Professional Documents
Culture Documents
Ahmet Bozkurt
1977 Erzincan-Tercan doumlu. renimini babasnn memuriyetinden dolay Gle, Sarkam ve Erzincan'da tamamlad. 1998-1999 ylnda arkadalaryla birlikte Erzincan'da yaynlanan Tara dergisinin yayn kurulunda yer ald. 2000 ylnda yine Erzincan'da Le pote travaille dergisini kartmaya balad. Hayalet Gemi, Birikim, Geceyazs, Tezkire, Virgl, Dnen Siyaset, Skala, Est-Non, Cumhuriyet-Kitap, RadikalKitap, Akam-lk, E, Son Kiot, Hrriyet Gsteri, Kitap-lk, Cey Sanat, Kl, iiri zlyorum, Le pote travaille gibi dergilerde iirleri, dil felsefesi, modernizm-postmodernizm, yapsalclk, sanatsal dilin oluumu, iirde ben, zne-ben'in dilsel ilevleri ve dilin iirdeki varolusal yaratm, varolusal bellek ve hakikatin kayna sorunsalna iirin duyumsallnda cevap arayan almalar, edebiyat ve resim eletiri yazlar, denemeleri yaymland. Grnebilir olann alg dnyasn aa kartarak yaz'nn bilin kaytlarn tutan yazar varln evindeki huzursuzluun ayn zamanda kendi huzsursuzluu ve yalnzl olduunun da farknda. Kanayan yaralar ak tutmaktan baka elinden bir ey gelmeyen bir srgn, bir yabanc. Erzincan'da yayor ve Vadi iekli ile birlikte Le pote travaille (air alyor) isimli iir dergisini kartmaya devam ediyor. Son zamanlarda ise Trajik Zaman evrimi ve Antik Yunan Tragedyas, iir ve Dconstruction, Modernizm ve iir, William Shakespeare, iir ve lm Fenomenolojisi zerinde younlat almalarn sadece bir ksmn oluturuyor.
air alyor
Digraf Yaynclk Deneme-nceleme-Eletiri air alyor Genel Yayn Ynetmeni Dizi Editr Yayna Haz.: copyrigt 30 14 Ahmet Bozkurt Metin Cengiz Yavuz zdem enol Topcu Digraf Yaynclk
978-975-9056-29-2 Sava eki Ocak 2007 YN MATBAACILIK Tel: (0212) 544 66 34 STANBUL
Digraf irtibat
Adres Samandra Cad. Harmanl sokak, zlem Ses Sitesi B Blok No:1 Yakack, Kartal, stanbul
iirden Digrafn bir yayn markasdr.
Ahmet Bozkurt
air alyor
indekiler
nsz Niyetine:iirsel Bir Denemeye Doru................................9 Mrekkebin Aynasndan Yansyan Glgeler Varlk, Dil ve iirsel Uzam..............................................................22 Eik: Sonsuz Uyum(suzluk)............................................................28 Varlk, Abject ve Tiksintinin Eril Sylemi....................................32 Felsefe Burcunun Dingin Sesi: iir................................................43 Bir Fugue Olarak Taklit..................................................................47 iir: Glge-Resim..............................................................................51 Ayna Bedenlerden Harf Bedenlere:smet Doan Resminde BengiBak'n Esemplastic nas ve Penetrtum....................................63 iir zerine Fragmanlar..................................................................72 Lirik iir.............................................................................................78 iirsel Adalet.....................................................................................80 Suskuya Gml iir: Dzyaz......................................................82 Sz Askya Alan iir: Sinema.......................................................84 iirin Zaman Haritas.......................................................................88 eylerin Arkeolojisi..........................................................................91 Uzaktan zne-Ben: iirinin znesi Olarak air..........................95 Ece Ayhan: iirimizin Yryen Yahudisi...................................107 Necmi Zek'nn iir Duraklar: Aura'sn Yitirmi Zaman mgeleri................................................................110 iir: O Sonsuz Uurum..................................................................120 Beklemenin Yeryz ocukluunda Bir air: Yavuz zdem.................................................................................126 Hakikaten Le Pote Travaille.......................................................130 Tara Entelekteli alyor!.........................................................133 Tarada iir Hazrlklar...............................................................136 smet zel'in Fedaileri...................................................................141 Ne'e Erdok Resmi in............................................................143 iir Okuyan Kzlar.........................................................................148 Le Pote Travaille... Saint-Pol Roux! Les reposoirs de la procession maintenant plus gai....................................................151 Okuma Listesi................................................................................153
sessizliinden devirdii tm imgeler hep bir yalnzl oaltr. oaltt tm yalnzlklar kadar da kendisine benzer. Sreen bir imgeler evreninde glgelerden devirdii bir hayattr aslnda tm elde ettii: Krlgan ve bir o kadar da bolua atlan szckler. Sesinin yankland, arpp geri dnd bir duvar, her yolculuunda konaklayaca bir yer, ona yol az sunacak bir yolda olmayacaktr ou zaman. Bunun farkndadr yazar, farknda olmakln o suskunluu ierisinde elinden tutan imgenin pei sra srklenir bu yolculua. Szcklerin ierisinden devirdii hayat yeni bir dnya imgesi sunar ona. Sorduu sorular hakikatin soluk yzn bir para olsun aralamak iindir. Oysa yalnzln paylaan tek ey yazmann ve dile getirmenin o bengi utkusudur yalnzca. Ans olmayan bir zamann okurla paylamndan baka ne olabilir ki, deneme? Zamann akkanl ierisinde unutua kar direnen bir bilincin tuttuu kaytlardan ve sorduu sorulardan baka bir ey midir? Ola ki, deneme varolan bir imdi ierisinde ezamanll gemi ve gelecek ayrmlarnn tamamen dnda bir ncesizlik ve sonraszlk ierisinde olumlamak ve zamann bengilii ierisinde kuatlan varln bu dnya ierisinde, yaz'nn o akn ve irek srerliinde, konuk edilmesi etkinliidir. Nasl grlebilir olann almlanmas olan alg (asthsis) geitlerden ve snrlardan ard iirsellii yaz ierisinde bir bakalama (allosis) maruz brakyorsa deneme de maruz kalnan bu imgenin bir armaan olarak bu dnyaya braklmasdr. Tpk kendisi gibi hibir zaman tamamlanmam olan iir gibi eksik ve eksiltili dnyann bir zeti bir yansmas olarak kalacaktr. II Ar bir zamand srekli ve ansz. Melih Cevdet Anday Herman Melville'in beyaz Amerikan ryasnn hlyal anlatmlaryla dolu olan roman Moby Dick, Ishmael deyin bana
10
cmlesiyle balar. Eski Ahit'le balayan bir srgnlk ve yabanclk psikozunun model addr gerekte smail. Ve o, insanlar arasnda yabani adam olacaktr diyen Tekvin'de unutua kar her eye kadir bir otoritenin varln imleyen bir anlam vardr smail'in: Tanr iitir. Srgn ve yabanc olan smail'in gerekte kutsal bir sessizlikle malul bir zaman ierisinde yalnzca Tanr'nn iittii bir adnn olmas bu yazgnn bir sreksizlik olarak yaanmasn mmkn klan, belki de, tek tesellidir. Melville'in Ishmael'i de varoluun mevcudiyetinin unutulduu zamanda bir yok saymaya ve Batl Beyaz Adam imgesine hizmet eden bir hafzaya sahiptir. Her eyin unutularak varolduu bir uzamda devralnan mirasn, gemi an'n yabansl ve zamann donmuluu gerekliin yittii bir ara dnyaya havale eder bireyi. Unutu'un ierisinde yaanlan zaman mutlak bir teki'ye mndemi bir ezamanlln da inkrdr sonuta. Ayn zamanda, unutu, baka'snn varlnda bir mevcudiyet hline sahiptir. Yalnzln ve birbanaln hkmszletirdii bir durumdur bu. Oysa, ayn olann kendisini hep tekrar ederek varolduu bir bengilikte teki de imdiki an'n devredilemez mutlaklnda kendini yadsr. Ayn'ln yittii uzam teki'nin zamanszlatrlmasna ve silik bir imge olarak kabulne baldr. Gemi ve imdi'nin gereklie ynelik bir aidiyet formu sonrasnda ayrt bir an'n addr zaman. Unutma edimi ise hem gemiin hem de imdi'nin ezamanl dnyasnda gerekleen bir neden ve sonu olarak vardr. Zaman, gemile gelecein ezamanl olarak iinde bulunduu anlk bir imdi olarak gren Walter Benjamin de messiyanik bir aura ierisinde yaklar zamana. Auerbach'n yaklam bu messiyanik z'n hem zamansal hem de meknsal unutu hlini daha ak resmediyor: shak'n kurban edilmesi, sa'nn kendini feda etmesini haber veriyor eklinde yorumland vakit ve bylelikle ilkinin ikincinin gerekletirdii vaadi ilan ettii dnldnde, aralarnda ne zamansal ne de nedensel bir iliki bulunan bu iki olay arasnda yine de bir ortaklk bir balant, kurulmu olur. phesiz bu balant, varl
11
akl yoluyla yatay boyut zerinde tespit edilemeyecek bir balant zerinden ykselir. Bu balantnn tespit edilebilecei nihai dm noktas ise, hem dikey olarak hem de bu trden bir tarihi tasarlayabilecek ve hem de bu tarihin anlalabilirliinin anahtarn temin edecek biricik zne olan Tanr'nn inayetiyle ilikilendirildii bir konumdur. imdi ve burada olann, artk yalnzca dnyev bir olaylar zincirinin bir halkasndan ibaret deil, ayn zamanda her zaman varolmu olan ve gelecekte de varolacak olan bir eydir de. Kesin olarak sylendiinde, Tanr'nn gznde btn zamanlara yaylm, ebedi ve zaten paral dnyev olaylar dzleminde tketilmi olan bir eydir.(1) Bengilik ve zaman bir perde gibi hayatn duraklarnda snrlar koyan unutu'u hangi kozmik evrimin (cosmic cycles) hlesi ierisine hapseder? Varlk dnyas nasl insan evreleyen bir olu'a sahipse zaman da bu olu'u mmkn klan sonsuz bir sreen tekrardr. Zaman kavray, hi phesiz, imdi ve burada olan bir dnyaya mndemitir. Yaanlan zaman ancak deneyimlenen bir dnya ierisinde varolur. Olu ise mevcudiyetini varlktan alr. Kozmik evrimin niceliksel belirleyeni olarak zaman da kendi mevcudiyetini kendinde ey olan varlktan alr. Aktif imgelemlerden mteekkil olan olu dnyasnda zaman da bu aktif imgelemlerin bizatihi kendisinden baka bir ey deildir. Kendi zaman ierisinde tekevvn eden bir unutu hli olu ierisindeki bir dnyada kendi zamanszln kurarak tarihsel evrimin snr koyduu tm biimlere kar niceliksel olarak tartm mmkn olmayan bir kozmik alan ina eder. Salom'nin Vaftizci Yahya'ya ak olduu hapishane de gemile gelecein ezamanl bir sre ierisinde bir arada bulunduu bir imdinin ritelistik bir grnmn va'zeder. Yahya'nn Salom'ye unutturduu ey iinde bulunduu zamann uuculuudur. Oysa Salom tutulduu an ierisinde zaman sabitlemitir. lmcl bir tutkuyla Yahya'nn unutkan yalnzlna ak olmutur. Yahya'nn hapsedilmesi belki de bastrlamayan ve yok edilemeyen bir zamann unutua terk edilmesidir. Fakat Salom'nin kadns ve lmcl tutkusu bu zaman unutuun
12
ellerinden alarak, lmn bengiliine teslim etmitir. Edgar Allan Poe'nun The Fall of the House of Usher yks de unutmaya yatrlm bedenlerimizin geriye dnlemezin ve ertelenemez olann lmcl izgisinde nasl bir varlk ykmyla sonulandn hatrlatmas asndan tm ara yzleri bertaraf eden bir snr izgisinde konaklar. Mitologyada lanetli Labdakos soyunun son ilenli srgn Oedipus ve onun bir ensest rn olan ocuklarnda olduu gibi Roderick ve Madeline de rm soylarnn son kalntlar olarak talam bir zamann unutkan yalnzlnda birer ceset gibi yaarlar bu dnyada. Trajik bir zaman evrimiyle rl bir dnyada soluk alr bu kardeler: Varlklar ve sevgileri kendilerini ve yaadklar evrimsel an' da yok eden bir ykma doru gtrr onlar. Tm snr durumlar alm, unutu bir yazg gibi yaanmtr bu an'da. Ka olmayan bu ama hlinin en gzel ifadesi Hlderlin'e aittir: bu snrda insan kendini unutur nk btnyle an'n iindedir. Tanr unutur, nk o zamandan bakas deildir. Roderick Usher ile kzkarde Madeline'e karde olduklarn unutturan ey nedir, o zaman? ki karde arasndaki sevginin ortaya kard zamansal bir unutma eiiyle karlarz bu ykde. ok daha kkensel bir ruhsal btnlemeyi ama edinen bir birleme gibi gzkse de nihayetinde ksnl ve lanetli bir birlikteliktir bu. Roderick Usher ile kzkardeini bylesi ksnl ve ykc bir birliktelie gtren unutma biimi zamana kar duyulan honutsuzluun ve direniin bir rndr, belki de. nsan zaman ierisinde konaklayan bir varlktr. Unutmaya altmz anlar ise grnenin altnda yatan gerei rten birer perdedir aslnda. Ar imge younluu ierisinde zamann tarihsel evrimine tanklk eden modern insan iin ezeli hikmet'in ngrd bir ibn'l-vakt (mevcut an'n olu) mevcut mudur bilinmez fakat bilinen bir ey varsa o da, ancak grngler dnyasnda bir mevcudiyete sahip olan zaman ve meknn artk bir Lethe (unutular) rma ierisinde bellein gemie dnk tm hareketliliini bir erteleme giriimi, bir eik-zaman' olduudur: Btn balanglarn eiindeki lmn yeniden hatrlanmayla mevcudiyet bulacak bir douma/travmaya ancak
13
gemiin unutulmasyla varlabilir. Oysa, gemiin bir imdi ierisinde yuvaland bir zamanda hatrlama, kayd tutulann zamanszlna ilikin bir varlk sorusuna vurgu yapar. Unutmann intentio'su; zamann drtt bir gelecek kaygsn niyet etme durumunda iken onu bellein arkaik gemiine yollayan distentio'sundan hi de ayr dnlmemelidir. Zira unutmann zaman, sanld kadar tikel bir uzamda gereklemez. Gemile birlikte ayn zamanda gelecek kurgusunu da artsremli (diachronique) bir ekilde denetim altna almak istemesi ancak onu yaanlan an'n dokusunda uucu bir imge hline getirmesiyle gerekleir. Unutu'un ierisinde yaanlan bir zaman bize en hafifinden Marguerite Yourcenar'n o uultulu en byk yontucu: Zaman ngrsn neden hatrlatmyor? Hatrlatmyor, nk zaman geri dnszdr ve onun her annda yalnzca kk bir zet gibi durur unutma. Tpk zamana den tinsellik gibi. O yzden unutmann An'n(n) yitimi olduunu unutmamak gerekiyor. Zaman bir d gibi yaandnda belki de evrimine yetiemeyeceimiz tek gereklik kipi olacaktr unutma. III iir-yazn- durdurulamayacak bir sze bal gibidir, nk bu sz konumaz, vardr. iir bu sz deildir, balangtr ve szn kendisi hibir zaman balamaz, ancak hep yeniden syler ve hep yeniden balar. Maurice Blanchot Hep yalnzla yazgl bir edimdir iir. Tm dilsel snrlardan ve eiklerden azade yaz'nn o tuhaf lkesinde bengidnlerle varln tamamlayan air iin sz kendisini hibir zaman bysnden kurtaramad biricik yalnzldr. Yalnzln benliinde at yarayla dilin en u snrlarnda gezinen air kendi yitik lkesine doru yapt yolculuun kaytlarn tutar. Yaratclnn belki de en onulmaz, eriilmez seviyelerinden birisidir yalnzlk. Szckler gibi bir bana
14
olmakln hznn tadan air tinsel bir uzamda dile kendi varoluunun bile salayamad bir sahicilik ykler. Onu epeevre kuatr, tm fetilerinden arndrr. Szn dur durak bilmeden ilerledii ve bylenmi bakn btn balanglar paranteze ald bir ara dnyadr iir. Bu ara dnya, her zaman, nesnenin imgesel bir betiye dnt tm szel edimlerin dilsel bir aura'da kendisini var kld bir uzama kap aralar. Zira iir, kendisine yeten bir nesneyi, bir dili rgtler. Szn dolamdaki gcnn farknda olan air iin yaad dnya okunacak, zerinde allacak bir metindir. Yaad dnyann belleinde at yaralar szn gc ile kapatlmaya allacaktr. airin dlemlerinden oluturduu metinler de hep bu yarann zerini kapatmak iin giritii abalarn sonucudur. Dnya karsndaki yalnzl ile bu yaray daha da derinletiren air iin in halindeki metin yaad hayatn krlne ayra aan ilksel bir adm barndrr ierisinde. Hakikate sz'n gc ile ulamaya alan air bylece glgelerin insiyaki birer terennm olan yaz'da hayatiyet bulur. mgeleme yetisini ve dselliini var gcyle yaz'nn o gizil dnyasna baheder. Dnyann acmaszl karsnda yaz'nn o sonsuz yalvas maarasna snan air, bundan sonras iin de artk, kendi iine bakmay, fazlasyla, bir grev haline getirecektir. Uyku halindeki bedenin duyumsanan nesneler karsndaki kaytszlndan farkl olarak ryalar araclyla nesneleri ikinletiren tinsel bir aktarm sonrasnda vcuda gelir iirsel sz. O yzden her eyden nce, kelimeler nezdinde, zihinsel bir tasarm ngrr iir. Nesneleri bu ekilde grnr klan iirsel sz alg eiini tasarlad mddete maddeye ilikin tm suretleri de dilin dolaymnda birletirerek varln ne'lii sorusunu olanakl klan yeni bir kap aar. Zihnin varettii nesneleri duyumsal dilin akkanlnda maddiletiren iirsel sz algya ait tm psiik halleri de kendi bnyesine katar. Tinselliini bir ekilde dilsel bir mahremiyete dntren iir iin szce(enonc)nin basit bir varlk sorunu olmaktan kp varln tamamlayan olmas da en nihayetinde imgenin bir d iinde
15
kurulmasyla gerekleir. Tpk ryalarn o teozofik evreninde olduu gibi iirsel szn dnyas da algya hazr birtakm simgesel nesnelerin gemie ait tm kopukluklardan arndrlarak hatrland bir imdi'nin ierisinden dile gelir. IV Sonuna kadar dnlm bir eser, benden bakasna giden ve bana bir karlk gibi geri dnmeyen bir armaandr Emmanuel Lvinas George Lukcs denemelerini toplad Die Sele und die Formen (Ruh ve Biimler) kitabna yazd bir giri yazs olan Denemenin Doas ve Biimi zerinede(2) eyler dnyasn dzene sokmayan bir iirin imkanszl zerinden hareketle saf iirin, yalnzca eylerin bilgisi olduunu, iir iin her eyin sahici, tekil ve benzersiz oluundan bahsediyordu. Srf bu zelliklerinden dolay iir soru sormaz Lukcs'a gre; eylere deil yalnzca onlarn ilikilerine soru yneltilebilir ve masallarda olduu gibi iirde de her soru, onu douran eye geri dner. Lukcs'n dncesinde deneme ile iir arasndaki en temel fark iirin motiflerini hayattan (sanattan), denemenin ise modellerini sanatta (ve hayatta) buluyor oluudur. O yzden Lukcs Deneme kelimesindeki yaln tevazunun aslnda bir kibri gizlediini dnr. Deneme yazar, onu zaman zaman nihai hakikate yaklatna inandran kibirli umutlar bir kenara brakr; nk sonu olarak, bakalarnn iirlerini ya da en fazla kendi fikirlerini aklamaktan baka yapabilecei bir ey yoktur. Dolaysz gereklik olarak, varln kendiliindenlii olarak, duyumsanan bir yaant olarak zihinsellik ve kavramsallktan hareket eden Lukcs, iire biimini veren temel eyin kader olduunu dnr: iirde biim ancak kaderin bir grn olabilir. Denemede ise biimin kendisi kadere dnmtr, der. Bu sebepten deneme doas gerei, yokluktan yeni eyler yaratmak yerine bir zamanlar yaanm olan dzenler.
16
Biimsizlikten yeni bir biim yaratmayp yaanm olana yeni bir dzen verdii iin de, kendinden nceki yaantlara tbidir. Deneme bir sanat biimidir, ona gre, zerk ve eksiksiz yaanm bir hayata zerk ve btnlkl bir biim vermektir. Theodor W. Adorno(3) ise deneme trnn Almanya'da bir direnle karlamas ve adnn melez diye ktye kmasn onun tinin zgrln artrmasndan kaynaklandn dnmekteydi. Onun iin deneme, dardan dayatlan her tr sorumluluk alannn dnda ne bilimsel bir ey retmek ne de sanatsal bir ey yaratmak yerine bakalarnn oktan yapm olduu eylere tutularak ocuksuluun esinini yanstmaktan baka bir ey deildir. Adorno'nun syleminde talih ve oyun kavram deneme iin yaamsal bir neme sahiptir: Zira o tini hilikten yaratlm olarak tasarlamaya kalkmaz; sevileni ve nefret edileni yanstr. Filolojik ynden salam, akl banda yorumlar getirmez; tine kar bekilik etmek zere aptalln hizmetine giren o ok dikkatli anlk'n otomatiklemi yarglar asndan bakldnda, styorumlardr asl yapt. Dorudan ifade etmese bile, zdelik-d'nn bilincinin belirmesine izin verir deneme. Yntemin mutlak ayrcal konusunda dnce alannda phe uyandrmay sadece deneme baarmtr. Ayn zamanda eyleri bir ilkeye indirgemeye yanamasyla, ksmi olan btnsel olana kar vurgulayyla, parasal niteliiyle radikal bir biimdir deneme. rgtlenmi bilim ve kuramn oyun kurallarna boyun emez. Kavramlarn boluk brakmayan dzeni var olan eylerin dzeniyse ayn olmad iin, tmdengelimci ya da tmevarmc bir kapal yap kurmaya kalkmaz. Soyutlama srecinin sonucu olan kavramn, ele ald bireyselliin tersine, zamansal bir deimez oluuna ontolojik bir haysiyet atfeden dogmann iddetinden tiksintiyle kanr deneme. Bu yzden deneme, tarihsel olarak retilmi olann kuram iin elverisiz bir konu saylp aalanmasn kabul etmez. Ezelden verilmi bir eyin peinden komaz; ve bylece, kendi damgasn tamayan hibir eye katlanamad iin kendi her-yerde-oluunu hatrlatan eylere hi katlanamayan ve bu yzden de ideolojik bir tamamlayc olarak tam da kendi pratii
17
yznden tamamyla yok olmu doay mecburen iin iine sokan toplumsallatrlm bir toplumun fkesini eker. Deneme, dncenin thesis alanndan yani kltrden- syrlp physis alanna yani doaya- geebilecei yanlsamasna sessizce son verir. Deneme iin, dnmeye balad ana kadar, dolaymn btn aamalar dolayszdr. Ezeli verileri reddeden deneme, kendi kavramlarnn tanmlanmasna da raz olmaz. Deneme, antisistematik ynelimi kendi hareket tarzna dahil eder ve kavramlar trensizce, dolayszca, aynen edindii gibi sunar. Gerekte btn kavramlarn daha batan iinde yer aldklar dil tarafndan rtk biimde somutlandn dnen Adorno, kendisi de esas itibariyle dil olan denemenin, kavramlarn bu anlamlaryla ie koyulduunu ve onlar daha da ileri gtrerek, dile, kavramlarla olan ilikisinde yardm etmek, dilde dnmeden anlan kavramlarn zerinde dnmek istediini belirtir. Onun iin kavramlarn tanmlanmasnda olduu kadar pheci bir tutum iinde olan denemenin de genel kavramlar olmadan yapamadn da ekler. Denemenin yntemli bir yntemsizlik olduunu dnen Adorno iin, denemenin, hakikat haline gelii, temellere ynelen bir hazine avcl takntsyla deil, onu kendi dna doru srkleyen kendi ilerleyii iinde olur. Kavramlar, denemenin kendisinden de sakl bulunan bir terminus ad quem'den (bitiri n) alr n, herkesin gz nndeki bir terminus a quo'dan (balang n) deil; ve bu yntemde denemenin topik amall da dile gelmi olur. Adorno, denemenin kendini biimine ikin bir greceletirmesi olduunu dnr: Her an herhangi bir noktada bitebilecekmi gibi kurmaldr kendini. Gereklik nasl paralysa, o da paralar halinde dnr ve kendi birliini bu paralarn arasna dalarak bulur, onlarn stn rterek deil. Deneme gerekten de sona ermez ve bunu yapamyor oluunu da kendi nselinin parodisi halinde vurgulayarak sergiler. Denemeyi belirleyen onun nesnesinin birliidir ve o nesnede kelmi olan kuram ve deneyim de buna dahildir. Kendi ierii tarafndan belirlenir snr izgileri. Denemenin btnl, geliimini kendi iinden tretmi (auskonstruiert) bir biimin
18
birlii olarak, btnsel olmayan bir eyin btnldr, bir ierik olarak reddettii dnce ile nesnenin zdelii tezini biim olarak da reddeden bir btnlk. Adorno'ya gre deneme, ne kendini sistematik biimde kuramdan tretir ne de gelecekteki sentezlerin bir n demesi durumundadr. Deneme, kavram ve deneyimleri nasl dardan alp zmlyorsa kuramlar da yle zmler. Ama onlarla bir bak as ilikisi iinde deildir. Denemede bak asnn bulunmay bir safdillik olmaktan karak nesnelerinin nceliine baml hale gelmise ve deneme nesneleriyle ilikisini bir balang noktasnn bysnden kurtulmak iin kullanyorsa eer, dnn karsnda hep gsz kald o bak as felsefesiyle parodi halinde bir polemii de gerekletirebiliyor demektir. Kendisine yakn duran kuramlar yutar deneme; anlam hep zp eritmeye eilimlidir, kendisi iin k noktas olan anlam da dahildir buna. Denemenin bilerek iine dald hakikatsizlik, ayn zamanda onun hakikatini de barndran edir. Denemenin asl ilgilendii nesnesindeki kr yandr. Kavramlar kullanarak zorla aa karmak istedii ey, nesnelerde kavramlar tarafndan kapsanamayan eydir ya da bu kavramlarn oluturduu nesnellik ann aslnda salt znel bir dzenleme olduunu yine kavramlarn iine srklendikleri elikiler araclyla ele veren ey. Ik geirmez ve yekpare olan kutupsallatrmak, ondaki rtk gleri serbest klmak ister. Adorno'nun denemenin nesnesindeki o kr yan dedii ey aslnda, biraz da, her metnin kendi ierisinde baka bir metnin eritilmesi ve bakalamas sonrasnda bir alntlar mozaii gibi olutuundan(4) bahseden Kristeva da dahil, denemeye irek olann, Pontalis'in bir baka yerde syledii o znel alann yani hem ak pencereler hem de kendine zg odalarda (5) konaklamasndan baka ne olabilir ki? mgelerle ve dille, dilin dolaymsz akkanl ierisinde kurulan bir dokuya sahiptir deneme. Tpk iir gibi o da kendisini ele vermeyen bir anlam a ierisinde dokur yapsn. Ben'e ncelik tanyan bir dokudur bu. Bu dnyay evreleyen bir dilin doal anlam akdr ayn zamanda. Zira deneme evrensel bir
19
dnya tasavvuru ierisinde vara gelen bir yaz deneyimidir nihayetinde. Hem deneme hem de iir verili dnyann gstergelerine kar oyun'un zgl dnyas ierisinde cephe alan, onunla oyun oynayan hedonist ama ayn zamanda bunu ironik bir dil dolaymnda kuran yapya sahiptirler. Bu dnyada soluk alan tin'in izini srerler. Tm eylemlerimiz ve dnya okunacak birer metindir iir ve deneme iin. Deneme nasl bir dil-ii eviri pratii deilse, iir de yksek dillerin bir evirisi deildir. kisinin de ngrd ey dilin anlam evreni ierisinde yaz'ya dair bir dnya ina etmektir. Bir dilyetisi olmasnn tesinde bu dnyay anlamlandrma ve yorumlama pratiini de ierisinde barndrr deneme. Bu dnyaya ait gstergeler onun yaz evreni ierisinde suskun birer glge deildir. iir ve deneme, her ikisi de, gerek plaktr, ama plan altnda derisi yzlm vardr diyen Paul Valry'i yanslarcasna kurarlar kendi i dokusunu. O yzden iir ve deneme hi de birbirinden ayr yakalarda yerlemi biimler deildir. Tpk airler ve denemeciler gibi: te yakada duran bir Victor Hugo, S. Taylor Coleridge, Paul Valry, Stphan Mallarm, Saint-Pol Roux, Paul Claudel, Andr Breton, T. S. Eliot, Yves Bonnefoy'un yazdklar az ey midir, iirin ok mu dnda kaldlar da yaz'ya el verme gereksinimi duydular? Ayn eyi bir Maurice Blanchot, Roland Barthes, Michel Tournier, Walter Benjamin, T. W. Adorno, Raymond Queneau iin de syleyemez miyiz? Peki, onlar ne kadar iirin dndaydlar? Adorno, denemenin asli zelliklerinden birinin de kesintili olmasnda yattn sylyordu: Tpk bu deneme gibi konusunun da daima durdurulmu bir atma zerinde ykseldii gibi. Belki Bergson'un gemiin imdide korunumu ve birikmesi diye zetledii bir sre ve bellek kavrayna olabildiince uzaktayz fakat bugn zamansal grn'nn (perspective temporelle) bize dayatt ey deneme ve iir ikilisinin (ikizinin) gerekte; her admda blnen, fakat her blndnde de bakalaan Akhilleus'un kousundan baka bir ey olmadn hatrlamaktr.
20
Dnyay snflandrmaktan ve snrlandrmaktan te, snflandrlm ve snrlandrlm bir dnyann bakalama urayan, dnen nesnelerine kulak kabartan deneme artk iirin unutuun hafzasna terk edilmedii bir uzamda hatrlamay ve hatrlanmay mmkn klan tek biim olarak yaznsal zamann kanat rplarna kuracaktr kalp atlarn.
___________________
* Tam bu anda, bu eserde, ite buradaym 1-Auerbach, Erich (1968): Mimsis: La reprsaentation de la ralite dans la littrature occidentale, (traduit de la l'Allemend par Cornlius Heim), Paris: ditions Gallimard, p. 24. 2- Lukcs, George (1987): Denemenin Doas ve Biimi zerine, (ev. Nurdan Grbilek), Defter, say: 1, s. 105-123. 3- Adorno, Theodor W. (2004): Edebiyat Yazlar, (ev. S. Ycesoy O. Koak), stanbul: Metis. 4- Kristeva, Julia (1969): Smiitik: Recherches Pour une Smanlyse, Paris: ditions du Seuil, p.85. 5-Pontalis, J.-B. (2001): Pencereler: zel Bir Szck Daarc, (ev. Talat Parman), stanbul: Balam, s. 15.
21
22
sonuta tekileen varln ara-yz'n (inter-face) oluturur. Heidegger'in hermetik bir dolaymn dnda dnlemeyecek olan Dasein'i, kutsal olan dil araclyla adlandran insann kendi varoluunun ikin snrlar ierisinde bu dnyaya bir eklenti (supplement) olarak atlmlnn (geworfenheit) zsel bir ikrardr. Onun iin Heidegger , bir ift kaba kyl ayakkabsn betimleyen bir Van Gogh resmi iin burada ne var diye sorar . Her bak bir snrdr. Kendisine baklan nesne ontik ikinliine ynelen tm uzamsal grme biimlerine kar hep bir varn ierisinde konumlandrr kendisini. Heidegger'in hepsine ve hibirine demekten kanmayaca bir bakmllk ierisinde Van Gogh'un resminde farkllaan ya da ona bakan kiiyle btnleen bedensel fenomenin (leibhanomen) nasl bir dilsel yarkta (punctum) fra darbelerinin egemenliine yenik dtn anlayabiliriz. Gerekte resim hibir eyi andrmaz der Heidegger. Fakat bu resmin anlatt eyin kimin hikayesi olduunu sylemeden de edemez. Resimde aa kan ey gerekte bizim varlmzda btnselliini bulan bir ikinlik dzlemidir. Bu resimde yurtlanan, barnan (verborgenheit) ey en yaln haliyle kendi ben'idir insann. Bu anlamda da zaten bir yerlere yerleik olan milletin meknn adlandrmaktadr bu resim. Zira zaman ve meknn ikinliinde yaplaan varlk her eyin tamamen nesneletii bir uzamda bedenlemeye (embodiment) de nihai formunu verir. Heidegger'in bedensel fenomen olarak nitelendirdii ey de sonuta bedene ynelik tm psiik isel itkileri ve tm dsal edimleri balam d tutarak btn bunlarn dnda tamamen diyalojik bir sre sonrasnda oluturulan varla ikin bir farkndalk halidir. Zira varlk bir yurtluk, yurtlanma; zamana ve mekna kapanml , oradal ve buradal imler. Mutlak surette bir yere ve yurda balanr varlk. Varln tm yaamsal dinamiini de zaten bu tr bir yurtluk dncesi oluturur. Onun iin bir yurtluun her zaman iin varln tm ontik kkenselliini ve sahiciliini tamamladn da unutmamak gerekir. Van Gogh'un resminde btn plaklyla ortaya kan olgu da budur zaten. Varln
23
ontik kkenselliinde bir saklanmln, barnmln bulunmasdr. evresel bir dsalla doru ilerleyen edimselliin dille birlikte varlkta bulabilecei son barnaklardan biridir bu resmin imledii . Hlderlin ise die vaterlandische Umkehr diye dillendirdii yurda dn varln ontik kkenine iirsel bir dn ve kapanma olarak grr. Tam anlamyla bir barnma ve saklanmlk halidir burada egemen olan. te yandan bilme istencinin varln ontik formuna ynelik bir eylemlilii kkrtmas en basitinden, Van Gogh'un bir ift kaba kyl ayakkabsn betimledii bir resimde ortaya kmas Dasein'in dnya iindeki varlnn gnderimsel zn ifa eder. Kutsalln ierisinde barnan dilsel srelerin rtt bir beden Heideggeryen anlamda dnya-iinde-varlkn onu bir yere ve yurda kapatan metafizik dolaymn ve bedensel fenomene ikin meknsalln tinsel bir davurumudur . Dichterisch wohent der mensch (insanlk iirce, iir halinde yurtlanr) diyor Hlderlin. nsan varoluunun zsel bir niteliini imleyen varlk sorusuna Heidegger'in airane dnme (des dichtenden Denkes) olarak kutsad bir olu iindeki gelecei (gewesende Zukunft) varoluun gvdesel btnl sayesinde tamamlamak olacaktr. Daha en bandan itibaren dile, zellikle de iirsel dile zel bir nem atfeden Heidegger kendi yorumsamac geleneini btnyle kuatan Yeni Ahid'in tm hermetik dolaymn yanslarcasna sz hep varln ilksel kkeni olarak grmtr. Dili bir iir gibi grr ve yle adlandrr Heidegger. Dil, bir halk tarihe maleden iirsel uzamdr ona gre. Onun iin dil bu anlamda bir toplumun Dasein'ini (orada-varlk) oluturur. Zira iirsel dil insan varoluuna ikin zlerin ifa edildii biricik ezamanllk biimidir . iirsel dilin gvdesel bir paralanma ierisinde izofrenik bir ayrma uramas insan varoluunun tm ontik kkenselliini oluturan bu dnyaya ait bir dilin psiik snrlar ierisinde aa kar. Bu dnyaya atlan (geworfenheit) insan yine bu dnyaya atlan bir dil araclyla bir yere ve yurda sahiptir. Dile getirilemez olann aktarld bir zemin, bir ara-yer olan iirsel dil
24
dsel bir imgelem ierisinde insan varoluunun kapsn aralayan uzamsal bir eikte durmaktadr. Dilin ierisindeki tm farkndalk biimlerini kutsayarak mekna ikin tekillikleri yerelletiren varlk sz bedenden ayran yaltlm imgelerin hkmranlna da bylece son verir. Zira varoluun ierisinde barnma olanan yalnzca dil salar. Zaten Heidegger de iiri varln szle tamamland bir biim olarak grr. Sz bedenden ayrmak kutsaln dili olan iirsel dili imleyenin yittii bir uzamda znesiz ve tarihsiz brakmaktan baka bir ey deildir. Zira insan kutsal olan dil araclyla, iirsel dille adlandrr. Heidegger dilin bu tinsel dolaymnn farknda olarak Stefan George'un iirinin imledii anlamn dna karak son sz oktan sylemitir. Sz kesildii zaman bir varlk ortaya kar : Ein ist ergibht sich wo das Wort Zerbricht . uh ve melankolik bir suskunluk ierisinde varolan beden zaman ve mekn rten bir tinsellik biimi olan dilsel bir aura'da bu dnyaya kar cephe alr. Dilde ortaya kan, dilin psiik snrlar ierisinde yurtlanan bir dnya da ancak byle bir bakmllk halinin egemen olduu ontik bir farkllk ierisinde tenin metafizik dolaymna boyun eer. Hermetik bir dolaymn ierisinde kendi btnselliine kavuan Heidegger'in Dasein'i bile evresel bir dsalln ierisinde yiten tarihsellikle malul dilsel bir dnyaya sahiptir. Onun iin biraz da gemie mitik bir balanma sz konusudur burada. Zira varlk ayn zamanda ancak gemie ait nostaljik bir hatrlanma (andenken) ierisinde bu dnyaya dahil olabilir. Walter Benjamin'in tikel bir zaman ve mekn rgs olarak ele ald aura bedeni rten bir tinsellik biimine sahiptir. Dnyaya ve kltre bakmak ise hep vitalistik bir zle mcehhez olan bir aura'nn zaman ve mekn rten tinsellii, tinsel mahremiyeti (privacy) ile bir bedene kavuabilecektir. te hep bundan dolay da simetrik bir arzu imler aura'y. Tinsel bir bakmllk hlinin hazzn doruk noktasna ulat bir zamanda aura da bylece uzamsal bir yer edinir kendisine. Keza izoid bir yanlsama sonrasnda bedeni rten tinselliin zneden tecrid edilerek sahte bir otantizm ierisinde gvdelemesi tekinin
25
yzn aynlatrarak her trl iktidarn gcn kutsayan yeni bir dil sayesinde gerekleir. Dil kendi kendisine dokunarak doyuma ular diyor Barthes(1). Duyumsal dilin tensel ekicilii bedende biimlenen ontik dili felce uratr. Zira dil bedeni sarar. Bu noktadan sonra da zaten bir nc ten, bir nc dil devreye girer. Bu ise, szel imgelemlere sarlan tekinin dilin zgllnde ifa olan bir bedene kapanmasndan baka bir ey deildir. Kendisine her baknda teki olmakln hznn tadan beden MerlauPonty'nin algsal fenomenolojisinde de hem grendir, hem de grnrdr(2). Dolaysyla eylerin bedenimizde at yark (punctum) neyse szel imgelemlerin bilinte at dnya da ayn grnr i-uzama aittir. Tpk Barthes'in kutsad baklmakln bizi kuatan ve saran nesnellii gibi beden(imiz)in istedii de bir kibar orospu gibi kendisine baklmasdr. Bak her zaman iin nesnelerin i-uzamna egemen olan mutlak bir eylemliliin gnderimsel kodunu oluturur. Bakmz istemli bir younluk ierisinden hareket eder. Onun iin bana beden duyumumu bir nesne olarak deil, uzamda ve zamanda yaanan bir ey olarak geri ver(en) bir akkanlk haline sahiptir bak. Bedenimiz, Josipovici'nin de syledii gibi, aynada olduu haliyle bakmza ak bir nesne deildir; bakan, hisseden, hareket edendir. Benim amdan dnya, onu grdm iin deil, onun bir paras olduum iin vardr.(3) Bize grnr olann mulak sreksizliini ve bu dnyadan kopan gstergelerin dehetinden yaylan dilsel ekiciliin ara-yzn gsterir bakmz. Dolaysyla yze ve bedene de mutlak bir snr koyarz. Bakmz her zaman bu snr zerinden hareket ederek bedene egemen olan imgesellii bu dnya ierisindeki izofrenik bir dilin ierisine kapatr.(4) Nasl bir dil iinde douyorsak ayn zamanda bize hkmeden dilin buyurgan doasna egemen olan bak da insan ayn ortalama simgesel dzen ierisinde tanmlayp merkezsizletiren gzn temel fallik imgesini oluturur. Bu fallik imge btncldr ve grnr olanla ilgili her alana mdahale ederek her trl edilgenlii de kkrtr. Merkezsizleen bir dilin
26
ierisinde ortaya kan tm ontik farkndalk biimlerini kuatan gz kendi rettii temsiliyetlerin tutsa olan bir varolu kipine sahiptir. Onun iin hep davurumsal bir snr imgesinin edilgenliinde farkl olann ve yerleik olann kltrel ethos'unu ierimleyen ynde (convergence) bir grnrlk ve srekli bir varolu kipini gerekli klar gz. ou zaman ise imgesel bir tecavzdr gzn bizlere sunduu... ie geen nesnelerin her birinin kendi yokluunu ierimledii bir su ortaklnn rn olan eylemsellik halinin kutsand bir durumdur bu. Dnyann eylemselliinde anlamn bulan bir baka abanan gzn hkmranlnda ina olunan bir gerekliktir bu. Zira simetrik olann yittii sonsuz bir auradr gzn imledii alan.. Jean Baudrillard'n ortaya k estetii adn verdii grntnn, transfigrasyonu salayan estetik araclyla aa kard bilin hali de simetrik bir gei annn durdurulduu bir imgeleme sahiptir. Dolaysyla grmenin ve gzn fenomenolojik almna egemen olan ey de sonuta estetikten yoksun bir nesnenin imgeselliine egemen olan ve bu nesneye ynelen bakmzn grnr olmayan bir simetriden, bir ka noktasndan hareket ediyor olmasdr.
___________________
*Szn kesildii yerde hibir ey varolamaz . 1- Barthes, Roland (1993): Bir Ak Syleminden Paralar, (ev. Tahsin Ycel), stanbul : Metis, s.70. 2-Merlau-Ponty, Maurice (1964): L'il et l'Esprit, Paris: ditions Gallimard.; (1996): Sens et non-sens, Paris: ditions Gallimard. 3-Gabriel (1997): Dokunma, (ev. Kemal Atakay), stanbul: Ayrnt, s. 21, 34. 4-Bozkurt, Ahmet (2000): Gzn Egemenlii, Hayalet Gemi, say: 53, s. 49.
27
EK : SONSUZ UYUM(SUZLUK)
I Eik,bir blgedir Walter Benjamin Apak ki hep ara bir alandr eiin ilk bata artrd ey. Snrsal ve bir o kadar da imgesel bir srekliliin dayatt, gndergesi tamamen yitmi, eksiklik ya da adna yoksunluk denen duygunun yitirme nesnesine (objet petit autre) dnt bir metafor olarak eik, bu sebepten olsa gerek, ieri ile dars arasndaki gerilimin anlamlandrd bir btnsellie sahiptir. Hep yalnkat bir gereklik ierisinde sunar kendisini eik. Aklk ve sabit bir yerde olmann ortaya koyduu gvenin verdii kendiliindenlik hli ona, bu yzden, bir ara-yerde olmakln nesnesini oluturur. Onun iin, ierisi ile dars arasndaki gerilimin ne tr bir szel ve imgesel uraa denk dtn ok iyi bilir. Tm anlamlardan ve dilsel oyunlardan yoksundur. Dolaysyla varolua ikin bir zaman-uzam ierisinde beliriverdii n, onun en temel zelliklerinden biri saylmaldr. eylerin dnyasndan sarp sarmalad imgeleri baka bir dnyaya tamakla ykmldr eik. yle ya da byle her ynyle nicel bakmllk hline muhtatr. Hem ncesizliin hem de sonraszln imgesel bir temsili olan eik sabit ve duraan bir mekna sahipmi gibi grnse de gerekte bir mekna sahip deildir. Bir snr, bir geittir her zaman. ou zaman ise anlksal olann glgesinde yiten bir olu
28
biimidir. O zaman Bachelard'n hem dank imgeler, hem de bir imgeler btn saladn syledii ev dncesi nasl bir eikte konaklamamza msaade edebilir. Bu durumda pek fazla bir ey nermez ama yine de geisel olana denk den bir zaman aralnda yurtlandrr kendisini. Meknsal bir uzama sahip olmad gibi, merkezsiz gsterenlerin ierisinde daima tersine evrimlenmi mekn biimleri tarafndan dsal bir ereve ierisinde belirlenmitir eiin konumu. Bu ise ona her zaman iki ucu ak bir geikenlik alan oluturmutur. Ayn olann zamansall ierisinde eriyen bir eik metaforu aslnda tikel bir aralk (spacing) ngrr. Kendi kart varlnn dolaymsallnda bir zdenlie sahip olan teki de ancak snrlar kesen bylesi bir meknsallk ierisinde var olabilir.Varlktan ayr bir varolama kaygs gden bir ben phesiz nesnelerin ikinliinde kendini dnyaya sunan, bu anlamda hem ierisi, hem de dars arasndaki gerilimi anlamlandran bir eikte durmaktadr. Gsterenler dnyasna ait bir bakmszlk ierisinden dile gelen teki de ayn gerilimi paylar. rtk gsterenlerin imgesine dayal bir yapdan hareket eden bu durum aslnda darda yurtlanarak ierisini sabitleyen bir eik dncesine denk der. II Bana bir eik izin. Orada bir an/ dursam, belki onu amamda . Enis Batur Bir eik midir yz? Her noktann, her harfin, yazya sinmi her mrekkebin zerinde kuruduu bir ara-blge deil midir yz? Sonsuz uyum(suzluk)a ayak direyen bir anlamn grnmeyen dnyay aa karmaya alrken maruz kald dolaksz bir gereklik ierisinde hangi eikte durur yz? 29
Grngsel olann bir eik metaforu ierisinde deneyimlendii fenomenolojik bir durum ngrr yz. Tematik bir kurgudan yoksun olan yz kendi dsall ierisinde zaten Derrida'nn da nceledii konukseverlik (hostipitalit) deneyimi ierisinde ne orada ne de burada olan bir varolu rgtler. Derridac anlamda kendini eikle snrlayan konukseverlik dncesi daima kendisinin eiinde kalr, eie buyurur ve tam da bu lde geilmesine izin verir, grnd eiin geilmesini bir lde yasaklar. Konukseverlik eik olur. Dier taraftan u da bir gerek ki, sreklilii ve akkanlyla yz bir eik olmaktan uzaktr. Zira yz, ne aynl ne de duraanl yceltir. Dilin eiinde durmaz hibir zaman. Tm szel imgelem gcmze snrlar koyan dil sahip olduu anlam kendi ierisinde tketen bir yapya sahiptir. O yzden dolaymsal bir ekilde hayata dahil olmayan eyleri kendi eiinden geirmez ou zaman. Ayn oranda bir bengi-dn biimi va'zeder eik. Zamann uuculuuna ve meknsallaan n'n bilisel bir belirlenimine denk den eik imgesi duyumsanan tm farkllk biimlerinin dolaymszl iinde bakalaan bir varolma biiminin nesnesine sahiptir. Onun iin, akyoruz durmadan/ baladmz noktadan/ baladmz noktaya doru derken hi de haksz deildir Enis Batur. Zira eikten feyzini alan bir bengi-dn zlemidir bu dizelere hkim olan. Sonsuz akkanlk ierisinde hareket eden nesnel varlmzn gerekte nasl bir duraan eikte kendisini sabitlediinin ve balangc olmayan bir noktay nasl kendisine bir balang eii olarak setiinin en gzel gstergelerinden biridir bu dizeler. Deil mi ki, zaman akp giderken dilin eiinde varolan bir sonsuz uyum dncesi de ayn bengisellik ierisinde trel hayata dahil olabilmektedir. Meknsal ve zamansal belirlenimin ortaya kard eik dncesi bir krklk alandr gerekte. "tekini bizden gizlemeyen, onun yzne doru bir kap aralayan (porosite) rtk bir krklk hlidir. O yzden hep anlksal bir hazdr eiin bizlere sunduu. 30
Eik: mrmzn ara-kesiti. Souk ve ssz; tm basamaklar birer birer yok eden yalnzlk iklimi. Daha ne kadar srecek bu yokluk? Hl bizi bu ara-yerde tutmakta srarl msn? erisi ok souk, peki ya dars?
31
32
Kristeva bylece bir bakalam srecinde oluan kimliin duyumsal dzeninin ergen bedenin meknsal dzlemde retilmesine ikin bir bakmllk hline sahiptir. Dolaysyla Kristeva'nn feminist syleminde teki, btncl bir kimlik olarak grd znenin iimizden dlanarak atld bir irenlik, yani abject'tir. Abject bu znenin kuruluunda nemli bir konuma sahiptir, bizatihi tekidir. Ayn zamanda, tekinin ierisinde dile gelen znellik biimlerinin semiotik bir dzlemde anlamlandrld sembolik bir dzenee sahiptir abject. Boku bir varlk olarak kodlayan Artaud metafizik bir dolaym ierisinde Tanr bir varlk mdr? diye sorar. Eer yleyse, o zaman boktur. / Eer yle deilse / yoktur der. Bu balamda Artaud'u ilgilendiren zgrleim sorunu varln bir btn olarak kendisini aa karan zgllne abanan bir farkndalk hlidir. Kimliin oluumundaki eksiklii fallus yokluuyla edeer grerek bu eksiklii fallusla gidermeye alan Lacan bile sonuta bu eril simgesel dzenein merkezinde yerini almtr. Dolaysyla Kristeva'nn psikanalitik simgesel dzeneinden mlhem bir anlay bizi anlamn isel koordinatlarn belirleyen semiotik bir bakmllktan da uzaklatrr. Erkek egemen znenin tasallutu ierisinde tm eysel dolaymndan soyutlanarak basit bir nesnelliin ierisine indirgenen diilliin bir btn olarak eril parametrelerin ezamanllnda zamanszla ve meknszla hapsedilen zsel yaps da byle bir tiksinti sylemi ierisinde kurulur. Ben'i bir bakas olarak kuran (Je est un autre) Arthur Rimbaud bile, hep nefret ettii bir olgu olarak grd melme ve oturma eylemini bir Rahibin hacetini giderirken, gne nlarn ehvetli bir ahtapot gibi soluyan cinsel organnn nasl zamansal ve meknsal bir evreselliin ierisinden hareket ederek uzakta olana duyduu hazz bu yolla betimler. Tpk Michel Tournier'nin bu zorunlu melme hareketini tm rahatszlna karn, aslnda, alakgnlllk erdemiyle dopdolu bir hareket olarak grmesiyle ayn balama oturtan bir edimdir bu. Bedenin kutsala adanmlndan hareketle
33
dnlecek olan bylesi bir kutsal masumluk (sancta simplicitas) gerekte topran pislii rten ve ayn zamanda eken yapsyla cinsel hazzn dklama edimi sonrasnda ortaya kan dourganlnn da bir kantdr. te bu yzden dklama edimi ayn zamanda sonsuz bir cinsel hazzn dile geldii tenselliin de katksz ve iirsel hli olarak da bir anlama sahiptir. Dilin simgesel gcnden fazlasyla yararlanan insan iin dilin, toplumsal gerekliin insnda etkileimsel bir g olmasnn dnda ayn zamanda bu varln oluumunu btnleyen temel farkllk biimlerinin de tamamlayc birer esi olmas asndan byle bir farkllk nemlidir. Grmenin fenomenolojisine abanan bir yorum da en nihayetinde bu tr bir bak asnn ulat ikinlik dzleminin dilsel bilincini dorular. Simgesel olarak nesneleri kuran modern birey, varln bir btn olarak kendisini aa karan zgllne abanan bir farkndalk haline sahiptir. Zira dklama eylemi her eyden nce bir tercih ve rza olmasnn yannda imgesel bir ekicilik ve erilliin ierisindeki o fallokratik nesnellie dayal bir hkmranln karsnda duyulan korkunun ortaya kard bir suskunluk deneyiminin egemen olmasnn ikrardr sonuta. Onun iin her gn deiik ekillerde kendi kendisine tecavz ederek, kendi oluunun snrlar ierisinde ynde bir varla yol veren bedenin da salmas ve teki cinsel bilinlilik durumunun aa kmas da bylesi bir anal erotik dnemde belirginleir. Dolaysyla, hep bir eksiklik duygusunun ve yar bilinlilik hlinin egemen olduu yaygn bir kastrasyon korkusu eliinde biimlenen tekinin cinsel kimlii de sonuta kendisinin negatifi olan bir baka zgllk hlinin kltrel balamda semiotik bir gsterene idame ettirerek iini boaltt simgesel dzenin eril yasasna boyun een yapsnda yatar. II Aynalar ve babalk tiksintir, nk her ikisi de bu evreni oaltp, datrlar. Jorge Luis Borges
34
Hakldr Borges, hem aynalar hem de babalk hakknda. Zira aynalar hep yansttklar imgesellie egemen olan s bir grntnn taycsdrlar. Hem grnen bir uzamsalln dsal konumuna tezahr eden bir imgesellik hem de hayata ikin olan tm grme biimlerinin aynlatrld ve simle edildii asimetrik bir hldir bu. Onun iin belli bir noktadan sonra srekli imlenen bir varoluun ara-dnyasnda hep bir fazlallk olarak kendini konumlandrr aynalar. Tpk babalk ve onun bir temsil biimi olarak ortaya koyduu ve btn varlk biimlerini paralayarak datt erilliin toplumsal hayata ikin tek kltrel kod olmas gibi. Babalk tam da Freudyen anlamda dipyen bir zglle egemen olan fallokratik bir egemenlie sahiptir. Aynalarn ve babaln diline egemen olan temel unsur ise, sanldnn aksine ikiye deil, e blnen benliin ara renklerinden oluan izoid bir zclk olmasdr. Balangta varln bir olu bile vaz'etmeyen belirsizlik hlinden neet eden renksizlikten giderek o ara dnya ierisindeki btn renklerin ve imgelerin i-ie getii ve neredeyse rengi olmayan bir renge vcut verdii uzamsal bir hlden sonra bu renklerin de yittii paralanmlk hlinin egemen olduu bir boluk alan bu imgesellii belirler. Onun iin hem aynalar hem de babalk tiksin birer kltrel kod olarak, Heidegger'in geworfenheit'i misali, bu hayata dahil olmulardr. III lk kez br dnyadan bir penis tutuyordu. Philippe Sollers Bitimsiz bir arpkln krlgan imgelerini betimleyen Salvador Dali'nin Kendi Bekareti Tarafndan Sadomize Edilen Gen Kz adl resmi de nihayetinde Pierre Klossowski'nin, bilin tarafndan anlalmak isteyen bedenin bir suskunluk deneyimi sonrasnda elde ettii sonucun szgeten geen bir gstergeler koduna yansdn belirttii bir ikinlik dzlemine aitliini bu
35
balamda hep gstergelerin ihanetinin tende, yine bu dnyaya ait olan izofrenik bir dil sayesinde paralanmaya uradn gstermektedir. Kendi bedenindeki izofrenik paralanmayla sadomize olan ten nesnelerin i-uzamna dahil olamayan bir hakikatin de yitimiyle beraber kendisini belirleyen tm snr durumlarn da ayn sadizm ierisinde yok etmektedir. Bedenin tm imgesel durumunun rasyonel dzlemden karak imgelerin ihanetine urad bir noktada nasl bir bedenden bahsedebiliriz. Belki de Ren Magritte'nin o nl sorusunu tersine evirerek yle dememiz gerekiyor: Bu bir beden deildir. Zira nesnel olann i-uzamna ynelik her mdahale sonuta bu tr bir ihaneti de beraberinde getirmektedir. Szel imgelemler araclyla kurulan bir beden tasavvuru da ayn ekilde insan varoluunun dilsel ikinliine mitik bir vehe ekler. Bu mitik tarihsellik ierisinde kutsal da nemli bir rol oynar. Zira kutsal, bedenin sfli varlna yerel bir kapanmlk duygusunun elik ettii dilsel bir mahremiyet ekler. Ten ise ancak grnr olann aa kt bir dzlemde teki bedene dnk bir eylemlilik haline kendisini kkrtan metafizik dolaymn ve szel imgelemlerin egemen olduu ara bir dnyada baskn olan dilsel yarklarn yansd bir uzamda varln soluk almas (inspiration) gibi bir kutsallk deneyimine yol aar. Dili kutsalln ierisine kapatan imge kutsall tenin snrlar ierisinde tutan katksz imgeselliin ta kendisidir. Youn bir arzu halinin ve hazzn szel olarak dolayma getii tensel bir uzamda dil bedenin tm arlklarna bir snr izecektir. Dilin snrlar ierisinde izilebilen bir beden ise en nihayetinde kutsallkla i ie geen Bat geleneinde de rneklerini bulabileceimiz bakire Meryem ve daha bir ok tensel hazza ve erotik imgeleme dayanan yapsal bir zgllk haline sahiptir. Kutsal olann semiotik bir dizge ierisinde rtld bir maskedir beden. Kutsal bir edilgenlikle mlhem bir sreksizlie sahip olan beden modern dnyada ikame bir mutlaklk ierisinde vehimlerle rl bir tasavvura sahiptir. Bir ara-yerde, eikte yurtlanan varlk Antonin Artaud'un bir mektubunda da dile
36
getirdii gibi yaamann insann gvdesini yitirmekle e deer bir zamansallk tadnn ikrardr. Zira izoid bir yanlsama sonrasnda bedeni rten tinselliin zneden tecrit edilerek sahte bir otantizm ierisinde gvdelemesi tekinin yzn aynlatrarak iktidarn gcn kutsayan yeni bir dil ile gerekleir. Kadnlardaki oral kaynakl penis haseti zerinde duran Melanie Klein de, oral arzularn egemenlii altndaki penisle meme arasnda gl bir zdelik kuran klasik psikanalitik yaklamdan farkl olarak, kadnlarn penis hasetinin kkenlerinin anne memesine duyulan hasette yattn dnmektedir. Anne memesine duyulan hasetin baba penisine aktarlmasnn, kz ocukta ecinsel bir eilimin glenmesiyle sonulanabileceini de kaydeden Klein asndan anneyle hasetli iliki ayn zamanda ok iddetli bir oidipus rekabetinde ortaya koyar kendini. ocuun ilk nesne ilikisine, yani annenin memesiyle ve anneyle ilikisine zel bir nem veren Klein ayn zamanda haset duyulan ilk nesnenin de besleyen meme olduunu syler. Zira bebek bu memede kendi arzulad her eyin bulunduunu, memenin snrsz st ve sevgi verebileceini, ama bunlar kendi doyumu iin alkoyduunu zanneder. Arzulanan bir eyin bize ait deil de ona haz verdii inancnn yol at bir duygu olan hasetin o istenen eyi sahibinden ekip almaya ya da bozmaya, kirletmeye yneldiini belirten Klein, agzllkten farkl olarak hasetin ncelikle anneye ve memesine ktlk atfetmek, kt dklar ve benliin kt paralarn anneyle ve memeyle balantlandrmak olduunu ne srer. Ne Foucault'nun, bedensel pasiflii sylemsel bir dizge ierisinde ele ald genealojik (soyktksel) yorumlar ne de Deleuze'n Logique du Sens (Anlamn Mant) adl yaptnda gelitirdii, dsel ve imgesel bir anlam olan fantazmlarn bedeni rten delinemez maddilii zerine kurulu olan beden formlasyonu bu dnyaya ait olan bir dilin rettii vehimlerin sadik sayklamalar ve onun yerel kapanml zerine bir ey sylemez. Fantazi nosyonunun tm dsel ve imgesel anlamlarn saf d tutarak onu maddiletiren Deleuze bir
37
tketim nesnesi olan yzn mahremiyetinin dilin mekana baml gsterimsel hkmranlnn inkrnda (verleugnung) gvdeletiini hesaba katmaz. Nasl Merlau-Ponty'nin katksz fenomenolojisinde beden eylerin alglanmasyla e-zamanl bir alglanma sonrasnda ortaya kmaktaysa fallogosantrik bir imgeselliin saf prtenliine dahil olan arzu nosyonu da bilindnn ve ona egemen olan eksiklik duygusunun bir sonucudur. Onun iin arzu hep bir tamamlanamamlk ierisinde bilindndan karak dipal karmaaya dahil olmak ister. Bundan dolay da arzu hep dselliin ve fantazmlarn ar bast bir uzamda fallus olmakl tatmak ister. dipyen yaplarn egemenliinden treyen bir arzu da zaten kodsuzlatrlm ikinliklerin, despotik bir iktidar kurgusundan taan hazlarn politik bir balamda libidinal akkanlklar ierisinde tketir. Bu ise tpk Derrida'nn arlm soluu gibi tensel bir metafizik dolaymn tek fallik (fallogosantrik) imgesi olan bedenin; iirin ve kutsaln birbiriyle i ie getii bir mekanda libidinal bir sreklilik ve mevcudiyet (presence) ierisinde oluumunu ncelemektedir. IV hi iimden gelmiyor bu gece, ama vatan bizden uyku ncesi, en temiz ve en abuundan orgazmsz bir dzme ister. Ece Temelkuran eylerin edimsellii zerinden bir akkanlk oluturarak eylemselliini ancak i-ie gemi imgelerin toplamnda bulan dnya da her eyden nce bir beden olarak beliren dilin ierisinden varln bizlere haber verir. Dnyann bedenlerden olutuunu syleyen Bergson bile bedeni bir temsil biimi olarak deil de daha ziyade bir eylem merkezi olarak grmektedir. Psiik itkilerin gei alan olan beden asndan bu durum olu ierisindeki snrn ihlal edilerek varln szel imgelemler araclyla kurulmas demektir.
38
Her tiksinti aslnda dokunmaktan tiksinmedir diyerek varln edimsel hlini kkrtan tannma drtsnn nemine dikkat eken Walter Benjamin bile tiksinmenin insan varoluunun ontik derinliklerinde yatan bir dehet ve kmldama ile aklamaktadr. Bat'da tiksinti bylesi fallokratik ve szel imgelerle i-ie gemiken Dou'da da farkl bir durum sz konusu deildir aslnda. zellikle slami uzama ait olan Dou ele alnd zaman dinsel bir sylemsel dolaymn bedeni bozarak ve onu iteki tekiliin kefi olan bir abject'e indirgeyerek, kutsalln ierisinde nasl erittiine ahit oluruz. Bedene ve bedene ait tm dksallk biimlerini birer tiksinlik olarak kodlayan slam fkhnn aksine baz rnekler bu durumu ihlal eder niteliktedir. rnek olarak, Buhari ve Mslim'in Enes b. Malik'ten rivayet ettiine gre Medine'ye gelen Urani'lerin Medine'nin havas onlara dokununca Hz. Muhammet'in onlara Medine dna kp samal develerin stlerinden ve sidiklerinden imelerini emrettii hadis gsterilebilir. Kutsaln younluu ierisinde, bedenin grsel ve tm heretik anlamn aa karmak daha ok insan varoluunda srekliliini idame ettiren dsal bir kuruculuun ve biimsel zerkliin bu oluuma vcut veren yerelliidir. Biim kendisini ve varl saran bu kapanmlk duygusunun ve yerel temsiliyetlerin zn oluturan mahrem dillerin de tek msebbibidir. Biimle aramzdaki diyalektik ilikinin kopmasndan tr, youn bir kayg hali yaarz; bedenimizle rten biim kaygsnn ou zaman niteliini ve sonularn kestiremediimiz bir maskeyle noktalanmas da bizi o biimin temsil ettii bir zne konumuna iter. Bylece biimsel olann insan varlnn meknsal yerleikliine koyduu snr da e-zamanl bir sre ierisinde gerekleir. Biim, mekna koyduu bu snrla varln mutlak edilgenliini de yerel bir ikinlik dzlemine kapatm olur. Bedenin imgesel temsiliyetinden g alan tm psiik itkiler de kimliimizin verili dnyasnda bir olu'a doru yol alrlar. Biimsel olann bu dnyadaki grnr hkmranl sonuta bu dnyaya dilsel srelerin ve bedensel imgelemlerin krlgan betimini sunar. Zira maskeye abanan bir yzn edilgenliinde
39
biimsel hazzn derinliine alan bir oluun tensel itirafdr bu. Gvdesine hapsedilmi toplumun, tm kutsanmlna ramen kazand gizil gc ve doast bilincini gvdesinden sildiini, ldrdn syleyen Antonin Artaud gibi Deleuze ve Guattari'nin organsz gvde nosyonu da bedenin farkllat dipyen bir ortamda Lacaniyen psikanaliz anlaynn dayatt semiotik hegemonya da artk byle bir sre sonrasnda ifa olmutur. Julia Kristeva'nn, semiotik bir iliki ierisinde anne bedeniyle rten kimliin bu bedenden kopmas artyla olutuunu belirttii kimliklerimiz Lacan'n da ngrd ekilde hep tekinin glgesinin egemen olduu yaygn bir kastrasyon eliinde kurulur. Tpk Derrida'nn arlm soluu gibi tensel bir metafizik dolaymn tek fallik (fallogosantrik) imgesi olan beden iirin ve kutsaln birbiriyle i ie getii bir mekanda libidinal bir sreklilik ve mevcudiyet (presence) ierisinde oluur. Dilin eii ierisinde bizi bekleyen insan haysiyeti nosyonu da ok farkl anmlara gebe bir ara yerde durmaktadr. Kimlik formlarnn tannmasyla e-zamanl bir srete ilerleyen haysiyet modern zamanlarda gittike hayata ikin bir kavram haline gelmitir. Dolaysyla kimlik ve tannma politikasn da insann diyalojik zne ikin bir szellik olarak ele almak gerekir. Zira gelenekselliiyle malul eref kavramndan tm evrenselci politikalara ikin olan modern haysiyet kavramna yklenen anlam modern dn tarznn temel parametrelerinden birini oluturan Herder'in kltrel aidiyet nosyonunu ifade eden otantiklik dncesi gibi saf bir yerel balama vurgu yapmaktadr. Fakat hi de masum bir kavram deildir haysiyet. Her zaman bir ev olarak grd bedende yeni bir forma kavuur. Kendisini byle bir kapanmlk ierisinden dile getirir. Bedenin arzu mekan ilevini gren ev ise tikel bir mutlak ierisindeki yerini dile brakr. Bir btn olarak tekiliin arkasnda duran bedenin mevcudiyetinde otantik olann yitimini temsil eden bir mahremiyetin ikinliinde doan lmn bu dnyaya bitii deer de sonuta, rasyonalize edilmemi kimliin bir trajedi
40
olarak karmzda duruyor olmasdr. Dilin ieridenlii sayesinde ayn olan meknlarn ortak ad haline gelen bir fark nosyonu da birbirine eklemlenmi trde bir kavram olarak modern sylemlerin zihniyet dnyasnda adlandrlm bir gsterge olarak yerini alr. Haysiyet nosyonu da byle bir srecin rn olarak merkezin edilgenliinde birleen tm farkllk biimleri gibi bu farkllndan dolay zaten bir dile sahiptir. Sahip olduu bu dilsellii anokranik durumundan dolay kendi ierisinde tketen modern haysiyet kavram bylece merkezsizleen dm noktalarnn fark'a dayanan sylemsel yapsn da devam ettirir. Zira postmodern dnyada mahremiyetine ancak bir ev dolaymnda sahip olan bedenin fark nosyonunun dntrd bir anlam haritas ierisinde ulamas da saf olmayan bir dil sayesinde gereklemitir. Modern haysiyet kavram biraz da bundan dolay her zaman iin bedene dnk bir eylemlilik halini kkrtmtr, sadomize etmitir. Dili saran tekinin, bedeni izofrenik bir dil ile kutsallatran ktcl dehas ile sonsuz lanetin ayrcalkl bir taycs olan insan haysiyeti erdemsizlii (vice) lmn uzamsal bir yz olarak kabul eder. Aynen Sade'n; yeryznde erdemden baka bir ey olmadnda her eyin o an yok olup gideceine dair soukkanl itiraf gibi bir duruma yol aar. Sade'a gre; erdemsizlik zorunlu olarak varolduu halde, onlar cezalandrmann hakszlk ve kr bir insanla alay etmek gibi farksz bir edimdir. Onun iin tinsel olann yittii, szcklerle bedensel imgelemlerin i ie getii bir uzamda Sade ve Sacher Masoch da dahil tm dier sadikler bu sapknln ve bedensel vehimlerin ara-dnyasnda dolarlar. Sacher-Masoch'un ve Sade'n eserlerindeki mazoizmin temel belirleyenlerinden biri de bu dnyaya ait olan bir dilin rettii vehimlerin tamamlayan olan bedensel itkilerin kendilerini ilk gnaha srkleyen sadik bir yas srecinin olmasdr. Kimliimizin modern yzn oluturan haysiyet kavram da byle sadik bir yas srecinin nitelendirilmeyen neredeyse tek temsilcisidir. Kendi zerine kapanan bedenin libidinal bir akkanlk sonrasnda gn yzne kard temel farkllk biimi bu
41
dnyaya ait olan dilin dsal grme biimlerine abanan ontik farkndalnn ayn zamanda psiik itkilerin ve szel imgelemler araclyla oluturulan bir varlk dncesiyle ayn meknsal dzlemde dile geldiini gsterir. Bu ayn zamanda yeni duyum dzenlerini anlamak bakmndan da olduka nemlidir. Her ne kadar grmenin fenomenolojisine abanan bir yorum bu tr bir bak asnn ulat ikinlik dzleminin dilsel bilincini doruluyorsa da varolusal fenomenolojik yaklamn ngrd bir oluu tecrbe eden insan doas da sonuta psikotik yabanclama hlinin bu dnya ierisindeki snrn ardnda yatan uzamsalln evresel bir dsalla yaslanan izoid zclnde varlk bulmasna yol aar. Onun iin suskunlua uratlm tm bedenlerin paylat yazg, Norman O. Brown'un da dillendirdii gibi, bedenin dna kldnda, bedenin dkyla eitlendii biricik e-zamanllk biiminin sorgulanamaz hkmranldr.
42
43
bakla yetinebilir miyiz? iir ve felsefe gibi tm balanglarn eiine gelip dayanan szel edimler, hi phesiz, farkl bir gzle okunmay gerektiriyor. Zira, hem iir hem de felsefe varoluun ve bilginin yaammzdaki en belirgin grngsn oluturuyor. Bu dnyaya ilikin tasarmlarn ve hayallerin gerekletirildii yegne alandr iir ve felsefenin yaratt dnya. Felsefeyi en st yanlg olarak'' anlamlandran Oru Aruoba iin felsefe, dnyann gerekliini ararken, hep, iirin gerekliini bulur - dnyay kendisinden nce belirlemi; onu gerek klm olan, iirin iir dnyay gerekler - peinden de felsefe gelir: Onun iin felsefe topallayarak dnyay dzenlemek iin'' giriilen yaznsal bir aba gibidir. Jacques Derrida L'criture et la diffrence'' adl yaptnda felsefenin delilie en yakn noktada, delirme kaygs iin bir teselli olduundan bahsediyordu. iir de bylesi bir kaygnn sunduu teselli imknn cmerte baheden bir gr deil midir? Gstergeler dnyas ierisinde varlk bulan iirsel sz, nesnelerde dolaksz bir ekilde kendisini yaratr. Szn estetize edilmi tm biimlerini duraan bir gstergeler a ierisinden karp ona idealize edilmi nesnelerin bu dnyaya ilikin olan anlamsal grsn kazandran iir doal olarak felsefenin ortaya koyduu bir adlandrma dolaymnda kendisine de bir mekn bulacaktr. Tek bana bir yalnzlk utkusunun zamana grece egemen olduu bir kavramlar btnyle dnmek demektir felsefe. Kolayca iine girilemeyen, dardan yalnzca kavramlar araclyla bant kurulan felsefe soyut bir biimden ok daha te bir yapya sahiptir. Zira felsefe, tpk iir gibi metaforlar dolaymnda dile geldii gibi ayn zamanda nesneleri de gerekler. Buradan baknca, Hegel'in Tinin Fenomenolojisi''nde varln bilgisinin szle aa vurulduu bir varsllk olarak ortaya koyduu duyusal kesinlik (sinnliche Gewissheit) formu da hibir snr olmayan bir uzamsalln ierisinden geerek balangta dolayszca nesnemiz olan bilginin, kendisinin artk
44
dolayszn ya da varolann bilgisi olmasndan baka bir ey deildir. Dolaysyla Hegel'in duyusal kesinlik'' olarak ortaya koyduu varsllk biimi, kendisinin gerek bilgi olarak grnmesini salayan nesneden hibir eyi uzaklatrmam ve onu btn eksiksizlii ierisinde nne alm olmasna baldr. Alexandre Kojeve'in, Hegel Felsefesine Giri adl yaptnda Hegel'in duyusal kesinlik'' kavram dolaymnda dillendirdii ey de sonuta varln szle aa vurulmas demek olan bilin ve kendininbilinci'' olmakszn ve Ben'i aa vuran ve yaratan istek olmakszn insansal varolutan da sz edilemeyeceinden bahsediyor olmas da felsefenin yaam gereklediini dndrten bir ayrntdr. iir yaplan bir eydir dedik: Fakat her eyden nce iir yazlr; yapma edimine ilk anda uyan ey felsefedir. Kavramlarla yaplan felsefe temel harc imge olan iirden ancak bu ekilde ayrr kendisini. Zira imgeler dlemlerin ve tasavvurlarn ikliminden, kavramlar ise akln souk sularndan demir alr. Felsefe, hibir zaman, gizli bir dnyann srl kaplarn ama giriimi deildir. Daha en bandan, bu gizilliin nnde diz ken, daha dorusu bu gizillii dilin bysel doasna havale eden bir giriimdir. Felsefe, nihayetinde, bireysel bir olgu olarak anlamlandrma erevesini ok snrl tutar. Oysa iir yer yer bunun tam tersinde hareket eder. iirin adlandrma ve anlamlandrma giriimi teki'ni tanmaya tanmlamaya ynelik sancl bir adm barndrr ierisinde. teki'nin diline ulamada son duraktr iir. teki'nin duraanlna ve yabanllna zneden arndrlm saf bir bellein eliinde yaplan eksiltili bir yolculuk gibidir. O yzden teki'ni aynlatrmak gibi bir tehlikesi de vardr iirin. Bylece iir, gndergeleri ierisinde yiten bir kendiliindenliin ok daha amaszca dile aktarld duyusal bir kapanma ve szcklerin idi edildii yeni bir mekna ev sahiplii yapar. Hlderlin'i mlklerin en tehlikelisi olan dilin kendisinin ne olduuna tanklk edebilsin diye'' insana verildiini sylemeye iten ey de hi phesiz btn uralarn en masumu olan iirsel dile ulamak iin verilen mcadelenin en
45
belirgin gstereni (signified) olmasdr. zellikle, dsal imlemlere (rfrent) dayal szmerkezci bir yaklam iirsel sylemin eiine gelip dayanan varlksal zn nesneleri adlandran ve dile varln veren ikin bir temellendirmeden sorumlu tutulmaldr. Pencereden bakarken dary deil de cam grebilirsek iirin ne demek olduunu anlarz diyen Melih Cevdet Anday'n bu grne bulamad cevap iirin gizini ele vermeyen bir ze, felsefi bir yurda sahiptir. iirin ne demek olduuna dair bulunacak olan herhangi bir cevap, airin da dedii gibi onu bulduu anda iirini yok etmi olmak gibi bir sona gtrecektir airi. iir yaanlan dnya ierisinde hep bir ilk durak, bir eik, bir ara-uzam olagelmitir. Deil mi ki iir varoluumuzun dile geldii bir adlandrma biiminin kendisini dilde snad ve yazyla hayata sunduu biricik soluk alp verme biimidir.
46
taklitten mahrum kalan nedir o zaman? Bir dier anlamyla da Tanrsal varoluu, Marguerite Yourcenar gibi, kendi dnyasna kapanm, dnyasna kout dnyalarda kamakta olan benzerlerinden ayr bir yabanclk psikozu ve sofistikasyon (incelmilik) ierisinde grmek hi de yanl olmayacaktr. Evren bir aynadr ve Tanr bu aynada kendi imgesini oaltan, simlatif tm kurgular taklit dolaymnda yanstan bir grnrlk ve ar imge younluundan nesnesinin silikletii bir uzamda varolur. Onun iin, tm grlr nesnelerin ikinliine egemen olan ey, tpk aynalarn yanstt trden bir algsal dnyann eiinde yer alr. O yzden her varlkta kendi suretinden bir para brakan Tanr olsa olsa dile getirilemez olan teofanik bir taklit eliinde aa vuran alegorik bir edime sahiptir. Alegorilerin de zaten ne sylemek istediini Franz Kafka, oktan, dillendirmitir: anlalmaz olann anlalmaz olduunu sylemek Gsteren ve gsterilen arasndaki nesnel ilikiye dayal imsel bir donanma sahip olan taklit (mmsis) daha en bandan, zerinde, ilevinin ne olduu konusunda amaza dlen bir bilmece yuma olarak durmutur. Taklidi gerein sradan bir kopyasn elde etmek iin giriilen basit bir edim olarak gren Platon'dan tutun da onu, zsel bir yaratm biimi, bir kurgulama eylemi olarak gren Aristoteles'e kadar hep kaplar rtk bir dnyayla edeer tutulmutur. Dolaysyla varln simlatif bir gstereni olarak imge kavram da bir taklit dolaymnda ortaya kar. Zaten, imgenin hakikat olarak hakikate benzetilen teki olduunu syleyen Platon iin imge dediimiz ey varolmayan ve gerek anlamda gerek olmayan bir eydir. Asla hakikat deildir; tartmasz yanslanan, taklit edilen bir eydir. Bugne dein insan varoluunun temel imgelemsel biimini oluturan taklit tm geiken snrlarn ardnda yatan temsil biimlerinin ikinletirilerek mevcudiyet metafizii ierisinde dile geldii ayrmsal sapmay (cart diffrantiel) oluturur. Bylelikle varolan ierimleyen bir kkensellik ve kendisinden treyen tm benzeimsel kopyalar harmanlayarak 48
bir zdelik kuran imge en nihayetinde hep bir taklit olarak grnr. Tekrara, en ok da ayn olann tekrarna dayanan taklit, hem kozmolojik hem de duyumsal dnyaya ait olan nesneleri snrsz bir tekrarn eiinde yakalar. Bu ise, taklidin daha ok, zsel olann aynl ierisinden kendisini evrimleyen bir kopyalama olduunun en temel gstergesidir. Fazlasyla yerinel bir uzam ierisinde hareket eden taklidin snrlar aarak gelip dayand son nokta hi phesiz hem yazya hem de sese dair bir uzamdr. zellikle J. S. Bach'n taklide dayal bir yaz tr olan fg'lerini bu dnyaya ilikin tasavvurlarn simgesel kavranndan baka bir ey olarak grmek imknsz bir eydir. Ancak, soyut bir imgesellikten hareket eden harfin betimsel olmaktan uzak doas onu her zaman benzeimsel olandan, dolaysyla doay olduu gibi yanstaca bir taklit dnyasndan alkoyar. Dsel bir imgesellikten mteekkil olan harf ve harften doan tm yaratm biimleri karsndaki nesneyi olduu gibi gsteren bir taklit dncesini daha en bandan olanaksz klmaktadr. Resimsel bir figr deildir harf. Fakat bunun tam tersi olarak gsterilebilecek olan resim-yaz (kaligrafi) rnekleri de ilksel olan yakalama abasnda betimsel olana duyulan ihtiyacn taklit dolaymnda nasl aa ktn net bir ekilde gsterir. Julia Kristeva iin, snrsz, hedefsiz ve sonsuz bir ilk oyunun iine kaznm olduu iin deeri teslim edilen ve asap bozucu, bugn ada olmasn isteyecei trden bir tekilii artran Bach'n fg'leri, zellikle de Ayna Fg' Contrapunctus XII'de sessel oaltmn benzeimsel olandan farkllaarak dile geldii bir taklit biimidir. Her ynyle kendi dnyasna kapanm ve bu dnya ierisinde yansyan, oalan isesli ve aynal bir tretim olarak taklit hem doaya olan bakmz her zaman iin ynlendirecek bir g olmaya devam edecek hem de peimizi brakmayan, varlmzn isel bir bileeni olarak bu dnyadaki yazgmz tamamlayan bir sre olarak devam edecektir. Ola ki, taklidin, zihnimizde belirginleen ln aa 49
kartt bir yknme, bir kendini ispat etme durumu olduunu grmekte gecikmeyelim.
50
R: GLGE-RESM
I Nasl varlabilir resme, frasz?.. Enis Batur Hayatn geici bir glgesidir iir. Bu dnyay ve nesneleri adlandran dil araclyla salt szden ve szn zgllne dayanan anlk yaamlarmzn resimsel korpus'unu oluturur iir. Szn zglln eeleyen, durmamacasna resimsel bir imge ynana sz mahkum eden iir iin artk dilsel bir yap olmaktan ok daha te bir eydir iir. Btn balanglar resimsel bir izlek eliinde paranteze alr: sessizlik ve susku silinmitir artk. Sze dayanan anlam artk ok daha dolaymsal bir grme biimiyle yaznsal olann snrlarna dahil etmitir. Yaamn kkensellii de buradan balamyor mu? Szn ilk kaynak oluundan yola kan iir iin resim ona zglln salayan bir ilk durak, ilk eik deil midir? Dnyay sze dntren bir edime sahiptir iir ve her eyden nce iirde adlandrma ilkin resimsel olann anlamlandrlma giriiminden ibarettir. Fakat, tm ilksel aidiyet formlarnn tamamen dnda bir bakla bakan iirin bu bak, grmekle yetinmeyen bir baktr. Bu dnyaya ait nesneleri resmeden, onu kendi devinimi ierisinde, sz de dlamadan, evrimsel bir dil dahilinde eriten bir baktr bu. En ok da balamsal tm snrlarn eiinde dili bir arzu (dsire) nesnesi olarak kodlayan iirsel sylem narsisistik bir iliki sonrasnda kendisini hem eylerin hem de nesnelerin dnyasna aarak yce
51
(sublime) olana yaklamaya alr. eylerin dnyas, ise iirsel bir dizge ierisinde grnmeyen bakn gndergesel bir betimidir. Nesnelerin ardndaki grntleri evrimsel bir izgisellik ierisinde adlandran iir dili bylece glgelerin ardnda yiten bir anlam da iirin dnyasna tar. eyleri adlandran iir iin hakikat bir yanlsamadan baka bir ey deildir. Onun iin narsisistik bir dng ierisinde eylerin ve nesnelerin uzamsalln kendi evrimi ierisinde tamamlayan iir kendi nesnesine yabanc tm varolma biimlerinin de dilsel bir resmini szel imgeleme aktarr. Hakikatin uzakln dsel bir imgelem ierisinde dile daha da yabanclatran iir iin bu durum yaznsal olana hep bir ge kalnmlk dncesinin getirdii bir eziklik duygusunun da ikame edildii resimsel bir izlektir. Yazmak, nasl Roland Barthes'in dedii gibi, geisiz bir eylem (ecrire est un verbe intransitif) ise dnyann eylemselliinde anlamn bulan bir bakn virtel bir grnt araclyla ortaya koyduu ey sadece nesnenin gerekliini evrimleyen bir kopyalama olmasdr. Szcelem gc en yksek olan bir dsellik olarak iir her zaman grnr bir imgeden hareketle kurar i yapsn. Dur durak bilmeyen bir imgesellik halinden daha ziyade, nesnenin kendi hallerinde sunulduu betimsel bir yapda sze den ey bu gereklii onaylayan bir suskunluktur. Nesnelerin yokluuyla varlk kazanan imge iin varln gerekliine ulamada sz ayrcalkl bir yere sahiptir. Zira, sz araclyla bu dnyaya yknerek ve onu betimleyebilecei zel bir dil'e sahip olacaktr. Varln biricikliine ulamada iirin gndergesel ilevi hi de hafife alnamayacak bir gce sahiptir. Snrsal olann imgeselliinde yaznsal olanla hibir zaman rtemeyen bir grme biiminden hareketle iirsel szcelem gc; dokunsal olann grmenin tm bakmllk haline nfuz eden algsal sureti hi de beklenmedik bir ekilde bedenletirmesi baka nasl aklanabilir. Resmi; dpedz bak yok sayan, tehdit eden bir olgu deil midir dilin dokunsal olanla ilikisi? Dilin teki ile
52
girdii iliki sonrasnda resimsel olandan uzak bir grsellik algs peyda olur. Artk tarihsel bir mutlaklk ierisinde varolan bir gereklik algs oktan varolduu mutlaklk ierisine bir daha geri dnmemecesine kendisini hapsetmitir. Gerein kendi gerekliini rtmesi durumu aslnda hi de yeni bir durum deildir. O varolduu ilk andan itibaren hep bylesi bir dnya zerinde kendisini konumlandrmtr. Deil mi ki, iir hep bir gereklik olgusu ierisinde yiten hayalin sourttuu dilsel bir biim olarak yazya eklemlenmitir (supplement). Gereklik olgusu karsnda verili olann dnda ok daha ayrks bir biimde yola kan iir aslnda hayalin cenderesinden devirdii imgelerle bir dil kurma uradr. Gerekliin duraanlndan ve yerleikliinden farkl olarak her zaman deikenlie ak bir ara-alan ngren hayal iirin imgelem dnyasnn odak noktasn oluturmutur. Ancak iiri besleyen hayal; gereklii hibir zaman kap dar etmeyen aksine kendi zsel dolaymsall ierisinde onu kuatan gl bir gereklik duygusuna kap aralayan, el veren bir eydir. iirin kayna da bu anlamda hayal olmayan bir hayal ve gerek olmayan bir gerekliktir. iirin ierisinde yiten hem gereklik hem de hayaldir. II kapal bir nesnenin sessiz dinginlii (...) Maurice Blanchot Kendi bitimsizlii zerine kapanan bir dilin suskunun dinginliinde koruduu biricik yalnzldr iir. D dnyann objelerine kapal bir dil enikonu bir varolusal ikinlie baldr. Yaznsalln devingenlii ierisinde hareket eden dili kendi evreni ierisinde kuatan iir aslnda her zaman bir adlandrma edimine denk der. Heidegger'i de yalanlamaz bu durum: Heidegger iin de zaten iir, varoluun ve btn nesnelerin znn kurucu adlandrldr; herhangi bir deyi deil, gndelik dilde
53
tarttmz ve kendisiyle i grdmz btn eyleri ilk kez aa karan deyitir. Gerekliin doasna ilikin sorular bir varlk problemi olarak ortaya koyan bir felsefi donanm iiri epeevre kuatr; onun alann varln evine doru yaplan yolculuun balang eii klar. iirin tahayyl dnyasn nceleyen tm eysel yaplar da buradan hareket eder. nsan varoluunun neliinin dilsel gstergeler araclyla yaznsal alana aktarld iirsel sylemde tahayyl dnyasnn snrlarn nceleyen nesnelerin kendilerini konumlandrd yerde tam olarak zamansal ve uzamsal bir kopmadan, krlma noktasndan bahsetmek mmkndr. iir dilinin betimsel olana uzak durmayan doasnn bir ikrar olarak grebileceimiz bu kopma ayn zamanda iirin epistemik ve ontolojik kkenlerinin de nasl bir zemin zerinde ykseldiini gsterir. Zira yaznsal bir metnin evrimselliini oluturan uzamsalln dilden hi de ayr dmeyen bir zamansal yarkta kendisini konumlandrdn da unutmamak gerekiyor. En ok da bundan dolay; yaz ierisindeki tm uzamsal belirlenimlerden ve kaytlardan sorumludur dil: Yaz'nn bilin kaytlarndan. Metnin ierisinde evrensel bir dairedir dil. Yaznsal bir metin ierisinde dil szn balang evrenini oluturduu gibi ayn ekilde snrn da oluturur. Yani hem eik hem de bir snrlar btnl ierisinde yaznsal bir metnin duraklarn, imlemlerini yine yaz (ecriture) araclyla metnin ierisine yerletirir. Maurice Blanchot iin de air, salt szden yapt oluturur ve bu yaptta dil zne dn temsil eder. Gereklii olduu gibi retemez, airin yapt sadece bir dil nesnesi yaratmaktr. Dolaysyla, yazmak eylemi de yalnzca, iinde hibir eyin ortaya kmad, konumann, gizlenmenin barnda, henz ancak szn glgesi olduu bu noktaya yaklamann yazmak olduu yerde balar, bu sz yalnzca kendi imgesi olan dil, imgesel dil ve imgelemin dili, kimsenin konumad dil, ve son olarak, kendimizi duyurmak istiyorsak kendisini sessizlie mahkum etmek gereken dur durak bilmeyenin ve sonu gelmeyenin mrltsdr.
54
III Bir ses daha nce syleneni kesintiye uratyor. Emmanuel Levinas Gereklik bir yanlsamadr, iir de yle. te bu yzden yitik bir dildir iir. Szcelem gc en yksek olan dsellik biimi olarak iir, insan varoluunu imgeleyen bir zsellik ngrr. Varln szle tamamland bir yap olarak iirsel dil, dile getirilemez olan yazya aktaran tek temsil biimidir ayn zamanda. Tm balamsal snrlarn eridii bir uzam olan iirsel dilde, yaznsal bir metnin dural rgsn kran ey nesneleri adlandran iirin varolua ikin bir temellendirme sunan yapsndan kaynaklanr. Hep bir olu (fieri) hali sz konusudur. Zira iirde dil, zneyi dlar. Dolaysz bir biimde ortaya kan szn alglanm zerinde duran Luce Irigaray da yine szn kendi varoluunun geileri, eikleri ve szsel bir alg olan aralar aarak esinlenen doasnn kendisini nasl dzenlediinden ya da bakaldrdndan bahseder. Bu ayn zamanda dilin eiidir de. Tm szel imgelem gcmze snrlar koyar dil. Zira dil sahip olduu anlam kendi ierisinde tketen bir yapya sahiptir. O yzden dolaymsal bir ekilde hayata dahil olmayan eyleri kendi eiinden geirmez ou zaman. Dilin eiinden geen eyler ancak, alglarn ve suretlerin kendilerini dsel olana atklar bir zaman aralndan geebilir. Kendi kendisine dokunarak doyuma ulaan bir dildir iirin dili. Dolaysyla hibir zaman kendi doasna ierek olmayan anlama doru bir hakikat kaygs tamaz. Oysa kesintiye urayan ey dilin ierisinde yiten anlamn kendisini glgeledii yitik kopyas (simulacrum) deil midir? IV Grnmeyen, grnenin gizledii bir grnendir Ren Magritte
55
In gizini rten bir sonsuzluk utkusudur glge. O sonsuzluun ierisinde nihayetine ermi bir bengidn'n zmevcudiyetine hi de yabanc deildir benliimizin vehimleri. Bu sebepten olsa gerek hayatmza dahil olamayan en yabanc imgedir glge. Hem yabanc hem de varlkla rten ilksel bir imgedir glge. Yaanlan ann yitik bir grngsdr. Bir anlamda n gizidir glge. Tm balanglar ve sonlar paranteze alan; bilin-d ve bilin-tesi ne varsa hepsini tek bir merkezi alg etrafnda toplayan asl olmayan gereklikler zerinden yeni gereklikler deviren.. Yaz'ya ve dil'e irek tm duygulanmlarn kendisini eitledii bir meknda, varolmak kaygsndan ok daha te bir duyguya, iten gelen bir sese kulak kabartan bir yceliin nesnesiz ve imgesiz yitimidir glge. En azndan iirsel dildeki karl budur glgenin. Yitik bir dilin melankolik hznn tadan sze ok daha irek fazlalklar katan yeni bir farkndalk dnyasdr. Bir, res incerta(grlmez ey)dir glge. O yzden lanetli bir yazgy yklenmitir. Onun payna den ey diller ve yklemler arasndaki dolaksz bir ilikidir. Dolaymlanan ve ayniletirilen hibir yapya sahip deildir. O yzden hep teki olmakln ve yabancln kendisine bir bakas tarafndan verilen tutunumsuz (incoherent) bir aura (hale) ierisinden soluk alr (inspiration). Varln dolaymlanan imgelemi ierisinde ise bir bengi-dn eylemine denk debilecek dilsiz bir teki'dir glge. En ok da eyletirilmi nesnelerin suskun dilini oluturur. Zira, meknsz ve balamsz bir yokluun ierisinde ortaya kmtr glge. Gereklik algsndan tamamen yoksun olan glgenin dnyas da ona bakan nesnenin gzyle ekillenir. Enikonu bir varlk sonunsaldr glge: sahibinin benliinden fkran tm tinsel zlerin bir zeti, bir sonucudur aslnda. En nihayetinde dolaymlanan ve gereklenen bir nesnedir. Bir gereklik algsna sahip deildir glge: fakat glgesini verdii nesnenin gerekliini onaylar. Varln olu halini imler. Grnr olann nesnesinden hareken eden bir bilin varln ne'liine ilikin sorulan tm
56
sorular da yedeine alarak yeni bir bilin-alan oluturur. Grnr olann dnyasna ait olan tm nesneler zamansaluzamsal tm aklarn ynelimsel bir tasarm, bir nevi hayalin gereklikle malul bir bireimidir. Zamanlara ve meknlara gre deise de aslnda deimeyen, hep ayn kalan ey adlandrdmz eylerin kendi kalclklarn onaylattklar yaptlardr. Her ey yaz ile balyor ve yaz ile resme dklyor. Grnr olan simgelerin grselletirilerek dilselletirildii bir alanda ortaya kar yaz. O gnden bu zamana da fazlaca deien bir ey yok aslnda. Ressam, nasl, Yunanca'da canl olan her eyi yazan kii (zgraphos), Latincede ise bir sanat yaptn ortaya koyan kii olarak adlandrlyorsa bugn de pek farkl bir eylemsellie sahip deildir. Resmin temel sorununu: sonsuz nn iine gmlm bir tanrnn grn gibi bir grnt nasl yaratlabilir, sorusunda yattn dnen Pascal Quignard'n bu dnme tarz Edmund Husserl'in, hakiki anlamdaki felsefi gr olarak kodlad fenomenolojik ne 'lik kavrayyla (phnomenologischen wesenserfassung) ezamanl olarak dnlecek olan bir baka da kap aralar. Glgenin yazlmas (skia-graphos) eylemi bakmszl imgeler araclyla kutsayan bir varoluu rgtler. l nesne de temsil edilen suskuyu ve teki'nin kimliinin yarlnn da temel amacn aklar. Dolaysyla, hibir benzeik yn olmayan nesnelerden azade kurulan bir iir resme drd tm varolusal kimlik yarlmalarn ve dngsel olu'larn da hep glgenin yazlmas (skia-graphos) olarak betimleyebileceimiz bir teki'lik ierisinde gerekletirir. Jacques Derrida'ya resim iin kt yazlm yaz dedirten ey piktografik temsil ediminin Derida'nn her zaman iin ncelik tand bir mevcudiyet metafiziinin tamamen dnda hareket ediyor olmasdr. Zaten Derrida'y bir ilk-yaz (arche-criture) dncesine gtren ey de byle bir imsel donanmdr. Her eye ramen, saf bir mevcudiyetin (presence) dolaymszl ierisinde hareket eden ilksel bir yaz dncesi gerekte bilincin farkl
57
katmanlarnda kendine yer edinen betimsel bir uzamn gsterenini, varolusal hlini imler. te bu yzden resimsel imler hep hazr bir donanm olarak yerini korumutur toplumsal hafzada. mgelemsel alana enmeden yapmtr ynan. Hkikatin ontik bir meknda dile geldii bir sanat olarak grebileceimiz resim sanatnda imgesellik her zaman had safhadadr. Bundan dolay da ayn olann tekrar vardr. Bir btn olarak imge balbana sylemsel bir keiftir. Hem iirde hem de resimde sylenecek eyleri ve temsile el veren btn grme biimlerini kuatan imge sessizlie uratlm bir dnyay szckler dolaymnda grnr klmaktadr. Oysa imdi ok daha ak bir ekilde duyumsuyoruz: Resmin dinginlii iirin yazya sinmi edilgenlii ve dile geldii suskunluudur. De te fabula narratur (anlatlan senin hikyendiir) diyen ayn Horatius iir de resme benzer (ut picture poesis) diyordu. Sanatn mimetik olandan yola ktn dnen Platon iin zaten airler de ressamlar gibidir: Her ikisi de doay taklit ederler. Srekli bir akkanlk ierisinde evrilen resimsel tm grnmler anlam tketen bir temsilden daha ziyade anlam dilsel dolaym ierisinde zaman ve meknn zgllne yayarak bir kalclk salamas sayesinde oluur. Grntnn dile aidiyeti neyse dilin de grntye aidiyeti byle bir temsiliyet ierisinde gerekleir. Onun iin yaznsal olann snrlar dahilinde hep bir temsiliyet edimi ierisinde varolur resim ve iir. Birbirlerini dtalamayan; ne ierisi ne de dars diyebileceimiz bir ara uzamda yerlemlendirebileceimiz bir sorunsal olarak durmaktadr daha ok. Gerek John Ashbery gerekse Dennis Phillips'in iir dilini resim diline aktardklar iirlerinde de bu ara-uzamn farkl zelliklerine ve resimsel dnn iirsel imler dolaymnda dile geldii yaznsalln da ne kadar heyecan verici olduunu grmek hi de yabana atlr eyler deildir. Ayn ekilde, Brueghel'in karus'un D (De val van Icarus) resmini iirsel szn zgll ierisinde betimleyen ngiliz air Auden: Brueghel'in kar'nda mesela, bana msn bile demeden nasl/ Her ey
58
srtn eviriyor felakete? itmi olmal pekla/ suyun prtsn renber, mitsiz haykr diye devam eden iirinde bu mitik olay Brueghel ile ayn yaznsal e-zamanllk ierisinde iir dilinin dolaymsallnda eritmesini bilmitir. Bir Paul Klee'nin resimlerindeki iirsellik ve piktografik unsurlar ve yine bir Paul Czanne'n, Les Grandes Baigneuses (Ykananlar) adl tablosu yaz ve resmin iine getii; snrlarn kendi eikleri ierisinde imgeleyen esiz birer kaligrafi rnei deiller midir? Nasl, Antik Yunan'da resim en nihayetinde tinin isel karakterine (to ts psychs thos) ulamaya abalayan ruha yknerek ona yaklamaya alan bir resimdiyse; Ortaa kozmolojisi de iirin grselletirici ve sureti ortaya karan yapsndan rkyordu. Ressam, kesinlikle suskun bir air deildir; airin bir sz ressam olamyaca gibi. Eskilerin resmi, imge halinde younlam bir iir anlatsdr. Simonides yle diyordu: Sz, eylemlerin imgesidir (eikn) Etik an, imgenin sessiz szdr. mge-eylemler insanlarn thos halinde younlaarak (tanrlaarak) teki insanlarn belleine girmesini salar. Leonardo da Vinci de Defterler'inde; iirin nesneleri, eylemleri, olaylar szcklerle gstermeye abalarken, ressamn ise onlar ekillendirmek iin, o ekillerin doru grntlerini kullandn dillendirir. O yzden resme dilsiz iir diyen airin ayn ekilde iiri kr resim diye niteleyecek olan ressam mazur grmesi gerekecektir. Bu anlamda da zaten da Vinci iin airin kalemi hibir ekilde ressamn frasyla asla boy lemeyecektir. da Vinci'yi hakl kartrcasna, Jean-Lon Grome'un Pygmalion ve Galetea (1890) isimli tablosu gerekiliin snrlarnn fra darbeleriyle nasl aknsal bir hakikate dntnn esiz bir kant olarak kar karmza. Sanatn taklit ilkesinden yola kmas gerektii anlayn resme en iyi dahil eden ressamlardan biri olan Grome bu resminde mitolojik ve ikonografik tm temsil biimlerini en ince ayrntsyla resmetmesini bilmitir. Heykeltra Pygmalon'un atlyesinin sa alt kesinde Homeros ile Vergilius'un bstleri de vardr. Sanatsal aknln hakikate
59
dnt bylesi bir durumda resmin suskunluundan doan iirsellii Homeros ve Vergilius bstleriyle dolama sokar Grome. Ayn urakta ele alnabilecek olan Marcel Duchamp'n Merdivenden inen plak resmi de Harold Rosenberg'in bir iirinden esinlenerek yaplmtr. Manet'in Olympia's da Mayakovski'nin Protto iirinden esinlenen bir baka rnektir. Kelimeler ve harflerle oynayarak kaligrafinin lksel utkusuna en fazla yaklaan airlerden biri de hi phesiz, Guillime Apollinaire'dir. Onun, Havuz, Fskiye ve Gvercin balkl iiri ou letristi bile kskandracak ekilde figrn ve dilsel resmetmenin bir bayaptdr neredeyse. Szn ideogram'lat bir uzamda kendi zamannn dnda, zaman-mekn algsnn iie getii kbist resim dilinin ilk admlarn atan bir air Apollinaire. Aslnda Apollinaire'in yapt, Fransz ftrisit ressam, Georges Braque'n bir btn olarak nesnelerden daha ziyade nesnelerin arasndaki ilikilere odaklanan poetik duruunun iire tanan bir baka boyutudur . Tm avant-garde sanatlarda olduu gibi burada da avant-garde sanatn ok ynl getirilerinden birini grmek mmkn: Dilsel bir yknt ve bu yknt ierisinden iire armaan edilen okanlamllk. O halde iirin grntler dnyasndan taan imgelerin bizi alp gtrd yer bir yaz yitimi (agraphia) deil midir? Bir yaz yitimini nceleyen dolaysz bir alglanm biiminin kendisini dayatt bir farkndalk ierisinde her zihin tarafndan grlebilir olmayan imgeleri ve nesneleri kayt altna alm olmuyor mu? izgiselliin anlatm olanaklarn imgelem dnyasnn akkanl ierisinde dile getiren Yksel Arslan'n resimlerinde de bylesi bir poetik duru ve kayt altna alnm nesnelerin ve imgelerin yaz'y zgrletiren kesintisiz bir geirgenlik hli egemendir. Temel ncl izgi olan Yksel Arslan'n figrlerindeki imgeleme gc grotesk anlatmn da tm verilerinden faydalanmasyla sanat-tesi, resim-tesi bir alana eklemlenmitir. Yapt ileri arture olarak adlandran Arslan'n
60
bu rnleri bildik snrlar ve mekn duygusunu zorlayan bir pathos'a sahiptir. Bu yzden dzizgisel anlamda bir resim deildir arture'ler; bunlar yapan da bir ressam deil. Peki, o zaman nasl adlandracaz bu ileri ve bu ilerin sahibini? Arture'nin gerek anlamyla bir resim olmadn resim ile yaz, resim ile iir arasnda bir sanat olduunu dillendirir Arslan. Bylece sanaty hem bir dnr hem de bir air-desinatr (dessinateur-pote) olarak kodlar. Szn snrnda duran ressamlar gibi suskunun snrnda duran airler iin de sonu hep ayn: Renkler, hareketler ve susku iie geecek; yeni bir gr, yeni bir dsellik peyda olacak. O yzden varolan tekrarn indirgenemez baatl ierisinde hibir zaman kendi nesnesiyle buluamayan bir arzu ve grme biimine sahip olan resmin dnyas hep snrsal bir dnya vaz'eder. iir ise imgelenmi olann ara-blgelerinde dilin tm krlgan kk ularna nfuz eder. Onun iin Charles Demuth, Wassily Kandinsky, Jackson Pollock, Mark Rothko ve Paul Czanne gibi yaz ile grsellik arasndaki ilikiye her daim zen gsteren ressamlar da Jacques Derrida'nn ngrd kt yaz dnyasndan ayr tutmak gerekecektir: En azndan Derrida'nn errinden korumak iin. mgeleri dehetengiz ekilde oaltan bir an yangnna kendisini kaptran bir air elbette ki szn zgllne ve varolua kkensel mahiyetini kazandracak olan bir grme'nin, bakn at bir gedikten resmetmenin ve resmin diline ulaacaktr.
___________________
Heidegger, Martin(1997): Hlderlin ve iirin z, (Hlderlin, Seme iirler, ev. A.Turan Oflazolu, iinde), stanbul: z, s.43 Blanchot, Maurice (1993): Yaznsal Uzam, (ev.S.ztrk Kasar), stanbul: Y.K.Y, s.37,43. Quignard, Pascal (2001): Cinsellik ve Korku, (ev.Aykut Derman),stanbul: Can, s.41 Husserl, Edmund (1997): Kesin Bilim Olarak Felsefe, (ev. Abdullah Kayg), Ankara: Trkiye Felsefe Kurumu, s.72 Q. Horatius Flaccus (1994): ambuslar, Lirik iirler, Saturalar,Mektuplar, (ev.Trkan Uuzel), Ankara: T.T.K. s.269
61
Quignard, Pascal (2001): Cinsellik ve Korku, (ev.Aykut Derman),stanbul: Can, s.41 Leonardo da Vinci, (1992): Defterler, (ev.Turhan Ilgaz - Hakan Ylmaz), stanbul: Hil, s.20,22 Bozkurt, Ahmet (2003): Ayna Bedenlerden Harf Bedenlere smet Doan Resmi, Skala, say:21, s.67. Arslan, Yksel (1985) : Influences: 126 Artures, Paris, p.6.
62
63
Jacques Derrida'nn yap kavramna ykledii zsel bir olay vardr. Bu olay ona yklenen tm anlam yklerinden ok daha farkl bir uzamda ortaya kar. Yap ona yklenen tm anlam katmanlarndan farkl olarak bir kopma (rupture) ve iftekatlanma(redoublement)nn dsal biimi ile varolmaktadr. Derrida'nn srarla zerinde durduu yapnn yapsall dncesi Bat epistemesinde hep indirgenen ve ntralize edilen bir kavram olagelmitir. Bu indirgeme edimi ise ona bir merkez bahetmekten daha ziyade bir mevcudiyet (prsence) dmne ve sabit bir kkene duhl ettirilen bir jest yoluyla gerekletirilmitir. Derrida'nn yapnn oyunu (jeu de la structure) diye adlandrd ey tam da bu noktadan sonra bizatihi bir merkezden yoksun bir yap'nn bizzat dnlemez olan temsilinde dmlenmektedir. Fakat unutulmamas gereken bir ey vardr, o da, merkez ayn zamanda at ve mmkn kld bu oyunu kapatr da. Kurulmu bir oyun kavramnn merkezlemi yap yap kavramnn gerekte kendisini kurucu bir hareketsizlie ve gven verici bir kesinlik ierisinde ina olmasna balayan Derrida asndan tek kelimeyle bir anlamn tarihi ierisine alnan merkez dncesi daima yapy oyunun dnda olan tam bir mevcudiyetten itibaren dnmeyi denemitir. Onun, mevcudiyet (prsence) olarak belirledii olgu, merkezin tm adlarnn srekli sabit bir mevcudiyeti imlemesi ile (eidos, arch, telos, energia, ousia, aletheia) ayn balamsal srete tezahr eder. Derrida'nn bir kopma, kesinti olarak adlandrd olgu ise szcn tm anlamlarnda hep bir tekrar (rptition) imler.(2) Paul Czanne de, nasl, anlamsz hibir esi olmayan bir grme duyumsallndan hareketle kendi l doasn oluturduysa, resimin merkez yaps ierisinde oynad oyun ona sanatn kiisel bir duyumsama biimi olduunun farkna varmasn salad. Bylece Czanne, sanata duyumsal bir gvde kazandrarak onu bir resim olarak rgtlemeyi ngrmt.(3) Varolann duyumsanabilir bir etkinlik kayna olarak asthsis'in nesneler dnyas ile olan ilikisi bizi grme fenomenolojisi ile kar karya brakr. Alglanabilir dnyann geitlerinden (proi)
64
akp gelen ey grmenin psiik sonularn da skalamayan bir estetik biime dayanr. Bu estetik biim ayn zamanda dnceyi (nesis) de tzsel bir durum olarak rgtler. Alglanabilir dnya ierisindeki tm bu grsel imgeler bylece bir bakalama (allosis) edimi ierisinde varolurlar. smet Doan resmi de, daha en bandan beri, tpk MerlauPonty ve ardllarnn srarla dillendirdikleri eyi yani bir bedenler dnyasn (mundus corpus) farkl almlama biimleriyle anlam sourtan fallik gsterenleriyle aa vuruyor. Onun iin, dil, aynen ressam gibi, izleyici olarak resimle yaratc diyaloa girmenin ncelikli n koulunu oluturur. Dolaysyla harf ve suret, dil ve beden bir gz aldatmacas(trompe l'oeil)ndan ya da aktif imgeleme dayanan bir gsterge olarak harfin yknerek dnyay imledii, figrletirdii bir glge-fenomen'den (epiphenomenon) ok daha farkl bir uzamda tecessm eder. Zira dil ve imge arasndaki klasik ba koparan figrn kendini metinsel olana aarak zld yeni sylemsel durum tamamen meknsal ve daha ok bedenin almlama tarzndan doan grnglere ve bilind zlere aidiyetinden kaynaklanan bir sorundur. Zaten bilindnn imgelerinden bahseder smet Doan. nk sanat bilinddr ona gre ve bu durum kiisel bir nermesi deildir sanatnn. Gemiin temsili anlatmn; hem yerel olan hem de evrensel olan ierimleyen bir beden tasarmyla ele alan smet Doan resminde bulunduu zaman sourtan farkl bir zamansal ann bakmszl ierisinde kendisini sunan imgesel bir eik, harf ve suretin benzeimselliinden hareket eden ortak bir yaam alan mevcuttur. Her eyden nce non-figratif rglerle ilenen bu resimler temsil ettii epistemolojik uraa hi de uzak dmeyen betimsel ynyle gemie ait olann metinsel bir form ierisinde ele alnd yaptlardr. Doan'n yaptlarnn dilbilgisel zn akamete uratmayan zellik ayn zamanda bu resimlerin zerine kaznm her trl imin ve kodun gstergesel btn yapsn da kendi bnyesinde anlatsal bir balamda dile getirmektedir. Daha nce dzenlenmi olan, bir nceki, Medium: Yaz
65
serisinin devam niteliinde olan Medium: Yaz-Beden (Lapsus) serisinde de smet Doan dil ve tarihi bir sorunsal olarak nne koymaktadr. Bu temel sorunsal ise bir modernite eletirisi ve ayn zamanda hermentik bir okuma ile amaya almaktadr. Yapt ileri bir resim-i olarak deerlendiren Doan, bunlar resm-i olmayan modern resim okumalar olarak grmesiyle de farkl bir resimsel korpus ierisinde yer almaktadr. Kaligrafik (resim-yaz) yntem araclyla resimlerinde iledii bedenler hem gelenein hem de modernitenin iselletirdii suretlere egemen olan figrdeki deformasyonu aa vuran imgesel duraklara sahiptir. te bu yzden Doan'n resminde, birbirine eklemlenmi dsallklarn dile geldii boylamsal geometrik bir dzlemde ibkey imgesellik haline sahip olan nesneler kendi gerekliine denk den ara bir uzamda, eikte; paralanm gvdeler, paralar, senetler, et paralar, Atatrk ve Osmanl padiah portreleri, kfi yazlar, haritalar, gazete paralar, rozetler, bulmacalar ve labirentler eliinde simgesel bir yurt edinmitir kendisine. Bir nev, resmi tarih anlaynn ve onunla mall retrospektif tarih ve kltrn arketipsel-ikonografik imlerinin yapbozumuna uratld metinsel yaptlardr Medium: YazBeden serisine dahil olan resimler. En ok da bu zelliiyle, Doan, dilsel gndergeleri son derece kkl bir ekilde resmine yerletirir. Bylece kulland imgeleri daha da bir akkan hale getirerek resime dahil olan tm gsterenleri zihinsel bir kodlamaya tabi tutmaktadr. Bu anlamda da zaten Doan, neredeyse bir yaz yitimini (agraphia) nceleyen dolaysz bir alglanm biiminin kendisini dayatt bir farkndalk ierisinde her zihin tarafndan grlebilir olmayan imgeleri ve nesneleri kayt altna alm olmaktadr. O yzden, anlamn ve grntnn hibir deiiklie uratlmadan grsel bir oaltm ierisinde aktarld dinsel bir biim olan ikonografiller gibi Trk modernlemesinin temel seyrini oluturan Atatrk'n posterlerini de ikonografik bir temsil ilikisi ierisinde ele alr Doan. Bylece hem gelenekle olan gl ban vurgulamak iin kulland kfi yazlar hem de
66
modern bir temsil ve kullanm biimi olarak klarla erevelenmi bir ritel eliinde iki farkl Mustafa Kemal imgesini bedenletirir. smet Doan resimi, Trk modernlemesine vurgu yapan bu ynyle de daha imdiden farkl bir urakta yerini alm durumda. Trk politik kltrne ilikin tm dilsel, kltrel, meknsal imleri ele ald felsefi erevesiyle smet Doan hem yerel olan hem de evrensel olan ierimleyen kltrel kodlarn yapbozumuna girimitir. Hi kukusuz bu dekonstrktif aba eylerin dnyasn yaratan, kelimelerin dnyasdr diyen Jacques Lacan' da bylesi bir varolu kipinden ayr tutmayan, paranteze alan metinsel bir yapya sahiptir. Zaten aynadan yansyan suretlerin bir bengi-dn sayesinde giderek nasl harfsel bedenlere dntn; algda duyumsal olarak kendini hissettiren eyin bu trden bir bedenlenme biimi olduunu gsteriyor smet Doan'n resmi. Ayna aamasnn bir kimliklenme (identificiation) olarak kendisini aa kartt Lacanc retorikte de bir eksiklik olarak kendisini hissettiren ey aslnda tam anlamyla bir bilin durumunun kendisini hep teki olarak kurmasdr. teki olmakln bir bilin ak eliinde kendisini hissettirdii bu resimlerde bizi Derrida'nn ngrd ekilde bir ilk-yaz (arche-criturg) deneyimine gtren ey nedir o zaman? Her eyden nce smet Doan hep bir unutu olarak hafzalara kaznan mitik ve topik tm imgeleri bal bulunduu dil ve tarih balamndan da ayr tutmadan zamansal ve meknsal btn bilisel geleri de grnen nesnelerin ikinliine abanan bir ayna araclyla aktarma yolunu secmitir. Onun iin smet Doan resminde tekiletirici zelliiyle n plana kan ayna imgesellii mekna hapsolan tarihsel bilincin yeniden sessizliin dili olan resim araclyla yanstld bir aktarmdan baka bir ey deildir.
67
III Sen ki ayryorsun ve cezbediyorsun, Deniz gibi deierek, Birden ayna oluyorsun, yzmz Karr grdmzle geerek; Uzlamal bir zgrlk rnei, Kaderin varl ile; Bu grntyle bizde eitleniyor Darnn fazla bykl. Rainer Maria Rilke Hibir aidiyet duygusunun olmad bir kendiliin (entity) biimlendirdii grngler dnyasnda insan hem simgesel olarak hem de kurmacaya dayal zihinsel anlatm biimlerine sahiptir. Bylece varla ikin bir ara-uzamda yerlemlendirilen beden, ierisi ile dars arasndaki snrn imgesel farkllnda soluk alan bir kurgusalla yaslanr. Dile getirdii eyi, kendi ierisinde tketen, bir imge tarafndan kalcln onaylatan beden gerekte grlen nesne ierisinde bir seilmilik edimine denk der. Zira beden srekli olarak yeniden yaratlan ve retilen bir dzlemde hep kendisine baklan nesnenin ikinliinde dokunsal olann tacizkrlndan da g alan fenomenolojik bir srece sahiptir. Her imgede bir grme biiminin yattn dillendiren John Berger'i hakl kartan sanat nesnesi (objekt d'art) de budur zaten. teki'nin aynl ierisinde suskunlua uratlm tm bedenler, kimliin akkanl ierisinde harekete geen dilsel bir zdenlie sahiptir. imdiki an'n bilin aknda dolaysz bir farkndalk biimine sahiptir beden. Bu yzden grmenin fenomenolojisine abanan dilsel bir sre olarak beden, bu dnyada bizi akkan bir zaman ierisinde verili bir mekna balar. Anlamdan yoksun bir dnya, dilden yoksun bir dnyadr. Dolaysyla bakn ve grmenin fenomenolojik dolaym her zaman dsel bir imgelem ierisinden dile gelir. Bu balamda bedeni yazmak edimi de, benliin kendi
68
varoluuna kapand dngsel bir zaman ierisinde dile gelen bir sylemsellie sahiptir. eylerin edimsellii zerinden hareket ederek, eylemselliini ancak i-ie gemi imgelerin toplamnda bulan dnya da her eyden nce bir beden olarak beliren dilin ierisinden varln haber verir bizlere. O halde zamanda ve meknda sabit bir aral olmayan bir varlk nosyonu, dnyann bedenlerden olutuunu syleyen Bergson'u ne kadar hakl kartabilir? Nesnelerin sylemsel retimi sayesinde bir dil gibi varolmaktadr beden. Mekna baml olan bir bedenin rtt tinsellik biimi olarak dil her zaman iin bylesi bir arala sahip kmtr. Dolaysyla bedenin, tam da yapsalc anlamda, yaz tarafndan kodlanan anlamn ve yorumun st dzeyde geerliliini koruduu kltrel bir metin ile sabitletirilmi bir aralk (spacing) ierisinde vcut bulduunu syleyebiliriz. Zira dil, kendisine kapal bir anlam kmesi oluturduu gibi, bedeni yazma dncesinin dourduu metinselci bir yap da ayn kapall sabitletirilmi bir aralkta, toplumsal muhayyilede aa kartmaktadr. Heidegger'in nerdii bir yaayan beden tasavvuru da ancak bu dzlemde ele alnabilir. Gerek bilindnn ykclndan bahseden Luce Irigaray'n dekonstrktif abas gerekse de iktidarn bedenlerde ve bedenler araclyla ilediini dile getiren Foucault'nun beden merkezli genealojik (soyktksel) yorumlarnda(4) hep sylemsel retimin yaz dolaymnda dile geldii libidinal bir akkanlk egemendir. Freud'da bir nevi tutunumlu (chorent), bilinli zneyi sken bilin dnn yap ta olan beden Merlau-Ponty'nin, katksz, fenomenolojisinde ise eylerin alglanmasyla e-zamanl bir alglanma sonrasnda ortaya kmaktadr. Ayn durum Edmund Husserl'in ynelimsel (intentionalit) dncesinin bir devam olarak grlebilecek olan J. P. Sartre'n bilinci kendinin dna kma eylemi olarak betimledii varlk sorununa teki ile olan karlkl bir bakmllk ve dokunma duyumsall ierisinde deinen dnsel serveninde de rastlamak mmkn. Psiik olann kendi bana bir dnya oluturmadn; ben olarak ya da ben yaants olarak verilen bylesi eylerin, deneysel
69
bedenler denen belli fizik eylere bal olarak grndn dillendiren Husserl'de bu sre daha da etkindir. Bakn tekinin bedenini cisimletirdiini syleyen Sartre bedenin okanmas ile varln oluumuna edimsel bir boyut katar. Onun iin Sartre: tekini okarken benim okamam ile onun bedenini dourmaktaym diyerek bedeni okama ile varla sunmaktadr.(5) Dnyann eylemselliinde anlamn bulan bir bak ise, tpk Merlau-Ponty'nin imlenen varlk (tre signifie) dedii bir adanmln bu dnyaya bir armaan olarak sunulmasndan baka bir ey deildir. Bedenin imge durumuna ikin bir hatrlamayla varolur smet Doan resmi. Giderek an' yakalayan bir hle, bir snrdurumdan daha te bellein akkanlnda bir imge kuruculuun giderek ikonoklast bir imge krclna dnmesi tm beden duyumlarnn ardndaki aura'ya elik eden bir zglle yaslanmtr smet Doan'n sanatsal yarats. Sabitledii zaman ierisinde an'n ierisine szan bir imgeselliin anlatsal bir sre ierisinde dngsel olarak kendisini tamamlad bir izlee sahiptir smet Doan'n resimleri. Her daim tm sembolik iktidar dzlemlerini sorgulayan Doan, bir dil gibi duyumsal bir vehe eklemitir resimlerine. Tarih ve sz tm beden durumlarna yazlmaktadr onun yaptlarnda. Ele ald modernlik eletirisini hermetik bir dzlemde dekonstrktif bir abayla var eden Doan her eyden nce bir metin olarak oluturmaktadr tm yaptlarn. Modernlik eletirisini yaparken, izofrenik ve epistemik kopmann resimsel anlatmn ayna gibi temsil biimleriyle adlandrmaktadr. Bunu yaparken de, onda resmin nesnelemesi sreci anlatsal uzamda hep bengibak'a el veren bir srete varolur. smet Doan'n zne-bedenleri hibir zaman duyumsal bir temaa'y (contemplatio) dtalamaz. Yansmalarn etkin birer dntrc gc olarak her zaman o grme psikolojisinin ikinliinde varolur. Ortaa'da Kutsal Kitap okumalarnda ortaya kan ve kkleri Saint Paulus'a dayanan ve ancak Dante ile tanmaya frsat bulduumuz alegorik kuramn hurf- mukattaa's olan bir epigram aktarr Umberto Eco: videmus nunc per
70
speculum in nigmate, tunc autem facie ad faciem (aynaya baktmzda kendi yzmzde baka yzleri grrz).(6) Zaman-dnn rgen bir betimselliine el veren tm bu resimler, duyulur-olan'n (ashtn) alg tasarmn gerekli klan birer penetrtum olarak sreen bir artmann bengi-bak'ta younlaan hakkat oyununa gnderir bizi. Oyuna, yani paralanan yaplarn ve aynalarn muammasna, kim bilir belki de hakkatine, her zamankinden daha iirsel bir yolculua ve kapanmayan yaralar ak tutan bir gelecek bilgisine havale eder bizi.
71
R ZERNE FRAGMANLAR
I Aylak dgcmzn ancak rastgele oaltabilecei krk ve kutsal bir imge Jorge Luis Borges Hayatmz hep, yrtk ilk sayfalarla dolu. Dnyaya frlatldnz ilk andan itibaren bu bylece srp gitmitir. Hep bir ge kalnmlk, birbanalk duygusu neredeyse bir yazg gibi peini brakmamtr oumuzun. Szle, szn kutsall ile alyor tm ilk sayfalar. Szn ketumluuna, ona ruh veren dilin adlandramad tm grnglere inat szn vurdum duymazlyla alyor tm ilk sayfalar. Ve her ey asln inkar eden glgelerin harami takipisi olarak izliyor, yle yer ediniyor benliimizde. Varlmz kemiren bir nedensellik duygusu kaplyor bir sre sonra zihnimizi; her ey daha kekre daha da sayklamalarn birbirini izledii eksik birer ilk sayfaya doru yol alyor. Dnme gc elinden alnan her birey gibi artk verili bir zamana kodlanan zihinlerimiz ok sonra alyor bu eksiklik duygusuna. Her eyin balangc olan bir ilk dncesi yer ediniyor sahip olduumuz tm mekanlara. Bu ilkin varl gn getike daha da azap verici olmaya balyor. O an durup dnmeye balyoruz: Zaman ve tini; Sfenks'i yok eden soruya gelip dayanyoruz. Kendi eiini aamayan bir ilk eikten, ilk duraktan ilk zamandan da te olmayan sorulara gebe bir dnya kyor karmza. Her ey gittike flulayor; benliklerimiz kendi renklerine
72
yabanc yeni bir dnyaya kap aralamaya alyor. Her ey eriyor: Zaman, ben ve teki. Nesneleri ve imgeleri adlandrmaya alyoruz, ama her ey boa kyor. Her ey ilk nedenin sorduu soruyla buharlayor. Buhardan bir glgelik tm imgelemimizi sise bouyor. Grnr nesnelerden el etek ekiyoruz artk. Her ey daha da belirsizleiyor. Belirgin olan tek ey, tek soru var artk: yrtk (eksik) ilk sayfalarmz yoksa tekinin bize gsterdii btncl varlklarmz myd? Hep bir yanlsama olarak duyumsadmz eyler ilklere ve sonlara adadmz mr krntlar deil midir gerekte? Tpk balangcnda olduumuz bir yolun kysndan demir alrken akp giden zamann bizi gerek bir sona doru hazrladnn da farknda olmadmz gibi. Dnyamzn yrtk ilk sayfas. Eksik ilk sayfas: Ak ve iir. iir. II When the light of sense goes out, but with a flash that has revealed the invisible world William Shakespeare Gerekliin ve suretin dsal imlemler araclyla sourtulduu bir biimdir kolaj. Betimsel olann, tasarlanm olann bir anlamda yapbozumuna uratlmas, yeni bir gereklie brndrlmesidir. O yzden varln ilksel haline topyekn bir mdahaledir kolaj. Verili gereklie mdahale etmek, onu kendi gerekliinden soyutlayp yeni bir gerekliin nesnesi klmak olsa olsa ancak yaratc bir dsellik ierisinde gerekleir. Bozup-paralama ve eklemleme urann balangta fotorafik imgelem ierisinde yaplyor olmasn dndren ey kolajn resim sanatna mal edilen bir durum olarak grme yanlsamasna dayanyor. Oysa kolaj yaznsal metinlerde de k rahatlkla karlalabilen bir olgu. Daha ileri giderek sylersek,
73
aslnda, yaznsal bir metni zgrlne kavuturan bir edimdir kolaj. Picasso ile Braque'n papires colls'de bir yanlsama ve soyutlama dzeyi olarak ele aldklar bu yntem aslnda gerekliin fragmanlarndan oluan yeni bir yaam alann mjdeliyordu. Kolaj bu ynyle avangard'n ortaya kard u yntemlerden biri olarak grmek hi de yanl olmasa gerektir. Kolaj, yaznsal metinlerde bir yaz yitimi (agraphia) olarak grmek ise yanltcdr. Kolaj, nasl resme bir gereklik katyorsa yaz'ya da ayn gerekliin tm u fragmanlarn katmaktadr. Merkezin yok edilmesi diye bir ey sz konusu deildir. Aksine merkezsiz bir yaz fikrinin de pekla mmknatn srarla vurgular kolaj. Yaznsal bir metin hibir zaman sonradan edinilmi bir dilin imknlaryla kendisini snrlamaz. Harflerin tek bana varoluundan tutun da oaltma uram her szck bir zaman sonra meknsal bir mutlakln ierisinde erimeyi gze alamayacaktr. Nesneleri ve suretleri yaz araclyla varla sunan bir yaz deneyimi de hi phesiz szn zgllne dayanan eklemlemelerle bu dnyaya irek bir forma sahip olacaktr. Grnr nesnelerin ikin tasarmcs olan air iin kolaj bildik bir tasarm nesnesidir aslnda. Ayn zamanda paral yz'dr kolaj. Yz'n aynadaki krlgan imgelerinin yazda solukland biricik mekndr. Yaznn nihai utkusuna eritii glgesidir. Yaznsal bir metin iin hi de kolay bir ey deildir bu. Fakat kolaj sanlann aksine yeni bir yaam rgtler yazya. O yzden, hibir zaman bir yanlsamay yeniden retmek gibi bir grevi yoktur kolajn. Asl olmayan bir kopyann yeniden bir kopyasn retme kolayclna kar kn addr. Bir gstergeden daha ziyade yaz'nn gerekliidir. Par-a-l bir yazdr kolaj. Paralardan da pekl bir hayat devirmenin mmkn olacana duyulan o mthi inancn gnyzne km hlidir.
74
III Bakn, bazen olur bana ellerim fark eder birbirini; bazen de yorgun yzm onlara snmak ister. Bu biraz coku verir bana Ama kim varolmaya kalkabilir salt bununla? Rilke Biimlerin mekn ierisindeki kararllklarn ve srekliliini idame ettiren bir bak Merlau-Ponty'nin devam edilmi bir doum olarak grd ressamn grne denk der. Ztlk yoksa temas adna tm yaklamlar ii bo bir bitiikliktir. Nasl her ey zddyla ve zddna dokunarak bir varlk bulabiliyorsa; dnyay temsil yoluyla alglayan bir bak da doal olarak kendi tekiliini, aynaya yansm imgesinden deil, bizatihi temas ettii varln farklln hissettirdii bir yabanclk ierisinde bulur kendisini. Gren ve grnrn aynaya yansyan imgesellii varln temas halindeki teki nesnelere olan bakmlln ilkeselletiren bir durum olarak her zaman bir yabanclk ve farkllk dncesini de beraberinde tar. Zira temas dokunmadr. Dokunduumuz ey ise bize tekinin yabancln hissettirir. te bu yzden yabanclamann en belirgin yzdr temas ettiimiz eyler. Baka bir anlamda ise zaten yabanc iimizde oktan yer etmi ve kimliimizin gizli yzn oluturmutur. Eski retiler insann drt unsurdan mteekkil olduundan bahseder: Anasr Erbaa-hava, ate, su, toprak: drd de birbirinin zdd. Kierkegaard, dnyada varoluun gvensizliini betimlemek iin yle der: nsan hangi lkede olduunu koklayp anlamak iin parman topraa sokar. Parmam varoluun iine sokuyorum; hibir kokusu yok. Oysa Kierkegaard parman topraa deil de suya soksayd ztl ona cevap verebilirdi belki. Zira kutsal kitaplar insann topraktan yaratldn sylyor. Onun iin, varla temasmz engelleyen bir durum olan aynann yabanc imgesellii ve biimlerin
75
meknsal srekliliini salayan tm ilikiler gibi bir farkndalk (awarenses) sz konusudur burada. Tanr ama sadece Tanr insana yaklamak iin yabanclamaz. Peygamberlerini yine o insanlarn ierisinden seer. Hristiyan sanatnda Tanr ak sal, sakall bir ihtiyardr.Dier btn hallerde de tm yaklamlar, dokunmalar insann yabancsnadr. Aksi halde anlamsz olan ve varlk olmayan ey budur. Gksel bir kayg ierisinde hareket eden Eski Ahid'in insanlar Tanr'ya daha da yaklamak iin ina ettikleri Babil kulesi ile farkllklarn olmad bir dil ierisinde varolmak istemilerdi. Fakat Eski Ahid'in tanrs, yeryzne dalmamak, farkl diller ierisinde boulmamak iin ba gklere eriecek bir kule ina eden insanlarn dilini birbirine kartrp onlar yeryzne oradan datmas gksel bir kayg ierisinde ekillenen temasn nasl bir yabanclk duygusuna yol atn gsterir. Onun iin yabanclk ve farklln duyumsand bir ara kesittir temas. Bu yzden insana temas etmeyen Tanr'dr yalnzca. Martin Buber'e gre, ben-sen ilikisi her zaman ksa olmaldr, yoksa tekinin farkna varlr varlmaz benim sen'ini deildir ve her bir sen'in; dnyamzda bir o olmas yazgmzn en yksek melankolisidir: Temas edilen ey ile aramzdaki tek ban yabanc ve tekine yklenen tm yadsma biimleri olarak ortaya kmas tuhaf bir retorik gce zorlar bizi. Zira yabancnn dili dokunsal olan tm yaltm biimlerini tek bir dil ierisinde eriterek temas edilen eyi krlgan bir snr ierisinde srgn eder. Bu ise daha ok kendi ierisinde dolaymlanan bir imgelemin her trl aidiyet duygusunu paralad bir uzamda dile gelir. Tm ilkeliiyle ve temsil ilikileriyle bilin dzeyinde bir farkndalk biimi vaz'eden maara resimlerinde ve mistik sembollerde kayta ilikin ilk rnekleri buluruz. Bu yzden, ilk haliyle, betimsel olmaktan uzaktr kayd tutulan resimler. nsanln ortak dilini bulma amacna ynelik olan bir perspektiften doan resim sanatndan tek fark ise phesiz bu ilkel resimlerin birer resim-yaz olmasdr. Bu resim yazlardaki
76
ilksel kayg her eyden nce bellee ve insanln ortak hafzasna ikin olan temel yaam biimlerinin hikaye edilme tarzdr. te bu yzden bellein bir bileeni ve tamamlaycs olarak grlebilecek olan eyler ancak kaytlar tutabilecek olan eylerdir. Onun iin, unutma szcnn artrd bir bellek kaybn ve szel dn halini garantilemek iin tutulur tm kaytlar. Tm szel dnme edimlerimizin kaydnn tutulduu bir yapdr iir de. Dlem gcnn kendisini dilde, dil araclyla yaz'ya sunduu bir biim olarak iir kayd tutulan yaamlarmzn bir toplamdr aslnda. iir araclyla dilde yara aan air yine kendi dili zerine kapanarak, kendisi, bu yaray kapatr. Dlemleri snaca tek maarasdr onun. Yaanlm hayattan devirdii tm imgelemler de airin hafsalasnda kayt altndadr zaten. IV iir tpk felsefe gibi kendisinde her eyin gzelletii, tpksn bulduu ruhumuzun ahenkli bir hlidir Novalis Gaston Bachelard airin, yaratt imgelerin yenilii ile her zaman bir, dil olma zelliine sahip olduunu dillendirmiti. Imgenin dnme eyleminden nce geldiini gsterebilmek iin de, iirin daha ok bir tin fenomenolojisi bir ruh fenomenolojisi olduunu ileri srmt. Bu ara kesitten baknca Bachelard iin de d kuran bilincin belgelerini toplamak her zaman iin ncelikli bir hedef olmutur. Saf, el dememi eydir iir. Hakikate u veren her ara blge iirin o byl dnyasnda yerini alr.
77
LRK R
Hilmi Yavuz'un, Retorik/Lirik sorunsal balamnda Trk iir tarihini yeniden okuma denemesinde bulunduu yazlarna birka kma yapacam burada. Lirik iiri gayesi kendinde olan (Aristoteles'in 'auto telos'u) sz kendisinden te bir gayeye vasta klmayan iir olarak tanmlyor Hilmi Yavuz. Sz bir dncenin vastas olarak almayan lirik iir, dilin kendisini gaye edinir. Kendi dnda herhangi bir eye gnderme yapmaz iir dili; bu noktadan yola kan Yavuz iin, iirle mzik arasndaki bant da lirik iir dolaymnda nemli bir konuma sahiptir. Lirik iirin bireyci ve znel olmayan ynn ziyadesiyle gstermek iin de Frankfurt okulunun en nemli dnrlerinden Theodor W. Adorno'ya bavurur Hilmi Yavuz. Adorno'nun deyiiyle Lirik yapt, daima bir sosyal atmann, znel ifadesidir; kanlmaz olarak zneldir elbette, evet, ama bireyci deil!. Hilmi Yavuz'un durduu yerden deil ama baknn odakland dzlemden birtakm kmalarda bulunmak bir zaruret: zellikle iirsel dildeki szce(nonc)'nin gndergesel ilevinden dolay, Ahmet Haim'in ya da Yahya Kemal'in duyu ve deyi ayrmlarndan da te bir durakta ele alnmaldr lirik iir. Suskun ve dingin, ruhu ycelten bir iir deil midir lirik iir? Meknsal tm kapanmlar reddeden yksek bir bilinlilik dzeyi ierisinden dile gelir. Bu yzden, lirik iirin tm snrdurumlarn yaznsal alana dahil eden ilk-yaz (arche-criturg) deneyimine sahip olan airlerdir Baudelaire, Lamartine,
78
Rimbaud, Verlaine, Hugo, H. Heine. iirsel sylem, nasl dilin arkaik tm kklerine inen bir bilin kaydna sahip ise, lirik iirin eiini fazlasyla andran bu airler de bylesi bir bilin kaydnn sakl olduu lirizmin anahtarna sahip olan ender isimlerdir. Andr Gide, imgeyle dnce, szckle ey arasndaki yarklardan sz ediyordu. Bu yark Barthes'in adna punctum dedii eyin, Lucio Fontana'nn ise tualindeki kesikin zsel bir ifadesidir. Deil mi ki, Gide'in bahsettii 'sz'e denk gelen edim, en nihayetinde, iirsel retimin ze dnk doasnn ona her zaman bir varlk nedeni bulmasn zorunlu klmasna dair bir grye sahip olmasna baldr. Zaten, Baudelaire'in iirindeki esin kayna da zaman ve mekn sourtan esiz bir lirizmin dnlm hayat (vita contemplativa) ierisinde hatrland, hatraya sunulduu, bir bilin kaydna sahiptir. Glgeleriyle varolan hayatmz, bizatihi bu tutulmu kaytlarn hznnden bir sz deviren iir deil midir?
79
RSEL ADALET
Getiimiz yl stanbul Bienalinin ana temasn olusturuyordu iirsel adalet'' kavram. Olduka farkl duraklarda konaklayan iir ve adalet kavramlarn bir arada dnmek, ikisi arasndaki temel slup farkllklarnn ayrdna varmak asndan, olduka, nemli bir bienaldi. Yaadmz dnya, her ne kadar, bizlere iirsel bir adaletin mmkn olmadn dayatsa da en azndan birer birey olarak dlem gcmzn ayakta durduu mddete iire de her zaman vaktimizin olduunu dndrtt. Dsellii ve hayatn tekdzelii karsnda, suskuyu canl tutan iir iin adalet dediimiz ey hangi imgesel durakta konaklayacak bir yapya sahip bilinmez. Ama her eye ramen iirin dlemleriyle ve diliyle ortaya kacak yeni bir grye de hi kimse kaytsz kalamayacak gibi grnyor. iirsel adalet tanrsal bir tecellinin yeryzndeki yansmas olarak m durmaktadr? Aslnda ilahi adalet denen eyden hi de uzak bir gemie sahip deildir iirsel adalet. Sanat ve iirin gereklik deerleriyle jeopolitik alann gereklik deerlerini uzlatrma abasnn anlam nedir, sorusuna cevap arayan bienal kratr Dan Cameron dile bir tanrsallk hissi kazandrma giriimi'' olarak adlandrd iirsel adalet kavramn da izleyicilerin geici bir sre iin de olsa tm dnyann dokunulabilir temsili olarak grmelerine bu anlamda zel bir nem veriyor. Cameron iin, iirde asl ulalmaya allan ey, tm insan bilgi ve deneyiminin, fizik ve metafiziin, gemi ve gelecein yalnzca szckler yoluyla artrlmasdr. Bu anlamda, iirle adaleti ilikilendirmeyi en zorunlu klan drt olarak da, manevi unsurun tm potansiyel tezahrleriyle birlikte
80
deer kaybna uratlmasna duyulan tepkiye balamaktadr. ada sanat retiminde genel bir duygulanm slnn egemen olduu bir tr materyalist arasalln kltrel otorite konumlarn deitirmek ya da glendirmek ynnde atlan en iyi niyetli admlara bile hkmettii dncesine sahip Cameron. Burada, adalet aktan kar'' diyen Emmanuel Levinas' da unutmayalm. Zira btn balanglar tanrsal bir ze sahiptir. Varl esinleyen bir balang olarak iir kutsallkla donanm bir dil yetisiyle varolmutur. Bu kutsallk uhrevi bir kapanm deildir. Dilin bir duygu tam olarak hayatiyet bulmasdr. Onun iin tanrsal bir adalet duygusundan hi de uzakta olmayan bir gemii paylamaktadr iir. Varln ncesizliini ve sonraszln bir imdide bulunu (prsence) ierisine, dil araclyla, hapseden iir dnyasal adaleti iirin znesi haline getirir. Peki, ya adalet? Gereklemesi mmkn olmayan bir yanlsama, bir sanr deil midir adalet? O halde neden inanalm ona: iirin gc apak ortadayken.
81
82
yanlsamann onayland ilevsel bir mekna sahiptir. O halde Melih Cevdet Anday'n i-grs nerede durmaktadr? airin, gzelletirilmi dzyaz olarak iir ve dzyazdan yakasn kurtarm olan iir dedii eyi hangi dil burcuna oturtmak gerekecek? Apak: iir ile dzyaz birbirinden nicel olarak farkl dnglere sahip bildirimlerdir. Bildik iir anlay dz yaznn mantndan ve biiminden uzak olmasnn dnda biimi zel bir duyarlln gstergesi olarak metinselletirir. Bildik iir anlayn dzyaznn meknsal ve ibant evreninden ayr ve uzak tutan temel zellik de budur zaten. Gndelik dili unutulmu ve kullanlm bir iir olarak gren Heidegger iin de iirin tersi dzyaz (prose) deildir. Saf dzyaz ise asla dzyaz gibi skc deildir. Saf dzyaz da iir kadar nadir ve iirseldir. Szn zgllne yaslanan bildik iir anlaynn dilsel yapsn dntren modern iir dzyazya evrilen srete en gl sesini Arthur Rimbaud gibi airlerde bulur. Ben bir bakasdr (Je est un autre) diyordu Rimbaud. iirde bir bakasnn gerekletirdii teki imgesinin yaz dolaymnda zgrle kavuturulduu bir edimdir. Bu zgrln dile geldii en belirgin biim olarak dzyaz iir suskuya gmlm bir mekna zel bir dil araclyla kapanr.
83
84
deneyimlerini anlatmada yararlandklar iki ana aktarm arac vardr: grsel imgeler ile szel dil. Grsel imgeler fazlasyla yerinel bir uzam ierisinde dil ile olan balakln metinsel dzleme tar. Grsel alglama her eyden nce imgeleri merkeze alr. Merkeze ald imgeyi tamamen soyut ve anlamn edilgenliinin egemen olduu dilden farkl olarak optik bir tasarm ierisinde sunan grsel alg, bylece, grlebilir olan kayt altna alr. Ahmet Hamdi Tanpnar, teden beri ikinci bir hayat olduu sylenegelen ryann nasl byk hakikatlerin cevherinden rlm bir masal ehresi takndndan bahseder. Bir dsellik biimi olarak ryann, hayatmz ve st ste yaanm binlerce hayat, her an yeni bir terkip olarak sunuundan, uurun ve ihsaslarn verimlerini derinletirerek byk mebdelerin yollarn nasl hazrladn anlatr. Zira ona gre, ryalarmzla bir klln cz, byk ve alem-uml bir dnyann bir paras olduumuzu hatrlarz. Btn mitler ryalarn ocuudur Tanpnar'a gre. Modern bir mit olarak sinema; dilin dngsel bir zaman ierisinde yittii, szn ise mekanik bir kurgusallk dolaymnda tamamen askya alnd bir ara-zamanda tamamen akn bir dsellik ierisindeki yaznn hayatmza sinmi sinik bir glgesidir artk. Glgelerin iirde yitiinin resmidir sinema. Bunu anlatmyor muydu Behet Necatigil: Benim iirlerde izdiim resim Sen miydin hi grmemi gibiyim Bu pastel renkler bu siyah fon Aslnda var myd hi bilmiyorum O evler bu kadar geri planda myd Iklar olmasa da gece de Bir siyahn ortasnda damlam yeil ekmez miydi baklar hi bilmiyorum
85
Sen onlar izerken ben Neredeydim olmam gibiyim hi Gndelik alglarmzn bir gereklik dolaymnda ynlendirdii varoluun iirsel dilbilgisi bylesi bir dlem gc ierisinde dile gelir. airin iirlerinde izdii resimler kadar naif ve pastel bir fonu vardr gndelik yaantmzn. Arzulanabilir bir ey olmaktan hi de uzak deildir sanatsal imgeler. te bu yzden nesne ile ey (ding- la chose) arasndaki farka gnderme ile kendini kuran bir varlk da, ayn zamanda, ona kendi yabancln hatrlatan bir arzu biimine sahiptir. Dselliin, iirin ve grntlerin tm ara blgelerinde dolaan bir ynetmen olarak Andrei Tarkovski de 1975 yapml Zerkalo (Ayna) adl filminde, daha nce de deiik zamanlarda irdeledii geri dnszlk ve sonraszln arl ierisinde dile gelen anlam ve dsellii ayna'da beliren tm biimleri ierisinde ele almt. Onun iin iir, ruhu harekete geirmeli ve heyecanlandrmaldr. iirin grevi hibir zaman putperestler yetitirmek olmamaldr. Szel bir edimden uzak duruuna bakarak sinemann dilbilgisinin nasl bir evrimsellik iinde olutuuna ve ne tr bir grme biimine gereksinim duyduunu da bilmemiz gerekiyor. Eer saf bir grntler biimi olarak ele alnacaksa indirgenemez bir btn iinde sinema da sonuta kendi varoluuna edeer bir grnt diline sahiptir. En ok da ne kadar yakn olursa olsun uzakln tek bir kerelik grnmesine dahil olduumuz Walter Benjamin'in aura'sna gtrr bizi. Bu uzaklk, ayn zamanda, zde olmayann, tekinin ayrdna varmamz salayan bir iz, bir gr'dr. nsann nesnede brakt izin sinematorafik bir grnt ierisinde dile geldii bir varsllk, unutulmu tm imgelerin hatrlatld imdinin o sonsuz akkanlnda sabitler bireyi. O yzden dsellik hibir zaman skalanmayacak bir gerekliin glgesi olarak yer edinir sinema dilinde. Yaz'nn ve szn tm olabilirlik snrlarn andrr sinema. Grsel bir belirsizlik ierisinde kayt altna ald en
86
tandk ey ise dsel yenilgilerdir. Sz kkenindeki suskuya, yazy ise bir iarete eitler sinema.
___________________
* Anlamn , grnmeyen dnyay aa vuran ksa bir parlamayla kaybolduunda
87
RN ZAMAN HARTASI
Kadimlerde zaman (khrnos) kavram ne dngsel ne de dorusal bir algya sahip deildi. An kavrayna olabildiine uzaktlar. Kartlklarn devingen bir yer deiiminden ve ancak bir tpos ierisinde varolduu mddete akkan bir zaman dncesine sahiplerdi. Antikite'de Sokrates ncesi felsefi tasavvurun temellerinden birini oluturan ain kavram da kadimlerin kozmolojik dnya alglarn ncesiz-sonrasz bir uzamda, bir zaman aralnda dndklerinin en belirgin gstergelerinden biriydi. Zaman zellikle Parmenides'te hakiki varlkta tekevvn'n, gemi ve gelecek ayrmnn reddi ve imdiki zamann btnsel ezamanllnn olumlanmas olarak anlam kazanmt. Ain, bu anlamda, tm zaman kuatan snrsz (peiron) bir zglle sahipti. Platon evrenin mrne ilikin bir adlandrma olarak ortaya km olan ain'u devralarak artk olaslkla bir tr dzensiz hareket ieren belirlenip tamamlanmam bir Pthagoras peiron olarak deil de, idealar'n (eid) hareketsiz tarz olarak grlen kozmos-d zamana bu kavram uygular. Zaman, Platon'a gre, tek-olann ierisinde hareketsiz duran ncesiz-sonraszln saynn yasalarna gre hareket eden kalc bir imgesidir (eikn) artk. Hem Platon hem de Aristoteles iin zaman ve hareketin karlkl bir arada bulunmalar durumu zellikle Aristoteles'te zamann varolmas koulunu ancak zihnin varolmasna balanmasyla sonlandrlmtr.(1) Zaman kavramnn Antik Yunan'da zellikle airlerin elinde kullanl bir malzemeye dntne tank oluruz. Zaman, tragedyalarda kozmogonik dnyaya ilikin tm fikirlerin doduu ve tanrsal zle mcehhez bir yetkeye sahiptir.
88
Nasl Odysseus'da Homeros'un kahramanlar her zaman saf bir imdi ierisinde bir mevcudiyete sahipse ve her gne de sanki dnyann ilk gnne uyanyorlarm gibi uyanyorlarsa(2) zaman dngsel olarak tarihin bizatihi kendisini de durdurduu ara bir zamanda, bir zaman-dlkta soluk alyordur artk. Zaman uzamsal olana kapand mddete bir anlam tar. Felsefi bir topos ierisinde kendisini yerlemlendiren bir zaman indirgenemez bir btnlk ierisinde varolur. Uzamn gstergelerinin imledii bir zaman bireyi an'n o sakl imgeselliine gtrr. Tinin glgeledii bir dnya ierisinde varolur zaman. iir de bylesi bir zaman ierisinde, unutuun ve yazgnn eanl bir edim olarak varolmasyla tekevvn eder. Sylemin arlndan doan bir varlk ierisinde bulunuu her eyden nce iirin duyumsal nesnelerin eiinde bir imgeye, bir gstergeye bel balayan saf bir bulunu ve unutu hlinin edimsel bir sonucu olarak grmek gerekiyor. Nasl ki, zamann sonluluu ve snrll dncesi atopik bir uzam dncesine uzanyorsa bu ayn zamanda lme yneltilmi bir ardr. iir de lm ierisinde saf bir unutu'a varan, lme yazgl bir dinginliktir nihayetinde. Artk, btnsel olann anlamnn olmad bir dnyada, bir alann sonsuzluunun sonlu grme'yle ya da sonlu bir sylemle kuatlamayacandan deil de alann yani dilin ve sonlu bir dilin doasnn btn olan dlamasndan dolay sonlu bir btnn kapanmlndaki sonsuz eklemlemelerin alannda(3) varolur iir. Bu alan, sonluluk kavram etrafnda deil de, Derrida'nn bir baka balamsal durum iin nerdii, oyun kavramnn bak asyla grlebilecek bir zaman aralna havale eder bizi. iirin zaman'a kar oynad oyun dilsel ikamelerle ve hatrlamayla malul bir gemi hafzasyla gerekleir. Mevcudiyeti ierisinde yer ald an ierisinde gemiin ve imdinin tm gstergelerine kar kaytsz da deildir. Kendi zaman imgesini varolduu dilsel uzamda gerekletirir. Unutuun balangcdr bu. Fakat geici ve yeterli bir lm tasavvuruna el verdii mddete de sreen imgeler evrenini duyumsal bir bengi'lik ierisinde var eder. Yitik bir imdi'nin ierisinden dile gelir iirin zaman: ayn
89
olann zamansall ierisinde eriyen tikel bir aralk'a (spacing) sahiptir. Tm imlemleriyle varolduu o aralk'ta teki'nin baknda kendi arzusunu nesneletirdii bir uzamda varolur. Gemi zaman mitsel arketiplerle rldr. Gemi, imdi ve gelecek kaygs gtmediinden olsa gerek duyumsanan bir an ierisinde soluklanr hep. An' yakalad iin teki'ne bakmann ayn zamanda kendi glgesine bakmak olduunu da bilir: Bir bak' vardr nk. O yzden at yaralar hibir zaman kapatmaz. Zamann akkanlnda eriyip giden tm nesneleri kendi an'na hapseder, imledii tm olu'lara kendi zgl szce'si dahilinde bir varlk kazandrr. iir iin, metaforik imlemlerden oluan gemi zaman olsa olsa onu imdiki an'n imgelemsel corafyas ierisinde dillendirebilecei sonsuz bir aura'dr. iirin zaman dnyann gereklii ierisinde varolan uzamn dndadr bu yzden. Hep bir ara durakta bir eikte soluklanr. Ne ieriye ne de darya dahil olabilen bir yaps vardr. Kendi suskunluunun dinginlii ierisinde kendi zamann kurar. Kendi zamannn tik-tak'lar zerinde hkmranlk kurulamayacak izoid bir gerek-dnn dilini oluturur. Bir fsltdr iirin zaman, kendi dinginliini dinleyen.
___________________
1- Peters, Francis E. (2004): Antik Yunan Felsefesi Terimleri Szl: Tarihsel Bir Okuma, (ev. Hakk Hnler), stanbul: Paradigma. 2-Auerbach, Erich (1968): Mimsis: La reprsaentation de la ralite dans la littrature occidentale, (traduit de la l'Allemend par Cornlius Heim), Paris: ditions Gallimard, p. 21. 3- Derrida, Jacques (1967): L'criture et la diffrence, Paris: ditions du Seuil, p. 423.
90
EYLERN ARKEOLOJS
lhan Berk resme durmal ve / ona bakan aynalarn kalbi krlmamal! Haydar Erglen Bilinen en eski iirden bilinen en yeni iire dek iirsel sz, nce ve sonra, hep Wittgensten'in nermelerini anlata gelmitir diyordu Enis Batur bir yazsnda. Hakldr Batur; zira dilin biricik barnadr iir. O yzden kendisini hep bir yurt dolaymnda sunan iirsel dilde bu durumu grmek hi de artc deildir. Hayatn toplamna dair yklemlerin aktarld eysel bir yap olarak iirsel dilde; hem gemiin dilsel kkenselliine dair bir ipucu, hem de bu gemiin bedensel varlk tasarmna dair ngrlere rastlarz. Kendi nesnesiyle rtemeyen bir uzamsalln arzu (dsire) biimine duyduu gvensizliin de ikrar olarak grebileceimiz iir, imgelem dyasnda hep bir ara yerde konumlardrr kendisini. Bu yzden imge vazgeilmezdir. iirin dile duyduu gvenin kemle ermi halidir imge: iir iin imge hep szn tkendii yerde balayan bir bilin akna iaret eder. Byle bir bilin aknn szcs olan lhan Berk iiri de, bana hep, bu dnyaya ait gstergelerin simlatif bir kurgu olmaktan kp kendisini tamamen dokunsal olana ilikin bir aidiyet kodunu onaylatmasnn en yetkin rnei olarak grnmtr. Trk iirinde dnemsel gidi gelilerden uzak, ayrks ve anlat doymaz kiiliiyle zaman zaman piktografik zaman zamansa phantasia halini; yani imge ve tasarm, imgesel ve
91
resimsel unsurlar, grntye dayanan zihni kurgular, iir diline dahil eden ender airlerden biri lhan Berk. Anlamdan syrlan gereklik algsn iire tayan Berk'in poetikas denebilecek ey, iirleri arasna szm olan iir ularndan, aforizmalardan olumaktadr. iiri yka yka yazmaktan bahseden Berk iin bundan daha farkl bir ey sylenebilir mi? airin, zerinde kuramsal olarak durulmu bir poetikasnn olmayn iirin kendisini srekli kuran, yenileyen, ykan ve onaran bu yapsnda aramak gerek. Kendi irsel serveninde 1950'ye kadarki dnemde anlamn her ey olduu noktasndan hareketle iirini szle, anlamla ve dramatik unsurlarla besleyen lhan Berk adlandrma ediminin artk yetersiz kaldn dpedz lmle edeer olduunu deiik anlatm teknikleriyle dile getirmitir. Galile Denizi (1958) ile sze dayal iirden kopan Berk iin artk iirde ncelik yaratcla ve okanlamlla doru kaymaya balamtr. Bir dier nemli unsur ise gelenekdir. Berk iin artk gelenek, iirin nn kapatan, snrlayan bir olgudur. iirde okanlamlln yolunu aan sezgiselliin ancak imgesel ve paralanm, deforme edilmi bir dille salanacan dnmektedir Berk. Zira ona gre paralanmam bir iirde de zaten okanlamllk yoktur! Her iirin paralana paralana kurulduu ilkesinden hareket eden Berk'in yazmak ediminin ne tr imgesel duraklardan getiini ve hep bir bilinmeyen ierisinde nasl yittiini gsteren en gzel metinlerinden biri olan eyler Kitab'nda da Blanchot'nun ngrd ekilde ierinin sesiyle can vermektedir iire. Szn silindii; anlam da saptamann neredeyse olanaksz olduu yerde iiri arayan Berk iin: yi bir iirde anlam pek ele gemez.? Ama hep ele gemi gibidir. Onun iin srekli deforme eder dili; bozup paralar. Hep iiri , yka yka yazmaktan bahseder. Bylece zne de artk egemenliini yitirmi, nesneyle yer deitirmitir. En temel gerekesini ise anlalveren iirden hep kuku duymasna balamaktadr. Dnyaya imgeler olarak bakan ve imgeler benim evimdir diyen bir airden bundan
92
bakaca ne beklenebilir? okanlamlla giden bir yolda her seferinde temel amac iiri bozguna sokmak (sous rature) olmutur. Anlam her ey deildir diyen air iin asl nemli olan anlama baka kanallardan, baka duraklardan ulamaktr. O yzden Berk'in iirinde yapt biraz da oyun oynamak okuyucuya sorular sormak, verdii ipularyla okuyucunun farkl dilsel eiklerde olduunun ayrdna varmasn salamaktr. Melih Cevdet Anday demiti: (...) yeryznde anlalmam bir ozan yoktur, olmamtr. En kapal, en iinden klmaz diye gsterilmi olan iirler bile, gnn birinde, hiyeroglif yazsnn zld gibi zlm anlalr duruma getirilmi, giderek retmenler eliyle retilir olmutur. eylerin biimlerini ve varlklarn kavranlr klma abasnda olan Berk'in iirde yapt ey de bir btn olarak bu deil midir? Sz olabildii en dk seviyeye indirmeye alan Berk iin bu; anlamda boulmu Trk iiri iin gerek anlam bulabilecei, belki de tek yoldur. iir bilinen szcklerle bilinmedik szler kurmaktr diyen Melih Cevdet' i tekrar analm burada. iirde zneyi merkezsizletiren Berk, anlama giden yolu da, dil araclyla gerekte znenin at yarklardan hareket ederek dokunulabilir, hissedilebilir bir forma brndrmektedir. Zira, sanatsal retimin iletildii bir yap olarak dil en nihayetinde eylerin dnyasna aittir. eylerin dnyasn zmlemeye alan lhan Berk ise her eyden nce dili yadsmaktan bahseder. Oysa sanat yaptnn varolusal bir kaygdan yola karak ortaya kmas ona bu dnya ierisinde grnr bir mevcudiyet salayan dil asndan daha da ikircikli bir konuma iter. Dil iin ilettii eyin anlam alanlar bal bulunduu sanat yaptyla e zamanl bir olgudur. Dil ile yaratlan bir sanatsal etkinlikte anlam yadsmak anlamn gereksizlii vurgusu tek bana yanltc bir durumdur. ou zaman ise tam bir yanlsamadr. Hayatn toplamna dair yklemlerin aktarld eysel bir yapdr dil. iir dili ise srekli evrimsel bir zdenlii gerekli
93
klar. Zira, dilin anlam yaplarn saran ve sarsan zel bir yapya sahiptir iir. Dile getirdii anlam yine kendi ierisinde tketen anokranik bir zelliie de sahiptir iir. Onun iin ilk bakta hemen her zaman ele vermez kendisini. Zamann ardllnda yryen kk anlam krntlar brakr hep arkasnda. O yzden iir, srekli bir yorumlama edimine muhtam gibi grnr. airleri anlamdan uzak tutan iirler retmeye sevkeden nemli unsurlardan birisi de hep allageldik iir tarzndan farkl rnler ortaya koymak olmutur . Bir nevi popler olann dnda durmak tavr da diyebiliriz buna. eyler Kitab ise iyi iirin ancak yoruma ak olan iir olduunu syleyen lhan Berk'i hakl kartan bir kitap. En ok da, Bir ey Olanlarla Bir ey Olmayanlarn kaderinin dilde snand bir kitap, eyler Kitab. Dzyaz ierisinde dnen iirlerden mteekkil eyler Kitab; ayrks ve fragmanter yapsyla da zaten dzyaznn mantn aan onun snrlarn ve merkez anlayn ykan yeni bir yaznsalln da n kabullerinden birini oluturuyor. iirin dili yalnzln ve suskunun dilidir. airlere zg ayr bir dildir. mgeye yaslanan zamansz ve meknsz bir dildir bu. Gnlk yaam ierisindeki tm gstergelerden azade kendi gndergesini oluturan d dnyaya kapal zel bir dildir. Tamamen airin szel imgelem gcne dayanan bu dil kendi aynasnda kendisini bakalatran teki haline getiren yaznsal bir srecin de en nihai halini oluturur. Bu nedenle; eyler Kitab, istisnasz, Trk iirinde yazmak, dnmek ve niyet etmek edimlerinin znesiz-merkezsiz bir uzamda yeni bir iir diline aktarld ve byle bir dilin ilk admlarnn atld gerek bir ba yapttr.
94
95
Yazmak ediminin yalval, eriilmez utkusu hep kendisine doru ekmitir insanlar. Kendi yakt atein yalm kadar baka hibir ey bu kadar yakn olmamtr ona. nsana, glgesini yitirmi bir yaam kadar ac verir kendi ben'ine uzak bir yaz deneyimi. Tm olgusal dizgeleri sfra indirgeyen bir gr gerek anlamda bir yaznn imledii zgl bir dnyayla rtr. Bu dnya, yaznn hayat nceledii biricik, yaamsal vazgeilmez dnyamzdr. Ancak yaznn snrlarn olabildiince aan bir zihin bu dnyann paralarndan bir btn oluturmay becerebilir. Yaz'nn hayata eitlendii ya da kurgusal ile gerek olann balant noktalar dnldnde Bat dncesinde de hep bir kartlklar dizgesinin birbirleriyle olan, bitmek tkenmek bilmeyen, mcadelelerine tank oluruz. Yaz'nn eitliine kapanan anlam bu kartlklar dizgesi balamnda, hep bir baskya maruz kalr, hem de hibir zaman yere drlemeyeceini bilmenin hazzn da beraberinde tar. te bu yzden, yaz, hep glgede kalm bir hayata yaplan mdahaledir. Maurice Blanchot'nun mrlt'' olarak dillendirdii, varl esinleyen bir edimden bakaca bir ey deildir yaz. Dnyann anlamlarn ve imlemlerini fa eden bir mrltdr. Tpk Magdelal Meryem'in yzn aydnlatan mum ndan arta kalan leke gibi. Mrekkebin sourttuu harflere inat kendi ben'ine kapanan bilinlerimizin karanlnda bir mrltdan daha ziyade bir mum lekesinin tanrsal bir tutku olarak belirdii bir gelecek deil de nedir yaz? II Dnyann imge olmas, varolu iinde insann zne olmasyla ayn eylemdir. Martin Heidegger Michel Foucault Bat kltrnde insann varl ile dilin
96
varlnn hibir zaman birlikte varolamadn ve eklemleemediini dile getirmiti. Dilin bu dnyaya aitliinin insanlar tarafndan adlandrlan dsal temsiliyetler araclyla nasl sylensel bir dizge ierisinde varolduunu ortaya koyan bu tavr Nietzsche'den Heidegger'e ve Heidegger'den de Foucault ve Derrida'ya kadar uzanan estetizmin nceledii yeni bir krklk alan oluturan tarihsel yarlmann da elik ettii dilin ontolojik dolaymnn yine bu dnyaya ait olan vehimsel yn zerinde odaklanmt. Kendisini dilin ierisinde sunan sonluluun biimi ile en nihayetinde bir lm deneyi olarak bize geri dnen dilin aprak ve da ynelen temsiliyetlerin zerinde anlamaya vard bir iareti imleyen tinsel zlerin bu ontik farkllk dzleminden kopartlarak kendisini ona teslim ettii bir uzamda varolan dil ayn zamanda bir adlandrma biimi olarak vardr bu dnyada. Tpk, temel izleini her eyin suretini kartan aynann hkmranl zerine kuran Enrique Bansch'n iirini ele ald bir yerde aynann grntsel niteliini ve ondan yansyan grsel oaltmn rktc yann da vurgulad yazsnda Platinos'un sanatn ikinci elden bir grntden baka bir ey olmadna dair grn hatrlayan Jorge Luis Borges'in parlakln ierisinde yiten hakikatin grselliini sorgulamak istemesi gibi bizlerin de ok rahat bir ekilde yeni bir dil iin aknln yitimi sonrasnda ortaya kan modernizm ve postmodernizmin derinliini ve dilsel bilincini oluturan bylesi bir yarkta gstergelerin egemenliine kar yeni bir eyler syleyebilme gcne sahip olmamz gerekiyor. Zira dilin farklla dayal yapsnn simle edilerek bakalatrld bir uzamda hakikatin doasna ilikin bir tartma da anlamsz olacaktr. Onun iin hayatmza hkmeden her grntnn bu parlakln ierisinde oktan birer glgeye dntn de unutmamak gerekiyor. Modern dnya paradoksal bir ekilde hep tekinin zgllne ve kltrel ethosun melez zlerinin prfiye edildii bir uzama sahiptir. Dilsel bir yknt zerine kurulan modern dnya hissedilebilir bir derinliin ierisindeki dilin hareketlendirdii anlamn duyumsal ekiciliine kendisini kaptran bedenin at yarktan (punctum)
97
bir anlam dm olarak kltrel sylemin zsel ynn oluturur. Deiim ve geliim aamalarnn saf edilgenliinde anlamn bulan bir dil siyaseti bu dnm sreci ierisindeki ikin bilincin rtk (veiling) yzn aralayan zdelik dncesinin de temel parametrelerinden birini oluturur. Bylece kimliin deiim sreleri ierisindeki akn konumu onu tm zdelik biimleriyle beraber klmaktadr. Modern dnyada kimliin ikin bilin akn oluturan dil hep verili alan zerinden hareket ederek toplumsal oluumlarn farkllk talepleriyle vcut bulduu bir zeminin zerinden ykselir. Bundan dolay tarih tarafndan bir dilsizliin ierisine hapsedilen kimliin, hapsolduu bu dilsizlik ierisinde kendi hkikatine ulamaya abalamas yine kendisini bu anlamszln ierisine iten dilselliin egemenliinden kaynaklanr. nceden belirlenmi bir ze sahip olmayan kimlikler verili dnyann rndrler. Onun iin kimlik girdii her ilikide kendisini yeniden kurar. Ontolojik bir farkndalk biimi olan kimlik insann biricik aidiyet biiminin dilsel uzants olarak benin snrsz olan bilin hlini oluturur. Tam da bu balamda her zaman darlkl olana ilikin bir fark canl tutan teki, kimliin tarihsel kurulu anndaki travmatik gerein toplumsal bellekte at bir fazlalk olarak egemen olmasn salar. Modern dnyaya irek bir nesne anlaynn dntrd kimlik nosyonu da ayn balamsal srecin bir tezahrdr. Bilin krlmalar ve kltrel kimliklerin paralanmasndan istifade eden modern paradigma, kendi doasna uygun olarak pragmatik bir ekilde dntrd kimlii, kollektif meruiyet alan ierisinden ekip kaotik bir bireyciliin ierisinde eriterek modern kimlie izofrenik ve melez bir boyut kazandrr. Otantik doasndan soyutlanan kltrel kimlik bylece kendisini kart dizgeler ierisinde konumlandrarak tanmlamaya alan modern paradigmaya kar tekinin belirsizletii eklektik bir tayf ierisinde melez bir kimlikle cephe alr. Tm paradigmalar gibi modern paradigma da kendini anlayabilmek iin sonuta kendi kart imgesinden baka bir ey olmayan bir tekine
98
muhtatr. Bir toplum ierisinde ina edilen her sosyal gerekliin dsal konumuna tezahr eden isel bir bileeni yani kltrel bir bilinci vardr. Bu bilinsel yap ou zaman o sosyal gerekliin tm dier bileenlerinden daha baat bir konumda bulunabilir. Toplumun kendini tarih olarak ortaya seren bir z-yaratm olduunu syleyen Cornelus Castoriadis da ayn zamanda tarihsel-toplumsal alan olarak adlandrd imgesel imlemlerden oluan varlksal zn, toplum trne zg, her zaman geerli olacak yeni bir varlkbilimsel dzen tipi yaratmadn itiraf etmektedir. Bu tip, her seferinde, her biri bir yaratm olan, yeni bir toplum eidos'unu temsil eden baka biimler araclyla somutlar. Toplumun imgesel kurumlar ve imlemlerin varlnn dnda ve sradan birtakm eyleri bir yana brakacak olursak, modern kapitalist toplumla ilkel bir toplum arasnda tzsel olan hibir ortak ey yoktur.(1) Onun iin hi de yabanc bir durum deildir insann gereklii toplumsal zneler dahilinde ina etmesi. Zira insan nesnel dnya ierisinde hibir zaman znel bir perspektifi dlamayan sembolik eylemlerle varolur bu dnyada. nsann varlk nedenlerinden birini oluturan bu durum simgesel hareketliliin anlam ve dili yaran zselliinde harekete geer. Bu sebepten olsa gerek, hi de paradoksal bir durum deildir Edmund Husserl'in tavr. Zira o bir fenomen olarak ele ald varln, nelii grmek bahsinde, grmenin alglamaktan daha fazla zorluklar veya mistik gzler barndrmadn dillendirir. Dolaysyla buradan, psiik olann kendi bana bir dnya oluturamadna tank oluruz. O bu dnyaya ben olarak ya 1da ben yaants olarak verilmitir.(2) Kendi ierisindeki zdelii ak ya da gizli bir ekilde ayn znenin farkl monadlara blnen farkndalnda (awareness) psiik bir zglle kavuturan ben duygusunun ehveni er kabilinden (faute de mieux) onaylad hissedilebilir bir derinliin ierisindeki ey aslnda dilin hareketlendirdii anlamn duyumsal ekiciliine kendisini kaptran bedenin eril sylemidir. Zira kendi sylemselliinin dolaymszl ierisinde kltrel olana irek bir alan rgtleyen metinsel yaplarn, anlamn
99
cisimlemi eyliinde ele bilind bir geirdii bedensellik durumu da kendi zerine kapanan metnin eril parametrelerden hareketle kurduu dzizgisellik hlidir sonuta. Nasl kutsal metinlerin tahayyl dnyasn biimlendiren nesnelerin imgeselliine hkmeden tanrsal bir dilin egemenlii ise kltralist sylemlerin zgllne ikin olan dil yetisi de ayn tahayyl dnyasnn kusursuz bir imgesellik hlini devam ettiren bir i-uzama sahip olmasdr. Meta anlatlarn tarihselci meruiyetine yaslanan modern paradigma asndan diyalektik bir sre olarak yaanan anlamn grnen tm tikel anmlar gerekte dilsel bir sre ierisinde ortaya kan anokranik bir merulatrm biimidir. Kltrel sreleri, bilin ile bilind arasndaki gerilim erevesinde ele alarak ve zgl analiz nesneleriyle balantl olarak, bilindnn kltrn nkoulu olmasna ve baz nemli bakmlardan kltr yaratmasna karlk, bilind srelerin ayn zamanda toplumsal ya da kltrel dzen iin ykc olduklarn savlayan Ann Game nesnelerin sylemsel retimi zerinde durduu yaptnda Freud'un mevcudiyetin, herhangi bir enin mevcut olma imknnn, zellikle de znenin zmevcudiyetinin zayflatlmasna katkda bulunduunu belirtir. Bu balamda ise en nemli konu olarak bilind kavram kalmaktadr. Metinlerin gerekliinden hareket ederek, kltr sistemlerinin dnda yer alan sylem-d bir gerekliin olmad bir temel gstergebilgisel anlaya bel balayan Game, Freud'da kltrn nkoulu; Lvi-Strauss da ise bizatihi kltrel srelerin kendisi olan bilindnn Derrida da zmevcudiyetin (self-presence) imknszln imleyen bir bakalk (alterity) olarak belirdiini dillendirir. Bundan dolay da Derrida'nn bilindn kkten teki olarak kavramasnn neminin, bilindnn potansiyel bir mevcudiyet olmadn belirtmesinden ve bylelikle bilginin imknszlna iaret etmesinden kaynaklandn dnmektedir. Ona gre; Derrida'nn argman, zne yle dursun, nihayetinde hibir nesnenin bilinemeyeceini, bunun yerine anlamn sonsuz bir gnderi (referral) sreci olarak anlalmas gerektiren bir yerde
100
durmaktadr. Bu argman ise Freud'un bilindnn anlam ilkelerine ilikin aklamasna dayanr.(3) Dnyann eylemselliinde anlamn bulan bir gr tpk Merlau-Ponty'nin varlk (tre signifie) dedii bir adanmln benliin bilgisini aarak, Derrida'nn ngurd bir ilkyaz(arche-criturg) deneyimine doru yol almyorsa zne de artk kendisini arzulayan varln bir glge-fenomeninden (epiphenomenon) bakaca bir ey deildir. Oysa dil, varln farkllk gsterenidir. Bireyin, kendi varlnn farkna varmasn salayan tek gereklik kipidir. Benliin bilgisi, ayn zamanda, dilin bilgisi demektir. Ben-sen diyalektii ierisinde gereklenen bir edim olan dil de sonuta bizi, bir tekilik'' kurgusu olan zne nosyonuna gtrmektedir. Baka'ln ayn'la dnt bir uzamda zne hep duyumsanabilir (sensible) olandan hareket eder. Aydnlanma dncesinin bir rn olan rasyonel ve zerk zne kavramndan farkl olarak Yapsalc sylemde de zne ve anlam tamamen trevsel bir yapya sahiptir. Dil ierisindeki birtakm bantlardan treyen zne bu anlamda dil ierisinde yaplaan bir edimdir. Bir btn olarak zne nosyonu Edmund Husserl'de bilincin amal edimlerine anlam veren, bilincin in ettii nesneleri bir btn olarak kuatan edimdir. Bylesi bir balaklk sistemi ierisinde Heidegger'de de dasein'in ncelikli dnyasn oluturur. Bilindnn dil gibi yaplatn dnen Jacques Lacan da zneyi merkezsizletirerek anlamlama sreci ierisinde, gsterilenlerden radikal olarak ayr, gsterenlerden oluan bir yap kurmutur. Lacan iin bilind gsterenler tarafndan belirlenmektedir. zne'yi de tpk teki'' kavram gibi gsterenler zincirinin bir kurgusu olarak betimler Lacan. III Kimim ben kimlerle yanyana bunca kimsesiz. Enis Batur
101
Tanrsal utkunun dile geldii bir esenlik bir duygu tamdr iir. te bu yzden insann i-ben'ine doru yapt bir yolculuktur. Tm sanatlar ierisinde insan kendi ierisiyle en fazla megul eden bir edim olmutur iir. O halde sormak gerekiyor: air iirinin grnen bir znesi midir? Dzizgisel anlamda belki de iirin en tandk znesi air olarak grnmektedir. Fakat air hibir zaman, szcn bilinen anlamyla, iirin znesi olmamtr. iirinin dilbilgisi ierisinde yiten, teki'leen, iirin imgelemsel dnyas ierisinde yeni bir meknsal kapanma kendisini eitleyen bir teki''dir artk air. iiri, airin benliinin bir vehimden, bir yanlsamadan baka bir ey olmadn hatrlatr aire. Modern Trk iirindeki en nemli krlma noktalarndan birini oluturan Enis Batur iiri de, bu balamda, zenle okunmas gereken bir yapya sahiptir. Dnyann tm hallerine ulamak isteyen bir iirdir Enis Batur iiri. Zaman kavramn ardnda brakp uzun olularla dem bulmu bir ok hlin hrkasn yavaa giyinip birden kartarak kendisini ayartan, daha dorusu kendinin gzne kestirdii durumlara girmesini bilen bir iirdir onunkisi. Bir yerde uzun sre kalmamasnn oluturduu tanmlanamazl kendisinin de istedii bir bilinmez olma arzusuyla tmler ve karmza bir varm bir yokmu masal kahraman gibi kar. Dou-Bat Divan'nn kapandaki resminde srt az nce braktna dnk, etraf lahit talaryla kurulu, ucu sonsuza alan yeni bir yola revan oluu Enis Batur'un metinlerinden kardmz hep bir gitme hlinin resmi gibidir. Burada paralanm ben bu gitme hallerinde yel'le bir yerde toplanr; yel'le tekrardan dalr. Rzgr, Batur'u hep, olduran ve bitiren ok gl bir etken olarak belirir. Enis Batur, ben'in katmanlarna inerek ya da delerek gemez. Onunkisi bir yaylma, tm yzeyleri kaplama hlidir. Bu yolculuktaki amac ben'i tanmlamak deildir; ben'in imknlarn geniletmek ben durumuna getirecei tanmlamalar oaltmaktr. Tanmladklar ve bilerek askda braktklaryla bir labirent ren Enis Batur hep oyun ister.
102
Oyunu pmesi kaydyla her eye evet der. Oyun olarak kurduu yaznnda Batur, kendisine kk srprizler hazrlayp, daha sonra bir vesileyle (fotoraf, d, an, sohbet, dzyaz, bir kitap) dnd ayn yerde kurdelayzer ve orada kendisini grr. entik dp oralardan getiini, kendini oralarda var kldn (dndn, konutuunu, kaydettiini) hatrlad an ise mthi keyiflenir.bu yapm olmann , bilmi olmann, daha nce hafsalasna naketmi olmann esirgemeyerek gittii ve gidecei tm yollarn dorululuunun da salamasn yapar. Bir ok benden oluan bir yol (dnya), asla egonun nabznn kr edici mevcudiyetini barndrmaz. Bunlar kk kk Enisiklerdir. Zaten bir ok yazsnda ve syleisinde, kendini (kendine) yazdn syler Batur. Anatomik bir ben vardr Enis Batur iirinde. Bu ben zamanla adna durum-benbenzeim dediim bir yapnn temel ilkelerini ortaya kartr Batur'un satr aralarnda. Kemiklerden, kaslara, eklemlere, sinirlere, liflere, oradan kan hcrelerine giderek kendini atomize eden Enis Batur, srekli olarak, yeniden kurar kendini. Bize gz krpan bu anka, erimesine en gl stimlatr olarak suskuyu seer. Susku onda ben'in olumasnda ok zel bir yere sahiptir: (...) Silindi hrn dilinden rzgrn. iirim, servetim benim: Gnee yazsam snecek birgn geceye yazsam yldzlarn arasnda nokta, virgl, soru iareti: Karanlk cam gibidir, parlar ve krlr diyor iimden karanlk bir ses bir tek susku kalyor elimde: Kaskat alfabem.(4) Batur poetik duruunun bir zeti olarak grlebilecek olan Ars Poeticada: Hibir eye benzemedii sylendi iirlerimin,/ Wallece Stevans'a benzediim, hi kimseye/ benzemediim, olsa olsa II. Yeni'nin devam,/ III.Yeni'nin ta kendisi saylabileceim-/ delisamas bir sz ve iaret yuma denildi./ Btn bunlar bensem, btn bunlar bendim diyerek durduu yeri onaylatyordu iirine. iirin zne ise buradan ulayordu; btn bu kar klar ise sonuta ses ile kelimenin birbiriyle
103
dikletikleri yere kilitliyordu Batur'u. Bu kilitlenme an en ok da znenin dilini boan yabanc bir sese yaklat anda yakalar airi: (...) bir zamanlar ben de iblisin elisiyle kmr gibi gecede bulumay gnlmden geirdim, ikidebir bavulumu hazrladm evimi evimden uzakta aramann doru olduuna bel balayarak, (...) Ben ki kapy aabilecek tek anahtardan yoksun kalm ilingirim ne kabilirim buradan,ne ieri.(5) Enis Batur iirinde, esiz bir szcelem gc eliinde dile gelen ara-metinler, ou zaman ise bir ilk duraktan ziyade iirin susku haddinin dmlendii ve szn gelip dayand son noktadr ayn zamanda. Bylesi bir poetik durutan hareketle, Enis Batur iirinin, diltesi bir ina olduunu syleyebiliriz. Onun iirinde zellikle iirin anlatm dzlemi ile nesnesinin egemen olduu imgelem dnyas arasndaki birebir dolaksz iliki her zaman bir st-anlatcy zorunlu klmtr. iirsel edimin gnbirlik olandan uzaklaarak younluunu bir alg ve bilin aknn imsel donanmna aktard anlar, ayn zamanda, dilsel olandan zerk ayr bir uzama, ok daha duyumsal bir syleme gtrr bizi. Hi phe yok: Enis Batur iiri Trk iir geleneindeki en nemli krlma noktalarndan birini oluturur. Modernist Bat iirinin sradan bir takipisi olarak grlemeyecek olan bu iir hem izleksel, hem de oluturduu dilsel yap ve imgelem haritasyla da ait olduu mekann, kltrel dokunun lirik bir kod zmn kimi zamansa bunu irek bir kltrel ses tonuyla anlatmasn bilmitir. O yzden Batur'un lirik iirlerinden (Turalar, Periey, Kanat Hareketleri) balayarak dile gelen bu duygulanmsal ses tonu Dou-Bat Divan ile kendisini daha dingin ve yalvas bir sese brakmt. Tam anlamyla kriptografik bir iir-metin olan
104
Opera ve Koma Provalar ise kltrel sekanslarn, gidi-gelilerin tarihsel ve kltrel bir sese havale edildii daha irek metinlerdi. Enikonu bir kendini yoklay iiri olan Pasaportda ise Batur, soyutlama dozu yksek bir iir anlayndan ykleme dozu yksek bir iir anlayna gei iin arkasnda; belli lde gven duyduu bir deneyim deposunun verdii zgvenden sz eder. Akrep Dnencesinden balayp Fuguee uzanan bir izgi zerinde hem anlat tekniklerine bavurduunu, hem de sahneleme yntemlerinden yararlandn syleyen air: Gene de, Gri Divan'n iirleri romanesk eler ve dramatik eler arasnda yer yer beni kvrandran denge sorunlar getirdiler durmadan (...) iirin konusu olan kii(ler) ben'leriyle ayr bir eri getiriyorlard nme, iirin znesi de her zaman ben-ben deildim stelik, oysa kendimi hangi odaa biriki rnekte te'ye de koyarsam koyaym, iiri eninde sonunda ben yazyordum: Kendi fantazmlarmla tekilere yklediklerim, bazen de szdklerim, kitabn btnnde ayn labirentin geenekleri olma durumundaydlar diyerek iirdeki dil-tesi, en ok da ben-tesi, inann geikenliinin bir baka yzn aktarr okura. Farkl bir bilin ak eliinde ina olmutur Enis Batur iiri. iirsel sylemin zdeksel doasndan kaynaklanan bylesi bir durum gsterilenlerin aktif olduu bir dzlemi de yedeine alarak, sylemin doasna egemen olan yaratc bir imgelem gcn de sylemin merkezine yerletirmeyi bilmitir. Buradan yola karak pekala, sese ve grlen zneye ait gsterenlerin etkin olduu bir iirsel dzenekte toplumsal ve kltrel muhayyileye ait bir farkndalk biimi grmek mmkndr. Onun iin, tm anlamlandrma edimlerinin verili olandan hareket ederek dile geldii bir biimsel kurgudan daha ziyade bir olu'u tamamlamak zere devreye girmesi yaznsal bir metnin ncelikli koullarndan birini oluturur. Enis Batur iiri de bu trden bir yaznsal sreten baka bir ey deildir. Anlam ve giz bir sorunsal olmaktan daha da te metnin geikenlii ierisinde cevaplar aranmas gereken sorulara sahiptir artk. Yazbozun yazar demiti: Anlam bir oluuyor bir zlyor ite. Gn ve Tn, Ben ve teki, imdiki Zaman ve Gemi: Herey, braksak iie geecek.
105
___________________
1-Castoriadis, Cornelius (1993): Dnyaya, nsana ve Tabiata Dair, (ev. Hlya Tufan), stanbul: letiim, s. 22. 2-Husserl, Edmund (1997): Kesin Bilim Olarak Felsefe, (ev. Abdullah Kayg), Ankara: Trkiye Felsefe Kurumu, s. 18, 39. 3-Game, Ann (1998): Toplumsaln Skm: Yapbozumcu Bir Sosyolojiye Doru, (ev. Mehmet Kk), Ankara: Dost, s. 35-37. 4-Batur, Enis (1998): Dou-Bat Divan,stanbul: Y.K.Y., s. 253. 5-Batur, Enis (1998): Dou-Bat Divan,stanbul: Y.K.Y., S.120-121.
106
107
kap aralamtr. Wittgenstein'n nermesini hatrlayalm: zerine konuulamayan konusunda susmal. Bu noktada ok ayrcalkl bir durum vaz'eder Ece Ayhan iiri: Zira, bir dilin susku haddinin kilitlenerek tamamen zgn bir metaforik imge ynana dnmesinin en gzel rnekleridir bu iirler. z bireimini ise bilgelik oluturur bu iirlerin. Bilinen bir eydir: dili kendi dolaymsal zgnl ierisinde kullanarak tersine bir olu'a varmak isteyen airler iin dil her zaman bir engel olarak karlarnda yer almtr. O yzden dili imgelerle dntrerek bir eretilemeler btn ierisinde, iirsel bir bakmllk ile, dili dntrmlerdir airler. Ece Ayhan, iiri iir yapan temel yap talarn en ince haliyle kullanan bir air. oklukla kapal olarak nitelendirilen byl anlatmnn yannda iirinin mitsel, simgesel tarafyla da keskin bir bilin aknn neredeyse dil-ncesi bir szcs gibidir. te bu yzden Ece Ayhan farkl katmanlara blerek irdeledii devlet, tarih, iktidar gibi denklemi dar konular ou zaman geisiz; en ok da kendine ait zel bir dil ierisinde anlatmay bilmitir. armhtaki sa ile alay ederek cezalandrlan Yahudi'nin durumunda (der ewige jude) olduu gibi bir gezginlik vardr Ece Ayhan'da. sa'nn banda dikenlerden atlm bir ta, Ece Ayhan'n banda ise hep apkas vardr. Hi bitmeyecek bir yryn, ilenin adamdr Ece Ayhan: O Keiin kann tadm syleniyor ve durulmaz bir alkantyla oradan oraya kouyorum yalnayak (...). Bir ne gizli yahudiyimdir ben der Ece Ayhan. Bir yahudi gibi skalanm bir hayat vardr; Alama Duvar'nda gemilerine alayan Yahudiler gibi o da alamaktadr gemiine. Devlet ve Tabiatdaki iirlerden tutun da hemen btn iirlerinde tarihsel krlmalarn yaand anlar ve kiilikler hep n plandadr. Ece Ayhan'da, bu yzden, VI. Murat'dan balayarak Nigari, Beyazt, Niyazi, Piri Reis, Yelekli Tevfik, Talat Paa, Enver Paa, Namk Kemal ve Sarn Bursa valisine kadar bir yn tarihsel ahsiyet vardr.
108
ok ynl, metinler-aras bir iirdir Ece Ayhan iiri. Tarihsel, simgesel ve mitsel arketiplerden yola karak kurduu iir serveninde air zellikle Knar Hanmn Denizlerinden balayarak, ou zaman argonun da snrlarn aan zel bir dil oluturmutur. Snrsz bir gndermeler yna vardr Ece Ayhan'da. Genelde iire konu olan znenin nesnesinin yittii bir kapalln egemen olduu bu gndermelerde her ey airin insafna braklmtr. Yort Savuldan Fayton iirine kadar bu byledir. iirin znesi satr aralarnda bile gzkmez. zellikle Yort Savulda geen Tarihe aarken ar yldz ibaresinde bahsedilen eyin Deniz Gezmi, Yusuf Aslan ve Hseyin nan olduklarn ancak Ece Ayhan'n verdii zel mlakatlarda bunu dile getirmi olmasyla bilmekteyiz. Aksi halde bir giz olarak duracak olan ok ey vardr Ece Ayhan iirinde. iirimizin karan airini kendi szleriyle analm o zaman: Bir air tanr(z)m (bizler)/ Kalbini asla vermemi kimselere / almlar / Kalbi eski bir efsanede sakl.
109
110
Peki, o halde biz nereye bakyoruz; baktmz yerden grdmz tasarm ne kadar bize ait? Yoksa aynalarn ierisinde yiten grntlerimizin, paralanan gvdelerimizin artk tam bir yitirme nesnesine (objet petit autre) dndn yeni mi fark ediyoruz? Fark ettiimiz nesnelerin kendi gereklik balamlarndan koparak dile geldii uzam gerekliin bir btn olarak ykld bir zamana gtrmez mi bizi? Hi phe yok ki, nesnelerin sebebidir algmz: tm bakmsz ve grnr olan nesnelerin sebebi. Kendi perspektifi ierisinde yuvalanan bir gz (bak) ne kadar masumsa o kadar da plaktr tm bakmsz ve grnr nesnelerin sebebi olan algmz. Dnyann kkten bir yanlsama olduunu sylediinde ok mu hakszlk etmi oluyor Jean Baudrillard. Dnya bir yanlsamadan (ilzyon) ibaret deilse gereklik algmz anlamlandran ey nasl bir durum o zaman? Dnya gerek olamayacak kadar gizil bir yazgya bal deil mi? Kendi gerekliinden mlhem bir gereklik ierisinde sahte bir doall srekli olarak oaltan bir dnya karmzdaki. Maddi bir gereklikten daha ok grntlerin egemen olduu bir salg makinasdr dnya. Dlemsel olann tamamen yadsnd, gereklik algsnn ise dland histerik bir dnya ile kar karyayz artk. Bir nesnenin yitirilmi dilidir yanlsama. Gerekliin bir aynas olmaktan uzaklaarak i-ie gemi ar bir imge younluunun ardna gizlenen dnya, yitik her ey gibi, artk gerek bir yanlsamadan baka bir ey deildir. mgelemimize egemen olan dnya tasarm mitsel arketiplerden syrlp gelmi bir biim olarak karmzda durmuyorsa bylesi bir dnya tasarmnn alglanamaz oluunu ancak; mitsel bir dnya algsnn zihinsel evrenimize gerekliin tamamen dnda sezgisel bir edim ierisinde girmesiyle aklayabiliriz. Fakat yanlsama dediimiz eyin de hibir zaman indirgenemez bir ey olduunu unutmadan. Baktmz ey grdmz ey ise ve her ey de algda btnln salayan bu dnyaya ait bir tasarmn devingen bir
111
grngs olarak vcut buluyorsa her ey, sanlann tam aksine; bir sanr, bir yanlsama deil midir? Grlen nesneye egemen olan ey, ona bir temsil biimi olarak g veren bir varlk sebebinin, nesne-sebebinin (objekt-cause) olmasdr. Oysa her eyden nce unu sorgulamak gerekmiyor mu: zerimize giydirilen varlk giysisi ne kadar gerek? Kozmogonik bir ritel ierisinde hayata dahil ettiimiz kimliklerimiz dpedz bir yanlsamann rn deil midir? Her ey bakmak ile grmek arasndaki o ince snr izgisinde dmleniyor. Baktmz ey nesnelere yklediimiz znel grlerdir. Kendiliinden bir sre olarak iler bu durum. Bireyin kendi yaantsna ilikin gelitirdii bir arzu retiminden ok daha farkl, ok daha ilevsel bir konuma sahiptir. Aynalarn varlna muhtacz; en ok da aynalarn var ettii isellik algsna. Borges hi de haksz saylmaz: zira, bu dnyay oaltr aynalar. Aynalarn var ettii grntler araclyla bu dnyaya bir anlam ykleriz. Gren ile grnr olan ey arasndaki snr izgisine bakann konaklad ayr bir yurt, ayr bir mekn ekler aynalar. ou zaman ise aynalar, yanlsamaya urayan nesneleri rter. Bakan ile grlen arsndaki ince snr kimi zaman kendisini aa vurmaz. Hep bir yanlsamay oaltr bylece aynalar. Baktmz grdmz ey deildir artk. Aynalarn hkmranlna boyun een bir gerek yitimidir artk sz konusu olan. Amerika'ya ve ikiz kulelere bakalm (mphasis/illusion). Bu nasl bir aka? II Felsefi i-duyularn airidir Necmi Zek. Yaam gerekleyen felsefi bir duyuu tersinmi tm durumlarn ve alglarn dnda duyumsanabilir (sensible) bir szcelem (nonc) gc ierisinde iirine tar. Bir dier anlamyla Necmi Zek iiri duyargalarn kk tarihi olarak da okunabilir. Felsefe burcunun dingin sessizliinde akan tm dlemler ve duygulanmlar iirin
112
has bahesinde tam da olmas gerektii gibi toplanyor ve okuyucusunu sarp sarmalyor. Metalik bir dili var Necmi Zek iirlerinin. Kendi bitimsizlii zerine kapanan meknsal bir dile sahiptir. stisnasz d dnya objelerinin metnin merkezinde yer ald bir grntler btn hakimdir onun iirinde. Merkezi bir btnlkten daha ziyade metalik bir dilin akkanlnda vcuda gelmi evre-grntlerle akp giden dizelerle kuruludur hep. Yaznsalln devingenlii ierisinde hareket eder Necmi Zek'nn iiri. Yaznsal bir metnin evrimselliini oluturan uzamsalln dilden hi de ayr dmeyen bir zamansal yarkta kendisini konumlandran bir iir dilidir bu. O yzden hep bir yar-bilinlilik hali egemendir onun dizelerine. Belki de airin grtla dardr :syleyecei o kadar ok ey vardr fakat bunlarn bazlarnn artk bir sz olmaya takati de kalmamtr artk. ou zaman bir bombann koca binalar yktna tanklk etmi gibi kelimelerin dar kma arzusunu da tela ve ykselen nabz atlar bastrmaktadr. Tragedya iirindeki cevval ses tonu bunun en gzel rneidir: Frladm yerimden kle kle nerelerden getik saatte bilmem ka doum bilmem ka lke konuuyorduk aramzda frladm yerimden Hep ucundan srr'' szckleri Necmi Zek: azar azar kysndan''. O yzden hi de garipsenecek bir durum deildir unutularla dolu bir yar-bilinlilik halinin bu iire egemen olmas. te bu yzden mekn ok ynl bir ileve sahiptir. Merkezde yer alan kelimeyi amlamaktan ve baka kaynaklardan beslenmekten ok onun etrafnda dnen szcenin tuntan gerekliinde bizi sallandran iirler olarak kyor karmza. Uzamsal ve zamansal elerin ayrklndan doan genel bir devinim hli paradan btne hareket eden dilin metin ierisindeki devingenliini de yaz'nn corafyasna hapsetmesini bilmitir. Kimi zaman ise; kendi deyimiyle dilsiz doduunu unutan
113
yanl ifadeler de yer alr Necmi Zek iirinde gndelik dile tand amansz taviz belki de Necmi Zek iirinin en krlgan noktalarndan birini oluturur. Her eye ramen, felsefenin trnak iaretleriyle iirine tad tm merdiven-ifadeler ile iirinin en nemli duraklarndan birine varmtr Necmi Zek. Yalnzca bu bile, tek bana, bizleri modern zamanlar manifestosu olarak grebileceimiz bir iirin duyumsal eiinde konaklamamza imkn salamtr: Seni tayfa olarak yanma alabilirim ama yzme bilmeyeceksin biliyor olsan da bilmiyorum diyeceksin sesin atladnda beni zeceksin hi atlamayacakm gibi sesin przl konulara hi deinmeyeceksin eer kpeklik etmen gerekiyorsa byk kpeklik edeceksin yumurtann bacaklar olur mu diye sormayacaksn bir bu eksikti diyeceksin bana kfr estetiinden bahsetmeyeceksin iire dmeyi aka dmeye benzetmeyeceksin pudra ekerli pastalar yiyeceksin stn ban istediin kadar kirlet ben sana para vereceim para iinde yzeceksin Pek ok eik, pek ok urak szkonusudur Necmi Zeka iirinde. Zira ok farkl amlama abalarna el veren bir yapya sahiptir onun iiri. Olaan olann tamamen dnda farkl bir dilsel yapya ince bir lirik zdenlie sahiptir bu iir. Hem ironik hem de lirik olann szel tm snrlarn kran ve hibir zaman, gn kurtaran bir iirsel sylemin hizmetinde olmayan bir iirdir. Necmi Zek, iirsel dilbilgimizi yeniden gzden geirmemizi gerektiren somut ngrlerle dolu bir iire sahiptir. Necmi Zek'nn iirsel syleminde hi de ayrk bir durum deildir, farkl anlam yaplarnn, dilsel srelerin ve bir btn olarak znenin tm snr durumlarndan zge i-ie gemesi ve bylece yaznsal metne mdahil olmas. Enikonu bilinen bir gerekliktir artk: Gerekliin aknsal bir kod olarak dahil olduu tm yaznsal metinler kurgusal olann belirsiz doasndan kendisini sabit bir yap olarak kurtarmay/ kurmay
114
bilmitir. Aidiyetini bu ekilde yaznsalla onaylatan gereklik estetik olann vazgeilmez yap talarndan birini oluturur. Necmi Zek iirinde bu olgu her satrnda apak bir hakikat ve gelecek kurgusu olarak kendisini hissettirmesini ok iyi bilir. Aynadaki yansyan grntnn bir yanlsma deil bizatihi gerekliin virtel bir alglanm olduunu bilir. Onu gerekleen tm edimleri hakikatin bir yansmas olarak kabul ettirir iirine. Bu anlamda da zaten yanlsama tesi bir zglle sahiptir onun iiri. Her zaman skalanan bir hayat ierisinden can verir iire. Kaygs dpedz bir ahlaklk deildir. Temsil edilen znenin irek, hznl , bigane ses tonuyla konuur ou zaman. Hangi dneme yetise hep yeni bir sevda smarlamak tek yazgsdr onun: Seni herkesten uzak tuttuk son kararlardan, son duraklardan geriye dnesin diye, sradaki sevgili sradaki anne, bize kzgn deildin () seni gebe akallar gibi evde tuttuk () ksald filmler hepsi bu kadarck () sradaki sevgili, sradaki anne, kokulu ot senin elinde. Necmi Zek iiri iin zorunlu uraklardan biridir lirizmin o dingin ve yce ses tonu. Lirizm, gndelik sylem ierisinde dile gelen bir ayrklk ve dlem gcn snrszca dolama sokan bir yapya sahiptir. Bir snr yoktur lirizmin, kendisini nasl dnmsel bir mekn kurgusu ierisine hapsetmiyorsa ayn ekilde bu dnyaya ait tm edimlerin ve temsil biimlerinin de sradan gereklii ierisinde yitmeyi gze almtr. Bu anlamdaki bir lirizm Necmi Zek iirinde gndelik gerekliin sradanl ierisinde dilsel bir sreklilik katar iire. Onun iiri gecikmi bir adalet duygusu ierisinde gerekleir ou zaman. Sonrann o sonsuz arl ierisinde yiten hakl tepkilerin habercisi olmay isteyen irek bir ses tonuna her satrda daha da yaklaan bu adalet duygusunu dilin snrnda yaatmay bilen bir airdir:
115
Kendisi deil aresizliinden sanki hep bir bakas zarar grmekteydi karlar myd herkesin zararn karlarm demiti biz de inandk ona sabrlydk, braktk geciktirsin adaleti () Bizim de bir yarnmz var greceiz ne kaldn geriye Gizli kalmas gereken bir tedirginliktir bu belki de. Belki de, tm bunlarn da tesinde, bir durum bir yar-bilinliliin iir araclyla kayda geirilen unutular tarihi olmasdr. En ok da bize Walter Benjamin'in aura'sn hatrlatan bir almlamann, bir zaman yitiminin apak gn yzne kmasdr sz konusu olan. Ne denli yakn olsa da, benzersiz bir uzaklk grnm ierisinde ortaya kan bir unutular tarihidir bu. O yzden air acelecidir: hep nce davranmak taraflsdr: o garip hner iddet unut gitsin -ama l kasn ie bitsin nce sonra belki sen kanatlarn koparacaksn srf benimkileri kestiler diye ikimizden biri piman olacak sahiden. Tm dngsel gidi gelilerden mahrum bir metin midir Necmi Zek'nn rnleri? imdi olann ncesiz ve sonrasz uzamsallndan tm akkanlyla iir dilini yeniden kuran bir sylemin dahilinde temsile dnk tm snrlarn eiinde durmasyla da i-duyularn airi olduunu gsteriyor Zek. iirde aranlan tek hakikattir: hayal edilmi eylerin cenderesinden geen kelimelerin bysel anlamna hakim olmak. Roman Jacobson'un dilin nemli elerinden biri olarak grd iirsel ilevi (poetic function) tm bildirimsel (declarative) ve anlatsal (narrative) zellikleriyle gerekleyen bir yapttr onun iirleri. Zira, iir dilinin bildiriim diline yaknlamas, varolan iir geleneine kar kmasyla koullanr/koullanmtr. Anlatsal (narrative) bir metnin temel zelliklerinden biri de
116
yklemeye dayanmasdr. iirde yklemenin en can alc vurgularndan biri de, hi phesiz, yaznn iinde yer ald mekna bal olarak tm imgelerin o metnin snrlarn oluturan bir uzam ierisinde yer almasdr. Necmi Zek iirinin anlatsal evrenine mdahil olan tm imgeler de zaten dntrc zellikleriyle dilin snrlar ierisinde yeni bir dilin tm ularn ak etmektedir: karma oturmu benimle dnya arasnda bir kpr sanyor gzlerini hi tanmadm biri gibi oturmu karma hata yapmayan uar gibi yryenlerden biri yenmek istiyor merakn seriyen sa gzm karmda pazarlksz yayormu gibilerden biri inanmyor bo sandk ykl olduuma inanmamak imdi kapy ap birden imdat ierde kurtlar var diye barmak m biri kalkp gsterir nasl ayrldn yollarn sonra biz buluruz nasl dneceimizi en baa ta en baa Necmi Zek iiri, bir btn olarak gelenek dediimiz o duraan yapnn dayatt dilsel zorunluluklardan ve zamansal krlmalardan olduka uzak bir iirdir. Topyekn bir gelenek imhas ya da avangard sylemin snrszca iire dahil edildii bir yap da sz konusu deildir. Geleneksel yazma biiminden ve genel kabul grm olmazsa olmazlarn dnda bir iirdir bu: Gerek dilsel yaps, gerekse ele alnan temalarn ileni biimiyle olduka ayrk bir ara-uzamda iirsel olann snrlarn zorlar. Sadece bu ynyle bile Necmi Zek farklln iirsel zdenliin en u noktalarna kadar tamasn bilmitir. Zaten air de zellikle dil kullanmnda 'avangard' saylabilecek bir noktaya varyor olsam da, benim bir
117
dntrm, bakaldr ya da red programm yok. Biim olarak, yaant olarak, kendimi zorunlu hissettiim iiri yazyorum sadece diyerek bu durumu sarih bir ekilde zetliyor. Necmi Zek'nn en ok da , iir retiminin, iir eletirisinden farkl olarak /iir ii/ iir d perspektifine yabanc olduunu sylemesi de olduka aklaycdr. Ona gre, modern yenilik basks kadar, geleneksel sreklilik basks da, iirin deerini belirlemede yetersiz kalr: baz iirler, iir hafzas zerinden ilerlerler; baz iirler bambaka tasavvurlarla iirin lsnn airin iir bilgisine dayanmadn dnen Necmi Zek iin poetika da ok ayr bir sorunsaldr. Poetikann kavramsallatrmay gerektirdiini dnr. ster nceden, ister sonradan belirlensin iire dkn bir olgu olarak grr poetikay. O adan, gl poetikalar genellikle gl iirleri ncelemez. Bu anlamyla Zak'nn iirini dilsel yaps farkl sapaklara urayan lirizmi yar-bilinliliin ve paralanmann ironisini ele ald biimiyle bir ka iiri olarak deerlendirmek mmkndr. Peki, o halde bu ka nereye? Bu ka dnyann kylarna vuran unutularn ve dlem gcnn gndelik dilin paral bedenlerde paral heveslerde anonimletirdii bir varolua dorudur. Susku belki de yce bir dilsizlie gtrecektir onu. nsann nesnede brakt silinmez izi betimleyen Benjamin'in aura's da Necmi Zek'nn irinde hatrlamann ve zde olmayann zamansz ve mekansz bir uzamda suskunlukla malul bir lirizm ierisinde ortaya kmasdr. Kendisini ancak bu ekilde ele veren bylesi bir iir iin tm zaman ve makn kaytlar dilsizlie ve suskunlua abanan bir zdenlie sahiptir. O yzden her eyi biriktirme taraflsdr air: Her ey biriksin istiyorum dilimin altnda azm tkal () O bir gn bu yoldan geecek iki az dii ve arlaan gvdesiyle nmden geecek
118
bir diyecei kalm gibi Necmi Zek yaptnda kendini ele veren bir durumdur: tm temsil ilikileri ierisindeki grnrln nesnesine yabanc bir zne dolaymnda gizlemeyi becerebilen bir imgesel tasarm yaz ierisindeki tm grme biimlerine egemen olan dilsel bir susku ierisinde gerekleir. Apak biliyoruz: iirin kmazndan doan szn bir hakikat olarak kendisini var kldn. Sz epeevre kuatan gerekliin imgesel olandan hi de uzaa dmediini bilen air iin kendi znellii dahilinde iirsel sylemde dile gelen biricik uyumun ileriye dnk bir sonsuzluk dncesinin tm biimlerden ve altst olulardan azade gecikmi bir sonrann ierisinde hayat bulduunu grmesi kadar hibir ey artmaz onu. Hayretle bakar hayata Necmi Zek. evre grntlerle akp giden dizeler ve iirsel sylemindeki merdiven-ifadeler araclyla artr bizleri. mgesel gidi gelileri ile dilin arkaik tm kklerine bir bilin kaydna sahiptir. O yzden camdan bir kalbi vardr iirinin. Krlgan ve dilin kk ularna nfuz eden bir iir. Mrekkebin sourttuu bir aynadan yansyan imgeler de sonuta airin kendi i-ben'inde duraklayan iirinin krlgan iyz'n de ak eder.
119
R: O SONSUZ UURUM
Son zamanlarda 80 iiri zerine ok konuuldu. Organik- sentetik iir ayrm gibi nerede durduu belli olmayan, hem iirsel hem de felsefi dilbilgimizin, bizatihi airler tarafndan ne kadar s sularda yzdrlmeye kalkldna tank olduk. Hibir iirsel ve felsefi altyapdan beslenmeyen, hem iirin hem de felsefenin bahettii o devasa literatrden bhaber, tamamen speklatif ve tam anlalmayan birtakm bilgi krntlaryla zihinler manple edildi. Bu trden manplasyonlar ve ajitatif hareketleri de, herkesin malumu olduu zere cehaletin ve pop bilgi nmayiinin son zamanlarda edebiyatmzda da kendisini iyiden iyiye hissettiren bir slk ve geri kalmlk olarak kabul etmekten baka elden bir ey gelmiyor. iir, hele de felsefe zerine syleyecek bir sznz olduu vakit ele aldnz kavramlarn iini doldurmanz gerekiyor. Yoksa ne id belirsiz birtakm varsaymlardan hareket ettiiniz vakit hem iire hem felsefeye hem de yaz'ya ihanet etmi olursunuz. te o oka sz edilen 80 dnemi iirinin eiinde duruyoruz yine. Zira bu dnemin kendine zg isimlerinden biri olan Metin Cengiz imdilerde iirden yaynlar arasnda yaynlanan Ak lahileri Gnmze Hzzamlar ve Alkm yaynlarndan kan Semeler adl kitaplaryla sahici iir okurunu tm bu havada kalan tartmalarn dnda soluklanabilecei adacklarna kavuturan iirlerle karmzda. iirsel szn a uurumda mutlak bir kusursuzluk vardr. Kendi uzaklna yapt her mdahale aslnda dilin kaytszlna bir mdahaledir. iir kendi ann ipliini bu
120
uurumdan toplar ve kendisini kusacak bir rahim arar. Her yerde ve hibir yerde olmann tuhaf yalnzln kusar o rahimde. Zira lm hibir zaman bekledii yerde deildir. Hep korkun bir uurumun kenarnda olmann bilincinde olan Metin Cengiz de ayn zamanda geleceini her an hissettii bir az sonraya hep hazrlkl bir airdir. iirin o sonsuz uurumunda sarp sarmalad imgeleriyle ve d gcyle karanln azna konduran bir iire varr hep. Zira o, iir gibi, d kurmann da ustasdr. Pek ok durak, pek ok eik vardr onun iirine egemen olan. iirinin dm noktas(points de capition)n da zaten eline ald iirin neteriyle gerekletiriyor air: Ayn kadehten ayn arky ier gibi Birikiyor iimizde yudum yudum Her harfi gizli bir lme tank iirimizin nergisler damlayan szckleri. iirinin merkezine ncelikli olarak iiri alan, her dizesinde onu vareden varla el veren bir iirdir onun iirleri. O yzden air iin sz ve szn bysel anlamna giden yolda aa kar iir. iiriyle rten bir poetik anlaya sahip olan Cengiz, iirin varettii o uurumda kaytsz artsz bir ekilde yerini almtr. Hi phesiz bu kesin izgiler ve snrlar nemlidir. iiri bir btn olarak metinsel dzleme tayan bu tavr modern dnya ierisinde iirin karsna kan nemli problemlerin nirengi noktasn oluturuyor. Metin Cengiz de hem poetik anlaynn hem de iirinin ortaya koyduu zsel bir tutarllk ierisinde modernitenin doasndan neet eden bu tr problemlere kar iirsel bir savama giriiyor. Bu savata en byk destekisi de hi phesiz kprterek kulland dil. Btn bunlar yaparken her eyden nce iir d olann iiri hiletirmesine kar k temel bir ilke olarak kabul ediyor. Dilin kprtlerek verilmesinden, iirin imgeye dayal olmasndan yana bir tutumun uygulaycs olan Metin Cengiz ; Ve air her iirinde szn Sonsuzluunu ilan eder diyerek bu anlayn iirine onaylatr. Gnmz iirindeki
121
temel problemin de dile getiremedii, veya sylemek istedii iirin imgeye dayandrld, bu yaplrken de imge avclnn, yma imgenin, hayatla kucaklamayan, onu yeniden retmeyen bir tr atdan ve zeminden yoksun, btnl olmayan bir iir yaplmasndan kaynaklandn dnr air. Trk iirindeki indirgemeci tm yaklamlarn dnda duran Metin Cengiz hem iiri salt imgeye indirgemek, imgeyi hayattan kopartmak, hayat yeniden retme grevinden uzaklatrmak hem de iiri yalnzca manzumeye indirgeyen, dili, szc kendine deil de bir anlama, bir duyguya, bir sanya gnderme yapan saydam bir ara olarak gren tm yaklamlarn uzanda durarak iir yapsn kendine zg dnyas ierisinde kurmay bilen ender airlerden birisidir. Autobiographie gocentrique balkl iirinde bir air olarak ben sorunsaln ele alr ve kendi beninin yokularna trmanr. iirde ben kavramnn aslnda hem yerinel bir uzamda hem de metinsel bir dzlemde dile geldiinin ucu ak ve ok ynl nvelerini barndrr bu iir: benim dnyaya geceden bir bakm var araladka perdeyi kemik ve tlsmla bir tutam ty dolu tablolara, ham i ekiim kt urlar gibi yavrular. () nergis ieiyim kendi yakamda arklarma lanet, geceye ar ter. iftiraym mutluluklarn hepsine birden hecelensin adm: air, er ve iire kader. Metin Cengiz'in bir baka yerde de dillendirdii gibi gereklik srekli zlmesi gereken bir Gordium'un kr dmdr. air modernist iirin tm ara blgelerinde modern dnyann yalnzlatrd, gereklikle balarn zayf drd, olup bitene isyan halindeki bireyin iirinin yazldn dnmektedir. ok daha bir kadim bir sorundur bu aslnda. Gelenek ve modernlik arasndaki aprak, anokranik ilikilerden treyen bir zamansz, mekansz ve tarih-d bir iirle kar
122
karyayz modern dnyada. Bu tarih-d'lktan, gerekd'lktan kurtulmak ise aslnda indirgemeci olmayan bir bakla stesinden gelinebilecek bir durum. Zira modern dnyada gnderge yokluunun ve sylemin imgeyle i ie geerek bir yanlsamaya uratt metinsel yaplarla karlayoruz. mge sadece simlatif bir kurguya indirgeniyor. Hiper-gerekliin ierisinde yiten bir imge de en nihayetinde bize kksz ve kopyas olmayan bir tarihsellik bahediyor. Gerekliin yittii, algnn simle edildii kaygan bir zeminden baka bir ey sunmuyor bize bylesi bir dnya. Oysa imgenin sylemin dile getirebilecei bir gsteren olarak bizatihi var klnmas tm dilsel sreleri ve metinsel yaplar paranteze alan bir yaznsal edimin en temel amac olmaldr. Gndelik hayat gndelik bir dil ierisinde eritmeyen bir bak asna sahibiz. Bu tr bir bak iirle sabitleyerek, iirle kayt altna alan ender airlerimizden biridir Metin Cengiz. phesiz Ak lahileri'nin biem olarak getirdii yeniliklerle birlikte biemin duyumsanan dnyaya ilikin beraberinde getirdii tm farkndalklara da deinmek gerekir. Umberto Eco Opera Apertasini kurduu poetikasnda Pousseur'n, bilinli zgrln edimlerini berhava etmeyen ve onu snrsz bir i ie gemi ilikiler ann odak noktasna koyan yorumundan hareketle sanat yaptnn biricikliini ve organik btnselliini tamam ve kapal olmas sayesinde, zgnlne halel gelmeyecek bir ekilde almlanp algland mddete ve yoruma el vermesiyle de ak yapda olduunu dillendirir. Sanat yaptnn bu tr bir alglanm tarznn hem yorumu hem de ortaya koyduu performans ile yepyeni bir perspektife kap araladn dnr.(1) Roland Barthes da ayn temel dm noktasndan hareketle, dnyann yrngesini sarsmak olarak grd yazmak edimini yaznn kendi varoluu ile elikisinin son raddesi olarak grd bir olabilirlik zellii ierisinde ele alr. Dnyann yazara sunduu cevaplarn snrszlndan bahseden Barthes, yazda oyunu sonlandrmak iin kimi kurallara uyulmas gerektiini ve yaptn gerekten bir bieme sahip olmas gerekliliini onun, kapallktan daha ziyade kukudan
123
arndrlmam bir ynnn olmasnda bulur.(2) Metin Cengiz'in iir dilinde de, sreen bir imgeler evreninden devirdii bu kuku ve aklk hep kendisini hissettirir. Ak lahileri'nde, zellikle, belirgin bir ekilde trklerin dilinden yararlanlmtr. Karacaolan'dan balayarak Yunus ilahilerinde halvete eren bir dildir bu: boynun akam st: yazlar yayla klar snak boynun lm ve dirim gnleri ve bir yolculuk douya doru () bir d olsaydn incisi olurdum bulut olsaydn yamur .. bana gne diyelim sana yeryz okay olsaydm el olurdun aa olsaydm glge .. seni uurum diyelim beni da m dn olsaydn bugn ben olurdum dua olsaydn yakaran eller .. bana hasta diyelim sana are ark dilinin egemen olmas, ark dilinden kutsal kitaplarn diline gei, zellikle de bu iirlerdeki dize blmeler, anlam hem alttaki hem de stteki dizeye yayma ve farkllatrma uras ierisinde olmas Cengiz'in iirindeki ak yapt poetikasna dayanan unsurlardr. Trk ve ark dilinden kutsal kitaplarn diline uzanan bu biem ilerledike kendi anlam dnyasn da genileterek ok farkl bir uzama, izofrenik bir dile ular. izoid bir paralanma vardr: kesik kesik, anlam olarak birbirinden iligisizmi gibi grnen paralara blnr: artk anlarmzla seviiyoruz u ar klc indir u ipe algclar alklar krallar arasnda kalksn aramzdaki ubattan perde rma kokusundan geiren iekte yeleleri suskunluk annda ve gz arzumuzu kiniyor atlar ey kann bulumak lkesi olduu
124
ak zlenince demek ayrlr yollar Bu biemsel farkllamann gnderimde bulunduu ey aslnda temel insanlk durumuna ilikin nermelerdir. amzn anlamszlna gnderimde bulunan bir dille kar karya kalrz. Bylece iirlerdeki bu trden imgelerin imledikleri hilik, anlamszlk daha da glendirilmi bir halde karmzda durur. air sustuu vakit bir suskunlukla ba baa kalmyorsunuz hibir ekilde. Aksine hep kendi iinde devinip duran imgelerin soluunu hep stnzde hissediyorsunuz. Metnin evrenini dnp dolaan bu dil hibir ekilde bir suskunluu onaylatmyor iire. Btn bir iir olanca canllyla soluk alyor. Bu ynyle de zaten Metin Cengiz iirlerinde bir iletiimsizlik bulamaz okuyucu. Srekli sorular soran ve sarmal bir ekilde ilerleyen devingen bir akkanla sahiptir bu iir. O yzden okuyucu bu iirin vagonlarnda yolculuk ederken smsk tutunmak zorunda kalmtr. Zira karlaaca ey, trende kendisine yolcu bileti soran kondktrn resmiliinde/yavanlnda deil, hzn ve devingenliin ierisinde zaman yoklayan bir an'n sorgulamasna maruz kalmas olacaktr.
___________________
1-Eco, Umberto (1965): L'uvre ouverte, (traduit de l'italien par C. Roux de Bzieux Andr Boucourechliev), Paris: ditions du Seuil., p. 17. 2-Barthes, Roland (1963): Sur Racine, Paris: ditions du Seuil, p. 7.
125
at hakikat, bilgi ve grmenin fenomenolojisine abanarak, benze kartlar (enantia) devirdii snrsal olmayan bir iir bilgisine gtrr okuru. Kendi evreni ierisinde bakalaan (allosis) ve duyumsanan tm dilsel imgeleri duyulur dnyann (ksmos aisthts) iirdeki kopmaz ba haline getirir bu iirler. O yzden logos'un ve hakikatin olduu yerde iirin bir oyun'a gtrmesi, oyun'un zgl dnyas ierisinde varlk kazanmas artmasn bizleri. Umberto Eco, bir btn olarak, poetik sylemin; szckleri, sesi ve dnceyi bildik formel yapsnn dnda farkl bir iliki a ierisine yerletirerek cmleleri allmn dnda birletirerek hem belirli bir anlamlandrma hem de artc bir duygulanmla ilettiini dnr. Eco'ya gre, poetik sylemi stn klan ey yalnzca ngrlemezliin ykselii deildir. Dilin baz allmam kullanmlarnn iir biimini alabileceini fakat dilin uzlamsal ve olas kullanmlarnn ise ou kez ortaya poetik bir sylem karamadn kantlamaya alr.(1) phesiz ki Eco'nun bu tespitleri, ancak uzlamsal dil yaplar ile ngrlemez bir dzen yokluuna bel balayan poetik metinler arasnda bir kopukluk olduunda yerli yerine oturur. Yavuz zdem'in poetik sylemine fazlasyla hakim olan yaplardan biri de kukusuz, pek fazla alldk bir durum olmayan, sarmal ifadelerin okurun karsna sklkla kmasdr: Bulutlar birbirini itti ocuklar bulutlara seni ocuklar atalarla seni Talar ge baland karanlkta ocuklar sana ocuklar atalarla sana Okuru artan ve arttka onu hep farkl bir dilin kapsna brakan, metni oaltan ve oaldka da iirin varln olumlayan bir poetik yapdr bu. Tekrarlar bylesi bir sarmalanma ierisinden iiri evreler. Hakl olarak hem iiri hem de dili oaltr. ounlukla sylemin arlna tank oluruz. 127
Oysa, sylemin arlndan doan bir varlk ierisinde bulunuu, her eyden nce, iirin duyumsal nesnelerin eiinde bir imgeye, bir gstergeye bel balayan saf bir bulunu ve unutu hlinin edimsel bir sonucu olarak grmek gerekiyor. zdem'in iiri zaman-mekan skmasnn ok daha tesinde bir corafyada nefes alr. Zamann dngsellii belki de bu iirlerin parantez ierisine ald modern ncesinin ilksel ve saf bulunuunu anlamlandrmak iindir. Onun iin bu iirleri bir zaman ve bu zamann verili bir reteci olarak belli bir topraa, yurda balamak; bir yerleiklik duygusuyla, bu iirlere yaklamak, olduka yanltc bir durum olsa gerektir. Bu iirler modern ncesinin atopikliini ve zamanszln gsteren rnekler. Zaman ve mekn kendi anlam evreni ierisinde tanmlayp ona uuculuunu tescillendirecek bir dnyann kapsnda arlar okurunu da. Paralanmlk ve birbanalk belki de bu iirlerin ruhuna lm yerletiren dncedir. Tun sustu a sustu diyor air, nk o korkularmzn yerden ykseldiine tanklk etmitir: Yamurlara gre serin Tanrlara gre yalnzdk burada Dokunurduk yamurlara ve tanrlara Korkardk yamurlarda Korkardk tanrlardan lmden irticalen korkmak da yazgsdr bylesi bir dnyann. Kendi korkularyla ycelen ve btn bu dzensiz aceleciliklerin gelip dayand iir dnyasn da ince bir dil iiliiyle kurar air: suskuyla, belki de suskuya edeer bir lmle. Kendi doumunu ryalarnda gren bir bellein iirine doru yol alrz hep. Her trl insan corafyasna alkn bir imgeyle rl ryalardr bunlar. Hakikatle yanlsamann neredeyse i ie getii bir corafya. Enikonu, tm imgesel yalnzlklar oaltan bir duruma tamamen yabanc bir izlek zerinden yrr: Tek ve evrensel bir insanlk durumunun anlatld uzun bir iire doru yol alnr. Mekan iirin i corafyasyla oktan hemhal olmutur: 128
Serin karanlklarda gsterisiz dallar yaad eiklerde bakr kokular kaplar ve tavanlar lmlere yksek ar glgeleriyle bu avlular Bir koyuluk ki demirden Para para yeil bir pasla gemiten Sen dte ak grme. Uykun arldr diyen bir air, ii ince bir iire doru oktan yelken amtr zaten. Dili keskin bir mezarlk gibi artk oktan eski bir dne yazgldr: Beklemenin yeryz ocukluundaki air artk kendi evinde hep plak hep oktur.
___________________
1-Eco, Umberto (1965): L'uvre ouverte, (traduit de l'italien par C. Roux de Bzieux - Andr Boucourechliev), Paris: ditions du Seuil, p. 80-82.
129
130
kendisinin iire ykledii misyon asndan zerinde dnlmesi gereken bir konu. Turgay Fieki bylesi bir dergi diye rnek gsterdii Le pote travaille dergisinin her eyden nce ismine takm. Neden Trke deil de Franszca? Neden olmasn sayn Fieki? Trkiye'den ya da yurt dndan rnekler vermek istemiyorum. nk zaten bizim byle bir kaygmz yok. Bu tavr yalnzca geenlerde yine bir airden gelen tuhaf bir tepkiyi anmsatt bana: Neden Yasak Meyve ismi? Oysa Le pote travaille dergisi tara''da kan bir dergi olarak hibir zaman merkez-evre periferisi ierisinde boulmayan bir dergi. Anlalan derginin Erzincan'da yaynlanyor olmas bile bir problem Turgay Fieki iin. Bu dergi Erzincan'da yaymlandna gre, oradaki airlerin rnlerinin arlkta olmas gerekir'' gibi bir pein hkmlle de sahip. Biz bulunduumuz yre halk iin ya da herhangi bir yre halk iin bir dergi kartmyoruz sevgili Turgay Fieki. Sadece yaadmz bir mekn olmasndan dolay taral'' bir yn var dergimizin. Bir tara dergisi deiliz. (Zaten bu taramerkez muhabbetinin de ayrca dnlp tartlmas gerektiine inanyorum). Eer bulunduumuz yre halk iin bir dergi kartyor olsaydk dergimizde en ok trk ve mani yaynlardk. Beraber ve solo arklar sylemeye pek vaktimiz olmuyor. Tabii halay ekmeye de. Erzincan'da yaymlanyor diye bir derginin illa ki Erzincan'l airlere mi yer vermesi gerekiyor? Eer yle bir zorunluluk varsa bilebildiim kadar u an piyasada Erzincanlym diye dolaan Yusuf Hayalolu ya da brahim Sadri'den de iir mi yaymlamamz gerekiyor? ok zgnz ama, Cemal Sreya aramzda deil. Eer yayor olsayd dergimizde grnecek tek ve en gzel Erzincan'l air o olurdu. Turgay Fieki'nin taklp kald en nemli konulardan biri de lkemizin tannm edebiyat isimlerinin (lhan Berk, Enis Batur, Lale Mldr, Glseli nal, Oru Aruoba, Cahit Koytak, kk skender, Necmi Zek, Bedri Baykam, Orhan Alkaya v.s.) Le pote travaille'de rnlerinin yaymlanyor olmas. Btn
131
bunlardan yola karak syleyecek bir szmzn olmadn'' sylyor Turgay Fieki. Yazsnn banda dergimizi ilgiyle takip ettiini syleyen Turgay Fieki u ana kadar yaymlanm olan yedi saymzda hem Trk Edebiyat ve iiri zerine hem de iir zerine sylenmi szlerimizin olduunu grecektir. lhan Berk eer Trke dnen bir air deilse onun hakknda hazrlanm olan dosyamzda da herhalde Fransz bir airin taeronluunu yapm deiliz. iir ve resim ilikisinin zel olarak irdelendii ka edebiyat dergisi vardr Trkiye'de? Ya da dzyaz iiri u zamana dek kimler dert edindi kendine? Bu derginin kadrosunu oluturan Erzincanl air ve yazarlar bunlar kendisine dert ediniyor. O yzden kimseleri i olsun diye kucaklamak ya da srt evirmek gibi bir derdimiz yok. Nitelii yksek, sekin rnler yaymlamaya alyoruz. O yzden dergiciliin de ok ayr bir yere oturtulmas gerektiini dnyorum. Tpk geenlerde hararetli bir ekilde gndeme getirilip de tartlan kratrlk meselesi gibi dergiciliin de ok zel bir kratrlk ii olduuna inanyorum. Son bir sz: Le pote travaille, edebiyatn tam merkezinde soluk alan, bulunduu yeri merkezi bir yer olarak konumlandran bir dergi. Biraz tebessm ettirecek ama olsun: Tpk yaymland Erzincan ehri gibi btn fay hatlarnn krlma noktasnda yer alan bir dergi Le pote travaille. Edebiyatn, felsefenin ve iirin fay hatlarn yerine oturtmak gibi mtevazi bir misyonunun olmas da bu adan doal karlanmas gereken bir durum. Galiba Erzincan'dan, stanbul'a doru henz rihter lei saptanamayan derin bir sarsnt yarattk.
132
133
tiplilii kutsayan yapsyla neo-faist bir syleme sahiptir. Tarann, modern zamanlarda metropol algsnn zihinlerde yeerttii bu neo-faist dalgaya kar rettii reaksiyoner bir sonu olarak grlebilecek romantisist tara zclnn de mazur grlecek bir taraf olmasa gerektir. Georg Simmel, bir yerde,(2) metropole zg birey tipinin psikolojik zelliklerinden birinin de sinirsel uyarmn iddetlenmesi olarak belirler. stanbul'daki dlayc, tekiletirici ehirli kibrinin her vakit glmsemeye'' meyyal airi Turul Tanyol'un Akam-lk dergisinin 19 Eyll tarihli saysndaki yazs da bylesi bir sinirsel uyarmn iddetlenmesi'' durumuna gsterilebilecek ender rneklerden biri. Zira bu yaz , yaplan ilerin niteliine bakmadan toptanc bir bakla idam ferman imzalayan bir padiah buyruu gibi. Gnmz toplumunun lmpen ve arabesk yaps''ndan bahseden Tanyol'un Erzincan'da yaymlanan Le pote travaille (air alyor) dergisi iin kulland sevimsiz ifadeler de o oka eletirdii bo'dan baka mzik dinlemeyen, dk zevkli, ayaktakm bir toplum(un) diliyle dillendirdii alt-kltrn i gcklayan bir rahatszl deil de nedir? Turul Tanyol gibi bir airden beklenmesi gereken ey bu olmamalyd. sterdik ki; Trke dnen, Trke yazan dilin ve dselliin snrlarn ardna kadar zorlayarak iirin, felsefenin ve hayatn tm ara-blgelerinde gezinen bir dergiyi o yadsd ayaktakm'' toplumun jargonuyla eletirerek komik'' duruma dmeseydi. Le pote travaille, insanln ortak diliyle alyor sayn Tanyol. Dn ve varmak istedii nokta hep oras. sterdik ki, Turul Tanyol gibi bir air derginin bask kalitesine ya da tara entelekteli ismi''ne bakmadan derginin ierii hakknda bir eyler syleyebilseydi. Acaba, ok mu zor bir ey istemi olurduk sayn airden. Dilin zorunluluunun suskunluk iinde son bulduu yer (de)'' ( Alphonso Lingis) Le pote travaille dergisi de varln biricik mekn olan dile, sessizlie ve suskuya doru ilerliyor. Dlerin
134
___________________
1-Tanl Bora, Taralaan ve Tarasn Kaybeden Trkiye, Birikim, say: 86-87, 1996 2-Georg Simmel, Metropol ve Zihinsel Yaam, Defter, say: 16, 1991
135
TARADA R HAZIRLIKLARI
senin iin allm eyler syleyemem sana yaramaz k gecesi amcamzdr bahar yakndan kardeimiz alr bam erzincan' a giderim seni dnmek iin drtlkleri bozarm nk dalar ne gne duruyor kylar ve eskimeyen her ey seni anlatmak iin Turgut Uyar iir geldi sonunda u mel'un tara kavramna dayand. Souk ve rkek bir kelime tara: Zaman ve mekn kavraymz altst edebilen hep gemi bir tarihsellik kurgusu ierisinde muhayilemizi meguliyete boan bir zellii var. Bir ara uzam, bir eik olmasnn dnda oumuz garipsenemeyecek bir ekilde keskinlemi bir varolu kipi yklyoruz ona. Gemiimizin, gemi tarihselliimizin travmatik bir hatrlamaya maruz kalmadan nceki halini imledii iin mi tara dediimiz ey hep belirsizliklerin ve birbanaln mekn olarak kutsanmtr? Tara, meknsal bir yer-yurt dolaymnn dnda tamamen yerlici folk dnceye yaplan vurgularla gndeme geliyor. Bu sebepten olsa gerek, merkez-d olarak addedilen tara, nostaljik gemi imgesinin srekli canl tuttuu bir romantizm olan yerlilikten hibir zaman ayr dnlmez. Her zaman eikte, bir ara yerde durmann hznn ve biganeliini tar tara. Kendilerine merkezi bir rol bien ortodoksinin/muktedirlerin taraya bitii gmlek ise, ounlukla zne olmayan bir tekilik halidir. air de, hibir aidiyet duygusuna sahip olmayan bir srgndr. Tm biimlere ve snrlara kar o hep bir ara yerde, bir eikte durur. Dolaysyla dili de, yaam da rettiklerinin birer
136
toplam olan tm yaznsal yaratlar da en nihayetinde hep srgnsoylu bir uzamda varolur. Tara ve yerellik kavramnn bilisel bir dzeyde ele alnmas, psiik tm veheleriyle gn yzne kartlmas bu adan anlaml. Zira bir mekn olarak tarada retimini srdren air ve yazarlar nereye yerletireceiz o zaman? Artk, apak unu kabullenmek gerekiyor: Hegemonik, baskc, dumura uratlm bir haz politikasnn tek arac olan statkocu bir dilsel anlayn ellerine rehin braklacak kadar ucuz olmamaldr iir. Kendisini tm snrlardan ve meknsal belirlenimlerden uzak tutan tara entelekteli ise muktedirler iin her zaman teki olacaktr. Merkezde yer tutmu payitaht sahipleri iin taral air-yazar hep bir teki imgesidir; yabanc ve darlkl olandr. Merkeze kabul uygun olmayandr. Kelimenin en ar anlamyla tara gerek bir mdun (subaltern)dur: Dlanan, aalanan; zihinsel srelerini tamamlayamam varolua ge kalan sakat bir modernliin aalad gerek bir tekidir. Tm dier periferi lkelerinde olduu gibi Trkiye'de de, eksik modernleme serveninden doan her ey gibi, kendilerini edebiyatn merkezinde gren bir egemen snf olumutur. Merkezde, stanbul'da, odaklanan bu muktedirlerin oluturduu edebi kanon ierisinde taraya hibir zaman yer yoktur. Tara, ancak, kendi iktidarlarn kutsadklar ve tuhaf bir ekilde sradan yerelliklerini devam ettirdikleri mddete bir anlam tar muktedirlerin gznde. O yzden hep bir folk sylemine bir mazlumluk edebiyatna zendirilmek istenmektedir tara mdunlar. Onlara gre taradan merkezi ynlendirecek bir ses, bir dil oluamaz. Onlar sadece Anadolu kltr ierisinde bir renk bir farkllk olarak kaldklar mddete ve bu topraklarn gemi zenginliini kendilerine hatrlatacak romantik bir ara olmalar lsnde bir anlam tayacaktr. Ayn topraklarda yaad fakat bir gemi imgesi olarak hatrlad bir yabancdr tara onlar iin. Kendinden menkul bir iktidar gcyle donanm olan bu muktedirler hibir zaman Julia Kristeva'nn dillendirdiklerinin farknda olmak istemezler: Yabanc tuhaf bir ekilde bizim iimizde yaar. Kimliimizin gizli yz,
137
barnamz enkaza eviren mekn, anlay ve akrabaln tkezledii zamandr; onu kendi iimizde tanmakla ondan kendisi olduu iin tiksinmekten kurtuluruz. Bizi bir sorun haline getiren, hatta belki de olanaksz klan bir semptomdur. Bu sylediklerimden, merkezin yaznsal anlayn ve aprak iktidar ilikilerini tkezleten bir deneyime gemek istiyorum. Hamasi bir ehirli kibrini yedeine alarak merkezde odaklanm ve her trl yaratc yaznsal anlay olanakszlatran bir edebiyat kanonunun can ekimesinden nceki son rpnlarna dikkat ekmek istiyorum. Zihinsel tm sreleri dumura urayan bu edebiyat kanonunun yelerinin (ev sahiplerinin) evin haylaz ocuklarn hizaya getirmek isterken kullandklar dilin bayalndan, hamasetinden ve buyurgan efendiliinden bahsetmek istiyorum. Zira bu buyurgan ve gndelik faist dilin tm jargonlarn edebiyat eletirisine sokmaya alan kiiler Trk edebiyatnda ileride vesikalk tekil edecek hezeyanlarla dolu nevrotik metinlere imza atm bulunuyorlar. imdilik evin en haylaz, haar ocuu Erzincan'da Vadi iekli ile birlikte yaymladm Le pote travaille dergisi. Taradaki iir hazrlklarnn direngen ve coumcu bir ruhla dile geldii rnek bir dergi Le pote travaille. Erzincan gibi bir tara kentinde kan bir dergi olarak stanbul'da odaklanm baz iktidar odaklarnca hi de ho karlanmad bu dergi. Huzursuzluklarnn ve korkularnn nedenini basit bir dil kavgasna dntrerek asl niyetlerini saklamaya alt bu kiiler. lk bakta derginin Franszca olan ismine karym gibi grnen bu airler daha sonra durumun hi de byle olmadn, dertlerinin ve kavgalarnn ok daha farkl sebeplere bal olduunu da inkar etmediler. Turgay Fieki Cumhuriyet'teki kesinde yaymland lkeyle, toplumla ve dnemle hibir ilikisinin olmadn savlad Le pote travaille dergisini Franszca isminden dolay eletirmiti. Asl mesele bu deildi tabii ki. lkenin tannm edebiyat isimlerinin bu tara dergisi ile ne ileri olabilirdi ki? Beklenilen ey ok daha folklorik blgesel bir edebiyat dergisiydi.
138
Fakat bu dergi dier tara dergilerinden farklyd. Her zaman her konuda syleyecek bir sz olduunu bir trl anlatamad Turgay Fieki'ye. Syleyecek bir sz olmasayd eer bugne kadar denenmemi edebiyat dosyalaryla yaymlanr myd bylesi bir dergi. Hem de poplizme kamadan. Bu dergiyi kartanlarn ne iir stne dncelerinin ne de rnlerinin n planda olmadn savlayan Fieki'ye dergiyi yeni batan okumas konusunda nerebileceim hibir ey yok. Toplumdlk tartmasn ise imdilik burada es geiyorum. Kutsal fetilerden yeterince ekmedik mi? inde yaadmz topluma inanmyorsanz, size nereceim bir reete imdilik yok. Turul Tanyol, Fieki'nin aksine hamasetini hi ekinmeden gn yzne kartt. Derginin bask kalitesiyle ve tara entelekteli ismiyle alay ederek rnek bir aydn portresi izdi. Anlalan o ki, Enis Batur' un ve Doan Hzlan'n dergiyi btnyle destekleyen yaklamlarndan hi de memnun olmayan Tanyol tamamen kiisel hesaplarla ve ekememezlikle ayn ekildeki klarn srdrmeye devam etti. Enis Batur'un air alyor demek bana kalrsa yetmezdi, sert bir isim gerekirdi: Bulunmu., Doan Hzlan'n ise air Erzincan' da alr, stanbul' da tartlr szleri Tanyol'un cann baya skma benziyor. Daha nce Akam gazetesine verdiim bir demete derginin ierii hakknda bir eyler sylenmesini istemitim. Klielemi ve sloganik szlerden uzak durulmas arzumu yinelemitim. Elbette eklemitim: Gerek bir eletirel bilince ve donanma sahip deillerse iin iinden tara entelekteli deyip syrlmann uygun bir ey olmayacan da dillendirmitim. kr ki ierik konusunda bir ses geldi: Gr ve azarlayan bir ses tonuydu bu. Ataol Behramolu Cumhuriyet'teki kesinde air Neye alyor diye sorarken hkmn oktan vermiti zaten. Derginin grebildii birka saysndaki iirlerden kesinlikle bir tat almamt.Behramolu. stelik bu dergideki iirlerin ne Trkiye ile ne de iirimizin zengin birikimleriyle bir ilikisinin olmadn daha da ileri giderek iirle bile hibir bann bulunmadn iddia ediyordu.Behramolu.
139
Dnp dolap hep u malum toplum gereklerine arpp duruyoruz nedense. Toplumculuu ve sanat birka ucuz dil siyasetine hapseden bu tr yaklamlardan ne zaman kurtuluruz bilinmez. Cevab hep mehul bir soru bu. Turul Tanyol msterih olsun: Le pote travaille merkezden uzakta merkezin tm hastalklarndan azade bir dergi. Le pote travaille tm yaptklarnn bilincinde olarak ilerleyen bir dergi. Her eyden nce kendisinin, iirsel dilbilgisini silbatan gzden geirmesi gerekiyor. O oka nemsediini syledii T.S.Eliot bile artk imdadna yetiecek durumda deil. yle biraz titreyip kendine dnmesi gerekecek galiba: Maurice Blanchot'u, Bataille'i, Derrida'y, Zizek'i, A.J. Greims', Artaud'u, Levinas', Gadamer'i hatta biraz da Baudrllard' okumas gerekecek. Le pote travaille, gn doarken yatana giren Saint-Pol Roux'un kapsna ast szn hakkn vermeye alan bir dergi. O yzden biz, sessizliin ve suskunun yaratc bir edime dnt bir dselliin eiinde duruyoruz; bu eik de ancak szn ve dilin gcne, iirin gcne inanan insanlarn varlyla kendisini var edecektir.
140
141
anlamlandrmak gerekir diye dnyorum. in en kt yan smet zel'in yllarca evresinde yer alan mritlerinin airin bu son kndan sonra kendilerince bir savunma alan oluturmas olduka garip bir tablo kartyor ortaya. Kk bir rnek vereceim: Aklnca kendi smet zel'ini bizlere tantmaya alan bir yazar olay hezeyanlar ierisinde ok farkl boyutlara tayarak nne kim karsa saldrmaya balyor. Ne ilgisi varsa Enis Batur'dan ve onun tara stratejisinden oradan da Le Pote Travaille dergisine kadar uzanyor. Kendince zel'i anlattn dnen yazar, ne dedii bir trl anlalamayan, yazs boyunca pavyon fedailiini sonuna kadar kullanyor. Hem de zel'in bile kabullenemeyecei bir ekilde. Kraldan daha ok kralc davranan bu arkadan renmesi gereken pek ok ey var: Hangi mantkla alan bir air yerine alan bir airi yeliyor bu yazar. i daha da rndan karp bu isimde nasl bir urulk (hrszlk) buluyor? Madem almak iir iin fazla tara; bugne kadar tetikilik dnda iir iin tara olmayan bakaca neler yapmlardr bu arkadalar? Dorusu merak ediyorum. Oysa smet zel gibi bir airi bylesi basit fedailiklerle sahiplenerek kltmeye almak hi kimsenin hakk deildir.
142
Ne'e Erdok mayakovski ve lili brik 1989 200 X 160 cm tuval zerine yalboya
Bir yaz labirentinin ierisinde yitmeyi nasl gze alabiliyorsa insan; ayn ekilde gze alabilmeli resmin grselliinde oaltma urayan bir ilen duygusuna. Gze alabilmeli Mayakovski gibi Lili'nin tahamml edilemezliine.
143
Ne'e Erdok max jakob hastanede1988 200 X 145 cm tuval zerine yalboya
144
+
+
145
G ai emi du rleri imi ygu n g z: k sun em ede Oy da il rim n a eri iz ii sa zad de in g ken r am airin e, s so ece i s y de disi an z z uk ye il ni: e t n n bi d dir Y m e y r ka en g a cel da b ai iiri an sz ece ie vr itim r n. lan ler nin en in v Zir h de k ad a z siz a an er , s ai ok rl a aya n v ara m ine n iiri tn e e nl Ha rin p da m yla b y k n d b sta ay ek olu yo ir im nda ir h atr g klu g ler lk na n m aya lan lge n l b d sz lan d e l u h gesi en de tn ha si. ir b e co an er olm zg g z stal ed n bu ra bir zam a e h nd eti kl en f s y n ;d b k. erk z in da alar onu a ah ed N n na d n d n : e e o a d en s n i g y nd ah atl n u e d o ler n v cey o nl a... a b asn rus i gi arl e n k d n ak da u g bi b e ah da aca er n n ir d a e t i a olu g in ece ah ar ne yen . nm ml nd a o ss ola bi r aya ze ldu m a bil y ir k z, e n b so u de b r i? ir s ul bir r. ir h on ar s z eze u or e y yan tur ma as . . k y lan azg dr s r
georg trakln hezeyan iin 1991 100 x130 cm. tuval zerine yalboya.
146
+
+
147
Ba la ng t Su as s b ku, us a ku k bir ka en va d O iir l i z rd g :S s n dili n s dra z tek zn bu ne s ze b i e a g d e e el h tes i n ip n ris eye ell ind d ol ind a r du tr e isi n, e i r olm dil iir . s d d he in in ke ze ne zey on a n b n ve im y di an ip an a d ge da du ka s ha Uz he uyd cey nn n kik p u r d La akla a d n, eg su s ati air u g utr rd lg n ler v nu arp ie am an, yay in en r esi y i s o s on ok pa in r. arm ind ni i mg yn ve t'u uz d e a l n ak t aya m ele a d bo ren l l ar yeb yu nb y da n i t ari i u y i l n; n d di or. em ng k s bir u i ya uy , n zle ili res su Ge abi b r ir g e v sku im ini org liyo sel ns em e k . r Tr m , on alp i ak uy uc in ler l'n uz uo ek he ? lar ap zey ak sn an i s a e n ral ? aya n,
R OKUYAN KIZLAR:
I Kalbi eve dnen yoksullarn bir arky tayacak kadar sahil grmemi yabanlklar byten yalnzl! Sen, sise doru yr! ark syleyebilecein bir ky, duyabilecein bir kulak, yabanln rtecein tlden bir sis gen bir kzn eski gzelliklere duyduu zntr. Hatrla ve yakar sessizliine: gemiine. zn ki, susadka acktrr tenimizi.
148
II Denizin stnde dolaan uyku, dlerde gezinen gz! Zaman ki, eskitilmi gzelliklerin kanatlanmasdr. Ayrlmak tketmektir eksiltili sz, eskitmektir. Sz, kalbe el veriyor: glgen yalnzlklarn gz karalts. Hatrla uzakl, unuttuun dlerin karaltsn.
149
Le pote travaille... Saint-Pol Roux! Les reposoirs de la procession maintenant plus gai..
Dlemleri iir olan bilge air! Ryalarn aksatan camdan bir gemiin olmal senin. Krld krlacak; saydam, buulu bir cam rkekliini dizelerine tayan parampara bir yazgy omuzlarnda byten yal bir bedenin olmal. Yal ve kocaman bir gvde: suskuyu ve dsellii Ayin Alayna Katlanlarn Dinlenme Yerinde arlayan bir kalpten baka ne beklenebilir ki? iir yaadmz hayatn solgun bir imgesidir: nostrae vitae lectio...
151
Varln soluk almasdr iir. Ve air o imgenin elinden tutan yabancdr. Kelimeler indinde hep bir yalnzl oaltan glgedir iir. Souk ve rkek bir hayali bytr air. Hayl iinden geilecek bir yol amad mddete hep uzaktan kutsanm bir hakikatin ham bir grnts olarak vardr air iin. iir, tam da, bu yzden haylin cenderesinden gemi straplarn bytld yaban bir bahedir air iin. Her hakikati ayine dntren dil iin sonsuz bir akkanlk baheder imge. Dil imgelerle yakalar glgeleri. mge; varln anlam, hayatn devingenlii, airin eiine oktan gelip dayand sonsuz uykusudur. Uykundan uyanmyorsun deil mi Saint-Pol Roux; tm sayrlklar ve gndnmleri dlerinde hayat bulmuyor muydu? air alyor, rahatsz etmeyiniz!..
152
OKUMA LSTES* Adonis (2004): Arap Poetikas, (ev. Emrullah ler), stanbul: Y.K.Y. Adorno, Theodor W. (2004): Edebiyat Yazlar, (ev. S. Ycesoy O. Koak), stanbul: Metis. Adorno, Theodor W. (1998): Minima Moralia, (ev. O. Koak A. Doukan), stanbul: Metis. Akay, Ali Zeytinolu, Emre (1998): Kavramn Snrlarnda, stanbul: Balam. Akn, Glten (1983): iiri Dzde Kuatmak, stanbul: Alan. Alper, Yusuf (2001): iir ve Psikiyatri Kavanda, stanbul: Okuyan Us. Andrews, Walter (2000): iirin Sesi, Toplumun arks, (ev. Tansel Gney): stanbul: letiim. Aragon, Louis (1985): Gerekiliin Boyutlar, (ev. Erdoan Aklan), stanbul: De. Aristoteles (2005): Poietika, (ev. Nazile Kalayc), Ankara: Bilim ve Sanat. Arslan, Yksel (1985): Influences: 126 Artures, Paris: Imprmerie Louis-Jean. Artaud, Antonin (1992): Su Ortaklar ve kenceler, (ev. Ahmet Soysal), stanbul: Nisan. Artaud, Antonin (2000): Heliogabalos Tal Anarist, (ev. smet Birkan), Ankara: Dost. Aruoba, Oru (2001): Hani, stanbul: Metis. Ata, Nurullah (1953): Karalama Defteri, stanbul: Varlk. Auerbach, Erich (1968): Mimsis: La reprsaentation de la ralite dans la littrature occidentale, (traduit de la l'Allemend par Cornlius Heim), Paris: ditions Gallimard. Aug, Marc (1999): Unutma Biimleri, (ev. Mehmet Sert), stanbul: Om. vn, Gulamrz (1997): Hikmet ve Sanat, (ev. Mehmet Kanar), stanbul: nsan. Ayer, A.J. (1998): Dil, Doruluk ve Mantk, (ev. Vehbi Hackadirolu), stanbul: Metis. Ayhan, Ece (2001): Aynal Denemeler, stanbul: YKY Bachelard, Gaston (1995): Atein Psikanalizi, (ev. Ayta Yiit), stanbul: Balam. Bachelard, Gaston (1996): Meknn Poetikas, (ev. Aykut Derman), stanbul: Kesit. Bachmann, Ingeborg (1989): Frankfurt Dersleri, (ev. Zeynep Sayn), stanbul: Balam. Badou, Alain (2005): Felsefe in Manifesto, (ev. N. Tutal-H. Hnler), zmir: Ara-lk. Badou, Alain (2006): Sonsuz Dnce, (ev. I. Ergden-T. Birkan), stanbul: Metis. Baker, Ulus (2000): Andrma Denemeleri, stanbul: Birikim. Bakhtin, Mikhail (2001): Karnavaldan Romana, (ev. Sibel Irzk), stanbul: Ayrnt. Balibar, Etienne (1991): Althusser in Yazlar, (ev. Hlya Tufan), stanbul: letiim. Barthes, Roland (1963): Sur Racine, Paris: ditions du Seuil. Barthes, Roland (1964): Essais crtiques, Paris: ditions du Seuil. Barthes, Roland (1993): Gstergebilimsel Serven, (ev. M. Rifat-S. Rifat), stanbul: Y.K.Y. Barthes, Roland (1993): Bir Ak Syleminden Paralar, (ev. Tahsin Ycel), stanbul: Metis. Barthes, Roland (2003): Yaznn Sfr Derecesi, (ev. Tahsin Ycel), stanbul: Metis. Baaran, Melih (1993): Ve Niin (Yine) Felsefe Yapzmler, stanbul: Y.K.Y. Baaran, Melih (2004): Gyabnda, Yerineler, stanbul: Paradigma. Baaran, Melih (2005): Kurbansal Sunu: Dile Getirilebilir ve Grlebilirin Mantk ve Ekonomileri, stanbul: Ayrnt. Bataille, Georges (1957): La littrature et le mall, Paris: ditions Gallimard. Bataille, Georges (1999): Deney, (ev. M. Mukadder Yakupolu), stanbul: YKY. Batur, Enis (1993): Gesualdo: Bir Tema in eitlemeler, stanbul: YKY. Batur, Enis (1998): Modernizmin Serveni, stanbul: YKY. Batur, Enis (2000): Bakalamlar I-X, stanbul: YKY. Batur, Enis (2000): Bakalamlar XI-XX, stanbul: YKY. Batur, Enis (2001): Smokinli Berdu, stanbul: YKY. Batur, Enis (2003): E/Babil Yazlar, stanbul: YKY. Baudrillard, Jean (1998): Simulakrlar ve Simlasyon, (ev. Ouz Adanr), zmir: Dokuz Eyll. Baudrillard, Jean (1999): Siyah 'An'lar I-II, (ev. Ayegl Snmezay), stanbul: Ayrnt. Bauman, Zygmunt (1996): Yasa Koyucular le Yorumcular, (ev. Kemal Atakay), stanbul: Metis. Beckett, Samuel (2001): Proust, (ev. Orhan Koak), stanbul: Metis. Benhabib, eyla (1999): Modernizm, Evrensellik ve Birey: ada Ahlk Felsefesine Katklar, (ev. Mehmet Kk), stanbul: Ayrnt. Belge, Murat (1998): Edebiyat stne Yazlar, stanbul: letiim. Benjamin, Walter (1995): Son Bakta Ak, (haz. Nurdan Grbilek), stanbul: Metis. Benjamin, Walter (1995): Pasajlar, (ev. Ahmet Cemal), stanbul: Y.K.Y. Benveniste, Emile (1995): Genel Dilbilim Sorunlar, (ev. Erdim ztokat), stanbul: Y.K.Y. Berger, John (1995): Grme Biimleri, (ev. Yurdanur Salman), stanbul: Metis. Berger, John (1999): Picasso'nun Baars ve Baarszl, (ev. Y. Salman - M. G. Skmen), stanbul: Metis.
153
Berk, lhan (1996): Logos, stanbul: YKY. Berk, lhan (1997): Poetika, stanbul: YKY. Berk, lhan (2001): Klt Kitap, stanbul: YKY. Bernard, Suzanne (1960): uvres de Rimbaud: Sommaire biographique, introduction, notices, relev de variantes et notes, Paris: ditions Garnier Frres. Beir Fuad (1999): iir ve Hakikat, (haz. Handan nci), stanbul: YKY. Birsel, Salh (1986): iirin lkeleri, stanbul: Broy. Blanchot, Maurice (1993): Yaznsal Uzam, (ev. S. ztrk Kasar), stanbul: YKY. Blanchot, Maurice (2000): teye Adm Yok tesi, (ev. Nami Baer), stanbul: Ayrnt. Bonitzer, Pascal (1995): Bak ve Ses, (ev. zzet Yasar), stanbul: YKY. Bonnefoy, Yves (1961): Rimbaud par lui-mme, Paris: ditions du Seuil. Bonnefoy, Yves (2003): Olaslk Dndaki, (ev. mer Aygn), stanbul: YKY. Borges, J. Luis (2000): Dantevari Denemeler/Shakespeare'in Bellei, (ev. P. Beyaz Charum), stanbul: letiim. Borges, J. Luis (2005): teki Soruturmalar, (ev. P. B. Charum T. Armaner), stanbul: letiim. Bourdieu, Pierre (1999): Sanatn Kurallar: Yaznsal Alann Yaps ve Oluumu, (ev. N. Kamil Sevil), stanbul: YKY. Bowra, C. M. (1993): Yaratc Deney, (ev. E. Alova, D. Aksu, K. Atakay, N. Kasap), stanbul: Adam. Breton, Andr (1975): Manifestes du surralisme, Paris: ditions Gallimard. Breton, Andr (2002): Nadja, (ev. smail Yerguz), Ankara: Dost. Breton, Andr (2003): lgn Ak, (ev. smail Yrguz), Ankara: Dost. Brook, Peter (1977): L'espace vide : crits sur la thatre, (par. Christine Estienne-Franck Fayolle), Paris: ditions du Seuil. Burckhardt, Titus (1994) : Akln Aynas: Geleneksel Bilim ve Kutsal Sanat zerine Denemeler, (ev. Volkan Ersoy), stanbul: nsan. Brger, Peter (2003): Avangard Kuram, (ev. Ali Artun), stanbul: letiim. Calvino, talo (1993): Deneme, (ev. Bilge Karasu), stanbul: Y.K.Y. Calvino, talo (2003): Grnmez Kentler, (ev. Il Saatiolu), stanbul: Y.K.Y. Castoriadis, Cornelius (1993): Dnyaya, nsana ve Tabiata Dair, (ev. Hlya Tufan), stanbul: letiim. Caudwell, Christopher (1988): Yanlsama ve Gereklik, (ev. Mehmet H. Doan), stanbul: Payel. Cengiz, Metin (2005): iir, mge, Biim, Biem, stanbul: iirden. Charles, Michel (1977): Rhtorique de la lecture, Paris: ditions du Seuil. Chartier, Roger (1998): Yeniden Gemi: Tarih, Yazl Kltr, Toplum, (ev. L.Arslan), Ankara: Dost. Chomsky, Noam (2001): Dil ve Zihin, (ev. Ahmet Kocaman), Ankara: Ayra. Cioran, E. M. (2003): rmenin Kitab, (ev. Haldun Bayr), stanbul: Metis. Coleridge, Samuel Taylor (1993): Denemeler, (ev. Halit akr), stanbul: Y.K.Y. Coomaraswamy, Ananda (1995): Sanatn Tabiatndaki Bakalam, (ev. Nejat zdemirolu), stanbul: nsan. Coward, Rosalind Ellis, John (1985): Dil ve Maddecilik: Semiyolojideki Gelimeler ve zne Teorisi, (ev. Esen Tarm), stanbul: letiim. Debord, Guy (1996): Gsteri Toplumu ve Yorumlar, (ev. A. Ekmeki - O. Takent), stanbul: Ayrnt. Demiralp, Ouz (1995): Okuma Defteri, stanbul: YKY. Demiralp, Ouz (1998): Yaz ve Yalnzlk, stanbul: YKY. Derrida, Jacques (1967): L'criture et la diffrence, Paris: ditions du Seuil. Derrida, Jacques (1999): Pera Peras Poros, (ev. F. Keskin-. Szer), stanbul: YKY. Derrida, Jacques (2001): Marx'n Hayaletleri, (ev. Alp Tmertekin), stanbul: Ayrnt. Deleuze, Glles (2000): Kant zerine Drt Ders, (ev. Ulus Baker), Ankara: teki. Deleuze, Glles Guattari, Felix (1993): Felsefe Nedir?, (ev. Turhan Ilgaz), stanbul: Y.K.Y. Deleuze, G. Parnet, C. (1990): Diyaloglar, (ev. Ali Akay), stanbul: Balam. Doan, Mehmet H. (1998): iir ve Eletiri, stanbul: YKY. Dort, Bernard (1960): Lecture de Brecht, Paris: ditions du Seuil. Eagleton, Terry (1990): Edebiyat Kuram, (ev. Esen Tarm), stanbul: Ayrnt. Eco, Umberto (1965): L'uvre ouverte, (traduit de l'italien par C. Roux de Bzieux-Andr Boucourechliev), Paris: ditions du Seuil. Eco, Umberto (1995): Avrupa Kltrnde Kusursuz Dil Aray, (ev. Kemal Atakay), stanbul: Afa. Eco, Umberto (1999): Ortaa Estetiinde Sanat ve Gzellik, (ev. Kemal Atakay), stanbul: Can. Edg, Ferit (1996): Seyir Szckleri, stanbul: YKY. Elias, Norbert (2000): Zaman zerine, (ev. Veysel Atayman), stanbul: Ayrnt. Eliot, T.S. (1988): Denemeler, (ev. Halit akr), stanbul: Remzi. Ellul, Jacques (1998): Szn D, (ev. Hsamettin Arslan), stanbul: Paradigma.
154
Eluard, Paul (1984): Ozan ve Glgesi, (ev. zdemir nce), stanbul: Adam. Ergven, Mehmet (1992): Yoruma Doru, stanbul: YKY. Evola, Julius (1994): Modern Dnyaya Bakaldr, (ev. Fevzi Topaolu), stanbul: nsan. Fabian, Johannes (1999): Zaman ve teki: Antropoloji Nesnesini Nasl Oluturur, (ev. Seluk Budak), Ankara : Bilim ve Sanat. Feyerabend, Paul (1995): Bilgi zerine Sylei, (ev. C. Gzel L. Kavas), stanbul: Metis. Florenski, Pavel (2001): Tersten Perspektif, (ev. Yeim Tkel), stanbul: Metis. Freud, Sigmund (1995): Sanat ve Sanatlar zerine, (Kamuran ipal), stanbul: YKY. Freud, Sigmund (1998): Narsizm zerine ve Schreber Vakas, (ev. B. Bykkal - S. M. Tura), stanbul: Metis. Foucault, Michel (1966): Les Mots et les Choses: Une Archologie des Sciences Humanies, Paris: ditions Gallimard. Fussli, J. Heinrich (2001): Aforizmalar, (ev. Cem leri), stanbul: Sel. Game, Ann (1998): Toplumsaln Skm, (ev. Mehmet Kk), Ankara: Dost. Gasset, Ortega Y. (1995): nsan ve Herkes, (ev. N. Gl Ik), stanbul: Metis. Giacometti, Alberto (1998): Yazlar, (ev. Aykut Derman), stanbul: YKY. Giddens, Anthony (2000): Tarihsel Materyalizmin ada Eletirisi, (ev. mit Tatlcan), stanbul: Paradigma. Girard, Ren (2001): Romantik Yalan ve Romansal Hakikat: Edebi Yapda Ben ve teki, (ev. A. Etensel ldem), stanbul: Metis. Giraudoux, Jean (1967): Littrature, Paris: ditions Gallimard. Gunon, Ren (1990): Niceliin Egemenlii ve an Almetleri, (ev. Mahmut Kank), stanbul : z. Grsel, Nedim (2000): Aragon, (ev. Nermin Saatiolu), stanbul: Can. Hartog, Franois (2000): Tarih, Bakalk, Zamansallk, (ev. M. E. zcan, A. Kahiloullar, L. Ylmaz), Ankara: Dost. Hegel, G. W. F. (1986): Tinin Grngbilimi, (ev. Aziz Yardml), stanbul: dea. Heidegger, Martin (2004): Varlk ve Zaman, (ev. Aziz Yardml), stanbul: dea. Holbrook, Victoria R. (1998): Akn Okunmaz Kylar: Trk Modernitesi ve Mistik Romans, (ev. E. Krolu - E. Kl), stanbul: letiim. Horkheimer, Max (1994): Akl Tutulmas, (ev. Orhan Koak), stanbul: Metis. Husserl, Edmund (1997): Kesin Bilim Olarak Felsefe, (ev. Abdullah Kayg), Ankara: Trkiye Felsefe Kurumu. Hnler, Hakk (1998): Estetik'in Ksa Tarihi, stanbul: Paradigma. Irigaray, Luce (2000): Nietzsche'nin Deniz A, (ev. smail Yerguz), stanbul: Kabalc. bn Arabi (2000): Harflerin lmi, (ev. Mahmut Kank), Bursa: Asa. bn Hazm (2003): Gvercin Gerdanl, (ev. Mahmut Kank), stanbul: nsan. nce, zdemir (1992): Tabula Rasa, stanbul: Can. nce, zdemir (1993): Yaznsal Sylem zerine, stanbul: Can. nce, zdemir (2001): iir ve Gereklik, stanbul: Trkiye Bankas. Jakobson, Roman (1973): Questions de potique, Paris: ditions du Seuil. Jameson, Fredric (1997): Brecht ve Yntem, (ev. Yurdanur Salman), stanbul: Y.K.Y. Jameson, Fredric (1997): Marksizm ve Biim, (ev. Mehmet H. Doan), stanbul: Y.K.Y. Jameson, Fredric (2002): Dil Hapishanesi, (ev. Mehmet H. Doan), stanbul: Y.K.Y. Jarry, Alfred (2003): Seme Eserler, (ev. Ik Ergden), Ankara: Dost. Jouve, Pierre Jean (1987): Les beaux jours, Paris: Mercure de France. Jung, C. Gustav (2003): Drt Arketip, (ev. Z. Aksu Ylmazer), stanbul: Metis. Jusdanis, Gregory (1998): Gecikmi Modernlik ve Estetik Kltr: Milli Edebiyatn cad Edilii, (ev. Tuncay Birkan), stanbul: Metis. Kahraman, H. Blent (1999): Trk iiri Modernizm, iir, stanbul: Bke. Kandinski, Vasili (1993): Sanatta Zihinsellik stne, (ev. Tevfik Turan), stanbul: Y.K.Y. Karasu, Bilge (1991): Ksmet Bfesi, stanbul: Metis. Karasu, Bilge (1998): Gece, stanbul: Metis. Kavafis, Konstantinos (1993): Sanat Her Zaman Yalan Sylemez mi? Poetika ve Etika stne Notlar, (ev. Samih Rifat), stanbul: Y.K.Y. Kind (1994): Felsef Risaleler, (ev. Mahmut Kaya), stanbul: z. Koak, Orhan (1995): mgenin Halleri: Mithat en'in Resmine Doru Deneme, stanbul: Metis. Kojve, Alexandre (2000): Hegel Felsefesine Giri, (ev. Selahattin Hilav), stanbul: Y.K.Y. Kovel, Joel (1994): Tarih ve Tin, (ev. Hakan Pekinel), stanbul: Ayrnt. Klossowski, Pierre (1999): Nietzsche ve Ksrdng, (ev. Mukadder Yakupolu), stanbul: Kabalc. Kristeva, Julia (1974): La Rvolution du langage potique, Paris: ditions du Seuil.
155
Kristeva, Julia (1978): Smiitik: Recherches Pour une Smanlyse, Paris: ditions du Seuil. Kuuradi, onna (1999): Sanata Felsefeyle Bakmak, Ankara: Ayra. Kundera, Milan (1995): Saptrlm Vasiyetler, (ev. zdemir nce), stanbul: Can. Lacan, Jacques (1966): crits, Paris: ditions du Seuil. Laclau, Ernesto Mouffe, Chantal (1992): Hegemonya ve Sosyalist Strateji, (ev. A. Kardam D. ahiner), stanbul: Birikim. Laplanche, J. Pontalis, J.-B. (1976): Vocabulaire de la Psychanalyse, Paris: PUF. Laplanche, J. Pontalis, J.-B. (2002): Temel Dlem/ Kkenlerin Dlemleri/ Dlemin Kkenleri, (ev. Talat Parman), stanbul: Balam. Larthomas, Pierre (1980): Le Langage Dramatique: Sa nature, ses procds, Paris: PUF. Leppert, Richard (2002): Sanatta Anlamn Grnts: mgelerin Toplumsal levi, (ev. smail Trkmen), stanbul: Ayrnt. Levinas, Emmanuel (2002): Sonsuza Tanklk, (haz. Z. Direk E. Gkyaran), stanbul: Metis. Levinas, Emmanuel (2005): Zaman ve Baka, (ev. zkan Gzel), stanbul: Metis. Levinas, Emmanuel (2006): lm ve Zaman, (ev. Nami Baer), stanbul: Ayrnt. Lingis, Alphonso (1997): Ortak Bir eyleri Olmayanlarn Ortakl, (ev. Tuncay Birkan), stanbul: Ayrnt. Lotman, Iouri (1973): La structure du texte artistique, Paris: ditions Gallimard. Lucy, Niall (2003): Postmodern Edebiyat Kuram, (ev. Aslhan Aksoy), stanbul: Ayrnt. Lukcs, Georg (2003): Roman Kuram, (ev. Cem Soydemir), stanbul: Metis. Manguel, Alberto (2001): Okumann Tarihi, (ev. Fsun Eliolu), stanbul: Y.K.Y. Martinet, Andr (1968): Encylopdie de la Pliade Le Langage, Paris: ditions Gallimard. Marx, Karl Engels, Friedrich (2001): Sanat ve Edebiyat zerine, (ev. Murat Belge), stanbul: Birikim. May, Rollo (1998): Yaratma Cesareti, (ev. Alper Oysal), stanbul: Metis. Meri, Cemil (1992): Jurnal, I, stanbul: letiim. Meri, Cemil (1997): Maaradakiler, stanbul: letiim. Merlau-Ponty, Maurice (1964): L'il et l'Esprit, Paris: ditions Gallimard. Merlau-Ponty, Maurice (1996): Sens et non-sens, Paris: ditions Gallimard. Miller, Henry (1994): Rimbaud ya da Byk syan, (ev. Mustafa Tzel), stanbul: Kabalc. Morin, Edgar (1999) : Ak, iir, Bilgelik, (ev. Haldun Bayr), stanbul: Om. Musil, Robert (1993): Yaarken Alan Miras, (ev. Ahmet Cemal), stanbul: YKY Mutahhar, Murtaza (1997): Hafz'da rfn, (ev. Nihal ankaya), stanbul: nsan. Nasr, S. Hseyin (1992): slm Sanat ve Mneviyat, (ev. Ahmet Demirhan), stanbul: nsan. Nasr, S. Hseyin (1999): Bilgi ve Kutsal, (ev. Yusuf Yazar), stanbul: z. Necatigil, Behet (1983): Bile / Yazd, stanbul: Cem. Nietzsche, Friedrich (2000): Ecce Homo: Kii Nasl Kendisi Olur, (ev. Can Alkor), stanbul: Y.K.Y. Oktay, Ahmet (1997): srafil'in Suru, stanbul: Y.K.Y. Oktay, Ahmet (2001): airin Kan: Yaznsal Eletiriler 1954-2000, stanbul: Y.K.Y. zel, smet (1997): iir Okuma Klavuzu, stanbul: ule. Pacteau, Francette (2005): Gzellik Semptomu, (ev. Banu Erol), stanbul: Ayrnt. Pavis, Patrice (2000): Gsterimlerin zmlemesi, (ev. ehsuvar Akta), Ankara: Dost. Paz, Octavio (1996): amurdan Doanlar, (ev. Kemal Atakay), stanbul: Can. Paz, Octavio (1997): teki Ses, (ev. Murat Varl), stanbul: nklap. Perec, Georges (1997): Yaam Kullanma Klavuzu, (ev. smail Yerguz), stanbul: YKY. Peters, Francis E. (2004): Antik Yunan Felsefesi Terimleri Szl: Tarihsel Bir Okuma, (ev. Hakk Hnler), stanbul: Paradigma. Platon (1997): Timaios, (E. Gney L. Ay), stanbul: MEB. Plotinus (1996): Enneadlar, (ev. Zeki zcan), Bursa: Asa. Pontalis, J.-B. (2001): Pencereler: zel Bir Szck Daarc, (ev. Talat Parman), stanbul: Balam. Prcevd, Nasrullah (1998): Can Esintisi: slam'da iir Metafizii, (ev. Hicabi Krlang), stanbul: nsan. Quignard, Pascal (2001): Cinsellik ve Korku, (ev. Aykut Derman), stanbul: Can. Ricoeur, Paul (2000): Sz Edimleri Kuram ve Etik, (ev Atakan Altnrs), Bursa: Asa. Rifat, Mehmet (2000): Gsterge Avclar: iiri Okuyan airler, stanbul: Om. Rifat, Mehmet (2001): Homo Semioticus, stanbul: Om. Rifat, Oktay (1992): iir Konumas, stanbul: Adam. Rimbaud, Arthur (1960): uvres, Paris: ditions Garnier Frres. Rorty, Richard (1995): Olumsallk, roni ve Dyanma, (ev. M. Kk A. Trker), stanbul: Ayrnt. Said, Edward (2000): K Ruhu, (ev. Tuncay Birkan), stanbul: Metis. Sami-Ali (1974): L'espace imaginaire, Paris: ditions Gallimard.
156
Sartre, Jean Paul (1943): L'Etre et le Nant, Paris: ditions Gallimard. Sartre, Jean Paul (1947): Critiques littraires (Situations, I), Paris: ditions Gallimard. Sayn, Zeynep (1999): Mithat en ve Bedenyazs I, stanbul: Kakns. Sayn, Zeynep (2000): Noli me tangere : Bedenyazs II, stanbul: Kakns. Sayn, Zeynep (2003): mgenin Pornografisi, stanbul: Metis. Schiller, Friedrich (2001): nsann Estetik Eitimi zerine Bir Dizi Mektup, (ev. Grsel Ayta), Ankara: Kltr Bakanl. Shayegan, Daryush (1997): Yaral Bilin, (ev. Haldun Bayr), stanbul: Metis. Simmel, Georg (2000): ncesizliin ve Sonraszln Inda An Resimleri, (ev. A. Can Tapnar), Ankara: Dost. Sollers, Philippe (1968): L'ecriture et l'exprience des limites, Paris: ditions du Seuil. Somay, Blent (2000): ark Okuma Kitab : Ses ve Szle Denemeler, stanbul: Metis. Sontag, Susan (1999): Fotoraf zerine, (ev. Reha Akakaya), stanbul: Altkrkbe. Spinoza, Benedictus de (1984): Etika, (ev. H. Ziya lken), stanbul: lken Stendhal (2003): Ak zerine, (ev. M. Mukadder Yakupolu), stanbul: Adam. Sreya, Cemal (1992): Folklor iire Dman, stanbul: Can. Tanpnar, Ahmet Hamdi (2000): Edebiyat zerine Makaleler, stanbul: Dergah. Thomson, George (1984): iir Sanat, (ev. Cevat apan), stanbul: iek. Thomson, George (1996): Marksizm ve iir, (ev. Cevat apan), stanbul: Adam. Todorov, Tzvetan (2001): Poetikaya Giri, (ev. Kaya ahin), stanbul: Metis. Todorov, Tzvetan (2004): Fantastik: Edebi Tre Yapsal Bir Yaklam, (ev. Nedret ztokat), stanbul: Metis. Tournier, Michel (1993): Ksa Dzyazlar, (ev. Tahsin Ycel), stanbul: Y.K.Y. Tzara, Trstan (2004): Dada Manifestolar, (ev. Elif Gkteke), stanbul: Norgunk. Valery, Paul (1992): Eupalinos ve teki Syleimler, (ev. Tahsin Ycel), stanbul: Y.K.Y. Valery, Paul (1996): Tinsel Kriz, (ev. Beril Beken), stanbul: Afa. Vauchez, Andr (1994): La spiritualit du Moyen Age Occidental, ditions du Seuil. Vernant, J.-P. Vidal-Naquet P. (1981): Mythe et tragdie en Grce ancienne, Paris : Franois Maspero. Voloinov, V. N. (2001): Marksizm ve Dil Felsefesi, (ev. Mehmet Kk), stanbul: Ayrnt. Wellek, Rene Warren, Austin (1982): Yazn Kuram, (ev. Y. Salman-S. Karatay), stanbul: Altn Kit. Winnicott, D.W. (1971) : Jeu et ralit: L'espace potentiel, (traduit de l'anglais par Claude Monod J.-B. Pontalis), Paris: Gallimard. Wittgenstein, Ludwig (1996): Tractatus Logico-Phlosophicus, (ev. Oru Aruoba), stanbul: Y.K.Y. Yaln, Mehmet (2003): iirin Ortak Paydas, zmir: Dokuz Eyll. Yavuz, Hilmi (1999): Yazn, Dil ve Sanat, stanbul: Boyut. Ycel, Tahsin (1993): Anlat Yerlemleri: Kii/Sre/Uzam, stanbul: Y.K.Y. Ycel, Tahsin (1997): nsanlk Gldrs'nde Yzler ve Bildiriler, stanbul: Y.K.Y. iek, Slavoj (2002): deolojinin Yce Nesnesi, (ev. Tuncay Birkan), stanbul: Metis. iek, Slavoj (2002): Krlgan Temas, (ev. Tuncay Birkan), stanbul: Metis. * Bu okuma listesi iirsel bir denemeye doru yaplmas dnlen muhtemel her yolculukta sadece kk ve de snrl bir hamii yerine getirmek iindir. Bu kitaptaki denemeler sz konusu okuma listesinin sadece eiinde durabilmitir.
157
158