You are on page 1of 129

iindekiler

Suskun klar Ermiler Bayram mantarlar 33 Thobald ya da kusursuz cinayet 51 Havai fiekler ya da anma treni 63 Blandine ya da babann ziyareti 81 Afrika servenleri 91 Lucie ya da glgesiz kadn 95 Ayakta yazmak 118 Hayalet otomobil 121 Tehlikeli merhamet 124 Yldzlarn dilencisi 126 Samanlarn stndeki bebek 137 Mneccim Kral Faust 145 Anqus 150 Pierrot ya da gecenin gizemleri 171 Ekmein efsanesi 184 Mziin ve dansn efsanesi 188 Parfmlerin efsanesi 191 Resmin efsanesi 196 ki len ya da anma treni 200

Suskun klar

ERKEK. Yves Oudalle. Adm bu. 21 Mart 1930'da Yport'da domuum. Balk bir baba ile ocuk dourmaktan baka ii olmayan bir anneden. Babam ky balkl yapyordu; kay pekl tek bana idare edebilecekken, neden bilmem bir arkadayla birlikte sefere kmay yelemiti. Ve ta ki aabeyim ona yardmc olacak yaa gelinceye kadar bu byle srmt. te hayatm mahveden de, bu aabeyin varl oldu. Kendisini kskanyordum ve ondan daha stn olmak arzusuyla yanp tutuuyordum. Oysa zm gzlerimin nndeydi: Fcamp'ta, hani u her aramba pazarna gittiimiz morina limannda. Aabeyim uskumru, ringa bal, tarak avlyordu. Ben morina avlayacaktm. O, yedi metrelik bir tekneyle sabah gidip akam geliyordu. Oysa ben, hani canm byk sefere kmadan nce, k aylarnda kzaa ekilip onarlrken seyrine doyama-dm u yetmi metre boyunda on metre eninde byk balk gemileri var ya, onlardan birine binip, drt ay boyunca ak denizlerde dolaacaktm. Aabeyim ufak ilerle urayordu, ben byk oynayacaktm. Elli kiilik gemi mrettebatyla birlikte dnyann en souk denizlerine, Newfoundland ve Arktika bankizlerine gidecektim. Aklm fikrim okulu brakp bir an evvel denize almaktayd. Geri yasalar on be yandan kklerin muo alnmasn engelliyordu ama, bir akrabann kefil olmas durumunda daha kk yata da denize alabileceimi biliyordum. Kaptanlk yapan uzak bir akraba sayesinde daha on yanda ilk szlememi imzaladm. Fabrikalarda, kmr ocaklarnda alan, Beauce ovalarnda koyun gden ocuklarn yaamlar konusunda bir bilgim yok. Ama unu ok iyi biliyorum: Byk balk teknesinde alan bir muo-nun hayat cehennemden farkszdr. Szgelimi o dnemin Larous-se'undaki "gnah keisi" maddesinde, "Muo mrettebatn gnah keisiydi" gibi bir rnee rastlamak mmknd. Evet Muo ad verilen bu ocuu smrmek, fkesini kusmak, dvmek, can istediinde altna yatrp dzmek iin iki gereke vard adamlarn ellerinde: "Hepimiz ayn

yollardan getik. Yeri geldiinde o da ayn eyi yapacak" ve "in gerei bu." dedikleri morinay "boaltmak", yani kann aktp gerdelde ykamak ve sintineye atmakt. Bu da av gnlerinde on alt ile yirmi saat boyunca elinizin srekli deniz suyunda kalmas demektir. Ve eller el olmaktan kard! Tuzlu sudan mosmor, atlak atlak, pul pul olmu, yara bereden geilmeyen o zavall uzuvlarn halini dnebiliyor musunuz? Bu korkun raklk dneminin izlerini hl tayorum. Ama tek sorun alma olsa keke! nk gemi hiyerarisinde en alt kesime yerlemi olan "akldakl", ou zaman yorgunluktan, sinirden ve alkolden bitkin dm mrettebatn hizmetine bakmak zorundadr. Normal olarak elinde orba ksesi, kahve dolu kab ve karavana, o gverte senin bu gverte benim kouturup aya yardm eder ya da azn dolduran ve soluk alamaz hale getiren yirmi yanar sigaray srasyla sahiplerine datr. Ve ksa sreli uykusunun, ot iltesinde yatarken gece tayfasna hizmet etmesi iin kafasna yedii takunya darbeleriyle blnmesi ender grlen eylerden deildir. stelik hangi yzle dert yanacaktm ki? Bu noktaya gelmek iin ne kadar rpndm unutmu muydum? "Kendin istedin it olu it!" Ve bunlar yetmezmi gibi bir de, bir ekonomik ve toplumsal sistemin kurban olduklarn, hibir siyasal ynlendirmeye gerek kalmadan genel hatlaryla kendiliklerinden bilen mrettebatn tuhaf ve snrsz gcn oluturan kendi aralarndaki dayanma sz konusuydu. Tm smrlen snflarda durum ayndr. Sefalet ve aclar bu insanlar birbirine drr, ama hepsi bu sefaletin ve bu aclarn suunun dzene ve dzenin sahiplerine yklenmesi gerektiini bilirler. Newfounland sularnda avlanan balk teknesi sz konusu olduunda da sahibi armatrdr. Armatr! Bu gemilerin sradan balks asla grmez onu, bir tr mitolojik bir slk, grnmez bir canavardr adeta. Sefer dn yalnzca kaptan kar karsna. Gemide meydana gelen bir ar yaralanma, hatta lm olaynn, onu verimsiz geen bir sefer kadar etkilemeyeceini peinen kabullenerek, rakamlar ve insanlarla ilgili ayrntlar harmanlayarak szl bir rapor verir. Tm mrettebatn ve kaptann szlemelerinin yenilenmesi, ite bu grmeye baldr. Kendim kaptan olmadan nce armatrmle karlamadm. Ama iki ocuu, sekiz gndr bou bouna Grnland'n sarp kylarn dolaan, alarla donanm arka rampal ak deniz balk gemisi Frehel'de boy gsterdiinde, on alt yandaydm. Gemide hava ok gergindi ve armatrn ocuklar olan on sekiz yandaki olanla on yandaki kz tam da gelecek vakti bulmulard. Yine de kaptan, bir alupann lks bir yattan getirdii bu ocuklarn etrafnda pervane olmu, onlara bu byk meslei retmeye alyordu. ten bam alamadmdan gemide geirdikleri krk sekiz saat boyunca vakit bulup onlar gremedim, ama istemeden hayat tecrbelerine eni katan bir olaya neden oldum. kinci kaptan, yannda iki konuumuzla kageldiinde arka gverteyi fralamaktaydm. kinci kaptan tm havasn son derece bakml siyah sakalna ve azndan eksik etmedii iyi cins purolara borlu, zebella yapl gerze-in tekiydi. Tepemde dikildi ve parmayla snm sigarasn iaret etti. Sprgeyi nereye koyacam bilemeden elim ayam birbirine dolaarak, muoluk grevlerinden birinin simgesi olan kocaman, kahverengi gazl akma cebimden karp tam ikinci kaptann purosuna doru uzattm srada, ani bir dalgayla dengem bozuldu, ne doru kayklverdim. Alev birden adamn o gzelim parlak ve ltl sakalna dalp trdatmaya balamasn m! lk atarak geriye srad. Oralarda, zerinde kocaman bir morina bulunan bir ringa fs vard. O bal kuyruundan kapmasyla var gcyle suratma indirmesi bir oldu. Aslnda balk gemilerinde bu i "bankiz kams" denilen yal ve kntlar bulunan bir

kayla yaplr ve tm muolar bu kamnn tadn gayet iyi bilirler. Fena muameleye yle almtm ki, bu hareketten fazla etkilendiim sylenemez. Armatrn olu, grne baklrsa olaya benden ok bozuldu. "Gel Nadge" dedi ve kz kardeiyle birlikte geriye ark etti. Bu olay onaylamadklarn aka ortaya koyan tavrlarnn ikinci kaptann gznde durumumu iyice arlatracan dnerek oradan uzaklamalarn seyrettim. Hi deilse kk kzn adn renmitim. KADIN. Doru, adm Nadge. Babam derdi ki: "Ona, insan byleyecek kadar gzel olmak zorunda kalsn diye bu ad verdim. yle yapmazsa gln duruma der." Oysa bu ad yznden oldum olas ac ektim ben, gln dtm. nk "gzellik" nerde, ben nerde! Kk bir kzn yaamnda ok nemli bir an vardr, bir daha hibir eyin artk eskisi gibi olamayacan kesinlikle anlad bir snav. Okul klarnda kzlarn birbirlerini itip kaklarna bakn. yle bir gz atmak, masum kzlar, henz o deneyimi yaamam olanlar grmenize yetip de artar. Sska ya da tombul, zarif ya da sakar, neeli ya da hznl, ama belli ki bu hallerini umursamyorlar, hatta bunun farknda bile deiller. Oysa deneyimi yaam, yani gen kzlk dnemine gemi olanlar, yreklerinin derinliklerinde tadklar aynalarda kendilerini tanyorlar. Lanetli bir gnde, kendilerine u kanlmaz ve bir o kadar da sama soruyu soruyor bunlar: "Gzel miyim acaba?" Omuzlarna ken kadnlk durumunun yabanclamasndan baka bir ey deil bu. Evet, kadnlarn da erkekler gibi irkin olabilme hakkna kavumalar iin 10 mcadele etmeleri gerekiyor. Otuz yan stndeki bir hanma ya sorulmaz diye geitirilen ve sanki yz kzartc bir hastalk sz konusuymu gibi bu konuda en ufak bir antrmadan bile kanlan bu iren uzlamay brakmak gerek artk. Byle davranmak, bir kadnn yetikin aa geldi mi, krpe ve arzulanan bir av olmaktan kt ve p sepetine atlmaktan baka bir ie yaramaz hale geldii grne katlmak demektir. Gzel miyim ben? Bu soruyu aynama deil, anneme sordum ben. On bir yandaydm. Gzellii, zarafeti, incelikli tavrlaryla gzlerimi kamatryordu annem. Burnumun ucuna bakalitten yaplm kocaman bir gzlk kondurmu olan gzlkden kmtk. Sorunun yantlanmasnn olanakszlat konusunda herkes gr-birliine varacaktr. Kaldrm boyunca gzlerimi camlardan ayrmyor, oralara den grntm yakalamaya alyordum. Normal olarak u soruyu sormam gerekiyordu: Bu gzlk yakt m bana? Bu anlamsz soru ile "can alc soru" arasndaki benzerlik iime gelince, "Gzel miyim ben?" deyiverdim. Annemin verdii yant hl kulaklarmda. Cildime dvme gibi kaznverdi adeta: "Hayr, ama irin ve zeki grnyorsun, bu ok daha iyi." Umudum krlmt. nk irinlik ve zek benim iin hibir anlam ifade etmiyordu. Tek bir seenek vard: Gzel ya da mutsuz. Annem tek bir szle beni mutsuzlua bomutu. "Bu ok daha iyi." Kuaklar boyu Caux'da yaayan bir ailenin kz olarak, annem kendisi bile F-camp'ta domasnn onu gemi donanm reten uluslararas bir irketin herkesin dikkatini zerinde toplayan en parlak kadnlarndan biri olmasn engelleyemediini bakalarna ve kukusuz kendisine kantlamak iin rpnp dururken, gz boyayc bir patavatszlkla syledii bu sze nasl inanabilirdim ki? Gzel ve zarif yerine, irin ve zeki. Bu yazgy kabullenmem yllarm ald. Sonunda bunun "ok daha iyi" olmasa bile, hi deilse bir lanetlenme de olmadn ister istemez kabulleniverdim. Her ne kadar bu iki nitelik bazen birbirine ters dyorsa da. Bu bir zek belirtisi midir? Aptall derhal tehis edebilirim ve insann aptal olann adeta kokusundan tanrm. Bu niteliini bulup

kardm erkekler karsnda ise ani, kkten ve aresiz bir ret ile elen11

celi bir hogr ve acma duygusu tayan bir horgr arasnda bocalyorum. "Yalvarrm: Bir iyilik et ve sus!" Bu yalvarmayla nicelerini kendimden uzaklatrdm. Okudum; nk grnm ve gzlklerim bunu yapmam gerektiriyordu. Rouen'daki fakltede klasik edebiyat lisans yaptm. Felsefe retmenlii snavna hazrlanan Alexis ile ite burada karlatm. Filozoflar zeky kendilerine meslek edinmilerdir. Bakalarnn amatrce uratklar eyler olan akl, titizlik, incelik, kavray, sezgi, bireimsel bak onlarda meslek haline gelmitir. Sannm, kendini Leibniz, Kant, Hegel, Heidegger'in yaptlarn incelemeye adayan fazla kz yoktur. Benim durumum da yle oldu. yle bir geriye dnp baktmda gln buluyorum, ama hibir zaman bundan utan duymuyorum. Evlendik. ok gen yata, ailelerimizin ortak onayyla. 1968 maysnn alkantlar bizleri nce birbirimize yaklatrp sonra ayrd. Bir iftin byle bir deneyim yaamas zor ey dorusu. Alexis'nin ateli devrimciliiyle srekli matrak geiyordum. Gerek u ki, felsefe retmenliini Sokratesi bir anlamda, insann gzn aan, kukuya ynelten, yce bir karklk yaratan bir ura olarak dnyordu hep. 68 maysn kiisel bir dou olarak deerlendirdi. Ben olaylar baka trl gryordum. Gerekte, her ey onun gznde engelleri, elikileri ve saduyuyu silip spren, sze dayal, nne geilmez bir dalga olan syleme dnyordu. ktidar ele geirmekle, sz almak kavramlarn birbirine kartryordu ve bunu ona gstermekten geri kalmyordum. Glnlklerden gna getirip Fcamp'a ailemin yanna dndm. Caux yresinin insan suskunluuyla tannr ve 68 kuann sz cambazln yaadktan sonra buna ok nem vermeye balamtm. Kra ekilmi, mtevaz bir yaam srdryordum, ama su imeye mahkm deildim tabii, nk bir Quartier Latin mdavimi olarak alkanlmdan vazgeemiyor, saatlerce kahvelerde oyalanyordum. Fcamp ise bu tr eylere gre bir yer deildi; halk, kasaba merkezindeki ve limandaki meyhanelerde srtmeme fena halde bozuluyordu. Oudalle'a ite bu meyhanelerden birinde rastladm. Scherie'den* kaptanln ald bir gemiye tayfa temin edi* Compagnie gnrale de grande pche adl balklk firmasnn halk arasndaki ad.

12

yordu. Kk kahvenin dip tarafnda bir masaya oturmutu, bota gezen adaylar ellerinde evraklaryla gnah karmaya gelirmi gibi birbiri ardna skn ediyorlard. Sarn kirpiklerinin altndan mavi mavi bakan, csseli, hantal Oudalle, Kuzey Kutbu'nda yaayan bir kutup ays kadar konukan grnyordu. Onu hemencecik sevdim. Daha sonra bana bunun ilk karlamamz olmadn hatrlatt. Yirmi yl nce irkete ait bir yatla ailece yaptmz bir gezi srasnda, babam, kardeimle beni iki gnlne, yaknlarda bir yerde avlanmakta olan filomuza bal bir balk gemisine gndermiti. Eitimimizin bir parasyd bu. Daha o zaman, vahi bir ortamn hkm srd bu yzer zindandan nefret etmitim. Orada bir iddet sahnesine tank oldum: kinci kaptan purosunu yakaym derken, az kalsn yzn yakacak olan bir muoyu bir balkla kamlamt. Ben, kahvedeki kutup aysnda yeniyetmelik dnemini hatrlatacak en ufak bir ize bile rastlamadm ama, o benim adm duymutu. ylesine ender koullarda karsna kan, yle ilgin bir add ki, unutmas olanakszd. Onunla deniz iilerinin kendilerini slk gibi smren armatrlere kar duyduklar dmanca duygulardan sz etme frsatm oldu. Ama biz -canavarn

ocuklar- "Byk Meslek" adamlarnn kllyle yetitirilmitik: Victor Hugo'dan Roger Vercel'e, Pierre Loti ve Joseph Conrad'a kadar uzanan bir dizi yazar topluluunun anlata anlata nlendirdikleri u zlanda balklarnn bal olduu kltle. Bizim aile destanmzd bu, kendimize ait dnyamzd. Kahramanlar, belallar ve zellikle yelkenli, sonra buharl, ardndan da irketin yz yla yakn bir sredir dizel motorlaryla donatt ve zgnlerine tpatp benzeyen maketleri, Scherie merkez binasnn vitrinlerini ssleyen gemi filotillasyla gz kamatrc ve bir o kadar da kasvetli dnyamz... Oudalle'a olan duygularmda elbette tm bunlar rol oynuyordu. lk karlamamzdan sonra haftalk bir sefere kt ve bunu izleyen be yl boyunca cokuyla onu bekledim, onu dndm; ona mektuplar yazdm. Bir yandan da keyifle oynamakta olduum, bir balknn kasvet verici tllere brnm, hznl kumsallar arnlayan varlkl dul kars rolne iin iin glmekten kendimi alkoyamyordum. Neden inkr etmeli ki?
13

Edebiyat benim iimde vard -hl var- ve heyecanla Pierre Loti'nin romanndaki, sevgili Yann' souk denizlerde dolarken terk edilmi bir akla kendini helak eden Gaud'u dnyordum. Romandan alnan bir kk blm, bylesine naif bir kitapta zellikle fetiilik parfmyle beni allak bullak ediyordu: kide bir sevgili Yann'nn eyalarn, gzelim dn giysilerini nne alyor, manyaka bir inatla, katlayp ayordu. zellikle, vcudunun eklini korumu olan mavi yn mayolardan birini; bunu usulca masann zerine braktnda, genellikle omuzlarnn ve gsnn hatlar ortaya kyordu. ERKEK. Amcam, Newfounland balks evlenmemeli derdi. Balk karsnn yln te ikisinde ocuklaryla evde tek bana kalmaya mahkm olduunu sylerdi. Babalarna yabanclamasnlar diye elinden geldii, dilinin dndnce ondan sz edermi ocuklara. Gelgelelim insan, bir romancnn hayal gcne sahip olmadka uzun uzun ne anlatabilir ki? Uzaklarda diye kalkp babalarn onlarn gznde bir aziz, bir kahraman, bir dhi yapmas da gerekmiyordu. nk bunun bir de dn var, insanlarn onsuz da yaplabileceini rendii bir evreye almak hi de kolay deildir. Onun buzullar, kasrgalar ve balklarla ilgili hikyeleri sofra banda kendisini dinleyenleri bir sre sonra bktrr, ayrca gnlk yaamdan, evrede olup bitenlerden de habersizdir. Babann yeni bir sefere kmas herkes tarafndan drt gzle beklenir hale gelmitir artk! Bir denizci iin evliliin zor yannn en ok konumalarda ortaya ktn belirtmeliyim. Uzak kala kala, insan birbirine syleyecek ey bulamyor. Durumum, toplumsal ya da en azndan mesleki bir boyutla karmak bir hal alyordu. Armatrn kzyla evlenen bir tayfa, arkadalarnn gznde bir dnek, bir bakma bir hain olarak kabul edilir. Ayrca parann ekiciliine kapldndan kukulanlr. Balk gemilerinde alan tayfalarn ou Fecampl deildir. Fcamp kasabas armatrlerin yurtluudur. Erkekler, Caux yresindeki kasaba ve kylerdendir. Tarm iileriyle ayn ezilen snfa mensup insan14

lardr. Yport'ta (nfusu 1000) domama ramen bir kentsoyludan farkszdm. Bunun iin kentten bir kzla evlendim. stelik zengin ve eitimli. Kocasndan boanm bir kadn, bu doru, ama bir felsefe retmeninden. lk genlik yllarmda olsaydm bundan bir eziklik duyardm. Fakat mesleim yznden uzun sre bekr kaldm ve Fcamp'taki Hidrograf ve Balklk Okulu'ndan kaptanlk beratm aldktan sonra evlenmeyi akl edebildim ancak. Yeni ailemin gznde

insan iine kabilir hale gelmek ve nianlma gsterecek srmal bir kaskete sahip olmak istiyordum kukusuz. Al ite zenginlere verilen bir dn daha! Fakat bir gemide tayfalk yapmaktan baka bir ey olamam bir grup erkek arasnda gemi olan tm bu yllar, evlilik yaamna hazrlk nitelii tamaz. Balangta, Nadge'in gznde mitolojik bir zenginlie sahiptim. Armatrler hanedan bnyesinde, byk balk kllyle yetimiti o. Seferlerimle ilgili anlarm anlatrken tutkuyla beni dinliyordu. Sonra sermaye tkendi. Tutkusu saygya dnt. Daha sonra da bana verdii yalnzca sabr gstermek oldu. Ve sabrn da bir snr vardr... KADIN. Bununla birlikte ayn evreden olduumuz gerek, bu karlkl ilikilerimizden anlalyor. Hatrlar msn? Bir keresinde, baka kadnlar akna evirecek bir aklamada bulunmaya cret ettin. plaktm, karnda ayakta duruyordum. Ellerin byl bir yavalkla vcudumda geziniyordu. ey dedin... ERKEK. Morina bal gibi gzelsin! KADIN. Senin ve benim ait olduumuz ve alametini ite bu szcn oluturduu gizli birliin hatrna mutlu olmutum. ERKEK. Morina, barlam, doguet, dorse, aiglefin, haddock, nar-vaga, cabillaud, stockfish... Bu feti-balk iin kullandmz o kadar ok sz var ki, tpk Arap'n deve iin kulland szckler gibi. srt yzgeci, zellikle de iki ans yzgeci, ebrularla ve le-oparnkini artran benekli derisiyle gerekten gzeldir bu bizim morina. 15 KADIN. ...zellikle, duyarllnn ve mizah gcnn somut rnei olan ene duyargas. ERKEK. Hepsi bir yana, bir avcnn karsna "geyiim" ya da "bldrcnm" diye hitap etmesi gayet doal karlanyor. Hem ne olmu yani... Ucunda lm yok ya! Ondine,* Mlusine," Sirena-lar."* Balk-kadnn kendi efsanesi, kendi ekicilikleri var! Maalesef bir olay kutsal birliimizi ve bu arada zel hayatm sarsacakt. 23 Mart 1973 gn Saint-Pierre-et-Miquelon'da iskeleye yanatmda zl ve kararl bir telgraf aldm: Gemi, yolculuun sonunda kesin olarak kzaa ekilecek. Bu haberi mrettebata duyurma. mza: Morina bal. Fecamp'n, byle birdenbire morina bal merkezi olmaktan kmas anlamna gelen sz konusu haber beni artmad, ama yine de byk bir darbeydi bu. Ne var ki Fecamp'n eski armatr ailelerine zamann akna kar, ykc bir mcadelenin ardndan teslim bayran ektiler diye kzmak mmkn m? Yoksullar tarafndan retilen yoksul gdas salamura morina, youn bir avlanma sonucu corumlarn saylarnn azald bir srada yerini dondurulmu ya da oklanm morinalara brakmtr artk!... Byk balk gemilerinin ou hurdaya kyor. Ve ii brakp krk yamda yeni batan isiz kalyorum. Birden kendimi iki aya da karada, tam yirmi drt saat, tam gn bir koca olarak buluyorum. Benim iin ne byk sarsnt ya! Aldn kararn benim iin, beni kurtarmak iin, birlikteliimizi kurtarmak iin olduunu ve sana pahalya patladn ancak zamanla rendim. Kesin

dnmden alt ay sonra, pencereleri Fcamp limanna bakan gzel dairemizi kapatyordun ve Avranches yaknnda, Grouin-du-Sud'e, aileye ait olan ve yaz k oturulabilecek hale gelmesi iin birtakm tadilatlar yaptrdn bir yazlk eve tanyorduk. Normandiya'nn bir ucundan teki ucuna yaplan bu gn kesin bir anlam vard: Beni mesleimden ayrlmann yol at* skandinavya mitolojisinde deniz tanras. ** Yunan mitolojisinde belden aas balk eklinde olan tanrsal varlk. * Yunan mitolojisinde aldklar lirin bysne kaplan denizcileri felakete srkleyen denizkzlar. 16

bunalmn ve dalmann tiksinti verici bir havaya soktuu F-camp'tan uzaklatrmak ve zellikle mesleimi brakmam sonucu yoksun kaldm denizi yeni bir grnm altnda bana sunmak. Yeni bir grnm altnda, evet, henz bunun byle olduu sylenemez pek! nk Caux blgesinde plaj deyince yle yumuack kumlar ve yazlklar akla gelmez. Dalgalarn ve iklim koullarnn etkisiyle durmadan kaya paralarnn koptuu kalkerli yalyarlar, dalgalarn bir atrt furyas iinde birbirine katt akl talaryla rtl sahil, ite bizim deniz kymz bu alt st. Yzm kzarmadan itiraf etmeliyim ki, yllarca denizcilik yapm olan ben, yzme bilmem. Denize girme, gnelenme, ne bileyim ite, maske, palet, tulum, tfek ve oksijen tp gibi zmbrtlar kullanarak szmona sualt balkl yapmak gibi yaz elenceleri, bunlar, birka gnlne okyanusla oynamaya gelen paras bol Parislilerin ii. Oysa bizler, okyanusla oynamay bilmeyiz. Grouin'de, denizin kartn, okyanusun arka yzn kefettim: takvimden izlenen deniz ekilmesi, karada kalan balklarn elle toplanmas. Tatilcilerin yabancs olduu bu tip balklk, dalgalarn bir kaplayp bir ekildii bu anlalmaz, kararsz, sihirli blgeyle, yani "deniz-kumsal" hattyla tam bir ibirlii gerektirir ve ayaklara backlar sk skya balanm eski espadriller ve srta hrpani klklar giyerek uygulanr. Geimlerini denizin ekildii alanlardan balk toplayarak salayan bu balklar, gelgitin ritmine uygun yaarlar. Onlarn gznde deniz ykselmesi ve ekilmesinin saatleri, gnein douu ve batndan ok daha nemlidir. Rakamlar gndnm, ekinoks, lm noktas, iktiran gibi adlarla anlan byk ve gizemli gkbilim saatine uyar onlar. Baucuna yerletirilmi olan Resmi Gelgit Yll onlara ne zaman sahilde piknik yapacaklarn, ne zaman sabahn nde kalkacaklarn ya da sularn durgun zaman olmas nedeniyle ne zaman tatl uykularndan uyanmayacaklarn aylar ncesinden sylemektedir. 1485 tonluk o gzelim modern balk gemim hurdacya gnde-rilince, serseri klna giriyor ve elimde kova, tuz kutusu, bel, heybe, zpkn, sepet, kerevit a, krlarn yolunu tutuyordum; tuttuklaF

2N/Veda Yemei

J7

rm deniz suyuyla piirebilmek iin yanma bir bo ie almay da unutmuyordum; ama zellikle otluklarda, balklarda, su birikintilerinde, kayalarda, lagnlerde ve kpr kpr kumlarda saatlerce dolamaya kmak sevindiriyordu beni. Akam mutfak masasnn zerine denizkestanelerini, midyeleri, ahtapotlar, aanozlar, de-nizaklarn, kabuklu salyangozlar boaltacaktm ve eer deniz tanrlar bizleri kutsamsa, bunlarn arasnda mavi renkte ar kskalar, korkun kuyruuyla bir de stakoz olacakt. KADIN. Balangta senin gezilerine katlmaya mecbur olduumu sandm ve sanrm sen de kendi andan, denizin ekildii alanlarda gezinerek balk avlama

zevkine ortak etmeye altn beni. Fakat bunlarn tek bana alnan zevkler, paylaaym derken hasara urayan bencilce tatlar olduunu birbirimize itiraf etmek zorunda kaldk. Beni u korkun Resmi Gelgit Yllnda belirlenen saatte hazr olmaya zorlamak, denizaksm -len ensis, diye aklardn kendi kendini yetitirmi insanlara zg ukalalnla- ucunda koni biiminde bir kurun bulunan sert bir elik tel yardmyla kumlarn arasndan ekmeyi retmek, sonunda elimi, bir ahtapotun ya da ylanbalmn buz gibi gvdesini yakalamak iin bir kayann yosundan yelesinin altna sokturmak iin gsterdiin abalar... Sonra... sonracma... Ne bileyim artk, verdiin bir sr t ve anlatp durduun eyler bende pek iz brakmyordu. Evet, uzun szn ksas, tm bu raklk dnemi abalar bizleri birletireceine daha ok ayrd. Bulular bizler iin simge deeri tayan Patricio Lagos ile olan u olaanst karlama ise hepsinin stne ty dikti. ERKEK. Koya, harap olmu, akn, hemen hemen duygusal bir hava veren, ekinoksa bal bir deniz ykselmesini izleyen berrak bir eyll sabahyd. Yass balklarn titretirdii su birikintilerinin yer ald, tarak, denizkula, venus vb. gibi allmam kabuklu deniz hayvanlarndan geilmeyen kumsalda yryorduk. Ama bala kacak cesaretimiz yoktu pek ve st andran bir sisle kapl gney kysna bakyorduk zellikle. Evet, havada bir gizem vard, neredeyse bir dram ve yz metre kadar tede, kumlarn arasnda 18 birbirine sarlm iki insan gvdesini gsterdiinde anverdim. Boulmu iki insan cesedi diye dndmz eye doru kotuk. Kumlara gmlm ceset falan deildi bunlar. Kumdan yaplm, tuhaf ve dokunakl bir gzellikte iki heykeldi. zerlerine sarl, amura bulanm kuruni bez parasnn daha bir gereki kld gvdeler, hafif bir knt alan ierisinde birbirine kenetlenmiti. Adem ile Havva'nn, Tanr'nn, balktan yaplm burun deliklerine yaam flemesinden nceki hallerini artryordu. Vezv yanardann pskrtt kller altnda talam vcutlar grlen u Pompei insanlarn da dndryordu. Ya da atom bombasnn kristale dntrd u Hiroimallar. Almaz bir mesafeyle birbirinden ayrlm, mikalam bir ekilde pul pul kavlam yabanl yzleri birbirine dnkt. Yalnzca elleri ve bacaklar birbirine dokunuyordu. Bu yatar heykellerin karsnda tpk yeni kazlm bir mezarn banda beklermiesine bir sre ayakta bekledik. te tam o anda grnmez bir delikten, paalarndan saak saak iplikleri sarkan bir blucin giyinmi, belden yukars plak, yalnayak, tuhaf bir eytan kt. Bizleri selamlamak istermiesine geni kol hareketleri yaparak, ardndan da yatar heykelleri yerden alp havaya kaldrrm gibi figrler gerekletirerek zarif bir dansa koyuldu. ekilen denizin le dntrd kumsal, solgun gne, kumdan yaplm bu ift, bu lgn dans... tm bunlar bizleri hznle ve gerek d bir grnt oyunu ile kuatyordu. Ve dans vecde gelmi gibi birden ha-reketsizleiverdi. Sonra eildi, diz kp nmzde secde etti, daha dorusu -bunu anladk- arkamzda beliriveren bir grntnn nnde yapt ayn eyi. Arkamz dndk. Sada, Tombelaine kayal sisten syrlyordu. Ama zellikle, bulutlarn stnden bir sahra serab gibi asl duran Le Mont-Saint-Michel, tm krmz tulalaryla l l yanyor, binann piramitsi cephesindeki btn camlar parldyordu. Zaman durmutu. Onu yeniden harekete geirmek iin bir eylerin olmas gerekiyordu. Hafif bir titreme ayaklarm gdklad. Tepesinde kpkten bir ta

bulunan bir dil ayak baparmaklarm yalyordu. Kulak kabartnca bize doru sinsice yaklamakta olan de19 nizin uultular fark ediliyordu. Bir saate kalmayacak, rzgra ve gnee braklm bu usuz bucaksz alan, suyeili ve balayc derinliklere dnm olacakt. Fakat birazdan mahvolacaklar, diye haykrdn. Dans, sylediklerini onaylamak maksadyla hznl bir glmsemeyle eildi. Sonra bir zplayta ayaa kalkp dansyla ona elik etmek, onu yreklendirmek, hatta kkrtmak istermi gibi dalgann ekiliini taklit etti. Afrikal byclerin yamur yadrmak ya da kt ruhlar uzaklatrmak iin yaptklar da bundan farksz. Ve deniz itaat etti, nce iftin uzand knt alannn kenarlarn kuatt, ardndan da gedii bulup bir parmak masum su brakt, sonra iki parmak, sonra . Sular nce heykelin birbirine kavumu ellerine ulat ve eller, bilek hizasndan kesilmiesine bozuldular. Dehet iinde, varlklarnda belki biraz da inatla insani, bize yakn bir eyler aradmz bu iftin kararsz ve acmasz bir biimde eriyiini seyrediyorduk. Daha kuvvetli bir dalga kadnn bana arpp yznn yarsn gtrr, sonra adamn sa omzu erirken, bizler bu kumdan heykelleri, bu bozulmu halleriyle daha heyecan verici buluyorduk. Birka dakika sonra teslim bayran ekmek ve kpk anaforlarndan geilmeyen kumlardan uzaklamak zorunda kalyorduk. Dans da bize elik ediyordu ve bu da onun lgnn teki ya da dilsiz olmadn ortaya koydu. Ad Patricio Lagos'tu ve ili'den, tam olarak ili'nin gney kysnda bir ada olan Chilo'den geliyordu ve oralyd. Ormanclkta uzmanlam yerlilerin yaad bir yermi. Santiago'da heykelcilik renimi yaparken, bir yandan da dans eitimi grm, sonra gurbete km. Kafasn zaman sorununa takmt. Dans, z gerei, gelip geici olann, yaanan ann sanatdr; hibir iz brakmaz ve sreklilie kk salamamann eksikliini duyar. Sonsuzluun sanat heykelse ykma uramaz malzemelerle zamana meydan okur. Ama bunu yaparken sonuta bulduu lmdr, nk mermer, bilindii gibi mezar ta olmaya yatkndr. Man ve Atlas Okyanusu kylarnda, Lagos, gkbilim yasalarnn ynettii gelgit olgusunu kefetmiti. Oysa gelgit, kum danssnn oyunlarna ritim katyor ve ayn zamanda onda ksa bir sre sonra
20

yok olacak bir heykel yapma istei uyandryordu. Benim kumdan heykellerim yayorlar, dedi, bunun kant da u: lyorlar. Mezarlklarda kullanlmak zere yaplan heykellerse tam tersi yaamadklar iin sonsuza dek kalrlar. Denizin henz ekildii slak kuma byle harl harl iftler yontuyordu ve dans ederken de heykel yontarken de ayn esinden yararlanyordu. Yaptn, denizin durgun olduu srada tamamlanmas ok nemliydi, nk yapt, sanat iin bir iedn ve dinlenme an olmalyd. Fakat byk an, dalgann gerisin geri gelerek yaptn byk bir trenle ykld and. Gkbilimsel bir yazgnn ynettii, etrafnda lirik ve i karartc bir dansn elik ettii ar ar gelien, ok titiz, acmasz bir ykmd bu. "Yaamn dokunakl krlganln yceltiyorum" diyordu. te tam o anda ona, bizim iin ok nemli olan bir soru sordun, o da buna, bence anlalmaz ye gizemli bir ekilde yant verdi. KADIN. Evet, sessizlik sorununu ortaya attm. nk detlerimize ve

trelerimize gre dans mzikle vardr ve bir bakma cisim-lemi mziktir. Vcut bulmu mzik. O zaman kumdan yatar heykellerin evresinde sessizce yapt bu dansta elikili, tuhaf bir eyler vard. Sessizce szcn, kaytsz artsz reddetti. "Sessizlik mi?" dedi, "fakat sessizlik diye bir ey yok ki! Doa, boluktan korktuu iin sessizlikten nefret eder. Deniz ekildiinde kumsal dinleyin: Gkyzne doru aralad binlerce nemli dudakla kpr kprdr. Konukan. Franszcay renirken bu zarif ve anlalmaz szce k oldum adeta. Uzayp giden incecik sap, nne kan daha gl bitkilerin gvdesine sarlan ve borazan eklindeki beyaz ieklerinin bolluu altnda onlan bouveren sarmaa ok uymakta. Dalgann kendisi de konukandr. Sv kollaryla kumdan yaplm klarmn gsn ve kalalarn saryor. Ve onlar yok ediyor. lmn pc bu. Ama dalga, kumun zerine yaylrken fsldad ocuksu rltyla hl konukan. Tuzlu dillerini slak i ekilerle kumlara daldryor. Konumak ister gibi. Syleyecei szckler aryor. Beiinde bcr bcr edip duran bir bebek o." Ve plaja geldiimizde, adam ufak yollu el sallayp, hznl bir glmsemeyle geride kald ve bizleri terk etti.
21

ERKEK. u senin heykeltra-dans biraz lgn, ama gerek u ki, Normandiya'y doudan batya kat ederken, Fecamp'n yass akllarndan MontSaint-Michel'in kumlarna doru g ederken, okyanusun homurtusunu da deitirdik. Caux kylarnn dalgalar katr kutur sesler kararak milyarlarca akl krp un ufak eder. Oysa burada gelgit, bir mart admyla ilerlerken hafife mrldanyor. KADIN. u sahte sessizlik sana iyi gelmedi. Fcamp'ta suskun bir erkei sevdim ben. nsan ilikileri etrafnda her trl uzlamay reddeden bir havan vard Merhaba, iyi akamlar, naslsn, ok iyiyim ya siz, ne berbat hava... Tm bu laf kalabaln hain bir bakla susturuyordun. Burada iyice konumaz oldun. Suskunluklarnda drdr, kendi kendine konumalarnda homurdanma var. ERKEK. Dikkatini ekerim. Ben hibir zaman "Ne berbat hava!" demedim. Yamurdan ve havann gzelliinden laf olsun diye sz edildiini hi sanmam. Denizciler iin ok nemli konudur bu. Ben, hava raporlarnda lirik bir iir havas bulmuumdur hep. Fakat doru. Azdan kan szcklerin havayla ve denizle uyum ierisinde olmas gerekiyor. Fecamp'n szleri Avranche'm havasna gre deildir. Bunlarda tatl ve batan karc bir ar, yerine ge-jtirmeyi bilemediim bir davet var. KADIN. Burada her gn deniz ekilmesinin getirdii usuz bucaksz bir suskunluk plajyla birbirimizden ayrldk. 68 maysnn byk az ishali, ksa ve zl bir bilgelik, arlatrlm, ender, anlam bakmndan derinlii olan szckler dletmiti bana. Tedirgin edici, ayn zamanda da renci ahkmcl kadar bo bir suskunlua gmlyoruz. ERKEK. Ne istediini bilmek isterdim. imdi durmadan suskunluumdan yaknyorsun. Ne kadar krc olursa olsun, hibir saldr karsnda gerilemiyorsun.
22

KADIN. Bu suskunluu zerinden atasn diye yapyorum bunu. Bunalm, patlama, kar-koca kavgas aryorum. Kar-koca kavgas dediin ey nedir?

Kadnn zaferi. Kadn, kendini paralamas sonucu erkei nihayet suskunluundan ekip karmay baarr bylece. O zaman erkek barp armaya balar, eser, grler, kfreder ve kadn bu sz saanana tutulmann keyfini karr. ERKEK. Carhaix-Plouguer kontu iin ne derler hatrlar msn? Toplum iinde kars ile son derece uyumlu bir havalar vardr. Can skmamak iin szcklerden yalnzca gerekli olanlar sylerler birbirlerine. Tek bir szck bile fazlasn deil, doru. nk bu sadece bir rol. Karsnn kendisini aldatm olduunu renen kont, ona son bir kez seslenerek, bir daha asla ba baa verip konumayacaklarna karar verdiini bildirir. in olaanst yan u ki birbiriyle konumamalarna ramen ona ocuk dourtmann yolunu bulur. KADIN. Ben seni asla aldatmadm. Fakat hatrlatmak isterim ki, can skmamak iin birbirine sylenmesi gereken asgari szckleri bile etmediin olmutur bana. Pazar gnleri le yemeini, birlikte bir sahil lokantasnda yerdik genellikle. Ben bazen suskunluumuzdan o kadar utanrdm ki, evre masalardakiler konumadmz anlamasnlar diye sessizce dudaklarm kprdatrdm. ERKEK. Bir sabah kahvaltmz yaparken... KADIN. Hatrlyorum. Gazetene dalmtn. Paravana gibi alm gazetenin arkasnda kaybolup gitmitin. Bundan daha kaba bir davran dnebiliyor musun? ERKEK. Masann zerine bir teyp koyup dmesine bastn. Birden slklar, hrltlar, gurultular, solumalar ve horlamalardan oluan bir konser balad. Tm dzenlenmi, ritimlenmi, bir yerden sonra hareket noktasna dnyor ve her ey sil batan... "Bu da nesi" diye sordum. Cevabn u oldu: "Bu senin uyurkenki halin. Bana sylediin, syleyecein ite bu. Ben de bu durumu teybe kay23

dettim." "Ben ha, horluyorum yle mi?" "Elbette horluyorsun! Ama farknda deilsin. imdi kulanla duydun. Bu bir gelime, deil mi?" KADIN. Her eyi sylemedim. Senin yznden, geceleri horlaman yznden gidip doktora dantm. imde, uyuklayp duran bir yal kz renci ruhu gizlidir hep. Ronkoloji diye bir bilim dal kefettim, gece horlamalarnn bir tanmn. Aynen yle: "Uykuda, burundan gelen hava ile az yoluyla yutulan havann birlikte ve anlk etkisiyle oluan titreimin yol at grltdr horlama." te bu. Bu arada, damak perdesinde meydana gelen bu titremeyle rzgrn etkisi sonucu dalgalanan bir gemi yelkeninin grlts arasnda byk bir benzerlik bulunduunu da unutmadan syleyeyim. Grdn gibi, iin iinde hep bir yelken sorunu oluyor. ERKEK. Bu tr deniz yolculuklarna baylrm, ama unu hatrlataym ki, yelkenli gemiyle hibir zaman denize almadm ben. KADIN. Ronkolojinin bu konuda nerilerine gelince, en radikal zm trakeotomidir. Yani solunumun normal burunsal yolla olmas iin solukborusuna yapay bir delik amak. Ayrca bir de kk-dil de iinde olmak zere, damak perdesinin bir blmn almaya ve titreim olanaklarn snrlayacak biimde sivrilikleri gidermeye dayanan uvulo-palato-pharyngoplastie -uzmanlar iin

u.p.p.p.- var. ERKEK. Delikanllara evlenirken nelere maruz kalacaklarnn sylenmesi gerekir. KADIN. Eh, her ey karlkl! Kzcaz, gnln kaptrd sevimli prensin geceleyin buharl lokomotifin grltsnden farksz sesler karacan nereden bilsin? Gecelerinin horul horul horlayan bir adamn yannda getiini grnce, ister istemez kendisine hayli ac bir felsefe gelitiriyor. ERKEK. Pekiyi, bu horlama felsefesi ne diyormu bakalm?
24

KADIN. Bir iftin meydana geliinin yllar srecek biimde ar ar gerekletiini ve bu iftin birbirlerine syledikleri szcklerin zamanla daha da nem kazandn sylyor. Balangta el kol hareketleri yeterli oluyor. Sonra bir enginlik kazanyor. Derinlik de kazanmas gerekiyor. Evlilikler, iftlerin birbirlerine syleyecekleri szleri kalmay nedeniyle sona eriyor. Bir erkekle ilikim, onsuz geen bir gnn ardndan gece bir araya geldiimizde ona yaptklarm anlatmak ve onun bensiz geen dakikalarnda neler yaptn dinlemek istemediim zaman bitmi demektir. ERKEK. Haklsn, enesi dk bir insan deilim. yi ama, ya senin, srf ilgini ekmedi diye anlattm bir eyi yarda kesme alkanlna ne buyrulur? KADIN. Yznc basksn yapyorsan baka ne yapabilirim ki! ERKEK. Bana bir gn bu konuda eytani bir neride bulundun; acaba ciddi mi sylyordu, deyip duruyorum hl kendi kendime. Hikyelerimi numaralamam nerdin. Bylece, bu hikyelerden birini bandan sonuna kadar iyi bir anlatc yaklamyla tm incelikleriyle anlatmak yerine, numarasn verecektim ve sen derhal anlayacaktn. Diyelim ki 27 dedim, hemencecik bykannemin bir kaza konucu gemime binen ve Fcamp'a donanma botuyla dnen kpeinin hikyesi aklna gelecekti. Diyelim ki 71 dedim, bir gemide cann kurtarp beslediim ve sonunda gelip bir baka gemide beni bulan u iki sadk marty hatrlayacaktk sessizce. 14 dendiinde, bykbabamn yapt yapaca tek Paris gezisindeki ilgin servenleri canlanacakt kafamzda. Btn bunlardan sonra konumuyorsun diye sitem etme bana! KADIN. u senin hikyelerin, onlarn hepsini biliyorum, hatta senden bile daha gzel anlatrm onlar. yi bir anlatc kendini yenilemeyi bilmelidir. ERKEK. Pek yle saylmaz. Tekrar, oyunun parasdr. rnein ocuklarn uyduklar bir hikye kural vardr. Yenilik kaygs gt25

meden, ayn hikyenin ayn szcklerle kendilerine anlatlmasn ister ocuklar. En ufak bir deiiklik yaplmas onlar ileden karr. Ayn ekilde gnlk yaamn, haftalarn, mevsimlerin, bayramlarn, yllarn da amaz kalplar vardr. Mutlu yaam, kendini bir yere kapanp kalm hissetmeden bu kalplara uymasn bilmektir.

KADIN. Hikyelerini numaralama fikrime gelince, bunun yalnzca seni susturmay amaladn dnmekle hakszlk ediyorsun. Bunu seni konuturmak iin de kullanabilirdim. Tut ki sana sadece 23 dedim. Hemencecik bana 2-13 Eyll 1944 arasnda kuatma altndaki Le Havre'da nasl yaadn anlatmaya balardn. Fakat drst olmak gerekirse, iimden diyorum ki: Srekli ayn szlerle ayn hikyeyi dinlemeyi iim kaldrr myd acaba? Bu i iin gerekli olan ocuksu dgcne sahip olabilir miydim? ERKEK. Bence tam tersi. Ya yalan sylyorsun, ya da kendi kendini kandryorsun. Madalyonun bir de teki yz var, meseleye bir de benim amdan bakmak gerekiyor. Bir iftin aralarndaki diyalogu tamamen kesmeye birebir gelen en korkun dnce, bakir bir kulak dncesidir. Eer bir erkek kadn deitiriyorsa, bunu yeni kadnda hikyelerini dinleyecek bakir bir kulak bulmak maksadyla yapyordur. Don Juan iflah olmaz bir palavracdan -enesi kuvvetli anlamnda- baka bir ey deildir. Bir kadn onu ancak ve ancak palavralarna inand srece -yazk ki bu sre pek uzun deildi ve gnden gne ksalyorduilgilendiriyordu. Baklarnda en ufak bir kuku glgesi yakalamayagrsn, kalbine ve kamna buz gibi bir bak saplanveriyordu. O zaman, palavralarna gerek arlklarn veren tek ey olan mkemmel ve scack safdillii bulmak iin baka yere gidiyordu. Btn bunlar bir iftin yaamnda szcklerin nemini vurgulamaktadr. Zaten iftlerden biri bir nc kii ile yatarsa, onun tekini "aldattndan" sz edilir; bu, ihaneti dil alanna yerletirmektir. Bir erkek ve bir kadn birbirlerine hi yalan sylemese ve ihanetlerini annda birbirlerine itiraf etseydi, birbirlerini hi aldatmam olurlard.

26
KADIN. Elbette. Fakat bu kinik bir diyalog olurdu ve saydamlk adna birbirlerini yaralamalar, onlar abucack ayrrd. ERKEK. O halde yalan gerekli mi sence? KADIN. Hem evet, hem hayr. Yalann karanl ile saydamln kinizmi arasnda, gerein bilindii ama ses karlmad ya da bile bile grmezden gelindii aydnlk-karanlk bir kesim vardr. Toplumda, nezaket kurallar baz gerekleri nobranca haykrmay yasaklar. Neden iftlerin de byle bir nezaket kurallar olmasn ki? Sen beni aldatyorsun, ben seni aldatyorum, ama bunu bilmek istemiyoruz. En iyi zel yaam ancak alacakaranlkta geen zel yaamdr. Ne diyordu sevimli Paul Geraldy: "Lambay ks biraz." ERKEK. iftlerde belki, ama kesinlikle kadnlar arasnda deil. Orada en i kinizm rahatlkla kendini gsteriverir. Hanmlar, sizler bir araya geldiniz mi mthi dedikoducu oluyorsunuz! Bir gn berberde, hanmlar ksmndan yarm duvarla ayrlm "Beyler" blmnde bekliyordum. Vcutlar ve iftlerle ilgili en gizli srlarn hi utanp sklmadan ortaya serildii uluorta bir konumann berber kadnlar, manikrcleri, ampuanclar ve mteri hanmlar alabildiine kaynatrdn duyunca, aklm durdu. KADIN. Erkekler bir araya geldiinde bu tr eyleri konumaya utanyorlar m yoksa?

ERKEK. Hem de nasl! Erkek milleti kadnlara oranla ok daha utangatr. Son derece komik ama, erkek olmalar, ou zaman, onlar byle bir durum karsnda fena halde utanmaya srkler. rnein biz erkekler, hastalklarmzdan sz etmeye pek hevesli dei-lizdir. KADIN. ok gzel syledin, "kiisel srlar" siz erkeklerde pek bir ey ifade etmiyor. "Kiisel srlar" ile her ey her zaman rakamlara dayandrlr. u kadar sefer ya da u kadar santimetre. Kadn27

larn srlanysa tersine karmak ve anlalmas gtr! Bu konularda abucack kaynavermemize gelince, bu ezilen insanlarn kay-navermesi; nk kadn her yerde erkein isteine katlanr. Birbirine tamamen yabanc iki kadn birletirebilen kaynama duygusunun derinliini bir erkek asla bilemez. Fas'a yaptm bir gezi geliyor gzmn nne. Kk grubumuzdaki tek kadn bendim. Gneyde ou zaman olduu gibi, yanmza ok gen bir ocuk yanap bizi evine aya davet etti. Babas yannda oullaryla, saylar myd drt myd orasn bilemiyorum, bizi karlad. En k zar zor yryor olmalyd. Odann yatak odalarna aldn sandm kapsnn nnde bir battaniye aslyd. Bu battaniye zaman zaman belli belirsiz kprdanyordu ve siyah bir gzn yle bir bakt grlyordu. Anne, kzlar, bykanne, kaynvalide, ieriye tklm olan bu insanlar bekleiyor, dinliyor, gzetliyorlard. Evlerine su balanan kadnlarn tepkileri geldi gzmn nne. Suyun evlerinin ierisine kadar ulamasyla eme bana komalar ve konularn kendi yaamlarnn oluturduu bitmek bilmeyen laklaklar sona ermi oluyordu. Oradan ayrldmzda evine dnmekte olan bir gen kzla karlatm. Yalnzca bana glmsedi, nk tek kadn bendim ve bu glmsemede scak bir kardelik duygusu vard. Yani kardelik dediysem, "kz kardelik" anlamnda syledim bunu, tabii yle bir szck varsa. ERKEK. Evet, belki de olayn kendisi ok ender olduundan yle bir sz yaratmaya bile gerek grlmemi. KADIN. Bunun temel nedeni, dili yapanlarn erkekler olmas. Kadnlar Adasnn Mucizesi adl ilgin bir romanda Gerhart Haupt-mann kendi tarznda bir Robinsonluk nerir. Batan bir yolcu gemisinin kadnlarla dolup taan sandallar bir ssz adaya yanar. Bylece, yz kadar kadndan oluan bir topluluk ortaya kar. ERKEK. Bu bir cehennem! KADIN. Hi de yle deil, tam tersi! Son derece kardee bir ya28

sam bu. Hauptmann'n savunduu fikir yledir: Eer kadnlar birbirleriyle kavga ediyorlarsa, bunun hatasn erkeklerde aramak gerekir. Kadnlara fitne tohumlar ekenler en bata erkeklerdir. Rahibelerin bile aralarn aan, gidip gnah kardklar papaz deil midir?.. ERKEK. Mucize dediin bu mu? KADIN. Hayr, mucize, yllar sren bir mutlu yaamn ardndan aralarnda tek bir erkein bile bulunmad bu toplumda kadnlardan birinin akl sr ermez bir

biimde gebe kalmas. ERKEK. Kutsal ruh galiba. KADIN. Eer bir kz ocuu dourmu olsa iler dzene girebilirdi. Gelgelelim felein cilvesine bak ki bir olan douruverir. Bylece kadnlar adasnn sonunun geldii anlalr. Erkek virs ksa bir sre sonra ykm grevini yerine getirecektir. ERKEK. Szn ksas, sen ve ben birbirine taban tabana zt iki cinsellikten geldiimize gre, birbirimize syleyecek hibir eyimiz kalmyor, bu durumda bize den tek ey, ayrlmak. Hi olmazsa bu ii yle anl anl bir biimde yapalm. Tm dostlarmzn bir araya gelecei bir gece yemei dzenleyelim. KADIN. Yani spanyollarn dedii gibi bir mdia noche. ERKEK. Son davetlilerimiz gne doduunda koya dnsnler diye yln en ksa gecesini seelim. Yemekle ben ilgilenirim. Yalnzca sahilden topladm deniz rnlerini ikram ederiz. KADIN. Biz onlara anlatrz, onlar bize anlatr, kar-koca ve sevgi zerine uzun uzun palavralar atlr. Bu bir sevgi ve deniz yemei olur. Sra herkesin szn syleyecei ana gelince, ban kadehine vurur ve trensel bir biimde onlara zc haberi verirsin:
29 "Oudalle ve Nadge ayrlyorlar, nk artk anlaamyorlar. Zaman zaman birbirlerine syleyecekleri szleri oluyor. Sonra kt bir suskunluk kuatyor onlar..." Ve son davetli de gittiinde, evin kapsna bir tabela asarz: SATILIK. Ve sramz geldiinde bizler de farkl ynlere doru uzaklarz.

Aynen yle yapld. Nadge'in ve Oudalle'n tm dostlarna yaz gndnm gecesi iin davetiyeler gnderildi. Nadge, Avranches'-taki otelin tm odalarn tuttu. Yanna iki arkadan alan Oudalle, son derece geni bir alanda balk ve deniz rnleri toplamaya kt. lk davetliler geldiinde ortalk henz kararmamt. Bunlar dorudan Arles'dan geldiklerine gre, en uzun yolu kat etmi olanlard. Neredeyse hemen ardndan, en yakn komular damlad ve aradan yarm saat daha getikten sonra, teki konuklar skn etmeye balad. Nadge ile Oudalle bir masann etrafna toplanp yenilen dzenli bir yemek deil de gelenlerin geldikleri anda katlacaklar srekli bir servis ngrdklerinden, konuklarn arabalar btn gece birbirini izledi. lkin canl yengeler, kzarm ekmek katlm midye suyu ve fme ylanbalklar sunuldu. Sonra viski ile flambe edilmi pavuryalar ve isleme mor denizkestaneleri. Etrafna deniz-geyikleri sralanm Pompadour stakozlarndan oluan ana yemein servisi iin gece yansnn on ikinci gongunun almas beklendi. Daha sonra gece, paprikal ahtapotlar, kalamar paellalar ve eski usul bir labros yahnisi ile srp gitti. Tanyerinin ilk klaryla birlikte beyaz arapl denizkulaklar, denizsrgan kzartmalar ve ampanyaya yatrlm Saint-Jacques istiridyeleri getirildi. Bylece, sebzesiz, meyvesiz ve ekersiz gerek bir mdia noche oldu. Konuklardan bir ksm kazklardan oluan temelleri sahile kadar uzanan yksek

terasta toplanmt. lk hikyeyi anlatma fikrinin kimden geldiini ne Nadge ne de Oudalle syleyebilirdi. Gecenin ierisinde kaybolup gitti bu hikye; kukusuz ikinci, nc hikye de byle oldu. Fakat, evlerinde olup bitenlerden arm bir halde daha sonraki hikyeleri banda alp sakladlar. Bylece on dokuz 30 hikye oldu: Bunlar bazen sihirli ve geleneksel "bir varm bir yokmu" ile balayan masallardan, bazen de birinci tekil azdan anlatlan kanl ve iren yaam kesitlerinin oluturduu hikyelerden bir araya geliyordu. Nadge ile Oudalle, kendi evlerinde yaratldn grdkleri, daha son szc tamamlanr tamamlanmaz silini-vererek yerini yine kendileri gibi gelip geici baka armlara brakan bu dsel kurgular aknlkla dinliyorlard. Lagos'un kumdan heykellerini dnyorlard. Art arda sralanan yk ve masallarn onlarda yaratt duygular izliyorlard. Onlara yle geliyordu ki, buruk bir biimde gereki, karamsar, ykc ykler onlar ayrmaya ve beraberliklerini mahvetmeye katkda bulunuyor, tatl, scak, gnl okayc masallar ise onlar yaklatrmaya alyordu. Oysa, nce ezici ve hznl gereklikleriyle ykler anlatlmsa da, gece ilerledike pe pee ortaya kan ok gzel masallar sonunda kar konulmaz bir parlakla ulamt. lk saatlerde kinci ve aalanm ocuk Ange Crevet, kaak avc Ernest, intihara eilimli Thobald ve Blandine'in korkun babas, glgesiz kadn Lucie ve tekiler, tm bu tekdze ve sssz insanlar alamakl bir tiksinti havas yayyordu. Ama ksa bir sre sonra Angus ve Kral Faust, Pierrot ile Colombine'i, dans dem ile kokulu Havva, inli ressam ve Yunanl rakibi, gen ve lmsz yeni bir dnn canl dn alayn oluturdular. Ve zellikle son masal, iki lenin masal her gn, her gece ateli ve candan bir tren dzeyinde yinelenen hareketleri yaparak gndelik kar-koca yaamn kurtaryor gibiydi. En son davetli, ei benzeri belki de bulunmayan en gzel masal tek dinleyici ev sahiplerine anlattktan sonra yola koyulmak iin izin istediinde, gndnm gnei Mont-Saint-Michel'in siluetini kora dntryordu. Ykselen deniz, doludizgin, terasn zgaral demesi altna doru ilerliyordu. Dalgalarn arpt denizkabuk-lar, enetlerini ap, kurak saatlerde ilerinde tuttuklar suyu dar salyorlard. Deniz ekildiinde geride kalan suya hasret binlerce az fsldaarak ilerini tuzlu havayla dolduruyorlard. Kumsal, Lagos'un gayet gzel anlad gibi bir dil araynda mrldanp duruyordu. Ayaa kalkmadn, banla kadehine vurmadn ve dostlar31

miza ayrldmz bildiren zc haberi aklamadn, dedi Nadge. - Dorusunu istersen tm bu hikyeler kafama gireli bu ayrln kanlmazl bana artk bu kadar ak grnmyordu, diye yantlad Oudalle. Gerekte bizde eksik olan, birlikte oturacamz, szckler den yaplm bir evdi. Eskiden din, evlilere, azizlerle enelmi, ef sanelerle renklenmi, ilahilerle nlayan, onlar kendilerinden ve d saldrlardan koruyan hem gerek -kilise- hem dsel bir yap getiriyordu. Bu yap bizde eksikti. Bunun tm malzemelerini dost larmz salad bize. Ayrlmak zere olan iftler iin edebiyat hari ka ilatr.,. Gndelik yaamn balna gmlm iki sazan baln an dryorduk, diye balad balklk eretilemelerine oldum olas sa dk olan Oudalle. Bundan byle dadan kopup gelen sel sularnda

yan yana oynaan iki alabalk gibi olacaz. u senin deniz mdia noche'n harikayd, dedi yine Nadge. Seni evimin ba as tayin ediyorum. Mutfamn hahambas ve yemee manevi boyut katan mutfak ve sofra trelerinin koruyucu su olursun.

32

Ermiler Bayram mantarlar

Hafta sonunda Rio de Janeiro'da bir polo mam vard. Karm, en iyi atmla drt gn nce gitmiti, ben de ardndan gidecektim. On saatlik uak yolculuunun verdii yorgunluu ve gerginlii yenmek iin bu sre gerekliydi atlara. Karm, yatmalar iin pistte onlara binmeyi zevkle kabul etmiti. Atlarla har neir olan bir insan olarak, elbette ki onlardan holanan bir kadnla evlenmeyi yelemitim.

Daha nceki iki evliliimin baarszlkla sonulanmas, eski karlarmla aramzda bu tr bir uyumun bulunmamasndan kaynaklanyordu. Sonuta bir tr yaz bekrydm ve belki de bu allmam du-rurn (sapna kadar ve iflah olmaz bir evlilik yanls, homo conjuga-fo'im) ilk genliime doru bir yolculua kmama katkda bulunF3

N/Veda Yemei

33

du. O akam Roissy'den beni Madrid zerinden Rio'ya gtrecek olan uaa binmem gerekiyordu. Hizmetlilere izin verip, konamz kendim kapattm ve bavullarmla beni havaalanna gtrecek taksinin gelmesini beklemeye koyuldum. Dncelerim oktan Paris'ten uzaklamt; artk Rio'da, bizi evlerinde arlayacak atlk kulbnden dostlarmn evinde karmla ve zellikle de uak yolculuunun heyecann zerlerinden atm atlarmla ba baa olduumu dlyordum. Uak irketine ait yolcu kayt giesi zerine aprazlamasna asl panoda ad geen uuun iptal edildiini grmenin yaratt ok karsnda dlerim hoyrata dalverdi. ptalin nedeni de Madrid Havaalanndaki yer hizmet grevlilerinin grevde oluuydu. zlmtm. Aln ite, Franco dneminde asla grlmemi bir ey! Daha sonraki uu saatleri ve Rio ile saat farklar hesap edilince, polo mam suya dyordu ve sevgili atlarm bou bouna Atlantik'i amak zorunda brakmtm. Karm ses karmazd: Uaa baylrd ve Brezilya bahannda gzel bir gn yaamann neresi trajikti Tanr akna! Buna karlk bu aksilik, beni tuhaf bir biimde gereklerden koparmt. Konak kapalyd, personel dalmt, atlarm ve karm uakla Brezilya'ya gitmiti. Sama bir nedenle, ruhen ayrlm bulunduum Paris'te alkonulmutum. Tuhaf ve kayg verici bir bolukta dalgalanyordum. Yaamm, tpk sallanan bir diin, dieti boluunda sadece alkanlk zere durduu gibi "temeli rm" grnyordu. Dille yaplacak en ufak bir basn onu dietinin kanl ve yumuak deliinden frlatverirdi. Hesapta olmayan bu durum karsnda arm bir halde bir taksiye binip, krk dkknma dndm. Bir elimde valizim, tekinde el antam, dizimle bahe kapsnn parmakln iteledim ve aalarn evreledii yola daldm. Nemli kasm gecesi bastrmt, ama sokak lambalarnn su yeili yeri ok gzel aydnlatyordu. Ayamn ucuyla bir kuru yaprak yn ittim ve bu srada ince mantarlarn oluturduu bir bek iliti gzme. "Hava tam mantar havasym" diye dndm. Evin ierisi hzn verici. Tanrm, ben yola kmadm m? Peki burada iim ne? Buzdolab tamtakr. Tele34

vizyon almyor. Bir sre ssz odalarda dnenip duruyorum, odalar ylesine dzenli, ylesine derli toplu ki ister istemez kendimi davetsiz misafir gibi gryorum. Le Sueur Soka'nda gece yarsna kadar ak olan kk lokantaya gidip bir para bir eyler yemeyi dnyorum, sonra bu dnce beni korkutuyor. Sonunda soyunup yatyorum. "Hava tam gz mantar havasym." Evet, nk keimantar her ne kadar bir ilkbahar mantarysa da, biraz daha bodur, biraz daha esmerce, ama tekinden lezzet bakmndan hi de geri kalmayan bir sonbahar tr de vardr. Biraz nce grdm mantarlar getiriyorum gzlerimin nne. ocukluumu dnyorum. Sava srasnda sekiz, dokuz, on, on bir, on iki yalarndaydm. Bir Bourgogne kynde papaz evinde oturuyorduk. Doru drst geinemiyor-duk, ama bu sefalet yllarnda pek halimizden ikyet edemiyorduk. Kyllerden arta kalan yiyecekleri toplamak iin altmda bisiklet, evle tarlalar arasnda mekik

dokuyordum. Bisikletin selesine balanm rmorkun verdii korkun arl da, ksa bir sre sonra lastik tekerleklerin yerini alan mantar eritlerin sertliini de unutmam mmkn deil. Kasaba okuluna gidiyordum ve klm ve konumam burjuva kkenimi o saat ele verdiinden, orada bir sr sitem ediliyordu bana. Gerek dostum, yalnzca iflah olmaz tembel, "kt adam" olan, ama avclna toz kondurulamayan Ernest idi. Ah o ocuk, tavanlara tuzak kurmak, karatavuklara kapan hazrlamak ya da Ouche Irma'nda eliyle alabalk yakalamakta stne yoktu dorusu! Kim bilir ka kez onun sayesinde soframz zengin-letirmiimdir! Bunun karlnda annem, kullanmadmz giysilerle ayakkablarmz ona veriyordu. Her ey zerine harika uyuyordu ve kran duygularyla lmszlemi grnen eskilerimizi giyiyordu durmadan. Mantarlar onun uzmanlk alanna giriyordu. Dediine baklrsa retmen masasnn altnda bile mantar bulmu ve gayet de lezzet-Uymi! Kuramsal adan bu konuda hibir bilgisi olmamasna ramen, zehirli mantar yenilir mantardan igdsel olarak amaz bir kesinlikle ayryordu. Gelgelelim bir hassas yan vard: Fikrini almak istediiniz mantarlar kendisine bir mendil ya da bir sepet ie35

risinde gstermemeniz gerekiyordu. Eer yle yaplmsa, ban sallyor, bir ey sylemeye yanamyor, bilgisizliini itiraf ediyordu. Mantar dediin ancak ve ancak yetitii alanda, henz kimsenin eli demeden tannabilirmi. Byleydi Ernest. Keimantarlar... Fontaine Ferme'nin -Ouche'un iki kaynandan biriaasnda, kimi zaman su basknna urayan bir tarlay anmsyordum, neden bilmem buraya Kazl Vadi diyorlard. Bu kra topra enlendiren ender otlarn arasnda mantarlarn adeta "byc toplants" yapyorlarm gibi bir arada bulunduklarna gzm krpmadan yemin edebilirdim. Bou bouna uyumaya alyorum ve bir trl uykuya dn-meksizin beni olduka ksa sren ama tm varlmz borlu olduumuz o ocukluk yllarna gtren bir tr uyank ryaya dalyorum. Kazl Vadi ve orann keimantarlar, Ernest ve kertenkele, bcek, yuva, yumurta, ak, balk avlamada ve tavanlara tuzak kurmada kulland vr zvrdan geilmeyen cepleri. Aradan otuz be yl gemesine karn tm bunlar hl yle canl, yle yaknd ki! zntler ierisinde geen ocukluk yllarm kuatan ve besleyen bu insanlar tmyle ihmal etmek ok byk bir nankrlk olmaz myd? Kalkyorum. Uykum yok, bu kesin. imin derinliinde var olduunu bildiim ama dilimin bir trl sylemeye varmad bir tasarya uyarak giyiniyorum. Yatm ve uysal canavar La Bentley yeralt garajnda bekliyor. Kontak anahtarn evir yeter, o saat deliinden dar frlayacak. Kontak anahtarn eviriyorum. Elektrikli kap ufak yollu sarslyor. Motor yavaa horlamaya balyor. Foch Caddesi lgn bir kla aydnlanyor. evre yolu ynnde sryorum arabay. Gney otoyoluna yneldiimde saat gecenin iki buuuydu. Pouilly-en-Auxois kna varnca, bir an tereddt ettim. lkin Beaune'a kadar gitmeye, sonra 470 No'lu devlet yoluyla Mon-tigny'ye doru inmeye niyetlendim. Ne var ki Pouilly kn gsteren panolarda arlarna kar direnemediim ky adlar yer alyordu birer birer. Bourgognelu demiryolcu-yazar Henri Vince-not'nun ky Commarin, anneannemin ocukluunun getii ve
36

mezarnn bulunduu Pont-de-Pany, kardelerimle benim yapay bir glckte ykanmaya gittiimiz Chazilly. Bylece otoyoldan ayrldm ve derhal anlar

yzme arpmaya devam etti. Bunlar arasnda ikinci elden olanlar da vard, yani annemleri, dedemleri ilgilendiren ve yanmzda yzlerce defa anlm olan anlar demek istiyorum. Sainte-Sabine'e giden inie ynelirken, 1926'da Citron B 12'sinin direksiyonu banda byk bir kaz katliam yapan bykbabam anmsamam da ite byle oldu. Bligny-sur-Ouche'taki eczanesinin nnde durduunda, bykannem arabann her yannn bembeyaz kaz tyleri ierisinde olduunu grnce arr. "Yarn Sainte-Sabine kaz yiyoruz" der bykbabam, kutsal kitaba zg bir yalnlkla. Ayn eczanenin nnden ar ar getiimde tanyeri aaryordu. Tanrm, ne ok an, ne ok l! Bligny ile Montigny aras iki kilometre. Kye girdiimde her taraf hl uykudayd. Bu beni rahatlatt. Bunca yl ortadan yok olduktan sonra gsterili arabamn direksiyonunda tantanayla dnmek hi houma gitmezdi dorusu. Soluu hemen Fontaine Ferme yaknlarndaki Kazl Vadi'de aldm. Gzlerime inanamyordum: Bir orman! Nemli ayrlarn vadi grnm sunduu bu yerde imdi dzenli bir biimde dikilmi kzlaalarn oluturduu kk bir orman ykseliyordu. Aa dikerek bu ukur alan slah etmek dncesi sonuta gayet aklcyd. Ne var ki bu kzlaalarn varl, zellikle de boylar bana birdenbire yllarn arln hissettirdi. Eh evet, kck fidanlar otuz be yl bile bulmayan bir sre ierisinde ulu ormana dn vermi! Birden kendimi yal ve Dante'nin szn ettii yaam yolunun ortasn oktan am hissettim. Hem sonra dkrklna uramtm. Ya benim u keimantarlar? Gecenin bir yarsnda yataktan kalkp bunca yolu eli bo dnmek iin mi tepmitim? Anlarm bir kez daha sorguladm. Bessey-en-Cha-urne'da, Balance Tepesi'nde, kenarnda bo bir alan bulunan kk bir karaam orman geliyordu gzmn nne. nk keimantar dediin hava ve k isterdi, ama bir it, duvar ya da orman kenar gibi korunakl bir yerde olmas gerekirdi. Bylece gzel otomobilimle imdi de Beaune ynne, Balance denilen bayra yneldim. Be kilometre sonra sola, Crpey ynn37

de kk bir kasaba yoluna sapyorum ve tam Bessey'den nce... Her ey oradayd. Arabadan knca bu Bourgogne tepelerinin (Bessey-en Chaume Boaz gney otoyolunun en yksek noktasdr) silindir biiminde otlar ve kknar bekleri ile biraz Alpler'i artran havasna kavuuyorum. u benim karaam koruluu olduu yerde duruyordu. Ve kabar kabar frlayvermi keimantarla-r (orman perilerinin durgunluu), bal bana bir mantar kolonisi randevumuza sadk kalmt. Torpido gzne attm plastik torbay kapp yeniden kavutuum on iki yamn cokusuyla ie koyu-luverdim. Acaba bydm iin miydi? Eskiden ayn yerde topladm mantarlar galiba bugnklerden ok daha gzeldi. Gemiin yaldzl sisleri, en basit eyleri mkemmele dntryorsunuz! Ar ve dolu torbam beni dlerimden uzaklatrd. imdi ne yapmalydm? Yeniden yola koyulup Paris'e mi dnmeli? Hi de ho bir ey deil. yi ama ne yapmal, kime gitmeliydim? Ernest'e tabii! u bizim nl avc Bessey karaamlar gibi yerinden kprdamam olmalyd. Saat altyd ve uzakta Crpey Kilisesi'nin an kulesinin gerisinde pembe parmakl afak ykseliyordu. Benim gibi ekingen bir insan iin en uygun saat. Balance' inerken Bentley tpk iri bir kedi gibi mrldanyordu. Eskiden Guret iftinin ilettii kk hana geldiimde, sola dnyor ve Ouche Kprs'n geiyorum. Ernestlerin evi yana yatm merdiveni ve k yamal eski pantolonu artran atsyla kukusuz olduka harap haldeydi, ama beni scak karlyor. Kapya vuruyorum. Hemen tandm bir ses: "Kim o?" diyor. Adm

veriyorum. Kap alyor. "Aman Tanrm, demek sensin?" Kukusuz ok deimi. Bu kll fauna ile sokakta karlaacak olsam, eski dostumu hemen tanr mydm, bilemiyorum. Ama dnnce, benim tandm keskin bakl sska kzln, alayn inceltip uzatt yeil gzl bu bykl tilkiye dnm, ocukta insann yetikin halini bulmak isteyen mantktan besleniyordu. "Mantar iin geldim" diyor ve sanki bu aklama otuz be yl aradan sonra aniden ortaya km hakl karacakm gibi torbam uzatyorum. "Mantar m?" diyor torbama yle bir gz attktan sonra, "Evet, senmi-sin!" Ve bilenmi yz, durumumun gerektirdii balaycln

yumuatt bir sevin yanstyor. "Yat Briffaut!" Cinsi pek belli olmayan, ama spanyol kan ar basan bir kpek bacaklarm ve pantolonumun nn kokluyor harl harl. "Eh ben de tam yemek hazrlamak zereydim" diyor Ernest. "stiyorsan mantarl bir omlet daha ekleriz." stiyordum, stelik akamdan beri bir ey yememitim. Bana bir sandalye veriyor ve bir gerdelin yanna oturup mantarlar ayklamaya koyuluyor. Oday gzlemliyorum. iftilik ve ormanclkla ilgili bir sr vr zvr dolu her taraf: Pencerede kurumaya braklm tavan postlar, balk alar, kafesler, avalye-ler, kirtiller, kerevit terazileri, odun yn zerine konulmu bir balta. Ve duvardaki silahlkta asl tfein, ak byk yatan ba ucunda, yatan bir insann kolayca uzanabilecei yerde bulunuu dikkatimi ekiyor. Atalardan kalma alkanlk m, yoksa kk salm bir kuku mu? Yalnz m yayorsun? Tanrf dan sonra tek hkimim! Biliyorsun babamla pek geinemezdim. ekip gitmitim. O lnce annemin yanna dndm. O da ld, birka yl oluyor, unuttum gitti. Dknler yurduna gitmek istemiyordu. Haklyd. O gn bugndr kimsem kalmad. Yalnzca Briffaut var. Deil mi Briffaut? Kpek bir kuyruk sallamasyla onaylad. Demek yle, mantar toplamak iin btn gece araba kullan dn? Geree uygun bu samalk, ardndan Ernest'in itiraz etmeden kabul ettii bir baka samal getiriyordu: Karm atlarmla Rio de Janeiro'da, zgrdm. zgr... Gerek zgrlk nmde deil miydi? Ermiler Bayram mantarlarm bana onu kefettirmemi miydi? Ernest bu kyn okulunda benimle sra arkada olarak renimine balamt. Sonra ayrlmtk ve ayrlan yollarmz bizleri deiik ynlere; beni Foch Caddesi'nde bir konak sahibi olmaya, onu yeni batan hareket noktasna, yani krma kpeiyle birlikte yaad, atadan kalma, hayat ve koku dolu izbeye dnmeye srklemiti. Servet yapmak iin ylmadan alm ve bunu baarmtm. ki kez boanmtm, nc karmla beni birbirimize yaklatran tek ortak zevkimiz de 39 halen atlara olan ilgimizdi. Defalarca doudan batya, batdan douya dnya turlarna ktm. ime ileyen bir ey vard: Ernest'in, anlattklarma kar ar ilgisizlii. Btn bu zaman sresince yapm olabileceklerim onu hi mi hi ilgilendirmiyordu. Bir admlk yol kat etmemiti. Bugn de ocukluunda ve ilkgenlik yllarnda yaad gibi yayordu. Yaamnn, gnlerin gnlere ve

38

yllarn yllara eklendii mevsimlerin birbirini izlemesiyle ritim kazanan tekdzelii birbirimizden uzak kaldmz otuz be yl -benim iin iyi kt servenlerle dolup taan- neredeyse sfrlyor olmalyd. Ve sonuta sadece benim ona soracak sorularm vard. artc olan, kesine ekilmi bu adam dorusu rahat, nerdeyse gzel konuan bir insan olarak grnd, ama bana hitap edermi gibi grnrken, aslnda tek gerek dinleyicisi olduu gn gibi ortada olan Briffaut ile baktn fark etmem uzun srmedi. Issz adasnda Robinson Cruso. Koyun postundan yaplm yelei ve kzlms sakalyla bana onu anmsatyordu. Ve ben yllar sonra adaya yanaan ve keili adamla diyalog kurmaya alan ilk ngiliz gemisinin kaptanydm. Gerekte onun yaptn yapp, ocukluumun getii bu topraklarda kalm olsaydm, halim ne olurdu, onu gzmn nne getirmeye alyordum. Belleimde yzler dalgalanyordu. Annette Mazurier rnein. ocukluumun madonnasyd. Ky okulunda, hatta sylenenlere baklrsa tm kasabada ondan iyi renci yoktu. On iki yanda ciddi bir yetikin kadn havas vard. Naziklii olmasa, meleksi bir saflktaki kk yz son derecede suratsz bulunabilirdi. Ne olmutu kim bilir? Ebe mi, sorgu yargc m, bir manastrda rahibe mi? Annette mi? Ha, u Mazurier mi? Ah u kz, bana ne iler geldi sorma! Dorusunu istersen biraz da kendisi arand hani. Hakknda hibir ey bilinmiyor. On yedi yandayd, fazla deil, Di-jon'dan gelmi bir ipsizin ana dt. Herif in Hindi'nde yararlklar gstermi eski bir paratyd. Yani kendisi yle diyordu Pek temiz olmayan sava baarlar anlatmakla bitecek gibi deildi Herkes Annette'i uyarmak iin birbiriyle yart. Kendisi de saklamyordu zaten: "Ben ipsizin tekiyim." Hani derler ya, yznden okunuyordu bu. yle bir bakmak yetiyordu. Gz bir ey grme40

yen tek kii varsa o da Annette idi. Nuh dedi peygamber demedi. Hatta olan ona Dijon'da kars ve ocuklar olduunu syledii zaman bile bildiinden amad. Uzatmayalm, sonunda evlendiler. lk ocuu olan oldu, adn Pierrot koydular. Cezayirli yakkl parat ortalktan kaybolduunda kzcaz ikinci ocuuna gebeydi. Polielerini kza dettii arabay da alp ortalktan kayboldu o serseri. Geride, kucanda bir yanda bir ocuk, karnnda dodu doacak ikinci bir ocuk ve bir sr bor brakarak! Milletin acmaszca her eyi bana kakmas da cabas tabii: Sana sylemitim de, bir kulandan girip tekinden kt da... ok ar ilerde alt zavall Annette. Diplomalar olduu iin ilkokul retmenlii yapt. Hatta bir koca daha buldu, kendisinden kat kat yal, kendi halinde bir dulla evlendi. Galiba ipsizi bandan attn, bir daha onun adn duymayacan dnyordu. Bir bakma evet. Ama oullar vard. By anasndan yanayd. Ama teki, hk demi babasnn burnundan dmt. te bu Jeannot daha on birine bile basmamt ki iki jandarmann arasnda eve dnd. O gn bugndr hep daha beter oluyor. imdiye kadar tm samalklarnn ceremesini annesi ekti. Ama bu sonsuza kadar srmez elbette... Annette ylesine arbal, ylesine ciddiydi ki, kendisiyle yaayacak erkei skacak gibi grnyordu ve bu tutku, kukusuz fiziksel olan bu lgnlk, onu Cezayirli paratnn ayaklarna itti. Cin gibi zeki bir kz olduu iin korkun bir samalk yaptn biliyordu herhalde; ama elini kolunu balayan u rnek kz olmaktan bkm da olabilirdi. Ve gitmeden nce karnna kendisinin bir kopyas olan tohumunu brakan paratnn bir tr saatli bombay artran zaman ayarl intikam gelip atmt. stelik bundan kolay kurtulamazd da; nk bu onun oluydu. Ve bu ocukla birlikte yaad mutsuzluklar srp gitti.

st atlakla dolu Allahlk kuzinede ate grldyordu. Hayatta bylesine abuk ve evin ierisini dumana bomadan hazrlanm bir mantar flambe daha bulabilir miydim? Bal bana bir sanat... Ernest kocaman bir tavaya, gzme alabildiine ok grnen bir sr mantar atyordu. Bir ey daha dikkatimi ekmiti: Onlar ykamyordu. Bu durum, tan olduum bir olay getirdi hemen gz41

mn nne. Bir gn yine burada, annemle, evde verilen byk bir yemek daveti iin "ekstra"dan tutulmu bir kyl kadn arasndaki tartmay anmsadm. Kadn, kentlilerin her eyi bol suyla ktr ktr ovarak ykamalarn anlamsz bir alkanlk olarak gryor ve iddetle yeriyordu. Salk kurallarnn bir talihsizlik olduunu ileri srerek, u gr savunuyordu: Islanm yiyecekler ister i, ister pimi yensin, tatlar kayor. Peki, Edouard Lecotre? O ne oldu? Snfn ana kuzusuydu Edouard. Korkak, bakml, her zaman iki dirhem bir ekirdek. Ayrca iyi bir renciydi de; nk akamlar annesi altryordu. Babas bir trafik kazasnda lmt ve annesi kk tarm iletmelerini canla bala ynetiyordu. On be hektar kadar arazi, iki at, alt inek, bir kmes, bir tavan kmesi, bataklkta debelenen be rdek, btn bunlar yine de bir yanama ve bir de hizmeti gerektiriyordu. Annesi hibir zaman yumuak bal olmaya zenmemiti, ama bu iki yardmc ona sertlik ve agzllk konusunda yle bir n getirdiler ki, olursa o kadar olur. lkin biri, ardndan da teki ii brakt. Kadn yeni iiler ald. Her defasnda ayn terane: Gzn para hrs brm erkeksi kadn, bir baka adan, bir baka uygarlktan kalmayd adeta. Peki ama Edouard'in btn bunlarla ne ilgisi var? Bu soru Ernest'in kahkahay basmasna yol ayor. Ah, diyebilirim ki iyi faka bastrd anas olacak kary! Marlierlerin kzlar Ginette ile Viviane' hatrlyor musun? Tabii hatrlyorum! Ailesi tam anlamyla alkoln batana yuvarlanmt. ocuklar -saylarn hibir zaman tam olarak renemedim- okula ara sra uruyor ve hemen dikkat ekiveriyorlard. ou zaman ilerinden biri ylesine ar dayak izleri tayordu ki, retmen, grr grmez jandarmaya haber vermek zorunda kalyordu. O zaman babalar okula gelip bir sr tantana koparyor ve ocuklarn okula gndermemekle tehdit ediyordu. Uzatmayalm, diye srdrd Ernest, Edouard, ite bu Ginet te Marlier'ye gnln kaptrmasn m! Durumu annesine atn da neredeyse onu grtlaklyordu kadn. Canm yle dediysem laf ol sun diye ite, yoksa o her zaman sevgili Edouard'm nazl byt42

mu, bir dediini iki etmemitir. Fakat sen tut, baka kz kalmam gibi bu musibet ailenin kzna k ol! Olamaz, asla, kesinlikle olamazd byle bir ey! Ginette denen kzn gnn birinde gebe kalna ve Edouard'n sada solda kasla kasla ocuun babasnn kendisi olduunu syleyiine kadar bu byle srd. Baba Marli-er'nin, Edouard'n annesi dul Bayan Lecotre'un evine baskn yap. Bunu grmek isterdim. Btn bir leden sonra srd bu tartma. Sonuta anlamaya vardlar. Edouard, Ginette belasyla evlenecekti, ama Ginette ailesini bir daha asla grmeyecekti. Asla. Hi kimseyi. Bu kimseyle grmeme konusu ailenin tmn kapsyordu ve ok kesindi. Bu kural Viviane belas bozdu. Marlier ailesinin nikha gelmesi bile yasakt. Ve yle oldu. Daha sonra Viviane belas,

meydandaki kahvede dzenli olarak kz kardeinden haberler verdi. nce iki yasa. Yalnzca su. Gerektiinde kahve, st. Ve zellikle, ah zellikle tek kuru para yok! Tel dolap her zaman ifte kilit altnda. Alverilere gelince, onlar iki kadn birlikte yapyordu. Ama Ginette'in orada bulunmasnn tek nedeni, paketleri tamakt. Le-cotre iftlii'nde bir yabancdan farkszd. Boaz tokluuna alan bir hizmeti adeta, diye baryordu kz kardei kahvenin ortasnda. Peki ocuklar oldu mu? Aa, tabii, ama kaynvalide karar vermiti: Bir ocuk, tek bir ocuk. Bir ikincisini yapmak kesinlikle yasak! Fakat ite bu anda her ey deiiverdi. Ginette'in bir kz oldu. Adn ne koysalar be enirsiniz, Alberte koydular! Ve ok gemeden Ginette anlad ki bu bebek, onun zgrlnn anahtarn elinde bulunduruyordu. n k daha banda korkun dul Lecotre, torununun karsnda g nete kalm kartopu gibi eriyiverdi. ocuun karsnda beyni su lanm bir kakt adeta! Onu bu halde grenler gzlerine inanamyorlard. Alberte'in yannda hibir eyin nemi yoktu. Bykanne si, Beaune'daki oyuncak dkknlarnda ve bebe maazalarnda birden cmertleiveriyor, kesenin azn alabildiine ayordu. Bu hareketi gelininin ve olunun cann karyordu, ama Ginette b yk altndan glyor ve gven iinde sonrasn bekliyordu. Sonras m?
43

Evet, nk Alberte akl yetmeye balaynca durumu o saat kavrad. Ve grd ki annesi zgrlne kavumasn bekleyen zavall bir kle. Bu srp gitmedi! On yana geldiinde kyn en gzel bisikletine, on drdnde Vespa'sna sahip oldu, on sekizinde ehliyetini alp 4 beygir gcndeki arabasnn direksiyonu bana geti. Edouard'm kendisi mrnde hi araba sahibi olmamt! Ayn zamanda dul Bayan Lecotre yava yava iftlikte denetimi elden karyordu. Ana kz yle yaptlar ki, kadn nce bir ykle kapattlar, ardnda da Bolleyne'deki dknler yurduna postaladlar. Ey sevgi, sen nelere kadirsin! En iyi cinsinden bir Clos-Vougeot arab katlm, yle kocaman tarafndan bir mantarl omleti tadna vara vara yiyorduk. Hi kuku yok ki ocukluumun bu Bourgogne'u, insanlarn yaamay bildii bir tara kasabas dorusu; insan orada tpk baka yerde olduu gibi kazan hrs iinde olsa da, ayyalara ve byk bir sevginin gsz drd kimselere kar acmasz olsa da, bu byle. Aklma gelen adlar makinelemi bir biimde sralamaya devam ettim. lenlerin says rktcyd. Elinde alet kutusu olmadan uradan uraya admn atmayan ve tek elencesi tarm makinelerini, mobilet motorlarn skmek olan kk Chambert, bir Alman maynna kurban giderek parampara olmu. inde ne olduunu grmek istemi. Gzlerinin miyop oluu yznden Kr Kstebek dediimiz hani u salar taraz taraz, srk boylu sska kz, iki yl sonra olmu olsa antibiyotiklerin kolaylkla iyiletirebilecei bir peritonitin hmna uram. Kprnn bana kilometre ta gibi konmu ufack han elli yl boyunca ileten Guret ifti ise, ben oradan ayrldmda ikisinin de yalar alabildiine ilerlemi olduuna gre, elbette ki hayatta deildiler. Ernest'in dediine baklrsa, krk sekiz saat arayla lmler. nce kadn lm, ardndan da ihtiyar; zavallck karsndan ayr kald o iki gn ne kadar korkmutur kim bilir. Ayrca benim gibi ky terk edip kendilerinden hibir haber alnamayanlarn yan sra baz yeni gelenler de vard. Bu yeni gelenlerden birini tanyordum, ad Vladimir'di, ama Vava diye bilinirdi;

o dnemlerde Dijon'da bir birahanede akordeon alyordu. Honorine Certain adnda, becerikli, doa gibi cmert
44

ve etraf il yavrusu gibi ocuktan geilmeyen bural bir kyl kadnn kardeiydi. Baba Certain "Celtique" sigaralarnn stndeki savaya benzerdi; uzun sar byklar olan am yarmas gibi bir adamd. nsanda sayg ve dostluk duygusu uyandran anl anl bir ailesi vard. Vava zaman zaman ksa sreliine onlar ziyarete gelirdi, her defasnda da tular fildiinden yaplm mzik aleti yannda olurdu ve arkllarn arasnda app kalm, doma byme kentli havalarna brnrd. Ksack ceketi, cart renkli kravatlar, sivri burunlu, yksek topuklu ve iki renkli ayakkablaryla kasla kasla gezen bu kk beyden oldum olas nefret etmiimdir. Bir ky evinden gelen kokular ve grltlerden rkm kk markilerden farkszd ve tm bu iyi insanlar onun akalarna ve gezgin satclar artran cinasl konumalarna gz kapal kahkahay basarlard. Ve bir talihsizlik olmu. Yolda bir grup Almanla direniiler arasnda silahl atma km. Ertesi gn afak vakti Wehrmacht'tan bir Ukrayna alay ky kuatm ve evleri yamalam. Erkekler kiliseye kapatlmlar. Certain ailesi bu uursuz gnn en ar okunu yaam. Babalar, yanlarnda alan ii ve iki byk kz, nce birbirlerinden ayrlm, sonra da ormana gtrlmler. Herkes orada kuruna dizileceklerini sanm. Oysa yalnzca, gerekletirdikleri temizleme harekt srasnda len dokuz direniiyi gm-drtmek iin gtrmler. Ama bir daha da onlar gren olmam, neden diyecek olursanz, nce Dijon'da hapishaneye kapatlm, ardndan da Buchenwald'a srgne gnderilmiler. Yaam, lmn saldrlarna bir meydan okumayla cevap vermek istemi sanki ve Honorine Certain ikiz dourmu. Bu, gzelmi, harika bir eymi, ama iftliin durumu daha da beterlemi. Derken Vava'nn kageldiini grmler, boynuna aprazlama ast tular fildiinden yaplm akordeonu, salar her zamankinden daha kvrck, daha briyantinliymi. Ve Vava ksack ceketini karm, sivri burunlu pabularn giymez, dall gll kravatn takmaz olmu, hatta o canm akordeonunu bir kenara alvermi. Ve kollar svayp, -kentlilere zg, kaslar gelimemi u elimsiz kollarn- patronun, ilere bakan iinin ve iki byk kzn ortadan
45

kaybolmas zerine harabeye dnme tehlikesiyle kar karya kalan iftliin, baharn en civcivli zamannda yzst kalan ileriyle uramaya koyulmu. Ya imdi? imdi mi? Hl orada Vava. Gidip grebilirsin. Kurtulutan bir yl sonra Baba Certain ile iki kz gnn birinde kageldiler. ilerininse ad san anlmaz oldu. Ama Certain lesiye etkilenmiti. Bir enkazd adeta. Kendini ikiye verdi. Hemen hemen her gn Va va, aresiz, kahveye gelir, onu alp yatana gtrrd. Ellili yllar da ld. Vava bir daha ekip gitmedi. Kz kardeinin yannda tam anlamyla gerek bir ifti oldu, dersin ki gzn am, burada b ym. Yeenleri, kzl erkekli, ona baba gibi itaat ediyorlar. Hatta enitesini taklit etmek iin byk bile brakt. Kimi zaman pazar gnleri herkes akordeon almas iin srar ediyor. Biraz deniyor, ama bu iri kyl parmaklaryla pek iyi alnmyormu. Eh ite ha yat bu, ne yaparsn! Sra ocukluumun getii evi, hani u sava yllarn yaadm papaz evini

sormaya gelmiti. Papaz evi mi? Ah, o da baka bir hznl hikye! Biliyorsun, o da tpk kilise gibi beldenin ortak malyd. Savan bitiminde ailen oradan ayrldktan sonra bural insanlara kiralamaya baladlar. En ufak bir onarm yaplmad. Eh, kendilerinin deildi nasl olsa. Belediye meclisi dersen, ayr telden alyordu, kuru kira getiren bir yer iin bu kadar masrafa demezmi. yle ki, bir gn geldi atnn bir blm kt diye kverdi. Bu durumda kiraclar iin ekip gitmekten baka are kalmyordu. Belediyeden tazminat bile aldlar. O gn bugndr kimse yaamyor, hibir ey kalmad. Tamamen harabeye dnd. Sadakatsizlik yznden bu sevgi dolu, gven verici kocaman evin harabeye dnmesi... Bir kez daha iimi bir tr pimanlk duygusu kemirdi. nsann en tatl ocukluk dnemi anlarn bu lde unutmas yazk, gnah deil miydi? Gidip bakalm m? Nasl istersen! Dar kacamz annda kavrayan kpek, kapnn nnde d46

np duruyordu. Ernest, kasketini ve orada durmakta olan esnek bir fndk daln ald. Eski zaman beyleri de apkasz ve bastonsuz dar kmazlard diye geirdim kafamdan. Bir eldivenleri eksikti. Eminim hava souk olsayd onlar da giyerdi. Bizi darda gzel bir sonbahar sabah karlad. Islak, nemli bir bat rzgr aalarn kzla alan tepelerini okuyordu. Bir kaz srs byk bir amatayla geip gitti. Son krlanglar bir mzik portesindeki notalar gibi elektrik tellerine dalmlard. Briffaut bir delikten kaybolup giden bir kedinin peine dt ylesine. Her ey o kadar sakin ve yerli yerinde grnyordu ki! Her yerde olduu gibi kiremitleri yosun balam bu khne damlarn altnda da tutkular ve entrikalar gizlenmi olabilir miydi? Papaz evinin sert talardan yaplm bahe duvar boyunca ilerliyorduk ve bu duvarda alm, ieriye elimizi kolumuzu sallayarak girebileceimiz gediklerin saysnn hi de az olmadn gryorduk. Brtlenler, srganlar ve yabani kuzuku laklarn in istila ettii bu zavall bahe, artk bir papaz evinin bahesi olmaktan kmt; nasl derler, terk edilmi bir toprak paras olmutu artk. eri girdiimizde iki tarla faresinin kamasna neden oluyoruz. Yaknda yuvalarna ekilecekler, diyor Ernest. Scak yaz gnlerimi st ste sralanm dallarnda rzgrn ninnisini dinleyerek geirdiim iki ulu kknarn ortadan yok oluu dikkatimi ekiyor. Onlar da ha! Oysa ben onlar kalc, yklmaz sanrdm. Zamann ykmna, insanlarn hmna uram benim canm ulu aalarm... Papaz evi her trl rzgra ak. Merdivenden bakldnda, atnn frn azn artran deliinden gkyz grnyor. rk demeler ayaklarmzn altnda gar gur ediyor. Pencereler pervazlarndan dar sarkyor. Kaba inaattan baka bir ey kalmam. Ho o da su gtrr ya! Suyu bahedeki tulumbadan ekmek zorunda olduumuzu ve tuvaletin bahede kazlm bir ukurun yan bana dikilmi kk bir barakadan ibaret olduunu anmsyorum birden. Bununla birlikte imgelem gcm alyor. Planlar yapyorum. uraya bir banyo, salon kadar geni. Daa doru alan tarafa
47

byk bir caml blme. uraya belediyenin ky sakinlerine datt "baltalk hakk" denilen odunun yaklaca antsal bir mine. Meteoroloji uzmanlarnn

kutup rzgrlarn dorudan blgeye getiren bir hava koridorundan sz edilerini hakl karacak lde souk mu souk, sert mi sert Bourgogne klarn byk bir cokuyla anmsyorum. Ama beni asl heyecanlandran, zellikle ortak kullanm alanlaryd. Arabalar iin garaj, atlarm iin ahr ve kpeklerim iin kulbe yeri seiyordum. Ayrca sebze bahesiyle, bir tavan kulbesi, bir gvercinlik ve bir sln kmesim de olacakt. Ouche Irma'nn iki kayna bahede birletii iin, oraya taze taze alabalklarn bulunduu bir canl balk havuzu kazdrmak hi de zor olmayacakt. Her sabah evimden dar admm bile atmadan alveriimi tamamlam olacaktm: salata, yumurta, tavan, balk... Bu gzel d gerekletirmek iin gerekli olan harcamalar kafamda tasarlyordum. Para sorun deildi. Bunu yazan La Fontaine deil mi? Evet, St Kz le St Gm'n yazan da oydu. - Sence belediye buray bana satar m? Papaz evini mi? aarm. Belediye bakan katr gibi inat dr. - Kim o? Ad Amaury. Hector Amaury. Eski bir duvarc ustas. Son de rece mtevaz bir yaam var. Deiiklikten d patlar, ama istiyor san gidip konuabiliriz. Oraya gidiyoruz. kimizi bir arada grmenin yal yabandomu-zunda pek gven uyandrmayacan hemen anlyorum. Ernest'in n biliniyor olmalyd; benimse Paris plakal ahane bir arabayla baskn yapm, grne baklrsa, oktan kye yaylmt. Bu kyn ocuu olduumu sylememin, ky okulundaki ocukluk anlarm anlatmamn hibir yarar olmad, Amaury kapsnn nnden ekilip de bizi ieri almaya ynelik en ufak bir harekette bulunmad. Papaz evini kiralamak istiyormu, diye balyor Ernest. Kiralk deil, diye kesip atyor Amaury. Aslnda, diyorum utana skla, daha ok, tm birimleriyle sa tn almak istiyorum. Neden diyecek olursanz...
48

ev u andaki haliyle oturulabilecek gibi deil. Gayet tabii, yle bir gz attm. Gerekli tm onarmlar st lenmeyi kabulleniyorum... Grne baklrsa, bu hatrlatma eski duvarc ustasn alabildiine sarsyor. Bizi ieri buyur etmek istercesine yle biraz geriliyor. Gelgelelim aksilie bakn ki dilimi tutamyorum: Her eyin istediim gibi olmas, sanrm, iki milyona pat lar... Bu rakamlar duyan Amaury, birden irkiliyor. ki milyon mu? Bu kadarck parayla bu ii halledeceini zi mi dnyorsunuz? Yalnzca atnn onarm bir kere bunun en azndan kat eder! Kefettiini sand yoksulluk karsnda srtyor. u Parisliler, som altndan arabalarda boy gsteriyor, sonra "da banz sokacak bir yuva iin metelik bulamyorsunuz! Yeniden kapnn nne yerleti. Artk beni ieri almas sz konusu bile deil. Bir yanl anlama olduu aka belli. Akln kartrmam ansm tamamen yok yok etmeme yol ayor: - Bakan bey, iki milyon derken santimden sz etmiyorum ben, Frank olarak konuuyorum. Hani u yeni franklardan sz ediyorum!

Satlk deil, diye kesip atyor Amaury. Ne olursa olsun bu

ki yz, yz milyon mu? aknlktan az bir kar ak kalyor. Dehetten gzleri falta- gibi alyor. Evet, ne sandnz! Bu harabeyi yaanabilir duruma getirmek, bir garaj, ahrlar, beki konutlar, ne bileyim ite bir sr ey yap mak kolay deil herhalde! Amaury, rkm gzlerle yzme bakmay srdryor. ki yz, yz milyon mu? Fakat olamaz, hayr. Btn k y ayaklandrmak niyetinde misiniz siz? Maksadnz... Maksad nz... Syleyecek sz bulamyor. Sonunda balyoz gibi iniyor: Papaz evi, demin de syledim size, ne kiralk ne de satlk! Arkasn dnp evine giriyor. Byklarnn altndan ks ks glen
F4N/Veda Yemei 49

Ernest'e bakyorum. Onun evine ve merdivenin dibinde uslu uslu uzanm olan Bentley'e doru yneliyoruz. ok hzl gittin, diyor. Buraya yerlemeliydin. nsanlarla ahbaplk kurmal, az aramal, hamleyi bir anda deil, adm adm yapmalydn. Sabr! te benim harcm olmayan erdemlerden biri bu. Tersine bana yle geliyor ki tm baarlarm sabrszlma, hesaplarmda-ki srate ve bunu izleyen eylemlere borluyum ben. Hzl gitmek. te de tpk akta olduu gibi. Fakat tm baarszlklarmn nedeni de yine bu deil mi? gn sonra karm karlamak ve atlarm gmrkten ekmek iin Roissy'ye dnyordum. Valizlerini Bentley'in bagajna yerletirirken ierisinde rmeye yz tutmu bir avu mantar bulunan bir naylon torba grm karm. Bu da nesi, dedi. Torbay alp, otoparktaki bir p sepetine attm. Bir ey deil. Montigny keimantarlan. Anlamazsn sen. stelemedi. ocukluk yllarmla ilgili anlarma, yani birbirimizi tanmadmz, dahas kendisinin henz dnyaya bile gelmedii bu masals dnemdeki anlarma her zaman sayg gstermitir.

50

Thobald ya da kusursuz cinayet

Aradan on be yl gemesi, insann iin dnda kalmas iin yeterli miydi acaba? Kendimi buna inandrmaya alyordum; gelgele-lim gazetemde Profesr Thobald Bertet'nin lmyle ilgili ayrntlar okurken iimde duyduum sululuk duygusu karsnda kendimi pek savunamyordum. Her ey, adamn ldrldn, sulularn ise ei Thrse ile Harry Pink adndaki olduunu kantlar gibiydi. Dorusu bu ya, Thrse Bertet hem ac, hem ateli bir maceray anmsatyor bana; genlik dnemimle ilgili olduundan tadna doyamadm bir maceray. Edebiyat fakltesinde lisans rencisiydim ve geimimi salamak amacyla Alenon Belediye Koleji'nde gzetmenlik yapyordum. Thobald Bertet'nin iki altnc snf vard ve dilbilgisi ret51

menliinin verdii stnlkle beni ezdiine inanyordu herhalde. Yine de gerekte hibirinin ondan geri kalr yan yoktu. Ondan daha silik bir varlk, grn olarak karn ondan daha ieri km bir insan, ondan daha skc bir sefil dnlemezdi. Ne mutlu ona ki, ders datm srasnda, kendisine, okulda en kk ve en uysal rencilerin bulunduu snflar veriyorlard hep; nk "kstah" ye-niyetmeler bir lokmalk ederlerdi zavally. Acaba meslek yaamnn balang dnemlerinde bunun ac bir deneyimini mi yaamt? "Meslek"ten ve renci-retmen ilikilerinden sz etmekte olduumuz bir gn, pek konumak istemeyip geitirmeye altn anmsyorum. Yoksa szlerimi mi -ne demitim, u anda anmsayamyorum- ok iyimser bulmutu? Bilmiyorum. Fakat bayla reddediini ve krgn bir tavrla yle deyiini grr gibi oluyordum: "Oh, yoo! ocuk milleti iyi olamaz, bunu siz de biliyorsunuz, ok acmasz oluyorlar. Yeter ki kendilerini gl hissetmesinler, hemen acmaszlaveriyorlar." Geri her ne kadar Bertet bende tiksintiyle kark bir acma duygusu uyandryorsa da (bu "acmasz" ocuklarn yana yakn hissediyordum henz kendimi) onu kk grmem olanakszd. nk biraz tevik edildiinde, suskunluundan syrlp, insann azn bir kar ak brakarak, ince bir derin bilgiyle donanm, Latin ve Yunan klasiklerini yalayp yutmu, Roma mimarlndan, barok resimden, atonal mzikten ve yeni romandan sz etmeyi ustalkla kvrabilen biri olduunu koyuyordu ortaya. O zaman, kendisi, byk bir zenin ve berrakln egemen olduu gizli bir bahede tek bana ve hayran hayran dolarken, sizde, olaylarn ak ile parann ve gcn egemenliine boyun eerek benzerlerinizle birlikte kaba ve iren bir dnyaya ait olduunuz gibisinden dayanlmaz bir duygu yaratyordu. Akl alacak ey deil, ama bu insan taslann, gzellii, sal, yaama ve sevme arzusu gz kamatran bir kars vard. Gs gemi pruvasn artran bu gencecik Walkyrie ile pei sra srkledii bu yarm porsiyonluk adam arasndaki eliki son derece artcyd dorusu. Bu tr durumlara sanldndan daha sk rastlanr canm. Kimi kadnlarn gce sahip olma istei, ufalm, bo bir eldiven gibi istenilen ekle sokulabilen bir kocaya gtrr onlar. 52 Gentim, saf yrekli ve hovardaydm. Pazar sabahlar kolejin atletizm sahasnda idman yaparken grebilirdiniz beni. rencilerde braktm "ett aabeysi" gibi kk drc bir imaj en byklerini yz metrede ve yksek atlamada yenerek silmeyi baarmtm. Hepsinin gz Thrse Bertet'nin zerinde olduundan, bir yandan gerek bir arzuyla, bir yandan da ocuklara hava olsun diye bu kadnla iliki kurmaya karar verdim. Giriimim kolaylkla

baarya ulat ve kendime olan gvenimi zedelemeden onu metresim yaptm. Buna karlk, Thrse'in tuhaf bir alkanl vard; elenmeye falan giderken kocasn da yanmza alyordu. Gerekesi de uydu: "Bylece kimsenin bir ey sylemeye dili varmaz." Oras yle. Ama ou zaman gen insanlarn yaptklar gibi basmakalp szlerin tutsa olarak kendimi, klasik bulvar komedilerinin kark-boynuzlanan koca lsnde bulmaktan ac ekiyordum. Bununla birlikte ilikilerimize benzersiz bir zgnlk katan, garip, derinlii olan ve kayg verici yanlar ortaya karmak benim iin hi de zor deildi. Ama bu ii dnmeden yayordum. Olayn karmakln, ancak yle bir geri ekilip eni konu dnnce kavradm. u halde ilikimiz ahlk ynnden hayranlk verici bir ey deildi. Fiziksel yndense harikayd! nc bir etmen her eyi altst etmese, iin bu yan teki yann dengeleyebilirdi. Yeni dostlarm bana tuzluya patlyordu. Eninde sonunda bir "ett aabeysi" olduum gz nne alnacak olursa yle az buz da deil, fena halde tuzluya patlyordu. Her kmzda onlar sanki benim davetlimmi gibi bir hava kyordu ortaya. Thrse, Bertet'nin hesap pusulas geldiinde yaad sklgan kararszlk anlarnn ksa bir sre sonra ortadan kalkmasn salamt. stne stlk taksitle satlarn tam anlamyla bir soygunculuk olduunu bahane ederek benden kopard bor parayla bir araba satn almt. Hani dedikleri gibi "drt ayamn stne dtme" gre, syleneni yapm, kimseyi iplemeden tasarruf sand hesabm elden karmtm. Birikimimin arta kalanyla tatilde bir Yunanistan gezisi yapmay tasarlyordum. Tatl akmz, retmenler iin ok sevilen bir zaman birimi lan bir yaryl srd. Thrse ile ben, saat be-yedi arasn benim
53

kaldm kk odada geiriyorduk. Tuhaf bir durum ortaya kncaya kadar bu byle devam etti. Tam tamna be-yedi arasnda, tam ben anl anl Walkyrie'me binmi i stndeyken, birden odann kaps almasn m! Hay aksi eytan, srgy ekmeyi nasl olur da unutabilirdim? Acaba gerekten ben mi unutmutum? Sakn bir bakas am elmasnd? Kapda Theobald'n glgesi grnyordu. Alacakaranla dalm olduumuzdan, onu ancak arkasna alm olarak grebiliyorduk. Kar karyayken bile profilden bakyormusun izlenimi veren bu amas bedenden daha karikatrms bir ey dnlemezdi: Sarkk kollar, tekinden biraz daha yksek sa omzu, kendi arl altnda srkleniyormu izlenimi veren sola devrilmi kocaman kafas. Bir sre aknlkla ylece kalakald; Thrse'in gl baldrlarnn kprdamam engelleyecek biimde vcuduma kenetlendii bu sre bitmek bilmiyordu. Sonra kapy yavaa geri kapatt ve ayak seslerinin uzaklat duyuldu. Thrse apar topar elbiselerinin zerine atld. ki dakika iinde giyinmi ve dar kmaya hazrd. "ntihara eilimli" diye syleniyordu. "Canna kyabilir." Yel gibi gitti. Ertesi sabah, Kolej Mdr M. Julienne beni brosuna ard. Davranlarna baktnzda kaba saba biri izlenimi brakan zeki ve bakml bir adamd mdr. Alayc ve laubali bir havayla ilkbahardan, genliimden, kadnlarla aramn iyi oluundan sz etti. Yalnz, diye ekledi, biraz ileri gittiinizin farknda msnz? Meslektalarnzdan biri, karsna kar davranlarnzdan ikyet ediyor: Kadn da kocasnn sylediklerini dorulad. Baka tanklar da getirdiler. Oysa eitim kurumu dediin, bu tr rezaletlerden uzak olmaldr. ocuklara ne de gzel rnek

ya! Alenon gibi bir kentte... retmenler Kurulu... Okul Aile Birlii... Ksacas, apkn-gzetmenlik yeteneklerimi gidip baka bir okulda uygulamam rica etmek zorunda hissediyormu kendini. Gerekte baka bir yere tanmamda bir saknca yoktu. Ne var ki iin iinde bor olarak verdiim araba paras vard. Bunu kendisine fazlasyla hakszlk ettiim Bertet'den ancak ok st kapal
54

ve ll szcklerle isteyebilirdim. Bu ii byk bir zenle kaleme alp, adresine postaladm bir mektupla gerekletirdim. Felaketler birbirini srkler derler, odamn kapsn ak brakm olmalym -bir kez daha!- yola kmak iin eyalarm toplarken, Yunanistan gezisi iin ayrdm ve amarlarmn arasna sakladm kt para destesinin de srra kadem bastn grmeyeyim mi! Gentim, serven bende gz kamatrc anlar brakyordu ve Tanrm, her eyin bir bedeli varm. Bununla birlikte, Bertet iftine felaket di bilemeye balamtm. Thobald mektubumu yantlad. Mektubu, kargack burgack yazlardan geilmeyen o kadar ok kttan oluuyordu ki, bunlar okumaya sabrm yoktu. Benim iin nemli olan tek ey, ierisinde ek falan olmayyd. fkeyle yle bir gz gezdirdikten sonra baka ktlarla birlikte bir ekmece gzne atverdim. Aradan birka ay geti, Alenon Koleji'nden bir retmen arkadamla karlatm. - Bertetler mi? dedi. Haberin yok mu? Zarif lise mdrmz M. Julienne'i hatrlyorsun deil mi? Pekl, nc yaryln sonunda -yine u, retmenler iin ok deerli olan zaman birimi- M. Bertet karsn ite onun kollarnda y akalay vermi. Aksilie bakn ki yannda disiplin amiri varm. Olay hayli yank yaratt. Bertet akademiye ikyet dilekesi verdi. Bu da durumu hepten ciddile-tirdi; olay yalnzca kolej ats altnda kalabilecekken, daha da byd. Anlarsn ya, byle bir kentte... Alenon gibi, diye atlverdim, retmenler kurulu ve okul aile birlii vb. olduundan... Evet, btn bunlar biliyorum. Ksacas, u sefil Bertet byk bir torpille Paris banliylerin den birinde bir liseye atand. Baksana ne dnyorum, biliyor mu sun? Dur da asl ben sana ne dndm syleyeyim. Eer ayn eyi dnmemisek aardm dorusu. Thrse denilen u kadn, Tann'nn cezas bir ksrak. Ve aklaryla kocasnn mesleki kariye rini birlikte gtryor. Adam ksa srede Sorbonne niversitesi'nde ya da Collge de France'ta profesr olursa hi amam. Yol da toplayaca servetleri de hesaba katmyorum tabii, nk nasl
55

derler, yuvarlanan ta yosun tutmazm, ama yuvarlanan kadn Allah ne verdiyse topluyor...

On be yl nceydi bu dediim. Gazetemin cinayet haberleri blmndeki haberi grnceye kadar da Bertet iftinden sz edildiini duymamtm. Grne baklrsa Bertet, kars Thrse'in gsterdii beceriye ramen parlak bir kariyer yapmamt. Paris'teki liselerden birinin mdr olarak emekli olmasna ramak kala lm onu yakalayvermiti. Olayn kahramanlarndan biriyse, Harry Pink

adnda, ayn lisede geici olarak grev yapan bir ngiliz stajyerdi. Tm bunlar srf bir l ve ieri tklan iki sankla kalm olsayd, benim iin can skc bir djavu'ten teye gitmeyecekti. Gelgele-lim bir ey dikkatimi ekti. Gazete olayn kahraman kiinin fotoraflarn yaymlyordu. Bertet son grmemizden bu yana fazla deimi saylmazd. Gerek bu ya, galiba hibir zaman gen grnmemiti. Hani u, yirmi yandan itibaren her geen yl biraz daha yalanan znden yal insanlar vardr ya, ite o tiplerdendi. ngiliz stajyer bana sevimli grnyordu; nk onu kanlmaz bir biimde, hani u acayip iftle ilikimin bulunduu dnemdeki saf delikanl ile zdeletiriyordum. Ama benden ansszd. Thrse ile olan aklar onu dehet verici bir alkantya srklemiti! Thr-se'e gelince, portresi beni allak bullak ediyordu. Benim tandm etten kemikten yaplm Walkyrie, gl ve cmert bir dii aslana dnmt. Grkemli, sakin ve kendinden emin, ah, evet, ama yanaklar ile boynu, bir de enesinin altndaki glge gekinlemeye baladn vurguluyordu. zellikle de baklar deimiti. Bu baklarda artk hani u alev alev yanan meydan okuma ve onlar byleyici klan yaama arzusu yoktu. Telal bir bekleyi, daha da kts, kaderci bir yorgunluk okunuyordu. Gelgelelim, hl almlyd benim Walkyrie'm ve bu krpecik delikanlnn onun yumuak kollarna ve kalpl baldrlarna kendini brakverdii anlalyordu. Bertet'nin nceleri bir kaza havasnda seyrediyormu gibi grnen lm -Thrse yle olduunu ileri srmt- soruturmadan sonra kark ve kuku uyandran bir nitelik kazanm. Gerekte
56

Bertet, banyoda tra olurken elektrik arpmas sonucu lmt. Oysa soruturma sonunda adamn elektrikli makine deil, sradan, bir mekanik tra makinesi kulland, lmne yol aan makine-ninse kadnlarn kulland trden olup, Thrse'e ait olduu ortaya kmt. Fakat Thrse ile iin en nemlisi, Bertet'nin, lmnden birka gn nce kz kardeine gnderdii mektuptu ve bu mektup hemen dosyaya konmutu. Bu mektupta Bertet, kars ile gen ngilizi kendisini ortadan kaldrmaya almakla suluyordu. Thrse bir kt imzalatp, kocasnn lmesi durumunda, sigortadan ok byk bir meblaa konarak milyoner bir dul konumuna gelebilmesini salamt. ki kez, kaza ss verilerek hazrlanm ve kesinlikle ldrc olan komplolardan klpay kurtulduunu ileri sryordu. Ksacas bir kaza sonucu lecek olursa, bunun gerekte kaza deil, Thrse ile nn hazrladklar bir cinayet olacan sylyor ve kz kardeini uyaryordu. Anlarma olan ballmla ve kendimi Thrse'in gen y-la zdeletirerek bu olay bir kez daha okuyordum. On be yl nce benzeri bir olay benim bama gelebilir miydi acaba? phesiz ki evet. Buna karlk, tm basnn hznl bir incelikle betimledii katil kadn tipinde, benim tandm Thrse'i bulamyordum. Tutkulu bir biimde ehvetli, evet, felaket karc, oras kesin; tamamen ahlk d, ite bu nokta pek kesin deildi. Dorusunu isterseniz yaama sevgisi, insan baz olaylar karsnda, tam olarak belirtmek gerekirse lm karsnda igdsel bir biimde geri ekilmeye itiyor bence. Thrse doymazn biriydi ve agzll onda incelik denen eyden eser brakmyordu, ama hastalk ve kan, onu mezbaha kokusu alm at gibi ahlandnveriyordu. Kendisini krtajcya teslim eden hamile bir retmen arkadan durumunu andmda gsterdii ar tepkiyi imdi anlyorum. Beyaz nlkl kasaplardan korumak istercesine ellerini karnna siper ederek, "Ben asla yapamam!" diye homurdanmt. Ve bir sz u anda aklma geliyordu. Hani u kocasnn bizi i stnde yakalayp birbirimize kenetlenmi bir halde brakarak kat gnd. "ntihara eilimli" demiti elbiselerini toplarken.

ntihar m? Ama eceliyle olmayan lm durumunda, kaza ve cinayetin yan sra gz nnde bulundu57

rulacak nc olaslk da intihar deil midir? Basnn, Bertet davasn her geen gn biraz daha kurcaladn ve az birlii etmi gibi Thrse'in karanlk kiiliini ar bir mahkmiyete doru srklemekte olduunu gryordum. Bununla birlikte iimde bir an depreip duruyor ve gmld derin kuyudan kmaya alyor gibiydi. Bir mektuptu bu. Alenon'dan ayrlmdan hemen sonra Bertet'nin bana yazd mektup. erisinde bor verdiim parann karl olarak beklediim eki bulamadm diye fkelenip, kargack burgack bir yazyla iziktirilmi bu ktlar doru drst okumaya gerek duymam, yle bir gz atmtm. Can cehennemeydi geveze dolandrcnn! Benim beklediim bir kompozisyon devi deildi! u ahda kendi kendime bu mektubun ieriini sorup dururken, aklma yalnzca iki szck taklp kalmt: ntihar ve intikam. Evet, bu sayfalarda sz konusu olan yalnzca buydu... Gerisiyse karanlkt. Evet intihar ve intikam, ite Bertet'nin lmne k tutabilecek olan ey buydu. Acaba ne yapmtm bu mektubu? Soru anlamsz saylmazd, nk her eyi saklama gibi bir hastalm vardr ve en bata da en anlamsz bile olsa mektuplar kesinlikle atmam. Yazk ki bu her eyi saklama zevki ile dzenliliim at ba gitmiyor. Ve ordan oraya tanp dururken arivlerim oraya buraya serpitirdiim dzensiz paketler halinde ylyorlar. Aratrmaya koyuldum. Zaman getike bulma ansm azalyordu. Byle olunca da bu mektubun dava dosyas iin nemli bir belge oluturduuna olan inancm daha da byyordu. O gnden sonra hummal, bountulu ve kendi kendime di bilediim gnler yaadm. Zamanamna urayarak hibir anlam kalmam eski ktlara, mektuplara ve yazlara dalmak kadar insan kerten bir baka eyin var olabileceini dnemiyorum. Ne kadar gemiin klleri, ne kadar unutulmu eyler, ne kadar boa km tasarlar, ne kadar snm aklar sz konusudur bunlarda! Sanki aratrmak iin mezarndan kardm, kadavralam kendi gen bedenimdi ve bu kadavra kimi zaman masumiyetiyle insann yreini paralar gibi oluyorsa da kabul etmeliyim ki her zaman mis gibi koktuu da sylenemezdi. Sonunda Bertet'nin mektubunu balanm, yarda
58

braklm, sonra yeniden ele alnm bir romann karalamalar arasnda bulup bir zafer naras attm. Bertet'nin karnca duasn andran yazsyla kaleme alnm sayfalar okurken, kendi kendime bu resmi belgenin, benim uydurabileceklerimden kat kat heyecan verici ve derinlii olan bir roman oluturduunu sylyorum. Bu belki de romanc olmayan birinin tipik dncesidir. Ama bugn ne nemi vard ki! Sevgili gen meslektam, Aramzdaki ya fark bu mektubun ho grlmesini salyor. Thrse'in olan benim yalarmda bir baka erkee byle bir mektubu asla yazamazdm. Siz hi olmazsa Thrse'in deilse bile benim olum olabilecek yatasnz. Bu durum, tm fkemi, en azndan size krgnlm yok ediyor. nk Thrse'e, anneme, babama, genelinde yaama vb. olan fkem konusunda sulama dosyalar saymakla bitecek gibi deil kukusuz.

Ben zayf ve anssz bir erkeim, bunu kolayca anlayacaksnz. Beni dnyaya getiren kaba kuvvete direnmek ve savam vermek iin olmal, ters domuum. Yaamdan hibir zaman paym alamadm ve bir daha da hi brakmayacam hilie dnm bekliyorum sabrszlkla. "Tanrm, alabildiine bo ve sakin hilik iindeydim. Bu durumdan rahatsz olarak garip bir karnavala atldm." Monsieur Teste elenceli bir ilgisizlikle byk estetten sz ediyordu. Bence, hibir zaman garip bir karnaval sz konusu olmad, uursuz bir soytarlk oldu daha ok. Aclar ve aalanmalar ierisinde geen ocukluumdan sz etmeyeceim size. Teneffsler benim iin, daha anaokulundan balayarak birer ikence merkezi olmutur hep. Glnlk, retmen olduuma gre, bir trl kaamadm bundan. Kukusuz ynelimim bu ynde diye bu byle olmad; yemin ederim bununla hi ilgisi yok! Daha ok kar eilim, baka ey yapma, eitim-retimden baka bir alana atlma yetersizliiyle, demek istiyorum. retmenlik formasyonu snavn verinceye kadar birka kez baarszla uradysam da sonunda ka59

zandm -bir bakma bu alanda kdemli oldum diye verdiler belki de. O da edebiyattan bile deil, dilbilgisinden. Bu diploma kk snflar almam salayarak, hi deilse tek bir defa, bir ders deiiklii srasnda eytani saldrganlklarna maruz kaldm genlerden koruyordu beni. Yalnzca bir yaryl okuttuum ve curcunas beni her akam bitkin dren, rkten ve ertesi gn bu irkefe yeni batan dalmaya mecbur olma dncesinin verdii tiksintiyle sarho eden bu 3. snf dehetle hatrlyorum. Bunu sizin geleceiniz iin yazyorum. Eer bu meslee devam etmek durumundaysanz unu iyi bilmelisiniz: Sanyorum, bir retmenin kendini kabullendirmesi ve on drt on yedi yalar arasnda yirmi otuz gen kzn ya da delikanlnn karsnda ayakta kalabilmesi iin tek bir seenek var: Bu yan karakteristik zellii olan erotik sarholua belli bir tarzda katlmak. Laf ebelii sayesinde bu baarlabilir belki. Yine de kzlarla kkrtc bir oyun oynayarak, olanlarla ise ecinsellik dozu yksek bir yaknlama salayarak ok zel bu alanda daha iyi sonular alnabilir. nemli olan, onlar iin bir tr yeri doldurula-maz yetikin cinsel muhatap olmaktr, nk bunun dengini hibir yerde bulamazlar, zellikle de ana babalarnda. Bense bu konuda tamamen yetersizim. 3. snf aldmda, hibir yanl anlamaya yer brakmayacak kadar kesin bir biimde birbirimizi dladk. Neyse ki okullar alr almaz, kk altnc snf rencilerime ve masum tavrlarna kavutum. Thrse ile ilikim olmas gerektii gibiydi. Bir arala evlenmiti o. Bunu dnya nimetlerinden payn almak iin kullanyordu. Ailesi kzlarnn bir memurun, stelik de bir bilim adamnn kars olduunu grnce bylenmiti adeta. st snf olarak dnd bir toplumsal snfa mensup biri iin ailesinin duyduu bu saf hayranl Thrse de paylayordu. Beni her zaman rahatsz ettii halde buna bir trl son veremeyiimi ancak bu ekilde aklayabiliyorum. Sizin de grdnz gibi gayet doal olarak, onunla senli benli konuuyordum. O ise srarlarma ramen bana siz demekten bir trl vazgemedi. Bununla -bilerek ya da bilmeyerek- toplumsal ynden ve ya bakmndan aramzda bir fark bulunduunu vurguluyordu. On bir ya, pek de o kadar byk deil. Ama ben hibir zaman gerek anlamyla gen olmadm, onunsa tm bedenin60

den, tm hareketlerinden, azndan, zellikle de gzlerinden genlik f kny ordu. Thrse! Onu o kadar sevdim ki! Tutkuyla, acyla. Ve onun bakalar karsnda son derece kendinden emin oluu yannda yle beceriksiz, gln ve zayf kaldm ki! stemedii halde, kiiliinin kaynandan akan bir sz, bir

hareketiyle beni trmalyor, yaralyor, yreimi kanatyordu. Bir gn beni lmcl bir ekilde yaralad, evet, tarihini tahmin edemediim geciktirilmi bir lmd sz konusu olan. Oluturduumuz garip ifte bu sz uygun der mi bilmem, ama yeni evliydik. Bilmem sz nereden aldysa, kendisine dnyaya getirebileceimiz bir ocuktan sz ettim. Birden ta kesilerek ilk kez gryormu gibi garip garip yzme bakmaya koyuldu. "ocuk mu dediniz? Sizden mi?" Beni yle bir alc gzle szyordu ve baklarnda yle bir hor gr vard ki, bu duruma daha fazla dayanamayp kalkp katm. ocuk ve yaam, yaamn srmesi, hatta lmszlk, bunlar birbirine yakn dncelerdir. Benim dncemde, bir ocuun dnyaya gelii, -Thrse'e olan akm gibi- beni eski intihar saplantlarmdan kurtaracak bir tutamakt. Kurtulua alan bu kap, bir kez daha hoyrat bir biimde yzme kapanm oluyordu. Thrse'in ilk "serven" i beni karanlk dnyamda biraz daha telere itti. Eer aniden iimde tuhaf ve kara bir enerjinin bulunduunu ve bunun hayatma yeni bir tat verdiini hissetmeseydim, herhalde daha fazla dayanamazdm. Ah bu tat ac, buruktu, ama ayn zamanda gl ve beni gelecee yneltebilecek nitelikteydi: Ayn yrein eylemi ve tutkusu olarak birbirlerinden ayrlamayan kskanlk ve alma arzusunu kefediyordum. Evet, aldatlm, alaya alnm, krlmtm ama intikamm alacaktm ve bunun iin yaamam gerekiyordu. yi de neden ve kimden alacaktm intikamm? Onulmaz yaram, Thrse'in benden bir ocuk sahibi olmaya yanamayndan ileri geliyordu. ntikam tutkum ocuk sahibi olmak konusunda odaklanyor. Bu pek deiik bir ey deil, kabul ediyorum. Eer geleneksel toplumlar kadnn kocasn aldatmasn iddetle cezalandryor sa, kimliini tehlikeye att ocuk yznden yapyor bunu. Kukusuz benim de geleneki bir duyarllm var. Thrse'in benden bakasndan ocuk sahibi olmasn asla kabul etmeyeceim, duyuyor mu61 sunuz, asla! Sizi baladm, nk nemsiz ilikiniz hibir iz brakmayacak. Baka trl olsayd, umutsuzluumdan korkmanz -sizinle birlikte Thrse'in de tabii- gerekirdi. O bunu biliyor. Gereken tm nlemleri alyor. Ama bastrlamaz -sradan bir anneden ok daha fazla- bir analk eilimine sahip. Bu arya boyun ediinde, ben kendimi ldreceim. Fakat, inann bana, yalnz bama batmayacam. Cesedim, tpk boyunlarna bal bir ta gibi Thrse, ve zinalarnn nefret verici meyvesini de birlikte srkleyecek. Bu satrlar yeterince ak myd? Tm bunlar Bertet'nin cinayet ss vererek intihar etmi olduunu yeterince kantlamyor muydu? Buna inanmak iin geriye, bulunmas gereken son bir ipucu kalyordu. Basnn "eytani klar" adn verdii iftin avukatyla balant kurdum. Bertet'nin mektubunu ona ilettim. Acilen Thrse'i muayene ettirdi, bu muayene srasnda kadnn gerekten hamile olduu ortaya kt. Thrse, felaketler zincirini balatacak krmz dmeye bastndan habersiz, bunu Bertet'ye itiraf etmiti. Bertet hem lm hem de intikamn almt. Bir tala drt ku vurduunu sanmt. Ne var ki, on be yl nce gen bir meslektaa yazlm, fazlasyla ak bu mektubu unutmutu. Aydn milleti byledir ite. Szlerinde ve yazlarnda arya kaan sluplar, en iyi dzenlenmi giriimlerini tehlikeye atar. Thrse bir kovuturmazlk kararndan yararland. Harry Pink ile birlikte zgrlne kavuunca ilk ii beni telefonla arayp teekkr etmek oldu. Bana bir minnet borcu olduu gerekti. Yine de karakteristik zelliini oluturan

dncesizlikle bu mutla sonu kutlamak iin beni ampanya imeye ardnda reddettim. Acaba bir yl sonra hl beni anmsyorsa, ocuun vaftiz babas olabilir miydim? Cokuyla karlanan bu kaamak neriyi yaptm. Onlardan sz edildiini bir daha hi duymadm.

62

Havai fiekler ya da anma treni

Yayncm demiti ki: "Paris'ten ayrln, yoksa kitabnz asla bitiremeyeceksiniz. Carpentras yaknlarndaki Monteux kasabasnda, patiosu', yzme havuzu olan hayal leminden farksz kk bir evim var. Orada kimseyi tanmazsnz. Grlt patrtdan uzak, gzelce banz dinlersiniz. Lks iinde bir kei yaam srersiniz, bilmem anlatabiliyor muyum? Ve Souk Yenilir baskya hazr hale gelmeden dnmeyin." nk ona yazmay tasarladm romanmn konusunu anlatmtm: Tm bir yaam kaplayan karanlk bir intikam yks. Biri almay kanlmaz bir grev olarak kabul etmi, tekiyse bundan kaamayacan bildii iin boyun eip intikam darbesini bekleyen, her ikisi de ayn eylemin tutsa olan iki * i avlu anlamnda spanyolca szck, (.n.)
63

kiiyi birletiren bir intikamn yks. kisi de nereden ve niin geleceini bilerek lm bekliyor. Bana yle geliyor ki olay tarada, hatta krda, teden beri birbirini tanyan yerleik insanlar arasnda gemeli; bu olay balatan ilk eylem ve bunun yol at intikam hrs herkese biliniyor olmalyd. Herkes biliyordu. Herkes bekliyordu. Ve bu biliniyor olma durumu, intikam ok daha gerekli, ok daha ldrc klyordu. Bir temmuz sabah Avignon'a gitmek zere trene bindiim srada kolumun altna kstrdm basit taslak -kitabn inceliini elden geldiince yayncmdan

gizlemitim, nk Saint-Germain-des-Prs'yi umutsuzlua drmek ve vereceini umduum avans tehlikeye atmak istemiyordum- bundan ibaretti. Avignon'dan bir otobs beni Carpentras'dan aa yukar bir saat uzaklktaki Monte-ux'ye gtrecekti. Ev aynen sylendii gibiydi. Provence'ta benzeri birok eski maliknede olduu gibi dar bakan pek fazla penceresi yoktu. Burallar genel olarak gnei ve rzgr korkun felaketler olarak gryorlard. Buna karlk tek bir yasemin fidannn dikili olduu i avlunun -u nl patio- minyatr bir manastr havas vard ve insanda dncelere dalm bir halde tek bana dolama istei uyandryordu. Etli butlu bir kyl kadn olan Sidonie, evin ilerine bakmak ve yiyeceklerimi temin etmek zere gnde iki kez uramakla kalmyor, zellikle, tanmadm bu kyle aramzda kurulmas gereken "balant"y salyordu; bylece, yayncmn szn ettii gz kamatrc mnzevi yaamn tamamyla bir yanlsama olduu daha ilk akamdan ortaya kmt. Yol yorgunuydum ve erken yatmaya niyetleniyordum. Gelgele-lim daha yataa yeni yerlemi, uyumaya hazrlanyordum ki, pe pee duyulan patlama sesleri evi sarsmaya balad ve pencereler gndz gibi aydnland. Doal olarak yataktan frlayp kendimi terasa attm. Bir benzerini mrmde grmediim bir havai fiek enliiydi bu! Maytaplar, enlik fiekleri, alev aktan emeler ve arkfelekler yle bir on be dakika kadar geceyi atee bodular. Odama dnnce bu elencenin neyi kutlamak zere dzenlendiini bulmak amacyla akl defterimi kartrdm ama bir ey karamadm. Gnlerden temmuzun yirmi beiydi. Bugn bayram olan Azize 64 Anna, Monteuxlleri, bylesine gz kamatnc bir enlik dzenleyecek kadar yakndan ilgilendiriyor muydu ki? Sidonie, hemen ertesi sabah bana bilgi verdi. Gelgelelim ie beni bu denli ilgilendiren havai fiek konusunu bilmezden gelerek balamas keyfimi kard. Ayn mahallede oturduu halde grne baklrsa hi dikkatini ekmemiti. Donup kalmtm. Sonra bu tr havai fieklerin Monteux'de fazlasyla sradan eyler olduuna, bu yzden de insanlarn bunlar dikkate almadna karar kldm. Dorusunu isterseniz, kentteki balca iyeri Ruggieri havai fiek fabrikasym; bu fabrikann buradan 200 metre tede mterilerinin istei zerine rnleriyle gsterilerin yapld bir alan varm. Bu fiekler demek ki turistlerin iiymi. Burallarn tabii ki buna ilgi gstermesi beklenemezdi. Belki Monteuxluler ilgi gstermezdi, ama ben Parisli'ydim ve romancydm. Bu fabrikay son derece ilgin ve pitoresk buluyordum. Israrla peine dp nihayet mdrnden bir randevu koparmay baardm. Kendimi zerinde altm yeni kitabm iin genelinde fiekilik, zelinde ise Ruggieri kurumlar zerine bilgi ve belge toplamak isteyen Parisli bir yazar olarak tanttm. Kukusuz, buralara gelirken havai fiekler aklmn kesinden bile gemiyordu. Ama bir roman msveddesi toprakta biten ve tm kkleriyle topran ona sunduu eylerle beslenen bir bitkiye benzer. Belli belirsiz bir biimde fiekiliin gelecek romanma tebelle olmaya baladn hissediyordum. M. Capolini meslek konusunda hibir ey bilmeyen nemli bir kiinin Paris'ten kalkp onun yanna bir eyler renmeye gelmesinden gs kabararak beni ok scak karlad. Zaten havai fieklerden yle gzel, yle grkemli bir biimde sz ediyordu ki zaman zaman kendisi bir havai fiek gibi grnyordu. Kana bulanm kasap, topraa ve gbreye bulanm kyl, bir kasaya benzemeye balam bankac, kahkahas kinemeyi andran bir svari gibi, bir adamn tmyle mesleinin etkisine kaplarak bozulmas hi de ender karlatm eylerden

deildi. Capolini'nin elleri her an havai fiee, iek demetine, alev aktan emelere ya da gne arkna dnyordu. Gzleri durmakszn olaanst bir gsteriyle kamaF5N/Veda Yemei 55

yor gibiydi. Gereci patlamaya dayanan garip ve harika sanat, diye haykr d. Evet beyefendi, biz burada hepsi de patlayc olan karmlar ya pyoruz. u patlayc szne oldu bitti hayran olmuumdur. Bu s zn ierisinde gmbrt ve aknlk vardr. Ve biz bu patlamay denetim altna alarak onu bolukta dolatrabiliyor, gecikmeli ola rak patlatabiliyoruz. Burada ve u anda patlayacana daha sonra patlayacak biimde hazrlyoruz karmlarmz. rnein 14 Tem muz arifesinde Paris'te. Fakat hepsi bu kadarla kalmyor. Zaman ve meknda gerekleen bu d gezinin bir de i boyut kazanmas ge rekiyor: Patlamann birka saniyeye yaylmas iin fiein gky zne yrngesini izmesi gerek. Gryorsunuz ya baym, fiekilik imdi ve buradaya kar bir savaa indirgeniyor. Ertelemek ve gstermek, ite fiekilik sanatnn iki gereklilii. Barakalardan olumu kk bir ky yle bir dolamak zere brosundan ktk. Burada ve u anda, patlama, diye srdryordu, yalnzca bir kaza, felaket olur. Eer kazara byle bir ey olacak olursa, her ey elden geldiince onun etkilerini en aza indirgemeyi hedefleyerek yaplmtr. u atlyeleri gryorsunuz. En ufak bir atelenme hepsinin bir anda havaya umasna yol aar. Ve grebileceiniz gibi alanlarn says asgariye indirilmitir: ki adam, fazla deil. zerinizde kibrit ya da akmak yok, deil mi? Hayr, sigara imiyorum. - Kusura bakmayn, bu bizim altn kuralmz. Hani Trappe Manastr'ndaki sessizlik kural gibi. Bir kapy itiyor ve atlyelerden birine giriyoruz. lerinde eitli tozlar dolu kocaman metal kutular, kartondan yaplm demet demet tpler, tutkal anaklar, kt rulolar... Ve bir masada kar karya oturmu, kendilerini tamamen dnyann en komik iine kaptrm gri nlkl iki adam, ay ka byklnde leklerle, bir ucu boulmu tplere tabii ki belirli miktarlarda barut boaltyorlar. Bir lek gri barut, bir karton rondela, bir lek yeil barut, bir rondela, bir lek kara barut vb. Capolini odada yrtc hayvanlaryla ba baa kalm bir aslan 66 terbiyecisine dnyordu. Silindir biiminde bir kutu ayor, parmaklarna beyaz bir toz dkyor ve yle diyordu: "Stronsiyum tuzu: Erguvan krmzs alevler verir." Sonra baka bir kaba geiyordu: "Demir tala: Akkor halinde iekler." Parmayla sk skya kapal bidonlara dokunarak yle dedi: "inko: Mavi alev. Gher-ile: Altn gzya. Yaprak biiminde mika: Yaldzl alevler. Barit tuzu: Parlak yeil. Bakr tozu: Cam yeili alev. Reine: Turuncu alev. Arsenik slfr: Parlak beyaz." Sonra bo bir fiekle oynayarak gelip yanma oturdu. - Grdnz gibi, taban boulmu bir azla bitiyor. Bu alt ksmdaki toz, basncn etkisiyle gazlan delikten dar frlatan, fiein havada ykselmesini gerekletiren, yanarken trdayan bir bileimdir. Havai fiek yrngesinin u noktasna vardnda, fiein haznesindeki karm patlatmaya ynelik ince toz halinde bir baruttur bu. Bu bileimin stne de patlayc yerletirilir. Bu dzenek,

fiei fiek yapan edir. inde yldzlar ve ktan olumu gzyalar, ateten iek ve salar yer alr. Fakat size bir srrmz daha aklamam gerekiyor. Eer fiek tam tamna size sylediim gibi olsayd, ldayamazd, gkyzne kadar ykselemezdi, hatta yerden bile ayrlamazd. Evet beyefendi, bu nesnenin olaanst gizemi byledir ite. unu hi unutmayn: Kadn ve keman gibi havai fiein de bir ruhu vardr. Var olmamas halinde fiein snk ve yere akl kalaca bir ruh. Nedir fiein ruhu? Bunu size gsteremem. Ruh dediin gsterilemez. Fiein ruhu sadece merkezinde hazrlanm bir boluktur. Koni biiminde bir gvdeden oluan bu boluk fiein alevlenmesi, yanmas ve patlamas srasnda nasl alr? Kimse bilmez bunu. Bu konuya eilen alannda uzman fizikilerin getirdikleri o kadar ok aklama tarz vardr ki! Ama olay udur: Kesik koni biimindeki bu boluk olmasa, fiek hareketsiz bir nesne olarak kalr. Capolini, alayl bir stnlk havasyla yzme glmseyerek Kmuu malann zerine koydu. Syledim size, diye srdrd, karmlarmzn gerekletirdii patlamann zaman ayarl olmas ve uzamda yaylmas gerekmektedir. Burada tm mesleimize komuta eden tek bir szck var67

dr. Bu da anma treni szc. Havai fiek znde anma trenleri iin yaplr. Her lkenin kendi ulusal bayram vardr. Bu bayram simgesel ve kurucu bir olay olarak anlr. Her yl 14 Temmuz'da Fransa'nn ulusal bayram olarak kutladmz Bastille'in alnmas rnein. 21 Temmuz ise Belikallarn 1831'de I. Lopold'un tahta kn andklar ulusal gn. Ertesi gn Polonyallar, 1944'te Lub-lin hkmeti tarafndan bamszlklarnn ilannn yldnmn kutlarlar, l Austos'ta svire, 1921'de Konfederasyon'un kuruluunu anar. 6 Eyll'de Federal Almanya, 1949'da Bundestag'n ilk kez toplann kutlar. Size takvimdeki tm ulusal bayramlar tek tek sayabilirim. Ne yaparsn, ekmek teknemiz bu bizim. Havai fiekli bayramlar giderek azalyor. Hkmdar dnleri imdi artk davulsuz, borazansz, adeta utanrmasna gizlilik iinde kutlanyor. Ah, eski debdebeler kalmad artk beyefendiciim! Parlamaktan, gzel, zengin, mutlu olmaktan korkuluyor. Dnya rtnyor adeta... Onun numarasn yapna bakarken gzm ikide bir, yanmzda kr ve sarm gibi grnen ve mutlak bir ilgisizlik ierisinde ha babam barut dolduran iki iiye kayyordu. nk karton tpler, ubuklar, renk renk barut dolu flarla oynuyor gibiydiler; matrak bir i, ksacas bir tr elenceydi adeta. Eh zaten havai fiein kendisi de, yararsz lksn, birka dakikalk bir zevk iin uraya buraya salan bir servetin simgesi deil miydi? Peki ya gvenlik? diye sordum karken. Kaza olmasndan korkmuyor musunuz? Kaza m? Asla! Ruggieri'nin tarihinde burada anabilecei miz tek bir kaza olmad. Tm nlemler alnmtr. Gvenlik dze neimizde en ufak bir eksiklik yok. Bir ey olabilmesi iin... bir ak silik... ne bileyim ite... bir intihar kast falan gerekir. Kasabann sokaklarnda dalgn dalgn yrdm. Barutun inliler tarafndan bulunduu ve bu insanlarn onu icat ederken ldrme olaylarnda kullanlacan hi dnmedikleri doru muydu acaba? Ateli silahlar gibi eytani bir dncenin ortaya kmas Batllarn iidir. Ve XIV. yzylda barutu topa uyarlad sylenen Alman Benedikten rahip Berthold Schwarz'm Freiburg-imBris-

68 gau'daki, heykelini anmsyordum. Bir kei... Alman... Ad Kara..." Tm bunlar biraz komik deil miydi? Daha sonraki gnler ok altm sylersem yalan olur. Sabah akam narlarn altnda, yaygarac ama aslnda szl bir ayine son derece saygl bir topluluun bir araya gelip oynadklar ptanque" oyununu seyretmekten i yapmaya vakit kalmyordu. Bu karlamalara -tpk Afrika'daki atmalarda olduu gibi- kadn ve ocuklarn kabul edilmemesi dikkatimi ekiyor. Topluluun ruhunu ortaya karan eskiler toplantsndan kalan tek ey ptanque partisi deil midir? Scaklk hem toplumsal ve kltrel dnceleri izlememi hem de kendimi enikonu roman almama vermemi engelliyordu. Hangi garip dnceyle yayncm yazn scanda beni buraya almaya gndermiti! leden sonra yaptm ekerlemeler her geen gn daha da uzuyordu ve ilk partiden ve ilk aperitiften nce kalkabilmek iin byk aba sarf etmek zorunda kalacam gnlerin eli kulanda olduunu gryordum. Beklenmedik bir olay bu kt gidiata son verdi. Roma imparatorlarn andran saygn bir yal adam, topunu gol topunun evresine toplanm bir grup topa doru yolluyordu. Birazdan buras kasap dkknna dnecek, diye homurdand yanmdaki adam ciddi bir ekilde ban sallayarak. Top havaland, say topu ynnde zarif bir yrnge izdi, ama tam toplanm teki toplara arpaca anda iddetli bir patlama sesi havay sarst ve narlarn dallarnda uyuklayan yzlerce serenin havalanmasna yol at. Sonra Ruggieri fabrikas tarafnda tm gkyz tututu. Yeniden bir havai fiek yamuru balad. Ama karmakark, lgnca, alayanlarn, enlik fieklerinin, deirmen kanatlarnn, gnelerin, cehennemi bir kargaada kaybolup giden arkfeleklerin grld ateli bir karmd bu. imdi ve burada. Capolini'nin sz aklma geliyordu: Onun dedii gibi zaman ayarl, bolukta da yaylm deil, imdi ve burada patlama. Hani u asla gereklemez denilen felaket. nsanlar fabrikaya doru kouuyordu. Arabalar znk diye duru* Schwarz, Trkede "siyah", "kara" anlamna gelir, (y.n.) ** Fransa'da Provence blgesine zg bir glle oyunu. (.n.)

69

yor, insanlar evlerinden dar frlyorlard. Kimi esnaf dkknlarn kapatyordu, Ruggieri fabrikasnn fieklerine alp en grltls karsnda bile hi tnmayan bu insanlar, bu kez zararsz bir gsterinin sz konusu olmadn o saat anlamt ve fabrikada alan tm iiler orann yerlisi olduklarndan, kentte bir paniktir balamt. Kalabala katldm. Jandarmalar kalabal fabrika snrlar dnda tutmaya alyorlard. Artk alev ya da ate yoktu, yalnzca kuruni bir morartnn yansd bir duman seli balamt. tfaiyeciler gelip gidiyordu ve glkle dar kardklar sedyelerin etraf kalabalktan geilmiyordu. Gzlerim Capolini'yi aryordu. Benimle konumay kabul eder miydi acaba? Fabrikasnn bana gelenlerden sorumlu uursuz bayku olduumu mu dnrd yoksa? Sonunda beni ilgilendirmeyen eylere burnumu soktuum izlenimine kaplarak eve dndm. Ertesi gn Sidonie ilk haberleri getirdi. Patlamann olduu atlyede alan iki ii lm. Biri ileri derecede yank olmak zere ondan fazla da yaral varm. Felaketin nedeni konusunda hibir ey bilinmiyordu. Capolini'nin dedii gibi byle bir eyin olmas mmkn deildi. Ama olmutu ite. Hasarlar hayli abuk giderile-

bilecek eyler olduu halde, fabrika geici olarak kapatlmt. Kurbanlarn kimliklerini rendim: Gilles Gerbois ve Ange Crevet. lki elli iki yanda, ocuk babas. kincisi krk yanda bekr. kisi de yrenin insan. Resimleri gazetelerin birinci sayfasnda, fabrikasnda en ufak bir kazann meydana gelmesinin mmkn olmadn ve benzeri bir sr eyleri tekrar eden Capolini'nin resminin yannda yer alyordu. Kafa kartrc bu ifadeden sonra geriye okuyucunun yapaca tek ey kalyordu: Biri kocaman, inat, yan uyur, semiz; teki ince, telal, kaarm gibi bir havas olan bu iki yze dikkatle bakmak. Acaba onlar olup biteni biliyorlar myd, yoksa hibir eyin farkna varmadan, aniden, aknlktan donakalm bir halde mi lmlerdi? Capolini'nin, ziyaretim srasnda sylediklerini belli belirsiz anmsyordum. Kaza imknsz... Yalnzca bir kast ya da bir intihar durumu sz konusu olmadka... Sama! Bu koullarda kastl bir hareket ya da intihar nasl sz konusu ola70

bilir ki? Tipo bask tekniiyle hi de net kmam olan iki fotoraf incelemeyi srdrdm. Capolini bana nutuk ekip dururken alayl bir glmsemeyle ellerindeki leklerle barut doldurmay srdren iki iiyi grr gibi oluyordum. Ne kadar garip bir ift oluturuyordu u Gerbois ve Crevet ikilisi! Gazeteye gidip resimlerin asllarn grmeyi dndm. Akamleyin, meydandaki kahvede apritif almaya gittim. Tezgh banda ienler hep bir azdan konuuyorlard ve tara azyla konumalar benim gibi kula Kuzey Fransa azna alm bir insann ne dediklerini anlamasna pek olanak vermiyordu. Ama ou iki ly "Bizim Gerbois" ve "Bizim Crevet" diyecek kadar yakndan tanr gibiydi. Bazlar resme cuk oturan ve aklmda kalan narin ve skntl yzle byk bir benzerlik gsterecek bir yorumla "Zavall Crevet'cik" bile diyordu. "ansa bak, adamcazn ne zaman ans oldu ki! Bana o iler geldikten sonra, gnn birinde er ge byle olaca belliydi." Bunlar syleyen adam, etrafndakile-rin onayn topluyor gibiydi. Ama kimden sz ediyordu? Gerbois'dan m, Crevet'den mi? Sormak iin yanp tutuuyordum ama Parisli grnmm ve gze batan ivemle konumaya cesaret edemiyordum. Bir gn nce, hani u kaza yerinde olduu gibi bir patavatszlk yapacam duygusuna kaplmtm. Kendime ve bakalarna kzgn bir halde uzaklatm oradan. Ertesi gn Sidonie'yi bu iki adam hakknda soru yamuruna tuttum. Crevet'nin krk bin trl ii deneyip bir baltaya sap olamayan ve kasabann knda terk edilmi bir karavanda oturan cieri be para etmez itin teki oluu hesaba katlmayacak olursa, azndan pek laf aldm saylmaz. Buna karlk Sidonie, Gerbois'nm saygn bir aile reisi, karsnn iyi bir insan olduu grndeydi. Bunun dnda baka bir bilgi elde edemedim. Daha sonra sokakta yrrken, Dauphin libr'nin sayfalarnn sergilendii mtevaz vitrinin nnde buldum kendimi. Buras bu gazetenin yerel brosuydu. eri girip kendimi tarada yaanan bir olay mahallinde yazmak zere gelmi Parisli bir yazar olarak tanttm. Ksacas hemen hemen gerei syledim. Ruggieri felaketi ilgimi ekiyordu; zellikle de kurbanlarn kiilii. Yaz ileri grev71

Hsi bu ok taze gncel haberin kabark dosyasn benim iin kard. Crevet'nin kald karavann fotoraf vard, dedi, ama tutukland srada ekilmiti. Ad geen Crevet'nin yaamyksnde adamn Crevet adnda bir kzn gayrimeru ocuu olduu, annesini on iki yandayken kaybettii, eer buna yetitirme denilirse, Avignon Yetitirme Yurdu'nda yetitirilmi olduu belirtiliyordu. Bu arada

birok kez kamay ve polisin yardmyla yeniden yurda kapatlmay da becermiti tabii. Askere alnp Cezayir'e gnderilinceye kadar bu byle srmt. Daha sonra ufak tefek iler -zeytin toplama, koyun krkma, lavanta retimi, otomobil tamircilii, duvarclk, toprak tesfiye vb- yapt dnemler ile isiz kald dnemler ve iledii kk sular yznden hapiste geen gnler birbirini izliyordu. Bu mtevaz marjinalin yazgsnn ana hatlarn not ettim. Ger-bois'ya gelince, adresinin yan sra, peini kovalayan aksiliklerle ilgili aydnlatc bilgi krntlar da elde ettim -nk meyhanedeki mterinin ima ettii anssz kii aka oydu. Gerekten de bu sakin adam dnyaya i kazas geirmek iin gelmi gibi grnyordu. 1955'te bir toplu konut antiyesinde alrken, bir vincin kaldrd tula yk zerine boalp omzunu kryor. 1958'de, Per-nes-les-Fontaines'de karayolu tneli almas srasnda bir mayn patlamasyla travma geiriyor. 1963'te Grdes yokuunda hzla inen bir kamyon ona arpyor. Ertesi yl narlar budanrken hzar krlp frlyor ve yzn paralyor. 1967'de 542 No'lu devlet yolunun onarm antiyesinde erimi haldeki bir asfalt teknesi alabora oluyor ve ayaklarn yakyor. 1970'te gzne asmalara pskrtlen bakrslfat kayor. Herhalde Capolini onu fabrikasnda ie aldnda bana gelen tm bu uursuzluklardan habersiz olmalyd. Bo inanlara son derece bal olan Mazarin'in bir greve sorumlu kii atarken sormay ihmal etmedii u nl soruyu dnyordum: "Mutlu bir adam m bu?" Bunun anlam, ansl bir insan m? idi. Aradan bir hafta geti, sonra gazeteden bana onun kald yer olarak bildirilen adrese gittim. Adrienne, scak bir dzensizliin hkm srd bir eve beni pek fazla aknlk gstermeden ald. Gilles'in lmnden bu yana ona kendinden gemi ve direnci krlm bir hava veren bir yas ve taziye ortamnda yayordu. Beni grr
72

grmez, lm kocasnn zellikle igal yllar ve Kurtulu srasndaki abalarn ballandra ballandra anlatmaya koyuldu. Gilles, Sorgue'un en byk direniisi, Kurtulu'un ve 1944 austosunda-ki tasfiye hareketinin canlandrcsym. Haftalar boyunca bir sava tanrs gibi Monteux ve dolaylarna hakimiyet kurmu. Ah, hainleri ve ibirlikileri nasl titretirmi! Adrienne onunla ilgili olarak yalnzca sylentilerden kulana alnanlar biliyordu; nk kendisi 1940'ta domutu, ama Gilles'in kahramanl Monteux'nun tarihine gemiti. Peki sonra? Neye yarad btn bunlar? Eline ne geti? Koskoca bir hi, bir madalya bile vermediler, diye szlanyordu. Ange Crevet adndan sz ettim. Hemen haykrd: "Ange ile Gilles mi? Dnyann en iyi iki dostuydu onlar, baym! Deyim yerindeyse birbirinin ayrlmaz paralarydlar. Ufaklk Crevet'nin gznde Gilles adeta aabeyi, hatta babas, evet evet, hibir zaman sahip olmad babas gibiydi, bilmem anlatabiliyor muyum? Gilles bir yerde almaya balar balamaz bir de bakardn Ange da kp gelmi. Ona da i vermek gerekirdi. Eer ayn kazada birlikte ld-lerse, her zaman bir ekip oluturarak altklar iin, bundan daha doal bir ey olamazd." Bu son szler beni artmaktan geri kalmad. Demek ki Ruggi-eri'den baka yerlerde de birlikte almlard, yle mi? Ah, tabii efendim. Toplu konut antiyesinde duvarc ustas, yapm ya da onarm halindeki karayollarnda toprak dolgucusu, baka bir ey bulamadklarnda da aa budayc ve tarm iisi ola rak almlard. Eh, ne yaparsn, insan vasfl biri olmad m, n ne kan ii yapmas gerekiyor.

Adrienne, Gilles'in bana art arda kazalar geldii yolunda bir sylenti olduundan habersizmi gibi davranyordu. Bu konuyu amadm. Akam, ek bir bilgi iin Dauphin'nin brosuna uradm yeniden. Yaz ileri grevlisi, ne yazk ki, tatil sonrasnn hareketli ge-eceiyle ilgili habere dalmt. Onun gznde Ruggieri felaketi halledilmi, dosyalanm ve arivin tozlu raflarna kaldrlmt. tiraf etmeliyim ki ondan ne beklediimi kendim de pek bilmiyor73

dum. Benim kafam kurcalayan, u acayip ikili, birbirini kovalayan u kazalar ve fabrikada lmle sonulanan patlamann srryd. Odada biraz oyalanrken Dauphin libr'nin ilk saysnn bir cam levha altnda sergilenen birinci sayfasn grdm: 1. Ordu tanklarnn kente girii, sevin iindeki halk, Hr Fransz Kuvvetleri tarafndan tutuklanan son Alman askerleri. Tarih 11 Austos 1944. "Aa", diye dndm, "11 Austos Ruggieri kazasnn da meydana geldii gn." Bamakaleyi okuduumu gren yaz ileri grevlisi mdahale etti: "Bu satrlar yazm olan Vincent Bure uzun sredir emekli, ama eli aya tutuyor, gz gryor, ayrca da Monteux'nun sava yllarn ve sava sonrasn ondan iyi bilen yok. Gidip kendisiyle grmek isterseniz, haber vereyim." Alelacele onayladm ve ksa bir telefon konumasnn ardndan, Bure ile ertesi gn akamzeri kendisine uramam konusunda anlatlar. Gar yaknlarnda bir atlye ya da antrepo olduunu sandm byk m byk bir binada oturuyordu. Buras kasvetli ve irkindi ama ok geniti. Bure* tam adnn adamyd: Esmer, neeli ve ask suratl yal bir toplum kakn. ylesine deiik bir iveyle konuuyordu ki, zaman zaman cmlesini tekrar ettirmek zorunda kalyordum. Belli ki, bir belgeleme manyayd. Dosyalardan, gazete tomarlarndan geilmeyen odalarda dolarken "Neyse ki" diyordu, "mekndan yana ktlm yok burada. Ama, bakn, asl arivim nah ite urada!" Ve avucunun iiyle alnna vuruyordu. "lmm yre tarihi iin byk bir kayp olacak. Ah, ah, ah! Hem de ne kayp!" Ve lerek Monteuxlu hemerilerine ataca madie glyordu. "nk, biliyor musunuz, 1918'de dodum ben. Bundan ok memnunum. Elbette ki 14-18 savan kardm. Nasl olsa babam grtlana kadar dolup tat onunla... Verdun'den ve Chemin des Dames'dan o kadar sz edildi ki, sonunda sanki oradaymm gibi inanmaya baladm. Ah, rnein Halk Cephesi, spanya Sava, Hitler ve Mussolini, kinci Dnya Sava, gal ve Kurtulu, bu sonuncusunda vardm, evet hatta en yakn tan oldum. Gazeteci olarak, dnebiliyor musunuz! Daha sonra gazeteye tfl gazetecile* Cins isim olarak kullanldnda "kahverengi, tyl, kaba kumatan yaplm aba" anlamna gelir, (.n.) 74

rin geldiini grdmde acyarak glyordum. t herifler! Her ey olup bittikten sonra geliyorlard. nk dikkat ettiniz, deil mi? Artk hibir ey olup bitmiyor! Kurtulu'tan bu yana byk bir durgunluk yaanyor. Bir tek inhindi ve Cezayir'de bir eyler oldu, ama onlar da hafif kprdanmalar baym, dnyann bir ucunda meydana gelen hafif kprdanmalar! Ardndan da hi mi hi bir ey yok. Nezaket icab bana gazeteyi getiriyorlar. Ama sabahleyin, yle bir otuz saniye gz attktan sonra, kendi kendime: 't herifler!' diyorum. 'Sizler eer drst adam olsaydnz, bu gazeteyi basmazdnz! Gazetenizin nndeki vitrine yle bir not asardnz: Dnden bu yana hibir ey olmad, bu nedenle de gazeteyi karmadk!' Ah, bakn, ayrldma ok memnunum. Yaadm olaylara kendimi kaptryorum. Bunlar gerekler! Kimi zaman bir komu urayp hal hatr soruyor. 'Ee, naslsn bakalm?' diyor. Ona yle yant veriyorum: 'Von Paulus

komutasndaki VI. Ordu Stalingrad' ele geirdi.' 'Yapma be amcacm, birka tahtan eksik olmasn sakn?' Ona daha nce 'Japonlar Pasifik'teki Amerikan filosunu Pearl Harbor'da batn verdiler' ya da 'talyanlar Mussolini'nin cesedini Como'daki bir kasabn engeline asmlar' dediim iin byle davranyor. Ah dorusu benim zamanmda insan sklmyordu hi!" Uzun konumalarn engellemekte glk ekiyordum. Sonunda yle baladm: "Evet, ama u anda bile Monteux'de dedikodular dolayor ve herkes fkeli. Aln ite Ruggieri felaketi." rkildi birden. Ruggieri mi? Yo, yo, o konu hi de yle deil. ocukluum dan beri orada bir eyler olacak, der dururdum. Bir eylerin olaca n adm gibi biliyordum. Ve kendi kendime: "Olmasna olacak, ama ne zaman?" diyordum. Al ite, oldu! Ama hayli zaman ald bu. Dn Gilles Gerbois'nn karsn ve ocuklarn grdm. Onu tanr mydnz? Hh h tanrdm! Hr Fransz Kuvvetleri'nin Sorgue'deki n deriydi. Gururlu bir delikanlyd, bakn! Ayaa kalkt ve bir gazete tomarna doru ynelip onlar nne yaymaya balad. Hah, ite burada! Gilles, bu o, direniileriyle bir arada halk tarafndan alklarla karlanrken.
75

Fotoraflar ve iri punto yazlarla dolu sararm gazeteleri nme ayordu. urada, nndeki Alman tutsaklar itiyor. Mareal De Lattre de Tassigny'nin 1. Ordu'ya bal tanklarn ilk karlayan o oldu. - Ya u? Bu nedir? Parmam, zayf ve kel bir kadnn, katla katla glmekte olan bir grup erkein ortasnda plak ayakla dolarken grntlendii bir fotorafn stnde tutuyordum. Bu mu? Dur bakiim... Aa, Karides, bu be! Karides mi? - Evet, ocuuyla birlikte kasaba knda bir kulbede yaa yan yoksul bir kz. Ufak tefek iler yapard, ama gerekte ii fahi elikti. Monteux'nun ortalk orospusuydu. Erkek olup da stnden gemeyen yok gibidir burada. Eh, elbette, geldiklerinde Alman as kerleri de stnden getiler. Sonra da sra Amerikan askerlerine geldi. Ne demiler, krklm kadnsz Kurtulu olmazm. Alman larla yatt diye, Gilles ve adamlar onu getirip arnn ortasnda bir sandalyeye balad ve ban yumurta gibi olana dein krktlar. Ve herkes grgr geiyor, alaya alyordu... Peki sonra? Sonras, bana kalsa, bu i bu kadarla kalrd. Kurtulu, bir bayramd, bir ulu bayram. Bylesine mutlu bir gn kirletmemek gerekiyordu. Ne var ki ormanda bir direnii ldrlmt. O za man Karides'i yar soyup, ayaklarndan ayakkablarn kardlar ve nlerine katp direniinin ldrld yere bir demet iek brak maya gtrdler. Ah, inan olsun, ok zc bir sahneydi! Salar kknden kaznm zavall Karides'in pembe gecelikli hali iler ayd ve erkekler dalga geip duruyorlard, nk bu seyrek sepelek dokunmu ince geceliin altndan siyaha mal grnyordu. Kadncaz plak ayaklarla akl talarnn zerinde yrrken t

kezliyor, bazen de dyordu. Gilles izmesiyle tekmeleyerek aya a kaldryor, yeniden yrtyordu. Bu durum midemi bulandrd. Ve bu garibana ikence etmenin, Almanlarla savamaktan ok daha kolay olduunu dnen yalnzca ben deildim. u da var ki, kim se azn ap da yapmayn diyemedi!
76

Hayr sahipleri yiyeceini gtryor olmalyd: Burada, en fazla alk sknts ekilen dnem Kurtulu'tan sonraki dnem oldu, bi liyor musunuz? ocuunu dilenmeye ve alverie yolluyordu. Sonra gnn birinde, iki yl sonra olmal, ldn duyduk. Karides'in sal hibir zaman iyi olmamt. psiz sapsz olu Avignon'daki yetimler yurduna yerletirildi. Onu tanyor muydunuz? Yo, pek saylmaz. Ad Ange'di sanyorum. Ange Crevet mi? Tabii, Karides'in* olu olduuna gre. - Fakat bu, hani u Gilles Gerbois ile birlikte havaya uan adam deil mi? Ah, olabilir elbette. Baksana hi ba kurmamtm. Fakat bunun onunla ne ilgisi olabilir ki? Bunun onunla ne ilgisi olabilirdi ki? Gerbois, 11 Austos 1944'te Karides'in cellad olmutu. Ange o zamanlar on yandayd. Annesiyle birlikte bir kulbede yalnz balarna yayorlard ve bu iki sefili birbirlerine balayan yabanl duygusal yaknl varn anlayn artk. Gerbois ve adamlar kadnn salarn kazdklar zaman bu ocuk kukusuz seyircilerin en nndeydi, sonra soyup direniinin mezarna srklediklerinde de yle. Ve otuz yl sonra, bir 11 Austos gn Gerbois ve Crevet ayn kazada lyorlard. Capo-lini'nin bir sz aklma geliyordu imdi: Anma treni. Fiekinin mesleine egemen olan szck. Ve Monteux sakinlerinin 1944'teki kurtulularn andklarn hi sanmam. lerinden yalnzca biri yapmtr belki de bunu. Vay canna, u kk Crevet, ne acayip herif-mi meer! Hakknda bilgi alabileceim birini bulmak iin tam drt gn aratrma yapmam gerekti. Bu kii Gilles'in, Adle Gerbois adndaki kz kardei, kzkurusu terziydi. Yoku yukar trmanan kargack burgack bir sokakta, avu ii kadar bahelerin ssledii eci bc evlerin arasnda onunkini nihayet bulabildim. Kadnn Gilles ve
* Crevette, Franszcada "karides" anlamna gelen szck, (.n.) 77

Sonra ne oldu kadn? Dnp kulbesine kapand. Bir daha da ortalkta grnmedi.

Ange'n ilikileri konusunda sylediklerinin, Ange'n dul kars Adrienne'in syledikleriyle uzaktan yakndan ilgisi yoktu. Hem sonra terzi hanm, kardeinin karsn pek dikkate almyor gibiydi. Beyefendiciim, iinde bir ktlk olmayan iyi bir kz, ama dar grl ve neredeyse okumas yazmas bile yok. Beni ald kk salonun duvarlarnn, kitaplarn ssledii raflarla kapl oluu dikkatimi ekti. Kardeim onunla evlenerek insanlk gsterdi. ocuklar y znden yapt bunu. O kadn kardeimin yapabilecei bir sr eye ayak ba oldu.

Alabildiine kapal bir konuma tarz vard. Ama Ange'n adn ortaya attmda ekingenliinden syrld. - Bir lnn arkasndan olumsuz eyler sylemek istemem, ama beyefendi, bu kk Crevet oldum olas beni kayglandrm tr. Her zaman kafas kark, suskun, bir an bir ann tutmaz, ne ya paca kestirilmez bir insand, bu yzden de ne dndn anla mak olanakszd. Bir gn olsun yznn gldn grmedim ben onun. Tam bir yabaniydi, beyefendi. Dostlan var myd? - Dostlar m? Hayr, hi dostu yoktu. Kardeim hari, maale sef! Baksanza adeta onu takip ediyordu. O nerede alyorsa, o da orada bir i ayarlamay becerdi kendine. Gilles pranga gibi her git tii yere srklyordu onu. Bir gn, u dzenbazdan korkmuyor musun? diye sordum ona. Ne dese beenirsiniz? "Gzmn nn de olmasn tercih ediyorum. Bylece hi deilse, neler evirdiini biliyorum." Grdnz ite nasl sonulandn. Peki hayatnda bir kadn falan var myd? Kadn m? Bir kadnn onunla olmas iin kesinlikle lgn olmas gerekir ayol! Hayr, kadn falan yoktu. Annesi dnda tabii. Ah, Sezar'n hakkn Sezar'a vermek gerekiyor dorusu. Gerek bir klt haline getirmiti annesini. Ben mezarlktaki terk edilmi mezarlarn bakmyla ilgileniyorum, size unu syleyebilirim ki, annesinin mezarn son derece dzenli bir biimde ieklendirirdi. Kendine gre bir takvimi vard. Bir tarih manyayd adeta. Bunla rn neye denk geldiini pek bilen yoktu zaten. Annesinin doum
78

gn, isim gn, belki lm gn. Kalan ise bir srd. Ama belirli tarihlerde Crevet'nin mezarla urayacandan adnz gibi emin olabilirdiniz. Anma treni. Yeni batan Capolini'nin anahtar szc geldi aklma. Aniden iime dodu. Tarih dediniz de... Gilles birtakm i kazalar geirdi, sanrm. Bunlarn tam olarak ne zaman olduu konusunda bir bilginiz var m acaba? - Bu kazalarn kesin olarak hangi gn olduunu mu renmek istiyorsunuz. Bu konuda, maalesef kesin bir ey syleyemem size. Bunu Adrienne'e sormanz gerekecek. Evraklar arasnda bir yerlerde vardr bunlar. ki saat sonra, Gilles'in dul karsnn evindeydim ve aradm eyi ele geirmitim. Tabii biraz arm bir haldeydi, ama yine de darmadank evraklarn yer ald mukavva kutulara gmld. Kocasnn alt ilerle ilgili evraklar, kaza tutanaklarn, hastalk dosyalarn bulup karyordu. Gilles'in talihsiz yaamn yeniden kurmak pek mmkn deildi tabii. Ama yzn kesen hzarn 11 Austos 1964'te yerinden frladn rendim. Grdes iniinde onu kstran kamyon da bu ii 11 Austos 1963'te yapmt. Tula yknn bandan aa inii de yine 11 Austos 1955'e rastlyordu. Aratrmalarmzdan bakaca bir ey renemedim. Kadnn basitlii, anlalmas g bu yazlar zmekten aciz ve kocasnn bana tebelle olan bu tarihin her tan altndan kndan kuku-lanmay sonuta cesaretimi krd. Ayrca beni neden ilgilendiriyordu ki btn bunlar? Polis memuru ya da Gilles Gerbois'nn bir akrabas falan deildim. Benimkisi sadece bir merakt, yazarlk mesleimin gerektiinde hogrd bir merak. Sonuncu kutuda da mektuplar vard, Adrienne'e gre tekilerden ok daha

anlalmaz olan bir bilgi yn. Biraz midem bulanm ve yadsnamaz bir moral bozukluu ierisinde, bilinmeyen bir gemiin kalntlarn elden geiriyordum. Tam her eyi yerine kaldrmay dnyordum ki, bir mektup iliti gzme; zerindeki adres bir ocuun elinden kmt, bu nedenle dikkatimi ekti. inde, okul defterinden koparlm bir kt bulunmaktayd, bu ktta iri tombul harflerle aynen yle yazyordu: 79

HEL E B BUY YM, SEN LDR CE M ANGE 11 AUSTOS 1944

Her eyi yerli yerine yerletirdim. Bir ey deil. ocukluk, dedim. Kendi hesabma olay zmtm. Kukusuz kolay anlalamaz, gizemli, insann kafasn kurcalayan bir yn soru iaretiyle dolu bir iti bu. Bununla birlikte, havai fieklerle sona ermi bu ak-kin hikyesi konusunda daha fazla bir ey renmek istemiyordum. Artk romanmn bana gemenin srasyd. Hikyesini, her eyin bilindii kk bir tara kasabasnda tm bir yaamdan alnm bir intikamn oluturduu polisiye romanm yazmann sras gelmiti artk...

Bu nedir? diye sordu Adrienne.

80

Blandine ya da babann ziyareti

"Biz bekrlar, hem dayanksz, hem de srekli bask altndayz!" Anselme, bu sav uzunca bir sre susup, evli olmayan teki davetlilerin ikyet ve isteklerini dinledikten sonra tartmaya meydan brakmayan bir havayla kestirip atmt. Sonra bir ie elma arab ele geirmi ve bylece sakin, dikkatli bir dinleyici grubu edinmek istercesine kadehleri doldurmaya koyulmutu. "Sadiste bir tercihle bekr ezen tahsildarn dayatmalarndan yaknyoruz. Ama bizlerde de harekete geme eksiklii sz konusu. Byk irketlerde genellikle ilk akla gelen bekrlar olur, nk peinden srkleyecei kars,

ocuu yoktur, taraya ya da dnyann te ucuna gidebilir. Tamak zorunda olduu hibir yk bulunmadndan, evli bir insana oranla ok daha az masrafldr. Bu onu aFfiN/Veda Yemei g]

ltran firma iin kukusuz doru, ama kendisi iin bir ykm. nk aile babasnn ona bal kck bir evresi vardr ve onlar gittii yere gtrebilir. Kars ve ocuklar, bir yere gittiinde az ok onu izleyen kk bir toplumdur. Bekrlarn da bir evresi vardr: Akrabalar, dostlar, kz arkadalar, kendi avlanma alanlar, bir kulp, salonlar... Bunlardan hibirini kendisiyle birlikte gtremez. Bir baka yere gittiinde, kkl, derin bir yalnzlk eker. Onsuz insann kendini kksz hissettii ve toplumsal yaamdan yoksun kald insani humusu yeniden oluturmas yllarn alacaktr." "Evet, gerekten dayanksz ve bask altndayz" diye yineledi "ve bunu bir kez daha anlam bulunuyorum." Sonra, dikkatlerimizi daha fazla zerine ekmek iin bir sre sustu. Evim hem kiliseye, hem ky okuluna yakn. ekici yanlarndan biri zillerin sesi, teki ise teneffslerde okul bahesinden gelen ve insana canllk veren ocuk sesleriydi. Herkese ak bir ev. Yine bekr yaamnn bir zellii. Bir evin kaplarn kapatan kadndr. Yuvann bekisi kadn, kimi zaman kocasnn evresini boaltmaya fazlasyla eilimlidir, ounlukla kskan bir beki. Bunu hepimiz biliyoruz: uras kesin ki, bir dostunuz evlendi mi, onu kaybettiniz demektir. Hanmefendi onun yalnzca kendisine ait olmasn ister ve kocasnn evlilik ncesi ilikileriyle kurduu yaknlklardan midesi bulanr. Tersine, benim kapm her zaman aktr. Gnde drt defa kzl erkekli kk renci gruplar bahenin aralkl parmaklklar nnden bcrdaarak geerler. ou zaman, hava gzel olduunda, evime girerler. Fndk, elma, kiraz aalarm ve bir mumula aacm var. lkbahar mevsiminde iyi aranrsa duvar diplerinde yaban ilei de bulunur. Hem sonra fotoraflk gibi akl almaz bir meslekten oluumun uyandrd bir merak da var. nsan fotoraf ekerek yaamn nasl kazanabilirmi ki? Bari bir de fotoraf makinesi ve film satabileceim bir dkknm olsaym! Vaftiz, nikh, av partisi resimleri ekseymiim! Fakat, hayr, "rportajc"ym ben! Asl82

na bakacak olursanz, ne yaptm anlamyorlar pek. O zaman, ne id belirsiz bu meslek, bu ak kaplar, evde bir hanmn olmay, tm bunlar ciddi insanlarn aalamalarna yol aarken, te yandan ocuklarn da merakn ekiyor. yle bir uramay gze alyorlar. Benimle karlayorlar, tanyoruz. Evi abucack kolaan ediyor ve sevinle dondurucuda krem glaseler olduunu gryorlar. Dondurucuyu, kulara yem verdiim kap ve kedilerin anay-la ayn anda ve ayn dorultuda, ayn anlayla dolduruyorum. Bu geziler hemen hemen yalnzca erkek ocuklarn yaptklar basknlar haline gelmiti, oysa okul karmayd. Daha rkek olan -belki de evde sk sk tembih ediliyordu kendilerine- kzlar yabancyla pek sk fk olmuyorlar. Hem, nasl derler, "hogr" nutuklarna ramen treler en azndan bu konuda deiime ayak diremitir hep. sterdim ki toplumbilimciler tatil gnlerinde byk kentlerde anket yapsn ve sokaklarda avare avare dolaan kz ve erkek ocuklarn saylarn karsnlar. Bir kza karlk on erkek ocuun bu ii yaptn greceklerinden emindim.

ocuklarn evime yaptklar bu ziyaretleri ve bunlarn arasnda kzlarn saylarnn alabildiine az olduunu ilettiim bir dostum: "Ye i de dua et" dedi, "daha iyi ya! Kk kzlardan sakn! Dokunma, ek bakaym elini! Ne derlerse desinler kendini gelimi sanan evrelerde, erkek ocuklarla istediini yapabilirsin. Kk kzlar ahmak kapanlar, anlalmas g dzenbazlar, kk zehirlerdir." Onun iflah olmaz ktmserliini ve kadn dmanln bildiimden sylediklerine pek inanmamtm. Sonra geen yaz, Blan-dine ile tantm gn bu dostumu dndm yeniden. 4x5 inlik kameram tm eyasyla dar karmtm -dili ayak, asi, kler, telemetre ve hatta gneli havada manzara ekerken glgeleri aydnlatmada kullanlan elektronik fla. Bir lavanta ieinin etrafnda vzr vzr dnenip duran bir ift yaban arsnn fotorafn ekecektim. Bu resim hayli iyi para deyen yar bilimsel ve son derece lks bir dergiyi ilgilendirebilirdi, ama sonsuz bir sabr gerektiriyordu, nk doal olarak bu bizim yaban arlarnda fotoraflarn ekmemi beklemek gibi bir ibirlii anlay ne83

rede! Arlardan biri kolimatrme girmeye grsn; ayarlama iini henz tamamlyordum ki, deklanre basmama frsat kalmadan teki an iek deitirmeye karar veriyordu. Tm dikkatimi toplam, gerilmi, tam sinirlenmenin eiindeydim ki, bacaklarmn arasnda koca bir davetsiz misafir beliriverdi, makinenin sehpasn sarst ve asi kutumu devirdi. Teklifsizce bacan kaldrp lavantalarmn zerine iini gren, sonra da flamn azna yapveren iri, kll, kara ve oyunbaz bir oban kpeiydi bu. Hemen ardndan seslenmeler, ak, duru sesler, glmeler duyuyor ve iki kk kzn ortaya ktn gryorum. Gri ya da saydam, dahas grnmez olmal ki kzlardan biri hakknda her eyi unuttum, nk aklm fikrim narin ve gzel olan teki kzdayd. Eski rencilerin giydikleri krmz suta ekilmi parlak ipekli s-yah nlkler kayboldu ve ben onlar zlyorum. Bir ocuun krpeliini ve sevimliliini karanlk ve sade bir giysi kadar ortaya karan hibir ey yoktur. Blandine, parlak oyluklar zerinden boulmu ksa m ksa ak mavi bir nlk giymiti. Kpeinin, malzemelerimin ortasna dverdiini grnce glmekten katld ve hemen o anda Boticelli'nin mzisyen meleklerinden biri gzmn nne geldi. Pei sra kotu ve boynuna sarlmay baard, ama kpek ondan ard ve kz otlarn zerine yuvarlad. Bense bu kvan verici manzaray gzlerimle iiyordum adeta ve yabananlarnn fotorafn ekmek gibi aptalca bir dnceye nasl olur da kaplabilirim diye soruyordum kendi kendime. Tantk. Annesi, babas, ikisi erkek biri kz kardeiyle birlikte kye bir kilometre uzaklkta kk bir iftlikte oturuyormu. "Fakat" diyor, "yaknda tanacaz." Babas hayli uzakta elektrikli ev aletleri reten bir fabrikada alyormu. Sabahn krnde evden kp ge saatlerde dnyormu. Zaten krn ortasnda oturduklarndan, tatilde bir yere gitmiyorlarm. Laboratuvarm ve baz almalarm yakndan grmeleri iin onlar ieri aldm. Yine gelin, ikinizin de resmini ekeyim, dedim sinsice. Ama bu kez kpei getirmeyin. nk onu darda brakmtk, yalnzlktan bunalm, ieri
84

girmek iin olmadk eyler yapyordu. Ayrldk. oban kpei etraflarnda, zplayarak katlar. 4x5 inlik kameram

ve yaban arlarnn kesinlikle terk ettikleri lavantalarmla akn ve biraz da hznl bir halde yapayalnz kaldm. Gznde deer tayan tek grnty de kararak fotorafn ekecek hibir eyi kalmayan bir fotorafdan daha hznl ne olabilir ki? Blandine yine geldi. Yalnz, yannda arkada olmadan ve dncesizliimden bundan hayrete dmeyi bile akl edemedim. Bir dizi portresini ektim: Bu resimler yirmi be yllk fotoraflk yaammn kukusuz en baarl almalar oldu. Ailesi iin de bir kopya karmay nerdiimde, "Oh, yo, bu onlar ilgilendirmez!" diye kar kmas zerine bir an huzursuz oldum. ocua bana geldiinden ailesinin haberi olup olmadn sormaya bile cesaret edemedim. Yamurlu bir gn, altn sars salarndan inci tanelerini hatrlatan damlalar silkeleyerek ieri girdi. Sonra yar saydam, hr hr eden, kzbceinin kanad gibi hafif bir yamurluu duvara ast ve kendinden emin bir tavrla doruca mutfaa yneldi. ay ve tost hazrlad. Teafor two. Hayran olunacak, sevin ve mutluluk saan, dsel gzellikler tayan bir eydi bu. Evinde, sadece ve sadece on iki yann altndaki kk kzlarn kabul edildii toplantlar dzenleyen yzyl ncesinin u rahip fotorafs Lewis Carroll takld aklma. Onlar sslyor, klklarn deitiriyor, gruplar halinde diziyor ya da canl tablolar hazrlyor, geici, narin ve nefis ocuksu-luklarm sonsuza kadar kalmas iin fotorafn ekiyordu. Kendisine tm bu kz ocuklarnn zaman zaman onu sinirlendirip sinirlendirmediklerini soran bir dostuna, gizlemeye alt bir utanma duygusunun hemen fark edildii bir tonla: "Dokunmayn, onlar benim hayatmn drtte !" deyiini kendi kulaklarmla duyar gibi oluyorum. Ve utandndan dolay geri kalan s. drtte bir konusunda yalan sylyordu, nk adm gibi emindim ki onu da yine bu kk kzlar oluturuyordu. Blandine ka yanda olabilirdi? Galiba on bir, bilemedin on iki. Ama igdsel olarak biliyordum ki henz bulu ana ermemi85

ti. Kesinlikle yanlma pay bulunmayan yzlerce ayrntda bunun byle olduunu gryordum: Davranlarnda patavatszla varan belli bir ak yreklilik, yuvarlak ve doal dizlerinde yara izleri ve rnein beklerken ya da can skldnda sa ayann tabann aprazlamasna sol ayann stne koymas gibi kzlara ve olanlara zg olan, ama kesinlikle ocuksu olmayan pozisyonlar. Oh, glmeyin! Erginlememekle masumiyeti kartracak kadar alk deilim! Blandine fena halde ktyd ve bunun ac bir deneyimini yaamak zorunda kaldm. Utanmad, cinsellik ve gnl comalaryla gz kararmad iin, ocuun kendini bazen ruhsal durumlarn etkisine kaptrveren yetikinlere oranla ok daha hileci olduunu sanyorum. Bulua ermenin, kpr kpr ve cin gibi bir kz ocuunu gln derecede sklgan saf bir gen kza dntrmesi ender grlen eylerden deildir. Blandine ise akl almaz bir biimde kadns grnyordu. Ben ok kk, neredeyse bebek yalardaki kzlarda bylesine erken gelimilik hallerine ok rastla-mmdr. Baz kz ocuklar, ijti yana bile basmadan bir erkein erkek olduunu ve kendi payna onun karsnda, tek kelimeyle zetleyecek olursak, sslenip krtma hakkna sahip olduklarn bilirler. Onlarla karlatrldnda, erkek ocuklar kamna su yr-ynceye kadar bilinsiz alklar -annelerine kar ayn ey sylenemez tabii- olarak kalrlar. Blandine evin, bahenin, hatta benim ynetimimi doal bir hkmranlkla eline geirmiti ve benim gzmde peri masallarn andran bir olay yayordum dorusu. Bir gn gelmedi. Ertesi gn de. im iimi yiyerek btn bir hafta onu bekledim. Hi deilse okulun teneffs saatlerinde ocuklarn bcrtlarn duyuyor

ve onun sesinin de bu bcrtlar arasnda olduuna inanyordum. Hava alabildiine gzel olmasna karlk, hafta sonu ok skntl ve i karartc geti. Pazartesi gn, sekiz gndr kendimi alkoymaya zorladm aptalca bir ey yaptm: Kasaballarn diline sakz olmay gze alarak, okul kna gidip onu bekledim. Doruca yanma yaklap sadece unu syledi: "Babam sizi grmek istiyor." Bu, onunla ilk karlamamzdan beri bamzn zerinde dola86

nan ve nlemem gereken bir tehlikeydi. Eer Blandine, ailesini ziyaret etmem konusundaki tm isteklerimi aklanamaz bir biimde batan savmam olsayd, byle bir tehlikeyle kar karya kalmayacaktm. - Buyursun. Saat kata gelmek istiyor? Akamn yedisinde iten dnyor. Yarn, saat yedi buukta. Tamam, sylerim. Ve her zaman benim evimde, benim yanmda gsterdii neeli ekicilikten uzak, dimdik, son derece ciddi bir havayla uzaklat. Artk babasnn hayalinin zerine kt ve ocuu atk kal bir otorite duygusunun kuatt hissediliyordu. O dakikadan balayarak beklemeye koyuldum. Ne yaparsam yapaym -be yz adet renkli bask siparii tm dikkatimi deilse de tm zamanm alyordu- tm bunlar vakit ldrmek ve iimi kemiren sabrszl bastran eyler olmann tesine gemiyordu. Bir an nce onunla grmeye can atyordum. Aslnda ben byleyim-dir. Gnlk uralarma, dncelerime yabanc birtakm bekleyiler dolduruverir yaamm. Gerekte zalimce olan bekleyiler... Bu soylu ve intikamc olan baba, beni neyle sulayacak, yzme neleri haykracakt acaba? Kafamda harl harl Blandine'in beni ziyaretlerini, birlikte geirdiimiz saatleri gzden geiriyordum, ama tm drstlmle sulanabileceim en ufak bir nokta bulamyordum. Fakat Blandine, efkati arzu, dosta dokunmay ateli bir ak sarlmasyla birbirine kartrabilecek son derece duyarl bir yatayd. Biz bekrlar insanlar genelinde batan karc gzyle grr; oysa gerekte batan karan deil, batan kanlanlanzdr bizler. Avc deil av, cellat deil kurbanlarz! Zil ald. Gelen oydu. fkeli, kamburu km, grkemli bir yal bekliyordum, fena halde yanlmm. Banda kulaklarna kadar inen Bask ii bir bere olan hznl ve solgun yzl ufak tefek bir adamd. i grnmn bir azk torbas -herhalde lende attraca yiyecekleri koyuyordu- tamamlyordu. Bir sandalyenin kenarna tutundu. Blandine benimle konumak istediinizi syledi, diye balad.
87

Grmenin byle bir yalan zerine balamas rahatszlm artrd, kald ki, bu yalann Blandine'in mi, yoksa babasnn m ii olduunu bilemiyordum. Bununla birlikte hemen o anda elime gei-riverdiim bir denge ubuu olarak da kullanabilirdim bunu. Elbette, deil mi? Kendisiyle hayli sk gryoruz. Bu du rumda ailesiyle tanmam gayet normal olmal. Kendisine ne ikram edebileceimi sordum. Sonunda bir bardak bira imeyi kabul etti. "Yo, teekkrler," sigara imiyordu. Byk bir suskunluk kt. Hayret! Birbirimize syleyecek o kadar az eyimiz vard ki! Bir trl inanamadan iimden "Blandine'in babas! Kk kz yaamn ona borlu. O kz her gn gryor ve ona sarlyor" diye yineleyerek onu izliyordum. Doann dzeni bazen ne kadar da

tuhaf oluyor byle! Kendi asndan o da merakla evresine baknp duruyordu. Blandine bana evinizden ok sz etti, dedi. imden biraz znt verici bir dnce geti, gerekte eer Blandine bana bir para balanmsa, bu mutlaka benden ok, el-betteki egemen olduu ve kendi aile yuvasna dntrmek istedii ak ak belli olan bu ev iindi. Evi yle bir gezdirmeyi nererek ayaa kalktm. Bu belki de ikimizin birbirimize gven duymasn salard. Zemin kat. inde bulunduumuz salon. alma odas. Mutfak. Tuvalet. Mahzen merdivenine alan kap. Birinci katta, banyo ve drt yatak odas. Ama ana mekn yukardayd, dzenlenmi, duvarlar am aacndan frizetlerle kaplanm tavan aras. Buras benim manzara ekim atlyemdi. Ve yatam da ite oraya koydum, nk spotlarmn, gamellerimin, makine ayaklarmn ve fotoraf makinelerimin arasnda uyumak houma gidiyor. rencilik yllarmda, geceleyin yastmn altna ertesi gn en az bildiim dersin yer ald kitab koyardm. Uyurken bama bu kadar yakn olan metnin, bir tr telepati yoluyla aklma kaydedileceine inanrdm. Belki de buna benzer bir inanla geimimi ve zgrlm borlu olduum aletlerin glgesinde dinlenmek houma gidiyor. Byk bir ev, dedi Blandine'in babas. Byk m? Elbette ki bir kr evi, kentteki bir apartman dairesine oranla her zaman daha genitir. Ama, dedim ona, ben kendim de "bym", baksanza yaptm iin gerei bir sr malzeme var, bunlar da ancak byle bir yer alr. nemli deil, ok geni bir yer, diye diretti ban sallayarak. Sonra, son derece doal bir ekilde, kendi konut sorunu konusunda karlat glklerden sz etti. Kukusuz Blandine, bana bu konuda bilgi vermiti. Yaknda tanmak zorunda kalacaklarm. Herhalde onlardan kurtulmak isteyen mlk sahibi on bir yldr kaldklar kk iftlii -aa, baksana, tam Blandine'in doumundan bu yana- boaltmalarn istemi ve yine ayn kii kendilerine otuz kilometre uzakta kalacaklar bir yer gstermi. Hani u birbirine benzeyen evlerin hal byklnde bir dikdrtgen imenin zerinden birbirine baktklar bir dizi evden olumu site evlerinden biri. te bu yzden, diye azndaki baklay kard, buralarda uy gun bir yer bilip bilmediinizi sormaya geldim size. Belli olmaz, bakarsnz bir frsat kverir. Biraz ykk dkk bir ev bile olsa ra zym, ben onarrm. G beenir biri deilimdir. Bu yardm arsndan etkilenerek olur dedim, tandm kiileri birer birer aklmdan geirdim, ama yazlk evlerin istilasna urayan bu kyde dar gelirli insanlar iin kafasn sokacak bir yer bulmann her geen gn biraz daha zorlat aka ortadayd. Soracama sz verdim, evet, ama sesimin tonu buna kendimin de pek inanmadn ele veriyordu. O da inanmamt, hem onun benden bekledii bu deildi ki! nk ask suratnda ani bir glmseme belirdi ve aklna o anda bir fikir gelmi gibi elini merdivene doru uzatarak: Fakat ite sizin buras! Yerden bol ne var! Madem ki siz hep ikinci katta, tavan arasnda oluyorsunuz, neden birinci kat bize kiralamayasmz ki? Bu beklenmedik neri beni gafil avlamt. Ne diyeceimi arm kalmtm. O ise sanki app kalmamdan ileri gelen suskunluum bir kabul balangcym gibi srarla steliyordu. Kalabalk deiliz, biliyor musunuz: ben, karm, drt ocuk

ve Pipo. Pipo mu? Evet, kpeimiz. 89 Ha u, onu unutmutum. asilerimi deviren ve bacan kaldrp lavantalarma ieyen u kocaman sevimli hayvan gzlerimin nne getiriyorum. Aklm bama geliyor. Hayr, gerekten olamazd. Byle bir ey asla olamazd. Grndm kadar yalnz deildim. Dostlarm gelip gidiyordu. Aileden de gelenler oluyordu. Ayrca benim iim sakin bir ortam istiyordu. Ve bu evde insann kendini btnyle yalnz hissetmesi olanakszd. Odalardan birinde biri olur olmaz, onu hemen hissediyordum, ok ll davransa bile bu byleydi. Bylece, lgnca nerisinin kesinlikle kabul edilebilecek trden olmadn ona ok tatl bir dille hissettirmeye alarak uzun uzun konutum. Glmsemesi yava yava siliniyordu ve baklar, iindeki bira kalntsn makinelemi bir hareketle alkalad bardaa evriliyordu. Yazk, diye mrldand, yazk, ok yazk. Sonra birden yzme bakt. Yznn alt ksm hl belli belirsiz glmsemesini srdryor, fakat kk ela gzleri eytanca ve acmasz bir ekilde beni szyordu. Evet, ok yazk. Eer kalacak yer bulamazsak, pekl, bura dan ayrlmamz gerekecek deil mi? Ve Blandine, o da gidecek ta bii!

90

Afrika servenleri

Ceuta"y bilir misiniz? Fas kysnda Herkl Stunlar'ndan Avrupa yakasnda yer alan Cebelitark'm karsna kurulmu kk ve garip bir liman kentidir buras. Stunlardan Afrika yakasnda olan, kent yaknnda, bir tr yarmada zerinde ykselen Acho tepesidir. Demek ki batda okyanus, douda Akdeniz, kuzeyde spanya, gneyde Fas yer almakta. Kentin kendisine gelince, Fas topraklannda ynetim bakmndan Cadiz'e bal bir spanyol i topra oluturur... nsann aklnn karmas iten deil. ounlukla spanyol ve Katolik olan halk elbette Berberi ve Arap unsurlarla alabildiine karmtr. Karsyla birlikte Avrupa gezisine kmak zorunda kalan bir * Ceuta: Septe diye de bilinir, (.n.)
91

dostumun, yokluunda bana brakt muhteem bir villada kalyordum. Davetleri ancak bu ekilde deerlendiririm ben. nsanlar neden hep sizi kendi varlklarnn tutsa haline getirmek isterler ki? Tamam, davet etsinler, kabul, ama sonra ortadan yok olup, beni meknn tek efendisi olarak brakma anlay ve inceliini gstersinler! Kaldm odann dousunda Akdeniz'e bakan kapal bir teras vard. Domakta olan gnein, dalgalarn doruklarn yalayp geen ilk klar bamn stnde yaldzl lekeler halinde krlyordu. Sabahn erken saatlerinde denizin ilk esintisi limon ve manolya kokuyordu; nk evle denizin dvd sra sra kayalar arasnda orta byklkte bir bahe vard. Uzatmayalm, fazla sze ne hacet, sanrm anladnz, cennetteydim adeta. Tamamen yalnz saylmazdm; dostum, kr sal, ciddi ve yumuak bal ua Mustafa'y brakmt. Gn domadan geliyor, evin, ieklerin bakmn yapyor ve le vakti yemei hazrlayp gidiyordu. Bir gn baheden gelen ve fskiyenin rltsyla bahenin kumlarla kapl yollarnda sakin sakin gezinen trmn tkrtlarna karan seslerle uyandm. aymn bana oturmadan nce, bahede biraz yrdm. On iki yalarnda bir ocuk, kuma dklen kuru yapraklar topluyor, sonra bu ie ara verip fskiyenin yerini deitirmeye gidiyordu. Birka kelime bir eyler syledim. Sonra Mustafa'ya onun kim olduunu sordum. En kk olum Hatem, dedi heyecanla. Okulu braktn dan beri ne yapacam bilemiyordum. Ufak tefek ilerde bana yar dm ediyor. Genlere i bulunmay bizler iin ulusal bir yara. Maallah ok da yakkl, dedim biraz dncesizce. Yakkl, hi kuku yok ki yleydi, bu blgede yaayan ou Berberiler gibi sarn ve mavi gzlyd, ama son derece dzgn hatlar, ona ocuk yzn karartan biraz dik kafal bir arballk veriyordu; oysa ayn ciddiyet, babasnn yzne zek ve karakter kazandryordu. aydan sonra odama ekilip iki saat yatakta okuma ya da yazma alkanlm vard. Birka enfes dakika geti. Fskiye fkrmaya devam ediyordu,'ama trmn sesi duyulmaz olmutu. Kapm t92

krdad. Sonra itildi. Gelen Hatem idi. Kararszd. Ona kapy kapatmasn syledim. Kendisini kovduumu anlayabilirdi. eri girip kapy arkasndan kapatt ve gelip yatamn nnde dikildi. lgn bir gne nn yamuru delip geii gibi hznl yzn zayf bir glmseme aydnlatyordu. Yorgan birazck aralayp "Girsene" dedim. Srtndaki pek de fazla olmayan giysiler hemencecik yere dt ve koynuma szlverdi ocuk. Genellikle kn kullandrt-maktan tiksinen yeniyetmelerde rastlanan kk, sert ve birbirine

yapk iki elmay andran poposunu avularmn arasnda sktm. - Babann stmze gelmesinden korkmuyor musun, diye sordum bir sre sonra. Bayla hayr iareti yapt. Burada olduunu biliyor mu? Onaylad. Yoksa o mu gnderdi? Yine onaylad. Bylesine gzel bir lkede, bylesine iyi yrekli ve zeki insanlar yaad iin Tanrf ya krederek ona sarldm. Ertesi sabah, Mustafa'nn szleri, Hatem'in, babasnn duygular konusunda verdii gvenceyi hakl kard. Biliyor musun, dedi tostlarm getirdiinde, Hatem seni ok sevmi. Giderken onu da Fransa'ya gtrsen iyi olur. Sana yardm c olur. Elinden her i gelir, yemek, ev ii, bahvanlk. Hem senin yannda okuyup yazmay renir. Bu babann aka grnen bilgelii yreime su serpiyordu. Olunu kurtaracak tek eyin, kendisine fiziksel bir bala balanacak bir Avrupal koruyucunun yaamna girmek olacan bal gibi biliyordu. Bizim Batl toplumumuzun cinsellik kart aptalca fanatizminden uzak u Arap mant ne harika ey ya! Ancak, Mustafa'nn nerisi bundan daha aksi bir zamana denk gelemezdi dorusu! Yani ironik durumlara demek istiyorum. Sekiz gn nce Marake'ten dnerken, tamamen benzer bir durumla karlamtm ve yle bir tokat yemitim ki suratmn yans hl km gibiydi. Bu kez eauan'da, Hatem'den biraz kk, Abdullah adl bir olan ocuu sz konusuydu. Ah o ocuk, kelimenin her anlamyla beni byledii iin ne ka93 dar vnse yeridir dorusu! Cebel e au'nun brne aslvermi bu kk da kasabasnn ana meydannda arabay henz durdurmutum ki glmseyerek yaklap, teklifsizce arabama szlmt ve Medina'y* dolamama, koyun postu almama ve Endls bahesini gezmeme yardmc olacak bir rehberi geri evirememitim. Odaya ihtiyacm var myd? Evet, dedim ama, pasaport sorulmayan bir otelde, Fasl kk dostumla birlikte kalmak istiyordum. Kafas karmt, birden basbaya ciddileerek bu dostumun nerede olduunu sordu. "Arabann ierisinde, yanmda" diye yantladm. Yzndeki glmseme iyice yerleti. Hani gnei, bizleri stt ve yayd kla her eyi aydnlatt iin sevdiimiz gibi onu da kesinlikle ite bu glmsemesi iin seviyordum. Hatem ne kadar sarn ve ne kadar hznlyse, Abdullah da o kadar esmer ve neeliydi. Son derece souk Rs el Ma kaynaklarnda ykandk. Abdullah'n kaygan, deirmi ve ta gibi vcudu, suyun arldayarak stlerine dkld akltalarndan birine benziyordu. Sonra beni Medina'da, han olduunu gsteren hibir belirtinin bulunmad bir eve gtrd. Burada kirden pastan geilmeyen iki yatan yer ald bir odamz oldu. Tanrm, bir kir ki, evlere enlik! Gelgelelim Abdullah'n gzellii ve zarafeti, yaklat her eyi altna, kaymak tana, ilenmi fildiine dntryordu. Gecenin bir yarsnda mutluluun heyecanndan frlayp onu uyandrdm, kendisini Fransa'ya gtreceimi, mr boyu yanmdan ayrmayacam ve ona hayatm sunacam syledim. Sonra ok nemli bir ii yoluna koymann verdii rahatlamayla vurup kafay gerisin geri uyudum. Ertesi gn o korkun izbede gzm atmda, cebimdeki nakit paralar

alarak svm olduunu grdm. Ben ona hayatm sunmutum, o ise alt yz krk be dirhemi tercih etmiti. Bylesi bir vurdumduymazlk midemi bulandrd. Hatem ve Abdullah, Abdullah ve Hatem... Ak ve rastlant bu Fas sonbaharnda bana amma oyun etmiti ha!
* Medina: Kuzey Afrika'daki kentlerin Mslmanlarn yaad eski ve tarihi kesimi, (.n.)

94

Lucie ya da glgesiz kadn

"Kadnlar erkekler kadar zekidir, ama onlardan daha atlaktrlar" dedi Fabienne. nk zek diye bir ey varsa, bir de nasl diyeyim, zekdan yoksunluk diye bir ey vardr. Ama burada bir ayrm yapmak zorundayz. Hi dnmeden budalalk* der geeriz. Evet, budalaln bir zekdan yoksunluk olduu doru. Ama zekdan yoksunluun tek biimi bu deil. Budalalk," szcn kendisinden de anlalabilecei gibi, hayvann, daha dorusu insanla karlatrlan hayvann ayrt edici zelliidir. nsanla karlatrldnda fare, tilki, kedi, kpek hatta empanze budaladr. Ama birtakm testlerle bu
* Franszcada "budalalk" anlamnda kullanlan "btise" szc "bte" (hayvan) szcnden tremitir, (.n.) ** Szcn Franszca'daki aslna ithafen. (.n.)

95

hayvanlarn zeks llebilir. Bir nicelik sorunu sz konusudur burada. Dolaysyla bir maymun ile bir geri zeklnn zek yzdeleri ayn olabilir. Yalnz u farkla: Sz konusu maymun, maymunlarn doal ortamna salverildiinde tam bir uyum ve yaama gc gsterirken, toplumsal hibir normal ortam bir geri zeklnn yardmsz yaamasna gz yummaz. "Demek ki hayvan budalaysa, bunun sebebi yalnzca zek eksikliidir. Harclem bir ey sylemediimi sanyorum. nk hem orta ya da yksek bir zek dzeyine sahip olup, hatta deha olup hem de budala olmak pekl

mmkndr: Burada olumsuzluktan ok, budalaln olumlu bir biimi sz konusu. unu sylemek istiyorum aslnda: Zeknn yannda, sanki onunla rekabet halinde, onun denetiminden kaan, hatta onu denetleyen baz gler, itkiler, fantazmalar vardr. Budalaln bu olumlu biimine halk dilinde atlaklk denir ve dorusu bu szcn kkeni olduka reticidir. atlak ya da yark aslnda kadnn cinsel organn belirtir. Michelet bu kadar batan karc bir eyin budalalkla eanlaml saylmasna iddetle kar kyordu. Tanlyordu oysa. Bir kadnn mahremiyetine girmi olsayd, halk dilinin dehasn takdir ederdi. Kadnn en belirgin zellii, erkeinkinin her bakmdan dengi bir beyne sahip olmasnn yan sra, zaman zaman beyninin yerine geen bir yara da sahip olmasdr. Bir kadnla yaayan her erkek, beynin yerine geen kadn vajinasnn kard sesi ksa zamanda renir. Belki de bu durumda atlak, atlaklk, atlatmak yerine, am, amck, amckhk, amcklamak demek daha doru olacak. Denilebilir ki, erkein de bir cinsel organ var ve pekl bu organ da, tpk kadnda olduu gibi, erkee zeksn unutturabilir. Ama erkein cinsel organ kadnnkinden daha az "etzldr". Vcudunun iine gmlme-mitir; tersine, sanki kazara ilitirilmitir. Neredeyse toplumsal bir simgedir, tpk sakal gibi; ve erkek, ou zaman toplumun basks yznden cinsiyetine gre davranr. Onu bir "erkek gibi" davranmaya, "onurunu kan dkerek koruma"ya ve buna benzer samalklara zorlayan toplumdur. Hi kukusuz, en ok da arabasnn direksiyonuna getii zaman, zeksn tamamen unutup "erkeklik"ini hatrlamaktadr. Ama burada da toplumsal etken ar basar. 96 "Kadnn vajinasnn zeks zerindeki egemenlii, Ortaa'da mthi matrak ve zekice bir ekilde aklanyordu. nce, vajinann kadnn gbek alt blgesine saklanm ve normal olarak erkein spermiyle beslenen kk bir hayvan olduu ne srlyordu. Ak yaplmad zamanlarda a kalan vajina tpk kurdun ormana dalmas gibi deliinden kyor ve kadnn vcudunda dolaarak rzkn aryordu. Peki, bir kadnn vcudunda sperme en ok benzeyen ey nedir? Beynindeki grimsi maddedir elbette. Kadnn kafasna ulaan vajina onun beynini yemeye balyor. O zaman kadn sama sapan eyler yapyor, "amcklayor"du. - Hi kukusuz, hi kukusuz, diye sze karyor Ambroise, "amcklk" budalaln olumlu biimini oluturur, ama asl olumlu yann, yani ortaya koyduu zenginlii belirtmeden geemeyiz. yle ki, zek dolu, yani amckln semtine uramam kadn ve erkeklerin zavall hayaletlerden baka bir ey olmadklarn syleyebiliriz. Chamisso'nun* nl kahraman Peter Schlemihl'i, hani u glgesini eytana satan adam hatrlyor musunuz? Glgesini -ilk bakta hibir eyi- bir servet karlnda eytana brakmakla onu aldattn sanmt. Oysa ruhundan yoksun kalmt ve nne kan herkeste korku uyandryordu. Glgesinden yoksun braklm bir kadnsa daha da mutsuzdur, nk her eyini yitirmitir. Kadn, erkein glgesidir ve erkek bu glgede yaamak ister; yaamak ister, nk scaklk ve renk oradan gelir. Ik, aalarn yapraklarnn bymesini salar, buna karlk kklerin gelimesine engel olur ve bunlar ancak geceleyin daha derinlere ilerleyebilirler. Goe-the'yi ve onun yaptnn en nemli blm sayd renkler kuramn aklmzn bir kesinde tutalm. "Newton'a gre k tayfn yedi renginden oluur. Oysa bu Goethe'nin hibir zaman kabul edemeyecei utan verici bir iddiadr. Ik, safln, yalnln, trdeliin doruudur. Her biri kendisinden ok daha koyu renklerin karmndan doabilmesi mmkn m? Hayr, k ilktir, zgndr, sonsuzdur. Renklerin doabilme-leri iin, kristal ya da gkyzndeki atmosfer gibi bulank bir ortamda

filtre edilmeleri gerekir. Renkler n straplar, tutkular


* Albert von Chamisso de Boncourt, Alman yazar (1781-1838). (.n.)
F7N/Veda Yemei 97

ve eylemleridir; nk biri olmadan br de olmaz. Bir dadan ileri doru akan duru ve aydnlk elale, onu karanla ve karmak almalara srkleyen bir trbin tarafndan tutulmuyor mu? nsana gelince, renklerini zndeki karanlk ekirdee borludur o. "Modern fizik, Newton'un renge gre bileik ve ikincil olan n hakl kard. Ama btn resim tarihinin Goethe'den ve onun ok renkli glgesinden yana ktn gstermek hi de zor deil. Resim tarihinin doruklarnda Kayalklardaki Meryem'in k-glge dalmn yaratan Leonardo da Vinci, gece sahneleriyle nl Rembrandt, dnyay bir mahzenin dibindeki k deliinden szlen kla yeniden yaratan Caravaggio, morumsu glgeleriyle izlenimciler yer almyor mu? "ocukluumda, hl safa sorumluluunu tadm ve k, glge ve renkler arasndaki o ilikileri hoyrata aa karan ac bir olay geti bamdan. Bu yknn kadn kahramannn ad Lucie deil, bu ad hem srrm gizlemek hem de Lucie ad aydnlatmak anlamndaki lucider fiilinden geldii iin ve bir bakma lme yol aan, tehlikeli bir aydnlatmann yks olduu iin ben koydum." Lucie ya da glgesiz kadn Demek Lucie diyeceim ona. Benim metresimdi ve kendisini seviyordum. unu hemen belirteyim ki o srada on yandaydm. O rengrenk ynl elbiselerini ya da ingene usul uzun, siyah, geni eteklerini, fularlarn, denizkabuklarndan yaplm kolyelerini, balerin pabularn (onu hibir zaman u iren yksek topuklu pabularla grmedim!) unutmayacam. plak ve bronzlam bacaklar, yzlerimizin hizasna kadar ykselen masann altnda etten, kaln, kusursuz ve tatl bir stun meydana getiriyordu. zellikle, Aziz Yuhanna gecesinde enlik ateinin banda dans etmek iin bana takt kr ieklerinden rlm tac asla unutmayacam. Bazen bann etrafnda toplad, bazen de srtna salverdii bir sa rgs vard. Resimlerle ssl kocaman bir Slav halk masallar kitabm olduundan onu bir Rus kzna ya da Ukraynal bir kza, 98 ksacas egzotik birine benzetiyordum. Metresimdi dediimde belki de beni yeterince anlamadnz. Son derece ilgin, Franszcada evli bir erkein birlikte olduu teki kadn belirtmek, ksacas ikinci karsn tanmlamak iin kullanlan bu szck, ilkokul ocuklarn eitmekle ykml retmenler iin de kullanlyor. Neden diyecek olursanz, bakn, byk ocuklar eitenler iin "hoca" szc kullanlr. Bir ocuun tand ilk kadn elbette ki annesidir. Okulda karsna kan retmen onun hayatndaki ikinci kadndr, yani metresi. Ve ocuun bu hanma dalgnlkla anne dedii ok grlmektedir. Ne yani, insan ipe gtrecek bir hata mdr bu? nsan kendi kendine bu soruyu sorabilir. Eskiden bir gelenek vard, nedense ilkokul retmenleri sska m sska, gzellikten nasibini almam, kelebek gzlkl, sa topuzlu bir kz kurusu olarak betimlenirdi. Bu imgeye kar kmaya tamamen hazrm, ama benim Lucie'min hikyesi bylece ortaya kabilecek her trl karkl nlemenin daha saduyulu olacan kantlayabilir belki. Evet, on yandaydm ve retmenimi seviyordum. Onun gnln kazanmak iin yapmayacam ey yoktu. Snfn ne ayakl ktphanesi ne de tembel

tenekesiydim, vasat bir renciydim, bu yzden de dikkat ekecek bir yanm yoktu, bu i kolay deildi. Kald ki, yalnzca ben deil, snfta tm ocuklar ayn eyi dnyor, bu konuda byk bir aba gsteriyorlard. Her ey, Lucie'ye ait olacak kadar ayrcalkl, saygn, bambaka varlklar olduumuza inandryordu bizleri. Amacma ulamak iin Sophie'yi kullandm. Bizim snftan bir kz arkadat. Lucie'nin kzyd, ayrca Lucie'nin, ondan kk Tibo ve Tijoli adlarnda iki de olu vard. Ne var ki retmen Lucie ile anne Lucie arasnda bir duvar ekilmi gibiydi. nk, aka grlyordu ki, Sophie, kendisini "retmen"ine balayan akrabalk ban tmyle ortadan kaldrp ona seslenirken tpk bizlerin yapt gibi "Madam" diyordu. Lucie'nin, kz tarafndan yeni batan "anne" diye arlmasn salayan bakalamna katlmak iin derslerden sonra uzun bir sre Sophie'ye elik etmeyi saplant haline getirdim. Bana yle geliyordu ki, sz konusu bakalam benim iin de geerliydi ve by99 lece, cennet olarak tasarladm ve bana tamamen yasak olan bir mahremiyetin eiinden admm atm olacaktm. Oysa Lucie ile ailesinin oturduklar eve -bir zamanlar geit bekilerinin kald eski bir evdi- gitme frsatn ancak iki kez bulabilmi olmam, kocas Nicolas'nn yapt, bitkileri betimleyen suyeili tablolar kan aralndan yle bir grebilmem gsteriyordu ki Sophie u sihirli sz: "Al susam al" syleyerek kaplar ardna dek ap beni bu aileye sokmay baaramayacakt. Bunu bo yere bekliyordum. Bana kaplar aan, bir felaket olacakt. Ama ocukluk yaammn br kutbunu -ne yazk ki negatif kutbu- oluturan kendi ailemi de anmsamam gerekiyor. Para. Bir insann para ile olan ilikisinin, Tanr ile, kendi bedeniyle, karsyla, annesiyle vb. olan ilikilerinden ok daha derin, ok daha karmak olduunu dnyorum. Babam ok para kazanyordu. Fiziksel yaam iin soluduu hava ne kadar kamlmazsa, oluk oluk akan bu para da ruhsal yaam iin o kadar nemliydi. Nasl servet yaplr? Yant basit. ocukluundan beri paradan baka bir ey dnmemek yetiyor. Dnmek, aslnda bu szck yerinde seilmi saylmaz. Bundan daha fazlas ve daha az gerekiyor. Gelecein milyarderi kendisine hibir zaman belli bir yaam izgisi belirlemeden, otomatik olarak tm dncelerini ve tm eylemlerini tek bir ama dorultusunda dzenler: Kazan. Bu, srekli bilinalt bir olay olarak kalacak derecede btnlemi ve kklemi bir reflekstir. Bu temel ynelmenin kimi zaman tanmlanabilir bir kkeni vardr. Babamda -ve kukusuz pek ok insandaparaszln onda brakt manevi bir yarayd bu, hatta daha da kts: Anne babasnn, bo czdann etrafnda birbirlerini yiyileri gibi aalayc bir manzaraya sk sk tank olmas. Bakalan gibi o da bundan yaam boyu etkilendi. Evinde yaad yoksullua duyduu alaltc kin, onu glgesinden korkulan irket patronu durumuna getirdi. Bu irketin yapsn da belirlemek gerekiyor, nk benim hikyemde bu yapnn nemli bir rol var. Babam, o zamanki adyla pe-riferik* radyo istasyonunun ticari hizmetler servisinde memur olarak greve balam. Periferik, yani ticari, nk o dnemde ulusal * II. Dnya Sava srasnda lke dndan yayn yapan radyo istasyonu, (.n.) 100 radyo ancak dinleyicilerin dedikleri vergiyle besleniyordu. Biraz ilerledikten sonra rakip bir radyo istasyonunda ticaret mdr olmu, sonra kendi reklam ajansn kurmutu. Reklamclk, servet yapmann en zarif ve en hzl yollarndan

biri galiba. Satlacak rn, mutluluun, gzelliin, genliin, erotizmin, tatilin girdii cen-netsi bir yaamla btnleyerek kitleleri kendine ekmek... Batan karmak! Babam, davrann ve ruhsal durumlarn bu sona uydurmasn ustalkla bilmiti. iar belki de yleydi: Batan karmak ya da lmek. Fakat sanrm karakteri uygun olmasa, mesleinde bunu bu denli eksiksiz gerekletiremezdi. Hatta karakterolojide, u "Vensyen" ad verilen yumuak bal, atmalardan kanan tiplerdendi. ekici grn onda manevi yann yerini tutuyordu ve gerek bu gzel dekoru bozduu, hatta tmyle ortadan kaldrd zamanlar, elinde geriye yalnzca kin kalyordu. Bu prens grnmnn ekicilii karsnda nce adeta mest olup sonra dlerini kurduu bir evliliin hemen ertesi gn madalyonun teki yzn kefeden bir gen kzn yaad aknlk gzlerimin nne geldike iim paralanyordu. Firmasnn uydurduu yalanlardan vicdan huzursuz olan babamn mesleinin verdii ciddiyetle ve zel yaamndaki -karsyla olunun da doal olarak paylamak zorunda bulunduklar- arbal sadelikle kendi gznde sorumluluktan kurtulduu sylenebilirdi. Ayn zamanda annemin ve benim, standartlarn stnde bir yaam biimimiz vard; bu arada bununla taban tabana zt, samala varan baz kurallara da uymak zorundaydk. Srekli olarak elimizin altnda bir arabamz ve ofrmz vard, ama pastann yzn ancak pazar gn le yemeklerinde grebiliyorduk. Her trl israf -zellikle de gda konusunda- bal bana bir drama yol ayordu. Klar iki kez Gstaad'a kayaa gidiyorduk, ama alveriimizi yalnz ve yalnz bitiikteki spermar-ketten yapmak zorundaydk. Evimizin a ile hizmetinin kaldklar bir "mtemilat" vard, ama annemin tuvalet masasnda bir gn olsun tannm bir markann etiketini tayan bir parfm grmemitim. Uzunca bir sre, onun da kocas gibi bu garip debdebe-sadelik karmna merakl olduunu dnmtm. Ve eer biraz daha olgun olsaydm, bunu, ailesinin kkeninin Kalvinci mezhebe 101 bal oluuyla aklardm. Protestanln, hani u pritenliin ve Amerikan kapitalizminin milyarlar olduu halde ileci bir yaam sren insanlarn ortaya kmasna yol aan kolu olan mezhebe. Kocasnn bu zel ve skc slubuna grnte ac ekmeden uyuyordu. En ufak bir olay karaym, alayp szlayaym bilmezdi. Geriye dnp dndmde sanrm, tkendi tkenecek haldeydi. Annemlerin odas evde girmemem gerektiini bildiim kutsal bir sunakt adeta. Bunu nasl bilebilirdim ki? Bu tabu ok kk yata beynime ylesine kaznmt ki, tpk bir doa yasas gibi uyuyordum ona. Evet, tm sevgi gsterilerinin, biraz canl bir biimde aa vurulmu tm duygularn yakksz hareketler olarak nitelendirilebil-dii bu garip ailede tkenmi bir halde yayordu annem. Ve bir gn, bu uyuukluu zerinden atmak zorunda kald ve ekip gitti... Babamn tepkisindeki znty, aalanmay ve skandal korkusunu hl kavrayabilmi deilim. Eer babamn az zldn sylersem, ona kar nyargl olmakla sulanrm. Annemin bu gidiini hizmetliler sayesinde rendim. Akam yemeine oturduumda masada yalnzca iki kiilik servis vard. Babam beni kendine doru ekti, elini bama koydu ve trensel bir sesle yle dedi: "Olum, annen seni terk etti." Bu szler beni artt, nk annemin daha ok onu terk ettiini anladm sanmtm. Ama kukusuz "Karm beni terk etti" gibi baya bir cmle onun aznda biimlenemezdi. Bundan alabildiine incindim. Bu yemek boyunca sren suskunluk ok korkun oldu. Babam, annemi mutlu etmeyi bilmedii bir yana, benimle diyalog kurmakta da aciz olduunu gsteriyordu. erisinde yaadm ortamn duygudan yoksun olduunu ite o akam anladm. Yemein sonunda elmam elime alp odama

dndm. Gz kamatrc bir yaz sonuydu. Hareketsiz parkn zerine yava yava akamn karanl kyordu. Annem gitmiti. Ya ben? Ne yapyordum orada? Odam zemin kattayd. Atladm gibi, elmam elimde, Lucie'nin evinin yolunu tuttum. Bizim evin tersine k, mzik ve kokudan geilmeyen bir ev bulacam umuyordum. Onlarn evinin de karanlk, suskun olduunu grnce akna dndm. Kapya yaklatm, ama daha elimi 102 zile gtrmeme kalmadan, kap kendiliinden ald. Lucie oradayd, geceliinin aydnlk bir leke oluturduu alacakaranlkta ayakta dikiliyordu. Bir ayrnt hemen dikkatimi ekti ve bu bana ok ok nemli grnd: Sa rgs zlmt, koyu renk bir sa yn omuzlarn rtyordu. Ne yapacam, ne diyeceimi bilmeden elmam uzattm, ald. "Annem gitti" dedim. "eri gel!" dedi ve beni kolumdan tutup evin iine gtrd. "Nicolas ocuklarla annesinde. Yarn sabah dnecekler. Yemek yedin mi?" A deildim. u mucizeyle kendimden gemitim: Lucie yalnzca benimdi! Sadece snf deil, kendi ailesi de ortadan kalkarak bizi ba baa brakmlard. Annemin kamas bu byk mutluluk iin bir balang deil miydi? Ve karanlk bastrd. Aradan saatler geti, gl ama bulank bir an olarak anmsyorum. Aradan o kadar zaman geti ki! Daha sonra uyudum elbet. On yanda bir ocuktan uyank kalmas beklenemezdi sanrm. Gece. Gecenin nelere kadir olduu neden hl aklanamamt ki? zin, vazgeme, hogr, kabul. Gece, yasaklarn ve kstlamalarn topluca bakaldrsdr. birliki bir sessizliktir, temastr, ayn zamanda da ihlallerdir. Eer hrszlklar, cinayetler, kumar, kamalar, fahielik geceyi seiyorsa, bunun tek nedeni karanln gzetimi gletirmesi deil, gecenin z itibaryla bir anari zaman oluundandr. Bu anariyi ben, eini bir daha hi tatmadm bir mutlulukla Lucie'nin kollarnda yaadm. O gn bu gndr bu byk aydnlanmann gizemini dnmekteyim. Sanyorum ki dersleri ve varlyla tm snfa datma olana bulduu sevecenlik stn dorudan doruya kaynandan iiyordum. Ama bu her eyden nce bir gece styd ve Lucie parltsn kendinde saklad bu glgeye borluydu. Okul hayat, ge saatlere kalmadan yatmaya ve sabahn krnde kalkmaya ahtrmt beni. Gzlerimi atmda afak skmek zereydi. Etrafm, dalm salar, geliigzel atlm elleri, dolgun baldrlar ve ularnda barut rengi lekeleriyle memeleri, Lucie'nin yatan zerine enlemesine yaylm iri esmer bedeni kuatyordu. Onun uykuda, benimse uyank oluumun yaratt kartlktan tedirgin olmutum. Uyuyan kadn her eyden habersizdir ve
103

gzleri ak olan yatak arkadandan acmaszca uzaklar. Ulalmaz bir dnyaya ekilerek yatak arkadan d dnyann katlanlmas zor aydnlyla ba baa brakr. Yataktan szlverdim. Uyumakta olan metresime yle bir gz attktan sonra yatak odasn terk etmek zereydim ki, yerde, yatan ayak ucunda, bir bebek iliti gzme; kalkarken drm olmalydm. Alp Lucie'nin yanna koydum. Yanlmyorsam, eskinin hani u tuhaf bir biimde eitli elerden olumu bebeklerinden biriydi bu, nk porselenden yaplm sert ve yuvarlak ba cvl cvl renklere boyal grnrken, tyl kumatan yaplm, belli bir ekli olmayan ve dokunduka iine gmlen kabark gvdesi grimsi bir renkteydi. Bir elini dalgnca stne atan Lucie'nin yanndaki yerini yatay olarak aldktan sonra, bebein gz kapaklar mavi boncuktan gzlerinin zerine dverdi.

Issz evde bir sre dolatm. Ortalk ylesine dankt ki, burann mutfak, yemek odas, salon, kitaplk olduunu sylemem mmkn deildi. Kitaplar, yiyecekler, oyuncaklar, bahvanlk aletleri her ey her yerdeydi. Bizim evin manyaklk lsne varan dzen-liliiyle ne kadar da eliiyor ya! Bu scack teberinin arasnda yaamak ne harika olurdu! Ne var ki asl nemli keif Nicolas'nm atlyesi oldu, bir tr camdan kafes, tam olarak eve eklenmi bir verandayd buras. Duvarlar tamamen geni tuvallerle rtlm olduu iin, k yukardan geliyordu. yi de byle demek doru mu acaba? Gerekte her tuval kendi n yayyordu, ama elbette cam atdan gelen yaln ve gerek aydnlk deildi bu, zengin, karmak, kayglandrc ve ayn zamanda ekici bir kt. Nicolas'nn yaptlarna egemen olan renk, yaprak yeili deil, zel bir yeildi, tam olarak gney denizinin mavisi ad verilen kirli suyeili. Bununla birlikte mukozay, i organ, yaray anmsatan pembe lekelerle canllk da verilmiti. Hayr, burada sz konusu olan safa bir bitkisel yeil deildi, deniz sularndan gelen ve rme olduu kadar filizlenme de olan yaamn temel rengiydi bu. Mitolojiye gre babas Uranos'un erbezlerini orakla dilim dilim eden Kronos, hepsini gkyznn balkonundan alvermitir. Orak, Malta Adas olmutur. Pembe ve ac kpklerle evrili erbezleri uzunca bir sre dalgala104
rn zerinde dalgalanm. Kanl bir meduza gibi dalgalarn bir kumsala att bu eylerden ei benzeri grlmedik gzellikte bir kz km, kendisine Aphrodite (aphros-kpk) ad verilmi ve daha sonra Latinlerin Vens' ile zdeletirilmitir. Nicolas'nn tuvallerinde bkp usanmadan betimledii, dalgalarn ve anaforlarn ninni-ledii ite bu kpr kpr, dourgan ve hayran olunacak gzellikteki et, dnyaya gelmek zere olan ve znde tad gle dolu bu diilikti. Bunun, ayn zamanda Lucie'nin derinlemesine on kez yinelenmi bir portresi olduunu belli belirsiz bir biimde anladm; nk daha biraz nce onun kollarndaydm ve ondan yaylan kokular sinmiti her tarafma. Nicolas ile ocuun aniden kp gelmeleri beni incelemelerimden alkoydu. Lucie'nin odasndan sesleri geliyordu. Bara ara konumalarn arasndan Lucie'nin kahkahasnn Tibo ile Tijo-li'nin lklarna kart duyuluyordu ve ilk kez olarak yabancs olduum bir ad alnd kulama: Olga. yi uyumu muydu? Kahvaltsn yapm myd? Onlarla dolamaya geliyor muydu? Varln hissetmediim bu Olga'ya aklm taklmt. Benim varlma gelince, ondan haberleri yok gibiydi. Beni atlyede anszn yakalayan Nicolas oldu. "Ah, sen burada mydm?" Bununla acaba atlyeyi mi, yoksa evi mi kastediyordu? "Yaptlarm nasl buluyorsun?" Bu konuda hibir ey syleyecek durumda deildim. "Hepsi burada. Bir tekini bile satmadm. Hepsi Lucie'nin. Resimleri onun iin yapyorum." epeevre yryordu ve saa sola el kol hareketleri yapyordu. enesinin etrafn kolye gibi saran ksa bir sakal vard ve fitilli kadifeden kahverengi bir ceket ve pantolon giymiti. Boynunda bir de fular olsa, tam anlamyla bir zamanlarn ressam bozuntularna benzeyecekti. Yamn kk olmasna ramen, bana ayrcalkl ziyareti olarak davrandn anladm; nk, syledii gibi yaptlarn ailesinin dnda kimse grmyordu. Dardan gelmi tek tanktm ben. Byk bir kompozisyonun nnde durdu. Bir ocuun, daha da kesinletirmek gerekirse bir oyuncak bebein kk siluetini tire renkte su evrintileri kuatyordu. "Bu Olga. Lucie'nin, Olga'nn etrafnda dnp duran yaam bu." Lucie'nin yatanda birlikte yattm bebei tandm ve artk Olga'nn kim ol105

dn rendim. "Boalmakta olan bir glck bu" diye bir yorumda bulundum. Gerekte, zerine bebek Olga'nn yerleecei bir boaltma deliinin etrafnda sumercimekleri, yosun ve kurbaa yumurtas dolu bir suyun dnp durduunu

grr gibi oluyordum. Nicolas arm gibiydi. "Ah! Sence boalyor mu dersin? Fakat teki ynde dnerse, bu kez de dolar, deil mi? Ben, Olga'y bir yaam ve bolluk kayna olarak gryordum. Sense tersini okuyorsun. Bak, bak.." akn ve zntl bir tavrla bana bakyordu. "Yanlyor olabilirim" dedim, onu yattrmak amacyla. "Tabii ki hayr, yanlyor olamazsn. Resme bakan bir kii yanlamaz. Grd ey, yanlmaz bir gerektir. Aynen Olga'da olduu gibi. Lucie iin katlanmak zorunda olduu bir bela m bu bebek? Bazlar bunun byle olduunu ileri sryorlar. Bense, tersine yaamnn scak ve renkli yuvas olduunu sanyorum. Gerei nasl renebilirim ki? Lucie bu konuda tek kelime sylemeye yanamyor." Bu sylevden fazla bir ey anlamyordum, beni grnce hayret lklar atan Tibo ile Tijoli'nin kagelmeleri zerine rahatladm. Lucie ile Sophie'nin nlerinde ikolata kseleri ve reel srlm ekmek dilimleri bulunan masada bekledikleri byk salona srklediler beni. Nicolas da yanmza geldi. Ben de aralarna yerletim. En ok dikkatimi eken ey, masann ve yerlerin pislii deilse de ihmal edilmi olmasyd. Muambann st ekmek ve pasta krntsndan, st ve komposto lekesinden geilmiyordu ve Tijoli'nin hamsteri orada teklifsizce geziniyor, burnunu kselere ve anaklara sokup karyordu. Azndan yalnzca tek heceli birka szck kan ve btn ilgisini yan banda, hemen masann kenarnda oturmakta olan bebek Olga'ya veren Lucie dnda herkes konuuyor ve lklar atyordu. Ve bununla birlikte tecrit olmu falan deildi Lucie. Tersine, bu evin temel direi olduu; evin tm, ailenin drt bireyi, art kediler ve hamster, vb., burada her eyin kaynann o olduu hissediliyordu. Bizler hepimiz onun ocuklarydk, tabii Nicolas da. Hani canm yalnzca kars iin yaptndan mrnde tek bir tablo bile satmam olan u baarsz ressam (zaten bataklklara zg fokur fokur, nemli, hareli, kfl bu usuz bucaksz yzeylere de ondan baka kim ilgi gsterebilirdi ki?).
106

ikolata ve rek paym aldm, sonra iki ocuk beni dar kardlar. Onlarn evreyi tanyor olmas ve benimse ziyarete gelmi yabanc olmam, yamn onlardan byk oluunu telafi ediyordu. Ailenin demiryolu geit bekileri iin yaplm eski bir evde oturduunu daha nce belirtmitim. Karayolunu hemen hemen dik ayla kesen Beaune-Arnay-le-Duc demiryolu, ben domadan ok nce kullanlmaz olmu. Raylar ve traversleri skmler. Hepsi evin yaknnda ylyd. Nicolas bunlardan birkan kesme cesaretini bulduunda -yzyllk odunlar sert mi sert oluyordu- evdeki minede ya da okuldaki sobada yakyorlard. Snf dayanlmaz hale getiren ve avludaki tuvaletlerin kokusundan farksz olan kreozot kokusundan dolay bu travers paralarnn snfta yaklmasna kar kyorduk. Eski demiryolunun toprak dolgusu, baldran otlarnn ve yabani kuzukulaklarnn serpilip boy attklar akll, tuhaf bir karayoluna dnmt. Orada bisikletle dolalamyor ve hatta doru drst yrnemiyordu. Bununla birlikte hepimiz, "byk-ler"in harika hikyeler anlattklar rktc ve gizemli bu yere belli bir sefer yapmay dlyorduk: ki kilometre kadar uzakta bir tnel, kocaman kara azn am, bulu ana girmek zere olan ocuklar yutmaya hazr bekliyordu. Bir byn beklenmedik desteinden yararlanarak iki karde o sabah oraya gitmeye karar vermilerdi. Utkulu bir tavrla bana yanlarna aldklar mumlan ve kibritleri gsterdiler. Vakit kaybetmeden yola koyulmak gerekiyordu. Heyecandan kanat takm uuyorlard ve mcr kapl yolda yel yepelek gittiklerinden onlara yetimekte zorluk ekiyordum. Lokomotiflerin, yzyl boyunca lgnca ddk alarak tnelin azna daldklar son derece dz ama

gacr gucur tuhaf bir yoldu buras. Raylar ve traversleri kaldrlnca, krk dkk disklerin ve semaforlar hl stlerinde olan sinyal direklerinin sraland acl ve nostaljik bir ile yoluna dnmt. Sonunda bir tepeyi atktan sonra tnelin girii grndnde, teki dnyann kapsna yaklamm gibi bir duyguya kapldm. Ne var ki ekimser kalmann sras deildi. "eride ne arayacaz?" Sorum, iki kardein cokusunda eriyip gitti. Tnelin az, rastgele karalanm GRMEK TEHLKEL VE YASAKTIR szcklerinin yer ald bir levha ve birka
107

dikenli telle yarm yamalak kapatlmt. Ama Tibo ile Tijoli tnelin iinde kaybolmulard bile. Uzun sre mcrlar zerinde yrdkten sonra, yer, tuhaf bir biimde yumuam ve esnemi gibi grnyordu. Aa dalcklar, daha dorusu yan yana dizilmi bitmez tkenmez al ynlar zerinde yryordunuz. Hava hareketsiz, serin, nemliydi ve durup kulak kabarttnzda uzaktan bir dere alts duyuluyordu. ki karde, her biri bir mum yakmt ve bunlar balarnn zerinde havaya doru kaldrarak ilerliyorlard. Mumlardan yaylan parlt son derece zayft ve giderek younlaan karanlk nedeniyle bir sre sonra olduumuz yerde kalakaldk. Arkamz dnnce, tnelin giriini, kubbe biiminde kl az gryorduk. "Az sonra k da grlr" dedi Tibo, "Tnel dmdz, bunu biliyorum." Birka adm daha attk, ama zifiri karanlk karsnda yeniden durmak zorunda kaldk. Tibo mumunu kardeine verdi. "Ben al toplayp meale yapaym." Derenin alts ve nem giderek artyordu ve bizleri yattrc bir serinlie bouyordu. Kendimi, ailemden, okulumdan, beni mutsuz klan tm deiikliklerden tamamen uzak hissediyordum. "nsan ldnde de byle olmal" diye dnyordum. Bir trt duyuldu, ardndan da ani bir k grnd. Tibo elinde alev alev yanmakta olan bir deste rp sallyordu. "Haydi!" Yeni batan ilerlemeye koyulduk. Taban artk ok hafif bir meyille iniyordu. stmzdeki kubbe nemden l l parlyordu. Balarmzn zerinden beyaz bir ey geti ve kayboldu. "Bir melek" diye bard Tijoli. Fakat yeni batan, bu defa kesin bir ekilde durmak zorunda kaldk. Kubbe kmt ve nmzde zerinden bir sel yatann akr akr boald bir toprak ve kaya yn oluturuyordu. "Tneli bu kaynak mahvetmi olmal" dedi Tibo, yerinde bir deerlendirmeyle. Tijoli diz kp ellerini fokurdayan suya daldrd. Sonra yle bir yarm dnerek zerimize bir avu su sratt. Meale snd. Yzm srlsklam olmutu. gdsel olarak, karanlklar okyanusunu delip geen kck bir a, yani tnele girdiimiz noktaya doru dndrdk ynmz. "Bu defa dnyoruz" dedim. Ve birden bir korkuya kapldm. Buruk bir koku burnumuza ulayor, te yandan kl delik kzaryordu. "al demetleri! al demet108
lerini atee verdiler! abuk, kaalm!" dememle iki kardei kollarndan tutup frladm. Yer kayp duruyordu, ama zellikle, ilerledike duman younlayordu. Almas gereken alevlerle kapl bir blge olduunu biliyordum. Her ey burann geniliine balyd. Ti-bo ve benim ayakkablarmz salamd, ama Tijoli'nin plak ayaklarnda yalnzca sandalet vard. Can havliyle "Ayaklarm yanyor!" diye bardnda, artk birbirimizi grmez olmutuk. Onu kucama alp, bu sefer de dmekten korka korka yrmeye devam ettim. Alevlerle kapl alan grnd. Tnelin giriinin yaknlna baklrsa, otuz metreden fazla grnmyordu. Tibo'nun pei sra ben de daldm... Nabukodonosor adna yaklm ateten sapasalam kurtulan gen braniler Sidrak, Misak ve Abdenago rnei, bir duman seli ierisinde kendimizi ak havaya attk.

Bizleri karlayan Nabukodonosor deil, kyn, yasak tnelden dumanlarn ykseldiini grp merak eden jandarmas oldu. Buna bir de ortalktan kaybolduumu gren babamn jandarmalar uyarmasn eklemek gerekiyordu. sten ve gzyandan kir pas iinde kalmtk. Mor alevlerle kapl bulutlar kusan karanlk aza doru dndk. Bu cehennemden sa salim kurtulmu olmamz, akl alacak gibi grnmyordu! Yaamm boyunca bende iz brakacak olan fantastik bir grnmn ortaya kmas ite tam o anda oldu. Kapkara islerin, yalm yalm alevlerin orta yerinde beyaz bir ku rpnp duruyordu. Biraz nce balarmza arpan gece kuuydu bu. Tpk "kutsal ruh"un eytani bir kuu gibi olduu yerde bir sre kanat rptktan sonra kendini toparlayarak ykseldi ve balarmzn zerinden geip aalarn arasnda kayboldu. Dmdz yzn ve bize doru dnk yuvarlak gzlerini grecek kadar vaktimiz oldu. Bylece, bizim hatamz yznden, Minerva'nn kuu, karanlklarda uup duraca yerde, filozofun dedii gibi ainas olduu sevimli karanlklar brakp deliler gibi le gneine doru kayordu. Sonras hazin oldu ve anlatlacak fazla bir ey yok. Jandarma eliinde Lucie'nin evine dndk, iki karde orada kayplara kartlar. Bana gelince, yeniden babamn evine gtrldm. Bugn, annemin kann ardndan benim de kamn babamda yaratabile109

cei knty hesap ediyorum. Tpk anneme yapt gibi sert bir tepki gsterdi. Gzetim altnda geceleyin Cahors'a gtrlp yatl olarak Cizvit okuluna kaydedileceimi rendim. Babamn annemden ve Lucie'den ne tr bir intikam alma yolunu setiini ancak ok sonralar rendim. Lucie iin, yalnzca rtne ermemi ocuu batan kard gerekesiyle bir ikyet dilekesi vermiti. retmen olmas, Ceza Yasas'nm 333. maddesi uyarnca durumunu ok daha arlatryordu. Anneme gelince, yedi yl boyunca ondan haber alamayacaktm. Suskunluunun nedenine gelince, on be yama geldiimde aramzda kan bir tartma srasnda babam kendisi sylemiti. Boanma annemin aleyhine sonulanmt. Bununla birlikte babam kendisine hatr saylr bir -nn da masraflarn karlamaya yetecek kadar- nafaka vermeyi stleniyordu. Buna karlk annemin de benimle tm ilikilerini kesmesini art kouyordu. Ne bir ziyaret, ne bir mektup... En ufak bir kukulanma durumunda aylklarn musluu kapanacakt. Szlemenin maddelerine harfi harfine uyan annem, benim arlarma mezar sessizli-iyle karlk vermiti. Byle bir durum karsnda anneme ve babama kar duyduum aalama ve fkenin derecesini anlamak iin bir yeniyetmenin ne denli duyarl olduunu bilmek gerekir. Ah, meer nasl da aldatmlard beni, mutsuz olmam iin aralarnda ne gzel uzlamlard ya! Bu duygudan ancak yirmi yamda, hayat arkadam olacak kadna rastladm gn kurtulmutum. Ama iki yl nce, Lucie'nin ne olduu kafama takld. Geici bir sre iin babamn atosunda bulunduum srada terk edilmi demiryolunu dolamaya gitmitim. Geit bekisinin evinde tanmadm bir aile oturuyordu. Sar bir kpek havlayarak stme atld. Tnelin azna kadar gidecek cesareti bulamadm. Yolda karlatm postacdan, Lucie'nin ailesinin be yesinin mektuplarnn be ayr adrese gnderildiini rendim, dalmlard. Bana Lucie ile Nicolas'nn adreslerini verdi. Lucie, Beaune'daki kz lisesinin m-direliini yapyordu. Nicolas ise Dijon'da bir teknik resim atlyesini altryordu. Grne baklrsa ayrlmlard. Beaune Lisesi'ne telefon ederek oraya gideceimi haber vermitim. Lucie beni renci velilerinin grmek istedikleri neeli ve 110

ciddi bir tavrla brosuna ald. Altnc snfn cmert ruhu, beki evinin pasakl hizmetisi, gsleri, karn ve on yamda bir gece mutluluu tattm baldrlar neredeydi? Mkemmel, kusursuz, slup sahibi biri olmutu Lucie. Gerilmi salar, donuk makyaj, ekik ve duygusunu ele vermeyen gzler, zarif kpl klrengi bir elbisenin zerine takt beyaz patiskadan yuvarlak kk yaka ile modern bir rahibeyi artryordu. Cilalanm bu mankenin gerisindeki sevdiim scack kadn yeniden bulmak iin tutkuyla onu szyordum. Kanlmaz olarak gemii and, ona gre uzun bir aratrma ve hatalar dnemiydi bu. Az daha ortadan yok olmasna neden olacak fantazmalara kaplmt. Neyse ki ahane bir doktor -gerei sylemek gerekirse onu tedavi etmekten ok ruhunu kurtarmt- kendini daha iyi tanmaya zorlamt onu. Bir arnma, benliindeki sarsntdan ve uygunsuz olan her eyden kurtulma, onu effaf, etkin, salkl, yepyeni bir kadn yapmt. retmenlik mesleine iki yl ara verdikten sonra yeniden okulun yolunu tutmutu. Ama bir st dzeyden. "Ders vermek" artk onun iin deildi. Snf dediin nedir? Otuz bal, altm ayakl byk bir hayvan. Kpr kpr, glen, yerinde duramayan, fsldayan, kanan, uyuklayan, dler kuran bir canavar. Ve ayrca sinsi, nceden kestirilemez, mevsime, frtnaya, austos scaklarna, ayaza kar duyarl. retmen kendini canavar tarafndan sarp sarmalanm hisseder, kimi zaman yumuak bir jle iinde yap yap olmu, kimi zaman bir asit kazanna yuvarlanm gibi drt bir yandan kemirilmi ya da kendisini hipnotize eden biimsiz bir kitlenin gz olarak ortaya kar. Uzun sre bedensel cezalar, renen vcutla reten vcut arasnda normal fiziksel bir temas kurdular. Doru, mantkl, ama bu arada sado-ma-zoist duygululuk saan bir temas. Srf karlkl konumayla zmlenebilecek insanar insan ilikisi iin gerekli gvenlik supabyd bu. Bunun modas geti. Her ne kadar baz anne-babalar gelip retmene, gerektiinde ocuklarn dvmesini tembih etmekten geri kalmazlarsa da ve her ne kadar, retmenleriyle tam olmayan bir ilikileri olduunu az da olsa kavrayan baz ocuklar, davranlaryla "Dv beni" diye kanrlarsa da, retmen onlarn bu 111 ekici, ama ayn zamanda da tehlikeli kkrtmalarna kaplmamay bilmelidir. Dorusu bu ya retim acmasz bir biimde insana kiiliini kaybettirici bir yapya brnyor. Ve mantkl bu. nk ailesinden okula geen ocuk iin tam bir kopma sz konusu. Okul, byk bir aile deildir. Biyolojik evre olan aile duygusal etkilere ve birtakm tutkulu akmlara boyun eer. Eitsizliin, sevimsiz bir aradaln, duygusal kaprisin egemenliidir bu. Bazen bu anari nlenmeye kalklr. Sofrada temiz kyafet, baz evrelerde kural haline gelmi sizli bizli konumalar, tabularn tabusu olan aile ii cinsel iliki yasa (bununla birlikte allm suskunluk iinde alabildiine ihlal edilir), ailede biraz terbiye iine girmek iin bir dizi giriimler. Ailede anne retmense ve dersine girdii snfta kendi ocuklarndan biri varsa, durum adamakll zorlayor. Kz Sophie ile olan ite buydu ve evdeki "anne" ile okuldaki "madam" arasndaki ayrm ona kabul ettirmek iin elinden geleni yapmt. nk gerek dzen ancak okulda bulunur. Yalnzca adaleti kendisine ilke ediniyor. Tm renciler ynetmelik karsnda eittir. nemli olan sadece alma ve disiplindir. Ailesinde mutsuz olan bir ocuk, "Beni sevmiyorlar" der. syan bayran eken bir renci ise "Hakszlk bu!" der. Bu ikisi ou zaman ayn ocuktur ve aradaki fark gayet gzel anlamtr. Lucie'nin sakin, yansz ve ak seik sylevini dinliyorum. Ve ona, camdan yaplm, kendisi de saydam, souk ve renksiz kadna bakyordum. Ah, gurusu* onu ne gzel ykam, durulam, kurula-m! Bu noktaya nasl ulamt Lucie? Ve

nereye gidiyordu? Bu ikinci soruyu bir hkme vararak yantlad. Modern eitimin ulat nokta bilgisayardr, her trl duygusallktan yoksun ve dolaysyla son derece sabrl ve nesnel bu robot-retmen karsna yerletirilen bir tek rencinin tm zelliklerini, yeteneksizliklerini yeteneklilik olarak hesaplar ve programn bilgilerini ona uygun bir ritimle hazrlar, dedi. te bu idealle alyormu... Bu grmeden ayrldmda biraz bam dnyordu. u soruyu kendi kendime yineleyip duruyordum: Bu noktaya nasl vard? * Gr: Manevi nder anlamnda Sanskrite szck, (.n.) 112 Ya evresini kuatan teki gizemler: Ben, Cahors'daki yatl okula verildikten sonra ailede neler olup bitmiti? Lucie, Nicolas'dan neden ayrlmt? Bu konuda artk yalnzca Nicolas'nn beni aydnlatabileceini umuyordum. Birka gn sonra, izimci olarak grev yapt teknik aratrmalar brosuna telefon edip kendisiyle konutum. Benimle grmesinin bir sre mmkn olmadn, ama uygun ortam kar kmaz haber vereceini syledi. Adresimi not etti. ki hafta sonra, ondan tm sorularma yant veren bir mektup aldm. Lucie'nin benimle konuurken srarla siz demesi karsnda donup kalmtm. Nicolas'nn mektubundaki samimi hava karsnda birden iim ferahlad. Sevgili Ambroise'm, Birlikte srklendiimiz o korkun servenin ardndan nihayet ortaya kyorsun demek. O ksack telefon grmemizden kardma gre, bizim evde olup bitenler konusunda pek bir bilgin yok. nk baban seni eski evrenden uzaklatrmaya alt, ayrca Lucie ye yaptn ziyaretten de bu konuda bir ey renemezsin, bunu biliyorum. Fakat babann, onu rtne ermemi bir ocuu batan karmakla sulayan bir ikyet dilekesi verdiini biliyorsun. inde hibir ktlk olmadan geceyi onun kollarnda geirmi olman, dosyasn hayli kabartt. Eh yle ite, elden ne gelir! Araya cinsellik katlarak bu iin adamakll dramatize edilmesi gerekiyordu. te bylece, ceza mahkemesine kma, hapse girme, ne bileyim artk bir dizi tehditle kar karya olan bizim Lucie, Dijon Akademisi tarafndan kzaa alnd. ocuklar, dostlarmz ve ben, eer Lucie'nin bizleri rkten bir ruhsal kntye yuvarlandn grmemi olsaydk, bu samalklara glp gemeye hazrdk. Hayr, Lucie olaylar bu kadar hafife almyordu! Konumuyor, azna bir lokma yiyecek koymuyor, yerinden kprdamyordu. Gnlerce, Ol-ga'y barna basp, (Olga, hatrlarsn belki, hani u maskot bebei) baklar bir noktaya dikili kalyordu. Yaamndaki bu kasrgada bu bebein onun iin tek cankurtaran simidi olduunu syleyeF8N/Veda Yemei \]3

si geliyordu insann. Bu byle srd. Bizler iin bitip tkenmek bilmeyen bir sre. Sonunda bir doktor armak zorunda kaldk. Bir psi.... diye balayan bir eydi ya, ne bileyim ite, unuttum gitti. Geldi adam, diyalog kurmak istedi ama Lucie yanamad. Adam haftada iki kez Lucie'nin onu grmeye gitmesine karar verdi. Ayrlmadan nce de yle dedi: "Sorunun anahtar bu bebek." Adama kar nyargl olmama karn, sznden etkilendim. Dorusu bu ya, oldum olas kukulanmtm. Bylece Lucie'yi dzenli olarak Beau-ne'a, onun muayenehanesine gtrmeyi kabul ettim. Aa yukar bir saat orada kalyor, sonra alp getiriyordum onu. Olaylarn zorlamasyla bu psikoterapinin etkilerini adm adm takip ediyordum. Lucie'nin yava yava suskunluundan syrldn

grdm ve bu nceleri byk bir sevin kayna oldu. l, dinliyordu. Bu arada Dijon Akademisi'nin araya girmesi zerine baban ikyetini geri ald ve mahkeme takipsizlik karar verdi. Her ey normale dnm gibi grnyordu, ite o zaman Lucie'de beni nceleri artan, sonra d krklna uratan bir deiim fark ettim. Her hafta gzmn nnde olutuunu grdm yeni Lucie yi sana betimlememin bir yaran yok. Ulat sonucu kendin grdn. Bir gn, Be-aune dnnde, "Eve urayahm, sonra Commarin'e gideriz" dedi. Hibir aklama istemeden dediini yaptm. Eve girmesiyle kmas bir oldu. Elinde st dalndan az kapal bir sepet ile bir bel vard. aknlm tahmin edersin. Bylece Commarin'e kyoruz, buras, kukusuz sen de biliyorsundur, onun doduu ky. Araba kyn sokana ynelirken: "Sola dn, mezarla gidiyoruz" dedi. Arabay kapnn parmaklklar nnde durdurduk. eri girdik ve Lucie bir mezara doru yneldi. Mezar tann zerindeki u yazy aknlkla okudum: Lucie M. Karmn ad burada hemen yan bamda yer alyordu! Mermere kaznm ve Lucie'nin sekiz dokuz yandaki resmi olabilecek bir de fotoraf vard. Ve karm bele saldrp mezarn dibinde, olmayan iekler iin dzenlenmi, otlarla kapl dikdrtgen alam kazmaya koyuldu. Orada kk bir ukur kazd. Sonra sepeti ap Olga'y kard. Sorunun anahtar, demiti psikiyatr onun iin. Bir de beyaz ipekten bir al var. Bebei tpk kefene sararm gibi bu ala dolay ip ukurun iine yatrd. So114

nunda toprak atarak stn dzletirip, yreyle ayn dzeye getirdi. Bitti. Lucie, Lucie'nin sevgili bebeini Lucie'nin mezarnn dibine gmverdi. Ne halt edeceimi ardm kaldm. Sessizce gerisin geri yola koyulduk, ama Lucie dncelerimi iime attm bildiinden, bana baz aklamalar yapmaya raz oldu. Bundan cesaret alarak daha sonra ll bir biimde onu yine sorguladm ve gizli hikyesini, kocas olduum halde en ufak bir krntsn bile bilmediim bir hikyeyi renmi oldum. Kk esnaf bir ailenin tek ocuuydu. Annesi ve babas Com-marin'deki tuhafiye ve apka dkknna miras yoluyla sahip olmutu. Nedenini bilemeyeceim, ama bana yle geliyordu ki, bu iin rahat ve pinti havas, bu insanlarn suskun, maraz ve softa davranlaryla olduka denk dyordu. Lucie, bir gn bir rastlant sonucu ky mezarlnda kendi adnn, soyadnn ve fotorafnn yer ald bir mezar grdnde dokuz yalarnda olmalyd. Korkun bir ok geirdi, ama ailesine hibir ey tlatmad. Hi kukusu yoktu: lmt, gmlmt ve masallardaki hortlaklar gibi hayaletlerin szde yaamlarn srdrmeye mahkm edilmiti. "Bu her zaman sevimsiz bir ey deildi" dedi bana. "Hafif, sorumsuz, hibir eyi ya da kimseyi ciddiye almama yetkisine sahip gryordum kendimi." Kendi mezarn ieklendirmek iin mezarla giderek srdrd bir tr cenaze sarholuu iinde yayordu. ki yl bu byle devam etmi, ama bir gn, gerek, hoyrata kendini kabul ettirmi. Tavan arasnda kilitli bir yol sand varm. Lucie, bu kilidin anahtarn ele geirmeyi naslsa becermi ve sandn iindekileri grm. Gemiti bu, Lucie'den, bir baka Lucie'den kalan kalntlar, anlardan ibaret gemi: Giysiler, oyuncaklar, bir bebek (Olga), kocaman bir fotoraf albm. Bir tomar reete ve bir cenaze davetiyesine eklenmi bir defin belgesi. Btn bunlardan karldna gre, dokuz yanda geirdii bir menenjit sonucu lmt. Anne babasnn, yerini kz kardeine, yani yola km olan ve onun ld yl dnyaya gelen bir baka Lucie'ye, Lucie'me, Lucie'mize brakarak, bir daha dnmemek zere ekip giden bu ilk kzlarn hatrlatan ne var ne yok, bu sanda tepitirdikleri aka

grlyordu.
115

imdi Olga'nn kim olduunu, onu odasna indiren Lucie'nin, ona byk bir zen gstermeyi ve stne titremeyi neden grev haline getirdiini renmi oldun. lmn ald ve sonsuz bir ocuklua hapsettii kz kardei, ayn zamanda da onun tpatp benzeriydi. Ona gsterdii zenin amac, her admda ortaya kan bu glgeyi nlemek ve topluma kazandrmakt. Forml hayranlk vericiydi ve geit bekisinin evini on yl boyunca renkli ve cvl cvl bir mutlulukla doldurdu. Hayranlk verici, verimli, ama krlgan. Tpk gzpek, nazik, sihirli ama istikrarsz, tehlikeli bir yap iskelesi gibiydi bu; kald ki aydnlk bir bilin ile karanlk bir yrein snr noktasna kuruluydu. Bundan ilk yararlanan ben oldum. Kendi halinde sradan bir de-sinatrdm. Lucie beni grdn tablolarn ressam yapt. Belki de gnn birinde gelecek kuaklar onlar kefeder, ben ldkten ok sonra. Gerekte benim yaptm, Lucie'nin yayd renkleri aynen, olduu gibi tuvale geirmekti. Yanardnerlik. Bu szc geliigzel buluverdim. Baz cisimlerin, gkkuann renklerini retirken kullandklar zellik. Lucie bu zellii nereden almt? Bu soruyu hi dnmeden yle yantlyordum: erisinde bulunan glgeden, lm ve uykulu gzl bebek Olga'ya dnm u teki Lucie'den. Ne var ki yap bu kez de dayankszd. Bu kadar srmesi bile bir mucize. Y anar dnerli i, Lucie okayc bir yelpaze gibi rencileri zerine yayyordu. Okulculuk oynamyordu. Kzlaryla haddinden f azla su orta, kklerle haddinden fazla anne, byklerle haddinden fazla kadn. Bu byle sremezdi. Hem kendi ocuklar vard, bulu dneminin bir sonucu olarak annesinin kk rahibesi haline gelen Sophie'nin eletirel bak, Tijoli tarafndan tamamen taklit edilen Tibo'nun gitgide arlaan sular (tnel y angn, serseriliklerinden yalnzca biri oldu). Ve ben, karsnn srtndan geinen baarsz ressam... Haksz yere kendini sulama. Senin kan ve babann kabal daha nce sallanmakta olan bir yapy ykt. Psikiyatr ona ldrc darbeyi vurdu. Daha ilk mdahalesinde resim yapmay braktm. Neyin resmini yapacaktm ki zaten? Ik yayma olay bitmi, ya-nardnerlik snmt. Yeni batan genliimdeki desen almalarna dndm, yani siyah beyaza. Bugn motor paralarnn teknik
116

resimlerini iziyorum. Hummal tuzlalarm ve yap yap bataklklarmla ne kadar da uyumlu ya, deil mi? Fakat bu benim Lucie'ye sadk kalma, kendimi yeni Lucie'y e uydurma tarzm olmasn sakn? Ben de glgesi ve rengi olmayan n tarafn setim. Hepimiz oradayz ve sen benim gzmde, Brocliande ormannn kutsal glgesinde kat ettiimiz bu uzun yolda bizimle bir an paylaan ayrcalkl bir varlk olarak kalacaksn. Ve orman, bizleri gn nn sertliinde yalnz bamza brakarak, yeni batan arkamza gizlendi. zerinde durmamay bilmek gerekiyor. Yaamaya devam etmek iin gl olmak gerekiyor. Nicolas zerinde durmamak. Yneldiimiz kutsal glgeyi arkamzda brakmak. Var gcmle kar kyorum buna. Bu glgeyi sonsuza kadar kalbime gmdm ben. Ve Tijoli'nin tnelin karanlnda vaftiz yaparmasma yzme frlatt su ebediyen kaznd beynime. Gnein ortasnda, uuldayan bir alev bulutundan frlayan Miner-va'nn beyaz kuu benim simgem olarak kalacak.

* Britanyal efsanevi nder Arthur'un yaamn ele alan Yuvarlak Masa ova/yeter/romanndaki byc Merlin'in yaad orman. (.n.)

Ayakta yazmak

117

Clricourt Cezaevi'nin grevlisi beni uyarmt: "Hepsi de byk hatalar yaptlar: Terrizm, silahl soygun, rehin alma. Ama marangoz atlyesinde altklar saatlerin dnda, kitaplarnzdan bazlarm okudular ve bu konuda sizinle konumak istiyorlar." Bylece cesaretimi toplam ve bu cehenneme ini iin yola koyulmutum. Hapishaneye ilk gidiim deildi bu. Tabii ki yazar olarak ve son derece dikkatli bir okur kitlesi oluturan gen tutuklularla grmek iin demek istiyorum. Bu ziyaretlerden dayanlmaz buruklukta bir izlenim kalmt bende. zellikle de gz kamatrc bir haziran gnn anmsyordum. Bana benzeyen insancl varlklarla iki saat grtkten sonra kendi kendime: "Ve imdi onlar yeniden hcrelerine gtryorlar ve sen birazdan bir hanm arkadanla bahende
18

akam yemei yiyeceksin. Neden?" diyerek yeniden arabama binmitim. Evraklarm alp karlnda, zerinde numara bulunan bycek bir jeton verdiler elime. Giysilerimin zerinden bir metal de-dektr gezdirdiler. Sonra otomatik kaplar ald ve arkamdan geri kapand. Geitleri kat ettim. Mobilya cilas kokan koridorlardan getim. Alar gerilmi kafesleri olan merdivenleri ktm, "ntihar giriimlerini nlemek iin" diye aklamada bulundu gardiyan. Hapishanenin kk kilisesinde toplanmlard, bazlar gerekten ok genti. Evet, kitaplarmdan bazlarn okumulard. Radyo konumalarm dinlemilerdi. "Bizler aac iliyoruz" dedi ilerinden biri, "Bir kitabn nasl olutuunu renmek istiyoruz." nceden yaptm aratrmalarm, gezilerimi andm, sonra sonunda aylar boyu masamda oturup tek bama yaptm el iiliinden sz ettim (el yazmas= elde yazlm olan). Kitap da tpk bir mobilya gibi yaplr: Paralarn ve

ksmlarn bkp usanmadan ilenmesiyle meydana gelir. Bunun iin zaman ve zen gerekir. Evet, ama insan bir masann, bir sandalyenin ne ie yaradn biliyor. Pekiyi, yazar, yararl m? Sorunun sorulmas gerekiyordu tabii. Onlara toplumun, dzeni salayan gler ve rgtlenme gibi onu bunaltan unsurlar tarafndan lm tehdidi altnda tutulduunu syledim. Her trl g -siyasal, polisiye ya da ynetimseltutucudur. Eer onu dengeleyen bir ey olmazsa, bir ar kovanna, karnca ya da termit yuvasna benzer kapal bir toplum doar. nsanlar arasnda insancllktan, yani hesapta olmayandan ve yaratclktan eser kalmaz artk. Yazarn doal grevi, kitaplaryla dnce, tartma, kurulu dzeni tartma merkezlerini harekete geirme iini stlenmektir. Bkp usanmadan bakaldrya arda bulunur, dzensizlii anmsatr, nk yaratm olmakszn insancl hibir ey sz konusu olamaz, ama her trl yarat insan rahatsz eder. Bu nedenle yazar, sk sk kovuturmaya ve zulme urar. Ve yaam dardan ok, hapishanelerde geen Franois Villon'un, Napolon ynetimine meydan okuyan ve biat ettiini bildiren iki satrlk bir yaz karalam olsa bir anda tirann gzdesi olabilecekken, buna bir trl yanamayan Germaine de Sta119 l'in, kendini yirmi yl kck adasnda yaamaya mahkm eden Victor Hugo'nun adlarn saydm. Sonra Jules Valls, sonra Solje-nitsin ve dierleri. Ayakta yazmal, kesinlikle diz kerek deil. Yaam, her za man ayakta yerine getirilmesi gereken bir itir, diye baladm so nunda. lerinden biri, enesinin ucuyla gsmdeki ince krmz eridi gsterdi. Ya bu? Bu bir boyun eme belirtisi deil mi? Lgion d'honneur nian m? Bu, vergilerini deyen ve bir arada bulunduu insanlarla uyum iinde yaayan, sakin bir vatanda dllendiriyor bence. Ama benim kitaplarm her trl yasadan olduu gibi her trl dnden de uzaktr. Onlara Erik Satie'den sz ettim. Bu zavall ve anlalmas g mzisyen, gneteki yerini almakla sulad anl anl Maurice Ravel'den nefret ediyordu. Bir gn, Satie hayretle renir ki Ravel'e Lgion d'honneur nian verilmi, ama o bunu reddetmitir. "Lgion d'honneur' kendisi reddetmi olabilir" der, "ama yaptlarnn btn bu nian kabul ediyor." te bu doru deildi. Yine de ben sanyorum ki bir sanat, kendi hesabna tm nianlar kabul edebilir, tabii yaptlar bu nianlar reddetmek kaydyla. Ayrldk. Bana mektup yazacaklarna sz verdiler. Bunlarn hibirine inanmyordum. Aldanmm. Daha iyisini yaptlar. ay sonra Clricourt Cezaevi'nin bir kamyoneti kapmn nnde duruyordu. Kamyonetin arka kaplar ald ve iinden, masif grgen bir masa, hani u eski zamanlarda zerinde noterlerin, ayn zamanda da Balzac, Victor Hugo, Alexandre Dumas gibi yazarlarn yazlarn yazdktan ar ve grkemli masalardan biri karld. Marangoz atlyesinden yeni ktndan yonga ve cila kokuyordu henz. Yannda da kk bir not yer alyordu: "Ayakta yazmak iin. Clricourt Cezaevi'ndeki tutuklulardan sevgilerle."

120

Hayalet otomobil

Gascogne dn, Orlans'dan itibaren A 10 otoyoluna girmitim. Az sonra restoran ve servis istasyonu olan bir konaklama cebi gzme iliiverdi. Restoran, otoyolun stndeki bir tp geidin iinde bulunuyordu. Tp geidin oralarda; ierisinde sar giysili ve sar balkl gen bir kadnn, kokusu insann burnunu delip geen mer-gezleri* zgarada piirip karton tabaklarda servis yapt irin ve yine sar bir kulbenin yaknlarnda arabama bir yer buluyorum. Arabamdan kyorum ve bir sre ne yapacam kestiremeden kararsz kalyorum. Mergez r not mergez?" Sonunda kokudan
* Kuzey Afrika lkelerinde yenilen acl taze sucuk. (.n.) ** "Merguez mi, bana m yle geldi?" (.n.)

121

tiksinerek geidin merdivenine doru yneliyorum. Orada self-ser-vis bir lokanta, gazete bayii ve tuvalet var, hepsi insan mutlu etmek iin. Yiyorum, iiyorum, uzun bir sre evreyi kolaan ediyorum. Sonra dnmek zere yeniden merdivene yneliyorum. Sar baraka hl orada, u sarlar iindeki zgarac kz ile mergezleri de yerinde duruyor... Ama arabadan eser yok. Ortadan kaybolmu, alnm benim o gzelim arabam! nce bir aknlk geiriyorum, ardndan da iimi bir kuku saryor. Acaba gerekten oraya m park etmitim? Ve sra sra park etmi arabalar birer birer dolaarak arabam aramaya koyuluyorum. Yok. Bir felaket bu. Eyalarm, evraklarm, her eyim, her eyim onun iindeydi... Ne yapsam ki? Yeniden sar barakaya dnp, insanlk durumuna duyduum fkeyle anahtar tomarm bou bouna krdattm. Mergezli kadn beni paylarcasna atld: Arabanz m aryorsunuz?

Evet. alndn grdnz m? Hayr, ama nerede olduunu biliyorum. Nerede olduunu biliyor musunuz? Evet. Otoyolun te yakasnda. Taradan gelip Paris'e mi gi diyorsunuz? - Evet. Paris-Province tarafndasnz u anda. Merdiveni trmanp yolun te yakasna gein. Sanki bana hayatm balamasna kadna teekkr edip kendimi geidin merdivenine atyorum. te yakada, merdivenin dibinde, sar giysiler giyinmi, bana san bone takm gen bir kadnn mergez kzartt san barakay buluyorum. Aa! Sadk ve uysal arabam ite orada. Aynada kendinize bakyorsunuz. Sakinsiniz, her ey yolunda, kravatnz, salarnz ayrma izginiz, glmsemeniz, her ey yerli yerinde. Ama birden, ortadan kayboluveriyor bu glmseme. nk biraz nce tuhaf, anormal, telalandnc, korkun bir ayrnt dikkatinizi ekti: Sol bileinizdeki kol saati evet, yerli yerinde, saat alyor. Yalnz aynada deil. Oraya yansyan insan, su gtrmez bir biimde sizsiniz. Ama kolunda saat yok o grntnn. 122 Ayn ekilde bir efsaneyi dnyorum. Vampirler de sizin gibi, benim gibi insanlar. Ama eer yannzda bir vampirle bir ayna karsna geecek olursanz, kendinizi orada grrsnz. Vampirse grnmez aynada. Arabam bir vampir-araba. Aynann te tarafnda merdiven, mer-gez satlan sar bfe, sar nlk, sar balk giymi gen kadn gerekte olduu gibi oradalar. Ama arabadan eser yok...

Tehlikeli merhamet

123

Nasl doktor olunur? Meslek gerei her gn hastalardan, yarallardan, can ekien insanlardan salan lm kokusundan morali bozulmakszn bu kiilere nasl yaklaabilir ki insan? Bu felaketin kendisine bulamasndan ne tr bir savunmayla kurtulabilir? Yllar nce -Almanya'da oturuyordum- bu soru trajik bir yazg eklinde bana soruldu. Multiple Sklerose. Uzmanlk alan ite bu amansz hastalk olan bir doktor hakknda, tuhaf bir biimde Fran-szvari olan bu iki kelime sylenmiti. Doruyu sylemek gerekirse bu doktor hikyedeki kocayd. Doktorun, yannda kaldm piyanist dostumun hanm arkada olan karsn grmeye ve dinlemeye gidiyorduk. Olaanst yetenekler gstererek konservatuvarda dostumun rakibesi olmutu bu hanm. Sonra evlenerek virtzlk
124

kariyerini brakmt. En azndan ilk anladm buydu. Doktor, karsndan ok ok yalyd. Bu durum, yznden ok, iki bklm siluetinden kolayca anlalyordu. Yzyse bir tr ye-niyetmelik krpeliine sahip, krlgan, hatta gcenik bir yzd. Salk, canllk ve yaama sevgisi dolu gz kamatrc karsyla byk bir eliki yaratyordu. Kadn piyanonun bana geip unutulmaz bir cokuyla bize bir resital sundu. Ne ahane ift, ne kadar mutlular, herkes kendi eilimine uygun davranyor, diye haykrdm daha sonra dostumla ba baa kaldmda. Hznlce glmsedi ve bana yanldm syledi. Bir mutluluk sz konusu belki, ama ok zel tarzda bir mutluluk bu, dramatik mutluluk! Gen kz, virtzlk kariyerinden vazgemek zorunda kalmt, sonra plakl sklerozun habercisi olan grme ve denge bozukluklarn ilk hissettiinde zntsnden yrei paralanmt. Tedavisini yapan doktor onulmaz bir dn ierisinde yok olmaya mahkm bu byk sanatnn haline dayanamamt. Evli ve oluk ocuk

sahibi bu adam, karsn ve ocuklarn terk edip kendisini tamamen bu kadna adamt. Doktor olarak bir ey yapamayacan anlaynca, onunla evlenmiti ve bir saat olsun yanndan ayrlmyordu. Hatta kendi kendine lmde bile onu terk etmeyeceini sylyordu. Nasl doktor olunabilir? Bazlar bunu tam olarak gerekletiremezler. Moral bozukluuna kar saf ve sevimsiz bu pratisyen hekimin srnd koruyucu cila ok sert bir okun etkisiyle atrdyor. Ve ktlk szyor iine. Tehlikeli merhamet duygusu ykc bir tutku gibi kuatyor onu. Tutku, sabr, edilgen, patolojik, dokunakl. Ortak etimolojileri kimi zaman olaylarn iinde acmasz bir biimde ortaya kan be szcktr bunlar.*

* Franszcalar asndan (passion, patient, passif, pathologique, pathtique) geerli olan bu ortakl Trkede bulmak mmkn deil elbette, (.n.)

125

Yldzlarn dilencisi

eydi... Dur bakaym... Birka yl nceydi. Hindistan'da insanda akl m kalyor Tanr akna. Her eyi ykp mahveder bu lke. Yzler, vcutlar, kular, anlar, takvim. Kari ve ben kn en iddetli gnlerinde Avrupa'y terk edip Dou'ya doru hareket etmeye karar vermitik. Ex oriente lux!* Tahran'da mola: Karanlk ve sis. Yeni Delhi'ye var: Souk ve rzgr. Gneye doru uu: Kalkta. nceleri bize yumuak ve gler yzl grnen bir scak. Vcutlar henz kefetmemitik. Normal olarak Hintlinin vcudu yoktur. rtlere sarnm bir korkuluun stnde size doru uzanan, l l yanan gzleri olan tinselliin kemirdii boyal bir yzdr bu. rtlere sarnmak iin hibir * Ex oriente lux, "Ik Dou'dan gelir" anlamnda Latince sz. (.n.) 126

gizemi bulunmayan bu sska bebek vcudu kadar fiziksel temas, okamay ve dahas erotik alverii azaltan bir baka ey asla olamaz. Hayr, Hintlinin, cinsel isteklerden yoksun gibi grnen kadidi km vcudunda ekici, tahrik edici hibir yan yoktur. Hem sonra nem var. Ykten, nemden, kendi vcudunun vck vcklmdan bitkin dtnde insan bir bakasnn vcuduna nasl alk duyabilir ki? Kukusuz Hindistan bir iffet topradr... Bununla birlikte Kalkta'da vcutlar her yerdedir, ayakta, bada kurmu, ama en ok da enlemesine, uzunlamasna, orta yere uzanm bir halde insann gzlerinin nndedir. Nfusun te birinin evi bark yoktur; hemen bulunduu, alt ya da dilendii yerde uyuyuverir. ofr taksisinde, asansr grevlisi asansrnde, sebze satcs arabasnda, kasap dkknnda. Sabahleyin kalktklarnda yol kysnda akmakta olan kanalda ykanr ve tm ihtiyalarn uluorta orada giderirler. Erotizm eksikliini bu tr durumlarda ou zaman ar bir dk bolluu dengeler. Daha ilk gn, dilenci sorunuyla karlamtk. Nasl olur da bir dilenciye sadaka vermezsiniz? Fakat nasl olur da dilencilere bir ayaklanmaya yol amadan para verebilirsiniz? nk Hintli dilenci, biri bir sadaka verir vermez, belki vlmeye deer ama ayn zamanda da felaketlere yol aabilen bir dayanma duygusu ierisinde, teki dilencileri uyarr. te o zaman sadakay veren zavall yand demektir. Hemen zerine saldnverirler. "Kt bir i yaptm demin" diye yazyordu Anatole France, "Bir dilenciye sadaka verdim." Kari nce bir hileye bavurdu. Uakta bizlere mtevaz hafif yiyecekler ieren kutular ierisinde hazr yiyecekler datmlard. Yolculuk antamda bu kutulardan biri elimize geince, hayaletler gibi karmza dikiliveren bir deri bir kemik ocuklardan birine vermeyi dnmtk. Ama bu ii otelden uzakta yapmalydk ve kutu bizlere ortadan kaybolmak iin gerekli zaman brakacak kadar salam bir ekilde sk sk ambalajlanm olmalyd. Deneme inandrc olmutu. arp kalan ocuk, melip yapkan bantlarla tutturulmu paketi amaya koyulmutu. Oradan svtmzda o hl harl harl kutuyu amaya urayordu. O gnden sonra gnmzn bir blmn vr zvr trnden
127

yiyecekler alp dolarken datmak zere paket yapmakla geiriyorduk. Bu yntem gn gayet gzel tuttu. Felaket, drdnc gn patlak verdi. Tanyeri aarmaya balar balamaz penceremizin nnde bitmesin mi bizimkiler! Otuz krk kadar ocuk, bekilerin imeklerini ekmeyecek kadar uzaklkta otelin karsnda ortal kolaan etmeye koyuldu. Hint usul telefon marifetini gstermi, yerimiz saptanmt. Arka kaplardan birinden kmak zorunda kaldk ve tabii ellerimiz bo olarak. Ne var ki yine de elimize ayamza kapanp bkp usanmadan yalvaran bir sr dilenciden kurtulamadk. Ah, u korkun hareketler, ak bir azn (Yiyecek! Yiyecek!) nnde sallanp duran bir el ya da iskeletten farksz bir gvdeyi gstermek iin kaldrlan bir gmlek ya da el kadar bir kz ocuunun kolunun ucuyla uzatt bebek! Ne yapmal, evet Kalkta'daki bu dilencileri ne yapmal bilemiyorum! Ve iin en korkun yan da, acya aldrmaz bir yzden -talebinin umursanmadn grmenin verdii fkeyle- paavralar iindeki bir om azlnn ate kusan lanetini duyuncaya ya da inemekte olduu bitkinin krm7i suyunu ap diye alnnzn ortasna yiyinceye kadar bu iler acs toplulua alveriyorsunuz. Bir akam, otelin yemek salonu bize bir srpriz yapt. Stun balklar arasna renk renk fenerler aslm, masa rtleri bu iklim iin tamamen egzotik kalan

kknar dalcklaryla bezenmiti. Garsona sorduk: "Christmas Sir, Weihnachten meine Herren, Noel..." diye aklad tarallara zg honut bir mimikle. Aman Tanrm evet! 24 Aralk'n yaklatn hi akl etmemitik ve ite hemen bu akamd! u Hintliler biz Batl barbarlar karsnda akl almaz derecede nazik grnyorlard. Yine de Karl'm kafas kark gibiydi. Ne dnyorsun? Howrah Bridge'i. Doruydu, Hooghly'yi kat eden bu dev metal kpr bizde unutulmaz bir izlenim brakmt. Usuz bucaksz demesi kum gibi insan kaynyordu: Et et stne yayalar, bisikletliler, bisikletli ekekler, inekler ve atlardan olumu korkun bir kalabalk ve bu ka128

labaln arasnda sonsuza dek skp kalm yzlerce kamyon ve araba... Gerekli bilgileri edindim. Bu korkun kalabalk demiryolu istasyonunun rman sa yakasnda, yaknlarda bir yerde bulunma-sndan kaynaklanyor olmal. Ben zellikle kprnn altnda grdmz eyi unutamyo rum, dedi Kari. Bu, benim Paris'te edindiim bir alkanln sonucuydu. Yllar yl Saint-Louis Adas'nda yaadm. O dnemlerde Marie, Louis-Philippe ve Tournelle kprlerinin altnda yaayan sokak serserileri ile iliki kurmak iin Seine kylarna kk gece seferleri yapmay alkanlk haline getirmitim. Howrah Bridge'in kalabalna kaplp yrmekte olduumuzdan, Karl'a demitim ki: Ya aas? Haydi gidip bir de oraya bakalm! Ykk dkk evlerin arasndan kvrla kvrla inen ve rmak kysna ulamamz salayan kargack burgack soka bulmamz hi de kolay deildi. Arazinin yoku ve nemli oluuna baklrsa nehrin pek uzak olmad anlalyordu. ki adm temizde koca koca fareler kayordu. Ayaklarmzn altnda dorusu ne olduklarn renmemeyi tercih ettiimiz yumuack eyler eziliyordu. Derme atma barakalarn, alack kara barakalarn, zerleri tpk morgda olduu gibi batan ayaa kumalara sarnm vcutlarla dolu tahtalarn etrafn dolanyorduk. Bazen sanrl bir yz bize doru dikili-veriyor, sonra birdenbire ortalktan kayboluyordu. skeletten farksz bir kolun ucunda engel gibi bir el uzanyordu. Yakc ve kzl bir duman bizleri ksre bouyor ve gzlerimizden ya boanmasna neden oluyordu. Bu demektir ki akam oluyordu ve scaklk birka derece dtnden ullara sannm Hintliler, kt, kuma, sebze kabuu, tezek ve adn sann bilmediimiz bir yn eylerle tututurduklar atelerin evresinde toplanyorlard. Ka kiiler? diye mrldand Kari. Sama bir soru. Daha ok bir hayret belirtisi. Bir kamptan ok, kprnn hayhuyu altnda kum gibi insann kaynat bir yeralt kentiydi buras; bir karnca yuvasnn altnda yer alan bir baka karnca yuvas adeta. Yukarlarda, ayn kyda Nimtala Ght'n cenaF9N/Veda Yemei ] 29

ze yakmnda kullanlan odun ynlar fark ediliyordu. Neyse ki geiimizi nispeten kimse fark e.tmiyordu. nk onlara verecek hibir eyimiz yok, demiti Kari. Aslnda zamanla aklmz bamza geldiinden, bu geziye karken ceplerimizi boaltmtk ve insann, neredeyse bu sefil halkn bunu bildiini soy ley esi

geliyordu. Bu konuda Lanza del Vasto'nun Kaynaklara Hac Yolculuu adl kitabndan nl bir blm anmsadm. Bir gn giysilerini kumsala brakp denize girer. Dndnde, gezisi boyunca kullanaca mtevaz paray iine dmledii mendilin ortadan kaybolduunu grr. arr kalr: te cebinde be paras olmakszn koskoca Hindistan'n orta yerinde kalakal-mtr! Sonra katla katla glmeye balar. Hani Tanr'nn, bizlere tek dayanamzn kendisi olduunu aka kantlamaya zen gsterdii u ender anlardan birini yaadn anlayverir. O andan balayarak yaam tmyle deiir. Onun yoksullua yuvarlanndan kesin bir biimde haberdar olan Hintliler, kendisinden bir ey istemedikleri gibi, artk onu smrmeye, soymaya almaktan vazgeip, tersine kucak ayor, giydirip, yediriyorlar. Bir daha artk hi ama hibir eyi olmayacaktr. Ve Lanza del Vasto'dan bir tatllk ve gven iarna benzeyen u szckleri not etmitim: "Yokluk suyuna den insann yapaca tek ey, meleklere glmseyerek beklemesidir. O zaman su yznde kalr..." Demek Karl'm Noel arifesinde aydnlatlm bu drt yldzl otel salonunda birden anmsad dev kprnn altnda yaayan bu insanlard ite. Ee? Bu byk kpr sana neyi esinlendiriyor? Acaba oraya m dnsek? Bu akam, gece yars m? Evet. Evet. Noel'i onlarla kutlarz! Alabileceimiz her eyi alrz; onlar davet eder, birlikte yer, ier, eleniriz! Tehlikeli ve hayranlk verici yol arkada Kari, bizleri rpertici bir ikilemle kar karya brakyordu: Ya ok grkemli, ama korkun bir giriime atlmak ya da yreinde utanla otele kapanmak. - Madem istiyorsun, gideriz, diye i ektim, ama hi olmazsa u akam yemeimizi bitirelim. 130 Bunu abucak yaptk. Sonra yeni batan dar ktk. Yeryznde hibir ey, kaldrmlarda kefeni atran beyaz rtlere sarnm bu vcutlar grmek kadar insana cenaze kasveti veremez. Ama Kalkta'da yaam hibir zaman durmuyor ve bir kfe alp ierisini zorluk ekmeden doldurabildik. Kari, keyifli bir gece yars yemei havasna kaplm grnyordu. Kilolarla hurma, muz, kuruzm, amerikanelmas, pirin unundan yaplm kfteler, hint-kiraz, ananas ve hatta birka tane de hani u yada kzarm ve zerine szme bal gezdirilmi reklerden ald. Ayrca da galiba meydan okumak istercesine, bir miktar ineme ttn ile sigara, arek cevizi ve bir biberaac yaprana sarlm snmemi kire ekledi bunlara. Bu srada Hooghly River' birbirine balayan byk kprye yaklayorduk. Kalabaln gndzkinden hi fark yoktu. kimizin iki kulpundan tutmakta olduumuz kfe ile bu insan selini yarp gememiz bal bana bir i oldu. Ama yer yer mealelerin ve fenerlerin parldad karanlkta mekanik adml, yzleri hayattan yoksun bu erkekleri ve kadnlar gizemli bir biimle sarp sarmalayan suskunlukta gerek d bir ey vard. ller, diye mrldand Kari. nsann bunlara te dnyaya doru ilerlemekte olan ller diyesi geliyor. Miadn dolduran Kharon* emekliye ayrld, dedim. Ve Styks zerine tatan ve elikten bir kpr atld. Yabanl bakl irikym bir yal adam bizi grmeksizin karmza kt. Yannda, ipinden tuttuu sar gzl ahane bir oban kpei vard. Rhadamanthe" ile Kerberos, diyor Kari. Bu gerekten ce henneme ini ha!

Odysseia'y anmsyor musun? Orada Odysseus, yllar nce lm olan Kral Tiresias'a akl danmak ister. Okyanusu kat edip cehennemin alabildiine ak az olan maaraya ular. Bu uursuz kapnn eiinde, bir ar"* derinliinde drt ke bir ukur ka* Yunan mitolojisinde lleri belli bir cret (obol) karlnda cehennemdeki Styks nehrinden geiren sandalc, (.n.) ** Yunan mitolojisinde cehennemdeki yargtan biri. (.n.) '** Ar, dirsekle orta parman ucu arasndaki mesafeyi vurgulayan eski bir l birimi, (.n.)

131 zp nce ball st, sonra tatl arap dker, en sonunda da beyaz bir un bulutu serper. ller henz ortaya kmazlar. Bunun zerine Odysseus beyaz bir kuzu ile siyah bir koyun kurban eder ve kanlarn buulan tte tte ukura aktr. Kansz kalm ve yaama susam ller, maarann giriinde ynlar halinde toplanrlar. Odysseus ukurun evresini klcyla savunur. Tuhaf sava! Bu kanl ukuru kuatan gri ve yar saydam ller ordusuna kar yalnz bana direnen Odysseus, klcyla onlarn saldrlarn pskrtr! ukura yaklaabilirle ve vampir susuzluunu giderebilme hakkna sahip olan yalnzca Tiresias olmaldr. Odysseus'un hi aklna getirmedii ey, karsna annesi Antiklea'nn kdr. Onu thakos'ta yaam dolu bir halde brakmtr ve ite glgesini saysz lnn arasna karm bulmutur. Kendisini beklerken zntsnden ldn bilmiyordur. Alar, ama onu da oradan uzaklatrmaktan geri kalmaz. Kan yalnzca Tiresias iecektir. llerin saldrsna meydan okuyan Odysseus bizdik; ller kararghna ulamak iin karanlk ktleyi yarp geen bizdik. Fakat onlar klla itmemiz gerekmeyecekti. Bu Asya topraklarnda kaybolmu Batl garip Noel babalar olan bizler, kucaklarmzdaki gece yars yemei iin getirdiimiz teberileri atacaktk onlara. i bu noktaya vardrmak gerekli miydi? Kprnn son ayann evresini de dolandktan sonra, yapacamz tek ey, kyya doru inmekti. Tedbirsizliimizden dolay lanetler yadryorduk. nk el yordamyla ilerlediimiz amurdan balktan geilmeyen bu labirentte elimizde bir cep feneri bulunsa ne gzel olurdu ya! Kalkta'daki ngilizce konuan insanlar iin yaymlanmakta olan ve bir nshas kfemizin zerine rtl bulunan Telegraph gazetesinin son saysn yakp nmz aydnlattk. Gazeteyi sayfa sayfa koparan Kari, onlar meale haline getirip kolunun altnda tutmaya alrken byk bir zenle yrymz grlecek eydi dorusu! Kayg, bizlere, hemen sarlverdiimiz bildik olaylar esinlendiriyordu. Rembrandt: Gece teftii, diye mrldandm. Don Juan ve Leporello birazdan Komandrn heykeliyle mezarlkta piknik yapacaklar, diye dzeltti Kari.
132

Fakat kalay bast, nk aniden aya srnce yzst yere kapaklanvermiti. nleyerek doruldu. Neyse ki yiyeceklere bir ey olmam. Ama kafama taklan bir ey var. Kprden ayrlal kimseye rastlamadk. Geenlerde bu ras kum gibi insan kaynyordu, deil mi? Hi ses etmiyorum. Tek bir canl kula rastlamaymz benim de ok dikkatimi ekmiti. Sonunda kyya ulatmzda her ey deiiverdi. Kprnn zifiri karanlk demesi yldzl gkyzn olduu gibi kapatyordu. ki yne kouturan kalabalktan eser bile yoktu, ama sesleri duyuluyordu. Kprnn altnda ve te yakada uzanveren usuz bucaksz alansa bombotu. Kefetmi olduumuz dilenciler ky, alack adrlar, tahtalarn zerine serilivermi gvdeler, isten geilmeyen bir ocan bana toplanm insanlar, her ey gzden kayboluvermiti.

Ne yapyoruz? Herhalde srtlanp gerisin geri otele gtrecek deiliz! Biz de onlar gibi yapalm: Noel yemei yiyelim haydi! Nehrin kyya att rk bir ktn zerine oturmu, kfeyi bacaklarnn arasna almt. Ben de geip yanna oturdum. Bir muz soydu. Ne grgr ha! fkeli bir saldrdan ekinerek kucaklarmz dolu geliyoruz ve o harika armaanlarmz sahiplerine ulaamadan kucaklarmzda kalyor! Bu, senin sandnn ok tesinde bir ey. Chaplin'in Altna Hcum adl filmini anmsyor musun? Talihsiz kk gmen k olmutur. Gnlerden Noel akamdr. Sevgilisini ve gzel hanm ar kadalarn kendisiyle gece yemeine armtr. Yiyecek ve ufak tefek armaanlar alaym derken sermayeyi kediye ykler. Baraka snda beyaz rtlerin zerine mumlar yakarak harika bir masa ku rar. Ve hi kimse gelmez. Ban masann zerine koyup uyuklar. Evet, anmsyorum. Hayal kurar. Gzel hanmlarn geldiini dler ve onlar elendirmek iin u nl kk ekmekler dansn uygular. 133 Huysuz davetliler. Kimsenin hediye beklemedii zengin adam. Adamn korkun yalnzl. Yoksullar sefil yiyeceklerinin et rafnda birbirine sokulur, snrlar. Adam tka basa dolu sofrasnn banda r ve itah yoktur. Bu, ncil'den bir meselin temasdr; hikyelerin en garibi ve en acmasz. Zengin bir adam en iyi dostlarna ok iyi davranmak ister. Davetiyeler karr, ei benzeri bulunmayan yiyecek ve ieceklerin yer ald harika bir len hazrlar. Belirtilen akam, her ey hazrdr. Sofra, en nadide ilemeli rtler ve altn tabak kaklarla donanmtr. Geriye, bir tek davetlilerin gelmesi kalmtr. Ev sahibi bekler. Saatler saatleri kovalar. Gelen giden olmaz. O zaman adam uaklarn davetlilerin evine yollayp neden gelmediklerini renmek ister. Daha sonra uaklar her biri bir mazeretle birbiri ard sra dnerler. Davetlilerden biri bir tarla alm; onu grmeye gitmek zorundadr, teki elli ift kz denemek zorunda, ncs evlenmektedir. O zaman fkeden lgna dnen ev sahibi, uaklarna yle der: "Gidin kentin meydanlarnda ve sokaklarnda ne kadar dilenci, kr, topal varsa, aln getirin." Uaklar denileni yaparlar, ama sofrada hl bo yer vardr ve ite bu noktada lgnlk doruk noktasna ular. Ev sahibi uaklara yle der: "Silahlarnz kuann ve gidip nnze geleni alp buraya getirin, gerekirse kl zoruyla!" Akllara smaz bu leni betimlemeye hangi ressam cret edebilirdi ki: Gz kamatrc sofra, zntden ve hntan kendi kendini yiyip bitiren ev sahibi, bir sr kr, topal, uursuz ve nihayet sokak ortasndan yaka paa alp getirilmi akn ve rkek yoksullar. Bu artc gecede olup bitenleri benim diyen romanc anlatamaz! Bir suskunluk oldu, bamzn stnden geen saysz ayak sesleri duyduk. ncil'i anmsayarak, "artc gece" demitim. Peki ama, ya bizim Kalkta'daki Noel gecemize kim inanrd? Hava scakt. Belki biraz uyumutuk. Daha sonra Kari bandan yeni gemi bir olay anlatt: Sana sz etmedim. Dn sabah, otele yalnz bama dnd

Tanrm, bu insanlar neredeler? Baksana, Noel yemei yemeye gittiler herhalde! Ya u getirdiimiz yiyeceklere ne demeli?

mde, bir hizmetli oday temizlemekteydi. Onun iini yapmasn engelliyordum, o da beni rahatsz ediyordu. Bir sre sonra yanma
134

yaklap parmayla gmleime dokundu. ngilizce Hinte karm bir dille ykanacak amarlarm kendisine daha sonra vereceimi akladm. Glmseyerek ban sallad. Bu bir yanl anlamayd. Baka ey istiyordu. Gmleimi baparma ile iaret parma arasna sktrp teki elini gsne gtrd. Durum aka ortadayd: Gmleimi istiyordu. Bir armaan, ite! Gldm. Korkun bir eydi, deil mi? Elim kolum balanmt, dediini yaptm. Yar plak soyunuverdim ve ocuk beni teekkr yamuruna tutarak tere batm gmleimi alp, ekip gitti. Aziz Martin'i dndm. Bir yoksulla paylamak amacyla paltosunu klcyla ikiye paralad iin azizlik mertebesine ulat bu asker. Bense tm gmleimi veriyordum. yi ama, senin valizinde daha bir dzine gmlein var. Haklsn, diye onaylad, ananastan bir para keserken. Yeniden bir sessizlik oldu. Ayak sesleri duyuldu. Dilencilik. Bu szcn iki varlk arasnda kurduu ba bulmaya alyorum, dedim. Geen gn, yakkl m yakkl bir delikanl beni canmdan bezdirdi. Hi de yoksul gibi bir hali yoktu. Glerek onu itekledim. O da gld ve bu durum giderek laubali bir hava almakta olan srarl bir oyuna dnt. Bir yandan da yrme ye devam ettiimden, botanik bahesinde iki yz yllk nl banyan aacnn d kklerinin oluturduu ormann ortasnda kaybolduk. Delikanl, benim aka grnen iyi niyetimden cesaretlenmi, cep lerimi aramaya hazrlanyordu. Ona bakarak durdum. imden y le diyordum: "Gen bir Arap delikanls olsa imdi oktan pantolo nunu indirivermiti!" Ama davrannda bu hareketlerinin bedelini daha sonra cinselliiyle demeye hazr olduunu ele veren en ufak bir belirti yoktu. Evet, Hindistan'n yoksul genlii bir susuzluk rtsne sannmtr. Dokunulmazlara yalnzca pislikleri yznden deil, tersine anlklar nedeniyle dokunulamaz. Dilencilikle fahie lik arasnda mutlak bir badamazlk vardr. Bombay'n genelev mahallelerinin fahieleri grkemli bir ekilde giyinir, taranrlar ve tiyatro dekorlar arasnda alrlar. Elbette, dedi Kari. Fahielik, fahienin mteri tarafndan ar zu edildiini varsayar. Meslek icab gzel, ekici, tahrik edici ol135

mas gerekir. Bu iliki bir anlamda dilencilikte de sz konusudur. Fakat o zaman, farknda deilsin belki ama gzel, ekici ve tahrik edici olan sensindir dilencinin gznde. Dilenciye verdiin para ya da gmlek, onun ksnl isteklerine teslim etmi olduun senden ya da senin evreninden bir paradr. Zengin, yoksulun fahiesidir. Bu hkmn ardndan yeniden bir suskunluk oldu. Nemli scakln yap yap atmosferinden ezilmi halde ne kadar byle kaldk? Sonunda silkindik. Nehrin harelenen yzeyi fosforlu bir parlt yayyordu. Son bir kez kprnn bizi ezen siyah ktlesine dndk. Ayaklardan birinin dibinde daha drtte dolu olan kfeyi braktk. te tam bu srada Kalkta'daki bu Noel iin tek dilencimizi kefettik. Bir direin tepesine tnemiti. Yerden yirmi metre yksekte bada kurmu, tyleri dklm ve kadidi km byk ku, unutulmaz bir jestle

dirseini dizine dayam, ak elini yldzlarn ypl ypl ettii gkyzne doru uzatyordu.

136

Samanlarn stndeki bebek

nce, gece rzgrnn okad ve bir projektrn kzla boyad bir Fransz bayra tasarlamak gerek. Sonra, ereve genileyince, Elyse Saray'nn yapay klandrmayla sert bir biimde yontulmu n cephesi ortaya kar. Tek bir pencere aydnlatlmtr. Pencereye n zoom. Pe pee kararmalar ieriye girildii

izlenimi verir. Cumhurbakan, alevlerin dans ettii bir minenin yaknnda bir koltua oturmu glmsemekte. "Sayn vatandalarm," diyor, "bu sabahtan itibaren renciler tatile balyor. Yl sonu enlikleri, kentlerimizin ve kylerimizin sokaklarn aydnlatt. Birka gn sonra Noel, ardndan bir hafta sonra Saint-Sylvestre Yortusu. Bu vesileyle cumhurbakannn vatandalarna iyi dileklerini iletmesi dettendir. Ben de bunu ihmal
137

etmeyeceim. Ama bu iyi dilek mesajm tamamen deiik ve imdiye kadar grlmemi bir nitelik tamakta. Sizlere ciddi ve byk bir konudan sz edeceim ve devrimci bir neride bulunacam. Devrimci dedim, evet, bir cumhurbakannn azndan bu szn sylenmesi ok tuhaf, stelik de bu Noel arifesinde. te sz konusu olan u. Toplumumuzun kar karya bulunduu byk belalardan sz edildiinde ilk akla gelenler uyuturucu, iddet, sigara, alkol ve trafik kazalardr. leri srlen rakamlar ok korkun ve bizlerin elbette ki bu rakamlarn elden geldiince klmesi iin canla bala mcadele etmemiz gerekiyor. Ama sonu olarak bu belalar, Tanr'ya kr, iimizden ok azn ilgilendiriyor. Oysa bir baka bela var; halk tmyle yozlamalarn en irencine srkleme sakncas ieren ok daha tehlikeli, ok daha sinsi bir bela bu. Bu belann belli bir ad bile yok. Medikomani, klinikomani, farmakomani, ne bileyim artk bu tr adlardan biri verilebilir. Ad u ya da bu olmu, nemli deil. nemli olan rakamlar ve bu rakamlar teki belalarn kurbanlarnn saysn alabildiine amakta. Ktlkler, eitli kriterlerle llr. Sadece unu syleyeceim: Her yl, hastalklar konusunda yaplan harcamalar, lkenin gelirlerine oranla daha fazla, ok ok daha fazla art gsteriyor. Nereye gidiyoruz byle? Pekl, bu ok basit ve korkun bir ey! Basit bir hesap, genelletirme yoluyla bizlere, ulusal kaynaklarn hangi yl, hangi ay, hangi gn tmyle tbbi tedaviye gideceini kesin bir biimde verecektir. Hayatmzn o zaman alaca grnm pek kolay gz nne getirilir trden olmasa gerek. Kendimizi sadece ve sadece ilala beslemekle yetineceimizi sylemem yeter de artar, sanrm. Bir gn gelecek, tat olarak yalnzca cankurtarana bineceiz. Giysi olarak sadece sarg bezlerine sarnacaz. Bu tablo gln olduu kadar korkun da. Durumu bu noktaya vardrmamak iin ne yapmal? En yksek tp otoritelerine bavurdum. Akademilere rica edip bu soruna eilmelerini ve bana bir are nermelerini istedim. Sonu sfr. Ylann ban ezmek gerekir. yi ama nerede bu ba? Bizlerden her birimizi birer hasta haline getiren, hi deilse gerek ya da hayali bir ktl sonsuza kadar tedavi eden gizilg nedir? 138 O zaman yce bir kaynaa bavurdum. Doduum ky, bizleri, yani erkek ve kz kardelerimle beni tedavi eden doktoru anmsadm. Bizi tedavi ettiini sylerken... Gerekte bizleri iyiletirenin doa olduunu bilir ve onun bu etkisini bozmamak iin pek mdahale etmezdi. Evet, bu doktor bir bilgeydi, o kadar, ite ben de ona doktor olduu iin deil, bilge bir kii olduu iin bavurdum daha ok. ileri bakanlnn ilgili servislerince hazrlanm kabark dosyay gnderdim ona. Bu dosyay yalnzca inceledi mi o? Sratine ve zellikle yantnn ieriine baklacak olursa, bundan kukuluyum. te yant. Sergent-Major bir divit ve mor mrekkeple elde yazlm

yapraktan oluan bir mektup. Bu mektupta yal ky doktorum bana diyor ki... Ah, en iyisi galiba mektubu okumay size brakmak olacak. Buyrun okuyun:

Sayn Cumhurbakanm, Benim kk Franois'm, Sizi dnyaya getiren ve ocukluunuzun ilk yllarnda doktorluunuzu yapan mtevaz bir pratisyen hekimi anmsamanzdan gurur ve mutluluk duydum. Dorusunu sylemek gerekirse, bunu pek hak etmedim, siz dnyaya geldiniz ve kendi kendinize bydnz. Ve ite u anda, sizin de sylediiniz gibi, tp fakltesi yetkililerini akn brakan ulusal boyutta bir soru ile -ok uzun zamandr doktorluk yapmayan- bana dnyorsunuz. Fakat bilim adamlarnn salk konusunda yaplan harcamalarn her geen gn biraz daha artna are bulamaylar onlarn tp dnyasnn komuta anahtarn ellerinde bulunduruyor olsalar bile, yanl yerlere yerletirilmelerinden kaynaklanyor olmasn sakn? aka bir yana Sayn Bakan, silahlanma harcamalarn ksmak iin bir are aryorsanz, bunu genelkurmaymzdan istemeniz gerekmez mi? Eer size yant vermeyi gze alyorsam, bunu meslek yaamm boyunca doru drst yaptm pek syleyemeyeceim doktorluu uzun zamandr braktm iin yapyorum.
139

Sorduunuz soru Sayn Bakan, bir zamanlar bir kedim vard, onu dndrd bana. Bir dii kediydi bu. Karn burnundaki bu kedi, bahe duvarmn br tarafnda gz alabildiine uzanan korulua yavrulad. Gnn birinde karn dzlemi ve gzleri imalca parldayarak karma ktnda, her gn komu korulua yapt kaamak gezileri srasnda nereye gittiini hemencecik anlayver-mitim. Yine de kendimi tutup, onun bu gezilerini nlemeye almadm. Haftalar ve aylar geti. Bir sabah pencereden baktmda, bahedeki yolda etrafndaki drt oyunbaz yavruyla boutuunu grdm. Galiba yavrular uzunca bir sre bitiik korulukta geen bir ocukluk dneminin ardndan ilk kez olarak bahe duvarnn bu tarafna atlyorlard. htiyatszca kapy ayor ve kk aileye doru ilerliyorum. Ana kedi beni ok iyi karlyor, ama yavrular byk bir panik ierisinde saa sola kayorlar. Elbette. Nasl dnememitim bunu? nsanlardan uzakta doup byyen bu kk kediler yabanl yaratklard. Byk bir sabrla evcilletirilmedike insann varlna katlanamyorlar di. Onlar evcilletirmek! Bunun iin her eyi yaptm. Baheye yiyecekler koymaya baladm ve bunlar koyduum anaklar her geen gn eve biraz daha yaklatrarak onlar altrdm. Bylece gnn birinde yavrulardan birini mutfama kadar getirmeyi baardm. Ve ardndan kapy kapatverdim. Sonu bir felaket oldu. Grtlan kesiyormusun gibi ciyak ciyak barmaya balad. Bir yandan da kendini can havliyle eyalarn zerine atyor, taba ana ve vazolar yerle bir ediyordu. Sonunda kendini bir ku gibi cama frlatt ve yan baygn bir halde yere yuvarland. Bunu frsat bilip yakaladm ve dar braktm. Sayn Bakan, size grnte bylesine nemsiz eylerden sz ettiim iin biraz mahcubum. Fakat bunun gibi kk olaylar yaama ok yakn eyler. Hatta yaamn ta kendisi. Bir bahede saatler boyunca olup biten ey de, bir laboratuvarn deney kabnda ya da karnisinde gzlemlenen ey kadar eiticidir ve eer bana bavuruyorsanz, nce deneylikte aratrmalar yaptrp sonularn

aldktan sonra uygulamadan gelen grm renmek iin yapyorsunuz bunu.


140

Daha sonraki haftalar, bu ykc deneyimin bende brakm olduu izlenimi dorulad: Doada dnyaya gelmi olan bu kedi yavrular evcilletirilemezdi. Yabanilik onlara ebediyen damgasn basmt. Bu konuyu hayvan besleyen bir komuyla konuma frsatm oldu. Komum, bana u artc aklamay yapt: Tarlalarda doan bir dana ya da tay, bir ahrn loluunda dnyaya gelen trdeine oranla, yaam boyu, ok daha hrn bir karaktere sahip oluyor. Tm besiciler bunu bilirler ve dii hayvanlarn ak havada dourtmamaya zen gsterirler. Grdnz gibi yava yava konumuza yaklayoruz. nk hayvanlarn karakteri iin sz konusu olan eyin, insanlarn ruhu iin de fazlasyla geerli olduu doru. Evet, annesinin karnndan kan bir ocuun ilk izlenimi -grltler, klar, kokular- mr boyu damgasn vurur ona. Tpk dzeltilmesi olanaksz bir eri gibi karakteri bozan bir eydir bu. Tarihilikle en ufak bir ilikim olmad halde, kendilerinden sz ettiren birka kiinin doduklar evreleri tam olarak tanmak iin baz derin aratrmalar yaptm. Napolon'un 15 Austostaki byk ayinde Ajaccio Katedrali'nde org sesleri ve buhur kokulan arasnda doduu bilinmektedir. Sta-lin'in doumu srasnda Gn de bir yer sarsnts olduu pek fazla bilinmez. Adolf Hitler'in doumuna sahne olan 19 Nisan 1889 gecesi, Braunau blgesinde meyve aalarnn ieklerini yerle bir eden korkun bir dolu frtnas yaand. Eskiler, mstakbel bir byk adamn doumunun mucizelerle vurgulandna inanyorlard. Kukusuz nedensel sralamay tersine evirmek ve bir ocuun doumu srasnda meydana gelen bir mucizenin bu ocuun ileride olaand bir insan olmasn salayabildiini sylemek gerekirdi. Oysa elli yldr doum doktorluuna damgasn basan dikkat ekici ve neredeyse evrensel boyutlara ulaan devrim nedir? Eskiden ocuklar anne babalarnn evlerinde dnyaya gelirlerdi. Siz bile Sayn Bakan, annenizin, ilk lnz attnz odasn ok iyi anmsyorum. Ve ayrca pek dnlmeden kyl, ii, esnaf, balk ya da milyarder gibi sanki derilerinin derinliklerine dvmeyle ilenmiesine etiketler tayan ocuklar dnyaya getirilmekteydi o zamanlar. yi mi, kt myd bu? Kesin bir ey syleyemeyeceim. 141 Benim yamda ou kez olduu gibi gemie alabildiine zlem duyan biri durumuna dmekten ekmiyorum. Ama elli yldan bu yana ok ey deiti. Doumlarn bu alanda uzmanlam kliniklerde gereklemesi hzla yaygnlat. Kukusuz bu yemlikle hijyen ve gvenlik byk bir ilerleme gsterdi. Doumlarda meydana gelen kazalarn saysnda sevindirici oranlarda dler meydana geldi. Ne var ki buna karlk, bu yeni evrenin doum izi diye adlandracam ey zerindeki etkisi llmedi. Ah, evet, doum izi/ te ada Diafoirus*'lar olan sevgili doum doktorlarmz, bilgisayarlarna yaknda bu yeni kavram yklemek zorunda kalacaklar! Bana gelince, ameliyat masasnda dnyaya gelen bir bebein dezenfektan kokularn iine ektiini, elektrikli aletlerin vnltsn duyduunu ve ameliyathanenin cilal duvarlar arasnda, etrafnda sadece beyaz nlkl ve antiseptik maskeli hayaletler grdn ileri sryorum ve diyorum ki bu bebek doum izi uyarnca, yaam boyu, nasl desem, hastane, doktor, ila hastas olacaktr. Sayn Bakan, sorunuza vereceim yant, ite u olacak: Sosyal gvenliin uslu kemiyetlerle aklanan masraflar, bebee, doumunu izleyen saniyelerde, dakikalarda ve saatlerde empoze edilen bu klinik iziyle aklanmaktadr ancak.

O halde ne yapmamz gerekiyor? Doum, ak ve lm, sylemek gerekirse hastalk deil bunlar. nsan yazgsnn byk evresi. Doktorlarn bunlar denetimleri altnda tutmalar uygun olmaz. yleyse ie, doumlar, onlar zehirleyen farmastik miyazmalardan kurtarmakla balayalm. te benim nerim bu. Bir kadn, anne olma noktasna geldiinde, dourmak istedii doal evreyi ve bylelikle ocuunun alaca doum izini kendisi seecektir -ocuunun adn seimindeki kadar zgr olarak. Uygulamada cna istedii her eyin verilmesi iin gerekli tm hazrlklar yaplm olacaktr. nmzdeki yllarda bebeklerin MontBlanc Dann tepesinde ya da Ile de Seine Adas'ndaki kayalklarda, Byk Okyanus'taki bir mercan adasnda ya da Byk Sahra mn kumullarnda, Versailles Saray'nn Aynalar Galerisi'nde ya da Eiffel Kulesi'nin
* Diafoirus, Molire'nin Hastalk Hastas adl gldrsnde, dnyadan habersiz, kasnt doktorlar olan baba ve oul. (.n.)

142

nc katnda byk bir gvenlik iinde dnyaya gelebilmeleri gerekiyor. O zaman, yeni kuaklarn doktorlarn ve eczanelerin nnde zgn zgn kuyrukta bekleyecekleri yerde, eilimler ve yetenekler konusunda alabildiine geni bir zenginlie sahip olduu grlecektir. Ltfen Sayn Bakan, en sekin duygularmn kabuln vb..." Bakan, mektubun sayfalarn bir sehpann zerine koydu ve glmseyerek seyircilere bakt: "te, sevgili vatandalarm, benim size nerdiim tuhaf ve sevimli devrim bu. nmzdeki ilkbahardan balayarak, doum izinin mstakbel annelerin istedikleri kadar eitli ve fantezili olabilmesi iin gerekli tm hazrlklar yaplacaktr. Ama bugn bile, bu akam, sizlere seslendiim u dakika, bu yeni tr dourma tarznn kurulmasna alacaz. O halde beni dinleyen tm mstakbel annelere sesleniyorum. Telefon numaram yle: 42 92 81 00. nmzdeki gnlerde bir doum beklemekteyseniz, derhal beni arayn. Hat direkttir. Beni arayacak ve dileini iletecek ilk anne adaynn, bu dilei ne olursa olsun yerine getirilecektir. Bekliyorum." Bakan hl glmseyerek enesini, kavuturduu ellerinin zerine koyup bir sre bakt. Daha telefonu masasna koymaya kalmad ki, telefon almaya balad. On be milyon seyirci bylece u garip konumay canl yaynda duyabildiler: Alo, dedi tatl ve ince bir ses. Evet, ben Cumhurbakan. yi akamlar, Sayn Bakan. yi akamlar, madam. Matmazel, diye dzeltti ince ve tatl ses. Matmazel. Matmazel... kim diyeyim? Marie. yi akamlar Matmazel Marie. Demek bir doum bekliyorsu nuz. Hangi gn olduunu biliyor musunuz? 25 Aralk gn olduu sylendi, Sayn Bakan. Gzel! ok gzel! Peki bu doum iin ne tr bir ortam d nyorsunuz?
143

Bir ahrda dourmak istiyorum Sayn Bakan. Bol samanl bir ahrda. Bir de kzle eek olsun. Bakan, ok iyi bilinen soukkanllna ramen, gzlerinin aknlkla falta gibi almasna engel olamad. - Bir ahr, bol saman, bir kz ve bir eek*, diye yineledi ma-kinemsi bir sesle. Tamam, oldu, btn bunlar yerine getirilecek. Yine de izin verirseniz, son bir soru sormak istiyorum. Elbette Sayn Bakan. ocuunuzun cinsiyetini saptattnz m? Evet, Sayn Bakan,-bir kzm olacak. Ah, harika, bir kzm! diye haykrd Bakan gzle grlen bir rahatlamayla. Erkek olmasndan ok daha irin bu! Daha sakin, daha gvenli! Pekl, eer uygun grrseniz ocuunuzun isim ba bas olmay ve ona Nolle" adn vermemizi neriyorum. Herkese iyi akamlar.

'sa'nn doduu ortam kastediliyor, (y.n.) " Nolle, yazarn Noel'den yola karak trettii bir kz ad. (.n. 144

Mneccim Kral Faust

Ee, sal nasl? Bergamos Kral I. Faust, veliaht prensin odasndan kan he-kimbann karsnda hem hametli hem de titrer bir halde dikiliyordu. Ee artk, konuacak msn, diye patlayverdi hekimbann zntl suskunluu karsnda. zgnm, diye inledi adam. Sakn veliahtn, diye geveledi Kral... Veliahtn ey olduunu sylemek istemiyor... Maalesef yle, diye iini ekti hekimba. Kral, odann giriindeki aral dolduran, cerrahlardan, eczaclardan, ifaclardan ve mneccimlerden oluan kalabal itip ieri
F10N/Veda Yemei J 45

dald. Saa sola salm rnga, ie, klisterler, neter ve kanlara bulanm araflarn arasnda veliaht elleri gsnde kavuturulmu, yz kar gibi beyaz ve dondurucu bir halde yatyordu. - lm, diye mrldand Kral, lm. Tm saray, etrafma topladm gkbilimcileri, falclar, ruh amalar ve teki kafa-tasbilimcileri ile cehaletini bir kez daha ortaya koydu. Ve ben bunca yllk aratrmadan ve incelemeden sonra bildiim tek eyin, hibir ey bilmediim olduunu grdm. Gerekte, Bergamos Prensi, renmeye olan merakyla, ok kk yatan balayarak annesini, babasn ve retmenlerini artmt. Onun iin anlalamayacak hibir yapt sz konusu deildi; en ilkel yabanc dilleri, en etrefilli problemleri, en karmak akl yrtmeleri p diye zerdi. Denilebilirdi ki, gln kendisi zeksnn doymak bilmez merakn kamlyordu ve annesi ile babas bu zihinsel aln sonunda ocuun akln karmasna yol amasndan korkuyorlard. Daha yeniyetmelik ana gelir gelmez Bergamos'u ne kavuturan parmenleri kendi kullanm iin yapan oydu, bakas deil. Bu tutku gizli kapakl kalmamt ve her gn saraya bir dizi tuhaf servenci tanyordu; szm ona sr tayclar, by sanat ustalar ya da kendini gizbilime vermi insanlar, stleri balar kir pas iinde, muskadan geilmeyen ateli khinler saraya tanp bir avu altn karlnda sonsuzluk neriyorlard. I. Faust, bunlarn tmn huzuruna kabul ediyor, ou zaman onlar yannda tutuyordu. Veliahtn odas kente egemen byk m byk bir terasa alyordu. Kral oraya doru ilerleyip gzlerini yldzlarn parldad gkyzne evirdi. Entelekheialar* ve canllarn ruhlar zerine anlalmas g bir dizi tartmann ardndan kim bilir ka kez, gecenin masmavi sessizliinde yzn ve kalbini ykamt byle! kizlerevi ile Byk Ay arasnda ypl ypl eden parlak bir lekeye takld gz. Bu garip k, gkkubbenin usuz bucaksz hareketsiz karmaklnda tuhaf bir ekilde canl grnyordu. Ar ar gneye doru uzaklarken mesajlar gnderiyor, ona, yrei kanayan Bergamos Kral'na iaret veriyor diyesi geliyordu insann.
* Aristoteles felsefesinde, zn zdek olarak gereklemesi, {.n.) 146

O zaman ocukluunda duyduu eski bir efsaneyi anmsad. Bu benim olum, diye sylendi hayranlkla, bu benim gzmn bebei olumun kanat rparak havalanan ruhu. Ve bana son vedasn yolluyor, son pcklerini gnderiyor km, bana bir eyler sylemek istiyor, anlamam rica ediyor. yi ama ne diyor Tanrm! Belki de kendisini izlememi sylyor? Gneye doru bu gte ona elik etmek mi gerekiyordu yoksa? Yaamn aclarna kar, ilalarn en etkilisi yolculuk deil midir? ki saat sonra, kk bir kervan olumutu ve Bergamos Kral, kendisine

yakndan bal bir avu adamnn eliinde hangi yne olduunu bile bilmeden bu keif gezilerinin en garibine balyordu. Tek yapt ey, ar ar gneye doru ilerleyen yldz takip etmekti. Yolculuk gnler, haftalar srd. Kral ve adamlar kyya ulat ve ksa krekli kadrgaya bindiler. Kbrs'ta bir mola verildi, sonra, kuyrukluyldz yrngesini gneydouya doru ukurlatr-dndan, Caesarea zerine ynelindi. I. Faust, ilk kez olarak Filistin'e ayak basyordu. Gayet doal olarak, acmaszlnn nam Akdeniz'in dou kesimini tiril tiril titreten Byk Herodes'in hkm srd Kuds'e doru yneldi. Herodes, konuk kral adeta kt nn telafi etmek istercesine ok scak ve grkemli karlad. Gelgelelim iliklerine ilemi ktl Bergamos kralnn ona ynlendirdii kukulara ve kayglara cevap verince bir tr safdillikle ortaya kt. Gerek mi? Byk Herodes tek bir gerek tanyordu ve bu gerek de ona hibir kusurda bulunmamt: Bal bana bir iddet ve kurnazlk karm. Bilginlere, simyaclara, yldz falclarna, teki hekim bozuntularna gelince, saraynda bunlardan istemediin kadar vard ve bunlar kendi siyaseti dorultusunda diledii gibi kullanyordu. Ve konuunu sarayn eytans bir askeri donatm ambar olan gizli salonlarna gtrd. lerinde koca bir orduyu yerle yeksan edecek maddelerin, insan fel eden merhemlerin, kadnlar mr boyu ksrlatracak ilalarn bulunduu ieler gsterdi. Kck bir ienin ierisindeki belli bir sv koskoca bir kentin olanca suyunu zehirleyebilirdi. Bir ampule doldurulmu bir gaz, korkun bir salgn hastalk yay147

yordu. Sonunda ona, derin bir sayg duyduunu hareketleriyle belli ederek camdan yaplm, kanatlan ak kartal gsterdi: Bir kulenin tepesinden evlerin zerine frlatlnca patlayacak ve her tarafta depremden beter tahribat yapacakt... Kral I. Faust, kk grubuyla yeni batan yola koyuldu, bir aknlk kuyusuna dm gibiydi, hi keyfi yoktu. Yani imdi bu bilim miydi? Usavurmann, deneyselliin ve aratrmann yneldii gerek yalnzca bu ac ve lm cehennemi miydi? Herodes, onun dndnden ok ama ok daha korkuntu... Yeni batan yldzlar sorgulamak iin ban gkyzne evirdi. Hareketli ve gle yzl kuyrukluyldz gneye doru seyrine devam ediyordu ve onu da kendisini takip etmeye arr gibi bir hali vard. Etrafndakilerle birlikte yeniden yola koyuldu. Gizemli yol dalarn ve ovalarn arasnda kvrm kvrm dolanyordu. Nereye gidiyoruz diye sordu Kral, bamabeyincisine. Ba-mabeyincinin verdii tek tepki enesinin ucuyla, nlerinde l l parldamakta olan kuyrukluyldz iaret etmek oldu. Zaten yldz yavalam, durmu, hatta bir kyn kara ktlesi zerine inmi gibi grnyordu. lgnca bir biimde yreye salm bulunan kuyruu, tpk alevden yaplm yz parmakl bir el gibi yeryzne doru sarkyordu. Bu kyn ad ne? diye sordu Kral. Beytllahim, diye yant verdi klavuzu. Efsaneye gre Kral Davut bin yl nce burada domutur. Gezilerini srdrdler. Kuyrukluyldz evlerin tepesine bir avize gibi aslmt ve en uzun k huzmesi bir aln ats zerinde kaln bir gm rt halinde sona eriyordu. Girite obanlarn ve kyllerin oluturduu bir kalabalk telal telal ieri girmeye alyordu. eride kimbilir ne olaanst bir manzara vard! Samanlarla beie dntrlm bir yalan iinde yeni domu bir bebek, kundaklar ierisinde debelenip duruyordu. Kr sal bir adamla ok gen bir kadn

banda bekliyordu ve doal olarak etraflarnda bir kz, bir eek ve keiler, koyunlar vard. Attan eser yoktu, nk at ancak zenginlerde olan bir hayvand. Bir de is balam kirilerin glgesinden inen hareketli bir k
148

stunu, grne gre, Byk Herodes'in karlamasyla taban tabana zt bu scak ve ulu gecenin olumasna bakanlk eden parltl bir melek olmasa, her ey normal olabilirdi. Bu neeli aaalarn dzenleyicisi Cebrail idi bu. Bergama Kral, hayvan yemliinin nnde diz kt. Armaann brakt: Bergamal sanatlarn gururu olan bir parmen rulosu. El dememi bir kitap, diye aklad, bombo sayfalar, ite yaammn gln simgesi. Tamamen gerein aratrlmasna adanmtr yaamm. Ve bu aratrmann sonuna gelince, ocuumun cansz bedeni nnde tek bir ey bildiimi kabullenmek zorunda kaldm: Hibir ey bilmediimi. O zaman, iinde olumun ruhunu grmek istediim tuhaf yldz izledim. Ve soruyorum sana Tanrm; gerek nerede? Elbette, ocuk bu son derece snrsz soruya szlerle yant vermedi. Yeni domu bir bebek nutuk atacak deil tabii. Ama Kral Faust'a, ok daha ikna edici bir baka ekilde yant verdi. Krpe yzn ona doru evirdi, mavi gzleri alabildiine ald, aznda hafif bir glmseme belirdi. Ve bu ocuk yznde ylesine saf bir gven vard ki, bu bak ylesine ar bir masumiyet yanstyordu ki Faust, birden yreindeki kukunun ve can skntsnn yol at tm karanlklarn silindiini hissetti. Bebein aydnlk baknda, ona bir k uurumundaym da dengesini yitirip decekmi izlenimi veren bir hava buldu.

Angus

149

skoya'nn kuzeyindeki Highlands blgesinin ilkbahar pinpirikli olduu ve bir trl gelmek bilmedii iin bu lkenin kadnl erkekli tm insanlarnn gznde enfes, tatl bir byye sahiptir. Bu insanlar ocuklara zg bir sabrszlkla frtnal gkyznde kzku-lannn dnmelerini, bataklk kartavuklannn sevdal lklarn ve tepelerdeki ender otluk alanlarda safranlarn ak mor ilk lekelerini beklerlerdi. Uzun k gecesinin ardndan yenilenmeyi mutulayan her belirti, beklenen ama yine de yeilinin canllyla insan artmaktan geri kalmayan neeli bir haber gibi kabul edilmitir. Ve tomurcuklarn birdenbire patlayvermesi, akdiken allarnn yldzl pembelii, polen bulutlarnn yumuatt okyanus rzgr genlerin ve yallarn kalplerine iliyor, hem de ylesine bir ileyi ki, 150 onlar alatyor. Mays aynn ilk gecelerindeki ekinoksa bal frtnalarn devasa uultusuyla alacabaykularn barts arasndaki eliki hibir yerde Kont de Strathal'in topraklar zerinde olduu kadar heyecan verici deildir. Yal Kral Angus'un zerine titredii granit kale, kara ktlesiyle, kaynaklarn arldad, cennet gibi yemyeil fkr fkr koyaklara, yavuklularn dolamalar iin yar saydam bir perde oluturmak amacyla adeta bahvann zel olarak kendi elleriyle diktii izlenimi veren krpe yapraklarla kapl son derece zarif, bir o kadar da aydnlk bir titrekkavak ormanna egemendir. Lord Angus'un gen kz Colombelle ile Orcades Kontu Ottmar o sabah ite ayrlarla kapl tatl meyilleri olan bu arazide at koturuyorlard. Bylece iki kou at, omuz omuza, beyaz gsleriyle kan krmz gelinciklerin, papatyalarn, san dnieklerinin renk kattklar fkrp kalkm gmrah otlar yaryor ve genler birbirleriyle sohbet ediyor, birlikte hayaller kuruyorlard. Ottmar, Oc lkesinde renim gren ve Toulouse Kontu'nn oda hizmetine alnan soylu bir genti. Floraux yarmalarna katlm ve ozan trklerinin yedi ncsnden oluan kurulun hazrlad ak Leys'lerini ezbere renmiti. Highlands'ten hi ayrlmam olan Colombelle, biraz rkek bir hayranlkla, onun, gnein kutsad bu yrede domu yeni bir yaama sanat olan fin'amor'u ya da elebice sevme ve gnln verdii hanma hizmet etme sanatn ycelten ezgisini dinliyordu. lk olarak, diyordu delikanl, ak ilikilerini maddi kirlerden artmak ok nemli. Evlilikler hemen her zaman anne babalar tarafndan dzenlenmekte ve sz konusu olan iki servetin yaklatnl-mas, birletirilmesi dorultusunda din adamlar da onlara yardmc olmaktadr. Byle gizli kapakl bir uzlamadan sonra hibir duygu yaanamaz. deal olan kukusuz nianllarn ikisinin de yoksul, mutlak yoksul olmalardr, ama bu da ancak kadn ve erkekleri birbirinden kesin olarak ayran kei yaamnda mmkn deil midir? Frl fini dnen ve cvldaan iki obanaldatan kuu kendilerini atlarn ayaklarna attlar ve hemen havalanarak biraz tede yeni batan birbirlerine kavutular.

daha yoksul olmas dnlebilir mi? Ama bu yoksulluk onlarn btn bir yl, hatta daha da uzun sren bir ift oluturmalarna en gel olmuyor yine de. Kukusuz, diye yantlad Ottmar, ama onlar birletiren, yal nzca reme ihtiyac. Yuva, yumurtalar, kuluka, yavrularn beslen mesi, tm bunlar erkein ve diinin varln gerektirir. Oysa hakl

u kular gryorsunuz, dedi gen kz. Bir insann onlardan

151

olarak fin'amor reme isteinin tamamen dnda kalr. Masmavi gkyz gibi ya da kn Ben Nevis'in doruunu kaplayan el de memi temizlikteki kar gibi etten kemikten syrlm, tinsellemi olan ar sevgidir sadece. u sizin fin'amor'unuzda bedenlerin hi pay yok mu, dedi Colombellc. Dediiniz gibi sradan insanlk durumunun stne ykselebilmek iin illa ar bir ruh mu gerek? Kukusuz hayr, ama beden ancak kendisini delip geen ruh sayesinde sevgiye hak kazanr; tpk bir alevi. fenere can vermesi gibi. Diyelim ki alev snd, fener artk gri ve karanlk kk bir kafestir. Fakat ruhun bu , teni ve zerini rten giysileri nasl de lip geiyor? Eller var, yz var, zellikle ruhun sevgiliye alan, onu ay dnlatan ve stan pencereleri olan gzler var. Krlerin yzlerini irkinletiren souk karanl daha nce hi hissetmi miydiniz? Ottmar'n szleri karsnda Colombelle'in, akar sular gibi berrak gzlerinin ii glmsedi. Fakat, diye srdrd gen adam, zellikle szckler var. Akn kendine zg bir dili vardr: iir. air ak konuturmasn bilendir. imdi lal rengi ayrlar geride brakm, ormann loluuna dalmlard. Yzyllk meeler devasa grgenlere karp serin ve hareketsiz bir kubbe oluturuyordu. Genler durmulard, ormann byk sessizliinden etkilenmi, susuyorlard. Atlar hzl hzl boyunlarn indirip kaldryorlard. Bir gkard kuu sesinin en st perdesiyle ciyak ciyak bararak kat. Bir eyler oluyordu. Gerekten de bir sre sonra patikann akllar zerinde drt nala ko152 turulan atlarn ayak sesleri duyuldu. Sonra paldr kldr bir dii geyik kageldi, atllarn karsnda ta kesilip onlardan kamak iin iddetle kendini kar tarafa att ve allkta gzden kayboluverdi. Sessizlik yeni batan balad, ama ava ve ormanlara alk olan nianllar, ciyak ciyak baran bir gkard kuu ile gz kara koan bir geyiin, bir avcnn habercisi olduunu biliyorlard. Dal atrtlar duyuldu, sonra iri iri kahkahalar, ardndan da siyahlar iinde bir atlnn heyula karalts grld. Komu derebeyi kudretli Tiphaine idi bu. Hemen arkasnda da bir eein srtna bzm olan ccesi Lucain vard. Demek ki Tiphaine Kont Stratha-l'in topraklarnda avlanyordu. Saray kurallar zr dilemesini gerektirirdi. Ama Tiphaine'in saray kurallaryla ba ho deildir. atosu vardr ve topraklan Wrath burnuna kadar uzanmaktadr. Son kars bir k gn, Tiphaine'in u bitip tkenmek bilmeyen seferlerinden birine kt srada yalnzlk ierisinde leli, kulelerinin en karanlnda ccesiyle yalnz bana yaamaktadr. Tebas onun yaklatn grnce kar. Komular ondan ekinirler. Usuz bucaksz serveti alabildiine iddet ve kan kokmaktadr. Bir geyik kardm, bir kadn buldum, dedi. Hem de cvl c vl ve krpecikmi, ha. Bu takasta kaybm olmuyor! Yine glyor. Korkutucu bir glmseme bu. Ottmar her trl yanl anlamay ortadan kaldrmak iin mdahale ediyor: Senyr Tiphaine, karnzdaki hanmefendi Madamoiselle Colombelle, komunuz Lord Angus'un z kz. Ne var ki bir yanl anlama sz konusu deildi. Tiphaine, An-gus'u iplemiyor grne baklrsa. Ottmar' yok sayyor ve hakarete varan szcklerle

Colombelle'e sesleniyor: Gzel dii geyik, ilkbaharn yumuakl sizde zarif dn celer yaratmyor mu? Aniden kp gelen boynuzlu bir yal geyik kadife gzlerinizde ltuf bulur mu? Tabii bir yeniyetme kadar kr pe deil, ama gcne ve deneyimine gvenin. ifte yaklarken katla katla gld. Senyr Tiphaine, dedi Ottmar, kendinizde deilsiniz. Son bir kez daha bu gen hanma saygl davranmanz rica ediyorum. Tiphaine, Ottmar'm sylediklerini duymua benzemiyor. Attan
153

iniyor. Av eldivenlerini, omzuna asl kl kemerini klcyla birlikte eyerin zerine brakyor. Hatta kaba kadifeden yaplm kazan da karyor. te srtnda bol dokumlu, ilemeli gmleiyle ilerliyor. Bilezikten, yzkten geilmeyen kemikli elini uzatyor. Ott-mar bu duruma daha fazla dayanamyor artk. - Senyr Tiphaine, diye baryor. Sizi uyaryorum, nianlma doru bir adm daha atacak olursanz, kulaklarnz dorarm! Klcn ekiyor, ama o saat olduu yere ylveriyor. Hemen oradaki aacn dallarna km olan Lucain kendini delikanlnn zerine brakveriyor. ki adam yere yuvarlanyorlar. Ama cce bir srayta kalkyor. Sol ayana bal bir ip Ottmar'n boynuna dolanyor ve cce iki eliyle ipi iki ucundan skyor. Tiphaine olay glmseyerek seyrediyor. Kire gibi bembeyaz kesilmi olan Colom-belle, korkudan nerdeyse lecek. Delikanl can ekiirken byk ve uzun bir sessizlik oluyor. Sonra Tiphaine, Colombelle'i bileinden yakalyor. Artk glmsemiyor. Onu atnn eyerinden alaa ediyor. Hadi gzel dii geyik, diyor, gel kadnlk grevini yerine getir. Vakit iftleme vakti.

Gne gkyznde ykseldike yal Lord Angus'un yreindeki sknt daha bir byyor. Kzyla mstakbel damadnn atlarna binip yalnz balarna dolamaya klarnn zerinden tam drt gn gemitir. oktan dnm olmalar gerekirdi. Angus, Ottmar'a mutlak ekilde gvenmektedir. evre krlarda ve ormanda ne bir hayduda, ne hrsza ne de yolunu kaybeden askerlere rastlanmtr. Asla. O halde neden titremektedir? Fakat bu byle. Parlak ve grkemli gkyz, lacivert ve altn rengi adrnn altnda onun iin korkun karanlklar gizlemektedir. Birden Angus rperiyor. atosunun avlusundaki talarda bir atn nal sesleri nlyor. Dndler! yi ama neden yalnzca tek at var? Angus pencerelerden birine yaklayor. Svarisiz atn nnde bir seyisin koturduunu gryor. Colombelle'in akdoru ksran tan154 yor. Strathal'e bir uursuzluk geldi demektir. Barmalar, seslenmeler, emirler duyuluyor. Angus, kk bir birliin bana geiyor ve kayp kzyla mstakbel damadn aramaya koyuluyor. Onlarn, uzaktaki ormanda Strathael'in topraklaryla Lord Tiphaine'in usuz bucaksz topraklarnn birbirine kart dou ynne doru uzaklatklar grlmtr. Hi kimse bu korkun ad sylemez, ama bu ad Angus'un ve adamlarnn aklnda vardr. ifte cinayetin ilendii yeri bulmak iin koruluu ya da ulu aal orman uzun uzun aratrmaya gerek yoktur. anieklerinin ssledii bir patikann

kysnda, bir meenin altnda Ottmar boylu boyunca yatmaktadr ve boynunun etrafnda krmz bir izik vardr. Biraz daha ileride de, gen kz bulurlar. rlplak, her taraf kanlar iinde, gzleri falta gibi alm, tek szck etmeden beklemektedir. Dilini mi yuttu, ldrd m bu kz? Angus onu sorguya ekmenin bir yarar olmayacan anlyor. Kznn yznde insan suskun kalmaya zorlayan hareketsiz ve ypranm bir maske vardr. Strathael'in ba avcs Bertram, yumuak toprakta birbirine karm nal izlerini inceliyor. zlerden biri su gtrmez bir biimde Tiphaine'in atosunun bulunduu dou ynnden geliyor. Daha da ak olan ey, ayn yne giden bir eein kk toynaklarnn brakt izlerdir. Oysa Tiphaine'in yannda ou zaman eee binmi bir cceyle gezdiini bilmeyen yoktu. Angus tm bunlar biliyor, ama kimse niyetinin ne olduunu sormaya cesaret edemiyor. Kimsesiz, yal ve hasta. Ayn ey otuz yl nce olsa, Tiphaine'i vurumaya arrd hemen; oysa imdi olanakszd. Korkun cinayeti iin onu lordlar karsnda mahkemeye karmaya gelince, bunun iin Colombelle'in tankl gerekiyordu. Kzsa u anda bunu yapacak durumda deildi. Belki de hibir zaman hazr olmayacakt. Hem gerekli gc bulmu olsa bile, saldrgan ile yzlemenin verecei korkun aalanmay kabul eder miydi? Irza geen erkekler hemen hemen her zaman kurtuluu kurbanlarnn utangalnda bulurlar. Ertesi sabah, bir adam bir at dizgininden tutarak atoya kagel-di. Bu Tiphaine'in bir uayd. At onun arazisinin oralarda dola-yormu. Acaba Strathal'den mi geliyormu? Angus'un adamlar
155

Ottmar'n atn tandlar. Angus, bu hareketi ikinci bir hakaret olarak ald. Ne nemi vard ki! Yaras ylesine ard ki, intikamn planlanmas gerekiyordu. Bu intikamn ne olacan henz bilmiyordu, ama Tiphaine bekleyebilirdi, ne kadar vakit geerse, cezas o kadar ar olacakt.

Colombelle yeniden konumaya balad; ok az ey sylyor ve mrlt halinde sylyordu. Ama kimse -babas bile- ifte sutan sz etmeye cesaret edemiyordu. Kendisi anmsyor muydu acaba? Davranna baklacak olursa, sevgilisiyle fin'amor'dan sz ettikleri o gzel ilkbahar sabah imgesini belleinden sildii grlyordu. Bellei belki, ama bedeni asla, nk yaz sonunda bir ocuk bekliyordu. Bu ikinci bir uursuzluktu, birinciden ok daha korkun, nk gelecei balyordu. inde imekte olan bu meyve, iflah olmaz, habis bir ur gibi, her saat yinelenen yeni bir tecavzden farkszd. Artk dairesinden bir yere ayrlmyordu. G bela yemek yiyordu. Ve zayf dtke de gebelii daha bir byyordu. Resmi az iin bir hikye uyduruldu -atoda kimse yutmad- gya Ottmar, hrszlar tarafndan ldrlmeden nce Colombelle ile gizlice evlenmiti. Noel'den ksa bir sre nce bir erkek ocuk dourdu. O masum, diye mrldand zerine doru eilen babasna. Onun dnyaya geliini affedin. Ertesi gn, Colombelle ld. Angus, zerine ken uursuzluun belirtisi olsun diye, ocuun, annesinin cenazesinin kalkt gn vaftiz edilmesini istedi. Ona Jacques adn koydurdu ve bir daha onu grmeyecei konusunda kendi kendine sz vererek, ocuu kyllerin yanna emzirmeye verdi.

Yllar geince szn tutamad. Bu ocuk onun torunuydu, biricik mirassyd. Tek bana ya da Bertram ile birlikte, onun byd iftlie yaptklar geziler gitgide sklamaya balamt. Avluda elenen kir pas iindeki gl kuvvetli ocuklar arasnda onu bulduruyor ve dehetle onu szyordu. Tiphaine'n oluydu bu, u lanetli ilkbahardaki ifte kymn canl kant. Ama yine de 156 masumdu o. Hayatta olmasn balayn ne olursunuz, diye yalvarmt Colombelle lm deinde. Bir gn -ocuk alt yanda olmalyd- Angus, daha iyi grebilmek iin onu yaknna getirtti. Kyl ocuu davranlarna karn, iftlikteki teki pikurularndan ayrt edilmesini salayan bir yan vard onda. Yzne dklen sar salarnn arasndan gzlerini dikmi ciddi bir ekilde ona bakyordu. Angus, elinde olmadan hkrmaya balad: Gzlerinin ierisine bakan, Colombelle'in akarsu gibi berrak baklaryd! O gn ocuu atoya gtrd. Gelecein valyesinin eitimini Bertram'a verdi. Binmesi iin Shetland'dan bir midilli getirtildi. Kck atn f gibi deirmi karn ksm ocuun ksack bacaklarn ikiye ayrmt, ama o, atn drt nala kotururken sevin lklar atyordu. Atnn tmarn yapmay, yemini vermeyi ve koumlamay da rendi. Kendinden byk bir olanla sopayla eskrim yaparkenki cokusunu ve darbelere kar gsterdii direnci grnce Angus, ilk kez olarak kafasndan bir trl atamad Tiphaine'den alma fikrini nasl gerekletireceini tasarlad. Irza geen babasn Jacques'm kendisi cezalandracak, bylece annesinin intikamn alacakt. Yal lord, bulduu bu k yolunun basitliinin ve kesinliinin doyumuna kendisini kaptrmyordu. Taparcasna sevdii, bir o kadar da nefret ettii bir ocuu canavarn penesine atmak, ierisinde boulduu krdm zmek iin kendini Tanr'ya, Tanr'nn yargsna teslim etmek olurdu. Kukusuz, Jacques'in valye olaca yaa gelmesi beklense bile, arpma son derece adaletsiz olacakt. Ama ite asl bu adaletsizlik tanrsal adaleti, bir mucizeyle ortaya kmaya zorlayacakt. Ve Angus'un gururu, nnde Tanrf nn yer alaca bu ikilem dncesiyle kendinden geiyordu: Tiphaine'i nc bir cinayet ilemesine, ama bu kez kendi z oluna kymasna izin vermek ya da ocuu devin karsnda zafere ulatrarak doann dzenini allak bullak etmek. Ya ve salk durumu bunun sonunu gzleriyle grmesi konusunda bir umuda kaplmasn engelliyordu. Hi deilse Jacques'm, doumundaki korkun srr ve onurunun ondan istedii byk baary renecek yaa geldiini grecek kadar yaayacan d157

nyordu. Ne yazk ki bu olmad. Angus, gcnn alabildiine kesildiini hissettiinde Jacques henz yedi yan doldurmak zereydi. Tm ilerini dzene koyduktan sonra tek mirassyla ba baa kalmak istediini bildirdi. Ve orada onu aklamalara bomadan, kendisinden valyelik zrhn kuanr kuanmaz komular Senyr Tiphaine'i teke tek dvmeye aracana ve ldreceine dair han zerine yemin etmesini istedi. Bu dnce yreinden hibir zaman kmamalyd, ama vaktinden nce azndan tek bir szck bile karmamas gerekiyordu. Bir gizem ve kahramanlk ortamna ykselmi olan ocuk, aknlk gstermeden ant iti. Lord Angus ld ve istei uyarnca, Bertram, Jacques'in vesayetini ve kontluk mrebbiliini stlendi. Bertram bylece ocuk iin bir baba ve bir dost olmay srdrd. Bununla birlikte Jacques hibir zaman ona iini dkmedi; ar ykn iinde tayordu. Kimi zaman kendi dengi delikanllar ya da gen kzlarla

paylat bir oyunun ya da bir dansn orta yerinde birdenbire ciddileip susuveriyor, adeta orada yokmu gibi oluyordu. "Neyiniz var senyr? Neyi hatrlayp da birdenbire durgunlatnz?" diye sorulduunda da ban sallyor, glyor ve yeni batan grltye dal veriyordu. Fakat onu tanyanlar endieleniyordu, nk onu kaygsz ve uar biri olarak biliyorlard ve ancak uursuz bir nsezi bazen byle keyfini karabilirdi. Bununla birlikte tm canlln silah sanatnda glenmeye hasrediyordu ve zellikle teke tek arpmada gs gse mcadeleye hazrlanmak istedii aka grlyordu. Bu karlamalara ylesine bir hrsla sarlyordu ki -nceleri bunu yalnzca bir oyun olarak dnen- arkadalar ksa bir sre sonra kt bir darbe yiyecekleri ya da kendileri bunu yapmak zorunda kalacaklar korkusuyla bu ii hemen brakyorlard. Bertram'in uyarlarnn da bu konuda hibir yarar olmuyordu. Zrh balnn siperini kaldrverdiin-de Jacques'm yz yklm ve cokusunu frenlemeye karar vermi gibi grnyordu, ama zrh balnn siperi yzn yeniden rter rtmez adeta bir baka insan oluyordu; adam ldrebilecek bambaka bir insan. Ve Bertram uursuz bir eyler sezmekten kendini alamyordu.
158

valye aday genlerin drt gzle bekledikleri, hani u Jacques'm valyelik zrhn kuanaca gn gelip att. Treler uyarnca Jacques'm valyelik klcn alrken yalnz olmamas gerekiyordu. Onunla birlikte iki gencin daha zrh kuanmas gerekmekteydi, bunlar Stirling Prensi David ile Inveraray Dk Argyll idi. Tren ve ardndan balayacak olan enlik, komu ve dost evin birbirine perinlenmesini salayacak bulunmaz frsatt. Bu tren gnnn arifesinde, delikanl, gne battktan sonra gnah karm, sonra geceyi atonun kk kilisesinde dua ederek ve tefekkre dalarak geirmilerdi. kl ve alt altn mahmuz sunak tann zerine konulmutu. Sabahleyin ekmek ve arapla kutsanm, sonra biraz dinlenmeye ekilmilerdi. leyin, valyelik trenine bakanlk etmek zere zel olarak gelen Aberde-en Kontu ile Saint-Machar Katedrali'nin piskoposunu maiyetleriy-le birlikte karlyorlard. Aydnlk bir gne, atonun eref avlusunda toplanm akraba ve dostlarn oluturduu kalabaln silahlarn, niformalarn ve tuvaletlerini l l parlatyordu. Piskopos, kllar ve mahmuzlar kutsad. Sonra, gen valye adaylar srayla gelip yannda silahlardan sorumlu iki uak bulunan Aberde-en Kontu'nn nnde durarak, kontun kl kemerlerini omuzlarna asmasn, mahmuzlarn yerletirmesini, sonra da enselerine bir boyunluk takmasn beklemeye koyuldular. Kont daha sonra ksa bir dua okuyarak, zalimlerin ktln nlemek iin kl kullanma yetkisi veren Tanr'ya, gen valyelere silahlarn hibir zaman haksz yolda kullanmamalar konusunda yardmc olmas iin dua etti. Ardndan David'e dnd ve klcn hibir zaman kin gtme yolunda kullanmamasn salk verdi. Argyll'e daha ok her zaman bir kar amacyla davranmamasn, eli ak olmasn tledi. Ve Jacques'a bir valyenin kendisini bir yemine bal hissetmesi ve verdii sz tutmay her zaman bir onur saymas gerektiini hatrlatt. Tesadf bir zndk uydurmas olduuna gre, bu szler olsa olsa Tanr'ya mal edilebilirdi; nk Aberdeen Kontu'nn, Jacques'm gemiini ve srrn bilmesi olacak i deildi. Bu srrn, treni izleyen sekiz gn ierisinde aklanmas gerekiyordu ve ilk renen Bertram oldu. Jacques onu artt ve yksek sesle -yeniyetmeliin

159 henz kaybolmad ak seik grlmesine ramen tok ve buyur-gan bir sesleksa bir sre nce kaleme ald bir yazy okudu:
Senyr Tiphaine, valyelik niann aldma gre, sonunda, ocukluumda bykbabam LordAngus'a lmek zereyken ettiim yemini yerine getirmek iin uygun duruma geldim demektir. Sizi ldrmeye ant itim. Bu nedenle, bu mesaj size ileten kiiyle birlikte saptayacanz yer ve koullarda sizi teke tek dvmeye davet ediyorum. Bu i ne kadar abuk olursa o kadar iyi. mza: Strathal Kontu Jacques d'Angus. Bertham beyninden vurulmua dnmt. Demek byleydi! Demek ocukluu boyunca Jacques'm zerinde bir akbaba gibi szlen ve imdi birdenbire zerine saldrveren korkun sr buydu! nk hibir ans yoktu, teke tek vurumada Tiphaine'i yenmek iin kesinlikle ans yoktu. Tiphaine bir devdi. Gc, ustal ve yrtcl Bat'y titretiyordu. Angus, on alt ya, sarn peremleri, kz kollarndan farksz kollan ve henz erkeksilemi sesiyle kesin bir lme atlyordu. Genliinin verdii gzpeklikle daa, kasrgaya, volkana meydan okuyordu. Bertram gzyalarn tutamad. Neden alyorsun? diye sordu Jacques. Bir mucize gerekiyor, diye yantlad Bertram. O mucize olacak! dedi Jacques. nk Tanr, Meryem Ana, sa ve tm azizlerle dolu dolu yaayan bir Hristiyan valyenin inancyd bu.

Tiphaine, granit kulesinde tpk kafesine kapatlm bir yrtc hayvan gibi dnp duruyor. Yllar geince, yaamna buruk ve dokunakl bir tat veren her ey ona yavan ve tekdze grnyordu. Umutsuz bir durumda olan bir geyii boazlamak, tarlalarda yolunu aran bir kzn rzna gemek, kaak avlanyor diye zavall bir kyly ipe ekmek, zengin bir yolcuyu soymak, kavgac bir kom160

unun konan yamalamak, byclk yaptndan kukulanlan bir papaz adayn yakmak artk hibir ey onu gerek anlamyla elendirmiyor. Hatta uzak seferlere kmak bile ona tatsz tuzsuz geliyordu. Onu kuatan tiksintiyi ne kudurmu deniz, ne ln yakc kumlar, ne Kuzey Buz Denizi'nin buzlar bastrabilir. ok uzun zaman nce, son kansn kara topraklara veriinden sonra, ipten kazktan kurtulmu arkadalarnn kahkahalar ve bar arlaryla geen gnler ve gecelerin ardndan ite birdenbire yalnzla yuvar-lanveriyor. Hi kimse. Artk yannda olan kimsesi yok. Elinde kala kala tm cinayetlerinde su ortakl yapm, tm baarlarna tank olmu olan hani u eytan ruhlu kambur ccesi Lucain kalyordu. imdi Lucain, elinde sk skya mhrlenmi bir pusulayla nnde duruyor. Yine ne var, diye kyor Tiphaine. Komunuz bir pusula gndermi, Senyr Tiphaine. Ne istiyormu? Sizi ldrmek. Teke tek vurumada. Hele kr! diye haykryor Tiphaine. Nihayet biri beni dnd! Hareketsizlikten geberiyordum. Ben de kendi kendime,

boaz boaza dvmek iin in'e mi, yoksa Arabistan'a m git meli, diyordum. te nihayet kendi kapmda sekin bir elence ne riliyor bana. Peki ad neymi bakalm, beni elendirmekte acele eden u komunun? Angus, Strathal Kontu. Jacques! Jacques, diye dorulad Lucain ok yakndan tand efen disinin krktan ve bak yarasndan geilmeyen yzn szerek. Jacques, diye yineliyor akna dnen Tiphaine. Yal eytan Angus'un laneti bu. Yllar yl acaba ne halt edecek deyip duruyor dum, demek buymu. u anda buradan, mezarnda srtn grr gibi oluyorum. Lucain soluunu tutup bekledi. nk on yldr, Tiphaine'in buyruu zerine Jacques'm hareket ve davranlarn izleyip efendisine rapor ediyordu. Olu, tek ocuu, tek mirassyd. Ve beni ldrmek istiyor, diye bard Tiphaine. Neyse, aFllN/Veda Yemei 161

lacak bir ey yok bunda. Soylu bir insan yalan syleyemez. Ben de babam ldrmeyi ok isterdim. Ne var ki, grdn gibi Tiphaine ldrlmyor. yle meleyen kuzular ok grdm. Ve benim, lmeye hi niyetim yok. ocuk on alt yanda. stelik de on drt yanda gsteriyor. Onu bir lokmalk edersiniz! diyor Lucain. Bir lokma m? diye kkryor Tiphanie. Fakat sana onu ldr mek istediimi syleyen oldu mu? Hayr, hayr, hayr. ldrme yok. Dvmek istiyor. Tamam dvecek. Ama bir Tiphanie'e satama snn cezasz kalmayacan renecek. Ona hi unutamayaca bir ders vereceim. Tm kontluun nnde bandan kaskn kartp kulaklarm ekeceim. Patak, gzel bir patak, ite bu kstah pie bu gerekiyor. Zaten onunla adamakll grgr gemek iin vuruma ya kasksz gideceim. Kasksz m? Evet, ba ak. Bylece aslan yelemi ve peygamber sakal m grecek. Az st kokan bu toy delikanl, gr ve birbirine kar m kalarmn altndan kartal baklarm grnce kendini ivilen mi hissedecek. Hah! hah, hah! Ve atodakiler, senyrlerinin ortal gmbrdeten kahkahalarn duyunca titreyerek birbirlerine yine ccesiyle nasl eytani bir oyun hazrlamakta olduunu soruyorlard.

Krmz giysili on iki borucu mezralarda, kylerde ve kasabalarda iki lordun pazar gn saat on birde iki topran snrndaki bir fundalkta hazrlanm kapal bir alanda vuruacaklarn duyurmutu. Olaanst bir ilgi sz konusuydu; hava da gzel olacaa benziyordu, bu nedenle aileler ak havada le yemei yiyip sonra da dans etmeyi planlamlard. Jacques'm dncesizlii Bertram' ok zyordu. Yaamndaki dramn -her neyse- yaknda sona erecek olmas tm kayglarn yattryor gibiydi. Yat delikanllarla gen kzlarn oluturdu kalabalk bir davetli topluluu armt ve vuruma ncesi gnler

162 bir dizi oyun ve elencelerle gemiti. Ksa bir sre sonra yaayaca korkun snava hazrlanma yntemi miydi bu? Bertram glkle bir keye ekip heyecanla bu soruyu sormutu ona. Jacques birden ciddileerek yle demiti: "Yazgm Tanr'nm ellerine brakyorum. Yalnzca verdii sz tutmaya alan bir valyeyi yz st brakabilir mi?" Bylece farknda olmadan, olanca imanyla bykbabasnn grne katlm oluyordu. Bertram ban nne emiti. Ne var ki Jacques, pazar gn ayini dinledikten ve takdis edildikten sonra fkesini bastramad ve zrh bal giymesine yardm etmeye alan valye aday genleri itti. Hayr, dedi onlara. Kulama alndna gre Senyr Tipha-ine beni aalamak iin kasksz, ba ak olarak vurumay dnyormu. Ben daha iyisini yapacam. Yalnzca bama deil, bacaklarma da zrh giymeyeceim, soyumu simgeleyen renklerde kilt* giyeceim. Kimse onu kararndan caydramad. Bertram da sonunda kabullenmek zorunda kald. Akln ve saduyunun tesinde bir grkemle dzenlenmi bir gizemin gzler nne serilmesine elinde olmadan katlm gryordu kendini. Jacques, ba bir k halesiyle evrelenmi, adeta yazgsnn kar konulmaz gcne kaplmasna, hibir eyi gz grmyor, kulaklar hibir eyi duymuyordu. te yaldzl trompetlerin ortal ayaa kaldran sesleriyle sava alanna girdiinde halk onu byle grd. Gne nda dans eden bakla kr kk atnn srtnda, sarn ocuk, mavi ve pembe ipekten ve sko kumandan giysiler ierisinde bir hayaletin gerek d parltsna sahipti. Acaba lme adayd da onun iin mi, yoksa etraf meleklerle mi evriliydi? Belki de hem o, hem teki. Kapal alann te bandan bir trampet takmnn gmbrts Tiphaine'in giriini duyurdu. Gece gibi kara bir atn zerinde zrhlar kuanm haliyle gerekten devasa bir yaps vard. Ama szn tutmutu ve zrhnn boyun ksmnda orta yerinde bir ift kartal bakn yer ald krlam bir sa ve sakal ktlesinden ibaret ba grnyordu. ki hasm arasndaki eliki ylesine artcyd ki,
* Kilt, skoyal erkeklerin giydikleri, ekose kumatan yaplm, diz st etek. (.n.) 163

kalabaln arasndan homurdanmalar ykseldi. Bylesine adaletsiz ve denk olmayan bir vuruma grlm ey miydi? Hatta baranlar bile oldu; "Yeter artk, durun! Bu bir cinayet." Sonra bir suskunluk oldu, nk delloya bakanlk edecek olan Elgin Dk, vurumay balatmak iin bagetini vuruma alanna atvermiti. Tiphaine mzra kalkk, atnn doal admlaryla ilerlemeyi srdryordu. Jacques ise mzran indirmiti ve drt nala ilerliyordu. lk arpma gerekleti, ama mzran ucu Tiphaine'in sa omuz bandan kayd iin gsz bir arpmayd bu. Bu ilk arpmadan itibaren, Jacques'in hasmnn korumasz ban hedeflemedii grlyordu; saray adabnn gzpeklik kurallar onu hasmn yenmek iin elinde bulunan son anstan yoksun brakyordu. ki atl yle bir yarm dndler ama bu kez Tiphaine atn ufak yollu mahmuzlad ve mzran edi. Onu ylesine edi ki, birden Jacques'in atn hedeflemi gibiydi. Kalabalk homurdand. valyelik kurallarna gre, hasmnn atn bile bile yaralamak hainliktir. Kara at drt nala ileri atld. Jacques dolu dizgin gidiyordu. Sert bir arpma oldu. Bakla kr at tkezledi, ama bir anda eyerinin havaya frlad ve Jacques'm yere, tozlarn arasna yuvarland grld. Herkes anlad ki Tiphaine eyerin n kana yle bir vuru vurmutu ki, kolan geveyivermiti. Gelenee

gre Tiphaine'in attan inmesi ve vurumann klla devam etmesi gerekiyordu. Bunu yapmad o. Kln bile kprdatmadan Jacques'm atnn seyisler tarafndan yattnlmasn ve srtna yeni bir eyer yerletirilmesini bekliyordu. Jacques'a gelince, hakem delloya son vermedike kimsenin ona yardm etme hakk yoktu. Kala gz arasnda kalkp atna doru ilerledi. Bununla birlikte sol kolundan eline kan aktn herkes grebiliyordu; yara ar olmaktan ok, tedirgin ediciydi. Tiphaine yeni bir hamle karlamaya hazrlanyor ve gerekten de Jacques mzra nde ona saldryordu. Ama mzra Tiphaine'in mzra zerinde kayd ve hamlesine kaplan Jacques, vuruma alannn bariye-rine arpt. Hemen bir yarm tur yapt. Bu denk olmayan mcadele daha ne kadar srecekti? Jacques bir kez daha deve saldrmaya hazrlanyordu, ama kk at reflekslerinin sertlemesi yznden ve srekli dizginlendiinden artk ayn atlganl gsteremiyordu. 164 Tiphaine, Jacques'm ve atnn yorgunluuna m bel balyordu? Mzrak, Tiphaine'in zrh gslne yle bir iddetle arpt ki, parampara oluverdi. Tiphaine kprdamamt. Jacques, baka bir mzrakla kouturmakta olan silah uaklarna doru yneldi. Fakat, bariyere geri dnerken Tiphaine'in, atnn boynuna doru eildiini grd. Seyirciler arasnda hayret homurtular ykseldi. Gerekte dev yapl adam ne doru sallanyordu. Aln neredeyse atnn yelesine deecekti, yana kayd ve byk bir demir grltsyle yere yld. Uaklar yardmna kotular, bu arada Jacques da yere inmiti. l gibi yatan koca gvdeye eildi. Krlan mzrann paralarndan biri -belki de ucu- Tiphaine'in sa gz ukuruna derinden saplanmt. Uzun alklarn eliinde yeniden atna bindi. Baars karsnda gsterilen sevin, biraz nce vuruma alanna ktnda duyulan kayg lsnde bykt. apkalar havalarda uuuyor, elleri kollar iek dolu ocuklar vuruma alanna atlyorlard. Alt adam Tiphaine'i bir sedyeye yklemeye alrken, o neredeyse omuzlarda tanyordu. Jacques'a, her eyi gzne grnmez hale getiren gri bir tl yrtlvermi gibi geliyordu. Sonunda evlerin hal kapl duvarlarn, armalarla ssl pencerelerini, asldklar direklerde dalgalanan flamalar ve zellikle bu kalabal, sevin lklar atan bayram giysileri ierisindeki kadnlar ve erkekleri fark ediyordu. Gen ve cokulu bir topluluk oluturan dostlar etrafn saryordu. Genlie ans ve zafer ne gzel de yakyor! Berelenmi dizleri ve kanlara bulanm u koluyla bakla kn kk atnn zerinde ne kadar da yakklyd! Gerekte bir vitray figr gibi parl-dyordu. Bitiikteki kilisenin an kulesinden bir dizi an sesi duyuldu. Jacques durdu ve glmseyerek elini kaldrp yle dedi: Bugn pazar, vakit le ve ben Tiphaine'i yendim! Ve herkes bu anda pazar gnnn, le vaktinin ve onun zaferinin almaz bir zirvede birletiini anlad. Bundan byle artk bu-danamazd bu zirve. Akam saatleri boyunca ve daha sonra geceleyin Strathal atosu esiz bir enliin ateleriyle parl parl parldad. Masalar av etlerinden, meyveden ve ekerlemeden geilmiyordu. Sakiler ha ba165

bam de babam Fransz ve talyan araplar sunuyorlard. Saz airleri, jonglrler ve cambazlar getirtilmiti. Hatta bir ayyla bir maymuna birlikte bir gsteri yaptrarak byk bir baar elde eden bir gsterici bile kt. Jacques, tpk bir ryadaym gibi bu elencelerde ba kede arlanyordu. Yorgunluk hissetmiyordu ya da yorgunluk mzikle, likrlerle, minelerdeki alevlerle ve gzleri nnde sergilenen glmsemelerle bann dnmesine katkda bulunuyordu.

Bir uak yanna yaklap iki bklm olduunda vakit gece yarsna yaklayordu. Bir yabanc ziyareti hemen o anda bir eyler sylemek istiyordu. Nereden geliyordu? Tiphaine'in atosundan. Bir mesaj getiriyor olmalyd. Tiphaine'den bir mesaj! Srpriz ok mthiti! Jacques ayaa kalkt. Bir suskunluk oldu. Danslara yerlerine oturmalar rica edildi. Girsin bakalm, dedi Jacques. Bir sre bir suskunluk oldu. Aa vurulmuyordu ama, zebella valyenin bizzat kendisinin patlam gznden fkran kana bulanm yzyle ilerleyecei sanlyordu. Gelen cce Lucain idi ve onun irkinlii, efendisinden de beterdi. Oradakilere bakmad bile, doruca Jacques'a yneldi. Kont Strathal, Senyr d'Angus, dedi. Size nemli ve zc bir haber vermem gerekiyor: Senyr Tiphaine ald yaradan ld. Bununla birlikte beni size gnderdi, nk son dakikalarnda ek tii korkun aclara ramen bana sizin iin bir mesaj yazdrd, im di bunu size okumam gerekiyor. Getirdii pusulann rulosunu at ve akordu bozuk sesiyle, hem bir itirafname, hem bir vasiyetname hem de bir meydan okuma nitelii tayan yazy okumaya balad. Jacques de Strathal, bana indirdiin darbeyle hayattan ayrlmak zere olduumu hissediyorum. Bylesi iyi oldu. yice yalanm, tiriti km, kflenmi bir halde lmekten korkuyordum. Yaamnn bir saniyesinde olsun klc elinden dmeyen biri iin cezalarn en ar oldu bu. Eer geenlerde gnah kardm papazn dedii doruysa, fazlasyla hak ettiim bir cezayd kukusuz. 166 Adamcaz, anlattklarm, yani kahramanlklarm ve ktlklerim karsnda tamamen akna dnmt. stelik de ben ona daha yaptklarmn binde birini anlatmtm, aksi takdirde bu konuma hl devam ediyor olurdu. Hem insann ne de olsa yz kzaryor, itiraf etmi olaym olmayaym, tm bu sulardan yakam syracam anda yobazlktan kurtulmak iin tvbe istifar etmemi istedi benden. Hi deilse bunu yapmalydm. u var ki tm belgeler ierisinde, bir tr pimanlk belgesi olan tvbe, yapabileceim en zor szlemedir. Ben ha, piman olacam yle mi? Aman Tanrm! yle ya da byle, hayatm yaadm ben, bu kadar! Bir an, hepsi bu! Tanr, ya olduum gibi kabul edecek ya da d dnyann karanlklarna itecektir beni. Yarm yzyldan bu yana aktm olduum oluk oluk kanlar itiraf ederek papaz fena halde arttm. Dktm bu kadar kan ierisinde beni zen yalnzca biri oldu; o da biraz nce ayaa kalktn zaman senin kolunda grdm kand. Seni eyerden al aa etmem gerekiyordu deil mi, ama kubeyinli kendini beenmiliin yznden ne zrh, ne zrhl gmlek, ne de kala zrh takmtn, yalnzca tiril tiril ipek ve ynl kumatan yaplm giysiler ierisindeydin, bu durumda sana nasl ktlk edebilirdim ki? Elimden geleni yaptm, ama yine de bu kan dktme ok zgnm. nk bildiin gibi bir oulun, babasn ldrmesini kabul etsem de -kurala uygun bu, ayrca yemin ederim, kendi hesabma eer benim nme de babam ldrme frsat km olsa, bunu karmazdm- iimde bir zerrecik olsun bulunan ahlk, bir babann z olunu ldrmesine asla izin vermiyor. nk Jacques sen benim olumsun; bunu hi vakit geirmeden topluma akla. Kimseyi onurlandrmayan ok basit ve ok zc bir hikye bu. Bykbaban beni sevmezdi. Bu sofu adam, hakkmda ok ey duymutu. Yine de ben onu kolluyordum. Yllar yl, komuluk ilikilerimizde en ufak bir ihmalimi grmemiti. Benim kendime gre dncelerim vard. On

be yana basar basmaz kendisine kz Colombel-le ile evlenmek istediimi syledim. yle bir fkelendi, yle bir tepki gsterdi ki, sorma! Aranzda ya fark var, diyordu. Daha nceki karlarmn eitli dedikodulara yol aan ortadan kaybolular, Katoliklie pek yakmayan lgnlklarm... Buna hak veriyorum.
167

Bir daha birbirimizin yzn grmemek zere ayrldk. Colombel-le ile ilgili baka dnceleri vard; Toulouse Saray'ndan gelen gen bir Orcades prensine, kafas sama fikirlerle dolu bir gence vermek istiyordu. fkeden kudur uy ordum, ama Tanr ahidim ki, komularm zor durumda brakacak en ufak bir ey dnmyordum. Bir ilkbahar sabah avlanrken bu iki nianlyla burun buruna geldik. fkemin ve yreimin buyurduu gibi davrandm. Kt m yaptm? Kukusuz yle. Fakat olan oldu ve sonuta ortaya bir pi dodu, sen Jacques ve dorusunu istersen pek de fena olmad. Pi dedim. Doru, biraz ncesine dein yleydi. Ama artk yle deilsin; nk, elinde tuttuun mektupla u anda senin durumunu yasallatnyorum ve seni tm unvanlarmn, mallarmn ve mlklerimin tek varisi yapyorum. Mirasmn ve admn artk senin gen ellerinde bulunduunu bilmenin mutluluu iinde lyorum. Birbirimizi ancak, birka darbe indirecek kadar bir sre grebildik. Biri de beni ldren u darbe. Sana ocuklarnla benden daha mutlu bir yaam diliyorum. Yalnzca memnun olmakla kalmyor, ayn zamanda da balanm olarak lyorum, nk ilk ve son kez gnah karmn hikyesini bitirmedim. Papazm, herhangi bir tvbem sz konusu olmadndan gnahlarm balayamad iin ok zgnd. Ve yine de ben, bu ii kesin bir sonuca vardrmak istiyordum; nk bana ac veriyordu. O zaman bana, tvbe olmakszn da bir tr balamann var olduunu aklad, in articule mortis balama. Bu balama kendini yar yarya kaybetmi, can ekimekte olan birine yaplan balamaym. u halde bence en iyisi can ekime haline gemekti, ite ben de hemen bunu yaptm, papaz dualarn mrldanmaya koyuldu. te o an aklm bama topladm, nk sana syleyeceklerim vard, ama o srada kendimi gcmn sonuna gelmi hissediyorum ve birazdan can ekimeye -bu kez gerek- balayacama inanyorum. Gzme sapladn kazk, biliyor musun, hl orada duruyor. Beynime kadar gmlm olan bu kaz hibir cerrah karmay gze alamad. Bu Tanr'm n parma, dedi papazm, evet y ine o. Tanr nm kimi zaman byle, olduka matrak yollara bavurduunu kabul etmek gerekiyor. Ama syle bana ocuum, tam gelip gz ukuruma saplanveren bu ka168

z frlatmadan nce atete yakm miydin? Dorusu ya, bam alev alev yakyor, biliyor musun? Kafatasmn drt bir yanna kvlcm demetleri frlatyor. Bir ivi deil bu, bir kazma ucu da deil, bir yonga paras da, bir fze bu, bir Bizans atei, cehennem adeta. Jacques Tip haine, seni... seni... Lucain sustu ve mektubu zenle rulo yaparken Jacques'a bakt. Tiphaine'in olu balmumu gibi sararmt. Sarholuunun yaldzl sisi dalp ac ve d krklna uratan bir berrakla brakmt yerini. Aznda, gerek eylerin buruk tad vard. Gzlerini lenin kalntlaryla dolu, talan edilmi masaya evirdi ve ona yle geliyordu ki bu solmu iekler, orasndan burasndan birer lokma alnm pastalar, devrik kadehler ve slak peeteler, iren bir biimde genliinin ykntlarn simgeliyordu. Ccenin ilettii szckler ondan hayallerini birer birer koparp almt. u halde babas annesine tecavz etmiti. Kendisi de neresinden bakarsan bak bir felaket sonucu dnyaya gelmi bir piti. Tiphaine'e kar giritii

kavga, sahte bir kavga olmutu, o zaman elde ettii zafer de sahte bir zaferdi. Ve onursuzca z babasn ldrmt. Fakat bu arada yasal evlat olduunu da renmi ve dorudan miras yoluyla skoya'nn kuzeyinde yer alan Highlands'in en gl senyr olmutu. Binlerce kyl, esnaf, kentsoylu, asker onun yardmn, himayesini ve emirlerini bekliyordu. arklar ve dlerle dolu berrak yeniyetmelii birdenbire sona eriyordu. Birka dakika iinde, birka szckle bir erkek olmutu.

NOT 22 Mays 1985'te Victor Hugo'nun lmnn 100. yldnm grkemli bir ekilde kutlanyordu. Kuzu kuzu oturup onun yaptlarm incelemeye koyulduumda, La Lgende des sicles adl yaptn bir blmn oluturan yaklak 400 dizelik iiri L'Aigle du Casque'i imdiye dek hi tatmadm byk bir hayranlkla yeniden okudum. iir, Davut ile Callut'un kavgasn iliyor, ama Kutsal Kitap'taki olaanstlklerden uzak bir ekilde. Bu kez gerekten dev, sska hasm tarafndan yere serilmiyor. Karlkl glerin mant acmasz bir rol oynuyor: ocuk kam, dev ona
yetiip boazlyor. Bununla birlikte, daha ilk dizeden balayarak, yazar tarafndan bilerek braklm nemli bir "boluk" beni uyarmt. Neden yal Kral Angus lm deinde alt yandaki torunundan, komusu Lord Tiphaine'i ldreceine yemin etmesini istiyor? Altnda yatan gerek, kimse bilmiyor onu. nsanlarn ansna kar karanlk gemii Savunuyor Niniva kavgalarnn ve Aeghina savalarnn kkenini Olsun. Bu "karanlk gemi" konusunda okuyucu kendini sorguluyor ve onu sorguluyor. Kald ki ikinci bir gizem, ilkini younlatrveriyor. Kk Jacques, bykbabas Angus tarafndan yetitirilmitir. ksz bir ocuktur. Anne ve babasna ne olmu? Ve okuyucu kendi kendine, bu iki sorunun tek bir soru haline getirilip getirilemeyeceini soruyor. Eer bu gizemler, younlaaca yerde aydnla kavumu olsayd ne olurdu? Tip-haine'in, Jacques tarafndan ldrlmesi gerektiini, nk onun, ocuun yaknlarnn lmnde ezici bir sorumluluu olduunu dnmek yeterdi. te bu varsaym yaptk biz. Ama hemen grld ki hikye, Victor Hu-go'nunkinden ok farkl bir yapya brnmt. Deiikliin ilk kurban, hikyenin sonunda deil, daha hikye balamadan havalanm olan kask-taki kartaln ta kendisidir. Victor Hugo'nun ruhundan ataklmz balamasn ve bu yky Fransz airlerinin en byne alakgnll bir sungu olarak kabul etmesini rica ediyoruz.

169

170

Pierrot ya da gecenin gizemleri

Pouldreuzic kynde kar karya iki kk beyaz ev vard. Biri amarc dkknyd. Hi kimse amarc kadnn adn anmsamyordu, nk herkes, st beyaz bir gvercini artran kar beyaz elbisesinden dolay Colombine* diyordu ona. teki ise Pierrot'nn frnyd. Pierrot ve Colombine ky okulunun sralarnda birlikte bymlerdi. O kadar sk bir araya geliyorlard ki, herkes onlarn ileride evleneceklerini dnyordu. Bununla birlikte Pierrot frnc kalfas, Colombine de amarc olunca yaam onlar ayrmt. Frnc dediin, kyller sabahleyin'frndan yeni km ekmekler ve
* Colombine, "gvercin" anlamndaki colombe'dan tretilmi, temizlii ve arl simgeleyen bir kadn ad. (.n.)

171

scack rekler yesin diye, zorunlu olarak gece alr. amarc ise amarn gnee serebilmesi iin gndz alr. Yine de, akamleyin Colombine yatmaya hazrlandnda ve Pierrot uyandnda ya da sabahleyin gndz Colombine almaya baladnda ve geceleyin Pierrot iini bitirdiinde alacakaranlkta karlamalar mmknd. Ama Colombine, Pierrot'dan kayordu ve zavall frnc zntsnden kendi kendini yiyip bitiriyordu. Colombine neden Pierrot'dan uzak duruyordu? nk eski okul arkada ona her trl sevimsiz eyi hatrlatyordu. Colombine yalnzca gnei, kular ve iekleri seviyordu. Yazn gne nda alp salyordu. Oysa frnc kalfas demin de sylediimiz gibi zellikle geceleri yayordu ve Colombine iin gece sadece, kurt ve yarasa gibi korkun hayvanlarn enelttii bir karanlkt. O zaman kapsn ve pencere kepenklerini kapatarak yatanda bzlp uyumay tercih ediyordu. Ve bu kadarla da kalmyordu, nk Pierrot'nun yaamnda, daha da endie verici iki baka karanlk vard, mahzenin ve frnn karanl. Mahzende

fare olmad nereden belliydi? Ve yle bir sz yok mudur: "Frn gibi karanlk." Ayrca itiraf etmek gerekiyor ki Pierrot yapt ie benzemiti. Belki de gece alp gndz uyuduundan olacak, onu dolunaya benzeten ablak ve solgun bir yz vard. ri, dikkatli ve akn gzleri de tpk ar bol, ipil ipil ve bembeyaz una bulanm giysisi gibi ona bir gece kuu havas veriyordu. Ay olarak, gece kuu olarak Pierrot sklgan, sessiz, sadk ve iine kapankt. K yaza, yalnzl kalabala tercih ediyor ve zellikle konumaktansa -bu ona g geliyordu ve pek beceremiyordu- yazmay seviyordu. Mum nda elinde kocaman bir divit Colombine'e uzun uzun mektuplar yazyor, sonra da onun bu samalklar okumayacan dnerek gndermiyordu. Ne yazyordu bu mektuplarda acaba Pierrot? Colombine'e doruyu gstermeye alyordu. Ona gecenin sand gibi olmadn aklyordu. Pierrot geceyi tanr. Onun karanlk bir delik olmadn bilir o, ambar ya da frn olmadn da. Geceleri nehir, daha yksek ses172

le, daha duyulur bir biimde aldar, binlerce, on binlerce kvlcm saar drt bir yana. Byk aalarn karanlk gkyzne silkeledii yapraklar ipil ipil yldzlarla doludur. Gecenin esintileri, gndzn insan emei sinmi kokusuna oranla denizin, ormann ve dan kokularn daha bir derinden verir. Pierrot ay da tanyor. Ona bakmasn biliyor. Onun bir tabak gibi beyaz ve dz bir disk olmadn biliyor. Ona yle bir dikkat ve dostlukla bakyor ki, gerekte onun elma gibi, balkaba gibi yuvarlak olduunu, ama yzeyinin dz olmayp vadilerle yarlm olduunu plak gbzle grebiliyor. Onu, tepelerin ve vadilerin yer ald bir manzaradan ya da krklar olan ve glmsediinde gamzeler oluan bir yzden ayrt edebiliyor. Evet, Pierrot tm bunlar biliyor, nk uzun uzun yourduu hamurunun maya ile el altndan dllendikten sonra dinlenmesi ve kabarmas iin iki saate ihtiyac olduunu biliyor. O zaman frnndan kyor. Herkes uykuda. Kyn aydnlk bilinci o. Sabahleyin onun hazrlad scack ayreklerini yemek iin uyanacak olan bu insanlarn, yani bu erkeklerin, bu kadnlarn, bu ocuklarn bu saatte byle uyuyabildiklerini grdke iri yuvarlak gzleri daha bir irileerek caddeleri, sokaklar kat ediyor. Colombine'in kapal pencerelerinin altndan geiyor. Kyn gece bekisi oluyor, Colombine'in muhafz oluyor. Geni yatann nemli beyazlnda i geiren ve d kuran gen kz gzlerinin nne getiriyor ve solgun yzn aya doru evirdiinde, kendi kendine aalarn stnde bir sis perdesi ierisinde dalgalanmakta olan bu tatl yuvarlakln bir yanan, bir gsn ya da daha ok bir poponun yuvarlakl olup olmadn soruyordu. Eer bir yaz sabah, her ey iekler ve kularla renklenmiken, bir adamn ektii tuhaf bir araba kye girmemi olsa, kukusuz olaylar daha uzun sre byle srp gidecekti. Bu araba byk bir yayly ve panayr barakasn andryordu. nk iinde yaanabildii aka grlyordu, ayrca da canl renkleri cvl cvl parlyordu ve rengrenk boyal perdeler barakann etrafnda flamalar gibi dalgalanyordu. stnde cilal tahtadan bir tabela yer alyordu:
173 ARLEQUIN Boyac-badanac

Pembe yanakl, kzl kvrck sal, canl, evik adam, kk ekenar drtgenler mozaiinden olumu vcudu saran bir giysi giyinmiti. Gkkuann tm

renkleri vard zerinde; hatta birka renk de fazlas, ama tek bir baklava dilimi bile siyah ya da beyaz deildi. Arabasn Pierrot'nun frnnn nnde durdurdu ve zerinde yalnzca: FIRINCI PIERROT yazs bulunan plak ve kasvetli binay ayplarcasna, yzn buruturarak szd. Kararl bir ekilde ellerini ovuturdu ve kapy almaya koyuldu. Daha nce de sylediimiz gibi vakit gndzd ve Pierrot deliksiz uykudayd. Arlequin uzunca bir sre kapy tkrdatmak zorunda kald, sonunda Pierrot grnd, yorgunluktan benzi alabildiine soluktu ve ayaklar birbirine dolayordu. Zavall Pierrot! Bembeyaz, akn, sersem sepelek bak, yaz gneinin acmasz nda kamam gzleriyle tam bir gecekuunu andryordu. Daha Arlequin'in azn amasna frsat kalmadan, arkasndan byk bir kahkaha patlayverdi. Elinde kocaman bir tyle penceresinden olup bitenleri seyreden Colombine idi bu. Arlequin arkasn dnd, onu fark edip o da katla katla glmeye koyuldu ve Pierrot, ortak neelerinin birbirlerine yaklatrd bu iki gne ocuu karsnda kendini ay rengi gecelii iinde yalnz ve zgn hissetti. O zaman kzd ve kskanlktan kalbi krld, kapy hrsla Arlequin'in yzne kapatt. Sonra gidip yatt, ama kolay kolay uyku tuttuu sylenemez. Bu durumda Arlequin de, Colombine'in pencerede grnmez olduu amarc dkknna doru yneliyor. Onu aryor. Kz yeni batan ortaya kyor, ama bu kez bir baka pencerede ve Arlequin'in yanna yaklamasna frsat vermeden kayboluveriyor. Adeta saklamba oynuyor onunla. Sonunda kap alyor ve koltuunda
174

amar dolu kocaman bir sepetle Colombine grnyor. Bahesine doru yneliyor, peinde de Arlequin. Ve kurumalar iin amarlar iplere asmaya balyor. zellikle beyaz amar bunlar. Colombine'in giysisi gibi beyaz. Pierrot'nn giysisi gibi beyaz. Fakat u beyaz amarlar aya deil, gnee asyor Colombine; tm renkleri, zellikle de Arlequin'in giysisindeki renkleri parlatan gnee. Lafazan Arlequin, Colombine'e uzun uzun nutuklar atyor. Colombine yant veriyor. Ne konuuyorlar acaba? Giyim kuamdan sz ediyorlar. Colombine beyaz kumalardan sz ediyor. Arlequin ise renklilerden. amarc iin beyazdan gzel bir ey olamaz. Arlequin kafasndan ona renkler yaktrmaya alyor. Bunu biraz baaryor da. Arlequin'in, ite bu nl Pouldreuzic ziyaretinden sonra beyaz kuma pazarnn ak mor peeteler, mavi yastk klflar, yeil rtler ve pembe araflardan geilmez hale geldii grlyor. Colombine amarlarn gnee serdikten sonra amarhaneye dnyor. Bo sepeti tayarak pei sra gelmekte olan Arlequin, ona evinin n cephesini badana etmeyi neriyor. Colombine kabul ediyor. Arlequin o saat ie koyuluyor. Arabasn skyor, paralar ve malzemesiyle amarhanenin nne bir iskele kuruyor. Sanki sklm araba Colombine'in evini ele geiriyor gibi. Arlequin kala gz arasnda kp iskeleye tnyor. Rengarenk giysisi ve krmz salaryla, tneine yerlemi egzotik bir kuu andryor. Ve benzerlii vurgulamak istercesine, ark sylyor ve neelice slk alyor. Zaman zaman Colombine'in ba pencereden uzanyor ve akalayorlar, birbirine glmsyor, arklar sylyorlar. Arlequin'in ii abucak kendini belli ediyor. Evin bembeyaz olan cephesi

rengrenk boyalarla rtlyor. Gkkuann tm renkleri orada, hatta birka renk de fazlas, ama siyahtan, beyazdan ve griden eser yok. Fakat Arlequin'in, gerekirse onun gelmi gemi badanaclarn en ata, en yz yrt olduunu kantlayacak zellikle iki buluu vard. nce duvara Colombine'in doal byklkte resmini yapp bana bir amar sepeti kondurdu. Bu kadarla kalsa ne l! Colombine'i alld gibi beyaz giysiler ierisinde
175

resmedecei yerde, ayn kendi giysisindeki gibi rengrenk baklava dilimleriyle donanm bir elbise giydirdi ona. Bir ey daha vard. Kukusuz beyaz zemin zerindeki AMAIRHANE yazsn siyah harflerle yeniden yazd ama, ardndan da rengrenk harflerle u szc ekledi: BOYAHANE. ylesine hzl alt ki, her ne kadar gne battnda henz kurumu deilse de her ey bitmiti. Gne batyor ve Pierrot ayaa kalkyor. Frnn penceresinden n yand ve scak yansmalarn olutuu grlyor. Ik saan gkyznde kocaman bir ay st rengi bir balon gibi geziniyor. Biraz sonra Pierrot frnndan kyor. lkin yalnzca ay gryor. Ay grmesi iini mutlulukla dolduruyor. Hayranln dile getiren el kol hareketleriyle aya doru kouyor. Glmsyor ona, ay da ona karlk veriyor. Gerekte, deirmi yzleri, puslu giysileriyle bac karde gibi onlar. Fakat Pierrot dne dne dans ederek ilerlerken yerdeki boya anaklarna basyor. Colombine'in evinin nne kurulmu olan iskeleye arpyor. Bu arpma onu dlerinden syryor. Ne oluyor? amarhaneye ne olmu byle? Pierrot bu rengrenk duvar tanyamyor, zellikle de Arlequin klna brnm Colombine'i. Hele de amarhane szcne eklenmi u iren BOYAHANE sz! Pierrot'nun dans edesi falan kalmyor artk; aknlktan beyninden vurulmua dnyor. Ay gkyznde ac ac yzn buruturuyor. Colombine, Arlequin'in renklerinin ekiciliine ylesine kaptrm ki kendini! Artk onun gibi giyiniyor ve Kar beyaz, i ac amarlar sabunlayp tleyecei yerde, solmu ulu aputu, kirletmekten baka ie yaramayan, iren kimyasal boya teknelerinde bekletiyor. Pierrot iskeleye yaklayor. Tiksintiyle dokunup ne olduunu anlamaya alyor. Yukarda, bir pencerede k gryor. skele denen ey ok korkun, nk kat pencerelerinden ieri bakp odalarda neler olup bittiinin grlmesini salyor! Pierrot bir tahtann zerine trmanyor, sonra bir baka tahtaya. Ikl pencereye doru ilerliyor. eriye yle bir gz atyor. Ne mi gryor? Orasn asla bilemeyeceiz! Bir srayta geriye doru atyor kendini. Ne var ki yerden metre yksekliinde bir iskeleye trmandn unutmu olmal. Dyor. Hem de ne d! ld m? Hayr. Glkle ye176

rinden doruluyor. Topallayarak frna dnyor. Bir mum yakyor. Kocaman divitini mrekkep hokkasna daldryor. Colombine'e bir mektup yazyor. Mektup mu? Hayr, daha dorusu kk bir pusula, fakat bu pusulada bildii tm gerei ortaya koyuyor. Zarf elinde gerisin geri dar kyor. Yine topallayarak, bir sre kararszlk geiriyor ve saa sola bakmyor, ardndan mesajn iskele dikmelerinden birine asyor. Sonra dnyor. Frnn snyor. Koca bir bulut gelip ayn hznl yzn kapatveriyor. Parlak gne altnda yeni bir gn balyor. Arlequin ve Co-lombine el ele tutuarak amarhane-boyahanenin kapsndan frlyorlar. Colombine'in srtnda allm beyaz elbisesi yok artk. Renkli baklava dilimlerinden, siyah ve beyaz dnda akla gelen her renkte kk kk baklava dilimlerinden olumu bir elbise var. Tpk Arlequin'in evin duvarna izdii Colombine'in srtndaki gibi bir

elbise giyinmi. O da bir Arlequine* olmu. Ne kadar mutlular, bilseniz! Evin etrafnda dans ediyorlar. Sonra Arlequin, hl dans ederek, ilgin bir ie koyuluyor. Colombine'in evinin nne kurulan iskeleyi skyor. Bu arada da u garip arabasn yeniden monte ediyor. Panayr arabas yeni batan ortaya km oluyor. Co-lombine arabay deniyor. Arlequin'in haline baklacak olursa, yola kmas gerektiini dnyor. Dorusu ya u bizim badanac gerek bir gebe. Kuun dalda yaad gibi, o da bir iskelesinin stnde yayor. Onun daarcnda oyalanmak diye bir szck yok. Zaten Pouldreuzic'te artk yapaca bir ey kalmam ve krlar tm ekicilikleriyle onu davet ediyor. Colombine gitmeye raz gibi grnyor. Arabada kk bir boha var. Evin panjurlarn kapatyor. te Arlequin ile birlikte arabaya biniyor. Birazdan hareket edecekler. Henz deil. Arlequin arabadan iniyor. Bir ey unutmu. Bir pankart bu, bir rpda boya-yveriyor hemen, sonra evin kapsna asyor:

* Kadn soytar anlamnda Franszca szck, (.n.)


F12ON/VedaYeme J 77

BALAYI NEDENYLE KAPALI

Artk gidebilirler. Arlequin kendini arabaya kouyor ve yola koyuluyorlar. Az sonra kendilerini krlarda bulup bayram ediyorlar adeta. O kadar bol iek ve kelebek var ki, insann, doa da Arlequin giysisi giymi diyesi geliyor. Kyde akam oluyor. Pierrot, frnn dna kyor. Hl topallayarak, Colombine'in evine yaklayor. Her taraf kapal. Birden pankart gryor. Bu pankart ylesine korkun ki bir trl okuyamyor. Gzlerini ovuturuyor. Gelgelelim gerei kabul etmesi gerekiyor. O zaman, aksaya aksaya frnna dnyor. Az sonra geri kyor. Onun da elinde pankart var. O da onu kendi kapsna asyor ve hrsla kapy kapatveriyor. zerinde yle yazyor:
AK ACISI NEDENYLE KAPALI

Gnler geiyor. Yaz bitiyor. Arlequin ve Colombine lkeyi kar kar dolamay srdryorlar. Ne var ki mutluluklarnn balangtaki gibi olduunu sylemek olanaksz. imdi artk arabay byk bir ounlukla Colombine ekiyor, stelik de her geen gn bu durum biraz daha ileri gidiyor. Arlequin ise ense yapyor. Sonra hava bozuyor. Sonbaharn ilk yamurlar balarna inmeye balyor. Rengrenk baklava dilimlerinin ssledii o gzelim giysilerin gnden gne rengi atyor. Aalar nce kzarmaya balyor, ardndan da yapraklarn dkyorlar. Bizimkiler k uykusuna yatm ormanlar, srlm kahverengi ve siyah tarlalar kat ediyorlar. Ve bir sabah, beklenmedik bir ey oluyor! Btn gece, gkyznde kar beyaz yumaklar uuuveriyor. Gne doduunda tm krlar karla kaplanyor, yol, hatta araba da. Beyazn byk zaferi bu, Pierrot'nun zaferi. Ve frncnn bu cn dllendirmek istercesine o akam, buzlarla kapl yeryznn zerinde kocaman ve gm renkli bir ay szlyor. Colombine, Pouldreuzic'i ve Pierrot'yu da tabii, zellikle de aya doru baktnda daha sk dnmeye balyor. Bir gn, nasl oluyor, nereden buluyor belli deil, kk bir kt paras geiyor

178 eline. Kendi kendine acaba Pierrot bu sralarda buralardan geti de bu notu elime o mu tututurdu, diye soruyor. Gerekte, bu not, hani Pierrot'nun u tm gerei yazd ve sklnce arabann bir paras halini alan iskele dikmelerinden birine ast not. Okumaya koyuluyor: Colombine! Beni terk etme! Kendim Arlequin in kimyasal ve yapay renklerinin ekiciliine kaptrma! Bunlar zehirli, pis kokulu ve pul pul olup kavlayan boyalar. Ama benim de kendime gre renklerim var. Yalnz bunlar gerek ve derinlii olan renkler. u harika srlara iyi kulak ver: Gecem kara deil benim, mavi. Hem de solunan bir mavi. Frnm kara deil, altn sars. Ve bu yenilen bir altnn rengi. Bu benim gzme ho grnen bir renk, ama te yandan koyu, besleyici bir renk, mis gibi kokuyor, scack, insann karnn doyuruyor. Seni seviyor ve seni bekliyorum, Pierrot Mavi bir gece, altn sars bir frn, solunan ve yenilebilen gerek renkler, Pierrot'nun srr buydu demek? Frncnn giysisine benzeyen bu dondurucu manzarada Colombine dnyor ve karar veremiyor. Arlequin, onu umursamadan arabada uyuyor. Gen kadnn birazdan, arabay buza kesmi yolda ekmek iin omzunu ve gsn rten kay kuanmas gerekecek yeniden. Neden? Eer evine dnmek istiyorsa, onu Arlequin'in yannda kalmaya zorlayan ne? Akln bandan alm olan o gzelim cvl cvl renkleri solmad m nasl olsa? Arabadan dar frlyor. Bohasn topluyor ve al ite ar admlarla kye doru yola koyuluyor. Giysisi, tam anlamyla beyazlat sylenemese bile renkleri parlakln yitirmi olan kk Colombine-Arlequine yryor, yryor, yryor. Ayaklarnn altnda bastka tatl bir gcrt karan ve kulaklarn syrp geen karda ka babam ka! Ka-gar-ka-gar-ka-gar-ka-gar... Biraz sonra aklndan karanlk bir ordu
179

oluturan bir yn szck getiini gryor: Souk, demir, alk, hayalet, zayflk. Zavall Colombine biraz sonra yere decek, ama neyse ki bir baka szck dizisi, adeta Pierrot tarafndan ona yardm etmesi iin gnderilmiesine kageliyor: Frn, duman, g, iek, ate, un, alev, len, periler lemi... Sonunda kye varyor. Vakit gece yars. Her taraf karla kapl. Beyaz karla m? Kara geceyle mi? Hayr. Pierrot'ya yaklat ya artk Colombine'in gzleri gryor: Gece mavi, kar mavi, bu aka ortada. Ama u bildiimiz zehirli, cart Prusya mavisi deil, hani Arlequin'de bir kutu dolusu vard ya ondan deil. Gllerin, buzullarn ve gkyznn kl ve canl mavisi, ylesine gzel kokan bir mavi ki, Colombine cierlerini doldura doldura soluyor. te donun tutsa olmu eme, eski kilise ve ite hani u kar karya olan iki kk ev, Colombine'in amarhanesi ile Pier-rot'nun frn. amarhanenin yanmyor ve hayat yok gibi, ama frnda hayat belirtileri grnyor. Bacadan duman kyor ve frnn hava deliinden kaldrmdaki karn stne titrek ve sar bir k dyor. Pierrot, frnn siyah deil sar yaldzl olduunu yazarken yalan sylememiti demek! Colombine havalandrma deliinin nnde arp kalyor. Elbisesinin altna kadar scaklk ve insan mest eden bir ekmek kokusu fleyen bu kl az nnde

melmek istiyor. Ne var ki cesaret edemiyor. Fakat birden kap alyor ve Pierrot grnyor. Rastlant m bu? Yoksa kz arkadann gelii iine mi dodu? Ya da sadece pencereden ayaklarn m grd? Ona kollarn ayor, fakat gen kz bu kollara atlaca srada, korkuya kaplan Pierrot kendini geri ekiyor ve onu frnna srklyor. Colombine bir efkat banyosuna inmi gibi hissediyor kendini. Ne kadar da rahat burada insan! Frnn kaplar kapal, yine de ieride alev ylesine canl ki, her trl delikten ve yarktan sznt yapyor. Pierrot, kesine bzlm, ancak masallarda grlebilecek trden bu ani ortaya k iri iri alm gzleriyle yudum yudum iiyor adeta: Colombine onun frnnda ha! Colombine, atein karsnda adeta ipnotize olmu bir halde, gznn ucuyla ona bakyor ve hi kuku yok ki, nlnn iri beyaz kvrmlanyla ve ay a180

rtran yzyle glgeye gmlm bu Pierrot'cuun gerek bir gece kuuna benzediini dnyor. Delikanlnn ona bir ey sylemesi gerekiyor, ama yapamyor, szckler boazna dmlenive-riyor. Vakit geiyor. Pierrot gzlerini sarya alan hamurdan yaplm kocaman somun ekmein bekledii tekneye eviriyor. Colombine gibi sarn ve taze... ki saattir tahta teknede uyuyor hamur; maya harl harl etkisini gsteriyor. Frn kzd. Birazdan hamuru frna vermenin vakti gelecek. Pierrot, Colombine'e bakyor. Ne yapyor Colombine? Kat ettii o kadar uzun yoldan dolay yorgunluktan tkenmi, frnn lk scaklyla maym, un sandnn zerinde kendinden gemi bir halde uykuya dalm. Pierrot'nn gzleri efkat yalaryla dolu; arkadann lm bir aktan kn sert koullarndan kap kendisine sndn grmek son derece heyecanlandrm olmal onu. Arlequin, amarhanenin duvarna Colombine'in, baklava dilimli ColombineArlequine'in resmini yapmt. Pierrot'nun aklna bir ey geliyor. O da rek hamuruna kendi usulnce bir Colombi-ne-Pierrette heykeli yapacak. e koyuluyor. Gzleri ikide bir gen kzdan teknedeki hamura kayyor. Elleri elbette ki uyumakta olan gen kz okamak isterdi, ama hamurdan bir Colombine yapmak da en az o kadar elenceli olmal. Yaptn tamamladn dndnde onu canl modeliyle karlatryor. Elbette ki hamurdan Colombine biraz solgun. Hadi bakalm, doru frna! Ate grldyor. u anda Pierrot'nun frnnda iki Colombine var. te tam bu srada kapya iki kez ufak yollu vurulmas zerine canl Colombine uyanyor. Kim o? Yant olarak, bir ses ykseliyor, gecenin ve souun gszletirdii ve hznl bir hava katt bir ses bu. Geri artk yaznki neesi yoksa da, Pierrot ile Colombine, sokak arkcs Arlequin'in sesini tanyorlar. Souktan donmu Arlequin hangi arky sylyor acaba? O gnden beri ok tannmakta olan ve ama szleri ancak yukarda anlattmz hikye bilindiinde anlalabilen bir arky sylyor:

181
Au clair de la lune, Mon ami Pierrot! Prte-moi ta plume Pour crire un mot. Ma chandelle est morte, Je n'ai plus de feu. Ouvre-moi ta porte Pour l'amour de Dieu!'

Dorusu ya zavall Arlequin, boya kutularnn arasnda Pier-rot'nun gen kz kendisine dnmeye ikna ettii ve Colombine'in orada brakt notu bulmutu. Bylece bu lafazan adam, konumay deil de yazmay tercih eden kimselerin, zellikle de kn bir frna sahip olduklarnda ne gibi bir gce sahip olduunu lebilmi-ti. Ve saf saf Pierrot'dan divitini ve ateini dn vermesini istiyordu. Bylece Colombine'in gnln yeniden kazanma ans olduuna inanyor muydu gerekten? Pierrot, mutsuz rakibine acyor. Ona kapsn ayor. Amas ve renkleri solmu bir Arlequin, kaplan scaklk, renk ve mis gibi kokular samaya devam eden frna doru atlyor. u Pierrot'nun dkkn ne kadar da scakm byle! Frnc zaferinden dolay ok deimi. Upuzun ve bol yenleriy-le abartl hareketler yapyor. Tiyatroda rol yapyormuasna frnn iki kapsn da ayor. Altn rengi bir k, kadn bedeninin scakl ve nefis pasta kokusunun oluturduu bir dalga arkada yalyor. Ve ite uzun tahta bir krek yardmyla Pierrot bir eyi frndan dar ekiyor. Bir ey mi? Birini demek daha yerinde olsa gerek! Kabuu kzarm, buulan tten, bir elmann yars gibi Colombine'e benzeyen tr tr bir gen kz. amarhanenin duvarna izilmi kimyasal renklerle boyanm dmdz Colombine-Arlequine deil artk; tombul tombul yanaklar, dipdiri gsler ve esiz kalalar gibi yaamn tm girinti ve kntlaryla hamura ilenmi Colombi-ne-Pierrette bu.
* "Ay nda / Dostum Pierrot! / Kalemini ver de / Bir eyler yazaym. / Mumum snd /Ateim kalmad /A bana kapn / Tanr akna!" 182

Colombine, yanma pahasna Colombine'i kucana alyor. Ne kadar gzelmiim, ne kadar gzel kokuyormuum, diyor. Pierrot ve Arlequin bylenmi bir halde bu olaanst sahneyi izliyorlar. Colombine, Colombine'i masann zerine uzatveri-yor. Colombine'in ekmekten yaplm gslerini tatl bir oburlukla iki eliyle birden ayryor. Doymak bilmez burnunu, kpr kpr dilini bu altn rengi ak sak kzn yumuaklna daldryor. Az dolu dolu yle diyor: Hmm, ne kadar da lezzetliymiim! Yesenize, dostlarm, Co lombine'den yesenize! Yesenize beni! Ve iki gen adam tadna bakyorlar, azda dalveren hamurdan Colombine'i scak scak yiyorlar. Birbirlerinin yzne bakyorlar. Mutlular. Glecekler ama, azlar rekle doluyken nasl glsnler ki?

183

Ekmein efsanesi

Bir zamanlar, Fransa'nn bir ucunda, kara parasnn tkenip Okyanus'un balad yerde, yani tam olarak belirtmek gerekirse Finistre blgesinde, srekli rekabet halinde yaayan iki ky vard. Birinin ad Plouhinec, tekininki Pouldreuzic idi. Bu iki kyn halk birbirleriyle kapmak iin ne yapp eder bir bahane bulurlard. rnein Plouhineclilerin yle bir gayda al teknikleri vard ki, Breton diyarnn bir baka yerinde grlmemiti. Bu durum bile Pould-reuziclilerin gz gre gre bir algy tanmazdan gelmelerine ve hani u obuaya ve klarnete de benzeyen bir tr perdeli ddk olan bombarde' almay tercih etmelerine yetiyordu. Ve her alanda bu byleydi, biri enginar yetitirirken, teki patates yetitiriyor, biri kaz beslerken, teki domuz besliyor, bir kyn kadnlar balarna

soba borular gibi basit balklar takarken, teki kynkler balklarn dantelden yaplm kk binalara benzetiyorlard. Bu i Plo-uhineclilerin elma arabn imekten vazgemesine kadar varyordu, nk Pouldreuzic'in elma arab nlyd. Diyeceksiniz ki: Plouhinec'te ne iiliyordu peki? te orada, elmadan deil, armuttan yaplm ve bu nedenle armut arab ad verilen zgn bir iki kullanlyordu. Bu arada elbette ki Plouhinec'te ve Pouldreuzic'te ayn ekmek yenilmiyordu. Plouhinecliler tamamen kabuktan yaplm, ok uzun sre saklanabildii iin gemicilerin denize alrken yanlarna aldklar ok sert bir ekmek olan peksimet yapyorlard. Plouhinec-lilerin bu peksimetlerine karlk Pouldreuzic'teki frnclar, tadn iyice alabilmek iin hemen frndan kar kmaz yenilen ve rek ad verilen, azda kyr kyr dahveren bir tr yumuak, i ekmek yapyordu. Pouldreuzicli frncnn olu, Plouhinecli frncnn kzna abay yakt gn iler iyice arapsana dnd. Bu duruma son derece zlen aileler, iki genci,

184

doaya aykr olan bu evlilikten caydrmak iin birbirleriyle yararak, olmadk glkler kardlar. Hibir ey hibir eyi deitiremedi: Gal, Gunale'i istiyordu, Gunale'in de gnl Gal'deydi. ans eseri Plouhinec ile Pouldreuzic hemen birbirine bitiik iki ky deildir. Eer Finistre haritasna bakacak olursanz, ikisinin arasnda bir baka kyn yer aldn grrsnz: Plozvet kydr buras. Plozvet'de o dnemde frn bulunmadndan Gal ile Gunale'in aileleri, ocuklarn oraya yerletirmeye karar verirler. Onlar Plozvet'de evlendireceklerdir. Bylece ne Pouldreuzic, ne Plouhinec kendisini aalanm hissedecektir. Dn yemeine gelince, bu ziyafette enginar ve patates, kaz ve domuz yenilecek, her eye elma arab ve armut arab katlacaktr. Sofraya hangi ekmein konulaca sorusuna gelince, bu ii halletmek pek o kadar kolay deildi. ocuklarn anne ve babalar, ilkin yemekte eit oranda gevrek ve rek datmay dndler. Ne var ki ocuklar itiraz edip, bunun bir evlilik olay olduunu ve daha dorusu iki frncnn evliliinin sz konusu olduunu, bu du185 rumda da gevrek ile rein de bir bakma evlendirilmeleri gerektiini ileri srdler. Szn ksas yeni frn yeni bir ekmek; hem Plouchinec'in gevreine hem de Pouldreuzic'in reine benzeyen bir Plozvet ekmei yaratmalyd. Fakat nasl olacakt bu? Hem tr, hem yumuak bir ekmek yapmak nasl mmkn olabilirdi ki? ki zm var gibi grnyordu. Gal, Gunale'e pavurya ile stakozu bu konuda rnek alabileceklerini aklad. Bu hayvanlarda, d ksm sert, i ksm ise yumuakt. Gunale ona tavanlar, kedileri, balklar ve ocuklar rnek verdi: Bunlarda yumuak ksm -et- dta, sert ksm -kemik ya da klk- ise ite bulunuyordu. Hatta bu fark belirten iki szck anmsyordu: Istakozlar kabuklu-/ar'dandr, tavanlar omurgallar'dandr. u halde iki tr sert-yumuak ekmek arasnda bir seim sz konusuydu: Kabuu, ekmek iini tpk baasnn kaplumbaay sard gibi bir koruyucu tabaka oluturan kabuklu ekmek. Ve kabuu ekmek iinin en kaln olduu yere gizlenmi olan omurgal ekmek. almaya baladlar ve herkes kendi fikrini uygulamaya koydu. Kabuklu ekmein, omurgal ekmekten ok daha kolay pitii hemencecik anlald. Gerekten de hamur frna verildiinde yzeyi kurur, kzarr ve sertleir. ksmda hamur beyaz ve yumuak kalr. Ama omurgal ekmek nasl yaplacakt? ksmdaki yumuakln ortasnda sert bir kabuk nasl elde edilecekti? Gal, kabuklu ekmeiyle kaslyordu, ama nianlsnn baarszla uramas onu zyordu. Gelgelelim frncnn kz Gunale eitli yollar denemekten geri kalmyordu. Ekmek kabuunu yapan eyin pierken verilen scaklk olduunu anlamt. u halde omurgal ekmek, normal ekmeklerde olduu gibi dtan ie doru deil de iten da doru pimeliydi. Bylece hamurun ierisine akkor halinde bir demir ubuk, hani bir tr uzun maa gmmeyi akl etti. Ah, maasn alevler karan bir tfek gibi hamurun ortasna gm grlecek eydi! Dilerini skyordu ve ateten klcna ekmekleri geirirken enesini ne doru uzatyordu. Onu izlemekte olan Gal'in gz korkmutu, nk bu tuhaf kavgay tasarlamak ve bu ie bylesine hararetle atlmak iin nianlsnn kafasndan ve gnlnden neler geirebildiini soruyordu kendi kendine. Hem
186

sonra eline ald kzgn bir demiri durmadan hamurun ortasndan geirip duracak

myd? Ne nemi vard ki zaten? Bir yere Yaramyordu kz ve evlilik gn gelip attnda yalnzca kabuklu ekmek bulundu ve ite Plo-zvet'de ilk kez olarak bildiimiz ekmek, hani u yumuak ve pamuk gibi iin etrafn kuatan nar gibi kzarm kabuktan olumu ekmek tadlm oldu. Yani imdi omurgal ekmek kesinlikle unutuldu mu? Hi de bi le. Tersine, daha sonraki yllarda, sevecenlik ve iir dolu bir biim de bunun acsn fazlasyla kararak byk bir ilgiyle karland. Gal ve Gunale'in, kk bir oullar oldu, loncalarnda bir yer edinmelerine yardmc olabilmesi umuduyla adn Anicet koydular. D krklna uramadlar, nk annesinin omurgal ekmek fik rini gerekletirmeyi daha be yandayden ite bu ocuk baard. Bunun iin ay saati geldiinde bir rei bir ikolata parasyla yemesi yetti de artt bile. Onun bir elinde rek, tekinde ikolata paras tuttuunu gzlemleyen annesi, kafasn yumruklad ve ek mekinin frnna kotu apar topar. Ekmein omurgas, hani iinde ki sertlik bir ikolata ubukla salanabilirdi. Hemen o akam, Plozvet'deki ekmeki, tarihin ilk ikolatal ekmeini vitrinine koyuyordu. Bu ekmek kukusuz yaknda dnyay fethedecek ve tm ocuklara bir sevin kayna olacakt.

Mziin ve dansn efsanesi


\j /

187

Balangta Tanr g ve yeri yaratt. Yeryz karanlklarla kapl, gkyzyse sessizliin simgesiydi adeta. O zaman Tanr yldzlar, ve gezegenleri yaratt. Ve k oldu. Ama yalnzca k deil, nk yldzlar, parltlar ve gezegenler gkyznde mesellerini ve devrimlerini gerekletirirken sesler karyorlard. Ve gkyznde bir tr tatl, derin ve kvan verici gksel bir konser duyuluyordu ard arkas kesilmeden: Yer ve gk krelerinin mzii. Daha sonra Tanr insan yaratt. Onu erkek ve kadn yapt, bu demektir ki gsleri kadn gs gibiydi ve bu arada cinsel organ erkekti. Ve Tanr, Adem'in ne yapacan grmek iin bir bulu188

tun arkasna gizlendi. Ne yapacakt acaba dem? Kulak kabartp gkyznden gelmekte olan kaval sesini dinledi. Sonra ayann birini tekinin nne koyarak kollarn ha biiminde at ve yavaa kendi ekseni etrafnda dnd. Dnd, dnd, dnd, yle bir dnd ki, ba dnd, yere yuvarlanp bir sre yle alk alk bekledi. Sonunda silkin-di ve ikyeti bir havayla babasna seslendi: Hey, gkyznn Tanrs! Bu ary beklemekte olan Tanr, hemen ortaya kt: Ne var, olum? Olan u, dedi dem, dans etmeden bu mzii duyamyorum. Oysa kreler birden fazla ve mzikleri gerek bir bale mzii. Ve ben yalnzm. Admlarm neye doru ilerlediklerini, kollarm kime doru aldklarn bilmiyorlar. Haklsn, dedi Tanr, insann dans etmesi gerekiyorsa, yalnz kalmas iyi bir ey deil. O zaman Tanr, dem'i derin bir uykuya daldrd. Sonra, bede* * nini erkek yar ve dii yar olmak zere iki paraya ayrd ve ift nitelikli bu varlktan bir erkek ile bir kadn yaratt. Bu iki varlk gzlerini atlar, Tanr onlardan birine dedi ki: Bu senin ein. Ve tekine dedi ki: Bu senin ein. Sonra olup bitenleri grmek iin bulutunun gerisine gizlendi. Peki birbirlerinden son derece farkl ve birbirlerinin tamamlaycs olduklarn fark eden dem ile Hava ne yaptlar dersiniz? Krelerin mziine kulak kabarttlar. Bu duyduumuz iki kiilik dans deil mi, diye sordu Havva. Ve ilk iki kiilik dans yaptlar. Bu bir mne deil mi, diye sordu dem. Ve ilk mne dansn yaptlar. Bu bir vals deil mi, diye sordu daha sonra Havva. Ve ilk valsi yaptlar. Sonunda kulak kabartan dem yle dedi: Bu defaki bir kadril deil mi? Tabii, diye atld Havva, evet bu bir kadril. Ama bu dans iin 189 en az drt kii olmak gerekiyor. O halde biraz durup Habil ve Kabil'i dnelim. Ve bylece dans etmek iin olan ihtiyatan dolay insanlk oald. Oysa Cennet'te ok sayda aa vard ve her biri meyvesiyle zel bir bilgi veriyordu. Biri matematii retiyordu, teki kimyay, bir bakas Dou dillerini.

Tanr, dem ile Havva'ya dedi ki: Tm aalarn meyvelerini yiyebilir ve tm bilgileri devirebilirsiniz. Yalnz, sakn mzik aacnn meyvesini yemeye kalk mayn, nk notalar tanyaym derken, gksel krelerin byk senfonisini duymaz olursunuz derhal ve inann bana, hibir ey sonsuz boluun ebedi suskunluundan daha zc olamaz*! dem ve Havva akna dnmlerdi. Ylan onlara dedi ki: Mzik aacnn meyvesini yesenize. Notalar tanrken, ken di zgn mziinizi yaratrsnz ve o mzik krelerin mziini den geler. Sonunda onun szlerine kandlar. Oysa mzik aacnn meyvesini srr srmaz kulaklar tkamverdi. Artk krelerin mziini duyamaz oldular ve zerlerine bir cenaze sessizlii kt. Bylece yeryz cenneti bitti. Mziin tarihi balyordu. dem ve Havva, sonra onlarn soyundan gelenler, asmakabaklanna deriler, yaylara teller germeye koyuldular. Kam gvdelerine delikler atlar ve diyapazonlar retmek iin bakr klelerini bktler. Binlerce yl bu byle srd ve Orphe ortaya kt ve Monteverdi, Bach, Mozart, Beethoven ortaya ktlar. Ravel, Debussy, Benjamin Britten ve Pierre Boulez ortaya ktlar. Ama gkyz artk sessiz kald, bir daha da krelerin mzii duyulmaz oldu.

* Bu sz, Tanr'nn Pascal' okuduunu kantlyor. 190

Parfmlerin efsanesi

nce hatrlamak gerekiyor ki Kutsal Kitap'a gre, Tanr ln kumu ile dem'i yapt ve ona hayat vermek iin burun deliklerine hava fledi. Bunu yaparken, onun koku alma konusunda zengin duyularla donatlmasn istiyordu. Bunun elikili bir giriim olduunu da kabul etmek gerekiyor. Esas koku almaya dayal olan bir varl tek bana kum lnn orta yerine brakmak, onu mutsuzlua mahkm etmek deil midir? Kukusuz, binlerce yl sonra, bir Fransz halk arkcs kadn kp lejyonerinin scak kum koktuunu ileri srd. Ama tm deneyimler, burada sz konusu olan kokunun airane bir duygudan kaynaklandn, nk kumun -scak ya da souk- hibir ekilde kokmadn kantlad. Oysa Tanr, ssz ln kumullar zerinde szlrken dem'i 191 tuhaf bir pozisyonda yakalad. Burnunu kolu boyunca gezdiriyor, sonra koltuk altna gmerek bu ii bo yere uzatyordu. Hey, ne yapyorsun bakalm olum, dedi Tanr. Kokluyorum, dedi dem, ya da daha ok koklamaya al yorum, nk hibir ey kokmadm hissediyorum... Ve zgnce omuzlarn silkerek ona arkasn dnd. Tanr dnd. Eer dem'in yaam koku almakla geecekse, diye geirdi iinden, yalnz kalmas hi de ho deil. Ama tm sorun bu da deil. Ayrca ona kokulu bir evre gerek. Hemen ie koyulup Cennet'i yaratt. Oysa Cennet, etraf sanda-laalar, bakam aac ve horozibikleriyle evrili bir iek bahe-siydi topu topu. Ve bu ieklerden her biri, tpk airin dedii gibi buhurdan kokular sayordu. Cennet'in topra, dem'in yaratld kuru, ksr ve kokusuz topraa da benzemiyordu. Yal, ar ve zengin bir toprakt ve Tanr, Havva'y ite bu malzemeden yaratt. Havva gzn at ve dem'i grd, derin derin iini ekti ve ona kucak at. Gel, gzel dostum*, dedi. Adem yaklat, plak vcudunun etrafnda dalgalanan buular grd. Gzel Hanm", diye mrldand bylenmi bir halde. El ele tututular ve alabildiine saf, insan aya dememi, yalnzca ieklerin, aalarn ve hayvan tylerinin oluturduu bir atmosfere doru yneldiler. Solu sevgilim, dedi Havva. Bizi insandan evvel doa kar lyor, bitkisel, ormansal ve hayvansal masumiyetin notas kar lyor. Yaradln 5. gnnn kokusu, diye belirtti dem; nk biz 6. gn yaratldk. Cennet'teki, saatleri ve her gnn servenlerini vurgulayan kokularla belirginletirilmi mutlu yaam byle geip gidiyordu. dem, kumsalda kara ve yaldzl bir top alp Havva'ya sunduunda serven balad. Gnein batndan sonra zerlerine mavi gece
* Fr. Bel Ami. ** Fr. Jolie Madame.

192

ktnde o nefis saat gelip att. Havva'nn otlarn arasnda, pullar zmrt ve yakutu andran ylann reklendiini grd gn de bir serven oldu. Tam elini bu deerli canlya doru uzatmak zereydi ki, gkyznden Tanr'nn grleyen sesi duyuldu: "Dikkat et, zehir!" diyordu bu ses. dem ile Havva rkerek geri ekildiler. Ama ylan kuyruu zerine dikilerek, onlara doru scak, titreyen, kvlcmlar saan, gizemli bir soluk yollad. Katlar, ama o andan itibaren ylan ile

ilerinin bitmediini biliyorlard. Oysa, Cennet'te birok aa vard ve her biri meyveleriyle zel bir bilgi veriyordu. Biri matematik bilimlerini aklyordu, teki kimyay, bir bakas Dou dillerini. Tanr, dem ile Havva'ya dedi ki: Tm aalarn meyvelerini yiyebilirsiniz ve tm bilgileri edinebilirsiniz. Fakat sakn ola koku aacnn meyvesini yemeyesiniz, nk parfm yapma sanatn reneyim derken, hemencecik doann kokularn bedava tarafndan almay brakrsnz. O artk size sadece koku gnderir hale gelir ve inann bana, bir kokudan daha tatsz bir ey dnemiyorum! dem ve Havva arp kalmt. Ylan, zehirli ve kandrc kokusuyla onlar kuatt. Koku aacnn meyvesini yiyin, dedi onlara. Parfm sanat n ve kimyasn renir, kendi parfmlerinizi kendiniz yaparsnz ve ayn Cennet'in kokular gibi buram buram kokarsnz. Sonunda ylana kandlar. Oysa daha parfm aacnn meyvesini srmalarna kalmad, korkudan ve pimanlktan burunlarnn direkleri szlad. Cennet'in tm kokulan bir anda dalvermiti ve burunlarna artk yalnzca baya kokular geliyordu. Humus, kurumu ot, rm yaprak, slak kpek postu kokusu, yanan odun ve ter kokusu, tm bunlar kukusuz Cennet'ten kovulma olayndan sonraki zavall sefiller olan bizler iin ocukluk dneminin, insann iine ileyen kt kokulardr. dem ile Havva iin bu tek ve ayn pis kokuydu, yeni sefaletlerinin kokusu. Daha beteri vard. Yz yze yaklap birbirlerinin ruhlarn ilerine ekmek istediler, koku olarak sadece soluklarnn kokusunu duyabildiler. nk alnnn teriyle ekmeini kazanmak, geim skntsnn kokusu olmadan olF13N/Veda Yemei ] 93

muyor. te o zaman tek bir ses halinde, en biimsiz, en uursuz, uluslararas dilin en ak seik szcn sylediler: "Bize bir deodorant gerekli." Ylann vaatleri belki de tamamen yalan saylmazd, ama Cen-net'in byk parfmlerine kavumak iin insanolunun binlerce yl aratrma yapmas gerekti. Tanr Musa'y Sina'nn tepesine kardnda, bu yalnzca ona On Emir'i vermek iin deildi. Ona, insanlk tarihinin ilk parfmnn reetesini de not ettirdi (yabani mir, kokulu sinam, kokulu kam, hyarember, zeytinya). Hristiyan devrimi zerine uzun uzadya yaktrmalarda bulunuldu. Hristiyan devriminin gerek anlam, Mneccim Krallar tarafndan ocuk sa'ya sunulan armaanlarda yatmaktadr: Altn, buhur ve mir. Yani iki byk parfm ve kristalin bulunmad bir dnemde onlarn ielerinin metali, altn. Yetikin aa gelince, sa erken ocukluk dnemindeki bu dersi unutmadn gsterecek. Maria-Magdalena bana ate pahas bir parfm dktnde, tilmizler bu kadar savurganlk ettii iin kzdlar. sa serte tersledi onlar. Bu sungu onun hakk deil miydi yani? Fakat bir dizi dhi parfmc tarafndan parfm alannda gerek anlamyla meydana gelecek byk patlamaya tanklk etmek iin daha beklemek ve zellikle de XX. yzyl Fransas'n beklemek gerekti. Her ey 1912 ylnda GuerlainMn HEURE BLEUE'y piyasaya srmesiyle balad. Bu iris, siilotu, yasemin ve Bulgar gl kokularn alan, kendini birden birbirine sk skya sarlm ilk insan iftinin stnde ilk yldzlar ipil ipil ettiinde, dnyann ilk alacakaranlna tanm buluyordu. Ve herkes, iin iin bu bitkin ltfa alyordu. 1921'de Chanel NUMERO 5'ini yarattnda bir baka ey oldu yine. Bu, bir tarihe dikkat ekmekti, 5 Mays (yln beinci ay). Ayn zamanda da atalardan kalma belleimize gre, 'yaradl'in beinci gnyd: Ormann, denizin

ve hayvanlarn yaratld, ama henz tek bir insann yaratlmad gn. Sonra 1927'de Lanvin ayaklarmza siyah ve yaldzl bir top frlatt. dem'in bir kumsalda toplad ve ARPGE diye anlan koku ite buydu. lk atalarmz olan dem Baba ile Havva Anamz'in doum mahrnurluu194

nu zerlerinden attktan sonra, birbirlerinden son derece farkl ve birbirlerini tamamlayc olduklarn grnce birbirlerine verdikleri bir tr ilk selamlar olan Jolie Madame ve Bel Ami szlerinin Bal-main ve Herms firmalarnca retilmeye balanan parfmlere ad olarak verilmesi iin uzun yllar beklemek gerekti. Ylann gl ve ekici zehiri olan POISON'a gelince, onu daha sonra Christian Dior yeniden formle edecekti. Her byk parfm, gemiteki cennetimize alan bir kapdr. Marcel Proust, kendisine ocukluk dnemini yaatan madlenin tadn ne kavuturdu. Parfm, ilk iftin birbirlerini Byk lahi Par-fmc'nn koruyuculuunda masumca sevdikleri sihirli baheyi iade ediyor bizlere, nk dev kanatlar var onun.

195

Resmin efsanesi

Pierre ve ben, ayn yl, ayn kyde doduk. Ayn okulda okuma yazma rendik. Fakat ayn yerde yazglarmz birbirinden ayrlmaya balad. Pierre, harika bir matematikiydi, kimyaya olaanst bir ilgi duyuyordu ve fizik dalnda btn dlleri topluyordu, benim iinse, varsa da yoksa da edebiyat ve iirdi, buna daha sonra felsefe de eklendi. Daha yirmisinde Pierre yurdunu brakp gidiyordu. Bense kyde, atalarma ait yzyllk evde kalyordum. ocukluk arkadam artk grmyordum, ama evimin hemen yaknlarnda oturan ailesi vastasyla kendisinden haberler alyordum. ABD'de bulunuyordu. Elektrik, elektronik ve bilgisayar renimi grmt. Bir bilgisayar firmasnda nemli bir grevi olduu syleniyordu. 196 Mesleki tutkusu uyarnca aamalar gsterdike benden iyice uzaklatn hissediyordum. Ben, ykler ve esinini halk sylencelerinden alan efsaneler yazyordum. Bana yle geliyordu ki hikayeci olarak bana esin kaynakl edebilecek tek ey, ocukluk dnemimin aalarnn ve srlm topraklarnn yaknmda oluuydu. Sanatm zenginletike her geen gn doduum yere biraz daha kk salyordum. Bir gn Pierre aniden kageldi. Kapm alp, kollarma atld. Pek deimemiti. Uzakta olmakla birlikte, almalarm izlemiti. Tek bir kitabm yoktu ki defalarca okumu olmasn. Ve bana fantastik bir neri getiriyordu. Firmas uluslararas bir ifreleme sistemi yapmt. Herhangi bir program en kk bir hacimle kaydedi-lebiliyor ve eitli dillerde ifre zcler tarafndan okunabiliyordu. Bana, dnyada bu sistemden yararlanan ilk yazar olmam neriyordu. Eer nerisini kabul edersem, tm yaptlarm bilgisayara yklenir ve daha sonra elverili bir terminalle donanm yz otuz lkede okunabilirmi. Kitaplarm bylece dnyann drt bir yannda ncil gibi, Kuran gibi alacak derecede yaygn bir okur kitlesine ularm. Pierre'in projesi beni bylemiti adeta. Ben bir iletiim adamym, dedi. Sen bir yarat adamsn. le tiim, ancak ilettii mesajlarla geerli saylr. Sensiz ben hi olur dum. O kadar alakgnll olma, dedim ben de ona. Yaratm pa rltdan vazgeemez. hrette de, servette de gzm yok benim. Ama okunmaya ihtiyacm var. Besteleri alnmayan bir mzisye nin, oyunlar sahnelenmeyen bir oyun yazarnn halini dnebili yor musunuz? letiim yaratya, o olmad takdirde l bir nesne olmann tesine geemeyecei ok biimli ve nceden kestirilemez bir yaam katyor. Ve duygularm en iyi ekilde hikayeci olarak anlattmdan, ona Dervi Gazali adndaki bilgenin, tam adyla sylemek gerekirse El-Gazali'nin bir meselini, szl anlatm gelenei buna elverili olduundan, biraz benim tarzma gre dzenleyerek anlattm. Vaktiyle Badat'ta bir halife varm, bu halife saraynn huzur odasnn duvarlarn ssletmek istiyormu. Biri Dou'dan, biri Ba197

ti'dan olmak zere iki ressam getirtmi. lki, kasabasndan bir yere ayrlmayan nl bir inli tara ressamym. kincisi, dnyada dolamadk lke brakmayan bir Yunanl imi ve besbelli ki tm dilleri konuuyormu. Yalnzca ressam deil, ayn zamanda gkbilim, fizik, kimya, mimarlk konularnda da derin bilgi sahibiymi. Halife onlara dncelerini aktarm ve her birine onur salonunun bir

duvarn verip onlar sslemelerini istemi. inizi bitirdiinizde, demi, sarayda byk bir len verile cek. Saray erkn toplanp inceleyecek, yaptlarnz karlatracak ve tekinden daha gzel bulunan resmin sahibine uvallar dolusu altn verilecek. Sonra Yunanl'ya dnerek, ona freskini ne kadar srede tamamlayacan sormu. Ve Yunanl gizemli bir biimde u yant vermi: "inli meslektam ne zaman bitirirse ben de o zaman bitiririm." O zaman halife inli ressam sorguya ekmi, adam duvarn resimleme iini ayda tamamlayacan sylemi. Gzel, demi halife. Birbirinizi rahatsz etmeyin diye salonu bir perdeyle ikiye bleceim ve size aylk bir sre veriyorum, ay sonra grrz. ay gemi ve halife iki ressam artm. Yunanl'ya dnerek, "Bitirdin mi?" demi. Ve Yunanl gizemli bir biimde u yant vermi: "Eer inli meslektam bitirdiyse, ben de bitirdim." O zaman halife inli ressama da sormu ve "Bitirdim" yantn alm. Saray erkn ertesi gn toplanm ve iki yapt karlatrmak ve bir karara varmak iin kafile halinde onur salonuna doru ynelmi. Yalnzca ilemeli kaftanlarn, ty sorgularn, altn taklarn, ilemeli silahlarn aklda kald muhteem bir kortejmi bu. Herkes nce inli ressamn resimledii duvarn nnde toplanm. Bir hayranlk l ykselmi. Freskte betimlenen, ieklenmi aalar ve zerinde zarif kprlerin yer ald fasulye biiminde kk gller olan gerekten de dsel bir baheymi. Seyrine doyulmayan bir cennet manzaras! Yaratt bylenme ylesine mthimi ki, kimileri Yunanl'nn yapt resme de hi deilse yle bir gz atmadan inli'yi yarmann galibi ilan etmek istemi. Fakat az sonra halife salonu ikiye blen perdeyi atrm. Kala198 balk arkasn -dnm ve adeta bylendiklerini aa vuran bir aknlk l duyulmu. Ne yapmt ki byle Yunanl? Resim yapmamt. Yalnzca yerden balayp tavana kadar ykselen usuz bucaksz bir ayna yapmakla yetinmiti. Ve tabii bu ayna, inli'nin yapt bahenin grntsn en kk ayrntsna kadar yanstyordu. yi ama, diyeceksiniz, bu resim hangi bakmdan modelinden daha gzel ve daha heyecan verici idi? Dorusunu isterseniz inli'nin bahesi sszd ve ierisinde yaayan insan yoktu, oysa Yunanlnn bahesinde, ilemeli giysileri, ty sorgular, altn taklar ve ilemeli silahlar olan muhteem bir kalabalk grnyordu. Ve tm bu insanlar kprdyor, hareket ediyor ve kvanla kendilerini tanyorlard. Oybirliiyle Yunanl ressam yarmann galibi ilan edildi.

199

ki len ya da anma treni

Vaktiyle sfahan halifesi asn kaybetmiti. Bunun zerine vekilharcna, sarayn mutfaklarnn baal grevlerini yerine getirebilecek bir yeni a aramasn buyurdu. Gnler geti. Halife sabrszland ve vekilharcn huzuruna ard. Ee? e yarayacak bir adam bulabildin mi bari? - Halife hazretleri, olduka zor durumdaym, dedi vekilhar. nk bir deil, iki a buldum; ikisi de bu yce grevi yerine getirecek yetenekte insanlar, hangisini seeceimi bilemiyorum, ardm kaldm. Hi dert deil, dedi halife, bu ii ben zerime alyorum. n mzdeki pazar, bu iki adamdan kura ile belirlenecek biri saray er200 kanma ve bana bir len verecek. Bir sonraki pazar da teki ayn eyi yapacak. kinci yemein ardndan, bu elenceli yarmann galibini ben belirlerim. yle oldu. lk pazar kura sonucu belirlenen a sarayn le yemeini hazrlama iini stlendi. Herkes midesini hazrlam, byk bir merakla nlerine konulacak yemekleri bekliyordu. Oysa yemeklerin incelik, zgnlk, zenginlik ve lezzeti her trl beklentinin tesindeydi. Yemee katlan ve tad damanda kalan saray erkn, bu ei benzeri bulunmaz ziyafeti hazrlayan kiiyi hi beklemeye gerek kalmadan hemen saraya aba atamas iin halifeyi sktryordu. tekini denemenin ne gerei vard ki? Ama halife Nuh diyor, peygamber demiyordu: "Pazar bekleyelim, br yarmacya da bir ans tanyalm." Aradan bir hafta geti ve tm saray erkn ikinci ann hazrlad nefis yemekleri tatmak zere yine ayn len masasnn etrafnda topland. Sabrszlk doruk noktasndayd, ama bir nceki lenin nefis ans ona kar

nyargl olmaya itiyordu herkesi. lk yemek sofraya geldiinde herkes adamakll ard: lk lendeki yemein aynsyd. nce, zgn, zengin, lezzetli, ama ayns. kinci yemek de yine ilk lendeki ikinci yemein tpatp benzeri olarak ortaya ktnda glmeler ve mrldanmalar oldu. Gel-gelelim daha sonra sofraya konulan tm yemeklerin srasyla yine bir nceki lendeki yemeklerin ayn olduu grlnce, saray erknnn zerine hznl bir suskunluk kt. Bir noktann aydnla kavuturulmas gerekiyordu: kinci a, noktas noktasna rakibini taklit ediyordu. Oysa herkes biliyordu ki halife buluttan nem kapan zalimin tekiydi. Kimsenin kendisiyle dalga gemesini hogremez-di, hele bir a kesinlikle yapamazd bunu. Tm saray erkn korkuyla, kaamak yollu halifeyi szerek, bu sefil soytarnn her an uramas mmkn olan gazab bekliyordu. Ama halife hi bozuntuya vermeden yemeini yiyordu ve ara sra yanndakilere bu tr durumlarda sylenebilecek ceviz kabuunu doldurmaz eyler sylyordu. Sanrsnz ki bir aldatmacann kurban olduunun hi farkna varmam. Sonunda tatllar ve ara yemekler geldi, onlar da yine bir nceki 201 pazar gn verilen ziyafetteki tatllarn ve ara yemeklerin aynyd. Sonra hizmetliler apar topar sofray topladlar. O zaman halife alarn ikisinin de derhal oraya getirilmesini buyurdu ve iki adam karsna geldiinde, saray erknna dnerek, yle syledi: te dostlarm, bu iki ziyafette karnzda bulunan bu iki ann sanatn ve buluunu grm oldunuz. u anda bizim yapacamz, hakemlik etmek ve ilerinden hangisinin saray mutfann baas olmas gerektiine karar vermek olacak. Sanrm, ikinci ann birinci aya baskn kt konusundaki grme siz de katlacaksnz. nk geen pazar gn yediimiz yemek her ne kadar bugn nmze konulan yiyecekler kadar ince, zgn, zengin ve lezzetliyse de topu topu prenslere layk bir yemekti. Ama ikinci yemek, tpatp birincisinin tekrar olduundan, onu stn bir boyuta ulatryordu. Birinci len bir olayd, ikincisi ise bunu anma treni ve eer birincisi anlmas gereken bir eyse, bu anlrl ona salayan, ikinci lendir. Bylece, tarihteki kahramanlklar, doduklar kirli ve pheli kabuktan ancak daha sonraki kuaklarda onlar srdren an sayesinde kurtulurlar. u halde, dostlarmn evinde ya da yolculukta bana, prenslere layk yemekler, burada, sa-raydaysa ancak kutsanm yemekler sunulmasn istiyorum. Kutsanm yemekler, evet, nk kutsal ancak tekrar yoluyla vardr ve her tekrarda deeri biraz daha artar. Birinci ve ikinci alar, ikinizi de ie alyorum. Sen, birinci a, ava ve savaa gittiimde, benimle geleceksin. Soframa egzotik yemeklerin yeni eitlerini katacak, gastronominin en artc bulularn hazrlayacaksn. Ama sen iki numaral a, sen burada kalp, gnlk yemeklerimle ilgileneceksin. Mutfaklarmn baas ve yemee tinsel boyutunu kazandran mutfak ve yiyecek trelerinin srdrcs olacaksn.

202

al Horozu
Michel Tournier
yklerlev.: Mustafa Balel/223 sayfallSBN 975-539-063-4

"Yazarn grevi mitleri lmden kurtarmaktr" diyen Michel Tournier, Fransa'nn en yaratc yazarlarndan biri. lk bakta birbirinden uzak grnen nesneler ve olgular arasnda balar kurarak; masal elerini bir baka dnyann eleri olarak deil de gncel dnyadaki yerlerine oturtarak ileyen Tournier, bu zellii ile hakl bir n kazanm durumda. al Horozu hikye ile masal arasndaki ayrm belirledii ve insanla benzerleri ya da insanla nesneler arasnda aykr ilikiler yaratt en arpc yk kitaplarndan biri. Bu kitabnda Cennet, Noel Baba, Robinson Crusoe gibi tarihsel mitlerin yan sra, genlik, otoyol, kzlk gibi gndelik mitleri entelektel bir yaratclkla iliyor.
"yklerin salam kurgusu kadar, Trkeye olabilecek en mkemmel teknikle evrilmi olmalar, okuyucuyu sadece dilden tat almaya srkleyebilir. O zaman insann kendini imdikleyerek, Tournier'in gerekten ok ilgin ve ufuk ac saptamalarn karmamak zere, uygun bir zihin ve ruh haline gemesi gerekmektedir." Mehmet Ali Klbay / Cumhuriyet Kitap "yle mthi biimsel denemeler, szck oyunlar falan yok Tournier'in metinlerinde. Kurgusu salam, yaln metinler bunlar. Peki bu g nereden geliyor, iin srr nerede, diye dnyor insan ister istemez. Belki yle aklayabiliriz. (...) Derin bir kuyudan ekilmi bir tek imgeyi beslemek zere kurulmu her ey. Tournier bu imgeyi kurarken yan yollara sapmaya, oraya girip aklamalar yapmaya gerek duymuyor. Btn gcn dipten gelen bu imgeyi kusursuz bir ekilde yaratmaya harcyor () Ya da bir baka ekilde sylersek dnyann gizemi neredeyse orada durmaya, oraya varmaya alyor Tournier." Serhat ztrk / Gne "Ksacas., yaadmz sylem dnyasn sylyor Tournier. 'Kar'dan grmek iin okumak gerek." Sleyman Bulut /Birikim

Michel Tournier
Roman/ev: Mustafa Balel/206 sayfa/ISBN 975-539-136-3

Altn Damla

Daha nce Veda Yemei, Cuma ve al Horozu adl kitaplarn yaymladmz, Concourt dll Michel Tournier'nin son roman Altn Damla'y sunuyoruz bu kez. Bu romannda fotorafl ve resimli kltrlerle bunlarn uzanda yaamay seenler arasndaki iliki ve ilikisizlii anlatyor Tournier. Her ey, Sahra'nn, d dnyadan kopuk cra bir kesi Tabelbala'da balar. dris, lde srsn otlatmaktayken Avrupal bir ifti tayan bir Land Rover kagelir. Sarn kadn arabadan iner. Mslman delikanlnn, srsyle birlikte fotorafn eker. Fotoraf Berberiler arasnda "saygn" ama ayn zamanda "netameli" bir nesnedir. dris, "fotoraf bana ver," der. Kadn onu Paris'te bastrp yollayacan syler. Berberi gencin kafasnda uyandrd kargaann farkna varmadan ekip gider... Fotoraf gelmez! ki yl sonra dris'i, birok Maripli delikanl gibi Fransa'ya srkleyen, soyaekimden gelen gerlik ve i aramak kaygs olduu kadar, bacaklarn rtmeden dolaan, fotorafn alp gtrm olan sarn kadn bulmaktr. Sahra'daki snrl hayatnn dna kan dris televizyonla, sinemayla, vitrinlerle ve sex shop'larla tanr. Bir gn nce yaad

hayatn mzelerde bir anda nasl bir seyirlie dntn, Avrupal'nn l ile kendi lnn farkl farkl eyler olduunu grr. ansnn, fotorafn ve resmin olmad hayatnn ansna, fotorafa ve resme nasl boyun ediini fark eder. ncinir, aalanmann basamaklarn birer birer iner... Ta ki bedenin en tinsellemi organ sa el tarafndan izilen ve ruhun akl sr ermez ifadesi olan hat sanat ile tanncaya kadar... Artk grntler dnyasnda yolculuk yapabilecei yeni bir yol bulmutur...

Michel Tournier
Gnmz Fransz edebiyatnn en byk yaratclarndan Michel Tournier, son yapt Kaynak ve alda kolektif bilincin kristallemi rnekleri olan mitoslardan hareketle anlatsn kuruyor. Temel kaygsysa, Bat kltrnn temelini oluturan mitoslarla ncil'de yer alan meselleri sorgulamakszn tketen gnmz gndelik hayatna mdahale ederek baka yaama imknlarna iaret etmek.... Eski alardan gnmze, insanlarn bitip tkenmeyen "Vaat Edilmi Topraklar" araynn hikyesi olan Kaynak ve al, bir g syleni aslnda; gemiten gnmze insanlk tarihinin en scak konularndan biri olan "g ve gmen" olgusuna yeniden bakmay deneyen bir roman. nsanln btn alarnda kesintisiz bir akla sren g; ak, fke, kskanlk ve sava kadar sahici ve insana zg bir eylem. nsanolunun aldan kaynaa, ateten suya ulama abasnn anlatm bir anlamda. Toplumlarn yazgsn etkileme gcne sahip olan g olgusu, ayn zamanda bireysel kaderin akn tamamen deitiren bir zellie de sahip. Eleazar'n hayatn tmyle deitirmesinde olduu gibi... Rahip lazar, patatesleri krp geiren vebann hkm srd anayurdu rlanda'y kars ve ocuklaryla birlikte terk ettiinde yl 1845'tir. Yolculuklar, Amerika'nn Dou sahiline ayak basldnda bitmeyecek, Eleazar'n kendisine rehber kld Kutsal Kitap'n yol gstericiliinde devam edecektir. Hedef, Kutsal Kitap'n "Vaat Edilmi Topraklar" olan Kenan lkesi'yle zdeletirdii Kaliforniya'ya ulamaktr. Colorado lnde yaad deneyimin mistik karakteri, lazar'a Kutsal Kitap' ilk kez gerek anlamyla okuduunu dndrr. Kendi yazgsn, Musa'nn yazgs nda anlamlandrr. Alevli al ile hayatsuyu Kaynak arasnda, Yehova ile brani halk arasnda kvranp kalan Musa'nn dramn kendi yaamnn z olarak kabul eder... Eleazar'n yaamnn Musa'nnkine paralel olarak anlatld bu kitap, gl bir mitolojik altyap ve sarsc bir kurguya sahip. Ayn zamanda Amerika'nn az bilinen topraklarnda geen, yerliler, kanun kaaklar, nesli neredeyse tkenmi bizonlar ve ngrakl ylanlarla rl, "western" motifleriyle bezeli bir servenle de kar karyayz...

Michel Tournier
Edebiyat/ev: YaarAvun/421 sayfa/ISBN 975-539-295-5

Meteorlar

ada Fransz romannn byk ustalarndan Tournier sayesinde hayata bir kaleydoskoptan bakmay reniyoruz. Her romannda yeniden kurgulad dnyada uzun yolculuklara karyor bizi Tournier. Her biri sonsuz imge ve iliki olaslklaryla tahayylmzn snrlarm zorlayan Cuma, al Horozu, Altn Damla, Veda Yemei, Kaynak ve al, Kzlaalar Kral gibi romanlar, hibiri dierine benzemeyen birer felsefe evreni. Ba dndrc romanlarndan biri de Meteorlar. Zaman ve mekn iinde; dnya, evren, doa olaylar arasnda; daha da nemlisi, yaantlar ve zihniyetler arasnda gelgitli bir yolculuun roman.

1930'larn Fransa tarasndaki aile reisi ve iadam rolleri ile Paris'teki hovarda hayat arasna skm bir adam Edouard... Evini her eyi kabul etmi, srekli ocuk douran bir anne ve son ocuklar, ikizler Jean'la Paul... zrl ocuklar iin bir eitim kurumu... Edouard'n iki erkek kardei: p imparatorluunun bandaki tutucu Gustave ve o lnce, iin bana gemek zorunda kalan ecinsel bohem Alexandre... Meteorlar'da kinci Dnya Sava ve sonras dnemin oluturduu Avrupa fonu nnde birbirinden ilgin yolculuklara karz: zrl ocuklar kurumundaki ocuklarn gizli iletiim evreni ya da ikizlerin kapal, mutlak evrenleri; modern dnyann temel zihniyetlerinden heteroseksellik karsnda, heteroseksel olmama hali; hatta plerin son derece gizemli, zengin dnyas, yolculuumuz srasnda uradmz duraklardan bazlar. Ve Meteorlar, yani ikizler; gksellie, rzgrlara, gelgitlere gre yaayanlar; rzgr dilini konuanlar... "Baka" olanlar... Tournier, bir kez daha modern birey denilen o zavallnn dnyasna saldryor; baka bir hayatn dilinden, rzgr dilinden konuuyor... Hep ayn dili konuanlardan, hayatn bir srr olmadn syleyenlerden skldysanz ve her gn toplanan plerin anlamn, sapknlar, ikizleri, meteorolojik olaylarn srrn, yerin ve zamann tad iaretleri merak ediyorsanz; o zaman, Meteorlar bitirdiinizde, hayat okuyuunuz deimi olacak.

Michel Tournier
Roman/c\ . Hasan Anamur/'379 sayfa/ISBN 975-539-137- J

Kzlaalar Kral

Daha nce Veda Yemei, Cuma, al Horozu ve Altn Damla adl kitaplarn yaymladmz, Fransz edebiyatnn byk yaratclarndan Michel Tournier'nin en nemli romanlarndan biri olan Kzlaalar Kral'm sunuyoruz bu kez. Kzlaalar Kral, herkesin kendi halinde bir oto tamircisi sand, oysa masallardaki tenobur devleri artran, kkeni yldzlar ve gezegenler evreninde olan, zamann lsnden syrlan, ancak gncel olaylar iinde de yaamak zorunda kalan Abel Tiffauges'un kinci Dnya Sava ncesi Fransas'nda balayan ve sava boyunca Fransa, Almanya ve Prusya'da sren olaanst servenini anlatr. "Yars etten-kemikten, yars mermerden bir heykel" olan, "et seven, kan seven, ten seven", krpe ocuklarysa bambaka duygularla seven Abel Tiffauges, ruhunun dnyann oluumu kadar eski olduuna ve sonsuza kadar yaayacana, kendisi ile Yazg arasnda bir tr ortakln varlna, yeryzndeki tm olaylarn onun yaamndaki gelimelere gre biimlendiine inanr. yle ki, Saint-Christophe koleji o haksz yere cezalandrld iin yanar; kinci Dnya Sava o haksz yere tutukland iin kar... Kzlaalar Kral bal ile roman kahramannn ad Abel Tiffauges, daha batan, okuru bir gstergeler, simgeler, alegoriler, mitler orman iine srkler: balk, Goethe'nin nl baladndan alnmtr ve bir babann kucandan olunu kapan doast bir ocuk avcsna gnderme yapar; bu simge roman iinde bir baka anlam daha kazanacaktr. Abel, Kutsal Kitaplarn bilinen yksne gre, kardei Kabil tarafndan ldrlen gebe Kabil'dir; Tiffauges'sa, korku yklerinde Mavi Sakal'a dnen Gilles de Rais'nin atosunun bulunduu yrenin adna bir gnderme. Abel Tiffauges'un olaand serveni, ayrca kinci Dnya Sava srasnda Nazi Almanyasf nn perde arkas zerine gerek bir belgesel niteliindedir. Bize, mitler dnyasndan seslenerek yepyeni ykler anlatan, hayal gcmzn snrlarn

zorlayan bir bayapt...

Michel Tournier

Cuma

YA DA PASFK ARAFI
RomanIev: Melia Ece/224 sayfa/ISBN 975-539-064-2

Gnmz Fransz edebiyatnn en byk yaratclarndan olan Michel Tournier'nin bayaptn sunuyoruz bu kez. Tournier yaadmz hayata anlam verebilmek iin hikyelere ihtiyacmz olduunu dnen ve kolektiflik kazanm hikyeler denebilecek mitoslar da ciddiye alan bir yazar. Temel kaygs Bat kltrnn temel mitoslarn dntrerek bambaka anlamlandrma ve yaama imknlarna iaret etmek! Yazd bu ilk romanda ise Bat modernliinin "giriimci birey" kltn, "vahileri ve doay uygarlatran beyaz adam" imgesini, "retim, tketim" tapnmasn ve "zaman, dzen, disiplin" kaygsn en zl biimde ifade eden Robinson mitini parampara ederek, heyecan verici bir doa/dnce sentezini mutulayan ok farkl bir mitoloji ina ediyor. Cuma ya da Pasifik Araf' Spinoza'dan Lvi-Strauss'a, Hegel'den Sartre'a bir dizi dnre atflar ieren bir dnce roman olmasna karlk bir macera roman kadar da srkleyici. Edebiyatla da dnlebileceini gsteren mthi bir rnek. Dt adada Bat kltrn minyatr boyutlarda yeniden kuran Robinson'un, nce doann, sonra da kendine kle yapt 'vahi' Cuma'nn "bakalk"lanyla yzyze gelmesi anlatlrken, btn bir tarih Cuma'nn kahkahalaryla yeniden yazlyor aslnda. Bat aklclnn iplii pazara karlrken "baka" trl dnmenin ne denli mmkn ve gerekli olduu gsteriliyor. Bu nefis roman ve Deleuze'n yazd sonsz dikkatle, tekrar tekrar okuyalm ve kendimize u sorular soralm: Hayatmzda hem bireysel hem de toplumsal anlamda "bakalar" var m gerekten? Bakalarnn olmad, olsa bile dikkate alnmad, ezildii, yok sayld bir hayat dayatlmyor mu bizlere? Bakas yoksa ben var mym? Ayrnt olarak Ctma'y yaynlamaktan zel bir haz duyduumuzu belirtiyor; edebiyata inanan ve sahici sorularn peinde olan herkese tereddtsz neriyoruz...

Erkek : Balk. Denizden ve balklardan anlyor. Kadn "Morina bal gibi gzelsin" diyerek seviyor. Kendi kendini yetitirmi biri. Kadn : Felsefeci. Leibniz, Kant, Hegel ve Heidegger okuyor. Aptal erkekleri bir bakta anlyor. Dul. Gzlkl. Evlenirler. Her ey ok gzeldir. Erkek bala kmakta, kadn istekle onu beklemektedir. Birbirlerine anlatacaklar hikyeleri ve dinleme istekleri vardr... Zamanla by bozulur... Tutku nce suskunlua/saygya sonra da sabra dnr. Ayrlmaya karar verirler ve bu haberi iletmek iin dostlarn bir veda yemeine arrlar. Ne var ki konuklardan her biri tpk Boccaccio'nun Decameron'undaki gibi bir hikye/masal anlatmaya balar. Anlatlan her gereki, karamsar hikye ayrlma isteklerini glendirir. Scak ve gnl okayc masallar ise birbirlerine yaknlatrr. Gecenin gzelletirdii masallar sabaha kar olaanst bir biime dnr. Herkes gittikten sonra Kadn "Gerekte bizde eksik olan, birlikte oturacamz szcklerden yaplm bir evdi" der. Erkek "Gndelik

yaamn balna gmlm iki sazan baln andryorduk," diye cevap verir. "Bundan byle dadan kopup gelen sel sularnda yan yana titreen iki alabalk gibi olacaz."

Konuklarn anlatt hikye ve masallardaki temalar klasik: Ak, ayrlk, intikam, ihanet, ac, suskunluk... Veda Yemei'ndeki fark: Tournier'mn insann bilinmezliklerinde gezerken gsterdii cesaret, humor ve kkrtclk.

You might also like