You are on page 1of 2

Baki Divanı

Author: Baki
Hazırlayan: Sabahattin Küçük

Publisher: TDK Yayınları - 1994


Format / Quality: Pdf
Size: 1,4 Mb
Language:Turkish
Quote:
Baki (1526-1600) Divan şiirinin büyük üstadı. Asıl adı Mahmud Abdülbaki’dir. Hem şair, hem de
alimdir. İstanbul’da 1526 yılında doğdu. Babası Fatih Camii müezzinlerindendi. Oğlunu küçük yaşta
sanatkar yapmak düşüncesiyle saraç çıraklığına verdi. Fakat Baki yaratılışı icabı ilme düşkün
olduğundan tahsile başladı. Uzun yıllar zamanın büyük medreselerinde, devrin en ileri gelen
hocalarından ders gördü. Tahsilini tamamladıktan sonra ilk olarak 1563 yılında Silivri’deki Piri Paşa
Medresesi müderrisliğine getirildi. Sonra sırayla, Murad Paşa, Eyyub, Sahn ve Süleymaniye
medreselerinde müderrislik yaptı. Selim-i Kadim Medresesi müderrisliğinden sonra, Mekke kadılığı,
Anadolu ve Rumeli kazaskerliği görevlerinde bulundu.

Kendi divanında yer alan bir minyatüre göre şair Baki. Divan-ı Baki» Seyit Ali el-Bursavi tarafından
kopya edilmiştir (XVI. yy.). Türk ve İslâm Eserleri Müzesi, İstanbul.

Türk divan edebiyatının büyük şairlerinden biridir. Kanuni Sultan Süleyman devrinde İstanbul'da
doğdu. Asıl adı Abdülbaki Mahmut'tur. Babası Fatih Camii müezzinlerinden Mehmet Efendi'dir. Babası
onu saraç çıraklığına verdi. Ama Baki bu işte çok kalmadan medreseye girerek okumağa başladı. Yirmi
yaşına gelmeden İstanbul'un çok beğenilen genç şairlerinden biri olarak ün yaptı. "Doğu Seferi'nden
dönüşünde Kanuni'ye sunduğu bir kaside ile onun ilgisini çekti (1554).

Şeyhülislâm olmak istedi ama bu isteğine ulaşamadan öldü. «Şairler Sultanı» diye anılan Baki'nin
cenazesine bütün devlet büyükleri, tanınmış adamlar katıldı. Şeyhülislâm Sunullah Efendi'nin, musalla
taşında şairin tabutunun önünde onun şu dizelerini söylediği anlatılır:

"Kadrini sengi musallada bilüp ey Baki Durup el bağlayalar karşında yaran sal saf" (Ey Baki! Dostların
senin değerini ancak musalla taşında anladılar ve karşında sıra sıra el bağladılar).

SANATI VE KİŞİLİĞİ
Baki zevke ve eğlenceye düşkün olmasına rağmen ölçülü ve hesaplı bir hayat yaşadı. Yükselmek
tutkusuyla büyüklere yaranmak için elinden geleni yaptı. Ama Kanuni'nin ölümüne yazdığı mersiye,
onun hükümdara duyduğu gerçek saygı ve bağlılığı ispatladı. İçtenliği, ifade ve ahenk güzelliği ile bu
mersiye divan edebiyatının şaheserlerinden sayılır. Divan'ında bulunan bir dizesinde «Şairler Sultanı»
diye tanınmış olmasını kastederek «bu devirde söz ülkesinin padişahı benim» diyen, kaside ve gazel
yazmanın kendisine özgü olduğunu söyleyen bu övüngen ve gururlu şairin övünmelerinden biri de
şöyledir:

"Meddah olalı çeşm-i gazâlanına Baki öğrendi gazel tarzını Rûmun şuarâsı" (Baki onun ahu gözlerini
övmeğe, onlar için şiir yazmağa başlayalı beri, Osmanlı şairleri gazelin ne olduğunu, nasıl yazılacağını
öğrendiler).

Eserleri
En büyük eseri Divan'ıdır. Divan'ından başka Fedail-i Mekke, Hadis-i Erbain (Hazret-i Halid bin
Zeyd’in bildirdiği hadis-i şerifler), Fedail-i Cihad, Mealim-ül Yakin (Mevahib-i Ledünniyye
tercümesidir) adlarıyla Arapçadan çevrilmiş eserleri vardır.

You might also like