You are on page 1of 14

AYDINLANMA, BLM VE BREYLEME

Aydnlanma denilince akla XVIII yy gelir. Ve eer Aydnlanma nedir? gibi bir soru sorarsak, akla gelebilecek en ksa cevap, I. Kantn insann bilerek dm olduu ergin olmama durumdan kendi abasyla kurtulmasdr eklindeki szleri olacaktr. Hi kukusuz bu cevap insan nasl bir duruma dmtr?, niin dmtr? ve nasl kurtulmutur? ya da ne yaparak kurtulmutur? sorularn da beraberinde getirecektir. Bu ve benzeri sorular bu sempozyumda eitli ynlerden tartlacaktr. Ben de bu sorular bir lde ele alacam. Fakat asl amacm bu dnemi, bilimsel almalar ve bu almalarla (dorudan ve dolayl) ilgi iinde olan bireyleme (individualization) olgusu araclyla ele almak olacaktr. nk bireyleme (ya da birey olmak) sanyorum sadece Aydnlanma dnemini deil, sonrasn karakterize edebilmek zelliine sahip olduu iin de ayr bir neme sahiptir. Nitekim Aydnlanma olarak bilinen olgu gnmze kadar etkisini srdrm, eitli ve geni bir etki alanna sahip olmutur. Bu durum Bat dnyasnn teknik, teknolojik, bilimsel baarlarnn ve ayrca bu toplumu karakterize eden kltrel, siyasi ve ekonomik zelliklerin de yine ayn olgu ile belli bir lde ilikilendirilmesini iermektedir. Ne var ki bu etkinin tek boyutlu olmad, yani gnmzn sadece olumlu zelliklerinin deil, olumsuz zelliklerinin de ayn olgunun bir sonucu olarak yorumlanmas gerektii ileri srlmektedir. Dolaysyla olumsuz adan bakldnda (ki bu konuya dier konumaclar deinecekler), amzdaki savalarn ve ykmlarn da yine bu dnemin yolat sonular olarak yorumlanmas szkonusudur. Hi phesiz tarihi sre iinde olaylar birbirlerine (belirli zaman ve mekan iinde) sebep-sonu ilikileri ile baldrlar. Fakat bu ilikiyi finalist bir yaklamla ele almak, yani mevcut sonucun nceki tarihi olgular tarafndan kanlmaz bir ekilde belirlendiini sylemek, bizi kolayca yanlgya srkleyebilir. nk tarihi olaylar birbirlerinin bir sre iinde izleseler bile aralarnda kat bir sebep-sonu zincirinin olduu sylenemez. Tarihi bir olgunun bir toplum zerine olan etkisi, o dnemdeki sosyal, kltrel, ekonomik veya benzeri etkenlere baldr; ve dolaysyla belirli bir tarihi olgu, deien koullara bal olarak, o toplum zerinde her zaman ayn etkiyi yapmayabilir. Veya 1

belli bir olgu farkl bir toplumda hibir etki yapmayabilir ya da bir zaman sonra hi umulmadk sonularn ortaya kmasnn nedeni olabilir. Dolaysyla tarihi olgular basit bir sebep-sonu ilikisi iinde dnmek yerine byle bir ilikiyi mmkn klan ve onu ynlendiren etkenlerin doru olarak analizlenmesi; yani ksaca o dnemi karakterize edecek parametrelerin doru olarak tespiti gerekir. Bu sayede niin ayn bir sebebin toplumlara ve alara gre deien farkl sonularn ortaya kmasna neden olduu anlalabilir. Bu durumda tarihi gemii, bir olgunun ortaya kmasna sebep olan etkenlerden sadece birisi olarak dnmek yerinde olacaktr. Bu sebeple de bir nceki ve daha da nceki olay ve olgularn belirleme gcn sabit bir deer gibi almak ok yanltc olacaktr. Sebep-sonu ilikisi genel olarak bir A olaynn bir B olayn gerekletirmesi olarak dnlr. Fakat bu bak asnn fizik nesneler dnyasna ait bir yorum ierdii, bu sebeple rnein tarihi olaylara uygun olup olmad sorgulanabilir. nk tarihi olaylarda A ile B arasndaki iliki, rnein bir K parametresi erevesinde ve bu parametrenin zelliklerine bal olarak gereklemektedir. Fizik dnyada bu K parametresini ayrca dikkate almak gerei olmayabilir. nk iki olay arasndaki iliki (en geni anlamda) fizik kurallar (yani yasalar) erevesinde gerekleir. rnein braklan bir tan dmesi, yani A ve B olay arasndaki bu basit ilikide, ekim yasas (veya doruluuna inanlan belli bir fizik kural) bu ilikiyi rtk olarak belirler; daha yerinde bir deyile bu ekim yasas A ile B arasnda bir tr K parametresi gibi davranr. Byle bir parametreyi, fizik dnyadaki ilikiler szkonusu olduunda, dikkate almak gerei duyulmaz. nk normal koullarda zaten onun bir etkisinden szetmek gerei yoktur. Fakat tarihi olaylarda durumun ok farkl olduu aktr. Bir an ve dolaysyla bir toplumun iinde bulunduu koullar, tarihi bir olayn etkilerinin farkl olmasna kolaylkla olanak verebilir. nk belirli bir tarihi olay, ayn toplumda farkl dnemlerde veya farkl toplumlarda her zaman ayn sonularn ortaya kmasnn sebebi olmayabilir. Tarihi bir olayn etkileme gcnn zamana ve zemine gre, yani mevcut koullara gre deimesi, ayn zamanda tarihi olaylarn etkileim zincirinin sk determinist yapda olmamas anlamna gelmektedir. Dier bir ifadeyle tarihi bir olay, ayn toplumda her zaman ayn sonularn ortaya kmasna sebep olmayabilecei gibi, belli bir toplumda 2

farkl dnemlerde farkl sonularn ortaya kmasna da sebep olabilir. Sebep-sonu ilikisinin deiken zellikte olmasn, sanrm aradaki bir K parametresine bal olarak yorumlamak mmkndr. Tarihi olaylara bakarken o dnemi karakterize eden bir zellii bir parametre olarak seer ve sebep-sonu ilikilerini de aslnda bu parametrenin bilinen ve genellikle kabul edilmi zellikleri erevesinde kurarz. rnein aydnlanma kavramn bir parametre olarak kullanrz ve eitli olaylar bu parametrenin ats altnda (bir sebep sonu ilikisi iinde) yorumlamaya ve anlamaya alrz. Eer farkl bir dnem dikkate alnrsa, ayn (veya benzeri) bilimsel almalarn sonularnn da farkl olacan biliriz. Nitekim Kopernikin veya Galileonun almalar o dneme zg sonularn ortaya kmasna sebep olmutur. Sebep-sonu arasndaki bu iliki, Ortaan bir zelliidir. Dier bir ifadeyle Ortaa kavram, bir parametre gibi kullanlm; yani o dnemdeki olaylara anlam vermek zellii kazanmtr. Tarihi dnemleri ifade eden kavramlar genellikle bu tarz bir belirleyicilik zellii tarlar. phesiz bu kavramlarn kendileri de, seilecek parametreye gre, gereinde bir sebep (veya bazen de bir sonu) konumunda bulunabilirler. Burada bizi ilgilendiren nokta, zellikle tarihi olaylar arasnda kurulacak sebep-sonu ilikisinin, bu ilikiyi anlaml klan bir kavram (parametre gibi kullanlan bir kavram) araclyla salanmasdr. Bu durum, yukarda iaret edildii biimiyle, fizik olaylar iin de geerlidir. Bylece iki olgu/olay arasnda (sebep sonu ilikisi kurmak iin) bu olgular/olaylar ynlendirici, belirleyici veya dzenleyici bir etken (ksaca bir tr parametre) olarak yasa, kural veya bir kabul kullanlr. Dikkat edilirse bu parametre, (rnein) ta niin der? gibi bir soruya cevap vermenin dnda, ta braklnca der gibi bir nermenin doru olarak kabul edilmesine olanak veren gereke konumunda bulunmaktadr. Fizik dnyada byle bir parametrenin tad sorun, geerlilik snrlarnn farkl alanlara geniletilmek istenilmesi durumunda ortaya kabilir. Nitekim evrim teorisi, birtakm canllarn geliimini (sebep-sonu ilikisi erevesinde) aklamann dnda baka alanlara kaydrldnda, rnein toplumsal ve tarihi olaylar aklamak amacyla kullanldnda, eitli sorunlarn ortaya kmasna neden olabilir. Tarihi veya toplumsal olaylar yasa szkonusu olarak ifade olduunda edilebilme sorun ncelikle vardr. bu parametrenin ve ne tarihi kadar iyi tanmlanabilecei ile ilgili olacaktr. Fizik nesneler dnyasnda bu parametrelerin birer olana Toplumsal olaylarn 3 aklanmasnda kullanlan kavramlar ise byk lde uzlamsal olarak tanmlanrlar

ve genel bir kanaat olarak kabul grrler. Ve sonuta olaylara ynveren, onlarn arasnda bir etki zincirinin oluturulmasna olanak veren bir zellie sahip olacak ekilde kabul edilirler. Aydnlanma olgusu, Kantn deyiiyle bir ergin olmama durumundan k olarak dnlr. Fakat bu olgunun merkezine sanyorum bireyleme kavramn koymak yerinde olacaktr. nk bu kavram hem birok olgunun sentezi durumundadr hem de birok olgunun ortaya kn temsil etmektedir. Dier bir ifadeyle bir parametre gibi kullanlabilir ve bu sayede birok olayn anlalabilir olmas (greceli olarak) salanabilir. Bireyleme, Aydnlanma dnemini karakterize eden bir kavram olarak kabul edilse bile, onun gnmz toplumlarndaki etkisinin ncekilerle ayn olmas elbette art deildir. Dolaysyla belli bir olgu, zaman iinde, aralarnda ok kkl farklar olan sonularn ortaya kmasna sebep olabilir; nk kendisi de zamanla ok farkl niteliklere sahip olacak ekilde bakalamtr. Hatta bir kavramn iaret ettii olgular zamanla farkl ekilde de yorumlanabilir. Sonuta bireyleme olgusunun zaman iinde hem olumlu hem de olumsuz sonularn ortaya kmasna sebep olmas veya bu ynde yorumlanmas hi de artc gelmemelidir. Bizi burada ilgilendirebilecek nokta, birtakm parametreler dikkate alnmad ve bir parametrenin kendisinin de bir deiim yaayabilecei dikkate alnmad taktirde, tarihi olaylarn yanl yorumlanmalardr. Sonu, tarihi olaylarn deer yarglaryla yceltilmesi veya mahkum edilmesidir. Aydnlanma dnemini karakterize eden bireyleme olgusunun ortaya kmasna sebep olan en nemli olgu, bilimsel almalardr. phesiz felsefi grler de bilimsel almalarla birlikte bireylemenin ortaya kp belirleyici bir rol stlenmesinde ok nemli rol oynamlardr. Fakat bireyleme olgusunun o dnemdeki konumunu anlayabilmek iin, onu zaman zaman bir parametre gibi dnmek bazen de baka olgularn ortaya kmasn salayan bir neden gibi yorumlamak yerinde olacaktr. Bireyleme olgusunun tarihi seyri elbette farkl zamanlarda farkl zellikler tayabilir. Byle bir sre iinde onun Aydnlanma dneminde kazand zellikler, yle grnyor ki bu olgunun tarihi gemii iinde sahip olduu zelliklerden ok farkl olmutur. Ve en nemli zellii belki de sebep olduu deiim sayesinde ok farkl olgularn ortaya kmasdr. Bu durumda bireyleme olarak nitelenebilecek bir olguyu, tarihi sre iinde, sradan bir halka olarak dnmek yerinde olmayacaktr. 4

Bireyleme olgusu, ncelikle ok kkl ve kendine zg yepyeni kltrel ve sosyal deiimlerin toplamnn bir ifadesidir. Ve bu zellii dolaysyla da Bat dnyasnn sonraki geliimini karakterize edebilecek bir zellie sahiptir. Dier bir ifadeyle, kendisi hem sebep-sonu zinciri iinde bir yere sahiptir hem de yerine gre eitli olay ve olgularn sebep-sonu zincirini dzenleyip biimleyen bir parametre konumundadr. Bilimsel almalar, yukarda da iaret edildii gibi, Rnesansla balayan ve Aydnlanma dnemini de biimleyecek olan deiimin ana nedeni olarak yorumlamak gerekir. Hatta bilimsel almalarn, sadece bireyleme olgusunu deil, farkl olgular dzenleyip biimleyen bir parametre grevi stlendiini sylemek mmkndr. Aydnlanma, Ortaa veya Yenia gibi, belli bir dnemi anlatan bir kavramdr. Bu gibi kavramlar genellikle belli bir dnem iindeki tarihi olaylarn toplamn ifade etmek iin kullanlrlar. Fakat bu gibi kavramlarn asl nemli taraf, birtakm olaylar arasnda (kimi zaman rtk bir ekilde) sebep sonu ilikilerini ifade etmek amacyla kullanlmalardr. Nitekim Aydnlanma denilince sadece belirli bir zaman kesiti ve onun iinde olup bitmi olaylar deil, olaylar ve olgular arasnda kurulan bir dizi sebep-sonu zinciri akla gelir. Dier bir ifadeyle tarihi bir dnemin kavramsallatrlmas, eitli olay ve olgularn ortaya knn gerekelendirilmesi demektir. Sonuta bir dnemin kavramsallatrlarak adlandrlmas (yukarda da iaret edildii gibi), o dnemin bir parametre olarak kullanm anlamna gelmektedir. te bu sebeple gemiteki bir dnem iinde bulunulan bir dnemdeki olaylarn aklanmasna veya adlandrlmasna ynelik olarak kullanlabilmektedir. rnein bir Aydnlanma dneminin veya Ortaa dneminin benzerinin gnmzde de tekrarland dnlebilir. Bu tarz kullanm, o dnemi bir parametre olarak kullanp, gnmzdeki olaylar sebep sonu ilikisi iinde anlamaya veya aklamaya ynelik bir uygulama olarak yorumlamak yerinde olacaktr. Ancak bunun iin hangi olguya bir parametre grevi verildiini zellikle belirtmek gerekir. Bu tr bir bak asnn, farkl dnemler de olsa ayn sebep-sonu ilikilerine rastlamak mmkndr gibi bir varsaym zerine kurulduu ortadadr. Geri ayn (ekonomik, sosyal, tarihi vb) sebeplerin farkl dnemlerde ayn sonulara yolaabilmesi elbette mmkndr. Fakat bunun iin, sebep-sonu zincirinin aynen gereklemesini salayan parametrenin (veya parametrelerin) de ayn (veya benzer) olmas gerekir. Ne var ki baz durumlarda, ayn sebepler, ncekilerle uyumayan 5

sonularn ortaya kmasna da yolaabilirler. Bunun bir rnei yine Aydnlanma adr. Aydnlanma ann gnmze brakt dnlen mirasn gnmzde mevcut birtakm olumsuzluklara neden olduu ve da ileri srlmektedir. bireyleme Hatta bu olumsuzluklardan dorudan doruya sadece olgusu sorumlu

tutulmaktadr. Ne var ki bireylemenin asl zellii, Aydnlanmann olumlu yzn karakterize etmesidir. Hatta bireyleme, szkonusu dnemi dierlerine gre sanyorum ok daha iyi karakterize etmekte ve dier kavramlar arasnda ok daha merkezi bir konumda bulunmaktadr. Bu konumu onun eitli ve farkl olaylar biimleme ve organize edebilme zelliine sahip olmasnn bir sonucudur. Bu zellii dolaysyla bireylemenin, farkl tarihi dnemlerde, biribirinden ok farkl olgularn ortaya kmasn (dorudan veya dolayl olarak) etkilemesini de normal olarak kabul etmek gerekir. Bu son durum sadece bireylemeye zg bir zellik deildir. Nitekim bilimsel almalar bile farkl toplumlarda ve farkl dnemlerde ayn sonularn ortaya kmasna sebep olmamtr. Bilimsel almalarn, kendisine anlam veren bir parametreye bal olarak, farkl olgularla karlalmasna neden olduunu tarih bize gstermektedir. Bu duruma bir rnek olarak, slam dnyasndaki bilimsel almalarn Yenian douuna nemli katksnn olmasna karlk, bizzat slam dnyasnda ayn etkiyi yapmam olmas gsterilebilir. Aydnlanma a denilince akla gelen zelliklerin bir tanesi de bu dnemin akl a olarak nitelendirilmesidir. Fakat biraz yakndan baklnca bu zelliin bireyleme olgusuyla birlikte dnlebilecei ve Aydnlanma an birlikte karakterize etmesi gerektii ileri srlebilir. Newton sistemi insann evreni aklyla kavrayabileceini gstermitir. Bu durum insann bir akl varl olarak tanmlanmasnn bir gerekesidir. nsann bir akl varl olmas, ayn zamanda insann bir birey olarak kendi sorumluluunu tayabilecek niteliklere sahip olmasn da gerektirmektedir. nsann kendi sorumluluunu tamas, byle bir zellie sahip olduunun kabul, onun ayn zamanda topluma kar yeni devler stlenmesi demektir. nsann topluma kar (yeni) sorumluluklar tamas, ayn zamanda ona yeni haklar da salayacaktr. Grev 6

alan daha nce gnah ve sevap ltlerine gre belirlenmi olan insan, hangi snftan olursa olsun, artk toplumsal devler de stlenebilme konumuna ykselmek durumundadr. Dolaysyla bireyleme olgusu insann sadece bir akl varl olarak tanmlanmasn deil, toplumda yeni sorumluluklar yklenmesi olgusunu da iermek durumundadr. Bu durum, bireyselleme olgusunun, Aydnlanma dneminde nemli bir yeri olan yeni bir ahlak kavramyla da son derece yakn ve ilgin bir iliki iinde bulunmasn gerektirmektedir. Ahlak kavramnn insan tanmlamada ne denli nemli nemli olduunu kestirmeden ifade edebilmek iin Kant felsefesi dikkate alnabilir. Kantn ahlak alann, felsefesinin temel bir ilgi alan olarak grd bilinmektedir. Onun felsefesinin dier temel sorun alan, fizik dnyadr. Nitekim Kant felsefesinin hem ahlak alanna yneldii hem de Newton sistemine ve dolaysyla evrene ilikin bir temellendirme amac tad bilinmektedir. te bu durum karsnda bireyleme olgusunu, Kant felsefesinde bir sentez olarak karmza kan fizik dnya ve ahlak dnyas arasndaki ilikinin ortasna koyabiliriz. nk bireyleme, evren karsnda insann hem kendi aklna gvenmesini hem de kendi sorumluluklarn tamasn talep etmektedir. dev, bireye aittir; dier bir ifadeyle birey olmann bir zelliidir. Bireylemeye bal olarak tanmlayabileceimiz dev, bireyin aidiyet duygusu yerine sorumluluk duygusuna sahip olmasn gerektirmektedir. Bireyin toplum iindeki sorumluluklar, stlendii devlerden bamsz deildir. Bireylerin toplum iindeki devleri lsnde sorumluluklara sahip olmas, toplumun bireylerden bir talebidir. Dier bir ifadeyle hak ve devler, bireyin toplumsal sorumluluk sahibi olmasn da beraberinde getirir. te toplumsal geliim, bireysel sorumluluklarn artm olmasyla (yani bir anlamda bireylemeyle) bu sebeple dorudan ilikilidir. Gnmzde birey ve devlet arasndaki iliki yeniden tanmlanmak istenmektedir. Bireyleme, elbette kiinin topluma katks orannda artacaktr; nk birey yeni sorumluluklar stlenmitir. Bu da onun yeni haklar talep etmesini gerektirmektedir. Birey gnmzde kendini yeniden tanmlama ihtiyac duymu ve devlet karsnda yeni haklar talep eder konuma gelmitir. Her yeni hak, bireyin yeni toplumsal sorumluluk stlenmesiyle kendine meru bir zemin bulabilir. Bireylemenin bir ucunda kiinin yeteneklerini toplumsal sorumluluk erevesinde kullanmas, dier ucunda ise 7

kendi egoizmi ynnde kullanmas bulunmaktadr. Talep edilen haklar ise hi phesiz onun egoizmi asndan deil, ancak toplumsal sorumluluk erevesinde anlaml olabilir. Bu durumda toplumsal sorumluluk ister istemez bireylemenin bulunduu yerde szkonusu olabilecektir. Ancak bireyleen bir insan sorumluluklarnn ve ykmllklerinin farkna varabilir, onlar stlenebilir ve yeni haklarn peinden koabilir. Toplumsal sorumluluu, bireysel ve toplumsal ahlak olmadan tanmlamak herhalde mmkn deildir. te bireyleme bu sebeple, yukarda da iaret edildii gibi, eitli olgularn merkezinde yer alan ve onlar organize eden bir konumda bulunmaktadr. nk bireyleme, insandan kendi sorumluluklarn tayan bir varlk olmasn, ve sadece hak deil dev sahibi olmasn da talep etmektedir. Bu talebin arkasnda ise ncelikle onun evreni bile kavrayabilir yetenekte olduuna ilikin inanc yatmaktadr. te yandan bireyin stne den devleri yerine getirebilmesi, ncelikle hukukun korumas altnda olmasna baldr. Birey ancak bu koul erevesinde kendi eylemlerinden sorumlu tutulabilir. Aksi taktirde bireyin ne kendi hr iradesiyle seim yapmas ne de bir eyin sorumluluunu stlenmesi mmkn olabilir. Bireysel yeteneklerin geliebilmesi de yine bireyin hak ve zgrlklerinin yasalarla korunmasna baldr; hem de ok sk bir ekilde baldr. Bireyleme, kiilerin haklarnn korunmasnn yasalarla salanmas lsnde gerekleebilir. Yasalar, bireylerin hak ve devlerini yerine getirebilmeleri iin bir nkoul durumundadr. Yani ksaca, bireylerin kendi sorumluluklarn tayabilmeleri, ncelikle hukuki gvenceye sahip olmalarna baldr. Daha yerinde bir ifadeyle birey olma bilinci, hukuk araclyla varlk kazanrsa, kiinin toplumsal sorumluk sahibi olmasn salayabilir, buna zemin hazrlayabilir. Bireyin hukuki haklara sahip olmas, onun sorumluluk yklenebilmesi ve yeteneklerini gelitirebilmesi iin son derece nemlidir. nk aksi taktirde birey, ait olduu evrenin korumas iinde kalmaya mahkum olacaktr. Sorumluluk tamak veya sorumluluk duygusuna sahip olmak, yerini itaat etmeye brakacaktr. Bu durumda bireyin hak ve devlerini nesnel bir ekilde tanmlamak, topluma katksn yetenekleri erevesinde yerine getirmesini ummak da mmkn olmayacaktr. Birey, hukukun korumas altnda olduu taktirde, itaat ederek deil kendi yetenekleriyle ayakta durmaya alabilir. Bireyin yeteneklerinin ortaya kmas, ncelikle onun kendine 8

gvenmesiyle kanlmazdr.

elde

edilebilir.

Bunun

iin

hukukun

gvencesi

altnda

olmas

Bu durum, bireylemenin, insann sadece bir akl varl olma zellii ile snrl olmadna da iaret etmektedir; yani insan bir akl varl olarak tanmlamak, onun bireyleme zelliinin sadece bir ksmn aklayabilir. nk bireylemenin dier ucunda, ayn zamanda hukuki koullar, sorumluluk stlenebilmek, insann ahlak sahibi olmas gibi zellikler bulunmaktadr. Bu sre, yani insann herhangi bir birey olarak tanmlanmasndan hareketle kendi bamsz varln bireyselleerek elde etmesi noktasna gelmesi, Rnesans ile balayp Aydnlanma dnemine kadar geen sre zarfnda ortaya kmtr. Bu sre iinde insann bireyleme olgusu, kltrel, sosyal ve tarihsel bir boyut kazanmtr. Sonu, Ortaan birey anlaynn kart bir insan anlaynn ortaya kmasdr. Byle bir srecin sonunda Kantn yukarda da alntlanan ifadesiyle, insann kendi isteiyle dm olduu durumdan kurtulmas, bireylemenin ortaya kan yeni yz olarak nitelendirilebilir. Bu kurtuluun ortaya kmasnda rol oynayan en nemli etken, yukarda da iaret edildii gibi, bilimsel almalardr. Fakat bireyleme, tarihi bir sre iinde giderek bir referans noktas olma zellii kazanmtr. Dier bir ifadeyle, sebep-sonu zincirinin bir halkas iken daha sonra deiime yn veren bir parametre halini almtr. yle grnyor ki, insann evreni kendi akl ile kavrayabileceine olan inanc, bireylemenin farkl zellikler kazanmasnda ok nemli bir rol stlenmitir. Deiim, deienden bamsz deildir; dolaysyla da deienle snrl deildir. Deien ile deimi olan arasndaki iliki, basit bir sebep-sonu ilikisi de deildir. nk deitiren, yani deiime sebep olan ey, deienden bamsz deildir. En basit ifadesiyle belki de tek bana deiim adn verebileceimiz bir olgu mevcut deildir. Geri fizik dnyadaki hareket, tek bana, fizik nesnelerin deiiminin bir sebebi olarak yorumlanmak istenilebilir. Fakat hareketi, deiimi fizik yasalar erevesinde salayan bir parametre olarak yorumlamak, yukarda da iaret edildii gibi ok daha yerinde olacaktr. Birey hem deiimin nesnesidir hem de deiimi ynlendirendir. Deiimin kendisi tek bana deiimi salayan etken deildir. nk deiim, deienden bamsz deildir. 9

Dardan bir etken, bir parametre olarak, deiimi salayabilir ve/veya deien de sahip olduu zelliklerin sonucunda deiim geirebilir. Ama her durumda deiim, deienden bamsz deildir; bamsz olsayd deiimden de szedilemezdi. nk deitiini ileri srebileceimiz bir ey de olmazd Tarih ekseni zerinde bir a olay (yani deien), bir b olayndan (yani deimi olandan) nce gelir; ve darndan bakldnda bu ikili arasndaki iliki bir sebep-sonu ilikisi gibi yorumlanmak istenilebilir. Fakat deien ile deimi olan arasndaki ilikiyi kavrayabilmek iin her ikisi arasndaki banty biimleyen ve hatta deiime bir lde yn verebilen parametreyi (veya parametreleri) dikkate almak gerekir. Bu parametre, deiimin sebep sonu ilikisi olarak kurgulanmasna olanak verir; deiimin deienden bamsz olmamasnn da gerekesini oluturur. Eer fizik olaylar szkonusu ise bu parametre, yukarda da iaret edildii gibi, doa yasalar olarak kabul edilebilir. Ve bu deiim byk lde tek ynl olarak alglanr; yani sebep sonu ilikisi basitletirilmi ve mekanikletirilmitir. Bu da bizde fizik evrene dzenli ve ngrlebilir olma zellii atfetmemize neden olmaktadr. Ama fiziksel olaylar arasndaki sebep-sonu ilikisini kaotik bir erevede grmek de mmkndr. te yandan tek bir parametre farkl sonular ierecek ekilde de etkin olabilir veya ona yle bir zellik atfedilebilir. rnein evrim kurallarn deiimi biimleyen bir parametre olarak dnrsek, bu deiim biyolojik temelli de olsa, sonular bakmndan hem fizik dnyay hem de insan ilgilendirebilmektedir. Yani bir parametre, deiimi belli bir ynde etkileyebilecei gibi, dorudan veya dolayl olarak farkl sonularn ortaya kmasna da araclk yapabilmektedir. Bu durum tarihi ve sosyal olaylar asndan ok daha youn olarak yaanabilir. Bir parametre (veya parametreler) deieni, yani neyin deimesi gerektiini de belirler. Bu parametreler dikkate alnmaz ise, sebep-sonu ilikisi tek bana deiimin anlalmasnda yeterli olmayacaktr. Benzeri bir durum Newton ile doruk noktasna kan bilimsel almalar iin de geerlidir. Nitekim Ortaadan Aydnlanma dnemine kadarki sre iinde farkl karakterdeki etkenlere bal olarak ortaya kan, bireyleme olarak nitelendirebileceimiz deiimin temel etkeni, yle grnyor ki bu bilimsel almalar olmutur. Bu almalar, balangta bir parametre zellii tamasa da, ncelikle Ortaa paradigmasn deiime zorlam ve sonuta yeni bir paradigmaya gereksinim 10

duyulmutur. Bu yeni paradigmann ana ekseninde, bireyin evreni kendi akl ile kavrayabileceine ynelik inanc yatmaktadr. Bu inan bireyin bamsz bir nesne konumuna gelmesine yolamtr. Bireyin bu yeni konumu, bireyleme srecinin ortaya kmasna olanak vermitir. Birey, aklnn tad zellikleri kefetmi, evreni anlamaya ynelmi ve sonuta kendi toplumsal kimliini ve kltrel varln yeniden tanmlama gerei duymutur. Bir noktadan sonra bilim, yle grnyor ki, bir paradigma olarak deil bir parametre olarak olaylara yn veren etkenlerin banda yer almtr. Bireylemenin akla gvenmeyi ve insann bamsz bir varlk olarak kabul edilmesini talep etmesi, Ortaan Hristiyanlk anlayna kart bir anlay iermektedir: nk daha ok inanmay deil, bilerek inanmay gerektirmektedir. Dier bir ifadeyle daha ok Hristiyan olmay deil, daha iyi bir Hristiyan olmay talep etmektedir. Ksaca sonu, Aydnlanma adyla bilinen dneminin ortaya kmasdr. Bireylemenin de bu dnemin temel ve kurucu bir unsuru konumunda olduu sylenebilir. Burada Descartesin felsefesini ayrca anmak yerinde olacaktr. nk Res extensa benden ve benim bilincimden bamszdr; ve bu bamszlk, fizik nesnelerin kendi yasalarna tabi olmalarna olanak veren bir kabul iermektedir. Bu durum ayn zamanda Res cogitansn kendi bamsz varlnn tannmasnn ve tanmlanmasnn da yolunu amtr. Bu ayrm ayn zamanda sjenin kendinden bamsz fizik nesneler dnyasn anlamaya ynelmesi anlamna gelmektedir. Bu noktada Hint felsefesini dikkate almak biraz daha aydnlatc olabilir. Ksaca ifade etmek gerekirse bu felsefede Brahman (Evrensel Ruh ya da kutlu bilgi, evrenin yaradl ilkesi), tm evreni kapsayan, her eyin kayna ve barna olarak kabul edilmektedir. Atman (Bireysel Ruh) ise, soluk, nefes, benliin z, kendi bana olu gibi anlamlara sahiptir ve kiiliimizin en derin z anlam tamaktadr. Fakat atman ayn zamanda Brahmann bireydeki temsilidir. Brahmann tm evrene ilikin bir zellik olmasna karlk Atman, bireylerde onun tezahr eden yzdr. Bu ksa aklamada bizi ilgilendiren nokta, szkonusu anlaya gre hakikatn bizim zmzde, derinliklerimizde yattna ilikin inantr. Evrenin anlamn, zmze dnerek elde edebiliriz. Fakat bu anlay erevesinde kalnd srece d gerekliin bilinmesi de bamsz bir ama konumunda olamayacaktr; nk dmzdaki dnya gerein kendisi deildir. Hatta d geree ilikin btn bilgiler aldatcdr, yalandr. 11

Buna asl gerein aklla kavranamayaca, onun herkese ak olmad inancn da ekleyebiliriz. yle grnyor ki, farkl kavramlar kullanm olsa da, Ortaa Hristiyan dnyasnn doaya bak da ok farkl bir yaklam iermiyordu. nk her eyden nce birey ve doa, ayr yasalara tabi olan, birbirinden bamsz varlklar olma zellii kazanmamt. Dolaysyla da fizik nesneler dnyasn kendine zg yasalar olacak ekilde dnmek ve bu yasalar aramak gerei de olmayacaktr. nsann ve doann birbirinden bamsz yasalarnn olduunu kabul etmek ise sonuta bireyin yeniden tanmlanmas, yani yeni bir varlk kazanmas demektir. te bireyleme de bu sre iinde ortaya kmtr. nsan fizik ve biyolojik varlyla herhangi bir nesne konumundadr; fakat toplumsal ve kltrel varl ise (ilkinden farkl olarak) sabit bir deer zellii tamaz. nsann toplumsal varl, deien koullara bal olarak, deiebilmektedir. Bireyleme olgusunun zellii, bireyin hak ve zgrlklerinin hukuk araclyla gvence altna alnmasyla daha ok gelimesi, yeni bir boyut kazanmasdr. Birey bu sayede kendisini yeniden tanmlayabilmi, toplum iinde yeni bir varlk kazanmtr. Sonuta deiimlere yn verebilme zellii kazanmtr. Rnesansla balayan ve Newton ile doruk noktasna ulaan bilimsel almalar, Ortaan evren tablosunun basit bir deiimi olarak grmemek gerekir. Ortaan evren anlayna gre dnya ve dolaysyla insan evrenin merkezindeydi. nsann bu anlamda merkezde olmas, sahip olduu teolojik zelliklerle de uyum iindeydi. Ama artk byle bir insann yerini onun akl ald. Deyim yerindeyse insan akl, evrenin merkezine yerleti. Newton sisteminin bize evrenin yap ve ileyiini verebilmesi, insan aklnn yeni konumunu belirleyen ok nemli bir etken olmutur. Akln yerinin ve neminin bu ereveye yerlemesi, bireyleme olgusunun sadece ortaya kmasn deil, sahip olduu birok zellii de belirlemitir. Bireyin kendisini ayr bir nesne olarak ele alabilmesi, yle grnyor ki en az bilimsel gelimelerin kendisi kadar nemlidir. nk birey bu sayede kendisine bamsz bir varlk (Descartesin kulland kavramla bir res Cogitans) kazandrabilmitir. Ve bundan sonra ileriye yrme gcn kendinde bulabilmi, kendine olan gveni sayesinde sorumluluklarna sahip kabilmi, kendi dndaki dnyay tanma ve anlama cesaretini gsterebilmitir. Ksaca kendisine sosyal, kltrel ve tarihi anlamda yeni bir varlk kazandrabilmitir. Bylece artk deiimin konusu olmaktan kp deiimin ynn tayin edebilir bir konuma gemitir. Birey, kazanm olduu bu yeni varlk sayesinde, bireylemitir. 12

Bu durumda Aydnlanma dnemini, doa bilimlerinin geliimi ve insann aklna gvenmesi ile oluan yepyeni bir sentez olarak dnmek yerinde olacaktr. Aydnlanma ann bireyleri bamsz ve sorumluluk tayacak ekilde tanmlamas bu sentezin bir rndr. Bu sonu Aydnlanmay ok iyi karakterize etmesinin dnda Ortaadan tam bir kopuu da ifade etmektedir. te yandan bu sonucu Aydnlanmann gnmze yansyan olumsuz zelliklerinin bir balangc olarak dnmek de mmkndr. nk bireylemenin bir ucu egoizme gitmekte, karlarn nplana alnmasn ve bireyin kendini hereyin stnde grmesini gerektirmektedir. Bu durumu ayn zamanda insann ar bir rasyonalizme srklenmesi olarak da dnebiliriz. Bunun sonucunun kanlmaz olarak savalar, atmalar, ykmlar ve felaketler olduu elbette kolayca ileri srlebilir. Fakat hemen belirteyim ben bu kanaatte deilim. Bu gr savunmakla bence gnmz insan sorumluluktan kamak istemektedir. Sanki gnah kartmakta ve suu kendi zerinden atp tarihi sorumlu tutmaktadr. Yaplan ktlklere tepki gstermemenin ve onlar nlemeye almamann getirdii sululuk duygusuyla hareket etmenin tezahrleridir btn bunlar. Bireyleme ayn zamanda bireysellemeyi de gerektirebilir; yani egoizme, karlarn nplana alnmasna kap aralayabilir. Bireylemenin bireysellemeden fark, kiiden kendi sorumluluuna sahip olmasn hak ve devlerinin bilincinde olmasn gerektirmesidir. Bireylemenin bireysellemeye kaymas, kiinin tek gerek olarak kendi karlarn grmesiyle sonulanacaktr. Bireyin kendisini hereyin merkezine koymas, bireyselleme ile bireylemenin rtmesi ve kendisini rasyonel bir varlk olarak grmesi, inanszla giden bir yol olarak yorumlanabilir. Ne var ki bireyleme kadar bireysellemenin de youn olarak yaad gnmzde byle bir kayma toplumlarn inanszlamas ile sonulanmamtr. Tarihe ve gnmze bakldnda, toplumlarn inanszlamas gibi bir olgu ile karlalmamaktadr. Birey, fanatik olmann deil bilinli olmann deerinin farkndadr. Bireyleme, tarihi sre iinde, bireylerin aidiyet duygusu yerine hr iradeleriyle hareket etmelerine, inanlaryla deil baarlaryla deerlendirilmelerine, merhamet ve acma ile deil hukuk kurallaryla haklarnn korunmasna olanak vermitir. Ulalan baarlarn bir ucunda bireysellemek de bulunabilir. Bireylemeye bal olarak bireysellemek, bireyin kendi kendiyle ba baa kalmasn gerektirebilir ve sadece 13

akln

deil

egosunu

da

evrenin

merkezine

koymasyla

sonulanabilir.

Fakat

bireylemenin ne karlmas gereken asl yn, tarihi sre iinde ok ynl deiimlerin bir nedeni olarak stlendii roldr. nk bireyleme, gnmzde toplumsal ve kltrel yaamn vazgeilemeyen bir unsuru konumundadr. Fakat yine de bireyleme olgusunun gnmzdeki konumu ve rol elbette tartlabilir. Ve bireylemenin kanlmaz bir ekilde insan, yukarda da iaret edildii gibi, karcla ve egoizmine srkledii sylenebilir. Fakat bireylemenin zellii, ncelikle bireylerin sorumluluk yklenmesi, sorumluluk sahibi olduunun bilincinde olmas, elde etmeyi istedii haklarn topluma kar devleriyle uyumlu olmasdr. Byle bir bireyden toplum iindeki baarsn ister istemez yetenekleriyle elde etmesi beklenecektir. Bu adan bakldnda, bir ucu bireysellemek de olsa, bireylemeyi vazgeilemeyecek bir deer olarak yorumlamak yerinde olacaktr. Bireylemenin tarih iindeki rol bir kenara braklsa bile, temsil ettii birtakm deerler ve hala daha geerli olan zellikleri asndan bakldnda, bugn bile kmsenemeyecek bir deer konumundadr. Bireylemenin aslnda Aydnlanmay karakterize edebilecek temel bir kavram olarak grlemeyecei veya grlmemesi gerektii de ayrca ileri srlebilir. Fakat benim inancm, bireylemenin Ortaadan kopuu en iyi temsil eden bir kavram olduu ve Aydnlanma ynndedir. dneminin de bireyleme olgusu olmadan deerlendirilemeyecei

Prof. Dr. afak URAL


stanbul niversitesi Edebiyat Fakltesi Felsefe Blm Mantk Anabilim Dal

14

You might also like