You are on page 1of 141

iletiim Yaynlan 336 ada Dnya Edebiyat 70 ISBN 975-470-482-1 Can Yaynlan, 1985 Can Yaynlan, 1988 1.

. BASKI letiim Yaynclk A. . Nisan 1995


KAPAK mit Kvan DZG Remzi Abbas UYGULAMA Hsn Abbas DZELT Sekin Oktay KAPAK BASKISI Sena Ofset BASKI ve CLT efik Matbaas

iletiim Yaynlan
Klodfarer Cad. letiim Han No. 7 Cagaloglu 34400 stanbul Tel: 212.516 22 60-61-62 Fax: 212.516 12 58

JORGE LUIS BORGES

Yollar atallanan Bahe


EVREN Fatih

zgven

(Bo Sayfa)

NDEKLER

Zahir........................................................................... 7 Gizli Mucize............................................................. ,..18 Klcn iz i..................................................................... 27 Yollar atallanan Bahe...........................................34 lmszler................................................................. 48 Dello........................................... ............................. 55 Araya Giren................................................................62 Rastlama...................................................................68 Labirentinde len Kral..............................................76 iki Kral ve iki Labirent............................................... 87 Bekleyi.......................................................................89 Don Quixote Yazar Pierre Menard.........................94 Hepsi ve Hibiri........................................................106 Bir Mesele................................................................ 109 Ragnark................................................................. m Cehennem, 1, 32.................................................... 113 Cervantes ve Don Quixote Meseli... ........ .............115 Tln, Uqbar, Orbis Tertius...................................... 117 Andre Maurois'nn Sunusu.................................... 137

(Bo Sayfa)

ZHR

Wally Zenner'e hir, Buenos Aireste yirmi centavo deerinde ok rast lanan bir paradr. Bir yznde N T harfleri ve 2 says jiletle ya da akyla kaznm gibidir; br yzndeki tarih se 1929dur. (Gzeratta, 18. yzyln sonuna doru, Zhir bir kapland; Cavada, nananlarn talad, Sukarta Camiinden gelme kr bir adamd; randa, Nadir ahm deni zin dibine attrd, yldzlarn yksekliini saptamaya yara yan bir gkbilim aleti, bir usturlapt; 1892 sralarnda Mehdinin zindanlarnda, Rudolf Kari von Slatinin eliyle dokunduu sarn katlar arasna gizlenmi kk bir pu sulayd; Zotenberge gre Kurtuba Camiinde on iki bin s tundan birinin mermerindeki bir damard; Tetun getto sunda bir kuyunun dibiydi.) Bugn Kasmn on ; Zhir haziranda afak vakti elime geti. Ben artk bu anlatdaki ben deilim; ama olanlar hatrlamam, hatta belki anlat mam bile hl mmkn. Ne kadar blk prk de olsa, hl Borgesim. Clementina Villar, alt Haziranda ld. 1930larda sosyete dergilerinde onun resimlerinden geilmezdi. Onun son de-

rece gzel olduu efsanesini yaratan, belki biraz da bu her an gznnde bulunma zelliiydi; nk her portresinin bu sav kaytsz artsz dorulamad bir gerektir. Cle mentina Villar gzellikten ok kusursuzlua dknd za ten. branilerle inliler akla gelebilecek btn insani olas lklar ifrelemilerdir; Minah da bir terzinin Sebt gnnda alacakaranlk ktkten sonra .elinde ineyle sokaa kma mas gerektii sylenir. Trenler K itab ndaysa, konuun kendisine ilk fincan sunulduunda arbal bir havaya b rnmesi, ikinci fincan sunulduunda ise saygl bir honut luk gstermesi gerektii yazldr. ok daha ayrntl olmak la birlikte, Clementina Villarn kendi kendinden bekledii uzlamaz skdzende de bu eitten bir eylere rastlamak mmknd. Konfysn izinde olan her mez ya da her Talmudcu gibi, yapt btn ilerde kesin bir kusursuzluk gzetirdi; stelik, onun abas bu yukardakilerden daha hayranlk verici ve yorucuydu, nk imannn denektalar ebedi deil, Parisle Hollywoodun durmadan deien kaprislerine balyd. Clementina Villar gerekli yerlerde, ge rekli saatte, gerekli takp taktrma ve gerekli bkknlkla boy gsterirdi; oysa bkknlk, takp taktrma, saat ve ye rin neredeyse o an modas geer ve Clementina Villar, elin de ancak bir beeni ucuzluunu tanmlamaya yarayacak ge relerle kalakalrd. Flaubert gibi, o da mutlak olann aray iindeydi; ancak onunkisi bir an sren bir Mutlakt. r nek bir yaam srdryordu, ama iini sonu gelmez bir umarszlk duygusu kemirip durmaktayd. Kendi kendin den kamak istercesine srekli olarak yeni deiimler de nerdi; sann rengiyle biimine gven olmayaca herkese bilinirdi. Glmseyiini, tenini, gz izgisini durmadan de itirirdi. Otuz ikisini getii halde hl dal gibiydi. Sava knca kara kara dnmeye balad; Paris, Alman igali altnda olduuna gre, moda nasl izlenecekti? Hibir za
8

man gvenmedii bir yabanc, ona bir sr silindir apka satacak kadar iyiniyetinden yararland; bir yl sonra bu an lamsz modellerin Pariste hi giyilmemi olduu ortaya kt -demek ki bunlar apka filan deil, rastgele, ne id belir siz, deli salmas nesnelerdi!- Belalar pepee gelir ya; Dr. Villar, Aroz Sokana tanmak zorunda kald, kznn res miyse artk yz kremi ve otomobil reklamlarn sslyordu. (Bol bol srnd yz kremiyle nicedir sahip olamad otomobiller.) Sanatn baaryla srdrebilmesi iin byk bir servet gerektiini biliyordu ve yarm yamalak gz kamatrmaktansa, sahneden ekilmeyi yeledi. Ayrca, ad sa n belirsiz ne oldum delileriyle ak atmak zorunda kalmak da arna gidiyordu. Arozdaki kasvetli apartman dairesi de ekilecek gibi deildi; Clementina Villar, Hazirann alt snda Gneydeki mahallenin gbeinde lmek aykrln da bulundu. Yreim Arjantinlilere zg tutkularn en ite ni olan zppelikle dolup taarak ona k olduumu ve l mnn beni gzyalarna boduunu aka syleyeyim mi dersiniz? Okur bunun oktan farkna varmtr belki de. Bir ly bekletirken, rme srecinin cesede eski yz lerini kazandrd grlr. O telal alt Haziran gecesinin bir annda Clementina Villar sanki bir by sonucu yirmi yl nceki halini ald; yz izgileri gururun, parann, genli in, belli bir stnle sahip olduu bilincinin, hayalgc ktlnn, kstlam alarn, vurdumduymazln verdii o sertlie yeniden kavutu. Nedense, diye dndm, hi pe imi brakmayan bu yzn hibir hali belleimde bunun kadar uzun sre yer etmeyecek; bunun son yz olmas yersiz deil, nk ilk yz de olabilirdi. Onu lmn kusursuzlatrd kibriyle, ieklerin arasnda kaskat brak tm. kp gittiimde saat sabahn ikisi olmutu herhalde. Darda, bir ya da iki katl tandk evler, gece, karanlk ve sessizlik onlar iyice sradanlatrdnda edindikleri soyut
9

varlklarna brnmlerdi. Neredeyse tmyle benlikten arnm bir sofuluun verdii sarholukla, sokaklar boyun ca yrdm. Chile ve Yacuarinin kesitii kede ak bir dkkn grdm. Ve bu dkknda, ansma kseyim, adam kt oynuyordu. Oxymoron diye adlandrlan benzetme trnde, szck nne onun kart gibi grnen bir sfat konularak nite lendirilir; bu ilke uyarnca agnostikler kara ktan, simya clar da kara gneten szetmilerdir. Clementina Villara yaptm son ziyaretten kp doruca bir barda iki imeye gitmek benim iin bir eit oxymoron olmutu; aklm e len, bu yaptmn kabal, kolaylyd. (erde srmekte olan bir kt oyunu olduu iin aradaki ztlk daha da be lirgindi.) Bir bardak konyak istedim. Bana bozukluklarla birlikte Zhiri de verdiler. Paraya bir an baktm ve belki de bir humma balangc iinde sokaa ktm. Dnyadaki her madeni parann tarihte, ve masallarda prl prl parlayp du ran o nl paralar simgelediini aklmdan geirdim. Karona verilen gm sikkeyi dndm; Belizariusun dilen dii gm sikkeyi; Yahudaya verilen otuz para gm; nl fahie Lasin drahmilerini; Yedi Uyuyanlardan birinin uzatt antik sikkeyi; Bin Bir Gece Masallarndaki byc nn sonradan kt paralan olduu anlalan prl prl pa ralarn; Isaac Laquedemin harcamakla bitmeyen pennysini; bir destann her bir dizesi iin denen ve Firdevsnin altn olmadklar iin padiaha geri yollad altm bin para g m; Ahabn gemi direine iviledii altn spanyol para sn; Leopold Bloomun bozdurulamayan florinini; stnde ki resim, kamakta olan XVI. Louisyi Varennes yaknlarn da eleveren Iuiyi. Sanki bir ryadaydm, her bir madeni pa rann bylesine gsterili armlarla ykl olmas bana byk, ama aklanmas imknsz bir nem tayormu gibi geldi. Bo alanlarla bo sokaklar boyunca, giderek daha hz
10

l yrmeye baladm. Sonunda, bkknlk beni bir keye frlatt att. Hep ayn yerde sabrla bekleyen demir parmak lklar ve bunlarn gerisinde Consepcionun karal beyazl parke talarm grdm. Bir ember izmi ve bana Zhiri verdikleri dkknn bulunduu yerden bir ev tesine var mtm. Geri dndm. Karanlk pencere bana uzaktan dkknn kapal olduunu gsteriyordu. Belgrano Sokanda bir tak siye bindim. Uykusuz, bylenmi gibi, neredeyse mutlu lukla, cisimsel varl paradan daha az olan bir ey bulun madn dndm; nk, aslna baklrsa, her bir made ni para, (diyelim yirmi centavo deerinde bir para) iinde gelecek zamanlan barndryordu. Para soyuttur, diye tek rarladm; para gelecek zaman kipidir. Banliyde bir gece ya da Brahmsn besteledii mzik olabilir; haritalar, satran ya da kahve olabilir; bize altn hor grmeyi reten Epiktetosun szleri olabilir; Faros adasndaki Proteusdan ok da ha deikendir o. nceden kestirilem eyecek zamandr, Bergsoncu zamandr, Mslmanln ya da Stoaclarn de imez zaman deildir. Gerekirciler dnyada, ancak bir ey lemin, yani gerekleip gereklemeyecei belli olmayan tek bir eylemin varolduu dncesine kar karlar; ma deni paralar insann zgr iradesinin simgesidir. (Bu d ncelerin, Zhire taban tabana zt bir akl oyunu ve onun iblise etkisinin balangc olduu aklma gelmedi.) Epey kafa yorduktan sonra, uyuyup kaldm, ama, dmde ken dimi yar aslan yar kartal bir yaratn bekilik ettii made ni paralar olarak grdm.

Ertesi gn sarho olduuma karar verdim. Ayn zamanda bam bu kadar artan paradan kurtulmay da aklma koy dum. Paraya baktm; stndeki birka izikten baka dik

11

kati ekecek yan yoktu. En iyisi onu baheye gmmek ya da ktphanenin bir kesine gizlem ekti, ama kendimi onun ekim alanndan kurtarmak istiyordum. Sonunda kaybetmeyi ye tuttum. O sabah Pilara ya da mezarla git medim; metroyla Constituciona, oradan da San Juanla Boedonun kesitii keye gittim. imden gelen bir drtye uyarak Urquizada indim, nce Bat, sonra Gney ynn den yrdm. Amal bir baboluk iinde birtakm ke leri dndm ve gzme btn tekiler gibi grnen bir so kakta sefil kk bir tavernaya girdim, iki istedim, karl n da Zhirle dedim. Kara gzlklerimin ardnda gzle rimi iyice ksarak evlerin numaralarn ya da sokan adn grmemeyi baardm. O gece bir veronal alarak deliksiz bir uyku ektim.

Haziran sonuna kadar hayal rn bir hikye yazmakla uratm. Hikyede bir iki tane gizemli dolayl benzetme (ya da kenning) vard; rnein, kan yerine kl-suyu deni yor, altnm yerini ylan-yata alyordu; hikye birinci tekil kii azndan anlatlyordu. Anlatc, insan toplumundan kap vah doann ortasnda yaamaya ekilen bir dervi tir. (Yerin ad Gnitaheidrdir.) Yaamnn sadelii ve drst l nedeniyle onun bir melek olduuna inananlar vardr; ancak bu, sofuca bir abartmadr, nk gnahtan arnm insan yoktur. Asln ararsanz o da, by araclyla snrsz bir serveti eline geiren kt nl byc babasnn boa zn kesmitir. Bizim derviin, uruna yaamn adad ama, bu hzineyi insanoullarnm lgnca agzlln den korumaktr; gece gndz gizli hzinenin banda nbet bekler. Yaknda, belki de ok yaknda gzcl son bula caktr; yldzlar ona bu bekleyii sona erdirecek klcn ta vnda dv ld n b ild irm ile rd ir. ("Bu k lc n ad
12

Gramdr.) Dervi giderek karmaklaan bir retorik slubu iinde bedeninin gzalclyla devingenliinden szeder; bir paragrafta dalgnlkla pullarndan dem vurur; baka bir paragrafta bekiliini ettii hzinenin akp snen altnlarla krmz halkalardan olutuunu syler. Sonunda derviin, ylan Fafnir, zerine reklendii hazineninse, Nibelunglarn hzinesi olduunu anlarz. Sigurdun ortaya kmasyla hikye birdenbire son bulur.

Bu ufak el altrmasnn (iine, bilgilik taslamak zere Ffnism ldan bir iki dize de katmtm) bana paray unut ma frsat saladn sylemitim. Paray unutmaya baar dmdan ylesine emin olduum geceler oldu ki, paray mahsustan aklma getirdim. uras kesin, bunda da arya katm; bu ii balatmak, bitirmekten daha kolayd. Kendi kendime bu tiksin nikel parann elden ele dolaan, birbiri nin ei, saysz, zararsz benzerlerinden farkl olmadn bouna syledim. Bu dncenin ekiciliine kaplarak ak lma baka madeni paralar getirmeye altm; ama yapa madm. (Be ve on centavoluk ili paralar ve bir Uruguay vinteniyle giritiim, baarszlkla sonulanan bir deneyi hatrlyorum .) Temmuzun on altsnda elime bir Ingiliz sterlini geti. Gnboyu paraya bakmadm, ama o gece (ve teki geceler) bytecin altna koyarak gl bir ampuln nda inceledim. Sonra kurunkalemle kdn zerine izini kardm. Ama ne parann lts ne de ejderhayla Aziz George bana yardmc olmadlar; saplantlarm deitirmek elimden gelmiyordu. Austosta bir psikiyatra danmaya karar verdim. Sama hikyemin tmn anlatmadm ona; uykusuzluktan ik yeti olduumu, ey imgesinin., -szgelimi bir poker fii ya da madeni para- bir trl aklmdan kmadn syledim.
13

Bir sre sonra, Sarmiento Sokandaki bir kitapda Julio Barlachn Urkunden zur Geschichte der Zahirsage /Z ahir E f sanesinin Tarihesine ilikin Belgeler (Breslau, 1899) adl ki tabnn bir basm elime geti. Bamdaki bela bu kitapta btnyle akla kavuturu luyordu. nsze baklrsa, yazar Habicht koleksiyonun dan alnm drt belgeyi, Philip Meadows Taylorn bu ko nudaki incelemesinin zgn elyazmas da aralarnda olmak zere Zhir inanyla ilgili btn belgeleri her zaman elaltnda bulunacak bir cep kitab boyutlarnda bir araya getir meyi amalamt. Zhire duyulan inan slam kkenliydi ve 18. yzylda balad anlalyordu. (Barlach, Zotenbergin Ebul-Fidya atfettii blmleri reddediyor.) Zhir, Arapada ad belli, gzle grlr anlamna geliyordu; bu anlamyla Allahn doksan dokuz adndan da biriydi ve halk (Mslman blgelerde yaayanlar) bu szc unu tulmaz olma denilen o korkun -zellie sahip olan ve im gesi insan sonunda delirten varlk ya da nesneleri tanm lamak iin kullanyordu. Bu konudaki ilk kesin tanklk, Iranl Ltf-Ali Azurundu. Ate Tapna adl yaamyksel ansiklopedinin (...) numaral sayfalarnda bu ok ynl yazar-dervi; irazdaki bir okulda bir bakann bir daha ak lndan karamayaca biimde yaplm bakr bir usturlap bulunduunu yazar; yle ki, padiah, insanlar evreni unutmasnlar diye bunun denizin en derin noktasna atl masn buyurmu. Meadows Taylorm incelemesi daha ay rntl. (Haydarabad Nizamnin hizmetinde olan Taylor, Bir Ekiyann tiraflar adl nl romann da yazardr.) 1832 s ralarnda By Kentinin d mahallelerinde delilik ya da azizlik anlatmak zere kullanlan, pek duyulmam bir de yim alnm Taylorn kulana; kaplan grm gibi... Taylora sz edilen kaplann, mrnn sonuna kadar ak lndan karamayaca iin, grenin -bir defa da olsa- yk
14

mna neden olan byl bir kaplan olduunu sylemiler. Birisi, bu bahtszlardan birinin Maysura kadar katn, orada kaplann resmini bir sarayn duvarlarna izdiini sylemi. Yllar sonra Taylor, kralln hapishanelerinin du varlarn gzden geiriyormu; Nitturdaki bir hapishanede vali, ona, duvarlar, tavan ve taban bir Mslman dervii tarafndan zamann silmeden nce yumuatt vahi renk lerde boyanm bir eit usuz bucaksz kaplan resmiyle kapl bir hcre gstermi. Bu kaplan, bakann ban dn drecek kadar ok sayda kaplandan oluuyormu; yol yol kaplanlarla, nokta nokta kaplanlarla doluymu, denizleri, Himalayalar, baktka iinde daha ok kaplanlar olduu grlen ordular varm. Ressam, yllar nce ayn hcrede lmm; Sindden, belki de Gzerattan geliyormu ve asl amac bir dnya haritas izmekmi. Hatta, bu rkn resimde bir haritann izlerini grmek de mmknm... Taylor, hikyeyi Fort Williamli Muhamed El-Yemeniye an latm; Muhammed ona bu dnyada varolan her eyin Zaher1 biimine girebileceini, ama Her eye Kadir Olanm, bir tanesi ynlarn akln bandan almaya yettii iin, ay n anda iki eyin bu biime girmesine izin vermediini an latm. Ona dnyada her zaman bir Zhir bulunduunu sylemi ta Cahiliye Devrinde Yauk adl bir putmu bu; da ha sonraysa yznde talarla ilenmi bir pee ya da altn dan bir maske2 tayan Horasanl bir veli, Allahn adn skmenin mmkn olamayacan da sylemi. Barlachn monografisini okudum - okudum, sonra dnp yine okudum. Duygularm belirtmeye gerek olduunu san myorum. Beni hibir eyin kurtaramayacan anladm
1 Taylorn imlas. 2 Barlach, Kuranda Yauktan szedildigini, velininse El Mukanna (Peeli) olduu nu ve Philip Meadows Taylorn artc tan dnda hi kimsenin de bu ikisini Zhirle zdeletirmediini sylyor.

15

zamanki aresizliimi hatrlyorum; bamdaki belann be nim suum olmadn bilmenin verdii o rahatlk; Zhirin kendileri iin bir madeni para deil de bir mermer paras ya da bir kaplan olduu kiilere duyduum kskanlk. Bir kaplan dnmemek ne kolay olurdu! Aadaki blm nasl garip bir gerginlik iinde okuduumu da hatrlyorum: Glen-i Razm yorumcularndan biri, Zhiri grenin ok gemeden Gl de greceini syler; bunu syleyerek arka sndan Attarn Esram m esinde geen bir dizeyi aktarr: Za hir, Gln Glgesi ve Perdenin Almasdr. O gece Clementinanm evinde kk kzkardei^Bayan Abascal gremeyince armtm. Ekimde arkadalarndan biri, olup bitenleri anlatt: Zavall Ju lie! ylesine garip davranr olmu ki, onu Boscha kapatmak zorunda kalm lar. Ona kakla yemek yedirmek durumunda olan hastaba kclarn lmne neden olacak! Biliyor musunuz, tpk Morena Sackmannn ofr gibi bir madeni parann szn edip duruyormu. Genellikle anlar hafifleten zaman, Zhire ilikin anlar oaltmaktan baka ie yaramyor. nce n yzn sonra da arka yzn gzmn nne getirebildiim zamanlar olmutu. imdi her iki yzn de ayn anda grebiliyorum. Yok, Zhir kristalden yaplm gibi deil; nk her iki yz birbirinin zerine yansm gibi grnmyor; daha ok, sanki baklarm kreselmi de, Zhir de tam merkezdey mi gibi oluyor. Zhir olmayan her ey bana sanki ok uzaklardan geliyormu gibi blk prk ulayor; Cle mentinanm kibirli grnts; fiziksel ac. Tennyson bir za manlar tek bir iei anlayabilsek kendimizin ve dnyann ne olduunu bilebileceimizi sylemiti. Bununla, ne kadar nemsiz olursa olsun, evrenin tarihini ve o sonsuz nedensonu zincirini ilgilendirmeyen bir olgu bulunmayacan sylemek istemi olmal. Belki de Iradenin her bir bireyde
16

rtk biimde varolduunu syleyen Schopenhauer gibi, o da gzle grdmz dnyann her grngde rtk bi imde varolduunu sylemek istemitir. K abala'clar insa nn bir kk acun, evrenin simgesel bir aynas olduunu sylerler; Tennysona gre, her ey byle olabilir. Her ey, hatta katlanlmas mmkn olmayan Zhir bile. Julianm bana gelenler daha 1948e girmeden benim de bama gelecek. Beni de yedirip giydirmek zorunda kala caklar, leden sonra m sabah m olduunu bilemeyece im. Bu yazgya korkun demek, bir szck oyunu olmak tan ileriye gitmeyecek, nk koullarndan hibirine ger ekten tank olmayacam. Ona baklrsa kafatasn atkla rnda, bayltlm bir adamn da korkun ac duyduu sy lenebilir. Artk evreni alglamayacam; Zhiri alglayaca m. dealist retiye gre yaamak ve d grmek sz ckleri arasnda kesin bir e anlamllk bulunmaktadr. Bin lerce imgeden bir tekine geeceim; son derece karmak bir dten son derece basit bir de geeceim. tekiler be nim delirdiimi dleyecek; ben Zhirin dn grece im. Dnya yzndeki btn insanlar, gece gndz Zhirin dn grrken hangisi d, hangisi gerek olacak yeryz m yoksa Zhir mi? Gecenin ssz saatlerinde sokak sokak yryebiliyorum henz. afak beni bir sabah Garay Parkndaki bir srann zerinde, Esrarnmede Zhirin Gln Glgesi ve Perdenin Almas olduunu syleyen blm dnrken (dn meye alrken) bastrabilir. Bu szleri u bilgimle badat ryorum: Sfiler Tanrda yitip gitmek iin kendi adlarn ya da Tanrnn doksan dokuz adn, anlamszlancaya kadar tekrarlar. Bu yoldan gitmek istiyorum. Belki de ancak tekrar tekrar aklma getirmek yoluyla Zhiri tketip bitireceim sonunda. Belki de o parann ardnda Tanry bulacam.

17

GZL MUCZE

Allah da onu yzyl l braktktan sonra dirilterek, "Ne kadar zaman kaldn?" di ye sormu, o da, "Bir gn, belki daha az," demi. Kur'an II, 259 Mart 1943 gecesi, Pragn Zeltner Sokandaki bir apartman dairesinde, D m anlar adl bitmemi bir oyunla, Sonsuzluun Z aferinin ve Jakob Bhmenin Yahudi rkyla dolayl akrabal zerine bir incelem enin yazar olan Jarom ir Hladik ryasnda nicedir sren bir satran oyunu grd. Oyuncular iki kii deil, iki soylu aileydi; oyun yzyllardr srp gidiyordu. Ortaya konan dllerin ne olduunu hi kimse hatrlayamyordu, ama bunlarn l lemeyecek kadar byk olduu syleniyordu; satran ta laryla satran tahtas gizli bir kuledeydi. Jaromir (ryasn da) birbirleriyle ekien ailelerden birinin en byk oluy du. Duvardaki saat artk geciktirilemeyecek olan oyun saati ni ald. Ryay gren, yamurlu bir ln kumlar zerin den rzgr hzyla ilerledi ve satrancn ne kurallarn, ne de talarm hatrlayamaz oldu. O anda uyand. Yamurun a krts ve o korkun duvar saatlerinin tangrts duyulmaz oldu. Zeltner Sokandan yer yer buyurgan seslerle blnen ritmik, karmakark bir uultu ykseliyordu. afak skmt, III. Reichin zrhl birlikleri Praga giriyorlard.

18

Ayn on dokuzunda yetkililer bir ihbar aldlar; ayn gn, akama doru, Jaromir Hladik tutukland. Moldava nehri nin kar kysnda, kirele badanalanm bembeyaz bir k laya gtrld. Gestaponun sulamalarndan bir tekini bile yalanlayabilecek durumda deildi; annesinin kzlk ad Jaroslavskiydi, Yahudi kan tayordu, Bhme zerine yazd inceleme, apak Yahudi yanls bir yazyd, Anschlus sa kar kanlar arasnda imzas vard. 1928de Hermann Barsdorf yaynevi iin Sefer Yezirah evirmiti. Yaynevinin ii rilmi katalogu, evirmenin nn, tantm amacyla abart m, bu katalog da Hladikin kaderini ellerinde tutan yetki lilerden biri olan Julius Rothe tarafndan incelenmiti. Ken di uzmanlk alan dnda okuduu eye kolaylkla inanma yacak kii yoktur. Gotik harflerle dizilmi iki sfat, Julius Rotheyi, Hladikin nemine inandrmaya yetmi ve onun bakalarna ders olsun diye kuruna dizilmesini emretmi ti. Ceza 29 Mart sabah saat 9da yerine getirilecekti. Bu ge cikme, (okur bunun nemini daha sonra anlayacaktr) yet kililerin ilerini birer sebze ya da bitki gibi, kiisellikten uzak ve acele etmeksizin grme isteklerinin sonucuydu. Hladikin ilk tepkisi yaln bir dehetti. Daraacndan, ba n dayayaca ktkten ya da baktan korkmayacan, ama bir manga askerin at atele lmenin dayanlmaz olacan seziyordu. Asl korkutucu olann, eliindeki ko ullar deil, lm denen yaln, sssz eyin kendisi oldu unu boubouna sylyordu kendine. Mmkn olan b tn badamlar anlamszca tketmeye alarak bu koul lar gznn nnde canlandrd durdu. Uykusuz geen, afaa yakn saatlerden giz dolu silah seslerine varncaya kadar, lm srecini sonsuz biimde kurdu zihninde. Ju li us Rothenin saptad gnden nce, biimleri ve kesime alar geometri olaslklarn zorlayan avlularda kendisini kimi zaman uzaktan, kimi zaman yakndan vuran deiik
19

sayda asker tarafndan makineli ateine tutularak eit e it yzlerce lmle ld. Bu dsel infazlar gerek bir deh etle (belki de gerek bir yreklilikle) karlad; gerei an dran bu grntlerin her biri birka saniye srd. Dng kapandnda Jaromir, bir kere daha, stelik artk ertelene meyecek bir biimde, kendi lmnn korkudan tir tir tit reten karanlklarna gml buldu kendini. O zaman, ger ein ounlukla bizim gerek hakkndaki beklentimizle rtmediini dnd; kendine zg bir mantkla, belli bir duruma ilikin bir ayrnty nceden kestirmenin, onun gereklemesini nlemek demek olduu sonucuna vard. Bu clz byye dayanarak, srf gereklem esin ler diye en korkun ayrntlar gznn nne getirdi. Sonuta doal olarak bunlarn doru kacandan korkmaya balad. Ge celeri ok kt oluyor, zamann uup giden zne sk sk ya yapmann bir yolunu bulmaya alyordu. Zamann, yirmi dokuzu afana doru doludizgin ilerlediini biliyor du. Yksek sesle, imdi yirmi ikisinin gecesi; bu gece sr dke (ayrca daha alt gece boyunca) hi kimse bana do kunamaz, lmszm, dedi. Uykuya dald geceler, ona kendini ilerine brakabilecei derin, karanlk kuyular gibi geliyordu. Onu nasl olursa olsun, srd hayallerin bou na ekiminden kurtaracak olan son yaylm ateini sabrsz lkla bekledii anlar oldu. Aym yirmi sekizinde, son gnbatm, yksek parmaklkl pencerelerde yansrken, oyunu D m anlar aklna geldi ve onu bu nafile dncelerden ekti kard. Hladik krk yan gemiti. Bir iki dostlukla birok al kanlk dnda, yaamn edebiyat denen sorunlu ura oluturuyordu. Btn yazarlar gibi o da bakalarnn baar larn ortaya koyduklaryla lyor, onlarn ise kendisini uzaktan, kurduu ya da tasarladklaryla deerlendirmeleri ni bekliyordu. Yaymlad btn kitaplar onda tanmlan
20

mas zor, karmak bir pimanlk duygusu brakmt. Bhmenin, bni Ezrann ve Fluddun eseri zerine yapt a lmalar temelde belli kuramlar bu eserlere uygulamaktan ileri gitmemiti; Sefer Yezirah evirisi dikkatsizlik, bkknlk ve varsaymlarla doluydu. Sonsuzluun Zaferindeki kusur lar daha azd belki. lk cilt, Parmenidesin Sabit Varlkmdan Hintonn eitlenebilir Gemiine kadar, insanolu nun bulduu eitli sonsuzluk kavramlarn inceliyordu. kincisiyse (Francis Bradleyin kuram uyarnca) evrendeki btn olaylarn zamansal bir dizi oluturduunu reddedi yor, insan iin mmkn olan yaantlarn saysnn sonsuz olmadn ve tek bir tekrarm bile zamann dilsel bir al danma olduunu kantlamaya yeteceini savunuyordu... Ne yazk ki, bu aldanmann kant olan usavurumlar da ayn derecede aldanmaydlar. Hladik bunlar biraz bkknlkla, biraz da bulank bir zihinle gzden geirme alkanlndayd. Ayrca bir dizi davurumcu iir de yazmt; airi zen, bunlarn 1924 tarihli bir antolojide yaymlanm ve bunu izleyen hibir antolojiye alnmam olmalaryd. Hla dik bu tekdze, hibir esinle aydnlanmam gemiinin t mn manzum oyunu Dmanlar1 la balatmay ummutu (Hladik nazm temel biim olarak gryordu, nk nazm seyircinin gerekdl gzden karmasn imknsz kl yordu - ki sanatn temel isterlerinden biri de budur.) Oyun, zaman, yer ve olay birlii kuraln izliyordu. Yer Hradvcanyde, Baron Roemerstadtn ktphanesi, zaman 19. yzyln son akam zerlerinden biriydi. lk perdenin ilk sahnesinde, garip bir adam Roemerstadt ziyarete gelir. (Bir saat yediyi alyordur, batmakta olan gnein gz ka matrc klar odann pencerelerini grkeme boar, hava da ateli, tamdk bir Macar ezgisi gezinmektedir.) Bu ziya reti bakalar izler; Roemerstadt durduk yerde zamann alan btn bu kiileri tanmamaktadr, ama iinde rahatsz
21

edici bir duygu vardr, sanki bunlar bir yerde, belki de bir ryada grm gibidir. Hepsi de ona ya eker, yaltaklanr lar, ama giderek bunlarn onu mahvetmek iin ibirlii et mi gizli dmanlar olduu -nce seyirci sonra da Baron ta rafndan- farkedilir Roemerstadt bunlarn planlarn re nip bozmay baarr. Konumalarda sevgilisi Julia von Weidenaudan ve bir aralar srarla Juliamn ilgisini ekmeye a lm olan Jaroslav Kubin adl birinden szedilir. Kubin akln karm, kendini Roemerstadt sanmaktadr. Yeni tehlikeler bagsterir; ikinci perdenin sonunda Roemers tadt dmanlarndan birini ldrmek zorunda kalr. n c ve son perde alr. Tutarszlklar giderek artar; oyundan ktklar sanlan oyun kiileri yeniden grnrler. Bir ara, Roemerstadtn ldrd adam ortaya kar. Birisi henz akam olmadn hatrlatr; saat yediyi alar, yksek pence reler batmakta olan gnei yanstr, havada ateli bir Macar ezgisi gezinmektedir. Sahneye ilk kan oyuncu gelir, ilk perdenin ilk sahnesinde syledii cmleyi tekrarlar. Ro emerstadt hibir aknlk belirtisi gstermeden konuur onunla; seyirci Roemerstadtn Jaroslav Kubin denen sefil den bakas olmadn anlar. Oyun hi oynanmamtr; sahnede olup bitenler, Kubinin tekrar tekrar yaayp dur duu dngsel cinnetten baka bir ey deildir. Hladik bu yanllklar trajikomedisinin samasapan m, gzel mi, iyi kurulmu mu, batansavma m olduunu ken di kendisine hibir zaman sormamt. Yukarda zetledi im olay rgsnn zerinde yazar olarak kusurlarn rt meye ve yeteneklerini vurgulamaya yarayacak lde al m olduuna, ayrca oyunun, bu dnyada insan olarak sr drd varl balatmaya (sembolik anlamda) yetecei ne inanyordu. Birinci perdeyle nc perdenin bir ya da iki sahnesini bitirmiti. Oyunun-vezinli yaps, alt ll dizeleri, nnde yazl metin olmakszn deitirerek eit
22

lemeler yapmasn mmkn klyordu. Hladik daha yazmak zorunda olduu iki perde bulunduunu ve ok yaknda leceini dnd. Karanlkta Tanryla konutu: Ben u ya da bu biimde varoluyorsam, senin tekrarlarndan ya da yanllarndan biri deilsem, D m anlafm yazar olarak va rm. Benim de, Senin de varln hakl karacak olan bu oyunu bitirmek iin bir yl daha gerek bana. Yzyllarn ve zamann sahibi olan Sen, bana bu gnleri ok grme. Bun lar, hepsinin en katlanlmaz olan son gece sylemiti; on dakika gemeden uyku karanlk bir su gibi akp gitti ze rinden. afaa doru Clementine ktphanesinin yksek tavanl, dar koridorlarndan birinde gizlenmi olduunu grd r yasnda. Kara gzlkler takm bir ktphane memuru sor du: Nedir aradn? Hladik cevap verdi: Tanry aryo rum. Ktphane memuru yle dedi: Tanr, Clementine ktphanesindeki drt yz bin cilt kitabn sayfalarndan bi rindeki bir harftir. Atalarm ve atalarmn atalar bu harfi arayp durdular; ben o harfi ararken kr oldum. Gzlkle rini kard ve Hladik onun ksz gzlerini grd. Bir okur ald atlas geri getirmeye geldi. Bu atlas be para etmez, dedi ve Hladike uzatt. Hladik atlas ortasndan bir yerden at. Gzlerinin nnde, sanki bir ryadaym gibi Hindis tan haritas belirdi. Sonra birden kendine gveni yerine gel di, sayfann zerindeki en kk harflerden birine dokun du. Ayn anda her yerde birden bulunduu belli olan bir ses, almak iin istediin zaman baland, dedi. Rya nn burasnda uyand Hladik. nsanlarn ryalarnn Tanrya ait olduunu hatrlad; Maimonides ryalarda duyulan szlerin, ak seik duyul duklar ve onlar syleyen, gze grnmedii takdirde, Tanr sz olduklarn ileri srmt. Giyindi; hcreye gi ren iki asker ona pelerinden gelmesini sylediler.
23

Hcre kapsnn gerisinde; Hladik darsn koridorlar, merdivenler ve bina iinde binalarla dolu bir labirent olarak getirmiti gznn nne Gerek daha az gsteriliydi; dar bir demir merdivenden inerek i avluya girdiler. Bir kme asker -bazlarnn niforma dmeleri akt- bir motosikle tin zerine eilmi bir eyler konuuyorlard. avu duvar daki saate bakt; saat 8.44t. Dokuzu alncaya kadar bek lemek zorundaydlar. Hladik mutsuz olmaktan ok kaytsz bir ifadeyle bir odun ynnn zerine oturdu. Askerlerin, gzlerini gzlerinden kardklarn farketti. Bekleme sre sini kolaylatrmak zere avu ona sigara uzatt. Hladik si gara imiyordu; nezaketinden, belki de alakgnllln den ald sigaray. Yakarken ellerinin titrediini grd. Gk yz bulutlanyordu; sanki Hladik oktan lm gibi alak sesle konuuyordu askerler. Oyununa Julia von Weidenau olarak soktuu kadn boubouna gznn nne getir meye alt Hladik. dam mangas dizildi, asker hazroldyd. Klann duva rna dayanm, ayakta duran Hladik, yaylm ateinin gelme sini bekledi. Birisi duvarn kan iinde kalacana dikkati ekti, hkmlye bir iki adm ne kmas sylendi. Belki sama ama, bu Hladike fotoraflarn acemice hazrlklar n hatrlatt. Hladikin akana koca bir yamur damlas dt ve yanandan aa yavaa szld; avu ate em rini haykrd. Elle tutulup gzle grlen evren birden durdu. Tfekler Hladike doru evrilmiti, ama onu vuracak olan askerler hi kprdamadan olduklar yerde duruyorlar d. avu, koluyla yarm kalm bir hareketi sonsuzlatrd. Avlunun zeminindeki parke talarndan birinen zerine bir arnn kprtsz glgesi vurdu. Rzgr kesildi, bir resmin iinde gibiydiler. Hladik bir lk atmak, bir sz sylemek, elini kprdatmak istedi. Yapamad; inme inmiti sanki. Bu
24

kesintiye uram dnyadan ona tek bir ses bile ulamyor du... ldm, cehennemdeyim, diye dnd. Delirdim, diye dnd. Zaman durdu, diye dnd. Sonra, byle olsa, zihninin de durmu olaca geldi akima. Bunu sna mak istedi; Vergiliusun o gizemli drdnc obanl kaside sini (dudaklarn oynatmadan) syledi iinden. u anda ok uzaklarda kalan askerlerin kayglarn paylamakta ol duunu dnd; onlarla konuabilmek istedi. En ufak bir yorgunluk, hatta bu uzadka uzayan kprtszlm verdii uyumay bile hissetmiyordu. Bir sre sonra uykuya dald. Uyandnda dnya kprtszlm ve suskunluunu srd ryordu. Su damlas hl yananda asl duruyor, arnn glgesi hl taa vuruyordu. Yere att sigarann duman hl havada szlyordu. Hladik ne olduunu anlayama dan bir gn daha geti. Tanrdan elindeki ii bitirmek zere tam bir yl istemiti. Her eye Kadir Olan bu dileini yerine getirmiti ite. Tanr onun iin gizli bir mucize yaratmt; saptanan saatte Al man kurunuyla vurulacakt, ama Hladikin zihninde ate emriyle infaz arasndaki sre bir ylda geecekti. aknlk tan afallama, afallamadan kabullenme, kabullenmeden an szn gnl borcu duyma evrelerine geti. Elinde belleinden baka hibir belge yoktu. Altl dizele ri pepee eklemenin getirdii zihin alkanl, ona saa sola blk prk paragraflar iziktirip sonra da unutan ki milerinin akllarndan bile geiremeyecekleri bir disiplin salamt. Urap didinmesi, yarna kalmak ya da edebi zevklerinin yabancs olduu Tanry honut etmek iin de ildi. neyle kuyu kazar gibi, hi kprdamakszn, gizli gizli, zaman iinde kendi yce, grnmez labirentini kur du. nc perdeyi iki kere elden geirdi. Saatin sk sk almas ya da fondaki mzik gibi ok belirgin baz simgele ri kard. Acelesi yoktu. kard, ksaltt, geniletti. Kimi
25

yerde dnp dolap gene ilk yazd metne geldi. Giderek avluyu, klay sever oldu; karsndaki yzlerden biri Roemerstadt n kiilii hakkndaki dncelerini deitirmesi ne yol at. Flauberte onca musallat olan o kulak trmalay c tnlarn yalnzca grsel birer bo inan olduklarn, azn dan kan deil, yazya geirilen szcn kstllndan, yetersizliinden kaynaklandn kefetti... Oyunu bitirdi. Onu uratran tek bir szck kalmt. Onu da buldu. Ya mur damlas yanandan aa dt. Az yrek paralayan bir lkla ald, yz yana dnd, ayn anda drt tfek ten birden kan atele yere yld. Jaromir Hladik 29 Mart gn sabah saat dokuzu iki gee ld.

26

KILICIN Z

E. H. M.'e
m

nat bir yara izi yzn aprazlamasna kesiyordu; bir ucu akanda, teki ucuysa yanandaki krkla son bulan klrengi ve hemen hemen kesintisiz bir yay. Gerek ad nemli deil; Tacuarembodaki herkes onu La Coloradal ngiliz diye bilirdi. O tarlalarn sahibi Cardoso, tarlala r satmay reddetmiti: Anladm kadaryla, ngiliz, beklen medik bir ikna yoluna bavurmu, Cardosoya yzndeki yara izinin srrn aklamt. ngiliz, snrdan, Rio Grande del Surdan geliyordu; biroklar onun Brezilyadayken ka aklk yaptm sylerler. tii de sylenir; ylda birka kere kendini kuledeki odalardan birine kilitler, ancak iki ya da gn sonra, savatan km ya da ba dnmesinden yeni kurtulmuasna solgun, titreyerek, kafas karmakar k ve her zamanki kadar buyurgan, dar karm. Buz gi bi baklarn, yerinde duramayan srm gibi bedenini, boz renkli byn hatrlyorum. Hi kimseyle alverii yoktu; Ispanyolcasmn gdk ve Brezilya diliyle karm olduu bir gerektir. Postadan da bir i mektubu ya da bir iki ilan

dan baka bir ey almazd.


27

Kuzeyin kylerinden son geiimdi, Caraguat akarsuyu nun anszn tamas beni La Coloradada gecelemek zorun da brakmt. ok gemeden orada bulunuumun ne kadar zamansz olduunu anladm; ngilize yaranmaya altm; tutkularn en kolayndan yardm umdum: Yurtseverlik. n giltere gibi yrekli bir lkenin yenilmez olacan savun dum. Dostum bu dnceme katld, ama glmseyerek In giliz olmadn ekledi. rlandalIyd, Dungarvandan geli yordu. Bunu syler sylemez bir sr vermi gibi sustu. Akam yemeinden sonra gkyzne bakmak zere da rya ktk. Almt, ama alak tepelerin ardnda, gky znn imeklerle izgi izgi olup bakla yarlm gibi g rnen Gney ynnde ok gemeden frtna patlayacakt. Hizmet eden ocuk, derlenip toparlanm olan yemek oda sna bir ie rom getirdi. Epey bir sre sessizce itik. Sarho olduumu farkettiimde saati ka etmitik, bilmi yorum; ne trl bir esin, coku ya da cansknts beni yara dan szetmeye gtrd, onu da bilmiyorum. ngilizin y zndeki anlam deiti; bir an beni evden kovacan san dm. Sonunda en heyecansz sesiyle unlar syledi: Yaramn hikyesini size bir tek koulla anlatrm; hangi alaka koullar altnda olduunu, rezillii bir nebze azalt maya almadan anlatacam. Kabul ettim. ngilizcesini Ispanyolcasyla, hatta Portekizcesiyle kartrarak bana anlatt hikye u: 1922 sralarnda Connaughtun kentlerinden birinde, r landann bamszl iin savaan saysz kii arasnda ben de vardm. Yoldalarmdan bazlar hl yayor, kimseye zarar dokunmayan ilerle urayorlar; tekiler, belki size ters gelecek, ngiliz bayra altnda llerde ve denizlerde savayorlar; bunlardan bir bakas, en deerlileri, bir kla avlusunda, afak vakti gznden uyku akan adamlar tara fndan vurularak ldrld; bir blm (en bahtszlar ol
28

duklar da sylenemez) yazglaryla i savan handiyse ad sz ve gizli arpmalarnda yzleti. Bizler Cumhuriyetiy dik, Katoliktik; galiba romantiktik de. rlanda bizim iin yalnzca hayallerde yaayan bir gelecek ve iinde yaamaya katlanamadmz bir imdiki zaman deildi; ac, ama sev giyle anlan bir mitoloji, yuvarlak kuleler, Parnellin reddedilii, destandan destana, Kahraman Savalar, Balklar ya da Dalar olarak deien Boalarn almn anlatan o epik iirlerdi... Hi unutamayacam bir akam zeri Munsterli bir arkada katld aramza; John Vincent Moon diye biri. Henz yirmi yanda bile deildi. Bedeni hem dal gibi ince, hem de gevekti; belkemii yoktu sanki, bu da son de rece rahatsz edici bir izlenim uyandryordu ilk bakta. Al lah bilir hangi komnist elkitabm, byk bir evk ve ken dini beenmilikle neredeyse sayfa sayfa ezberlemiti; her trl tartmay kesip atmak iin diyalektik maddecilie bavuruyordu. nsann birinden nefret etmek ya da birini sevmek iin sonsuz sayda nedeni olabilir, Moon, evrenin tarihini gnl bulandrc bir ekonomik atmaya indirge miti. Devrimin baarya ulamasnn nceden belli olduu nu sylyordu. Ona bir centilmeni yalnzca yitik davalarn ilgilendireceini syledim. Bu arada gece olmutu; tartma mz girite, merdivenlerde, sonra da karanlk sokaklarda srdrdk. Beni Moonun azndan kan yarglardan ok, onun kar durulmaz, kendine son derece gvenen slubu etkilemiti. Yeni yoldamz tartmyordu; horlama ve bir para da kzgnlkla grlerini sralyordu. Kent dndaki evlerin oraya varmtk ki, anszn alan bir atele dilimiz tutuldu sanki. (Ya bundan nce ya da son ra bir fabrikann ya da klann plak duvarna srnp gemitik.) Ta deli bir yola girdik; alan atein nda iyice irileen bir asker, yanmakta olan bir kulbeden dar ya frlad. Bararak durmamz buyurdu. Admlarm hz
29

landrdm; dostum arkamdan gelmiyordu. Arkama dn dm; John Vincent Moon korkudan bylenmi, sonsuzlu a karm gitmiti sanki, yerinden kprdamyordu. Bu nun zerine koarak dndm, askeri bir vuruta yere devir dim, kfrederek Vincent Moonu sarstm, beni izlemesini syledim. Koluna yapmak zorunda kalmtm; kapld korku onu elden ayaktan kesmiti. Alevlerle delik deik olan gecenin iine doru katk. Arkamzdan yaylm atei ald, bir kurun Moonun sa omuzunu syrp geti; am aalarnn arasndan kaarken, hkra hkra alamaya balad. O yln, yani 1923n sonbaharnda General Berkeleyin yazlk evine sndm. General (kendisini hi grmemitim), Bengalde ynetimle ilgili birtakm grevlerin peindeydi; ev bir yzyllktan eski deildi, ama dklyordu, karanlklar iindeydi; insann akln kartran koridorlar ve ie yarama yan antrelerle dolup tayordu. Mze ve koca bir ktphane btn ilk kat kaplamt; bir bakma 19. yzyln tarihini oluturan, birbiriyle ilgisiz, birbirini yalanlayan kitaplar; g zel kvrml biimleri iinde donup kalm, eri azlarnda hl savan rzgryla iddeti gezinir gibi olan Niapur ii palalar. Eve (sanyorum) arkadan girdik. Moon, tirtir titre yerek, kuruyup atlam azyla gecenin ilgin olaylarla do lu olduunu mrldand; yarasna baktm ve ona bir fincan ay getirdim; yarasnm nemsiz olduunu saptayabilecek kadar bilgim vard. Birdenbire aknlkla kekeledi: Biliyor musun, kendini korkun bir tehlikeye attn. Bunu dert etmemesini syledim ona. ( savan getirdi i alkanlk beni byle davranmaya itmiti; hem sonra, bir tek yoldamzn bile ele geirilmesi davamz tehlikeye d rebilirdi.) Ertesi gn Moonun alm yeniden yerine geldi. Verdi im sigaray ald ve beni devrimci partimizin parasal kay
30

naklar konusunda iyice bir sorguya ekti. Sorular son de rece akt; ona (akszllkle) durumun ciddi olduunu anlattm. Derinden gelen silah sesleri Gney ynn sars yordu. Moona yoldalarmzn bizi beklediini syledim. Ceketim le tabancam odamdayd; dndmde M oonu gzleri kapal divann zerine uzanm buldum. Atei oldu u sansna kaplmt; omuzunda ok ac veren bir sz ol duunu ne srd. Onun onulmaz bir korkak olduunu o an anladm. Ken dine dikkat etmesini geveledim ve darya ktm. Korku iindeki bu adam, korkak sanki benmiim, Vincent Moon deilmi gibi sknt veriyordu iime. Tek bir insann yapt , sanki btn insanlar tarafndan yaplm gibidir. Bu ne denle, cennet bahesindeki sz dinlemezliin btn insan l kirletmesi hakszlk saylmaz; gene bu nedenle tek bir Yahudinin armha gerilmesinin insanl kurtarmaya yet mesi de hakszlk saylmaz. Belki de Schopenhauer hakly d; ben btn teki insanlarm, her insan btn insanlardr. Shakespeare bir anlamda o sefil John Vincent Moondur. Generalin usuz bucaksz evinde dokuz gn geirdik. Savan aclaryla baarlarndan szetmeyeceim; beni aa layan yarann hikyesini anlatmak niyetim. Arkadalar mzn bir klay basp da Elphinde makineliyle taranan tam on alt arkadamzn intikam n almay baardklar onuncu gnn dnda, bu dokuz gn belleimde tek bir gn olarak yer alyor. afaa kar, aaran gnn sersemlii iinde gizlice ayrldm evden. Gece olduunda geri dn dm. Dostum beni yukar katta bekliyordu; yaras zemin kata inmesine izin vermiyordu. Elinde stratejiyle ilgili bir kitap olduunu hatrlyorum; E N. Maude ya da Clausewitz. Top gibi ar silahlar yelerim, demiti bana bir ge ce. Planlarmzn ne olduunu sordu; bunlar knamaktan ya da dzeltmekten zevk alyordu. Kayg verici parasal du
31

rumumuzdan yaknmay da alkanlk edinmiti; i karart c bir bilgi tavryla sonumuzun kt olacan syledi. C est une affaire flam b ee, (Bu iten hayr gelmez,) diye m rldand. Korkaklndan utan duymadn gstermek iin zihinsel kibrini bytyordu. Bylece, iyi kt dokuz gn geti. Onuncu gn kent btnyle Kara-Sarllarn eline geti. Uzun boylu, suskun atllar yollar kolaan ediyorlard; kl ve duman, rzgrla savruluyordu, kede yere yatm bir ceset grdm, belleimde alann ortasnda askerlerin dur madan nianclklarn denedikleri bir korkuluktan daha fazla yer etmedi... afak skerken yola kmtm; leden nce dndm. Moon kthanede birisiyle konuuyordu; sesinin tonundan telefonda konutuunu anladm. Derken kendi adm duydum; sonra saat yedide geri dneceimi; sonra, beni baheden geerken tutuklam alar nerisini. ok bilmi dostum beni gzel gzel satyordu. Kiisel g venlik konusunda gvence istemekteydi. Burada hikyem karyor, ipin ucu kayor. Muhbiri, karanlk karabasanl koridorlar, ba dndren kuyu gibi merdivenler boyunca izlediimi biliyorum. Moon evi ok iyi tanyordu, benden ok daha iyi. Bir ya da iki kere onu kaybettim. Askerler beni ele geirmeden nce keye kstr dm onu. Generalin silah koleksiyonlarndan birinden bir denizci klc kaptm; bu yarm ayla onun suratna sonsuza kadar kalacak kanl bir yarm ay izdim. Borges, bu srr sa na, bir yabancya atm. Beni hor grsen de gam yemem. Hikyeyi anlatan burada durdu. Ellerinin titrediini farkettim. Ya Moon? diye sordum ona. Yahuda gibi, parasn ald ve Brezilyaya kat. Ayn ak am zeri alanda birka sarho askerin bir korkuluu kur una dizdiklerini grd.
32

Hikyenin gerisini bouna bekledim. Sonunda devam et mesini syledim. Bedeni bir hkrkla sarsld; sonra yalvarrcasna eri, beyazms yara izini gsterdi. Bana inanmyor musun? diye kekeledi. Yzmde kor kun, yz kzartc suumun izini tadm grmyor mu sun? Sonuna kadar dinleyesin diye hikyeyi byle anlattm sana. Beni koruyan adam ele verdim ben; Vincent Moon benim. imdi beni hor grebilirsin artk.

33

YOLLARI ATALLANAN BAHE

Victoria Ocampo'ya

iddell Hartn Birinci Dnya Sava Tarihi'nin 22. sayfa snda, 24 Temmuz 1916 gn on ngiliz tmeni ta rafndan -1400 topu desteinde- Serre-Montauban hattna kar giriilmesi gereken saldrnn 29u sabahna ertelendi ini okuyacaksnz. Hi kuku yok ki, bu nemsiz gecik meye saanak halinde yaan yamurlar neden olmutur, diyor Yzba Liddell Hart. Tsingtaodaki Hochschulenin eski ngilizce profesrlerin den Dr. Yu Tsun tarafndan yazdrlm, gzden geirilmi ve imzalanm aadaki sayfalar, olaya hi beklenmedik bir aklk kazandrmaktadr. Belgenin ilk sayfas kayptr. ...ve ahizeyi yerine koydum. Hemen ardndan telefonda Almanca karlk veren sesi tandm. Yzba Richard Maddenin sesiydi bu. Maddenin Viktor Runebergin apartman dairesinde bulunmas dertlerimizin ve ayn zamanda -ama bu bana daha az nemli geliyordu ya da yle gelm eliydionunla benim yaammzn da sonu demekti. Runeberg ya tutuklanm ya da ldrlm olmalyd.1 O gn gne bat1 ren ve tuhaf bir varsaym. Prusyal casus Hans Rabener, nam- dier Viktor

34

Bir kurunla parampara olmadan nce azm o gizli yerin adn ta Almanyadan duyulacak biimde haykrabilse... n san bedenindeki ses yetersizdi. Nasl yapmal da, o ad efin kulana ulatrmalydm? Ben ve Runeberg hakkn da, ikimizin de Staffordshirede bulunduundan baka bir ey bilmeyen ve Berlindeki duvarlar plak brosunda sonsuza dek gazeteleri gzden geirerek boubouna rapo rumuzu bekleyen o hasta, o nefret edilesi adamn kula na?.. Yksek sesle: kam alym, dedim. Sanki Madden imdi pusuda bekliyormu gibi, hi grlt karmadan, sessiz hareket etme konusunda gereksiz bir zen gstererek ye rimden doruldum. Bir ey -belki de yalnzca, bavurabile ceim hibir are olmadn apak grmenin bouna tela - beni ceplerimi yoklamaya yneltti. Bulacam bildiim eyleri buldum. Amerikan ii cep saati, nikel zincir, drtke demir para, zerinde Runebergin dairesinin ie yaramaz -ama su nitelii tayan- anahtarlar bulunan anahtarlk, not defteri, hemen yoketmeye karar verdiim (ama etmedi im) bir mektup, bir crown, iki ilin ve birka pence, mavikrmz yazan kalem, mendil, tek kurunlu tabanca. Neden dir bilmem, tabancay tutup, cesaret versin diye elimde y le bir tarttm. Tabanca sesinin ok uzaklardan duyulabilece ini geirdim aklmdan. On dakika iinde planm hazrd. Mesaj ulatrabilecek tek kiinin ad telefon rehberinde ya zlyd; trenle yarm saat eken Fentonn bir banliysnde oturuyordu. Korkak bir adamm ben. Bunu imdi, tehlikeli olduunu kimsenin yadsyamayaca bir plan sona erdirdikten sonra sylyorum. Biliyorum, yerine getirilmesi korkun oldu. Almanya iin yapmadm, hayr. Bana casus olma alakln ykleyen o barbar lkeye hibir sevgi beslemiyorum. Ayr ca, ngilterede benim iin Goetheden daha az byk olma yan bir adam -alakgnll bir adam- tandm. Onunla bir
36

saat bile konumadm, ama o bir saat iinde Goetheydi o... efin benim rkmdan insanlardan -benim kimliimde eri yip birbirine karan saysz atalarmdan- biraz rktn sezdiim iin yerine getirdim planm. Sar derili bir ada mn ordularn kurtarabileceini kantlamak istedim ona. Hem Yzba Maddenden da kamam gerekiyordu. Yum ruklar her an kapma inebilir, sesi her an kapma dayanabi lirdi. Gene grlt etmeden giyindim, bir aynada vedala tm kendi kendimle, merdivenlerden aa indim, sakin so ka kolaan ettim ve dar ktm. stasyon, evimden uzak deildi, ama bir taksiye binmenin daha akllca olacan dndm. Bylelikle tannma tehlikesinin daha azalaca n syledim kendi kendime; iin dorusu u ki, ssz sokak ta kendimi ok daha gznnde, ok daha tehlikede hisse diyordum. Taksi ofrne ana giri kapsnn biraz uzan da durmasn sylediimi hatrlyorum. zellikle, son dere ce ar hareketlerle indim taksiden; Ashgrove kyne gidi yordum, ama daha uzak bir istasyona bilet aldm. Tren bir ka dakika iinde, tam sekiz ellide hareket edecekti. Ko tum; bunu karrsam bir sonraki tren ta dokuz buuktayd. Platormda kimsecikler yoktu. Ardarda vagonlardan getim; birka ifti, yas elbiseleri iinde bir kadn, byk bir ilgiy le Tacitus Tarihini okuyan gen bir ocuk, yaral ama mutlu bir asker grdm hatrlyorum. Sonunda vagonlar ne doru bir sarsld. Bir adam boubouna platformun sonuna kadar kotu; onu tandm. Yzba Richard Maddendi bu. Aklm bamdan gitmiti, tir tir titreyerek oturduum kol tuun bir kesine, lanet olas pencerenin iyice uzana b zldm. Bu mthi korku giderek rezilce bir mutlulua dnt. Dellonun artk balam olduunu ve krk dakika iin de olsa, talihin yardmyla da olsa, karmdakinin saldrsn boa kararak ilk hamleyi kazandm dndm. Zaferle
37

rin bu en sradannn mutlak bir zaferin habercisi olduunu syledim kendi kendime; iimde hissettiim korkaka mut luluun, serveni baaryla sonulandrabilecek bir adam olduumu kantladn syledim (ncekinden daha az ya lan deildi). Bu zaaftan, beni hi yanyolda brakmayan bir g aldm, insanolunun gnden gne daha byk acma szlklara girieceini seziyorum; yaknda savalarla hay dut etelerinden baka bir ey kalmayacak; onlara bir dm var: Korkun bir ie kalkan kii bunu oktan tam am la yp bitirmi olduunu dlemeli, gemi kadar geriye dndrlem eyecek bir gelecek olduu dncesini kendine kabul et tirmeli. Bir lnn gzleriyle, belki de yaamnn son gn olacak o gnn bitiini, gecenin kn seyrederken bunlar geiriyordum aklmdan. Tren dibudak aalarnn arasndan yavaa ilerliyordu. Durdu, neredeyse tarlalarnn ortasndaydk. Kimse istasyonun adn barmad. Ashgrove mu? diye sordum platformdaki olanlara. Ashgrove, dediler. ndim. Platformu bir lamba aydnlatyordu, ama olanlarn yz leri karanlktayd. Biri ona, Dr. Stephen Albertin evine mi gidiyorsunuz? diye sordu. Bir bakas, cevabm bekleme den, Ev buradan ok uzaktadr, ama u soldaki yoldan gi der, her drtyol aznda bir sola saparsanz kaybolmazs nz, dedi. Onlara bir metelik (sonuncusunu) frlattm, iki basamakl ta merdivenden indim ve ssz yoldan yr meye koyuldum. Yol, hafif bir eimle yoku aa gidiyor du. Toprak bir ky yoluydu; bamn zerindeki dallar iie girmiti; alaktaki dolunay bana elik eder gibiydi. Bir an, Richard Maddenin bir biimde, umarsz planm kefettii dncesine kapldm. Sonra hemen ardndan bu nun imknsz olduunu anladm. Hep sola sapmam konu sunda sylenenlerin kimi labirentlerin merkez noktasna varmak iin bavurulan, ok bilmen bir yntem olduunu
38

hatrladm. Labirentlerden anlarm biraz: Yunnan Valisi olan ve hem Hung Lu Mengden bile daha ok kiili bir ro man yazmak, hem de her iine girenin kaybolaca bir labi rent kurmak uruna yeryzndeki btn yetkilerinden vazgeen Tsui Penin torunu olmam bouna deil. Byk babam, bu ok farkl uralara on yln vermi, ama so nunda bir yabanc tarafndan ldrlmt - roman blk prkt, labirentiyse hi kimse bulamamt. ngilterenin aalar altnda yrrken o kayp labirenti dndm. Gz lerden uzak bir da doruunda el dememi ve kusursuz biimiyle gzmn nne getirdim onu; pirin tarlalaryla yeryznden silindiini, sular altnda kaldn gzmn nne getirdim; sonsuz bir labirentti, sekizgen tarhlar ve iie gemi, balad noktaya dnen yollardan deil, r maklar, iller ve krallklardan kurulmu sonsuz biim iyle canlanyordu gzmn nnde... Bir labirentler labirentiy di dndm; gemile gelecei kuatacak ve bir yolunu bulup yldzlar da iine alarak ylan gibi kvrla kvrla dnya yzne yaylacak bir labirent. Bu aldatc imgelere kaplp kaderimin, kaaklk olduunu unuttum. Belirsiz bir zaman dilimi iinde dnyay soyut alglayan bir varlk ol duumu sanmtm. Her trl yorgunluk olasln ortadan kaldran inili yol kadar, sanki usul usul soluk alp veren krlar, gkyzndeki ay, gnn son klar da etkilemiti beni. Gnn leden sonras sanki dost, sanki sonsuzdu. Yol iniyor, iniyor ve artk birbirine karan ayrlklar ara snda atallanyordu. O an farkettim; rzgrn estii yne gre yaklap uzaklaan, sk yapraklarla aradaki uzakln hafifledii tiz, neredeyse gms tnlar tayan bir mzik geliyordu ileriden. nsann teki insanlarn yaamlarnn belli anlarnda onlarn dman olabileceini, ama bir lke nin dman olamayacan dndm o an; atebceklerinin, szcklerin, bahelerin, akarsularn, gnbatmlarmn
39

dman olamayacan... Bunlar dnerek, yksek, pasl bir bahe kapsnn nne gelmitim. Demir parmaklklarn arasndan bir kavak korusuyla bir kk seiliyordu. Ans zn, birincisi nemsiz, kincisiyse neredeyse inanlmaz iki eyin farkna vardm. Mzik kkten geliyordu ve in m ziiydi. Demek ki bu yzden hi dnmeden, hemen benimseyivermitim mzii... Zil ya da ngrak var myd, yoksa elimle kapya vurup seslendim mi, hatrlamyorum. Mziin ngrtlar srp gidiyordu. Evin iinden, gerilerden bir lamba yaklat; aalarn bazan izgiledii, bazan rtp karartt bir lamba, davul bi imli ve ay renginde kttan bir lamba. Uzun boylu bir adamn elindeydi. Ik gzm ald iin yzn greme dim. Kapy at ve ana dilimde tane tane: Gryorum ki yce gnll Hsi Png yalnzlm paylamaya kararl. Baheyi grmek istiyorsunuz herhalde? dedi. Elilerimizden birinin ad olan bu ad tandm ve ara rak, Bahe mi? dedim. Yollar atallanan Bahe. Belleimde bir eyler canland ve nasl oldu bilmiyorum, hi dnmeden, Atam Tsui Pnin Bahesi, dedim. Atanz demek ki? anl atanz... Girin ieriye. Islak patika, ocukluumda gezdiim patikalar gibi zik zaklar iziyordu. Doudan ve Batdan gelme kitaplarla do lu bir ktphaneye girdik. Ikl Hanedann nc h kmdar tarafndan baskya hazrlanan, ama hibir zaman baslmayan Yitik Ansiklopedinin sar ipekle ciltlenmi sra sra ciltlerini hemen tandm. Gramofonun tablasnda d nen plan yannda tuntan bir anka kuu vard. Ayrca f a m ille rose slubu bir vazo ve ustalarmzn Acem mleki lerinden rnek aldklar mavi renkte, yzyllar ncesinden kalma bir baka vazo daha hatrlyorum... Stephen Albert beni glmseyerek seyrediyordu. Dedi
40

im gibi, ok uzun boylu, yz izgileri sert, klrengi sakall bir adamd. Sinolog olmay aklma koymadan nce, Tiyenanda misyonerlik yaptn syledi bana. Oturduk. Ben uzun alak bir divana oturdum, o da pen cereye, byk, yuvarlak bir saate srtn verecek biimde oturdu. Peimdekinin, Richard Maddenin buraya bir saat ten nce varamayacan hesapladm kafamda. Dn ol mayan kararm henz bekleyebilirdi. u Tsui Peninki de artc bir talih, dedi Stephen Albert. Yerlisi olduu ilin valisi, astronomi ve astroloji bilgi ni, yorulm ak bilm ez din kitaplar yorum cusu, satran oyuncusu, nl air ve hat ustas -btn unlardan bir kitap ve labirent kurmak uruna vazgemi. Hem de zorbaln, hem de adalet datmann, yatandaki cariyelerin, lenle rin, hatta engin bilgisinin zevklerinden bile el etek ekmihepsi de kendini on yl Duru Yalnzln Kkne kapa mak iin. ldnde, miraslar karmakark elyazmalarndan baka bir ey bulamamlar. Belki biliyorsunuzdur, ailesi bunlar atee atmak istemi; ama vasiyetnameyi yeri ne getirmekle ykml olan kii -Taocu ya da Budac bir kei- baslmalar gerektiinde diretmi. Biz Tsui Penin soyundan gelenler, diye karlk ver dim, o keii hl lanetle anyoruz. Bunlarn baslmasnn hi de anlam yoktu. Kitap kartlklar iinde bir taslaklar yn. Bir kere gzden geirmitim; kahraman, nc b lmde lyor, drdnc blmde canl. Tsui Penin teki giriimine, labirente gelince... ite Tsui Penin labirenti, dedi Stephen Albert yksek, lake bir yaz masasnn zerini iaret ederek. Fildiinden bir labirent! diye bardm. Mmkn olan en kk labirent, yle m i? Simgelerden kurulu bir labirent, diye dzeltti. Gze grnmez bir zaman labirenti. Bu srrn zm bana, bar
41

bar bir ngilize layk grld. Aradan yzyl akn bir sre getii iin ayrntlar yerli yerine oturtmak imknsz; ama olup biteni kestirmek zor deil. Tsui Pen birdenbire, kitab yazm aktan vazgeiyorum demi olmal. Baka bir keresinde de; bir labirent kurm aktan vazgeiyorum demitir. Herkes bunlarn iki ayr eser olduunu sanyordu; kitapla labiren tin tek ve ayn ey olduu hi kimsenin akima gelmemi. Duru Yalnzln Kk, belki de yollar son derece karma k bir bahenin tam ortasnda duruyordu; bu durum mi raslara gerek bir labirentin varln dndrm olabi lir. Tsui Pen ld; sahibi olduu o usuz bucaksz toprak larda yaayan hi kimse bir labirente rastlamad; romandaki karklklar bana labirentin romann kendisi olduunu d ndrd. ki ipucu meselenin doru zmn buldurdu bana. Biri: Tsui Penin gerek anlamyla sonsuz bir labirent yarataca yolundaki garip sylenti. tekisi: Ele geirdiim bir mektubun paras. Albert ayaa kalkt, bir an srtn dnd; siyah ve altn renkli yaz masasnn ekmecesini at. Benden yana dn dnde elinde bir zamanlar kzl renkli olan, ama artk pembeye dnm, tekrar tekrar katlanp almaktan zar gi bi incelmi bir kt tutuyordu. Tsui Pen hattat olarak hak l bir n kazanmt. Kendi kanmdan bir adamn minicik bir frayla yazd u szleri anlamadan, yutarcasna oku dum: Yollar atallanan B ahemi eitli geleceklere (hepsine deil) brakyorum. Tek sz sylemeden kd geri verdim. Albert szlerini srdrd: Bu mektubu bulmadan nce, kendi kendime bir kitabn nasl sonsuz olabileceini sormutum. Dnml, dairevi bir ciltten baka bir ey gelmedi aklma. Son sayfas ilk say fayla e olan, dilediince srp gitme olasln ieren bir kitap. 1001 Gece Masallarnm tam ortasna rastgelen o ge ceyi de hatrladm; hain ehzarat (elyazmasn kaleme ala
42

nn byl bir gaflet an sonucunda) 1001 Gece Masalla rm balatan masal, yani ehrazatm sultana masal anlat mas m asaln kelim esi kelim esine anlatmaya balar da bylece sonsuza kadar tekrar tekrar baa dnmeyi de gze alm olur ya... Sonra babadan oula geen, geerken de her bir kiinin yeni bir blm ekledii, ya da atalarnn yazd sayfalar sofuca bir dikkatle dzelttii Platoncu bir metni de dndm. Bu varsaymlarla oyalandm bir sre; ama bunlardan hibirinin Tsui Penin kitabnn birbiriyle eli en blmleriyle uzaktan yakndan ilgisi yoktu. Zihnim byle karmakarkken Oxforddan sizin de gzden geirdi iniz elyazmas geldi. O cmle dikkatimi ekmiti elbet: Yollar atallanan B ahemi eitli geleceklere (hepsine deil) brakyorum. Daha ilk bakta anladm: Yollar atallanan Bahe, o karmakark romand; eitli geleceklere (hepsine deil) sz atallanmann uzamda deil.zamanda olduu nu dndrd. Eseri iyice bir okuyunca bu kuramm doruland. Btn kurgusal eserlerde, kii birden fazla se enekle karlatnda, bir tekini seer ve tekilerden vaz geer; Tsui Penin kurgusal eserindeyse yazar -ayn andahepsini birden seiyordu. Yazar bylelikle kendileri de o alp atallanan ok sayda gelecek, ok sayda zaman da yaratyordu. Romandaki elikilerin aklamas da bu ite. Diyelim ki Fang diye birinin bildii bir sr var; bir yabanc alyor kapsn; Fang araya giren bu adam ldrebilir, araya giren adam Fang ldrebilir, ikisi de kap kurtula bilir, ikisi de lebilir falan filan. Tsui Penin eserinde akla gelebilecek btn zmler ierilmi; her biri de baka atallanmalar iin birer k noktas. Bazan, bu labirentin yollar kavuur; rnein, siz bu eve geldiniz; olas gemi lerden birinde dmanmsnz, bir bakasnda dostum. D zelmek bilmeyen incemin kusuruna bakmazsanz birka sayfa okuyalm.
43

Lambadan gelen n parlak yuvarla iindeki yz, kuku yok ki bir yal adam yzyd; ama bu yzde inat, hatta lmsz bir eyler vard. Yavaa, olanca dikkatiyle ayn destans blmn iki yorumunu okudu. Birincisinde bir ordu ssz bir dan ortasndan savaa yollanyordu; ka yalarla glgelerin rknl askerlerin yaamlarn hie saymalarna yol ayor ve dman kolayca yeniyorlard. kincisinde, ayn ordu byk bir lenin yapld bir saray bir utan tekine geiyordu; grkemli sava onlara elenti nin devamym gibi geliyor ve dman yeniyorlard. Bu eski metinleri gereken saygyla dinledim; belki de asl ar tc olan, metinlerin kendilerinden ok benim kanmdan bi ri tarafndan yaratlm ve etin servenler sonucunda, Bat dnyasndaki bir ada zerinde, uzak bir kralln hizmetk r tarafndan bana aktarlyor olmalaryd. Her iki yorumda da gizli bir buyruk gibi yinelenen u son szleri hatrlyo rum: te byle dvt kahram anlar; vlesi yrekleri huzur iinde, kllar kyc, lm eye ve ldrmeye yeminliydiler. O andan sonra kendimde ve karanlk gvdemin iinde el le tutulmaz, gzle grlmez bir kprdama hissettim. Birbi rine kout ilerleyip sonra ayran, derken birbirinn iinde eriyip giden ordularn yaratt deilse bile, bunlarn esinle dii, anlatlmaz, ok derin bir i skntsyd bu. Stephen Albert szlerini srdrd: anl atanzn bu eitlemeleri boubouna kurcaladn sanmam. On yln bkp usanmadan bir retorik oyunu kurmaya adamas akla yakn gelmiyor. Sizin lkenizde ro man, edebiyatn dallarndan biridir; Tsui Pen son derece usta bir romanc, ama ayn zamanda da kendini yalnzca ro manc olarak grmeyen bir edebiyat adamyd. adalar nn tankl onun metafizik ve mistik ilgileri olduunu gsteriyor - yaam da bunu btnyle dorular nitelikte. Romann byk blm felsefi tartmalarla dolu. Kars
44

na kan btn meseleler arasnda, zamann bir uurumu andran sonsuzluu kadar kafasn uratran hibir mesele olmadm biliyorum. Oysa, Yollar atallanan Bahe'nin sayfalarnda karmza kmayan tek mesele bu. Zaman s zn bile kullanmyor. Bu szckten bile bile vazgemesini nasl aklyorsunuz? eitli aklamalar nerdim -hepi de doyurucu olmaktan uzakt.- Bunlar zerine tarttk. Stephen Albert dedi ki: Doru cevab satran olan bir bilmecede gemeyen tek szck hangisidir? Bir an dndkten sonra cevap verdim: Satran szc ! Tam stne bastnz, dedi Albert. Yollar atallanan Bahe, konusu zaman olan usuz bucaksz bir bilmece ya da mesel; bu ok gizli nedenden tr zaman szc ge miyor. Bir szc hi kullanmamak, onun yerine yetersiz benzetmeler ve dolambal anlatm yollarna bavurmak, onu vurgulamann belki de en etkili yoludur. malarla ya zan Tsui Penin bitip tkenmez romannn dolambalarn da yelenen dolayl yntem de budur ite. Yzlerce elyazmasn karlatrdm, yazarlarnn dikkatsizlii sonucu or taya kan yanllar dzelttim, bu kaosun i yapsn kestir meye altm; ilk bataki dzenini yeniden kurdum -evet, yeniden kurduumu sanyorum- eseri tmyle evirdim; zaman szcn bir kere bile kullanmad ak. Bunun nedeni ortada; Yollar atallanan Bahe, Tsui Penin algla d biimiyle evrenin belki tamam olmayan, ama doru bir grnmdr. Nevvtonla Schopenhauerin tersine, atanz, bir rnek, mutlak bir zamana inanmyordu. Sonsuz zaman dizilerine, gittike byyen, ba dndrc hzla birbirine kavuup ayran kout zamanlarn oluturduu bir aa ina nyordu. Yzyllar boyu birbirine yaklaan, atallanan, sek teye urayan ya da birbirinden habersiz zamanlardan r
45

len bu a btn olaslklar kucaklamaktadr. Biz bu zaman larn birounda varolmayz; bazlarnda siz varolursunuz, ben olmam; tekilerde ben varolurum, siz varolmazsnz; bakalarnda ne siz ne de ben varolmayz. Talihin yzme glp de sizi karma kard u iinde bulunduumuz zamanda evime geldiniz; bir bakasnda, baheden geer ken cesedimi buldunuz; gene baka birinde, ayn szleri sylyorum ama, ben bir aldatmaca, bir hayaletim. Her birinde, dedim sesimin titremesine engel olamayarak, size teekkr borluyum ve Tsui Penin Bahesini ek siksiz biimde kurduunuz iin size byk bir sayg duyu yorum. Hepsinde deil, diye mrldand glmseyerek. Zaman saysz gelecee doru hi durmamacasna atallanyor. Bunlardan birinde ben sizin dmannzm. Szn ettiim kprdama bir kere daha geti iimden. Evi evreleyen slak bahe sonsuz sayda insanla dolup ta yordu sanki. Bu kiiler Albertle bendik; baka zamain bo yutlarnda aldmz trl biim lerde gizli ve etkindik. Gzlerimi kaldrdm; o zar inceliinde karabasan zlp yok oldu. Bu sar ve siyah bahede bir, tek adam vard; ama bu adam bir heykel kadar sarslmazd... bu adam bahenin yolu boyunca ilerliyordu ve Yzba Richard Maddendi. Gelecek u anda varoluyor, karln verdim, ama ben dostunuzum sizin. u mektubu bir kere daha grebilir miyim? Albert ayaa kalkt. Upuzun boyuyla ayakta durarak yk sek masann ekmecesini at; o an srt bana dnkt. Ta bancay dorultmutum. Olanca dikkatimle ateledim. Al bert hi ses karmadan yere ykld. Onun o an ldne yemin ederim - bir imek akmt sanki. Gerisi gerek olmaktan uzak, nemi de yok zaten. Mad den ieriye dald, beni tutuklad. Daraacna yollayacaklar
46

beni. ntikamm en pis biimde aldm; saldrmalar gere ken kentin gizli adn Berline bildirdim. Dn bombaladlar; haberi, Yu Tsun adl bir yabanc tarafndan ldrlen nl Sinolog Stephen Alberti saran esrar perdesini tm ngilte rede duyuran gazetelerde okudum. ef esrar zmt. Derdimin (savan grlts patrts arasnda) Albert adl kente iaret etmek olduunu, bunu yapmak iin de ayn ad tayan bir adam ldrmekten baka yol bulamadm bi liyordu. Saysz pimanlklarmla bkknlklarm ise bilmi yor - hi kimse de bilemez zaten.

47

LMSZLER

Gr artk, bizim gzlerimizle krleme den gzlerin. Rupert Brooke 923 ylnn- o masum yaz mevsiminde yazar tarafndan bizzat imzalanarak (kitab eski kitaplara satmadan n ce imzal yapra yrtma inceliini gsterdim) bana arma an edilen, Camillo N. Huergonun Seilmi adl novellasmn ince kurmaca cilas altnda bu denli byk bir kehanet gizlediini kim bilebilirdi ki? Kapa, Huergonun beyzi ereve iindeki bir fotoraf sslyor. Bu enstantane foto rafa her bakmda ok eyler vaadeden bir yaz yaamn baharnda solduran o akcier hastalnn kurbannn biraz sonra ksrverecei duygusuna kaplrm. Adn koyalm, verem, yazar bendenizin ska kapld ycegnlllk patlamalarndan birinde kendisine dendiim mektubu cevaplamaktan da alkoymutur. Kaleme aldm bu notlarn bandaki cmle yukarda andm novelladandr; Akademi yesi Dr. Montenegrodan bu cmleyi Ispanyolcaya evirmesini rica ettim ama olumlu sonu alnamad. Konuya aina olmayan okura meselenin ne olduu hakknda ksa bir fikir verm ek zere, Huer gonun anlatsn yle bir zetleyeceim:
48

Hikyeyi anlatan, Gney blgesinin ierilerinde, ubutda yaayan ngiliz iftlik sahibi Don Guillermo Blakea bir ziyarette bulunur. Blake, akl fikri sadece koyun yetitir mekte olmayan, mehur Platonun daldan dala atlayan retileri ve cerrahi tp alanndaki en son ve en olmayacak ye niliklerle de ilgilenen biridir. Don Guillermo okuduklarnn nda be duyunun gerekliin alglanmasn nledii ya da arptt ve bunlardan kurtulabilseydik, dnyay olduu gibi, -sonsuz ve zaman d haliyle- grebileceimiz sonu cuna varr. Eyann ebedi rneklerinin ruhun derinliklerin de yatt ve Yaradann bize bahettii alglama organlar nn grosso m odo birer engel olduunu dnmeye balar. Bunlar d dnyada varolan her eye kar bizi kr eden, ay n zamanda da dikkatimizi saptrarak iimizde tadmz grkemi gzard etmemize yolaan kara gzlklerden baka bir ey deildir. Blake, gnn birinde gereklikle tanacak birini yetitir mek zere iftlikte alan kzlarn birinden bir olan ocu u peydahlar. Babann ilk ii olan mr boyu uyutur mak, kr, sar ve dilsiz yapmak, onu tat ve koku duyula rndan kurtarmak olur. Gene ayn amala bu seilmi ada yn kendi bedeninin farknda olmamas iin gereken btn nlemleri alr. Gerisi terleme, kan dolam, beslenme, ha zm ve dklama gibi ilevlerin yerini alacak donanmlarn iidir. Tmyle zgrleen olan ne yazk ki hibir insani ilikiyi de tanmamaktadr. Baz nemli ileri olan yazar iftlikten ayrlr. On yl son ra bir daha gelir. Don Guillermo lmtr; olu eskiden ol duu gibi trl makinelerle dolu eski, tozlu bir kulbede yaayp gitmektedir, soluk alp verii doal, kalp atlar d zenlidir. Hikyeyi anlatan, oradan bir daha dnmemecesine ayrlmak zereyken, yere drd sigara izmariti kul beyi yakp kl eder ve bunu rastlant sonucu mu yoksa bi
49

lerek mi yaptn kendisi de hibir zaman kestiremez. Huergonun, dnemine gre olduka artc saylabilecek ama gnmzn bilim adamlarn, astronot ve fzelerini dnrseniz oktan alm hikyesi byle sona erer. lm gitmi, unutulmu bir yazarn hikyesinin u rastgele zetini yapp kurtulduktan sonra -ondan bir kar um muyorum ne de olsa- imdi tekrar asl meseleye dnyo rum. Belleim beni 1964 ylnn bir cumartesi sabahna g tryor; nl jerontolojist Dr. Rail Narbondoyla randevum vard. Ac bir gerek ama, bizler, dnk delikanllar da gi derek ya alyoruz; sk salar seyreliyor, kulaklardan biri iitmez oluyor, krklklarn ii kir doluyor, az dilerinin yeri boalyor, bir ksrk gelip yerleiyor, kamburumuz kyor, ayak akllara daha ok taklr oluyor, yani uzun szn ksas aile babalar da kuruyor, kavruluyorlar. Kuku yoktu artk, genel bir kontrol iin Dr. Narbondoyu grme zaman gelmiti, hele onun ilevini yerine getirmeyen or ganlar deitirmekte uzmanlat dnlrse. O gn leden sonra oynanacak Palermo Genlik - Is panya Spor kulpleri manda en n sradaki yerimi alp ta kmm coturamadm iin, iin iin zlerek Corrientes caddesinde, Pasteur yaknlarndaki klinie yollandm. h retini duyanlarn da yakndan bildii gibi bu klinik Adamant Binasnn on beinci katn igal etmektedir. Asansr le (Electra irketi yapmyd) yukarya ktm. Dr. Narbondonun pirin levhasyla gzgze gelince zile bastm, ieri den ses seda gelmedi, btn cesaretimi toplayarak yar ak kapdan szdm, bekleme odasna girdim. Orada Hanmlar, Sizin in ve Jum bo dergilerinin en son saylaryla babaa, guguklu saat on ikiyi alp beni koltuumdan zplatncaya kadar vakit ldrdm. Birden aklma geldi, kendi kendime Ne oldu acaba? diye sordum. Bir dedektif gibi her admm hesaplayarak, yandaki odaya doru bir iki adm yryp
50

ieri bir gzattm, en ufak bir grlt duyduum an taban lar yalamaya hazr olduumu da itiraf etmeliyim. Aa dan, sokaktan klakson ve araba grltleri, bir gazete sat csnn sesi, bir yayaya cann balayan ac fren sesi geldi, ama evremde kesin sessizlik egemendi. Laboratuara ya da bir eczanenin arka odasna benzeyen bir yerden getim boylu boyunca. Her tarafta aletler ve eit eit ieler vard. Erkekler tuvaletine ulamaya almann verdii aceleyle, laboratuarn dibindeki bir kapy itip atm. eride, baknca anlam veremediim bir ey grdm. Et raf duvarlarla evrilmi bu yuvarlak blme alak tavanly d, neon lambalaryla aydnlatlmt, ierideki boucu duy guyu hafifletecek tek pencere yoktu. Odada drt ahsiyet vard, ya da daha dorusu drt mobilya. Renkleri duvarla ayn, yapldklar malzeme tahta, biimleri kbikti. Herbir kutunun zerinde, kafes eklinde bir delii ve altta posta kutularnn zarf atlacak yerlerine benzeyen bir yar bulu nan daha kk ikinci bir kutu duruyordu. Izgaraya benze yen kafeslerden ieriye dikkatle baktnzda dehetle, size bakan gz gibi bireyleri farkediyordunuz. Yarklardan ise arasra ne anlama geldiini Ulu Tanrnn bile anlayamayaca bir inleme ya da fsltlar korosu ykseliyordu. Bu kutular birbirlerine dnk olarak, bir kare yapacak biimde yerleti rilmilerdi, kk bir meclis oluturuyorlard. Ka dakika geti, bilmiyorum. Tam bu srada doktor ieri girdi: Beklet tiim iin zrlerimi kabul edin Bustos. Bugnk Palermo Genlik - spanya Spor ma iin bilet ayrtmaya kmtm da, dedi. Kutular iaret ederek devam etti szlerine: Sizi Santiago Silberman, emekli Mahkeme Ktibi Luduena, Aquiles Molinari ve Bayan Bugardla tantraym. Mobilyadan hafif gurultular ykseldi. gdsel olarak elimi uzattm ama onlarla tokalama zevkini tadamadan us lu uslu geri ekmek zorunda kaldm, dudaklarma buz gibi
51

bir glmseme yerleti. Kendimi antreye dar attm. Bir i ki. Sert bir iki, diye kekeledim. Narbondo elinde ii su dolu dereceli bir kapla laboratuar dan kp geldi, suyun iine kpren bireyler damlatt. Al lah raz olsun- bu feci tat beni kendime getirdi. Aklama, kk blmenin kaps kapanp skca kilitlendikten sonra geldi: Benim lmszlerin sizi bu kadar etkilediklerini gr dme pek sevindim, azizim Bustos. Kim derdi ki Dar vin'in yarm yamalak insanlam ebei hom o sapiens bylesi bir kusursuzlua eriecek? Buras, benim evim, sizi te min ederim ki Amerikada da Dr. Eric Stapledonun yn temlerinin sonuna, kadar uyguland tek yer. Hi kuku yok ki elim bir kayp olan bu doktorun Yeni Zelandadaki lm bilim evrelerinde byk bir aknlk yaratmt, hatrlarsnz. u da var, onun taslak halindeki almalarn bir iki Arjantin enisi ekleyerek gelitirdiim iin kendi kendimi tebrik ediyorum. Tezi, kendi bana -sonuta gene dnp dolap Newtonn elmasna* geliyoruz- olduka ba sit. Bedenin lm, adna ister bbrek deyin, ister akcier ister kalp ya da ite her neyse, bir organn ilevini yerine getirememesinden baka birey deil. Organizmay olutu ran ve kolayca eskiyip gidebilen eitli paralar leke tut maz, polietilen paralarla deitirildiinde insan ruhunun, yle ya hatta sizinkinin -Bustos Domecqin- bile, lmsz olmamas iin hibir neden yok. Sizin o felsefi incelikleri gein bir kalem; beden vulkanize edilip ara ara yeniden ka lafatlanabilir, bylece zihin yaamay srdrr. Cerrahi in sanl lmszle ulatrd. Yaamn esas hedefine varl d- zihin kesintiye urama korkusu olmadan yaamay sr dryor. lmszlerimizden herbirinin firmamzn gven cesi altnda ebediyetin birer tan olacaklarndan emin ola bilirler. Gece-gndz ak tutulan bir elektrik ykleme sis
52

temiyle tazelenen beyin, iinde bilyeli yataklarla hcrelerin ibirlii yapt son organik cephedir artk. Gerisi formika, elik ve plastik. Soluk alp verme, beslenme, reme, hare ket -dklama bile!- gemite kald. Bizim lmszlerden herbiri birer gayrimenkuldr. Doru, bir ya da iki kk ayrnt eksik. Konuma becerisi, sz syleme bunlar daha da yetkinletirilebilir. Maliyete gelince, kayglanmayn. Ya sayla ilgili brokratik engellerin almasn salayan bir yol bulduk, aday mlkn bize devrediyor. Narbondo irketi ben, olum, onun soyundan gelenler- yaamanz, hibir deiiklie uratmadan, zamann sonuna kadar idame ettir mekle grevli oluyor. unu da syleyeyim, memnun kal mazsanz paranz geri verilir eidinden bir garanti bu. Sznn burasnda elini omuzuma koydu. radesinin ya va yava beni ele geirdiini hissediyordum. Ha-ha-ha! Gryorum ki itahnz kabarttm, kannza girdim, azizim Bustos. Bir iki ay yeter, ilerinizi yoluna koyar, sonra gerek li imzalarla birlikte hereyi bizim ellerimize brakrsnz. Ameliyata gelince, tabii eski bir dost olarak size indirim yapmak isterim. Yz bin yerine sizden doksan be bin al rz* pein tabii. Gerisi sizin. kamet, bakm gibi eitli hiz metleri karlamaya yeter. in tbbi tarafna gelince, acsz hallediliyor. Bir baca kesip yerine yenisini koymak gibi bir ey. Kayglanmaya gerek yok. Ameliyat tarifesinde sakin olun, gnlnz ferah tutun. Ar yemekler yemeyin, t tn ve alkol almayn, o pek sevdiiniz ithal viskiden bir iki kadeh yuvarlayabilirsiniz tabii, o kadarck olur. Hepsinden nemlisi aman sabrszlanmayn. Neden iki ay? diye sordum. Bir ay yeter de artar bile. Anestezinin etkisi geince uyanp bir de bakarm ki sizin o kutulardan biri olmuum. Adresim ve telefon numaram siz de var. En ge cuma gn buradaym. Ben ka yolunu aranrken elime bir kart tututurdu;
53

Nemirovski & Nemirovski, Hukuk Danmanl irketi va siyetnameyle ilgili ayrntlarda emrimde olacaklard. Metro kna kadar kendime son derece hakim olarak yrdm, sonra frladm, uarcasna indim basamaklardan. Hi za man kaybetmedim. Hemen o gece, ardmda en ufak bir iz brakmadan bir otele tandm, otel defterinde adm Aquiles Silberman olarak geiyor. Bu mtevazi otelin ta arkasndaki odamdaym imdi, yzmde takma sakalm, gzlerimde ka ra gzlkler, olup bitenleri kda geiriyorum.

54

D ello

Juan Osvaldo Viviano'ya

u hikye, Henry Jam esin -ki onun dnyasn bana ilk tantan da bu hikyenin kiilerinden biri, Clara Figueroadr- ilgisini ekebilirdi. O, ince bir ironiyle yz ksur sayfa kadar doldurur, bunu da karmak ve zenle anlal maz hale sokulmu konumalarla zenginletirirdi. Ne hik yenin sonuna melodramatik bir ss eklemesi artc olur, ne de deiik bir dekor -Londra ya da Boston- hikyenin zn deitirirdi. Hikyedeki olaylarn getii yer Buenos Airestir. Brakacam orada kalsnlar; ik hikyenin ar geliimi ve incelikli bir kltr ortam olan dekoru benim edebi alkanlklarma uygun dmyor. Bu hikyeyi yazya geirmek benim amdan alakgnlllkle giriilmi, rastgele bir servendir. Daha imdiden, hikyedeki olaylarn hikye kiileriyle onlarn aralarndaki ilikiden daha az nemli olduunu belirterek okuru uyarmak isterim. Clara Glencairn de Figueroa yapl, uzun boylu bir ka dnd, ate krmzs salar vard. Entelektel olmaktan ok anlay sahibiydi, esprili deildi, ama bakalarnn -hatta baka kadnlarn- mizah duygusunu deerlendirmesini bi55

lirdi. Tek tutkusu konuk arlamakt. Farkllklar houna giderdi; belki o kadar ok yolculuk etmesinin nedeni de buydu. Dnyann son derece rastlansal bir trenler ve tre ler rgs olduunu anlamt, te yandan bunlar bir kra lie edasyla yerine getiriyordu. Ailesi, onu daha ok gen yata Isidora Figueroa adl sekin bir avukatla evlendirmiti. Avukat ileride Kanadaya bykeli olacak, daha sonra da telefonla telgrafn icat edildii bir dnemde eliliklerin birer anakronizma, gereksiz bir kamu klfeti olduunu sy leyerek grevinden ayrlacakt. Bu karar btn meslektala rnn itirazlaryla karland; Clara, Ottawanm iklimini se viyor -ne de olsa sko kkenliydi- ve eli kars olarak g revlerinden hi de honutsuzluk duymuyordu, ama kar kmay dnmedi bile. Figueroa ksa bir sre sonra ld. Yllar sren kararszlk ve kimlik arayndan sonra, Clara resim yapmaya karar verdi - belki biraz da arkada Marta Pizzarodan cesaret almt. Marta Pizzaronun zellii, ondan szeden herkesin Martay bir kere evlenip boanm o esiz Nelida Saramn kzkardei olarak hatrlamasyd. Marta Pizzaro paletle frada karar klmadan nce yazma seeneini de akimdan geirmiti. Okuma dili olan Fransz cay byk kvraklkla kullanyordu geri, ama spanyolca onun iin -Corrientes blgesindeki hanmlar iin Guaranca neyse- evde kullanlan bir letten farkszd. Gazetelerin edebiyat ekleri ona Lugores ya da spanyol yazar Ortega y Gassetle dolu sayfalardan baka bir ey sunmuyorlard; bu ustalarn slubu onda, anadilinin, dncelerini ya da duy gularn dile getirmekten ok, ene yartrmaya yarayaca kukusunu pekitirdi. Mzik konusunda bildikleriyse, bir konser dinleyicisinin bilmesi gereken kadard. San Luisin batsndaki bir kentten geldii iin, resme, Juan Crisostoma Lafimurla Albay Pascual Pringlesin asllarma sadk birer
56

portresini yaparak balad, bunlar da Kent Mzesi tarafn dan satn alnd - baka trl olmas da beklenemezdi za ten. Yrenin nllerinin portrelerinden Buenos Airesin es ki evlerinin resimlerine geti, bunlarn sessiz sedasz avlula rn, bakalarnn kulland canl tiyatro dekoru renkleri yerine sessiz sedasz renklerle canlandryordu. Birileri -ke sinlikle Clara Figueroa deil- onun sanatnn tm esinini 19. yzyln anonim talyan duvarclarndan aldn syle di. Clara Glencairnle Nelida Sara arasnda (dedikodulara baklrsa, bu kincisi bir zamanlar Dr. Figueroaya kt) her zaman belli bir rekabet olmutu; belki de dello onlar arasndayd da, Marta yalnzca buna let edilmiti. Bilindii gibi, birok ey baka lkelerden kar ve neden sonra Arjantine ular. Mantkla dili mutlak biimde hor grdklerini belirtmek istercesine, kendilerine somut ya da soyut adn veren, bugn haksz yere unutulmaya terkedil mi ressamlar gelenei de, bunlardan yalnzca biridir. Hatr ladm kadaryla, mzikten nasl kendi ses dnyasn ya ratmas bekleniyorsa, kzkardei olan resmin de gerekte varolan fiziksel nesnelere herhangi bir gndermede bulun makszn bir renk ve biim dnyas yaratmaya hakk oldu u savunuluyordu. Dallasl sanat eletirmeni Lee Kaplan, bu gelenei izleyen ressamlarn yapt, burjuvalar fkelen diren tablolarn, Incilin, insana canl eylerin benzerini yapmay yasaklayan bir buyruundan ortaya ktn, ayn buyruun slam dinince de paylaldn yazmt. Bu putkrclar, diyordu Kaplan, Drer ve Rembrandt gibi sap knlarca yolundan karlan gerek resim geleneine geri dnyorlar. Kaplann dmanlar onu kilimler, iek dr bnleri ve erkek fularlarndan baka bir eyden etkilenme mi olmakla suladlar. Btn estetik devrimler insan sorumsuzlua ve kolayc la kkrtr; Clara Glencairn de soyut ressam olmay seti.
57

Oldum olas Turnera hayranlk duyduu iin de, soyut sa nat, Ustann tuval zerine nokta nokta serpitirdii grke mi rnek alarak zenginletirmeyi kendine hedef belledi. almalarnda herhangi bir baskyla karlamyordu, belli sayda tuval doldurdu, birounu da yoketti ve sonunda bir dizi guva tablosunu 1954 knda Suipache Sokandaki galeride sergiledi. Bu galerinin zellii, o zamanlar pek mo da olan askeri terimle n saflan zorlayan tablolar sergilemesiydi. Garip bir terslik oldu. Eletiriler genel olarak olumluydu, ama grubun resmi yayn organ, Clarann fig ratif olmamakla birlikte nokta ve izgilerle de yetinmeyen, kle halinde bir gnbatmn, girift bir orman ya da denizi andran biimlerini acmaszca yarglad. Bu yargya belki de ilk glmseyen Clara Glencairn oldu. Modern olmak iin elinden geleni yapm, modernler ise onu dlamlard. Ne var ki resim yapmann kendisi onu resimle kazanlacak nden daha ok ilgilendiriyordu, onun iin de almay srdrd. Sanat da bu olaya aldr etmeksizin srd gitti. Gizli dello balam bulunuyordu. Marta yalnzca sanat deildi; ayn zamanda haksz bir yaktrmayla sanatn idari yn olarak adlandrlabilecek konularla da ilgileni yor ve Giotto grubu denilen bir dernein sekreter yardmc ln yapyordu. 1955 ortalarna doru, Marta, gruba ok tan kabul edilmi bulunan Claranm, grubun yeni yeleri arasnda sivrilerek komite yeliine seilmesini salad. Tek bana ele alndnda nemsiz saylabilecek bu olayn ze rinde durmaya deer. Marta, arkadana yardmc olmutu, ama uras -son derece anlalmaz da olsa- kesin ki, baka sna iyilik yapan, her zaman iin kendisine iyilik yaplann stnde bir yerdedir. 1960 sralarnda uluslararas ne sahip iki plastik sanat -mesleki terimler iin zr dilerim- bir birincilik dl iin yaryorlard. Adaylardan yalca olan, btn arba
58

llyla srdrd yalboya sanatn Iskandinavlar bo yunda gaucho1 resimleri yapmaya adamt. Yirmi yalarn daki olduka gen rakibiyse resimlerinde bilerek yaratt karmaa yznden hem vlm, hem de yerilmiti. Hepsi de elli yan am jri yeleri, kamuoyu tarafndan modas gemi olmakla sulanmaktan korktuklar iin ikinci ressa m yeler grnmekle birlikte, iten ie ondan hi holan myorlard. nce kibarca, sonra da can skntsndan epeyce bir tartmlar, gene de bir karara varamamlard. nc oturumda ilerinden biri yle dedi: B. olduka kt bana kalrsa; dorusunu isterseniz Clara Figueroadan bile kt. Oyunu Figueroaya verir miydin? dedi baka bir j ri yesi, biraz horgryle. Evet, dedi ilki, tepesi atmt. O gece dl oybirliiyle Clara Glencairne verildi. Clara zarif ve cana yaknd, ad en ufak bir rezalete karmamt. Kentin dnda, Piardaki villasnda en gsterili dergilerin bile fotoraf yolladklar partiler veriyordu. Onuruna ve rilmesi beklenen yemek Marta tarafndan dzenlendi ve ve rildi. Clara zenle seilmi bir iki szle, gelenekselle yeni ya da dzenle serven arasnda gerek bir kartlk bulun madm ve gelenek dediimiz eyin yzyllardr rlegelen bir servenler a olduunu syledi. Yemekte sosyeteden birok kii, hemen btn jri yeleri ve bir iki tane de res sam vard. Hepimiz, iinde bulunduumuz koullar dar bir adan deerlendirme ve komumuzun tavuunu kaz grme eilimindeyizdir. G au cho larla ky m anzaralarna baylm ak, kentli olmaktan ileri gelen bir zentidir; ard arkas gelme yen zenginlik ve keyif lenlerinden bkan Clara Glencairnle Marta Pizzaro da yaamlarn gzel eyler yaratmaya

1 Gaucho: usta at binicisi (.n.).

59

adamlard. Bana yle geliyor ki, cennetteki cennetlikler blgenin olumlu zelliklerinin oray hi grmemi din bil ginleri tarafndan olduka abartld grnde olmaldr lar... Cehennemdeki lanetliler bile her zaman durumlarn dan honut olmasalar gerek. Bir ya da iki yl sonra Cartagena kentinde Amerika Ktas Birinci Resim ve Heykel Kongresi yapld. Her lke kendi temsilcisini yollamt. Konferans konular -mesleki terim ler iin bir kere daha zr diliyorum- kmsenemeyecek nemdeydi; Sanat yerel eyi yok sayabilir mi? Doal bit ki ve hayvan rtsn dlayabilir mi? Toplumsal nitelikli sorunlara kar duyarsz kalabilir mi? Sakson emperyaliz minin boyunduruu altnda inleyenlerin sesine katlmal m? Vesaire, vesaire. Kanadaya bykeli olmadan nce Dr. Figueroa, Cartagenada diplomatik bir grev yerine getir miti. Kazand dlle biraz vnen Clara, oraya bir kere daha -bu defa sanat olarak- gitmekten honutluk duya cakt. Ama umduu boa kt; hkmet, Marta Pizzaroyu grevlendirdi. Buenos Airesli yansz gzlemcilerin verdii haberlere baklrsa, Marta Pizzaro temsilci olarak, Kongrenin birok aamasnda -her annda olmasa bile- olduka parlak baarlar kazand. Yaama bir tutku gerek. Her iki kadn da bunu resimde, daha dorusu resmin onlara- ykledii ilikide bulmulard. Clara Glencairn Martaya kar ve bir anlamda Marta iin resim yapt; ikisi de birbirlerinin yargc ve tek seyircisiydi. O zamanlar bile hi kimsenin alc gzyle bakmad re simlerinde karlkl bir etkileim -kanlmaz olarak- gz lem lenebilir sanyorum. Clarann gnbatm prltlar, Marta Pizzaronun avlularndaki yerini buldu. Martann dz izgilere duyduu sevgi, Clarann son dneminin ss lln sadeletirdi. Her iki kadnn da birbirlerinden ger ekten holandklarn ve giritikleri gizli dello sresince
60

birbirlerine eksiksiz bir ballkla davrandklarn unutma mak gerek. Artk pek de gen saylmayacak Martann bir evlilik ne risini geri evirmesi, o yllarda oldu. Onu tek ilgilendiren ey, kavgasyd. 1964 ylnn 2 ubat gn Clara Glencairn, kalp yetmez liinden ld. Kadnlara birer birey olarak deil, bir cinsin yesi gzyle baklan Arjantinde det olduu zere gazete ler onun lmne stunlarca yer ayrdlar. Yazlarda ucun dan kenarndan resme bulam oluuyla ince zevkinin benzerliinden yle bir szediliyor, dindarl, iyilii, s rekli, ama kendini aa vurmaktan kanan yardmseverli i, gz kamatran soyaac -General Glencairn Brezilya Savanda arpmt- sosyetenin en st tabakalarndaki se kin yeri uzun uzadya anlatlyordu. Marta, artk yaamnn bir anlam kalmadn anlamt. Daha nceleri hibir za man kendini bylesine yararsz bulduu olmamt. Artk iyice gemite kalan ilk ressamlk denemelerini hatrlayarak Clarann, iki kadnn da hayranlk duyduklar ngiliz usta larnn slubunda, akll uslu bir portresini yapp Ulusal Galeride sergiledi. Bazlar bunun en iyi eseri olduunu sylediler. Marta o tarihten sonra tek bir tablo bile yapma yacakt. Yalnzca birka yakn dostun sezinledii bu ok ince d elloda, olanca saygyla kda geirmeye altm, gr nrdeki olaylarn dnda, ne yenilgiler, ne zaferler, hatta ne de aka bir kapma oldu. Byk dl yalnzca Tanr (estetik beenilerini bilemediimiz Tanr) verecektir. Ka ranlkta yol alan hikye karanlkta son bulur.

61

A r a y a G ren

...kadnlarn akna deip geerken... 2 Samuel 1:26 u hikyeyi ilk olarak Nilsenlerin k Eduardonun 1890larda Moron havalisinde bir yerlerde uykusunda len aabeyi Cristinm ls banda beklerken anlattn sylerler (Bence uzak bir olaslk). Gerekte, hikyeyi o bir trl sabaha ermek bilmeyen, hayal meyal gecenin bir sa atinde, iki yudum m at arasnda biri bir bakasndan duy mu, sonra da Santiago Daboveye anlatm olmal; ben de ondan dinledim. Ayn hikyeyi yllar sonra, olayn getii Turderada bir kere daha duydum. Hikyenin ikinci ve daha ayrntl biimi, kk eitlemeler ve elimeler dnda, Santiagonun anlattna ok uyuyordu. Hikyeyi aktarma mn nedeni u: Bence hikye, geen yzyln sonlarnda Bu enos Airesin kenar mahallelerinde yaayan o yumruuna tkrm kabadaylarn kiilik zelliklerini yanstan ksa, ama trajik bir belge nitelii tayor. Olduu gibi anlataca m umut ediyorum, ama daha balamadan gryorum ki, gene yazarlm tutacak, kimi yerlerini vurgulamaktan ya da belli ayrntlar eklemekten kendimi alamayacam. Oturduklar yer olan Turderada Nilsenler denirdi onlara.

62

Orann rahibi bana, kendisinden nceki rahibin bu insanla rn evinde koyu renk ciltli, kara matbaa harfleriyle dizilmi, okunmaktan lime lime olmu bir ncil grdn -ok a m buna- sylemiti. Incilin arka i kapak sayfasnda elyazsyla yazlm ad ve tarihler olduu da ilimi gzne. Ev deki tek kitapm bu ncil; Nilsenlerin, bir gn her eyin yitip gittii gibi yitip gidecek olan geliigzel aile tarihe-\ si... oktan yklan o eski, drt bir yne doru bam alm genileyen ev, svasz tuladand. Kemerli giriten bakld nda krmz talarla denmi bir avlu, onun ilerisindeyse ikinci, toprak bir avlu grnrd. urasn belirtmek gerek, pek az kii evden ieri admn atabilmiti. Nilsenler pek kimseyle grmezlerdi. Hemen hemen hi eyas olmayan odalarnda ranzalarda yatarlard. Paralarm atlara, kenarlar gm ilemeli koum takmlarna, ksa kabzal kamalara, bir de kesenin azn iyice atktan sonra sarho kavgalar kardklar cumartesi gecesi elentileri iin giyinip kuan maya harcarlard. Her ikisinin de uzun boylu olduklarm biliyorum, kzl salydlar. Byk olaslkla adn bile duy madklar Danimarka ve rlandann kan dolard bu iki Arjantinli kardein damarlarnda. Mahallelerinde bu Kzlkafalardan korkulurdu; kardelerden hi deilse birinin kavgada adam ldrdne kesin gzyle baklyordu. K k kardein Juan Iberrayla baya sk bir dv yapt sylenir ki, bu da bu ilerden anlayanlara baklrsa az ey deildir. Hayvan tccar, arabac, at hrsz, arasra da pro fesyonel kumarbazd bu iki karde. ki iip kumar oyna dklarnda har vurup harman savurmalar dnda cimrilik leriyle nlydler. Kimlerden olduklarn, nereden geldik lerini bilen yok. Bir yk arabalar, bir de kz iin boyun duruklar vard. D grnleri Costa Bravann adn ktye karan te ki kabadaylarnkinden farklyd. Bu ve bilmediimiz daha
63

bir sr baka ey, aralarndaki sk ba anlamamza yar dmc oluyor. Kardelerden biriyle aray bozmak iki dma n birden gze almak demekti. Nilsenler kadnlarla dp kalkmay severlerdi, ama o za mana kadar, kadn kaamaklarm karanlk kelerde ya da kerhanelerde srdrmlerdi. Bu yzden Cristian, Juliana Burgosu eve getirdiinde bu olay uzun sre dillerden d medi. Doruya doru, bylece bir hizmeti kazanm olu yordu, ama parasn ona dnyann en irkin taklit mcev herlerini almaya ve elentilerde onunla gsteri yapmaya harcad da bir gerekti. O zamanlar ucuz kiralk evlerde dzenlenen, hi kimsenin manidar ayak figrleri yapmasna kesinlikle gz yumulmayan ve gene o zamanlar, iftlerin bir birlerinden en az on-on iki santim uzak durarak dansettii kytnk elentilerdi bunlar. Juliana, esmer, gzleri hafife e kik bir kzd; bir bakmanz yeterdi, hemen glmseyiverirdi. Hoyratln ve ilgisizliin kadnlar ypratt bu yoksul ma halle iin hi de fena saylmazd Juliana gibi bir kz. nceleri, Eduardo da onlarla birlikte uraya buraya gitti. Daha sonra bir aralk Kuzeye, Arrecifese bir i yolculuu mu ne yapt, oradan gelirken de yannda bir kz getirdi. Ama kz bir iki gn sonra sepetledi. Surat asld; kedeki meyhanede yalnz bana iki imeye balad, kimselerle konumaz oldu. Cristinn kadnna yakmt abay. Olup bitenleri belki de ondan nce farkeden mahalleli, ellerini ovuturup iin iin sevinerek iki kardein birbirlerine d mesini beklemeye koyuldular. Bir gece ge saatte kedeki meyhaneden eve dnen Edu ardo, Cristinm iri doru atnn evin nndeki diree bal olduunu grd. eride avluda, aabeyi pazarlk elbiseleri ni giymi, onu bekliyordu. Kadn girip kyor, mat getirip gtryordu. Cristin, Eduardoya, Fariaslara gidiyorum, bu gece orada byk elence var. Juliana burada seninle ka
64

lacak; istersen onu kullanabilirsin, dedi. Sesinin tonu yar buyurgan, yar dostayd. Eduardo aa beyine gzlerini dikip bir sre hi kprdamadan durdu, ne yapacan armt. Cristin ayaa kalkt, Allahasmarla dk, dedi -yalnzca erkek kardeine; eyadan baka bir ey olmayan Julianaya deil- atna bindi ve hi istifini bozma dan yola koyuldu. O geceden sonra Julianay paylatlar. Costa Bravallara bile bu kadar olmaz dedirten bu garip ortakln ayrntla r neydi, bunu kimse bilemeyecek. Bu dzen haftalarca sr d, ama daha fazla sremezdi. ki karde kendi aralarnda, seslenmek iin bile olsa kadnn adn azlarna almyorlar d. Buna karn srekli tartma nedenleri aryor ve bulu yorlard. Birka para derinin sat yznden tarttlar, ama aslnda baka bir ey iin tartyorlard. Cristin sesini gitgide ykseltirken Eduardo sustu. Farknda olmadan bir birlerini kolluyorlard. Kabaday ksm arasnda, erkek, hi kimseye -kendine bile- kadnn, ehvet ve sahiplenmenin tesinde bir nemi olduunu itiraf edemez, oysa iki karde k olmulard. Bu onlar utandryordu ne de olsa. Bir gn leden sonra Eduardo, Lomastaki alanda Juan Iberraya rastlad. Iberra onu eline geirdii dilberden dola y kutlad. te, Eduardo galiba o zaman dersini vermi onun. Hi kimsenin -kendi yzne kar- Cristinla alay et mesine gz yumamazd. Kadn her iki erkein isteklerini de bir hayvann yumuakballyla yerine getiriyordu; ama kardelerden birini, byk olaslkla kn yelediini de pek gizleyemiyordu. Ne de olsa, kendisini paylamay reddetmemekle birlikte paylama nerisini ilk getiren o deildi. Gnn birinde, Julianaya birinci avluya iki iskemle karmasn, sonra da bir sre ortalarda grnmemesini sy lediler, konuacak nemli eyleri vard. Juliana, erkeklerin
65

konumasnn uzun sreceini dnerek yle bir kestir mek zere uzand, ama ok gemeden gelip onu uyandrd lar. Bir uvala, cam boncuklu tespih ve anasndan yadigr kalan ha da dahil olmak zere btn eyalarn doldurma sn sylediler. Hibir aklamada bulunmadan onu kz arabasna bindirdiler ve uzun, yorucu, sessiz bir yolculua ktlar. Yamur yamt; yollar amurluydu. Morona yak latklar srada afak skyordu. Onu orann kerhanesini ileten kadna sattlar. nceden anlamlard zaten; Cristi n paray alp cebine koydu, sonra da kardeiyle paylat. Turderaya geri dndklerinde, o zamana kadar bu kor kun akn anda (ayn zamanda yerleik bir dzendi de bu) tutsak olan Nilsenler, erkekler arasnda kendi erkeke yaamlarn yeniden srdrmeye altlar. Yeniden iskam bil oyununa, horoz dvtrmeye baladlar, cumartesi ge celerinin iki lemlerine dndler. Belki de zaman zaman kurtulduklarn sandklar oluyordu, ama sk sk -her biri kendi bana- anlalmaz ya da ok anlalr bir biimde or tadan kayboluyorlard. Yl sonuna doru, kk karde kentte ii ktn syleyerek gitti. Bunun zerine Cristin hemen Morona yolland; Eduardonun alacal ksrann kerhanenin nndeki diree bal olduunu grd. eriye girdi Cristin; evet, ite kardei buradayd, srasn bekliyor du. Cristinn, kardeine, Byle giderse atlar ok yoraca z. Onu elimizin altnda tutalm daha iyi, dedii sylenir. Kerhanenin sahibiyle konutu, kemerinin cebinden bir avu para karp verdi ve iki karde kz alp gtrdler. Juliana, Cristinn atma binmiti. Eduardo onlar birlikte grmeye dayanamad iin atn mahmuzlad. Yukarda anlattm yaama dndler yeniden. Buldukla r zm baarszlkla sonulanmt, birbirlerini aldatyor lard nk. Neredeyse Kabilin glgesi karacakt ie ya, Nilsenlerin arasndaki sevgi ba ok bykt -birlikte ne
66

skntlar, ne tehlikeleri gslemilerdi kim bilir!- kzgn lklarn bakalarndan karyorlard. Yabanclardan, k peklerden, aralarna ikilik sokan Julianadan. O yl mart ay sona ererken scaklar henz hafiflemi de ildi. Bir pazar gn (pazarlar erken yatlr) Eduardo ke deki meyhaneden dnerken, Cristinm kzleri boyundu rua aldn grd. Cristin, Hadi gel. Pardonun oraya birka para deri gtrmemiz gerek. Arabaya ykledim de rileri, gece serinliinden yararlanm oluruz, dedi. Pardonun dkkn Gneyde, ierilerde bir yerdeydi ya nlmyorsam; nce eski kan yolundan gittiler, sonra baka bir yola saptlar. Gece km, manzara yaylm, genile miti sanki. Boylar olduka yksek bir saz beinin evresinden do latlar; Cristin daha yeni yakt sigaray yere frlatt ve sa kin bir sesle, Haydi ie koyulalm kardeim, dedi. Biraz dan akbabalar doluur buraya. Bugn leden sonra ldr dm onu. Btn inci boncuuyla uraca brakverelim. Artk bize zarar dokunamaz. Alamamak iin kendilerini zor tutarak kucaklatlar. Aralarnda bir ba daha vard artk - acmaszca kurban et tikleri kadn ve onu unutmak iin duyduklar ortak istek.

67

Ra s t l a m a

Susarna Bomba!'a abah gazetesini yle bir kartran herkes bunu ya ev resinden kamak ya da akama konuma konusu bula bilmek iin yapar. Bu nedenle, bir zamanlarn ok nl ve zerinde ok konuulan vakalarndan biri olan Maneco Uriarte ve Duncan vakasn bugn hi kimsenin hatrlama mas -ya da hayal meyal hatrlamas- alacak ey deil. s telik, olay 1910 sralarnda, kuyruklu yldzla Yznc Yldnm enliklerine rastlayan yl gemiti. O gnden bug ne ok eyler grdk geirdik, ok eyler kaybettik. Olayn her iki kahraman da hayatta deil bugn; tanklarsa ko numamaya yemin ettiler. Yemin treninin nemini dokuz on yalarmn btn romantik ciddiyetiyle iimde duyarak yemin etmek zere ben de el kaldrmtm. tekiler benim de yemin ettiimi farkettiler mi bilmem; szlerini tutup tut madklarn da bilmiyorum. Neyse, ben hikyeyi aradan ge en zamann ve iyi ya da kt yazarln getirdii btn ka nlmaz eitlemelerle birlikte aaya alyorum. Yeenim Lafimur, beni o gece arkadalarndan birinin Defneler adndaki kr evine, kzarm et yemeye gtrm

68

t. Ev tam olarak neredeydi, hatrlamyorum; Kuzeyde bir yerde, drt bir yana doru genileyen Buenos Aires ve onu evreleyen dzlklerle ilikisi olmayan glgeli, sakin, hafif e rmaa doru meyilli, yakn kylerden birindeydi diye lim. Tren yolculuu bana sonsuz denecek kadar uzun gel miti, ama -herkesin bildii gibi- zaman ocuklar iin yava geer. Kr evinin d kapsndan ieriye girerken hava karar mt bile. O an orada dnya kadar eski, hava, su, toprak, ate kadar vazgeilmez bir eyler varm gibi geldi bana; al tn sarsndan kahverengiye dnerek kzaran etin kokusu, aalar, kpekler, ate yakmak iin toplanan al rp, er kekleri biraraya toplayan ate. Hepsi de yetikinlerden, on iki kadar konuk arlmt. (En byklerinin henz otuz yanda bile olmadn son radan rendim.) Bu konuklar ayn zamanda -hemen farketmitim bunu- benim bugn bile geri olduum konular da ok ey biliyorlard; yar atlan, iyi terziler, otomobiller, fiyatlarnn ykseklii, dillerde gezen kadnlar. ekingenli imle hi kimse alay etmiyordu, beni grmyorlard bile. iftlikte alan adamlardan biri tarafndan ar ar ve b yk bir beceriyle hazrlanan kuzu, yemek odasnda uzun sre oyalanmamza neden oldu. Epey bir sre de araplarn eskilii tartld. Bir gitar kt ortaya; yanl hatrlamyor sam yeenim, Elias Regulesin Uruguayn ierilerinde yaa yan gaucholar zerine yazd baladlardan bir ikisini syle di, yerel azla, o gnlerin lunjardo denilen azyla, Junin Sokandaki bir genelevdeki bak dn anlatan bir i ir okudu. Kahveler ve Havana purolar geldi. Tek bir dn sz edilmiyordu. Birden, air Lugonesin deyiiyle, artk ok ge kaldn anlayanlarn korkusuna kapldm. Saate bakmaya korkuyordum. Yetikinler arasnda, toy yalnzl m gizlemek zere -pek de houma gitmeden- bir iki bar dak arap yuvarladm. Uriarte, Duncana yksek sesle iki
69

kiilik poker oynamay nerdi. Birisi byle oynamann zevkli olmadn syleyerek, bunun yerine drtl poker oynamay nerdi. Duncan kabul etti, Uriarte ise anlamad m ve anlamaya da almadm bir inatla, ilk nerisinde diretti. Aslnda, iir ve akayla zaman ldrmekten baka bir ie yaramayan truco oyunuyla pasyansn orta karar do lambalar dnda, iskambil oyunlarndan hibir zaman zevk almammdr. Kimse grmeden szldm ktm odadan. Bir erkek ocuu iin eski, khne bir ev, hele bir de allmadk, glgeler iinde bir yerse (yalnzca yemek odasnda k vard) gezginlerin ayak bast yeni bir lke den ok daha gz kamatrcdr. Adm adm odalar kefe kmtm; bir bilardo odas, dikdrtgen ve baklava biimli camlarla ssl uzun bir galeri, bir ift sallanr iskemle, bir de bahedeki kameriyeye bakan bir pencere kalm aklm da. Karanlkta yolumu kaybetmitim; bunca yl sonra ad nn Acevedo mu Acebal mi olduunu tam olarak hatrlaya madm ev sahibi, nasl olduysa karma kt. Ya bana ac dndan ya da koleksiyoncu damar kabardndan olacak, beni caml bir dolabn yanna gtrd. k yanar yanmaz, eliin parlts gzlerimi kamatrd. Zamannda nl d vlerin ellerinden gemi baklardan oluan bir koleksi yondu bu. Evin sahibi bana Kuzeyde bir yerlerde, Pergamino yaknlarnda bir para arazisi olduunu, bu baklar da tarada uraya buraya gidip gelirken topladn anlatt. Caml dolab at ve baklarn zerine ilitirilmi etiketlere hi bakmadan bana her bak hakknda bilgi vermeye ko yuldu; baklarn hikyeleri, tarih ve yer adlar dnda he men hemen birbirinin eiydi. Ona bu baklar arasnda Juan Moreirann kamas olup olmadn sordum; gaucho dendi mi o gnlerde akla Moreira gelirdi, tpk sonralar Martin Fierro ve Don Segundo Sombra geldii gibi... Olmadn itiraf etmek zorunda kald, ama bana ona benzer, kabzasnn orta
70

s u biimli bir bak gsterebileceini syledi. Tam o sra sz fkeli barmalarla kesildi. Hemen caml dolab kapat t ve odadan kt; ben de peinden gittim. Uriarte baryor, oyun arkadann hile yapmaya kalk tn sylyordu. tekilerin hepsi iki oyuncunun evresini sarmlard. Hatrlyorum, Duncan herkesten daha uzun boylu, geni omuzlu deilse bile yaplyd; yz ifadesiz, sa beyaz denecek kadar ak renkti. Moneco Uriarteyse si nirli, esmer bir adamd, biraz Kzlderili kam dolayordu damarlarnda belki; seyrek by durmadan oynard. Her kesin sarho olduu belliydi; bilmiyorum, yerde iki bo ie var myd, yoksa fazla film grm olmaktan dolay ben mi uyduruyorum. Uriartenin hakaretleri dinmek bil miyordu; nce yalnzca atp tutuyordu, derken ana avrat dz gitmeye balad. Duncan duymazlktan geliyordu, ama sonunda artk bktm dercesine yerinden kalkt, bir yum ruk patlatt. Yere yuvarlanan Uriarte, dilerini gcrdatarak bu kadar aalanmaya gz yummayacan, Duncana sky sa bak dvne gelmesini syledi. Duncan buna yana mad, ardndan da aklama niyetine, Senden korkuyorum da ondan, dedi. Ortalk kahkahadan ykld. Yerinden dorulan Uriarte, imdi hesaplaacam senin le, imdi, burada, dedi. Birisi -Tanr gnahn balasn- silahtan yana sknt ekmeyeceini syledi. Gidip caml dolab aann kim olduunu bilmiyorum. Maneco Uriarte kamalarn en ssl ve en uzununu, kabza snn ortas u biimli olan seti. Duncansa neredeyse laf olsun diye, elik ksmna kk bir aa resmi kaznm tahta sapl bir bak seti. Birisi, Tam Manecoya gre i, grdnz m klc kapt, kendini salama ald, dedi. Uriartenin ellerinin titremeye balamas kimseyi artmad;
71

artc olan Duncann da ellerinin titremesiydi. Gelenee gre kavga edecek olanlann, konuk olduklar eve saygszlk etmemek zere darya kmalar gerekir. Ya r aka yar ciddi hepimiz darya, gecenin nemli havasna attk kendimizi. Ben kafay bulmamtm -en azndan arap la bulmamtm- ama serven hevesiyle dolup tayordu iim; biri ldrlsn de herkese anlataym, tekrar tekrar s zn edeyim istiyordum. Belki de o anda tekiler de benden daha yetikin saylmazlard. Ayn zamanda, hepimizin kar konulmaz bir girdaba kapldn, bunun iinde boulup gi deceimizi hissediyordum. Maneconun sulamalarna kim se uncack inanmamt; herkes kavgann nedeninin arap la ortaya kan eski bir dmanlk olduunu anlamt. Sk aalarn arasndan yol alarak ilerledik; kameriyeyi de geride brakmtk. Uriarte ve Duncan nden yryorlar, bir yandan da birbirlerinin hareketlerini kolluyorlard. Bizler ayrlk bir alana alan yolun banda kme halinde durduk. Duncan orada aynn altnda durmu, sesinde hafif bir buyurganlkla, Buras iyiye benziyor, demiti. ki erkek, ne yapacaklarn pek kestiremeden ayrn or tasnda bekliyorlard. O sra bir ses nlad: letleri brakn da ellerinizi kullann. Oysa berikiler kavgaya tutumulard bile. nce, sanki birbirlerini incitmekten korkuyormuasna, acemice giri milerdi. Baklar kollayarak ie balamlar, daha sonra gzler birbirine dikilmiti. Uriarte fkesinden, Duncansa taknd kmseme ya da ilgisizlikten syrlmlard. Teh like, nasl olmusa olmu, onlar baka birer insan haline getirmiti; iki erkekti kavga eden, iki toy delikanl deil. Byle kavgalarda yalnz havada hzla akp snen baklar konuur sanrdm ben; oysa u anda kavgay neredeyse bir satran oyunu seyredermi gibi izleyebiliyordum. Aradan geen yllar grdklerimi abartm ya da bulandrm olabi
72

lir elbette. Ne kadar srd bilmiyorum; bazan olaan za man llerinin dna taan olaylar vardr yaamda. Zrh yerine geecek panolar olmadndan, bak darbe lerini savuturmak zere kollarnn n ksmn kullanyor lard. ok gemeden lime lime olan kol yenleri kandan simsiyah kesilmiti. Bu tr dvlerin acemisi olduklarn sanmakta yanldmz geirdim aklmdan. Daha batan kendilerini trl biimlerde koruduklarn farketmitim. Si lahlar eit deildi. Duncan, an kapatmak zere hasmna yakn dvmeye alyordu. Uriarteyse alttan ve uzun darbeler indirebilmek iin geriye kap duruyordu. Caml dolaba dikkatimizi eken ses bu sefer de yle bard: Bir birlerini ldrecekler! Durdurun unlar! Ama hi kimsede buna kalkacak yrek yoktu. Uriarte geri ekilmek zorunda kalmt; Duncan bir hamle yapt. imdi neredeyse bedenleri birbirine yapm durumdayd. Uriartenin silah Duncann yzn arad. Birden Uriartenin ba ksald sanki, uzun boylu hasmnm gsne girip kyordu imdi. Duncan imenlerin zerine yuvar land: Tam o srada, belli belirsiz duyulan bir sesle; Ne ga rip. Her ey tpk ryada gibi, dedi. Gzlerini kapamad, kprdamad da; bir adamn bir ba kasn ldrn seyretmitim. Maneco Uriarte cesedin zerine kt, aka hkrarak, balanma diledi. Yapt, boyunu ok aan bir eydi. Bu gn dnyorum da, onun cinayet ilemi olmaktan ok, yapt iin anlamszlna yandn anlyorum. Artk bakmak istemiyordum. Olmasn o kadar istediim ey olmutu ite, her tarafm tir tir titriyordu. Lafimur, son radan ba ekip karmak iin ok uratklarn syledi. Hemen orackta kafa kafaya verildi. Olabildiince az yalan syleme ve bak dvn klla yaplan bir dello olarak gsterme kararma varld. Aralarnda Acebal da bulunan
73

drt kii, delloyu yapanlarn tanklar gzkmek zere g nll kt. Buenos Aireste her ie bir klf uydurulur; b in lerinin hep bir dostu vardr. ki erkein iskambil oynadklar abanoz masann zerin de hi kimsenin bakmak ya da dokunmak istemedii bir y n halinde bir deste ngiliz mal iskambil kdyla bir to mar kt para duruyordu. Bunu izleyen yllarda, bu olay hep birilerine anlatmak is tedim, ama her defasnda da bir sr sahibi olmann, srr aklamaktan daha zevkli bir ey olduuna karar verdim. Ne var ki, 1929 sralarnda, rastlant sonucu giriilen bir sohbet, bu uzun suskunluuma bir son verdirdi. Polis emeklisi olan Don Jos Olave, Retironun dereboyu mahal lelerinde oturan, bak kullanmakta usta kabadaylara ili kin hikyeler anlatyordu. Hasmlarn ldrmeyi kafalarna koymularsa, bu serseriler kural mural dinlemez, gibilerden bir sz etti. Tiyatro sahnesinde grdmz o gsterili b ak dvleri moda olmadan nce gerek bak dvleri pek ender, krk ylda bir olurdu, diye ekledi. Ben de ona bunlardan bir tanesine tank olduumu syledim ve yirmi yl kadar nce olup bitenleri anlattm. Olave, mesleki bir ilgiyle dinledi beni, sonra da, Uriarteyle ad her neyse, tekinin daha nce hi bak kullan madklarna emin misin? Belki de babalarnn iftliinden kalma el alkanlklar vard, dedi. Sanmyorum, dedim. O gece orada bulunan herkes birbirini iyi tanyordu, iki erkein kavga edileri karsnda hepimizin az ak kald. Olave, sakin bir sesle, yalnzca sesli dnyormu gibi srdrd szn: Baklardan birinin kabzasnn ortas u biimindeydi diyorsun. Bu tip baklardan ikisi olduka n lyd - Moreirannkiyle Juan Almadannki. Almada G neydendi, Tapalqueden.
74

Belleimde bir eyler canlanr gibi olmutu. Olave sz n srdrd: Bir de tahta sapl bir baktan szetmitin, elik ksmnda Kk Aa markas kazlym hani. Bun lardan binlerce vardr, ama bir tanesi vardr ki- Bir an sustu, sonra unlar syledi: Senor Acavedonun yukarlarda, Pergamino yaknnda byk bir arazisi vard. Oralarda nl bir kabaday tremiti - Juan Almanzayd ad. Bu yzyln balarnda oluyor btn bunlar. On drt yandayken bu baklardan biriyle ilk cinayetini iledi. On dan sonra da uur getirsin diye o baktan hi amad. Ju an Almanza ve Juan Almada birbirlerine kinliydiler, en ok da herkesin adlarn kartrmasna ierliyorlard. Uzun s re da bayr birbirlerini aradlar, ama bir trl karlamad lar. Juan Almanza bir seim kavgasnda m ne, serseri bir kurunla vuruldu. tekiyse Las Flores hastanesinde eceliy le ld galiba. Bugn artk hibiri yaamayan dokuz ya da on kii daha grmt benim grdklerimi -ban ete birden giriiyle karanlk gn altnda uzanm yatan cesedi- ama kimbilir belki de grdklerimiz baka bir hikyenin, ok daha eski bir hikyenin sonuydu. Duncan ldrenin Maneco Uriarte mi olduunu, yoksa ok daha rkn bir biimde, kavgaya tutuanlarn baklar m olduunu dndm. Ba ilk kavradklarnda Uriartenin de Duncann da ellerinin nasl titrediini hatrladm; sanki caml dolapta yllar yl yanyana yatan baklar daldklar uykudan uyanyorlard. Gaucholar toza topraa kartktan sonra bile, baklar -baklar, onlarn aralar durumundaki insanlar deil- nasl vurua caklarn unutmamlard. Ve o gece yaman dvmlerdi. Eya insandan daha dayankl; kimbilir bu baklar belki de bir daha karlar, kimbilir, hikye burada son bulmu yordun

75

LABRENTNDE LEN KRAL b n H a k a n el -B u h r

"...kendisine bir yuva yapan rmcek gi bi; oysa yuvalarn en r rmcek adr." Kuran, XXIX, 40 CCTte, dedi Dunraven, kasvetli batakla, denize, kum l-tepelerine, oktandr onarlmam bir ahr andran gsterili, ama ykk dkk yapya puslu yldzlar da katan bir el hareketiyle: Atalarmn topraklar buras. Yolda Unwin piposunu azndan karp onay anlamna gelen bir eyler mrldand. 1914 ylnn ilk akamyd; onurlu tehlikelerden yoksun bir dnyadan bkm bu iki arkada, Cornwallin iyice dndaki bu yerleri ok nemsi yorlard. Dunraven kara bir sakal brakmt. Kendisini, ko nusunu henz bilmedii, ama yazldnda adalarnn ancak sayfalarn kartrmakla yetinebilecekleri koskoca bir destann yazar olarak gryordu. Unwininse Fermat tarafndan Diophantesin sayfalarnn birinin kenarnda ya zld sanlan kuram zerine bir incelemesi yaymlanmt. Her iki erkek de -sylemeye gerek var m?- gen ve heye canlydlar, balarnda kavak yelleri esiyordu. Bundan bir eyrek yzyl nce, dedi Dunraven, bil mem hangi Nil kabilesinin ba ya da kral bni Hakan elBuhri, bu yapnn ortasna den odada yeeni Zeyd tara76

fmdan ldrld. Aradan bunca yl gemesine karn, l m hakkmdaki gerekler akla kavumu deil. Unwin, deti olduu zere Neden? diye sordu. Birok nedeni var, karln ald. Birincisi, bu yap bir labirenttir. kincisi, burann bekiliini yapanlar bir kleyle bir asland. ncs, gizli bir hazine vard, o yokoldu. Drdncs, cinayet ilendiinde katil lyd. Beincisi- Sklan Unwin onun szn kesti: Bilinmeyenleri oaltp durma, dedi. Olaylarn sadeli i bozulmamal. Poenun alman mektubunu, Zangwillin kilitli odasn unutma. Ya da karmaklatrlmal her ey, dedi Dunraven. Sen de evreni unutma. Dik kum tepelerini trmanarak labirente ulamlard. Bu kadar yakndan bakldnda, bir insan boyundan biraz da ha yksek, svasz tuladan rl, dmdz, neredeyse son suza dek uzanan bir duvar gibi grnyordu. Dunraven, yapnn bir ember biiminde olduunu syledi; ember o kadar geniti ki eimi neredeyse kaybolmutu. Unwinin aklna dz bir izgiyi sonsuz bir emberin eimi sayan Cusal Nicholas geldi. Yrdler, yrdler; geceyarsna doru kmaz, tehlikeli bir geite alan dar bir delik bul dular. Dunraven evin iinde birok atallanan yol olduu nu, ama hep sola dnerlerse bir saatten ksa bir srede labi rentin tam merkezine ulaabileceklerini syledi. Unwin bu neriyi kabul etti. ki erkein temkinli admlar ta deli zeminde nlad; koridor atallanyor, daha dar baka kori dorlara alyordu. Tavan, onlar evin iine hapsetmek ister miesine iyice alald. Koyu karanln iinde tek sra ha linde yrmek zorunda kaldlar. Unwin nden gidiyor, ka ba rlm duvarlarla dnemelerin skl yznden sk sk admlarn yavalatmak zorunda kalyordu. Grnme yen duvar, elinin altnda sonsuza dek akp gitmekteydi. Ka
77

ranlkta hz kesilen Unwin, arkadann azndan Hakann lmnn hikyesini dinledi: Belki de ilk anlarmdan biri, dedi Dunraven, Ibni Ha kan el-Buhrinin Pentreath limannda boy gsteriidir. Ayaklarnn dibinde aslan olan bir zenciyle hem de - hi kuku yok ki, Incildeki gravrler dnda hayatmda grd m ilk zenci ve ilk aslan. Daha ocuktum, ama gne ren gi hayvanla gece rengi adamn beni Ibni Hakann kendisi kadar etkilemediklerini hatrlyorum. Gzme ok uzun boylu grnmt; kara sar suratl, kara gzleri yar rtk, burnu dnyaya meydan okuyan, etli-dudakl, safran rengi sakall, geni gsl, yry kendinden emin ve sessiz bir adamd. Evde, Gemiyle bir kral geldi, dedim. Daha sonra, duvarclar burada ie koyulduklarnda, nvan geni lettim, Babil Kral dedim ona. Bu yabancnn Pentreathda yerleecei haberi sevinle karlandysa da, evinin boyutlar ve biimi honutsuzluk ve aknla yolat. Bir evin tek bir odayla millerce kori dordan olumas doru deildi. Yabanclar arasnda byle evler yaygn olabilir, diyordu herkes, ama, burada, ngilte rede, olacak i deil! Allmn dnda eyler okumaya merakl olan rahibimiz Mr. Allaby bir yerlerden bir Dou masal bulup kard; bu, bir labirent ina ettii iin Tanr tarafndan cezalandrlan kraln masalyd, bize krsden okudu. Hemen ertesi gn, Ibni Hakan, rahibin evine bir zi yaret yapt; ikisinin arasnda geen ksa konumann ayrn tlar o sralarda bilinmiyordu, ama kilisede bir daha gurur denen gnaha ilikin vaaz dinlemedik, Magripli de duvarc bulmakta glk ekmedi. Yllar sonra, Ibni Hakan ld nde, Allaby yetkililere aralarnda geen konumann ie riini aklad. Kendisine gsterilen iskemleye oturmay reddeden Ibni Hakan ona aa yukar szleri sylemiti: Benim yap
78

makta olduum ii hibir insanolu yarglayamaz. yle g nahlar iledim ki, Tanrnn adn yzlerce, yzlerce yl bo yu tekrarlasam da ekeceim azaplarn bir tekinden bile kurtulamam; yle gnahlar iledim ki, seni u ellerimle ldrsem Peder Allaby, Yce Yargnn benim iin uygun gr d ikenceleri bir nebze olsun artrmaz bu. nmn yaylmad lke yok yeryznde. Ibni Hakan el-Buhri be nim adm; zamannda elimde demir asayla l kabilelerine hkmettim. Yllar boyu, yeenim Zeydin yardmyla inim inim inlettim onlar. Sonunda Tanr yakarlarn duydu da bana bakaldrmalarna gzyumdu. Ordularm dald, k ltan geirildi; yamaclk yaptm gnlerde biriktirdiim servetle birlikte kamay baardm. Zeyd beni tam bir km betin dibinde yatan kutlu adamn trbesine gtrd. Kle me gzn lden ayrmamasn syledim. Zeyd ve ben al tn sikkelerle dolu sandmzla ieri girdik, bitkin bir halde uykuya daldk. O gece, kvl kvl ylanlarn tuzana dt m grdm ryamda. Dehet iinde uyandm. afak vak tiydi, Zeyd yanmda uyuyordu; bana bu ryay bedenime srnen bir rmcek a grdrmt. Korkan teki olan Zeydin bylesine deliksiz uyumas arma gitti. Elimdekinin bitmek tkenmek bilmez bir servet olmadn, Zeydin de bundan pay isteyeceini dndm. Gm kabzal hanerim kemerimde duruyordu; knndan syrp boazn kestim onun. Ac iinde kvranrken tam olarak anlayama dm bir eyler fsldad. Baktm ona. lyd, ama olur da dirilir diye kleme lnn yzn ar bir tala ezmesini syledim. Sonra gne altnda epeyce yol aldk, bir gn bir deniz grdk. ok uzun direkli gemiler yol alyordu bu de nizde. Bir lnn bu denizleri aamayacan dndm, uzak lkelere kamaya karar verdim. Gemiyle yola kt mzn ilk gecesi, Zeydi ldrdm grdm ryamda. Her ey ayn biimde olup bitti, yalnz bu defa syledikleri
79

ni anladm. Dedi ki: Nerede gizlenirsen gizlen, imdi senin beni ldrdn gibi, ben de bir gn seni ldreceim. Bu tehdidi boa karmaya ant itim. Zeydin ruhu yolunu kay betsin diye, kendimi bir labirentin yreine gizleyeceim. Bunlar syledikten sonra kt gitti. Allaby, Magriplinin kak olduunu ve deli samas labirentinin de kaklnn apak bir belirtisi olduunu varsaymak iin elinden geleni yapt. Arkasndan da bu aklamann ei grlmemi yapy la ei duyulmam hikyeye uyduunu dnd. Ne var ki, bni Hakan denen adamn kendi zerinde brakt gl izlenim buna uymuyordu. Kimbilir, belki de byle masallar Msrn kum llerinde yaygnd; byle garip yaplarsa (Plinusun ejderhalar gibi) bir kiiden ok, bir kltrn mal olabilirdi. Londraya bir iniinde, Allaby, Timesm eski say larn kartrd; ayaklanmann ve el-Buhriyle korkakl herkese bilinen vezirinin bunu izleyen dlerinin ger ek olduunu grd. Duvarclar ilerini bitirir bitirmez, el-Buhri, labirentin merkezine yerleti. Onu kentte bir daha gren olmad; arasra Allaby, Zeydin kral yakalayp ldrd kukusuna kaplyordu. Geceleyin, rzgr, bize aslann kkremesini ulatryor, aldaki koyunlar yzyllarn tesinden gelen bir korkuyla birbirlerine sokuluyorlard. Dou limanlarndan gelip Cardiffe ya da Bristole giden gemilerin kk krfeze demirlemeleri dettendi. Kle la birentten kp (labirent o srada imdiki gibi soluk pembe deil kzl renkteydi) limana iner, gemilerin tayfalaryla grtlaktan gelen sesler kararak bir eyler konuur, sanki adamlarn arasnda vezirin hayaletini arard. Bu gemilerin yasak mallar tadklar bilinirdi, alkol ya da kaak fildii ta yan gemiler neden l adam tamasn? Yapnn bitiriliinden yl kadar sonra, bir ekim sabah Sharon Gl tam dik kayalklarn orada demirledi. Ben bu
80

gemiyi gzlerimle grmedim, onun iin zihnimde yaatt m imgesi oktan unuttuum Abukir ya da Trafalgar gemi lerinin gravrlerinden etkilenmi olabilir. Ama sanyorum, bu gemi yle ince ayrntlarla bezenmi bir gemiydi ki, bir gemi mhendisinden ok bir marangozun, hatta bir tahta oyma ustasnn elinden km gibiydi. Cilal, koyu renkli, hzl ve sessiz bir gemiydi (gerekte deilse bile, en azndan ryalarmda), mrettebatysa Araplarla Malayallardan ku ruluydu. afakta demir att ve ayn gnn akam bni Haan, Allabyyi grmek iin papaz evine^ dald. Tam anlamyla mt hi bir korkunun penesindeydi. Zeydin labirente geldiini ve kleyle aslann ldrldn anlatmcaya kadar akla karay seti. Byk bir ciddiyetle yetkililerin kendisine yar dm edip edemeyeceklerini sordu. Allaby daha azn ap bir ey sylemeden kt gitti el-Buhri; sanki kendisini ikinci ve son kere papaz evine getiren o korkun dehetin nne kaplm gidiyordu. Ktphanesinde tek bana ka lan Allaby, aknlkla bu korkudan d patlam adamn Sudan kabilelerine kl zoruyla boyun ediren adam oldu unu, savan, ldrmenin ne demek olduunu bildiini dnd. Allaby, ertesi gn geminin yola ktn rendi. (Sonradan anlaldna gre Kzl Denizdeki Suakin Lima nna doru yola kmt.) Klenin lmn dorulama g revinin kendisine dt inancyla labirente yolland. ElBuhrinin soluk solua anlattklar ona tamamen akld gelmiti, ama koridorun bir dnemecinde aslanla karlat, aslan lyd, bir baka dnemete kleyi grd, o da ly d. Tam ortadaki odadaysa yz tala ezilmi el-Buhriyi buldu. Adamn ayaklarnn dibinde kk, sedef kakmal bir sandk duruyordu; kilit zorlanarak krlmt, iinde tek bir kuru bile yoktu. Arada, sylev ekiyormuasma duraklayan Dunraven
81

son cmlelerinin etkileyici olmasna almt. Unwin, ar kadann bu cmleleri daha nce kimbilir ka kere, hep ayn kendine gvenle, ama hep ayn yavan etkiyi uyandra cak biimde tekrarladn dnd. lgilenmi grnmek iin, Aslanla kle nasl ldrlmler peki? diye sordu. Dinleyicisine aman vermemeye kararl ses, ktcl bir kendinden honutlukla, Onlarn suratlar da tala ezilmi ti, diye getirdi gerisini. imdi adamlarn ayak seslerine bir de yamurun bouk fslts karmt. Unwin geceyi labirentte, labirentin mer kezindeki odada geirmek zorunda kalacaklarn dnd, bu skc zorunlua ilerde bir serven gzyle baklabilirdi hi deilse. Sesini karmad. Dunraven dayanamad, sonu na kadar gitmeye kararl bir adam tavryla, Bu hikyenin aklamas olabilir m i? diye sordu. Unwin, sesli dnyormu gibi, Aklamas olup olma dn bilmem. Tek bildiim yalan olduu, dedi. Dunraven bunun zerine fkelendi, olduka sert szler sarfederek btn Pentreath halknn sylediklerine tanklk edeceini, masal uydurmak istese ok daha iyisini uydura bileceini, ne de olsa yazar olduunu ileri srd. En az Dunraven kadar aran Unwin zr diledi. Karanlkta za man genilemi, yaylmt sanki; her ikisi de yollarn kay bettiklerinden korkar, yorgunluklarn hissetmeye balar ken, yukardan gelen clz bir k dar bir merdivenin alt ba samaklarn aydnlatt. Basamaklar knca, ykk bir odaya girdiler. Kt yazgl kral, korkusuna tanklk eden iki ey brakmt geride: batakla ve denize bakan ince, yark bi iminde bir pencereyle tam merdivenin eimi zerine a lan kapakl bir tuzak. Geni olmasna karn, oda bir hapis hane hcresini andryordu. Yamurdan korunmaktan ok, dostlarna anlatacak ilgin bir olay bulunsun diye, iki adam geceyi labirentte geirdi
82

ler. Matematiki deliksiz uyudu; bir ie yaramadn bildii halde aklna gelen u dizelerden bir trl kurtulamayan a irse gzn bile krpmad: Surat y ok o somurtkan, o korkun aslann Surat y ok korkudan dili tutulan klenin , Surat y ok Kraln... Unwin, el-Buhrinin lm hikyesine kar kaytsz kaldn sanyordu, ama bilmeceyi zdnden emin ola rak uyand. Gn boyunca, kafas meguld, ters davrand, bulmacann paralarn bir araya getirmeye alt. ki gece sonra Londrada bir pubda Dunravene rastlad ve ona zet le unlar syledi: Cornwallda sana, anlattn hikyenin yalan olduunu syledim. Veriler gerekti ya da gerek ol duklar varsaylabilirdi, ama senin anlattn biimiyle ya lan olduklar ok akt. Yalanlarn en bynden balaya cam - o akl almaz labirentten. Bir kaak labirente saklan maz. Kendisine denize bakan dik bir kayaln tepesinde her gemideki mrettebatn en uzaktan bile grebilecei k zl renkte bir labirent yaptrmaz. Btn dnya zaten bir la birentken kendine ne diye labirent yaptrsn? Londra, ger ekten saklanmak isteyen biri iin, btn koridorlar bir gzetleme kulesine kan bir yapdan daha iyi bir labirent tir. B basit sonuca, geen gece seninle birlikte dam dven yamuru dinler ve uykuya dalmay beklerken vardm. Ya murun etkisiyle, senin samaladklarn salim kafayla d nmeye altm. Diziler kuramn m yoksa uzamn drdnc boyutunu mu dndn? diye sordu Dunraven. Hayr, dedi Unwin, ciddiydi. Girit Labirentini dn dm. Merkezinde boa kafal bir adam olan labirenti. Dedektif hikyelerine son derece dkn olan Dunraven, esrarengiz bir olayn zmnn olayn kendisinden daha
83

az ilgin olduunu dnrd. Esrarengiz olaylarda doa st, hatta Tannsal bir yan vard; zmlerse her zaman bir tr elabukluundan zarar grrd. Kanlmaz sonu cu geciktirmek zere, Paralarn zerinde ve heykellerde Minotaurosun boa kafal olduu grlr. Dante, Minotaurosu boa gvdeli ama insan kafal bir yaratk olarak d nmt, dedi. O gr de benim zmme uyar, diye onaylad Un win. nemli olan hem inin hem de inde yaayan canava rn korkun olmalar. Minotauros labirentine yakr, onu hakl klar. Ryada savrulan bir tehdit iinse ayn ey syle nemez. Minotauros imgesini yakaladmda (iinde labirent olan byle esrarengiz bir olayda kanlmaz elbet) mesele yar yarya zlmt diyebilirim. Gene de ak syleye yim, bu antik imgenin nasl olayn anahtar olabileceini tam anlayamamtm, senin anlattklarnda bir ayrnt yaka ladm - rmcek a. rmcek a m? diye tekrarlad Dunraven, afallamt. Evet. rmcek a (Platoncu rmcek a - bunu akln dan karma), katile (nk ortada bir katil var) iledii ci nayeti hatrlatmsa hi amam. Trbedeyken, el-Buhrinin ryasnda kvl kvl ylanlar grdn, uyandn daysa bu ryaya neden olann bir rmcek a olduunu anlattn hatrlarsn. El-Buhrinin o ryay grd gece ye dnelim. Yenilgiye urayan kral, vezir ve kle, yanlarn da hzineyle birlikte lde kayorlar. Geceyi geirmek iin bir trbeye snyorlar. Korkak bildiimiz vezir uykuya da lyor; yrekli bildiimiz kral uyumuyor. Hzineyi payla mamak iin kral veziri baklyor. Birka gece sonra vezirin hayaleti kral ryasnda tehdit ediyor. Btn bunlar inand rc deil. Benim yorumuma gre, olaylar baka trl geli ti: O gece yrekli bir adam olan kral uyudu, korkak Zeyd ise gzn bile krpmad. Uyumak her eyi unutmaktr ve
84

byle bir unutu da, arkandan eli bakl adamlarn geldii ni biliyorsan, mmkn deildir. Gzn hrs bryen Zeyd uyumakta olan kralnn zerine eildi. Onu ldrmeyi d nd (hatta belki bayla da oynad), ama cesaret ede medi. Tavan uykusunda olan kleyi uyandrd, hzinenin bir blmn trbeye gmdler ve nce Suakine, oradan da ngiltereye katlar. Kendilerini el-Buhriden gizlemek iin deil, ama onu bulunduklar yere ekip ldrebilmek iin, rmcein am rmesi gibi, denize bakan yksek te pelerin zerindeki kzl renkli labirenti yaptrdlar. Vezir, gemilerin kzl sakall adam, kle ve aslan sylentisini Su dan kylarna tayacaklarn biliyordu. Er ya da ge el-Buhri gelecek, labirentlerinde onlar arayacakt. Labirentin son dnemecinde, tuzak bekliyordu onu. El-Buhri, Zeydi hibir zaman ciddiye almamt, imdi de en ufak nlem bi le almaya gerek grmedi. En sonunda, beklenen gn geldi; bni Hakan ngiltereye vard, dosdoru labirentin kapsna dayand, onun kmaz koridorlarnda dolat ve belki de merdivenin ilk basamana ayan henz atmt ki, veziri onu tabandaki kapakl tuzan oradan vurarak ldrd - ta banca kurunuyla m, bilmiyorum. Kle, aslann iini biti recek, tek bir kurun da klenin iini bitirecekti. Sonra Zeyd, bir kayayla her nn de suratlarn ezdi. Byle yapmas gerekiyordu; surat kayayla ezilmi tek bir adam, ortada bir kimlik sorunu olduunu akla getirirdi, ama hay van, kara derili adam ve kral bir dizi oluturuyorlard ve ilk ikisi gznnde tutulduunda, sonuncusu doal grne cekti. Allabyle konuurken korku iinde olduuna ama mak gerek; korkun eylemini yeni tamamlamt, ngilte reden kap hzineyi bulacakt. Dunraven, Unwinin szlerini dalgn bir sessizlik ve belki de inanmazlkla karlad. Karar vermeden nce bir byk bira daha smarlad.
85

Benim Ibni Hakann aslnda Zeyd olabileceini itiraf ederim, dedi. Bylesi dnmler oyunun klasik kuralla r, okurun srarla bekledii geleneksel kurmaca gereklerin dendir. tiraf etmeye yanamayacam eye gelince de senin hzinenin bir blmnn Sudanda gml olduu yolun daki varsaymn. Zeydin hem kraldan hem de kraln d manlarndan katn unutma; birazn gmerek zaman kaybetmektense btn hzineyi aldn dnmek daha akla yakn. Sonunda, sandkta tek kuru bile bulunmamas btn parann harcanm olmasndandr belki de. Nibelunglarn krmz altn gibi tkenmek bilmez olmayan altn tamamen duvarclara harcanm olabilir. O zaman Ibni Ha kan oktan yenip bitirilmi bir hzineyi ele geirmek zere denizler am demektir. Bence yenip bitirilmi denemez, dedi Unwin. Vezir bir gvur adasnda, yalnzca kral kendine ekmek iin deil, ayn zamanda krala mezar olsun diye ember biiminde, byk bir tuzak kurmaya yatrd o paray. Tahminim do ruysa, nefret ve korkuyla hareket etti, hrsla deil. Hzineyi ald ve ancak bundan sonra aslnda baka bir eyin pein de olduunu farketti. Aslnda Ibni Hakann lmn gr mek istiyordu. Kendini Ibni Hakanm gibi yapt, onu l drd ve sonunda da Ibni Hakan oldu. Evet, diyerek bu gre katld Dunraven. e yaramaz serserinin tekiydi; bir tek dilei vard, o da lp de bir hi olmadan nce, geriye baktnda bir zamanlar kral olmu olduunu ya da herkesi kral olduuna inandrdn hatrla mak...

86

K K r a l

ve

k La b r e n t

(Labirentinde len Kral, Ibni Hakan elBuhri hikyesinde. Rahip Allaby'nin ra hip krssnden anlatt menkbedir.) zne gvenilir tarihilerin anlattna gre (geri her eyi bilen bir tek Allahtr) eski zamanlarda Babilde h km sren bir kral varm. Bu kral btn mimarlaryla si hirbazlarn arm ve aklbamda hibir insann iine gir meye cesaret edemeyecei kadar dolambal, girenlerin de yollarn kaybedecekleri kadar ince tuzaklarla dolu bir labi rent ina etmelerini buyurmu. Byle bir giriim kfr sa ylrm, nk insan artmak da mucizeler yaratmak da yalnzca Allaha zgdr. Gel zaman git zaman, bu kraln sarayna Arap krallarndan biri gelmi; Babilli kral da (ko nuunun saflyla elenmek zere) konuk kral labirente sokmu. Konuk kral labirentte drt dnerek korku ve a knlk iinde k yolunu araya araya akam etmi. Sonun da tek arenin Allahtan geleceini grerek Onun yardmna snm ve ok gemeden kapy bulmu. Dar ktnda azn ap da tek bir serzenite bulunmam. Bunun yerine Babilli krala kendi yurdunda kendisinin de bir labirenti ol duunu ve Allah nasib ederse bu labirenti bir gn seve seve ona gsterebileceini sylemi. Sonra Arabistana dnm,

87

komutanlarn ve ordularn toplayarak Babil zerine yr m. Talihi ylesine yaver gitmi ki, lkenin kalelerini yerlebir etmi, halkn kltan geirmi, kral da tutsak alm. Onu hzl giden bir deveye balam ve le srm. gn yol almlar, sonunda galip kral: Sen zamana sz ge en, ey ann en yce kral! Sen beni Babilde saysz mer divenle, kapyla, duvarla dolu tuntan bir labirente hapset mek istemitin; ite imdi de Yce Allah bana seni kendi la birentime sokma frsat verdi. Bu yle bir labirent ki bunda ne trmanlacak merdivenler, ne zorlanacak kaplar, ne insa n yorgunluktan bitap drecek sonsuz koridorlar, ne de birdenbire nne kan duvarlar var. Demi ve Babilli kraln iplerini zm; onu orada, ln ortasnda alk ve susuzluktan lmeye brakm. Hayy- Lyemut (lmeyen Canlya And Olsun).

88

BEKLEY

ayton onu Buenos Airesin kuzeybat kesimindeki o so kakta, drt bin drt numarann nnde brakt. Daha saat sabahn dokuzu olmamt; adam, zerleri tozlu nar aalarn, her birinin altndaki drtke toprak parasn, kk balkonlu saygn evleri, ayn sradaki eczaneyi, boya ve nalbur dkknnn donuk renkli tabelalarn onaylarcasna gzden geirdi. Uzun, penceresiz bir hastane duvar so kan kar yanndaki yaya kaldrmna srtn vermiti; da ha aadaki lim onluklardan gne klar yansyordu. Adam (u anda ryada grlen eyler gibi geliigzel, rastlansal ve belli bir sradan yoksun olan) btn bu eylerin zaman iinde, eer Tanr isterse, deimez, gerekli ve tan dk olacan dnd. Eczanenin vitrininde porselenden harflerle Breslauer yazlyd; Yahudiler talyanlarn yerini alyordu, onlar da Kreollerin yerini almlard. Bylesi daha iyiydi; adam kendi rkndan insanlarla bir arada olmak iste miyordu. Arabac ona bavulunu indirmekte yardm etti; dalgn ya da yorgun grnl bir kadn, neden sonra kapy at.

89

Arabac oturduu yerden adama demir paralardan birini, Melodaki otelde geirdii o geceden beri cebinde duran yirmi centavoluk Uruguay parasn geri verdi. Adam ona krk centavoluk bir para uzatt ve, Kendimi herkese unut turacak biimde davranmalym. ki yanllk yaptm: Ya banc bir para kullandm ve bu yanltan kayg duyduumu belli ettim, diye dnd. Kadn izleyerek giriteki hol ve avluyu geti. Neyse ki ona ayrlan oda ikinci bir avluya alyordu. Yatak, sanatkr bir ustann elinde, benzeri grlmemi dal ve sarmak bi imlerine sokulmu demirdendi; bunun dnda am tahta sndan yksek bir elbise dolab, yatan baucunda bir ko modin, kitaplarla dolu yere yakn bir raf, birbirinin ei ol mayan iki sandalye, ayrca lavabosu, srahisi, sabun tablas ve cam isli iesiyle bir ykanma yeri de bulunuyordu. Du varlar, Buenos Aires ilinin bir haritasyla bir ha sslyor du; kzl renkli duvar kdnn zerinde kuyruklarn a m kocaman tavuskuu desenleri vard. Odann tek kaps avluya alyordu. Bavulu odaya yerletirmek iin sandalye lerin dzenini deitirmek gerekti. Kirac hibir eye ses karmyordu; kadn adn sorduunda Villari dedi - gizli bir meydan okuma olsun ya da gerekte hissetmedii bir utanc azaltsn diye deil, bu ad onu rahatsz ettii, aklna baka bir ad getirmesi mmkn olmad iin. Yok, dmannn adn benimsemenin kurnazca bir hile olduu yolundaki yaznsal kuruntunun ekiciliine kaplm filan deildi... Bay Villari, nceleri evden dar kmad; birka hafta geince, gn batarken ksa bir sre kmay alkanlk hali ne getirdi. Bir gece bina tedeki sinemaya gitti. Her za man en arka srada oturdu; bir keresinde film bitmeden az nce kalkt. Yeralt dnyasyla ilgili trajik yklerdi seyret tikleri; bu yklerde hi kukusuz yanllar vard; bu yk lerde hi kukusuz nceki yaamnn paras olan grnt
90

ler de vard. Sanatla gerekliin rtebilecei dncesine yabanc olduu iin, Villari bunlara aldr etmedi. Diren medi, filmlerden holanmaya alt; bunlarn gsterilme nedenlerini anlamak istiyordu. Roman merakllarnn tersi ne, kendini hibir zaman sanat eserindeki kiilerden biri olarak grmemiti. Postadan, deil mektup, reklam bror bile almazd. Gene de belirsiz bir umutla her gn gazetedeki stunlardan birini okumay srdrd. leden sonralar sandalyelerden birini kapnn yanma karr, olanca ciddiyetiyle matesini hazrlar, gzlerini bitiikteki ok katl yapnn asmalarla r tl duvarna dikerek ierdi. Yllar sren yalnzlk ona bel lekte btn gnlerin birbirine e olmaya yztuttuunu, te yandan hapishanede ya da hastanede bile beklenm edik olaylar getirmeyen, m inicik beklenmedikliklerden rl yar saydam bir a olmayan bir gn bulunmadn ret miti. teki tutsaklklarda gnleri ve saatleri saymann e kiciliine kaptrmt kendini, ama bu tutsaklk bakayd, nk sonu yoktu - meer ki bir sabah gazete Alejandro Villarinin lm haberini getirsin. Villarinin oktan lm olmas da mmknd, o zaman bu yaam bir ryayd. Bu olaslk onu tedirgin ediyordu, nk bunun kendisi iin bir rahatlama m yoksa ansszlk m olacana hibir za man karar verememiti; sonunda, kendi kendine byle bir olasln sama olduunu syleyerek aklndan sildi. Geride kalan -zamann akndan ok, dn olmayan bir iki olay yznden geride kalan- o gnlerde birok eyi nne geil mez bir tutkuyla istemiti; erkeklerin nefretiyle kimi kadn larn sevgisini harekete geiren bu gl irade, artk ne u nu ne de bunu istiyordu; yalnzca direnmek, son bulmak is tiyordu. Matenin ve kara ttnn tad, avluyu kaplayan glgelerin durmadan ilerleyen izgisi - bunlar yeterli kkr tclard.
91

Evde, artk yalanm bir kurt kpei vard. Villari onun la dost oldu. Onunla spanyolca, talyanca, ocukluunun yerel azndan aklnda kalan bir iki szckle konuuyordu. Villari anisiz ve beklentisiz, imdiki zamanda yaamaya a lt; anlar onun iin beklentilerden de nemsizdi. Pek de farkna varmadan, gemiin zamann asl dokusu olduunu anlad; zamann hep gemie dnmesi de bu yzdendi. Bkknl bir gn doygunluk gibi geldi ona; byle anlarda u kpekten daha anlalmaz deildi. Bir gece damandaki incecik bir sz, ta iine kadar ile yerek tir tir titretti, sersemletti onu. Bu korkun mucize birka dakika sonra ve afaa kar yenilendi. Ertesi gn bir fayton ard. nce mahallesindeki diiye gitti Villari. Orada diini ektirdi. Dii ekilirken bakalarndan daha korkak ya da yrekli davranmad. Bir baka gece, sinemadan dnerken, arkadan itildiini hissetti. Tepesi atarak, fkeyle, ama ayn zamanda da gizli bir rahatlamayla kstah herife dnd. Kaba bir kfr sa vurdu; teki aknlkla kekeleyerek zr diledi. Adam uzun boylu, gen, koyu renk salyd, yannda Almana ben zeyen bir kadn vard; o gece, Villari kendi kendine onlar tanmadm tekrarlayp durdu. Gene de yeniden sokaa kncaya kadar drt ya da be gn geti. Raftaki kitaplarn arasnda, Andreolinin eski dipnotlary la dolu, bir lahi K om edya vard. Meraktan ok grev duy gusunun kkrtmasyla, Villari bu byk eseri okumaya gi riti. Akam yemeinden nce bir canto, sonra da satr atla madan dipnotlarm okurdu. Cehennemdeki cezalar akld ya da ar bulmad. Dantenin onu Ogolinonun sonsuza dek Ruggierinin ensesini kemirdii son cehennem dng sne yarglayacam da dnmedi. Kzl renkli duvar kdnn zerindeki tavuskular nice inat kbuslar dolduracak gibi grnyorlard, ama Bay
92

Villari hibir zaman silme canl kulardan rlm kor kun bir ardak grmedi ryasnda. afak vakti, ufak tefek deiiklikler dnda hep ayn kalan bir rya grrd. ki adam ve Vtllari ellerinde tabancalarla odaya girerler ya da sinemadan karken ona saldrrlar ya da birden onu iten yabanc olur karlar ya da avluda yasl yzlerle onu beklerler, ama tanmazlktan gelirlerdi. Ryann sonunda, yatann baucundaki komodinin ekmecesinden tabanca sn alr (o ekmecede gerekten bir tabanca bulunduruyor du) adamlara ate ederdi. Silahn grlts onu uyandrr, ama her defasnda rya grm olurdu. Saldr sonraki bir ryada tekrarlanr, gene sonraki bir ryada onlar yeniden ldrmek zorunda kalrd. Gnesiz bir temmuz sabah, tanmad kiilerin varl (kapy atklarnda kan grlt deil) uyandrd onu. Odann glgeleri iinde upuzun grnen, bu glgelerle ga rip biimde silikleen, (o korku dolu ryalarda her zaman daha ak seik grmt onlar) tetikte, kprtsz ve sabr l, gzleri sanki silahlarnn ykyle arlaarak kapanm gibi inik duran Alejandro Villariyle yanndaki yabanc onu sonunda yakalamlard. Eliyle bir iaret yaparak bekleme lerini syledi, sanki yeniden uyuyacakm gibi yzn du vara dnd. Bunu kendini katillerine acndrmak iin mi yapmt? Yoksa korkun bir olay zihninde yaatarak son suza kadar beklemektense ona katlanmann daha kolay ola can dndnden mi? Yoksa -belki de en akla yakn buydu- katiller imdiye kadar birok kere ayn yerde, ayn saatte olduklar gibi yalnzca bir rya olsunlar diye mi? Silahn grlts varln ortadan kaldrdnda bu by ediminin tam ortasndayd ite.

93

D o n Q u ix o t e Y a z a r i Perre M e n a rd

Silvina Ocampo'ya omancmzn ardnda brakt gzle grlen eseri ksa ca dizine sokmak hi de zor deildir. Bu yzden Ma dam Henri Bacheliernin, Protestan eilimi herkese bilinen bir gnlk gazetenin acnas okurlarnn kafalarna sokmak dncesizliinde bulunduu aslsz dizinde yapt kart ma ve eklemeler balanamaz niteliktedir. (Bu gazetenin okurlar Mason ve snnetli deil, az sayda ve Kalvinist de olsalar byle bu.) Menardm gerek dostlan bu dizini deh etle ve hatta biraz da hznle karladlar. Onun en son antnn nnde, kasvetli serviler altnda daha dn toplan m gibiyiz. Hata ise kalkm imdiden Onun Ansn kir letmeye balam bile... Hi kuku yok ki kk bir dzelt me gerekli. Bu konudaki clz sz yetkime kar klmasnn iten bi le olmadn biliyorum. Gene de, son derece nemli iki ta nk gstermeme kar klmayacan umut etmekteyim. Barones de Bacourt (hl yasn tuttuumuz airle onun unutulmaz arambalarndan birinde tanma onuruna er mitim) aadaki sayfalar onaylamaya deer buldular. Mo-

94

naco Prensliinin en nazl hanmlarndan Kontes de Bagnoregio ise (hibir kar gzetmeyen giriimlerinden can ya nanlarn en dncesizce hakaretlerine urayan -heyhatuluslararas hayrseverlerden Simon Kautzschla yapt ev lilik sonucu imdilerde Pennsylvania kenti sakinlerinden biridir) kendisini herkesten farkl klan o muhteem sus kunluundan doruluk ve ecel (kendi szleri) karsnda vazgemi ve Luxe dergisinde yaymlanan ak bir mektupla bana onaylarn bildirmi bulunmaktadrlar. Bana devredi len bu yetkiler clz ve yetersiz olmaktan epeyce uzaktr sa nyorum. Menardm gzle grlen eserinin kolayca dizine sokulabi leceini sylemitim. zel arivini dikkatle gzden geirdi imde aadaki kalemlerin bulunduunu grdm: a) La Conque dergisinde (Mart ve Ekim 1899 saylar) iki kere (deiikliklerle) yaymlanan sembolist bir sone. b) iirsel kavramlar daarc kurma olasln aratran bir monografi; bu kavramlar gndelik dili oluturan sz cklerin eanlamllar ya da dolambal yoldan ifade edil mileri deil, daha ok zerinde gr birliine varlm kurallara gre ve iirsel gereksinimleri karlamak zere ta sarlanm ideal nesneler olacakt (Nmes, 1901). c) Descartes, Leibniz ve John Wilkinsin dnceleri ara sndaki kimi balant ya da yaknlklar zerine bir monog rafi (Nmes, 1903). d) Leibnizin C haracter is tica universalis' i zerine bir mo nografi (Nmes, 1904). e) Kalelerden birini elden karmak yoluyla satran oyu nunu gelitirme olasl zerine teknik bir makale. Menard bu nc adm nermekte, savunmakta, tartmakta, so nunda da reddetmektedir. 0 Raymond Lullynin Ars magna generalisi zerine mo nografi (Nmes, 1906).
95

g) Ruy Lopez de Seguranm Lbro de la incenvion liberal y arte del juego del axedrez'inin nszl ve dipnotlu bir eviri si (Paris, 1907). h) George Booleun simgesel mant zerine bir monog rafi tasla. i) Fransz dzyazsnn temel kouk kurallar zerine Saint-Simondan alnma rnekler ieren bir inceleme (Revue des langues romanes, Montpellier, Ekim 1909). j) Bu kurallarn varln reddetmi olan Luc Durtaine Luc Durtainin kendisinden alnma rneklerle desteklenmi bir cevap (Revue des langues romanes, Montpellier, Aralk 1909). k) Quevedonun Aguje dee navegar cultosunun La bousso le des prcieux bal altnda yaplm elyazmas bir evirisi. 1) Carolus Hourcaden ta basks resimlerinin sergi kata loguna yazlm bir nsz (Nmes, 1914). m) nl Akhilleus ve kaplumbaa meselesine getirilen deiik zmleri zamandizinsel sra iinde tartan Les problem s d un problem e (Paris, 1917) adl eser. imdiye ka dar bu eserin iki basm yaplmtr. kincisinde Leibnizin nsz niteliindeki d yer almaktadr. (Ne craignez p o int, monsieur la tortue - Hi kayglanmaynz, Bay Kaplum baa.) Ayrca bu basmda RusselPla Descartesa ayrlan b lmler yeniden gzden geirilmitir. n) Touletdeki Sentaktik kullanmlarm kati bir zmle mesi (N.R.F, Mart 1921), Menard burada -hatrladm ka daryla- yergiyle vgnn edebiyat eletirisiyle ilgisi olma yan duygusal uygulamalar olduunu sylemiti. o) Paul Valrynin Le cimetire marin - Deniz Mezarl i irinin alexandren kouuna evrilmi biimi (N.R.F., Ocak 1928). p) Jacques Reboulun G erekliin Bask Altna Alnmas zerine Begelerinde geen, Paul Valry aleyhine bir yaz.
96

(Bu arada, onun bu yazsnn Valry hakkndaki grleri nin tam tersi olduunu da belirtelim. Nitekim Valry bunu anlam ve kkl dostluklar bozulmamtr.) q) Kontes de Bagnoregio hakknda, gazetecilerin kanl maz saptrmalarn dzeltmek ve Kontesin ou zaman ha tal ve aceleci yorumlara (gzellii ve giriimleri nedeniyle) konu alan kiiliinin gerek yzn Dnyaya ve talyaya sunmak amacyla, bu hanmn her yl kartt Muzafferane Yllka -bu ad, ylln yazarlarndan biri olan Gabriele dAnunzio tarafndan verilmitir- alman tantma yazs, r) Barones de Bacourta yazlm bir dizi nefis sone (1934). s) Etkisini noktalama iaretlerinden alan iirlerin elle ya zlm bir listesi.1 te, Menardn zamandizinsel sra iinde verilmi gzle grlen eserleri bu kadardr. (Aklna estii bir srada Ma dam Henri Bacheliernin konuksever -yoksa agzl m de meli- albmne yazd, anlalr olmaktan uzak bir iki so ne dnda bu listeden hibir ey kartlmamtr.) imdi gelin, onun teki eserine bakalm; o gizli, o son kertede destans, o ei bulunmaz ve o -insanolunun gc ancak bu kadarna yeter ite!- bitmemi esere. Belki de zamanmzn en nemli rn olan bu eser, Don Quixotenin ilk kitabnn dokuzuncu ve otuz sekizinci blmleriyle, yirmi ikinci b lmnn bir parasndan olumaktadr. Byle bir eyi ne srmenin samalk saylacam biliyorum; ite bu kk denemenin amac da bu samal hakl karmak zaten.2

1 Madam Henri Bachelier, Quevedonun Salesli St. Francis'in Introduction la vie dvotcun dan kelimesi kelimesine yapt eviriden gene kelimesi kelimesine ya plm bir baka eviriyi de almaktadr listesine. Menardn ktphanesinde byle bir eserden iz yoktur. Dostumuz aka yapm, hanmefendi de bunu ciddiye al m olmal. 2 Pierre Menardn portresini yazyla izmek gibi ikincil bir amacm da vard. Ama Barones de Bacourtun hazrladn duyduum yaldzl sayfalarla ya da Carolus Hourcadenin duyarl ve titiz kalemiyle boy lmeye nasl cret edebilirim?

97

Bana bu giriimi esinleyen, birbiriyle e deerde olmayan iki ayr metindir. Bunlardan biri, verili bir yazarla mutlak biimde rtme izleini ana hatlaryla ortaya koyan, Novalisin kaleme ald filolojik bir belge... (Dresden basmnda 2 0 0 5 inci sayfa). tekiyse, say getirip bir ana caddeye, Hamleti La Cannebieree ya da Don Quixoteyi Wall Streete oturtan o olsa da olur olmasa da kitaplardan biri. Btn ince zevkli kiiler gibi Menard da, kendi deyimiyle avam tabakasnn anakronizma zevkini beslemeye ya da (daha kts) bizi btn dnemlerin ayn ya da farkl olduu yo lundaki basit dnceyle tavlamaya yarayan bu gereksiz aklabanlklardan nefret ederdi. Ona, uygulamada eliik ve yzeysel grnse de, daha ilgin gelen ey Daudetnin nl tasarmyd; Ycegnll Beyle uan Tartarin adndaki tek bir kiide birletirmek... Menardn, yaamn ada bir Quixote yazmaya adadn ima etmeye kalkanlar onun yce ansna saygszlk ediyorlar. O, baka bir Quixote yazmak deil -bunu yapmak kolay dr- Don Quixote kitabnn kendisini yazmak istiyordu. Sy lemeye gerek yok, zgn eseri kelimesi kelimesine yeniden yazmayi akimdan bile geirmiyordu; onun amac kopya et mek deildi. Onun akllara durgunluk veren amac, Miguel de Cervantesinkilerle -kelime kelime, satr satr- rtecek birka sayfa yazabilmekti. 30 Eyll 1934te Amaladm ey biraz artcdr, o kadar, diye yazmt bana Bayonnedan. Teolojik ya da metafizik bir kantlamann son adm -nesnel dnya, Tanr, nedensellik, evrenin ald biimler- zamanca benim me hur romandan ne daha nce gelir, ne de daha az tannm tr. Tek fark, dnrlerin giritikleri almann ara aama larn gzel, derli toplu ciltler halinde yaynlamalardr, bense btn bu ara aamalar ortadan kaldrmaya kararl ym. Gerekten de, onun yllar sren abalarna tanklk
98

edecek bir sayfa karalama bile yok bugn. Aklna gelen ilk yntem olduka basitti. Ispanyolcay iyi ce ren, Katolik dinini yeniden benim se, Trklerin ve Araplarn hilaline kar sva, Avrupann 1602 ile 1918 arasndaki tarihini unut, Miguel de Cervantes ol. Pierre Menard bu yolu gzden geirdi. (17. yzyl Ispanyolcasm ol duka hatasz konutuunu biliyorum) ama ok kolay bul duu iin vazgeti. Daha ok imknsz olduu iin! diye cektir okurum. Tamam, ama zaten giriimin kendisi imkn szd, baarya gtren btn bu imknsz yollarn en az il ginci de buydu. 20. yzylda, 17. yzylda yaam ok okunan bir romanc olm ak ona bir alalma gibi geliyordu. Bir yolunu bulup Cervantesin kendisi olarak Quixote'ye ulamak, Pierre Menard olmay srdrp, Quixoteye Pierre Menardn yaantlarndan geerek ulamaktan daha az e tin -bu yzden de daha az ilgin- grnyordu gzne. (S ras gelmiken syleyelim, bu kan onu Don Quixotenin ikinci blmnn bandaki otobiyografik nsz de kartmaya gtrmt. Bu nsz brakmakla baka bir ro man kiisi -Cervantes- yaratm olmakla kalmayacak, Quixote'yi de Menardn deil, bu roman kiisinin bak asn dan anlatm olacakt. Menard bu kolaycla kalkmad el bette.) Aslnda giritiim i zor deil, diye yazyordu mektubunun baka bir yerinde. Yalnz sona erdirmek iin keke lmsz olabilseydim. Size bir ey syleyeyim mi? Onun bu giriimim sonuna kadar gtrdn, dolaysyla Quixoteyi -tmn- Menardm kafasndaki biimiyle oku duumu aklmdan geirdiim anlar olmutur. Birka gece nce XXVI. blm -onun hi zerinde oynamad b lmlerden biri- kartrrken u benzersiz cmlede dostu muzun slubundan ve sesinden bir eyler buldum: ...r mak perileri, o elemli, o slak Eko... Tinsel ve tensel sfat larn bu mutlu birliktelii, bir gn leden sonra onunla
99

zerinde tarttmz Shakespearein u dizelerini getirdi aklma: Orada, uursuz ve sarkl bir Trkn Peki, neden ille de Quixote? diye soracaktr okurumuz. Evet,bu tercihi bir spanyolun yapmas anlalmayacak ey deildir; oysa, Nmesli bir semboliste, onulmaz bir Poe hayranna (ki Poe Baudelairei, Baudelaire M allarm yi, Mallarm Valeryi, Valery de Esmond Testei dourmutur) gelince i, durum byle deil kukusuz. Yukarda szn ettiim mektup bu noktay aydnla kavuturuyor. Don Quixote, diye yazyor Menard, beni derinden ilgilendiri yor, ama -nasl syleyeyim?- vazgeilmez gelmiyor bana. Edgar Allan Poenun: Ah, unutma ki bylyd bu bahe! haykr, Sarho Gemi ya da Kocam D enizci olmakszn evreni gzmn nne getiremiyorum, ama Quixote ol makszn pekl da getirebiliyorum. (Kukusuz bu eserlerin tarihi nem ve anlamndan deil, kiisel yeterliliimden szediyorum burada.) Don Quixote rastlant sonucu domu bir kitaptr; Don Quixote olm asa da olurdu. Onu yazmay ta sarlayabilirim - laf dolatrmadan syleyeyim, onu yazabili rim de. On ya da on iki yalarndayken belki de kitabn t mn okumutum. Sonralar, u sra zerinde durmayaca m kimi blmleri yeniden, iyice okudum. Ara-oyunlar, oyunlar, Galateay, roman iinde romanlar, Persiles ile Segismundanun kukusuz son derece zahmetli abalarn, Viaja da Varnasoyu da gzden geirdim... Don Quixoteden kabaca aklmda kalanlar, unutkanlkla kaytszln da basi te indirgemesi sonucu, henz yazlmam bir kitabn kesin likten uzak, oluum ncesi biimine e tutulabilir. Bu (hi kimsenin itiraz edemeyecei) biim esas alndnda, benim
100

nmdeki sorunun Cervantesinkinden ok daha etin ol duu kesindir. Nazik selefim rastlantlarn yardmn geri evirmemiti; lmsz eserini, kendini dille edebi yaratc ln temel akna brakarak, biraz da la diable (batan-savma) oluturmutu. Ben tam anlamyla, onun anlk esin tilerle beslenen eserini, yeniden kurmak gibi bir grev st lendim. Tek bama srdreceim bu oyunda birbirine zt iki yasa gdyor beni. Birincisi, biimsel ya da psikolojik eitlemeler denememe imkn veriyor; kincisiyse bu eit lemeleri zgn metne feda etmemi ve bu gzden kara su gtrmez nedenler bulmam salyor... Bu yapay engelle re bir bakas daha -gene bunlardan kaynaklanan bir engeleklenebilir. 17. yzyln banda Don Quixote yazmak akla yakn, gerekli ve hatta kanlmaz bir giriimdi; 20. yzyln bandaysa neredeyse imknszdr. Son derece youn olay larla dolu yzyln uup gitmi olmas bouna deildir. Tek bir rnek vermek gerekirse, bu olaylarn arasnda Qu ixotenin kendisi de bulunmaktadr. Bu engele ramen, Menardn blk prk Quixote'si Cervantesinkinden daha nceliklidir. Cervantesinki, kendi lkesinin cafcafl tara gereklerini alr, bunlar getirip be ceriksizce valyelik masallarnn karsna koyar. Menard ise kendi gerekliini, Lepantoyla Lope de Vegann yaa d yzyldaki Carmenin lkesi olarak belirler. Bu seim Maurice Barresle Dr. Rodriguez Larettaya ne trl spanyol servenleri esinlerdi kimbilir! Menard bunlardan olanca doallkla saknr. Onun eserinde ne ingene fantezileri, ne conquistadorlar , ne mistikler, ne kinci Filipler, ne de. kitap yakmalar vardr. Yerel renkten ya kanmakta, ya da yerel rengi elemektedir. Bu horgr yeni bir tarihi roman kavra mn iaret eder. Bu horgr S alam m boyu iler tutar yeri kalmayacak biimde yarglar. Kitabn kendi iindeki btnlk tayan blmlerini in
101

celemek de artc sonular verecektir. rnein birinci ki tabn, Don Quixotenin silahlarla edebiyat hakkndaki me rakl sylevini konu edinen XXXVIII. blmn inceleye lim. Don Quixotenin (Quevedonun daha g bir tarihte La hora de todosdaki benzer bir blmde yapt gibi) tart may edebiyata kar ve silahlardan yana sonulandrdn biliyoruz. Cervantes bir asker eskisiydi; onun tercihini an lamak mmkndr. Peki ya Pierre Menardm Don Quixotesinin -La trahison des clercs (aydnlarn ihaneti) ile Bert rand Russellin adadr o- bylesi ne id belirsiz lafa zanlklarn kurban olmas! Madame Bachelier bunda yaza rn kahramannn psikolojisine boyun emesinin tipik ve hayranlk verici bir rneini grmtr; bakalar (pek kes kin zekl denemez bunlara) Don Quixotenin bir tpkyazmnn, Barones de Bacourt ise Nietzsche etkisinin szkonusu olduunu sanmlardr. Kar klacak yan olduunu sanmadm bu nc yoruma, Pierre Menardm neredey se Tanrlara yarar alakgnlllne pek uygun den bir drdncsn ekleyeyim mi bilmiyorum; onun, yele dii grlerin taban tabana zddn yayma konusundaki sessiz sedasz, ironik alkanln... (Onun Jacques Rebouln ksa mrl gerekstc gazetesinde Paul Valryye ynelttii acmasz eletiriyi hatrlayn.) Cervantesin met niyle Menardnki kelimesi kelimesine birbirinin ei olmak la birlikte, kincisi neredeyse sonsuz bir zenginliktedir. (Ona kar kanlar, daha iftanlaml diyeceklerdir ama iftanlamllk zenginliktir.) Menardm Don Quixote'sini Cervantesinkiyle karlatr mak ok eyi aa karacaktr. kincisi yle yazm rne in (birinci kitap, dokuzuncu blm): ...gerek ki anas tarihtir; zam anla yarr eylemlerimizin arivi, gem ie tank, imdiki
102

zam ana rnek olur, yol gsterir, gelecein akl hocasdr. 17. yzylda, (alaydan yetime dhi) Cervantes tarafn dan yazldkta, bu sralama tarihe dzlm bir vgden baka bir ey deildir. Oysa Menard yle der: ...gerek ki anas tarihtir; zam anla yarr, eylemlerimizin arivi, gemie tank, imdiki zam ana rnek olur, yol gsterir, gelecein akl hocasdr. Tarih, gerein anas; akllara durgunluk verecek bir d nce. William Jam esin ada olan Menard tarihin ger ekliin bir irdelenmesi sreci deil, gerein kkeni oldu unu sylyor. Ona gre tarihsel gerek, olup bitenler de ildir; tarih, bizim olduuna hkmettiimiz olaylardr. Son cmleler -imdiki zam ana rnek olur, y ol gsterir, gelecein akl hocasdr- ftursuzca pragmatiktir. sluptaki kartlk da gzden kaacak gibi deil. Me nardm arkaik slubu -ne de olsa yabancdr- belli bir yapmacklktan zarar grmektedir. Dneminin spanyolcasn byk bir kvraklkla kullanan Cervantesinkiyse byle de ildir. Son zmlemede, yararsz olmayan hibir zek oyunu yoktur. Her felsefi reti evrenin akla yakn bir tanm ola rak yola kar; yllar getike felsefe tarihinde bir sayfa eer bir paragraf ya da isim deilse- olur. Edebiyatta, bu nne geilmez deerden dme daha da kt kokular sa ar. Menard bana Don Quixotenin her eyden nce elendi rici bir kitap olduunu sylemiti; bugnse ayn eser yurt severlik iin kalkan kadehlere, yazm kurallarna ilikin kstahlklara, ak sak de luxe basmlara bahane olmakta dr. n, anlalmamanm bir tr, belki de en ktsdr.
103

Bu nihiliste dorulamalar yeni bir ey deil; alas olan Menardn bunlardan kard kararllktr. Onun amac in sanolunun her trl abasn bekleyen bounal haberlemekti; son derece karmak ve daha bandan baarszla yargl bir ie kalkmt. Btn tedirgin kukularn, uyku suz gecelerini yabanc bir dilde yazlm, zaten varolan bir kitab tekrarlamaya adad. Taslak stne taslak yd, bkp usanmadan yazd, bozdu, elle yazd binlerce sayfay yrtt att.3 Hi kimsenin bu taslaklar grmesine izin vermedi, bunlarn lmnden sonra ortaya kmamalarna zen gs terdi. Ben onlar yeniden biraraya getirmek iin bouna u ratm. Bu nihai Don Quixotede, dostumuzun -dokunsan dala cak ama gizli anlamlar da pekl zlebilecek- n yazla rnn az ok seilebileceini, stste yazlm metinler bu lup karabileceimi sandm. Ne yazk ki, bu yitik Troyalar kazp gnma karabilecek, onun eserini tersyz edebi lecek ikinci bir Pierre Menard olabilir ancak. Dnmek, zmlemek, uydurmak (diye yazmt ba na) kurald edimler deildir; zeknn olaan soluk alp ve riidir bunlar. Bu ilevin arada srada yerine getirilmesini kutsamak, eski alardan kalma yabancmz olan dncele ri bir kenara biriktirmek, gzlerine inanamamann sersemli iyle doctor universalis denen kiilerin neler dnebildikle rini hatrlamak, tembelliimizi ya da barbarlmz itiraf et mek demektir. nsan, kafasnda her trl dnceyi barndrabilmeli; sanyorum gelecekte durum byle olacak. Menard, (belki de istemeden) ikide bir tkezleyen, henz pek geliip serpilmemi okuma sanatn yeni bir teknik ara

Kare biimi not defterlerini, st defalarca karalanm paragraflarn, tuhaf yazm iaretlerini ve karnca duas gibi elyazsn hatrlyorum. Nlmesin d mahallele rinde gezintiye kt akam stleri, yanma bu not defterlerinden birini alr ve bununla keyifli bir enlik atei yakard.

104

clyla zenginletirdi; bu yeni teknik, bilinli anakronizma ve yanl antrm alar tekniidir. Uygulama alanlar sonsuz olan bu teknik Odysseiay /E n ead d a n nce yazlm gibi, Madam Henri Bacheliernin L ejard in du Centaure kita bn da Madam Henri Bachelierninmi gibi okumaya k krtr bizi. Bu teknik canskc eserlere bile serven katar. m itatio Christi'yi Louis Ferdinand Celinee ya da Jam es Joycea atfetmek, kitabn o ok ince, ruhani ipularn yete rince yenilemek deil de nedir?

105

HEPS VE HBR

inde hi kimse yoktu onun; yznn (o gnlerin kt portrelerinde bile baka hi kimseye benzemeyen yz nn) ve bol bol sarfettii akla hayale smaz, frtnal sz cklerin ardnda yalnzca bir para soukluk ve baka hi kimsenin grmedii bir d vard. nceleri btn insanla rn kendisine benzediini sand, ama iindeki boluktan bir arkadana szedecek olduunda yanln farketti ve o an dan sonra bakalarndan farkl olan kiinin, d grny le herkese benzemesi gerektiini anlad. Gn geldi, derdine kitaplarda are bulacan sand, bunun iin adalarnn kulland kadar Latinceyle biraz da Greke rendi; sonra bir gn aradnn belki de insanolunun en belli bal ta pnma biiminde bulunabileceini dnd ve uzun, scak bir haziran, leden sonras, Anne Hathawayn kendisini batan karmasna izin verdi. Yirmi ksur yanda Lond raya gitti. tekiler hi kimse olduunu farketmesinler di ye baka birisiymi gibi yapma alkanln sezgisel olarak iyice gelitirmiti; Londrada kaderin kendisi iin hazrlad meslei buldu; sahnedekinin baka birisi olduuna ina-

106

mrm gibi yapan bir insan topluluunun nnde o baka biriymi gibi yapan oyuncunun mesleini... Sahnede yerine getirmesi gereken grevler ona byk bir zevk verdi. Belki de yaamnda ilk tatt zevk buydu: Ama rolnn son di zesi sylenip de son ceset de cehenneme srklenip gt rldnde, gerekdln nefret edilesi tad gene dnp geliyordu azna. Ferrex ya da Timurlenk olmaktan kyor, gene o hi kimse oluyordu. Yakasm bir trl brakmayan bu lanetten kurtulmak iin kendisi baka kahramanlar, ba ka ackl masallar uydurmaya balad. Bylece, bedeni Londrann meyhaneleriyle kerhanelerinde et olarak ilevini yerine getirirken, onu zapteden ruh, falcnn kehanetine kulak asmayan. Sezar, tarlakuunun tn nefretle anan Juliet, ayn zamanda Kader Ulaklar olan cadyla ovada konuan Macbeth oldu. Hi kimse onun kadar ok ve dei ik kiilie brnmemitir; o Msrl Proteus gibi gerekli in btn yzlerini tketti. Kimi kereler, zlmeyeceinden emin olarak, eserlerinin urasna burasna itiraflar ser pitirdi; Richard, kendinde birden fazla kiinin barndn syler; lago, Olduum kii deilim ben, gibi garip szler sarfeder. Varoluun, rya grmenin ve oyun oynamann te melde ayn eyler olmas ona nice unutulmu dizeler esinlemitir. Yirmi yl boyunca o denetimli sanrlarda diretti, sonra bir sabah kltan geirilen onca kral, ayrlan, kavuan ve ahenkli szlerle son nefeslerini veren onca acl k olma nn cansknts ve deheti anszn kt omuzlarna. He men o gn tiyatrosunu satt. Bir hafta iinde doduu kye dnd; orada ocukluunun aalaryla rmaklarna yeni den kavutu, onlarla Esin Perisinin pek sevdii, mitolojik armlar Latince adlaryla dolduran teki aalar ve r maklar arasnda hibir ba kurmad. Birisi olmak zorun dayd; zamannda ykn tutmu, artk saa sola bor para
107

vermekle, mahkemelerdeki davalaryla, ufak apl tefecilik le uraan kesine ekilmi bir tiyatro mdr oldu. On dan bize kalan, iinde duygunun ne de edebiyatm izine rastlanmayan o kupkuru vasiyetnameyi de, bu rol stlen miken yazd ite. Arasra, Londradaki dostlar onu ekildi i kede yoklamaya gelirler, o da onlarn hatrna airliini taknrd. Tarihler, lmeden nce ya da sonra kendini Tanrnn hu zurunda bulduunu ve Ona yle dediini yazar Boubouna onca kii olan ben, tek ve kendim olmak istiyorum. Tanrnn sesi bir girdaptan karlk verdi ona: Ben de tek kii deilim; senin eserlerini dlemen gibi, ben de dnyay dledim, Shakespeare kulum. Ve sen de dmdeki suret lerden birisin; ve tpk benim gibi, hem herkes hem de hi kimse olansn.

108

B r M esele

iyelim ki, Toledoda Arapa yazlm bir metin bulun sun, eski yaz uzmanlar da bunun, eseri Cervantesin Don Quixotesine kaynaklk eden Sidi Hamit Benengelinin elyazsyla yazlm olduunu saptasnlar. Bu metinde, kah raman (hepimizin bildii gibi bir kl ve bir mzrakla s panya yollarnda gezmi, nne kan herkese aklna gelen her bahaneyle meydan okumutur) bir de bakyor ki, o sa ysz dvlerinden birinin sonucunda, hasm n ldr m... Olayn bundan tesini bilmiyoruz; elyazmasnm de vam yok; Don Quixotenin tepkisinin ne olacan kestir mek ya da tahmin etmek meselesiyle kar karyayz. Bildiim kadaryla, ayr zm var. lki olumsuz bir zm; pek bir ey olmaz, nk Don Quixotenin sanrl dnyasnda lm byden daha az rastlanan bir ey deil dir ve adam ldrm olmak da ei benzeri grlmemi ca navarlarla byclerle savaan ya da savatn sanan biri ne vz gelir. kinci zm biraz dokunakl: Don Quixote, kendinin harikalarla dolu hikyelerinin tir yakisi Alonso Quijanonun yansmas olduunu hibir za

109

man unutamamtr; lmle yzyze gelip de onu Kabilin gnahn iletenin bir rya olduunu anlaynca, o byk lenmeli lgnlndan, belki de sonsuza kadar olmak kou luyla uyanr. nc zm hepsinin en akla yakn olan, Adam ldnde Don Quixote bu korkun ldrme eyle minin kapld cinnetin sonucu olduunu bir trl kabul lenemez; sonucun somutluu onu nedenin de buna kout bir somutluu iinde tadn varsaymaya gtrr. Don Quixote delilikten hibir zaman kurtulamayacaktr. Bir de Ispanyollara, hatta Bat dnyasna bile yabanc ge len ok daha eski, youn, boucu bir atmosfer gerektiren drdnc zm var. Don Quixote -artk Don Quixote de il, Hindistandaki kabilelerden birinin kraldr- hasmnn ayaklar dibindeki cesedine bakarken, can almann ve dl vermenin insanlk durumunu ok aan Tanrsal ve byl edimler olduunu sezer. l adamn bir gz aldanmasn dan baka bir ey olmadn anlar; tpk elindeki kanl k l, kendisi, tm gemi yaam, usuz bucaksz Tanrlar ve evren gibi...

110

Ra g n a r k

yalarmzda (diye yazyor Coleridge) belli imgeler, bu imgelerin neden olduklarn sandmz duyumlarn yerini tutarlar; bir sfenksin saldrsna uradmz iin dehete kaplmayz; sfenksi, kapldmz deheti aklaya bilmek iin grrz ryamzda. Eer bu doruysa, o gece grdm ryann dokusunu oluturan sersemleme, co ku, korku, keye kstrlma ve sevin duygularn yalnzca ryann iindekileri sralayarak aktarmak mmkn m? Gene de deneyeceim; belki ryann tek bir sahnede ge mesi bu gl ortadan kaldrr ya da biraz azaltr. Yer Felsefe ve Edebiyat Fakltesiydi; zaman, gnbatmna yakn. Her ey (ryalarda genellikle olduu gibi) gerek te olduundan biraz farklyd; belli belirsiz bir grkem, e yaya deiik bir yz veriyordu. Memur seiyorduk; uyku d gerekliin dnyasnda yllar nce len Pedro Henriquez Urenayla konuuyordum. Anszn, bir gsteri mi balad ya da bir olay m oldu ne, kulaklar sar eden bir yaygara koptu. Bajodan insan ve hayvan lklar ykseliyordu. Bir ses, te geliyorlar! diye haykrd: Tanrlar! Kalabaln
111

iinden drt ya da be kii ayrld, byk anfinin platfor muna kt. Hepimiz gzyalar iinde alkladk; yzyllar sren srgnden dnen Tanrlard bunlar. Platforma kn ca daha da irilemiler, balarn geriye atm, gslerini iirmilerdi. Sayg gsterimizi byk bir kibirle karlad lar. lerinden birisi, ryalarn basit bitki daarna herhalde ters dmeyen bir dal tutuyordu elinde; bir bakas, havada geni bir yay izerek pene elini uzatt; Janusun yzlerin den biri gvensiz gzlerle Thothun kvrk gagasna bak yordu. Anszn ilerinden biri -hangisiydi unuttum- belki de alklarmzn yreklendirmesiyle, inanlmaz derecede tiz, guruldamayla tslama aras bir zafer takrts tutturdu. O andan sonra olaylarn gidii deiti. Her ey, Tanrlarn konumay bilmedikleri kukusunun (belki de biraz abartmitk) domasyla balad. Yzyllar sren meum ve kaak yaamlar, onlardaki insan esini sfra indirmiti; Mslmanln hilaliyle Kutsal Romanm ha aman vermemiti bu kaaklara. Dar alnlar, sar dile ri, ip gibi ince ve yal, melez ya da inli byklar, iren kaln dudaklar, Olimpos soyunun yozlatnn kantlary d. zerlerindeki elbiseler, gsterili bir yoksulluktan ok Bajo kumarhaneleriyle kerhanelerinin karanlk atafatndan izler tayordu. Yakann birinde bir karanfil kzl kzl kan yor, dar bir ceketin altndan bir ban ikinlii grl yordu. Birden onlarn son kozlarn oynadklarn, kocam yrtc hayvanlar gibi hilekr, beyinsiz ve acmasz oldukla rn ve eer korkuya kaplr ya da acmaya yenik dersek sonunda bizi de yokedeceklerini anladk. Ar tabancalarmz ektik (nereden ktlarsa, tabanca lar da girdi birden ryaya) ve neeyle, keyifle ldrdk Tanrlar.

112

C e h e n n e m 1,3 2

nc yzyln son yllarnda yaayan bir leopar, sa bahn afandan akamn alacakaranlna kadar bir ka kalas, birka demir parmaklk, durmadan deien er kek ve kadn yzleri, bir duvar ve belki de kuru yapraklarla dolu ta bir yalak grd. Sevgiyi ve yrtcl, avn parala mann harl zevkini, geyik kokular getiren rzgr zledi ini bilemedi, bilemezdi. Gene de iinde bir eyler tkand, bir eyler isyan etti ve Tanr ona ryasnda unlar syledi: Kullarmdan biri seni u kadar kere grsn ve seni evrenin dzeninde yeri nceden belli bir iirde bir suret ve simge olarak kullansn diye bu hapishanede yaayacak ve lecek sin. imdi tutsaksn, ama iire bir szck katm olacak sn. Tanr, ryada hayvana anlay verdi ve hayvan onun sayd nedenleri anlad ve yazgsna boyun edi. Ne var ki, uyandnda leoparda belli belirsiz bir boyun eiten, yiit bir umursamazlktan baka bir belirti grlmedi; nk bu dnyann ileri hayvan denen sradan yaratn akl erdire meyecei kadar karmaktr. Yllar sonra Dante, Ravennada lm deindeydi. B-

113

tn insanoullar kadar yalnzd, btn insanoullar gibi yaamnn ne ie yaradn bilemiyordu. Tanr ona bir r yada yaamnn ve eserinin gizli amacn aklad; Dante, aknlkla kim olduunu, ne olduunu rendi ve yaam nn pimanlklarna, aclarna kretti. Derler ki, uyand nda, deil yeniden elegeirmek, gzucuyla bile gremeye cei, sonsuzluk kadar byk bir armaan ald, sonra da kaybettii duygusuna kaplm; nk bu dnyann ileri insan denen sradan yaratn akl erdiremeyecei kadar karmaktr.

114

C e rv a n te s ve D o n Q u ix o t e M esel

urdu Ispanyann topraklanndan bkan kraln yal as kerlerinden biri, avuntuyu Aristonun usuz bucaksz corafyalarnda, ryalarda kaybedilen zamann biriktirdii o ay vadisinde, Montalbnn ald Muhammedin altn dan putunda arad. Kendiyle tatl tatl alay edercesine, okuduu harikulade servenlerle akln oynatan ve El Toboso ya da Mantiel gibi adlar olan alelade yerlerde yiitlik gstermeyi, bylerle esrimeyi aklna koymu saf bir adam dledi. Sonunda gereklie ve Ispanyaya yenik den Don Qu ixote, 1614 ylnda doduu kyde ld. Miguel de C er vantes de onun ardndan ksa bir sre daha yaad ancak. Dleyen ve dlenen; her ikisi iin de, eserin ana tasar m iki ayr dnyann kar karya getirilmesinde yatyordu; valye romanlarnn gerekd dnyasyla on yedinci yz yln sradan, gndelik dnyas. Ne biri ne de teki, aradan geen yllarn sonuta bu uz lamazl yumuatacan, La Manchanm, Montielin, valyenin sska bedeninin gelecek kuaklarn gzne Sin115

badm servenleri ya da Aristonun usuz bucaksz coraf yalar kadar iirli grneceini kestiremedi. Deil mi ki, edebiyat mitosla balar, mitosla biter.

116

T l n , U q b a r , O rbis T er t iu s

qbarin ortaya kn bir aynayla bir ansiklopedinin bir araya gelm esine borluyum. Ayna, Ramos Mejiann Gaona Sokanda, yazlk bir evdeki koridorun de rinliklerini bulandryordu; ansiklopediyse yanllkla Anglo-A m erikan A nsiklopedisi (New York, 1917) olarak anl maktadr, ama aslnda 1902 tarihli Britdnnica Ansiklopedisinin harfi harfine yaplm kaak basksndan baka bir ey deildir. Olay be yl kadar nce oldu. Bioy Casares o gece bende yemek yemiti; oturmu, birinci tekil kii azn dan anlatlacak bir romann yazlna ilikin sonu gelmez bir tartmaya dalmtk; romann anlatcs, kimi olgular grmezden gelecek ya da arptacak, bilerek trl elikile re decek, bu da okurlarn birkann -pek aznn- ya kor kun ya da sradan bir gerei kavramasna yarayacakt. Koridorun ta br ucundan ayna bizi gzlyordu. Aynalar da rkn bir yan olduu grnde birletik. (Gecenin ge saatlerinde bu trden bir keif kanlmazdr.) Derken Bioy Casares, Uqbarli kfirlerden birinin, insann saysn oalttklar iin aynalar ve iftlemeyi tiksin saydn

117

hatrlad. Ona bu ilgin szlerin nereden kaynaklandn sordum , bana A n glo-A m erikan A n siklopedisi'n in Uqbar maddesinde yazl olduunu syledi. Evde (mbleli olarak kiralamtk) bu ansiklopediden bir takm vard. XLVI. cil din son sayfalarnda Upsala maddesini bulduk; XLVI. cildin ilk sayfalarndaysa, Ural-Altay dilleri hakknda bir yaz var d, ama Uqbar hakknda tek bir szce rastlamadk. Biraz aran Bioy, dizin ciltlerine bavurdu. Akla gelebilecek b tn yazllar boubouna tarad; Ukbar, Ucbar, Ooqbar, Ookbar, Oukbahr... Gitmeden nce bana Uqbarm Irak ya da Kk Asyada bir blge olduunu syledi. Dorusunu sylemek gerekirse, bu bilgiyi biraz da istemeye istemeye kabullendim. Hakknda bilgi olmayan bu lkeyle kimlii belirsiz kfirin, Bioyun kendi grne dayanak salamak zere, utanarak uydurduu bir yalan olduu sonucuna var mtm. Justus Perthesin atlaslarndan biri zerinde giriti im sonusuz inceleme de kukularm glendirdi. Ertesi gn, Bioy, beni Buenos Airesten telefonla arad. Ansiklopedinin XLV1. cildindeki Uqbar maddesinin nnde durduunu sylyordu. Kfirin ad verilmiyordu, ama retisi zerine onun syledii szlerin nerdeyse ei, belki edebi adan biraz daha az ssl olanlaryla kurulmu bir cmle vard. Bioy, iftleme ve aynalar tiksintir, diye ha trlyordu. Ansiklopedinin metniyse, Bu agnostiklerden bi rine gre gzle grlen evren bir yanlsam a y a da (daha kesin bir deyile) bir safsatadr. Aynalar ve babalk tiksintir, nk here ikisi de bu evreni oaltp, datrlar, diyordu. Hi sz dolatrmadan ona yazy grmek istediimi syledim. Bir iki gn sonra getirdi. armtm, nk Ritter Corafyas nn titizlikle hazrlanm harita dizinlerinde Uqbar ad d pedz atlanmt. Bioyun getirdii cilt gerekten de Anglo-Amerikan Ansik lopedisi'nin XLVI. cildiydi. kapak sayfasyla srttaki alfa
118

betik blmleme (Tor-Ups) bizim cilttekinin eiydi, ama bu ciltte 917 sayfa yerine 921 sayfa bulunuyordu, iliikteki bu drt sayfa, Uqbar makalesini oluturuyor, ama (okurun an lam olaca zere) alfabetik blmlemede yer almyordu. Daha sonradan ciltler arasnda baka hibir fark olmadn saptadk. Her ikisi de (sanyorum nceden de belirtmitim) onuncu Britannica Ansiklopedisinin yeni basklaryd. Bioy kendininkini bir ak artrmadan almt. Yazy byk bir dikkatle okuduk. Bioyun hatrlad b lm belki de tek artc olanyd. Yaznn gerisi ok akla yakn, eserin genel slubuyla son derece uyum iinde (do al olan da buydu) ve biraz da canskcyd. Yeniden oku yunca bu aklbanda metnin altnda temel bir belirsizlik yattn grdk. Corafya blmnde karmza kan on drt addan metne neden sokulduu anlalmayan n Horasan, Erzurum ve br- tandk yalnzca. Tarihi adlardansa yalnzca birini tanyabildik; daha ok mecazi anlam da sz edilen sahtekr byc Smerdisi... Yazdan Uq barm snrlarnn belirlendii karlabilirdi, ama ad geen bulank u noktalar ayn blgenin akarsular, kraterleri ve sradalaryd. rnein, Haldun ay vadisiyle Aksa Delta snn gney snr izgisini ektiini ve deltadaki adalarn zerinde yaban atlarnn iftletiini okuduk. Btn bunlar, 918. sayfann ilk blmndeydi. Tarih blmnde (sayfa 9 2 0 ) on nc yzyln din kovuturm alar srasnda inanlarndan dnmeyenlerin bu adalara sndklarn rendik; buralarda hl onlarn dikilitalar duruyor ve top raktan sk sk ta aynalar karlyordu. Dil ve Edebiyat b lm ksayd. Anlmaya deer tek zellii vard; Uqbar ede biyatnn bir d edebiyat olduu, destanlaryla efsaneleri nin hibir zaman gereklie deil, Mejnas ve Tln adndaki iki dsel blgeye gndermede bulunduu syleniyordu... Bibliyografya henz bulamadmz drt eseri kaynak gs
119

teriyordu; bir tek bunlardan ncs, -Silas Haslam: Uqbar Adl lkenin Tarihi, 1847- Bemard Quaritchin kitap dkknnn kataloglarnda yer almaktadr.1 Birincisi, (Les bare und lesenswerte Bemerkungen ber das Land U kkbar in Kleinasien) Kk Asyadaki U kkbar lkesi zerine Okuna bilir ve Okunmaya P eer Bilgiler ise, 1641 tarihini tamak tadr ve Johannes Valentinus Andrein eseridir. in bu y n dikkate deer; bu ada birka yl sonra De Quinceynin (Y azlar XIII. Cilt) masum grnl sayfalar arasnda rastladm ve bunun on yedinci yzyln ilk yllarnda Rosae Crucis adl dsel topluluktan szeden bir Alman din bi lim cisine ait olduunu rendim. (Sonradan bakalar, onun tasarmlar dorultusunda byle bir topluluk kur mu.) O gece Ulusal Kitapla gittik. Atlaslar, kataloglar, co rafya derneklerinin yllklarn, gezgin ve tarihilerin anla rn bou bouna taradk; hi kimse Uqbara gitmemiti. Bioyun elindeki ansiklopedinin genel dizininde de bu ad ge miyordu. Ertesi gn Carlos Mastronardi (konuyu ona da am tm) Anglo-Amerikan Ansiklopedisi' nin kara ve altn rengi ciltlerini Corrientesle Talcatuano zerindeki bir ki tapda grd. eriye girdi ve XLVI. cildi gzden geirdi. Uqbar hakknda en ufak bir bilgiye rastlamad.

II.
Gney Demiryollar mhendislerinden Herbert Ashein b lk prk, silik ans Androguedeki bir otelde, bek bek hanmelleriyle aynalarn aldatc derinlikleri arasnda hl yaayp gidiyor. Hayatta olduu yllarda o da ou Ingiliz

1 Haslam bir Genel Labirentler Tarihesi de yaynlamt.

120

gibi yeterince gerek olamamaktan ok ekmiti; artk l dne gre, o bir zamanki hayalet bile deil imdi. Uzun boylu ve dalgnd, dikdrtgen biimi sakalnn rengi zama nnda kzlm. Bildiim kadaryla dul ve ocuksuzdu. Bir iki ylda bir (bize gsterdii fotoraflardan anladm kada ryla) bir gne saatiyle birka meeyi ziyaret etmek zere ngiltereye giderdi. Ashe ve babam, ser verip sr verme mekle balayp giderek konumadan bile vazgeen, o -abar tl bir nitelendirmeyle- ili dl Ingiliz dostluklarndan bi rini srdryorlard. Birbirleriyle kitap ve dergi alverii yapmay, sessiz sedasz satran oyunlarna dalmay alkan lk edinmilerdi... Onu otel koridorlarnda elinde bir mate matik kitab, zaman zaman gkyznn geriye dnmemecesine yitip giden renklerine bakarken grrdm. Bir le den sonra, on ikilik (duodecimal) sisteminden szediyorduk (bu sistemde on iki, 10 olarak yazlr). Ashe, birtakm say sal tablolar iki ondalktan altml (sexagesim al) sisteme (bunda altm, 10 olarak yazlr) evirdiini syledi. Bu g revin ona Rio Grande del Surda bir Norveli tarafndan devredildiini de ekledi. Onu sekiz yldr tanyorduk, bize o blgede bulunduundan hi szetmemiti... Tara hayatn dan, capangalardan, gaucho szcnn (baz yal Uruguayllar hl gaucho der) Brezilya dilinde hangi kkten tre diinden konutuk; Tanr kusurumu balasn on ikilik fonksiyonlarn sz edilmedi bir daha. 1937 ylnn Eyll aynda (biz otelde deildik) Herbert Ashe beyin kanamasn dan ld. lmnden birka gn nce adna Brezilyadan mhrl, alndl bir paket gelmiti. Byk boyutlarda bir kitapt bu. Ashe kitab barda unutmutu, ayn yerde -aylar sonra- ben buldum. Sayfalarn kartrmaya balar bala maz aklm bamdan alp ayaklarm yerden kesen bir ba dnmesine kapldm; okuduunuz benim cokun duygula rm deil, Uqbar, Tln ve Orbis Tertiusun hikyesi olduu
121

iin bu ruh halini uzun uzadya anlatmaya girimeyeceim. Mslmanlkta, Gecelerin Gecesi diye anlan Kadir Gece sinde gklerin gizli kaplar ardna kadar alr ve taslardaki su daha bir tatllar; o akam st yaadm duygular o kaplar alsa da bir daha yaayamam. Kitap ngilizce yazl mt ve 1001 sayfayd. Cildin sar deriden arka kapanda, i kapak sayfasnda tekrarlanan u garip szckleri oku dum: Birinci Tln Ansiklopedisi. Cilt XI. Hlaer-Jangr. Tarih ya da yer belirtilmiyordu. lk sayfada ve renkli tablolardan birinin zerini rten ipek kdndan yapran zerinde ba slm mavi, yumurta biimi bir damga vard: Orbis Tertius. ki yl nce, korsan ansiklopedinin ciltlerinden birinde, va rolmayan bir lkenin stnkr bir anlatmyla karla mtm; imdiyse talih ok daha deerli, ok daha etin bir ey karyordu yoluma. Elimde u anda, mimarisi ve oyun ktlar, mitolojilerinin rknl ve konuulan dilleri nin mrlts, hakanlar ve denizleri, madenleri, kular ve balklar, cebiri ve atei, btn dinbilimsel ve metafizik sap knlklaryla, bilinmeyen bir gezegenin btn tarihi belli bir ynteme gre blklenmi olarak duruyordu. stelik hepsi de birbiriyle iliki iinde ve tutarlyd, grld kadaryla herhangi bir reti izlenmiyor ya da aka amac gdlm yordu. Szn ettiim XI. ciltte, bundan nceki ve sonraki cilt lere antrmalarda bulunuyor. Nstor Ibarra, N.R.F.ye yaz d, klasik niteliindeki makalede iliikteki ciltlerin varl n reddetmitir; Ezequiel Martinez Estrada ve Drieu La Rochelle bu kukuya kar kmlar ve bu kar kta bir oranda baarl da olmulardr. imdiye kadar yaplan en ti tiz aratrmalarn bile sonusuz kald bir gerek. Kuzey ve Gney Amerikayla Avrupann tm ktphanelerini boubouna talan ettik. Btn aalk dedektiflik abalarndan usan getiren Alfonso Reyes, hepimizin kayp durumdaki o
122

koca koca ciltleri yeniden yazma grevini stlenmemizi neriyor: ex ungue leonem / aslann trnandan. Yar aka, yar ciddi, bir tlnistler kuann bu ie yeteceini syl yor. Bu gzpek hesap bizi gene u temel soruya gtryor: Tln kuranlar kimler? oul konumak zorundayz, n k tek bana alan bir kurucu varsaym -btn gzler den uzak, olanca alakgnlllyle sonsuza kadar didi nip duran bir Leibniz dnn- azbirliiyle reddedilmi durumda. Bu gzel yeni dnyann, kim olduu bilinmeyen bir dhinin ynetimindeki gkbilimciler, mhendisler, metafizikiler, airler, kimyaclar, cebirciler, ahlaklar, ressam lar ve geometricilerden oluan gizli bir topluluun eseri ol duu sonucuna varlm bulunuluyor. Bu birbirinden farkl bilimlerin alannda ustalaan bireylerin says olduka ka barktr, ama yaratc olabilenlerin, hele bu yaratcl sa lkl ve sistemli bir tasarmn emrine verebilenlerin says ok azdr. Bu tasarm yle usuz bucakszdr ki, her bir ya zarn n k atk s sonsuz d ereced e k k t r. n ce le ri, Tlnn yalnzca bir kaos, imgelemin sorumsuz bir arl olduu sanlmt; artk onun bir acun olduu, onu yneten gizli yasalarn, hi deilse geici olarak, saptand bilin mektedir. XI. ciltte gzetilen dzen ylesine ak ve kesin dir ki, bu ciltte grlen kartlklarn teki ciltlerin varl nn temel kantlar olduunu sylemekle yetineceim. ok okunan dergiler, ho grlebilecek bir arla kaarak Tlnn hayvanlaryla topografyas konusunda trl haber ler yaydlar; kanmca Tlnn saydam kaplanlaryla kan ku leleri btn insanlarn srekli ilgisini ekmeye deecek ey ler deil. lerde Tlnn evren kavram zerinde durmak amacyla birka dakikanz alacam. Hume, Berkeleyin savlarnn en ufak bir redde yer brak madn, ama en ufak bir inandrclk da tamadn ke sin olarak saptamt. Bu yarg yerkreye uygulandnda
123

tmyle doru, ama Tlne uygulandnda tmyle yanl tr. Bu gezegenin uluslar doutan idealisttir. Dillerinin, ve dillerinin uzants olan her eyin, -din, edebiyat, metafiziknkoulu idealizmdir. Dnya onlar iin eyann uzay iin deki birliktelii deildir; birbirleriyle balantsz ve birbi rinden bamsz edimlerin oluturduu bir dizgedir. Sral ve zamansaldr, uzamsal deildir. Tlnn, bugn kullan lan dille bu dildeki eitli azlarn tretildii varsaymsal Ursprachesinde (kken dil) isimler yoktur. Zarf deeri ta yan tek heceli son-ekler (ya da n-ekler) yoluyla nitelenen ve daima nc tekil kii zamiri alan fiiller vardr. rne in; ay szcn karlayacak bir szck yoktur, ama di limize ayamak ya da aylamak olarak evrilebilecek bir fiil vardr. Ay nehrin zerinde ykseldi, hlr u axaxaxas ml ya da tam evirisiyle, Durmazakann arkasndan yukarya doru aylad. Yukardaki bilgiler Gney yarmkrenin dilleri iin geerlidir. Kuzey yarmkrenin dillerinde (XI. ciltte bunlarn Ursprachesi konusunda pek az bilgi var) temel birim fiil de il, tek heceli sfatlardr. simler sfatlarn yanyana gelme sinden oluur. Ay demezler, bunun yerine karanlk - ze rindeki - yuvarlak - uucu - k ya da gn solgun - tu runcusu ya da buna benzer baka bir kmeleme kullanr lar. Seilen rnekteki sfat kmesi gerek bir nesneyi anlat makta ise de, bu tmyle rastlansaldr. Bu yarmkrenin edebiyat (Meinongun kalc dnyas gibi) iirsel gereksi nimlere gre bir anda kurulup bozulan ideal nesnelerle do ludur. Bazan bunlar yalnzca ezamanlln belirlemelerine gre saptanrlar. Biri grsel, biri iitsel nitelikte iki eden derlenmi nesneler vardr; domakta olan gnein rengiyle uzaktan gelen avuntu bulmaz bir ku l. Birok enin birlikte oluturduu nesneler de vardr; yzen birinin g sne vuran gne ve su, gzlerinizi kapadnzda grd
124

nz titreimli, glpembesi renk, bir rmaa kaplp gitme nin ya da bir uykuya dalmann verdii duyum. Bu ikinci dereceden nesneler bakalaryla badatrlabilir; belli k saltmalar kullanldnda bu neredeyse sonsuza varacak bir ilemdir. Usuz bucaksz bir tek szckten yaplma nl i irler vardr. Bu szck, yazar tarafndan yaratlm bir iir sel nesne oluturur. Hi kim senin isim lerin gerekliine inanmamas, paradoksal bir biimde, bunlarn sonsuz say da artmasna yol aar. Tlnn Kuzey yarmkresindeki dil ler Hint-Avrupa dillerindeki btn isimleri -ve birok ba kalarn da- ierir. Klasik Tln kltrnn yalnzca bir tek retiden olu tuunu sylemek abartma olmayacaktr: Psikoloji. Btn tekiler onun emrindedir. Bu gezegenin insanlarnn evreni uzay iinde deil, sral olarak zaman iinde gelien bir zi hinsel sreler dizisi olarak algladn sylemitim. Spinoza kendisindeki tketilmez Tanrla, yaylm ve dnce niteliklerini yaktrmt; Tlndeki hi kimse bu (yalnzca belli hallerde rastlanan) birinci zellikle, kincisinin -ki acun szcn tpatp karlayabilecek szcktr- nasl olup da yanyana getirildiini anlayamayacaklardr. Baka bir deyile, uzamsal olann zaman iinde varolduunu kavrayamamaktadrlar. Ufuktaki bir duman bulutunun, ardn dan yanmakta olan bir tarlann, daha sonra da ilk aleve ne den olan snmemi bir sigara izmaritinin alglanmas, d nce armna, bir rnek saylmaktadr. Bu bircilik ya da mutlak idealizm, bilimin her trlsn geersiz klmaktadr. Bir olguyu aklar (ya da yarglarken) bir bakasyla birletiririz; bylesi bir badatrma Tlnde znenin, bir nceki hali etkileme ya da amlama zelliin sahip bulunmayan bir sonraki halini anlatr. Her bir zihin hali indirgenemez bir btndr; onu adlandrma -ya da s nflandrma- olaynn ta kendisi bir arptmadr. Bundan da
125

Tlnde hibir bilim, hatta uslamlama bile olmad sonucu karlabilir, iin garibi, bilimler vardr ve neredeyse sonsuz saydadrlar. Kuzey yarmkrede isimlerin bana gelen ey, felsefelerin de bana gelmektedir. Tanmsal olarak her bir felsefenin diyalektik bir oyun, bir Philosophie des Als Ob (M gibi Felsefesi) olmas gerei, felsefelerin oalmasna yol amtr. Gze ho gelen tasarmlara dayal, akllara durgunluk veren tipte inanlmaz sistemlerin says olduka kabarktr. Tlnl m etafizikiler gerein, hatta geree benzerliin bile deil, daha ok artc olann aray iin dedirler. Metafizii fantastik edebiyatn bir dal olarak g rrler. Bir sistemin, evrenin btn cephelerinin bu cephe lerden bir tekinin emrine verilmesinden baka bir ey ol madn bilirler. Btn cepheleri szne bile kar klabilir, nk bu imdiki zamanla tm gemi anlarn iin iine katlmas gibi imknsz bir eyi nerir. Ayrca gemi teki anlar oulunu da, ayn imknszlktaki baka bir ile mi nerdii iin kullanmamak gerekir. Tlndeki okullar dan biri, ii, zaman reddetmeye kadar vardrr; gereke ola rak imdiki zamann belirsiz olduunu, gelecein imdide varolan bir umuttan, gemiinse imdide varolan bir an dan baka gereklii olmadm ne srer.2 Baka bir okul tm zamann oktan sona ermi olduunu ve yaamlarm zn da bir gnbatmn andran, kukusuz arptlm ve sa katlanm bir an ya da geriye dndrlmesi imknsz bir srecin yansmas olduunu syler. Gene baka bir okul, evrenin tarihinin -ve onun iinde yaamlarmzla, yaamla rmzn, en sradan ayrntlarnn- ikinci dereceden bir Tan rnn, bir cinle haberlemek zere hazrlad kutsal bir me tin olduunu syler. Baka biriyse evreni, zerindeki sim
2 Russell (zgn metinde Akln Analizi, 1921 - sayfa 159) gezegenimizin henz bir ka dakika nce kurulmu, yanlsama niteliindeki bir gemii hatrlayan insan larla dolu olduunu varsaymtr.

126

gelerin hepsi de geerli olmayan kriptograflara benzetir ve yalnzca yz gecede bir olanlarn gerek olduunu savu nur. Bir tanesi de, dnyada uyurken baka bir yerde uyank olduumuzu ve bylece bir insann aslnda iki insan oldu unu syler. Tlndeki retiler arasnda hibiri maddeciliin kopard grltleri koparmamtr. Baz dnrler bu retiyi bir paradoksu sunarcasma, ak seik olmaktan ok co kuyla dile getirmilerdir. Bu akl almaz tezin anlalmasn kolaylatrmak zere, on birinci yzylda yaam bir kfir,3 Tlndeki frtnal n ancak Zenon paradokslaryla kar latrlabilecek, dokuz bakr para adyla bilinen dil oyunu nu uydurmutur. Bu muzipe uslamlamanm paralar ve paray bulanlarn saysn deitiren trl yorumlar vardr; aadaki, en bilinenidir: Sal gn, X ssz bir yoldan geerken dokuz b ak r p ara d rr. Perembe gn,Yyolda aram ba gnk yamurdan bi raz paslanm drt p ara bulur. Cuma gn, Z y old a para bulur, cuma sabah, X evinin koridorunda iki p ara bulur Kfir bu hikyeden yeniden ele geirilen dokuz parann gerekli ini -srekliliini- karr. P aralarn drdnn sal ve p er embe gnleri, nn sal ve cuma leden sonra, ikisinin de sal ve cuma sabah aras varolmadn dnmek sam adr (diye iddia etmitir). Mantkl olan, hepsinin bu evrenin her bir annda varolduklarn -en azndan insan aklnn alam ayacat gizli bir biimde- varsaymaktr. Tln dili bu paradoksun ifade edilmesine imkn verme mektedir; oklar bunu anlamamtr bile. Saduyu yanllar ilk bata bu anekdotun doruluunu reddetmekle yetin milerdir. Bunun, kullanma girmemi ve her trl salkl dnceye ters den yeni uydurulmu iki szcn d-

On ikilik sisteme gre bir yzyl, yz krk drt yllk bir zaman dilimini kapsar.

127

ncesizce kullanlmasna dayal bir szck oyunu olduu nu tekrarlamlardr; bataki ve sondaki dokuz parann z deliini nkoul saydklar iin meseleyi kantlanm gibi gsteren bulmak ve kaybetmek fiilleri... Btn isimlerin (adam, para, perembe, aramba, yamur) yalnzca ben zetme deeri olduunu hatrlatmlardr. Kantlanmasna allan eyi, drt parann saldan perembeye kadar var lklarm srdrmesini ngren, aramba gnk yamur dan biraz paslanm cmlesindeki koulun kaypaklna dikkati ekmilerdir. Eitlik ile zdeliin baka baka eyler olduunu aklamlar ve bir tr reductio ad absrdm / sa m aya indirgeme oluturmulardr: Ardarda dokuz gece ar lar eken dokuz adam hipotezi. Bu arnn tek ve ayn ar olduunu ne srmek -demilerdir- gln olmaz m?4 K firin Tanrsal bir kategori olan varoluu birka adi paraya yklemek gibi kfr saylacak bir amala hareket etmekten ileriye gitmedii ve okluk dncesini bazan reddettii, bazan da reddetmedii sylendi. Denildi ki: Eitlik dolayl olarak zdelii ieriyorsa, dokuz tane parann tek para ol duunu da itiraf etmek gerekir. nanlacak gibi deil, ama bu yalanlamalar konuyu kesti rip atmaya yetmedi. Meselenin ortaya konuluundan yzyl sonra Kfirden daha az zeki olmayan, ama Ortodoks gele nee bal bir dnr, son derece gzpek bir hipotez ge litirdi. Bu yerinde varsaym, yalnzca tek bir zne bulun duunu, bu blnmez znenin evrendeki her bir varlk ol duunu ve bu varlklarn da Tanrln yayclar ve maske leri olduunu ne sryordu. X, hem T dir, hem de Zdir. Z, Xin onlar kaybettiini hatrlad iin o paray bulur; X
4 Gnmzde. Tln kiliselerinden biri Platoncu gr uyannca belli bir sznn, belli yeilimsi bir san rengin, belli bir snn, belli bir sesin tek gereklik olduu nu ileri srmektedir. Cinsel birlemenin o ba dndrc noktasnda btn in sanlar birdir. Shakespeareden bir dize okuyan tm insanlar William Shakespearein ta kendisidir.

128

ise tekilerinin bulunduunu hatrlad iin koridorunda iki para bulur... XI. Cilt bu idealist doatanrclnm mut lak zaferini salayan ana neden olduunu ne srer. Bi rincisi, tekbencilii tanmay; kincisi, bilimlerin psikolo jik temelini koruma olasl; ncs, Tanrlara duyulan inanc yaatma olasl. Schopenhauer (tutkulu ama aklbanda Schopenhauer) Parerga ve Paralipotfenasnn ilk cildinde buna ok benzer bir reti gelitirir. Tln geometrisi birbirinden farkl iki ilkeden oluur: gr sel ve dokunsal ilkeler. kincisi bizim geometrimize benzer ve birincisinin emrindedir. Grsel geometrinin temeli nok ta deil, yzeydir. Bu geometri paralel izgilerin varln kabul etmez ve insann devinimi yoluyla evresindeki bi imleri deiiklie urattn ne srer. Aritmetiinin te melini saylarn belirsizlii anlay oluturur. Bu da bizim matematikilerin > ve < simgeleriyle gsterdikleri -dan az ve -dan ok kavramlarnn nemini vurgular. Say sayma ileminin nicelikleri deitirdiini ve onlar kesinlii olma yan toplamlardan kesin toplamlara dntrdn ne srerler. Ayn nicelii sayan deiik bireylerin ayn sonucu elde etmeleri, psikologlara gre dnce armnn ya da salam bir bellein kantdr. Tlnde, bilginin konusunun tek ve sonsuz olduunu biliyoruz bugn. Edebi uralarda da tek konu gr arlkldr. Yazarn kitabna imza koymas, allm bir ey deildir. Yazarlarn birbirinden almas diye bir kavram yoktur; btn kitapla rn zamand ve anonim bir yazarn yarats olduu saptan mtr. Eletirmenler ou kez yazar uydururlar; birbirine benzemeyen iki kitap -diyelim ki Tao Te Ching ve 1001 G ece M asallar- seer, ikisini de ayn yazarn eseri sayar, sonra da inceden inceye bu ilgin hom m e de lettresin psikolojisini saptarlar... Kitaplar da farkldr. Kurgusal rnler akla gelebilecek
129

btn badatranlar ieren tek bir olay rgsnden olu urlar. Felsefi nitelik tayanlar, hi amaz, hem tezi hem de antitezi, bir retinin yannda ve karsnda olan tm unsurlar ierirler. Kar kitabn iermeyen bir kitap, eksik kalm saylr. Yzyllar ve yzyllarca sren idealizm, sonuta gerekli i de etkilemekten geri durmamtr. Tlnn en eski yre lerinde, kaybolan eyalarn tpksnn ortaya kmas ska rastlanan bir olaydr. ki kii bir kurunkalemi ararlar; bi rincisi kalemi bulur ve sesini karmaz; kincisi bundan da ha az gerek olmayan, ama kendi beklentilerine daha uy gun olan ikinci bir kalem bulur. Bu ikinci nesnelere hrnir denir ve azck biimsiz olmakla birlikte birincilerden biraz daha uzun olurlar. Son zamanlara kadar, hrnirler dalgn lkla unutkanln rastlansal rnleriydi. Bunlarn dzenli bir biimde retilmelerinin yzyl bile bulmayan bir ge mii oluu inanlmaz bir ey gibi grnmektedir, ama XI. cilt bize bunun byle olduunu sylemektedir. lk giriim ler baarszlkla sonulanmt. Ne var ki, modus operatdi (alma yntemleri) anlatlmaya deer. Devlet hapishane lerinin yneticilerinden biri, tutuklulara tarih ncesinden kalma bir rmak yatanda baz mezarlar bulunduunu ve nemli bir eyler bulana, zgrln balayacan sy lemiti. Kaz ncesindeki aylarda tutuklulara bulacaklar eylerin fotoraflar gsterilmiti. Bu ilk giriim, beklentiyle gerilimin kiiyi engelleyici olabileceini kantlad; kazma krekle yaplan bir haftalk alma sonucunda hrn olarak, hemen kaz ncesi dneme ait pasl bir tekerlekten baka bir ey kmad topraktan. Ama bu gizli tutuldu ve ayn i lem sonradan drt okulda tekrarland. Bunlardan nde hemen hemen kesin baarszlkla karlald; drdnc snde (ki bunun yneticisi ilk kazlar srasnda kaza sonu cu ld) renciler altn bir maske, tarihncesi bir kl, iki
130

seramik vazo ve gsnde bugne kadar zlemeyen bir yaz bulunan, belden aas kopuk bir kral bedeni kardlar - ya da tpksn rettiler. Bylelikle kaznn deney sel niteliinden haberli olanlara da gvenilemeyecei ortaya kt... Geni kitlelerce yaplan aratrmalar, birbirleriyle e lien eyalar da kard ortaya; imdilerde bireysel ve daha hazrlksz giriimler yeleniyor, firmrlerin dzenli olarak retilmesi (diyor XI. cilt) arkeologlara mthi yararlar sa lad. Bu, gnmzde gelecekten daha az esnek ve yumuakbal olmayan gemiin sorgulanmasn ve hatta dn trlmesini mmkn kld. Gariptir, ikinci ve nc dere cede hrnir -baka hrnirden tretilmi hrnir, bir hrn n hrnnden retilenler- ilkinin sapmalarn abartyor; bein ci dereceden olanlar neredeyse birbirinin ei; dokuzuncu dereceden olanlar ikinci dereceden olanlarla kartrlabili yor; on birinci dereceden olanlarda asllarnda bulunmayan bir biim yalnl var. Bu dngsel bir sre; on ikinci dere ceden hrtde niteliksel bir d grlyor. Bazan her trl hrnden daha garip ve yaln olan urlar -ima yoluyla retilip umutla damtlan nesneler- grlyor. Szn ettiim b yk, altndan maske bunlarn gsterili bir rneidir. Tlndeki eyalarn tpks ortaya kyor dedik; eyalar ayn zamanda silinip bozulma eilimi de gsteriyor ve unu tulduklarnda ayrntlar kayboluyor. En bilinen rnek, bir dilenci parafndan andrld srece varolmay srdren, o ldmdeyse yokolan kap eiidir. Zaman zaman birka kuun ya da bir atn, bir akhava tiyatrosu kalntlarn kurtard olmutur.

Not (1947): Aadaki yazy Fantastik Edebiyat Antolojisinde (1940) yaymland gibi, bir iki benzetmeyle u an da yersiz kaacak alayl bir zet dnda hibir eyi kar
131

madan aktaryorum. O zamandan bu zamana o kadar ok ey oldu ki... Onlar burada bir kere daha anmakla yetine ceim. 1941 Martnda, Herbert Ashee ait olan Hintonn bir ki tabnda, Gunnar Erjfordun kaleme ald bir mektup bu lundu. Zarf Ouro Preto damgasn tayordu; iindeki mek tup Tln konusunda bilinmezleri tmyle aa kavutur maktayd. Metin, Martinez Estradann hipotezlerini doru luyordu. Bu olaanst hikyenin balangc Luzernde ya da Londrada on yedinci yzyln balarnda bir geceye rast lyor. Yardm amacyla kurulmu gizli bir topluluk (yeleri arasnda Dalgarno ve daha sonralar Berkeley de bulunu yordu), bir lke icat etmeye kalkmt. e balarken be nimsedikleri belirsiz program simya aratrmalar, hayr i leri ve K a b a la y ieriyordu. Bu ilk dnem den elimizde Andrein yazd garip kitap var. Birka yl sren gizli otu rumlar ve zamansz sentezlerden sonra i ilikileri tutarl bir lke ortaya karmak iin bir kuan yeterli olmad anlald. Her ustann kendi almalarn srdrecek bir mez semesine karar verildi. Bu usta-rak gelenei uzun sre devam etti; kovuturmaya urayan bu biraderler top luluu iki yzyllk bir aradan sonra bu defa Amerikada or taya kt. 1824te, Memphisde (Tennessee) bu topluluun oullarndan biri insanlardan kaan milyoner Ezra Buckleyle grt. Milyoner, biraz da kmsemeyle, onun sy lediklerini dinledi -ve plann alakgnlllne gld. Amerikadaki temsilciye bir lke icat etmenin anlamsz ol duunu syledi ve bir gezegen icat etmeyi nerdi. Bu dev boyutlu dnceye, Tanrtanmazlnn sonucu olan5 bir bakasn da ekledi: Bu engin giriimi gizli tutmay... O za manlar yirmi ciltlik Britannica Ansiklopedisi Birleik Devlet

5 Buckley, zgr-dnr, kaderci ve klelik yanlsyd.

132

lerde elden ele dolayordu; Buckley, dsel gezegenin d zenli bir ansiklopedisinin yazlmasn nerdi. Altn ykl dalarm, gemi tamaclna elverili rmaklarn, zerinde bykba hayvanlarla bizonlarn otlad ayrlarn, zenci lerini, kerhanelerini ve dolarlarn onlara brakacakt, yalnz bir koulla: Eser, sa Peygamber denen sahtekrla hibir biimde uzlamayacakt. Buckley, Tanrya inanmyor, ama bu varolmayan Tanrya lml insanolunun da bir dnya tasarmlayabileceim gstermek istiyordu. Buckley 1828de Baton Rougeda zehirlenerek ldrld; dernek 1914 yln da, saylar yz bulan yelerine Birinci Tln Ansiklopedisinin son cildini teslim etti. Bu gizli bir basmd; ansiklo pedinin krk cildi (insanolunun kalkt giriimlerin en usuz bucaksz olan) ngilizcede deil, Tln dillerinden bi rinde yazlacak olan daha ayrntl bir basma temel olutu racakt. Yanlsama niteliinde bir dnyay konu edinen bu basma geici olarak Orbis Tertius ad verildi. Bu dnyann alakgnll yaratclarndan biri de, ya Gunnar Erfjordun aracln yapan ya da dernein oullarndan biri olan hangisi bilmiyorum- Herbert Ashe idi. Kendisine XI. cildin yollanm bulunmas bu ikinci varsaym dorular nitelikte dir. Peki ya tekiler? 1942de olaylar birbirini izlemeye balad. Bu ilk olaylar dan birini ak seik hatrlyorum; bana, bundaki uyar ni teliini daha o zamandan sezmiim gibi geliyor. Olay, Laprida Sokanda, gnein batt yne dnk, yksek, aydn lk bir balkona bakan o apartman katnda geti. Prenses Faucigny Lucingeye Poitiersden gmleri gelmiti. Yabanc pullarla donanm kutunun kuyu gibi derinliklerinden, kat kat rtlere sarlm, gayet narin eyalar kt; hanedan ar malarna ait hayvanlarla kapl Utrecht ve Paris gmleri, bir de semaver... Bunlarn ortasnda bir pusula, uyumakta olan bir kuun hafif, belli belirsiz rperiini andran gizem
133

li titreimler yayyordu. Prenses bunun ne olduunu anla mad. Pusulann mavi ibresi Kuzeyin ekimini zlemiti; madeni kutusu ibkeydi; kenarndaki harfler Tlndeki al fabelerden birine aitti. Bu dsel dnyann gereklik dn yasnda ilk boy gsterii byle oldu. Beni ikinci defa ortaya kma tank eden talihin garip* oyunu da hl aklm kurcalar durur. Olay birka ay sonra Cuchilla Negrada bir Brezilyalnn taradaki dkknnda geti. Amorim ve ben, SantAnnadan dnyorduk. Tacu aremb rma tam, biz de dkkn sahibinin kaba saba konukseverliinden sebeplenmek (ve buna katlanmak) zo runda kalmtk. Flar ve sr derileriyle dolu byk bir odada iki gcrtl yatak verdi bize. Yattk, ama ne olduu anlalmayan svglerini blk prk m ilongalarla6 ya da dorusu ayn m ilangodan paralara katk eden grnmez bir komunun sarho naralar yznden gn aarmcaya ka dar gzmz krpamadk. Tahmin edebileceiniz gibi bu dinmek bilmeyen amatay dkkn sahibinin sert ekerka m ikisine yorduk. Tanyeri vakti, adam koridorda l ya tyordu. Sesinin kalnl bizi yanltmt; genten bir o cuktu. O zvanadan km halinde kemerinin iinden bir ka parayla birlikte zar byklnde, parlak madenden bir koni de drmt. ocuklardan biri bu koniyi yerden almak iin bouna urat... Yerden kaldrmaya tek kiinin gc zor yetiyordu. Birka dakikalna avucumda tuttum koniyi; arlnn dayanlmaz olduunu ve koniyi yere b raktktan sonra bile srdn hatrlyorum. Avucumda ka lan ember biimindeki kesintisiz iz de gzmn nnde. ok kk, ama ayn zamanda son derece ar bir nesnenin verdii duyum bende tatsz bir duygu, hem tiksinti, hem de korku uyandrmt. Yrenin erkeklerinden biri koniyi kaba

6 Milonga: Bir dans ezgisi.

134

ran rmaa atmamz nerdi; Amorim birka peso vererek satn ald onu. len adam hakknda hi kimse snrdan geldiinden baka bir ey bilmiyordu. Bu kk, ok ar ko niler (yeryznde bulunmayan bir madenden yaplmt) Tlnn belli blgelerinde Tanrlk imgesi saylr. Benim anlatacaklarm burada son buluyor. Geri kalan btn okurlarmn belleklerinde (umutlar ya da korkula rnda deilse eer) yatmaktadr. Yalnzca aadaki olgular, hepimizin ortak belleini zenginletirecek ya da genilete cek biimde ksaca zetlemekle yetineceim. 1944 srala rnda The American gazetesi (Nashville, Tennesseede basl yor) iin aratrma yapan bir kii, Memphis ktphanele rinden birinde Birinci Tln Ansiklopedisinin krk cildini gnma kard. Bugn bile bu kefin rastlansal m olduu, yoksa buna hl sisler ardnda gizlenen Orbis Tertius'un y neticilerinin mi izin verdii bilinmiyor. kincisi daha akla yakn. Memphis ciltlerinde, XI. ciltteki baz inanlmas g bilgiler (rnein hrnirlerin oalmas) ya karlm ya da sulandrlm bulunuyor; bu blmlerin gerek dnyayla az ok boy lebilecek bir dnya tasarm uyarnca karl dklarn varsaymak yerinde olacaktr. Bu tasar, Tlnden alnma nesnelerin deiik lkelere datlmasyla tamamla nacakt...7 Elbette, uluslararas basn bu bulgulan diline do lamaktan geri durmad. nsanolunun En Byk Eserine ilikin elkitaplar, antolojiler, konu zetleri, aslm kelimesi kelimesine izleyen basmlar, gzden geirilmi yeni basm lar ve korsan basmlar drtbir yan kaplad, kaplamaya da devam ediyor. Daha neredeyse iin banda, gereklik pes etti. Dorusu ya, pes etmeye de dnden hazrd. Bundan on yl nce az ok dzenli grnen her simetrik yap -diyalek tik maddecilik, Yahudi dmanl, Nazilik- insanolunun

Kukusuz baz nesnelerin yapld malzeme sorunu kalyor geriye.

135

gzlerini kamatrmaya yetiyordu. Durum byleyken, kii Tlne, bu en ince ayrntlarna kadar belirlenmi usuz bu caksz, dzenli gezegen dncesine nasl olur da boyun emez? Buna karlk olarak gerekliin de dzenli olduu nu sylemenin bir yarar yok. Dzenli olabilir, ama hibir zaman kavrayamayacamz Tanrsal yasalara -eviriyorum; insanlk d yasalara- gre... Tln bir labirenttir kukusuz; ama insanlar tarafndan kurulmu ve insanlar tarafndan zlmesi gereken bir labirenttir. Tlnle kurulan yaknlk ve Tln alkanl dnyamz zlmeye g^ird. Onun sarslmaz kesinliinden gzleri kamaan insanlk, bunun meleklerin deil, satran ustalar nn sarslmazl olduunu hep unutuyor. Okullar imdi den Tlndeki (varsaymsal) kken dilin (Ursprache) is tilasna uram durumda; onun uyumlu tarihinin (gz ya artan olaylarla doludur) retimi imdiden benim ocuk luumdaki tarihin yerini ald bile; kurgusal bir gemi, hakknda kesin bir ey bilmediimiz, hatta sahte olup ol madm bile kestiremediimiz teki gemii belleklerimiz den silip atm durumda. Para ve ecza bilimleriyle arkeolo jide devrimler gerekletirildi. Biyolojiyle matematiin de alacaklar yeni biim leri zlemle bekledikleri kansnda ym... Drtbir yana dalm, tek bana alan kiilerden kurulu bir hanedan, dnyann ynn deitirdi. Grevleri devam ediyor. Eer tahminlerimizde yanlmyorsak n mzdeki yzyl ierisinde biri, yz ciltlik kinci Tln An siklopedisini bulup karacak. Ingilizler, Franszlar ve Ispanyolcuklar yeryznden sili necek. Dnya Tln olacak. Ben btn bunlara hi aldr etmeden Adroguedeki otelde geen gnlerimin tm sessiz lii iinde, Browneun Um BuriaVmm Quevedo tarz bir e virisini yapmakla urayorum - eviriye pek gvenim yok, yaymlamay dnmyorum.
136

ANDRE MAUROIS'NIN S u n u su

Jorge Luis Borges yalnzca kk denemeler ya da ksa hikyeler yazmak la yetinmi byk bir yazardr. Ksalklarna karn, yazdklarnn olaans t zekice ve ince bulularla dolu olmas, slup asndan son derece ince den inceye hesaplanm, neredeyse aritmetik bir kusursuzluk tamalar, ona 'byk' sfatn yaktrmamza yetmektedir. Arjantin'de doan ve duygu ve dn asndan tam bir Arjantinli olan ama kaynaklar tm dnya edebiyatnda bulunan Borges'in tinsel vatan yoktur. Onun edebi yattaki yerini saptamaya alrken yalnzca kimi benzersiz ve kusursuz eserleri aklmza getirmek durumunda olmamz, Borges'in neminin en iyi kantdr. Borges, Kafka ve Poe'yla, bazan da Henry James'le akrabadr, paradokslarn 'kiisel metafiziine' yanstmas onun Valery'le birinci dere ceden akraba olmasn salar.

Saysz denecek kadar ok ve beklenmedik esin kayna vardr. Borges her eyi, zellikle de gnmzde kimsenin okumad eyleri okumutur; Kabalaclar, skenderiyeli dnrleri, Ortaa dnrlerini... Okudukla rndan biriktirdii bilgi derin deilse de -daha ok kvlcmlar aktrmak, parlak fikirler bulup karmak iin yararlanr bu bilgiden- son derece geni
137

tir. rnein Pascal, "Doa, merkezi her yer, evresiyle kapsanamayacak kadar geni olan bir kredir," demi deil mi; Borges bu benzetmenin izi ni srer, alar boyunca ald biimleri saptar. Giordano Bruno'nun 1584'te unlar sylediini bulur karr; "Evrenin tmyle bir merkez nok tas, bir orta nokta olduunu ya da evrenin merkez noktasnn ya da orta noktasnn,her yer, evresinin ise kapsanamayacak kadar geni olduunu rahatlkla syleyebiliriz." te yandan Giordano Bruno, 12. yzylda yaa yan Fransz dinbilimcisi Alain de Lille'in bir eserinde Coepus Hermeticum'dan (3. yzyl) dn alnm u tanm okumak ansna ermitir: "Tanr, orta noktas her yerde ve evresi kapsanamayacak kadar geni olan, varl aklla kavranabilir bir kredir." in, Arap ya da Msr kltrle rinde bylesi aratrmalara girimek Borges'e byk hazlar verir ve hik yelerinin konularn bulup karmasn salar. Ustalarnn ou ngiliz'dir. Wells'e byk bir hayranlk duyar ve Oscar Wilde'in onu 'bilimsel bir Jules Verne' diye nitelemesi karsnda kplere biner... Byk ve kalc olan her kitapta belirsizlik, ok anlamllk vardr, der Borges; kitap, okurunun ehresini belirginletiren bir aynadr, ama ya zar eserinin nem ve anlatmndan habersizmi gibi davranmaldr. Borges'in yazarlnn drt ba mamur tanmdr bu. "Tanr dinbilimle ura mamal; yazar da insana zg akl yrtmelerle sanatn bizden bekledii iman yoketmemeli." Wells'e olduu kadar, dsel korku hikyeleri yazar ve polisiye hikye nin babas Poe'ya ve Chesterton'a da hayrandr. Kafka ise Borges iin dorudan bir esin kayna olmutu. afo'nun yazar Borges de olabilirdi, ne var ki, o bu roman hem o ahane tembelliinden, hem de kusursuz luk tutkusundan dolay, on sayfalk bir hikyeye sdrrd. Kafka'nn n clleri kimdi derseniz, Borges'in bilgi daar size onlarn Elea'l Zeno, Kier kegaard ve Robert Browning olduunu syleyecektir. Bu yazarlarn hep sinde biraz Kafka vardr, ama eer Kafka diye bir yazar var olmam olsa, hi kimse bunun farkna varmayacakt - buradan da u son derece Borges'ci paradoksa varlr: "Her yazar kendi ncllerini yaratr." Ona esin kayna salayan yazarlardan biri de ngiliz yazar John Willi am Dunne'dr. Dunne zaman' konu edinen garip kitaplar yazm, bunlar da gemi, imdiki zaman ve gelecein, ryalarmzn da kantlad gibi
138

ezamanl olarak varolduklarn ne srmtr. (Schopenhauer, diyor Borges, yaammzla ryalarmzn ayn kitabn sayfalar olduunu yazmtr; onlar srayla okumak yaamaktr; yle bir kartrmaksa rya grmek.) ldmzde yaammzn btn anlarn yeniden kefedecek ve onlar ryalarda olduu gibi keyfimizce badatrabileceiz. "Tanr, dostlarmz ve Shakespeare yardm edeceklerdir bize." Borges'e en byk keyfi veren ey, zihinle, ryalarla, uzam ve zamanla byle oyanmaktr ite. Oyun ne kadar karmaklarsa, o kadar ok keyif alr. Sras gelince ryay grenin de ryas grlebilir. "Zihin rya gryordu; grd rya Dnyayd." Demokratius'dan Spinoza'ya, Schopenhauer'den Kierkegaard'a kadar b tn dnrlerde paradoks nitelii tayan entelektel olaslklar arar du rur Borges.

II Valry'nin not defterlerinde sk sk yle notlara rastlanr: "Bir korku hik yesi iin konu: Kanserin tek aresinin canl insan eti olduu anlalyor. So nular." Tam Borges'e gre bir 'kurgu' konusu. Antik ve modern d nrleri okurken, ne srlen bir dnce ya da hipotezde duralar Borges. Kvlcm akar. "Bu anlamsz koyut (postulate) mantki sonularnn en ucuna kadar gtrlse," diye sorar merakla; "nasl bir dnya yaratlrd acaba?" rnein bir yazar, Pierre Menard, Don Quixote'y'i -yeni bir Don Quixo te deil, bildiimiz, Cervantes'in Don Quixote'sini- yazmaya kalkr. Yn temi mi? "spanyolca'y iyi ren. Katolik dinini yeniden benimse, Araplara kar sava, Avrupa tarihini unut - ksacas Miguel de Cervantes ol." Bu giderek ylesine mutlak bir rtme olur ki, 20. yzyldaki yazar, Cervan tes'in romann gerekten, kelimesi kelimesine, stelik de zgn metne hibir gndermede bulunmadan yeniden yazar. Borges u artc szleri syler hikyenin bir yerinde: "Cervantes'in metniyle Menard'nki kelimesi kelimesine birbirinin ei olmakla birlikte kincisi neredeyse sonsuz zengin liktedir." Sylediklerini byk bir baaryla da kantlar yazar, nk gr nrde sama olan bu dnce aslnda gerek bir olguya dikkatimizi e139

ker; ister Flaubert'in Madame Bovary's, ister Cervantes'in Don Quixofe'si, okurun mal olduu andan balayarak her roman yazarnn olmak tan kar. Yirminci yzylda her okur, gemi yzyllarn bayaptlarn ister istemez yeniden yazar kendince... ou kere bizi aknlktan aknla drmesi gereken bir paradoks, dnrlerin sunduu soyut biimiyle hi de artmaz, etkilemez bizi. Borges bylesi bir paradokstan somut bir gereklik karr... Metafizii son derece ekici bulan, ama hibir sisteme gerek gzyle bakmayan Borges, her trl metafizik retiyi bir zihin oyunu haline getirir. Kendin de iki eilim olduunu saptar: "...biri, dini ve felsefi dnceleri, estetik deerleri, hatta belki yalnzca byl, harikulade yanlar olan sevmek. Bel ki de onulmaz kukuculuumun kant... teki insann hayal gcnn s nrl sayda mesel ya da benzetme karabileceini batan kabul etmek, ama bu az saydaki buluun herkes iin deiik anlamlar tayabileceini de grebilmek." Bu mesel y da dnceler arasnda bazlar Borges'i zellikle ilgilendi rir. Sonsuza Dek Yinelenme ya da -Nietzsche'nin kendine ok yakn bul duu bir konu olan- tm dnya tarihinin dngsel biimde yinelenmesi izlei; rya iinde rya; yaayana dakika gibi gelen yzyllar, yl gibi gelen saniyeler ('Gizli Mucize'); yaanan dnyann sanrsal nitelii. Novalis'in u szlerini aktarr Borges: "En usta byc, sanrl dlerini bamszlk var lklar olan hayaletler gibi gsterecek kadar gl bir byy kendi kendi sine yapabilen bycdr herhalde. Yoksa bizim bamza gelen de bu mu?" Borges bu szlere karlk olarak bamza gelenin tpatp bu oldu unu syler., evreni dleyen bizden bakas deildir. Borges'in hikyelerinde atallanan yollar vardr, baka koridorlara kan koridorlar gz alabildiine uzar gider. Borges bu imgeleri neden-sonu zinciri boyunca sonsuza kadar yol alan (sonsuzluu bir trl tketmeyen) ve belki de insanlkd bir ey olan 'kader' karsnda arp kalan insan dncesini simgelemek iin kullanr. Peki neden gezinip durmal bu labi rentlerde? Gene estetik nedenler iin, nk hep imdiki zamanda varo lan bu sonsuzlukta, bu 'ba dndrc simetrilerde' trajik bir gzellik giz lidir. Biim, ierikten daha nemlidir.

140

III

Borges'de biim ou kere Svvift'i akla getirir; sama'y anlatrken takn lan o arbal hava, ayrntlardaki kesinlik, kusursuzluk... Borges, olmaya cak bir kefi kantlamak zere en titiz bir bilim adamnn slubuna snr, hayal rn yazlarla gerek ve kiisel bilgisini birbirine kartrr. Koskoca bir kitap yazmaktansa -bunu son derece skc bulur- gerekte hi varol mam bir kitabn zmlemesine giriir. "Anlatlmas bir iki dakika sre cek bir dnceyi gelitirmek zere neden be yz sayfa yaz yazmal?" diye sorar Borges. rnein, Tln, Uqbar, Orbius Tertius gibi garip bir balk tayan hik ye bunlardan biridir. Bunda, "oyun ktlarna, konuulan dillerine, ha kanlar ve denizlerine, madenlerine, kular ve balklarna, cebir ve atei ne, btn dinbilimsel ve metafizik sapknlklarna" kadar hibir eyi eksik olmayan, bilinmeyen bir gezegen anlatlr. Bu yeni dnya, hikyeden anla ldna gre gkbilimcilerden, mhendislerden, doabilimcilerden, metafizikilerden ve geometricilerden oluan gizli bir topluluun buluudur. Yarattklar Tln adl bu dnya yalnzca isel yaamn varolduu Berkeleyci ve Kierkegaardc bir dnyadr. Tln'de herkesin kendi gerei vardr; d sal nesneler herkes nasl istiyorsa yledir. Dnya basn bu buluu drt bir yana yayar ve ok gemeden Tln denen dnya bizim dnyamz silip yokeder. Dsel bir gemi, dnyamzn gemiinin yerini alr. Tek bana urap didinen bir bilim adamlar topluluu evreni deitirmilerdir. B tn bunlar lgncadr, ama hepsi de son derece inceden inceye hesaplan mtr, bizi sonsuz dncelere gtrmeye yeter. Borges'in br hikyeleri arasnda gizemli, hibir zaman tam anlamyla anlalmayacak meseller, Chesterton tarznda polisiye hikyeler vardr. Olay rgleri her zaman son derece entelekteldir. Sulu, dedektif yn temleriyle olan tanklndan yararlanr. ('lm ve Pusula') "Dupin, Dupin'e kar ya da Maigret Maigret'ye kar" diye zetlenebilir bunlar... Bu tr hikyelerden birinde ('Gizli Mucize'), bir idam mahkmu beklentilerin hibir zaman geree uymadn farkederek kendi lmnn ne gibi ko ullarda olacan dlemeye koyulur. Bu koullar bylelikle birer beklenti haline geldiklerinden artk gerek olamayacaklardr.
141

Borges'in 'bulular' hep son derece ar, son derece bilimsel bir slupla kaleme alnr. Bu da bize "Valery'i douran Mallarme'yi douran Baudelaire'i douran" Poe'yu hatrlatr ki, Borges'i douran da Poe'dan bakas deildir. Borges'i Valery'e balayansa, zellikle sarslmazl, kararlldr. "k olmak, yanlgdan uzak olmayan bir Tanrnn dinini yaratmak de mektir." Ardarda yd hikye kipini sk sk kullanmasyla bazan Flaubert'i, sfatlarnn benzersizliiyle, St. John Perse'i hatrlatr. "Bir kuun avuntu bulmaz l." Bunlarn hepsi bir yana, Borges slubunun dn celeri gibi son derece zgn olduuna da iaret etmek gerek. Tlnl metafizikiler iin unlar syler: "Tlnl metafizikiler gerein, hatta gere e benzerliin bile deil, daha ok artc olann aray iindedirler." Borgesin bykl ve sanat bundan daha iyi zetlenemez.

142

You might also like