You are on page 1of 356

IV.

OTURUM/ASALONU
Bakan: Prof.Dr. Mehmet DEMRC Bildiriler Ahmet Yldrm Alev-Bektalerin Dinin Temel Kaynaklarna Bak Cenksu er Geleneksel Alevlikte badet Telakkleri Adem Efe Alevi-Snni Farkllamas ve Btnlemesi akir Keeli Bektailik-Alevilik Arasndaki Farklar-Meydan Evi Mzakere H.Ezber Bodur

285

ALEV-BEKTALERN DNN TEMEL KAYNAKLARINDAN KURN VE SNNETE BAKII*


Ahmet YILDIRIM** Her kltr bir ynyle kendi kutsal kitab ve onun etrafnda ekillenmitir. Hristiyan kltrnn temelinde Kitb- Mukaddes olduu gibi, slm kltrnn temelinde de Kur'n- Kerm ve onun yorumu ve aklamas olan snnet/hadis vardr. Kendisini slm kltr olarak tanmlayan bir kltrn Kurn ve hadisten bamsz hareket etmesi ve kaytsz kalmas dnlemez. Bu durum Alev-Bektailik iin de geerlidir. Alev-Bekta kltr dikkatlice incelendiinde bu kltr oluturan esaslarn nemli bir ksmnn Kur'n- Kerm ve hadislere dayand grlecektir. Btn Mslmanlar gibi Alev-Bektiler de Kur'n- Kermi kutsal kitap ve Hz. Muhammedi peygamber olarak kabul ve tasdik ederler. Mevcut Alev-Bekt metinlerinden bunu kolayca tespit etmek mmkndr. Ancak Alev-Bektilerin Kurn ve hadisi kabul ve yaklamlarnn farkl olduu bilinmektedir. te bizlere den bu kltr mirasnn dini kaynaklara bakn olduu gibi ortaya koymaktr. Bu balamda teblide; 1. Alev-Bektilerin Kur'n- Kerm hakkndaki grleri ve yaklamlar, Kurn tevil ve yorum anlaylar, farllk ve benzerlikleri; 2. Alev-Bektilerin Hz. Peygamber telakkileri ve snnet anlaylar, kendi literatrlerinde dayanak olarak kullandklar hadislerle ilgili tespitlere yer verilecektir.

Kurn Anlaylar
Konuya vahiy ve ilh kitap noktasndan baktmzda, Alevilik-Bektailiin klasik kaynaklarndan Buyruka gre vahiy gereinin kabul ve daha nemlisi dinin kaynann vahiyle irtibatlandrlmas dikkat ekicidir. Buyrukta vahiy kelimesi bir defa gemekte, Prin nem ve zelliklerinin sayld balk ierisinde Hz. Ademden Hatemi Enbiyaya (Hz. Muhammede) gelinceye kadar mezhep, yol ve erkan yok idi. Muhammed Mustafa ve Aliyyel Murtaza Hazretleri geldi. Yeil hatla vahiy geldi1 ifadelerine yer verilmekte, dinin de bylece ortaya kt nakledilmektedir.2 Yaratcnn konuan ve mesaj ileten ynne zaman zaman dikkat eken Buyruk vahiy gereini kabul ettikten sonra vahyin tezahr olarak Allahn insanlara kitap gnderdii vakasn da akca dile getirir. Buyruun yirminci balnda, Ulu Tanr kitap gnderdi. eytann yolunu, doru yolu ak-seik gsterdi: Ey kullarm! eytana uymayn. O sizin dmannzdr. Ben size doru yolu da eri yolu da bildirdim buyurdu3, denilmektedir. Bu ifadede isim ve saylarna iaret edilmeksizin Tanrnn kitaplar gnderdii net bir biimde ifade olunmaktadr.4 Yeryzne, insan oullarna doru yolu
* ** 1 2 3 4

Teblii okuyup ok deerli tenkit ve katklarda bulunan Prof.Dr. M. Saffet Sarkaya ve Prof. Dr. Snmez Kutluya teekkr ederim. Yard.Do.Dr. SD lahiyat Fakltesi, Isparta/TRKYE Buyruk, haz. Sefer Aytekin, s. 14. lyas zm, Kltrel Kaynaklarna gre Alevlik, stanbul, 2004, s. 49. Buyruk, s. 95. lyas zm, Kltrel Kaynaklarna gre Alevlik, s. 49.

287

gstermek iin drt kutsal kitap inmitir. Bunlar Tevrat, Zebur, ncil ve Kurndr.5 Ayrca Tanrnn ne kadar srr varsa, indirdii drt kitapta bildirildii belirtilir. 6 Alevilik-Bektailiin klasik kaynaklarndan Buyruka gre Kurn, Cebrail vastasyla Hz. Muhammede nazil olmu, iinde her ne bildirilmise iman edilmesi gereken bir kitaptr. Buyrukta bu husus yle aklanmaktadr:
Ve dahi ncil sya, Tevrat Musaya, Zebur Davuda, Kurn Muhammed aleyhisselama nazil olmutur. (...) man una derler ki, Cebril aleyhisselam Hak celle ve al hazretlerinin indinden Sultan- Enbiya Efendimize getirdii hazret-i 7 Kurn iinde her ne emir olundu ise ona iman etmek. (...) te imn budur.

Kurn, Cebrail vastas ile bildirilmi, Hz. Muhammedin azndan karak yazlan Allah Kelam8 veya Hz. Muhammedin gnlne yansyan, gnlnde tecelli eden bilgilerin onun sezgisel akl tarafndan yorumlanmas, yorumlanp aklanmas9 eklinde de tanmlanmaktadr Muhtemelen birisi olarak bilinen S. Hseyin b. Gayb, Alev ve Bektaler arasnda yaygn biimde okunan erhu Hutbetil-Beyn adl eserinde Kurnla ilgili yer verdii u bilgiler onlarn Kurndan ne anladklarn ortaya koymas asndan nemlidir:
Btn Kurnn sureleri yz on drt suredir. Ve ayetlerinin adedi, alt bin alt yz altm alt ayettir. Kelimelerin adedi yetmi bin dahi yz seksen dokuz kelimedir. Btn harflerinin adedi yz yirmi bir bin be yz seksen be harftir. Bu alt bin alt yz altm alt ayet-i Kurnn iki yz ayeti zekat, yz ayet sadaka, on drt ayet hayz, elli ayet nikah, bin ayet ticaret, bir ayet tk (kle azat etme) hakknda inmitir. Bin yediyz ayeti kssalarla, nceki mmetlerin peygamberleriyle olan maceralar ve mut olmayanlara gelen azblar ve Yakub (a.s) ve Ysuf (a.s) ve kardeleri arasnda geen kssalarla ve peygamberleri tanma ve bilmeyle ilgilidir. yz yetmi be ayet kyametin saati, alameti, sura fleme, kyamet ahvali ve hesap, azap ve cennet ve cehennemin vasflaryla alakaldr. Geri kalan ayetler ashp hakknda ve ehl-i beyt hakknda gelen menkb,ve nsih ve menshdur. Her ki Kurn bildi cem nesneye ilm-i muht old.10

Kurnla ilgili tanmlayc ve tantc bu bilgilerden sonra Alev-Bekta eserlerinde Kurn- Kerm konusunda ifade edilen grleri; Mahiyeti ve Kutsall, Mevcut Kurnn Gvenilirlii, nan, Adab-Erkan ve Ahlk Asndan Kaynak ve Referans Deeri ile Anlam ve Yorumu eklinde drt ana balkta toplamak mmkndr.11 a) Kurn- Kermin Mahiyeti ve Kutsall Alev-Bektailikte; Hz. Muhammede inen kutsal kitaptr12 Kurn- Kerm, kutsal olduu gibi vahyin sonuncusu14 ve Hz. Peygamberin mucizesidir.15
13 5 6 7 8 9 10 11 12

13 14

Buyruk, haz. Sefer Aytekin, s. 111. Buyruk, haz. Sefer Aytekin, s. 111. mam Cafer- Sadk Buyruu, haz. Adil Ali Atalay, Can Yay. stanbul, 1993, s. 12. Ali Aa Varlk, Hanedan- Ehl-i Beyt Neden Hor Grld?, Can Yay., stanbul 1993, s. 101. Esat Korkmaz, Ansiklopedik Alevilik Bektailik Terimleri Szl, Ant Yaynlar, stanbul 1993, s s. 219; S. Hseyin Gayb, erhu Hutbetil-Beyn, 7b, 8a Bkz. aban ifti, Gnmz Alev Bekta Kltrnde Hadis, Isparta 2005, s. 16-26. (yaymlanmam doktora tezi) Esat Korkmaz, Ansiklopedik Alevilik Bektailik Terimleri Szl, s. 219. Alev-Bekta kaynaklarnda Kuran Allahn kelamdr. Mahluk deildir. Kim mahluk olduunu sylerse Allah inkar etmi olur rivayetinin yer almas dikkat ekicidir. Bkz. Ahmed Rfat, Mirat, s.136; Feriteh zde, Cvidannme, s. 23 Bkz. Reha amurolu, Gnmz Alevliinin Sorunlar, Ant Yay., stanbul 1994, s. 116; smail Onarl, Kerbela Zalimin Zlmne Bakaldr Destandr (Faik Buluta Yant), s. 194. smail Onarl, Kerbela (Faik Buluta Yant), s. 194.

288

Buradaki kutsallk, olduka belirsiz bir kutsallktr. Bu balamda analojik bir yaklamla denilebilir ki, Kurnn Aleviler nezdindeki kutsall, Snnilerin Tevrat, Zebur ve ncile ilikin kutsallk telakkileriyle hemen hemen ayndr. () Alevilik de Kurna teorik belki retorik demek daha doru olur- dzeyde bir kutsallk yklenir. (...) Bununla birlikte Kurnn Alev gelenekte ritelistik kutsallna da bulunmaktadr. Bu kutsallk, Kurnn muayyen zaman ve meknlarda okunmas eklinde tezahr eder. Nitekim gnmzde Anadolunun muhtelif yrelerinde yaayan kimi Alevilerce, kutsal gn ve gecelerin ihyasnda, cem ayinlerinde vefat etmek zere olan kimsenin baucunda, taziyede, yani vefat eden kimsenin yedinci, krknc ve elli ikinci gnlerinde Kurndan pasajlar okunur. Ne varki, buradaki okuma, tpk Snni gelenekte olduu gibi- sadece teberrken tilavet etmekten te bir anlam ifade etmemektedir.16 Alevilere gre, Kurn mukaddestir. Ancak iann etkisinde kalan baz Aleviler Kurnn muharref olduunu ileri srerler. Bunlara gre Kurn tahrif etme crmnn sahibi ise Hz. Eb Bekir, Hz. mer, Hz. Osman ve Ben meyyedir. Fakat bu iddiay ispat edecek argmanlar yoktur.17 b) Mevcut Kurnn Gvenilirlii Alev-Bektailiin klasik kaynaklarnda Kurn, Allah kelam olmasndan dolay kutsallndan bahsedilerek tazim edilir ve ek phe olmad belirtilir.18 Gnmzde bazi Aleviler klasik kaynaklarn aksini, yani Kurnn tahrifini iddia ederler. Bir ksmnda bilgi eksikliinin hemen farkedildii bu iddialar yle zetlemek mmkndr; Kurn Hz. Osman zamannda yazya geirilmitir. Elde bulunan tek yazl kaynaksa Ali ve taraflarnn kabul etmedii, merin kz Hafsadaki Kurndr. Dier blmler ise hafzlardan derlenen yetlerdir. Ali ve taraflar ise Kurn kabul etmemi, kendileri yeniden toparlayp yazya geirmilerdir. Ancak bu Kurn sonralar ortalarda grlememitir. Ali taraftarlar tarihin her dneminde gerek Kurnn kendilerinde olduunu syledilerse de bu Kurn hibir zaman bulunamamtr.19 Kurnda Hz. Ali ile ilgili ok sayda ayet varken Hz. Alinin vefatndan sonra Muaviye tarafndan ve daha sonraki dzenlemeler srasnda bunlar yok edilmitir.20 Kurnda 6666 ayet bulunmas gerekirken21 imdi 432 ayet eksiktir. ddiaya gre, bu ayetlerin ou; Hz. Ali ve ailesi ile ilgilidir.22 Sretul-Vilyet Hz. Ebubekir, Sretun-Nbvvet de Hz. Osman tarafndan Kurndan kartlmtr.23 Yine, Osman nshasnda sureler karma kark bir hale getirilmis, ini sirasi dikkate alnmam,24 Alak suresi ilk ayetler olmas gerekirken 96. sraya konmus, Mide sresi nc ayet, son ayet olmas gerekirken beinci srede yer alm, Mekk ve Meden ayetler birbirine karm, baz ayetler farkl srelerde tekrar edilmi, baz srelerin ayet saylar da deitirilmitir.25 Dolaysyla,
15 16 17 18 19 20

21

22 23 24 25

Haydar Kaya, Alev-Bektai Erkn, Evrd Ve Edebiyat, Engin Yay, stanbul 1993, s. 25. Bkz. Mustafa ztrk, Alevilerin Kurn Tasavvuru zerine, s. 58-59. Bkz. Mustafa ztrk, Alevilerin Kurn Tasavvuru zerine, s. 58-59. benem Kitb- Kurn ki, nn iinde hi ek ve gman yokdur. S. Hseyin Gayb, erhu HutbetilBeyn, vr. 34a. Gla z., slmiyet Trkler Alevlik Bin drt yz Yllk Muhalefet, Ay yldz Yay. Ankara, 1995, s. 3334. lhan Cem Erseven, Hangi Ali?, (Alisiz Alevlik Olur Mu? (Ortak Kitap) Ali Akta Hseyin, BalNasuh Barn-lhan Cem Erseven-Sadk Gksu-Burhan Kocadag-Murat Kk-smail Onarl-Baki zCemal ener-Ali Yaman-Rza Zelyut, Ant Yay. stanbul1998, s. 45. Hasan Sevin, 2000 Ylnda Ehl- Beyt Gerei Ve Alevlik, Can Yay, stanbul, 2003, s. 115.; Haydar Kaya, Alev Bektai, s. 244; Rza Zelyut, z Kaynaklarna Gre Alevlik, s. 135; lhan Cem Erseven Hangi Ali?, s. 45. Rza Zelyut, z Kaynaklarna Gre Alevlik, s. 135; lhan Cem Erseven, Hangi Ali?, 45. Halil ztoprak, Kurnda Hikmet ve ncilde Hakikat, Can Yay. st. 1990, s. 128. Rza Zelyut, z Kaynaklarna Gre Alevlik, s. 135. Haydar Kaya, Alev Bektai, s. 244-245.

289

Hz. Muhammedden sonra Hz. Alinin dlanarak, Kurn kendilerine gre yazdlar, bugn, okunan Kurn peygamberin Kitabi, Allahn emri, Peygambere aittir denilmesi yanltr. 26

eklindeki baz ifadelerin ise daha keskin ve mevcut Kurn nazar- itibara almayan bir arma sahip olduu gzlenirse de, bu grlerin gnmz Alevilik-Bektailiinin ortak kanaati olduunu sylemek mmkn deildir27
Kurn- Kerim ile, zellikle tahrifle ilgili gruler kimi zaman elikiler de barndrmaktadr. Nitekim, bir taraftan baz ayetlerin yok edildii, 6666 ayet olmas gerekirken eksik olduu ifade edilirken,28 dier taraftan Kurn- Kerimin, Yce Allahn korumas altnda olduunu, bunun Zikri/Kurn biz indirdik. Onu koruyacak olan da biziz29 ayetiyle ifade edildiini, bu kutsal kitap hakknda yaplan dedikodularn etkili olamayacan, ona batln yaklaamayacan, Mslmanlar ne kadar blnrse blnsn Kurnn her yerde ayn varln koruyacan, Aleviler hakknda Kurnn tahrifine ynelik ithamlarn haksz olduunu dile getiren eserler de bulunmaktadr.30 Bunlara ilaveten Alevilik-Bektailiin klasik kaynaklarndan Buyrukta Kurann eksik olduu ya da deitirildiine dair en kk kayda rastlanmamaktadr. Sonu itibaryla, Kurnn tahrifiyle ilgili iddialarn hibir mesnedi yoktur. Kald ki, bu iddialar, yazl belgesi bulunmayan, sadece azlarda dolaan sylentilerden ibarettir eklindeki ifadelerle baz Alev dedeleri tarafndan da reddedilmitir. Ayrca btn bu iddialara ramen, mevcut Kurn metnine alternatif metin retmek, hibir zaman mmkn olmamtr.31 c) nan, Adab-Erkan ve Ahlk Asndan Kurn- Kerimin Kaynak ve Referans Deeri Gerek klasik ve gerek Alev-Bekti eserlerinde Kurn- Kerimden sayg ifadeleri ile sz edilmekte, inan, ibadet-erkan ve ahlaka ilikin grlerin temellendirilmesinde sk sk Kurn ayetlerine bavurulmaktadr. Alevi-Bektailikte inancn kayna da Kurn grlr, eitli ayetlerle inanca ilikin hkmler delillendirilir. Sz gelimi, slmn temel artlar olan; Tevhidin, Adaletin, Nbvvetin, Medn ve32 mametin kayna33 Kurn- Kerimdir. Takyyenin cevaz,34 slm Dininin temelinin, Ehl-i Beyti sevmek olduu,35 Alevi felsefesinin temelinde insann yer al36 eitli ayetlere dayandrlr. Yine gnmz Alevi-Bektai eserlerine gre; Tevellnn37 ve Teberrann38 kayna, Kurn- Kermdir. Ayrca, Kurn ayetlerinin Alevi-Bektai nefeslerinde de kullanld, bunun laubalilik olarak alglanmamas gerektii ifade edilmitir.39 Gnmz Alevi-Bektai eserlerinde, Alevi-Bektailiin ibadet ve uygulamalarda Kurndaki emirlere dayand40 ayinlerde, nikah trenlerinde, lmle ilgili toplantlarda o ilerle
26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40

Hseyin Gazi Metin (Dede), Alevilikte Cem, Uyum Yay, II. Bsk, Ankara, 1997, s. 35-36. Gnmz Bektailerinin Kurn- Kerime baki asn gsteren rportajlar iin ayrca bkz. Gnmzde Alevilik-Bektailik, DB. Yay.; Dnden Bugne Tercman 23-30 Temmuz 2004. Hasan Sevin, Alevlik, s. 115. Hicr 15/9. Hasan Sevin, Alevlik, s. 330-331. Bilgi iin bkz. Mustafa ztrk, Alevilerin Kurn Tasavvuru zerine, s. 58-59. Haydar Kaya, Alev-Bektai, s. 63-64. Bkz. Haydar Kaya, Alev-Bektai, s. 68-69; Enbiy 21/73, Furkn 25/74, Bakara 2/124. Bkz. Rza Zelyut, z Kaynaklarna Gre Alevlik, s. 50. Bkz. Rait Tanrkulu, Ademi Fark Eden Allah Bilir, Gven Matbaas, Ankara, 1989, s. 16-17; Ali Aa Varlk, slmiyetin z ve Alevlik-Bektailik, Can Yay, stanbul, 2000, s. 38. Bkz. Rza Zelyut, z Kaynaklarna Gre Alevlik, s. 53-54. Ayrca bkz. Bakara 2/30, 32, 33, 34; Araf 7/71, 72, 73, 74; Kaf 50/16. Bkz. Haydar Kaya, Alev Bektai, s. 168-171. Ayrca bkz. Mmtehine 60/12; Fetih 48/10; uara 26/23. Bkz. Haydar Kaya, Alev Bektai, s. 177-178. Ayrca bkz. Al- mrn 3/61; Ahzb 33/57. A. Celaleddin Ulusoy, HnkrHac Bekta Veli ve Alev-Bekta Yolu, Hacbekta 1986, s.187. Haydar Kaya, Alev-Bektai, 127.

290

ilgili Kurn ayetlerinin okunduu41 slmiyetin bir yorumu olarak Aleviliin; Cem, Dar, Semah, Musahiplik, krar, Tevhid gibi inan kurumlarnn temel dayanann da Kurn- Kerim ile Hz. Muhammed ve Hz. Alinin uygulamalar olduu vurgulanr.42 Dedebaba B. Noyann ifadesiyle Bektailer, Kurn- Kerimin btn emirlerine hakiki manalaryla uyan kimselerdir. 43 Erkann uygulanmas esnasnda da eitli ayetler ibadetin bir paras olarak okunmaktadr.44 rnein, krarda,45 Musahiplerin grgsnde,46 Delil uyandrmada,47 On iki hizmetin balamasnda48 Kurn- Kermden eitli ayetler okunmaktadr.49 Btn bunlarla birlikte Alevilik-Bektailiin klasik kaynaklarndan Buyrukta ele alnan 40 balktan 31inde Kurnla ilikisinden sz etmeksizin Kurn terimlerin getii, 10 balkta Kurndan bir veya birden fazla ayete yer verildii 12 balkta da ismi zikredilmek sretiyle Kurana gnderme yapld grlmektedir.50 d) Kurn- Kermin Anlam ve Yorumu (Tefsr veTevl) Alevilik-Bektailikte Kurn, bir zhir bir de btn olmak zere iki anlam dzeyine sahiptir. Asl olan btn anlamdr.51 Alev inancnda, Kurann, emirleri, cezalar ve mkfatlar kapsayan d anlam (zahir yn) eriatn karldr ve namaz, oru, zekt, hac gibi yaptrmlardan oluur. Btn ynn karl ise hakikattir ve slmiyetin insanda gerekletirmek istediini hedef alr. Hakikate ise Tarikat ve Marifet kaplarndan ulalr.52 Drt kapdan birincisini yani eriat am olan Alev-Bekta iin zaten zahir anlamla ilgilenmek anlamsz ve gereksiz olmaktadr. Alevi-Bektailie gre Kurn- Kerm, yalnzca harflerden oluan kelimeler ve cmleler topluluu olmayp zel bilgi ile anlalabilir ve drt ey ierir. Bunlar Cafer-i Sdka isnad edilen gre gre; 1. Aklanm deyiler, ifadeler (ibareler) 2. retler 3. zel nitelikli, duyumsanabilen lemin zerinde bir baka leme ilikin gizli anlamlar, (letif), 4. Yce mnev retiler (hakikatler) dir.53 Ya da Kurn; Dualar, Hz. Muhammedin yol arkadalarna aklad dz yaz biimindeki bilgiler ve Muhammetin yalnzca Hz. Aliye verdii gizli bilgiler olmak zere blmden oluur. Yazl Kurn Kurn- Smit olarak, Kmil insan olan Hz. Ali de Kurn- Ntk olarak adlandrlr.54
41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54

smail Onarl, Kerbela (Faik Bulut A Yant), s. 203 Bedri Noyan, Bektalik Alevlik Nedir?, s. 10. Bkz. A. Celaleddin Ulusoy, Hnkr, s. 263 vd.; Kutluay Erdoan, Alev-Bektai Gerei, Alfa Yay, stanbul 2000, s. 145. Bkz. Kutluay Erdoan, Alevlik Bektailik, letiim Yaynlar (Cep ni.), stanbul, 1993, s. 52. s. 145. Ayrca bkz. Fetih 48/10. Bkz. Kutluay Erdoan, Alevlik Bektailik , s. 141-142. Ayrca bkz. Araf 7/23; Tevbe 9/119. Bkz. Kutluay Erdoan, Alevlik Bektailik , s. 147. Ayrca bkz. Nur 24/35. Bkz Kutluay Erdoan, Alevlik Bektailik , s. 153. Ayrca bkz. Saffat 37/103-107. Erkann uygulanmas ve okunan ayetlerle ilgili geni bilgi iin bkz. A. Celaleddin Ulusoy, Hnkr, s. 263 vd. lyas zm, Kltrel Kaynaklarna gre Alevlik, s. 50-54. Reha amurolu, Gnmz Aleviliinin Sorunlar, Ant. Yay. stanbul 1997, s. 116; Rza Zelyut, z Kaynaklarna Gre Alevlik, s. 32-33. Rza Zelyut, z Kaynaklarna Gre Alevlik, s. 32-34. Rza Zelyut, z Kaynaklarna Gre Alevlik, s. 32. Ve mm Ali (Kerremallahu veche) hfz-i eri vahydir. Ve bir mahalde dahi buyurur ki, ene Kelmullahin-ntk S. Hseyin Gayb, erhu Hutbetil-Beyn, vr. 24b ben lim-i tevl-i Kurn ve cem enbiyya gelen kitablar bilici ve benem Tanr ilmine rsih yani her ilmi kem yenba bilici. Yani, ben lim-i tevl-i Kurn ve cem enbiyya gelen kitablar bilici ve benem Tanr ilmine rsih

A. Celaleddin Ulusoy, Hnkr, s. 202. Bu trenler ve okunan ayetlerle ilgili olarak bkz. Haydar Kaya, Alev-Bektai, s. 361-380.

291

Batn yorumu, doal olarak anlalmas ve yorumlanmas bakmndan serbest bir hareket alan oluturmaktadr. Nitekim bu durum yle ifadelendirilmitir:
Bir Anadolu (ya da Balkan) Alevisi, isterse Hz. Ali gibi namaz klabilir, oru tutabilir, Kurnn her satrna harfiyen uyabilir, istemezse btn bunlar yapmaz. nk 55 onun iin iman, o imann biiminde deil, zndedir.

Aleviliin Kurn yorumlama konusundaki en belirgin zellii ve onu iadan ayran temel zelliklerden biri, ak hkmlerini de yoruma tabi tutabilmesidir.56 Kimi zaman bu ekilde son derece serbest ve batn bir yoruma kap aralayan ve bunu almet-i farika olarak takdim eden gr ne karken, kimi zaman da Hz. Peygamberden Hz. Aliye intikal eden btn bilgisinin imam veya veli diyebileceimiz kimselerin rehberlii olmakszn doru bir biimde anlalamayaca fikri ile karlalabilmektedir.57 Bu durum, gnmz Alevi-Bektailerinin Kurn anlama ve yorumlama konusunda sahip olduklar farkl yaklamlar ifade etmesi bakmndan nemlidir. Ayetlerin yorumlanmasnda Ehl-i Beyt sevgisi ve ya Emev kartlnn ya da tevellteberr inancnn izlerini grmek mmkndr. Ey iman edenler, Allahtan korkun ve z-sz bir kiilerle beraber olun58 buyurularak z-sz bir kiiler ile Ehl-i Beyt kasdedilirken, on iki pnar59 ifadesiyle oniki imama iaret edilmitir.60 Ancak kendileriyle anlama yaptnz mriklerden...,61

Hani o verdikleri evvelki aht ve beyat ikrarlarn bozduklarndan tr biz onlar rahmetimizden karp lanet ettik...,62 ve sra sresi63 ayetleri Hz. Ebubekir, Hz. mer ve Hz. Osman dahil veda
haccnda beyat edip beyatinden dnenler hakkndadr. Sonu itibariyle Kurn- Kerm konusunda Alev-Bekta eserlerinde ortak noktann Kurn- Kermin btn anlamna ynelmek olduu sylenebilir. Kurn- Kerim ayetlerinin yorumlanmasndaki kiisel yaklam veya batn yorum gelenei ile, birbirinden farkl hatta, Kurnn ruhu veya temel karakteri ile uzlatrlamaz sonular karmak mmkn olmaktadr. Kanaatimizce bu durum, kitabi kltrn yerlemedii dnemlerde tasavvufi kavram ve yorumlarn hakiki anlamlar olarak alglanm olmasndan kaynaklanmaktadr.64

Peygamber ve Snnet Telakkileri


Peygamber telakkisine gelince65, btn Mslmanlar gibi Alev-Bektiler de Hz. Muhammedin peygamberliini kabul ve tasdik ederler.66 Hz. Peygamber Aleviliin ilk
yani her ilmi kem yenba bilici. S. Hseyin Gayb, erhu Hutbetil-Beyn, vr. 68b. Reha amurolu, Gnmz Aleviliinin Sorunlar, s. 116. Reha amurolu, Gnmz Aleviliinin Sorunlar, s. 63. Rza Zelyut, z Kaynaklarna Gre Alevlik, s. 36-37. Tevbe 9/119. Bakara 2/60. Hasan Sevin, Alevlik, s. 55-56. Tevbe 9/ 4. Bkz. Halil ztoprak, Kurnda Hikmet ve ncilde Hakikat, s. 176. Ayrca bkz. Mide5 /13. Bkz. Rait Tanrkulu, Ademi Fark Eden Allah Bilir, s. 121. Ayrca bkz. sr 17/ 7. Geni bilgi iin bkz. aban ifti, Gnmz Alev Bekta Kltrnde Hadis, Isparta 2005, s. 16-26. (yaymlanmam doktora tezi) Alev-Bektliin Allah-Peygamber telakkisi konusunda tesbit ve deerlendirmeler iin bkz. lyas zm, Kltrel Kaynaklarna Gre Alevlik, s. 28 vd. Cem (tarikat) ayininden nce abdest alrken: Ben dinimi halis ettim. Her din-i btldan udl edip mslim olduum halde Allah Tel in ki semvt ve arz halk eyledi. Ben Ona bir ey irk idenlerden deilem. Allah Tel cihedinden Rasl Ekrem ve Nebiyy-i Muhterem Sallallahu aleyhi vesellem Hazretleri mmetlerini tasdk ve tekzbine hid, rahmetini mujdeleyici ve azabndan korkutucu ve izin u emriyle Ona ibadet ve Vahdaniyetini ikrara davet edici ve insanlar zlmt- cehletten ihrc iin sirc- munr olan Kurn- Kermle gnderilmi olduunu ikrar eyledim denilir. Ahmed Rfat Efendi, Mirtul-Meksd f Defil-Mefsid, stanbul, 1293 (h.), s. 279. Benzer ifadeler iin bkz. Feriteh zde Abdulmecid zzuddn,Cavidanname, Ter. Aknme-i ilh, s. 104-105

55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66

292

kaynadr67 ve Hz. Muhammedsiz slmiyetten sz edilemez.68 Alevilere gre, Peygamber ve onun kitabnda dile getirilen grlerin amac, insan gerek insan yapmaya yneliktir.69 Bunu mevcut Alev-Bekt metinlerinden kolayca tespit etmek mmkndr. zellikle nesir eserlerde Allaha hamd ile balayan mukaddimeler Raslllaha (s.a) vg ile devam eder.70 Alev-Bekta airleri iirlerinde Allah birleyerek, Muhammed ve Aliyi anmakta; Allah yaratc, Hz. Muhammedi Nebi, Aliyi Veli olarak tanmaktadrlar.71 Bir baka ifadeyle AleviBektailerde Hz. Peygamber ve Ehl-i Beyt sevgisinin nemli ve mmtaz bir yeri vardr. Nitekim Faziletname, Hadika vb. eserler bu sevginin ak tezahrleridir. Bunlarla birlikte Alev-Bekt szl ve yazl literatrnde onlarn peygamber ve snnet telakkisiyle ilgili nemli bilgilere yer verilmektedir.72 Hz. Peygamberle ilgili inanlarn u balklar altnda zetlemek mmkndr: 1. Alev-Bekt yolunun esas sevgidir; bu sevgi Allah-Muhammed-Ali muhabbetiyle balar ve birbirinden ayrlmaz.73 2. lah kelm dile getiren Hz. Muhammed hak Peygamber,74 dinin/vahyin teblii ile grevlidir.75 3. Hz. Peygamber btn peygamberlerin nderidir. 76 4. Hz. Peygamberin szleri Allah'n kelam gibi deerlidir.77 5. Hz. Peygamber ahirette mminlerin efaatisidir.78 6. Hz. Peygamber (s.a) gzel ahlk tamamlamak iin gnderilmi,79 son peygamberdir.80 7. Hz. Peygamber lemin yaratl sebebi81, ilki82 ve dier btn eriatlar hkmsz klandr.83
67 68 69 70

peygamberler serverine ve mrseller ulusuna ve enbiyalarun ve evliylarun mihterine olsun kim dkeli lemi onun dostluuna yaratt Hac Bekta Vel, Maklt, haz. E. Coan, stanbul Tsz.,s. 1. Benzer ifadeler iin bkz. Seyyid Hseyn Gayb, erhu Hutbetil-Beyn, Sleymniye Ktb., Laleli 1496, v.1b-3a; mam Cafer-i Sadk Buyruu, Yaymlayan Adil Ali Atalay, Can yaynlar, stanbul,
71 72 73 74 75 76

Hseyin Bal, Karizmatik Otorite Ali ve Aleviler, s. 83. Cemal ener, Alisiz Alevilik Olur Mu? s. 9. Rza Zelyut, z Kaynaklarna Gre Alevlik, s. 34. Hac Bekta, Makltna balarken Allaha hamd ettikten sonra Ve dahi selam ve salavt ol

77

78 79 80

81

1993, s.11; Ahmed Rfat, s. 2. Kutluay Erdoan, Alevlik Bektailik , letiim Yaynlar (Cep ni.), stanbul, 1993, s. 52. Bkz. M.Saffet Sarkaya, Alev-Bekta Kltrnde Hz. Muhammed (SAV), Isparta 2003; V.Kutlu Doum Sempozyumu, 18-19 Nisan 2002 (Tebliler), s. 110-119 smail zmen, Alev-Bektai iirleri Antolojisi, Ankara 1998, II, 301; III, 111, 121, 187, 200; V, 90. lgili ifadeler iin bkz. smail zmen, Alev-Bektai iirleri Antolojisi, II, 49; Hseyin Tuu, AlevBekta Kltrnde iirlerle Hz. Muhammed, Gen Erenler Yaynlar, Ankara, 1996, s. 7, 15 Rza Zelyut, Alevilik, 38; Hseyin Bal, Trkler Aleviler ve Ali, s. 97; Hasan Sevin, Alevilik, s. 14. Bkz Yemn, Hz. Alinin Faziletnmesi, 6. bask, ev., A. Altnka., stanbul 1994, s. 22-23; Mirza Muhammed Naki, Kumru (Kenzl-Mesaib), Yaymlayan Adil Ali Atalay), Can yaynlar, stanbul, 1992, s. 29. Burada Hz. Peygamberle (s.a) ilgili olarak u balk altnda bilgi verilmitir: Btn Peygamberlerin Sonuncusu, Efendisi ve Kainatn Lideri Muhammed el-Mustafa (a.s) Hakknda. Ahmed Rfat, Raslullah (s.a) Efendimiz hevy- nefs ile sz sylemeyip ill vahy-i Hud buyururlard dedikten sonra O havadan konumaz. O(na inen Kurn veya onun syledii szler) kendisine vahyedilen vahiyden baka bir ey deildir. (Necm 53/3-4) ayetine yer vermitir. Bkz.., Mirt, s. 175. Ayrca bkz. zmen, Alev-Bektai iirleri Antolojisi, III, 121, 128, 187; V, 65, 126, 188, 471, 690, 712. lgili ifadeler iin bkz. zmen, Alev-Bektai iirleri Antolojisi, II, 84, 181, 244, 436; V, 78-82, 543. Hasan Sevin, Alevilik, s. 11; Rait Tanrkulu, Ademi Fark Eden Allah Bilir, s. 8, 18. lgili ifadeler iin Hatibolu Manzm Maklt Tercmesi (Abdurrahman Gzel, Hac Bekta Vel ve Maklt, 2.bask, Ankara 2002 iinde) s. 288-89; Mirza Muhammed Naki, Kumru (Kenzl-Mesaib), s. 29; Bedri Noyan, Bektalik Alevlik Nedir, Ant/Can Yaynlar stanbul, l995, s. 9. Bkz Yemn, Hz. Alinin Faziletnmesi, s. 25; brahim Arslanolu, ah smail Hatay ve Anadolu Hatayleri, stanbul 1992, s. 57-58; zmen, Alev-Bektai iirleri Antolojisi, III, 34, 87; V, 60, 87, 176. S. Hseyn Gayb, 116b. Nr-i Muhammed hakknda geni bilgi iin bkz. Ahmet Yldrm, Tasavvufun

293

8. Hz. Peygamber mucize ortaya koyan birisidir.84 9. Hz. Peygambere inanmamak murdarlk (manevi kirlilik) ve hayvanlkla edeerdir; Onu inkar edenler cehennemliktir.85 10. Btn Peygamberler gnahszdrlar.86 Alev-Bekt literatrnde dank olarak bulunan bu bilgilere gre; Alev-Bektlerin, peygamberliin sbtu, peygamberin dindeki konumu, grevi, ona uymann gereklilii ve ehemmiyeti, onun dinde hkm koyma yetkisi, en stn insan olmas, efaat etmesi, vahye muhatap olmas, ahlak ve ahvalini benimseme ve uyma gibi konulardaki grlerinin Ehl-i Snnet anlayyla;87 lemin yaratl sebebi olmas ve mucize ortaya koyan birisi olarak telakki edilmesi noktasnda ise baz tasavvuf anlaylarla rtt anlalmaktadr. Szl ve yazl Alev-Bekta kaynaklarnda, Hz. Muhammed'in (s.a), Kurnda kendisine hitap edilen bir peygamber olmann tesinde, doumundan itibaren baz harikuldelikleri beraberinde tayan ve lnceye kadar da bu mucizelerle ili dl yaayan birisi olarak tasavvur edilmitir.88 Bu itibarla Raslllahn snnetine uyma konusunda dier Mslmanlardan farkl dnmedikleri rahatlkla sylenebilir.89 Ancak snnetin ne olduu ve snnet malzemesinin nitelii konusunda bilgi seviyelerine ve konuya bak alarna gre fakl tavrlar gelitirmilerdir. Snnetin ne olduu hususunda erhu Hutbetil-Beyn adl eserde u ifadeler yer almaktadr:
Nitekim kutb-u evliy Aliyyi Murtaz bir mahalde buyurmdr: Aleykm snnetullahi ve snnetu rasulillahi ve snnetu evliyi. Yani, sizin zerinize olsun kim, Tanr snnetin tutasz ve dahi Raslnn snnetin tutasz ve dahi evliynn snnetin tutasz. Smiler aytdlar, ve kle; m snnetullah Kle: Kitmnussrr. Ve kle, m snnetu Raslillahi: Kle: el-Mdrat beynen-ns. Kle, m snnetu evliyihi. Kle: htimlul-ez anin-nsi. Yani aytdlar, Tanr snneti

82

83 84

85

86 87 88

89

Bedri Noyan, Bektalik Alevlik Nedir?, s. 9. lgili ifadeler iin bkz S. Hseyn Gayb, 73a-75a; Yemn, Hz. Alinin Faziletnmesi, 25-27; zmen, Alev-Bektai iirleri Antolojisi, III, 73. Rivayet zetle yledir: Fatma velyet nruna sahip bir erkek evlad istemektedir. Hz. Muhammedin tavsiyesine uyarak ocuunu Kabenin Tanrsndan ister ve Hz. Muhammede balar, adet mucizev bir hamilelikten sonra Hz. Ali dnyaya gelir ve Hz. Muhammed tarafndan terbiye edilip yetitirilir. Hz. Peygamberin miraca knda da bu ekilde anlatmlar bulunmaktadr. M.Saffet Sarkaya, Alev-Bekta Kltrnde Hz. Muhammed (SAV), s. 115. Hz. Peygamberin miraca kyla ilgili menkibev anlatmlar iin bkz. Buyruk, Haz. S. Aytekin, s. 7-12; Buyruk, Haz. Adil Ali Atalay, stanbul, 1993, s. 13-23; Y. Ziya Yrkan Anadolu Alevleri Tahtaclar, Darul Fnn lahiyat Fak. Mec., Sene 2, Sy. 8, 1928, s. 115-116. Bir kimse peygamberi bilmese slmndan lezzet almad, kfrden imn temiz kalmad. S. Hseyn Gayb, 38a. Benzer ifadeler iin bkz. veysilikten Bektailie Kitab- Cebbr Kulu, Sivas, 1997, Haz. Hasan Yksel-Saim Sava, s. 28. Peygambere inanmayan murdardr. Gereklerden berdir. Bilgiden, Bilgelikten uzaktr. Byleleri insan biiminde hayvandr. Onu bilmeyenler, Yaradan ve yarattklarn bilmezler. Yemn, Hz. Alinin Faziletnmesi, s. 23. Tam Hsniye, Haz Adil Ali Atalay, Can Yaynlar, stanbul 1994 (2. Bask), s 55-56. Hatta burada veliler ve imamlarn da gnahsz olduu ifade edilmektedir. Ehl-i snnet anlayyla ilgili olarak bkz. Taftazn, Serhu'l-Akid (Haz. Sleyman Uluda) stanbul, 1982, s. 293-304; S. Sabri Yavuz, slm Dncesinde Nbvvet, stanbul, 1997, s. 77-94 Snn evrelerde hl daha eitli mnasebetlerle okuduumuz Mevldde ifade edilen beyitlerin benzerlerine Alev-Bekt metinlerinde tesadf etmek pek de artc deildir. Bkz. zmen, AlevBektai iirleri Antolojisi, II, 166; M.Saffet Sarkaya, Alev-Bekta Kltrde Hz. Muhammed (SAV), s. 113 Bilhassa kavlen ve filen ve halen Raslullaha ittiba etmek tavsiye edilmitir. Bkz. Ahmed Rfat, s. 119.

Temel retilerinin Hadislerdeki Dayanaklar, Ankara 2000, 121-128. ...Gerekte ... yaratlmlarn ilki sensin. Mirza Muhammed Naki, Kumru (Kenzl-Mesaib), s. 29. veysilikten Bektailie Kitab- Cebbr Kulu, s. 30; Hseyin Tuu, Alev-Bekta Kltrnde iirlerle Hz. Muhammed, Gen Erenler Yaynlar, Ankara, 1996, s. 89-91.

294

nedir, Murtaz Ali (Radyallahu anh) Tanr snneti ayblar rtmekdir; ve dahi aytdlar, Rasln snneti nedir, Murtaz Ali aytd, Halk iinde holuk ile mdra ile dirlik itmekdir; ve dahi aytdlar, evliysnn snneti nedir Murtaz Ali (Kerremallahu veche) aytd, Halkn cefasna tahamml itmekdir.90

Alevlik Bektailik Terimleri Ansiklopedisinde ise snnet yle tarif edilmektedir:


1. Hz. Muhammedin sz, davran,uygulama ve onaylar 2. Hz. Ali ve soyundan gelen imamlarn sz, davran,uygulama ve onaylar 91 3. Pire, mride itaat.

tarif edilirken hadisin ise; Hz. Muhammedin sz, davran ve kiiliine ilikin olarak kendisinden ya da sahabeden aktarlan bilgi olarak tarif edildiini grmekteyiz. 92 Dier bir eserde snnet; szlk anlam, iyi ahlak iyi huyu; Hz. Peygamberin szleri, onun kabul ettikleri ya da yaplmasn istedikleri93 olarak hadis; Hz. Peygamberin Kurn ayetlerini aklar mahiyette syledii deerli szler94 olarak tanmlanmaktadr. Hadisi byle tanmlayanlar olmakla birlikte gnmzde Alevler hadislere gre hareket etmezler diyen baz Aleviler de olmutur. Bu anlaya gre Hibir Alev, hadisleri kendine rnek almaz, Hibir Alev, -Alev-Bektailiin kaynaklarnda hadise sayg gsteren anlayn aksine- hadisleri rnek gstererek kendisine yn veremez, Hibir Alev, hadisleri rnek gstererek kendisi o dncenin peine gitmedii gibi bakalarn da bu dnceler dorultusunda ynlendiremez. Belli ideolojik bak asyla ifade edilen bu dnceler Alevlerin hadislere gre hareket edemeyeceini ve hadislere gre hareket edenin Alev olduunu iddia edemeyeceini, Alevlik adna konuup hareket edemeyeceini ve bu kurallarn Alevliin vazgeilmez, deitirilemez, aksi ileri srlemez, reddedilemez olmazsa olmaz kurallardr, diyecek kadar ileri gidenler bile olmutur. Hatta bu konuda yol gsterici kaynan Alev Halk olduu sylenerek unlar da ifade edilmitir:
Bugn hibir Alev hadisleri kendine rehber edinmez. Hadislerin Alevlerin zerinde hibir etkisi olmad gibi konusu da fazla gemez. Zaten Alevler hadislerden de anlamazlar. Ne olduunu, kimin sylediini, yazdn bilmezler. imdi dnp baktmzda Alevlik tarihte ada ok byk yol kat etmitir. zellikle cumhuriyette ve zellikle de 1960 ihtilalinden sonra Alevler, ulalmas ok zor olan bir yol kat etmilerdir. Bu toplumla ne kadar vnlse azdr.95

Bu ifadelerin Alevliin eski ve yeni, szl ve yazl kaynaklaryla uyutuunu sylemek zordur. nk Alevliin eski ve yeni, szl ve yazl kaynaklarnda hadislere oka yer verildii veya iaret edildii bir gerektir. Bunda ifah gelenee bal olarak tasavvufla rten bir snnet anlay yannda, sahip olduklar hadis kltr etkendir. Ancak konuya farkl yaklaan ve bir problem ortaya ktnda hangi hadislere gre hkm verilecei hususunda fikir yrtenler de yok deildir. Bu balamda Buyruktaki96 u ifadeler hayli dikkat ekici ve eletirel bir bakn olduunu da ortaya koymaktadr. "Bu nedenle kesin olmayan, belgelenmemi hadislere gre hkm verilmez. Arapa'da sz oktur. Bunlarn Trke'ye evrilmelerinde bir ok yanl ortaya kar. Kesinlikle Kurn'a gre karar vermek gerekir. Pir Tanr'nn vekili saylr. Ona bir emanet verilmitir.

90 91 92 93 94 95 96

S. Hseyn Gayb, vr. 104a. Esat Korkmaz, Ansiklopedik Alevilik Bektailik Terimleri Szl, Ant Yaynlar, stanbul 1993, s. 326. Esat Korkmaz, Ansiklopedik Alevlik Bektailik Terimleri Szl, s. 150. Aziz Yaln, Yorum ve Aklamalarla Makalat- Hac Bektai Veli, Der Yay., st.,1993, s. 196. Bedri Noyan, Bektalik Alevlik Nedir?, s. 62. smail Metin, Alevliin Anayasas, Akyz Yaynclk, stanbul 1999, s. 185-186. Farkl yansmalar iin bkz. Rza Zelyut, z Kaynaklarna Gre Alevlik, Yn Yaynlar, stanbul, 1992, (6.Bask), s. 239-243. Buyruk, haz. Fuat Bozkurt

295

Emanete hiyanet edilir mi?"97 "Gn olup da burada karl verilmemi bir sorun karsa pir, onu Kurn ve hadislere gre zmlemelidir."98 Alev ve Bektailikte Hz. Peygamberin peygamberlii kabul ve tasdik edildii, szl ve yazl literatrlerinde hadislerin oka kullanld, hatta hadisi/snnete dayandrlan en belirgin uygulamalar Cem, krar, Musahiplik, Tevell-Teberr olarak gsterilirken, baz eserlerde On iki hizmet ve Dknlk hadis/snnetle ilikilendirilmektedir. Alev-Bektaler genellikle hadislere, drt kap ve krk makamn aklanmas, Hz. Muhammed, Hz. Ali ve Ehl-i Beytin hayatlar ve faziletleriyle ilgili metinler, merasimlerin eitli merhaleleri, tarikatla ilgili ekli unsurlarn sembolik izahlar, nasihatlar, eitli vesilelerle irad edilen sual ve cevap fasllarnda yer vermektedirler. Bu mahiyette Alev ve Bekta kaynaklarda pek ok rnek bulunmaktadr:
eriat szlerim, tarikat fiillerim, hakikat halim, marifet halimin ba, fazilet dinim, muhabbet aslm, evk bineim, havf yoldam, ilim silahm, hilim arkadam, tevekkl honutluum, kanaat hazinem, sdk konam, yakin snam, fakirlik dier amellerime kar vncmdr. Ben bir gizli hazineydim, bilinmeyi istedim ve insanlar yarattm. Ben yere ve ge smadm, ancak mmin kulumun kalbine sdm. Nefsini bilen Rabbini de bilir. Aliyi sevmek Allah'n cennetine nail olmaktr. Ben ve Ali ayn nurdanz. Ey Ali etin etim, kann kanm, cismin cismim, ruhun ruhumdur, cann benim canmdr. Kim ihlas ile L ilhe illallah derse cennete girer vb. hadisler yer almaktadr.

Konuyla ilgili yaplan almalarda bu daha belirgin ekilde ortaya kmtr. Buna etken olan unsurlar arasnda Bektailer arasndaki ahlak ve benzeri konulardaki baz adab ve erkann hadis edebiyatndan mlhem olduunu sylemek mmkndr. Ayrca bu eserlerde zannedildii gibi sadece ii kaynaklardaki hadislerin deil, Snni kaynaklardaki hadislerinde kullanldn, asl ereveyi tasavvuf anlayn oluturduunu ve sfi evrelerde kullanlan hadis kltrnn Alev-Bekta edebiyata da yansdn grmekteyiz. Hatta kendi dini tasavvurlarnn ekillenmesinde hadislerin azmsanmayacak derece etkin olduu sylenebilir. Ancak hadis rivayet tekniklerinin hadisilerin rivayet tekniklerine uyduunu sylemek zor olduu gibi, senede yer vermeme ve manayla rivayet gibi bir ok ynden de hadisilerden ayrlmaktadrlar. Bu durum onlarn literatrlerinde bolca zayf ve mevzu rivayet bulunmasna neden olmutur. Muhtemelen Alev-Bekta kltrnn byk lde ifahi gelenee dayanmas bu duruma neden olan en etkin faktrdr. Sonuta olarak Alev-Bektaikte Kurn, Cebrail vastasyla Hz. Muhammede nazil olmu, iinde her ne bildirilmise iman edilmesi gereken kutsal bir kitap olarak kabul edilmekte, yine Kurn Hz. Muhammedin azndan karak yazlan Allah Kelam veya Hz. Muhammedin gnlne yansyan, gnlnde tecelli eden bilgilerin onun sezgisel akl tarafndan yorumlanmas, yorumlanp aklanmas eklinde de tanmlanmaktadr. Peygamber telakkileri konusunda ise, btn Mslmanlar gibi Alev-Bektiler de Hz. Muhammedin peygamberlii kabul ve tasdik ederler. Hz. Muhammed olmadan ve onun yolundan gitmeden slmiyetten sz edilemeyeceini sylerler. Szl ve yazl literatrlerinde Hz. Peygamberin hadislerini oka kullanmlar, bir ok uygulamalarn hadislere dayandrmlardr.
97 98

Buyruk, haz. Fuat Bozkurt, 92. Burada sz konusu olan anlalmayan veya sahih olmayan hadisler olabilir. Ancak bu durumda Kurna arzdan bahsedilebilir. Buyruk, haz. Fuat Bozkurt, 146.

296

GELENEKSEL ALEVLKTE BADET TELAKKLER


Cenksu ER*

Giri
Bu bildiride, Tokat blgesinde yrtlen alan aratrmasnda elde edilen verilerden hareketle Geleneksel Alevlikteki ibadet telakkleri ele alnacaktr. Blgede yrttmz almada Alevler arasnda epistemolojik kabuller anlamnda farkllklarn olduu grlmtr. Buna gre, Alevleri ilham ve kefi bilgi kayna olarak kabul edenler ve etmeyenler eklinde iki ana gruba ayrmak mmkndr. Gemiten gnmze Alev denildiinde ilham ve kef merkezli telakklerin anlald muhakkaktr ki, bu balamda Alevler arasnda yrtlen tartmalarda ilham ve kef merkezli Alevliin asl Alevlik olduunun srarla vurguland grlmektedir.1 Biz de bildirimizde ilham ve kefi birinci derecede bilgi kayna olarak kabul eden Geleneksel Alevlikteki ibadet telakklerini ele alacaz.

1. Alevlik
Bu giriten sonra Geleneksel Alevlikten ne anlalmas gerektii hakknda bir ereve izilebilir. Bilindii gibi, szlkte Aliye mensup, Aliye ait ve Ali soyundan olan anlamlarna gelen Alev kelimesine2 terim olarak siys, itikd ve tasavvuf adan eitli anlamlar yklenmitir.3 Bu terim siys alanda, Hz. Alinin birinci halife olmas ve halifeliin onun soyundan gelenlerce yrtlmesi gerektii ynndeki kabullere sahip olanlar iin kullanlmken; itikd alanda Hz. Aliyi en stn sahab olarak grenlerin yan sra, kendisine peygamberlik konusunda paye verenlerden ulhiyyet atfedenlere varncaya kadar, ok geni bir yelpazede ifade edilebilecek eitli inanlar tayanlar, bu terimin kapsamnda deerlendirilmilerdir. Tasavvuf alannda ise silsilelerini Hz. Aliye dayandran tarikatlar genel olarak Alev -mereb- olarak isimlendirilmi, ayn zamanda cehr zikri tercih eden tarikatlar da Alev kelimesi ile nitelendirilerek, Hz. Ali de cehr zikri benimseyenlerin pri olarak kabul edilmitir.4 Tokat blgesinde yrttmz alan aratrmasnda, gnmzde Alev kelimesinden, kelimenin stlah btn anlamlarnn bir bilekesinin anlalmas gerektii grlmtr. Buna gre, Tokat blgesindeki Alevlerin, gerek Hz. Alinin birinci halife olmas gerektii ynndeki kabulleri, gerek onun en stn sahab olmasndan, kendisine birtakm ilh sfatlar atfedilmesine varncaya kadar ok farkl da olsa, hakknda baz inanlar benimsemeleri, gerekse tarikat silsilelerini Oniki mamdan biri yoluyla Hz. Aliye ulatrmalar, Alevlikten, stlah alanlarda kullanld btn anlamlarn bir bilekesinin anlalmas gerektii ynndeki tespitimize temel
* 1 2

3 4

Dr., OM lahiyat Fakltesi Aratrma Grevlisi, e-mail:cucer@omu.edu.tr Bkz.: Mehmet Yaman, Alevlik nan-Edeb-Erkn, st., 2001, s. 16. bn Manzr, Lisnl-Arab, Drul-Marif, Kahire, ty., c. IV, s. 3095; Eb Sad Abdlkerm b. Muhammed b. Mansr et-Temm es-Semn, el-Ensb, Messesetl-Ktbis-Sekfiyye, Beyrut, 1998, c. IV, s. 229; Ayrca bkz.: Abdlbki Glpnarl, Tasavvuftan Dilimize Geen Deyimler ve Ataszleri, nkilap ve Aka Kitabevleri, st., 1977, s. 19; Ethem Ruhi Flal, amzda tikd slm Mezhepleri, st., 1993, s. 233; Ahmet Yaar Ocak, Alev , DA, c. II, st., 1989, s. 368-369. Ocak, agm., s. 368-369. Abdlbaki Glpnarl, Mevlndan Sonra Mevlevlik, nkilp Kitabevi, st., 1953, s. 199; Mustafa Kara, Tasavvuf ve Tarikatlar Tarihi, Dergah Yay.,st., 1990, s. 201, 202. Kelimenin stlah olarak kullanm ile ilgili olarak ayrca bkz.: Cenksu er, Tokat Yresi Alevileri, Tarihesi, nanlar, rf ve Adetleri, Yaymlanmam Doktora Tezi, Ondokuz Mays niversitesi Sosyal Bilimler Enstits, Samsun, 2005, s. 15-17.

297

gereke oluturmaktadr. Nitekim, Hz. Aliyi en stn sahab ya da velyet kapsnn pri olarak grseler dahi, Ruflik, Kdirlik vb. silsile ve zikir ekli itibariyle Alev merep kabul edilen tarikatlarn, Alev olarak isimlendirilmemeleri yukardaki tespitimizi destekleyen fiil bir durumdur. Gnmzde Alev kelimesinin neyi ifade ettii Tokat blgesinde, kendileriyle mlakat yaplan kiilerin yaptklar tanmlarda grlebilir. Buna gre, blgedeki insanlarn Alevlik tanmlarnda Hakk-Muhammed-Ali, Hz. Peygamber, Hz. Ali, Kuran, Ehl-i Beyt, tecell ve evliy klt vb. inanlar; drt kap-krk makam ve snnet-yedi farz gibi db ve erkn; elinediline-beline sahip olmak, dktn doldurmak, alattn gldrmek, a doyurmak, ak giydirmek, bakalarn kendi nefsine tercih etmek vb. ahlak ilkelerin arlk kazand ve Alevliin tarikat eklinde tanmland grlmektedir.5 Alev ibadet hayatnn temeline oturtulan cemlerin birer zikir toplants olmas, Alevlikteki krar Verme Ceminin aslnda bir tarikata giri, inbe-biat uygulamasndan farkl bir ey olmamas,6 dier tarikatlarda olduu gibi, pr, eyh, dede, rehber, tlip (mrid) eklindeki bir hiyerarik yaplanmann bulunmas, bazen szl de olsa kimi Zeynel-Abidin,7 kimi mam Cafer,8 kimi Musa Kazm9 ve kimi de mam Rza10 aracl ile silsilelerini Hz. Aliye ulatrmalar11 ve Alevlerin kendilerince metbu ocak12 denilen ana ocak/ba ocaklarn tekkeleri durumundaki tekkeler etrafnda bir yaplanma sergilemeleri ve her bir grubun mstakil olarak varln srdrmesi, tarikatlarn fiil, insan, fikr ve madd birtakm ortak unsurlar13 gz nnde bulundurulduunda, Alevlik emsiyesi altnda toplanan btn gruplarn birer tarikat olduklarn aka ortaya koymaktadr. Nitekim, cem esnasnda cokuyu salamak iin okunan deyi ve nefeslerin, dier tarikatlardaki ilahler,14 kullanlan saz ve keman gibi enstrmanlarn, kudm, def veya ney ile ayn mahiyette olmas15 gz nne alndnda Alevliin tarikat olarak deerlendirilmesi gerektii grlmektedir. Gnmzde Alev kelimesiyle nitelendirilen gruplar, her bir grupta Dedeliin babadan oula gemesi, her grubun kendine zg baz uygulamalarnn olmas, yine tarikatlarnn ileyiini kendi ilerinde yrtmeleri ve dier gruplardan olanlarn tarikatlarna alnmamas (Bektliin Babaan kolu hari), soy srmenin esas olmas vb. zel baz hususlar dolaysyla
5 6

7 8 9 10

11

12 13 14

15

er, age., s. 34-38. lhan Cem Erseven, Alevilerde Semah, Ant Yay., st., 1996, s. 206; Metin Bozku, Tarihten Gnmze Sivas Yresinde Alevilik, Sivas, 2000, s. 208; Esat Korkmaz, Anadolu Alevilii, Berfin Yay., st., 2000, s. 373; Harun Yldz, Anadolu Alevlii Amasya Yresi Balamnda Bir nceleme, Aratrma Yay., Ank., 2004, s. 166. Eyp Yldrm, 1931 Tokat eri doumlu, ilkokul mezunu, Zeynel-Abidin Oca Dedesi. Mustafa Pekgz, 1959 Dolack doumlu, ilkokul mezunu, mam Cafer Oca tlibi. Pek ok Bektnin kendilerini Musa Kazma baladklar bilinen bir husustur. Nesimi Yldz, 1931 Zile Kkakz doumlu, mam Rza ocana bal hanl aireti Dedesi, okuryazar, Dedeci Bekt; Yusuf zer, 1933 Zile doumlu, ilkokul mezunu, mam Rza oca Dedesi, Dedeci Bekt; Sadk Arslan (Gzel Dede), 1924 Erbaa Keeci doumlu, okur-yazar, Keeci Baba sllesinden dede. Bu gelenein blge dndaki Alevler iin de sz konusu olduu bilinmektedir. Bkz.: Cemal ener, Benim Kabem nsandr, Ad Yay., st., 1996, s. 98-99. Nitekim ankr blgesinde bulunan Seyyid Hac Ali Trab Ocann silsilesini Muhammed Bakr yoluyla Hz. Aliye dayandrd grlmektedir. Bkz.: Alemdar Yaln-Hac Ylmaz, Bir Ocan Tarihi: Seyyid Hac Ali Trb Ocana Ait Yeni Bilgiler , HBVAD, S.,26, Ank., 2003, s. 85. Nejat Birdoan, Anadolunun Gizli Kltr Alevilik, Berfin Yay., st., 1995, s. 206. Kara, age.,s. 200-271; Osman Trer, Ana Hatlaryla Tasavvuf Tarihi, Seha Neriyat, st., 1995, s. 107-169. Fuad Kprl, Trk Edebiyatnda lk Mutasavvflar, DB Yay., Ank., 1966, s. 301-302. Bu konuda ayrca bkz.: rene Melikoff, Hac Bekta Efsaneden Geree, ev.: Turan Alptekin, Cumhuriyet Kitaplar, st., 1999, s. 24-25. ehirlerde icra edilen Bekt ayinlerinde saz veya kopuzun yannda kudm, tambur, alpala gibi aletler de kullanlr. Abdlkadir Sezgin, Sosyolojik Adan Alevilik-Bektailik,Yeni Trkiye Yay., Ank., 2002, s. 89.

298

soya (ocaklara) dayal tarikatlar eklinde nitelendirilmelidir.16 Nitekim varlklarn soya dayal
olarak srdrseler de sz konusu gruplarda hakim olan en belirgin zellik, tarikatlarn ortak unsurlarnn hepsini bir ekilde barndryor olmasdr. Bu da sz konusu bu yaplanmalarn17 net olarak soya dayal tarikatlar eklinde tanmlanmasn mmkn klmakta ve gnmzde Anadoluda yaayan Alevliin soya (ocaklara) dayal tarikatlardan oluan gruplar(topluluklar) btn iin bir st kimlik veya bir emsiye kavram olduunu gstermektedir.

2. badet Telakkleri
Alevlerin ibadet telakklerini ele almaya balarken, kendilerinin ibadet hayatlarn tasavvuf ve tarikat hayat kalplar ierisinde ekillendirdikleri ifade edilmelidir. Alevlerin, iman ikrr olarak grmek suretiyle inan konusunda sergiledikleri tavr18 ibadet hayatlarnda da temel hareket noktas olarak kabul etmeleri son derece anlalr bir durumdur. Nitekim, btn dn telakklerini tarikat hayat balamnda deerlendirerek ibadet hayatlar iin de sz konusu yaklam esas alan Alevlerin, bir zikir ayini olan cemi temel ibadet olarak kabul etmeleri bunun ak gstergesidir. slmlama srecinde ilk dnemlerden itibaren karlaarak benimsedikleri ve sosyal bnyelerine uyarlayarak aldklar sf karakterli slm anlay, gemiten gnmze Alevlerin dn hayatn o derece ekillendirmitir ki, Alevler her eyi bu alana hasretmilerdir. Bilindii gibi, Ftvvetnmeler ve XVI. yy. Alev kaynaklar incelediinde karlalan zihniyet, Trk tasavvuf geleneinde Ahmet Yesev ile balayan, Hac Bekta Vel, Yunus Emre ve Cebbr Kuluyla devam eden, Drt Kap-Krk Makam etrafnda ekillenen dinamik din anlaydr. Kaynaklardaki bu din anlay, temel inan esaslarn ve ibadetlerini Hanef-Maturid geleneinde muhafaza ve kabul eder. Ancak, muhtemelen taradaki dn hayatn ekillenmesi ve baz evrelerde hakim olan btn tavr, bunlarda temel slm ibadetlere farkl yorumlar getirerek onlarn ifasnda olumsuz bir tutum sergilemelerine neden olmutur. Bu olumsuz tutum zamanla tarikat gelenei iindeki merasimlerin, ibadetlerin yerine kim asl unsurlar haline dnmesine yol amtr.19 Bu durum, her eyi tasavvuf kalplar ierisinde anlamlandran Alevlerin, neden ibadetleri de bu erevede anladklarn net olarak aklamaktadr. Hatta, Alevlerdeki bu tavr o noktaya varmtr ki, temel slm ibadetlerden; bazsna halkack namaznda olduu gibi ismiyle, bazsna orutaki gibi ekliyle, bazsna ise hacdaki gibi benzeriyle kim ibadetler ikme etmiler ve fakat bunlar da tarikat hayat kalplarnda anlamlandrmlardr. Bu durum ibadet psikolojisi ile balantl grlmelidir. Zira gerek sosyal yaplar, gerek tasavvuf anlaylar, gerekse teberr anlay gerei temel slm ibadetler hakknda olumsuz tutum sergileyen Alevlerin, ibadetlerin dn hayatn ayrlmaz bir paras olmas20 dolaysyla, ihtiyaca binen, temel telakkleri erevesinde bir ibadet hayat oluturma durumunda kaldklar anlalmaktadr.

16

17 18 19

20

Alevliin soya dayal tarikatlar olarak isimlendirilmesini anlamlandracak baz veriler iin bkz.: Recep Cengiz, amii Beldesinde Dini Hayat; Alevilik zerine Sosyolojik Bir Aratrma, Yaymlanmam Doktora Tezi, FSBE, Elaz, 2000 s. 149-153; Yahya Mustafa Keskin, Deiim Srecinde Krsal Kesim Alevlii Elaz Snky rnei, lhiyt Yay., Ank., 2004, s. 254. Gnmzde Tokattaki yaplanma ile ilgili olarak bkz.: er, age., s. 107-120. er, age., s. 147-148, 152. M. Saffet Sarkaya, Alevilik ve Bektailiin Ahlikle likisi Ftvvetnamelere Gre-, slmiyt, c. VI, S. 3, Ank., 2003, s. 110. Ftvvetnmelerdeki bu din anlay hakknda ayrca bkz.: Ali Torun, Trk Edebiyatnda Trke Ftvvet-nmeler, Kltr Bakanl Yay., Ank., 1998, s. 255-236, 325-377. Alevlikte ibadetlerle ilgili olarak bkz.: Ethem Ruhi Flal, Trkiyede Alevlik Bektlik, Seluk Yay., st., 1990, s. 286-291; lyas zm, Kltrel Kaynaklarna Gre Alevlik, Horasan Yay., st., 2002, s. 122-126 s. 38-43. Osman Pazarl, Din Psikolojisi, Remzi Kitabevi, st., 1968, s. 189-193; Hseyin Peker, Din Psikolojisi, amlca Yay., st., 2003, s. 116-123.

299

Burada her eyi tarikat hayat kalplarnda anlamlandran ve dolaysyla temel slm ibadetleri de bu balamda ekillendiren Alevlerin bu tavrlarnn, gerek slmla karlatklar ilk dnemlerdeki yar gebe ya da gebe sosyal yaplarndan, gerek ilk dnemlerde muhatap olduklar, iman ve ameli birbirinden ayran Mrcie ve Kerrmiyye gibi mezhepler ve tarihsel srete hibir zaman uzak kalmadklar -Btnlikten smlilie, Melmetlikten Hurflie ok geni bir yelpazede mteessir olduklar btn karakterli hareketlerden kaynakland; asl etkinin ise yukarda anlan geleneklerin tesiriyle olumu tasavvuf telakkleriyle ortaya kt ifade edilmelidir. Nitekim, tasavvuf sistemini, Drt Kap-Krk Makam prensibi zerine kuran Alevler, temel slm ibadetleri drt kapnn ilki olan eriat Kapsnn gerei olarak grmekte, bu ibadetlerle ilgili teklifin eriat makamndaki kiiler iin geerli olduunu kabul etmektedir. Kendilerini Tarikat Makamnn mntesipleri olarak gren Alevler, doal olarak eriat makamnn ibadetleriyle mkellef olmadklarn dnmektedirler. Alan aratrmalar esnasnda dikkat eken baz uygulamalar ve tespit edilen yaklamlar, temel slm ibadetler hakknda sergiledikleri tutumda gz ard edilmemesi gereken dier nemli hususun, Alevlikteki teberr anlay olduunu ortaya koymaktadr. Alevler arasnda bugnk anlamnda Safev etkiyle benimsendii bilinen teberr anlay,21 Aliyi sevmeyeni sevmemek eklinde genel bir anlam ierse de, zel anlamda teki olarak kabul ettikleri Snnlerden uzak durmay ve onlara benzememeyi ifade etmektedir. Bu noktada blgedeki Alevlerin, Mslmanl Snnlik ile edeer grp kendilerini Mslman eklinde isimlendirmek yerine slm olarak isimlendirmeleri, teberr anlaynn boyutlarn gstermesi asndan burada zikredilebilir.22 teki olarak grdklerinin ismiyle anlmaktan kanan Alevlerin, tekilerinki olarak grdkleri baz ibadetlerle ilgili olumsuz bir tutum sergilemeleri artc deildir. Nitekim, oru tutan Alevlerin, orularn aarken, akam ezanndan biraz nce ya da sonra amalar ve bunu Snnlere benzememek adna yapmalar,23 konuyla ilgili tespitleri desteklemektedir. Akam ezanyla beraber oru amann bir Muviye adeti24 olarak grlmesi, teberr anlaynn, temel slm ibadetler noktasnda sergilenen olumsuz tutumda gz ard edilmeyecek kuvvetli bir psikolojik etken olduunu gstermektedir.25 Burada, Alevliin temel slm ibadetleri tarikat hayat kalplarna uydurarak kendilerince yorumlamak suretiyle kazandrdklar eklin, daha iyi anlalmas iin baz somut rnekler verilerek konunun ilenmesine devam edilebilir. a. Gusl ve Abdest Gnmzde Alevler, Alevliin temel kaynaklarndaki vurgu dorultusunda26 kahir ekseriyetle cinsel ilikiden sonra, grgye girerken, kurban keserken, bayram namazlarndan nce, musahiblik erkannda vb. gusl ve abdest alrken, daha ok, sz konusu kaynaklarda da grlen gusl ve abdestin batn/tasavvuf yorumuna vurgu yapmaktadrlar. Nitekim her drt
21

22 23 24 25 26

rene Melikoff, Uyur dik Uyardlar Alevlik-Bektalik Aratrmalar, ev.: Turan Alptekin, Cem Yay., st., 1994, s. 133-134; Ahmet Yaar Ocak; Babaler syanndan Kzlbala: Anadoluda slm Heterodoksisinin Dou ve Geliim Tarihine Ksa Bir Bak, Belleten, c. LXIV, S. 239, Ank., 2000, s. 148-149. er, age., s. 33. Ali Gkveliolu, 1933 Sivas Yldzeli Esenay (Cenikdere) doumlu, Kzldeli Evlatlarndan Bektai Dedesi; Fazl Doan, 1929 Niksar Akgney doumlu, lkokul mezunu, Bektai Dedesi. Ali Gkveliolu Dede, bunun rahmetli Nergiz Annesinden ald bir ilham olduunu dile getirmektedir. Alevlerin temel slm ibadetler konusunda takndklar olumsuz tavr hakknda bkz. er, age., s. 191-193. Buyruk nshalarnda tlibe nce abdest gerektii belirtilmekte, yol ehli olanlarn her sabah temizce ykanp abdest almalar tavsiye edilmektedir Erdebilli eyh Saf ve Buyruu, (bundan sonra eyh Saf Buyruu eklinde kullanlacaktr), haz.: Mehmet Yaman, st., 1994; s. 49, 129.

300

kapnn kendine has cnpl vardr. Buna gre eriat makamnn cnpl ihtilm olmak ya da cim etmek; tarikatn cnpl, pirsiz yola kmak; marifetin cnpl, nefsini bilmemek; hakikatn cnpl ise kendi aybn rtp, bakasnnkini ikr etmektir.27 Nitekim, cimadan sonra ykanlr, ama bu, temizlik amaldr. Alevlikte cnplk, grgde verilen szn bozulmas, yani tarikat zins yapmaktr. Bu da ykanmakla temizlenmez.28 Bu noktada asl taharetin, tarikat meydannda halk nazarnda temizlenmek olduu temel anlay olarak kabul edilmitir. Ayn kabul abdest iin de sz konusudur. Blgede Ehl-i Beyt Vakfnn grlerine yakn olanlar29 hari, abdesti Hanef usle gre alan Alevler30 arasnda gnl abdesti31 ya da ruh abdesti32 de denilen tarikat abdestinin asl olduu ynnde bir vurgunun yapld grlmektedir.33 Buna gre, tarikat abdesti, cemde grg srasnda toplum huzurunda kimseye elinden, dilinden ve belinden bir zarar gelmeyeceine dair sz vermektir ki ite abdesti alnm ve namaz klnm olmak da bu demektir.34 Alevlerin eriat abdesti olarak isimlendirdikleri abdesti almakla beraber, tarikat abdesti dedikleri ve cemlerde sembolik olarak yerine getirdikleri abdeste daha ok nem verdikleri anlalmaktadr. Bu da bildirimizin ana fikri olan Alevlerin btn dn telakklerini tarikat hayat kalplarnda ekillendirdikleri grn aka desteklemektedir. b. Namaz Alevliin temel kaynaklarnda namazla ilgili kuvvetli vurgular vardr. Szgelimi, Maklatta, susuz abdest, abdestsiz namaz olmayaca gibi namazsz da Allaha yaranmann olmayacana aka iaret edilmekte,35 namazla ilgili baz benzetmelerin de yapld grlmektedir.36 Vilyetnmede, Hac Bekta Velnin kerametlerinden birisinin dar einin
27

28 29 30

31 32 33

34

35

36

doumlu, niversite terk, Babac Hubyarl Dede. Ehl-i Beyt Vakf evresinde baz uygulamalarn Cafer fkh erevesinde yerine getirildii bilinmektedir. Ali Gkveliolu,Fazl Doan, Haydar elebi, Eyp Yldrm, Muharrem Tuncer, 1948 Readiye Sazak doumlu, lise mezunu, esnaf, Dedeci Bekt tlibi, Hseyin Yldz, 1939 Zile Akkl doumlu, ilkokul mezunu, Vekilci Bekt Dedesi (Vekil Dede), Dervi Badodu, 1927 Zile Akakeili doumlu, okur-yazar, Babac Bekt (Srrc), Bekta Aldemir, 1952 Zile akral doumlu, ilkokul mezunu, ah brahim dedesi, Dursun ahin, 1982 Almus doumlu, Akretim ktisat Fak. rencisi, Kul Himmetli (ahinolu Oca mensubu), Saduk Dere, 1933 Keeci doumlu, emekli, Keeci Baba dedesi. Hseyin Yldz. Abdullah Kurt. Hemen hemen btn Dedeler tarikat abdestinin nemine iaret etmektedir. Alevler arasnda tarikat hayat kalplarnda dile getirilen bu yaklamn temel kaynaklarda da ayn erevede ele alnd grlmektedir. Nitekim Buyruk nshalarnda abdest hakknda drt kapyla ilgili anlamlar yklenerek bir kabuln dile getirildii gze arpmaktadr: Amma eriat abdesti su ile olur. Tarikat abdesti, Pr elinden biat etmektir. Marifet abdesti, nefsini bilip Rabbini bilmektir. Hakikat abdesti, z kendi ayplarn grp, bakalarnn aybn rtmektir. eyh Saf Buyruu, s. 50. Ayrca bkz.: mam Cafer Buyruu, s. 167, 184; eyh Saf Buyruu, s. 108, 129. Ali Gkveliolu, Ali Arslan, 1938 Almus Glgeli doumlu, emekli retmen, Eraslan Oca (Bekt) dedesi, Mustafa ener, 1939 Tokat doumlu, ilkokul mezunu, emekli, Pir Sultan Oca tlibi, Dervi Badodu. Coan, age., s. 8. Buradaki orijinal ifade u ekildedir: Pes imdi adam gerek kim suya yaraya ve su gerek kim abdeste yaraya ve abdest gerek kim namaza yaraya ve namaz gerek kim alap Tealya yaraya. Coan, age., s. 77. Ayrca bkz.: Abdurrahman Gzel, Hac Bekta Vel ve Maklt, Aka Yay.,

Ali Gkveliolu. Ayn yaklamn kaynaklarda da ar bir vurguyla dile getirildii grlmektedir. Bkz.: Esad Coan, Hac Bekta- Vel Maklt, Seha Neriyat, Ank., ty., s. 8; mam Cafer-i Sadk Buyruu, (bundan sonra Cafer Sadk Buyruu eklinde kullanlacaktr.), haz.: Adil Ali Atalay, Can Yay., st., 1998 s. 106. Ayrca bkz.: Yaman, age., s. 345. Haydar elebi, 1952 Zile doumlu, ilkokul mezunu, esnaf, Bekt tlibi; Abdullah Kurt, 1966 Zile

301

stnde iki rekat namaz klmak olduu inancnn ilenmesi37 ve Buyruk nshalarnda Hz. Peygamberin iki rekat namaz klmas,38 evliyann dostu olmak iin namaz ve niyazn gerekli olmas,39 ve Kurandaki like kel-enmi bel hum edall40 ayetinin kimler iin olduu saylrken, salt ve zekt ehlinden olmayanlarn da bu kapsamda zikredilmesi,41 vb. bu vurgunun ak gstergesidir.42 Her ne kadar gelenekte namazn klnd ile ilgili eyler anlatlsa,43 namaz klmamalarnn hata olduu ynnde grler beyan edilse44 ve ounlukla bayram namazlar ve cenaze namaz klnsa ve Cuma namazn klanlar bulunsa da45 istisnas olmakla beraber46 Alevler, kimi Hz. Alinin camide ldrlmesinden dolay camiye gitmediklerini ve namaz terk ettiklerini,47 kimi bu namazn be vakit olarak Hz. Peygamberin vefatndan sonra, Hz. mer48 ve zellikle Emevler ile Abbsler dneminde dzenlenmi olduunu,49 kimi de kendilerinin
Ank., 2002, s. 239. Makltta namazn ele aln ile ilgili ayrca bkz.: Gzel, age., s. 82-85. Vilyetnme, s. 16. eyh Saf Buyruu, s. 82. eyh Saf Buyruu, s.57. Kuran, Arf (7): 179. Buna gre ayet, unlar iin gelmitir: Hak btldan ayrmazlar ve Ademe secde eylemezler, salt ve zekt ehlinden deillerdir. Hakk Telnn srlarn dnmezler. Hayvan gibi yeme-ime ve ehavttan baka birey bilmezler. Bunlar dnyaya tapar, ahireti unuturlar. eyh Saf Buyruu, s. 49. Ftvvetnmelerde, eddin drlmesi tevil edilirken, eddin bee katlanmas slmn be artna ve be vakit namaza yorulmu, slmn be temel zerine ykseldii ve bunlardan birinin namaz olduu ilenmi, drt kap-krk makam ele alnrken eriat makamnn ilk sralarnda namaz sralanm, namazn kazaya konmamas salk verilerek, bunun fetln artlarndan birisi olduu sylenmi ve namazn ihlasla klnmas gerei iftitah tekbirinin, gne nlar misli vcudun her zerresine ilemesi gerektii gibi eitli benzetmelerle anlatlmtr. Bkz.: Mehmet Saffet Sarkaya, XIII-XVI. Asrlardaki Anadoluda Ftvvetnamelere Gre Din nan Motifleri, Kltr Bakanl Yay., Ank., 2002, s. 116-120. Szgelimi, Derviilerin Dedesi/Babas Dursun Babann mridlerine be vakit namaz kldrd, Alz kyndeki sohbetler esnasnda dile getirilmitir. Muharrem Tok, 1911 (1329 h.) Zile Alz (Kasn) doumlu, Dervii Bekt. Hubyar gelenei iinde de bu tr kaytlara rastlamak mmkndr. Bekir Ege (1935 Turhal Ulutepe doumlu, Ky Enstits mezunu, medresede de okumu, emekli Bakomiser), babasnn be vakit namaz klp, cemaate de kldrdn sylemektedir. Bu gre gre, Alevlerin namaz klmamas hatadr, nk Hz. Ali bizzat kendisi namaz klmtr. Hz. Alinin namaz kldnn gstergesi de kendisinin camide yaralanmasdr. Muharrem Tuncer, Ergn Klnarslan, 1959 Readiye doumlu, niversite mezunu, Bekt tlib. Ali Gkveliolu, Emrullah Eraslan, 1930 Niksar Ataky doumlu, Alev Hocas, Gven Abdal Oca tlibi, Bekt, Hseyin Yldz, Sleyman , 1933 Zile doumlu, ilkokul mezunu, emekli ii, Haydar elebi, Haydar Baykal, 1950 Zile doumlu, Zile Genli kynden, emekli retmen, Yamur Oca Dedesi, M. Ali elik, 1938 Dodurga doumlu, Nefes Evlatlarndan Bekt; Rza Pirdoan, 1968 Tokat doumlu, ortaokul mezunu, esnaf, ah brahim tlibi, Eyp Yldrm. Hseyin Yldz herkes olmasa da derken; Eyp Yldrm sadece cenaze namaznn klndn dile getirmektedir. Saduk Dere de Keeci kyndeki cami yanmadan nce Cuma ve bayram namazlarnn er usullere gre klndn sylemektedir. Az da olsa Alevler arasnda namaz klanlarn olduu dile getirilmektedir. Emrullah Eraslan, Hseyin Yldz. Nitekim kaleme alnan eserlerde namazn madd ve manev deerinden bahsederek, namazn be vakit farz klnd ve bu ibadet esnasnda yaplan hareketlerin, sz gelimi, tekbir alrken elleri kulaa gtrmenin, dnya megalelerini arkaya atp, tertemiz bir kalp ile yalnz Allahn huzurunda olmay dnmek iin yapld gibi anlamlara geldii hakknda yorumlar yapld da grlmektedir. Bkz.: Mehmet Dikran, nanta Devrim (Evrensel ar), Can Yay., st., 1996, s. 205-210. Dursun ahin, Bekir Baytekin, 1931 Ulutepe doumlu, brahim Ethem tlibi, Alev Hocas, Ahmet Gkduman, 1931 Zile Alz doumlu, okuma-yazma bilmiyor, Keeci Babal, Kasm Kip, 1957 Tokat Eskiky doumlu, ilkokul mezunu, Bekt tlib. Nitekim Bekir Baytekin, nce cami de namaz da bizim imi. demektedir. Sadk Kaplan, 1928 Zile Yalnyaz (Maat) doumlu, ilkokul mezunu, Dedeci Bekt, talip, ayrca bkz.: Ak Durmu Gnel, El Ele El Hakka., Can Yay., st., 2000, s. 33. Halil ztoprak, Kuranda Hikmet Tarihte Hakikat, Can Yay., st., 1990, s. 12; Cemal ener, Alevilik

37 38 39 40 41

42

43

44

45

46

47

48 49

302

tarikat ehli olmalar sebebiyle eriat makamnn gerei olan namazdan sorumlu olmadklarn50 syleyerek birtakm gerekelerle be vakit namaz klmamaktadrlar.51 Ancak Alevler, yukarda bahsettiimiz dorultuda be vakit namaz yerine, sadece ad ayn olan bir uygulama ikame etmilerdir. Buyruk nshalarnda namaz konusunun btn/tasavvuf yorumlarla da verildii grlmekle birlikte52 gnmzde Alevler arasnda namaz denilince halkack namaz ya da halka namaz denilen tarikat namaz anlalr. Alevler genellikle, eriat namaz olarak grdkleri be vakit namaz klmamakta, bunun yerine konu giriinde iaret edilen hususlar dorultusunda eklen ve muhteva olarak farkl bir namaz ihdas etmi bulunmaktadrlar. Nitekim Alevler arasnda asl olan tarikat namazdr.53 Bu namaz sadece tarikatlarda klnmaz, caminin bulunmad kylerde er ekliyle bayram namaz klnmad zaman, bunun yerine de halka namaz klnr. Hatta kimi yerlerde er bayram namazndan sonra ek olarak halka namaznn da klnd bilinmektedir.54 Bu namazn Perembe akamlar ed edilmesiyle Cuma namaznn da klnm olduu kabul,55 hem zihniyet dnyalarnda, eriat makamnn gerei olarak terk ettikleri ibadetlerle ilgili kabullerin bir ekilde varln, hem de bunlar yerine alternatif uygulamalar ikme ettikleri ile ilgili dile getirdiimiz hususlarn doruluunu aka gstermektedir. c. Oru Alevlerin temel slm ibadetler noktasnda bunlar tarikat hayat kalplarnda anlamlandrarak farkl yorumlar getirdikleri tezimize gzel bir rnek, oru hakkndaki uygulamalardr. Farkllklarna ramen Alevler arasnda tutulan orular, Muharrem (12 gn), MedetMrvvet (2-3 gn), Hzr (3-7 gn), 48 Perembe, adak orular ve farkl saylarda tutulan Ramazan orucu (3-9-30 gn) eklinde sralanabilir. Burada yukardaki tezimizi destekleyecek olmas dolaysyla btn Alevlerin zerinde ittifak ederek tuttuklar tek oru olan 12 gnlk Muharrem Orucu ile beraber 48 Perembe orucundan bahsedilebilir. Alevlerin, -zellikle sf mereb- dier Mslmanlar tarafndan mstehab olarak tutulan 10 gnlk Muharrem orucunu56 ki, Muharremde gn snnet

50 51 52

53 54

55 56

temel yaklama da k tutmaktadr. eyh Safnin dilinden beynamazn kim olduu u ekilde anlatlmaktadr: Beynamaz unlardr ki; Hakk sevgisini, Peygamber mihrini ve erenlerin muhabbetini gnlden kara ve bunlarn yerine dnya tamah, kin, kibir, kskanlk ve kt dnceler doldura ve gnlnde byklk taslaya, Hakka ba emeye ve Hakk szne kar gelip, ba indirmeye. eyh Saf Buyruu, s. 48. Bu konuda baka bir misal iin bkz.: mam Cafer Buyruu, s. 28, 119. Ali Gkveliolu, Emrullah Eraslan, Hseyin Yldz, Dervi Badodu, Dursun ahin. Piri Er, Geleneksel Anadolu Alevilii, Evrak Yay, Ank., 1998, s. 11. Nesimi Yldz, A. Rza Aykul, 1954 Zile Akakeili doumlu, ilkokul mezunu, esnaf, Dedeci Bekt, mam Rza Oca dedesi; Bekta Aldemir. Bayramlarda klnan halka namaz 2si temenn ve tecell (temenn ve tecell, orada bulunan insanlarn meydan ve posta niyazlar ve rzalk almak iin birbirleriyle niyazlamalardr Bekta Aldemir) ve 3 dvaz imam srmek zere 5 rekat olarak tanzim edilmitir. Bekta Aldemir, A. Rza Aykul. Dervi Badodu, Dursun ahin. Dervi Badodu Krksekiz Perembe mminlerin bayram deyiinin bunun delili olduunu dile getirmektedir. Eb Hafs ihabeddin mer es-Shreverd, Tasavvufun Esaslar Avriful-Merif Tercmesi-, haz: H. Kamil Ylmaz, rfan Gndz, Erkam Yay., st., 1989, s. 416; mam Gazal, hyu Ulmid-Din, ter. Ahmed Serdarolu, Bedir Yay., st., 1975, c. I, s. 669.

Nedir aha Doru Giden Kervan, Ant Yay., st., 2000, s. 98. Saduk Dere. Alevlerin niin namaz klmadklar hakknda dile getirilen grler iin bkz.: Haydar Kaya, Alevi Bektai Erkn, Evrd ve Edebiyat, Engin Yaynclk, st., 1996, s. 120-123. Ali Gkveliolu, Dervi Badodu. Ali Dede Alevlikte eriat namaz yoktur. diyerek bu konudaki

303

olarak telakk edilerek oru tutanlarn varl da bilinmektedir-,57 Oniki mam merkezli anlaylar erevesinde on ikiye tamamlayarak asl oru olarak kabul ettikleri anlalmaktadr. Burada zikredeceimiz ikinci rnek, genelde yal ve yola bal Alevlerce tutulan 48 Perembe orucudur. Perembe orularnn, Hz. Peygamberin Perembe gecesi miraca kt inancndan hareketle, snnet olarak tutulduu ifade edilmektedir.58 48 Perembe orucu, tarikata giri trenlerinde dedenin talipten hak olduu ynnde ikrr istedii konulardan biridir.59 Bu ise dier Mslmanlar tarafndan da Pazartesi-Perembe orular olarak ve snnet eklinde deerlendirilerek tutulduu bilinen orucun, Alevler tarafndan kendi telakkleri erevesinde anlamlandrlarak ve bir tarikat erkan haline getirilerek tutulduunu ortaya koymaktadr. d. Hac Hac konusu, Alevlerin temel kaynaklarnda hem Kabe hacc,60 hem tasavvuf anlam yklenerek gnl hacc, hem de btn karakterin ar basmasyla tarikat hayatnda yaplan ziyaretlerin hac olarak kabul edilmesi eklinde yer almaktadr. Nitekim kaynaklarda hacla ilgili olarak Kabe haccyla beraber gnl haccnn da nemine iaret eden pasajlar grmek mmkndr. Szgelimi, Makltta, Kabeye gidene klavuz gerektii, gnln klavuzunun ise Allah olduu dile getirilerek balanan cmlelerde, hakk batldan ayrmak ihram giymeye, yoldan bir ta kaldrmak hacdaki eytan talamaya, nefsin hev ve hevesini tepelemek kurban kesmeye, gemi mr Safya, gelecek mr Merveye, gemi mr iin pimanlk duyup tevbe etmek ve kalan mr Allahn kulluunda geirmek Saf ile Merve arasnda yrmeye, devaml tevbe istifar halinde olmak Kabeyi tavaf etmeye benzetilmektedir.61 Alev kaynaklarda yukarda ortaya konulduu ekliyle tasavvuf dncede grlebilecek yaklamlarn yannda, tarikat hayatyla ilgili uygulamalarn btn yorumlarla hac yerine ikme edildii hususu da gze arpmaktadr. Buna gre, tlibler, prlerinin ve mridlerinin evini ziyaret etmekle, binbir kere hac ve gz olup, btn gnahlardan kurtulup masm pk olurlar.62
57 58 59 60

61

62

Wiedenbrck evresi Alevi Kltr Dernei Yay., Ank., 2003, s. 18; Hasan Yksel- Saim Sava, veysilikten Bektailie Kitab- Cebbr Kulu, Sivas, 1997, s. 22; Vilyetnme, s. 7,11, 65. Coan, age., s. 74-75. Buyruk nshalarnda da bu hususun ilendii grlmektedir. Mminin gnl Allahn evidir. sznn akland pasajda unlar sylenmektedir: Mminlerin gnl, Hakkn nazrghdr. Hlis gnle gnde yetmi kez bakar, inyet, merhamet ve efkatiyle nazar eder. Her kimin gnlnde Hakk korkusu yahut sevgisi var ise, o bakn eseri grnr. Ve eer yok ise, snk dildir (kalbi temiz deil, bozuktur), o kimse ta gnlldr. Taa su etki etmez, ona da sz etki etmez. eyh Saf Buyruu, s. 52. mam Cafer Buyruu, s. 118, 125, 183. Ayn hususun eyh Saf Buyruunda da ayn erevede ilendii grlmektedir: Tarikat iinde Hacca gitmek mrebbnin gnlne girmektir. Zahiren Kabeye giden, aya ile yrr gider. Amma, Gnl Kabesine yz zerine yrr gider. Dnya padiahlar da Kabeye kar balarn koyup, yzlerini topraa srerler, yani namaz klarlar. Hakka niyaz ederler. Amm rif olan kii Hakk bilir, kendisine secde klar. Hakk bilmeyen sonuna dek mkil iinde kalr. Hemen cehdedip bir gnl ele getirmeye gayret et ki Kabeye varasn, Hakk kendi evinde gresin. Hatyi hal anda Hakk gnl alanda Yzbin Kabe yapmaktr Bir gnl al-anda. Bkz.: eyh Saf Buyruu, s. 53.

mer Nasuhi Bilmen, Byk slm lmihali, st., 1957, s. 356. Bekta Aldemir, Dursun ahin. Ali Gkveliolu. Ayrca bkz. eyh Saf Buyruu, s. 141. Bist, eyh Sf Buyruu (Menkbul-Esrr Behcetl-Ahrr), haz.: Ahmet Tan, Rheda-

304

Gnmzde, Alevlerin hac telakklerinin bu son noktada younlat grlmektedir. Her ne kadar temel Alev kaynaklarnda temel slm ibadetlerden birisi olan hac, zgn ekliyle kabul edilse de, prin evini ya da makamn ziyaret etmek gibi tarikat hayatndaki uygulamalarn, btn bir yorumla hac ibadetinin yerine yerletirildii grlmektedir. Buna gre, Alevler arasnda gnl hacc esastr.63 Burada, Allahn mminin kalbinde olduu eklindeki tasavvuf kabuln, Alevlerin hac konusundaki tutumlarn ekillendirdii anlalmaktadr. Tasavvuftaki sz konusu kabul kendi telakkleri erevesinde ekillendiren Alevler, kalbin Allahn evi olduundan hareketle,64 insanlarla grp, onlarla iyi geinmenin, onlar krmamann, onlarn gnllerini ho tutmann bir hac olaca eklinde btn bir dnceye sahip olmulardr. Cemlerde yaplan ve cemal cemale gerekletirilen ibadetlerde bu maksadn gerekletirildiini dnen Alevler, bu yndeki dncelerinden hareketle Kabeyi ziyaret etmeyi hac iin bir art olarak grmemektedirler. Nitekim, haccn varl kabul edilse de, ok az istisnas olmakla beraber65 Alevler ounlukla hac olmak iin Mekkeye gitmezler.66 Alevler getirdikleri btn yorumlarla temel slm ibadetlerden birisi olan hacc terk etseler de, konunun giriinde ifade edilen, terk ettikleri bu ibadetlerin yerine bazsna ismiyle, bazsna ekliyle, bazsna ise benzeriyle kim ibadetler ikme etmeleri hususuna bal olarak, Kabedeki haccn unsurlarn Hac Bekta tamak suretiyle benzeriyle kim bir hac ibadeti ikme etmilerdir. Buna gre Alevler hac olmak iin Hac Bekt ziyaret ederler.67 Alevler arasnda evliy kltne bal olarak evliy ziyaretleri de nemli bir yer tutar. Alev tekke ziyaretinin, hacca alternatif tekil edecek bir ekilde anlamlandrlmas ise bu bildirimizin ana temas iin gzel bir rnektir. Bu ziyaretin, Hac Bekt Tekkesinin dier tekkelere hakimiyet kurmas dorultusunda, Hac Bekt Tekkesi ziyareti etrafnda sistemlemi olmasna ramen, blgede bulunan iki ana ocan mensuplarnn, Hac Bekt ziyaretine ek olarak Hubyar ve Keeci Baba ziyaretlerinin de hac yerine geecei hususundaki kabulleri,68 iaret ettiimiz tekke ziyaretlerinin hacca alternatif tekil edecek bir ekilde anlamlandrlmas hususuna k tutmaktadr. Bu da Alevlerin btn telakklerini tarikat hayat kalplarnda ekillendirdikleri tezimizi aka destekleyen bir husustur. e. Mal badetler Burada, yukarda rnekleriyle verdiimiz bu tespitimizi mali ibadetler olarak yerine getirdikleri uygulamalar da dorulamaktadr. Nitekim btn telakklerini tarikat hayat balamnda oluturan Alevler, madd ibadetleri de bu erevede ekillendirmilerdir. Alevler, dier tarikatlarda da grlebilecei zere, gelen gidenin yeme-ime ve konaklama ihtiyalarn karlamak ya da bu ii yrten insanlarn yaptklarna madd katk
63 64 65

66 67 68

ilkokul mezunu, Kul Himmet dedesi. Haccn varlnn Alevler arasnda kabul edildii ile ilgili dile getirilen u husus kayda deerdir. Alevler dualarnda, yaptklar bu dualarn Haccda kesilen kurbanlar ve dualar hrmetine kabul edilmesi ynnde bir talepte bulunurlar. Dursun ahin, Ahmet ahin.

Mustafa Temel, 1938 Almus Hubyar doumlu, Yksek Okul terk, Hubyar Tekkesi Postniini. Beytullah, insann kalbidir. Emrullah Eraslan. Haydar elebi, Eyp Yldrm, Hseyin Yldz, Haydar Baykal, brahim Gnay, 1932 Turhal Ulutepe doumlu, Hubyar dedesi, Sleyman , Dursun ahin, Ahmet ahin, 1934 Almus Grml doumlu,

brahim Gnay, Hubyara yaplan ziyaret de hac yerine geer derken; Saduk Dere, Keeci Baballar arasnda Keeci Babann yedi defa ziyaret edilmesiyle hac sevabna eriilecei dair bir inancn olduunu dile getirmektedir.

Ali Gkveliolu, Haydar elebi, Eyp Yldrm, Hseyin Yldz, Haydar Baykal, brahim Gnay, Sleyman , Dursun ahin, Ahmet ahin. Ali Gkveliolu, Haydar elebi, Eyp Yldrm, Hseyin Yldz, Haydar Baykal, brahim Gnay, Sleyman , Dursun ahin, Ahmet ahin, Nesimi Yldz, Dervi Badodu.

305

salamak trnden tarikat hayatnn ekonomik/mali ynyle ilgili uygulamalar madd ibadet olarak grmlerdir. Bu balamda Karakazan Hakk olarak Tekke ve Dergahlara Yaplan Yardmlar -ki, her grubun karakazannn bal olduu Ocakn tekkesinde kaynamasndan dolay bu ekilde isimlendirmek daha doru olacaktr- ve Hakkullah olarak Dedelere, yrtm olduklar hizmetler karlnda verilen ayn ve nakd yardmlar, Alevlerin mal ibadet olarak yerine getirdikleri balca uygulamalardr. Alevlerin mal ibadetler konusunda gstermi olduklar bu tavr da, eriat makamnn ibadetleri olarak grdkleri temel slm ibadetleri btn yorumlar getirerek tarikat hayatnn kalplar ierisinde anlamlandrdklar ve uygulamalarn bu erevede yerine getirdikleri tespitimizi en gzel ekilde ortaya koymaktadr.

Sonu
Soya dayal tarikatlar olarak varln srdren Geleneksel Alevlik, btn dn telakk ve uygulamalarn tasavvuf ve tarikat hayat erevesinde ekillendirmitir. man ikrar olarak gren ve bunu da elest bezminde ruhlarn ezelde Hz. Ali tarafndan kurulan ve Ehl-i Beyte srdrlen bu yola uyacaklarna dair Allaha sz verdikleri eklinde yorumlayarak bir pre ya da mride balanmak eklinde anlamlandran Alevler, ayn tarz ibadet hayat iin de hakim anlay olarak kabul etmiler ve ibadet hayat ile ilgili btn telakklerini de bu balamda oluturmulardr. Nitekim ibadet hayatlarnn temeline bir zikir ayini olan cemi oturtan Alevler, oru, hac ve mal ibadetler gibi btn ibadet telakklerini de tarikat hayat kalplarnda ekillendirmilerdir. Btn bunlar, ibadet hayat dahil btn telakklerini tasavvuf ve tarikat hayat kalplarnda ekillendirmesinden dolay, Geleneksel Alevliin bu erevede anlalmasnn daha salkl bir tutum olacan gstermektedir.

Kaynaka
I. Kaynak Kiiler Abdullah Kurt, 1966 Zile doumlu, niversite terk, Babac Hubyarl Dede. Ahmet Gkduman, 1931 Zile Alz doumlu, okuma-yazma bilmiyor, Keeci Babal, tlib. Ahmet ahin, 1934 Almus Grml doumlu, ilkokul mezunu, Kul Himmet dedesi. Ali Arslan, 1938 Almus Glgeli doumlu, emekli retmen, Eraslan Oca (Bekt) dedesi. Ali Gkveliolu, 1933 Sivas Yldzeli Esenay (Cenikdere) doumlu, Kzldeli Evlatlarndan Bektai dedesi. A. Rza Aykul, 1954 Zile Akakeili doumlu, ilkokul mezunu, esnaf, Dedeci Bekt, mam Rza Oca dedesi. Bekir Baytekin, 1931 Ulutepe doumlu, brahim Ethem tlibi, Alev hocas. Bekir Ege (1935 Turhal Ulutepe doumlu, Ky Enstits mezunu, medresede de okumu, emekli bakomiser). Bekta Aldemir, 1952 Zile akral doumlu, ilkokul mezunu, ah brahim dedesi. Dervi Badodu, 1927 Zile Akakeili doumlu, okur-yazar, Babac Bekt (Srrc), tlib. Dursun ahin, 1982 Almus doumlu, Akretim ktisat Fak. rencisi, Kul Himmetli (ahinolu Oca mensubu). Emrullah Eraslan, 1930 Niksar Ataky doumlu, Alev Hocas, Gven Abdal Oca tlibi, Bekt. Ergn Klnarslan, 1959 Readiye doumlu, niversite mezunu, Bekt tlib. Eyp Yldrm, 1931 Tokat eri doumlu, ilkokul mezunu, Zeynel-Abidin Oca dedesi. Fazl Doan, 1929 Niksar Akgney doumlu, lkokul mezunu, Bektai dedesi. Haydar Baykal, 1950 Zile doumlu, Zile Genli kynden, emekli retmen, Yamur Oca dedesi. Haydar elebi, 1952 Zile doumlu, ilkokul mezunu, esnaf, Bekt tlibi. Hseyin Yldz, 1939 Zile Akkl doumlu, ilkokul mezunu, Vekilci Bekt Dedesi (Vekil Dede). brahim Gnay, 1932 Turhal Ulutepe doumlu, Hubyar dedesi. Kasm Kip, 1957 Tokat Eskiky doumlu, ilkokul mezunu, Bekt tlib.

306

M. Ali elik, 1938 Dodurga doumlu, Nefes Evlatlarndan Bekt. Muharrem Tok, 1911 (1329 h.) Zile Alz (Kasn) doumlu, Dervii Bekt. Muharrem Tuncer, 1948 Readiye Sazak doumlu, lise mezunu, esnaf, Dedeci Bekt tlibi. Mustafa Pekgz, 1959 Dolack doumlu, ilkokul mezunu, mam Cafer Oca tlibi. Mustafa ener, 1939 Tokat doumlu, ilkokul mezunu, emekli, Pir Sultan Oca tlibi. Mustafa Temel, 1938 Almus Hubyar doumlu, Yksek Okul terk, Hubyar Tekkesi Postniini. Nesimi Yldz, 1931 Zile Kkakz doumlu, mam Rza ocana bal hanl aireti Dedesi, okuryazar, Dedeci Bekt. Rza Pirdoan, 1968 Tokat doumlu, ortaokul mezunu, esnaf, ah brahim tlibi. Sadk Arslan (Gzel Dede), 1924 Erbaa Keeci doumlu, okur-yazar, Keeci Baba sllesinden dede. Sadk Kaplan, 1928 Zile Yalnyaz (Maat) doumlu, ilkokul mezunu, Dedeci Bekt. Saduk Dere, 1933 Keeci doumlu, emekli, Keeci Baba dedesi. Sleyman , 1933 Zile doumlu, ilkokul mezunu, emekli ii, Dervii Bekt, tlib. Yusuf zer, 1933 Zile doumlu, ilkokul mezunu, mam Rza oca Dedesi, Dedeci Bekt. II. Kaynak Eserler BLMEN, mer Nasuhi, Byk slm lmihali, st., 1957. BRDOAN, Nejat, Anadolunun Gizli Kltr Alevilik, Berfin Yay., st., 1995. , ah smail Hatai, Yaam ve Yaptlar, Kaynak Yay., st., 2001. BST, eyh Sf Buyruu (Menkbul-Esrr Behcetl-Ahrr), haz.: Ahmet Tan, RhedaWiedenbrck evresi Alevi Kltr Dernei Yay., Ank., 2003. BOZKU, Metin, Tarihten Gnmze Sivas Yresinde Alevilik, Sivas, 2000. CENGZ, Recep, amii Beldesinde Dini Hayat; Alevilik zerine Sosyolojik Bir Aratrma, Yaymlanmam Doktora Tezi, FSBE, Elaz, 2000. COAN, Esad, Hac Bekta- Vel Maklt, Seha Neriyat, Ank., ty. DKIRAN, Mehmet, nanta Devrim (Evrensel ar), Can Yay., st., 1996. ER, Piri, Geleneksel Anadolu Alevilii, Evrak Yay, Ank., 1998. Erdebilli eyh Saf ve Buyruu, haz.: Mehmet Yaman, st., 1994. ERSEVEN, lhan Cem, Alevilerde Semah, Ant Yay., st., 1996. FILALI, Ethem Ruhi, Trkiyede Alevlik Bektlik, Seluk Yay., st., 1990. , amzda tikd slm Mezhepleri, st., 1993. GLPINARLI, Abdlbki, Mevlndan Sonra Mevlevlik, nkilp Kitabevi, st., 1953. , Tasavvuftan Dilimize Geen Deyimler ve Ataszleri, nkilap ve Aka Kitabevleri, st., 1977. , Vilyet-nme, Mankb- Hnkr Hac Bekt- Vel, nklp Kitabevi, st., ty. GNEL, Ak Durmu, El Ele El Hakka, Can Yay., st., 2000. GZEL, Abdurrahman, Hac Bekta Vel ve Maklt, Aka Yay., Ank., 2002. BN MANZR, Lisnl-Arab, Drul-Marif, Kahire, ty. mam Cafer-i Sadk Buyruu, haz.: Adil Ali Atalay, Can Yay., st., 1998. MAM GAZAL, hyu Ulmid-Din, ter. Ahmed Serdarolu, Bedir Yay., st., 1975. KARA, Mustafa, Tasavvuf ve Tarikatlar Tarihi, Dergah Yay.,st., 1990. KAYA, Haydar, Alevi Bektai Erkn, Evrd ve Edebiyat, Engin Yaynclk, st., 1996. KESKN, Yahya Mustafa, Deiim Srecinde Krsal Kesim Alevlii Elaz Snky rnei, lhiyt Yay., Ank., 2004. KORKMAZ, Esat, Anadolu Alevilii, Berfin Yay., st., 2000. KPRL, Fuad, Trk Edebiyatnda lk Mutasavvflar, Diyanet leri Bakanl Yay., Ank., 1966. MELKOFF, rene, Uyur dik Uyardlar Alevlik-Bektalik Aratrmalar, ev.: Turan Alptekin, Cem Yay., st., 1994.

307

, Hac Bekta Efsaneden Geree, ev.: Turan Alptekin, Cumhuriyet Kitaplar, st., 1999. OCAK, Ahmet Yaar, Veysel Karan ve veyslik, Dergah Yay. st., 1982. , Alev , DA, c. II, st., 1989, ss. 368-369. , Babaler syanndan Kzlbala: Anadoluda slm Heterodoksisinin Dou ve Geliim Tarihine Ksa Bir Bak, Belleten, c. LXIV, S. 239, Ank., 2000, ss. 129-159. ZTOPRAK, Halil, Kuranda Hikmet Tarihte Hakikat, Can Yay., st., 1990, PAZARLI, Osman, Din Psikolojisi, Remzi Kitabevi, st., 1968. PEKER, Hseyin, Din Psikolojisi, amlca Yay., st., 2003. SARIKAYA, Mehmet Saffet, XIII-XVI. Asrlardaki Anadoluda Ftvvetnamelere Gre Din nan Motifleri, Kltr Bakanl Yay., Ank., 2002. , Alevilik ve Bektailiin Ahlikle likisi Ftvvetnamelere Gre-, slmiyt, c. VI, S. 3, Ank., 2003, ss. 93-110. SEMN, Eb Sad Abdlkerm b. Muhammed b. Mansr et-Temm, el-Ensb, MessesetlKtbis-Sekfiyye, Beyrut, 1998. SEZGN, Abdlkadir, Sosyolojik Adan Alevilik-Bektailik,Yeni Trkiye Yay., Ank., 2002. SHREVERD, Eb Hafs ihabeddin mer, Tasavvufun Esaslar Avriful-Merif Tercmesi-, haz: H. Kamil Ylmaz, rfan Gndz, Erkam Yay., st., 1989. ENER, Cemal, Benim Kabem nsandr, Ad Yay., st., 1996. , Alevilik Nedir aha Doru Giden Kervan, Ant Yay., st., 2000. TORUN, Ali, Trk Edebiyatnda Trke Ftvvet-nmeler, Kltr Bakanl Yay., Ank., 1998. TRER, Osman, Ana Hatlaryla Tasavvuf Tarihi, Seha Neriyat, st., 1995. ER, Cenksu, Tokat Yresi Alevileri, Tarihesi, nanlar, rf ve Adetleri, Yaymlanmam Doktora Tezi, OM Sosyal Bilimler Enstits, Samsun, 2005. ZM, lyas, Kltrel Kaynaklarna Gre Alevlik, Horasan Yay., st., 2002. YALIN, Alemdar-YILMAZ, Hac, Bir Ocan Tarihi: Seyyid Hac Ali Trb Ocana Ait Yeni Bilgiler , HBVAD, S.,26, Ank., 2003, ss. 83-120. YAMAN, Mehmet, Alevlik nan-Edeb-Erkn, st., 2001. YILDIZ, Harun, Anadolu Alevlii Amasya Yresi Balamnda Bir nceleme, Aratrma Yay., Ank., 2004. YKSEL, Hasan- SAVA, Saim, veysilikten Bektailie Kitab- Cebbr Kulu, Sivas, 1997.

308

ALEV SNN FARKLILAMASI VE BTNLEMES: BALLICA KASABASI VE SNNETLER KY RNE


Adem EFE*

Giri Anadolu uzun zamandr yerleik hayata gemi, okuma yazma bilen, gelimi bir kltr seviyesine sahip ehirli Trklerle, yazl kltrle tanmam gebe ve kyl Trk boylarna ev sahiplii yapmtr. Bu iki topluluk arasndaki sosyo-ekonomik ve kltrel fark, onlarn slm anlay, yorumlay ve yaaylarna ister istemez etkilemitir. Yeni dininin esaslarn ve kurallarn ana kaynaklardan renme imkanna sahip bulunanlar arasnda Ehl-i Snnet slm anlay yaylp geliirken, bu imkanlardan yoksun olanlar arasnda halk slml diye adlandrlan, Alevilik inanc nev nema bulmutur.1 Alevlik, Hz. Muhammedin ehl-i beytine, zellikle de Hz. Ali soyuna gsterilen derin sayg, sevgi ve yandalk olan din ve siyas gruplarn genel adn ifade etmektedir.2 slm dnyasnda mamiye, Zeydiye, Galiye, Mellihe, Ali-lahiler ve smaililik gibi din ve siyas gruplar Alevilik emsiyesinin altnda toplanmaktadr. Anadolu Aleviliine ise tarihi sre iersinde, esas olarak Bektailik, Kzlbalk, Tahtaclk, epnilik ve Trkmenlik gibi adlandrmalar yaplmtr. Bunlarn yan sra Sralar (Tokat), Nalclar (Ordu), Eliler, Abdallar, Kzldeliler, Talibiler, Arapkirliler, Amucalar3 ve aylaklar isimlendirmeleri de, Anadolu ve Trakya'da Aleviler iin kullanlmtr. Yine tarihi sre iinde birtakm siyasi ve ideolojik bak alar altnda Aleviler iin kltme ve ayrks bir grup ifadesi olarak Rafiziler, Kzlbalar, Mlhidler, Zndklar betimlemesi yaplmtr. Bu tr tasvirler sadece Alevilik iin deil, ana kitleden ayrks tm birey ve gruplar iin kullanlmaktadr. Baka bir deyile bu betimlemelerle slma aykr olan btn dini yorum ve inan trleri kastedilmektedir.4 Biz bu bildiride bunlar bir kenara brakarak Snni olarak bilinen Ballca Kasabas ile kendilerini Alevi-Bektai olarak tanmlayan Snnetiler Ky'n rneklem alarak; Alevi Snni farkllamasnn dinsel adan olduu ve bunda kalp yarglarn balca rol oynad; Her ne kadar iki topluluk arasnda baz farklar olsa da kltrlerinin ayn olduu; Bu ortak kltr deerlerinin sosyal btnlemeye yardmc olduklar; Sosyal btnleme iin her iki topluluun da olduu gibi kabul edilmesi ve ortak noktalarda birbirlerini anlamaya almalar gerektii zerinde durmaya alacaz. I-Alevi Snni Farkllamas i-Snni Kalp Yarglar
Trk toplumunda, Alevi Snni farkllamasnn, topluluklarn kendilerini tekilerden farkl olarak alglamalarndan kaynakland sylenebilir.5 Ayn corafyann, ayn kltrn unsurlar
*
1 2 3 4

Dr., SD. lahiyat Fakltesi, Isparta/TRKYE e-posta: ademefe@ilahiyat sdu.edu.tr Ahmet Yaar Ocak, Trk Sufiliine Baklar, letiim Yay., stanbul 1996, s. 25 Necdet Suba, Alevi Modernlemesi, Kitabiyat Yay., Ankara 2005, s. 17. Bu konuda bkz. Refik Engin, Amuca Kabilesinde ve Trakyada Kurban Kesme Gelenei, Can Yay., stanbul 2004. Selim Eren, Heterodoks Gruplarn Yaps ve Bu Tr Gruplarn Aratrlmasnda Yntem Sorunu, Trk Din Sosyolojisinin Temel Sorunlar Sempozyumu, G. orum lahiyat Fakltesi, 11-13 Haziran 2004, orum 2005, s. 281. Hseyin Bal, Sosyolojik Adan Alevi-Snni Farkllamas ve Btnlemesi, Ant Yay., stanbul 1997, s. 334.

309

olmakla beraber bu iki topluluun yeleri tekini tanmamaktan, cehaletten, ideolojik dnceden ve topluluklar olduklarndan farkl gsterme biiminden hareketle teki hakknda birtakm kalp yarglar retmektedir. Bu kalp yarglarn iki topluluk arasnda var olduu kabul edilen farkllamay keskinletirdii ortadadr. Aleviler hakknda kullanlan kalp yarglardan bazlar unlardr: 1-Dinle fazla ilgilenmezler (abdest almazlar, namaz klmazlar, oru tutmazlar, hacca gitmezler, zekat vermezler), 2-lerine kapal ve gizlilik iinde yaarlar, 3-kicidirler, 4-Deiik inanldrlar, 5-Materyalisttirler, 6Marksisttirler, 7-Gusl abdesti konusunda hassas deildirler, 8-Camiye gitmezler, 9-Gizli merasimler yaparlar, 10-Ahlakszdrlar, 11-Pistirler, 12-Tavan eti yemezler, 13-Alevilerin Mslman olmalar iin nce Hristiyan olmalar gerekir.6 Grld zere bu kalp yarglarn tamam din ve inan eksenlidir. Bu bakmdan tartmay dini-gruplama eklinde tebellr eden Alevilik ve din olgusu etrafnda srdrmek gerekir. erif Mardinin kavramlatrmasyla ifade edecek olursak, Aleviler, periferide kalm kk topluluklardr. 15. Yzyln ikinci yarsndan itibaren Fatihin balatt merkeziyeti ynetimin bir gerei olarak yerleik hayata gemeye zorlanan, fakat bu politikaya var gleriyle direndikleri iin bask, daha da tesi zulme maruz kalan Trkmenler olmutur.7 Yavuz Sultan Selimin 16. yzylda takip ettii ark siyaseti neticesinde Alevi-Bektai ve benzeri topluluklarn zulm grdkleri ve soyutlanm topluluklar zmresine dahil edildikleri kaynaklarda gemektedir.8 Burada geen soyutlanm topluluk ifadesi zerinde durmak gerekirse unlar sylemek mmkndr. Soyutlanm olmak iki boyutta kendini gsterir. Birincisi, evrelerinin Alevi topluluklar kendilerinden kabul etmeyerek onlar dlamalardr. kincisi ise Alevi topluluklarn, evreyi kendilerinden saymayarak, kendi iine kvrlmalar ve bir kltr adac oluturmalardr. Soyutlanm olmak her iki adan da din temellidir.9 Aleviler krsal alanda10 hayat sren, kendi iine kapal, tabii ekonomi ve insan ilikilerinin hakim olduu, cemaat zelliklerinin retilip tketildii, sosyo-kltrel yapnn ierisinde hayat srdrmlerdir. Byle bir hayat tarz onlarn dinsel yaay ve inanlarn belirlemitir. Topluluun dnda olanlarla dinsel ilikilere ait srlar paylamama11 (bu prensip ser verip sr vermeme eklinde formle edilmektedir), onlarla evlenmeme, toplumsal ve ekonomik ilikileri nleyici reti ve uygulamalarn pek ou zellikle de cemaatin, kendini hakim toplumdan soyutlama prensibi, topluluun toplumsal-dinsel dzenini ve btnln koruma altna almaktadr.12 Bir baka deyile aznlk olarak yaayan dini gruplardan bir ksm, dini kimliklerini
6

7 8 9 10 11

12

stanbul 1999, s. 159; Mehmet Akif Ersoy, Alevi Kimliinin Geliimine ve Alevi Snni likisine Psikanalitik Bir Bak, Dou-Bat, Yl: 2, S. 8, Austos, Eyll, Ekim 1999, s. 89-103; Yusuf Akura, Muasr Avrupada Siyasi ve ctimai Fikirler ve Fikri Cereyanlar, Yayna Haz. Adem Efe, Yeni Zamanlar Yay., stanbul 2004, s. 105-124 Ocak, age., s. 208. Suba, age., s. 60; H. Nedim ahhseyinolu, Alevi rgtlerinin Tarihsel Sreci, talik Kitaplar, Ankara 2001, s. 17-22. Ylmaz Soyyer, Alevi Bektai Gelenei, Seyran Yay., stanbul 1996, s. 15-21. Krsal kesim Alevilii iin geni bilgi iin bkz. Yahya Mustafa Keskin, Deiim Srecinde Krsal Kesim Alevilii, lahiyat Yay., Ankara 2004. Alevilikte srr ifa etmek dknlk sebebidir. Bu konuda Baha Said Bey unlar sylemektedir: Kzlba, harice, ham ve yarmlara kar gerek ayin ve erkndan ve gerekse meydanda dede buyruu ile sr olan ilerden, tek bir harf bile sylemeyecektir. Edeb-i sufiyn ehliyle grp ehil olmayanlarla haricilere ser verip sr vermeyecektir. Bkz. Baha Said Bey, Sufiyan Srei-Kzlba Meydannda Dknlk, Trkiyede Alevi-Bektai, Ahi Nusayri Zmreleri, Yay. Haz. smail Grkem, Kltr Bakanl Yay., Ankara 2000, s. 153. Suba, age., s. 28.

Orhan Trkdoan, Alevi Bektai Kimlii, Tima Yay., stanbul 1995, s. 356; Harald Schler, Trkiyede Sosyal Demokrasi, Particilik, Hemehrilik, Alevilik, ev. Ylmaz Tonbul, letiim Yay.,

310

korumak iin, iinde yaadklar byk toplumdan, toplumsal ve mekansal olarak soyutlanma eilimi gstermilerdir.13 Kapal topluluklar, yapsal zelliklerini korumak, tekilerden etkilenmemek amacyla, son kerteye kadar kendi ilerinde yaamaya alrlar. Byle bir dinsel-sosyal topluluk olan Alevilik, byk oranda ifahi kltre dayal, krsal zellikler gsteren, kelm ve fkh boyutlar daha gevek, buna karn tasavvufi unsurlar ar basan bir halk slmdr. Subann tanmlamasyla Alevilik, dini-sosyal bir grup zellii tayan ve varln mezhep formunda devam ettiren bir halk slm olarak tanmlanabilir.14 Bu haliyle o hem slm eler tamakta hem de ondan hayli farkl unsurlar iinde barndrmaktadr.15 Snnilikte olduu gibi kitab, sistematik bir inan anlay deil, daha ziyade narratif (aktarmsal) bir dini inan sistemi mevcuttur. Belki bu yzden veya daha dorusu zaman iinde corafi, sosyo-kltrel, ekonomik ve deiik inanlarn etkisiyle Alevilikler iinde farkl reti ve pratikler yaylm; Snnilikten farkl bir yaplanma ierisine girmitir. Bir baka deyile Alevilik dini inan, ve ibadet farkllklarna ilave olarak, cemaat yaplar, tekiltlanma biimleri ve kendi ilerindeki anlamazlklar hukuk yoluyla deil de geleneksel yntemlerle zmeleri bakmndan Snnilikten kaln izgilerle ayrlmaktadr.16 Bu hususta yukarda da ifade ettiimiz gibi farkl inan ve yorumlamalar olmakla birlikte Alevilikte ibadetlerin reddedilmedii,17 bunlara sayg duyulduu, fakat ibadetlerin baz yorumlarla daha farkl hale getirildii sylenebilir.18 Alevilerin kendilerine zg kabul ettikleri, Snnilerde uygulanmayan, dinsel ritelleri arasnda unlar saylabilir: Cem ayini, Musahip tutmak, ikrar vermek, Alevi-Bektai ulularnn trbelerini ziyaret etmek, Dede ya da Babalardan el almak, kurban kesmek, saz almak, bayramlarda halka namaz klmak, oru tutmak, niyaz etmek, hakkullah veya lokma, nasip vermek, hizmet grme ve ba okutma ayini, semah dnmek, meydana girmek, muhtelif vesilelerle dua yapmak.19 Grld zere Alevilik, z itibaryla slmn inan ve ibadet esaslarn iermekle birlikte birok bakmdan kendine zg farkl bir yaplanma iine girmitir. Fakat bu farkllama daha ziyade din temellidir. Etnik anlamda bir farklla yol aacak bir mahiyette deildir.
13 14 15

16 17

18

19

Bryan Wilson, Din Mezhepler, ev. Ali hsan Yitik-Adnan Blent Balolu, z Yay., stanbul 2004, s. 148. Suba, age., s. 28. z haliyle Alevilik-Bektailik, Mslmanlk, slm tasavvufu ve Trk tresinden olumu bir sosyodini gruptur. Bkz. Mehmet Erz, Eski Trk Dini Alevilik Bektailik, Trk Dnyas Aratrmalar Vakf Yay., stanbul 1992. Suba, age., s. 40. Bu konuda farkl grler vardr. rnein Battal Pehlivan: Alevi ve Bektailerde ibadet toplumsaldr. badetin amac, insann kendisini eksiksiz klmasdr. Ama, herkesi kmil insan yapmaktr. nsan sevgisi, ibadetin temeldir. Namaz insann gerekler karsnda eilmesi, abdest ise iindeki ktlkleri atmasdr. Hac bir gnle girmektir. badetten ama, iyi ve dzenli bir toplum yaratmaktr. Bu da ancak cemde klnan halka namaz ile mmkn olur. Aleviler camiye gitmezler, camide klnan be vakit namaz ve cami olayn slma aykr bulurlar., diyerek grlerini aklamaktadr. Battal Pehlivan, Alevi Bektai Dncesine Gre Allah, stanbul 1995, s. 45-49; Zelyut da Alevilerin namaz klmamalarnn ve camiye gitmemelerinin bir takm sebepleri olduundan bahisle, Alevilere gre dindar olmann yolu namazdan gemediini sylemektedir. Ona gre Kuranda geen salat kelimesi, namaz deil, Tanry selamlamaktr. Namaz putperest inancn ortadan kaldrmak iin ilk dnemlerde bir ara olarak uygulanmtr. Bkz. Rza Zelyut, z Kaynaklarna Gre Alevilik, stanbul 1994, s. 67-75. Kr. David Shankland, Antropoloji ve Etnisite. Yeni Alevi Hareketlerinde Etnografyann Yeri, Alevi Kimlii, Ed.: Tord Olsson, Elisabeth zdalga, Catharina Raudvere, Tarih Vakf Yurt Yay., stanbul 1999, s. 20-31. Haydar Kaya, Alevi-Bektai Erkan, Evrad ve Edebiyat, Engin Matbaaclk, Manisa 1993; Suba, age., s. 38, Ethem Ruhi Flal, Trkiyede Alevilik Bektailik, Seluk Yay., Ankara 1990, s. 327-336.

311

Ballca Kasabas Yukarda bir ksmn saydmz kalp yarglarn devam edip etmedii hususunda bir dizi mlakat gerekletirdik. Akhisar'a 15 kilometre uzaklkta kendilerini "Trk", "Mslman" olarak nitelendiren Ballca Kasabas'nda yaptmz grmelerde, aralarndaki mesafenin olduka yakn olmasna ramen Snnetiler kylleri ile pek mnasebetlerinin olmadn, o kye fazla gidip gelmediklerini tespit ettik. Son zamanlarda ekonomik nedenlerle gidip gelmeler olsa da dier kylerle olduu kadar sosyal, ekonomik ve kltrel ilikilerinin olmadn; bu yzden onlar fazla tanmadklarn rendik. Yine yaptmz derinlemesine mlakatlarda 16. yzyldan kalma kalp yarglarn gittike azaldn ama bir ksmnn hl devam ettiini gzlemledik.20 Ballca Kasabas sakinleri, Snnetiler kynn dier Alevi kylerinden farkl olduunu vurgulamlardr.21 Onlara gre Snnetiler kynde ibadetler hususunda duyarl insanlar mevcuttur. Buna karn yine Alevi-Bektai olan Yataan kylleri ise ibadetler hususunda daha ilgisizdirler. Ballca Kasabasnda yaptmz birebir grmelerde Snnetiler kyllerinin misafirperver, cmert, doru-drst, insancl ve birbirlerine ve dier insanlara kar olduka saygl olduklar ortaya kmtr.22 ii-Alevi Kalp Yarglar Alevilerin Snniler hakknda kullandklar baz kalp yarglar unlardr: 1-Yezidiler, 2-Yezidin torunlar, 3-Sakalllar, 4-Namazllar, 5-Yobazlar, 6-Banaz, 7-ad, 8-Mervan, 9-Muaviye. Snnetilerde yaptmz aratrmalarda bu kalp yarglarn fazla kullanlmad grlmtr.

II-Alevi Snni Btnlemesi


Sosyal btnleme, toplumdaki her bir sosyal grubun kendi hakknda vard uurun, kendi birlii hakkndaki uurunun younluunun, toplumdaki btnlemeyi bozmayacak seviyede olmasdr, eklinde tanmlanabilir.23 Sosyal btnlemeyi salamada en nemli faktr her halde kltrdr. I. Ksmda ifade ettiimiz zere dini inan ve ibadetlerdeki farkl uygulamalar arada farkllamay ne kartrken; kltrdeki aynilik btnlemeyi pekitirici rol oynamaktadr. Gnlk hayatmz duygularla, hkim klmaya altmz deerlerle, kltrmzn bize zorunlu kld davranlarla rntlenmi bir hayattr.24 Gnlk hayatmzn bir ksm merasimlerle geer. Bu merasimlerin ve dier simgeler kresinin birletirdii dier kreyi din olarak aklyoruz. Bu bakmdan din toplumun bir btn olduunun hatrlatldr, deer ve simgelerin topland odak noktasdr.25 Byk lde din ve milli kltrn ekillendirdii Alevi-Snni her iki topluluk ilerinde yaadklar ve yaattklar ortak kltrel deerler etrafnda btnlemeyi gerekletirmilerdir. Byk toplumlardaki kiilerin davranlar arasnda byk farklarn olmasna ramen ideal davran rntlerine mahsus ortaklaa deerler manzumesi vardr.26 Bu deerlerin banda Din, Dil, Trk Kltr gelmektedir. Bunun yan sra "demokrasi, vatan, bayrak, kardelik, ilerleme, eitlik gibi deerler de btnlemede etkin olan kavramlardr. Snnetiler Ky Snnetiler Manisa'nn Akhisar ilesine bal 11 km. uzaklkta, 650 nfuslu bir kydr. Daha nceleri ttnclkle uraan kyller son zamanlarda, ttncln zorluu ve getirisinin
20 21 22 23 24 25 26

M. A. len, 47 yanda. M. Salk, 30 yanda, ktisat Fakltesi mezunu. M. oban, 80 yanda. Mustafa E. Erkal, Sosyoloji (Toplumbilim), 3. Bask, Filiz Kitabevi, stanbul 1987, s. 261. erif Mardin, deoloji, letiim Yay., 3. Bask, stanbul 1995, s. 118. Mardin, age., s. 118. Joseph Fichter, Sosyoloji Nedir?, Attila Kitabevi, 2. Bask, Ankara 1994, s. 206.

312

gittike azalmas nedeniyle zeytincilikle uramaktadrlar. Kyn tamamna yakn okuma-yazma bilmekte; ok sayda niversite mezunu bulunmaktadr. Snnetiler kynn ne zaman kurulduu tam olarak bilinmemekle birlikte 1700'l yllara dayand tahmin ediliyor. Yataan olu Alim Can'a gre 1700'l yllarda yrenin dini ve idari lideri Ahmed Aa'nn burada byk bir iftlii varm. Ahmed Aa'nn iftlikte yaplacak ileri iin yrenin soy ve inan bakmndan yakn olanlar burada toplanmlar. Sonradan Snnetiler adn alacak olan bu ky Ahmed Aa'nn iftlii olmaktan km 10-15 hanelik bir ky haline gelmi. Daha sonra liderlik Kazm Aa'ya gemi. Kazm Aa zamannda ky hayli genilemi. Kyn btn ilemleri Yataan'dan yrtlyormu. Kyde Hac smailler diye anlan ailede Snneti Hseyin adnda ok faal ve evrede tannan birisi, Kazm Aa'nn hem dostu hem de yardmcs imi. Kazm Aa Snneti Hseyin'i arm "Senin dostlarn ok, resmi iler iin Yataan'a kmak zor oluyor, kaymakama rica et bize bir mhr versin", demi. Snneti Hseyin bu ii gerekletirmi. Snneti evrede tannp, sevildiinden "Snnetinin Ky" denmee balanm, daha sonra da Snnetiler adn alm.27 Bu ekilde Yataan'dan kopan 10-15 hanelik bir kyck olan Snnetiler, Ktahya-Emet, Isparta, Tokat ve Kula'dan gelenlerin katlmyla byk bir ky haline gelmitir. Bugn kyde bir adet (Yldrm) Zeytin ya fabrikas, iki bakkal ve tane kahvehane mevcuttur. Sosyolojik olarak bir topluluk kendini nasl tanmlyorsa odur. Snnetiler kylleri kendilerini Alevi Bektai olarak tanmlyorlar. Alim Can'a gre Yataan ve onun devam olan Snnetiler ky hep Alevi olmulardr. Ona gre, Faruk Smerin, Yataan ve Snnetiler kyleri iin epnidir demesi yanlgdr.28, epnileri ve Tahtaclar kendilerinden ayr bir topluluk olarak grmektedirler. Bu yzden daha ziyade Alevi olan Yataan ve Beyoba ile mnasebetleri vardr. Kyn kurulu ve ekonomik durumu hakknda kabataslak bilgi verdikten sonra Alevilii nasl tanmladklar, genel manada ibadetleri ve kendilerine zg ritelleri zerinde durmaya alalm. Kyllere gre Alevilik: Ehl-i Beyte muhabbeti meslek edinmeklik; Hz. Ali ve Ehl-i Beyti intisap etmekliktir. Bir baka tanmlamaya gre Alevilik: Hz. Ali'nin yolundan gitmek, dolaysyla Hz. Peygamber'in yolundan gitmektir. Snnetiler kynde Alevilik, Yataan Mahmud Sultan ile Hoca Ahmed Yesevi'ye oradan da mam Rza'ya bal Eroullar, 12-15 ailenin mensup olduu Veli Baballar29 ile Tokatllarn bal olduu Hzrhubyarlar olmak zere koldan olumaktadr. Ballca kasabas sakinlerinden kimilerinin onlar iin Caferi Mezhebine baldrlar, ifadesine ramen hibiri Caferi Mezhebinden olduunu kabul etmiyor.30 Byle bir mezhebin olduunu da kabul etmiyorlar. mam Caferin Ehl-i Beyte mensubiyeti nedeniyle ona sayg duyuyorlar. Esas itibaryla on iki mamlardan olan mam Rzaya bal olduklarn vurguluyorlar. Beyanlarna gre kyn tamam Drt Kap, Krk Makam bilmektedir.31 Alevi bir ky olan Snnetiler'de Ehl-i Snnet ve'l-Cemaat'in inan ve uygulamalar byk oranda yaanyor. Kyller Alevi, Snni ayrm yerine Ehl-i Snnet kavramn kullanmay tercih ediyorlar. Kyde 1800'l yllardan bu yana cami mevcut imi. Ancak bu cami cami-ev-okul ilevi gren kk bir yap ile tahtadan yaplma bir minareden ibaret iken 1984 ylnda nce minaresi
27 28 29 30 31

Yataan Olu Alim Can, Ouzlardan Yataan Mahmud Sultan, Uyum Yay., Ankara 1997, s. 238239. Alim Can, age., s. 165. Dedeleri Ispartadan gelmektedir. Kyller, Caferiliin ranllara ait bir mezhep olduunu kabul ediyorlar. Bu konuda bkz. Hac Bekta Veli, Maklt, Haz. Esad Coan, Sad. Hseyin zbay, Kltr Bak. Yay., Ankara 1996; Buyruk, mam Cafer Buyruu, Hasan Ayyldz, Ayyldz Kitabevi Yay., Ankara.

313

yaplm 2002 ylnda da eski cami yklp yenisi yaplm. Cami imam Nidai Ercann, Zeynel Abidin Erdemin verdii bilgilere ve kyllerde yaptmz mlakatlarda edindiklerimize gre kyn 110 hanesi caminin yapm iin yardmda bulunmu; ok az hane de bu ibadet yerinin yaplmasna kar ktklarndan deil, imkanszlklardan dolay yardmda bulunamamlar; ok az bir ksm da muhalefet etmi. Kyde Hatplar, Mollalar, mamlar Slalesi gibi lakaplarn var olduu; bu slaleye ait baz fertlerin Cumhuriyet'ten nce zellikle Krkaa ve Yataanda bulunan medreselere gidip, oralarda okuduklar sylendi. Yine yallarn anlattna gre eskiden nikah kylacak iftlerin elzem olan dini bilgileri bilip bilmedikleri konusunda snandklar, buna gre, nikahlarnn kyld konusunda bilgiler aldk. Buna gre Snnetiler kynde Ehl-i Snnet inan ve yaaylarnn kimilerinin eski tarihlerden beri var olduunu sylememiz mmkndr. Bununla birlikte Alevi inan ve yaaynn byk oranda yaand Anadolu kylerinden biridir ayn zamanda Snnetiler. Kendisini Hzrhbyar Tekkesine bal olarak adlandran bir kii kylerinin,Yataan kynden olduka farkl olduunu; Mesela "Yataan kynde cami olmasna ramen cemaat yoktur", dedi. Biz daha sonra yaptmz soruturmaya gre Yataan kynde cami cemaatinin yok denecek kadar az olduunu; bununla birlikte Cuma namazlarnn eda edildiini rendik. Kyn inan ve yaay bakmndan Ehl-i Snnet karakterli olmasnda yukarda iaret ettiimiz hususlarn ayn sra 27 Mays 1960 Harekt iinde yer alm albay Ahmet Er, Prof. Dr. Mustafa Ylmaz Kln ile cami imamnn abalarnn tesirli olduu sylenebilir. Cami imamnn kyller ile diyalogunun iyi olduunu gzlemledik. Onun ifadesine gre cami yaplmadan nce be vakit namazn klan sadece Ahmet Er iken, caminin yaplmasndan sonra 4-5 kii namaza balam ve cemaata katlmaya balamtr. lk iki gidiimizde ikindi namaz iin camiye gittiimizde ocuk, bir delikanl ile kylnn cemaate itirak ettiklerini, ocuklardan birinin mezzinlik yaptn tespit ettik. Cuma namazlarnda bu saynn 25-30 civarnda olduunu, kandil akamlarnda da yine ayn oranda katlmn olduu imam tarafndan ifade edilmitir. Yine imamn beyanna gre yaz mevsimi boyunca devam eden Kur'an Kursuna 10 erkek 2 kz olmak zere toplam 12 ocuk devam etmitir. Ahmet Er ile Mustafa Ylmaz Kln'a gre Alevi-Snni yok slm vardr. Birok kitapk ve kitabn yazar olan Er'in kitapklarndan birinin ad:
Ne Snnidir ne Alevidir halim 32 Dinim slm Ehl-i Snnet vel Cemaattir Yolum'dur.

Ona gre Alevilik-Snnilik yapay bir olaydr. Her ikisi de Ehl-i Snnet'tendir. Mslman Trk evlatlarnn imanl evlatlar iin kaynak: Kur'an, Snnet, cma-y mmet ve Kyas- Fukaha'dr.33 Kendisiyle grtmz Prof. Dr. Mustafa Ylmaz Kln da Er'le hemen hemen ayn grleri paylamaktadr. Kendisinin Hz. Ali Sevgisi ile bydn, yle ki kklnde Hz. Ali'nin kabrinin Snnetilerde olduuna inandn syleyen Kln gre Alevinin Snniden fark Hz. Ali'yi sevmeyi meslek edinmektir. Eer bir insan Alevilikte samimi ise sevdiine benzemelidir. Hz. Ali'ye uyanlar da Hz. Peygamber'e benzemelidir. Ona gre Hz. Ali'nin bykl Hz. Muhammed'den gelmektedir. Onun nne kimse geemez, geirilemez. Sezgin'in dedii gibi, Hz. Peygamber'in yolunu en iyi bilip, O'nun yolundan gidenlerin banda da Hz. Ali (Ra)'nin bulunduu herkes tarafndan bilinmektedir. u halde denilebilir ki Hz. Ali'nin yolu ayn zamanda Hz. Peygamberin yoludur.34 Buradan anlalyor ki alevi kelimesi ile Snni

32 33 34

Ahmet Er, Ne Snnidir Ne Alevidir HalimDinim slm Ehl-i Snnet Vel Cemaattir Yolum, stanbul 2003. Er, age., s. 3-7. Haydar Kaya, Alevilik Tanm ve lkeleri, Manisa ty., s. 18-19.

314

kelimesi ayn anlamdadr. Ahmet Erin, kendilerini Ehl-i Snnet vel Cemaattanz eklinde tanmlamas bu anlayn bir sonucu olsa gerek. Kyde yaptmz aratrmalarda Hz.Ali ve Ehl-i Beyt hakknda, Tevella ve Teberra ilkesi dorultusunda birok hadis zikredilmitir. Bunlardan bazlar:
Size iki emanet brakyorum: Biri Kuran dieri itretim (Ehl-i Beytim)dir. Aliyi sevmek ateten kurtulutur. Seni seven beni sevdiinden seni sevmitir. Kul ancak seni sevmekle benim dostluuma nail olur. Aliye dman olana, Allah dman olsun. Aliden ayrlan, benden ayrlm olur ve beni terk eden Allah terk etmi olur. Ben, Ali, Fatma,Hasan ve Hseyin kyamet gnnde Arn altnda bir kubbedeyiz.

Bunun karsnda Muaviye, Yezit gibi isimlerin bana Hz. getirilmesine iddetle kar ktklar grlmtr. Mesela Mustafa bey Snniler ashaba dil uzatmayn diyorlar. Bana gre Muaviyenin hangi fazileti var?, diyerek tepkisini ifade ediyordu. Yine cami kitaplna hediye ettii bir kitapta35 geen Muaviye, Yezit, ve Amr b. As isimlerinin bandaki veya sonundaki sfatlarn daksille silinmi vaziyette olduunu grdk. Snnetiler kynde Mslmanlk, slm tasavvufu ve Trk tresinin, Alevilik kltrnn bir arada bulunduunu sylememiz mmkndr. Yukardan beri ifade ettiimiz ve bir iki paragraf sonra bahsedeceimiz gibi kyde bu inan biimleri farkl boyutlarda yaanmaktadr. Trk kltrne zg, eik, al basmas ve ulu aa klt gibi baz inanlar, eski gcn yitirmi olmakla birlikte, hl devam etmektedir. Kyde bulunan en nemli yatrlar Sulu Dede, etlenbik Dede, Yemi Dede ile Kazm Dedenin mezardr. Kutsal kabul edilen bu mekanlarn aa ismi tamalar yukardaki tespiti dorular gzkmektedir. Bu tespitlerden sonra slm dininin en nemli kaynaklarndan olan Kuran hakknda kyllerin dncelerini aldk. Kyller, Kur'an konusunda Snnilerden farkl bir dnce tamyorlard.36 Kuran hakkndaki dncelerini renirken, imam, kck iki kat parasn elime uzatt. Bu kat paralar Ozan rfann, 3 Austos 1990 Cuma gn, namaz srasndaki duygularn ifade eden el yazsndan olumaktayd. Baba Ozan'n, ilk defa burada yaynlanan iirini aada vermeyi uygun buluyoruz:
Kur'anna Rabbim sana, Kur'anna Snrm kabul eyle ldm an divanna Snrm kabul eyle Gnlm dilim zikrindedir Aklm her an seninledir Ruhum senin, sen sevindir Snrm kabul eyle Der ki gnlm Rabbim sensin Benim rabbim ne gzelsin Tenim, ruhum, can sevinsin Snrm kabul eyle Sensin bana gerek olan Sevinmez mi seni bulan Senin szn elbet Kur'an Snrm kabul eyle
35 36

Abdullah Faruki el-Mceddidi, Ehl-i Beyt ve On ki mamlar, Farukiye Vakf Yay., Ankara 1999. Alevilerin Kuran konusundaki dnceleri iin bkz. Mustafa ztrk, Alevilerin Kuran Tasavvuru zerine, slmiyat, C. 6, S. 3, Temmuz-Eyll 2003, s. 55-70.

315

La ilahe illallahsn Her derdimin ilacsn Ruhumun son durasn Snrm kabul eyle Baba Ozan senin kulun Aydnlktr gzel yolun Kur'an senin kendi nurun Snrm kabul eyle.

Kyde yukarda da ifade ettiimiz gibi Kur'an konusunda farkl bir dnce mevcut deildir. Snnetiler kyllerinin namaz konusundaki grlerini yukarda bahsetmitik. z halinde tekrarlamak gerekirse kyde be vakit namaz klan kk grupla namaz inkar etmeyen lakin kl(a)mayan byk gruptan sz etmek gerekir. Bilindii zere Alevilikte iki oru vardr. Bunlardan biri Ramazan orucu; dieri orutan ziyade, matem denilen, Muharrem orucudur. Snnetiler kynde bu iki oru tutulmaktadr. Ramazan orucu daha ok kadnlar tarafndan olmak zere bir ksm insanlar tarafndan tutulmaktadr.37 Baz kimseler ise ba, ortas ve sonunda birer gn veya 25, 26 ve 27. gnlerde olmak zere gn tutmaktadr. Ramazan orucunu hi tutmayan insanlar vardr. Oruca balama, ama ve niyet ediler dier mezheplerde olduu gibidir. Ramazan Bayram da btn kyller tarafndan kutlanmaktadr. Alevi topluluklarnda ayr bir yeri olan Muharrem orucu, daha ok kyn yallar tarafndan tutulan bir uygulama haline dnmtr. Yirmi-yirmi be yl ncesine kadar ok youn bir ekilde tutulduu sylenen Muharrem (Matem) orucu hakknda bilgi verelim: Zilhiccenin son gn, akam toplant yaplr. Buna balant denir. Bu ayin-i ceme gitmek iin btn talipler boy abdesti alr. Her trl tra olunur, trnaklar kesilir. Muharremin birinde oruca balanr. ncelikle on bir gn, bir gece (12 oluyor) tutulan oru sresince su hi iilmez. Bu sre iinde aynaya baklmaz, ters evrilir, cinsi mnasebette bulunulmaz, ykanlmaz38, trnaklar kesilmez, glnmez, ksaca yas gndr bu on iki gn. Elence kabul edilebilecek hibir ey yaplmaz. Et yenmez. Ava gidilmez, can yaklmaz. Bu srede katiyen iki de iilmez. Hz. Hseyinin acsn daha fazla hissetmek iin tuz yalanr. Kyller bugn bu uygulamalarn ounun deitiini sylyorlar. Mesela son yllara kadar muharrem ay girdiinde kyllerin selamlamalar farkl olurmu. Buna gre ilk selam veren: Yuh mnkire der. Selam alanlar Lanet Yezide derler. Sonra hep beraber Rahmet m'mine derler. Ancak bugn bu selamlama yok olmaya yz tutmutur. Bu gnlerde her akam namazndan sonra zikir yaplr.39 Bu zikirde her gn nelerin kaar defa syleneceini Alim Candan alntlayalm: Bu zikirde: Birinci gn 66 defa Ya Allah, kinci gn: 998 defa Ya Hafz, nc gn: 110 defa Ya Ali, Drdnc gn: 111 defa Ya Kfi, Beinci gn: 132 defa Salavat, Altnc gn: 72 defa Ya Bst, Yedinci gn: 308 defa Ya Razk, Sekizinci gn: 131 defa Ya Selam, Dokuzuncu gn: 20 defa Ya Vedd, Onuncu gn: 94 defa Ya Aziz sylenir.40 Muharremin yedisinde toplanlr. Dede Sakka suyu duasn okur. Herkes duval Sakka
37 38 39 40

Kyllerin ifadesine gre Ramazann ilk gnlerinde oru tutma ve teravih namazlarna katlm oran yksek olmakta ancak daha sonraki gnlerde say giderek azalmaktadr. Ryalanma gibi gusl gerektiren durumlarda banyo yaplr. Sivas yresindeki Muharrem orucu iin bkz. Metin Bozku, Sivas ve evresinde Yaayan Alevilerin nanlar, OMSBE., Samsun 1999, (Yaynlanmam doktora tezi), s. 166 Alim Can, age., s. 244.

316

suyundan yudum ier. Onbirinci Muharrem oru aldktan ve namazdan sonra bata dedenin evi olmak zere bir ok evin avlusunda aure kazanlar ocaa konur. Bu esnada kurban kesilir. Buna "Kazann altnda kurban kesildi" denir. Herkes aure pien yerleri ziyaret eder. Kazan banda sohbet edilir. Birbirine "Hayrnz kabul olsun" denir. Bu gece oruca niyetlenilir. Sabaha kadar kazann banda sohbet edilir. Sabahleyin aure duas okunarak aure datlr. Orulu olanlar sabahleyin aure ile orularn aarlar.41 Bu arada kazann kapa aldktan sonra hep birden aure kapma yarmas yaplr. Aure kazan banda mutlaka at ve dua okunur. Snnetiler kynde aure kazan banda okunan bir at ve duay rnek olmas iin veriyoruz:
Na't Hseyin (At) Ey nur- em-i Ahmed y Hseyin Ve'y-yadigr- Haydr- Kerrr y Hseyin En cn u dil srrnn sultan y Hseyin Ve'y Kerbela'da h- ehidn y'a Hseyin em-i era aleme nr- ceml pk Cn-u cihra rahmet-i rahmn y Hseyin Ruen yznde sure-i ve'emsi vedduha nnda nil ayet-i Kur'an y Hseyin Hk-i ruhun kandadr hn senin Devr-i adle lale-yi bed-hun y Hseyin Ceddin gnlde olmay birbirinin sizce B- behii ravza-y Rdvan y Hseyin Ceddin Resl-i pki atan h- evliya Kavmin kalbi Cafer-i Tayrn y Hseyin Ey nur- Fatma, mahbb- ism-i cn nletti bizi mihnet-i devrn y Hseyin Mh- Muharrem irdi, mtem oldu h- vh Oldun bu ayda gn gibi pinhan y Hseyin Kan alad alkla hm efkatinden Ol dem etmesin seni kurban y Hseyin Devr-i zaman dnd ve alem ykld sana Tuttu cihana nle-i efgan y Hseyin Mtem donunu giydi bulutlar blk blk Yrn- gamla koptu cu-tutan y Hseyin Gkler boyand ge, gn giydi kareler Mahvoldu ara yerde mutebn y Hseyin Yrtt yzn t Hasan hasretinle mihrb Alad yer gk sana yeksn y Hseyin arhn bkld beli ve snd settanesi ncim sald yer cu-barn y Hseyin Deryalar acd sana, akan sular dahi Talar alp dvnd b-revn y Hseyin Kanlar dkp fign ile her kii der ki h Gam ile doldu sevgili canan, y Hseyin Gl gibi ehre kana boyand firk ile k etse tnmaynca kribn y Hseyin Snbl san zd ve gl bitti kendinden Ssen elinde haner-i brrn y Hseyin Al-i Resle hangi yz kara byle eder Olsun Yezide lanet-i Yezdn y Hseyin Ah Hseyin vah Hseyin, h Hseyin Her kim seni ve alini can gibi sevmezse tten beterdir ol nice insan, y Hseyin Bizm gamda ate-i hasretinle yanmayan Olsun hemie ney gibi nln, y Hseyin
41

Alim Can, age., s. 244.

317

Dergh- ahi arh- felek handnna Gh zehir iirir, gh kan, y Hseyin Sen det-i Kerbelada susuz bunda ah u vah Yarenu geti eme-i hayvan, y Hseyin Derviem stadma yz sre gelmiem ah- keremsin sen eyle ihsn y Hseyin Maher gnnde el benim, etek senin der ha Koma kl anda bizi, tene-yi ryn y Hseyin Kandr arab Kevser-i Sati kuluna sen Giyidir libas- hulle-i Rdvan, y Hseyin Rahmet seni sevip yoluna can verenlere Olsun hemie hllet-i iman, y Hseyin Olsun kamu mahbbuna, rz- destein ata urbin nim-i nimet-i gufrn, ya Hseyin Olsun sana ve line ruhu'l-emini mdm Kerbelay medh- sena-y hayvan y Hseyin Ah Hseyin vh Hseyin, h Hseyin. Dua Barekallah kuvve-i kmllah Beyyinat bu okunan makdeli Hseyinin Sevabn mzeyini, okutan sahibi hayrn Divanna yazvermeklii iin Okutanlar iin ve dinleyenler iin Her birimizin gnlndeki hacetleri Kabul ve makbul edivermeklii iin Hazreti Resulullah (SAV)un pak- mnevver Ve mutahhar Aziz-i erif-i ruhu iin Okuduumuz aure ay iin Aziz peygamberimizin ruhuna mam Hasan, mam Hseyin'in akna Kendilerinden efaat bekliyoruz Kabul eyle ya rabbi Hak suphane ve teala (dini slm) Hkmetimizi hkmetlerimizi Paalarmzn mrn ve frsatn Yvmen ve yvmen ziyade klp Cmlenin zerine mahsur Ve Muzaffer klvermeklii iin Ady din mahkur olmakl iin Marktan maribe defaten ehli iin Ve karibi rahmet olmakl iin Biz duadan unutma diyenler iin Gemilerin ruhu iin Bakilerimizin selameti iin Duaya muhta olanlar iin man iin ahiri demde iman Kur'an iin Tvbeyi tevhidi ruzi klvermek iin stadlarmzn, stadlarnzn ruhu iin Validelerimizin ruhu iin Hastalara ifa, dertlilere derman Meftunlara eda, esir olanlara Halas messirlii iin Def erif fethi iin vakti erif Mbareklii iin, hak sbhane Ve Teala hazretlerinin Aziz erif rzas iinFatiha Allahmme Kabe mekan Ve bihamdi nur ile iman yarabbi

318

Ya mam Hseyin selamullahi Ali Hseyin lanetullahi katiline Hseyin."42

Hac ibadeti Alevi Bektai kaynaklarnda hali vakti yerinde olanlarn yerine getirmeleri gereken bir ibadet olarak kabul edilmesine ramen Alevi topluluklarnn ou tarafndan gz ard edilen farzlardan biri olarak telakki edilmitir. Snnetiler kynde yaptmz grmelerde hac konusunda fikirlerini aldmz insanlar esasta hacc reddetmediklerini, fakat imdiye kadar da bu farz ifa etmediklerini belirtmilerdir. Alevilerin byk ounluunun teden beri hacca gitmemelerinin dinsel, ekonomik ve sosyal sebeplerinden sz edilebilir.43 Kyllerin u anki ekonomik durumlarnn hacca gidebilecek lde iyi olduu sylenebilir. Kyde hacca gitme yerine bu yolda harcanan paralarn hayr ilerinde kullanlmas dncesi hakim bir kanat olarak ortaya kmaktadr. O halde hacca gitmeme nedenlerinin ekonomik deil, dier sebeplerden kaynakland iddia edilebilir. Yaptmz aratrmaya gre Snnetiler kynde Aleviler arasndaki tekilt yapsnn byk oranda zelliini kaybettii sylenebilir. Krsal kesimde dedelerin fonksiyonlarn srdrmede etkin olduklar sylenebilirse de krsal olan Snnetilerde dedelik kurumu zayflam, neredeyse yok olma tehlikesiyle kar karya kalmtr. Bu ilgi azalmasn yle aklamak mmkndr. Modernleme, ehirleme, eitim vb. etkenler sayesinde krsaldaki gen insanlar, geleneksel dini otorite tiplerinden olan dedelik kurumu yerine daha farkl organizasyonlarn, rgtlerin ierisine girme eilimi gsteriyorlar. Dedelik kurumuna ilginin azalmasnda bu nemli bir faktr. Ayriyeten Yataan'daki Mahmud Aa u an dedelii kendiliinden brakm vaziyettedir. Snnetiler kynde dede olabilecek vasfta olan iki kiiden . zer ile E. Aker de bu greve talip deil. Tokatllarn bal olduu Hzrhbyarlar Tekkesi dedeleri ise eskiden ska kye gelip grevlerini ifa ederlerken son zamanlarda ylda bir defa, ubat aynda, Snnetiler kyne gelip ikrar cemi ve grg cemini yaptrmaktadrlar. Ancak kyde bu gruba dahil olanlarn say bakmndan olduka az olduu bilinmektedir. Bunlarn yan sra Ahmet Er ve Mustafa Ylmaz Kln cem evine kar kyor44 ve dedelii kabul etmiyorlar. Kendisiyle yaptmz grmelerin birinde, Er, "dedelik satlr hale gelmiti" diyor ve "dedelerin kyde bir adam olurdu. O adam dedelerin alnnda bir nur grdn syler ve nne gelen Aleviye sen o nuru grdn m? Diye sorard. Eer o adam grmedim derse, tabii gremezsin senin kalbin mhrl" derlerdi, diye ekliyordu. Kyllerin bir ksm bu grlere katlmasa da dedelik kurumunda bir bozulmann ve gevemenin olduu konusunda ortak gr birlii iindeydiler.45 Btn bunlar bir araya getirdiimizde kyde dedelik kurumuna kar ilgisizliin nedenleri daha iyi anlalacaktr Kyde dedelik yapacak birinin bulunmamas, dardan gelen dedelere olan itibarn azalmas, ksacas dedelik kurumunun zayflamas ve Ahmet Erin telkinleri neticesinde kyde Alevilie zg riteller eski hviyetini kaybetmeye balamtr. Btn bunlar sebebiyle AleviBektai ritellerinin en nemlisi olan cem ayini pek fazla yaplamamaktadr. Ayn sebeplerden dolay ikrar cemi ve grg cemi (musahip tutma, dknlk cezas veya dknlkten kurtulma gibi) riteller de seyrek olarak icra edilmektedir.46 Dedelik kurumunun zayflamas sonucunda Alevilie ait birtakm ritellerde geveme
42 43 44

45 46

Alim Can, age., s. 244-247. lyas zm, Gnmz Alevilii, sam Yay., stanbul 1997, s. 101-102. Ahmet Er, Hz. Ali'nin hayatnda, Hz. Ali'ye bal tarikatlarn hibirinde, on iki imamlarn hayatnda, Horasan Erenlerinin hayatnda cem evi yoktur diyerek, bu konudaki grlerini rneklerle anlatmaktadr. Bkz. Ne Snnidir ne Alevidir, s. 14-15. Kr. ener, age., s. 92 vd. Bu konuda bkz. Mehmet Erz, Trkiyede Alevilik Bektailik, Ankara 1990, s. 105, ener, age., s. 92 ve dv.; zm, age., 103.

319

olmasna karn Snnetiler kynde Kurban ve adak uygulamas dierlerine nazaran daha canl olarak kutland sylenebilir. Kyde, Muharrem Kurban, Grg Kurban, Yl Kurban (Ba Okutma Kurban), Abdal Musa Kurban (Birlik Kurban), Musahip Kurban, Dardan ndirme Kurban, Dkn Kaldrma Kurban gibi Alevilie zg kurban merasimlerinde azalma olsa da varlklarn devam ettirmektedir. Fakat Kurban Bayram hemen hemen herkes tarafndan kutlanr. Kurban Bayramnda kyde herkes kurban keser. Herkes kurban kestii halde paylamak esas kabul edildiinden kyn fakirlerine bir para et verilir. Kyde, 21 Mart, Nevruz Bayram olarak kutlanmaktadr. Onlarn inanna gre 1-Kuran Nevruz gn Peygambere gelmitir. 2-Hz. Ali Nevruz gn domutur. 3-Hz. Fatma ile o gn evlenmitir. 4-Hz. Nevruz gn halife olmutur. Bugn eitli elenceler dzenlenerek kutlanr. Snnetilerde cenaze merasimleri Ehl-i Snnet ile benzerlik gstermektedir. Cenazeler ekilde kefenlenir, cenaze namaz klnr ve defnedilir. Eski Trk geleneindeki l evinde yemek pimez anlay "eren" ad verilen yemeklerle srdrlr. lnn defnedildii gnden nc, yedinci, on ikinci, yirminci (yar krk), krknc ve elli ikinci gnlerine ok nem verilir. nk elli ikinci gecede etin kemikten ayrld inanc hakimdir. ld gnden itibaren krk gn boyunca Yasin Suresi okunuyor, her okuyu iin bir dm atlyor, mevltler okutulup, yemekler veriliyor ve bu ritellere "hayr" ad veriliyor. Bu hayrlarda ok sayda kiinin faydalanmas amalanm olup alt snr olarak yedi rakam belirlenmitir. Snnetiler kynde icra edilen dn trenlerinde yemekler yenir, biraz da iki iilir. Resmi nikahn yannda dini nikahn da yapld tespit edilmitir. Snnet dnlerinde mevlt okutulurken, evlenme dnlerinde mevlt okutma dnden birka hafta sonraya ertelenmekte ama genellikle icra edilmektedir. Evlenme dnlerinde seymen ad verilen oyun hl oynanmaktadr. Aratrma alanmzda insanlarn birbirleriyle karlatklarnda selamlarlarken Ya Allah, Ya Muhammed, Ya Ali ve Pirim Hnkar Hac Bekta- Veli diyerek defa birbirlerine sarldklar gzlenmitir. Bu selamlama Alevi-Bektai aynilemesini sembolize edebilecek bir ipucu olabilir.47 Kydeki evlerde Hz. Alinin, On iki mamn resimleri yannda Hacbekta Velinin ve Atatrkn resimlerinin asl olduu sylendi. Atatrkn bir portresi ky meydanndaki muhtarlk ofisinin giriine fayans zerine ilenmi vaziyetteydi. Bu durumu, Atatrk sevgisinin bir tezahr olarak yorumladk. Zira, Atatrk Trkiyedeki Alevi topluluklarnn byk ounluu tarafndan bir kurtarc olarak grlm ve onun gerekletirdii devrimler desteklenmitir. Osmanl hkmranlnn sona ermesi, Cumhuriyetin kurulmas, slmiyetin devlet dini olmaktan karlmas, gerekletirilen sosyal ve siyasal deimeler, sosyal adaletin salanmas Alevilerin Atatrk sevip; onun ilkelerine sahip kmalarna neden olmutur. Alevilerin siyasi tercih bakmndan ounluk itibaryla solu yeledikleri bilinir. Bu kyde de siyasi tercihler soldan yana olmutur. 28 Mart 2004 seimlerinde 329 geerli oydan AKPye 100, CHPye 161 oy kmtr.48 Alevi Snni btnlemesi nasl salanr eklinde ynelttiimiz bir soruya da Ahmet Er byle bir ayrmn yapay olduunu, hepimizin Ehl-i Snnet vel cemaattan olduunu syleyerek cevap verirken, dier kyllerin Kur'an ve Ehl-i Beyt etrafnda birleilebileceini ifade ediyorlard. Onlara gre Snniler, Alevilerin Ehl-i Beyti sevdikleri kadar sevecekler. Aleviler de
47 48

Bkz. Trkdoan, age., 151. DSP: 6; BTP: 1; BBP: 4; DYP: 22; Gen Parti: 27; Sosyal Demokrat Halk Parti: 2; MHP: 6 oy alm, dier partiler ise hi oy alamamtr.

320

tpk Hz. Ali gibi dinin gereklerini yerine getirecekler. Bu taktirde btnleme kendiliinden mmkn olacaktr. Snnetiler kynde Din, Dil, Trk Kltr, Demokrasi, Vatan, Bayrak, Eitlik gibi ortak deerlerin birletirici boyutu haiz olduu tespit edilmitir. Kyller birbirleri ve dier kyllerle anlamak ve dertlemek istidad gsteriyorlard.49

Sonu Yerine
Trkiyede Snn ve Alev topluluklar bir arada yaama tecrbesi geirmektedirler. lkemizdeki bu byk iki oluum yaplanmas bakmndan Trk Halk slmlnn iki kanadn oluturmaktadr. Trkiye'de Snn kesim arasnda nasl farkl din gruplamalar, tekiltlanmalar mevcutsa Alevilik-Bektailik ats altnda da ayn ekilde birbirinden farkl oluumlar grlmektedir. Bunlar bir tr zenginliktir. Bizim burada tartmaya atmz aratrmamz Manisann Akhisar ilesine bal bir Alevi-Bektai topluluu olan Snnetiler kyndeki Alevilii kapsamaktadr. Dolaysyla bildiri boyunca anlatlmaya allan Alevilik buraya zgdr. Snnetiler ky civar kyler tarafndan Alevi ve Ehl-i Snnete yaklam olanlarn ky olarak tannmaktadr. Ballca kylleri Snnetiler kynn dier Alevi kylerinden farkl olduunu dile getirmilerdir. Esas itibaryla Snnetiler kynde Ahmet Erin ban ektii namazna, orucuna bal Alevilerle; Alevi inan ve yaayn devam ettiren insanlar bir arada yaadklar grlmtr. Kyde dedelik kurumunda bir gevemenin olduu gzlenmitir. Snnetiler kylleri yeni yeni dier kyler ve kyllerle diyalog iine girmeye balamlar; Tahtaclarla bir iki tane kz alp vermede bulunmular ancak Snnilerle henz byle bir iliki ierisine girmemilerdir. Ancak son zamanlardaki sosyo-kltrel deime, evreye alma, eitim, g ve deerlerdeki dnn nedeniyle Snnilerle kz alp verme durumundaki fikirlerinde deiim olabilecei ifade edilmitir. ki topluluk arasndaki farkllk daha ziyade dinin alglan ve yorumlan biiminde kvrmlanmaktadr. Ancak Alevi topluluklarn sosyal bir realite olarak var olduu kabul edilmelidir. Bunun tesinde her iki kanat da dierini teki olarak grmemelidir. Ayrca bu iki topluluun birbirlerini olduklar gibi kabul etmeleri, eskilere ait kalp yarglardan kurtularak birbirlerini anlayp renmeye almalar zaruridir. Yaptmz aratrmada her iki kyde de kalp yarglarn giderek azalmaya balad grlmtr. Sosyal btnlemede nemli rol oynayan Din, Dil, Trk Kltr, Demokrasi gibi deerler kyller tarafndan kabullenilmektedir.

49

Yusuf Ziya Yrkan, Anadoluda Aleviler ve Tahtaclar, Yayna Haz.:Turan Yrkan, TC. Kltr Bakanl Yay., Ankara 1998, s. 47.

321

BEKTALK-ALEVLK ARASINDAK FARKLAR-MEYDAN EV


akir KEEL* Aslnda Bektlik Alevliktir Alevlik te Bektliktir Bektlik/Alevlik tartmalarnn gittike younlat ve iddetlendii son krk-elli yldan bu yana baz szckleri yanl kullanyoruz. Bu yanllklardan birisi de; Bektlik/ Alevlii anlatrken her iki szcn arasna ve szcn eklemektir. Oysa, Alevlikle Bektlik bir elmann iki yan gibidir ve birbirinden ayrlmas da olanakszdr. Zorlama yntemlerle bunlar birbirinden ayrmaya baladnz anda Bektlik/Alevlii tannmayacak hale getirirsiniz ve hatta aslna hi benzemeyen bir hilkat garibesi yaratrsnz. Bu nedenle Fakr, alt-yedi yz yldan bu yana birbirinden asla ayrlmayan insanlar blmeyecek ve kentte yaayan Bektlere Kent Bektleri, kyde yaayan Bektlere, yani Alevlere Ky Bektileri adn verecektir. nk Ky Bektleri (Alevler) ile Kent Bektleri (Babagn) arasnda, inan, ibdet, akaid, ve ahlk asndan, abartlacak kadar bir fark yoktur. Her ikisi arasndaki ayrntya ilikin farklar, farkl ortamda yaamaktan ve toplumsal koullardan kaynaklanmaktadr. Fakr bu farkllklar sunarken, onlar yaratan sosyo-ekonomik, kltrel ve sair faktrleri de aklayacaktr. Ky Bektlerinin de Kent Bektlerinin de Pri Hz. Hnkr Hac Bekt Veldir 1 Hz. Hnkrn halk arasndaki bir ad da Ser (Ba) eme dir. Bu ad, Hac Bekt Velnin emelerin, yani aydnlatma kaynaklarnn ba olduunu ve Anadolu Alevliinin Onu en yce Pr olarak kabul ettiini kantlamaktadr. Alevlik/ Bektlikte bir kural vardr: El ele / El Hakka. Aslnda bu kural Kurn- Kerm 48. Fetih Sresi 10. yeti buyruunun Trk toplumsal yaamna ve kltrne uyarlanmasdr. nk bu yette Sana biat edenler ancak Allha etti / Hakkn eli onlarn elleri zerindeydi. diye buyurulmaktadr. slmiyetten nceki Trk Devletleri, yukardan aa (silsile-i mertib) doru dizilmi topluluklarn birlemesinden meydana geliyordu. Bu devletin en ucunda budun yer almt. Budunun banda bulunan Kaan boy beyleri arasndan seiliyordu. Budunun altnda Boy (Bud) Beyleri yer almt. Boy beylerine Soy (Uru) bal idi ve soyun banda klan efleri vard. Zincirin en altnda ise Ogu (aile) bulunuyordu. u halde, Trk devletleri, aadan yukar ya da yukardan aa doru sralanan topluluklar federasyonunundan baka bir ey deildir. Ky Bektliinin rgtlenmesi, bu eski Trk geleneinin slmiletirilmesinden baka bir ey deildir. El ele / El Hakka diye ifade edilen ve meruiyetini Kurn- Kermden alan bu rgtlenmeyi, artrlmas olanakl iki rnekle somutlatrmak istiyoruz: Alev ocaklarndan birisi de Turb Ocadr. Turb Oca Murad ocana; Murad oca Kalender Ocana; Kalender oca Hasan Dede ocana ; Hasan Dede, Scaaddn Vel ocana; Scaaddn Vel oca Hac Bekt Velye baldr. Yine ah oban (ah brahim)
* 1

Aratrmac-Yazar, Ankara/TRKYE zlerek sylyorum, slm dil bilimine ve Osmanlcaya vakf olan bilim adamlar bile zaman zaman bir yanla dmektedir. Hz. Prin adn Hac Bekt Vel diye sylemektedir. Oysa. Bekt Vel deyince Velinin Bekt diyorsunuz. Ne ki Hazreti Hnkrn ad Bekt Veldir.

322

oca, Dede Garkn ocana, Dede Garkn oca Garib Ms ocana, Garib Musa oca Hdr Abdl ocana; Hdr Abdl oca Hac Bekt Velye baldr. Bu rnekleri artrmak olanakldr. Fakat konumuzun dnda olduu iin iki rnekle yetinilmitir. Kent Bektlii de benzer bir biimde rgtlenmitir. rgtn tepesinde Halfebabalar tarafndan kayd- hayatla seilen dedebaba, dedebabann altnda babalarn nerisi ve dedebabann onay ile seilen halfebaba, halfebabalarn altnda ise, dervi ve mhiblerce seilen ve halfebaba ile dedebaba tarafndan onanan baba, babann altnda muhibler arasndan seilen dervi, derviin altnda da muhibler yer almtr. Grlyor ki Anadolunun krsalnda yaayan, bizim Alev dediimiz topluluklarn tamam (Tahtaclar ve Sralar hari) Hac Bekt Velye balanmtr. Bu nedenle Alevlikle Bektliin, Bektlikle Alevliin arasnda, esasa ilikin hi bir fark yoktur. Her Alev ayn zamanda Bektdir. Doal olarak her Bekt ise hem Alev ve hem de Bektdir,. hatta Kzlbatr. Bekt Tekkelerinin Kapanmasna Kadar Alevler, Bekt Tekkelerinin evresinde Toplanmlar ve Onlara Smsk Balanmlardr. Bektlii yerden yere vuran, onlara ar hakaret ve iftira ynelten Esad Efendi bile ss-i Zafer adl yaptnda unlar sylemektedir: Abdl lakabn tayan ne kadar trbe ve tekke varsa, bu nvanlarn Hac Bekt Vellerine has (ait) olduu bahanesiyle Bektler tarafndan zaptedilmitir. 2 Gerekten de Anadolu ve Balkanlar da, Abdal, Kalender, Baba, Dede adlarn tayan ziyaret yerlerinin neredeyse tamamnda bir Bekt azzi tarafndan kurulan tekke bulunuyordu. Bu tekkeler tahrip edilmi ama tekkeyi uyaran baba, dedenin manevi gc varln, bu gne kadar srdrmtr. Braknz Anadoluyu, Yunanistan ya da Bulgaristan tarafndan tahrip edilen tekkelerin yerlerinde yeller esmektedir... Ama bu tekkelerin kurucularnn mezarlar, u anda bile ziyaret yeridir. Tarihsel belgeler ile seyahatnmeler de yukardaki yargmzn geree uygun olduunu bildirmektedir; On drdnc yzyln ortalarnda Anadoluyu batanbaa kat eden bn Battta Tanc (vef. 1368) gezip grdklerini ayrntlar ile not etmitir. Bu notlardan edindiimiz bilgilere gre. Anadolunun neredeyse tm kentlerinde ve nemli kavaklarnda Ah tekkelerine rastlamtr. Battta ..... Anadoluya yerlemi Trkmenlerin yaadklar her yerde, ky, kasaba ve ehirlerde (Ah kurulular) bulunmaktadr. 3 demektedir. mer Ltfi Barkan ve Enver Merili, Hdvendigr Livas Tahrir Defterleri adl eserinde 14. yzylda blgede bulunan tekkelerin dkmn kartmtr. Buna gre: Bat Anadolu eyletinde Karaman eyletinde Rum Eyletinde Diyarbakr eyletinde Zulkadriye eyletinde Rumeli Paa Livasnda Silistrede imen Livasnda 623 272 205 36 14 57 20 4

2 3

blm). Eb Abdullah Muhammed bn Battta Tanc, bn Battta Seyahatnmesi, Yap Kredi Yaynlar, stanbul 2004, C. 1, s. 404.

ss-i zafer, stanbul 1243, s. 201den aktaran Prof. Dr. Fuat Kprl, Edebiyat Aratrmalar, (Abdallar

323

tekke bulunmaktadr. Bu tekkelerin byk ounluu Ah ve Bekt tekkeleridir. Bekt olmayanlar da Kalender veya Haydar kurululardr. Ah, Kalender ve Haydarlik ise, Bektlik potasnda erimi olan yollardr. 13. ve 14. yzyllarda Anadolu topraklarnda etkin olan Ah tekkeleri zamanla Bektlikle btnlemi ve Bektliin deerli bir esi olarak yaamtr. Bu yargmzn doruluunu kantlayabilir miyiz? Elbette kantlarz. nk Ahlerin erknlar ile Bekt erkanlar birbirine ok benzemektedir. Ayrca Ahlik de Bektlik de Babalikle sk skya baldr. Bektliin yce Pri Hacbekt ile Ah Edebalnin Baba lyas Horasn ile balar bulunduunu Elvan elebi yle anlatyor:
Hac Bekt ol sebepten hi Gze almad tc- sultn Edebal v bunda huddam Grdler Hcdan bu seyran 4

Elvan elebi Babaliin pri Baba lyas Horasnnin torunu k Paa-y Velnin oludur ve 1359 tarihinden sonra Hakka yrmtr. Ah Evran (Evren) ile Hac Bekt Velnin sk ilikiler iinde olduklar, Vilyetnmede tatl bir slupla anlatlmaktadr.5 Bu tarihsel rnekleri artrmak ve baka belgelerle tezimizi glendirmek olana vardr. Fakat konumuz bu deildir. Bunca sunumlardan sonra unu rahatlkla syleyebiliriz: Yenieriliin ilgas ve Bektliin yasaklanmasndan, yani 1826 tarihinden nce Bekt tekkeleri, Anadolu ve Balkanlar bir a gibi rmt.Yaklak her otuz alt kilometrede bir Bekt tekkesi bulunuyordu. Gelip geenler bu tekkelerde gn hibir karlk demeden konuk (mihman) olabiliyorlard. 6 Bu tekkelerin muhtelif ilevleri (fonksiyonlar) vard. Bu ilevleri u ekilde sralayabiliriz: * slm dininin tasavvuf yorumunu geni halk kitlelerine yayarak, Tanrnn kullarn, Yaratan ve yaratlan sevgisi ile eiterek, toplumsal barn ve uzlann oluumuna katkda bulunmak. * Bektliin bu ilevde ok baarl olduu, Balkanlarda yaanan son iki yz yllk bouma ile kantlanmtr. nk bu blgeye Bektlik egemen iken kurtla kuzu yanyana yaayabiliyordu. 2. Mahmudun kymndan sonra Bektlik sarsld ve Balkanlar kan glne dnd. * Tekkelerin arazisinden, teki tarmsal faaliyetlerden ve balardan elde edilen gelirleri, karlksz olarak, ihtiyac olanlara sunmak. Ayrca ticaret yollarnn huzur ve gvenini salamak. * Tarm ve zanaat retimini yaparken, retim teknikleri gelitirmek ve bu teknolojiyi evreye yaymak . Toplumun bar, huzur ve refahna katkda bulunan bu faaliyetlerin etkisi ile de kentlerin sanatkrlar, krsaln kyl ve gebeleri Bekt tekkelerinin evresinde rgtlendiler. Bu mucizev rgtlenmenin de etkisi ile 200 adrl (haneli) Kay boyundan, 600 yllk mr olan, Osmanl mparatorluu dodu. Gerek Seluklu ve gerekse Osmanl belgelerinde, 17-18. yzyla dein Alev terimine rastlanmamaktadr. Bugn bizim Alev adn verdiimiz topululuklara, Seluklu ya da Osmanl, Rafz, Mrted, Taife-i k, Torlak Abdl, Haydar, Kalenderi, Baba, Ah, Kzlba diyordu. Ama Alev demiyordu

4 5 6

Elvan elebi, Menkbul-Kudsiyye f Mensbil-nsiyye, Yeni Harflere eviren smail E. Ernsal Ahmet Yaar Ocak, Edebiyat Fakltesi Matbaas, stanbul 1984, s. 169. Menkb- Hac Bekt Vel, Hazrlayan Abdlbki Glpnarl, nklb Kitabevi, stanbul 1958, s. 50 vd. Ah tekkelerinde de gn konuk olma kural ilemektedir. Baknz bn Battta, Seyahatnme, C. 1, s. 404 ve devam.

324

14. Yzyln ikinci yarsndan sonra yukarda adlarn saydmz topluluklar, Bektlik evresinde toplanarak, huzur iinde yaamaya baladlar. Ama bu huzur fazla srmedi. nk Bektler tarafndan yaratlan Osmanl, eitliki, dayanmac ve zgrlk din anlayn terk etti ve bunlarn yerini yasak, kuralc ve baskc din anlay ald. Bu deiimden rahatsz olan Anadolu krsalnn Trkmenleri ayaklandlar. Bu ayaklanmaclar, Osmanlnn Medrese ideolojisinin karsna Safevlii koydular.7 Bylece tarih sahnesine Kzlbalk girmi oldu. Ne ki bu dnem uzun srmedi. nk Sersem Ali Dedebabadan sonra, Bekt tekkeleri Anadolu ve Balkanlarn Trkmenlerini yeniden evresinde toplad ve Hz. Prin uyard (yakt) meale, yeniden, aydnlatma grevini srdrd. Pr-i Sn (Balm Sultn) ve Sersem Ali Dedebabann uyard era, Anadolu ve Balkanlarn krsalnda yaayanlarla, kentin dar gelirli halkn bir araya getirdi. Balm Sultnla balayan birlik ikiyz elli yl kadar srd. Padiah 2. Mahmudun 1826 ylnda Bektlii tahrip ve kymndan sonra Anadolu ve Balkanlarn Ky Bektleri birden ndersiz kaldlar. Yklmaktan ve kylmaktan kurtulan Bekt tekkelerinin balarna birer Nakbend eyhi atand. Osmanlnn ve Medrese ideolojisinin Bektleri Nakiletirme abas da umulan vermedi. nk Bekt tekkelerine atanan Naki eyhleri ya Bekt oldular ya da Bektlik Naklik giysisi altnda tm canll ile srp, bu gne geldi. Bu gn Tekirda Muratl, zmit ve hatta Bulgaristanda Nak Bektler yaamaktadrlar. Naki-bend grnml Bektleri, Nak olmayan Bektlerden ayran tek ey, Nak Bektlerin Zikir ve Tevhd ekmeleridir. Nak Bektlerde kadn (bac) nefes okumadan Meydan almaz. Kadn erkek bir arada ibdet ederler. Muhabbetlerde dem (iki) alrlar. Artrlmas olanakl olan bu uygulamalar, gnmz Naklerini ileden kartacak uygulamalardr. Bu gn Babagn, elebiyn Bektlii ile Alevlik arasndaki farkllklar, tekkelerin kapatlmasndan veya yeri geldike aklayacamz toplumsal zorunluluktan kaynaklanmtr.

Bektlik/Alevlikte bdet
Padiah Abdlhamidin ba imam ve Karyad Sultn Tekkesinin son Post-nini Hfz Baba Erenlerimizin buyurduu gibi Bektlii, teki adyla lm-i ledn kavramak iin Elifi renmeye balamak gerekir. Bu ne demektir? Yola girmeden nce rendiimiz erta ilikin her trl bilgi, kiiyi aydnlatp Evrenin Sevgilisine layk hale getirmez. Kii lm-i ledn renmek istiyorsa, o gne kadar rendiklerini bir yana brakacak ve Ak ilminin ilk harfi olan Elifi okumaya yazmaya balayacaktr. Bu szlerden erat reddettiimiz sonucu kartlmasn. erat Elifi kavrama eitiminin ilk basamadr. Ama kendisi deildir. Elif ncesi olmadan Elifi renmek ok zordur. Ama olanaksz deildir.8. Zaten Bektlik adl okula kaydolmak iin, iman etmek ve imann gereklerini yerine getirmek arttr. Ama kii orada kalmamal, daha daha ileri gitmelidir. Daha ileri gidip lmeden nce lmek iin okulumuza kaydolup, ilme sfrdan balamak arttr. Yunus mre, medresede renilen ilmin bir hece bile etmediini, hakikat ilminin, yani Bektliin renilmesi gerektiini yle anlatmaktadr:
Drt kitabn manisin okudum tahsl ettim Ika gelincek grdm bir uzun heceyimi Drt kitabn manisi bellidr bir elifde Bi dedrmegil bana ben bu yoldan anarm.

7 8

Bu arada rann ve Osmanlnn kymndan kaan Hurfiler, canlarn kurtarmak iin Bekt tekkelerine sndlar bylece Bektlie Hurfilik de bulam oldu. Burada erat okulunda okumadan Mslman olup Bekt olan ve slm tasavvufuna katklarda bulunan, bir yn Ermeni, Rum, Yahudi kkenli insanlar anmsatrz.

325

Bu dervlik beratn okumad mftler Anlar ne bilsin an bu bir gizli varlkdur9

Bilinen ve Trkiyede yaayan ounluk tarafndan kabul edilenin aksine, Bektlik bir tarkat deildir. O bir slm dini yorumudur. Trkn, slmn ilik yorumunu, Anadolunun sosyolojik yapsna uyarlamasdr. Bedri Noyan Dedebabann szleri ile, Trkn asimilasyondan kurtulmas hareketidir. Ve de Din Trkldr. Acaba Bektlik neden bir tarkat deildir? Tarkatn olmazsa olmazlarnn hemen hibirini Bektlikte bulamazsnz yle ki: Bektlik, kiiyi hayattan koparmadan, hayata ve dnyaya srt evirmeden Evrenin Sevgilisi ile buluturur. O Tkenmez Bahar ile kullar arasndaki perdeleri, birer birer kaldrr. Bektliin kitabnda uzlet (toplumdan ve yaamdan soyutlanmak) ya da Terk-i dnya yazl deildir. Aksine gndz evk ile dnya iine/ Gece ak ile hret iine komak gerektir. Bizim Yolumuza gre, almak ta bir ibdettir. Tanrnn, ..... ve mimm razaknhm ynfukun..... buyruunu yerine getirmek iin, almak ve yine almak gerekir. 2. Bakara Sresinin banda buyurulan bu buyruu yerine getirmek ve tarmla uraanlarn nafakalarn rahatlkla salamalar iin 21 Marttan Ekim/ Kasm aylarna dein ibdete (ayn-l cemlere) ara verilir. Bu uygulamadan hareket eden Ky Bektleri, idem bitti/ dede gitti derler. Bektlikte bahar ve yaz aylarnda cem yaplmaz. Tarkatn olmazsa olmazlarndan birisi de aydnlatc (mrd) ya kr krne itaattr. Slik eyhe gz kapal itaata zorunludur. Bu itaatn salanmas da tevessl ve rabta10 ile olur.. Ak ve gizli zikirler slikin dnyadan soyutlanarak, eyhe ynelmesine salamaya ynelik eitimdir. Bektlikte de tlip mrde balanr. Hakikata ulamann ilk koulu bu ballktr. Ama bu ballk, artlanma yntemiyle salanmaz, tlib ikna edilerek aydnlatcsna balanr. Bektlikte akla, doann akna ters gelen hibir ey tlibe sunulmaz. Tlip ikna edilir. Tlibin mride itiraznn salanmas, bilincinde geip de ortaya koyamad dncelerini tartmaya amas iin, az miktarda (asla sarho etmeyecek kadar) dem ad verilen iki verilir. Bektlikte kemlt (olgunlama) eitimi yln drt Perembesi, (Muharrem Ayna gelenler) hari, her Perembe11 akamnda yaplan muhabbetlerde salanr. Perembe akam muhabbete katlan cnlar, insan Hakikata gtren gr al-veriinde bulunurlar. Muhabbette ahlk ve adaba aykr olmayan her ey tartlabilir. Bu nedenle muhabbet ok nemlidir Bektlikte. Muhabbetten Muhammede gidilir diye bir sz vardr. Muhabbet konusunda ky ve kent Bektleri arasnda en ufak bir farkllk bulunmamaktadr. ster ky, isterse kent Bektsi olsun, her insan, mutlaka her yl, bir kere sorgudan gemek zorundadr. Babagn Bektleri bu sorguya hizmet grme erkn ya da ba okutma derler. Alevler ise bu ileme grg adn verirler. Hakl bir zr olmadan ban okutmayan kii dkn saylr. Dkn saylan insan ise, ayn-l-ceme ve muhabbet cemlerine alnmaz. Grgye giren Bekt, dkt varsa doldurmak/ alatt varsa gldrmek zorundadr. Grgde hayvann bile hakk tlipten istenir. Ba okunan bu fakrden arnm incinmi varsa dile gelsin bile gelsin, hakkn istesin, onu demeye hazrm der. Cnlar iinde ya da baka bir yerde, arnan ve incinen varsa, onu ikna etmeden, onun aff salanmadan kii ceme alnmaz. Grgye girecek cn tm komulardan, hatta Alev olmayanlardan helallk diler. Bu helallk verilmezse, uyumazlk ceme tanr.
9 10 11

Nefeslerin tamam iin baknz: Abdlbki Glpnarl, Yunus Emre ve Tasavvuf, Remzi Kitabevi, stanbul 1961 Ayrntl bilgi iin baknz: Kurn ve Snnet Inda Rabta ve Tevessl, mran Yaynlar, stanbul 1994. krar veren her ky ve kent Bektsine mrd krk sekiz FPerembe(Cuma) Hak mdr? diye sorar.

326

te bu nedenlerle Cem ya da (Meydan) evi lmeden nce lnen bir yerdir.

Ayn-l-cem Ya da Grg Ceminin Yapld Yer


Cem treninin yapld yere, Ky Bektleri (Alevler) Cem Evi (Grg Dam), Kent Bektleri ise Meydan Evi derler. Cem evleri sabit bir yer deildir. Kyn elverili her evinde cem yrtlr. Cemin yrtld yer, tren bittikten sonra baka ilerde de kullanlabilir. rnein orada dn yaplabilir yada orasn insanlar mesken olarak, mihman (konuk) arlamada da kullanabilirler. Kyde cem ibdetine ayrlm bir yer olmad gibi, bu ibdetlerin yapld yerlerin zel bir aksesuarlar da yoktur. Hatta bir yl bir yerde, teki ylda da bir baka yerde cem yrtlebilir. Cem yrtlen yerin kapal bir alan olmas da art deildir. Gemite, Antalya, Kumluca ilesi Karatepe ky halk Eren Tepesi ad verilen bir tepenin dzlnde de cem yrtmlerdir. Muhabbet Cemlerine (Balm Sultn Muhabbetine) gelince, kyn herhangi bir odasnda yaplrd. Halende byle yaplmaktadr. Kent Bektleri, her tekkede ve zviyede bulunmas zorunlu olan ve Meydan Evi adn alan salonda Ayn-l- cemlerini yaparlar. Meydan evi sadece ibdete tahsis edilmitir.Bu nedenle baka ite kullanlmaz. Meydan Evinde Taht- muhammed-i, Krre, Dr vb. gibi aksesuarlar vardr. 12 Bu aksesuarlar yerinden kopartlamaz. Bu farklln nedeni: Cem ancak ve ancak dedenin nezaretinde yaplan bir trendir. Cumhuriyet ncesinde her kyde bir dede bulunmuyordu. O yzden de ylda bir ka kez cem yaplyordu. Ylda bir ka kez, be-on saat iin kullanlacak bir bina yapmak anlam olmayan bir itir.Ky Bektlerinin byk bir blm 19. yzyla dein gebe idi. Gebe insan Cem Evi yapamazd. Yaparsa srtnda onu tamas gerekirdi. te o yzden de Cem iin bir bina yaplmam, Alev nere elverili ise orada cemini yrtmtr. 13 Bu faktrlere, 15. yzyldan sonra ortaya kan Osmanl vahetini de ekleyebilirsiniz. nk Osmanl, hatta bu gn bile Cumhuriyet Cem evi diye bir ibdethane tanmamaktadr. Cem evlerini, tpk Alevlik slm ddr diyenler gibi, slm d saymaktadr. Bu gn bizim Alev dediimiz insanlarn nerdeyse te ikisi byk kentlerde yaamaktadr. Her mahallede bir veya birka dede vardr. Bu koullar iinde Ky Bektlerinin de sabit bir ibadethnelerinin olmamas iin hibir toplumsal neden kalmamtr. Yirmibirinci yz ylda Alevleri tapnmak hakkndan yoksun etmenin, insan haklar ile badamas da olanakszdr. Ben mmetimin okluu ile nrm diyen bir Peygamberin mmetlerine blnmek ve azalmak yakmasa gerekir. Cem ya da Meydan Evleri Kurn- Kerme Aykr mdr? Meydan Odas (Cem evi), asla cminin rakibi veya alternatifi deildir. Hem Cmi ve hem de Meydan, Mslmanlarn ibdethaneleridir. eriat kapsnda olan Mslmanlar Camide, Tarikat ve Marifet kapsnn Mslmanlar ise, Meydanda saltlarn eda ederler. Cmide klnan salt da, Meydanda klnan salt da Kurn- Kermin buyuruu gereidir. ...Meydann eni-

boyu, Doudan Batya, Kuzeyden Gneye; tavan ise, Ara kadardr. Meydan odas evrendir. Buraya knt giren trplenmi, temizlenmi olarak kar ve nzenn bir ruh ve beden kazanr. Buras ztlarn badat, uyumazlarn uyutuu bir topluluk yeridir 14 Meydanda bulunanlar Grnd gibi olmak Olduu gibi de grnmek zorundadr. Bu insanlar bir araya getiren
Tanr ak ve Vahdet srrdr.

12 13

14

tahlilildir. Do. Dr. Bedri Noyan Dedebabann yaynlanacak Erknnme cildinden aktarlmtr.

Baz akl evveller, Alevnin Cem Evi binasnn bulunmamasn, amanizme balarlar ve bakn amanizmin bir tapnm mekan yoktur. Alevnin de yok. yleyse Alevlik amanizmin ta kendisidir ve onun slmiyetle ilikisi yoktur.derler. Bu tahlil sosyo- ekonomik yapy gzard ederek yaplan bir

Kltr ve Ahlk Bilgisi, Ard Yaynlar, Ankara 1996, s. 185 vd.

Meydan Evinde bulunmas gerekli dekorlar iin baknz: akir Keeli, Alevlik- Bektlik Asndan Din

327

Semdan Srr- Tevhdi Duyan gelsin bu meydana Dern ire bu gn Allh Diyen gelsin bu meydna Duyanlar Srr- Settr Grenler Nr-u Gaffr Cihanda e-i r Kran gelsin bu meydana 15

Meydn odasnn hibir srr yoktur. Tanrnn Ahseni takvm16 zere, yani en gzel ekilde yaratt ve de btn varlklarn, yaratklarn tmnn en ereflisi (Ve lekad keremn)17 kld insann ve onun insanlnn tecellsi Meydanda grlr. Sorun iyi huylu ve gzel ahlkl olmaktr. nk slmn Peygamberi, Ben gzel ahlk tamamlamaya geldim diye buyurmutur. Cmiye gndz gidilir. Oras sfata tbidir. Meydana gece girilir, zta mazhardr... Cami sfatlar lemi; Meydan Zt- ilhi srrdr 18 Camide Tanr buyruu olan erat, Meydanda yine Tanrnn buyruu olan marifet ve cennet cemlinin hakikat vardr. Cami; nn-e evvel-e beyt-in vazia lin ns.....Yani, nsanlar iin ilk kurulmu ev Mekkedeki evdir ki kutludur gereidir. Meydan ise, Hangi yana dnerseniz Tanrya ibdet ve taat ciheti orasdr19 buyruu gerei bir ibdethnedir. Meydan evinin bir mihrab yoktur. Orada; Ve-l-ilh-il merik-u vel maribu...... ilkesi uygulanr. Yani 2. Bakara Sresi 115 yeti gereince ceml cemle durulur. Meydann kblesi ne tarafa dnerseniz orasdr. Bu nedenle Meydanda karlkl kble olu vardr. Meydanda hoca ve mezzin deil de mrd ve rehber vardr. Meydanda Minber deil, Taht- Muhammed vardr. Bu taht- Muhammed, Hazret-i Muhammedin Gadir-i hummda zerine kt, deve hamudunu simgeler. Hz. Peygamber deve hamutlarnn zerine karak, ved hutbesini okumutur. Meydanda ezn- muhabbet ve Glbeng-i Ahmed vardr. Meydan da min! min! denilerek el yze srlmez. Allh! Allh! denerek yz yere srlr. Hz. Peygamber mmetine lmeden nce lnz diye buyurmutur. Meydana girenler, dnyann kirlerinin tmnden arndklarn, canl ve canszlarn haklarn birer birer dediklerini ve Tanrnn istedii onurlu insan olduklarn kantlamak zorundadrlar. Bu nedenle Meydan evinin erenleri lmeden nce len kiilerdir. Meydan kefensiz girilen maherdir.

Meydan (Cem) Evi, Tpk Cmi Gibi, Salt (Namaz) Edilen Bir Yerdir
slm din bilginleri (ulem) nin namaz olarak Trkeye evirdikleri salt, Kurn- Kermin srarla buyurduu bir ibdettir. Bu nedenle, slmiyeti kabul eden her insann, salt (namaz)a kar kmamas ve onu bir Tanr buyruu olarak kabullenmesi, slm bir zorunluluktur. Saltn yce Tanrnn buyruu olmadn syleyen her Mslman slmiyeti reddetmi demektir. Bu nedenle slmn tm mezhepleri ve bu arada Bektler/Alevler salt ederler. Snn Mslmanlar cmide namaz klarken, Bektler meydan evinde salt ederler. Snn Mslmann kld erat namaz da, Bektliin kld tarkat namaz da slmidir. Fakat Cminin namaz ile, meydann salt farkldr. Bu farkll Hz. Mevlna u ekilde anlatmaktadr:
Biri: Tanrya namazdan daha yakn olan bir ey var mdr? diye sordu. O: Hem namaz vardr; namaz bu sretten ibret deildir. Bu, namazn kalbdr. nk bu
15 16 17 18 19

vechullh.

Hilmi Dedebabaya ait bir nefesten aktarlmtr. Tn (ncir) Sresi 4. yetinde getii iin trnak iinde aktarlmtr. 17. sr Sresi 4. yetinde getii iin ayra iine alnmtr. Bedri Noyan Dedebabadan aktarlmtr. 2. Bakara Sresi, 115. yeti Trke melidir. yetin asl yledir: Fe- eynem tevell fesemm-e

328

namazn ba sonu bellidir ve vardr. Ba ve sonu olan her ey ise kalptr... Sonu ve ba olan her ey sret ve kalptan ibret olur. Onun ruhu benzersiz ve sonsuzdur. Ba, sonu yoktur. Bu namaz nebler bulmulardr ve bunu ortaya karan neb (Hz. Peygamber): Benim Tanr ile baz vakitlerim olur ki o zaman oraya ne bir Tanr tarafndan gnderilmi peygamber ve ne de Tanrya en yakn bulunan bir melek sar buyuruyor. O halde namazn ruhunun yalnz bu sretinden ibret olmayp, belki istirak, kendinden gei olduunu bilmi olduk. 20

Benzer bir aklamay da, Seyyid Ebul Vef yapmaktadr:


- slm ne nesnedir ya eyh? Hazret-i eyh eyitti - Sizin slmnz m sorarsn, yohsa benim slm m? Soru soran(sil) eyitti - Senin slmn, benim slmm gayri midir? Seyyid eyitdi - Sizin slm- kmilniz ayn imandr ki, dille Hak Telann birliine inanub, ikrr idb, gnlle itikad idb, azanla (organlarnla) amel etmektir. - Benim slmm varlm mahv idb gidermek ve sfatlarm tebdil eylemek, cemi evkatm (tm zamanlarm) HakTelann kulluuna sarf etmekdir ve dahi sizin orucunuz Ramazn aynda ve eer sair oruda gndz yemei ve suyu terk etmekdir. Yani benim orucumcemi kinattan beri olmaktr.21

Yukarda sunulduu zere Meydan (Cem) Evinde de salt edilmektedir. Ama burada tarkat salt (namaz) ,Cmi de ise erat namaz klnmaktadr. Her iki ibdet te Tanrmzn buyruuna uygun ibdettir. Bu nedenle Meydan (cem) evi slm ibdet yeri deildir demek slma aykrdr.

krar ya da Nasib Alma Trenlerinin Zaman


Hem Ky Bektleri (Alevler) ve hem de Kent Bektleri, nasib alma trenini gne battktan sonra yaparlar. Bu konuda srekler arasnda hibir fark yoktur. Niin gndz deil de akam yaplr? Hz. Hnkr: Gndz evk ile dnya iine/ Gece ak ile ahiret iine (yani ibadete) diye buyurmutur. Alevilikle (Bektlikle) slmn balarn koparmak isteyenler, bu buyruktan yararlanr ve Grdnz gibi Hac Bekt be vakit namaz, yani gndz yaplan ibadetleri reddetmektedir. yleyse Alevlikle slmiyetin ilikisi yoktur derler veya diyorlar. Hac Bekt Velnin buyruu Kurn- Kerme dayanmaktadr. yle ki: Kurn 6 Enam Sresi 96. yetinde, 10. Ynus Sresi 67. yetinde, 25 Furkn Sresi 47. yetinde, 27 Neml Sresi 66 yetinde Gndzn almak ve nafaka kazanmak iin yaratld buyurulmutur. Yine Kurn- Kerm 73. Mzemmil Sresinde ise, ibadetin gece yaplmas gerektii u szlerle buyurulmaktadr;
1/Ey rtsne tamam sarlan ve brnen 2/Gece kalk, gecenin bir ksmnda kalkma, dinlen 3-4/Kalk, az eksik, az fazla bir yarm gece kadar Kurn oku, yava ve tane tane... Sonralar 5/Biz sana ar, etin szler vahyedeceiz 6/Gece kalkmak en salam, en etkili phesiz. Gece okumas da En dorusu aslnda. 7/Gndz senin uzunca ilerin var nihayet 8/Hakk adn, Ona ihlsla ynelt elbet.22

Cem Yln Her Aynda Yaplr m? Yolun tm srekleri, Muharrem aynn 1 ve 12 gnleri arasnda, Muharrem ayndan sonra gelen Safer aynda grg yapmazlar.

20 21 22

Mevlna, Fhi Mfih, eviren Meliha lker Tarkahya, Maarf Basmevi stanbul 1958, s. 15, 16. Ebul- Vef Velyetnmesi, Yeni Harflere eviren; Dursun Gmolu, Yaprak 027/2. Bu yapt yakhda yaymlanacaktr. Baknz: Kurn- Kerim (Manzum Mel) Do. Dr. Bedri Noyan Dedebaba, Ard Yaynlar, Ankara 1997

329

Her Bavurana Nasib Verilir mi? Babagn Bektliinde, Bekt ana ve babadan domam olanlara, Trk ve Mslman olmayanlara, hatta dinsizlere bile, Tevhde, Rislete ve Ehl-i beyte inanmalar koulu ile, nasib verilir. Nasib almann belli koullar vardr. Bunlar zetle yle sralarz: Nasib alacak kiinin Tanrya, Hz Muhammedin yalvalna, Hz Alnin vel ve ve Hz. Peygamberin vassi olduuna, Ehl-i beytin ar ve duruluuna inanm olmas gerekir. Slih ameli bulunmak gerektir. nk 100. Asr Sresi ...ve amils- slihati diyerek, yararl eylemi imann koulu saymtr. Ky Bektleri, Bekt anne babadan doan her insana, Yola girmeye engeli olmamak koulu ile, nasib verirler. Kent Bektliinde nasib almak isteyen kiiye, Rehber (Yolgsterici) olacak derviin, muhiblerin kefil olmas gerekir. Alevlik, dardan yola adam almad iin bu koul da yoktur. Nasib alacak kii borlu ise, borlarn demekle ykmldr. Borlarn hemen kapatmas olanaksz ise alacaklsndan izin ve icazet almas gerekir. Bizzat veya rehberi aracl ile ks olduu herkesle barmak zorundadr. nsanlarn gnln kran kii, krd gnlleri onarmakla ykmldr. Hayvanlar, av iin olsa bile ldrenler, bu huylarndan vazgemedikleri takdirde Yola alnamaz. Saydmz bu son koullar Alevlikte de aranr. Bu konuda Alevlikle Bektlik arasnda bir fark yoktur. Nitekim Dede ikrar verecek tlibe u telkinlerde bulunur: Dktn varsa doldur! Alattn varsa gldr! Yktn varsa kaldr!... Bir can bu koullar yerine getirmi ise nasib almaya hak kazanm demektir. Acaba Alevlik darya neden kapaldr? Bu yol akl ve mantk zerine kurulu bir yoldur. Bu yolun sahipleri, insanlarn yaad toplumsal koullarla elien buyruklar vermekten iddetle kanmlardr. Cumhuriyet ncesinde Alevler, ya hayvanclkla uraan gebelerdi ya da kapal toplum adn verdiimiz kylerde yaayan iftilerdi. Bu kylerin, nerdeyse te ikisinden fazlas da Osmanl zulm nedeni ile da balarnda kurulmutu. Kyl ya da gebe rettii rnlerin nerdeyse tama yaknn kendisi tketiyordu. Pazar iin retim yapmyordu. Yani dnyadan kopuk yayordu. Byle bir topluma dardan adam tamak ve dardan adam iine al ve onunla eitlen demek, toplumun sosyoekonomik koullar ile eliirdi. Bu nedenle Alevler Alev ana ve babadan domayan kiileri Yola almamlardr. Bektler kentte, Bekt olmayanlarla birlikte, onlarla i ie yayorlard. Bektye

Bekt ana ve babadan domayan Yola alma buyruunu verdiiniz an, Bektyi yaad
dnyadan soyutlanrsnz. Ona kenti cehennem edersiniz. Onun daln budarsnz. te bu sakncalar dnlm ve adam olan herkes yola girer diye hkm konulmutur. imdi Alev kentte yaamaktadr. Kent koullarna, kapitalist retim ilikilerine karn, Alev diye Alev anababadan doana derler demek olmayacak duaya amin demektir. Bu nedenlerle Alevliin bu alanda da Bektlik kurallarn uygulamas gerekir. Uygulamamakta direnirseniz ne olur? Yaam koullar sizin buyruunuzu geersiz klar. nadnz Alevlie zarar verir. Belki de yok eder.Yaadmz olaylar Fakri dorulamaktadr: Alevler bu gn kentte oturuyor. Alevinin erkek ve kz ocuklarndan Snnilerle evlenenler var. Evimize gelen gelin ve damat Snni ise onlarn ikrarn almaz, onlar cemimize sokmazsak, o zaman Bektlii yava yava bitirmi oluruz.

330

Ky Bektleri Aileyi, Kent Bektleri se, Bireyi Temel Almtr


Ky Bektliinde inananlardan tek tek ikrar alnmaz. Birbirleri ile anlaan iki aile, msahip kavline girerler ve msahip kavli srasnda da ikar verirler. Kent Bektliinde ise, kiiler tek tek Yola alnr. Bu nedenle baba veya koca Bekt olunca, ocuklar ya da e kendiliinden Bekti olmazlar. Onlarn da ayr ayr nasib almalar gerekir. Sk sk tekrar edildii zere, Kent Bektliinde, aileler deil de bireyler n plandadr. Kar ve kocaya ayr ayr nasib verilir. Sadece kocann nasip almasna kar, karnn nasib almasna da kocann izin vermesi gerekir. Bu muvafakat olmazsa nasib verilmez. Daha da ilginci kadn nasib alrken koca, koca nasib alrken kadn meydan (cem) evinden kartlr. Bu karmann nedeni udur: Nasib verildii (ikrar alnd) srada, meydan evinde bulunan canlarn tamam, nasib alan kiinin kardei (msahibi) saylrlar. Eer nikahl e meydanda bulunursa, nasib alan nikahls, e deil de, kardei olacaktr. Kardeler arasnda da evlilik iddetle yasak olduundan, nasib alma treni bitinceye kadar, nikahl e meydann dna kartlr. Eer kartlmazsa nikah, bir daha yenilenmemek zere der. Ky Bektleri, Bekt ana ve babadan doanlara, Kent Bektleri ise, her iyi insana nasib verir. Ky veya krsal toplumlar, soy ve soya ekim (aslet) e ok nem verir. Bu konuda dilimize yerlemi bir ok atasz vardr: * Kurttan kuzu, kuzudan kurt domaz. * Asl azmaz bal kokmaz. * Anasna bak kzn/ Kenarna bak bezini al. * Asl azmaz, bal kokmaz. Kokarsa da ya kokar. nk cinsini ... ettiim (yan) asl katktr. vb. Krsal toplumlar bir arada tutan asabiyet (soy ortakl) ve soyluluktur. Bu nedenle kabileyi veya ky, sradan insanlarn nderlii altnda toplamak, nerdeyse olanakszdr. Ky Bektleri krsaln bu kltrne uymu ve Dede, yani mrid Ehl-i beytten treyen ocuklardr demitir. Bu kltrn gerei olarak da, Alevlik babadan ve anadan ocua gemektedir. Kentlerde yaayan insanlar iine kapal deillerdir. Kent halkndan yetenekli ve eksiksiz ahlka sahip olanlar arasndan bir kiiyi Baba (Mrid) olarak semitir. Kent Bektleri soyluluun babadan oullara gemiyeceine, asaletin kiisel bir zellik olduuna inanrlar. Peki, kent Bektleri Ehl-i beyti gzard m ederler? Bektliin olmazsa olmazlarndan birisi de Ehl-i beyt sevgisidir. Bu nedenle kent Bektleri, tpk Alevler gibi, Ehl-i beyte sonsuz baldrlar. Fakat Hz. Al ve On iki imam tarafndan kurulan Yola hizmet edenlerin de Ev Halk (Ehl-i beyt) ndan saylmas gerektiine inanrlar. Bu nedenle Yola giren ve bu Yolda ykselen (mirac eden) her insan Ehl-i Beyt yesidir. Bektlikte oul nasip alp Bekt olur baba istemiyorsa olmaz. Koca nasip alp Bekt olur kar yani e istemiyorsa olmaz. Bektlik yola girii bireyin tercihine brakmtr. Alevlikte ise Yola aile yani kar- koca girer. lgintir, Alevlik ataerkil aile tipini deil ada aile tipini kabul etmitir. Ona gre aile, kar-koca ve ocuklardan ibarettir. O yzden de Yola tek tek insanlar deil iki aileyi alr. Baka bir anlatmla iki aile birbiri ile msahip olurken Yola giri ikrarlarn da verirler. Alevlie gre bunun gerekesi udur: Bilindii zere Ehl-i beyt ya da l-i aba: Hz. Muhammed, Hz. Al, Hz. Ftma, Hz. Hasan ve Hz. Hseyn olmak zere be kiiden oluur. Yola giren herkes Ehl-i beytin hizmetine soyunduu iin Ehl-i beyttir. yleyse be kii olmalar gerekir. te bu nedenle iki aile ve bir dede bir araya gelmelidirler ki be kii olsunlar. Yukarda sylendii zere. Bektler tek tek nasb alrlar. Her insana ayr uyar (telkin)

331

yaplr. Bektde Alev gibi Yola giren insanlarn Ehl-i beytten saylacana inanrlar. Ama ortada be kii yoktur. Bunu nasl aklayacaz? Bekt Meydn Odas'nda Ehl-i beyt'in simgesel olarak bulunduu inancndadr. nk, Mrid Hz Muhammedi, Rehber Hz. Alyi, Ocak yani Krre Hz.Ftma'y, ocan iki yannda uyarlm olan iki er ise Hz.Hasan ve Hseyn'i temsil eder. Bektlik ve Alevlik mshipliin Hz.Peygamber'den kald inancndadr. nk Hz. Muhammed ashabn birbiri ile karde ederken, kendisi de Hz. Al ile karde (msahib) olmutur. Meydan (Cem) Odasna Giri: Meydana ilk kez baba girer. Meydana girerken Eie , Meydana girdikten sonra da, Horasan Postuna ve kendi makmna niyaz eder. Bundan sonra Baba eran ve Kre (Ocak) Makm eran uyarr.23 Bu merasimden sonra makmna oturur. Meydana ikinci olarak Rehber girer. Rehber Eie, Dra, Horasan Postuna ve Babaya niyaz ederek yerine oturur. Bundan sonra Kap grevlisi (Alevlikte Gzc) olan kii muhibleri (Yol sevdallarn) Yol yalarna gre ieri alr. eri nce erkekler, sonra da baclar girerler. Meydana girerken nce Eie niyaz ediler. Meydana girdikten sonra da sra ile: Dra, Horasan Postuna Babaya, Rehber Postuna, era Tahtna, Kre (Ocak) Makmna niyaz edilir. Bundan sonra Drda durur ve Cmleden cmleye diyerek Muhiblere topluca niyz eder, yerine oturur. Baclar ve Kardeler karlkl olarak otururlar. En son olarak nasb alacak cn ieri girer. Kent Bektliine gre nasib alan kii ikinci olarak, yani yeniden dnyaya gelmitir. Yeniden dnyaya gelen insan, miracnz kutlu olsun diye kutlanr. nk mira ykselmedir. Nasib alan ykselmekte, yani mira etmektedir. Bektler nasib alan cnn yeniden doduuna inandklar iin, Yola giren cna, istedii takdirde, yeni bir ad verirler. O kii bu ad Yolda, ana ve babasnn koyduu ad herkesin iinde kullanabilir. nl ozan Serkiz Nurluyann Yol ad Zekidir. Yola giren yeniden doduu iin, onun ya buna gre hesaplanr. Bir muhib ben ya da be vb. yandaym diyorsa, Yola gireli , be vb.yl oldu demektedir. Meydana giri kiinin toplumda igal ettii makamlara gre deil Yol yana gre yaplr. Meydan odasna giriin kurallarna ilikin sunumlarmz Ky Bektliinde uygulanmaz. Esasen bu kurallarn, uygulanmamas da doaldr. nk kylerde sadece cem trenine tahsis edilmi bir yer yoktur. Ky Bektliinde, yani Alevlikte, Cem Evi olmad iinde Dr, Horasan Postu, Kre Makm gibi yerler bulunmamaktadr. Keza Cem Evine girite bir protokola bal deildir. Fakat Cem Evi iinde Yoldaki kdemlere ve ilerlemelere uygun bir oturu sras vardr. Keza Cem Evinde de cnlar sal sollu, halkav tarzda otururlar. Dr ve Niyzn ekli ve Anlam: Dr bir insann teki insanlara saygsn aklayan bir duru biimidir. Bektlerin dr yle olur: Sa ayak baparma, sol ayak baparma zerine getirilir. Buna ayak mhrlemek denir. Sa elin i ksm sol omuza, sol elin i ksm sa omuza, getirilir ne ve ok hafif saa doru eilinir. Dr tm sreklerde vardr. Her srek Dr insann kutsall gerei yapar. Mhrleme eylemini de tm srekler ayn ekilde yaparlar. Kollarn durumu nerdeyse her ocakta farkldr. Niyz ise; kabaca, insann insana secde etmesi olarak tanmlanabilir. Alevler Cem Evinde dedeye niyaz ettikten sonra Cmleden Cmleye diyerek teki canlara da niyaz eder. Dede kendisine niyaz edilirken Niyzn Hakka olsun diye yant verir. Baz ocaklarn dedeleri ile Bekt Babalar niyaz srasnda 2. Bakara Sresi 34 yetini okurlar. Bu yetin Trkesi yledir: Hani biz meleklere: Secde edin deme / Diye emir
23

Hem Ky ve hem de Kent Bektleri eralar yakmaz uyarrlar. Bektailer yakma szcn deil de uyarma szcn kullanrlar. Keza, eralar sndrlmeyip Sr edilir. Bektlerin era Tanrnn nurunu simgeler. Tanr nurunu simgeledii iin de ezelden ebede kadar nur varln srdrmektedir. Ama bu nur zaman zaman zhir, zaman zaman da btn, yani sr olmaktadr. eralar Tanr nurunu simgeledii iin, eralar uyarlrken Nur Sresinin 35. yeti okunur.

332

vermitik, uymulard bu emre/ Yalnz blis bu emri dinlemedi kibrinden/ Zaten karanlktayd kmt O dininden 24 Bektler (Dolaysyla Alevler), insana tapmak amacyla Drda durmuyor ya da niyz etmiyorlar. Onlar Tanrnn Secde edin deme buyruuna uymak iin
aydnlatcya ve muhiblere niyaz ediyorlar. Yola giren her Alev (ayn zamanda Bekt) bedenini, yani insan kleletiren bedensel arzular yakm, gnlndeki Tanr nrunu aa kartmtr. O, 38. Sad Sresi 72. yette sylenen:
nsan yataracam bitirip bir uurdan Ona kendi ruhumdan frdm gibi, siz 25 Yere kapanp ona secde edin hepiniz

Buyruu gerei yere kapanyor ve niyaz ediyor. Niyaz eden Alevye insana ya da puta

tapyor diyen kibirlerine uyarak iblis geleneini srdrmekte inat edenlerdir.


Boy Abdestinin Alnmas: Hem Babagn (Kent Bektleri) ve hem de Alevler (Ky Bektleri) Ceme girmeden nce bir boy abdesti (gusl abdesti) alrlar. Burada mm Cafer-sSdk Mezhebi gerei gusln nasl alnacan sunmakta yarar gryorum. nk zellikle Alev genleri bu abdesti Snniler gibi alglayp almaktadrlar. Eskiden gusl abdesti tekkelerde bulunan hamamlarda 26 Yolgstericilerin ncl ile alnrd. Bu nedenle Erknnmelerin tmnde, gusl abdesti Rehberin nezaretinde yaplr denilmektedir. Bu gn her evde , hamamn yerini alacak banyolar vardr. Bu nedenle ne hamama ve ne de Yolgstericinin nezaretine gereksinim kalmtr. Artk gusl abdesti yalnz alnabilir. Bektlikte ve eriatta Gusl: eriat ehli cnp olursa, yani cinsel boalma ile kar karya kalrsa. Gusl abdesti alr. Bu abdestin nasl yerine getirilecei herkesce bilindii iin, aklamalra girimeyi eksiklik sayyorum. Alevler/ Bektler, tm teki Mslmanlar gibi, cinsel boalma ile kar karya kalnca, boy abdesti alrlar. Ancak; Bektlie gre, Tanrdan bir an bile olsa uzaklamak; bir an iin gaflette (aymazlkta) bulunmak, cnpl yaratr. Tanrdan uzaklama ya da gaflette bulunma yznden cnp olunduu takdirde, gusl abdesti almak gerekir. Fakat Bektnin gusl, eriat ehlinin guslne benzemez. nk eriat ehli, batan aa ykanmakla cnpln gideceine inanrken; Bekti dnyann gsteriini elinin tersi ile itilmesi ve ikiyzllkten (riyadan) ve pheden arnlmas ile cnpln kalkacana inanr. Bektye gre Tanrdan baka her eyden vaz gemeyen srekli cnptr. Bu konuda Hac Bekt Velnin Makalt adl eserinde unlar buyurulmaktadr:
Vay ona ki iinde kibir ve buuz ve buhulluk ve tamah ve fke ve gaybet ve kahkaha ve maskaralk, bunlardan maada nice trl eytan fiili ola; dardan su ile ykanp arnr m? yle bilesinkim arnmaz. Ve bu dediimiz nesnenin biri bir kiide olsa onun cmle taat ve ibadeti ve amelicmlesi bouna olur.

Do. Dr. Bedri Noyan Dedebaba ktphanesinde bulunan Der Beyan- Ftvvet-i mm

Cafer adl yazmada unlar yazlmtr:


eriatn gusl teni cenabetten ayrmaktr. Tarikatn gusl ihtiyarn (zgrln, seme ve tercih etme hakkn) pre teslim etmek (taprmak) ve soyutlanmaktr.

24 25 26

kne minelkfiriyn

Bu yetin asl yledir: Ve iz kulna lilmelaiketiscdu liademe feseced ill ibliys eba vestekbere ve

yetin asl yledir: Feiz sevveyth ve nefaht fiyhi min ruhiy feka leh scidiyn Eskiden her tekkenin bir hamam vard. Byle olmas da zorunlu idi. nk erkna gre Bektnin vcudunu zahirin grmesi yasakt. Bu nedenle Bektler ehir hamamlarnda ykanmazlard. Bu gnk gibi evlerde banyo olmad iin tekkelerde hamam yaplyordu,

333

Hakikatn gusl; Tvbe-i btndr, dnya altnn kovmak, ahireti istemek ve ahiret iin tekke yapmaktr. Hibir mslman eli ile dili ile incitmemektir.

Bedri Noyan Dedebaba, yaynlanacak yaptnda, bu son szlere unlar eklemektedir: Hibir Mslman deil, hibir insan, hangi dinden ve ulustan olursa olsun hibir insan, onun elinden- dilinden- belinden incinmeye... te byle yaayan insan cnplkten kurtulur. eriat murdarn su yur diyen Muhyiddin Abdl, Makalttan da esinlenerek szlerini yle srdrmektedir:
Tarikat gusl od (ate) ile Marifet gusl bd (yel) ile Hakikat gusl turb (toprak) ile Bilen er oldu ad ile

Bu aklamalardan sonra Fakre; Mademki Bekti eline- diline- beline sahip olmazsa cnp oluyor; yleyse Yola girecek olan cn neden gusl abdesti alyor? Diye sorabilirsiniz: steklinin ald gusl abdesti, simgesel bir abdesttir. stekli bu abdestten nceki cnplklerinden arnmak amacyla gusl abdesti almaktadr. Yola girecek olan kiinin gusl , bir anlamda tvbedir. Kent Bektleri Gusl Abdestini (Boy Abdestini) Nasl Alrlar nce u tercman okunur:
hn adyla Allah Allah! Dnya ilerinden ayrlarak Tanrya yaklamak amacyla, yalvalar, ermiler ve Ona yaknlar Yoluna soyunmak iin boy abdesti almaya niyet ettim. Y Muhammed! Y Al! Alden stn yiit, Zlfikrdan stn kl yoktur. Ber ceml-i Muhammed; keml-i mm Hasan ve mm Hseyn Al r blend-e salavat.
27

nce iki el ykanr. Bundan sonra sa elle az kere gargara ile ykanr. Sonra sol elle burun kez ykanr. Yani su ekilir. Ardndan sa omuza, daha sonra da sol omuza su dklr. Bu iler bitince vcudun tamam ykanr. Ky Bektleri Ceme girmeden nce mutlaka gusl abdesti alrlar. Bu abdestin kurallar ve tercmanlar yoktur. Bunun olmamas tm ile ve kesin olarak bilgisizlikten kaynaklanmaktadr. Bekt tekkelerinin kapanmas bu cehaleti yaratmtr. Tlibe (stekliye) Abdest Aldrma: Bu uygulama Ky Bektliinde, yani Alevlikte yoktur. Alevler cem srasnda, Sakkann datt su ile, simgesel olarak abdest alrlar. Simgesel abdestlerini de her cemde yinelerler. Kent (Babagn) Bektleri Yola girerken abdest alrlar ve bu abdesti lnceye dein yinelemezler. Babagnn ald abdest , Ele- Dile- Bele sahip olunmad takdirde bozulur. Pr Sultn Abdl bir nefesinde unlar buyurmaktadr:
Alnm abdestim aldrrlarsa Klnm namazm kldrrlarsa Siz de h diyeni ldrrlerse Aln kaplar ha gidelim.

Diyerek, tarikat abdestinin bir kere alnacan aklamtr.

27

karm olan bu tercman, Bedri Noyan Dedebaba tarafndan, yukardaki gibi Trkeletirilmitir. Bu ve benzeri tercmanlar, Btn Ynleriyle Bektlik ve Alevlik adl 12 ciltlik yaptn, erknnme blmnde yaynlanacaktr.

Bu tercmann orijinali yledir: B-ism-i ah, Allah Allah! Neveyt- en tasel-e gusl-en fekad an cem il- itigl- id- dnyave m teebbeh-e an zlik-e takarrben lllh-i tal. Taryk-il enbiya-i v-el- evliy-i v-el- ebdal-i v-el- ebrr. Y Muhammed ! Y Al! L fet ill Al! L seyfe ill zlfikr. Ber ceml-i Muhammed, keml-i mm Hasan ve Hseyin, h Al ra blend-e salavat. Osmanlca ve Arapa

334

Tarikat Abdesti Nasl Alnr?: Bu abdeste balamadan nce Rehber ibrikten su dkmeden ya da musluu amadan nce u tercman (gl-beng- hayrl) okur:
hn adyla (Bism-i h) Allah Allah!/ Haydarn Yolu (Rhnda)nda tenim oldu k (parampara)/ Yz srp derghna eyledim hk (toprak)/ Primiz stadmz Selmn- pak/ Muhammedin gzellii, Al ile mm Hasan ve Hseyinin 28 olgunluuna Allahtan yksek sesle Salt ve Selm olsun!

Yukardaki tercman, hem Ky ve hem de Kent Bektliinde hizmet tercmandr. Hizmet yapacak bac ya da kardalar ie bu tercman okuyarak balarlar. Bu kural sreklerin tamamnda da geerlidir. Sra abdest iin niyet almaya gelmitir. Bu niyeti abdest alan istekli deil Yolgsterici u ekilde alr:
hn adyla Allah Allah! ki dnya isteklerinden syrlarak Tanrya yaklamak (Mira) iin gerek abdesti almaya niyet ettim. Nuh dedi ki: Gemiye binin yrmesi de Durmas da O yce Tanrnn ad ile Tanr Yarlgayc 29 Tanr balayc

Bundan sonra su dklmeye balanr. Su dklrken Yolgsterici u tercman okur: Ey stekli! T ezelden (Elest meclisinden) bu ana gelinceye dein her ne kadar Tanrnn yasaklarna el srdn ise tmnden arnmak iin ve onlar bir daha yapmamak kararll ile elerini ykyorsun. Bu i Tanr Elisinin snnetidir. Tercman okunduktan sonra istekli ellerini, bileklerine dein ykar. Bundan sonra azn temizlenmesine gelir. stekli azn ykamaya balamadan nce Yolgsterici u tercman okur: Ey stekli ezelden bu ana dein azndan kan kfr ve benzeri her trl irkin szleri bir daha sylememek kararll ile azn ykyorsun. Bu temizlik yce Tanr Elisi Hz. Muhammedin snnetidir. Haydi yka. stekli kez azn ykar. Sra burun temizliine gelmitir. Burun temizliine balanmadan nce Yolgsterici u tercman okur: Ey stekli! Ezelden (Bezm-i Elestten?) bu ana gelinceye dein, kokladn pis ve iren kokularn tmnden arnman iin burnuna su veriyorsun. Bu i Hz. Muhammed Mustafann snnetindendir. imdi burnunu yka Bundan sonra yz, Daha sonra kollar ykanr. Kollar ykanrken su dirseklerden aa doru dklr, Ardndan da baa mesh edilir. Baa mesh yaplmadan nce u tercman okunur: Ey istekli! Ba organlarn en stn, mertebelerin en ycesidir. Gvde insan tayc; ba ise bilip anlaycdr. Akl ve fikir bata gerekir. Ezelden bu ana dein, eski kutsal gelenek ve dosdoru akln tersine hareketlerde bulundun ise, bunlarn tmnden temizlenip rak olmak iin bana mesh edeceksin... Bu i de Yce Hakikatin farzlar arasndadr. En son olarak da ayaklar ykanr. Artk tarikat abdesti tamamlanmtr. Yolgsterici stekliye, silinmek iin havluyu verirken u tercman okur:
28

29

Ve kalerkeb fiyh bismillhi mecrh, inne Rabbiy legafrun rahiym Kurn- Kerm in Trke melleri iin Baknz: Kuran- Kerm (Trke- iir) Do. Dr. Bedri Noyan
Dedebaba, Ard Yaynlar, Ankara 1997.

Bu son szler Salavatn szlerinin, Bedri Ndyan Dedebaba tarafndan Ttrkeletirilmi eklidir.Szlerin asl yledir: Ber cemal-i Muhammed, Kemal-i mm Hasan ve Hseyn, Al r blend-e salavat. Bu szler 14 Hud Sresi 41 yetinde geen szlerin Trke yorumudur. yetin Arapa asl yledir:

335

Ey istekli! Ezelden ruhlarn bu dnyadaki ksmetlerinin paylald andan 30 bu ana kadar ilemi olduun ortak koma ( irk), yanl gidi, Tanrdan gayri (Masiva) her trl ilerden silinip temiz olman iin yzn sil der. stekli havlu ile organlarn yukardan aaya doru siler. Yolgsterici bundan sonra unlar syler: Ey stekli! Vcudunun eitli organlarn ykamaktan ama onlar temizlemek deildir. Sen, bu organlarla ilediin ktlk, Tanrya isyan gibi sulardan arnmak iin, onlar ykadn. Bu nedenle temizlediin organlar ar ve duru oldu. Yaptn bu i hem snnet ve hem de farzdr. Bu abdest Hz. mm Cafer-s- Sadk erknnn gereidir. Yce Tanr, erenler abdestinde onu bozmamak iin ayak direte! Allah eyvallah H Dst! Tarikat abdesti bu ekilde bitmektedir. Alevilik, bu merasimi zetlemi ve her yl ceme balamadan yaplmasn emretmitir.

Cem veya Aynl Cem


Kent Bektliinde Aynl- cem ikiye blnmtr. Bunlardan bir blmne ibdet cemi, ikincisine ise Muhabbet cemi ad verilir. Mrdim Ali Smer Halfebaba erenlerimiz, bu adlar Trkeletirmi ve Kutsal Tren- Kutsal len adn vermitir. Ky Bektleri grg (cem) y blmemi on iki hizmetin on ikisini de birbirinden ayrmadan yapmtr. Ky Bektlerinin grglerini (cemlerini) uzatacak olanaklar yoktur. Zamanlar snrldr bu nedenle zamandan tasarruf etmiler ve yukarda zetin zeti olarak sunduumuz treni uygulamlardr. Kent Bektlerinin grg (aynl- cem)leri de tpk Alevler gibi on iki hizmetten ibarettir. Yalnz Babagn Bektleri uygulanan merasime on iki hizmet deil de on iki erkn adn verirler. Aynl- cemlerde okunan tercman ve Kurn ayetleri aa- be yukar birbirinin aynsdr. Bizim konumuzun dnda olduundan ve bu konuda yazlm ok eser bulunduundan burada ayrntya girilmemitir.

Sonu
Fakrin sunduu Bektlik, dolaysyla Alevlik teorik Bektlik ya da Alevliktir. Bu gn ne Bektler Bektlii ve ne de Alevler Alevlii tam olarak yaamaktadrlar. Halkmzn yaad kentlileme sreci, Bektlikten, dolaysyla Alevlikten ok eyler alp gtrmtr. Kentlileme ile birlikte, gittike artan u senindir/ bu benim kavgas insanlarda ok ok byk kirlilikler yaratmtr. Trkiyenin 1938 den sonra yaad, halen de devam eden cahilleme sreci, Alevlii Alevlie, hatta Snnmii de Snnlie benzemez hale getirmitir. Osmanlda yaanan hogry, iki bin de yaamak hayal olmutur. Hakk Muhammed Al, ulusumuzun, mslmanlarn ve tm insanlarn yardmcs ve de elinden tutan olsun. Geree H!

30

Bu szlerin orijinali nahn kasemna dr. Nahn kasemna sz, Kurn- Kerm Zuhruf Sresi 32 yetinde geer ayetin asl yledir: Nahn- kasemna beynehum, maietm, fil haydi dnya . Arapa olan bu szlerin Trkesi udur nsann dnya yaamndaki geim olanaklarn aralarnda (biz paylatrdk).

336

Mzakere
Hsn Ezber BODUR*
imdi burada drt tane teblici ok nemli tespitlerde bulundular. Bunlar ksa zaman dilimi ierisinde zetlemek, bunlarla ilgili gr beyan etmek ve deerlendirme yapabilmek baya zor. Ama ben genel olarak, biraz da alanmla ilgili ynlere ekmek suretiyle drt konumacy birlikte deerlendirmek istiyorum. Bilindii zere artk gnmzde bilimsel almalar interdisipliner bir tarzda cereyan etmektedir. En azndan dier alanlarn abcsini renmek gerekli grlyor, tek bir alanda uzmanlama yetmiyor. Bu anlamda buras bilimsel bir toplant olduu iin, sempozyum olduu iin burada konuulanlarn, yazlanlarn bilimsel bir temele oturtulmas gerekiyor. Ben bu drt konumacnn teblilerini her eyden evvel belli bir formata dayandrmas, belli bir perspektiflerden yola karak ve sosyal bilim metodolojisi erevesinde yrtmesinin daha salkl sonulara ulalabileceine inanyorum. Bunun iin de nce teorik ereve olarak bir formal din, bir informal din ayrmndan yola klsayd daha iyi ve doru sonulara ulalabilirdi. nk drt konumac da gelenei, yani Alevilik-Bektailik biiminde, buna izm diye yazmlar, ben buna katlmyorum. Bu bir izm deil. Yeri gelmiken syleyeyim Bu bir manada bir isme, bir sfata yklenen anlam eitliliini gstermesi bakmndan ilgintir. Yerine gre siyasi bir entite, yerine gre bir kimlik unsuru, yerine gre sosyal bir olgu, yerine gre kltrel bir hadise biiminde ok farkl tarzlarda ama belli artlara gre, konjonktre gre i ve d faktrlere gre arln younlat alanlar olarak grlyor. Yani din mi, mezhep mi, bir kltrel olgu mu veya bir sosyal olgu mu? Onun iin buradan yola karak resmi veya gayr resmi din veya halk dini veya resmi din biiminde ikili ayrmlamalar din sosyolojisi alannda nemli bir perspektiftir, bir bak asdr. Nitekim akir bey biraz evvel olayn sosyolojik boyutunu vurgularken kentlerde Bektailerin, krsal blgelerde Alevilerin youn olduunu dolaysyla da bunu merkez-evre teorisi balamnda, tam olarak bunu ifade etmedi ama bu da bu olgunun gelimesinde evrenin ve merkezin son derece nemli etkileri sz konusudur. Bir rnek verecek olursak 1980den sonra hzl bir biimde krsal kesimden ehirlere doru yaanan hareketlilik, mobilite olgusu insanlarn byk bir blmnn ehirlere doru g etmesine neden oldu. Bu olgu aslnda 1950lerden sonra balad fakat 80den sonra hzland, bir ivme kazand. imdi bu durum ehirlere gelen Alevi kkenli vatandalara ehir deerlerini ve kurumlarn benimseyerek kyde birtakm artlar ortaya kartt. Mesela dedelik kurumuna kar reaksiyon gstermeye baladlar. Yani belki dedelik kurumu bir dnem kapal bir topluluksal deerlerin nemli fonksiyon icra etmitir. Ama bugn ehirlerde yaayan yeni kuaklar daha farkl rgtlenmeler, organizasyonlar ierisinde yer alarak bu tr hareketlerin iine fazla katlmyorlar. Nitekim bir nceki arkada, Adem Efe bey konumasnda dedelik kurumunda yozlama olduundan bahsetmiti. Bunlar syledikten sonra nemli bir noktaya temas etmek istiyorum. Dedim ki hem formal din hem de halk dini statik deildir. Yani bunlar her zaman yeni deiik faktrlerin etkisiyle karlkl etkileim iinde geliim gsterirler. Bunu da yine din sosyolojisi tipolojisi erevesinde
*

Prof.Dr. St mam niv., lahiyat Fakltesi, Kahramanmara/TRKYE

337

ksaca deerlendirmek istiyorum. Din sosyologlarn byk bir blm Batdaki, Hristiyanlktaki dini oluumlar kategorilere, tiplere ayrmlardr. Bu tiplerin birisi kilise tipi rgtlenmedir. Kilise tipi rgtlenme bizim kltrmzdeki rgtlenme tarzna pek uymuyor. Yani orada ana dini bnye ierisinde farkl bir dini oluum biiminde meydana geliyor ve bunun iin de bir oluuma yol aan alt blnmelerden yola karak bu oluumlar ortaya kyor. Bunu ben arpc olsun iki faktrne vurgu yapmak istiyorum. Onlardan biri udur. Bir din, mezhep biiminde olabilir, tarikat biiminde bir oluum olabilir. Bu kilise tipi bir rgtlenmeye yani bamsz, mstakil, ayr bir din gibi oluma srecinde iki nemli unsuru karlamas gerekir, din sosyologlarnn tespitlerine gre. Bunlardan bir tanesi dini eitimin kurumsallatrlmasdr. Yani bir din kurumsallarken, rutinleirken nce din eitim sisteminin gelitirilmesi ynnde yaplr. 1988 ylnda Elizabeth zdalga ve Catharina Raudvere diye iki yazarn kaleme ald sve Aratrma Enstits tarafndan organize edilen bir sempozyum vard. Sempozyumun ad: Alevi Kimlii Dini ve Sosyal Perspektifler. Bunu her iki konumann dipnotlarnda gremedim. Ne derler? Bunlar niye yaplyor? Almanyada da bu konuda ok fazla aratrmalar var. Kilise tipi organizasyon biiminde oluum temin edebilmek iin bu ynde faaliyetler var. Deniyor ki birtakm dernekler, vakflar vastasyla da bu husus kabul ediliyor. Ama ben bunlar ileriye dnk tuzak olarak gryorum. Nedir o? Yani kendi din eitimi okullarda verilsin, dolaysyla yeni bir din eitimi olsun. te bu bir dinin kiliselemesinde, kilise tipi olmasnda, kurumsallamasnda nemli bir admdr. kinci adm genelde halk dininde ritellerde youn bir duygusallk yaanr. Az nce cem evlerinde, meydan evlerinde youn bir duygusalln yaand sylendi. imdi dinin kilise dini haline dntrlmesine yol ald zaman bunlarn dzenli pratikler, riteller haline getirilmesi daha rasyonel, daha kurallara uygun birer ritel haline getirilmesi istenir. Onun iin de ikinci bir faktr olarak, yani bir dinin kurumsallamasnda yani ayr bir din haline getirilmesinde yeni ibadet yerlerinin ihdas edilmesi nemli bir faktr olarak dikkatimizi ekiyor. Dolaysyla bu iki husus zerinde d etkenlerin vurgu yapmas Trk toplumu zerinde desintegrasyona yol aacak. nk bu btnleme sorunu fevkalade nemlidir. Bu sorun sanayilemi lkelerde son derece nemli bir problem haline gelmitir. imdi bu btnleme sorununun iinde blc, paralayc bir yola doru belki bilinli belki bilinsiz bir oluum planlanmaktadr. Ben bunu tuzak olarak gryorum. Belki Alman toplumunda iki yerleik din vardr. O da saylar birbirine yakn olan Protestan ve Katolik din olmak zere. Kendi artlar erevesindeki din oluumu bir baka toplumdaki din oluumlara model olarak gstermek, dayatmak bilimsel gereklere aykrdr. Orada, Hristiyanlkta byle bir organizasyon tipi uygun olabilir. Ama bizde bu ekilde ayr bir kimlik hviyeti vermek eklindeki yaklamlar entegrasyona zararl olabilir. u da bir gerektir ki, nitekim biraz nce konumasnda akir bey biraz etnosentrik dediimiz tarzda bir yaklam sergiledi. Bir yandan Aleviliin tarikat olmadn ama cem evlerinin bir tarikat rgtlenmesi biiminde bir eitim yeri olduunu vurgulad. Bu slamn bir yorumudur dedi. Tamam bu bir zenginliktir. Ama bu u demektir. Tam oturmu kitabi bir boyut henz olumamtr. te bunu oluturma abalar bir kimlik,n bir demokratik alm, ne derseniz deyin bir zgrlk problemi olarak takdim edilmesi Trk toplumunu paralayc bir sonuca yol aabilir, Allah korusun. unu da belirtmek istiyorum Adem Efe bey Aleviliin din temelli bir organizasyon olduunu belirtti. Ben bu tr oluumlarn sosyal boyutunun ok arlkl olduuna inanyorum. Bu sosyal bilim aratrmaclarnn byk oranda fikir birliine vardklar bir husustur. Mesela bir sosyal tabakalama, bir sosyal snf ok nemli bir gstergedir. O yzden bunlarn dikkate alnmas, gz ard edilmemesi gerektii ve bunun zerinde vurgunun gelitirilmesi aratrmalarn bu ynde olmasnn daha bilimsel ve daha salkl sonulara yol aacana inanyorum.

338

imdi ben baz notlar aldm. Bir yandan dedim ki artk ehirleme ile birlikte dedelik fonksiyonlarnda bir takm azalmalar var. Bu konuda unlar syleyebilirim. Brokratikleirken din ilikileri gayr ahsi ekilde dzenlemektedir. ahsi ilikilerin yerine brokratikleen bir dinde gayri ahsi ilikiler ne kmaktadr. O zaman kiiler aras ilikileri younlatran, pekitiren bir aray ierisine girenler olabilir. Bu bir manada yle deerlendirilebilir. Diyelim ki formal dinin temsilcileri, ite din adamlar, ilahiyatlar veya akademisyenler ile informal dinin temsilcileri arasnda bir atma olabilir. Bu atmadan meydana gelen oluumlar o zaman meseleye atmac perspektif erevesinde bakmak gerekir. Mesela atmac perspektiften bakarsak olaya niye acaba Alevilikte kadnlarla erkekler arasnda bir yaknlk bir eitlik sz konusudur. Her halde bu atmac nazariyeye gre brokratikleen dinde belli konumlarda kadnlara yer verilmiyor. Kadnlara yer vermeyince de kadnlar kendilerini temsil edebileceini inandklar yerlere tabiri caizse adam yerine konacaklar bir aray iine giriyorlar. Bu bakmdan meseleyi bu anlamda deerlendirmek mmkndr. Entegrasyon sorununa da ksaca deinmek istiyorum. Entegrasyon btnleme demektir. Sanayilemeden sonra toplumlar ciddi bir biimde farkllat. Sanayileme ncesinde dine ok nemli fonksiyonlar ykleniyordu. Ama sanayilemeden sonra dinin bu fonksiyonlarn baka kurumlar yerine getirmeye balad. Onun iin entegrasyonda dinin nemine ok vurgu yaplyor. Bence din entegrasyon iin bir dnem etkili olmutur ama desintegrasyona da yol amtr. Din atmalar bugn toplumlarda grlen ok ciddi problemlerdir. O zaman zet olarak unlar sylemek gerekir. Ben una inanyorum ve can- gnlden destekliyorum. Trkiye Cumhuriyetini kuran ulu nder Atatrk ok nemli drt prensip ortaya koymutur: 1- niter yap, 2- Demokratik yap, 3- Laik yap 4- Sosyal yap. Bu drt yapnn zerine dayal bir ulus devlet modeli bana gre daha sekler, daha btnletirici mekanizmalar retebilecek pozisyondadr. Bu bakmdan bugn modern ve entegre edici mekanizmalar, mesela bu toplant bir manada sekler, laik entegre edici mekanizmalardr. Ben buraya geldim. akir beyi tandm, dinledim ama dne kadar ben ve teki biiminde alglanyordu. Buna benzer toplantlar, sempozyumlar, tekilatlar, rgtlenmeler arttka btnleme daha artacaktr. una da tabii ki inanyorum bir din sosyologu olarak, elbette bu da yapsal-ilevselci teorisyenlerinin grdr. Deer konsenss dediimiz, yani temel deerler zerinde bir millet birleirse o lkede birlik olur, dirlik olur, btnlk ve beraberlik olur. O zaman bu ortak deerlerin retiminde bu lkede yaayan ve kendisini Trk hisseden herkes alt kimlikler rettii deerlerle genel ulusal deerlerin pekieceine bunun da birlik ve btnlmzde nemli bir fonksiyon icra edeceine inanyor, hepinize saygyla selamlyorum.

339

IV.OTURUM/BSALONU
Bakan Prof. Dr. Ahmet GKBEL Bildiriler Hamza Akst Dede Ocaklarnn Sosyal ve Corafi Kkeni, Bir rnek Olarak eyh brahim Oca Refik Engin Naki Bektaileri (Naki dervileri.) Mehmet Ersal Bektailiin Farkl nan ve Uygulamalarn Yaatan VeliBaba Sultan Oca Sabri akr Gller Yresinde Bektailik nanc ve nemli Klt Merkezleri Belgesel ve Grsel Bir SunumMzakereler Mustafa Aksoy Ayhan Aydn

341

DEDE OCAKLARININ LEV VE KKEN, BR RNEK OLARAK EYH BRAHM OCAI


Hamza AKST*

Dede Ocaklarnn levi Ve Kkeni


Dede ocaklar Aleviliin temel kurumudur. Aleviliin en temel gesi dede-talip ilikisidir. Dedelik ve taliplik soy srer. Her dede ocann belli bir talip topluluu vardr. Ocak ile bu talip topluluu ilikisi, ok zel baz durumlar dnda deimez. Yani, talip grubu kendi dede ocandan ayrlmaz ya da ayrlamaz. yle ki, Dou Anadoluda yurt tutmu bir dede ocann talipleri, Orta Anadolu, Gney Anadolu ve Bat Anadolu gibi uzak blgelerde yurt tutmu olabilir. Dedeler, bu uzak yerlerdeki taliplerinin trenlerini yrtmek iin hibir zveriden kanmadan grev yaparlar. Dedeler, asl olarak cem trenini ynetir. Mmkn olan durumlarda Cuma akam ibadetini ynetirler. Bundan baka talip topluluunun hukuksal durumlarndan sorumludurlar. Anlamazlklar gidermek, bazen sembolik de olsa sulular cezalandrmak gibi grevleri yrtrler. Dede ocaklar hiyerarik bir yapdadr. Taliple muhatap olan dede ocann bal olduu bir dede oca vardr ve bu ocaa mrit oca denir. Taliple muhatap olan dede oca, mrit dede ocana grlmeden ve aklanmadan talipleri gremez. Dede ocayla ona bal olan talip topluluunun ilikisinin srekli olmas, Alevi topluluklarn tarih iinde izini srmek iin esiz bir frsattr. Aleviliin ve Alevi topluluklarn tarihi, bu iliki dikkate alnmadan incelenemez ve aydnlanamaz.

Dede Ocaklarnn Sosyal Ve Corafi Kkeni


Dede ocaklarnn sosyal kkeni gebe Ouzlar, corafi kkeni ise Ceziredir. Cezireden kastmz, Musul, Mardin Diyarbakr ve Urfa yrelerdir. Bu saptama, talip topluluunun ve Alevi erenlerin yesi olduu topluluklarn tarih iinde izini srerek elde edilmi bir savdr. Alevi eren adlar, Ouz dilindeki ad vurma geleneine gre olumutur. Kagarl Mahmudun verdii bilgiye gre yolda karlaan iki Ouzdan bir brne boy kim diye sorar. br Ouz, yesi olduu boyun adn syler. rnein, boy Avar der. Bylece bu iki kii tanm olur. Ya syleiye balarlar, ya da yollarna devam ederler.1 Bu ad vurma geleneine gre: Hac Bekta, Bekta obasndan olan hac, Hac Kurey, Kureyan topluluundan olan hac, Dede Garkn, Garkn boyundan olan dede, Baba lyas, lyas obasndan olan baba ( lyas, Eymr boyunun bir obasdr)2 eyh brahim Hac, brahim Hac obasndan olan eyh anlamnda birer addr.

*
1 2

retmen, Aratrmac-Yazar, Malatya/TRKYE Kagarl Mahmud, Divan Lgat-it-Trk, cilt:III, s.141 Faruk Smer, Ouzlar, s.256

343

Bu erenlere douta taklan bir ad vardr ki bu adlar pek kullanlmaz. yle ki bu adlar zamanla unutulmutur. rnein; Hac Bektan doutaki ad Muhammed, Dede Garknnki Numan3, Hac Kureyinki Hseyindir.

eyh brahim Ocann Ve Talip Topluluklarnn Sosyal Ve Corafi Kkeni


I-eyh brahim Oca Ocaa Bal Yerleimler: Ocak yelerinden derlenen bilgilere gre ocaa bal yerleimler unlardr: Malatya-Hekimhanda: Kozdere, rck, anakpnar, Karakcek (bir blm), Mihail, Kyl, Merzirme, dir, Saz (bir slale) Malatya-Arguvanda: Aa Slmenli, Yukar Slmenli (bir blm), saky (bir blm), Kzk, Eymr, Akviran, Asar (bir blm) Malatya-Yazhanda: Fethiye kasabas (bir blm), Eribk (bir blm),4 ermige (bir blm) Malatya-Doanehirde: Karaterzi Malatya-Arapkirde: Gebk, Eynir, inir, Semeyi Malatya-Kuluncakta: Alvar, Baren, Bicir kylerinin ok az bir blm Sivas-Kangalda: Mama, Sinekli, Hamal, Yellce,5 Karanlk, Bulak, Yortan, Kocayurt6 kylerinin bir blm elde: Yenice, Kefeli Denizlide: Dereky, Dereiftlik Aydnda: Sarcaova Maran ve Manisa-Akhisarn baz kyleri7 Merzirme kkenli bir dedenin8 verdii bilgiye gre Amasyann Kk Kzlca, Kalfal, Geygel kylerinde ocan talipleri vardr. Ayn kaynaa gre Pazarcktaki Demirciler adl topluluk ve Geygel ky eyh brahim ocann talibidir. Demirciler, Yozgat ve orum yresindeki Salmanl topluluunun bir koludur. Aada bu topluluklar hakknda bilgi sunulacaktr. Kangaln Hamal kyndeki Merzirme kkenli bir ocak yesinin verdii bilgiye gre ocak yeleri, Gaziantep, Kilis, Ouzeli, Pazarck, Mara ve Suriyeye de grme giderdi.9 orumdaki bir ocak yesinin verdii bilgiye gre, orumdaki Krk, Kaml, Evci-yenikla, Dedeli, anak, mat, aak, Elemen, Dereky, Yeniky, Hacbey, Ferhatl, ekerhac; Yozgatta Darc; Amasyada Halifeli; Tokatta Balldere, Eskiehirde Kayapnar kyleri eyh

3 4

5 6 7 8 9

Rahime Klal, Ali Yeilyurt, Dede Garkn, iirler, s.158 Kyn Yukar mahallesi ah brahimlidir. 1950lerde Kangaldan Kurt Veli Dede ve Kk eyh smail Dede bata olmak zere ah brahim oca yeleri Eribke grme gelirdi. lhan lhan, Baraj Altnda Kalan Eribk, s.29, Mart Matbaaclk, stanbul. Bedili boyunun Yell obasnca kurulan bu ky, eyh azeli ocann merkezidir. Bu kye Arguvann Kzk kynden be aile yllar nce g etmitir. Bunlarn soyu eyh brahim talibidir. nl sanat Sabahat Akkirazn ailesi bunlardandr. Manisadaki kyler de yerinde aratrlmaldr. Kaynak kii, Celal zkan, Merzirme kkenli, Yazhan ilesinin ermige (yeni ad Bereketli) ky doumlu; ayrca, Kuluncak-Alvar ky doumlu Hamdullah alkan Dede Almanyadan Ali Akn Dedenin (Merzirmeden Kangal-Hamal kyne gen bir ocak yesinin torunu) Haziran 2004 tarihli e-maili

344

brahim ocann talibidir.10 Yldzelinin Ergele (yeni ad Doanl) kynde ocan hem talipleri hem de yeleri olduu sylenmektedir.11 Ocan asl ad ah brahim deil, eyh brahimdir. Konumuz olan dede oca, son yllarda ah brahim olarak telaffuz ediliyorsa da ocan geleneksel ad, eyh brahimdir. eyh, dede ocaklarnn tarih sahnesine kt corafyann ad olan Ceziredeki12 Trkmenlerin komu Arap airetlerinden ald bir szcktr. Trkmenlerde boy ve oymak bakanna boy beyi ya da Araplardaki gibi eyh denirdi. Yani, eyh szc yalnzca dinsel bir unvan deil, gebe birimin bakannn da unvanyd.13 Nitekim, aada grlecei gibi eyh brahim oca yelerinin birou yzyllarca aa olarak nitelenmitir. Ocak yelerinin Hac Bekta ocandan ald icazetnamelerde de eyh szcnn kullanld grlmektedir. 1894 tarihli icazetnamede, eyh brahim Veli evladndan Gazi olu Bende Aann olu Musa Dede ibaresi kullanlmtr. 1742 tarihini tayan bir belgede ise eyh brahim Sultan evladndan Murteza Halife ve Veli Halife ibaresi yer almaktadr.14 eyh ad tayan ocak yalnzca eyh brahim deildir. rnein, eyh azeli byle bir ocaktr.15 eyh oban, eyh Beyaz Veli gibi ocaklar da ayn durumdadr. eyh brahim ocann mridi, Dede Garkn ocadr. eyh brahim oca, Dede Garkn grubundandr. Yani; eyh brahim dedeleri, Dede Garkn dedelerine grlr. rnein; Merzirme kyndeki eyh brahim oca dedelerini Malatyann Kuluncak ilesinin Bicir kynden ve Yazhann Dedegarkn kynden gelen Dede Garknllar grrd. Ocan musahibi, yine Dede Garkn ocana bal olan Ali Seydidir.16 Ali Seydi oca yeleri, Malatyann Hekimhan ilesine bal Akmaara kynn Daryeri mezrasnda, Hasanelebide ve orumun Stz kyndedir. Ocan kurucusu, Dede Garknn halifesi olan eyh brahim Hacdr.
10 11 12 13

14 15

16

Kaynak kii, orumun Evci-yeni-kla kynden Arap Ali Dede. Eskiehirdeki kyn yerinde incelenmesi gerekir. Ergele kynden brahim Kl, 1951 doumlu. Kaynak kiiye gre bu kydeki ocak yeleri, Merzirmede soyad Baaran olan gruptan kopmadr. Cezire, kabaca, Kuzey Mezopotamya yresidir, yani; Mardin, Diyarbakr ve anlurfa yreleridir. Cengiz Orhonlu, Osmanl mparatorluunda Airetlerin skan, s.14, Eren Yaynclk, stanbul, 1987. Gnmz kuaklar, eyh szcnn Alevi terminolojisinde yerinin olmadn, bunun yerine ah unvannn kullanldn sanarak eyh unvann Alevi erenlerin n adndan karma eilimindedir. Tarihsel gerekle ilgisi olmayan bu tutumun Alevi kkenli aratrmaclarca da benimsenmesi, daha da nemlisi; kurucusu eyh unvan tayan dede oca yelerinin dahi eyhi, ahla deitirme operasyonuna destek vermesi artcdr. Dede Garkn, Baba l yas, eyh azeli, Baba shak gibi erenler iin eyh unvannn kullanldn yazl ve szl kaynaklardan biliyoruz. rnein, on drdnc yzyln ilk yarsnda yazlan ve Baba lyas ailesini anlatan menkbenin birok beyitinde Dede Garkn ve Baba lyas eyh olarak nitelenmitir. Konu, eyh szcyle snrl deildir. Molla unvanyla nitelenen erenler ve halk ozanlar iin ne demek gerekir?.. azeli ocann Yellice kyndeki temsilcisi Molla Yakupun, halk ozan Molla Mustafann ve Molla Bektan unvanlarn hangi unvanla deitireceiz?.. Belirttiimiz gibi; eyh, Aleviliin temel kurumlarnn biimlendii yer olan Mardin, Diyarbakr ve Urfadaki topluluklarn tmnn kulland bir unvandr. Bu nedenle, Alevi erenlerin eyh unvan tamasndan daha doal bir ey olamaz. orumun Evciyenikla kynden Arap Ali Gaziolu tarafndan Gazi niversitesi Hac Bekta Veli Aratrma Enstitsne gnderilen icazetname eyh azeli ocann merkezi, Kangaln Yellice kydr. Ocan kkeni hakknda ayrntl bilgi iin baknz, Hamza Akst, azeli Dede Ocann Sosyal ve Corafi Kkeni, Yol dergisi, say.16, s.72-76, Hseyin Gazi Dernei yayn organ, Ankara, Mart 2002 Stzden yaklak yz yl nce kopan bir grup dede Hekimhann Hasanelebi kasabasna yerlemitir.

345

eyh brahim oca, Dede Garkn grubundan olduuna gre, ocan kurucusu olan erenin de Dede Garknla balants olmaldr. Daha dorusu; eyh brahim, Dede Garknn halifesi olmaldr. Dede Garkn menkbesi bu belirlemeyi tmyle desteklemektedir. Bu menkbeye gre Dede Garknn halifelerinden birinin ad eyh brahim Hacdr:
Yayla dalarnda ere muayyen eylenr Bizden artuk evlad kimdr dey vasf alanur brahim Hac da der ki, Baba Arslanolu kalur Sultan Numan erleriyle hikmetin ayan olur

Bu erenler ve Dede Garkn keramet gsterisinde bulunurlar. Erenler, Dede Garknn stnln anlar ve sonunda ona biat ederler:
brahim Hac sna binmi, Ali Seydi ylana, Dirge Baba kurda Arslanolu binmi arslana Sultana ileri srer... yle grince biat etdi eyh brahim Hac, Ali Seydi heman Dike Baba Arslanolu vasl Sultan gam Biat etdi sn kurban kesdiler subh sam17

Hac Bekta vilayetnamesindeki bir blmde brahim Hacdan sz edilmekte ve bu erenin Dede Garknllar ile ilikisi tartlmaktadr. Buna gre, Hac Bekta, Rum lkesine Zlkadirli ilinde Bozoktan girmi, yolda, koyun gden bir obana rastlam, ona keramet gstermitir. Bunun zerine brahim Hac, Hac Bektan mridi olmutur.18 Gerek Dede Garkn menkbesindeki gerekse Hac Bekta vilayetnamesindeki bilgilere dayanarak eyh brahimin, eyh brahim Hac olduunu sylemek gerekir. Ocan mridinin Dede Garkn oca olmas ise her iki kaynaktaki bilgilere destek vermektedir. eyh brahim Hac, brahim Hac obasndan olan eyh ya da brahim Hac obasnn eyhi anlamnda bir addr. Alevi eren adlarnn Ouz dilindeki terminolojiye uygun olarak unvan + boy ya da oba ad biiminde birer tamlama olduunu artk biliyoruz. Birok yerde akladm bu ad yapsn rneklemeden konuyu srdrmek anlama gl oluturacaktr: Hac Bekta, Bekta obasndan olan hac ya da Bekta obasnn hacs19 Baba lyas, lyas obasnn babas ya da lyas obasndan olan baba20 Ede Bal, Bal obasnn edesi ya da Bal obasndan olan ede21 anlamnda birer sosyal addr. Buna gre; eyh brahim Hac, brahim Hac obasnn eyhi ya da brahim Hac obasndan olan eyh anlamnda bir addr. brahim Hac, kii ad deil, bir Trkmen obasnn addr. yleyse; brahim Hac, kii ad deil, oba addr. eyh brahim Hac ise kii addr, fakat sosyal bir addr, yani, douta taklan bir ad deildir. Daha akas; eyh brahim Hacdan sz edilirken, ad brahim ya da brahim Hac olan bir kiiden deil, brahim Hac obasndan olan bir eyhten sz edilmektedir.
17 18 19 20

21

Rahime Klal-Ali Yeilyurt, Dede Garkn iirler, s.159-160, Can Matbaaclk, Mersin, 1999 Vilayet-name, s.21-22, hazrlayan: Abdlbaki Glpnarl, nklap Kitabevi, stanbul, 1958 Bu konuda baknz, Hamza Akst, Hac Bekta Velinin Sosyal Kkeni, Hac Bekta Veli Aratrma Dergisi, Gazi niversitesi yayn, say:2004/29, s.209-227 lyas, Eymr boyunun obasdr, Faruk Smer, Ouzlar, s.254, Trk Dnyas Aratrmalar Vakf, stanbul 1992. Bu konuda baknz, Hamza Akst, Baba Resul Olaynn ki nderinin Kimlikleri, Hac Bekta Veli Aratrma Dergisi, say:2003/25, s.149-165 Ede, baba anlamndadr. Ede Balnn kkeni iin baknz, Hamza Akst, Hac Bekta Velinin Sosyal Kkeni, Hac Bekta Veli Aratrma Dergisi, 2004/29, s.209-227

346

Birok erenin doutaki adn bilmemize karn eyh brahim Hacnn doutaki adn imdilik bilemiyoruz. (Trkmenlerde doutaki adn zamanla unutulmas olaan bir durumdur. rnein; Akkoyunlulardaki Pehlivan Bein doutaki adnn zamanla unutulduunu Akkoyunlu kayna aka belirtmektedir.)22 eyh brahim Hac, eyhi Dede Garkn gibi Mardinli olmaldr. eitli yerlerde belirttiim gibi; Dede Garkn oca, Viranehir-Nusaybin-Musul yolu zerinde, Circip aynn bu yolla kesitii yerde kurulmutur.23 Buras gnmzde Mardinin Derik ilesiyle anlurfann Viranehir ilesinin snrndadr24. Gnmze Dede olarak ulaan bu kyn ad, eskiden Dede Garknd. Menkbesinde Dede Garknn Mardinli olduunu belirten ifadeler yledir:
Gn bu kadar keramet-i Evliya zuhur eyledi Mardinde idi Sultan brahime25 hali malum eyledi 26 Sabah saar sn Abdlaziz da otlagdur Evliyann trbesinden iki gn ragdur. Aham gelr salur ol da sn otlagdur Evliya hkmi budur ki hikmedini tandur27

Ocan taliplerinden Sefil Nevruzun bir deyiine gre Dede Garknn yurdu, Mardinin gneyindeki Abdlaziz dadr:
Musul sahralarna bir hubca seyran Abdlaziz dan eylemi meskan Mardin, Diyarbekir, Erganelinden Seyyid Sultan Dede Garkn grnr28

Menkbede ad geen Baba Arslanolu, Diyarbakrn Bismil ilesindeki Yukar ve Aa Arslanolu kylerinde29 yaamtr. Baba Arslanolu Arslanolu obasnn babas anlamnda bir addr. On altnc yzyl kaytlarna gre burada Arslanolu zaviyesi vard.30 Dede Garknllarn bir blm de bu yrede, Bismilin Kadkendi kyndeydi. Bu kyde gnmzde Dede Garkn ocann bir kolu vardr. Demek ki; Dede Garknn yesi olduu Garkn boyu Mardin ve Bismil yresinde, Dede Garknn halifesi olan Baba Arslanolunun yesi olduu Arslanolu obas Bismil yresinde yaamtr. yleyse; brahim Hac obas da ayn yrelerde yaam olmaldr.
22

23 24

25

26 27 28 29 30

Ebu Bekr-i Tihrani, Kitab- Diyarbekriyye, s.22, eviren: Mrsel ztrk, Kltr Bakanl Yaynlar, Ankara, 2001. Konuya gncel bir rnek verebiliriz. eyh brahim oca yelerinden Vaylo Dedenin asl adnn Mustafa olmasna karn, bu ad, Vaylo adnn yaygn kullanm nedeniyle unutulmutur. Oysa, Vaylo Dede yakn gemite, yirminci yzyln ikinci yarsnda yaamtr. Nejat Gyn, XVI. Yzylda Mardin Sanca, s.25, Trk Tarih Kurumu Yaynlar, Ankara, 1991 Buradaki Dede Garkn trbesi, byk oranda asln korumutur. Ne var ki; trbe yine de tamire muhtatr. 2004 yl banda trbeyi grme olana buldum. Trbenin yanndaki byk ve ok eski bir mezarl, ayn kenarndaki yaklak yirmi be kuyusu, ayn iki yanndaki (her biri bin be yz-iki bin kkba hayvan barndrabilecek) birok maaras ile buras tam bir klak grnmndedir. Trbe, gerek Dede Garknllarn gerekse bu konuya ilgi duyanlarn ilgisine muhtatr. Sz edilen Sultan brahim, Mardindeki Artuklu hkmdarlarndan birisidir. brahim, 1204 ylnda tahttayd ki; bu tarih, Dede Garknn yaad zaman dilimine tamamen uygundur. slam Ansiklopedisi, Artuklular maddesi Abdlaziz da, Suriyede, Trkiye-Suriye snrna yakn bir yerdedir. Rahime Klal-Ali Yeilyurt, ayn yapt, s.162 Ayn yapt, s.163 M. Salih Erpolat, ayn tez, s:74, 75 Mehdi lhan, Some Notes On The Settlements And Population Of The Sancak Of Amid According To The 1518 Ottoman Cadastral Survey, Tarih Aratrmalar Dergisi, cilt:XIV, say:25, s:424, Dil ve Tarih Corafya Fakltesi yayn, Ankara, 1982

347

Dede Garkn zaviyesinin ve trbesinin bulunduu yrede brahim ad tayan birok yer vard. Bunlardan biri, Viranehirden geen ve Habura karan brahimiyye Circipi adl ay,31 teki ise Mardin ile Kzltepe arasndaki brahimiyye kyyd.32 brahimiyye ky, Hac Bektan yesi olduu Bekde obasnn kurduu Bekta- Bzrk (Byk Bekta) kyne ok yaknd.33 te, brahim Hac, bu iki yerin birinden ad alm olan bir Trkmen obas olmaldr. Merzirme Kynn Tarihi Yukarda da belirttiimiz gibi ocan merkezi, Malatyann Hekimhan ilesinin Merzirme (yeni ad Ballkaya) kydr. Anadolunun drt bir yanna dalm olan ocak yelerinin tm Merzirme ky kkenlidir. Dedelerin bu kye ne zaman ve nereden geldii konusunda eitli sylentiler vardr: a-Merzirme kyne ilknce dede gelmitir ve bunlar grev blm yapmtr. h Dede, hastalar, zellikle felli hastalar iyiletirmeyi; ah Veli Dede, pirlik hakk toplamay; Cura Dede ise grgy slenmitir. Bunlarn geli yeri Isfahan ve Erdebildir. Bunlardan Cura, Dede Garkn oca ad vurma geleneinde de yer alan adlardandr. rnein; 1822 ve 1823 tarihli iki belgede Dede Garkn evladndan Cura Mehmed Baba ve Seyyid eyh Cafer Dede bin Cura Dede ifadeleri yer almaktadr.34 b-Ocak yelerinden Baaa, on dokuzuncu yzyln ilk yarsnda Keskinden35 Merzirmeye gelip yerlemitir. Baaann olu olmutur:Ali Aa, Abidin Aa, bir Aa.36 Dedelerin aa olarak nitelenmesi, Dedegarkn oca yelerinde de rastladmz bir durumdur.37 orumdaki eyh brahim oca yelerinin byk bir blm de aa olarak nitelenmektedir. Keskinden gelen dedelerden nce de kyde dedeler vard. c- Merzirme kynden baka bir kaynak kiiye gre, ah brahim, ah Velidir. ah Veli, Erdebilden Elazn Sn kyne gelmi, buradan da Arguvann Eymir kyne gelmitir. Daha sonra Hekimhann Kozdere kyne gelen ah Veli, sonunda, kendisine bal be talibin bulunduu Merzirme kyne gelip yerlemitir. Yedi kez Kerbelaya gitmi, Kerbelaya son gidiinde olu ah Hseyinle vedalaarak pabucunu ve asasn brakm ve bir daha Merzirmeye gelmemitir.38 e-Merzirme kyne gelen ilk dede ah Velidir. ah Veli, talipleriyle birlikte Horasandan gelmitir39 ve yedi olu olmutur. f-ah brahim Veli, XIV. yzylda orum ve Yozgat zerinden Merzirmeye gelmitir. orumda bir ly diriltmitir. orum ve Yozgat'ta talip edinerek beraberinde getirdii Karadireki, Mezirmeye dikmitir. Erdebilin balants olan Karadirek tekkesini kurmutur. Orada

31 32 33 34 35 36

37 38 39

Nejat Gyn, ayn yapt, ilgili harita Nejat Gyn, ayn yapt, ilgili harita ve s.63 M. Salih Erpolat, XVI. Yzylda Diyarbekir Beylerbeyliindeki Yer simleri, s.132, yaynlanmam doktora tezi, Konya, 1999 Rahime Klal-Ali Yeilyurt, ayn yapt, s.151-152 Merzirme kynde anlatlanlara gre bu grup Keskinin evirme kynden gelmitir. smail ztrk Dedede (1934 doumlu) bulunan ecere zeti. pirin, Merzirme ve evresinde geleneksel bir ad olduu sylenmektedir. Kaynak kii, pir Aa soyundandr: pir Aa, Bekta Aa, Hafz Mustafa, Hafz Ali ztrk, Paa ztrk, smail ztrk, Rfat ztrk-Mustafa ztrk. Dede Garkn ocann merkezi olan Malatyadaki Dedegarkn kyndeki dedeler ve Kuluncakn Bicir kyndeki dedeler aa olarak nitelenmektedir. Kaynak kii, Merzirme kynden Hasan Yldrm Dede Kaynak kii, Yazhan-ermige kynden Celal zkan Dede

348

bulunan yedi Trkmen topluluunu talip edinmitir. Bunlar Slkoullar, Kroullar gibi topluluklardr. ah brahim Veli bir mddet sonra tekrar Erdebile gitmitir. g-ah Veli Dede, olu ah Hseyin40 ile Merzirmeye gelmitir. Erdebile yedi kez gidip gelmitir. Son gidiinde olu ah Hseyini Mezirmede brakmtr. ah brahim'in Yaylasna birka topluluk yerlemitir. Bunlar, on sekizinci yzylda Keskinden Merzirmeye gelen taliplerdir. h-Merzirmeye ilk gelen dede grubu Ceneferlerdir. Bunlar, talipleriyle birlikte Horasandan gelmitir. Grld gibi, dedelerin Merzirmeyi yurt tutmasnn ayrntlar hakkndaki sylentiler birbiriyle uyumlu deildir. Ancak, bunlarn tmnde ortak olan eren ah Velidir. Merzirme kynde talipler de vardr. Taliplerin bir blm Salmanl oymandandr. Konunun burasnda on altnc yzyl tahrir kaytlarnda Merzirme kyne bakmak yararl olacaktr. Sz konusu yzylda Merzirme, Arguvan nahiyesinde yer alan bir kyd. 1520 ve 1530 yazmlarnda kyn vergi nfusu, 10 hane + 1 mcerred = 11 idi. 1547 yazmnda nfus, 15 hane + 4 mcerred = 19 idi.41 1560 ylnda bu say, 21 hane + 16 mcerred = 37 idi.42 1560 yl tahrir kaydna gre Merzirme kyndeki vergi nfusunun ad listesi yledir: Arab olu Mustafa, Mustafann olu Sddk Arab olu Mehmed Arab olu Seydi Ahmed Arabn oullar Ali ve Ahmed Alinin oullar Tanrverdi, Hasan, brahim, Kadirverdi, Hseyin Kulu ve Emir Kulu brahim olu Halil Halil olu Yol Kulu Mustafann oullar smail ve ah Kulu Kemal olu smail Mustafa olu Hac Kara Seydi olu mam Kulu Ahmedin oullar Cneyd, Veli ve Cneyd Hasan olu Dursun, Ali-... brahim olu mirze Ahmed olu Hzr Seydi Ahmed olu Resul Kse olu Mehmed ve Maksud Kse olu Hseyin ve Hseyinin olu Mustafa Timur olu ?.. Musann oullar Nefis Kulu ve Mahmud Yusufun oullar Hseyin-?.. ve Kulu43

40

41 42 43

ah Hseyin, Merzirmenin komusu ve eyh brahimin talibi olan dir kynde bir ziyarettir. Baka bir ah Hseyin ziyareti, Hekimhann Haclar kyndedir. Hekimhann Haclar ky, Hacm Sultan ocann talibidir. dirin yannda on altnc yzylda Haclar ky vard. Bizce, ah Hseyin, bu iki ky kuran Haclar obasnn bir makam ziyaretidir. Gknur Gebakan, XVI. Yzylda Malatya Kazas, s.233, Malatya Belediyesi Yaynlar, Malatya, 2002 Kyn nfusunu bulmak iin vergi nfusu 5 ile arplmaldr. rnein; 1560 ylnda Merzirme kynn nfusu, 37nin 5 ile arpmndan elde edilen 185tir. Tapu ve Kadastro Genel Mdrl, Kuyud- Kadime Arivi, 142 Numaral Malatya Tahrir Defteri, varak:107; Hamza Akst, Anadolu Aleviliinin Sosyal ve Corafi Kkenleri, s.329, Art Basn-Yayn, Ankara, 2002

349

Listedeki adlardan en dikkat ekici olan Arabdr. orumdaki ocak yelerinin dzenledii ecerede bu ada kere rastlanmaktadr44. Baka bir ilgin ad, Cneyddir. Ahmed adl bir Merzirmeli, olundan ikisine Cneyd adn vurmutur. Bilindii gibi, eyh Cneyd, Safevi ailesindendir ve Anadoluya gelen ilk Safevidir.45 On altnc yzylda Merzirme ky ve evresinde ilgin mezra (ekinlik) adlar vard. Bunlardan biri, Arap Viran idi.46 Arapl adl bir oba, Yeni-l Trkmenleri iindeki Bedili boyundand. Bu oba, Kangaln Yellce kynde yaylyordu.47 Ad listesinde bu obann adn tayan kiilerin yer almas dikkat ekicidir. teki mezra (ekinlik) adlar, Etek, Alho, Toluca, Karacaren, Venk, Kilisecik, Gedik-Ard, Ulupnar, Bakrlca, Pkrce, Sar Dam, Aln Pnar, Gedge, Ziyaret ve eki idi48. Bunlardan eki, koni biiminde bir da-ziyarettir. Merzirme kyndeki baka bir yer ad Yazrdr. Bilindii gibi Yazr, 24 Ouz boyundan biridir. Kydeki Krolu, Bykolu, Gilikolu, Ekmekyemez gibi yer adlar da incelemeye deer. Krolu, ocan taliplerinden bir topluluk olarak anlatlmaktadr. Byk obas, Yeni-lde Yukar ve Aa Byk adl iki yerde yurt tutmutu.49 Bu yerleimler, Malatyann Kuluncak ilesi yresindeydi. Ekmek-yemez; Bozoktaki Peynir-yemez, Bal-yemez gibi obalar50 anmsatmaktadr. Merzirme kynn kuzeyinde yer alan srakayann bir parasna Pir Sultan denmektedir. Bu ad, nl halk ozan Pir Sultann, eyh brahim talibi olduu biiminde yorumlama eilimi gze arpmaktadr. Ne var ki, bu adn, dedelerden birinin Pir Sultan dnde grmesiyle olutuu yaygn bir sylentidir. Merzirmedeki en nl ziyaret Karadirektir. Anlatldna gre eyh brahim Veli asasn buraya brakmtr. Ayrca, eyh brahim Velinin hrkas ve pabucunun teki buradadr. Dedelere gre Karadirek, eyh brahim Velinin kendisi ya da simgesidir. Karadirek, son yllarda onarlm, modern bir yapya kavumutur. Kydeki baka bir ziyaret, Vaylo Dededir. Vaylo Dedenin asl ad Mustafa, soyad Tunadr. Sylentiye gre, trkleri vay lo diye balayarak syledii iin ad Vaylo kalmtr. Vaylo, yrede yaygn bir ad haline gelmitir. Doan ocuklara Vaylo ad vurulmakta, ancak, resmi ad olarak Mustafa kullanlmaktadr. Vaylo Dede iin son yllarda bir trbe yaplmtr. Trbedeki yazya gre doum tarihi 1311 (1895), lm tarihi 1971dir. Baba ad Murtaza, ana ad nsaftr. Cenefer Dedenin soyundan olduu sylenmektedir.51

II-Ocan Talibi Olan Topluluklarn Sosyal Ve Corafi Kkeni


a-brahim Hac Ocaa ve ocan kurucusuna ad veren obadr. brahim Hac obas, brahim obasnn bir koludur. Yani, ana kol brahimdir. Trkmen obalarnn birou Hac adn tamaktadr. rnein; lyas Hacl, smail Hacl, Ala Haclu, Sultan Haclu, Halil Haclu, Hamza Haclu, Koca Haclu ve
44 45 46 47 48 49

50 51

orumdaki ocak yelerinin dzenledii ecere eyh Cneyd hakknda ayrntl bilgi iin baknz, Faruk Smer, Safevi Devletinin Kuruluunda Anadolu Trklerinin Rol, s.10-11 Refet Yinan-Mesut Elibyk, Kanuni Devri Malatya Tahrir Defteri, s.189 Faruk Smer, Bozoklu Ouz Boylarna Dair, s.98, Dil ve Tarih Corafya Fakltesi Dergisi, XI, s.65-103 Yellice kynde eyh brahim ocann talipleri olduunu yukarda belirtmitik. Refet Yina-Mesut Elibyk, Kanuni Devri Malatya Tahrir Defteri, s.163, 191, 187 Tapu ve Kadastro Genel Mdrl, Kuyud- Kadime Arivi, 153 numaral Divrii-Derende Tahrir Defteri, Ayvalu nahiyesi blm. Ayrca baknz, H. Akst, Anadolu Aleviliinin Sosyal ve Corafi Kkenleri, s.337 Faruk Smer, Bozok Tarihine Dair Aratrmalar, s.318, 325, Cumhuriyetin 50. Yl Armaan Kitab, Ankara 1974 Kaynak kii, Vaylo Dedein olu lyas Tuna

350

eyh brahim ocann en kalabalk talip topluluu olan Sleyman (Selman) Haclu,52 bu tr obalardandr. Ancak, Hac adnn neyden kaynaklandn tam olarak aklama olanandan imdilik yoksunuz. Bu tamlamalardaki ilk szcklerin de oba ad olduunu biliyoruz. rnein; lyas, Eymr boyunun obas; Koca, Avar boyunun obasdr. brahim Hacdan ayr olarak brahim obasnn varln tahrir kaytlarnda saptayabiliyoruz. rnein; Konya evresindeki Bayburd Trkmenleri arasnda brahiml adl bir oba vard.53 brahimli topluluunun bir baka kolu, on altnc yzylda, Maran Pazarck nahiyesindeki brahimi (brahimli) mezrasnda barnyordu.54 Buras, eyh brahim ocann talibi olan Demirci topluluunun yurdunun yaknndayd. On altnc yzyldan itibaren brahim Hac obasnn belirleyebildiimiz yurtlar Turgud, Yeni-l, Mara, Rakka ve Haleptir.55 Turgud Trkmenlerinin yurdu, Konya ile Akehir arasndayd.56 Bu yurttaki brahim Hacl obas, 1501 ylnda, tm gebe olan 24 hanelik bir topluluktu.57 1696 ylnda Sorgunda dzenlenen bir iskan tutananda Turgud obas yer almaktadr. Oba, eyh brahim ocann talibi olan Selmanl oymayla birlikte anlmaktadr.58 brahim Hac obasnn byk bir blm on altnc yzylda Yeni-l Trkmenleri arasndayd. 1548 yl kaydna gre obann 5 neferanlk nfusu, Manclk yresindeki Hoca Yakub mezrasndayd.59 Hoca Yakub, gnmzde Kocaurt olarak anlan ve ocan talibi olan bir kydr. Obann bu paras, 1583 ylnda Turgud Kethda ynetimindeydi ve 1 kethda + 16 mcerred + 22 mzevvec nfusluydu.60 Yeni-ldeki brahim Hac obas, 1583 yl kaydna gre Aca-Koyunluya bal Musa Hacl oyma iindeydi. brahim Haclu Mahallesi olarak kaydedilen oba, Yellcedeki Kzlca-Pnarda yaylyordu. Obann nfusu, 1 imam + 47 mcerred + 49 mzevvec idi ve vergileri Krtn, Turhanlu obalaryla birlikte kaydedilmiti. 1630-31 kaydnda bu nfus 31 neferandr. 1641-42 tarihinde 35 hane nfusu olan obann, 3502 koyunu ve 68 devesi vardr.61 Obann Yeni-ldeki baka bir kolu, Ak Viran kyndeydi. Obann 1583 ylnda 11 mcerred + 18 mzevvec; 1630-31de 3 bennak + 9 mzevvec; 1641-42de 2 bennak + 12 ift; 1652-53de 6 bennak + 10 ift nfusu vard. Gnmze ulamayan Ak Viran ky, byk bir olaslkla Kangaln Yortan ky yaknndayd.62 Bozok yresindeki brahim Haclu obasna gelince: ubuk nahiyesinde brahim Hac adl bir ky vard ve bu kyde iekl oyma barnyordu. Balt nahiyesindeki brahim Hac kynde ise Kzl Kocal obas yurt tutmutu. brahim Hac obas ise ayn nahiyenin Kesik Viran

52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62

Tufan Gndz, Anadoluda Trkmen Airetleri,s.48, 59, 74, 85, 98, Bilge Yaynlar, Ankara, 1997. Ludi Paul Lindner, ayn yapt, s.187 Mesut Elibyk-Refet Yinan, Mara Tahrir Defteri, s.230, Ankara niversitesi Yaynlar, Ankara, 1998 Cevdet Trkay, Osmanl mparatorluunda Oymak Airet ve Cemaatler, s.426, Tercman yayn, stanbul, 1979 Ludi Paul Lindner, ayn yapt, s.151 Ayn yapt, s.190 Cengiz Orhonlu, ayn yapt, s.85 lhan ahin, Yeni-l Kazas ve Yeni-l Trkmenleri, s.198; yaynlanmam doktora tezi, stanbul niversitesi Edebiyat Fakltesi Yenia Tarihi Krss, stanbul, 1980 lhan ahin, ayn tez, s.198 lhan ahin, ayn tez, s.215-219 lhan ahin, ayn tez, s.108-109

351

kyndeydi. Ocan zaviyesi ubukun Kar Deresi kyndeydi.63 Kar Deresi, Kayserinin Sarolan ilesinin Karaz kynn eski addr.64 b-Selmanl / Salmanl Ocan en byk talip grubu olan Selmanl oyma Nusaybin kkenlidir. Selmanllar gnmzde Kahramanmara, Yozgat, orum, Sivas ve Malatya yrelerindedir. Kahramanmarataki Demirciler, Salmanl oymandandr. Salmanllar, Bozokta geni bir alanda yurt tutmutur. Yozgatn ve orumun birer nahiyesi Selmanl adn tamaktadr. Yozgattaki Karayakup ky, orumun Sungurlu ilesinin Kaml, ukurluky ve Krk kyleri Salmanl topluluundandr.65 Sivasn Kangal ilesinde de hatr saylr bir Selmanl nfusunun barnd anlalmaktadr. Yakn zamana kadar Kangaldaki eyh brahim oca dedeleri orumun kylerine grme gitmekteydi.66 Malatyadaki Selmanl kyleri unlardr:Arapkirde, Semeyi (Boazl), Gebk, Hekimhanda Merzirme, Kozdere, Yazhanda Asar.67 Bunlardan baka, Tarsusun Balarba, Mersinin Dalakdere halk da Salmanldandr.68 Selmanl oymandan olan bir ozann deyiinin konusu, Merzirmeye ilk gelen dede olduu sylenen ah Veliyi imdada armaktr. ah Veli Dede ve talipleri Horasandan gelirken kafile bakan Tozanlolu adl birisiymi. Tozanlolunun kundakta bir olu varm. Bebek, katarn en gerisinde ve bir devenin zerindeki adrdaym. Deveyi de Tozanlolunun kars ekiyormu. Deve bir uurumdan yuvarlanm. Kadn alamaya balam. Tozanlolu kafilenin bir sonunu bir nn denetliyormu. Biricik olunun dt durumu grnce ah Veli Dedeyi imdada arm:
Gurbet elde bir hal geldi bama Gel bize yetigr ah Veli Dedem Kimim yok kimsem yok sora hatrm Gel bize yetigr ah Veli Dedem ah Veli dedemin Ball Kayas69 Katara dzlm trl mayas Kerbelada yatan kerem aas Gel bize yetigr ah Veli Dedem Yaz gnne konar Deirmioba Sahil ellerinde kalmazm tvbe 70 Gllce danda ah Kulu Baba Gel bize yetigr ah Veli Dedem Yen iinde srn yolun dorusun inizde koman surat urusun Sen ezelden ah brahim olusun Gel bize yetigr ah Veli Dedem

63 64 65 66 67 68 69 70

Yunus Ko, ayn yapt, s.49, 119, 120 Ahmet zerdem, Karaz, s.53 Karaz kasabas halk Alevidir. Ayhan Aydn, Ali Haydar Karaynl le Rportaj (nternetten alnmtr.) Ayhan Aydn, ayn rportaj Arapkirden Asar kyne gen bir ailenin ocuu olan tiyatro sanats lyas Salmann soyad, Salmanl oymann yadigardr. Kaynak kii, Merzirme kynden Hasan Yldrm Dede Merzirme kynn yaknndaki srakayann ad Ballkayadr. Gllce da, Hekimhann Kozdere kyndedir. Bu kyde ah Kulu Baba ziyareti vardr. Ky halknn bir blm Salmanl oymandandr.

352

Ykseine kp ttm gibi aran kullara yettiin gibi Elaman diyenler(e) el att()n gibi Gel bize yetigr ah Veli Dedem Bize de Selmanl()olu derler ezelde Garip baa bir hal geldi bu demde Akda, Tocahdereyi71 dola da Gel bize yetigr ah Veli Dedem

Bu yakar zerine ah Veli Dede, imdada yetiiyor. Devenin yuvarland yere inen Selmanllar, ocuun sapsalam olduunu gryorlar. Bu iirin farkl ykleri de vardr. Mersindeki Salmanllarca retildii sylenmektedir. iirde ad geen Deirmioba ky Mersindedir ve halk Alevidir. Salmanl topluluu, on altnc yzyl kaytlarna gre Mara, Sivas ve Bozok (orum, Yozgat, Sivasn bir blm) yrelerinde gebe olarak yaamaktadr. Selmanllarn, Malatya, Menemen gibi yrelerde ise yerleik olduu grlmektedir. Bu kaytlarda Salmanlnn Alevi olduuna ilikin ifadelere rastlanmaktadr. rnein; 1592 ylnda Malatya beine ve ilgili kadlara yazlan bir emirde yle deniyor: ... taife-i Trkmandan Selmanl nam kabile bir yerden

(beriyyeden) yaylaa ve yaylaktan beriyyeye gittiklerinde malikanesine mutasarrf olduumuz Beksemre nam karyeye geldiklerinde reayann mal ve erzaklarn garet ve bazlarn katlden hali deillerdir deyu ekva eylediklerinden etraf karyelerden gelen cemm-i gafir, taife-i mezbure in refizilerdir, sebb-i ar- yar- gzin edip ehl-i snnete ve cemaate adavet ve ihanetleri mukarrerdir deyu ehadet eylemekle bu babda her birinz mstakilen mukayyed olup gresiz arz olunduu gibi ise mezburlar buldurup zerlerine sabit olan hukuku hkmedip alverdikten sonra er ile haklarndan gelesiz. 7 evval 1003 (1592)72
Bu Selmanllar, Sivasn Kangal yresindeki Alacahanda yaylayan Selmanllar olmaldr. nk, 1723 ylnda tutulan bir kaytta, Selmanlnn eskiden beri Alacahan yresinde dolat belirtilmektedir.73 1583 tarihli Yeni-l tahrir kaydna gre Alacahan yresindeki Selmanllar 5 mcerred 9 mzevvec nfusa sahipti ve Ekinci nahiyesindeydi. am-Bayadna bal olan bu Selmanllar, Bahl adyla da anlyordu. Topluluk, 1641 ylnda 10 hane nfus, 2536 koyun ve 15 deveye sahipti. 1644 ylnda Selmanllarn dank bir durumda Ekinci nahiyesinde olduu, 2 hane nfusun ise Birgide oturduu kaytldr.74 Selmanlnn bir blm, on altnc yzylda Maran Zamant kazasnn (Kayserinin Pnarba yresi) Kalelce kynde klyor ve tarmla urayordu. Ayrca; Gvercinlik kazasnda75 Selmen Deresi adl bir ekinlik vard. Buras, Selmanllarn gnmzdeki

71

72 73 74 75

Burada ad geen Tucah Dere, on altnc yzyldaki tahrir kaytlarna gre Tarsus yresindeki Ula nahiyesindeki bir yerleimin (ayn zamanda bir derenin) addr. Ali Sinan Bigili, Osmanl Dneminde Tarsus Sanca ve Tarsus Trkmenleri, s.393, Kltr Bakanl Yaynlar, Ankara, 2001. Bir baka Tocahdere, Adyamandaki bir derenin ad olup Trkmenlerin ana g yolu bu dereyi izleyerek Malatyann Doanehir ilesindeki Polat kasabasndan geiyor ve Yeni-l yaylalarna uzanyordu. Baraklardan derlenen iirlerde de bu yer adlarna rastlanyor. Merzirme kynden Hasan Yldrm Dede, Tocahn bir da olduunu ve bu dan Mersinin kuzeyinde Toroslarda olduunu sylyor. Gknur Gebakan, ayn yapt, s.203 Cengiz Orhonlu, Osmanl mparatorluunda Airetlerin skan, s.111, Eren Yaynclk, stanbul, 1990 lhan ahin, Yeni-l Kazas ve Yeni l Trkmenleri, s.227, stanbul niversitesi Edebiyat Fakltesi Yenia Krss Doktora Tezi, stanbul, 1980 Gvercinlik, Gaziantepin Islahiye ilesindedir.

353

yurdundadr.76 Baka bir kaytta Selmanlnn, Mara Trkmenlerine tbi olduu yazldr. Bu Salmanllar, Besni kazasndaki ekek kynde klamaktayd.77 Bu kyn ad, hem Nusaybindeki aa suyunu, hem de orumdaki aak kyn anmsatmas ynyle dikkat ekicidir. Selmanl topluluunun byk bir blm ise on altnc yzylda Bozokta yurt tutmutu ve bir nahiyeye ad vermiti. Buras, Yozgatn batsnda bugn de Salmanl adn tayan yredir.78 Aa Kanak nahiyesine bal Krk Pnar ve Karaca Viran; Delce z nahiyesine bal Cecel, Krpel; Selmanlu nahiyesine bal Kara Yakublu gibi kyler Salmanlnn yurtlaryd.79 Bunlardan Kara Yakublu obas zellikle dikkat ekicidir. Kara Yakub, Mardinin Duraclu nahiyesinde, yani Nusaybin yresinde bir ky adyd. Yeri tam olarak saptanamayan Kara Yakub ky, Suriye topraklarnda kalm olmaldr.80 Bozok defterinde, Yakublunun, Selmanlu obalarndan olduu ayrca kaydedilmitir. Ayrca; Mardinin gneyindeki Dinabi nahiyesinde Yakub obasnn kalnts olan Yakub Viran ve Kzl Yakub kyleri vard.81 Yozgattaki Karayakup ky bu obann kalntlar olmaldr. 1696 ylnda Mamalu oymann iskan iin Sorgunda dzenlenen bir tutanakta oymaa bal Salman Fakl adl bir oba yer almaktadr ki; bu oba Salmanlnn bir kolu olmaldr.82 Selman Faklnn perakendeleri (obadan kopmu aileler) de ayn yere iskan edildi. Selman Fakl ve perakendeleri, teki obalarla birlikte iskandan katlarsa da bir sre sonra yakalanarak iskana raz oldular. Salmanl obalarndan Yakublu da ayn ileme tabi tutuldu.83 Salmanlnn Nusaybinde kendi adn brakt yerler ise Selman (Til ArusGelin Tepesi yaknnda) ve Yenice kynn yanndaki Sleyman Hac / Selman Hac idi.84 Salmanl topluluunun Menemen yresinde de izine rastlanmaktadr. 1575 ylna ait bir kaytta Salmanl ky yer almaktadr.85 Kyn Saruhanl dneminde de (on drdnc yzylda) var olduu ileri srlmektedir.86 Orta dnem Osmanl kaynaklarnda Danimendli Trkmenlerinden Sleymanl topluluunun (Selmanl olarak da okunabilir) Grdk ve Demirci kazalar ile Aydnn Tire kazasnda iskan edildii kaytldr.87 Osmanl dneminde Selmanl kynde yaya askerler ve yamaklar barnmaktadr. Kyde gnmzde yedi slale yaamaktadr ve bunlarn ok eskiden beri burada yerleik olduu sylenmektedir. Slalelerden Solakl88 nl bir Alevi obasnn adn tamakla birlikte, bu adn kkeni, Osmanl dneminde geri hizmet erbabnn bir kolu da olabilir.89 Menemendeki bu kyn Nusaybin kkenli Salmanllarca kurulduunu rahatlkla syleyebiliriz. nk; ayn yrede Selmanlnn Kara Yakup obasnca kurulan Kara Yakub ky vard. Bu ky,1530 ylnda 30 vergi nfusluydu.90

76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90

Refet Yinan-Mesut Elibyk, Mara Tahrir Defteri, s.688 Mehmet Tatemir, XVI. Yzylda Adyaman, s.111, Trk Tarih Kurumu Yaynlar, Anakara, 1999 Faruk Smer, Bozok Tarihine Dair Aratrmalar, s.314 Faruk Smer, ayn yaz, s.325-326 N. Gyn, ayn yapt,s.64, M. Salih Erpolat, ayn tez, s.132 M. S. Erpolat, ayn tez, s.132 Cengiz Orhonlu, ayn yapt, s.84-85 Cengiz Orhonlu, ayn yapt, s.86-87 M. Salih Erpolat, ayn tez, s.154 Ersin Der, Menemen Tarihi, s.254, Sergi Yaynevi, zmir, 1998 Ayn yapt, s. 254. . Gken, Tarihte Saruhan Kyleri adl kitaptan naklen s.45 Cengiz Trkay, s:686 Ersin Der, ayn yapt, s.255 Solakl obas iin baknz, Hamza Akst, Safevi Trkmenlerinin Trkiyedeki Emmidalar, I. ah smail (Hatai) Sempozyumu Bildirileri, s.17-28, Yol Yaynevi, Ankara, 2004 Ersin Der, ayn yapt, s.237

354

Topluluun bir blm, Tarsus sancanda, Gkeli oyma iindeydi ve Koi Ky mezrasnda klyordu.91 Yukardaki iiri reten Salmanllar bunlar olmaldr. Adanann Knk nahiyesindeki Knk yerleiminde bulunan be mahalleden birinin ad Salmand. Salman mahallesinde 55 vergi nfusu barnyordu.92 Devlet, Selmanly, Kangaln gneydousundaki Alacahana yerletirmek iin 1729 ylnda karar karm, ancak bu karar, ilgili mutasarrfn iltimas nedeniyle uygulanmamtr.93 (Bu konunun ayrntsn aada Dedeli blmnde sunacaz.) Bir baka Osmanl kaydna gre Salmanl topluluu Mamalu Trkmenlerindendir ve Bozok sancann Kocal kazasna iskan edilmitir. Baz kaytlarda ise, Salmanl Avarndan sz edilmektedir.94 Bu ifadeye bakarak Salmanlnn, Avar obalarndan olup olmad hakknda bir fikir yrtmek, doru deildir. nk bunlar, Salmanl nahiyesindeki Avarlar olabilir. Selmann bir obas, Diyarbekir eyaletinde olup Bozulus Trkmenleri arasndayd. Bilindii gibi, Diyarbekir eyaleti, Nusaybini de kapsamaktayd.95 Selman adl bir baka yerleim, Savur yresindeki Brazi nahiyesindeydi.96 Bozulus Trkmenleri iinde Sleyman / Selman Haclu adl bir oba daha vard ki; bu oba kukusuz, Selmanlnn bir koluydu. 1540 ylnda 151 hane ve 20 mcerred nfusa sahip olan oba, Urfa kazasndaki Sanducak ky ve Cullab nahiyesindeki Dier Akviran kylerini kurmutu. Obann bir blm ise on yedinci yzyl sonlarnda Karamana gitmi, burada yerleik yaama gemitir. Bunlar zaman zaman Rakkaya srgnle tehdit edilmitir.97 Salman Deresi adn tayan bir yer Tuncelinin Hozat yresindedir. Cemal Abdal ocann yeleri bir zamanlar bu yrede oturmutur.98 Ocaa bal kylerden Arguvann Yukar ve Aa Slmenli kylerinin Salmanl topluluuyla ilgisi olmaldr. Tahrirde bu kyler, Selman- lya ve Selman- Sfla olarak kaytldr. 1560 tahririnde Selman- lya ky 39, Selman- Sfla ky ise 61 vergi nfusluydu.99 Yukarda da belirttiimiz gibi bu iki kyde ocan yeleri ve talipleri vardr. Ksacas, Pazarck, Yozgat, orum, ukurova, Sivas ve Malatya yrelerindeki Salmanl topluluu, Nusaybin kkenlidir ve bu topluluun ad Nusaybindeki Selman Pak trbesiyle100 ilgilidir. Salmanllar, Nusaybin yresinden hareketlenerek Malatya ve Maraa gemi, daha sonra, bunlardan ayrlan gruplar, Malatya, Mara, Sivas, Yozgat, Menemen, ukurova ve oruma yerlemitir. Selmanlnn Nusaybin kkenli olmas bir rastlant deildir. Nusaybin, on ikinci yzylda birok Alevi ziyaretlerin ve trbelerin bulunduu bir yerdi. Ebul Hasan Ali bin Ebu Bekr al-Herevi (lm 1215) adl bir gezginin, 1173-1192 yllar arasnda gezdii yerler hakknda yazd ElZiyara adl yapta gre Nusaybindeki trbe ve ziyaretlerden bazlar unlardr:
91 92

93 94 95 96 97 98 99 100

Ali Sinan Bilgili, ayn yapt, s.306, Ank. 2001. Bilgili, tahrir kaydn Sleymanl biiminde okumay tercih etmitir. Ylmaz Kurt, Adanann Sosyo-Ekonomik Tarihi, Beleten dergisi, cilt:LIV, say:209, s.186. Knkn teki mahalleleri, Yunus Dede, Bayram Fakih, Acakoyunlu, Dursunlu gibi Trkmen obalarnn adn tayordu. Knkn yeri, Toprakkale evresiydi. Bu yredeki Lavabkde, Abdalan- Hac Bekta gibi nl obalar da vard. Yusuf Halaolu, ayn yapt, s.107 Cengiz. Trkay, ayn yapt, s.644 Cengiz. Trkay, ayn yapt, s.667 M. Salih. Erpolat, s.82 Tufan Gndz, ayn yapt, s.98-99 Nejat. Birdoan ayn yapt, s.154-155 Mesut Elibyk-Refet Yinan, Kanuni Devri Malatya Tahrir Defteri, s.125-134. Bu kylerin tarihi iin baknz, Hamza Akst, ayn yapt, s.233-234, 267-269 Nusaybindeki Salman Pak trbesi (makam da denebilir) gnmze ulamtr. Zeynel Abidin trbesi de gnmze ulaan ve ziyaret edilen bir yerdir. Selman Pakn Nusaybinde birka yl kald sylenmektedir.

355

Nisibin ehrinde: Kendine ait hikayesi bulunan ide aac ile Ali bin Ebi Talibin (Hz. Alinin) makam, Babur Rumdaki (Rum Kapsndaki) mescitte Ali bin Ebi Talibin elinin izi, Zeynel Abidin mescidi,101 Okular arsnda, esirlerin (Kerbelada esir alnan Hz. Alinin kz ve Hz. Hseyinin bacs Zeynep, mam Zeynel Abidin ve aile bireyleri) ama gtrl esnasnda Hseyinin bann asld yer olduu sylenen Mehedur-Res (Ba Ziyaret), Hseyinin kellesinin kanndan bir damlann dt yer olan Mehedn Nukte.102

Nusaybinde gnmze ulam bir Selman Pak trbesi vardr. On altnc yzyl kaytlarna gre Tural nahiyesinde Selman Pak adl bir yerleim vard.103 Tural nahiyesi, Nusaybin ve yresini kapsamaktadr. Ad geen yerleim, imdiki Selman Pak trbesinin bulunduu yer olmaldr. Nusaybinde trbesi bulunan Selman- Pakn,104 Anadolu Aleviliinde zel bir yeri vardr. rnein; on beinci yzylda yazlan ve Anadolu Alevilerince en ok okunan kitaplardan olan Faziletnamede, Selman- Paka bir blm ayrlmtr.105 Ayrca; Selman- Pak, on yedi kemerbesttendir,106 ve cemde sprgecidir. Irakta, Salman Pak adl bir blge vardr.107 c-Bir Salmanl Obas Olan Demirci Demirci, Salmanlnn obasdr. rnein; Pazarck yresindeki Demircilerin, orumdaki Salmanl topluluundan kopma olduu sylenmektedir. Demircilerin dede oca, eyh brahimdir. Anlatlanlara gre, Selmanlnn Demirciler kolu Horasandan Cenefer Dede ile gelmitir. Demirciler, Cenefer Dedenin talibidir. Cenefer, merak konusu bir ad olmakla birlikte, Baraklardaki Delferi artrmaktadr.108 Ceneferin douta taklan bir ad olmayp sosyal bir ad olduunu dnmek gerekir. Ceneferlerin eskiden beri Merzirmede olduu sylenmektedir. Demirciler, Safevilerde, Dulkadrl grubunda yer alan oymaklardandr. ah Abbas zamannda Fars beylerbeyi Bnyad Be bu obadand.109 On altnc yzylda Demirc obasnn Anadoludaki yurtlar Dulkadr devleti topraklarndayd. Bunlardan en nls, Elbistan ovasndaki Demircilik kasabasdr. Demircilik,
101 102 103 104

105 106 107 108

109

Nusaybindeki Zeynel Abidin trbesi gnmzde nl bir ziyarettir. Kitabesine gre, trbede yatan eren, mam Zeynel Abdinin on ikinci gbekten torunu olan Zeynel Abidindir. smet Kayaolu, XII. Yzylda Anadoluda Ziyaret Yerleri, XI. Trk Tarih Kongresi, 5-9Eyll 1990, II. Cilt, s.739, Trk Tarih Kurumu Basmevi, Ankara, 1994 M. Salih Erpolat, ayn tez, s.133 Selman- Pak, Isfahanda dodu, bir Mecusi iken Hristiyan oldu, ama giderek bir rahibin hizmetine girdi. Rahibin lm zerine Musula, oradan da Amuriyeye gitti. Arabistanda bir peygamberin ortaya ktn duyunca yola kt, yolda bir Yahudiye satld. Hicretten sonra Hz. Muhammetle gren Selmann klelii kaldrld. Hendek savanda hendek kazma dncesini ortaya att. Peygamberin lmnden sonraki ekime ve sava srecinde srekli mam Alinin yannda yer ald. Bu nedenle, iilere gre Ekran- Erbaadan, yani, drt direkten biridir. Hz. Muhammeti tra ettii iin berberlerin piri saylr. 656 ylnda len Selmann mezar, Medayindedir ve tm iilerce ziyaret edilir. Selman Pak, iilerin yurdu olan Irakta bir yre addr. Yemini, Faziletname, s.209-222, dzenleyen:Fevzi Grgen, A Neriyat, stanbul, 1960 Ali Torun, Trk Edebiyatnda Trke Ftvvet-nameler, s.154, 159, Kltr Bakanl Yaynlar, Ankara, 1988 Konumuz olan topluluu Nusaybine dek izleyebiliyorsak da, Iraktaki bu blgeyi de dikkate almak gerektii dncesindeyiz. Delferler, Barak Trkmenlerinde boybeyi ailesinden sonra ikinci derecede yetkili bir obayd. Savata kahramanlarn bakan olan Atmaca beyleri Delfer-oullarndand. Baraklar Yozgattayken bu iblm geerliydi. mer zba, Gaziantep Dolaylarnda Trkmenler ve Baraklar, s.14, Gaziantep Kltr Dernei Yaynlar, Gaziantep, 1958 Faruk Smer, Safevi Devletinin Kuruluunda Anadolu Trklerinin Rol, s.180

356

on altnc yzylda 17 neferanl bir kyd.110 Demircil topluluu, Hurman nahiyesine bal ycek rdekl, Krtnl (den Atlu Hanlu), Kalecik Kaya, Karacaviran kylerinde, Zamant kazasnn Hnzri nahiyesinde yer alan Tersakan, Kaynar Pnar, Sarm Be Viran (teki ad Ebul Hayr Klas) kylerinde yurt tutmutu.111 Ayrca, Karahayt nahiyesindeki Geit Hy kynde 12 neferanl bir Demircil topluluu vard.112 Demircilerin obas Tarsus yresindeydi. Ok Demircil obas, Kusun oyma iinde;113 Demircil obas, Gzne ve Yalak mezralarnda tarmla urayordu.114 Demirc Halil obas da Gzne mezrasnda tarmla urayordu.115 Ceyhan kasabasnn gneyindeki yrenin ad olan Berendi nahiyesinde de Demrciler 18 neferanlyd.116 1583 tahririne gre Demirl adl bir oba, Divrii-Kangal arasndaki Audu nahiyesindeydi ve 9 neferan nfusluydu.117 1548 tarihli Yeni-l tahririne gre Manclka bal Eski-Ahur yurdunda akal adl bir oba yaylamaktadr. Oba, 1583 defterinde akal Demircil olarak kaytldr ve 20 mcerred + 24 mzevvec nfusludur.118 Demirci topluluunun ilk yurdu, Viranehir ve Bismil krsalnda, Alevi erenlerin klak kylerinin youn olduu yredeydi. Topluluk burada Demrc Viran119 Demirl-i lya, Demrl-i Sfla120 yerleimlerine ad babal yapmt. Demircinin, Bismil yresindeki yurdu ise Demrci Viran idi.121 Yerleim adlarndaki viran szc, topluluun buralar terk ettiinin ifadesidir. Demirci, Akkoyunlu devletinde etkin bir obayd. Bu obadan Ali-yi Demirci, Uzun Hasan Be ile Karakoyunlu Rstem arasndaki savata nde gelen komutanlardand.122 Gnmzde, Demircilerin bir blm, Malatyann Kuluncak ilesinin Tersahan (yeni ad Konaktepe) kyndedir. Bunlardan kopan bir grup, Kayserinin Sarolan ilesinin Karaz kyne/kasabasna,123 bir baka grup ise Malatyann Hekimhan ilesinin Czngt (yeni ad Gzelyurt) kasabasnn ermik mahallesine yerlemitir. Yozgattaki Sarmbeyli ky halk da Demirci obasndandr. orumdaki Evciyenikla kynde de Demircilerin olduu sylenmektedir. Elbistann Demircilik kasabasna ek olarak, Pazarcktaki KprazDemirciler ky de Kahramanmarataki Demircileri oluturmaktadr. Ksacas, bir Salmanl obas olan Demirci, bal olduu oymak gibi Mardin ve Diyarbakr kkenlidir.124
110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124

Refet Yinan-Mesut Elibyk, Mara Tahrir Defteri, s.573 Refet Yinan-Mesut Elibyk, ayn yapt, s.657, 661, 675, 677, 802, 803, 804 Refet Yinan-Mesut Elibyk, ayn yapt, s.177 Ali Sinan Bilgili, ayn yapt, s.218 Ali Sinan Bilgili, ayn yapt, s.242 Ali Sinan Bilgili, ayn yapt, s.335 Ylmaz Kurt, ayn yaz, s.186-187 lhan ahin, ayn tez, s.186 lhan ahin, ayn tez, s.177 M. Salih Erpolat, XVI. Yzylda Siverek Sancanda skan ve Nfus,Tarihte Siverek Sempozyumu bildirisi 2001; Mehdi lhan, ayn yaz, ilgili harita M. Salih Erpolat, ayn tez, s.142. Tahrir kaydnda Demrl- Sfla (Aa Demrl) kynn komusunun Dedegarkn ky olmas dikkat ekicidir. M. Salih Erpolat, ayn tez, s.98 Ebu Bekr-i Tihrani, Kitab- Diyarbekriyye, eviren: Mrsel ztrk, s.124, Kltr Bakanl Yaynlar, Ankara, 2001 Ahmet zerdem, Karaz, s.61, Cem Matbaaclk, Ankara, 1994 Demirci, Musulda bir yerleim ve yre addr. Demircinin izini Mardine dek srebiliyorsak da bu obann bir nceki yurdu, Musuldaki bu yer olabilir. Obann bal olduu oyman da bir nceki yurdunun Iraktaki Salman Pak yresi olabileceini yukarda belirtmitik. Irak corafyasnn ayrntlarna ulama olana bulduumuzda bu durumu netletirebileceimizi dnyorum.

357

d-anak orumdaki ocak yelerinin dzenledii soy ktne gre, Merzirme kynden orum yresine gelen ilk dede Bau (Bao?) Aadr ve anak kyne yerlemitir.125 anak, Nusaybin kkenli bir obadr. Tahrir kaytlarna gre anaklar, Nusaybin yresini kapsayan Tural nahiyesindeki anak, anak Durcu ve anak Durcu-u Dier yerleimlerini kurmutu.126 Yine bu yrede, Karakepez nahiyesinde anakdepe adl bir yerleim vard.127 te yandan; Alevi obalarn youn biimde yurt tuttuu Diyarbakrn Bismil yresinde128 de anak adl bir ky vard129. anak obas, Elbistandaki Eshabl Kef vakfna bal anak ekinliinde bir sre barnmt.130 Obann Hsn- Mansur (Adyaman) yresinde ise anak Dede adl bir zaviyesi vard.131 anaklarn bir kolunun ise emikezek sancanda (Tunceli yresi) Yukar ve Aa anak kylerini kurduu grlyor.132 Arapkir yresindeki anak deresi bu obayla ilgili olmaldr. anak obas, on altnc yzylda Bozok yresinde yerde barnyordu. Bunlardan birincisi, Znnunolu adl Alevi ayaklanmasn karan Hisar Bel oyma iindeydi. kincisi, Alk nahiyesinde ve yine Hisar Belu oyma iindeydi. nc anak obas, Emlak nahiyesinin (arkla ve Gemerekte Kzlrmakn sa kylar) kuzey kesimindeki anak kyndeydi.133 e-Dedeli orumun skilip yresinde yurt tutmu olan Dedeli topluluunun bir blm, tahrir kaytlarna gre Mara yrklerine bal Gndeli Trkmenleri iindeydi. Bu Dedeliler, Hsn- Mansurun (Adyaman) Behisni kazasnn Beydili kynde ve Keysun nahiyesinde klyordu.134 Dedeliler, 1711 ylnda ekyalkla sulanarak Rakkaya srld.135 1714 ylnda alnan bir kararla Bozoktaki Dedeli, Salmanlyla birlikte Yeni-l kalemine alnd.136 1721 ylnda150 hanelik bir Dedel obasnn, Halebin l ksmna iskan iin ferman karld. Bu Dedeller, eski Darende sakinlerinden eyh-oullarnn malikanesi idi. Bu iskann baarsz olaca anlalnca karar yrrlkten kaldrld.137 1730 ylnda, Mara sakinlerinden Gndeli Trkmenlerine bal Dedeli ve Selmanl obalarn, Sivas-Malatya yolundaki Alacahan derbendine yerletirmek iin karar alnd. Bu karardan nce, Alacahann eski sakinlerinden olan Salmanl, Ayubasan,138 rk obalarnn
125 126 127 128

129 130 131 132 133 134 135 136 137 138

Kaynak kii, Ali Gnday M. Salih Erpolat, ayn tez, s.136, 170 M. Salih Erpolat, ayn tez, s.167 Bismil yresinde kmelenen Alevi-Trkmen obalar iin baknz, Hamza Akst, Aleviliin Oluum Yerlerinden Birisi Olarak Diyarbakr, Diyarbakr Valilii-Ouzlardan Osmanlya Diyarbakr Sempozyumu bildirisi, 21-22 Mays 2004 Diyarbakr M. Salih Erpolat, ayn tez, s.75 Refet Yinan-Mesut Elibyk, Mara Tahrir Defteri, s.637 73-Mehmet Tatemir, ayn yapt, s: 245. Bu yrede, Fratn kolu olan anak adl bir ay vardr. 75-Mehmet Ali nal, XVI. Yzylda emikezek Sanca, s.94, 280, Trk Tarih Kurumu Yaynlar, Ankara, 1999 Faruk Smer, ayn yaz, s:317, 326-327, 328 Mehmet Tatemir, XVI. Yzylda Adyaman, s.111, Trk Tarih Kurumu Yaynlar, Ankara, 1999 Yusuf Halaolu, XVIII. Yzylda Osmanl mparatorluunun skan Siyaseti ve Airetlerin Yerletirilmesi, s.135-136, Trk Tarih Kurumu Yaynlar, Ankara, 1991 Yusuf Halaolu, ayn yapt, s.53 Cengiz Orhonlu, ayn yapt, s.97 Ayubasan, Kuluncak yresinde bir kyd. Tapu ve Kadastro Genel Mdrl Kuyud- Kadime Arivi, 153 numaral Divrii-Derende Defteri, Ayvalu Nahiyesi blm; Hamza Akst, ayn yapt, s.337

358

da ayn yere iskan iin karar alnmt. Bu topluluklara Hasanelebi ile Kangal arasndaki yrenin asayi grevi verildi. Ad geen bu topluluklar, 1730dan 1734 ylna kadar birka kez iskandan affedildi.139 Sonunda bu topluluklar Alacahandan kat. Bunun zerine, 1734 ylnda topluluk kethdalar yakalanarak Sivas kalesine hapsedildi.140 Devlet bu kez Dede Garkn topluluunu Alacahana yerletirmek iin aba harcad, fakat bunda da baarl olamad.141 f-Elemen (lmin) Nideli Kad Ahmed adl bir yazarn 1330larda yazd bir kitapta, Loluva ve Nide yresinde yaayan lmin, Gkbroullar, Turgud gibi gebe topluluklarn Batni olduu ve bunlarn iinden kan eyh brahim adl birinin ldrld yer almaktadr. Yazarn iddia ettiine gre bu insanlar birbirine, Tanrsz! Ben her Bismillahtan korkmam. eytandan aa deilim ben, bir Mslman getir de secde edeyim gibi szlerle hitap etmektedir.142 Kad Ahmedin szn ettii topluluklardan Turgud, on altnc yzylda birok obay barndran bir oymak olarak karmza kmaktadr. Turgud topluluu143 iin tutulan kaytlarda konumuz olan brahim Hac obas yer almaktadr. Byk bir olaslkla, brahim Hac obas, Kad Ahmedin zamannda, yani on drdnc yzylda da buradayd. lmin obas ise eyh brahim ocann talibidir. lmin topluluu, lemin, Elemen, Enemen biimlerinde kaydedilmitir. Malatya tahririne gre, imdiki Yeilyurt ilesinde Yukar ve Aa Enemendik adl iki ky vard. On altnc yzylda Yukar Enemendik kynde Harbendel topluluuna144 bal Alaca-Atl obas barnyordu.145 Gnmzde buras bir yer ad olup evre kylerin halknca Elemendik biiminde telaffuz edilmektedir. Gebeler iin tutulan kaytlara gre l-Eminl obas, Dulkadr ulusunun Dokuz oymana bal olup Birecikte (Berriyecik olmal146) klyor ve Malatya yresinde yaylyordu.147 Yine bu kaytlara gre leminlinin bir kolu, klas Diyarbekir olan Bozulus Trkmenleri iindeydi.148 Elemen adl baka bir yer, Harputun Uluabad nahiyesindeydi.149 Obann Tarsus sancandaki kolu leminl olarak kaydedilmi olup bunlar Diback, Kzl Yer, Gr Pnar ve Klak Kavak ekinliklerinde tahl ve meyve retimiyle urayordu. Oba,

139 140 141 142

143

144

145 146 147 148 149

Cengiz Orhonlu, Derbent Tekilat, s.110-111, Eren Yaynclk, stanbul, 1990 Yusuf Halaolu, ayn yapt, s.107 Yusuf Halaolu, ayn yapt, s.131 Abdlbaki Glpnarl, Alevi-Bektai Nefesleri, s.272, Remzi Kitabevi, stanbul, 1963. Abdlbaki Glpnarlnn eyh olarak okuduu szc, Nejat Birdoan, ah olarak aktarmay uygun grmtr. Birdoann bu tutumu, yine Alevilerde eyh unvannn kullanlmadn sanmaktan kaynaklanmaktadr. Turgud Trkmenlerinin yurdu, Akehirden Cihanbeyliye kadar uzanan yreydi. Ludi Paul Lindner, Ortaa Anadolusunda Gebeler ve Osmanllar, s.151, eviren: Mfit Gnay, mge Kitabevi Yaynlar, Ankara, 2000 Harbendel, Halep Trkmenlerinin drt ana kolundan biri olup Akkoyunlularda etkin bir oymakt. Faruk Smer, Ouzlar, s.146. Harbendeli oymandan olan Anadoludaki Alevi kyler ve bunlarn Azerbaycandaki emmidalar iin baknz, Hamza Akst, Safevi Trkmenlerinin Trkiyedeki Emmidalar, I. Uluslararas ah Hatai Sempozyumu Bildirileri, 9-10-11 Ekim 2003, s.19-20 Refet Yinan-Mesut Elibyk, Kanuni Devri Malatya Tahrir Defteri, s.46, 48 Berriyecik, Viranehir ile Kzltepe arasndaki yrenin adyd. Berriyecikin, Birecik biiminde yanl okunmas hakknda baknz, Nejat Gyn, ayn yapt, s.41-42 Tufan Gndz, ayn yapt, s.77 Yusuf Halaolu, ayn yapt, s.33, 127 Mehmet Ali nal, XVI. Yzylda Harput Sanca, s.158, Trk Tarih Kurumu Yaynlar, Ankara, 1989

359

Gkeli oyma iindeydi.150 Grld gibi lmin, en azndan on drdnc yzyla kadar izlenebilen nl bir obadr. g-Gkbroullar elin Yenice kasabasnda adna rastlanan bir topluluktur. Yukarda Yenice kasabasnda eyh brahim ocann taliplerinin olduunu belirtmitik. Bu topluluk Gkberl olarak kaydedilen topluluk olmaldr. Gkberl topluluu, on altnc yzyl kaytlarna gre Turgud Trkmenleri iindeydi ve otlaklar Ilgnda idi.151 Gkberl obas, Yenice Kyl topluluunun bir parasyd.152 Topluluk, Tarsus nahiyesindeki lvane ve Gkberl mezralarnda klamaktayd ki,153 gnmzdeki Yenice kasabas da Tarsustadr. h-Geygel Kahramanmarataki Geygel ky Amasyadaki baz Geygel kyleri eyh brahim ocana baldr. Geygelin anlam ve sosyal kkeni tartma konusudur. Malatyann Hasanelebi kasabas ve yresinde kibirli insanlara Geygel gibi denir. Merzirme kyndeki dedeler ise bu szc giyin, gel olarak aklamaktadr. Tahtaclar, Denizli ve Salihlideki Alclara, Gegel demektedir. Baladaki Snni Bayatlar, Alevi Bayatlara Gegel demektedir.154 Tahtac saylmayan bu Alclar, Musa Kazm evladndandr. Bilindii gibi, eyh brahim oca ve Gaziantepteki Gzkzllar, Musa Kazm evladndan saylmaktadr. Eskiehirin Sarkavak kynde de Geygeller vardr. 1583 tarihli Yeni-l tahririne gre Geygel Haclu adl bir oba, ocaa bal topluluklarn youn biimde yurt tuttuu Audi nahiyesinde (Kangaln Yellce ve Avarck kylerinin bulunduu yre) tarm ve hayvanclkla urayordu. Defterde, obann eskiden beri burada barnd ve 13 mzevvec nfuslu olduu belirtilmektedir.155 Geygellerin bir kolu, 1720 ylndan nce Malatyann Kuluncak ilesindeydi. 40-50 hane olan bu Geygeller, Darende sakini eyhoullarnn malikanesiydi. Geygeller iin Hama ve Humusa srgn karar ktysa da bu karar uygulanamad.156 i-ekerhacl Zekerhac olarak da telaffuz edilen bir topluluktur. ekerhacllar gnmzde orumdadr. ekerhac obasnn ilk yurdu, Kzltepe ve Viranehir yrelerini kapsayan Berriyecik kazasna bal Til-Bism nahiyesindeki eker; Bismildeki eker Viran; Diyarbakr yaknndaki Tlekren nahiyesindeki eker adl yerleimlerdi.157 eker-hacl, eker obasnn bir koludur. ekerhac obasnn bir kolu, on altnc yzylda Malatyann Kuluncak yresindeki Zekeriya zde barnyordu.158 j-ukurlu ncelediimiz bu oymak ve obalara ukurluyu da ekleyebiliriz. orumdaki eyh brahim
150 151 152 153 154 155 156 157 158

Ali Sinan Bilgili, ayn yapt, s.310 Ludi Paul Lindner, Gebeler ve Osmanllar, s.188 Ali Sinan Bilgili, ayn yapt, s.271, 279 Ali Sinan Bilgili ayn yapt, s.164 Yusuf Ziya Yrkan, Anadoluda Aleviler ve Tahtaclar, s.159, Kltr Bakanl Yaynlar, Ankara, 1998 lhan ahin, ayn tez, s.193 Cengiz Orhonlu, Osmanl mparatorluunda Airetlerin skan, s.97, Eren Yaynclk, stanbul, 1987 M. Salih Erpolat, ayn tez, s.143, 67, 74 On altnc yzyl kaytlarna gre Zekeriya Haclu obas, Kuluncak yresindeydi. 153 numaral Divrii-Derende Tahrir Defteri, Ayvalu Nahiyesi blm; Hamza Akst, ayn yapt, s.337

360

talibi olan ukurlukyn adalar on altnc yzyl kaytlarna gre Nusaybin yresinde ska rastlanan adlardandr159. Dinabide ukur Viran; Dihlegide ukurdepe; kszalda ukurviran; Sahra-i Mardinde ukur-Viran; Karakepezde ukur-Viran ve ukur Viran; Dralde ukur-Viran ve ukurviran; Toancukta Til ukur (ukur Tepesi). ukurlu-kyn kk ukurdur ve bu ad, corafi bir ekil anlamnda deildir. nk; kyn ad ukurky deil, ukur-lu-kydr. Yani, ukurlu, bir oba addr. ukur adl bir oba, 1644 ylnda 21 neferan nfusuyla Yeni-ldeki ark-Pare-i Kebir ve Sair nahiyesindeydi.160 k-Darc Gnmzde Yozgatta yaayan Darclarn kkeni, Yeni-ldeki Aca-Koyunluya bal Musa Haclu oymann Darcular mahallesidir. Musa Haclunun teki mahallelerinin, brahim Hacl, Demirci gibi ocaa bal topluluklar olduu grlmektedir. Darcular mahallesi 1583 ylnda 1 imam + 1 muaf + 34 mcerred + 35 mzevvec nfusluydu. Oba, 1630-31 kaydna gre 33 neferan nfusluydu. Darcular, 1641-42 ylnda Seyyid Ahmed adl bir obayla birlikte kaydedilmiti. Darcular obas bu obayla birlikte 58 hane nfusluydu ve 2776 koyun ile 3 deveye sahipti.161 l-Slkl-Slkolu Yukarda ocaa bal topluluklar iinde ad geen bu obann gnmzde nerede yaadn belirleyemedik. Slkl, Yeni-l Trkmenleri obalarndand. Oba, 1548 tarihli Divrii defterine gre Diviinin Durdul nahiyesindeki Slkl kyn kurmutu. Bu tarihteki oba nfusu belirtilmemitir. 1583 tahririnde 2 mcerred + 8 mzevvec nfusa sahip olan Slkl ky, 163031 tahririnde 3 bennak + 5 mzevvec nfusa sahipti. 1641-42 tahririne gre 2 bennak + 11 ift nfusu olan ky, 1652-53 ylna ait kaytta 1 bennak + 10 ift nfusludur ve bu son kaytta ky halknn Malatyada oturduu belirtilmitir. Slkl kynn komular, Dikilita, Karaayr ve Simati kyleriydi.162 1641-42 tarihli tahrirde, Demirci, Darcu, Kara Byklu, brahim Haclu gibi eyh brahim talibi olan topluluklar Slkl yurdunda barnmaktadr163 ki, buna gre Slklnn ocan taliplerinden olduu rahatlkla anlalmaktadr. Slkl obasnn Alevi topluluklarn ilk yurdunda brakt izler, Berriyecik kazasnn Til-Bism nahiyesindeki Ayn Slk;164 Dral nahiyesindeki Slklviran yerleimleridir.165 Til Bism, Kzltepe ile Viranehir arasndadr ve Dedegarkn gibi birok Alevi obalarn izine rastlanan bir yerdir. m-eyhl Arguvan kylerinden Yukar Slmenlide, eyh brahim oca dedelerinin soyuna hl denmektedir. Resmi kaytlarda eyhl olarak ad geen hl, Bozulus Trkmenleri arasnda yer alan etkin bir topluluktur.166 Bunlarn ilk yurdu, Bismildeki eyhlu-i Bzrk ve eyhlu-i Kk kyleriydi.167 eyhlnn bir kolu Safevi devletinin kuruluunda yer ald. aldran savanda len

159

160 161 162 163 164 165 166 167

M. Salih Erpolat, ayn tez, Dinabide ukur Viran s.169, Dihlegide ukurdepe s.139, kszalda ukurviran s.139, Sahra-i Mardinde ukur-Viran s.161, Karakepezde ukurViran ve ukur Viran s.167, Dralde ukur-Viran ve ukurviran s.171, Toancukta Til ukur (ukur Tepesi) s.174 lhan ahin, ayn tez, s.270 lhan ahin, ayn tez, s.217-220 lhan ahin, ayn tez, s.73 lhan ahin, ayn tez, s.219 M. Salih Erpolat, ayn tez, s...., 172 M. Salih Erpolat, ayn tez, s.132. Tufan Gndz, ayn yapt, s.99 Mehdi lhan, ayn yaz, s:424 dipnot

361

korucuba Sar Pire ile kardei Mentee Sultan, eyhldendi.168 eyhlnn bir kolu sonraki yzyllarda Keskin yresindeki Bozulus mandesi iinde yer ald. Bunlar, anigir kprs yaknlarnda ve Aksarayda klyor, Erciyes danda yaylyordu.169 Obann bir kolu ise Yeni-l Trkmenleri arasndayd. 1583 tarihli tahrirde 12 mcerred + 24 mzevvec nfusu olan bu oba, ayn yredeki Selmanl obasyla birlikte am Bayad oymana balyd.170 Bilindii gibi, am Bayadndan olan ah smail adl birisi, Darende ve Malatya yresinde 1577 ylnda byk bir ayaklanma karm, ayaklanma glkle bastrlmt. Malatyadaki eyh brahim oca talipleri arasnda Ouz boylarnn adn tayan dir, Eymr, Kzk kyleri vardr.171 Bu kylerin kurucularnn eyh brahim talipleri olup olmad hakknda kesin bilgi olmad iin ad geen Ouz boylarnn tmnn eyh brahime ball kukuludur. nk bu kylerde baka dede ocaklarnn da talibi vardr. n-Halifeli Amasyadaki Halifeli ky bu topluluktan ad alm olmaldr. Halifeli obasnn bir kolu Tarsus yresindeydi ve Erdene Be Dodurga cemaatna mensuptu172 Sonu Ocaa bal topluluklarn tarih boyunca belli corafyalarda younlat grlmektedir. Topluluklarn Anadoludaki ilk yurdu, Nusaybin, Kzltepe ve Bismil yresidir. Bu yrede, Salmanl, Demirci, ukurlu, anak, Elemen, Slkl, eker adl oymak ve obalarn izini yakalam durumdayz. Topluluklarn bundan sonra yurt tuttuu corafya Malatya, Mara, Sivas, Adana, Tarsus ve Menemendir. Buralarda Salmanl, Demirci, Elemen, Evci, anak, brahimli, Zekeriya (eker) Hacl, Dedeli, Geygel, Slkl, Bykl obalar barnmtr ve barnmaktadr. Malatyann Arapkir, Arguvan, Hekimhan ve Kuluncak yreleri, Maran Pazarck ve Elbistan yreleri bu oymak ve obalarn youn biimde yurt tuttuu yerlerdir. Sivasta ise Kangal yresi ne kmaktadr. orum ve Yozgat yrelerindeki brahim Hac, Salmanl, anak, Demirci obalar on altnc yzyldan nce buralar yurt tutmu, on sekizinci yzyldan itibaren ise Dedeli, Salmanl, lmin, anak, Geygel oymak ve obalarnn bir blm Malatya, Mara ve Kangaldan buralara ynelmitir. Ocan taliplerinin tm Trktr.

168 169 170 171 172

Faruk Smer, Safevi Devletinin Kuruluunda Anadolu Trklerinin Rol, s.45-46, Trk Tarih Kurumu Yaynlar, Ankara, 1992 Tufan. Gndz, ayn yapt, s.100-101 lhan ahin, ayn tez, s.231 Bu kylerin tarihi hakknda ayrntl bilgi iin baknz, Hamza Akst, Anadolu Aleviliinin Sosyal ve Corafi Kkenleri, ilgili blmler Ali Sinan Bilgili, s.286-287

362

NAK BEKTALER
Refik ENGN* Szlerime Nak Derilerinin meydan al sz ile balayalm. HU ERENLER. H ve HU Trakya ve Balkanlarda bazen H harfinin sylenii pek ok kelime n de kullanlmadndan ve U olarak ta sylenmektedir. Bektailerde H veya Hu Allah selam olarak kullanlr. Bir Bektai bir meydana girdii zaman eikten ieri girecei zaman H dost deyerek meydandaki mritleri ve canlar uyararak girer. Oradakiler de onun bu selamn alp onu eyvallah diyerek buyur ederler. Trakya da her Bektai tarikatnda giri ve niyaz farkllk gsterdii gibi ortak kltrn fazlal gze arpar. Meydan Trakya ve Balkanlarda toplanma yerlerine verilen addr. Her gelen muhip ve misafir grmesinde defa grme yaplmas tm Trakyadaki Bektailerde geerlidir. Bizim tantmaya alacamz Nak Bektaileri Bulgaristandan g ile Trakyann baz kesimlerine ve Anadoluya g etmilerdir. Nak Bektaileri gnmzdeki Nakibendler ile kyaslanamaz. nk Nak Bektaileri dier adlar ile Nak dervileri gnmzde Atatrk aydn kimselerdir.12 imamlara baldrlar. Muhipleri Hac Bektai ziyarete gitmekte ve laik Trkiye Cumhuriyetinin birliine glbanklar ekmektedirler. Kendilerini Naklerin Melami kolu gibi gryorlar. Romanyann 1945 ylna kadar topra olan Totrakan ve civar daha sonralar Bulgaristana sava tazminat olarak verilir. Nak Bektailerine bu gn geli yerlerini sorduunuz da Romanya deyenler de olduu halde bu gn Bulgaristan topraklar olan yerleimlerinin adlarn vermektedirler. badetleri iin eskiden mutlaka Pazartesi veya Cuma gnn akam toplantlar yapyormu. Bu gn bu belli merkezlerde mrit olmamas nedeniyle yaplamamaktadr. Genellikle H yerine Hu denilmektedir. Tuza Balm sultan denilmesi ve horoza Cebrail denilmesi Naklerde de aynen vardr. Dualarnda 12 imamlara ballklar her dem dile getirilmektedir. Demlerde leme yaplmaktadr. Burada leme dem olacak diye bir kaide yoktur. Bu usul tm Trakyada geerlidir. Naklerde tek bana nasip alnabiliyor. Musahiplik ve musahip erkn uygulanmamaktadr. Bu konuda her hangi bir bilgileri de yok. Nevruz aynda sofralara konulan yumurtalar iin Balm Sultan erknnda rastladmz gibi ayrca bir dua yaplmamaktadr. Her can getirdii ile mrit huzurunda getirdikleri iin rzalk ve dualar yaplmaktadr. Mritlik makamnn ehlilere verilmesini istedikleri iin gemiten gnmze seim ile mritlik verilmektedir. Bir mridin ardndan ehli olduktan sonra olu veya torunu da grev alabilir denilmektedir. Bir mrit grev aldktan sonra mridi ile daha sonra her hangi bir erkna gre denetleme veya sorgulama olmamaktadr. Nak Bektaileri kendilerini Anadoludaki Nakibendlere benzetilmesini istemiyorlar. Bundan son derece rahatszlk duymaktadrlar. Tarihsel ynden gemiten pek fazla bilgileri yok. Ellerinde yazl belgeler bulunmamaktadr. Belki zamanla var olanlar ehli olmayan ellerde saklanmam veya bilerek yok edilmitir. Trakyadaki Naklere sorduunuzda kendilerini genelde Kzlba veya Bektai demektedirler. Kendilerine Trakyadaki Bektaileri Snnilerden daha yakn kabul edip sevgi duymaktadrlar. Fakat Snnileri kesinlikle knamadklar gibi onlar hakknda kt bir sz dahi sylememektedirler.
*

Aratrmac-Yazar, Tekirda/TRKYE

363

Nakibendleri incelememizin nedeni ise Bektai kkenli olduklar iindir. Nak dervileri hakknda topladmz bilgiler nda 1826 ylnda Balm Sultan erknna devam eden bir topluluk iken Osmanl devletinin o zaman ki izledii politika yznden Nakibend tarikatna dntrlmek istenmiler fakat bunu baaramamlardr. 2003 yl nevruzunda erknn grdmde Balm Sultan erknnn izlerini silinmediini grdm. Nerdeyse erknn icra edilen ksm zikir erkn haricinde ayni idi. Eksikler ise tm tarikatlarda grlen ksalmalardan baka bir ey deildir. Bizim bu iddialarmz destekleyen bir aratrma da Bulgaristanda yaymlanm Mehmet Beytullovun Alevilik kemekelii ve Bulgaristan Kzlbalar kitabndan aynen yazyoruz. Yalnz yazarn aratrmasnda baz fikirlerine tm Trakyadaki Bektai srekleri gibi bizde katlamyoruz. Toplumun yeleri Bektai olduunu syledii halde bu aratrma Alevi olarak ta tanmlyor. Trakyada Bektai ve Bektai srekleri hatta eyh Bedreddiniler kendilerini Alevi olarak grmemektedirler. Nakibend tarikat tipik bir Snni topluluudur. Burada, Trkiyede ve hibir baka lkede bu tarikata mensup olanlar Alevi saylmaz. lkemizde bu tarikat taraftarlar Eski Dulova (Ak Kadnlar) kazas Ruynovo kynde ve ksmen de sperih ehrinde yaamaktadrlar. Onlarn dnda Silistre sanca Nojarevo kynde Razgrat sanca Dragomj ile Svetari kylerinde ve sperihte bir takm Nakibendiler vardr ki, bunlarn ecdatlar Yenieri oca ortadan kaldrp Bektai tarikat yasaklandktan sonra ve Bektai toplumlarnn bana Nakibendi babalar getirildii dnemde grdkleri eitim neticesinde Nakibendilikten zikir yapmay ve baz zellikleri, Bektailie mahsus olan 12 mamlara inanla ,rak imeyi birbirine katarak bir nevi Nakibendi-Bektaisi olmular. Onlar Bulgaristan Alevilerinin bir paras olarak kabul etmek lzm. Balca sabk sperih kazas Svetari ve Eski Pavlikeni kazas Rozitsa kylerinde, ksmen de dolay kylerde (Gosrko Slivovo ve Suhindolile ile Vazovo ve Dra ) yaayan Mslmanlar konu komular, tandklar Dervi saymaktadrlar. Derviin her kez tarafndan bilinen szlk anlam dnya ilerinden eli aya ekmi ve bir tarikata girerek kendini ibadete vermi kimselerdir. Oysa szn ettiimiz derviler ne dnya malndan vazgemi ve bu yzden yoksul, ne kap kap, ky ky dolap geimini salayan ve nede tekkelerde barnan insanlardr. Hi kimse onlara, hangi tarikatn dervii olduunu sormamakta, dervi deyip gemektedirler. Sanki dervilik Mslmanln iinde zel bir tarikatn adym gibi hava yaratlm. ahsen kendileri Bektai olduklarn sylemektedirler. Fakat teki Bektailer onlarn Bektailiini kabul etmemektedirler. Trkiyede ve Bulgaristanda her kez Bektaileri Kzlba Alevi sayd halde burada dervileri ne Kzlbalar ne Snniler ve ne de Hristiyanlar Alevi saymaktadrlar. Onlarn teki Bektailerle, Alevilerle pek ok ortak ynleri bulunmakla beraber, bir hayli bakmdan da onlardan farklamaktadrlar. Her eyden nce bir Mslmann Bektai olmas iin teki Bektailerde olduu gibi Bektai soyundan olmas art deildir. Anas ve babas Bektai olmayan da Bektailiin ilkelerini, benimsedii zaman, usul ve kaideye gre tarikata kabul edilir. Ama teki Bektailerde olduu gibi kar koca, yani bir ift olarak deil, tek bana. Bu usul Bektailikte ikinci Pir saylan Balm Sultann getirdii bir yenilikti. Bunun neticesinde de Bektailiin iinde Dede babalk belirmiti. Bizim derviler ite bu DEDE Babaln uzants olabilir. 1 1928 den sonra Trkiye ye g etmiler. Orada kalan muhiplerin hala var olduu sylenmektedir. 1938 ylnda ksa bir dnem Krklarelinin Younta kynde kalanlar olduysa da bir yl sonra buray toptan terk etmilerdir. Bu toplum Totrakanda Hseyin Sabri Baba (Softa baba)tekkesine bal imiler. Mritlerine eyh Dede veya efendi denilmektedir. Seim sistemini benimsemi aslnda Balm Sultan erkannn bir benzerini uygulamaya almaktadrlar.
1

Mehmet Beytullov . Alevilik kemekelii ve Bulgaristan Kzlbalar. S.46,47.Sofya.1999.

364

Yukarda ad geen kylerin 15.ci asrdan 19.cu asra kadar Bulgaristana yerlemi bulunan Trk airetlerinin adn tamas ve ayn zamanda ayn kylerde bir den fazla tarikat olmas baz kiileri yanlmaktadr. Kendi inanlar haricine halkn deyimi ile zahiri demesi(BZDEN BAKALARI) tm Trakyada grlmektedir. Aada adn vereceimiz topluluklarn ve yerletikleri yerlerinde ayn yrelerde bulunmas airetlerin zaman iinde kz al veriinde bulunmasna ramen 19.cu yzyl balarna kadar tre ve inanlarn korumulardr. Gnmzde hala baz guruplarn eski tre ve inanlarn devam ettirme istekleri grlmektedir. Bulgaristann bu blgesinde halen Balm Sultan Bektaileri, Babailer ve Nak Bektaileri bulunmas bize her cemaatn bir tarikata dayanan bir inancn gstermektedir.Yerleim yerleri adlarn tayan airet adlar ve tariheleri u ekildedir. KOVANCILAR Aireti: Rumelide yerletikleri yerler, Badanos, Selanik, Nibolu, umnu. Anadoluda yerletikleri yerler, Afyon, Halep, Adana, Badat.( Afyon Bolvadin merkezine bu cemaattan gelip yerlemiler. Yrktrler. Anadoluda Kilis, Rakka, Halep ,(bu gn Suriye de)Mara, Adana, Sivas, Badanos mevki (Eri boz Sanca)Ordu kazas.2 Kovanclar adndaki irmen kazasna bal yerleim yeri 1515 ylnda 17 hane, 1 mcerret, 1530 ylnda 17 hane, 5 mcerret, 1577 ylnda 39 hane, 21 mcerret kaytldr.3 Kovanclar airetinden veya baka Mslman nfuzun bu kyde 1515 ten beri var olduu grlmektedir.1577 ylnda hane saysnn ok olmas yeni g ihtimalini akla getirmektedir. 1515 yl Osmanl kaytlarnda gnmzde halen Bektai kkenli toplum kylerinin adlar geen yerleri grmekteyiz. Bu da bize gstermektedir ki 1500 yl evveli toplu halde Bektai kkenliler buralara yerletirilmitir. MUMCULAR Cemaat: Rumelide yerletikleri yerler, Razgrad. Anadoluda yerletikleri yerler,1878 gnde Afyon Bolvadin merkezine bu cemaattan gelip yerlemiler. Trkmendirler. AKALAR Cemaat: Rumelide yerletikleri yerler, Yeniehir Feneri (Trhala) Anadoluda yerletikleri yerler, Kerkk, Ankara, Halep, Mamal Trkman cemaatndandr. Mamalu cemaat da Bozulus Airetindendir. Trkmendirler. Yunanistan ve Bulgaristan da bulunan KAYALAR Cemaat da ayn zamanda Bozulus Airetindendir. Bu airet mensuplarndan Yunanistandaki airet mensuplar 1924 mbadelesi ile Trkiyenin eitli yerlerine dalmlardr. Kayalar cemaati de Balm Sultan Bektailiine 1924 ylna kadar devam ettikleri g sonras ise inanlarnda yreler etken olmutur. Ayrca Makedonya /kprl kasabas civarnda yerlemi bulunan Hamza Bey cemaat da Mamalu cemaatndandr. Hepsinin ayrl yeri de Bozulus Airetidir. Ortak noktalar Bektai olular ve Bozulus cemaatinden olmalardr. Bizim tespit ettiimiz baz toplumlarn tarikat kkenleri Bozulus Airetine dayanmas bu airetin tarih boyunca Ehl-i Beyt tarikatlarna bal bir kk vardr. BALABANLAR Cemaat: Rumelide yerletikleri yerler, Trhala, Yeniehir, Drama, Zara, Filibe. Anadolu da yerletikleri yerler, Erzurum. Balabanl Cemaati, Boz Koyunlu Airetine tabidir. Anadolu ve Rumelide Derbenti olarak grev yapmlardr. Cemaatn bir ksm PEHLVANLI Aireti iinde grlr. Yrktrler.4 Bu toplumlar hakknda bir aratrmada u bilgileri grmekteyiz:
2 3 4

Cevdet Trkay. Osmanl mparatorluunda Oymak ,Airet ve Cemaatlar.S.535 Yusuf Hacolu.16.c yzylda sosyal ,ekonomik ve demografik bakmdan Balkanlarda baz Osmanl ehirleri.Belleten.C.53.Say 42.S.653. Muharrem Bayar. Ariv vesikalarna gre, Anadoludan Bulgaristana airetlerin iskn. Bulgaristan Trk Folkloru.2.Uluslar aras Bulgaristan Trk Halk kltr sempozyumu bildirileri. 13,34 alntlar.

365

Bizler Haymanadan srgn gelmiiz.(Ankaraya bal ile) diyorlar. Fakat nasl ve ne suretle geldiklerini bilmiyorlar. Yalnz dedelerinden Haymandan srgn geldiklerini iitmi olduklarn sylyorlar. u halde bu Romanyadaki Kzlbalar, Kzlbal kabul etmi bir halde Rumeliye gemiler ve buradaki mevcut olan tekke postnilerinden ahz- inayet ederek yollarn yine terk etmemilerdir.5

Nakibend Dervileri kendilerini 12 mamlara bal el ele el Hakka ailesini benimsemilerdir. Nasip trenlerine gelince Balm Sultan erknna benzerlik gstermekle beraber kendilerine has zellikleri ile erkn uygulamaktadr. Nasibe giren iki iftin ilk giren eri sonras ikinci giren iftin bacs daha sonra ikinci iftin eri ve en sonra ilk giren iftin ei girmesi ile bu 4 kii karde olmakta musahip erkn olmamakla bu tr bir nasip kardelii gelitirilmitir. Yani ilk ifti 1 ve 2 nolu olarak nitelersek 3 ve 4 nolu iftin girii 1,4,3,2 sras ile nasibe rehber eliinde tek tek 4 kap selam ile gelirler. raklar sadece rak tarafndan uyarlr. Her kez rak uyaramaz. Bu Trakyada ve Ehli Beyt tarikatlarnda zorunlu haller dnda bir kuraldr. Nevruz ve muharrem harici tek era yaklmaktadr. Nasipte tbend yoktur. T bendin Yerini kuak almtr Daha evvel Nak dervileri erknda def ve saz var iken gnmzde bu yoktur. Mritlerde teslim ta yoktur. Mritlerin balarnda ta denilen balklar vardr. Rengi yeildir. Meydan da oturu ekli nasip yana gre mridin sanda erler solunda baclar oturur. Burada bu yolda grev yapanlarn eleri ilk sralarda olmaktadr. Mrit kendi ei hari her kese nasip verebilmektedir. Nak dervileri erknnda dem vardr. Fakat Mehmet Akay Efendi demlerin erknlarnda var olmasna ramen ar bir ekilde dem alnmasnn olmadn syledi. Halknda gnmzde meydanlarnda demin sembolik olarak alnd iin bir sorun yaamadklarn syledi. Mritlere Dede veya efendi denilmektedir. Mrit seimi ise u ekilde yaplmaktadr. Eer aday gsterilen kiiler birden fazla veya tek olsa bile 12 hizmet sahipleri tarafndan sadece adaylarn bu greve layk olup olmad muhabbet ile tartlr. Karar verildii zaman aday kiiye bu meydanda bildirilir. Dede veya efendi olan kiiye 12 hizmet sahipleri bir mahlas veya halk deyimi ile lakap verilir.2004 yl iinde halen mritlik grevini yerine getiren Mehmet Akay Efendi ye CEVHER mahlasn vermilerdir. Yeni mrit olacaklar sa olan bir baka mritten el almas gerekmektedir. Nak erknna girerken Mride 4 kap selamndan sonra baba nne niyaz edilerek grme yaplr. Biz bir Nevruz muhabbetinde grdklerimiz eyh Bedreddini ve Ali Ko baballardaki grmenin hemen hemen ayns olduunu grdk. Nevruz muhabbeti evvel Tekirdan Muratl ilesinde grtm Mehmet Akay Dede efendiye erknnza gelsek bizleri alr msnz dediimiz de Erenler nasipli kiilerden saklmz yoktur. Evlatlarmza bile belli bir yere kadar ksmn gstermekteyiz demiti. Dede efendi nasiplilere elinin ii plr. Eer dede efendi muhabbet evveli grmeye gelen muhip e elinin dn vermesi o cann o toplumda hatal olduuna iaret saylr ve orada bu halk huzurunda hesaplama raklar nnde yaplr. Kurban tlamalar Balm Sultan Bektailerinin kurban tekbirlemelerine ok benzemektedir. Kurban tekbirleme sonras 2 rekt eriat namaz klnmaktadr. Cebrail kurban uygulamas inancnda dier Bektai ocaklarndan farkl deildir. Adaklara nezire denilmektedir. Bulgaristann Akalar kynde g zaman her kez Trkiye ye g etmi kalan olmam. Topladmz bilgiler nda bu toplumun mensuplarnn Bulgaristan a Karaman ve Manisa yresinden gelen iki gurubun zaman iinde ayn inanla kaynatklar bir toplum oluturduklarna inanyoruz. Glbanklarnda Nak eyhlerini saydktan sonra Hac Bekta ve 12 mamlar ile duay balamaktadrlar. Daha evvel mantoya benzeyen bir feracenin kadnlarn
5

M.Sabri Koz.. Bulgaristan Trk Folkloru. Bulgaristandaki Bektai kyleri zerine eski notlar.S.65 ten 80 kadar alntlar.2.ci Uluslar aras Bulgaristan Trk Halk kltr sempozyum bildirileri .

366

giydiklerini zamanmzda ise ferace giyilmediini sylediler. Nak dervilerinde Akraba evlilii yasak hatta komu alnmas bile yoktur. Glbanklarnda tm Trakya ve Balkanlardaki erenleri saylmas dier Ali Kolular Kzldeli ve eyh Bedreddinilere benzemektedir. Nasip kardei olanlarn evlatlarnn evlilik yaplmamaktadr. Bu uygulama Trakyada musahip erkn uygulayan Ali Kolu, Kzl deli, Babai guruplarndan Yeil Abdalllar, Ak yazllar ve Otman baballarda aynen uygulanmaktadr. Otman baba Bektailerinin de musahipli ve musahipsiz 2 guruba ayrld da unutulmamaldr. Nasip alma trenine Mira grme denilmektedir. Muhiplerin grmeleri 3 defa Allah Muhammet ve Ali diyerek yaplmaktadr.6 Glbanklarnda ad geen Hseyin Sabri Baba, Softa Baba Ari Babay Mrit olarak arky n Eriklice kyne atyor. Mezar bilinmiyor. Eski camisinde olma ihtimali varm. Bu yre de gnmzde Nak dervileri muhibbi bulunmamaktadr. Sabri Baba, Buharadan stanbula oradan nce Kemallere bal aman kyne daha sonra Totrakana gelmi bir erendir.7 Yukarda anlatlan olaylarn Anadoluda yaandn hatta pek ok Nak Babasnn zaman iinde Bektailie geerek byk hizmetler verdiklerini kaytlarda gryoruz. Tekirdan Muratl ilesine bal Yukar Srt beldesinde Bulgaristann Kovanclar Akalar kylerinden gelen Nakibend kkenlilerin yakn zamana kadar yollarn devam ettirdiklerini biliyoruz.
Nak Erknndan rak duas n ra fahr uyardk hdann akna Seyit l kevneyn Muhammet Mustafann akna Saki kevser Aliyyl Mrtezann akna Hem Hatice hem Fatma Hayrnnisann akna ah Hasan Hulki Rza , hem ah Hseyin kerbele ol imam etkiya mam Zeynel Abann akna Hem Muhammet Bakr ol kim nesli paki Murtaza Caferis Sadk imam rehnumann akna Musai Kazm imam serfirazi ehli hak hem Ali Musai Rza y asfiyann akna ah taki ve Naiy hem Hasanl Askeri ol Muhammet Mehdi sahib evliyann akna Pirimiz Muhammet Baehayedd Mehdi Bahib livann akna Harederek yanan yaklan aknn akna ber cemaliMuhammetAli kemali kadir imam Hasan ve imam Hseyin ala blendre salavat Allah eyvallah erenler Hu. rak duas Bismi ah Allah Allah Seyyidi sadat muhibi sadat hlasai mevcudat alem s srr el hafiyet efi ruzi arasat ber cemali Muhammet kemali imam Hasan Hseyin ala blende salavat. ra sr ederken okunacak dua. Batn oldu ra nuru Ahmet zahir oldu emsi mah- Muhammet Allah H dost Gzc duas(cem kapanrken okunur) Bismi ah Allah Allah Elim erde, yzm yerde, zm darda, Hak Muhammed ali meydannda, erenlerin dar mansurunda, oniki imam yolunda, pir divannda mrit huzurunda, dilim tercman canm kurban men fakirden arnm, incinmi gcenmi can karde varsa ise dile gelsin bile gelsin, hakkn taleb eylesin Allah eyvallah h doost . Tarik duas Ber-cemal-i Muhammet kemal-i mam Hasan mama Hseyin Al r blend-e salavat Allahmme salli ala Muhammet ala Ali seyyidina Muhammet gnahkarm gnahm af et ya Muhammet Mustafa Ali dergaha Hseyin Kerbela da srr hak iin tvbe gnahlarmza Yarabi estafurllahe estafurullah estafurallah izni Halife tarikat imam stat nefe s erkan mayih destur ya ah buyur
6 7

Mehmet Akay.1931.lkokul. Bulgaristan Akalar. Alemdar Yaln/Gyasettin Ayta.Bulgaristan Gezisi .Hac Bektai Veli Aratrma Dergisi.Say .26. S.13 .2003

367

Saki duas El mizan gz terazi kiminize az verdim kiminize ok verdim kiminize hi vermedim herkes oldu mu hakkna raz burada kald biraz bu da sakinin ve pervanelerin hakk deyip eyvallah der. Saki Babadan himmet ister (Hayr dua) H Allah dost saki klar sadklar ayn- cem erenleri ve mesa sakinin akna Allah eyvallah Hizmet duas Bismi ah Allah Allah(evden karken okunacak dua) Niyet ettim cem evine krklar iin bala Hasandr gnlmden geen Hseyin iin bala aman Yarabbim bizi doru olan Hak yolundan ayrma her eyin hayrlsn ve haklsn nasip et Yarabbi. Eik duas.(cem evine girerken okunur) Bismi ah Allah Allah n eiine koymuum ben can seri Ta vcudum safi ola hem seri Eiine niyazm budur Kerem kl fakire ho nazar Ber cemali Muhammed kemali kemali imam Hasan imam Hseyin Ali ra blend salvat. Niyaz duas. Babann huzurunda H dost Ak olsun. Bismi ah Allah Allah Durdum divanna uydum 12 imama dndm kbleye niyet ettim 2 rekt mama Cafer namaz klmaya kblem Muhammet secdem Alidir. H Saka duas (cemde okunur) Bismi ah Allah Allah Can batan gemiiz biz Rum erenler akna (*can batan gemiiz biz ah Hseyin akna) Kerbelay deti gamda ser verenler akna Dem be dem hem can gzyle hak grenler akna Ol yezidler elinde tene lebler akna (*Kerbelada su su diye can verenler akna) Gzm ya sebil ettim oniki imamlar akna Ber cemali Muhammed kemali kemali imam Hasan imam Hseyin Ali ra blend salvat. * Muharrem aynda sylenmektedir. Gzc duas Bismi ah Allah Allah Kala rebbana zelamnaenfsenave inlem tafirlena ve terhamna leneknenne minelhasrin. Eli erde yzm yerde zm Mansur darnda dilim mrvete pirim kuvvete bizde hakk olan kardeler varsa hakkn alsn bizi eksik halde koymasn Allah eyvallah H dost. Post duas Azmetike aleyke ya Ali ekremte ya Ali eslemt aleyke ya Ali arke postya Allah ya Muhammet beayeddin eyh Sabri Babann akna ya Ali H Fara duas(sprgeci) Bismi ah Allah Allah Hseyin kerbela iin gzlerim yatr ol yezit askerin bar kara tatr pirimiz krklar iinde ser faratr ber cemali Muhammet kemali imam Hasan Hseyin ala blende salavat . Hayrl istekler duas Bismi ah Allah Allah hda hakk iin hizmetlerimi kabul et ya ah bi hakk Ali aba ve Ali dergah pirimizMuhammet Beayeddin Nuri hakk iin bu dergahtan ayrma ey gani ah erenlerden hakl hayrl himmeten illallah Allah eyvallah h dost .

368

Bu dualar Mehmet Akay Babadan alnmtr. Babalarda bir belge veya berat var m ? sorumuza evet yazl bir berat var demiti. Derince de oturan Rfat Sakin Dededen icazet alm Bulgaristann Ahlatlar ky den gelmi. Totrakandan imi. Gemiteki ile gnmzdeki uygulamada farkllk yok. Hizmet tazeleme: olay veya buna benzer bir uygulamalar yok. Babalarn balarna taktklar ta yani yeil harekelerden baka bir giysileri yok. Yalnz babalarda kemer (kuak) kuanma var. Babalarda ve dervilerde teslim ta veya benzeri bir emareler yok. Kemerlerin tbendin yerini ald veya Nakilerde kemerin Kzldeli ,Ali Kolu ve Nakilerde olmas Balm Sultan evveli Bektailiinin bir ritel i durumundadr Harekelerin de 12 dilimli olup olmadn sorduumuz da 12 imamlara bal olduklarndan 12 dilimli olmas gerekmektedir.Amma 12 dilimli olmamasnda da bir saknca olmaz denilmiti.Kemerler babadan oul a veriliyor. Nasipte ziynet eyas olmas sakncasn sorduumuzda zaten yolumuzda bu tr eyalarn gsterilmesi ve taknlarak gelmesi pek yoktur. Takl bulunanlarda nasip srasnda bunu karr veya gizlerler denilmiti. Mehmet Akay 47 seneden beri mritlik grevini yapmaktadr.1958 ylnda baba olmu. Baba yardmclar. Rehber, dervitir. Nasip alana muhip mritlere Efendi denilmektedir. Babalarda snrl say yok. Grev verilmeyecek kiilerin hastalk kt huy erkn d hareketleri her kii mrit olabilir halktan seim ile seilmektedir. Soydan olma art yok Ehline verilmektedir. Bir baba seimi evvel uygulanacak kurallar u ekilde sralanmaktadr. Nasipte eler ikisi bir kurban kesmektedir. Nasipte 4 kii nasip almak iin baba huzuruna geldiinde yani 2 iftin en byk eri ilk nasibe girdii zaman 2.ci erin ei nasibe giriyor. Daha sonra 2.ci er ve en sonunda ilk giren ei nasip alyor. Nasipte canlar rehber eliin de mride gtrr. Mritler yolda rehberler daha sonra mrit olabiliyor. lk evvela o yrede bir mride ihtiya bulunmas gerekmektedir. Yeterli can says olan her Nak topluluuna bir mrit atanmas gerekmektedir. En az 40 can ve 20 ift in imzas ve rzas gerekmektedir. Nasip alm olmas einin rzas ve o yredeki nasiplilerin rzas arttr. Her greve gelen bir kurban keser. Naki dervilerinde mritler ve yardmclar ve bunlarn eleri Ehli Beytten gelen her kiiye kendinden kk ise elinin iini ptrr kendinden byk ise kendi o kiinin elinin ini per. Elinin dn vermesi demek o kiinin bir has var demektir. Kolay beri dlama yerine. Toplum bireylerini kazanma ve eitmeden yana olduklarn sylemektedirler. Bir can nasip ald mridinden baka bir mride balanamaz. Yani Baz durumlar halinde genelde memur kesiminin atanma yolu ile baak illere gitmesi halinde bile o yredeki muhabbetlere gitmesi halinde bile mridinle irtibat koparamaz.Nasip kardei burada adn Yol kardei olarak bilinmektedir. Miraa inan Naklerde nasl dediimizde. Nasip olay yani 40 lar olay aynen bilinmektedir. Naklerin erkn gnmzde nasip alm gvenilir kiilerde hibir uygulamas saklanmamaktadr. Ak zikir yaplmaktadr. Hatta kendi evlatlarnn ve bu yola gnll kiilerin zaman zaman Nak erknnda bulunmasnda Mehmet Baba saknca grmediini sylemiti. nk bizim yolumuz a girecek kii girmeden baz eyleri grmesi iyi olur demiti. Zaten bu yolda uzun yllar hizmet etmeyen baz eyleri bilmesi grme ile olamaz demiti. Semahlarn alaka zikrinden sonra dndklerini sylemilerdi. Semahlarnda fazla eitleri yok. Halka semah Balm Sultan Krklar semahna benzemektedir. Ayak zikri ile turnalar zikri ile dnlen semahlar var. Matem aylarnda semahlar dnlmemektedir. Semaha kalkarken niyaz var ama kadnn erinin ayana niyaz yok. Semaha kalkarken niyaz sonras Balm Sultanlardaki gibi semah edecek kiilerin el pmesi veya byn ke elini ptrmesi uygulamas yoktur. Muhabbete gelen canlarn genelde baclarn balarna earp veya benzeri eyler baladn ama erlerin balarna herhangi bir balk veya hareke tr bir ey giymesi art yok. Ama giyilmesi

369

gerektiine inanlyor. Erkan alnda Arapa Kuran okunmas vardr. Muhabbette Okunan ilahi iirlere nefes olarak belirtilmektedir. Arapa Kuran okunmas Trakyada eyh Bedreddiniler de ve Ali Kolularda, Kzldeli erknnda da vardr. Hesap sorma veya dargnlar bartrma olaylar genelde kiiler arasnda zmlenmesi istenmektedir. Hukuki sorunlara mritler pek mdahale edememektedir. Muhabbette canlarn oturu ekli Balm Sultannla ayndr. Muhabbet almas iin mrit, rehber, rak ve gzclerin olmas art imi. Artk gnmzde eskiye nazaran korku ve tedirginliklerin olamad iin artk gzc makam sembolik olmutur. Yazl bir erknlar sadece babalarda olduu ama tam manasyla yazya geirilmemitir. Anadolu Nakleri ile bir balantlar olmad gibi u ana kadar onlarla irtibatta kurmamlar. Meydanda oturu ekli nasip srasndaki sraya gredir. Naklerde sembolik dem vardr. leme olay kendi erkn usullerine yaplmaktadr. Musahiplik yoktur. Sadece kardelik vardr. Yol kardelerinin evlatlarnn evlenmelerini doru bulmamaktadrlar. Evliliklerde kadn erkek arasnda fazla ya olmamasn istiyorlar. Erkanlarna gre bir zel nikah treni olmadn ama resmi nikah olmayann einle nasip almasnn doru olmadn sylediler. Babalar resmi nikh olmadan nasip almay kabul etmemektedir. Bu da kadna verilen nemi gstermesi asndan nemlidir. Trakyada inceleme yaptm 8 tarikatta bu kural geerlidir. Niyazlarnda yani bir muhip muhabbete girerken ilk nce eik niyaz daha sonra 4 kap selamn verip mride niyaza varr .(4 defa duraklama) niyazlarda grme yaplyor. Gelen niyaz yapyor. Naklerde kansz kurban olarak era yani mumu kabul etmektedir. era da Hakk temsil etmektedir.(Hakkn nurunu) Kurban Tekbirleme: Tekbir sonras hayvana ab dest aldrr. Kurbanc tarafndan kesilir. Uygulama Balm Sultan erknn aynsdr. Kesim evveli hayvana tuz yalatlmas su tutulmas uygulamas vardr. Kurban tekbiri yapldktan sonra hemen kesimi mutlaka yaplmaktadr. Muhabbetlerde daha evvel zakirin olduu syleniyor. Gnmzde zakirlerin yerini Balm Sultanllardaki gibi solo syleni alm.Muhabbetlerde 12 hizmet uygulanyor. Makamlar 12 hizmetlilerle ayn. Mersiye olarak devaml okunan bir mersiye yok. Nefeslerden muharremi anlatan nefesleri okuyor. rak Duas: Yukarda yazl olan rak duas ksalm balm sultan erkn kopyas gibidir. Nak Bektailerinin eskiden kadnlarda ferace giydikleri ama gnmzde pek kullanlmadn sylemiti. Gnmzde Trakya ve Balkanlarda FERACE ve trlerini giyenlerin tamam TRKMENDR. Erkan alp nefesler okunmaya balad zaman ilk nefesi Dedenin ei sylemektedir. Daha sonra dileyen her can nefes sylemektedir. Dierleri de ona solo olarak yardm etmektedir. Dedenin ei sa deilse en yal bir bac nefese balayabilir. Ad koyma iin zel bir erkn kalmamtr. Zaman ile varln koruyamam olabilecei sylenmektedir. Mezar talarnda yazlan veya kalplam bir kltr olumamtr. Dileyenin yazdrd sylenmiti. Ayakucunda pek ok mezarlkta grdmz am motifi olduunu ama nedeni bilemediini sylemiti. Aslnda bu semboln am ile bir ilgisi yoktur. Mumun alevini talara yanstrken zaman iinde ekil deitirmitir. Bir baka ekli ile d etkenlerden korku ile bu ekli izmeleri de olmu kansndayz. Bulgaristanda Otman Baba ve dier yatrlarn yaplarnda yer alan baz resimlerde bu ekillerin servi aacna benzetilmesi de bu nedenden olmu olabilir. Grme yani Trakyadaki Bektai topluluklarnn tamamnda 3 defadr. Allah Muhammet Ali iindir. Hac Bekta ziyarete gidiyorlar. Trakyada ki Bektailerin birbirini tanmadklar sylediler. Mride varrken canlarn okuduu bir tercmann olmadn grdk. Demi saki datmaktadr. lk demi saki kendi alr. Daha sonra Babalara verir. Babalar dem datmna her hangi karma yapmaz nk ona o grevi vermitir. Kendilerini Nak dervii olarak tanmlyorlar. Dknlerin genelde meydana alnmyor. nk byk suu olanlarn meydana gelmemesi gerekmektedir.

370

Allah Allah diyerek Mevlay zleyerek Allaha krederek Meclise ho geldiniz Adalet insanda balar, Ho geldiniz canm dostlar Dirilsin kalpteki Falar Bu meydan da bu meydanda Uza eyledik yakn Topladk buraya bakn Gybet etme gelin sakn Bu meydan da bu meydanda Bahemizde asn gller Blbl olmu akr diller Gnl saz alp syler Bu meydan da bu meydanda Gereklerden sz edelim Youralm z edelim ahm Aliye gidelim Bu meydan da bu meydanda k Yunus syler sz Ya doludur iki gz Bilmeyenler bilsin bizi Bu meydan da bu meydanda

Nuriye Akay, 1935Krkkepenekli, lkokul mezunu.


lem bahanedir varln niin Aalar yapraklar dallar bahane Kendini kendinden gizledin niye Arlar petekler ballar bahane Bilinmek istediin lem yarattn Kendi suretinden dem yaratn Havay deme hem dem yarattn Havva dem adl kullar bahane Kastn var a naln etmeye Gzn gzne giryan etmeye Akn kendine ilan etmeye Leylalar mecnunlar kyler bahane Hem dert oldun hem deva buldun derde Hem gizlendin hem grndn her yerde Sfatn zatna eyledin perde Grnen yeiller allar bahane Sevdin Yarattn u kinat Kendinden kendine tuttun mirat Oradan gsterdin trl sfat imenle blbller gller bahane Her zerren bahane ah sevdiceim Her iin ahane ah sevdiceim Domusun cihana ah sevdiceim Seni bulmak iin yollar bahane

371

Bizi bulmak iin yollar bahane Akl sr ermiyor senin fendine Hem suyuna hem evrili bendine Bahane olmusun kendi kendine ZEYNEP ten sylene diller bahane Nuriye den syleyen diller bahane.

Bu sra bazen bac ikinci defada adn syleyebiliyor. Hu Bismilahirrahmanirrahim Bismi ah Allah Allah artsn eksilmesin tasn dklmesin Hak erenler bereketini versin, piirip kotaranlarn piirip getirenlerin hizmet sahiplerinin de efaatlerini vere Totrakan tekkesinde gnmze kadar olan tarikat silsilesi: Sabri baba. Bulgaristanda Hdai baba. Bulgaristanda Nusret baba. Bulgaristanda Bedri baba Krklareli (Younta)Polos da smail baba stanbul Silivri kapda Ariz Baba kynden gitme Rfat Sakin Baba Derince Basri Baba Bulgaristan 1989 da Trkiye ye gelmi. Mehmet Akay Krk kepenekli
Sabahn seherinde krklar danda Dostun CEMALN grdm eyvallah Cennet bahesinde firdevs banda Dostun CEMALN grdm eyvallah Puta da hal olmu gm hal gibi Hal diliyle syler hem blbl gibi Tazece alm gonca gl gibi Dostun CEMALN grdm eyvallah Cemali evkinden eylemi zuhur Al yeil krmz bir de beyaz nur Nur nr-a gark olmu nrn ala nr Dostun CEMALN grdm eyvallah Gne gibi safi bir Cemal olmu Kalar ol vehe bir hill olmu Allah dost eyvallah bir zeval olmu Dostun CEMALN grdm eyvallah HAD'ya dost benim tende canmdr Canmdan ieri canda canmdr Daima ben kulum dost sultanmdr Dostun CEMALN grdm eyvallah

Semah nefesi satr sonlarnda genelde Hay hay diye nakarat yaplmaktadr .
Ben bu meclislerden ibretler aldm Allah Uyudum uyandm ben hayal grdm Kalbimi nur ile boyanm grdm Muhammed'in krs alnr bunda Allah Ol sel verin ismi yd olur dilde H Hep turnalar gibi yksek uarlar Allah Kanadyla Hakka rahmet saarlar Abu Kevser arabndan ier

372

Muhammed'in krs alnr bunda Allah Ol sel verin ismi yad olur dilde H Yrk deirmenler gibi dnerler Allah EL ELE vermi Hak'ka giderler

(eller bir birine tutunuyor .Bu nefes Balm Sultan Bektailerinden Amucalarda ayn ekilde yaplmaktadr .)
Gnl kbesini tavaf ederler Muhammed'in krs alnr bunda Allah Ol sel verin ismi yd olur dilde H DERV YUNUS gr ne hal oldu bana Allah Bu akn atei dokunur cana Akln bana devir divane Muhammed'in krs alnr bunda Allah Ol sel verin ismi yd olur dilde H Semahlar bitiminde yaplan semah duas. Hu Bismi ah Allah Allah

Semanz sefanz Hak katnda erenlerin ceminde 12 imamn keremine Ya Ali Hu Dua evveli Lailehe illah tevhidi ekilmektedir. Muhabbet alrken, Allahmme Salli Al Muhammed Ber-Ceml- Muhammet Keml- mam Hasan mm Hseyin Alr Blende Salavt. Hu Bismillahirrahmanirrahim. defa hlas okunuyor . Fatiha suresi okuyor . Ardndan NUR suresini okumaktadr. Nad-I Kebir- Ali
Bismi ah Allah Allah (Allahmme entes samediy ve min indike medetiy ve aleyke mutemediy ya abel gavsi ilahi bi hakk ) Nd- Aliyen mazhar-l-acayibi Tecidh avnen like fin nevaibi lallah hceten euzu bike Klli hemm-in ve gamm-in sayenceli Ve bi nuri azemetike ya Allah ya Allah ya Allah ve bi nuri nbvetike ya Muhammed ya Muhammed ya Muhammed, ve bi srr- (nuri) velayetike ya Ali ya Ali ya Ali ya Ali, edrikni edrikni edrikni ya Ebul Hasan, edrikni edrikni edrikni ya Ebl Hseyin edrikni edrikni edrikni ya ebl Turab, ya muhavvilel havli vel ahvl havvil halna ill ahsenil hl ya muhavvilel havli vel ahvl havvil halna ill ahsenil hl her kaza her bela senden gelir senden gider defet ya perverdigr her ceza senden gelir senden gider affet ya gani settar La feta illa Ali la seyfe illa zlfikar Evvelin, ahirin, zahirin, batnin, tayyibin, tahirin, birahmetike ya errahmanirrahim... Bercemali muhammed kemali imam hasan imam hseyin Ali ra blende salavat

12 defa besmele ekip daha sonra


Allahmme salli ve sellim la nur-i cemali Hda Allahmme salli ve sellim la nur-i cemali seyyidina ve mevlna mridina Muhammed Mustafa Allahmme salli ve sellim la nur-i cemali seyyidina ve mevlna mridina mam Aliyel Mrteza Allahmme salli ve sellim la nur-i cemali seyyidina ve mevlna mridina Haticetl Kbra Radyallah anhma Allahmme salli ve sellim la nur-i cemali seyyidina ve mevlna mridina fahrn nisa Fatimetz Zehra Radyallah anhma Allahmme salli ve sellim la nur-i cemali seyyidina ve mevlna mridina mam Hasan Hulki Rza Radyallah anhma Allahmme salli ve sellim la nur-i cemali seyyidina ve mevlna mridina mam Hseyin ah ehidi desti Kerbela

373

Allahmme salli ve sellim la nur-i cemali seyyidina ve mevlna mridina mam Zeynel Abidin carde-i masum-i pak Allahmme salli ve sellim la nur-i cemali seyyidina ve mevlna mridina mam Muhammed Bakr Allahmme salli ve sellim la nur-i cemali seyyidina ve mevlna mridina mam Caferi Sadk mezheb-i pak Allahmme salli ve sellim la nur-i cemali seyyidina ve mevlna mridina mam Musa-yi Kzm Allahmme salli ve sellim la nur-i cemali seyyidina ve mevlna mridina mam Ali Rza ah Horasani Allahmme salli ve sellim la nur-i cemali seyyidina ve mevlna mridina mam Muhammed Taki Allahmme salli ve sellim la nur-i cemali seyyidina ve mevlna mridina mam Aliyyn Naki Allahmme salli ve sellim la nur-i cemali seyyidina ve mevlna mridina mam Hasan-l Askeri Allahmme salli ve sellim la nur-i cemali seyyidina ve mevlna mridina mam Muhammed Mehdi sahib-i zaman Masumeyn masumu pak dem sahibi zaman kutb-i devran, hccetl burhan ve hccetl kyam, mazharl kll iman, seyyidl ins vel can selamullah ve salavatullahi aleyhim ecmain... Bercemali muhammed kemali imam Hasan mam Hseyin Ali ra blende salavat

Ve Kurandan ayetler okumaktadr .ve en sonundan yine 2 defa ihlas suresi ve 1 defa Fatiha okunmaktadr. Meydan al evveli tekbir getirtiliyor . Baba hlas suresini okur 3 defa. Ve ardndan Fatiha suresini okur. okur. Ve ardndan okuduu dualar sonunda tekbir getirilmektedir. Ardndan Kurandan Kul ezuz okur ve ardndan tekbir getirmektedir . Ve tekbirden sonra yine kul euzi ayeti okuyor.Ve ardndan tekbir getiriliyor .Ve elhamdrillaah okuyor.Ve yine Kurn dan ayetler okuyor .Ve dua yapyor ve fatiha ile kapyor. Trke duas yaplyor ve ardndan rahat oturuyorlar. Sofraya demler geliyor .Buraya kadar yaplan Zikir denilmektedir .Amucalarn semahlar krklar semahna benzemekte .Halka semah Krklar semah denilmektedir . Kaytlar yaptmz Krk kepenekli ky 20 ocak 2003-21 mart 2003 tarihinde yaptmz kaytlar dorultusunda bu aratrma yaplmtr.
Tablo I: Naki Dervilerinin Trkiyedeki Dalm 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 li Adapazar Adapazar Balkesir Bursa stanbul zmit zmit Krklareli Krklareli Krklareli Tekirda Tekirda Tekirda Tekirda Tekirda Tekirda Krklareli Tekirda Tekirda lesi Merkez Stler Merkez Merkez Karagmrk Merkez Derince Babaeski Kavakl Merkez orlu orlu Muratl Muratl Muratl Muratl nece Hayrabolu Hayrabolu Beldesi Cemaati Nak Dervileri Naki Dervileri Naki Dervileri Naki Dervileri Naki Dervileri Naki Dervileri Naki Dervileri Naki Dervileri Naki Dervileri Naki Dervileri Naki Dervileri Naki Dervileri Naki Dervileri Naki Dervileri Naki Dervileri Naki Dervileri Naki Dervileri Naki Dervileri Naki Dervileri

Ariz Baba Yenice Balabanl Krkkepenekli Aa srt ky(Yeil srt) Ulu konak Susuz msellim K.Karakarl

374

Tablo: Naki Dervilerin Balkanlardaki Dalm


Devleti 1. 2. 3. 4. 5. 6. 7. 8. 9. 10. 11. 12. 13. 14. 15. 16. 17. 18. 19. 20. 21. Bulgaristan Bulgaristan Bulgaristan Bulgaristan Bulgaristan Bulgaristan Bulgaristan Bulgaristan Bulgaristan Bulgaristan Bulgaristan Bulgaristan Bulgaristan Bulgaristan Bulgaristan Bulgaristan Bulgaristan Bulgaristan Bulgaristan Bulgaristan Bulgaristan Bal li Gabrova/Selvi HacoluPazarck (Tolbuhin) Hasky (Haskova) Razgrad Razgrad Razgrad Razgrad Razgrad Razgrad Razgrad/Kemaller Razgrad/Kemaller Razgrad/Kemaller Razgrad/Kemaller Razgrad/Kemaller Silistre Silistre Silistre Silistre Silistre Silistre Trnova Trkesi Da erik Sarca Karalar Akalar Balc Mahalle Di budak Kemaller Kovanclar Mumcular Balabanlar Dura Eski Balabanlar ? Trkesi? Ahmatlar (Ahmetler) Akkadnlar Hseyinler Kanepe-Kan-ipe Kzlburun Yenice Sndal Yosenovets sperih Pelino Svestari vanimanova Dra Vazova Nojerevo Eski Pavlikeni Stefan karaca Dulova Drogamj Zebil Ruyno Novak Suhin dolie Bulgarcas Gorsko Slivovo Rozitsa GornoKrepost Belintsi Cemaati Naki Der. Naki Der. Naki Der. Naki Der. Naki Der. Naki Der. Naki Der. Naki Der. Naki Der. Naki Der. Naki Der. Naki Der Naki Der. Naki Der. Naki Der. Naki Der. Naki Der. Naki Der. Naki Der. Naki Der. Naki Der.

375

BEKTLN FARKLI NAN VE UYGULAMALARINI YAATAN VEL BABA SULTAN OCAI


Mehmet ERSAL* Veli Baba Sultan Oca, Isparta li Senirkent lesine 3 km. mesafedeki Ulubey beldesinde bulunmaktadr. Ulubey beldesi, belediyelik bir yerleim birimi olup nfusu 2000 yl saymlarna gre 3015tir. Belde halknn tamamna yakn Bekti merep insanlardan olumaktadr. Belde, Almanyaya g vermi bir blgedir. Bu sebeple yaz aylarnda nfusunda belirgin bir art grlmektedir. Belde halkn Ulubey ile balklar asndan tasnif edersek; devaml yerleik olarak hayatn srdrenler,yln belirli bir kesimini Almanyada dier kalann Ulubeyde srdrenler, civar il ve ilelerde yaayp i ve tatil iin beldeye gelen insan topluluu olduunu syleyebiliriz. Yerli halk geimini tarm sektrnden salar. Bu sebeple yazn tarm ilerinden dolay din hayat ve trenlerde sekteye uramalar grlmektedir. Ksaca belde halk hakknda bilgi verdikten sonra Veli Baba Sultan Ocann tarihi varlndan ve Bekti gelenei iindeki yerinden bahsetmeye alalm. Veli Baba Sultan Oca, Bektilerce bilinen ve hrmet gsterilen bir dergahtr. Veli Babann tarihi ahsiyeti ve hayat hakknda bilgi edinebileceimiz en temel kaynak kendisine atfedilen Veli Baba Sultan Menkbnmesidir. Bu menkbnme Do.Dr. Bedri Noyan tarafndan neredilmitir.1 Veli Baba Sultan Oca ve Veli Babann tarihi ahsiyeti zerine ok sayda alma yaplmtr.2Tarihi Kaynaklarda da Menkbnmesinde geen bilgileri teyit eder bilgiler bulunmaktadr.3 Bahsettiimiz almalar dnda dorudan Veli Baba Sultan Oca zerine olmasa da Menkbnmesinin iinde geen konular zerine almalar yaplmtr.4 Bu aratrmalara dayanarak Veli Babann 16. yzyln son yars ile 17. yzyln ilk yars arasnda yaadn syleyebiliriz. Menkbnmeye gre Veli Babann soyu mam Zeynelabidinin olu Zeyd vastasyla evlad- resule dayanmaktadr.5 Yine Menkptan rendiimize gre Malatya Serdar ve Eskiehir Seyyidgazide medfun Battal Gazinin babas Seyyid Hseyin Gazi ile Veli Babann onuncu gbek dedesi Hasan Gazi karde gsterilmektedir. Biz, bu konular yeniden tartmak ve
* 1 2

Aratrma Grevlisi, Celal Bayar niversitesi, Fen-Edebiyat Fakltesi Manisa/TRKYE Bedri Noyan, Veli Baba Sultan Menkbnmesi, stanbul-1993. Bu almalardan grme imkan bulduklarmz knyeleri ile vermeye uygun grdk. Tebli konumuz Veli Baba Sultan ocann tarihi varl olmad iin tebli metni iinde bu konulara tekrar deinmedik. Do.Dr. Bedri Noyan,a.g.e., Bayram rekli-Ali Ba, Veli Baba ve Senirket Ulubeydeki Manzumesi, Seluk niversitesi Fen-Edebiyat Fakltesi Dergisi, 1994-1995,S.910., Mustafa Karatrk, ki Cihan Hazinedar Veli Baba Sultan ve Trbesi, stanbul tarihsiz., Ahmet Kl, Seyyid Veli Baba Sultan ve smi Etrafnda Oluan det,Gelenek ve nanlar , Uluslar aras Trk Dnyas nan nderleri Kayseri (23-28 Ekim 2001), Ankara 2001. Naima Tarihi, stanbul-1967,C:4, s.1799-1906., Solakzade Tarihi, Ankara-1989, C:2, s.582587., Evliya elebi Seyahatnamesi, stanbul-1318, C:5., Bczade Sleyman Sami , Isparta Tarihidan Baki z, Dnyada ve Trkiyede Alevi- Bektai Dergahlar, stanbul 2001,s. 52. Ahmet Yaar Ocak,Alev ve Bekta nanlarnn slm ncesi Temelleri, stanbul-2002., Tahir Erdem, Glbaba, n Isparta Halkevi Dergisi, Isparta-1935, S.19., Enver zgen, Isparta Kylerinde Haydarolunun Yakalanmas, n Isparta Halkevi Dergisi, Isparta-1944, S.125-126, Fuat Bozkurt, Gl Baba ile Veli Baba, Toplumsal Tarih Dergisi, Yl 1997, S.26., Reat Ekrem Kou, Da Padiahlar, stanbul-1962, s.62. Noyan, a.g.e. s.75.

376

izaha kalkmak dncesinde deiliz sadece ileride anlatmaya alacamz konulara kaynak olmas asndan deinme gerei hissettik. Veli Baba Sultan Oca etrafnda ok canl bir din hayat teekkl etmitir. Biz, yksek lisans tezi olarak iki buuk yl alarak ocaktaki din hayat yazya geirme imkanna sahip olduk. Isparta ilini Bektilik kltrnn yaam alanlar asndan deerlendirmeye alrsak Ulubey Veli Baba Sultan Oca kanaatimize gre kltrn en canl yaatld beldesidir. Bilindii zere Isparta il hudutlar ierisinde birok Bekti yerleim birimi bulunmaktadr. Bu Bekti belde ve kylerinin bir ounun bal ocaklar beldelerinin dndadr. Bir ounun beldesinde yerleik Dedesi yoktur. Hizmetlerini bal bulunduklar ocaktan gelen Dedeler grmektedir. Veli Baba Sultan Ocandan iczetli gnmzde bir Mrid ve yedi Dede bulunmaktadr. Mridlik grevini 1994 ylndan itibaren Halil zdamar srdrmektedir. Mehmet Er, Sleyman Erturul, Hseyin Keskin, Mehmet Durmu, Hseyin Trkaslan, Erkan Durmu, Mehmet Kse ocaktan czetli Dedelerdir.Erkan Durmu ve Mehmet Kse Dedelerin Ulubey beldesinde talibi yoktur. Erkan Durmu, Afyon Sandklya bal Seluk kynde talipleri vardr. Mehmet Kse ise Almanyada ikmet ettii iin orada talipleri vardr. Bu Dedeler yeni talipler edinmekte ve erkanlarn yrtmektedirler. Veli Baba Sultan Oca Dedeleri tarafndan ikrar kurban cemi, yl kurban cemi, dar kurban cemi, lenin yl kurban cemi, nevruz kurban cemi, aure kurban cemi, birlik kurban cemi, ta kurban cemi isimleriyle sekiz ayr ve birbirinden farkl uygulamalar ieren cem treni yrtlmektedir. Bunlarn dnda belirli zaman dilimleri arasnda yaplan trenler de vardr. Her perembe akam talipler Dedesinin evinde toplanarak Cuma Namaz ibadetini eda ederler. Alt mays Hdrellez gn belde halk rkebek Tepesine karak Mrid ve Dedelerin dualaryla pilav dkerek Hdrellezi kutlarlar. Bunun gibi 1970 ylndan beri arada kk kesintiler olsa da Veli Baba Sultan ve klar Gecesi ve Pilav Festivali her yl austos aynn ilk pazar kutlanmaktadr.6 Yukarda bahsettiimiz gibi birok aratrmac akademik veya amatr dzeyde Veli Baba Sultan Oca zerine almalarda bulunmu; fakat bu kadar canl Bektilik geleneine sahip olan ocak zerine alan aratrmasna dayal kapsaml bir almann yaplmamas bir eksikliktir. Biz, bir eksiklik olarak grdmz bu yn kapatmaya altk. Tebliimizde almalarmz sonucu ulatmz baz tespitleri sizlere sunmaya alacaz.

Bekti Kltrnn Farkl nan ve Uygulamalarn Yaatan Veli Baba Sultan Oca
Bekti inanlar ve uygulamalar yrelere ve ocaklara gre farkllklar gstermektedir. Birbirine ok yakn mesafelerde yaayan Bekti beldelerinin inan ve uygulamalarnn birbirine uymad aratrmaclar tarafndan bilinmektedir. Dedeler de kendi uygulamalarnn doruluuna inanmaktadrlar. Bu, Anadolu Bekti kltrne zenginlik katmaktadr. Konu zerine alanlar iin malzeme zenginlii dourmaktadr. Fakat tasnif yapmaktaki zorluklar da beraberinde getirmektedir. Anlatmaya altmz Veli Baba Sultan Ocanda da byle bir durumla karlatk. Konu zerine alan bilim adamlarnn Bektiliin kollarnn tasnifi zerine ortak kanaatleri Babagn ve elebi ayrmdr. Biz almamz sonuncunda Veli Baba Sultan Ocan iki kolun ierisine de tam olarak yerletiremedik. Bektilik kltr, ok zengin bir alt yapya sahip olmasna ramen kesin izgilerle rlm uygulama ve inan duvarlar olmayan bir tablo arz etmektedir. Babagn kolunun trenlerinin ana hatlar daha belirgin olmakla birlikte,elebi koluna bal ocaklarda uygulamalarda farkllklar grlebilmektedir.
6

Karatrk, a.g.e., s. 34.

377

Veli Baba Sultan Oca, Mridi ve Dedeleri ile mlkatlarmzda Babagn koluna m yoksa elebi koluna balsnz? Sorusunu ynelttik. Cevap olarak Biz Seyyid Battal Gazi Ocana balyz. cevab ile karlatk.(K.K.1,2,3,5,6) Mrid Halil zdamar; Biz yzyllardan beri Seyyid Battal Gaziye balyz. Oradan Mridlerimiz kymze gelmiler ve erkanlarmzn yrmesini salamlar. Bizim uyguladmz erkanlar Seyyid Battal Gazinin erkandr. 1994 ylna kadar Veli Baba Sultan Ocana Seyyid Battal Gazi Ocandan Pir Mustafa kr Dede (40 yl), Pir Nusrettin Uzer (10 yl), smail Hakk Aydodu (40 yl) mridlik grevini srdrmlerdir.7 1994 senesinde ise; Veli Baba Sultan Oca gei dnemine girmitir.smail Hakk Aydodu, 92 yanda olduunu ve Mridlik grevini devam ettiremeyeceini, soyundan yerine geerek bu grevi devam ettirecek kimse olmadn belirterek ayrlmak istediini yazan bir mektup gnderirir.8 Bu konu ile ilgili Sceddin Veli Oca Mridi Nevzat Demirtala da grme imkanna sahip olduk: On be sene evveldi. Hakk Aydodu Dede, bana 85 yandaym. Bizim Veli Babaya hizmet grmek iin gelip gidemiyorum. Bu Ulubeyin hizmetini sen grr msn? Diye teklif etti. Ben de, kendisine Bakara suresi 286. ayetini hatrlatarak ekebileceimiz yk ver dedim. Ben be bin hanenin banda Mridim. Oraya bir Bababa gnderecek olsak yolu bilmeli, Kuran bilmeli dedim. imdi byle bir namzet olmadn belirttim. u anda Seyyid Battal Gazi Ocann banda Mustafa Uzer Mrid olarak duruyor. arsalar gider ama o zaman bu durum yokmu. Onlar da kendi Dedelerinden birini Bababa setiler.9 1994 senesinde Veli Baba Sultan Ocandan iczetli Dedeler toplanarak Halil zdamar kendilerine Mrid seerler. Karar da kyden bir heyet Hakk Aydoduya gtrr. Ondan da onay alnr.10 Bu tarihten gnmze kadar Halil zdamar Mridlik vazifesini yerine getirmi. Hl da getirmektedir. Mride sorduumuz da Hac Bekt- Veli Dergahndan gnmze kadar hi Mrid getirtmediklerini belirtti. Hatta Dedelerden Erkan Durmu, Seyyid Battal Gazi Oca, Anadoludaki ilk Alevi tekkesidir. Hac Bekti Veli ondan daha sonra gelmitir. Pirimiz odur. Byk saygmz vardr. Ama ocak olarak biz Seyyid Battal Gaziye Balyz. demitir. Bu ifade, Nejat Birdoann bir tespitiyle belli lde benzemektedir: Ocaklar mrid ocaklar ve pir ocaklar olarak ikiye ayrmakta grlmekte. Nasl ki bir yandan byk ocaklar diye bir ayrm yapp da bu tr ocaklar kendi anlatmlarna gre mridlik makam pir makamnn stnde. rnein Malatya Minayk Ky Oca, bu tr mrid ocaklarndandr. Kendilerinin Ebul Vefa torunlarndan olduklarn belgeleyen bir soyaac var ellerinde. Bu soyaacndan yararlanarak eyh Ebul Vefann Hac Bektatan 250-300 yl nce yaadn sylemektedirler. Bu yaklam Hac Bekta inkar etmemekle birlikte, kendilerinin daha eski Anadolulu, daha eski Alevi olduunu im etmektedirler.11 Veli Baba Sultan Oca ile Seyyid Battal Gazi Oca arasndaki irtibat da buna benzemektedir. Farkl olan yan ise menkbnmeye gre iki ocan ayn soya bal bulunmasdr. Belde halk olaya byle yaklamakta ve yol kardelii dnda soy kardeliini de n planda tutmaktadrlar. Bu dnce bizi Seyyid Battal Gazi Oca ile 1994 ylndan beri kesilen balanty aratrmaya ynlendirdi. Seyyid Battal Gazi Ocandaki inan ve uygulamalar ile Veli Baba Sultan Ocandakileri mukayese etmeye yneltti.
7 8 9 10 11

Karatrk, a.g.e. , s.101-102. Ek-1 smail Hakk Aydodunun Veli Baba Sultan Ocana bal dedelere gnderdii mektubun cevab. Nevzat Demirta ile Telefonda Mlkat, 23-07-2005. Ek-2 Dedeler kurulu Karar ve Hakk Aydodunun Onayn gsteren belge. Nejat Birdoan, Anadolunun Gizli Kltr Alevilik, Almanya-1990, s. 214.

378

Veli Baba Sultan Ocandaki Dedelerle konuarak Seyyid Battal Gazi Oca ile ilgili bilgi almay denedik. Aradan 11 yl gibi bir sre getii iin tereddtl cevaplarla karlatk. Dedelerden bazlar kye mridin Sceddin Veli Ocandan geldiini sylerken, bazlar da Seyyid Battal Gazi Ocandan geldiini belirttiler. Bu sebeple ismi geen iki ocan gnmz faaliyetleri ve gemiteki fonksiyonlar zerine ksa bir aratrmada bulunduk. Bektilik ve Hetorodoks oluumlar zerine nemli almalara imza atm Ahmet Yaar Ocak, eserlerinde bu ocaklarn Anadoluda kurulan en eski Bab ocaklarndan olduundan bahsetmektedir.12Ayrca Bekti dergahlar zerine alan aratrmaclardan bizim grebildiklerimiz de bu kanaati paylamaktadrlar.13 Tebliimizin banda da bahsettiimiz zere bizim iin nemli olan gnmzdeki durumlardr. ki ocan gnmzdeki mridleri ve uygulamalar zerine bilgi bulmay denedik. Aydn Ayhann Hakk Sayg Dede ile yapt mlkatta yukarda anlatlan tarihi hadiseleri destekler nveler bulduk: Otman Baba, Sceaddin Veli ve Karpuzu Byk Hasan Dede, Kalenderi kkenlidirler, bundan dolay da bir zincirin halkalar saylrlar. Buna bal olarak, Sceaddin Veli Ocandan eyh Nuri Efendi ve yardmclar, 1911 ylnda Bulgaristan ziyaret etmiler ve pek ok Babai kkenli Aleviyi, kendi ocaklarna balamlardr. Bunun ardndan Deliorman yresinden Molla Ahmet Baba ve Otman Baban derghnn bulunduu Haskova ve Krcali yresinden de Mihman Dede (orluda bulunan Avukat Faik Glderenin dedesi), Eskiehir yaknlarnda bulunan Seyidgazi ilesine bal Aslanbeyli kynde bulunan Sceaddin Veli Derghna gelip, uzun sre hizmet etmiler ve kurbanlarn keserek buradan icazet almlardr. Bu iki zt, uzun yllar Bulgaristanda Sceaddin Veli Halifesi olarak grev yaptlar ve bugn hl bu sistem orada devam etmektedir.14 Bu mlkatta verilen bilgi araclyla Sceddin Veli Oca Mridi Nevzat Demirtaa telefonla ulatk. Ocan gnmzdeki durumu ve Veli Baba Sultan Oca ile olan irtibat hakknda bilgiler edindik. Nevzat Demirta, Seyyid Battal Gazi Oca ile Mridi olduu Sceddin Veli Oca arasnda bir ayrlk bulunmadn belirterek byk dedelerinden bir kolunun Seyyid Battal Gazi Ocandan el aldn, dier kolunda Sceddin Veli Ocandan geldiini syledikten sonra yolumuz erkanmz birdir.15 Veli Baba Sultan Oca Mridi Halil zdamardan da Seyyid Battal Gazi Oca ile erkanlarnn ayn olduu cevabn almtk. Bunu da el ele, el Hakka prensibiyle izah etmiti. Biz buraya kadar gei dnemi ierisine girdiini savunduumuz Veli Baba Sultan Ocann inan ve uygulamalarnn temellerini irdelemeye altk. Bu izahlardan sonra Veli Baba Sultan Ocanda grlen cem trenlerini ve hizmetleri ksa bilgilerle sralayarak uygulamalarndaki farkllklar tespitlerimizle sunmaya alacaz. Ocaa bal Dedeler tarafndan sekiz ayr isimle cem treni dzenlendiini belirtmitik burada onlarn farkllklarna ok girmeden ana hatlaryla bir trende grlen hizmetleri zetleyeceiz: 1- Kurban Hizmeti: Trenin yaplaca eve sabah erkan saatlerde gelir. Dedenin nnde niyaz ederek kurban kesecei ba tekbirletir. Kurban olacak hayvana abdest aldrdktan sonra hizmetini grerek duasn alr. Ulubeyde kurban hayvan olarak sadece yan alm kuzu ve ko kesilebilir. Kurbann i organlar hayvanlarn ulaamayaca bir

12 13 14 15

Ahmet Yaar Ocak, Osmanl mparatorluunda Marjinal Sufilik ; Kalenderiler, Ankara 1999, s. 92. z ,a.g.e. , stanbul 2001, s.51-52, 81-96. Aydn Ayhan, Hakk Sayg le Mlkat, www.tahtacilar.com. Nevzat Demirta ile Telefonda Mlkat, 23-07-2005.

379

ukura gmlr.16 Kurban hayvan paralanrken mmkn olduu kadar kemikler krlmamaya allr. n sol kol hi bak kullanmadan koparrlarak btn olarak halanr. 2- Kahve Hizmeti: Cem treninin yaplaca eve gelen btn taliplere kahve ikramnda bulunur. Herkes kahvesini iince Dedenin huzuruna kahve takmlar ile karak duasn alr. 3- Sprge(car) Hizmeti: Tren boyunca Dedenin nne en ok gelen hizmetlilerdendir. Kahveciden sonra gelerek Dedenin nnde Allah-Muhammet- Ali isimlerini zikrederek defa sprr. Niyazn yapp duasn alarak huzurdan ekilir. 4- Dede, taliplerin gnl birliini salayarak tvbe ettirir. 5- era Hizmeti ve Delilin Uyarlmas: Hizmeti grecek olan talibin bendi balanr. plak ayakla Dedenin nne gelir. Karlk dua ve niyazlarla delil uyandrlr. Halka namaz hizmeti bitip delil yerine konuncaya kadar huzurdan ayrlmaz. Ayrca kurban hayvannn adetine gre uyandran delil adetinde de deiiklik olur. Kesilen kurban bir ise; iki delil, iki ise; delil, ten fazla ise; be delil uyarlr. 6- Halka Namaznn Eda Edilmesi: Dede, btn taliplerine birlikte namaz kldrr. Namaz iki secdelidir. Dede namazda Fatiha ve hlas suresi, Nad- Ali, On iki mam ismi ve buna benzer dualar okur. Dualarn yerleri ve szleri deiebilmektedir. 7- Sitam veya Dar Hizmeti: Trenin mahiyetine gre kurban sahibi dara durarak Dede tarafndan sitamdan geirilir. krar ve dar trenlerinde uygulamalarnda farkllklar vardr.Bu hizmetin sonunda tekrar sprgeci gelir. 8- brikdar Hizmeti: Elinde gm ve tas , omzunda havlusu ile gelir. Dede ve yanndakilerin veya bee tamamlanacak ekilde ellerini ykamalar iin su dker. Bu say bazen Dede saysnn okluuna gre yedi veya on ikiye kabilmektedir. 9- lk Sofrann Gelmesi: Bu sofrada demin yannda alnmak zere erez, meyve ve yaprak sarmas gelir. Nevruz ceminde farkl olarak yumurta ve yeilliklerle yaplm Nevruz Salatas da gelmektedir. 10-Saki Hizmeti: lk sofra ile birlikte Saki, dem kasesi, kadehler ve tepsisi ile Dedenin nne oturur. Sa ve sol tarafnda iki yardmcs olur. lk sofralar kalkncaya kadar yerinde kalr. 11-Demin lenmesi: Herkesin Allah Muhammet-Ali akna defa dem almas hadisesidir. Dem leninceye kadar saygdan tr kimse hibir ey yemez ve konumaz. Dem lenince Dede duasn yapar. Lokmaya destur verir. Bu duadan sonra her dem alana; ak olsun, aknz ceml olsun, aknz on iki imam olsun, aknz Muhammed olsun gibi sesleniler olur. 12-Tuz Hizmeti: Kesilen kurban hayvan adetince tuz hizmeti grecek talip huzura bir tuz kasesiyle gelir. Dede destur verince btn herkese taba sunarak parmak ucuyla yalatr. Herkes yalaynca duasn alarak huzurdan ekilir. 13-klk Hizmeti: Dedenin destur vermesi ile trenin mahiyetine gre k iki nefes bir dvaz okur. Bu say drt nefes bir dvaz eklinde de olabilmektedir. Bu hizmet farkl klar veya ayn k tarafndan en az defa aralklarla grlr. defa grlmesine, cemin lenmesi be defa grlmesine ise, cemin belenmesi ismi verilir. Ocan

16

Ulubeyde yetmili yllarda alan aratrmas yapan Mehmet Erz, Senirkent-Ulubey Bektaileri, kurbann barsak ve kannn , kurt ku yemesin diye derine gmlmesine kefinlemek adn verirler. Demektedir. Bu gn bu uygulama devam etmektedir. Ama kefinlemek tabiri kullanlmamaktadr. Bkz. Mehmet Erz , Trkiyede Alevlik Bektlik , stanbul 1977, s. 116.

380

inan ve uygulamalarna gre dar kurban ve aure kurban cemlerinde klar balgama olmadan hizmet grrler. 14-Gemiler Deminin Alnmas: Kurban kesenin gemileri iin alnan deme denir. Bu demden herkesin almas konusunda Dede telkinde bulunur. Ortak kurban kesilerek yaplan trenlerde herkes kendi gemii iin dem almaktadr. 15-stekler Deminin Alnmas: Deme kanmayan taliplere, saki tarafndan kasede kalan demin sunularak demin bitirilmesine denir. 16-Sakka Hizmeti: Kesilen kurban adetine gre eleriyle birlikte sakka suyu olarak adlandrlan su ile huzura klmasdr. Hizmet grecek erkek talibe bend balanr. Hizmet grmek iin plak ayakla huzura gelinir. Hizmeti grerek dualarn alp huzurdan ekilirler. 17-Semh Hizmeti veya Krklar Semh: Bu hizmet inanca gre aure ve dar kurban cemlerinde olmaz. Onun yerine k iki nefes bir dvaz okur. Semh hizmetinde, delil, meydan odasnn ortasn erac tarafndan getirilir. Dede ve btn talipler delilin etrafnda n balamasndan kan mzikle semh dnerler. Semh bitince Dede duasn verir. Herkes yerine oturur. 18-Son Sofrann Gelmesi: Bu sofra taliplerin kurban lokmas ad verilen lokmadan yedikten sonra orba, bamya, banak ve helvadan oluan yemeklerle karnnn doyurulmasdr. Aure kurban ceminde helva yerine aure ikrm edilir. Sofralar Dedenin duasyla konur ve kalkar. Sofra kalknca sra ile sprgeci ve ibrikdar gelir. 19- Seyran hizmeti: Dede tarafndan taliplere ihtiyalarn karlamak zere verilen izindir. Trenin uzunluuna gre Dede bir veya iki defa taliplere seyran izni verir. Dier zamanlarda izinsiz meydan evinden ayrlnmaz. Tren esnasnda sigara imekte yasaktr. 20-Btn hizmetler grlnce Dede hizmeti gren talipten helallik alarak oturan-duran glbengini okuyarak talipleri evlerine brakr.17 Trenlerin ieriini zetledikten sonra Veli Baba Sultan Ocanda grlen, ancak Dedelerin bal bulunduklarn belirttikleri Seyyid Battal Gazi Ocanda olmadn rendiimiz uygulamalar ve bunun dnda Bekti gelenei iinde tasnife sokamadmz malzemeyi de sunmaya alacaz.lk olarak Bektilik kltr ierisinde farkllklar gstermesiyle tartlagelmi olan ikrar verme treninde ocakta uygulanan kurallar anlatalm: Veli Baba Sultan Oca Bektileri msahiplik anlayna kardrlar ve msahiplii kabul etmezler. Din kardelii yerine yol kardelii anlayna sahiptirler. Bektiliin en ok tartlan konularndan birisi olan msahiplii kabul etmeyen Veli Baba Sultan Ocann Dedelerine karn; bal bulunduklarn ifade ettikleri Seyyid Battal Gazi Ocanda msahiplik vardr. Bu konuda bilgi aldmz Nevzat Demirta, Bizde msahiplik vardr. Ama msahipsiz de ikrar alrz. Msahipli olan daha makbuldr.18 Msahiplii kabul etmemesine ramen baz Babagan koluna bal Bektilerde grlen kadn ve erkeklerin ayr oturmas kaidesi Veli Baba Sultan Ocanda yoktur.19 Kadn ve erkekler bir arada oturur. Semahlarnda birlik hareket ederler. Fakat kadnlarn cem trenlerine barts takmadan girmesine izin verilmez. Aure kurban ceminde ise siyah bartleri takarlar.

17 18 19

Banak, Senirkent ve beldelerinin yresel bir yemeidir. Halanm et ve ince kesilmi pidelerden yaplr. Trenlerin geni izah iin bkz. Mehmet Ersal, Isparta li Senirkent ilesinde Alevilik, Celal Bayar nv. Sos.Bil. Ens. Baslmam Yksek Lisans Tezi, Manisa 2005. Nevzat Demirta ile Telefonda Mlkat, 23-07-2005. smail Kaygusuz, Msahiplik, stanbul-2004, s. 14.

381

Veli Baba Sultan Ocanda mcerred ikrar alnmaktadr. Bunda da baz farkllklar vardr. Mcerred ikrar vermek isteyen talip hi evlenmemek artyla alnr. Evlendii takdirde mr boyu dkn saylr.(K.K.1-5) Nevzat Demirtan mcerredlie yaklam daha nettir: Mcerred ikrar almayz. Muhammed Ali yolu mantk yoludur.20 Veli Baba Sultan Ocanda kar koca ikrar verip de ileride elerden herhangi birisinin vefat etmesi durumunda kalan e ikrar verdii Dedesinde hizmetine devam eder. Eer arkada kalan e bir snni ile evlenirse mr boyu dkn saylr. Evlendii ahs yola girecekse yeniden kurban keserek Dedeye ikrar verirler.(K.K.1) Bunun benzer bir uygulamasn Nevzat Demirta Dededen de rendik: kar kocadan biri vefat ederse kadn o ana kadar ikrarszsa ben yola gnllym girmek istiyorum, derse alrz. Ama kadna deriz ; yarn ocuun bakmazsa Snni ile evlenmemek art ile alrz. Evlenecekse gerdee girmeden ikrar verme artn ararz. Nur suresi 2. ayeti gerei.21 Veli Baba Sultan Ocanda bu durumda bulunanlar iin bir rahatlk vardr. iftler darna dost diyerek Dedenin huzurunda yola gireceklerine sz verirler. ki yl ierisinde kurbanlarn keserek ikrar verirler. Bu rahatlk kurban kesme, erkan yrtecek maddi imkan olmayanlara sunulur. Bu sre Veli Baba Sultan Oca Ahitnmesinde22 bir yl olarak belirtilmesine ramen Dedeler iki yla kadar msaade etmektedirler. Bir dier durum da udur: Ayn Dedeye bal taliplerden birinin hanm vefat etmi, baka bir talibin de beyi vefat etmi. Olur da ikisi evlenmek isterlerse bu kabul edilmez. Ayn Dedeye ikrar verenler karde olmutur. Ama Veli Baba Sultan Ocandan farkl Dededen ikrarl ise evlenebilirler ve Dedelerden istediklerine kurban keserek yeniden ikrar verirler.(K.K.1) Dede, z oluna ve torununa ikrar veremez,.damadna verebilir.23 Bunun sebebini oluna rahat ceza veremez, diye izah ettiler.(K.K.1,2) Dedenin oluna bir talip kz veremez. Fakat, Dede kzn talibin oluna verebilir.24 Talip, damadn rehber edinemez.25 krar verme konusunun ardndan Mridlik, Dedelik ve bunun deiimi ile ilgili tespitlerimizi vermeye alalm: Veli Baba Sultan Oca Mridi Halil zdamardan Hac Bekti Veliye byk sayglar olduunu; ama Hac Bektatan hi Mrid getirtmediklerini birka defa dinleme imkan bulduk.26 Ayrca Hac Bekt- Velinin mcerred olduuna inandklarn syledi. Btn bunlar Veli Baba Sultan Ocann elebi Koluna olan bakn ortaya koymaktadr. Biz, grn temellerini bal bulunduklarn syledikleri ocaktan kaynaklandn dnerek Nevzat Demirtaa sorduk: Bizim Hac Bekti Veli Ocana byk saygmz ve ballmz vardr. Oradan her yl Mrid getiririm. Halkmn nnde beni ve msahipliimi sorgular. Erkanm grerek srtm svazlar. Hac Bekti Velinin burnundan akan kanla Kadnck Ana soyunu srdrmtr. 27

20 21 22

23 24 25 26

27

Nevzat Demirta ile Telefonda Mlkat, 23-07-2005. Nevzat Demirta ile Telefonda Mlkat, 23-07-2005. Ocan kendine ait bir Ahitnamesi bulunmaktadr. lk Ahitnmenin 1969 tarihinde hazrlandn rendik. Bu Ahitnme ise 1994 ylnda Mrid deitikten sonra Dedeler kurulu tarafndan baz deiiklikler yaplarak yeniden hazrlanmtr. Veli Baba Sultan Oca Ahitnmesi, 12-g maddesi. Veli Baba Sultan Oca Ahitnmesi, 12-f maddesi. Veli Baba Sultan Oca Ahitnmesi, 12-f maddesi. Bal bulunduklarn ifade ettikleri Seyyid Battal Gazi tekkesi Suraiya Faroqhinin Bektai tekkelerinin kapatld dnemdeki, Bektai Tekkeleri arasnda gsterilirken listede Veli Baba Sultan Dergahndan bahsetmemektedir. Bkz. Suraiya Faroqhi, Anadoluda Bektailik, stanbul 2003, s. 211. Nevzat Demirta ile Telefonda Mlkat, 23-07-2005. Ayrca bu konu ile ilgili geni bilgi iin bkz. rene Melikof, Hac Bekta Efsaneden Geree, stanbul 1999, s.119.

382

Veli Baba Sultan Oca, 1994 ylna kadar Seyyid Battal Gazi Oca ile srekli irtibat halindeyken bu tarihten sonra manevi olarak ban srdrmtr. Veli Baba Sultan Ocana da bal Trkiyenin muhtelif blgelerinde yaayan Bektiler vardr. zellikle Afyonun baz ky ve ilelerinde ocaa bal Dedelerin talipleri bulunmaktadr. Bu da ocan blgedeki etkinliini ve saygnln anlatmaktadr. Ulubeyin darsna kan Dedeler mrid olarak oca temsil ederler. Hatta baz Dedelere Mrid tarafndan Dedelik Berat verilmitir.28 Mehmet Er, Sleyman Erturul, Mehmet Durmu, Hseyin Keskin, Erkan Durmu ve Mehmet Kse belde dnda talipleri olan ve yln belirli dnemlerinde taliplerinin hizmetini grmek iin gezen Dedelerdir. Veli Baba Sultan Ocanda halen Dedelik tac giydirilmektedir. Veli Baba Sultan Ocanda Dede olmak iin soy art aranmaz. Nevzat Demirtata; Bir ocaa mrid olabilmek iin evlad- resul olmak gerek. Ama bir yere Dede olmak iin ise soydan olmas makbulken soyda devam ettirecek kimse yoksa yolu srdrebilecek ehil talibe de Dedelik tac giydirilebilir.29 Bunu izah edebilmek iin bilinen ilk Dedelerden gnmze kadar gelen Dedelik eceresi kardk. Bu liste grmz daha da net ortaya koyacaktr: - Dervi Halil(bilinen en eski Dede) vefatyla kk olu Smble onun vefatyla olu (Yumurtac) Hseyin zdamara vefatyla dier olu Halil zdamara geer. Halen Mrid olarak grevine devam ettirmektedir. - Veysel Hoca, vefatndan sonra yolunu devam ettiren olmamtr. - Sleyman Efendi(Karahan) vefatyla byk olu Hakk Karahana, vefatyla kk olu Mustafa Karahana geer. Bir sre sonra Dedelii brakr. - (Kabak icei) Mustafa Keskin, vefatyla olu Hasan Hseyin Keskine, vefatyla kapanr. - (Hac) Murtaza Yldrm, vefatyla olu Hakk Yldrma, vefatyla kapanr. - (Hekim) Hasan Er, vefatyla olu Mehmet Ere, vefatyla kapanr. - Zeynali Erdem, vefatyla kapanr. - (eriatn Hseyin Aa) Hseyin Boyac, vefatyla damad Hasan Akncya, vefatyla taliplerinden Mehmet Gnaya geer. Vefatyla kapanr. - (Tmbek) Mehmet Karaaslan, vefatyla olu Hasan Karaaslana, vefatyla amcazdesi Kazm Karaaslana, gzleri kapannca taliplerinden Hseyin Keskin devralr. Halen devam etmektedir. - (Osmanolu) Ali Bayrak, vefatyla olu Hseyin Bayraka, vefatyla talibi Mustafa Kutluaya, vefatyla taliplerinden Ali Rza Karadala, geer. Vefatyla kapanr. - Ahmet Er, vefatyla olu Ali Rza Ere, vefatyla olu Mehmet Ere geer. Halen devam etmektedir. - Durali Erturul, vefatyla amcazdesi Mustafa Erturula, vefatyla kardei Sleyman Erturula geer. Halen devam etmektedir. - Hac Tevfik Uluay, vefatyla kapanr. - Abbas Berber, vefatyla torunu Hakk Berbere geer. Vefatyla kapanr. - (avu) Ali Rza Durmu, vefatyla olu Mehmet Durmua geer. Hala devam etmektedir.

28 29

Ek-3, Dedelik Beratlarndan bir rnek. Nevzat Demirta ile Telefonda Mlkat, 23-07-2005.

383

- (Kamal) Durmu Durmu, vefatyla olu Hac Veli Durmua vefatyla olu Erkan Durmua geer. Halen devam etmektedir. - Hseyin Trkaslan, Hayattayken vazifeyi taliplerinden Erhan Demire devredecektir. Ta merasimi yaplmamtr. - Mehmet Kse, 2003 senesinde ta giymitir. Almanyada Dedelik yapmaktadr.30 Yukarda verdiimiz 18 Dedenin soyaalar ocaktaki Dedelik gei srecine k tutmaktadr. Ocaa bal Dedelere veya yeni Dede olacaklara tac giydirmekle yetkili Mriddir.(K.K.1) Bu ritelin olu ekline gre farkl uygulamalar da bulunmaktadr: Eer Dede hayattayken, kendi talibinin hizmetini gremeyeceine kanaat getirdiyse ve Dedelii ii yrtebilecek varsa evladn yoksa taliplerinden uygun birisine kendi dzenleyecei bir ta kurban cemi ile Dedelii devreder. Bunda aranan art taliplerin Dedelik vazifesine talip olan kiiyi uygun grmesidir. Edeben Dedelii devredecek ahsiyet Mride de durumu ileterek onun rzasn da alr. lk defa Dede olacak ve yeni talip toplayacak bir Dede adayna tac yalnz Mrid giydirir. Bu durumda Dedesiz kalm veya ilk defa yola girecek talipler Mride bavurur. Bizim Dedemiz yok. Biz baka Dedeye gitmek istemiyoruz. Bu sebeple u arkada bamzda Dede grmek istiyoruz, diyerek durumu naklederler. Mrid, adayn Ahitnnemedeki kaidelere uygunluunu ve yolu yrtebilecek bilgiye sahip olup olmadn sorgular. Sonu olumlu ise, Dede aday kurbann keser. Mrid de gelerek tan tekbirler.(K.K.1-5) Ulubey, dnda Mrid olarak hizmet grmeye giden Dedeler, gittikleri beldedeki talipleri iin Dede tayin edemezler. Ancak gzc tayin edebilirler. Dede, hizmet grd beldenin hizmetini gremeyeceini nedenleri ile belirtirse; o, Dedeye bal talipler ya ilerinde uygun bir namzeti ya da Dedenin soyunda uygun bir namzet varsa talipler de kabul etmise Mride getirirler. Uygun grlrse Mrid, beldeye giderek tacn tekbirler.31 Btn bunlardan da anlalaca zere Dede olabilmek iin aranan temel artlar ahitnmedeki kurallara uymas ve erkan eksiksiz yrtebilecek bilgi ve donanma sahip olmasdr. Bu anlattklarmz dnda Veli Baba Sultan Ocanda Nevruz gn Muharrem aynn ierisine gelirse tren yaplmaz. Biz, 2003 yl Nevruzunda bu durumla karlatk. Nevruz kurban ceminde yayladan yeni aan idemler toplanr. Tren boyunca elden ele dolatrlarak koklanr. Bu Babagn koluna bal Tekirda Mehmet illi Baba Ocanda da grlen bir uygulamadr.32 Veli Baba Sultan Ocandan Mridin izni ile son yllarda Nevruz ve Aure kurban cemlerinde farkl bir uygulamaya ahit olduk. Bu trenler, btn Dedelerce gnnde eda edilen trenlerdir. Normal artlar altnda ya Dede ya da taliplerden gnll olanlar kurban keserek evlerinde Nevruz ve Aure cemlerini yrtrler. Baz Dedeler ise; taliplerinden hizmeti grecek miktarda para toplayarak kurban ve hizmette kullanlan dier melzemeleri alarak kendi evinde tren dzenlemektedir. Ortak kurban kesilen trenlerde, kurbanda btn taliplerin hakk olmas hasebiyle sitamdan geirme hizmeti grlmez. Gemiler demi alnrken de herkes kendi gemii iin dem alr.
30

31

32

Bu ecere almasnda Mrid Halil zdamar, Mehmet Er ve Kyn leri gelenlerinden Emekli retmen Mustafa Karatrk ve Ali Berberden yararlandk. Mukayeseli olarak bilgileri teyit ettirdik. Kesin tarihler bilinmedii iin en eskilerden balayarak sralamaya altk. imdiye kadar Veli Baba Sultan Ocandan Ulubeyli olmayan namzete Dedelik tac giydirilmemitir. Byle bir durum olursa bu kye beldeden giden baka bir Dedeye talipler yeniden ikrar verirler. Refik Engin, Baslmam Mehmet illi Baba Erkannmesi, s. 42.

384

Sonu Bir deerlendirme yapmaya alrsak Veli Baba Sultan Ocann din hayatnn temellerinin uzun yllara dayandn syleyebiliriz. Ocakta uzun yllarn ortaya karabilecei disiplinli bir gelenein mahsul trenler teekkl etmitir. almalarmz srasnda yaplan ibadetleri sorguladmzda salam inan temelleri ile desteklendiini grdk. 1994 ylndan itibaren ocan mstakil bir hviyet kazandn belirtebiliriz. Ahitnmenin yeniden dzenlenmesi, yeni Mrid ve Dedelerin bak alar ve yukarda belirttiimiz nedenler bunun gstergesidir. Kkl deiiklikleri kabul etmese de Veli Baba Sultan Oca deiimin iine girmitir.Veli Baba Sultan Oca, kendi dinamikleri ile gemiin salam temelleri zerine bir bina yapmaktadr. Dedeler, byk bir gayretle bilgilerini tazelemekte, bunlar yava yava trenlerine de yanstmaktadrlar. Mstakil bir ocak hviyetinin iine girmekte olan Veli Baba Sultan Ocann Dedeleri, Alevi-Bekti geleneinin konuulduu ve yeni vizyonlarn tespiti iin toplanan Dedeler Kurultaylarna katlmakta ve taliplerini konuulanlar hakknda bilgilendirmektedirler. Burada, Bekti kltrnn devamll asndan nemli grdm bir noktay da sizlere sunarak tebliime son vermek istiyorum. Bekti kltrnn canl bir ekilde yaand ve yaatlmaya alld Veli Baba Sultan Ocann gelecei asndan kayg duyulacak durumlar olduunu da grmek gerekir. Yeni nesil ikrar vermekten uzak durmaktadr. almalarmz srasnda trenlerde grdmz ikrarl taliplerin tamamna yaknnn ya altmn zerindeydi. Genlerin hevesli olmadklar konusunda belde halk da ikyeti. Bu durumun dier AleviBekti ocaklarnda da grlebileceini dnyorum. Biz, aratrmaclara den ise, yaayan malzemeyi kayt altna almaktr. Bugn bunu yapmazsak yarn ge olabilir. Sayglarmla.

Kaynaka
Ahmet Kl, Seyyid Veli Baba Sultan ve smi Etrafnda Oluan det,Gelenek ve nanlar , Uluslar aras Trk Dnyas nan nderleri Kayseri (23-28 Ekim 2001), Ankara 2001. Ahmet Yaar Ocak,Alev ve Bekta nanlarnn slm ncesi Temelleri, stanbul-2002. Aydn Ayhan, Hakk Sayg le Mlkat, www.tahtacilar.com Baki z, Dnyada ve Trkiyede Alevi- Bektai Dergahlar, stanbul 2001. Bayram rekli-Ali Ba, Veli Baba ve Senirket Ulubeydeki Manzumesi, Seluk niversitesi FenEdebiyat Fakltesi Dergisi, 1994-1995,S.9-10. Bedri Noyan, Veli Baba Sultan Menkbnmesi, stanbul-1993. Enver zgen, Isparta Kylerinde Haydarolunun Yakalanmas, n Isparta Halkevi Dergisi, Isparta1944, S.125-126. Fuat Bozkurt, Gl Baba ile Veli Baba, Toplumsal Tarih Dergisi, Yl 1997, S.26. rene Melikof, Hac Bekta Efsaneden Geree, stanbul 1999. smail Kaygusuz, Msahiplik, stanbul-2004. Mehmet Erz , Trkiyede Alevlik Bektlik , stanbul 1977. Mehmet Ersal, Isparta li Senirkent ilesinde Alevilik, Celal Bayar nv. Sos.Bil. Ens. Baslmam Yksek Lisans Tezi, Manisa 2005. Mustafa Karatrk, ki Cihan Hazinedar Veli Baba Sultan ve Trbesi, stanbul tarihsiz. Nejat Birdoan, Anadolunun Gizli Kltr Alevilik, Almanya-1990. Reat Ekrem Kou, Da Padiahlar, stanbul-1962. Refik Engin, Baslmam Mehmet illi Baba Erkannmesi.

385

Suraiya Faroqhi, Anadoluda Bektailik, stanbul 2003. Tahir Erdem, Glbaba, n Isparta Halkevi Dergisi, Isparta-1935, S.19. Nevzat Demirta ile Telefonda Mlkat, 23-07-2005. Veli Baba Sultan Oca Ahitnmesi Kaynak Kii Dizini: Kaynak kii 1 :Halil zdamar Grevi: Mrid Ya: 88 renim Durumu: ilkokul Kaynak Kii 2 : Mehmet Er Grevi : Dede Ya : 60 renim Durumu : lkokul Kaynak Kii 3 : Sleyman Erturul Grevi: Dede Ya : bilinmiyor renim Durumu :lkokul Kaynak Kii 4 : Erkan Durmu Grevi : Dede Ya : Bilinmiyor renim Durumu : Yksek okul Kaynak Kii 5 : Mustafa Karatrk Grevi : Talip Ya : 82 renim Durumu : Emekli retmen Kaynak Kii 6 : Ali Berber Grevi : Talip Ya: Bilinmiyor renim Durumu : lkokul

386

GLLER YRESNDE BEKTALK NANCI VE NEML KLT MERKEZLER -Belgesel ve Grsel Bir SunumSabri AKIR

I.Giri 1.Konu Bu almamzda yalnz corafi ve ekonomik zellikleri ile deil, ayn zamanda sosyokltrel yaps ile de farkllk gsteren bir alan olarak algladmz Gller Yresindeki Bektai kyleri, Bektailik inan ve gelenekleri ile ilgili aratrmalarmzn genel sonular bir bildiri kapsamnda sunulacaktr. Sunumuzda; yrede sessiz ama kendi kltrel rntlerini kimi zaman kapal, kimi zaman da ak eylemleri, gelenekleri, treleri, trenleri ve ayinleri ile korumaya ve gelitirmeye alan; atmadan yana olmayan, farkllk iinde toplumsal btnlemeden yana bir grnm sergileyen Bektai topluluklarnn mekan boyutu, kkenleri, inan sistemleri, klt aralar, oluturduklar kurumlar ele alnp ilenecektir. Trkiyede Alevilik-Bektailik olgusu, Osmanldan gnmze dek tartlan, sorgulanan ve zerinde kuramsal ve uygulamal aratrmalar yaplan; ama bir trl anlalp kavranamayan toplumsal sorunlarmzdan biri olarak gncelliini korumaktadr. Bu konu zerinde yaplan aratrma ve yaynlarn giderek oald, ancak ounun tarihsel, dinsel ve kken tartmalarnn tesine geemedii; bilimsel dnce ve yntemden yoksun olduu; Alevi-Bektailerin Anadoludaki yaam biimlerini, toplumsal ve kltrel yaplarn gerek anlamyla yanstmad grlmektedir. Bu durumda elde edilen veriler ve yorumlar ya ncekilerin yinelenmesi, ya da bilimsel dzeyi dk ideolojik, siyasal ve dinsel ierikli etik yaklamlarn bir genellemesi olarak sunulmaktadr.Bu topluluklarn toplumsal ve kltrel yaplarn ve bunlar besleyen, belirleyen kurumsal nitelikleri,ne olmas gerektiini deil, olann ne olduunu (Duverger, 1990:14), pein yarg ve dogma dncelerden arndrlm bir gzlemle aratrp genellemelere varmadmz ve sonularn, toplum olarak iselletiremediimiz srece konunun tartma ve sindirme boyutunu aamayacamz bir gerektir. Sosyologlar iin tarihsellik, dinsellik bu olgunun iki nemli dayanak ya da temel noktas olabilir. Ancak, gnmzdeki toplumsal ve kltrel deime sreleri ve sonuta ortaya kan yeni toplum modelleri, rnein kapitalist tesi toplum, endstri toplumu, bilgi toplumu, kurulular toplumu, postmodern toplum vb. balamlarda soruna zm aramak, hem bilim adamlarnn hem de devlet kurumunun nemli bir grevidir. Devlet ve onu somutlatran kurum ve rgtlerin temel ilevleri, yansz bir anlayla toplumun alt katmanlarnn, alt-kltr gruplarnn gereksinmelerine uygun toplumsal modelleri gelitirmek ve bunlar yaama geirerek btncl bir st kimlik oluturmaktr.Eer devlet kurumu, bu anlay iinde yeni stratejiler, yeni politikalar retmiyor ve bunlar eitliki bir tutumla uygulayamyorsa, toplumsal atmay nleyemedii gibi, halknn refah ve mutluluunu da salayamaz.

Do. Dr., SDU Fen-Edebiyat Fakltesi,, ISPARTA/TRKYE

387

Bu balamda Trkiyede Alevilik-Bektailik olgusunun, toplumun Cumhuriyetten beri geirdii sosyo-kltrel, ekonomik, siyasal deime ve gelime srelerinin dnda dnlmesi; btnden soyutlanm bir sorun olarak ele alnmas, gnmzdeki atma ve tartmalarn da kaynan oluturmaktadr.Bu olumsuzluklarn temelinde diyalektik dnme ve yntem anlaynn yoksunluu ; olguyu ya da sorunu yalnzca din, mezhep-tarikat ve tarihsel sylemler kapsamnda anlayp kavramaya almak gibi s ve dogmatik grler yatmaktadr.Bir baka olumsuzluk ya da patalojik durum ise, devletin ve iktidar erkini elinde bulunduranlarn sorunu zmek yerine yok saymak, ok kltrll ve yaam anlayn, teki olmak, teki ile yaamak yerine niformalatrmak (benzerletirmek), tek dze, tek doru, tek tip insan ve kltr yaratmak arzu ve isteinden kaynaklanmaktadr. Ksacas, Trk toplumunun cumhuriyet ve demokratik ynetim sistemi ile elde ettii kazanmlar, Atatrk devrimleri ve bunlara kout olarak gerekleen modernleme srelerinin dnda tutulan Alevilik-Bektailik olgusu, btnden soyutlanm bir dinsel uyumsuzluk ve itaatsizlik sorunu olarak ele alnmtr.Gnmzde de srdrlen bu tarz bir yaklamla aratrlan, incelenen ve yorumlanan Alevi-Bektai topluluklar, zaman zaman tepkilerini dile getirseler de sregelen tartma ve atmalarn, st sylemlerin ve politik eilimlerin oda durumuna getirilmektedir.. Bu aratrmada, gnmzde Gller Yresinde, yerel sylenileTeke Yresinde yaayan ve Bektailik kimliini ve yaam biimini srdren Ky Bektaileri bir inan grubu olarak incelenip deerlendirilecektir. Bir baka deyile Bektailik olgusu, yaayan deerleri, i grup yaps, genel anlamda Alevilikle olan farkllklar ve bunlar koruyan stat ve rollerin, davran rntlerinin ky topluluu ve sosyal yaps zerindeki dinamik ve ilevsel etkileri, zgn bir konu olarak ele alnacaktr. 2.Ama Konumuza uygun olarak bu aratrmann amalarn u noktalar zerinde oluturabiliriz: Toplumsal bir olgu olarak yredeki Bektai topluluklarn deer yarglar, kurumlar ve sosyal normlar ile tanmak ve aklamak ; Bu topluluklarda ilevsel olarak yaayan ve bireyleri biimlendiren inan ve deerler sisteminde oluan deime ve farkllama yollarn, kendilerini tanmlamadaki farkl biimleri saptamak ; Bu bak alar ve aklama biimlerine gre Alevi-Bektai, Bektai-Snni farkllamasn, btnlemeyi zorlatran nedenleri, tutum ve davranlar somutlatrmak; Bektailerde insan sevgisi, hogr, demokrasi gibi insancl ynleri, siyasal dnce, tre ve trenleri ve bunlarla ilgili etkinlikleri kavramak, anlamak, yorumlamak ve anlatmaktr. 3.Genel varsaymlar Konunun genel erevesi, yaplan eletiriler ve amalarmz dorultusunda kurulan genel varsaymlarmz unlardr: Bektailikte ibadet ve her trl klt iin kullanlan yaplar (cem evleri, kutsal aragere), Oniki imamlar ve Hac Bekta Veli felsefesine uygun olarak dzenlenmektedir. Ayin ve trenlerde, yerlemi davran rntlerine ve toplumsal hiyerariye (kademelenmeye) uygun davranlara zen gsterilmektedir. Toplumsal rgtlenme, bireylerin grup iindeki stat ve rollerini belirleyen normlar, geleneki toplumsal yapdan kaynaklanr. Bektai topluluklarnda terbiye ve eitim, topluluun inan ve gelenekleri dorultusunda, kadn-erkek ayrm gzetmeksizin verilir.

388

Bektailerde kadn-erkek eitlii aile ve evlilik yapsnda, cem ayinlerinde, semah dnmede ve teki toplumsal etkinliklerde somutlamaktadr. Bektai gruplar ibadet ve ayinlerde kapal bir i grup zellii gstermelerine karn, gruba katlma (talip olma) ve trenlerde d grup (ak) zelliini yanstmaktadrlar. Bektai-Snni farkllamas, genellikle din kurumu ve eylem biimlerinde belirginlemektedir. Alevi-Bektai farkllamas soy gelenei, toplulua katlma, toplumsal sralama (hiyerari), musahiplik, babalk-dedelik, dknlk ve ynetim sistemlerinde gzlenebilir. Bektai-Snni anlamazlklar ve yaanan olaylar yine din kurumu, ibadet biimleri, hogrszlk; btnleme ve uyum ise yaamn aamalar olan doum, evlenme ve lm vb. olaylar ve etkinliklerde yaanmaktadr. Alevi-Bektai retisi dil, din, rk ve blge ayrm gzetmeksizin insan yce bir varlk olarak merkeze koyan ; eline, diline, beline sahip ol normlaryla kurumsallaan Atatrk, demokratik ve laik bir insan felsefesine dayanr. 4.Tanmlar Gller Yresi: Aratrmamzn konu baln oluturan Gller Yresi zengin tarihi, corafi ve ekonomik kaynaklar ile Akdeniz Blgesinin batsndaki Antalya ilinin i kesiminde, birbirinden daha doal irili ufakl ok sayda gln yer ald corafi bir alnn addr. Yrenin iindeki en nemli yerleim merkezleri Isparta ve Burdur illeridir.Bu illere snr komusu olan Denizli, Afyonkarahisar, Konya ve Antalyann baz yerleim birimleri de Gller Yresine girer.1 Yre, tarihin tm dnemlerindeki uygarlk ve kltrleri yaam ve 13.yzyl balarnda yreye yerleen Teke Airetine bal Trkmenler, Anadolu Seluklu Devletinin kmesinden ksa bir sre nce Hamitoullar Beyliini kurmulardr.2 Bu nedenle yrenin en eski ad Hamitelidir.Daha sonralar yrenin bat kesimine, bugnk Burdur ve Antalya illerini kapsayan corafi alana ise Teke Yresi ad verilmitir.Gnmzde ise blgenin doal su kaynaklarn ve zenginliini yanstan gllerinden dolayGller Yresi ad kullanlmaktadr. Bu yre Akdeniz Blgesinin Anadoluya uzanan bir gei alann oluturur. Yrenin adn ald en nemli glleri unlardr: Eridir Gl, Eridir Kovada Gl, Isparta Glck, Acgl, Burdur Gl, Salda Gl, Karata Gl, Glhisar Gl, St Gl ve Trkiyenin nc byk gl Beyehir Gldr.Sadece Burdur glnde balk yaamaz. teki gller su rnleri ynnden yrenin ekonomisine ve gnlk tketimine nemli katklar salarlar. Gller Yresi ekonomik ve retim asndan da farkllklar gstermektedir. Balca ekonomik retim alann tarm, hayvanclk, orman rnleri, sebze ve meyvecilik vb. uralar oluturur. Tarmsal alanda buday, arpa, avdar, nohut, fasulye gibi tahl retiminin yannda, eker pancar, anason, afyon vb . sanayi rnleri; meyvecilik, zellikle elma ve zm yetitiricilii; geleneksel gl baheleri ve glya retimi nemli ve zengin ekonomik kaynaklar oluturmaktadr. teki ekonomik kaynak ise Burdur yresi bata olmak zere hayvanclk ve st rnleri retiminde grlr. Antik ada Psidya (psidia) adyla anlan yre, eitli prehistorik ve arkeolojik alanlar, zengin su kaynaklar, akarsular, nsuyu (Burdur), Pnargz (Isparta-Yeniarbademli), maaralar, vadileri, yaylalar ve insan byleyen orman rtsyle de nemli bir turizm potansiyeline sahiptir. Doann ve retim eitliliinin bu zenginliini toplumsal alanda da gzlemek olasdr. Yredeki topluluklar heterojen (farkl) bir yap gstermekte; Trkmen, Yrk, Alevi-Bektai-Tahtac,

1 2

Geni bilgi iin bkz.AnaBritanica, cilt 9, s.600. Isparta l Yll, 1985, s.26.

389

Snni, Tatar, Abdal ve Gmen vb. topluluklar halinde ve kendilerine zg kltrleriyle yaamlarn birlikte srdrmektedirler. nan: nsana doumundan lmne dek elik eden adet ve inanlar, yaamn belli dnemlerinde, zellikle doum, evlenme ve lmde, bunlarla ilgili tren ve ayinlerde etkilidirler. Adet, rf, tre, inan, gelenek ve grenek gibi szckler ska kullanlmalarna karn, anlamsal olarak birbirine kartrlr. Konumuzun ierii asndan burada sadece inan szcnn anlamlar ve tanmlar zerinde durulacaktr. nan (itikat):Herhangi bir neriyi doru diye benimseme (Ozankaya, 1975:56); varlklarn bizzat varolularna veya varolu biimlerine ilikin en temel nkabller; bir eyin yle olduuna ilikin dorudan belirli nedenlere indirgenemeyen pein kabul. Sorgulama dzleminin dna karlm bilgi(Demir ve Acar, 1997:142).Daha anlalr bir biimde bir baka inan tanm da yle verilebilir: nan, bir kimsenin gnlk yaamn, davranlarn etkileyen, bakalarndan renme yoluyla kazanlan dnce varldr. Onun edinilmesinde kiinin deneme yoluna sapmas, geerliliini kendi yaamnda geen bir olayla tanmas gerekli deildir. nan denenmeden, us kurallarna, mantk ilkelerine uygulamadan benimsenen, genel geerliliini yalnz bakalarndan aktarlan olaylara, sylentilere borlu olan bir dnce rndr (Eypolu, 1974:17). Btn inanlarn kayna olan toprak ana, Anadolu insann, belli ller iinde dnmeye itmi, onu doa ile kar karya getirmitir (Eypolu, 1974:148). Her toplumun toplumsal yapsna, kltrel dzeyine ve ilikiler sistemine gre farkl ilevleri olan inanlar, ncelikle etnoloji (budunbilim), halkbilim (folklor) ve sosyolojinin aratrma alanna girmektedir.zellikle ada Amerikan toplumbiliminde inanlar kltr (ekin) kavramnn kapsamna alnmaktadr.rnein Amerikan toplumbilimcisi G.Murdock kltr kavramn insanlarn uyduklar inanlar ve tutumlar olarak tanmlamaktadr (Hanerliolu,1986:205). Yine Amerikal toplumbilimciler Ely Chinoy ve L.Frank Ward, Fransz toplumbilimcisi G.Tarde vb. toplumbilim anlaylar tmyle inansaldr; toplumsal yaam inanlarla, isteklerle ve bu inanlarn meydana getirdii eilimlerle aklarlar. Onlara gre toplumsal olaylar, karlkl etkide bulunan bireylerin inan ve isteklerinden doarlar (Ksemihal, 1974:136) Klt: Yce ve kutsal olarak bilinen varlklara kar gsterilen sayg, onlara tapn.Bu sayg ve tapn duay, kurban, belli ritleri gerektirmektedir.Tapnaklar, toplant evleri, kutsal olarak bilinen alanlar, tepeler, maaralar, nehirler klt yeri olarak kullanlr; klt iin bayram ve tren gibi belli zamanlar seilir ; klt aralar bulundurulur; en nemlisi de bu amala toplanm bir cemaat ile cemaat yneten bir lider gereklidir (rnek, 1971:148). Ksaca klt kutsal ve yce olduuna inanlan varlklara, nesnelere ve atalara tapnma ve sayg gstermedir. Bu saygy gsterirken yerine getirilen geleneksel eylemler, rnein dua etme, yakarma, yalvar, kurban kesme, kestii kurbann nitelik ve niceliine gre hem psikolojik, hem toplumsal, hem de tarihsel bir doyuma erimedir. Alevi-Alevilik: Alevi szcnn halk arasndaki yaygn ve bilinen anlam Aliye mensup, Aliye ait olan demektir. Yani Hz.Alinin yannda yer alan, ona bal olan kii anlamna gelir. Bu dar anlamn dnda, szce yklenen tarihsel, dinsel asl anlam ise Aliyi en yce, en stn bir insan olarak gren; onun felsefesine ve ilkelerine inanan, Hz.Peygamberin lmnden sonra yerini ve halifelii almas gereken ve bu tercihi Allahn ve Peygamberin yaptna inanan kiidir (Gner, 1990:44-45). Yine bir baka anlamda, Alevi sz, Hz.Aliye ve onun soyuna candan, gnlden bal anlamndadr. Bizdeki genel anlam, Hz.Peygamberden sonra Hz.Ainin halifeliini ve imamln tanmadr. Oniki imama bal, Caferi mezheplidirler (Noyan, 1995:17). Alevilik ise Hz.Muhammedi izleyen halifeyi tanmayan, Aliyi halife ve imam kabul eden, onun soyundan gelen ya da izinden giden tm Batini mezhep ve tarikatlar kapsayan., kendilerine zg kural ve trenleri bulunan dinsel-siyasal inan sistemi (Korkmaz, 1993:28). Daha geni bir

390

tanmyla Alevilik, zellikle Anadolu Alevilii mezhepler, tarikatlar st bir inan biimidir.stelik bu inan biimi, yalnz dinsel hayat deil, toplumsal hayat da belirlemekte, gnlk yaay ve insani ilikileri dzenleyen bir inan sistemi olarak karmza kmaktadr (zkrml, 1993:181). Trk toplumunda yaplan aratrmalar gstermitir ki, Alevi topluluu, tek ocak etrafnda kmelenmemi, zde ayn inanc tasa da, zelde birbirinden farkllaan yzn zerinde ocaa ayrlmaktadr (bkz:Trkdoan, 2005:13). Bektailik: Bektailik, Hac Bekta Veliye balanma, kaplanma, onun yolundan gitmektir; bu yoldan gidenlere de Bektai denir. Bunlar Allahn dndaki tm varlklardan syrlm; kaza ve kadere (aln yazs) boyun eymi, kalp zenginliklerinin tm hak varl ve Ehlibeytin sevgisiyle dolmu nazenin (ok nazl)bir topluluktur. Bektailikte gidilen yolun ad tarikattr; bu da btn Anadoludak Alevi felsefesinin inan kayna olan Nazenin Tarikatdr.3 Bir baka tanma gre de Bektailik: Hac Bekta Veli(1209-1271) adndan kaynaklanan eitlik, arkadalk, denklik, olgunluk, zgrlk vb. ilkelerle belirginleen; Hz.Ali, Ehlibeyt ve Oniki imam sevgisine dayanan bir tarikattr(bkz:Korkmaz, 1993:58; z, 1997:230).Bektailer genel olarak iki kola ayrlr: 1.elebi (elebiyan) Bektailer: Hac Bekta Veliinin evlenmi (mteehhil) olduunu, onun soyundan geldiklerini savunan ve kendilerini belolu, belevlad, belden gelme, belden treme, burun kanndan doma gibi kavramlarla ifade eden kol. 2.Babagan Bektailer: Hac Bekta Velinin evlenmediini (mcerret) olduunu, onun manevi evlatlar ve yolunu srdren ve bu nedenle kendileriniyol evlad, yololu, yoldan gelme, nefes olu gibi kavramlarla tanmlayan kol. Hac Bekta Velinin dncelerini, onun izinden gittiklerini savunanlar, babagan kolunu olutururlar.4 Ocak (Soy): Ocak Trke bir szcktr. Anadoluda eitli kavramsal anlamlar vardr. Bu anlamlar kullanl biimi ve yere gre deiebilir. Oturulan ev, evin iinde mutfakta ate yaklan, ekmek yaplan ve yemek piirilen yer. Aile, yuva, soy; trbeler, yatrlar, tekkeler ve kutsal olduuna inanlan yerler vb. ocak sz ile adlandrlr. rnein halk arasnda aile oca, askerlik oca, Kzlta Oca (bir yatr), baba-dede oca vb. terimler ska kullanlr. Yine halk arasnda, bir evin yklmas, bir kimsenin bana byk bir ykm gelmesi gibi beddualarda (ilenme) ocak kavram ok gemektedir.rnein, ocan ttmesin!, ocan batsn!, ocan snsn!, ocanda Baykular tsn!; ocana incir aac dikilsin!, ocanda ot bitmesin !.. vb. Alevilik-Bektailikte kullanlan ocak kavram ise klt yerini, klt gesini, soyu anlatan ok geni ve yaygn bir kullanm iermektedir. Alevi-Bektai kltnde ocak kavram dengeleyici, btnletirici ve uyum salayc bir rol oynar. Ocak, adeta bir kltr kmesidir. Ocak dini liderlerin soyunu, rol ve yerini belirtmede nemli bir emsiyedir (Trkdoan, 1995:482). Dedeler, soy gderler. Her dede, bir soydan geldiini kabul eder. ou kez dedelik babadan oula geer ve bu soy zinciri srp gider; buna ocak denir. Bir ocaa ait olan dede, ocakzade saylr (Glpnarl,1969:278).Yine Glpnarlya gre, Alevilikte, Alevinin babas, atalar hangi ocan talibiyse (ait olma) oulu da o ocan talibidir; baka bir ocaa intisap (girme, balanma) edemez (Glpnarl, 1969:278). Bir baka adan bakldnda ocak terimi Anadolu Aleviliinin kltrel aydnlanma oda diye tanmladklar bir kavram anlatr. Buna gre ad anlan bir ocaa bal kiiler odan gdmledii ynde aydnlanr ve bilinlenirler. Ancak, hemen anlatalm ki bu ocak szc eski Asya yaantsnn, amanln bir uzantsdr (Birdoan, 1992:7).Anadolu Aleviliinde ocak,
3 4

Kazm Kula, Korkuteli/Bykkyden, ravi(Bektailii anlatan)olduunu syleyen ve Bektalik nedir? sorumuza verdii yant(31.07.2001). Bkz.Esat Korkmaz, Alevilik-Bektailik Terimleri Szl, s.58 ; Baki z, Bektailik Nedir?, s.230231; Orhan Trkdoan, Alevi-Bektailerde Norm ve Stat Dalm , Trk Dnyas Aratrmalar, say:154, ubat 2005, s.16.

391

hemen hemen, dedeli olsun olmasn her kesimde kutsal saylr. Szgelimi Bat Anadolu Alevilerinde dikmeliler dediimiz Tahtaclarda, Trakya Bektailerinde bile ocak kutsal. Elini ocaa sren Alevi, sonra bu eli yzne srpYa Ali diyor (Birdoan, 1992:7).Trk kltrnde ok deiik anlamlarda kullanlan ocak kavram, zaman ve mekan boyutunda deiime uram, belli bir ailenin tekelinde olan, o ailenin taliplerinin aydnlatt ve Peygamber soyunun srp gittii bir soy kavramn tamtr. Mezhep: Mezhep ve tarikat konusu Alevilik-Bektailik retisi ve inan sisteminde tartlan ve halk arasnda ok da bilinen kavramlar deildir. eitli kaynaklarda tanmlanma ve aklanmalarna karn, iki kavramn tam anlamyla neyi ifade ettii ak ve seik deildir. Mezhep, Arapa kkenli bir szcktr ve gidilen yol anlamna gelir. Din felsefesinde terim olarak, anlaya gre dinin yarglarnda olumu yntem ve aralarda, yani inan ve teki ibadetlerle ilemlere ve yaptrmlara ait, birbirinden farkl olarak kabul edilen yaklamlarn tmne mezhep denir (Glpnarl,1969:9). zel olarak bir dinin kollarn, birbirinden farkl yorumlarn, sistemletirilmi dallarndan her birini dile getirir. slm dininde mezhepler hukuk ve siyasal etkenlerle domu ve bu alanlarda yaplanmlardr (z, 1997:197). Tarikat: Tarikat, yine Arapa kkenli olup yol anlamna gelen tarika ya da tariyk szcnden tretilmitir. Mezhep de ayn anlamda kullanldna gre aralarnda ne fark vardr? Glpnarl bunu yle yantlar: Mezhep, inanta, eylemde, yani ibadetlerde, yaamn teki

alanlarnda (evlenme, boanma, alm-satm, bor alma, sz verme vb.) dinin emirlerine uyulmad takdirde sorumlunun urayaca cezalarda, bata Kuran ve snnet olmak zere oy ve karlatrma ya da mant bunlara katarak tutulan yoldur.Tarikat ise yntem, yani dini inan ve ayrntlarda, eylem ve ilemlerde ayr bir siteme sahip deildir. Tarikat insan Tanrya ulatran zevk,nee,geree var ve ekicilik yoludur.Ksaca mezhep ilim yoludur,tarikat ise irfan(gnl)yoludur(Glpnarl, 1969:185-186).Bektailikte tarikat, bir pirin, yol gstericinin bir
mezhebi farkl yorumlamasndan kaynaklanan, kendine zg ritelleri, normlar ve trenleri bulunan inan ve gnl yoludur. Yaplan alan almalar da gstermektedir ki, Bektailikte tarikat anlay, bugn lkemizde, kentlerimizde, eitim ve devlet kurumlarmzda yaygnlaan, giderek yerleen kkten dinci, cumhuriyet ve onun erdemleri, laiklik, Atatrk devrimleri kart ve bilim d oluum ve cemaatlemelerden ok farkldr. Bektailikte tarikat kurumsallamas, eitim kurumlarnn, kitaplarn, yayn ara-gerelerinin olmad dnemlerde cahil halk aydnlatmak, doru yola, hakn yoluna getirmek iin nemli ilevler stlenmitir. Onun iin gndelik yaam da kapsayan kkten dinci tarikat anlay ile Bektailikteki normlar, trenleri ve nemlisi de insan- kamil(mkemmel insan)retisini, eline, diline, beline, ana, eine, iine sahip ol ilkeleriyle toplum yaamna yn vererek dzen kurmaya alan anlaylarla kartrmamak gerekir. Dede/Baba: Alevi-Bektai kltnde farkllaan ve hiyerarik yapy belirleyen kurumlardan biri dedelik, teki ise babalktr. Her iki statnn toplum iindeki ilevleri, sorumluklar ayndr. Temel grevleri, cemi ynetmenin yan sra, toplumsal yaamda nemli rolleri stlenen; taliplerini AleviBektai retisine gre eiten ve aydnlatan nderler olmasdr. Aralarndaki ayrcalk, Alevilikte bu ilevlerin, soy gden ve genellikle babadan oula geen ve dedegan kolunu temsil eden dedelerce, Bektailikte ise genellikle soy gtmeden, demokratik yntemlerle seilen ve babagan kolunu temsil eden babalarca yerine getirilmesinden kaynaklanr.Baka tarikatlarda farkl kavramlarla ifade edilen mride (yol gsterici) Bektailer baba derler.Babalar, Bektai yoluna girecek olanlar, erkan dahilinde, trenle muhip ya da dervi yaparlar (Oytan, 1947:349). Cem/Cemevi: Alevilik-Bektailikte cem, bir araya gelme, toplanma, kutlama, yas etme ve inanlarnn gerei ibadet olarak alglanan tren anlamndadr. Alevilik-Bektailik erkann ve verilen statlere gre biimlenir. Cemevi ise bu amalarn gerekletirildii bir mekann simgesi ve zel

392

yapsdr. Trkiyede Alevi-Bektai topluluklar zerine nemli aratrmalaryla tannan Dierle gre cem, Snnilerin saflar halinde ve cemaat olarak topluca kldklar namazn yerine geen cem, daire anlamna gelmektedir. Ceme katlanlar daire biiminde birbirinin yzn grecek ekilde dururlar. Cem btn bir akam dolduran bir dinsel trendir. Cem dinsel dua, dinsel dans (semah iin sylenmi olsa gerek!), dinsel iirler, dinse mzik, dinsel yemek, dinsel iki aamalarndan oluur (Dierl, 1991:46).Yine Trkiyede ok iyi tannan Melikoffa greAlevilik-Bektailikte kutlamalara Cem ad verilir; bana Krte kkenli olarak verilen Cuvat sz de kullanlr. Bu, geni kapsaml Cem deyimini, ayn szck kullanlm olsa da, Alevilerin dini merasimleri Ayin-i Cem ile kartrmamak gerekir (Melikoff, 1994:82) biiminde ve doru olan bir saptamada bulunmutur. Cem Treni(Ayin-i Cem): Ayin-i Cem (Cem Merasimi), Mira Gecesi Arda kurulan Krklar Bezmi nin yeryzndeki tekrardr(Melikoff, 1994:82). Cem treni sadece dinsel amalarn, dualarn, ibadetlerin gerekletirildii bir eylem biimi deil, simgeletirilmi norm olarak bireysel ilikilerin, duygu, dnce, davran ve kurallarn belirginlemesini, kalplam davran btnnn olumasn salar. Cem ayini, kurumsallam davranlar btn olarak, Alevi-Bektailerin gncel yaamlarnda zm retemedikleri sorunlara Dar Meydannda, eitliki bir anlayla ve yzyze zmler reten bir yarglama ve sz verme trenidir. Musahip: Alevi topluluunun gerek bir yesi olabilmek, toplulua girebilmek ve bir takm grevleri ve sorumluluklar stlenebilmek iin musahip olmak gerekir. Musahiplik, cemde olduu gibi sosyolojik anlamda kurumlam davranlar btn ya da sistemidir (akr, 1997:162). lkemizde Alevi mezhep gruplar arasnda yol kardelii, musahiplik, ortaklk vb. kavramlarla ifade edilen ve uygulanan, Alevi olmayan gruplarda da ahiretkardelii gibi anlatmlarla tanmlanan bu olgu, toplumun kimi gereksinmelerinden kaynaklanan, evresinde oluan karmak uygulamalarla da bir kurum nitelii kazanan, geleneksel yaamn bir dayanma rntsdr. Arapa sohbet kknden gelen musahip szc, birbiriyle yakn gren, bildik arkadalar anlamnda da kullanlmaktadr. Ayrca, ikrar verecek, nasip alacak erkek ve kadnn (kar-koca) setii kefil anlamnda e, yol arkada, yol kardei gibi anlamlar da iermektedir. Alevi inancnda iki olgun evli erkek birbirilerine sonsuzlua dein arka(srt, destek)olacaklarna sz verirler. Bu sz verme ve ant ime (yemin etme), tanklar nnde, dinsel lider aracl ile ve dinsel bir uygulaym ierisinde gerekletirilir (Balaman, 1982:83).Bu nedenle Alevilik kltnn en nemli gesi ve kurumu olarak bilinir. Bu klt, Alevi topluluunu, Alevi ailesini birbirine balayan ve dayanmay srdren en gl kltr unsurudur(Trkdoan, 1995:59-60).Baka bir anlatma gre bir Alevi ailesini bir baka Alevi ailesine balayan ve toplumsal dayanmann balyozla paralanamaz harc olan bir kurumdur(Keeli, 1975:227).Alevi topluluunda, gnmz koullarnda tam anlamyla gerekleri yerine getirilemedii ifade edilen ve Bektailikte de yaygn olmayan bu iliki normu, toplulukta doal yelikten hukuksal yelie gemek, topluluun gerek bir mensubu olabilmek (Flal,1994:313) musahipli olma kouluna baldr. z olarak musahiplik, sosyal bir stat olarak Alevi yurttal anlamn tayabilir(akr, 1997:163). Erkan: Arapa erkan szcnden tretilmi bir szcktr.Kavramsal olarak tarikatn nderleri, yolcular; tarikat nderlerinin koyduu dzen, yntem, kurallar ve trenler btn ifade eder. 5.Yntem ve Teknikler Yntem konusunda, fazla yer almamas iin ok detayl aklamalar yaplmayacaktr. Bilimsel aratrmann nasl yaplaca konusunda bilgi sahibi olanlar, sunumu incelediklerinde bunu zaten alglayacaklardr. Yine de baz genel yaklamlara burada deinmekte yarar vardr.Her eyden nce yntem, bir aratrmann balang aamasndan, yani problemin sezinlenmesi, ortaya konulmas, amalarn, varsaymlarn saptanmas aamalarndan; alanda aratrmann nasl ve hangi tekniklerle yaplacan; bulgularn nasl yorumlanp

393

raporlatrlacan aklayan zihinsel ve eylemsel srelerin tmdr.Bu adan bakldnda, bu almann ilevsel ve emik bir yaklamla alanda yaplm olduu; alan aratrmasnn en nemli teknikleri olan katlml gzlem , grme, teknik kaytlarla verileri geni tabanl olarak saptama ve bunlar zmleme vb. aralarn kullanld grlecektir. 25i ak, 20si de kapal ulu olmak zere toplam 45 soru grmelerde uygulanmtr.Sorular, konularn geliine, deneklerin aklamalarna gre ou kez farkllatrlm, hatta artrlmtr da..Sorularn yantlar, zellikle ak ulu olanlar teknik olarak kaydedilmi ve zamanla bu yantlar, anlald kadaryla zmlenmitir. Aratrmann en uzun ve yorucu almas bu kaytlar zerinde olmutur. Bylesine inansal ve derinlemesine bir olgunun basit bir anket teknii ile anlalp deerlendirilmesi, gerein yansz bir biimde ortaya konulmas dnlemezdi. Ksacas, bu aratrmada emik bir yaklamla derinlemesine elde edilen bulgular, kaynak ve belgeleri gsterilerek, sosyo - antropolojik bir sentezleme ile yorumlanmtr. II.Aratrma Alan Ve Seilen rnek Ky/Kasabalar Sorun, ama ve varsaymlarn saptanmasnda, aratrmann snr, konusu ve alan alarndan nceden belirlenmitir. Burada aratrmann varsaymlarnn test edilecei anakitle (ky ve kasabalar) genel zellikleri ile tantlacak ve yntemimiz gerei seilen rnek olaylar betimlenecektir. Aratrmann baln oluturan Gller Yresi, yukarda ksaca tanmlanmtr. ok geni alan kapsayan yre, Alevilik-Bektailik inan ve gelenekleri asndan da olduka zengin, birbirinden farkl gruplarn, topluluklarn bir arada yaad bir mekandr. Aratrmamzda, kiisel olanaklarmz elverdii lde ve rastlantsal etkenlerle seilen rnek ky ve kasabalarda gzlemler ve anket uygulamas yaplmtr. Alan gzlemlerinin yapld zamanlamaya gre, Bektailik inan ve normlar sisteminin en yaygn olduu yerleim birimlerinden (ky-kasaba)bazlar unlardr: 1.Aliky: Alikydeki Bektailerle ilk tanmamz Mays 1997de olmutur. Aliky Isparta il merkezine 9 km. uzaklkta ve 350 haneden olumu (kaynak kiilere gre) Bektai-Snni karm bir kydr. Alikyn Alevi bir ky olduunu biliyordum, ancak BektaiSnni karm olduuna ilikin herhangi bir bilgim yoktu. kili bir toplumsal yaps bulunduunu bu gzlemlerimizle saptam olduk. Onun iin Trk Toplumundaki etnik yaplanmaya ilikin gerek veriler, ancak gzlem ve aratrmalarla elde edilebilir; kuramsal yaklam ve merkeziyeti savlarla kylerimizin, kasabalarmzn, kentlerimizin toplumsal yaplarnn anlalamayaca Aliky rneinde grlebilir. Alikydeki bu ilk gzlemimiz planl, programl bir alma olmayp, rastlantsal bir nalmadr. Kyn tarihsel geliimi, kkeni ve halknn nereden gelip bu kye yerletii hakknda kesin bir veri yoktur.ok eski bir yerleim yeri olduu ve kurulu tarihinin de bilinemedii saptanmtr.Kulaktan dolma aktarmlarla soydan soya geen bir syleme gre bu yreye 3 Abdal5 ve bunlardan Alabdal olan Alikyne, Kulabdal Kulen kyne, Bozabdal da Bozan kyne yerlemitir.Bu kiinin karde olduklar da sylenmektedir.6 Isparta Tarihinde Alikyn ad Isparta merkeze bal on kyn iinde yer almaktadr. Muhtarlkta bulunan eski yaz belgelerde kyn otlaklar, ime suyu, Minesin suyu senetleri yer almakta, bu senetlerde blge yetkilisinin mhr, padiah turas bulunmaktadr. Kyn ismi bu belgelerde Ali Kariyesi baz belgelerde Aliky olarak gemektedir (Bal, l997:164).

5 6

Anadoluda gebe bir halkn ad ve bu halktan olan kimse(Trke Szlk, 1974:1) Veli Kse(1926 doumlu, bu kyde yaayan bir Bektai)

394

Kyn sosyolojik nemi birbirinden farkl iki inan sisteminin ve toplum yapsnn birlikte yaamasdr. Gerekten Bektai-Snni karm heterojen bir toplumsal yap ve bu yapy biimlendiren kurumlarn, etkileim iinde birlikte ilevlerini srdrmesi, zerinde en fazla durulmas gereken sosyolojik bir olgudur. Baz deerlerinde, aile ii ilikilerde evlilik, kz almaverme gibi olaylarda sorunlar yaansa da, iki topluluk genel anlamda uyum iindedirler. ki sosyal grup da kendi inanlarn, birbirilerini rahatsz etmeden srdrmektedirler. Bektailer Muharrem aynda 12 gn oru tutmakta, cem ayinlerini kendi cem evlerinde yapmakta, bu konuda da isteyen tutar, istemeyen de tutmaz inancn tamaktadrlar. Oru ve ibadet konusunda kesin bir yaptrm sz konusu deil. Aliky Bektai olmasna karn, dedelik kurumu ilevini srdrmekte, ama kendi aralarnda farkllama yaanmaktadr. Bu kydeki Bektai topluluu iki kola7 ayrlmaktadr. Birincisi Hac Bekta Veliye oradan da Elmal/Tekkede bulunan ve Hac Bekta Velinin halifelerinden olduu sylenen Abdal Musaya; ikincisi de mam Caferiye dayanmakta ve bu iki soy (ocak) gelenei srdrlmektedir. Bu nedenle de kyde iki cemevi bulunmaktadr.Bu ilk saptamamzdan anlalan odur ki, Bektailer Alevilerden daha serbesti iinde yaayan, ok balayc ve kesin yaptrmlar ve normlar olmayan topluluklardr.Buna karn grup kimliini, inan ve geleneklerini srdren bir in grup (kapal) zelliini yanstmaktadr.Ayrca, baz aratrmaclarn ileri srd gibi, sadece Alevi-Tahtaclarn krsal kesimde yaad, Bektailerin ise kentlerde yaad gr, veriden yoksun, kurgusal bir tanmlamadr.8 2.Kayabelen (Bede) Kasabas: Kayabelen (eski adyla Bede Ky)kasabas, Afyon ili uhut ilesine bal, 300 haneden oluma bir Bektai yerleimidir.Kasabada 15 hane Snni kesimi temsil etmektedir.Kasabann konutlar genellikle topraktan yaplma, atlarnn ou kiremit rtl.Kyn bir camisi ve bir de Bektailerin klt merkezi olan Hazma eyh Trbesi var.Ayrca 180-200 rencinin renim grd ilkretim okulu bulunmaktadr.Ky, 18 Nisan 1999da , yani seimlerde kasaba yaplmtr.ok ilgin bir kltrel etkinlik, 1993te kyde Folklor Derneinin kurulmasdr.Kendi z kltrlerini aratrmak, korumak ve yaatmak iin oluturulan bu tr bir dernein, bir kyde henz ilevi bilinmese de-rgtlenmi olmas dikkat ekicidir. Cemevi bulunmayan Kayabelen kasabasnn dini yneticisi dededir.Her yl mays ay iinde Hazma eyh Dedeyi Anma, Hdrellez ve Bahar Bayramtrenleri yaplmaktadr.Bu trenlerde bulunmak ve Bektailik kltrn aratrmak amacyla kasabaya gidilmitir.Hamza eyh Dedeyi anma treni, gerekten dzenli bir organizasyon, Bektailik kltrnn yaylmasn, yaanmasn amalyor. Bu gzlemimizde Belediye binasna, evlerden evlere, sokaklara aslm yazlardan bu kasabann bir Bektai topluluu olduu, kolayca anlalyordu.Bu yazlardan baz rnekler:
Her ne arar isen kendinde ara; Kudste, Mekkede, Hacda deildir (Hac Bekta Veli). Gelin canlar bir olalm ( Pir Sultan Abdal). limden gidilmeyen yolun sonu karanlktr ( Hac Bekta Veli ). Hayatta en hakiki mrit ilimdir (Kemal Atatrk). Kusursuz dost arayan dostsuz kalr ( Mevlana). Okunacak en byk kitap insandr ( Hac Bekta Veli).

Alevi-Bektai geleneinde kol: Tarikat kurucusu Pirin lmnden sonra halifelerin tarikat adap ve erkannda kimi deiiklikler yapmasyla belirginleen ve giderek bamsz bir yap kazanan tarikat dal anlamndadr (Trkdoan, 2005:13). Sabri akr, Aliky:Bir Bektai kynde ilk gzlem(yaynlanmam rapor), 10 Mays 1997.

395

Yine, Afyon-Emirdadan Ak Yoksul Derviin saz ile dile getirdii Ho Geldiniz balkl ezgilerinden birka rnek vermek istiyorum:
Sar sevgi kuandanBu gzel Anadoludan Kardalk dostluk bandan Ehlibeytin her yolundan Bacm Sultan dergahndan Karaca Ahmet ah Kulundan Gelen canlar ho geldiniz. Gelen canlar ho geldiniz. Niyazmz Ulu aha Kayabelen kasabas Gnldeki Beytullaha Mminler gnl kabesi Arzu edenler bu dergaha Hamza karda hitabesi Bac karda ho geldiniz. Okuyanlar ho geldiniz.

Yoksul Dervi Bu zl szlerden, zdeyilerden ve dizelerden anlyoruz ki, Bektailikte insan, dostluk, Atatrklk ve bilim bu inan sisteminin temel dayanaklarn oluturuyor. Tren alanndaki yaplan konumalardan, semah gsterilerinden ve teki uygulamalardan bu dnce biimin ilevini srdrdn gryoruz. Yine, sazl-szl, semahl anlatlardan, konukseverlik ve ikramlardan bu insanlarn savunduklar inancn gereklerini korkusuzca ve gerekten yaamlaryla btnletirerek yerine getirdiklerini anlyoruz. Kasabadaki Hazma eyh Trbesi, Bektailik klt asndan dikkat eken bir konumda.Trbe dzenli bir donanma sahip, st at ile rtl bir yap.Trbede, kadn-erkek ayrm yaplmakszn ziyaretle yaplyor, dualar ediliyor..Trbeye, eie basmadan giriliyor ve karken de eilerek geri admlarla, yine eie basmadan klyor.Bu davran Alevi-Bektai kltnn nemli sayg zelliklerinden biri. Dier trbeler de bunu gzlemek olas. Trbede klt arac olarak nemli geler toprak (kutsal saylyor), geyik boynuzlar, sancak, Hz.Ali, Oniki imamlarn ara-gereleri, resimleri ve tleri var. Trbenin iinde, yatrn kenarnda, bir ukur iinde bulunan krmz toprak, ziyaretilerce alnp aryan yere srlyor ve bylece arnn geeceine inanlyor. Bektai topluluunun 70 yalarnda, gayet modern grnml bir dedesi ve iki gzcs var.Kasabann evresinde Bahehisar(Tekke mahallesi),Gneytepe (Ain), Alren, Akeiser ve Bozan gibi Bektai kylerinin bulunduu, ancak dedelerinin ayr olduu sylenmektedir.Bu Bektai kasabasndaki grmelerimiz dede, gzc ve halktan insanlarla iki gn srmtr.9 3.Tekke Ky: Tekke ky Antalya ili Elmal ilesine 17 km. uzaklkta ve ilenin Gneydousuna den bir yerleim birimidir.Dz bir platoda yerlemi bulunan Tekke 350 haneden olumutur.Tekke kynn en belirgin tarihsel ve kltrel zellii, Hac Bekta Velinin halifelerinden Abdal Musa Yatrnn burada bulunmas ve saf bir Bektai ky olmasdr.Kyde Abdal Masa Trbesinden baka, Bektailer iin ikinci bir kutsallk ve ziyaret yeri de Budala Sultan Trbesidir.Budala Sultan kendisini, trbenin giriindeki u szlerle tanmlamaktadr:
Erenler srr serdar Abdal Musa Hayran Krklara hizmettir an Budala Sultan(Rahmetullah Aleyh)

Abdal Musa Trbesi, Osmanl tipi tarihi zellii olan bir grnmde..Bektai kltnn simgeleri ve sanat anlay trbenin tm i yaps ve d grnmnde yansmaktadr. Trbenin arka ksmnda bir de dzenli ve Bektai kltrnn geleneksel maddi kimliini belirleyen mezarl var (Trkdoan, l995:134-135).
9

Sabri akr, Kayabelen(Bede Ky) Kasabas: lgin Bir Bektai Kltr (yaynlanmam gzlem raporu), 23-24 Mays 1999.

396

Tekke ky ile ilgili olarak, bu gzlemlerin yapld 1999 ylna kadar, sosyolojik anlamda btnsel, nicel ya da nitel bir aratrma rneine rastlanlamamtr. Musa Seyircinin Abdal Musa Sultan(1992) adl tarihsel-yaznsal nitelikteki derlemesinde ky ve Bektailik yaps ile ilgili hibir bilgi yok.Sadece kaynaklardan alntlar aktarlm ve arlkl olarak Abdal Musa Tekkesi tantlmtr.10 Bunun dnda Trkdoan Alevi-Bektai Kimlii(1995) adl geni kapsaml almasnda, Tekke kyndeki Bektailik inan ve geleneklerini, hiyerarik dzeni, dedelik kurumunu, toplu grmeler ve rnek olay yntemiyle deerlendirmitir. Kyde, Abdal Musa klt ile ilgili trbe ve ziyaret yerlerinin dnda farkl bir zellik gzlenememitir. Kyn 1952 de yaplm bir camisi, iki cemevi, bir ilkretim okulu, bir de anfi tiyatro alan var. Tekkede dede-baba hiyerarisi olduka kark. Bunu, kyde drt dede-baba olduu sylenince anladk. Yine kyde Abdal Musa Kltrn Aratrma ve Yaatma Dernei adyla kurulmu olan bir rgtlenmeden sz edilebilir.1985te kurulmu olan dernein grevi, mlkiyeti Vakflar Genel Mdrlne ait Abdal Musa Trbesinin iletmesini yrtmek, trbeyi korumak, ziyaretlerden elde edilen geliri dernek adna kaydetmektir. Aratrma yaptmz ve trenleri izlediimiz tarihlerde, yanlmyorsam trbeye giri creti olarak 500 bin lira alnyordu. Temmuz 2005 ay iinde Belika ve Fransaya yaptm bir aratrma gezisinde, hibir kiliseden, kutsallk ifade eden herhangi bir klt yerinden cret alndna tank olamadm. Zaten, o zaman da Abdal Musa Trbesine girite alnan bu cret konusu, ziyaretiler arasnda tartma ve eletiri konusu olmutu. Tekkede gzlemlenen ilgin bir gelenek de Budala Sultan Trbesi ile ilgilidir: Ziyaretiler, yerden aldklar topra trbenin duvarna atyorlar; eer toprak duvara yaprsa dileklerinin yerine geleceine inanyorlarm. Yine Budala Sultan Trbesinin sol arkasndaki dilek aac, ziyaretilerin youn ilgi duyduu bir klt arac. Ziyaretiler, bu aaca eitli renkte bezler, aputlar, yazmalar balayarak dilek ve isteklerde bulunuyorlar. Geen yl yaz dneminde yaptm bir gezide ayn olay Meryem Ana Kilisesinin evresinde de gzlemitim. Bu eylemlerin, tutum ve davranlarn, yakarlarn farkl toplumlarda, farkl kltrlerde benzerlik gsterdiini, ancak farkl ifade edildiklerini u rnekle aklayabiliriz: Bir ngiliz kilisesine gittiiniz takdirde erkeklerin apkalarn kardklarn ancak ayakkablarnn giyinik olduunu grrsnz; bir Mslman lkesinde bir mescide girdiiniz takdirde ise insanlarn ayakkablarn karp balarn rttklerini gzlemlersiniz. Bir ngiliz evine veya Bedevi adrna girildiinde de geleneksel olarak ayn davran sz konusudur. Bunlar kltr veya gelenek farkllklardr. Bu davrann ama ve ilevi her iki durumda da ayndr: Saygy ifade etmek. Ancak bu iki kltrde de farkl biimde ifade edilmektedir (Pricthard, 1998:25). Abdal Musay Anma Treni dolaysyla Tekkede yaptmz gzlemlerde, yurdun eitli yrelerinden gelen Alevi-Bektai inanl ok sayda insan, dede, baba, mrit, dedebaba, Snni kkenli, hatta d dnyadan aratrmaclar, ziyaretiler de semah gsterilerini, halka namazn, cem ayinlerini birlikte izlediler. Yaptmz grmeler de, zellikle bir Alevi dedesi ile gerekletirdiimiz grmede Tekke Ky ve Abdal Musa trenleri ile ilgili olarak u saptamay yapabiliriz: Tekke ve yresini simgeleyen ve evrensel bir inan ve klt merkezi konumuna gelen Abdal Musa Trbesi ve teki ziyaret yerlerinin, Bektailik inancnn odaklatrd bir ekim merkezi olmasna karn, yaplan trenlerin inan turizmini ticariletirme ve bu trenlere bir panayr zellii verme amalarna yneltildiidir11 4.Krkler Kasabas: Krkler, Isparta ili Yalva ilesinin bir kasabasdr.Isparta-Yalva aras 120 km., Yalva-Krkler ise 15 km. Ovann iinde yerlemi 400 haneden olumu,
10 11

Bkz.Musa Seyirci, Abdal Musa Sultan, Der yaynlar, stanbul-1992. Sabri akr, Tekke Ky: Bektailik nancnn Odaklatrd Bir ekim Merkezi(yaynlanmam gzlem raporu),4-5 Haziran 1999,Tekke/Elmal

397

Bektai-Snni karm bir topluluk.Buraya gidiimizin nedeni de l1 Temmuz 1999da yaplacak olan Dostluk ve Kardelik Gecesi ne katlmak, Bektailik inanc ile ilgili gzlemlerde bulunmakt.Bu amalarmzn gerekletiini syleyebilirim. lk yaptmz i, Belediyeyi ziyaretten sonra cemevinde dzenlenen semah gsterisini izlemek oldu. Krkler Kasabas Bektailerinin kendine zg ve genlerden olumu bir semah ekibi var. Semah ekibi 5 kz, 5 erkek olmak zere 10 kiilik bir grup. Semah dnmede, semahlar nce ikili (bir kz, bir erkek), sonra drtl, daha sonra da beli gruplar halinde Dedeye niyaz ediyorlar; Dede de onlara: niyaznz haka olsun diyerek, saz eliinde semah dnmeye balyorlar. Cemevi 1981 ylnda yaplm, olduka dzenli d ve i grnme sahip. Kltr ve Dayanma Dernei de cemevinin iinde etkinliini srdryor. Kasaba 4 mahalleden oluuyor: Eski mahalle (%80i Bektai), Yeni mahalle (%99u Bektai), Pazar mahallesi (%99u Bektai),Aa mahalle (%95i Snni). Eski ad Grgler, sonradan da Krklere dnen kasabada bir cemevi, cami, bir ilkretim okulu ve bir de lise binas bulunmaktadr. Nereden geldikleri hakknda szl ya da yazl bir bilgi yok. Kyn en eski yerlilerinin Snni olduu syleniyor. Dostluk ve Kardelik Gecesi, bir baka panoda da Kardelik ve Sevgi Treni diye yazlan tren, her yl yineleniyormu. Tren yerinde Hac Bekta Velinin Benim kabem insandr zdeyii, dikkat ekici bir biimde aslm. Yine okul bahesinin duvarnn stne, Ulubeyde bulunan Seyit Velibaba Sultann sevgi zerine sylenmi u szleri var:
Sev seni seveni Yerle yeksan ise de Sev seni sevmeyeni Sana dman ise de.

Trendeki konumalarn,sazl-szl dvaz(nefes)larn sylendii krs, bata Atatrk, ortada Hz.Ali, Hac Bekta Veli ve yine Atatrkn resimleri ile donatlm, yerel zellikli kilimler ve ieklerle sslenmi.Tren Dedenin niyaz ile balyor..Sunucu kz: nsana insan gibi

bakar Krkller; daima doruyu, gerei savunur..nsanlk sularn knyoruz..nsanlk suu olan Kerbela olayn knyoruz.. gibi kalp cmlelerden sonra, yle devam ediyor: Sakn bizi hor grmeyin; biz demokratz, cumhuriyetiyiz, biz Atatrkyz.. Yerel bir ezgide, tmn
hatrlayamadm Atatrkle ilgili iki dizeyi buraya aktarmak istiyorum:
En byk retmen, en byk nder, Biri Hac Bekta, biri Atatrk

Sazl, szl, niyazl, semahl kardelik ve sevgi treni sabahn erken saatlerine kadar srdrlyor. Kasabadaki gzlem ve almalarmz, ikinci gn topluluun soydan geldiini syleyen dedesi Ali ahinle yaptmz Bektailik nanc ile ilgili grmemizi yaptktan sonra bitiriyoruz.12 5.Niyazlar Ky: Niyaz, Alevi-Bektai kltnde ok kullanlan Farsa niyaz szcnden gelmedir.Bir tarikat ulusuna , byne ya da tarikatta bir staty temsil eden eye, nesneye ve bunlar aracl ile Tanrya yalvarma, yakarma biiminde uygulanan bir ibadet; niyaz ayini vb .anlamlar iermektedir .Niyazn kkeni, Tanrnn gizli bir hazine olmas, bilinmek istenmesi, insan yaratmas; insann ak ile ak iin yaratlmas inancna dayanr.Niyaz yzyze, insana kar dnlerek, insan kble edinilerek yaplr.13 Alevilik Bektailikte niyaz etmek, niyazm var, niyazlamak, niyaz duruu, niyaz ta, niyaz vermek, niyazn kabul olsun vb. terimlerle cem trenlerinde yaygn bir biimde kullanlr.
12 13

Sabri akr, Krkler: Bektai Snni Karm Bir Kasaba(yaynlanmam gzlem raporu), 10-11 Temmuz 1999. Bkz.Esat Kokmaz, Alevilik-Bektailik Terimleri Szl, Ant yaynlar, s.270, stanbul-1993.

398

Niyazlar ky, byle bir inantan kaynaklanan btncl bir Bektai topluluunun yredeki en belirgin ve tek temsilcisi olarak biliniyor. Ad, 1967de Yaprakyaz olarak deitirilmesine karn, halknn direnmesi ve abalar ile eski ad Niyazlar yeniden verilmitir. Niyazlar, Burdur ili Yeilova ilesine 5 km uzaklkta, ilenin gneybatsnda, Eeler da eteinde, taraf am ormanlar ile evrili salt bir Bektai kydr. Yaplan saptamada toplam 58 hane, 61 kadn ve 43 erkek olmak zere 110 nfuslu bir yerleim birimidir. Bu zellii ile de ok sayda g veren, sadece yal ve emeklilerin yaamlarn srdrd bir ky olarak deerlendirilebilir. Kesin olarak bilinmemekle, tarihinin ok eskilere dayand, anlatlan yk ve yerleim alannn zelliklerinden anlalmaktadr. Kyn en dikkat ekici yaps Niyazi Baba Trbesi (Niyazi Baba Tekkesi) ile 1940 ta yaplan ve 1971ler de kapatlan ilkokul binasdr. Kyn boalmas, ile merkezine birok ailenin tanp yerlemesi ve kendilerine ait Niyazlar mahallesini oluturmalar bu nedenle aklanmaktadr. Yrede tek olan, Bektailik inanc ve klt merkezi konumunda ilevini srdren Niyazlar ky, bu zelliklerini Niyazi Bababadan almtr. Niyazi Baba ilk gelen bir Bektai derviidir. Nereden geldii, hangi zamanda buray yurt edindii hakknda kesin bir belge ya da bilgi bulunmamaktadr. Ancak, yaklak olarak 300-400 yl nce Horasandan gelmi bir asker ya da komutan olduu syleniyor. Kyn alt ksmnda Niyazi Babaya ait trbe ile bunun evresinde, u anda etraf beton duvarlarla evrili, olduka eski bir mezarlk vardr. En eski mezar tann kitabesinde Osmanlca hicri tarih 1271((1854), ya da 1272(1855)olarak dlmtr. Buna benzer birok Bektai ulu kiisi bu mezarlkta bulunmaktadr. Bunlardan hicri 1287 (miladi 1866)tarihli mezar tann kitabesinde unlar yazl:
Bu ba- glende bir gonca iken Bad- ecel beni eyledi hazan Bir gl-i zba nazenin iken Hak beni eyledi hak ile yeksan Bin iki yz seksen yedi tarihi Niyazi Baba eyhi Sadk Dedenin Olu Hseyin ruhuna fatiha. 14

Buna benzer kitabelerden anlyoruz ki, kyn kimliini oluturan inan ve gelenekler Niyazi Baba ve evresindeki maddi klt aralarndan kaynaklam ve gnmze kadar srdrlmtr. Niyazi Babann ulu kiilii , sz konusu kye gelii ile ilgili ilgin sylencelerden bir rnek vermek istiyorum: Niyazi Baba Horasan dan gelme ve Hac Bekta Velinin pirlerinden olduu syleniyor. nce Denizli yresine gelmi ve oradan da Tavasn (Denizlinin bir ilesi) bir kynde yorgun derek uykuya yatm ve hrkasn orada brakm; onun iin o kyn ad Hrka Ky kalm. Hrka kynden yine Tavasn Solmaz ky yaknlarnda, yorgun otururken, bu kyden gzel bir gelinden su ister.O da derviin yorgun ve bitkin olduunu grnce, su tasnn iene orada bulunan amdan kopard pr (am yapra inesi) koyar ve buyurun dervi dede diyerek suyu ikram eder. Dervi bu sudan biraz ier ve geline neden byle yaptn? diye sorar. Gelin yant olarak: siz yorgun geldiniz, dervi dede, suyu birden iersiniz, onun iin am pr koydum iine der. Bu gizemli yant zerine Dervi Baba: kesilen amlarnz kurumasn, gzelleriniz solmasn duasn eder.O zamandan beri o kyn ad Solmazlar olmu; kadnlar da yetmi yana kadar gzel ve gen kalmlar; kesilen amlar da asla kurumam, yeniden yeermi.. 15
14 15

Bedri Noyan Ddebaba, Btn Ynleriyle Bektailik ve Alevilik, Ard yaynlar, s.67, Ankara-2002. Cavit Bozkurt, 1933 doumlu, Bektailik konusunda olduka derin bilgiye sahip, Niyazi Baba Tekkesi ile ilgili bilgiler kendisinden alnmtr.

399

Niyazi Baba, benzer sylencelerle yoluna devam eder ve sonunda bugnk Niyazlara gelir. Kyn yakarsnda, am ormannn iindeki pnar banda kuzu yer ve burann ad da Kuzupnar olarak kalr. Niyazllar her yl burada Niyazi Babay anma treni dzenliyorlar. Sonralar Niyazi Baba, kyn alt tarafndaki ilehane ye gelmi, uzun zaman ilehanede ilesini ektikten sonra, bugnk trbesinin bulunduu yerde lmtr. Kul Mehmetin bir iirinden esinlenerek, Yeilova Niyazlar kyndeki Niyazi Babann gemiinin ok nceki zamanlara dayand ve dergahnn 17.yyda iyi alt saptamas yaplmtr (Noyan, 2002:70). u andaki trbe, Bektai inanc ve teki kaynaklara uygun bir biimde muntazam ve emek verilerek yaplmtr. Trkiyede yaygn geleneksel trbe mimarisi ve zelliklerini tamaktadr. Trbenin evresindeki mezarlkta bulunan mezar talar, Osmanl tarz mermerden yaplm; balklar da derviliin bir simgesi olan, kubbesi dilimli talarla ilenmitir. Niyazi Babann trbesi ise demirden bir kap, bir ii giri, yatrn bulunduu i alan ve kubbeden olumaktadr. Trbenin i alannda, i giri kapsna yakn bir yerde, Niyazi Babann yatrndan daha kk boyutta bir mezar daha var. Niyazi Babann kamberi (rehberi)olduu sylenmektedir. Trbenin i duvarlar, Bektai kltnn tm manevi gemiini, byk yazlarla yanstmaktadr. Kubbenin kenarlarnda Oniki imamlar tek tek yazldr. Trbenin i sa kesinde eski bir dolap iinde Niyazi Babann eyalar olduu sylenen kudm (trampet), kl, teber (kesici), denek (baston) ve amdanlar bulunmaktadr. Trbenin tarihi yazl deildir. Niyazi Babann Horasan pirlerinden Hac Bekta Velinin mridi olduu, mermerden yaplm sandukasnn kapya bakan yznde u szlerle anlatlmaktadr: Horasan diyarndan

bir fatih olarak gelmi;burada ilehanede bir mddet yatm ve buraya ant olarak trbe yaptrlmtr. Yine, trbenin i davarnda Alevilik-Bektailikte klt arac olan leme dikkat
ekmektedir.
Ya Allah, Ya Muhammed, Ya Ali, Ya Hasan, Ya Hseyin, Ya Fatma.

Trbenin st ksmndaki bahede, 1940larda yapld sylenen cemevi, aevi, ilehane varm, bunlar sonralar yklm.Ayn bahe iinde, ahap yapl, minaresi olmayan, 70 yllk olduu sylenen bir cami var.Caminin karsnda eski olan ve bugn ilevini yitirmi bir de kyevi bulunmaktaCem trenleri, retim ilevini yitirmi olan eski ilkokul binasnda srdrlmektedir.Her yl kap ama cemi ya da babann kap amas cemi ile balayan, ikrar ayini, cem ayini vb.eitli adlarla srdrlen cem trenleri, genellikle k aylarnda yaplmaktadr. Niyazlar Bektai topluluunu, yrede gzlemlediimiz topluluklardan ayran en nemli zellikler; Snni -Bektai karm olmayp salt Bektailerden olumas; dini yneticinin demokratik yntemle, yani seimle greve gelmesi; dedelik kurumu yerine babalk kurumunun gemesi , ayin ve trenlerde doal olann dnda baka bir davran ya da saplant iine girilmemesi, semahlarda eli dnlmesi, ikrar almada tek ekilme (kadn ve erkein tek tek ikrar vermesi) kuralnn uygulanmas vb. farkllklardan oluur. Niyazlar Bektailerinde en nemli kurumsal deime dedelik kurumunda gereklemitir.1960 ylna kadar dedelik soy gderken, sz konusu tarihten sonra babalk kurumuna dntrlm ve babalar ounluun onaylad, bu konuda yetenekli, bilgi dzeyi yksek kiiler arasndan seilmitir. u anda Niyazlarda babalk grevini sadk Hocann olu ve 1930 doumlu Halil Ylmaz yrtmektedir.Halil Ylmaz nce dervilik aamasna, 1994 ylnda da

400

halifelerin imzalar ve o zamanki dedebabann onaylad icazetname16 ile babalk statsne ykseltilmi ve halen bu grevi srdrmektedir. Kyde cem trelerini yneten babann dnda bir rehber ve bir de gzc var. Halil Babann Bektailik inanc, Bektailiin tanm, bir Bektaide aranan nitelikler ve grevler konusundaki dncelerini syle zetleyebiliriz: Bizim kltrmz Ehlibeyt ve insan sevgisi zerine kurulmu bir kltrdr.Anadoluda yaam baz uygarlklarn toplumsal ve inansal grleri zerine kurulmu bir inan sistemidir.Bu inan sistemi iinde dinsel inanlarn yerine getirilmesi yannda aa uygunluk, ilericilik, sosyal eitliin salanmas dncelerinin yaatlmasn salayan bir toplumuz. Halil Baba, Bektailiin tanmlarndan bazlarn da yle sralamaktadr:
1.Edep sahibi kiilerin okuludur. 2.Muhammed Mustafann aydnlk yoludur. 3.Hz.Ali yoluna soyunmaktr. 4.gcnden halka, iyznden Haka bakan iki ynl kavak noktasnda bulunmaktr. 5.Kimseyi deitirmeden, yalnzca mevcut ahenge uyup, mevcut olann en uygun olduuna inanp olgun ve erdemli insan olmaktr. 6.Bir makamdr. 7.Hogr ve enginliktir.

Bu tanmlara bal olarak, Baba Halil Ylmaza gre bir Bektaide bulunmas gereken zellikler unlar olmaldr:
1.Her yapt i bir mana tayan, Haktan gelen nasibe raz olmak ; 2. Kimsenin mal ve servetinde gz olmamak ; 3.Tanr akndan ayr yaamann mmkn olmadna inanmak, 4.Cehaletle uramak, 5.nand yolun srrna ihanet etmemek, 6.Kula kulluk etmemek ; 7.Karlk beklemeden yardm etmek, 8.Kiinin kusurunu grrse, dzelterek rtmek ; 9.Tanrnn yaratt insanlar ayn gzle grmek ; 10.nsanlar rengine, diline ve dinine gre ayrt etmemek ; 11.Tanr ad ve akyla kainat bir grmek

Niyazlar ky Bektailerinin en yksek statsnde bulunan Baba Ylmaz grevlerini de u szlerle dile getirmektedir:
Ahmet Yesevi, Lokman Perende, Horasan erenleri , Hac Bekta Veli, Yunus Emre, Mevlana, Abdal Musa, Pir Sultan, Nesimi ve niceleri gibi, yzyllardr etrafna k saan ve aydnlatan bu bilge kiilerin yolunda yrmek ve dncelerini gelecek kuaklara aktarmak bizlerin birinci grevidir. Bu anlaymza gre Alevilik-Bektailik ne bir ilim adamnn, ne bir dnrn, ne de bir filozofun rndr.Bin yllar aan tarihin bir rndr.Bu inanta Elele, El Haka vardr.Bu sz birliin ve beraberliin bir simgesidir.Birok yanllklar sonucu birlik ve beraberliimiz zedelenmitir. Bizim felsefemizde ilkeler birlikle bitmez.. Oniki temel ilke olan eline, diline, beline, eine, ana sahip olmak; anl, gnl, sofras ak olmak ; sr tutucu, ayp rtc, kazab yutucu ve hogrl olmak; bunlar Alevilik ve Bektailiin temel ilkelerindendir. nsann gerek gzellii de sznn gzelliidir. Bizim kblemiz insandr.Kainata gre de insan vcududur.nsan yerde ve gkte Tanrnn vekilidir.badetlerin en by, faziletlisi ktlkten kanmaktr.nanann inanan kardeinin yzne sevgi ve muhabbetle bakmas ibadettir.Nice sevinli kimseler vardr ki, onlara nasip olacak kefenlikler dokunup sata karlmtr da kendilerinin haberleri yoktur.

Niyazlar ky mridi Halil Ylmaz, 5.Niyazlar Ky Niyazi Babay Anma ve Kltr enlii nde yapt ve ok ksa olarak zetlenen konumasn u iirle noktalyor:
16

cazetname:1. zin belgesi, eskiden medreseden alnan diploma.2.Alevi Bektai hiyerarisinde Mrit ya da dedebaba tarafndan dedelik, babalk ya da rehberlik yapacak olanlara verilen izin belgesi(Korkmaz , 1993:179).

401

Sevgi, muhabbet kaynar yanan ocamzda Blbller evke gelir, gl aar bamzda Hrslar, kinler yok olur, akla meydanmzda Aslanlarla ceylanlar dost olur kucamzda.. 17

Yredeki aratrmalarmzn odak noktasn oluturan Niyazlardaki Bektailik inanc ile ilgili anma gnleri,cem treleri, ibadet ve le merkezindeki Emek mahallesinde (Niyazlar mahallesi) yerlemi Kent Bektailerinin aile yaplar ve oluan toplumsal deimeler gibi olgularn tmne bu sunumuz kapsamnda yer verme olanamz olmadndan burada yanlca inancn maddi ve manevi kaynaklar, tanmlanma biimleri zerinde durulmutur. III.Deerlendirme Ve Sonu Bat Anadoluda Gller Yresi Alevi-Bektai kltr alannda bulunan nemli ky/kasabalardan, tesadfi koullarla seilen rnekler, bu aratrmada ele alnm ; rnek olay ve katlmc gzlem teknikleriyle betimlenmeye allmtr. Aratrmann tm, bu sunuda dile getirilen ve Bektailik inancnn yerleim alanlar ve klt merkezleriyle snrl deildir.Bu adan bata ne srlen varsaymlardan bir ka denenmemi gibi alglansa da; verileri dosyalarmzda olan ve Bektailik yaam biiminin normlarn, inan sistemini, katksz bir biimde aklayan dnce, gr ve tanmlamalar, tartmalar ilerdeki almalarmzda vurgulanacaktr. Bu boyutu ile elde edilen bulgular genel izgileriyle zetlemek gerekirse, aratrmann sonular olarak u zellikler sylenebilir: 1.Yredeki Bektai ky/kasabalar genellikle Snni-Bektai karm heterojen bir grup yaps ve etkileim sreci iinde yaamlarn srdrmektedirler. 2.Cami, cemevi gibi ibadet yerleri ve ilgili trenler, topluluklarn kendi inansal normlar ve referans kaynaklar balamnda dzenlenmi dinsel kurumlar olarak yan yana ilevlerini yapmaktadrlar. 3.Her grup kendine zg inancn gerei olan dinsel ierikli eylem ve etkinlikleri ayr ayr yapmakta ; toplumsal ierikle olaylarda (doum, evlenme, lm..vb.) inansal farkllklar gzetmeksizin birlikte olabilmektedirler. 4.Bektailer ileyen baz kurumlar ve ak toplum yaplaryla,rnein musahiplik, Bektailie giri (ikrar), evlilik, ocak gelenei, tevella-teberra kural (sevme-sevmeme), babalk/dedelik kurumu, mezhep/tarikat, toplumsal hiyerari ve esnek kimlik anlay vb. kendilerini Alevilerden ayr grmekte ve yle hissetmektedirler. 5.Yredeki Bektailer, Hz.Ali, Ehlibeyt ve Oniki imamlar kendilerine yol gsteren, her cemde, her trende bu sevgi ve saygy Ya Allah, Ya Muhammed, Ya Ali diyerek simgeletiren ve toplumsal ahlakn kayna olarak da eline, diline, beline, eine, ana, iine sahip ol ! ilkelerini benimseyen bir topluluk olmalarna karn soylarnn Hac Bekta Veliden geldiini aklkla ifade etmektedirler. 6.Sz konusu topluluklar, st sylemlerle dile getirilen ve yapay olarak tartlan

Aleviler-Bektailer slmn iinde mi, dnda m? ; Alevilik-Bektailik din mi, aznlk m? ; Cem evleri var m, yok mu? ; Cem evlerindeki trenleri, eylem biimleri oyun mu, ibadet mi? vb.
temelsiz tartma sorularna bakmakszn inanlarnn gereini yerine getirmektedirler. Bu inancn kayna olarak da Ehlibeyt ve insan sevgisini, Anadoluda yaam baz kltr ve uygarlklarn deerlerinin oluturduu bir btnsel sistemi gstermektedirler. Bu sistem iersinde dinsel inanlarn yerine getirilmesi yannda, toplumsal ierikli ve yaptrmlar gerekli
17

Baba Halil Ylmazn 07.07.2001 gn 5.Niyazlar Ky Niyazi Babay Anma ve Kltr enliinde yapt konumadan alnt.

402

klan normatif davranlar da yer alr. Bu nedenle, ayin ve trenlerde bir btnlk sz konusudur. 7.Bu tren btnl iinde yaplan cem ayinlerinde dvaz klt ok zengindir. Cemde saz eliinde okunan nefesler, vgler, iirler, dualar, yenen lokmalar, dnlen semahlar Oniki imamlar, Hac Bekta Veli ve Atatrk adna sylemlerle dile getirilir. 8.Cem ayinlerinde Bektailik erkanna, ikrar alma-verme srasna gre kadn-erkek yzyze ve sessizlik iinde riteller yerine getirilerek niyaz edilir. 9.Cem trenlerinde semah dnme, dvaz syleme yannda, Bektailiin temel kurallar, Oniki imamlar, Hac Bekta Veli ile ilgili sylenceler, nemli ve zgn szler yinelenir. Bu ynyle de cem trenlerini, yalnzca inancn gerei olan ilevleri stlenen mekansal bir rgtlenme dzeni deil, Bektailiin kltrel kaltnn soydan soya aktarlmasn salayan bir eitim kurumu olarak da deerlendirmek gerekir. 10.Yredeki her Bektai topluluu, ister heterojen isterse homojen bir toplumsal yap olutursunlar, Bektailik kltnn zdeksel (maddi) ve tinsel (manevi) simgeleri olarak kendisine ait trbesini, yatrn, ulu kiisini yaplatrarak kurumlatrmtr. 11.Son sz olarak denebilir ki, Bektai kltrnde bask ve korkudan ok hogr, sevgi eitlik ve koruyucu bir z vardr. Kaynaka
BAL, Hseyin; Sosyolojik Adan Alevi-Snni Farkllamas ve Btnlemesi, Ant Yaynlar, stanbul-1997 BALAMAN, Ali Rza ; Akrabalk-Evlilik ve Trleri, zmir-1982. BRDOAN,Nejat;Anadoludaki Alevi Ocaklarnn Kuruluu,levleri,Yaylmalar, IV.Milletleraras Trk Halk Kltr Kongresi Bildirileri,I.Cilt,Kltr Bakanl Halk Kltrlerini Aratrma ve Gelitirme Genel Mdrl Yaynlar, Ankara-1992. AKIR, Sabri ;Kargal:Tahtac-Alevi-Ky Trk Dnyas Aratrmalar,say:108, Haziran 1997, stanbul-1997. DEMR, mer ve Mustafa Acar; Sosyal Bilimler Szl,Vadi Yaynlar, Ankara-1997. DIERL, Anton Jozef ;Anadolu Alevilii, ev.Fahrettin Yiit, Ant.yaynlar, stanbul- 1991. DUVERGER, Maurice ; Sosyal Bilimlere Giri, ev..nsal Oskay, Bilgi Yaynevi, Ankara-1990. EYPOLU, .Zeki ; Btn Ynleriyle Anadolu nanlar, Koza Yaynlar, stanbul-1994. FILALI, Ethem Ruhi ; Trkiyede Alevilik-Bektailik, stanbul-1994. GLPINARLI, Abdlbaki ;100 Soruda Trkiyede Mezhepler ve Tarikatlar, Geek Yaynevi, stanbul-1969. GNER, Ahmet ; Mezhepler ve Alevilik, Hayat Yaynlar, stanbul-1990. HANERLOGLU, Orhan , Toplumbilim Szl, Remzi Kitabevi, stanbul-1986. KEEL , akir ; Alevilik-Bozkrda Yanan Ate, Ankara-1975. KORKMAZ, Esat, Ansiklopedik Alevilik-Bektailik Terimleri Szl, stanbul 1993. KSEMHAL, N. azi ; Sosyoloji Tarihi, Remzi Kitabevi, stanbul-1974. MELKOF, Irene ; Uyur dik Uyandrdlar, ev.Turan Alptekin, stanbul-1994. NOYAN, Bedri, (Dedebaba) ; Bektailik-Alevilik Nedir ?, Ant/ Can Yaynlar, stanbul-1995 NOYAN, Bedri(Dedebaba) ; Btn Ynleriyle Bektailik ve Alevilik, Ard Yaynlar, Ankara-2002. OYTAN, M, Tevfik ; Bektailiin yz, stanbul Maarif Kitaphanesi ve Matbaas stanbul-1947. OZANKAYA, zer ; Toplumbilim Terimleri Szl, TDK Yaynlar, Ankara- 1975. RNEK, Sedat Veyis ; Etnoloji Szl, Ankara-1971. Z, Baki ; Bektailik nedir ? (Bektailik Tarihi), Der Yaynlar, stanbul-1997. ZKIRIMLI, Atilla ; Alevilik-Bektailik, Toplumsal Bir Bakaldrnn deolojisi Cem Yaynlar, stanbul-1993. PRITCHARD, E.Evens; Sosyal Antropoloji, ev. Aydn nce, M.Kl, Birey Yaynclk, stanbul-1998. SEYRC, Musa ; Abdal Musa Sultan, Der yaynlar, stanbul -1992. TRKDOAN,Orhan; Alevi-Bektai Kimlii,Tima Yaynlar,stanbul-1995. TRKDOAN,Orhan; Alevi Bektailerde Norm ve Stat Dalm,Trk Dnyas Aratrmalar, say 154, stanbul-2005.

403

FOTORAFLAR

Abdal Musa Trbesinin Giri Kaps / Tekke

404

Abdal Musa Trbesinin Grnm / Tekke

Trbede Dua Eden nsanlar / Tekke

405

Abdal Musa Trenlerinde Cem Ayini / Tekke

Cemde Halka Namaz / Tekke

406

krar Veren ve Bektailie Girmek steyen Bir Gen / Tekke

krar Treninde Dede / Babaya Niyaz Eden Semah Ekibi / Tekke

407

krar Treninde Semah Dnen Semahlar / Tekke

Hamza eyh Dedenin Trbesinin Giriinde Dede Mehmet zcanla lk Grme /

Kayabelen

408

Hamza eyh Trbesinin Grnm ve Niyaz Eden Kadnlar / Kayabelen

Semah ki Gen Kz ve Geleneksel Giyimiyle Gen ve Yal Bektai Kadn / Kayabelen 409

lkokul rencilerinin Oluturduu Semah Ekibi / Kayabelen

Niyazi Baba Trbesinin Grnm / Niyazlar Ky

410

Cem Evinde Mutfak ve Lokma Hazrlayan Baclar / Niyazlar Ky

ki Dvazc Babaya Niyaz Edererken / Niyazlar Ky

411

Cemde Yemek Sonras Semah Dnme / Niyazlar

Niyazlar Babas Halil Ylmaz ve Derviler / Niyazlar

412

Cemde Yemek Yiyen Baclar / Niyazlar

Cemde Cem Yemei (Lokma) Sonras Niyaz Etme / Niyazlar

413

Cemde Dvazclar Eliinde Yemek Sonras Semah Dnme / Niyazlar

Niyazi Babay Anma Treni ve Semah Dnen Grup / Kuzupnar / Niyazlar 414

Niyazlarda Cenaze Namaz Klnrken

Cenazenin Mezarla Gtrl / Niyazlar Foto : Sabri AKIR

415

Mzakere
Mustafa AKSOY*
Alevi-Bektai Aratrmalarnn nemi ve Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar
Trkiyede cumhuriyet dneminde konu hakknda ilk saha almasnn rneini 1930lar Yusuf Yrkan ve 1970lerde de Mehmet Erzde gryoruz. 1980lerden sonra ise konu hakknda akademik ve amatr almaclar tarafndan eitli saha aratrmalar yaplmtr ve yaplmaya devam edilmektedir. Burada mzakere (ett, oylama) edeceimiz bildiriler; Gller Yresinsinde Bektailik nanc nemli Klt Merkezleri, Do. Dr. Sabri akr; Bektailiin Farkl nan ve Uygulamalarn Yaatan Veli Baba Sultan Oca, Ara Mehmet Ersaln yapm olduklar almalardr. Konuyu mzakere etmeden nce ksa bir aklama yapmann gereine inandmz iin baz ksa bilgiler vermek istiyoruz. Trkiyede yaplan aratrmalar genelde ne hikmetse gcn nereden ald belli olmayan bir nedenden dolay adeta bir tabu gibi dokunulmaz oluyor. Elestirlen almalarda ise konu sadece olumlu ynden deerlendirilir. Byle bir anlayn baz olumlu ynleri olsa da akademik almalarn olumsuz ynlerinin fark edilmesi konu hakknda daha farkl ve derinlemesine almalarn yaplmasna imkan verir. Dier yandan yazmak ve meydana kmak her trl eletiriye meydan okumak demektir. Bu balamda yukarda ifade ettiimiz makaleler hakknda grlerimiz u ekildedir: Sosyal hayatmz etkileyen veya yaanan sosyo-kltr faktrler, rastlantlar sonucu deil, tarihi sre iinde eitli etkileimlerle bize kadar gelirler. Bu adan bakldnda sosyokltr faktrler adeta birer sosyal genetik deerlerdir. Baka tabirle nasl biyolojik faktrler genetik yoluyla, yllarn aknda deierek geliyorsa; sosyo-kltrel faktrlerde sosyal genetik vastasyla tarihten deierek gelerek sosyo-kltrel hayat meydana getirirler. Saha almalar yaanan kltr unsurlarnn tespit edilmesi asndan son derece nemlidir. Ancak akademik almalar sadece alanda fotoraf ekmek (Yani kltr unsurlarn tespit etmek) ya da onu tasvir etmek olarak alglanamaz. Eer bu ekilde alglanrsa o zaman akademik almalar dier almalardan ayran zelliklerin varl da tartlmaya balanr. Sayn akr, tarafndan yaplan alma, makaleden de anlalaca zere be (5) yerleim yerinde, Sayn Ersalnki ise Isparta ili Serinkent ilesi Ulubey beldesinde bir mastr tezi erevesinde, yerinde gzlem ve mlakata dayal yaplan saha almas rnekleridir. Bir almada kullanlan kavramlar bilinen anlamlarndan farkl kullanlmyorsa, bunlarn tanmlarnn almalarda tekrarlanmas, akademik hibir anlam tamaz. Hatta byle bir anlay okuyucular tarafndan saygszlk olarak alglanabilir. Olmas gereken deil de olann olduu gibi ifade edilmesi phesi nemlidir. Ancak sadece olann ifade edilmesi, yukarda ifade edildii gibi fotoraf ekmekten farkl bir ey deildir. Akademik anlay olann arka plann yani tarihi kaynaklarn, niinini, nedenlerini, olas sonularn ve yansmalarn yorumlamay gerektirir. Ksaca akademik anlay alann hikmetini veya hikmetlerini bulmaya ynelik olmaldr. Sosyo- kltrel faktrler tabiatlar gerei ok nedenlidir. Batn zellik tayan AleviBektailii anlamada tek seenek olarak gsterilen, ancak yirminci yzyln ikinci yarsnda
*

Yrd.Do.Dr., Marmara niversitesi Atatrk Eitim Fakltesi, stanbul/TRKYE

416

adeta K. Popper (1902-1994, neo marksit feksefeci. ) tarafndan tarihin derinline gnderilen, diyalektik dnme ve yntem anlay ile aklamaya almak adeta yntem adna yntemsizliktir. Yntemsizlik sorunundan olacak ki Bektailik kimlii ya da Isparta ilini Bektailik kltrnn yaam alanlar asndan deerlendirmeye alrsak Ulubey Veli Baba Sultan Oca kanaatimize gre kltrn en canl yaatld beldesidir ifadeleri kullanlmtr. Konu hakknda sz konusu ilde baka hibir aratrma yaplmadan ya da nceden yaplm aratrmalara bakmadan nasl kanaat sahibi olunur ? Sosyal bilimlerin dili veya kulland aralar, kavramlardr. Eer kavramlar rast gele kullanlrsa, zaten sosyal bilimlerin en byk sorunlarndan biri olan kavram kargaasna yenilerini eklemi oluruz. stelik Trkiye asndan konu daha vahimdir. Kimlik kavram dini anlay ve yorumlar da ihtiva ettii iin, Bektailik kimlii kavram sosyal bilimlerdeki kimlik kavramndan farkl anlamda kullanlyorsa Tanmlar bal altnda mutlaka tanmlanmas gerekirdi. Oysa orada byle bir yola bavurulmad gibi bilinen tanmlar tekrarlamaktan da teye gidilmemitir. Yntem konusunda dier baz sorunlar da yle ifade edebiliriz.Yukarda isimleri yazl olan almalardan birinde Bekti inanlar ve uygulamalar yrelere ve ocaklara gre farkllklar gstermektedir denilmektedir. Bu iddia belki doru olabilir, ancak hibir kaynak gsterilmeden, Arnavutluktan Anadoluya, buradan Msra kadar olan geni bir corafyada yaayan insanlarn bazlarnn dini inanlar bilindii gibi Bektailiktir. Dolaysyla yukardaki anlayn kayna gsterilmeden kullanlan ifade en hafif tabirle genelde Alevilere, zelde ise Bektailere saygszlk, hatta hakarettir. Dier yandan yrelere ve ocaklara gre farkllklar gsteren bir anlay, kat Snni anlaynn dnda kendine zg bir yorumuyla, Bektailik adyla sistemleerek, yukarda ifade ettiimiz corafyada (her eye ramen) insanlarn inanc olmu ve gnmze kadar gelmitir. Halk kltr konusunda saha almas yapldktan sonra tekrar sahaya gitmek imkan yoksa eksik kalan ya da yeterince aydnlanamam baz konularda nceden grme yaplan veya bunlarn nerdii insanlarla telefon grmeleri yaplabilir. Ancak, nceden hibir grme ve mlakat yapmadan insanlarn vicdanlar ve sosyo-kltrel deerleriyle ilgili konularda telefonla bilgi derlemek son derece sakncaldr. Mesela aratrmac konutuu insann gerek kimliini hakknda nasl salkl bilgi verebilir? Bilgiyi veren insann salkl bir ortamda bilgi verdiini nasl bilebilir? Mimik ve tavrlar da bir ifade biimidir. Telefonda bunu yakalamak mmkn deildir. Bu gibi sorunlardan dolay sosyo-kltrel konularda telefonla saha almas yapmak bilimsel btnl gz ard eden bir anlay yanstr. Aratrmalarn balklar verilmek istenen mesaj asndan son derece nemlidir. Ancak Trkiyede bu konuya genelde dikkat edilmez. Oysa yaplmas gereken kullanlan balk ile makalenin ieriinin nemli oranda rtmesidir. Trkiyedeki aratrmaclarn nemli problemlerinden bir de, nce yaplan almalar ya yok saymak, ya da hibir gereke gstermeden onlarn yetersizliinden genel ifadelerle bahsederek, en nemli aratrmay yaptklar intiban vermektir. Byle bir anlay akademik etikle badamad gibi bilgi birikiminin olumas asndan da son derece sakncaldr. Dier yandan her almann olumsuz ynlerinin dahi bir sonraki aratrmalara katksnn olduu unutulmamaldr. Sz konusu her iki aratrmac da konu hakknda aratrmalar olan baz akademisyenleri yok saymlardr. Mesela her iki akademisyende blgede kendilerinden nce aratrmalar yapm olan Yusuf Yrkan, smail Enin ve Ylmaz Soyyerin almalarn grmezden gelmiler. Dier yandan biri Hseyin Bal, Ruhi Flal ve Orhan Trkdoan, dieri ise Ahmet Yaar Ocak ve Mehmet Erz grmezden gelmitir.

417

Bizim kltrmz Ehlibeyt ve insan sevgisi zerine kurulmu bir kltrdr. Anadoluda yaam baz uygarlklarn toplumsal ve inansal grleri zerine kurulmu bir inan sistemidir. Bir akademisyenin byle bir ifadeyi olan olduu gibi ifade etmek anlayndan hareketle yukarda olduu gibi okuyuculara sunmas m, yoksa bu ifadeyi kullanan insann ne demek istediini anlamaya alarak ve yorumlayarak sunmasnn gerekli olup olmadm tartlmaldr? Eer bu tartma yaplmadan yukardaki anlaytan hareket edilirse, son gnlerde bazlar tarafndan tartma konusu yaplan Alevilik slm d (Hibir bilimsel temeli olmayan siyasi ve ideolojik bir yaklam.) anlay desteklenmi olmaz m? Belki, sz konusu ifadenin sahibi bu amala yukardaki ifadeleri kullanm olabilir. Ancak akademisyenin grevi yukarda ifade edildii gibi sadece fotoraf ekmek olmamaldr. Sonu olarak, saha almalar yapan akademisyenlerin her eyden nce altklar konu hakknda salkl altyap bilgilerine sahip olmas gerekir. Sonra ise olabildiince disiplinler aras bir anlaytan hareket ederek, karlatrmal olarak sahada derledii bilgileri okuyuculara sunmaldr. Byle bir anlayla hareket edilirse Bektailik Alevilerden daha serbest, Bektailer kendilerini Alevilerden ayr grmekte ve yle hissetmektedirler ifadeleri kullanlmazd. stelik ikinci cmle Hanefiyim ama Mslman deilim demekle edeerdir. Cem treninin yaplaca eve gelen btn taliplere kahve ikramnda bulunur. Herkes kahvesini iince Dedenin huzuruna kahve takmlar ile klarak duasn alr. Trkiyede neredeyse 1960lara kadar ay imenin dahi ok lks olduu bilinen bir gerek iken, cem trenlerinde kahve imenin cemin ritellerinden biri olarak ifadesi sorgulanrd. En nemlisi, sosyo-kltrel yapnn ve deimenin dinamikleri bilinmeden sosyokltrel hayat anlamak mmkn deildir. Dier yandan biz aratrmaclara den grev ise, yaayan malzemeyi kayt altna almaktr anlay, sosyo-kltrel hayat anlamamaktr. Kald ki akademisyenin byle bir grevi olamaz. Belki olsa olsa akademik alma d kayt altna alnm kltr unsurlarn yorumlamak olabilir.

418

Mzakere
Ayhan AYDIN*
Alevi-Bektai slm nan nderleri Dedeler Babalar
Mzakereci olarak davet edildiim, hatta mzakere edilmesi iin zamannda tarafma gnderilen iki bildiri metnine ramen, ben daha ok gzlemlerini serbest bir yazda ifade etmek isteyen birisi olarak, bir konuma metniyle bu konferansta bulunmay uygun buldum. Varsa bir kusurumuz imdiden afola.

Alevi/Bektai slm nanc


Aleviliin ve Bektailiin olmazsa olmazlarndan olan dedeler ve babalar, ocaklar ve dergahlar konular ne hikmetse son yirmi yldr binlerce kitap yazm olan aratrmac ve yazarlarn ilgisini bir trl yeteri kadar ekmeyi baaramamtr. Bu konuda akas aratrma yapan insanlarn saylar bir elin parmaklarnn saysndan da azdr. Peki bunun nedeni ne olabilir? Bence bunun en temel nedenlerinden birisi, zellikle son yirmi yldr Alevilik/Bektailik diye, insanlara, kimi tarih kitaplarnn tozlu sayfalarnn yutturulmas urasndan baka bir ey deildir. Aleviliin/Bektailiin, Hititleri aratrmas metoduna benzer bir ekilde incelenmek istenmesi; Alevilik/Bektailikle ilgili bilgilerin kimi tarih kitaplarnn ou zaman yalan-yanl yazd, kimi olaylar yn olarak, tarihte kalm bir topluluktan sz eder gibi yazlmas, aratrlmaya allmas, byk yanlglar da beraberinde getirmektedir. Alevilik; sadece ve sadece Arabistan llerinin iinde boy vermi bir inanm gibi hep Arap tarihinin, o da kaba, ham, ou kez, uzman olmadmz bir alan da olsa okuduklarmzdan anladmz kadaryla, abartlarnn yoz yansmalar olarak ylladr bu kitaplarla okutuluyor. Elbette Arabistan da, Araplar da, Emevi, Abbasi dnemlerini de ok iyi bileceiz. Alevilik aratrmalarnda, kitap yazarken bunlar bilmeden elbette olmaz. Ama Alevi slm anlay, bedevi boylarnn birbirleriyle mcadelerinin ok tesinde, stnde bir slm inancnn addr. Alevilik/Bektailikle ilgili aratrmalardaki temel yanllardan biri de, gerekten her kafadan bir ses kyor olmasdr. Alevilii slmiyet dnda gsteren, Hz. Aliyi katillerin ba gibi gsteren, Alevilii/Bektailii putperest kimi kalntlardan ibaret sayan akl d anlaylar; bir grm, bir dnceymi, bir aratrmaym, bir bulumu gibi ortaya serilmektedir. Halbuki; Yaplmak istenen Aleviliin/Bektailiin znden saptrlp, yozlatrlma giriimleridir. Alevi slm anlaynn bin drt yzyldaki oluum evrelerinde birbirinden ok farkl, hatta bugn bizlerin tam anlamyla kavrayamadmz grnmlerinin olmas, Alevilik/Bektailik iinde farkl inanlarn, kltrlerin, felsefelerin izlerinin bulunmas gayet doaldr. nk yeryznn gereidir bu. Her din, her kltr ve inan bir bakasndan etkilenir. Bu gerei kimse deitiremez. Bunu tm dnya kabul etmitir. Tm aratrmaclar bunu kabul etmi. Akl banda herkes bunu kabul eder. imdi biz misal olarak, bir insann beynini kesip bir yana ayrrsak, midesini kesip bir tarafa ayrrsak, barsaklarn ayrp bir tarafa koyarsak burada farkl farkl organlardan
*

Aratrmac-Yazar, stanbul/TRKYE

419

bahsetmemiz gerekir. Gzler, kulaklar, burun, eller, kollar, kalp... eitli organlardr bunlar. Ama elbette tm organlar bir araya geldii zaman, bir btnde, bir vcutta bulutuklar zaman anlamldrlar. Yoksa acaba ayr ayr organlarn ne anlam olabilir ki, birer et paras olmaktan baka? iirin tek tek msralar ne ifade edebilir bir btnde bulumadktan sonra? Bunun gibi nsan insan olduu zaman anlamldr. Din din olduu zaman anlamldr. Adam adam olduu zaman anlamldr. Alevi de Alevi olduu zaman anlamldr. Bizim iin nemli olan insann varl deil midir? Bir btn olarak insan deil midir? Elbette yle. Peki bir Alevinin Alevi olmas yetmiyor mu? Bir Alevi, Alevi kimliiyle, bir Bektai, Bektai kimliiyle varsa, onun bin drt yzyllk oluum evresi o kadar nemli mi? Elbette nemlidir, diyebilirsiniz. Ama acaba o kkleri doru bir ekilde aratrp, aklayabiliyor muyuz? Alevi slm anlaynn tarihi, sosyal, antropolojik, sosyolojik, gemiten gnmze yayld corafyalarda ald grnmleri, bu inancn temel ahsiyetlerinin yaamlarn ve eserlerini, bu inanc oluturanlarn fikirlerini, bu slm inancnn tm ibadet formlarn, olmazsa olmazlarn, dergahlarn, trbelerini, ocaklarn, yazl eserlerini, tm szl inan ve kltr unsurlarn, mezarlklarn; bu insanlarn yaadklar yerleim birimlerini, kylerini, ilk k noktalarn, bugn ilk k noktasndan hareketle nasl bir geliim izgisi gsterdiklerini bugn bilebiliyor muyuz? Bunu ka aratrmac/yazar tarafsz, nyargsz, doyurucu bir ekilde ortaya koyabiliyor? Hemen hibiri. Peki yleyse bunca gndemi igal etmenin nedeni nedir? Bir insan herhangi bir siyasi partiye ye olabilir, herhangi bir dernein gnlls olur, herhangi bir meslek dalnda alabilir, polis olur, asker olur, hakim olur, renci olur, zengin olur, fakir olur, salkl olur, hasta olur, v.s. Yani insana ait, insana dair birok zellik sralanabilir, bir insandan bahsederken. Ama tm bunlarn tesinde, herhangi bir insanda olan/olmas gereken eitli davran kalplarnn dnda, bir kiinin Aleviliini ne belirler? Bu sorunun cevab aslnda en nemli konulardan birisidir. Bir Alevi, bir Bektai kelimenin ve kavramn ham haliyle kimdir ve nedir? Cevab verilmesi gereken soru budur. Eer Alevilik, Bektailik, Snnilik, Hristiyanlk, Yahudilik denilince ilk nce bir inan yaps anlalyorsa, anlalmas gerekiyorsa, ilk nce iin bu inan boyutunu greceiz. Daha sonra bu inan evresindeki dier kalplara elbette bakacaz. imdi Avrupa Birlii denilen birlik sadece bize belli bir corafyay, kltr; ekonomik gelimeyi, demokrasiyi, zgrlk gibi terim ve kavramlar m hatrlatyor? Hayr. Bugn artk herkes anlad ki, Avrupa Birlii dendii zaman ister istemez Hristiyanlk da olayn iine giriyor. nk Avrupada yaayan ve nfusun ezici ounluunu oluturan Avrupallarn ok nemli bir ksm Hristiyan dinine mensuptur. Ama yine byk bir gerek vardr ki, Avrupada yaayan insanlarn byk ksm Hristiyanln pratik uygulamalarn, ritellerini, inan boyutunu tam yaamayan insanlardan olumaktadr. Binlerce kilisede gece-gndz ibadetle megul olan bir Avrupa karsnda deiliz. Deiliz ama ok iyi biliyoruz ki Batda bir Hristiyan kltr, bir Hristiyanlk alglamas var. Bunu grmeden bugn Baty tam kavrayabilir miyiz? Hristiyanlk deyince de, elbette bir ocuun konuyla ilgili sorusuna yant verirken, Hz. sadan, Hz. Meryemden, kiliseden, ikonadan v.d. bahsetmek zorundayz. Yoksa Hal Seferleri, manastr tarz yaamlar gibi konular artk o olayn bir ileriki boyutudur. Yani kavramlar birbirine kartrld gibi, kavramlarn dar ve geni anlamlarn da biz birbirinden ayramyoruz. Trkiyede de birok konuda, kavramda olan da budur. Her ey birbirine kartrlyor. Alevi slm anlay tam tanmlayabilir misiniz? Olmazsa olmazlarn eksiksiz sralayabilir misiniz? Nasl bir inan sistemi olduunu, bin drt yz yl boyunca nasl evrimleip, dnya inan sistemleri iinde, slm iinde, nasl bir platform olduunu tam tekmil yazabilir misiniz? Belki de

420

yazabilirsiniz. Zaten sorun da burada. Her nne kan Aleviliin, Bektailiin bir ynn, kendi alglad ekliyle bir boyutunu, tanmlyor ve o ekilde de anlatyor, tantyor o da kaba, i bir ekilde. Bir solcu, bir msahipli, bir dede, bir Tokatl, bir dernek bakan, bir yazar, bir slm dman yazar, bir Ali dman yazar, bir yobaz, bir misyoner, bir erkek, bir kadn, bir Cemal Sultanl, bir ilkokul mezunu, bir niversite mezunu, bir militan, bir Anadoluya hi gelmemi Batl akademisyen, bir rk, krk yldr hibir alt kimlie sahip olmadan veya onlardan haberdar olmadan yaayan bir kentsoylu... Herkes Alevilikle ilgili kendine gre bir tanm yapyor. Tanmlamalar ok. rnein Aleviler Trkiyede demokrasinin ve laikliin sigortasdr, deniyor. Kastn aan kaba bir benzetme. Niye demokrasinin ve laikliin sigortas Snniler olmuyor da Aleviler oluyor? Demokrasi ve laiklik bir inan sistemi mi, veya bir inan sistemi nasl olur da bir yapnn dorudan sigortas olur? Aslnda bu bir ayrmclk deil midir, ka yapaym derken gz karmak deil midir, Alevilie zarar veren bir tanm deil midir? Laiklii, demokrasiyi benimsemenin dorudan bir inan sistemiyle balants kurulabilir mi? Buna benzer yzlerce rnek vermek mmkn. Dememiz o ki, hangi kkenden gelirse gelsin, hangi siyasi gre sahip olursa olsun, hangi renkten, dinden, dilden, cinsten olursa olsun, ne eitimi alm olursa olsun, ne tip bir Alevi olursa, ne tip bir Snni olursa olsun, Alevilik/Bektailik konusunda bir tanmlama yapacaksa bir kii; Alevilik/Bektailik deerlerinin znden bir tanm yapsn, bin drt yz yllk bir inan ve kltr damarnn birletii ana atardamardan bir tarif yapsn; olan, yaayan, yaanan Alevi slm anlayndan bir aklama yapsn. Yoksa yapmasn. Kimse ondan zaten bir aklama istemiyorsa, her nne gelen bir tanma, bir tarife, bir nitelendirmeye girimesin. Bir yazarsa, bir kurum temsilcisiyse, bir aratrmacysa, bir siyasiyse, bu konu hakknda konumas istenen birisiyse de bu byk inanc arptmadan, olduu gibi anlatsn. Herkesin Alevilii, Bektailii kendinedir, herkes istedii gibi, nasl ki yaad Alevilii tarif ediyorsa, o ekilde Alevilii/Bektailii tarif edebilir, diyemeyiz. Buna kimse karamaz, diyemeyiz. Buna snr konulamaz, diyemeyiz. Elbette herkesin yaad farkl farkl Alevilikler, Bektailikler vardr. Kimisi her daim Allah dilinden drmezken, ceme srekli devam ederken; bazs belki de hayatnda hi ceme girmemitir. Kimisi kendi siyasi grne uygun ynleriyle Aleviliin belli boyutlarn kendine rehber edinirken; kimisi Aleviliin hibir kltrel, sosyal ynn grmeden Aleviliini yaayabilir. Kimisi Bektai ibaret ritellerinin, bu kitlenin dna hi kmadan bu inanc yaarken, kimine gre bu kimlik alt kimliklerinden sadece birisi olabilir. Kimi deyiini, inancn Trke, kimisi Krte, kimi Arnavuta dile getirir bu inan sisteminde. Kimisine gre bir bakasnn Alevi olmas, bir akrabasyla karlam gibi kiiye heyecan verirken, bir bakasna fazla bir ey ifade etmeyebilir... vd. Tm bunlarn dnda bir insan Alevilii tarif ederken, yaarken, onu tahrip etmeden, onun zn bozmadan onu tarif etmesi gerekir. Burada bir Ali dmannn Alevilii tarif etmesi; terrist cenazelerinin cemevinde ne ii var, diyenlere din baronu, unun bunun adam sfatlarn yaktran bir rgtn militanlarnn sz syleme hakkna sahip olmalar kadar, Aleviliini en azndan temel deerleriyle yaayanlarn da sz syleme haklar vardr. Tabii tm bunlar sylerken gzmzn nnde gerek bilim adamlarnn, yansz, yalansz-dolansz ortaya koyduklar ok nemli kaynak eserlerinin de varln inkar edemeyiz. Bunlar ise yeteri kadar okuyup, onlardan yararlandmz ise syleyemeyiz. Byk bilim adam Ahmet Yaar Ocak ve her birisi ok nemli yazd eserleri gibi. Dememiz odur ki; Alevi/Bektai slm anlay; slm iinde kendi ibadet, inan kural ve kaidelerini, rtiellerini eitli kalplar eklinde oluturmu, birbirinden eitli nedenlerle farkl grnmlere sahip olsalar da cem, semah, dede, baba, ocak, msahiplik, muharrem orucu, hzr vd. ok nemli ibadet uygulamalarnda ciddi sistemler gelitirmi, Kuran gibi, Buyruk gibi, ulu

421

ozanlarn ve dnrlerin grleri, szleri, iirleri, deyileri gibi belli kaynaklar kendilerine rehber edinmi, bu sistemlerle yaamlarn srdrm bir inan btnldr. Alevi slm anlay; ok farkl inanlarn, kltrlerin etkisi altnda ok geni bir corafyada ve biraz da uzun bir zaman diliminde ana yapsn olutururken, temellerinde Trk/Krt gibi birbirine olduka yakn ulus aidiyetleri, Mezopotamya/Anadolu/Balkanlar gibi birbirine ok yakn zengin corafi yaknlklar, yine Trk, Krt, n Asya, Mezopotamya, Balkanlar, Anadolu gibi ok zengin ve derin kltrel platformlarn yer ald geni sahada olumu bir byk yapdr. Elhibeyti kendine rehber edinmi, Hz. Peygamberi, Kuran, slmn temel inan, ibadet, iman kaidelerini Snni slm anlayndan farkl bir ekilde alglayp var eden Alevi slm anlaynn oluumunu, tmyle Arap Yarmadasndaki tarihi olaylardan soyutlayp anlamak da olanakl deildir. Hz. Alisiz, Hz. Muhammedsiz, Kuransz bir Alevi/Bektai slm anlay dnlemez. Kerbelada Yezit ordular karsnda en deerli varl olan cann ve tm ailesini gerekten de zalimlerin ayaklar altnda ineten Hz. Hseyinin verdii mcadele; sadece bir yiitlik mcadelesi deil, bir insanlk mcadelesi olarak doru bildii inansal deerleri her art altnda savunma mcadelesidir de.

Hz. Hseyinsiz, Kerbelasz, Muharremsiz, Ehlibeytsiz bir Alevilik/Bektailik dnlemez.


Trklerin Mslman olmalarnn yksn bilmeden, ranllarn, Araplarla mcadelesini bilmeden, iiliin ortaya kn bilmeden, Yavuz Sultan Selimle, ah smail Hatayinin mcadelelerini iyi tahlil etmeden de Alevilik tam anlalamaz. Alevi slm anlaynn olmazsa olmazlar gz ard edilerek bu konuda ahkam kesmek ancak maalesef Trkiye gibi zaman zaman cahilliin yceltildii ve cahillerin el stnde tutulabildii lkelere mahsus bir durum olsa gerektir. Bu konuda Alevililerin/Bektailerin bellekleri yok edilmeye alld iin, Alevilik/Bektailik yeryznde en byk baskya urayan inanlardan birisi olduu iin, kimlik bunalmlar iinde kendini hala ifade edebilme rahatlna kavuamad iin herkes kendi Aleviliini/Bektailiini yaratyor. Peki ne yapmak gerekir? i insanlk duygularyla dolu, ii Alevilik/Bektailik akyla dolu, ii inanlar/kltrler aras diyalogun, ibirliinin ne byk bir zenginlik olduunun bilinciyle dolu insanlar bu alanlarda almal. Bu insanlar da ok byk sorunlar bekliyor. Bir kere u veya bu ekilde Alevilerin bellekleri silinmek istenmitir/istenmektedir. Kendi kimliine yabanclam/yabanclatrlm insan ynlaryla kar karya olduumuz unutulmamaldr. Byle olunca iyi niyetli, insandan, toplumdan, yaamdan ve gelecekten yana umutlu, alkan, fedakar insanlara ihtiyacmz var. n yarglarndan arnabilen, namuslu, saf, tertemiz insanlar olumsuzluklar engelleyip, doru ve dzgn almalar yapabilirler. Bu toplumun, bu aratrma alannn; bu alan igal eden ve gerekten znde bu alana hizmet verme akndan baka amalarla buralara ynelenlerin bunlardan temizlenmesi gerekir. Ya salkl aratrma/inceleme yapacaksn, akl ve mantn kabul ettii/edecei dorular ama gerek dorular koyacaksn ortaya, ya da baka bir ile ilgileneceksin. Bugn dileyen, diledii gibi kendince, Alevilik yorumu yapyor, Alevilii kendi doru bildiini sand yanl bilgiler erevesinde deerlendirebiliyor. Demek ki alan bombo. Hep benzer konulu kitaplar, hep hurafeler, birbirini tekrar eden yazlar... Yllar yl bu ksr dng devam etmektedir. Alevilerin, Aleviliin bu emberi krmas gerekmektedir. Tam bin drt yzyllk bir gemii olan bir inan. Bin drt yzyldr ekmedii ile kalmam bir topluluk. Bin drt yzyldr yemedii darbe, iitmedii hakaret kalmam bir insan yn. Bin drt yzyldr, temel deerlerini, ibadetlerini, en deerli varlklar canlarn korumak iin saklana saklana, bin drt yzyllk bir uykuya dalm bir zavall toplum var m ki dnya da, sorundan bahsetmeyelim? Hem Alevilerin kendi ilerindeki sorunlar, hem de hi olmamas gerekirken Alevilii bir sorun haline getiren basiretsiz devlet yneticileri, dini deerleri smren frsatlar, sorunlara sorun eklemilerdir. Bugn maalesef salkl dnme ortamndan

422

yoksun olduumuz iindir ki, bu ada bile hala kendi topraklarmzn z deerlerini gerekten yeniden kefetmekle megulz. Herhalde birileri ile ekmekten holandklar gibi, birilerine de ciddi manada sknt vermekten byk zevk alyorlar. ok basit baz uygulamalarla zlebilecek problemler derinleip, byyerek tam hastalk halini alabiliyor. Alevi kimliini doru bir ekilde tanmadan sorunlarn almas mmkn grnmyor. Ayn ekilde Aleviliin temel deerlerinin de doru bir ekilde tahlil edilmesi bir zorunluluktur. Bu da yaplmadan skntlarn giderilmesi mmkn deildir. Gerekten ciddi aratrma merkezlerimiz olsa, iyi niyetli aratrmaclarmz, yneticilerimiz olsa bu ulus, bu topraklar ne byk hazinelere sahip; bunu tm dnyaya gsterebiliriz. Bu kof bir halk dalkavukluu deildir. Bugn on binlerce dize iire sahip, emsalsiz ezgilere, mzie sahip; yzlerce farkl semaha sahip; birbirinden daha az nemli olmayan kltrel ve inansal ritellere sahip, elle tutulacaklar sylersek; (byk bir hata sonucu, bir kymla yok edilenlerden geriye kalan hala onlarca dergah, tekke, trbe buralardaki emsalsiz ilemeler, ekiller); birbirinden nemli el yazmas ecereler, cnkler, defterler, kitaplar... hala ama hala sandklarda gizlenen yine emsalsiz giyitler, el ii aletler, fotoraflar, hatralar, mektuplar, mhrler... Bunlar gibi nice zenginliimizi millet olarak, toplum olarak deerlendirebilsek ortaya neler neler kar. Zaten bir ak hava mzesi grnmnde olan gzel Anadolumuz ve Balkanlardaki soydalarmzn rnleri gerekten onlarca ok byk mze malzemesi sunar. Her yrenin farkl ezgisini, sazn, semahn, her ocan kendine zg cemini, nevruzunu, hdrellezini, erknn kameralarla kasetlere eksek; Erenlerin zinde yolculuk yapsak deil bir, yz belgesel dizisi karrz. Ne ilelere, ne aklara ahit olmutur Anadolu ve Balkan topraklar; Civan Alileri, Krolunu, Dadalolunu canlandrsak, daha eskilere Dedem Korkuta gitsek, soy soylasak, boy boylasak hallarmz, kilimlerimizi sersek yeter insanln nne, ok yorulmamza gerek kalmaz Trk topluluklarnn bykln gstermeye. Ama yok illa ki bir Alevi/Snni sorunu; bir Krt/Trk ayrm vb. meseleler olacak! Birileri herhalde byle istiyor. Yoksa bunlar akl banda olan devlet yneticileri eninde sonunda zerdi. ok mu zor Alevi slm anlaynn tm boyutlarn aratracak bir niversitenin, hadi diyelim, bir bamsz enstitnn kurulmas? ok mu zor tm Trkiyeye seslenecek bir yayn organna sahip olmak? ok mu zor kaybolup gitmeye balayan, tarihi neme sahip eski deerlerimizi aratrmak, derlemek, toparlamak bir byk ariv kurmak? Herhalde ok zor ki; Alevisiyle, Snnisiyle, i adamyla, devlet yneticisiyle, yazaryla, dernek bakanyla bu olmas gerekenlerin, olmamas iin elbirliiyle gayret saf ediyorlar. Herhalde ok zor ki; son yirmi ylda birbirini tekrarlayan yzlerce kitabn yannda ciddi aratrmalara ynelememiiz. Herhalde ok zor ki; ne devlet, ne Alevi kesim, ne Snni kesim bir hakszln nlenmesi, bir hak gaspnn engellemesi iin ciddi hibir aba sarf etmemi. ok mu abarttm? Hi sanmyorum. Elbette gece gndz hep olumlu iler iin ura veren, ok fedakr insanlarmz da oldu; Alevisiyle/Snnisiyle. ok yararl uralar veren kurumlar da oldu. Bunlarn hibirini inkr etmek haddimize dmez. Ama ne yazk ki, daha ok daha fazla yaplmas gereken i var. Daha arivlerde evrilmeyi bekleyen Alevilii dorudan ilgilendiren, Alevi tarihini aydnlatmaya yardmc olabilecek binlerce belge orada bekliyor. Ne yazk ki, daha Alevilii tanmla problemiyle urarken, birilerin Alevilii yozlatrmaya alrken, genlerimiz ellerimizden gidiyor. Maalesef gemiin tan dedeler, babalar, ozanlar birer birer gp giderken, byk bilgi birikimlerini de beraberlerinde gtryorlar. En nihayetinde ok da olumlu bir tabloyla kar karya deiliz.

Dedeler/Babalar
Aslnda dedeler ve babalar dediimiz ve bence sadece Aleviliin, Bektailiin deil, ayn zamanda Trk kltr ve inan dnyasnn da ok nemli yap talar olan insan tipleriyle ilgili sylenecek ok ey var. Dede ve baba dediimiz insanlar yzyllar boyunca u veya bu ekilde

423

Alevi slm inancnn temel deerlerini koruyarak, yaatarak, kendilerinden sonraki kuaa aktararak, emsalsiz bir tarihi grev yerine getirmilerdir. Halk ozanlaryla birlikte, kendilerine cemlerde byk lde yardm eden zakir (aklar)lerle birlikte, yola gnl vermi inanl kiilerle birlikte, bu byk yolu bugnlere getiren kiiler dedeler ve babalardr. Dedeler ve babalar sosyal yaamda da ok byk roller stlenerek, Alevi toplumunun tmden dalmasn da engellemilerdir. Toplumu dirlik ve dzenlik iinde tutmak iin azami gayreti sarf eden dede ve babalarn bu grevlerini, sadece byk bir YOL akyla yaptklarn sylemek gerekir. Onlarn bu uurda ektikleri ileler gz nnde bulundurulursa, bu insanlarn bu gelenei yaatmak iin en byk sermayelerinin Alevi slm Yoluna duyduklar byk ballk olduu rahatlkla grlr. Dedeler ve babalar dediimiz, Alevi/Bektai slm yolunun inan nderleri olan insanlarn temel karakteriksel zelliklerinden birincisi onlarn Ehlibeyte benzersiz bir akla bal olmalardr. Gerek Ehlibeyt soyundan gelsin, gerekse de bu soya gnlden bal olsun, tm Alevi/Bektai slm nan nderi Dede ve Babalar, Ehlibeyt inan ve dncesinin yaamas iin mcadele vermilerdir. Yaamlarnn en temel deerleri olarak grdkleri Ehlibeyt ve Alevi slm Yolunun kurucular On ki mamlar bata olmak zere, Krklar ve bu soydan, bu inantan gelen, yolun ulularna ballk, muhabbet dedeliin ve babaln olmazsa olmazlarndandr. slm dnyas iinde gr ve dnceleriyle saygnlk kazanm byk mutasavvflarn grlerine ballk, onlar benimseme ve anma da dede ve babalarn ayrt edici zelliklerindendir. Elbette istisnasz tm dede ve babalar, Hz. Muhammedin, Hz. Alinin yaamlarn kendilerine rnek alarak, Alevi slm anlayyla onlarn yolundan gitmiler, kendi inan yaplarn da zamanla iyice olgunlatrmlardr. Alevi/Bektai slm nan nderleri kendi yollarn aydnlatan; Ebu Mslim-i Horasani (. 755), Beyazd- Bestami (. Yaklak 875) Cneyd-i Badadi (. 910), Hallac Mansur (. 922), Koca Ahmet Yesevi (. 1167), Ebul Vefa (Tacul-Arifin Seyyid Ebl-Vefa Badadi) (. 1107), Dede Garkin, Haydariliin kurucusu Kutbeddin Haydar (. 1221), Kalenderiliin kurucusu Cemald-Din Savi (. 1232/33), habeddin es Shreverdi (. 1234), Baba lyas (. 1240), Baba shak (. 1240), Muhyiddin bnl Arabi (. 1241), Ahi Evran (. 1261), Hac Bekta Veli (. 1270), Mevlana Celaleddin Rumi (. 1273), Sar Saltk (. 1293), Barak Baba (. 1307), Tabduk Emre, Yunus Emre (1320), eyh Edebali (1326), Abdal Musa, Abdal Murad, Abdal Mehmed, Postinpu Baba, eyh Mehmed Kteri (I. Murat Dnemi (1362/1389), Seyyid Ali Sultan (. 1402), mameddin Nesimi (. 1408), eyh Bedreddin (. 1416), Kaygusuz Abdal (. 1424) Hac Bayram Veli (. 1429), Otman Baba (. 1478/79), ah smail gibi ayn zamanda bir ksm iin slm tasavvufunun da temel talar diyebileceimiz insanlarn gr ve dncelerinden de etkilenerek, onlarn fikirlerini de benimseyerek inan ve ibadet sistemlerini oluturmulardr. Tarihler boyunca derghlar, tekkeler, ocaklar, cemevleri Alevi slm inancnn da hem merkezleri, hem de bu inancn yayld mekanlar olmulardr. Vahdet-i Vuct ve Vahdet-i Mevcut felsefi ekollerinin etkisiyle kendi kimliini bulan byk Kalenderi okulunun farkl ubeleri diyebileceimiz ve zaman zaman gerekten deiik niteliklerde kullanlan Haydarilik, Veflik, Huruflik, Bektailik, Mevlevilik, Bayramilik, gibi isimlerle anlan bu byk inan akm tabiri caizse drt ktaya yaylmtr. ounlukla mlhidlik, zndklk, rafizlik vb. sfatlarla nitelendirilen ve dinden imandan km, saptm olarak telaffuz edilen byk inan nderlerini ve bu inanca mensup insanlarn bu byk inancnn, ayn zamanda Osmanl Devletini kuran ana g olmas ise ok ilgintir. Osmanly kuran, Anadolunun ve Balkanlarn fethedilmesini salayan, bu topraklar Trk yurdu yapan, Hristiyanln hakimiyetindeki bu byk corafyada slmiyeti kabul ettiren bu inan sistemi neden din dlk sulamasyla kar karya kalmt? Farkl yzyllar iinde farkl farkl isimler

424

alsa da, grnts biraz deise de hep ayn zde yaayan bu byk slm ekol yani bugn adna Alevi slm denen inan yaps, ounlukla dinin siyasete alet edilmesiyle ve dinin yine ok kaba ve yanl yorumlanmasyla resmi evrelerce hep dlanm, youn saldrlara maruz kalmtr. Sar Saltuklarla, Abdal Musalarla, Geyikli Babalarla, Seyyid Ali Sultanlarla Batda Trklerin ilerleyilerini, Osmanlnn yeni topraklar kazanmasn ifade eden bu Abdallarn yolundan gidenler, Osmanl/Safavi ilikilerinin atmaya dnmesiyle din d ilan edilir olmulardr. ah smaile byk bir sevgi ve akla bal olan Anadoludaki Aleviler, bu sevgi ve ballklarn bedelini canlaryla demilerdir. Sadece bununla kalnmam, yazlan ve binlerce olduu artk bilinen eitli belgelerle (birou Mhimme Defterlerinde mevcut olan), slmiyeti akla benimseyen, akla yorumlayan, cemlerinde sazlaryla, kadn/erkek ayrmadan, aynen atalar gibi hep birlikte ibadet eden bu byk kitle irkin saldrlara muhatap olmutur. te bu byk saldrdan en byk yaray alan da yine Alevi ulular olan atalar, yani dedeler, babalar olmutur. Cem yaptklar iin, inan ve ibadetlerinin gereini yerine getirdikleri iin, maalesef hibir gnahlar ve sular olmad halde, ou zaman bir su isnat edilerek, ldrlen, evlerinden, yurtlarndan edilen, cemleri baslan byk Alevi kitlesi iinde, byk skntlar ekenlerin banda hi phesiz dedeler ve babalar gelmektedir. ok eitli nedenler, bu yaznn konusunu ok aan eitli srelerle, byk slm filozoflarnn grleri nda, Ehlibeyt akn yaatmak iin, cemler yapan, sazn Hakk ak iin alan, halknn yannda, onlarn dirlik ve dzenlii iin alan Alevi slm nan nderleri olan dede ve babalar, ok byk hakszlklara uramalarna ramen, Aleviliin yok olmasn nlemilerdir. Dedeler ve babalar, halk ozanlaryla, ak (zakir)larla birlikte, her trl cefaya katlanarak Alevi slm Yolunu yaatmay baarmlardr. Gerekten de, Aleviler dedelere ve babalara ok ey borludurlar. Belli ocaklara mensup dedeler, dergahlarda hizmet yrten babalar ve bu insanlara yardmc olan, dier nderler temelde ayn inan sistemi iinde gr ve dncelerini yaatmlardr. Ayrca bugn nemli lde yok edildii sylense de, tamamen tahrip olmaktan kurtulan kimi nemli yazma eserlerin dedelerin, babalarn bavuru kaynaklar olmas, dergahlarn ve ocaklarn yaplar gerei birbirlerine ok ak olmas aradaki ilikilerin srekliliini salamtr. Daha dorusu bu ana Kalenderilik yaps iinde neredeyse seyahat etmek bir gelenekti. Dedeler, babalar seyahat eden, baka dergahlara, ocaklara, inan merkezlerine srekli giden insanlard. Ayrca ocak merkezleri sadece Alevilerin deil, Alevi slm inan nderlerinin de srekli gittikleri merkezlerdi. Bunun yan sra ok iyi bilinen bir baka gerekse, Anadoluda, Balkanlarda ocaklar hiyerarisinde Pir, Mrit, Rehber ismiyle hemen her ocan bir baka ocakla balantsnn bulunmas, Aleviler gibi dedelerin de pirlerinin, mritlerinin, rehberlerinin ve pir, rehber, mrit ocaklarnn varlklar da bu inan merkezleri arasndaki balanty salayan ana unsurlardandr. Bir de tabii Hac Bekta Veli Dergahnn Anadolu ve Balkanlarda ok byk neme sahip olmas nedeniyle srekli ziyaret edilen, buluulan, konuulan bir ana merkez rol olduu da unutulmamaldr. Geleneksel olarak zikredilen, Anadolu ve Rumelideki tm erenlerin Hac Bekta Veli Dergahndan el aldklar, sz tam gerei yanstmasa da, bu dergahn nemi yadsnamaz. Yani Anadoluda, Balkanlarda, Msrda ve baka yerlerdeki Alevi merkezlerinin birbirleriyle ok sk balantlar vard. Bu ana merkezlerde bulunan dedeler, babalar ve dier inan nderleri birbirlerinin grlerinden etkilenmilerdir. Nihayetinde bugn bir Balm Sultan Erkanndan bahsediyorsak, burada bir sistemin kurulduunu kabul etmemiz gerekmektedir. Ocaklarda, dergahlarda, dede ve babalarda ortak olan kitaplar mevcuttu. Eer bin yldr Anadoluda ve Balkanlarda cemlerdeki semahlar dnlyor, nefesler sylenip/alnyorsa bunda bir hikmet aramak gerekir. Yani Alevi slm inancnn belli

425

ekilleri, artlar bin yl nceden olumaya balam ve bugnlere gelebilmitir. Bin yldr Anadolu ve Balkanlarda Alevi slm anlayn oluturup, yaatan, bu uurda ok ileler ekip, bedeller deyen dedeler ve babalar gerekten kimlerdir, tarihte ne gibi bir rol stlenmiler, neler yapmlar, nasl bir sistemde hangi kurarlara uyarak geleneklerini yaatmlar ve onlarn bugnk durumu nasldr? Alevi slm inancnn temel talar olan bu insanlar bugn ne yapmaktadrlar? Gerekten byk bir onuru tayan bu insanlarn gr ve dnceleri nelerdir? En bata hala bu insanlar yayor mu? nan nderi kimlikleriyle yayorlarsa, nasl yayorlar? Nerede yayorlar? Ne haldedirler? Bunlarn sorulmas gerekiyor. Bunlara cevap verecek ciddi aratrmalarn/almalarn yaplmas gerekir. Sorulmas gerekiyor nk bu insanlarn bin yldr ektikleri yetmiyormu gibi, son byk darbelerden birisini de onlara ne yazk ki, Alevi toplumu iinden kan bir ksm kendini bilmez insanlar vurdular/vurmak istediler. Hzl bir sol rzgarla, yalan/yanl alglanan ve uygulanan bir sol zihniyetle bu insanlara bir darbe de, bilinsizliklerinin eseri olarak kendi sonlarn da hazrladklar sakat bir sosyalizm anlayndaki bir bilinsiz kitleden geldi. Dedelerin/babalarn halk smrdkleri, bu sistemin an gerisinde kald, an bilim a olduu, bu nedenle hurafelerle insanlarn kandrlamayaca, gibi eitli sylemlerle bu inan nderlerinin zerlerine gidildi. Cemler basld, dedeler dvld, hakarete uradlar. Gerekten de, uursuzca hareket ederek, Alevi slm Yoluna hizmet etmeye alan dedeler, babalar rselendi. Bunun hem inan nderleri, hem de Alevilik zerinde ok olumsuz bir etki yaptn sylemek gerekir. Elbette dedeler de, babalar da, dedelik ve babalk kurumlar eletirilecek ve eletirilmelidir de. Hatta her boyutuyla irdelenip, eletirilmelidir. Ama bizim sylemek istediimiz toptan bir kurumun yok edilmesine ynelik davranlardr ki bunlar maalesef yaplmak istenmi, bu olumsuzluklar yaanmtr. Bunun yan sra Trkiyede ard arkas kesilmeyen gerici zihniyetteki ykselme ve lkenin ada deerlerinden sapmalar da, gerici kesimin Alevilere ve inan nderlerine kar hasmane tutumlar da olumsuz bir tablo kard. Krdan kente gn getirmi olduu sarsntlar, Trkiyenin iinde bulunduu sosyo/ekonomik durum, yanl sosyalist sol uygulamalar, gericilerin basklar, yaam koullar, kuak atmas, az da olsa kimi inan nderlerinin suiistimalleri, dnya konjonktrnde inanlar karsnda baka baka deerlerin ne karlmas, parann bir meta aracna dnmesi, insanlardaki kimi deer yarglarnn deimesi gibi onlarca neden dedelik/babalk gibi Alevi slm inan yapsn sarst. Tm bunlara ramen dedeler/babalar her trl olumsuz artlara ramen, nasl atalar her art altnda yolun gerei, inanlarndan dn vermemilerse, onlar da her eye ramen kimliklerini yaatmay baardlar. ok ileler ektiler, hala da ekmeye devam ediyorlar. Fakat Anadoluda olsun, Balkanlarda olsun cemlerini yrten, sazlarn alan, Hakk/Muhammed/Ali diyen dedeler, babalar Alevi slm inancnn iindeki inan nderleri kimliklerini kaybetmediler. Mcadelelerine devam ettiler. Duyarl kimi liderlerin, kimi aydnlarn, yazarlarn, kurum ve kurulu temsilcilerinin de sayesinde yeniden bin drt yzyllk deerleriyle, ayaa kalktlar. Peki gerekten kimlerdir dedeler-babalar?

Dedeler-Babalar Kimlerdir?
Dede dediimiz, seyid, mrit gibi isimlerle de anlan Alevi inan nderleri ve Baba denilen Bektai nan nderleri; aslnda bir byk gelenein temsilcileri olarak, temelde Alevi slm inancnn din adamlar, rehberleri, nderleri olarak bu inanca ait olan temel bilgileri ve deerleri, ritelleri tayan, yaatan, aktaran insan tipleridir. Dedelerin ok uzun kuaklar boyunca atalarnn oluturduklar ve kendilerine yine atalarndan geen bir farkl yaam anlay ekilleri vardr. Onlar sradan bir yaam sren, Alevilii sradan yaayan insan tipleri deillerdir. ok iyi olumu, zamanla kurumsallam temel baz davran kalplarna gre hareket ederler.

426

Onlarn toplum iinde nemli grevleri, ykmllkleri vardr. Aileleri dier ailelerden farkllklar gsterir. Dedelerin yapt evlilik ancak ocaklar-ocakzadeler arasnda yaplan bir evlilik trdr. Dedeler yine bir baka dedenin kzyla evlenebilirler. Yani evlilikte bir snrlama vardr. Dede ocuu sradan bir aile ocuu gibi deildir. Onun dedeliin devam etmesi iin atalarnn ona verilen ek grevleri de yerine getirmeleri, belli davran kurallarna uymalar gerekir. Kendi kynde ve/veya dedelie ktklar talip kylerinde aylar boyunca cemler yrtp, bir inan nderi kimliiyle hizmet etmesi gereken dedelerin, bu manada gerek cem dedelerinin, ileri hibir zaman kolay olmamtr. Ak ve cezbe iinde, Alevi slm anlayyla maddi menfaat dnmeden inancna, toplumuna hizmet etmenin birinci derecede grev kabul edildii dedelik kurumu ok byk zorluklar aarak bugne gelebilmitir. Dede sadece cem yrten kii deildir. Ayn zamanda tm dedeler de cem yrtmeyebilirler. Bir kutsal aile ferdi olarak dede, bal olduu ocan ve kklerinin mevcudu olan Ehlibeytin maneviyatn tayan insanlar olduklar iin cem yapmasalar da toplum iinde ayn sevgi ve saygy grrler. Kiinin dede olarak nitelendirilmesinde yann bir nemi olmazsa da, genlik an am, belli bir tecrbesi ve olgunluu olan dede ocuklarna dede denildiini, onlara daha ok sayg duyulduunu da grmemek mmkn deildir. Ayn ailede ayn dede ve ocak kknden gelen birok ok insan bulunabilir. Belki de ortak yaamlardan dolay kalabalk amcazadelerin ortak yaadklar byk ailelerden, byk dede evlerinden, dede ailelerinden sz etmek de mmkndr. Burada hi phesiz toplum iinde tm dede soylular nemli addedilirken en yal, en tecrbeli, en ok sevilen, en ahlakl nderin arl ve nderlii o ailede hissedilir. Dedelerde ve babalarda aranan en nemli vasflar; temiz (doru) ahlakl olmalar, bilgi birikimlerinin olmas, toplum iinde sayg duyulan/sevilen insanlar olmalar, geleneksel yapy sergileyecek ekilde davranp, yaamlarn srdrmeleri vb. eklinde sralayabiliriz. Cemleri kimin yrteceine, talip kylerin stne gitmeyi (grg-sorgu-cem yapma), kimin veya kalabalk slalelerde hangi amcazadenin, hangi kolun bu grevleri yerine getireceine, bir nevi yllk hizmetlerin blmn o ailedeki, slaledeki nder pozisyonundaki dede veya dedeler birlii karar verir. Dede ocaklarnn birok sosyal fonksiyonu vardr. Hastalarn ifa bulmak iin gittikleri, taliplerin ziyaret olarak, kutsal mekan olarak bilip kurbanlar kestikleri, dileklerin yerine gelmesi, hayr ve dualarn alnmas manasyla ok nemsenip sk sk andklar bu kutsal mekanlar zamanla tm Alevilerin ok deer verdikleri yerler olmutur. Halkn dedelere ilgisi biraz da bu kutsal ocak mekan kavramyla dedeleri zde grmelerinden kaynaklanmaktadr. Bilinen bir yaygn uygulamaya gre cem yrtse de, yrtmese de, derin bir bilgisi olmasa da ocak, trbe, dede evi gibi mekanlarda bulunan dede soylu kiiler, halkn byk sevgisine mazhar olagelmilerdir. Bu anlamda dedenin bir duas, hatta bizatihi varl yeterli olmaktadr. Kendisini yetitirmi, hatta medrese eitimi alm dedeler, geni bilgi ve kltr kimlikleriyle klasik manada dedelik grevlerinin yannda yrelerinde hocalk, din alimlii, yneticilik gibi grevleri de yerine getirmilerdir, zaman zaman. eitli eserler kaleme alan, aydn yaplaryla Alevi kimliklerinin dnda Snni slm anlayndan insanlarn da byk hayranln kazanm ve onlara da hizmet eden ok sayda dedenin varln da biliyoruz. Bunlar iinde birok yabanc dil renmi zellikle Arapa ve Farsaya hakim dedelerin varl yazl kaynaklarda da grlmektedir. Klasik manada tarihteki dedelik kurumundan ve dedelerden en azndan farkl artlar ve mekanlarda hizmet yrtmeye balamalaryla ayrlan gnmzdeki dedelerin sorunlarnn eskiye nazaran azalmasna ramen nemli oranda devam ettiini, bu sefer an artlarnn dedelik kurumunu ve dedeleri ok zorladn rahatlkla syleyebiliriz. ve d evrede bir

427

mahallenin, kyn, obann, airetin, blgenin en nemli simalar arasnda sivrilen dedeler ve babalar ayn zamanda kendi ocaklarnn, sreklerinin, dergahlarnn da ana sisteminin ileyiinin temsilcileridirler. Dedeler sadece kendi belli saydaki taliplerinin mritleri olmakla kalmaz bazen belli ocaklarn da mritleri olarak kendilerine bal dedeleri de grebilirler. Ayn ekilde bir dedebabaya ve postniine, elebiye bal olarak hizmet yrten babalar da bal bulunduklar sistem ierisindeki pozisyonlarnn kendilerine ykledikleri grevleri de yerine getirirler. Cem yrtmeleri, yola girmeleri, nasip almalar, evlenmeleri, msahip tutmalar, hizmet yrtmeleri, kurban kesmeleri, ibadetleri yerine getirmeleri, toplum ierisindeki yerlerinin belirlenmesi, genel Alevilik/Bektailik iindeki hiyerarisinde kendilerinden beklenenleri yapmalar ve tm yaamlar aslnda sk kurallarla belirlenmi olan dede ve babalarn gerek pozisyonlarn anlayabilmek biraz da Anadolu ve Balkanlardaki Alevi slm inan atsnn yapsn bilmekle mmkn olabilir.

Ocaklar / Dergahlar / Bektailer


Dou Ocaklar diyebileceimiz ve temelde Dou Anadolu blgesinin byk corafyasnda hakim olan ve doa st glerin, gemi byk medeniyet unsurlarnn, zengin kltr dokusunun, farkl ulus aidiyetlerinin belirleyici olduu nemli bir alanda boy veren Aucan, Kureyan, Baba Mansur, Cemal Abdal gibi onlarca byk ocak ve bu ocaklarn dedeleri Anadolu Alevi slm anlaynda nemli gerein ifadesini yanstr. Byk oranda Erdebil Oca kaynakl ve bu ocaa bal olarak, On ki mamlar, Ehlibeyt severliin yceltilmesi temeline dayanan bu ocaklar ve bal dedeleri, ocaklar hiyerarisinde byk mucize ve keramet sahipleri olduklarna inandklar atalarnn kutlu nefeslerinin kendilerine verdikleri glerle cemlerini yrtmlerdir yzyllar boyunca. Bu byk etki gnmzde de halen tm canllyla devam etmektedir. Anadolunun ortasnda ve Ahmet Yesevi Ocann/Dergahnn Anadoludaki en byk ve at merkezi olan Hac Bekta Oca/Dergah ise Orta Anadolu ve Bat Anadolunun yannda Balkanlara uzanan Alevi/Bektai inan sistemi ve Bat Ocaklarnn/Dergahlarnn da bir nevi ama merkezidir. Bu nedenle gvercin donuyla Sulucakarahyke gelmi, yetmi iki millete bir nazarla bakan byk Kalenderi eyhi ve adna ok byk bir inan sistemi kurulan Hac Bekta Veli erenlerin, alp erenlerin, dede ve babalarn zerindeki en nemli nfus sahibi kiisi olmutur. Bugn ister soyca Hac Bektan soyundan gelenler / geldii sylenen (buna inanlan) elebilere bal olan dedeler olsun, ister Hac Bektan dnce sistemini yaatan ve onun mcerret (evlenmemi) olduuna inanan Babagan Bektai babalar olsun, byk dou ocaklar olsun; mrit olarak, pir kaps olarak Hac Bektan kendisini kendilerine rehber edinmilerdir. Horasan Erenleri iinde ayr bir yere sahip Hac Bektan Dergahnda yetimi veya yetitii sylenen en azndan bu byk dnce okulundan etkilenmi, esinlenmi, Anadolu/Rum Abdallar, Bacyan Rum, Gaziyan Rumun temsilcileri binlerce ulu kii srekli Batya ilerleyip inanlarn buralarda yaatma, yayma imkanna kavumulardr. ster mcerret (bekar) olduu bilinen Sar Saltuk, Abdal Musa, Geyikli Baba, Akyazl Sultan, Otman Baba, Demir Baba, Harabati Baba gibi hem alp eren, hem veli sfatndaki ulular olsun; ister evlendiine, soyunun devam ettiine inanlan Kzldeli (Seyyid Ali Sultan), Ali Ko Baba, gibi binler ulu kii Hac Bekta dnce temelinde bir inan sistemiyle Hristiyanlara da yaklap inanlarn onlar iinde de yaymay baarmlardr. Sadece soyca kendilerini Ehlibeyte, On ki mamlara balayan dedeler (seyyidler) deil, ayn zamanda babalar da, rehberler de bu yola dedeler kadar hizmet etmilerdir. Yanyatr ve Hac Emirli Ocaklarna bal olan Tahtaclar ise lkemizin zellikle Batsnda ve Akdeniz blgesinde yaamlarn srdrrken dier Alevi guruplarndan baz farkllklar gsterirler. Aleviler iinde Arapa ve Snni slm inan deerler sistemlerinin hemen hemen en az etkili olduu

428

guruplardan birisi olan Tahtaclar, aynen epniler gibi, z Trke konumaya ve Trkeyi kullanmaya ar bir hassasiyet gsterirler ve bunu kesinlikle ibadette uygularlar. Yani Kuran dahil hibir Arapa etkiye rastlanmaz bu gurupta. Yzyllar boyu kendi ocaklarn pir ve mrit kaps olarak tanyan bu insanlar geleneklerini cumhuriyet dnemine kadar en iyi muhafaza eden kitlelerden birisi olmu, cem adrlarn engin dalarda kurarak dedelerin huzurunda ibadetlerini yapmlardr. smi Ahi Evrenle zdeleen Ahilikteki ahlak prensiplerinin ve Ahi eyhlerinin seilme, grev yapma usullerinin ve genel anlamyla Ahiliin baz ynleriyle Alevilik/Bektailikle i ie getiini, doru/drst retimin, ahlakl yaamn, yardmlamann, meslek erbab olmann ancak ok almakla olabilecei ve toplum nderi olabilmek iin nce o kiinin toplumun temel deerlerini yaamas gerektiine inanlan ve topluma zararl olabilen, hilekar yan eline sahip olmayan alanlarn arklarnn dama atlarak dlandklar, cezalandrldklar Ahilik kurumuyla ve onlarn inan nderleriyle Alevi/Bektai slm inanc arasnda youn bir etkileimin olduunu da belirtmeliyiz. Bu bugne kadar yaanan bir birlikteliktir. Daha ok Bat Anadoluda ve Balkanlarda hayat alan bulan, gelien ve genileyen Bektailik ok nemli bir inan sistemi olarak ok derin bir felsefi yap oluturarak binlerce ok nemli simann kabul ettii ve/veya inan mekanlarndan yetitii bir slm yolu olmutur. Balm Sultan tarafndan kurumsallatrlan Babagan Bektai Kolunda aslnda zde mcerretlik (bekarlk) esastr. Ama zamanla evlilik de bu sistem iinde grlmeye balanm, gnmzde ise Arnavultluk dnda Babagan Bektai Kolundan olsa bile mcerretlik sistemini uygulayan hemen hi kimse kalmamtr. Geri bu da gerekelerden birisi olarak gsterilerek aslnda dnyada tek bir Bektai Dedebabas olmas gerekirken, bugn maalesef eitli nedenlerle Trkiyede iki ve yukardaki neden de (mcerretlik) bir lde ileri srlerek, bir de Arnavultlukda bir mcerret dedebaba olmak zere, dedebaba bulunmaktadr. Yzyllar boyu soya (nesebe) bakmadan Balm Sultan Enkanna uyarak yola giren, nasip alan ve hizmet eden Alevi-Bektai slm nan sistemi deerleriyle yaayp, bu inanc yaatan on binlerce dervi, baba, halife baba, dedebaba tm Bat Anadoluda, Balkanlarda Bektailiin yaylmasn, yaamasn ve bugnlere gelmesini salamlardr. Byk dergahlar evresinde, tekkeler iinde gelien Bektailik, aynen tarihsel olarak elebilerde ve Dedelik sisteminde olduu gibi bir byk hiyerari sistemi gelitirerek varln srdrmtr. Kimin hangi grevlerinin olduu, derviliin, babaln, halifebabaln, dedebabaln ne olduu, neler yapmalar gerektii, yola girilerinden lnceye kadar nelerle ykml olduklarnn yazl kurallara bal olduu bu byk inan sisteminde aklclk esas alnarak, yolun Hac Bektan iaret ettii gibi, ilimle ilerleyebilecei, zorluklarn bu ekilde alabilecei kabul edilmitir ve uygulanmtr. Bektailikte hizmet esastr. Tm Bektai inan nderleri lene kadar hizmet ehli olarak insanlara, insanla, Trkle, Hac Bektaa ve Trkiyeye hizmet vermek iin ettikleri yeminin arkasnda durup insan- kamil profiline layk olmaya gayret etmilerdir/etmektedirler. Bu Bektailiin ve Bektai inan nderlerinin olmazsa olmaz zelliklerinden birisidir. Bektailikte tek pir, Hnkar Hac Bekta Velidir. Onun retileri, gr ve dnceleri, ibadet ve ahlak anlay bir Bektainin ve Bektai inan nderlerinin rehber ald ilkelerdir. Bir Bektai babas yola giri treninde syledii gibi tm ktlklerden arnm, Hakka ve halka hizmet iin, Bektailiin erdemlerini yaamak ve yaatmak iin alr. Bektai babas geni kitlelerin mutluluunu, huzurunu istese de kendisine balanan, bent olan, ikrar verip Bektai yoluna girmi insanlarn ibadeti, zgrlemeleri, bilinlenmeleri, yolun kurallarna gre yaamalar ncelik arz eder. Halkn takdir ettii, benimsedii, sevdii kiiler olmak zorundadr dedeler ve babalar.

429

Ama zellikle babalar zaten hizmet yrtme liyakatna sahip insanlar arasndan seilirler. Bu onlarn inan nderi olmalarnda aranan balca zelliklerdendir. Ayrca bu yolu srebilecek, Bektailiin inan ibadet artlarn yerine getirebilecek, halk aydnlatacak (irat edecek) insanlar olmak zorundadrlar, Bektai babalar. Aynen dedeler gibi hem inansal hizmetleri, hem eitim, rnek ahlaksal yaam ve toplumun manevi balarn ren babalar birer rehber olarak insanlara yol gsteren kiilerdir. Bektai babalar iinde saysz bilge kii km, bu manada gerekten de ok nemli airler de yetimitir. Kendilerine bal dervilerle gerek dergahlarda, gerek tekkelerde, trbelerde, kylerde her trl yerleim biriminde hizmet yrten babalar geimlerini de miskinlikle deil ellerinin emeiyle salarlar. Sadece ibadette nderlik deil, almada, dergahn, tekkenin hizmetlerini yerine getirmede de nderlik yaparlar. Byk dergahlarda rnein Bata Pirevi denilen Hac Bekta Dergahnda, Antalya Elmaldaki Abdal Musa Dergahnda, Yunanistandaki Kzldeli Sultan Dergahnda, Bulgaristandaki Akyazl Sultan Dergahnda vs. olduu gibi onlarca dervi, babalarn kontrolnde kimisi tarlalarla, kimisi korularla, kimisi a iiyle, kimisi hayvanlarla urar gnn ile geirirken onlarn bandaki babalar da bu ilerin dzenli yaplmasn salar, rnein bu manada bizzat kilerbabas kilerle ilgili ileri idare ederdi. Daha sonra iler bitince de ibadetler, kitap okumalar, yazmalar, sohbetler yaplr bu byk dergah bir eitim-inan-kltr merkezi olarak varln yzyllar boyunca srdrrd. Nihayetinde Virani gibi byk bir ozann da bu dergahtan yetiip nlendiini biliyoruz. Aynen Abdal Musa Dergahnda yetien Kaygusuz Abdal gibi nice Alevi-Bektai byk ozannn, dnrnn, inan nderinin inan merkezlerinde yetitii grlr. Yzlerce dize iiri ezbere bilen derviler, babalar bir edebiyat, sanat a kiilerdir. eitli mzik aletlerinin almasn da bilen, birok yabanc dil renebilen, bunu kullanan babalar bu ynleriyle sra d insanlardr. Bu arada Balkanlarda, bata Bulgaristan olmak zere, Alevi/Bektai slm inancnn ve kltrnn tm canllyla yaadn sylemek gerek. Burada da yine kendilerine baba ve dede denilen inan nderleri Trkiyedekiler gibi benzer grevleri yerine getirmekte, babalk ve dedeliklerini yapmaktadrlar. Balkanlardaki inan nderi olan baba ve dedelerin Trkiyedekilerden baz farkl uygulamalarnn, kavram bakmndan da zaman zaman Trkiyedeki tam kapsamayan bir yaplarnn olduunu sylemeliyiz. Balkanlarda arlkl olarak babalk sistemi yaygndr. Belli bir soydan, ocakzade olarak bu hizmeti yrten blgelerdeki dedeler yannda babalarn daha arlkl olarak hizmet yrttklerini sylemeliyiz. Balkanlarda inan nderlerinde hizmet esastr. nan nderlerinin soyunun nemi fazla yoktur. Hizmeti yrtmeye kabiliyeti olan, bu konuda istekli ve toplumun beklentilerini yerine getiren kiiler babala layk grlr. Balkanlarda Trkiyedeki Bektailikte olduu gibi kadnn baba adaynn baba olmasnda birinci derece sz sahibi olmas ilgintir. Eer ei raz olmazsa, toplum istese de kii baba postuna oturmaz/oturamaz. Razlk burada nem kazanr. Balkanlarda rnein Bulgaristanda nemli olan yolun kalmamas, o cemin yrmesi, eran yanmasdr. Buna azami dikkat gsterilir. Klasik manadaki ocaklar/dede/baba hiyerarisi dnda da baz nemli farkl yaplarn zamanla gelitiini ve yaayan nemli inan sistemlerinin olutuunu da gryoruz. Bugn kendilerine Babai-Bektai-Alevi diyen/denilen ve Marmara Blgesi ve Bulgaristanda olmak zere arlkl olarak yaayan bir kesimin inan nderlerinin durumu bu bakmdan olduka ilgintir. Kendisi Seyyid Sultan Sceattin Veli Ocann Postniini (post dedesi) olan Nevzat Demirta Dede bir ocakzade olmasna ramen, bugn yaklak elli kadar babann kendisine bal olduu en nemli inan nderi pozisyonundadr. Seyyid Sultan Sceattin Veli Ocana bal, bu ocaa gnl vermi on binlerce talip bugn Bata Marmara Blgesinde Trakya, stanbul olmak zere geni bir corafyada yaamlarn srdrmektedirler. Zaman iinde gelien ve olgunlaan bir sistemle geni halk kesimine ulalmas, inan ynnden bu kitleye nderlik

430

yapacak kiilerin mevcudiyeti, yani bu inan yapsnn ok uzun sreden beri devam ediyor olmasnn yaratt zeminde zamanla bir nevi Sceattin Veli Oca dedelerinin ki zellikle Nevzat Demirtan (ki bu yap onun zamannda klasikleti) yardmlar balamnda inan nderlerinin, yani babalarn domasna yol amtr. Farkl ocaklara/dergahlara, mritlere bal kimi babalarn da Nevzat Efendiye balanmalaryla yeni bir sistem gelimitir. Bu bir nevi rehberlik grevidir. Buna gre yllk grgleri Nevzat Demirta tarafndan yaplan ve hem Seyyid Sultan Sceattin Veli Ocana bal olduklarn, hem de mrit olarak Nevzat Demirta (Sceattin Veli Oca Dedelerini) tandklarn syleyen bu babalar, yllk grglerin yaptktan sonra taliplerini grp, cemleri yrtp dier hizmetleri de yerine getirmektedirler.

Kadnlar / Analar
Tm bunlar sylerken kadnlar da, analar da unutamayz. Hz. Hatice ve Hz. Fatma sevgisi ve saygs Alevi slm anlaynn temellerinden birisidir. Onlara duyulan muhabbet ok derindir. Onlar Hz. Peygamber ve Hz. Ali sevgisinden ayrlmayan nderlerdir. Alevilikte Fatma Ana Darna duran kadnlar ve erkekler; Hz. Fatmay sadece Peygamberin kz, sadece Hz. Alinin ei, Hz. Hseyin ve Hasann analar olarak deil, tm toplumu kucaklayp, aken kendi lokmasn halkyla paylaabilen ve namus ve haysiyetli yaamyla tm slm kadnlarna rnek olmasyla da benimser, sinelerine sararlar. Anadoluda Bacyan- Rum Tekiltn kuranlar kadnlardr. Ona nderlik edenler kadnlardr. Hac Bekta ve Ahi Evrene en byk yardmc olarak kabul edilen Kadnck Ana Fatma Bac (Ana) retken, yaratc ve koruyucu olan kadnn simgeleridir. Kadnck Ana Hac Bekta Veliye manevi bakmdan byk yardmc olan, onun gerek yaam, gerek gr ve dnce dnyasn olgunlatran isimlerden birisidir. Menakpnamelerde de grld gibi, Hac Bektan varlna bile tahamml edemeyenlere kar onu korumu ve kollamtr. Ayn ekilde, ayn kii olduu da sylenen, Ahi Evrenle balants olan Fatma Hatun (Ana) ise bizzat esnaf rgt iinde, hatta belli oranda banda yer alan bir kadn olarak karmza kyor. Anadoluda nc kadnlar, rgtleyici kimlikleriyle Anadolunun Trklemesi ve geleneksel yapnn salamlatrlmas iin Bacyan- Rumu da kuruyor. Alevi-Bektai slm anlaynda sadece szde deil, zde de kadn gerekten ok nemli bir yerdedir. Daha dorusu ibadette erkeinden ayrlmayan kadn dede ve babann anas, ei, kz, gelini olarak da ok nemli bir pozisyonda gryoruz. Onlar sadece belli kutsallklar olan insanlar, dede ve babalara yardmc olan insanlar deil, bu inancn olmazsa olmazlarndandr. Dedeler ve babalar bakmndan belki pratik manada dini hizmet yrtme konusunda byk grevleri olmaya bilir ama kesinlikle kadnlar hem cemlerde, hem de normal yaamda dede ve babalarn en nemli yardmclardrlar. Bu tarihte de byle olmutur, gnmzde de byledir. Yolun kurallarna uymada, yolun srlmesinde kadn olmadan dede ve baba bir fonksiyon yerine getiremez. Her eyden nce zaten dedenin evli olmas art vardr. Msahibi olmayan dede dedelik de yaamaz. yleyse zaten kadnsz dedenin hareket etmesi mmkn deildir. Hayat boyu dedelerin, babalarn can yolda olan analar tarihler boyunca bu yolun srlmesinde dede ve babalardan sonra, ozanlardan, aklardan sonra en nemli grevleri grm insanlardr. Onlar dede ve babalarn yanlarnda olmasaydlar, ev ilerini dzenlemeseydiler, onlarla souk k gnlerinde diyar diyar gezmeseydiler, ocuklara bakmasaydlar, misafirleri arlamasydlar, bilgi birikimlerini aktarmasaydlar, insanlar eitmeseydiler, bir dede kz olarak hareket etmeseydiler, ziyaretileri arlamasaydlar dedelik ve babalk da kurallaryla uygulanamazd. Bu manada dedenin yapt baz inan fonksiyonlarn yerine getirmeseler de, bizce onlar olmadan bu yolu dedeler sremezlerdi, dolaysyla da bu yol srlmezdi. Bunun tesinde ok nemli kadn ozanlar yetimitir. Ayrca semahlar, nefesler biraz da kadnn rengiyle anlam kazanmtr.

431

Dedelerin Babalarn En nemli zellikleri Ve Yaptklar Nelerdir?


En nemli karekteriksel zelliklerinden birisinin inan nderi olarak, Alevi-Bektai nan sisteminin en nemli ibadet riteli diyebileceimiz cemi ynetmek-idare etmek olan dede ve babalar gerekten cemin temel sembol kiileridir. Zaman zaman ayn ocaktan veya baka ocaklardan birok dedenin posta oturmasyla hep birlikte cemlerin yrtlmesi yannda ana nder, cemleri yrten temel kii yine bir dededir. Bektailer de babadr. Dede on iki hizmet sahibi denilen kiilerle, ki kendisi de bu hizmet sahiplerinden birisidir, cemi uyum iinde yrtr ve bir ibadetin balamasn, yrmesini, nihayetlenmesini otoritesiyle salar. Saz alsn, almasn, on iki hizmet dualarnn kendisi versin, vermesin tm cemlerin ana yrtcs dededir. Dede cemlerde halka gnn anlamna ilikin, slmiyet ve Alevi slm inancnn deerleri, nemli ahsiyetleri, ibadetler hakknda bilgilendirici konumalar yapar, halkn sorularn yantlar, sorunlarn zer; yllk grgden-sorgudan geeceklerin yllk grg ve sorgularn yapar. On iki hizmetin eksiksiz yrmesini salar, ceme dahil olan canlarn cem olmalarn, ibadet akyla dolmalarn salar. Cemin usulne, erkanna, anlamna uygun bir ekilde yrmesi-yrtlmesini salamak dedenin, babann birinci grevidir. Dedeler-babalar, yani Alevi/Bektai slm inan nderleri ayn zamanda toplumsal nderlik grevleri olan karizmatik kiilerdir. Toplumun huzur, bar, kardelik duygular ekseninde bir arada durmas; topluluk iinde kan sorunlarn cem iinde veya dnda halledilmesi, problemlerin almasnda da inan nderi olan dede ve babalarn kaynatrc, birletirici ok nemli grevleri vardr. nan nderi olan dede ve babalar, bir nevi eitici nderler pozisyonundadrlar. Onlar bilgi birikimleri, tecrbeleri, iyi niyetleri, hogrleriyle; Alevi slm nancnn temel eitsel retilerinin anlatlp, bu arada drt kap, krk makam ilkelerinin doru aktarlmasn, halkn iyi ynde eitilmesi ynnde ura verirler. nan nderi olan dede ve babalar, inanlarnn gerei olarak insanlar iyi ahlaka armak, Alevi slm anlaynn temel dsturlarndan olan eline-beline-dilene sahip olmak ilkelerinin bilinli, samimi, gerek bir ekilde uygulanmas iin bizzat kendileri buna uyup, rnek olmak zere, bu ilkelerin yaamas iin aba harcarlar. Karizmatik toplum nderlikleri, eitici-retici kimlikleri yannda Alevi slm inancnn temel ahlaksal deerlerini de hem yaayarak, hem de anlatarak insanlarn bu temel deerleriyle toplumda yer alabileceklerin ve halkn bylece huzurlu olabileceini tutum ve davranlaryla yanstrlar. Alevi Dedeleri, Bektai Babalar aslnda zde bireyin insan- kamil sfatlaryla bezenip zgrlemesini, bir varlk olarak kendisinin kainattaki yerinin bilincine varmas iin ona yol gsteren insanlardr. nsan insan olduu zaman, insan iyi insan olduu zaman iyi bir Alevi ve Bektaidir de. Bu dnceyi aktarmak, bu bilinci insanlara vermek dedelerin ve babalarn aslnda en nemli grevlerinden birisidir. Bu sadece eitimle, retimle, okumakla, ibadetle olacak bir ey de deildir. Bu uzun bir srete elde edilecek, kazanlabilecek bir yetenektir. Dede ve Babalar bu yetenein kazanlmas iin temel formlleri de tm yaamlaryla, benlikleriyle, szleriyle ortaya koyarlar. Alevi slm inan nderleri, dedeler, babalar an aan fikir insanlardr. Engin fikirli, grl, insann tm zenginliklerini kefedip insana insan olarak, bir byk cevher olarak yaklap onunla birebir ilgilenen inan nderleri ayn zamanda o toplumun giriimcisi, atlmcs, ncsdr de.

Bugnk Durum
Bugn Alevi/Bektai slm inan nderleri olan dede ve babalarn durumlaryla ilgili de ok sylenecek ey vardr. Onlarn u anki toplumsal pozisyonlar, yaadklar sorunlar, halihazrda bu hizmeti yrtenlerin durumlar, cemevlerinde grev yapan dedelerin halkla, ynetimle olan mnasebetleri gibi saysz konu zerinde de durmak gerekir. Tm bunlar da ayr bir yaz konusudur. Ama elbette baz hususlar da belirtmek gerekmektedir. (Bugne kadar, on be yldr iinde bulunduum Alevilik/Bektailik almalarnda, zellikle son on ylda, gerekten

432

yz yze grmelerde grntl ve sesli kayt olarak (Ayn kiiyle birden ok ve Cem Radyoda yaptklarm dnda) be yzden fazla dede ve babayla birebir syleim oldu. Bunlardan bir ksmn deifre edip, aratrmaclarn hizmetine sundum. Deifre edemediim daha yzlerce kaset var. On yl boyunca Trkiyede ve Bulgaristan, Yunanistan ve Makedonyada yaptm alan almalaryla da kendi kiisel olanaklarm elverdii oranda, konuyla ilgili nemli lde envanter elde etmeye gayret ettim. ahsma ait dede ve babalarla ilgili (bilim adam, ozanlar, cemler, trbeler, etkinlikler v.b. dnda) nemli bir grnt, ses, fotoraf arivinin bulunduunu ifade etmeliyim. Aadaki grlerim de bu almalarmdan kardm sonulardr. Artk ksmen kimliklerini sergileme konusunda belli bir rahata kavuan Aleviler/Bektailer byk ehirlerde, kentin koullar iinde inan ve kltr merkezleri olan cemevlerini ina etmeye ve buralarda ibadetlerini yerine getirip, inanlarn yaamaya ve rgtlenmeye baladlar. ou iyi niyetli abalarn rnleri olan bu cemevi yapma gayretleri sonucunda ou plansz, programsz yaplsa da, devletin cemevini bir ibadet yeri olarak kabul etmemesinden dolay yasal bir dayanak bulamasalar da, cemevleri eitli dernek ve vakflarn ya merkezleri, ya da bir blmleri olarak faaliyet gsteremeye baladlar. Cemevi ismini de ald cemlerin yapld mekanlar olarak kabul edildiler. Dolaysyla bu binalar cemlerin yapld ana mekanlar oldular. Yani Anadoluda dede evi, dam, yine cemevi, byklk bakmndan kyn en byk odas veya evinde yaplan cemler artk bir byk mekanda cemevinde yaplmaya baland. Cemler dedeler ve babalar tarafndan yerine getirildii iin elbette byk kentlerde dedelik/babalk kurumu yeniden n plana kt. Bir dnem toplum dna itilen, kendisi toplum dnda kalan, inan nderlii kimliini byk ehirlerde nemli oranda yerine getiremeyen dedeler yeniden cemleri yrten, kurbanlara dua veren, Kuran okuyan, cenaze hizmetlerini yerine getiren birer dini nder olarak aranmaya baland. Bu arada gerek byk ehirlerde, gerekse Anadolu krsalnda cemlerin yaplmadn, dedeliin tmyle bittiini sylemek ise yanl olur. Hali hazrda cemevlerinin yan sra eski yerel uygulamalar hem kentlerde, hem de krsal alanda byk oranda devam edebilmektedir. Yani insanlar kylerinde cemevi olmasa da, Bykehirlerde cemevlerine ramen, evlerde cemlerini kendi ocak dedeleri, mritleri huzurunda yerine getirmeye, hem de kurallara ok sk bir ekilde uyulmak kouluyla devam etmektedirler. Kent yaamnda ve gnmz koullarnda ok ar ve zor diye fazla uyguland grlmeyen msahiplik in kesinlikle uyguland yerler, Balkesirde olduu gibi, vardr. Yllk grgsn krsal alanda olduu gibi, klar Anadoludan kendi ocak dedesini getirterek evlerde veya kendi kyllerinden baka hibir kimseyi almamak kouluyla byk cemevlerinde yllk grgsn yerine getirmeyi asla ihmal etmeyen yre insanlar da vardr, Tokatllar gibi. Elbette Hac Bekta Dergahnda elebi postunda oturan Veliyettin Ulusoy da, postniin olarak kendisine bal olan dedelerin yllk hccetlerini mhrleyerek onlarn kendi talipleri zerindeki etkisini kuvvetlendiren, pir kaps olma vasfn devam ettirmektedir. Bunun gibi yasal olmamakla birlikte, dergahlar, tekkeler kapal olmakla birlikte, Babagan Bektai kolunda Haydar Ali Ercan ve Mustafa Eke Dedebabalar kendilerine bal Halifebabalarla, onlar da kendilerine bala babalarla, dervilerle ibadetlerini hi aksatmadan yerine getirmektedirler. Yzlerce dedeyle yaplan yz yze grmelerde, anketlerde, bu arada CEM Vakf tarafndan 1988de yaplan I. Anadolu nan nderleri Toplants ve 2000de dzenlenen II. Anadolu nan nderleri Toplants erevesinde, II. Toplantdaki Ayhan Aydn tarafndan standartlatrlm soru katalouna verilen yantlarla bilimsel bir almann sonucunda Dr. smail Engin, Dr. Gloria Clark ve Ayhan Aydn tarafndan hazrlanan ve yaynlanmayan bir nemli almann sonucuna gre nemli bir ksm ilkokul mezunu olan dedeler, klasik manada dedelii yine kendi

433

byklerinden edindikleri bilgiler ve klasik Alevi/Bektai kitaplar ve geleneksel uygulamalarla renmeye devam etmektedirler. Kendilerini eskiye nazaran daha rahat bir ekilde tantan, kimliklerini daha rahat ifade edebilen dede ve babalarn nemli bir ksm artk byk kentlerde yaamlarn srdrmekte, byk kentlerin retim/tketim, alma koullarnda yani byk kent yam iinde varlklarn srdrp, kimliklerini bulabilmektedirler. Gnn tm sorunlar, gelimeleri, alkantlar dorudan her insan gibi dede ve babalar etkiliyor. Artk klen dnyada onlar da dier Aleviler ve dier vatandalar gibi tm dnyadaki gelimeleri ayn ayda, gnlk olarak takip edebiliyorlar. Yani bir lde kendi atalarnn yaadklar ortamdan ok farkl, hayatn tm gereini bizzat grerek, duyarak, hissederek yayorlar. Artk gemiin bir lde mitolojiyle rlm krsal alan yaamlar ok uzaklarda kald. Genler okudu, sorgulayc, eletirici ve aklc yaklamlaryla kendileri yaama yeni bir boyut getirdiler. Dedelik/Babalk, inan konularn reddetmeseler bile artk olay daha gereki deerlendirdikleri iin konuma ve tavrlaryla evresini de, dolaysyla dede ve babalar da etkilediler, etkiliyorlar. ster istemez yaanan kuak atmasnn dnda, geleneksel uygulamalar srdrmede zorlanan eski kuak ve eski kuan iinde varlk bulan klasik anlaytaki dede ve baba tiplerinin yannda, ister istemez kendini sorgulayan, yenileyen, genlerle, kadnlarla, tm insanlarla daha iyi diyalog kurabilen dede ve baba tipleri ister istemez kendisini gsterdi. Dolaysyla dede ve babalarn davranlarnda da, gemie nazaran kkl deiikliklerin olduunu sylemek hi de abart saylmamaldr. Yani dini nderlikle birlikte toplumsal nderlik grevini yerine getirmek gerekten de byk kentlerde daha zor bir zellik olmaya balamtr. Bu manada kendisini gelitiremeyen, an koullarna u veya bu ekilde uyum salayamayan dede ve baba tiplerinin saygnlklar bir yana, yeteri kadar ilgiyi toplayabildiini sylemek zor olacaktr Kitap okumayan, genleri anlamayan, an gerisinde kalm kiilerin deil dede ve baba gibi inan kimlikli olmalar, hangi statde olurlarsa olsunlar kendi dar evreleri dnda itibar grmedii gnmz dnyasnda ve Trkiyesinde, artk baz fikirleri kr krne savunmak ve radikal klarla, statik durularla baka grlere kapal olmak, kimseyi dinlememek, inandrcln kaybetmek manasna gelmektedir. Gnmzde; zyle, szyle, tarihsel bilgisiyle, anlatlaryla, yrttkleri cemlerle, sohbetlerle, okumasyla, aratrmasyla, Alevi/Snni sorununu oktan am tavrlaryla eski byk inan nderlerinin varln srdrmekle birlikte bir byk kuan artk tarih sahnesinden ekildiini, ok sancl yllardan sonra, gemiin deerler silsilesini tam zmseyemeden, gnn koullarnn getirileri nedeniyle dedelik kurumuna sahip kan baz dede kkenli insanlarn n plana ktn grmekteyiz. Bu da her boluk dneminden sonra yaanan skntlar, sarsntlar beraberinde getirmektedir. Eski Kuak dede ve babalarn donanmlarndan yoksun, kent koullarnn avantajlar yan sra dezavantajlarn daha fazla yaayan bu yeni dede ve baba adaylarnn ilerinin daha zor olduunu da sylemek gerekir. Sadece baz standart bilgileri elde edip, dedelik, babalk gibi kutsal kimlii yannda, yetenein de ok nemli olduu bir byk kurumda baarl olmak iin eskiye nazaran daha ok aba sarf etmek bir zorunluluktur. Yani hem klasik bilgileri, davran kalplarn bilmek, hem an koullarn kavramak, toplumu ok iyi tahlil edip ona yardmc olmak, iletiim yoluyla bilgi elde edip bunu halka aktarabilmek ve ayn zamanda inan nderliinin deerlerinden sapmadan, yeni donanmlarla insanlarn karsna kmak daha kolay olmasa gerekir. te bir nemli sorun da bu dnm salayabilmektir. Yani gnn, an koullarna gre bir dede ve baba modelinin gelitirilmesine yardmc olmak. Tm ocaklarn tespit edilip, bu ocaklarn en tepesinde en azndan il ve blge bakmndan o ocan temsilcisi olabilecek dedeleri belirlemek; en bilgili ve tecrbeli dede ve babalarn tm

434

birikimlerini kazanma dntrmek, bunu gen bu ie gerekten gnll, istekli ve yetenekli insanlara aktarmak ve bunun yntemlerini aratrmak bir byk meseledir. Hogrl, esnek, sabrl, yetenekli adaylar eitmek de bir baka meseledir. te daha uzayp gidebilecek bu problem alanlarnda ilerleme salanamad iin byk kentlerde, cemevlerinde, dernek, vakflarda, evlerde eitli problemler devam etmektedir. Cemevlerinde dedeler/babalarla yneticilerin tam bir uyum iinde altklarn sylemek mmkn deildir. Zaman zaman dede ve babalara hakszlklar yapldn grdmz, onlara sradan birer memur, alan insan gibi davranldn grdmz gibi, zaman zaman da dedelerin bir ynetici pozisyonuna brnmesi sonucunda inan kimliiyle, ynetici kimliinin birbirine kartna tank oluyoruz. Belli bir birikimi ve yetenei olmad halde eitli nedenlerle cemevi, dernek ve vakflarda grev yapan dedelerin ise halk aydnlatmada, hatta cem yrtmede yetersiz kalmalar ise bazen ynetimleri zor durumda brakmaktadr. Bir ksm hala klasik manada geleneksel yapy srdrmeye alrken, yine bir ksm ise bunlar hurafe olarak nitelendirip kendilerini ada dede olarak niteleyebilmektedirler. Deil bir Snniyle, sradan bir Aleviyle evlenmeleri bile yasak kabul edilirken, imdi artk gnn koullar gerei pek ala da Snni slm inancndan insanlarla evlenen dedeler vardr. Bir Alevi slm inan nderi olarak, hogrs ve erdemleriyle dier inan guruplarndan insanlarla da ok youn ve verimli temaslarda bulunup, diyaloglar gelitirebilen dede ve babalar varln, Alevilik/Bektailik konusunda ciddi manada dnp, fikirler reten, yorumlar yapabilen dede ve babalarn da olduunu sylemeliyiz. Yurtdnn koullar iinde yine ayn ekilde bir baka kltr ortamnda insanlara yardmc olmaya alan inancn yaatma konusunda halkn rehberi olmaya alan dedelerin varl, Balkanlarda olduu gibi, hala Snni slm inan eksenli bir daraltlm alann ve Hrstiyan gibi bir baka dinin yannda varln koruma konusunda aba sarf eden bir baka dede ve babalar gurubunun varl da gzden uzak tutulmamaldr. Kitap boyutunda almalar yapan, gncel ve tarihsel problemler karsnda zm nerileri sunabilen, bulunduklar cemevlerinde, dernek ve vakflarda olduka yararl iler yapabilen, varlklaryla hala Alevi/Bektai slm anlaynn aydnlanmasnda ve halkn aydnlatlmasnda yararl olabilen dede ve babalar, zerinde ok allmas gereken, halen ok aydnlatlmam yn bulunan bir nemli kitle olarak karmzda durmaktadrlar. Gnmzle ilgili bir gerein ifadesi olarak, gnmz dede ve babalaryla ilgili en nemli almalar kurum olarak CEM Vakf yapmtr. Cumhuriyet dnemi en nemli Alevi nderlerinden/liderlerinden olan CEM Vakf Genel Bakan Sayn Prof. Dr. zzettin Doann bakanlnda srdrlen almalarla, bazs uluslar aras olmak zere, yzlerce toplant, aratrma ve inceleme almalaryla gnmz dede ve babalarnn durumlarn tespit etmek konusunda ok youn faaliyetler yaplmtr. On yllk srete yaplan bu almalar ise bal bana deil bir yaznn, bir zel toplantnn konusu olacak kadar nemlidir. Bu toplantlarda ok nemli miktarda envanter elde edilmitir. Gerek yazl, gerekse grsel bir byk malzeme bugn CEM Vakfnn arivindedir. Bu arada konuyla ilgili bireysel olarak bir takm uralarmn olduunu da sylemek isterim. Kurumsal bazda Gazi niversitesi Trk Kltr ve Hac Bektai Veli Aratrma Merkezinin bu konudaki almalar bilimsel ynden ciddi almalarn banda yer almaktadr. Bu konuda, baz aratrmac ve bilim adamlarnn gayretlerini, bu arada Sayn Dr. Ali Yamann ki olmak zere, dile getirmek gerekir. Dier Alevi/Bektai kurum ve kurulularnn, devlet organlarnn, sivil toplum kurumlarnn, aratrmaclarn bu konularda ok ciddi almalar yaptklarn sylemek maalesef ok gtr. Fakat konu ok nemlidir. hmal edilmeye gelmez. Bir byk inan ve kltrn tayclar olan belki de bu byk gelenein artk son temsilcileri olan halen yaayan tm dede ve babalarn gr ve dncelerinin derlenmesi, toparlanmas, kayt

435

altna alnmas gerekir. Srf bu konuyla ilgili bilimsel faaliyetlerin organize edilmesi, toplantlarn dzenlenmesi, ocaklar, dedeler, babalar konularnn hi ihmal edilmeden ele alnp kalc almalarn yaplmas gerekir. Burada bir eyi daha belirtmek gerekir ki; bu konu, bu konuya duyarl olan/olmas gereken (bu amala yola ktn syleyen) her bilim adamnn, aratrmacnn, kurum ve kuruluun sorunudur. birlii ile, yardmlaarak sorunlar ve zm yollar tespit edilmeli; almalarda mutlaka ama mutlaka ibirliine gidilmelidir. Kasetler, secereler, fotoraflar, beratlar, belgeler, bilgiler insanlarn elinde, beyninde, dolaplarda bekleyerek hi kimseye ve bilime bir fayda salamaz. Problem ok boyutludur. Hem gemi tarafsz bir ekilde aratrlacak, gerekler ortaya konulacak; hem gnmzde yaanan sorunlar, nedenleri ve zm yollaryla ortaya konulacak; hem de yaayan bir olgu olarak bunun (dedeliin / babaln) nasl salkl yaamna devam edecei tartlp bu konuda admlar atlacaktr/atlmaldr. Bu byk bir ekonomik g istedii iin, devletin de kendi kltrel varln korumak adna, insanna, insanla hizmet adna da olsa, olaya eilmesi gerekir. Bizzat niversitelerin bu konuyla ilgilenmeleri gerekir. Bata Alevi/Bektai kurum ve kurulularnn bu meseleye ncelik verip bu konuyla ilgilenmeleri gerekir. Yoksa yarin, br gn ok ge olacaktr. ten sevgi ve sayglarmla.

436

V O T U R U M/ A S A L O N U
Bakan Prof.Dr. Snmez KUTLU Bildiriler uayb zdemir Avrupa Birliine Giri Srecinde Alevilerin Diyanet leri Bakanlnda Temsil Meselesine Bak- Malatya rneiRamazan Uar Alev-Bektlerin Diyanet leri Bakanlnda Temsil Problemi zerine Bir Alan Aratrmas Mzakere Metin Bozku

437

Snmez KUTLU*
Tebli sahiplerine sz vermeden nce konuyla ilgili, konunun daha salkl tartlmasna yardmc olacana inandm birka noktay huzurlarnzda sizinle paylamak istiyorum. Hepinizin bildii gibi Diyanet leri Bakanl 3 Mart 1924te kurulmutur. Bu kuruluun oluturulmasnda asl felsefe yeni kurulmu olan ulus devletin kendine ait bir din kimlii, mslman kimlii oluturabilmek iin bu kurumun zerinden bu kimlii nasl oluturmaya destek olunabilir, nasl salanabilir? Sorusudur. Bu kimlii oluturabilmek iin byle bir kurumu, Diyanet leri Bakanln kurma ihtiyac hissettiler. Diyanet leri Bakanlin kuruluunda temel felsefe uydu: Herhangi bir gr yada dini oluum veya herhangi bir mezhepten bgane kalarak, her hangi bir mezhebe bal kalmakszn slamn inan ibadet ve ahlak esaslaryla ilgili konularda mslmanlarn ihtiyalarna cevap vermek. Tekilat, bir din otorite yada ruhbanlk snfnn temsili olarak deil, ona benzer bir yap olarak deil, tamamen devletin idari yaps ierisinde bir hizmet kurumu olarak kurulmutur. Trkiyedeki btn Mslmanlara hizmet etmek zere kurulmutur. Diyanet leri Bakanlin hizmet alanlar, grev ve yetkileri 22.06.1965 tarihinde kartlan yasa ile -aa yukar bugn de bunlar aynen benimsenmitir- belirlenmi ve noktada toplanmtr: Birisi, slm dininin inanlar, ahlk esaslaryla ilgili ilikilieri yrtmek; din konularda toplumu aydnlatmak ve ibadet yerlerini ynetmek . Burada tekilatn Diyanet adyla kurulmas son derece anlamlyd. nk, dinin mezhepler st ksmn veya mezhepler ncesi ortak deerlerini ne karmak ve sonradan olumu gelenek ve benzeri yollarla insanlar kuatm olan din anlaylarn bir kenara brakarak daha yeni bir anlay gelitirmek zere slamn temel kaynaklarndan hareket ederek yeni bir kimlik oluturmak zere bu kurum, slamda ruhbanlk yoktur ilkesiyle kurulmutur. Hibir ekilde kurulacak olan kurum slamn ruhan otoritesi anlamna gelmiyordu. Btn Mslmanlara hizmet eden idari bir kurum olarak kurulmas hedeflenmiti. Dolaysyla bizdeki Diyanet leri Bakanl forml son zamanlarda sanki ruhani bir liderlik gibi grnmek istenen bir Diyanet leri Bakanl forml deildir. Bakanlk, tamamen hizmete ynelik, btn Mslmanlara hizmet etmek zere kurulmu bir kurumdur. Bir baka noktada Diyanet leri Bakanl ile laiklik arasnda srekli tartlagelen, tekilatn laik bir sistemdeki yeridir. Laik sistemde byle bir kurum olur mu-olmaz m?, byle bir kuruma ihtiya var mdr-yok mudur? ok tartld. Son zamanlarda bu tartmalar evet byle bir kurum olmal, ancak nasl olmal? ve yeniden yaplandrlarak nasl bir hviyete kavuturulmal? sorular zerine kaymaya balad. Diyanet leri Bakanlin laiklikle ilikisi asndan birka nokta son derece nemli bana gre. Burada onu zellikle gndeme getirmek istiyorum: Din hizmetleri tpk salk ve eitim hizmetleri gibi kamu hizmeti olarak alglanmtr. nk slamda Hristyanlkta olduu gibi dini temsil eden otorite veya makamlar, ruhbanlk snf olmad iin bu hizmeti tarih boyunca da devletin ats altnda verildiinden bu hizmetleri laik sistemde de bir kamu hizmeti olarak verilebilecei aa yukar Trkiyede pek ok hukukunun paylam olduu bir grtr. Dolaysyla bu konuda Bakanln hizmet vermesi ve btn Mslmanlar esas alarak -ama burada zellikle belirtiyorum, herhangi bir mezhebe veya bir toplulua imtiyaz vermeksizin, meyletmeksizin ihtiyalar baznda herkese eit mesafede durarak- hizmet vermesi gerekiyor.

Prof Dr. Ankara niversitesi lahiyat Fakltesi, Ankara/TRKYE

439

Btn bunlara ramen yine de Diyanet leri Bakanl bugn geldii noktada din stats, rgtlenme biimi teknik donanmadan tutun, kadrolarna varncaya kadar bu verilen yasal grevi ne kadar yerine getirip getiremedii hala tartlmaktadr. Bu tartmalarn en banda da, u anda gelinen noktada Avrupa Birliine giri srecinde dinin Trkiyedeki Mslmanlarn ihtiyalarna ne kadar cevap verip veremedii eklinde genel bir tartmadr. Veya daha genel ifadeyle din, devlet ve toplum ilikisi tartmasdr. ok yaknda TESEVin Ocak aynda yapd kapsaml bir aratrmann sonular kamu oyuna sunuldu tartld, ok kiilerin grleri basna yansd. Bu tartmalar hala hararetle devam etmektedir. Ama bu tartmann zellikle Avrupa Birliine giri srecinde Trkiyeyi en ok ilgilendiren ksm, bu gn yle anlalyor ki ok nceden balayan bir tartma olmakla beraber Alevilik Bektailiin Diyanette temsil edilip edilmemesi veya en azndan Alevilerin konuya bak meselesidir? Temsil edildii takdirde hangi sorunlar zlebilecek? Edilmeden de bu sorunlar zlebilir mi? Diyanet leri Bakanl temsil makam mdr? Bu haliyle Diyanet leri Bakanl Snni ve Alevilerin ihtiyalarna cevap verebilmekte midir? Aleviler zerinde yaplan anketler unu ortaya koymaktadr. Gerek Snn kesim, gerekse Alev kesim bugn Diyanet leri Bakanlin btn Trkiyedeki din hizmet alanlarna cevap veremedii hatta din hizmet alanlarnda son derece dar bir alanda kald sylemektedir. Bugn bu tartmalarda sadece Alevilik Bektailiin Diyanette temsil sorunuyla ilgili yaplan iki nemli teblii dinleyip deerlendireceiz.

440

Avrupa Birliine Giri Srecinde ALEV DERNEK VE VAKIFLARININ ALEVLERN DYANET LER BAKANLIINDATEMSL MESELESNE BAKII -Malatya rneiuayip ZDEMR* Problem ve Ama Din, insanlk tarihi boyunca toplumlarn hayatnda vazgeilmez bir unsur olarak daima yer almtr. Bu nedenle, sosyal hayatn merkezinde yer alan din ile ilgili hususlarn yrtlmesi ve belli bir disiplin altna alnmas iin her toplumda planl ve dzenli kurululara ihtiya duyulmutur.1 lkemizde din hizmetlerini dzenlemekle grevli olan Diyanet leri Bakanl byle bir ihtiya sonucu kurulmu ve rgtlenmitir. Anayasann ilgili maddesi gerei2 genel idare ierisinde yer alan Diyanet leri Bakanlnn grevi, 22.06.1965 tarih ve 633 sayl Diyanet leri Bakanl Kurulu ve Grevleri Hakknda Kanun la slm dininin inanlar, ibadet ve ahlak esaslar ile ilgili ileri yrtmek, din konusunda toplumu aydnlatmak ve ibadet yerlerini ynetmek olarak belirlenmitir.3 Bu kanunla Diyanet leri Bakanl, teorik ve pratik olmak zere iki grev stlenmitir. Bir taraftan slmn itikat, ibadet ve ahlak esaslar ile ilgili ilerin gereklerini yerine getirmek, dier taraftan da toplumu din konusunda aydnlatmak.4 Diyanet leri Bakanl, kurulduundan bu yana, birok tartmann merkezinde yer almtr. Din hizmetlerinin cemaatlere braklarak sivilletirilmesi, kurumun hali hazrdaki konumunun muhafaza edilmesi, zerkletirilmesi, siyaset dnda tutulmas ve Alevilerin kurumda temsil edilmesi bu tartmalardan ne kanlardr.5 Alevilerin Diyanet leri Bakanlnda temsili tartmas son gnlerde younlaarak devam etmektedir. Alevilerin, Diyanet leri Bakanlnda temsil edilmesinin nnde eitli engeller bulunmaktadr. Bu engelleri; Diyanette temsil konusunda Aleviler arasnda gr birlii
* 1 2 3 4 5

Do.Dr, nn niv. lahiyat Fakltesi, MALATYA/TRKYE Kemalettin Ta, Trk Halknn Gzyle Diyanet, z Yaynclk, stanbul, 2002, s. 19. Bkz., Trkiye Cumhuriyeti Anayasas 1982, Madde:136, Kurti Matbaas, stanbul, 1990, s. 104. Diyanet leri Bakanl Mevzuat, DB Yay., Ankara, 1989, K-1/1. Erkan Yar, Dinin Siyasallamas ve Dinsel Brokrasi, slmiyat, C. 4, Say: 1, Ankara, 2001, s. 43, Bu konudaki tartmalar iin bk., Abdulbaki Keskin, Nasl Bir Diyanet, Trkiye Gnl, Say: 35, Temmuz-Austos 1995, s. 95, tar Gzaydn, Din Devlet likileri ve Trkiyede Din Hizmetlerinin Yeniden Yaplanmas Uluslararas Sempozyumu, Cem Vakf Yay., stanbul, 1998, s. 195, tar B. Tarhanl, Mslman Toplum Laik Devlet-Trkiyede Diyanet leri Bakanl, stanbul, 1993, s. 167178, Tarhanl, Trkiye Cumhuriyetinde Diyanet lerinin Dzenlenmesi, Din-Devlet likileri Sempozyumu-Bildiriler, Beyan Yay., stanbul, 1996, s. 120, Din retimi ve Din Hizmetleri Semineri, Din Hizmetleri alma Grubu Sonu Bildirisi, DB Yaynlar, Ankara, 1991, s. 572, Kemal Gran, Diyanet leri Bakanl zerk Olmal m?, Diyanet Aylk Dergi, Say: 57, Ankara, 1995, s. 10, Ali Fuad Bagil, Din ve Laiklik, Yamur Yaynlar, stanbul, 1991, s. 220, Halit Gler, Diyanet leri Bakanl Yeniden Yaplanmal, Diyanet Aylk Dergi, Say: 57, Ankara, 1995, s. 5, Hasan Hsrev Hatemi, Diyanet leri Bakanl ve Diyanet leri Tekiltnn nemi, Trkiye Gnl, Say: 29, Temmuz-Austos 1994, s. 88. rfan Ycel, Diyanet leri Bakanl, DA, C. 9, stanbul, 1994, s. 459-60, Sleyman Ate, Nasl Bir Diyanet, Diyanet Aylk Dergi, Say: 11, Ankara, 1991, s. 37, smail Kara, Din le Devlet Arasnda Skm Bir Kurum: Diyanet leri Bakanl, MFD, Say: 18, stanbul, 2000.s. 50-53.

441

bulunmamas, mevcut yasalarn Alevilerin Diyanet leri Bakanl iinde temsil edilmesine izin vermemesi (Lozan Anlamas, Laiklik anlay, Tekke ve Zaviyelerin Kapatlmas Kanunu, Diyanetin yetki ve sorumluluk alanlarn belirleyen kanunlar), cem evlerinin dinsel, toplumsal ve yasal stats konusunun belirsizlii, Alevi kesimin kendi i sorunlar, Alevilerin hangi statyle ve kim tarafndan temsil edilecei meselesi eklinde sralayabiliriz.6 Aleviler arasnda Diyanette temsil konusunda gr birlii bulunmamaktadr. ncln Cem Vakf Bakan zzettin Doann yapt gre gre, Aleviler temsil edilecek ekilde Diyanet leri Bakanl yeniden yaplanmaldr. Alevi nfusa, mutlaka din hizmeti gtrlmelidir.7 Alevi kesimin ikinci gr, Diyanet leri Bakanlnn kaldrlmas biimindedir. Bu yaklam destekleyenlerin banda Pir Sultan Abdal Dernekleri, Hac Bekta Veli Dernekleri, Semah Kltr Vakf evresi, Karaca Ahmet Sultan Dergah ve Krt Alevi evreler gelmektedir.8 Bu grte olanlara gre, Diyanet, devletin benimsemi olduu laiklie aykrdr. Bu idari yap iinde yer ald mddete Trkiye Cumhuriyetinin laik bir devlet olduu, temelsiz bir iddia olarak kalacaktr. Yaplmas gereken bu yanlla ve elikiye son verilmesidir.9 Bir gre gre, Diyanet leri Bakanl kaldrlmamal ve Aleviler bu kurum iinde bir dede tarafndan temsil edilmeli, illerde de mftler yannda Alevileri temsil eden bir yetkili bulunmaldr.10 Dier bir gr ise Alevi inan bakanlnn kurulmas eklindedir. Kurulacak olan bu kurum zerk olmal, mali ilerinde devletin kontrol altnda ve btesi Alevi-Snni nfus oranna gre devlet btesinden verilmelidir.11 Alevilerin Diyanet leri Bakanlnda temsiline ilikin, yaplan aratrmalarda da fikir birliinin bulunmad grlmektedir. Baln (1997) Isparta Keiborlu ilesine bal Baladz ve Burdurun Yeilova ilesine bal Niyazlar kynde kadn ve erkeklere ynelik gerekletirdii aratrmasnda, erkeklerin ounluu Diyanet leri Bakanlnn bir devlet kurumu olarak varln srdrmesini, fakat Trkiyedeki mezheplerin temsil edilmesini istemektedir. Niyazlar kynde kadnlar Diyanetin mevcut durumunu srdrmesi ynnde gr belirtmitir. Baladz kynde zerk bir kurum olmasn isteyenler ounluktadr. Diyanetin kaldrlarak din ilerinin cemaatlere devredilmesi grnn kabul grmedii anlalmaktadr.12 Cengizin (2000) aratrmasnda deneklerin % 76,7si Alevilerin Diyanet leri Bakanlda temsil edilmesi, % 18,3 temsil edilmemesi ynnde gr belirtmilerdir.13 Baln (2000) Ispartann Alevi-Snni ortak yaayan Aliky ve Yakaren kynde gerekletirdii aratrmasnda, Alevi gruplar Diyanette her mezhebin temsil edilmesini savunmulardr. Snni gruplar, mevcut durumun srmesinden yana bir tavr iindedir. Alevi kadnlar erkeklerden daha fazla mevcut durumdan yana dncelerini belirtmilerdir.14
6 7 8 9 10 11 12 13 14

Bkz., Snmez Kutlu, Alevilik-Bektailiin Diyanette Temsil Problemi, slmiyat, 2001, C. 4, Say: 1, s. 21-40. zzettin Doan, Din-Devlet likileri ve Trkiye'de Din Hizmetlerinin Yeniden Yaplanmas Uluslararas Sempozyumu, Cem Vakf Yay., stanbul, 1998, s. 211. Kutlu, a.g.m, s. 24, lyas zm, Gnmz Alevilii, TDV SAM Yay., Ank. 1997, s. 130-132. lyas zm, a.g.e., s. 130. Cemal ener, Yaayan Alevilik, Ant Yaynlar, stanbul, 1996, s. 111. Muharrem Naci Orhan, Politikaclarn Alevi-Snni Kkrtmasnn nne Geebilmek in Ar Meyyideler Getirilmelidir, Trk Yurdu (Alevilik zel Says), Say: 88, 1994, s. 67. Hseyin Bal, Alevi Bektai Kylerinde Toplumsal Kurumlar, Ant Yaynlar, stanbul, 1997, s. 175. Recep Cengiz, amii Beldesinde Dini Hayat: Alevilik zerine Sosyolojik Bir Aratrma, (Yaynlanmam Doktora Tezi), Frat niversitesi Sosyal Bilimler Enstits, Elaz, 2000, s. 240. Hseyin Bal, Sosyolojik Adan Alevi Snni Frakllamas ve Btnlemesi, Ant Yaynlar, stanbul,

442

Keskinin (2004) aratrmasnda deneklerin % 67,9u Alevilerin Diyanette temsil edilmesi ynnde gr belirtmitir. Temsil edilmesine kar kanlarn oran ise % 23,6dr.15 Alevilerin, Diyanet leri Bakanl iinde temsil edilmesini engelleyen konulardan bir dieri de, Diyanet leri Bakanlnn yetki ve sorumluluk alann belirleyen kanunlardr. Anayasada Diyanet leri Bakanlnn grevi Genel idare ierisinde yer alan Diyanet leri Bakanl, laiklik ilkesi dorultusunda, btn siyasi gr ve dnlerin dnda kalarak ve millete dayanmay ve btnlemeyi ama edinerek zel kanunda gsterilen grevleri yerine getirir16eklinde belirlenmitir. Bu kanundan anlalaca zere, Diyanet leri Bakanl temsili bir kurum olmayp, genel idare ierisinde yer alan hizmet kurumudur. Btn siyasi gr ve dnlerin dnda, yani mezhep ve tarikatlarn dnda kalmas gereken bir kurumdur. Bu sebeple, fkh anlamda Hanefilik, afiilik, Hanbelilik ve Caferilik; itikadi ve siyasi anlamda iilik ve Snnilik; tarikat anlamnda Naki, Kadiri, Bektai gibi gr ve dnlerin dnda kalarak, dayanma ve btnlemeyi ama edinmitir. Bektailiin veya bir baka tarikat ya da mezhebin Diyanet ats altnda temsil edilebilmesi iin, btn bu kanunlarn deitirilerek, Diyanet leri Bakanlnn, Mezhepler ve Tarikatlar Mdrl haline getirilmesi gerekir. Byle bir ey, Cumhuriyeti kuran iradenin, ulus devlet ve hedefledii toplum projesine tamamen ters dmek anlamna gelir.17 Diyanet yetkililerine gre, bu kurulu "temsil kuruluu" olmayp, bir "hizmet kuruluu" dur. Diyanet leri Bakanl iinde dier mezhep, merep, cemaat ve tarikatlar temsil edilemedii gibi, Aleviliin temsili de sz konusu deildir. Diyanet leri Bakanl, farkl mezhep, merep, cemaat ve tarikat mensuplarnn, devletten bekledikleri hizmetleri vatandalara ulatran bir "vasta" konumundadr.18 Alevilerin, Diyanet leri Bakanlnda temsil edilmesi halinde, dier dinsel gruplarn da bir takm hak talebinde bulunmalar sz konusu olacaktr. Farkl itikadi inan gruplarnn, farkl fkh ekollerin, farkl tarikatlarn ve farkl cemaatlarn hepsine cevap vermek imkanszdr.19 Diyanet leri Bakanlnn, mevcut stats deitirilse ve farkl dinsel oluumlarn temsiline olanak verilse bile, Aleviler asndan yine sorun zmlenebilir nitelikte deildir. nk, Aleviliin bir mezhep mi, bir yaam tarz m, yoksa bir tarikat m olduu konusunda, Alevi kesim ierisinde birliin salanmas ok zordur. Bu durum yaplan aratrmalarda aka grlmektedir. Baln (1997) aratrmasnda deneklerin Alevilii genelde Tarikat olarak algladklar grlmektedir.20 Aktan (1999) aratrmasnda deneklerin % 10,35i Aleviliin din (tek bana slmiyetten ayr bir inan) olduunu, % 43,43 mezhep, % 10,41i tarikat, % 16,14 kltr ve % 16,88i yaam tarz olduunu sylemitir.21 Cengizin (2000) aratrmasnda, deneklerin % 12,3 Aleviliin slmi bir mezhep, % 41,7si slmi bir Tarikat, % 23 bir dnce biimi ve % 23 slmn z olduunu ifade etmitir.22
2000, s. 225. Yahya Mustafa Keskin, Deiim Srecinde Krsal Kesim Alevilii Elaz Snky rnei, Ankara, 2004, s. 221. Trkiye Cumhuriyeti Anayasas 1982, Madde: 136, s. 104. Kutlu, a.g.m., s. 28-29, ayrca bu konuda M. Nuri Ylmazn gr iin bkz., Milliyet, 18.08.2001. Bkz., Din-Devlet likileri ve Trkiye'de Din Hizmetlerinin Yeniden Yaplanmas Uluslararas Sempozyumu, Cem Vakf Yay., stanbul, 1998, s. 36, 181, Bkz., Kutlu, a.g.m., s. 21-40. Bal, Alevi Bektai Kylerinde Toplumsal Kurumlar, s. 173. Ali Akta, Kent Ortamnda Alevilerin Kendilerini Tanmlama Biimleri ve nan Ritellerini Uygulama Sklklarnn Sosyolojik Adan Deerlendirilmesi, I. Trk Kltr ve Hac Bekta Veli Sempozyumu Bildirileri (22-24 Ekim 1998), Ankara, 1999, s. 462.

15 16 17 18 19 20 21

443

Arabacnn (2000) aratrmasnda deneklerin % 8,1i Aleviliin din, % 23,4 mezhep, % 27,9u inan sistemi ve % 25,2si bir tr dini yaam ekli olduunu belirtmitir.23 Baln (2000) dier aratrmasnda Aleviliin slm ile Trk kltrnn sentezi ve mezhep/tarikat olarak algland grlmektedir.24 zdemirin (2002) aratrmasnda Aleviliin bir mezhep olarak deil, daha ok bir felsefe olarak algland grlmektedir.25 Keskinin (2004) aratrmasnda deneklerin % 32,1i Aleviliin slmn z, % 25,9u bir dnce veya yaam biimi, % 25,5i slmi bir mezhep veya tarikat olduunu sylemilerdir.26 Grld gibi Alevilerin kendi aralarnda zerinde ittifak ettikleri bir Alevilik tanm bulunmamaktadr. Alevilik farkl ekillerde alglanmaktadr. Diyanet leri Bakanlnn Alevilik tanmlamas ise u ekildedir: Alevilik, mstakil bir mezhep olmayp dier baz dini ekollerden etkilenmi, tarihi sre ierisinde tasavvufi arlkl bir zellik arzetmi baz Trk boylarnn kendisine mnhasr dini gr, anlay ve inanlarn ifade etmektedir...Alevilerle Snniler arasndaki gr ayrl, dini olmaktan ok, siyasidir.27 Tanmlamadan anlalaca zere Diyanet leri Bakanl Alevilii bir mezhep olarak deil, tasavvufi bir dnce olarak grmektedir. Bakanlk Alevilerle Snniler arasndaki gr ayrln siyasi nedenlere balamaktadr. Alevilerin Diyanet leri Bakanlnda temsili konusunda tartmal dier bir husus ise cem evlerinin dini, toplumsal ve yasal adan stats konusunda bir uzlamann olmaydr. Baz Alevi-Bektailer, dini statyle ilgili olarak, cem evlerinin camiye alternatif olmadn, birer kltr evi olduunu sylerken28, bazlar ise camiye alternatif bir ibadethane olduunu ifade etmektedir.29 Cengizin aratrmasnda (2000) deneklerin % 55,3 cami ile cem evinin benzer grevleri yerine getirdiini, % 36,3 benzer grevleri yerine getirmediini ifade etmilerdir.30 Keskinin (2004) aratrmasnda deneklerin % 71,7si cami ile cem evinin benzer greve sahip olduunu sylemilerdir. Cami ile cem evinin benzer grevi yerine getirmediini syleyenlerin oran ise % 23,6dr.31 Diyanet leri Bakanl her ne kadar Alevileri bnyesinde barndrmad iin baz kesimlerden tepki grse de, bu durum kurumdan ziyade toplumda bu ynde bir konsenssn salanmayndan kaynaklanmaktadr. nk Alevilerin Diyanet leri Bakanlnda temsil edilmesi giriimleri belli dnemlerde (rnein: 1961 Anayasasnn hazrlklar esnasnda) ciddi
22 23 24 25

26 27 28

29 30 31

Cengiz, a.g.tez, s. 106. Fazl Arabac, Alevilik ve Snniliin Sosyolojik Boyutu, orum rnei, Ett Yaynlar, Samsun, 2000, s. 141. Bal, Sosyolojik Adan Alevi Snni Frakllamas ve Btnlemesi, s. 221. Cihan zdemir, Malatya Yeilyurt lesi Cumhuriyet (Alevi) ve Gzene (Snni) Kylerinin Karlatrmal Ky Monografisi, (Yaynlanmam Lisans Tezi), Dicle niv. Fen-Ed. Fak. Sosyoloji Blm, Diyarbakr, 2002, s. 83. Keskin, a.g.e., s. 103. T. C. Babakanlk Diyanet leri Bakanlnn 2000e Doru Dergisi Ankara Temsilcisi Hasan Yalna gnderdii 23 ubat 1989 tarih ve B/924-049 sayl cevap. Sleyman Sarta, Cemevi Camiye Karlk Dnlemez, Trk Yurdu, (Alevilik zel Says), Say: 88, 1994, s., 20, Bedri Noyan, Bektai ve Alevi Konusunda Bir Gezinti, Trk Yurdu, (Alevilik zel Says), Say: 88, 1994, s. 3, Cemal ahin, Ben de Aleviyim Ama Alevileri Bir Avu Marksistin Tekelinden Kurtarmak Lazm, Trk Yurdu (Alevilik zel Says), Say: 88, 1994, s. 54. Kutlu, a.g.m., s. 33. Cengiz, a.g.tez, s. 176. Keskin, a.g.e., s. 228.

444

olarak gndeme gelmi, ancak toplumun sert tepkisi ile karlald iin bu dzenlemeden vazgeilmitir.32 Ayn ekilde 1963 ylnda hazrlanan tasarda, Mezhepler Mdrlnn kurulmas ngrlm, ancak bu tasar, btnlemeyi engelleyecei ve tefrika yollarn aaca dile getirilerek reddedilmitir.33 Alevilerin Diyanet leri Bakanlnda temsili noktasndaki talepler, son gnlerde ska dile getirilmekte, ancak bu talepler yaama geirilme noktasndaki tereddtlerden dolay olumlu karlk bulamamaktadr.34 Diyanet leri Bakanlnn Alevilere verecei hizmete ynelik olarak kurum iinden de farkl sesler ykselmektedir. Yldzn (2000) 150 din grevlisi zerinde gerekletirdii aratrmasnda din grevlilerinin drtte biri (% 24,6) Alevilerin Diyanet leri Bakanlda temsil edilmesi ynnde gr belirtmilerdir. Alevilerin Diyanet leri Bakanlda temsil edilmesi ynnde gr belirtenler mslman olan herkesin eit imkanlardan yararlandrlmas grnden hareket etmektedirler. Alevilerin Diyanet leri Bakanlda temsilinin blnmeyi nleyecei vurgulanmtr. Alevi vatandalarn dini adan bilgilendirilmesi iin temsilin art olduu ifade edilmitir.35 Arslanolunun (2003) din grevlilerinin Alevilie bak asn renmek amacyla gerekletirdii aratrmasnda, din grevlileri Diyanet leri Bakanln Alevilere yeterli din hizmeti vermediine dair u ekilde eletirmektedir:Alevilere devlet yani Diyanet gerektii kadar ilgi gsterip hizmet etseydi, belki gnmzde Alevilerle-Snniler arasnda bir ayrlk olmazd. Alevilere gerekli hizmet gtrlmemi, sahip klmam, dini ynden hibir eitim hizmeti verilmemi, bunun iin Alevi kardelerimizin ou dinden habersiz, bilgisiz bir hayat srmlerdir. Bu, Yavuz dneminden balayp gnmze kadar gelmitir. Eer Alevilere dini hizmet verilmi olsayd, gnmzde bu ayrlk olmazd.36 Kylnn (2003) aratrmasnda Alevi kylerinde grev yapan din grevlileri Alevilerin kendilerinden u ynde beklentileri olduunu ifade etmilerdir: ocuklara Kuran retme, dini bilgiler verme, muhtelif gn ve gecelerde ve yemeklerden sonra Kuran okuma, nikah, dn, snnet merasimi, gelin alma ve cenaze gibi dini ya da sosyal faaliyetlere katlma, dzenli ezan okuma, bata Ehl-i Beyt olmak zere, Hac Bekta Veli gibi byk kiileri konu alan vaazlar yapma, iilerine fazla karmama.37 Diyanet leri Bakanl Alevilere nitelikli bir din hizmetini, yksek dini tahsil grm ve Alevilikle ilgili yeterli bilgiye sahip din grevlileri ile verebilir. Nitekim Kylnn (2003) aratrmasnda bu yndeki zelliklere sahip din grevlilerinin Alevi kylerinde grevlendirilmesinin zorunluluk arzettii ortaya kmtr.38 Alevilerin camiye ekilmesi iin din grevlilerinin vaazlarnda Ehl-i Beytten bahsetmelerinin son derece gerekli olduu yine aratrmalarda ulalan nemli sonulardandr.39
32 33 34 35

36 37 38 39

erif Mardin, Trkiyede Din ve Siyaset, letiim Yaynlar, stanbul, 1991, s. 128-129. Tarhanl, a.g.e., s. 179. M.Cengiz Yldz, Dinsel Brokrasinin Trkiyedeki Servenine Ksa Bir Bak, Kamu Hukuku Arivi, C. 3, Say: 2-3, 2000, s. 188. M. Cengiz Yldz, Din Grevlilerinin Sorunlar ve Beklentileri zerine Sosyolojik Bir Aratrma: Elaz Uygulamas, (Yaynlanmam Doktora Tezi), Frat niversitesi Sosyal Bilimler Enstits, Elaz, 1999, s. 317. brahim Arslanolu, Snni Din Adamlarnn Alevilie Bak, Hac Bekta Veli Aratrma Dergisi, Yl: 9, Say: 23, Ankara, 2003, s. 171. Mustafa Kyl, Alevi Kylerindeki Din Grevlilerinin Mesleki Problemleri (Amasya ve orum rnei), (Tebli), Yaygn Din Eitiminin Sorunlar Sempozyumu, Kayseri, 2003, s. 129-130. Kyl, a.g.tebli, s. 140. Kyl, a.g.tebli, s., 141, Arslanolu, a.g.m., s. 176.

445

Alevilerin Diyanette temsili ve bu kesime nasl bir din hizmeti verilecei ile ilgili yaanan tartmalar AB Komisyonunun 6 Ekim 2004te yaynlad lerleme Raporunda alevilerden snni olmayan aznlk eklinde sz etmesi ile yeniden alevlenmitir. Bu durum Alevi vatandalarmzn sorunlarn bakalarnn telkinlerine gerek kalmakszn kendi aba ve gayretlerimizle zmemiz gerektiini bir kere daha ortaya koymu bulunmaktadr. Artk Alevilerle ilgili admlar atlmaya balanmtr. ncelikli olarak Alevilik gelecek retim ylndan itibaren Din Kltr ve Ahlak Bilgisi dersleri mfredat programna alnmtr. Yeni mfredatta Alevilik 'tasavvufi bir yorum' olarak tarif edilerek 9, 10, 11 ve 12. snflarn derslerine eklenmitir. Hac Bekta Veli'nin Makalat'ndaki "Drt Kap Krk Makam" okuma paras olarak mfredata konulmutur.40 Diyanet leri Bakanl Alevi Kaynaklarn Neretme Projesi balatmtr. Bakanlk ilk etapta 20 Alevi Bektai temel ahsiyeti belirleyerek, Alevi bilim adamlaryla birlikte onlarn eserlerini kitaplatrlmay kararlatrmtr.41 Diyanet bu proje ile Alevi-Bektai kltrne bir katk salamak ve Alevilere hizmet vermek istemitir. Bu kitaplarn yaynlanmasyla, Alevi vatandalar kendi yazl kaynaklarn okuma frsat bulacaklar ve Alevilikle ilgili bilgilerini kaynak eserlere dayandracaklardr. Diyanet leri Bakanlnn bu teebbs Alevilere ynelik gerekletirecei hizmetler asndan olumlu bir balangtr. Diyanet leri Bakanl, artk Alevilerin Diyanette temsil edilmesi ynndeki ksr tartmalardan uzak kalmaldr. Alevi vatandalarmzn isteklerini belirlemeli ve bunun iin yeni politikalar gelitirmelidir. Alevilikle ilgili geni apl alan aratrmalarna nclk etmeli ve bu aratrmalarn sonulardan yararlanmaldr. te biz bu aratrmayla Malatyada yaayan alevi vatandalarmzn bnyesinde tekiltlandklar Alevi Bektai Dernek ve Vakflarnn, Alevilerin Diyanet leri Bakanlnda temsil edilme noktasnda Diyanet leri Bakanlna bak alarna ortaya karmay, Diyanet leri Bakanldan beklentilerini tespit etmeyi ve Diyanet leri Bakanlnn alevilere ynelik gerekletirecei din hizmetleri ile ilgili neriler gelitirmeyi amalam bulunmaktayz. Evren ve rneklem Malatya alevi vatandalarmzn youn olarak yaad illerden birisidir. Malatyada Alevi vatandalarmzn bnyesinde tekiltlandklar tane kurulu bulunmaktadr. Bunlar u ekilde sralayabiliriz: 1- Hac Bektai Veli Kltr Merkezi Vakf, 2- Cem Vakf, 3- Zeynel Abidin Kltr Vakf. Bu vakflarn grlerinin ortaya karlmas, Malatyadaki alevi vatandalarmzn Aleviliin Diyanet leri Bakanlda temsiline ilikin grlerine dair ipular verecektir. Yntem Aratrmamzda mlakat yntemi kullanlmtr. Malatyada alevi vatandalarmzn bnyesinde tekiltlandklar alevi vakflarnn bakanlarna Alevilerin Diyanet leri Bakanlnda temsiline ilikin u sorular yneltilmitir. 1- Diyanet leri Bakanlnn yaplanmas ile ilgili grnz nedir? 2- Alevilerin Diyanet leri Bakanlnda temsil edilmesine ilikin grnz nedir? 3- Diyanet leri Bakanlnn son dnemde Hz. Ali iin mevlit okutmas, Ehl-i Beyt iin hutbe okutmas ve Alev-Bekt kaynaklarn yaynlanmasn nasl karlyorsunuz? 4- Din grevlilerinden beklentileriniz nelerdir? 5- Avrupa Birliinin Alevileri aznlk olarak grmesi fikrine katlyor musunuz?

40 41

Yeni afak, 29 Mays 2005. Milliyet, 22.12.2004.

446

6- Avrupa Birliine girdiimiz takdirde Alevilerin sorunlarnn zlecei fikrine katlyor musunuz? 7- Misyonerlerin Alevi genler zerinde younlamasn neye balyorsunuz? 8- Cem evleri ile ilgili kanaatiniz nedir? 9- Cem evlerinin devlet tarafndan desteklenmesi hakknda ne dnyorsunuz? 10- Alevi-Snni yaknlamasna ilikin grnz nedir? Bulgular Alevi Vakf Bakanlarnn grleri u ekildedir: A- Hasan Meeli: Hac Bektai Veli Kltr Merkezi Vakf Bakan Hac Bektai Veli Kltr Merkezi Vakf 12 Haziran 1991den 30 Mart 1997ye kadar Hac Bekta Veli Kltrn Tantma Dernei olarak faaliyet gstermitir. 30 Mart 1997de olaanst kurul kararyla feshedilerek, Hac Bektai Veli Kltr Merkezi Vakf ismini almtr. Vakfa Bakanlar Kurulu kararyla kamuya yararl bir vakf stats ve vergi muafiyeti tannmtr. Tzel kiilik kazanan Vakf Malatya eyh Bayram Mahallesinde dnm arsa zerinde drt katl binada faaliyet gstermektedir. 1. Diyanet leri Bakanl zerk olmaldr. Grevini hibir etkide kalmadan bamsz ekilde yrtmelidir. 2. Aleviler Diyanet leri Bakanlnda temsil edilmemelidir. Temsil edilmelerinin onlara bir faydas olmaz. Alevilerin kendi ilerinde zmeleri gereken dinsel sorunlar vardr. Bu sorunlar zlmeden temsil edilmenin faydasndan sz etmek imkanszdr. Ayrca Alevi Diyanet leri Bakanlna da iddetle karym. Bu, baz alevi gruplarn lkeyi kargaaya srklemek iin ortaya attklar bir fikirdir. Diyanet leri Bakanlnn bu gne kadar Alevilere herhangi bir hizmeti olmamtr. Bu byk bir eksikliktir. 3. Diyanet leri Bakanlnn son dnemde Hz. Ali iin mevlit okutmas, Ehl-i Beyt iin hutbe okutmas ve Alev-Bekt kaynaklarn yaynlanmas son derece olumludur. Ge bile kalnmtr. Bu tr uygulamalar daha kapsaml olarak devam etmelidir. 4. Alevilerin cenazelerini ykayacak ve kaldracak bilgili kimseleri bulunmamaktadr. Diyanet leri Bakanl Alevilerin sorunlaryla ilgilenmeli, mftlkler Alevilerle diyalog kurmal, zellikle alevi vatandalarn cenazelerinin kaldrlmas iin din grevlileri grevlendirmelidir. Din grevlileri camilerde sk sk Hz. Ali, Ehl-i Beyt, 12 mam ve Hac Bekta Velinin slma yapt hizmetleri anlatmaldr. 5. Avrupa Birliinin Alevileri aznlk olarak grmesine kesinlikle karym. Bu dnce, devletin niter yapsn blebilecei gibi, gerek Aleviler ierisinde, gerekse Alevi-Snni cemaati arasnda tehlikeli durumlar yaratr. Lozan Bar Antlamasnda lkemizde kimlerin aznlk olduu aka ifade edilmitir. Alevilerin Avrupa birlii tarafndan aznlk olarak gsterilmek istenmesi Trkiye zerinde oyunlar oynanmak istendiini gstermektedir. Burada lkemizin btnln tehdit eden bir tehlike gze arpmaktadr. Btn kamuoyu tarafndan bilindii gibi szde Alevi kkenli bir ok vakf ve dernek, kamuoyuna zaman zaman verdikleri demelerde, ulusal medyadaki tartma programlarnda Aleviliin slm d olduunu aka sylemektedirler. Bu grler kiisel olup, gerekleri yanstmamaktadr. Alevilii slmn dnda gsterme abalar Alevilere vurulacak en byk darbedir. ayet Avrupa Birlii Trkiyede byk bir kitleyi oluturan Alevileri bir ayak oyunuyla aznlk statsne tabi tutmak isterse, Trkiye iin ok byk bir tehlike ba gsterecek demektir. Bu byk kitleyi bir oldu bitti ile aznlk statsne sokmak isteyenler amalarna ularlarsa

447

Aleviler slm d kalabileceklerdir. Buna iddetle kar kmaktayz. Aleviler bu lkenin asli unsurudur. 6. Trkiyeyi Avrupa Birliine alacaklarna inanmyorum. Alrlarsa iyi olur. Alevilerin sorunlarnn zmnn daha da kolaylaacan dnyorum. 7. Alevilerin yrekler acs sorunlar vardr. Genlik bunalmda ve aray ierisindedir. Alevileri eitecek bir eitici kurum ve retmen yoktur. Alevi genlii yeterince din eitimi alamamaktadr. Alevilerin dinsel ve inansal adan sorunlar bulunmaktadr. Misyonerler, bu sorunlarn zlmemesinden en iyi ekilde yararlanmakta ve ou defa para ile Alevi genliini kendi saflarna ekmek istemektedir. Diyanet bugne kadar alevileri ihmal etmitir. Bu ihmalin sonucu olarak aleviler misyonerlerin etki alanna itilmektedir. Alevilerin misyonerlerin ana dmemesi iin diyanete byk grevler dmektedir. 8. Cem evleri hem ibadethane hem de kltr evidir. Cem evleri kesinlikle camilere alternatif deildir. 9. Trkiye genelinde bir ok yerde cem evi ad altnda baz kltr evleri yaplmtr. Bunlar toplumu aydnlatma asndan atlm birer iyi adm olsa da, bu tr almalar btn topluma yaymak iin devletin maddi manevi yardmna ihtiya bulunmaktadr. Devlet hazine mal arsalardan cem evlerinin yapm iin arsa tahsis etmelidir. Trkiye genelinde alevilerin youn olarak yaad yerlere devlet tarafndan cem evleri veya kltr merkezleri yaplmaldr. Bu cem evi ve kltr merkezlerinin ayakta durabilmesi iin devlet hazinesinden para ayrlmal, bunlarn kontrol ve denetimi devlet tarafndan yaplmaldr. Cem evi ve kltr merkezleri Kltr Bakanl bnyesinde bir daire bakanlna balanmaldr. Cem evleri valiler tarafndan denetlenmelidir. Cem evlerinin nerelere yaplacana dair nfus oranna gre valiler aratrma yapmaldr. Aleviliin esas kaynan oluturan ve Anadoluya alevilii getiren Hac Bekta Velinin felsefi grleri ve nl Makalat adl eseri alevilik iin bir k grnmndedir. Cem evleri alevi kltrn, aleviliin tarihinde nemli yere sahip alevi byklerini ve bu kiilerin eserlerini topluma tantmada etkin rol stlenmelidir. Bylece alevilik, tarihsel sre ierisinde ierisine sokulmu olan yabanc ideolojilerden ve pagan kltrnden ayklanmal, mspet ilim ve hogr balamnda gerek alevilik meydana karlmaldr. Alevilik konusunda uzman aratrmac ve yazarlar, bilgili vakf bakanlar, kendini yetitirmi dedeler alevilii iinde bulunduu yrekler acs durumdan, daha dorusu ipotekten kurtarma ynnde gayret gstermelidir. Ulusal kanallarmzda alannn uzman aratrmaclar ve aleviliin ierisinden bu ii ok iyi bilen kiiler konuturulmal, alevilik konusunda gerek bilgiler verilmeli ve gerek alevilik meydana karlmaldr. Gerek aleviliin ortaya karlabilmesi iin din derslerinde alevilik bektailik konularna yer verilmeli, alevi bektai kaynaklar tantlmal, hem snni hem de alevi genlii bu konular yeterince renmelidir. Bylece alevi ve snni genlik arasnda kardeliin pekieceine inanyorum. Trkiye bu konuda ok geri kalm bulunmaktadr. Milli birlik ve beraberliimizi salamaya ynelik cesur admlar atlmaldr. 10. Alevi Snni yaknlamas son derece gereklidir. Aslnda aralarnda pek fark bulunmamaktadr. Snniler Alevi kardelerimizi kucaklamal ve onlarla iyi ilikiler kurmaldr. nk Snniler gibi Alevilerin de dini slm, kitab Kuran ve Peygamberi Hz. Muhammettir. Bu husus hem Alevi ileri gelenleri hem de Snni din grevlileri tarafndan sk sk anlatlmaldr. Alevi Snni kardelii tesadflere deil, salam ve kalc temellere oturtulmaldr.

448

B- Eref Doan: Cem Vakf Malatya ubesi Bakan Cem Vakf Malatya ubesi, Cem Vakf Genel merkezine bal olarak 1996 ylnda kurulmutur. Vakf, Niyazi Msri Mahallesinde Ababa Merkezinde bir apartman dairesinde faaliyetini srdrmektedir. Maddi durumu yetersiz rencilere burs verme, semah kursu ama, Aure Gn ve Hzr Lokmas gibi etkinlikler dzenleme vakfn faaliyetleri arasnda yer almaktadr. 1. Diyanet leri Bakanl iinde btn inan gruplar temsil edilmelidir. Byle bir temsilde gayr-i mslimler de yer alabilir. nk onlar da bu lkenin insandr. Eer Diyanet leri Bakanlda temsil edilirlerse d glerin zerlerinde etkileri kalmaz. Bu sayede lkemizde birlik beraberlik daha gl bir ekilde salanr. 2. Alevilerin Diyanet leri Bakanlda temsil edilmesi fikrine katlyorum. nk vatandalar arasnda ayrm yaplmamaldr. Diyanet leri Bakanl aleviler dahil btn halka hizmet etmelidir. Mstakil bir Alevi Diyanet leri Bakanl dncesine katlmyorum. Bu dnce alevilere hizmet vermekten ziyade ayrlklar krkleyici olur. Diyanet leri Bakanl bugne kadar Alevilere herhangi bir hizmet vermemitir. Bunu byk bir eksiklik olarak gryorum. 3. Diyanet leri Bakanlnn son dnemde Hz. Ali iin mevlit okutmasn, Ehl-i Beyt iin hutbe okutmasn ve Alev-Bekt kaynaklarn yaynlanmasn son derece olumlu karlyorum. Bu tr faaliyetleri destekliyorum. 4. Diyanet ayn zamanda benim de Diyanetim olsun. Din grevlileri bana da hitap etsin. Din grevlileri Ehl-i Beytten sz etsin. Hz. Ali sadece Alevilerin deil, ayn zamanda Snnilerin de sevdii bir ahsiyettir. Din grevlileri Ehl-i Beyti ehit edenleri fazla ne karmamaldr. Bizim duygularmz da gz nnde bulundurmaldr. Eer camilerde gerekten akl banda hocalar grev yaparsa Alevilerin camiye gitmeleri kendiliinden gerekleir. Din grevlileri slmn mterek deerlerini ne karmaldr. Bizler de mslmanz. Ayn Allaha, ayn Peygambere inanyoruz. 5- ABnin Alevileri aznlk olarak grmesi fikrine katlmyorum. Biz yz yllar boyu bu lkenin asli unsuruyuz. Gelecek yllarda da asli unsuru olmaya devam edeceiz. 6- ABye girersek Alevilerin sorunlar zlmez. nemli olan zihniyettir. Zihniyet deimedii srece ABye girmenin bir anlam bulunmamaktadr. Alevilerle Snniler arasnda yaknl salayacak yetimi insanlara ihtiya vardr. 7- Alevi dedelere genlie sahip kmas iin destek verilmelidir. Misyonerlerin Alevi genlie ynelmesinde Diyanetin sorumluluu bulunmaktadr. Alevi genlii boluk iindedir. Dedeler destek grmedikleri iin kitle zerinde tam hakimiyet kuramamaktadrlar. Snniler bile Alevilii yeni renmektedir. Aleviler arasnda geleneklerin etkisinin azalmas, baz siyasi otorite ve yerel makamlarn Alevilere olumsuz bak as ve genliin aray ierisinde olmas misyonerlerin iini kolaylatrmaktadr. Alevi genlii misyonerlerin etki alanna itilmektedir. Misyonerler zellikle maddi vaatlerle Alevi genliini ynlendirmek istemektedir. Devlet ve siyasiler Alevilere sahip kmaldr. Diyanet Alevilerle yakndan ilgilenmelidir. 8- Cem evleri ibadethanedir. Cem evleri sosyalleme aracdr. Kitleyi bir arada tutmann ve alevi geleneklerini yaatmann vastasdr. Cem evlerinde Allah, Allahn Resul, Ehl-i Beyt, 12 mam, Kuran, Kuran mucizesi, dier peygamberler, slmi ahlak ve slmn dnya gr anlatlmaktadr. Cem evlerine ancak kemale ermi, kimsenin zerinde hakk olmayan, kimseyi kstrmemi ve birbirinden raz olan insanlar gelebilir. Cem evleri sosyal yaptrm aracdr. Problemlerin zld bir mekandr.

449

9- Cem evleri devlet tarafndan desteklenmelidir. Camiye hangi yardm yaplyorsa, cem evlerine de yaplmaldr. Devlet camiye yardm etmelidir. nk oras bir ibadet yeridir. nsanlarn ibadet ihtiyalar bulunmaktadr. Madem ki camiye yardm ediyor, cem evine de yardm etmelidir. nk cem evi de ibadet yeridir. Bu lkenin birlik beraberliinin pekitirilmesi asndan cem evlerinin devlet tarafndan desteklenmesi son derece gereklidir. 10- Alevi- Snni grubun yakasndan siyasiler ellerini ekmelidir. Bu sorun o dakikada zlr. Aslnda arada pek fark bulunmamaktadr. Hepimiz ayn Allaha ve Peygambere inanmaktayz. Bu lkenin birer ferdiyiz. Ayn havay solumaktayz. Nitekim son dnemde Alevilerle Snniler arasnda kz alnp verilmektedir. Bu da yaknlamann nemli bir gstergesidir. C- Erdoan nverdi: Zeynel Abidin Kltr Vakf Bakan Zeynel Abidin Kltr Vakfnn temeli 1995de atlmtr. Malatyann Battalgazi ilesinde 12 dnm arazi zerinde 2 katl bir binada faaliyet gstermektedir. Binann douya bakan ksm katldr. Kesimhane ve piimhanesi bulunmaktadr. Vakf, cem evi ve kltr merkezi olarak ilev grmektedir. 1997de tzel kiilik kazanmtr. 1. Diyanet leri Bakanlnda btn inan gruplar temsil edilmelidir. nan gruplarna din hizmeti eit ekilde verilmelidir. Burada kastedilen slmn iinde ortaya kan farkl inan gruplardr. 2. Aleviler Diyanet leri Bakanlnda temsil edilmelidir. Bakanlk ierisinde oluturulacak bir birimle Alevi vatandalara hizmet gtrlmelidir. Ayn yaplanma mftlklerde de gerekletirilmelidir. Diyanet leri Bakanl u ana kadar Alevilere ynelik herhangi bir hizmet vermemitir. Ancak Malatya mftl bu konuda bizimle ok iyi bir diyalog halindedir. Malatya mftlnn Alevi-Snni yaknlamas ile ilgili bireysel almas vardr. Malatyada Alevilerle Snniler arasnda iyi bir yaknlama sz konusudur. Bunda Malatya il mfts, Battalgazi ile mfts ve Malatya lahiyat Fakltesinin byk katks bulunmaktadr. Mstakil bir Alevi Diyanet leri Bakanlna kesinlikle karyz. Diyanet leri Bakanlnn Alevilere hizmet vermesi, lkenin btnl iin son derece gereklidir. Aksi takdirde Aleviler ideolojiye kayar, siyasallar ve u kimselerin eline der. 3. Diyanet leri Bakanlnn son dnemde Hz. Ali iin mevlit okutmasn, Ehl-i Beyt iin hutbe okutmasn ve Alev-Bekt kaynaklarn yaynlanmasn son derece olumlu karlyorum. Bu uygulama, Alevi Snni yaknlamasna sebep olmutur. Alevilerle Snniler arasnda pek fark yoktur. Sadece baz yorum farkllklar bulunmaktadr. Bunu siyasiler uzun yllar olumsuz ynde kullanmlardr. 4. Din grevlilerini toplumun nderleri olarak gryorum. Eer din grevlileri objektif, bilimsel ve iyi yetitirilirse hizmetleri olabilir. Ancak gemite baz din adamlar ve baz alevi dedeleri temelsiz fikirlerle Alevi Snni ayrlna sebep oldular. Bugn lahiyat Faklteleri, hem din grevlileri hem de dedeler iin bir frsattr. Eer din grevlileri iyi yetitirilirlerse btnletirici olurlar. lahiyat Faklteleri dedelerin yetitirilmesi iin Alevi Bektai dernekleriyle ilgilenmelidir. 5. ABnin Alevileri aznlk olarak grmesine iddetle kar kyorum. AB kltrel birlikteliktir. AB Trkiyeyi ayrtrma projesidir. Trk kimliini zayflatc ve birlikte yaama arzusunu krc bir anlaya sahiptir. 6. ABye girersek Alevilerin sorunlar zlmez. Alevilerin sorunlar daha da artar. Tarihten gelen gzel hasletlerimiz yozlar. Aile birliimiz zayflar. Bize katacaklar bir ey bulunmamaktadr.

450

7. AB Trkiyenin yumuak karn olarak Alevi yurttalar grmektedir. Alevilerin devletten din hizmeti alamaylar ve devletin onlarn problemleri ile yeterince ilgilenmemesi Alevilere ikinci snf vatanda duygusu yaatmaktadr. Bu durumdan misyonerler en iyi ekilde yararlanmaktadr. Misyonerler Aleviler zerinden lkeyi blmek istemektedir. 8. Cem evleri Alevi vatandalarn toplanp ibadet ettii, sorunlarn tartt, bir anlamda kaynat mekandr. Asla camiye alternatif deildir. Btn inan gruplarnn ibadet yerlerine sayg duymaktayz. 9. Devlet cem evlerine destek olmaldr. Tam olmasa bile belli oranda destek salamaldr. nk aleviler zerinde oyunlar oynanmaktadr. Alevilii slm d gstermek isteyen gruplar bulunmaktadr. Devlet cem evlerini destekler ve yaatrsa, buralarn ynetimleri alevileri bilgilendirmede ve birlik beraberlii salamada etkili olurlar. Aleviler kurumsallamaldr. Bu kurumlar misyonerlerin etkisinden Alevileri en iyi ekilde korumaldr. Alevilerde devlet camiye yardm ediyor, niye bize yardm etmiyor dncesi olumaktadr. Aleviler bunu ayrmclk olarak grmektedir. 10. Btn inan gruplarnn yaknlamas lkemizin birlii asndan son derece nemlidir. Aslnda Alevilerle Snniler arasnda pek fark bulunmamaktadr. Gemite birileri siyasi emelleri iin bu iki kitleyi birbirine dman etmitir. Kerbela olayna bu lkedeki insanlarn olumlu veya olumsuz bir katks olmamasna ramen, birileri bunu kullanmtr. Ne zamanki lkemiz gelimeye balam, hemen Alevi Snni dmanln krkleyerek insanlar birbirine dman etmiler, bu insanlar enerjilerini lkenin kalknmas yerine, kendi i sorunlarna ayrmlardr. Bundan herkes zarar grmtr. Aslnda slmn Amentsne Alevi-Snni ayn ekilde inanmaktayz. Birbirimizi olduumuz gibi kabul edersek hibir sorun kalmaz. Sonu ve neriler Aratrmamzda ulalan sonular u ekilde sralayabiliriz: Aratrmamzda Alevi vakflar arasnda Alevilerin Diyanet leri Bakanlda temsili noktasnda gr farkllklarnn olduu grlmtr. Hac Bekta Veli Kltr Merkezi Vakf Diyanet leri Bakanlnn iinde hi bir cemaatin yer almad zerk bir kurum olmasn istemekte ve Alevilerin Diyanet leri Bakanlda temsil edilmesine kar kmaktadr. Temsilin Alevilere bir faydasnn olmayacana inanmaktadr. Dier iki vakf Diyanet leri Bakanlda btn inan gruplarnn yer almasn istemekte ve Alevilerin Diyanet leri Bakanlda temsil edilmesini savunmaktadr. Zeynel Abidin Kltr Vakf Diyanet leri Bakanlda sadace slmn iinde yer alan inan gruplarnn yer almasn istemekte, Cem Vakfnn Diyanet leri Bakanlda lkemizde yaayan gayr-i mslimlerin de temsil edilebilecei fikrine katlmamaktadr. Alevi vakflar Alevi Diyanet leri Bakanlna iddetle kar kmaktadrlar. Byle bir yaplanmann lkenin birlik beraberliini son derece olumsuz etkileyeceini dnmektedirler. Diyanet leri Bakanlnn son dnemde Hz. Ali iin mevlit okutmas, Ehl-i Beyt iin hutbe okutmas ve Alev-Bekt kaynaklarn yaynlanmas 3 vakf tarafndan son derece olumlu karlanmaktadr. Avrupa Birliinin Alevileri aznlk olarak grmesi dncesi, tm vakflarca kesinlikle kabul grmemektedir. Hac Bekta Veli Kltr Merkezi Vakf ABne girdiimiz takdirde Alevilerin sorunlarnn zmnn kolaylaacana inanrken, dier 2 vakf Alevilerin sorunlarnn zmnn kolaylamayacan, aksine daha da zorlaacan dnmektedir. Alevi vakflar, Alevi genliinin yeterince din eitimi almad, bunalmda ve aray ierisinde olduu, Alevilerin dinsel, inansal adan sorunlar bulunduu, devletin bu sorunlarn zm ynnde aba gstermedii grndedirler. Alevi vakflar Alevi genliinin

451

geleneklerden ve tarihten beri gelen Alevi kltrnden uzaklat, Alevi genlik zerindeki kontroln zayflad endiesini tamaktadrlar. Misyonerlerin bu durumdan en iyi ekilde yararlanmak ve ou defa para ile Alevi genliini kendi saflarna ekmek istediini ifade etmektedirler. Alevi vakflarna gre alevi genlii din eitiminden mahrum kalmas sonucu siyasallamakta ve u noktalara doru kaymaktadr. Alevi vakflar alevi genliin bolua dmesinde ve u noktalara kaymasnda Diyanetin sorumluluu bulunduunu belirtmektedirler. Alevi vakflarna gre cem evleri Alevilie mahsus bir takm zel dini grevlerin yerine getirildii bir ibadethane ve kltr evidir. Cem evleri, ibadet etmenin yan sra bir araya geldikleri, kaynatklar ve sorunlarn tarttklar bir mekandr. Cem evleri kesinlikle camilere alternatif deildir. Alevi vakflar devletin cem evlerini desteklemesini ve cem evi yaplmas iin arsa tahsis etmesini istemektedirler. Hac Bekta Veli Kltr Merkezi Vakf cem evlerinin kontrol ve denetiminin devlet tarafndan yaplmasn, cem evi ve kltr merkezlerinin Kltr Bakanl bnyesinde bir daire bakanlna balanmasn, cem evlerinin valiler tarafndan denetlenmesini, cem evlerinin nerelere yaplacana dair nfus oranna gre valilerin aratrma yapmasn istemektedir. Alevi vakflar cem evlerini Alevi kitle zerinde kontrol mekanizmasn canl tutabilmek iin son derece gerekli grmektedirler. Devlet cem evlerini destekler ve yaatrsa, buralarn ynetimlerinin Alevileri bilgilendirmede, birlik beraberlii salamada ve Alevileri misyonerlerin etki alanndan uzak tutmada etkili olacana inanmaktadrlar. Alevi vakflar Alevi Snni yaknlamasn lkemizin birlii asndan son derece nemli grmektedirler. Aslnda aralarnda pek fark bulunmadna inanmaktadrlar. Snnilerden Alevilere ynelik daha iyi ilikiler beklemektedirler. Snniler gibi Alevilerin de dininin slm, kitabnn Kuran ve Peygamberinin Hz. Muhammed olduunu ve bu hususun hem Alevi ileri gelenleri hem de Snni din grevlileri tarafndan sk sk anlatlmas gerektiini sylemektedirler. Alevi Snni kardeliinin tesadflere deil, salam ve kalc temellere oturtulmasn istemektedirler. Alevi vakflarna gre gemite birileri siyasi emelleri iin bu iki kitleyi birbirine dman etmitir. Kerbela olayna bu lkedeki insanlarn olumlu veya olumsuz bir katklar olmamasna ramen, birileri bunu kullanmtr. Alevi vakflar alevi snni tartmalarnn siyasilerin olumsuz tavrndan kaynaklandn ve siyasilerin bir takm emelleri iin bu iki kitlenin bir araya gelmesini kolaylatrc nlemleri almadn sylemektedirler. Alevi vakflarna gre Alevilerin cenazelerini ykayacak ve kaldracak bilgili kimseleri bulunmamaktadr. Alevi vakflar Diyanet leri Bakanlnn Alevilerin sorunlaryla ilgilenmesini, mftlklerin Alevilerle diyalog kurmasn, zellikle alevi vatandalarn cenazelerinin kaldrlmas iin din grevlilerinin grevlendirilmesini, din grevlilerinin camilerde Hz. Ali, Ehl-i Beyt, 12 mam ve Hac Bekta Velinin slma yapt hizmetlerden bahsetmesini istemektedirler. Eer din grevlileri camilerde Ehl-i Beytten bahsederse alevilerin camilere geleceini ifade etmektedirler. Alevi vakflar din grevlilerini toplumun nderleri olarak kabul etmektedirler. Eer din grevlileri objektif, bilimsel ve iyi yetitirilirse hizmetlerinin olacana inanmaktadrlar. Gemite yaanan Alevi Snni ayrlnda baz din adamlar ve baz alevi dedelerinin temelsiz fikirlerinin etkili olduunu sylemektedirler. lahiyat Fakltelerini din grevlilerinin yetimesi, Alevi Snni yaknlamasnn salanmas ve Alevilerle ilgilenilmesi asndan frsat olarak grmektedirler. Aratrmada ulalan sonular dorultusunda u nerilerde bulunabiliriz:

452

1- Diyanet leri Bakanl alevi kylerine ve Alevilerin ounlukta olduu mahallelere Alevilik konusunda bilgili, kendini yetitirmi, iletiim yetenei gelimi ve sosyal yn gl olan din grevlileri atamaldr. 2- Din grevlileri grev yaptklar yerlerde alevilerle iyi ilikiler kurmal, hastalarn ziyaret etmeli, ocuklaryla ilgilenmeli, dini ve sosyal etkinliklerine katlmaldr. 3- Din grevlileri vaazlarnda Ehl-i Beytten ve Hac Bekta Velinin slma yapt hizmetlerden sz etmelidir. Bu uygulama alevilerin camiye gelmelerini olumlu ynde etkileyecektir. 4- Diyanet leri Bakanl alevi kaynaklarn yaynlama projesini devam ettirmelidir. Bu konudaki bilgi boluunu gidermeye nclk etmelidir. Aleviler bu sayede kendi asl kaynaklarna ulama imkanna sahip olacaklardr. 5- Diyanet leri Bakanl alevilikle ilgili geni apl alan aratrmalarn desteklemeli ve bu aratrmalarn sonulardan yararlanmaldr. 6- Diyanet leri Bakanl diyaloa ak Alevi dedelerle, Alevi vakf ve dernek bakanlaryla srekli irtibat halinde olmal ve onlarn grlerinden yararlanmaldr. 7- Mftler Alevilerle iyi bir diyalog kurmal, Alevilerce dzenlenen Aure Gn ve Hzr Lokmas gibi etkinliklere katlmaldrlar. 8- Aleviler ocuklarn lahiyat Fakltelerinde okutmaldrlar. Bu sayede Aleviler arasnda hem Alevilii bilen hem de dinle ilgili bilgilere sahip olan kiiler yetimi olacaktr. Kaynaka
Akta, Ali, Kent Ortamnda Alevilerin Kendilerini Tanmlama Biimleri ve nan Ritellerini Uygulama Sklklarnn Sosyolojik Adan Deerlendirilmesi, I. Trk Kltr ve Hac Bekta Veli Sempozyumu Bildirileri (22-24 Ekim 1998), Ankara, 1999. Arabac, Fazl, Alevilik ve Snniliin Sosyolojik Boyutu, orum rnei, Ett Yaynlar, Samsun, 2000. Arslanolu, brahim, Snni Din Adamlarnn Alevilie Bak, Hac Bekta Veli Aratrma Dergisi, Yl: 9, Say: 23, Ankara, 2003. Ate, Sleyman, Nasl Bir Diyanet, Diyanet Aylk Dergi, Say: 11, Ankara, 1991. Bal, Hseyin, Alevi Bektai Kylerinde Toplumsal Kurumlar, Ant Yaynlar, stanbul, 1997. Bal, Hseyin, Sosyolojik Adan Alevi Snni Frakllamas ve Btnlemesi, Ant Yaynlar, stanbul, 2000. Bagil, Ali Fuad, Din ve Laiklik, Yamur Yaynlar, stanbul, 1991. Cengiz, Recep, amii Beldesinde Dini Hayat: Alevilik zerine Sosyolojik Bir Aratrma, (Yaynlanmam Doktora Tezi), Frat niversitesi Sosyal Bilimler Enstits, Elaz, 2000. Din retimi ve Din Hizmetleri Semineri, Din Hizmetleri alma Grubu Sonu Bildirisi, Diyanet leri Bakanl Yaynlar, Ankara, 1991. Din-Devlet likileri ve Trkiye'de Din Hizmetlerinin Yeniden Yaplanmas Uluslararas Sempozyumu, Cem Vakf Yay., stanbul, 1998. Diyanet leri Bakanl Mevzuat, Diyanet leri Bakanl Yay., Ankara, 1989, K-1/1. Doan, zzettin, Din-Devlet likileri ve Trkiye'de Din Hizmetlerinin Yeniden Yaplanmas Uluslararas Sempozyumu, Cem Vakf Yay., stanbul, 1998. Gzaydn, tar, Din Devlet likileri ve Trkiyede Din Hizmetlerinin Yeniden Yaplanmas Uluslararas Sempozyumu, Cem Vakf Yay., stanbul, 1998. Gler, Halit, Diyanet leri Bakanl Yeniden Yaplanmal, Diyanet Aylk Dergi, Say: 57, Ankara, 1995. Gran, Kemal, Diyanet leri Bakanl zerk Olmal m?, Diyanet Aylk Dergi, Say: 57, Ankara, 1995. Hatemi, Hasan Hsrev, Diyanet leri Bakanl ve Diyanet leri Tekiltnn nemi, Trkiye Gnl, Say: 29, Temmuz-Austos 1994.

453

Kara, smail, Din le Devlet Arasnda Skm Bir Kurum: Diyanet leri Bakanl, MFD, Say: 18, stanbul, 2000. Keskin, Abdulbaki, Nasl Bir Diyanet, Trkiye Gnl, Say: 35, Temmuz-Austos 1995. Keskin, Yahya Mustafa, Deiim Srecinde Krsal Kesim Alevilii Elaz Snky rnei, Ankara, 2004. Kyl, Mustafa, Alevi Kylerindeki Din Grevlilerinin Mesleki Problemleri (Amasya ve orum rnei), (Tebli), Yaygn Din Eitiminin Sorunlar Sempozyumu, Kayseri, 2003. Kutlu, Snmez, Alevilik-Bektailiin Diyanette Temsil Problemi, slmiyat, C. 4, Say: 1, 2001. Mardin, erif, Trkiyede Din ve Siyaset, letiim Yaynlar, stanbul, 1991. Milliyet, 18.08.2001. Milliyet, 22.12.2004. Noyan, Bedri, Bektai ve Alevi Konusunda Bir Gezinti, Trk Yurdu, (Alevilik zel Says), Say: 88, 1994. Orhan, Muharrem Naci, Politikaclarn Alevi-Snni Kkrtmasnn nne Geebilmek in Ar Meyyideler Getirilmelidir, Trk Yurdu (Alevilik zel Says), Say: 88, 1994. zdemir, Cihan, Malatya Yeilyurt lesi Cumhuriyet (Alevi) ve Gzene (Snni) Kylerinin Karlatrmal Ky Monografisi, (Yaynlanmam Lisans Tezi), Dicle niversitesi Fen-Ed. Fak. Sosyoloji Blm, Diyarbakr, 2002. Sarta, Sleyman, Cemevi Camiye Karlk Dnlemez, Trk Yurdu, (Alevilik zel Says), Say: 88, 1994. ahin, Cemal, Ben de Aleviyim Ama Alevileri Bir Avu Marksistin Tekelinden Kurtarmak Lazm, Trk Yurdu (Alevilik zel Says), Say: 88, 1994. ener, Cemal, Yaayan Alevilik, Ant Yaynlar, stanbul, 1996. T. C. Babakanlk Diyanet leri Bakanlnn 2000e Doru Dergisi Ankara Temsilcisi Hasan Yalna gnderdii 23 ubat 1989 tarih ve B/924-049 sayl cevap. Tarhanl, tar B., Trkiye Cumhuriyetinde Diyanet lerinin Dzenlenmesi, Din-Devlet likileri Sempozyumu-Bildiriler, Beyan Yay., stanbul, 1996. Tarhanl, tar B., Mslman Toplum Laik Devlet-Trkiyede Diyanet leri Bakanl, Afa Yaynlar, stanbul, 1993. Ta, Kemalettin, Trk Halknn Gzyle Diyanet, z Yaynclk, stanbul, 2002. Trkiye Cumhuriyeti Anayasas 1982, Madde:136, Kurti Matbaas, stanbul, 1990. zm, lyas, Gnmz Alevilii, TDV SAM Yay., Ankara, 1997. Yar, Erkan, Dinin Siyasallamas ve Dinsel Brokrasi, slmiyat, C. 4, Say: 1, Ankara, 2001. Yeni afak, 29 Mays 2005. Yldz, M. Cengiz, Din Grevlilerinin Sorunlar ve Beklentileri zerine Sosyolojik Bir Aratrma: Elaz Uygulamas, (Yaynlanmam Doktora Tezi), Frat niversitesi Sosyal Bilimler Enstits, Elaz, 1999. Yldz, M. Cengiz, Dinsel Brokrasinin Trkiyedeki Servenine Ksa Bir Bak, Kamu Hukuku Arivi, C. 3, Say: 2-3, 2000 Ycel, rfan, Diyanet leri Bakanl, DA, C. 9, stanbul, 1994.

454

ALEV-BEKTLERN DYANET LER BAKANLIINDA TEMSL PROBLEM (Alan Aratrmas)


Ramazan UAR*

1. Problem Din olgusu, tarihin her dneminde insanlarla birlikte var olmu ve var olmaya devam edecektir. Tarihi sre ierisinde bir ok farkl millet farkl dinlere intisap etmi ve bu dinler onlarn vicdanlarnda varln srdrmtr. Dinlerin yaylma alanlar ve fonksiyonlar gz nnde tutularak, ilkel dinler, milli dinler ve evrensel (lahi/Semavi) dinler eklinde snflandrlmlardr.1 Bugn bir ounun mensubu kalmad halde, bir ou hl varln srdrmektedir. zellikle evrensel (lahi/Semavi) olarak tanmlanan Musevlik, Hristiyanlk ve slmiyet yaylma alan itibariyle en yaygn dinlerdir. Bunlarn temel zellii, Tanr mesaj (Vahiy) ierikli olmalardr. Bu mesaj, insanlar arasndan seilmi peygamberler tarafndan insanla ulatrlm, sonra da mensuplar tarafndan dnyann en u noktalarna kadar yaylmtr. Burada ne kan en nemli husus, bu dinlerin (Musevilik/Tevrat, Hristiyanlk/ncil, slmiyet/Kuran- Kerim) birer yazl belgeye (Kitap) dayanmalar ve kurumsallamalardr. Konumuz asndan burada zerinde durmak istediimiz din slmiyettir. slmiyet, Hz. Muhammed tarafndan insanla sunulmu, peygambere iman edenler tarafndan belgelere kaydedilerek hfz edilmitir. Bylece mesajn metin ve muhteva itibariyle tahrif edilmesinin nne geilmi ve herhangi bir deiiklie uramadan gnmze ulamtr. Hz. Peygamber dneminde balayan devletleme sreci ile birlikte mesajn yaylmas, devletin ve Mslmanlarn temel grevi olmutur. Ancak daha sonraki dnemlerde medreseler ile balayan kurumsallama sreci, Osmanl Devleti ile birlikte gelierek devam etmitir. Bu dnemde din otorite olarak eyhlslmlk kurumu ekillenmeye balamtr.2 eyhlslmlar, Kad, Mderris ve Mftleri ynetmek, toplumda din alannda ortaya kan problemlere aklk getirmek ve devletin izledii politikalar dini adan merulatrma grevini yrtmektedirler.3 Osmanl Devletinin ykl sreci ile birlikte eyhlslmlk kurumu da tarihe karmtr. Yeni kurulan Trkiye Cumhuriyeti Devletinde toplumun dini ihtiyalarn karlamak zere bakanlk dzeyinde eriye ve Evkaf Vekaleti kurulmu (1920), daha sonra din hizmetlerini yrtmek amacyla Diyanet leri Reislii kurulmutur (3 Mart 1924).4 zerinde yaplan bir ok tartmaya5 ramen bugn resmi bir kurum olarak Diyanet eri Bakanl lkenin dini hizmet ve ihtiyalarna cevap vermeye almaktadr.
*
1 2

3 4 5

Yard.Do.Dr., SD lahiyat Fakltesi, Isparta/TRKYE Dinlerin tasnifi ve tanmlamalar ile ilgili olarak geni bilgi iin bkz. Tmer, Gnay-Kk, Abdurrahman, Dinler Tarihi, Ankara, 1993. eyhlslmlk kavramnn ortaya k ve kavramsallama sreci ile ilgili olarak bkz. Uzunarl, . Hakk, Osmanl Devletinin lmiye Tekilt, Ankara, 1984, s.174vd; Akgndz, Murat, 19. Asr Balarna Kadar Osmanl Devletinde eyhlslmlk, (Baslmam Doktora Tezi), stanbul, 1998, s.5vd. Ta, Kemaleddin, Trk Halknn Gzyle Diyanet, stanbul, 2002, s.71vd. Ta, a.g.e., s.83. Diyanet leri Bakanlnn laik devlet yaps iinde gereklilii ve yrtt hizmetlerle ilgili tartmalar iin bkz. slmiyat, Diyanet zel Says, c.4, say 1, Ankara, 2001.

455

Diyanet eri Bakanl, yaklak %99 Mslman Trk toplumunda din hizmetlerini yrtmek zere kurulmutur. Ancak, Trk toplumunda tarihi sre iinde ortaya kan din anlay farkllklarnn gnmzdeki yansmalar6 dolaysyla, Diyanet leri Bakanlnn toplumun tm kesimlerine hitap edip/etmedii hususunda tartmalar devam etmi ve giderek yaygnlamtr. Tartmalarda zellikle Alevlik-Bektlik n plana kmaktadr. Alev-Bekt dernek ve vakflarndan bazlar yapsal ve fonksiyonel olarak Diyanet leri Bakanlnn kendilerine hizmet vermediini belirterek, dolaysyla Bakanln kaldrlmas veya kendilerine de hizmet edecek bir yapya kavuturulmas ynnde talepleri olabilmektedir.7 Bu taleplerin karlanmasnda ortaya kabilecek hukuki problemler bir yana, gnmzde Diyanet leri Bakanl personeli, zellikle din grevlileri toplumun dini ihtiyalarna cevap vermede yetersiz grlmektedir.8 Mezhepler ve zellikle Alevlik-Bektlik konusunda din grevlilerinin bilgileri olduka yetersizdir ki,9 bugn din grevlilerinin byk ounluunun mam Hatip Lisesi mezunu olduu dnlecek olursa bu durum daha iyi anlalabilir. nk mam Hatip Liselerinin programlarnda mezhepler ve Alevlik-Bektlik ile ilgili konular yok denecek kadar azdr. Dolaysyla bu durum toplumun doru dini bilgiye ve salkl din anlayna ve din hizmetine kavumasnn nnde ciddi bir engel olarak durmaktadr. u halde, aratrmann problemini u ekilde ifade edebiliriz. Alev-Bektlerin Diyanet leri Bakanlnda temsil edilmesi ve hizmet verilmesine baklar nasldr ve bu baklarnda hangi faktrler etkilidir? Diyanet leri Bakanl, toplumda ortaya kabilecek tm dini problemlere zm retme grev ve sorumluluu tayan yasal bir kurum olarak, mezhep, tarikat, cemaat ve tm din anlaylar stnde emsiye grevini stlenmek durumundadr. Ancak son zamanlarda zellikle Alev-Bektlerin Diyanet leri Bakanlnda temsil edilmesi gerektii dncesi baz kesimler tarafndan srarla vurgulanmaktadr.10 Bu taleplerin yerine getirilebilirlii nemli grnmesine ramen,11 bugn Alev-Bektlerin bu talebe ne kadar deer atfettikleri, hangi
6

8 9

10

11

Bugn Trk toplumunun %99u Mslman olmasna ramen, dini anlay ve yaay itibariyle toplumun tm kesimleri arasnda bir homojenliin olduu sylenemez. Bu durum mezhep farkllamalarndan (Hanef, af, vb.) kaynaklanabildii gibi, din anlaynda meydana gelen farkllamalardan da kaynaklanabilmektedir. Alevlik-Bektliin Diyanet leri Bakanlnda temsil edilebilmesinin imkan ve hukuki boyutlar bizim konumuzun dndadr. Bununla ilgili olarak bkz. Onat, Hasan, "Alevilik Bejtailik, Din Kltr ve Ahlak Bilgisi Dersleri ve Diyanet", Trk Yurdu, Ankara 2005, c.25, S. 210, s. 8 vd.; Kutlu, Snmez, Alevilik-Bektailiin Diyanette Temsil Problemi slmiyat, Ankara, 2001, c.4, S.1, s.21vd; Ayrca Diyanet leri Bakanlnn kaldrlmas ynndeki taleplerle ilgili olarak bkz. http://www.milliyet.com/2004/12/22/siyaset/asiy.html Bkz. Buyruku, Ramazan, Din Grevlisinin Mesleini Temsil Gc, Ankara, 1995, s.356vd; Ta, a.g.e., s.199. Diyanet leri Bakanlnn 1992 ylnda mamlar zerinde yaptrm olduu bir anket uygulamas srasnda gzlemelerimiz olmutur. Mardin linde anket uygulamak zere grevlendirildiimizde yrede yaayan imamlarn bir ounun Hanef mezhebi izgisinde eitim ald, byk ounluu af olan yre halknn ihtiyalarna cevap veremedikleri ve hatta grevli olduklar kylere gitmedikleri, merkezde yaayp maalarn aldklarn gzlemlenmitir Bu itibarla Diyanet leri Bakanl, gnmz artlarnda hizmet edebilecek din grevlileri ile ilgili bir profil izmeli ve profile uygun eleman yetitirilmesi iin, bu eitimi veren kurumlarla ibirlii yaparak ortaya kan eksiklikler giderilmelidir. Alev-Bektlerin Diyanet leri Bakanlnda temsili ile ilgili talepler dile getirilirken alternatif Diyanet leri Bakanl gibi sadece Alev-Bektleri kapsayan yeni oluumlar da grmek mmkndr. Bugn lkemizde kendini Alev-Bekt olarak tanmlayan sosyal kesimlerin Alevlik-Bektlik konusundaki sylemlerinde homojenlik grlmemektedir. Diyanet leri Bakanl hangi AlevlikBektlie hizmet verecektir. slmn iinde olan Alev-Bektlere mi, slmn dnda olan AlevBektlere mi, Alisiz Alevlii savunanlara m, Alevlik-Bektlii Ateizm veya Marksizm ile

456

faktrlerin bunda etkili olduu ve bunu ne kadar istedikleri konusunda yaplm alan aratrmas yok denecek kadar azdr. Dolaysyla bu aratrma Alev-Bektlerin Diyanet leri Bakanlnda temsil edilme ile ilgili grlerinin ortaya konmasnda bir fikir vereceinden nemli grlmektedir. 2. Aratrmann Hipotezleri Aratrma ile ilgili olarak u hipotezleri sralamak mmkndr. Alev-Bektlerin Diyanet leri Bakanlnda temsil edilme talepleri cinsiyet faktrne gre farkllamaktadr. Alev-Bektlerin Diyanet leri Bakanlnda temsil edilme taleplerinde iinde bulunduklar ya faktr etkili olmaktadr. Alev-Bektlerin Diyanet leri Bakanlnda temsil edilme ile ilgili grleri blge olarak doum yerine gre farkllk gstermektedir. Alev-Bektlerin Diyanet leri Bakanlnda temsil edilme talepleri yerleim birimi olarak oturduklar yere gre farkllamaktadr. Alev-Bektlerin Diyanet leri Bakanlnda temsil edilme talepleri ile eitim dzeyleri arasnda anlaml bir fark vardr. Alev-Bektlerin Diyanet leri Bakanlnda temsil edilme talepleri ile meslek faktr arasnda anlaml bir fark vardr. Alev-Bektlerin Diyanet leri Bakanlnda temsil edilme ile ilgili grleri ile kendilerini tanmlamalar arasnda anlaml bir fark bulunmaktadr. Alev-Bektlerin Diyanet leri Bakanlnda temsil edilme istekleri ile dini bilgilerin kayna arasnda anlaml bir fark vardr. Alev-Bektlerin Diyanet leri Bakanlnda temsil edilme ynndeki istekleri ile kendi dindarlk alglamalar arasnda anlaml bir fark bulunmaktadr. 3. Yntem Bu aratrma, Alev-Bektalerin Diyanet leri Bakanlnda temsil edilme ile ilgili tutum dzeyleri ve hizmet beklentilerini, bamsz deikenler erevesinde ele almay, anlaml bir ilikinin olup olmadn incelemeyi amalamaktadr. Aratrmann baml deikeni Alev-Bektlerin Diyanet leri Bakanlnda temsil edilme ve hizmet beklentileri ile ilgili tutumlar, bamsz deikenleri ise, cinsiyet, ya, blge olarak doum yeri, yerleim birimi olarak yaad yer, eitim dzeyi, meslek, dini bilgilerin kayna, kendilerini tanmlamalarna ve kendi alglamalarna gre dindarlk dzeyleridir. 3.1. Evren ve rneklem Bu aratrmann evreni, kendini Alev-Bekt olarak tanmlayan Abdal Msa Tekkesi mensuplardr. Aratrmada, evreni yanstabilecek nitelikte tesadfi rnekleme tekniiyle bir rneklem oluturulmu, ana kitlede yer alan farkllamalar gz nnde bulundurularak, her tabakann ana kitle iindeki oranna gre katlmnn salanmasndan12 ibaret olan kota rneklemesi teknii uygulanarak veriler elde edilmeye allmtr. Bu balamda Abdal Msa Tekkesinin bulunduu Tekke Kynde yaplan, yurtii ve yurtdndan birok Alev-Bektnin katld Abdal Msay Anma Trenlerinde anket uygulamas gerekletirilmitir. Uygulama 500 kii zerinde dnlm, ancak cevapsz, eksik ve geri dnmeyen anket formlar ile birlikte 400 katlmcnn cevaplandrd anketler analize tabi tutulmutur.
zdeletirmeye alanlara m veya farkl dini kltrlerden (Eski Trk Dini, Hristiyanlk, Zerdtlk vb. birazckta slm) esinlenerek ortaya kan karma hmanist Alev-Bektlie mi?. Bu itibarla kendilerini tanmlama asndan Alev-Bekt inan nderlerine byk grevler dmektedir. Balc, Ali, Sosyal Bilimlerde Aratrma, Ankara, 2001, s.110.

12

457

3.2. Veri Toplama Aracnn Hazrlanmas Aratrmada bilgilerin elde edinilmesi dnlen toplumsal kesim belirlendikten sonra bilgilerin nasl toplanacann tespit edilmesi ve iyi bir bilgi toplama aracnn hazrlanm olmas gerekmektedir. Dolaysyla anket formu hazrlanrken bilimsel aratrma teknikleri ile ilgili almalardan istifade edilerek, alan aratrmalarnda dikkat edilmesi gereken hususlar gz nnde bulundurulmutur 4. Aratrmann Bulgular ve Yorumlar Burada yaplan analizler sonucunda elde edilen bulgular erevesinde AlevBektlerin Diyanet leri Bakanlnda temsil edilme ve hizmet beklentileri ile ilgili tutumlar ve bu tutumlara etki eden faktrler ile ilikileri yorumlanacaktr. 4.1. Cinsiyet Faktrne Gre Alev-Bektlerin Diyanet leri Bakanlnda Temsil Edilmesi ile lgili Tutumlar Bireyin biyolojik ve fizyolojik yaps onun toplum iindeki tutum ve davranlarna da etki etmektedir. Dolaysyla bireyin cinsiyeti, onun toplum iinde karlat olay ve olgular karsndaki tutum ve davranlarnn ekillenmesinde nemli bir faktr olarak karmza kmaktadr. Bu itibarla cinsiyet faktrne gre Alev-Bektlerin Diyanet leri Bakanlnda temsil edilme ve hizmet beklentisi ile ilgili tutumlarnn deerlendirilmesi nemli grlmektedir. Elde edilen veriler zerinde Cinsiyet deikeni esas alnarak yaplan analizler sonucunda Alev-Bektalerin Diyanet leri Bakanlnda temsil edilme ve hizmet beklentisi ile ilgili tutumlar arasnda anlaml bir fark ortaya kmamtr.13 Anlaml bir farkn ortaya kmamas, cinsiyet faktrnn bu noktada etkin bir faktr olmadnn gstergesidir. Dolaysyla kadn ve erkeklerin homojen bir dnce yapsna sahip olduklarn ifade edebiliriz.14 4.2. Ya Gruplarna Gre Alev-Bektlerin Diyanet leri Bakanlnda Temsil Edilmesi ile lgili Tutumlar Toplum iinde birey, ocukluk, genlik, olgunluk ve ihtiyarlk eklinde ifade edilebilen dnemler geirir. Dolaysyla toplum farkl yalardaki bireylerden olumaktadr. Bu bireylerin iinde bulunduklar ya dnemlerine gre olay ve olgular karsndaki tutumlar farkllk gstermektedir. u halde Alev-Bektlerin Diyanet leri Bakanlnda temsil edilme ve hizmet beklentisi ile ilgili tutumlarnn ya deikenine gre ele alnp deerlendirilmesi nemli grlmektedir. Elde edilen veriler erevesinde, ya faktr esas alnarak yaplan analizler sonucunda Alev-Bektlerin Diyanet leri Bakanlnda temsil edilme ve hizmet beklentisi dncesi ile ilgili tutumlarnn farkllamad ortaya kmtr.15 Anlaml bir farkn ortaya kmamas, ya gruplar arasnda nemli bir gr farkllnn olmadnn bir gstergesidir. Bu durum geleneksel yaygn din eitimin bir sonucu olarak deerlendirilebilir. 4.3. Blge Olarak Doum Yerine Gre Alev-Bektlerin Diyanet leri Bakanlnda Temsil Edilmesi ile lgili Tutumlar Her birey belli corafi, ekonomik, sosyo-kltrel artlar iinde doar ve bu artlar bireyin olay ve olgular karsnda tutum ve davranlarnn olumasnda ve ekillenmesinde nemli bir
13 14

15

Cinsiyet faktrne gre tutumlarda anlaml bir fark ortaya kmad iin tablonun buraya alnmas uygun grlmemitir. Bu alanda yaplan almalarda Alev-Bektlerin tutum ve davranlarnn cinsiyet faktrne gre farkllk gstermedii ortaya kmaktadr. Geni bilgi iin bkz. Uar, Ramazan, Alev-Bekt Gelenei zerine Sosyolojik Bir Aratrma (Abdal Msa Tekkesi rnei), Baslmam Doktora Tezi, Ankara, 2004, s.87. Ya gruplarna gre tutumlarda anlaml bir fark ortaya kmad iin tabloya yer verilmemitir.

458

etken olarak kendini gstermektedir. Bu itibarla Alev-Bektlerin Diyanet leri Bakanlnda temsil edilme ve hizmet beklentisi dncelerinin blge olarak doum yerine gre ele alnarak tahlil edilmesi nemli grlmektedir. Tablo 1: Blge Olarak Doum Yerine Gre Alev-Bektlerin Diyanet leri Bakanlnda Temsil Edilmesi le lgili Tutumlarnn x2 Sonular
Hi katlmyorum Akdeniz Say % Dou Anadolu Say % Ege Say % Gneydou Say % Anadolu Say % Karadeniz Say % Marmara Say % Yurtd Say % Toplam Say % 28 12,2% 11 29,7% 4 23,5% 0 ,0% 7 8,3% 5 31,3% 2 40,0% 2 28,6% 59 14,8% Katlmyorum 28 12,2% 1 2,7% 5 29,4% 2 40,0% 7 8,3% 1 6,3% 0 ,0% 0 ,0% 44 11,0% Katlyorum 61 26,6% 4 10,8% 3 17,6% 1 20,0% 24 28,6% 1 6,3% 1 20,0% 0 ,0% 95 23,8% 48,9% 21 56,8% 5 29,4% 2 40,0% 46 54,8% 9 56,3% 2 40,0% 5 71,4% 202 50,5% Tamamen katlyorum 112 Toplam 229 100,0% 37 100,0% 17 100,0% 5 100,0% 84 100,0% 16 100,0% 5 100,0% 7 100,0% 400 100,0%

X2=41.90 S.d.=21 p<.05

Yukardaki tablo incelendiinde aratrmaya katlan deneklerin, Alev-Bektlerin Diyanet leri Bakanlnda temsil edilmesi ve hizmet beklentisi ile ilgili grleri ile blge olarak doum yerleri arasnda anlaml bir fark ortaya kmaktadr. Buna gre Alev-Bektlerin Diyanet leri Bakanlnda temsil edilmesi ve hizmet beklentisi ile ilgili olarak Akdeniz %48.9, Dou Anadolu %56.8, Ege %29.4, Gneydou Anadolu %40, Anadolu %54.8, Karadeniz %56.3, Marmara %40, Yurtd %71.4 orannda Tamamen katlyorum diyenler, tm blgelerde en yksek oran temsil etmektedirler. Hi katlmadn ifade edenlerde ise en yksek oranlarn srasyla Marmara, Karadeniz, Dou Anadolu, Yurtd, Ege, Akdeniz, Anadolu ve Gneydou Anadolu doumlularn oluturduu grlmektedir. Bu durum da bize gstermektedir ki, Alev-Bektler, %74 orannda Diyanet leri Bakanlnda temsil edilmeyi ve hizmet almay, %26 orannda da temsil edilmemeyi ve hizmet almamay istemektedirler.16 Aratrmamza katlan deneklerle yaplan yz yze grmelerde Alev-Bektlerin Diyanet leri Bakanlnda temsil edilmesini ve hizmet vermesini isteyenlerin u gerekeleri ileri srdkleri grlmtr. 1. Diyanet leri Bakanl tarafsz ve tm Mslmanlara hizmet
16

Kr. Bal, Hseyin, Sosyolojik Adan Alevi-Snni Farkllamas ve Btnlemesi, stanbul, 1997, s.225vd.

459

vermelidir. Ancak sadece bir mezhebin mensuplarnn ihtiyalarna ynelik hizmet retmektedir. 2. Bugn Alev-Bektlerin dini bilgilerini renmelerini salayacak bir kurum bulunmamaktadr. Genlerimize kendi deerlerimizi ve din anlaymz retmede sknt ekmekteyiz. Dolaysyla genler eitli ideolojilere kendilerini kaptrmakta ve deerlerinden uzaklamaktadr. 3. Diyanet leri Bakanl btesinde bir vatanda olarak bizim de hakkmz var, bize neden hizmet vermiyor? vb. Dier yandan Alev-Bektlerin Diyanet leri Bakanlnda temsil edilmesini ve hizmet vermesini istemeyenler ise olaya biraz daha tepkisel yaklamaktadr. 1. Diyanet leri Bakanlnn laik devlet yapsna uymad dncesindedirler. 2. Diyanet leri Bakanlnn ne Snnlii, ne de dier din anlaylar doru drst retmediini, devletin resmi din anlayn insanlara empoze etmeye altn ifade ederek, Alevlik-Bektliin sivil anlay olduunu, devletin kontrolnde bir din hayat yaamak istemediklerini sylemektedirler. 4.4. Yerleim Birimi Olarak Yaad Yere Gre Alev-Bektlerin Diyanet leri Bakanlnda Temsil Edilmesi ile lgili Tutumlar nsan iinde yaad kltrn rndr, dnyaya kendisine sunulan deerler erevesinde bakar, olay ve olgular karsnda tutum ve davranlar bu merkezde oluur. Bu itibarla ky, ehir ve Bykehirde yaayan bireylerin dnyay alglamalar farkllamaktadr. nk birey, iinde yaad sosyo-kltrel ortamn kendisine salad imkanlar veya imkanszlklara bal olarak yetimektedir. Bilindii zere kyde sosyal ilikiler otantik ve sade iken, ehirde ise daha girifttir. Bu adan yerleim birimi olarak yaad yere gre AlevBektlerin Diyanet leri Bakanlnda temsil edilmesi ve hizmet beklentisi ile ilgi tutumlarnn el alnmas nemli grlmektedir. Elde edilen veriler dorultusunda yerleim yeri esas alnarak yaplan analizler sonucunda Alev-Bektlerin Diyanet leri Bakanlnda temsil edilmesi ve hzmet beklentisi ile ilgili tutumlarnn farkllat grlmektedir. Tablo 2: Yerleim Birimi Olarak Yaad Yere Gre Alev-Bektlerin Diyanet leri Bakanlnda Temsil Edilmesi ile lgili Tutumlarnn x2 Sonular
Hi katlmyorum Ky Kasaba le l Say % Say % Say % 16 8,7% 3 23,1% 14 26,9% 9 11,7% 17 22,7% 59 14,8% Katlmyorum 19 10,4% 2 15,4% 10 19,2% 5 6,5% 8 10,7% 44 11,0% Katlyorum 57 31,1% 0 0% 8 15,4% 9 11,7% 13 17,3% 95 23,8% Tamamen katlyorum 91 49,7% 8 61,5% 20 38,5% 54 70,1% 37 49,3% 202 50,5% Toplam 183 100,0% 13 100,0% 52 100,0% 77 100,0% 75 100,0% 400 100,0%

Say % Bykehir Say % Toplam Say % X2=52.46 S.d.=12 p<.05

Yukardaki tablo incelendiinde aratrmaya katlan deneklerin, yerleim birimi olarak yaad yer ile Alev-Bektalerin Diyanet leri Bakanlnda temsil edilmesi ve hizmet beklentisi dncesi arasnda anlaml bir farkn olduu anlalmaktadr. Alev-Bektlerin Diyanet leri Bakanlnda temsil edilmesi ve hizmet beklentisi ile ilgili olarak lde yaayanlar %70.1, Kasabada yaayanlar %61.5, Kyde yaayanlar %49.7, Bykehirde yaayanlar %49.3, lede

460

yaayanlar %38.5 orannda tamamen katlmaktadrlar. Grld zere bu katlm dzeyleri en yksek oranlarda grlmektedir. lede yaayanlar Tamamen katlyorum kategorisinde en dk durumda iken Hi katlmyorum kategorisinde en yksek dzeye sahiptirler. Dier yandan Kyde yaayanlarn sadece %8.7i Hi katlmyorum kategorisinde yer almaktadr ve en dk oran tekil etmektedir. u halde Kyde yaayanlar yksek oranda Alev-Bektlerin Diyanet leri Bakanlnda temsil edilmesini istemektedirler. Kyde yaayanlarn bu kadar yksek oranda Diyanet leri Bakanlnda temsil edilme ve hizmet beklentisi arzular; 1. Onlarn, din bilgi eksikliklerini bu kanalla ortadan kaldrabileceklerine inanmalar, 2. Salkl din bilgiyi Devletin resmi kurumu vastasyla alabileceklerine inanmalar, 3. Diyanet leri Bakanlna gven duymalarnn bir gstergesi olarak deerlendirilebilir. 4.5. Eitim Durumuna Gre Alev-Bektlerin Diyanet leri Bakanlnda Temsil Edilmesi le lgili Tutumlar Eitim, bireylerin olaylar ve olgular karsnda tutumlarnn farkllamasna etki eden faktrlerden biridir. nk eitim ile birlikte bireylerin bilgi dzeyleri artmakta, bilgi dzeylerinin artmas, onlarn kendi anlaylar erevesinde davran modelleri gelitirerek hareket etmelerine sebep olmaktadr. Bu itibarla bireylerin, eitim dzeyleri ile olay ve olgular karsnda tutumlar arasnda anlaml bir ilikiden sz etmek mmkn grnmektedir. Dolaysyla, eitim dzeyi ile Alev-Bektlerin Diyanet leri Bakanlnda temsil edilmesi ve hizmet beklentisi dncesinin ele alnarak deerlendirilmesi gerekmektedir. Elde edilen veriler zerinde yaplan analiz sonucunda Alev-Bektlerin Diyanet leri Bakanlnda temsil edilmesi ile eitim dzeyi arasnda anlaml bir farkn olduu ortaya kmtr. Tablo 3: Eitim Durumuna Gre Alev-Bektlerin Diyanet leri Bakanlnda Temsil Edilmesi ile lgili Tutumlarnn x2 Sonular
Hi katlmyorum Hi gitmemi okula Say 1 8,3% 25 11,6% 6 12,8% 10 13,7% 17 32,7% 59 14,8% Katlmyorum 5 41,7% 20 9,3% 5 10,6% 7 9,6% 7 13,5% 44 11,0% Katlyorum 1 8,3% 53 24,5% 14 29,8% 17 23,3% 10 19,2% 95 23,8% Tamamen katlyorum 5 41,7% 118 54,6% 22 46,8% 39 53,4% 18 34,6% 202 50,5% Toplam 12 100,0% 216 100,0% 47 100,0% 73 100,0% 52 100,0% 400 100,0%

% lkokul Say % Ortaokul Say % Lise Say % ni./yksekokul Say % Toplam Say % 2 X =30.81 S.d.=12 p<.05

Yukarda tabloda verilen bulgular incelendiinde deneklerin eitim dzeyleri ile AlevBektlerin Diyanet leri Bakanlnda temsil edilmesi dncesi arasnda anlaml bir farkn olduu anlalmaktadr. Alev-Bektlerin Diyanet leri Bakanlnda temsil edilmesi ve hizmet beklentisi dncesine ilkokul mezunlar %54.6, lise mezunlar %53.4, ortaokul mezunlar %46.8, hi okula gitmemiler %41.7, niversite veya yksek okul mezunlar %34.6 orannda tamamen katlmaktadrlar. niversite veya yksek okul mezunlar Tamamen katlyorum kategorisinde en dk oranda iken, Hi katlmyorum kategorisinde %32.7 ile en yksek oran tekil etmektedirler. Grld zere, Alev-Bektlerin Diyanet leri Bakanlnda temsil edilmesi ve hizmet beklentisi dncesine katlm en yksek ilkokul

461

mezunlar, en dk niversite mezunlar dzeyindedir. Bu durum yukarda ifade ettiimiz argmanlar erevesinde laik devlet yaps iinde Diyanet leri Bakanlnn konumu ve kuruma duyulan gven dncesi ile aklanabilir. Ta, yapm olduu aratrmasnda eitim dzeyi ile Diyanet leri Bakanlna duyulan gven arasnda anlaml bir farkn olduunu, eitim dzeyi ykseldike kuruma olan gvenin dtn ifade etmektedir.17 4.6. Meslek Gruplarna Gre Alev-Bektlerin Diyanet leri Bakanlnda Temsil Edilmesi ile lgili Tutumlar Meslek, bireylerin tutum ve davranlarna yn veren kognitif dnyalarnn olumasnda etkin bir faktr olarak karmza kmaktadr. Dier yandan toplumsal statlerin belirlenmesi ve buna bal olarak olay ve olgular karsnda yaklam farkllklarnn ortaya kmas meslek ile dorudan ilikilidir. Farkl mesleklerdeki bireylerin meselelere bak farkllaabilmektedir. Dolaysyla, AlevBektlerin Diyanet leri Bakanlnda temsil edilmesi ve hizmet beklentisi dncesinin meslek faktrne gre ele alnp deerlendirilmesi nemli grlmektedir. Elde edilen veriler zerinde yaplan analiz sonucunda meslek gruplar ile AlevBektlerin Diyanet leri Bakanlnda temsil edilme ve hizmet beklentisi dncesi arasnda anlaml bir fark ortaya kmtr. Tablo 4: Meslek Gruplarna Gre Alev-Bektlerin Diyanet leri Bakanlnda Temsil Edilmesi ile lgili Tutumlarnn x2 Sonular
Hi katlmyorum 9 40,9% 0 ,0% 5 50,0% 3 20,0% 6 12,8% 6 18,2% 1 2,8% 7 7,4% 2 10,0% 8 44,4% 12 15,0% 59 14,8% Katlmyorum 5 22,7% 3 12,0% 1 10,0% 0 ,0% 6 12,8% 4 12,1% 3 8,3% 12 12,8% 0 ,0% 2 11,1% 8 10,0% 44 11,0% Katlyorum 3 13,6% 8 32,0% 2 20,0% 3 20,0% 10 21,3% 0 ,0% 15 41,7% 29 30,9% 3 15,0% 2 11,1% 20 25,0% 95 23,8% Tamamen katlyorum 5 22,7% 14 56,0% 2 20,0% 9 60,0% 25 53,2% 23 69,7% 17 47,2% 46 48,9% 15 75,0% 6 33,3% 40 50,0% 202 50,5% Toplam 22 100,0% 25 100,0% 10 100,0% 15 100,0% 47 100,0% 33 100,0% 36 100,0% 94 100,0% 20 100,0% 18 100,0% 80 100,0% 400 100,0%

Say % Memur Say % Salk elaman Say % Teknik elaman Say % i Say % Serbest meslek Say % Emekli Say % Ev hanm Say % renci Say % siz Say % Baka (ifti) Say % Toplam Say % X2=78.52 S.d.=30 p<.05

Eitim/retim

17

Geni bilgi iin bkz. Ta, a.g.e., s.136.

462

Yukardaki tablo incelendiinde meslek gruplar ile Alev-Bektlerin Diyanet leri Bakanlnda temsil edilme ve hizmet beklentisi dncesi arasnda anlaml bir farkn ortaya kt grlmektedir. renciler %75.0, Serbest meslek sahipleri %69.7, teknik elemanlar %60.0, memurlar %56, iiler %53.2, iftiler %50.0, ev hanmlar %48.9, emekliler %47.2, isizler %33.3, eitim-retim %22.7, salk elemanlar %20.0 orannda Tamamen katlyorum kategorisinde yer almaktadrlar. Tamamen katlma kategorisinde en dk dzeyde yer alan salk elemanlar, eitim-retim ve isizler Hi katlmyorum kategorisinde en yksek orana sahip grnmektedirler. Bu sonular bir nceki tablodaki sonularla karlatrldnda aralarnda bir paralellik olduu sylenebilir. nk tablo 3de eiitim dzeyi ile Alev-Bektlerin Diyanet leri Bakanlnda temsil edilme ve hizmet beklentisi dncesi arasnda ters bir orantnn olduu ortaya kmt. Bu tabloda ortaya kan sonular ile karlatrldnda durumun anlamllk dzeyi bir o kadar daha artmaktadr. 4.7. Kendilerini Tanmlamalarna Gre Alev-Bektlerin Diyanet leri Bakanlnda Temsil Edilmesi le lgili Tutumlar Her toplumun kendini ifade ettii bir st kimlii vardr. Ancak o toplumu meydana getiren bireyler, bu st kimliklerinin yannda kendilerini toplumun dier yelerinden ayran alt kimliklerine de vurgu yapma gerei duyabilirler. Vurgu yaplan bu alt kimlik bireylerin kendilerini tanmlamalarnda ve ifade etmelerinde byk lde rol oynamaktadr. Dolaysyla bireylerin sahip olduklar alt kimlikleri olay ve olgular karsnda tutum ve davranlar zerinde de etkili olmaktadr. Bu itibarla Alev-Bektlerin kendilerini tanmlamalar ile Diyanet leri Bakanlnda temsil edilme ve hizmet beklentileri ile ilgili tutumlarnn ele alnmas nemlidir. Tablo 5: Kendilerini Tanmlamalarna Gre Alev-Bektlerin Diyanet leri Bakanlnda Temsil Edilmesi le lgili Tutumlarnn x2 Sonular
Hi katlmyorum Say % Bekt Say % Kzlba Say % Alev-Bekt Say % Baka ltfen Say % Toplam Say % 2 X =31.17 S.d.=12 p<.05 Alev 29 19,7% 12 7,5% 1 50,0% 16 20,3% 1 9,1% 59 14,8% Katlmyorum 13 8,8% 18 11,2% 0 ,0% 13 16,5% 0 ,0% 44 11,0% Katlyorum 28 19,0% 39 24,2% 0 ,0% 21 26,6% 7 63,6% 95 23,8% Tamamen katlyorum 77 52,4% 92 57,1% 1 50,0% 29 36,7% 3 27,3% 202 50,5% Toplam 147 100,0% 161 100,0% 2 100,0% 79 100,0% 11 100,0% 400 100,0%

Yukardaki tablo incelendiinde Alev-Bektlerin Diyanet leri Bakanlnda temsil edilmesi ve hizmet beklentileri ile kendilerini tanmlamalar arasnda anlaml bir farkn ortaya kt grlecektir. Deneklerin Alev-Bektlerin Diyanet leri Bakanlnda temsil edilmeleri ve hizmet beklentisi ile ilgili olarak, kendilerini Bekt olarak tanmlayanlar %57.1, Alev olarak tanmlayanlar %52.4, Kzlba olarak tanmlayanlar %50, Alev-Bekt olarak tanmlayanlar %36.7, Baka olarak tanmlayanlar ise %27.3, orannda tamamen katlmaktadrlar. Alev-Bektalerin Diyanet leri Bakanlnda temsil edilmesini ve hizmet vermesini yksek bir oranda isteyen Bektler, Hi katlmyorum kategorisinde en dk

463

dzeydedirler. Diyanet leri Bakanlnda temsil edilmesi ve hizmet vermesi dncesine Tamamen katlyorum kategorisinde en dk oranda olan Alev-Bektaler, Hi katlmyorum kategorisinde en yksek oranda temsil edilmektedirler. 4.8. Dini Bilgilerinin Kaynana Gre Alev-Bektlerin Diyanet leri Bakanlnda Temsil Edilmesi le lgili Tutumlar Toplumda bireyin tutum ve davranlarnn ekillenmesinde en nemli unsurlardan biri bilgidir. Birey, kendi asndan doruluuna inand bilgiler erevesinde hareket eder. Bu noktada elde edilen bilginin kayna gndeme gelmektedir. Elde edilen bilginin doruluu kaynann salam olmas ile ok yakndan ilikilidir. Bu durum her trl bilgi iin geerlidir. Din bilgi de bunlardan biridir. Dolaysyla din bilginin elde edildii yerler bireyin tutum ve davranlar zerinde etkin olmaktadr. nk birey dnyay bu bilgiler erevesinde alglamakta ve davran modelleri gelitirmektedir. Bundan dolaydr ki, Alev-Bektlerin Diyanet leri Bakanlnda temsil edilmesi ve hizmet beklentisi dncesi ile din bilgilerin kaynann ele alnmas nemli grnmektedir. Tablo 6: Dini Bilgilerinin Kaynana Gre Alev-Bektlerin Diyanet leri Bakanlnda Temsil Edilmesi le lgili Tutumlarnn x2 Sonular
Hi katlmyorum Alev-Bektai byklerinden Anne/babadan Kendim Kuran kurslarnda rgn din eitimi kurumlarnda Orta retimde Toplam Say % Say % Say % Say % Say % Say % Say % 31 16,8% 14 11,0% 5 12,2% 1 10,0% 1 14,3% 7 22,6% 59 14,8% Katlmyorum 17 9,2% 12 9,4% 8 19,5% 1 10,0% 2 28,6% 4 12,9% 44 11,0% Katlyorum 33 17,9% 39 30,7% 7 17,1% 2 20,0% 0 .0% 10 32,3% 95 23,8% Tamamen katlyorum 103 56,0% 62 48,8% 21 51,2% 6 60,0% 4 57,1% 10 32,3% 202 50,5% Toplam 184 100,0% 127 100,0% 41 100,0% 10 100,0% 7 100,0% 31 100,0% 400 100,0%

X2=26.13 S.d.=15 p<.05 Yukardaki tablo incelendiinde Alev-Bektalerin Diyanet leri Bakanlnda temsil edilmesi dncesi ile din bilgilerini aldklar yer arasnda anlaml bir farkn olduu grlecektir. Alev-Bektlerin Diyanet leri Bakanlnda temsil edilmesi ile ilgili olarak, dini bilgileri Kuran kurslarndan alanlar %60.0, rgn din eitimi kurumlarnda alanlar %57.1, Alev-Bekt byklerinden alanlar %56.0, kendi kendine reneler %51.2, anne-babadan alanlar %48.8, orta retimden alanlar %32.3 orannda tamamen katlmaktadrlar. AlevBektlerin Diyanet leri Bakanlnda temsil edilmesini %60.0 gibi en yksek oranda isteyen bilgileri Kuran kursundan alanlar, Hi katlmyorum kategorisinde en dk oranda temsil edilmektedirler. Dier yandan Diyanet leri Bakanlnda temsil edilmeyi en dk oranda isteyen orta okul mezunlar temsil edilmemeyi de en yksek oranda istemektedirler.

464

4.9. Kendi Dindarlk Alglamalarna Gre Alev-Bektlerin Diyanet leri Bakanlnda Temsil Edilmesi le lgili Tutumlar Bireyin kendini din olgusu balamnda tanmlamas ve kategoriletirmesi olay ve olgular karsndaki tutum ve davranlar zerinde etkili olmaktadr. Dolaysyla birey kendini tanmlad dindarlk dzeyine uygun hareket etme gerei duymakta ve davranlarn bu erevede gelitirmektedir. Bireyin kendini tanmlad dindarlk dzeyi onun tutum ve davranlar zerinde belirleyici bir faktr olarak karmza kmaktadr. Bu sebeple AlevBektlerin Diyanet leri Bakanlnda temsil edilmesi dncesini, dindarlk dzeyi ile balantl olarak ele almak nemli grlmektedir. Tablo 7: Kendi Dindarlk Alglamalarna Gre Alev-Bektlerin Diyanet leri Bakanlnda Temsil Edilmesi le lgili Tutumlarnn x2 Sonular
Hi katlmyorum ok dindar Dindar Din ile az ilgili Din ile hi ilgisi yok Toplam X2=62.20 S.d.=9 p<.05 Say % Say % Say % Say % Say % 3 15,8% 14 6,9% 26 17,8% 16 51,6% 59 14,8% Katlmyorum 2 10,5% 16 7,8% 24 16,4% 2 6,5% 44 11,0% Katlyorum 0 ,0% 53 26,0% 36 24,7% 6 19,4% 95 23,8% Tamamen katlyorum 14 73,7% 121 59,3% 60 41,1% 7 22,6% 202 50,5% Toplam 19 100,0% 204 100,0% 146 100,0% 31 100,0% 400 100,0%

Yukardaki tablo incelendiinde Alev-Bektlerin Diyanet leri Bakanlnda temsil edilmesi ve hizmet beklentisi dncesi ile kendilerine gre dindarlk dzeyleri arasnda anlaml bir farkn olutuu grlecektir. Alev-Bektlerin Diyanet leri Bakanlnda temsil edilmesi ve hizmet vermesi dncesine, kendini ok dindar grenler %73.7, dindar grenler, %59.3, din ile az ilgili grenler %41.1, din ile hi ilgisiz grenler %22.6 orannda Tamamen katlyorum kategorisinde yer almaktadrlar. Buna gre, Alev-Bektlerin Diyanet leri Bakanlnda temsil edilmesi dncesi ile dindarlk dzeyi arasnda doru bir orant ortaya kmaktadr. Dindarlk dzeyi arttka temsil talebi de artmaktadr. Dier yandan Tamamen katlyorum kategorisinde en dk oranda temsil edilen din ile hi ilgisinin olmadn dnenler Hi katlmyorum kategorisinde en yksek oranda temsil edilmektedirler. 5. Sonu Alev-Bektlerin Diyanet leri Bakanlnda temsil edilmesi ve hizmet vermesi gerektii dncesi zellikle son yllarda zerinde en fazla tartlan konularn banda gelmektedir. Buradan hareketle yaplan bu aratrmadan elde edilen genel sonucu u ekilde ifade edebiliriz. Alev-Bektler (%74) orannda kendilerinin Diyanet leri Bakanlnda

temsil edilmesini ve hizmet vermesini, %26 orannda ise temsil edilmesini ve hizmet vermesini istememektedirler. Hipotezlerimiz erevesinde ulalan sonular ise ylece sralamak
mmkndr. 1. Alev-Bektlerin Diyanet leri Bakanlnda temsil edilmesi dncesi ve hizmet beklentisi ile cinsiyet faktr ararsnda anlaml bir fark kmamtr. (bkz. Hipotez 1) Dolaysyla ileri srdmz bu hipotezimiz dorulanmamtr. 2. Alev-Bektlerin Diyanet leri Bakanlnda temsil edilmesi dncesi ve hizmet beklentisi ile ya gruplar arasnda anlaml bir fark olumamtr. (bkz. Hipotez 2) Ya gruplar erevesinde ileri srdmz hipotezimiz

465

dorulanmamtr. 3. Alev-Bektlerin Diyanet leri Bakanlnda temsil edilmesi ve hizmet beklentisi dncesi ile blge olarak doum yeri arasnda anlaml bir fark ortaya kmtr. (bkz. Hipotez 3 ve Tablo 1) Blge olarak doum yeri balamnda ileri srdmz hipotezimizin dorulandn gstermektedir. 4. Alev-Bektlerin Diyanet leri Bakanlnda temsil edilmesi ve hizmet beklentisi dncesi ile yerleim birimi olarak yaad yer arasnda anlaml bir fark ortaya kmtr. (bkz. Hipotez 4 ve Tablo 2) Yerleim birimi olarak yaad yer erevesinde ileri srdmz hipotezimizin dorulandn gstermektedir. 5. Alev-Bektlerin Diyanet leri Bakanlnda temsil edilmesi ve hizmet beklentisi dncesi ile eitim dzeyi arasnda anlaml bir fark ortaya kmtr. (bkz. Hipotez 5 ve Tablo 3) Eitim dzeyi ile ilikili ileri srdmz hipotez dorulanmtr. 6. Alev-Bektlerin Diyanet leri Bakanlnda temsil edilmesi ve hizmet beklentisi dncesi ile meslek gruplar arasnda anlaml fark ortaya kmtr. (bkz. hipotez 6 ve Tablo 4) Dolaysyla meslek gruplar balamnda ileri srdmz hipotez dorulanmaktadr. 7. Alev-Bektlerin Diyanet leri Bakanlnda temsil edilmesi ve hizmet beklentisi dncesi ile kendilerini tanmlama arasnda anlaml fark ortaya kmtr. (bkz. Hipotez 7 ve Tablo 5) Bu erevede ileri srdmz hipotezin doruland grlmektedir. 8. Alev-Bektlerin Diyanet leri Bakanlnda temsil edilmesi ve hizmet beklentisi dncesi ile din bilgilerin kayna arasnda anlaml bir farkn ortaya kt grlmtr. (bkz. Hipotez 8 ve Tablo 6) Bu durum ileri srlen hipotezin dorulandnn gstergesidir. 9. AlevBektlerin Diyanet leri Bakanlnda temsil edilmesi ve hizmet beklentisi dncesi ile dindarlk dzeyleri arasnda anlaml bir fark ortaya kmtr. (bkz. Hipotez 9 ve Tablo 7) Dolaysyla ileri srlen hipotezimiz dorulanmtr. u halde Alev-Bektlerin Diyanet leri Bakanlnda temsil edilme ile ilgili dnceleri eitli faktrler balamnda farkllk gsterse de, byk oranda temsil edilmeyi isteyerek, bu kurumun kendilerine de hizmet vermesinden yana tutum ortaya koymaktadrlar. Bu durumun hukuk yn bir yana Trkiye Cumhuriyeti Devletinin resmi bir kurumu olan Diyanet leri Bakanlnda temsil edilmek ve din bilgilerini bu kanal vastasyla elde etme dncesinde olmalar sosyal btnleme asndan olduu kadar toplumun kurumlara olan ihtiyacnn ve gvenin ortaya kmas asndan da nemli grlmektedir. Snmez Kutlu kinci tebliden kan birka sonuca dikkat ekmek istiyorum. ncelikle, kyller ve krsal kesimde yaayan Alevilerin dini konularda daha fazla duyarll dolaysyla olsa gerek, Diyanet leri Bakanlndan daha fazla hizmet bekledikleri ortaya km bulunmaktadr. ehirletike Diyanette temsil sorunu biraz daha farkl bir balamda deerlendirilmektedir. Alevi- Bektailiin Diyanette temsil sorunu adyla 2001 ylnda yazm olduum bir makalede, Diyanette temsil sorunu, o zamanki verilerde, Diyanette temsil orann isteyenler % 30-40 lar gemiyordu. Bugn en azndan Antalya Blgesinde yaplan anketler gstermektedir ki, % 60-70 lere kadar Diyanette temsil talepleri sz konusu. Bir baka konu zellikle bu insanlar, ideolojik eilimlerin kuatlmlndan kurtulmak iin ve doru bir dini bilgilenmeyi salayabilmeleri iin, din hizmeti istemektedirler. Ancak, teblilerin her ikisinde de Alevilerin Diyanetten hizmetle ilgili taleplerinin neler olduu tespit edilmemektedir. Bu talepler zerinde mutlaka durulmaldr.

466

Mzakere
Metin BOZKU*
Sleyman Demirel niversitesi lahiyat Fakltesine ve Alevilik- Bektailik konusunda uluslararas sempozyumu stlenen tertip komitesine teekkr ve takdirlerimi sunuyorum. Deerli bakan, kymetli dinleyenler. ki gndr burada lkemiz ve milletimiz iin ok nemli bir konuyu tartyoruz. Dileim bu sempozyumun, karlkl sayg ve anlay ierisinde sonulanmasdr. u anda mzakere yaptmz tebliler, belki de bu sempozyumun en nemli konusu olan Alevilerin Diyanette Temsilini ele almaktadr. Burada size bu konuyu ele alan iki tebliin mzakeresi ile konuyla ilgili kiisel grlerimi arz edeceim. nce teblilerin mzakeresi ile balyorum. Kymetli aratrmac Do. Dr. uayip zdemirin Avrupa Birliine Giri Srecinde Alevi Dernek Ve Vakflarnn Alevilerin Diyanet leri Bakanlnda Temsil Meselesine Bak Malatya rnei- adl teblii ile Kymetli aratrmac Yrd. Do. Dr. Ramazan Uarn AleviBektailerin Diyanet leri Bakanlnda Temsil Problemi zerine Bir Alan Aratrmas adl teblii bize ok faydal bilgiler sunuyorlar, kendilerine teekkr ediyorum. . Ben bu teblileri, birbirlerini tamamlayc bulmaktaym. nk her ikisi de alan aratrmasndan hareketle Alevilerin Diyanette temsilini incelemiler. zdemir, Alevi dernek ve vakf bakanlaryla 10 maddelik bir mlakat yapm ve ardndan belli sonular karm, Uar ise, 400 katlmc ile bir anket almas yapm ve belli bulgulara ulamtr. Bu iki aratrmadan elde ettiim baz sonular sizlerle paylamak ve tartmak istiyorum: 1-Diyanet leri Bakanl, din ile ilgili hususlarn planl bir ekilde yrtlmesi balamnda ihtiyaca binaen kanunla kurulmu bir devlet kurumudur. 2- Diyanet leri Bakanl, bir temsil kurumu deil, bir hizmet kurumudur. Grev alan 22.06.1965 tarih ve 633 sayl kanunla belirlenmitir. 3-Diyanet leri Bakanl ile ilgili baz tartmalar kimi zaman gndemi megul etmektedir. Bunlarn banda; kurumun mevcut yapsnn muhafazas, grev alannn cemaatlere devredilmesi, kurumda Alevilere temsil imkan verilmesi gibi hususlar bata gelmektedir. 4- Alevilerin Diyanet leri Bakanlda temsilinin nnde birtakm yasal ve kendi i sorunlaryla ilgili engeller bulunmaktadr. 5-Aleviler arasnda Diyanet leri Bakanlda temsil konusunda bir gr birlii yoktur. Bu konuda birbiriyle taban tabana zt grler mevcuttur. 6- Diyanet leri Bakanl yetkililerine gre, Diyanet, laiklik ilkesi dorultusunda, tm siyasi ve dini grlerin dnda kalarak millete dayanma ve btnlemeyi ama edinmitir. Dolaysyla kurumun herhangi bir mezhep veya tarikatle ilikilendirilmesi doru deildir. Diyanet leri Bakanl vatandalarn devletten bekledikleri hizmetleri kendilerine ulatran bir vasta konumundadr. 7-Aleviliin ne olduu konusunda Aleviler arasnda bir birlik yoktur, ancak mezhep olduuna dair gr kimi anketlerde %40larla arlktadr. 8-Diyanet leri Bakanl bnyesinde alan din grevlileri, kurumun Alevilere ynelik hizmetini yetersiz bulmakta, bu konuda ge kalndna inanmakta ve hizmet iin yetimi eleman gerekli grmektedir.
*

Cumhuriyet niv., lahiyat Fakltesi, Sivas/TRKYE

467

9-Aleviler, son dnemde Diyanet leri Bakanlnn ve MEBnn Alevi kltrne hizmet balamnda yaptklar olumlu hizmetlerden memnuniyet duymakta, bu hizmetlerin artarak devamn beklemekteler. 10- Aleviler, AB komisyonunun kendilerini dini aznlk olarak nitelendirilmesine iddetle kardrlar. 11- Uarn aratrmasnda Alevilerin % 70i Diyanet leri Bakanl ile temsile scak bakyor. Temsili isteyenler ve Diyanet leri Bakanle scak bakanlar daha ok krsal blgelerde yaayanlar ile eitim dzeyi dk olan kesimlerden oluuyor. Bu da bize Alevilerin, bir devlet kurumu olarak Diyanet leri Bakanlna duyduklar gveni gsteriyor. 12-Cem evi camiye alternatif deildir. Alevilie zg bir takm dini grevlerin yerine getirildii bir ibadet ve kltr evidir. Burada insanlar bir araya gelir, kaynar ve sorunlarn tartrlar. Dolaysyla cem evlerinin kontrol ve denetimi devlet tarafndan yaplmaldr. ayet cem evleri devlet tarafndan desteklenir ve yaatlrsa, bu sayede Alevileri bilgilendirmek, birlikberaberlii salamak ve misyonerlerin etki alann daraltmak kolay olacaktr. 13- Alevi-Snni yaknlamas lkemizin birlii asndan son derece nemlidir. Bunlar arasndaki fark dini deil siyasidir. Snniler gibi Alevilerin de dini slam, kitab Kuran ve Peygamberi Hz. Muhammeddir. Dolaysyla bu husus hem Alevi ileri gelenleri hem de Snni din grevlileri tarafndan sk sk anlatlmal ve bylece Alevi-Snni kardelii tesadflere deil, salam ve kalc temellere oturtulmaldr. 14- Alevilerin cenazelerini ykayacak ve kaldracak bilgili kimseleri bulunmamaktadr. Dolaysyla Diyanet leri Bakanl Alevilerin sorunlaryla ilgilenmeli, mftlkler Alevilerle diyalog kurmal, zellikle alevi vatandalarn cenazelerinin kaldrlmas iin din grevlileri grevlendirilmeli, camilerde Hz. Ali, Ehl-i Beyt, 12 mam ve Hac Bekta Velinin slama yapt hizmetler anlatlmal, ayet bunlar yaplrsa Alevilerin camilere gelmeleri kendiliinden olacaktr. 15-Din grevlileri toplumun nderleridirler. Eer din grevlileri objektif ve bilgili olarak iyi yetitirilirlerse hizmetleri de o nispette artar. Gemite yaanan baz olumsuz durumlarn yaanmasnda kimi din adamlar ile baz alevi dedeleri etkili olmutur. lahiyat Faklteleri yetkin din grevlisi yetitirmek ve Alevi Snni yaknlamasn salanmak iin birer frsattrlar.

Din-Mezhep, slam-Alevilik-Snnilik Ve Aleviliin Diyanette Temsili zerine Baz karmlar


Din-Mezhep likisi: Din, birey ve toplum iin nemli, hassas ve hayati bir konuma sahiptir. Din insan iindir. Tarihte dinden uzak kalm bir toplumun yaad vaki olmamtr. Bireyin ve toplumun sorunlarnn zmnde mutlaka dinin bu gereklii dikkate alnmaldr. slam inancnda din, akl sahiplerini zgr iradeleri ile doruya ve iyiye ileten ilahi buyruklarn btndr. Bu tarife gre dinin sahibi Yce Allahtr. Din, kayna itibariyle akl st olup, akl d deildir. Son din olan slam dini bugn inan, ibadet ve ahlak esaslar asndan kurumsallam bir dindir. Yani dnyann her yerinde Onun bu genel zellikleri herkes tarafndan bilinmektedir. slam evrensel bir arya sahiptir. Onu benimseyeni o zaten benimsemitir. Bugn slam hakknda konuurken, saf haliyle bir dini retinin yannda, belki daha ok tarihi sre iinde oluan sosyal, politik ve kltrel bir ierikten sz etmekteyiz. Mezhepler ise, inan, ibadet ve muamelat konularnda zaman, mekan ve artlara bal olarak zmler retmek iin ortaya km beeri oluumlardr. Btn evrensel dinlerde bir tr mezhep ve cemaat olgusu yaanmtr. slamn anlalma ve yaama biimleri olarak ortaya kan bu oluumlarn hibiri slamn ne alternatifi ve ne de kendisidir. slamn varl mezheplere bal deildir. Mezhepler yokken slam var idi. Bu oluumlar, ayrlk hareketler olarak deil, slam dncesinin birer zenginlii olarak grlmelidir. Yanl olan mezhebin veya tarikatin

468

dinselletirilmesi, yani dinin yerine konmasdr. Batl aratrmaclar, ounlukla slamdaki mezhep anlay ile Batdaki mezhep anlay arasndaki nemli fark ayrt edemiyorlar. Zira slamda mezhep bir din deildir. Hristiyanlkta ise mezhep din olarak ifade edilir. Burada slam ile islami olan birbirinden ayrt etmek gerekir. slam tek olan, esaslar vahye dayanan ilahi mesaj tanmlayan dinin addr. slamilik ise, bu ilahi mesajn anlalmas ve pratie geirilmesi sonucu yaanan ve deiime ak biimidir. Zira insan farkl dnen bir varlk, toplum hareket halinde olan canl bir olgudur. nsanlar sorunlarn yerleik halde bulunan kltrel formlar iinde zerler. Bu balamda Kuranda iki tr emir vardr: a- statik, deimez, eski alimlerin deyimi ile ibadeti mersume, yani ekli, biimi, zaman ve yeri belirtilmi namaz, oru, hac vb. ibadetleri bildiren emirler. Ayrca bir hususun dine aidiyeti, ona ait ak bir nassn bulunmas ve Mslmanlarn, slamn balangcndan bugne kadar, o hususun kabulnde birlemi olmalar ile gerekleir. slamn namaz, oru, hac vb. ibadetleri ile Kabe, mescid ve cami gibi ibadet mekanlar bu adan slamn iar olmulardr. O halde bir kiinin, ben hem mslmanm demesi, hem de Ramazan orucu, be vakit namaz, hac ve zekat gibi farzlar inkar etmesi ve benim mezhebimde bu farzlar yoktur, demesinin imkan yoktur. b- Muamelat ve sosyal hayatla ilgili genel ilkeleri ve kurallar bildiren emirler. Bunlarn ekli, yeri ve zaman bildirilmemi ve uygulanmas insanlara braklmtr. Bunlarn iine ynetim ve hukuk gibi bireyin ve toplumun deien ihtiyalarn karlamaya dnk hususlar girer. Ksaca, kendisini slamn inan ve ibadet konularnda, toplumu bilgilendirmekle vazifeli gren herkes, ilahiyat alan ile ilgili bu n bilgileri dikkate almaldr. Aksi taktirde, mezhep, tarikat veya bir baka beeri oluuma ait, tarihsel birtakm inan ve uygulamalar dinin zne aitmi gibi grme ve bunlara ait yeni ibadet mekanlar ihdas etme tehlikesi ile kar karya kalnr. Zira slamn temel inan ve ibadet esaslar mezheplere gre deimez. Mezhep dine ait bir esasn varl veya yokluu ile ilgilenmez, onun nasll ve nicelii ile urar. Dolaysyla slamda inananlarn ykml olduu ibadetler, Allahn bildirmesi ve Hz. Muhammedin uygulamas ile kesinlik kazanr. Bu durumda slama zg bir ibadeti, bir mezhebe aitmi gibi gstermek akl ve bilim ltleri ile badamaz. nk slama ait hibir ibadet, mezhep farkll ile sakt olmaz. Yllardr bu kafa kartrmalara ahit olmaktayz. Oysa bu yaklam, Alevi toplumunu kendi gelecei, inan ve ibadet dnyas vb. konularda bir kmaza srklemektedir. Brakalm insanlar inan dnyalarn, kendilerini Alevilik ve Snnilik gibi ablonlara hapsetmeden, zgrce belirlesinler. Bizim onlar bu ablonlara hapsetmeye hakkmz yoktur. Bugn biz burada sorunlarmz dnce plannda zemez isek, uygulamada zmemiz imkanszdr. slam, Alevilik-Snnilik likisi: Bu ilikiyi yukarda teorik olarak izaha altm din-mezhep ilikisi dzleminde ele aldm. imdi bu ilikiyi pratikte olmas gereken ekliyle sunmak istiyorum. nce Aleviliin tarifi ve tarihi balamnda ksa bilgi verelim: Ali soyundan gelmek, Ali taraftar olmak anlamna gelen Alevi terimi, tarih boyunca farkl anlamlar edinerek genilemitir. Bu konuda, Emeviler zamannda, ilk halifeye kar olmak anlamnda rafizi, 15. yzylda Safevi taraftarl anlamnda Kzlbalk ve 19. yzyldan itibaren de Alevilik kullanlmtr. Bugn Alevilik adyla anlan toplumun, ortaya klar ve fonksiyonlar itibariyle iki farkl tarihsel taban vardr. Bunlar, Kzlbalk ve Bektailiktir. Kzlbalk, Safevilerin Anadoluda kendilerine taraftar toplamak amacyla yaydklar, iilik-tasavvuf karm siyasi bir harekettir. Trkiyede bugn Alevilik ve Snnilik diye yaanan ayrma bu tarihte balamtr. Bundan nce Anadoluda sosyo-kltrel farklla dayal olarak slam anlamada bir tr farkllk var idi. Ancak hi kimse bir dierini bu kavramlar kullanarak dlamamtr. Dieri ise bir Snni tarikat olan ve Safevilerin yayd ii inanlarn etkisinde kalan Trkmenleri Osmanl emsiyesi altnda toplamaya alan Bektailiktir. Daha sonra bu tarikat, bnyesinde yaanan szmalar ile, kendisine verilen eitici roln kurban olmu, Hurufilik ve Kzlbalk gibi anlaylarn etkisine girmitir. 19. yzylda Bektai dergahlar

469

kapatlm, ypranan Kzlbalk ve Bektailik terimleri yerine Alevilik terimi kullanlmaya balanmtr. Dolaysyla bugn Trkiyenin bats ile dousunda yaayan Alevi topluluklar arasnda, dine ve gelenee ballk konusunda grlen yaklam farkll bu tarihsel temelden kaynaklanmaktadr. Zira batda yaygn olan Bektailik tarikati aslnda amelde Hanefi, itikatte ise Maturidi gelenee bal idi. Ondaki Hz. Ali, Hz. Hseyin ve ehli beyt sevgisi gibi hususlar, dier tarikatlerdeki gibi, doktriner olmaktan te, yaln bir sevgiden ibaretti. Ancak zamanla ar vurgu nedeniyle, bu yaln sevgide arla gidildi ve gelinen bu noktada farkl bir boyut kazand. Bugn Trkiyede Mslman milletimizi inan, ibadet vb. konularda ayrtrdna inanlan, allan Alevilik ve Snnilik kavramlar, kesinlikle slamn inan, ibadet ve dier esaslar ile ilgili bir farkllama olmayp, btnyle din-siyaset ilikisi balamnda ortaya km siyasi-dini yaklamlardr. Zira geleneksel dini bilin yapmzda dini ve siyasi eler i ie gemi durumdadr. Bu anlamda dini dncemizi yenilememiz nmz tkayan noktalar belirlememize baldr. Oysa tartmann merkezinde sahabe arasnda yaanan siyasi olaylar karsnda ortaya konan ii ve Snni yaklam farkll yatmaktadr. Snni yorum, Hz. Peygamberin vefat sonras yaanan trajik olaylar karsnda, bata ilk drt halife olmak zere btn sahabilere saygl olmay, sahabeyi bir btn olarak hayrla anmay, ynetim konusunda itaat, istikrar ve ihtiyat tarafn tutmay, gvenlik ihtiyacn, toplumu bir arada tutmay ve bu konularda bir gelenek oluturma ve bunu srekli klmay ncelikli bak tarz olarak benimsemi, ii yorum ise sahabiler arasnda ayrm yaparak bir ksmn ar yceltmeyi ve bata ilk halife olmak zere sahabenin ileri gelenlerini sulamay ne kartmtr. Trkiyedeki Aleviler de bu konularda Safevilerin etkisiyle iilie ait tezleri benimsemi ve yllarca Anadoluda yaanan Alevi-Snni ayrlnn temelinde ite bu siyasi yorum farkll etkin olmutur. Aleviler, Anadoluda yzyllarca Osmanl ynetimi ile Safevi propagandas arasnda skm, medrese ve mektepten mahrum kalm, neticede ameli adan ne Safevilerin benimsedii Caferilii, ne de Osmanlnn benimsedii Hanefilii renme ve yaama imkan bulabilmiler. Ardndan, eski inanlarna birtakm dini telmihler atfetmek suretiyle, cem, semah, musahiplik, dknlk vb. baz dini-sosyal mekanizmalar oluturmu ve bugn bunlar birer inan ve ibadet olarak alglamaktalar. Dolaysyla tarihte ve gnmzde Alevilerin Hz. Ali, Hz. Hseyin, On ki mam ve Ehli Beyte kar besledikleri arlk ile Snnileri bunlarn kartlar olarak grmeleri, btnyle bu propagandann bir sonucudur. Oysa bu lkede her Mslman bu insanlar birer alim, abid ve kahraman olarak sever, barna basar. iiliin ve dier baz mezheplerin olaylara yaklam karsnda Snnilik diye nitelenen siyasi-dini yaklam ortaya kmtr. Bu yaklam siyasi konularda iaya, itikadi konularda Mutezileye ve fkhi konularda da Batnilie kar olmutur. Bugn slam dinine mezhepler ve gruplar st bir izgide vahyi ve akl n plana alarak yaklamann zaman gelmitir. Bir insann Mslman saylmas iin bir mezhebe veya tarikate bal olmas gerekmez. Hz. Peygamber zamannda mezhep ve tarikat yoktu. mann esaslarna inanan herkes mslmandr. slamn artlar da Snniliin artlar deildir. Bir Alevi namaz klmakla, oru tutmakla snni olmaz, sadece slam dinine ait bir ibadeti yerine getirmi olur. Ksaca dini-siyasi nitelikli gr ayrlklarnn ounun temelinde karlar ve siyasi atmalar vardr. Tarihi yeniden okuduumuzda bunlar gelecee tamann bir anlamnn olmad anlalr. slamda dnce ve inan sorunlarnn pek ou slamn retisinden ok onun tarihine aittir. Burada tarihe ait olan ile dine ait olan arasndaki fark iyi bilmek gerek. Zira tarihten gelen kimi ideolojik anlaylar slamdan saymak, domatizmin beslendii kkl ve yaygn bir yanlgdr. nan grnts alm atma ve gerilimlerin kavranmas, kutsal sanlan kimliklerin ve atmalarn gerekte yle olmadklarnn teolojik ve tarihsel bir yntemle ortaya konmas, kimlikler zerinden yrtlen gerilim politikalarn geersiz klacak ve bu alandaki tkanmalarn almasn salayacaktr.

470

Ayrca kutsal olan olmayandan ayrmak, anlam araylarna ve hakikat sorgulamalarna slam asndan sunulacak olan gl bir nerinin dayanan oluturacaktr. Aleviliin Diyanette Temsili : Bu konuda Diyanetin ve Aleviliin ne olduunu izah etmek gerekir. Aleviliin tanm ile tarihini ksaca bir nceki balk altnda izah ettik. Diyanet leri Bakanl, Trkiyede slam Diniyle ilgili ileri yrtmek, toplumu din konusunda aydnlatmak, ibadet yerlerini ynetmekle grevli ve genel idare iinde yer alan idari bir hizmet kurumudur. Dini temsile dayal bir kurum deildir. Diyanet leri Bakanlnn yaps, amac vb. hususlar ilgili kanun ve ynetmeliklerle belirlenmi olup, bu konuda fazla bilgi vermeyi ve bu konular tartmay gerekli grmyorum. Zira ben bu toplantda ncelikle Diyanet leri Bakanlnn yrtt kamu hizmetinin snrlarnn, ieriinin ve kalitesinin tartlmasn istiyor ve pratik bir sonuca ulalabilmesi iin, bunu lzumlu gryorum. Ayrca Diyanet leri Bakanln bir temsil kurumu veya Snnilie ait bir kurum olarak tartmaya amann bir faydasnn olaca kanaatinde deilim. Zira Diyanet leri Bakanl, Cumhuriyetle yat bir kurumdur. Cumhuriyeti kuran irade, Diyanet leri Bakanln bir mezhep iin deil, slam dininin anlatlmas ve bu dine ait ibadet yerlerinin ynetilmesi iin kurmu ve harcamalar iin bteden pay ayrmtr. Dolaysyla Diyanet leri Bakanln bir mezhep kurumu gibi alglamak ve takdim etmek, bu kurumun kurulu amacna uygun dmez. Ancak Diyanet leri Bakanlnn, Alevilik gibi nemli bir konuda imdiye kadar sessiz kalmas ve bu topluma ynelik din hizmetinin yollarn aramamas gibi hususlar, bu kurumun, grev alanna giren bir konuda kanuni bir grevini ihmal ettii sonucunu ortaya koymaktadr. Trkiyede Mslmanlar ve dier din mensuplar vardr. Halkn ounluu mslmandr. Diyanet leri Bakanl da Mslmanlara ait bir kurumdur. Aleviler de bu Mslman toplumun iindedir. Alevilerin slam inancna gre, slamn artlar deimez. Aleviler de kelime-i ehadet getirir, namaz klar, oru tutar, Hacca gider ve kurban keserler. Nasl ki Snniler arasnda ibadetini eda etmeyenler varsa, Aleviler arasnda da vardr. Dier dinlere mensup insanlarn kilise ve havralar, Mslmanlarn ise cami ve mescitleri vardr. Cem evi ise camiye alternatif bir ibadethane deil, kltr yn ar basan bir nevi kltr evidir. Bugn Aleviliin dini anlamda bir mezhep veya tarikat olup-olmad tartlyor. Bazlar Aleviliin bir din olduunu srarla gndeme tasalar da, Alevilik asla bir din deildir. Aleviler de bu iddiay zaten reddediyorlar. Alevilik bir mezhep de deildir. nk herhangi bir dini yaklamn, itikadi veya ameli adan mezhep saylabilmesinin asgari art, Kurana ve Snnete dayanan itikadi temellerinin ve fkhi ilkelerinin bulunmas gerekir. Bu anlamda Alevilie ait itikadi ve fkhi ilkeler net olarak ortaya konmu deildir. Bu nedenle Alevilik mezhep tanm iine girmez. Alevilik bir tarikat da deildir. Ancak klasik mezhep ve tarikat tanm iinde yer almasa da, Alevilik, kendine zg baz inan ve kltrel zellikleri olan bir yaklamdr. Tarihte Bektailer Maturidi-Hanefi izgiyi benimsemi, Kzlbalar ise yaadklar hayat artlarnn zorluklar ve Osmanl devletine kar tepkileri nedeniyle bu konular renme ve yaama imkanndan mahrum kalmlar, ancak bugn kendilerini Maturidi-Hanefi izgiye daha yakn buluyorlar. Ne yazk ki bu pozitif yaklam, devletin din kurumlar tarafndan imdiye kadar iyi deerlendirilebilmi deildir. Bu durumda, Alevi aydn ve nderler, Alevilikle ilgili dncelerinin ne olduunu doru ve samimi bir ekilde ortaya koymallar. Ben, bugne kadar Alevi yazar ve nderlerin, ak ve kararl bir ekilde, zihinlerinin arka plann ortaya koyduklar kanaatinde deilim. Bu kiiler Aleviliin ne olduundan ok, ne olmad tarznda bir sylem gelitirmeye ve bu sylemi bilinli olarak Snnilik kartl zerine oturtmaya alyorlar. Bu durumda Aleviliin kontrolden kmas, yozlamas ve baka inan ve akmlarn uydusu haline gelmesi kanlmazdr. Diyanet leri Bakanl ve lahiyat Faklteleri Alevi topluma, Aleviliin slamn iinde ve onun bir alt kimlii

471

olduu gereini anlatmal, Alevi aydn ve yazarlar da, Diyanet leri Bakanlin ve lahiyatlarn katklar ile, slam dini ve Alevilik konularna dair bilgi eksiklerini tamamlamallar. Zira bu kiilerde, slamn temel inan ve ibadetleri konusunda ok ciddi bilgi hatalar ve eksiklii olduu anlalmakta. Mesela yazd kitapta, dine ait gusl abdesti ile ceme ait olan kartrp, Mslmanlarn iar olan gusl gerekli grmeyen ve sonuta bir alevi ile snninin evlilii, alevinin kestiinin yenip-yenmeyecei eklinde yaygn kanaatlerin olumasn besleyen insanlarn zihinlerinin arka plannda mevcut bilgiler tashih edilmeli. nk bugn zgn olarak Alevilii temsil eden ve Diyanet leri Bakanlda temsili isteyen sessiz ounluk, Diyanet leri Bakanldan ilgi ve zm beklemektedir. Ksaca Diyanet leri Bakanl, Alevi vatandalarn inan ve ibadet anlaynn dini bir btnlk kazanmas iin her trl yardm yapmal. Diyanet leri Bakanlnn burada yapaca en byk yardm ise bilgi ve kaynak yardm olacaktr. Zira Alevi bir aileden gelmek Alevilik hakknda yeterli bilgi sahibi olmak anlamna gelmez. Nitekim bugn Alevilik konusunda konuanlarn ou, kendilerini srf bu anlamda yetkili grmekteler. Neticede dini ve insani bir grev olarak kendi vatandana yardmc olmak Diyanet leri Bakanlnn grevidir. Diyanet leri Bakanl, bu konuda pratik zmler retmeli ve bu insanlar, Alevilii dar kalplar iinde milli bir inan gibi sunan yaklamn etkisinden kurtarmaldr. Mzakere konusu teblilerde bu konuda pek ok neri var. Bunlarn dikkatle incelenmesi ve uygulamaya konulmas gerekir. Neticede bu toplumun kitab belli, peygamberi belli. Yaplacak i, inandklar din hakknda doru bilgiler edinmeleri hususunda insanlara imkanlar salamaktr.. Ayrca her iki aratrmada ulalan sonular dorultusunda, Alevi vatandalara ynelik din hizmetleri balamnda u nerilerde bulunabiliriz: 1- Diyanet leri Bakanl, alevi kylere ve mahallelere Alevilik konusunda bilgili, kendini yetitirmi, iletiim yetenei gelimi ve sosyal yn gl din grevlileri atamal. 2- Din grevlileri grev yaptklar yerlerde alevilerle iyi ilikiler kurmal, hastalarn ziyaret etmeli, ocuklaryla ilgilenmeli, dini ve sosyal etkinliklerine katlmal. 3- Din grevlileri vaazlarnda Ehl-i Beytten ve Hac Bekta Velinin slama yapt hizmetlerden sz etmelidir. Bu uygulama Alevilerin camiye gelmelerini olumlu ynde etkileyecektir. 4- Diyanet leri Bakanl, alevi kaynaklarn yaynlama projesini devam ettirmelidir. Bu konudaki bilgi boluunu gidermeye nclk etmelidir. Aleviler bu sayede Alevilikle ilgili asl kaynaklara ulama imkanna sahip olacaklar. 5- Diyanet leri Bakanl, Alevilikle ilgili geni apl alan aratrmalarn desteklemeli ve bu aratrmalarn sonulardan yararlanmal. 6- Diyanet leri Bakanl, diyaloa ak Alevi dedelerle, Alevi vakf ve dernek bakanlaryla srekli irtibat halinde olmal ve onlarn grlerinden yararlanmal. 7- Mftler Alevilerle iyi diyalog kurmal, Alevilerce dzenlenen Aure Gn ve Hzr Lokmas gibi etkinliklere katlmal. 8- Diyanet leri Bakanl, Alevileri, ocuklarn ve kadnlarn Diyanet leri Bakanlna bal Kuran Kurslarna, HLne ve lahiyat Fakltelerine gnderme konusunda ikna etmeli. Bu sayede Aleviler arasnda hem Alevilii bilen hem de dinle ilgili bilgilere sahip olan kiiler yetimi olacaktr. Bu sempozyumun baarl olmas dileklerimle, hepinize sayglar sunuyorum.

472

Snmez KUTLU Ben de teekkr ediyorum. Oturuma sunulan teblilerden ortaya kan sonular yle sralayabiliriz: slamda ruhbanlk makam yoktur. Bu yzden Diyanet leri Bakanl slam temsil makam olmayp Trkiyedeki Mslmanlar temsil etmektedir. Diyanet, bir hizmet kurumudur. Dolaysyla herhangi bir cemaatin Diyanette temsil yoluyla kendini slami adan merulatrmaya girmesi doru deildir. Diyanet leri Bakanl, bu misyonunun bilincinde olarak, btn mslman kesimlere hizmet retebilecek yeni kanallar yeni yollar retmelidir. Avrupa Birliine giri srecinde Alevi-Bektailerin Diyanetle ilgili taleplerinin nitelii, snrlar ve getirecei sonular asndan ciddi bir ekilde incelenmelidir. Bu talepler, birinci teblide ifade edildi, ama ikinci teblide, anketlerde bunlarla ilgili sorulara yer verilmedii iin yer verilmedi. Ben daha nce yaplm baz almalarda bu konuda nemli tespitler yapldn biliyorum. Bugn bu taleplerin ok daha gereki olarak ortaya konulmas yararl olacaktr. Yalnz Avrupa Birliine giri srecinde Diyanette temsil olaynn bir tehdit unsuru olarak kullanlmasn veya byle alglanmasn ok yanl buluyorum. Bunu daha akl-i selimle ele almak zorundayz. AleviBektailerin Diyanetten hangi hizmetleri bekledikleri ve bunlar hangi yolla alabilecekleri ile ilgili zm nerileri gelitirilmelidir. Diyanet zerine yaplan aratrmalardan da ortaya kt gibi, Diyanet yeni artlara gre hizmet retecek yeni birimler ve hizmet alanlar oluturmaldr. nk Snniler arasnda yaplan aratrmalarda da zellikle gen nesil Diyanetin verdii hizmetlerin yetersizliinden ikayetidir. Diyanetin yaplandrlmas Trkiyede btn kesimlerin talebi haline gelmitir. Bu kurumu yaplandrmadan nce, yaplacak alan aratrmalaryla eitli mezhep, merep ya da dini gruplarn makul ve gereki hizmet taleplerinin ortaya konulmal ve buna cevap verecek bir yaplanmaya gidilmelidir. Ancak her eyden nemlisi, asl sorunun bizim geleneksel din anlaymzda olduu anlalyor. Alevisi-Snnisi, bu kimlii koruyarak ok daha iyi dindar olacana inanyor. Ancak hzl bir deiim sreci yaayan gnmz mslman, sorunlarla yzlemede bu geleneksel din anlaynn yetersiz kaldn grmektedir. Kuran ve Hz. Muhammedin tecrbesinden hareketle, slam yeniden okuyarak mezhepler st veya mezhepler ncesindeki ortak kk deerleri tekrar gncelletirmeliyiz. Farkllklar zenginlik haline getirebilmemiz iin, Kuran deerlerin tekrar ortak payda yaplmasnn gerektiine inanyorum. Bu temennilerle oturumu kapatyorum. Bizi sabrla dinlediiniz iin hepinize sayg ve selamlarmz sunuyoruz.

473

V I . O T U R U M /A S A L O N U
Bakan Prof.Dr. Hasan ONAT Bildiriler Havva Engin Almanyada Alevi-slm Dersleriyle lgili Genel Deerlendirmeler Osman Eri Kitb- Cabbar Kulunda Din Eitimi Unsurlar Ali Smer Bektailikte Eitim Metotlar Mzakere Cemal Tosun

475

Hasan ONAT* Din Kltr ve Ahlak Bilgisi Dersleri meselesi gerekten Alevilikle birlikte gndeme gelen, belki Diyanet kadar nemli bir mesele, u adan nemli: Din Kltr ve Ahlak Bilgisi Dersleri derslerinin kaldrlmas, zorunluluunun kaldrlmasyla ilgili tartmalar, ou zaman Alevilik merkeze alnarak yrtlyor. Dolaysyla burada amac aan, kast aan baka durumlarn olduunu dnmek zorunda kalyoruz. Oysa Din Kltr ve Ahlak Bilgisi Dersleri derslerinin zorunluluu ayr bir ey, bu derslerin ieriinin ne lde kaliteli olduu, nasl olmas gerektii, ne olabilecei farkl bir ey. Bu zorunlulukla bu derslerin ieriiyle ilgili tartmalarn bir ekilde birbirinden ayrlmas gerektiini dnyorum. nk u anda Avrupa Birlii srecinde Trkiye ile alakal Din Kltr ve Ahlak Bilgisi Dersleri dersleri kaldrlsn eklinde talepler ortaya karken, bu gerek ngilterede gerek Almanyada ok ciddi almalarn yapldn biliyorum. ocuklarmza Hristiyanl nasl retiriz eklinde ciddi tartmalar var. Daha da tesi Almanyada Almanyada yaayan ocuklara Alevilii nasl retiriz izgisinde Almanlarn balattklar ou zaman destekledikleri almalarn olduunu biliyorum. Dolaysyla burada dinin doru anlalmas, doru retilmesi meselesi, hakikaten salam bir zemin bulunarak o zeminde yrtlmesi gereken bir tartma diye dnyorum. Efendim din ift ynl kesen bir kl gibidir. Hem toplumlarn ortak paydasn salayabilir, insanlar bir arada tutabilir, hem de toplumlar atomlarna ayrabilir. Toplum ekonomik adan gl olduu zaman, bireylerin yaratclk yetenekleri st dzeyde etkili olduu zaman, dinin ilevi paralamak yerine btnletirmektir. Bu arada yaratcl tetikler ve sinerji oluumunu kolaylatrr. Ama toplum ekonomik adan zayflarsa ve bu dorultuda bireylerin yaratc gleri, reticilikten tketicilie kayarsa, yani yaratcl tketicilik olarak alglarsa bu erevede din de hakikaten paralamaya balar. nk kreselleme gnmzde iki ilevi grmektedir. Birey bilincini tetiklemektedir. Bunu dzgn bir bireycilik olarak alglarsanz olumlu, ikinci nemli ilevi vardr, Kresellemenin alt kat ve kltrleri tetikleyip su yzne kartmasdr. Trkiyede son yirmi ylda Alevilikle ilgili tartmalarn bu kadar ok ounluk kazanmas, aslnda kresellemeyle birlikte ortaya kan yeni bir dalgadr. Fakat bunun sonucunda ne olur? Bunun sonucunda alt kltrler, alt kimlikler yukar karlar. Var olduklarn ortaya koyarlar. Ama evrensel lekte kendilerini retmeyi baaramazlarsa ya da aidiyet btnl ierisinde esas ana gvdeleri, ana ortak paydalar oluturamazlarsa, o zaman tarihin plne gitmeye aday olurlar. te kresellemenin ilgin boyutlaryla kar karyayz. O yzden ben bu oturum ve bir nceki oturum Trkiye asndan, Trkiyenin gelecei asndan hatta insanln gelecei asndan nemli ipular sunmas gereken ipular diye dnyorum. Trkiyenin gelecei asndan nemli, Trkiyenin u anda i baklk sisteminin bir ekilde glendirilmesi lazm. Din sorun olmaktan kartlmadan, din sorun olmaktan kartlmadan, i baklk sistemi glenmez. Din sorun olmaktan iki ekilde kar: Ya yok edersin, o da mmkn deil, geriye bir k kalyor, dinin insann varlk yapsnda temellenen boyutu n planda tutulur. Bilimsel verilere uygun olarak, bilimin nda, dinin kurucu ilkeleri n plana kartlr ve dinin insanca yaamann ortak paydasn insanlara kazandrmak iin var olduu gerei kolaylkla anlalrsa, o zaman din birletirici ilevini grr, insanlarn yaratc yeteneklerinin nn aar, daha da tesi daha da tetikler ve insanca yaamann ortak paydasn insanlara kazandrr. Din en temelde insann, insanca yaamas iin bir aratr. Din ama deildir.
*

Prof.Dr. Ankara niversitesi lahiyat Fakltesi, Ankara/TRKYE

476

Ama dinle ilgili salkl bilgilenme sreci ortaya kmadan din konuulursa, din ara olmaktan te ama konumuna ykselir. nsan esir eder bazen de tketir yok eder. Bu sebepten dindar olmakla, dini bilmeyi birbirinden ayrt etmek gerekir. Dindarlk bireysel bir tercihtir. Ama evrensel lekte entelektel olabilmenin olmazsa olmaz koulu, din konusunda doru bilgi sahibi olmaktr. Diyorum ki sz fazla uzatmadan ncelikle Havva ENGN hanmefendinin tebliini zgr SAVAI Beyden dinleyelim, daha sonra srayla dier teblileri dinleyelim ve mzakere sreciyle oturumumuzu tamamlayalm. Buyurun efendim

477

ALMANYADA ALEV-SLM DN DERSYLE LGL GENEL DEERLENDRMELER


Havva ENGN

Almanyada Din Dersi zerine Genel Bilgiler Almanyann okul eitiminde, Din Dersi Federal Anayasann 7. Maddesinin 3. Fkrasna gre yrtlmektedir. Alman devleti, Federal Anayasadan ald g ve yetkiyle, Din Dersinin dzenli ders program erevesinde verilmesini ngrmektedir. Bununla birlikte, dersin ieriini Din Dersini veren din cemaat belirlemekte ve o, ayn zamanda ders programn da hazrlamaktadr. Ayrca dersin ieriinin ve ders programnn Federal Anayasayla (bu balamda da mutlak surette demokrasi, insan haklar deklerasyonuyla, kadn-erkek eitliinin salanmasyla) ve eyalet Anayasalaryla rtmesi gerekmektedir. Din Dersi retmenleri, Alman niversitelerinde cemaate ynelik teoloji fakltelerinde yetitirilmektedir. Din Dersleri, Almanyada iki eyalette, Berlin ve Bremende, farkl bir ekilde Anayasann 140. / 141. Maddelerine gre verilmektedir. Bu da iki eyaletin kendi Anayasasndan ve hukuk uygulamalarndan kaynaklanan bir farkllktan dolaydr. Bremen eyaletinde, din dersi yerine eyalet ynetimi tarafndan Din Bilgisi / ncil Tarihi dersi vardr ve bu ders verilmektedir. Berlin eyaletinde ise, eyalet tarafndan verilen Din Dersi ya da Din Bilgisi Dersi yoktur, ama eyalet, isterlerse ve hukuki koullar yerine getirebilirlerse, din cemaatlere Din Dersi verme (ders plann hazrlamaya ve retmenleri yetitirme) olanan tanmakta; ve ders erevesinde ortaya kan retmen cretlerinin % 90n stlenmektedir. Buna gre, eyaletin grevi, okulda ders vermek isteyen cemaate a) , b) stmas olan snf vermekle ve c) isteyen rencinin bu derse girebilmesini salamakla snrldr. slm Din Dersi Almanyann hibir eyaletinde bugne kadar ne Anayasann 7/3. Fkrasna, ne de 141. Maddesine gre slm Din Dersi, Berlin slm Federasyonu (IFB) haricinde din cemaat stats kazanm bir cemaat olmadndan, verilmemektedir. Sadece IFB, 1998 ve 2000 yllarndaki mahkeme kararlaryla din cemaat statsn kazanmtr ve Berlin eyaleti okullarnda 2001 ylndan itibaren (Snni-)slm Din Dersi verilmektedir. Alevileri, Snnileri ve iileri ieren slm cemaatlerin nndeki en byk yasal engel, Alman Anayasasnn 7/3. Fkrasna gre kilise yaps gibi dini ereveyi izen, ruhban snf yetitiren ve din retiyi balayc bir ekilde belirleyen din kurumlarn olmamasdr. Bu durum, din cemaat olma statsn zorlatrc bir durumdur.

Prof. Dr., Pdagogische Hochschule, Karlsruhe/ALMANYA

478

Bununla birlikte, eyaletlerde, slm cemaatlere bir araya gelip, ortak bir slm Din Dersi erevesinde birleilmesi tlenmektedir. Bu balamda Hamburg, Bremen ve Aa Saksonya eyaletlerinde btn slm cemaatlerin katlmyla diyalog ve uzlama oluturmak zere yuvarlak masalar kurulmu ve buradan kan sonulara gre, mfredat programlar gelitirilmitir. Bu eyaletlerde verilen dersler, Federal Anayasann 7/3 Fkrasna gre Din Dersi deil, Din Bilgisi / Deerler retisi Dersidir. Derslere, bugn iin, mfredatla ilgili zel bir kurstan geen Alman ya da Mslman kkenli retmenler girmektedir. Almanyann iki byk ve koyu Katolik eyaleti Bavarya ve Baden-Wrttemberg Anayasann 7/3 Fkrasna gre olmasa da, slm Din Dersinin verilmesi iin hukuk alt yapy hazrlamaya balamlardr. Plana gre, iki eyalette orta vadede, Almanyada niversitelerde slm krslerinden mezun olmu Mslman retmenler, Almanyada Almanca hazrlanm mfredat programlarn temel alarak, cemaatlere gre Din Dersi verecekler. Bu uygulamadan u an iin sadece Snni slm yararlanabilmektedir. Zira, nemli Alman niversitelerinde slm krsleri bulunmakta ve iki niversitede (Mnster ve Frankfurtta) (Snni-)slm Din Dersi retmenlii Blm alm durumdadr. Buna karn, i ve Alevi-slma ynelik niversitelerde krs bulunmamakta bu da retmenlerin Almanyada eitilmi olmas koulunun yerine getirilememesini salamaktadr. te yandan, Almanyada hazrlanan slm Din Dersi program(lar) sadece Snni-slm retisini kapsad iin, Snni-slm benimsemi cemaatlerin dndaki dier slm cemaatleri de rnein, Aleviler ve iiler, kendi cemaatlerinin inanlarna gre, din dersi vermek istemektedirler. Alevi-slm Din Dersi Kuzey Ren-Westfalya, Baden-Wrttemberg, Hessen ve Bavyera eyaletlerinde, Alevi cemaatleri Eyalet Eitim Bakanlklarna bavuruda bulunmu ve kendi din derslerini ieren mfredat programlarn, ad geen bakanlklara sunmulardr. Ad geen eyaletlerin Eitim Bakanlklar da dersleri organize etmeyi kabul etmitir. Buna gre, bugn iin Alevilik Din Dersleri, Almanya'nn her eyaletinde deil, Berlinin yan sra gelecekte Baden-Wrttemberg, Kuzey Ren Vesfalya (Nordrhein Westfalen), Hessen ve Bavyera (Bayern) eyaletlerinde de istee bal olarak verilebilecektir. Ancak, mfredatla ve retmen yetitirmeyle ilgili kimi sorunlar aldktan sonra. Zira, Alevilik Din Dersleri verebilecek retmenlerin bulunmas ve yetitirilmesi hususu, bal bana bir problem olarak Alevi cemaatinin nndedir. Bununla ilgili u ana kadar Berlin rneinde baz geici uygulamalarla problem almaya alld. Fakat, Berlin Eitim Senatrl, Alevilik Din Dersi verecek retmenlerin, ncelikle retmenlik eitimi almasn ve ardndan da retmen olmasn yasal klmaya balad. Baden-Wrttemberg eyaleti de ayn grtedir. Dier eyaletlerdeki gelimeler de muhtemelen o ynde olacak gibi gzkmektedir. zellikle (Snni)slm Din Dersi iin geici baz tedbirler alnmaya balanmtr. Bu Alevileri de kapsayacak. nce geici bir sre iin, niversite bnyesinde retmenlere ek eitim kurslar yaplmas seenei zerinde durulmaktadr. Baden-Wrttemberg eyaletinde bu grev iki Eitim Yksek Okuluna (Pdagogische Hochschule, ki biri PH-Karlsruhedir) tevdi edilmitir. Ardndan devlet snavnn yaplaca bir niversite renimine doru bir gei gzkyor. Bu nedenle teoloji, slm teolojisi ve retmenlik eitiminin kesitii alanlar ne karlacak gibi. Hamburgta Herkes in Din Dersinde Alevilik Farkl ve zel bir rnek olarak, Hamburg eyaletinde 2004 ylndan itibaren "Herkes in Din Dersinde ("Religionsunterricht fr alle") "Alevilik de" konu edinilmektedir. Bu derste, farkl dinlerin ve onlarn retilerinin, zel bayramlarnn ve geleneklerinin tantlmas; farkllklarn ve

479

birlikteliklerin anlalmas amalanmaktadr. lgili derste Alevilik konu edinilirken "Hz.Ali" ele alnmamaktadr. Alevilikle ilgili kimi bilgiler Hac Bektatan itibaren belirtilen konu kmesinde Snni slma, ii slma ve Katolik Hristiyanla, Protestan Hristiyanla, Budizme vs. mensup rencilere "de" aktarlmaktadr. Tpk, Snni ve ii slma ait bilgilerin "Alevi rencilere de" aktarld gibi. Herkes in Din Dersinin retmenlerini, Protestan Klisesi'nin "Protestan retmenler Akademisi"nde niversite dzeyinde teoloji ve retmenlik (Katechet) eitimi alm retmenler oluturmaktadr. Bu ders, Protestan Klisesi'nin himayesinde verilmektedir. Ancak, ilgili konu kmesi ilenirken, ilgili dini cemaatten katk alnabilmektedir. Bu katk ancak dersin retmeni gzetiminde olabilmektedir. Berlinde Alevi-slm Din Dersi Dier taraftan, bir ilk rnek olarak 2002 ylndan itibaren de Berlinde Alevi-slm Din Dersi verilmektedir. Alevi-slm Din Dersinin verilme gerekesi olarak da Berlin Eitim Senatrl (Bakanl) tarafndan Berlin slm Federasyonunun hukuk bir hak eklinde elde ettii ve okullarda yrtt (Snni-)slm Din Dersi gsterilmektedir. Yani, iki Mslman cemaatin ocuklarna eit davranlmas gerektii hususu, bu dersin de hak olarak verilmesinin gerekesini tekil etmektedir. Berlinde verilen Alevi-slm Din Dersinde retim iin uygulamaya konulan Alevilik Din Dersi mfredat; Allah, Allah-Muhammed-Ali, Cem ayini ve cemevinin Alevilikteki yeri, Alevililte din grevler ve hizmetler, Hac Bekta Veli, Ehlibeyt, Kerbela ve Muharrem Orucu, kurban ve Kurban Bayram, 4 Kap 40 Makam, Semahlar ve Aleviyim konular zerine ina edilmitir. Ders dili Almancadr.

Kaynak: Abgeordnetenhaus Berlin 15. Wahlperiode, Drucksache 15 / 12 116 Kleine Anfrage15. Alevilik Din Dersi mfredat (u an Berlinde uygulanan) teknik alt yap ve kapsad konular itibariyle yetersizdir. Daha ziyade bir mfredat program tasla zelliini tamaktadr. rencilerin biyolojik, psikolojik ve pedagojik geliim seviyelerine de hitap edememektedir. Uygulamada da baz nemli sorunlar yaanmaktadr. Aralarnda 4-5 (rnein 7 ila 12 yalarndaki) ya fark olan renciler, ayn anda derste verilen bilgileri renmeye almaktadr. rnek olarak: 2004 / 2005 retim ylnda Berlinde bulunan 411 Temel retim Okulunun (Grundschule) 14nde (bu okullarn % 3,4nde) Anadolu Alevileri Kltr Merkezi tarafndan verilen Alevi-slm Din Dersi verilmektedir. 1.-4. snf rencileri arasnda 85 renci (bu snflara giden 102881 rencinin % 0,08i), 5.-6. snf rencileri arasnda da 42 renci (bu

480

snflara giden 45749 renciden % 0,09u) olmak zere toplam 1.-6. snfa giden 127 renci (bu snflara giden 148630 renciden % 0,09u) Alevi-slm Din Dersini biyolojik ve psikolojik geliimleri gznnde tutulamadan 12 veya 15 kiilik gruplarda birlikte almaktadr. Ders materyalleri ise hazrlanabilmi deildir. Ders materyali hazrlamak renciye verilecek dersin dakika dakika planlanmasn, hangi materyalin ne zaman ve nasl kullanlmasn ierecek ekilde ok zel teknikleri gerektiriyor. Ders mfredatnda didaktik bir konsept formle edilemedii gibi inan ve hayat arasndaki iliki de kurulabilmi deildir. Bu nedenlerle, Almanyada Alevi-slm Din Dersi yeniden gzden geirilerek, eitim metodlarna ve tekniklerine uygun hale getirilmelidir. Henz emekleme aamasndaki bu ders, batan sona modern hayata ve g toplumuna uygun bir ekilde yeniden ina edilmelidir: Alevi-slm Din Dersi Ne in ve Nasl Oluturulmaldr? Alevi-slm Din Dersi, Alevilik ve kltrleme (acculturation) balamnda inancn ve hayatn diyalounu kapsamaldr. Buradan hareketle; G ve gmenlik olgusunu, eitim sistemini, okul yasalarn ve konuyla ilgili aktel gelimeleri de gzeterek, g edilen topluma ynelik sosyalizasyonu salamak ve dolaysyla entegrasyonu olabildiince kolaylatrmak amacyla oluturulmaldr. Alevi-slm Din Dersinin zellikleri Kltrleme (acculturation) sreci gz nnde bulundurularak, g ve gmenlik olgusuna; ok kltrl, ok dinli bir topluma ve daha da nemlisi gmenliin giderek nem kazand Avrupa toplumuna dayal bir Alevilik eitimi / retimi odak alnarak oluturulacak, gelitirilecek ve detaylandrlacak Alevi-slm Din Dersinin k noktas, zellii, ierii ve hedefleri eklinde zetlenebilir. oulculuun Zenginlik Olduunun Vurgulanmas Alevi-slm Din Dersinde, g edilen toplumda yeniden oluan, yeni formlar alan, gelien ve deien Trkiye Aleviliinin, yayld (diffusion) yrenin, g ettii lkenin veya lkelerin; topluluk ve toplumlarn ve dnemin koullarna gre zn yitirmeden kendini ekillendiren organik bir olgu, zgrlk bir slm yorum olmas ve bu zelliiyle modern aa ve g ettii toplumlara kolaylkla ayak uydurabilmesinden, modern ala ve toplumla da uyuabilmesinden hareketle; a) ok kltrl - ok dinli plural / oulcu bir yaam modeli ierisinde, varln devam ettirebilecek, b) gelerini gelitirebilecek unsurlar ve c) dier kltrlerle, dinlerle diyalog mekanizmalarnn oluturulmas ve gelitirilmesiyle ilgili hususlar, retim sreciyle de kazanarak veya edinerek oulculuun zenginlik olduu vurgulanmaldr.

481

tekine Kar Tolerans ve Diyaloun n Plana Alnmas Alevi-slm Din Dersindeki ana hedef, "teki"ne kar anlama, tolerans ve onunla diyalog; d dnya ve toplum ile yapc - olumlu iletiim - iliki kurmak; iyi - yararl, kendine ve kendinden bakasna kar saygl insan olmay ieren deerler manzumesinin kazandrlmas, hayat boyu devam ettirilebilmesi veya uygulanabilmesi; bundan da te, kiiliin vazgeilemez bir paras haline getirilebilmesi olmaldr. Aleviliin slm Bir Yorum Olduunun Ele Alnmas Tarihsel boyutuyla yaanan - uygulanan ve genelde szel aktarlan bir slm bir yorum olarak Aleviliin uygulamalar ve ekirdek inan objeleri, zellikleri, deerleri, temel kavramlar Alevilik derslerinin merkezi olmaldr. Burada yerel ve blgesel, corafi ve ekonomik, etnik farkllklara da dikkat edilmeli, onlar gz ard edilmemelidir. Dersin Didaktik Konsepti Alevi-slm Din Dersinde didaktik bir konsept formle edilmelidir. Bu didaktik konseptte; a) renci merkezli bir pedagoji ile b) insan ve onun dnyayla iletiimini temel alan bir teoloji anlay temel alnmaldr. Dersin Hedefi Sadece Alevilik retisinden deil, rencilerin tarihsel, biyografik veya hayat iinde yaptklar tecrbelerden yola klarak inancn formle edilmesi, dersin ieriini ve hedefini oluturmaldr. Buradan hareketle, Alevi-slm Dersi, inancn ve hayatn diyalou zerine ina edilmelidir. nancn Hayattaki Fonksiyonu Hayatn merkezinde olduu kabul edilen insann, hayatla diyalounda akl n planda tutularak, hayatndaki pratik ve pragmatik, kendisi ve toplum iin yararl olan zmlere ulamasnda inancn yerinin yararc / yararl bir ekilde sorgulanmas ve fonksiyonu da ilgili derslerde ele alnmaldr. Bu bakmdan Alevi-slm Din Dersinde insann Tanryla, insann kendisiyle, insann toplumla ve insann "teki"yle ilikisine veya diyalouna, yapc ve olumlu bir ekilde yer verilmelidir. Alevi-slm Din Dersi, okulun eitim ve retim hedefleri iinde inanc ve uygulamasn temel alarak, a) hayat renmeyi ve b) hayata bakmay ilke edinmelidir. yi nsan Olmaya Ynlendirmek Dier taraftan da renciyi a) kendine, b) tekine ve c) topluma kar sorumluluk yklenmeye, sorumlu dnmeye, sorumlu ve saygl davranmaya, hayat iin yararl olmaya; dolaysyla kendisi ve toplum iin iyi bir insan olmaya ynlendirmelidir.

482

teki Dinleri ve nanlar Tanmaya Ak Olmak Alevi-slm Din Dersi, teki dinleri, inanlar da tanmaya ak olmaldr. teki dinlere, inanlara ait rencilere de ak bir dersi hedeflemeli ve bu pedagojik anlay temel almaldr. Ayn ekilde inanmayanlar da kapsamaldr. Baka din ve inanlarn, dnya grlerinin anlalmas ve farkllklarn yadsnmamas, oulculuun kabul edilmesi, dersin ana dnceleri arasnda olmaldr. Buna gre Alevi-slm Dersi, farkl dinlerin ve kltrlerin birbirleriyle tanmasn-diyolounu, yardmlamasn ve dayanmasn da amalamaldr. Dersin Metodu Alevi-slm Din Dersi, metodik olarak diyalog iinde bir dersi mecbur klmaktadr. Ayn ekilde inancn sorgulanmasn da. Ancak, burada eletirel, ama yapc bir sorgulama tarz, metodik olarak hedeflenmelidir. Aleviliin elerinin, onlar oluturan deerlerin anlam; Aleviliin hayattaki yerinin anlalmasnn salanmas, bu bakmdan n plana alnmaldr. Gmenlik Olgusunun zel Yeri Alevi-slm Din Dersinde gmenlikteki Alevilik zel ve nemli bir yer tutmaldr. Alevilik tutum ve deerlerinin gmenlik baznda ele alnmas, sorgulanmas; dinler ve inanlararas diyaloun oluturulmasndaki, gelitirilmesindeki fonksiyonu ve buna uygun davran kalplarnn renciye aktarlmas, kazandrlmas zerinde detayl bir ekilde durulmaldr. Alevi-slm Din Dersinin Boyutu Alevi-slm Din Dersinin antropolojik ve teolojik olmak zere iki boyutu olmaldr. 1) Yaamak ve renmek zerine kurulacak antropolojik boyutu. 2) nancn kavranmas ve hissetmek zerine oluturulacak teolojik boyutu. Sonu Berlinde u anda yrrlkte olan Alevi-slm Din Dersi Mfredat Program yukarda saydmz hususlardan yoksundur. Berlinde 2002 ylndan beri verilen Alevi slm Din Dersi Alevi cemaati tarafndan byk destek grse de derse istenilen oranda renci katlm salanamamtr. Bunun da belli bal nedenleri vardr: 1) Alevi-slm Din Dersi verebilmek iin, ya Trkiyeden ya da Almanyadan bir retmenlik blmn bitirmek gereklidir. Almanyada retmenlik blm mezunu Alevi kkenli gen bulmak hayli zordur. 2) Dersin dili Almanca olduu iin, Trkiyeden gelen retmenlerden akc Almanca bilmeleri koulu aranmaktadr. Bu da zor alan bir engeldir. 3) Derste kullanlan mfredat program, retmene hangi konu, nasl ilenir sorusuna detayl bilgi vermekten ziyade, bir taslak aamasndan te geememitir. Bundan dolay, ders veren retmenler ok zorlanmaktadr. 4) Dersi rencinin anlayabilecei gibi anlatmak iin retmenlerin elinde pedagojik ders materyali bulunmamaktadr. Dolaysyla her retmen, kendi elinde bulunan malzemeyle, konular ilemey e almaktadr. 5) Ders verilen renci gruplar deiik ya gruplarndan olumakta; yani ayni grupta birinci, nc ve beinci snfa giden grenciler bulunabilmektedir. Bu da retmen iin, dersin didaktiini ve metodunu hangi ya grubuna ynelik hazrlamas sorusunu dourmaktadr. neriler 1) Alevi-slm Din Dersinin baarl bir ekilde verilebilmesi iin, ksa vadede Alman Eitim Fakltelerinden mezun olmu, Almancay anadili gibi konuan, Alevi inancna mensup

483

retmenlerin, uzman pedagoglar tarafndan kapsaml bir gelitirme ve yetkinletirme kursuna tabi tutulmas gerekmektedir. 2) Bu kurs erevesinde hem Alevilik inancnn temelleri verilmeli, hem de Aleviliin deiik ya gruplarna ynelik nasl okutulabileceine ynelik didaktik ve metodik alt yap hazrlanmaldr. Orta vadede deiik Alman niversitelerinde Alevi-slm krsleri kurulmaldr ve bunlar gretmen yetitirme ile sorumlu olmaldr. 3) Alevi-slm Din Dersi iin kapsaml ve kaliteli hi bir inan sorusunu cevapsz brakmayan bir mfredat programna ihtiya vardr. a) Bunun gereklemesi iin derin bilgiye sahip Alevi Dedelerinden, bilim insanlarndan, felsefecilerden ve eitim uzmanlarndan oluan bir heyet kurulmaldr. b) Bu heyetin grevi mfredat programn oluturmak olmaldr. 5) Akabinde mfredata dayanarak her ya grubuna ynelik ders materyali hazrlanmaldr. Saydmz bu eksiklikler ksa vadede giderilebilirse, Alevi-slm Din Dersi Almanyada ve Avrupada hak ettii renci kitlesine ulaabilecektir ve Hristiyan ounluk toplumunda Snniliin ve iiliin yan sra slmn bir baka yz olarak dikkat ve sayg grecektir.

484

KTB-I CABBR KULUNDA DN RETM UNSURLARI


Osman ER*

Giri
Kltr ve geleneklerin, kendi varlklarn devaml klmak iin yazl kaynaklara ihtiyalar vardr. Kltrel mras, nesiller aras srekliliini yazl kaynaklarn varlna borludur. Okunmayan, dolaysyla zerinde dnlmeyen kltr ve gelenekler, sahip olduklar dn, ahlk ve insn deerleri yetimekte olan neslin ihtiya ve problemlerini dikkate alarak yeniden retememilerdir. Klie halinde kalan deerler, canllklarn ve etkinliklerini devam ettiremedikleri iin, ya yeni nesil tarafndan benimsenmemiler; ya da farkl kltr ve geleneklerin etkisinde kalarak kaybolup gitmilerdir.1 Kltr ve medeniyetler tarihinde, bu durumun pek ok rneini bulmak mmkndr. Kltr ve medeniyetimizin zgn bir besi olan Alevlik-Bektlik de, ayn gerekle yz yzedir. Alevlik-Bektlik, tarih boyunca devamlln yazl kaynaklara sahip olarak salayabilmitir. Alevlik-Bektliin yazl kaynaklara sahip olmadn iddia eden aratrmac ve yazarlar da bulunabilmektedir. Alevlik-Bektliin yazl kaynaklara sahip deilmi gibi bir grnt iersinde olmas, gerekten kaynaklarnn olmamasndan deil, u ana kadar zerlerinde cidd aratrmalar yaplp yaynlanmam olmalarndandr. Kurulu amalar arasnda Alev-Bekt yazl kaynaklarn aratrarak, bulmak ve yaynlamak olan Gazi . Trk Kltr ve Hac Bekt Vel Aratrma Merkezinin orum ubesi 60 (altm) adet el yazmas kaynaa ulaarak, digital ortama aktarm bulunmaktadr. Bu teblide orum ve Amasyadaki Alev-Bekt dedelerinin zel ktphanelerinde bulunan ve gelenein nemli bir paras olan Kitb- Cabbr Kulunun orijinal el yazmas nshalar okunduktan sonra, muhtevalar din retimi unsurlar asndan analiz edilmitir.

I. Cabbr Kulu
Kaynaklarda Cabbr Kulu ile ilgili herhangi bir bilgi bulunmamaktadr. Bu durumda, onun kimlii, merebi, tarkat mensbiyeti, eitim durumu, fikir ve grleri ile ilgili ipularn Kitb- Cabbr Kulunda aratrmak, kar bir yol olarak gzkmektedir. Eser incelendiinde, ana hatlar ile u sonulara ulamak mmkndr. Cabbr Kulu, Cabbr (olan Allahn)n kulu anlamna gelmektedir. Eserde bu ismin anlam zerinde durulmaktadr: Cabbr Kulu, sen ne hldesin? Seni de yokla bir yol, gr ne hldesin. Seni de kimi bilr, kimi bilmez. Dir kimi; chil. Dir kimi; lim. Yok dirsen, bunlarn kangsn? sorusu sorularak, asl nemli olann szde deil, fiilde Allahn kulu olunmas gerektii vurgulanmaktadr.2 Eserde anlatlan bir olaydan, Cabbr Kulunun Allaha duyduu sevgi, ak ve balla bir iaret olarak bu ismi kendisine uygun grd anlalmaktadr: Anun ensesince, ler gitdi. Ardnca yediler gitdi. Anlarun ardnca, krklar gitdi. Ben, gine kaldm orda yalnuz. Bunlarun cmlesinn yzleri, nikbl idi. Andan grdm gine kapu ald, bir kimse geldi. Bana

* 1

Do.Dr., Gazi . orum lahiyat Fakltesi orum/TRKYE Bu konuda bkz. Mmtaz Turhan, Kltr Deimeleri, stanbul, 1987, Marmara . lhiyat Fakltesi Vakf Y., s. 215-222; Orhan Trkdoan, Deime-Kltr ve Sosyal zlme, stanbul, 1988, Trk Dnyas Aratrmalar Vakf Y., s. 61-64. Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 44b-45a.

485

eydr: Y Cabbr Kulumsun? Kabl iderse, didm.3 Cabbr Kulu olmak, Allah sevgisi ile birlikte, Allah karsnda alakgnll olmay da ifade etmektedir. Eser okunduunda Cabbr Kulunun veys-Bekt bir dervi olduu anlalmaktadr. Genel olarak tasavvufta, zel olarak da Bektlikte bir mridin, dervie kuak kuatmas, hrka ve tc giydirmesi o derviin szkonusu tarkat iersinde manev ehliyet ve liykat sahibi bir kimse olduunu gstermektedir. Bu olay, bir nev iczet verme trenidir.4 Kitb- Cabbr Kulunda anlatldna gre Veysel-Karan, bir buraa binmi halde gelerek, Cabbr Kuluna hitaben unlar sylemektedir: Y derv! Hak Tel, senn tvbeni kabl itdi, gnhn balad, didi. Ol getrdi hrkay bana geydrdi, kua kuatd, tc geydrdi.5 Cabbr Kulunun VeyselKarannin elini pmesi ve tvbe etmesi, ikrr veya biat olarak isimlendirilen tarkata girme trenini de artrmaktadr.6 Veysel-Karan ile Cabbr Kulu arasnda bir mrid-mrid ilikisi bulunduuna dair dier ipular ise unlardr: 1. Eserin hemen ilk sayfasnda Cabbr Kulu, Veysel-Karan ile karlamakta ve onunla konumaktadr.7 Konuma srasnda Veysel-Karannin Cabbr Kuluna drt kap hakknda eitli bilgiler vererek, onu ynlendirdii grlmektedir. Bu konumann eserin banda yer almas ve eserin muhtelif blmlerinde de benzer konumalarn tekrar etmesi, aralarndaki retmen-renci ilikisine iaret etmektedir.8 Bir dervii, ancak manev olarak onun zerindeki bir konuma sahip olan bir kii ynlendirebilir. 2. Kitabn banda Veysin Cabbr Kuluna yapt duya yer verilmektedir. Bu du, kitabn muhtevsn byk lde belirlemektedir. Cabbr Kulu, duda kendisi iin Allahtan istenen her kabiliyete mazhar olmaktadr: Y derv! Allh Tel sana hi gizli ey koymaya. Cmle canl cansz sana syleye. Hayvn da, insn da, toprak da, ta da, kurd da, ku da hibir sylemez kalmaya. Menziline varasn. Maksduna iresin. Allh Tel, sana kbet hayrl vire.9 Cabbr Kulunun da Veysel-Karanye du etmesi aralarndaki gnl ban gstermektedir.10 3. Cabbr Kulunun srekli Hazret-i Peygamberle konumas, veysliin temel karakteristiklerinden birisi olan dorudan Allah Raslnden feyz alma prensibine uygun dmektedir. veys mereb dervilerin temel zellii, bata Hazret-i Peygamber olmak zere daha nce yaam olan trih-manev ahsiyetlerin rhniyetinden feyz almaktr. Tasavvufta cismn sohbetin yansra rhn sohbet de nemli bir eitim-retim arac olarak kabul edilmitir. Kitb- Cabbr Kulunu okuyanlar, Cabbr Kulunun bir Bekt dervii olduu sonucuna ulatracak bilgiler ise unlardr: 1. Eserde yer alan ird zincirinde, Hac Bekt Velye Hz. Aliden sonra yer verilmektedir.11 Bylece Cabbr Kulu, velyet mertebesindeki kiiler iin uygun grd sralamada, Hac Bekt Velyi Hz. Aliden sonraki konuma layk grm olmaktadr. Alevmereb olan tarkat mensplar, kendi prlerini Hz. Aliden sonra zikretmektedirler ki, Bektlerin yapt sralamada, bu pr Hac Bekt Veldir.
3 4 5 6 7 8 9 10 11

Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 78b-79a. Bkz. Osman Eri, Yaygn Din Eitimi Asndan Bektlik, stanbul, 2003, Horasan Y., s. 291-297. Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 124a-124b. Bkz. Eri, a.g.e., s. 226. Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 1a. Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 78a-78b. Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, M Nshas, vr. 2a. Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 131a. Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 15b.

486

2. Cabbr Kulu, eserinin bir baka blmnde; std kimdir? sorusuna cevap ararken de Hz. Ali ile Hac Bekt Velyi birlikte anmaktadr.12 Hac Bekt Velden eserin pek ok blmnde bahsedilmektedir.13 Cabbr Kulunun veys olmas, ayn zamanda Bekt olmasna engel deildir. nk Veysel-Karan, Bekt tarkat mensuplarnca da sevilen ve saylan trih bir ahsiyettir. Bu sevginin sebebi, onun sdk bir Ehl-i Beyt muhibbi olmas ve Hz. Aliyi hilfeti srasnda desteklemesidir.

II. Kitb- Cabbr Kulu

Kitb- Cabbr Kulunun iersinde yer alan ifadelerden, eserin Hazret-i Peygamberin manev iaretiyle yazld anlalmaktadr. Tasavvuf geleneinde ryada ve yekaza leminde (uyku ile uyanklk arasnda) Hazret-i Peygamberden talimat alnarak kitap yazlmas, sk rastlanlan bir durumdur. Eserde Hazret-i Peygamberin Cabbr Kulu ismindeki dervie hitaben unlar syledii nakledilmektedir: Y derv! Bu kysdan anla ki, sana bu kitb, Allah emriyle biz yazdurduk. Bu kitbn iindekin[i] okusun da, amel itsin de, vcdun[u] slh itsn, nice mslmnlar[a] da fidesi desin diyi biz yazdurduk, didi. Hatta Hazret-i Peygamberin dilinden Cabbr Kuluna baz uyarlarda da bulunulmaktadr: Y derv! Vcdun slh ol[ma]dukdan sonra, mnun olmadkdan sonra, ameln olmayandan sonra, byle yzbin kitb dahi yazsan, sana fidesi olmaz, didi.14 Bu uyarlarn Cabbr Kulu tarafndan kitaba alnmas, onun melliflere eser yazm konusunda da baz ltler, deerler kazandrma istei ile aklanabilir. Eserde nakledilen bir baka olay da yledir: Cabbr Kulu eydr: Bir gn grdm: Hazret-i Sultn, drt Cihr- Yr ile oturur. Hazret-i Enbiy bana ard: Buraya gel derv, didi. Bunlarun huzruna vardm. Edeb ile selm virdm. Ellerin[i] pdm, el kavurdum, durdum. Hazret-i Enbiy eydr: Kitb yazld tamm oldu mu, didi. Bel Sultnm, didm. [Hazret-i Enbiy:] Nirededr, didi. Hzr Sultnm, didm. [Hazret-i Enbiy:] Bana vir bakaym, didi. nne koydum, bakd, Hazret-i Aliye virdi. O da bakd. Bu minvl zere, drt Cihr- Yrin drd de bakd, grdler. Andan kitb gine Hazret-i Enbiynn nne koydular.15 Cabbr Kulunun Hazret-i Peygamberin ve drt halfenin huzrunda bulunmas ile ilgili bu olayn da nakledilmesi, bahsi geen grmelerin rya veya manev alemde yapld ynndeki tezimizi glendirmektedir. Cabbr Kulu, sahbe arasnda ad geen bir kii olmadna gre, bu grmeler ancak manev lemde gereklemi olabilir. Kitb- Cabbr Kulunun Hazret-i Peygamberle birlikte, bata Hazret-i Ali olmak zere drt halfenin de denetiminden gemi olduunun anlatlmas, eserin gvenilirlik derecesini artrmak amacyla yaplm olabilir. Kitapta anlatldna gre eserin adn da bizzat Hazret-i Peygamber koymu ve du etmitir. Hazret-i Peygamber tarafndan yaplan bu du, eserin yazl amac hakknda da ipular vermektedir. Daha dorusu Hazret-i Peygamberin dilinden eserin hangi bilgi, duygu ve davranlarn gelitirilmesine sebep olaca dile getirilmektedir: Y Ali! Bu kitbn ad, Hsn-i Hasene olsun, didi. Allh Tel, bu kitb okuyanlara, dinleyenlere itikd vire. Hakkatdan lezzet vire. Korkduu eylerden emn ola. mn selmetlii vire. Allh Tel bu kitb okuyanlarn, dinleyenlerin, yazanlarn, yazduranlarn, yaramaz amellerin[i] terk itdre. Hakk, btl fark itdre. Rahmet derysna gark itdre. Allh Tel hazretleri, ol kiileri, hfznda saklaya. Slih ameller myesser eyleye, didi.16 Yukarda sralanan maddeler zetlenecek olursa, Kitb- Cabbr Kulu,
12 13 14 15 16

Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 16a. Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 86a, 86b, Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 129b. Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 127a. Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, G Nshas, vr. 114b-115a.

487

okuyan ve dinleyenleri inan, ibdet ve ahlk konusunda eiterek, dnya ve hiret mutluluuna ulatrmak amacyla yazlmtr. Kitabn yazl amac ile ilgili olarak eserin sonunda geen bir baka metin de Cabbr Kulunun kendi ifadeleridir: Allh Tel cmlemzi Habbinden ayrmaya, slihlerinden ayrmaya. Cmle mmet-i Muhammede, cmlemize, slih ameller myesser ide. Hidyet myesser ide. Habbinden efat myesser ide. mmet-i Muhammedin azabda olanlarn azablarn[] kaldura. Fazl ile rahmet myesser ide. Allh Tel, cmle mmet-i Muhammedi gafletden uyara. Anlamak, tutmak myesser ide. Allh Tel, Pdihmza ok mrler vire. ok kuvvet vire. mrn[], devletin[i] artura. Allh Tel, Askr-i slma kuvvet vire. Pdihmuzn vilyetine lezzet vire. Allh Tel, ulemya, slehya, fukarya, cmle mmet-i Muhammede ve bu kitb yazdurana az tatll, dirlik, dzenlik, kanaat, merhamet myesser ide. limlerimize ilmiyle mil olmak myesser ide. Allh Tel klarna, sdklarna, slihlerine, cmle mmet-i Muhammede, cmlemze enbiy zevkinden zevk, evliy evkinden evk myesser ide. Erenlerin hallerinden hallenmek myesser ide. Allh Tel, cmle mmet-i Muhammede kbet hayrl myesser ide.17 1. Eserin Nshalar a) Dodurga/Mehmed Dede Tekke Ky Nshas Bu nsha, orum/Dodurga/Mehmed Dede Tekke Kynde ikamet eden Eyp ztrk (Dede)nin zel ktphanesinde bulunmaktadr. Gazi niversitesi Trk Kltr ve Hac Bekt Vel Aratrma Merkezi orum ubesini temsilen Mays 2004te yapm olduumuz ziyaret srasnda, digital fotoraflarn ekmek zere tarafmza emanet edilmitir. Daha sonra eserin fotoraflar ekilerek, orijinal nsha Eyp ztrke iade edilmitir. Nshann sonundaki kayda gre istinsh (yazm) tarihi, Hicr 1165tir. lk yaprakta Hz Kitb Hasenl-Hseyin ibresi yazldr. Cabbr Kulu Kitab, bu nshann 131 varan oluturmaktadr. Nshann geri kalan ksmnda Hikye-i Ebul-Hicen (vr. 132b-146b) ve Menkbu Veysel-Karan (vr. 147b-174b.) yazldr. Kitbu Cabbr Kulu, 13 satr halinde ve harekeli yazlmtr. Sayfalar numaralan drlmamtr. Her sayfann alt kesine, takip kelimesi yerletirilmitir. Bb balklar krmz mrekkeple belirtilmitir. b) Gmhacky/Karaky Nshas Bu nsha, Amasya/Gmhacky/Karakyde ikamet etmekte iken Hakka yrm olan Durmu Topal (Dede)ye aittir. Gazi niversitesi Trk Kltr ve Hac Bekt Vel Aratrma Merkezi orum ubesini temsilen, Hac Bekt Vel Anadolu Kltr Vakf orum ubesi Bakan Durmu Aslanla birlikte Austos 2004te Gmhacky ziyaretimiz srasnda Durmu Topaln olu Hasan Topaldan emanet alnmtr. Nshann digital fotoraflar ekildikten sonra, orijinal nsha Hasan Topala iade edilmitir. Nshann sonundaki kayda gre istinsh (yazm) tarihi, Hicr 1258dir. lk yaprakta Hz Kitb Hasenl-Hseyin ibresi yazldr. Ba tarafta iindekiler ksm bulunmaktadr. Nsha, 115 varaktan olumaktadr. Sayfalar numaralan drlmtr. 15 satr halinde ve harekesiz olarak yazlmtr. Eserin sonundaki ifadelerden, kitabn Mustafa Aa ismindeki bir ahs tarafndan yazdrld anlalmaktadr. c) Hamamz/Yemien Ky Nshas Bu nsha, Amasya/Hamamz/Yemien Kynde ikamet etmekte iken Hakka yrm olan smail Gktaa aittir. Gazi niversitesi Trk Kltr ve Hac Bekt Vel Aratrma Merkezi orum ubesini temsilen, orum/Dodurga/Mehmed Dede Tekke Kyl Hasan Uysal Dede ile birlikte, ubat 2005te Yemien Kyn ziyaretimiz srasnda, Zeynel Babadan emanet alnmtr. Nshann digital fotoraflar ekildikten sonra, orijinal nsha Zeynel Babaya iade edilmitir.
17

Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, G Nshas, vr. 115b; Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, M Nshas, vr. 131a.

488

Nshann sonunda istinsh tarihi kaydedilmemitir. lk yaprakta, yaz ekline bakldnda sonradan yazld anlalan Hz Cabbr Kulu Kitab ibaresi bulunmaktadr. Nsha, 173 varaktan olumaktadr. 15 satr halinde ve harekesiz olarak Veli Hoca isminde bir kii tarafndan yazlmtr.

III. Kitb- Cabbr Kulundaki Din retimi Unsurlar


1. nan retimi

Kitb- Cabbr Kulunda bazen dorudan bazen de dolayl yollardan inan retimi
yaplmaktadr. ou zaman karlkl konuma (diyalog) ve soru-cevap yntemlerine bavurulmaktadr. Hazret-i Ali mn renmek arzusuyla yanna gelen dervie slmn inan esaslarn kesin ifadelerle tanmlamaktadr. Allhn bir, Hazret-i Muhammedin ve btn Peygamberlerin, evliynn, melikenin, kitaplarn, ldkten sonra dirilmenin (hiret hayatnn), sul ve mznn, Cennet ve Cehennemin hak olduunu sylemektedir. Hazret-i Alinin ifadesiyle mn; bunlarn cmlesini dil ile ikrr edip, kalp ile inanmaktr.18 Eserde inan esaslarna sadece inanmak yeterli grlmemektedir. Tevhd ve nbvvet hakkatini tm dnyaya duyurmaya bir hizmet misyonu yklenmektedir. slmn inan esaslarnn canl-cansz tm varlklara iittirilmesi grevi ile sorumlu Ricl-i Gayb ad verilen insanlardan sz edilmektedir.19 Cabbr Kulu, ncelikle ikrr, ehdet, itikd ve hidyet gibi kavramlar, mnla ilikileri asndan incelemektedir. Soru-cevap metodunu kulland bu ilikilendirmede, anlalmay kolaylatrmak amacyla sembolik benzetmelere mracaat etmitir. Bu ilikilendirmeler, aada tablo haline getirilmitir: Dervi Hazreti Ali Soru: mn nedir? Soru: mnn gvdesi nedir? Soru: mnn cn nedir? Soru: tikdun cn nedir? Soru: Hidyetin bekisi kimdir? Soru: mnn dii nedir? Soru: Kurnn ba nedir? Soru: mnn elbisesi nedir? Soru: mnn kua nedir? Cevap: krrdr. Cevap: krrdr, ehdetdir. Cevap: tiktdr. Cevap: Hidyetdir. Cevap: Allahdr. Cevap: Kurndr. Cevap: Bismillhdr. Cevap: Edebtir. Cevap: Fukary, slehy sevmektir.20

a) Tevhd nanc Eserde Allahn sfatlar da Anadolu Trkesi ile formllendirilerek, iirsel bir ifadeyle dile getirilmitir: Allh Tel bir erki, nazri yok, hi kimseye benzemez, yimez, imez, uyumaz, elden, gzden, dilden, mekndan mnezzehdr. Hayyul-Kayym, evveli yok, hiri yok, ne kimseden dodu, ne kimse andan dodu.21 Hayr, er, salk, mevt, Allhdan. Tanrdan rzsz, aalar, otcaazlar, asla bir ey yabracn[] oynadamaz. Bitim dise, bitemez. Geriyim dise,
18 19 20 21

Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 69b. Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 18b. Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 69b-70a. Burada hls Sresine telmihte bulunulmaktadr: De ki: O Allah birdir. Allah Sameddir. Kendisi dourmamtr ve dourulmamtr. Hibir ey Onun dengi olmamtr. hls Sresi, 112/1-4.

489

geremez. Allh Telnn rzs olmaynca, sir eyler de buna gredr. Cmlesi Allh emriyle ilenr. Cmleye nafaka viren Allhdur. Cmlesinn kuvveti, hareketi Allhdandur.22 Her ey, Allah emri ile olur. Allh Telnun dinle didi dinler, anla didii anlar, iit dedi iidr, bit didii biter, tut didi tutar. Bu kysdan anlansn ki, cmle mlk Allhndur. Kul, mal Allhndur. Her eyin kassm, Allahdur. Kimine ok, kimine az virici bir Pdihdur.23 Cabbr Kulu, Hazret-i Hzrn sorularna cevap verirken Allahn isim ve sfatlarnn ne anlama geldiini de aklamaktadr:
Hazret-i Hzr eydr: Y derv! Rabbini bilr misin? Bilrem, didm. [Hazret-i Hzr:] Nice bilrsin, didi. yle bilrem y Hzr ki, Rabbm Vhid-i Ehaddr. Vhid-i Mutlakdur. Hayyl-Kayymdur. limdr. Hfzdur. Kll eye Kdirdr. Hazret-i Hzr eydr: Y derv! Hayyl-Kayym dimek, ne dimekdr, didi. Y Hzr! yle dimekdr ki, Bk dimekdr. Kemline zevl irmez, dimekdr. [Hazret-i Hzr:] Ya, lim dimekdr, ne mandur, didi. Ol mandur ki, ilminden tara bir ey yok, dimekdr. [Hazret-i Hzr:] Hfz diyi, neye dirsin? Hfz diyi, andan dirim ki, ilmine yirekdr. Cmle gelecei ve geeni bilr, dimekdr. yle bilr ki y Hzr, ne kadar kulu vardun[] bilr. Ne kadar hayvn, ne kadar kl vardn[] bilr. Yeryznde biten otlarun, aalarun, yabraklarun, yldzlarun cmlesinn san[] bilr. Ne kadar mahlk gelp gitdni, dahi ne kadar gelp gideceini, Allah cmlesin[i] bilr, didm. [Hazret-i Hzr:] Kll eyin kadr diyi, neye dirsin y derv. Ana direm y Hzr ki, Allh Tel, yo var idicidr. Var yok idicidr. K yaz, yaz k idicidr. Murd itse yeri, g, on sekiz bin lemi[n] cmlesin[i] bir darnun iine sdurur, didm. te byle bir Pdihdur. Kll eye Kdir didim, bu mandur.24

Allahn ezel ve ebed oluu gibi itikd, kelm konular da ilenmektedir. Yaratlm olan her eyin bir baka eye muhta olduu, Allahn ise varolmak iin kimseye ihtiyac olmad ve hibir eye benzemedii, mantk nermeler eliinde anlatlmaktadr.25 Evrende olup-biten her eyin Allhn izni ve emri ile meydana geldii ok eitli rneklerle dile getirilmektedir. Herhangi bir eyin olmas iin Allahn sebepler yaratt, fakat sebeplerin arkasndaki gerek sebebin (msebbibl-esbb) Allah olduu dile getirilmektedir. Bu konu ilenirken Hazret-i Peygamber ile Hazret-i Hzr konuturulmutur. Hazret-i Hzr, olaylarn gereklemesi srasnda gzle grlen sebeplerle gerek sebep olan Allahn emrini rnek olaylarla birbirinden ayrt etmektedir. Mesel; bir kapy anahtarn atn, fakat gerek acnn Allah olduunu, denizlerin gemiyle geildiini, fakat bunun da Allahn emri ile olduunu, ge Allahn emri ile uulduunu, ekinin Allahn emri ile biildiini anlatmaktadr.26 Cabbr Kulu Allahn hikmet ve kudretini iirsel ifedelerle dile getirmi, Allah bilgisi (marifetullh)ni Allah sevgisi (muhabbetullh) ile btnletirmitir:
Bir mnezzeh Pdihsn, erkin yokdur Senn, Hi kimsenn akl yitmez, hikmetn okdur Senn. Gh k yaz idersin, trblar toz idersin, Aarsn tomurcuk gl, blble pervz idersin. Gh yaz k idersin, lemi tev idersin, Kudretine akl yitmez, aceb i idersin.27

Eserde Cabbr Kulu, Allah akndan dolay dalgalanp kpren suyla konumaktadr. Su, Allahn ddrna olan akn dile getirerek, Bend-i Riclin azndan mabd, mahlk, makbl ve makblden makbl kavramlarn aklamaktadr: Mabd Allah, mahlk yaratlmlar, makbl
22 23 24 25 26 27

Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 69b. Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 95b. Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 109a-109b. Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 49a-49b. Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 106b. Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 119b.

490

mn kmil olanlar, makblden makbl de ddra erenlerdir.28 Bend-i Ricl, ncelikle Allhn birliini ve Hazret-i Peygamberin hakln, Allhn emrini-nehyini aalara, yapraklara, derylara, kulara ve iitenlerin tmne duyurduklarn haber vermektedir. Yani mn hakkatini iitmeyen canl veya cansz varlk kalmamaktadr. Dolaysyla ehl-i mn olmak, kymetli bir makamdr. Ancak, ulalmas ok g olan bir seviye deildir. nk mn hakkatini iitmeyen varlk yoktur. Bu seviyeden daha kymetli olan rh hali ise, Allah ak ile coup alayarak, dalgalanp kprerek, Allahn ddrna ulamak, bylece makblden makbl olmaktr. Bu makam sadece insana zgdr. Eserde sosyo-drama metodu kullanlarak Allah ak, suyun cokusu ile zdeletirilmektedir. Yani su bile Allah akn terennm edebilmektedir. Allaha kavuamama korkusu ile h edip inlemektedir. Kalb, rh ve gnl sahibi insana yakan, Allah ak ile gnl hanesini znetlendirmektir. Eserde, Allah, evren, evrendeki yaratlmlar, insan, inanan insan ve k insan arasndaki kategorik ayrm gzler nne serilerek, ynn Hakka evirmi insann biriciklii dile getirilmektedir. Allah akn anlatmak iin kullanlan sembollerden birisi de blbldr. Kanatlarn drm, boynunu bkm, yeleleri kubarm bir vaziyette, armut aacnn dalnda tp duran bir blbl tasvir edilmitir. Blbl, Rahmndan ve Muhammed Mustafdan ayr dmenin verdii zdrapla akmaktadr.29 Blble Allaha kavumasnn yolu da tarif edilmektedir. Allahn nehyinden kap emrini tutmak, hell yiyip ibdet etmek, m-sivdan geip dnyy ardna atmak ve Allah akndan dolay y Allh, y Allh diye tmek, Allha kavumak iin gerekli olan eylemlerdir.30 Allaha ulam ve Allah ak ile yanp tutumu n durumu da somutlatrlarak anlatlmtr. Kiide Allah sevginin varlnn gstergesi olan drt davran saylmtr. Bunlar; dnydan gemek, m-sivdan kamak, nefsini kahr idp, vcdunu sarardup, soldurmak31 ve Allhn ismini dilden ve kalbden drmemektir.32 Yukarda k iin saylan nitelikler, Hac Bekt Vel tarafndan mmin iin saylmtr. Ona gre mmin hayattaki ehvetlerden, zevklerden ve dnyann kendisinden uzaklam, Cennetin kendisini arzu ettii kimsedir. Dnyadan uzaklatka, Rahmn ile yaknlk kurmutur. Dili Allah anmakla yetinmitir.33 Allah andka dnya sevgisinden, eytan ve nefsin aldatmalarndan kurtulmutur.34 Mminlere dnyay terketmek vacip; Allah istemek ise farzdr.35 Kitb- Cabbr Kulunda Allah ak ve sevgisi ile birlikte Allah korkusuna da yer verilmitir. Allah korkusunu kalbinde tayan birisinin, dier canllardan ve insanlardan korkmayaca belirtilmektedir. Allahtan korkmayanlarn ise dier varlklardan korkaca dile getirilerek, hayatn iindeki zt duygusal durumlarn karlatrlmas yaplmaktadr. Konu bir st boyuta daha tanarak, Allahn kapsn alanlarn, insanlardan bir beklentisinin kalmayaca dile getirildikten sonra u mesaj verilmektedir: Allahtan korkan kulun her iini Allah grr.36 Bu konum, Hac Bekt Velnin kavramsallatrd; Allahtan bakasndan bir ey istememenin getirdii mkemmel huzur; Allahtan bakasna muhta olmamann iindeki ihtiyaszlk olgunluudur.37

28 29 30 31

32 33 34 35 36 37

Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 18b-19a. Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 74a-74b. Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 75a. Hac Bekt Vel de, Kitb- Cabbr Kulunda ilenen bu muhtevaya benzer bir ekilde, srekli hastalk ve srekli hzn halini mminin alametleri arasnda saymtr. Bkz. Maklt- Gaybiyye ve Kelimt- Ayniyye, s. 16. Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 110b. Hac Bekt Vel, Maklt- Gaybiyye ve Kelimt- Ayniyye, s. 29-30. Hac Bekt Vel, Maklt- Gaybiyye ve Kelimt- Ayniyye, s. 22. Bkz. Bekt Vel, Maklt- Gaybiyye ve Kelimt- Ayniyye, s. 17. Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 129a. Hac Bekt Vel, Maklt- Gaybiyye ve Kelimt- Ayniyye, s. 27-28.

491

Eserde hem Allahn gazabna, hem de rahmetine yer verilerek, korku ile mit arasnda bir denge kurulmak istenmektedir. Konuyu delillendirmek amacyla, inansz iken mmin olan veya mmin iken inansz olan mehr ahsiyetlerden rnekler verilmitir.38 Sa ayak Cennetin eiinden ieri girse bile, sol ayak eikten ieri girmedii srece emin olunmamas gerektii dile getirilmektedir.39 Verilen rneklerden birisi de Balkan- Bastr. Dnyada evliy mertebesine ulam iken, hirette Allahn derghndan srlen Balkan- Bas iine dt bu durumun sebebini yle aklamaktadr: Sebebn biri oldur ki, dnyya meyl itdm kalbimle. kinci sebeb oldur ki, Allh Telnun virdi nimetn krn[] bilmedim. nc sebeb oldur ki, merhametim gitdi. Drdnc sebeb oldur ki, dnyya marr oldum, ilmime marr oldum, ucub itdm kalbimden. Nice ucub kalbime gelse derghdan srldm, reddoldum.40 Allh[n] gazabndan kork. Rahmetinden mdin[i] kesme. Bir kimsenn kfrne, bakma. Sonunda belki Hak Tel, ol kfr ileyen kiiye, tvbe-i nsh gibi tvbe virp, rahmet ide41 ifadelerinde Allahn engin rahmeti anlatlmaktadr. nan konusunda insanlarn durumlarn tanmlayan kategorik kavramlar; hidyet ve dallettir. Kitb- Cabbr Kulunda hidyet ve dallet kavramlar sembolik tasvirlerle aklanmaktadr. Eserde bir ucu yerde, bir ucu gkte olan iki trl zincirden bahsedilmitir. Bunlardan birisi hidyet, dieri de dallet zinciridir. Hidyet zincirinin rengi yeildir. Bir ucu yerde, dier ucu Allahn kudret elindedir. Dallet zincirinin rengi ise, karadr. Bir ucu yerde, bir ucu ise eytann elindedir. Be kiinin yeil zincire, sekiz kiinin de kara zincire yapt Hazret-i Alinin dilinden anlatlmaktadr. Yeil zincire yapanlar tama, akl, rh- cismn, mn ve itikttr. Kara zincire yapanlar ise, tama, akl, hrs, nefis, ucub, rklk, mnkirlik, dnyadr. Dikkat edilirse tama ve akl, iki zincire de yapanlar arasnda saylmaktadr. Burada u mesaj verilmektedir. Tama ve akl iyi yolda kullanlrsa, insan Cennete ve Hakkn ddrna ulatrr. Kt yolda kullanlrsa eytana ve Cehenneme ulatrr. Nitekim eserde iki eit tama ve akln varlndan bahsedilmektedir. Yeil zincire yapan tama, Allhu Telya giden tamadr. Bu taman ad Allah tarafndan tt konmutur. Gdas krdr. Allah ona tkenmez bir lezzet vermitir. Ttnin ardna den, ummna karr, Allaha eriir, evliyya karr. Kara zincire yapan tama, kara tamadr. Ol kara taman ardna den de, eytna ular, mezbeleye bular, tuzaa der ve ykn Cehennemde zer. Gnl, yeil ve kara zincirlerin her ikisinin de etrafnda, bir krlang kuu suretinde umaktadr. Yiksan akl, insann gnln yeil zincire, noksan akl da kara zincire balamaktadr.42 Allah akln birazn Cemlinin nrundan, birazn da Cellinin nrundan yaratmtr. Cemlinin nrundan yaratt akl, en bata Hazret-i Muhammede, daha sonra da, dier Peygamberlere, vellere, mmin ve slihlere vermitir. Cellinin nrundan yaratt akl ise, kfirlere, kendisine ortak koanlara ve zlimlere vermitir. Yukarda aklanan kavramlar, farkl bir benzetme ile Hac Bekt Velnin Maklt- Gaybiyye ve Kelimt- Ayniyye adl eserinde de szkonusu edilmektedir. Hnkr, gnl bir ehre benzetmektedir. Bu ehirde iki sultan yaamaktadr. Biri akldr, dieri eytan. Akl sultannn yardmcs; anlama (fehim)dr. Komutanlar; ilim, perhiz, edeb, nezket ve iyi ahlktr. Bu gnl ehrinde be komutan tamamlannca, Allhu Tel ona marifet vermitir. Marifet gelince, cann iine yerleir ve can onunla hayat bulur. Sonra da aklla anlar. Gnl ehrinin ikinci sultan ise eytandr. Yardmcs nefistir. Komutanlar; kibir, haset, cimrilik, tama ve fkedir. eytann ordular ise, sinirlenmek, gybet etmek, kahkaha ile glmek, ar aka yapmak, geici ve ehvetli
38 39 40 41 42

Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 6a-6b. Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 85a. Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 122b. Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. G Nshas, 114b. Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 32b-35a.

492

zevklerden holanmaktr. Allahn yardm ile akl sultan gnl ehrinde glenip ordularn hazrlaynca, anlama (fehim) yeteneini casus olarak gnderir. Padiah, rhn ve manev ykselme gereklesin diye akl, sabr ve kanaati gndererek onlar defeder.43 Allah insan toprak, su, ate ve nrdan yaratm, onu yz yirmi drt bin yl terbiye etmitir. Eserde Hac Bekt Velde olduu gibi44 evren-insan zdeletirmesi yaplmaktadr. Dnyda her ne varsa, insanda da bulunmaktadr. nsann gvdesindeki kllar yeryzndeki otlara, kemikleri aaca, gznn ya pnara, dileri deirmene, az unnua, boaz uvala, gzleri aya-gnee, brekleri taa, yrei kayaya, bar demre, cieri bakra, d mihenk tana, kan suya, ilii bala, kalbi denize, fikri gemiye, gnl kaya, izn terziye, fehmi brsya, nefsi kpee, tama kurda, iyeileri oraa, vcdu dama, kulaklar bacaya ve akl hocaya benzetilmitir.45 Eserde gnln hem iyiye, hem de ktye kar temaylnn olmas, yaratl ile ilikilendirilerek aklanmaktadr.46 b) Nbvvet nanc Kitb- Cabbr Kulunda tevhd okumann kfirlere niin harm olduu, Hazret-i Peygamberin dilinden aklanmaktadr. Onlar l ilhe illallah dedikleri halde, Muhammedn Raslullah demedikleri iin tevhdi okumalar doru deildir. Allh btn neblerine, vellerine, kitblarna, emrine ve nehyine inanan kiinin hidliini tutacaktr. Neblerden birine inanmayan, kfirdir gr ilenmektedir.47 Cabbr Kulu Hazret-i Peygamberin dnyaya geli nedenini, nbvvet ve rislet grevini bir bir aklamaktadr: Hakkun emriyle Muhammed dnyya geldi. evk virdi, gne gibi, cihn nr ile doldu. Cebrl yet indirdi. Farz, snnet bildirdi. Takldler, tahkk [oldu]. Kfri, aradan kaldrd. Muhammed, mirca vard. Acyib hikmetler grd. Hak Tel be vakit namz, mmetine armaan virdi. Allah emir itdi, buyurd. Hakk, btl ayrd. Emir olan, Muhammed mmetine duyurdu. Hak, btl seildi. leme, nurlar sald. Perde kalkt aradan, cmle hicblar ald. Kffrlar, mna geldi. Kimi yle, hric kald. Dn-i slm, ikre kd. Hkm, Muhammedin oldu. Cabbr Kulu eydr: Aklnuz, yitmez mi? Kitap, byle hkm itmez mi? Kan, sizden evvel gelenler? Onlar, size rnek yitmez mi?48 Yukardaki cmlelerde Hazret-i Muhammede, onun risletine ve Dn-i slma inanmayanlar uyarlmaktadr. Burada, muhtap kitlenin gayr-i mslimler olduu dnlebilir. Aadaki ifadelerde de yine gayr-i mslimlerin durumu ele alnmaktadr: Hazret-i Enbiy eydr: Y Ali! Her millet, gitd yolu beenmidr. Okuduu ilmi, anlayamazlar. Dilleri nice ayrysa, yollar da, yle ayrdur. Her kii, gitdii yolu iyi der. Amm mslmnln erefin[i], ululuun[u] bileler idi, yitmi iki millet, cmle mslmn olurdu.49 Yukardaki satrlarda slmn stnl ile birlikte, farkl din mntesiblerinin de varolduu gerei vurgulanmaktadr. Okurlarda farkl inanlara sayg anlaynn gelitirilmek istendii dnlebilir. Cabbr Kulu slm Dnini n plana karrken, dier Peygamberlerin de inkr edilmemesi gerektii dncesini ilemektedir: Hazret-i Enbiy eydr: Y Ali! Bir kimse bana mmet olsa, Allah ikrr etse, benm gitdim yol hak diseler de, sir Peygamberlerin gitdii yol hak deil
43 44 45 46 47 48 49

Hac Bekt Vel, Maklt- Gaybiyye ve Kelimt- Ayniyye, s. 45-46. Hac Bekt Vel, Maklt adl eserinde gnl ehire, teni hisara, gs iini kalabalk bir pazara, yrek, bar, cier ve dala dkknlara benzetmitir. Bkz. Hac Bekt Vel, Maklt, s. 39. Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 117a-117b. Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 51a-52a. Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 10b. Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 13b-14a. Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 11a.

493

dise, melndur, didi. Enbiynun birine, bunun gitdii yol hak deilmi [diyen], kfirden eeddr.50 Zaman zaman dier Peygamberlerin isimlerini de anmaktadr: Allh Tel demi halk itdi. demi ikrr itdi. Azzili, mnkir itdi. Onu, aduv itdi. Azzil deme, Nemrd brhime, Firavun Msya, Eb Cehil Hazret-i Enbiyya mnkirlik itdi. Artukluu, eksiklii yz yirmi drt bin Peygamberin cmlesinn mnkiri var. Hazret-i Zekeriyyy, bitirdi. Yahyy, boazlatd. Bu minvl zere, ikrrn kimisin[i], mnkire yindirr, kimisin[i], ikrra yindirr.51 Hazret-i Peygamberin mir mucizesi anlatlrken, Allahn ilim deryasnda drt bin kitap bulunduundan, bunlardan drdnn dnyaya gnderildiinden bahsedilmektedir. Bu drt kitap da, Zebr, Tevrt, ncl ve Furkn (Kurn- Kerm)dr.52 Cabbr Kulu, bir taraftan dier Peygamberlere ve onlara indirilen kitaplara da inanlmas gerektiini vurgularken, dier taraftan da Hazret-i Muhammedin stnln dile getirmeyi etmemitir. Bunun iin Hazret-i Muhammedin btn insanlara efat etme yetkisine sahip olduunu anlatmaktadr: Ayruk Hazret-i deme varalar, diyeler ki: Sen bizm atamuzsn, hem Allh Telnun Nebsisin. Bizim hlimzi Allh Telya arz eyle. Bize efat eyle Evliy, enbiy, cmlesi, zyi-i akl ola, aalar. Nefs, nefs diyi alaalar. Ol mahalde Sultn- Enbiy; mmet mmet diyi, alaya. Hazret-i Enbiydan kalan evldn da unuda, hemn; vay nefs diyi diyi, aralar. Ol mahalde, Sultn- Enbiy, karu vara Tamuya. Allah emriyle geri dndre. Tamular vara, yerine skin ola.53

Allah sevgisi ile birlikte Peygamber sevgisi de eserde ilenen konular arasndadr. Bir bahe iinde terken, gln gzel kokusuna meftn olan blbl resmedilmektedir. Blbl, Bendi Riclden gln Hazret-i Muhammedin terinden yaratldn renmektedir.54 Gl (remz-i Muhammed)e k olan blbl ayrlk acsyla daim tmektedir.
Cabbr Kulu, her konuda olduu gibi Peygamber inanc ve sevgisine de fonksiyonel bir anlam yklemitir. Hazret-i Peygamberi sevmenin drt ahidi bulunduunu dile getirmektedir. Bunlar: 1. Gittii yola gitmek. 2. Snnetini tutmak. 3. Vcdunu temizleyip, hilf eyleri atmak. 4. Hazret-i Peygamberin evldna (Ehl-i Beytine) sayg gstermek.55 Bu anlatmdan u sonucu kartmak mmkndr: Hazret-i Peygamberi gerekten sevdiini iddia eden bir kii, bu drt art da yerine getirmelidir. artlar yerine getirmeyen, Hazret-i Peygamberi gerekte sevmi olmaz. Ayrca Hazret-i Muhammedi seveni Allahn da sevecei ve ok rahmet edecei dile getirilmektedir. slmn nemli bir deeri olan Peygamber sevgisi, hayatn iinden bir rnekle de aklanmaktadr: Bir kimse gelse sana dise ki, ben senn dostunum, seni pek severim dise, amm senn szn tutmasa, senn gitdn yola gitmese, malna erilik itse, evldn sevmese, sen ol kiinn szine inanur musun, sen ol kiiyi sever misin?56 Olgun (kmil) bir mnn ls eserde verilmektedir. Kiinin akl, fikri ve gnl eer ulemy, slehy, fukary, Evld- Muhammedi sever ve arzu ederse, olgun bir mna sahip olmu demektir.57 c) Kabir, Hair ve hiret nanc Kitb- Cabbr Kulunda hiret hayat slm inancndaki kronolojik sralamaya uygun olarak retim konusu yaplmaktadr. lm-kabir hayt-kymet-maher-mzn-Cennet50 51 52 53 54 55 56 57

Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 13a. Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 8b-9a. Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 57a. Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 113a. Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 74b. Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 110b. Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 111a. Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 111b.

494

Cehennem konular ilenmektedir. ncelikle mezarda yatanlarn durumlar ayrntl bir ekilde anlatlmaktadr. Dnyada ilenen iyi veya kt ameller karlnda hangi sonularla karlalaca manzm bir dille ilenmektedir. Dnyada biriktirilen mal ve mlkn mezarda fayda vermeyecei, mal sahiplerine hac ve zekt ibdetlerinin yerine getirilip getirilmediinin sorulaca akc ve kfiyeli bir slpla dile getirilmektedir. Bu kiilerin mezarda yzyze olacaklar azb, korkutucu bir ekilde tasvir edilerek, vuku muhtemel aresizlik durumu resmedilmektedir.
Kabirde, gndzm gice. Bilmem; maherde yirim nice? Nem nice olur, hlim benm? Sarpa dt, yolum benm. Salmazlar, dnyya gidem. Varup, iyi amel idem.

nakarat srekli tekrar edilerek, mezardaki aresizlik durumu zihinlerde srekli canl tutulmak istenmektedir.58 Eserde kibirli olanlarn, gybet edenlerin, alverite yalan syleyenlerin ve hle yapanlarn ekecekleri kabir azb anlatlmaktadr. Sul meleklerinin kt amelli mezar ehline hitaben sarfettikleri ifadeler, ktlklerden sakndrc bir etkiye sahiptir.59 Bu dnyada ddra k olan ve akn gerei olarak, db ve erkn zere yaayanlarn mezardaki durumu da gz nnde canlandrlmaktadr. Onlar, yanan rann aydnlatt yemyeil mezar ortamnda, giydikleri yeil elbiseler iersinde, burunlarna kadar gelen Cennet kokusunu koklamaktadrlar. Rabblerinin ddrna erecekleri gn sabrszlkla beklemektedirler.60 Mezarda yatanlarn durumlar ile birlikte kyametin ne zaman kopaca sorusuna da cevap aranmaktadr. Sorunun yneltildii kii Hazret-i Alidir. Hazret-i Ali bu soruya slm inancna gre cevap vermektedir: Kyametin ne zaman kopacan ancak Allahn bilebileceini, insanlara denin kyametin kopacana inanmak olduunu dile getirmektedir. Ayrca Hazret-i Peygamberin hadsinde belirtilen iki trl kyametten de bahsetmektedir. nsanlara zulmederek, onlarn mallarn ellerinden alan, harm yiyen, Allhn nehyettii ileri ileyen, Allhn birliini inkr eden, bir gn leceini, hireti ve Allhn gazabn unutan kii iin gerek kyametin lm olduunu hatrlatmaktadr. Zlim kiinin, kibir, gurur ve hev-y hevesde iken, Azrlin ona peneyi vurmasyla birlikte, yerin gn ykldn, her eyin helk olduunu sanmasn tasvir etmektedir.61 Byk kyametin kopmas srasnda nelerin yaanaca, Hazret-i Peygamberin dilinden ayrntl bir ekilde tasvir edilmektedir. srfl tarafndan sura frlmesi ve insanlarn yeniden dirilmesi olay gz nnde canlandrlmaktadr.62 Eserde insanlarn maher yerindeki merakl bekleyileri etkili bir slpla resmedilmektedir. Dnyada yaplan hayr ve errin mznda nasl tartlaca, sevap ve gnahlarn yazl olduu deftere Allahn nasl bakaca bir bir anlatlmaktadr.63 Maher ve mzn konular yle ilenmektedir ki, kiinin dnme ve iyiyi ktden ayrt etme yetenekleri harekete geirilmek istenmektedir. Mesel; akl olan ykn tartar, tamm ider. Ahmak olan, maherde tartlur diy, ihml ider64 ifadesi, bu bililendirme isteini
58 59 60 61 62 63 64

Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 23a-23b. Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 23a-24b. Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 24b. Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 83b. Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 90b. Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 20a-20b. Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 29a.

495

yanstmaktadr. Bu dnyadaki tartnn, terz, hokka, arn ve kle gibi, eserin yazld tarihlerde kullanlan l birimleri olduu belirtilmektedir.65 Her eyin, buna benzer bir tartaca var, bir lecei var. Kii, sattnda eksik satmadysa, aldnda fazla tartmadysa, hle yapmadysa, kimsenin hakkn zerine geirmediyse, maherdeki ykn bu dnyada tartm olmaktadr.66 mn kmil olup, zerinde kul hakk bulunmayan, iyi amelli kiilerin ar altnda beklemeleri ve Cennet nimetlerinden yiyip-imeleri de tasvir edilmektedir. Eserin bir yerinde kul hakk konusuna da aklk getirilerek Selmn- Frisnin dilinden anlatlmaktadr: Selmn maher yerinde yanna gelerek eteine yapacaklarndan korktuu insanlardan behsetmektedir. Bunlar bhtn, gybet, gz zins, kulak zins ve el zins gibi kt davranlara muhatap olan kiilerdir.67 Kitb- Cabbr Kulunda sekiz Cennet ve yedi Cehennem de dikkat ekici bir ekilde tasvir edilmektedir. Cennete hkmeden melek Rdvn, Cehenneme hkmeden ise, Mliktir.68 Hazret-i Peygamberin dilinden, hiretteki yerlerinin Cehennem olmasndan korkulan on grup insandan bahsedilmektedir. Bunlar: 1. Hazret-i Peygamberin ve Hazret-i Alinin evldna (Ehl-i Beyte) ktlk yapanlar. 2. nsanlara; namz kln, oru tutun, zekt verin, hacca varn, Allahn emrini tutun, nehyinden kan diyen limi ktleyenler. 3. lmi ile amel etmeyen limler. 4. Namz terk edenler. 5. Gammzlk edenler. 6. Gelecekten haber veren ve insanlar iyi-kt diye snflandran mneccimler. 7. Tevhd okuyan dervileri, dnd, srad diyerek ktlyenler. 8. Meyh (mridi) olmayan ve meyhn ne olduunu bilmeyenler.69 9. Esrr yiyenler. 10. Evliyy evliydan, meyh meyhdan seip, eytna uyup, hak meclisden kaanlar.70 Kiinin Cehenneme gitmesine sebep olan iki temel unsur tesbit edilmektedir. Bunlar; hayrsz mal ve fidesiz dildir. Bu iki unsurun kiiyi Cehenneme srkleme nedeni de yle aklanmaktadr: Hayrsz mal, Cehennemde kiinin boazna dolandrlmaktadr. Bunun sebebi, onu kazanan kiinin namz klmamas, zekt vermemesi, hacca varmamas ve mal harcamaya korkmas, yani cimrilik etmesidir. Kii, okluuyla vnd maln dost zannederken, dman kazandn farkedememitir. Fidesiz dil ise, mal hesb ederken veya yalan sylerken sarfedilen kelimelerdir.71 Dikkat edilirse, on madde halinde sralanan kiiyi Cehenneme srkleyici kt davranlar, iki unsurda toplanmtr.
65 66

67 68 69

70 71

Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 29b. Burada, Kurn- Kermdeki bir yete atf yaplmaktadr. yetin anlam yledir: lde ve tartda hile yapanlarn vay haline! Onlar insanlardan (bir ey) lp aldklar zaman, tam lerler. Fakat, kendileri onlara bir ey lp, yahut tartp verdikleri zaman eksik lp tartarlar. Mutaffifn, 83/1-3. Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 84a. Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 58b. Hac Bekt Vel, Maklt- Gaybiyye ve Kelimt- Ayniyye adl eserinde meyha ballk konusunda unlar sylemektedir: eyhi inkr eden, aslnda onu inkr etmi olmaz. eyh onu inkr eder. eyhin yanna gelmeyen, eyhin reddettii kimsedir. Bkz. a.g.e., s. 56. Hac Bekt Vel, eyhlere, vellere Hakk ve hakkat reten retmen olmalar nedeniyle nem vermektedir. Bkz. a.g.e., s. 57. Ona gre, Allah bulmak ve tanmak, Allahn vellerini tanmak ve bulmaktan daha kolaydr. nk Allahn varl ve birlii, gneten daha ak bir hakkattr. Bkz. a.g.e., s. 53. Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 21a-21b. Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 29b-30a.

496

Cehennem tasvir edilirken Anadoludaki gnlk yaam ve yaygn kltr dikkate alnmtr. Kuran ve hadslerde yer almayan, ancak konunun anlalmasn kolaylatrabilecek kavram ve nesneler seilerek, karlatrma ve eletirmeler yaplmtr. Cehennemin heybeti, glzeti ve tohumu olduundan bahsedilerek, bilinmeyen bu kavramlarn ne demek olduu aklanmaktadr. Eserin pedagojik nitelii de, bu aklamalarda kendisini gstermektedir. Cehennemin Heybeti: Bir mazlma zulm edip, onu korkutunca Cehennemin de grlts artmakta ve heybeti oalmaktadr. Cehennemin Glzeti: Mazlm bir kiiden kendisinde olmayan bir eyi hemen bulmas istendiinde ve o kii bu imkansz istek nedeniyle korktuunda, Cehennemin de skcl (glzeti) artmaktadr. Cehennemin Tohumu: Allahn emrini tutmamak, birliini ikrr etmemek, slihlerin yoluna gitmemek, Allahn gazabndan korkmamak, fesd kartmak, harm yemek, zin yapmak, yalan sylemek, gammzlk etmek, namaz klmamak gibi kt ameller, Cehennemin tohumudur.72 Tohum kelimesinin kullanlmas, Cehennemde karlalmas muhtemel azbn bir sebep-sonu ilikisi iersinde gerekletiinin anlalmasn kolaylatrmaktadr. Kiinin Cehennemde karlamas muhtemel azbn, bu dnyada ektii gnh tohumlarnn bir sonucu olduu mesaj verilmektedir. mnl olan kiilerin Cehenneme girseler bile, Hazret-i Peygamberin efati ile daha sonra dar kabilecekleri, mn etmeyenlerin ise Cehennemde sonsuza kadar kalacaklar anlatlmaktadr.73 Hazret-i Peygamberin efatini hak edebilmek iin zerre kadar bile olsa mn sahibi bulunmann yeterli olduu vurgulanmaktadr.74 Kiiyi Cennete gtrecek olan eyler; mn, ehdet, oru, namz, zekt ve dier hayrl amellerdir. Bunlar olmadktan sonra, benim malm oktu, dnya pdih idim, u kadar ilim okumutum, Hazret-i Peygamberin evld idim, u kadar kfiri ldrmtm demek kiiyi kurtarmayacaktr. Kii bin defa hacca varm olsa, kitaplar yazsa bile, ondan mn ve amel istenecektir.75 Cennetteki durumu anlatmak iin kullanlan kavramlar ise tatl sylemek, tatl yemek ve tatldan tatlya gitmektir. Tatl: Allahn yasak ettii eylerden kanarak, emrettiklerini yerine getirmek. Tatldan tatl: Allahn yzn grmek. Tatl yemek: Hellinden yiyip, harmdan uzak durmak. Tatl sylemek: Allahn kelmn syleyip, tevhd okumak.76 Cennetin sahibi Allah, sebebi mn ve ameldir. Hesab grmeden, Cennete girmek mmkn deildir. Hesap grmek, u sorulara isabetli cevaplar bulmak anlamna gelmektedir: Allh Tel bizi neden halk itdi? Bizim aslmuz neden, cnmuz neden, tenmz, hareketimz neden? Aklmz[], fikrimiz[i], azmz, yzmz, azmzun cmlesini kim virdi? Bunlar hisb idelim. Nafakamuz kim virdi? Bizi dnyya kim getrdi? Dnyya ne diyi geldik. Allh nice bildk? Orucu nice tutduk? Namz nice kldk? Zekt nice virdk? Hacca nin vardk?77

2. bdet ve Du retimi

Kitb- Cabbr Kulunda yer alan her bb ve fasln sonunda konu ile ilgili bir du cmlesi yer almaktadr. lenen konu ile ilgili Allahtan hayrl ameller dilenmekte, kt amellerden,
72 73 74 75 76 77

Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 114a. Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 85b. Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 124b. Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 129a-129b. Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 114a-114b. Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 114b.

497

nefisten ve eytandan Allaha snlmakta ve dularn kabulu iin Allahn sevdii kiilerin isimleri anlmaktadr. Mesel; Allh Tel, ucubdan, benlikden ve yaramaz amellerden, cmlemizi hfz eyleye. Slih ameller myesser eyleye ve anlamak myesser eyleye. Gafletden, uyara. Bilrm dimekden, saklaya. Bilmezlikden, kurtara.78 Allh Tel, cmlemizi eytna giden yoldan, dndre. Kendine giden yola, hidyet eyleye. Yaramaz amellermizi terk itdre. Slih ameller myesser eyleye. Habbi hrmetine ve mukarreb kullar ve nr- kadeh hrmetine, dumz kabl ide. Y Rabb! mn. Y Mun!79 Cabbr Kulu, yazm olduu eserde srekli salam bir mn ve hayrl amel tavsiyesinde bulunmaktadr. Eserde kendisinin de Allaha kulluk yapmaya alan bir dervi olduunu anlamamza yetecek kadar bilgi bulunmaktadr: Sabah namzn[], kldm. Camide otururdum. mm, Ysn-i erfe balad80 ifadesinden Cabbr Kulunun ibadetlerini dzenli olarak yerine getiren bir dervi olduu anlalmaktadr. Bu bilgiyi kastl olarak m verip vermediini anlamamz mmkn deildir. Ancak tavsiye ettii eyleri kendisi de yerine getiren birisi olarak daha etkili olduu aktr. Eserin ba taraflarnda uzunca bir tvbe, du ve ikrr metni bulunmaktadr. Asrlar nce yazlm olmasna ramen, gnmzde de ok rahatlkla anlalabilecek bir sadeliktedir. Cmlelerde yeni tlib olmu bir kiinin rh hli ve gnahkrlk psikolojisi ilenmektedir. Dergha yz srp h eden tlib, yzn Hdya tutup alamaktadr. ine dt ak ateini dile getirirken, yeni farketmi olduu yaratl hikmetlerini bir bir saymas, marifet kapsnn bilgi birikimini yanstmaktadr. Allahn yaratclndaki kudret ve hikmeti o ana kadar grememi olmann verdii zdrbla gz ya dkmesi, mnn ne kadar ak bir hakkat olduu fikrini ilemektedir. Yaradann efkat ve merhametine snma arzusu, Allaha kulluun tabi halidir.
Bir zayf kulum, kaldm avre, Yine derdime, Senden ola re.

msralarnda, Allaha iltic etmenin verdii ubdiyyet hazz kelimelere dklrken, hmndan korkulup, lutfuna snlan Allahtan, derde dermn istenmektedir. Cmlelerde en gzel ekilde yaratan Allah tasavvurunu grmek ve hissetmek mmkndr. Seilen kelimeler, verilen rnekler ve kullanlan slp, gnl dilinin btn inceliklerini yanstmaktadr.
Sensin, bu lemi yaradan. Yok iken, hem vr iden. Sensin, cmle biny vuran. Gh mamr idersin, gh vrn.

ifadelerinin devamnda, her eye gc yeten, kudreti sonsuz olan Allah tasavvur etmeye yetecek kadar malzeme ve duygu birikimi bulunmaktadr. Her eyden nce ve her eyden sonra, yoklar var edici, her eye rahmet edici, kullarna emir edici, her iee bir renk verici, her dile bir lezzet verici Allah fikri, yaln ve anlalr bir slpla, rperen kalb ve gnllere duyurulmaktadr. Kitb- Cabbr Kulunda izilen tabloda her bir canl kendi dilleri ile tesbh okumakta, her birinin halleri Allaha malm olmaktadr.
Ne olsa, Senden olur. Senden olmaynca, kul ne bilr. Cebrl, iznin ile iner, kar. Sular, Senn hkmn ile akar.

78 79 80

Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 37a. Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 37b. Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 38a.

498

msralarnda Allahn ilminin kuatcl dile getirilmektedir. Pervneleri atete yandran, gezegenleri dndren Allahtr. Tomurcuk glleri aan da, leme rahmet saan da yine k gnllerin Sultn olan Allahtr. Yukardaki mncatn en nemli zellii, bir Hak nn kendine has bir dille Allaha yakarn ihtiva ediyor olmasdr. Bu ynyle bir nev du retimi yaplmaktadr denebilir. Allahn isim ve sfatlarn, onlarn evrendeki yansmalarn bilmek, kime du edildiinin farknda olmak asndan nemlidir. Mncatda seilen rnekler, tlibin hemen yan bandaki nesnelerdir. Daha ok krsal kesimde, tabi ortamda karlalmas muhtemel objelere yer verilmitir. Marifet ba, blbl, nebt (bitkiler), tomurcuk gller, trl meyveler, iek, pervne ve ate bunlardan bazlardr. Tlib bu mncat okuduktan sonra, her gn yzyze olduu nesnelere daha farkl bir gzle bakabilecek, varlk alan zerinde tefekkr etmeyi renecektir. Allahn eya zerindeki tasarrufunu ve tecellsini daha iyi grebilecektir. Bylece yaanan her gn, grlen her nesne, tlibi Allaha daha da yaknlatracak, aralarndaki k-mk mnasebeti glenerek devam edecektir. Hac Bekt Vel, zhidin yetmi yllk ibadetinin rifin bir saatlik tefekkrne, rifin yetmi yllk tefekkrnn de muhibbin bir saatlik mnctna eit olduunu sylemektedir.81 Kitb- Cabbr Kulunda da Hnkrn hiyerarik manev ykseli programna paralel olarak, tefekkrden mncta doru seyreden bir yol izlenmektedir. Bir taraftan, Allahn varl, birlii, isim ve sfatlarnn evrendeki tecellleri vecz bir dille ilenirken, dier taraftan da Allaha derin bir vecd iinde, gnl diliyle seslenilmektedir. Eserde Allaha yaknlamak iin yaplabilecek mnctlarla birlikte, ktlklerden, nefis ve eytandan Allaha snmak iin de du retimi yaplmaktadr. Hazret-i Peygamber, Cabbr Kuluna eytann tuzandan korunabilmesi iin u duy retmektedir: Hazret[-i Enbiy eydr: Gel imdi, sana birka dular redeyim, andan var, didi. ret y Raslallah, didm. Hazret[-i Enbiy] eydr: Ezu billh, Bismillh kerre, hls- erfi bir kerre, Kul ezu bi Rabbin-ns oku, du et. Ellerin[i] yzne sr. Ban aa tut. kerre Allhmme Rabbi-fir l di gil. Andan ban yukaru kaldur. Yzn dergha tut. Di gil: Y zel-Celli vel-ikrm, y zel-Celli velikrm. Y Rabb! Harmsi ok yola giderem. Dman iine varuram. mnm[], Sana emnet virdm ve amelim[i], Sana emnet virdm. Yaramaz eylern errinden, Sana sndm, didi. Sizi, Allha smarladm. Allh Tel iini getre, dahi git, didi.82 Dular ilgili konu bitirildikten sonra, konuyu zetleyici bir slpla yaplmaktadr. Mesel kyametin alametleri, kyametin nasl kopaca, maher yeri gibi hiret hayat ile ilgili konular anlatldktan sonra Hazret-i Peygamberin dilinden yle bir du yaplmaktadr: Allh Tel, kymetn almetinden, Cell sfatndan, Cehennem heybetinden, maher skletinden ve yaramaz eylern errinden, cmle mmet-i Muhammedi ve cmle slihleri ve cmlemzi saklaya. Bu niyyete Ftiha, didi. Cmlesi, mn didiler. Ellerin[i] yzlerine srdiler.83 Du edilirken ellerin yukarya kaldrlarak, sdk ile mn denmesi gerektii Veysl-Karn tarafndan Cabbr Kuluna retilmektedir.84 Eserde dunn nasl bir niyetle yaplmas gerektii, Hazret-i Peygamberle Selmn- Fris arasnda getii farzedilen bir konumayla retilmektedir. Hazret-i Peygamberin etkileyici szleri karsnda duygulanarak alayan Selmn- Fris, ondan kendisi iin du etmesini arzu eder. Hazret-i Peygamber de; y Selmn! Ne niyet ile istersin, duy? Niyetsz du olmaz.
81 82 83 84

Hac Bekt Vel, Maklt- Gaybiyye ve Kelimt- Ayniyye, s. 48, 49. Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 42a. Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 94b-95a. Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 125a.

499

Olursa da mn diyene fidesi olmaz ve hem kabl olmaz. En niyyet bil-ameli. Evvel niyet eyle de, andan ile ameli85 eklindeki szleriyle, Selmn- Frisye du dbn retmektedir. Yine ayn olay iersinde dikkat ekilen nemli bir husus daha bulunmaktadr. Selmn- Fris, Allah Raslne; duy bana andan tr eylegil ki, Allh Tel benm nefsime fursat virmeye tarfetl-ayn kadar. Allh Tel tark-i mstakmden ayrmaya ve dn kardelerine ve cmlemze slih ameller myesser ide86 diyerek, duda Allahtan nelerin istenmesi lazm geldiini belirtmi olmaktadr. Hazret-i Peygamber du ederken Selmn- Fris alaynca, Allah Rasl, onun dkt gzyalarn yaplan dunn kabul olduuna dair bir iaret olarak addetmekte ve bunun sebebini de yle aklamaktadr: tikd ile gz ya dkse bir kii, her derde dermndur. Zr bu asl gzynun, ok kiiye fidesi olur. Hem shibini kurtarur, cmle beldan. Zr neye misl dirsen, ana misldir ki, bir renber olsan, ekincilik itsen, kz alsan, ift itsen, tohum sasan, srsen ol tohumu, kuru topraa katsan, ol toprakda ol tohum kuru olduka bitmez. Allh Tel, Kdir; bit deyince biter. Amm nihyet her kiiye bir sebeb virmi, ana da yamuru sebeb virmi. Toprak slanur, buday biter. Shibi de, md ider ki, inallh ekinler biter, dir. Her eyin bir yamuru vardur. Ameln yamuru da gzyadur. Sir yamurlar yanca yeryz nice zeyn olur, bu kadar trl meyveler biter ve trl eylar biter, bir kiide gzya olsa, ol kiinin de ii yle biter. Vcdu yeryz gibi zeyn olur. Bir kiide gzya olmasa ol kiinn ameli, kuru topraa katlm ekin gibi olur.87 Allah akndan dolay alayarak, gzya dkmek vlmekte, maksda ulamann yolu olarak gsterilmektedir:
Alayanlar hep geldiler, halk iinde deli oldular, leri tashhe kd, yaradan Allh buldular. Alamakdan gfil olma, dnyya meyl idp glme, Hilf eyden yk tutup, teini ald salma.88

Kitb- Cabbr Kulunda kalbe fonksiyonel bir grev yklenmektedir. Onun grevi, eyleme
dnmeyen bo duygularla uramak deildir. Dkkna benzetilen kalp, insan olumlu davranlara ynlendiren bir duygu merkezi eklinde tanmlanmaktadr. nsann iradesine yn vermeyen kalp ise, yle aldm idi, yle iledim idi, yle alsam idi, yle satsam idi diyerek gnn geiren kuru hesap dkknna benzetilmitir.89 yilii, gzellii kalpte bir duygu olarak hissetmekten daha ok, bu olumlu davranlar yaamak zerinde durulmaktadr.
Kalbin ardmayan i gremez, k meydanna giremez, Bidil bidil dner durur, menzil yerine varamaz.90

Kitb- Cabbr Kulunda mslman olmak iin asgar art olarak L ilhe illallah Muhammedn Raslullah. Ehed en l ilhe illallah ve ehed enne Muhammeden abduh ve Rasluh ifadesi (kelime-i ehdeti)ni telaffuz etmek gsterilmektedir. Kelime-i ehdeti
getirerek mslmanln ilan eden kii, Hazret-i Ali tarafndan toprak yzne yeni km budaya benzetilmitir. Namz kldnda, drt atal olaca, oru tuttuunda, bouma srayaca, zekt verdiinde boyunun uzayaca, hacca vardnda, baa yaklaaca, emri tutup, nehiyden kanca da, ba olaca ifade edilmektedir.91 Eserde Allaha ibadet etmenin gereklilii, akl delillendirme yntemine mracaat edilerek isbat edilmeye allmaktadr. Bulutlarn Allahn emrine itaat ederek, yeryzne yamur
85 86 87 88 89 90 91

Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 60b. Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 60b. Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 61a-61b. Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 126b. Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 46b. Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 126a. Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 42b.

500

yadrdklar, sosyo-drama metodu ile anlatldktan sonra, u mesaj verilmektedir: Allah insana be duyu, akl, fikir, idrak ve gnl gibi nimetler vermi, Hazret-i Muhammede mmet eylemitir. Btn bu nimetlerin krn eda etmek iin, mslmanln artlarn yerine getirmek gerekmektedir. Hakkat ilmine geebilmek iin Allahn emirlerine itaat edip, yasaklarndan kanmak lazmdr.92 Bektlikte namaz, oru, zekt ve hac gibi ibdetlerin erat kapsndaki anlamlar ile birlikte tarkat, marifet ve hakkat kaplarndaki tasavvuf ve dern manalar da szkonusu edilmitir. Bylece ibdetlere rhn bir boyut ve manev bir derinlik kazandrlmak istenmitir. Bu istei en belirgin biimiyle Hac Bekt Velde grmek mmkndr. O, Allaha ulamann eit yolu olduunu belirtmektedir. Birincisi; hayvansal davranlardan kurtulmak. Bunun iin nefsin arndrlmas gerekmektedir. erat kapsnda bedensel olarak yaplan ibadetler, nefsi arndrc, ktlklerden uzaklatrc bir grev stlenmektedir. kincisi; Allahtan bakasndan kopmaktr. Bunun iin de kalbi temizleme ihtiyac bulunmaktadr. Tarkat kapsndaki kalbi temizleme egzersizleri (erkn) de Allah sevgisini kalbe yerletirici bir grevi yerine getirmektedir. Son olarak Hac Bekt Vel madd sfatlardan kurtulmann gereine iaret etmektedir ki, bu sre de rhun ycelmesini temin etmektedir ve hakkat kapsna denk dmektedir.93 Hac Bekt Vel, ibadetleri bu bak asyla deerlendirmektedir. Namazn sonu ilh olgunluk, zektn sonu gnl Haktan gayri eylerden temizlemek ve sammiyetle Hakkn sevgisine yer vermektir. Orucun sonu ise, Hakla zenginlemek ve madd eylerden uzak durmaktr.94 Hnkr, oru ibadetini yukardaki bak asyla yorumlamaktadr. Ona gre oru ibadetinin halk (erat kapsndakiler) derecesinde, sekinler (tarkat kapsndakiler) derecesinde ve sekinlerin sekini (hakkat kapsndakiler) derecesinde olmak zere seviyede yerine getirilmesi mmkndr. Birinci derecedeki oruta, karn ve cinsel organlar orucu bozan eylerden korunmaktadr. kinci derecedeki oruta, gz n-mahreme bakmaktan, kulak uygun szleri duymaktan ve dil haksz konumaktan korunmaktadr. nc derecedeki oruta ise, gnl Haktan gayri her eyden korunmaktadr.95 Birinci derecedeki oru nefsi arndrmakta, ikinci derecedeki kalbi temizlemekte, nc derecedeki de rhu yceltmektedir. Nih hedef, Hakka ulamaktr. Eserde namazn klan, orucunu tutan, Allahn emrini yerine getirip, ok hayr ileyen, ancak hirette kurulan terzinin sevap kefesinde hibir ameli bulunmayan bir davulcu tasvir edilmektedir. Davulcuya bu durumun sebebi sordurularak, Hazret-i Peygamberin azndan yle bir cevap verilmektedir: Allhn emrini tutmusun, ok hayr ilemisin amm, itdn hayr, omak ile de de drmsn, didi. Hayr daa dren omak ne asl omak dirseniz, onu dahi beyn idelm: omaun by, harmdur ve yalan ve gybet ve bhtn ve zin, buna benzer eylerdr ve sir Hak Telnn nehy itdi eylerdr. Bu asl eyler, ameli zyi eyler.96 Yukardaki ifadelerle, ktlklerin iyilikleri silip sprecei ve insan iflas etmi durumuna drebilecei anlatlmak istenmektedir. Kt amellerin tlibin mnna nasl zarar verebilecei benzetme metodu kullanlarak anlatlmaktadr: Yalan syleyenin mnnn delik delik olaca, harm yiyenin mnnn stma hastalna tutulaca, edebsiz olann mnnn plak olaca, ilmi olmayann mnn lezzetini

92 93 94 95 96

Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 47a-47b. Hac Bekt Vel, Maklt- Gaybiyye ve Kelimt- Ayniyye, s. 2. Hac Bekt Vel, a.g.e., s. 42. Hac Bekt Vel, a.g.e., s. 41. Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 23a.

501

alamayaca dile getirilmektedir.97 Amelsizlikten inanszla kadar giden sreci dramatize edilerek, eytnn insn nasl aldatdn anlatlmaktadr.98 Eserde ilenen gnhlarn amelleri boa karabilecei uyars yaplmakla birlikte, gnhlardan kurtulmann yolu da yine tvbe ve ibdet olarak gsterilmekedir. Bylece bir denge kurulmaya allmaktadr. Gnhnn ok, yznn kara olduunu syleyen Selmn- Frisye Hazret-i Ali; abdest aldnda, namaz kldnda ve tvbe ettiinde gnhlarnn affedileceini haber vermektedir.99 Ona nasl tvbe edeceini de retmektedir: Digil ki: Y Rabb! Bu yanlc kulunu, bir gnh ileyici kulunu, bilmezlikden bilrem dimeden sen sakla. Yaramaz amellerden ve yaramaz eylerden Sen sakla. Slih ameller, myesser eyle, mmet-i Muhammede, cmlemize. Digil: Rahmetinden bizi mahrm itme.100 Bununla birlikte kyamet koptuu zaman tvbe kapsnn da kapanaca dile getirilerek, tvbe etmek iin ge kalnmamas gerektii mesaj verilmektedir.101

3. Ahlk retimi

Kitb- Cabbr Kulunda gzel ahlk, Hazret-i Muhammedin ahlk ile zdeletirilmektedir. Hazret-i Ali, bizzat Hazret-i Peygambere hitaben onun ahlkn tarif etmektedir: Sen yle yrrdn y Raslallh ki, Allah emri zere yrrdn. Kimsenn htrn[] ykmadun. Bir kiinin kapsun kakmadun. Dny varlna bakmadun. Sana ktlk idene eylk itdn. Allah yoluna gitdn. Sana dmanlk idene sen dostluk itdn. Allah yoluna davet itdn. Nice kfirleri mna getrdn. Kalmlar menziline yitrdn. Niceler yolda oldu, sana bile. Ulu devlet buldular seninle.102 Gzel ahlka ulama yolunda model insan; Hazret-i Muhammeddir. O, her hlkrda iyilik yapabilme, ktl iyilikle savabilme niteliine sahiptir. Hazret-i Peygamberin gzel ahlknn zetlendii yukardaki satrlarda okurlara bir yol haritas da izilmektedir. Allahn emri (erat kaps) zerine yrnen bir gzergh, kiiyi dmanyla dost yapacak, ulu devlete kavuturacaktr. Cabbr Kulu, gzel ahlk Hazret-i Muhammedin ahsnda idealize ettikten sonra, insann yaratlnda varolan iyiye ve ktye kar olan eilimleri aklamaktadr. Nefsini ldrememi, lmeden nce lme srrna erememi herkesin ktlk yapma ihtimali bulunduuna iaret etmektedir. Bunu yaparken de yine canllar konuturma yntemini tercih etmitir. Bir gn darda otururken yanna bir ku gelir. Cabbr Kulu kua sorar: Y ku! Nice kiilerin bana konar imisiniz ve eline girer imisiniz? Bize nin yaklamazsnz? didm. Ku eydr: Y dervi! Biz ller zerine konaruz ve ller mezrna konaruz, diri zerine konmazuz. Eyitdm ki: Y ku! Ben, Allh Tel ile vade eyledm. Hibir eyin cnn incitmeyim, bizden hod sana zevl gelmez, didm. Ku eydr: Y dervi! Ben, senin vadene inanmam. Eyitdm ki: Nin inanmazsn? didm. Ku eydr: Ann in inanmazam ki, zr nefis sendedr. Hrs, tama sendedr. Ann in inanmam, didi. Ben, nice olur, didm. Ku eydr: Bana konsam, eline girsem, nefsin hareket ide, hrsn yeinleye, taman glip ola; beni boazlayasn. Hem benim baum, kesilr. Hem senn vadn, bozulur. Hem sana zarar, hem bana zarar olur. Cabbr Kulu eydr: Bu kuun cevb, bana kr itdi.103 O halde tlib ve dervilerin kendilerine (nefislerine) hakim olabilmeleri iin nefislerini eitmeleri, slah etmeleri gerekmektedir. Cabbr Kulu, nefsimz nice slh idelm dirsen
97 98 99 100 101 102 103

Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 70b. Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 38b. Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 68a. Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 68b. Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 94b. Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 103b-104a. Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 14b-15a.

502

sorusunu sorarak, cevab yle vermektedir: Nefis lmeyince, slh olmaz. Nefis nice lr dirsen, istedini virme, ekdi yire varma, nefsin szn tutma! Allh Telnun rzs olmadu yola gitme! Allh Telnun nehy eyledn[] syleme! Yime didin[] yime! Harmdan, murdardan, mekrhdan, bheden, kalbini arda gr. Allh Teldan inyet ve Peygamberden efat umar isen, bu didim eyler zere, kim ola gr.104 Kitb- Cabbr Kulunda dikkat eken nemli bir zellik, duygu, olgu ve kavramlarn menei hakknda sembolik benzetmelerle bilgi veriliyor olmasdr. Mesel; nefis olgusu hakknda byle bir bilgilendirme yaplmaktadr. Eserde anlatldna gre nefis, insanla hayvan arasnda bir yaratla sahip olan, isyankr, mtecviz ve nankr bir topluluun Allah tarafndan yaklarak helk edilmesinden sonra geriye kalan kllerinden yaratlmtr.105 Bu benzetme ile nefsin yaratlndan gelen zellii itibaryla, isynkr ve nankr bir yapya sahip olduuna ve insan helk olmaya srkleyebileceine dikkat ekilmektedir. Eserde kelb ve merkeb olmak zere iki eit nefisten sz edilmektedir. Birinin rhun merkebi olduu, dierinin de eytann tutna olduu belirtildikten sonra, eytann nefsi ktlk yapmaya nasl tevik ettii anlatlmaktadr. Kii ktlk yapmay istedii zaman, nefisle vesvesenin bir araya gelerek gnl, akl, fikir ve rhu nasl kandrdklar gz nnde canlandrlmaktadr. Rhun merkebi olan nefis ise, rh ne grev verirse onu yapmaktadr. bdet, emre itat, bu nefisle olmaktadr. Kiiyi souktan, scaktan, alktan ve susuzluktan koruyann da yine ayn nefis olduu belirtilmektedir.106 Nefisle birlikte eytan da, mslmn ve mminleri, ilmi ile mil olan limleri, zhd ve takv shibi olan meyh ve meyhn rzsnda olan dervileri, Allh Telnn emrini tutan ve nehiyden kaan slihleri tuzaa drmektedir. eytan tuzana drebildii insanlarn nce mnlarnn drtte birini, daha sonra da yarsn almaktadr. Kandrd insanlar iyi amel yapmaktan alkoyan eytan, sonuta onlar mndan ayrmaktadr.107 eytann ii, insanlarn btn organlarn gezmek ve ilerini kfr ile bezemektir.108 Kitb- Cabbr Kulunda eytann esnaflk yapanlar nasl kandrd tasvir edilmektedir. eytann pazar yerinde kurduu tuzaklar anlatlrken, eserin yazld tarihte varolan bakkallk, keecilik, kasaplk, esbb satcl ve alk gibi meslek gruplar sz konusu edilmektedir. Bu kiilerin mterilerini nasl aldattklar, bir bir aklanmaktadr.109 Ayn ekilde mterinin de madd ihtiyac olan satcya daha ucuza mal almak iin yklenmesi kmek olarak nitelendirilmektedir.110 Yemek yedirme eklinde bile olsa, memura rvet vermenin sakncalar aklanmaktadr.111 Eserde kfirlerin, harm yiyen mslmnlarn, zin edenlerin, yanl karar veren kdlarn ve Allhn emri zerine yrmeyen hkimlerin eytann tuzana gereksinimleri olmad, onlarn zaten yoldan km olduklar fikri ilenmektedir.112 eytann kurduu tuzaa derek, kt davranlar sergileyen derviler, bizzat eytan tarafndan u ekilde nitelendirilmektedir:
Adn dervi, baun byk. n rk, kendn hoyuk. Taran doru, iern yaya benzer.
104 105 106 107 108 109 110 111 112

Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 37b-38a. Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 52b-53a. Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 107b-108a. Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 38a-38b. Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 40a. Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 38a-39b. Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 84a. Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 84b. Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 38a-39b.

503

Fiili kuzgun, kend toya benzer. Taran dervi, iin bo. te sen de, benimle oldun yolda.113

Eserde nefis ve eytanla ilgili bilgi verildikten sonra, onlarn varlnn hikmeti zerinde de durulmaktadr. Okuyucularn aklna hakl olarak, nefis ve eytan bu kadar zararl ise, Allah onlar niin yaratm olabilir? sorusunun gelebilecei dikkate alnarak, bizzat Allahn ifadeleriyle makul bir aklama yaplmaktadr: Kullarma, imtihn in virdm. ysini, ktsn, bilmek in virdm, didi. Eyitdm ki: Y Rabb! Byle olmaynca, bilmez mi[sin], didm. Ben bilrsem de, kul bilmez. Ann in bilmez ki, nefisle eytn olmasa, d olmazd. ysi, kts belli olmazd. Ann in belli olmaz idi ki, d olmasa cmlesi yararuz, dir idi. Bir kolaym dir bulunmaz idi. D olandan sonra, yarar da kolay da belli olur, didi. Maherde, Ben de hals bularm davdan.114 Kiinin nefsine ve eytana uymamas iin neler yapmas lazm geldii de aklanmaktadr. lm akldan karmamak, dnya sevgisini terketmek, korku ile mit arasnda olmak ve gafletden uzak durmak, Hazret-i Peygamber tarafndan tavsiye edilmektedir. Hazret-i Ali de lm akldan knca eytana kul olunacan bildirmektedir.115 Bu ynyle eser pedagojik bir zellik kazanmaktadr. nsan ktlk yapmaya sevkeden sebepler ve bunlarn sonular ile birlikte, onu ktlk yapmaktan alkoyabilecek tavr ve davranlar da iaret edilmektedir. Bylece ktlerin ve ktlklerin knanmas yerine, ktlklerden uzak durmann yollar retilmektedir. nsann hem zihinsel (kognitif), hem de duyusal (emotional) yeteneklerine hitap edilmektedir. Ktlklerden duygusal olarak nefret etmeyi renen birey, eer zihinsel olarak da onlardan uzak durmay renmise, olumlu davranlar gelitirebilir. Eserde, genel olarak tlib ve dervilerin din eitimi-retimine ilikin bir kurgu ve muhteva ile karlalmaktadr. Dn inancn tabiatnda yle bir yapdan sz edilebilir: nsan ktlklerden alkoyan, dn bilgi ve duygu birikimi olduu kadar, Allahn lutuf ve inyetidir de. Bu yzden Kuran ve Hazret-i Peygamber, inanan insanlara ktlklerden korunmak iin du retmektedir. Kitb- Cabbr Kulunda sk sk Cabbr Kulunun dilinden, bazen de Hazret-i Peygamberin ve Hazret-i Alinin dilinden du edildii grlmektedir. Eserin bir yerinde ise, Hazret-i Peygamber, eytann aldatmalarna kar bizzat Kuran srelerini okumay tavsiye etmektedir.116 Eseri orijinal hale getiren en nemli zelliklerinden birisi, Trke dulara da yer verilmi olmasdr. Mesel; kt davranlardan Allaha snmann yolu retilirken, Hazret-i Peygamber tarafndan yle denmesi tavsiye edilmektedir: Y Rabb! Harmsi ok yola giderem. Dman iine varuram. mnm[], Sana emnet virdm ve amelim[i], Sana emnet virdm. Yaramaz eylern errinden, Sana sndm.117 Halk arasnda yaygn olan bir kanaat, dn-ahlk kurallara uymann zor olduudur. Eserde bu konunun da ilenmesi, sz edilen kanaatin asrlar ncesine dayandn gstermektedir. Hazret-i Alinin tarkat, marifet ve hakkat kaplarn anlatmasndan sonra, Selmn; senn bu kelmlarna baknca, bizim gezecek hlimz yok, yeryzne basmak da gnh szleriyle bu kanaate dikkat ekmektedir. Hazret-i Alinin; y Selmn! Doru basmak gnh deildr, eri basmak gnahdur Doru sylemek hat deildr, eri sylemek hatdur118 szleri ise, konuya aklk getirmektedir: stikmeti bozmadan doru ve drst yaamak zor deildir.

113 114 115 116 117 118

Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 40b. Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 53b. Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 68b. Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 42a. Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 42a. Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 66a.

504

Eserde doruluk, drstlk, mtevzlik gibi ahlk ilkelerin deeri, farkl yntemlere mrcaat edilerek dile getirilmitir. Hayatn iinden rnekler seilerek, sjeletirme yaplmtr. Mesel; ahap bir evin tavan ykn eken bir direk konuturularak, bu soyut kavram somutlatrlmtr: Cabbr Kulu eydr: Diree sul itdm: Y direk! Ykn, yiin. Sana yklenmi. Sen bu kadar yk, nice gtrrsn, didm. Direk eydr: Y dervi! Bende hssa vardur. Onlarun kuvvetiyle gtrrm. Hssanun biri oldur ki, tabanm, berk yirdedr. kinci hssa oldur ki, zm sadur. nc hssa oldur ki, doru dururam, erilik itmem. Onun in gtrrem, didi. Cabbr Kulu eydr: Yine sul itdm. Y direk! Bunlardan gayr hssa var m sende. Direk eydr: Y dervi! ki hssanun biri oldur ki; cmleden aa dururum.119 Bir baka blmde su konuturularak, mtevz olmayanlarn menzile varamayacaklar haber verilmektedir:120 Hac Bekt Vel, Maklt- Gaybiyye ve Kelimt- Ayniyye adl eserinde, birbirine zt duygu ve davranlar sralamaktadr. Hnkra gre; byklenme alak gnll olmann; kskanlk dnin; cimrilik cmertliin; tama kanaatin; fkelenmek sabretmenin; ayplamak efkat gstermenin; kahkaha ile glmek ar balln; aka yapmak doruluun dmandr.121 Hac Bekt Velnin yapt bu sralama, ksmen Kitb- Cabbr Kulunda da yer almaktadr. Cabbr Kulu da yle sylemektedir: Kara tama, rklk, ucub, nefis mnn; dnya gnln; hrs akln; noksan akl rh- cismnnin dmandr.122 Ona gre kii Allaha ulasa bile ucubluk ve rklk, onu yolundan geri dndrebilmektedir.123 Cabbr Kuluna gre; ucub, yalan, gammz ve b-namz ve buna benzer ameller, eytnn ilmidr. Allhn sevmediidr. Evliyullhn sevmediidr. Slihlern ve melikenn sevmediidr. Bu asl amelleri, Allha kul olan sevmez. Meer, mnfklar seve. Allha irk idenler, eytn sever. Allh Tel, ne eytn sever ne eytnn sevdini, sever. eytnn sevdini Allah sevmez. Allhn sevdini eytn sevmez. te, byle bir acyib hldr.124 Hac Bekt Vel, tasavvufta ucub ad verilen kendini beenmilikten kurtulmann yolunu yle tarif etmektedir: Dervi, her durumda kendini Hakkn zhiri, btn, mahlku, rzklandrd, kaderini tayin ettii emir alan olarak bilmelidir. Dervi, bu durumda kendini beenmilikten kurtulur. Kendini beenmilikten kurtulan dervi, Allahn sevdii bir insan haline gelir.125 Cabbr Kulu da, ucubdan kurtulmak iin benzer bir yol tavsiye etmektedir:
Hakk istersen hzr bil, her demi Hzr bil, Durma kl feryd, kendini say ki zr bil. Biiri syle szn, Hakka bala zn, 126 Gnhna tvbe eyle, topraa dr yzn.

Kitb- Cabbr Kulunun baz bblarnda nesneler mahkeme edilmekte, hakl ile haksz aratrlarak bulunmaktadr. Hem sulayan, hem de sulanana sz hakk verilerek, en doru bulunmaya allmaktadr. Burada bir hukuk eitiminden sz edilebilir. Olaylarn ilenme tarz, sadece bir taraf dinleyerek karar verilmemesi gerektii mesajn iermektedir.127

119 120 121 122 123 124 125 126 127

Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 17b-18a. Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 19a-19b. Bkz. Hac Bekt Vel, Maklt- Gaybiyye ve Kelimt- Ayniyye, s. 43-44. Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 35b. Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 36a. Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 37a-37b. Bkz. Hac Bekt Vel, Maklt- Gaybiyye ve Kelimt- Ayniyye, s. 25. Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 121a. Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 32a, 32b.

505

Eserde, bir kiinin g ile rzkn almak, bir buday ban ovalayarak, azna atmak harm saylmtr. Eseri okuyacak olan tlibler, hayvanlara zulm etmekten de sakndrlmtr. Hayvana zulm etme konusuna aklk getirilerek, bunun hayvan a brakmakla, ar yk yklemekle, hzl srmekle veya bana vurmakla gerekleecei belirtilmitir.128 Abdest almak iin bir kiiye su getirtmek, namaz klmak iin seccde getirtmek, oru tutmak iin bakasndan yiyecek istemek gibi davranlar eletirilmektedir. Bu tr hizmetleri yapanlarn, maher yerinde hizmet yaptklar kiiden alacakl olacaklar haber verilmektedir. Herkesin kendi iini kendisinin grmesi tavsiye edilmektedir. Kimse kimseye yk olmamal, kimseyi incitmemelidir. Bir insandan dier insanlar honut olurlarsa Allah da ondan honut olacaktr.129 Kii, hi kimseye iyi veya kt, sad veya ak, vel veya del dememelidir. ayet derse, bilmedii bir konu hakknda hkm vermi olur. mn gider, kfir olur. Bu davranndan dolay tvbe istifr etmesi gerekmektedir.130 Derviler, ok yemek, ok uyumak, ok konumak, dnyya meyl etmekten sakndrlmtr.131

Sonu
Genel olarak deerlendirildiinde Kitb- Cabbr Kulu, bir Erkannme grnmndedir. Bekt dervilerini dn, ahlk ve tasavvuf konularda eitmek amacyla yazld anlalmaktadr. Yeri geldiinde aklayc ve bilgilendirici, yeri geldiinde heyecanlandrc, inandrc ve sevdirici bir slp kullanlarak, slm Dninin inan, ibdet ve ahlk alanlarnda dervilerin ihtiyac olan bilgiler verilmeye allmtr. Uzlatrc, kaynatrc bir yaklam sergilenerek, eitli konulardaki yanl anlamalarn, nyarglarn nne geilmeye gayret edilmitir. Mmkn olduunca hayatn iinden ve yakn evreden rneklere yer verilmi, benzetmeler yoluyla zor gibi grnen konular basitletirilerek aklanmtr. hiret inanc, insanlarn bu dnyadaki mn ve amel durumlarn etkileyebilecek bir anlayla ilenmitir. Gzel ahlkn ilendii blmlerde imrendirici, olumlu davranlarn benimsenmesini ve karakterize edilmesini kolaylatrc bir ynteme mracaat edilmitir. Bazen soru-cevap yntemi, bazen nashat etme yntemi kullanlarak, slm ahlk idealize edilmitir. Karakter eitiminin bir gerei olarak, rol modeli durumundaki tarih ahsiyetler rnek gsterilmitir. Bata Hazret-i Peygamber olmak zere, Hazret-i Ali, Selmn- Fris, Veysl-Karan, Bayezid-i Bestm ve Hnkr Hac Bekt Veli rnek gsterilen tarih ahsiyetler arasndadr.

128 129 130 131

Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 72b. Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 128a-128b. Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 12a. Bkz. Kitb- Cabbr Kulu, vr. 72b.

506

BEKTALKTE EGTM METODLARI


Ali SMER* Bektailik Kamil insan yetitiren bir eitim kurumudur. eitli kaynaklara gre Bektailiin yorum ve tariflerinden baz rnekleri yle ifade edebiliriz: Bektailik; Edep sahibi kiilerin ve Hz. Ali'nin yoluna soyunanlarn okuludur. Bektailik; D yznde halka, i yznde Hakk' a bakan iki ynl kavak noktasnda bulunanlarn okuludur. Bektailik'te; bo laf edilmez. htiyac olmayan kimseye bir ey verilmez, hi kimse zoraki deitirilmeye allmaz. Sadece kainatta mevcut olan ahenge uyulur. Bektai; mevcut olann en uygun olduuna inanan olgun ve erdemli insandr. Bektailik; drt kap krk makamdr. Bektailik; Tanr'y sevmenin gerei, onun kullarn sevmek inancn benimsemitir. Baka bir deyile "nsanlar sevme ve erdemli yaama sanatdr Bektailik". Bektailik; Hogr ve enginliktir.

Bektai Egitiminin Esaslar


Bektai eitiminde esas olan drt devre vardr. Okuma bilmeyen bir insann nce temel eitim, lise sonra faklte eitimi grmesi gerekiyor ise Bektai, Kamil insan olmak, lmeden evvel lmek mertebesine varmak iin istenilen bu eitimi gemesi, eline, diline, beline sahip olmas gerekir. Bu devreler; 1-Allah ak; 2-ekilden syrlp manaya girebilmek; 3-nsanlar arasnda sevgi ve birlik; 4-Adem 'in srr (nsan varlnn d grn ardndan gizli olan cevher) Bu devrelerin her birini ayrntlaryla tek tek anlatmak ciltler alr. Bu nedenle ayrntya girmeden ksada olsa u konular ele alacaz. Eitim, El- Dil- Bel ve Kamil nsan Egitim Bektai kurumunun temel ilevi, yola girenlere (yelere), eitim vererek, olgun insan olarak yetiebilme frsatn salamasdr. Bu bir nasip ii olarak grlmektedir. nsann nasibinde (ftratnda, yaratlnda) var ise bu eitimden yararlanacaktr. Hibir zorlama ve davet yoktur. Eitimde "Herkes kabna gre alr." Dncesi hakimdir. Buna gre eitimde ama, kiinin "Kabn geniletmesidir." Bunu; anlay, kavray dzeyini ykseltmek, alglama geniliini salamak ve gelitirmek olarak tanmlayabiliriz. Eitim srasnda bilgi ise srekli olarak mrid (aydnlatc) tarafndan Bektailerin kendilerine zel anlatm tarz ile verilmektedir. Konuyu aklarken, bilgiyi bir emeden akan suya benzetmekte ve bu sudan (bilgiden) alnacak payn, suyun altna uzatlan kabn geniliiyle orantl olduu
*

Em. Mze Md./Aratrmac Yazar, Ankara/TRKYE

507

belirtilmektedir. Bu nedenle eitimde temel hedef gerein "Kabn geniletmek" tir. Bektai; eitimi, sadece szde, sohbette bilgi edinme safhasnda brakmaya kardr. Eitiminin amac sadece retmek deil rendiini yaama geirmektir. Bektai; eitimin aamalarn, "Tarif, Tasnif, Tahakkuk ya da bilmek, bulmak, olmak" eklinde davran tutumlarna sindirerek sonulandrr. Bektai, mrid (aydnlatc) huzuruna bo kmaz diyerek bu yolda eitim alan kiinin, davranlarna yanstabildii renilmi bilgiyi tamamlar. "Bektainin bir gn sonras bir gn ncesinden ileriyi tamamlar. "Bektainin bir gn sonras bir gn ncesinden ileri olmaldr," szleri de ayn amala kullanlmaktadr. Bektai insanlar dil, din, rk ve cinse dayal olarak ayrmaz. Sadece eitim alabilen eitim alamayan olarak ayrm yaparlar. Buna paralel olarak, cinsler kadn erkek birbirinin tamamlaycs ve e deeridir. Birbirine eit deildir. nk cinse dayal faktrlerde, farkl ilevler stlenirler. Ancak deerleri asndan tmyle e deerdirler. Bu bir dengeleme durumudur. Bektailer iin denge, son derece nemlidir. Bu nedenle dengenin simgesi olan tuz tadarak sofralarn aar ve kaparlar. Tm evrenin merkezi insandr. Evrendeki dengeyi koruma grevi de insandadr. Bektailie mezhep ve tarikat gz ile bakmamak lazmdr. Onlarn amac Kamil insan yetitirmektir. Bektailerde eitim cennet ya da cehennem yollarn ac banaz bir dnce olmaktan ziyade dnyasal, ahlaksal, sosyal ve aklsaldr. Arifler birbirinin baldr, birbirinin sohbeti ile zevk ederler. Daima bilim ve geree ulamaya alrlar. "Balda da bir nebze aclk vardr." te bizim bilimimizde de ne de olsa noksanlk olacaktr. Hac Bekta Veli bu konuda yle buyurur:
limden gidilmeyen yolun sonu karanlktr. Skldn zaman ilim kapsna yaklanz. Arifler hem ar hem artc olmal.

Arifleri toplayp sohbet etmek "konumak" Tanr ile zevk etmek anlamna gelir. Onda her ey tecelli eder. Sohbet iin arif bulunmazsa, o zaman kendi kendine dnceye "TEFEKKR" dalmak ve byle bilme zevk almak her eyden stndr. nsan, Kamil insan olmaldr. nsan Kamil Ali' dir. Ycelik ve ykseklik itibariyle gelmitir, onun cismi sreti o yceliinin grnnden baka bir ey deildir. Onlarn amac Kamil insan yetitirmektir. Kamil insan "EDEB"li yani eline, diline, beline sahip olan insandr. 1- Eline Sahip Olmak: Hakkna ve nasibine raz olmak, kendine ait olandan bakasna el srmemek, elini zulm ve tehdit arac olarak kullanmamak, cmlenin hakkna riayet etmek, verirken de gereini gerektii kadar vermek, gizli vermek bunlardan kendine pay karmamak "Eline Sahip" olmaktr. 2-Diline Sahip Olmak: Grdn bildiini ulu orta sylememek, bize derdini aann srrna ihanet etmemek, herkesin idrakine gre konumak, dnp bir sylemek bir kuraldr. te "Diline Sahip"olmak budur. Bu konuda HAC BEKTA VEL ve onun ardalarnn verdii baz rnekler:
Grdn rt, grmediini syleme nsan, dilinin arkasnda gizlidir. Dil, alk olduunu konuur. Delinin akl, dilinin arkasndadr. Dil, akln tercmandr.

508

Dilini tutmayan piman olur. Diline sahip ol. Dil, mzraktan daha derin yaralar.

3- Beline Sahip Olmak: Her eyin banda ak olduunu, bu dnyada zora, iddete, hileye ba vurmadan cinsiyet girdabna kaplmadan sevmek, mert olmak, yani gemiteki byk kiilerin kahramanlklarn anlatmak deil de onlardan hisse almak yaantya geirmek "Beline Sahip olmak" demektir.

Kamil nsan Olma Nitelikleri


Kamil insan bedeni olduu kadar ruhu da beslemek gerektiinin idraki iinde irfan sofralarndan nasibini alan, ardnda minnet, hayranlk ve pas brakmayan, kimseyi hor grmeyen, cahile, zalime, namerde kaplmayan, Hakk'tan bakasna kulluk etmeyen, para ve mala fazla deer vermeyen, insanlar grn ve inanlarna gre ayrmayan, makam ve rtbe peinde komayan her trl vesveseden kurtulmulardr. znde Tanr'nn Celal ve Cemal nitelikleri bulunmaktadr. Kamil insan hakikatin zne ulam, anda yaayan, her yerde Hak'la beraber olan, dikenden gl karacak veya bakt yeri gl edecek kadar kudretli ama yerdeki toz kadar tevazu sahibi insandr. Yeryz koullar iinde Kamil insan her eyi bitirmi, terk etmitir. Mkemmel insandr, (nsan- Kamildir). Onlar kendi anlaylarnn ztt iin faaliyet gstermezler, yani elikiye dmezler. "Benleri bir etmilerdir" kendisinin aynasdr. Hi bir maske, hi bir deiik kiilik bulunmaz kendisini tamamen tasfiye etmi saflamtr. Onlarn anlaylarnn dayand bilgi yakn bilgidir, her eyi ayn ile yakalar yeni annda kavrayverir. nk uyanktr, onlarda hakikat'in teklii prensibi teekkl etmitir. Kibir, kin, garaz, haset, riya, bbrlenmek gibi ktlklerden syrlmak temizlenmek, Hz. Ali'nin Zlfikar' gibi passz olmaktr. nsanda hem iyilik hem de ktlk yapma eylemi vardr. Kontrol edilmeyen nefiste ktlk yapma, iyilie ar basar. Her eyin zttyla olduuna inannz. yi ve kt, gzel ve irkin, gl ve diken bizim iin fark etmez. Mutluluu Hak'kn varlnda ararz. En byk mutluluun shhat olduuna inanr, baka mutlulukla uramayz ile skntnn aklolduuna inannz. Akl seni baz engellerden Tanr'ya kavuturur Btn ekillerden kurtulup, Hak'kn geek vasfna zne sahip olmak arzumuz. Nuh'ta, Musa'da, sa'da hepsinde grnen Hak birdir. Onlarn ise bir isim olduuna nanrz. Tanr ak ile biz yzmz aydnlatr, Cemal buluruz. Hz. Ali'nin Zlfikar gibi temiz ve passzz. Tanr'nn ad ve akyla kainat bir grrz. Yokolmayan daima kalc olan Tanr adna krederiz. Yalnz Tanr'ya kulluk yaparz. Fakat bakalarna sultanz. Biz dik bal deiliz, mtevaz, engin gnll insanlarz, yzmzde Hak'k grrsnz, tertemiziz. Grnte Adem'iz, surette basit grnrz. Ama manada yksek bir Bektaiyiz ... Bektailikte Mrid ve Derviin Tanm Mrid: zn bilmi ve kendi vcudunun ehrinde Hak'k bulmu, Hak ile birlemi ve Sleyman gibi hatem sahibi olarak yedi iklime hakim olandr. Dervi: Allah'tan baka korktuu, gvendii olmayan, her hale tahamml eden ve zorluu halledendir. Konumuzu Do.Dr. Bedri Noyan dedebaba'nn mrid nefesi ile balayalm.

509

NEFES
Nerde yanl varsa dzeltilmelidir, Sana nedirse densin mrid ... Senin stndeki el Hak elidir Byle hizmetleri yklensin murid ... akam itilip bunca kaklmak, Tamusunda msn, cehlin yklmak? Yalana gsn tam siper klmak Byle hizmetleri yklensin mrid ... Tek sevgilisini halka getirsin Onu btn insanlara sevdirsin Ham ervah,cahili nura erdirsin Byle hizmetleri yklensin mrid ... Ham ervah getirip atom patlatsa Bir yalan her gn yz daha katsa Hrsndan delirse, irkefler atsa Byle hizmetleri yklensin mrid ... len kii tekrar ldrlmez ki Gnlnde yanarsa tatl bir sezgi Ona hayat vermek bir iir sezgi Byle hizmetleri yklensin mrid ... Sabretsin dayansn, aular isin Varn yok etsin, kendinde gesin Yokluk varlna tennure bisin Byle hizmetleri yklensin mrid ... Azyla ku tutsa beenmezleri nnde htrsn, itmesin geri Elbet biri grr onda cevheri Byle hizmetleri yklensin mrid ... Ta, hrka, kemeri bir ss m sandn? O era gnetir, nuruna yandm... Bu ar ii yap, byleydi andm Byle hizmetleri yklensin mrid ...

Bedri Noyan Dedebaba syledi. Bakmasn bu yolda kimler ne dedi...


Dosdoru gstersin Hak'ka hedefi Byle hizmetleri yklensin murid

Kaynaklar
1- Do.Dr Bedri Noyan. Bektailik Ve Alevilik Nedir? 1-7 Ciltleri 2- Prof.Dr.Mrsel ztrk. Gazi nv. Hac Bekta Veli Aratrma Merk.Semp.1996 Ank. 3- Abdlbaki Glpnarl Hac Bekta Veli Velayetnamesi 4- Aziz Yaln, Hac Bekta Veli Makalat 5- Hac Bekta Veli, Makalatl-Gaybiye,G..H.B.Veli Ara. Merk. 6- Karahyk Dergisi Sa Y:23 1994 Ankara 7- Ali Smer, Hac Bekta Veli Syleileri Yeni San.Mat.1974 Ank. 8- Ali Smer Hac Bekta Mzesi Rehberi Yeni San. Mat. 1976 Ank. 9- Ali Smer Hac Bekta Veli'nin Bilimsel Ynleri 10- Ali Smer Hac Bekta Veli Aydnl 2000 Ankara 11- Anadolunun eitli Yrelerindeki Sohbet Ve Kiilerin zel Defterlerinden Alntlar.

510

Mzakere
Cemal TOSUN*
Teekkr ediyorum, sayn Bakan, deerli bilim dostlar. Hepinizi saygyla selamlyorum. tebli sunuldu. Ben de sizinle birlikte dinledim. Sadece Havva ENGN Hanmefendinin tebliini okudum ve burada da zgr Beyden dinledim. Dier iki teblii sizinle birlikte dinledim. Ancak ksaca sondan balayarak, bir iki sz etmek isterim. Ali SMER Dede Babann ifade ettii eitimle kazandrlmak istenen niteliklere haiz insanla sahip olmak, elbette Mslmanlarn hepimizin bekledii bir eydir. Hepimizin toplum olarak, millet olarak yararna olacak bir eydir. Yine Osman ER Hocamzn Kitab- Cabbar Kulundan hareketle syledikleri de yledir. Yazl kaynaklara dayal olarak Alevi Bektailiin muhtevasn btn insanlara ulatrmak nemli bir ihtiyatr. Bu kitaplar hem muhtevalar asndan, hem de didaktik adan yani reticilik ynleri asndan, rgn eitimde zellikle yaygn eitimde, aile eitiminde iddetle ihtiyacmz olan kitaplardr. Geleneimizin szel ya da yazl din eitiminde yer alan bu kitaplar maalesef el yazmalarnda ve ktphanelerde kalmtr. Bunlara gerekten ihtiya vardr diye dnyorum. Almanyadaki din eitimiyle ilgili Almanyadaki Alevi-slam Din Dersleri balkl olan teblie gelince, ben bunu tartmay nemsiyorum. Alevi din derslerinin Almanyadaki geliim srecini ok nemli buluyorum. nk yle bir ey gerekleiyor veya o tarafa doru gidiliyor. Alevilik ve Aleviler Trkiyeden Almanyaya gittiler, sonra orada biraz sonra deineceimiz ekilde baz eyler oldu. Yeni bir Alevilik tanmlamas ve ekillendirilmesi yaplmaya, kurumsallatrlmaya, Avrupa hukukunun istedii zelliklere haiz, ama slam dininin teolojik ve tarihsel geleneksel yapsnda olmayan baz niteliklere sahip bir Aleviliin Avrupa zerinden yeniden Trkiyeye gelmesi, belki de dayatlmas olgusu; kiisel grm olarak sylyorum. Bunun iin ok de konuyu nemsiyorum. Yani yle bir baktmzda, Almanyada Alevi veya Mslmanlarn din eitimiyle ilgili ite 60lardan 70lerin sonlarna kadar pek hareket olmadn gryoruz. Sonra ilk mracaat yanlmyorsam Sleymanc Pol-Kaset slam Kltr Merkezleri yapyor. Bunun zerine hemen Trkiye Cumhuriyeti Devleti, bir devlet olarak katkmz imdiye kadar yapamadk, yapmak istiyoruz diyor ve eitli eyaletlerde farkl uygulamalar. Ana dili tamamlama dersi iinde v.s. Konsolosluk dersi olarak yani yle isimlendiriliyor, dersler veriliyor Fakat bu arada Alevilie bir zel giriim yok., beklenti de yok. Herhalde Alevilik veya Alevilerin Almanyada rgtlenme aamasnda o zaman. Daha sonra bu gelimeler 1990lardan sonra yn deitiriyor, Mslmanlara kalc bir eitim arama ve sunma. Arama Mslman tarafndan, sunma da Alman tarafndan geliyor. Sunmama da diyebiliriz, imdiye kadar ki gelimelere gre Alman hukukuna gre dini cemaatlerin byle bir haklar var, muhatap olma haklar var. Kurumsallam din cemaat kastediliyor. Tabii bizde cemaat deyince, Mslman topluluu kastedilirken veya bir grup kastedilirken veya sosyolojik anlamda daha farkl anlama gelirken, orada kurumsallam cemaat, kilise anlamna geliyor. Dolaysyla byle bir yap meydana kmas isteniyor. imdi bakyorsunuz bu tartmalar ierisinde Mslman din cemaatler, Mill Gr, DTB ATB vs. Nurcular, Sleymanclar, Nakiler devletten istekte bulunuyorlar. Birlikte ve ayr ayr olarak eyaletlere gre Alevi Mslmanlar da bir ikayette bulunuyorlar, biz de varz, bizi niye grmyorsunuz, biz Mslman deil miyiz. Bizi bunlar grmyorlar, bizi dlyorlar, diskrimine ediyorlar diye ikayette bulunuyorlar ve bir mddet sonra baz komisyonlara katlmaya balyorlar.

Prof.Dr., Ankara niversitesi lahiyat Fakltesi, Ankara/TRKYE

511

Ancak bu arada bir mddet sonra bir gelime oluyor, -ynlendirme sonucu mudur yoksa tabii bir gelime midir bilemiyorum- Aleviler katlmaktan vazgeiyorlar ve hatta yle bir eye geliniyor: Snniler diyelim onlara iiler de olabilir nk, Snniler diyor ki onlar da bizim Mslman kardeimiz, diyorlar; gelsinler deniliyor. Fakat bir mddet sonra yle bir sylem geliiyor: Bunlar byle diyor ama ciddi veya samimi deiller, bu meselede, onlar byle demekle bizi Snnilitirme veya bizim kimliimizi yok etme abasndalar, biz onlardan deiliz. Byle bir noktaya geliniyor. Baknz buras ok nemli. Yani, biz onlardan deiliz noktasna geliniyor ve ayr bir ders iin btn komisyonlardan ekilme karar alyorlar. Talihsizlik, hepsi demiyordur belki kurumsal olarak da denmiyordur, ama adn sylediim cemaatler ierisinde baz etkiliyetkili insanlar da; iyi ki gittiler, zaten onlar da bizden deildi demeye balyor. Byle bir ayrlma noktasna geliniyor. Aleviler diyor ki; biz onlardan deiliz, kimlerden deil, biraz sonra syleyeceim, Mslmanlardan deil. Mslmanlar diyor ki, (Snniler yani) zaten onlar bizden olmadklarn reddettiler, olmadklarn iddia ettiler. Byle bir noktaya geliniyor. Bakyorsunuz ite Berlindeki bir slam federasyonu, eyalet ierisinde 20 camisi olan bir federasyona din dersi hakk verildikten sonra, oradaki Anadolu Alevi Birlikleri Federasyonu Berlin federasyonu da bir din cemaat olarak bavuruyor ve 2001den sonra o da o hakk elde ediyor. imdi burada bir eye dikkatinizi ekmek istiyorum. Havva ENGNnin yazd, zgr Beyin sunduu bildiriyle ilgili benim bir sorum var aslnda, benim bildiim aykr bir ey var burada. Tebliin bal Almanyada Alevi-slam Din Dersi Halbuki Berlindeki ders, Alevi-slam Din Dersi deil, Alevi Din Dersi. ok ince bir fark var burada Alevi Religionsunterrichttir ve bu dersin program Kln merkezindeki Almanya Alevi Birlii Fedarasyonuna aittir ve bu kitaba baktnz zaman, ite mesela smail Kaplann yazd kitapta Alevilik anlatlr inan esaslar vs. . Ama burada hibir ayet veya hadis yoktur. Zaten bir yerde de mesela, Almanya Alevilerin gelecekteki perspektifleri bal altnda yle bir ey vardr: Alevi inan retisinin yeniden yaplandrlmas ekillendirilmesi vardr. Alevi cemaatinin de deil, alevi inan retisinin. Yani buradan hareketle yle bir sonuca doru varyorsunuz: Alman hkmetinde de bir gelime var. zellikle 2003te Kltr Bakanlarnn dzenledii slam din dersleriyle ilgili tartmal toplantnn sonucunda balayc olmamakla birlikte bir bildirge yaynlanmtr. Burada btn Mslmanlara tek bir din dersi veilmekte, ya birleir gelirsiniz muhatap olursunuz; ya da biz herkese ona ayr, buna ayr ders veremeyiz demilerdir. Bundan sonra nce Aa Saksonya eyaletinde daha sonra da ayn programn uyarlanmasyla Schleswig-Holstein eyaletinde leri de ieren, leri ayrmayan, Snni- btn Mslmanlar ieren bir slam Din Kltr dersi ortaya kt. nk Anayasaya tam uyduramadklar iin tam slam Din Dersi adn koyamyorlar. Fakat vurgu burada, Mslmanlara bir tek ders verilmesidir. Ama ikinci bir ders var; bir slam Din Kltr Dersi var, bir de adnda slamiyet kelimesi yer almayan Alevi Din dersi var. Yani bu ayrm bana gre hepsini bir araya getirdiimiz zaman Hasan (Onat) Hocann belirttii, daha nceki oturumlarda belirtilen, dn de belirtilen kilise benzeri, mezhep din hkmnde bir yaplanmann hedeflendiini gryoruz. Bunu sadece smail Kaplann kendisi u ifadeleriyle, 2001 ylnda bu hem Berlindeki hem Klndeki merkezleri aratrma yaparken ziyaret etmitim, unu sylyorlar: Hocam, ksacas biz Protestanlarn gittii yolda giderek, onlarn elde ettii staty elde edeceiz. Ama bu stat slam teolojisinde ve slam geleneinde ne Bektailii ne Alevi Bektailii ne Snniliin geleneinde olmayan bir ey. imdi byle bir eyden sonra tehlike, bunun Trkiyeye tanmas yani Trkiyede ayn biraz nce oturumlarda tartld gibi Diyanet leri Bakanlde temsil olmasa da hizmetlerden eit ekilde yararlanmas ve bu oturumda gndeme gelen rgn eitim kurumlarnda, okullarda Alevi Din derslerinin yer almas eklinde. imdi Alevi din dersleri nasl yer alacak konusu eer Avrupadan gelen gelirse, -gelmesi muhtemeldir- gelirse Avrupa hukuku, Avrupa Birlii hukuku ve nsan haklar szlemesiyle birlikte geleceinden dolay biraz dayatmac olacaktr, Trkiyeye kar o zaman ayr bir Alevi Din Dersi gelmesi sz konusu olacaktr ki, bana gre hukuken mmkndr, teolojik olarak tartlabilir, yine de mmkn olabilir. Fakat devlet stratejisi ve millet olma asndan tehlikelidir.

512

Ben bu konuda bir alm yapmak istiyorum. Avrupada, Din Dersi konusuna genelde adan yaklaldn gryorsunuz: Hukuki adan yaklalr, teolojik adan yaklalr, bir de stratejik adan yaklalr. Avrupa devletleri hukuki adan yaklarlar ve yle olduklarn iddia ederler. ddia ederler diyorum, nk gerekten yle yaklamazlar. nk, devlet olmak stratejik yaklamay gerektirir gibi. Neyi nerden biliyorsun, biliyorum. Mesela Berlinde slam Federasyonuna verilmitir bir cemaat olarak, fakat Sleymanclara verilmemitir. Onlarn da camileri var onlarn da cemaati var. Yehova ahitlerine de verilmemitir, reddedilmitir. Halbuki o da bir dini cemaattir. Bu stratejik bir ey. Niin Yehova ahitlerine verilmiyor, nk Hristiyanln iersinde sonradan kma ve mevcut Hristiyan kiliselerine aykr olduu iin verilmiyor. Yani teolojik bir ey sokuyor iin iine ama hukuk perspektifinden ayor. Hukuk genelde teolojik olarak bir sorgulama yapmaz, var m? diye sorar. Varsa, temsilcileri gelsin der. Temsilcisine, sizin retiniz nedir, herkes buna m inanr bunu mu yapar?, diye sorar. Sonra ka kiisiniz? diye sorar. Ne zamandan beri varsnz, geleceiniz ne olacak? diye sorar. kna olursa isterseniz, batln batl olacak bir ey olsun veya Ateizm olsun, din hkmnde olan felsefi grlerde bunun iersine girer, o dersi almaya hak kazanrsnz. retinizi retme hakk alrsnz. Snfa renci koyarsnz 8, 10, 12 kii, eyaletlere gre farkllar. Hukuk bunu syler. Ama bunu her gelene de vermezler, bu anlamda hukuki adan byle baklr. Teolojik adan baktmzda Aleviler vardr ama problemlidir. Yani hangi Alevi grnn retilecei, hangisine uygun bir ders verilecei tartmasna geilir. Ona biz girmeyelim. Ama burada teolojik adan ayr bir slam Din Dersi bir de yanna Alevi Din Dersi koyduunuzda slam teolojisiyle pek uyumaz. Bir slam Din Dersi, bir Alevi Din Dersi olmaz. Olacak olan ey nedir hukuken bakarsnz tekrar dnersiniz, karar verirsiniz. yle bir din dersini u seviyedeki btn dini cemaat, cemiyetlere mezhep seviyesinde mi, tarikat seviyesinde mi, merep seviyesinde mi nereye vereceksek veririz dersiniz ve herkese verirsiniz. Hatta bu dierlerini de kapsar, kapsamas gerekir. Din hkmnde saylabilecek retisi olan cemaatleri de kapsamas gerekir. Ama stratejik adan baktmz zaman u soruya cevap vermemiz gerekiyor: byle bir ey yaptmzda Trkiyenin jeo-stratejik yaps, toplumsal yaps, iinde bulunduu durum, tarihsel gemii buna msait midir? Yani ben unu soruyorum: Trkiye Cumhuriyeti Devleti olarak okullarnzda ayn dinden, farkl farkl cemaatlere ayr din dersi verdiinizde, bu derslere giren ocuklarn, ister matematik dersinden sonra, kendi din derslerine gidip, sonra da bar iinde gelip corafya dersine devam edip edemeyeceklerini garanti edebilecek misiniz, veya buna ierden ve dardan yaplacak yzde yz muhtemel etkileri nleyebilecek misiniz, nleyemeyeceiz. O zaman Alevi-slam Din Dersi, Alevilerin rgn eitiminde, Din Eitimindeki katklarna baka trl cevap vermenin Trkiye asndan hem hukuki hem teolojik hem stratejik adan baka bir zm aranmas gerektiini dnyorum. imdiye kadar biz din dersinde hep mezhepler st bir yaklam benimsedik. Mezhepler st bir yaklam yle bir uyguland ki sadece Aleviler deil, Snnilerin iersindeki bir ok grup bu derste kendilerinin yer almadn iddia ediyorlar. Nakiler, Kadiriler, Nurcular, Sleymanclar yer almyor, yer almyor. Yokuz biz bunda diyorlar, bu ders olmaz diyorlar. Hanefiler de ikayeti, afiler hepten ikayeti. nk uygulamalarda baya farkllklar var. yle anlald: Mezhepler st din dersi farkllklar, yok sayyor ve insanlar inciniyor. O zaman farkllklar yok saymayan nce z, sonra farkllklar hakknda bir miktar detaya inemezsiniz bilgiyi vermesi gereken ve bizim mezhepler aras dediimiz, veya doktrinler aras dediimiz, mezhepler aras ve dinleraras alml bir dersin daha iyi bir zm olacan dnyorum. Bu derste hepimiz Mslman olduumuza gre slamn temel z verildikten sonra, zikredilmesi istenen, beklenen farkllklar da o derste afilerin farkllklarn, Bektailerin, Alevilerin farkllklarn nazar-i dikkate alp bundan sonrasn yani, iin duygusal uygulamal boyutunu aileye ve cemaate vermek, gerekir. Bu artk Cem Evlerinde mi olur, camide mi olur, Kuran Kursunda m, evde mi, o da ayrca tartlacak bir ey, ama ben oraya girmeyeceim. Burada braklmas benim kanaatime gre daha uygun bir zm diyorum. Sabrnz iin teekkr ediyor, sayglar sunuyorum.

513

VII.OTURUM/ASALONU
Bakan: Prof.Dr. H.Ezber BODUR Bildiriler Metin zeti Arnavutlar ve Bektailik Giorgios Movrommatis Monuments and Communities: Bektashism in Greece of the 20thcentury MirandaTerzapoulou Identity, Politics and the Sacred. The Evolution of a Bektashi Panayir in Greek Thrace. Mzakereler Baba Edmond Brahimij(Baba Mundi) Baba Tahir Emini

515

ARNAVUTLAR VE BEKTALK
Metin ZET* Dnya tarihinde deiik milletlerin tarih sahnesinde yer almalarna ve lkelerinin entegrasyonunda din faktrnn nemli rol oynadn tarih tecrbelerimiz aka ortaya koymaktadr. Eski medeniyetlerden balayarak gnmze kadar din deiik milletlerin etnokltrel ve jeopolitik alanlarda etkilemelerinde olduka sz sahibi olmutur.1 Arnavutlarda bu dni ve kltrel etkileim Arber Beyliinde(Principata) XII. asrda Katoliklerle balamtr ancak XIV. asra kadar Avrupadan yaplan saysz yardmlara ramen ok etkili olamamtr. XV. Asrn 70li yllarndan balayarak Osmanllar vastasyla gelen slm dini Arnavutlarn byk bir blm tarafndan kabul grm ve Osmanl slm anlay hayatlarnn ve kltrlerinin bir paras olmutur.2 slm ve Osmanl idaresinin yaylmasnda ve Arnavutlar tarafndan toplu ekilde benimsenmesinde birok kolaylatrc faktrn yansra iki nemli unsurun etkili olduunu grmekteyiz: 1. Bogomilizm ve bu hareketin yapsndaki mistik anlay3
*
1 2

Dr. slami Bilimler Fakltesi, skp/MAKEDONYA Smailagi, Nerkez, Klasina kultura slma, Teologija, Filozofija, Znanost, Zagreb 1973, I,8. Pirraku, M., Kultura kombtare shqiptare deri ni ldhjen e Prizrenit, Prishtne, 1989, s.45. Avrupal birok tarihi arnavutlarn topluca slm dnini kabul etmeleri ekonomik skntlardan kurtulmak ve osmanl ncesi dnemlerde elde ettikleri mevki ve zenginlerikleri korumak iin olduunu ne srmektedir. Ancak bir milletin %80e yakn bir blmnn bir dni kabul etmelerini sadece ekonomik sebeblere dayandrlmas subjektif olur ve yanl sonularn domasna sebep tekil eder. slm dninin toplumun hemen de her kesiminde yerlemesini ve Osmanlnn bu blgeleri fethetmesini kolaylatran baz nemli ve grmezlikten gelinemez faktrler mevcuttur: a) Arnavutlardaki dni istikrarszlk ve ahenksizlik, zellikle XIII. asrda katolik ve ortodoks kiliseleri arasnda balayan mcadele. b)ktisad yapnn tam bir kriz halinde olmasdr. Arnavutlarn yaadklar topraklarn elinde bulunduran Bizans ve Srp krall, toprak shibi zengin beylere btn salahiyetleri vermiti. Hristiyan kyl kitleleri zengin toprak shiplerinin zlmnden inim inim inliyor ve kendilerini bu skntl hayattan kurtaracak bir kurtarc bekliyorlard. c)Politik ve idr sebepler. Yerli halka Katolik latin devletlerinin yaptklar zlm yetmiyormu gibi bunun zerine bir de gaddar ve zorbac Srp idaresinin zlm eklenmitir. Arnavutlarn aristokrat snf da iyice bozulmutu. Ayrca kendi bana hareket eden rahipler snf da halka eziyet ve ikence ediyordu. oktanrl inanca sahip olan Arnavutlar Hristiyan dinine kar honutsuzluk gstermilerdir. Kendilerine zorla empoze edilen bu dinle beraber Romallar onlar latinletirmeye altklarndan dolay kilise otoritesinden ayrlmak iin areler aramlar ve bu yolda epeyce mcadele etmilerdir. Balkanlarda kilise hiyerarisinin iyice yerlemesi ancak IX. ve X. asrlardan sonra olmutur. Fakat olutuktan sonra yine mahall piskoposlar merkezden ayr hareket etmeye almlardr. Bunun en briz rnei Bosna Kilisesidir. Balkanlarn dou ve gney blgelerinde, zellikle dalk yerlerde oturanlar (Arnavutlar ve Bonaklar) arasnda Hritiyanln yaylmas yzeysel ve zayf olmutur. Durum byle iken Anadolu yoluyla doudan gelen Bogomil hareketi epeyce reva grmtr. Bogomilizm mstakil bir din ve siyas hareket deil, ancak resm din anlayna tenkiti bir yaklamn tezahrdr.. Yani, lks ve israfa boulan kilise hiyerarisine bir reaksiyondur. Bogomil hareketindeki tektanr inanc, gnostik (irfan) anlay, Hz. sann tanrnn olu deil de bir peygamber olduu inanc, dni pratik ile messese hiyerarisinde mistik dzenleme daha sonralar slmn ve tasavvuf anlaynn kabul grmesinde olduka etkili olmutur.Daha geni bilgi iin bkz: zeti Metin, Balkanlarda Tasavvuf, stanbul 2004, s.41-45; Mandi, Dominik, Bogomilska Crkva Bosanskih Krstjana, Chicago 1962, s.352 vd.

517

2. Osmanl ncesi blgeye yaylan seyyah derviler4. Osmanllar Balkanlara gelmeden nce iki asra yakn bir zaman diliminde slm yayan birok derviin ismi mehul kalmtr. XIII. asrda Gneydou Avrupann birok lkesinde faaliyet gsteren ve kahramanl ve vellii hakknda bir hayli efsanev rivayetler nakl edilen ahs Sar Saltktr. Bu nemli ahsiyetin varln ve faaliyetini anlatan Balkan kaynakl veskalara rstlanmamaktadr ve genelde veskalar mahall ananelere, ifah rivayetlere, mezar ve trbelere dayanmaktadr.5 Baz blge tarihilerine gre Sar Saltk gerek bir ahsiyet olmayp onun isminde blgede iki asr boyunca faaliyet gstermi btn mistiklerin tecrbeleri toplanmtr.6

Arnavutlarn Tarih Sahnesindeki Yeri


Arnavutlarn menei Hint- Avrupa asll olan liryallara dayanmaktadr. Latince kaynaklarda Aerbanenses veya Albanenses, Slav kaynaklarnda Albanoi yahut Arbanasi olarak bu halkn Trkede ismi Arnavuttur.7 lirlerden sonra deiik Arnavut boylar bugnk Arnavutluk, Kosova, Makedonya ve Karada blgelerinde beylikler kurmu ve sert mizalarnn netcesi olarak srekli birbirleriyle savamlardr.8 Daha sonraki dnemlerde Arnavutlar eitli devletlerin idaresi altnda kalm, VII. yzylda Slavlar lkenin tamamn, IX. ve X. yzylda Bulgar imparatorluu gneyini, XII. yzylda ise Srplar kuzeyini ele geirmilerdir. Arnavutlar VI.ve VII. yzylda Balkan yarmadasna delen Avar Trkleriyle, X. ve XI. yzyllarda ise Kuman , Uz, Peenek Trk boylaryla deiik ekillerde irtibatta bulunmulardr.Ska deien ynetimler Arnavutlarn ulusal deerini hie sayarak, onlar eritmeye almlardr. Balkanlarda hal

5 6 7 8

Osmanllar Balkanlara yneldikleri zamanlarda Arnavutlar Hristiyan mezhep ve hanedan kavgalarnn yol at siyas ve sosyal bir kaos ierisindeydi. Osmanl devletinin asker ynn tesinde ideolojik planda slm dininin dzenli, sistematik ve insan yapsna uygun din ve ideolojisi, birbirleriyle devaml sava hali ierisinde bulunan Hristiyan veya yar Hristiyan gruplara yapc bir teolojik ve pragmatik alternatif sunmutur. Mlum olduu zere her tarikatn temelinde insan nefsini terbiye etmek ve insan istidatlarna ve tabiatna uygun bir din anlay sunmak vardr. nsanlarn yaratlnda kainatn srr olarak her ferd birbirinden farkl bir mizaca, fikre ve hissiyata sahip olarak yaratlmtr. Her insann kendi ahsiyeti ierisinde bamsz bir alem tekil ettii gibi o ayn zmanada sosyallemeye muhta olan bir varlktr. nsan kapasitesinin bu inceliini ok iyi kavrayan deiik tasavvuf akmlarna mensup ahslar bir yandan insann ferdiyetine, dier taraftan da sosyal ynne gereken nemi vererek ahs ve toplumlara uygun bir anlay sunmutur. Arnavutlarn mentalitesini, rf ve adetlerini iyice kavrayan , bo ve tenha yerlere yerleen seyyah dervilerin sunduklar sistem yerli halk tarafndan byk lde tercih edilmitir. Osmanllar bu blgelere yerlemeden nce seyyah derviler gelip bir taraftan slm anlatm dier taraftan da adaletsizlik penesi altnda yaayan topluluklara alkn olmadklar alternatif bir hogr anlay sunmulardr. Arnavutlarn yaadklar blgeler ve genelde Balkanlar Osmanl ordusu tarafndan gelip asker adan fethesilmesinden nce seyyah derviler tarafndan bir anlamda feth edilmitir. Dier bir deyile Osmanl buraya geldiinde yerli halk psikolojik olarak bu fethe hazr hale getirilmi bulunuyordu. Daha geni bilgi iin bkz: Barkan mer Lutfi, Osmanl mparatorluunda Bir skan ve Kolonizasyon Metodu Olarak Vakflar ve Temlikler, stil Devirlerinin Kolonizatr Trk Dervileri ve Zviyeler, Vakflar Dergisi, sy. II, Anlara 1964, s. 279-353; Birge, John Kingsley, Bektailik Tarihi, ev. Reha amurolu, stanbul 1991, s.57; Oki, Tayyib, Bir Tenkidin Tenkidi, A...F.D., sy. II, Ankara 1953, s.221-255; zeti Metin, a.g.e. s.45-47. Sar Saltktan bahseden kaynaklar ve aratrmalar hakknda bkz. Ahmet Yaar Ocak, Sar Saltk, Popler slmn Balkanlardaki Destan ncs, Ankara 2003, f. 1-17. Kaleshi, Hasan, Legjendat Shqiptare Per Sar Salltukun, Perparimi, 1,1967, Pritine. S. 87. Sar Saltkn tarih smas hakknda bkz: Ahmet Yaar Ocak, a.g.e., s. 64-67. Doci, Recep, liro-Shqiptaret dhe Serbet ne Kosove, Pritine 1994, s.56. Italyan tarihi Roberto Morozzo Della Rocca arnavutlar hakknda yle diyor: Silah arnavutlar iin savama aracndan ok toplumsal yaplanmann bir eklidir. Her zaman elinde silah tutar, sayg duyduu bykler hari hi kimsenin nnde boyun ememek iin gl iradesi vardr. Az bir kusur iin ldrmekle intikam dnebilen bir yapya sahiptirler. Roberto Morozzo Della Rocca, Shqiperia Rrenjet e Krzes, Tiran 2000, s.48.

518

seferlerin ncln yapan Katolik din adamlarndan Guilame DAdam 1332 ylndaki bir raporunda yle diyor:
... Arnavutlar Srp kraln iddetli ikenceleri altnda yaamaktadrlar. Srplar ve biz Latinler iin kalplerinde kin beslerler, nk bu iki kavim de onlarn det ve geleneklerini hie sayp, derebeylerini zincire vurmaktadr. Bu kavmin her ferdi Latin ve Srplara kar 9 savan onlar kutsallatracana inanmaktadr.

nsan ve kltrel unsurlar ykan o dnem kilise anlay, igalci kuvvetlerin ska deimesi, ideolojik anlamazlklar, Ortodokslar ile Katolikler arasndaki atmalar Arnavutlarn yaadklar blgeleri kargaa ve huzursuzluk yeri haline sokmutur. Zikredilen sebeplerden dolay blgede kilise tarafndan afaroz edilen Hristiyan mezhepleri ve Balkanlara yeni yeni gelen slm davetileri Arnavutlar tarafndan kabul grmtr.10 Edirnenin fethinden ksa bir sre sonra Arnavut derebeylerinin yardm istemeleri zerine Osmanl askerleri Arrnavut topraklarnda grnmeye balamtr. 1381 ylnda Yanya derebeyi Thomas kendisine isyan eden halka ve komu kabile Gjin Shpatiye kar trklerden yardm ister ve bu yardm sayesinde hakimiyetini muhafaza eder.Ayn tarihlerde Kuzey Arnavutlukta Papa ve Venedik tarafndan desteklenen II. Bala ile Trklerden yardm talep eden Karlo Thopia arasnda sava kar. II. Bala 1385 tarihinde Vyosada malup olunca Osmanllar Arnavut topraklarna girmeye balamlardr. XV.yzyln yarsna kadar Arnavutluun byk bir blm Osmanl idaresi altna gemitir.11Kk atmalar bir tarafa braklacak olursa Osmanllarn Arnavut topraklarndaki hakimiyeti 1913 ylna kadar devam etmitir. 1877-1878 Osmanl-Rus savanda Rusyann tahrik ve tevikine ramen Katolik ve Ortodokslar da dahil btn Arnavutlar padiaha sadk kaldlar. Ayastefanos muahedesinde haksz bir ekilde topraklar komu devletlere verilince 10 Haziran 1878 de Prizren ttihad (Lidhja e Prizrenit) topland ve kongrenin sonunda lkeyi sonuna kadar savunma karar alnd. Babialiden de kendilerini desteklemelerini istediler. Nihayet Berat Mebusu smail Kemalin liderliinde Arnavut milliyetileri 28. Kasm 1912 tarihinde , Avlonya ehrinde Arnavutlukun istiklalini ilan ettiler. Balkan savalarndan sonra toplanan Londra Konferans (10 Austos 1913) Arnavutluku bamsz bir devlet olarak kabul etti ve snrlarn belirledi. Kosova, Bat Makedonya, ameria gibi Arnavutllarn yaadklar topraklar devletin snrlar dnda kald. Neticede balangtan itibaren Osmanl devletine ok sadk olan bu topluluk iki taraftan da uygulanan hatal davranlar ve d tahrikler sebebiyle Osmanl idaresinden kopmu oldu.12 Trkler XIV.yzyldan ortalarndan itibaren Arnavut topraklarna damgalarn vurmulardr. Arnavutlukun birok blgesinde Trklerin hayatlarna imrenen halk, kitleler halinde slm dinine gemitir. Arnavut topraklar Osmanllarn eline getikten sonra halkn yaama biimi, gelenek grenekleri, kltrleri, Trk dilinin yaygnlamas, cami, tekke, medrese, hamam, eme, kpr, kervansaray vb. Osmanl eserlerinin hzla ina edilmesiyle deiime uramtr. Trklerle, Trk diliyle, Trk kltryle iie yaayan Arnavutlar Trk kltrnden epeyce etkilenmi ve byk
9 10 11

12

Turinovi, Josip, Katolika Crkva u Jugoslovenskim Zemljama, Zagreb 1973, s.6. Ternava, Muhamet, Popullsa e Kosoves Gjate Shekujve XIV-XVI, Pritine 1995, s.20. Stavro Skendi, Zgjimi Kombetar Shqiptar, trz., s.17. 1443 ylnda Skenderbeg adyla tannan Gjergj Kastrioti liderliinde bir Arnavur ayaklanmas ortaya kmtr. 1444 ylnn Mart aynda Alesso ehrinde baz Arnavut derebeyleri ve asilzadelerinin katld bir toplantda Trklere kar birlikte mcadele etmek zere Skenderbeg liderliinde bir ittifak kurulur, arkasnda da her trl yardm veren katolk dnyas ve Venedik durur. 1468 ylnda Skenderbein lmne kadar birka muharebe yaplmtr. Doutan Gnmze Byk slm Tarihi, XII, 129-139; Arnold, Thomas, Povijest slma Historijski Tokovi Misije, s. 213-229; Bartl, Peter, Mill Bamszlk Hareketlerin Esnasnda Arnavutluk Mslmanlar, ev. Ali Taner, stanbul 1988; Historia e Popullit Shqiptar, Pritine 1998; brahimi, Nexhat, slmi ne Trojet liro-Shqiptare Gjate Shekujve, Shkup 1998.

519

lde benimsemilerdir. Gelenekler ve Osmanl sz hazinesi Arnavutlarn dilinde yer tutup gnmze kadar devam etmitir. Arnavutlarn miras aldklar bu hazneye bir gz atlrsa Osmanl medeniyetinin ne derece kendini kabul ettirmeyi baardn ve Arnavutlarn hayatndaki baz ynleri ekillendirdiini farkedilir. Arnavutlukta ehir anlaynn ilk temellerini Osmanllar atmtr. Trk kltr yzyllar boyunca Arnavut ve Balkan kltrn besleyen en nemli kaynak olmutur. Osmanllar devrinde Arnavutlukun birok ehrinde tekke, cami, trbe, medrese, han, hamam, kpr, kervansaray vb. eserler Osmanllarn iyi niyetliliini ve sosyal planda sahip olduklar geni ufkun en iyi rnekleridir. Arnavutlar Osmanl Devletinin hkim snf iinde ok belirgin bir yere sahiptiler. zellikle asker alanda geni lde yer almlardr.

Bektai Tarikatnn Arnavut Topaklarna Girii ve Gnmze Kadarki Durumu


nsanlk tarihinde nemli bir yer tekil eden, varln uzun sre srdrebilmi ve bugn bile birok ynden tekrar kefedilmeye allan Osmanl Devletinin alt yapsn oluturan, ya da manev zeminini tekil eden yapc unsur, slm dininin douunu takip eden ksa sre ierisinde geni corafyalara yaylmasn salayan tasavvuf akm olmutur.Trklerin ihtidasnda ve devletlerinin uzun sre ayakta kap glenmesinde balca rol oynayan dinin sufiyne tecrbe ve ak boyutlar, zellikle Hazreti Muhammed ve Ehl-i Beyte kar cokun sevgi, Trk insannn yaad ve ulaabildii btn blgelere aktarlm ve o yerlerde kalnd srece yaatlmaya allmtr. Bu realite, Arnavutlarn Osmanl dnemindeki tarihi incelendiinde ortaya kmaktadr. Birok yere ordulardan nce yerleen, halk iindeki nfuzlar ile dikkat eken mahall ile merkez devlet ricali zerindeki tesirleriyle temayz eden meayihe, padiahlarn ou, birok vlide sultan, padiah kzlar, vezirler, paalar ve pek ok zengin bizzat intisap etmiler, tesis ve tahsis etikleri vakflarda tarikatlarn bu topraklarda nev nem bulmasna katkda bulunmulardr.13 Anadoluda faaliyet gsteren birok tarikatn mritleri Arnavut topraklarna kadar uzanmtr. Ancak Arnavutluk ve Arnavutlar Bekt tarkat asndan birinci derecede nem tam ve tamaktadr. Arnavutlarn kltrel, sosyal ve siyasal yaantsnda Bektalerin tesirleri oktur ve zel bir konumlar vardr. Bektaliin Arnavut topraklarna yerlemesi kaynaklarda iki ynden ele alnmtr. Birincisi XIII. yzyln balarnda Osmanlnn bu blgelere henz gelmeden nceki seyyah dervilerin bo ve tenha arazilerde yerleip tekke ve zviyelerini ina etmesiyle olmutur. Bu ekilde slmn misyonerliini yapan ahsiyetlerin banda hi phesiz Sar Saltk yer alr. Sar Saltk XII.yzylda Gneydou Avrupann birok lkesinde faaliyet gstermi ve kahramanl ve vellii hakknda bir hayli efsanev rivayetler nakledilmi olan bir ahsiyettir.14 Bundan dolaydr ki blgede faaliyet gstermi deiik tarikatlar ve tekkeler onu kendi aralarnda gstermeye almlardr. Ancak u bir gerektir ki Sar Saltk Bektler arasnda en ok hret kazanm ve Arnavutlar arasnda Bektai tarikat ile zdelemitir. Sar Saltk seyyah dervilin ve bu tasavvuf gelenein simgesi olmas nedeniyle Gneydou Avrupann dier lkelerinde olduu gibi Arnavut topraklarnda da birok yerde onun trbe, mezar ve ayak izlerinden bahsedilmektedir. Sar Saltkla ilgili efsanelerin asl Anadolu kltrne dayansa bile onlarn arasnda Arnavut gelenek ve tresinden kaynaklanan bir hayli unsur mevcuttur. 15

13 14 15

Barkan- Ayverdi, Tahrr Defteri, s.434-435, 436-437 vd. A. Yaar Ocak, a.g.e. Tirta, Mark, Prana e Kultures Arabo-Islame ne Mte, Rte e Besme Popullore Shqptare, Arnavutlar Arasnda slm Kltr Uluslararas Sempozyumu, Pritine 1995.

520

Arnavut topraklar dahilinde birok yer bugn bile Sar Saltkn ismini tamaktadr. Akahisarn (Kruja) 600 metre stnde bir tepe Sar Saltk ismini tamaktadr. Bu tepede bir maarann iinde Sar Saltk Tekkesi de vardr. Tekke yerin altnda olduundan basamakla inilir. Tekke kapsnn nnde Sar Saltkn ayak izleri vardr.16Bunlarn dnda Sar Saltkn izlerinin, Kosovada Opoya ehrinin Zgatar kynde, Prizrene yakn Germen tepesinde, pek-Pritine yolunda Kk kynde, pekin Pirlepe kynde, Ohrinin Aziz Naum kilisesinde v.s. yerlerde, olduuna inanlmaktadr.17 Bektaliin Arnavut topraklarna yaylmasnn ikinci yn Osmanlnn bu yerleri tamamen fethetmesinden sonra peyderpey ve deiik veslelerle gelen Bekta babalarnn araclyla olmutur. 18 Bu ikinci ynn en baarl isimlerinden biri Seyyid Ali Sultan ve onun Dimetokada kurmu olduu tekkedir.Bu tekkeden yetien birok dervi ve baba daha sonralar Arnavutluun deiik blgelerine yaylp Bektilii yaymlardr.19 Bektaliin Arnavutlar arasnda yaylmasnn nedenlerinin birisi de phesiz YenieriBektai ilikisidir. Arnavutlar asker olup silahla beraber olmay seven bir millettir. Bundan dolaydrki byk bir blm yenierilere katlmtr.Yenieri- Bektai ilikisi onlarn Bektai tarikatna gemelerine sebep olmutur. Bektailiin Arnavut topraklarna yerlemesi bu iki yne balanyor ise de Osmanlnn Arnavutlua yerletii ilk dnemlerde Bekt tarikatna ve tekkelerine ait izlere rastlanmamaktadr. Evliya elebi XVII. yzylda Arnavutluka geldiinde Bektailerle ilgili dorudan sz etmez. Evliya bir yerde , Emev halfeleri, Muaviye ve Yezide kar nefret saan bir halk topluluu ile karlar. Bunlar Muaviye mavi giydii iin o rengi giymeyi reddederler. Boza imezler nk bu ikiyi Muaviye yapm ve kulanmtr.20 Evliya Arnavutluk ehirlerinden Pogradets ve lbasanda abdaln tekkelerine rastladn syler.21Evliya elebinin bu gruplarla ilgili ifadeleri Bekt tarkatna it olarak yorumlanmtr.22 Fakat Muaviyeye ve Yezide kar nefret sadece Bektlerde deil Trklerle slmn ulat Balkanlarn her yerinde yaayan Mslmanlarada vardr. Bunun en iyi misali Muaviye ve Yezid isimlerini ocuklara konulmamasdr. Abdallar tekkesine ve Sar Saltka gelince, bunlar tasavvufta ak ve seyahat prensiplerinin tezahrdr ve sadece bir tarikada balamak doru olmasa gerek. Bekt tarikatnn Arnavut topraklarnda sistematik bir ekilde tekke kurmalar ve tarikat olarak faaliyet gstermeleri XVIII. yzsyln sonunda, yani 1790-1822 yllar arasnda Gney Arnavutlukta bamsz hareket eden ve kendisi de Bektai olan Tepedelenli Mehmet Ali Paann ynetimi zamannda olmutur. 23
16

17 18 19 20 21 22 23

Bu yer her yl 7-15 Austos arasnda ziyaret edilir ve orada zikir yaplr, nefesler okunur, a datlr.Benzer izlere Ergiri de Kutsal zler tekkesinde ve Dra etrafndaki Duritsa kyndeki Sar Saltk Tekkesinde de rastlanmaktadr. Tirta, M. a.g.m. s. 45. Daha geni bilgi iin bkz. zeti, Metin, a.g.e. s. 48-51. Kiel, Michael, Sar Saltk ve Erken Bektailik zerine Notlar Trk Dnyas Aratrmalar Dergisi, yl 2, II,19, Aralk 1980, s.25. Baba Rexhep, Mistiizma slme dhe Bektashizma, s.173. Evliya elebi, Seyahatnme, VIII,679. A.g.e. s. 680, 745. Birge, a.g.e. s.83. Birge, a.g.e. s.83. XIX. yzylda Arnavut milliyetilerinin Bektai tekkelerinin etrafnda toplanmalar, Yanya Vlisi Tepedelenli Mehmet Ali Paann Osmanl Devletine kar Arnavut Bektailerinin ok bulunduu Gney Arnavutluku kendi bamszpaal olarak ilan etmesi 1826 ylnda Sultan II. Mahmudun Bektai tekkelerini kapatmasyla birok Bektai babasnn Arnavutlukun kylerine yerlemesi ve en nemlisi Bektailikteki heterodoksi belirtileri birok Batl yazar, bu konyla ilgilendirmitir. Arnavutlarn dn hayatnda mevcut olan esneklik Bektailikteki heterodoksi ile badatrlm ve birbirine uyum saladklar sylenmitir.Ayn zamanda Arnavutlarn Bektailie girmeleriyle eski inanlarndan fazla uzaklamalar gerekmedii ifade edilmitir. Bu ve buna benzer

521

Tepedelenli Mehmet Ali Paa ( 1238/1822) zamannda, Bektailik Gney Arnavutlukta ok geni bir evreye yaylm, onun talimatyla Mslman olup itaat eden Himara kylerinde ve birok baka yerde Bektai tekkeleri almtr.Ali Paa zamannda Arnavutluku ziyaret eden birok seyyah onun Bektailerle olan ilikilerinden bahsetmektedir. William Martin Leake kitabnda yle yazmaktadr: Sonunda Trikalla, Paa tarafndan yaptrlan yeni bir tekke ile sslenmitir. Tekke yklm olan eski tekkenin bulunduu yerde ina edilmitir.24 Ali Paa kendini emimi Babann mridi olan bir bektai olarak takdim ederdi. Fakat o dnemde Arnavutluku ziyaret eden tm yazarlar Ali Paanin tarikata yaklam ancak iyi siyas neticeler alabilmek iin olduunu syler.. Martin Leake, Ali Paa hakknda yle devam ediyor:
Onlarn dini doktrini tm inanlara kar liberal dnceli ve tm insanlar tanr nnde eit grmektir. Vezir bir hrriyet partizan olmamasna ramen bektai tarikat houna gider. O hapise attii fransz vatandalarla konuurken ruhun lmszln kabul etmez ve onlarn dinleriyle alay ederdi. Bir defa benimle 25 Muhammed hakknda konuurken, bende Yanyann peygamberiyim demiti .

Eer Leakenin bu yazdklar doruysa o halde Tepedelenli Ali Paann dine ne kadar saygl olduunu aka ortaya koymaktadr. O genelde dini veya tarikat ynettii toplumu skin tutmak iin enstrumentalize eden bir kiiydi. 26 1826 ylnda Yenieri Ocann kaldrlmasyla Bektai tarikatna kar sert nlemler alnmtr. Bu sert nlemler stanbul ve Anadoluda ok daha youn bir biimde hissedilirken Arnavutlukta pek o kadar hissedilmemitir. Hatta Gney Arnavutluk kanun d ilan edilen Bektilerin snak blgesi olma zelliini kazanmtr. 27 XVIII. yzyln sonlarna doru zayflayan Osmanl mparatorluunun bu blgeler zerindeki etkisi azalmaya balaynca Tepedelenli Ali Paa gibi dier baz blge idarecileri de doan otorite boluundan istifade ederek yenieri nefyini bahane ederek Bektai tekkelerini kendi amalar dorultusunda kullanmaya, onlar isyan hareketleri iin merkez edinmeye balamlardr. Devrin Kalkandelen idarecisi Recep Paa balad isyan hareketinde Bektai tekkesini s olarak kullanm, durum Abdurrahman Paa zamannda da devam etmitir.28 Yenieriliin kaldrlmasyla, zellikle Arnavut topraklarnda bulunan Bektai tekkelerinin en az te biri zarar grm olsa bile Bektailik adna en ok tekke bu dnemden sonra yaplmtr.29 Ancak bu tarihten sonra, Hasluckun da dedii gibi, daha nceden hi grlmemi bir biimde Bektailer Trk kart olmutu.301878 ylnda Prizrende kurulan ulusal bamszlk hareketinin bana Arnavutlukun kkl bektai ailelerinden birine mensup olan Naim ve Sami (emsettin Sami) Beylerin aabeyi Abdl Fraeri seilmitir. Bylece bektailer Arnavut Ulusal
deerlendirmeler genelde 1880 yllarndan sonra Arnavut toplumu ve zellikle Arnavut tarikat ve tasavvuf hayat deerlendirilerek varlan sonulardr. Fakat daha ncelerinde durum byle deildi. Son dnemde Bektilik Arnavutluun en yaygn tarikat olduu sralarda bile Arnavut Mslmanlarnn %15ini gememitir. Bkz. Musaj, Fatmire, Organizimi nstituconal i Sektit Bektashian Ne Shqiperi ni vtet 1920-1939, Feja kultura dhe Tradta Nder Shqptaret (Uluslaras Sempozyum Bildirileri), Pritine 1995, s.227. Clayer, a.g.m. s. 40. Flemming E. Katherine, Bonaparti Mysliman, s.94-95. Leakenin yazdklarna gre o hayatnn sonlarna doru Yunanllara yakn grnmek iin kendsinin hrstyanla getiini de sylemitir. A.g.e. s. 96. Hasluck, F.W. Christianity And slm Under The Sultans, s.538. zeti, Metin, Tarikati Bektashjan, Tetove 2001, s.72 Bu dnemden sonra Arnavut topraklarnda birok tekke faaliyetleriyle nplana kmtr. Bazlar unlardr. Yakova bektai tekkesi, Kalkandelen Harabati Baba Bektai Tekkesi, Akahisar Hac Yahya Baba Tekkesi, Akahisar Ovas Bektai Tekkesi, Melan , Kotan ve Elbasan Bektai Tekkeleri, Frar Bektai Tekkesi. v.s. Daha geni bkz: zeti Metin, Balkanlarda Tasavvuf, s. 245 vd. Hasluck, a.g.e. s.51.

24 25 26 27 28 29

30

522

Hareketin ekirdek kadrosunu oluturmulardr. Hatta babalar milliyetilik akmnn kylere tanmas ve yaygnlatrlmasnda nc rol oynamlardr. Osmanlya kar ilk eteyi kuran Melan Tekkesi Postniini Hseyin Baba olmutur.31 XIX. yzyln balarndan Osmanlnn ekiliine kadar Arnavut Bektai Tekkeleri baz sanat dallarnda da epeyce faaliyet gstermilerdir. Bu tekkelerden birok nl Arnavut mill airi kmtr.32 Osmanlnn ekiliinden sonra Arnavut Bektailerinin durumu daha da arlat. Srp Hrvat Krall idaresi altnda kalan Arnavut topraklarnda Bektai tekkelerine ulusuluk hareketinde etkin olduklarndan dolay basklar yaplmaya balad ve birok tekke babasz ve mhipsiz kald. Bu basklarda, bektailerdeki heterodoks hareketleri beenmeyen bektai olmayan dier mslman kesimler de yer yer katlmtr. Bu dnemde byk Bektai tekkelerden biri olan Kalkandelen Harabati Baba Bektai Tekkesi de kapatlmtr. Arnavutlukta ise bamsz devletin kurulmasndan sonra Luna Kongresinde (Ocak1920) Bektailik, Snnlik, Katoliklik ve Ortodokslukla beraber ayr bir dini birlik (komunitet) olarak kabul edilmitir. Hemen bundan sonra Baba Ahmet Turani ve Baba Hsein Prita inisiyatifi ile bir Bektai Kongrenin tertiplenme hazrlklar balamtr. 17. Ocak 1921 tarihinde Prshta Bektai Tekkesinde bu kongre oldu. Kongrede Arnavutlukun 37 Bektai tekkesinden baballar hazr bulundu. Ayn zamanda kongrede 28 maddeden oluan bir Bektai Tz ve 7 kiiden oluan bir Babalar Meclisi onayland. Babalardan en yals Dede Vekili grevini icra edecekti.33 Alnan kararlarn birou Arnavut Bektai organizasyonunu Trkiyedeki merkezden bamsz hale getirmek ynndeydi. 1923 ylnda Ergirinin (Gjirokaster) Haydariye Bektai tekkesinde ikinci kongre ve 1929 ylnda Prishta Tekkesinde nc Bektai Kongresi tutuldu. nc Kongrede, Trkiyede Tekke ve Zaviyelerin kapatlmasndan dolay Dedebabalk makamnn Arnavutluka intikal iin karar alnm ve Trkiyeden Arnavutluka gelmi olan Salih Niyazi Dedebaba, dedebaba tayn edilmitir.34 Bu karar Mart 1930 tarihinde Arnavutluk kral Zog- Leka III tarafndan da onaylanmtr. Salih Niyazi Dedebaba Arnavutlukta bulunduu srede Makedonya, Kosova ve Arnavutlukta 67 tekkede grev yapan dervilere erkan gsterip babala ykseltmitir 1941 ylnn Ekim aynda Salih Niyazi Dede 30 yl nce kapatlm olan Harabati Baba Bektai Tekkesini faaliyete geirmek iin Makedonyaya Yakoval Dervi Kazm Bakkaliyi gndermitir.35 Salih Niyazi Dedebabann vefatndan sonra Arnavutlukta tekke, cami ve kiliselerin 1967 ylnda kapatlna kadar Arnavutlukun deiik tekkelerinde postniinlik yapan babalar dedebabalk postuna oturmutur 1967 ylnda Arnavutlukta dedebaba makamnda Avlonyal Ahmet Dede idi.36 Enver Hocann komunist rejimi ktkten sonra 1990 ylnda Arnavutlukta gnmzde de dedebaba makamnda oturan Dede Reat Bardhi ve baz dier

31 32 33 34

35 36

Clayer, a.g.m. s. 58-60. zeti, Metin, Makedonyada Bektailik, baslmam y.l. tezi , zmir 1998, s. 30-35. Arnavutluk Merkez Arivi, Fon 252, dos. 45, yl 1928, 1,2. Salih Niyazi Dedenin Arnavutluka g etmesi ve faaliyetlerine orada devam etmesi Arnavutluk ile Trkiye Bektaileri arasnda anlamazla sebep olmutur. Trkiye Bektailerinin Babagan koluna gore Salih Nyazi Dede Arnavutluka giderken yerine vekil olarak Ali Naci Baykal Dedebabay brakmtr. Ali Nac Baykal Dedebabann 60li yllarda vefatndan sonar dedebabalk postuna Salih Bedrettin Noyan oturmutur. Arnavutluk Bektailerinin byk bir ounluu bunu Kabul etmeyip, Salih Niyazi Dedenin Trkiyede vekil brakmadn ve Hac Bektataki Pr Evi tekke gibi faaliyetlerine alncaya kadar dedebabaln Arnavutlukta kalacan iddia etmektedirler. zeti Metin, Makedonyada Bektailik, s. 25-27. Bu tarihten 1990 ylna kadar Arnavut Bektailerin faaliyetleri Makedonya, Kosova ve ABD deki Detroit Bektai Tekkesinden ynetilmitir. Bu dnemde en ok faal olan babalardan Yakoval Baba Kazm Bakkali ve Detroit tekkesinin kurucusu Baba Recepidir.

523

babalarn teebbsyle dedebabalk makam yeniden faaliyete gemi ve Arnavutluk, Kosova ile Makedonyada daha nceden faal olmayan baz Bektai tekkeleri yeniden faaliyete gemitir. Gnmzde Arnavutluk, Kosova ve Makedonya Bektaileri Tiranadaki merkeze bal olarak hareket etmektedirler ve bu lkelerdeki Diyanet lerinden bamszdr. Daha nce de sylediimiz gibi ,1920 ylnda Luna kongresinde Bektailik Snnlikle ayr ayr zikredilmitir. Bu karara dayanarak Arnavut Bektailerinin byk bir blm Bektailii ayr bir din olarak kabul ettirme dncesini tamaktadr. zellikle yabanc gazeteci ve aratrmaclarla yaplan mlakat ve konumalarda bu gibi dnceler ak olarak ortaya kmaktadr. Byle yaklamlar genelde dnce ve inan zgrl mefhumlarn emsiyesi altnda yaplmaktadr. Kannatm odur ki bu ve benzeri dnceler, dinlerin ve o din emsiyesi altnda, temellerine inanarak ve onlar gelitirerek gelien akmlar, sonusuz ve perspektifsiz bir maceraya sokmaktadrlar. Bektai tarikat Kuran ve Snnete bal kalan ve onlardan asla taviz vermeyen slm tasavvufu ruhunda kurulan, kaynaklar, pri ve erkan belli olan bir tarikattr. slma uzun zaman deiik ekillerde hizmet eden bu tarikat ve messeselerini, doktrinel adan slm dininden ve temel slm tasavvufu anlayndan karmak bektilerin kendilerine en ok zarar verecektir. unu da unutmamamk lazm ki bektailerin kendi ilerine kapanmalar sadece kendi isteklerinden dolay olmamtr. XIX.yzyln balarndan itibaren mslmanlarn dier kesimleri bektailere kar sempati beslememi ve yer yer de onlarn slm dinine uygun olmayan hareketlerini- mesela iki imek, namaz klmamak, oru tutmamak- engellemek iin zorbac metotlar kulanmtr. Bir tarafn yapt yanl hareket dier taraf rencide etmi ve ayn dine mensup olan bu iki kesimi birbirinden uzaklamtr. Kanaatimce asl sorun Osmanlnn ekiliinden sonra Balkanlardaki tasavvuf messeselerin merkezden kopmas ve tekkelerin ehliyetsiz eyhlerin eline kalmasndadr. Ehliyetli olan eyhlerin bazlar ldrlm , bazlar da Trkiyeye gm ve tekkeler ehil olmayan mritlerin elinde kalmtr. Bu Balkanlarda tm tarikatlar ve tekkeleri iin geerlidir. Bundan dolay bata yaplmas gereken ey slm Tasavvuf anlayn z ekliyle yeniden sunmaktr. Bu anlay insanlar birbirine yaknlatracak ve farklarn gzelliinde beraber yaatacaktr. Son szmz de Yunusa brakyoruz:
Yol oldur ki doru vara Gz oldur ki Hakk gre Er oldur alakta dura Yceden bakan gz deil...

Kaynaka
AQSH- Arnavutluk Merkez Arivi-F. 259, dos. VIII; F.883, dos. VII; F. 252, dos.VIII; F.249, dos.VI; F. 252, dos.45. ARNOLD,T.W., The Preaching Of slm, The Propagation of the Muslim Faith, Karachi1979. BABA REXHEP, Mistiizma slme dhe Bektashizma, Tirana 1995. BARKAN mer lutfi- AYVERD Ekrem Hakk, stanbul Vakflar Tahrr Defteri, stanbul 1970. BARKAN, mer Lutfi, Osmanl mparatorluunda Bir skn Ve Kolonizasyon Metodu Olarak Vakflar ve Temlikler, I: stil Devirlerinin Kolonizatr Trk Dervileri Ve Zviyeler, Vakflar Dergisi, sy.1 (1942) stanbul 1974. BARTL, Peter, Mill Bamszlk Hareketleri Esnsnda Arnavutluk Mslmanlar (1878-1912), (ev. Ali Taner), stanbul 1998. BRGE, John Kingsley, Bektlik Tarihi, (ev. Reha amurolu), stanbul 1991. CLAYER, Nathalie, Bektlik ve Arnavut Ulusuluu, (ev. Orhan Kololu), Toplumsal Tarih, sy.2, ubat 1994.

524

_____, LAlbanie , pays des derviches, Berlin 1990. DOC, Rexhep, liro-Shqiptaret dhe Serbet ne Kosove, Pritine 1994. EVLYA ELEB, Seyhatnme, I-X, stanbul 1314 /1896-1938. FLEMMNG, E. Katherine, Bonaparti Mysliman, (Arnavutaya ev. Venera Domi) Tirana 2003. HASLUCK, F.W., Christianity and slm under the Sultans, I-II, Oxford 1973. HSTORA E POPULLIT SHQPTAR, Komisyon, Pritine 1998. BRAHM, Nexhat, slmi ne Trojet liro-Shqiptare Gjate Shekujve, Shkup 1998. ZET, Metin, Balkanlarda Tasavvuf, stanbul 2004. _____, Makedonyada Bektlik, ( Dokuz Eyll niversitesi Sosyal Bilimler Enstits) baslmam yksek lisans tezi, zmir 1998. _____, Tarikati Bektashjan, Tetova 2001. KALE, Hasan, Legjendat shqiptare per Sari Salltukun, Perparm, I, Pritine 1962. KEL, Machiel, Sar Saltk ve Erken Bektlik zerine Notlar, (ev. Fikret Elpe), Trk Dnyas Aratrmalar Dergisi, II, Aralk 1980. MAND, Dominik, Bogomilska Crkva Bosanskih Krstjana, Chicago 1962. MUSAJ, Fatmire, Organizimi nstitucional i Sektit Bektashian Ne Shqiperi Ne Vitet 1920-1939, Feja, Kultura dhe Tradita slme Nder Shqiptaret, (Uluslararas Sempozyum Bildirileri) Pritine 1995. OCAK, Ahmet Yaar, Sar Saltk, Popler slmn Balkanlardaki Destan ncs, Ankara 2003. OK, Tayyib, Bir Tenkidin Tenkidi, , A...F.D., sy.II, Ankara 1953. PRRAKU, Muhammet, Kultura Kombetare Shqiptare Deri Ne Ldhjen e Prizrent, Pritine 1989. ROBERTO, Morozzo Della Rocca , Shqiperia Rrenjet e Krizes, (Arnavutaya ev. Shpetm uka), Tirana tarihsiz. SKEND, Stavro, Zgjimi Kombetar Shqptar, Tirana tarihsiz. SMALAG, Nerkez, Klasina Kultura slma, Teologija, Filozofija, Znanost, Zagreb 1973. TERNAVA, Muhamet, Popullsia e Kosoves Gjate Shekujve XIV-XVI, Pritine 1995. TRTA, Mark, Prania e Kultures Arabo-slme Ne Mite, Rite e Besime Popullore-Shqiptare, Feja, Kultura dhe Tradita slme Nder Shqiptaret, (Uluslararas Sempozyum Bildirileri), Pritine 1995.

H.Ezber BODUR Sayn Metin zeti Beye bu sunumundan dolay teekkr ediyorum. ok ksa olarak, Sayn Metin zeti Bey Arnavutluk, Arnavutlar ve Bektailik arasndaki ilikiyi oraya koyarken bence nemli bir noktaya temas etti. O da kltrel unsurlarn, kltrel deerlerin uluslama srecinde ne kadar etkin olduunu ve bu deerler zerindeki konsenssn byle bir srete etkin bir faktr olduunu vurgulad ve Bektailiin ok nemli deerlerinden olan hogr ve toleransn Trk toplum hayatndaki gelimedeki etkinliini vurgulad, teekkr ediyoruz.

525

MONUMENTS AND COMMUNITIES: BEKTASHISM IN 20TH CENTURY GREECE


By Giorgos Mavrommatis*

Introduction
In the area defined today as Greece, during the late Ottoman period there is a significant presence of Bektashi communities, differentiated according to the location: Albanian- and Greek-speaking in Central and Northwestern Greece, Turkish- and Bulgarian-speaking in Northeastern Greece and Greek-speaking on the island of Crete. It seems that Bektashism flourished in the area in the late 18th century, while the reforms of Sultan Mahmud II, the independence of Greece, the Greek-Albanian hostility during World War II and, above all, the compulsory population exchange between Turkey and Greece -in combination with other factors- led to the weakening and, ultimately, to the dissolution of the vast majority of the communities. This study, based on several years of field research and mainly on the Greek bibliography, aims at presenting the important architectural vestiges (mausoleums/ trbes, cemeteries, etc.) of Central and Northern Greece, along with the history of the communities, as well as the Bektashi influence on and relation with the surrounding non-Bektashi (mainly Christian) communities, focusing on those which still existed and maintained some kind of life during the (best part of the) 20th century.

Epirus, Thessaly and Central Macedonia


The tekkes of Konitsa The small town of Konitsa (Epirus, 63 km north of Ioannina) was one of the most important Bektashi centres in Northwestern Greece. In the 18th century, half of the population of Konitsa was (mainly Greek-speaking) Christians and half was (mainly Albanian-speaking) Muslims. As Efthimiou, 1997 (an important local historian) informs us, in Konitsa -where the main mosque of the town carried the name of "Husein Shah"- there was a big and powerful Bektashi community. At that time, the most prominent Muslim family in Konitsa was the family of Zeynel Bey (relative of Kurt Pasha, governor of Berat, Albania), the father of Homko, who became the wife of Veli Bey Tepelenli and the mother of Ali Tepelenli, Pasha of Yannina/ Yanya. Zehra Hanim, the daughter of Abdllatif Pasha and mother of the famous Turk poet Namik Kemal, also came from Konitsa.1 In Konitsa there were many dervish lodges/ tekkes of various orders,2 of which two Bektashi: the tekke of Baba Osman in the upper part of the town and the tekke of Baba Husen or Husein in the lower part of the town. In the beginning of the 20th century, the abbot/ postniin in the Husen Baba tekke was baba Haydar, son of Mahmut, from Glina-Leskovik3. At that time, the tekke was served by
*
1 2

Thessaloniki - YUNANSTAN Efthimiou, 1997: 104, 108 Since the Greek sources and documents of that period usually mix Bektashis and Nakshibendis, giving the title "Sheikh" to the leaders of all orders and tekkes, it is not clear who was what and to what order they belonged, especially in the case of Konitsa. I shall, therefore, restrict my references only to those about whom I have totally or relatively clear indications, mainly those mentioned as "baba".

526

dervish Suleyman, dervish Ali,4 dervish Bilio or Bilal Mehmet form Valovizta, dervish Zeynel Abedin, the nephew of baba Haydar, dervish Zeynel from Gni close to Erseka in the region of Kolonjia, and dervish Demir form Avoritsiani, while there was a number of followers/ muhip, who visited the tekke frequently and took part in the liturgical life (prayers, meals etc).5 In older times the tekke owned extensive lands in Grevena, Tsotili and in the plain of Konitsa, large numbers of sheep and cows and its own mill. The tekke of Baba Osman -also called "small tekke"- was in the upper part of the town of Konitsa, close to Zeynelbey gate. There is no information regarding the babas and dervishes of this tekke. In the early 20th century many people would visit the trbe to light candles and offer bars of soap, towels, kerchiefs, slippers, etc.6 In the kurban bayram time, the people serving the tekkes would sacrifice rams and other animals and distribute a part of the blessed meat to all the people of the same religion. On the day of Ashurah, they would cook the "asir" and serve it to all visitors, including Christians, while in Moharem or Matem holiday, all the Bektashis would drink turbid water, to which coffee had been added. In the summer, the Bektashis from the area of Konitsa would gather for the feast of Baba Ramo, where they would celebrate and dance for three days.7 We know that the majority of the Muslim people living in the lower part of the town around the tekke of Baba Husen- were Bektashis,8 while it seems that most of the Bektashis in Konitsa had very close relations to the Christians. Many Muslims from the area of Konitsa (including an unknown number of Bektashis) used to visit Christian churches and pay respect to saints by offering candles, oil for the oil lamps (one actually offered a candelabrum), while some of them used to swear not only by the typical Muslim "vallah - billah" but also by the "pr shin Kolien e Vodies" (Albanian = to Saint Nicolas of Voditsa).9 It is worth mentioning that in 1925, when a big group of Muslims left the area of Konitsa10, dervish Abedin, a fluent Greek speaker and member of the Municipal Council of Konitsa for many years, was given 1,000 drachmas from the Municipal Council and 300 drachmas from the church -both due to his very bad financial situation and to the service he had offered to the (Greek) community. By way of thanks, he offered a Bektashi ceremonial vessel (a holy water sprinkler or an incensory) to the church of St. Nicolas of Konitsa.11
3

4 5 6

7 8 9 10

11

The tekke of Baba Husen must have been founded by Husein Baba or else Baba Huso himself in mid-18th century. His successor was baba Ismail, while the next know postniin was Turabi Gl baba, who built a school/ mektep in 1870 near the tekke, which was later characterised as a "secondary school"/ rtiye. In 1878 and 1882 baba Adem was the postniin, while from 1883 until 1896 the postniin was baba Kiamil from Anatolia. Efthimiou, 1997: 153 Who used to pay respect to bishop Panaretos, by visiting him often and kissing his hand. Efthimiou, 1997: 167 Efthimiou, 1997: 168. Apart from these, the tekke of Baba Nevruz and the trbe of the "badji" possibly connected to Aise Badji who died in 1748 - are also mentioned, but there is no activity related to them in the 20th century. Efthimiou, 1997: 149-150. Baltsiotis, 2002: 306. Field work finding in Leskovik, Albania, April 2001. Efthimiou, 1997: 142, 143. Moreover, it seems that many Christians in the area, for various reasons, used to resort to the healing power of the babas. As a result of the compulsory population exchange between Greece and Turkey under the 1923 Lausanne treaty. Under the treaty, all the Muslims of Greek citizenship living in Greece had to leave Greece and move to Turkey. Many Muslims from Epirus and Macedonia avoided the exchange as of Albanian origin or as non-Greek citizens. Most of the Muslims from Konitsa were not forced to leave, but after some time and mainly due to the widespread changes in the Balkans and the pressure they felt, they decided to leave. Some moved to Turkey and others to Albania. Efthimiou, 1997: 128

527

In 1950 it is estimated that around 30 Muslim families still lived in Konitsa. Nowadays some 7 Muslim families still live in the town12, not showing the slightest sign of a public Bektashi practice, while all the Bektashi monuments have been ruined. The tekke of Dorbali Sultan in Farsala At the heart of Thessaly, 28 km away from Farsala and 38 km away from Volos, by the small village of Asprogia (earlier named Ireni) lies the tekke of Dorbali Sultan, the most important Bektashi monument in Central Greece. Most of the references talk about the "Albanian Tekke" of Farsala. As Tsiakoumis, 2000 (an important local historian) informs us, it seems that the tekke was founded by Turks in the end of the 15th century and was probably built on the ruins of an old Christian Orthodox monastery of St. George13. By the end of the 19th century the tekke cluster -surrounded by a tall wall with a single entrance- contained a number of buildings, the most prominent being the main hall for the liturgical services/ meydan and the cook-house/ a evi. Outside and adjacent to the wall were the stables, while to the West, some 50 m away from the gate, were the 2 mausoleums/ trbe. At that time the meydan was decorated with pictures of Arabic calligraphy. One depicted a "face" (probably the typical "face" created from the calligraphic rendering of the word Ali) and another a "lion" (probably the typical "caliph Ali, the lion of God"). Near them there was a bow and two axes/ teber (a small one with Koranic verses on it and a big half-moon shaped one), while the existence of a double drum/ kudum is also mentioned. In the trbe of Dorbali Sultan there were three typical Ottoman graves (that of Dorbali Sultan and on its sides those of his companions and co-warriors Djafer and Mustafa14), a lot of clothes15, three big silver candlesticks, a long sword, an iron club/ topuz and two green flags wrapped around flagstaffs, one ending at a half-moon and the other at a spear.16 From the time of its establishment all the postniin seemed to be of Turkish ethnic origin until the end of the 18th century (1782) when possibly with the involvement and support of the powerful Ali Tepelenli, later Pasha of Yannina/ Yanya17- first appeared a postniin of Albanian ethnic origin.18 From that time on,19 all the babas and most of the dervishes were of Albanian origin. However, despite the fact that the first language of most of the dervishes and the babas was the Albanian20, there is every reason to believe that at least until the end of the 19th century, the language of the services was the Turkish21.

12 13 14 15 16 17 18 19

20

21

Baltsiotis, 2002: 307 Tsiakoumis, 2000: 62 - 68, 29-46 Hasluck, 1973 chapter 42. According to the dervishes, some belonged to Dorbali Sultan himself, while others were offerings. Karkavitsas, 1892: 158, 159. For an extensive discussion of this issue, see Hasluck, 1972. Hysnj Baba from Tirana, the 18th postniin of the tekke. Tsiakoumis, 2000 in the annex. Until 1972, when Seit Baba Kokka Vandresa, the 33rd and last postniin of the tekke died. As for the babas who were postniin before the mid-18th century, some are reportedly from Baghdad, one from Halep (Syria), one from Misir (Egypt), one form Kirsehir and one from Erzerum (Turkey), and one from Lahore (Pakistan?). Tsiakoumis, 2000: 64 It is worth noticing that in a letter dated 1335 AH / 1920 AD addressed to the postniin of the tekke of Katerini and signed -among others- by the nine dervishes of the tekke of Dorbali Sultan, one signs in Albanian, two in Greek and the rest in Turkish (Tsiakoumis, 2000: 80) In a hand-written small book from the library of the last mfti of Volos who left the area in the beginning of the 20th century -which I obtained from an antique shop of Istanbul in 1985- all the Bektashi prayers, wishes and comments contained therein are written in Turkish.

528

The tekke gets "fully Albanised" in 1925, when the dervish orders/ tarikat are banned and persecuted in Turkey22 and communication with the Bektashi centres in Turkey is no longer possible, whereas the people of the Dorbali Sultan tekke recognise as their leader the dedebaba in Tirana23. The impact of the Bektashi persecution in the period 1826-1839 on the Dorbali Sultan tekke is not known in detail. What is clear is that in 1851 the Nakshibendi sheikh Muharrem Halife is appointed as postniin24. The dawn of the 20th century finds baba Bayram Murteza as postniin of the tekke (he was appointed in 1867 and died in 1905), while in 1888 the tekke is served by 51 dervishes and in 1896 by 23. In 1919, baba Kiazim was appointed as postniin, with only 10 dervishes still remaining in the tekke, while in 1940 it seems that he is the only person serving the tekke25. Until the second decade of the 20th century, it seems that apart from the dervishes a small Bektashi community existed/ lived by the tekke. On February 6, 1920, according to a letter addressed to the postniin of the tekke of Katerini and signed by all the "people" of the Dorbali Sultan tekke, affiliated to the tekke are nine dervishes and eleven followers/ muhiban, all male and Albanians (six from Leskovik, one from Elbasan, one form Gjirokaster, one form Fraseri and one from Permet)26. After the murder of baba Kiazim by Italian soldiers in 194227 none remained, so the dedebaba of Tirana Ali Riza dede "transferred" dervish Sait from the tekke of Katerini and appointed him as postniin of the Dorbali Sultan tekke28. Baba Seit Koka Vandresa, the last postniin and at the same time the last dervish of the tekke, held his position until 1972. On November 30, 1972 he breathed his last in a clinic in Katerini.29 Everything suggests that there was an excellent relationship between the (Christian Orthodox) local inhabitants and the babas and dervishes of the tekke. The tekke had extensive lands under its ownership and provided jobs to a large number of locals, therefore it played an important social and economic role in the area. Until the 1950's, when its decline became visible, the tekke offered sustenance to all the poor (Christian Orthodox) peasants of the area.30 Besides, various narrations of (Greek Christian Orthodox) visitors during the 20th century show that all strangers -including a bishop and an Orthodox monk31- were welcomed. The babas would receive them with pleasure and discuss about Bektashism with them, offering them, first of all, coffee and raki/ ouzo.32
22 23

24 25

26 27

28 29 30 31 32

By Law 677/ 30-11-1925 passed by the Turkish Parliament. Full list of names of the 33 postniin of the tekke in the Albanian newspaper Dielli (The Sun) Boston, USA, no. 5269, 1920. A similar list, as part of a petition, was sent to the Greek Ministry of Finance by the last postniin Sait Baba, in Tsiakoumis, 2000 in the annex. By a berat of Sultan Abdul Medjit dated 1269 AH/ 1851 AD. Tsiakoumis, 2000: 52 Mostly as a result of World War II, during which Albania is considered to be an enemy country for Greece, en event with certain negative consequences for the "Albanian" tekke and its "Albanian" dervishes. Tsiakoumis, 2000: 80 During WWII Greece was occupied by the German army, while some parts were assigned to their Italian allies. It is worth mentioning that during that time the king of Albania Ahmet Zogu was offered shelter in the tekke. Information provided in November 1999 by Kostas Tsergas - the last shepherd attending the tekke flocks. Tsiakoumis, 2000: 86-87 The clinic of Dr. Hasan Bektas, a prominent member of the Bektashi community of Katerini. More information below. Tsiakoumis, 2000: 10 Tsiakoumis, 2000: 128, 125. It is interesting to notice that the monk finds that Bektashis have many similarities with the Freemasons. Karkavitsas, 1892:158, who visited the tekke at that time, reports "plentiful ouzo-drinking". In 1904

529

Regarding the question of the tekke property, until the end of the 19th century the tekke owned about 32,000,000 sq.m. of land -actually all the area surrounding the village of Elefterohori (earlier named Arduan) in the district of Volos and the village of Asprogia (earlier named Ireni) near the tekke.33 In 1881, Thessaly was annexed to Greece and in 1882 Bayram Murteza Baba34, postniin of the tekke since 1865, attempted and finally achieved to transfer the entire tekke land to his ownership by fraudulent acts -by actually counterfeiting the title deeds35. Finally, in 1920, after a long and distressing process36, out of the 28,268,000 sq.m. of the tekke, 19,268,000 sq.m. were expropriated and only 9,236,000 sq.m. remained, of which 9,000,000 sq.m. were pastures. The earthquake in 1955, which ruined more than half of the tekke buildings (the a evi, the meydan and part of the surrounding wall), was not to be the hardest blow for the tekke. In 1959 and in implementation of the relevant legislation concerning Albanian properties in Greece37, all the property of the tekke was seized (attachment of real property) by the Greek State. In a hard legal battle in order to regain the property, Seit baba first attempted to convince the Greek State that the tekke was a religious foundation/ vakf having no connection with the Albanian State, therefore its treatment had to be irrelevant of the national origin or the nationality of the people serving it. After failing at that, as a last resort, he proceeded (September 9, 1951) to renouncing his connection with the Bektashis of Albania and the jurisdiction of the dedebaba of Tirana38 and asked that both himself and the tekke be brought under the jurisdiction of the dedebaba Ahmet Siri dede in Cairo, Egypt, who -on September 16, 1952 granted Seit baba's request. His act did not bring the expected results. In 1959 the Greek Council of State reaffirmed the previous rulings (of 1956 and 1958), whereby 13,000,000 sq.m. of tekke lands were assigned to landless local peasants. Finally, the tekke was left with just 3,000,000 sq.m. of mostly mountain pastures (of which only 270,000 were arable) and a monthly reimbursement of 2,000 drachmas was paid "to the person (Seit baba) who lives in the monastery39 until the issue is finally resolved".40

33 34

35

36 37 38

39

40

the visitors are offered coffee and raki and are invited to the meal, while in 1938 the visitors are offered coffee, raki/ ouzo and cigarettes (Tsiakoumis, 2000: 126, 135). In 1966, baba Seit also offers his visitors chocolate, brandy and cigarettes (Thomas, 1966). The total income of the tekke during the 5-year period from 1846 AD (1262 Hicri) to 1850 AD (1266 Hicri) was 22,000 kuru. Tsiakoumis, 2000: 68 A Greek Christian Orthodox boy, who was kidnapped by Albanian soldiers (serving the Ottoman army?) from a village of Central Greece around 1830, converted to Islam, adopted by the Pasha of Almyros (Volos), became Bektashi and -nobody knows how- was appointed as postniin in the tekke of Dorbali Sultan in 1873. Tsiakoumis, 2000: 73 In the name of protection of the property from the Greek State and the landless peasantry, and despite the fact that the Greek State in 1881 declared its intention to respect all the waqf/ vakf property and proceeded to passing a relevant act in 1889, on the administration of the evkaf in Epirus and Thessaly. Tsiakoumis, 2000: 72 In which his nephew Ismail Ibrahim, his successor Tahir baba and finally Kiazim baba were also involved. For a detailed discussion, see Tsiakoumis, 2000: 72 - 94 Pursuant to acts of 1940 (see Tsiakoumis, 2000: 98) characterising Albania as an enemy state. The state of war with Albania was lifted by Greece as late as in 1987! Characterising him as "a slave of communism" (Tsiakoumis, 2000: 176, who publishes all the relevant documents for the first time), in view of disengaging himself from Albania, an enemy state for Greece. 2,000 drachmas was more or less the salary of a middle-rank civil servant, more than enough for the personal needs of a dervish but totally inadequate for any maintenance expenses. Moreover, it is worth noticing that in all the relevant Greek documents, the tekke is described by the Christian term "monastery" -in most of the cases "Albanian Monastery". Tsiakoumis, 2000: 105

530

After the death of Seit baba (November 30, 1972), the property of the tekke (the land and a flock of some 200 sheep -the only thing living of the tekke that is still alive) was handed over to the Revenue Service of Farsala, which leases them to the highest bidder every four years, while in 1977 there was an interesting appearance and involvement of the Albanian State in the case, which asked for the restitution of the vakf as Albanian property.41 The buildings of the tekke seemed to be in good condition until 193842, served at that time by 3 dervishes43, but the tekke was facing severe financial problems, since the largest part of its property had been taken away. The 2 trbe, in particular, were in very good shape. The graves -especially that of Dorbali Sultan- were covered by valuable fabrics and the place was decorated with the above-mentioned green flags, with calligraphic Arabic letters on them, fastened on lances, with oil lamps and a horn/ nefir next to them. The 1955 earthquakes destroyed the largest part of the tekke buildings -the second floor of the meydan and the a evi, but not the 2 trbe. After the death of baba Seit in 1972, the cemetery and the 2 trbe were almost totally destroyed by (illegal) excavations of treasure-seekers, and the rest of the remaining buildings were used as stalls. In 1981 the Greek State listed the tekke as a monument, but no preservation /restoration action has been taken since. The death of baba Seit marks the end of the Bektashi community and the typical liturgical life in the Dorbali Sultan tekke. The place, however, still keeps a kind of life connected with its tradition. Apart from the tekke sheep flock grazing in the nearby pastures, visitors can notice an oil lamp always burning by an icon of St. George at the entrance of the trbe, showing the sense of holiness of the place for local peasants, whose ancestors used to work in the tekke fields. Moreover, in the trbe visitors can notice various offerings/ adak (kerchiefs, bars of soap, coins and candles) offered by unknown pilgrims (locals? strangers? Christians? Muslims?) asking for the blessing or thanking for the mediation of Dorbali Sultan. The most massive and spectacular presence of people, however, is on May Day, when a large number of (Christian Orthodox) people -most of them aware of the history of the tekke and caring about it, considering it part of their own cultural history44- gather there to celebrate the coming of the Spring. Such a gathering also brings to mind similar gatherings in the past, when -according to narrations of older people45- baba Seit would prepare the famous "tsorva" and serve it to his numerous visitors on the day of Ashurah. The tekke of Hasan Baba in Tempi In the village of Tempi (earlier named Hasan Baba ky46) by the Tempi valley (earlier named Hasan Baba boaz) lies the tekke of Hasan Baba. The tekke cluster contained the
41

42 43

44 45 46

The Council of State (2603/1977) denied jurisdiction as the dispute was of private character, however it did recognize that there is no longer de facto a state of war between Greece and Albania, therefore Act 2636/40 would no longer be applicable (Tsitselikis). For the time being, this is all the information available on the issue. As presented in the "Neos Kosmos" newspaper of Volos. Tsiakoumis, 2000: 129 - 137. Baba Kiazim, dervish Feta and dervish Bairam. The tekke was also served by 4 Albanians, a Tserkez and a Greek, all offered sustenance by the tekke and receiving a 500 drachma monthly pay. Tsiakoumis, 2000: 134. Tsiakoumis, 2000: 13 Narration of Kostas Maliahovas and his wife Evangelia, referring to 1957, in Tsiakoumis, 2000: 144. Similar information also in Kostas Tsergas's narration during my field research in November 1999. The village in its present form -since the wider area is full of ancient Greek and Byzantine ruinsseems to have been founded by the first Turks who arrived in the Balkans. In 1830, it was inhabited by 25 Turkish families and 2 Greek ones. In 1909 the village had 150 permanent inhabitants and 4 hotels/ inns. Vakalopoulos, 1972: 65-66. Muslim Ottoman Turks first arrived in the area of Thessaly (Central Greece) in the late 12th century; the area was annexed to the Greek State in 1881.

531

mausoleum/ trbe of Hasan Baba -an imposing building47 with an inscription quoting Koranic verses48 in its inside perimeter, and to the SW the cook-house/ a evi, the meydan and the dervishes' and visitors' cells. In 1890 in the trbe there was the grave of Hasan Baba, accompanied by the graves of two other dervishes49 and decorated by an iron club/ topuz50, an Arabic sword, a turban/sark51, and two green flags, with calligraphic Arabic letters on them, fastened on two lances. An undated photograph showing a minaret close to the trbe52 indicates the existence of a mosque in the cluster and is evidence of a powerful Sunni presence and influence. Local historians mention that, in the late 19th and early 20th century, people serving in the Hasan Baba tekke used to offer large meals53 to all visitors irrespective of religion, while many Muslims who suffered from physical and mental conditions -coming from as far as Istanbulwould swarm to the trbe and hang parts of their clothes on the window rails, asking for healing.54 What remains in the area in the end of the 20th century is the semi-ruined trbe, with only parts of the inscription extant, and a part of the a evi- meydan cluster -a large rectangular room having a big fireplace on one side, now used by the present owner as a sheep stall. Two attempts of the Greek State in the 1980's to restore and preserve the trbe were actually blocked by nationalistic circles who strongly opposed such a step and once threatened to plant a bomb at the trbe entrance. Nowadays not the slightest sign of liturgical activity is noticed. The tekke of Katerini In the town of Katerini, 70 km SSW of Thessaloniki, there was a memorable Bektashi community. Very few things are known about the tekke of Abdulah Baba in Katerini55. In 1922, the postniin was the renowned Halife Djafer baba56 and in 1949 the postniin was Veli Mustafa baba, a Greek citizen57 who held that post at least until October 30, 1954.58 In the early 20th century the tekke owned extensive lands close to the village of Koukos, at the foot of Mt Olympus, which were finally expropriated. Around 1950 there was only one dervish living in a semi-ruined cell by the trbe. The Bektashis of Katerini had strong connections with the people in Dorbali Sultan and with the Bektashi community of Thessaloniki. There is no clear evidence about the early steps the Albanian Bektashi community in Katerini. Dr Hasan Bektas59, a prominent member of the local society and one of the last
47 48 49 50 51 52 53 54 55

56

57 58 59

Estimated to have been built in the late 14th or early 15th century. Vacalopoulos, 1972. A part (from verse/ ayet 11 to verse/ ayet 17) from the 48th chapter/ sura (The Victory/ El Feth) of the Koran. Possibly the first two Hassan baba's successors. Vakalopoulos, 1972: 72 According to the tradition, used by Hasan Baba himself in his various battles. According to the tradition, belonging to Hasan baba himself. Vakalopoulos. 1972:68. Once a year. The time of the year is not specified. Vakalopoulos, 1972: 73. Ayverdi (1982: 343) presents photos of the trbe and the tombstone that lies inside the trbe of Katerini saying that it is the trbe of Abdullah Baba. Obviously by mistake he places this monument in Kavala -where no such building was ever reported. As evidenced by a letter dated 1338 AH/ 1920 AD, signed by him and addressed to the dervishes of the Dorbali Sultan tekke, concerning the appointment of a new postniin after the death of Tahir Baba, Tsiakoumis, 2000: 81. Djafer baba must have been a highly respected person. As Dr. Hasan Bektas mentions (personal communication, Katerini, 09.01.2001), when he was a child, the Bektashis of Katerini used to swear by Djafer baba. According to a relevant reference by Seit baba of the Dorbali Sultan Tekke. Tsiakoumis, 2000: 66 As evidenced by a relevant document signed by Ahmet Siri dededaba in Cairo. The document is quoted by Tsiakoumis, 2000: 178 - 181. Dr Hasan Bektas was born in Katerini in 1925. His family originated in the village of Medjgori in the Tepelen district, Southern Albania. Due to his age and his family history, he is one of the best

532

members of this community, attributes the foundation of the community -actually following Hasluck's, 1973 explanatory scheme- to an attempt made by Ali Tepelenli, Pasha of Yannina to create a network to control an extensive territory in Northern and Central Greece in order to create his own state in the early 19th century.60 The size of the community in the early 20th century is not known, but it seems that it did not exceed 50 members. In 1923 they were not forced to follow the rest of the Macedonian Muslims on their way to Turkey in implementation of the Lausanne treaty. Since they were of Albanian origin, they had the option of either staying or leaving -and those who had strong economic interests in the area and enjoyed the trust and respect of their (Greek Christian Orthodox) compatriots decided to stay. During World War II (1940 - 1945), since those people were considered to be Albanians and Greece was at war with Albania, they felt strong political and economic pressure (attachment of real property in retaliation for such action taken for Greek properties by the Albanian State). The only memories of liturgical life the older people have are some "secret" gatherings of their parents named "davet" (Turkish = invitation) and the Ashurah feast.61 In the end of the 20th century there were only four (former) Bektashi families62, almost all the young members of which had been baptised and had become Greek Christian Orthodox. Nowadays from the tekke cluster only the trbe and 2 or 3 tombstones standing by it remain, in a relatively good condition, in the middle of a small park, which now belongs to the Municipality of Katerini and is often the target of nationalistic circles, although there is not the slightest sign of liturgical activity. The tekke of Thessaloniki The Bektashi presence in the 19th century Thessaloniki is difficult to be traced, mainly due to the persecution of Sultan Mahmud II and the great fire of Thessaloniki in 1917, which destroyed the biggest part of the citys historical centre.63 There is only limited and relatively misty information about the Bektashi community of Thessaloniki in the beginning of the 20th century64. Most of the community members were of Albanian origin with strong family ties with the Bektashi community of Katerini65. Just like in Katerini, the Bektashi people of Thessaloniki being of Albanian origin, they were exempted from the compulsory Greek-Turkish population exchange of 1923.
informers on the issue. His father has long been the caretaker of the property of the Katerini tekke and his ex father-in-law, Mr Muharem Rustem Sula (?) was the mayor of the town of Katerini in the last period of the Ottoman rule in Greek Macedonia (1912) and, due to the respect he enjoyed from the local (Greek Christian) community, he held that position long after the annexation of Macedonia to Greece. All the information provided here comes from a long discussion with him in Katerini, on 09.01.2001 and 25.01.2001. At that time it seems that most of the community members were involved in the production and trade of salt produced at the salt-works on the coast of Katerini. Dr. Hasan Bektas. Personal communication, Katerini, 09.01.2001 The families of Bektas, Kapran, Gerou and Soula. Including the Bektashi tekkes. Dimitriadis (983: 379) mentions the Bektashi tekke of Kara Baba, which was confiscated in 1827, returned to the Bektashis in 1840 and finally -according to the inventory of the mfti of Thessaloniki- destroyed by the fire in 1917. Strong evidence for the existence of the community is a 1913 photograph showing a Bektashi baba -wearing the typical Bektashi white woollen crown (tadj) wrapped with green strip. Thessalonique 1913 & 1918. Les autochromes du muse ALBERT-KHAN. Olkos publications, Athens, 1999, p. 78, photo No 48 (code number 2019) Hasan Bektas. Personal communication, Katerini 09.01.2001.

60 61 62 63

64

65

533

Most of them seemed to be settled in the "Hirsh" district, SW of Vardari Square, an area mainly inhabited by (poor) Jews. Upon the outbreak of World War II (1940), since those people were Albanian citizens and Greece was at war with Albania, they were exiled to the island of Lemnos. After the end of the war, they returned to Thessaloniki. Some migrated to Albania and most to Turkey66, while some of those who stayed -either themselves or their children- became Christians. In the mid-1950's two prominent members of the Greek Bektashi community (of Albanian origin) lived in Thessaloniki: the merchant Kemal Rifat and the agronomist Halit Grou.67 It is estimated that in the 1970's less than a hundred members of the Bektashi community lived in Thessaloniki -20 to 30 families68. Nowadays there is no visible presence of an active Bektashi community in Thessaloniki. In Thessaloniki of the 1950's a tekke must have existed.69 The last monument reminding of the presence of Bektashis in Thessaloniki was the so-called Albanian Cemetery of Triandria. There is no information about the time it was founded or its ownership regime. It is marked on a map of Thessaloniki dating back to the early 20th century, relatively far from the city walls, north of Askeri Hastahane, between seytan deresi in the West and esme deresi in the East.70 It was surrounded by a high wall with an iron door, which was always locked. Inside there were many cypress trees and relatively few graves with even fewer gravestones with sculpted marble heads, which could be potential sources of information for researchers. Just past the entrance on the right there was a small square semi-destroyed building71 which must have been a trbe. There were probably burials until the 1970's. For the local society, who lacked any precise knowledge about the monument, the cemetery was a strange place, at times associated with ghost stories and at times considered to be a health hazard. Real use - actually giving life and value to the place- was made by the young boys of the area, who gathered there after climbing the surrounding wall and used it as a shelter, a meeting point, a place of discussion, sustaining a use which was close to the original one, without being aware of it. Following strong pressure by the neighbours and in the name of regeneration/renewal of the area, the Albanian Cemetery in Triandria, the last Bektashi monument in Thessaloniki, was expropriated by the Municipality in 1983. Graves and gravestones were destroyed, while some of the bones were collected by a few "brave" workers, put into bags72 and delivered to some distant relatives who arrived from Katerini for this purpose, who finally buried them in a corner of the (Christian) cemetery of Katerini, made available to them by the mayor of the town.73 What
66 67

68 69

70 71 72 73

Hasan Bektas. Personal communication, Katerini 09.01.2001 They are both appointed (by Ahmet Siri dedebaba in Cairo on September 16, 1952) on a committee aiming to deal with the "various problems of financial and administrative nature the Bektashi tekkes in Greece face". The relevant document is fully quoted by Tsiakoumis, 2000: 177 - 178. Hasan Bektas. Personal communication, Katerini 09.01.2001. While possibly Bektashi was the trbe of Musa Baba, still staying semi-ruined in Terpsitheas sq. (being a Muslim cemetery till 1930) in Ano Poli in Thessaloniki. It is interesting to notice that till 1980 by the trbe there was a small shrine with the icon of St. George in it, by which someone could see often candles lightened both by Orthodox Christians and by Muslim Gypsies who had migrated from Thrace to Thessaloniki in early 1980's. By the end of 1990, one of the Albanian migrant workers who were working in the reconstruction of he square offered/ built by the trbe a shrine sacred to St. Charalambos. Field research findings. Dimitriadis, 1983, in the annex. According to the narrations of people living next door and in the vicinity, who used to play in the cemetery when they were young. A. Margariti, civil engineer, director of the Municipality of Triandria-Thessaloniki. Personal communication, 15.04.2005. Hasan Bektas. Personal communication, Katerini 09.01.2001

534

exists now is a plot of land about 30 by 50 m, defined by Koundouriotou, Glinou and Eleftherias streets.74

Eastern Macedonia
In the area between Thessaloniki and the Nestos River, now defined as Eastern Macedonia, there must have been a significant presence of Bektashis during the 18th and 19th centuries. In many sources we notice the presence of people defined by others as "Kirdjalis" who speak Bulgarian, have Christian family names and are often called "emirs" mainly due to the green turbans wrapped around their heads.75 In the beginning of the 20th century they are settled in an extensive mountain area around the towns of Drama, Eleftheroupoli (earlier named Pravi) and Kavala, with their southernmost settlement in the village of Kutskar (now named Eleohori) close to the coast of the Aegean Sea.76 There is little if any information about the Bektashi people and monuments of this area in the 20th century, who all left in 1924 during the Greek-Turkish population exchange under the Lausanne treaty, just like there is no adequate or clear evidence to prove whether and to what extent the Slav-speaking ex-Christians of the area, possibly Bektashis in the 16th century, became Turkish-speaking Sunni Muslims in the beginning of the 20th century. The chapel standing on the top of a hill by the Filipi village close to Kavala (earlier named Seliani, inhabited by Greek-speaking Muslims!) is probably the trbe of an unknown Bektashi baba, built in 1780 and transformed into a church in 1924.77 The most important monument of the area -which could be attributed to Bektashis with a slight reserve- is the trbe of Hadji(m ?) Baba,78 some 2 km off the village of Eleftheres (earlier named Leftere), 20 km SW of Kavala. In November 2000, the only visible remains were those of a rectangular stone building (1x2m) with a number of broken ceramics in and around it, and those of a square stone wall with a side length of aprox. 20 m. surrounding the smaller building.79 Field research carried out by one of my partners in 2003 among the elderly of the village of Gzel aml in the Dilek peninsula close to Kuadas, Turkey, where the Muslim people of Leftere settled after the Greek-Turkish population exchange in 1923/24, did not come to fruition, since nobody seemed to have any relevant knowledge or memory. Despite the fact that the Muslims abandoned the area 80 years ago and the trbe is 80 ruined , there is some activity giving some "ceremonial life" to the site. Every spring, on the
74

75

76 77 78 79 80

It is worth mentioning that in the Albanian Bektashi Cemetery of Triandria, Thessaloniki Tahsin Pasha was buried, the Ottoman general of Albanian origin (possibly a Bektashi) who handed Thessaloniki over to the Greek army in 1912. E.-M. Cousinry, Voyage dans la Macdoine, contenant des recherches sur l'histoire, la gographie et les antiquits de ce pays, Paris, 1831,vol. I, p. 163. References to "Kirdjalis" also in Hasluck, 1973 chapter 42. J.-J. Tromelin, "Itinraire d'un voyage fait dans la Turquie d'Europe d'aprs les ordres de Son Excellence le gnral en chef Marmont duc de Raguse, etc., etc. par un officier d'etat-major de l'arme de Dalmatie dans l'automne de 1807", Revue des tudes Napolonienns 12/ 1917, pp. 344381 &13/ 1918, pp. 96-124. B. Nikolaidy, Les Turcs et la Turquie contemporaine. Itintaire et compte-rendu de voyages dans les provinces ottomanes avec cartes dtailles, Paris, 1859, vol. I, pp. 275-276. Koutzakiotis, 2000: 257 Politistikos Silogos Filipon (Filipi Cultural Association), 1999, Seliani - Mesorema - Filipi: enas eonas (Seliani - Mesorama - Filipi: one century), p. 38. Known to the locals as "Hadji Baba" While the 2 big nearby halls show traces of attempted treasure finding. Initially severely damaged by a fire set by a local Greek Christian as an act of revenge after being attacked by a local Turk (Beikaki, 1994: 51) and finally ruined in the course of time and with the "help" of treasure-seekers, to such an extent that it is hardly traceable today.

535

Tuesday after Easter, the (Christian) villagers take the holy icons from the church of St. Ioannis and hold a procession, which ends at a newly-built chapel (1980?), some 20 m away from the ruins of the trbe. There they perform the "holy water rites"81 and return to the church, where they leave the icons. Later, they go to a nearby square where they dance three ritual dances accompanied only by a cappella songs, with no use of instruments.82 Signs of Bektashi presence also exist in the area between Kavala and Seres. As Hypert, 1889 mentions, by the river Angista there was an inn/ han ran under the directions of a Bektashi dervish. The dervish reportedly introduced himself (to a catholic priest) as a "Turk priest", described the functional and symbolic meaning of his sword -connecting it with his hostility against the descendants of the killers of mam Hseyin- and stated that he was a freemason, asking the catholic priest if he was a freemason too. There is no further information connecting the above-mentioned dervish to a dergh or indicating or proving connections with other specific networks.

Thrace In the area of Greek Thrace, east of the Nestos river,83 there is a significant presence of Bektashi monuments and of a relatively extended Bektashi community -located in the mountain area between Rodopi and Evros prefectures, close to the Greek-Bulgarian borders- mainly due to the fact that the Muslim population of this area was exempted from the Greek-Turkish population exchange following the Lausanne Treaty in 1923. All the Muslims of Greek Thrace are fluent Turkish speakers, the great majority of them have Turkish as their mother tongue, while a group of highlanders living in a strip of land by the Greek-Bulgarian borders, named Pomaks, have a Slavic language, close to Bulgarian, as their mother tongue. The vast majority of the Thracian Muslims consider themselves as part of the Turkish nation. The tekkes of Karadja Ahmet and Karadja Ayse In the village of Ehinos (named ahin by locals), in a mountainous area some 30 km N of Xanthi, inhabited by Sunni Muslims only, lie the tekkes -actually the trbes- of Karaca Ahmet and Karaca Aye. As Zenginis, 1988 (the most systematic researcher into Bektashism in Greek Thrace) informs us, the trbe of Karaca Ahmet, having by it an inscription dated 1300 AH/ 1882 AD,84 has been part of the tekke camisi mosque at least since the mid-1960's. The tekke of Karaca Aye -also named tekke of Osoika, after the hill on which it stands- is a small (5x7m) stone building with a stone carved grave inside, by which village women would often gather and read a ceremonial prayer (mevlit).85 By the trbes of Karaca Ahmet no typical Bektashi activity has been reported. The tekke of Hasip Baba In the eastern part of the town of Xanthi (called also skee by the Turkish speakers), inhabited both by Christians and (Sunni) Muslims, and on the junction between Stratou Ave. and H. Kopsida st., lies the tekke of Hasip baba. Until the early 1990's, when the town plan was
81

82 83 84 85

The whole ceremony does not have the slightest connection to the existence of the trbe of Hadji(m) baba. This ceremony -called "maz'idia" and probably related to the Arabic word mazi / maziyye which means "past" but also "memorial service"- used to be held in the old cemetery of the village until 1918. As Beikaki, 1994:51 states, at that time and mainly due to certain irregularities as a result of a funeral which had taken place some days ago and obstructed the normal "flow" of the ceremony, the priest decided to change place and move it far enough from the cemetery. Field research findings 2001; see also Beikaki, 1994: 48 - 49 The river named Nestos in Greek, Mesta in Bulgarian and Kara Su in Turkish is considered to be the natural border between Macedonia and Thrace. It is not clear, however, whether this is the date of death of Karaca Ahmet or the date the inscription was made. Zegkinis, 1988: 218 - 220.

536

implemented, new streets were established and a block of flats was built just by the trbe, the tekke covered a relatively extensive area. In the tekke's yard86 there were two graves of two former postniin: that of Hadji Salim baba and that of Arif baba, both dated 1320 AH /1902 AD. What still stands nowadays is the trbe of Hasip Baba, while outside the trbe and just before the entrance, there are two more graves. The one with the typical twelve-fold Bektashi mitre/ klah sculpted at the top of the tombstone and a teslim ta in the centre of the tombstone belongs to Ibrahim baba, who died in 1311 AH/ 1893 AD. The other one belongs to Hasim Bey, a rich landowner from Xanthi who owned the land on which the tekke was built and died in 1340 AH/ 1921 AD. Inside the trbe there is a wooden coffin covered with green fabric and a small wooden pulpit/ minber painted green, with the word "Allah" carved on it (in Arabic) and below it the words "Ya Muhammed", "Ya Ali", "Ya Hasan", "Ya Hseyin", while on the wall behind the minber there are three axes/ teber of various sizes, two small elaborate T-shaped iron sticks/ eyh mtekkas and a horn/ nefir. Two inscriptions, one inside and the other above the entrance of the trbe, indicate that the trbe was built in the 1880's87. In the summer of 2004 in the trbe and by the grave there were lots of offerings: pieces of green fabric, a large number of chaplets, candles, pairs of clogs etc., while close to the cypress tree by the entrance of the trbe there were signs of a recently sacrificed animal/ kurban. I estimate that they are all connected to expressions of folk religious beliefs. No traces of a Bektashi community or signs of typical Bektashi practices were noticed.88 The tekke of Ktkl Baba By the village of Selino (called also Kereviz by the Turkish speakers), some 25 km SE of Xanthi, inhabited by Christians only, lies the trbe of Ktkl Baba; a carved stone octagonal building of elaborate design and dome cover, having no inscriptions at all, possibly built in the 15th century.89 Obviously it was part of a cluster that no longer exists, although there is no clear indication that it belongs to the Bektashi culture. When I visited the monument in the summer of 1999, on the western side there were some remains of a Muslim grave, which was destroyed by treasure-seekers and repaired in a makeshift manner, covered by kerchiefs, having by it as offerings bottles of water, (traditional straw) brooms, pairs of clogs, candles, pieces of bread and coins. On the eastern side of the trbe, there were the icons of Holy Mary and St. George, a candelabrum and lots of candles90, while outside the trbe there were relatively fresh signs of a kurban -mainly of cooking and consumption of meat. When I revisited the site in 2004, it was completely deserted. No "fresh" offerings existed, while the icons and the candelabrum were missing. Besides, an asphalt road to the tekke was built, a sign that local authorities consider the monument to be ready for "development".
86 87 88

89 90

As Zegkinis, 1988: 217 informs us. They both had at the top of the tombstone the ethemi ta . Not showing clearly whether that was also the date of death of Hasim baba. The inscriptions, transliterated in Latin letters and translated in Greek, are fully quoted by Zegkinis, 1988: 214 - 215. Even if we take into consideration that the previous caretaker, an old Sunni man from a mountain village of Xanthi -who for many years and until his death in 2003 lived in the trbe, with the permission, as he stated, of the family that previously owned the wider area and the mansion by the trbe and now lived in Turkey- saw to it that a candle burnt by Hasip Baba's grave every Thursday night. Zegkinis, 1988: 226, based on Ayverdi. Wherever in this text I refer to candles I mean those white (paraffin), some 15 cm high, industriallymade candles the modern "successors" of the tallow wax- used by heterodox Muslims to light by the trbes, totally different in colour and shape from the wax candles used as a rule by the Christians of the area.

537

The tekke of Kirklar in Genissea In the village of Genissea (called also Yenice by the Turkish speakers), 12 km SSE of Xanthi, inhabited half by Christians and half by (Sunni) Muslims, in the neighbourhood named "Kirklar" (Turkish = the forty) lies the trbe of Kaygusuz Sultan. Two inscriptions (one on the tombstone, half buried, and the other above the gate, dated 1265 AH/ 1848 AD) refer to Kaygusuz Sultan.91 On the left wall there hangs an axe/ teber with the word "Allah" inscribed on it, while the existence of various offerings -towels, chaplets, (traditional straw) brooms, pitchers, bottles with water, etc.- shows that the trbe is connected with folk religious practices. The tekke of Taslik in Petrota In the village of Petrota (called also Talk by the Turkish speakers), some 30 km SE of Komotini, lies a 6x8m old building with two rooms. The one on the right is a chapel dedicated to St. George and the other on the left is a prayer place for Muslims. An inscription over the gate with the (semi-erased) word "Allah" and a circle below divided in twelve parts is the only element referring us to the Bektashi tradition. The tekke of Seyyid Ali Sultan or Kizil Deli By the village of Roussa (called also Ruenler/ Uranlar by the Turkish speakers), some 33 km WNW of Soufli (called also Sofulu by the Turkish speakers) by the Greek-Turkish borders, in the middle of an area inhabited mainly by some 3,000 rural Bektashis who live in some 20 villages and settlements, lies the most important Bektashi monument of Northern Greece: the tekke of Seyyid Ali Sultan. The tekke was founded in 804 AH/ 1402 AD and restored in 1173 AH/ 1759 AD, according to the inscription over the gate of the big hall for the liturgical services/ meydan. The cluster covers an extensive area with a lot of buildings, the most important being the trbe of Seyyid Ali. In the centre of the trbe is the grave of Seyyid Ali, a wooden coffin covered by green fabric (on which people often place as offerings towels, kerchiefs etc.), having on its eastern side, under the cover and in a plastic bag, a piece of red thick wool cloth, according to the tradition a part of Seyyid Ali Sultan's clog/ hrka. A short rail surrounds the coffin. Around it there are 12 candlesticks, and next to it, on the right side, a tray with a jug of water and three small glasses, close to a Koran, while the wall is hung with inscriptions in Arabic with the words "Allah", "Muhamed", "Ali", "Hasan" and "Husein". Adjacent to the trbe is a small praying place/ mescit with mihrab. Close to the trbe - mescit building, on the left, there is a large cook-house/ a evi, while on the right lies the meydan joined to a large room were the collective meals (muhabbet) take place92. When one enters the recently restored93 meydan, one can see on the floor a big flat white stone with a candlestick on it, half-covering a similar dark brown-red stone. On the left there is a huge fireplace, close to which there is a small red carpet with 11 candlesticks on it. The entire room next to the meydan is covered by carpets, with lots of pillows, mattresses and blankets in one corner and a small library in another corner, while the walls are hung with two old
91 92 93

The inscriptions, transliterated in Latin letters and translated in Greek, are fully quoted by Zegkinis, 1988: 223. Moreover, close to the cook-house there are two slaughter-houses, while in various locations there are stables. Around 2003 (?) the wooden ceiling was replaced, a wooden floor was fitted over the existing earthen one and -most importantly- the two slot-shaped windows on the south wall gave their place to two large windows, which give a symbolic "accessibility" and "transparency" to the place.

538

instruments (saz), icons of imam Ali and recent hand-written inscriptions in Arabic (in the Ottoman language?).94 At the north side of the cluster there is a big building called paa kona, possibly quarters for babas in the past, where nowadays the caretaker (the devoted - and worthy of currying the title of "the guard of the mausoleum"/ trbedar - Mslim Tsolak) and his family live. At the south side, behind the trbe, there is a graveyard, where many former postniin are buried -the oldest inscribed tombstone dates back to 1160 AH/ 1747 AD. There are two more graveyards some 100m east of the tekke perimeter95. The tekke of Seyyid Ali Sultan is also connected -considered as a single unit- to the Aa tekke (the lower tekke) some 10 km E of the Seyyid Ali Sultan tekke, 1 km NE of the village of Mikro Derio (called also Kk Derbent by the Turkish speakers), inhabited by Christians only. The history of this tekke is misty; the fact that at least two tombstones of the graveyard out of the Tekke of Kizil Deli in Roussa, dated around 1200 AH/ 1786 AD, refer to the "upper tekke" using the word bala (Persian = upper) shows that in the end of the 18th century the Aa tekke still operated. Everything (location and informers) suggests that at that place there was a relatively large cluster, most probably destroyed in the early 20th century. What exists now (2004) is an octagonal stone built trbe, restored around 1990, with a grave inside; a piece of ground 1x2.5 m surrounded by a short wall, having on two sides remains of undated old tombstones, with no typical Bektashi mark on them. On the short wall there are 12 flat stone candlesticks, usually with half-burned white candles of them. Outside the trbe there are also some parts of other old tombstones; one in Arabic, another reading "Sleyman dede Safer 1220" and another one -on the roof!- reading "Abdullah dede 1220". At the time the Kizil Deli tekke was founded, extensive lands were assigned to (the founder of) it by the Sultans96, actually establishing a religious and philanthropic foundation/ vakif. This land was confiscated after 1826 and the reforms of Sultan Mahmud II, but everything shows that the tekke "recovered" fully after 1840. By the end of the 19th century the tekke seemed to be in a good financial condition, having about 80 dervishes, some 2,500 sheep, 200 cows, 50 horses, and 25 couples of water buffaloes, as well as 1,458,000 sq.m. of fields, 70,000 sq.m. of vineyards and a wine-press, 55,000 sq.m. of orchards, 5 water-mills, 15 buildings, 8 stables, 8 granaries, 3 ovens, an oil and soap workshop etc.97 In the four first decades of the 20th century, the tekke suffered many hard blows. As a result of the antagonism between Bulgarian and Turkish irregular troops over the control of the area and the Bulgarian occupation of Western Thrace in the years 1913-1919, many locals left the area and their settlements were destroyed98. In the years 1925-1940 the area of the tekke was taken possession of, used mainly as stables and finally semi-destroyed by a large group of Greek nomadic shepherds (Sarakatsani/ Karakatsani) under the leadership of the notorious "Gika".99 Besides, through a vague process and in the name of protection (?!), all the tekke lands were transferred in the 1960's (?) to a person now living in Turkey, who unsuccessfully

94 95

96 97 98 99

"Presents" of the postniin of the Otman baba tekke given to the caretakers family members during their visit to Southern Bulgaria in 2003. The inscriptions on some tombstones, as well as the inscription over the meydan gate mentioned above, transliterated in Latin letters and translated in Greek, are fully quoted by Zegkinis, 1988: 180, 191 - 195. See the detailed discussion of Zegkinis, 1988: 180 - 185, with references to Ottoman archives. Kavak, 2005. Finally, in 1920 Western Thrace was annexed to Greece. Field research findings. See also Kavak, 2005.

539

attempted to sell them.100 Nowadays the tekke has no land and its revenues fully depend on the funds the Bektashis of the area are in a position to raise. In the area having the tekke of Seyyid Ali Sultan as a geographical and spiritual centre, a lot of activities connected to the Bektashi culture take place, most importantly the various kurbans from Spring to Autumn every year,101 by the tombs/ yatr of local saints. The "cycle" opens with the kurbans on the day of Hederlez (May 6) in various places, among them by the Aa tekke. The next big kurban -the krk kurban- is some 40 days later, by the tombs of the "Gaziler" close to the village of Chloi (called also Ebilky by the Turkish speakers), some 20 km W of the Kizil Deli tekke, followed by the kurban by the tomb of Ali Baba, in the village of Ano Kambi (called also Yukar Kamberler by the Turkish speakers), some 110 days after Hederlez. Meanwhile numerous other kurbans take place102. The kurban by the tomb of Mursal baba, some 3 km W of the tekke (November 8, the day of Kasim) closes the "cycle", while the biggest kurban is the one taking place in the tekke on the 13th of Muharrem every year, where almost all the Bektashis of the area gather.103 It is worth mentioning that in some kurbans, especially those of Hederlez in Aa tekke and Mursal Baba104, Christians from the nearby villages participate in the feast, too, and eat the meat of the kurban with pleasure, most of them having a rather vague perception of the whole thing, but knowing and accepting that it is in the name and memory of a Muslim saint. The Sunni people of the area, who usually visit the feast area in hundreds, do not usually ask to eat the meat of the kurban, perhaps perceiving it as forbidden by the religion/ haram. Another feast connected to the local Bektashi culture but not having straight religious connotations is the wrestling festival of Setsek, which is held in a plateau near the village of Ano Kambi in the beginning of August, traditionally under the directions of the "Lord of the plateau" (yayla aas). In the year 1996 the "Setsek Cultural Association" was established and started undertaking the organisation of this feast and of some kurbans105. Among other things, they introduced some "modernisation measures",106 which seem to have disappointed a number of the Bektashis of the area.
100 101 102 103 104

105

106

Field research findings. We have to keep in mind that this is a mountain area at an altitude of over 1,000 metres, with heavy winters and snowfalls, which made travelling during wintertime impossible in the past. Detailed presentation by Vrahiologlu, 2000. To illustrate the size of that feast, in the year 1999 I counted more than 100 sheep, goats and cows offered by the people and sacrificed in this kurban. The special symbolism of those days needs to be underlined here. Hederlez -an important day to the heterodox Islam since, according to the tradition, on that day Hidir meets prophet Elias- on May 6 (the day of the celebration of the memory of St. George according to the old Christian Orthodox calendar) is 45 days after the Spring solstice and marks the beginning of Summer. Accordingly, Kasim, on November 8 (the day of the celebration of the memory of St. Demitrios according to the old Christian Orthodox calendar) is 45 days after the Autumn solstice and marks the beginning of Winter, while the Seek feast is in mid-summer close to the day of the celebration of the memory of prophet Elias according to the old Christian Orthodox calendar. It should be pointed out that all these big events/feasts are an excellent opportunity for a public confrontation between the Greek and the Turkish nationalism. The Turkish State, investing in the strong cultural bonds people of the area have with Turkey, seems to guide and support (mainly through the Turkish consulate in Komotini) the "Sechek Association", facilitates the presence of folk dancers and musicians from Turkey etc. At the same time Greece, whose citizens -some of the poorest and most neglected, at that- are the participants in those feasts, declares its existence and will through the presence of Prefects and Mayors, who usually promise to finance infrastructure works. E.g. the Setsek feast is now held on the first weekend of August and not in mid-week, as traditionally was the case.

540

Of course, and apart from all these activities, the Bektashis of the area follow their own liturgical life, with acts accessible only to the initiated ones. It seems, however, that this tradition is weakening107; as a result, the whole thing is slipping towards a folk religious practice, perhaps partly due to a progressive "Sunnification"108 and partly due to the lack of local Bektashi scholars capable and willing to cultivate and spread an elaborate Bektashi tradition.

Concluding Remarks
The significant Bektashi presence in Central and Northern Greece in the early 20th century has progressively shrunk, while nowadays the only remarkable presence is that of some 3,000 Bektashis living around the tekke of Kizil Deli. The Greek State practice for vakifs (most notably, confiscation of extensive lands and redistribution to landless peasants -especially in areas where Muslim communities no longer existed), doubled by the actions (mismanagement etc.) of some "perjurers" from the Bektashi community, resulted in great property losses, which drove to a further drain of human resources and to the devastation of the monuments. The knowledge existing to date, based on field research and Greek bibliographical sources, is not able to sustain the hypothesis of the existence of a network connecting all Bektashi communities and monuments in Central and Northern Greece in the 20th century. It seems that the Bektashi communities of Thessaly, Epirus and Central Macedonia were connected indeed; their main agglutinating element was the Albanian ethnic origin of the people and their being under the jurisdiction of the Bektashi centre of Albania, which made it possible for them to offer basic mutual coverage for their administrative needs at least. The people around the Kizil Deli tekke obviously constitute a network with an unclear connection -at least to me- with the Bektashi circles in Turkey, while -rather due to the turmoil and the changes in the area during the three first decades of the 20th century- we notice the existence of a gap between Thessaloniki and Komotini.

Bibliography Ayverdi, E, H, 1982, Avrupa'da Osmanli Mimari Eserleri (Ottoman architectural monuments in Europe), cilt IV (vol. 4), Istanbul Fetih Cemiyeti. Baltsiotis, L, 2002, L' Albanophonie dans l' etat Grec, E.H.E.S.S., Paris Beikaki, F, 1994, Eleftheres, Kavala Dimitriadis, V, 1983, Topografia tis Thessalonikis kata thn epohi tis Tourkokratias 1430 - 1912 (Topography of Thessaloniki during the Ottoman period 1430 - 1912), Eteria Makedonikon Spoudon (The Society for Macedonian Studies), Thessaloniki. Efthimiou, A, 1997, Selides apo tin istoria tis Konitsas (Pages from the history of Konitsa) Pnevmatiko Kentro Dimou Konitsas (Konitsa Municipal Cultural Centre), Konitsa Hasluck, F, 1973, Christianity and Islam under the Sultans, Octagon books, New York (First edition Oxford University Press Oxford, 1929), vol. B', Chapter 32. Hypert, M, 1889, "Lettre de M. Hypert, prtre de la Mission, a M. Fiat, Suprieur gnral" in Annales de la Congrgation de la Mission, 54 (1889), pp. 399-400. Karkavitsas, A, 1892, "O tekes ton bektasidon" (The Bektashi tekke), Estia, 1892, A', pp. 161 - 165.

107

108

On that issue there is limited "public" knowledge, since the people of the area strongly avoid discussing such issues. Once, in the early 1990s, the leadership got to the point of "punishing" a member of the community who dared publish two rather general articles in a local Turkish newspaper. It is worth mentioning that -according to field research findings- nowadays, in most of the cases (ceremonial and collective meals), the people of the area, most probably in an attempt to avoid being blamed by the Sunnis, replace alcohol (wine or raki) with cola type refreshments.

541

Kavak, A, 2005, "Seyyid Ali Sultan dergh" (The holy foundation of Seyyid Ali Sultan), Paper presented (by Gnl Bekirusta) in Bat Trakyada okkltrllk (The multiculturalism of Western Thrace), Bat Trakya Trk Aznl kltr sanat sempozyumu (Symposium on the culture and art of the Turkish Minority in Western Thrace), Gmlcine/ Komotini, 15/1/2005. Koutzakiotis, G, 2000, "I oresivii mousoulmani tis Rodopis (teli 18ou - arhes 19ou eona): skepsis gia tin ikona tous sta taxidiotika egrafa tis epoxis" (The Muslim highlanders of Rodopi in the late 18th and early 19th century: some thoughts about their depiction in traveller's documents of that time), Ethnologia, Athens vol. 8/2000, pp. 249 - 264. Mirmiroglou, V, 1940, I dervisse (The dervishes), Athens. Photographically reproduced by Ekati Pbs. Athens, 1990. Thomas, G, 1966, "Synomilia me ton alvano igoumeno" (Discussion with the Albanian abbot/ postniin) Thessalia newspaper, Volos, 26 February 1966. Tsiakoumis, P, 2000, O tekes ton bektasidon sto Ireni Farsalon (The Bektashi tekke in Ireni, Farsala), Ella, Larisa. Tsitselikis, K, Old and new Islam in Greece (authors draft) Vakalopoulos, A, 1972, "Ta kastra tou Platamona ke tis Orias sta Tempi ke o tekes tou Hasan Baba" (The castles of Platamonas and Oria in Tempi and the tekke of Hasan Baba), The Society for Macedonian Studies, Thessaloniki, pp. 65 - 84. Vrahiologlou, D, 2000, I mpektasides mousoulmani tis ditikis Thrakis: giortes ke laika thriskeftika ethima (The Bektashi Muslims of Western Thrace: feasts and folk religious customs), Anglohellenic Pbs., Alexandroupolis. Zegkinis, E, 1988, O Mpektasismos sti D. Thraki: Simvoli stin istoria tis diadoseos tou mousoulmanismou ston elladiko horo (Bektashism in Western Thrace: a contribution to the history of the propagation of Islam on Greek Territory), Idrima Meleton Hersonisou tou Aimou (Institute for Balkan Studies), Thessaloniki, no. 220. PHOTOGRAP

542

543

544

545

546

547

548

549

Bildirinin Trke zeti:


Bugn Yunanistan olarak adlandrlan blgede Osmanl dneminde nemli miktarda Bektai topluluu bulunmaktayd. Bunlar Arnavuta ve Yunanca konuan Orta ve Kuzey Yunanistan'da, Girit'te ve Trke ve Bulgarca konuan Kuzey Dou Yunanistan'daki Bektailerdir. l8.yy'da II. Mahmut reformlar, Yunanistan'n bamszl, II. Dnya savanda Arnavutluk-Yunanistan anlamazl, Trkiye-Yunanistan gmen deiimi, gibi baz faktrler bu dini topluluklarn zaman iinde zayflamasna yol amtr. Bu alma ounlukla Yunanca kaynaklar esas alnarak merkezi ve Kuzey Yunanistan'daki nemli yaptlar, ve bununla beraber dini topluluklarn tarihi, Bektailerin etkileri ve onlarn Bektai olmayanlara etkileri de gz nne alnarak 20.yy. da ki durumunu ortaya koymaya almaktadr. Tekkelerin konumlar ve son durumlar hakknda detayl bilgiler verilmitir. Epirus, Selanik ve Merkez Makedonya: Konitsa'nn Kuzey Bat Yunanistan'da nemli bir Bektai merkezi idi. Merkez camisi Hseyin ah ismini tayordu. Burada kkl aileler bulunmaktayd. Mesela Namk Kemal Konitsadan idi. Konitsada ok sayda tekke bulunmaktayd. Baba Osman ve b aba Hseyin gibi. Bunlarn ciddi manada mal varl bulunmaktayd. Kurban Bayramlarnda bu tekke ve trbelerde kurbanlar kesilir, insanlar ziyaret eder, mumlar yakp, sabun, havlu, mendil ve terlik adarlard. Aure gnlerinde aure piirilir, Hristiyanlarnda dahil olduu Matem Muharrem gnlerinde amurlu kahveyle kartrlm suyu ierlerdi. Bu blgelerde Hrstiyanlarla ne kadar ii ie olduunu gsterir. Farsala'da Dorbali Sultan Tekkesi: Kaynaklar buradaki Arnavut tekkesinden sz edilir. Tekkede byk bir duvar ve kk bir giri bulunmaktadr. Giri Kaligrafiler ile sslenmitir. Burada tipik Osmanl trbeleri bulunmaktadr. Yaklak 32 milyon metre karelik arsaya sahipti. Tekke Trkiye'de tekkelerin yasaklanmasndan soma tamamen Arnavutlamtr. 1941 de baba kazm orada kalan tek kii olmutur. Burada da Hristiyanlar ve Babalar arasnda ok yakn iliki olduu gzlenir. Burann sakinlerini azalmasna karlk, rahipler tarafndan ziyaret devam edilmitir. 1955 deki depremde ciddi hasar grmtr. Zaman iinde datlan, satlan arazi en son kalan kadaryla Farsal Arsa Ofisine devredilmitir. Tempi'deki Hasan Baba Tekkesi: Zengin sslemelere sahip tekkede trbe ve cami mtemilat ile hizmet vermi 19. ve 20 yy.1arda salgn hastalklarda buraya stanbul'dan bile ifa bulmaya insanlar gelmitir. u anda ahr olarak kullanlmaktadr. Katerini Tekkesi: Buras hakknda ok az bir bilgiye sahibiz. u anda belediyeye ait tekkeden ok az bir kalnt bulunmaktadr. Selanik Tekkesi: 1917' deki byk yangnda byk hasar grmtr. Cemaat dalm, byk ksm mbadelede Trkiye gmtr. 1950'lerde iki nemli Bektai babas Kemal Rfat ve Halit Gerou Selanikte yaamtr. Kalanlarn byk ksm kendileri yada ouklar Hristiyanlamtr. u anda Selanikte grnen bir Bektai cemaat bulunmamaktadr. u andaki kalntlardan tekkenin etrafnda trbe ve az sayda mezarlarn kalntlar bulunmaktadr. u andaki haliyle hayalet hikayelerinin atfedildii ancak cesur genlerin urayabildii bir yer halini almtr. Dou Makedonya: 19. ve 20. yy. da ok ciddi bir Bektai cemaat bulunmaktayd. Eski slavce konuanlarn yerine l6.yy da artarak20.yy.da Trke konuan Muslman topluluk yerini almtr. En nemli eser Hac Baba trbesidir. Bu blgede bir ok irili ufakl dini yaptlardan

550

kalntlar bulunmaktadr. Bu blgede seromonikte olsa dini trenler yaplmaya devam etmektedir. Kaval ve Seres blgesinde Bektai varl gze arpmaktadr. Thrace: Buradaki Mslman topluluk mbadeleden istisna tutulmutur. Ana dilleri Trke'dir. Pomak olarak adlandrlan gruplar ise Bulgarca'ya yakn bir Slav dili konumaktadrlar. Karaca Ahmed ve Karaca Aye Tekkeleri: Osaika tekkesi olarak adlarlan mekanda karaca Ahemdin ve trbesi bulunmaktadr. Burada tipik Bektai ritelleri devam etmektedir. Mevltler okunmaktadr. Hasip Baba ve Ktkl Baba Tekkesi: Bu mekan skee ehri iindedir. Tipik bir Bektai mimarisi gzlemlenmektedir. Sslemeler, ilemeler, trbelerin yaplar buna rnektir. Hala canl olarak adaklar adanlan, etrafan aputlar balanlan, mum yaklan mekanda folklorik dini inanlar devam etmektedir. Genissa Krklar Tekkesi ve Talk Petrota Tekkesi: Greceli olarak daha kk tekkeler olarak Bektai geleneinin izlerini zerlerinde tamaktadrlar. Seyid Ali Sultan veya Kzl Deli: Buras Kuzey Yunanistan'n en nemli yapsna sahiptir. Bektai mimariyi ve sslemeleri ok gzel yanstmaktadr. Yakn zamanda restore edilen meydana girildiinde zerinde mum bulunan byk dz tan zeri kaplayan yarm kzlkahverengi bir ta grebilir. Trbe ve mescit Paa kona ile Bektailer iin nemli bir merkez olmutur. Haziresinde nemli isimler bulunmaktadr. ok zengin ve geni arazileri ve iftlii bulunmaktadr. Deiik zamanlarda kurbanlar kesilmekte, davetler civardan Hristiyanlarda katlmaktadr. Festivaller, dini trenler devam etmektedir. Tabii olarak buradaki Bektai dini gelenei giderek folklorik zellikleriyle ne kmaktadr. Sonu Degerlendirmesi: Merkezi ve Kuzey Yunanistan'daki Bektai varl nemli lde azalmaktadr. Yunanistan'n vakf arazilerini datmas veya yanl ynetimlerle Bektailer ait olan arazilerin byk ksm kaybedilmitir. Yunanca kaynaklardan ve alan aratrmalarna gre u anda btn Bektai cemaatlerini ve eserlerin balayan belli bir Bektai organizasyonu bilgisine ulalmamtr. Thessaly, Epirus ve Merkez Makedonya'dakiler arasnda bir ba gzkyorsa da bu daha ok Arnavut olmalar ve Arnavutluktaki Bektai zincirine bal olmalarndan kaynaklanmaktadr. Kzl Deli tekkesi Trkiye ile balantl grnmektedir. Blge zellikle 20. yy'n ilk 30 ylnda olduka kark bir dnem geirmitir.

551

Hsn Ezber BODUR


Sayn tebliciye bu sunumundan dolay teekkr ediyoruz.(ngilizce teekkr) Bu sunumunu ngilizce yapt, dolaysyla bir anlalma problemi olabilir. Bunu zet halinde arkadamz size sunacak ama sunmadan evvel ben bir iki satr bir eyler sylemek istiyorum: Bu teblide dikkatimizi eken bir nokta vard. O da Bektai geleneinde yetien insanlarn veya Bektailiin izlerinin hala srd bu topluluklarda paylam esastr. Yani kendi mallarn ziyafetlerini birlikte paylar ve bu gayri Mslimlerle de yaplabiliyor. Dolaysyla trbelerde tekkelerde Hristiyanlk figrlerinin de yer ald, birlikte bunlara deer verildii de grlyor. Bu yzden bunun hemen yannda bir de slogan vard orada dikkat ederseniz, Yunanl milliyeti gruplar bu trbelerin varlna tahamml edemiyor. Dikkat ederseniz bu tr antlar, bu tr eserler birer ta yn deildir. Daniel Robinson diye bir adam hatrlyorum, iktisat tarihisi, diyor ki edebi rnler, sanat eserleri bir toplum hakknda yzlerce sosyoloji, psikoloji veya baka trden kitabn vereceinden daha fazlasn verir. Yani bunlar birer ta yn deil, birer medeniyet, zihniyet dnyalarnn st ste gnmze aktarlmasn salayan birer kprler olarak dnmek gerekir. Bu yzden bir taraftan, Osmanlnn, stn kltr temsil eden Osmanlnn eserleri bilinli olarak yok ediliyor, gerek Orta Douda gerekse Balkanlarda. Bu byle bir kltrn kalntlarnn yok edilmesiyle aslnda bir kltrel kym yaplyor. Buna insanln da dur demesi gerekir. Bir tarafta Trk kltrn paylaan insanlar dierleriyle her trl, her eyleri paylayorlar, buna karlk da fanatik gruplar veya kendilerini ayr gren, dierlerine kar varlklarna, kltr varlklarna tahamml edemiyorlar. bu da ilgin bir nokta. Ayrca burada tabi Giorgos Mavrommatis sanat eserlerini gsterdi. O gnden bu gne intikal edenleri slytla bize aktard. Daha ok orta ve kuzey Yunanistandaki blgelerde yer alan Bektai tekkeleleriyle ilgili bilgi verdi. Bu arada Yunanistanda baka blgelerde de tekkelerin varlndan haberdar olduunu ancak oralar buraya tayamadn da ifade etti.

552

IDENTITY, POLITICS AND THE SACRED A Bektashi Panayir in Greek Thrace.


Miranda Terzapoulou* In Greek Thrace lives a Bektashi community of about 3.000 people. The significant Bektashi monuments of the area (Kizil Deli tekke and a lot of monumental graves) show strong existence of Bektashi scholars at least until the end of 19th century. In the 20th century the Bektashi community existed in relative isolation, having few connections with the Greek state, the big Bektashi centres in Turkey, and with other Bektashi communities in eastern and northern Thrace, Turkish and Bulgarian respectively. During the same period the Bektashis of Greek Thrace felt the pressure of the Sunni Muslims of the area in material and symbolic ways. Places where the Bektashis have specially the occasion to express their cultural/religious identity are the communal prayers, known as cems closed to noninitiated as well as the kurbans, animal sacrifices taking place in the context of religious festivals, known as panayirs, open to anyone interested to be present. The Seek panayir was the most prominent among these religious festivals. Till the mid 90s and as long as the Bektashi community existed in a traditional and pre-national context, the panayirs were organised by individuals according to an orally transmitted ritual and its deeper social-religious meaning. In 1997 a cultural association was founded in the area. Its aim was mostly the organisation and the guidance of the Seek panayir. The activities of this association, operating under the influence of the Turkish state and the pressure of the Sunni majority, have had a great impact upon the structure and the character of this religious festival. This presentation follows the evolution of the Seek panayir over a period of five years (1996-2000), trying to describe and analyze the crucial changes subsequent to the involvement of this association which may undermine the very existence of the festival. The present study aims at describing and analysing with the help of visual material (video) - the evolution of the panayirs after the involvement of the cultural association. Actually, it seeks to depict the modernisation process of the bektashi Thracian community under the influence of Turkish- Sunni national state ideology, confronting, meanwhile, on one hand the traditional/communitarian ideology and on the other the Greek nation state ideology.

Academy of Athens, Folklore Research Centre, Atina/YUNANSTAN

553

Bildirinin Trke zeti


Bat Trakya' da yaklak 3000 Bektai halk yaamaktadr. Bu blgedeki en nemli Bektai mezar talar, Bektai bilginlerin varlnn 19. yy.'n sonlarna kadar gittiini gsterir. 20. yy.'da Bektai halknn, Yunan devleti, Trkiye'deki byk Bektai merkezleri, Gney ve Kuzey Trakya, Trkiye ve Bulgaristan'daki Bektai toplumlarla ilikileri zayflamtr. Bektailerin zellikle kendi kltrel ve dini kimliklerini ifade ettikleri, toplu dualarn yaptklar yerler, cem olarak bilinir. Kurbanlar panayrlarda, dini festivalIerde feda edilen hayvanlardr. Seek panayr bu dini panayrlar en nemlisidir. 90'l yllarn ortalarna kadar, Bektai toplumu geleneksel bir ba, ierisinde idi. Panayrlar bireyler tarafndan szl olarak aktarlan ritellere gre organize edildi. Panayrn sosyal-dini anlam daha derindi. 1997'de bu blgede bir kltr dernei kuruldu. Bunun amac, Seek panayrn organize etmek ve ona rehberlik etmektir. Bu dernein aktiviteleri, Trk devletinin nfuzu ve Snni ounluun etkisi altnda almak ve bu dini festivalin yaps ve zelliiyle byk bir etkiye sahip olmaktr. Bu sunu 1996-2000 yllar arasnda be yllk bir Seeki Panayr'nn deiimini izler, bu dernein panayrn zayflamasna neden olduu temel deiiklikleri analiz etmeye ve tanmlamaya alr. Bu hazr alma, kltr derneinin faaliyetlerinden sonra panayrn deiimini video yardmyla analiz etmeye alr. Aslnda bu, bir yandan Trk ulus devleti ideolojisinin etkisi altnda kalan, te yandan da geleneksel ideolojilerinin ve Yunan milli devletinin ideolojileriyle kar karya kalan, Bat Trakya Bektailerinin modernleme srecini tasvir etmeye alr.

554

Mzakere
Baba Edmond Brahimij*

Arnavutluk Cumhuriyeti Dnya Bektaileri Dedebabal


Mistik tecrbe asrlar boyunca dini doktrin ve pratik olarak insana kef yoluyla ilahi hikmetleri sergilemitir. Zamandan zamana bu tecrbe insan varl tarafndan sindirilmi ve kabul grmtr. Hac Bektai Veli bu tecrbeyi yaad 13.asr anlayna uygun bir ekilde ortaya koymu ve daha sonraki asrlarda devam iin ilkelerini kurmutur. Bektailik Ehli beyt mektebidir, Kuran, snnet ve masum imamlarn davranlarna dayanan dini bir doktrin ve pratiktir. Bu yolun misyonu insanlarn ilahi tarafn korumak ve onu nefsani hevalardan tecrit etmek, ve bununla beraber insanlarn arasnda slam dinini yaymaktr. Bektailik ve Bektailer bu msyonlarn her trl fundamentalist ve siyasi suistimalden uzak, slam eriatn slam kaynaklarna uygun bir ekilde canlandrmak ve dini meslek haline dntrmek tehlikesinden uzak tutmakla gerekletirmektedirler. Dnya Bektailer Dedebabal Bektai geleneini koruyarak bu anlay amza ve ada anlaya uygun bir ekilde sergilemektedir. Devamllk arz eden bu sre Bektailii dnyann her yerinde mehur klmtr. imdi dnyada Bektai tekkelerinin bulunduklar baz lke isimlerini vermek istiyorum: 1. Arnavutluk 2. Makedonya 3. Kosova 4. Karada 5. Srbistan 6.Bosna 7. Yunanistan 8. Trkiye 9. Msr 10. Macaristan 11.Bulgaristan 12. Romanya 13.Irak 14. ran 15. Trkmenistan 16.Afganistan 17. in 18. rdn 19.Pakistan 20. Japonya 21. Tackistan 22.Azerbeycan 23. Suriye 24. ABD 25. eenistan26. Libya 27.Hindistan 28. Lbnan. Kuruluuna uygun olarak bu yerlerde Bektailii grmekteyiz. lk nce Trkiye ve daha sonra Arnavutlukta Bektailiin merkezi oluuna uygun dnya Bektailii birka yerde faaliyet gstermitir: 1. Hac Bekta Veli Merkezi ( Orta ve Bat Anadolu) 2. Abdal Musa Merkezi ( Anadolunun dier yerleri) 3. Abdal Mmin Dede Merkezi Kerbelada ( Arabistan ve ran Blgeleri) 4. Dimetokada Seyyid Ali Sultan Merkezi ( Balkanlar) 5. Virani Sultan Merkezi (Irak ve Orta Dou) 6. stanbulda ah Kulu Sultan Merkezi ( Karadeniz Blgesi) Bu faaliyetlerin sreci ierisinde Bektai babalar ve ynettikleri merkezler nemli rol oynamlardr. Dnya Bektaileri Dedebabalk Makamnn Arnavutlua intikali Salih Niyazi Dedebaba ahsyla dorudan balantldr. Dnya Bektailiin nemli bir ahsiyeti olan bu zat 1916 ylnda Feyzi Dedenin hakka yrynden sonra dedebabalk konseyi tarafndan dedebaba makamna ykseltilmitir. 1925 ylnda Trkiyede Atatrk inkilaplarn yaplmasndan sonra, ki bu inkilaplarn gereklemesinde Bektailer nemli rol oynamlardr, dier tekkeler kapatld gibi Hac Bektai Veli tekkesi de kapatlmtr. Bu olay Atatrk Salih Niyazidede ve Celelettin elebi gibi byk Bektai zatlarla yapt grmeler ortaya koymaktadr. Salih Niyazi Dede 1926 ylna kadar Ankarada kalmtr.

Tiran/ARNAVUTLUK

555

1921 ylnda Skraparn Prita kynde birinci Bektai kongeresi organize edilmitir. Ve Arnavutluk hkmetinin 1920 ylnda Luna kongresinde tanm olduu haklara dayanarak bamszln ilan etmitir.Bundan sonra 1924 ylnda Girokastrada 2. kongre, 1929 ylnda Korann Turan kynde 3. kongre tertiplenmitir. Bektailerin bulunduklar dier lkeler merkezi kendi lkelerine almasn istemi iseler de Salih Niyazi Dede kendi doum yerine olan sevgisinden dolay merkezi Anavutlukta kurmutur ve bana gemitir. Dnemin gazeteleri bu olay hakknda genie yazmtr. Bundan sonra Salih Niyazi dedebaba Saranday ve Koray ziyaret etmi ve orada halk tarafndan cokuyla karlanmtr. Mart 1930 ylnda Arnavutluk kral Zogu Adalet Bakanlnn teklifi zerine Salih Niazi Dedeyi dedebaba olarak tanmtr. Salih Niyazi Dedenin Zogu ile yapt konumadan sonra merkez Tiranda kalm ve iinde 6 blge temsilciliklerini barndrmtr. 1. Kruya ovas blgesi: Kruya, La, Lej, Makedona, Kosova, Debre ve Burrel 2.lbasan blgesi: lbasan. Gram, Librajd, Kavaya, Luna, Pein 3.Prita blgesi: Skrapar ve Berat 4.Avlonya blgesi: Avlonya ve Fier 5. Girokastra blgesi: Girokastra, Saranda, Permet 6.Kora Blgesi Bundan sonra arazi satn alarak 1940 ylnda yeni dedebabalk makamnn temelleri atlmtr. Salih Niyazi Dede bir tarih oluturarak gl bir messese kurduu ve onu iktisadi adan salamlatrmtr. Daha sonra gelen babalar da bu organizasyonu hem tarikat deeri hem devlet deerlerini korumak asndan devam etmilerdir. Bu ekilde dedebabalk makam 1967 ylna kadar 136 tekkesiyle faaliyetlerine devam etmitir. Bu ylda tekke kapatlm ve bina da mlteciler kampna dntrlmtr. Demokrasinin Arnavutlua gelmesiyle dedebabalk yeniden organize edilmitir. Hac Dede Reat Bardi ynetiminde hayatta olan Bektai babalarn merkezde toplanm ve yeniden Bektailik dedebaba makam organize edilmitir. Bugn Tiranada merkezi olan dedebabalk makam Kuran, Hazreti Muhammed s.a.v.s, mam Ali,12 imam ve Pir Hac Bektai Velinin retileri nda insanla hizmette devam etmektedir. 4. Bektai konresi 1945 ylnda Cafer Sadk Dedebaba tarafndan organize edilmitir. 5. kongre 1950 ylnda Ahmet Muhtar Dede tarafndan ynetilmitir.6. kongre 1993, 7. kongre 2000 ve 8. kongre 2005 ylnda Tiranada Hac Dede Reat Bardi tarafndan ynetilmitir. Teekkrler.

556

Mzakere
Baba Tahir Emini* Makedonya ve Kosovada Bektailer
Bektailik Makedonya ve Kosovadaki varl 14 ve 15. asrlara dayanr.(1450) Bu yayl btn Balkan kapsamtr. Blgeye ilk girii Sar Saltk Baba, Hdr Baba, Sersem Ali Dede ve Trkiye ile Horasandan gelen ok baka misyonerler tarafndan gereklemitir. Bu blgelerde gnmze kadar gelen trbeler bunun en iyi ahitleridir. Osmanllarn dneminde daha da gelimitir. nk devlet tarikat eyhlerini desteklemitir. Yukarda ismi geen derviler byk iler becerdiler ve devlete de yardmc oldular. Sonu olarak slamiyet Arnavutlua yerlemi oldu. Bu mistik doktrin Balkan toplumuna uyum salm ve her tarafna yaylmtr. Toplumda mevcut olan adetlere uyum salayarak gzel srelrin gelimesine sebep tekil etmi oldu. XV. asrda ilk kurulan tekke Tetovada (Kalkandelen) Sersem Ali Dede veya dier ismiyle Harabati Baba tekkesi kurulmutur. Tetovada be tekke daha vard amma bugn maalesef mevcut deillerdir. Tetova kalesinde Bali Baba tekkesi, Tetovann kuzeybat blgesinde Yarar Baba, Koyun Baba Sadruddin Baba tekkeleri vard fakat gnmzde sadece Harabati Baba kalmtr. Komunist rejiminde Harabati Baba Tekkesi turistik amala kulanlmtr. Makedonski Brodda Hdr Baba tekkesi bulunmakta ve 14.asra kadar dayanmaktadr. Yeni tekke Krovada Muharrem Baba tekkesi ismiyle 2004 ylnda faaliyete balamtr. Kanatlar kynde Dikmen Baba tekkesi ve inaatta olan Kolec Prespa ehrinde bulunmaktadr. 25 tekkeden sadece bunlar kalmtr. Bektailerin deerleri ve faaliyetleri: Bektailik slam sadece kural koyucu bir hukuk sistemi olarak kabul etmeyip onu derin bir felsefe, hayat tarz ve yeni gelimelere gayet ak olan bir anlay olarak grmektedir. Bu fikir vatan ve milletimiz iin ok nemlidir. Peygamberimizin syledii gibi vatansz iman yoktur. Bu yzden Arnavutlukta bu anlay Bektailik tarafndan n planda tutulmaktadr. Bektailik insan ruhunu temizlemek ve dini kalben hissetmek demektir. Birlik, gelime ve ilerleme konular Bektai anlaynn temel konulardr. Birlik dediimizde Bektailik temsilde dede otoritesine dayanmaktadr. Gelime ise kltr, insancllk, bilgi, eitim kuramlarna zen gstermektedir. Makedonyada Bektai Birlii messesesi bulunmaktadr ve Bektai faaliyetlerini bu kurum tertiplemektedir. Bu birlik devletin hukuk sistemine uygun ekilde kurulmu ve faaliyet gstermektedir. Komunizm rejiminde Bektailer asimile edildi ancak yine de demokrasinin gelmesiyle az da olsa faaliyetler balam oldu. Bektailik btn dnyada yaylr fakat onlar temsil eden mutlaka dedebabalk makamdr ki bugn Tiranda bulunmaktadr. Ve Bektai kanununa uygun olan bu davran asla bozulmamaldr.

Kalkandelen Dergah, Tetova,skp/MAKEDONYA

557

V I I I. O T U R U M / A S A L O N U
Bakan: Prof.Dr. .Hakk GKSOY Bildiriler Emin Leli Bosnian nvolvement n Heterodox Movements During The Ottoman Period: The Case Of The Hamzevis & Bektashis Muhammed A. Al-Ahari The Use and Misuse of the Bektashi Name in the West: the Cases of the Daudis, Thule Society and Sobettendorf, and the Shriners James Lee Abiba(Hseyin Abiva) The Bektashi Presence in North America Mzakere zgr Sava

559

BOSNAN NVOLVEMENT N HETERODOX MOVEMENTS DURNG THE OTTOMAN PEROD: THE CASE OF THE HAMZEVS & BEKTASHS
Emin LEL* It is recognized that modern scholarship has prompted many historians of Ottoman History to look upon Bosnia-Hercegovina as a traditional stronghold of orthodox Sunnism as well as social conservatism. The explanations for this reasonably accurate view of the societal and religious sensibilities of Ottoman Bosnians are many, and very appropriate to discuss in the boundaries of any work endeavoring to describe the involvement of Bosnians in heterodox Islamic movements. Bosnias many medreses and other centers of Islamic learning are wellknown even to this day and the number of highly educated ulema that hailed from the region during the Ottoman period matched that of any other area of the empire. In many ways, BosniaHercegovina shared, to a large extent, the same communal traits, as other predominantly Muslim regions of the Balkans and Anatolia, save one. And this one missing characteristic that was so readily visible in many other regions of the Ottoman Empire was the lack in Bosnia of any significant and discernible presence of Islamic heterodoxy.1 Whereas one could find non-Sunni Islamic groups and movements scattered throughout the wide expanse of the empire and through the vastness of its history, Bosnia remained relatively immune to such phenomenon. Even as Sunni Islam was the authoritative doctrine of the Porte, one could find large communities of Druze and Ismailis in Lebanon and Syria, Yezidis in Iraq, as well as Kzlba and other Alevi-type groups in Anatolia, all of who had often uncertain and insecure relations with the state. Even lands close to Bosnia, like Albania and Bulgaria, possessed a considerable heterodox component in its Muslim population, groups such as Kzlba, Bedruddinists, as well as Bektashis. Given Bosnias reputation for being a nest of Bogomilism and heresy in its pre-Ottoman history, in addition to its rugged geography, one would think that heterodox movements would be rife in this land, even after the introduction of Islam. During the Middle Ages, Bosnia was home to the Bosnian Church, a renegade sect that was viewed by both Catholics and Orthodox as a dangerous heresy.2 One of the reasons for the development and continued survival of this church up to the Ottoman period undoubtedly rests in Bosnias mountainous geography, a factor which instilled its people with a deep sense of individuality and independence. For many years the Catholic Church vigorously sought to repress the Bosnian Church using both the armed might of the Hungarian and Croat kings, but to no avail. It was only the large scale conversion of the population to Islam in the late 15th and early 16th centuries that finally caused the church to disappear.

*
1

Carleton College, Northfield/USA. This lack of heterodoxy does not imply the lack of what has been termed folk Islam, which is an altogether different phenomenon. Folk Islam most certainly did exist in Ottoman Bosnia and continues to do so to this day. The traditional view of the Bosnia Church is that they were part of a neo-Manichaean sect known as the Bogomils. Modern scholarship, however, has challenged the Bogomil theory in favor of portraying the church as a simply a renegade branch of the Catholic Church that exerted its independence in the fastness of rugged central Bosnia.

561

Given such a past, it becomes all the more puzzling as to why corresponding heterodox movements within the boundaries of Islam remained unpopular during the Ottoman period when the majority of Bosnians had become Muslim. Forming theories to explain this question is beyond the scope of this paper, yet here I will endeavor to show that non-normative (i.e. heterodox) movements did indeed exist in Bosnia, albeit for a short time and in limited scope, and that individual Ottoman Bosnians did make contributions to the persistence of such movements, either at home or abroad, well into the 19th century. I will discuss the origins and beliefs of one of the more well-known heterodox movements of the 16th and 17th centuries that had an active Bosnian component (in fact it was named after a Bosnian), the existence of an official heterodox association among Bosnians (the Bektashis), as well as at the life and poetry of one Bosnian heretic in particular, Mulhid Vahdeti.

The Ottoman State & Its relationship with Sufism


During the seven centuries of its existence the Ottoman State developed a solid, yet often peculiar, relationship with Islam. In the service of the Porte, Islam was a powerful political tool that was enormously influential and authoritative in mobilizing the loyalty of the empires Muslim population. In order to justify the use of Islam as a channel for political stability, the Ottoman government went to great lengths to preserve the hierarchy of religious scholarship, the ulemaclass, so that it would effectively serve the wellbeing and stability of the state. At the same time, other groups within the Ottoman State put forth interpretations of Islam that were often unconstrained by and at times even at odds with state-sanctioned dogma. These groups were the Sufi fraternities, or tarikats. In contrast to the ulema class, the tarikats were, in theory, independent of the state control, and on the whole they embodied varied social, and occasionally political sectors within the Ottoman population. Nevertheless it would be an oversimplification to consider the Sufi tarikats and the ulema class as incessantly conflicting forces, since membership in both quite frequently overlapped. Most Sufi orders throughout much of Ottoman history were clearly orthodox in outlook; namely the Naqshibandis, the Bayramis, Qadiris, Rifais as well as the extremely influential Khalwatis.3 Not unlike the ulema class, the power and influence of the tarikats was widespread within the Ottoman Empire, albeit a power deeply rooted in popular piety rather that state sanction. Yet unlike the ulema class, tarikat affiliation embraced individuals of all social, economic, and political spheres, ranging from the lowest of peasants to court dignitaries. As mentioned above the preponderance of Ottoman tarikats supported the existing administrative order, as well as the ulema establishment and the Sunni dogma it upheld. Even so, there were a number of tarikats whose affiliates espoused radical and non-conformist interpretations of Islam, and who often became embittered opponents of the ulema class and, by extension, the state. The administration spent a great deal of effort to control or eradicate these groups, and at times went as far as executing their leaders.4 The Ottoman State, which used Sunni Islam to legitimize its power, could hardly be expected to tolerate nonconformist departures from official dogma.
3

For more on orthodox Sufi involvement in the struggle against deviant Islamic movements in the Ottoman Empire see: Nathalie Clayer, Mystiques, Etat et socit. Les Halvetis dans l'aire balkanique de la fin du XVe sicle nos jours, Leiden-New York-Kln, E.J. Brill, 1994. Many of those who issued fetves against Hamza Bali were in fact Khalwati eyhs. The Ottomans were successful, for example, in containing numerous eccentric Qalandar and Abdal groups by encouraging their amalgamation into a restructured and state-sanctioned Bektashi Order placed under the supervision of Balm Sultan (d.1520) See Ahmet Karamustafa, Gods Unruly Friends, Univ. of Utah Press, 1999.

562

In essence the difference between the so-called orthodox and heterodox tarikats lay in religious doctrine. While the majority tarikats (even normative ones) acknowledged the concept of vahdet-i vucud in some form or another, and displayed often overt Shii inclinations, orders branded as heretical were usually charged with taking these two matters to extremes. The vision of pantheism that developed in most of these heterodox Sufi movements merged with the beliefs that these groups ascribed to their eyhs, their spiritual guides, which, as we shall see, produced not only religious but political challenges as well.5

What made Heterodoxy a Threat to Political Power?


Before the 13th century Sufis were seen, more or less, as pious teachers or exemplary ascetics rather than divine intermediaries and wonderworkers. But as the tarikats developed more defined hierarchical structures in the wake of the Mongol invasions, the position of the eyh (the spiritual master and guide) was advanced to that of a holy man; one who exerted spiritual command as a mediator between man and God, who possessed Divine grace (keramet) and whose divinely granted power far surpassed that of any worldly authority. Despite their seemingly otherworldly concerns, the beliefs of these types of Sufis did on occasion contain serious political repercussions.6 If a certain eyh was able to amass a considerable following, and if that eyhs followers believed that he was indeed the kutb (axis) of the universe, then the status of the Ottoman sultan (or any other secular ruler for that matter) would be brought into question. The kutb was seen as the true sovereign of both the spiritual and material worlds, bestowed with the ability to transform social unrest into revolutionary action.7 A eyhs spiritual magnetism allowed him to form a single, united movement from very diverse elements and backgrounds. But when these tarikat or quasi-tarikat groups crossed the fine line between the spiritual and political realms, the Ottoman state understandably intervened, frightful of the appeal these movements would have over the masses. Many of such early movements (like the Kzlba, Celalis, ah Kalander and Bedrettinists) presented a considerable threat to Ottoman power, especially when they found support from rebellious princes or in neighboring Safavid Persia. One such Sufi-inspired movement that deliberately blurred the lines between spiritual and political domains was the Bayrami-Melami tarikat.

From Bayramis to Hamzevis


The Bayrami tarikat (established by Hac Bayram Veli, d. 1430 CE) became one of the most well-known Sufi orders of the Ottoman Empire. Hac Bayram was a man of great personal piety and spiritual talent and he gathered so much popular recognition that Sultan Murad II was forced to sent representatives to central Anatolia to investigate whether or not he posed any kind of threat as the leader of yet another rebellious movement.8 According to legend, the sultan was so overwhelmed by Hac Bayrams godliness (and apparent orthodoxy) at their meeting that he became one of his followers. And the sultan was not the only powerful person inspired by this meeting as the Bayrami tarikat came to be tied to the House of Osman in the coming decades. As mentioned above, the sultan had good reason to be wary of the increasing popularity of Hac Bayram. The fact that Hac Bayrams initiatic chain (silsile) stemmed from the 11th
5 6 7

Ibid. page 2. Ahmet Yasar Ocak, Les Melmis-Bayrami (Hamzavi) et ladministration Ottomane aux XVI-XVII siecles, in Melmis-Bayramis: tudes sur trois mouvements mystiques musulmans, Clayer, Popovic, & Zarcone (eds.), Editions Isis, Istanbul, 1998, page 100. It was quite common in Ottoman Sufi parlance to refer to the great spiritual masters as Sultan. It must be remembered that Hac Bayram was a contemporary of the famed eyh Bedrettin Simavi.

humanities.uchicago.edu/sawyer/slm/ocak.html, page 12.

Ahmet Yaar Ocak, The Ottoman Empire and Islam: framework for a new interpretation, at

563

century Melami movement from Khorasan by way of the embryonic Safavi Order certainly did much to raise eyebrows.9 The doctrines commonly associated with the Melamis had already long been considered outlandish and sacrilegious by the standards of many of Sunni ulema, and Hac Bayram must have purged (or perhaps masked) these beliefs and practices from the public in order to placate an apprehensive sultan. Following Hac Bayram Velis death in 1430 CE, his order split into two distinct branches. One became the continuation of Hac Bayrams orthodox legacy, and was led by Hac Bayrams halife, Akemsettin (d. 1459 CE), who was, furthermore, a member of the ulema class and intimately connected with the Ottoman palace. The other branch, led by an eccentric dervish named mer Sikkini (d. 1476 CE), sought to revive the unorthodox Melami doctrines and practices that may well have originally been taught by Hac Bayram Veli but later apparently discarded. This branch came to be known as the Melami-Bayrami, and it was characterized by ecstatic practices as well as an extreme understanding of vahdet-i vucud. mer Sikkini additionally espoused particular messianic doctrines that were essentially extensions of his interpretation of vahdet-i vucud but, nevertheless carried serious political implications. By constantly traversing the fine line between the spiritual and political realms, the Melami-Bayramis began to attract the attention of the Ottoman authorities, who were understandably nervous about any religious movement whose teachings were tinged with messianic overtones. The two Melami kutbs that followed mer Dede, Binyamin Ayasi (1522 CE) and Pir Ali Aksaray (1527 CE), were both imprisoned by the Ottomans, most likely for allowing claims of Mahdiship to be advanced on their behalf.10 The appearance of Olan eyh (1508-1528 CE), who was also known as elebi eyh smail Mauki, as a new Melami kutb brought the order into open confrontation with the Ottoman authorities. Olan eyh had begun to gather around him a number of influential people in Istanbul, partially through his unguarded preaching of vahdet-i vucud.11 Even though he was simply upholding the credo of his two predecessors, the government put Olan eyh on trial for heresy and he was publicly executed in 1528 CE. In actuality the Ottoman administration (unlike the ulema) was not overly concerned with particularities of the religious claims made by many unconventional Sufi eyhs. It was only when Olan eyh moved out of the rustic milieu of Central Anatolia and into the capital, where he acquired a literate and prominent following, that the government felt the need to eliminate him, dreading potential social and political upheaval. Despite Olan eyhs execution, his followers continued to be active, albeit clandestinely. Several years after his execution, the government ordered the ulema to issue a fetva in reaction to the persistent rumors of Melami activity that anyone who proclaimed Olan eyh to have been killed unjustly was himself a heretic deserving of death.12 It is believed that during this new wave of persecution a successor of Olan eyh, Husamettin Ankaravi (who was Hamza Balis master) was arrested and executed in 1568 CE, after a failed uprising that was in all probability based on some form of messianic assertion.13 Consequently, the historical stage was set for
9

10

11 12 13

Ocak, p. 100. He asserts that there is no doubt that the Bayrami tarikat was a continuation of the 9th century Melami tradition of Khorasan, through the Safavid tarikat, from which the Bayramiyye ensued. Hamid Algar, The Hamzeviye: A Deviant Movement in Bosnian Sufism Islamic Studies, Islamabad, XXXVI: 2-3, 1997, page 244. Here he mentions the possibility that Pir Ali Aksaray was executed by the Ottomans. Ibid. page 245. Algar states that Olan eyhs zikr consisted of the ambiguous expression Allahim', which could have meant either my God! or I am God! Ibid. Ocak, page 104.

564

Hamza Bali (d. 1573 CE), an apparently charismatic and influential spiritual master, to become one of the greatest martyrs of the Melami-Bayramis, whose followers would eventually come to be known as the Hamzevis.14 Hamza Balis life prior to his succession as a Melami kutb remains ambiguous. Born in the mountainous region along the Drina River valley, he left his home in his youth and eventually arrived in Istanbul. There he became a dervish at the hand of Husamettin Ankaravi and soon developed a strong reputation for piety and asceticism. We can safely assume that after the execution of his mrid, he fled Istanbul and returned to his native Bosnia to avoid a similar fate and to spread his masters teachings.15 While in Bosnia, the charismatic Hamza Bali was able to attract many followers; as Sari Abdullah Efendi put it, whoever came into his presence, whether from the elite or the common people, would be drawn involuntarily to him.16 His personal attraction must have been significant, for he managed to gather disciples far beyond Bosnia: in Ottoman Hungary, in Istanbul among the already existing Melami circles, as well as in the ranks of the Janissaries.17 Contemporaneous sources point to the fact that Hamza Bali carried out his role as the Melami kutb to a new extreme by setting up a parallel government among his followers in northeastern Bosnia. In addition, according to Mniri Belgradi (d. 1617 CE), Hamza was bent on assembling a following comprised of influential individuals dignitaries, notables, and the feared Janissaries, in Istanbul and throughout the empire, who would be eventually be brought to bear against the sultan.18 Considering the fact that during Hamzas time in Bosnia his followers had developed a self-governing religious and social organization, and what Mniri Belgradi mentions, the movement certainly conjures up the image of a well-coordinated and appealing conspiracy against the sultan and the powers that be.19

The Hamzevi Movement & the Hurufis


While it is difficult with the information currently available to determine with any precision what exactly Hamza Bali taught as religious doctrine, and as to why he was able to attract the attention of so many, it is possible to consider likely possibilities. Without doubt, the primary reason for the intervention of Ottoman authorities was essentially not religious doctrine in itself, but rather the political claims put forth by Hamza and his followers that jeopardized the powerstructure and social order. It is important to take into consideration the fact that all those MelamiBayrami eyhs who met their fate on the chopping block had shared a common source for their authority, and that was the doctrine transmitted through the Melami silsile. Consequently, it becomes crucial to examine what exactly was taught in Melami tekkes that triggered so much turmoil and unrest.

14 15

16 17

18 19

There are no significant variations between the Melami-Bayrami order before or after Hamza Bali. Nathalie Clayer, L'il d'un savant de Belgrade sur les Melmis-Bayrmis la fin du XVIe-dbut du XVIIe sicle, in Melmis-Bayramis: tudes sur trois mouvements mystiques musulmans, Clayer, Popovic, & Zarcone (eds.), Editions Isis, Istanbul, 1998, page 165. Algar, page 247. Muhamed Hadijahi and Adem Handi, O progonu Hamzevija u Bosni 1573. godine, Prilozi za Orijentalnu Filologiju XX-XXI/1970-71, Sarajevo, page 66 the movement enjoyed great support among the people, and especially amongst the Janissaries. Clayer, page 166. Demal ehaji, Drutveno-politiki, religiozni, knjievni i drugi aspekti dervikih redova u jugoslavenskim zemljama in Prilozi za Orijentalnu Filologiju, 34/1984, Sarajevo 1985, page 111. Here ehaji states that the Hamzevis had an independent internal organization courts of law, and other things, and acted as an independent body within the Ottoman Empire. In an uprising in 1582, the Hamzevis formed a government [which included a sultan, vizier, defterdar, kadiasker, etc.] and this government was supposed to take over when the time came.

565

One likely source for the teachings of Hamza Bali can be found in the connection between heterodox Sufi movements in the Anatolia of the 15th century and that most abhorrent of heresies, Hurufism.20 The Hurufi movement was established by Fazlullah Astarabadi (d. 1394 CE) and began its existence in Persia, where, like the Hamzevis, it faced relentless persecution from both the religious and political authorities. Yet in spite of this persecution and its gradual eradication in Persia, Hurufi doctrines found enduring and clandestine appeal in Anatolia and the Balkans among the circles of several Sufi movements. It is important to briefly discuss some of the more crucial features of Hurufism. One of the most galling heresies advanced by Fazlullah Astarabadi was that he was viewed by his followers as the initiator of a new religious dispensation in which the esoteric plan of the universe, alluded to symbolically in the teachings of earlier religions, had become explicit.21 In addition to this, Fazlullah taught a radical new interpretation of creation based on new interpretations of Quranic texts, as for example the view that everlasting reward and punishment promised in the Quran were symbolic descriptions of states of knowledge and wisdom.22 For instance the Quranic description of how God first made the heavens and the earth, and then sat Himself upon the Throne was taken by the Hurufis to mean the creation of Adam, explaining that sitting was a metaphor for Gods imprinting a full image of himself upon clay.23 All of Fazlullahs doctrines, including the very intricate science of letters (ilm-i huruf), converged to make evident the most important and greatest of all secrets that man is the Divine. To clarify this radical departure of normative Islam, Fazlullah taught that creation progressed through a progression of three cycles: the cycle of prophethood (nubuvvet), from Adam to Muhammad; that of sainthood (velayet), from Ali to Fazlullah; and, beginning with Fazlullah, that of divinity (uluhiyyet).24 With each successive cycle the secret behind existence is increasingly exposed, until the coming of Fazlullah, who ultimately reveals the secret in its completeness, and the cycle of divinity is introduced, which is a complete representation of the divine in human form.25 Hence it becomes apparent that Fazlullah was not only claiming to be an incarnation of the divine, but the long-awaited Seal of Sainthood (hatem-i velayet), the Perfect Man (insan-i kamil), and the Mahdi.26 Before going into a deeper appraisal of Hamzevi (and Melami-Bayrami) doctrine and examining its likely connection to Hurufism, it is necessary to point out that at present we can only speculate on this issue given that no explicit connection either proving or disproving such a link has of yet been discovered. Given this, it will be best to open our analysis of Hamzevi religious doctrine with the most reliable sources we do have available: the fetvas ordering the executions of Hamza Bali and Olan eyh. In the execution ruling issued against Hamza Bali, we find the verdict stating that,
He is a heretic (mulhid) and he led Muslims astray urging them not to believe; likewise it had been established that he has imparted views insulting the honor of
20

21

22 23 24 25 26

Of all the modern scholarship on the Hamzevis available to me, Hamid Algar in his two articles The Hamzeviya and Horufism and the Melamatiyya article (pp.223-228) in the Encyclopedia of Islam vol. VI are the only two sources who briefly mention this possibility. Shahzad Bashir, Deciphering the Cosmos from Creation to Apocalypse: The Hurufi Movement and Medieval Islamic Esotericism, in Imagining the End: Visions of Apocalypse from Ancient Middle East to Modern America, Abbas Amanat and Magnus Bernhardsson (ed), IB Taurus, London, 2002, page 168. Bashir, page 170. Ibid., page 176 Ibid., page 178 Ibid. Ibid.

566

Muhammad and that he has denied the resurrection and the Day of Judgment entirely.27

Of course it is possible to read all kinds of things into these accusations, but two points seem indicative of Hurufi inspiration. Regardless of sectarian affiliation, no Muslim would ever think of making an affront to the nobility of the Prophet, unless what is meant here by insulting has nothing to do with slander of some sort, but rather a belief that the era of Muhammads prophethood has come to an end and that a new and greater cycle of some sort (like the one unveiled through Fazlullahs declarations) has superseded it. In addition the charge that Hamza Bali wholly denied the resurrection and the Day of Judgment also echoes the Hurufi concept which allocates these events symbolic rather than the literal meanings, as upheld in normative Islamic theology. It is also possible to see in earlier fetvas how these beliefs join together with those of previous martyred Melami eyhs. An additional accusation leveled against Hamza Bali was that he was a devotee of Olan eyh, whose own execution was ordered based upon the following charges:
He preached immorality and eternity of this world; he did not accept the limits imposed by the law concerning halal and haram, he saw hell and paradise as relative concepts, and declared that Allah incarnated Himself as man, in him.28

If one studies this passage without being attentive to the context of the fetva, one would most probably suspect these two men of evidently being Hurufis. Any one of these charges has a counterpart in Fazlullahs thought. For example, eternity of this world becomes clear if one understands that for Hurufis acquiring knowledge was the real meaning of the belief in entering eternal heaven, for once one became an initiate into the teachings of Fazlullah and began to acquire true knowledge, one was considered to have entered heaven. Furthermore, if the Hurufi initiate was in heaven, then worldly laws and obligations (the eriat) no longer had any relevance, which would, naturally, explain the accusation that Olan eyh flouted the boundaries of halal and haram.29 The last charge, that of hulul (Divine incarnation), is such an obvious echo of Fazlullahs message about mans true nature that it makes the connection between Hurufis and BayramiMelamis (Hamzevis) that much more plausible.30 This charge of hulul directed against Olan eyh is not simply an unsubstantiated accusation made by obdurate hocas, but is a belief confirmed in his own poetry in which he openly proclaims, my body is identical with God.31 Furthermore, one of Olan eyhs disciples and successors, Ahmet Sarban (d.1542 CE)32, wrote in unmistakably Hurufi form,
O you who desire to see the Beloved, Look with care on each person you see! Know that the human mirror Is the very form of the All-Merciful;
27 28 29

30 31 32

Hadijahi & Handi, page 69. Ocak, page 102-103. Following Fazlullahs death the Hurufis divided into two groups: one that determined that since paradise and hell consist of knowledge and ignorance respectively, and as initiates of Fazlullahs knowledge, were in paradise, and all obligations had been abrogated for them.(Bashir, page 180181) Similarly, it cannot be forgotten that within the Melami tradition there had always been a predisposition (at least publicly) to put on a display of seeming irreligiosity. Bashir, page 182. Algar, page 253. Slobodan Ili, Huseyin Lamekani: Ein osmanischer Dichter und Mystiker und sein literarisches Werk Wiesbaden, Otto Harrassowitz, 1999, page 20. Ili illustrates Sarbans place in the Melami silsile [i.e. Ismail Mauki Ahmed Sarban Husamettin Ankarevi Hamza Bali].

567

Come, look in the mirror, And see in it that King!33

The Hurufi connection to the Melami-Bayramis and subsequent Hamzevis becomes all the more apparent when reading the poetry of other devotees. dris Muhtefi34, a Hamzevi who resided in Istanbul in the years following Hamzas execution, openly makes mention to Fazlullah in one of his poems, and in another celebrates the Hurufi notion of the Seven Lines through which God is reflected in the face of man.35 Further connection between Hamzevi and Hurufi doctrines can be found in looking at four th 16 century sources that originated in Hamzas homeland, Bosnia: one anti-Hamzevi poem, an ilmihal, as well as two letters written with the purpose of dissuading a young Bosnian from further involvement with the heretics.36 While there are many vague references in the first letter to the Hamzevis supposed antinomianism, the second letter presents an unmistakable connection to Hurufism. Its author, a certain Mehmed Amiki (who was most certainly from among the ulema class), informs the young man that his Hamzevi eyhs, learning from others some secret but misunderstood meanings to letters and words, have been deluded.37 Later in the letter Amiki refutes the youths attempted defense of the doctrine of hulul (the justification of which is given with particular verses from the Quran38) by unequivocally discrediting this interpretation of the sacred scripture and declaring vahdet-i vucud a belief contrary to the creed of the Ehl-i Sunna.39 It is, however, within the pages of the ilmihal (a booklet designed to indoctrinate basic Islamic beliefs and practices) that the Hamzevis are coupled unequivocally with the Hurufis. The text explicitly states that the two have allied themselves and spread out in the world, broadcasting to the people of Bosnia that the ulema are all hypocrites in order to attain the objective of propagating their blasphemous doctrine.40

Vahdeti Bosnevi
One Bosnian heretic that I will now look at is Vahdeti Bosnevi, who came to be recognized for his ability to express in the form of poetry the very teachings mentioned above. Vahdeti (whose given name was most probably Ahmet) was born in the small eastern Bosnian town of Dobrun, where he spent a considerable period of his life.41 He acquired a deep passion for poetry and the Persian language in his youth, which furthered his spiritual inclinations and, more importantly, opened him to the world of Fazlullah Astarabadi.42 At some point in his life
33 34

35 36 37 38 39 40 41 42

Algar, page 253. Ili, Huseyin Lamekani, page 20. dris Muhtefi was reported by the Ottoman historian Atai as having traveled as far away as Belgrade to spread his doctrines and make contact with Hamzevi communities already in the region. Algar, page 253. Ibrahim Mehinagi, etiri neobjavljena izvora o Hamzevijama iz sredine XVI vijeka, in Prilozi za Orijentalnu Filologiju, XVIII-XIX/1968-69, Sarajevo 1973, pages 217-266. Mehinagi, page 251. The appellation Hurufi is in fact derived from their stress of the science of letters (ilm-i huruf). The Quran, 15:29, 32:9, 38:72. Algar, page 252 Mehinagi, page 223-24 Demal ehaji, Derviki Rredovi u Jogoslovenskim Zemljama, Sarajevo, 1986, page 179. Ironically this same region along the Drina River would be a stronghold of Hamzevi support. Slobodan Ili, Mulhid Wahdati, ein bosnischer Ketzer des 16. Jahrhunderts, in Zeitschrift der Deutschen Morgenlndischen Gessellschaft, vol. 151/ 2, 2001, pages 4-5. Fazlullahs writings and those of his followers were all composed in Persian. For more on the importance of Persian in Ottoman Bosnia see An Introduction to the Persian Language in Bosnia and Hercegovina, Entekhab: Persian Morning Daily, Jan. 29th, 2002, vol. 3, no. 808.

568

Vahdeti left Bosnia and moved to Istanbul. But the imperial capital was not his final destination, for he seems to have been constantly on the move. It is unknown why he never settled in one location, but in all probability his Hurufi attitudes made him many enemies.43 Poetic pseudonyms (mahlas) were quite conventional among Ottoman poets of the time, but for our Bosnian it carries a significant connotation. The name Vahdeti makes clear his enthusiasm for the concept of vahdet-i vucud unity of being. In addition to the geographical appellation Bosnevi, the title Mulhid (heretic) has commonly been attached to his name, which may have been done by his enemies or have been willingly adopted as a badge of open dissent. Despite the survival of his poetry, little is known about Vahdetis life. The exact dates of his birth and death are undetermined, although we can be fairly certain that he was still alive in 1603 CE, a date that conveniently places him in the period of the Hamzevi uprisings in Bosnia.44 It is also unclear as to what tarikat Vahdeti was affiliated with, if any. Except for a poem that exalts the great mystical master Rumi (d.1270 CE), which has lead a number of scholars to conclude that he was a Mevlevi of some sort, Vahdeti offers no references in his poetry to any other Sufi eyhs or tarikats, even to Hamza Bali. Be that as it may, his radical understanding of vahdet-i vucud and constant references to Fazlullah, among other things, irrefutably denote his Hurufi leanings, something that has led others to mistakenly presume that he was a Bektashi.45 I propose that his Hurufi inclinations were a result of his involvement with the Hamzevis. Given the persistent poetic allusions to Hurufism, a more relevant question to ask here may be this: when and how did Vahdeti become attached to this heresy? It is possible that he became acquainted with Hurufism during his many years of travel throughout the empire, which, if the case, would open up many other questions. On the other hand it is more probable, I believe, that Vahdeti came into contact with Hurufi ideas while living in Bosnia. If this is the case, Vahdeti could then with great certainty be linked to the Hamzevi movement, whose clear connection to the Hurufis has been discussed above, and more significantly, was quite active in his native eastern Bosnia during his lifetime. In 1573 CE Hamzevi activity was so substantial along the Drina River that the ulema of Bosnia and Rumeli delivered fetves demanding their suppression. Ottoman authorities arrested and put to death several Hamzevi leaders, which was followed a decade later by another failed insurrection in the same area. If Mulhid Vahdeti was indeed affiliated with the Hamzevis, he may have been involved in this unrest, which would have caused him to flee abroad in order to escape arrest.

Bektashism among the Bosnian People


By the mid-1600s the Hamzevi movement was effectively shattered in Bosnia. Although rumors of clandestine Hamzevi activity continued for the next two hundred years, its end effectively brought to a close any large-scale heterodox Islamic presence in Bosnia43

44

45

Ili, Hurufijski Pjesnik, Vahdeti Bosnevi, in Prilozi za Orijetnalnu Filologiju 38/1988, Sarajevo 1989, p.66-67. His journeys apparently took him to Baghdad, Basra, the Hijaz, Istanbul and the shrines of the Twelve Imams. Ili, Mulhid Wahdeti, page 5. He states that Vahdeti must alive in this year because he composed a poem dedicated to the youthful Sultan Ahmed I, who began his rule in 1603 CE. ehaji, however, gives the date of his death (based on several 17th century sources) as 1598 CE. Ili, for example, tries to link Vahdeti to a Melami-type branch of the Mevlevis (the emsi kol), while ehaji lists him as a Bektashi. Only Hadijahi, in his Hamzevijska sekta i njen osniva Hamza Bonjak, makes a connection between Vahdeti and the Hamzevis. It must be noted that there are no discernable traces of the Mevlevi order at all in the Balkans during this time period (the first Mevlevi tekkes are not found in the region prior to the 1650s) and that the Bektashis had yet to become the significant force they would be in the coming centuries. For a thorough examination of Sufi orders in the Balkans see Huseyin Abiva, The Vanished Heart (unpublished manuscript).

569

Hercegovina.46 Despite the Hamzevis gradual reappearance in Istanbul in the 17th and 18th centuries, there seems to have been no such reemergence in the land of Hamza Balis birth. Traces of Hamza remained confined to a few villages in the area of Zvornik, where local tradition has preserved his name, but little else.47 Sunni Islam prevailed over the land and religious conformity became the norm. The only other heterodox movement in which Bosnians participated in any number was that of the Bektashi Sufi order. Yet information on the Bektashi presence in Bosnia-Hercegovina remains highly speculative in nature. This land presents an exceptional case in the Ottoman Balkans in that Bektashism did not succeed in leaving any enduring marks on its population. The reasons for this are the same that prevented the spread of the above mentioned Hamzevi movement, i.e. the presence of powerful urban Sunni religious institutions, represented not only by institutions of higher learning but by the orthodox Sufi tarikats. However given that the Bektashi order had behind it the endorsement of the State, the Sunni establishment could not aggressively persecute it as it did with Hamza Bali and his followers, even if many of the religious ideas taught by both movements were fairly similar. Despite the profusion of tekkes found throughout Albania, Macedonia, Bulgaria, Greece and Serbia, the only Bektashi tekke found within the borders of Bosnia-Hercegovina that has been described with any verifiable detail was the one found in ajnie, a small town on the border between Bosnia and the Sandak of Novi Pazar.48 When he visited the town in the 1660s the distinguished traveler Evliya elebi noted, with all the precision of a modern tour guide, this flourishing Bektashi tekke: On a small hill some thousand steps away, are Gazi Murad Baba gardens with a Bektashi asitane, which is worthy to be seen. Its so high a lookout, bursting with shade trees, that from it the whole town of ajnie can be seen. In every corner of the place, many charming and pious dervishes perform music with wonderful melodies and at any time different groups prepare musical programs, like, for example, those made and organized by Husayn Baykara. In short, the inhabitants of the towns gather at this spot of feast and entertainment with all sorts of dishes and drinks, preparing gatherings and meetings of numerous kinds.49 In addition to this tekke, the only other actual mention of Bektashis existing in Bosnia during the Ottoman period from contemporary sources was made by Demal ehaji in his landmark study on Sufi orders in the former Yugoslavia Derviki redovi na jugoslovenskim zemljama.50 In it he mentions his discovery of a siccil dated from 1844 CE that was found in the library of the Gazihusrevbeg Mosque that records the petition of a Sarajevan Bektashi baba named Salahuddin for an increase in his measly monthly stipend. The only other substantial information that this siccil states is that Salahuddin Baba lived in the Golobrdica mahale. It is unknown that a certain dervish buried in the graveyard of the Snbl camii, named Mehmetzade Osman (d. 1808 CE) and whose grave marker is adorned with the title son of Hac Bekta was
46

47 48 49 50

Most of these rumors were unsubstantiated accusations against political foes. For an example of the use of the term Hamzevi as slander see Muhamed Hadijahic, Hamzevije u svjetlu poslanice uickog ejha in Prilozi za Orijentalnu Filologiju III-IV/1952-53, Sarajevo 1953. See Algars article. Nedim Filipovi claims to have found the name of a Bektashi tekke and its shaykh, one Cangudaz, from a defter of the nahije of Bosanski-Brod for the year 1489 Evliya elebi, Putopis-Odlomci o jugoslovenskim zemljama. tr. Hazim abanovi (Svjetlost, Sarajevo 1967) p.402 Cehajic, Derviki redovi na jugoslovenskim zemljama (Sarajevo, 1986). Several highly speculative references to Bektashi tekkes in Bosnia have been made in the past, including ones mention in Banja Luka

570

involved with this small Sarajevan Bektashi community.51 Given the close proximity between the Golobrdica and Snbl mahales to each other it is highly likely that there was a connection between the two individuals. What remains to be further determined is whether these two Bosnian Bektashis were ethnic Bonjaks or if they were Albanians, Turks or something else. Throughout the post-Ottoman period, the Bektashi presence in Bosnia was restricted for the most part to ethnic-Albanian migrs living in Sarajevo who came from Kosova and Macedonia. Notwithstanding the existence of these Bektashis, no formal tekkes were opened and rituals were conducted in private homes presided over by visiting babas from lands further south, most notably Baba Qazim Bakalli (d. 1983) of Gjakova (akovica) and his predecessor Baba Hamza (d. 1947 CE).52 There is, interestingly enough, one location in Bosnia-Hercegovina that in all probability had a Bektashi connection at one time or another that has yet to be substantiated: the celebrated Buna Tekke. Nestled in to the idyllic Buna River valley near the town of Blagaj, the tekke seems to emanate with spirituality. Although it is currently used by both Naqshiban and Qdir Sufi Orders and at one time was used by the Khalwts the modest two-story Ottoman period building possesses numerous signs indicating that Bektashis may very well have once made use of it. Foremost among these is the trbe of the 13th century Bektashi saint, Sar Saltk that is affixed to the tekke. In addition the entire tekke structure lacks the visible signs of a Sunni tekke, i.e. the lack of a mihrab as well as an area for congregational prayer (namaz). The rustic and secluded location of the tekke itself would lead one to believe that it was not established by any orthodox tarqat given that those orders were for the most part urban in nature. While it would appear that the spread of the Way of Hac Bekta Veli remained essentially absent in this largely Slavic land, there were quite a number of individuals of Bosnian extraction living beyond the borders of the province who were Bektashis, several of whom even supervised tekkes. The most noteworthy of these Bosnian Bektashis was a certain Bosnevi Baba who lived during the 19th century. Little is known of his life and there is no information on where he came from in Bosnia. Why Bosnevi ended up in the Macedonian town of Kievo is open to speculation, though it can be proposed that it was here where he entered the order as he often made mention in his poetry of Kievos 16th century Bektashi saint, Hzr Baba, being his mrid.53 One more Bektashi of Slavic origin was the 18th century Ahmed Gurbi Baba who had his roots in the city of Novi Pazar. He began his spiritual quest as an affiliate of the Sacdyyah tarikat and then later became a Bektashi. He composed a touching verse dedicated to his hometown:
Gel, diyarm Bosnadir bil sen benim Hem Yeni Pazar oluptur meskenim. Halkmz gazi, kamusu serfiraz Bir bilir Allahi, terk etmez namaz. Dilerim, hifzeylesin Allah an Her kederden zahir- batin gani.

There was a baba of Bosnian origin by the name of emsuddin Ali (d. 1694 CE) who sat as postniin of the famous Durali Baba Tekke of Reni, Greece.54 During the second half of the
51 52

53 54

Mehmed Mujezinovi, Islamska Epigrafika Bosne i Hercegovine (Sarajevo Publishing 1998, p. 280). From an interview with Fejzullah Hadibajri taken by Jasna ami found in Where are the Bektashis of Bosnia? (http://www.bektashi.net/history-bekbosna.html). This article also mentions that the last Bektashi dervish of purely Bosnian origin was a certain Bakari who died in 1932 and was buried in the Grlica Brdo cemetery. Baba Rexhebi Misticizma Islame dhe Bektashizma (1970, p. 261-264) See evki Kocas Yunanistanda rd Ocaklar: Reni (Durbl) ve skee (Koutche) Hasib Baba Bektai Derghlar (n.d., http://alewiten.com/irsad.htm)

571

18th century a certain Bosnevi Dervi Mustafa sat in the Karyadi Tekke in Istanbul.55 We also have further record of two mrids of the celebrated Maghawr (Kaygusuz Sultan) dergah in Cairo who were of Bosnian origin: one Kasm Baba (d. 1213 AH), who seems to have been the head cook of the tekke at one time; and smail Baba (d. 1268 AH), once its chief butcher.56

Conclusion
The presence of heterodox movements in Bosnia remains to this day obscured behind the few available records. Nevertheless it can be brought to light through speculation and, perhaps, a little creative imagination. I have demonstrated here that there were significant heterodox influences in Bosnia and among the Bosnian Diaspora, and that there were connections between them. However, the conservative spirit of Ottoman Bosnian Sunni Islam overshadows all heterodox movements that made their appearance in Bosnia. Orthodoxy managed successfully to keep heterodoxy on the margins, or when that did not work, to suppress it by force. One of the purposes of this paper has been to clarify the nature of the most influential heterodox movement in Ottoman Bosnia, the Hamzevis. I believe that there were Hurufi influences among the Hamzevis, as evidenced by the link between the Bosnian Hurufi poet Mulhid Vahdeti and the Hamzevi movements. It is very intriguing that the only other heterodox movement in which Bosnians participated in any number was the Bektashi Sufi order, which is known for its deep connections to Hurufism. This leads us to speculate that Hurufi thought played a significant role, or maybe was even the underlying factor, in defining the boundaries between heterodoxy and orthodoxy in Ottoman Bosnia and beyond, throughout the Islamic world.

Bblography
Algar, Hamid. The Hamzeviye: A Deviant Movement in Bosnian Sufism Islamic Studies, Islamabad, XXXVI: 2-3, 1997. pp. 243-261 -------- Horufism. Bashir, Shahzad. Deciphering the Cosmos from Creation to Apocalypse: The Hurufi Movement and Medieval Islamic Esotericism. Imagining the End: Visions of Apocalypse from Ancient Middle East to Modern America. Abbas Amanat and Magnus Bernhardsson (ed), IB Taurus, London, 2002. pp. 168-184 Burrill, Kathleen R.F. The Quatrains of Nesimi: Fourteenth-Century Turkic Hurufi. The Hague: Mouton, 1972. Brill, E.J. Encyclopedia of Islam. Vol. VI Leiden, Netherlands. Article by C.H. Imber: Malamatiyya. pp. 223-228. Clayer, Nathalie. L'il d'un savant de Belgrade sur les Melmis-Bayrmis la fin du XVIe- dbut du XVIIe sicle, in Melmis-Bayramis: tudes sur trois mouvements mystiques musulmans, Clayer, Popovic, & Zarcone (eds.), Editions Isis, Istanbul, 1998. pp. 153-175. -------- Mystiques, Etat et socit. Les Halvetis dans l'aire balkanique de la fin du XVe sicle nos jours. Leiden-New York-Kln, E.J. Brill, 1994. ehaji, Demal. Derviki Redovi u Jogoslovenskim Zemljama. Sarajevo, 1986. --------, Drutveno-politiki, religiozni, knjievni i drugi aspekti dervikih redova u jugoslavenskim zemljama. Prilozi za Orijentalnu Filologiju, 34/1984, Sarajevo 1985
55 56

Nicolas Vatin and Thierry Zarcone, Istanbulda bir Bektai Tekkesi: Karyadi (Eyp) Tekkesi (www.hbektas.gazi.edu.tr/11Vatin.htm) evki Koca, Msrda bir erenler ocai: El-Magaravi (Kaygusuz) Bektai Dergh. Nimetullah Hafiz states in his The Development of Bektashism in Yugoslavia that Ismail Baba was initiated in the Hzr Baba Tekke of Kievo.

572

Hadijahi, Muhamed and Adem Handi, O progonu Hamzevija u Bosni 1573. godine, Prilozi za Orijentalnu Filologiju XX-XXI/1970-71, Sarajevo. pp. 51-70. Husain, Adnan. Sufism and Ghuluw: Radical Pities and the Late Medieval Muslim Middle East. Department of Middle Eastern Studies and History, NYU. Ili, Slobodan. Hurufijski Pjesnik Vahdeti Bosnevi i njegov Divan Prilozi za Orijetnalnu Filologiju 38/1988, Sarajevo 1989, p.66-67. --------, Huseyin Lamekani: Ein osmanischer Dichter und Mystiker und sein literarisches Werk. Wiesbaden, Otto Harrassowitz, 1999. --------, Mulhid Wahdati, ein bosnischer Ketzer des 16. Jahrhunderts, in Zeitschrift der Deutschen Morgenlndischen Gessellschaft, vol. 151/ 2, 2001. Mehinagi, Ibrahim, etiri neobjavljena izvora o Hamzevijama iz sredine XVI vijeka, in Prilozi za Orijentalnu Filologiju, XVIII-XIX/1968-69, Sarajevo 1973, , pp. 217-266. Ocak, Ahmet Yasar. Les Melmis-Bayrami (Hamzavi) et ladministration Ottomane aux XVI-XVII siecles, --------, Melmis-Bayramis: tudes sur trois mouvements mystiques musulmans. Clayer, Popovic, & Zarcone (eds.), Editions Isis, Istanbul, 1998. pp. 99-114. --------, The Ottoman Empire and Islam: framework for a new interpretation. Tekin, Gnl A. Turkish literature. In Islamic Spirituality, vol.II, Seyyid Hossein Nasr ed. pp. 350-361.

Bildirinin Trke zeti: Yaygn olarak Bosna Snni slam'n kalesi olarak bilinir. Bunun nedenlerinden bazlar: Bosna'daki gl medrese sistemi, bu blgenin serhad ehri olmas ve Mslman nfusun homojen bir karakter gstermesidir. Bununla birlikte Bosna'da Snni olmayan hareketler de mevcuttur. Teblici almasnda Snni olmayan tarikatlardan 16. yzylda Hamza Bali tarafndan kurulup gnmze kadar etkinliini srdren Bektai Hamzevi tarikatn ve dier Snni olmayan tarikatlarla ilikisini incelemitir. Leli, ncelikle Osmanlnn tarikatlarla ilikisini ele alr. Ona gre Osmanl'da slam, siyasi istikrar vastas olarak kullanlmtr. Zira Osmanl Snni slam gcn merulatrmak iin kullanmtr. Bu nedenle Snni tarikatlara destek verilirken Snni olmayan tarikatlarla mcadele edilmitir. Kimi zaman bu tr tarikatlarn lideri idamla cezalandrlmtr. Daha sonra teblici, Snni olmayan tarikatlarn siyasi gc tehdit ettiini inceler. Ona gre Snni olmayan tarikatlarda eyh, Allah tarafndan kendisine keramet gsterme ihsan edilmi kutsal bir insan olarak grlmeye balanmtr. Eer eyh bir grubu etrafnda toplayabiliyorsa ve bu grup eyhin kutup olduuna inanyorsa, bu durum Osmanl sultanlarnn durumunu sorgulanr hale getirecektir. Kutub, hem maddi hem de manevi dnyada gerek hakimiyet olarak grlecektir. Kendisine deiik elemanlar tarafndan ekim gc balanm eyh, tarikatlar ve tarikata benzer gruplar, siyasi ve manevi alana el attklarnda Osmanl devleti mdahale etmitir. Bu hareketlerden bir ou, (Kzlba, Celali, ah Kalander ve Bedrettin) zellikle isyan eden ehzadelerden ve Safevi rann'dan destek bulduklarnda Osmanlya kar bir tehlike olarak grlmtr. Teblicinin inceledii Hamzevi tarikatnn temeli Hac Bayram Veliye dayanr. Hac Bayram Velinin vefatndan sonra tarikat, liderliini Akemsettin'in yapt Snni bir kol, ve dierini ise mer Sikkini'nin temsil ettii Snni olmayan bir kola-Melami-Bayrami kolunaayrlmtr. zellik ikinci kolun, Snni olmayan yorumlar nedeniyle mer Dede, Bnyamin Aya (1522) ve Pir Ali Aksaray (1527) gibi liderleri Mehdilik iddias zerine Osmanl otoritesi

573

tarafndan takibata urayp hapsedilmitir. Bu liderlerden sonra elebi smail Mauki olarak da bilinen Olan eyh ortaya km, yapt yorumlar ve dnceleri kendisini Osmanl otoritesiyle kar karya getirmi ve nihayet 1528 ylnda idam edilmitir. Onun idam zerine takipileri gizliden gizliye onun retilerini yaymaya devam etmiler ve Olan eyhin haksz yere idam edildiini yaymaya balamlardr. 1568 ylnda Hamza Bali'nin hocas olan Hsamettin Ankaravi tutuklanp idam edildi ve nihayetinde Melami-Bayram tarikatnda Hamza Bali (l573) dnemi balad. Hamza Bali Drina Nehri vadisinde domu, gen yanda vatann terk ederek stanbul'a gitmi, orada Hsamettin Ankaravi'nin elinde bir dervi olmu, takvas ve zhd ile ksa zamanda kendini yetitirmitir. eyhinin idamndan sonra stanbul'dan kam Bosna'ya dnmtr. Bosna dnnde karizmatik kiiliinden dolay bir ok kiiyi etrafnda toplamtr. Grleri Melami evrelerde ve Kuzey Bosna'da yaylmtr. Hamza Bali ayrca toplumda ileri gelen kimselerle stanbul'da ve bir ok yerde toplantlar dzenlemitir. Hamzann tabilerinin Bosna'da kendi kendini idare eden dini bir organizasyon olmas dikkate alndnda, hareket iyi koordine edilmi, sultana kar komplo duygusu veren bir imaj ortaya kmtr. Tebliciye gre Hamza Bali'nin Osmanl Devleti tarafndan takibata uramas onun dini grlerinden ziyade politik gc ve sosyal dzene kar oluturduu tehlikedir. Btn ayn akbete urayan btn Melami-Bayrami eyhlerini ve Melami silsile boyunca devam edegelen retileri gz nne almak nemlidir. Netice itibariyle Melami tekkelerini kargaa ve huzursuzlua sevkeden dncenin ne olduunu incelemek gerekir. Hamza Bali'nin 15 yzyl Aradolu'sundaki Snni olmayan hareketlerle, Hurufilikle balants vardr. Huruf haraketi Fazlullah Estarabadi (1394) tarafndan kurulmu ve ilk olarak ran'da balamtr. Hamzeviler gibi hem politik, hem de dini otoriteler tarafndan amansz bir zulme maruz kalmtr. randaki bu zulm ve takibata ramen Huruflik hareketi Anadolu'da ve Balkanlarda baz Sufi evrelerde gizli olarak varln srdrebilmitir. Hurufliin nemli zelliklerine ksaca deinmek gerekir. Hurufiler Kur'ana sembolik anlamlar yklemilerdir. Sz gelimi Kur'an'da zikredilen mcazat ve ve mkafat esas itibariyle bilgi ve hikmeti temsil etmektedir. Hurifilerin btn gayretleri insanolunun lahi olduunu delil getirmekte birleir. zellikle Fazlullah Estarabadi hatemi velayet, insan- kamil ve Mehdi olma iddiasndadr. Teblici Hamzevilerle Huruflerin balantlarn Hamza Bali ve Olan eyh hakknda idam cezas verilirken, belirtilen karar gerekelerinden ortaya karmaktadr. Bu gerekelerde ileri srlen iddialar, Hurufi doktriniyle byk benzerlik gstermektedir. Hatta Hurufilikle sulanmaktadrlar. Ayn gerekeleri idam edilen dier Melami eyhleri iin verilen karar gerekelerinde de grmek mmkndr. Teblicinin dnemle ilgili olarak ele ald bir dier ahsiyet Vahdet-i Bosnevi'dir. Onun Hurufilikle ve Hamzevi tarikatyla balantlarn inceler. 16. yzyln ortalarna gelindiinde Hamzevi hareketi Bosnada etkin bir ekilde yaylmtr. Bu hareket Bosnada iki yzyl daha varln srdrm, daha sonra birka kasaba gibi dar bir alanla snrl kalmtr. Bununla birlikte Osmanl Bosnallarndaki muhafazakar ruh, Snni olmayan hareketleri glgelemi, bu hareketler marjinal gruplar olarak kalmlardr.

574

THE USE AND MSUSE OF THE BEKTASH NAME N WESTERN CONTEXT: The Case of the Thule Society, the Shriners, & the Dawoodi-Bektashis
Mohammed A. Al-Ahari*

Introduction
In the West, there has been a long-lasting tendency to view belonging to a secret society as a means for social climbing. The more secretive and strange the ritual and history of a given secret order, the longer the line to join will become. The earliest of these orders included Instructive Masonry which purportedly traced its origins to ancient Greece and Egypt. The libraries of these orders and their rituals were claimed to have derived from secret Moroccan (in the case of the Rosicrucians), Persian (for the Grotto), and Arabian or Egyptian (for the Shriners) mystic orders. In the 19th century we had the European discovery of Tibet and the subsequent legends of Shambala with all its hidden esoteric knowledge, the secrets of the tribes of the Caucasus Mountains, the Order of the Peacock, and science of Theosophy. Truth explorers were allegedly able to find concealed guides and guarded texts which purportedly reveal the realities of the universe. The famed Madame Blavatsky gave us the Stanzas of Dzyan, Richard Burton the Qasidas of Abu Yazid, as well as the ritual books of the Grotto and the Shriners secret societies. Yet none of these texts have any ancient manuscript in existence leading one to assume their forgery. My reasons for writing this short expos are several, the foremost being a wish to distance the noble Bektashi Order of Sufis from individuals and groups who have indefensibly and fraudulently utilized the name Bektashi in their organizations without any solid rationalization, an occurrence that has caused a significant amount of confusion among inquisitive minds. Since the 19th century a number of individuals who have sought out the genuine path of Haji Bektash and that of the Bektashis have been led to things that are unquestionably not Bektashism and, despite such claims, have no origin in Bektashism at all. Historically these first purported links to Islamic mysticism (from which Bektashism arose) came from Freemasonry and its root order of the Knight Templar.

Knight Templar: The Roots of Freemasonry


The Knights Templar were a military order founded in Palestine in 1119 CE at the height of the Crusades by a group of nine warriors who had sought out glory and fortune in Holy Land. The King of Jerusalem -- King Baldwin II (reign 1118-31) -- gave them quarters in his palace on the site of Solomons Temple (thus their name). They took vows of poverty, chastity, and obedience to none save the Grand Master of the Order (the first was Hugh du Paynes) as well as the Pope. The knights were divided into four classes: knights, chaplains, squires, and servants. The knights wore a white mantle with a red cross, while the lower grades wore a black or brown mantle. They grew rapidly (from 9 to 30,000) and wealth.
*

University of Phoenix, /USA

575

Other orders grew jealous of their wealth and prestige. Some such as the Hospitallers gained the ear of the French king and the Pope. When the city of Acre fell in 1291 CE and the various orders retreated to Cyprus, the Templars were charged with being associates of the Ismailis (Assassins) and with the heresy of Unitarianism. In 1307 CE, Philip IV of France began to confiscate their properties with the approval of the Pope who issued a bull which dissolved the order in 1312 CE. The last Grand Master, Jacques de Molay, was burned to death in 1314 CE with several of his closest followers in the courtyard of Notre Dame Cathedral. Contemporary scholars see the persecution of the Templars as a monstrous, fanatical and homophobic perversion of justice. Outside of France the Templars were generally cleared of the charges of heresy or were given time to go underground. Such is the case of the British Isles. Sixty years after their suppression, The Knights Templar rose in a so-called peasant revolt against the English Crown. The eight day revolt was lead by Walter the Tyler (a Masonic title) and the sources of leadership of that brief revolt were not traced to the Templars at that time [Robinson, xii]. In Masonry, a Tyler guards the door of the lodge against intruders. Surely a suppressed military order could be in need of such a person. In many Sufi and secret orders there is a guard at the door to question anyone who comes to meetings. In the Bektashi Path this function is called the Rehber. More similarities between Bektashism and Freemasonry will come later in this paper. While there is no clear documentation that the Knight Templars framed their hierarchical structure upon the one developed by the Assassins, there is evidence that the Templars and Assassins at times joined in common cause. The Templars wished to have the city of Tyre and would have traded Damascus for it. At one time the King of Jerusalem came under the intrigues of both the Templars and the Assassins. The Assassins had been paying tribute to the Templars and sent a message to the King of Jerusalem that they would convert en masse to Christianity if the tribute were lifted. It wasnt. Instead the Templars ambushed the King of Jerusalem's envoy to the Assassins and brutally murdered him. The Ismaili Rite wasn't the only Assassin at work in the Occident it would seem. The relationship between the Templars Grand Master and the Assassins was close enough that he likely knew of the whole affair [Waite, 50]. After their long association in the Middle East, the Templars had became tinted by its lore, theosophy, and hidden rituals. These were the charges brought against them when they were under direction of De Moley. Charges of heresy, urinating on crosses, homoerotic unions, and devil worship were all forthcoming [MacKinzie, 125-143]. Nevertheless, the main heresy the Templars were accused of was Unitarianism. Further charges of witchcraft and worship of an idol called Baphomat were added to make their persecution seem fair. These so-called heretics escaped whenever the chance arose. They had an organization prepared to operate under these circumstances. Except in France, where they were victims of an all out inquisition, the Templars were able to go underground and become mercenaries, shopkeepers, clergymen, and members of trade guilds. They carried with them the ability to survive if given chance for escape the inquisitors flame. The years of their association with the workings of Byzantine politics, the secret rituals of the Assassins, and the intrigues of the Muslim courts which they observed on the battlefield and at conference tables prepared them for a life of duplicity and secretiveness. The church with it bloody rejection of protest and social change provided the Templars with many willing sympathizers to aid them or join their ranks.

576

The secrecy much needed in those times is still part of the Masonic ritual today. A candidate must be able to keep secrets, be with all limbs, and not senile or mentally deficient. A suppressed military order would have to keep such rules in order to survive underground and not suffer more persecution. To enter the Masons the candidate must be interviewed, recommended, and go through a ritual that ensures he is searching for knowledge, self-improvement, and community service. The candidate strips to the trousers and undershirt, removes all coins from his clothes, bares his left arm and breast, and rolls his pant legs to the knee. He then is cable-towed and hood-winked. After being lead past the Tyler, the Worshipful Master reminds the candidate of the punishments in store for anyone revealing the secrets of the lodge. The punishments were the same handed out to the Knight Templars during their persecution. When the Worshipful Master has questioned the candidate and heard correct answers, the hood is removed due to the candidates answering the question What are you searching for? with the word, Light. Upon uttering this, the candidate is taught the passwords and signs of his degree and is invested with a white woolen apron - a connection, perhaps, to Sufa [wool] and Sufism? After being an Entered Apprentice for a short time, the candidate can rise in the Masonic ranks to be a Fellowcraft or Journeyman. Originally this was the highest rank and a Master was selected from them. (This is also true of the Bektashi Sufi Order.) Only later did the 3rd degree of Master Mason develop [MacKinzie, 211]. The ritual is similar to that of the Entered Apprentice, but the lecture differs. Candidates at this level are lead to a Middle Chamber and given a lecture on the heavenly and earthly geometry (knowledge attributed to Solomon, but likely through Arabic sources). There he is told the three degrees are symbolic of life: youth (Entered Apprentice), maturation (Fellowcraft), and old age (Master Mason). The lecture then discusses numerology of which the number seven is stressed (7 liberal arts, 7 heavens, 7 years to build Solomon's Temple, 7 wonders of the world, etc.). This number is most important in the Ismaili worldview and the Masons (formerly the Knight Templars) perhaps gained its air of importance from them [MacKinzie, 214]. The Master Mason homily deals with the murder of Solomons architect Hiram Abiff by the three Juwes (Jubelo, Jubela, Jubelum). These names are only the masculine, feminine and neuter for of the noun Jubes He who is punished. Hirams body is discarded by the murderers when the failed to get him to tell them the Master Password. This word is called the lost key to Masonry. A substitute word Mahabone is given instead. This word also shows were some Templars hid. In French Bon Mahania is the name of the port from which the Barbary pirates sailed when they attacked merchant ships in the Mediterranean. In the ritual the candidate plays Hiram Abiff. Hiram Abiff is the Anglicized version of Hiram a Biffe Hiram who was eliminated. The candidate is unwrapped and raised to the level of brotherhood (foot to foot, knee to knee, breast to breast, hand to back, mouth to ear) by a Masonic grip called the lions paw. This only occurs after he has heard that the three Juwes were being put to death in the manner that they described in oaths were they admitted their wrongs. Again, these oaths are reminiscent of the punishments dealt to the Knight Templars during their persecution. The complete ritual is found in many works on Freemasonry. About the lodge itself more should be said. The lodge refers not to a meeting place, but a safe house for a member of the order. The floor of the lodge, a black and mosaic, is the final key. It is a repetition of a black block above a white block below. The black symbolizes the black world left behind by the order, the white the world of knightly purity they entered. The gloves are

577

from the Templars also due to their wearing of gloves to keep their hands pure to receive communion. The travel to the East is but a remembrance of the path the Knights went to fight in the Crusades. As the Templars prayed in round churches so no one was able to be in a position of higher rank, a compass was retained and became part of the Masonic legend of their being an ancient order of freethinkers and mathematicians. The G for Geometry comes from Masons being responsible for rebuilding London after the Great Fire of 1666 CE. Other communities and proofs that the Masons are the direct descendants of the Knight Templars could be given but the interest reader should go to Robinsons Born in Blood and other such as: Stephen Knights The Brotherhood and The Secret Diary of Jack the Ripper for more proofs. More than six hundred years have passed since the suppression of the Knight Templars, but their heritage lives on in the largest fraternal organization ever known [Freemasons]. [Robinson, xix] The direct descendants of the Knight Templars are: 1) the Pirates of Mahadiah; 2) Irish Freemasons; 3) Scottish Freemasons; and, 4) York Rite Masons. In American the first Scottish Rite Lodge was founded in Charleston S.C. by Stephen Morin in 1801 CE. Scottish Rite Masonry was first publicly promulgated in 1758 CE. Stephen Morin was granted patents to increase the number of degrees on August 27, 1761 CE. The Grand Lodge of Perfection was first operated under Isaac De Costa - the Inspector General of South Carolina in 1783 CE. This lodge did not survive. In 1801 CE the lodge was reestablished with a Grand Council under Fredrick Dalcho, John Mitchell, Stephen Morin and others. The Shriners evolved out of the 33rd degree system of Scottish Rite Masonry.

Freemasonry
The Masonry we know today is called Speculative Masonry. It only replaced Constructive (building or guild) Masonry very gradually. The year 1717 CE is usually marked as the start of Speculative Masonry. In 1723 CE the first book of rituals, catechisms and constitutions were issued by Anderson. Masonry is of three degrees: Apprentice, Fellowcraft and Master Mason. All other degrees are added and spurious. They did not exist at the start. One must progress in Masonry by learning the catechisms, listening to charges and study. At each degree one learns certain grips, passwords and a series of questions and answers. Masonry is all theory now. The Craft ritual were destroyed in 1717 CE and replaced by new rituals such as Anderson's. Negro Freemasonry was started by a West Indian named Prince Hall. His lodges are regular but racists put false claims of heresy and clandestine activities on them. His rituals are nearly identical to White Freemasonry. His first lodge was Boston's Africa Lodge Number 459. (see Islam, Christianity and Free Masonry).

The Shriners
Many Muslims living in America are under the mistaken impression that members of the Shriners are fellow members of the Faith. The Encyclopedia of Freemasonry has a ten page article dealing with the Assassins that would lead one to believe in an Islamic-Shriner connection. The best source for students of the Shriners is the popular history written by Fred Van Deventer entitled Parade to Glory: The Story of the Shriners and the Hospitals for Crippled Children. The history of this Masonic order as given by the Shriners is that it was, ...established in Mecca, Arabia and became an acknowledged power in the year 5459, equivalent to the year of our Lord 1698. The Ritual was compiled and arranged in Aleppo, Arabia and issued by Louis Marracci, the great Latin translator of Mohammeds Al-Koran. The

578

mysterious Order continued to thrive in Arabia from that date to the present. It was revised and instituted in Cairo, Egypt, in 5598, equivalent to June 14, 1837. The Order was primarily instituted for the purpose of promoting the organization and perfection of Arabic and Egyptian inquisitions, to dispense justice and execute punishment of criminals whom the tardy laws did not reach to measure their crimes. Being designed to embrace the entire pale of the law and composed of sterling and determined men who would upon a valid accusation fearlessly try, judge and if convicted, execute the criminal within the hour-leaving no trace of their acts behind.... [Van Deventer, 35-36]. The text goes on to describe a mythical bond between their group and famous Sufis of the past. These connections with the great sages of Islam is purely farcical, and even their claim to be related to the Bektashi Order of Dervishes has to be taken with a grain of salt.
The most prominent and powerful of those orders is the Bektashy, or Nobles of the Mystic Shrine. Its offshoots and satellites are the Darkawy, Khowan, AbDel Kader El Baghdadi, and the Issawiye, similar in obligation and purpose. These are not altogether politico-religious societies as generally supposed by the outside world. Although ostensibly appearing as such there is a deep and hidden meaning beneath the exposed superficial exterior, as promulgated to the profane. [Van

Deventer, 36]. The Shriners claim that they have a view of changing Islam to fit the American circumstances is also a Shriner view as we see in the following passage,
The Bektashy, or Nobles of the Mystic Shrine, as it is known in America, is of necessity divested of its inconsistent Islamic dogmas and its ritual adapted to the consistencies of Christian institutions and American laws, and is destined to become a powerful order here in America. [Van Deventer, 36]

The Shriners go on to say Haji Bektash was an Arab (he was a Persian) and tells of the initiation of blessing the Janissary Corp. The Shriners also believe the order is called Janissaries because this means they were freed captives who were adopted into the faith and the army. Linguistically this is not true even if this is where most of the members of the corps came from. In addition they believe that the Mosque at Mecca is the Temple of Ali and is under control of the chief officer of Alee Temple of Nobles. This was never true. A member of the Mecca Temple of New York and the U.S. consul to Malta raised quite a furor by sending letters from 1882 to 1892 CE, giving the translations of ritual from Algiers, Tripoli, Cairo and other temples. The Arabic originals, of course, do not exist and his pass or passport to various shrines is a fraud. For this he received $500 a year. The truth is the order was started by a British stage actor named William J. Florence and Dr. Fleming of New York in 1870 CE. They were thirty-second or thirty-third degree Scottish Rite Masons. As show above they concocted legends claiming initiation from persons as diverse as the Grand Sheikh of Mecca (like Noble Drew Ali?), Sultan Selim III, the Illuminati and the Bektashi Sufi Order. These claims are, of course, spurious. This did not prevent the late Mr. Duro ini, an Albanian Shriner and Bektashi from Canada, from divulging to me the secret Bektashi-Shriner connection. Although started in 1876 CE, this order was not an operating order for nearly a decade afterwards. Furthermore, Friedreich von Deventer prints a letter in which Flemings son said all the Shriner legend was only in his fathers head. His son did not disclose the errors in the legend, but I will do so. The Bektashis were never in control of Mecca. There were never Shrines in the Middle East who traced their origin to Imam Ali. The Bektashis were primarily Turkish or Albanian, not Arab. The terminology of the Shriners shows more of a borrowing from Hebrew rather than Arabic. I could go on and on.

579

Many who analyze the Shriner ritual fail to realize what they are looking at. The rituals are based more on the ritual of other Masonic orders and the cult of the number thirteen than any thing else. Whatever else may be said, the Shriners provided a new form of heresy as a conduit of cultural transfer. An Afro-American form of the Shriners was started by a handful of 32nd Degree Prince Hall Masons at the World's Fair in 1893 CE. The organization of the order was an allegedly an Arab named Rofelt Pasha. His origins are unknown and even more shrouded in mystery than Black Muslim leaders Drew Ali and Fard Muhammad. But a name like Rofelt is hardly Arab and the man was probably one more charlatan in Oriental garb. (see African American Freemasons: Why they should accept Islam by Mustafa El-Amin for details.)

The Grotto: The Mystic Order of the Veiled Prophets of the Enchanted Realm
An order similar in nature to the Shriners is the Persian Order, started by seventeen members of the Hamilton Lodge No. 120 in Hamilton, New York, in the summer of 1889 CE under the direction of ex-Postmaster General, Thomas L. James. This is the Blue Lodges playground (for Master Masons and higher ups), much like the Shrine is for the 32nd and 33rd degree Masons. The chief moving spirit in the founding of this organization was LeRoy Fairchild. At their meeting on September 10, 1889 CE, they decided to honor the founder by calling it Fairchild Deviltry Committee. When the new order grew too large for one locality, the Fairchild Deviltry Committee duly established the Supreme Council, Mystic Order of Veiled Prophets of the Enchanted Realm on July 13, 1890 CE. It is mystic in its lessons and method of teaching. It is veiled because all secrets are known but are hidden in the impure heart and are unveiled as the heart is cleansed. The order is an enchanted realm as it is separate from the world and is full of joy as sorrow burdens any unenchanted realm. One of the units within the Grotto is called the Knights of Khorasan. Given the orders Persian nature, and Khorasan being the birthplace of Hajji Bektash Veli, this is a matter that could use some future research. The details of the ritual and the orders history are found in their ritual guide or handbook. The handbook of the Grotto is named Grotto Creed and Prophets Compact. It tells us the Grotto was made to encourage Masonic fraternity free of discrimination based on status in life. True fraternity should be based on lodge membership and such membership not be used for advancement of material interest. Like Shriners, they have a charitable side study of cures for cerebral palsy and dental work for the poor.

The Rosicrucians -- Mail Order Masonry


This movement insists that it is not a religion at all. They insist that their thought is based on the writings of the mysterious Christian Rosenthal and ultimately the writings of Amenhotep. The modern organization that spreads Rosicrucian thought is AMORC. The AMORC (Ancient Mystical Order of Rosa Cruces) is a mason-like mail order organization started by H. Spencer Lewis in 1915 CE. He was an advertising executive from New York, belonged to the French Masonic Lodge and was an outstanding organizer. The headquarters of this movement is in San Jos, California and it includes a university, a press an art gallery, a science museum, a planetarium, an "oriental" Egyptian museum and a research library. No longer is Rosicrucianism or the AMORC a secret cult. The early incarnations of the order was found in tomes calling for searcher for truth but giving no directions to find the writers were too closed minded and selective in membership for the modern age.

580

This new order has alleged Atlantean literature, ancient Egyptian psalms and a book supposedly composed by the pharaoh Amenhotep that was secreted in ancient days to Tibet. The later is a revision of De Lawrence Pub. Companys Infinite Wisdom and is called Unto Thee I Grant. The first printing of this book was in 1925. This group is most likely the real source for the teachings of the notorious Thule Society. (see Secret Societies ed. Norman Mac Kenzie, pp.130-151.)

The Thule Society


Immediately after the end of World War One, numerous secret societies began to rise in Germany. Some of these secret societies started as a means to rebuild the German Empire, while others as a healing spring for the nations ills. One of the strongest and most closely tied to the Nazi party was the Thule Society. They held that secret, occult wisdom was held at a far northern land called Thule. This order was founded by Baron Rudolf von Sebottendorff. He taught that his teachings held the wisdom perverted through Freemason teachings. Later the Nazi would close Freemason lodges and other similar groups. Sebottendorff was born in Silesia in November, 1875. Early in life, he became a merchant seaman and traveled to the Middle East. This travel in search of knowledge put him in the same company as Parsival of the Grail Quest, Christian Rozenkratz, Rofelt Pasha Bey of the Shriners, and even founders of several Black Muslim and Holiness Churches in the United States such as Daddy Grace, Fard Muhammad, Professor Ezzaldeen Muhammad, and Noble Drew Ali. In Turkey he was exposed to a group that he called the Ancient Turkish Freemasons. In the advertisement of English translation of his work The Practice of the Ancient Turkish

Freemasons: The Key to Understanding of Alchemy A presentation of the Ritual, Doctrine and Signs of Recognition among the Oriental Freemasons, the publisher, Runa-Raven, presents the
book as containing, The secret spiritual practices of the Bektashi order as taught in the early part of the 20th century. These practices make use of signs and vocal formulas, which, if performed exactly and to their conclusion, transform the individual into the object of the magnum opus of the medieval alchemists. A closer reading of the text found less than a dozen brief quotes from Sufi saints, none of these were from any Bektashi writers, sheikhs, or poets. The rituals included use of mirrors and candles for meditation and various rituals whose aims were elevation of levels of depths of mental concentration. All of these can be found in basic mail order Rosicrucian texts. Quotes from Latin Rosicrucian texts and from miscellaneous Hindu and Egyptian ritual texts with similar concepts show no connection with the Noble Bektashi Order. Sebottendorff fought in the Balkan Wars of 1912-1913, became a director of the Red Crescent Society and became Grand Master of the Turkish branch of the Rosicrucian Society. He learned to speak Turkish well, so when he returned to Germany he had the garb of a Grand Master. Few could contest his claims and really had no reason to since they presented a path to the rebuilding of the German Empire. This tie to the Rosicrucian society is also seen in the title of his autobiographical novel Der Talsiman Rosenkreuzers. In 1913 CE Sebottendorff returned to Germany with two treasure chests wealth from his adoptive father and a vast knowledge of eastern wisdom. He began to make contact with the leaders of various German occult and mystical groups. He came to the attention of Rudolph Hess and Herman Pohl of the Germanen Order and helped to found the journal Runen and

581

Munchener Beobachter. The later journal was eventually purchased by the Nazi Party and renamed Volkisher Beobachter. The Baron himself saw the founding of his Thule Society on August 17, 1918 CE as the cradle of the National Socialist Movement. After the German defeat, the society began a focal point of anti-Bolshevik and Nationalist struggle. Hitler never joined the Thule Society itself, but joined its political wing that became the Nationalist Socialist Party. Sebottendorff even wrote about this in his work Bevor Hitler Kam. The society eventually devoted itself to study of German History and customs and began to search for the mystical land of Thule. The Thule Society eventually ruptured into two groups one whose focus was totally mystical and the other that was a blend of the occult, mystical, and political. Sebottendorff returned to turkey and published his The Practice of the Ancient Turkish Freemasons. In Turkey Sebottendorff joined the Imperial Constantine Order and fought against Bolshevik ideology. His works were later suppressed by the Nazis and he died under mysterious circumstances in 1945 CE. With his death, his work was relegated to the pens of historians of the Nazi Movement and bookshelves of White Supremist groups. Like the Thule, the next group I shall discuss, the Dawoodi-Bektashis, claim Turkish origins for its teachings as well.

Connections between Bektashi & Masonic Orders reviewed


Above it was mentioned that the Bektashi lodge has the position of the door keeper (rehber) like a freemasonic lodge has a doorkeeper or Tyler. In the Bektashi there is an initiation ceremony lead by a Baba while in the lodge there is one lead by a grandmaster. In the Bektashi Order there is a pledge of secrecy given during the initiation like in the Masonic lodge. The degree in the lodge Apprentice, Journeyman, and Master Mason can be seen as analogous to the terms Ashiq, Dervish, and Baba in the Bektashi hierarchy. Both have origins in the craft guilds (futuwatt) and squire system of European knighthood. There are catechisms in both orders written in a question and response manner to be studied and learned by heart by the aspirants of the orders. In both there is the idea of man being an unfinished jewel that is polished and set in place through the work of the order. Members of the Masonic lodge are called brothers. In the Bektashi Order, however, there are also women members called sisters. The ideology of both is toward changing the society to be more egalitarian. Of course, when Freemasonry arose in Turkey and the Middle East with the French Lodge of the Orient and the Free and Accepted Ancient Freemasons the similarities became more prevalent and the differences were lessened (at least there). Now I shall look at an order that, unlike the Freemasons, openly alleges origin in the esteemed Bektashi tradition, but which cannot even present rudimentary similarities such as those enumerated above.

The Dawoodi-Bektashi Order


The Grotto, Shriners, Thule Society, and the Rosicrucians all purport to be a repository of ancient mystical wisdom. His history is likewise shrouded in mystery and its founder brought secret hidden wisdom to the world stage. While these earlier groups never openly claimed to be Bektashi, a modern group calling itself the Dawoodi-Bektashis does. The head of this group is American-born Professor Thomas McElwain (known as Ali Haydar to his followers). His claims to the origin of his self-fabricated Sufi order are continually conflicting and contradictory, but his chief assertion is that his Dawoodi-Bektashi Order is the true embodiment of what was taught by the 13th century Anatolian saint Haji Bektashi and that it has existed in one form or another for centuries around the world and in, of all places, Appalachia.

582

Professor McElwain professes to have inherited the Dawoodi-Bektashi spiritual path from his forefathers and has hence gone public with it, to a limited extent. I wish to be clear that my intention here is to show that the continued assertions of Ali Haydar that this concocted tradition is somehow a representative form of Bektashism is completely counterfeit and ostensibly of his own construction. Prof. McElwain recently went into the realm of academia with some of his speculations and claims in his article, Sufism Bridging East & West: the case of the Bektashis in Sufism in Europe and North America (edited by David Westerlund), a work that should have been of interest for any historian of American Muslim History. In this article he told of a previously secreted and unknown Sufi order in Appalachia that had been preserved through family transmission dating from the 1500s CE. Rumors of Muslim wayfarers from that era are found in various pieces of literature but as far it is known to date, none of these individuals were known to have been able to pass Islamic religious traditions beyond a few generations. Even where slavery and assimilation had not hindered the transmission of Islam as a faith, most Muslims living in North America had difficult training their children in the faith for several reasons: lack of Islamic education on the part of parents, lack of curriculum materials, free time, inter-faith marriages, and interest on the part of children. This extraordinary transmission of Islam (and Sufism) related by McElwain was so astounding and fantastic that a novel can be written about it! Before progressing further, I wish to mention one disconcerting mark of this article, especially when juxtaposed with the claims made in other posts and material, is so full of questionable theories and conjectures, with every other assertion being started with so many maybes, ifs, that it makes the entire piece seem amateurish at best and incompetent at worst and it gives rise to a very serious question: What is the rationale for all of this hypothesizing? Could it be that claims to represent an Appalachian Bektashi tradition cannot stand even the slightest academic scrutiny? One obvious disappointment that will certainly alert careful researchers is Prof. McElwains abstention from mentioning whatsoever this much-touted Dawoodi-Bektashi tradition in the article at all! One would think given the purported antiquity of the tradition an entire study could be made solely on that. As I read the article in question, I found many factual blunders in McElwains depiction of both early American Islam and, more distressingly, of Bektashism. I will not go into these gaffes in detail here, but what I will mention here is a passage where McElwain purports a Bektashi presence in North America from the 16th century along with my comments. He writes, In America there may be [emphasis mine, as is all further instances] an early Bektashi influence. Brent Kennedy postulates a survival of Turkish and Moorish prisoners set ashore in the early 1500s and having descendants among the Melungeons of the southern Appalachians. For those who may be unfamiliar with the name, the Melungeons were a mixed-race Appalachian group that was made-up of bits and pieces of the Lost Colony of Roanoke Island, runaway slaves, and several Native American tribal groups. There are over 200 similar groups such as the Ben Ishmael Tribe, the Sumter Turks, the Seminoles, the Dismal Swamp Maroons, and the West Virginian Guineas. Scholarly works on the Melungeons and their folklore are fortunately starting to make a modest appearance, with such as Wayne Winklers Walking towards the Sunset, and Elizabeth Hirschmans Melungeons: The Last Lost Tribe in America. Certainly the whole question of Melungeon origins will certainly be revealed through modern DNA testing. McElwain had written earlier about the Melungeons and their folklore, but he had not mentioned any Islamic connection until Brent Kennedys The Melungeons: A Forgotten Folk came out in the early 1990s. In that work Kennedy offers the theory of a possible Turkish (hence

583

Muslim) bloodline for certain Melungeon families. McElwain makes much use of this theorized link to bolster his own claims of the existence of a Dawoodi tradition although he continually fails to offer any evidence other than the most circumstantial sort. In actual fact he goes out of his way to place enough disclaimers into his assertions that it seriously undermines what little credibility can be given to a Dawoodi-Bektashi tradition: There are Melungeons who retain some personal practices, but there is no organizational presence within living memory, nor any record of it. Melungeons have been covering their tracks for several centuries, so it is unlikely that real evidence will turn up, as well as, Another problem lies in the fact that such a population, if it actually existed, was separated from the centre of Bektashi development before it crystallized into its more stable form in the sixteenth century. Are there traces of Bektashism among the Melungeons or not? McElwain has clearly claimed in other places that Bektashism (and his Dawoodi branch) did indeed exist among this Appalachian group: Melungeons and consequently Dawoodis have sprung. Documentation is generally lacking, and family traditions are plagued with falsifications. (Yahoo Group, Sufi-Dhikr, post #1797) as well as Dawoodism has been a continual factor among certain Appalachian Melungeon families through whom the tradition has come down in an unbroken line to the present bearers. (Sufi-Dhikr, #1797). It is known that Sir Walter Raleigh seized nearly 500 people from the Mediterranean basin and from Brazil to replace the members of his first colony, but after leaving the new colonists, he failed to return for over three years and when he did found a tree on which was carved the word Croatan as the only trace of the fate of his second Lost Colony. In the over 500 members of the Lost Colony there included small numbers of slaves taken from Portuguese Brazil (who may have had Muslims among them), Croatians and Dalmatians, and possibly a Turk or two. Now what a Turk or Moor was defined as in those days is still under debate, and it can be surmised that a handful of the 500 could have been Muslim. They might have even been Sufis, but certainly not Bektashi given that this particular order was not widespread in the Balkans at this time. In fact it was not until the late 18th century that Bektashism gained a predominant presence in Albania, Greece and western Macedonia. Even if there were Muslims with Raleigh, what is the possibility that any from the Balkans or even Anatolia would have been Bektashi? So slight that it wouldnt even be worth speculating.1 An additional feature of McElwains article (as well as his online posts) is that he tries to find Bektashis (and by extension his own Dawoodi-Bektashis) everywhere, even in places where they had never been. He states in one of his posts that, Dawoodis have spread to many areas of the world almost invisibly, leaving traces that are hard to document [how convenient!]. (Sufi-Dhikr #1794) One of his notable errors in this regard (that can be verified by taking a trip to present-day Macedonia) is his attributing Bektashism to the Rifai-Karabashi shaykh of Skopje, Ibrahim Erol, and claiming that his tekke is rife with the fakir trickery. The difference between the Rifais and Bektashis may not be noticeable to a novice student of Sufism, but to a shaykh and an academic? The idea of use of trickery and of physical proofs of faith (such as handling red-hot spikes) should have signaled to McElwain that Shaykh Ibrahim and his tekke were definitely not Bektashi, and that he should have further investigated what his second-hand source was telling him. Bektashis have never been known to engage in such mortification of the flesh, in fact many would see harming the body at all as being a sin! Elsewhere Prof. McElwain surmises that Bektashi lodges continue to exist in Hungary and other parts of Western Europe. As far as I know only the trbe (mausoleum) of Gl Baba in Budapest still exists in Hungary as Islam and Bektashism ceased to have a presence in that
1

Croatians of the Lost Colony by Adam S. Eterovich.

More information on the Balkan element of the Lost Colony can be found in the work Croatia and the

584

land when the Hapsburg armies conquered in 1686 CE. He is correct about Alevis being in modern Germany and France, but here is a simple failure to make a distinction between Alevi and Bektashi. While the two traditions share much in common in origins, structure and spiritual outlook they are nonetheless separate religious traditions and very distinct. In another part of the article Prof. McElwain makes an exciting claim that in some way the Anabaptists of Silesia (perhaps he meant Transylvania and perhaps he meant Unitarians) were somehow related to the Bektashis. He actually opens his article with, The Silesian Anabaptists, who in the sixteenth century frantically appealed to the Sultan for help in the face of the Lutheran threat, never met their Bektashi brothers attached to the Ottoman army, for it never got past Vienna and came too late. Can he give us the reference to this alleged connection to the Bektashis? What does he imply here by Bektashi brothers? Brothers in a human sense, brothers theologically or were the Anabaptists Bektashis themselves? Given his constant reference to Protestantism in a number of his online posts perhaps McElwain sees connections that I miss. In the article and his online material Prof. McElwain makes much of the peculiar figure of Edward Elwall (1676-1744 CE), an Englishman who was a member of the Presbyterian Church who was later prosecuted for blasphemy in 1726 for his outspoken criticism of the Trinity. McElwain has graciously posted a number of Elwalls writings online for all to see (http://www.rosanna.com/mcelwain/elwall/index.htm). Elwall seems had done business in Turkey and had at some point become a Unitarian. There is no explicit evidence that he became a Muslim, even though his sympathies with Islam were quite apparent. He was even noted to have taken to the Turkish Habit out of respect to the Unitarian faith of the Mahometans [Champion, 1992, page 177] and to have donned turbans and robes. What is in question is McElwains shifting assertions of Elwall being a Bektashi. In his A Path in Time (paragraph 7) McElwain openly states that Elwall was a Bektashi: There is no evidence that Edward Elwall, probably the most eminent and visible of English Bektashis, ever succeeded in establishing a partnership with a single one of his countrymen. This position is also maintained on the website that presents his writings: This did not prevent his [McElwains] representing the Seventh Day Baptist Missionary Society in northern Europe until the end of 1990, referring to the precedent of the foremost English writer of that tradition, Edward Elwall, who was also a member of the Bektashi order. Yet I am puzzled as to why he would write in one of his posts on the history of his tradition that, Dawoodis have long been found in Europe as well. Edward Elwalls early 18th century writings reveal him to have had connection with some Sufi order, and his teachings are most consonant with Dawoodi principles. Why didnt he openly say Bektashi instead of now some Sufi order? Further down in the same post he surprisingly states that, neither the Eckerlins nor Edward Elwall can be noted with certainty to have been members of the order. One day Elwall is a Bektashi the next not? If the later is the case, why would there even be need to constantly mention him in the context of Bektashis at all? The Eckerlin brothers in question are another connection Prof. McElwain uses to make a case for an early Bektashi presence in America. The Ekerlins were involved with the Dunkard community of Ephrata, Pennsylvania and were said to have had an Ishmaelite faith (perhaps Unitarian is meant, although the Dunkards certainly werent Unitarians) and were exiled to what is now Preston County, West Virginia in the 1750s. McElwain notes in his A Path in Time that, Evidence of their [the Eckerlins] contact with Bektashis is not strong since most of the direct documentation was destroyed, but they certainly have a spiritual practice closely resembling the musahiblik. In post #1797 of the Sufi-Dhikr discussion group Prof. McElwain adds the following lengthy information about the Eckerlin brothers, Dawoodis have had a presence on the

585

American continent apparently for many centuries. Stories of transmission include references to the Friday evening sema, of the decalogue and the Psalms among certain Melungeon families. There is a strong possibility of contact between the Eckerlin brothers and Dawoodis between 1752 and 1756 CE. The Eckerlins may have had correspondence, directly or indirectly, with Edward Elwall. However, neither the Eckerlins nor Edward Elwall can be noted with certainty to have been members of the order. Again why mention any of these figures at all given that their connection to Bektashism can in no way be verified? If one would note all the individuals throughout history who held beliefs and practices containing the slightest similarities with Bektashism youd be able to fill out volumes! Lamentably it is only halfway through Sufism Bridging East & West: the case of the Bektashis that Prof. McElwain mentions the sole confirmable and verifiable presence of Bektashis in America, that of Baba Rexheb (1901-1995 CE) and the centre he established in 1954. Baba Rexheb nonetheless receives only a miniscule paragraph, despite his being a man who devoted his entire life to the way of Haji Bektash, a man who gave up a family life, a man who lived in exile from his homeland for 50 years and a man who was single-handedly responsible for safeguarding the Bektashi Way during the darkest hours of communist rule over Albania. Additionally Baba Rexheb wrote a length study in Albanian on Islamic Mysticism and Bektashism entitled Misticimza Islame dhe Bektashizme, which was later partially translated to English. It is astonishing that Prof. McElwain doesnt even discuss this work and only says that Bektashism failed to become more widely spread in North America because of Baba Rexhebs integrity in not compromising the spiritual tradition for other agendas. I can only ask, can anyone name a real spiritual guide who has done otherwise? Unfortunately he also fails to mention what these other agendas are. One is puzzled as what to make of Prof. McElwains statements that the Dawoodi branch of the Bektashi Order represents the order founded by Haji Bektash in its purity and simplicity? To begin with, I have to ask has history ever witnessed a tariqat that posts a legal disclaimer about potential misuse of a novices manual? For Dawoodi-Bektashis this manual is entitled How to Form a Sufi Lodge: The Dawoodi-Bektashi Order of Dervishes: Guide for Establishing and Maintaining a Sufi Lodge, and its presents the reader with a general view of the religious currents driving group as formulated by Prof. McElwain and his khalifah, Mr. Kemal Argon (Noursu Nazruddin). Reading through it one is hard pressed to find anything remarkably Bektashi in it at all. The entire text appears to maintain an adherence to normative Islam and standard Sufi practice, coupled with a heavy dose of references to the Old Testament. In reality the actual source of Prof. McElwains claims do not come from Bektashi tradition but can rather be found in his own writings and posts. We are told in one communication by that the Dawoodi-Bektashi Order was founded by none other than Haji Bektash himself (Sufi-Dhikr, #4409), and yet we read in a later post (#5383) that there was no order known as the DawoodiBektashi until Prof. McElwain affixed the designation himself. In the very same post he laudably divulges that, because of the lack of historical documentation, I have felt it best to suppress the chain of transmission altogether, and rely merely on the twelve imams. But why would this need to be done? Are there currently teams of hojas running around the mountains West Virginia with the Sultans troops in tow hounding out secreted Bektashis? In the Dawoodi-Bektashi movement Prof. McElwain presents a Sufi brotherhood contains commonplace Sufi ritual, and which recites both the Quran and Bible verses in their sama. The description of the dhikr ceremony as provided in How to Form a Sufi Lodge has nothing particularly Bektashi about except a listing the 12 Imams and Haji Bektash Veli. And it should be added that Bektashis do not make group dhikr with repetitive chanting as described in the

586

manual. It should also be noted that Bektashis (or any other Sufi order to my knowledge) have never used the Bible as an authoritative religious scripture. In his section on beliefs and practices, Prof. McElwain repeatedly emphasizes an alleged Bektashi use of the Quran and the Bible. I personally have read many Sufi texts as well as Bektashi nefes and have not encountered any examples of Bektashis using the Bible to prop up religious doctrine. An acquaintance of mine has informed me of Bektashis in the Balkans honoring the four scriptures but that they nevertheless do not teach from them. Teaching from the Zabur or Psalms is problematical in any event since an authoritative Islamic translation from and commentary on them has never existed. Prof. McElwain does constantly assert the very Bektashi concept of the Four Gates, except that his analysis of them can be seen as superficial at best. A good reading of J.K. Birges noteworthy The Bektashi Order of Dervishes would present a much more focused view, as would a cursory reading of Bektashi nefes. But I must presume that Prof. McElwain can not do this and a few lines from his semi-autobiographic Hello I am God: A Bektashi Rosary should explain why:
Many of the villagers did me the honor of coming to pay their respects. There was a line of visitors almost every day it seemed. One gentleman listened carefully to everything I said. He eyed me curiously. Finally he said to the host in a loud whisper, Is your friend mentally deficient? Why no, said my friend. Then why does he speak Turkish so poorly?

In his collection of writings and numerous posts Prof. McElwain neglects to show even the slightest knowledge of Haji Bektashs writings, be they in Turkish, Persian, Arabic or anything other than a very jumbled and ambiguous understanding of authentic Bektashi (or Alevi for that matter) beliefs, rituals, customs and social attitudes. Although he continually makes reference to the groups validation to claim Bektashism being their supposed use of Haji Bektashs Maqalat, his disciples constantly post messages on the Sufi-Dhikr discussion group clamoring for English translations, which, I might add, are never provided. How can you claim to follow a book you have no access to? Most of what is passed as Bektashi in How to Form a Sufi Lodge can easily be retrieved from Birges book as well as the extremely problematic work Extremist Shiites by Matti Mousa. One begins to develop a sense that Prof. McElwain no interest (or ability) access to the dearth of material on Bektashism that is currently available in modern Turkish, through which a more concise representation of Bektashism could be given. As mentioned above, Prof. McElwains inventory of Dawoodi-Bektashi traditions can be found in Birges book although here they are listed as village Alevi practices that may or may not correspond to Bektashi customs. This inventory is not original and is not expanded upon. Rather it reads like a laundry list of already known facts rather than a systematic interpretation of faith and practice. One interesting point is Prof. McElwains claim of one Bektashi trait found in the Dawoodis: tolerance and goodwill to people of all faiths. Certainly Bektashis have long been known for tolerance and liberality, but the complex nature of Bektashi theology did not necessarily make it easier for converts to be accepted easily into the fold. And given the amount of contempt and disdain related in many of the posts of the groups official representatives in the Sufi-Dhikr discussion group makes one wonder if such principles are really stressed at all.2
2

To give the reader a taste of such attitudes I will give here one of the postings given by khalifah Kemal Argon: I was going on the assumption that there are different kinds of Bektashis. There are those who are good practicing Muslims and there are others who place themselves beyond the pale of God's laws and have no shortage of convenient little rationalizations for why they are indifferent to Right Guidance, misguided, and are spiritually retarded ignoramuses. Those ignoramuses are such a waste of time to talk to. In fact, when I have met one of those for certain, I felt a need to dissociate

587

How to Form a Sufi Lodge bases itself around an extended commentary on the Ten Commandments. These form the basis of the Dawoodi-Bektashi practices. Yet again why would an Islamic Sufi order use Christian or Jewish scared texts as a criterion to judge Islamic sources? I can comprehend studying Jewish or Christian works using the Quran as a criterion, but the inverse? Such a thing is unheard of in Islamic history and certainly there is nothing in Bektashism would lend itself to such a practice. The manual ends with a description of time keeping for the Dawoodi-Bektashi in the Appalachians. The notching of a wooden post each evening at sunset is interesting. An evening dhikr being held when each seventh notch was being made must have destroyed many a porch post over the past five centuries. In his A Path in Time Prof. McElwain claims to have discovered that Bektashis can be divided into three groups. One group follows a hereditary leader, another non-hereditary, and the final one, hardly to be called a group at all, has no visible leadership. Let met state explicitly: There have never been branches of Bektashis. Prof. McElwain is correct in noting the two similar currents of Babagan and Chelebi. Yet if he would have had access to the works of Turkish scholars of Bektashism he would have found that the Chelebis, though claiming paternal decent from Haji Bektash, never claimed to be a Bektashi Order. The Babagan or Tarik-iNazenin as it has been called is what even the most mediocre student of Sufism or Ottoman history knows to be Bektashi. There have never been any hyphenated Bektashi branches, ever! Moreover Prof. McElwain implicitly degrades the Babagan through his claim that it does not represent Haji Bektashs teachings in their authenticity. He states that, Especially in the 1500s reforms came into prominent branches of the order with changes and additions, but the Dawoodi-Bektashi branch was unaffected by that. (Sufi-Dhikr, #4409) Balim Sultan (d. 1520) systematized and organized the Bektashi Order and is even listed as its Pir-i-Thani (Second Patron Saint). However, he is incorrect to assume that Balim Sultan had somehow made additions and changes. Hurufi attitudes, reverence for the 12 Imams and ideas of liberality were already present in the Qalandar roots starting with Haji Bektash Velis grand-shaykh Ahmad Yesevi. Balim Sultan (whom McElwain mistakenly refers in the article to as Pir Sultan) may have standardized the order and formalized rules of initiation and degrees, but the doctrines and beliefs of the Bektashis after Balim Sultan were certainly not invented by him. In addition the image of a Sunni Shariah-stressing Haji Bektash (to which the Dawoodis appear to promote) is a 20th century rewriting of the history by certain individuals in Turkey holding sectarian agendas. In addition to all of the above claims and counterclaims, on the 21st of October, 2004, Prof. McElwain finally disclosed a picture of the Bektashi origins of the Dawoodi-Bektashis that may have been closer to the truth. In this post he states that his teacher was none other than his grandmother Evalyn Mullins McElwain. She received the Dawoodi teaching, Prof. McElwain maintains, from her father, John Mullins. What she purportedly taught was a silsilah containing
myself from him or her because I dont want to see and hear how they have taken a magnificent religious tradition that was entrusted to them and neglected it completely, allowing it to turn into some pseudo-religious cultural phenomenon which is a mockery of its former achievement. I have met some of those and it was good to be able to say that I don't need them. Usually it is enough to say that I dont speak Turkish and my Dawoodi-Bektashism is not dependent on speaking Turkish or Albanian and I also don't care to spend too much time learning those languages (and if I did I would not tell them.) This conveniently ditches all that irrelevant Turkish and Albanian irreligious cultural baggage. These people are such a waste of time for believing Muslims to talk to. It is also not my job to waste time educating them for free when they are obviously not the best candidates for instruction in our path. If any of them come to me, I am going to be looking for evidence of commitment to Islamic faith and practice. If that is not present, they will be dismissed before they waste any more of my time. (Sufi-Dhikr, post #6019)

588

the names of the 12 Imams, the concept of the four gates, the four books, veneration of the Decalogue (Ten Commandments), a recitation of Psalms on Friday night, and the prohibition of alcohol. Except for the acceptance of the 12 Imams and 4 gates and books there is nothing a rural Southern Baptist wouldnt accept. For that reason, if we are to believe that this tradition did exist before Prof. McElwains time, it certainly would not have stood out. More revealing he admits in the post that this spiritual tradition cannot be traced before 1850 and mentions the possibility that John Mullins could have made the whole thing up. He shockingly states, There is no documentation for the order beyond 1850 that we know of, and no documentation of a historical Turkish connection. There is the possibility that John Mullins invented the whole thing. What are we to make of all the potential connections we have been given between Silesian Baptists, Bektashis, Donmehs, Elwall, and the Melungeons? What are we to do with the earlier assertions of a Dawoodi tradition originating with Haji Bektash and then surviving for 400 years in the Appalachians? Where exists then the connection between Thomas McElwain and Haji Bektash Veli? Can any of this now be taken seriously? In this revealing post Prof. McElwain also states to have suppressed the silsilah, shortened the introduction of the liturgy, and to have added both the names Dawoodi and Bektashi himself to what he was teaching. He called his order as Dawoodiyya in order not to confuse it with the Ismaili Dawoodi-Bohras of India and out of reference to the prevalent practice (not necessarily always followed) of reciting the Zabur or Psalms of David as a central part of dhikr and further claims Anatolian and Kurdish origins when he writes, The only extensive reference in a scholarly work that I know of is the one in the book Extremist Shi'ite: The Ghulat Sects, by Matti Moosa, Syracuse University Press, 1988. In the absence of an Islamic text of the Zabur one must wonder in what language these recitations are taking place. There are many messages posted on Sufi-Dhikr where Prof. McElwain accentuates a connection between his group and the Dawudis mentioned by Mousa (who are in fact an obscure branch of the Ahl-i-Haqq of western Iran) leading one to believe that the two groups are one and the same. Yet all of contention is completely wrecked with the revelation that the tradition was obtained from his forefather John Mullins by way of his son William Mullins and granddaughter Evalyn Mullins McElwain. McElwains story given at the end of Sufism Bridging East & West: the case of the Bektashis narrating his meeting with a descendant of Yunus Emre while in Turkey seems like his meeting of his shaykh. This Bektashi was not a member of any lodge and said Allah is my pir as well as Allah is my musahip. McElwain says that the mans silsilah was just the twelve Imams. Wow, just like Shaykh Ali Haydars? From him he learned repetition of some names of Allah as a form of lone dervish dhikr and was exposed to a Khidr-like teaching experience while visiting Konya. The drunken Bektashi version of the Mevlevi whirling was a way to tell about the idea of the Abdal, but Shaykh Ali Haydar didnt make the connection; a Bektashi would have. This leads to his final contention that only a Bektashi of the wandering dervish sort could able to follow the path of Haqiqat. What about his Shariah-driven Hadith. I believe it was Shaykh Abdul Qadir Jilani who stated that, The shaykh of a one without a shaykh is none other that Shaytan. I would very much like to ask Prof. McElwain to show us another Dawoodi-Bektashi from his particular lineage that is not an immediate family member and who is a Melungeon. Can any information be provided beyond speculation and highly improbable theories? Bektashi history is there for all to read. It is a tradition that has been clearly recorded and that has a base in historical fact. Can the same be said for this self-styled branch of Bektashism? Ill leave it to my honored listeners to decide.

589

Sufism and other instructive paths need not be made-up, like the rituals of purportedly secret orders. There are real manuals of instruction and authentic spiritual traditions traceable through legitimate silsilas. They provide guidance that has stood the test of time. They have been able to remain reliable and consistent compasses through the turbulent seas and soaring mountains of both the physical and spiritual realms of existence. The law of the Golden Rule flows through the teachings of all Sufi Orders do not harm or do into others as you would have them do unto you. We see this in the dictum of Haji Bektashi Veli, Respect all 73 sects. This idea of universal appreciation and respect for the thoughts and opinions of others, if taken from this room, would certainly make the world a better place, and spread the goodwill to the world beyond this conference hall. May Allah bless this gathering! Ya Ali Madad!

Select Bibliography Amin, Mustafa el-, (1990). African American Freemasons: Why they should accept Islam. Jersey City,
New Mind Productions. _____Al-Islam, Christianity and Freemasonry, (1990. Jersey City, New Mind Productions. _____ Freemasonry, Ancient Egypt and the Islamic Destiny, (1990). Jersey City, New Mind Productions. The Ancient Arabic Order, Nobles of the Mystic Shrine for North American Recognition Test, (n.d.). Chicago, Ezra A. Cook Pub. Inc. Baba Rexhebi, (1970). The Mysticism of Islam and Bektashism, N.Y., Waldon Press. Barrett, M.J., (1968). Nobles Quiz Book. Ezra Cook Publications, Inc. Birge, J. K., (1938). The Bektashi Order of Dervishes. London, Luzac. Burr, Nelson, (1961). A Critical Bibliography of Religion in America, Princeton U.P. Champion, J.A.I., (1992) The Pillars of Priestcraft shaken: The Church of England and its Enemies. Cambridge University Press. Chocrane, Harry Hayman, (1934). The Shriners Book: Following the Fez. Davis, Harry E., (1946). A History of Freemasonry among Negroes in America. United Supreme Council Ancient Accepted Scottish Rite Northern Jurisdiction, Inc. Duncans Masonic Ritual and Monitor, (1980, rev. ed.). Chicago, Ezra A. Cook Pub. Inc. Ellwood, Robert S. and Harry B. Partin, (1988). Religious and Spiritual Groups in Modern America. Englewood Cliffs, New Jersey: Prentice Hall. Eterovich, Adam S., (2003). Croatia and the Croatians of the Lost Colony. San Carlos, Ragusan

Press.
Goodrick-Clarke, Nicholas, (1992). The Occult Roots of Nazism: Secret Aryan Cults and their influence on Nazi ideology, N.Y., N.Y. U.P. Hirschman, Elizabeth, (2004). Melungeons: The Last Lost Tribe in America. Mercer U.P. Kennedy, Brent. (1997, 2nd ed.). The Melungeons: A Forgotten Folk McElwain, Dr. Thomas, A Path in Time (online ebook). -------- (1998). Hello, Im God: a Bektashi Rosary. Minerva Press. Moosa, Maati (1998). Extremist Shi'ite: The Ghulat Sects, Syracuse U.P. Muraskin, William Allen, (1975). Middle Class Blacks in a White Society: Prince Hall Freemasonry in America. Berkeley, University of California. The Mystic Shrine: An Illustrated Ritual of the Ancient Arabic Order Nobles of the Mystic Shrine, (1975, rev. ed.). Chicago, Ezra Cook Pub., Inc. Norsu AbdurNur, Shaykh Kamal & Shaykh Ali, (2005, revised ed.). How to Form a Sufi Lodge: The

Dawoodi-Bektashi Order of Dervishes: Guide for Establishing and Maintaining a Sufi Lodge

590

Rashad, Adib, (1991). History of Islam and Black Nationalism in America. Beltsville, M.D., Writers Inc. Sebottendorf, Baron Rudolf von, (2000). The Practice of the Ancient Turkish Freemasons: The Key to

Understanding of Alchemy A Presentation of the Ritual, Doctrine and Signs of Recognition among the Oriental Freemasons. Smithville, Texas, Runa-Raven Press, (translated by
Stephen E. Flowers). Secret Societies Illustrated, (n.d.). Chicago, Ezra Cook Pub., Inc. MacKinzie, Norman, ed. (1967). Secret Societies. Chicago, Holy, Reinhart and Wilson. Southern, R.W., (1962). Western Views of Islam in the Middle Ages. Cambridge, Mass., Harvard U.P. Tsou, Dr.Cao (1923, trans.), Infinite Wisdom. Chicago: DeLawrence Co. Van Deventer, Fred, (1959). Parade to Glory: The Story of the Shriners and Their Hospitals for Crippled Children. N.Y., William Morrow and Co. Waite, Arthur Edward, (1970). New Encyclopedia of Freemasonry. N.Y., Weathervane Books. Westerlund, David, ed., Sufism in Europe and North America (Routledge-Curzon, 2003) Whalen, William, (1966). Handbook of Secret Organizations. Milwaukee, The Bruce Publishing Company. Wilmore, Gayrand, (1973). Black Religion and Black Radicalism. Garden City, N.Y., Anchor Press, Doubleday. Wilson, Peter Lambourn, (1988). Scandal: Essays in Islamic Heresy. Brooklyn, Autonomedia. _____, (1993). Sacred Drift Essays on the Margins of Islam. San Francisco, City Lights. Winkler. Wayne, (2004). Walking Toward the Sunset. Mercer U.P.

Bildirinin Trke zeti


Bizi bu almay yapmaya iten en nemli etken herhangi somut bir dayanaklar olmakszn Bektai ismini kendi grup ve akmlar iin kullanan kii ve gruplarn asil Bektai silsilesinden ne kadar uzak olduklarn gstermektir. Zira onlarn bu tr Bektailik iddialar zihinlerde nemli karklklara sebep olmaktadr. Tarihsel olarak incelendiinde bunlarn Bektai hareketiyle bir ilgilerinin olmad, aksine bunlarn temellerinin Freemasonlua ve onunda kk olan Knight Templar hareketine dayand grlecektir. Szkonusu Knight Templars hareketi ise Kuds Kral Baldwin'in desteinde 1119 ylnda Filistinde militan bir grup olarak kuruldu. Gizemli ve srl bir grup olarak yllarca faaliyet gsterdi. 1291 ylnda Acre kenti Memlkller tarafndan alnnca Hristiyan gruplar Kbrsa ekildiler. Knight Templars hareketi bu dnemde smaililerle balantl olmakla suland. Knight Templar'n Alamut smailileri tarafndan gelitirilen bir yap zerinde ekillendiine dair ak bir delil olmamakla beraber her ikisinin de ortak nedenlerle bir araya geldii muhakkaktr. Bunlar uzun sreli Ortadou balantlar sonunda, ciddi sulamalar ile karlatlar. Ha zerine iemek, erotik gruplar kurmak ve eytana ibadet bunlarn banda gelmekteydi. Bu nedenle bu grubun mensuplar her zaman gizli bir hareket olmaya dnk abalar iinde kaldlar. Freemason hareketi ve Shrinerslar da ayn ekilde bu hareketin devamdrlar ve gizlilik noktasnda benzerlik gstermektedirler. Gizlilik pek tabii olarak basklarn olduu o dnemde olduka nemliydi ama bugn de devam ettirilmektedir. Gruba girmeye aday olan birinin sr saklayan, salam vcut ve zihne sahip olmasna dikkat edilir, bunak veya zihinsel zrl olmamas nemsenir. Daha fazla bask grmeden yeraltnda gizlilik iinde hayat srebilmek iin askeri sistem benzeri bir yapda hareket edilmek zorundadr. Bu nedenle Masonlukta adayn ncelikle tavsiye zerine alnp mlakata tabi tutulmas ve bu mlakat esnasnda da bilgi verip

591

gelime ve toplum hizmeti iin orada olduunu ispatlayabilecei bir takm ritellerden gemesi gerekmektedir. Shrinerlar konusunda pek ok Mslman onlarn slam inancna yakn olan bir grup olduu zehabndadrlar. Eldeki literatr de bu yanl anlay destekler trden ifadelere sahiptir. Bu eserlerde Shriner hareketinin Mekkede 1698 ylnda kurulduu ibadet formlarnn ise Halep'te Louis Marraci tarafndan oluturulduu iddia edilmektedir. Ancak aslna baklrsa Shriner' lar 1870 ylnda ngiliz aktr William J. Florence ve New Yorklu Dr. Fleming tarafndan kurulmutur. Bunlar 32 veya 33. dereceden sko masonlarndandr. Bektailikle bir ilgileri olmamtr. Her eyden nce Bektailer Mekke'yi kontrol etmemilerdir. kinci olarak Bektailer Arap deil genelde Trk ve Arnavutlardan olumaktadrlar. te yandan Shrinerlar terminolojilerini Arapadan deil branice den dn almlardr. D makyaj hari Shriner hareketinde slami yada Bektai olan hi bir ey grlemez. Shrinerlara yapsal benzerlik arzeden Grotto hareketi de 1889 da Thomas L. James tarafndan New Yorkta kurulmutur. Farisi karakter gstermektedir. Bunlara ek olarak hemen kinci Dnya savandan sonra da Almanya' da muhtelif gizli topluluklar ortaya kmaya balamtr. Bunlarn en gls Nazi Partisiyle de balantl olan Thule Grubudur. Kurucusu Baron Rudolf von Sebottendorff tr. (1875-1945). Sebottendorff Trkiye 'de kendi ifadesiyle 'eski Trk freemason'laryla karlam ve bunun zerine bunlarn ritel pratiklerini kaleme aldn belirttii eserini yazmtr: The Practice of the Ancient Turkish Freemasons (ngilizce versiyonu). Eserin yayncs Runa-Raven eserin takdiminde Bektailikten bahsetmekle beraber, metni yakndan okuduumuzda Bektai yazar, air ve eyhlere hibir atf yaplmamaktadr. Hatta slam tarihine ve peygambere yaplan atflar ve verilen bilgiler bile olduka yzeysel kalmakta ve sradan Yahudi Hrstiyan kaynaklardan alnd aka grlmektedir. Ancak Amerikan toplumunda kartrld ekliyle Grotto ve Thule grublarnn Bektai hareketiyle bir ilgisi bulunmamaktadr. Zaten bunlarn hibiri de kendini aka Bektai olarak ilan etmemilerdir.

592

REFLECTONS ON BABA REXHEB & THE BEKTASH PRESENCE N NORTH AMERCA


Hseyin ABVA* Driving down one of Taylor, Michigans broad thoroughfares, one spots amid the quaint spires of a number of Protestant churches a seemingly out of place sight. Atop a spacious redbrick building sits an oversized metal Hseyini tc painted white and green. For nearly four decades this symbol has quietly proclaimed the presence of the Bektashi Order of Sufis in the North America. The large bilingual sign that stands at the entrance to the buildings parking lot gives the name of the place in both Albanian and English: this is the Teqeja Bektashian Shqiptar, The First Albanian American Bektashi Monastery. Since its establishment in 1954, The First Albanian American Bektashi Monastery (affectionately referred to as the Teqe by the community) has been a prominent landmark in Albanian-American cultural and religious life, recognized not only in the greater Detroit metropolitan area but nationally and internationally as well. Notwithstanding religious affiliation, individuals active in Albanian-American associations are well aware of the continuing importance of the Teqe to the ethnic community and the noteworthy contributions of Baba Rexheb as both a religious and cultural leader. This significance is widely recognized outside of the Albanian-American community as well. Among Bektashis in Albania (the land of Baba Rexhebs birth) the Teqe enjoys a valued reputation and it is appreciated for its role in not only preserving Bektashi identity during the darkest days of communism but for its help in rejuvenating the Albanian Bektashi community after the ban on religion was lifted in 1991. The Teqe and its founder have also been highly praised and acknowledged outside of the Albanian-speaking world, especially in Turkey. While interaction between the Teqe and the Bektashi community of Turkey over the last fifty years has not been as intimate as one might expect, when that contact has occurred it has been both constructive and beneficial.1 In fact one is hard-pressed to find popular and academic works in Turkey concerning Bektashi tradition that do not make mention of Baba Rexheb and his American Teqe in a positive light. Nevertheless, the symbolism behind the Hseyini tc and the significance of the building it sits over is probably lost on most of those who drive daily by the Teqe. Few Americans would
* 1

IQRA International Educational Foundation Ilinois/USA This is partially due to the hierarchical evolution of both communities since 1942. Albanian Bektashis and Turkish Bektashis have followed separate dedebabas since the death of Salih Niyazi Dedebaba in 1942 and from 1967 to 1992 the Albanian community had no hierarchical structure at all. Albanian-speaking Bektashis during this period looked to Baba Qazim Bakalli (d. 1983) of Prizren and Baba Rexheb for spiritual guidance.

593

know that for nearly fifty years this place was one of the last vestiges of a once flourishing Sufi order, much less what a Sufi order is. Such an indifferent response from the average passerby can be appreciated for a number of reasons: Albanian-Americans are simply one of many ethnic groups that make up the population of metropolitan Detroit; not all Albanians in America are Muslim (in fact they are outnumbered 2-to-1 by non-Muslim Albanians); and, out of this Muslim population, those with any level of connection to Bektashism are a definite minority.2 For the majority of pre-9/11 Americans, Islam was something completely unknown and mysterious, and clearly Bektashism was utterly unheard of outside of academic circles or among those individuals with specific interests in Islamic mysticism. In this paper I will offer a brief sketch of the Bektashi community in the United States along with my commentary on the history of The First Albanian American Bektashi Monastery, and more importantly, the life and works of Baba Rexheb, a man of saintly stature whom I had the privilege of visiting regularly between 1991 and his passing in 1995. However, before I discuss the particulars of this institution, I believe it to be crucial that the presence of Bektashism in America be placed within the context of the wider Sufi and Albanian-American Muslim communities.

Albanian-American Islam, 1900-2000


In the large sign that stands at the entrance to the Teqe we are presented with two identities; one ethnic, Albanian, and the other religious, Bektashi. Without a doubt, for the last fifty years the Teqe has served as both a cultural and religious institution, sustaining the long tradition of Bektashi spirituality intimately intertwined with Albanian patriotism. The doubleheaded black eagle on crimson field flag that flies beside the American in the front of the Teqe, as well as other symbols of ethnic pride, continue to be displayed as an expression of cultural identity throughout the Teqe grounds together with overtly religious decorations, such as Quranic calligraphy and photographs of long departed Bektashi babas.3 According to the 2000 US census there were approximately 105,000 individuals claiming Albanian decent living within the borders of the United States, although the number is likely higher.4 While it is known that Muslims make up some 85% of the nearly 5 million Albanians living throughout the Balkans, in the United States their Catholic and Orthodox compatriots have traditionally been in the majority. Today this reality persists, although over the last twenty years the large influx of immigrants from solidly Muslim Kosova and western Macedonia has narrowed the disparity between Muslim and Christian communities to some extent. The story of the Albanian-American community goes back to the start of the 20th century. In the years prior to independence from the Ottoman State, large numbers of Albanians (largely male and predominantly Christian) began to arrive in the United States with hopes of taking advantage of the prosperity of the New World. Those Muslim who came to America with their compatriots had an apparent desire to preserve both their ethnic identity as well as their religious

2 3

Trix (1994: 365) As will be discussed below, this situation changed somewhat during the period under the direction of Baba Flamur Shkalla (1996-2003). In an attempt to give the Teqe a more spiritual atmosphere, he had many of the overtly nationalist symbols, such as images of Skanderbeg and photos of antiOttoman guerillas, removed and replaced with paintings of a strictly Bektashi nature. Following his resignation there were moves to restore the Albanian-ness of the Teqe. Non-governmental sources put this number much higher; Trix (2001) presents estimates ranging from 250,000 to half a million.

594

customs. To achieve the later, Muslims joined with Christians in setting up Albanian-language newspapers and journals that were nationalist and non-confessional in character.5 By 1915 enough Albanian Muslim men had settled in the town of Biddeford, Maine to open a coffeehouse (kavhana) on Main Street. In addition, the backroom of the building was used for social meetings, and Bayram festivities. The great majority of these immigrants worked at the Pepperell Mills textiles complex.6 Several members of this community in Biddeford fell victim to the devastating nationwide influenza epidemic of 1918 (which killed over 600,000 Americans), and as a result a small cemetery was established in the town that exists there to this day. During the same period another Albanian Muslim community center was established in Waterbury, Connecticut in 1919, for individuals who worked in the local factories. Night classes were setup here to promote adult literacy in both Albanian and English as well as to provide religious education. An Islamic center was built generations later that still exists to this day.7 The presence of Bektashis during this first phase of Albanian immigration is insufficiently documented and subject to further study. But given that a large percentage of early Muslim Albanian immigrants came from regions in southern and central Albania long known for a strong Bektashi presence, there undoubtedly must have been individuals who had some type of bond to this Sufi Order, even if they were simply aks.8 We can safely assume this to be true, taking into consideration the travels of a certain Bektashi dervish, Dervish Kamber Ali Fratari. It is known that in 1916 (at the height of the First World War) he journeyed to the United States to raise money for the reconstruction of a Bektashi tekke in the town of Frashr that was destroyed by marauding bands of Greek irregulars.9 As a result of Americas entry into the war, he was forced to stay in the country for the next four years and did not manage to return to Albania until 1920.10 Whatever plans were made to open a tekke in the United States during Dervish Kambers stay, came to naught. However, muhabets continued to be held in private residences.11 Considering the somewhat meager financial situation of Albanian immigrant laborers at the time, a proposal to establish a permanent tekke would have been difficult to realize in any case. This initial phase of Albanian immigration came to an end with the enforcement of the Immigration Act of 1925, a regulation that severely hindered immigration from Eastern European countries. One notable characteristic of these early Muslim immigrants was that very few brought with them their womenfolk. They either remained single - since most of them had the intention of earning money in American and returning home to start families - or they sooner or

6 7 8

10

11

The first Albanian organization in America was The Pan-Albanian Association (Vatra) and the earliest periodical published for Albanian immigrants was Kombi (Nation) that began in 1906. Albanian Christians (primarily Orthodox) dominated these early cultural institutions. I am grateful to Muhammed al-Ahari for this information on early Albanian Muslim immigrants. This is The Albanian-American Cultural and Islamic Center Hasan Prishtina. Trix (1994: 362). The first known Albanian Muslim immigrant, Orhan Ali, who came to the United States in 1905, was from the region around the city of Kora (Akahisar), an area that boasted no fewer than eight Bektashi tekkes. Kallajxhi (1964: 1). Baba Rexheb (1970: 307) also relates that Albanian immigrants in the USA also contributed to the renovation of the Asm Baba Tekke of Gjirokastr following its desecration by the Greeks. On his return to Albania, Dervish Kamber was promoted to baba of the tekke of Prishta, where he sat for the next two decades. Following the assassination of Salih Niyazi Dedebaba in 1942, Baba Kamber Ali was named as his successor, a post he held for the next three and a half years. At the end of the Second World War, Kamber Ali Dedebaba was arrested by the communists for his reactionary views and died in prison in 1946. Personal communication with the late Mr. Duro ini.

595

later intermarried with Americans.12 Those Muslims who had not returned to Albania with their hard earned American money remained in the United States, frequently taking Christian brides.13 The impediments to passing on Islamic belief in general, and Bektashi tradition in particular, to the children of such mixed marriages, at a time when few religious institutions were on hand, contributed to a rapid absorption into the American mainstream. There is little indication that any Islamic religious traditions beyond the celebration of the Bayrams or commemoration of funerals survived in any significance beyond the second generation.14 The second phase in Muslim Albanian immigration to the United States came about as a direct result of the Second World War and it lasted well into the 1960s. Following the defeat of the Axis powers in 1945, Albania came under the control of Enver Hoxha and his Communist party, who quickly initiated an unremitting and brutal campaign against all those who contested their authority. As a result this new political reality that beset their homeland, hundreds (if not thousands) of anti-communist Albanians fled to the West and the Middle East, with many putting down roots in the United States. It was during this period that the two major (and most enduring) religious institutions for Albanian-American Muslims were established: The Albanian American Moslem Society (along with its mosque) and The First Albanian American Bektashi Monastery, both of which were centered in the Detroit area. The Albanian American Moslem Society (whose mosque is located in the Detroit suburb of Harper Woods) was founded in 1945, primarily as a response to the Communist takeover of Albania as well as the rapid assimilation that was underway among the earlier AlbanianAmerican Muslim immigrants and their children. In 1949, Vehbi Ismail, an al-Azhar graduate from Shkodr who was living in Egypt at the time, was selected to lead the Sunni Muslim community. He was widely accepted as the chief imam of the Albanian Sunni community until his retirement in 1996. Imam Vehbi Ismail was a prolific writer and for a time was the editor of the journal of The Albanian American Moslem Society, Jeta Musilman Shqiptar (Albanian Muslim Life), which was in print from 1953-1961. His work Muhammed: The Last Prophet has been in publication for several decades and has even seen widespread use by non-Albanian American Muslims. During this period, a large Albanian Muslim presence began to form in the New York City area that prompted the organization of a similar center to cater to Islamic religious needs. The Albanian-American Islamic Center (Qendrs Islamike Shqiptare) was formed in the late 1960s and for many years was under the guidance of Imam Isa Hoxha (d. 2000). The mosque printed a periodical called Prpjekja e Jon (Our Effort) since 1974. Needless to say, it was the immigration of these Albanians that brought about the founding of Americas first Bektashi tekke (discussed in detail below). Given that a large percentage of immigrants from this wave came from regions where Bektashism had traditionally found a strong presence (i.e. southern and central Albania), it is not surprising that they would seek to reproduce here, in their new homeland, the time-honored religious practice of their tradition.
12

13 14

This was also the case with Bonjak immigrants during this very same period. In fact, the development of the Bosnian-American community over the last one hundred years mirrors that of the Albanian-American community. For a history of early Bonjak immigration see Muharem Zulfis, 100 godina Bonjaka u ikagu (Demijet ul-Hajrije, 2003). Trix (1994: 364) estimates that there were still 5,000 Muslim Albanians resident in the United States in the 1930s. Intense assimilation was not something exclusive to Albanian immigrants. Other early Muslim immigrant groups, like Arabs and Bosnians faced the same issues, and often fared even worse in preserving ethnic identity.

596

Until the 1960s, the Albanian-American population had largely originated from Albania proper. This changed considerably as a result of the third wave of immigration. Although Enver Hoxhas draconian rule made it extremely difficult for Albanians to travel outside their country, in neighboring Yugoslavia the situation was not as severe. Following the removal of the notorious interior minister Rankovi in 1964, Tito allowed large numbers of Yugoslav citizens to work abroad, hoping that the money sent back home would bolster the economy of this nominally communist state. Consequently we have what would be the third wave of Albanian immigration to the United States, one primarily composed of individuals from the Albanian-speaking regions of the then Yugoslavia (i.e. Kosova and Macedonia) who, like their counterparts in the first wave fifty years earlier, sought out the economic advantages of living in America. While a number of these migrs established themselves in the Detroit area (which was by now the center of Albanian culture in America), many more (mostly Kosovars) chose to settle in the New York City area, while Albanians from western Macedonia settled in large numbers in the Chicagoland area. In both places mosques and community centers were established that continue to function.15 This most recent wave of Albanian immigration was further augmented by large numbers of immigrants from Albania proper, who began to come to the United States following the collapse of the communist regime in 1990, as well as several thousand refugees from the 1999 conflict in Kosova, most of whom however have returned to their homeland. The Bektashi presence among the members of this most recent wave has been somewhat minimal. Apart from the traditional Bektashi stronghold around the Lake Prespa region (from where a number of immigrants to the Detroit area came), those areas of the former Yugoslavia where this new wave of immigration originated had historically been devoid of the widespread Bektashi presence that was seen in southern Albania. Since the end of the Second World War, Islam in Kosova and Macedonia has become noticeably more Sunni in orientation, although several dervish orders still exist to this day, primarily Rifai, Khalwati, Sadi and Qadiri.16 As a result of this shift away from the traditional Ottoman-style Islam that was saturated with Sufi ritual and doctrine, attitudes towards the tarikats (Bektashis in particular) among Kosovar and Macedonian immigrants tends to be somewhat negative and this reflects the attitudes held by the Sunni populations of the regions they hail from.17

Sufism in American Islamic History


The exact number of Muslims living in the United States is uncertain. Due to the fact that confessional association is not solicited on governmental census forms, demographic data regarding religious affiliation must be taken from various non-governmental organizations. According to figures developed by the Council for American Islamic Affairs (CAIR) there are
15

16

17

The Albanian American Islamic Center, with it large membership hailing from western Macedonia, is found in the Chicago suburb of Berkeley. The community of The American Albanian Islamic Center of Kenosha, Wisconsin, is likewise comprised of Macedonian and Kosovar Albanians. On New Yorks Staten Island, Kosovars were primarily responsible for the founding of the expansive Albanian Islamic Cultural Center, which contains a full-time Islamic elementary school. Despite the abundance of dervish orders in Kosovo, the Bektashi tarikat never made siginifcant progress among the population, and today there is only one small community functioning under the guidance of Baba Mumin Lama. A much larger Bektashi presence can be observed in Macedonia, where it historically had much more of a significant presence among the regions Albanian and Turkish population. Today there are several hundred Albanians living between the towns of Kievo and Tetovo who would describe themselves as Bektashi. The Macedonian Bektashi community is currently under the guidance of Baba Tahir Emini and is centered in the expansive Harabati Baba Tekke of Tetovo. For more on the struggle between tarikat Islam and the official Sunni establishment in Kosovo see Ger Duijzings, Religion and the Politics of Identity in Kosovo (Columbia Univ. Press, 2000)

597

approximately 6 million Muslims living in the United States, a figure that has been widely accepted in academic circles, albeit now challenged by individuals and institutions espousing Islamophobic positions, who often claim a ridiculously low 1.5 million! Of these 6 million roughly 2.5% are of Balkan origin, primarily Albanian and Bosnian.18 One would think that given the pronounced and growing presence of Islam in the United States that Sufism would play an influential role in the spiritual life of Muslims just as it had in other areas of the world. On the contrary, until the events of September 11th 2001 most practicing immigrant Muslims living in the United States had unreceptive attitudes towards Sufism in any form. The reasons for this are many, but the most important of them has to do with the type of Islam that has been preached in mosques and Islamic centers across the country. In the 1960s Muslim students from the Arab world and the Indian Subcontinent began to arrive at American universities in large numbers. Those who had any form of attachment to Islam were radicalized by two trends that were in vogue at the time: militant anti-colonialism and the radical religious ideology of Sayyid Qutb and Mawdoodi. This dangerous fusion of militant ideologies produced in these young students an Islam that was politically charged, unbendingly fundamentalist and ardently anti-traditionalist. To better organize and coordinate their activities, these students established the Muslim Students Association (MSA). Many of these young men stayed on in the United States following the completion of their studies and established careers as medical doctors and engineers. These individuals also formed several umbrella organizations (the most notable among them being The Islamic Society of North America, known popularly by its acronym ISNA) that in time, came to overshadow and dominate any Islamic expression among the new wave of Muslim immigration that had taken place since the mid-1960s. Those mosques that were established prior to the 1960s (which included most Albanian ones) were excluded from the growing MSA-ISNA network because they were seen as being too assimilated into the decadent American way of life.19 Obviously, the many Albanians who had fled from the grips of Communism could hardly have been expected to support the radical anti-Western and antiDemocratic inclinations that many MSA-ISNA officers continued to espouse well into the 1990s. Such an Islam as this, weighed down, as it was, by three decades of free-of-charge Wahhabi educational material from Saudi Arabia and the Arab world, could hardly have been expected to condone any manifestation of Sufism at all. Nevertheless Sufism has existed in America, and continues to do so, despite the intimidating Wahhabi influence over the majority of Americas mosques and Islamic centers during the last thirty-five years. Even as many Muslim immigrants have viewed Sufism with disapproval, as a blameworthy innovation (bidat) or backward superstition, it has been a means by which thousands of Americans have come to Islam. In fact, converts to Islam continue to play a disproportionate role in American Sufi life as opposed to their marginal role within the so-called mainstream Islam. In America, Sufism had once again become the vehicle for the spread of Islam among non-Muslim peoples, just as it had done for centuries; while the fundamentalist Salafi-inspired Islam taught in the majority of American Islamic centers failed outright in this respect.20
18 19 20

See http://usinfo.state.gov/products/pubs/muslimlife/demograp.htm for further demographic data regarding Muslims in America. Overall, not only Albanians, but Bosnians and Turks as well, had very little interaction with these self-proclaimed national Islamic organizations, which were dominated by Arabs and Indo-Pakistanis. This is not to say that there have been no American converts to non-Sufi Islam or even to aggressive Wahhabism, for there have been (the most infamous examples in the last few years

598

The earliest known Sufi presence in America dates back to the first decade of the 20th century, when the Indian mystic Hazrat Iyanat Khan (1882-1927) brought the message of Islamic spirituality to these shores.21 His teachings continued on following his untimely death in the form of The Sufi Order of the West and The Sufi Movement. Members of these organizations were, for the most part, exclusively American converts. Other than the opening of The First Albanian American Bektashi Monastery in 1954, there was to be no further Sufi activity until the 1960s. The tremendous social revolution that took place in American society in the 1960s and early 1970s caused a tremendous growth in interest in Sufism. This was a time when chiefly young, White, educated Americans became fascinated with the spiritual philosophies from the East and during this period men like Idris Shah (1924-1996), Sufi Sam Lewis (1896-1971) and Shaykh Bawa Muhaiyadeen (d. 1986) were able to find followings and establish organizations. It is important to note that what was taught by these men cannot truly be called Sufism in the traditional sense, but rather a type of universalistic spiritualism often far removed from its Islamic context. Suffice it to say these groups had little if no contact with the mosques and Islamic centers that were established by immigrant groups. From the late 1970s to the mid-1980s there was a flowering of long-established tarikat Sufism in North America. We have at this time the establishment and expansion in several major US cities of the Iran-based Nimatullahi Order under the guidance of Dr. Javad Nurbakhsh, as well as the introduction of the Mevlevi Order. Academic giants such as Frithjof Shuon (1907-1998) and Seyyid Hossein Nasr also achieved prominence during the 1980s as advocates of the intellectual origins of Sufism.22 Once again, these Sufi Orders, though more traditional than those of the previous decade, were still primarily organizations made up of American converts, and immigrant Muslims generally kept away from partaking in their rituals and programs. But this tendency soon came to an end with the introduction of a number of tarikats that were of Turkish or Balkan origin. Shaykh Muzaffer Ozak (1916-1985) of the Cerrahi Order toured the United States in the early 1980s and attracted a significant following of Americans, Turks and Indo-Pakistanis. Currently there are Cerrahi groups functioning in the New York City area, Illinois, California and Canada. The 1990s saw the continued increase in the presence of traditional Sufi tarikats. What is noteworthy about Sufism in this decade is the increased participation of immigrant Muslims and their children in what had been until then largely the domain of American converts. During this time we have the establishment of three more orders of Turkish origin: the Qadiri-Rifai under Shaykh Taner Ansari (whose base is in Northern California), the Rifai-Marufi under the hand of Baba erif atalkaya (which has its chief gathering place in North Carolina) and the Naqshibandi-Haqqani Order under the celebrated Shaykh Nazim Kubrusi (whose main center is in Michigan). All three of these tarikats have followers who are converts as well as first and second-generation descendents of immigrants of various ethnic persuasions. Sufi orders with almost exclusive appeal to immigrant groups also began to expand in the 1990s. Among the Indo-Pakistani community several shaykhs
being John Walker Lindh, Jose Padilla and Randal Todd Royer). But even these converts, while not members of tarikats, tend to be drawn to the more spiritual and intellectual aspects of Islam. The manifestation of Sufism in America has not received serious attention from academia. The only works known to me that discuss the history, development and impact of Sufism in the United States and Canada in any detail are Marcia Hermansons In the Garden of American Sufi Movements: Hybrids and Perennials in Peter C Clarke (ed.), New Islamic Movements (1997) and Jay Kennys Sufism Comes to America (Gnosis, No. 30, Winter 1994). Both of these men were also shaykhs in the Shadhili Oder.

21

22

599

of the Chishti, Qadiri and Naqshibandi orders took root. Additionally, the Tijani and Muridi orders began to grow among the West African immigrant population. This increase of interest in Sufism among immigrants and their descendents continues to this day unabated, especially given that the vice-like grip that Wahhabo-Salafism once held over Americas Muslim communities seems to have been broken since the events of 9/11. 23 The period of the 1990s also saw the first involvement of Albanian-American Muslims in Sufism since the establishment of the Bektashi tekke in 1954. This was the time of substantial immigration from Kosova and Macedonia and, unsurprisingly, these immigrants brought with them to the New World various expressions of their religious heritage. Starting in the late-1980s, the well-known Rifai shaykh of Kosova, Xhemali Shehu (1926-2004), began traveling to the United States and Canada to organize his followers among the migr Kosovar population. Within the space of a decade, Rifai tekkes were established in the New York City area and in Toronto, Canada. Kosovars with ties to the Sadi Order (which has historically been prominent in the city of Gjakova/Yakova) established a modest group in Brooklyn. The membership of both groups has been primarily restricted to Albanian migrs. Yet through this century-long panorama of Islamic mysticism in America, the most enduring and longest-lasting Sufi association was the one established in 1954 by a man who was both an Albanian patriot and a spiritual master: Baba Rexheb.

Baba Rexheb: His Life & Spiritual Heritage


As a religious and social institution, as well as a center for spiritual development, the

Teqe could never have achieved the distinction it possesses today without the saintly
magnetism of Baba Rexheb, an individual whose life story is noteworthy if only on account of the vast panorama of events that he witnessed during his lifetime. He was born at a time when Albania was an Ottoman province; by the time he was twelve his homeland had achieved selfdetermination, only to be soon after plunged into the destruction of the Balkan and First World Wars; he was nearly thirty when Albania became a kingdom and nearly forty when the Italians annexed it to their empire. He saw the rise of Communism, the devastation it caused to his beloved Sufi Order, and he lived to see freedom again restored to his motherland. Any serious student of the Balkans surely knows of Albanias special relationship with the Bektashi Order. Ever since the traumatic suppression of the order during the infamous Vaka-i Hayrye of 1826, Albania (chiefly the southern part of the country) was destined to be one of the few remaining bastions of Bektashism in the Ottoman Empire. Numerous dervishes and babas fled Istanbul and other locations throughout the Balkans to the relative safety of Albanian lands, where the sympathies of the local population afforded a measure of protection from the Sultan Mahmud IIs enforcers. Prior to the era of the Tanzimat - when the restrictions against the order gradually eased - Bektashi dervishes carried out their rituals in a concealed or semi-clandestine manner, often under the guise of belonging to non-Bektashi orders.24 Nevertheless, by the 1880s, many Bektashi tekkes were in unguarded operation throughout Albania and their number increased yearly. In 1920s, Bektashi tekkes were so pervasive in southern Albania that

23

24

It is interesting to take notice of the distinct change in current attitudes towards Sufism and traditional Sunni Islam displayed by mainstream national organizations (such as ISNA, ICNA, MSA etc.), groups that were in the 1980s and 1990s particularly unreceptive to such trends. In addition, several quasi-Sufi and pro-traditionalist Islamic organizations (notably the Zaytuna Institute and the Nawawi Foundation) have gained increasing popularity among non-convert American Muslims since 9/11. An obvious example of this was the use in the Asm Baba Tekke of Gjirokastr of a tc of four terks instead of the customary twelve.

600

one European traveler was forced to note that while north of the Shkumbin River Bektashis were only 1 in 10 out of the total Muslim population, to the south they were 9 in 10!25 It comes, then, as no surprise that one of the most celebrated figures of 20th century Bektashism, Baba Rexheb Ferdi, hailed from an area of southern Albania that was noticeably bestowed with a robust Bektashi presence. The future baba of America was born into the arms of a respected Muslim family living in the southern Albanian town of Gjirokastr (Ergiri). His father, Refat Beqiri, was a local mullah in the charming old mahale of Dunavat. Refats family had originally migrated to southern Albania from the Kosovar town of Gjakova via the important central Albanian city of Elbasan.26 Baba Rexhebs mother was a woman deeply attached to the Way of Haji Bektashi.27 Both her maternal and paternal uncles were Bektashi babas of considerable reputation. The later was Mustafa Baba Qefshi (d.ca. 1878), who, after spending time as a dervish in the tekke of Shemimi Dede in Kruj, was appointed spiritual guide of the Xhefaj Baba Tekke located on the outskirts of Elbasan. The former was Ali Hakk Baba, a man whose life deserves further discussion, particularly given that his very prayer was believed to have been responsible for the birth of his grandnephew, the future Baba Rexheb. To be frank, given that Baba Rexheb spent the first forty years of his life in a world immersed in Bektashism, it would be fitting to present the background of his immediate predecessors. Ali Hakk was born in the city of Elbasan sometime following the outlawing of the Bektashi Order in 1826. As a baby he was blessed by a certain Baba Salih, a Bektashi mrid who had recently come to Elbasan after the demolition of his tekke in Veles/Kprl. In his youth, Ali studied in the citys medrese where he struck up a close relationship with Mustafa (Qefshi) Balteza. The two young men developed an interest in Sufism and resolved to go to the tekke of Melan (near Kora) to take the hand of Baba Abdullah and thereby enter the Bektashi Way. They were given a cordial welcome and in the following years they regularly visited the tekke. After they attained the rank of dervish in the early 1850s, the two friends parted ways. Ali traveled to the tekke of Haji Bektash in Anatolia, while Mustafa went to Kruj.28 When Dervish Ali Hakk arrived at the Pir Evi, the dedebaba was Haji Ali Turabi Dede (d. 1868). He remained there for seven years and was assigned to the post of trbedar to the tomb of Haji Bektash Veli. In 1861 word arrived that the position of spiritual guide for the influential Asm Baba Tekke (otherwise known as the Teqene e Zallit) outside of Gjirokastr, had become vacant with the passing of its baba. To address the needs caused by this vacancy, the dedebaba conferred the rank of baba on Ali Hakk and dispatched him to Gjirokastr. The first days in Gjirokastr were somewhat challenging for the newly arrived Ali Hakk Baba. It seems that in the months following the death of its previous baba, the local mhibs often came to the tekke to drink and sing. When Ali Hakk Baba discovered that vulgar songs were being recited during these muhabets instead of the traditional nefes, he smashed the liquor bottles and forbade any further use of alcohol in the tekke. The locals were noticeably upset by this and told him that he had no place in the tekke and a plot was fermented against him. However, it was subdued in due course on account of the babas remarkable personality.

25 26

27 28

Hasluck (1929:321) During the time I spent in the company of Baba Rexheb, I regrettably never asked about his fathers tarikat affiliation, although in view of the extensive ties of his wife Sabrije to the Bektashis it can be safely assumed that he was attached to them in one way or another. Personal communication with the late Ms. Zejnep ui. For a more thorough account of Ali Hakk Babas life see Baba Rexheb (1970: 291-302).

601

In the early 1870s Ali Hakk Baba traveled once more to the Pir Evi to be bestowed with the rank of dede. With this added authority and the force of his personality, Ali Hakk Baba played a major role in the spread of the Bektashi Order throughout southern Albania. It is said that he initiated scores of dervishes and that he had some two thousand mhibs (both men and women), among whom were many muftis, kadis, begs and other local notables. In time, Ali Hakk Babas reputation for piety spread far beyond the borders of Albania and he was even asked to once more travel to the Pir Evi and assume the position of dedebaba after the death of Haji Mehmed Ali Hilmi Dede in 1907. However, Ali Hakk Baba declined this offer and remained in Gjirokastr where he passed away shortly thereafter, having presided over the Asm Baba Tekke for more than four decades. His nephew, Selim Ruhi Baba, succeeded him. Selim Ruhi Baba was born in the Elbasan in 1869CE/1285 AH. Bektashism, unsurprisingly, played a significant part in the formation of his youth, as his mother was the sister of Ali Hakk Baba and his father, Xhemal, was the brother of Mustafa Baba Qefshi. Like his two uncles, the young Selim studied in the main medrese of Elbasan. At the age of sixteen, his father took him to Gjirokastr to be looked after by his maternal uncle, Ali Hakk Baba. Selim remained there from then on. He continued to study in the citys medrese and he acquired not only an education in Islamic theology but was able to master Turkish, Arabic and Persian. In 1887 he received his diploma (iczetname) from the medrese. A year later he made the oath to Baba Ali to enter into the Bektashi Order and three years later, in 1891, Selim donned the garb of a Bektashi dervish.29 For the next sixteen years he served both his uncle and the Asm Baba Tekke with great devotion. Because the turbulent political climate in the Ottoman Balkans during the late 19th century made travel to the Pir Evi impractical, Dervish Selim took mcerredlik (vows of celibacy) at the hands of Ali Hakk Baba.30 He also received the rank of baba from him as well and when Ali Hakk Baba left this world in 1907, he appointed Selim Ruhi to be his successor and spiritual guide of the Asim Baba Tekke. Following the coup d'tat which overthrew Sultan Abd al-Hamid II in the spring of 1909, the Young Turk regimes tolerance for Albanian nationalist expression proved transitory. The Ottomans lost considerable sympathy in the Gjirokastr region following the arrest of several dervishes belonging to the Haydar Baba Tekke in 1905.31 Like the majority of Bektashi clergy, Baba Selim stood behind the patriotic appeals of his countrymen. In the wake of the assassination in the spring of 1908 of Gjirokastrs particularly oppressive governor by eriz Topulli and his band of guerillas, Baba Selim offered his tekke as a place of temporary refuge for these men since they were hotly pursued by Ottoman troops. Baba Selim was a passionate intellectual and
29 30 31

Selim Ruhi Baba, ca. 1940

Baba Rexheb (1970: 303) Clayer (1990: 293) Skendi (1967: 212)

602

he immersed himself in the books and manuscripts that arrived at the tekke every year from Istanbul.32 He not only studied topics of a spiritual nature, but he delved into history, geography, literature, the physical sciences, and philosophy as well.33 He was considered by many to be the most cultured and refined Bektashi of his time. In the best of Sufi tradition, Baba Selim was also a gifted poet, composing three divans of mystical verse: one in Turkish, another in Persian and a third in Arabic. In the years before his death, Ali Hakk Babas sister approached him with a dilemma. After seven years of marriage, her daughter Sabrije failed to give birth. Ali Baba told her not to be troubled, for two sons and four daughters would soon be born to his niece.34 However, one of the sons had to be given over to the service of Haji Bektash Veli, and that son was Rexheb. Rexheb was six years old when his great-uncle died, and it fell on the shoulders of his uncle, Baba Selim, to make sure the child was gradually groomed to become a future servant of the tarikat. When he reached the age of seven, Rexheb was enrolled in one of Gjirokastrs mektebs, where he obtained an elementary education in Islam and learned to read and write Turkish.35 Following the completion of his elementary studies, Rexheb entered the citys medrese. In addition, for several years he received private tutoring at the hands of one of southern Albanias leading ulema, Delvineli Mullah Ragib, from whom he learned Turkish, Arabic and Persian. In 1912 the Ottoman Empire was plunged into a disastrous war with its Balkan neighbors. Despite the longing for cultural and political autonomy, most Albanians rallied to the defense of the Sultans realm, if only for the fact that their own homes were in jeopardy. Southern Albania was particularly hard hit during the initial phase of the Balkan Wars as Greek irregulars inflicted mayhem and destruction in an attempt to ethnically cleanse Northern Epirus of its Muslim population. Bektashi tekkes were particularly targeted not only as Islamic cultural institutions, but also as centers of patriotic resistance. Scores of Sufi Baba Selim and young tekkes (both Bektashi and non-Bektashi) were burned to Dervish Rexheb, ca. 1918 the ground, while others were plundered and appropriated for military use. Baba Selim and most of his dervishes narrowly escaped certain execution when Greek irregulars encircled the Asm Baba Tekke. However one old dervish named Sulo Kuka was found in the tekke and cruelly beaten. The Greeks then proceeded to loot and desecrate the tekke and over the next three years utilized it as a barracks.36 During the Greek occupation of southern Albania, Baba Selim and his dervishes resided at his sister's residence in Gjirokastr, which was virtually transformed into a tekke. For the twelve-year-old Rexheb, this move of Baba Selim into the family home must have brought him all the more closer to his uncle. In 1914, the Greek occupation authorities learned of Baba

32 33 34 35

36

Kaleshi (1980: 10). Over time the tekke acquired a vast library. Baba Rexheb (1970: 303) Trix (1996: 118) Albanian was, of course, a subject forbidden by Ottoman authorities. Given the prominent role Gjirokastr played in the nationalist movement, it is very likely that Baba Rexheb was exposed to the new Albanian alphabet in his childhood. Baba Rexheb (1970: 305). Needless to say, Baba Rexhebs work contains a more detailed account of Baba Selims life.

603

Selims presence in the city and his continued agitation for resistance.37 As a result they moved against his residence and had him arrested. However, in a demonstration of national solidarity, the Albanian-speaking Orthodox notables of Gjirokastr intervened and persuaded the Greeks to release him. As soon as the Greeks pulled out of Gjirokastr in the wake of the Central Powers 1916 offensive in the Balkans, the faithful swiftly began restoration of the Asm Baba Tekke. Once the renovation was completed, Baba Selim and his dervishes moved back in. Along with them came sixteen-year-old Rexheb. Although he had been raised in surroundings permeated with Bektashism, it was not until he turned seventeen that Rexheb was granted his nesip (initial vows) to enter the tarikat as a mhib. During this time, he continued his studies with Mullah Ragip. For the next four years Rexheb served Baba Selim and the tekke.38 Once he had concluded this initiatory phase, he was advanced to the rank of dervish at the age of twenty-one. Not only had Rexheb taken the oath to become a Bektashi dervish, but at the age of twenty-four he took the additional vow of mcerredlik (celibacy).39 A year later he completed his studies at the medrese and received his diploma (iczetname) in 1925. Because of the learning earned through years of study, as well as his devotion to the Bektashi Way, Dervish Rexhebs talents were put to use as his uncles personal assistant and secretary. He accompanied his uncle in 1924 to the second nation-wide meeting of Bektashi babas held in the nearby Haydariye Tekke and in 1929 he represented Baba Selim at the Third Bektashi Congress held at the Turan Tekke of Kor.40 During the 1930s, a decade that can aptly be called the Golden Age of Albanian Bektashism, the tekke of Asm Baba flourished. The number of dervishes had increased slowly from the seven that resided in the tekke when Dervish Rexheb entered, to twelve.41 Selim Baba had many mhibs and at one time, scores of students from Gjirokastrs medrese had taken his hand. During the weekly muhabets it was not unusual to see 40 to 50 people meeting in the tekke.42 Dervish Rexheb was, in due course, selected to succeed Baba Selim, but the outbreak of the Second World War forever changed not only that, but the rest of his life as well. On April 7th, 1939 Italian troops invaded Albania, ousted King Zog I, and annexed the country to the newly revived Roman Empire. Given that the majority of Bektashi babas had supported nationalist causes in the past, their resistance to foreign occupation should have been anticipated. Initially, however, this seems not to have been the case; as Bektashi response to the new authorities appears to have been one of subtle antipathy, or in some cases, reserved cooperation (at least publicly).43 The Italians were aware of the influence the tarikat held over much of Albania and they endeavored to pacify influential babas through a number of methods, including the financing of a new asithane for the dedebabalk in Tirana and public displays of interaction with

37 38 39 40 41 42 43

Clayer (1995: 303) Traditionally there was a period of time (usually 1,001 days) between the initial vows of mhiblik and the vows of dervish-hood. Gliek (2000 : 222) One of the outcomes of this congress was that the Asim Baba Tekke was made the center of one of the countys six dedeliks. Clayer (1990: 281) Baba Rexheb (1970: 304) Clayer (1990: 208). Baba Rexheb stated that the Bektashis were opposed the Italian occupation of Albania, but saw little prospect in offering active resistance.

604

various babas.44 Italian officers occasionally visited the Asm Baba Tekke to converse with Baba Selim, along with his personal assistant, Dervish Rexheb, and they were impressed with the pious qualities of the former.45 This delicate coexistence between occupier and occupied came to an end with the murder of Salih Niyazi Dedebaba in November of 1941. The details of the slaying remain confused, with official Italian accounts maintaining that pro-communist guerrillas killed him in an attempted robbery. Other accounts, however, seem to hint that the act was carried out with the tacit approval of the Italians. This being the case, it would point to growing dissatisfaction among the Bektashi clergy with the occupation. Two months after Salih Niyazi Dedebabas murder, a meeting was held in which representatives of the six dedelks met to choose his successor. Due to his age, Baba Selim could not attend and instead sent the forty-one year-old Dervish Rexheb to speak on his behalf.46 By this time the increasingly oppressive policies of the Italians caused widespread and violent resistance to intensify throughout Albania. An ardent patriot, Dervish Rexheb, along with other notable Bektashi babas, joined those actively opposing the Italian occupation. He became a member of the Balli Kombtar (National Front) and quickly established himself as one of its leading representatives in the Gjirokastr area.47 Formed in November of 1942, the Balli Kombtar found support among the middle class, merchants, religious conservatives, and landowners. The goals of the Balli Kombtar sought to restore the republic and push for the establishment of an Albania whose boundaries would embrace all Albanian-majority regions of Yugoslavia and Greece, something which appealed to those Bektashis who were wary of the communists radical social ideals as well as their close ties to the Yugoslav partisans. Although the Balli Kombtars initial military activity was directed against the Italian army, by the fall of 1943 (that is after the collapse of Italian authority) it came into increasingly recurrent clashes with Enver Hoxha's communist-dominated National Liberation Army. Fighting between the two rival groups was often fierce, with the Germans offering supplies to many Balli Kombtar units. Life in southern Albania was increasingly disrupted by the war and many villages were completely destroyed. In addition, the region suffered from an outbreak of typhus.48 The Asm Baba Tekke opened its doors to become a place of shelter for all those displaced by the fighting.49 Dervish Rexhebs support for the Balli Kombtar was well known. In addition, he personally knew many of the men in the partisan ranks that he fought against. Both Enver Hoxha and Bedri Spahiu were from the Gjirokastr area and both men came from families that were attached to the Bektashi tradition.50 In fact, before Enver set off for France to study fourteen years earlier, his father brought him to seek the blessing of Baba Selim. The baba was not one to refuse the request of a petitioner and made a benediction over the boy. However, he told the father, One day this young man will return and be the ruin of this place.51
44 45 46

47 48 49 50 51

Baba Rexheb (1970: 356). Salih Niyazi Dedebaba met with King Victor Emmanuel III during the latters visit to Albania in 1941 (see Clayer 1990: 208) Di San Savino (1965: 210) Ali Rza Baba was selected to be the new dedebaba. Nevertheless technicalities brought about a new election later in 1942, during which time Baba Kamber Ali Fratari of the Prishta Tekke was named new dedebaba. Kallajxhi (1964: 30-31) Fischer (199: 209) Personal communication with Baba Rexheb. Kora (n.d.) Ibid.

605

Toward the end of 1944 it was obvious that the communist-dominated National Liberation Army would win control of the country after the Germans began their staged withdrawal. Concerned that his anti-communist activities would soon cost him his life, Dervish Rexheb fled Gjirokastr in late August 1944.52 He headed for Shkodr and in November boarded a ship for Italy shortly before the communists seized the city.53 He would never step foot in his homeland again. By September the partisans were in control of Gjirokastr and it is said that Baba Selim died the very day that they entered the city. For the next four years Dervish Rexheb lived the life of a refugee in a camp for displaced peoples in Bari, Italy.54 In 1948 an opening came for him to leave and he headed to Cairo, where one of the last functioning Bektashi lodges outside of Albania was found: the Kaygusuz Sultan Tekke. There he continued his spiritual advancement under the supervision of the tekke's guide, Ahmad Srr Baba (1895-1965). In many ways Ahmad Srr Babas life mirrored that of Dervish Rexhebs. Both men hailed from the same region of Albania, both were highly educated, both entered the Bektashi Order as teenagers, both lived as refugees in Italy (Srr Baba following the First Balkan War) and both ended up at the Kaygusuz Sultan Tekke. The idyllic atmosphere of the tekke in Cairo must have provided Dervish Rexheb with a degree of tranquil relief following nearly a decade of ordeal and hardship. However this serenity did not last long. On March 18th 1947, the Bektashi community was rocked by the news that Dedebaba Abbas Hilmi had shot two pro-communist babas to death and then (according to government accounts) turned the gun on himself. For nearly a year, attempts to choose a new dedebaba proved unsuccessful, until June of 1948 when Ahmet Myftar Baba, a man viewed by many as a communist stooge, was selected to head the worlds remaining Bektashis. Yet this choice prompted a rift, in view of the fact that the Bektashis living in the Free World refused to acknowledge this selection. In response to what was seen as obvious communist interference in Bektashi affairs, a gathering was held in the Kaygusuz Sultan Tekke in January of 1949 during which Ahmad Srr Baba was elevated to the rank of dedebaba. To a large extent, those Bektashis living outside of the communist world (in Egypt, Turkey and Greece) recognized him as supreme leader of the Bektashi Order and rejected Ahmet Myftar Baba. This rift in the community was shortly followed by another, more immanent, crisis. In 1952 Gamal Abdel Nassers revolution placed considerable financial strain on the Kaygusuz Sultan Tekke. King Faruk (who was of Albanian descent), along with many wealthy and influential Albanian migrs, were forced to flee the country. A number of these individuals were frequent visitors to the tekke and had regularly sent stipends for its upkeep. In addition, Nassers procommunist regime nationalized the tekkes waqf property, further depriving it of income. It was in this year - 1952 - that Dervish Rexhebs sister, Zejnep ui (who was then living in New York) requested that he come to the United States. Given that the existing financial situation in the Kaygusuz Tekke was making it extremely difficult to support the number of dervishes living within, Dervish Rexheb accepted this invitation. In the first year after his arrival in America, he and his supporters labored to organize an effort to establish a tekke in the New York City area, but the political struggles within the Albanian community between anticommunist and pro-communist factions made this unfeasible.55 An opportunity came, however, by way of Dervish Rexhebs developing connections with the Albanian community of Detroit.
52 53 54 55

A significant number of Bektashi babas and dervishes were executed in the coming years by Hoxhas peoples tribunals. Italy had by then joined the Allies. Kallajxhi (1964: 67) See Trix (1995) for a detailed account of the opposition to Dervish Rexheb in New York.

606

The First Albanian American Bektashi Monastery: the Teqe


In October of 1953, a group of fifteen men, all from families with Bektashi backgrounds, met at a hall in Detroit to plan the opening of a tekke for Dervish Rexheb. They immediately launched a fundraising campaign and set up a board of directors, which included a president, a treasurer, a secretary and five council members.56 The plan had widespread support throughout Detroits Albanian community, for within the space of a few days approximately $8,000 dollars had been raised. With this money the board began to look for a site where a tekke could be established. In due course, a suitable location was found some 15 miles outside of the city, in the agricultural community of Taylor Township. The board purchased an already existing farm that sat on 18 acres of land, the cost of which totaled $25,000.57 Following renovations and state approval of its non-profit status, The First Albanian American Bektashi Monastery opened on May 15, 1954 with a ceremony attended by some 200 people.58 In conjunction with the establishment of the very first Bektashi tekke in the New World, came Dervish Rexhebs promotion to the grade of baba. He had spent the last thirty years of his life faithfully carrying out his duties as a dervish, but a new tekke necessitated a new baba. Baba Selim had intended to promote Dervish Rexheb to baba and had even planned for him to be his successor in overseeing the Asm Baba Tekke, although this was barred by the unanticipated events of war. According to convention, for a dervish to be elevated to the rank of baba, the consent of a dede was needed. 59 Approaching the Bektashi hierarchy in Albania for this was out of the question and it is unlikely that given Dervish Rexhebs wartime activities that they would have been permitted to entertain such a request in any case. At this time the only individuals with the authority of dede outside of the communist world were Said Seyfi Baba of the Durbali Sultan Tekke in Greece and, of course, Ahmad Srr Baba of Cairo, who, as mentioned above, was recognized as the legitimate dedebaba by Bektashis outside of Albania.60 It was the latter who sent Dervish Rexheb an iczetname raising him to the rank of baba along with a letter of recommendation to the Albanian Bektashi community in America bestowing his heartfelt backing to all their endeavors.61 The Teqe, ca. 1960 In the coming years, four Bektashi dervishes arrived in the United States and moved into the Teqe. The first to come were Dervish Arshi and Dervish Lutfi. Originally from the southern port
56

57 58 59

60

61

Kallajxhi (1964: 2). The members of this committee were Gani Mosho (president), Nevrus Selfo (treasurer), Selman Zagari (secretary) and five board members: Jashar Petrusha, Qani Prespa, Dule Klcyra, Abaz Myrtezaj, and Resul Shkmbi. An additional $5,000 was spent on renovations. Kallajxhi (1964: 3) and Trix (1994: 368). Trix erroneously relates that the event coincided with the Ashura ceremony. Actually, May of 1954 overlapped the month of Ramadan not Muharram. Zri Bektashizms 1/1: 4. Vendimi i popullit i referoht Gjyshates me t voliteshme ose Kryegjyshates dhe ajo, po ta plqeje, i lshon dekretin e shenjt (ixhazetin) dervishit t zgjdhur dhe e ermon Baban e Teqes vakante. Baba Qazim Bakalli (1895-1983) of Kosovo, who was raised to the rank of dede by Xhafer Sadik Dedebaba in 1945, was living as well but residing in communist Yugoslavia. There was also Ali Naci Baykal Baba (d. 1960) of Turkey, whose affiliation with the Albanian Bektashis since the time of Salih Niyazi Dedebaba remains unclear at this point. The Albanian text of this letter can be found in Kallajxhi 1964: 3-4.

607

city of Vlora, Dervish Arshi left Albania shortly after the war and went to live in the Durbali Sultan Tekke in Rmnio/Rini, Greece. Dervish Lutfi (originally from Gjirokastr) came from the Cairo tekke where he lived since 1929. A few years after these men entered the Teqe, an additional member of the Kaygusuz Tekke, Dervish Bajram (who was originally from Gjakova, Kosova) had arrived after being personally invited by Baba Rexheb. Finally, a Turk of Albanian descent, Dervish Bekta Karamartin, arrived from Turkey after he had been made dervish during a visit to the country by Ahmad Srr Baba.62 The 1950s and 1960s were a time of expansion and promise for the Teqe. Not only were a baba and four dervishes residing in it, but they had turned the 18 acres of property into a prosperous farm. Baba Rexheb and his dervishes worked the farm full-time, often with the help of occasional volunteers. The property included a large orchard of pear and apple trees (which partially exists today), an expansive vegetable garden, and wheat and barley fields. The yields of these provided food for the Teqe, and the surplus was sold in local farmers markets providing supplementary income. The Teqe also had several head of cattle and sheep as well as some two thousand chickens. Each year for the festival of Sultan Nevruz, a great picnic was organized and the community partook in the bounty of the sacred farm. During the festival, individuals purchased lambs from the Teqe to be sacrificed, as was the age-old custom.63 All of the property of the Teqe was a deemed a vakf, and all income went solely to its upkeep and expansion. The original farm house that was now the Teqe was comprised of two floors. It had a living room, a kitchen, a room for Baba Rexheb, four rooms for the dervishes, a social room for entertaining guests, along with a sizeable basement. However in its nearly ten years of service, this space grew to be inadequate. In 1963 a massive expansion was carried out, during which time a new structure was added on to the east wing of the house. This two storied building included on its top floor, a spacious room for the meydan, next to which was a sitting hall that also contained the library (which contained a great number of books on Sufism that were part of Babas collection) as well as additional guest rooms. Most of the lower floor was taken up by an enormous meeting hall with an attached kitchen, where, in the decades to come, hundreds would gather yearly for the holidays of Aura and Sultan Nevruz. In addition a large metal Hseyini tc - painted in the traditional green and white colors of the Bektashis was placed atop the new structure. This expansion was inaugurated on June 9, 1963, a day that also marked the commemoration of the Aura. Over the next two decades a small block of apartments was added to the Teqe grounds; two of which were initially intended for use by any future baba and his family and the other for women.64 These apartments were slowly rented out to private individuals, the income from which went to the Teqe. In the summer of 1989, the portion of the Teqe that was the original farmhouse was completely replaced by a massive new structure composed of a splendid and open sitting room where Baba Rexheb received visitors, an expanded bedroom for him, several guestrooms on the second floor, and a kitchen/dinning hall in the basement where meals were served daily. Another significant structure was added to the property at this time: the large trbe where Baba Rexheb would be interred following his departure from this life.65 By this time the rural setting of the Teqe had completely disappeared. Except for a row of fruit trees, all of the original farm, the
62 63 64 65

Kallajxhi 1964: 4. bid. 5. Bayraktari (1980: 22). Baba Rexhebs sister, Zejnep, resided in one of these during the final years of her life. Communication with Mr. Pertef Fama.

608

livestock and all the fields had been discarded. This was partially in response to Taylors rapid urbanization over the years and partially due to the advanced ages of both Baba Rexheb and Dervish Arshiu. By the time these latest renovations were in place, Baba Rexheb and Dervish Arshiu were the only members of the original group of five permanent residents living. Dervish Lutfi passed away in the early 1960s and Dervish Bekta had long since returned to Turkey. It was intended that Dervish Bajram succeed Baba Rexheb as head of the Teqe and he was even raised to the rank of baba for this purpose. However Baba Bajram passed away in 1973.66 Despite this depletion in the number of dervishes, the quantity of mhibs continued to steadily increase. Trix noted that in the 1950s there were some seventeen initiates and by the 1980s that number had increased to forty-three.67 Many of these affiliates lived outside of the Detroit area (notably New York and New Jersey) and visited the Teqe only during major holidays. Those mhibs who did live within driving distance came to the Teqe Thursday nights for muhabet and the ayn-i cem ceremony.68 Outside of religious services, mhibs, aks, and other visitors could be found calling on the Teqe every day to sit with Baba Rexheb in the grand new sitting room or, on sunny days, outside underneath an expansive shade tree. Nor was this place exclusively for Bektashis or even for Muslims. As a center of Albanian-American life, Catholic and Orthodox individuals frequently visited and the representatives of their respective churches were always invited as guests of honor at yearly gatherings. The fact that he was greatly appreciated and loved by those within and without the community certainly says much about the strength of Baba Rexhebs character and personality. Even as his health began to fail in the last two years of his life and he was repeatedly hospitalized, Baba Rexheb continued to receive visits by the admirers and well-wishers. Two significant events occurred during the final years of Baba Rexhebs life that are worth mentioning. Baba Rexheb had always maintained cordial relations with the Bektashi community of Turkey throughout his forty years at the Teqe and he often received them as guests. In June of 1990, Prof. Bedri Noyan, the only recognized dedebaba since 1967, visited the Teqe and bestowed Baba Rexheb with the rank of dede (halife-baba) and this iczetname was hung with pride in the main sitting room of the Teqe. Baba Rexheb also lived to see Bektashism re-established in his native Albania. Between 1967 and 1990 Albanians had to endure the most stringent anti-religion policies ever enacted by a government in modern times. In 1967 all religious institutions in Albania were ordered shut down and all clergy were directed to remove their garb and assume conventional lives. Those who refused were sent to forced-labor camps or simply executed. The destruction this caused to the Bektashi Order was dreadful. When religious freedom was restored 1991, there were only five babas and one dervish out of the hundred or so that were living in 1967.69 In 1994, Baba Bajram Mahmutaj and Baba Reshat Bardhi made an extended visit to the Teqe and ties to the motherland were reestablished. And when Baba Rexheb finally walked to the Truth on the 10th of August 1995, these two men, along with Baba Selim of Kruja, Dervish Flamur Shkalla and 600 other people (including myself), were present at his cenaze prayer and interment in the trbe.
66 67

68 69

Trix (1993: 106) Trix (1994: 374). This information conflicts with Bayraktaris observations that there were only two elderly mhibs remaining in 1980. It would also be worth noting that to the best of my knowledge, Baba Rexheb had never promoted a mhib to the rank of dervish. Personal communication with Ms. Zejnep ui. Trix (1995: 53)

609

Baba Rexhebs Writings


Baba Rexheb spent his years in the service of Bektashism as a guide, counselor, and a spiritual therapist. The primary means of transmission of the knowledge and wisdom he gathered through a lifetime of devotion was normally of a personal and intimate nature. Yet it is to the benefit of those who may have not had the opportunity to sit with him that did write. Baba Rexhebs first major work was a translation of the Vilayetname of Haji Bektash Veli into Albanian. This work was made prior to his coming to the United States, at a time when he was living at the Asim Baba Tekke. To the best of my knowledge the manuscript was never published. After having settled in the Teqe in 1954, Baba Rexheb immediately began the publication of a semiannual journal entitled Zri i Bektashizms (The Voice of Bektashism). In the lead article of the first issue, Baba Rexheb (the chief editor) described the reasons for the publication:
Bektashism is celebrated worldwide, particularly in our Albania, where it left an extraordinary trace. This is why at the time of the foundation of first Bektashi tekke here in the United States of America, a great curiosity was revitalized about it in many circles. All now want to know what Bektashism is; what its philosophical base is; what its past was in the world history and in particular, Albania. To truly satisfy these desires - with our small budget - we made the decision to publish our journal Zri i Bektashizms, which will strive to bring knowledge to all those interested, in all that they want to know about Bektashism, its religious principles and its history.70

Baba Rexheb had originally planned to keep the journal going into the foreseeable future and had suggested, given interest and funding, that the frequency of publication could be expanded to quarterly, and perhaps, even beyond. He also solicited articles from individuals with a talent for writing, stating that the pages of the journal were open to all articles dealing with moral, social, and economic issues that promote the general good.71 It seems, however, that the appeal for community participation was unsuccessful in moving individuals to participate, even financially. Only four issues of Zri i Bektashizms were ever published (1954-1955) and all the articles (barring letters) contained within were written by Baba Rexheb himself.72 Yet despite its fleeting existence, Zri i Bektashizms, proved to be a veritable goldmine of information on Bektashi history, doctrine and practice. Each of the four issues is a uniform 32pages in length and, surprisingly, each contain articles in English. The reason for this may have been a reflection of Baba Rexhebs desire to make Bektashism accessible not only to secondgeneration English-speaking Albanian-Americans but to the general American public as well. The English pieces are direct translations of most of the Albanian articles that appear in each of the four issues. I have no knowledge at this point as to who the translator(s) of these articles was, though it is unlikely that Baba Rexhebs English at this stage in his life was voluble enough to allow him to undertake such a task. All of the articles in the four issues of Zri i Bektashizms are of a religious nature and deal with the subjects of standard Islamic knowledge (Why is the Quran respected?, Islamic Pilgrimage, The Kabah: The Sacred Place of Islam etc.), the general concept of universal mysticism (Baba Rexheb writes in considerable detail about Vedic, Buddhist, Greek and Egyptian philosophies) and, obviously, Bektashism. Articles discussing the latter include What the Great Writers say about Ali, How Bektashism was Organized (which discusses the lives

70 71 72

Zri i Bektashizms, 1:1, 1954, page 1 bid Personal communication with Ms. Zejnep ui.

610

of Haji Bektash and Balm Sultan), The Ritual Garb of Bektashism, as well as articles on the Aura, Matem and the celebration of Sultan Nevruz. In 1970, some fifteen years after the last issue of Zri i Bektashizms came out, Baba Rexheb released his monumental Mysticizma Islame dhe Bektashizme (Islamic Mysticism and Bektashism). This work stands witness to Baba Rexhebs vast knowledge of Sufism as well as Bektashi spirituality and its history. The book was undoubtedly written for the general public, as it is evident that Baba Rexheb intended it to be a textbook of sorts for the initiated as well as for those wishing a deeper appreciation of the Order. Mysticizma Islame dhe Bektashizme was composed in Albanian and it consists of 389 pages. The book can be divided into two parts: the first (pages 7-102), in which a comprehensive outline of Sufi history and doctrine is given; and the second (pages 103-385), where the basics of Bektashi thought and the lives of prominent Bektashi mystics are discussed. In this way Baba Rexheb affords the reader a solid background in the Sufi milieu from which Bektashism emerged before transporting him or her to the finer points of the Order. Baba Rexhebs presentation of Sufism encompasses a number of relevant topics. He begins by putting forth evidence for the validity of Islamic mysticism from the Quran, Hadith Qudsi as well as Prophetic Hadith. This is followed by an extensive overview of the development of early Sufism from the 1st to the 5th centuries Hijrah, which includes discussions on Rabia Adawiyya and Hallaj. Baba Rexheb follows this with a discourse on the mystical philosophy of Abu Hamid al-Ghazzali, the great Sufi thinker of the 11th century CE. He then moves the reader into the classical age of Sufism, presenting the lives and teachings of such distinguished Islamic saints as Ibn Arabi, Rumi, and Ibn Farid. The portion of the work dealing with general Sufism ends with a discussion of the foremost orders (tarikats) in the world since the late Middle Ages: the Qadiri, Rifai, Badawi, Yesevi, Naqshibandi, Khalwati, Sadi and Shadhili. Having presented the contextual foundation for Bektashism, the second half of the book discusses major themes in the Bektashi spirituality, such as edeb (etiquette), admission into the order, the centrality of mystical love, as well as the mrid-mrid relationship. The concluding part of Mysticizma Islame dhe Bektashizme (a solid 244 pages!) details the biographies and poetic verse of a long line of Bektashi personalities, beginning with Haji Bektash Veli and ending with the great babas of pre-WWII Albania, including that of Baba Rexhebs own mrid, Baba Selim. These biographies are quite extensive and Baba Rexhebs translations of the poetry out of the original Ottoman Turkish and into Albanian present the reader not only with a deeper appreciation of Bektashi thought, but witness to Baba Rexhebs genuine mastery of the two languages. In 1984, a partial English translation of Mysticizma Islame dhe Bektashizme appeared under the title The Mysticism of Islam and Bektashism. This translation was prepared by the late Bardhyl Pogoni and it is 173 pages in length. Although the effort is to be commended, the work, in general, is lacking in many respects and it appears that the translator had little background in the subject matter. Much of the religious terminology is imprecisely rendered into English and entire passages from the original work are not translated at all, disrupting the flow of reading. The Mysticism of Islam and Bektashism cannot be considered a complete translation and it only covers the first half of Baba Rexhebs book (i.e. the portion Sufism) and a trace of the rudimentary doctrines of Bektashism found in the second part. It is clear that there were plans to finish the translation of the remainder of Mysticizma Islame dhe Bektashizme, for the cover of The Mysticism of Islam and Bektashism is labeled as Volume I. Unfortunately this plan has come to naught.

611

The Teqe after Baba Rexheb


Before his passing away, the issue of who would succeed Baba Rexheb had been a source of immense concern. It seemed that as Baba became older the prospects for finding an individual capable to take his place grew dimmer and the continuance of the Teqe as a center for Bektashism came into question. This worry seemed to diminish greatly with the ending of religious prohibition in Albania and the reestablishment of the Bektashism there. In fact, in the year following his death, the Kryegjyshata (headquarters of the order in Tirana) sent 27 year-old Dervish Flamur Shkalla to oversee the spiritual life of the Teqe and its community. Dervish Flamur was born into a mixed Sunni/Bektashi family and was from the important port city of Durrs. Following the collapse of the communist government and the reinstatement of religion, he displayed a great interest in Bektashism. In 1993 he took the vows of a mcerred dervish and enthusiastically worked to restore the spirituality that had been eroded by nearly twenty-five years of enforced atheism.73 Dervish Flamur was sent to the Teqe in the year following the passing of Baba Rexheb and he was raised to the rank of baba shortly thereafter. For the next seven years, Baba Flamur brought renewed vitality to the Albanian-Bektashi community by means of his youthful energy and enthusiasm. In addition to a revived sense of continuity, Baba Flamur brought noticeable renovations to the Teqe during his stay, primarily in ornamentation. The expressions of nationalism that were so prominently displayed in past decades were replaced with pictures and decorations of a more religious nature. One room on the first floor was used as an office, whose walls were graced with photos of Albanian babas and another Baba Flamur turned into a kafe-odas, complete with a decorative ocak, low-lying divans and a plethora of Islamic and Bektashi wall ornamentations. Despite this seeming reemphasis on the Bektashi nature of the Teqe at the expense of its Albanian character, Baba Flamur remained heavily involved in Albanian-American community affairs. In 1999 he was part of a delegation of Albanian-Americans lobbying the administration for intervention in the Serbian aggression against Kosova. He has met with Presidents Clinton and Bush as well as several leading senators and has since become and American citizen. Nevertheless this seemingly optimistic chapter in the long story of the Teqe came to a close in 2003 with the resignation of Baba Flamur. This move was the end result of a gradual deterioration in relations between Baba Flamur and the Kryegjyshata of Tirana. There appears to have been a degree of contention between two factions within the Albanian Bektashi community since 1991 over the orders relation vis--vis the wider Islamic and Shii world. While the exact nature of the dispute is unclear at the moment, the first group (lead by Baba Reshat Bardhi and Baba Edmond Brahimaj) favored strengthening Baba Flamur Shkala in the Turbe of Baba Rexheb relationships with Iran and the Turkeys large Alevi community. The other, smaller group (centered on Baba Selim of Kruja) wanted the Bektashi community to stand on its own. Baba Flamur supported the stance of Baba Selim and he was outspoken and adamant in his opposition to what he saw as unnecessary and dangerous foreign influences. This disagreement was seen as insubordination and it caused considerable strain with his relationship with the Kryegjyshata. In 2002 Baba Flamur traveled to Turkey and
73

Personal communication with Baba Flamur Shkalla.

612

was well-received by the Bektashi community there. He was raised to the rank of halife-baba (dede) by Mustafa Eke Dedebaba, a move that clearly disturbed the Kryegjyshata, given that the Turkish and Albanian dedebabaliks do no recognize the authority of the other.74 Another growing point of contention manifested itself between Baba Flamur and the board of directors regarding the position of the Teqe (and its members) vis--vis the Sunni community of Detroit and its hoxhas. Since the days of Baba Rexheb, many Albanian Bektashis maintained a degree of dual affiliation with both the Teqe and the mosque, often holding paid membership in both. This in fact, was the traditional pattern of institutional attachment in Ottoman Albanian society, where the tekke and the mosque played complementary roles. However during the post-Ottoman period Albanian Bektashis increasingly saw themselves as a distinct Islamic sect, rather than simply a Sufi tarikat within the framework of traditional Sunni Islam. In fact, Albanian Bektashism, in many ways, became more and more an ethnic badge (much like with the Alevis in Turkey) where an individual who was born into a family with Bektashi connections was automatically counted as Bektashi. This distinction became even more visible in the two decades prior to the outlawing of religion by the Communists. In this regard, Baba Flamur was fervently opposed to what he saw as Sunni interference in the affairs of the community and over the years his contact with the mosque in Harper Woods gradually ground to a halt, especially after the arrival of the assistant imam, Shuaip Grguri, whose attitudes towards Sufism seems to mirror that of Wahhabi fundamentalists. Within months after his return to America from Turkey, the growing antagonism between Baba Flamur and the Kryegjyshata, as well as the board, caused him to resign from the post he held for nearly eight years. Since that time he has relocated to another major US city. Baba Flamur remains determined to continue his work as a Bektashi baba and foresees the institution of a Bektashi Order in America that is inclusive of all peoples, not just Albanians. He is currently in the process of looking for a location to establish a new tekke. Following Baba Flamurs departure, the Teqe board desperately tried to find a suitable replacement. Tentative leadership was handed over to the aged Baba Arshi (who had earlier been raised to the rank of baba) and the Kryegjyshata sent its head secretary, Aliko Tomori, to manage the day to day affairs of the Teqe. In 2004 a new baba was sent from Albania, Sadik Baba, but, after a term of only a few months, he abruptly resigned from his position and left the country. In the fall of 2004 another baba was sent, Baba Xhemal Shkembi, but his tenure was also short-lived and he left the Teqe in the spring of 2005. At the time of this writing there is no other baba resident in the Teqe other than Baba Arshi, the last remaining member of Baba Rexhebs original group of dervishes. Despite a seeming decline in activity, the Teqe perseveres in its role as a center of Albanian ethnic identity in America, albeit more in the form of a social club rather than a tekke. In 2004 the board of directors launched an unpretentious quarterly, four-page newsletter primarily used to announce community events and affairs. In the spring of 2004, the Teqe held a celebration to commemorate the 50th anniversary of its founding and in conjunction released a 50-minute video on the life of Baba Rexheb (in Albanian), which unfortunately is not available to the general public. Other recent events include a January 2005 visit by Canadian-born Prof. Robert Elsie, who presented a lecture on Albanian Literature. Also in 2005 the Teqe launched its website at www.teqeusa.org. It is encouraging to note that all of these initiatives were
74

Despite this apparent coolness in relations, Baba Reshat Bardhi traveled to Turkey in 1992 where he received an iczetname for the rank of halife-baba from the late Bedri Noyan Dedebaba. With this authority he returned to Albania where he was then elevated to dedebaba by his own community.

613

undertaken primarily through the work of second-generation Albanian-American Bektashis, who, despite their seemingly meager awareness of the intricacies of Bektashi theology and history, continue to have a deep and sentimental connection to the Teqe. Nevertheless religious activities within the Teqe have been in noticeable decline. The number of mhibs is now less than twenty, and most of these are of the older generation and foreign born. Younger generations of Bektashi Albanian-Americans seem to see the Teqe as an institution that reflects ethnic heritage rather religious belief. Even though the location continues to emanate an aura of sacredness (especially given the presence of Baba Rexhebs trbe on the property) there has been a general inability in the community to pass Bektashism on to the younger generations. This current is somewhat understandable given the long-established secretiveness of Bektashi religious doctrine in both Albania and in Turkey. Yet this has led to an impediment of sorts to the continuation of the order; for if even the broadest beliefs of the Bektashi Order are veiled away from non-initiates, how can one expect for any Bektashi identity to be passed on to future generations, especially in America where the pressure to assimilate is inescapable. If Bektashi has evolved into an ethno-religious label, then what does it mean then to be Bektashi if one has no idea of what that means? Outside of the infrequent contacts with Turkish Bektashis, the Teqe has remained a center for an exclusively Albanian spirituality. In the history of the Teqe there have been no American converts to Bektashism and though outside visitors have been welcomed in the past, only a few developed long-lasting relationships with the community. The reluctance to reach out to the greater American public has made the American-Albanian Bektashi community insular and, to an extent, static, verging on decline. It is the opinion of this writer that if no effort is made in the coming years to reach out the deeply assimilated younger generation of AlbanianAmerican Bektashis in order to encourage them to take up the long-held traditions of their forefathers, coupled with a willingness to expand the ethnic boundary of membership beyond Albanian-ness, that the life of the Teqe will rapidly grow fainter. Before moving on it is imperative at this point to mention the work of Prof. Frances Trix and its relation to the Teqe. Not only has Prof. Trix chosen The First Albanian American Bektashi Monastery and its celebrated baba as a subject of academic study, but she developed a long and intimate relationship with the community that stretches back to the 1970s. Her book Spiritual Discourse: Learning with an Islamic Master was the first work to be published dealing exclusively with Baba Rexheb and his teaching methods, and it achieved widespread appreciation from both academia and the general public. In the course of her long relationship with Baba Rexheb, Prof. Trix recorded countless hours of dialogue, conversation, and instruction with him. Her future plans to produce a book on the wisdom and teachings of Baba Rexheb generated from these exchanges will certainly only increase the interest in Bektashism among spiritual seekers in the broader American public. All the same there has been growing interest in Bektashism among non-Albanian Americans that has come about as a result of the widespread interest in Sufism in both academic and popular circles. In 2003 an American convert to Islam, Ashik Huso, launched a multilingual website (www.bektashi.net) exclusively dedicated to information on the Bektashi Order.75 In the early 1990s Ashik Huso regularly paid visits Baba Rexheb and had spent time in
75

Several key Bektashi texts are currently planned to be released to the English-speaking public. The famed Vilayetname of Haji Bektash Veli has been translated by Ashik Huso into English and is awaiting publication. In addition, the Risalat ul-Ahmadiyyah of Ahmed Sirri Dede is currently being translated into English by Ashik Huso and Muhammed al-Ahari. Plans to make a complete translation of Baba Rexhebs Mysticizma Islame dhe Bektashizme are currently underway.

614

1997 with Baba Tahir Emini of the Harabati Tekke in Macedonia. He has recently established warm relations with Ilhami Baba and his community in Ankara, where one dervish of American origin is already active. One of www.bektashi.nets more valuable features is that the virtually inaccessible writings of Baba Rexheb have been made available to a wider audience and this has sparked considerable interest in Bektashism among Muslims and non-Muslims. The prospect for the increase in learning about Bektashism among the sizable Muslim community in the United States is highly likely given the post-9/11 shifting of outlook away from anti-Sufi fundamentalism toward more traditional, moderate and even liberal interpretations of Islam. Through contact with www.bektashi.net a considerable number of individuals of a variety of backgrounds and geographical locations have expressed serious interest in the Bektashi Path. Interest in Bektashi mysticism among spiritual seekers in North America and Western Europe partially stems from its own reputation. There is scarcely a book on Sufism or Sufi history that does not make mention of the Bektashi Order and its perceived liberality, tolerance, and heterodoxy. This unprompted advertisement will certainly bring about the spread of Bektashism in North America beyond the Albanian-American community. As this interest in the Bektashi Order takes root among the American populace, the Teqe of Taylor, Michigan will be faced with the challenge of defining itself as an ethnically-exclusive social club or as a spiritual institution that will rise to meet the needs of a wider Bektashi community. I firmly believe the latter to be completely consistent with both the universal nature of Bektashism as well as the vision of the Teqes originator, Baba Rexheb. It is apparent that Baba Rexheb visualized a future for Bektashism in America given that he made an effort to present English-language material to the public with the bilingual Zri i Bektashizms and permitted the partial translation of his Mysticizma Islame dhe Bektashizme. But nothing can be clearer in this regard than his words stated on the 10th anniversary of the founding of the Teqe in May of 1964,
The doors of Bektashi Tekkes were always open for all men, Albanian or foreign without distinction of religion, color, race or social class. The House of Haji Bektash is the house for all men, said Naim Frashri. This is the tradition that is being followed by our Tekke, which keeps its doors open for all. And following the way of Haji Bektash, it always preaches peace, love and brotherhood among all Albanians and all people.

5
While on the Road I dared to tread There came a saintly man. He pointed out the way for me, And took my friendless hand. Who is that one, I asked myself To which a voice did answer, A hero you have found indeed! A Saint, a Shaykh, a Master! In Allahs Month he came to be, With Sultan on the throne. But soon that would be toppled down For winds of change had blown. His uncle took him by the hand And showed him to the Way The Shah of Khorasan did smile Upon that gracious day.

615

For years he noted down the words, The tekke true attended All those who sought the source of Peace, Their broken ways were mended. Then came one day a red wind bloody And proclaimed itself a god. A hundred heroes met their fate With no more than wink and nod. That man of God from Gjirokastr Refused to change his name And with permission from his murshid He left them to their game. In Musas land he found himself A servant to a Secret. And increased he on the dervish path With taj and haidariyyah. A sisters call had beckoned him To leave the hallowed cave. And from the Nile he did move west Where bigger plans Wed laid. His heart he made with brick and Stone And lovers gathered round. The Path of Hajji Bektash Veli In America was found. To my surprise I saw myself In a place where none dared stand And gathered round me were the twelve In candle-lit meydan. That man of God from Gjirokastr Who took my weary hand Pressed to my lips the drink of life With twelve did form a band. The Kirkbudak soon did inflame And dem began to flow For all the pain of this dear life I couldnt let it go. Look! O Baba Rexheb Ferdi Your glance has set me free! For this poor Ashik Huso found That your hand held the key!

Bibliography CLAYER, Nathalie L'Albanie, pays des derviches. Les ordres mystiques musulmans en Albanie l'poque post-ottomane (1912-1967), Berlin-Wiesbaden, Otto Harrassowitz, 1990. _____, Bektachisme et nationalisme albanais, in A. Popovi et G. Veinstein (eds.), Bektachiyya. Etudes sur l'ordre mystique des Bektachis et les groupes relevant de Hadji Bektach, Istanbul,
Isis, 1995, p. 277-308. BAYRAKTARI, Cemal, The First American Bektashi Tekke in The Turkish Studies Association Bulletin. 9/1, March 1995 (trns. Grace Smith), p. 21-24.

616

DI SAN SAVINO, F.J. La Politica dellItalian in Albania nelle testimonianze del Luogotenente del Re. Bologna Capelli, 1965 GLEK, Ali Duran "Anadolu ve Balkanlardaki Alevi-Bektai Dergahlari (tekke, zaviye ve trbeler)." in Hac Bekta Veli Aratrma Dergisi, say:16, ki 2000 FISCHER, Bernard J., Albania at War, 1939-1945. Purdue University Press, 1999 HASLUCK, Fredrick William, Geographical distribution of the Bektashi in Annals of the British School in Athens, Athens; 21, 1914-1916, p. 84-124 _____, Christianity and Islam under the Sultans (ed. Margaret Hasluck), 2 vol, Clarendon, Oxford 1929 KALESHI, Hasan, Islam, Jugoslawien, Kosova. Baba Kazim, Oberhaupt der Bektashi-Derwiche in Djakovica. Gttingen, Inst. Fur den Wi. Film, 1980. KALLAJXHI, Xhevat, Bektashizmi dhe teqe shqiptar nAmerik. Detroit, 1964. KORCA, Mergim, Rexhebi dhe mistika e Tij Bektashiane: Mbshtetja shpirtrore nga Nn Tereza edhe Padre Pio. http://www.albanovaonline.com/mkorca/babarexhebi (accessed July, 2005) REXHEBI, Baba, Misticizma Islame dhe Bektashizme. Waldon Press, New York, 1970. _____, The Mysticism of Islam and Bektashism. Dragotti, Naples, 1984. SIRRI, Ahmed (Baba), Al-Rislah al-Ahmadyyah f Tarkh al-Alyya al-Baktshiyya bi Misr alMahrsa. Cairo, 1939. SKENDI, Stavro, The Albanian national awakening, 1878-1912. Princeton University Press, Princeton, 1967. TRIX, Frances, Albanians in Michigan: A Proud People of Southeast Europe. Peoples of Michigan Series, East Lansing, Michigan State University Press, 2001. _____, Spiritual Discourse: Learning with an Islamic Master, Philadelphia, University of Pennsylvania Press, 1993 _____, Blessing Cars: A Classic Sufi Play on Ritual in Immigrant America, in Journal of Ritual Studies, 1997; vol.10, no.2, pp.109-130. _____, When Christians Became Dervishes. Affirming Albanian Muslim-Christan Unity through Discourse. in The Muslim World, 85/3, 4 Hartford, July-Oct. 1995, pp. 280-294. _____, The Resurfacing of Islam in Albania," in The East European Quarterly, 1995, vol. XXVIII, no.4, pp.533-549. _____, Bektashi Tekke & Sunni Mosque of Albanian Muslims in America, in Yvonne Haddad, Jane Smith (eds.). Muslim Communities in North America, Albany, State University of New York Press, 1994, pp. 359-380.

Bidirinin Trke zeti


Bektailik tarihini bilenler iin Detroit'teki Bektai tekkesinin kazand yksek derecedeki poplerlik srpriz deildir. Baba Rexheb tarafndan 1954 ylnda kurulan tekke ArnavutAmerikallarn hayatnda nemli bir yer kazanmaya balamtr. Ancak Baba Rexheb'in hayat, retisi ve baarlar konusunda ok az bilgiye sahip bulunmaktayz. Amerikallar yannda Arnavut asll Amerikallarn ikinci ve nc nesli arasnda Bektailie canl bir ilginin varlndan sz edebiliriz. Bu Kuzey Amerika' da Bektai varlnn gelieceinin nemli bir gstergesidir. Bu tebli sosyal kontekste Detroit tekkesinin tarihi ve kurucusu Baba Rexheb'in hayat ve eserlerini inceleyecektir. Ayrca bu tebli Kuzey Amerika' daki Bektai topluluunun sorunlarn ve gnmzde gelimesi iin sarfedilen abalar da tartacaktr.

617

Mzakere
zgr SAVAI* Efendim, sayn bakan benden keramet arz etmemi istiyor. Ama bu maalesef mmkn deil. Ben, tariki nazeninin sadece bir talibiyim. nancm metodolojik, terminolojik ve didaktik adan ele almaya alyorum. Ama bu kez kendi adma konuuyorum. Mzakeresini yapacam tebliin konusu hakknda fakirin yeteri kadar bilgi birikimi yoktur. Sanrm bu gzel, yararl ve cumhuriyet tarihinde ilk kez vuku bulan sempozyumu dzenleyen meslektalarm, grev yerimin corafyasndan hareketle fakiri bu greve layk grdler. Hak Erenlerin himmetiyle inallah onlar mahcup etmeyeceim. Hazr sz sras fakirdeyken sempozyum hakknda bir iki cmle sarf etmek iin izin isteyeceim. Sempozyum grev yerleri bakmndan birbirlerine ok uzak olan akademisyenleri ki, bunlar birbirlerini daha nceden cemal cemale de tanmayanlar var aralarnda- bir araya getirmitir. nternetin sanal ortamndan, sanal dnyasndan geri bir ksmmz birbirimizi tanyor idik ama iki gndr artk reel dnyada da cemal cemale tanma tanma frsat bulduk, gzellikler yaadk. rnein yanmda oturan al-Ahari benim sadece yol kardeim deil, ayn zamanda oda arkadam. Ayn oday paylayoruz sempozyum boyunca. Byle de gzelliklerimiz oldu efendim. Bu yzden bize bu olana salayan Sleyman Demirel niversitesine, rektrnden en aa kademedeki hizmetlisine kadar hepsine tmden Bektai diliyle Ak Olsun diyorum. Efendim, sempozyum d sohbetlerin birinde bir dostumuz fakire hafif sitem de kokan bir soru yneltmiti: Hocam yahu hep Anadolu Aleviliinden sz ediliyor. Bunun Trakyas, Balkanlar yok mu? diye. te bugn leden sonra sunulan tebliler bu soruya en gzel cevab vermi oldu: Evet, var. Arnavutluktan Bosnaya Yunanistandan ta Kuzey Amerikaya kadar Bektailik var. Bu sunulan tebliler, ierii ne olursa olsun dolayl olarak ayrca Bektailiin, Aleviliin evrensel zelliini de vurguluyorlar. Bugn leden nceki mzakereci meslektam sayn Cemal Tosunun da iaret ettii gibi yukardaki listeye Almanyadaki Alevilii de daha dorusu Avrupadaki Alevilii de ekleyebiliriz. Bu balamda bir terimin tartlmas, gerekiyorsa yeniden tanmlanmas gerektiine dikkat ekmek istiyorum. Bu terimin ad, Anadolu Alevilii yada Anadolu Bektailii. Bu terim, neyi ifade ediyor? yada, neyi ifade etmeli? Anadolu dndaki Bektailie, Alevilie ne ad vermemiz gerekiyor? Anadolu Bektailii yada Anadolu Alevilii, Anadoluya zg bir Alevilik yada Bektailik midir? yoksa bundan kastedilen Anadoludaki Alevilik midir? Yani Almancasyla sylemek gerekirse, Anatolies Aleviten tonmudur? yada Alevitenton in Anatolianmdr? Yoksa sevgili kardeim ve sempozyum boyunca da birlikte olduumuz, al-Aharinin tebliinden de anlald zere yada anlalaca zere, Alevilii Bektailii sadece Anadoluya zg nitelersek, bu iki gzel ismi belli kar gruplarnn suistimaline terk etmi olmaz myz. Bu soruyu kendimize sormamz gerekiyor. Bunun rneklerine rnein grev yaptm lke olan Almanyada bol bol rastlyoruz. rnein Amerikadaki Shriners -ki onlara trbeciler diyebiliriz- Hazreti Hnkarn Arap kkenli olduunu iddia ederlerken, Almanyadaki kendilerinin Alevilii temsil ettiini iddia eden kurumlar Aleviliin slam d olduunu, Hz Alisiz bir Aleviliin olabileceini iddia etmektedirler. nsann aklna amiyane deyimiyle yalandan kim lm ki cmlesi geliyor. Sevgili Emin Leli kardeimin
*

Do.Dr., Mnih niversitesi, Mnih/ALMANYA

618

tebliinde dile getirilen grlerin tmne katlmayabilirsiniz, katlmayabiliriz. Bu ve bu trden teblilerin, anlama ve alglama ltlerinden hareketle deerlendirilmeleri gerekir. nk bir rnek vermek gerekirse, Osmanlnn ve Trkn Anadoluda alglan farkldr, Trakyada farkldr, Balkanlarda farkldr, Avrupada farkldr, Amerikada farkldr. Tebli, bu alglan olgusunu kavramamz bakmndan nemlidir. Anlama ve alglama konusu, sanyorum bu sempozyumun ana konularndan, ana sorunlarndan birisi. Bu konuda biraz sonraki deerlendirme oturumunda da birka sz sarf etmek istiyorum. Szlerimi sempozyum erevesinde fakirin ahit olduu kk bir ho olayla ve bir sorunla balamak istiyorum. Kervansaraydaki akam yemeinde Baba Mundi, akir Keeli baba erenlerimle tercman araclyla sohbet ederken bir ara Baba Mundi Tark-i Nazenin ifadesini kulland ki onu hepimiz anladk. Fakirin Arnavutas olmamasna ramen Tark-i Nazenin kelimesini anladk. Fakat tercmanln yapan kardeimiz bu terimi tercme etmekte zorland. akir Keeli baba erenler de dedi ki: Kzm bunu tercme etmene gerek yok. Bunu herkes anlar. te Anadolu, Trakya yada Trkiye dndaki Bektailik konusundaki incelemeler dolayl olarak bizlere Bektailiin, Aleviliin ana kavramlarn, temel kavramlarn da ortaya karmamzda, saptamamzda metodolojik olarak da yardmc olacaktr. Bu son derece nemli bir olaydr. nk bir sistemin, ad ne olursa olsun, inan sistemi olsun yada baka bir sistemin, ne olduunu yada ne olmadn suistimallere kar korumak iin, o sistemin ana kavramlarnn ne olduunu saptamamz gerekiyor. Yani ite teblilerden birinde grdk: Bektaiyim demekle Bektai olunmuyor. Her sistemin olmazsa olmazlar var. Bu terminoloji konusunu fakir bu adan ok nemsiyor. Szlerimi bu ekilde noktalayaym. Zaten zaman bir hayli ilerledi. Dinlediiniz iin teekkr ederim.

619

D E E R L E N D R ME O T U R U M U
Bakan Prof.Dr. Ethem Ruhi FILALI Prof.Dr. Ahmet Yaar OCAK Prof. Dr. Hasan ONAT Prof. Dr. Mustafa KARA Do. Dr. zgr SAVAI Dursun GMOLU Veliyyettin ULUSOY Prof. Dr. M. Saffet SARIKAYA

621

Ethem Ruhi Flal


ok Deerli Dostlar, hepinizi tekrar buradaki ok muhterem zevat adna saygyla selamlyorum. Ve iki buuk gndr bize ok farkl bir ortam ierisinde fevkalde zevkli nemli ve pek ok konuda tartmaya ak bir fikir ziyafeti sunduklar iin bata Sleyman Demirel niversitesinin ok gen ve deerli Rektr Prof.Dr. Metin Ltfi Baydar olmak zere lahiyat Fakltesinin sevgili Dekan Prof. Dr. Ekrem Sarkolu Beye Sempozyum Yrtcs Prof.Dr. Saffet Sarkaya Beye ve emei geen herkese ben ahsen ok teekkr ediyorum. Bu toplant pek ok adan nemli birka defa dile getirildi Trkiyede muhtelif vakflar ya da teekkller Alevilik Bektailikle alakal bugne kadar bir ok toplant tertip ettiler. Ama ilk defa bir niversite, akademik bir kurum Alevilik Bektailik konusunda bir bilimsel toplanty tertip etti. Bu toplantnn belki ilk oluunun getirdii yada dardan insanlarn ok farkl kanallardan gelii dolaysyla programn tertibinde oluturulmasnda seksiyonlarn ayrlmasnda bir takm eksiklikler olabilir. Ama her eye ramen aramba gn leden sonradan itibaren u saate karadar da mmkn olduunca bu salondan ayrlmadan dier salon da dahil mzakerelerin hepsini takip etmeye altm. Ve grdm ki 1970li yllardan bu yana ok byk mesafelr alnm, hatta 80lerden, 90lardan bu yana ok byk mesafeler alnm ve bu gn byle bir noktaya gelinmitir. Ben Sempozyumun deerlendirilmesiyle ilgili grlerimi en sonda ifade etmek kaydyla sz nce bu sahann ve zellikle Snnilik d slam topluluklar ve cemaatlarla alakal, tarikatlarla alakal almalaryla yalnz lkemizde deil uluslar aras camiada da isim yapm, ok deerli arkadam Ahmet Yaar Ocak beyefendiye, terminoloji konusunda pek ok eyde anlaamasak bile onun ilmini takdir ederek ilk sz ona brakmak istiyorum.

623

Ahmet Yaar OCAK


Sayn ok deerli meslektam, abim Ethem Ruhi Flal hocann sempozyum hakkndaki deerlendirmesine btnyle katlyorum. SD Rektrlne, lahiyat Fakltesi dekanlna ve bu sempozyum iin uraan btn meslektalara ve grevlilerine ben de candan teekkr ediyorum. Benim syleyeceklerim ok fazla deil, yalnz ben bu sempozyumdan beklentilerimin ne olduunu ksaca ifade etmek isterim. O da u: Bu tr toplantlar Trkiyede o kadar sk yaplmyor, zellikle bir niversite tarafndan resmen byle bir toplantnn dzenlenmesi de Trkiyenin gemii dnlrse pek o kadar kolay bir i deil; fakat bu baarlm, bence hakikaten tebrike deer bir ey bu. Bu bir bilimsel toplant idi; fakat bence sanki biraz kongreye benzedi. nk iki tane ayr salonda bildiriler sunuldu. Ben ahsen bu bildirileri takip etmek konusunda biraz zorlandm -ordan oraya kouturmak suretiyle-. Ama sonuta her halkarda, gerekten enteresan bildiriler dinledik, ok deerli meslektalarla yzyze grtk, konutuk, baz fikirleri tarttk. Bundan ben ahsen ok yararlandm samimi olarak ifade etmek isterim; fakat bir husus dikkatimi ekti, o da u: Gerek Alevi-Bektai kesiminden bildiri sunan deerli canlar ve dostlar, gerekse onun dndaki kesimden bildiri sunanlar, gerek bildirilerinin sunu srasnda, gerekse daha sonraki deerlendirmelerde veya mzakerelerde, benim bugne kadar kaybolmasn mit ettiim baz satr aralarnda bir takm eyler ortaya kt, keke bunlar kmasayd. Ama bu normaldir, Trkiyenin bu gei srecinde bu tr eylerin satr aralarnda da olsa ifade edilmesini biraz doal karlamak gerekir. Benim temennim bunlarn ileride yava yava kalkm olmas. Bilhassa u noktay ben zellikle zlem duyarak burada bildirmek istiyorum: Gerek Snni kkenli olan meslektalar gerekse Alevi-Bektai kkenli olan deerli dostlar, artk bir savunma psikolojisiyle bildiri sunmamallar bundan sonra. Gelecee ynelik olarak bizim ne gibi projelerimiz olmal, ne gibi bir perspektifimiz veya perspektiflerimiz olmal, bunlar zerinde bildiri sunmalyz. Tabi gemiin deerlendirilmesi son derece nemli bir ey ama orada kalmamal. Aradan yllar geiyor, hangimizin ne kadar yaayaca belli deil ve Trkiyenin acaba bu tr sorunlarn ok uzun sreli tartlmasna tahamml olacak m, olmayacak m bu da pek belli deil. O itibarla bana gre elden geldiince en ksa zamanda ilk gn de bildirimi sunarken de belirtmeye altm gibi, artk Snni Alevi-Bektai reflekslerini bir kenara brakp, Trk toplumu olarak geleceimize ynelik beraberce neler yapabiliriz, tarihin nmze koyduu meselelerdeki yanllar nasl dzeltebiliriz bunlarn iinden kma yollarn aramalyz. Ben mit ediyorum ki; bundan sonraki toplantlarda ok daha yapc ve gelecee ynelik perspektifler ieren bildirilerle sizlerin karsna karz. Teekkr ediyorum

624

Hasan ONAT
Ben Ahmet Yaar Ocak hocamn brakt yerden alaym. Efendim, Hac Bekta Velinin o nl sz birka defa da getii zere ilimden gidilmeyen yolun sonu karanlktr. Bunun bu sempozyum asndan arz ettii ok ciddi bir anlam ve nemi vardr. Artk Trkiyede Alevilik meselesi, Bektailik meselesi, mezhep, tarikat meselesi taraf olanlar yada kar olanlar asndan kabul nitelii tama durumundan kt. ok nemli bir ey. Yani bu sempozyumda aralarda yaplan sohbetlere yle kulak astmzda u kyor karmza. Bu ilahiyat hocalar bize kt tantlmt ama hite yle deilmi; ya da Korkuyorduk ama buradaki bu scak ortam Trkiyenin gelecei hakknda bize mit verdi. Bunlar benim bizzat duyduum ifadeler. Bunun anlam u: Trk toplumunu birbirinden uzaklatran, ciddi manada cehalettir. Basit insanlarn basit karlardr. Dinin, mezhebin, tarikatn, merebin bu dorultuda basit insanlarn basit karlarna feda edilmesi hadisesidir. Biz eer kendi deerlerimize sahip karsak ve toplumdaki ortak payday grebilirsek sanyorum gelecee daha salkl bir ekilde bakma imkanna kavuacaz. Daha da tesi sinerji oluturma ansmz olacak. Kylerde daha ok kavgalar kn olur. Bunun sebebi nedir biliyor musunuz? Yazn bu kadar cann diine takarak alan inanlar, kn isiz, gsz kalrlar. siz kalan insanlarn da enerjileri var. Onu bir ekilde tketecekler. Birbirleriyle uraarak, dedikodu yaparak kavga ederek onu tketirler. Aslnda Trkiyenin sorununu da bu izah ediyor sanyorum. Yani tketmeye altk. Yaratc yeteneklerimizi ihmal ettik ve birbirimizle urayoruz. Oysa biraz birbirimize ilgi gsterip tandmz zaman Alevinin Snniden, Snninin Aleviden ok ta bir farknn olmadn grebiliriz. Bizim temel ortak paydalarmz var. Binlerce asrlk bir gemiten gelen milli ortak paydalarmz var, on drt asrlk slam ile gelen temel kkl ortak paydalarmz var. Bu ortak paydalar ne mezhebe, ne tarikata, ne de baka bir eye feda etme ansna sahip deiliz. Byle bir lksmz yok. nk eer bu ortak paydalar grmezlikten gelirsek kreselleme anaforunda ayakta kalma ansmz asla olmayacaktr. nk kreselleme asit gibi gerekten paralyor, datyor ve sizi siz olmaktan kartyor. Ama biz temel ortak paydalar yakalayp sinerji oluturabilirsek bu bize yeni ufuklar anlamna gelecektir. Yeni ufuklar aslnda tm insanln muhta olduu yeni bir medeniyet demektir. Bu gn Bat uygarlnn baak deerleri gzmzn nnde Irakta yok ediliyor. Irakta demokrasi mi var, hukukun stnl m var laiklik mi, insan haklar m var? Ama Irakta oradaki Trkmenlere yaplan ok ciddi bir katliam var. stelikte soykrm olarak nitelendirilebilecek bir nitelikte. Peki bu yksek insanlk eerlerine ilgisiz mi kalacaz. Hayr. Bunun bize syledii bir mesaj var. Biz son asrlk tarihimizde ilk defa Bat uygarlyla, Bat kltryle, Bat insanyla iten, zden yekten kemikten birleme ansn bulduk. Bu ans iyi deerlendirmek zorundayz. Bu ans hem Baty top yekun reddedenlere kar, hem de Batya top yekun teslim olanlara kar bir anlamda dur demektir. Bu ans birbirimizi tanyarak yeniden kendimize ynelerek, enerjimizi, gcmz daha ileri noktalara tama ansdr. Efendim, koan insanlar, birbirleriyle uraacak vakit bulamazlar. Koan insanlar hedefi belirlemilerdir. Oraya doru giderler. yle ise biz de komaya balayacaz. Onu yaparken de deerlerimizi evrensel lekte yeniden retme mecburiyetindeyiz. nk btn insanln bizim

625

reteceimiz deerlere ihtiyac var. Btn insanln yeni bir insan anlayna, yeni bir bilim ve teknoloji anlayna, yeni bir uygarlk anlayna ihtiyac vardr. Bunun iin ok uzaklara gitmeye gerek yok. Hac Bekta Velinin dncelerinde bunlar bulabilirsiniz. Biraz daha ileri gidin. Trk dnyasnn yetitirdii en byk kafalardan birisi Maturidiye gidin. O kk hcreleri orada bulabileceksiniz. Bize den bu kk hcreleri gnmze getirip Batnn birikimini iyi alglayarak yeniden bu kk hcreler zerinde, yeni bir dirilii salamaktr. Trkiyenin u andaki konumu bir zamanlar Endlsn konumuna benziyor. Bat uygarl ve en nemlisi de bat kafas, Endlste Mslmanlarn birikimiyle olutu. Rnesans ve reform eer Mslmanlar olmasayd, slam kltr olmasayd olmazd. Batnn rettii demokrasi de olmazd, laiklik de olmazd. Btnyle felsefe hi olmazd. Felsefedeki Mslman halkas grmezlikten gelinir amma o bizim eserimiz. u anda Trkiye tpk Endls gibi, Bat uygarlnn rettii deerler ile Mslmanln zndeki kk hcrelerin bulumas noktas. Biraz sanclarmzn bykl buradan geliyor ite. Bu sanclar yeni bir uygarln mayalanma sanclar olarak okunabilir. Ve diyorum ki gelin hep birlikte farkllklar zenginlik olarak grmeyi baaralm. Bunun yolu ortak paydadan geer. Ortak payday iyi anlamaktan geer. Teekkr ediyorum efendim.

626

Mustafa KARA
Bendeniz de sizleri bir panayra gtreyim. Biraz nce bir panayr seyrettik. Aslnda sempozyumlarda biraz panayra benzer. Herkes oradan bir eyler alr. Kimisi oyun oynar, kimisi gre tutar. Kimisi ay, kimisi kahve ier. Herkes kendine gre nasiplenir. Mehur bir sz var. Herkes denizden elindeki kap kadar su alabilir. Dolaysyla bu sempozyum denizinden ben deniz de istifade ettim. Rizeli olduuma gre en az istifade edenlerdenim. Mutlaka siz daha ok istifade ettiniz. Dolaysyla mteekkiriz aranlara, davet edenlere, konuanlara, tebli sunanlara, teklif edenlere btn bu Tlere mteekkiriz. Ama bir Tyi unutmamak lazm. Bunu ilk defa grdm ve tandm. TBTAK. Bu messeseyi ilk defa byle bir toplantda grdk. Bilmiyorum burada bir temsilcisi var m? Bu anlamda TBTAKa teekkr ediyoruz. Ayrca TBTAK ile diyalog kuran dostlarmza, tertip heyetindeki dostlarmza zellikle teekkr ediyorum. Bir de bu tertip heyetinin grnmeyen bir heyeti var. Mutfakta alan gen kardelerimiz var. Bu ieyi, bu suyu buraya getiren canlara kadar hepsine kranlarm arz ediyorum. Daha gzel toplantlarda bulumak zere hepinize sayglarm sunuyorum.

627

zgr SAVAI
Efendim, ben tebdili mekan yaptm. nk koltuk alkanlk yapabilir diye. nk makam ve mevki peinde deiliz, o bakmdan. Daha nceki konuan hocalarma katlmamak elde deil. Gerekten kopya ekerek konumaya devam edeyim. nemli bulduum bir hususa ksaca deinerek sz benden sonraki konumaclara brakmak istiyorum. Efendim, sempozyumumuz Bektai Tekkelerinin 1826da Kapatlmasn Anlamak teblii ile balad diyebiliriz. Bu, fakirin nazarnda sempozyumun ana anahtar kavramlarndan birisi idi. Biz, teki diye kimi nitelersek niteleyelim, tekini doru anlayabilmemiz iin, onu doru alglamamz gerekiyor. Doru alglayabilmemiz iin de teki dediimiz her ne ise onu olduu gibi kabul etmemiz gerekiyor. te zenginliimizi bu ekilde ancak fark edebiliriz. Bu ekilde koruyabiliriz, fark bu ekilde fark edebiliriz. Yoksa teki dediimizi kendimize benzetmeye kalkarsak, mono kltr dediimiz dikensiz gl bahesi yaratmaya kalkarsak, bu, bizi olmadk istenmedik yerlere gtrebilir. nk diken olmasayd gln deeri anlalmazd. Burada kimin diken kimin gl olduu hi nemli deil. Zenginlik, birbirimizi ne kadar ok tanrsak, bu trden sempozyumlar, bu trden birliktelikleri, bu trden gzellik retimlerini ne kadar ok ne kadar sklkla yaparsak o kadar ok olur. Zenginlik, eniyi muhafaza etmekle mmkn olur, diyorum. Sz benden sonraki konumac arkadalarma brakyorum.

628

Dursun GMOLU
ncelikle pek ok konumaclar ltfedip nemli konulara deindiler ama yine de bir kez daha deerlendirme toplants olmas asndan sylemekte fayda olduunu dndm bir dnceyi izah etmeye alaym. Bugne kadar belli bir izgi, bir slam anlay var. Bu kalba uyarsa yani be vakit namazn klyor, Ramazanda otuz gn orucunu tutuyor, hac farizasn yerine getiriyorsa Mslmandr, bunun dnda kalyorsa deildir, gibi en azndan bir bak as veya baka trl olursa yanl olur gibi bir anlam kacak bak alar vardr. imdi ilk defa bir kere Diyanet leri Bakan Yardmclsya Sempozyumun ilk gn akam epeyce beraber olduk uzun uzun sohbet etme imkanmz oldu. Yani devlet nazarnda Aleviliin ve Bektailiin Mslmanln slamn bir yorumu olarak kabul edildiini grdk. Eer st kimlik asndan ayn Allaha inanyorsa, ayn peygambere inanyorsa, ayn Kurna inanyorsa bunlar zaten bir insann Mslman olmas iin yeterli bir nedendir. Ondan sonraki farizalar u veya bu ekilde yerine getirmek kiinin kiisel olarak Allaha kar olan borcudur. Biri be vakit namazn klyorsa yerden ge kadar tm kalbim ile ona saygm var. Ama fakire gre fakir kendimi halka namaz kldm zaman kendimi daha mutlu hissediyorum. Mridimin karsnda halka namaz, yani hacda klnan namaz gibi namaz kldm zaman kendimi Hakka daha layk hissediyorum. Msaade edin bunun sevab veya gnah fakire ait olsun. Bunun hesabn yarn Cenab- Hakkn huzurunda vermeye hazrm. Fakirlerle gittik, namaz da kldk, Cuma namazlarna da gittik, hibir bayram namazn karmam ve bayram namazlarnda safn en gerisinde dururum. nk Bektailik bize bunu retti. Tekrardan toparlamak gerekirse ncelikle tannd slamn bir yorumu ayn ekilde onunla ayn ortak paydada bulunduunun devlet tarafndan kabul edilmesi ve bu iin akademik bir seviyeye kmas Bektailii de saf, tertemiz ama bilgi noksanl da hat safhada olan pek ok Aleviyi de son derece mutlu etmitir, mutlu edecektir. Tarihi bir gndr bu gn. kinci bir konu buralarda boluklar braktmz zaman birilerinin eline malzeme veriyoruz. Alevilik ve Bektailik slamn iindedir. Bunun dndaki bir eyleri asla kabul etmiyoruz ama biri byle dieri yle yorumlayabilir. Hi itirazm yok. Bu ayr bir ey. Ve Trkiyenin asli unsurudur. Trkiyede esas unsurdur. Aznlk falan deildir. Gerekirse lkemizin milli birlik ve btnl iin, ordumuzun, devletimizin emrinde her zaman savamaya mecburuz baka da aremiz yok. Bir nce hocamn da lutfettii ekilde Irakn durumunu gryorsunuz. Bektailik insan- kamil mektebidir. Her giren insan- kamil olur mu? O, kiinin kendi sorunudur. Yce olan yolun kendisidir. Bu sebeple Yunus Emre da ne kadar yce olursa olsun yol stnden aar geer diyor. Yolcuda ise kusurlar olabilir. Siyasete, devlete nasl bakar Bektailik, Alevilik; lkesinin milli birlik ve btnl namusudur. Atatrk ilke ve inklaplar namusudur. Ordusu, Trk silahl kuvvetleri pir emanetidir ona gre. nk yenieri ocan Hz. Pir kurmutur. Bu konuda deerli hocalarmn aratrmalar var ama yenieriliin ortadan kaldrlmas parantez iine alnmal, bu konu vaka-i hayriyye midir, erriyye midir meselesi tekrar deerlendirilmeli bunu gemii yarglamak iin deil gemiten ders kartp bugn ayn hatay yapmamak asndandr. Bu nedenle ordumuzun aleyhine sylenecek en ufak bir sze tahamml edemiyorum. Hatalar olabilir. Ksknlk olabilir ama bunu bir aabeyin ksknlne benzetiyorum bu gn kser gn sonra barrz. Ama o ailenin iidir. Bu nedenle karde kardei yarn banda bulur derler. Bu nedenle ordumuzu, devletimizi ypratmayalm. Milli birlik btnlmze sonuna kadar sahip kalm. Bu gn Avrupa

629

bizim birlik btnlmz bozmak iin hecelerin stnde alyorlar. Alevilik ve Bektailik konusunda da ak kaplar brakrsak ileirde devletimizin bana PKK gibi hepimizin ailelerinden ehit verdiimiz noktalara gelinmemesi iin bu sempozyum tarihi bir neme sahiptir. Sz fazla uzatmak istemiyorum. Msaade ederseniz Dede Korkuttan hafzamda olan bir eyi nakletmek istiyorum:
Kz anadan grmezse t almaz. Oul atadan grmezse soya ekmez. Oul da neylesn baba lp mal kalmazsa Baba da neylesn bata devlet olmazsa.

Yine Yunus Emreden bir drtlk ile bitirmek istiyorum:


Gelin tan olalm. i kolay klalm. Sevelim sevilelim. Dnya kimseye kalmaz.

630

Veliyettin ULUSOY*
Alevilik Bektailik zerine Aratrmalar Tarihimiz, insanolunun kiisel ve toplumsal yaantsna yn veren byk kiilerin says ve nitelii bakmndan olduka zengindir. Bilim, sanat, felsefe ve ahlak dallarnda insanln ycelmesi amacyla arlk koymu dnrler, amzdaki aratrmaclarn eildikleri konularn banda gelmektedir. Hnkar Hac Bekta Veli, ktlkleri kaynanda kurutan, gnlden gnle sevgi balarna dayal, kkl bir ahlak sistemi iinde insanlar mutlu klan hmanist felsefesiyle bu ulu kiilerin en byklerinden biridir. Hac Bekta Veli'yi bakalarndan ayran en dikkat ekici zellik, at rda yedi yzyl sonrasnn insanlarn yrtmesi, etkinliini ve canlln srdrmesidir. O'nun ruhlarn derinliine inen, orada filizlenip glenen felsefesi, bu gnn insannn gnlk yaantsnda bir toplum inanc grnmndedir. nsann manevi dnyasnda ycelen sosyal yaant kavram amzdaki dinamizmini Hac Bekta Veli'nin felsefesinden almaktadr. nan ve gelenek zincirinin kopmadan alar am olmas nedeniyledir ki, Trkiyemizde yirmi milyonu aan bir topluluun insanlk anlay, Hac Bekta Veli'de simgelenmektedir. Hac Bekta Veli'nin kiiliinin ve felsefesinin bilimsel ynde yaplacak aratrmalardaki nemi ortadadr. Osmanl mparatorluunun egemen olduu, bu gn Trkiye Cumhuriyeti snrlar dnda kalm lkelerde, zellikle; Arnavutluk, Bulgaristan, Romanya, Yunanistan ve eski Yugoslavya topraklarndaki slam dinine bal halkn byk ounluunu Bektailer oluturmaktadr. Bu nedenle szn ettiimiz konu zerinde yaplacak aratrmalarn yurt dnda da ilgi ile izlenecei kukusuzdur. Bu gne kadar, Hac Bekta Veli ile ilgili kitaplar, makaleler yaynlanm, konumalar yaplmtr. znt ile belirtmek. gerekir ki, bunlarn iinde, bilimsel aratrmalara dayal olanlar sanldndan ok daha azdr. Hac Bekta Veli ile kyaslanamayacak, dili, kiilii, gr as itibariyle tarihin derinliklerinde statik bir tortu olarak kalm, milli benliimizle ve toplumla kaynamam kiiler iin yzlerce kitap yaynlanmakta, aratrmalar yaplmakta, trenler dzenlenmektedir. Biz bunlar hibir zaman ok grmyoruz ve sevindirici gelimeler sayyoruz. Ancak, milli kltrmzde byk arl olan Hac Bekta Veli'nin ve ona bal olarak Alevi-Bektai toplumunun anlatmnda yazarlarn byk ounluunun konunun zne inmemeleri, yanl bilgi veren kaynaklara dayanarak gereklere ters den yarglara varmalar, ac ve dndrc bir eliki oluturmaktadr. an akn yanstmayan bu tr bilgilerin, doruluuna inanlmas gereken ansiklopedilere kadar girmesi, konu zerinde bilgi sahibi olanlar fazlasyla zmektedir. Kurduu yolun iinde, muazzam bir insan kitlesi toplayan, kiilerin ruhuna verdii aydnl toplumsal hayata aktaran ve bunu yz yllar boyu canl ve zinde tutmay baaran bu byk insann yaants ile ilgili aratrmalarn bylesine yetersiz kalmasnn elbette bir nedeni olmaldr. yle ki: Hac Bekta Veli, soy ve inan ynnden Ali'ye baldr. ann koullarnn veya dnce gereksinmelerinin sonucu olarak inan ve ibadet alannda eitli reformlar gerekletirmekle beraber, Hac Bekta Veli'nin ilkeleriyle Ali'nin dnceleri arasnda tam anlamyla ayniyet vardr. Bu ynden, her Bektai kendisini ayn zamanda Alevi kabul etmitir. Hac Bekta Veli'yi ad ve a deitirmi Ali olarak grmtr. Ali ile soyunu sevmi, Ali'nin
*

Aratrmac Yazar, Hacbekta, Krehir/TRKYE

631

Velayetini kabul etmi, Ehli beyt, on iki imam ve soylarn yce kiiler olarak vmtr. Ali ve soyuna dmanlk edenleri, zellikle Emevi Hkmdar Yezid ile Ehli Beyt'e zulmeden soyunu lanetlemitir. Emevilerin, Hz. Muhammedin kiilii ve slamiyetle badamayan ileklerine ara olarak kullandklar Halifelik messesesini, Hz. Muhammedin kurduu toplum dzeninin bir devam olarak grmemi ve meru saymamtr. Ali, nasl mr boyunca hakszla, zulme, baskya kar kmsa, hakkn ve halkn yannda olmusa, onun sevgisini z benliklerinde duyan Alev-Bektailer de ayn yolu izlemilerdir. Kendilerini Ali yolunda bilen Hac Bekta Veli ve onun soyundan gelenler ve onu sevenler zaman zaman zulm hkmetme arac sayan hkmdarlarn ve onlarn adamlarnn basksna hedef olmulardr. Rafizilik, Kzlbalk ad altnda mstehak olmadklar hcumlara, iftiralara uramlardr. Bu durum karsnda Alevi-Bektailer inanlarn, geleneklerini ve trelerini aklayacak ortam bulamamlardr. Yazl eserler ve belgeler bu yzden ksrlamtr. El yazmalar ve dier tarihi belgeler, baz olaylar ve ayaklanmalar nedeniyle I.Selim, IV. Murat, II. Mahmut devirlerinde imha ettirilmitir. Tarihi belgelerin ktlamas, konu zerindeki aratrmalarn gelimesine ve canlanmasna olanak vermemitir. Alevi-Snni inan farkn dmanla dntrmekte kar olanlarn, el altndan yaptklar propagandalar ve kkrtmalar yznden, yzyllar boyu, Hnkar Hac Bekta Veli'nin tantlmas ve bu konuda aratrmalar yaplmas byk lde engellenmitir. Hz. Muhammedin lmnden sonra slam toplumu iki byk guruptan oluuyordu; Bunlardan birini, dini inan ve dnce ynnden slam ilkelerine itenlikle bal olanlar, Hz. Muhammedin akrabas, yakn yardmclar, slam Peygamber'ine gnlden inananlar; dier gurubu ise, slamiyeti zorda kaldklar iin ve ilerde kar salayacaklarn hesaplayarak kabul edenler tekil ediyordu. Hz. Muhammedin mnafk olarak tanmlad bu kiiler, slamiyeti bir devlet gc sayyorlar, geliecek ve zenginleecek imparatorlukta etkin mevkilere gemek iin her yolu hakl ve meru gryorlard. On iki mamlarn altncs mam Ca'fer:
Mslmanlk: Allah'n birliine ve Hz. Muhammed'in Resul olduuna iki kelime ile tanklk etmek ile balar. Ancak baz ilekler ve koullar vardr ki kii onlara uymakla inananlar arasna girer, der. Kuran Hucurat Suresi, 14. ayette : Ey Muhammed, Araplar inandk dediler, de ki 'inanmadnz ama slam olduk deyin, inan henz gnllerinize yerlemedi, buyrulur.

Hz. Muhammedin lmyle doan boluk ve bir dereceye kadar aknlk ortam iinde, Ali ve onun soyundan gelenler ve ayn dnceyi paylaan dier Mslmanlar, politik mevkilere itibar etmediler. slam' insanl ycelten bir inan messesesi olarak grdler. Tarihin ak boyunca da Muhammed-Ali soyundan gelenler halkn sevgisi ile yetindiler. Bunu ekemeyen Emevi ve Abbasi hkmdarlar ve onlarn yandalar, Ali soyuna ve onlar sevenlere kar, sadece devlet gcn deil, taassubu ve ou kez kendi tezgahladklar inan ayrlklarn bask arac olarak kullandlar. Hac Bekta Veli'nin Anadolu'ya geli yllarnda da bu hal sryordu . Kaba kuvvet ynnden zayf durumda bulunan Ehli Beyt sevicileri, varlklarn koruyabilmek iin, inanlarn, ayinlerini ve trelerini gizlemek yolunu setiler. Alevi srr, Bektai srr diye anlan bu gizlemenin doal sonucu olarak, Hac Bekta Veli'nin yaants, kiilii ve buna bal olarak Alevi-Bektai yolu konusunda aratrma yapanlar, almaz bir sr perdesi ile karlatlar. AleviBektai inancnn iyzn bilenler srr f etmek, korkusu ile suskun kalrken, dardan konuyu incelemek isteyenler yanl veya uydurma bilgilerle doruyu anlattklarn sandlar. Hac Bekta Veli ve Alevi-Bektai yolu konusunda temelden bir bilgi ve grg olmadan faydalanlan kaynaklarn salkl olup olmadn saptamak zordur. Gerek mihengine vurmak

632

olana bulunmadan, eskiden yazlm her eserin tarihi belge saylmas, bilgi yetersizliinin en nemli nedenlerinden biridir. lmi bir amala olsun veya belli dini veya bir ideolojiyi yayma amac ile olsun d lkelerdeki ve lkemizdeki yaptlarn byk ounluu bu tr bilgilerden doan yarglar yanstrlar. Eski tarihlerde yazlm diye deer verilen, ok garip ve uydurma anlatmlar ieren pek ok kitap, konuyu aydnlatmaktan ok, aratrmaclar iinden klmaz elikilere srklemitir. Hac Bekta Veli'nin insanolunun yaantsna ve insanlk anlayna yn vermedeki ve izinin canlln srdrmedeki etkinlii ada dnrlerle llemeyecek bir dzeydedir. Alevi Bektai toplumunda inan, ahlak, sosyal yaant ve dil, onun devrindeki safln ve saln korumaktadr. Hac Bekta Veli, trbesinde deilde sanki her evin iinde, her toplantnn arasnda nefes alrcasna yaamaktadr. Bylesine bir etkinlik geni lkelere dalm byk insan topluluklarn kapsamaktadr. Bu nedenle Hac Bekta Veli ad ve saygnl, baz kii ve evrelerde kar salama eilimi dourmutur. deolojik veya kiisel amalarla, en knden, kendisini uydurma dede ilan edenlerden, Hac Bekta Veli'yi kendi ideolojisinin adam olarak tantmak isteyen geni ve sistemli alan glere kadar, her perdeden bir saz alnmaktadr. Kastl veya kastsz, Hac Bekta Veli'yi olduu gibi deil de kendisinin istedii gibi gstermek isteyenler daha nceleri de vard. amzda bu gayretler ve almalar daha da oalmtr. Hac Bekta Veli'yi gerek yetitii ortam ve gerekse edindii bilgiler bakmndan hi tanmayan, buna karn, hi bir kaynaa dayal olmadan O'na sayfalar dolusu szler syleten, iirler yazdran ok sayda yazar vardr. Dayand kaynan ne olduu bilinmeden ve ann diline ve slubuna uygunluu aratrlmadan Hac Bekta Veli'ye ait olduu ortaya atlan bu vecizelerin ve iirlerin iyi niyetle nakledildii ve hatta o'nun dncelerine paralel olduu kabul edilse bile, bu tutum, O yce insana duyulan sayg ile badaamaz. Hac Bekta Veli'nin kiilii ne ise odur. Hac Bekta Velinin gerek kiiliini dardan hi;bir katk yapmadan anlatmak, O'nun yceliini aklamak iin yeterlidir. Aslnda O'nun ilkelerini kutsal bir emanet olarak benliinde korumu, sayg ve sevgisini nesilden nesile srdrm olan byk insan topluluklar, Hac Bekta Veli'nin gerek kiiliini en iyi biimde bilmektedirler. Konu zerinde en geni ve verimli kaynak Alevi-Bektai ozanlarnn nefesleri, devriyeleri, dvazlar ve mersiyeleridir. Bu alanda yzeysel edebi incelemeler dnda, sosyal ve tarihi gerekleri aydnlatacak aratrmalar yaplmamtr. Alevilik-Bektailik ii veya Snni anlayla incelenip deerlendirilemez. nk AlevilikBektailik kendine mahsus teolojik bir yapya sahiptir. Baka inanlarn kalplarna sdrma almalar sadece gerek Alevilik-Bektailii anlalmaz bir hale getirir. Bu yndeki almalar son yllarda olduka artm ve Alevilik-Bektailii yanl tanmlamaya balamlardr. Bu yanl tanmlamalarn en ac taraf da Alevilik-Bektailii slam d bir inan olarak tanmlama gayretleridir. Alevilik-Bektailik ne ise odur. Bugn pek ok problemleri de olsa, erozyona urasa da yaamaktadr ve yaayacaktr. Kendi inan potas iinde bu gzel inanc eritmeye alma gayretleri bu topluma yaplan saygszlktan teye gemeyecektir. Sleyman Demirel niversitesi, Alevilik- Bektailik konusunda, bylesine bilimsel ve Uluslararas bir sempozyum dzenledii iin, niversiteye ve katlmclara gnlden teekkrlerimi sunarken, Gzide Ana'nn bir drtlyle konumam bitiriyorum.
Srr Men Arefden nefsimiz bildik Mrid karsnda tevbeye geldik Gnl ayinesin pak edip sildik Taradan grnr iimiz bizim

Sayglarmla

633

M.Saffet SARIKAYA
Ben deerli vakitlerinizi fazla almadan Mustafa Kara hocamn brakt yerden devam etmek istiyorum. Ocak aynda biz projeyi hazrlayp uygulamaya balarken ilk dndmz ve hedeflediimiz amalar, Sempoyumdaki al konumamda da ifade etmitim, Sempozyumu bitirdiimizde biz bu amalar byk lde gerekletirdiimize ve hedeflerimize ulatmza inanyorum. Bir dier husus, deerli misafirlerimiz Sempozyumun ne zaman kitaplatrlacan soruyorlar. nk bu tip toplantlardan sonra bildirilerin kitaplatrlma sreci uzunca bir zaman dilimini alyor. Ben Dzenleme kurulu ve Fakltem adna taahhd ederek, basm iinin en ksa zamanda, -nk bildiriler elimizde, sadece mzakerelerin zmlenmesini yapmamz gerekiyor- yaklak iki ay iinde Sempoyum Bildiriler kitabn da yaymlayacamza inanyorum. nallah Allah yardmcmz olur. Btn bunlardan sonra, bata Rektrmz Prof.Dr. Metin Ltfi BAYDARa; Dekanmz Prof.Dr. Ekrem SARIKIOLUna; Sempoyumu destekliyen ve kimilerinin desteine hl inanamadklar TBTAK kurumuna ve yetkililerine; sayn Valimiz sa PARLAK, Sayn Eirdir kaymakammz mer ULU, sayn Gelendost Belediye Bakanmz Mehmet SEZGNe ve Sayn l Mftmz smail NCEL Beylere ve btn katlmclara buralara kadar gelip bizleri onurlandrdklar iin teekkr ediyorum. bandan itibaren sempozyumun gereklemesinde her trl desteklerini grdmz eitli birimleriyle Rektrlmzn ve Fakltemizin arka planndaki kahramanlar, personelimize teekkr bir bor bilirim.

634

Ethem Ruhi FILALI


Sleyman Demirel niversitesi lahiyat Fakltesi tarafndan dzenlenen I. Uluslararas Bektailik ve Alevilik Sempozyumu, ilk gn iki ayr salonda olmak zere, on iki oturumda 39 bildiri sunulmu ve bildiriler 20 mzakereci tarafndan deerlendirilmitir. Bu bildirilerin bir ksm Alevi-Bektai dostlarmz tarafndan, dierleri lahiyat fakltesi yada niversiteye mensup, bu sahayla alakal alma yapm sosyoloji yada psikoloji, antropoloji alanndaki deerli arkadalarmz tarafndan sunuldu. Keza mzakerecilerimizin de, her oturumda biri yada ikisi Alevi-Bektai dostlarmzdan, dieri de yine Snni kesimden, bilim dnyasndan yada i dnyasndan isimlerdi. Bunu neden zikrediyorum? Bir kere bu toplantnn, niversite tarafndan dzenlenmi olan bu toplantnn, gdml bir toplant olmad zerinde srarla durmak lazm. Bu batan itibaren bilimsel olarak dnlm ve arkadalarmz bunu bu tarzda planlamlardr. Dolaysyla artk Trkiyenin 2005 ylnda, hatrlamak istemediimiz 1900 yllar, 60l yllarnda, 70li yllarda yaadmz bir takm srtmeler ve atmalarn artk oktan aarak birbiriyle gnl akl, gs akl ve kalp aklyla konuabilecek dzeye geldiimizin bir ispatdr. Buradaki iki buuk gn zarfnda o kadar nezih, o kadar gzel bir ekilde sergilenmitir ki dorusu benim iim titriyor, nazar olacak diye korkuyorum. Ama bunun yanna yine bu iki buuk gnde, ok deerli arkadalarmn, deerlendirmede bulunan arkadalarmn da iaret ettii gibi belli eylerde henz daha, korkumuzu atamam olduumuzu da gryoruz, grdk. Ahmet Yaar hocann syledii gibi, artk bundan byle bizim bu korkular, birbirimize kar mazeret retme, yada savunma psikolojisi iersine girme huyumuzu bir yana brakalm. Ne peimizde devletin emniyet gleri var -1940l yllarda bunu yaadk, 50li yllar yam gerei, en az memleketim Burdurdaki iinde bulunduum artlar gerei biliyorum- ne jandarmann, ne ordunun, ne polisin artk bizim stmzde bir basks var, ne de idarenin, byle bir eriat devletinde olduu gibi, bir Arap lkesinde olduu gibi; bu meselelere mtedair eski baskl havas var. Bunlar yok. Biraz nce ok sevgili Dursun GMOLU babann da syledii gibi burada bir a konumas dahi olsa, devletin yetkilileri, hkmetin yetkilileri slamn yorumu olduu eklinde bir ifadeyi, ki biz bunu yllar nce bilim adamlar olarak yazmz, bugn burada alta syleyebiliyorsa bu ok nemli bir merhaledir. Bu Sempozyum, bundan sonra dier niversitelerimiz iin de bana gre bir rnek tekil etmelidir, hele hele Sleyman Demirel niversitesi lahiyat Fakltesi iin bu bir tevik unsuru ve kam olmaldr. En ge iki sene sonra, ikinci senede, bunun ikincisini yapmaldr. Daha farkl, daha deiik biimde. Farkl biimde derken sylemek istediim hususta u, Sayn Ocakn, sayn Onatn da iaret ettikleri gibi bu meselede ortaya konulacak almalarda artk proje retecek, kendi iimizde btnl salayacak almalara yer vermelidir. Buna, bu sylediime Snni kesimden bilim adamlar da dahildir. nk Snnilik iersinde bile, tpk Alevilikte olduu gibi onlarca fraksiyon var, paralanma var. Hepsi Snni emsiyede ama bir Hanefiyle bir afi gerektiinde en kk bir meselenin bilmem yle mi olduundan dolay birbirini dvecek kadar ileri gidebiliyor. Bir Sleymanc, tavrndan dolay mam-Hatipliyi tekfir edecek kadar ileri gidebiliyor. Yada bir mam-Hatipli, veya bir Naki arkadamz, bir Rifyi yada Kdiryi vay efendim bunlar izgi dnda, slam dndadr diyebiliyor. Onun iin bu sadece Aleviler arasndadr diye bir ey sylemiyoruz.

635

Ben a gn konumamda bir husus zerinde durmutum. Dikkatinizi ekmek isterim. Dedim ki bizim Alevi-Bektai kesim iersinde Bektai kardelerimiz belki ocan batan itibaren disipline edilmi olmasndan dolay, daha bir monolitik bnye gibi grnyor. Ama Alevi dostlarmz, canlarm yle deil, ok farkl. Blgeye gre fark ediyor, kye gre fark ediyor ve dedeye gre de fark ediyor. Bu meselede de bir hesaplamay birlikte yapalm. Hesaplama derken bunu olumsuz anlamda ltfen deerlendirmeyin. u masada oturan insanlar hangi anlayta, hangi dnce de olurlarsa olsun, her eyden evvel iyi niyetle buradadrlar. Bir Hac Bekta Veli sevgisinden dolay buradadrlar. Bir Yunus akndan dolay buradadrlar ve her eyden evvel Ali muhabbetinden dolay buradadrlar, Peygamber muhabbetinden dolay buradadrlar. Bu kardeiniz mam- Ali iin gnlerini harcam olan bir insandr. mam- Aliyi yazm olan bir insanm ben. Kimsenin kalem oynatamad zamanlarda bunlar sylemi olan insanm ben. imdi bu noktadan hareketle u iki buuk gnlk sre iersinde zerinde birletiimiz, artk ok rahat karlkl, Alevilik-Bektailik slam ddr diyenler bizden deildir, marjinaldir, diyecek kadar bu meselede karlkl samimiyetin dile getirildii bir ortam yaadk. Yine ayn ekilde, Alevilik-Bektailik Trke has bir slam yorumudur ve Trk tasavvufunun ok zel sayfalarn ve macerasn bnyesinde ve tarihinde yaatm olan bir dncedir, bir olgudur diyebilecek kadar karlkl ittifak salam bir durumdayz. O zaman bunu gelitirmek lazm ve benim gen aratrc meslektalarmdan, niversitelerimizin lahiyat Fakltelerimizin mezhepler tarihinde, sosyolojide, din psikolojisinde, din sosyolojisinde alan arkadalarmdan bir ricam var. Ltfen alan almas yaparken, blge aratrmas yaparken bunu mukayeseli yapnz. Bu ok nemli. Bir de ok ksa srede yaplm olan almalarda, anketlerde ve dier almalarda genellemelerden kann. 1950li yllara kadar Trkiyede bir eitim hayatnn bulunmay, yada farkl biimlerden dolay bir Alevi-Snni meselesi yoktu. Ama bizim bugn de sancsn ektiimiz, mam-Hatipleri ve lahiyat Fakltelerini kurduumuz zaman; Trkiyenin bir imparatorluk bakiyesi olarak iimizde ok farkl tasavvufi gelenei yaatan, dnce hayatn yaatan insanlarn bulunduuna aldrmakszn, bizim arkadalarmz, Islaht- Medris Nizamnamesindeki dini grleri olduu gibi camilerden insanlara nakletmek, aksettirmek suretiyle bir ikilik dourdular. Bunun kabahati bizim, mam-Hatipli olarak, lahiyat olarak bizim. Bunu biz krkledik. Camiye gnderdiimiz vaiz baka hibir konu yokmu gibi kalkt Muaviyeden bahsetti. Be adam, slamn bunca gzellii varken kala kala o mu kald. Btn bunlarn hepsi zaman iersinde birikti. Bu birikimler ideolojik olarak, Trkiyedeki, krsal kesimdeki yada kentlerdeki bu kardelerimizi ok farkl ynlere ekmeye altlar. Bunun strabn onlar yaad. Bu strab yaam olan insanlar bugn burada. Sayn GMOLU stne basa basa tebliinde de, burada da u andaki deerlendirmesinde devletimize sahip kmak zorundayz , Ordumuza sz uzattramayz, iftira attramayz diyor; ve burda, Vaktidolu Babada kalkp, Dedem, benim anam diyor, buras Muhammed ocadr, gideceksin dedi askere gittim diyor. Bu noktada atlacak herhangi bir yanl adm devletin milli birlii, gvenlii vs gibi bir adm bir yana, -onlar benim iim deil- bilim adam olarak, ama bu baknz duygu olarak domu durumda, bu bilimsel bir sonu da deil ama vakay tescildir. Bu vakay tescilin arkasnda altn izerek ok dikkatli, titiz bir gzle ifade etmek istiyorum ki, Avrupada Trkiyeye kar bu mnda oynanmakta olan bir oyuna dikkat ekmi oluyorum. PKK bizim bamza nasl bir yanl bir admla bugn bela kesildiyse, yarn devletimizin bana da byle bir ayrlk tohumu, bir nifak unsuru olarak gelebilir. Buna dikkat edelim. Allah korusun diyorum. Bu ok nemli. Efendim ortak payday yakalama meselesi sadece Alevilik-Snnilik-Bektailik iin geerli deil, her ey iin geerli. Ortak payda dediiniz zaman buna ben yuvarlak bir takm eyler

636

sylemeyeceim. Ortak payda benim iin iki ey: Kalbim ve zamanm. Kalbimi ben Hakkn deerleriyle doldurabilirsem, zamanm bu deerlerin yaylmas iin ileri srebilecek olursam, ite o zaman eline, beline, diline sahip olun felsefesini de yakalam olurum. Elime derken sadece hrszlk falan deil, hayr il meselesidir. Hac Bekta Veli Hazretlerinin deyimiyle iline sahip kacaksnz, yozlamaya kar kmaktr bunun ad. Dilinize sahip kacaksnz, bu kendi varlk temellerinizi korumaktr. Belinize sahip kacaksnz, arkada kiminle oturup kalkyorsunuz birde ona dikkat edeceksiniz. Olay bu. Bu meselenin de yaplabilmesi iin benim kanaatimce bizim bundan sonra yapacamz aratrmalarda ve dier hususlarda mutlaka ve mutlaka ok daha cesurane bir biimde geleceimizi ina edeceimiz binay ok salam bir biimde rebileceimiz bir yapnn ortaya karlmasn salamak olmaldr. Bunun ilk adm att iin Sleyman Demirel niversitesinin artk vazgeemeyecei bir vecibe olarak gryorum. Tekrar bu defa temenni ediyorum ki, bundan sonraki toplant da, Allah mr verirse, bizde inallah buna katlm oluruz. Katlabiliriz, eer arrsa arkadalarmz tabi. Ama Bektai canlarmz ve dostlarmzn yannda biraz daha ok sayda Alevi Dedemizi de burada grmek istediimizi ve deiik alanlardaki bilim adamlarnn da buna dahil edilmesini ben temenni ediyorum. Tekrar, gerekten ok byk i yaptklar iin lahiyat Fakltesinin ok deerli yneticilerine, Ekrem beye, ok yorulmutur mutlaka; nk sempozyum dzenlemek kolay deildir, bu ii stlenen Saffet SARIKAYAya ve onun arkasndaki grmediimiz, tanmadmz, konuamadmz genlerimize, arkadalarmza, idari personele, herkese teekkr ediyorum tebrik ediyorum, ve hepinizi Allahn birliine emanet ederek oturumu kapatyorum. Hepinize vakt-i erifler hayrola, erler defola, mnkir-mnafk islah ola diye oturumu kapatyorum.

637

ULUSLARARASI BEKTALK VE ALEVLK SEMPOZYUMU I THE 1ST INTERNATIONAL SYMPOSIUM on BEKTASHISM and ALEVISM 28-30 Eyll/Semptember 2005 DZENLEME KURULU Onursal Bakan Prof Dr. Metin Ltfi BAYDAR Bakan Prof. Dr. Ekrem SARIKIOLU Toplant Yrtcs Prof. Dr. M. Saffet SARIKAYA yeler Yard.Do.Dr. A. Ylmaz SOYYER Yard.Do.Dr. M. Necmettin BARDAKI Ara.Gr. Kamile NLSOY Bilim Kurulu Prof. Dr. Ekrem SARIKIOLU Prof. Dr. Hasan ONAT Prof. Dr. Snmez KUTLU Prof. Dr. Mustafa KARA Prof. Dr. M. Saffet SARIKAYA Yard. Do. Dr. A. Ylmaz SOYYER Yard. Do. Dr. M. Necmettin BARDAKI Yard. Do. Dr. Ahmet YILDIRIM Yard. Do. Dr. Ramazan UAR Yard. Do. Dr. Selami TURAN Dr. Ahmet TAGIN

Sleyman Demirel niversitesi Rektr

Sleyman Demirel niversitesi lahiyat Fak. Dekan Sleyman Demirel niversitesi lahiyat Fak.

Sleyman Demirel niversitesi lahiyat Fak. Sleyman Demirel niversitesi lahiyat Fak. Sleyman Demirel niversitesi lahiyat Fak.

Sleyman Demirel niversitesi lahiyat Fak. Ankara niversitesi lahiyat Fak. Ankara niversitesi lahiyat Fak. Uluda niversitesi lahiyat Fak. Sleyman Demirel niversitesi lahiyat Fak. Sleyman Demirel niversitesi lahiyat Fak. Sleyman Demirel niversitesi lahiyat Fak. Sleyman Demirel niversitesi lahiyat Fak. Sleyman Demirel niversitesi lahiyat Fak. Sleyman Demirel niversitesi Fen-Edeb.Fak. Dicle niversitesi lahiyat Fak.

638

SEMPOZYUM KATILIMCILARI (Alfabetik) A.Yaar Ocak A.Ylmaz Soyyer Adem Efe Ahmet Gkbel Ahmet Yldrm Ali Rza Selmanpakolu Ali Smer Ayhan Aydn Aykan Erdemir Bilal Kemikli Cafer Gariper Cemal Tosun Cenksu er Doan Bermek Doan Kaplan Dursun Gmolu Edmond Brahimij (Baba Mundi) Ekrem Sarikiolu Emin Leli Erdoan Ate Ethem Ruhi Flal Fazl Arabac Hamza Akst Harun Yldz Hasan Onat Havva Engin Haydar Kaya Hlya Kk Hseyin Eri Hseyin zcan Hseyin Tucu Hsn Ezber Bodur sa Parlak smail Kasap James Lee Abiba Hseyin Abiva M. Abdullah Ahari M. Ltfi Baydar Hacettepe niversitesi, Fen-Edebiyat Fakltesi Ankara Sleyman Demirel niversitesi, lahiyat Fakltesi, Isparta Sleyman Demirel niversitesi, lahiyat Fakltesi, Isparta Cumhuriyet niversitesi, lahiyat Fakltesi Sivas Sleyman Demirel niversitesi, lahiyat Fakltesi, Isparta Hac Bekta Belediye Bakan, Krehir Aratrmac-Yazar, Ankara Aratrmac-Yazar ,stanbul ODT Fen-Edebiyat Fakltesi,Ankara Uluda niversitesi, lahiyat Fakltesi, Isparta Sleyman Demirel niversitesi Fen-Edebiyat Fakltesi, Isparta Ankara niversitesi lahiyat Fakltesi, Ankara Ondokuz Mays niversitesi, lahiyat Fakltesi, Samsun Cem Vakf Kurucu yesi, stanbul Seluk niversitesi, lahiyat Fakltesi, Konya Aratrmac-Yazar, stanbul Tiran, Arnavutluk Sleyman Demirel niversitesi, lahiyat Fakltesi Dekan Carleton College Northfield, USA Sleyman Demirel niversitesi, lahiyat Fakltesi, Isparta Emekli Rektr, retim yesi, Mula. Gazi niversitesi, orum lahiyat Fakltesi orum retmen, Hekimhan, Malatya O.M.. lahiyat Fakltesi, Samsun A.. lahiyat Fakltesi Ankara Berlin Teknik niversitesi Eitim Bilimleri Enstits, Almanya Aratrmac-Yazar, Manisa Seluk niversitesi Tekke Ky, Elmal, Antalya Fatih niversitesi Fen-Edebiyat Fakltesi stanbul TBMM Meclis Bakanl Danman, Ankara St mam niversitesi, lahiyat Fakltesi, Kahramanmara Vali Gazi niversitesi Krehir Eitim Fakltesi Krehir IQRA International Educational Foundation Ilinois USA Northeastern Ilinois University Chicago Rektr

639

M. Rami Ayas M. Saffet Sarkaya M. evki Aydin, M.Necmettin Bardak Mark Soileau Mehmet Aydn Mehmet Demirci Mehmet Ersal Metin Bozku Metin zzeti MirandaTerzapoulou Mustafa Aksoy Mustafa Kara Necdet Suba Osman Eri zgr Sava Rabia Ucgun Ramazan Altnta Ramazan Uar Refik Engin Sabri akr akir Keeli: Selim Eren Snmez Kutlu uayb zdemir Tahir Emini Veli Asan: Veli Aykut Veliyettin Ulusoy: Yorgos Movrommatis Yusuf Turan Gnaydn Zeki Aslantrk

Emekli retim yesi, zmir Sleyman Demirel niversitesi, lahiyat Fakltesi, Isparta Diyanet leri Bakan Yardmcs, Ankara Sleyman Demirel niversitesi, lahiyat Fakltesi, Isparta Bilkent niversitesi Devlet Bakan, Ankara DE lahiyat Fakltesi, zmir Celal Bayar niversitesi, Fen-Edebiyat Fakltesi, Manisa Cumhuriyet niversitesi lahiyat, Fakltesi,Sivas skp slami Bilimler Fakltesi, Makedonya Academy of Athens, Yunanistan, Atina Marmara niversetesi, Atatrk Eitim Fakltesi, stanbul Uluda niversitesi, lahiyat Fakltesi, Bursa Mula niversitesi, Fen-Edebiyat Fakltesi, Mula Gazi niversitesi, orum lahiyat Fakltesi, orum Mnih niversitesi, Trkoloji Enstit, Almanya Ege niversitesi, Trk Kltr Aratrmalar Merkezi, zmir Cumhuriyet niversitesi, lahiyat Fakltesi, Sivas Sleyman Demirel niversitesi, lahiyat Fakltesi, Isparta Aratrmac-Yazar, Tekirda Sleyman Demirel niversitesi, Fen-Edebiyat Fakltesi, Isparta Aratrmac-Yazar, Ankara Cumhuriyet niversitesi, lahiyat Fakltesi, Sivas Ankara niversitesi, lahiyat Fakltesi, Ankara nn niversitesi, lahiyat Fakltesi, Malatya Tetova (Kalkandelen) Dergah Babas, Makedonya Aratrmac-Yazar, Isparta Aratrmac-Yazar Ankara Aratrmac-Yazar, Hacbekta/Krehir Aratrmac, Selanik, Yunanistan. Ankara niversitesi, Sosyal Bilimler Enstits, Ankara Marmara niversitesi lahiyat Fakltesi, stanbul

640

You might also like