiniz sevinmelisiniz. Bugn okulumuza, buradan beyz mil uzakta bulunan Reggio di Calabria'dan kk bir talyan yazld. Pek uzaktan gelen bu arkadanz seviniz. O, talya'ya nl kiiler, gl iiler ve kahraman askerler yetitiren anl,erefli bir yrede domutur. Byk ormanlarn ve yce dalarn bulunduu, akll, yrekli insanlarn oturduu ve lkemizin en gzel yerlerinden biri olan o diyardan geliyor. Bu yeni arkadanz o kadar ok seviniz ki. doduu uzak kentin zlemini ekmesin. Hem de ona bir talyan ocuu hangi talyan okuluna admn atarsa atsn, orada daima kardelerini bulacan gsterin."

Bunlar syledikten sonra ayaa kalkt ve duvardaki talya haritasnda Reggio Calabria'nn bulunduu yeri gsterdi. Sonra gr sesiyle: "Lrnesto Derossi. buraya gel!" diye seslendi. Her zaman birincilik armaan alan Derossi ayaa kalkt, krsnn yanna gitti ve Calabria'lnn karsnda 12 durdu. retmen. -"Okulun birincisi olarak, smf adna ho geldin demek iin Calabria'l arkadan kucakla." Derossi, kk Calabria'ly kucaklad ve o berrak sesiyle: -"Ho geldin!" dedi. beriki de bu kez onu cokuyla iki yanandan pt. Herkes el arparak alklad. retmen bard: -"Susun! Okulda el rplmaz!" Byle dedii halde, bundan holand anlalyordu. Kk Calabria'l da sevinli grnyordu. retmen ona yerini gsterdi ve srasna kadar gtrd. Sonra unlar ekledi: -"Sylediklerimi aklnzda iyi tutun. Bu sonuca ulamak iin, yani Torino'da yaayan bir Calabria ocuunun kendisini z evinde sanmas, bir Torino ocuunun da Calabria'da kendisini baba ocandaym gibi du-yabilmesi iin, yurdumuz elli yl savat. Otuzbin talyan da bu uurda cann verdi. Birbirinize sayg gstermeli, birbirinizi sevmelisiniz. Ama, eer iinizden biri, bizim blgemizde domad diye bu ocua hakaret edecek olursa, renkli bayrak nnden geerken ban nne emesi gerekir, gzlerini yerden kaldrmas ona yaramaz." Calabria'l yerine yerleir yerlemez, yaknnda oturanlar ona bir sr kalem ve kartma resimler armaan ettiler. Bir baka ocuk da, en arka sradan ona bir sve pulu gnderdi. *** 13 25, sah ARKADAIM Snfta en ok sevdiim renci, Calabria'hya pul gndermi olan Garrone'dir. Snfn en by olup aa yukar ondrt yalarndadr. Ba iri, omuzlan genitir. ok iyi huylu olduu glmseyiinden bellidir. Yznde, dai ma, yetikin bir insann dnr hali vardr. Daha imdiden arkadalarmn ounu tanyorum. Houma gidenlerden biri de Coretti'dir. ukulata rengi bir yn kazak ve kedi derisinden de bir kasket giyer. Daima neeli olan bu ocuk, bir kereste tccarnn oludur. Babas, Prens Umberto'nun kumandasnda '66 savana katlm ve sylendiine gre de madalyas varm. Sonra, bir de Nelli adnda clz, zayf, solgun yzl, zavall bir kambur ocuk var. yi giyinen ve durundan elbisesinin tozlarn kk fiskelerle temizleyen, Votini adnda bir baka ocuk daha var. nmdeki srada oturan ocuu herkes "kk duvarc ustas" diye aryordu, nk babas duvarc ustasyd. Elma gibi yuvarlak yznn ortasnda pat burnu vnrd. Kendine zg bir marifeti de vard, yzn tavan gibi oynatrd. Herkes bu ustaln ona pek ok defa tekrarlatr,sonra da kahkahalarla glerlerdi. Bir mendil gibi katlayp cebine koyduu yumuak bir balk giyerdi. Kk duvarcnn yannda kck gzleri, baykua benzer burnu ile upuzun ve sska Garoffi oturuyordu. Daima kalem ular, aziz resimleri ve kibrit kutulan alverii yapar ve t ah tava kaldrld zaman gizlice okuyabilmek iin trnaklarnn stne derslerini yazard. Sonra ok kibirli bir kk baymz da var, ad Carlo 14 Nobis. ok sevdiim iki rencinin arasnda oturuyoruu. Bunlardan biri, demircilik ileri yapan bir ustann oludur. Dizine kadar inen kocaman bir cekete sannrd. Yznn rengi o kadar solgundu ki, herkes onu hata sanrd. Daima rkek bir hali vard ve hi glmsemezdi. Dieri kzl sal, felli kolunu askda tayan biridir. Babas Amerika'ya gitmi, annesi de gezici olarak sebze satarm. Solunda oturan Stardi de olduka ilgin bir kiilie sahiptir. ' Ufak t2fek,tknaz,boyunsuz,kimseyle konamayan ask suratl biridir. yle sanyorum ki sylenenleri biraz zor anlard ama, retmeni, dikkatle, gzn bile krpmadan, aln krm, dileri kslm olarak dinlerdi. Eer retmen

konuurken arkadalar ona bir ey sorarlarsa, ilkinde ve ikinci defasnda karlk vermez, ncsnde tekme atard. Onun yannda yzsz, mark ve ayn zamanda zgn Franti oturuyordu. Bu ocuk daha nce de baka okuldan kovulmutu. Bunlardan baka, bir rnek giyinen, birbirine tpatp benziyen, sln ty ile sslenmi Calab-ria apkas giyen iki karde de var. Ama, hepsinin en gzeli, en aklls, kukusuz bu yl da birincilik armaan alacak olan Derossi'dir. retmen, bunu sezinlemi gibi, ona sk sk sorular sorar. Ama ben en ok demirci ustasnn olu olan, uzun ceketli, hasta benizli Precossi'yi severim. Dediklerine gre onu babas dvermi. ok da utangatr. Birine bir ey soracak olsa, ya da birine dokunsa, her defasnda: -"zr dilerim" dor ve zgn, mahzun gzleriyle bakard. Ama btn arkadalarmn iinde en iyisi ve en b-ygii Garrone'dir. ***

26, sal SOYLU BR DAVRANI Bu sabah meydana gelen bir olay, Garrone'yi daha iyi tanmama olanak verdi. Birinci snftaki bayan retmenim, annemi grebilmek iin bize kata gelebileceini sormak zere, beni darda alkoymu ve bu yzden snfa biraz ge gelmitim. retmenimiz de henz gelmemiti. , drt ocuk, hani o kzl sal, kolu feli, annesi sebze satan zavall Crossi'ye eziyet ediyorlard. Cetvellerle onu tartaklyorlar, yzne kestane kabuklar atyorlar, sakat kolunun taklidini yaparak olak, canavar diye alay ediyorlard.O,ise srann bir kesine sinmi,benzi solmu, kendisini rahat brakmalar iin yalvaran gzlerini birinden dierine dolatryordu. Ama, berikiler ii aztarak ona daha ok taklyorlard. Grossi de hrsndan titremeye balad, fkeden kpkrmz oldu. Bu srada o iren suratl, Franti, bir srann stne kt ve kolunda bir sepet tayormu gibi yaparak, annesinin olunu almak iin okul kapsnda bekledii zamanki taklidini yapt. stelik Grossi'nin annesi de imdi hastayd. Pek ou kahkahalarla glmeye koyuldular. Bunun zerine Crossi kendini kaybetti ve bir mrekkep hokkasn yakalad gibi btn gcyle onun kafasna frlatt. Ama, Franti bam eiverdi ve hokka da o srada ieri giren retmenin gsne btn hzyla arpt. Btn ocuklar yerlerine katlar, sinerek sustular. Korkmulard, retmen, rengi atm, krsye kt, fkeli ve titrek bir sesle sordu: -"Bunu kim yapt?" 16 Kimse yant vermedi. retmen sesini daha d; ykselterek, bir kez daha bard: -"Kim yapt?" Zavall Crossi'ye acyan Garrone ayaa frlad ve karal bir sesle: -"Ben yaptm!" dedi. retmen ona bakt, akn rencilere bakt, sonra da sakin bir sesle: -"Sen deilsin!" dedi. Bir sre sonra da: "Sulu cezalandrlmayacak. Ayaa kalksn!" Crossi ayaa kalkt ve alayarak: "Beni tartakladlar, benimle alay ettiler. Ben de kendimi kaybederek frlattm..." dedi. retmen: -"Otur" dedi. "Onu kzdranlar ayaa kalksnlar." Drt renci, balar eik, ayaa kalktlar. retmen kt: -"Sizlerle ekimeyen bir arkadanza hakaret ettiniz. Bir talihsizle alay ettiniz, kendini savunamayan birini tartakladnz. Siz, insanlkla asla badamayan ok adi ve utan verici bir davranta bulundunuz. Hainler!" Bunlar syledikten sonra krsden indi, sralara yaklat, elini, ba eik duran Garrone'nin enesine gtrd, onun ban kaldrd, gzlerinin iine bakt ve ona: -"Sen iyi yrekli bir ocuksun" dedi. Garrone, bunu frsat bilerek,

retmenin kulana bir eyler fsldad. retmen, hemen drt suluya dnerek, sert bir sesle: -"Bu kez sizleri balyorum" dedi. *** . 27, perembe] BRNC SINIFTAK BAYAN RETMENM Bayan retmenim szn tuttu. Bugn annemle,' "Gazzetta" adndaki gazetenin yardm yaplmas arsnda bulunduu yoksul bir kadncaza amar gtrmek iin evden kmak zereyken geldi. Bir yldan beri evimize uramryordu. Byk bir sevinle karladk. Her zaman ufak tefek, apkasnn etrafnda yeil tl, sade giysileri ve gelii gzel taranm salaryla hep aynyd. Kendisine ekidzen verecek zaman yoktu. Ama bu yl, salarna birka tel ak dm ve benzi biraz daha solmutu. Devaml ksryordu. Annem ona: "Salnz nasl, sevgili retmen?" dedi. "Kendinize gerei gibi dikkat etmediiniz anlalyor!" retmen, o nee ve zgnln birbirine kart glmsemesiyle karlk verdi: "E..! Bunun ne nemi var ki!" Annem: "ok yksek sesle konuuyorsunuz" diye ekledi. "rencileriniz iin ok yoruluyorsunuz." Gerekten de yleydi. Hep onun sesi duyulurdu. Onun snfnda geirdiim gnleri anmsyorum da. Daima konuur, ocuklarn baka eylere dalmamas iin durmadan konuur, hi oturmazd. Bize geleceine emindim, nk rencilerini hi unutmaz, isimlerini yllar boyunca hatrlar. Aylk snav gnlerinde Mdre koarak ocuklarn aldklar notlan sorar. k saatlerinde onlar k kapsnda bekler ve bir ilerleme yapp yapmadklarn grmek iin kompozisyonlarna bakard. 18 ' . Artk ortaokula giden, uzun pantalon giyen, kollarnda saat tayan pek ok rencisi hl onu grmeye gelir, giderler. Bugn de, yorgun argn, ok nadir resim ve heykellerin sergilendii bir galeriden geliyordu. Her yl olduu gibi bu yit da rencilerini oraya gtrmt. Her perembe gn btn ocuklar bir mzeye gtrr ve onlara yararl bilgiler verirdi. Zavall retmen, daha da zayflam. Ama, o her zaman canldr, okulundan szederken daima coku duyar. ki yl nce hasta,yattm ve imdi de erkek kardeimin, iinde uyuduu yata bir kez daha grmek istedi. Ona bir sre bakt, hibir ey syleyemedi. Hemen gitmesi gerekiyordu. Bir rencisini daha ziyaret edecekti. Bir semercinin olu olan bu ocuk kzamktan hasta yatyordu. Btn gece bir tomar snav kdn okuyarak dzeltecekti. Bundan baka, akam st, dkkn sahibi bir kadna da aritmetik dersi verecekti. Giderken bana: "Syle bakalm, Enrico, artk zor problemleri zebiliyor ve uzun kompozisyonlar yazabiliyorsun. Hl eski retmenini seviyor musun?" dedi. Beni pt ve merdivenin dibinden bana: "Sakn beni unutma, emi, Enrico!" diye seslendi. Ah benim iyi yrekli retmenim, seni hi, hi bir zaman unutmayacam. Bydm zaman da, seni rencilerinin arasnda bulmaya geleceim. Gelecekte, ne zaman bir okulun yaknndan geecek, bir retmenin sesini duyacak olursam, senin sesini duyarm gibi olacam. Pek ok eyler rendiim, zaman zaman seni hasta ve yorgun ama, daima zen gsteren, daima hogrl grdm snfnda geirdiim o iki yl hatrlayacam. Bir renci kalemini hatal tuttuu ve bu huyunu brakmad zaman zlr, bir mfetti bize bir soru sorduun -da bizim admza titrer, baar kazandmzda mutlu grnrdnz. Bir anne gibi daima iyi kalpli ve duygulu idiniz. Seni hi, hibir zaman unutmayacam, sevgili retmenim. 19 28 cuma BR TA VAN AR ASIN DA Dn akam, annem ve kzkardeim Silvia ile gazetenin yardmna ard o yoksul kadncaza amar gtrdk. Ben paketi tayordum. Silvia da kadncazn adresini ve isminin ilk harflerini yazan gazete kuprn. Yksek bir evin, pek ok kaplar olan uzun bir koridorun bulunduu at katna kadar

ktk. Annem en sondaki kapy vurdu. Bize kapy, gen denilebilecek sarn, sska bir kadn at. Bandaki o mavi bartsyle daha nce de onu grm olduumu anmsadm. Annem: "Gazetede ad geen falanca hanm siz misiniz?" diye sordu. "Evet, bayan, benim." "yi yleyse, biz de size birka para amar gelirdik." Zavall kadncaz aralksz teekkr ve hayr dua ediyordu. Bu srada, bo ve karanlk odann bir kesinde, bir sandalye nnde diz km, srt bize dnk, yaz yazar gibi duran bir ocuk grdm. Gerekten de yaz yazyordu, kd sandalyenin zerinde, mrekkep hokkas da yerde. Bu kadar karanlkta nasl alabiliyordu? Kendi kendime bunlar sorarken, birden, sebze satcs kadnn kolu felli olunu kaba pamuklu kumatan ceketiyle tan-yverdn. Kadncaz paketi yerletirirken, bunu anneme yavaa syledim. Annem: "Sus!" diye karlk verdi. "Annesine maddi yardmda bulunduumuzu grrse, utanabilir. Ona seslenAma, tam o srada Crossi arkasna dnd, ne yapacam ardm, o glmsedi. Bunun zerine koup arkadam pmem iin annem beni ona doru itti. Onu ptm. Crossi yerinden kalk ve elimi skt. Bu srada annesi anneme: "ite burada olumla yalnz yayorum. Kocam alt yldr Amerika'da. stelik ben de hastalandm. Artk sebze satarak o birka kuruu bile kazanamyorum. Zava Luigno'nun zerinde devlerini yapabilecek bir masamz bile kalmad. Sokak kapsnn arkasnda, zerinde alabilecei bir sra vard. imdi onu da kaldrdlar. k yetersiz, bu nedenle zavall yavrum karanlkta almak zorunda. Gzleri bozuluyor. Defter ve kitaplarn Belediye salamasa, onu okula bile gnderemiyeceim. Zavall Luigino okumaa o kadar hevesli ki! ok talihsiz bir kadnm ben!" Annem antasndaki btn paralar kadncaza verdi, sonra ocuu pt. Oradan ayrldmzda gzleri yalarla dolmutu. Bana hakl olarak unlar syledi: -"Bak bu zavall ocua,bu g koullar altnda almak zorunda. Sense, her trl olanaa sahip olduun halde, sana okumak ne kadar g geliyor! Ah, Enrico'cu-um, onun bir gnlk almasnda senin bir yllk almann abas var. Birincilik dlleri bu gibilerine verilmeli!" *** 21 ine. 20 I OKUL (Babamn .mektubu! Evet, sevgili Enrico'cum, ders almak, annenin dedii gibi. sana ok zor geliyor. Daha henz senin okula dilediim gibi kararl, gler yzle gittiini grmedim. Hl isteksizsin. Ama, dinle: okula gitmediin takdirde, gnlerinin ne kadar bo, anlamsz ve skc olacan dn bir kere! Bir hafta sonra can skntsndan ve utantan kvra-nacak, elencelerinden, oyunlarndan ve bu amasz yaantndan bkp, okula tekrar dnebilmek iin ellerini kavuturup yalvaracaksn. Enrico'cum, imdi herkes ama, herkes okuyor. Btn gn ilerinde yorulduktan sonra gece okula giden iileri, btn hafta altktan sonra pazar gn okula giden kadnlar, kzlar, talimlerden yorgun argn dndkten sonra eline kitap, defter alan askerleri dn. Dilsiz ve kr olduklar halde bireyler renmeye alanlar dn, cezaevinde olduklar halde okuma-yazma renen tutuklular anmsa. Unutma ki, sabahleyin sen evden karken, o ayn nda, senin bulunduun kentte, senin gibi otuz bin ocuk okumak iin sn at boyunca bir odaya kapanmak zere gidiyor. Ama, dahas var! Btn dnyada, aa yukar ayn saatte okula giden saysz ocuu dn. Sakin kylerin kck, darack yollarndan, grltl kentlerin grltl byk caddelerinden, denizlerin, gllerin kysndan kzgn gnein altnda, kanallarn kesitii lkelerde, sis iinae kayklarda, usuz bucaksz ovalarda at srtnda, kar iinde kzaklarda, da tepe aarak, ormanlardan, sellerden geip, 22 dalarn ssz keiyollarndan tek bana, ikier olarak, grup halinde, yada uzun bir kuyruk meydana getirerek, btn kitaplar koltuklarnda, binbir biimde

giyinmi, binbir dilde konuan, Rusya'nn, buzlar arasnda kaybolmu en cra okullarndan, Arabistan'da palmiyelerin glgeledii en cra okullara kadar koan milyonlarca ve milyonlarca ocuu, yle bir gznn nnde canlandr. Hepsi de ayn bilgileri ayn yollardan renmeye gidiyorlar. Yzlerce ulustan oluan bu engin ocuk topluluunun yaratt, senin de bir paras olduun o sonsuz ak gznn nne getir ve dn: Eer bu ak durursa, insanlk tekrar barbarln penesine der. Bu ak, dnyann ilerlemesi, umudu ve zaferidir. yleyse cesaret, byk ordunun kk askeri. Kitaplarn senin silhlarndr, snfn senin takmndr, sava alann btn yeryzdr ve zafer de insanlnuygarldrKorkak bir asker olma, Enrico cuum! Baban *** 23 PADOVA'LI KK VATANPERVER (Aylk yk) Korkak bir asker olmayacam, hayr; ama, eer retmenimiz her gn bize bu sabalkine benzer ykler anlatacak olursa, okula daha byk bir istekle giderim. Her ay, bir ocuun bandan geen ve daima gerek, gzel bir olay anlatan bir yky bize anlatacak ve yazl olarak verecekmi. Bugnk ykmzn ad "Padova'h kk vatansever." te hikye. Fransz bandral bir gemi ispanya'nn Barselona kentinden Genova'ya gidiyormu. Bu gemide Franszlar, talyanlar, spanyollar ve svire'liler varm. Btn bu yolcularn arasnda, perian klkl, onbir yalarnda bir erkek ocuk da bulunuyormu. Tek bana yolculuk eden bu ocuk, bir vahi hayvan gibi herkesten uzakta duruyor ve rkek gzlerle etrafna bakyormu. Hareketleri rkek bir tavan andran bu ocuun, Padova yaknlarnda bir kde oturan anne-baba, onu iki yl nce bir cambaz kumpanyasna satvermilerdi. Kumpanyann sahibi ok acmasz bir adamd. Bu adam, ocua tekme, yumruk atp, a brakarak birok oyun ve beceriyi retmiti. Zavally yar a, yar tok, itekaka btn Fransa ve spanya'y dolatrmt. ocukcaz, ala ve kendisine yaplan eziyetlere dayanamyarak, ok perian ve acnacak bir hale gelmiti. Ac ve eziyetlere daha fazla dayanamayan ocuk, Barselona'ya varnca Zindancasnn elinden kaarak, yardm istemek iin talya Konsolosluuna snmt. ocuun 24 bu durumuna acyan konsolos, eline Genova Emniyet Mdrne yazlm bir mektup vererek bir gemiye bindirmi-ti. Emniyet Mdr, onu bir hayvan gibi satan ana ve babasna teslim edecekti. Zavall ocuk yrtk prtk giysiler iinde hastalkl ve son derece perian bir haldeydi. Ona ikinci mevkide bir kamara vermilerdi. Herkes ona bakyordu. Yolculardan bazlar ona eitli sorular soruyorlard ama, o hi yant vermiyordu. Her eye kin besledii ve herkesi hor grd her halinden belliydi. ektii yoksulluklar ve yedii dayaklar zavall ocuu tedirgin ve mutsuz yapmt. Yalnz, yolculardan , devaml soru yamuruna tutarak sonunda ocuun dilini zmeyi be-cerebildiler. Venedik lehesiyle spanyolca ve Franszca karm kaba bir dille yksn anlatt. talyan olmayan bu yolcu, talyan deillerdi ama zavall ocuun bu konumalarn anladlar. Biraz acdklarndan, biraz da arab fazla kardklarndan, baka bir eyler de anlatmas iin onunla akalaarak para verdiler. Bu srada salona birka hanm girdi. yolcu, bayanlara gsterik yapmak iin ocua biraz daha para yerdiler ve: -"Bunu da al, bunu da al!" diye bararak paralar masann zerinde akrdattlar. ocukcaz ksk bir sesle teekkr edip, o kaba davranlaryla ama, ilk kez glmseyen ve sevecen baklaryla, verilen her eyi cebine indiriyordu. Sonra, kamarasndaki ranzaya trmand, perdeyi ekti ve sessizce kendi durumunu dnmeye balad. ki yldr ektii alktan sonra, elindeki bu parayla, gemide karnn nefis birka yemekle doyurabilirdi. ki yl paavralar iinde dolatktan sonra, (jenova'da vapurdan iner inmez kendisine bir ceket satn

alabilirdi. Kendisini iyi karlamalar iin, eli bo gitmektense, ana ve babasna biraz da para gtrebilirdi. 25 Belki bylece ona kar daha insancl davranabilirlerdi. Bu para onun iin kk bir servetti. ocukcaz, ranzann perdesi arkasnda bunlar dnerek biraz avunuyordu. Bu srada o yolcu, salonun ortasndaki masann etrafnda oturarak hem iiyor, hem de gezdikleri lkelerden ve gezilerinden sz ediyorlard. Sz dnd dolat, talya'ya geldi. Biri otellerden, dieri demiryollarndan yaknd. Sonra da , birden tartmay daha ileri gtrerek, italya'nn her eyini ktlemeye baladlar. Biri, talya yerine Laponya'da dolamay ye tuttuunu, bir dieri de, talya'da yalnz hrsz ve haydutlarn bulunduunu syledi. ncs de talya'da memurlarn okuma yazma bilmediklerini ileri srd. "Bilgisiz, cahil bir halk" diye tekrarlad. Birincisi ikincisi pis ve iren" diye ekledi. -"ncs hr..." diye bir ses kard. Hrsz demek istiyordu ama, szn bitiremedi. nk bir sr madeni paralar ve gme yarm liralklar, saanak yamuru gibi, balarndan, omuzlarndan aa dkld, byk bir grlt ile de masann zerine ve yere sald. birden fkeyle yerlerinden frladlar ve yukar doru baktlar. Tam bu srada balarna bir avu dolusu bozuk para daha dkld. Ranzann perdesinden ban dar uzatan ocuk: -"Aln paralarnz!" diye fkeyle haykrd. "Yurduma hakaret edenlerin sadakasna ihtiyacm yok!" benim! *** KASIM BACA TEMZLEYCS l,sal Dn akam, rencilerine okumak isteyen Silvia'nn retmenine Padova'l ocuun yazl yksn vermek iin okulumuzun bitiiindeki kzlar blmne gittim. Burada, yediyz kz renci var! Oraya vardmda snflardan kyorlard. Tm -encler, "Btn Azizler ve ller Gn" dolaysyla tatile ykmann sevinci iindeydiler. te bu srada gzel bir olaya tank oldum. Okulun k kaps karsnda, yolun br tarafnda, kolunu duvara, bam da koluna dayal, kapkara yzl, kck bir baca temizleyicisi torbas ve kazma aletiyle orada durmu, hngr hngr alyordu. kinci snftan iki, kz renci ona yaklatlar ve: -"Nen var, neden byle alyorsun?" diye sordular. Ama, o yant vermedi ve alamaya devam etti. -"Ne oluyor, neden byle alyorsun?" diye kzlar tekrar sordular. Bunun zerine ocukcaz yzn kolundan uzaklatrd ve ok sevimli yzn gsterdi. Alayarak, pek ok evin bacasn temizlediini, bylece de otuz metelik kazandn syledi. Ama parasn yitirmiti. Hepsi delik olan cebinden dmt. Delik cebini gsterdi. Parasn bulamadan eve dnemezdi. Hkrarak: "Patron beni dver" dedi ve umutsuz bir halde tekrar bam kolunun zerine dayad. 27 26 Kk kzlar, zgn, ona bakyorlard. Bu srada, kk, byk, fakir, varlkl birka kz daha, antalar koltuklarnn altnda, onlara yaklamt. apkasnda mavi bir ty bulunan byk bir kz cebinden iki metelik kard ve: "Benim sadece iki meteliim var. Aramzda para toplyabiliriz" dedi. Krmz giysili baka bir kz da: "Benim de iki meteliim var" dedi. "Herkes biraz verirse, aramzda otuz metelik toplyabiliriz." Bunun zerine arkadalarn armaya baladlar. "Amalia!" "Luigia!" "Annina!" -"Bir metelik!" -"Kimin paras var?" "Paralarnz buraya getirin!" Bazlarnn yannda iek, defter almak iin para

vard, onlar getirdiler. Baz kk kzlar ise ceplerinde ki kurularn veriyorlard. Mavi tyl kz herkesten para topluyor ve yksek sesle sayyordu: -"Sekiz.... on.... onbe!" Ama, daha para gerekliydi. Bu srada hepsinden byk bir kz yaklat. Kk bir retmene benziyordu. Yarm lira verdi. ocuklar onu itenlikle kutladlar. Daha be metelik eksikti. Bir tanesi: "Drdnc snfn rencileri geliyor. Onlardan da toplvabiliriz" dedi. Drdnc snfn rencileri geldi ve para yadrdlar. Kalabalk artyordu. Bukleli, kurdelah, dantelli, her eit, her renkte giysiler giyinmi kzlar arasnda o zavall 28, baca temizliyeci ocuk ok gzel bir grnt oluturuyordu. Otuz metelik toplanmt ama, daha hl para getirenler vard. Hi paras olmayan ok kk kzlar, hi olmazsa bir ey vermi olabilmek iin ellerindeki iek demetlerini uzatyorlard. Birden kapc kadn geldi ve: "Mdre hanm!" diye bard. Btn kzlar, sere srs gibi, drt bir yav> lnldlar. te tam o uada, y.olun ortasnda, yapayalnz kalan kk baca temizleyici gzlerini kuruluyordu. ok mutlu ve elleri paralarla doluydu. Ceketinin iliklerinde, ceplerinde, apkasnda tutam tutam iekler vard. ieklerin bir ksm da yerde, ayaklanmn diMmV iaruyordu. 1 .:.** 2, aramba LLER GN (Annemin mektubu) Bugn, lleri anma gndr. Enrico, bugn siz ocuklarn hangi lleri anmanz gerektiini biliyor musun? Sizler iin, siz ocuklar, bebekler iin lenleri. Bu uurda ka kii ld, ka kii daha srekli olarak lyor! Ka aile babasnn ar ilerde yaamlarn yitirdiklerini, ka annenin ocuklarm ge indirebilmek iin yoksulluklar yznden zamanndan ok daha nce kara topraklara girdiini hi dndn mu? Kendi evltlarnn sefalet, yoksulluk iinde kvrandklarn grmeye dayanamadklar iin ka babann kalbine haner saplandn, ne kadar kadnn yitirdikleri ocuklarnn acsna dayanamayp kendilerini suya atarak boduklarn, zntden ldklerini, yada ldrdklarn biliyor musun? Bugn, btn bu lleri dn, Enrico. ok sevdikleri rencilerinden ayrlmaya gnlleri elvermedii iin, okul yorgunluuna dayanamayp vereme yakalanan ve pek gen yata len retmenleri dn. Kk ocuklar tedavi edebilmek iin kahramanca gs gerdikleri o bulac hastalklara tutulup len doktorlar dn. Deniz kazalarnda, yangnlarda, ktlklarda, en tehlikeli anlarda, hayatn kurtaracak olan son tahta parasn, alevlerden kaabilecei son ipi, son ekmek lokmasn o masum ocuklara brakan ve yaptklar fedakrlktan mutlu lenleri dn. Bu ller sayszdr, Enrico. Mezarlklar, bu gibi kutsal yzlerce yaratklarla doludur. Eer mezarlarndan bir an iin kalkabilselerdi, genliin zevklerini, yalln huzurunu, sevecenliklerini, zeklarn, ya-30 evld.m, byle bu gnde, daha rin olmad iin ne kadar mutlusun. ya Annen *** 4, cuma ARKADAIM GARRONE Tatilimiz iki gnlk olduu halde, sanki Garrone'yi uzun sredir grmemi gibiydim. Garrone'yi daha yakndan tandka, onu daha ok seviyordum. Zorbalardan baka tm arkadalarm da ona kar ayn sevgiyi besliyorlar. Bunu pek belli etmezler ama, zorbalar onu hi sevmezler. nk onlarn kstahlk yapmalarna olanak vermez. Ne zaman byk bir ocuk, kk bir ocua el kaldracak olsa, kk hemen: -"Garrone!" diye barr, bylece de byk ona vurmaya cesaret edemez. Garrone nin babas demiryollarnda makinistir. tki yl boyunca hasta yatt iin Garrone okula ge balam. Snfn en uzun boylu ve en gl ocuudur, tek eliyle bir sray kaldrr, hi durmadan da bir eyler attrr. ok iyi

kalpli ocuktur. Kendisinden ne istenirse istensin, kalem, silgi, kt, ak hemen dn verir, yada balar. Okulda ne gler, ne de konuur. Kendisine ok dar gelen srasnda srtn kamburlatrr. ban omuzlarnn iine eker ve hi kmldamadan oturur. Ona baktm zaman da: "Seninle dostuz, deil mi. Enrico?" dermi gibi yar kapal gzleriyle bana glmserdi. tri ve iman olduu iin ceketi, pantalonu, gmlei, her ey, her eyi ona ok dar ve ok ksa gelirdi, apkas bir trl bana oturmazd, tral ba, koskocaman ayakkablar ve her zaman ip gibi bzlm bir kravat var32 di. Bu hali beni ok gldrrd. Sevgili Garrone, seni sevmek iin bir kez yzne bakmak yeter. Snfn kkleri hep onun srasnda oturmak isterlerdi. Aritmetii ok iyi bilirdi. Kitaplarn krmz deri bir kayla balar ve omurundan sallandrrd. Sedef sapl bir ba vard. Bunu, geen yl, .askerlerin talim yapt bir meydanda bulmutu. . Bir gn onunla parman kemie kadar kesti ama, okulda bunu kimse farketmedi, evde de annesini, babasn zmemek iin hi bir ey belli etmedi. Kendisine yaplan akalara hi kzmaz; fakat bir eyin doru, gerek olduunu aklarken, ona "yalan sylyorsun" derlerse, kyameti koparr, gzleri ate saar ve olan gcyle sray yumruklard. Geen cumartesi sabah, defter parasn elinden kaptrm olan ve bu yzden defter alamyan birinci snf rencisi sokan ortasnda alad iin, ona bir metelik verdi. gnden beri annesinin ya gn iin yazd sekiz sayfalk bir mektubun kenarlarn boya kalemleriyle sslemekle meguld. Sk sk okuldan olunu almaya gelen annesi de, Garrone gibi, uzun boylu, iman ve olduka sevimliydi. retmen hep ona doru bakar, yanndan her geiinde de sakin bir boa yavrusunu okar gibi onun ensesini okard. Ona kar iinde derin bir sevgi ijeslerim. onun erkek eli gibi kocaman elini skmak ok houma gider. Bir arkadann hayatn kurtarmak iin tehlikeye atlabileceinden, kukum yok. Zaten bu, onun gzlerinden de okunuyor. Sesi her zaman homurtu gibi kt halde, o sesin temiz ve iyilik dolu bir kalpten geldiini dnrm. *** 33 7. pazartesi KMRC LE SAYGIDEER BAY Dn- sabah Carlo Nobis'in Betti'ye sylediklerini Garrone kesinlikle azna almazd. Carlo Nobis kibirlidir, nk babas ok tannm bir kiidir. Uzun boylu, siyah sakall, ok ciddi bir baydr. Hemen hemen her sabah okula kadar oluna refakat eder. Dn sabah Nobis, Betti ile kavga etti. Bir kmrcnn olu olan Betti snfn en kklerinden biridir. Carlo, haksz olduu iin ne syleyeceini bilemiyordu. Betti'ye yksek sesle: -"Senin baban bir dilenci paras!" diye bard. Betti, salarnn kkne kadar kzard, hi bir karlk vermedi ama, gzleri yalarla doldu. Eve dnnce de bu szleri babasna tekrarlad. Bunun zerine, ksa boylu ve kapkara olan kmrc, leden sonraki derste, olunu elinden tutarak geldi. retmene yaknmalarda bulunaca besbelliydi. Kmrc yana yakla konuurken snf sessizlie brnmt. Tam bu esnada olunu getiren Nobis'in babas her zamanki gibi kapnn eiinde olunun paltosunu karrken adndan sz edildii duydu, neden sz edildiini renebilmek iin ieri girdi ve aklama istedi. retmen: - "Bu ii bana yaknmaya gelmi, nk olunu/ Carlo onun oluna: Senin baban bir dilenci paras demi" diye aklamada bulundu. Nobis'in babas kalarn att, biraz da kzard. Sonra da oluna: 34 . -"Sen bu sz syledin mi?" diye sordu. Carlo, snfn ortasnda ayakta, kk Betti'nin nnde ba eik duruyordu, hi yant vermedi. i Bunun zerine babas onu kolundan tuttu ve yz Betti'ye dnk olarak ileriye doru itti, yle ki neredeyse birbirlerine deeceklerdi. Sonra da oluna: - "Ondan zr dile" dedi. Kmrc: -"Hayr, hayr" diyerek araya girmek istedi ama, bay Nobis ona aldr etmedi ve-oluna:

-"zr dile " diye tekrarlad. "Szlerimi tekrarla. Babamn, elini s kmakla onur duyaca babana kar sylediim bilinsiz, adi, hakaret edici sz iin zr dilerim." Kmrc, "hayr, istemiyorum" demek ister gibi kararl bir hareket yapt. Carlo'nun babas buna aldr bile etmedi ve olu, yavaa, ksk bir sesle ve gzlerini yerden ayrmadan: "Babanm... elini skmakla onur duyaca... babana kar sylediim.... bilinsiz... adi.... hakaret edici.... sz iin.... zr dilerim" dedi. Bylece bay Nobis elini kmrcye uzatt, o da bu eli kuvvetle skt. Sonra da, olunu Carlo Nobis'in kollarna itti. Bay Nobis retmene: "Bu iki renciyi yanyana oturtmak lutfunda bulunabilir misiniz?" dedi. retmen de Betti'yi Nobis'in srasna oturttu. ocuklar yerlerine yerleince, Nobis'in babas selm verdi ve kt. Kmrc, bir sre, dalgn, yanyana oturan iki renciye bakt. Sonra sraya yaklat, ona bir ey sylemek istermi gibi, sevecenlikle ve pimanlk dolu bir ifadeyle '35' Nobis'e bakt ama. bir ey sylemedi. Onu okamak iin elini uzatt ama, buna cesaret edemedi. Yalnz kaln parmaklaryla alnna dokundu. Sonra kapya doru ilerledi, bir kez daha arkasna dnp bakt ve gzden kayboldu. retmen: "imdi burada grdklerinizi hi unutmayn, ocuklarm. Bu yln en gzel dersidir' dedi. *** 36 10 perembe ERKEK KARDEMN RETMEN Kmrcnn olu, hasta erkek kardeimi yoklamaya elen retmen Delcati'nin de rencisi olmu. retme-in anlatt yk bizi ok gldrd. ki yl nce, oluna baar madalyas verdi diye teek-r etmek iin, o ocuun annesi, retmenin evine bir uca dolusu kmr gtrm. Zavall kadncaz, srar diyor, kmr evine geri gtrmek istememi. Sonunda ua kmr dolu olarak dnmesi gerekince de alamakolmu. yi kalpli bir baka kadn da pek ar bir iek deneti getirmi, meerse demetin iinde bir tomar para varn. retmenin anlattklar bizi ok elendirdi ve yle i kardeim biraz nce imek istemedii ilcn bir yulumda bitiriverdi. Hazrlk snfn retmenleri minnack ocuklarla u-aabilmek iin ne kadar sabrl olmalar gerekiyor. Hepsi ltiyarlar gibi disiz olduklar iin "r" ile "s"yi telffuz demezler, biri ksrr, dierinin burnu kanar, biri srann ltnda pabucunu kaybeder, br eline bir ey batt iin barr, bir bakas bir numara yerine iki numara defter ald iin alar. Bir snfta elli kiidirler. Hi bir ey bilmezler. O minimini ve yumuack elli ocuklara yaz retmek olduka g! Bu ocuklar ceplerinde meyan kk ekerleri, dmeler, ie tpalar, tlm tulalar, bir, sr ufak tefek nesneler tarlar. retmenler cepleri37 u aratrmak zorunda kalrlar. Ama, ocuklar onlar lyakkablarnn iine saklarlar. Derse hi dikkat etmezler: ri bir sinein pencereden ieri girmesi her eyi altst et-neleri iin yeterlidir. Yazn okula ot ve maysbcei gerirler. Bu bcekler bavada uuurlar, yada hokkalarn cine dalp karlar. Sonra bu bcekler, defterleri mrekkep lekesi iinde brakrlar. retmen onlarla bir anne gi-ji urar: giyinmelerine yardm eder, yaral parmaklarn arar, den berelerini toplar, birbirlerinin paltolarn giymemelerine dikkat eder, nk sonra barp arrlar. Zavall retmenler! Bir de yaknmaya gelen anneler vardr: Nasl oluyor da, bayan, benim olum kalemini yitiriyor? Nasl oluyor da benim ocuumhi bir ey renmiyor? O kadar ok ey bilen

ocuuma neden taltifte bulunmuyorsunuz? Piero'cuumun pattolununu yrtan sradaki iviyi neden kartmadnz? Erkek kardeimin retmeni bazen ocuklara ok kzar ama, onlar tokatlamamak iin parman srarak kendini tutmaya alr. Sabr tkenir ama, sonra piman olur ve azarlad ocuklar okayarak gnllerini alr. Yaramaz bir ocuu okuldan kovar, ama, gzyalarn iine aktr. ocuklarn a brakarak cezalandran ana ve babalara ok kzar. retmen Delcati gentir, uzun boyludur. yi giyinir, esmerdir, tez canl olduu iin de her eyi tez elden yapar, abuk duygulanr ve o zaman byk bir sevecenlikle konumaya balar. Annem: -"Bari rencilerini/, de sizi byle candan seviyorlar n?" eledi. retmen: "lvct, birou beni sever. Ama yl sonunda pek ou yzme bile bakmaz. Sonra erkek retmenlerin 38 rencisi olunca da, vaktiyle bir kadn retmenin rencisi olduklar iin utan duyarlar. ki yl emek verdikten sonra bir yavrucaa yrekten balanyor, ondan ayrlmak ok zor geliyor ve kendi kendinize: "Bu ocuktan eminim, beni unutmaz" diyorsunuz. Ama, tatil bitip de tekrar okula dndnz zaman, karlamak iin ona doru kouyorsunuz. "Yavrum, benim sevgili yavrum" diye ona sesleniyorsunuz. Oysa, ban br tarafa evirip geiyor." Burada retmen szlerine ara verdi: - "Sen hibir zaman byle yapmayacaksn, deil mi. km?" dedi. Sonra, nemli gzlerle kalkp, erkek kardeimi perken: -"Sen ban br yana evirmeyeceksin, deil mi? Zavall dostunu tanmamazlktan gelmeyeceksin, deil mi?' *** 10 perembe ANNEM (Babamn mektubu) Kardeinin retmeni yannda annene ok saygszlk ettin! Bunu bir daha yapna, Enrico, sakn a! Senin saygszca szn kalbime bir haner gibi sapland. Yllar nce, btn bir gece senin kk yatann stne eilmi, soluk aln dinlerken, seni yitireceini sand iin kan alayp endieden enesi atarken, ldracandan korktuum annenin o hali gzmn nne geldi. Bunlar hatrlaynca, sana mthi fkelendim. Sen, o anneyi nasl rencide edebilirsin?yle bir anne ki, senin bir saatlik acn gidermek iin bir yllk mutluluunu feda edebilir, senin geimini sahy ab ilmek iin sokaklarda avu aabilir, senin hayatn kurtarmak iin lm gze alabilir! Beni iyi dinle, Enrico. Bunu iyice aklna sok. Belki hayatn boyunca birok ac gnler yaayacaksn. Ama, en ac gnn, hi kukun olmasn, annenin ld gn olacaktr. Enrico, ileride bydn, gl, pek ok mcadeleden sonra bir adam olduun zaman, bin kere, onun sesini bir kez daha, bir n iin olsun duyabilmek iin, himayesiz zavall bir ocuk gibi onun ak kollar arasna atabilmek isteiyle tututuun zaman, onu, imdadna aracaksn. O zaman ona ektirdiin aclar t yreinde duyacaksn, bedbaht ocuk! Eer anneni zersen, hayatnda mutluluk, gnl rahatl bekleme. Vicdann rahat olmayacak, annenin o tatl ve gzel hayali her zaman senin iin znt ve yaknma kayna olacak ve kalbin acyla burkulacak. Enrico, dikkatli ol! Anne sevgisinin en kutsal duygu olduunu 40 n aklndan karma. Unu ineyen ok set bir yaratktr. Annesine sayg duyan katilin kalbinde hl namuslu, soylu bir duygu vardr. Annesini inciten, zen ve gcendiren en anl kiiler bile adi bir yaratktan baka bir ey deillerdir. Seni dnyaya getirmi olan annene kar bir daha azndan byle ac ve krc bir sz kmasn. Eer olur da azndan byle bir sz daha karsa, alnndaki nankrlk lekesini balayan pcyle silmesi iin yalvarmak gayesiyle onun ayaklarna iten g, babann korkusu deil, vicdann sesi olmaldr. Seni seviyorum, olum. Sen hayatmn en deerli umudusun. Ama, senin annene kar

nankr grmektense, senin lmn grmeyi ye tutarm. Git ve bir sre beni pme, nk bunun karln sana btn kalbimle veremem. Baban *** 41 pazar ARKADAIM CORETTl Babam beni balad. Ben hl zgndm. Bu nedenle annem beni, kapcnn byk oluyla byk caddede biraz dolaabilmem iin, dan gnderdi. Caddenin tam yar yoluna geldiimizde, bir dkknn nnde duran bir arabann yanndan geerken, birisinin ismimle beni ardn duydum, dndm: Coretti'ydi, ukulata renkli kaza, kedi tynden apkasyla, ter iinde, neeli, okuldaki snf arkadamd. Omuzunda byk bir odun yk vard, Arabada ayakta duran bir adam her defasnda bir kucak dolusu odun uzatyor, Coretti de bunlar alyor, babasnn dkknna tayor ve orada onlar alelacele istif ediyordu. "Ne yapyorsun, Coretti?" diye sordum. Yk almak iin kollarn uzatrken: "Grmyor musun, dersimi tekrarlyorum" dedi. Gldm. Ama, o ciddi konuuyordu. Odunlar alp dkkna doru koarken, dersini tekrarlamaya balad: "ekim halindeki fiiller... fiiller sayya gre deiirler... sayya ve ahsa gre..." Sonra, odunlar yere brakp onlar istiflerken -"....' Zamanlarna gre... eylemin getii zamana gre...." Baka bir odun destesini almak iin arabaya doru giderken: -"... Eylemin yapl ekline gre..." Bu yarnki dilbilgisi dersimizdi. 42 -"Ne yaparsn?" dedi. "Zamandan yararlanyorum Babam bir i iin rayla beraber gitti. Annem hasla. Boaltma ii bana kald. Ben de bu zaman iinde dilbilui sini gzden geiriyorum. Bugnk zor bir destti. Bir turlu aklma yerletiremiyorum." Sonra arabadaki adama dnerek: -'Paranz vermek iin babam saat yedide burada olacak" dedi. Araba gitti. Coretti bana: "Birazck dkkna gel" dedi. (lirdim. Buras odun ynlar, ra demetleri, bir klede de bir baskl bulunan kocaman bir odayd, "Bugn ok yorulacam" diye szne devam etti Coretti. "Bu hususta sana gvence verebilirim. Dersimi-para para alyorum. Tmceleri yazyordum, mteriler geldi. Tekrar yaz yazmaya koyuldum, bu kez de arabac geldi. Zaten bu sabah iki kez Venedik meydanndaki odun pazarna gidip alveri yaptm. Yorgunluktan bacaklarm anyor, ellerim de iti. Eer bir de resim devim olsayd, ite o zaman iim bitikti!" Hem konuuyor, hem de elinde sprge, yerdeki kuru yapraklar, dal paralarm topluyordu. "Peki ama, Coretti, dersini nerde alyorsun? diye sordum. -"Elbette burada deil" diye karlk verdi. "Gel.de gr!" Beni, mutfak ve yemek salonu olarak kullanlan byk bir odaya gtrd. Bir keye yerletirilmi masann stnde kitaplan, defterleri ve yarm kalm devleri bulunuyordu. -"Doru" dedi, "ikinci sorunun yantn daha yazmadm: deriden ayakkab, kemer yaplr... Bir de valizi ek-eyelim." 43 Kalemi ald ve o gzel yazsyla yazmaya balad. Bu srada dkkndan biri: "Kimse yok mu?" diye seslendi. Bu, ra ainaya gelen bir kadnd. Coretti:

-"Geldim" diye yerinden frlad, ray tartt, para yi ald, bir keye gitti ve bir deftere yapt sat yazd. -"Bakalm devimi tamamlyabilecek miyim?" diyerek devini yazmaya devam etti: "yolculuk antalar.." -"Ah, kahvem tayor!" diye birden bard ve ocaa koup cezveyi ateten ekti. "Bu, annemin kahvesi" dedi. "Doru drst kahve piirmesini renmeliyim. stersen beraber gtrelim. Seni grrse, ok memnun olur. Yedi gndr yatyor... Ah u fiillerden ektiklerim! Bu cezve de hep elimi yakar. Asker antalarndan baka ekleyebileceim ne var? Bir eyler daha yazmak gerek ama. bulamyorum. Gel, anneme gidelim." Bir kapy at, baka bir kk odaya girdik. Byk yatakta, Coretti'nin annesi, banda beyaz bir rtyle yatyordu. Coretti fincan uzatarak: -"Anne, ite kahven" dedi. "Bu da okul arkadam." Kadncaz bana: "Ho geldiniz, kk bey" dedi. "Hastalan yoklamaya geliyorsunuz, yle deil mi?" Bu srada Coretti, annesinin arkasndaki yastiklar yerletiriyor, yorgan dzeltiyor, atei canlandryor, komodinin altndaki kediyi kovuyordu. Sonra kahve fincann alrken : -"Baka bir eye ihtiyacn var m, anne?" diye sordu.'"urubundan iki kak itin mi? lcn bitince ecza-44 neye koar alrm. Odunlar yerletirdim. Dediin gibi sa-Pat drtte eti atee koyacam. Tereya satan kadn gelince, ona sekiz metelik vereceim. Her ey yolunda, hi endielenme." Kadncaz: "Teekkr ederim, evldm" dedi. "Zavall yav-rum, gidebilirsin. Her eyi de ne iyi dnrsn!" Coretti bana eker ikram etti, sonra da bana ereveli bir fotoraf gsterdi. Bu, babasnn asker niformal ve Prens Umberto'nun birliinde savarken "66" 'da kazand madalya ile birlikte ekilen resmiydi. O neeli glmseme ve o canl baklarla tpk Coretti'nin yzyd bu, Tekrar mutfaa dndk. Coretti: "Tamam, buldum" dedi ve defterine unlar ekledi: at kounlar da yaplr. -"Kalan da bu akam yaparm. Biraz ge yatarm. Ne mutlu sana. alacak zamann bol olduu gibi rahata dolaabilecek zaman da bulabiliyorsun!" Hep neeli ve evik, dkkna dnnce, bir tezghn zerine odun paralar yerletirdi ve onlar ortasndan kesmeye balad. Bir yandan da: "Bu da jimnastik yerine geiyor" dedi. "Okulda yaptmz kol altrmalar bunun yannda hi kalrlar! stiyorum ki, babam eve dnnce btn odunlar kesilmi bulsun. in kt yan, odun kestikten sonra yazdm t'lerle l'ler, retmenin dedii gibi. ylan; benziyorlar. Ne yapaym? Kolumu yormak zorunda kaldm sylerim ona". Benim iin en nemli olan. annemin bir n nce iyilemesi. Tanr'ya kr, bugn biraz daha iyi. Dilbilgisi-ni yarn sabah horozlar tt zaman alrn. ste ktk ykl araba geldi, i bana." Ktk ykl bir araba dkknn nnde durdu. Co retti adamla konumak iin dar kotu ve sonra geri nd: 45 -"Kusura bakma, seninle oturamayacaim" dedi. "Yarn grrz. Geldiine ok sevindim. yi elenceler. Ne mutlu sana...." Elimi skt, ilk kt almaya gitti ve dkknla araba arasnda mekik dokumaya balad. Kedi tnden beresi altnda bir gl kadar renkli, irin ve canl yzn grmek insana zevk veriyordu. Ne mutlu sana dedi. Hayr. Coretti, hayr. En mutlu olan sensin. Sensin, nk daha ok alyorsun, anana ve babana daha ok yardm ediyorsun, nk sen daha yreklisin, benden yz kere daha iyi, daha beceriklisin, sevgili arkadam. 18, cuma MDR

Coretti bu sabah ok sevinliydi, nk aylk snav yaplrken ikinci smf retmeni Coatti de gelmiti. Coatti, iri yapl, gr salar kvrck, kocaman bir siyah sakal, kara gzleri, gk grlts gibi sesi olan bir adamd. ocuklar, daima, param-pra etmekle, yakalarndan tutup karakola gtrmekle tehdit eder, rencilerini korkutmak iin yzne korkun ifadeler verirdi. Ama, kimseyi ceza-landrmazd. Hatt kimseye belli etmeden byk altnda glerdi. Bizim okulda, Coaitti'yle yardmc retmen dahil, sekiz retmen vard. Yardmc retmen, ksa boylu, sakalsz, ok gen grnen biriydi. Bir de aya sakat olan drdnc snf retmeni vard. Boynu, ynden byk bir kravatn iinde kayboluyordu. Vcudunu hep yeller kaplamt. Bu romatizma arlarna, duvarlarndan sular szan bir ky okulunda retmenlik yaparken tutulmutu. Drdnc snfa bakan, olduka yal ve salar bembeyaz olan baka retmen daha vard. Bir zamanlar krler okulunda da retmenlik yapmt. Bir de ocuklarn kk avukat diye ardaklan bir retmen daha vard, nk ilkokul retmenlii yaparken bir yandan da hukuk renimi yapp avukatlk diplomas almt. Daima iyi giyinen, gzlkl, sar bykl bir adamd. Aynca, mektup yazmay reten bir kitap ta yazmt. Bize jimnastik dersi veren retmen ise tam bir askere benziyordu. Gari-baldi ile savaa katlm. Boynunda, hl, Milazzo savanda ald bir kl yarasnn izini tayordu. 47 46 Sonra bir de, uzun boylu, salar dklm, altn ereveli gzlk tayan, krlam sakal gsne kadar inen, hep siyah elbise giyen, ceketini her zaman enesinin altna kadar dmeleyen Mdr vard. ocuklara kar o kadar iyi, yumuak davranrd ki, renciler azarlanmak iin titreyerek odasna girdiklerinde onlara barmaz ama, ellerinden tutar, byle yapmalarnn doru olmadn anlatmak iin nedenler gsterir, yaptklarndan pimanlk duymalar gerektiini syler ve bundan byle iyi ocuk olacaklarna dair sz verdirir. yle iyi bir ekilde ve yle tatl bir sesle konuur ki, ocuklar odasndan alamaktan kzarm gzlerle karlar. Bu szler onlar cezadan daha ok etkiler. Sabahleyin, rencilerin geliini beklemek, velilerle grmek iin okula herkesten nce gelen akamlar btn retmenler evlerine dndkleri zaman, ocuklarn arabalarn altna saklanmamalar, sokak ortasnda birbirleriyle dalamamalar ve okul antalarna kum ta ve toprak doldurmamalar iin okulun etrafnda dolanr. O uzun boyu, simsiyah giysiyeriyle, bu sokan kesinde grnr, grnmez ocuklar hemen kalem, bilya oyunlarn olduu gibi brakp il yavrusu gibi dalrlar. O ise, uzaktan, hznl ve sevgi dolu baklaryla, iaret parman kaldrarak onlar tehdit eder. Annemin sylediine gre, orduda gnll asker olan olunun lmnden sonra kimse Mdrn gldn grmemi. Olunun resmi, daima, masasnn zerinde duruyormu. Bu ac olaydan sonra iten ekilmek istemi. Belediye'ye yazd istifa dilekesini hazrlamt. Bugn, yarn yollarm diye bu dilekeyi masann zerinde bulundurur ama, onu gndermeye bir trl eli varmazd, nk ocuklardan ayrlmak ona ok g gliyord. Geen gn kesin kararn vermi gibiydi. O n M-48 . babam ona: , buradan aynrsaruz ok yazk baoam bunlar sylerken, odaya ocuunu yazdrmak iin bir adam girmi. Bizim yreye tandklar noglu-nunda bizim okula naklini istiyormu. Mdr, ocuu grnce arm. Bir ocua, bir de mamasndak. resme bakm, sonra tekrar ocua dnm. Onu dizlerinin arama alarak yzn kendine doru kaldrm ve iyice bak-m". Hi kukusu kalmam, bu ocuk tpk len oluna benziyormu. -"Peka" demi, kayt ilemini tamamladktan sonra babayla olunu gndermi ve dncelere dalm. ok yazk olur. Mdr bey!" zerine Mdr istifa dilekesini alarak ikiye ayrm ve: -"Burada kalyorum" demi. *** 22, sah

ASKERLER Mdrn olu ld zaman orduda gnll askerdi. Bu yzden, okuldan ktmzda, Mdr, askerlerin geiini seyredebilmek iin hep caddeye kard. Dn bir piyade alay geiyordu. Elli kadar ocuk alay bandosunun etrafnda zplayp duruyor, ark sylyor, anta ve dosyalarnn zerinde cetvelleriyle tempo tutuyordu. Biz, birka kii kaldrmn zerine ekilerek bakyorduk. Garro-ne kendisine ok dar gelen giysileri iinde zorlukla nefes alyor ve kocaman bir ekmek parasn diliyordu. Kaldrmn zerinde, her zaman temiz ve k giyinen, elbisesinin zerindeki toz taneciklerini fiskeleyen Votini, babasnn ceketini geirmi olan demircinin olu Precossi, Ca-labria'h ocuk, kk duvarc ustas, kzl salanyla Cros-si, ablak yzl Franti ve, atl tramvayn altndan bir ocuu kurtaran ve imdi koltuk denekleriyle dolamak zorunda kalan, o yiit ocuk Robetti de vard. Beklenmedik ve irkin bir olay cereyan etti. Franti, topallayan bir askere baktktan sonra, kstaha, bir kahkaha salverdi. Ama, tam o srada birisinin elini om uzunda hissetti. Arkaya dnp baktnda, karsnda Mdr grd. Franti! korkudan donakalmt. Mdr ona: -"Hareketlerine dikkat et!" dedi. "Blnde, sra halinde giden, ne karlk verme, ne de kendisini savunma olana bulunmayan bir askerle alay etmek, elleri bal bir adama hakaret etmek gibidir. Bu bir alaklktr!" Franti gzden kayboltvcrdi. Askerler.nmzden. drder drder geiyorlard. Hepsi ter ve toz iindeydiler, tfekleri de gnete parldyordu. so Mdr bize: -ocuklar, askerleri yrekten ve candan sevmelisiniz" dedi. "Onlar, bizim koruyucularm/dr. Yarn bir dman ordusu lkemizi tehdit edecek olsa. onlar bizim iin lmeye gideceklerdir. Onlar da sizler gibi ocuk, ancak sizlerden birka ya bykler. Onlarn da eitim grdkleri okullar var. lerinde zenginleri de var. fakirleri de. sizlerin aranzda olduu gibi ve hepsi de italya'nn bir baka kesinden geliyor. Zaten yzlerine baklnca anlalyor, bakn: Sicilya'llar. Sardunya'llar. Napoli'ler. Lombardiya'llar geiyor. Bu eski bir alay. 1848 savalarna katlan anl bir alay. Elbette bu askerler ayn askerler deil ama, bayraklar hep ayn. Daha sizler domadan yirmi yl nce, yurdumuz iin. bu bayran etrafnda ka kii ld!" Garrone: "te bayrak!" dedi. Gerekten de, az ileride bize doru ilerleyen bayrak askerlerin ba stnde grnd. Mdr: - "Bir eyler yapn, ocuklar" dedi. ": renkli bayramz geerken, elinizi alnnza gtrp, renci sehm nz akn!" Bir subayn tad delinmi, solmu bayrak, direine tutturulmu madalyalarla nmzden geti. Biz, hep birden elimizi alnmza gtrdk. Subay glmseyerek bize bakt ve eliyle selmmza karlk verdi. Arkamzda duran biri: "Aferin, ocuklar" dedi. Dnp baktmzda, yakasnda, Krm seferine kat lanlarn takt kk mavi kurdele tayan, yal l>i adam grdk. Emekli bir subay olan yal adam: "Aferin, ok gzel hareket yaptnz" diye ekledi 51 23, aramba Bu srada alay bandosu caddenin sonunda dn yapyordu. Bandonun etrafn bir yn ocuk sarm cokuyla tezahrat yapyorlard. Binbir sevin l bir sava trks gibi trampetlerin sesine karyordu. "Aferin ocuklar! Kkken bayrana sayg gsteren, byynce de onu korumasn bilir." *** NELLNN KORUYUCUSU Dn, Nelli de askerlerin geiini izledi. Zavall kam-burcuk, ama, sanki yle dnyormu gibi bir hali vard: "Ben hibir zaman asker olamayacam!"

Zavallck ok iyi, ok alkan ama, ylesine zayf, kuru clz, ylesine renksiz, solgundur ki, ok zorlukla nefes alr. Her zaman parlak siyah kumatan bir nlk giyer. Annesi ufaktefek sarn bir kadndr. Hep siyah giysiler giyer. Okul boaldktan sonra olunu almaya gelir, nk olunun dalma saatinde kalabaln iinde itilip hrpalanmasna gnl raz olmazd. Olunu yanna alp yle gtrrd. lk gnler, kt bir yazg sonucu kambur olduu iin, pek ok ocuk onunla alay eder, srtna antalaryla vururlard. Ama, o hi bakaldrmaz, annesine de bir ey sylemezdi. nk olunun, arkadalarnn maskaras olduunu renirse, zavall kadncazn yreine ineceini biliyordu. Ona kaba akalar yaparlard, o da susar, ban srasna dayayp alard. Ama bir sabah Garrone ortaya atlarak: -"Nelli'ye bir daha dokunana yle bir tokat patlatrm ki, olduu yerde defa dner!" dedi. Franti, Garrone'nin szlerine aldr etmedi. Ama, yle bir tokat yedi ki, olduu yerde kez bir frldak gibi dnd. Ondan sonra da kimse Nelli'ye satamak cesaretini bulamad. retmen Nelli'yi Garrone'nin yanna, ayn sraya oturttu. Dost oldular. Nelli Garrone'yi ok seviyordu. Snfa girer girmez Garrone gelmi mi diye baknrd. Ona "Allahasmarladk Garrone" demeden hi bir yere git52 mezdi. Garrone de ona dosta davranrd. Ne zaman Nelli srann altna kalemini, ya da kitabn drse, o eilip de yorulmasn diye Garrone eilir ve arkadann kalemini, ya da kitabn alrd. Eyalarn antasna yerletirmesine, paltosunu giymesine yardm ederdi. Bu nedenle Nelli onu ok sever ve hep ona bakar. retmen Garrone'yi vdy zaman, Nelli kendisi vlm kadar sevinir. Sonunda NeUi btn olup bitenleri annesine anlatm: ilk gnlerdeki kaba akalan, ona strap ektirenleri, onu koruyan ve seven arkadan, her eyi. Bunu da bu sabah rendim. Okulun kapanndan yarm saat nce, ders programn gtrmem iin retmen beni,Mdre gnderdi. Ben Mdrn odasndayken, siyah elbiseli sarn bir bayan ieri girdi. Nelli'nin annesiydi. Mdre yle dedi: "Olumun snfnda Garrone adnda bir ocuk var m?" "Evet, var" diye yant verdi Mdr. "Ona syleyeceklerim var, onu, ltfen, buraya artabilir misiniz?" Mdr hademeye seslendi ve onu snfa yollad. Ksa bir sre sonra ksack sal, yuvarlak bayla, akn, Garrone eikte belirdi. Onu grr grmez, Nelli'nin annesi ona doru kotu, ellerini omuzuna koyarak, yzn gzn pt: "Demek sensin, Garrone, olumun candan arkada. Zavall ocuumun koruyucusu, sensin, iyi yrekli, sevgili ocuk, sensin!" Sonra aceleyle, ceplerini, antasn arad, bir ey bulamaynca da, ucunda kk bir ha bulunan bir zinciri boynundan kard ve Garrone'nin boynuna geirdi. Ona: "Al bunu, sevgili ocuk" dedi. Onu benim hatrm iin, tak, sana teekkr eden, sana hayr dua eden Nelli'nin annesi iin." 54 25, cuma SINIFIN BRNCS Garrone herkesin sevgisini kazanmt, Derossi de hayranln. lk baar madalyasn o ald, gene bu yl da snfn birincisi o Alacak. Onunla kimse boy lemez. Herkes btn dallarda onun bizlerden stn olduunu biliyor. Aritmetikte, dilbilgisinde, kompozisyonda, resimde hep birinci o. Her eyi hemen anlayveriyor, ok kuvvetli bir bellei var. Fazla aba gstermeden her eyi baaryor, sanki ders almak onun iin bir oyun. retmen dn ona: "Tanr sana byk yetenekler balam. Onlar elinden geldii kadar deerlendirmee bak" dedi. Btn bunlardan baka kvrck sar salaryla pek sevimli ve pek gzeldi, tek eliyle srann stnde atlayabilecek kadar da evikti. Daha imdiden eskrim yapmasn biliyordu. Oniki yalarnda, bir tccarn oluydu. Her zaman altn yaldzl dmesi olan mavi bir elbise giyerdi. Hep canl, neeli, herkese kar terbiyeliydi. Snavlarda elinden geldii kadar bizlere yardm ederdi. Hi kimse

bugne kadar ona kar kabalk etmedii gibi ona kt bir sz sylemee de cesaret edemedi. Yalnz Nobis ile Franti ona ters ters bakarlard. Votini'nin gzlerinden de kskanlk fkrrd. Ama, Derossi bunlarn farkna varmazd. O, terbiyeli haliyle devleri toplarken herkes ona glmser, onun elinden, ya da kolundan tutarak sevgilerini gstermeye alrlard. Evde, ona verilen her eyi, kart-postalan, renkli dergileri arkadalarna armaan olarak verirdi. Calabria'l ocua Clabria blgesinin kk bir haritasn yapt. Olgun bir kii gibi kimseyi kimseden ayrt 55 etmeden, kimseye aldr etmeden, glerek, herkese bir eyler verirdi. Her hangi bir olay karsnda ona imrenmemek, onun yannda aalk duygusuna kaplmamak olanakszd. Ah! Ben de Votini gibi onu kskanyorum. Ba-zan, evde devimi yaparken, imdi onun kolayca yorulmadan dersini bitirmi olduunu dndke iimde bir aclk, bir burukluk duyarm. Ama, sonra, okula dnp de onu yle gzel, gler yzl, baarl grnce, rahat, emin bir ekilde retmenin sorularn yantladn duyunca, onun ne kadar terbiyeli olduunu ve herkesin de onu ne kadar ok sevdiini fark edince, iimdeki aclk ve burukluk bir anda yok olur ve byle duygulara kapldm iin de kendimden utanrm! Hep onun yannda oturmak ve btn okul boyunca onunla birlikte olmak isterdim. nk onun varl, sesi beni cesaretlendiriyor, alma isteimi kamlyor, iime nee ve sevin dolduruyordu. retmen yarn okuyaca aylk yky temize ekmesi iin Derossi'ye verdi. yknn ad: Lombardiya'h kk gzc. yky bu sabah temize ekti, bukahramanlkyk-s onu ok etkilemi, yz kpkrmz, gzleri nemliydi, dudaklar titriyordu. Ona baktm da, ne kadar gzel, ne kadar soyluydu! Aka, yzne kar, ne byk bir sevinle: "Derossi, her konuda sen benden daha stnsn! Benim yanmda sen olgun bir erkek gibisin! Sana hayranm ve sana sayg duyuyorum!" diyebilmeyi ne kadar isterdim. *** 26, cumartesi LOMBARDYALI KK GZC (Aylk yk) 1859 ylnda, Lombardiya'nn kurtuluu iin yaplan sava srasnda, Avusturyallara kar italyanlarn ve Franszlarn kazandklar Solferino ve San Martino savandan birka gn sonra, haziran aynn gzel bir sabahnda, Saluzzo'lu kk bir hafif svari birlii yava yava, ssz bir keiyolundan, dmana doru ilerleyerek, etrafta keif yapyordu. Birlie bir subayla bir gedikli avu kumanda ediyorlard. Hepsi sabit baklarla uzaklara, ileriye doru bakyorlard. Sessizdiler. Her an aalarn arasndan dman nc birliklerinin belirivermesini bekliyorlard. Bylece dibudak aalarnn evreledii bir ky evine vardlar. Evin nnde, on, oniki yalarnda bir ocuk oturuyordu. Elindeki bakla ck bir dal parasnn kabuunu soyarak kendini kk bir baston yapmaya alyordu. Evin pencerelerinden birinden renkli, geni bir bayrak sallanyordu, ieride kimse yoktu. Kyller, bayra dar astktan sonra, Avusturyallarn korkusundan kamlard. ocuk, svarileri grr grmez elindeki bastonu frlatt ve beresini kard. Bu, uzun san sal, iri mavi gzl, cesur bakl gzel bir ocuktu. n ak gmleinden plak gs grnyordu. Atn durduran subay: "Burada ne yapyorsun?" diye sordu. "Neden ailenle birlikte kamadn?" ocuk: : 57 56 -"Benim ailem yok" diye karlk verdi. "Ben kim sesiz bir ocuum. Herkesin iine bakarm. Sava grmek iin burada kaldm." -"Avusturyallarn getiini grdn m?" -"Hayr, c gndr grmedim." Subay biraz dnd, sonra atndan aa atlad, askerleri orada dmana kar brakt, eve girdi ve dama kt.... Ev yksek deildi, damdan yalnz kk bir krsal alan grlebiliyordu. Subay: "Aalara kmak gerek" dedi ve aa indi.

Tam da harmann nnde, tepesi gn mavileklerin-de dalgalanan bir dibudak aac ykseliyordu. Subay, dnceli, olduu yerde biraz duraklad, bir aaca, bir de askerlerine bakt. Sonra, aniden ocua sordu: "Gzn keskin midir, yumurcak?" -"Benim mi?" dedi. "Bir mil uzaklktaki sereyi bile grebilirim!" "Bu aacn tepesine kadar kabilir misin?" "Bu aacn tepesine mi? Yarm dakikada oraya tu manabilirin." -"Peki! Yukardan grdklerini bana syler misin? u tarafta, Avusturya askerleri, toz bulutlar, atlar ve parldayan tfekler var m, diye?" "Tabii syleyebilirim." -"Bu greve karlk ne istersin?" ocuk glmseyerek: -"Ne mi istiyorum?" dedi.'Hibir ey. Size yardm etmek ne gzel ey! Hem sonra!... Eer bunu Almanlar isteselerdi, bunu asla ve asla yapmazdm. Ama, bizimkiler iin seve seve! Ben Lombardiya'lym." -"yi yleyse, hadi trman bakalm!" 58 -"Bir dakika, ayakkablarm karaym." Ayakkablarn kard, pantalonunun kemerini skt, beresini otlarn iine att ve dibudan gvdesine sarld. Subay, sanki ani bir korkuya kaplp, ona engel olmak istercesine: -"Aman dikkat et!.." diye seslendi. ocuk, nedenini anlayabilmek iin ona doru dnd ve gzel mavi gzleriyle bakt. Subay: -"Yok bir ey" dedi. "Trman!" ocuk br kedi gibi aaca trmand. Subay askerlere: Siz nnze bakn!" diye bard. ocuk, ksa zamanda, aacn tepesine vard. Gvdeye sarl olduu halde, bacaklar yapraklarn arasnda kay-' blyordu. Ama, belden yukars gzkyordu. stne gne nlar vuran ba altn gibi parldyord. Yksekte o kadar kk grnyordu ki, subay onu ancak seebiliyordu Subay ocua bard: "Dosdoru uzaa bak!" ocuk, daha iyi grebilmek iin, sa elini dayand daldan ayrarak alnna gtrd. Subay: "Ne gryorsun?" diye sordu. ocuk yzn ona doru evirdi ve elini boru gibi yaparak, karlk verdi: -"Beyaz yolda iki atl var!" -"Buradan ne kadar uzaklkta?" -"Yarm mil kadar." "Yryorlar m?" "Hayr! Duruyorlar." 59 Bir sre sustuktan sonra, subay sordu: "Baka ne gryorsun? Sa tarafa bak!" ocuk saa bakt, sonra: "Mezarln yannda, aalarn arasnda parldayan bir eyler var. Sngye benziyorlar." -"nsan gryor musun?" -"Hayr! Galiba ekinlerin arasna saklanmlar." Tam bu srada keskin bir mermi vzlts havay deldi ve evin arkasnda uzakta bir yere sapland. Subay bard: "ocuk in aa! Seni grdler. Baka bir ey istemiyorum. Aa in!" ocuk: -"Ben korkmuyorum ki!" diye karlk verdi. Subay tekrarlad: "n aa!... Solda, baka ne gryorsun?" -"Solda m?" -"Evet, solda." ocuk ban sola doru uzatt. Bu srada birincisinden daha alak, daha keskin bir mermi vzlts havay deldi. Bir rperti duymutu: "Eyvah! Beni grdler" diye seslendi. Mermi pek yaknndan gemiti. Subay, fkeli ve amirane bir sesle: 'n aa!" diye bard.

ocuk karlk verdi: "Hemen iniyorum. Ama, aa beni koruyor, hi kukum yok. Solda neler olduunu renmek ister misiniz?" "Solda..."diye devam etti subay, "Aman in aa." ocuk, gvdesini sola doru eerek, bard: "Solda, kk kilisenin bulunduu yerde, bir..." fkeli nc bir vzlt yksekten geti ve tan o 60 noktadan da, ocuun, bir sre aacn gvdesine ve dallarna takldktan sonra, baaa dtn grdler. Hzla koup gelen subay: "Kahrolsun!" diye haykrd. ocuk arkas st dm, yerde kollar yana doru ak ak, srt st yatyordu. Gsnn sol yanndan bir kan seli fkry ordu. Subay eilip ocuun gmleiini aarken, avula iki asker atlarndan aa atladlar. Mermi ocuun sol cierine saplanmt. Subay: -"lm!" diye haykrd. avu: "Hayr, yayor!" diye karlk verdi. Subay haykrd: "Ah, zavall ocuk! Ah, yiit ocuk! Cesaret! Cesaret!" Bir yandan "cesaret" deyip, bir yandan da mendilini yarann zerine bastrrken, ocuun gzleri kayd ve ba dt: lmt. Subay sarard ve bir sre ocua bakt. Sonra, onu, ba otlarn stnde, yatrd. Kalkt ve bir sre daha ocua bakt. Hareketsiz duran avula iki asker de ocua bakyorlard. Dierleri dmana doru duruyorlard. Subay zgn bir sesle: "Zavall ocuk! Zavall ve cesur ocuk!" diye mrldand. Sonra eve yaklt, renkli bayra pencereden ekti,, onu matem bayra gibi kk lnn stne rtt ama, yzn akta brakt. avu lnn ayakkablarn, beresini, kk bastonunu ve ban yanma getirdi. Bir sre daha sessiz kaldlar. Sonra, subay avua doru dnd ve: 61 "Ambulans gnderir, onu aldrrz. Askerce oldu Askerler onu gmerler." Bunlar syledikten sonra eliyle lye bir pck gnderdi ve: -"Atlara!" diye bard.. Hepsi atlara bindiler, kk birlik topland ve yola koyuldu. Birka saat sonra da kk l, askeri bir trenle gmld. Gne batarken, btn talyan nc birlikleri dmana doru ilerliyorlard. Sabahleyin hafif svari birliinin getii o ayn yoldan imdi iki sra halinde, tyl apkala-ryla, piyade taburu ilerliyordu. Bu tabur, birka gn nce de1 San Martino tepesini, kahramanca, kanlaryla su-lamt. Daha kamp yerinden ayrlmadan nce, askerler ocuun lm haberini almlard bile. Bir rmak kysn izleyen keiyolu evin pek yaknndan geiyordu. Taburun ilk subaylar renkli bayraa sarl ve dibudak aacnn dibinde yatan kk cesedi grnce onu kllaryla selmladlar. lerinden biri rman kysna eildi, burada pek ok iek boy atmt, iki sap iek kopard ve ocua att. Bunun zerine pepee geen btn piyadeler kopardklar iekleri lye attlar. Ksa bir sre iinde ocukcaz ieklere bouldu. Hem subaylar, hem de askerler, hepsi, gerekten ona selm yolluyorlar-d. "Aferin sana, kk Lombardiya'l!" "Elveda, kahraman ocuk!" -"Selm sana, sar ocuk!" -"Ruhun ad olsun!." -"Zafer sana!" -"Elveda!" 62 Bir subay ona, gsndeki kahramanlk madalyasn att, bir bakas gidip onu alnndan pt. Ve iekler, plak ayaklarnn, kanl gsnn, san salarnn zerine yamaya devam ediyordu. O, otlann arasnda, bayrana sanl, sanki bu selmlan duyuyormu gibi, solgun fakat glmseyen yzyle uyuyordu. *** 29, sah FAKRLER (Annemin mektubu)

Lombardiya'h ocuk gibi hayatm vatan iin vermek, byk bir erdem olarak saylr ama, sen gene de kk erdemleri ihmal etme evldm. Bu sabah okuldan dnerken, nme dm yryordun. Dizlerinin arasnda solgun yzl, hastalkl bir ocuk olan ve senden sadaka isteyen bir fakir kadnn yanndan getin. Ona baktn ve hibir ey vermedin, halbuki cebinde paran vard. Dinle, yavrum. Sana el aan sefaletin nnden, hele ocuu iin senden birka kuru isteyen bir annenin nnden ilgisizce gemeye alma sakn. Belki de o ocuun a olabileceini, o zavall annenin aclarn dn. Bir gn sana: "Enrico, bugn sana kuru bir dilim ekmek bile veremiye-ceim" demek zorunda kalrsam, benim, bir anne olarak, ekeceim aclar dnebiliyor musun? Bir fakire sadaka verdiim zaman ve o da bana: "Tanr seni ve sevdiklerini balasn!" derse, bu szlerin iimi ne kadar rahatlattn bilemezsin. Bu hayr duann gerekten uzun sre bizleri koruyacana inanr ve evime gnl rahathyla dnerim. yle dnyorum: Dorusu ya, bu fakir bana benim ona verdiimden daha ok ey verdi! Sen de bakalarna yardmc ol da, ben de senin iin sylenen hayr dualar duyaym. Sen de cebinden zaman zaman birka kuru kar ve onu yoksul bir yal adamn, kuru ekmek bile bulamayan bir annenin, anasz bir ocuun avucuna brak. Fakirler ocuklarn verdikleri sadakaya daha ok sevinirler, nk bu onlar incitmez, nk herkesin desteine muhta olan ocuklar da onlara benzerler, ite bun-64 dan dolaydr ki, fakirlere okullarn yaknnda daha ok rastlanr. Byk bir insan sadakay acd iin verir, ama, ocuun verdii sadakada acmaya sevecenlik de karr, anlyor musun? Sanki ocuk parayla beraber bir demet iek veriyormu gibi gelir fakire. Dn ki senin hibir eksiin yok, onlannsa hibir eyleri yok. Sen mutlu olmay dilerken, onlara yalnz yaamak bile yetiyor. Btn bu zengin konaklarn, gzel arabalarn, kadife elbiseli ocuklarn getii yollarda a kadnlarn, ocuklarn bulunduunu dnmek ne ac! Aman Tanrm! Senin gibi iyi, senin kadar akll ocuklarn, koskoca bir kentin ortasnda, ldeki valisi hayvanlar gibi a kalmalar ne kadar ac! Bundan byle, hibir ama, hibir zaman senden sadaka isteyen bir annenin eline birka kuru koymadan geme, Enrico'cuum! ' Annen *** 65 ARALIK KK TCCAR 1, pensem be Babam, her tatil gnnde, arkadalarmdan birini evimize armam, ya da benim onlara gitmemi, bylece yava yava herkesle dost olmam istiyor. Pazar gn Voti-ni'le gezmeye gideceim, hani her zaman iyi giyinen, salarn dmdz tarayan ve Derossi'yi ok kskanan o arkadamla. Bu arada, bugn bize Garoffi geldi, o uzun boylu, zayf, bayku burunlu, durmadan etrafn aratran kurnaz bakl arkadam. Bir bakkaln oludur. Kendine zg bir yaradl vardr. Durmadan cebindeki paray sayar, parmaklaryla abuk hesap yapar ve her trl hesab arpm cetveline bakmadan yapar. Para biriktirmeyi pek sever, daha imdiden okulun "Tasarruf Sand"nda kredi czdan var. Nasl olmasn? Bir kuru bile harcamaz, srann altna be para bile drse, onu bulmak iin haftalarca arayabilir. Derossi'nin dediine gre, tpk bir saksaan gibi, bulduu her eyi toplar. Ypranm kalemleri, eski pullar, ineleri, erimi mum paralarn, ne bulursa toplar. ki yldan beri de pul biriktiyor, byk albmnde btn lkelerin yzlerce pulu var. Bu albm tamamen dolunca, onu, hi kukusuz, kitapya satacak. Kitap defterleri ona parasz veriyor, nk pek ok ocuu mteri olarak onun dkknna ekiyor. Okuldaki bo zamanlarn alverile geirir. Hergn bir eyler satar, kader ksmet oyunu dzenler, dei toku yapar. Sonra da yapt 66 dei tokua piman olur ve verdii eyi geri ister. kiye aldm drde satar. Kalem ucu zerine oynar vejer zaman kazanr. Eski gazeteleri ttncye satar. Btn hesap larn toplamalarla, karmalarla dolu bir deftere yazar Okulda yalnz aritmetik alr, eer baar madalyas ka zanmak isterse, bu yalnz kukla tiyatrosuna para vermeden gidebilmek iindir. Benim houma gider, beni

elendirir. Tart, para kullanarak onunla pazarclk oyunu oynardk. O her eyin doru fiyatn biliyor, tartdan anlyor ve, satclar gibi, ok gzel paketler yapyor.Dediine gre., okulu bitirir bitirmez, kendi buluu olan yeni bir ticaret yapacakm. Ona yabanc lkelere ait pullar verdim, onu ok sevindirdi. Babam, gazete okur gibi yapp onu dinliyor ve eleniyordu. Cepleri daima alveri yapt bir -takn nesnelerle doludur ve bunlar siyah bir torba iinde muhafaza eder. O, bir tccar gibi, daima megul ve dncelidir. Ama, en ok nem verdii ey pul kolleksi-yonudur. Bu onun en deerli hazinesidir, sanki ondan bir servet kazanacakm gibi, hep ondan sz eder. Arkadalar ona cimri, tefeci diye ad takarlar. Ben pek bir ey diye-miyeceim. Onu ok severim, nk bana ok ey retiyor ve onu olgun bir insan gibi gryorum. Odun satcs. nn olu Coretti'nin dediine baklacak olursa, Garoffi, annesinin hayatn kurtaracan bilse bile, pullarn kimseye vermezmi. Babam buna inanmyor. Bana: "Kesin bir karara varmadan nce biraz bekle" dedi. "Pullar iin ldrd kesin ama, onun da duygular ve temiz bir kalbi var." *** 67 5, pazartesi KENDN BEENMLK Dn, Votini ve babasyla Rivoli caddesinde gezintiye i ktm. Dora Grassa caddesinden geerken, Stardi'yi gr- | dk, hani kendisine rahat vermeyenlere tekme atan arkadam. Bir kitap vitrininin nne dikilmi, hayran hayran bir corafya haritasn seyrediyordu. Kimbilir ne zamandan beri orada duruyordu, nk onun yolda da ders almak alkanl vardr. Bu kaba ocuk selmmza zoraki cevap verdi. Votini iyi giyimliydi, hatt fazla iyi giyinmiti. Krmz bordrl maroken izmeleri vard ayanda. pek ilemelerle bezenmi, ssl bir elbise, beyaz kastordan bir apka giymi, saatini de takmt. Salma salna yryerek alm satyordu. Ama, bu kez kendini beenmilii ona kt bir oyun oynad. Yava yava yryen babasn epey gerilerde brakp yolun byk bir ksmn kotuktan sonra ta bir srann nnde, gsterisiz giyinmi, yorgun grnl, ba nne eik, dnceli bir. ocuun yannda durduk. Babas olmas gereken bir adam gazete okuyarak aalarn altnda gidip geliyordu. Oturduk. Votini ocukla benim arama oturdu. Birden ok iyi giyinmi olduunu hatrlad ve yannda oturan ocuu kskandrp, kendini beendirmek istedi. Bir ayan yerden kaldrd ve bana: "Subay izmelerimi grdn m?" dedi. Bunu yanmzdaki ocuk da baksn diye syledi ama, o aldr bile etmedi. Bunun zerine arkadam ayan yere indirdi ve ba-68 na ipek ilemelerini gsterdi. Oturan ocua gznn ucuyla bakarak, bana, bu^srmah eylerden holanmadn, onlarn yerine gm dmeler koyduracan syledi. Ama, ocuk ilemelere de bakmad. Votini bu kez de kastor apkasn iaret parmann ucunda evirmeye balad. Ama, ocuk, sanki mahsustan, gznn ucuyla olsun, apkaya bakmad. Votini, adamakll kzmt. Cebindeki saatini kard, at, iindeki arklar gsterdi. Ama, beriki ban bile evirip bakmad. Arkadama sordum: -"Altn suyuna batrlm gmten mi?" -"Hayr" dedi, "saf altndan." -"Ama, tm altndan olmaz" dedim, "biraz da gm karm olmal." -"Yo, hayr" diye itiraz etti. Yanndaki ocuu bakmaya zorlamak iin saati ocuun yzne yaklatrd ve ona: -"Sen syle, bu saat som altndan deil mi?" ocuk ksaca karlk verdi: "Bilmiyorum" Votini fkeyle haykrd: "Vay, beyim, vay! Bu ne alm byle!" Bunlar sylerken babas geldi, olunun sylediklerini iitmiti. Bir sre ocua dikkatle bakt, sonra fkeyle oluna: -"Sus!" dedi ve onun kulana eilerek, "ocukcaz kr!" diye ekledi.

Votini, heyecanla ayaa frlad ve ocuun yzne bakt. Gzbebekleri donuktu. Bu ifadesiz gzler hibir ey gremiyordu. Votini ok utand, tek kelime sylemeden, gzleri yerde, yle kala kald. Sonra: 69 -"ok zldm... bilmiyordum" diye kekeledi. Ama, kr ocuk her eyi anlamt, iten gelen, samimi bir glmsemeyle: I-"A! Ziyan yok!" dedi. Artk her ey bounayd, ama, Votini kalpsiz bir ocuk deildi. Btn gezi boyunca bir kerecik olsun glmedi. *** 10, cumartesi LK KAR Elveda, Rivoli caddesindeki geziler! te ocuklarn en gzel dostu! te ilk kar! Dn akamdan beri durmadan yaseminler gibi geni ve iri kar taneleri yayor. Bu sabah okulda kar taneciklerinin camlara arpp pencerelerin d pervaznda birikmelerini seyretmek ok ho oluyordu. retmen de bakyor ve ellerini outuruyordu. Btn snlf kar toplarn, arkadan gelecek buzu ve evdeki scack atei dnp seviniyordu. Yalnz, yumruklar akaklarna dayal, kendini kaptrm olan Stardi, ne yaan kara, ne de bize aldr ediyordu. Okuldan kta, ne cmb, ne enlik! Herkes sokaklarda bamp anarak, deliler gibi kouyor, avu dolusu kar topluyor, suda yzen kk kpek yavrular gibi karlarn iinde debeleniyordu. Darda bekleyen ana ve babalarn emsiyeleri bembeyaz olmutu. Belediye grevlisinin bal da beyazlamt. Btn srt antalarmz da, ksa zamanda, beyazlaverdiler. Btn ocuklar sevinten lgna dnmt. Demircinin hi glmeyen, soluk yzl olu Precossi bile sevin iindeydi. Tramvayn altndan bir ocuu kurtaran zavall Robetti de, koltuk denekleriyle, karlarn zerinde zplayp duruyordu. imdiye dek hi kar grmemi olan Calabria'l, kocaman bir kar topu yapt ve onu eftali gibi yemeye balad. Sebze satcsnn olu Crossi antasn karla dordurdu. Babam, kk duvarc ustasn yarn bizim eve gelmesi rin davem ettiinde, ustann haline hepimiz glmekten atladk. Az kar doluydu. Bunu ne tkrmeye, ne de 71 70 yutmaya cesaret edemedii iin, olduu yerde put gibi duruyor, dut yutmu blbl gibi azndan tek bir t kmyordu. Bu hali ok glnt. Bayan retmenler de glp koarak okuldan kyorlard. Benim zavall birinci snf retmenim de yaan kara kar kouyor, yzne apkasnn yeil tln siper etmeye alyor ve ksryordu. Bu arada, bitiiimizdeki kzlar okulunun yzlerce rencisi barp koarak, bu bembeyaz halnn zerinden geiyorlard. retmenler, hademeler ve belediye grevlisi : "Hadi, evinize, evinize!" diye baryorlard. Bir yandan da byk ve sakallarnda kar tanecikleri birikiyordu. Ama, onlar da k bir bayram gibi karlayan ocuklarn grltl cmblerine glyorlard. "Sizler k kutluyorsunuz... Ama, ne ayakkabs, ne ekmei, ne de atei olan ocuklar var. Souktan morarm elleriyle okullarn stacak odun paralarn uzun bir yoldan tayarak, kylere inen binlerce ocuk da var. Karlarn iine gmlm maara gibi bo ve karanlk yzlerce okul var. Burada ocuklar ya dumandan boularak, ya da souktan ene atarak ders yapmaya alyorlar. Oradaki ocuklar, tehditi altnda kalan, uzaktaki kk evlerinin zerine durmadan yaan ve ylan bu beyaz kar paralarna rperti ile bakarlar. Siz, ocuklar da, kn geliini sevinle kutluyorsunuz. Kn kendilerine yoksulluk ve lm getir binlerce yarat da dnn." 11, pazar Baban *** 72 KK DUVARC USTASI

Kk duvarc ustas bugn bize geldi. zerinde avclarn giydikleri ksa ve bol bir elbise vard. Babasnn eski elbisesinden yapma olduu, zerindeki kire ve al izlerinden belliydi. Babam onun gelmesini benden ok istiyordu. Gelii bizleri ne kadar sevindirdi! eri girer gir mez, kardan srlsklam olmu o yumuak baln kard ve hemen ceplerinden birine sokuverdi. Sonra yorgun iilerin ar aksak yryyle, bask burunlu, elma gibi yuvarlak yzn saa sola evirerek ilerledi. Yemek odasna girince, etrafndaki eyalara yle bir gz att kambur soytar Rigoletto'y gsteren resme gzlerini dikti ve tavan gibi burnunu oynatt. O byle burnunu tavan gibi oynatt zaman insan kendini tutamaz ve gler. Kk tahta kplerle oynamaya baladk. Kuleler ve kprler yapmaktaki yetenei harikayd. Sanki dokunduu herey mucize olarak ayakta duruyordu. Byk insanlara has bir sabrla ve ciddiyetle alyordu. Bir kuleyi yapp tekine geerken, bana ailesinden sz ediyordu: Bir tavanarasnda oturuyorlarm, babas okuma yazma renmek iin gece okuluna gidiyormu, annesi Biella'ym. Eski ama, onu koruyacak kadar kaln, iyicene yamanp tamir edilmi giysilerine, annesinin zenle balad kravatna baklacak olursa, ana ve babasnn onu ne kadar ok sevdikleri kolayca anlalr. Anlattna gre babas iriyar bir adamm, kaplardan geerken zorluk ekermi, ama, ok iyi kalpliymi, olunu "tavan yzl" diye anrm. Olu da, aksine, ufak tefek. 73 Saat drtte kanapeye oturduk ve kahvalt yaptk: ekmekle zm reeli yedik. Kalktmz zaman, bilmiyorum neden, kk duvarc ustasnn ceketiyle kanapenin arkalna yapt beyaz kire lekesini temizlememi babam istemedi. Elimden tutarak engelledi, sonra, gizlice, kendisi temizledi. Oynarken, kk duvarc ustas ceketinin bir dmesini kaybetti. Annem de den dmenin yerine bir bakasn dikti. Annem dikerken o kzard,heyecanland, a knbir halde, soluunu tutarak bakp kald. Sonra ona karikatr albmn gsterdim. O farkna varmadan, albmdeki yzlerin taklidini yapyordu. yle baarl oluyordu ki, babam bile, onun bu haline glyordu. Giderken ylesine sevinliydi ki, o yumuak baln giymeyi unuttu ve merdivenin bana gelince de, memnuniyetini belirtmek iin son bir defa dnd ve bir tavan gibi burnunu oynatt. Arkadamn ad Antonio Rabucco'dur ve drt ay sonra dokuz yana girecektir. "Evldm, kanapeyi temizlemeni niin istemedim, biliyor musun? Arkadann gz nnde kanapeyi temizlemek, kanapeyi kirlettii iin onu azarlamak gibi olurdu. Bu da gzel, doru bir davran olmazd. nk bunu, her eyden nce, istiyerek yapmad. Sonra da bunu babasnn elbiseleriyle yapt, yani babasnn alrken giydii elbiselerle. alrken yaplan bu eyler de kir, leke deildir, bu olsa olsa tozdur, kiretir, ne istersen odur. Ama, kir deildir. alma kirletmez. inden gelen bir iiye hibir zaman: "Kirli, pis!" deme, yalnz "elbiseleriniz iinizin ilerini tayor" de. Bunu hi unutma. Ve kk duvarc ustasn da seV. nk o senin arkadan, ayn zamanda bir iinin oludur." Baban 16, cuma KARTOPU *** Hi durmadan kar yayor. Bugn okuldan karken, kar yznden, messif bir olay cereyan etti. Caddeye aniden akn eden bir sr ocuk, sulu kardan yaplm, ta gibi sert ve ar kartoplarm birbirlerine atmaya koyuldular. Kaldrmdan pek ok yaya geiyordu. Bir adam: -"Artk yeter, yaramazlar!" diye bard. Tam bu srada, yolun br tarafndan gelen, keskin bir lk duyuldu. apkasn kaybetmi, sendeleyen yal bir adam, yzn elleriyle kapamt, yanndaki ocuk da: -"mdat! mdat!" diye baryordu. Hemen her taraftan koutular. Atlan kartoplarm-dan biri adamn gzne gelmiti. ocuklar il yavrusu gibi etrafa daldlar. Ben, o srada, babamn alveri yapmak iin ieri girdii kitap dkknn nnde duruyordum. Pek ok arkdam kouarak geldiler ve yanmda duran dierlerinin arasna karp, vitrine bakarm gibi yaptlar. Cebinde, her zaman olduu gibi, bir para ekmekle Garrone, Coretti, kk

duvarc ustas, ve, pul merakls, Garoffi de oradaydlar. Bu arada, yal adamn etrafnda byk bir kalabalk toplanmt. Polis ve yoldan geenlerden birka kii saa sola kouyor, gzda vererek sorguya ekiyorlard: "Kim? Kim yapt bunu?" -"Sen miydin?" t -"Syleyin bunu kim yapt!" Bunu sylyor ve, bu arada, kardan slak olup olma hklarn anlamak iin ocuklarn ellerine bakyorlard. 75 74 Garoffi benim yanmdayd ve tir tir titriyordu. Yz, bir l gibi sapsar kesilmiti. -"Kim, bunu kim yapt?" diye halk barmaya devam ediyordu. Bunun zerine Garrone Garoffi'ye yavaa: "Haydi git, kartopunu atann sen olduunu syle. Bo yere bir bakasnn sulanmasna sebep olmak ok kt bir ey" diye seslendiini duydum. Yaprak gibi titreyen Garoffi: "Ama, ben isteyerek yapmadm ki!" diye karlk verdi. Garrone: "Bunun* nemi yok, sen grevini yap, yeter!" diye tekrarlad. -"Ama, bende o kadar cesaret yok!" "Korkma, ben seninle geleceim!" Polis ve dier adamlar gittike ykselen bir sesle: "Kim, bunu kim yapt? Gzln paraladlar' Onu kr ettiler! Haydutlar!" diye baryorlard. Garoffi olduu yerde yilverecek sandm. Garrone kararl bir sesle: -"Gel, ben seni savunacam" dedi. Onu kolundan tuttu ve ne doru itti. Bir hastay tar gibi ona destek oldu. Halk bunu grd ve hemen anlad, ilerinden bazlar yumruklarn skp onlara doru kotular. Ama, Garrone araya girdi ve: -"Bir ocua kar on kii mi saldracaksnz?" diye bard. Bunun zerine halk olduu yerde kald, bir polis yaklat, Garofffyi elinden tuttu ve halk yararak onu, yaraly tam olduklar yufkac dkknna gtrd. Yaraly grr grmez tandm. Bizim evin drdnc kat nda yeeniyle oturan yal memurdu. Gzlerini bir mendille rtm, bir sandalyenin zerine yaslanmt. 76 Garoffi, korkudan yar l, hkrarak: -"Isteyere yapmadm! steyerek yapmadm!" diyordu. ki. kii iteleyerek onu dkkana soktular ve: -"Diz k! zr dile!" diye bardlar ve onu yere ittiler. Ama, birden iki gl kol onu ayaa kaldrd ve kararl bir sesle. -"Hayr, beyler!" dedi. Bu sesin sahibi btn olup bitenleri grm ve iitmi olan Mdrmzd. -"Madem ki gelip suunu itiraf etmek cesaretini gsterdi, kimsenin ona hakaret etmeye hakk yoktur!" diye ekledi. Herkes sustu. Mdr Garoff'ye: -"zr dile" dedi. Garoffi hkrklara boularak yal adamn dizlerine kapand. Adamcaz da elleriyle onun ban aryor, salarn okuyordu. Herkes: -"Git, olum, git, evine dn!" dedi. Babam beni kalabaln arasndan ekip ald ve yolda yrrken: "Enrico, byle bir durum senin bana gelse, devini yapmak, gidip suunu itiraf etmek cesaretini gsterebilir miydin?" diye sordu. Ona: -"Evet!" dedim. O da bana: "Bunu mutlaka yapacana bana sz ver" dedi. "Sana sz veriyorum, babacm!" *** 77 17 cumartesi BAYAN RETMENLER

Bugn Garoffi, korku iinde, retmenin azarlamasn bekliyordu. Ama, retmen gelmedi, yedek retmen de yoktu. Bu yzden derse bayan Cromi geldi. Bayan retmenlerin en yahsyd, iki byk olu vard. Baretti ilkokuluna ocuklarn getiren birok baya okuma yazma retmiti. Bugn olduka zgnd, nk oullarndan biri hastalanm. Snfa girer girmez, arkadalarm grlt yapmaya baladlar. Ama, o sakin, yumuak bir sesle: "Benim ak salarma sayg gsteriniz. Ben yalnz bir retmen deil, ayn zamanda bir anneyim" dedi. Bunun zerine kimse konumaya cesaret edemedi. O yzsz Franti bile ona, gizlice, nanik yapmakla yetindi. Bayan Cromi'nin snfna kardeimin retmeni bayan Delcati, onun yerine de her zaman siyah nlk ve koyu renk elbise giydii iin ocuklarn "kk rahibe" diye ad taktklar bayan retmen gnderilmiti. Kk rahibenin kck ve kl bir yz vardr. Salar daima parlaktr, gzleri l sldr. Tatl ve yumuak sesiyle sanki hep dualar fsldar. Annem onun syledii hibir eyi anlamazm. yle yumuak, yle utangatr ki, hi deimeyen ve ancak duyulabilen sesiyle ne barr, ne de fkelenir. Hi sz dinlemeyen haar ocuklar bile yola getirir, hain yumurcaklara ba edirir, bunun iin iaret parman kaldrp onlar uyarmas yeterlidir. Snf her zaman bir mabet gibi sessizdir. Biraz da bunun iin onu kk rahibe" diye arrlar. Ama, bundan baka benim houma 7fi giden bir retmen daha var: 3 numaral birinci snfn retmeni. Hani o pembe yzl, yanaklarnda gamzeleri olan, krmz tyl apka giyen ve boynunda daima sar (camdan kk bir ha tayan o gen retmen. Her za-| man neeli olduu iin snf da neelidir, daima gler, sesi yle berraktr ki bard zaman insan ark sylyor sanr. Sessizlii salamak iin deneini masann zerine vurmas, ya da hafife el rpmas yeterlidir. ocuklar dar karken, onlar sraya koymak, birisinin yakasn dzeltmek, mesin diye tekinin paltosunun nn iliklemek iin gen bir kz gibi arkalarndan koar. Kavga etmesinler diye ocuklar sokaa kadar izler, evde onlar cezalandrmamalar iin ana ve babalarna yalvarr. ksrenler iin yamnda hap tar, yenlere kendi manonunu dn verir. Durmadan retmeni okayp, kendilerini pmesi iin onu kolundan, eteinden ekitiren snfn en kkleri onu pek yorarlar. Ama, o glerek, btn bunlara katlanr ve hepsini per. Sonra da hergn sa ba darmadank, sesi kslm bir halde evine dner ama, o gzel gamzeleri ve krmz tyyle, mutludur. Ayna zamanda kz rencilere resim dersi de verir, bu kazancyla da hem annesini, hem de erkek kardeini geindirir. *** 79 18. pazar YARALININ EVNDE Garoffi'nin att kartopuyk gznden yaralanan yal memurun yeeni de krmz tyl retmenin snfnda okuyor. Bugn onu kendi olu yerine koyan amcasnn evinde grdk. retmenin temize ekmem iin verdii ve gelecek hafta okuyacamz "Floransal kk yazc" adl aylk yky bitirmitim. Baban bana: "Haydi, drdnc kata kalm da, bakalm o bayn gz ne oldu" dedi. Lo bir odaya girdik. Yal adam yatanda oturuyordu, arkasna pek ok yastk yerletirmilerdi. Hastann baucunda kars oturuyordu, bir kede de kk yeen kendi kendine bir eylerle oynuyordu. Yal adamn gz sanlyd. Babam grnce ok sevindi. Bizi oturttt. Bize iyi olduunu, gznn kr olmadn, birka gne kadar btnyle iyileeceini syledi. -"Bir kazadr oldu" diye ekledi yal adam. "Zavall ocukcazn ne kadar korkmu olabileceini dndke zlyorum." Sonra, onu tedavi eden ve birazdan gelecek olan doktordan sz etti. Tam bu srada da, kapnn zili alnd. Adamn ei: -"Doktordur" dedi.

Kap ald... Bir de kimi greyim? zerinde uzun paltosu, ba nne eik, ieri girmeye cesaret edemeden, eikte Garoffi duruyordu. 80 Hasta: "Kim geldi?" diye sordu. Babam: "Size kartopunu atan ocuk" dedi. Bunun zerine yal adam: "Gel, zavall yavrucuum! Gir ieri, gir. Hastann salk durumunu renmeye geldin, deil mi?" Hasta daha iyi, birka gne de, merak etme, btnyle iyileecek. "Gel buraya." Garoffi yle cokuluydu ki, bizi bile grmedi. Ala-namaya alarak yataa doru yaklat. Yal adam onu okad ama, Garoffi'nin konuacak gc yoktu. Yal adam: "Geldiin iin ok teekkr ederim" dedi. "Hem imdi git, annene, babana syle, kendimi ok iyi hissediyorum, artk benim iin hi zlmesinler." Ama, Garoffi kmldamyordu, sanki bir ey sylemek istiyormu da cesaret edemiyomu gibiydi. "Bana ne syleceksin? Bir ey mi istiyorsun?" "Ben mi?... Yo, hayr." "yleyse, gle gle evldm. Artk yreini ferah tutabilirsin." Garoffi kapya doru yneldi ama, orada durdu, sonra onun peinden giden, ona merakla bakan kk yeene doru geri dnd. Birden paltosunun iinden bir ey kard ve tella unlar syleyerek, eiindekini kk yeene verdi: -"Bu sana!" Sonra da yldrm gibi gzden kayboldu. ocuk elindeki paketi amcasna gtrd. zerinde unlar yazlyd: "Bunu sana armaan ediyorum." Paketi atlar ve bir -'<H attlar. Bu, iinde o esiz pul koleksiyonu bulunan al81 biimd Her zaman szn ettii, zerinde pek ok hayaller kurduu, o kadar didinip uraarak meydana getirdii koleksiyonuydu. Bu onun en deerli hazinesiydi. Zavall ocuk, bu onun yan kan, canyd! Garoff bunu kendini baladklar iin armaan ediyordu. *** 82 FLORANSA'Ll KK YAZICI (Aylk yk) lkokulun drdnc snfna gidiyordu. Oniki yanda ok sevimli bir Floransa'lyd. Siyah sal, beyaz yzl bir ocuktu. Bir demiryolu memurunun byk oluydu. Aile kalabalk, babann kazanc da az olduundan geim sknts ekiyorlard. Babas olunu ok sever, ona kar iyi, anlayl davranrd. Okulu ilgilendiren konularn dnda her eyi ho grrd. Olunun okul almalaryla ilgileniyor, hibir eye gz yummuyordu, nk ailenin geimine yardmc olmas iin olunun bir i tutabilecek seviyeye gelmesi gerekiyordu. Ksa zamanda bu seviyeye gelebilmesi iin ok yorulmas gerekiyordu. ocukcaz alt halde, daha ok almas iin babas onu tevik ederdi. Babasnn ya ilerlemiti ama, fazla alma da onu zamanndan nce ypratmt. Ailesinin geimini salayabilmek iin grevinin ona ykledii pek ok ykmllklerden baka, ayrca oradan buradan temize ekilecek yazlar alarak ek grevler buluyor ve gecenin byk bir ksmn masa banda alarak geiriyordu. Son olarak da, gazete ve fasikl halinde kitaplar karan bir Yaynevinden i almt. Bantlarn zerine abonelerin isim ve adreslerini yazyordu. Yazd her beyz bant iin lira ahyordu. sim ve adreslerin byk harflerle dzgn yazlmalar gerekiyordu. Ama, bu i onu yoruyordu, o da sk s'k yemeklerde ailesine yaknyordu: -"Bu i gzlerimi ok bozdu. Artk bu gece iine Uyanamyorum." Bir gn olu babasna: 83 -"Babacn, senin yerine ben alaym. Ben de s, nin kadar gzel ve dzgn yazyorum." Ama babas yle yant verdi:

-"Hayr, evldm. Sen okumak zorundasn. Senin okulun benim yazdm bantlardan ok daha nemli. Senin bir saatini bile alsam, buna ok zlrm. Teekkr ederim ama, istemiyorum, bir daha bana bundan sz etme." ocuk byle konularda babasna srar edemeyeceini biliyordu, o da srar etmedi. Ama, bakn neler yapt. Gece saat tam onikide babasnn iini brakp alma odasndan ktn ve yatak odasna gittiini biliyordu. Birka kez onu duymutu. alar saat gece onikiyi vurur vurmaz, yerinden oynatlan sandalyenin grltsn ve babasnn ar admlarn duymutu. Bir gece babas ya-tmcaya kadar bekledi, yava yava giyindi, el yordamyla, duvarlara tutuna tutuna alma odasna gitti, gaz lambasn yakt, yaz masasnn bana oturdu. Masann stnde bir deste beyaz bant adres listesi duruyordu. Babasnn yazsna benzeterek yazmaya balad. Byk bir istekle, sevinle, biraz da korkarak yazyordu. Yazlm bantlar masann bir kenarnda ykseliyordu. Zaman zaman, ellerini ovuturmak iin kalemini brakyor, sonra daha byk bir abayla, kula kirite, glmseyerek, yazmaya koyuluyordu. Yzaltm tane bant yazmt: bir lira! Bunun zerine ara verdi, kalemi ald yere koydu, lambay sndrd ve ayaklarnn ucuna basarak yatana dnd. O gn le vakti babas sofraya daha neeli oturdu Hibir eyin farkna varmamt. Bu ii robot gibi. hi dnmeden yapyordu ve yazd bantlar da eriesi gn sayyordu. Neeyle masa banda otururken, eliyle olunun omu/una hafif hafif vurarak: 84 -"Ya, Giulio" dedi, "baban sandndan da daha iyi Ayor! Dn akam iki saatte, her zaman yazdmn katn yazdm. Elim hl abuk, gzlerim de daha grevlerini yapabiliyorlar" dedi. Giulio da sevinli, sessiz, kendine yle diyordu: "Zavall babacm, almana yardm ettiim gibi, kendini yeniden genlemi sanp sevinmeni de salyorum. yleyse, haydi bakalm, cesaret!" Baarsndan memnun ertesi gece, saat onikiyi vurunca kalkt ve almaya koyuldu. Ve pek ok geceler byle devam etti. Babas hibir eyin farkna varmyordu. Yalnz, bir keresinde, akam yemei iin alma odasndan karken yle dedi: -"Garip ey. birka zamandr bu evde ne kadar ok gaz kullanlyor!" Giulio'nun yrei cz etti ama, konuma orada bitti. Gece almas da byle srp gitti. Her gece yeter derecede uyumad iin, Giulio iyicene dinlenemiyordu. Sabahleyin yorgun kalkyor, akam da okul devlerini yaparken gz kapaklarn ak tutmak iin byk bir g saTfediyordu. Bir akam, hayatnda ilk kez, ba defterinin zerine dt ve uyuyakald. Babas ellerini rparak: -"Uyan, uyan!" diye bard. "Dersini al!" ocuk silkindi ve devini yapmaya koyuldu. Ama, ertesi akam ve ondan sonraki gnlerde, ayn olay tekrarnd, hem de daha beter olarak Kitaplarnn zerinde uyukluyor, her zamankinden daha ge kalkyor, derslerini glkle alyor, almaya kar bir isteksizlik duyuyordu. Babas olunun durumunu yakndan izlemeye koyuldu. Bu hal onu endielendirdi ve sonunda da olunu harlamaya balad. imdiye dek olunu hi azarlamak Orunda kalmamt! 85 Bir sabah ona: -"Giulio" dedi, "sen benimle dalga geiyorsun. Sen artk benim alkan ocuum deilsin. Bu benim iin houma gitmiyor. Yaptklarna dikkat et, btn ailenin umudu sende. Bu durumdan hi memnun deilim, anl yor musun?" imdiye dek ilk kez byle sert bir azar iiten ocuk ok sarsld. Ve kendi kendine: "Evet, gerekten de bu byle devam edemez. Yap tklarm artk babama aklamam gerekiyor" dedi. Ama, ayn gnn akam, babas yemee oturmak iin alma odasndan kt ve sevinle: -"Biliyor musunuz, bu ay yazdm bantlardan ge en aya gre otuziki lira fazla kazandm! ok sevinli] yim!..." dedi ve masann altndan bir kutu tatl kard

Bu ay elde ettii fazla kazancm ocuklaryla birlikte ku lamak iin bunu almt. Herkes ellerini rparak kutuy sevin sesleri iinde karlad. Bunun zerine Giulio daha canland ve kalbinin de rinliklerinden kendi kendine: "Hayr babacm, seni aldatmaya devam edece im. Gndz ders alabilmek iin daha ok g harcayacam. Ama, geceleri de sen ve dierleri iin almaya devam edeceim" dedi. Babas: "Fazladan otuziki lira! ok sevinliyim!..." dedi ve, Giulio'y gstererek, "Bu ocuk, ama, benim canm skyor, beni zyor!" diye ekledi. Giulio hi sesini karmadan babasnn azarlarn dinledi ve yanaklarndan akmak iin kirpiklerinin ucunda biriken gzyalarn zorlukla iine aktt. Ama, btn bunlara ramen, iini byk bir mutluluk kaplyordu. 86 Btn gcn harcayarak almaya devam etti. Her-gn biraz daha ok yorulduundan bu almay zorlukla srdrebiliyordu. Bu i iki aydr sregeliyordu. Baba olunu azarlamaya ve ona fkeli gzlerle bakmaya devam ediyordu. Bir gn okula gidip, olunun retmeniyle konutu. retmen ona: "Evet, baaryor, baaryor ama. akll da onun iin. ilk gnlerdeki hevesi kalmad. Uyukluyor, esniyor, ok da dikkatsiz. Kompozisyonlarn, ksack, aceleyle, eri br bir yazyla yazyor, zentisiz. Ah, o istese,ok, - ok daha iyisini yapabilir!" dedi. O akam baba olunu bir kenara ekti ve ona imdiye dek duymad en ac szleri syledi: -"Giulio, nasl altm gryorsun, ailenin geimini salamak iin kendimi ldresiye alyorum. Sen bana hi yardm etmiyorsun. Bana acmyorsun, ne kardelerine, ne de annene!" ocuk: "Hayr, baba, hayr, byle syleme!" diye bararak hkrklara bouldu ve her eyi babasna sylemek iin azm at, ama, babas szn kesti: "Ne koullar altnda hayatmz kazandm biliyorsun. Herkesin iyi niyetli olmas ve biraz da fedakarlk lik yapmas gerektiini biliyorsun. Ben bile ek iler bulmak zorunda kaldm. Ben bu ay demiryollarnda alanlara yz liralk bir ikramiye vereceklerini sanyordum. Bu sabah hibir ey vermiyeceklerini rendim." Bu haberi renince, Giulio hi sesini karmad. Dilinin ucuna dek gelen kelimeleri yutkundu, srrn amaktan vazgeti. Ve kararl bir ekilde kendi kendine sz verdi: 87 -"Hayr, babacm, sana hibir ey sylemeyeceim. Senin yerine laabilnek iin srrm saklayacam. Sebep olduum zntleri baka yoldan gidereceini. Okulda dl alabilecek kadar alacam. nemli olan senin almana katkda bulunmak, seni ldren yorgunluu hafifletmek." Btn gayretiyle alt, iki uzun ay daha bu gece almalarna devam etti. Hep ayn ey tekrarlanyordu, ocuun cann diine takp almas ve babann devaml ac azarlan. Ama, iin kt taraf u ki, gn getike baba olundan souyordu. Artk kendisinden hibir ey beklenmeyen ok kt bir ocukmu gibi onunla pek seyrek konuuyor, sanki onunla gz gze gelmekten kanyor1 du. Giulio bunun farkna varyor ve zlyordu. Babas arkasn dnnce ona kaamak bir pck yolluyordu. Hznl ve iten sevgi dolu baklarn ona doru eriyordu. Bir yandan znt, bir yandan da yorgunluk onu olduka zayflatp, rengini soldurmutu. Derslerini de hergiin biraz daha savsaklyordu. Artk bu oyuna bir son vermesi gerektiini pekl anlyordu ve her akam kendi kendine: "Artk bu gece kalkmayacam" diyordu. Ama, saat gece yarsn alnca, kendi kendine verdi i sz tam tutaca anda, buna yeriniyordu. Yatandan kmazsa sanki devini yapmyormu, babasndan ve ailesinden bir lira alyOrmu gibi geliyordu ona. Kalkyordu ve gecelerden birinde babasnn uyanp onu byle alrken greceini, ya da yazd bantlar iki kez st ste sayp aldatldnn tesadfen farkna varabileceini

dnyordu. Bylece her ey de kendiliinden ortaya kacakt, nk Giulio'nun bunu yapacak cesareti yoktu. Bu byle srp gidiyordu. Ama, bir akam, yemekte, baba olunu kesin karar 88 almaya iten bir sz syledi. Annesi ona bakt ve onun her-iin biraz daha sararp solduunu, hastalkl bir hal aldn ileri srerek yle dedi: "Giulio, sen hastasn." Sonra babaya dnerek, endieyle: -"Giulio hasta. Baksana, ne kadar solmu! Gulio'm neyin var?" diye yineledi. Baba ona yle bir bakt ve: -"Vicdan rahat olmad iin byle hasta grnyor. alkan bir renci ve iyi yrekli bir evltken, hi de,byle olmazd" dedi. -"Ama, o hasta!" diye haykrd. -"Umurumda bile deil!" diye karlk verdi baba. Bu szler zavall ocukcazn kalbine bir bak gibi sapland. Ah! Artk babas ona aldrmyordu bile! Bir zamanlar, yalnz ksrdn duyup da titreyen babas' Demek ki artk onu sevmiyordu, hi phe kalmamt, babasnn kalbinde o bir lyd.... ocuun kalbi zntden skt ve kendi kendine: "Ah! Hayr, babacm, artk bu yaptklarma son ereceim, senin sevgin olmadan ben yaayamam, beni ene, btn kalbinle sevmeni istiyorum. Sana her eyi yleyeceim, artk seni aldatmayacam, nceleri altm gibi alacam. Ne olursa olsun, yeter ki sen gene beni sev, babacm! Artk bu kez kesin kararm verdim!" dedi. Gene gece olunca kalkt, bu kez sadece alkanlktan, baka bir ey dnerek deil. Kalknca da, gecenin sessizlii iinde, kalbi sevinle dolu, o kadar zamandr gizlice alt o kck oday birka dak ca iin olsun, son bir kez daha grmek, ona veda etmek istedi. Lambaln yand yaz masasnn bana gelip de orada, artk bir 89 1 dala yazmayaca ve imdi ezbere bildii o kent, insan adlarn grnce byk bir zntye kapld ve hergnkij iine yeniden balamak iin aceleyle kalemi eline ald, Ama, elini uzatrken, bir kitaba arpt ve kitap dt. Korkudan deta kan dondu. Ya babas uyanrsa! Onu k;:-t bir ey yaparken yakalamayacakt, zaten o da babasna her eyi aklamaya karar vermiti, ne olursa olsun... Ama, ne de olsa karanlk iinde onun admlarn ititneyijgecenin bu sessiz saatinde yakalanmay, annesinin uyanp korkabileceini ve sonra ilk kez olarak babasnn her eyi anlayacan ve kk deceini dnd... Btn bunlar onu korkutuyordu. Soluk bile almadan, kula kirite bir sre bekledi, t bile kmyordu. Arkasndaki kapnn anahtar deliinden darsn dinledi. Hibir ey yoktu. Btn ev halk uyuyordu. Babas duymamt. Rahatlad. Ve yeniden yazmaya koyuldu. Bantlar gene ylmaya balad. Aada, bo sokakta bekilerin dzgn admlarm duydu, sonra, birden uzaklaan bir atl arabann grltsn. Ksa bir sre sonra, yava yava, sra halinde geen yk arabalarnn grltsn iitti, sonra, zaman zaman bir kpein uzak havlamasyla blnen derin sessizlii. Yazyor, yazyordu. Kendisini yazya vermi, ban kaldrmadan alyordu. Oysaki babas, o aksal bayla olunun arkasnda duruyordu. Den kitabn grltsnden uyanm ve alma odasna duyulmadan girebilmek iin arabalarn sesinden yararlanmt. Alan pencerelerin hafif gcrtlar da admlarnn sesini rtbas etmiti. Baba orada duruyordu, beyaz bayla Giulio'nun kck siyah bann stnde. Bir nda her eyi tahmin etmi, her eyi hatrlam, her eyi anlamt. Umutsuz bir pimanlk, byk bir znt iini kaplamt. Yerinde ivilenmi gibi, soluk bi90 le almadan biricik yavrusunun arkasnda duruyordu. Elindeki kalemin adres bantlar zerinde hzla gidip geldiini seyrediyordu. Giulio birden keskin bir lk att. Titriyen iki kolun ban tuttuunu duymutu. Hkra hkra alayan babasn tanmt: Hkrarak olunun alnn pcklere boan baba: "Sen beni bala" diye karlk verdi." Her eyi anladm, her eyi biliyorum, senden ben, ben zr diliyorum, benim kutsal varlm! Gel, benimle gel!" Onu tuttuu gibi uyanm olan annesinin yatana gtrd. Giulio'yu onun kollan arasna att ve ona:

" aydr uyumayan ve benim iin alan bu melek ocuu p. Ekmeimizi kazanan bu ocuun kalbini krdm!" Annesi onu barna bast ve dmlenmi sesiyle: "Haydi, uyumaya git, evldm, git uyu, dinlen! Onu yatana gtr!" dedi. Baba onu kollarna ald, olunu odasna gtrd, yatana yatrd, nefes nefese ve durmadan onu okayarak yastn, y organn dzeltti. Giulio: "Teekkr ederim, babacm, teekkr ederim ama, imdi yatmaya git, babacm" diye tekrarlyordu. Ama, babas onun uyuduunu grmek istiyordu. Yatan yanna oturdu, elini tuttu ve ona: "Uyu, uyu, ocuum!" dedi. Giulio, heyecandan yorgun, hemen uyuyuverdi. ilk kez mutlu, derin bir uykuya dald. Ka aydr, byle yrei hafif, tatl ryalar grerek, sakin uyumamt. Gzlerini at zaman, gne oktan domutu. Gsnde, kk yatann kenarna dayanm babasnn ak sal ban nce hissetti, sonra da grd. Babas ban olunun yreine yaslayp geceyi orada ylece geirmiti. Hl da uyuyordu. 91 28, aramba RADE Snf arkadam Stardi de, Kk Floransa'lnn yaptn yapabilecek gce sahipti. Bu sabah okulda iki mutlu olay hepimizi sevindirdi. Garoff sevinten deliye dnmt, nk o deerli pul albmn ona geri vermilerdi, hem de aydr arad Guatemala cumhuriyetinin pulunu da ekleyerek. kinci olay da Stardi'nin ikinci baar madalyas almasyd. Derossi'den sonra snfn birincisi Stardi'ydi! Herkes buna at. Ekim aynda, babasnn onu, darack yeil paltosunun iinde okula getirip herkesin nnde, retmene: "ok sabrl olmanz gerekecek, nk olum olduka kaln kafaldr, anlay kttr" dediini duyduktan sonra, onun byle dl alabileceini kim bekleyebilirdi? Okulun ilk gnlerinde herkes ona odun kafal diyordu. Ama, o: "Ya baaracam, ya da gebereceim" diyordu. O gnden sonra kendini tamamen derslerine verdi ve lesiye alyordu. Gece, gndz, evde, okulda, yolda dilerini kasp, yumruklarn skarak, kz gibi sabrl, katr gibi inat, etrafndakilere gz atrmadan, alay edenlere aldrmadan, kendisini rahatsz edenleri tekmeleyerek, herkesi geti, bu mankafa! Aritmetiin "a"sn anlamazd, kompozisyonlar samalklarla doluydu, uzun bir cmleyi aklnda bile tutamazd. imdiyse problemleri zyor, yanlsz yazyor, derslerini de bir artist gibi rahatlkla anlatabiliyordu. Za-92 e o tknaz grnyle, boyumuz kaln kafasyla, tombul parmakl kck elleri ve o karga sesiyle nasl byle her eyi baardn grnce, insan hemen onun .o elik ' iradesini fark ediyor..Gazete stunlarndan, tiyatro ilnlarndan bile bireyler renmee alr, biraz para birikince hemen koup bir kitap satn alr. Daha imdiden k. k bir kitapl var. Sevinli bir zamannda, kitapln gstermek iin beni evine aracan azndan kard. Kimseyle konumaz, kimseyle oynamaz, her zaman yumruklarn akaklarna dayayp srasnda oturur ve ta gibi hareketsiz, retmeni dinler. Kimbilir zavall Stardi ne kadar ok yoruluyor! Bu sabah retmen, zgn ve sabrsz olduu halde. madalyalar verirken: "Aferin, Stardi! Gayret eden baarr" dedi. Ama, o hi bbrlenmedi, hatta glmsemedi bile. dln alp srasna oturur oturmaz gene yumruklarn akaklarna dayad ve eskisinden daha hareketsiz ve daha dikkatli retmeni dinlemeye koyuldu. Ama, en gzel olay biz okuldan karken meydana geldi. Stardi'nin babas kapda olunu bekliyordu. O da olu gibi iman ve ksa boylu, ablak yzl, kaln sesliydi. Olunun dl alabileceini hi sanmyordu ve buna inanmak istemiyordu. nanabilmesi iin retmenin gelip bunu dorulamas gerekti. Bunun zerine baba iten gelen bir sevinle gld, olunun ensesine bir aplak vurarak, yksek sesle: "Aferin, ok iyi, benim sevgili koca kafab olum,

aferin!" dedi. Bunu sylerken babas Stardi'ye heyecanla, glmseyerek bakyordu. Stardi hari, etraftaki btn ocuklar da bu neeye katlyorlard. O daha imdiden yarn sabahki dersini tekrarlyordu. 93 -31, cumartesi MNNETTARLIK (Babamn mektubu) Senin de ka kere sabrszlk gsterdiini dn bir kere, hem de kimlere kar? Anne ve babana kar, onlara sabrszlk gstermek sutur. retmenin zaman zaman sabrszlk gstermesi pekl hakl! Ne yazkki, hepiniz ona mutluluktan ok znt veriyorsunuz. Dn-ki, onun yerinde dnyann en sabrl insan bile olsa, zaman zaman fkeye kaplmaktan kendini alamaz. Sonra, retmenin hasta olduu halde ka defa cann diine takp sizlere ders vermeye geldiini her halde anmsyorsun. Ac ekerken sabrszlk gstermesi olaan deil midir? Sabrszlanr, fkelenir, nk can yanyor ve onun bu haline aldrmamanz, bu durumunu ktye kullanmanz da ona azap veriyor! retmene sayg besle ve onu sev, olum! nk baban da onu seviyor ve sayyor. nk hayatn ileride onu unutacak olan ocuklara feda ediyor. Onu sev, nk zekn ayor, onu aydnlatyor, ruhunu yceltiyor. nk bir gn, bydn zaman ben ve o dnyadan gm olacaz, belleinde onun hayalini benimkinin yannda bulacaksn. O zaman, onun. o kibar insan yznde imdi dikkat bile etmediin znt ve yorgunluk ifadesini grnce, bu gnleri hatrlayacaksn ve otuz yl sonra bile olsa, bu yaptklarna zleceksin. Onu sevmediine, ona kar iyi davranmadna zelerek, utanacaksn. retmenim sev, nk o, italya'nn drt bir yanna yaylm olan o byk ellibin ilkokul retmeni ailesine ait. Bu retmenler seninle beraber byyen o milyonlarca ocuun aydn babalandr. Onlar, lkemize imdikinden daha gl, stn bir toplum yetitiren, anlal94 . 1111 ve takdir edilmeyen iilerdir, senin isiliin iin "Hmalann tmn sevmezsen, benide sevme; aksi halde fana stereceiri sevgi mutlulut vermeyecek. Bunlan arasnda annenden, babandan sonra retme-r in en bata gelmeli. retmeni, amcan sevebilecein gibi sevmelisin. Seni okad zaman da, azarlad zaman da sev, hakl olduu zaman da, sana haksz davran-vormu gibi geldii zaman da onu sev, onu neeli, gler vzl olduu zaman da sev, onu zgn grdm zaman da daha ok sev. Onu her zaman sev. Be bu "retmen" szcn her zaman saygyla syle. Bu, bir insann bir dierine, baba isminden sonra verebilecei en kutsal addr. Baban ir i 95 OCAK YARDIMCI RETMEN 4, aramba Babam haklyd. retmen o gn zntlyd, nk kendini pek iyi hissetmiyordu. Gerekten de, gndr onun yerine, bir delikanl gibi grnen o sakalsz, ksa boylu yardmc retmen geliyor. Bu sabah ok irkin bir ey oldu. Zaten iki gndr ocuklar snfta ok grlt patrd ediyorlard, nk retmen ok sabrlyd ve: -"Susun, susun, ltfen!" demekle yetiniyordu. Ama bu sabah ocuklar ly kardlar. Snfta yle bir uultu vard ki retmenin ne syledii duyulmuyordu bile. retmen bouna ica ediyor ve yalvarp yakaryordu. ki kez Mdr kapda grnd ve ters ters bakt. Ama, o gider gitmez uultu yeniden balyor, snf pazar yerine dnyordu. Garone'yle Derossi arkadalarn susturmak iin onlara iaretler yapyorlar, yalvaryorlard ama, bouna, kimsenin onlara aldrd yoktu. Btn snfta yalnz, dirsekleri sraya dayal, yumruklan akaklarnda duran, her halde o gzelim kitapln dnen Stardi'yle gzel bir mrekkep hokkas piyangosuna ikiyz kurula katlanlarn listesini karmakla megul, gzel pullar olan, bayku burunlu Garoffi sessiz, sakin oturuyorlard. Dierleri ba-rp glyorlar, sraya sapladklar kalem ularndan garip sesler kartyorlar, bktkleri kk kt paralarn

oraplarnn lastiini kullanarak birbirlerine atyorlard. Yardmc retmen ocuklardan" birini kolundan tutup saksaklyor, brn de ceza olsun diye duvara dayayp ayakta tutuyordu. Bouna gayret, bir trl onlarla ba-96 jkanyordu. Artk ne yapacan bilemiyor, yalvanyordu: -"Peki ama, neden byle yapyorsunuz? Zorla cezalandrmam m istiyorsunuz?" Sonra krsye yumruunu indiriyor, fkeli ve yalvaran bir sesle banyordu: "Susun! Susun! Susun!" Onun byle barp yakarmas insann yreini burkuyordu. Ama, grlt durmadan artyordu. Franti ona kttan yapt bir ok frlatt, kimisi kedi gibi miyavlyor, kimisi de birbirine tekme tokat savuruyordu. Snf anlatlmaz bir karklk iindeydi. Tam bu srada hademe snfa girdi ve: "retmen Bey, Mdr sizi aryor" dedi. retmen kaygyla kalkt, ve snftan kt. Umutsuz ve zgn bir hali vard. Bu kez grlt daha da artt. Ama, Garrone kaslm yz, sklm yumruklaryla ortaya atld ve fkeden kslm sesiyle bard: -"Artk buna bir son verin. Sizler hayvansnz. Onun iyiliini ktye kullanyorsunuz. Kemiklerinizi kr-sayd, kpek gibi sinip otururdunuz. Siz bir alak srsnz. inizden kim ona bir aka daha yapmaya kalkarsa, onu darda bekleyeceim ve yemin ediyorum, babasnn gzleri nnde bile onun dilerini kracan!" Herkes sustu. Ah! O ate saan gzleriyle Garrone'vi grmek ne gzel eydi! Tpk kkremi bir arslan yavrusuna benziyordu. En azgnlara teker teker bakt, hepsi balann ediler. Yardmc retmen kpkrmz gzlerle snfa dndnde, t bile kmyordu. nce at, sonra Garrone'yi hl kpkrmz, fkeden titrer grnce, her ?eyi anlad ve sevecenlik dolu bir sesle, kardeine hitap edermi gibi, ona: -"Teekkr ederim, Garrone" dedi. *** STARD'NN KTAPLII -i Geen gn Stardi'lere gittim, evleri tam okulun ki> snda. Gerekten kitaplna hayran oldum Stardi zengin olmad iin ok kitap satn alamazd, ama, ders kitaplarn ve yaknlarnn armaan ettikleri kitaplar zenle saklar. Eline geen btn paray da kitap alabilmek iin bir kenara koyar. Bylece kk bir kitaplk meydana getirmi. Olunun bu tutkusunun farkna varan babas ona ceviz aacndan yaplma gzei bir kitaplk alm, kitapln ayrca bir de kk bir yeil perdesi var. Hemen hemen tm kitaplarn da onun istedii renklerde ciltletmi. Kk bir kordonu ektii zaman, kk yeil perde kalkyor, sra halinde dezilmi her renkte kitap grlyordu. Dzgn duran bu kitaplar pnl prld ve adlan da kapaklarn stne yaldzl harflerle yazlmt. Bunlar, yk, seyahat, iir kitaplaryd, resimli olanlar da vard. Arkadam renkleri birbirine uyacak ekilde yerletirmesini biliyor. Krmz kitaplarn yanma, beyazlar, siyahlarn yanma sanlar, beyazlann yanna da mavileri, yle ki uzaktan baklnca ok gzel bir grnt meydana getiriyorlard. Sonra renklerin yerini deitirmekten zevk duyuyordu. Bir de dizin yapm. Tpk bir ktphane memuru gibi. Kitaplarnn yanndan hi aynlmyor, onlarn tozunu alyor, sayfalann kartryor, ciltlerini inceliyor. Sayfalarn arasna fleyerek, o tombul, kk elleriyle kitaplar ne byk zenle, dikkatle atn bir grseniz. Btn kitaplar daha dn alnm gibi yepyeni. Benim kitaplarm ise perian durumda! Satn ald her yeni kitap onu ok sevindiriyordu. Onlar dzeltiyor, kitapla yerletiriyor, sonra evire evire her tarafn gzden geirmek iin onlar yerlerinden alyor ve bir ha-98 zine gim onlarn stne titriyordu. Bunlar yapmak Stardi iin beenilerin en byyd. Bir saat boyunca bana yalnz kitaplarn gsterdi. ok okumaktan gzleri aryordu. Babas, bir ara bulunduumuz odadan geti. Olu gibi ksa boylu, iman ve gene onunki gibi boyunsuz iri ba olan babas, olunun ensesine iki, aplak indirirken bana da o kaln sesiyle: -"Bu tun kafal hakknda ne dnyorsun, bakalm? Bu kafasyla bir eyler baaracak, buna eminim!" dedi.

Bu sert, kaba okamalarn altnda Stardi kocaman bir av kpei gibi gzleri yar kapal duruyordu. Ben bunu hi denemedim, onunla akalamaya cesaret edemiyordum. Benden yalnz bir ya byk olduuna inanam-y ordum. Aynurken kapnn eiinde, arkadam Stardi'yi o her zamanki ask suratyla bana "Gle gle" dedii zaman, yal bal bir adama syleyeceim gibi ona da "Sayglanm sunanm" dememe ramak kald. Eve dnnce tabama: -'Bir trl anlayamyorum. Stardi yle zeki bir ocuk deil, pek kibar hareketleri yoktur, yzne baknca da insann glmesi gelir, btn bunlara ramen zorla ket-dini saydran bir hali var'1 dedim. Babam: "Doru, nk o karakter, irade sahibi bir ocuk" diye karlk verdi. Ben: "Bir saat onunla oturduum kadar elli kelime bile sylemedi, bir kerecik olsun glmedi, bana bir tek oyuncak bile gstermedii halde hi sklmadm" diye ekledim. Babam da: "nk onu takdir ediyorsun" diye karlk verdi. *** 99 DEMRCNN OLU Dorusu, ben Precossi'yi de takdir ediyorum, hem de fazlasyla. Demircinin olu olan, o ufak tefek, soluk yzl, hznl bakl, rkek hali arkadam yle ekingendir ki, herkese "zr dilerim" der. Hep hastalkldr, buna karlk gene ylmadan alr. Babas eve sarho dner, hi bir nedeni olmadan onu dver, elinin tersiyle vurup btn defterlerini, kitaplarn odann drt bir yanna frlatr. Okula yznde rk izleriyle, bazan da yz imi, alamaktan gzleri kzarm olarak gelir. Ama, hibir zaman babasnn onu dvdn Precossi'nin azndan duyamazsnz. Arkadalar ona: - "Seni baban m dvd?" diye sorarlar. Ama, o, babasnn onurunu koruyabilmek iin hemen : -"Hayr, hayr, bu gerek deil!" diye barr. retmen, yars yanm dev kdn ona gstererek: -"Bunu sen yakmadn, deil mi?" diye sorunca: -"Hayr, ben yaktm" diye, titreyen bir sesle karlk verir. "Onu atein zerine ben drdm." Halbuki, Precossi dersini alrken eve sarho dnen babasnn bir tekmeyle masay, lambay devirdiini ok iyi biliyoruz. Arkadam bizim evin at katnda oturuyor. Kapc kadn her eyi anneme anlatr. Kz kardeim Silvia da bir gn Precossi'nin bardn duymu, nk Dilbilgisi kitab almak iin kendisinden para istedi diye babas onu merdivenlerden aa yuvarlam. 100 Babas iiyor, almyor, ailesi de alktan krlyor. jCa defa zavall Precossi okula a gelir veya Garrone'nin verdii para ekmei, ya da krmz tyl retmenin verdii bir elmay kimseye gstermeden yer. Precossi de birinci snf krmz tyl retmenle okumu! Ama, hibir zaman "Am, babam bana yiyecek bir ey vermiyor" demez. Bazan, rastgele okulun nnden geerken babas Precossi'yi alp eve gtrmek iin gelir kapda beklerdi. Soluk yzl, zorlukla ayakta durabilen, etrafn tehdit eden gzlerle bakan, salar gzlerinin nne den, beresini de ters giyen bir adamd. Zavall ocukcaz onu sokakta grnce tir tir titrer ama, gene de glerek babasna koar, adan sanki bir ey dnyor da onu grmyor gibi dururdu, yani grmemezlikten gelirdi. Zavall Precossi! Yrtlan defterlerini onarr, derslerini alabilmek iin arkadalarndan emanet alr, gmleinin yrtklarn ineyle tutturur. inde ayaklarnn oynad iri kunduralar, belinden den pantalonu, kollarn dirseklerine kadar kvrd o upuzun ceketiyle onun jimnastik, yaptn grmek insann yreini paralar. Derslerine alr ve aba gsterir. Eer evinde rahata alabil-seydi, snfn birincilerinden biri olurdu. Bu sabah okula geldiinde yananda kocaman bir trnak izi vard. Btn ocuklar:

"Bunu her halde baban yapt, artk inkr edemezsin. Bunu kesinlikle baban yapt. Git Mdre anlat, onu karakola eksinler" diyorlard. Ama, o kzarp bozard ve yerinden kalkt. Titreyen bir sesle: "Hayr, hayr, bu doru deil! Babam beni hibir zaman dvmez" diye bard. Ama, sonra btn ders boyunca, kirpiklerinden szlen gzyalar srann stne damlad. Birisi kendisine ba101 kaak olsa, aladm belli etmemek iin glmsemeye'] alyordu. Zavall Precossi! Yarn bize Derossi, Coretti ve Nelli elecekler. Precossi'ye syleyeceim, o da gelsin. Onunla] irlikte kahvalt etmek istiyorum. Ona kitaplar armaan tmek, onu neelendirmek iin evi altst etmek istiyo-i um. Bir kerecik olsun zavall Precossi'yi mutlu grebil-ek iin ceplerini meyvayla dolduracam. Ne kadar iyi alpli, ne kadar iyi yrekli bir ocuk! *** 12, perembe GZEL BR ZYARET 102 te benim iin ybn en gzel perembelerinden biri. Saat tam ikide kk kambur NeUi'yle beraber Derossi ve Coretti geldiler. Babas Precossi'nin gelmesine izin vermemi. Derossi ile Coretti hl glyorlard. Yolda, sebze satcsnn olu Crossi'yle karlamlard, hani o kzl sal, sakat kollu arkadamla. ok iri bir karnabahar satmak iin pazara gtryordu. Bunun parasyla bir divit satn alacakm. ok da evinliymi, babasndan mektup almlar, bugn, yarn Amerika'dan gelecekmi. Oh, ne gzel iki saat geirdim birlikte! Derossi ve Coretti snfn en neeli iki ocuudur. Babam onlar ok sevdi. Coretti her zamanki gibi ukulata rengi ceketiyle kedi tynden beresini giymiti. O daima bir eyler yapmak isteyen, durmadan almak, bir ie yaramak iste-jyen( ele avuca smayan sevimli bir eytancktr! Daha bu Isabah erkenden srtnda yarm araba odun tamt. Bltn evi dolat, her eyi yakndan inceledi, durmadan ko-Inutu, bir sincap gibi evik, canlyd. Odalar dolarken I mutfaa da uram ve ah kadna odunun on kilosunu I kaa aldklarn sormu ve babasnn bunu krkbe kurua sattn sylemi. Hep babasndan sz eder. Babasnn 49. ncu alayda askerlik yaptn, Prens Umberto komu-'asnda Custoza savana katldn anlatr, durur. Davranlar o kadar ince ve kibar ki! Odunlarn arasnda doup bymesi hi nemli deil! Kibarlk onun ruhunda, kalnda akyor, diyor babam. 103 Derossi de bizi ok elendirdi. Cografya'y bir ret.! men kadar biliyor. Gzlerini kapyarak: -"ite btn talya'y gryorum. yonya Denizi'^ kadar uzanan Apenin dalarn, orada burada akan akar sulan, ak kentleri, krfezleri, masmavi koylar, yemyeil ad-alan. Sanki haritadan okuyormu gibi btn isimleri a-bucak, srayla ve doru olarak sylyordu. Onu byle ba yukarda, kvrck san salaryla, kapal mavi gzleriyle koyu mavi elbisesi, yaldzl izmeleriyle, bir heykel gibi dimdik ve gzel grnler ona hayran kalyorlard. b gn kral Vittorio'nun lm yldnm dolaysyla okuyaca sayfalk yazy bir saatte ezberlemiti. Nelli de c ak renkli ve melankolik bakl gzleriyle, siyah kuma tan nlnn kvrmlarn dzelterek Derossi'ye sevgi ve hayranlkla bakyordu. Bu ziyaret beni ok sevindirdi. Kalbimde, belleimde kvlcmlar gibi bir eyler brakarak geip gitti. u sahne de ok houma gitti: arkadalarm giderken, gl kuvvetli Derossi'yle Garrone zavall Nelli'nin koluna girmiler, evine doru gtryorlard. Onu yle gldryorlard ki, imdiye dek onu byle glerken hi grmemitim. Yemek odasna dndmde, komik kambur Rigoletto'yu temsil eden resmin orada olmadm grdm. Nelli grmesin diye babam onu oradan kaldrmt. *** 104 17, sal VTTORO EMANUELE'NN CENAZE TREN

Bugn leden sonra saat ikide snfa girdiimizde retmen, erossi'yi ard. O da gitti krsnn yannda durdu ve yz bizlere dnk, cokuyla, yava yava ykselen berrak sesiyle yle konutu: "Drt yl nce, bugn, bu saatte, italya'nn ilk kral II. Vittorio Emanuele'nin naam tayan cenaze arabas, Roma'da, Panteon'un nne gelmiti. II. Vittorio Ema-nuele yirmidokuz yl tahtta kald. Bu yirmidokuz yl boyunca da, zerinde yedi ayr devlet bulunan o byk talya yurdunu, yabanclarn ve zorbalarn basksna ramen, zgr ve bamsz bir devlet haline getirdi. Deeri, doruluu, tehlike karsndaki gzpeklii, kazand zaferler-deki zeks, felketler karsndaki dayankll, onun bu yirmidokuz yllk saltanatna n kazandrd, memleketine yararlar salad. elenklerle ykl cenaze arabas, iek yamuru altnda, btn Roma'y dolatktan sonra, talya'nn drt bir yanndan koup gelen zgn halk kalabalnn sessizlii arasnda ilerliyordu. Generaller topluluunun, bakanlar kurulunun, prenslerin, muharip gazilerin, yz kentin yollad bayraklar deryasnn, bir ulusun glln, ann temsil eden her eyin izledii cenaze arabas, mezarn bulunduu ulu antkabire ulat. Tam bu srada oniki zrhl svari arabadan tabutu aldlar. Bu anda tm talya, len kralna lkesini ve halkn o kadar ok sevmi olan 105 yal kralna, askerine, babasna, tarihinin en mutlu, enj anl yirmidokuzylna son bir defa veda etti. Bu byk ve grkemli bir an oldu. talyan ordusunun, matem rtsne brnm seksen alay bayran, cenaze arabasnn getii yola dizilen seksen subay tayordu. Halk yal gzlerle tabutla bayraklar seyrediyordu. zntden ve heyecandan tir tir titriyordu. Bu seksen bayrak btn talya'y temsil ediyordu. Bylece de binlerce l, sel gibi akm olan kan, en kutsal anlarmz, en byk fedakrlklarmz, en derin aclarmz o anda bir kez daha anld. Zrhl svarilerin tad tabut nlerinden geerken, onu son bir defa selmlamak iin orada bulunanlarn hepsi birden balarn ediler. Yeni kurulan alaylarn bayraklar,Goito, Pastrengo, Santa Lucia, Novara, Krm, Palestro, San Mar-tino, Castelfidardo savalarnn eskimi, solmu bayraklar, seksen siyah matem rtsn ediler, yz madalya tabuta arpt ve herkesin kann donduran bu bouk, maden ses sanki hep bir azdan seslenen ve: -"Elveda, iyi kalpli kral, kahraman kral, doruluktan aynlmayan kral! Gne talya'nn zerinde doduka, sen de bizim kalbimizde yaayacaksn" diyen binlerce kiinin lyd. Bayraklar tekrar ge doru ykseldikten sonra kral Vittorio mezarn lmsz anna ulat. *** 21, cumartesi OKULDAN KOVULAN FRANT Derossi Kral'n cenaze trenini anlatrken bir kii g-lebilirdi ve Franti gld. O ocuktan nefret ediyorum. ok kt bir yaradl var. Bir baba okula gidip de olunu azarlayacak olsa, o bundan zevk duyar, birisi alarken o gler. Garrone'den d kopar, kendisinden kk olduu iin kk duvarc ustasn dver. Bir kolu sakat olduu iin Crossi'ye eziyet eder, herkesin sayd Precossi'yle alay eder. Kk bir ocuu tramvayn altndan kurtardktan sonra imdi koltuk denekleriyle yryen, ikinci snftaki Robetti'yle bile alay eder. Kendinden zayflarla dalar, dvrken vahileir ve ok sert yumruklar indirir. Muamba beresinin kenarl altnda sakl gibi duran karanlk gzlerinde, dar alnl, yznde insan tiksindiren bir ifade vardr. Hibir eyden korkmaz, pervaszdr, retmenin yzne kar gler, frsat bulursa hrszlk eder, kstah bir yzle inkr eder, yannda oturanlara batrmak iin okula toplu ineler getirir, kendi ceketinin dmelerini kopard gibi, bakalanmnkini de koparr ve onlarla oynar. Okul antas, defterleri, kitaplar, her eyi yrtk prtk, bumburuuk, pistir. Cetveli krktr, kaleminin tepesini kemirir, trnaklarn yer, elbiseleri ya lekeleri iindedir, ou zaman da kavga sonunda lime lime olurlar. Dediklerine gre, annesi olunun derdinden hasta olmu, babas da onu kere evden kovmu. Annesi arada srada lu hakknda bilgi almak iin okula gelir ve alayarak gider. 107

106 Franti okuldan da, arkadalarndan da, retmenden de nefret eder. retmen, bazan, onun kt davranlar-m grmemezlikten gelir, o da daha beter azar. retmen. onu tatllkla yola getirmee alr ama, o aldr bile etmez, stelik alay eder. Bir keresinde ok ar szler sarfe-der, o da ahyormu gibi yzn kapar, oysaki utanmadan gler. Franti gnlne okuldan kovuldu ama, dndnde daha saygsz, daha kstah oldu. Bir gn Derossi ona: "Artk yeter, bu haylazlklarna bir son ver, bak bu yzden retmen ne kadar zlyor" dedi. Bunun zerine Franti, Derossi'yi karnna ivi sokmakla tehdit etti. Ama, en sonunda, bugn okuldan bir kpek gibi kovuldu. retmen Garrone'ye, ocak aynn yks olan "Sardunya'l Kk Trampeti"nin msveddesini temize ekmesi iin verirken, Faranti'nin yere frlatt kestane fiei byk bir grltyle patlad ve btn okul bu silh sesini andran grltyle sarsld. Btn snfn rencile korkuyla yerlerinden sradlar. retmen de ayaa frlad ve: "Fjtranti! k snftan!" diye bard. Franti: -"Ben yapmadm!" diye karlk verdi ama, ylk' ylk glyordu. ' retmen tekrarlad: -"k dar!" O ise: -"Hayr, buradan gitmem" diye karlk verdi. Bu szler retmenin sabrn tard, Franti'ye doru atld, onu kolundan yakalad ve sradan dar ekti. Franti debeleniyor, dilerini gcrdatyordu. Zorla snftan 108 dar atld. retin onu Mdr'n odasna kadar gtrd, sonra tek bana snfa dnd, krsye oturdu, ban ellerinin arasna ald, soluk soluayd. Onun o yorgun, bitkin halini grmek insan zyordu. ini ekerek: -"Otuz yl retmenlik ettikten sonra!" dedi ve ban edi. Kimse soluk bile almyordu. fkeden elleri titriyordu, alnnn ortasndaki dz izgi de yle derinlemiti ki, bir yara gibi duruyordu. Zavall retmen! Onun bu haline herkes zlyordu. Derossi ayaa kalkt ve: "retmenim, zlmeyin" dedi. "Bizler sizi seviyoruz. Bu szler retmeni ferahlatt ve yle dedi: -"ocuklar, kaldmz yerden derse devam edelim." *** 109 SARDUNYA'LI KK TRAMPET (Aylk yk) Custoza savannk gnnde, 24 temmuz 1948'de, talyan ordusunun bir piyade alayndan altm kadar asker, bir tepe zerinde bulunan ssz bir evi ele geirmek -zere gnderildiler. Birdenbire iki Avusturya blnn saldrsna uradlar. Avusturyal askerler, her yandan, yle iddetli bir ate atlar ki, italyanlar glkle eve snabildiler. Birka lyle, birka yaraly darda brakmlard. Kaplan sratle kapadktan sonra talyan askerleri zemin ve birinci kattaki pencerelere koutular ve saldrganlara kar iddetli yaylm atei atlar. Saldrganlar, yarm bir ember halinde yava yava ilerleyerek iddetle karlk veriyorlard. Altm talyan askerine iki kk rtbeli subayla bir yzba kumanda ediyorlard. Yzba, uzun boylu, kuru ve sertti, byklar ve salar olduka krlamt. Aralarnda bir de Sardunya'n kk bir tram-peti vard. Bu, ondrdn biraz akn ama, onikisinde grnen, ufak tefek bir ocuktu. Yznn teni zeytuni ve esmerdi, derin, siyah gzleri de parl parl panldyordu. Yzba, birinci kattaki bir odadan savunmay ynetiyordu. Emirleri bir tabanca sesi gibi yanklanyordu, elik ifadeli yznden hibir heyecan izine rastlanmyordu. Biraz solgun yzl ama, salam yapl olan kk trampeti bir masann zerine km, pencereden dar bakabilmek iin, duvarlara aslarak, boynunu uzatyordu. Toz duman arasnda, krlarda yava yava ilerleyen Avusturyallarn

beyaz niformalarn gryordu. Ev dik bir bayrn tepesi ndeydk, dik yamaca bakan bir tek pencere 110 vard, bu da at katndaki bir odada bulunuyordu. Avus-[nryahlar bu taraftan eve saldrda bulunamiyorlard, yama da sszd. Yalnz cepheden ve iki yandan ate edebiliyorlard. Bu tam bir cehennem ateiydi. Bunlar, darda duvarlar atlatan, kiremitleri parampara eden, ieride tavanlar kerten, ve deme eyalann pancurlar, kaplar krp geiren kurun mermileri yamuruydu. Bu mermiler bunlara arparak, tahta kymiklaryla al ve kire paracklarn bir toz bulutu halinde havaya frlatyorlar, slk alarak anak mlei ve camlar tuzla buz ediyorlar , di. nsann beynini delen byk bir grltyle her eyi krp dkyorlard. Zaman zaman pencerelerden ate eden askerlerden biri srt st yere dyor ve dierleri tarafndan bir kenara ekiliyordu. Bazlar da elleriyle yaralarnrstlerine bastrarak sendeliye sendeliye odadan odaya | geiyorlard. Daha imdiden mutfakta bir l vard, aln yarlm, yerde yatyordu. Dmann yan emberi gittike daralyordu. O zamana kadar soukkanlln muhafaza eden yzba, birdenbire kaygl bir hal ald ve peinde bir avula, iri admlarla odadan kt grld. dakika sonra, avu koarak geldi ve kk trampetiyi. ard, kendisini izlemiini syledi. ocuk, avuun peinde bir ahap merdivenden kt ve avula birlikte lo bir tavan-arasna girdi. Burada, pencerenin pervazna dayanm, yzba elinde kurunkalem, bir kda bir eyler yazyordu. Yerde de, ayaklannn dibinde bir kuyu halat bulunuyordu. Yzba kd katlad, kuruni ve donuk gzbebek-lerini ocuun gzlerine dikti. Bu baklar altnda asker-ter tir tir titrerlerdi. 111 Yzba birdenbire: -"Trampeti!" diye bardi. Trampeti, elini kasketinin siperliine gtrd. Yzba: "Yrekli bir ocuksun sen!" dedi. ocuun gzleri parldad. -"Evet, yzbam!" diye karlk verdi. Yzba onu pencereye doru iterek: "Aaya bak, dzle, Villafranca'nn evlerine yakn yere, sng parltlarnn grld yere. Orada, kprdamadan duranlar, bizimkiler." dedi. "Bu kd al, ipe tutun, pencereden aa in, bayrdan aa kay, tarlalar ge, bizimkilere ula. lk rastladn subaya bu kd ver. Palaskan ve srt antan burada brak." Kk trampeti palaskasn, srt antasn kard ve yzbann verdii yazl kd gs cebine koydu. avu ipi dar sallandrd ve bir ucunu da iki eliyle sk sk tuttu. Yzba ocuun pencereden dar kmasna yardm etti. Pencereden karken arkas dnkt. Yzba ocua: -"Dikkat et" dedi, "birliin kurtuluu senin yrek tliinde ve bacaklarnn gcnde." Kk trampeti pencereden dar doru sarkarak: -"Bana gvenin, vzbam" dedi. avula birlekte ipin ucuna aslan yzba: "Aa inerken iyice eil" diye ekledi. "Hi kukunuz olmasn." -"Tanr yardmcn olsun." Ksa bir sre sonra kk trampeti yere indi. avu ipi yukar ekti ve ortadan kayboldu. Yzba kaygl bir halde yeniden pencerede belirdi ve bayrdan aa uarak giden ocua bakt. 112 Kk trampetinin kimseye grnmeden kaabileceini sanyordu ama, tam o srada ocuun nnden, arkasndan ykselen kk bulutlar onun Avusturyallar tarafndan grldn ortaya kard. Ate edenler tepenin tam arkasna siperlenmilerdi. Kk toz bulutlarn topraa saplanan kurun mermiler meydana

getiriyordu. Ama, kk trampeti bunlara aldrmyor, btn hzyla komaya devam ediyordu. Birden, yumruunu skarak, yzba: -"Vuruldu!" diye grledi. Ama, daha szn tamamlamt ki, trampetinin ayaa kalktn grd. "Neyse, vurulmam, yalnz dm!" dedi kendi kendine ve geni bir nefes ald. Gerekten de, trampeti yeniden btn gcyle komaya balamt ama, topallyordu. Yzba, her halde aya burkuldu, diye dnd. Sadan, soldan birka toz bulutuu daha ykseldi ama, bunlar ocuun uzandan geiliyorlard. Trampeti ocuk kurtulmutu. Yzba bir zaferh att. imdi ii iine smayarak, gzleriyle gene onu izliyordu, nk bu bir an meselesiydi. Eer ocuk en ksa zamanda aa varp da yardm isteyen kd onlara vermezse, ya btn askerleri lecekler, ya da yzba askerleriyle birlikte tutsak decekti. ocuk bir sre hzla kouyor, sonra topallayarak yavalyordu, sonra yeniden komaya .balyordu. :'iua, her defasnda biraz daha yorgun. Durmadan aya srtyor, bir sre olduu yerde duruyordu. -"Belki de bacana bir kurun isabet etti" diye d- yzba. Yzba onun btn hareketlerini dikkatle izliyor. 113 onun iin kaygu duyuyor, sanki onu duyabilirmi gibi onunla konuuyor, onu cesaretlendirmeye alyordu. Hi durmadan, endieli gzlerle, kaan ocukla gnein altnda parldayan baak tarlalarnn iinde mevzilenmi olan askerlerin silh parltlarnn arasndaki mesafeyi lyordu. Bir yandan da aa kattaki odalarla patrdayan, slk alan kurunlarn grltsn, subaylarn, avularn fkeli ve emir veren barlarn, yarallarn ac lklarn, krlp dklen eyalarn sesini duyuyordu. Uzaktan, kk trampetiyi gzleriyle izleyerek: -"Haydi! Cesaret!" diye baryordu, "ileri! Ko! Vay canna, gene durdu! Ah, neyse, yeniden komaya balad!" O srada bir subay nefes nefese geldi ve dmanlar; o cehennem ateine hi ara vermeden, italyanlarn bey bayrak sallayarak teslim olmalarn emrettiini syledi. Yzba, gzn ocuktan ayrmadan: -"Cevap vermeyin!" diye bard. ocuk artk dzle varmt ama, koamyor, yal' nz kendini zorlukla sriikleyebiliyordu. "Haydi! Kosana!" diye baryordu yzba, bii yandan da fkeyle dilerini gcrtatyor, yumruklarn ky ordu. "l, geber, hain, ama, yoluna devam et!" Sonra, sunturlu bir kfr savurdu: "Ah, oturdu, alak hain!" Gerekten de, imdiye dek, baak tarlasnn arasndan zaman zaman ba grnen ocuk, sanki dm gibi birden yok olmutu. Ama, bir sre sonra ba tekrar grnmeye balad. En sonunda servilerin arkasnda kayboldu, yzba da artk onu gremez oldu. Yzba, o zaman, hmla aaya indi. Kurunlar drt bir yanda grlt karyorlard. Odalar yarallarla 114 doluydu, bunlarn iinden bir ksm eyalara can havliyle tutunarak, sarholar gibi sendeleyip, srkleniyorlard. Duvarlar, yerler kan lekeleriyle doluydu. Yerlerde cesetler uzanyordu. Bir mermi temenin sa kolunu paralamt. Duman ve toz her eyi kaplamt. Yzba: -"Cesaret! Dayann! Yardm geliyor! Biraz daha dayann!" diye askerlerini yreklendiriyordu. Avusturyallar daha da yaklamlard. Toz bulutlar arasndan kaslm yzleri grnyordu. Kurun sesleri arasndan, onlarn, teslim olmalarn emreden_, hakaret eden, katliamla tehdit eden vahi lklar duyuluyordu. Korkan birka asker pencerelerden ekiliyordu, avular da bunlar tekrar geldikleri yere yolluyorlard. Ama, sa' vunma atei gittike zayflyordu, btn yzlerde umut-. suzluk okunuyordu, artk dayanacak gleri kalmamt, sre sonra,

Avusturyallarn saldrs yavalad ve kaln j ir ses nce Almanca, sonra da italyanca: | -"Teslim olun!" diye bard. Yzba, pencerelerin birinden: -"Hayr, asla!" diye grledi. ki taraf da daha fkeli, daha sk ate etmeye bala-. Pek ok asker cansz yere serildi. Birok pencere sa-vu-ucusuz kalmt. Son an yaklamt. Yzba, dilerinin arasndan, bouk bir sesle: -"Hl gelmediler! Hl gelmediler!" diye baryor, evin iinde drt dnyor, lmeye kararl, fkeden titreyen ellerinin arasnda klcnn sapn evirip duruyordu. Tam bu srada, tavan arasndan iien bir avu, avaz avaz bard: 115 -"Geliyorlar! Geliyorlar!" Yzba da bu szleri byk bir sevin iinde tekrarlad. Bubkzerine, yaral, salam, subay, avu, herkes pencerelere atld ve bir kez daha btn gleriyle savunmaya getiler. Birka dakika iinde, dman birlikleri arasnda bir dalma, bir karklk sezildi. Yzba, hemen, ilk kattaki odalardan birinde birlii toplad, tfeklerinin ucuna sng taktrd ve darda dvmeye karar verdi. Sonra birinci kata kotu. Oraya henz varmt ki, "hurra!" bartlaryla ilerleyen, ayak seslerine karan korkun lklar duydular. Dumanlarn arasndan iki ulu apkalaryla ilerleyen talyan jandarmalarn, drt nala yaklaan bir svri birliini ve balarn, srtlarn, omuzlarn stnden ykselen, namlular gnete parldayan, yukar kaldrlm silhlarn aralksz ilerleyiini grdler. 0 srada, sngleri takl ve hazr duran kta, evden dar frlad. Dman ard, dalmaya ve nihayet kamaya balad. evre dmandan temizlendi ve eve artk ate eden kalmad, ksa bir sre sonra da iki talyan piyade taburu ve iki top tepeyi ele geirdiler. Yzba sa kalan askerleriyle alayna dnd, daha uzun sre savat ve son sngl saldrda sol elinden bir arapnel parasyla hafife yaraland. Yzba yaral olmasna ramen, yorgun ve sessiz askerleriyle birlikte yrd ve gn batarken Mincio yaknndaki Goito'ya varda. talyan gezici hastanesiyle birlikte kendinden nce oraya gelmesi gereken kolundan ar yaral temeni arad. Gezici hastaneyi hemen bir kiliseye yerletirilmilerdi. Oraya gitti. erisi yarallarla doluydu. Bir ksm iki sra halinde dizilmi yataklarda, dierleri de yerlere serilmi iltelerde yatyorlard. ki doktorla 116 hastabakclar soluk solua gidip geliyorlard. Her taraftan iniltiler, yrek paralayan feryatlar duyuluyordu. eri girer girmez, yzba durdu ve etrafna bakna-rak gzleriyle temeni arad. Bu srada kendisini aran ve ok yakndan gelen /;)vf bir ses duydu: -"Yzbam!" Dnd. Seslenen, kk trampetiydi. ocuk, portatif bir karyolada yatyordu. zerine krmz - beyaz kareli, adi bir pencere perdesi rtmlerdi. ocuun kollar rtnn dnda kalmt. Zayflamt, solgundu ama, gzleri her zaman olduu gibi iki siyah elmas gibi panld-yord. Yazba akn ama, sert bir sesle: -"Sen burada msn?" diye sordu. "Aferin, grevini iyi yaptn." Kk trampeti: -"Elimden geleni yaptm" diye karlk verdi. Yzba etrafndaki yataklarda yaral temeni gzle-rivle ararken: -"Sen yaralandn m?" dedi. -"Ne yaparsn!" diye yant verdi ocuk. lk kez yaralanm olmann verdii gururla, yzbayla byle konumak cesaretini bulabiliyordu. "Elimden geldiince saklanmaya alyordum ama, beni hemen grdler. Eer yaralanmasaydm yirmi dakika nce varabilecektim. Al-lahtan bir kurmay yzbaya rastladm da sizin yazl kdnz ona verebildim. Ama, o kurmay yzbaya rastla-Vittcaya kadar ok glkler ektim. Susuzluktan lyordum, dilim damama yapmt, hedefe

ulaamamaktan korkuyordum ve her anlk gecikmemde birisinin daha ldn dndke hrsmdan alyordum. Ama, neyse. 117 zerime deni yaptm. Memnunun. yi ama, yzbam siz kan kaybediyorsunuz." Gerekten de, yzbann iyi balanmam avucun. dan parmaklarnn zerine birka damla kan akyordu. "Elinizi skca balamama izin verir misiniz, yzh;. m? Elinizi biraz uzatn, ltfen." Yzba sol elini uzatt ve ocuun ba zp yeniden skca balayabilmesine yardm etmek iin sa elini de uzatt. Ama,ocukcaz ban yastktan kaldrr kaldrmaz sarard ve hemen ban yasta dayad. Yzba ocua bakarak, sarl elini geri ekti. Kk trampeti onun elini brakmak istemiyordu. "Yeter, yeter" dedi yzba, "bakalaryla uraacana sen kendi ilerine bak. nk dikkatle bakjlnaz-larsa ufak.eyler bile sonradan byk iler aarlar." Kk trampeti ban sallad. Yzba ocua dikkatle bakarak: "Bu kadar zayf dtne gre sen de epey kan <aybetmi olacaksn" dedi. ocuk glmseyerek: "ok mu kan kaybettim?" dedi ocuk. "Daha >aka eyler de kaybettim. Bakn" Ve evik bir hareketle stndeki rty ekti. Yzba dehetle bir adn geriledi. ocuun sadece bir baca kalmt, sol baca dizinin altndan kesilmiti. Yarann zerindeki sarg bezleri kan iindeydi. O srada, ufak tefek, iman, beyaz gmlekli bir askeri doktor geti. Kk trompetiyi gstererek, yzbaya hzl hzl anlatt: -"Ah, yzbam! Byk bir talihsizlik oldu. Eer 118 byle deli gibi komasayd, bu baca kesilmekten kurtarabilirdik. Ama, yara mikrop kapm ve iltihaplanm, oun iin kesmek gerekti. Ama, dorusu ok yrekli bir ocuk, buna emin olabilirsiniz. Ne bard, ne de bir damla gzya dkt! Ameliyat ederken onun o cesur halini grmek bana gurur verdi. Bu talyan ocuu, soylu bir kan tayor, vallahi!" Ve hzla oradan uzaklat., ' Yzba o krlam kalarn att, gzlerini krpmadan kk tranipetiye bakt ve o eski psk rty rtt. Sonra, yavaa, farknda olmadan, gzlerini ocuktan ayrmadan, elini bana gtrd ve kepini kard. aran ocuk: "Yzbam! Ne yapyorsunuz, yzbam? Benim iin mi7" diye haykrd. imdiye dek bir astna olsun hibir tatl sz sylemi olan bu hain asker, efkat dolu yumuak, tatl bir e: "Ben sadece bir yzbaym, sen ise bir kahraman-" dedi. Yzba, sonra kollarn iki yanna ap kk tram-jiye yaklat, onu gsne dayadktan sonra kez i. *** 119 24, salj VATAN SEVGS (Babamn mektubu) Mademki Kk Trampeti'nin yks seni bu kadar etkiledi, bu sabahki kompozisyon snavnda kolayca yazman gerekirdi: "Niin talya'y seviyorsunuz?". Niin talya'y seviyorum? Bir anda aklna yzlerce yant gelmedi mi? talya'y severim, nk annem talyandr, nk damarlarmda akan kan talyandr, nk annemin alad, babamn sayd llerin gmld toprak, nk doduum kent, konutuum dil, beni eiten kitaplar, nk erkek kardeim, arkadalarm, iinde yaadm bu byk halk, beni evreleyen bu gzel doa, grdm, sevdiim, altm, hayran olduum her ey talyan. Daha henz iinde bu byk sevgiyi duyamazsn! Bydn zaman, memleketinden uzun sre uzak kaldktan sonra, uzun bir yolculuktan dnerken, bir sabah geminin gvertesinden, ufukta vatannn masmavi dalarn grnce, bu sevgiyi duyacaksn. O zaman, gzlerini yalarla dolduran, yreinden bir lk kopartan efkat dalgasnn iinde bu sevgiyi duyacaksn. Uzak, herhangi bir byk kentte, sana yabanc olan

kalabaln arasndan, yanndan geerken senin ana dilinden bir kelime sylediini duyduun ve tanmadn bir iiye doru seni itecek olan ey gene bu sevgidir. Bir yabancnn senin memleketine hakaret ettiini duyduun zaman kann beynine karacak olan bu ac horgrmede bu sevgiyi duyacaksn. Hele dman bir halk vatann silh zoruyla ele geirmekle tehdit ettii zaman, silhlarn her tarafta parldadn, genlerin askeri birliklere katlmak iin koutuklarn, "Cesa-120 . ^t!" diyerek babalarn oullarn ptklerini, annelerin gencecik evltlarna veda ederken "Zafer sizindir!" diye bardklarn duyduun zaman bu sevgiyi iinde daha kuvvetli duyacaksn. Bir gn, pek ok kayp vermi, yorgun/stleri parldayan, mermilerin yrtt bayraklaryla, sargl balarn gururla dik tutan, kollan, yada bacaklar kesik anl askerlerin nnde, onlara pckler yollayan hayr dualar eden, iekler atan halkn lgn sevinci arasnda kente giren alaylar grebseydin, vatan sevgisini anlardn, o zaman vatann gerekten severdin, Enrico. O yle byk, yle kutsal bir eydir ki; eer savaa gidip de vatann korumak iin arptktan sonra sa salim evine dnersen ok mutlu olurum ama, eer lmekten korktuun iin saklanp da savaa katlmazsan, kanm, canm olan seni, okuldan dndn zaman sevin ilklanyla karlayan ben, o kez seni sadece kuru bir hkrkla karlayabilirim. Bundan byle de seni artk sevemem ve yreime haner gibi saplanan bu darbenin acsna dayanamayp lrm. Baban *** 121 25, aramba KISKANLIK Vatan konulu kompozisyon snavnda gene Derossi baarl oldu. Oysaki Votini birincilik madalyasn alacan umut ediyordu! Biraz fazla kibirli ve ssne dkn bi-; risi olmasna ramen, ben Votini'yi ok severim. Bir sredir Votini yanmdaki srada oturuyor, ama Derossi'yi kskandn grmek beni fkelendiriyor. Onunla boy lmek istiyor, alyor, ama, ne yaparsa yapsn, Derossi daima stn geliyor, bunu gren Votini de hrsndan parmaklarn sryor. Carlo Nobis de Derossi'yi kskanyor, ama, yle kibirli bir ocuk ki, yalnz kibri yznden onu kskandn kimseye belli etmek istemiyor. Halbuki Votini kendi kendini ele veriyor, evde ald notlardan yaknyor, retmenin hakszlk ettiini sylyor. Derossi derste kendisine sorulanlara her zaman olduu gibi rahat, kolayca cevap verince Votini hrslanyor, ban nne eiyor, duymuyormu gibi yapyor, glmeye alyor ama. bu ac bir gl oluyor. Herkes bunu bildii iin, retmen Derossi'yi vd zaman btn snf fkeden titreyen Votini'ye bakar, kk duvarc ustas da ona bakp yzn tavan gibi buruturur, burnunu oynatr. Bu sabah okulda bir olay meydana geldi. retmen snfa girdi ve snav sonularn okudu: "Derossi, yaldzl bir on ve birinci dl ald!" Volini kuvvede ksrd. retmen ona bakt, bunu niin yaptn anlamak iin pek akll olmaya gerek yoktu. Ona: -"Votini" dedi, inize kskanlk ylannn girmesine izin vermeyin." 122 Derossi'den baka herkes dnp Votini'ye bakt. Votini karlk vermek istedi ama, baaramad. Yz bembeyaz, ta kesilmi gibi yle durdu. Votini bir kdn stne, kocaman harflerle unlan yazmaya koyuldu: "Ben kayrmayla, hakszlkla birinci olanlar kskanmam." Bunu Derossi'ye yollamak istiyordu. Ama, bir yandan da De-rossi'nin yaknnda oturanlarn birbirlerinin kulaklarna fsldayarak, bir eyler hazrladklarn grdm. lerinden biri akyla kttan bir madalya kesmiti, stne de siyah bir ylan resmi izmiti. Votini de bunu fark etti. Birka dakika iin retmen snftan kt. Hemen Derossi'-nin arkadalar ayaa kalktlar, sralarndan ktlar ve Ve-toni'nin yanna koup kt madalyay trenle Votini'ye ; verdiler. Btn snf ngar kacan sanyordu. Votini tir tir titriyordu. Derossi bard: -"Onu bana verin!"

Dierleri: -"Doru" dediler, "bunu ona sen vermelisin." Derossi kt madalyay kapt ve onu parampara etti. O srada retmen snfa girdi ve derse devam etti. Ben gz ucuyla Votini'ye bakyordum. Kiraz gibi kzarmt. Yazm olduu kd ald, onunla oynuyormu gibi yapt, kimseye gstermeden yuvarlad, onu azna soktu, biraz inedi, sonra da srann altna tkrd.... Snftan karken, biraz dalgn oan Votini Derossi'-fin nnden geerken kurutma kdn drd. Derossi, her zamanki terbiyesiyle, eildi, kd yerden ald ve Votini'nin antasna koydu, sonra da antasn kapamak 'in ona yardm etti. Votini gzlerini yerden kaldrmaya cesaret edemedi. *** 123 28, cumartesi FRANT'NN ANNES Ama, Votini yola gelmez bir ocuk. Dn, din dersi yaparken Mdr de geldi. retmen Derossi'ye, okuma kitabndaki "Her nereye baksam, Tanrm yalnz seni grii-,j] yorum" diye balayan iiri bilip bilmediini sordu. Derossi bilmediini syledi. Votini hemen, glmseyerek, Derossi'yi incitmek ister gibi: "Ben biliyorum!" dedi. Ama, bozulan o oldu, nk iir okumaya frsat bulamad. Tam iiri okumaya balayaca srada, Franti'nin annesi tella snftan ieri girdi. Soluk solua, zgn, kr salar darmadank, yaan kardan srlsklam, sekiz gnlne okuldan kovulan olunu nnde iteliyordu. ok ackl bir sahneydi bu! Zavall kadncaz Mdrn nnde diz kt, ellerini kavuturdu ve ona yalvard: -"Ah! Mdr Bey, olumun tekrar okula dnmesi iin izin verin! gndr evde, kimse grmesin diye onu bucak bucak saklyorum ama, Allah korusun, bir de babas onu evde grecek olursa, Franti'yi ldrr. Halimize acyn, ne yapacam bilemiyorum! Btn kalbimle size yalvaryorum!" Mdr Franti'nin annesini dar karmaya alt ama, o direndi, durmadan yalvarp alyordu. "Bu ocuun bana neler ektirdiini bilseydiniz, bana acrdnz! ok rica ediyorum, beni geri evirmeyin! yle sanyorum ki artk bu tutumunu deitirecek. Zaten pek fazla yaayacam sanmyorum, Mdr Bey. Yaknda leceim ama, lmeden nce olumun deiip, iyi bir o-124 |k olduunu grmek istiyorum..." dedi ve hkrklara Louldu. "O benim ocuum, onu ok seviyorum, uzun lden leceim. Ne olur, onu bir kez daha okula aln. Vldr Bey, yoksa evde bir felkete sebep olacaksnz, /a bir kadancaza acym da onu okula aln!" Hkrarak-, elleriyle yzn kapad. Franti ban [nne emi, hi kmldamadan duruyordu. Mdr ona lakt, biraz dnd, sonra: -"Franti, yerine git, otur" dedi. Bunlar duyan kadncaz ellerini yznden ekti, ta-Lnamen teselli olmutu. Mdre aralksz teekkr kelimeleri sralyordu, yle ki, Mdr azn ap da bir kelime syleyemedi. Gzlerini kurulayarak snfn kapsna doru ilerlerken, aceleyle oluna: -"Evltcm, sana gveniyorum. Hepsi ok iyi kalpli insanlar. ok teekkr ederim. Mdr Bey, byk bir iyilikte bulundunuz. Artk iyi bir ocuk ol, Franti'ci-im. yi gnler, ocuklar. Teekkr ederim, allahasmarladk, bav retmen. Bu zavall anneyi balayn." Kapya geldiinde son bir defa dana dnd ve oluna yalvaran gzlerle bakt, srtndan kaym olan atksn dzeltti, solgun srt kamburlam, ba titreyerek snftan kt. Onun merdivenlerde ksrdn duyduk. Snftaki sessizliin ortasnda Mdr gzlerini krpmadan Franti've bakt ve inanrtitreten bir sesle: -"Franti, sen anneni ldryorsun!" dedi. Herkes dnd Franti've bakt. O alak yine herzamanki gibi srtyordu. 125

UMUT (Annemin mektubu) Okuldan, din dersinden dndkten sonra koup annenin boynuna sarlman ok gzel bir hareketti. Evet, retmen size ok gzel ve yattrc szler sylemi. Tanr bizi birbirimizin kollarna att, hibir zaman da bizi ayrmayacak. Ben lnce, baban lnce bu korkun ve umutsuz szleri bir daha syleyemiyeceiz.: "Enrico, anne; baban, artk seni grmeyecek!" Baka bir dnyada tekrar birbirimizi greceiz. Bu dnyada ac ekmi olanlar, orada, Tann tarafndan dllendirilecekler. Bu dnyada ok ekmi olanlar, orada, sevdikleri ruhlara tekrar kavuacaklar. O dnyada gnah, gzya, lm diye bir ey yok. Ama, hepimiz bu dnyaya lyk olmaya almalyz. Dinle olum: Yaptn her iyi hareket, seni sevenlere kar gsterdiin sevgi, arkadalarna kar gsterdiin terbiye, iyi kalplilik, her iyi niyetli dnce seni o dnyaya doru ykselten birer atlmdr. O dnyaya doru karlatn her felket ve her ac da yaklatracak. nk her zdrap bir gnahn balanmas, her gzya bir lekenin silinmesidir. Her gn bir gn ncekinden daha iyi kalpli, daha acmal olmaya al. Her sabah kendi kendine: bugn vicdanm rahatlatacak, babam memnun edecek bir ey yapacam, beni arkadalarma, retmenime, kardeime ve dierlerine sevdirecek bir eyler yapmaya alacam, de. Btn bunlar yerine getirip, gerekletirebilmek iin de Tann'nn sana yardm etmesini dile. Tanrm, iyi, terbiyeli, yrekli, iyi kalpli, ak yrekli olmak istiyorum, ba126 na yardm et. Her akam uyumadan nce annem beni son kez perken ona: Bu akam dn gecekinden daha iyi kalpli, daha terbiyeli bir ocuu pyorsun, diyebilmeliyim, gu yaamdan sonra olabilecein, br olaanst ve mutlu Enrico'yu hibir zaman aklndan .karma dua et. ocuunu, ellerini kavuturmu dua ederken gren bir annenin ne kadar mutlu olabileceini denemezsin. Seni dua ederken grdm zaman bunun iinden geldiine btn kalbimle inanyorum. Senin gerekten iyi kalpli, ak yrekli olduuna, inanyorum ve seni daha ok seviyorum, daha byk bir gle alyorum, aclarm teselli buluyor, seni btn yreimle balyorum ve lm hi korkmadan dnyorum. Tann ulu ve balaycdr! ldkten sonra annemin sesini duymak, ocuklanma kavumak, Enrico'cuumu tekrar grebilmek, lmsz ve kut-sallam Enrico'cuumu, onu gene kollarmn arasnda barma basp pebilmek ve artk ondan hi ayrlmamak! Ah, dua et, dua edelim, birbirimizi sevelim, iyi yrekli alalm, bu tanrsal umudu ruhumuzda tayalm, benim sevgili evldm. Annen *** 127 UBAT HAKLI BR MADALYA 4, cumartesi! Bu sabah madalyalar vermek iin okula Milli Ei- tim Mdr geldi, siyah elbiseli, beyaz sakall bir bayd.] Dersin bitimine az bir zaman kala Mdrle birlikte snfa] girdi ve retmenin yanna oturdu. Birok kiiye sorular sordu, sonra da Derossi'ye ilk madalyay verdi. kincisini] vermeden nce, bir sre kendisine bir eyler syleyen -j retmenle Mdr dinledi. Alak sesle konuuyorlard.! Herkes birbirine soruyordu: "ikinciyi kime verecek aca-j ba?" Milli Eitim Mdr yksek sesle: -"Bu hafta ikinci madalyay renci Pietro Precossi kazand. Buna, ev devleri, okuldaki dersleri, gzel el yazs, terbiyeli hareketleri ve her eyi iin hak kazand." dedi. Btn snf dnd Precossi'ye bakt, herkes buna ok sevinmiti. Precossi ayaa kalkt, o kadar heyecanlyd ki ne yapacan bilemiyordu. Milli Eitim Mdr: -"Buraya gel" dedi. Preeossi sradan kt ve retmenin krssnn yanna gitti. Milli Eitim Mdr, balmumu rengindeki bu ufack yze, zerine uymayan, tersyz edilmi elbiseler iindeki zayf, ufak tefek vcuduna, iyilik taan hznl gzlerine

bakt. Bu gzler onun baklarndan kayor ama, ile dolu bu hayatn izlerini tayorlard. 128 Milli Eitim Mdr Precossi'ye madalyay gsne takarken efkat dolu bir sesle: "Precossi, ikinci madalyay sana veriyorum. Bu-snfta hi kimse senden baka bunu tamaya lyk deil. Bunu yalnz akll ve iyi niyetli olduun iin vermiyoruz. Bunu sana iyi yrekli, mert yaradll bir ocuk olduun iin veriyoruz" dedi. Snfa doru dnerek ekledi: "Bunlar iin de dle hak kazand doru deil mi?" Herke bir azdan: -"Evet, evet" dedi. Precossi, sanki bir eyi zorlukla yutmak istermi gibi bir boyun hareketi yapt ve ban snfa doru evirerek teekkr eden iyilik dolu baklarla bakt. Milli Eitim Mdr: "Haydi bakalm, sevgili ocuk, imdi srana git! Tann seni korusun!" dedi. Tam bu srada zil ald. Bizim snf dierlerinden nce kt. Snftan ktk ki... bir de' ne grelim? Pre-cossi'nin babas, demirci, her zamanki gibi soluk yzl. yz izgileri karmakark, salan gznn nne dm, beresini arpk giymi, bacaklar stnde zorlukla durabiliyor. retmen onu hemen grd ve Milli Eitim Mdrnn kulama bir eyler syledi. Beriki de hemen Precossi'yi arad, onu elinden tuttu ve babasnn yanma gtrd. ocukcaz titriyordu. retmenle Mdr de yaklatlar, renciler de etraflarnda halka oluturdular. Milli Eitim Mdr, sanki eski iki dostmular gibi. atl bir dille demirciye sordu: "Siz bu ocuun babassnz, deil mi? Ve yant [eklemeden: "Sizi kutlarm. Bakn: elli drt ocuun Cinden yalnz o, ikinci dl kazand. Bunu hem kompoZlsyondan, hem de aritmetikten, her eyden kazand. ok 129 akll, iyiniyetli bir ocuk, ileride byk adam olaca| ok iyi bir ocuk, btn arkadalar onu sevip, sayy,, lar. Onunla ne kadar vnseniz azdr." Btn bu sylenenleri az ak dinleyen demirci, bir1 Milli Eitim Mdrne, bir Mdre bakt, bir de titreyerek, gzleri yere eik, nnde duran oluna bakt. Sanki imdiye dek zavall ke ekrd' ,i aclan, onun iyilii-ni, sessizce zdrap ekiini imdi ilk kez hatrlyor ve an-hyormu gibi birden yz aydnland, gzlerinde byk bir sevin belirdi, sonra btn bu yaptklarn hatrlamann verdii ac yzn karartt, birden oluna kar iinde byk bir sevgi dalgas uyand ve ani bir hareketle ocuu bandan yakalad gibi barna bastrd. Hepimiz sevinten lgna dnmtk. Perembe gn Garrone ve Cros-si'yle gelmesi iin onu bize davet ettim. Dierleri o mi kutluyorlar, bir ksm onu okuyor, bir ksm da dl olarak verilen madalyasn elle dokunuyordu. Herkes ona tatl bir iki sz svledi. Baba da hl hkrarak alayan ocuunu barna bastrarak akn gzlerle bize bakyor du. *** 5, pazar Y TASARLAMALAR 3P Precosssi'ye verilen bu madalya bende bir vicdan azab uyandrd. Ben imdiye dek bir tane bile kazanamadm! Bir sredir gerei gibi ders altm yok, kendimden de hi memnun deilim. renilenim, annem, babam da memnun deiller. Artk oyunlardan da eskisi gibi bir zevk duymuyordum. Bir zamanlar, dersimi bir gzel altktan sonra kk masann stnden atlar ve byk bir sevinle oyuncaklarnm, yanma koardm, sanki aylardr oyuncak yz grmemiim gibi neeyle oynardm. Annem ve babamla sofraya oturduum zaman da, eskiden duyduum o mutluluu da artk duyamaz oldum. Sanki iimde bir glge var, bir de bana aralksz: "Hayr, olmuyor, olmuyor!" diyor. Akamlan ok yorgun ama, sevinli iilerle birlikte pek ok ocuun meydandan getiini gryorum. Bu ocuklar btn gn ite didiniyorlar ama akam evlerine mutlu dnyorlar. Bir an nce scak evlerine varp yemek masasnn bana oturabilmek iin sabrszlkla, hzl admlarla, yksek sesle konuarak,

glerek, kireten be-Vaziam, ya da kmrden kararm ellerini birbirlerinin nuzuna vurarak geiyorlar. Gnein douundan bu saate kadar altklarn sanyorum. Benden ok'daha kii-k olan o kadar ocuun btn gn, damlarda, frnlarn "nnde, makinelerin arasnda, suyun iinde, topun a.l-t'nda, yalnz bir lokma ekmekle karnlarn doysi,?r;k a 'n dnyorum. Onlar bu koullar altnda vairr *e. ben btn bu sre iinde yalnz birka sayfa knni 13-1 dm aklma getirince deta utanyorum. Ah, ok nm suzum, ok mutsuzun! Babamn da bu tutumundun hj,, holanmadn, bunu bana sylemek istediini ama, bu. na gnl raz olmad iin biraz daha beklediini pek iVj anlyorum. Sevgli babacm, halbuki sen ne kadar al,. yorsun! Her ey sensin, evi koruyan, dukumdum her ey, beni eiten, elendiren her ey senin almann meyvas, halbuki ben hibir ey yapmyorum, almyo rum. Sen, o kadar yoruluyor, zlyor, eitli skntlar iinde bulunuyorsun da, sonra ben tembellik ediyorum, hibir ey yapmyorum! Hayr, bu ok byk bir haksz lk, bu beni ok zyor. Bugn kesin kararm verdim, ben de Stardi gibi, yumruklarm skp, dilerimi kasp ala cam. Btn gcmle, canm diime takarak alacam. Geceleri daha ge uyuyacam, sabahlan daha erken kalkacam, durup dinlenmeden alacam, hi merhamet etmeden tembellii yeneceim, yorulacam, zleceim, didinmekten hasta olacam ama, sonunda beni kk dren, dierlerini zen bu tembel, anlamsz yaantya bir son vereceim. Btn kalbimle alacan! Huzur iinde dinlenebilmek, gnl rahatlyla oyun oynayabilmek, istediim gibi yemek yiyebilmek iin alacam! retmenimin tatl glmsemesini, babamn ku(j sal pcn yeniden alnmda duyabilmek iin alac m!. *** 10, cuma KKTREN Dn, Precossi Garrone'yle birlikte bizim eve geldi. Pr^ns ocuklar olsalard, bundan daha byk bir enlikle karlanamazlard, Garrone bize ilk kez geliyordu. Biraz yabani yaradlldr, sonra da koskocaman bir ocuk olduu halde hl nc snfta olmaktan utanyor. Kap alnd zaman hepimiz amaya gittik. Crossi gelemedi, nk en sonunda alt yllk bir ayrlktan sonra babas Amerika'dan dnd. Annem hemen Precossi'yi pt, baban : -"ite, bak, bu yalnz iyi kalpli bir ocuk deil, ayn zamanda kibar, efendi bir delikanl" diyerek Garrone'-yi anneme tantt. Garrone o ksack sal kocaman ban nne eerek byk altndan gld. Precossi kendisine dl olarak verilen madalyasn takmt. ok memnun, nk babas artk yeniden almaya balam, be gndr de azna bir damla iki koymam, olunun da kendisiyle beraber ie gelip ona arkadalk etmesini istiyor, yle deimi ki, bambaka bir insan olmu. Oyun oynamaya koyulduk. Ne kadar oyuncam varsa hepsini kardm. nnde ko-tananbir lokomotifi olan ve krulunca kendi kendine yii-rtyen treni grnce Precossi ok ard. imdiye dek 'n' byle bir ey grmemi. Hayran gzlerle san, k.-m/ vagoncuklara bakyordu. stedii gibi oynasn diye treni kurmaya yarayan anahtan ona verdim. Oynamak iin di/ kt ve ban bir daha kaldrmad. Onu, hibir zaman ')u kadar sevinli grmemitim. Trenin yryn engel 13' 132 lenek iin bizi eliyle yana ektike, bize daima: "Aft\>. dersiniz, affedersiniz" diyordu. Fazla yaklap da lokomotifi durdurnanamz iin bi?e iaret yapyor, sonra onlan alyor, sanki camdan olup ki rlacakm gibi, binbir dikkatle kk vagonlar yerlerine yerletiriyor, onlar eiindeyken soluk almaya bile ekini-yor, onlar parlatyor, her bir yanndan bakyor, kendi kendine glmsyordu. Biz hepimiz ayakta, ona bakyorduk: o incecik boynuna, bazen kanadn grdm o k-ick- kulaklarna, kollarna dirseine kadar kvrd o kocaman ceketine, oniann arasndan kan ve kimbilir ka kere yzn darbelerden korumak iin havaya kaldrd o clz kollarna bakyorduk... Al, o anda btn oyuncaklarm, btn, kitaplarm onun ayaklan

altna serebilirdim, sonra ekmek lokmasn azmdan karp ona verebilirdim, onu giydirmek iin btn elbiselerimi ona verebilirdim, onun ellerini pebilmek iin diz kebilirdim. "Hi olmazsa ona trenimi vereyim" diye dndm ama, bunun iin babamdan izin almam gerekiyordu. Tam o srada elime bir kt paras sktnldm hissettim. Kda baktm, babam kurun kalemle unlar yazmt: "Trenin Precossi'nin ok houna gitti. Onun hi oyunca yok. Kalbin sana u anda bir ey sylemiyor mu?". Hemen, lokomotifle kk vagonlar yerden aldn ve Precossi'nin kollar arasna brakrken: -"Al bunlar, artk bunlar senin" dedim. akn akn bakt, hibir ey anlamamt. "Artk bunlar senin, sana armaan ediyorum" d; dini. Bunun zerine Precossi anneme ve babama ba sonra daha da akn, bana: "Peki ama, neden?" diye sordu. Babam ona: -"Enrico bunu sana armaan ediyor, nk o senin rkadan, seni seviyor... ve kazandn madalyay kutlamak istiyor..." dedi. Precossi utanarak: -"Bunu evime gtrebilir miyim?" diye sordu. Hepimiz: -"Elbette!" diye yant verdik. Precossi eikte duruyor ama, gitmeye cesaret edemiyordu. ok muyluydu! Glen ve heyecandan titreyen azyla zr diliyordu. Treni kutusuna yerletirmek zere Precossi'ye yardm etmek iin Garrone eildi ve cebini dolduran rekleri yere drd. karken Precossi: -"Bir gn dkkna gel de babamn nasl altn gr. Sana eitli iviler veririm" dedi. Annem, annesine gtrmesi iin Garrone'nin.yaka iliine, kck bir iek demeti takt. Garrone o kaln sesiyle, gzlerini yerden kaldrmadan: "Teekkr ederini" dedi. Gzlerinde, iyi ve temi/ kalbinden yansyan lar grlyordu. 135 1 cumartesi KBR yle acayip ki, Carlo Nobis, Precossi yanndan geerken biraz dokunacak olsa, ceketinin kolunu bir sre temizler durur! Babas ok zengin olduu iin bedenlemi kibiri canlandrr bu ocuk. Ama, Derossi'nin babas da ok zengin! Carlo Nobis kendi bana bir sras olmasn ister, nk yanndakilerin kendisini kirletmesinden korkar. Herkese yksekten bakar, dudaklarnda daima alayc bir glmseme vardr. Srada ikier ikier yrrken ayana basann vay haline! Bir hi yznden inasana hakaret eder, ya da babasn okula getirmekle tehdit eder. Halbuki kmrcnn ocuuna dilenci dedii zaman babas ona nasl ders vermiti! Onun kadar sevimsiz bir ocua imdiye dek hi rastlamadm! Kimse onunla konumaz, giderken kimse ona Allahasmarladk "demez, dersini bilmedii zaman hi kimse ona yardmc olmaz. Hi kimseyi ekemez, herkesi kk grrm gibi bir hal taknr, bunlarn en banda Derossi gelir, nk o snfn birincisi, bir de Garrone'den hi holanmaz, nk onu da snfta btn arkadalar severler. Ama, Derossi onun bu davranlarna aldrmaz bile. Garrone'ye- de Nobis'in onun hakknda ileri geri konutuunu syledikleri zaman: "Onun yle budalaca kibri var ki, onu tokatlamaya bile demez" diye karlk verirdi. Bir gn Coretti'nin kedi derisinden apkasyla alay etmeye kalknca, o da ona: "Git de efendilik nasl olurmu, Derossi'den ren!" dedi. 136 Dn gidip Calabria'h ocuu retmene ikyet etti. ^ ayayla bacana arpm. retmen Cahbrila'Iv; sordu: "Bunu isteyerek mi yaptn?" -"Hayr, efendim" diye karlk verdi. retmende: -"ok kukulu bir ocuksun Nobis" dedi. Nobis. o kibirli haliyle: -"Ben de gider babama sylerim" dedi.

Bu szler zerine retmen fkelendi: "Babanz haksz olduunuzu syleyecek, geen defalar olduu gibi. Sonra okulda yalnz retmen karar verir, ya da cezalandrabilir" dedi. Sonra, yumuak bir sesle ekledi: "Haydi, Nobis, bu davrannz deitirin, arkadalarnza kar iyi, terbiyeli olun. Bakn, arkadalarnzn arasnda ii ocuklar da var, zengin ve fakir ocuklar da var ama, onlar birbirlerini seviyorlar ve karde gibi davranyorlar. Neden siz de onlar gibi davranmyorsunz? Kendinizi sevdirebmek iin byk bir abaya gerek yok, sonra yle davrandnzda siz de mutlu olabilirs niz!.. Peki, bana syleyecek baka bir eyiniz yok mu?" Nobis o herkesi kmseyen glmseyiiyle souk: karlk verdi: "Hayr, efendim." retmen: -"Oturun" dedi. "Size acyorum. Siz ok kalpsiz 'ir ocuksunuz." Bylece her ey bitmie benziyordu ama, ilk srada turan kk duvarc ustas o yusyuvarlak yzn en arka srada oturan Nobis'e evirdi ve yle sevimli bir ekilde yzn tavan gibi buruturdu ki btn snf her bir azdan grltl bir kahkaha atmaktan kendini alamad. ret inen bard ama, o da gldn bizlere gstermemek n elini azna gtrd. Nobis de gld ama, bu alay do lu bir glt. 137 13, pazartes BAINDA YAKALANANLAR Nobis ile Franti tam birbirine benzeyen iki arkada.! Bu sabah gzlerimizin nnden geen o korkun sah ne-ti nin karsnda bile ne birinin, ne de dierinin kl kprda-jj mad. Okuldan ktktan sonra babamla birlikte ikinci sh nftaki yaramaz ocuklarn daha iyi kayabilmek iin pe- i lerinleri ve apkalanyla yerdeki buzlan nasl parlattklar! m seyrediyorduk. Hepsi dizlerinin zerine kmlerdi. Tan bu srada sokan br ucunda hzl admlarla ilerleyen bir kalabalk belirdi. Hepsinin ciddi, korkmu bir hali vard, aralarnda alak sesle konuuyorlard. Kalabaln arasnda belediye grevlisi de bulunuyordu. Grevlilerin arkasndan da bir sedye tayan iki adam eliyordu. renciler her bir yandan koup geldiler. Kalabalk bize doru ilerliyordu. Sedyenin stnde l gibi renksiz bir adam uzanmt. Ba omuzunun stne dmt, dank salar kanlanmt, azndan, kulaklarndan kan geliyordu. Sedyenin yannda, kollarnda kk bir ocuk bulunan ve lgna dnm bir kadncaz ilerliyordu. Za-; man zaman: "ld! ld! ld! diye haykryordu. Koltuunun altnda okul antas tayan bir ocuk da, hkrarak kadnn arkasnda yryordu. Babam: - "Ne oldu?" diye sordu. Olaya tank olan biri, yaralnn, bir binada alrken drdnc kattan den bir duvarc ustas olduunu anlatt. Sedyeyi tayan adamlar bir sre durdular. Biroklar. 138 dehetten byyen gzlerle yaralya baktlar. Krmz tyl retmenin, neredeyse baylacak olan birinci snftaki retmenimi slaca kolundan yakaladn grdm. Bu srada birisinin dirseimi drttn hissettim: kk duvarc ustasyd. Yz kire gibi bembeyazd, yaprak gibi titriyordu. Kukusuz babasn dnyordu. Ben de onu dndm. Hi olmazsa ben okuldayken gnlm rahat, nk o saatte babamn evde olduunu ve sakin sakin yaz masasnn banda oturduunu biliyorum, her tehlikeden uzak. Ama, arkadalarmn iinden bir ou, babalarnn ok yksek bir kpr zerinde veya bir makine arkna yakn altn, yanl bir hareketin, ters bir admn onlarn hayatna mal olabileceini dnyorlar. Babas savata arpan pek ok asker ocuu arkadam var. Kk duvarc ustas bakyor, bakyor ve her defasnda daha ok titriyordu. Babam bunun farkna vard ve: "imdi hemen evine git, ocuum, hemen babann yanma ko ve onun sa salim olduunu grp ferahla!" dedi. Kk duvarc ustas gitti ama, her admda dnp arkasna bakyordu. Bu srada kalabalk yeniden ilerlemeye koyuldu. Kadncaz yrekleri paralayan bir sesle haykryordu: -"ld! ld! ld!"

Etraftan: "Hayr, hayr, lmedi" diyorlard. Ama, kadncaz btn bu sylenenlere aldrmyor, san ban yoluyordu. Tan bu srada fkeli bir sesin: "Glyorsun, ha!" dediini duydum ve ayna anda sakall bir bayn hl glmekte olan Franti'ni yzne dikkatle baktn grdm. Bunun zerine adam bir tokat atarak Franti'ni beresini yere drd, ve: 139 -" banda yaralanan biri nnden geerken baln kar, alak ocuk!" dedi. Kalabalk oktan uzaklamt, yolun ortasnda da uzun bir kan izi grlyordu. 140 17, cuma TUTUKLU A! Gerekten de bu, yln en ilgin olay! Dn babam beni Moncalieri yaknlarna gtrd. Yaz iin kiralamak istedii bir villay gsterecekti, nk bu yl artk Chieri'ye gitmiyecektik. Evin anahtarlar, ev sahibinin sekreterliini yapan bir retmendeydi. retmen villay gezdirdikten sonra, bizi odasna gtrp ok iyi arlad. Kk masann zerinde, bardaklarn yannda, konik biimde ve olduka ilgin bir ekilde oyulmu tahtadan bir mrekkep hokkas duruyordu. Babamn hokkaya baktn gren retmen ona: "Bu mrekkep hokkas benim iin ok deerlidir, baym, bunun yksn bir bilebilseniz!" dedi ve anlatmaya balad: Yllarca nce Torino'da retmenlik yapyormu ve btn k Cezaevindeki tutuklulara ders vermeye gitmi. Derslerini, zerinde drt ke ve sk demir parmaklkl pencereler bulunan, yksek ve plak duvarlarla evrili, yuvarlak bir bina olan, cezaevinin kilisesinde veriyormu. Bu pencerelerden her biri, bir kk hcreye alyorrnu. retmen bu karanlk ve souk odada dolaarak dersini veriyormu. rencileri de bu deliklerden yzlerini gstererek, defterlerini demirlere dayyorlarm. Karanlkta yalnz ipil, rkek yzler, darmadank kr sakallar, sabit gzlerle bakan hrsz ve katil yzleri grlyormu. Btn bu tutuklularn arasnda, 78 numaral hcrede barnan \e dierlerinden daha dikkatli olan, ok alan, reiemene sayg ve minnet dolu gzlerle bakan bir tutuklu varm. Bu siyah sakall bir genmi. Kt olmaktan ok. kt yazgs olan birine benziyormu. Marangoz raym. 141 bir fke annda, uzun zamandan beri kendisine kin gden patronuna marangoz rendesi frlatm ve patronun bau isabet eden bu rende onu ar bir ekilde yaralam. Bu yzden de rzm bir sre iin hcre cezasna arplm. Hu tutuklu, ayda okuma - yazma renmi, hi durmadan okuyormu, daha ok renip bilgisini arttrdka daim iyi bir insan oluyor ve yaptklarndan pimanlk dyuyor-mu. Bir gn, dersin bitimine doru kk delie yaklamas iin retmene bir iaret yapm ve ona zlerek, ertesi sabah cazasnn geri kalan ksmn tamamlamak zere Torino'dan Venedik cezaevine nakledileceini haber vermi. Ona veda ettikten sonra, heyecanla ve sakin bir sesle, eline dokunabilmek iin izin istemi. retmen ona elini uzatm, o da onu pm ve sonra da: "Teekkr ederim! Teekkr ederim!" demi ve gzden kaybolmu. retmen elini ekmi, gzyalaryla slanm olduunu grm. Ondan sonra da o tutukluyu bir daha grmemi. Aradan alt yl gemi. retmen: -"Onu artk bsbtn unutmutum" diye devam etti. "nceki sabah kap alnd. Salar henz armaya balayan, koca sakall, kt klkl bir yabancyla karl-tn." Bu yabanc bana: -"Falan retmen siz misiniz?" -"Siz kimsini/.?" diye sordum. -"Ben, okuma yazma rettiiniz, 78 numaral tutukluyum. Alt yl oldu. Sonra derste-bana elinizi vermek bykln gstermitiniz... imdi cezam bitirdim. Buraya, cezaevinde yaptm u kk eyi kabul etmenizi rica etmek iin geldim... Onu bir hatra olarak kabul etmek ister misiniz, sayn retmenim?" dedi. retmen ne syleyeceini arm, ylece kak kalm. 449

i! Sonra anlatmaya devam etti: -"Hediyesini kabul etmiyorum sand ve: -..Alt yllk hapis cezas ellerimi temizlememe yetmedi mi sanyorsunuz!" der gibi yzme bakt. Ama bana yle zgn gzlerle bakyordu ki, hemen elimi uzattm ve hediyeyi aldm, ite burada..." Dikkatle hokkaya baktk. Byk bir sabrla, iviyle uyulmua benziyordu. Hokkann stne ak duran bir defterle bir de kalem oyulmutu ve etrafnda yle yazyordu: "retmenime - 78 numaralnn hatras - Alt yl!" Altnda da kk harflerle : "Okuma ve umut..." diye yazlyd. retmen baka bir ey sylemedi ve biz de kalktk. Ama, Moncalieri'den Torino'ya dnerken, btn yol boyunca o kck pencereden ban uzatan tutukluyu, retmenle o vedalamay, cezaevinde yaplan ve pek ok ey ifade eden o mrekkep hokkasn bir trl aklmdan karamyordum. Gece de ryama girdi ve bu sabah da onu dndm... beni okulda bekleyen srprizden ne kadar uzak ve habersizdim! Derossi'nin yanndaki yeni yerime oturduktan ve aylk aritmetik snavnn problemini de yazdktan sonra sra arkadama tutukluyu, mrekkep hokkasn, zerinde bir defterle bir kalem bulunan ve etrafnda: "Alt yl" yazl bu hokkann nasl yapldn bir ''ir anlattm. Bu szleri duyunca Derossi irk ilci i ve bir bana, bir deCrossi'ye, sebze satcsnn oluna bakmaya balad. Crossi nmzdeki srada oturuyordu ve arkas bize dnkt, problemini zmlemeye alordu. Derossi yava sesle: "Sus!" dedi ve bir kolumu yakalayarak. "Biliyor "Hsm? nceki gn Crossi bana Amerika'dan dnen babasnn elinde zerinde bir eyler oyulmu, tahtadan bir Mrekkep hokkas grdn sylemiti. Bu. konik bi143 inide, elde yaplm, zerinde bir defterle bir kalem resmi bulunan hokka bu olacak. Babasnn alt yldr Amerika'da olduunu syledi, halbuki hapisteymi. Babas o suu iledii zaman Crossi ok kkm, hatrlamyor, annesi onu aldatt iin o da bir ey bilmiyor. Bu olay hakknda hibir ey bilmiyor!..." Gzlerimi Crossi'ye diktim ve ne syleyeceimi bilemeden ylece kala kaldm. Derossi problemi zd ve srann altndan Crossi'ye geirdi. Ona bir kt verdi ve retmenin ona temize ekmesi iin verdii aylk yky, "fata'nn hastabakcs" adl yky elinden ald. onun yerine Derossi yazacakt. Crossi'ye kalemler hediye etti, omuzunu okad ve bildiklerimi kimseye sylemeyeceime dair benden sz ald. Okuldan karken, Derossi bana tella: - "Dn babas onu okulda almaya geldi, herhalde bugn de gelecektir. Ben ne yaparsam, sen de onu yap" dedi. Sokaa ktk. Crossi'nin babas orada, bir kenarda duruyordu. imdiden krlamaya balam siyah sakall ' kt giyimli bir adamd. Solgun ve dnceli bir yz vard. Derossi herkesin grebilecei ekilde Crossi'nin elini tuttu ve yksek sesle ona: - "Allahasmarladk, Crossi" dedi ve eliyle onun enesini okad. Ben de onun gibi yaptm. Ama, bunlar yaparken Derossi de, ben de kiraz gibi kzardk. Crossi'nin babas iyimser gzlerle bize bakyor.] du, ama, bu gzlerde bir endie ve kuku ifadesi de yansyordu, bu ikimizin de iini burktu. *** 144 TATA'NIN HASTABAKICISI (Aylk yk) Yamurlu bir mart sabahnda, kyl kyafetiyle bir ocuk, her yan amur iinde, yamurdan srlsklam olmu, kolunun altnda bir amar paketiyle Napoli'deki Pellegrini Hastanesinin kapcsna gitti, ona bir mektup verdi ve babasnn salk durumunu sordu. Buday rengi yz ovaldi, dnceli gzleri vard ve bembeyaz dileri grnen kaln dudaklar yan aralk duruyordu. Napoli yaknlarndaki bir kyden geliyordu. Geen yl i bulabilmek iin Fransa'ya giden babas birka gn nce Napoli limanna ayak basm, ama, orada birden hastalanvermiti. Fransa'dan dndn ve hastaneye yatacan ailesine yazd birka satrla bildirmiti. Bu habere ok zlen kars kalkp Napoli'ye gelememiti, nk evde sakat bir ocuu, bir de kundakta bebei olduu iin

Napoli'ye byk olunu yollamt, ona biraz para vermi ve babasyla ilgilenmesini uyarmt. O blgede denildii gibi Ta-ta'syla ilgilenecekti. ocuk kynden Napoli'ye kadar on mil katetmiti. Kapc, mektuba yle bir gz gezdirdikten sonra bir hastabakcy ard ve ona ocuu babasnn yanma gtrmesini syledi. Hastaback: -"Hangi baba?" diye sordu. ocuk, ac bir haberden korkup, titreyerek babas-nn ismini syledi. Hastabakc bu ad hatrlamyordu. -"Dardan gelen yal bir ii mi?" diye sordu. Daha da zlen ocuk: 145 -"i ama, o kadar yal deil. Evet, dardan ge|. di" dedi. Hastabakc: -"Hastaneye ne zaman girmi?" diye sordu. ocuk mektuba yle bir gznn ucuyla bakt ve "Be gn nce sanyorum" dedi. Hastabakc bir sre dnd, sonra birden hatrlam gibi: -"Ha, evet!" dedi. "Drdnc kou, dipteki ya tak." ocuk endieyle: "Baban ok mu hasta? Salk durumu nasl?" di ye sordu. Hastabakc ona karlk vermeden bir sre baktj Sonra: -"Benimlegel!" dedi. iki merdiven dnemecinden ktlar, byk bir koril doru getiler ve kaps ak olan bir kouun nne geld| ler. Bu koutaki yataklar iki sra halinde uzanyordu. Hastabakc ieri girerken, ocua: , -"Gel" dedi. ocukcaz ok heyecanland ve onun peinden k| gua girdi. Saa, sola, hastalann soluk, zayf yzlerim korkulu baklarn dolatryordu. Hastalann bir k raa gzleri kapalyd, lye benziyorlard, dierleri kort mu gibi, iri, sabit gzlerle havaya bakyorlard. Baza da kk ocuklar gibi inliyorlard. Kou lotu, etra keskin il kokulan dolduruyordu. ki hemire ellerine il ieleriyle yataklann etrafnda dolanyorlard. Kouun sonuna gelince bir yatan baucunda di du, yatan perdelerini at ve: "te baban" dedi. ocuk hkrklara bouldu, elindeki amar p-c 46 tini drd, ban hastann omuzuna dayad ve rtlerin altnda hareketsiz duran kolu bir eliyle yakalad. Hasta kprdamad bile. ocuk doruldu, babasna bakt ve yeniden hkrklara bouldu. Hasta ona uzun uzun bakt ve onu tanr gibi oldu. Ama, dudaklan kmldamyordu. Zavall Tata ne kadar deimi! Hastabakc sylemese olu onu hi tanyamazd. Salar aarmt, sakal uzamt, yz imi, koyu krmz bir renk almt. Yznn derisi gerilmi ve parlaklamt, gzleri klm, dudaklan kalnlamt, yz ifadesi btnyle deimiti, yalnz ainyla, kalar deimemiti. Zorlukla soluk alyordu. ocuk: -"Tata! Tata'm!" dedi. "Benim, ben tanyor musun? Ben iccillo'ym, senin Cicclo'n, memleketten buraya beni annem yollad. Bana iyi bak, beni tanyor musun? Bana bir eyler syle." Ama, hasta ona dikkatle baktktan sonra, gzlerini kapad. "Tata! Tata! Neyin var? Ben senin olunum, senin ( KTUo'num." Bundan sonra hasta hi kmldamad ve zorlukla soluk almaya devam etti. ocukcaz, hep alayarak, bir sandalya ekti, oturdu ve gzlerini babasnn yznden ayrmadan yle otu-rP bekledi. "Elbette bir doktor viziyete gelecek" diye dnyordu, "hi olmazsa o bana bir eyler syleyebi-"r" Kendi kendine byle syledikten sonra ackl eyler dnmeye balad: yi kalpli babasn, onlardan aynldT r, vapurun gvertesinde onu son kez pn, aileneh "u yolculuk stnde kurduu hayalleri, bu mektubu aln a annesinin duyduu acy, sonra lm dnd, babas 147

61 olarak gzlerinin nne geldi. Annesi karalar bala-mt, btn aile sefalet, yoksulluk iindeydi. Uzun sre byle oturdu kald. Hafif bir el omuzuna dokununca bir-den kendine geldi. Bu bir hemireydi. Hemen: "Babamn nesi var?" diye sordu. Hemire tatl bir sesle: " Bu senin baban m?" diye sordu. "Evet, o benim babam, ben geldim. Neyi var?" Hemire: -"Cesaret, ocuum, doktor birazdan gelecek" dedi ve baka bir ey eklemeden uzaklat. Yarm saat sonra, bir ann .aldn duydu ve kouun kapsndan yannda asistanyla doktorun ieri girdiini grd. Pelerinden de iki hemire geliyordu. Her yatan banda durarak viziteye baladlar. Bu bekleyi ocua ok uzun geldi, doktorun her admnda de heyecan biraz daha artyordu. En sonunda yanndaki yataa geldiler. Doktor ask yzl, uzun boylu, yal bir adamd. Daha doktor yandaki yataktan ayrlmadan ocuk ayaa kalkt, doktor yaklanca da alamaya balad. Doktor ona bakt. Hemire: "Bu ocuk hastann olu" dedi. "Memleketinden bu sabah geldi." Doktor bir elini ocuun omuzuna koydu, sonra hastaya doru eildi, nabzn dinledi, alnn elledi ve hemireye baz eyler sordu. Oda: -"Yeni bir ey yok" dedi. Doktor bir sre dnceli durdu, sonra: -"Eskisi gibi devam edin" dedi. 'AB Bunun zerine ocuk btn cesaretini toplad ve alamakl bir sesle sordu: " Babamn neyi var?" Doktor bir elini ocuun omuzuna koyarak: -"Yrekli ol ocuum. Ylanck oldu. Ar bir hastalk ama, daha umudumuzu yitirmedik. Onun bandan sakn ayrlma. Senin burada bulunman onun iyilemesine yardmc olabilir." ocuk umutsuz bir sesle: -"Ama, beni tanmyor!" dedi. -"Belki de yarn... seni tanyabilir. Umudunu yitirme, yrekli ol." ocuk daha baka eyler de sormak isterdi ama, cesaret edemedi. Doktor da kp gitti. O andan itibaren de Ciccillo hastabakclk hayatna balad. Elinden baka bir ey gelmedii iin hastann araflarm dzeltiyor, sk sk eline dokunuyor, sineklerini kovuyor, her inleyiinde zerine eiliyor, hemire iecek bir ey getirdiinde kakla barda elinden alyor ve hastaya kendisi iiriyordu. Hasta bazan ona bakyordu ama, onu tandn belirten hibir iaret yapmyordu. Yalnz ocuk yzn mendiliyle kapayp da alad zamanlar hasta ona daha uzun uzun bakyordu, ilk gn byle geti. ocuk geceyi kouun bir kesinde yerletirilen iki sandalyann zerinde geirdi, sabahleyin de bir gn nceki iine devan etti. O gn hastann baklar biraz daha canlanmt. ocuun tatl, yumuak sesini iittike bir an gzbebeklerinden bir parlt geiyordu, bir defasnda da bir eyler sylemek ister gibi dudaklarn oynatmaya alt. Her uyuklamadan atnda sanki kk hastabakcsn ararm gibi hali vard. Doktor, ikinci.viziteden sonra hastann bi- olsun iyilemeye yz tuttuunu syledi. Akama do-n'. barda hastann dudaklarna doru yaklatrrken. ocuk o i dudaklarn zerinden hafif bir glmseme 149 getiini fark etti. i biraz olsun rahatlamt, babasnn sylediklerini anlayabileceini umarak biraz olsun rahatlamt, babasnn iyileebileceine daha ok inanyordu Azck da olsa babasnn sylediklerini anlayabileceini umarak eve dnnden sz ediyor, sevgi dolu, tatl sylerle onun cesaretini arttrmaya alyordu. Bazan babasnn onun sylediklerini anlamadn seziyordu, ana, gene de konumaya devam ediyordu, nk anlamad K'lde onun o hznle sevginin kart sesini dinlemek hastann houna gidiriyordu. kinci, nc, drdnc gnler de byle geti. Hasta zaman zaman iyileme belirtileri gsteriyor, zaman zaman da hi beklenmedik bir ekilde a rl a veriyordu. ocuk hastabakclk iine kendi ni ylesine kaptrmt ki btn gn

boyunca hemireni? bir tepsi iinde getirdii ekmei yiyecek vakti bulabiliyordu. Etrafnda olup bitenlerin farknda bile blmuyordu.j Baka bir zaman olsa onu pek ok zebilecek, yreini paralayabilecek olaylara kaytsz kalyordu: lm halindeki hastalar, gece nbetilerinin tell koumalarn,! umutsuzluk ve gzyalar iinde hastaneden kan ziyaretileri, hastane hayatnn btn o ackl olaylarn gr-.- myordu bile. Saatler, gnler geiryordu. O btn dikka-j tiyle babasnn bandan ayrlmyordu. Hastann her bak-' mda, her soluk alnda Heyecanlanyordu. Babasnn bi-! razck iyileir gibi olduunu grnce byk bir sevin dal' gas btn benliini kaplyor, birden arlatn grnce de derin bir znt yreini sktryordu. Beinci gn, hasta birden arlaverdi. Fikri sorulan doktor, artk her ey bitti der gibi ban edi. ocuk sandalyasnn zerine yld ve hkra hkra alamaya balad. Ama, gene de onu avutan bir ey vard. Hastann durumu arlat halde yava yava daha canlandn hissediyordu. Oluna daha uzun uzun bakyordu ve baklarnda bir yumuaklk okunuyordu-150 Yalnz olunun elinden yiyip imek istiyordu ve sanki bir eyler sylemeye kendini zorlam gibi yapt o dudak hareketlerini imdi daha sk tekrarlyordu. Babasnn ba-zan mitlenerek kaldrmaya alt kolunu imdi daha sk sk indiriyor ve sevin taan bir sesle: -"Gayret, gayret, lata. iyileeceksin, buradan ayn-acaz, annemin bizi bekledii o scak evimize dneceiz j)iraz daha gayret et" diyordu. leden sonra saat drtt, ocuk kendini umut ve evin dalgasna kaptrmt. Bu srada kouun kapsndan gelen ayak sesleriyle, grtlanda boulan bir lkta jnu yerinden zplatan ve: -"Allahasmarladk, hemire hanm!" diyen kaln t>ir ses duydu. ' Ayn anda da koua elinde kocaman bir paketle bir adam girdi, peinden de bir hemire geliyordu. ocuk keskin bir lk att ve olduu yerde mhlanm gibi kald. Adan dnd, bir sre ona bakt ve o h bir lk att: -"Ciccillo!" ve ocua doru atld. ocuk soluk solua babasnn kollar arasna dt. Hemireler, hastabakclar, asistan kouup eldiler ve hayretler iinde donup kaldlar. Heyecandan ocuun sesi kesilmiti. Hastaya dikkatle baktktan ve ocuunu tekrar tek rar ptkten sonra baba: -"Ah! Benim sevgili Ciccillo'm!" dedi. "Ciccillo. evldm, nasl oldu bj i? Sana bakasnn yatan gstermiler. Ben de yle mera klan m i ti m ki, nk annen mektubunda seni yolladn sylyordu. Zavalla Ciccillo! gndr buradasn? Bu karklk nasl meydana geldi? 151 Biraz sknt ektim ama, imdi iyiyim, bak! ConcettellJ nasl? Ya kk bebek ne yapyor? Herkes iyi mi? Ben ;ir-| tk taburcu edildim. Haydi gidelim. Hey Tanrm! Syleseler inanmazdm!" ocuk ailenin iyi olduunu anlatmak iin birka lime geveledi. "Ah, ne kadar mutluyum!" diye kekeledi. "Ne dar mutluyum! Ne ac gnler geirdim!" diyor ve durma- dan sarlp babasn pyordu. Ama, yerinden kmldann yordu. Babas: "Haydi, gelsene" dedi. "Bu gece evimize varabili. riz. Gidelim!" dedi ve ocuu kendine doru ekti. ocuk dnd ve hastasna bakt. Babas akn: -"Geliyor musun?... Gelmiyor musun?" diye sordu. ocuk hastaya bir kez daha bakt, o srada hasta da] gzlerini am ona bakyordu. Bunun zerine yreinin derininden bir sz seli azndan boand. "Hayr, Tata, bekle... ama... gelemeyeceim. Bu yal adamcaz var. Be gndr banda bekliyorum. H bana bakyor. Onu sen sanyordum. Onu da ok seviy< rum. Bana bakyor, ona illarn yemeini ben veriye rum, hep yamnda olmam istiyor, imdi durumu ok atf,| sabrl ol, onu burada yalnz brakacak cesaretim yok, bilmiyorum, onun bu hali beni k zyor, ben eve yarn dnerim, brak da biraz daha burada kalaym. Onu burada yalnz brakmam hi de doru olmayacak. Bana nasl bakyor, gryor musun? Kim olduunu bilmiyorum ama, J yannda olmam

istiyor, beni seviyor, ben gidersem tek bana lecek, sevgili Tata'cun, ne olur ben burada kalaym! 152 il" Asistan: -"Aferin sana kk yumurcak!" diye bardh Baba ne diyeceini, ne yapacan armt, oluna bakt, sonra da asistana: -"Kim bu adamcaz?' diye sordu.1 - "Siz gibi bir kyl' dedi. "Dardan gelmi.. Sizinle ayn gn hastaneye geldi. Onu buraya getirdiklerinde kendini bilmiyor, tek kelime de sylemiyordu. Belki uzak bir yerde ailesi, ocuklar var ama. biz bilmiyoruz. Olu-[uzu kendi ocuklarndan biri sanyor." Bu sre iinde hasta hep ocua bakyordu. Ciccillo'nun babas: -"yleyse kal!" dedi. Asistan: -"Burada uzun zaman kalmas gerekmeyecek " diye raldand. Baba: -"Kal!" diye tekrarlad. "Sen iyi kalpli bir ocuklun. Ben hemen eve gidip anneni sevindireceim. Bu paray da al, ihtiyacn olur. Allahasmarladk, benim iyi kalpli jocuum, allahasmarladk." Onu pt, bir sre bakt, tekrar alnndan pt ve gitti. ocuk gene yatan yanma dnd, hasta ferahlam-t. Ve Ciccillo yeniden hastabakclk etmeye balad ama. artk alamyordu, yalnz eskisi gibi endieli, gene sabrlyd. Ona illarn iirmeye, araflarn dzeltmeye, elini okamaya, onu cesaretlendirmek iin tatl tatl konumaya devam ediyordu. Btn gn, btn gece ve ertesi gn de hastann yanndan hi ayrlmad. Yz morarmaya balad, zorlukla soluk alabiliyordu, rpnmalar artyor, sayklyor, ileri gittike artyordu. 153 Akam vizitesinde -doktor, hastann geceye kadar ya,] sayamayacan syledi. Bunun zerine Ciccillo hastaya! dala byk bir zenle bakmaya balad, bir an iin olsunf gzlerini ondan ayrmad. Hasta ona bakyor, bakyor zaman zaman dudaklarn bir eyler sylemek istermi bi glkle kmldatyordu, arada bir de gittike kleni gzlerinden garip bir durgunluk ifadesi geiyordu. O gece ilk nlar pencereye vurup, hemire gelinceye kadar ocuk hastann bandan ayrlmad. Hemire yataa yaklat, hastaya bir gz att ve hzl admlarla oradan uzaklat. Ksa bir sre sonra da lambayla, peinde asistan doktor ve bir hastabakcyla yeniden belirdi. Doktor "Son anlarn yayor" dedi. ocuk hastann elini skca yakalad. Beriki gzlerini at, bir sre ocua bakt ve tekrar gzlerini kapad. Tam o srada ocua hasta elini skyormu gibi geldi ve: -"Elimi skt!" diye bard. Doktor bir sre hastaya doru eildi, sonra doldu. ocuk: Doktor. , "Sen git artk, ocuum" dedi. "Kutsal devin bitti. Git ve hak ettiin mutlulua eri. Tanr seni koruyacaktr. Elveda, yavrum." Bir sre uzaklam olan hemire pencerenin iinde duran bir bardaktan kk bir meneke demeti ald ve d- j np onu ocua verdi: "Sana verebilecek baka bir eyim yok. Hastane; ans olarak bunu kabul et!" dedi. Bir eliyle kk demeti alp dieriyle de gzlerini j kurulayan ocuk: 154 "Teekkr ederim" dedi, "ama, yolum ok uzun... kuruyacaklar" dedi. Menekeleri kokladktan sonra hemireye;, "izin verirseniz, bunlar len zavall hastama brakmak istiyorum. Teekkr ederim, hemire hanm. Teekkr ederim, doktor bey" dedi. Sonra lye doru dnerek:

"Elveda..." dedi. Ona verecek bir isim ararken, kalbinden dudaklarna, be gn boyunca bu adamcaza vermi olduu o tatl ad hatrlad ve: -"Elveda, zavall Tata'm!" dedi. Bunlar syledikten sonra, amar paketini kolunun altna ald ve yorgunluktan bitkin, ar admlarla uzaklat. Darda gn aanyordu. *** 155 18, cumartesi DEMRC DKKANI Dn akam Precossi bize urad, babasnn dkknn ziyaret edeceime dair sz verdiimi hatrlatt. Dkkn bizim alt sokakta bulunuyordu. Bu sabah evden babamla birlikte ktk ve beni oraya brakmas iin rica ettim. Biz dkkna yaklarken, Garoff'nin oradan koarak ktn grdk. Elinde bir paket vard. Alveri yapt mallan rtt pelerini de havada uuuyordu. Ah! Karlnda eski gazete almak iin satt demir tozunu nereden yrttn imdi daha iyi anlyorum! ok byk bir tacir, u Garoffi! Kapdan ieri bamz soktuumuzda, Precossi'yi bir tula ynnn zerine oturmu, dizinin zerindeki kitab okurken bulduk. Hemen ayaa kalkt ve bizi ieri buyur etti. Buras, kmr tozlanyla kapl byke bir odayd, duvarlarda her eit eki, kerpeten, demir ubuklar ve hrdavat aslyd. Kilit, tel, ivi gibi ufak tefek maden eyas her eit ve biimdeydi. Bir kede de bir frn yanyor ve bir ocuk tarafndan ekilen bir krk de atei hzlandrmak iin hava flyordu. Precoss'nin babas rsn yannda bulunuyor ve bir rak da bir demir ubuu atein iinde tutuyordu. Demirci bizi grnce kasketini kararak: "A! Oluma oyuncak tren armaan eden o iyi kalpli ocuk geldi!" dedi. "Nasl altm grmeye geldin, deil mi? te imdi grrsn." Bunlar sylerken glmsyordu, eski sert, hain yz ve sinsi baklar yoktu. rak, bir ucu ateten kpkzl kesilmi uzun bir demir ubuu demirciye verdi, o da bu156 nu rse dayad. Bu demir ubukla, taraalara parmaklk kafesi yapyordu. Kocaman bir ekici kaldrd ve demiri dvmeye balad. Demiri evire evire eitli yerlerinden dvyordu. ekicin sert ve hzl vurular altnda demir eriliyor, bklyor, yava yava bir iek yapra biiminde kvrlyordu. ekici ok ustalkla vuruyordu, sanki kzgn bir demire deil de, elle biim verdii bir hamura. Btn bunlar pek ho bir manzara meydana getiriyorlard. Bu srada kk Precossi de: "Gryor musunuz, babam nasl alyor!" der gibi bizlere gururla bakyordu. Demirci, demir ubuu istedii biimi verip dvmeyi bitirdikten sonra bana doru uzatarak sordu: -"Nasl yapldn grdnz m, kk bay?" Sonra bu ilenmi demiri bir kenara itti ve ateten yeni bir demir ubuk ald. Babam: Gerekten de pek gzel oldu" dedi. "Demek ki iler yolunda, yle mi? alma isteinize tekrar kavutunuz, demek?" diye ekledi. i terini silip, biraz da kzararak: "Evet, artk tam bir istekle alyorum" diye kar-I lk verdi. "Benim yeniden byle iyi bir ii olmama kim | nayakldu, biliyor musunuz?" Babam bunu anlamam gibi grnd. Demirci, parmayla olunu gstererek: "Bu iyi yrekli ocuk, evet, btn gayretiyle ders-jlerini alan ve ona kar bir hayvan gibi davranan, onun [burnundan getiren babasn... mutlu etmeye alan o iyi [yrekli ocuk. dl olarak oluma verilen o madalyay Igrnce... Ah! Benim biricik yavrum, bir parmak boyun-Idaki yavrum, gel de yzn yakndan greyim!" dedi. 157 ocuk hemen koup geldi, demirci onu koltuklarn-] dan tutarak rsn stne kard ve ona: "Baban olacak bu hayvann biraz alnn siliver, yavrum!" dedi.

Bunun zerine babasnn kmr ve ateten kapkara olmu yzn pcklerle kaplad. Precoss nin de yz simsiyah oldu. Demirci: " imdi oldu" dedi ve olunu yere indirdi. ok sevinen babam: "Gerekten de imdi oldu, Precossi!" dedi. Demirciyle oluna hoa kaln dedikten sonra dkkndan ayrldk. Ben dkkndan karken Precossi yanma yaklat ve: "zr dileriz" dedi ve cebime bir ivi paketi indirdi. Ben de onu yarn bizim evdeki elenceye davet ettim. Yolda giderken babam bana: "Precossi'ye trenini armaan ettin, eer o treni inci ve altnla doldurmu olsaydn, gene o iyi yrekli ocuk iin az olurdu, nk babasna yeniden alma gcn veren o ocuk oldu" dedi. *** 20. pazartesi KK PALYAO 458 Btn kent karnaval yznden kaynyor, nk karnavaln son gnleri. Her meydanda cambaz barakalar ve afhkarmcalar kuruluyor. Bizim evin yaknnda da bir adr sirki kuruldu. Orada Venedikli bir topluluk be tane atla gsteriler yapyor. Sirk meydann tam ortasnda. Meydann bir kesinde de cambazlarn uyuduklar, elbise deitirdikleri byk araba duruyor. Bunlar, kk pencereleri olan ve her birinin daima tten bacalar bulunan tekerlekli kck evlerdir.Pencereden pencereye de bebeklerin kundak bezleri asldr. Minik bir ocua st veren, yemei hazrlayan ve sonra da ip stnde dans eden bir kadncaz var. Zavall insanlar! Cambaz, hokkabaz, soytar gibi szckler genellikle hakaret olarak kullanlr. Halbuki onlar herkesi elendirerek, namuslu bir ekilde hayatlarn kazanrlar, nasl da yoruluyorlar! Btn gn boyunca, bu soukta srtlarnda bir tek kazakla sirkle arabalarn arasnda mekik dokuyorlar. ou kez, iki oyun arasnda, alelacele ayakta bir iki lokma bir ey yiyorlar. azan da, tam sirk seyircilerle tklm tklm,dolunca kuvvetli bir rzgar kyor, adrlar yerinde oynatyor, lambalar sndryor, elveda btn gsteriler! Byle olunca aldklar bilet paralarn geri veriyorlar ve adr dzeltebilmek iin btn gece urayorlard. Sirkte alan iki de ocuk var. Geen gn meydandan geerken baban onlarn en kn tand. Bu ocuk sirk sahibinin oluydu vc geen yl Vittorio Zmanuele meydannda kurulan sirkte art srtnda eitli gsteriler yapmt. Bu yl daha da bym, sekiz yalarnda olmal, pek sevimli bir ocuk. Yuvarlak, esmer bir yz var, kvrck ksa salar da sivri balndan dar frlyor. Hep palyao elbisesi giyiyor.si. yah ilemeli, uzun kollu, beyaz tulum gibi bir ey. Kumatan da ayakkablar var. Pire gibi bir ocuk. Herkes onu seviyor. Her ii yapyor. Onu. sabahleyin erken saatlerde, bir ala brnm olarak kk tahta evine st gtrrken gryoruz. Sonra Bertola sokandaki ahra gidip atlan getiriyor. Kk bebei koluna alp gezdiriyor. emberler, merdivenler, ubuklar, ipler tayor, oturduklar kk evleri temizliyor, ate yakyor, bo zamanlarnda da annesinin yanndan hi ayrlmyor. Babam pencereden hep ona bakyor, hep ondan ve dier soytarlardan sz ediyor, onlarn ocuklarn seven iyi insanlar olduklarn sylyor. Bir akam biz de sirke gittik. Hava souk olduu iin pek seyirci yoktu. Ama, orada bulunanlar elendirebilmek iin kk palyao elinden geleni yapyordu. ok tehlikeli cambazlklar yapyor, atlarn iplerine aslyor, bacaklar havada yryor, tek bana arklar sylyor, btn bunlar o sevimli esmer yzyle, hep glmseyerek yapyordu. Krmz elbiseli, beyaz pantalonlu, uzun izmeli, elinde kams olan babas ona bakyordu, ama, zgnd. Babam ona ok acd ve ertesi gn bize gelen ressam De lis'e de bundan sz etti. "Bu zavall adamlar!" diyordu. "Bakalarn elendirebilmek iin yorgunluktan lyorlar! Ama, ileri hi de iyi deil! O ocukcazda ok houma gidiyor. Onlar iin ne yapabiliriz?" Ressama ilgin bir fikir geldi. Babama: -"Gazzetta adl gazeteye bu konuyla ilgili gzel bir makale gnder, sen iyi ve rahat yazarsn. Bu makalede sen kk palyaonun marifetlerinden sz edersin,

ben de onun resmini izerim. Gazzetta'y herkes okur, bylece de belki bu sirke biraz seyirci ekebiliriz" dedi. 160 Ve yle yaptlar. Babam ok gzel ve ilgin bir makale yazd. Orada, hergn grdmz oyunlar yanstt, kk palyaonun ok marifetli, ok alkan olduunu anlatt. Ressam da kk palyaoya olduka benzeyen sevimli, irin bir portre izdi ve hepsi cumartesi gnk gazetede yaynland. Beklenilen sonu elde edildi, paz.r gn sirke byk bir seyirci kalabal geldi. yle iln etmilerdi: Kk palyaonun yararna gsteri. Gazzetta'da yazld gibi kk palyao demilerdi. Biz de babamla gittik ve en ndeki sralardan birine yerletik. Sirk tklm tklm doluydu. Giri kapsnn yanna Gazzetta'y raptiye ile tutturmulard. Seyircilerin arasnda pek ok tanda rastladk. Atlarn giri kapsnn yannda, ayakta, Garibal-di'riin idaresinde savam olan jimnastik retmeni duruyordu. Karmzdaki sralardan birinde de yuvarlak yzyle kk duvarc ustas o dev yapl babasnn yannda oturuyordu... Beni grr grmez hemen yzn tavan gibi buruturdu. Sa tarafmzda Garoffi oturuyordu. Seyircileri teker teker sayyor ve parmaklaryla bugn idarenin ne kadar kazanm olabileceini hesaplyordu. Bizden epey uzakta, n sralardan birinde, tramvayn altndan bir ocuu kurtaran Robetti'yi grdm. Koltuk deneklerini dizlerinin arasna alm, oturuyordu. Topu yzbas olan babas bir elini onun omuzuna dayamt. Gsteri halad. Kk palyao at srtnda, trapezde ve ip stnde ok tehlikeli hareketler yapt. Her aa atlaynda btn seyirciler onu lgnca alklyorlard, ilerinden bazlar da onun o kvrck salarn ekiyordu. Ondan sonra da ip ve at cambazlar, hokkabazlar deiik gsteriler yaptlar. zerlerinde gm gibi prl prl, parlak klar saan bezilen giysiler vard. Ama. ocuk ekildikten sonra halk eski neesini kaybetti. Bir ara. atlarn giri kapsnn-yannda 'Hran jimnastik retmeninin sirk sahibinin kulana bir 161 eyler sylediini grdm. Bunun zerine adamcaz |a sanki seyirciler arasnda birini aryormu gibi dikkatle ei-rafna baknd. Baklar bizim zerimizde durdu. Babam olup bitenleri anlad. Jimnastik retmeni sirk sahibi^. Gazzetta'daki o makaleyi yazann babam olduunu sy|0 misti. Kendisine teekkr etmelerine frsat vermemek iin bana: -"Sen kal, Enrico. seni darda beklerim" diyerek oradan uzaklat. Kk palyao babasyla bir eyler konutuktan sonra bir gsteri daha yapt. Drtnala giden bir atn zerinde drt kez kyafet deitirdi, hac, denizci, asker ve akrobat kyafetleri giyindi. nmden her geiinde bana bakyordu. Sonra, attan indi, palyao apkasn eline ald ve seyircilerin nnden dolamaya balad. Herkes apkasnn iine para ve konfeti atyordu. Ben de iki metelik hazrladm. Ama, tan benim karma gelince, apkasn uzataca yerde onu geri ekti, bana bakt ve ilerlemeye devam etti. Olduum yerde ta kesildim kaldm. Neden bana byle hakaret etmiti? Gsteri bitince, sirk sahibi btn seyircilere teekkr etti. Herkes kalkt ve kapya doru atld Kalabaln arasnda akna dnmtm, 1 tam kacam srada bir elin omuzuma dokunduunu hissettim. Dndm. Sevimli esmer yz. -siyah kvrck salaryla kk palyao bana giilmsyord. Elleri konfeti doluydu. O zaman anladm. Bana: "Bu kk palyaonun konfetilerinden alr mydnz. 7" dedi. Evet anlamna bam, salladm ve konfetilerden iki) tane aldm. ^cy!..' diye ekledi. "Acaba sizi bir kerecik olsun3. pebilir miyim?" "Beni iki kere bile pebilirsin" dedim ve yzm" uzattm. Elbisesinin koluyla unlu yzn temizledi, nce boy | mumlan, sonra iki yanamdan pt ve: Bu pcklerden biri de baban iin!" dedi. 162 21. sah KARNAVALIN SON GN Bugn maskeli geitte ok ackl bir olayla karlatk! yi sonuland, ama. byk bir felketle sonulanabilirdi. Sar, krmz ve beyaz ieklerle sslenmi olan San Carlo meydann byk bir kalabalk doldurmutu. C,csi eit maskeliler dolayorlard. Bayraklarla donatlm yaldzl arabalar, pavyon, kukla tiyatrosu ve kaykbiimi-e sokulmular ve ilerinde de hokkabazlar,

savalar, alclar, denizciler ve oban kzlar olduu halde geiyorlard. Bu kargaalkta insan nereye bakacan kestiremi-yordu. Tra 111 (jetlerin, avc borularnn ve zillerin kard grltler kulaklar sar ediyordu. Arabalardaki maskeliler, kadeh tokuturuyorlar ve ark sylyorlard. Yaya yryenlere ve pencerelerden seyredenlere taklyorlard Penceredekiler de, onlara konfetiler, portakallar atarak, avaz avaz bayarak karlk veriyorlard. Arabalarn ve kalabaln stnden, gzn alabildiine dalgananan bayrak-Jklar, parldayan miferler, titreen apka tyleri, sallanan kartondan kocaman kafalar, dev klahlar, upuzun bo-ru apkalar, yabans silhlar, lefler, eski mzik aletleri, krmz berelerve ieler grlyordu.Herkes lgn gibiydi. Bizim araba meydana girdii zaman nmzden, yapna gllerle sslenni.srma ilemeli rtlere brnm dn atn ektii ok gzel bir araba geiyordu. Bu arabann iinde de Fransz soylularn canlandran mase'er takm, beyaz perukal. ipek elbiseler giyin-l'' kollarnn altnda tyl apkalar. bellerimle Oren kllar, gslerinde ile danlel ve krdele163 ler bulunan ondurt onbe kii vard. Adamlar^ hepsi de birbirinden gzeldi. Hep bir azdan Fran-szc bir ark sylyorlar ve halka ekerlemeler atyorlar-di, halk da baryor, el rpyordu. Birden solumuzda bit adam grdk, kalabaln ba stnden be, alt yalarn-da bir kz ocuunu havaya kaldryordu. Zavallck rpt. hrcasna kollarn sallyor ve scak gzyalar dkerek alyordu. Adam, soylularn bulunduu arabaya yaklat, onlardan biri de eildi, yerdeki adam ona yksek sesle: -"Ltfen bu ocuu aln, kalabalkta annesini kaybetmi, onu kollarnzn arasnda tutun. Annesi pek uzaklarda olmasa gerek, onu hemen grebilir. Yaplabilecek baka ey yok" dedi. Soylu khndaki adam ocuu kollarna ald, dierleri de sustular, ocuk haykryor, rpnyordu. Adam maskesini kard, araba da yavaa ilerlemeye devam etti. Tam bu srada da, sonra bize anlattklar gibi, meydann br ucunda, zavall bir kadncaz, lgna dnm, alayp bararak kalabal yaryordu: "Mana! Maria! Maria! Kzcazm kaybettim! Onu benden aldlar': Zavall evitm bodular!" Kadncaz onbe dakikadan beri rpmyor, oraya buraya kouyor, ona yol vermek iin kmldaan halkn arasnda skp kalyordu. Arabadaki adam da, bu srada, ocuu gsndeki kurdelelerle dantellere yaslanm, gzlerini meydanda dolatryor, yzn elleriyle kapam, nerede olduunu bilmeden, yrek paralayc bir ekilde hi kra hkra alayan zavall ocuu avutmaya alyordu. Adam da ok zlmt, ocuun bu haline acryordu, bu lklarn ruhunun derinliklerine kadar indii grlyordu. Arabada bulunan dier adamlar da <,'"' cua portakal ve konfeti veriyorlard, ama, ocukcaz her an biraz daha korkup, biraz daha kuvvetli hkrarak} 164 | I btn bunlar reddediyordu. Adam, halka: -"ocuun annesini arayn! ocuun annesini arayn!'' diye baryordu. Herkes saa, sola kouuyordu ama, anneyi bulamyorlard. En sonunda, Roma caddesinin azna yaklatklarnda, arabaya doru lgnca atlan bir kadncaz belirdi...- Ah! Bunu hibir zaman unutamayacam! Zavall kadncaz insan klndan kmt, sa ba darmadankt, yz allak bullak olmutu, elbiseleri parampara olmutu. fkeden mi, needen mi, acdan m olduunu anlalamayan bir lk atarak ne doru atld ve kzn yakalayabilmek iin peneyi andran ellerini arabaya doru uzatt. Araba durdu. Adam, ocuu ptkten sonra: "te ocuunuz!" diyerek onu, lgnca barna basmak isteyen kollar arasna brakt... Ama, ocuun kck elleri bir sre daha arabadaki adamn elleri arasnda kald. Adam da: -"Al, evlenirken bu da senm eyizin olur" diyerek kendi parmandan prlantal altn bir yzk kard ve kn parmaklarndan birine takt.

ocuun annesi akn, yle kalakalmt. Halk lgnca alklyordu, adam maskesini yeniden takt, arkadalar arkya braktklar yerden devam ettiler ve araba da alklar, yaa sesleri arasnda yava yava ilerlemeye balad. *** 165 24, perembe KR OCUKLAR retmenimiz ok hasta olduu iin yerine Krler Enstitsnde retmenlik etmi olan ve imdi de bizini okulda drdnc snf okutan retmen geldi. retmenlerin en yalsdr. Salar da o kadar arm ki, sanki bana pamuktan bir peruka giymi gibi. Konumas da olduka garip, sanki hznl bir ark sylyormu gibi, ama, ok gzel konuur ve pek ok ey de bilir. Snfa girer girmez gz bal bir ocuk grd ve hemen onun srasna yaklat, neyi olduunu sordu. ocua: "Aman ocuum, gzlerine dikkat et" dedi. Bunun zerine Derossi ona: "retmenim, sizin Krler Okulu'nda grev alm olduunuz doru mu?" diye sordu. Yal retmen: "Evet, uzun yllar orada retmenlik ettim" diye yant verdi. Derossi de alak sesle: -"Bize bu konuda bir eyler anlatabilir misiniz?'--dedi. retmen gitti krsye oturdu. Coretti yksek sesle: "Krler Okulu Nizza sokanda" dedi. retmen: -"Sizler durmadan kr, kr diyorsunuz, sanki ne bileyim, hasta, zavall der gibi. Ama, bu szn ne anlama geldiini iyi biliyor musunuz? Biraz dnn. Krler! Hibir zaman hibir eyi grmemek! Geceyi gndzden ayramamak, ne gkyzn, ne gnei, hatta kendi ana ve babasn bile grmemek. Ksaca bizi evreleyen, dokundu-166 umuz varlklardan hibirin grememek. Sanki yerin dibine gmlm gibi sonsuz karanl iinde yaamak! Gzlerinizi birazck kapayn ve btn hayatnz boyunca byle kalacanz dnn. Birden iinizi bir korku, bir yrek sknts kaplar, buna dayanamayacakmsnz gibi gelir, ldracanz, ya da leceinizi sanr, yaygaray basarsnz. Halbuki, zavall ocuklar... insanyKrler Okulu'-na ilk kez girdiinde, teneffste, her bir yanda alnan keman, flt seslerini, yksek sesle konumalar, glmeleri, merdivenleri hzla inip kan admlar duyunca, koridorlarda, yatakhanelerde rahatlkla, kolayca dolaanlar grnce bu ocuklarn ayn felketzede olduklarna inanmak ok zor gelir. Onlar dikkatle incelemek gerek. Onal-t, onsekiz yalarnda gl kuvvetli neeli genler var, bunlar krlklerini umursamyorlar, olduka da kendilerine gveniyorlar. Ama, yzlerindeki hrn ve gururlu ifadeden krl kabul edinceye dek ok azap ekmi olduklar anlalyor. Bazlarnn yumuak ifadeli, soluk yzlerinde yazgya nasl boyun edikleri kolayca okunuyor, ama, hl, zaman zaman bir kenara ekilip gizlice aladklar anlalyor. Ah! Benim sevgili ocuklarn. Bunlarn bir ksm birka gn iinde kr oluvermiler, bir dier ksm da yllarca pek ok azap ektinten sonra, st ste geirdikleri birok korkun ameliyattan sonra oluvermiler. Doutan kr olan ocuklar da var. Bunlar, hi sabah olmayan karanlk bir gecede koskoca bir mezara girer gibi dnyaya gelmiler ve insan yz hakknda hibir bilgileri yok! Bunlarn ne kadar ac ekmi olduklarn ve etraflarndaki her eyi rahata grebilen ocuklarla kendi aralarndaki o korkun ayrl dndke hl ac ektiklerini ve kendi kendilerine: "Bizim hibir gnahmz olmad halde, neden bu ayrlk?" diye sorduklarn dnn. Krler Okulu'nda pek ok yl retmenlik yaptm. 167 O snfr hatrlyorum da, daima donuk gzlerle bakan, grmeyen, cansz o gzbebeklerini dnyorum ve bir de sizlere bakyorum.... hepinizin btnyle mutlu olmamas iin hibir neden yok. Dnn ki, talya'da yirmialt bine yakn

kr var! I bile grmeyen yirmialt bin kii, anlyor musunuz? Drt saat boyunca pencerelerimizin nnden geecek bir ordu!" retmen sustu, snfta t bile kmyordu. Derossi, krlerin -dokunma organlarnn gerekten bizimkilerden daha hassas olup olmadn sordu. retmen: "Evet, bu dorudur. Krlerin dier bttn organlar bizimkilerden ok daha duyarl oluyor, nk gzleriyle grp yapamadklarn dier organlarnn yardmyla yapmaya alyorlar. Sabahleyin, yatakhanelerde biri dierine sorar: "Bugn gne var m?" lerinden en abuk givinen. hemen baheye koar, gnein scaklm duyabilmek iin havada ellerini sallar ve, yeniden yatakhaneye koup, dierlerine iyi haberi verir: "Gne var!" Sonra bir insann sesinden de onun fizik vaps hakknda bilgi edinebilirler. Biz bir insann ruhunu gzlerinden anlarz.onlar da sesinden anlyorlar. Deiik ses tonlarn yllarca hatr hrlar. Bundan baka bir odada ka kiinin bulunduunu, ka tanesinin konuup ka tanesinin susup hareketsiz olduunu da sezinlerler. Yalnz dokunarak bir kan az. ya da ok temi/ olduunu anlayabilirler. Kk kzlar boyal ynle boyaszn birbirinden ayrabilirler. Sokaktan ikier ikier geerken, btn dkknlar kokularndan tanrlar, hem de bizini i koku duymadklarmz bile. Topa oynarken, sadece kard sese kulak vererek nereye gittiini bilirler ve hi armadan gidip onu oradan alrlar. ember evirirler, bilya oynarlar, ip atlarlar, akl 168 |as|;rulan evler yaparlar, grr gibi meneke toplarlar. ,.;lncak ve dzgn bir ekilde, eitli renkten hasn ka-rlfntrak sepetler rerler. Btn bunlar byk bir beceriyle yaparlar! Dokunma organ ayn /amanda grme organdr. Dokunarak eyalarn biimini tahmin etmek on-liir ii" <>n byk elencedir. Sanayi n/.esine gittikleri zaman onlarn halini grmek insana ok dokunur. Orada onlarn istedikleri her eyi ellemelerine izin verilir. Byk bir sevinle geometrik ekillerin, ev maketlerinin, aletlerin stne atlrlar ve nee iinde her eyi elleyerek, dokunarak, ellerinin arasnda evirip evirerek onlarn nasl yaplm olduklarn grmeye alrlar. Onlar Inna grmek derler!" (aofl'i. krlerin dierlerinden daha kolaylkla aritmetik rendiklerinin doru olup olmadn sonlu. retmen karlk verdi: "Bu gerekt Uitmetii ve okuma yazmay kolay renirler Onlar iin kabartmal harflerle zel olarak yazlm kitaplar vardr. I lerini m harflerin /erinden geirirler, harfleri tanrlar ve kelimeleri sylerler, hi keke itmeden okurlar. Bir yanl yaptklar zaman zavallcklarn nasl kzardn grmelisiniz. Yaz da yazarlar, hem de mrekkep kullanmadan. Sktrlm, sert ktlarn stne, ktta zel bir alfabeye gre sralanan gml harfler meydana getiren elik kalemle yazarlar. Bu noktacklar, kadn arkasn evirip ellerini stnde dolastiklarar za-ian yazm olduklarn kendileri de. bakalar ila rahat-la okuyabilirler. Bu ekilde kompozisyonlar, birbirlerimektuplar yazarlar. Gene ayn ekilde rakamlar yaza- ve hesap yaparlar. evrede olup bitenleri grmedikle-l'ulen dikkatleri daiimaz ve byk bir kolaylkla ve ya-"Mnadan akldan hesaplarlar. Birisinin okuduunu dinle- onlarn o kadar houna gider ki. byk bir dikkatle 169 dinlerler, okunan her eyi hatrlarlar, aralarnda da tart-j rlar. lerinden en kkleri bile tarihten, dilbilgisinde s/ ederler. Drd, bei bir sraya otururlar, birbirine] doru dnmeden, birinci ncyle, ikinci drdncyle sohbet eder. Kulaklar o kadar duyarl, o kadar keskindir ki bu konumalartn bir kelimesini bile aksatmadan, hepsi birden yksek sesle konuurlar! Emin olun. onlar snavlarna sizlerden daha ok nem \erirler ve retmenlerini de daha ok severler. retmenlerini ayak seslerinden ve kokularndan tanrlar. fkeli mi. gler yzl m olduunu, salnn iyi mi. kotu m olduunu syledii ilk szn tonundan anlarlar. Onlar uyard, ya da vd zaman retmenin kendilerini ellemesini isterler, ona kari olan minnettarlklarn belirtmek iin de onun ellerine.! kollarna dokunurlar. Birbirlerini de severler, ok iyi arka-j datrlar. Teneffste birbirlerinden hi ayrlmazlar. ne-in kzlar blmnde keman alanlar, piyano alanlaj flt alanlar aldklar mzik aletlerine gre toplulkhrj mey adan getirir'er ve birbirlerinden hi ayrlmazlar I5 risini

sevdikleri zaman ondan uzaklamalar ok zor olur. \kadala ok baldrlar. Birbirlerini byk bir dou-J hkla yarglarlar. yilikle ktln birbiri ilen kolayca ayrt edebilirler. Cmert bir davran, ya dal byk ve nemli bir olayn anlatl karsnda kimse onlar kadar hevecanlanamaz." ' Votni. onlarn mzik letlerini iyi calip almadklarm sordu. retmen: "Mzie kar byk hayranlk duyuyorlar, adeta ona tutkunlar. Mzik onlarn neesi, hayat. Krler Oku-lu'na dala yeni gelen kk ocuklar bile iki, saat boyunca, kmldamadan ayakta mzik dinleyebilirler. k 170 Kolaylkla renirler ve tutkunlukla alarlar. retmen birim* mzie kar yetenei olmadn syledii zaman beriki buna ok zlr ama, gene de, umutsuzca da olsa, almaya devam eder. Ah! Orada alnan mzii bir du yabilseniz. Balar dik. dudaklarnda tebessm, yzleri kzarm, heyecandan titreyerek nasl mzik aldklarn bi rebilseniz! tiratlarn evreleyen sonsuz karanln iinde bu mzii tanrsal bir avuntu gibi kendilerinden geerek dinlerler! retmenlerden biri on!ara:"Sen bir sanatkr olacaksn" dedii zaman, sevinten lgna dnerler, zlerinde byk bir mutluluk salr. Mzik dersinde birinci olan, piyanoyu, ya da keman dierlerinden daha iyi alan bir kral gibi grrler, onu btn kalpleriyle severler ve ona sayg gsterirler. Aralarnda bir anlamazlk olsa hemen ona giderler, iki arkada birbirine darlacak olsa onlar o bartrr. Mzik dersleri verdii kk renciler onu bir baba gibi grrler. Uyumaya gitmeden nce hepsi gelir ona iyi geceler dilerler. Hi durmadan mzikleri sz ederler Akam, yataklarna girdiklerinde, hemen hepsi btn gn almann verdii yorgunlukla uyuklar lar ama, gene de mzik almalarndan. mzk \aptlan dan, mzik ustalarndan, mzik letlerinden ve orkestralarndan sz ederler. Onlarn okuma, ya da mzik derslerine katlmalarna engel olmak yle byk bir cezadr ki. bilemezsiniz! Bu onlara yle bir ac verir ki. hi kimse onlar bu ekilde cezalandrmaya kalkmaz. k bizim gzleri-' miz iin neyse, mzik de onlarn kalbi, ruhu iin odur' Derossi, birgn onlar gidip grmenin, yakndan lan mann mmkn olup olmadn sordu. retmen: "Elbette gidilebilir ama. ocuklar siz daha .gidemezsiniz. Oraya daha ileride gidebilirsiniz, bu felketin Yceliini, o ocuklarn ektii acy iyicene anluyahilc171 yaa gence gidersiniz. Orada greceiniz olduka ackl bir grntdr, evltlarn. Krler Oklu'nda. hazan, ardna kadar ak duran bir pencerenin nne olurmu, sakin bir yzle, sevin iinde temiz hav:y koklavan ve sizlerin gzlerinizle seyredebildiiniz o gz alabildiine uzanan yeillii, gzel masmavi dalar .seyredermi gihi duran ocuklara rastlanr... ve onlarn hibir ey grmediini, btn bu gzelliklerin hibirini gremiyeceklerinrdi nmek, onlarn bu derece kr olduklarn hatrlamak insann yreini burkuyor. Doutan kr olanlar, dnyaya ait hibir ey grmemi olduklarndan ve akllarnda hibir eyin hayali bulunmadndan daha az ac ekiyorlar. Ama, sonradan kr olan ocuklar nceden grm olduklar her eyi hl hatrlyorlar ve bylece de neler kaybet tiklerini ok iyi anlyorlar. Ama, zamanla hayallerindeki eyler kaybolmaya balyor, onlar iin o kddar deerli olan o hayaller hergn biraz daha glgeleniyor. Sevdikleri | insanlarn hayallerinin yava yava kaybolmas onlar byk bir acya bouyor. Bu ocuklardan biri birgn bana, byk bir acyla: "Bir an iince olsa, annemin yzn bir 1 kez daha grebilmeyi ok isterdim, nk onu hatrlayamyorum!" dedi. Anneleri onlar grmeye geldii zaman ocuklar ellerini onlarn yzne koyuyorlar, onlar alnlarndan enelerine, kulaklarna kadar iyicene elliyorlar. Onlarn kaybolmaya balayan hayallerini doku organlar- 1 nn yardmyla hatrlamaya alyorlar. Sanki daha iyi grebilmek istermi gibi annelerini ismiyle aryorlar, onun yzn gzn ellemesine izin vermelerini istiyorlar. Duygusuz pek ok insan bile oradan alayarak kyor! Oradan kt zaman insana yle geliyor ki, kiileri,

evleri, gkyzn grebilmek bizim iin hak edilmemi bir mutluluk gibi geliyor. Eminim ki herbiriniz, Krler Oku-lu'nu gezdikten sonra, gnein n gremeyen, anasnn yzn hatrlayamayan o zavall ocuklarn bir parack olsun bir eyler grebilmesini salayabilmek iin kendi grme yeteneinizden bir parasn verirdiniz." 25, cumartesi HASTA RETMEN Dn akam, okuldan ktktan sonra, hasta retmenimi grmeye gittim. ok almaktan hasta dmt. Gnde be saat ders veriyor, bir saat jimnastik yaptryor, sonra iki saat de gece okulunda ders veriyordu. Bu da, geceleri pek az uyuyor, yemek zaman aceleyle bir eyler attryor, sabahtan akama kadar da didinip duruyor, demektir. Annem hastalnn nedenini bunlara dayandryor. Annem beni sokak kapsnda bekledi, ben yalnz ktm ve merdivenlerde o siyah sakall retmen Coatti'ye rastladm, hani herkesi korkutan ama, kimseyi cezalandrmayan o retmene. Gzlerini aarak bana bakt ve, akadan, aslan gibi kkredi, ama glmedi. Drdnc katta kapnn zilini alarken, halen glyordum. Hizmeti kadn, hasta retmenimin yatt lo ve fakir bir odaya gtrnce, birden irkildim. retmen kk bir demir karyolada yatyordu, sakal uzamt. Daha iyi grebilmek iin elini alnna gtrd ve o sevgi dolu sesiyle: "A! Enrico!" dedi. Yatana yaklatm, bir eni omuzuma koydu ve: -"Aferin, olum. Zavall retmenini grmeye geldiine ok iyi ettin. Sevgili Enrico'cuum, grdn gibi acnacak durumdaym. Okul nasl gidiyor? Arkadalarn ne yapyorlar? Hepsi iyi ve yolunda, deil mi? Berisiz de olsa, deil mi?" Hayr, demek istedim ama, szm kesti: -"Elbette, elbette, beni sevdiinizi biliyorum" dedi ve iini ekti. Ben de bu srada duvara aslm baz fotoraflara bakyordum. 173 "Gryor musun?" dedi, "bunlarn hepsi yirmi yl. dan beri bana resimlerini veren ocuklar. Hepsi de ok iyiydi. Onlar benim en tatl hatralarm. lrken, btn hayatm aralarnda geirdiim bu yumurcaklara son bir kez bakabileceim. lkokulu bitirdiin zaman, sen de bana bir resmini vereceksin deil mi?" Sonra komodinin stnden bir portokal ald ve bana verdi: -"Sana verebilecek baka bir eyim yok" dedi. "bu bir hastann hediyesi." Ona bakyordum, ama, nedenini bilmiyorum, iime bir hzn kt. "Dikkat et..." dedi, "ayaa kalkacam umuyorum ama, bir daha yataktan kalkamazsam... aritmetiini kuvvetlendirmeye bak, sen en ok bunda zayfsn. Biraz ura! Baarn, biraz uramana baldr. nk ou kez noksan olan yetenek deil, insann kendi yetersizlii hakknda sapland yanl inan, daha dorusu sabit fikirdir." retmen konuurken soluu daralyor, ac ektii grlyordu. "Biraz ateim var" diyerek iini ekti, "artk sonum yaklat. Unutma, sakn! Aritmetiini kuvvetlendir- > meye bak, problemleri zmeye al. Birincisinde basara madn m? Biraz dinlenir, tekrar gayret edersin. Gene mi baaramadn? Biraz dal a dinlenir, gene de aba gsterirsin. Ve daima ileri, sakin, bir ekilde, kendini ok fazla yormadan, ylmadan al. Haydi git artk. Annene selm syle. Bu merdivenleri bir daha kma, okulda grrz. Eer bir daha gremezsek, seni sevmi olan nc snf retmenini arada bir hatrla." Bu szleri duyunca alamaya baladun, gzlerim yalarla doldu. 174 -"Ban e!" dedi. Bam yastn stne edim. Salarmdan pt ve bana: "Git!" dedi ve bam duvara evirdi. Merdivenleri uarak indim, nk annemin kucana latlmak gereini duydum. *** 175 25. cumartesi! SOKAK (Babamn mektubu I Dn akam, retmenin evinden dnerken, pencereden seni gzetliyordum. Bir kadna arptn. Sokakta yrrken daha dikkatli ol. Orada da bir takm devler

vardr Evde adm ve hareketlerini ltn gibi herkesin evi olan sokakta da bunu neden yapmyorsun? Bunu hi unutma Enrico. ok yal biriyle, bir fukarayla, kollarnda bir ocuk olan bir kadnla, koltuk denekleriyle yryen bir sakatla, ar bir ykn altnda eilmi bir adamla, matem elbiseleri giymi bir aileyle karlanca, saygyla bir kenara ekil ve onlara yol ver. Yalla, yoksullua, ana sevgisine, sakatla, yorgunlua, lme sayg gstermeliyiz. Sokakta yrrken birisinin zerine bir arabann geldiini grnce, bir ocuksa hemen onu kolundan tutup kenara ek. byk bir insansa ona haber ver. yainz bana alayan bir ocuk grrsen nesi olduunu sor. bastonunu dren yal bir adamn bastonunu yerden al. 'ki ocuk kavga ediyorsa, onlan ayr. byk iki insansa, onlardan uzakla. insann ruhunu inciten ve onu katlatran kaba kuvvetgsterilerindenkan. ki jandarmann arasnda el!e-| ri kelepeli bir adam geerse, kalabaln acmasz bak-| larna sen de katlma, oadammasum da olabilir. Bir hasta-; ne sedyesiyle karlanca, arkadanla konumana ara ver;| ve glmeni hemen kes. nk belki bu sedyede can eki-,j en biri vardr. Bir cenaze alay geerken de ayn evleri j 176 yap- nk bu alay gnn birinde senin evinden de jkaj>i-lir. Kendi kurumlarnda barnan ve sokaktan kafileler halinde geen o ocuklara sa>gyla bak. Bunlar kr.sau ve dilsiz, raitik, yetim ve terkedilmi ocuklardr. Dn ki. aeenler felkete uram taljhsiz kiilerdir. Tiksindirici, ya da baka garip sakatlklar olan kiilerle karlatn zaman grmenezlikten gel. Yolunun stnde vanan bir kibrit grdn zaman hemen onu sndr, bu birinin hyatna mal olabilir. Sana yol soran birine her zaman nezaketle yant ver. Kimseye glerek bakma, gereksiz yere koma, barma, Sokaktakilere sayg gster Bir ulusun ald terbiye sokaktaki davranndan anlalr. Sokakta irkin olaylarla karlarsan, evlerde de o eit olaylarla karlaabilirsin. Sokaklar incele, iinde yaadn kenti incele. Gnn birinde buralardan uzaklamak zorunda kalrsan, btn ayrntlaryla aklnda kaldna, aklndan yaadn kenti, senin biricik dnyan olan bu kk vatan parasn belleinde diri ve canl bulmakla ok sevineceksin! Annenin yannda ilk admn orada attn, ilk heyecanlarn orada duydun, ilk kez orada dnmeye baladn, ilk arkadalarn orada buldun. Bu kent senin iin bir anneydi, seni eitti, gelitirdi, korudu. Onu, sokaklarnda, insanlarnda ara, onu sev, onun hakszla uradn grdn zaman da onu savun. Baban *** 177 MART GECE OKULLARI 2, perembe Dn akam babam beni, bizim Baretti seksiyonunun gece okulunu grmeye gtrd. Btn snflar klandrl mt ve iiler yava yava 'geliyorlard., Okula vard-mzda Mdrle retmenler byk bir fkeye kaplmlard. nk az nce pencere camlarndan biri atlan bir tala krlmt. Hemen dar frlayan hademe, o srada sokaktan gemekte olan bir ocuu yakalamt. Evleri okulun karsnda bulunan Stardi, bunun zerine okula gelerek: -"Ta atan bu deil, ben gzlerimle grdm, bunu Franti yapt ve bana: "Kimseye bir ey sylersen, karmam" dedi ama, ben ondan korkmuyorum ' demiti. Mdr de Franti'nin okuldan kesin olarak kovulacam syledi. Bu arada ben, ikier, er okula giren iilere bakyordum, imdiye kadar girenlerin says ikiyz amt. Bir gece okulunun ne kadar gzel olduunu imdiye kadar grmemitim! Oniki yandan yukar ocuklardan, koltuklarnn altnda defter ve kitaplar olduu halde, ilerinden dnen sakall adamlara kadar her eit insan vard. Bunlarn arasnda marangozlar, yzleri simsiyah olmu ateiler, elleri kireten bembeyaz olmu duvar ustalar, salar unlanm frnc raklar vard, vernik, deri, zitt ya, ksacas her meslee zg koku duyuluyordu. Bir onbann komutasnda, asker kyafetinde, bir takm halinde topu iileri de geldi. Hepsi de hi zaman kaybetmeden sralarna yerleti, ayaklarmz koyduumuz alttaki tah-

t kararak hemen balarn devlerinin stne ediler. lerinden bazlar, ellerinde ak defterleri, ret menlerin yanna gidip anlamadklarn soruyorlard. Bizim "kk avukat" diye ad taktmz iyi giyimli gen retmeni grdm. Krsnn etrafnda , ya da drt ii toplanmt, divit kalemle onlarn yanllarn dzeltiyordu. Topal retmen de oradayd, krmz ve mavi boyalarla lekelenmi olan defterini getirmi olan bir boyac ik- glyordu. retmenim de oradayd, salna kavumu, ya-nn derse gelecekmi. Snflarn kaps akt. Dersler balannca, hepsinin byk bir dikkatle, gzlerini bile krpmadan retmenlerin sylediklerini dinlediklerini grnce, ardm kaldm. Mdrn dediine gre bu isNi!vrln pek ou at, derslere ge kalmamak iin evi irayp bir lokma bir ey yememilerdi. Halbuki kkler, yarm saat ders dinledikten sonra gzlerine uyku giriyordu, hatta bazlar balarn sralarn zerine dayyarak uyuyup kalyorlard. retmen kalemiyle kulaklarn gdklayarak onlar uyandryordu. Ama, bykler uyumuyorlard,az-lar ak, soluk bile almadan dersi dinliyorlard. Sralarmzda bu sakall adamlar grmek beni artyordu. Yukar kata da ktk. Hemen snfma doru kotum. Kapdan ieri baknca, koca bykl ve bir eli sargl bir adamn sramda oturduunu grdn, her halde elini bir makineye kaptrmt. Her eye ramen yava yava yazmaya alyordu.Ama, beni en ok sevindiren ey, ki-k duvarc ustasnn yerinde, tam onun oturduu srada babas oturuyordu. Bu dev yapl adan, darack yere skm durumda, enesi eline dayal duruyor, gzn kitabndan ayrmyordu. Bu bir rastlant deildi, okula gel-d'i ilk gece Mdre: -"Mdr bey, ltfen beni yzn bir tavan gibi hu Usturan olumun yerine oturtur nusnuz?" demiti, 179 lunu hep bu biimde tanmlyordu. Dersin sonuna kadar orada kaldk. Sokaa ktij mz zaman da, kollarnda ocuklar, kocalarn bekleye^ kaldnlara rastladk. kta dei toku yapyorlard. iler ocuklar alyor, kadnlar da kocalarnn kitap defterlerini tutuyor ve bylece evlerine dnyorlard. Bir sre sokakta byk bir kalabalk grld ve ghill tlerle doldu. Sonra heryey sessizlie brnd ve yalnj uzun ve yorgun grntsyle uzaklaan Mdr grebil] dik. 2 5, pazar *** DV 180 Bu olay beklemek gerekirdi. Mdr tarafndan koman Franti'nin almak isteyecei besbelliydi. Stardi her n kzkardeini almak iin Dora Grossa sokandaki enstitye gidiyordu. Franti, bir kebanda onun gemesini eklemeye balad. Kzkardeini Silvia, okul knda her jlup biteni grm ve korku iinde eve dnm. Olay yle olmu,Franti banda bir kulana eilmi muamba kasketi olduu halde,ayaklarnn ucunda Stardi'nin pe sinden komu ve onu kkrtmak iin de kzkardeinin a rgsn yle bir eki ekmi ki, kzcaz neredeyse yere yuvarlanaakm. Bir lk atm, bunun zerine erkek kardei de arkasna dnp bakm. Stardi'den ok daha gl kuvvetli ve ok daha uzun boylu olan Franti: -"Ya azn aamaz, ya da onu pataklarm" diye dn-u. Ama, Stardi bir an tereddt etmeden, ksa boylu ve [tknaz olmasna ramen, o iri yapl yaramazn zerine 3tm ve yumruk yadrmaca balam. Ama, gc yet-niyormu, vurduundan daha' ok kendisi yumruk yiyormu. Sokakta yalnz kz ocuklar olduu iin kimse onla-ayramyormu. Franti Stardi'yi yere devirmi ama, ardi hemen ayaa kalkm ve* yeniden dvmeye kokulmu. Franti bir kapy tokmakla dver gibi yumruklu-yormu. Bir anda Franti Stardi'nin kulan yrtm, bir pzn moratm. Ama, Stardi yrekliliini yitirmeden, ftkriiyormu: "Beni ldreceksin ama, bunu sana deteceim." 181

Frant 'altta, tekme, yumruk itiyor. Stard stte ta vuruyor, yumruklarn indiriyormu. Bir kadn pencereden: -"Aferin, kk!" diye barm. Dierleri: -'Kzkardeini savunan bir ocuk!" -"Cesaret" "Daha hzl vur!" I ranti ye de yle baryorlarm: "Haydut, canavar!" Ama, Frant artk vahilemi, bir elme atm. Star di dm ve Faranti zerine abanm: - "Teslim ol!" diye barm. -'Hayr!" -"Teslim ol!" -"Hayr!" evik bir hareketle Stardi ayaa kalkm, btn gcyle Franti'yi yakalam ve dizini Franti'nin zerine da yam. "Alak, bak ekiyor!" diye baran bir adam. Franti'nin elindeki silah alabilmek iin ileri atlm. Ama, fkeden kendinden gemi olan Stardi. iki eliyle Franti'nin kolunu yakalam ve yle bir hrsla sr m ki bak yere dm ve eli kanamaya balam. Bu srada bakalar da yetiip ocuklar ayrmlar ve onlar ayaa kaldrmlar. Franti ok perian vaziyette oradan svm. Stardi de olduu yerde kalakalm. Yz trmk iinde, gz morarm ama, yenmiti. Alayan ki/' kardeinin yannda duruyormu. Bu srada dier kzln sokaa yaylan defterleri, kitaplar topluyorlarm. Etraftan: -"Aferin, kk! Kzkardeini iyi savundun!" di' yorlarm. 182 Ama, Stardi kazand zaferden ok okul antasna nem verdii iin hemen defterlerini, kitaplarn teker teker incelemeye koyulmu, onlar silmeye, eksilmi, ya da yrtlm bir ey olup olmadn bakmaya balam. Onlar ceketinin koluyla temizlemi, kalemine bakm, her eyi yerine koyduktan sonra da her zamanki gibi sakin ve ciddi, kizkardeine: "abuk gidelim, nk drt ilemli bir problem zeceim" demi. *** 183 6, pazartesi OCUKLARIN ANA VE BABALARI Bu_giin leyin Stardi'nin iman babas, olunu inak iin okula gelmiti. kinci kez Franti ile karlama sndan korkuyordu. Ama, sylediklerine gre bir dahi Franti'yi greniyecekmiiz, nk cezaevine tkayacak! larm. Bugn leyin pek ok ana ve baba gelmiti. Bunla 1 n arasnda Coretti'nin oduncu olan babas da vard. Tp-| ki oluna benziyordu, evik, neeli, sivri bykl, ve, ceke-j tinin yakasnda, iki renkli bir nian kordelas bulunuyor- ] du. ocuklarn hemen hemen tm ana ve babalarn, onla- J r sk sk orada grdm iin, tanyordum. Bunlarn ara- snda beyaz balkl, beli bkk bir bykanne var, ya-; m ur demez, kar demez, birinci snfta okuyan torununu gnde tam drt kez getirir ve gtrr. Paltosunu karr, paltosunu giydirir, kravatn dzeltir, tozlarn silker, salarn dzeltir ve defterlerine bakar. Ondan baka bir dncesi olmad dnyada kimseyi ondan daha gzel grmedii anlalyor. Robetti'nin topu yzbas olan babas da sk sk okula gelir, hani bir tramvayn altndan bir ocuk kurtaran ve koltuk denekleriyle yryen ocuun babas. Olunun arkadalar onun yanndan geerken onu selmlarlar, o da btn ocuklar selmlar ve okar, hi birini unutmaz. Giyimleri pek iyi olmayan fakir ocuklar daha byk sevgiyle selmlar, onlara glmser. Bazan insan ackl olaylara da tank oluyor. Bir olu ld iin bir aydr gelmeyen, dier olunu almaya bir 184 hizmeti kz gnderen bir adamcaz vard. Dn ilk ke/ okula ka geldi. len ocuunun arkadalarn griin.e bir keye ekildi, yzn iki eliyle kapadktan sonra hngr hngr alamaya balad. Mdr, onu kolundan tutarak odasna gtrd.

ocuklarnn tm arkadalarnn adlarn bilen anne ve babalar da vard. Yanmzdaki okuldan kzlar, jimnaz-da okuyan renciler de kardelerini beklemeye geliyorlard. Bir de emekli ve yal bir bay var. ne zaman bir ocuk sokakta kalemini, ya da defterini drecek olsa. hemen eilir yerden alr. ok k giyinmi, balar rtl ve kollarnda sepetleriyle gelen kadnlar da var, birbirleriyle hep okuldan sz ediyorlar. Ve yle diyorlar: "Ah, bu seferki problem dorusu ok zordu!" "Bu sabahki dilbilgisi dersi de bitmek bilmiyordu!" Bir snfta hasta bir renci olsa. hepsi bunu biliyor, bir hasta biraz daha iyileti mi. hepsi seviniyor. Bugn sekiz, on tane ev hanm ve ii kadn, sebze satcl yapan Crossi'nin annesinin etrafnda toplanmlard. Erkek kardeimle ayn snfta okuyan ve hayat tehlikede olan bir kk ocuun salk durumunun nasl olduunu soruyorlard. Denilebilir ki, okul herkesi dost ve eit yapyordu. *** 185 S, aramba 78 NUMARA Dn akam ok ackl bir olaya tank oldum. Uzun zamandr sebze satcs kadn. Derossi'nin her yanndan geiinde ona sevecenlik ve sevgi dolu bir ifadeyle bakyor, bakyordu. 78 numaral mahkumla mrekkep hokkasnn srrn zmlediinden beri, Derossi, sebze satcsnn kzl sal, sakat kollu olu Crossi'yle yakndan ilgileniyordu. Okulda derslerini yapmasna yardm ediyor, yantlar ona fsldyor, ona kt, divit ve kurun kalemleri veriyordu. Ona kar kendi z kardeiymi gibi davranyordu. Sanki, babasnn urad ve olunun bilmedii fe-k a kel i telafi etmeye alyordu. Sebze satacs kadn, uzun bir zamandr Derossi'ye bakyordu, sanki gzleri zerinde kalacakm gibi duruyordu, nk o yalnz olu iin yaayan iyi yrekli bir kadncazd. Oluna yardm eden. ona kar iyi davranan, kibar bir ailenin ocuu, s- ] nfn birincisi olan Berossi'yi bir kral, bir aziz gibi gr-' yordu. Hep ona bakyordu, ona bir eyler syleyecekmi gibi bir hali vard ama.ekiniyordu. Dn sabah, en sonunda, btn cesaretini toplad, byk bir kapnn nnde onu durdurdu ve ona: -"Sizi rahatsz ettiim iin zr dilerim, kk bay. Si/ ok iyi bir insansnz ve oluma ok iyi davranyorsunuz. Ltfen, zavall bir annenin bu kck armann kabul edin." Bunlar syledikten sonra sebze sepetinden beyaz ve a yaldzl kk bir karton kutu kard. Derossi kpkzl j kesildi ve kesin olarak reddetti: 186 i -"Bunu olunuza verin, ben hibir ey kabul etmiyorum" dedi. Kadncaz neye uradn ard ve kekeleyerek zr diledi. -"Size hakaret etmek aklmdan bile gemiyordu... bu kutunun iinde yalnz karamela var." Ama, Derossi ban sallayarak, armaan gene reddetti. Bunun zerine, kadncaz, utanarak, sepetinden bir demet turp kard ve: -"Hi olmazsa bunu aln, turplar daha ok taze, onlar annenize gtrrsnz." Derossi glmsedi ve: -"Hayr, teekkr ederim, hibir ey istemiyorum. Her zaman Crossi iin elimden geleni yapacam ama, hibir ey alamam, ok teekkr ederim" dedi. Kadncaz, sklarak: "Bundan dolay alnmadnz deil mi?" diye sordu. Derossi glmseyerek, hayr, hayr, dedi ve yoluna levam etti. Sebze satcs kadn, ardndan yle konutu: -"Ah! Ne iyi yrekli ocuk! imdiye dek hi bu dar iyi, bylesine gzel bir ocuk grmedim!" Her eyin bylece kapandm sanyordum. Ama. iyin gnn akam, saat drtte, C'rossi'nin annesinin yerine solgun, zgn bir yz olan babas geldi. Derossi'yi durdurdu. Baklarndan Derossi'nin onun srrn bildiini anlamt. Ona gzn dikdiktensonra, znt ve sevecenlikle:

"Siz olumu seviyorsunuz... Neden onu byle seviyorsunuz?" diye sordu. Derossi'nin yz kpkzl kesildi. Ona: 187 -"Onu seviyorum, nk o talihsiz bir ocuk. nk, babas olan siz de sulu olmaktan ok talihsiz bir kii-siniz. Cezanz merte ektiniz, yrekli bir insansnz!" diye karlk vermek isterdi. Bunu sylemeye cesaret edemiyordu, nk, esas da. bir bakasnn canna kyan ve alt yl cezaevinde yatan bir adamdan rkyor, hatta bir nebze tiksinti duyuyordu. Ama adam her eyi anlamt. Sesini ksarak De rossi'nin kulana titreyen bir sesle: -"Olunu seviyorsun, ama ya babasn? Ona kt bir duygu beslemiyor... ondan tiksin miyorsun, deii mi?" diye sordu. Derossi byk bir cokuyla bard: "A, hayr! Hayr! Tam tersi!" Bunun zerine adamcaz kolunu onun boynuna dolamak ister gibi bir haraket yapmak istedi, ama, buna cesaret edemedi ve iki parmann arasna sar buklelerinden birini ald, onu parmana dolad, sonra geri brakt. Derossi nin elini azna gtrd, yal gzlerle avucunun iini pt. Sanki baklaryla bu pcn Derossi'ye ait ok duunu sylemek istiyordu. Sonra olunu elinden tu ti ve hzl admlarla oradan uzaklat. *** 13, pazartesi BtR KK L 186 Sebze satc kadnn avlusunda oturan, birinci snfa eide ve erkek kardeimle ayn snfta olan o hasta ocuk "ld. Cumartesi gn retmen Delcati geldi, son derece zgnd ve bu ac haberi verdi. Derhal Garrone'yk Coret-ti, tabutu tamak iin ne atldlar. ok iyi bir ocuktu, geen hafta bir madalya kazanmt. Erkek kardeimi ok severdi ve ona krk bir kumbara hediye etmiti. Annem, her rastlaynda, onu okard. Krmz kumatan ift izgili bir bere giyerdi. Babas demiryollarnda hamaldr. Dn akam, yani pazar gn, saat drt buukta, cenazesini kiliseye kadar gtrmek zere evine gittik. Zemin katta tyorlard. Avlu, anneleriyle gelmi ve ellerinde mumlar tutan birinci snf rencileriyle dolmutu bile. Bunlardan baka be, alt retmenle birka komu daha gelmiti. Krmz tyl bayan retmenle Delcati ieri girmilerdi, ak duran bir pencereden onlarn aladklarn gryorduk. Zavall annenin yksek sesle alad duyuluyordu. ocuun arkadalarndan ikisinin annesi birer buket iek getirmilerdi. Tam saat bete yola koyulduk. En nde tabutu tayanlar gidiyordu. Tabutun nnde de ha tutan bir ocukla bir rahip yryordu. Zavall ocuun tabutu kckt ve zeri siyah bir bezle rtlyd. zerinde de iki bayann getirmi olduu iekler de vard. Ayrca siyah rtnn bir ucuna ocukcazn dl olarak kazand madalya, dier tarafna da yl boyunca kazand takdirname tutturulmutu. Tabutu Garrone, Coretti ve ayn avluda oturan dier iki ocuk tayordu. Tabudun arkasndan sanki len kendi z ocuumu gibi alayan 189 ret men Delcati geliyordu, onun arkasndan da dier retmenler. retmenlerin arkasndan da ocuklar ilerliyordu. Bunlarn ou pek kckt, bir ellerinde meneke demeti tutuyorlar, dieriyle de annelerinin elini. akn gzlerle, hibir ey anlamadan tabuta bakyorlard. \neleri onlarn yerine mumlar tayorlard. lerinden biri: -"Peki. artk bir daha okula gelmeyecek mi?" diye ordu. Tabut avludan kt zaman pencereden korkun <ir lk duyuldu. Bu l atan. ocuun zavall aneiydi. Onu hemen ieri ektiler. Sokaa ktmz za-nan. ikier kiilik sralar halinde ilerleyen kolej rencile-ine rastladk-. Madalyann tutturulduu tabutu ve retilenleri grnce hepsi balklarn kardlar. Zavall yav-ucak. sonsuza dek bu madalyasyla uyuyacak. Artk >nun o krmz baln bir daha gremiyeceiz. Sal erindeydi, drt gn iinde lverdion gn okul devini, .apabilmek iin yataktan kalkmaa alm.geri almala-dan korktuu iin

madalyasn yatann stne yerleilmiti. Zavall yavrucak, artk onu kimse senden geri ala-nayacak! Elveda! Elveda! Baretti blge okulunda seni er zaman hatrlayacaz. Rahat uyu, sevgili yavrucak!* *** 190 14 MART ARFES Bugn dnden daha sevinli bir gn oldu. On mart! Tm yllarn en byk, en gzel enlii olan, Vitto-dio Emanuele tiyatrosunda yaplacak dl datmndan bir nceki gn. Bu kez dl alacaklarn adlann tayan listeyle, armaan dlleri datacak olan baylara sunmak zere sahneye kacak ocuklar, rastgele seilmediler. Bu sabah Mdr son derste! snfa geldi ve: "ocuklar, ok gzel bir haberim var ' dedi ve sonra: "Coraci!" diye ard, hani o kk Kalabriya'ly. Coraci ayaa kalkt. -"Yarn tiyatroda, dl verecek baylara dle hak kazananlarn listesini takdim edecek ocuklardan biri olmak ister misin?" Kk Kalabriya'l evet diye yant verdi. Mdr: "yleyse iyi" dedi, "bylece bir de Kalabriya'nm temsilcisi bulunacak. Bu da ok gzel bir ey. Bu yl Belediye armaanlar tayacak olan on, oniki ocuun talya'nn eitli yrelerinden gelmi olmasn, bunlarn da blgedeki deiik okullardan seilmi olmasn istiyor. Blgemizde yirmi tane okul var, yani yedi bin renci. Bu kadar byk bir kalabaln iinden talya'nn her blgesinden bir ocuk bulmak ok g olmad. Torquato Tasso okulunda adalarn iki temsilcisi bulundu, biri Sardunya!:, dieri Sicilyal. Boncompagni okulu, babas tahta oymacs olan kk bir Floransal veriyor. Tommaseo okulunda Roma'da domu bir Romal var. Venedikli, Lombardiya-K Romanyolili ocuklar ok. Monviso okulu, babas subay olan Bir Napolili veriyor. Biz de bir Genoval ile "ir Kalabriyal veriyoruz. Piemonteliye de ekleyince oniki kii oluyor. ok gzel, deil mi? Sizlere verilecek dlleri talya'nn drt bir yanndan gelen bu o-cuklar tayacak. Dikkat edin, oniki ocuun hepsi birden sahneye kacak. Onlar lgnca alklayarak karla-yon. Onlar ocukturlar, ama, byk insanlar gibi lkelerinin bir blgesini temsil ediyorlar. renkli kk bir bayrak zaten kendisi de koskocaman bir bayrak olan talya'y temsil etmiyor mu? Onlar hararetle alklayn. Kutsal vatannz temsil edenlerin nnde sizlerin de ruhunun vatan ateiyle yandn onlara gsterin." Mdr bunlar syledikten sonra gitti, retmen de glmseyerek: "Demek ki Coraci, sen Calabria'nm milletvekilisin!" dedi. Bunun zerine herkes glerek el rpt. Sokaa ktmz zaman ocuklar, Coraci'nin etrafn evirdiler ve bacaklarndan tutup kaldrdlar. Zafer kazanm biri gibi omuzlarda tadlar ve: -"Yaasn Calabria milletvekili!" diye bardlar. Bunu sadece neelenmek, Coraci'yi sevindirmek iin yapyorlard, onunla i ay etmek kimsenin aklndan bile oenm ordu. C'aroci'yi herkes sever. O da etrafndakilere glmscmcktcn geri kalmyordu. Onlarn bu halini grp glmeye balayan siyah sakall bir baya rastlayncaya kadar onu byle bir kavaa kadar omuzlarnda tadlar. C alahrial ocuk: "Bu benim babam' dedi. Bunun /erine ocuklar (. oraci yi babasnn kollan arasna braktlar ve koarak her bir tarafa dalverdiler. *## 14. sah DLLERN DAILII 192 leden sonra saat ikiye doru byk tiyatro tklm tklm dolmutu. Koltuk, balkon, st balkon, yan localar, her taraf her taraf ocuklar, baylar, retmenler, iiler, halk kadnlar, kk ocuklarla doluydu. ok byk bir kalabalk vard. Ba ve el hareketleri, titreen tyler, kurdeleler ve bukleler, srekli ve neeli fsltlar ayr bir mutluluk havas yaratyorlard. Btn

tiyatro batan baa krmz, beyaz ve yeil renklerle sslenmiti. Sahnenin iki ucuna iki kk merdiven yerletirilmiti dl alacak ocuklar sadaki merdivenden sahneye kacaklar, dllerini aldktan sonra da soldaki merdivenden ineceklerdi. Sahnenin n ksmna bir sra krmz sandalya dizilmiti Ortadakinin arkalnda, defne dalndan bir ta aslmt. Sahnenin gerisinde de bayraklarla yaplm ssler vard. Sahnenin bir kesinde yeil rtl bir masa bulunuyor ve zerinde, renkli kurdelelere bal, dllere hak kazanm olanlarn takdirnameleri duruyordu. ehir bandosu sahnenin nnde yerini almt. retmenler, kendilerine ayrlm olan n balkonun yarsn dolduruyorlard. Koltuklarn yan ksmna yerletirilen sralarda kk renciler oturuyordu. Bunlar ark syleyeceklerdi ve ellerinde mzik notalar vard. Salonun en arkasnda ve yanlarda gi-diP gelen, kouan retmenler grlyordu. Bunlar dl *lacak ocuklar sraya sokuyorlard, ana ve babalar d;i son bir defa ocuklarnn salarn taryorlar, yakalarn, **avatlann dzeltiyorlard. 193 Bizimkilerle locaya girdiimde, kar localardan birinde yanaklar ndaki o gzel gamzeler iv le glen krmz tyl retmeni, erkek kardeimin retmenini, hep siyah elbiseler giydii iin "kk rahibe" diye ard retmeni ve birinci snftaki o iyi kalpli retmenimi grdm. Bu zavall retmenin yz ok soluktu ve yle de fena ksryordu ki. salonun br ucundan duyuluyordu. Gzlerimle salonu taryordum. Birden Koltuklardan birinde oturan Garrone'nin o sevimli yzn griiverdim. Onun yannda da kk sarn ban omuzuna daam olan Nelli oturuyordu. Biraz daha ileride bayku burunlu Gar of fi listeleri ele geirebilmek iin paralanyordu, daha imdiden bir deste toplamt, kimbilir bunlar ne yapacak... bunu ancak yarn renebiliriz. Kapya yakn bir yerde odun satcsyla kars duruyordu, yanlarnda da bugn dl alacak olan oullar vard, ok k giyinmilerdi. Arkadamn zerinde kedi ty beresiyle. ukulata rengi yn ceketi gremeyince ardm, bu kez tam kk bir bay gibi giyinmiti. Sahnenin n ksm tklm tklm doluydu. n localardan birinde topu yzbasn grdm, hani bir kk ocuu tramvayn altndan kurtardndan beri koltuk denekleriye yryen Robetti'nin babas. Saat tam ikiyi vurur vurmaz bando almaya balad, ayn anda da belediye balkan, vali. vali yardmcs, eitim mdr ve daha birka kii sahnenin sa tarafndaki merdivenden sahneye ktlar ve sahnenin nndeki kr-nz sandalyelere oturdular. Hepsi de siyahlar giyinmilerdi. Bando sustu. Mzik okullarnn mdr elinde kk deneiyle ilerledi. Onun bir iaretiyle salonda oturan tm ocuklar ayaa kalktlar, ikinci bir iaretle de ark sylemeye baladlar. Yediyz ocuk hep bir a/dan ok ti/el bir arky sylyorlard, bir azdan ark syleyen 194 vediyz ocuk sesi. ne gzel ey! Herkes, kprdamadan, dinliyordu, ince. tatl, berrak, yava bir arkyd, bu;tpk kiliselerde sylenenler gibi. ocuklar susunca herkes l-eica alklad, sonra herkes sustu. dl datm balamak zereydi. Daha imdiden, kzl sal. k saan gzleriyle ikinci snf retmenim sahnenin bir kesinde yerini almt bile. dl alan ocuklarn adn o okuyacakt. dlleri tayacak oniki ocuun gelmesi bekleniyordu. Gazeteler bu oniki renciden her birinin talya'nn ayr bir blgesinden gelmi olduunu daha nceden yazmlard. Herkes bunu biliyor ve bekliyordu. Bata belediye bakanyla dier kiiler olmak zere herkes oniki ocuun salona girecei kapya doru merakla bakyor ve b tn tiyatro susuyordu. Birden oniki ocuk koarak sahnenin yanna geldiler ve hi kprdamadan, glmseyerek orada durdular. Btn tiyatro, bin kii, bir anda sessizlii bozdu ve cokunlukla alklamaya balad, bu gk grltsne benzer bir ses oldu. Bunu duyan oniki ocuk ard, heyecanland. n sralardan gelen bir ses: -"te btn italya burada!" diye haykrd. Byle baran kk Calabrial Coraci'ydi, onu hemen tandm. Her zamanki gibi siyah elbiseler giymiti. Bizim yanmzda oturan belediye mensubu bir bay, onlarn hepsini tanyordu, onlan teker teker anneme gsterdi: -"Bu kk sarn Venedik blgesinden geliyor. Roma'dan gelen o uzun boylu, kvrck sal ocuk."

Bu ocuklardan iki, tanesi ok k giyinmiti, ge-n kalanlar ii ocuklaryd, ama, hepsi de temiz, iyi giyimliydi. lerinde en kkleri olan Floransal'nn belinde mavi bir kuak vard. ocuklarn hepsi Belediye baka"lnn nnden getiler. Bakan onlar teker teker alnlardan pyordu, bu srada da bir baka bay yava yava, glmseyerek geldikleri kentlerin adn sylyordu: 195 -"Floransa. Napoli, Bologna, Palermo..." Sahneden geen ler ocuu btn tiyatro alkhy,)r. du. Sonra hepsi birden koup yeil masann nnde dut-dular. ocuklara verilecek dlleri gtrmek iin hazr bekliyorlard. retmen, listeyi okumaya balad, dl kazananlarn okulunu, snfn ve isimlerini syledi. (). cklar da sahneye kp, dllerini almaya baladlar. Daha henz birka ocuk dln almt ki, sahne nin arkasndan ok hafif bir keman sesi duyulmaya ba lad ve gsterinin sonuna kadar devam etti. Son bir kez daha ocuklara t veren annelerin, retmenlerin ki sk, heyecanl sesleri de bu ince keman sesine karyor du. Bu sre iinde de ocuklar birbirinin arkasndan teke: teker ilerliyorlar, sahnede oturan baylarn kendilerine uzattklar dllerini alyorlard. Bu baylar ocuklardan her birine tatl birka sz sylyor, ya da onlar okuyo du. Salonda ve balkonlarda otura*h ocuklar, ok kk renciler, giyimlerinden fakir olduklar anlalan ocuklar, kvrm kvrm sallar, ya da krmz beyaz elbiseli renciler getike heyecanla, cokunlukla alklyorlard. Birinci snftaki renciler sahneye knca ne yapacaklarn aryorlar, etraflarna bakyorlard, bunu gren btn tiyatro da kahkahadan knlyordu. Aralarnda glk le yryen, kar boyunda, srtnda pembe kurdeleden kocaman fyongu bulunan bir kk kz, glkle yryebiliyordu, aya halya takld ve yere dt. Belediye bakan onu ayaa kaldrd ve herkes kahkahalarla glp al" klad. Bir bakas sahnenin sol tarafndaki kk merdivenden inerken dt, barmalar duyuldu ama. ocua bir ey olmad. Her eit ocuk geiyordu, muzip yzle-korkmu yzler, kiraz gibi kzarm yzler, tombul yzl yumurcaklar, herkesin yzne glen afacanlar geiyordu-Sahneden iner inmez orada bekleyen anne ve babalar <>n-lan kucaklayp gtryorlard. 196 Sra benim okula gelince, benim iin ok elenceli oldu! ocuklardan pek ounu tanyordum. Batan ayana kadar yeni giyinmi, glerken beyaz dilerini gsteren Coretti grnd. Kim bilir bu sabah bile ka eki <jdun tamtr! Belediye bakan ona dln verirken bir elini Coretti'nin omuzuna koymu, alnndaki krmz iaretin ne olduunu' soruyordu. Ben salonda oturanlar arasnda Coretti'nin annesiyle babasn aryordum, sevinle glerken elleriyle azlarn kapattklarna dikkat ettim. Sonra Derossi geti. Masmavi elbiseler,yaldizl izmeler giymiti, kvrck, altn rengi bukleleri, dik gvdesi, rahat yry, kalkk ahuyla yle gzel, yle sevimliydi ki iimden ona bir pck yollamak geldi. Sahnedeki btn baylar onunla konutular ve teker teker elini sktlar. Sonra retmen seslendi: -"GiulioRobetti!" Bunun zerine topu yzbasnn koltuk deneklerinin yardmyla ilerleyen olu grnd. Yzlerce renci urad kazay biliyordu. Kulaktan kulaa hemen yayld ve kuvvetli bir alk sesi ykseldi, ban-malar duyuldu, bu sesler deta tiyatroyu inlette, baylar ayaa kalktlar, bayanlar da mendillerini sallamaya baladlar. Zavall ocukcaz sahnenin ortasnda duruver-di, ne yapacan arm, tirtir titriyordu... Belediye bakan onu kendine doru ekti, dln verdi, onu "Pt ve oturduu sandalyenin arkasnda asl bulunan detne tacn alarak Robetti'nin koltuk deneklerinden "irine yerletirti. Sonra onu sahnenin n ksmna yakn '"caya kadar gtrd, burada onu babas bekliyordu. zba onu tuttuu gibi ieri doru ekti ve kucana a'd. bu srada yaa.varolsesleri btn tiyatroyu dolduru-yrdu. 197 20, pazartesi Kemanlarn hafif ve tatl mzii devan ediyordu, ocuklar da dllerini almak iin sahneden gemeye devam ediyorlard. Consolata okulundaki ocuklarn ounun babas tccard. Vanchiglia okulundaki ocuklarn babas ise ii. Boncompagni okulundaki ocuklarn babas iftiydi. En son dl alanlar Raineri okulunun

rencileri oldu. dl datm biter bitmez, en n sralardaki yediyz ocuk gene ayaa kalkt ve bir azdan baka bir gzel ark sylediler. Belediye bakannindan sonra vali yardmcs da konutu ve szlerini yle bitirdi: "... Sevgili ocuklar, buradan kmadan nce, siz ler iin o kadar yorulan, kalplerini, akllarnn btn gcn sizler iin kullanan, sizler iin yaayp sizler iin lenlere bir selm gndermeyi sakn unutmayn. te olanlar oradalar!" Bunlar syledikten sonra btn retmenlerin toplu olarak oturduklar birinci balkonu gsterdi. Bunun zerine balkonlarda, localarda, salonda oturan tm ocuklar ayaa kalktlar, bararak ellerini retmenlerine doru uzattlar. retmenler, duygulanan retmenler dimdik ayaa kalktlar, ellerini, apkalarn, mendillerini sallayarak onlara karlk verdiler. Bunun zerine bando bir kez daha ald. Sahnenin nnde dizilen, byk bir iek yamurunun altnda duran ve talya'nn eitli blgelerinden gelmi olan oiki ocuu halk bir kere daha lgnca alklad. KAVGA 198 Hayr, bu sabah Cretti ile kavga ettikse de, o dl ald diye kskanlktan dolay deildi. Ama hakszdm. retmen onu benim yanma oturtmutu, ben de yaz defterime yazyordum. Dirseiyle bana arpt, bu yzden defterim karaland, ayn zaman da, kk duvarc ustas hastaland iin temize ektiim "Ro-manyolo kan" adl aylk yk de lekelendi. fkelendim ve ona kaba bir sz syledim. O da glmseyerek bana: -"Istiyerek yapmadm" dedi. Ona inanmam gerekirdi, nk onu tanyordum ama, glmsemesi houma gitmedi ve: -"dl ald diye bbrleniy or!" diye dndm. Az bir zaman sonra, almak iin ona hzla arptm ve defteri yrtld. Hemen fkesinden kpkrmz kesildi ve elini bana doru kaldrarak: -"Bunu isteyerek yaptn!" dedi. retmen bize doru baknca elini indirdi. Ama, yavaa unlar ekledi: -"Darda grrz!" Ac duydum, fkem kayboldu ve piman oldum. Hayr, Coretti kasten yapm olamazd. O iyi bir ocuk, diye dndm. Evine gittiim zaman nasl altn, hasta annesine nasl baktn grmtm, sonra bizim eve geldiinde onu nasl sevinle karlamtm. Babam da onu ne kadar sevmiti. Bu sz sylememi, bu ktl yapmam olmak iin imdi neler vermezdim. Hemen aklma babamn bir d geldi. 199 "Haksz msn?" -"Evet." -"yleyse zr dile." Ama, bunu yapmaya cesaret edemiyordum, kendimi kk drmekten ekiniyordum. Gzmn ucuyla ona bakyordum, yn ceketinin omuzu sklmt, her halde fazla odun tad iin. Onu ok sevdiimi anlyordum ve kendi kendime: -"Cesaret" diyordum ama, "zr dilerim" sz boazmda taklp kalyordu. Zaman zaman Coretti bana yan yan bakyordu ve fkeden ok znt duyduunu seziyordum. Korkma-dm gstermek iin ben de ona ters^ters bakyordum. Yzme bakt: "Darda grrz" dedi. Ben de: -"Darda grrz!" diye tekrarladm ama. babamn bana bir gn syledii u szleri anmsadm: -"Haksz olduun zaman kendini savun ama. dvme." Ben kendi kendime: "Kendimi savunacam ama, dvmeyeceim" diyordum. imde bir huzursuzluk, bir sknt duyuyordum ve artk retmeni dinleyecek durumda deildim. Sonunda, dar kma zaman geldi. Sokakta yalnz kaldm zaman. Coretti'nin arkamdan geldiini grdm. Durdum ve elimde cetvel onu beklemeye baladm. Coretti yaklat ve cetvelimi kaldrdm. O glmseyerek, eliyle cetvelimi aa indirirken. "Hayr, Enrico" dedi. "Her zamanki gibi dosl kalalm." 200 Bir an iin ardun ve sonra bir eli omu/uma doru uzanarak beni kendine doru ektiini hissettim. Kendimi Coretti'nin kollar arasnda buldum. Beni pt ve:

"Artk bundan sonra hi ekimeyeceiz; deil mi?" dedi. -"Hibir zaman! Hibir /aman!" diye karlk verdim. Gnl rahatlyla, oradan ayrldk. Eve dndm zaman her eyi babama anlattm. Onu sevindireceimi sanmtm ama. ok kzd ve: nce sen elini uzatmalydn, nk kabahatli sendin" dedi ve ekledi: "Senden daha stn olan. bir asker ocuuna cetvel kaldrmanalydn!" Cetveli elimden kapt, ortasndan krd ve duvara frlatt. *** 201 24. cuma KIZ KARDEM (Kz kardeimin mektubu) Enrico. Coretti'ye kar iyi davranmadiniinba-banzdan azar iittiin halde, niin bana kar kabaca davrandn? Bana ne kadar byk bir ac verdiini bilemezsin. Sen bebekken, arkadalarmla oynamayp. senin beiinin yanndan ayrlmadm, hasta olduun geceler defalarca yatamdan kalkp ateler iinde yanan alnn yokladm biliyor musun Bamza korkun bir felket gelse annemizi yitirsek, sana annelik edeceimi ve seni olum gibi seveceimi biliyor musun? Gnn birinde annemizle babamz bu dnyadan gnce ocukluumuzdan, llerimizden sz edebilecein tek yakn dostun ben olacam biliyor masun? Eer bir gn gerekirse, senin geimini ve okuman salamak iin alabileceimi, ikimiz beraber bydmz ve ayn kan tadm/ iin bydn zaman da seni seveceimi, uzaklara gittiin zaman da seni dncemle hep izliyeceeimi biliyor musun? Ah, Enrico'c-um! Emin ol, ileride~bydn zaman, bana ac bir olay gelirse, yalnz bana kalrsan, beni aryacaksn ve: -"Silvia, kardeim, senin yannda kalmak ve bilmem hatrlyor musun, o mutlu gnlerimizden sz etmek istiyorum. Annemizden,evimizden,imdi ok uzaklarda kalan <> gnlerden sz edelim" demek iin bana geleceksin. Ah-Enrico.kz kardein her zanan seni kollarn ap karlayacak. Evet,sevgili Enrico, imdi seni byle azarlad'11 iin beni affet. Senin yaptn hakszlklarn hibirini 202 hatrlamayacam, baka zntler de versen bunlara aldr etmeyeceim. Sen her zaman benim sevgili kardeim olarak kalacaksn. Yalnz, seni bebekken kollarmda tadm, annem ve babamla beraber seni sevdiim, bydn grdm, uzun zaman can yoldan okluum yllar hatrlayacam. Ama, u defterin stne tatl birka sz yaz, gece uyumadan nce onlar okumak istiyorum. Bu arada, sana kzgn olmadm da gstermek iin, seni ok yorgun grdmden senin yerine aylk yky, Romanyolo kam'n ben temize ektim, hani senin hasta kk duvarc ustas iin yazman gereken o yky. Yaz masasnn sol taraftaki ekmecesine koydum. Btn gece sen uyurken ben de onu yazdm. Ltfen Enrico, bana tatl birka sz yaz. KIZ KARDEN SLVA Senin ellerini bile pmeye lyk deilim. ENRCO 203 ROMANYOLO KAN f (Aylk yk) O akam Ferruccio'nun evi her zamankinden daha sakindi. Kk bir tuhafiye dkknn ileten babas mal satn almak iin Forli'ye gitmiti. Karsyla kk kzlar Luigina da onunla beraber gitmilerdi. Kn gz hastayd, ameliyat etmesi iin bir doktora gtreceklerdi. Bu nedenle ancak ertesi sabah dnebileceklerdi. Ge-ceyansna az bir zaman kalmt. Ev ilerini yapan kadn akam kararmaya balaynca evine gitmiti. Evde yalnz bacaklar felli olan bykanneyle on yandaki Ferruccio kalmlard. Bu, byk yolun kenarnda, tek katl bir evdi, Forli kentine bal bir kyn bir kurun atm uzanda bulunuyordu. Yaknlarda sadece bo ve virane bir ev vard, iki ay nce kan bir yangndan harap olmu, zerinde hl lokanta levhas asl kalmt. Kk evin arkasnda bir it ile evrili kk.bir bahe vard, bu baheye de kk bir tahta kap alyordu.Hem evin, hem de dkknn girii olarak kullanlan bu kap, byk sokaa alyordu. Btn evrede de ssz krlar, ekilmi geni tarlalar, byk dut baheleri uzanyordu.

Neredeyse geceyans olacakt, yamur yayor, rzgr esiyordu. Ferruccia ve bykanne daha uyumam, yemek odasnda oturuyorlard. Bu olayla kk bahe arasnda eski eyalar koyduklar bir odack vard. Ferruccio, evden kap saatlerce dolatktan sonra gece saat on-birde dnmt. Bykanne gzn krpmadan, endie iinde onun dnn beklemiti. Kollu ve geni bir koltukta oturuyordu. Btn gnn, htt bazan da btn geceyi bunun zerinde geiriyordu, nk ektii, nefes 204 darl yatmasna engel oluyordu. Yamur yayor ve esen rzgar tanelerini camlara arpyordu. Gece ok karanlkt. Ferruccio yorgun, a tr iinde dnmt. Ceketi paralanm, atlan bir ta alnn yaralamt. Arkadalaryla birbirlerini ta yamuruna tutmular, her zaman yaptklar gibi de sonunda d-rmiilerdi. Btn bunlar yetmiyormu gibi oyun oynam, btn parasn yitirmi, beresini de bir hendekte unutmutu. Mutfak, koltuun yanndaki bir masann zerindeki k! uir ya kandili ile yarm yamalak aydnlanm olduu halde, zavall bykanne hemen torununun perian halini grm, bana gelenlerin bir ksmn tahmin etmi, bir ksmn da itiraf ettirmiti. Bu ocuu btn kalbiyle severdi. Btn olanlar renince alamaya balad. Uzun bir sessizlikten sonra da: "Ah! Hayr, hayr, sen u zavall bykannene hi acmyorsun. Annenin, babann yokluundan yararlanp byle davranmaz, bana byle ac ektirmezdin. Btn gn beni yalnz braktn! Bana biraz olsun acmadn. Dikkat et, Ferruccio! Bili tuttuun yol, yol deil, seni felkete gtrecek. Senin gibi byle balayan ve sonu fena biten pek ok kii grdm. Daha imdiden evden kamaya, arkadalarnla kavga etmeye, paran oyunda kaybetmeye balarsan, sonra, yava yava ta darbelerinden bak darbelerine, oyundan dier ktlklere, dier ktlklerden de... hrszla geersin" dedi. Ferruccio susmu dinliyordu, bykannesinden adm tede, yemek dolabna dayanm, ayakta dimdik duruyordu. enesi gsne dayal, kalar atk, dvn yaratt fkeden kpkrmz kesilmi duruyordu, kestane gi salar alnna dmt, mavi gzleri de hi kml .___-. 20S Bykanne alayarak: -"Oyundan hrszla..." diye tekrarlyordu. "Dn. Ferruccio. Bu kyn bellsn dn. Vito Mozzoni adndaki o belly, imdi kentte berduluk yapyor. Henz yirmidrt yanda olduu halde iki kez cezaevine girdi. Zavall anasn zntden ldrd, kadncaz tanyordum ve babas da umutsuzlua kaplarak svire'ye kat. Babamfl bile selm vermekten ekindii o bedbaht dn, daima kendinden daha kt, daha beter sabkallarla dolayor, t ki cezaevine boylayncaya dek. te ben onun ocukluunu bilirim, o da senin gibi balad. Sen de bir gn babanla anneni ayn sonuca srkleyeceini dn bir kez." Ferruccio susuyordu. O hi te kalpsiz bir ocuk deildi, bilkis. Haarl fena yaradlmdan deil, ondaki ar canllk ve ataklktan lieri geliyordu. Babas, onu oka martmt , Ama o. ocuuna gveniyordu, bir gn doru yola kendiliinden geleceine inanyordu, nk ok yksek duygularn bir gn galebe alacana ve her eyin kendiliinden dzeleceine inanyor ve bunun iin de, dizgini brakmakta bir saknca grmyordu. Yaptklarndan znt duymuyordu ama. iyi bir ocuktu. ok inat olduundan, yaptklarna piman olduu zaman bile, balanmasn salayacak u iyi gzel szleri sylememek iin deta kendini zorluyordu: "Evet. bakahatl-ym, bir daha yapmayacam, sz veriyorum, beni bala." Bazan yle ince duygulara kaplyordu, ama. gururu onu aa vurmasna engel oluyordu. Onun byle sustuunu gren bykanne: -"Ah! Ferruccio, bana piman olduunu anlatan tek kelime bile sylemiyorsun! Bak beni ne hale soktun, lebilirim de. Beii bu kadar zecek kadar kt kalpli olma, bylesine yal, son gnlerini yaayan annenin annesi-206 ne kar byle davranman doru mu? Seni her zaman sevmi olan sevgili bykannen. Sen daha birka aylk bir bebekken, ben geceler, geceler boyunca

senin beiini sallardm, seni elendirebilmek iin yemek bile yemezdim, sen bunlar bilmiyorsun! Her zaman, bu ocuk benim tek avuntum olacak, derdim. Halbuki imdi sen beni zntden ldryorsun! Eskiden, seninle beraber dolatmz nlerdeki gibi uysal, iyi bir ocuk olabilmen iin gerekirse geri kalan u gnlerimi de vermeye hazrm. Hatrlyor musun o gnleri, Ferruccio? Seninle krlarda dolarken ceplerimi ufak talar, kuru otlarla doldururdun, seni kollarmda uyumu olarak eve getirirdim. O zamanlar zavall bykanneni severdin. Fel gelip bir keye oturduumdan beri, cierlerime dolan hava gibi senin sevgine ihtiyacn olduu halde benden kayorsun. Biliyorsun ki dnyada senden baka kimsem yok, ben yar l zavall bir kadnm, ah Tanrm!..." Bykannenin bu szleri Frrucco'yu yle zm, kalbini yle yumuatmt k sevinle bykannesinin kucana atlmaya hazrlanyordu. Tam bu srada baheye alan bitiik odadan gelen hafif bir gcrt, bir trt ii-tir gibi oldu, ama, bu sesi iddetle esen rzgr m karmt, yoksa bir bakas m. anlayamad. Kulak kabartt. Yamur daha da artmt. Grlt tekrar duyuldu. Bu kez bykanne de iititi. Korkarak sordu: -"Bu grlt ne?" ocuk: -"Yamur" diye mrldand. Yal kadncaz gzyayle dolmu gzlerini kurula-Varak: 207 -"Bundan byle, Ferruccio, iyi bir ocuk olacan; ve zavall bykanneni bir dala alatmayacana sz ver,' dedi. Tekrarlanan hafif bir gcrt szlerini yarda kesti. Bykanne sararp solarak: -"Bu yamura benzemiyor ki!" diye seslendi. "...Git, bak bakalm!" Sonra hemen ekledi: -"Yok, yok, burada kal!" ve Ferruccio'nun elini yakalad. kisi de soluunu kesip beklemeye baladlar Yalnz yamurun sesi duyuluyordu. Sonra ikisi birden rperdiler. kisi de bitiik odadan gelen birtakm ayak sesleri duydular. ocuk, soluunu glkle tutarak: -"Kim var orada?" diye sordu. Kimse cevap vermedi. Ferruccio korkudan buz kesilerek: "Kim var orada?" diye sordu. Ama, bu szler henz azndan dklmt ki, ikisi de bir dehet l attlar. ki adam odaya sramt, biri ocuu yakalad ve eliyle azn kapad, br de in-, tiyar kadnn boazn skt. Birincisi: "lmek istemiyorsan sus!" dedi. kincisi de: -"Susun!" dedi ve ban ekti. Adamlarn ikisi de yzlerine birer maske geirmiler- j di, yalnz gz ksmlarnda iki delik vard. Bir an yalnz drt kiinin heyecanl soluuyla. akr akr yaan yamurun sesi duyuldu. Yal kadncaz h-j rldyordu. gzleri yerinden frlamt. ocuu yakalam olan adam, onun kulana doru eildi ve: 208 -"Baban parasn nerede saklyor?" diye sordu. ocuk clz bir sesle, korkudan dileri birbirine arparak: -"Orada... dolapta" dedi. Adam: -"Benimle gel" dedi. ocuu boazndan sk sk tutarak bitiik odaya srkledi. Orada, yerde soluk bir lamba yanyordu. "Dolap nerede?" diye sordu adam. ocuk soluu tkanm olarak dolab gsterdi. ocuu iyicene kontrol altna alabilmek iin adam onu dizst yere itti, dolabn nne srkledi ve bacaklaryla onu boazndan yakalad, bylece baracak olursa ocuu hemen boazlayabilirdi. Ban dilerinin arasna sktrd, bir eline lambay ald, br eline de ucu sivri bir demir parasn.

Demir parasn kilidin deliine sok-tu,kilidi zorlad, krd, dolabn kaplarn at, aceleyle her eye bir gz att, ceplerini doldurdu, tekrar dolab kapad, gitti kapy at, iini bitirdikten sonra ocuu gene boazndan yakalad ve onu br odaya gtrd. br odada ikinci adam hl yal kadncaz boazndan yn-blam duruyordu. htiyarn soluu kesilmi, ba arkaya dm, az almt. htiyarn yanndaki adan alak sesle: -"Buldun mu?" diye sordu. Arkada karlk verdi: -"Evet, buldum" ve ekledi: "Git kapya bak." Bykannenin boazn skan adam bahe kapsna *()tu, kimse var m diye bakt ve bitiik odadan, slk gibi kan bir sesle: -"Gel" diye seslendi. Odada bulunan ve hl Ferruccio'y tutan adam, szlerini amaya balayan ihtiyar kadna ve ocua bia-8l"! gstererek: -"En ufak bir ses duyarsam geri dner, boazn?, keserimi" dedi. Bir sre gzlerini krpmadan, dik dik ikisine de bakt. Tan bu srada, yoldan geen kalabaln syledii uzaktan gelen bir ark duyuldu,. Hrsz ban hzla kapya doru evirdi ve bu hzl hareketin sonunda yzndeki maske dt. htiyar kadn bir lk att: "Mozzoni!" Tannan hrsz: -"Lanet kadn, gebereceksin!" diye kkredi. Ban ekti ve birden baylan bykannenin stne yrd. Katl ban kaldrd, tam indirecei zaman, hur-ruccio, ani bir hareketle ve umutsuz bir lk atarak byk nnesinin stne atld ve onu kendi vcuduyla sard. Katil masaya arparak kat ve snen lambay devirdi. ocuk yava yava bykannesinin stnden ekildi, dizlerinin stne dt, ba bykannenin gsne dayal, kollar onun beline sarl kald. Aradan biraz zaman geti. Etraf zifiri karanlkt. Kyllerin arks gittike krlara doru uzaklayordu Yal kadn yava yava kendine geliyordu. Dileri arparak, clz bir sesle: "Ferruccio!" diye seslendi. ocuk: -"Bykanne" diye karlk verdi. Yal kadncaz konuabilmek iin aba harcad ama korkudan dili tutulmutu. Bir sre hi konuamad, tir tir titriyordu. Sonra: -"Gittiler mi?" diye sorabildi. - "Evet." 210 Yal kadn, soluu kesik olarak: _"Beni ldrmediler" diye mrldand. Ferruccio bouk bir sesle: -"Hayr... hayattasnz" dedi. "Yayorsunuz, sevgi li bykanne. Yalnz paray aldlar. Zaten babam... parann byk bir ksmn yanna almt." Bykanne derin bir soluk ald. Ferruccio, dizst. bykannesini belinden tutarak: -"Bykanne, sevgili bykanneciim... beni seviyorsunuz, deil mi?" dedi. Bykanne, ellerini torunun bana koyarak, karlk verdi: -"Ah, Ferruccio! Zavall ocuum benim! Kimbili ne kadar korkmusundur! Ah, Tanrm! Sen bize ac! Lambay yakver... Hayr, hayr, karanlkta oturalm, daha hl korkuyorum." ocuk: -"Bykanne" diye szne devam etti, "imdiye dek ben sizi hep zdm..." -"Hayr, Ferruccio, hayr, byle eyler syleme Artk ben bunlan dnmyorum bile, her eyi unuttum seni o kadar ok seviyorum ki!" Ferruccio, sesi titreyerek, zorlukla devam etti: -"imdiye dek hep sizi zdm... ama. sizi daima sevam. Beni balyor musunuz?.... Beni balayn, bykanne." -"Evet. ocuum, evet. seni balyorum, seni btn kalbimle balyorum. Seni nasl balamam. Ayaa kalk ocuum. Artk seni hi azarlamayacam. Sen iyi s* ocuksun, ok iyi bir ocuksun! Lambay yakalm. Biraz cesaretimizi toplayalm. Kalk Ferruccio."

ocuk, sesi gittike daha da zayflayarak. 211 -"Teekkr ederim, bykanne" dedi. "imdi ar-tk... mutluyum. Beni hatrlayacaksnz, bykanne... deil mi? Beni her zaman hatrlayacaksnz... Ferrucio'rmzu." Bykanne akn, endieli, ellerini torunun omu/una koyup, yzne bakmak istermi gibi ban eerek: -"Benim sevgili Ferruccio'm!" diye haykrd. Zayf bir soluk gibi kan cansz bir sesle ocuk bir kere daha: "Beni unutmayn" diye mrldand." Annemi... babam... Luigina'y benim turafmdsrm pn.*. Elveda, fovkanne..." Yal kadncaz ocuun dizleri stne den b;n titreyen elleriyle yoklayarak: "Tanr akna, neyin var, ne oluyor!" diye haykrd. Sonra sesinin kt kadar ve lgnca: "Ferrccio: Ferruccio! Ferruccio! Kenim sevgili ocuum! Bir tanem! Gkteki melekler, bana yardm edin!" diye bard. Ama. Ferruccio artk karlk vermiyordu. Kk kahraman. anneannesinin kurtarcs, srtndan ald derin bir bak darbesiyle gzel, korkusuz ruhunu Tanr ya teslim etmiti. *** 212 28, sah KK DUVARCI USTASI LM DENDE Zavall kk duvarc ustas ar hasta. retmen gi. dip onu yoklamamz syledi. Biz de, Garrone, Derossi ve ben ona gitmeye karar verdik. Stardi de bizimle gelecekti ama, retmen dev olarak CavorAnt'nn betimlemesini verdi. Betimlemeyi tam olarak yapabilmek iin ant grmeye gitmek zorunda olduunu syledi. O gururlu Nobis'i de bizimle gelmesi iin armay denedik. Nobis. bize kesin bir sesle: -"Hayr!" dedi. Votini de gelemeyecei iin bizden zr diledi, her halde elbisesinin kirele lekelenmekten ekiniyordu. Saat drtte okuldan knca yola koyulduk. Sicim gibi yamur yayordu. Yolda yrrken Garrone durdu ve az ekmekle dolu olarak: "Ne satn alacaz?" dedi ve cebindeki iki metelii akrdatt. Hepimiz ikier metelik verdik ve tane kocaman portakal satn aldk. Tavanarasna ktk. Kapnn nnde Derossi dl olarak verilen madalyasn kard ve cebine koydu. Bunu neden yaptn sordum: "Bilmiyorum," diye yant verdi, "Belki de garip bir hava yaratmamak iin... Odaya madalyasz girmek bala dala nazik grnyor." Kapy aldk, babas gelip at, dev gibi iriyar olan 0 adam. Yz allak budakt, dehete kaplma benziyordu. -"Siz kimsiniz?" diye sordu. Garrone: 213 -"Biz Antunio'nun okul arkadalaryz, ona tane portakal getirdik!" Duvarc ustas ban sallayarak: -"Zavall Tonio!" diye gs geirdi. "Sizin portakallarnz artk yiyememesinden korkuyorum!" Bunlar sylerken elinin tersiyle gzlerini kurulad. Bize yol gsterdi. Bask tavanl kk bir odaya girdik. Kk duvarc ustas ufak bir demir karyolada uyuyordu. Annesi, yz ellerinin arasnda, yatan stne kapanmt, bize bakmak iin ban hafife evirdi. Odann bir kesinde badana fralar, bir kazma ve bir kire elei de duruyordu. Kk hastann ayaklarnda duvarcnn aldan bembeyaz olmu ceketi rtlyd. Zavall ocukcaz ok zayflamt, yz kire gibi bembeyazd, burun delikleri kslmt, zorlukla soluk alyordu. Ah, sevgili Tonino, benim iyi kalpli, neeli, kk dostum, bu halin bana ne kadar ac veriyor, bir busen! Hele senin yeniden yzn tavan gibi buruturman grebilmek iin neler | vermezdim ki! Al, benim zavall kk duvarc ustan! Garrone, yastn stne, ocuun

yzne yakn bir yere i bir portakal koydu. Kokusu onu uyandrd ama, portakal almasyla brakmas bir oldu. Bir sre gzlerini krpma-1 dan Garroe'ye bakt. Garrone: --"Benim, Garrone." dedi. "Beni tandn m?" Belli belirsiz glmsedi, ksa kolunu glkle kaldrd ve Garrone'ye doru uzatt. Garrone bu kk eli kendi ellerinin arasna ald ve yanan bu ellere dayayarak: "Cesaret, cesaret, kk duvarc ustas! Yaknda iyileip okula dneceksin. retmen seni benim yanma oturtacak, memnun musun?" dedi. Ama, kk duvarc ustas yant vermedi. Anne hi' kr aklara bouldu: 214 -"Ah, zavall Tonino'cum! Zavall benim Toni-no'cuum! Ne kadar iyi, ne kadar yrekli ocuk ve Tanr onu elimizden almak istiyor!" Duvarc ustas, lgn gibi: "Sus!" diye bard. "Sus, yoksa ldracam!" Sonra zgn bir sesle bize: "Gidin, gidin, ocuklar. ok teekkr ederim, gidin. Burada kalmakla ne yapabilirsiniz ki? Teekkr ederim, evinize gidin" dedi. ocuk tekrar gzlerini kapamt, bir lye benziyordu. Garrone: -"Size yardm edebilir miyiz?" diye sordu. Duvarc ustas: -"Hayr, iyi kalpli ocuk, teekkr ederim. Artk evlerinize dnn " dedi. Bizi kapya kadar gtrd ve arkamzdan kapy kapad. Daha merdivenin yansna gelmitik ki birisinin seslendiini duyduk. "Garrone! Garrone!" mz birden aceleyle yukar ktk. Birden deiivefen davranyla duvarc ustas yle seslendi: -"Garrone! Seni adnla ard, iki gndr tek kelime bile sylemiyordu. Seni iki kere ard. Seni istiyor, hemen gel. Ah, Tanrm, bu iyi belirti olsa bari!" Garrone bizlere: -"Hoa kaln, ocuklar, ben burada kalyorum" dedi ve babayla birlikte ieri girdi. Derossi'nin gzleri yalarla dolmutu. Ona: "Kk duvarc ustas iin mi alyorsun?" dedim. "Konutu artk iyileecek." Derossi: -"Buna inanyorum" diye yant verdi. "Ama, ben nu dnmyordum... Garrone'nin ne kadar iyi kalpli, temiz yrekli bir ocuk olduunu dnyordum!" diye ekledi 215 29. aramba KONTCAVOUR (Babamn mektubu) Kont Cavour antnn betimlemesini yapman gerekiyor. Bunu yapabilirsin. Ama, Kont Cavour'n kim olduunu daha anlayamazsn. imdilik unu bil yeter: o, uzun yllar Piemonte'nin babakanln yapt. Piemonte ordusunu Krm'a o gnderdi. Carnaia zaferiyle de Novara bozgunundan beri dmekte olan askeri an ve erefi o ykseltti. Yzellibin Fransz Alp'lerden o indirdi, onlarla Avusturyallar Lombardiya'dan o kovdurdu. Devrimimizin en gl yllarnda talya'y o ynetti. Vatann bir btn haline gelebilmesi ve bu kutsal gayenin gerekleebilmesi iin en byk destei o verdi. Parlak zeks, insanst almas, yenilmez azmi btn bunlarn gerekleebil-mesini salad. Birok general meydan savalarnda ok korkun saatler geirmi olabilirler ama. o alma odasnda daha korkun saatler yaad kesin. nk meydana getirmeye alt eser, her an, zayf bir bina gibi ufak bir deprem sarsntsndan kebilirdi. Uzun geceler boyunca skld, yoruldu, didindi ve bizi, her eye ramen, korkusuzca selmete kard. Bu insanst alma onun hayatn yirmi yl ksaltt. lmne yol aacak ate onu kem irdii halde, o vatan iin bir eyler daha yapabilmek iin lmle umutsuzca peneleiyordu. lm deinde acyla: "Garip ey, okumay unuttum. Artk okuyamyorum" diyordu. Bir yandan kan alrlar, bir yandan atei

ykselirken o vatann-dnyor ve emredercesine: "Beni iyiletirin, zihnim bulanyor, nemli konular tartabil216 nek iin zihnimin ak, aklmn banda olmas gerek" diyordu. Son gnlerinin yaklat, btn kentin alkaland- srada Kral onun baucundan ayrlmyordu. O soluk solua Krala: "Hametmeap, size syleyecek ok eyim var size gsterecek ok ey vak ama, hastaym, hibir ey yapamyorum, hibir ey yapamyorum" diyor ve ii iini yiyordu. Ateten zayflayan dncesi, hep Devlete, italya'ya yeni katlan blgelere, daha yaplmas gereken pek ok eye dnyordu. Bazan da sayklyordu: "ocuklar eitin" diye haykryordu iki soluk arasnda, "ocuklar ve genlii eitin... lkeyi zgrlkle ynetin." Atei ykseliyor, sayklamas artyordu. Son an yaklamt, ateli szlerle, bazan aralarnda anlamazlklar km olan Ga-ribaldi'yi aryor, o gnlerde daha zgrlklerine kavumam olan Venedik'ten, Roma'dan sz ediyordu, ftalya ve Avrupa'nn gelecei hakknda fikirler ileri sryordu. Yabanc ordularn lkesine saldrdn hayal ediyordu. talya ordusunun, generallerin nerede olduunu soruyor, hl bizler iin, kendi ulusu iin titriyordu, anlyor musun, daha ona ihtiyac olan vatannn ondan uzaklatn grd iin zlyordu. Ksa zamanda byk bir g harcayarak ykseltmeye alt vatannn uzaklatn grdke, ok byk bir ac duyuyordu. Boaznda dmlenen sava narasyla ld. lm de hayat gibi byk oldu. Evet, Enrico, imdi biraz dn. Btn bir lkenin sorumluluunu yklenen bu insanlarn yorgunluklarn, insanst glerinin, ac veren canekimelerinin yannda bize ar gelen almann, skntlarn, htt lmmz bile ne kadar nemsiz, ne kadar anlamsz kalyor! O byk mermer antn nnden geerken btn bunlar dn v<? kalbinin derinliklerinden ona: "Zafer sana!" diye seslen. *** BABAN 217 NSAN 1, cumartesi LKBAHAR Bir nisan! aymz daha kald. Bu sabah yln en gzel gnlerinden birini yaadm. Okulda ok neeliydim, nk Coretti babasyla birlikte yarndan sonra Kral grmeye gidebileceimizi sylemiti, babas kral tanyormu. Sonra, gene ayn gn annem beni Corso Valdocco'-daki ocuk yuvasn gezmeye gtreceini sylemiti. ok sevinliydim, nk kk duvarc ustas da iyilemeye balamt. Dn akam bize urayan retmen babama, benim iin : -"yi gidiyor, iyi gidiyor" demiti. Ve sonra ok gzel bir ilkbahar sabahyd. Snfn pencerelerinden masmavi gkyz, bahelerin yemyeil tomurcuk ykl aalar, evlerin azna kadar ak pencerelerinin nnde daha imdiden yeerip ieklenmeye balayan sakslar grlyordu. retmen glmyordu, nk hi glmezdi ama, ok neeliydi, yle ki alnndaki dz izgi"bile kaybolmutu. Bir yandan bizlerle akalayor, bir yandan da tahtada bir problem zmlyordu. Ak pencereden snfa giren bahenin taze bahar havasn koklamaktan zevk ald seziliyordu. Havadaki bu taze toprak ve bitki kokusu insana krlar hatrlatyordu. retmen ders anlatrken yakn bir sokakta rs zerinde demir dven bir demircinin eki sesleri duyuluyordu. Karki evden de ocuunu uyutan bir annenin syledii ninni geliyordu. Uzakta, Cernaia klasnda borular alnyordu. Stardi'ye kadar herkes mutlu grnyordu. Bir ara demirci demiri daha hzl dvmeye, ocuu218 I nu uyutan kadncaz da daha yksek sesle ninni sylemeye balad. retmen szlerine ara verdi ve kulak kabartt. Sonra pencereden bakarak, ar ar duygula rn dile getirdi: -"Gkyz glmsyor, bir anne ninni sylyor, namuslu bir adam alyor, renciler retmeni dinliyor... ne gzel!' Snftan ktmz zaman dierlerinin de, bizler gibi neeli olduklarn grdk. rencilerin hepse ayaklarn hzla yere vurarak ve arklar sylerek

yryorlard. Herkes sanki drt gnlk bir tatilin arifesindeyni gibi mutluydu. retmenler de kendi aralarnda akala-yorlard. Krmz tyl retmen de ocuklarnn arkasndan kk bir renci gibi zplayarak gidiyordu. ocuklarn ana ve babalar da, glerek, kendi aralarnda konuuyorlard. Crossi'nin sebzeci annesi, sepetlerine o kadar ok meneke demetleri doldurmutu ki, ieklerin kokusu btn etrafa yaylyordu. Bugn leyin okuldan ktmda annemi sokakta beni beklerken grnce yle sevindim ki, anlatamam. imdiye dek hi bu kadar sevindiimi hatrlamyorum. Anneme doru ilerlerken ona: -"ok sevinliyim. Bu sabah neden bu kadar neeliyim, acaba?" dedim. Annem glmseyerek sevincimin gzel havadan ve vicdanmn rahat oluundan ileri geldiini syledi. *** 219 3, pazartesi KRAL UMBERTO Pencereden bakan babam saat tam onda odun satcs Coretti'yle olunun, aada, meydanda beni beklediklerini grd ve bana: -"te geldiler, Enrico. Git de kraln gr!" dedi. Yldrm gibi bir solukta aa indim. Baba oul her zamankinden daha canl grnyorlard. Bu sabahki kadar birbirlerine benzediklerini hi sanmyorum. Baba ceketinin yakasna, iki hatra nian arasna, onur madalyas takmt. Kvrck ve sivri byklar iki ine gibiydi. Tren istasyonuna doru hzl admlarla ilerlemeye koyulduk. Kral oraya on buukta gelecekti. Baba Co retti pipo iiyor ve ellerini outuruyordu. Bizlere: "Biliyor musunuz?" dedi. "Onu altmalt savandan beri grmyorum. Onbe yl ve alt aylk bir ara, nce yl Fransa'da, sonra Mondovi'de. Bu kentle onu grebilirdim. Aksilik bu ya, o kente geldii zaman ben orada yoktum. Bo yere "ya ksmet" dememiler. Krala bir arkadana hitap eder gibi. yalnz Un-berto diyordu. -''Umberto 16. tmene komuta ediyordu, Um-berto yirmi iki yalarnda idi, Umberto ata yle byle biniyordu." Admlann sklatrarak, yksek sesle: -"Onbe yl!" diyordu. "Onu tekrar grmeyi ok arzuluyorum. Onu braktmda prensti, imdi kral ola-220 rak greceim. Ben de deitim, askerken odun satcs oldum." Ve glyordu. Olu babasna sordu: "Birbirinizi grseniz, tanyabilir misiniz?" Baba glmeye balad ve: "Sen delisin" dedi. yle ey olur mu? O, Umberto bir taneydi, bizlerse sinek srs gibi kalabalktk. Ama, buna ramen teker teker bize bakt." Vittorio Emanuele caddesine saptk. Byk bir kalabalk istasyona doru ilerliyordu. Bir "Alpini" dac bl boru alarak geti. ki atl jandarma da, drt nala, geti. nsan byleyen sakin bir hava vard. Baba Coretti heyecanlanarak: -"Evet!" diye haykrd. "O zaman tmen komutan olan generalimi grmek beni ok sevindirecek. Ah! Ne abuk yalandm! O 24 haziran sabahn dn gibi hatrlyorum. O hengme arasnda srtmda asker antam, elimde tfek, sng savana girmek zere bekliyordum. Umberto subaylaryla gidiyor, geliyordu. Uzaktan top sesleri duyuluyordu. Herkes ona bakyor ve: "Allah vere de, ona bir top mermisi isabet etmese!" diyordu. O srada ben, ksa bir sre sonra Avusturyal mzrakl svarilerin mzraklar nnde birbirimize o kadar yakn olabileceimizi dnmekten yle uzaktm ki! nann ocuklar, aramzdaki uzaklk drt adm gemezdi. ok gzel bir gnd, gkyz ayna gibiydi ama. hava yle scakt ki.! Bakalm ieri girebilecek miyiz? stasyona varmtk. Orada byk bir kalabalk vard, arabalar, nbetiler, jandarmalar, ellerinde bayraklaryla eitli kurulular bu kalabal oluturuyorlard. Bir alay bandosu marlar alyordu. Baba Coretti 221 byk kapdan ieri girmeyi denedi, ama ona engel ol-dular.Kapnnnnde birikmi olan halk yararak eli n sraya gemeyi dnd. Saa, sola dirsek

vurup bizi de nnde iteleyerek en n sraya vard, ama, durmadan dalganan halk bizi zaman zaman oraya buraya srki-yordu. Odun satcs Coretti, k kapsnn yanndaki ilk stunu fark etmiti, nbetiler kimsenin orada durmasna izin vermiyorlard. Bizim ellerimizden ekerek: -"ocuklar, benimle gelin" dedi ve iki srayla bo alan geti, srtn duvara vererek durdu. Hemen bir polis amiri geldi ve ona: "Burada durmak yasaktr" dedi. Baba Coretti, madalyasn gstererek: 'Ben 49. alayn dndnc tabrundanm" dedi. Polis amiri ona bakt ve: "Peki yleyse kaim" dedi. Baba Coretti muzaffer bir havayla: -"Bunu ben sylersem, elbette!" dedi. Bu krk-dokzun drdnc taburu byl bir szdr!" diye ekledi. "Generalimi jstediin gibi grmeye hakkm yok mu? Ben onun komuta ettii birlikte idim. O zaman onu nasl yakndan grcbildimse. imdi de onu yaknlan grmeye hakkn var. Ona generalim diyorum! Tam yarm saat benim bulunduum taburun komutan oldu, nk o srada taburu o ynetiyordu, ve aramzda bulunuyordu, melun binba Ulrich yoktu." Bu srada giri salonunda ve darda subaylar, sivil erkn birikmeye balyordu. Uaklarn krmz elbiseler giydikleri arabalar da kapnn nne diziliyordu. Coretti babasna prens Umberto taburu ynetir ken elinde klc olup olmadn sordu. 222 Babas: - "Elbette klc elindeydi" dedi."Kendisini mzraklarn saldrsndan koruyabilmek iin klcn elinde iniliyordu. Al! O kr olas eytanlar! Tann'nn gazab gibi arkadan saldrdlar, zerimize geldiler. Askerlerin, blklerin, toplam arasnda dolanp duruyorlard. Bir frtna gibi her eyi deviriyor, krp dkyordu. Ales-saulritt svarileri, Foggia mzrakllar, piyade askerleri, topular, barsalycri askerleri, he^si birbirine kart. Ortalk cehenneme dnmt, hibir ey anlalmyordu. "Altes! Altes!" diye barldn duydum, saldrya hazr mzraklarn yaklatn grdm, silhlarmz dmann stne boalttk, bir toz bulutu her eyi kaplad... Sonra toz dald. Toprak yaral ve l at ve svarilerle kaplyd. Arkama dndm ve atnn zerinde aramzda duran Umberto'y grdm, sakin sakin etrafna bakyor ve sanki: "ocuklarmn arasnda yara bere alan va m?" diye soruyordu. Biz de, yzne kar lgnlar gibi: -"Yaa! Varol!" diye bardk. Tanrm, o ne and!... te. tren geliyor. Bando marlar ald, subaylar koutular, halk ayann ucuna kalkt. Bir nbeti: -"Hemen kamaz ki! imdi bir karlama sylevi ekecekler" dedi. Baba Coretti heyecandan yerinde duramyordu. -"Ah! O gnleri dndke" diyordu, "onu hep orada gryorum. Gk grlyor, yer sarslyordu ama, nm kl bile kprdamyordu. Ama, ben onu hep o gn grdm gibi hatrlyorum. O sakin yzyle aramzda du-ruyordu. Eminim ki 49'un drdnc bln hl o da hatrlyordur ve yle sanyorum ki, imdi kral olduu hal223 de o zaman arasnda bulunduu insanlar bir masann etrafnda toplamak onun da houna gidecektir. imdi evresinde, ssl niformalar olan generaller, baylar ve rtbeler dolanyor, Halbuki o zamanlar evresinde yalnz zavall askercikler vard. Babaa kalp onunla bir ift laf edebilsem! Bizim snglerimize emanet edilen yirmi iki yandaki generalimiz, prensimiz... Onbe yldr onu gremiyorum... Gel bakalm, bizim sevgili Umberto'muz. Ah! Bu mzik, inann, kanm kaynatyor." O uada ykselen bir sevin l onun konumalarn yarda kesti, binlerce apka havaya kalkt ve siyahlat giyinmi drt bay birinci arabaya ktlar. Baba Coretti: "te o!" diye haykrd ve heyecandan olduu yerde kalakald.

Sonra yavaa: ;]! "Tanrm, salar ne kadar krlam!" dedi. ' . mz birden apkalarmz kardk. Araba apkalarn sallayan, lgnlar gibi baran halkn arasnda bize doru ilerliyordu. Ben baba Coretti'ye bakyordum. Sanki baka biri oluvermiti. Boyu biraz daha uzam, ciddilemi, biraz rengi atm, dimdik arkasndaki stuna dayanmt. Kraln arabas tam nmze geldi, stunun bir adn tesinden geiyordu. Pek ok ses: -"Yaa! Varol!" diye bard. Baba Coretti de, dierlerinden sonra: -"Yaa! Varol!" diye bard. Kral yzne doru bakt ve baklar bir sre yakasndaki o madalyaya takl kald. Bunu gren baba Coretti kendini kaybetti ve haykrd: -"Krkdokuzun drdnc bl!" br tarafa ban evirmi olan kral bize doru dnd ve gzlerini baba Coretti'den ayrmadan arabann penceresinden elini kard, uzatt. Baba Coretti hemen ileri doru atld ve kendisine uzanan bu eli btn gcyle skt. Araba ilerledi, halk akn etti ve bizi birbirimizden ayrd. Baba Coretti'yi de gzden kaybettik. Ama, bu ok ksa srd. Onu hemen bulduk, soluk soluayd, gzleri nemlenmiti, adyla olunu aryor, elini de havada tutmaya alyordu. ocuk babasna doru atld, babas da ona: -"Buraya gel, yumurcak, elim daha hl scak!" dedi ve elini olunun yznden geirdi. "Bu bir kraln okay!" diye ekledi. Baba Coretti ryadaym gibi, gzleri uzaklaan arabaya takl, glmseyerek, ellerini arasnda piposu, ona bakan kalabalk bir merakl topluluunun arasnda duruyordu. "49'un dndnc blnden biri" diyorlard. "Kral tanyan eski bir asker." "Onu tanyan kral oldu." ..,...,. -"Ona elini uzatan krald." , Kalabaln iinden biri yksek sesle: -"Kraldan bir istekte bulundu" dedi. Baba Coretti, hzla dnerek: -"Hayr' diye karlk verdi, "ondan hibir istekte bulunmadm, ben ondan hibir ey istemedim, anlyor nsunuz? Eer isteyecek olsa... ona baka bir ey de verirdim.. " Herkes ona bakyordu. O sakin bir sesle: -"Ona kanm bile verirdim" dedi. *** 225 224 4. sal OCUK YUVASI Annem bana sz verdii gibi dn kahvaltdan sonra beni Corso Valdocco'daki ocuk yuvasna gtrd. Annem Precossi'nin kk kz kardeini salvermesi iin kadn mdrle konuacakt. Ben imdiye dek hi ocuk yuvas grmemitim. Dorusu ok houma gitti! Orada ikiyz kadar kzl erkekli ocuk vard. Bu ocuklar yle ufaktlar ki, bizim okulun hazrlk snfndaki renciler bunlarn yannda kocaman adam gibi dururlar. Biz yuvaya vardmzda onlar sra olmular yemekhaneye giriyorlard. Yemekhanede iki upuzun masa uzanyordu. Bu masalarn stnde pek ok delik vard, her yuvarlak deliin iinde de ukur bir siyah tabak duruyordu. Bu ukur tabaklara kuru fasulyayla pilav konmutu, yanlarnda da birer kalayl kak bulunuyordu. Bu srada ocuklardan bir ksm yere dyor ve bayan retmen gelip kaldrncaya kadar orada yerde kal-yolard. ocuklardan pek ou, kendi yerleri sanarak bit taban nnde duruyor ve kala gz arasnda bir kak yemek attryorlard. Pelerinden retmen geliyor ve: -"lerleyin!" diyordu. Ama, onlar daha ya da drt adm atmadan gene duruyor ve nlerindeki yiyeceklerden bir kak midelerine indiriyorlard. Bylece duraklaya duraklaya

ve yarn taak orbay ierek ilerliyorlard. retmenler uzun bir sre ocuklar yerlerine doru ittiler ve "Haydi abuk olun! Haydi bakalm!" diye bartlar. Sonunda hepsi yerlerine getiler ve duaya baladlar. Ama i sralarda^ bulunanlar, baka birileri tabaklarna kak daldrmamak 226 , ijn balarn geri evirerek gz altnda tutuyorlard, l-,e |)yle dua ediyorlard, elleri kenetli, gzleri havada ama yrekleri yemeklerdeydi. Sonra yemee koyuldular. Ah, [n orlmeye deer bir manzarayd.! ocuklardan biri iki kakla yiyor, dieri elleriyle attryordu. lerinden bir ksm da fasulyalar teker teker alp ceplerine dolduruyor-lard. Bazlar da tabaklanndaki kuru fasulyay alp katladklar nlklerinin arasna sktryorlar, sonra da iyicene ezerek onu hamur haline getiriyorlard. Yemei brakarak sineklerin uuuna dalanlar da vard. Kimisi ksrerek etraflarna bir pirin yamuru yadryordu.Buras bir tavuk kmesini andryordu. Ama, her eye ramen ok sevimli ve zarif bir kmesti. ki sra meydana getiren kzlar pek irindiler, rgl salarnn ucuna krmz, yeil, mavi kurdeleler balanmt. Bayan retmenlerden biri, sekiz kz ocuunun bulunduu bir sraya sordu: "Pirin nerede yetiir, bilir misiniz?" Sekiz ocuun hepsi yemek dolu azlarn aarak hep bir azdan, ark syler gibi: -"Su -da ye - ti- ir" diye karlk verdiler. Sonra, bayan retmen komut verdi: -"Elllerinizi yukar kaldrn!" Daha birka ay ncesine kadar kundak bezinde bal kalan o kck kollarn havaya frlay ve o minimini elerin beyaz pembe kelebekler gibi rpnlar insana garip l'ir zevk veriyorlard. Sonra teneffse ktlar. Ama, hepsi de nce duvarlarda asl kahvalt sepetlerini aldlar. Baheye ktlar ve "epsi bir tarafa daldlar. Sepetlerindeki nevalelerini di-?ar kardlar: ekmek, kuru erik, bir dilim peynir, bir kat Vurnurta, kk armutlar, bir avu halanm nohut, bir tavuk kanad. Bir anda btn bahe yiyecek krntlaryla doluverdi, sanki kular iin yemler serpilmiti. Bu yemek227 leri akla gelebilecek en garip ekillerde yiyorlard, tavan kedi, san gibi, yalayarak, emerek, kemirerek. Ufak bir olan ocuk, bir "grissini"yi gsnde tutuyor ve bir kl-c bilermi gibi bir mumulaya srtyordu. Kk kz () cuklar, yumuak peynir paralarn avularnda eziy,,r bunlar st gibi parmaklarnn arasndan akyor ve elbiselerinin kollarndan ieri giriyordu, onlar bunun farkna bi|e varmyorlard. Kk kpek enikleri gibi ekmek paralarn, elmalar dilerinin arasna tutturup kouuyorlar, birbirlerini kovalyorlard. ocuklardan tanesi de incecik dal paralanyla, sanki hazine ararm gibi bir kat yumurtann iini oyuyorlard. Oyduklar ksmlar yerlere dklyordu, sonra her krpnty byk bir dikkatle sanki bir inciymi gibi topluyorlard. Sepetlerinde garip eyler olanlar da, sekiz ya da on kiiyi etraflarna toplamlard. Hepsi eilmi, ayn kuyudaki glgesine bakyorlard. Elinde bir eker klah tutan bir bcrn etrafn yirmi kadar ocuk sarmt. Ekmeklerini ekerlere srmek iin ona binbir aklabanlk yapyorlard. O da bazsnn gnln ediyor, dierleri ne kadar yalvarsalar da raz olmuyor, yalnz emmek zere parman uzatmakla yetiniyordu. Bu srada annem baheye gelmi, etrafn saran ocuklar teker teker okuyordu. Biroklar etrafn saryor. hatta zerine gidiyor ve bir pck bekliyorlard. nc kata bakar gibi balarn yukar kaldryorlar ve azlarn durmadan ap kapayarak onlar pmesini istiyorlard ocuklardan biri anneme uu kemirilmi bir dilim portakal verdi. Bir bakas bir para kabuk ekmek, bir dier* bir parmann ucunu gsterdi, dikkatlice bakld"1''3 ok kk bir kzart gzkyordu, bir gn nce bir mu mn aleviyle parmann ucunu yakmt. Kimisi ona, n3' sil grp yakalad belli olmayan kk bcekler, kim18 de sise mantar, kk gmlek dmecikleri, saksla*"3 koparlm kk iekler getiriyorlard. Ba sanl bh olan ocuu, ne pahasna olursa olsun, hep kendi szn duyurmak istiyordu. Nasl takla attn anlatmak iin baz eyler kekeledi durdu ama, biz pek bir ey anlayamad! dorusu. ocuklarn arasndan bir bakas annemin ona doru eilmesini istedi ve kulana: -"Babam fralar yapyor" dedi. Bu srada, tede beride, bayan retmenleri oradan oraya kouturan ufak tefek olaylar meydana geliyordu:

mendillerinin kenarndaki dm aamadklar iin alayanlar, iki elma ekirdei iin sa saa ba baa dvenler, devrilmi bir srann stne yzkoyun dp, yerinden kmldyamad iin hkra hkra alayan bir olan ocuu. Oradan ayrlmadan nce annem , drt ocuu kollarnn arasna ald ve onlar pt. Bunun zerine, yz portakal suyu, yumurta sarsna bulanm bir sr ocuk, bahenin drt bir yanndan koup geldiler ve kendilerini de pmesi iin annemin evresinde toplandlar. Ellerini ekitiriyorlar, yzne bakmak iin parmaklarn tutuyorlar, biri saatinin zincirini ekiyor, br salarna dokunmak istiyordu. retmenler: -"Dikkat edin. elbisenizi kirletip yrtmasnlar, diye sesleniyorlard. Ama. annemin elbisesine aldrd yoktu, ocuklar pmeye, onlar kucaklamaya devam ediyordu. ocuklar da ona daha ok sokuluyorlard. En ndekilcr sanki ona hrnanacaklarmi gibi kollaryla ona sarlyorlard, daha ai"kadakiler de ona yaklaabilmek iin nlcrindekileri iie-'ey|p duruyorlard. Hepsi bir azdan: 229 -"Gle gle! Gle gle! Gle gle!" diye baryor, lard. Sonra hepsi birden onun getiini grebilmek iin bahe parmaklna koutular. Onu selmlamak ijn parmaklarn arasndan o tombul kolcuklarn uzatmlar. di, bir yandan da gene anneme ekmek paralan, mumula artklar, peynir krnts uzatyorlar ve bir azdan ban-yorlard. -"Gle gle! Gle gle! Gle gle! Yarn gene gel! Bir baka sefer gene gel!" Annem glkle aralarndan syrlp baheden dar kabildi. Son bir kez daha ellerini o taze gl demetlerini andran minik, pembe, tombul ellerin zerinden geirdi. Sonunda kurtuluu kendini sokaa atmakla buldu. st ba darmadank olmutu. Bir elinde ocuklarn verdikleri iekler vard, gzleri yalardan imiti, bir bayram yerinden uzaklar gibi mutluydu. Sr halinde cvldaan kular gibi baran ocuklarn sesi hl duyuluyordu. "Gle gle! Gle gle! Bizi gene grmeye gelin, hanm efe nui!" S, aramba *** 230 JMNASTK DERSNDE Havalar ok gzel gittiinden kapal jimnastik salonundan bahede yaplan aletli jimnastie getik. Dn Nel-li'nin annesi geldiinde, Garrone Mdrn odasnda bulunuyordu. O siyah elbiseler giyinen sarn bayan, olunun bu yeni jimnastik hareketlerine katlmamas iin gelmiti. Azndan kan her sz glkle syleyebilivordu, bir elini de olunun bana koymutu. Mdre: "Olum o hareketleri yapamaz...." diyordu. Nelli, hem aletli jimnastikten yoksun kalacana zlyor, hem de gururu krlyordu.... "Greceksin, anne, dierleri gibi yapacam" diyordu. Annesi efkat ve acma dolu gzlerle ona bakyordu. Sonra endieli bir sesle: "Arkadalarndan ekiniyor um...." dedi. Yani: "Arkadalarnn onunla alay etmesinden korkuyorum" demek istiyordu. Ama, Nelli atld: -"Bunun hibir nemi yok... Hem Garrone de benimle beraber. Onun glmemesi bana yeter." Sonunda onun da bizimle gelmesine izin verdiler. Boynunda bir yara olan ve Garibaldi'yle arpm olan retmen bizi dikey ubuklarn bulunduu yere gtrd. Bu ubuklar pek yksekti, bunlarn tam tepesine kadar trmanarak yatay eksene dimdik durmak gerekiyordu. De-rossi'yle Coretti maymun evikliiyle trmanverder. K231 k Precossi de dizlerine kadar inen o kocaman cekete ramen hemencecik trmanverdi. O ubuklara trmanrken, onu gldrmek iin sk sk syledii ve azndan hi eksik etmedii:

-"Affedersin, affedersin" szcklerini hep bir azdan sylediler. Stardi soluk soluayd, bir hindi gibi kzarmt, dilerini kuduz kpek gibi skmt. Tepeye kadar trmanabilmek iin baylmay bile gze alabilirdi ve sonunda te- >, peye kadar ulaabildi Nobis de oraya varnca, etrafna bir mparator almyla bakt. jimnastik dersi iin zel olarak yaptrd mavi izgili yeni ve gzel elbisesine ramen Votini, iki kez tkezledi. ubuklara daha abuk trmanabilmek iin ocuklarn hepsi ellerine reine srmlerdi. Elbette bunu Garoffi kefetmiti. Reineyi kk bir kutu iinde toz halinde isteyenlere satyordu, bu yzden de olduka para kazand. Sonra sra Garrone'ye geldi, hibir ey yokmu gibi. aznda bir lokma ekmek olduu halde, tepeye trmanverdi. O kk boa yavrusunun omuzlar yle gl ki, iimizden birini srtna alp rahata trmanabilirdi, sanyo run?. Garrone'den sonra sra Nelli'yc gelmiti. nce, uzur parmakl elleriyle onun ubuklara ilerlediini grnce, biroklar glmeye ve onunla elenmeye balamlard. Ama, Garrone o koca ellerini gsnn zerine kavuturarak etrafna yle bir gz att ki, retmenin orada olmasna bakmadan, eleneni iki tokatta yere ykaca belliydi. Herkes glmeyi hemen kesti. Nelli trmanmaya balad, zavallck ok glk ekiyordu, yz moraryor, zorlukla soluk alyordu, alnndan ter akyordu. retmen: 232 -"Aa in!" dedi. Ama, Nelli buna aldrmad. Btn gcn harcyor, inat ediyordu. Her an, Nelli yar l bir halde ubuklar dibine yuvarlanverecek diye korkuyordum. Zavall Nelli' cik! Eer Nelli'nin yerinde ben olsaydm, bu halimi grnce kim bilir zavall anneciim ne kadar zlrd! Byle dnrken Nelli'yi daha ok seviyordum, onun tepeye kadar ulaabilmesi iin neler yapmazdm ki, keke kimselere grnmeden onu aadan itebilseydim. Bu srada Garrone, Derossi, Coretti: -"Haydi, haydi, Nelli, gayret, az. kald, cesaret!" diye sesleniyorlard. Nelli bir gayret daha gsterdi, inildeyerek tepeye varmas iin iki kar kald. Herkes: -"Aferin, Nelli!" diye baryordu. "Cesaret! Bir,iki kar daha!" Nelli olduka ykselmiti. retmen: "Aferin!" dedi. Artk yeter, aa in." Ama Nelli btn arkadalar gibi ubuun tepesine ulamak istiyordu. Son bir gayretten sonra, en utaki ubua nce dirseklerini, sonra dizlerini, sonra da ayaklarn koydu Dimdik ayaa kalkt, ter iinde, glmseyerek bizlere bakt. Biz lgnlar gibi alklyorduk, bu srada Nelli de sokaa bakyordu. Ben de o yana dndm, bahe parmaklnn arkasndaki aalarn arasndan, bu tarafa baklaya cesaret edemeden kaldrmda dolaan annesini grdm. Nelli aa indi, herkes onun sevincine katlyordu. Soluk soluayd, kzarmt, gzleri parldyordu, artk o ki Nelli deildi. Ders bitip de okuldan ktmzda, annesi ona do-ru yaklat ve olunu perken, biraz endieli sordu: 233 -"Syle bakaym, ocuum, nasl^geti, jimnasti dersi? Btn arkadalar bir azdan karlk verdiler: -"ok iyi baard! Bizim gibi trmand! Bilseniz ne kadar gl! yle de evik ki! Bu ii herkes gibi beceri yor!" Btn bunlar iiten zavall annenin sevincini bir grseydiniz! Bizlere teekkr etmek istedi ama, beceremedi. , drt ocuun elini skt. Garrone'yi okad ve ocuunu alp oradan uzaklat. Arkalarndan bir sre baktk hzl admlarla yrrken aralarnda birtakm iaretler y; parak yryorlard. imdiye kadar ana ile oulun bu ka dar mutlu olduklarn hi grmemitik. *** 234 BABAMIN RETMEN

Dn babamla ok gzel bir gezi yaptk! Bakn nasl geti. Size onu anlataym: nceki akam babam yemek yerken gazeteye gz atyordu. Birden hayret dolu bir ifade ile seslendi: Vay canna! dedi. "Ben onu yirmi yl nce ld sanyordum! Sonra bize dnd ve: Seksen drt yandaki ilkokul retmenim Vincenzo Crosetti'nin halen hayatta olduunu biliyor muydunuz?" dye ekledi. imdi gazetede okudum, resmi de var. Milli Eitim Bakan, altm yllk retmenlik hayatn dllendirmek iin ona stn grev madalyas vermi. Altm yl, dnebiliyor musunuz? retmenlikten aynlal yalnz iki yl oluyormu. Zavall Crosetti! Buradan trenle bir saat eken Condove'de oturuyormu, hani Chieri'deki kkmzde bahe ilerine bakan kadnn memleketinde." Sonra "Enrico, seninle gider onu ziyaret ederiz" diye ekledi. Hi durmadan retmeninden, rencilik yllarndan sz ediyordu. retmenin resmini gazetede grmek ona, ocukluk yllarn anmsatyordu. "Crosetti!" diye syleniyordu. "Bize retmenlik ederken krk yalarndayd. Ona hal grr gibi oluyorum. Ufak tefek bir adamd, o zaman bile biraz kambur-lamtr. Ak renk gzleri vard. Yz daima ergindi Sertti ama, davranlar inceydi. Bizleri gerek bir baba gibi severdi ama, bizi hi balamazdi. Kynden gelmi. btn yokluklara ramen durmadan, ylmadan alm Tam terbiyeli ve kibar bir insan olmutu. Annem onu ok severdi, babam da ona gerek bir arkadam gibi davranrd. Nasl oldu da Torino'dan Condove'ye yerleti? Ku235 kuuz beni artk unutmutur. Aradan krkdrt yl ge mi! Krkdrt yl, Enrico, dile kolay, yarn onu grmeye gideriz." Dn sabah saat dokuzda Susa tren istasyonundaydk. Carrone'nin de bizimle gelmesini istemitim, ama gelemedi. nk annesi hastalanmt. Gzel bir ilkbahar gnyd. Yemyeil ayrlardan ve havaya gzel kokular yayan ieklerle bezenmi tarlalardan geiyorduk. Babam ok sevinliydi. Arada bir kolunu boynuma doluyor ve gzleri krlarda olduu halde benimle bir arkada gibi konuuyordu. "Zavall Crosetti!" diyordu. "Babamdan sonra beni ok seven ve hep bana iyilik eden ilk insan odur. Onun vermi olduu baz tlerini ve hatta hkrklarla eve dnmemi gerektiren tok szl azarlamalarn hibir zaman unutmadm. Kk, etli elleri vard. Okula girii gzmn nne geliyor, bastonunu bir keye brakr, paltosunu da askya asard, hep ayn hareketleri tekrarlard. Okula her gn ayn gler yzle gelirdi, ilk kez ders vermeye geliyormu gibi dikkatli ve iyi niyetliydi. Bana bakarak sylediklerini imdi gibi hatrlyorum: "Bottini, hey, Bottini! taret parmanla orta parman kalemin zerinde tutacaksn!" Kim bilir krk ylda ne kadar deimitir!" Condove'ye varr varmaz, Cheire'deki eski bahvanmz olan kadn aradk. Onu, ara sokaklardan birinde iletmekte olduu kk dkknnda, ocuklar arasnda bulduk. Bizi sevinle karlad, kocasndan haberler verdi. yldr Yunanistan'da alyormu ama, yaknda memleketine dnecekmi, byk kz Torino'daki sarlar okuluna devam ediyormu. Sonra da bize yal retmen evini tarif etti, onu orada herkes tanrm. Kentten ktk ve iki taral yabani otlar, kr iekle-riyle kapl dik bir yolu trmanmaya koyulduk. 236 Babam artk konumuyordu, anlarna dalmt, zaman zaman glmsyor, bazan da ban sallyordu. Birden duruverdi ve bana: "ite, bahse girerim, gelen odur!" dedi. Yokutan aa, bize doru yal biri geliyordu. Bembeyaz sakallan olan ufak tefek bir ihtiyard. Banda geni bir apkas vard, iri bir bastona dayanarak yryordu: ayaklarn srklyordu, elleri titriyordu. Babam admlarn sklatrd: "Evet, t kendisi" diye tekrarlad. Yal adamn yanna ulanca, durduk. htiyar da durdu ve babam bakt. Yznn hl gen bir ifadesi vard, gzleri ak renk ve canlyd. Babam apkasn kararak:

"retmen Vincenzo Crosetti sizsiniz, deil mi?" diye sordu. Yal adam da apkasn kard ve titrek ama, canl bir sesle: -"Benim" dedi. Babam onun elini tutarak: "yleyse" dedi, "eski bir rencinize izin verin de linizi sksn, hatrnz sorsun. Sizi grebilmek iin Tori-no'dan geldim." Yal adam akn akn babama bakt, sonra: -"Bu benim iin byk bir onur... bilemiyorum... Ne zaman benim rencim oldunuz? zr dilerim, adnz balar msnz?" Babam admm Alberto Bottini olduunu, hangi yllarda, nerede onun rencisi olduunu syledi. Sonra unlar ekledi: "Elbette siz beni hatrlamazsnz. Ama, ben sizi ok iyi hatrlyorum." retmen ban yere edi, bir sre dnd, iki, kez babamn adn mrldand. Bu srada babam da glm237 seyen gzlerle ona bakyordu. Yal adam birden bam kaldrd, gzlerini falta gibi at ve ar ar: "Alberto Bottini mi? Hani Consolata meydannda oturan mhendis Bottini'nin olu mu?" diye sordu. Babam ellerini uzatarak: -"T kendisi" dedi. Yab retmen: "yleyse... izin verin, sevgili rencim, izin verin" diyerek babam iki yanandan pt. retmenin beyaz sal ba babamn ancak omuzuna ulaabiliyordu. Babam yanan onun alnna dayad. retmen: "Ltfen benimle gelir misiniz?" dedi. Baka bir ey sylemeden geri dnd ve evine doru yrmeye balad. Birka dakika sonra bir harmann nne geldik. Burada iki kapl kk bir ev vard. Kaplardan birinin nnde badana ile beyazlatlm kk bir duvar bulunuyordu. retmen ikinci kapy at ve bizi bir odaya ald. Buras, duvarlar beyaz badanayla boyanm bir odayd. Bir kede, zerinde mavi ve beyaz kareler bulunan bir rtyle kapl, demir parmaklkl bir karyola duruyordu. Baka bir kede zerine kitaplar yerletirilmi kk bir masa vard. Drt sandalye, duvara asl eski bir corafya haritas bulunuyordu. Odada ok gzel bir elma kokusu vard. mz de oturduk. Bir sre retmenle babam hi konumadan birbirine baktlar. Sonra retmen, gzlerini gnein satran karelerini andran ekiller izdii tula demeye dikti ve: "Bottini!" dedi. "Evet, ok iyi hatrlyorum. Anneniz ne kadar iyi bir bayand! ilk yl siz pencere tarafn-238 daki ilk srada oturdunuz bir sre. Gryorsunuz artk iyice hatrlyorum. u anda kvrck sal banz bile gz fliiin nnde." Bir sre dnceye dald: "Canl, hayat dolu bir ocuktunuz, hem de ok canlydnz, yle deil mi? ikinci yl kupalazna tutulmutunuz. Okula dndnzde ok zayflamtnz, anneniz sizi kocaman bir atkya sarmt. Aradan tam krk yl geti, deil mi? Zavall retmeninizi hatrlamakla ne iyi ettiniz. nceki yllarda eski rencilerim, sizin gibi arada bir, beni grmee gelirlerdi. lerinde rahipler, bir albay ve pek ok bay da vard." Babama mesleinin ne olduunu sordu. Sonra: "Btn kalbimle o kadar seviniyor, o kadar seviniyorum ki. Size ok teekkr ederim. Uzun sredir hi kimseyi gremiyordum. Korkarm ki, siz beni arayan son kii olacaksnz, sevgili dostum" dedi. Babam: "Ne sylyorsunuz?" diye haykrd. "Daha shhatiniz yerinde, olduka da din grnyorsunuz. Byle eylerden sz etmemelisiniz." retmen: -"Yok, yok, bu titremeyi gryor musunuz?" dedi ve ellerini gsterdi. "Bu ok kt bir iarettir. Bu yl nce daha retmenlik yaparken balad. nceleri pek nem vermedim, kendiliinden geer sanyordum. Ama, olduu gibi kald, gittike de artyor. Bir gn geldi ki artk yaz yazamaz oldum. rencilerimden birisinin defterine mrekkep damlattm gn, kalbimden vurulmu gibi oldum, sevgili dostum. Bu durumu bir zaman daha srdrdm ama, artk gcm kalmamt.

Altm yllk retmenlikten sonra okula, rencilere, ie veda etmem gerekiyordu. Bu ok zor oldu, biliyor musunuz, ok zor. rencilerime verdiim son dersten sonra btn rencilerim beni evime kadar getirdiler, benim iin kk bir 239 len dzenlediler. Ama, ben ok zgndm, artk hayatmn bittiini anlyordum. Bir nceki yl karm ve tek olumu yitirmitim. ki kyl torunumla kalakalmm. imdi birka yz liretlik emekli aylmla geiniyorum. Artk hibir ey yapamryorum: gnler bana yle uzun ge. liyprlar ki. Yaptm tek ey, grdnz gibi eski okul kitaplarm, eski okul gazetelerini, bana armaan ettikleri kitaplar kartrmak oluyor." Kk kitapl gsterek: "ite", dedi, "btn anlarm, btn gemiim orada... Onlardan baka bir eyim yok." Sonra, birden neelenen bir sesle: "Sevgili bay Bottini, size bir srpriz yapmak istiyorum!" dedi. Ayaa kalkt, yaz masasna yaklat, iinde pek ok paketler bulunan uzun bir ekmeceyi at, bu paketlerin hepsi ince bir iple balanmt, zerlerinde de drt rakaml bir tarih yazlyd. Biraz aradktan sonra, paketikler-den birini at, pek ok kd kartrd, aralarndan sa-ram bir kt ekti ald ve onu babama uzatt. Bu, krk yl nce yapt okul deviydi! Kdn banda: Alberto Bottini, Yazm, 3 Nisan 1838, yazlyd. Babam hemen o kocaman harflerle yazd ocukluk yazsnand ve glerek okumaya koyuldu. Ama, birden gzleri yaard. Kalktm, neyi olduunu sordum. O kolunu belime dolad ve beni kendine doru ekerek: -"Bu kda dikkatle bak. Gryor musun? Bunlar zavall anneciimin yapt dzeltmelerdi. Her zaman if* "le" ve "te" leri dzeltirdi. Son satrlardaki yazlar onun Harfleri benim gibi yazmasn renmiti, yorulduum ya da uykum geldii zaman devlerimi benim yerime o bitirirdi. Ah, kutsal anam benim!" dedi. Ve kd pt. 240 -"Bunlar" dedi, "benim hatralanmdr. Her yl fencilerimden her birinin bir devini bir tarafa koyardm imdi burada hepsi isim ve numara srasna gre yerletirilmi duruyor. Bazan onlar gzden geiriyorum, bylece de, ordan iki satr, buradan bir satr okuyorum. Aklmda pek ok hayal canlanyor, gemii yaar gibi oluyorum. Sevgili dostum, aradan ne uzun yllar geti. Gzlerimi kapyorum. lerinden en iyi kalpli olanlarn, en ktlerini, beni ok mutlu edenleri ve bana zntl, Skntl zamanlar geirtenleri hatrlyorum. Bylesine byk bir yn iinde ylanlar da vard, inann! Ama, imdi, aradan geen bu kadar yldan sonra hepsini affediyor, balyorum." Tekrar sandalyesine oturdu ve elimiavular iine ald. Babam glmseyerek: "Peki" dedi, "ya benimkileri, benim yaptm yaramazlklar hatrlyor musunuz?" Yal retmen de glmseyerek. -"Sizin mi?" diye sordu. "imdilik, hayr. Ama, bu hibir zaman yaramazlk, haarlk etmediniz demek deildir. Siz herkese kar eit davranrdnz, yanz iin fazla ciddiydiniz. Annenizin size kar besledii derin sevgiyi ok iyi, hem de ok iyi hatrlyorum.. Ama, beni grmeye gelmeniz ok ok iyi, ok nazik bir davran! Bir zavall ve yal retmeni grmee gelmek iin ilerinizi nasl brakabildiniz?" Babam heyecanla: -"Dinleyin, bay Crosetti" dedi, "sevgili anneciimin i lik kez snfnza getirdii gn ok iyi hatrlyorum, defa olarak annem iki saatliine benden ayrlacakt ve i babamdan baka birisine emanet edecekti, baka bir deyile, o gne kadar hi tanmad birine emanet ede-CeMi. yi kalpli annem iin benim okula balaym yeni241 den dou gibiydi. Bu gerekli olduu kadar da ackl olan o pek ok ayrln ilkiydi. Toplum, ondan ocuunu ar-tk hi bir zaman tam olarak geriye vermemek zere ko-parp alryordu. O da, ben de ok heyecanlydk. Titreyen bir sesle beni size emanet etti ve sonra da snfn kapsn. dan kmadan nce son bir defa

daha dnd, gzleri y3. larla dolu, bana elini sallad. Tam bu srada siz de bir elinizi kalbinizin stne koyarak dieriyle ona bir iaret yaptnz, sanki ona "Bayan, bana gveniniz" demek istiyordunuz. Yaptnz bu hareketten, o baknzdan annemin btn duygularm, btn dncelerini sezdiinizi anladm, "Cesaret!" diyen o baknz, gerek bir gven, sevgi ve anlay belirten o hareketinizi hi unutmadm, her zaman kalbimdeki o yerini koruyacaktr. Beni Torino'dan buraya getiren de o hatradr. te tam krk yl sonra size "Teekkr ederim, sevgili retmenim" demek iin buradaym." retmen yant vermiyor ve titrek elleriyle salarm, alnm, omuzlarm okuyordu. Bu srada babam da bu plak duvarlara, bu zavall yataa, pencerenin pervazndaki bir para ekmekle kk zeytinya iesine bakyordu, sanki "Zavall retmenim, altm yllk almadan sonra sana verilen btn dl bu mu?" demek istiyordu. Ama, iyi kalpli ve yal retmen ok memnundu, daha hareketli bir ekilde alimeziden, o yllardaki dier retmenlerden, babamn okul arkadalarndan sz etmee balad. rencilerinden bazlarn hatrlyor, dierleri ni hatrlamyordu. Birbirlerine karlkl haberler veriyor lard. Sonunda babam szn kesti ve ehre inip bizink beraber yemek yemesi iin retmenine rica etti. retmen neeyle karlk verdi: -"Teekkr ederim, teekkr ederim" diyordu ve kararsz grnyordu. Baban onun iki eline sarld ve ona yeniden rica etti242 retmen, "yi ama, bylesine titreyen ellerimle nas:l yemek yiyebilirim ki?" dedi. "Bu, bakalarn da rahatsz eder!" Babam: "Biz size yardm ederiz, retmenim" dedi. Bunun zerine retmen kabul etti ve glmseyerek apkasn ald. Sokak kapsn da kaparken: -"Bugn hava ok gzel, ok gzel, sevgili bay Bot-tini" dedi. "Emin olun ki bunu yaadka hatrlayacam." retmen babamn koluna girdi, beni de elimden tuttu, mz de nee iinde kr yolundan ehre indik. Yolda, inekleri ayra gtren yaln ayakl iki kz ocukla, srtndaki ar saman ykyle koarak ilerleyen kk bir olan ocuuna rastladk. retmenin dediine gre bu ocuklarn de ikinci snfa gidiyormu. leye kadar hayvanlar yalnayak ayra gtryorlarm, leden sonra da pabularn giyip okula gidiyorlarm. Saat oni-kiye yaklamt. Baka hi kimseye rastlamadk. Birka dakika sonra lokantaya vardk, byk bir masaya oturduk, retmeni de aramza aldk, hemen yemee baladk. Lokanta bir mabet gibi sessizdi. retmen ok neeliydi, heyecan da ellerinin titremesini artryordu. yle ki glkle yemek yiyebiliyordu. Babam onun tabandaki eti kesiyor, ekmeini paralyor, yemeine tuz serpiyordu. mek iin kadehini iki eliyle tuttuu halde, yine dilerine arpyordu. Her eye ramen konumasna devam diyordu. Genliindeki okuma kitaplarndan, ders saatlerinden, stlerinin kendisine yaptklar vmelerden, son yllardaki program uygulamalarndan heyecanla sz ediyordu. Ama, yznn o sakin ifadesi hi taybolmuyordu, yalnz imdi biraz daha kzarmt. Sesi sevinliydi, bir eIikan neesiyle glyordu. Babam o efkat, sevgi dolu gzleriyle retmenine bakyor, bakyordu. Bazan evde, 1 ban yana eip, kendi kendine glmseyip dnrken de bana byle baktn hatrlyorum. retmen gsne arap dkt, babam hemen kalkt ve peetesiyle temizledi. (-"Ama, hayr, baym, hayr, izin veremem!" diyor ve glyordu. Latince baz szler de sylyordu. Sonunda, ellerinin arasnda titreyen bardan kaldrd ve arballkla: -"Salnza, sevgili bay mhendis, sizin ve ocuk larmzn salna, iyi kalpli annenizin ansna!" dedi. Babam onun elini skarken: "Sizin de sadnza, benim sevgili retmenim!'

dedi. Lkantann bir kesinde lokantacyla dierleri duruyorlar ve bize bakyorlard. Onlar da sevinmi gibi g-lmsyorlard. Saygdeer retmenlerine yaplan bu kk enlik onlar da sevindirmiti. Saat ikiden sonra lokantadan ktk, retmen bizi istasyona kadar gtrmek istedi Gene retmen babamn koluna girdi ve benim de elimi tuttu Ben de onun basto-nunutayordum.Halk yolda durup bize bakyordu, nk ehirde herkes onu tanyordu. lerinden bazlar da onu selmlyordu. Bir yerden geerken, ak pencerelerden hep bir azdan heceleyerek okuyan pek ok ocuk sesi duyduk. Yal retmen durdu ve duygulanr gibi oldu. "te, sevgili bay Bottini, beni zen tek ey bu!" dedi. "Okulda ders yapan ocuklarn sesini duymak, artk orada olmamak ve yerinde bi bakasnn olduunu dnmek. Bu mzii tan altm yl dinledim ve onu btn kalbimle sevdim... imdi tek bama, kimsesiz kaldm Artn ocuklarm da yok." Babam yrmee devam ederek, retmen: 244 -"Hayr, retmenim" dedi, "hl pek ok ocuunuz var ama, bunlar dnyann her bir yanna dalm |ar ve sizi hl hatrlyorlar, benim sizi daima hatrladm gibi" retmen, hznl olarak: "Hayr, hayr " dedi, "artk snfm olmad iin ocuum da yok. ocuksuz da pek uzun bir zaman yaayabileceimi sanmyorum. Artk son saatimin aldm duyuyorum." Babam: "Byle sylemeyin, retmenim, bunu dnmeyin bile" dedi. "Deiik ekillerle saysz, iyilik yaptm/! Yaamnz ylesine soylu bir biimde alarak geirdi niz ki!" Yal retmen bir sre o beyaz sal ban babamn omu/.ana dayad ve benim de elimi kuvvetle skt. stasyona girdik. Tren hareket etmek zereydi. Babam, retmenini iki yanandan perek: -"Allasmarladk, retmenim!" dedi. retmen bir eliyle babamn elini tutup onu kalbinin stne bastrrken: -"Gle gle, teekkr ederim, gle gle!'1 diye karlk verdi. Sonra ben de onu ptm ve yznn yarlala slanm olduunu anladm. Babam beni bir vagona yerletirdi. Dar karken retmenin elindeki o kaba bastonu el abukluuyla alverdi ve yerine zerinde isminin ba harfleri bulunan gm sapl gzel bastonunu brakt. -"Bunu beni hatrlamanz iin saklayn" dedi. Yal retmen babama bastonunu geri verip kendi eski bastonunu almak istedi ama, babam oktan trene binmi ve vagonun kapsn kapamt. -"Allahasmarladk, benim iyi kalpli retmenim!' Tren hareket ederken retmen: 245 -Allahasmarladk, olum' Bir zavall ihtiyar hatrladn ve gnln avundurduun iin mutlu olasn!" dive karlk verdi. Babam heyecanl bir sesle: "Gene grelim!" diye seslendi. Ama, retmen: "Artk bir daln riiemyocoyi/ demek ister gibi ban sallad. Babam: -"Evet. evet. tekrar greceiz!" diye tekrarlad. Yal retmen titreyen elini gkyzne doru kaldrarak: -"Yukarda!" diye karlk verdi. Bylece, bir sre sonra, eli havada, gzden kayboldu. *** 246 NEKAHET Babamla yaptm o gzel gezintiden sevinle dn dkten sonra on gn boyunca hastalanp ne krlar, nt gkyzn gremiyeceimi kim bilebilirdi ki! ok a hastalandm, hayatm tehlikeye girdi. Annemin hK.n hkra aladn duydum, babam sapsar solgundu, .zlerini krpmadan bana bakyordu, kz kardeim Silvia'yk erkek kardeim aralarnda yava sesle bir jcyle .onuu yorlard. Gzlkl doktor baucur.dan hi ayrlmyor ve bana anlamadm bir eyler

sylyordu. Gerekten de hayatmdan umut kesilecek kadar at hastalandm. Ah zavall anneciim! lk , drt gne ait hibir ey h. rla mryorum, sanki kark, karanlk bir rya grdm. Ben. rahatsz etmemek iin mendiliyle ksrn nlemeye alan benim o iyi kalpli birinci snf retmenimi yatamn baucunda grdm sanyorum. Beni pmek iin zerine eilen ve yzme sakallarn batran retmenimi de yle byle hatrlyorum. Krmz salaryla Crossi'nin. san salaryla Derossi'nin, siyah elbibesiyle Calabria'lmn. bana zerinde daha yapraklar duran bir mandalina getiren ve annesinin hasta olduunu syleyerek hemen giden Garrone'nin gzmn nnden bir sis bulutu iinden getiklerini hatrlyorum. Sonra, uzun bir ryadan uyanr gibi kendime geldim. Annemle babamn glmsediini, Sil-via'nn ark sylediini duyunca salmn dzelmeye baladm anladm. Ah, bu ne korkun kbustu! Her gn biraz daha iyilemeye baladm. "Kk duvarc ustas" da beni grmeye geldi ve gene yzn tavan gibi buruturarak beni ilk kez gldrd. Zavallcn yz geirdii o ar hastalktan sonra incelip uzad iin yzn daha iyi buruturabiliyordu. Sonra Coretti geldi, onu Garoffi izledi. Bana yeni dzenlemekte olduu piyangonun iki biletini armaan etti. Kazanana Bertola sokandaki bir eskic\i * 247 ARKADALAR den satn ald "be srprizli bir ak" armaan edecek, ni. Dn, ben uyurken Precossj gelmi, beni uyandrma, dan yanan elime dayam. Babasnn dkknndan ge_ dii iin yz kmrle kararm bir haldeymi. Gecciii. inin kolunda yznn siyah izi kalm Uyanp da bunu grnce ok sevindim. Birka gnde aalar nasl da yeermi! Babam beni beni pencerenin yanma kadar gtrd zaman kollarnda kitaplar okula koan ocuklar grdke ne kadar imreniyorum onlara' Ama, .ksa bir sre sonra ben de o!<ula dneceim. Arkadalarm, sram, baheyi, o yollar yeniden grebilmek iin ne kadar sabrszlanyorum Benim yokluumda olup bitenleri renmek istemiyorum. Bana bir yl gibi uzun gelen bir zamandan beri grmediim def terime, kitaplarma bir an nce kavumak istiyorum! Zavall anneciim ne kadal zayflad, ne kadar sara-rp soldu! Zavall babacm ise ne kadar yorgun grnyor. Hele beni grmeye gelen ve ayaklarnn ularyla yryerek yaklap alnmdan perek ayrlan benim iyi arkadalarm! Bir gn birbirimizden ayrlacamz dndke zlyorum. Belki Derossi ve dier birka ile renimimize devam tleceiz,ama,ya dierleri? Okulu bitirdikten sonra onlara elveda! Artk birbirimizi hi grmiyece-iz. Hastalandm zaman artk onlar baucumda gremeyeceim. Garrone, Precossi, Coretti, benim yrekli, kalpli, sevgili arkadalarm, sizleri bir daha gremeye im! Babamn mektubu) 20, perembe 248 Enrico, neden onlar "Bir daha hi" greniyeceim, diyorsun? Bu, tamamen senin isteine baldr. lkokulu bitirince Ortaokula gideceksin, onlar da ii olarak al maya balayacaklar. Belki uzun yllar ayn kentte yaayacaksnz. O halde hi grmemek neden? Liseye, ya da niversiteye devam ederken altklar dkki;k.ra, \" c'a atelyelere giderek onlar grebilirsin. ocukluk arkadalarn yeniden bulmak seni ok sevindirecek. Onlar, koskocaman olmu insanlar olarak alrken greceksin. Sorarn sana, Coretti, Precossi nerede olursa olsun, onlar grmeden edebilecek misin? Onlar gidip bulacaksn ve onlarn yannda birka saat kalacaksn. Hayat ve dnyay incelerken, onlardan ne kadar ok ey reneceini greceksin! Onlarn sanatlar, toplumlar ve kendi lken hakknda reneceklerini kimse sana retmeyi baaramaz. ocukken edindiin bu arkadalarn kaybetmemeye al, nk gelecekt- kendi sosyal snfna it olmayanlarla arkadalk kurman ok g olacaktr, bu yzden de yalnz bir snfn iinde yaamak zorunda kalacaksn, hep ayn snfn iinde yaayan insan da btn yaam boyunca sadece bir tek kitap okuyan insanlara benzersin. leride ayrlacak da olsanz, bu gzel, temiz arkadalnz bozmamaya al ve imdiden kendi kendine sz ver. zellikle ii ocuklarn se. Unutma ki. iiler alma hayatnn askerleridir. Askerlikte olduu gibi erler subaylardan nasl daha az soylu deillerse de, toplum hayatnda da

soyluluk almadadr, parada deil, deerli eylerde, yani yceliktedir, rtbede deil. Ama. eer bir liyakat stnl varsa bu, askere ve iiye aittir, nk, yaptklar iten on a/ yararlanan onlardr. Bundan byle, arkadalarnn arasn da, en ok i askerlerinin ocuklar olan arkadalarn< 249 sayg gster. Ana ve babalarnn yorgunluk ve fedakrla, larn, onlara gsterecein sevginle ycelt ve say! Dygu ve davranlarn, servet ve snf ayrm zerine kuran baya insanlardan olma! unu unutma ki, vatanmz kurtaran kutsal kanlar, oluk oluk fabrikada ve tarlada alan iilerin damarlarndan akt. Garrone'yi sev, Precossi'yj sev, Coretti'yi sev, "kk duvarc ustasn" da sev, btn bu kk iilerin iinde birer prens kalbi bulunduunu her zaman hatrla ve gelecekte hibir eyin, para pul, mal mlk gibi eylerin bu ocukluk kutsal arkadalklar asla unutmayacan kendi kendine sqz ver! Yemin et, krk yl sonra bir tren istasyonundan geerken, makinist tulumlar iinde kirli pasl eski arkadan Garrone'yi grecek olursan, hayr, yemin etmene gerek yok, inanyorum ki, he-nen lokomotife kp, lkenin bir senatr olsan da, kol-arn onun boynuna dolayacandan eminim. Baban 28, cuma **# 250 GARRONE'NN ANNES Okula dner dnmez, ackl bir haberle karlatm. Garrone bir ka gndr okula gemliyordu. Annesinin ar hasta olduunu haber aldk. Kadncazn dn akamleyin de ld sylendi. Dn sabahleyin snfa girer girmez retmen bize: "Zavall Garrone'nin bana bir ocuun bana gelebilecek felketlerden en by geldi. Annesini yitirdi. Yarn okula dnecek. ocuklar imdiden size rica ediyorum. Onun kalbini dalayan bu byk acya sayg gsterin Snfa girince onu sevgiyle, ciddiyetle karlayn. Bir daha sizi uyaryorum, hibir aka yapmayn, kimse glmesin" dedi. Bu sabah, dier rencilerden biraz sonra zavall Garrone geldi. Onu yle grnce iimde^ bir eyin burkulup szladn duydum. Yz solgun, gzleri kpkrmzyd, bacaklarnn stnde glkle durabiliyordu. Sanki bir aydr hasta yatyordu, o kadar tannmaz bir hale gelmiti. Batanbaa siyahlar giyinmiti, onun o hali insana znt veriyordu. Kimse soluk bile almad, herkes ona zntl bak yordu. eri girer girmez, annesinin her gn almaya geldi i snf, hele snav zamanlarnda son tlerini vermek zere, onun birok defalar zerine eildii sray grnce hkrklarla alamaya balad. Bu srann zerinde, bir an nce sevgili anneciine kavuabilmek iin. dersin bitmesini nasl bir istekle beklediini dnmek, onu 07 yalarna bouyordu. retmen. Garrone'yi tutup barna bastrarak: "Ala, ala benim zavall yavrum, ama, metin ol!" eliyordu. Annen artk bu dnyada deil ama, seni gryor seni hl seviyor ve hl senin yannda yayor. Bir gn ^ 251 onu tekrar greceksin. nk sen de onun gibi iyi yrekli, temiz kalpli bir ocuksun. Cesaretini yitirme!" Bunlar syledikten sonra onu benim yanmdaki srasna kadar getirdi. Ona bakmaya cesaret edemiyordum. Uzun zamandr amad kitap ve defterlerini antasndan kard. Okuma kitabn at zaman olunun elini tutmu bir anne resmi grnce, ban koluna dayayp hkrklarla yeniden alamaya balad. retmen onu yle brakmamz iaret etti ve derse balad. Ona bir eyler sylemek istiyuo...< ama, bilemiyordum. Bir elimi kolunun stne koydum ve kulana: -"Alama, Garrone" diyebildim. Hibir yant vermedi ve ban sradan kaldrmadan, elini benimkinin iine koydu, bir sre yle durduk. le vakti okuldan karken kimse onunla konumad, herkes saygyla, sessizce onun etrafnda dolanyordu. Sokakta beni bekleyen annemi grnce, h"tnen onu kucaklamaya kotum. Ama, annem, Garrone'ye bakarak, beni geri itti. nce annemin neden byle davrandn anlayamadm ama, bir

kenarda tek bana duran Garrone'nin bana baktn fark ettim. Antalmaz bir ac dolu gzlerle bana bakyordu ve sanki yle demek istiyordu: -"Sen anneni pyorsun, ben onu bir daha peme-yeceim! Senin annen hayatta, benimki ld!" Bunun zerine neden annemin beni geri ittiini, kendisini kucaklamak isteyiimi nlediini anladm ve annemin elini tutmadan okulun bahesinden ktm. *** 29, cumart-si GUSEPPE MAZZIN 252 Bu sabah Garrone gene okula yz solgun, gzleri alamaktan imi olarak geldi. Onu avutmak iin srasnn stne braktmz hediyelere yle bir gz att. retmen de ona okumak ve onu avutabilmek iin bir kitap sayfas getirmiti. nce yarn mutlaka Belediye Sarayna gidip Po rmanda boulmakta olan bir ocuu kurtaran bir erkek ocua verilecek madalya trenine gitmemizi syledi. Aylk yk yerine de, pazartesi gn bizlere treni ve ocuun kahramanln yazdracakt. Sonra, ba nne eik duran Garrone'ye dnd ve ona: "Garrone, biraz gayret et, sylediklerimizi sen de yaz" dedi. Hepimiz kalemlerimizi elimize aldk. retmen yazdrmaya balad: -"1805 ylnda Genova'da doup 1972 ylnda Pi-sa'da len Giuseppe Mazzini byk bir vatanperverdi. nl bir yazar, talyan devriminin bata gelen savunucularndand. Yalnz vatan uruna drt yl sefalet iinde, srgnde, oradan oraya gidip durdu ama, ama ve ereklerinden, hele dncelerinden bir an olsun uzaklamad. Giuseppe Mazzini de annesini ok severdi, benliindeki en saf, en soylu duygular da annesinden almt. Byk bir talihsizlie urayan sadk arkadalarndan birini avutmak iin yle yazmt. Szleri aa yukar unlardr: "Dostum, artk bundan byle anneni bir daha bu dnyada gremeyeceksin. Bu ac gerein t kendisi. Seni avutmaya alyorum, nk bu ekilmesi ve sonra da kendi kendine yenilmesi gereken byk, kutsal aclardan biri. Bu szlerle 253 ne demek istediimi anly rsndr: "Acy yenmek mi ge. rek?" Acnn en az saf. en az kutsal olan taraflarm yen-meli, nk bu insan yceltecek yerde alaltr, zayflatr. Ama, acnn dier yan, kiilii ululatran, ycelten bu yan seninle kalacak, senden artk hi ayrlmayacak. Yeryznde hibir ey bir annenin yerini tutamaz. Bundan sonraki gnlerinde hayatn sana verebilecei aclar da, avuntular da bunu hibir zaman sana unutturamaz. lm diye bir ey yoktur, lm bir yokluk deildir. lm anlalamaz da. Hayat hayattr ve hayat kendi kanununu yrtr, o kadar. Dn yeraltna gmdn bir annen vard. imdi onun yerindi bir melek var. yi olan her ey zamanla glenir ve yeryzndeki hayattan sonra da yaar. Bylece annenin ak da hl yayor. O imdi seni het zamankinden ok seviyor. imdi sen yaptn btn hareketlerinden sorumlusun. Tabii o da senden sonimlu.Baka bir dnyada onu yeniden grebilmek, ona kavuabilmek senin davranlarna, sona bal. Sen, annene kar olan sevgin, saygn yznden, imdikinden daha stn olmalsn ve onu sevindirmelisin. Bundan byle, yapacam het harekette, kendi kendine: "Annem bunu takdir eder miydi?" diye soracaksn. Onun bu dnyadan yokoluu, yapacan her eyde fikrini sorman gereken bir melek yaratt. yice gl ol. Aalatc, umutsuz acya kar koy, sa-lam, gl kiilerin duyduu o i rahatln hisset. Zaten bu da annenin istedii tek ey deil mi?" retmen ekledi: "Garrone! Gl ve sakin ol, annenin senden istedii bu deil mi? Anlyor musun?" Garrone bayla bir evet iareti yapt, bu srada gzlerinden sicim gibi yalar iniyor, ellerinin, defterinin, srasnn stne szlyordu. *** MADALYA (Aylk yk) Tam le vakti retmenimizle beraber madalya t renine katlmak iin Belediye Sarayna ulatk. Arkadalarndan birini Po rmanda boulmaktan kurtaran ocua madalya verilecekti.

Binann n yzndeki balkondan renkli byk bir bayrak dalgalanyordu. Belediye Saraynn bahesine girdik. Bahe daha imdiden tklm tklm doUnutu, Bahp-nin sonunda, zeri ktlarla dolu, krmz uha ile rtl bir masa ve evresinde Belediye Bakam ile Belediye Meclisi yelerine ayrlm, hepsi bir sraya dizilmi yaldzl iskemleler grlyordu. Belediye hademeleri, mavi elbise ve beyaz orap giymilerdi. Bahenin sa tarafnda bir mf-xeze belediye grevlileri, onlarn yannda da, tren giysileriyle itfaiyeciler duruyordu. Dzensiz bir ekilde duran, bir sr de asker vard, bunlar sadece treni izlemek iin gelmilerdi-.svariler, piyadeler, topular. Sonra evrede baylar, halktan kiiler, birka subay, bayanlar ve ocuklar toplanmlard. Biz de, dier okul rencilerinin daha nceden retmenleriyle birlikte yerlerini alm olduklar bir keye sktk. Tam bizim yanmzda da kalabalk bir ocuk topluluu vard, bunlar on, onkesiz yalar arasndaydlar, glyorlar, bara bara konuuyorlard. Bunlarn, tm Borgo Po halkndan olduu anlalyordu, madalyay alacak olan ocuun ya arkadalar, ya da yaknlar. Yukarda, Belediye Saraynn btn pencerelerinden bakan Belediye memurlar grlyordu. ehir ktphanesinin balkonu da tklm tikimi doluydu, hepsi demir parmaklklara dayanmt. Kar tarafta, tam giri kapsnn yannda da pek ok zel okul kz rencileri, subay ocuklar yer almt. Subay kzlarnn balarnda 255 ok gzel mavi tller vard. Buras bir tiyatroyu andryor-du. Herkes nee iinde ene alyor, zaman zaman krmz rtl masaya bakyordu ama, daha orada kimsecikler yoktu. ehir bandosu byk giri kapsnn ii tarafnda yerini alm, yava yava alyordu. Yksek duvarlara gne vurmutu. Hava da, her ey de ok gzeldi. Bindenbire bahede, taraa, balkon ve pencerelerde bir alk koptu. yice grebilmek iin parmaklarmn ucuna basarak kalktm. Krmz uha ile rtl masann nnde bulunan kalabalk, bir kadnla bir erkee yol verebilmek iin almt. Erkek, bir ocuu elinde tutuyordu. te, arkadam kurtaran bu ocuktu. Yanndaki adam, duvarc ustas olan babasyd, bayramlk elbiselerini giymiti. ocuun annesi olan ufak tefek sansn kadn da siyah bir ceket giymiti. Annesi gibi ufak tefek ve sansn olan ocuk da gri renk bir ceket tayordu. Bu kadar kabalabalk ve alk karsnda birden ne etraflarna bakmaya, ne de hareket etmeye cesaret edemeden olduklan yerde kala kaldlar. Bir belediye grevlisi onlar masann sa tarafna doru gtrd. Bir sre herkes sustu, sonra alklar dana gr olarak balad. ocuk yukardaki pencerelere ve kz izcilerin bulunduu yne doru bakt. Elinde apkasn tutuyor ve arm halde nerede olduunu bilemiyordu. Yzne baknca, ben onu Coretti'ye benzettim ama, bu ocuun yz daha krmzyd. Annesiyle babas gzlerini masaya dikmiler yle duruyorlard. Bu srada, yanmzda duran ve Borgo Po ehrinde olan tm ocuklar, ne doru atlyorlar, kendilerini-gsterebilmek iin arkadalarna doru iaretler yapyorlard. Bir yandan da onu alak sesle aryorlard: -"Pin! Pin! Pinot!" 256 Seslene, seslene sonunda kendilerini duyurabildiler. ocuk onlar grd ve gldn etrafndakilere belli etmemek iin apkasn yzne kapad. Bir anda btn belediye grevlileri "hazr ol" vaziyetine getiler. Belediye Bakan geldi, onu birok bay izliyordu. Bakan batan aa beyazlar giyinmi ve belinde de renkli bir kuak tayordu. Masann bana geti ve ayakta durdu. Dierleri de onun arkasnda ve yanlarnda yerlerini aldlar. Bando sustu. Belediye Bakan bir iaret yapt, ortala bir sessizlik kt. Belediye Bakam konumaya baad. Syledii ilk szleri anlayamadm ama, ocuunu yaptklarn anlattn sezdim. Sonra sesi ykselde, yle berrak, yle gr bir sesle konmaya balad ki, bahede toplanm olan btn halk ve ben sylediklerinin tek kelimesini bile kaybetmedik. -... Irman kenarndan arkadnn suda lmle penceletiini grnce hemen zerindeki elbiseleri yrtar-casna kard ve bir an bile tereddt etmeden atld. Zavall arkada lm korkusuna oktan kaplmt. Dier arkadalar:

"Boulucaksn!" diye bardlar. O karlk vermedi. Onu durdurmaya altlar, ellerinden kurtuldu Onu adyla ardlar ama, sulara oktan dalmt. Irman sular kabarmt, byk bir insan iin bile tehlikeli bir hal almt. Ama, o kck vcudunun ve byk kalbinin btn gcyle lme doru atld. Tam zamannda talihsiz arkadana ulat ve onu yakalad. Suyun dibine doru inmeye balayan arkadan suyun y^'ne ekti i-kard. Kendisini de gtrmek isteyen azgn suyla bouurken, bir yandan da boulmak zere olan arkadan sk sk, tutmaya alyordu. Pek ok defa suya batt, kt. 257 Verdii kutsal kararda inanlyd, baka bir ocuu kurtarmaya alan bir ocuk gibi deil de, bir erkek gibi, btn hayat, btn umudu olan evldn kurtarmak isteyen bir baba gibi rpnyordu. Sonunda, Tanr bylesine kutsal bir iyiniyetin boa kmasn istemedi. Kahraman yzc ocuk zavall arkadan rman azgn sularndan kurtard ve onu karaya ekti, dier arkadalarnn da yardmyla onu gerekli ilk grevi yapt, sonra tek bana, sakin, evini dnd ve bandan geenleri bir bir anlatt. Baylar! Bu yrekli ocuun yapt byk bir kahramanlktr. Tutkulara, ya da kiisel karlara kaplmam olan ocuklarda bu soylu duyguya rastlamak kabildir. ocuklarn gleri ne kadar azsa da, cesaretleri o kadar oktur. Kendisinden hibir ey beklemediimiz, hibir eyle ykml olmayan ocukta sevimli, soylu olan ey yalnz devini yapmas deil, ayn zamanda da bakas iin fedakrlk etmenin ne olduunu anlamasdr. ocuklarn kahramanl kadar kutsal bir ey olmaz. Baylar, syleyecek baka bir eyim kalmad. Bylesine sade bir bykl gereksiz vn szleriyle sslemek istemiyorum. te bu sevimli, deerli kurtarc karnzda duruyor. Askerler onu bir karde gibi selmlayn. Anneler, onu kendi z ocuunuz gibi takdis edin. ocuklar, her zaman onun adn hatrlayn, yzn belleinize iyicene yerletirin, kalbinizden ve hatrnzdan hibir zaman kmasn. Yakla, ocuum, italya Kralnn adna sana bu madalyay veriyorum." Binlerce, azdan kan yaa, varol sesleri btn Belediye Siravn nlatt. Belediye Bakan masann stnde duran madalyay ald ve onu ocuun gsne takt. Sonra ona sarld ve pt. Anne gzlerini eliyle kapad, baba ban ne doru edi. Belediye Bakam her ikisinin de elini skt, bir kurdeleyle balanm olan madalya beratn aidi ve hanma verdi. Sonra ocua dnd ve: "Senin iin bu kadar onurlu, annen ve batan iin bu kadar mutlu olan bugnn ans, hayatn boyunca seni iyilik ve onur yolundan ayrmasn. Hoa kal!" dedi. Belediye Bakan kt, bando yeniden almaya balad ve her ey bitmie benziyordu. Tam o srada itfaiye mfrezesinde bir hareket oldu ve sekiz, dokuz yalarnda bir ocuk hemen geri ekilen bir kadn tarafndan ne doru itildi, madalyal ocua doru ilerledi ve onun kollar arasna dt. Yeniden bir alk ve yaa varol dalgas btn baheyi inletti. Bunun, arkada tarafndan Po rmandan kurtarlan ve imdi de gelip kurtarcsna teekkr eden ocuk olduunu hemen herkes anlad. Onu ptkten sonra, darya onunla beraber kmak iin arkadann koluna girdi, iki ocuk nde, anne ve baba arkada k kapsna kadar yneldiler, iki tarafl sra olmu halkn arasndan zorlukla ilerleyebiliyorlard. Nbetiler, ocuklar, askerler, kadnlar heyecanla onlara doru bakyorlard. Herkes ocuu grebilmek iin nndekine yaslanyor ve ayaklarn ucuna kalkyordu.-Hemen yolun kenarnda bulunanlar eline dokunuyorlard. Okul ocuklarn nden geerken hepsi balklarn havda salladlar. Borgo Po ehrinden gelenler-se byk bir karklk yarattlar, kimi onu kollarndan ekiyor, kimi ceketinden ve baryorlard: "Pin! Yaa Pin! Aferin Pino:" Tam yanmdan geerken ben de onu grdm. Yz k'pkrmz olmutu, ok mutlu grnyordu, madalya Arnz, beyaz, yeil bir kurdeleyle tutturulmutu. Annesi ie glyor, hem alyordu. Baba, atei varm gibi titredi eliyle byn buruyordu. Percerelerden, balkonlarn sarkmaya ve alklamaya devam ediyorlard. Tam -'? kapsnn yan.na vardklarnda izci kzlarn bulunduj: 259.

yerden meneke, papatya ve hercai yamuruna tutuldular. Kck iek demetleri, ocuun, annenin, babann balarna arparak yere dyorlard. ocuklan* in bir ou yere eilip iekleri topladlar ve anneye uzattlar Bahenin br ucundaki bando da sakin sakin bir rman kenarna doru uzaklaan neeli ocuklarn billur sesini andran paralar alyordu. *** 260 5, cuma MAYIS RATK OCUKLAR Bugn okula gitmedim, nk kendimi pek iyi his setmiyordum. Annem de beni raitik ocuklar yurduna gtrd, kapcnn kzlarndan birinin oraya alnmas.iin mdrle grecekti. Ama, benim okula girmeme izin vermedi... i "Senin ieri girmeni neden istemediimi anlamadn m, Enrico? Okulun iinde, gsteri yapar gibi, bu talihsiz ocuklara,senin gibi sapasalam, gl kuvvetli bir ocuu dolatramazdm. Zaten onlara byk aclar veren bylesine karlamalarda hi olmuyor deil. Ne zc ey! Bu ocuklarn says, kz ve erkek olmak zere altm buluyor... Zavall azap eken kemikler! Zavall eller, arplm, yamrulmu za/all ayakciklar! Biimsiz, ekilsiz zavall kk vcutlar! nce izgili yzler, sevecenlik, zek dolu baklar birden dikkatimi ekti. Sivri burunlu, uzun eneli bir kzcazlard, yz bir yal kadnmkine andryordu, ama, tanrsal gzellikte bir gl vard. Bazahra. nden bakalnca, ok gzel, hibir sakatl yokmu gibi grnyor, ama, arkalarn dnnde bu manzara karsnda insann ii eziliyor. Doktor onlar muayene ediyordu. Onlar sralarn stne dimdik oturtuyor ve imi karnlarn, kalnlam eklemlerini yoklamak iin elbiselerini karyordu. Ama, bu zavallcklar hi utanmyorlard. Bu ocuklarn pek ou, soyulup, muayene edilip, her bir yanlan evrilerek incelemeye almt. imdi onlarn hastalklarnn iyileme devresinde olduklarn, arlk pek <za ac ektiklerini dndke boazmda bir sovler di264 mleniyor. Kim bilir vcutlar ilk kez arplmaya d zaman ne kadar ac ektiler. Sakatlklar arttka, u zavall ocuklar etraflarndaki sevginin azaldn gryOr. lar. Uzun saatler boyunca bir odann, ya da bir bahenin kesinde braklan, iyi beslenmeyen, zaman zaman alay edilen, aylar ve aylar boyunca hibir yarar dokunmayan ortopedik aletlerle, sarglar iinde dolan bu ocuklar ne kadar zdrap ekiyorlard! Halbuki imdi, yaplan tedaviler, iyi beslenme ve jimnastik sayesinde ok daha iyi bir durumdalar. rtemen onlara jimnastik yaptryordu. Sarl, ince madeni levhalarla sktrlm, boumlu, bi imsiz bacaklarn retmenin verdii emirle sralarn altnda uzandm grmek insann yreini paralyor. Tanr isteseydi bu bacaklar pcklerle de kaplanabilirdi! ocuklardan bazlar sralarndan kalkamryorlard ve balarn kollarna dayayp, elleriyle koltuk deneklerini okyaarak olduklar yerde kalyorlard. Dierleri de baz kol hareketleri yaparken, solunumlar kesiliyor ve renksiz, bir yere oturuveriyorlard, ama, nefes darlklarn, skntlarn gizlemek iin glmsyorlard. Ah, Enrico, sizler salnzn deerini hi bilmiyorsunuz, salam, gl kuvvetli olmann en byk bir nimet olduunu bilmiyorsunuz! Gzel, sevimli, salam ocuklarn, onlarn gzelliklerinden deta gurur duyarak gezdiren anneleri dnyorum. Btn bu zavall sevimli balar alp onlar umutsuzca barna basardm. Eer tek bama olsaydm, onlara: "Buradan bir yere ayrlmyorum, son gnme kadar sizlere hizmet etmek, her birinizi gerek bir anne gibi sevmek iin hayatm sizlere veriyorum..." derdim. Bu srada onlar ark sylyorlard. Bu ark insann benliine kadar iliyordu. retmen her birini ayr ayr vdnden hepsi pek sevinliydiSralarn arasndan geerken onun ellerini, kollarn pyorlard, nk onlar iin didinen ve onlar sevenlere kars ylesine bir yaknlk duyuyorlar ki! retmenin dediine gre bu yavru melekler ok da akll, yle gzel a'1' yiyorlarm ki! Gen. sevimli bir retmenin yznden 262 yle bir iyilik, znt okunuyor ki, sanki okad, avutmaya alt o talihsizlikler yznde yansyor. Sevgili ocuk! Hayatn alarak kazanan btn

insanlarn iinde, senden daha kutsal bir ekilde alarak hayatn kazanan bir bakas daha yok, kzcazm. ANNEN *** sal, ESRGEMEZLK Annem ok iyi kalplidir, kz kardeim Silvia da onun gibidir. O da onun gibi iyi kalpli ve 'duyguludur. Dn akam aylk yknn Apenin'lerden And'lara bir ksmn temize ekiyordum. yk ok uzun olduu iin retmen hepimizin biraz yazmasn istedi. Tam bu srada Silvia ayaklarnn uunda odaya girdi, abucak, yava sesle unlar syledi: -"Benimle birlikte annemin yanna gel. Bu sabah babamla konuuyorlard. Babamn bir ii ters gitmi, ok zlyor, annem de onu cesaretlendirmeye alyordu. Biraz para sknts ekeceiz, anlyor musun? Paramz kalmam. Babamn dediine gre bir takm fedakrlklara katlanmamz gerekiyor! Anladn m? imdi hazr msn? yleyse, imdi ben annemle konuacam,sen de be-nem btn sylediklerimi yerine getireceine onurun zerine sz vereceksin ve banla da evet diyeceksin." Buniar syledikten sonra beni elimden tuttu ve dnceli dnceli diki dikmekte olan annemin yanna gtrd. Ben kanapenin bir ucuna oturdum, Silvia da br ucuna ve hemen konumaya balad; -'Dinle, anne, sana syleyeceklerim var. ikimizin^ de sana syleyecekleri var." Annem akn akn bizlere bakth Silvia sze bala di: "Babamn hi paras kalmad, deil mi?" Annem, kzarak: -"Neler sylyorsun?" dedi. "Byle bir ey yok! Sen ne biliyorsun? Bunu sana kim syledi? 264 Silvia kararl bir ekilde: "Ben biliyorum" dedi. "yleyse, dinle beni anne Bizim de baz fedakrlk yapmamz gerekiyor. Mays sonunda bana bir yelpaze alacan sylemitin. Enrico'ya da bir boya kutusu armaan edecektin. Artak hibir ey istemiyoruz. Biz gene de memnun oluruz, anlyor mu sun?1' dedi. Annem bir eyler sylemeye alt ama, Silvia: "Hayr, byle olacak. Biz karar verdik. Babamn paras olmad srece de ne meyva, ne de baka bir ey istiyoruz. orba bize yeter, sabah kahv al tasnda da yalnz kuru ekmek yeriz. Bylece de yemek iin daha az para harcam oluruz, bizi her zaman neeli greceine sz veriyoruz. yle deil mi, Enrico?" Evet, diye yant verdim. Silvia eliyle annemin azn kapayarak: "Her zaman neeli grneceiz" diye yineledi "Yapmamz gereken baka fedakrlklar da olursa, onlar da yerine getiririz. Giyimimizde, ya da baka hjr eyde, bunu gnl rzasyla yaparz, bize verilen armaanlar da satalm. Ben her eyimi veririm. Senin oda hizmetiliini de ben yaparm, dar i de vermeyiz, btn gn ben de seninle alrm, istediin her eyi yaparm, her eyi yapmaya hazrm! Her eyi!" diye yksek sesle syleyerek kollarn annemin boynuna dolad. "Yeter ki annemle babam zlmesinler, ben de onlar eskisi gibi Silvia'larnn ve Enrico'larnn arasnda skntsz, rahat grebileyim. Kardeim ve ben sizleri o kadar seviyoruz ki, sizler iin canmz bile verebiliriz!" Bunlar duyan annem imdiye kadar hi grmediim derecede sevindi. Bir ey sylemeden, hem glp, hem alayarak bizi hi byle alnmzdan pmemiti. Silvia'ya 265 duyduklarn yanl anladn syledi. Mali durumumuz onun sand kadar bozuk deilmi. Bizlere belki yz kere teekkr etti. Btn gece annem ok neeliydi, babam gelince de annem btn bu olup bitenleri teker teker ona anlatt. Zavall babacm, azn bile amad! Bu sabah masaya otururken... hem byk sevin duydum, hem de biraz zldm: peetemin altnda boya kutum duruyordu, Silvia'nnkinin altna da yeni yelpazesi yerletirilmiti. *** 266 11. perembe

YANGN Bu sabah aylk yknn Apenin'lerden And'lara bo na den blmn yazp bitirmitim ve retmenin ver dii serbest kompozisyon iin bir konu aryordum. Tam o srada merdivenlerde duymaya alk olmadmz bir ses duydum. Ksa bir sre sonra da eve iki itfaiyeci girdi. Damdaki bacalardan biri yanyormu ve hangi eve ait olduunu anlayamyorlarm, bunun iin babamdan soba ve mineleri inceleme iznini istediler. Babam da: --"Rica ederim, buyurun" dedi. Evin hibir yerinde yanan ate olmad halde btn odalar dolap, duvarlara kulaklarn dayayp evin dier katlarna giden borularda trdayan atein sesini duymaya altlar tfaiyecilerle birlikte odalarda dolarken baDam bana: "Enrico, ite kompozisyonun iin gzel bir konu: itfaiyeciler. Sana anlatacaklarm yazmaya al" dedi ve anlatmaya balad: "Tam iki yl nce Maliyecileri i banda grdm. Bir. akam Balbo tiyatrosundan kyordum, gece epey ilerlemiti.Roma sokana girdiimde garip bir k ve kouan kalabalk bir halk kitlesi grdm .Bir ev bas^ tan baa alevler iindeydi. Alevler ve duman pencerelerden, bacalardan dar frlyordu. Kadnlar, erkekler, bir an pencerelerde beriyorlar, sonra umutsuz korku lklar atarak gzden kayboluyorlard. SokA kapsnn nn-Je bvk bir kalabalk birikmiti. Halk: - "Diri diri yanyorlar! mdat. tfaiye!" diye baryordu. 267 i\ i 1*1 Tam o srada bir araba geldi, iinden drt itfaiyeci atlad, bunlar Belediye Saraynda bulduklar ilk itfaiyecilerdi, drd birden yanan eve daldlar. Onlar henz ieri girmilerdi ki, korkun bir ey oldu. nc kattaki pencerelerden birinde korkun lklar atan bir kadn belirdi, pencerenin pervazna btn gcyle tutundu, pencerenin kenarna ata biner gibi oturdu ve yle olduu yerde kald, sanki boluun stnde aslymi gibi duruyordu, srt dar doru kaymt, odadan dar frlayan dumanla alevler onun ban yalayarak geiyordu, zavall kadncaz da kendini koruyabilmek iin elinden geldiince eiliyordu. Halk bir dehet h att. Korkudan lgna dnm sakinleri grnce, itfaiyeciler yanllkla ikinci katta durdular duvarlardan birini ykp bir odaya atldlar, bu srada aadan gelen yzlerce lk onlar uyaryordu: -"nc kata! nc kata!' Bir hamlede nc kata ktlar. Buradaki grnt cehennemi andryordu: ken tavan paralar, alev dolu koridorlar, soluk tkayan youn bir duman. O katta otu ranlannkapal kaldklar odaya ulaabilmek iin tek are kalmt, o da damdan dolamak. Hemen dama ktlar, birka saniye sonra da kiremitlerin stnde kara hayaletler gibi atladklar grld. lk ulaan onba oldu. Ama, damn yanan dairenin stndeki ksmna varabilmek iin bir tavanarasyla oluk arasnda kalan ok dar bir yerden gemek gerekiyordu. Damn geri kalan ksmlar alevler iindeydi. Bu kk geit de kar ve buzla rtlyd. T> Umabilmek iin bir dayanak yoktu. Aadaki halk "mkansz! Oradan geilmez!" diye baryordu. Onba, atnn kenarndan ilerledi. Hepimiz soluklarm?' (utmu, korkudan rpererek bakyorduk. tfaiye onbas ge ti.Halkn yaa varol sesleri gklere ykseliyordu. Onba koarak tehlikeli yere kadar gelebildi. Elindeki baltayla kiremitleri, tahta at kirilerini, at bala-268 n paralayarak ieri girmek iin bir delik amaya alyordu. Bu srada kadncaz hl pencerenin pervazna asl duruyordu ve alevler de gittike daha azgn bir ekilde salarn yalamaya devam ediyordu. Bir dakika daha eerse her halde kendisini bolua koyuverecek ti. ok kr tavandaki delik a ildi..tfaiye onbas kemerimi kard, onunla aaya sarkt, sonra da dier itfaiye erleri onu izledi; Ayn anda yangn yerine henz gelmi olan uzun yangn merdiveni alevlerin, umutsuz bir lgnlk iinde atlan lklarn dar frlad pencerelerin altna kadar uzatld. Ge kalm olmaktan korkuluyordu. "Artk kimse kurtulamayacak!" diye baryor-lard. "tfaiyeciler yanyor! He ey bitti! ldler!" diye lklar atyorlard.

Birden, pencerelerden birinde onbann dumandan kapkara olmu yz belirdi. Aa katlardan gelen alevler onu aydnlatyordu. Kadn boynuna sarld. tfaiyeci de iki koluyla onu belinden yakalad, yukar doru ekti ve odaya soktu. Aadaki kalabaln att lk yangnn atrtsn bastrd. Peki, ya dierleri? Nasl ineceklerdi? Damdaki baka bir pencerenin nne yerletirilen merdi ven bir sre binann cephesinden uzaklat. Oraya nasl geebileceklerdi? Herkes bunu dnrken, itfaiyecilerden biri pencerenin dna kt, sa ayan pencerenin d pervazna koydu, sol ayan da merdivene. Bylece havada dimdik durdu. Dierlerinin ieriden kendisine doru uzattklar sakinleri teker teker yakalyor ve merdivene trmanm olan dier arkadana uzatyordu.'Onlara merdivenin ubuklarna sk sk tutunmalarn tlyor ve dier itfaiyecilerin de yardmyla birbiri ardndan onlar aa indiriyordu. nce pencerenin pervazna km olan kadn indi, sonra bir kz ocuk, bir baka kadn ve bir ihtiyar. Hepsi kurtulmulard. htiyardan sonra ieride kalm olan itfaiyeciler indi. En son inen de ilk nce ie at269 lan onba oldu. Halk onlar lgnca alklad. Hele sonuncusu, yani kurtarclarn ba olan ve herkesin gz nnde bolua dmeyi gze alp lme meydan okuyan onba grnnce, halk onu zafer ihklanyla, sevgi ve hayranlklarn belirten bir atlla onu kucakladlar. O zamana kadar kimsenin bilmedii ad, Giuuseppe Robino, ksa bir srede herkesini,azna yayld... Anladn m? ite cesaret budur, lmekte olan birininlnduyunca, hi tereddt etmeden, inceden inceye hesaplar yapmadan, gzleri kapal, tehlikeye atlan yrein cesaretidir bu. Seni bir gn itfaiye klasna gtreceim, orada onba Robi-no'yu tantracam. Onu tanmaktan kvan duyacaksn, deil mi?" Evet, diye yant verdim. Babam: "te onba Robino!" dedi. Birden arkama dndm. ncelemelerini bitiren iki itfaiyeci kmak iin bulunduumuz odadan geiyorlard. Baban, ufak tefek olann, kolunda da srmal eritler bulunan bana gsterdi ve: - "Onba Robino'nun elini sk" dedi. Onba, durdu ve glmseyerek elini bana uzatt, ben de onun elini sktm. Beni selmlad ve odadn kt. Babam bana. -"Bunu btn yaamn boyunca hatrla" dedi."nk mrn olduka bu kadar onurlusunu buutmazsn." *** 270 APENN'LERDEN AND'LARA ( Aylk yk) Uzun yllar nce, on yalarnda Genova'l bir ii ocuu, tek bama annesini aramak zere, Genova'dan Amerika'ya gitti. Annesi iki yl nce Arjantin Cumhuriyetinin bakenti Buenos Aires'e, zengin bir ailenin yannda almaya gitmiti. Bylece ksa zamanda ok para kazanacakt ve birok olaylardan sonra yoksul ve borlu den ailesine yardm edecekti. Bu amala, hizmet ilerinde alanlara iyi para veren o uzak lkelere giden ve birka yl sonra da ceplerinde birka bin lirayla vatanna dnen pek ok cesur kadn vard. Zavall anne ocuklarndan ayrlrken kanl gzyalar dkmt. ocuklarndan biri onsekiz,. dieri de onbir yandayd. Ama, o cesaretle, gvenle gitmiti. Yolculuu rahat ve skntsz gemiti. Buenos Aires'e varr varmaz da kocasnn akrabas olan ve uzun zamandan beri orada yerlemi bulunan Genoval bir dkknc kadn onu, ok para veren ve ona kar iyi davranan Arjantinli bir ailenin yanna yerletirmiti. Ksa bir sre vatanndaki ailesiyle haberlemiti. nceden aralarnda kararlatrdklar gibi koca mektuplar akrabasna yolluyor. O bunlar kadncaza iletiyor, sonra da kadncaz yant kocasnn akrabasna veriyor, o da bunlar Genova'-daki kocaya postalyordu. Ayda seksen lira kazand ve kendisi iin de hibir ey harcamadndan kadncaz evine ayda bir nemli miktarda toplu bir para gnderiyordu. Namuslu ve drst olan kocas da yava yava borlarn dyor ve eski onuruna kavuuyordu. Bu arada kendisi de alyordu ve iinden memnundu.

Karasnn da ksa bir zamanda dneceini umuyordu, nk ev on-suz bombo grnyordu. zellikle de annesini ok seven 271 kk olu bu ayrln zlemine dayanamyor, znts hergn biraz daha artyordu. Bylece aradan tam bir yl gemiti. Kendisinden aldklar son ksa bir mektupta salnn biraz bozulduunu bildiriyordu. Bundan sonra zavall kadncazdan baka bir mektup alamadlar. Oradaki akrabalarna da iki kez yazdklar helde bunlar da yantsz brakldlar. Kadncazn yannda alt Arjantinli aileye yazdlar ama, zarfn zerindeki ad yanl yazdklarndan olacak, hibir yant alamadlar. Bir kt haberden korktuklar iin Buenos Aires'teki italyan Konsolosluuna yazdlar ve hibir haber alamadklar analarnn aranmasn istediler. ay sonra Konsolostan gelen mektubun bildirdiine gre gazetede kan duyuruya ramen kimse gelmemi, hibir haber alnamamt. Kimsenin bilgi vermemi olmasnn bir nedeni vard: nk kadncaz, hizmetilikte almann ailesinin onuruna dokunacan dnerek gerek adn saklamt. Bylece habersiz birka ay daha geti. Baba ile oullar znt iindeydiler. Hele kk olan, dayanlmaz bir tasa iinde sararp soluyordu. Acaba ne yapmal, nereye bavurmalyz? babann aklna ilk gelen dnce, Amerika'ya gidip karasn aramak oldu. Ama, iini nasl brakacak, gidince ocuklara kim bakacakt? Byk olu da gidemezdi, nk daha henz bir ie girmi ve ailesinin geimine katkda bulunabilmek iin alyordu. n birden kahreden,sknth bir hayat sryorlard. Her gn ayn ackl konumalar tekrarlyor, sessizlik iinde birbirine bakarak umutsuz bir bekleyi iinde yayorlard. Bir akam Marco, en kk olan, kararl bir ekilde: "Ben annemi aramak iin Amerika'ya gidiyorum" dedi. 272 Baba zntyle bam sallad ve bir yant vermedi. Bu ok yerinde bir dnceydi ama, olanaksz bir eydi. On yanda, tek bana, Amerika'ya gitmek! Yalnz yol bir buuk aydan fazla sryordu. ocuk boyuna diretiyordu. Ertesi gn ve daha sonraki gnlerde durmadan diretti. Byk bir adam gibi glkleri yenecei hakknda bir takm yarglar yrtyordu. "Oraya ilk defa giden sadece ben deilim" diyordu, "benden kkleri bile Amerika'ya gitmilerdir. Bir defa gemiye binince gerisi kolay. Nasl olsa ben de herkes gibi Amerika'ya varrm. Oraya vardmda, babamn akrabasnn dkknn ararm. Orada birok talyan var, elbette bana yolu gsterirler. Akrabay bulduktan sonra da annemi bulurum. Eer akrabay bulanazsam talya Konsolosluuna giderim. Arjantinli aileyi ararm. Eer bir glkle karlarsam, bir i bulup alann. Orada herkes iin i var. Biraz para kazanp eve dnerim." Bylece Marco. yava yava babasn kandrmay ba-arc. Babas ona gveniyor, onun akll, yrekli bir ocuk olduunu biliyordu. Yoklua, fedakrla alkt. Bu kutsal amacna, deli gibi sevdii annesini bulabilmek isteine kavuabilmek iin btn gcn harcayacakt. Bir tandklarn arkada olan bir buharl gemi kaptan da ocuun bu kutsal gayesine katkda bulunabilmek iin ona Arjantin'e kadar bedava bir nc snf bileti verdi. Bunun zerine, ksa bir duraksamadan sonra baba kabul etti ve yolculua kesinlikle karar verildi. Bir torbann iine giyeceklerini koydular, cebine birka kuru attlar, arkabanm da adresini verdiler ve gzel bir nisan akamnda onu vapura bindirirler. Hareket etmek zere olan buharl geminin merdiveninde, gzleri yalarla dolu baba. olunu son bir kez perken: -"Evldm, Marco'cuum, cesaretini hi yitirme' Kutsal bir ama uruna gidiyorsun, Tanr sana yardm edecektir" dedi 2/3 Zavall Marco'cuk! Onun da yrei kabarmt ve bu yolculuun btn glklerine gs germeye hazrd. Ama, gzel Genova'snn yava yava ufukta gzden silindiini, ak denizde gmenlerle dolu gemide, kendisini tanmyan insanlar arasnda bulunduunu, tek varl kk bir knla yalnz kaldn grnce, iine birdenbire bir umutsuzluk kt, iki gn boyunca, kk bir kpek gibi, hi kmldamadan geminin gvertesinde,aznatek bir lokrna koymadan, uyuklayp durdu. Yalnz alamak istiyordu. Aklndan her eit ackl dnce geiyordu.

Dncelerinin en korkun olan, aklna en ok taklan sevgili anneciinin lm olmasyd. Korkulu ryalarnn iinde hep bir yabancnn yz beliyordu. Bu yabanc ona acyarak bakyor ve kulana: "Anen ld!" diye fsldyordu. Bir korku lm bomaya alarak uyanyordu. Ama Cebelitark boazn geip de Atlas Okyanusunu grnce biraz olsun yrei ferahlad, cesaretlenmeye balad. Ama, bu ok ksa srd. Bu usuz bucaksz denizin hi deimeyen grnts, durmadan artan scak, etrafn evreleyen btn bu zavall insanlarn znts, tek ba..;^ olmann verdii hzn onu yeniden umutsuzlua drd. Bombo, yeknesak, birbiri ardnda geen gnler, hastalarda olduu gibi, belleinde karyordu. Ona sanki bir yldr denizdeymi gibi geliyordu. Her sabah uyannda da, bu usuz bucaksz suyun ortasnda, tek bana. Amerika'ya doru yol aldm dnnce gene bir korkuya kaplyordu. Gelip gverteye den uan balklar, tropikal kuan kor ve kan rengi bulutlar, gerisinde brakt o grkemli gn batlar, gecenin o fosforlu klar Okyanusu alev alev yanan bir lav denizi haline getiriyordu. Btn bunlar kk yolcuya gerekten ?ak. bir ryadaki peri masal ;bi geliyordu. Frtnan gnler de oldu, bu zamanlarda odasndan hi ayrlmyordu. Etrafnda her ey sallanyor devriliyor, btn yolcular da bir azdan korkun lklar atyor, kfrler savuruyorlard. Byle anlarda artk son gnnn yaklatn sanyordu. Denizin ok sakin 274 olduunu gnler de vard. Byle zamanlarda sar, dayanlmaz bir scak ortal kasp kavuruyor, bitmez tkenmez bir sknt iini kaplyordu. Bu uursuz saatler boyunca yolcularn dermanlar kalmyor, bitkin, hareketsiz masalarn stnde uzanyorlard, sanki l gibiydiler. Yolculuk bitmek bilmiyordu. Deniz ve gk, gk ve deniz, bugn dnk gibi, yarn bugnk gibi, hep byle tekdze, ebediyen. O, yorgun, akn, uzun saatler boyunca gvertenin parmaklna dayanarak bu usuz bucaksz denize bakyordu. Gzleri kapanp, uykudan ba omu/una dnceye kadar annesini dnyordu. Gene ona acyarak bakan ve kulana: -"Annen ld!" diye tekrarlayan o yabancy gryordu. Bu sesi duyunca srayarak uyanyor ve gzleri ak hayal grmeye, hi deimeyen ufka bakmaya balyordu. Yolculuk tam yirmiyedi gn srd! Ama, son gnleri iyi geti. Hava serin ve gzeldi. Amerika'daki olunu aramaya giden yal bir Lombardiyalyla ahbap oldu. Olu Rosario kentinin yaknlarnda iftilik yapyormu. Mar-co, yal adama derdini at. Yal adam, arada bir elini ocuun ensesine koyuyor ve durmadan: -"Metin ol, yavrum!'^diyordu. "Anneni sa ve mutlu bulacaksn." Bu arkadalk ocuu glendiriyor, skntlar biraz olsun azalyordu. Yal kyl, ark syleyen gmenlerin arasnda, yaldzl gecede piposunu tttryordu. Btn bunlarn ortasnda ocuk, Buenos Aires'e varn belki yznc defa hayalinde tekrarlyordu. O sokaa varyor, dkkn buluyor, amca oluna doru atlyor ve : "Annem nasl? Nerede? Hemen gidelim!" diyordu, beraberce kouyorlard, bir merdiveni kyorlard, bir kap alyordu... Sessiz monolog burada bitiyor ve hayali anlatlmaz bir sevgi duygusunun iinde kayboluyordu. Bunun zerine boynundaki madalyonunu gizlice dar karyor, onu defalarca perek bir eyler mrldanyordu. 275 Buharl geminin hareketinden yirmiyedi gn sonra Buenos Aires'e ulatlar. Buharl gemi Plata rmana demir atarken pespembe bir ufukta doan mays gnei ya-va yava etraf stmaya, aydnlatmaya balyordu. Arjantin Cumhuriyetinin bakenti Buenos Aires, Plata rmann bir kysnda uzanyordu. Bu gzel hava ona iyi bi haberci gibi geldi. Sevinten ve sabrszlktan lgna dnmt. Annesi ondan yalnz birka mil uzaktayd! Ksa bir sre sonra annesini grecek, ona kavuacakt! imdi Amerika'dayd, yeni dnyada, buraya kadar tek bana gelmek cesaretini gstermiti! O uzun yolculuun btn skntlarn, btn zntlerini unutmutu bile. Sanki uykusunda umu ve uyandnda da buraya konuvermiti. ylesine muytuydu ki elini cebine atp da btn servetini meydana getiren o iki kk para knndan birini bulamaynca, parasnn hepsini birden yitirmemek iin bu areye bavurmutu, ne ard, ne de zld. Kk para knn almlard, pek az paras kalmt. Ama, annesine bu kadar yaklat bir anda bunun en nemi vard ki? ok saydaki dier talyanlarla birlikte, antas elinde.on-lar sahilin yaknma kadar gtrecek olan o kk vapura bindi, oradan da Andrea Doria adn tayan bir kk buharl tekneye geti, bir

rhtma varnca indi, Lombardiyal yal dostunu selmlad ve hzl admlarla kente doru ilerlemeye balad. Geni caddelerden birinin azna varnca yoldan geen bir adam durdurdu ve Los Artes sokana ulaabil" inek iin nereden gitmesi gerekliini sonlu. Rast hm ti sonucu karsna kan adam, bir talyan iiyiydi. Bu ada"1 ona merakla bakt ve okuma bilip bilmediini sordu. ocuk, evet anlamna ban sallad, ii kt soka ona gstererek: "yleyse, dosdou bu yolda ilerle, getiin her meydandan sonra da sokaklarn ismini dikkatle oku: sonunda aradn soka bulacaksn!" dedi. 276 ocuk, iiye teekkr etti ve nnde uzanp giden yola neeyle atld. Yol usuz bucaksz, dmdz gidiyordu. Ama, dar olan yolun iki tarafna kk villalara benzeyen tek katl, beyaz evler dizilmiti. Yoldan geen halk, byk ve kk atl arabalar kulaklar sar eden bir grlt karyorlard. Orada burada rengrenk kocaman bayraklar dalgalanyor du. zerlerinde byk harflerle buharl gemilerin bilinmeyen kentlere hareketini duyuruyordu. Yolda ilerlerken, sana soluna baktnda kesien yollar alabildiine uzanyordu. Yanlarnda tek katl, beyaz eyler ykseliyordu. Bu yollar da gelip geen insanlarla, byk kk atl arabalarla doluydu. Yollarn sonunda da, denizin sonsuz ufku gibi usuz bucaksz Amerikan ovalar uzanyordu. Kent ona kocaman ve sonsuz gzkyordu. Amerika'nn drt bir tarafn sardna inand saa sola alan bu uzun yollar aabilmek iin gnler ve haftalar boyunca yrmesi gerekeceini saniyordu. Getii her sokan adna dikkatle bakyordu. ok glkle okuyabiliyordu yabanc isimleri. Her yeni bir sokan kavana geldiinde, arad yolu bulduunu sanarak kalbi arpyordu. Geen her kadna da, annesine rastlamak umuduyla dikkatle bakyordu. Tan nnde bir kadn gidiyordu. Onu grnce kalbi cokuyla arpmaya balad. Hemen koup ona yetiti. 'Vna, yzn grnce bu kadnn bir zenci olduunu hemen arlad. Admlarn sklatrarak yryor, yryordu. Bir yl kavana vardnda, kaldrmn zerinde mhlanm gibi kald. nk buras arad Los Artes sokayd. Sokaa sapt ve 117 numaray grd. Amcaolu-nun dkkn ise 175 numarada bulunuyordu. Admlarn daha da sklatrd. 171 numarann nne gelince biraz sonra ana kavuabilecek miyim?" diye mraldand. Ko277 tu, kk bir tuhafiyeci dkkn nne geldi. Arad dkkn buydu. Kapnn eiinden ieri doru bakt. Kr sab ve gzlkl bir kadncaz grd. Kadn, ona ispanyolca: -''Ne istiyorsun, ocuum?" diye sordu. ocuk, glkle konuarak: "Buras Francesco Merelli'nin dkkn deil mi?" diye sordu. Kadn, talyanca: "Francesco Merilli ld1' diye yant verdi. ocuk, kalbinden vurulmua dnd. -"Ne zaman ld?" Kadn, yle karlk verdi: "Eh, epey oluyor, ileri kt gidiyordu, kat. De diklerine gre buraya ok uzak olan Bahia Blanca'ya git mi. Oraya varr varmaz lm. imdi dkkn benim." ocuk sarard. Telala unlar syledi: "Merelli annemi tanyordu. Annem burada bay Mequinez'lerin yannda hizmet ediyordu. Annemin nerede olduunu yalnz o biliyordu. Ben annemi aramak iin Amerika'ya geldim. Yazdmz mektuplar ona, Merilli ulatryordu. Annemi bulmam gerek." Kadn: -"Zavall ocukcaz, ben hibir ey bilmiyorum" diye yant verdi. "Bahede olan ocua sorabilirim. Me relli'lerin alveriini yapan delikanly tanyordu. Belki de sana bir yarar dokunabilir." Kadn dkknn iine dald ve delikanly ard, o da hemen geldi. Dkknc kadn:

"Syle bakalm, Merelli'lerin alveriini yapan o delikanlnn, kentin parababalarrun yannda alan bir kadna bazen mektup gtrdn grdn m?" diye sordu 278 -"Evet, efendim, bazen bay Mequinez'e giderdi. Los Artes sokann sonunda oturur." - "Ah, ok teekkr ederim, efendim!" diye haykrd. "Bana evin numarasn da syleyebilir misin?... Bilmiyor musunuz? Birisi benimle gelebilir mi?... Delikanl, sen hemen benimle gel, sana verebilecek cebimde daha birka kuruum var." Btn bunlar yle bir cokuyla sylemiti ki, delikanl kadnn kendisine rica etmesine kalmadan, hemen: "Gidelim" dedi ve hzl admlarla dkkndan ilk kan kendisi oldu. Tek kelime sylemeden, koar admlarla uzun yolun sonuna kadar gittiler, kk beyaz bir evin bahe kapsndan getiler ve ardnda iek sakslarnn ssledii kk bir avlu bulunan demir parmaklkl gzel bir kapnn nnde durdular. Marco asl ngra ald. Gen bir kz belirdi. ocukcaz endieli bir sesle: "Mequinez ailesi burada oturuyor, deil mi?" diye sordu. ttalyancay spanyollar gibi konuan kz: "Bir zamanlar burada otururlard" diye karlk verdi. "imdi biz Zeballos'lar oturuyoruz." Marco, kalbi arparak sordu: "Peki, ya Mequinez'ler nereye gittiler?" -"Cordova'ya gittiler." Marco: "Cordova!" diye haykrd. "Cordova nerede? Ya yanlarnda alan hizmeti kadn ne oldu? Hizmetlerine bakan o kadn, benim annem ne oldu? O hizmeti kadn benim annemdi! Annemi de beraberinde mi gtrdler?" Kadn ona bakt ve: -"Bilmiyorum" dedi. "Gitmeden nce onlarla tanan babam belki de bir eyler biliyordur. Biraz bekleyin." Hemen gzden kayboldu ve ksa bir zaman sonra babasyla geri dnd. ok uzun boylu ve sakallar krlam bir bayd. Adamcaz bir sre Genova' kk bir denizciyi andran ocua bakt, tipini ok sevimli buldu. Sar sal, kartal burunlu bu ocua hemen kan kaynad. Ona kt bir talyancayla: "Annen Genoval myd?" diye sordu. Marco: "Evet" diye karlk verdi. "Genoval hizmeti kadn da onlarla birlikte gitti. Bunu kesin olarak syleyebilirim." "Cordova'ya, baka bir kente." ocukcaz gs geirdi, sonra kadere boyun een bir halle: "yleyse... Ben de Cordova'ya giderim" dedi. Adam, ocuun haline ok zlmt. Ona dokunakl bir sesle: "Ah, zavall yavrum!" diye karlk verdi. "Cordo-va buradan ok uzak." Marco, bir l gibi sapsar kesildi ve bir eliyle parmakla tutundu. Adam. ocuun bu haline ok zld ve kapy aarak: -"Hele dur bakalm. Biraz ieriye gel de, senin iin belki de bir kolaylk bulabiliriz." Kendisi bir yere ktkten sonra ocua da bir yer gsterdi. Btn yksn batan sona kadar anlatmasn istedi. ocuun anlattklarn dikkatle dinledi, bir sre dnmeye dald. Sonra, kararl bir ekilde: Yannda paran yok, deil mi?" dedi. Marco: "Yanmda... biraz var" diye yant verdi. 280 Yal adam bir sre daha dnd, sonra yaz masasnn bana geti, bir mektup yazd, zarfa koydu ve onu ocua uzatrken: "Dinle, italianito. Bu mektubu al ve Boca'ya git. Buradan iki saatlik uzaklkta olan bu kk kent, yar Ge-nova'hdr. Herkes sana yolu gsterebilir. Oraya git ve zarfn stnde ad yazl olan bay ara. Orada onu herkes tanr. Ona bu mektubu ver. Yarn seni Rosario kentine yollar ve orada kimi bulman gerektiini

syler. Rosario'da bulacan kimse senin Cordova'ya gitmeni salar. Cordova'ya varnca da Mequinez ailesiyle anneni bulabilirsin. Bunu da al, lzm olur" dedi ve ocuun eline birka lira sktrd. "Haydi,(artk git, yolun ak olsun. Burada her yerde yurttalarnla karlarsn, hi yalnzlk ekmezsin. Aios" dedi. ocuk, yle app kald ve sadece: "Teekkr ederim" diyebildi. Torbasn ald ve sokaa kt. Kendisini oraya kadar getiren delikanl ile vedalat. Hemen Boca'ya doru yola koyuldu Grltl byk kentler boyunca ilerlerken iini derin bir znt ve korku kaplamt. yle yorulmu, umutsuzlua kaplm ve akna dnmt ki, Zeballos'larn evinden ayrld andan ertesi gnn akamna kadar geen zaman iinde bana gelen olaylar, sonradan, belleinde ateli bir hastann grd garip ryalar andran izler brakt. Ertesi gnn akam, gn batarken, gece Boca'daki bir evin kck odasnda, bir liman hamalnn yannda uyuduktan hemen hemen btn gnn kereste ynlar zerinde oturarak gelip geen saysz kk, byk buharl gemileri, sandallar, takalar seyrettikten sonra kendini byk bir yelkenlinin gvertesinde buldu. Bu tekneyi, gneten tenleri kararm, 281 gl kuvvetli Genovah ynetiyordu. Rasario'ya giden bu tekne meyveyle yklyd. Denizcilerin ona yabanc olmayan syleyile konumalar kk kalbini biraz olsun rahatlatyordu. Yola ktlar. Yolculuk gn. drt gece srd ve kk yolcu iin srekli korku kayna oldu. gn, drt gece boyunca o ahane Parana rmanda ilerlediler. talya'nn o kocaman Po rma bunun yannda bir ay gibi kalyordu. talya'nn uzunluunun drt katn alsanz, gene de bu rman uzunluunu elde edemezsiniz. Yelkenli, bu rman cokun sularnn akntsna kar yava yava ilerliyordu. Yzen ormanlar andran, zerferi st ve portakal aalaryla dolu, ylan ve kaplan yuvas olan. uzun adalarn arasndan geiyordu. Bazen klar yokmu gibi daralan boazlardan, bazen de geni glleri andran blgelerden geiliyordu. evre ormanlarla kaplyd, her yanda sessizlik vard. Sonra tekrar adalardan, takm adalarn kaynat dar boazlardan, balta irmemi tropikal ormanlarn iinden geiliyordu. Her tarafta derin bir sessizlik vard. Kilometreler boyunca, ssz, usuz bucaksz kylar ve sulan, bilinmeyen bir rma yanstyordu ve sanki buralara kadar sokulma cesaretini de dnyada ilk kez bu zavall yelkenli gsteriyordu. lerledike, bu korkun rmak ocuu daha ok rktyordu. Annesinin, rmaa akan kaynaklardan birinde olduunu ve yolculuunun yllar boyu sreceini dnyordu. Gnde iki defa denizcilerle birlikte biraz ekmek, biraz da tuzlu et yiyordu. Denizciler onu zgn gndklerinden, onunla hi konumuyorlard. Geceleri gvertede uyuyordu ve sk sk uzak kylan,engin sulan aydnlatan berrak ay nU uyandnyordu.Masallarda duyduu o esrarengiz, kentlerden birinin ad gibi durmadan:"Cordova! Cordova!" d282 ye sayklyordu. Sonra da dnyordu:"Annem de buradan geti,bu kylan,bu adalan grd". Annesinin de grm olduu bu kylar ona eskisi kadar garip,eskesi kadar ssz gelmiyordu.. Gece denizcilerden biri ark sylyordu. Bu arklar ona ocukluunda annesinin kendisini uyuturken syledii ninnileri hatrlatyordu. Sonra gece, bu arky duyunca hkra hkra alamaya balad. atanac arksna ara verdi. Sonra ona seslendi: "Kendine gel, cesaretini topla, olum! Hay Allah, evinden uzak dt diye bir Genovahnn alamas olacak ey mi? Genovallar an ve eref iinde dnyann evresinde dolarlar!" Bu szleri duyan ocuk kendini toparlad, Genovah kannn birden kabardn duydu, gururla ban kaldrd ve yumruunu dmene vurdu: "Evet, doru, ben de annemi bulu ucaya kadar btn dnyay dolaacam, daha yllar yllar boyunca yol culuk edeceim, yzlerce kilometreyi yryerek katedece-im ve hi ylmadan yoluma devam edeceim. l gibi, cansz ayaklarnn dibine decek de olsam, gene de onu bulacam! Onu dnya gzyle bir kere daha grebileyim, yeter! Ha, gayret!"

Bylece, kendine g vererek pembe, serin bir sabah, gn doarken Rosario kentine vard. Kent, Parana'nn yksek yamacna kurulmutu. Her lkeye ait yzlerce geminin direkleri bu sakin sularda narin gvdesini yanstyordu. Gemiden inince, elinde torbasyle kente yneldi. Bo-ca'daki koruyucusunun, kendini tantan, birka satr yazl kartyla adresteki Arjantinli bay aramaya balad. Ro-sario'ya girince, sanki daha nce de dmdz, iki yanlar tek katl beyaz evlerle ssl sokaklardan geiyordu. Her 283 ynde, damlarn stnden kocaman rmcek alarn andran kaln telefon ve telgraf telleri uzanyordu. Byk bir insan, a ve araba kalabal sokaklar dolduruyordu. Akl karyordu. Sanki tekrar Buenos Aires'e dnmt de akrabasn aramaya gidiyordu. Bir saat boyunca yollarda dnp dolap durdu, ona hep ayn caddelerden geiyormu gibi geliyordu. Sora sora sonunda yeni koruyucusunun evini bulabildi. Kapdaki ngra ald. Sarn, ask yzl bir adam kapda belirdi. Bir iftiye benziyordu ve kaba bir ekilde, garip bir leheyle ona sordu: "Kimi istiyorsun?" ocuk arad bayn adn syledi. ifti -"Bay dn akam ailesiyle birlikte Buenos Aires'e gitti" diye karlk verdi. ocuk syleyecek tek sz bulamad. Sonra kekeledi: "Ama, burada... benim kimsem yok ki! Tek ba-naym!" Ve mektubu uzatt. ifti klkl adam mektubu ald, okudu ve kaba bir sesle: -"Hibir ey yapamam. Bir ay sonra dndnde | bu mektubu kendisine veririm" dedi. | ocuk yalvaran bir sesle: j -"Ama, ben ben tek basmaym! ihtiyacm var!" diyel haykrd. Dieri: -"Ehh, uzatma, haydi yr!" dedi. "Burada senin memleketinden yeteri kadar serseri var. Sen de defol, git! talya'da dilen! Anlyor musun? Haydi bakalm defol!" Ve kapy ocuun yzne kapad. ocukcaz orda ta kesilmi gibi kalakald. 284 Sonra yavaa torbasn ald ve kt. Kalbi ezgin, zihni karmt. Birden yzlerce korkun soru beynini kurcalamaya balad. Ne yapmal? Nereye gitmeli? Rosa-rio'dan Cordova'ya trenle bir gnde gidiliyordu. Cebinde yalnz birka kuruu kalmt. Bugn harcyacaklarn da karnca elinde hibir ey kalmayacakt Bilet alabilmek iin gerekli paray nereden bulacakt? alabilirdi. Ama, nasl, kimden i isteyebilirdi? Dilenmek mi? Ah! Hayr, biraz nceki gibi azarlanmak, hakarete uramak, kk drlmek, hayr, hayr, hi bir zaman byle bir eyi kabul edemezdi, lsn daha iyiydi! Bu dnce zerine, nnde uzanan o upuzun, usuz bucaksz ovalarda son bulan caddeyi tekrar grnce, btn cesaretinin kaybolduunu hissetti. Torbasn kaldrma frlatt, omuzlarn duvara dayayp stne oturdu, ban eip ellerinin arasna ald, tek damla gzya dkmeden, umutsuz bir ekilde yle oturdu kald. Yoldan geen halk ayayla ona arpyordu, arabalar soka grltye bouyorlard. O bir sre byle oturdu. Yan talyanca, yan Lombardiya lehesiyle ona: -"Neyin var, olum?" diyen sesi duyunca irkildi. Ban kaldrd ve bir sevin l tarak ayaa frlad: -"Siz,ha!" Bu, yolculuu srasnda tant Lombardiyal yal kylyd. Kylnn aknl da onunkinden az deildi. Ama, ocuk onun kendisine bir ey sormasna frsat vermedi ve btn bandan geenleri bir bir anlatt: "imdi be paraszm. almam gerekiyor. Bana bir i bulun da biraz para kazanabileyim. Ne i olursa olsun, eya tarm, sokaklar sprrm, ayak ilerine baka285

nm, tarlada bile alrm. Yalnz kuru ekmek de bana yeter. Tek istediim bir an nce gidip annemi bulabilmek. Ne olur, Tanr akna bana bir i bulun, yalvaryorum, baka arem yok!" Kyl enesini kayp etrafna baknarak: "Bilmem ne yapsam?" diyordu. Bu olacak i deil!.. almak... hem de hemen bir i bulmak. Dur bakalm. Vatandalarmzdan belki de otuz lira toplayabiliriz." ocuk ona bakyrdu, biraz olsun ii ferahlamt. Kyl ona. -"Gel benimle" dedi. ocuk torbasn yerden alrken: "Nereye?" diye sordu. "Benimle gel." Kyl yola koyuldu. Marco da onu izledi. Hi ko numadan uzun bir sre beraber yrdler. Kyl bir lokantann nnde durdu. Kapnn stnde asl duran levhada bir yldz resmi vard ve unlar yazlyd:talya Yldz. Ban ieri uzatt ve sonra ocua dnerek: "Tam zamannda gelmiiz" dedi. Geni, byk bir salona girdiler. Masalarn bana oturmu pek ok adam iki iiyor ve yksek sesle konuuyordu. htiyar Lombardiyal ilk masaya yaklat. Sel:i-mnm biiminde, biraz nce oradan ayrlm olduu anlalyordu. Hepsinin yzleri kzarmt. Kadehlerini tokuturarak glp konuuyorlard. Ayakta duran Lombardiyal, Marco'yu onlara tantmak iin ilk sz olarak: "Arkadalar" dedi, "grdnz bu zavall yurttamz annesini bulabilmek iin Genova'dan Buenos Aires'e tek basan geldi. Buenos Aires'de ona: "Annen burada yok, Cordova'da" demiler. U gn, gece atanayla yolculuk ettikten sonra Rosario'ya varm. Eline de 286 bir baya verilmek zere bir mektup tututurmular. Bay bulmak iin evine gitmi, kapy suratna kapamlar. Cebinde tek kuru kalmam. Zavall biare burada tek bana kalm. Bu, ok iyi kalpli bir ocuktur. imdi beni iyi dinleyin. Annesini bulabilmesi iin Cordova'ya gitmesi gerekiyor. Ama, bilet alacak paras yok. Onu byle bu halde kpek gibi tek bana m brakacaz?" Hepsi bir azdan yumruklarn masaya vurarak: "Hi onu bu halde brakr mryz? Bu olacak ey mi?" diye bartlar."Bir yurttamz! Buraya gel, kk! Bizler de gmeniz! Bak, ne gzel ocuk! Arkadalar, paralarnz skln bakalm! Vatanda, bir yudum bir ey i. Biz seni annenin yanna yollarz, z'me." Biri yanandan makas alyor, dieri eliyle omuzuna vuruyor, bii ncs de onu torbasndan kurtaryordu. lerideki masalarda oturan dier gmenler de kalktlar ve ocuu yaklatlar. Btn lokantada ocuun yksn bilmeyen kalmad. Bitiik odada kalan Arjantinli mteri de onlara katld. Onu dakikadan ksa bir srede, apkasn arkadalarna doru uzatp dolaan Lombardiyah krkiki lira kadar bir ^ara toplad. ocua doru dnerek: -'Grdn m, Amerika'da her ey ne abuk zmleniyor?" dedi. Bir bakas ocua bir bardak arap uzatarak: -"!" dedi. "Annenin salna!" Hepsi bardaklarn kaldrdlar. Marco da tekrarlad: -"Annemin..." Ama, bir sevin hkr boaznda dmlendi, barda masann stne brakt ve ihtiyar dostunun boynuna sarld. Ertesi sabah, gn rker, o oktan Cordova'nn yolunu tutmutu bile. Mutlu ve neeliydi, kendisine gveni287 yordu. Ama, hibir sevin doann baz ackl olaylar karsnda srekli deildir. Hava kapal ve skntlyd Tren hemen hemen bo olarak, ssz bir ova ortasnda ilerliyordu. Upuzun bir vagonda tek bana yolculuk ediyordu, bu yarallar tayan trenlere benziyordu. Sana soluna bakyor, sonsuz bir boluktan baka bir ey gremi-yordu. Orada, burada ekilsiz, tuhaf biimlerde, arpk urpuk, kk aa gvdeleri ve dallarna rastlyordu. Seyrek ve koyu renkli bu bitkiler topluluu insanda sanki bir mezarlktaym, gibi bir duygu uyandryordu. Tren istasyonlar da terki dnya etmi kei evlerini andryordu. Tren buralarda durduu zaman bile pek ses iitilmiyordu. ln

ortasnda kaybolmu, terkedilmi bir trende tek basma kalm gibi geliyordu ocua. Getii her istasyonun sonuncu olduunu ve ondan sonra da bilinmeyen, esrarl korkun vahiler lkesine ulaacan sanyordu Dondurucu bir rzgr yzne arpyordu. Nisan sonumla onu Genova'dan gemiye bindirirken babas ve kardeleri ocuun Amerika'da kla karlaacam dnmemiler, ona yazlk giysiler giydirmilerdi. Birka saat sonra souktan titremeye balad, bir de buna uykusuz, hareketli geen gecelerin, byk heyecanlar iinde geirdii gnlerin yorgunluu ekleniyordu. Uyuyakald, uzun bir sre uyudu. Uyandnda her taraf tutulmutu, kendini iyi hissetmiyordu. Birden hastalanp yolda lvermek kor-ksif iini kaplad. Cesedini bu ssz dzle atacaklard ve kpekler, yrtc kular gelip onun o cansz vcudunu paralayacaklard. Trenle geerken grd ve irenerek, tiksinerek hemen ban evirdii yol keneran atlm o inek leleri gibi. Bu huzursuzluk, doann bu inat sessizli' iinde hayali daha ok almaya balyor ve zihnini kara dnceler kaplyordu. Hem annesini Cordova'da mutlaka bulacandan emin miydi? Ya orada deilse? Ya Los 288 Artes sokandaki bay yamldysa? Ya annesi ldyse? Btn bunlar dnrken yeniden uyuyakald. Ryasnda kendisini Cordova'ya varm grd. Btn kaplardan, btn pencerelerden ona: 'Annen burada yokAnnenburada yok!' diye banyorlard. Srayarak uyand, ok korkmutu, ilerideki sralarda, sakall, rengrenk allara sarlm, aralarnda alak sesle konuarak ona bakan adam grd. ine bir kuku girdi, belki bu adamlar katld ve antasn almak iin onu ldreceklerdi. Soua, huzursuzlua bir de korku eklendi. Korkusu bydke hayali de geniliyordu. Adamlar da ona bakmaya devam ediyorlard. lerinden biri ayaa kalkt ve ona doru ilerledi. ocuk korkudan kendini kaybetti ve ellerini yana doru ap ona doru koarken bir yandan da baryordu: 'Hibir eyim yok. Ben zavall bir ocuum. talya'dan geliyorum. Annemi aramaya gidiyorum, tek ba-naym, bana ktlk etmeyin!1' Adamlar ocuun haline acdlar, onu okadlar ve ocuun anlamad pek ok sz syleyerek onu yattrmaya altlar. Souktan enelirinin birbirine arptn grdkleri iin onu sralardan birine yatrdlar. Gne batarken ocuk uyuyakald. Onu uyandrdklarnda Cordova'ya varmt. Vagondan acele ile dar frladnda, derin ve rahat bir soluk ald. istasyon memurlarndan birine, mhendis Mequinez'in evini sordu. O da bir kilisenin adn syledi. Ev, bu kilisenin hemen yannda imi. ocuk hzla oradan uzaklat. Gece olmutu. Kente girdi. ki taraf tek katl beyaz evlerle ssl, baka, dz caddelerin kestii o dmdz yollar grnce yeniden Ro-sario'ya girdiini sand. Ama, sokaklarda ok insan vard, seyrek yerletirilmi lambalarn zayf nda grd yzler de ona ok garip, geldi. imdiye dek bu renkte 289 yz grmemiti, yeil ile siyah aras bir renk ti bu. Zaman zaman bam kaldrdka da karanlkta simsiyah, koskocaman dikiliveren byk binalar hi grmedii garip bir mimari tarzda ina edilmiti. Ama, at o ssz lden sonra burasn ok canl buldu. Karlat bir baya you-nu sordu, hemen evi buldu, titreyen bir elle ngra a|. di, br elini de gm gm atan kalbinin stne koydu. Sjmki yrei gsnden dar frlayacakt. Yal bir kadn elinde lambayla geldi, kapy at ocuk hemen konuamad. Kadn ona tspunvolca sordu "Kimi aryorsun?" Marco: "Mhendis Mequniz'i " diyebildi. Yal kadn kollarn gsnn stende birletirdi ve ban sallayarak: "Demek senin de Mhendis Mequinez'i grmen gerekiyor! Bana yle geliyor ki artk buna bir son yertek J-zm. lam aydr rahatmz, huzurumuz kalmad. Bunu gazeteler bile yazd. Tek are rtkan tutup sokaklarda dolatrmak ve bay Mequinez Tucuman'a gitti diye kente haber vermek!" dedi. ocuk yle bir umutsuzlua kaplmt ki, ne diyeceini ard. Sonra, birden fkeyle: 'Bu ite bir uursuzluk var! Annemi bulamadan yollarda leceim! Delirdim, ldnyorum! Tanrm! O yerin ad nedir? Nerede? Buradan ne kadar uzaklkta?" diye haykrd.

ocuun bu haline acyan yal kadn: "Zavall ocukcaz, oraya varabilmek iin drt-yz, ya da beyz millik bir yol katetmen gerekiyor!" diye yant verdi. ocuk elleriyle yzn kapad, sonra hkrarak sordu 290 Peki imdi... ne yapacam?" Kadncaz: "Zavall evldm, ne yapmam istiyorsun, ben de bilmiyorum ki!" diye karlk verdi. Kadnn aklna hemen bir fikir geldi, ocua aceleyle: 'Dinle, imdi aklma geldi" dedi. Yapabilecein bir ey var. Geri dn, sadaki ilk sokaa sap, nc bahe kapsn al. Orada bir tccar oturur, yarn sabah arabalar ve srlaryle Tucuman'a hareket edecek. Git sor bakalm, seni de beraberinde gtrr m, yol boyunca ona yardm edeceini de sylemeyi unutma sakn. Belki de arabalarndan birinde sana da bir yer bulur, hemen git." ocuk torbasn yakalad, kadncaza teekkr etti ve birka dakika sonra kendini lambalarn aydnlatt geni bir bahede buldu. Gl kuvvetli pek ok adam kocaman kocaman arabalara buday uvallar yklyorlard. Yksek tekerlekli, yuvarlak daml bu arabalar gezginci soytarlarn iinde yolculuk ettikleri ve barndklar arabalara benziyordu. Uzun boylu, bykl, siyah beyaz kareli bir pelerine sarlm, uzun izmeli bir adam ileri ynetiyordu. ocuk bu adama yaklat, italya'dan geldiini, annesini aramaya geldiini syleyerek, utanga bir sesle adama derdini anlatt. Bu adam araba srclerine nderlik ediyordu. ocuu batan aa szd ve ksaca: "Hi yer yok" dedi. ocuk yalvararak: "Yanmda onbe liram var' diye karlk verdi "Hepsini olduu gibi size veririm. Yol boyunca i de gr riim. Hayvanlara su, ot tarm, her trl i grrm. Banj biraz ekmek yeter. Baym, arabanzda bana da bir yer ve rin!" 29 Adam dnd, ona bakt ve kibarca: "Yer yok... hem... biz Tucuman'a gitmiyoruz, baka bir kente, Santiago dell'estere'ye gidiyoruz. Yolun bir yerinde seni indirmemiz gerekecek, geri kalan o uzun yo-lu da yryeceksin" diye yant verdi. Marco: -"Ben yrmekten ekinmem!" diye atld. "Yrrm, bunu dnmeyin, Allah rzas iin arabada bana bir yer verin, Tanr akna beni burada yalnz brakmayn!" "Ama bu yolculuk tam yirmi gn srecek!" "nemi yok" "Zor bir yolculuk olacak!" -"Her eye katlanrm." "Tek bana yolculuk edeceksin." -"Ben hibir eyden korkmam, yeter ki annemi bulabileyim. Acyn bana." Adam, fenerlerden birini ocuun yzne yaklatrd ve ona bakt. Sonra: -"Peki, gel bakalm" dedi. ocuk adamn elini pt. Adam, ocuun yanndan ayrlmadan nce: -"Bu gece arabalardan birinde uyursun" diye ekledi, "yarn sabah saat drtte seni uyandrrm. yi geceler!" Sabahleyin saat dtte, yldzlarn nda, uzun araba dizisi byk bir grltyle yola koyuldu. Her arabay alt hayvan ekiyordu. Arkadan da deitirme hayvanlar geliyordu. Uyandrlp, arabalardan birinde uvallarn stne yerletirilen ocuk yeniden derin bir uykuya daid. Uyand zaman arabalar, gne altnda, ssz bir yerde durmutu, btn adamlar da daire eklinde yere oturmulard. Ortalarnda ate yakmlar ve bir dana budunu bir kaza geirmiler, evire evire kzartyorlard. Hepsi ooo birden yemek yediler, uyudular, sonra yola koyuldular. Yolculuk, dzenli asker yry gibi srp gidiyordu. Her sabah saat bete yola koyuluyorlar, dokuzda duru-, yorlar, akamn beinde yeniden ilerlemeye balyorlar ve saat onda yolculuklarna ara veriyorlard. Adamlar at sr tnda gidiyorlar ve srlar ellerindeki uzun deneklerle ynetiliyorlard. ocuk yemek piirmek iin ate yakyor, hayvanlara yiyecek veriyor, lmbalar temizliyor.^ime suyu getiriyordu. Amakta olduu memleket gzlerinin nnden belirsiz bir erit gibi

geiyordu. Kk kahverengi aalarn meydana getirdii geni ormanlar, tek tk evli kyler gelip geiyorlard. Evlerin yzleri mazgallyd ve pembe badana ile boyanmlard. Geni dzlkler, bunlar belki de eskiden byk tuz gl yataklaryd, gz alabildiine uzanan btn alanlar, tuzdan bembeyaz kesilmislerdi. Her tarafta, daima dzlk. sszlk, sessizlik. Ara da bir iki, atl yolcuyla karlayorlard, pelerinde eyersiz at srsyle ilerleyen bu yolcular, yanlarndan drt nala geiyorlard. Denizdeki gibi burada da btn gnler birbirine benziyordu, skc ve sonsuz. Ama, hava ok gzeldi. Sanki ocuk onlarn ua imi gibi, adamlar onu her gn biraz daha ok altryorlard. lerinden bir blm ona kar kt davranyor, tehdit ediyordu. Herkes onu kendi zel ua gibi kullanyordu. Ar saman yklerini ona tatyorlard, su getirmesi iin onu ok uzak yerlere yolluyorlardi. ocuk yorgunluktan bitkin hale dt halde geceleri bile uyuyamyordu, arabann devaml sarsntlar, tahta tekerleklerin gcrts uyumasna engel oluyordu. Btn bunlar yetmiyormu gibi bir de rzgr kmt. nce, yapkan, kzl renkli toprak her yere konuyor, arabann iine szlyor, elbisenin iine giriyor, gzlerine, azna doluyor, grmesine, soluk al29 masna engel oluyordu. Bu, sonunda sknt veren, dayanlmaz bir hal ald. Yorgunluktan ve uykusuzluktan bitkin dt. Elbisesi yrtlm, st ba kirlenmiti, arabaclar ona ok kt davranyorlard. Sabahtan akama kadar azarlyorlard, iyi huylarn her gn biraz daha yitiriyordu, yle ki balar da, arada srada, ona tatl bir, iki sz sylemese, kt ruhlu bir ocuk olup kacakt. Sk, sk arabann bir kesine bzlyor ve yzn torbasna dayayp kimseye grnmeden alyordu, zaten antasnda da hrt prtdan baka bir ey kalmamt. Her sabah biraz daha zayf, biraz daha cesareti krlm olarak kalkyordu. Etrafnda uzanan krlara bakyor ve hep toprak okyanusu gibi usuz bucaksz, deimez dzlkleri grnce kendi kendine: An: Uunyada geceye kadar yaayamam, geceye k:d;r kamam! Artk bugn yolda lrm! diyorYorgunluu artyor, kt davranlar oalyordu. Bir sabah, balarnn yokluundan yararlanan adamlardan biri, suyu biraz ge getirdi diye onu dvd. Sonunda bu bir alkanlk haline geldi. Ona bir emir verdikleri zaman, bir tokat atyorlar ve: -"Bunu da bir kenara koy, serseri ocuk! Bunu annene gtr!' diyorlard. Yrei bu kadar acya dayanamad, sonunda hastaland. Srtnda bir rt, gn arabada kald, ateler iinde yanyordu, gelip ona yiyecek bir eyler getiren ve nabzn yoklayan yneticiden baka kimseyi grmyordu. Artk son gnlerinin yaklatn dnyor, umutsuzca annesini aryordu: "Ah, Anneciim! Anneciim! Bana yardm et! Ya-} nma gel, lyorum! Ah, zavall anneciim, seni bir daha j gremiyeceim! Zavall anneciim, beni yolda l bula-. 294 aksn!".. Sonra ellerini ayor ve dua ediyordu. Yneticinin bakm sayesinde sal dzelmeye balad, sonun da da btnyle iyileti. Ama, nekahat devresiyle yolculuun en korkun devresi geldi att. Bundan byle tek bana yolculuk edecekti. ki haftadan fazl bir zamandr yoldaydlar. Santiago dell'Estero yolunun Tucuman yolundan ayrld noktaya gelince, ynetici ona artk ayrlmalar gerektiini syledi. Yol konusunda ona baz aklamalar yapt, torbasn yrmesine engel olmayacak ekilde omuzuna yerletirdi ve sanki kendisi de heyecanlanmaktan korkarm gibi ksa kesti ve onu selmlad. ocuk onun bir kolunu pebilecek zaman ancak bulabildi. Btn yolculuk boyunca ona kar o kadar insafszca davranm olan adamlar bile, onun byle tek bana kaldn grnce haline acdlar ve uzaklarken ona ellerini sallayarak veda ettiler. ocuk da eliyle arabaclar selmlad, uzun araba dizisi dzln krmz tozlar arasnda gzden kayboluncaya dek bakt ve sonra dertli, yola koyuldu. Yolculuun balangcndan beri iini ferahlatan bir ey vard. Bu deimeyen, usuz bucaksz dzlkte gnlerdir ilerlerken, nnde tepeleri karla kapl, yksek, boz dalar zincirini gryordu. Bu dalar da ona Apenin dalarn hatrlatyor, iinde, memleketine yaklayormu gibi bir his uyanyordu. nnde uzanan "ou dalar, Amerika ktasnn belkemiini meydana getirir ve ate

lkesinden kuzey kutbundaki buz denizine kadar uzanr. Yreini ferahlatan baka bir ey de havann gittike snmasyd. Bu da yle oluyordu: Kuzeye doru gittike tropikal blge ye yaklayordu. Uzun aralarla, bir iki dkkanl kk ev topluluklarna rastlyordu ve yiyecek bir eyler satn alyordu. Atl adamlarla karlayor, yol boyunca yerde 295 oturan kadnlar, ocuklar gryordu. Bunlar hareketsiz ciddi oturuyorlard ve toprak rengi yzleri, ekik gzleri elmack kemikleri kk yzleri, ocuk iin yepyeni buseydi. Bu yerliler ona sabit gzlerle bakyorlar, robot gibi yava yava balarn evirerek baklaryla onu izliyor-lard. Bunlar kzlderililerdi. ilk gn yryebildii kadar yrd ve gece de bir aacn altnda uydu. Ertesi gn daha az yrd, gc azalmaya balyordu. Ayakkaplar delinmi, kopmutu, ayann derisi soyulmu, yara bere iinde kalmt, doru drst beslenemedii iin de zayf dmt. Gece yaklanca iini bir korku kaplyordu. talya'dayken, imdi bulunduu bu lkede ok ylan olduunu duymutu. Onlarn hrtlarn duyduunu sanyor ve duruyordu, sonra btn gcyle komaya alyordu, kemiklerine kadar rperiyordu. Bazen kendi haline acyor, bir yandan yrrken, bir yandan d sessizce alyordu. Sonra, dnyordu: "Ah, bylesine ok korktuumu bilse annem ne kadar zlrd!" Bu dnce onu yreklendiriyordu. Sonra, korkudan syrlabilmek iin annesini dnyor, Genevo'dan hareket ederken sylediklerini, onu yataa yatrd zaman yorgann enesine kadar rttn, bebekken zaman zaman onu kollarnn arasna alp da: "Birazck yanmda dur" dediini, aklndan geiriyordu. Annesi uzun bir sre, ban onunkine dayayp, dnceli duruyordu. imdi ocuk kendi kendine: "Sevgili anneciim, seni bir gn grebilecek miyim? diyordu. Ve tanmad aalarn, geni eker kam tarlalarnn, usuz bucaksz meralarn arasndan geerek yryordu. Sivri yksek tepeleriyle sakin gkyzn yaran o boz 296 dalar gene nnde uzayp gidiyordu. Drt gn, be gn, bir hafta geti. Her gn gcn biraz daha yitiriyordu, ayaklar kanyordu. Sonunda, bir akam gn batarken ona: "Tucaman buradan yalnz be mil uzakta" dediler. ocuk bir sevin l att. sanki yitirdii btn gcn bir anda toplayvermi gibi hzl admlarla ilerlemeye devam etti. Ama, bu sevinci ksa srd. Birden btn gc tkeniverdi ve bitkin, bir hendein kenarna dt. Ama, kalbi mutlulukla arpyordu. Yldzlarn prl prl parldad gkyz imdive dek ona hi bylesine gzel grnmemiti. Uyumak iin otlarn stne uzanm, bu gzellii seyrediyordu. Annesinin de belki u anda gkyzn seyrettiini dnyordu. Kendi kendine: -"Ah, anneciim, neredesin.' u anda ne yapyorsun? Olunu dnyor musun? Bu kadar yaknnda olan Marco'cuunu dnyor musun?" diyordu. Zavall Marco'cuk u anda annesinin ne halde olduunu bilseydi, biraz daha nce onun yanna varabilmek iin insanst bir g harcard. Mequinez ailesinin oturduu bir evin kk bir odasnda yatyordu, hasdayd. Meq-uinez'ler onu ok seviyorlar, yakndan ilgileniyorlard. Mhendis Mequinez beklenmedik bir zamanda Buenos Aires'ten Cordova'ya giderken kadncazn hastal balamt bile ve Cordova'mn o salam havas iyilemesine yardmc olamamt. Ama, yazd mektuplara ne kocasndan, ne de akrabasndan bir karlk gelmemesi, ailesinin bana bir felket gelmi olmas dncesi, yreini yiyip bitiren endie, gitmek, ya da kalmak iin kesin bir karar verememek ve her gn ailesinden ac bir haber beklemek sonunda hastaln daha da arlatrd. Hastal ok ard: hat derecede barsak ft. Onbe gndr yataktan kalkamyordu. Hayatn kurtarmak iin onu ameli297 yat etmeleri gerekiyordu. Tam o srada, sevgili Marco'cu-u onu aklndan geirirken, bay Mequinez'le kars kadncazn yatann banda ameliyat olmas iin onu ikna etmeye alyorlard, nk kadncaz alayarak, ameliyat olmamakta inat ediyordu. Tucuman'n nl doktorlarndan biri geen hafta arlmt ama, bo yere. Kadncaz:

-Hayr, sevgili efendilerim, hayr" diyordu. "Bu kadar eziyete demez. Artk dayanacak gcm kalmad Operatrn neteri altnda lrm. Brakn da byle leyim. Artk hayatn benim iin nemi yok. Benim iin her ey bitti. Ailemin bana gelen felketi renmeden nce lmem daha hayrl olur." Efendileriyse bunun gerek olmadn, biraz daha yrekli davranmas gerektiini, dorudan doruya Geno-va'ya yazlan son mektuplara mutlaka karlk geleceini, ameliyata raz olmasn, bunu ocuklar iin kabul etmesini sylyorlard. Ama, ocuklarn dncesi uzun zamandan beri iini kemiren acy, umutsuzluu artrmaktan baka bir ie yaramyordu. Bu szleri duyunca hkrklara bouluyordu: "Ah, ocuklarm! Evltlarm!" diye ellerini aarak haykryordu. "Belki de artk hayatta deiller! Benim de lmem yerinde bir ey olacak. ok teekkr ederim, iyi kalpli efendilerim, size btn kalbimle teekkr ediyorum. Ama, lmem daha yerinde olur. Eminim, ameliyat olduktan sonra da iyilemeyeceini. Bana gsterdiiniz yakn ilgi iin ok teekkr ederim. Doktorun br gn gelmesine de gerek yok. lmek istiyorum. Yazg burada lmemi istiyor. Kararm verdim." Berikiler onu inandrmaya, avutmaya alyorlard: "Hayr, hayr, byle eyler sylemeyin" diyorlar 298 ve ellerini tutuyorlar, ameliyata evet demesi iin ona yalvar yorlard. Ama, o gzlerini kapyor, gs geiriyor ve bitkin yatyordu, bilmeyen onu l sanrd. Efendiler bir sre daha kk bir lmbann aydnlatt odada kalyorlard ve ailesini kurtarmak iin vatanndan altbin mil uzaklaan bu zavall, fedakr anaya hayranlkla bakyorlard. Bylesine talihsiz, bylesine iyi, bylesine namuslu bu zavall kadncaz, o kadar ac ektikten sonra burada lecekti. Ertesi gn, sabahn erken saatlerinde, torbas omu-zunda, iki kat olmu ve topallyarak ama, sevinli, gl Marco, Tucuman kentine giriyordu. Tucuman, Arjantin Cumhuriyetinin en gen ve en verimli kentlerinden biriydi. Sanki Cordova'y, Rosario'yu, Buenos Aires'i tekrar gryormu gibi oldu. Gene o ayn dmdz, uzun sokaklar, o beyaz tek katl evler ama, her tarafta yepyeni ve harika bir yeillik rts, iek kokulu bir hava, prl prl k, talya'da bile gremedii kadar berrak bir gkyz. Sokaklarda ilerlerken, Buenos Aires'te duyduu o garip hissi gene duydu. Btn evlerin pencerelerine, kaplarna bakyor, annesine rastlayabilmek umuduyla geen btn kadnlar dikkatle inceliyordu. Herkes kapdan, pencereden ban uzatyor ve ok uzaklardan geldii belli olan, toz toprak iindeki, giysileri delik deik olmu bu ocua bakyordu. Gelip geenlere dikkatle bakyor ve korktuu o suali sorabilecei gvenilir bir yz aryordu. Tam o srada gzne bir dkknn kapsndaki italyanca isim iliti. eride gzlkl bir adamla iki kadn vard. ocuk ar ar kapya doru ilerledi, btn gcn toplad ve: "Acaba Mequinez ailesinin nerede oturduunu biliyor musunuz, baym?" diye sordu. okknc: "Mhendis Mequinez'in mi?" diye sordu. 299 ocuk, zorlukla duyulabilen bir sesle: " Mhendis Mequnez'in" diye karlk verdi. Dkknc: "Mequinez ailesi Tucuman'da deil" dedi. Bu szler karsnda zavall ocuk, lm derecesinde yaralanm bir adam gibi umutsuzca ac bir lk att. Dkknc adamla iki kadn hemen ayaa frladlar, yakn komular da koutular. ocuu dkknn iine ektiler ve onu bir yere oturtan dkknc: "Ne oluyor? Neyin var, olum?" diye sordu. Neden byle umutsuzlua kaplyorsun? Mequinez'ler burada deiller ama, buradan az uzakta, Tucuman'dan birka mil uzaklktaki bir yerde oturuyorlar." Marco, yeniden canlanm gibi ayaa kalkt ve: "Nerede? Nerede?" diye haykrd. "Buradan onbe mil uzaklkta, Saladillo kysnda. Burada yeni bir eker fabrikas kuruluyor. naat alannda pek ok ev greceksin, bunlardan biri bay

Mequinez'e ait. Herkes evi sana gsterebilir. Birka saat sonra orada olabilirsin." l duyunca dkkna koan bir delikanl: "Bir ay nce ben oradaydm" dedi. Marco irileen gzleriyle ona bakt ve birden san rarak: "Bay Mequinez'in hizmetisini grdnz m? Hani, o talyan kadn?" diye sordu. -"Genoval'y mi? Grdm." Marco birden hkrklara bouldu, hem sevinten, hem de cokudan alyordu. Sonra, kesin kararn vererek: -"Oraya en ksa yoldan nasl varlr? Hemen gidiyorum, abuk syleyin. Ne olur, bana yolu gsterin!" dedi. 300 Dokkndakiler armlard. Hep bir azdan: -"Oraya ulaabilmen iin btn gn yrmen gerekecek, ok yorgunsun, dinlenmelisin, yarn sabah gidersin" dediler. ocuk: -"Hayr! Hayr!" diye kesin yant verdi. "Syleyip nereden gitmeliyim, bekleyecek zamanm yok, hemen gidiyorum,yolda lek olsam bile gideceim!" Onu bu kararndan dndremiyeceklerini anladklarndan, fazla zerine dmediler. Biri: "Ormandaki yoldan geerken dikkatli ol!'' diye tte bulunurken, bir dieri de: "Tanr yardmcn olsun. yi yolculuklar, kk talyan!" diyordu. Adamlardan biri onu kentin dna kadar gtrd, yolu gsterdi, yol konusunda ona baz aklamalar yapt ve bir sre de arkasndan bakt. Birka dakika sonra ocuk gzden kayboldu. Torbas omuzunda, topallayarak yol boyunca uzanan aalarn arasndan ilerliyordu. Zavall kadn geceyi ok ar geirdi. yle iddetli arlar ekiyordu ki, korkun lklar atarak sayklyordu. Ban bekleyen kadnlar ne yapacaklarn aryor-lard. Bayan Mequinez de hastann bandan hi ayrlmyordu. Herkesi korkutan bir ey vard. Kadn.caz ameliyat olmaya karar verse bile, ertesi sabah gelecek olan doktor ge kalacakt. Sayklamad zamanlarda da en byk acsnn bar sandaki ftk deil, beynini kemiren uzak ailesinin dncesi olduu hemen anlahveriyordu. Solgun, bitkin, izgileri deimi yzyle, ruhunu kasp kavuran umutsuzlukla salarm yolarak yle baryordu: "Tanrm!... Tanrm!... Bu uzak yerlerde, onlar bir daha gremeden lmek! Zavall ocuklarm, anasz kalan 301 yavrularm, kimsesiz ocuklarm! Zavall Marco'cuum! Benim kck, sevimli, yce gnll sevgili yavrum! Ah, onun nasl bir ocuk olduunu bilemezsiniz, bayanlar! Ayrlacaz zaman, kollarn boynuma dolam, bir trl brakmyordu, iki gz iki eme, hkra hkra alyordu. Hkrklar yrek paralayc idi. Annesini bir daha gremiyeceini anlam gibiydi, yavrucak! Onun bu haline yreim paralanyordu! Ah, keke o zaman lsey-dim, bana veda ederken lseydim! Bu ni bir lm olurdu! Zavall yavrucak, anasz kald, beni ne kadar da severdi, hem de bana daha gereksemesi vard, annesiz, yokluk iinde Marco'cuum srnecek! A kalan Marco'cuum, bakalarna el aacak! Ah, ulu Tanrm! Hayr! Hayr, lmek istemiyorum! Doktor! Onu hemen arn! Gelsin beni istedii gibi kessin bisin. Yeter ki. benim hayatm kurtarsn! yilemek istiyorum! Yaamak istiyorum! Gitmek, kamak, yarn, hemen! Doktor! mdat! mdat! Kadnlar onun ellerini tutuyorlar, onu yattryorlar, umut verivorlard. Kadncaz yeniden rpnmaya balyor, ellerini krlam bana koyuyor, bebek gibi inliyor, zaman zaman mrldanyor: -"Ah, benim Genova'm! Ah, evim ocam! Ah, Marco'cuum! Zavall Marco'm benim! Kimbilir bu saatlerde neredesin, yavrum? Gece yarasyd. Zavall Marco'cuu da, bir hendek kenarnda birka saat mola verdikten sonra, cann diine takm, son gcn harciyarak geni bir ormandan geiyordu. Ormann ii dev yapl aalarla, deiik bitkilerle, tapnak stunlarn andran uzun aa gvdeleriyle doluydu. Bu dev aalarn birbirine karan tepeleri ay nda gm gibi parldyorlard. Bu alacakaranlkta, eitli biimlerdeki aa gvdelerini glkle seebiliyordu. Bunlar dik, eik arpk, yamru yumru aa gvdeleriydi. 302

Sanki kavga eder, ya da tehdit eder bir halleri vard. Btnyle devrilmi kuleler gibi yerde yatan aalar vard, zerleri birtakm kark, yabanl otlarla kaplyd. Aralarnda byk aa topluluklar vard, ular bulutlara deen, bir arada balanm dev mzraklar andryorlard. ahane bykln, dev biimlerin cmert karkl, doann imdiye dek ona gstermedii bu tanrsal, rktc gzellik btn zenginliiyle gzleri nne seriliyordu. Zaman zaman korkuya kaplyordu. Ama, hemen kendini toparlyor, annesine kavumak iin yola koyuluyordu. stba parampara, ayaklar kan iinde, bu korkun ormanda yapayalnzd. ok seyrek olarak rastlad kulbeler, bu byk aalarn gvdeleri yannda birer karnca yuvas gibi kalyorlard. Bunlardan baka da, arada srada, yol boyunca uzanm, uyuyan yaban kzleriyle karlayordu. Hi hali kalmamt ama, yorgunluk duymuyordu. Tek banayd ama, korkmuyordu. Ormann bykl btn benliini duygulandryor ve yceltiyordu. Annesinin yaknl da ona gerekli gc ve byk insan gvenliini veriyordu. At okyanusu, duyduu cokular, kendisine zdrap veren ve yendii aclar, yorgunluklar, yenilmez cesaretini hatrladka ban biraz daha gururla yukar kaldryordu. Soylu ve gl Genova'l kan, kalbinde cesur ve ulu bir dalga gibi kabaryordu. Benliinde de bir deiiklik olmutu. Gerekten, annesini grmiyeli iki yl olmu belleindeki hayali gittike soluklam, kararmaya balamt ama, u anda bu hayal her zamankinden daha parlak, daha berrak olarak gzlerinin nnde canlani-veriyordu. Bu hatra kendisine yaklamt, parldyordu, konuuyordu, dudaklarnn, gzlerinin en ufak hareketlerini bile grebiliyordu, btn davranlarn, btn hareketleri, btn tasalarn. 303 Bu hatralarla coan Marco, admlarn daha sklat-ryor ve kalbinde uyanp gelien yeni yce duygular, gzlerinden dolu dolu yalar aktyordu. Koyu karanlk iinde ilerliyor, bir yandan da bira/ sonra anneciinin kulana fsldyaca szleri kendi kendine ekar ediyordu: "te geldim, anneciim. Artk seni hi brakr ry a-cam. Eve beraber dneceiz. Vapurda daima senin ya-nbanda bulunacam. Ben yaadka kimse seni benden ayramryacak!" Dev yapl aalarn yapraklan stndeki gm :\ nn yeni doan gnn aydnl iinde kaybolduunu fark edemiyordu bile. Ayn sabahn saat sekizinde Tucuman'n Arjantinli 1 gen doktoru bir yardmcsyla birlikte, hastann yanba- 1 nda son kez onu ameliyata inandrmak iin urap du- 1 ruyordu. Mhendis Mequinez'le kars da doktorun szlerini tekrarlayarak kadncaz ameliyata ikna etmeye alyorlard. Ama, her ey bounayd. Kadncaz artk btn gcn yitirdiini anladndan, ameliyata gveni kalmamt. Hemen, ya da imdikinden kat kat daha iddetli aclar ekeceini, amileyattan birka saat sonra leceine btn kalbiyle inanyordu. Doktor onu kararndan vaz geirmeye alyordu: "Ama, ameliyattan emin olmalsnz, kurtulup iyileme nenize hibir sebep yok, yeter ki biraz daha yrekli olun! Eer ameliyat olmamakta direnirseniz, ksa zamanda leceiniz kesin!" Btn bunlar bouna sylenen szlerdi. Kadncaz soluu gibi ksk bir sesle: -"Hayr!" diye karlk verdi. "Ben halen lm gze alabilecek cesarete sahibim. Ama, bo yere azap eke-304 cek gcm kalmad. Teekkr ederim, doktor bey. Yazgm byleymi. Brakn da rahat leyim." Cesareti knlan, umutsuzlua kaplan doktor sustu. Bundan byle kimse tek bir sz sylemedi. Kadncaz yzn bayan Maquinez'e doru evirdi ve lmek zere olan birinin son isteklerini syledi: -yi kalpli, sevgili bayan Maquinez" diye hkra rak, byk glkle konumaya balad. "Geri kalan eya-larla u birka kuruu aileme yollarsnz... Bu ite size Konsolos yardmc olabilir. Hepsinin hayatta olduunu sanyorum. lmek zere olduum u anda iime iyi eyler douyor. Hep onlar dndmz, hep onlar iin altm... yazabilirsiniz... ocuklarm iin altm., tek derdimin de onlar bir daha grememek olduunu eklersiniz... ama, cesaretimi yitirmeden ldm... en k, zavall Marco'cuumu... kocama... ve byk

oluma emanet ediyorum, son anma kadar bu ocuun hayaliyle yaadn... kadere boyun eidiimi... onlar takdis ederek ldm..." Btn iini bir anda boalttktan sonra, ellerini kavuturarak bard: "Marco'cuum! Evldm! Havatm!.." Ama, yal gzlerini odada dolatrrken bayan Mequinez'in orada olmadn grd. Onu dardan acele olarak armlard. Gzleriyle t>ay Maquinez'i de ara-drysa da, o da yok olmutu. Odada yalnz iki hemirjlle yardmc doktor kalmlard. Bitiik odadan gelen tell adamlarn kard sesler, abuk abuk fslt halinde konumalar, tutulmaya allan lklar, duydu. Hasta feri kam gzlerini kapya dikti ve beklemeye balad. Birka dakika sonra doktor grnd, yznde garip bir ifade vard. Arkasndan bay Mequinez'le ei de odaya girdiler. 305 onlarn da yz deimiti". birden hastaya garip ga-rip baktlar ve alak sesle aralarnda bir eyler konutular. Doktor bayan Mequinez'e: "Hemen imdi daya iyi" der gibi geldi. Bayan Mequinez titreyen bir sesle: "Josefa" dedi, "size verilecek ok iyi bir haberim var. Kendinizi iyi bir habere hazrlayn!' Kadncaz ona dikkatle bakt. Gittike daha ok heyecanlananan bayan Mequinez: "Bir haber" diye devam etti." Sizi ok sevindirecek bir haber." Hasta gzlerini koskocaman at. Bayan Mequinez. "Kendinizi hazrlayn" diye devam etti, "ok sevdiiniz birini... grmeye hazrlann." Kadn gl bir hareketle ban kaldrd ve fal ta gibi alm gzleriyle, acele acele bir bayan Mequinez'e, bir kapya bakmaya balad. Bayan Mequinez sararak: "imdi biri geldi... Hi beklemediimiz bir anda..' diye ekledi. Kadn korkmu gibi kesik, garip bir sesle: "Kim?'1 diye bard. Birka saniye sonra daha keskin bir lk att, yatanda oturabilmek iin dorularak ve insanst bir grntnn karsndaym gibi gzleri fal ta gibi alm, elleri akaklarnda, hareketsiz kalakald. Marco, st ba yrtk prtk, toz toprak iinde, kapnn eiinde dimdik duruyordu. Doktor da yannda onu kolundan tutuyordu. Kadncaz kez haykrd: -"Tanrm! Tanrm! Tanrm!" 306 Marco ne doru atld, annesi onu bir deri bir kemik kalm kollarnn arasna ald, bir dii kaplan kuvvetiyle onu barana bast, kahkahalarla glmeye balad, sonra bir damla gzya dkmeden hkraklara bouldu ve halsiz, bitkin yastklarn stne devrildi. Hemen kendine geldi ve lgn bir sevinle olunun ban pcklere bodu: -"Buralara kadar nasl geldin? Niin? Sen misin? Ne kadar da bymsn! Seni buraya kadar kim getirdi? Yalnz msn? Hasta deilsin ya? Marco'cuum, sensin, deil mi? Bu bir rya deil! Tanrm! Konu, bir eyler syle!" Sonra sesinin tonunu birden,deitererek: "Hayr! Sus! Bekle!" diye bard. Aceleyle doktora doru dnerek: "Doktor, hemen imdi, abucak, iyilemek istiyorum. Hazrm. Bir saniye bile kaybetmeyin. Marco'yu dar karn, ber ey duymasn. Marco'cuum korkulacak bir ey yok. Sonra bana anlatrsn. Seni bir kere daha peyim. Git artk. Hazrm, doktor." Marco dar karld. Bay ve bayan Mequinez'le odadaki dier kadnlar aceleyle dar karldlar. Yalnz asistanla, doktpr kaldlar ve kapy kapadlar. Bay Mequinez Marco'yu uzak bir odaya gtrmeye alt ama, baaramad. Olduu yerde akl kald. "Ne var?" diye sordu. "Annemin neyi var? Ona ne yapyorlar?" Mhendis onun koluna girdi ve yava yava onu oradan uzaklatrmaya alarak: -"Bak, dinle" dedi. "imdi her eyi anlatacam. \nnen hasta, kk bir ameliyat geirmesi gerekiyor, be-"inle gel, sana her eyi anlatacam." ocuk yerinden kprdamadan: 307

-"Hayr" diye karlk verdi. "Burada kalmak isti-yorum. Bana her eyi burada aklayn." ocuu kolundan ekmeye alrken de durmadan konuuyordu. ocuk korkmaya, titremeye balad. Bu arada birden ac bir lk duyuldu. Bu lk btn evi nlatt. ocuk bundan daha da tyler rpertici bir umutsuz l att: -"Annem ld!" Doktor eikte belirdi ve: -"Annert kurtuldu" dedi. ocuk bir sre ona bakt, sonra hkrarak kendini doktorun ayaklarna att: -"Teekkr ederim, doktor!" Ama, doktor onu kollarndan tutup ayaa kaldrd ve: -"Ayaa kalk!.. Kahraman ocuk, anneni sen kurtardn" dedi. 308 YAZ 24, aramba Genova'h Marco, bu yl tandmz kk kahramanlarn sondan ikincisi. En sonuncuyu ada haziran aynda tanyacaz. Daha iki tane aylk snavmz, yirmialt gnlk ders alt perembe ve be de pazar kald. Yl sonu havas imdiden duyulmaya balad. Bahenin iek ve yaprak iindeki aalar, jimnastik aralarnn stnde geni, serin glgeler meydana getiriyor. ocuklar daha imdiden yazlk giysilerini giymeye baladlar bile. imdi k saatlerinde ocuklar deiik giysiler iinde grmek ho oluyor. Geen aylarla karlatrlacak olursa her ey ylesine deiik ki! Omuzlarna kadar inen o salar yok-oluvermi, herkesin salar ksack kesilmi. plak boyunlar, plak bacaklar, her trden hasr apka ve bunlarn ucundan srta kadar inen rengarenk kurdeleler, her renkten kravat, gmlek gze arpyor. En kklerin giydii krmz, mavi ceketlerin yakasn, kollarm, ya da ceplerini anneleri parlak renklerle ilemilerdi. ocuklardan pek ou da evden kam gibi okula apkasz geliyorlard. lerinden bazlar da beyaz jimnastik giysileri giymilerdi. retmen Delcati'nin bir rencisi var, batan ayaa kpkrmz giyinen bu ocuk pimi stakoza benziyor. Denizci giysileriyle okula gelenler de var. Ama, ilerinde en k olan kk duvarc ustas. Bana kocaman bir hasr apka geirmi, zerine abajur geirilmi yarm muma benziyor. Bu apkann altndan da yzn tavan gibi buruturunca herkes glmekten katlyor. Coretti de o kedi tynden apkasn karm, yerine kuruni ipekten 309 bir gezgin apkas geirmi. Votini ekose kumatan darack ok gzel bir elbise giymi. Crossi'nin elbisesinden plak gs grnyor. Preossi mavi renkli bol bir demirci gmleinin iinde yzyor. Ya Garoffi? Eskiden btn ticaret eyasn tayan pardsesin karmak zorunda kaldndan, imdi bir sr vr zvr rahatlkla grlyor, dzenledii piyango listeleri de ceplerinden! zaman zaman tayor. imdi artk kimin zerinde ne tad grlyor: yarm gazete kdndan yaplm yelpazele*, kam paralar, kulara ta attklar sapanlar, otlar. Ceplerden dar kan mays bcekleri ceketlerin stnde yava yava yryorlar. ocuklarn ou retmenlerine demet demet iek getiriyorlar. retmenler de i aan ak renkli giysiler giyiyorlar, tabii her zaman siyahlar giyen "kk rahibe" retmenden baka herkes.Krmz kalemli retmen o krmz kalemini tamaya devam ediyor .bir de giysininin yakasna pembe kurdelelerden yaplm bir fiyonk takyor. Daima onu gldren ve pelerinden koturan rencileri elleye elleye bu fiyongu bumburuuk etmiler. imdi kiraz, kelebek, yollarda arklar syleme ve krlarda gezinme mevsimi. Daha imdiden, drdnc snftan pek ok ocuk okuldan kap Po rmanda ykanmaya gidiyor. Artk herkes tatili dnyor. Hergn, bir gn ncekinden daha sevinli, daha sabrsz okuldan kyoruz. Yalnz matemdeki Garrone'yle eskisinden daha zayf, daha solgun olan ve daha ok ksren birinci snf retmenimi grdke zlyorum. imdi yrrken belini bkyor ve bana hznl bir selm veriyor! SIR (Babamn mektubu)

310 26, cuma Enrico, artk okul hayatnn iir ynn de anlamaya balyorsun, deil mi? Ama, imdi ocukluk anda, okulu yalnz iinden grebiliyorsun. Otuz yl sonra ocuklarm gtrmek iin oraya girince ve dardan grnce bugn benim grdm gibi, okulu ok daha gzel, ok daha airane bulacaksn. Senin kman beklerken okulun evresindeki sessiz sokaklarda dolayorum ve alt katn pancurlarla kapal olan pencerelerden gelen seslere kulak kabartyorum. Pencerelerden birinden bir retmen sesi yle diyor: "Ah, bu ne biim "t", yavrum? Byle olmaz. Sonra baban buna ne der?" Bitiikteki pencereden yava yava problem yazdran bir retmenin kaln sesi duyuluyor: "Elli metre kuma alacam... Metresi drt buuk liradan... ve onu..." Daha ileride, krmz tyl apka giyen retmen yksek sesle okuyor: "Bunun zerine Pietro Micca yanan kibritle..." Daha da ilerideki bir snftan yzlerce kuun cvltsn andran sesler ykseliyor, demek ki bir sre iin retmen snftan km. Biraz daha ilerliyorum, bir arknn yanl sylenen mzik perdesi sonunda alayan bir rencinin ve onu azarlayan, ya da avutmaya alan bir retmenin sesini duyuyorum. Dier pencerelerden gelen iir dizeleri, iyi kalbli, byk insan adlar, cesareti, vatan sevgisini, erdemi tleyen ataszleri duyuyorum. Sonra 311 bir sessizlik oluyor, insana sanki btn bina bombonu gibi geliyor ve ieride yediyz ocuun bulunduunu unutuyor bile. Birden bu sessizlik, neeli bir retmenin yapt akadan dolay ykselen lgn kahkahalar sonucu yokoluveriyor... Yoldan geenler biraz durup ieriden gelen bu sesleri dinlemeye alyorlar ve bu sevimli binaya sevgi dolu gzlerle bakyorlar. Buradan umut, nee ve genlik tayor. Sevinli bir haberin yayldn belirten o sesler: uultu eklinde ykselen bir grlt, kapatlp arplan kitap, anta sesleri, tepinmeler, en incesinden en kalnna kadar duyulan vzltlar. Snflar dolaan okul hademesi derslerin bittiini haber veriyordu. Bu ses zerine kadnlarn, erkeklerin, kz ocuklarn, delikanllarn meydana getirdii kalabalk okulun kapsna doru yaklat, bunlar ocuklarn, erkek kardelerini, torunlarn bekliyorlard. Bu srada, paltolarn, balklarn almak iin snflarndan salona koan kkler kap nlerinde karklk karyorlar, salonda srayp zplayarak drt dnyorlard. Sonunda hademe koup geliyor ve onlar teker teker snflarna sokuyor. Sonra uzun sralar halinde, ayaklarn vurarak kyorlard. Kapda bekleenler ocuklar soru yamuruna tutuyorlard: "Dersini bildin mi? Ne kadar dev verdi? Yarna ne dersiniz var? Aylk snav ne zaman?" : Okuma yazma bilmeyen zavall anneler bile defterleri ayorlar, problemlere bakyorlar, aldklar notlar soruyorlard: "Yalnz sekiz mi? Yldzl on mu? Dersten doku/ mu aldn?" Tasalanyorlar, seviniyorlar, retmenlerle dersten, programdan konuuyorlar. Btn bunlar ne kadar gzel, ne kadar ulu ve dnyann gelecei iin ne gzel bir umut! Baban 312 SAR VE DLSZ 28, pazar Bu sabahki ziyaret olmasayd, mays ay byle gzel bitmezdi. Kapnn an< alnnca, hepimiz kotuk. Babamn hayretle: "Giorgio, siz geldiniz demek?" seslendiini duydum. Gelen, Chieri'deki evimizin bahvan Giorgio'ydu. Ailesi halen Condove'de bulunuyordu. Kendisi yldr Yunanistan'da demiryollarnda alyordu, nceki gn Genova'ya varm, oradan da hemen buraya gelmiti. Kolunun altnda byk bir boha vard. Biraz yalanmt, ama, yz her zamanki gibi canl ve neeliydi. Babam ieri girmesini istiyordu ama, o kabul etmedi ve birden yzn ciddiletirerek sordu: "Ailem nasl? Gigia nasl?" Annem: "Birka gn ncesine kadar hepsi iyilerdi" diye yant verdi.

Giorgio derin bir soluk ald: -"Oh, Tanr'ya krler olsun! ocuum hakknda bir haber almadan, sar ve dilsizler okuluna gitmek cesaretini kendimde bulamyordum. Bohay burada brakarak, onu almak iin oraya koacam. Zavall kzcazm yldr grmedim! Tam yldr ailemden hi birini grmedim!" Babam bana: "Sen de beraber git" dedi. Bahvan merdiven banda durdu ve: -"zr dilerim, bir ey daha sormak isterdim" dedi. Babam onun szn kesti: 313 - "Ya ilerin nasl?" -"Tanr'ya kr, iyi. Bir miktar para da beraberimde getirdim. Ama, sormak istiyorum. Zavall kzcamzn eitimi nasl gidiyor, bu konuda bana bir eyler syler misiniz? Ben onu braktmda, zavall yavrum sar ve dilsiz bir halde kk bir hayvan yavrusundan farkszd. Ben byle kurumlara pek inanmyorum. aretler yapmasn rendi mi? Karm bana: "Konumasn reniyor, ilerliyor" diye yazyordu ama, ben o iaretleri yapmasn bilmedikten sonra onun konumay renmesi ne ie yarar diye dnyordum. Zavall yavrucak! Bilmiyorum onunla nasl anlaabileceiz? Kendi aralarnda konuabil-meleri iin yararl ama, bizlerle nasl olacak? Durum na: sil? Ne yapyor?" Babam glmsedi ve: -"Size hibir ey sylemeyeceim. Her eyi kendi gzlerinizle grrsnz. Gidin, gidin, onun bir ann bile almayn!" diye karlk verdi. Dar ktk, okul eve ok yaknd. Yolda uzun admlarla ilerliyorduk. Bahvan benimle konuuyor, nutuka da znts artyordu. "Ah! Benim zavall Gigia'm! Byle bir felketld birlikte domak! Onun beni baba diye ardn daha duyamadm, o da benim kendisini kzm diye ard-' mu duymad, imdiye dek ne bir szc syledi, ne de duydu! Tanr'ya kr, okul giderini deyecek bir iyiliksever bir kii kt da... Ama, sekiz yandan nce oraya gidemedi. yldr evinden uzak, o okulda kalyor. Yaknda onbjr yanda olacak. yi^ calC Byd mi, syler misin, byd m? Keyfi yerme-mi?" Admlarm hzlandrarak: "imdi greceksiniz, imdi greceksiniz" dedim. -"Peki, bu okul nerede?" dive sordu. "Karm onu 314 okula getirdiinde ben gitmitim. Bana yle geliyor ki, buralarda bir yerde olacak." Tam o srada okula vardk. Hemen bekleme odasna girdik. Kapc bize doru geldi. Bahvan: "Ben Gigia Voggi'nin babasym, kzm hemen grmek istiyorum" dedi. Kapc: -"imdi "teneffsteler, gidip retmene haber vereyim" dedi ve gzden kayboldu. Bahvan artk ne konuabiliyor, ne de yerinde rahat durabiliyordu. Hibir ey grmeden duvarda asl resimlere bakyordu. Kap ald. Siyah giysili bir retmen grnd, bir kz ocuunun elinden tutuyordu. Baba kz bir sre baktlar, sonra birden lk atarak birbirlerinin kollarna atld!.. Kzcaz krmz beyaz kareli bir elbise giymiti, nnde de beyaz bir nlk vard. Benden daha uzun boyluydu. Alyor ve babasnn boynuna dolad iki koluyla ona sk sk sarlyordu. Babas zorlukla kendini kznn kollar arasndan kurtarabildi ve gzleri parldayarak, saatlerce komu gibi soluk solua batan ayaa kzna bakt ve: "A! Ne kadar da bym! Nasl da gzellemi! Ah! Benim zavall Gigia'm! Benim zavall dilsiz ocuum! Bayan retmeni siz misiniz? Ne olur, syler misiniz? Bana rendii o iaretleri yapsn, belki de biraz bir eyler anlayabilirim ve sonra da yava yava onlar renmeye alrm. Syleyin, hareketlerle bana bir eyler anlatmaya alsn." retmen glmsedi ve bu bay kim?" diye sordu. Kzcaz dilimizi ilk kez konuan bir yabanc gibi

kaln, garip ve baran bir sesle ama. szckleri teker teker syleyip glmseyerek: -"Benim ba bam" diye yant verdi. Bahvan bir adm geriledi ve deli gibi bir lk att: "Konuuyor! Demek doruymu! Demek doruymu! Konuuyor! Konuuyorsun, benim sevgili yavrum, konuuyorsun! Bana bir eyler syle konu!" Gene kzn pmeye koyuldu, onu alnndan kez pt. "Bayan! aretler yaparak konumuyor, parmak hareketleri yaparak konumuyor. Peki bu ne demek oluyor?" retmen karlk verdi: "Hayr, bay Voggi, hareketlerle konumuyor. O ok eski bir yntemdir. Burada yeni yntemle konuma retiliyor, szl olarak. Nasl, bunu bilmiyor muydunuz?" Bahvan akn akn: -"Ben hibir ey bilmiyordum!" diye yant verdi. " yldr dardaydm! Bunu bana yazdlar ama, ben bundan bir ey karamamtm. Ben odun kafalnn biriyim. Ah, sevgili kzm, sylediklerimi anlyorsun, deil mi? Sesimi duyuyor musun? Bana yant ver bakaym. Sylediklerimi duyuyor musun? Beni duyabiliyor musun?" retmen: -"Hayr, hayr, baym, sesi duymuyor, nk sar. Sylediiniz szckleri az hareketinden anlyor. te sylediklerinizi bylece anlayabiliyor. Ne sizin sylediklerinizi, ne de kendi sylediklerini duyabiliyor. Konuabiliyor, nk bu szckleri syleyebilmek iin dilini, dudaklarn nasl hareket ettirmesi gerektiini ona rettik, bu sesleri karabilmek iin byk bur g harcyor" dedi. I 316 . ! # Bahvan retmenin sylediklerinden pek bir ey anlamad ve az ak kalakald. Duyduklarna inanam-yordu. Kznn kulana doru eildi ve unlar syledi: -"Syle bakalm, Gigia, babann dndne seviniyor musun?.. Ban kaldrd ve karlm beklemeye balad. ocukcaz dnceli dnceli ona bakt ve hibir ey sylemedi. Baba armt. retmen gld. Sonra: "Size yant veremiyor, nk dudaklarnzn hareketini gremedi. Onun kulana konutunuz! Onun karsna gein ve sorunuzu yineleyin!" dedi. Baba, kznn yzne bakarak yineledi: -"Babann dndne seviniyor musun? Artk bir daha dar gitmeyeceine?" Aznn iini de grmeye alarak babasnn du-duklarna dikkatle bakan ocuk yant verdi: -"Evet, dnd-ne sevi-ni-yorum, bir daha diar git-meye-ceine., bir daha hi." Babas onu byk bir heyecan ve efkatle pt, sonra aceleyle, duyduklarndan iyicene emin olabilmek iin onu soru yamuruna tuttu: -"Annenin ad nedir?" - "An-to-nia." -"Kk kz kardeinin ad nedir?" -"A-de-lai-de." -"Bu okulun ad nedir?" -"Sa-r dilsizler o-ku-lu." -"ki kere on ka eder?" -"Yir-mi." Biz onu sevinten gleceini beklerken o birden alamaya koyuldu. Ama, bunlar sevin gzyalaryd. 317 retmen: "Byle yapmayn" dedi. "Bu durum karsnda alamanz deil, glmeniz gerek. Bakn, kznz da alatyorsunuz. Aslnda memnun oldunuz, deil mi?" Bahvan retmenin elini yakalad ve onu iki, kez perek:

"Teekkr ederim, teekkr ederim, yz kere, bin kere teekkr ederim, sevgili retmen! Baka eyler sylemesini beceremediim iin beni balayn!" dedi. retmen: "Kznz yalnz konumuyor" dedi, "yazmasn da biliyor. Hesap yapmay da rendi. Gerekli btn eyalarn adn biliyor. Biraz tarih, biraz da corafya rendi. imdi normal snfa devam ediyor. Dier iki snf da okuyunca ok, pek ok ey renecek. Okuldan kt zaman bir ura sahibi bile olabilir. imdi dikknlarda dierleri gibi tezghtarlk yapan eski rencilerimiz var." Bahvan hibir ey syleyemeden akn akn duruyordu. Zihni gene karmt. Kzna bakt ve alnn kad. Yznden bir eyler daha sormak istedii anlalyordu. retmen kapcya dnd ve: "Hazrlk snfndaki ocuklardan birini daha getirin" dedi. Ksa bir sre sonra kapc yannda sekiz, dokuz yalarnda okula yeni yazlm bir kz ocukla geri geldi. retmen: "Bu, en kolay eyleri yeni renmeye balayan ocuklardan biri" dedi. "Bakn nasl oluyor. Ona e harfini syletmek istiyorum. Dikkatle bakn." retmen, e harfini sylerken yaptmz gibi azn at ve ocua da kendisi gibi yapmas iin iaret etti. ocuk retmenin istediini yapt. Sonra retmen bu sesi karmas iin ona yeni bir iaret yapt. ocuk sesini 318 kard ama, e yerine o dedi. retmen: - "Hayr, bu deil" dedi. ocuun iki elini tuttu ve ocuun bir avucunu gsne, bir avucunu da boazna dayad ve yineledi: "e". ocuk elleriyle retmenin gsndeki ve boazin-daki hareketi hissettii iin yeniden azn at ve ok dzgn bir ekilde e dedi. Ayn ekilde, ocuun elleri kendi gsne ve boazna dayal olarak, retmen ona c ve d harflerini de syletti. Sonra bahvana sordu: "imdi anladnz m?" Baba anlamt ama, anlamad zamankinden daha akn duruyordu. Birka dakika dndkten sonra retmene: "ocuklara konumay byle mi retiyorlar?" diye sordu. "Bu ekilde, yava yava, hepsine teker teker konumay retebilmek iin ok sabrl olmalar gerek... Yllar ve yllar boyunca... Ama, onlar birer aziz! Bunlar cennetin birer kutsal melekleri! Syleyecek bir ey bulamyorum... Bu yce iinize kar verilebilcek bir dl dnemiyorum u dnyada... Ah! Beni kzmla biraz yalnz brakabilir misiniz, yalnz be dakika iin?" Baba kzn bir kenara ekip oturttu ve ona sorular sormaya balad. Her soruya ocuk teker teker yant veriyordu. Sevinten gzleri parldayan baba glyor, ellerini dizine vuruyor, kznn ellerini tutuyor, gkten inen tanrsal bir sesi dinlermi gibi mutlu olarak kzna bakyordu. Sonra retmene sordu: -"Mdre teekkr edebilir miyim?" retmen: "Mdr burada yok. Ama teekkr etmeniz gereken baka biri var" diye yant verdi. "Burada her kk ocuun kendisiyle bir abla, br anne gibi uraan, o da sar ve dilsiz olan bir byk arkada vardr. Sizin kznzla da bir frncnn onsekiz yandaki kz ilgilenmekte319 I ; : j1 i dir. Onyedi yanda, sair dilsiz olan bu kz. ok iyi kalplidir. Kznz da ok seviyor. ki yldr her sabah onun giyinmesine yardm ediyor, salarn taryor, diki dikmesini retiyor, eyalarn yerletiriyor, ona arkadalk ediyor. Luigia, okuldaki annenin ad nedir?" ocuk glmsedi ve: -"Caterina Gior-dano" diye yant verdi. Sonra babasna: "ok, ok iyi -dir" dedi. retmenin bir iareti stne dar km olan kapc, az sonra yannda sarn bir sar dilsizle eri dnd. Bu kzcaz uzun boylu ve gler yzlyd O da krmz beyaz kareli bir elbise ve gri nlk takmt. Kapdan girince

birden kzard, sonra glerek ban edi. Vcudu olduka gelimiti, ama yz bir ocuunkine benziyordu. Giorgio'nun kz hemen ona doru kotu, bebek gibi < .un bir kolundan tuttu ve onu babasna doru ekti ve o kaln sesiyle: / -"Ca-terina Giordano" dedi. Baba: "A! O iyi kalpli kz!" dedi ve kzcaz okamak iin elini uzatt, sonra birden geri ekti ve: "Ah, iyi kalpli ocuk. Tanr seni takdis etsin, talihin ak. gnln daima ferah olsun. Tanr seni ve aileni her zaman mutlu etsin. Ne kadar iyi kalpli bir ocuksun, benim za\all Gigia'mla ne kadar ilgileniyorsun. O gzel yzn her zaman glsn Zavall bir aile babas bunlar senin iin btn kalbiyle diliyor!" Byk kz hep ban eik tutarak glmsyordu ve ayn zamanda kk kzn ban okuyordu Bahvan, Meryemanaya bakar gibi ona bakmaya devam ediyordu. retmen: "Dilerseniz, bugn - k/m/ birlikle 320 niz" dedi. Bahvan: "Birlikte gtrebilir miyim?" diye sordu. "Bugn onu Condove'ye gtrr, yarn sabah da geri getiririm. Onu nasl yanma almam? Sevgili kzm benimle birlikte gelecek!" Kzcaz giyinmek iin hemen odadan kt. Bahvan: "Onu tam yldr grmedim!" diye konumaya devam etti. "imdi ne gzel konuuyor! Onu hemen Condove'ye gtreceim. nce onu koluma alp biraz Torino'da dolaacam, herkes onu grsn. Sonra onu drt be tandma gtreceim, konutuunu grmelerini istiyorum! Ah! Ne gzel bir gn! Bu benim iin tam bir avuntu oldu! Gigia'cm, babnn koluna gir!" apkasyla mantosunu giymi olarak yanmza dnen kzcaz, derhal babasnn koluna girdi. Baba, kapnn eiinde durarak: "Hepinize ok teekkr ederim" dedi. "Btn kalbimle hepinize teekkr ederim! Dnte tekrar buraya urayp hepinize ayr ayr teekkr edeceim!" Bir sre dnceli durdu, sonra kznn kolunu brakt, bir elini ceketinin cebine sokarak geri dnd ve lgn gibi haykrd: "Ben zavall bir adamm ama, okul iin yirmi lira brakyorum, yepyeni bir il Napolyon altn!" Masalardan birine hzla arparak bir altn para brakt. Duygulanan retmen: "Hayr, hayr, paranz geri aln, iyi kalpli adam" dedi. "Bunu kabul edemem. Onu geri aln. Bunu ben alamam. Mdr dnd zaman gelirsiniz. Ama, onun da kabul edeceini hi zannetmiyorum. Zavall adamcaz, bu paray kazanabilmek iin ok ter dktnz. Bu parayi vermeseniz de biz gene memnun oluruz." Bahvan, direnerek: -"Hayr, ben bunu brakyorum" diye yant verdi, "sonra... gerisini dnrz." Ama, retmen adamcaza itiraz edecek zaman brakmadan paray onun cebine yerletirdi. Beriki de ban eerek duruma raz oldu. Soma, eliyle retmene ve byk kza birer pck yollayarak kznn koluna girdi ve onunla kapya doru ilerlerken de: -"Gel, gel, benim sevgili kzm, zavall dilsiz ocuum, benim bir tanem!" diyordu. ~"^ Kzcaz da o kaln sesiyle: -"Ah-negzel gne!" diye sevinle haykrd. 322 HAZRAN GARBALDl (Babamn mektupu) 3, cumartesi Yarn ulusal bayram

Bugn ulusal matem gn. Dn akam Garibaldi ld. Onun kim olduunu biliyor musun? On milyon Ital-yan Borbon'larn kyclndan o kurtard. Yetmibe yanda ld. Nizza'da dodu, babas bir geminin kaptanyd. Sekiz yandayken bir kadnn hayatn kurtard. On yandayken boulmakta olan bir kayk dolusu arkadan kurtard. Yirmiyedi yanda Marsilya sularnda boulmakta olan bir delikanly kurtard. Krk bir yanda Okyanus'ta bir geminin yanmasna engel oldu. Yabanc bir lkenin zgrl iin on yl Amerika'da arpt. Lombardiya ve Trentino'yu Avusturyallardan kurtarmak iin savaa katld. 1849'da Franszlar Roma' dan karmak iin arpt. 1860'da Palermo ve Napoli'yi zgrlne kavuturdu. 1867'de Roma'nn zgrl iin yeniden arpt. 1870'de Fransa'y korumak iin Almanlarla savat. inde kahramanlk atei ve sava dehas kaynyordu. Krk savata arpt ve ouz-yedisini kazand. Savamad zamanlarda da ya yaayabilmek iin alt, ya da ssz bir adaya ekilip tarmla urat. retmenlik, denizcilik, iilik, tccarlk, askerlik, generallik, diktatrlk yapt. Bykt, alak gnllyd, iyilikseverdi. Bask yapanlardan nefret ederdi, btn uluslar sever, dknleri,korurdu. yilik yapmaktan baka bir ey dnmezdi, an ve hrete nem vermez, lmden korkmazd. talya'ya hayrand, ona topard. Sava naras att zaman, her taraftan yiit kiiler alay ha323 linde akn ederlerdi: Beyler saraylarn, iiler atelyeleri-ni, delikanllar okullarn brakrlar ve an. eref gneinde arpmaya koarlard. Savata krmz bir gmlek giyerdi. Glyd, sarnd, yaklklyd. Sava alanlarnda bir yldrm andrrd, bir ocuk gibi sever, bir aziz gibi zdrap ekerdi. Vatan iin len binlerce talyan O'nun zaferlerle dolu gnlerini idrak ederek mutlu ldler, ilerinden binlercesi gzlerini krpmadan onun iin yaamlarn seve seve feda ederlerdi. O byk adam imdi ld. Btn dnya onun lmne alad. imdi onu anlayamazsn. Ama, yaamn boyunca onun yaptklarn okuyacak, ondan sz edildiini duyacaksn. Zamanla sen bydke onun hayali de nnde byyecek. leride bydn /aman onu dev gibi greceksin. Sen bu dnyadan gtkten sonra, ocuklarnn ocuklar, onlarn ocuklar da bu dnyadan gittikten sonra geriye kalanlar da kazand zaferlerin adlaryla donatlm, yldz emberini andran bir elengin onun o k saan ban daima evrelediini greceklerdir. Her italyan onun adn andka nv.tlu olacak, gurur duyacaktr. BABAN 324 ORDU 11, PAZAR. Ulusal bayram Garibaldi'nin lm nedeniyle bir hafta ertelendi Askerlerin geit trenini izleyebilmek iin Castello meydanna gittik. Askerler dzgn sralar halinde Birlik Komutannn nnden ve yolun iki yanna byk kanat halinde dizilmi olan halkn arasndan getiler. Askerler bando, borazan ve trampetlerin eliinde srayla geerken babam da Birlikleri ve anl bayraklar bana gsteriyordu. En nde Akademinin askeri rencileri ilerliyordu. Bunlar gelecein istihkm ve topu subaylarydlar. Saylar yze yaknd. niformalar siyaht. renci ve asker gururunun kart sevimli bir gle ilerliyorlard. Onlarn arkasndan piyadeler getiler: Goito ve San Mar-tino'da arpan Aosta tugay, Castelfidardo'da arpan Bergamo tugay, drt alay, birbirinin ard sra blkler ve binlerce kk pskller. Bu psklcler, iki ucundan gerilen ve sallanan, kan rengi ieklerden yaplm uzun elenkleri andryorlar ve halkn arasnda uzayp gidiyor-krd. Piyadelerin arkasndan balklarnda siyah tyl sorgular, niformalarnda krmz eritleriyle istihkm erleri geliyorlard. stihkm erleri sra halinde nmzden geerlerken, yzlerce dik tylerin de bize doru yaklatklar grlyordu. Bu dik tyler, izleyicilerin balarn ayorlard. Bunlar Alplilerdi, yani talya kaplarn koruyanlar. Hepsi de gl kuvvetli, iriyar, krmz yanaklydlar. Galabria biimi apkalar giymilerdi, niformalar da. tpk dalarn otlar gibi, yemyeildi. Daha Alpliler geerlerken, halk arasnda bir kmldanma oldu ve Barsali-yeri'ler grnd. Bunlar nl onikinci taburu meydana t., (iriyorlard. Porta Pia'daki bir gedikten Roma'ya ilk 325

giren bu taburun askerleriydiler. Hepsi de esmer, evik, canlydlar. Havada sallanan sorularyla kara bir sel gibi etiler. Bir yandan da ellerindeki borazanlarla meydan n n nlattlar, bu gnllerinden taan bir sevin . ln andryordu. Onlarn boru sesini yaklamakta olan sahra topular bastrd. Srma kordonlu topular yz ift gl atn ektii toplarn stnde gururla oturuyorlard. Tun ve elik karm uzun namlulu toplar haziran gneinin altnda parldyorlard. Yolda ilerlerken sarslyorlar, uulduyorlar ve yerleri sarsyorlard. Sonra topu-i larnn peinden de ar, sakin ilerleyileri, yorgun vej sert grnleriyle, gl kuvvetli askerJeri, yaz katr-s laryla da topular belirdi. nsan ayann ulaabildii S her yere felketi, lm tayabiliyorlard. En sonunda, I tulgalar gnete parldayan, mzraklar dimdik, rzgrda I dalgalanan bayraklar, altn ve gm parltlar iinde,j havay boru sesleri ve at kinemeleriyle dolduran svariler drt nala atldlar, bu, Santa Lucia'dan Villafranca' ya kadar gzn budaktan esirgemeden den o yrekli Genova svari alayyd. -"Ah! Ne gzel!" diye haykrdm. Ama, babam bu szlerime kzd ve bana: -"Orduyu yalnz gzel bir grnt olarak dnme" dedi. "Btn bu canllk, hayat, umut dolu genler vatanmz korumak iin bir gn grev bana arlabilir ler. Birka saat iinde de top, ya da mermi yamuru altnda yaamlarn yitirebilirler. Ne zaman> bir geit treninde "Yaasn Ordu! Yaasn talya!" diye barl-dn duyacak olursan, nnden geen bu alaylarn arkacnda ceset dolu, kanla sulanm sava alanlarn hatrla O iaman "Yaa! Varol!' al kalbinin daha da derinlerinden kacak ve talya'nn hayali gzlerinin nnde daha byk, daha kutsal olarak belirecek." 326 TALYA (Babamn mektubu) 14, sah Bayram gnlerinde vatann byle selmla: "talya, vatanm benim, soylu ve sevgili toprak, anamn, babamn doduu ve gmlecekleri, benim zerinde yaamay ve lmeyi umut ettiim, ocuklarmn byyp lecei toprak. Yzyllardr ulu, anl, gzel talya'm benim, ancak birka yldr zgrlne ve birliine kavuabildin. Btn dnyaya parlak zek satn, onun uruna saysz deerli insan sava alanlarnda, ka kahraman da daraacnda son soluunu verdi, (jyz kentiv ve otuz milyon evldn kutsal anas. Daha ocuum, seni btnyle anlayamyorum, tanyamyorum ama, seni tm kalbimle seviyorum, tm benliimle. Senden doduum ve senin olun olduum iin gurur duyuyorum. Ajk denizlerini, t | ulu Alplerini seviyorum, grkemli antlarn, lmsz hatralarn seviyorum, ann ve gzelliini seviyorum. lk kez gnei grdm ve adn rendiim o sevimli yer gibi toprann her yerinde seni seviyor ve sayyorum. Btn kentlerini ayn sevgi, ayn minnettarlkla seviyorum: Yrekli, yiit Torino, ahane Genova, bilgin Bolog-na, byleyici Venedik, gl Milano, hepinizi, hepinizi sevimli Floransa, ylmak bilmez Palermo, usuz bucaksz ve gzel Napoli, ahane ve lmsz Roma. Seni seviyorum, kutsal vatanm! Btn ocuklarn kendi z kardelerim gibi seveceime sz veriyorum. nl kiilerini, yce llerini mrmce kalbimde yaatacam ve onlara kar daima sayg duyacam. Namuslu ve alkan bir vatanda olacam, sana lyk olabilmek iin ylmadan btn gcmle kendimi ycelteceim. Bir gn yzndeki 327 btn sefalet, bilgisizlik, hakszlk, su izlerini btnyle yok edebilmek iin tm gcm toplayp sana hizmet edeceim. yle ki, gnn birinde, btn gcn ve grkeminle egemen ol. Sana sz veriyorum, btn aklmla, btn kalbimle, kollarmn btn gcyle, ylmadan, yorulmadan sana yardm edeceim. Eer bir gn senin iin kanm, canm vermem gerekirse bir an duraklamadan veririm. Senin kutsal adn gkyzne bararak ve son pcm de anl bayrana gndererek lrm." BABAN 328 32 DERECE 16, cuma

Ulusal Bayramdan bu yana be gn geti ve bu zaman zarfnda da scaklk derece artt. Btnyle yaza girdik. Btn arkadalarm yorulmaya baladlar, ilkbahardaki o gzel pembe renklerini de yitirdiler. Boyunlar ve bacaklar inceldi, balar sallanyor, gzler kapanyor. Yz sapsar kesilen ve scaa hi dayanamayan Nel-li'cik, birka kez defterinin stne kapanarak derin bir uykuya dald. Ama, Garrone her zamanki gibi dikkati elden brakmyordu, retmen uyuduunu grmesin diye nne kocaman bir kitab ap dik tutuyor. Crossi krmz ban yle bir ekilde srann stne yerletiriyor ki, sanki gvdesinden ayrlm da oraya konuvermi gibi duruyor. Nobis, snfta ok kalabalk olduumuzdan ve onun cierlerine dolan havay bozduumuzdan yaknyor. Ah! imdi alabilmek iin yle byk bir g harcamak gerekiyor ki! Evin penceresinden baknca yerlerde koyu renk glgeler izen o gzelim aalar gryorum, oraya ne byk istekle koardm. Sralarn arasna kapanp ders almam gerektiini dndke, hem fkeleniyorum, hem de zlyorum. Ama, okuldan karken kapda iyi kalpli anneciimi grnce yle seviniyorum ki, anlatamam. Annem, hemen, yzmn solup solmadna dikkatle bakyor ve evde devimin her sayfasn yazarken: "ok yorulmadn, deil ini'.'" diye soruyor. Sabahleyin saat altda ders almam iin beni uyandrdnda: "Gayret! Yalnz birka gnn kald. Sonra serbest olacaksn, aalarn glgesinde dinlenebileceksin." 329 Annem bana, ok hakl olarak, imdi birok ocuklarn tarlalarda kzgn gne altnda, yahut byk rmaklarn beyaz kumlar zerinde veya cam fabrikalarnda yzleri daima alevlere kar altklarn hatrlatyor. Btn bu ocuklar bizden daha erken kalkarlar. Onlar iin tatil yoktur, yle ise diimi skp dayanmalym, almalym. Baar, almann rndr. Aslnda Derossi bize iyi bir rnektir. O sanki scaktan da, gzlerimize ken uykudan da tedirgin olmaz grnr. O, kn olduu gibi, imdi de cajh ve neelidir. Hi yorulmakszn alr, sanki sesiyle evresindeki havay serinletiyormu gibi, yanndakileri de uyank tutar. almak iine ilemi onun. Daima dikkatli ve uyank olan iki renci daha var. Birisi, herkese bilinen, inat Stardi'dir. Uyumamak iin kendini imdikler ve scak bastka ve yorgunluu arttka dilerini daha ok skar ve gzlerini sanki yiyecekmi gibi retmene diker. br ise iadam Garoffi'dir. Bugnlerde pembe ktlardan vHpazeler yaparak ve onlar kibrit kutularndan kard resimlerle ssleyerek tekine berikine satmak iiyle urayor. Fakat bunlarn iinde yine en vgye deer olan Coretti'dir. O, babasna odun tamak iin yardm zere saat bete kalkar. Saat onbir olunca gzlerini aamaz hale gelir ve ba gsne der. Fakat-bir ara aylnca, kendi ensesine kuvvetli bir amar indirir. Yzn souk su ile ykamak zere dar kmak iin izin ister. Baz defa da yanndakine kendisini imdiklemesini syler. Bu sabah daynamryarak ar uykuya dalmt. retmen: "Coretti!" diye arnca iitmedi. retmen kzarak tekrar etti: -"Coretti!" Bunun zerine onlarn evine yakn oturan arkadalarmzdan biri ayaa kalkarak: -"Coretti, saat beten yediye kadar yk tad, retmenim!" dedi. retmen onu uykuda brakarak yarm saat kadar dersine devam etti. Sonra yavaa Coretti'nin yanma gitti, yzne hafife flyerek uyandrd. Karsnda birden retmeni gren Coretti irkildi ama, retmen ocuun ban ellerinin arasna ald, okad ve salarndan pt: "Seni azarlyamam, yavrum!" dedi. "Seninki tembellik uykusu deil, yorgunluk uykusu." 331 BABAM (Annemin mektubu) 17, cumartesi yle samyorim ki, arkadalarndan hi biri, ne Co-retti, ne de Garrone, hibir zaman babalarna senin bu akam babana verdiin karl vermemilerdir. Enrico! Bunu nasl yapabildin? Ben yaadka bir daha byle bir olaya meydan vermiyeceine sz ver bana. Ne zaman babamn azarlamalarn duyunca dudaklarna irkin bir karlk gelirse, onun lm deinde seni arp: -"Artk dnmemek zere senden ayrlyorum. Enrico!" diyecei o kanlmaz gn dn.

Ah! Yavrucuum, onun sesini son kez duyduun zaman, hatta daha sonralar bile, onu terkedilmi odasnda tek bana, onun artk bir daha aamayaca o kitaplarn arasnda alarken, bazan ona kar saygszca davrandn hatrlayacaksn ve kendi kendine: "Ben bunu nasl yapabildim?" diye soracaksn. Sana ceza vermek zorunda kaldnda, senden daha ok zldn, yalnz iyiliini istedii iin seni alattn anlayacaksn. Piman olacaksn ve zerinde bu kadar alt, ocuklar iin hayatn ypratt o masay alayarak peceksin. imdi bunlardan pek bir ey anlamyorsun, tyiliinden ve sevgisinden baka btn duygularn senden saklyor. Sen bilmiyorsun ama, bazan yorgunluktan yle bitkin bir hale geliyor ki ok ksa bir zaman sonra lvereceini sanyor. O zamanlarda bile yalnz senden sz ediyor, seni koruyucusuz ve parasz brakmaktan ne kadar kayg duyduunu bilemezsin! Byle ktmser dncelere kapld zamanlar, sen uyurken odana girer ve elinde lamba olduu halde uzun uzun seni seyreder. Sonra btn yorgunluuna ve zntsne ramen btn gayretini toplar ve iinin bana dner! Sk sk seni aradn ve seni 332 yannda grmek istediinden haberin bile yok. Herkesin olduu gibi onun da kalbine bir aclk ve umutsuzluk knce, bunu unutmas ve gcn tazelemesi iin seni bir dost gibi arar ve sevgine snmak gereini duyar. Bunu bilir misin? Senden yaknlk bekledii bir anda senin soukluk ve saygszln grrse, onun ne kadar zleceini dn! Bir daha bu korkun nankrlkle kendini hi lekeleme! Ne kadar bir aziz kadar iyi kalpli de olsan onun durmadan senin iin yaptklarn deyemeyeceini dn. Unutma ki dnyada hibir ey kalc deildir. Beklenmedik bir felket seni daha ocuk yata babadan ebediyen ayrabilir, iki yl, ay sonra, belki de yarn. Ah! Zavall Enrico'cuum, o zaman etrafndaki her eyin nasl birden deiiverdiini greceksin. O zaman, siyahlar giyinmi annenle ev ne kadar bo, ne kadar skntl grnecek! Haydi, olum, babann yanna git, imdi alma odasnda. Ayaklarnn ucuna basa basa git ki, ieri girdiini duymasn. Git ban onun dizlerine daya ve cndan seni balamasn iste. ANNEN 333 KIRDA 19, pazartesi yi kalpli babacan bu kez de beni balad ve C--etti'nin odun satcs babasyla aramba gn yapmay tasarladmz kr gezisine katlmama izin verdi. Hepimizin temiz da havasna gereksinme duyuyorduk. Bu bizler iin bir enlik oldu. Dn leden sonra saat ikide Statuto meydannda bulutuk: Derossi, Garrone, Garoffi, Precossi, baba-oul Coretti'ler ve ben. Beraberimizde meyva, sucuk ve pimi yumurta getirmitik. Ayrca rmaklar geebilmek iiu meinden kk kayklar v tenekeden marapalar vard. Carrone, beyaz arap dolu bir sukaba tayordu. Cretti de babasnn asker matarasna krmz arap doldurmutu. ilingir gmlei giymi olan kk Precossi, koltuunun altnda iki kilolik bir somun ekmek tayordu. Gran Madre di Dio meydanna kadar atl tramvayla gittik, sonra tepelere trmanmaya baladk. Ker taraf yemyeil, glgelik ve serindi. imenlerde takla ata ata ilerliyorduk. Derelerde yzmz ykyor, allklarn stnden atlyorduk. Baba Coretti, ceketi omuzunda, piposunu tttrerek bizi uzaktan izliyordu. Zaman zaman parmanla iaret yaparak pantolonumuzu yrtmamamz iin ikaz ediyordu. Precossi slk alyordu. imdiye dek onun slk aldn hi duymamtm. Coretti yol boyunca binbir trl maskaralklar yaparak bizi gldrd, parmak kadar aksyla da deirmen arklar, atallar ve eitli eyler yapt. Bir kei gibi yamalara trmanyor ve alnndan pr pr ter damlad halde herkesin ykn tamak istiyordu. Derossi sk sk duruyor ve bceklerin, otlarn adn sylyordu. Bu kadar ok eyi nasl renebiliyor, anlayamyorum. Zavall Garrone. 334 annesini yitirdiinden beri o eski akalarndan hibirini yapamyordu. Bu ocuk ekmek gibi her zaman yararlyd. imizden biri bir hendekten atlamak iin hamle edecek olsa, Garrone hemen dier taraftan yetiip ona elini uzatyordu. Precossi ocukluunda bir inek tarafndan kovaland iin onlardan ok korkuyor. Ne

zaman bir inekle karlasak, Garrone hemen korkmamas iin Pre-cossi'nin nne geiyordu. ite bylece, Santa Margherita'ya kadar atlayp zplayarak, taklalar atarak, temizi berimizi yrtp syrarak trmanmaya baladk. Yrrken Precossi bir alla takld ve gmleini yrtt. Gmleinin rzgrda dalgalanan yrtk paralaryla utanga yle duruyordu. Ama, hibir zaman inelerini yanndan eksik etmeyen Garoffi gmlein yrtn belirsizce tutturdu. Bu srada Precossi durmadan: -"zr dilerim, zr dilerim!" diye tekrarlyordu. Sonra yine komaya balad. Garoffi bir yandan yrrken, bir yandan bu zamann deerlendirmeye bakyordu. Salata yaplabilecek otlar ve eitli salyangozlar topluyordu. Birazck parldayan bir taa rastlaynca, bunlar hemen cebine atyordu, belki altn ve gm bulunabileceini dnyordu. Glgede, gnete, saa, sola koumaya, taklalar atmaya, trmanmaya devam ettik. yiden iyiye yorulduktan, kan ter iinde kaldktan sonra otlarn stne oturduk. Aada geni vadi, uzaklarda da tepeleri karla kapl Alpler uzanyordu. Alktan karnmz zil alyordu. Sofradaki ekmek kar gibi eriyordu. Baba Coretti asma yapraklarn tabak yerine kullanarak kestii sucuk paralarn aramzda paylatrd. Bir taraftan yiyeceklerimizi attryor, dier taraftan retmenlerden, geziye katlmam olan arkadalardan, snavlardan sz ediyorduk. Precossi yemek yemekten birazck utanyordu. Garrone de tabandaki en iyi 335 paralar zorlumun azna aiveriyordu. Cretti babasnn yanna bada kurup o'.urmutu. Baba ouldan ok iki erkek kardee benziyorlard. Bembeyaz dileri, krmz gler yzleriyle, yanyana oturmu iki karde gibiydiler. Baba Cretti byk bir zevkle bardaklan tokuturuyor ve bizim yarm braktmz araplar da midesine indiriyordu. Bir yandan da: -"Ders alan ocuklara arap pek iyi gelmez, o yalnz odun satclarna yarar" diyordu. Sonra olunun burnunu skarak sevgisini belirtiyordu, bir yandan da: -"ocuklar, bunu sevin, bu ok iyi kalpli bir ocuktur. Szlerime gvenin" diyordu. Bu szlere Garrone'den baka herkes gTyordu. Baba Coretti yeniden bardan tokuturarak konumasna devam etti: "Ne yazk! imdi hepiniz berabersiniz, birbirine bal arkadalarsnz. Kimbilir, belki de birka yl sonra Enrico'yla Derossi avukat, ya da retmen olurlar, ne bileyim ben. Oysaki siz drdnz bir dkknda, ya da baka bir iin banda olursunuz, kimbilir nerede. Elveda arkadalk!" Derossi karlk verdi: -"Bu da ne demek oluyor! Garrone benim iin her zaman Garrone'dir. Precossi de her zaman Precossi'dir. dierleri de yle. Bir lkeye imparator bile olsam, gid^ onlar olduklar yerde bulurum." Baba Coretti. kadehini havaya kaldrarak: - "te bu konumay ok beendim dorusu!" dedi. "Haydi bardaklarmz tokuturalm! Ailesi olanlar da. olmayanlar da tek bir aile gibi barnda toplayan okulun ve btn arkadalarnzn erefine ielim!" Hepimiz bardaklarmz onun bardayla tokuturduk ve son bir kez daha itik. O ayaa k;lkp mh \mlu-336 nuu da ierken: "Yaasn 49'uncu birlik!" diye haykrd. Sonrada ekledi. "Eer bir gn askerlik yaparken bir birlikte grev alman/, gerekirse, bizler gibi canla baa aln, ocuklar!" Saatler ilerlemiti. arklar syleyip konuarak bayrdan aa inmeye koyulduk. Dzlkte yrrken hepimiz kol kola girdik. Po'nun yaknna ulatmzda hava kararmaya balyordu, binlerce ate bcei etrafmzda uuuyordu. Statuto meydanna kadar hep beraber geldik ve gelecek pazara hep beraber akam okullar rencilerinin dl datm treninde bulunmak zere Vit-torio Emanuele'ye gitmeyi kararlatrp ayrldk. Unutulmayacak kadar gzel bir gn geirmitik. Zavall birinci snf retmenimle karlamasam, eve ne kadar neeli dnecektim! Ona bizim evin

merdivenlerinde rastladm, aa iniyordu, etraf lotu. Beni fark eder etmez iki elimi birden yakalad ve kulama: -"Elveda, Enrico, beni unutma!" dedi. Alyordu. Eve girdim ve anneme: "retmenime rastladm" dedim. Gzleri kzarm olan annem: -"Evine, yatmaya gidiyordu" dedi. Sonra gzlerini krpmadan bana bakarak, byk bir zntyle: "Zavall retmenin... ok hasta" diye ekle.li. 337 LERE DLLERN DAITIL1I 25, pazar Kararlatrdmz gibi hepimiz Vittorio Emanuele tiyatrosuna gittik, gece okuluna devam eden iilere dlleri datlacakt. Tiyatro 14 Marttaki gibi tklm tklm doluydu. Bunlarn ou ii ailesiydi, en n sralarda da mzik okulunun rencileri oturuyorlard. Krm'da len askerlerin ansna yle gzel bir ark sylediler ki, herkes ayakta alklad ve arky tekrarlamak zorunda kaldlar. Hemen bunun ardndan da kitap, tasarruf sand czdan, diploma ve madalya alacak olan iiler, Belediye Bakannn, Valinin ve dierlerinin nnden gemeye baladlar. n koltuklarn bir kesinde annesinin yannda oturan kk duvarc ustasn, bir baka yerde Md r, onun arkasnda da krmz bal ikinci snf retmenimi grdm. lk nce akam okuluna devam eden resim, rencileri, kuyumcular, ta yontucular, hatta marangozlar ve duvarclar dllerini aldlar. Arkadan ticaret okuluna gidenler, sonra mzik lisesine devam edenler -dllerini almak iin sahneye ktlar. Bu sonuncularn ounluu gen kzlar, kadn iiler oluturuyordu. Hepsi de ok k giyinmilerdi, lgnca alklandlar. Bu da onlar ok sevindirdii iin devaml glyorlard. Sonra gece ilkokuluna gidenler teker teker sahneye kmaya koyuldular. Aralarnda her yatan, her meslekten, deiik giysiler giymi olanlar vard: Kr sal adamlar, atelyeler-de alan ocuklar, uzun siyah sakall iiler. Kkler rahat, serbest hareket ediyorlard, bykler ise biraz sklggan grnyorlard. Halk en yallarla en genleri lgnca alklyordu. Bizim enliimizde olduu gibi seyircilerin arasnda kimse glmyordu. Herkes ciddi ve dikkatli izliyordu. '333 Kim alanlarn pek ounun eleri ve ocuklar n sralarda oturuyorlard. Bu ocuklarn bir ksm babalarnn sahneye ktn grnce onu yksek sesle adyla aryorlar, elleriyle gsteriyorlar ve grltyle glyorlard. Boncompagni okulundaki kyller ve hamallar da getiler. Cittadella okulundan babamn tand bir ayakkab boyacs geti. Vali ona diploma verdi. Onun arkasndan dev yapl birisi belirdi, bu adam bir yerden gzm sriyordu... Bu kk duvarcf ustasnn babasyd, ikincilik dln alyordu! Onu tavanarasndaki odada, hasta olunun yatann banda grmtm. Hemen gzlerimle n sralardaki olunu aradm, zavall kk duvarc ustasn! Sevinten parldayan gzlerle babasna bakyordu, cokusunu gizlemek iin de yzn tavan gibi buruturuyordu. Tam o srada bir alk sana duydum, sahneye baktm. Kk bir baca temizleyicisini grdm. Yzn gzn ykamt ama, i giysileriyle gelmiti. Belediye bakan elinden tutmu, onunla uzun uzun konuuyordu. Baca temizleyicisinden sonra bir ah kt sahneye. Onlarn ardndan da Raineri okulundan bir belediye psne madalya verildi. imden bir eyler duyuyordum, bu insanlara kar derin bir sevgi, derin bir sayg. Btn bu iilerin hepsi dl almaya hak kazanmlard. Hepsi de aile babasyd, binbir trl dnce benliklerini saryordu. Btn gn boyunca ok yoruluyorlard. Dinlenmeye o kadar ihtiyalar olduu halde, derslere devam edebilmek iin uykularnn bir ksmn feda ediyorlard. Eitime alk olmayan akllar, ar ilerden nasrlam olan kocaman elleriyle ne kadar g harcyorlard. Atelyede ii olduu anlalan bir delikanl geti, belli ki bu nemli gn iin babasnn ceketini dn giymiti. Ceketin kollar ok uzundu, sahneye ktnda .ciln alabilmek iin kollarn bir kez daha kvrmak 339 zorunda kald. Bunu gren pek ok seyirci gld ama, bu gl hemen alk sesleriyle bouldu.

Daha sonra sahneye sasz ba, beyaz sakalyla bir yal adam kt. Arkadan topu erleri glndler, bunlar bizim okuldaki gece kurslarna devam ediyorlard. Sonra bekiler, belediye zabtalar getiler, yani okulumuzu bekleyen grevliler. En sonunda gece okulu rencileri hep bir azdan gene Krm'da len askerlerin ansna syledikleri o arky tekrarladlar. Ama, bu kez yle bir cokunlukla, ruhlarnn derinliklerinden gelen bir istekle sylediler sormayn. Btn salon alktan inledi. Herkes byk bir coku iinde, ar ar, sessizce salondan kt. Tiyatronun kaps nnde kk baca temizleyicisini tekrar grdk. dl olarak ald krmz kurdeleli kitabn sk sk tutuyordu. Birok kii etrafn sarm, onunla konuuyorlard. Pek ok kii de kaldrmlardan birbirlerini selmlyorlard: iler, ocuklar, bekiler, retmenler, ikinci snf retmenim iki topu erinin arasndan kt. ocuklarn kucaklarnda tutan kadn iiler ho bir grnt meydana getiriyorlard. Bu ocuklar minnack ellerinde babalarnn aldklar diplomalar tutuyor ve gelip geenlere bunlar gururla gsteriyorlard. 340 BRNC SINIF RETMENMN LM 27, sah Biz Vittorio Emanuele tiyatrosundayken, zavall birinci snf retmenim can ekiiyormu. Saat ikide lm. Annemi grmeye geliinden tam yedi gn sonra. Dn sabah okulda Mdr snfa geldi ve bu ac haberi bize iletti. Sonra unlar syledi: -"inizde onun rencisi olanlar, onun ne kadar iyi kalpli bir insan olduunu, ocuklar nasl sevdiini pek iyi bilirler. Btn lencilerine kar tam bir anne gibi davranrd. imdi artk yok. Korkun bir hastalk uzun zamandan beri onu kemirip duruyordu. Hayatn kazanmak iin almak zorunda olmasayd, kendisine bakabilir, belki de kurtulabilirdi. Hi olmazsa arada biraz dinlenseydi, yaamn birka ay iin olsun uzatabilirdi. Ama, o son gnne kadar rencilerinin arasnda kalmak istedi. 17 haziran cumartesi akam rencileriyle vedalat, onlar bir daha gremiyeceinden emindi, ocuklara gene tler verdi, hepsini teker teker pt ve hkrarak okuldan kt. Artk onu hi kimse gremeyecek. ocuklar, onu daima hatrlayn." Kk Precossi birinci snf o retmenle okumutu, ban srann stne edi ve alamaya balad. Dn akamst, okuldan ktktan sonra lnn evine gittik, cenaze trenine katlacaktk. Eve girerken kapnn nnde bekleyen iki atl bir cenaze arabas grdk. Pek ok kii kapnn nne toplanm, yava sesle konuuyordu. Mdr, bizim okulun btn retmenleri oradaydlar, baka okullardan da gelen retmenler vard. Zavall retmenim daha nceleri baka okullarda da 341 nrmennk yapm. Aa yukar snfn btn rencileri oradaydlar, annelerinin elinden tutuyorlard. Dier snflardan da ok sayda renci gelmiti, kiminin elinde kk elenkler, kimininkinde de gl demetleri grlyordu. Cenaze arabasna daha imdiden pek ok iek demeti yerletirilmiti, arabann n tarafna da pembe gllerden hazrlanm ve zerine siyah harflerle: "Eski drdnc snf rencilerinden retmenine" yazl kocaman bir elenk aslmt, bunu da kendi rencileri getirmiler. Cenaze alayna rencilerden baka pek ok ana baba katlmt. Herkes kapnn nnde birikmiti. Kz rencilerinden pek ou gz yalarn kuruluyorlard. Sessizlik iinde bir sre bekledik. Sonunda tabutu aa indirdiler. Tabutun arabaya yerletirildiini grnce ocuklarn ou hzl hzl alamaya baladlar, ilerinden biri de yle keskin bir lk att ki, sanki retmenin ldn imdi anlayabilmiti. Hkrk krizine tutulmutu, onu oradan uzaklatrmak zorunda kaldlar. Halk yava yava sraya girdi ve alay ilerlemeye balad. En nde kz renciler, arkadan din adamlar, arabann arkasndan da retmenler ve dier lenciler geliyordu, en arkada da halk. Yol boyunca merakllar kaplara, pencerelere kouuyorlar ve alayan btn bu ocuklarla elenkleri grnce de: -"Bir retmen lm!" diyorlard.

ocuklaryla birlikte gelen bayanlarn arasnda da alayanlar vard. Kiliseye ulanca tabutu arabadan kardlar, orta stunlar arasndaki koridora, byk krsnn yaknna koydular. retmenler tabutun stne elenkleri yerletirdiler, ocuklar da ellerindeki demetleri braktlar. Kalabalk halk da. ellerinde yank mumlar olduu halde, evresini sardlar ve byk, lo kilisede dua 342 etmeye baladlar. Sonra birden, rahip son "Amin"i syledikten sonra, mumlar snd, herkes dar kt ve retmen yapayalnz kald. Zavall retmen, bana kar ne kadar iyi davranrd, ne kadar sabrlyd, yllardr rencileri iin ne kadar yoruluyordu! Zaten pek'az olan kitaplarn kk rencilerine brakt, birine bir kalem kutusu, dierine bir mrekkep hokkas. lmeden iki gn nce de Mdre, okulun en kk rencilerinin cenazesine gelmelerini istemediini sylemi, nk onlarn alamalarn istemiyormu. Hayat boyunca iyilik yapt, ac ekti, ld. Zavall retmen, karanlk kilisede yapayalnz kald! Elveda! Elveda! Ebediyen elveda, benim iyi kalpli dostum, ocukluumun tatl ve ackl ans! 343 LLKKRLER 28, aramba Benim zavall birinci snf retmenim bu yki ders-ierini bitirmek istedi ama, ne yazk ki ders bitiminden gn nce ld. br gn bir kez daha okula gidip son aylk yky okuyacaz: "Deniz Kazas." Sonra... her ey bitecek. Bir temmuz cumartesi gn snavlar balayacak. Bu yl daha geti ve drdnc snf da bitti! he birinci snf retmenim de lmeseydi, yl iyi gemi saylrd. Geen ekim aynda bildiim eyleri tekrar dnyorum, bir de imdikileri ne kadar ok yeni ey renmiim gibi geliyor bana. Kafamda yeni bilgiler var. imdi dndm daha iyi sylyor ve daha iyi yazyorum. Kendimden daha byklere yardm edebilecek kadar hesap yapmasn rendim. Okuduklarm imdi daha iyi anlayabiliyorum. ok sevinliyim... Ama. btn bunlar renebilmem iin k, kii beni destekledi, bana yardm etti, kimi bu ynden, kimi u ynden, evde, okulda, sokakta, gittiim her yerde, bir eyler grebildiim her yerde! imdi, herkese, her eye teekkr edi-yoir>v lk nce sana ok teekkr ederim, benim iyi kalpli retmenim! Bana ne kadar anlayl, ne kadar sevecen davrandin. Bana rettiin her ey senin biraz daha yorulmana neden oluyordu ama, bu yeni bilgiler beni ok ;-vindiriyor, onlarla vnyorum. Sana da ok teekkr ederim, deerli arkadam Derossi. Gler yu/le yapi;n devaml aklamalarn pek ok eyi anlamama yardm elti, snavdaki eitli glkleri senin yardmnla yenebildim. Sen de. Stard, her eyi baarmaya /imli demir iradenle bana ok iyi bir rnek oldun. Son do. 344 iyi kalpli, cmert Garrone, btn etrafndakilerin kendin gibi iyi kalpli, cmert olmasna ne kadar yardmc oluyorsun. Sizler de Precossi ve Coretti, bana her zaman abann rneini verdiniz, insann ancak alarak ykselip, rahata kavuabileceini rettiniz. Sizlere, hepinize ok ok teekkr ederim. Ama, herkesten ok sana teekkr ederim, babacam, benim ilk retmenim, ilk dostum, bana o kadar iyi tler verdin, sen, benim iin alrken dertlerini benden gizlemeye alrdn. almam kolaylatrmak, yaam bana daha gzel gstermek iin elinden geleni yaptn. Ya sen, yumuak kalpli anneciim, benim kutsal meleim, btn neeni benimle paylatn, btn dertlerime, skntlarma ortak oldun. Benimle birlikte altn, yoruldun, aladn, bir elinle alnm okuyor, dieriyle de bana gkyzn gsteri-yordun. Kkken yaptm gibi nnzde diz k-yorum. sizlere teekkr ediyorum, oniki yldr fedakarlkla, sevgiyle kalbime doldurmay baardnz btn gcmle sizlere teekkr ediyorum. 345 DEN IZ KAZAS (Son aylk yk) Uzun yllar nce, bir aralk aynn sabahnda, Liver-pool limanndan kocaman bir buharl gemi kalkt. Gemide ikiyzden ok yolcu vard, bunlardan ya'uz yetmii gemide grevliydi. Kaptan ve tayfalarn ou ngilizdi. Yolcularn arasnda da

ok sayda talyan vard: bay, bir rahip, bir algclar topluluu. Buharl gemi Malta adasna gidecekti. Hava kapalyd. Gvertedeki nc mevki yolcularn arasnda on, oniki yalarnda bir talyan ocuk vard. Yana gre kk grnyordu ama, olduka kuvvetliydi. Ciddi ve atak bir Sicilyal yz vard. Seren direinin yannda tek bana duruyordu ve eski valizinin yanbanda bir halat parasnn stnde oturuyordu. Btn eyalar bu valizin iindeydi. Onun iin bir elini, daima onun stnde tutuyordu. Yz esmerdi, siyah, dalgal salar omuzlarna kadar iniyordu. Kyafeti olduka yoksuldu, srtnda eski psk bir al, omuzunda da uzun sapl deri bir torba vard. Dnceli, dnceli evresine bakmyordu, yolculara, gemiye, koarak geen denizcilere, dalgal denize. Byk bir aile felaketine henz uram bir ocuk hali vard. ocuun yznde kaygl bir insan ifadesi okunuyordu. Geminin kalkmasndan bir sre sonra, ak sal bir talyan denizci, elinde tuttuu bir kk kzla pruva gvertesinde beliriverdi. Kk Sicilyalnn nne gelince durdu ve unlar syledi: -"Mario, ite sana bir yolculuk arkada." Sonra ekip gitti. 346 Kzcaz da halatn stne, ocuun yanma oturdu. Baktlar. Sicilyal: -"Nereye gidiyorsun?" diye sordu. Kzcaz yle yant verdi: -"Napoli'ye gemek iin Malta'ya." Sonra ekledi: "Annemle babamn yanna gidiyorum, beni bekliyorlar. Adm Giulietta Faggiani." Kk ocuk hibir ey sylemedi. Birka dakika sonra torbasndan ekmekle kuru yemiler kard. Kzcazn da biskvileri vard, birlikte yediler. talyan gemici hzla geti, zntlyd: -"Oh! Tamam, asl enlik imdi balyor!" dedi. Rzgr gittike daha kuvvetli esiyor, gemi sert yalpalar vurarak ilerliyordu. Ama, deniz tutmasndan rahats? olmayan iki ocuk buna pek aldrdklar yoktu. Kzcaz glmsyordu. tekiyle, gz karar, yal grnmekle beraber, ondan daha uzun boyluydu. Esmerdi, evikti, kaygl bir yz vard, o da olduka yoksul giyimliydi. Kvrck salar ksa kesilmiti. Kulaklarnda gm kpeler, banda da krmz bir rt vard. Bir yandan yemek yerken, bir yandan da birbirlerine balarndan geenleri anlatyorlard. Olancaizn ne anas, ne de babas vard. i olan babas birka gn nce Liverpool'de lmt, ocuk da tek bana kalmt. talyan konsolosu da onu memleketi olan Palermo'ya gnderiyordu, orada birka uzak akrabas varm. Kzcaz da, geen yl dul bir teyze tarafndan Londra'ya gtrlmt. Bu teyze kzcaz ok severdi. Yoksul olan ana babas da belki mirasn kzlarna brakr diye yal kadncazn kzlarn bir sre yannda alkoymasna gz yummulard. Ama, birka ay sonra teyzesi bir tramvayn 347 altnda kalarak ezilmiti, kzcaza bir kuru bile brakmamt. O da, arkada gibi Konsolosa bavurmutu, o da kendisini bu gemiye bindirmiti. ocuklarn ikisini de talyan gemiciye emanet etmilerdi. Kzcaz, acl szlerle anlatmaya devam etti: -"Ya, ite byle! Annemle babam, benim zengin dneceimi beklerken, eskisinden de yoksul olarak dnyorum. Her eye ramen annemle babamn beni eskisi gibi seveceklerine inanyorum. Drt erkek kardeim de beni ok severler. Tm drt tane erkek kardeim var, hepsi de benden kk. Ben kardelerin en bykleriyim. Dndm grnce ok sevinecekler. Eve ayaklarmn ucunda gireceim... Deniz de ok dalgal." Sonra yol arkadana sordu: "Peki sen, akrabalarnn yannda m kalacaksn?" ocuk: -"Evet... eer yanlarnda kalmam isterlerse" diye yant verdi. "Onlar senvi sevmiyorlar m?" -"Bilmiyorum." Kz ekledi:

-"Bu ylbanda tam on yama basacam." Sonra denizden ve evrelerindeki yolculardan sz etmeye koyuldular. Btn gn boyunca yan yana oturdular, arada srada birbirlerine bir ift sz sylyorlard. Yolcular onlar karde sanyorlard. Kzcaz yn*r-yordu, olan da dnyordu. Deniz durmadan kabar-yordu. Akam, yataklarna gitmek zere birbirlerinden ayrlrken, kzcaz Mario'ya: -"yi uykular!" dedi. Kaptan tarafndan arlan italyan gemici koarak yanlarndan geerken: "Zavall ocuklar, bu gece kimse uyuyanay'a348 cak!" dedi. Mario tam arkadana: -"yi geceler" diyecei srada beklenmedik bir dalga geldi, ocuu hzla yakalad gibi tahta kanape-lerden birine arpt. Kzcaz Mario'nun stne atlrken: -"Anneciim, kanyor!" diye haykrd. eri girmekte olan yolcular buna aldr bile etmediler. Kzcaz Mario'nun yanna diz kt, olanck derken ban arpmt. Giulietta onun kanayan alnn temizledi, bandaki krmz rty kard ve onu Mario'nun bana sard. Sonra, rtnn ularn dm-leyebilmek iin ocuun ban gsne dayad, bylece de sar elbisesinin kua stnde bir kan lekesi meydana geldi. Mario yle bir salland ve ayaa kalkt. Kzcaz: -"Kendini nasl buluyorsun?" diye sordu. -"Hibir eyim kalmad." -"yi uykular!" -"yi geceler!" Yan yana duran iki merdivenden uyuyacaklar odalara indiler. talyan gemici olacaklar nceden doru kestirmiti. Daha henz uyumamilard ki korkun bir frtna patlak verdi. Kzgn dalgalar ani bir saldrya geerek geminin bir direini krdlar ve asl sandal ile n tarafta bulunan drt sr alp gtrdler. Gemide anlatlmas g bir kargaalk ve byk bir korku ba gstermiti. Drt bir yandan duyulan atrdlar, korku lklar, alamalar, dualar tyleri rpertiyordu. Frtna daha da artt. Gne doarken daha da aztt. Korkun dalgalar buharl gemiye hzla arpyor ve gvertede krlyorlard. Her eyi kryorlar, dkyorlar, silip spryorlar ve be349 raberlerinde denize srklyorlard. Makina dairesinin tavan delindi ve su byk bir gmbrtyle bu blm kaplad. Kazanlardaki ateler snd, makinistler katlar. Koca koca dalgalar drt bir yandan gemiye dolmaya baladlar. Birden kkreyen bir ses duyuldu: "Tulumbalarn bana!" Bu, kaptann sesiydi. Gemiciler tulumbalara atldlar. Ama, beklenmedik bir sra dalga vapura arkadan yklendi, korkuluklar ve kaplar krp ieriye doldu. Canldan ok ly andran yolcularn hepsi byk salona snmlard. Bir ara kaptan belirdi. Herkes bir azdan: -"Kaptan! Kaptan! Ne oluyoruz? Bizim halimiz ne olacak? Umut var m? Kurtulabilecek miyiz?" diye haykrd. Kaptan herkesin susmasn bekledi ve sakin bir halde: "Katlanacaz! Boyun eeceiz!" dedi. , Bir kadnn l duyuldu: -"Merhamet edin!" Herkes susmutu, bir tek ses bile kmyordu. Sanki hepsi de korkudan donmu gibiydi. Bu mezar sessizlii epeyce srd. Hepsinin yz sapsar kesilmiti. Deniz gittike kabaryor, frtna artyordu. Gemi glkle ilerliyordu. Bir ara kaptan denize bir kurtarma sandal indirmeyi denedi. Be denizci sandala bindiler ve sandal denize indirildi. Ama, dalgalar onu alabora ettiler ve iki gemici bouldu, ilerinden biri de talyand. Dierleri glkle iplere sarldlar ve gemiye kabildiler. Bundan sonra gemiciler de cesaretlerini yitirdiler. ki saat sonra, gemi gverte seviyesine kadar sulara gmlmt.

Geminin iindeki grnt de olduka aklyd. Ana-350 lar umutsuzlukla ocuklarn barlarna bastryorlar, dostlar birbirlerine sarlp vedalayorlard. Bir ksm yolcular denizi grmeden lmek iin aa, kamaralarna iniyorlard. Yolculardan biri de silahn akana dayayp ate etti, aa kata inen merdivenlerden birine ykld ve orada son soluunu verdi. Pek ou birbirine sarma dola olmu, inliyordu. Kadnlar korkun bir ekilde yerlerde kvranyorlard. Hkrklar, inleyen ocuk sesleri, garip, keskin lklar duyuluyor, orada burada, heykel gibi hareketsiz, korkudan ta kesilmi, akn, falta gibi alm gzleri ve bo baklaryla duran insanlar grlyordu, insan bunlar l, ya da deli sanrd, iki ocuk da, Mario'yla Giuliette, gvertedeki bir seren direine tutunmu, gzlerini krpmadan denize bakyorlard, sanki btn duygularm yitirmilerdi. Deniz biraz olsun sakinlemiti. Ama, gemi yava yava batyordu. Yalnz birka dakikalar kalmt. Kaptan: -"Kurtarma sandaln denize indirin!" diye bard. Son kalan bir kurtarma sandal denize indirildi ve ondrt denizciyle yolcu iine bindiler. Kaptan gemide kald. Aadan: -"Siz de bizimle gelin!" diye seslendiler. Kaptan: "Ben yerimde lmeliyim" diye karlk verdi. Denizciler: "Bir gemiye rastlar, hayatmz kurtarabiliriz, inin, yoksa leceksiniz!" diye tekrar bardlar. -"Ben kalyorum." Gemiciler dier yolculara dnerek: -'Bir kiilik daha yer var! Bir kadn gelsin!" diye seslendiler. 351 Kaptann yardm ettii bir kadncaz ilerledi. Ama, gemiyle sandal arasndaki uzakl grnce, aa atlayacak gc kendinde bulamad, tekrar salona dnd. Dier kadnlar da yar baygn, l gibi duruyorlard. Denizciler: "Bir ocuk!" diye bardlar. Bu sesleni zerine, o zamana kadar korkudan ta kesilmi gibi gvertenin ortasnda durmakta olan Sicilyal ocukla kz arkada birden byk bir yaama isteine kaplarak, dayal durduklar seren direinden ok gibi frladlar ve parmakla doru atldlar. Bir azdan: "Ben! Ben!" diye bardlar. Sanki bu uursu/, gemiden bir an nce uzaklamak istiyorlard. Denizciler: "inizden hangisi en kkse o gelsin!" diye seslendiler. "Sandal fazlasyla dolu! En knz gelsin!" Bunlar duyan kzcaz yldrmla vurulmucasna kollarn sarktt ve kmldamaksizm olduu yerde kald. Sonra lgn gzlerle Mario'ya bakt. Mario'nun gzleri, kzcazn entarisindeki kan lekesine taklmt. Kk dostunun akam yapt iyilii hatrlam ve kutsal bir dncenin yla yz parlamt. Gemiciler, hep bir azdan sabrszlkla tekrar bardlar: "En kk kim ise, o gelsin! Yoksa gidiyoruz!" -"O benden daha hafiftir!.. Giulietta sen git! Senin anan baban var, ben ise kimsesizim. Yerimi sana veriyorum. Haydi abuk in!" diye bard. At onu denize!" diye bardlar. Mario, Giulietta'y belinden kucaklayarak denize frlatt. Kzcaz denize derken bir lk kopard. Gemicilerden biri onu kolundan tutarak sandala ald. Mario, gvertenin parmaklna dayanm dimdik 352 duruyordu. Ba dikti, salar rzgarda dalgalanyordu. Hareketsiz, sakin, kendinden gemi yle duruyordu. Sandal hareket etti ve tam zamannda gemiden uzaklat, yoksa batmakta olan geminin meydana getirdii dalgalar onu alabora edip batrabilirdi.

O zamana kadar kendini bilmeden duran kzcaz gzlerini Mario'ya doru kaldrd ve hkrklara bouldu. Kollarn ona doru uzatarak, hkrklarnn arasndan: "Elveda, Mario!" diye seslendi. ocuk da elini havaya kaldrarak: "Elveda!" diye karlk verdi. Kara bulutlarn altnda, dev dalgalarn arasnda sandal hzla uzaklayordu. Gemide artk kimse barm-yordu. Su btn gverteyi de kaplamt. Birden Mario ellerini kavuturup gzlerini gkyzne dikerek diz st kt. Kzcaz yzn kapad. Ban kaldrnca, denize bir gz att: gemi gzden kaybolmutu. 353 TEMMUZ ANNEMN SON MEKTUBU 1, cumartesi Enrico, artk bir ders yl bitti. Yaamn kk arkada uruna veren kahraman ve yce kalpli ocuun yks iyi bir biti oldu. Birka gne kadar retmenlerinden, arkadalarndan ayrlacaksn, benim de sana verilecek zntl bir haberim var. Bu ayrlk yalnz ay srmeyecek ama, devaml olacak. leri nedeniyle baban Torino'dan gitmek zorunda, biz de onunla birlikte gideceiz. nmzdeki sonbaharda gideceiz. Yeni bir okula devam edeceksin. Bu seni zyor, deil mi? Biliyorum, bu eski okulunu ok seviyorsun. yldan beri almann zevkini orada duydun, o kadar zamandr, o ayn saatlerde ayn arkadalarn, ayn retmenleri, ayn ana babalar ve gleryzle seni bekleyen anneni, ya da baban gene hep orada grdn. renme yeteneklerin bu okulda ald. Orada birok candan arkadalar edindin. O binann iinde sylenen her sz. senin iyiliin iindi. Hatt orada ektiin her skntdan bile, sonunda yarar grdn. Arkadalarna btn kalbinle veda aderken, bu tatl anlarn hepsini aklnda tut! Arkadalarn arasndan bazlar bir takm ac olaylara urayacak, kk yata annelerini, babalarn yitirecekler. Kimi gen yata lecek, belki bazlar da kanlarn sava alanlarnda kahramanca dkecekler. Biroklar namuslu alkan ii olacaklar, kendileri gibi alkan, namuslu aileleriyle birlikte yaayacaklar. Kimbilir belki de bu arkadalarnn iinde, memlekete byk ve yararl iler grecek, onun adn yceltecekler bulunacaktr. Onlardan byk bir sevgiyle ayrl! ocukken girdiin bu byk ailede ruhundan biraz bir eyler b354 rak. imdi delikanl oldun, seni sevgiyle barna basm olan o yuvay, babanla annen de ok sevmiti. Sevgili Enrico, okul bir annedir. Daha henz konumaya baladn bir srada seni benim kollarmdan ald. imdi bym, kuvvetli, iyi kalpli, alkan bir ocuk olarak seni bana geri veriyor. Tanr korusun bu kutsal yuvay! Burasn hibir zaman unutma, yavrucuum! Ah! Sevgili evladm, onu unutabilmen olanaksz bir ey. Gelecekte, byyeceksin, dnyay gezeceksin, byk kentler, pek gzel antlar greceksin ve zamanla bunlarn bir ksmn unutacaksn. Ama, kapal pancurlan ve kk balesiyle bu beyaz ve sade binay daima dnde yaar bulacaksn! nk senin dimann ilk iei onun kk bahesinde filizlenmiti. Ben, senin sesini ilk duyduum binay nasl her zaman anmsyorsam, sen de yaamnn son gnne kadar binay hi bir zaman unutmayacaksn! SNAVLAR 4, sal te snavlar da en sonunda gelip att. Okul evresindeki btn sokaklarda, ocuklar, babalar, analar, hatta dadlar bile, herkes yalnz snavdan, alnan notlardan, komposizyonlardan, ortalamalardan, btnlemelerden, snf gemelerden sz ediyor. Herkes ayn eyleri sylyor. [Kin sabah komposizyon snavna girdik, bugn de aritmetie greceiz. Yolda ocuklarna son tleri veren ve onlar okula getiren ana babalar grmek insan ok duygulandryordu. Birok anne ocuklarm snftaki sralarna kadar gtryor, yeterli mrekkep bulunup bulunmadn kontrol edebilmek iin hokkalar gzden geiriyor, divit ularn deniyor ve snftan kmadan nce kapnn eiinde dnp son kez sesleniyordu: -"Cesaretini yitirme! Dikkatli ol! Sylediklerini unutma!"

Bizim snav mmeyyizimiz Coatti idi, hani siyah sakall, aslan gibi kkreyen ve hibir zarp ar. kimseyi cezalandrmayan o retmen. Kimi renciler korkudan bembeyaz kesilmilerdi. retmen. Belediye Eitim Dairesinden gelen mhrl mektubu at. iinden snav sorularm karrken kimse soluk bile almyordu. Yksek sesle okuyarak paob-lemi bize yazdrd, zaman zaman rktc gzleriyle bize bakyordu. Ama, yle seziliyordu ki, hepimizin snf gemesi iin problemin zmn de yazdrabilseydi, bundan sonsuz bir sevin duyacakt. Bir saat boyunca uratktan sonra biroklar problemin zorluundan yaknmaya baladlar! Biri alyordu. Crossi kafasn yum-rukluyordu. u problemi zememekte haklyd. nk zavall ocuklar anne ve babalarna yardm edebilmek 356 iin alacak pek zaman bulamamlard, ya da aileleri bunlarn renimi ile hi ilgilenmemilerdi Ama, ok kr yardmclar vard. Derossi'yi grmek gerekirdi. Yakay ele vermeden bir rakam geirebilmek, bir zm yolunu hatrlatabilmek iin paralanyordu. Btn gcyle onlara yardmc olmaya alyordu. Herkese ayn zeni gsteriyordu, sanki retmenimiz oydu. Aritmetikte kuvvetli olan Garrone de yetiebildiine yardmc olmaya alyordu. Hatta Nobis'e bile yardmc oldu. G durumda kald iin Nobis almn bir yana brakmt. Stardi bir saat boyunca hareketsiz durdu. Gzlerini problemden ayrmyor, yumruklarn akaklarnda tutuyordu. Ama, son be dakikada problemi zverdi. retmen, sralarn arasnda dolaarak: "Sakin olun! Sakin olun!" diyordu. "Telalanmaya gerek yok!" Umutsuzlua kaplm birini grnce de, onu gldrmek, gayrete getirmek iin, sanki onu yutuverecek-mi gibi aslan taklit ederek azm frn gibi ayordu. Saat onbire doru, pancurlarm arasndan aa bakarken, sabrszlkla sokakta bir aa, bir yukar dolaan velileri grdm. Bunlarn arasnda mavi i gmleiyle gelmi Precossi'nin babas da vard, doruca dkknndan kp geldii iin yz kapkarayd. Crossi'nin sebze satcs annesi de gelmiti. Nelli'nin siyahlar giyinmi annesi de yerinde duramyordu. leden az nce babam geldi ve gzlerini benim pencereme doru kaldrd. Benim sevgili babacam! Tam onikide herkes problemini bitirmiti. kmz grlecek eydi. Herkes ocuklarnn yanna kou\or. sorular soruyor, defterler kartrlyor, arkadalarn yaptklaryla karlatrlyor ve onlar bir soru yamuruna tutuyorlard: "Sende sonu ka kt? Toplam ne ediyor? Ya karma? Sonu? Ondalk saylarn virgln unutmadn 357 yaV" Drt bir yandan arlan retmenler bir oraya, bir buraya koarak sorulara yant vermeye alyorlard. Babam hemen elimden karalama defterini kapt ve: -"ok iyi!" dedi. Bizim yanmzda duran Precossi'nin babas da olunun yapt devi inceliyordu, biraz endieliydi, grdklerini toparlayamyordu. Babam dnd ve: -"Baym, ltfen bana toplam syleyebilir misini/?" dedi. Babam saylar okudu. Bu srada ilingir de olunun karalama defterine bakyordu, sonunda: -"Aferin sana, yumurcak!" diye sevinle haykrd. Babamla ilingir bir sre baktlar, bir yandan da iki dost gibi birbirlerine glmsyorlard. Babam ona elini uzatt, o da bu eli skt. Birbirlerinden ayrlrken de: -"imdi sra szl snavda, orada grrz" dediler. Birka adm atmtk ki bir ark mrldayan ksk bir ses duyduk ve bamz evirdik: Precossi'nin babas ark sylyordu. 358 SON SINAV 7, cuma Bu sabah szl snavlarmz yaplacak. Saat tam sekizde hepimiz snftaydk. Saat sekizi eyrek gee de biz1 leri drder drder armaya baladlar. Yeil rtl byk bir masann etrafnda Mdr ile drt retmen oturmutu. Bizim retmen de aralarnda bulunuyordu, tik arlanlar arasnda ben de vardm. Zavall retmenim! Bu sabah, bizi gerekten de sevdiini anladm. Dier

retmenler bizlere soru sorarken, gzlerini bizden ayrmyordu. Sorular karsnda duraksadmz zaman kayg duyuyor, gzel bir yant verdiimiz zaman da derin bir soluk alyordu. Her eyi izliyordu ve: -"ok iyi, - hayr, -dikkatli ol, - daha yava, -gayret" diyebilmek iin elleriyle, bayla binbir iaret yapyordu. Eer konuabilseydi, her eyi bize fsldard. Onun yerinde rencileri babalar bile bulunsayd, bundan fazlasn yapamazlard. Herkesin nnde, belki on defa: -"Teekkr ederim, retmenim" diye barmak geldi iimden. retmenler bana: "Tamam! ok iyi! Gidebilirsiniz!" dedikleri zaman retmenimizin gzleri sevinten parldad. Babam beklemek iin hemen snfa dndm. Arkadalarmn ou daha snfta bekliyorlard. Garrone' nin yanna oturdum. Hi de neeli deildim. Bir arada son kez oturduumuzu dnyordum! Drdnc snf artk birlikte okuyamyacam ve babamla birlikte To-rino'dan gitmek zorunda olduumuzu henz kendisine amamtm. Bundan hi haberi yoktu. ki kat olmu, 359 yle duruyordu. Kocaman hasn srann stne emi, babasnn bir fotorafnn kenarna ssler yapyordu. Babas resimde makinist elbisesiyle grlyordu, uzun boylu, iri yar bir adamd. Boynu bir boantnki gibi kalnd. Olu gibi onun da ciddi, namuslu bir insan yz vard. Byle eilmi dururken, yakas biraz alm olan gmleinin arasndan salam, plak gs ve oluna yardm ettiini rendii zaman Nelli'nin annesinin ona armaan ettii zincir grlyordu. Ama. artk Torino'dan gideceimi ona sylemeliydim. Ona: "Garrone. bu sonbaharda babam temelli olarak Torino'dan gidecek " dedim. Benim de babamla birlikte gidip gitmeyeceimi sordu, evet. dedim. Bana: -"Drdnc snf bizlerle birlikte okumayacak msn?" diye sordu. Hayr, diye karlk verdim. Bir sre resim yapmaya devam ederek konumadan durdu. Sonra, ban kaldrmadan sordu: "lerde nc snf arkadalarn hatrlayacak misin?" diye sordu. "Evet" dedim, "hepsini hatrlayacam. Ama seni... hepsinden ok. Seni kum unutabilir ki!" Pek ok ey anlatan ciddi, sabit gzlerle bana bakt, bir ey sylemedi, yalnz dier eliyle resim yapmaya devam ediyormu gibi sol elini bana uzatt. Ben de bu gl, onurlu eli iki elimin arasna aldm ve itenlikle sktm. O srada aceleyle snf retmenimiz ieri girdi, yz cokudan kpkrmz kesilmiti. abuk abuk konuarak, alak sesle bizlere: "Aferin, ocuklar, imdiye dek her ey ok iyi gitti, yle sanyorum ki sona kalanlar da derslerini byle iyi bilecekler! Gayret, ocuklr.r! ok memnunum!" dedi. 360 Sesinden ne kadar sevinli olduu anlalyordu. Sevincini belirtmek ve bizleri neelendirmek iin aceleyle snftan karken aya, taklm gibi yapt ve dmemek iin duvara tutundu. imdiye dek onun gldn hi grmemitik! Bu olay bize o kadar tuhaf geldi ki, glecek yerde hepimiz akn akn bakakaldk. Herkes glmsedi, kimse glmedi. Neden olduunu ben de bilemiyorum ama, bu saf ocuk neesi bana ok dokundu, hem de ok sevindirdi. Bu nee an, iyilikle, sabrla, eitli skntlarla geirdii dokuz ayn dl, karlyd! Baz zamanlar ne kadar ok yoruluyordu, ka kere de hasta, hasta gelip bize ders yapmt, zavall retmen. Btn ders yl boyunca bize gsterdii sevginin, ilginin karl olarak yalnz, ama yalnz bunu bekliyordu! yle sanyorum ki, onu her hatrlaymda bu hareketi yaparken greceim, aradan ok uzun yllar gese bile. Ben byk adam olduum zaman, o da hayatta olursa, karlarsak, yapt bu sevin hareketini hi unutmayp kalbimde tadm ona syleyeceim ve onu ak sal bandan peceim. 361 VEDA 10, pazartesi Saat tam birde son kez okulda toplandk, snav sonularn renecek ve karnelerimizi alacaktk. Sokak ana babalarla dolmutu. Bunlar byk salona

giriyorlar, snflara yerleiyorlard. lerinden bir ksm retmen krssne kadar sokulmutu. Bizim snftakiler duvarla n sralar arasnda kalan boluu dolduruyorlard. Bunlarn iinde Garrone'nin babas, Derossi'nin annesi, ilingir Precossi, baba Coretti, bayan Nelli, sebze satcs, kk duvarc ustasnn babas, Stardi'nin babas ve imdiye dek hi grmediim kadar pek ok kii vard. Tpk bir mey-dandaynz gibi, her kafadan bir ses kyor, fsltlar, hrtlar, mrltlar duyuluyordu. retmen girdi. Birden herkes sustu. Elinde snf listesi vard, hemen okumaya balad: -"Abatucci, geti, yetmi stnden altm. Archin-ti, geti, yetmi stnden ellibe." Kk duvarc ustas da, Crossi de gemilerdi. retmen yksek sesle okumaya devam ediyordu. -"Derossi Ernosta, geti, yetmi stnden yetmi ve birincilik dln kazand." Orada bulunan ve onu tanyan btn ana babalar, bir azdan: -"Aferin, aferin, Derossi!" dediler. O da kvrck sar sal ban sallayarak, o rahat, sevimli gimseyiiyle annesine bakt, o da oluna elini sallad. Garoffi, Garrone, Calabrial da gemilerdi. Dalu sonra adlar okunan , drt ocuk snfta kalmlard, ilerinden biri de alamaya balad, nk kapca dur;m babas ona tehdit iareti yapmt. Ama, et-362 men o ocuun babasna: -"Hayr, baym, ocuu ooyle korkutmayn. ocuklar her zaman kendi kabahatleri yznden snfta kalmazlar, bazan da talihsizlik rol oynar. Olunuzun durumu da byle" dedi. Sonra, yeniden okumaya devam etti: -"Nelli geti, yetmi stnden altmiki.1' Annesi elindeki yelpazeyle ona bir pck yollad. Stardi de yetmi stnden altmyedi alarak gemiti. Ama, glmsemedi ve elini akandan ayrmad. Her zamanki gibi tertemiz giyinmi, salarn zenle taram olan Votini'nin ad en sonunda okundu. O da snfn gemiti. Bundan sonra retmen ayaa kalkt ve: -'ocuklar! Bugn son kez bir arada toplanyoruz. Btn bir ders yl boyunca bir aradaydk, imdi birbirimizi candan seven dostlar olarak ayrlyoruz, deil mi? Sevgili ocuklar, sizlerden ayrlmak bana ok ac geliyor" dedi ve szlerine bir sre ara verdi. Sonra yeniden konumaya balad: "Eer sabrmn tat zamanlar olduysa, istemeyerek sizlere kar hakszlk ettimse, ok sert davrandnnsa, beni balayn." Ana babalarla pek ok renci: -"Hayr, hayr" dediler. "Hayr, bay retmen, hi bir zaman byle bir ey olmad." retmen tekrarlad: "Beni balayn ve sevin. Gelecek yl artk benim snfmda olmayacaksnz, ama, sizleri gene grebileceim, daima da benim kalbimde yaayacaksnz. Hoa kaln, ocuklar!" Bunlar syledikten sonra bizlere doru ilerledi, herkes srasndan kalkarak ellerini ona doru uzatt, onu kollarndan ve ceketinin eteklerinden yakaladlar. ocuklardan pek ou onu pt. Elli ses bir azdan: -"Hoa kaln, bay retmen! Teekkr ederiz, bay retmen! Esenlikle kaln! Bizleri unutmayn! ' de.. 363 Snftan karken herkes ok heyecanlyd. Hepimiz birden karmakark dar ktk. Her snftan oluk oluk renciler kyordu. Aralarnda selmlaan ve retmenlerle vedalaan renciler, ana babalar karklk ve byk bir grlt meydana getiriyorlard. Krmz tyl retmenin kucanda drt, be ocuk vard, yirmi kadar da evresini sarmlard, kadncaz zorlukla soluk alabiliyordu. "Rahibe" takma ad verilen retmenin de sa ba darmadank olmutu, siyah elbisesinin ceplerine de bir dzine iek demeti ilitirmilerdi. ocuklarn ou koltuk deneklerini brakp yrmeye balayabilmiti. Roberti'ye gsteri yapyorlard, nk ocukcaz ancak bugn koltuk deneklerini brakp yrmeye balayabilmiti. Drt bir yandan yalnz u szler duyuluyordu: -"Gelecek yla! Yirmi Ekime! Azizler Bayramnda grrz!"

Biz de selmlatk. Ah! nsan o anda btn tatsz olaylar nasl da unutuveriyor! Derossi'ye kar o kadar kskan davranm olan Votini kollarn iki yana ap tebrik etmek iin Derossi'yi ilk penlerden biri oldu. Kk duvarc ustasyla vedalatm. Sevgili ocuk tam bana son kez tavan gibi yzn burutururken ptm onu! 'Vecosji'yle, Garoffi'yle vedalatm. Garoffi son piyangoyu benim kazandm syledi ve bana bir kenar kopmu, iniden kk bir kat tutturucu verdi. Btn dierleriyle de vedalatm. Zavall Nelli'nin, Garrone'yi, ondan ayrlmak istemiyorcasna sarlp pmesi, herkesi duygulandrd. Btn renciler Garrone'nin etrafnda toplanmlard. Bu mert ve doru ocua herkes cokuyla yaklayor, elveda Garrone, hoa kal, gelecek yla grrz, diyorlard. Bu iyi kalpli, fedakr ocua sarlyorlar, onu ok364 uyorlard. Glmseyerek bakan babas da akna dnmt. Sokakta son ptm Garrone oldu. Boazm tkayan hkrklarm onun gsnde bouldu, o da beni alnmdan pt. Sonra annemle babam da selamlad: Babam bana: -"Btn arkadalarnla vedalatn m?" diye sordu. -"Evet" dedim. -"Arkadalarndan birine kar bir kabahat iledin-se, imdi git ondan zr dile, seni balasn. Byle kimse var m?" -"Hayr, hi kimse yok." Babam son bir kez okula bakarak, heyecanl bir sesle: -"yleyse, elveda!" dedi. Annem de tekrarlad: -"Elveda!" Ben hibir ey syleyemedim. 365 YAYINLARIMIZ 3-7 YA UYGULAMA KTAPLARI OYNUYORUM RENYORUM 1 (M E 8 Tavsiyeli) OYNUYORUM RENYORUM 2 (M.E.B. Tavsiyeli) OYNUYORUM RENYORUM 3 (M E.8. Tavsiyeli) OYNUYORUM RENYORUM (3 Kitap) Prol Dr. MERAL ALPAY Prof Dr AYLA OKTAY Prof Dr NORMA RAZON KES-YAP 1 (M E B. Tavsyeli)(Makas ilaveli) KES-YAP 2 (M.E.B. Tavsiyeli) KESYAP/SET (2 Kitap) - ENGN ZATALAY (Makas lavoli. boyama takml, antada) MATEMATK ALITIRMALARI Dr SERVET BAL (M E B. Tavsiyeli) GRSEL ALGI Dr SERVET BAL (M E B. Tavsiyeli) ANADL .ETKNLKLER - Dr. SERVET BAL (M.E.B. Tavsiyeli) KESME YAPITIRMA BOYAMA ALITIRMALARI E.NIGUN BAYSAL (M.E.B. Tavsiyeli) OKULA HAZIRLANIYORUM (M.E.B. Tavsiyeli) KRAN OUZKAN ZGR DEMRAL 6.YA LKOKULDA 1 (M E 3. Tavsiyem KRAN OUZKAN ZGOR DFMIRAL 6.YA LKOKULDA 2 (M E B tavsiyeli) KRAN OUZKAN OZGOR DEMRAL BRLKTE DNELM KONUALIM (M E B Tavsiyeli) Doc Dr NERGS GVEN Dr SERVET BAL NOKTADAN ZGYE Do Di M Gnen Or.N.Metin C.S.E Uzm B Dikmen C.S.E Uzm. Aydn CS.E Uzm. B.Atik Ara Gr E Ustun ZGLERLE TANIALIM DrServet Bal Belma Atik Turul RESMLERLE OKUMA YAZMA Dilara zer KESELM KATLAYALIM EKLLER YAPALIM (ORGAM F.IOtM GKEN (M.E.B. Tavsiyeli) KOLAYDAN ZORA BOYAMA 1 (160 Sayfa) KOLAYDAN ZORA BOYAMA 2 (160 Sayfa) KOLAYDAN ZORA BOYAMA SET

(2 Kitap + 24lk pastel boya) YAPA HEDYE SET (LAama) 4-5 Ya (7 Ktap+1 Defter) YAPA HEDYE SET (2. Aama) 5-6 Ya (6 Kitap+1 Defter) YAPA HEDYE SET (3. Aama) 5-7 Ya (13 Kitap+1 Defter) BAK REN DZS 1. ekiller (M.E.B. Tavsiyeli) 2. 4 Mevsim (M.E.B. Tavsiyeli) 3. Saat Ka (M.E.B Tavsiyeli) 4. 5 Duyu (M.E.B. Tavsiyeli) 5. Saylar (M E.B. Tavsiyeli) 6. Hayvanlar (M.E.B. Tavsiyeli) 7. Hailler (M.E.B. Tavsiyeli) 8. Evimiz Ailemiz (M.E.B Tavsiyeli) 9. Salmz (M.E.B. Tavsiyeli) 10. Trafik Tatlar 1 (M.E.B. Tavsiyeli) 11. Trafik Tatlar 2 (M.E.B. Tavsiyeli) 12. Haberleme (M.E.B. Tavsiyeli) BAK REN DZS/SET - E ZATALAY (12 Kitap antada)__________________________ ETSEL YKLER DZS 1. Uykucu Kimi (M E.B Tavsiyeli) 2. Ykanmay Sevmeyen Kimi (M f- B Tavsiyeli 3. Merakl Kimi (M.E.B. Tavsiyeli) 4. Kimi ile Mimi (M.E.B. Tavsiyeli) 5. Kahvalt Etmeyen Kimi (M.E B. Tavsiyeli) 6. Kimi Okul Yolunda (M.E.B. Tavsiyeli) .7. Cezasn aken Kimi (M.E.B. Tavsiyeli) 8. Kahraman Kimi (M E.B. Tavsiyeli) 9. Kimi Byyor (M.E.B. Tavsiyeli) 10. Kimi'nin Doum Gn (M.E.B. Tavsiyeli) KM ETSEL YKLER DZS/SET KRAN OUZKAN - (10 Kitap antada) 11. Tako Yeryznde (M.E.B. Tavsiyeli) 12. Gece Gelenler (M.E.B. Tavsiyeli) 13. Evdeki Oyuncaklar (M.E.B. Tavsiyeli) 14. Ben de, Bende! Bana da Bana dal (M.E.B. Tavsiyeli) TAKO ETSEL YKLER DZS/SET SERPL URAL 15. Zeynep,Postanede Dr. Servet Bal Belma Atik 16. iek Hasta Olur mu? Dr Servet Bal Belma Atik 17. Uyku Gzeli Oyuncak ehrinde Dr Servet Bal Belma Atik 18. Gnaydn (Mehmet Gr) 19. Yaramaz ocuklarn Anneleri (Mehmet Gr) 20. iein mr (Serpil Ural) 21. yi Geceler (Serpil Ural) 22. Gzellikler Bitmesin ! Ruh sar Belen) 23. Gle Glel Nereye? (Serpil Ural) 24. Hayvanlarn Evleri (Glin Alpge) 25. Mehmet'in Evi (Glin Alpge) 26. Kk Murat (Glin Alpge) 27. Aye'nin Ev Kedisi (Glin Alpge) 28. Kardeim Konuacak (Glin Alpge) 29. mer Bakkalda (Glin Alpge) 30. Kelolan (Glin Alpge) 31. Gl Sultan (Glin Alpge) 32. Armaan (Serpil Ural) okulncesi eitiminde bilimsel yaynclk... yj-pa KARTON KTAPLAR (Okulncesi ve 1. Snf ocuklarna) 1. Yaramaz omar (M.E.B. Tavsiyeli) 2. Minik Sere (M.E.B. Tavsiyeli)

3. Aklsz Leylek (M.E.B. Tavsiyeli; 4. Yavru Kazlar ve Bobi (M.E.B. Tavsiyeli) 5. ki Olak ve Kular (M.E.B. Tavsiyeli) 6. Kmese Horoz Geldi (M.E.B. Tavsiyeli) KARTON KTAPLAR (6 Kitap 1 Poette) CEP DZS 1. Pisi Pisi (M.E.B. Tavsiyeli) 2. Sevimli Karga (M.E.B. Tavsiyeli) 3. Yalnz Aa (M.E.B. Tavsiyeli) 4. Kk Boncuk (M.E.B. Tavsiyeli) 5. Leylek Karde (M.E.B. Tavsiyeli) 6. ocuklar ve Ay (M.E.B. Tavsiyeli 7. Yavf rdek (M.E.B. Tavsiyeli) 8. Mzmz Spa (M.E.B. Tavsiyeli) 9. Yaramaz Top (M.E.B. Tavsiyeli) 10. akn Bulul (M.E.B. Tavsiyeli) CEP DZS ADNAN AKMAKIOLU (10 kitap 1 antada) EVREMZ DZS 1. Hava 2. Yamur 3. Gece ve Gndz Dnya Ses Mevsimler 7. Su 8. Ate 9. Evde 10. Bahede 11. Kentte 12. Krda SESL KTAPLAR DZS 1. Sarman'tn Sireni (M.E.B. Tavsiyeli) 2. Minik Ku (M.E.B. Tavsiyeli) 3. arkc Crcr (M.E.B. Tavsiyeli) 4. Fkrdak Kurbaa (M.E.B. Tavsiyeli) OYUNCAK KTAPLAR DZS 1. Saatin Ka Olduunu Biliyorum (M.E.B. Tavsiyeli) 2. Telefonla Konuuyorum (M.E.B. Tavsiyeli) 3. Ayakkablarm Balyorum (M.E.B. Tavsiyeli) 4. Elifin Kk Kardei 5. Murat'n Ays Nerede? C. Sibel'in Bez Bebei 7. Sercan'n Kk Kpei HAREKETL KTAPLAR DZS 1. Kim? i. Ne? 3, Nerede? Nasl? Hareketli kitaplar oizisi/set 1 (4 Kitap) 5. Evdi Hayvanlar iftlik Hayvanlar ' Ormanda ' Hayvanat Bahesinde Mreketli kitaplar dizisi/set z (4 Kitap) BANYO KTAPLARI 1. Saylar 2. ekiller YAVRU a"yi OzsT 1. Saylar 2. Renkler 3. ekiller 4. Zt Kavramlar PUF DZS 1. Pufi Dada 2. Pufi ehirde 3. Pufi ve Saatler 4. Renkleri Tanyalm SESL IIKLI KTAPLAR DZS 1. Kime Telefon Etsem

2. Polis Filiz Grev Banda 3. Haydi Uuyoruz 4. en itfaiyeciler MNJTRTLEST ~~ (KAPLUMBAALAR) kartmal Kitap 1 . I O\ un-l)iin-Bul-Boyama-Boz-Yap-Tanamlama 1-2-3-4*5-6. REHBER KTAPLAR ANAOKULLARI N GELMSEL ETM PROGRAMI ANAOKULU RETMENNN REHBER KTABI NAHIDE YILMAZ OCUK ALE VE ANAOKULU LESLEY WEBB BEN DUYUYOR MUSUN? LEYLA NAVARO BAARI VE OCUKLARIMIZ Psikolog NUR YAYCIOLU TEKERLEME, BLMECE, R, PARMAK OYUNLARI ENGN-HSNYE ZATALAY'DLARA ZER'in yeni dzenlemesiyle OKULNCES OCUKLARINA OYUNLAR RONTLAR RUH SEL (M.E.B. Tavsiyeli) Bebeklik ve Okulncesi Dnemde MZN GELM VE ETM AYE RFIOLU ANAOKULLARINDA YARATICI DRAMATZASYON KRAN OUZKAN (M.E.B Tavsiyeli) ANAOKULLARINDA SAYI BLGS (M E.B. Tavsiyeli) SELUK KANTARCIOLU ANAOKULLARINDA BEDEN ETM (M E 6 Tavsiyeli) SELUK KANTARCIOLU OCUK OYUNLARI HLM SEYREK MZK EL KTABI NC DNER YAPA OKULNCES ETM SEMNER KTAPLARI 1.2-3,4.5.6.7 ______ ANASINIFI GZLEM DOSYASI (Gelitirilmi yem bask) ANASINIFI KARNES ANAOKULU DPLOMASI (Renkli) OKUMA BELGES (Renkli) KNYE DEFTER (80 Sayfa) (Anaokulu ve Ana Snflar iin) BZM YOKU DZS ALINYAZISI DEL, KADINYAZISI TLAY BLGNER / 3. Bask KONUANLAR, KONUULANLAR YKSEL ENGL / 2. Bask AKIN ROMANSI (Seni Bir Ant Braktm Kendine) TULAY BLGNER / 4. Bask ALE VE CNSEL SORUNLARINIZ Psikolog Dr. MUHTEEM NEJAD KALKINMANIN TRKES Dr FEVZ AKGUN POLTKADA BR SARI ZMEL RECEP BLGNER RPORTALAR YKSEL ENGL ADRES KATALOGLARI TRKYE YAYINCI VE DAITIMCI ADRES KATALOGU TRKYE LKOKULLAR ADRES KATALOGU (46.000 adres) TRKYE ORTAOKULLAR VE MESLEK LSELER ADRES KATALOGU TRKYE KIRTASYE RETC, THALATI VE TOPTANCILAR ADRES KATALOGU TRKYE KIRTASYECLER VE KTAPILAR ADRES KATALOGU LKOKUL KTAPLARI STANBUL HAYAT BLGS 2 (M E B. Tavsiyeli) MATEMATK 3 (M.E.B. Tavsiyeli) AHMET BUHAN RESMLERLE OKUMA YAZMA (M t B. Tavsiyeli)

SAM ALPKURT OKUMA SEVNC (M E B. Tavsiyeli) AL PUSKLLOLU OCUK ADASI VvlLLIAM GOLDING OCUK KALB EDMONDO De AMICIS SSLEME RESM TEKN (M.E.B. Tavsiyeli) ORTAOKUL KTAPLARI GZEL KONUMA YAZMA (M.E.B. Tavsiyeli) Trkiye'de ilk defa YA-PA YAYIN PAZARLAMA SANAY VE TCARET A.. Caalolu Yokuu, NaHbahe Sok. No: 11 34410 Caalolu/st Tel: (0-212) 511 86 36 - 511 34 05 Fax: 512 37 25 EDMONDO DE MCS 1846 1908 Tutulan bir gnlkten 1886 ylnda yazdt bu ocuk kitab ile hakl bir hrete kavutu. Yazd kitap btn dnya dillerine evrildi ve defalarca basld. talyan ulusunun yetitirdii byk yazar, eitimci ve ahlak Edmondo De Ami-cis, ocuk Kalbi'ni olunun ilkokulda tuttuu gnlkten yararlanarak yazmtr. lk kez 1886'da yaymlanan bu yapt, tm dillere evrilmi ve eitimbilim uzmanlarnca "dnyann en yararl ocuk kitab" olarak gsterilmitir. 6DM0ND0 DE AMICIS ocuk Kalbi, ocuu olumsuz deer yarglarndan uzak tutar ve byd zaman onun toplumd kalan bir insan deil, toplumla el ele yryen bir insan olmasn salar. Yalanclk, kskanlk, tembellik, saygszlk, kabalk, grgszlk gibi kt duygu ve alkanlklardan arndrr. Ona iyiliki yapc ve yaratc bir kiilik kazandrr. yi, gzel, doru ve yararl olan ne varsa, onun sevgisini yeertir yreinde. Ana - baba sevgisi, okul sevgisi, retmen sevgisi, kitap sevgisi, arkada sevgisi, yurt ve bayrak sevgisi... ocuk Kalbi, ocuklar iin vefal bir dost, ana - baba ve retmenler iin bulunmaz bir klavuz, eitimciler iin de zengin bir laboratuvardr.

You might also like