You are on page 1of 58

BUNALIM EDEBYATI ve MODERNZMN SORUNLARI Svetlana Uturgauri

5O'li yllarn ortalarnda Trk edebiyatnda, moderniz-min estetik ilkelerini benimseyen ve Batl znel idealist felsefi yaklamlarn etkisi altnda bulunan bir grup sanat ortaya kmtr. Avrupa sanat asndan genel bir nitelik haline gelen deneme merak ve yeni ifade biimleri aray, onlarn yaptlar asndan da ayrt edici izgi durumundadr. Fransz "yeni roman" okulunun mektup teknii grupta zel bir ilgi uyandrmtr. Geri bunlar kayda deer bir roman retememilerdir. Ancak "yeni romansn baz yntemlerini, rnein "bilin akm" biiminde yanstlan i monologu kullanarak bu okulun izgisinden ilerlemiler, ksa nesir trleri yaratmlardr. Fransz yazarlarnn daha sonraki dnemlerde ortaya koyduklar denemeler - "yeni yeni roman", "Tel kel grubu metinleri" ve tekiler - Trk yazarlarnn ilgisini ekmemitir. Bu denemeler daha ksa sreli, daha az verimli olmutur. Trk eletirmenler, edebiyatlarndaki modernist akm, ounlukla Franz Kafka, Albert Camu, Jean Paul Sart-re ve Simone de Beauvoir'un isimleriyle balamaktadr. Bu yaklamn dayanaktan yoksun olduu sylenemez. 20. yzyln pek ok ulusal edebiyatnda olduu gibi Trk edebiyatnda da egzistansiyalizm, gerekten de bu yazarlarn yaptlaryla baldr. Trk sanatlar arasnda egzistansiyalizmin popler olmasnn nedeni, bu edebiyat akmnn burjuva ahlk anlayna kart bir ahlak yaratmann bir insan hakk olduunu ilan etmesi, burjuva toplumuna kar isyanc yaklam desteklemesidir. u da unutulmamaldr ki, egzistansiyalistler Marksizme yabanc kalmamlar, ona ballklarn ifade etmilerdir. Kukusuz bu durum, kkl toplumsal deiikliklerden yana olan, kiiliin sosyal ve ruhsal ynden ezilmesine tepki gsteren gen yazarlar etkilemitir. Ancak net bir politik ve ideolojik konuma sahip olmayan bu yazarlar, iinde bulunduklar sosyal evrenin kk burjuva dnya grn aamamlardr. znel olarak, kendilerini evreleyen dnyadan nefret eden bu gen aydnlar, nesnel olarak, ortaya koyduklar sanatla, tpk Avrupa modernistleri gibi, reddettikleri dnyann bir paras haline gelmilerdir. Egzistansiyalizmin fikirleri Dou lkeleri edebiyatlarnda deiik biimlerde krlmaya uramtr. Trk modernist edebiyat egzistansiyalizmin belli bal izgilerini iermektedir; ancak o yalnzca bir sanat akimi deil, ayn zamanda belirli bir toplumsal olgudur. Bu akm, lkenin sosyal-politik yaamndaki faktrlerin karmak yapsndan domu ve sanatlar arasnda kk burjuva aydnlarnn ruhsal bunalmn yanstmtr. Akmn "bunalm" edebiyat olarak adlandrlmas da bunu gstermektedir. "Bunalm"; hem "kriz", hem "zorlanma", hem "skma", hem "ezilme", hem "bastrlm halde olma" ve hem de "psikolojik olarak tehlikeli bir durumda bulunma" anlamlarn tamaktadr. ("Bunalm" akm semantik acdan net bir karla sahip olmad iin, biz onu "yabanclama edebiyat" olarak niteliyoruz; bu, gerek yazarlarn dnya grn, gerekse de onlarn yaptlarndaki dnya ve kiilik modellerini en iyi ifade eden nitelemedir.) Bu nedenle "bunalm" edebiyatn yalnzca modaya uyma, Bat'y taklit etme abas olarak deerlendirmek yanl olacaktr. Belki bu deerlendirme, onlarn moder-nizme dayanan rnlerinden sz ederken kullanlabilir; ama Oktay Akbal, Leyla Erbil, Demir zl, Demirta Ceyhun gibi yetenekti ve zgn sanatlarn yaptlar gzn-ne alndnda tmyle geersizdir.

Egzistansiyalizmin fikirsel etkisi, nemli lde, Trkiye'nin, zellikle de 50'li ve 6O'l yllardaki tarihsel durumuyla ve ruhsal atmosferiyle baldr. 1960 Maysnda gerekletirilen devlet darbesi beklenen sosyal sonulan do-urmamtr. Bu durum kk burjuva aydnlar arasnda derin bir dkrkl yaratmtr. Karmak ve dinamik bir yap tayan toplumsalpolitik yaam doru deerlendirme yetenei olmayan, kendi tavrn belirlemesini, tarihsel perspektifleri yakalamasn beceremeyen ve sosyal ilerleme inancn yitiren kk burjuva aydnlar ruhsal bir ykm iinde kalmlardr. Bu durum onlarn egzistansiyalist ve Freudcu fikirlere ilgi duymalarna yol amtr. Modernist akmn tarihsel geliim srecinin incelenmesi unu ortaya koyuyor: 50'li yllarn ortalarnda yeniden kmaya balayan "Mavi" dergisi evresinde birleen gen nesir yazarlarndan oluan kk saylabilecek bir grup {Orhan Duru, Ferit Edg, zdemir Nutku ve tekiler) realizmin estetik anlayn eletirmeye balamlard. Realizmi ise Orhan Kemal, Kemal Tahir, Aziz Nesin, Yaar Kemal gibi nl yazarlar temsil etmekteydiler. Bu yazarlarn yaptlarn ele alan modernistler, "yenik ve kendi grlerine gre "gerek realist edebiyat"n ilkelerini oluturdular. Onlarn inanc, toplumsal sorunlarn "gerek realistler"i etkilememesi, bunun sosyologlarn ve politikaclarn ilgi alan olduu, bu tr sorunlarn yalnzca insanla sanaty birbirinden kopard yolundayd. Bu yazarlar asndan nemli olan "d gereklik" deil, "i gereklikti, yani insann i dnyasyd. Ama "i gerekliin derinlikleri" artlm bir sanatn konusunu oluturduuna gre, onu elit bir okuyucu grubuna sunmak gerekiyordu. Bu "yeni edebiyat"n kurucular ortaya koyduklar programla znde, realizmin ana ilkelerini reddediyorlar; gerekliin ve kendisini evreleyen dnyayla ok eitli ilikiler iinde bulunan insan kiiliinin doru bir biimde yanstlmasn yadsyorlard. nsann varoluuyla ilgili karmak sorunlar yuman, ada kapitalist dnyada insann yalnz kalmas sorununa indirgiyorlard. "Bunalm" adn alan bu "yeni edebiyat" 6O'l yllarn balarnda bamsz bir akm haline geldi. Konunun biraz dna karak unu syleyelim ki, sosyal sorunlardan kopukluk, yalnz insann i dnyasnn, duygularnn ve ruh halinin yanstlmas, 20'li yllarn sonuyla 30'lu yllarn banda varolan ve uzmanlarn d edebiyat olarak deerlendirdikleri edebiyat akmnn szclerine de zgyd.(1) Bu akmn en nde gelen temsilcileri Ahmet Haim (1884-1933) ve Necip Fazl (do. 1905) adl airlerdi. Onlarn iirlerinin zgn ynlerini inceleyen smail Habib, onlar Nazm Hikmet'in iirleriyle karlatrarak yle diyor: "Nazm Hikmet'in san'atn terse eviriniz, ve o ters san'atn btn inceliini tebellr ettiriniz, bundan Necip Fazl'n sanat grlr; onun muhayyilesi in Meini, Hind Sindi dolamaktadr; bunun kinat kendi kalbinin klarndan ibaret. O, kulan dnya ilerine evirmiti, bu kulan sadece kendi ruhunun sesine tutuyor, bundan baka trl sada bekleyemeyiz."(2) Biz buna, o sadann gelecei ruhun yalnz bir insan ruhu olduunu ekleyelim. Sz konusu airlerin sanatsal yeteneklerinin tm boyutlarna karn, ortaya koyduklar sanat, her zaman iin son derece bireyci, mistik, dnyaya sbjektivist yaklamlarn yanstan karmak sembollerle dolu olarak kalmtr. Onlar insan yalnzla mahkm eden dnyaya kar protesto noktasna gelememiler, insann varoluunun zmszl fikrini ileri srmlerdir. Daha ileride greceimiz gibi "bunalm" edebiyatnn temsilcilerini daha farkl bir yol bekliyordu. Trk ve yabanc yazarlarn makalelerinde ve aratrmalarnda, "bunalm" edebiyatnn ortaya k olgusuyla bal olarak farkl gr alar dile getirilmektedir. rnein, Ahmet Kabakl, yabanclamann lkesine zg bir olgu olmad, dolaysyla da, Trk edebiyatnda doan bu yeniliin, yazarlar tarafndan tmyle dardan, Bat'dan tand kansndadr.(3)

Tahir Alangu ise tersine, yabanclama sorununun Trk ulusal edebiyat asndan yeni olmad ve hatt geleneksel olduu grnde. Alangu, "yabanclama edebiyat" ile ortaan tasavvuf nazm arasndaki ilikiye dikkat ekiyor. Yeterince ciddi verilere dayanmamasna karn, Trk sanat bilincinin, yalnz insan konusunda "byk tecrbe" sahibi olduu sonucuna varyor. Dahas, yabanclama olgusunun tm teki toplumlarda olduu gibi Trkiye'de de her zaman varolduunu, nk onu yaratan kaynan insann bizzat kendi doas olduunu ileri sryor. Eletirmenin yorumuna gre yabanclama, insanln gelimesinin tm aamalarnda geerli olan, tarih d nitelikte ve insanla zg bir kategoridir.(4) Bu "yeni edebiyat" ile ortaan tasavvuf nazm arasnda, ada subjektivist felsefeyle ortaan dinsel-mis-tik bir slam retisi arasnda paralellik kurma ve bu retinin Bat'daki egzistansiyalist filozoflarn "bulular" asndan daha nceden varolan bir zemin gibi gsterme abas, Trk aydnlarnn belirli bir kesiminde olduka yaygn olan ve Dou'nun merkez olarak alnmas temeline dayanan fikirlerin bir grnm biimi olarak deerlendirilebilir. Arap felsefesinin ve edebiyatnn baz sorunlarn inceleyen A. Sagadayev, tasavvufuluun egzistansiyalizm ruhunda yorumlannn bir dizi yzeysel yaklama dayandn gstermitir.(5) rnein, tasavvuf asketizminin, tm arl insann i dnyasndaki duygulara verme veya yazg gcnn her eye kar stn geleceini ileri srme zellikleri, egzistansiyalizmin yabanclama ve zmszlk anlayyla kyaslanmaktadr. Ancak u da biliniyor ki tasavvufu retilerde yanstlan panteist anlay, varolan dnya ile mkemmel dnyann birliini savunmakta ve yeryzndeki gzellikleri gksel gzelliklerin bir yansmas olarak deerlendirmektedir. Bu, ise znde, irkinlikler dnyasndaki paralanmlk ve kaos ile kiiliin mutlak yalnzl zerine egzistansiyalist retinin ileri srd temel tezlerle elimektedir. "Bunalm" edebiyatn, genel olarak, realist olmayan bir d edebiyat olarak yorumlayan Mnevver Bojenska tarafndan ilk kez ne srlen dnceye gre, bu akm somut tarihsel eilimi, stelik eitli ynlerden, yanstmaktadr. "Yabanclama edebiyat"nn Trkiye ortamna zg niteliklerine iaret eden ve pek ok aratrmacnn grn paylaan Bojenska, akmn ortaya kn Bat'nn etkisiyle aklamaktadr.(6) "Bunalm" edebiyatna ilikin byle bir deerlendirme, bizce de dorudur; ancak bu ayn zamanda tek yanl bir yaklamdr. Sovyet ve baz yabanc aratrmaclarn belirttii gibi, sanatta yabanclamann yanstlmas tek bana bir de-kadans belirtisi saylamaz. Bu, "Tomas Mann'da ve baz baka yazarlarda olduu gibi, realist bir temele de dayanabilir"; ama "realizmin d, dekadans; yabanclamann, kendisi de yabanclam bir birey konumundan yanstld yerde balar";7 yani sanatnn modernist akm inde oluunu belirleyen yalnzca yanstlan konu deildir; yazarn konuya yaklamdr, tavrdr, bak asdr. Gen nesirciler, n plana Trkiye gerekliinin somut durumunu almlard. te Trk modernizminin zgn yolunu belirleyen ve bu akm iinde derin i elikiler yaratan, nemli lde buydu. "Bunalm" edebiyatnn en yetenekli yazarlarnn yaptlar, nesnel olarak topluma ynelik eletiriyi, onun kn yanstan, gerekliin hem realist hem de modernist anlaylarnn karmak bir sentezi durumundayd. Daha 50'li yllarn yklerinde realist izgiler bulmak

mmkndr. 6O'l-7O'li yllarda toplumsal gelimelerin etkisi altnda, "bunalm" edebiyatnn i elikileri keskinlemi ve Sevgi Soysal, Erdal z, Leyla Erbil gibi yetenekli sanatlarn yaptlarnda realist yaam anlay modernizmin yerini almaya balamtr. Leyla Erbil'in yaptlarnda, zellikle de aada inceleyeceimiz "ekmece" adl yksnde bu durum ok net gzlenmektedir. "Bunalm" edebiyatnn temsilcileri kendilerini Marksist ve realist olarak deerlendiriyor, etkinliklerini burjuva gerekliine kar bir protesto tr, sanatta ise ifade biimlerinin yenilenmesi savam olarak deerlendiriyorlard. Geri onlarn felsefi-estetik ilkeleri (ne derece iten -sbjektif- olursa olsun) sz konusu zlemlerle eliki iindeydi. Ama yine de bylesi bir yaklam benimsemi olmalar, onlarn modernizmden kopmalarnda nemli rol oynad; yaklamlar, onlar toplumun yaamndan yaltlan-m olduklarn kavramaya, trajedilerini hissetmeye ve bir k yolu arama abasna itti. Trkiye'de aydnlarn zel bir konumlarnn olmas bu sreci nemli biimde etkiledi. Toplumsal-tarihsel gelimelerin mant, lke aydnlarn sosyal savamn n saflarna srm, onlar aktif bir tutum belirleme zorunlulu-uyla kar karya brakmt. 60'l-70'li yllardaki youn politik gelimeler, genlerin kitlesel gsterileri, keskinleen ideolojik savam, "bunalm" edebiyat temsilcilerinin sanatsal araylarnn zmsz olduunu grmelerine yardm etti. Bu dnem iinde sanatlar arasnda yaygnlaan sosyalist fikirler, yalnzca realist yazarlarn yaptlarnn fikirsel ve estetik dzeyine etki etmekle kalmad; ayn zamanda dolayl olarak modernizmin krizini derinletirdi. Sonu olarak "bunalm" edebiyatnn i elikileri, toplumsal-politik srelerin etkisi sonucu, modernist yazarlarn, bu d edebiyatnn ilkelerinden uzaklamalarn getirdi. Bu yazarlardan en yeteneklileri; izgilerinin antisos-yalliini, nemli toplumsal gelimeleri sanatsal ynden zmsemede yetersizliini ve sonuta "hasta bilinci" edebiyatnn snrl erevesi iinde kalmaya mahkm olan ve hibir perspektifi olmayan yapsn net bir ekilde kavrayanlar, modernizme kar nitelikte, sosyal karakter tayan daha byk bir sanata yneldiler. Leyla Erbil, 1971'de yaynlad "Tuhaf Bir Kadn" adl ykde ve 1977'de "Eski Sevgili" ad altnda toplad yklerinde, aydnlarn halka hizmet etme yolunda iinde bulunduklar aray iledi. Adnan zyalner Trkiye emekilerinin savam konusunu ele ald. zyalner'in "Grev Bildirisi" (1972) adl yksnn kahramanlar bir stanbul fabrikasnda grev yapan iilerdi. Bu tr yaptlarn yazarlar, 70'li yllar "sosyal realizminin temsilcilerinin safla-rndaydlar. 1971'deki gelimelerle ilgili olarak Erdal z'n "Yaralsn" (1974) ve Sevgi Soysal'n "afak" (1974) adl romanlar, realist nesirde yeni bir akmn, subjektif-psikolojik akmn olumasnda nemli rol oynadlar. Kamuran lpal, Tahsin Ycel, Bilge Karasu, Cengiz Yrk, Demirta Ceyhun ve baka sanatlar; Sait Faik ykcl gelenei temelinde gelien sosyal-psikolojik nesir akmna kaydlar.

Demir zl bile -ki en tutarl egzistansiyalistlerden biriydi- 70'li yllarn sonunda "Bir Kk Burjuvann Genlik Yllar" (1979) adl realist bir roman yaynlad. zl,- romannda, sosyalist grleri benimsemi ve aktif politik etkinlik iine girmi aydnlarn toplumsal bilinlerinin transformasyonu sorununu gndeme getirdi. Yabanclama sorunlarndan uzaklaanlardan biri de Necati Tosuner'di. Yazarn Trkiyeli gmen iilerin dramatik yazgsn ele alan "Sanc, Sanc" (1979) adl roman bunu kantlad. Akmn en yetenekli sanatlarnn realist sanata ynelmeleri, sonuta, bamsz bir akm olarak "bunalm" edebiyatnn varlnn sona ermesine yol at. "Bunalm" edebiyatndaki insan-toplum kartl, akmn iinde iki farkl ve ayn zamanda birbirini etkileyen eilimin olduunu ortaya koyuyor. Bu akmlardan birisi, genelgeer bir yabanclam kahraman yaratlmasn k noktas alan Freudcu yaklamdan etkileniyor. Bu eilimin temsilcileri, kahraman d evreden yaltlamaya, bylelikle dardan gelebilecek izlenimler yelpazesini olabil-diince daraltmaya, kahramann dnyasn kiisel duygularla snrlamaya alyorlar. Bundan dolay kahraman, bir zamanlar absrd tiyatrosu lideri Eugene onesco'nun u ekilde ifade ettii entelektel kahraman andryor: "Gln bir yaratk bu, ne melek ne eytan, evrende ken-dine bir yer bulamyor." Freudcu eilim, en fazla Necati Tosuner'in (do. 1944) yklerinde ortaya kmtr. Yazarn sembolik olarak "kmazda" adn verdii ilk yk kitab 1963 ylnda kmtr. Kitabn hemen banda yer alan "Eksik Adamn izgileri" adl otobiyografik yk, tm kitab okumada yararlanlacak bir anahtar olarak kabul edilmektedir. Tosu-ner, zgemiindeki olaylardan, onun "ezilmi insan" psikolojisinin olumasna dolaysz etki eden kimi noktalar sergilemektedir. Bu "itiraf yks", yalnz ve bunalml bir insann monologu niteliinde, kayg ve umutsuzluk duygularyla doludur. Yaptn orjinalindeki ksa blmler, kesik kesik ve devrik tmceler sayesinde, her szcn duygusal birikimi ortaya konmakta, yaamn canl temposu hissedilmektedir. "ocuun srtnda bir kemik... Daha saklayamad, syledi. 'Salncaktan dmt...' dedi. Adamn kulana gitti ve daya yedi. Bir umut beyaz odalarda imdi. ...salncaktan m dm?... 'Hmmm... nce filmini grelim' denir. Yatrmak m gerekli? Kimin iin hastaneler?... Babas da bir kk memur... salncaktan da drmesey-diler!... 'Hele al korseye alalm imdilik...' ...Pamuklar, tlbentler ve al kokusu..."(8) yknn banda ocukluu bu ekilde anlatlan kahramann bilinci, geen yllarla birlikte giderek artan lde zrllk kompleksiyle kaplanmaktadr. Anlatan, kendini karamsar igdlerin ve ktmser duygularn etkisine kolayca kaptran yk kahramanyla zdeletirerek, azap verici bir zeletiri sreci iinde, kendi yalnzlnn kaynaklarn ortaya karmaya almakta ve sonuta, genel olarak insann iletiimine kapal bir yaps olduu yargsna varmaktadr. Yazar bunu, insann saldrgan igd-leriyle bal bir olgu olarak aklamaktadr. nsann bnyesinde doutan varolan benmerkezcilik, onlarn iinde yaadklar toplumun yasalarn da nceden belirlemektedir (orman yasalar). nsanlarn yapsnda egoizm bulunduu ve bakalarnn dertlerine kar kaytsz kaldklar dncesi, Necati Tosuner'in dnya anlay acsndan programatik nemde bir iddiaya dnmektedir. Bu iddiaya gre vicdan ve iyilik, biyolojik doas gerei insana yabancdr. Tosuner yle

yazmaktadr: "Ben insanlarn iindeyken de bir ey deimedi. Mutsuzluumu krbalamaktan baka bir eye yaramad insanlar. Ve bana ac ektirmekten baka hibir eye..."(9) yknn bitiminde, kahraman, acmasz bir insan olduundan dolay kendini cezalandracak olan grnmeyecek bir yarg nnde savunmasn yapyor. Yapt tm ktlklerden dolay insanlar sulayan kahraman nefretle haykryor: "nsanlar ldrmeli... ldrmeli insanlar... Topunu birden ldrmeli... Ya da tek tek yzlerine tkr-meli insanlarn... En iyisi bu, tek tek yzlerine tkrme-li... Tkrmeli insanlarn yzlerine."(10) nsann, doutan sahip olduu igdlerin erki altnda bulunduu ve bu erkin yok edilmesinin mmkn olmad, dolaysyla kiiliin sosyal olduu yolundaki inanc, Tosuner'i, yaamn sanatsal adan incelenmesini reddetmeye gtryor. nsan-toplum sorunu tek bir biimde zlyor: nsan kendi "ben"inin kurban oluyor. Ama "bunalm" edebiyatnn zelliklerini anlamakta byk nem tayan bir konu burada da kendini gsteriyor: Tosuner, kiiliin sosyal bamlln yadsmyor, yalnzl bir kanlmazlk, bir kader olarak dnmyor. Dahas, yaam koullarnn deimesinin olanakl olduunu kabul ediyor. Ama bunu insann davran biimlerine dolaysz bal bir konu olarak gryor. Yazara gre, "benmerkezcilii amadan baka eyleri amak mmkn deildir". Bununla birlikte ykc igdlere kar sava aan Tosuner'in kansna gre, "doa her eyin sonuna kadar zmlenmesine asla izin vermeyecektir" ve "alamayan baz eyler kalacaktr." Sonu olarak Tosuner, insann yabanclamasnn nedenlerinin onun biyolojik dnyasnda gizlendiini ngren, bylece bireyci bilincin en u biimleri asndan karakteristik dnce olan "bir insann teki insanlar anlamaya yetenekli olmad" dncesini yanstyor ve bu dnceyi mutlaklatnyor. Yaptlarnda ulusal zellikleri ve toplumsal ilikileri olmayan zgn bir kiilik yaralyor; modernist edebiyat asndan tipik saylabilecek bir kiiliktir bu. Tosuner'in yk kahramanlar znde, onun otobiyografik yksnn "ezilmi insansndan ayrlmyor. Bu, zeletiri iinde boulmu isimsiz gen bir entelekteldir. Ayrca yazarn ykleri zaman kavramndan yoksundur, kahramann ulusal ve sosyal kimlii bile belirsizdir. Eletirmen Naci elik, bu tr yaptlarn uzun yllar sonra Trk edebiyat alannda uzman bir kii tarafndan okunulduklarnda, yazarlarnn Trk m, yoksa uzaydan gelen bir kii mi olduklarn o uzmann bile ayrdedemeyeceini sylerken hakldr.(11) B. Brecht'in 30'lu yllarda G. Lukacs'la tartmas srasnda ifade ettii dnceden yararlanarak unu belirtelim ki Necati Tosuner "insann anlatlmas yerine onun ruhsal tepkilerinin anlatlmasn seerek ve bylece insan ruhsal tepkiler kompleksi iinde eriterek ... gereklikle baa kamamaktadr."(12) Tosuner'in ykleri ounlukla lirik tarzda yazlmtr. "kmazda", "Aabeyi", "Pont Marie stnde" bu tr yaptlardr, "Dm" ad altnda toplanm yklerin ieriini fantastik olgular oluturmaktadr. Yazar, kaosa dm bir insann yalnzln hissettiren rya ve halsinasyonlarn anlatmn yaygn biimde kullanmakta, bunun sonucu olarak, u ya da bu dzeyde nem tayan hi bir olayn yer almad yaptta yaamn tekdzelii egemen olmaktadr. rnein yk kahraman, amasz bir ekilde kenti dolamakta, saatlerce pastanede oturmaktadr, D dnyayla arasndaki her trl iliki ona byk ac vermektedir. Srekli dnmekte, ruhsal durumunu analize almaktadr. Ama tm benmerkezciliine karn, Tosuner'in kahramannn ac ekmesinin nedeni sevilmek istemesidir. Tosuner'in iliki kurmaya kapal ve asosyal yapdaki personaj "insanlarla hibir ortak eyi olmadn" iddia etmektedir ("Aabeyi"). Dnyas son derece botur. Yazarn tm dikkatinin

younlam olduu i yaam yoksuldur, yalnzca doyuma ulamam isteklerin aclarna indirgenmitir. "kmazda" yksnn kahraman geceleyin kentin ssz sokaklarnda dolamaktadr. steklerinin iinde bunalan kahraman, karlkl sevginin kendisi iin olanakl olmadn dnmekte, srekli kafasndaki u soruya yant bulmak iin sonusuz bir aba harcamaktadr: "Yalnzln burgacndan nasl kurtulunabilir?" "Pont Marie stnde" adl yknn kahraman da ruhsal bir bunalm iindedir. Yabanc bir kente den bu kahraman da yalnzl zerine dnmektedir. ("Ben ezilmi bir insanm. Her yerde ve her zaman yalnzm.") Kahramann iinde iki istek savamaktadr: Yaamak ve lmek. O, her ikisinden de ayn lde korkmaktadr. Ama yine de yaama tutkusu stn gelmektedir. ("Yok yapamadm. ldremedim kendimi. Nedenini de bulamadm tam istediim gibi. Bir yeni yenilgi saysak da olur bunu.")(13) Burada da kahramana egemen olan istek sevilme isteidir. Ama bunu kendisi asndan olanaksz gren kahraman, nne gelen kadnla iliki kurarak iindeki ak zlemini bastrmaktadr. ("Kadn dncesi beni otele yneltti."} Saduyunun roln kmseyen ve igdlerin her eyin zerinde olduunu savunan Freudcu anlay en belirgin olarak "Dm" adl ykde ortaya kmaktadr. yk kahraman bilincine varamad bir istekle hareket etmekte, kalabalkta bir eyler aramaktadr. ("Bildiim, bir kalabaln iindeydim ve bir ey aryordum. Ne aradn bilmeden, biraz akncana. Hani aptalca bile saylabilecek biimde bir arayt bu. Ve bir ylgnlkt iimde kmldanan... Bunca insann arasnda, sszlkta yolunu yitirmi biriyim sanki. Yalnz ve ylgn.")(14) yk kahraman, ne aradn anlamas iin insanlarn kendine yardm edeceklerini, onu yalnzlktan ve korkudan kurtaracaklarn ummaktadr; ama kimse kendisine ilgi gstermemektedir. "nsanlara gvenmek hata yapmak demektir" sonucuna varan kahramann gznde insan ynlar, bazen gcrdayan dev bir ekskavatr, bazen de onu paletleri arasnda ezmeye hazr ve yaklamakta olan korkun bir tanktr. Daha sonra ise kahraman bir grnmez adama, bir "Merihii"ye dnmekte, insanlardan intikam almaya almaktadr. Sokak kavgalarnn kmas iin tuzaklar kurmakta, kadnlarn apkalarn drmekte, erkekleri zor durumda brakmaktadr. Yeniden insan grnm kazanan kahraman, grltl bir yoldan sakin bir ara sokaa sapm ve birdenbire kendini bir kmazda bulmutur. Ancak geriye dnmekten korkmaktadr. Orada da evlerin kaplarnn kapandn, kendisinin bir tuzak iinde bulunduunu dnmektedir. Bu durumda geriye yalnzca beklemek kalmaktadr. Anszn buluta benzer bir ey ortaya kmtr. Kahraman, korku duygusunu yenerek ona doru yaklar. Gizli bir kurtarc siyah gzban kaldrmakta, gzlerini amaktadr: Bir televizyon, televizyon ekrannda odalar, odalarda yataklar, yataklarda erkekler ve kadnlar grnmektedir. Kahramann ayaklar kendiliinden geneleve ynelir ve kahraman oradan yatm ve sakinlemi olarak kar. ("Ve dm, zlmese bile gevemiti biraz.")(15) Tosuner'in kahraman kendisini rahat brakmayan "yalnzln burgacndan nasl kurtulunabilir?" sorusuna yant bulmak-ta, yazar ise bylece unu savunmaktadr: nsanlarn tavrlarn ve isteklerini belirleyen temel etken bilinaltdr, denetimsiz bir duygudur, meraktr. Yabanclamay insann doal durumu olarak deerlendiren Tosuner, gncel toplumsal sorunlardan, kiilikle evre arasndaki anlamazl yaratan gerek sosyal nedenlerden, yaam koullarn deitirmenin olanakl olduu dncesinden uzaklamakta ve bylece edebiyat

toplumsal ilevinden koparmaktadr. Otobiyografik ykde yanstlan insann benmerkezciliiyle savama istei, Tosuner'in yaptlarnda ifadesini bulamamaktadr. Tahsin Ycel, Demir zl, Leyla Erbil, Onat Kutlar, Yusuf Atlgan, Vs'at O. Bener, Bilge Karasu, Kamuran ipal, Selim leri ve teki baz yazarlarn yaptlarnda, "bunalm" edebiyatnn dnyay ve insan egzistansiyalist tarzda kavramasyla bal bir baka eilim net biimde ortaya kmaktadr.* Bizce bu eilim birok nedenden dolay daha canl olduunu kantlamtr. Bu nedenler, rnein, Leyla Erbil'in yaptlarnn analizinde grlmektedir. Trk aydnlarnn ilerici grlerini paylaan ve sosyalist fikirleri benimseyen Erbil, balangta "bunalm" edebiyatyla balyd. "Gecede" adn tayan yk kitabnn (1969) modernist izgide olduu pek ok eletirmen ve bu arada Asm Bezirci ve Nedim Grsel tarafndan belirtilmitir. Kitaptaki yklerin ana konusunu yabanclama so-runu oluturuyor. Ama Erbil sorunu Tosuner'den farkl biimde zyor. Kahramanlarn d gereklikten soyut-lamyor, onlarn trajedisini biyolojik nedenlere balamyor. Erbil'in dayanak noktasn, her konuda kendisini ortaya koyan ve insann kar koyamayaca olaylarn isel gc oluturuyor. Bu elikili yaklam Erbil'in ilk dnemleri asndan olduka ilgin bir belirtidir. Ama daha sonradan modernizmden realizme geiinin yasalln aklayan yine kendisi oluyor. (Bu sre, bylesine ak biimde olmasa da egzistansiyalist akmn teki yazarlarnn yaptlarnda da grlyor.) "Gecede" ad altnda toplanan ykler, ya Trk nesrinde unutulmu bir tarz olan epistolar biimde ya da kendini yeni kantlam olan "bilin akm" eklinde yazlm. Erbil'in yklerinde zgn bir iirsellik var: Sfat, metafor, kyaslama bulunmuyor; yani iirselliin, anlatm duygusal olarak renklendiren ve yazarn deerlendirisini do-tayl yoldan yanstmaya yarayan geler yer almyor. So-nuta yazarn ve kahramanlarn gr alarnn tmyle birbirine getii izlenimi oluuyor. Epistolar nitelikteki "ekmece" ve "Tanr" adl yklerde Erbil, anlatm nesnel bir temele dayandrarak, sanatsal metne gerek belgeleri sokuyor (fotokopiler, gazete makaleleri, reklamlar, kartpostallar vb.) veya onlar stilize ediyor. Sanatsal materyalin bu tarzda yaplandrl-mas dnya edebiyatnda bilinen bir yntemdir. zellikle yzylmzn banda bu yntemden ska yararlanlrd. Gnmzde ise sz konusu yntem, Avrupal ustalarn yaptlarnda, deyim yerindeyse, ikinci doumunu yayor. Edebiyat d "grsel" materyal sz konusu yklerden nemli bir ilev tayor ve Erbil'in, insanin kendi yazgsn kendisinin belirleyemeyecei ve tmyle olaylarn gcnn erki altnda bulunduu yolundaki temel dncesini daha arpc biimde sunmasna yaryor. Yazar, anlatm "anm sje" ilkesine gre oluturuyor, "bilin akm" ynteminden yararlanyor, "trajik derecede kaotik bir dnya ve bu dnyada yalnzla mahkum olmu insan" yolundaki anlayn realize ediyor, "Tanr" yks, gmen bir Trkn kars olan Anadolu kyls Zarife Eygck'n birka mektubundan oluuyor. yk, Zarife'nin Bat Almanya'daki Trkiye konsolosuna yazd ve kocasnn aranmas iin "Allah akna" diyerek yalvard mektupla balyor. Para kazanma ve mali durumunu dzeltme hrsna kaplan uayip, be yl nce hemehrileriyle birlikte Bat Almanya'ya gmtr. Giderken de "ocuklar adam olsun diye" ailesini yanna alacana sz

vermitir. Ancak sznde durmad gibi, bir de boanma isteinde olduunu belirten bir mektup gndermitir. Ama Zarife kocasn brakmama konusunda kesin kararldr. Konsolostan mektup alamayan Zarife, kocasn kendi bana aramak iin Bat Almanya'ya gitmitir ve teki mektuplar oradan kzkardeine yazmaktadr. Bir zamanlar gl olan bu kadnn bandan geen ar deneyimler onun enerjisini tketmitir. Ve son drt yln yabanc lkede bir akl hastanesinde, dilini ve dinini bilmeyen yabanc insanlar arasnda geirmitir. ykde olup bitenler gereklikle ayn gibidir. Hastalk srasndaki anlalmaz sayklamalar bile yk kahramannn psikolojik durumunu yanstmaktadr. Dnceleri dzensiz gelimekte, gemi ve imdiki zamanlar birbirine kartrmakta, gereklii para para ele almaktadr. Yaamn kesitleri iinden nemli, nemsiz ve hatt anlamsz olan eylerin geliigzel kaydedilmesi temelinde yaplan bylesi bir seim, kanlmaz olarak Erbil'i gerekliin realist olarak yanstlmasndan uzaklatrmaktadr. Yazarn ilk dnemlerine zg elikinin bu ykde de ortaya kmas rastlant deildir. Bir yanyla Leyla Erbil anlatmn sama, mantksz yapsyla (akl hastanesinin demir parmaklklaryla dnyadan yaltlanm, bilinci bulank-lam bir insann azndan) kaos dnyasnn tablosunu iziyor, byle bir dnyada insann kesin zmszln gsteriyor, okuyucunun bu mahvedici koullar karsnda tek tek kiiliklerin direnmesinin mmkn olmad sonucuna varmasn salyor. Zarife'nin baarszla urayan isyankrlnn, yerini yazgya klece balla brakmasnn nedeni budur. ("...ablacm ne olur beni buradan kurtarn, ben hasta deilim artk, uayip'i aramyacam,... Her gece vatanma ve sizlere duacym")(16) Zarife, zihninin aydnland anlarda ise, "neden kimse beni kurtarmyor?" diye sorarak aknln ifade etmektedir. teki yanyla yazar, kahramann trajedisinin -kocasnn kaybolmas, iki ocuunun lmesi, hastalanmas- sosyal nedenleri olduunu (bu nedenlerden dolay teki kyl aileleri de yazglarnn ac payn almaktadrlar) nesne! biimde gstererek, yabanclamay sosyal bir olgu olarak kabul etmektedir. Zarife'nin pek ok hemehrisi de, tpk uayip gibi geri dnmemitir. ("arpk Haydar, Ebe Rahime, p Hseyin de gelmezler artk" dediler. "Gebez Emineylem Yrn Havvas da gelmez artk" dediler, "gavura orospu oldular" dediler, "dris Hanife, Kr Musa delirdi", "Ciriti Mehmet otomobile inendi".)(17) Erbil'in yklerinde nesnel olarak varolan sosyal sorunlarn arpcl da, "bunalm" edebiyatnn teki yetenekli temsilcilerinin yaptlarnda olduu gibi, er ge realizme gelinmesi gerektiini gstermektedir, Necati Tosuner'le Leyla Erbil'in sanatsal tarzlarnn birbirinden farkl olmasna karn, her iki yazar da yalnzln trajedisini sergilemekte, insann kendisini evreleyen gereklie kar duramayacan gstermektedirler. Ak sylemek gerekirse, yalnzca acmaszl ve g yetmeyen dmanca koullarn basks altnda insann kanlmaz lmn ileyen Leyla Erbil de "gereklikle baa kamamaktadr". Ancak Tosuner'in ve Erbil'in yklerinin analizi, "bunalm" edebiyatnda Freudcu ve egzistansiyalist eilimler arasndaki benzerliin yan sra ayrm da ortaya koymaktadr. Tosuner'in kahramanndan farkl olarak Zarife yaamdan korkmamakta, yalnzln ve ban; bylesi bir derde sokan koullar zmleyememektedir. Bunun sonucunda Zarife'nin durumunun dramatizmi ve ,zmszl daha da arpc biimde hissedilmektedir. ykde sosyal adan koullanm kiilik fikriyle, onun kanlmaz zmszl anlay, birbiriyle

eliki iinde eklektik bir birliktelik gstermektedir. Ayn trden bir i eliki, kitaptaki "Gecede", "l", "Ayna" ve "Hokkabazn ars" gibi yklerde de sergilenmektedir. Bu yklerde sanatsal mektubun Trk nesrine zg netlii yerini daha byk bir biimsel karmakla brakmakta, noktalama iaretlerinden ve cmle bandaki byk harflerden vaz geilmekte, ritmik bir nesir tercih edilmekte veya kutsal kitaba gre bir stilizasyona gidilmektedir. Pek ok yk tmyle, "yeni roman" okulu tarafndan yaratlm "bilin akm" stilinde yazlmtr. Bu stilin biimsel eleri yaptlarda boucu bir g oluturmaktadr. "Gecede" kitabnn eletirmeni Nedim Grsel'e gre, L. Erbil'in ykleri zor okunmaktadr; nk Erbil, Freudcu bir zeminde kurulan "bilin akm"n suistimal etmekte ve onu kullanarak anlatmna pek ok anlalmaz ey katmaktadr. Eletirmenin de hakl olarak belirttii gibi, yklerin kahramanlar saduyudan yoksun ve hareketsiz bir zmszlk iindedir. Onlar fiziksel ve zihinsel olarak zrl, aciz ve yalnzdr. Sayklamakta, piman olmakta, szlanmakta, lanet okumakta, ama hibir ey yapamamaktadrlar.(18) "Hokkabazn ars" yks, harcanm bir insann Allaha kar tehditkr bir laneti olarak kabul edilebilir. ykde sosyal nitelikte bir alt metnin bulunduu aka hissedilmektedir; yazar, gezgin bir aktrn ailesinin ar koullarn gstermeye almaktadr. Kitaba adn veren "Gecede" yksnde gen ve yalnz bir kadnn yaamndan blmler aktarlyor. Kadn bir pastanede oturup uzaktan eski klarna bakarak gemiini anmsamakta, duygularndan utanmamakta, daha iyi- ve daha ahlkl grnme abas harcamamaktadr. Onun mahrem konularda yapt aklamalar, sahte burjuva temizliinebekaretine kar bir protesto, "temiz" burjuva ahlknn iyzn aa vurma olarak alglanmaktadr. Bu yk, "l" adn tayan ve ayn ekilde burjuva ahlkna kar protestoyu ieren bir baka ykyle iie geiyor. "l"nn kahraman yeni vefat etmi yal ve zengin kocasnn ardndan alayan, ama aklnda matem anyla badamayan taklar, kokular ve sa biimleri gibi eyler olan gen ve gzel bir kadndr. Kadn viski imektedir ve iki etkisini gsterdike monolog trndeki anlatm dzensiz bir itirafa dnmekte, yava yava onun mutsuz aile tablosunu gndeme getirmektedir: Acmasz ve ahlksz koca, mesleki kariyer ak uruna karsnn gnl servenlerine gz yummakta, kars ise uzun yllardan beri ona ihanet etmektedir. Bylece ahlkl d grnmlerinin altnda gizli kalm olan ahlksz aile ilikileri ortaya konmaktadr. Burada da yknn hem sanatsal anlay, hem de biimi, yazarn sosyal fikriyle elikiye dmektedir. Askeri erkandan yal ve dul bir kadnn monologu biiminde yazlm olan "Ayna" adl ykde sorun daha arpc nitelik kazanmtr. Byklk ve izlenme kompleksleri iindeki dul kadn, son yllarn ocuklaryla anlamazlk iinde, toplumdan yaltlanm olarak ve gittike uzaklamakta olan genliine duyduu zlemle yaamaktadr. ocuklar, anababalarnn kendilerini mutlu hissettikleri yaam tarzna kar kmaktadr. Yazar ayn zamanda, 6O'l yllarda Trkiye renci genliini etkileyen an-ti-emperyalist eilimi de yanstmaya almaktadr. rnein, yk kahramannn olu bir genlik hareketine katlm, ardndan da "bir-iki Amerikal ldrmek" amacyla bir baka ktaya doru yola koyulmutur. Olan bitene hi akl erdiremeyen anne yle demektedir: "Gerillaya ka-tlcam dedi, kimmi o gerilla, Allah kahretsin onu, seni benden alyor dedim, hep o Krt arkada yznden, dk bykl kara kll olan var ya..."(19)

"Gecede", "l" ve "Ayna" yklerinin kahramanlar eitli burjuva evrelerden gelmektedir. ykye, kii-lerin zel yaamlaryla ilgili bulank ve hatt bazen sayklama trnden anlar dahil eden yazar, bylelikle genel olarak bir snfn ahlki temellerini eletirmektedir. Nedim Grsel, Leyla Erbil'in aknlk iinde bulunan ve k sreci yaayan burjuvaziyi yanstrken, ne yaplmas gerektiini belirtmediini, bundan dolay kendini skm hissettiini, burjuva snfnn eylem yeteneini kaybettiini iddia ettiini belirtmektedir.(20) "ekmece" adl ykde yazarn dikkati tekrar halktan bir kiiye, yal bir denizci olan Dursun Kaymak'a ynelmitir. Yaptn ad semboliktir. yk kahraman asndan, uzun ta duvarlarla evrelenmi ve kendine ait bir kulbe, yaamn zorluklarndan kaabilecei sakin bir ekmece gibidir. Byle bir kulbe kurabilmek uruna krk yl denizlere alm, denizcilik mesleinin glklerini direngenlikle karlamtr. Dursun Kaymak'n d dnyayla tm ilikilerini kesecek uzun duvarl sakin bir ekmeceyi dlemesi, yazar asndan, yaam denizinde kiiliin yalnz kalmasnn semboldr. Bu ykde, modernist anlayn yan sra, gerekliin realist tarzda yorumlannn da yer almas ilgintir. Realist yaklam, yapta yakc ve net izgiler tayan sosyal bir dorultu kazandrmaktadr. Bu dorultu ise Trk modernizminin tek tip tanmlamalara uymayacak cinsten olduu, en azndan, byk sanatlarn yaptlarnda sk sk "saf" halde bulunmad grn pekitirmektedir. Deniz hiyerarisinin alt basamaklarndan ykselen, basit bir ateilikten lostromolua gelen kahraman;n iinde bulunduu tekne, d dnyann sosyal bir modeli haline gelmektedir. uras da nemlidir ki, konunun ak iinde realist yaam anlay sjenin geliimini giderek kendine bal klmakta, yal denizcinin trajik sonunu belirlemektedir. Erbil'in sanatsal evrimini anlamak iin bu nokta byk nem tamaktadr. "ekmece" yksnn ieriini, Dursun Kaymak'n, 1941, 1957 ve 1959 yllarnda eitli limanlardan karsna yazd mektup oluturmaktadr. Kahraman yalnzca mstakbel kulbesiyle ilgili dncelerle doludur, onun urunda karsnn tm isteklerini geri evirmektedir: "Manto yapaym deme, stndekiler yeter sana. Yoksa bahe duvarlar iin deil de, senin manton iin mi bu usuz . bucaksz denizlerde tketiyorum gnlerimi?"(21) Kendi kendine ise yle demektedir: "Bense tm geleceimi ve imdimi bir kulbe sahibi olabilmemiz iin ve seninle elele, gzgze ve babaa gelecek gnlerimizi o kulbenin geni bahesinde oyalanarak geirebilmemiz iin, ellerin rk tekneleri iinde tanrnn azgn boa ylanlarndan beter dalgalaryla her an peneleerek ve bouarak geirmekteyim."(22) Sanki, Erbil'in stn sanatlk yetenei, onu kendiliinden yaamn gereklerini yanstmaya itmektedir. yk, denizcilerin zor koullarn, hakszlklar yanstan eitli durumlar ve ayrntlar iermektedir. nsann kendi yazgsn belirleyemedii kaos dnyasna ilikin modernist model, gerekliin realist anlayyla rekabete girememektedir. Egzistansiyalist anlay izlemeye, olaylarn kar konmaz gcnn her yerde egemen olduu dnyada insann yazgsnn nceden belirlenmi olduunu gstermeye alan Erbil, daha nce de belirttiimiz gibi, yksnde pek ok edebiyat d materyal kullanmaktadr. rnein, kahramann kulbe iin son taksidi yatrdn ve geriye yalnzca bankaya gidip kulbenin tapusunu almann kaldn bildiren mektubunun altna yazar, belediyenin, Dursun Kaymak'n inaatnn gn sonra yklacan gsteren belgesinin fotokopisini "yaptryor" {kahramann bundan hibir zaman haberi olmayacaktr). Bylece inandrclk izlenimi yaratan yazar, yalnzca inaatn kesin adresini vermekle kalmyor, ayn zamanda belediyenin mhrl belgesinin bir fotokopisine de yer veriyor. Ayrca Erbil'in bu belgeyi kahramann imzasyla notu arasna

yerletirmesi de rastlant deildir. Grsel bir genin bile, insann tm amalarn bozan, onun geleceine egemen olan olaylarn, kiilerin yazgsnda belirleyici rol olduu dncesini yanstmas gerekiyor. Kahramann artk kulbenin evresindeki duvarlar rme aamasnda olduu ve nc mektubundan anlaldna gre, "...bu son seferimdir, artk top atsan kmam denize"(23) diyerek son seferine gittii yknn finalinde bir gazete stununun fotokopisinde yle bir haber okunuyor: "Krk kii bouldu". lenlerin listesinde Dursun Kaymak'n ismi de bulunuyor. "ekmece" adl yk bu "belge" ile sona eriyor. Bylece, insana son derece dman nitelikte ve dzensizliklerle dolu dnyadaki temel g olan kendiliinden olaylar/kahramann yazgsnda iki kez ykc rol oynamtr. Ancak yknn sanatsal anlay, okuyucuyu, kahramann hayallerinin yklmasndaki ve lmndeki nedenin, burjuva toplumunun doasnda gizlenmekte olduu sonucuna gtrmektedir. Yazarn amacnn farkl olmasna karn, bunu yalnzca okuyucu deil, yk kahraman da anlamaktadr. Dursun Kaymak, kendi ac deneyimi temelinde bu toplumda her eyi parann belirlediini kavryor. rnein, bir yerde yle dnyor: "Ateilikten baladm, cieri be para etmez stlerimin gzne gire gire lostromolua dek ykseldim... senin el gzlerini grmeden ve nohut ve kuru fasulye ve kuru zm hoaf ve binde bir prasa yiyerek gemi olan gnlerimi toplasan on kara ve buruuk yl eder... Ne tuhaf bir cihan felsefesidir ki biz ii takmna her nesne; yemek, iki, giyecek maddeleri, s ve yatacak barnacak olsun ya da elence her vakit ok grlr ve insanlmz unutmamz istenir bizlerden, ama biz hep, hep deil de arada bir kendi kendimizi insan yerine koyarz."(24) ykde, gerek tekne sahiplerinin, gerekse de kaptann denizcilere kar insanlk d tavrlarnn ayrntlar giderek daha geni yanstlmaktadr: "Gemide dn isyan kt... Anlatnca ikinci kaptan giderek nasl iki yldr un orbas, fasulye, nohuttan baka yemek yz grmediklerini, uursuz alak dar kt ve anlatlar... 15 gndr trevasada batmamza ramak kald. u kahpe tekne nasl oldu da dayand bu frtnaya atm... olur da batardk, kk yok ya bu bokun."(25) Sonuta, egzistansiyalist anlaya karn, yknn son blm, anlamsz bir olayn belirleyiciliine gre deil, olaylarn geliiminin mantna uygun ve sosyal nedenler belirlenmi olarak karmza kmaktadr. Kr peinde koan mal sahibi oktan kullanlamaz hale gelmi ve gl bir frtnaya kar koyamayacak teknesini kullanmaya devam etmekte, mektuptan da belli olduu gibi, kahraman bu durumu anlamaktadr. Ama frtna kmasayd bile, Dursun Kaymak lmden kurtulamazd. Onun lm, yazar tarafndan sosyal bir trajedi olarak yorumlanmaktadr. Aslnda bu trajedi, kahramann ve olaylarn seiminde, konunun geliiminde yatmaktadr. rnein, yeni kaptan greve baladnda, Dursun Kaymak'la aralarnda srtme kmtr. Kahraman mektuplarndan birinde olay yle anlatmaktadr: "Geende bu yeni gelen svariyle attk: Orospu ocuu bana 'beenmezsen kar gidersin' dedi. Keraneci zabita-nn kumanyasndan da almaya balad, zaten teki de alyordu ama yetmemi olacak patrona ki onu ald, bu daha hrszn gnderdi, pezevenk gelir gelmez haftada bir verilen meyvay ayda bire indirdi. Gaz sancsndan gebe-riyor millet, ben de ikinci kaptanla haber gnderdim neden bu hafta elma yok diye, 'beenmezsen karsn' diyor bana, ben ki krk ylm bu hrszlar zengin etmekte harcadm senin yznden, imdiyse ya altm ve k git diyor bana."(26) Bu mektupta da grld gibi, yk kahraman yazgsnn sosyal koullarca belirlendiini anlamaktadr. Bu, kesinlikle modernist edebiyatn yalnzlktan korkan, tepkici kiilii deildir. Kahraman ruhsal adan aktif olduu gibi, yaamda da birok eyi defalarca protesto

etmektedir. rnein, lostromola terfi ettiinde, ynetim kadrosuna girdiini, artk yemeinin farkl olduunu, haftada bir kez taze meyve ve sebze yediini belirtmektedir. Dursun, grevi asndan teknenin ana tayfasnn dndadr. yleyse yal haliyle iini de yitirme tehlikesini gze alarak denizcileri desteklemeye, onlarn karlarn savunmaya onu iten nedir? Vicdan m? Dostluk borcu mu? Kiiliin iletiime kapal olduu yolundaki egzistansiyalist gr izleyen Erbil bu soruya ak yant getirmemektedir. Ama ayn zamanda kendi amacnn deiik olmasna karn, realist bir tip ortaya koymaktadr. Yaratt kahraman sosyal olarak aktiftir, d dnyayla arasnda onlarca ba vardr. Onun d dnyayla arasna bir duvar rme hayali, bile, yaamsal olarak hakl grlecek bir istekle baldr. Bu istek tm mektuplarda kendini gsteren inat bir fikre dnmektedir. ("... ama komaz tanr yanna komaz, bu hakszlklar drzlerin, teki dnyada iki elim onbir parmam yakasndadr onlarn.")(27) "ekmece" adl yk, ne Leyla Erbil'in sanatnda, ne de genel olarak "bunalm" edebiyatnda bir istisna deildir. "Bunalm" edebiyatnn temsilcilerinin kaydettikleri sanatsal aama unu gstermektedir ki, modernizmden realizme gei, uyumlu ve organik bir sre iinde olmamtr. Bu gei, eski sbjektif idealist anlaylarla estetik ilkelerin zgn bir patlama yapmasyla gereklemitir. Baka trl de olamazd; nk bu gei, ilkesel ola-rak farkl bir baka dnya anlayyla belirlenen yeni bir nitelie doru sramayd. "Bunalm" edebiyatyla balarn koparan yazarlar, anlatmlarn iirselletiren baz geleri korudular ve onlar yeni biimlerle, deiik ilevlerle kullanarak, yeni fi-kirsel-estetik ieriklerini ifade etme abasna giritiler. 20. yzyln pek ok nde gelen sanatsnn uzun bir yoldan geerek realizme geldikleri bilinmektedir. nceleri bu, uzun yllar sryordu. Ama yazarlarn btn bir kuann bylesine kararl biimde sanatsal ynelimlerini deitirdikleri grlmemiti. Ancak 60'l yllarn sonuyla 70'li yllarn banda Trk edebiyatnda izlenen olgu budur. Avrupa edebiyatlarnda da byle bir olgu ortaya km, 70'li yllarn sonunda sre snmlenmitir. "Bunalm" edebiyatn Batl ada modernizmle karlatrmak gerekirse, ie nce ayrlklarn znden balamak gerekiyor. "Bunalm" edebiyat yazarlarnn yaptlarnn kk burjuva Trk aydnlarnn ideolojik izgilerini tad tartmaszdr. Ancak sradan emekilerin yazglarnn incelenmesi ("ekmece", "Tanr", "Hokkabazn ars"), antiemperyalist eilimin yanstlmas ("Ayna"), iki tr dnya ve insan anlaynn birbirine kout olarak gelitirilmesi - modernist ve realist anlaylar - "bunalm" edebiyatn Batl modernist edebiyattan nemli lde ayrmaktadr. "Bunalm" edebiyatnn her ne kadar modernizmle ba olsa da, tmyle onun kanalna akmadn gsteren de bu ayrmlardr. Ulusal tarihin koullarna bal olarak yaamn ortaya kard "bunalm" edebiyat kendine zg niteliklere sahiptir. Onun edebiyat srecindeki rol bal bana zgn bir roldr. Bat modernizminden farkl olarak, "bunalm" edebiyat, akmn yaratclar ne denli aktif olursa olsun, hibir zaman temel, belirleyici rol oynamam; realist edebiyat geride brakmay, onun yerine gemeyi baaramamtr. "Bunalm" edebiyat realizmin gelime dinamiine etki edememitir. Realizm hibir kayp vermeden ona kar koyabilmi, dahas bu kar koyu iinde konumlarn glendirmi ve genel olarak Trk edebiyatnn fikirsel-estetik olanaklarn artrmtr. Tahir Alangu gibi baz uzmanlarn tm iddialarna karn, "bunalm" edebiyat, edebiyatn zgeliiminin doal bir sonucu deildir; yani ulusal sanat bilincinin iinde her zaman iin

varolmu zelliklerin serpilip gelimesi deildir. Bu akm, Batl modernist anlaylarn dolaysz etkisi altnda ve burjuva kltrnde ortaya kan kriz ortam iin-de domutur. Modernist edebiyatn genel yasallklar, kukusuz bu akmda da bulunmaktadr. Bu yasallklarn deiik boyutlarda ortaya kt inancn tayoruz. rnein felsefi boyutta, insan geri plana itme, dnceyi perspek-tifsiz, akl gsz, nesnel dnyay ise bilinemez gsterme amacn tamaktadr. Toplumsal-ahlksal boyutta, en u bireysellii ve ahlaksal keyfiyeti propaganda etmektedir. Estetik boyutta ise, olumlu idealin bulunmamasna, realist sanatla balarn koparlmasna ve ulusal sanat geleneklerinden uzaklalmasna dayanmaktadr. Trkiye'deki ve Bat'daki modernist edebiyat akmlarnn temsilcilerinin dnya grleri, en genel biimiyle felsefi karamsarlk olarak saptanabilir. Modernizmin eitli okullar arasnda nasl ayrmlar olursa olsun, karamsar felsefenin znde yatan, insann saygnln yitirmesinin, onun gszln yanstmaktr. Avrupa modernizminin saygn liderlerinden biri olan S. Beckett'in zerinde "alt" malzemenin "gszlk ve bilgisizlik" olduunu sylemesi rastlant deildir., Ancak aratrmaclar asndan daha nemli olan, "bunalm" edebiyatnn zgn niteliklerini ortaya karmaktr. nk gerekliin realist tarzda elde edilmesi ve yanstlmas ile modernizmin dnya ve insan anlaynn yerini realist anlaya brakmasnn olanaklarn yazarlarn nne seren bu zgn niteliklerdir. Aktr ki, "bunalm" edebiyatn modernist tipte bir edebiyat olarak, modernizmin tipolojik bir varyant olarak deerlendirmek daha doru olacaktr. Ama burada sz konusu olan akrabalk balar deil, yalnzca olgular arasndaki benzerliklerdir.

Trkesi: Hakan AKSAY


NOTLAR (1) L. Alkayeva. Trk Romannn Tarihinden. 20. yzyln 20'li-50'li yllar. (Rusa.) Moskova, "Nauka" yay., 1975. L. Alkayeva, A. Babayev. Trk Edebiyat. zet. (Rusa.) Moskova, "Nauka" yay., 1967. (2) smail Habib. Tanzimattan Beri Edebiyat Tarihi. stanbul, 1942, s. 406. (3) Ahmet Kabakl. 1940'tan gnmze kadar, In: Trk Edebiyat. 5. basm., c. 3, stanbul. Trk Edebiyat Yaynlar, 1983. (4) Tahir Alangu. Cumhuriyetten Sonra Hikaye ve Roman Antolojisi. C. 3 (1940-1950). stanbul, Asaf Etkin Yaynlar, 1965. (5) A. Sagadayev. Abu ar Raid Badavi ve Arap lkelerinde Egzistansiyalizm. In: Dou lkelerinde ada felsefi ve sosyolojik dnce. (Rusa.) Moskova, "Nauka" yay., 1965, s. 87-108. (6) Plaskowicka-Rumkiewich S., Borjeska M., Labecka-Kocher M. Historia literatury tureckiy. Zaglad narodoviWroclaw, 1971. (7) H. Redeker. fade ve Eylem. Sanatta Realizmin Diyalektii. (Rusa.) Moskova, "Progress" yay., 1971. (8) Necati Tosuner. kmazda. stanbul. Yeditepe yay., 1965, s. 12. (9) A. g. y. s. 33 (10) A.g.y, s. 49. (11) Bkz. Naci elik. Yeni Hikayemiz. Soyut. stanbul, 1968, No. 18, s. 16. (12) B. Brecht. Edebiyat zerine. (Rusa.) Moskova, "Hudojestvennaya Literatura" yay., 1977, s. 179. (13) Necati Tosuner. kmazda, s. 56. (14) A.g.y. s. 73-74. (15) A.g.y. s. 81. (*) Trk nazmnda 50'Ii yllarn ortalarnda ve 60'l yllarda "kinci Yeni" ad altnda ortaya kan baz airlerin sanat da egzistansiyalist felsefi-etik anlaylara dayanmaktadr. Yabanclama ve yaamn samal konusu bu akmn temsilcileri arasnda, rnein bunlarn iinde nemli yeri olan Edip Cansever'in (do. 1928) iirlerinde

neredeyse en temel yeri kaplamaktadr. (16) Leyla Erbil. Gecede. stanbul, Asya Matbaas, 1968, S. 11. (17) A.g.y. s. 9. (18) Bkz. Nedim Grsel. Leyla Erbil. Gecede. Yeni Dergi, stanbul, 1969, No. 57, s. 625. (19) Leyla Erbil. Gecede, s. 20. (20) Nedim Grsel. Leyla Erbil. Gecede. Yeni Dergi, stanbul, 1969, No: 57, s. 627. (21) Leyla Erbil. Gecede, s. 29-30. (22) A.g.y. s. 26. (23) A.g.y. s. 33. (24) A.g.y. s. 26-27. (25) A.g.y. s. 30-32. (26) A.g.y. s. 33. (27) A.g.y. s. 34.

TRK EDEBYATI ZERNE / Svetlana Uturgauri, Cem Yaynevi, 1989

ROMAN
Octavio Paz Modern an -gzlerimizin nnde son nefesini vermekte olan u an- ayrc niteliinin dnyay insann zerine bina etmek, bilinci, evrenin yapsnn zerinde durduu kaya ve har klmak olduu sk sk sylendi. Hi kukusuz ada felsefe bu dnceyi tmyle benimsemiyor. Ama en aykrs olduuna inanabileceimiz dnce bile, bilinte, tarihin nihai ve en yce fethini grmektedir. Marks'n dnyay bilin zerine oturtmad doruysa da, o yine de tarihi, uzun bir yolculuk, bittii noktada dkn insann en sonunda kendine, yani kendi bilincine egemen olmay baaraca bir uzun yry haline getirir. O zaman artk, bilin retimin yasalaryla belirlenmi olmayacak ve Engels'in nl formlyle sylersek, "zgrln zorunluluu" adm atlm olacaktr. Tarihi ilikileri insan ynettiinde, toplumsal varolu da, onlarn ykn ekecek yerde, bilinli ynlendirilecektir, yoksa, bugn grld gibi, bunun tersi yaanmayacaktr. En nesnel ve en zorlu bilimlerin, herhangi bir engelle karlamakszn, bylesi bir dnce evresinde gelimi olmasndan hayranlk duyulabilir. Ancak bunun nedeni,modern alar biliminin, antik Yunan kavrayndan farkl olarak, doann safiyane bir yorumu -yani, doal dnyann nasl grmekteysek ylecene yorumlan- olmaktan ok, bir takm olgularn dorulanmasna imkn veren nesnel koullarn yaratlmas oluudur. Yunanllar iin Doa, en bata grlebilir bir gereklikti: o, gzlerimizin grd eydi; bizim iinse bir tepkiler ve glendiriciler dm, bir grnmez ilikiler adr. Modern bilim, gereklik parsellerini seer ve her eyden ayrr, ancak gzlem iin bir takm uygun koullar yaratt zaman deneylerine kalkr. Bilim, bir bakma, zerinde ilem yapt gerei kefetmektedir. Marks'n, tarihi evrimin tamamlanmasnda insan trne verdii nihai misyon -bilincin zerklii ve varoluu yaratmada ve deitirmede sahip olduu, neredeyse yaradansal imkngerein belirli kesimlerinde, daha imdiden modern insan tarafndan gerekletirilmitir. Modern bilimsel dnceye gre, nesnel gerek, ayn zamanda da bilincin bir grnts ve rnlerinin en mkemmelidir. ster bilinci evrenin temeli yapsn, isterse d dnyann, daha nce bir bilin verisine indirgenmeden etkilenmeyeceini ne srsn, ya da tarihi, bilinci belirleyen ve onu sakatlayan eyden aama aama kurtulu olarak grsn, modern insan, evrenin ve kendi kendisinin karsnda, gemitekinden tmyle farkl bir konuma sahiptir. Kopernikus

devrimi, onun, evrenin merkezi de, yaradln hakimi de olmadn gsterdi. Onu, hal edilmi ve yetim, ama kendine dnyevi bir ikamet salayabilecek gte brakt. Bu tavrn ilk sonucu, bilindii gibi, hayatn dorulanmas ve tarihin temeli olan kavramlarn yitirilmesiydi. Sadeletirdiimizde, kutsal, tanrsal ya da akn szckleriyle ifade ettiimiz, o karmak inan sistemlerini sylemek istiyorum. Bu deiiklik yalnzca dnceler -her ne kadar cisimsiz veya saf dncelerden sz edilemezse de- alannda ortaya kmad, ama, daha az belirli ve ok daha fazla etkili beyinsel inanlar blgesinde de oldu. Tarihi, hatta devrimci bir deiiklikti bu, zira bir deerler dnyasnn bir bakas yerine ikamesi anlamna geliyordu. Her devrim, kaybolmu kutsallklar ikameye ynelik, gvenilir ve sarslmaz ilkeler zerinde yeni bir dzen kurmay zler. Devrim, ayn anda imanszlk ve kutsamadr. Devrimci hareket bir imanszlktr, nk eski sembolleri ykar; ama bu yozlua, hep, o gne dein kutsal d gibi kabul edilmi olann kutsanmas elik eder: devrim kfr' kutsar. Byk reformcular, birer kfr ehli olarak grlrler, nk kutsal gizleri, birer boluk veya tamamlanmam hakikatler olmakla sulayp, kirletmektedirler. Ve, ayn anda da, o gne kadar bilinmeyen ya da imana aykr diye kabul edilen hakikatleri kutsallatrrlar. Buda, kastlar reddeder ve Upaniad'larn metafiziinin aldatc olduunu duyurur: ben yoktur ve atman da, aynalarn hayal krc bir oyunudur; sa, Judaizmle iplerini koparr ve btn insanlara kurtuluu nerir; Lao-tse, Konfys erdemlerle elenip onlar mahkm ederken, dmanlarnn gnah diye gsterdikleri eyi ulular. Her devrim, kendisi de yeniden kutsal ilkeye dnen bir kfr'n kutsanmasdr. ada devrim tarihte benzeri grlmemi bir zellik tayor: zerinde temellendii ilkeleri kutsamadaki gszl. Gerekten de, Rnesans'tan ve zellikle de adaln utkusunu anlatp duran Fransz htilali'nden beri, tarihin can veren nefesi dokunduu anda unufak oluveren harici mitoslar ve dinler birbirini izliyor. nsanln ya da bilimin dininin urad yenilgileri anmsatmak m gerekir? Ve kfr', yeni ilkelerin kutsan izleyemedii iin, bir boluk olutu bilinte. Bu boluun ad, laik dncedir. Laik dnce ya da tarafszlk. Zira, "tanrlarn ld yerde, ucubeler doar". Bizim ucubelerimiz soyut ve acmasz. Vatan bir topluluk, bir toprak, somut ve elle tutulur bir btn olmaktan kt, tm beeri deerlerin kurban edildii bir fikir haline geldi: ulus. Eski -zalim veya adil, ama her zaman iin ldrlmesi serbest- efendinin yerine, bir fikir gibi lmsz, bir makine gibi amaz, her ikisi gibi kimliksiz ve de hibir ey onu eip bkemedii, yok edemedii iin de, ne yalvarmalarn, ne iddetin eriebildii Devlet geti. Koutunda, teknie tapnma ruhlar sarmakta ve eski, byl inanlarn yerini almakta. Ne ki by, iki ynl bir ilkeye dayanr: evren, ritmin komuta ettii hareket halindeki bir btndr; ve insan, bu btnle, yaayan bir iliki iindedir. Her ey deiir, nk her ey birbiriyle iletiim halindedir. Deiim, insann da terimlerinden bir tanesi olduu, o engin yaamsal topluluun ifadesidir. Eer benzerliklerin kaplarn aan doru szc biliyorsak, kendi kendimizi dntrebiliriz, ta ya da yldz olabiliriz. Byl insan evrenle dzenli bir iletiim halindedir, onda kendisini tand ve onun zerinde etkili olabildii bir btnn parasdr. Modern insan, tpk atasnn byl formllerden yararland gibi, teknikten yararlanyor, ama buna karn teknik, hibir kapy amyor ona. Tersine, doayla ve trdeleriyle her trden temas imknn da kapatyor: doa, niteliklerin ortadan ekilerek saf niceliklere dnt, karmak bir nedensellik ilikileri sistemi haline geliyor; ve insann trdeleri de kii olmaktan kyor, aletlere, aralara dnyorlar. nsann doayla ve bakasyla olan ba, znde onu otomobiline, telefonuna ya da yaz makinesine balayandan farkl deil. Nihayet, en kabasndan saflk da -bunu siyasal mitoslarda grmekteyiz- pozitif akln teki yzdr. Hi kimsenin inanc yok, ama hayalleri var. Gnn birinde hayaller uup gidiyor ve ortada yalnzca boluk kalyor: nihilizm ve bayalk. Laik ya da burjuva dncenin tarihine, Balzac'n romannn ad verilebilir: Yitirilmi Hayaller.

Burjuva devrimi nce insan haklarn ilan etti, sonra da onlar, zel mlkiyet ve zel giriim adna, ayaklar altna ald; zgrl kutsal ve aziz ilan etti ve onu parann oyunlarna teslim etti; halklarn egemenliini ve insanlarn eitliini ne srd, sonra gezegeni fethetti, eski imparatorluklar esaret iinde eritti, Asya'da, Afrika'da ve Amerika'da smrge rejiminin dehetlerini yerletirdi. Burjuva ideallerinin nihai kaderi istisnai deildir. mparatorluklar ve kiliseler, memurlarn ve adamlarn, eski devrimcilerle onlarn ocuklar arasndan deviriyorlar. Bylece gerek sorun, ilkelerin mukadder yozlamasnda deil, bunlarn bir snf veya bir grup yararna zoralmnda da deil, ama asl bu ilkelerin doasnda yatyor. Eer insan z itibaryla deiimse, asla ulaamadan hep kendine geli olan varlksa ve ancak lmek iin dnmne son veriyorsa, nasl dnyann temeli olabilirdi? Her devrimci hareketin kendi iinde tad elikiden nasl kurtulmal? Belki de bunun stesinden, yalnzca bir tek devrim, btn devrimlerin kaynandaki ilkeye dayanacak bir devrim gelebilir: deiiklik. Yalnzca "devrimin devrimini" gerekletirmek zere kendi kendine dnebilecek bir hareket, Sezarvari iddetin veya burjuva aldatmacalarnn iine doru, o kanlmaz d nleyebilir. Byle bir devrim, ite, eletirel akln ruhban ortodoksluuna, devrim annn kutsal tarihe, yneticinin despota ve lm kahramann da ilahlatrlm mumyaya dntrlmesini imkanszlatrd. ada devrimi ondan ncekilerden farkl klan ey, balangtaki ideallerin yozlamasndan ya da kurtarc ilkelerin yeni bask aralarna dnerek soysuzlamasndan ok, insan toplumun temeli olmaya hasretmedeki gszlktr. Ve bu gszlk de eski gleri devirmek iin kullanlan aralarn karakterinden kaynaklanmaktadr: eletirel akl, aklc kuku. Aklc eletiri, her zaman kiisel ve toplumsal planda, bir zgrleme arac oldu. Buda, kendisini gelenein eletirisi olarak sunar ve dinleyicilerinden, sylediklerini daha nce deneyin mihengine vurmadan kabullenmemelerini ister. Budacln -en azndan ilk ekliylednyann temellerini aklamaya kalkmad, ama bize bir k yolu nerdii dorudur. Guathama'nn birtakm sorular karsndaki suskunluu bundandr: "Dinsel hayat, evrenin edebilii dogmasna da, onun yokolabilir karakterine de bal deildir... Bu alandaki dncemiz ne olursa olsun, gerek udur ki douyoruz, lyoruz, yalanyoruz ve sefalet, ac ve umutsuzluk ekiyoruz". Doktrin, bu belalarn ortadan kaldrlmasn hedefler ve eletirinin de ak seik bir ilevi vardr: insan aydnlatmak, onu ben'in aldatclndan ve buradan kalkarak da, arzudan kurtarmak. ada dnce, bunun tam tersine, eletirel aklda kendi dayanan gryor. Dinin yarattklarna karlk olarak, akln yaplarn karyor; onun cennetleri zamann dnda, teki hayatta veya zamansal ak yadsyan o nurlanma annda deil, ama zamann ta iinde, tarihsel sralann iinde: bunlar toplumsal topyalar. Mitos tarihin dnda yer alrken, topya hemen burackta, aramzdan ve nceden belli bir zamanda, yani gelecekte, gerekleecek bir vaattir. Ama topyalar, aklc akln rnleri olarak, aklc eletiriye de aktrlar. Kendi kendini aklc olarak tanmlayan -ya da yle olmaya ynelenbir toplum, olsa olsa eletireldir, yerinde duramazdr, zira akl, her eyden nce eletiri ve snamadr. Bu yzden ilkelerle -her toplumda bulunan- gerek arasndaki uzaklk, bizde gerek bir elikiye dnyor. Ve bu, stesinden gelinemeyecek bir eliki. Liberal Devlet, snama zgrl ve eletirel akln kullanlmasna dayanr; bu ilkeleri yadsmak, onun tarihsel meruluunu ve de bizzat varln yadsmak olurdu. Bunlardan bakaca onu dorulayan hibir ey yoktur. Ve buna ramen, Devlet ve ynetici snf, o snayc akl ne zaman toplumsal dzeni sarsacak olsa, kuvvet kullanmakta duraksamazlar. O zaman szckler de anlamlarn deitiriyor, iki trl anlalr hale geliyorlar: bask, sorgulama zgrl adna yrtlmektedir. Eski toplumlarda iktidarn kullanlmas hibir ikiyzll gerektirmiyordu; zira bu iktidarn temelleri tartlmyordu; oysa modern iktidarn temelleri, zellikle tartlr olma imknnda yatyor. Burjuva vicdann kurcalayan ikiyzlln ve gayr meruluk duygusunun kkeni budur ite... Burjuvann toplumu ynetmek zere takt rtbeler de pek

ak deildir; bir elabukluunun, bir gz boyamaclnn rndr bunlar. Monariyi ve soyluluu tahtndan alaa ederken kulland eletiri, bugn ona, onlarn yerini igal etme imknn vermekte. O bir frsatdr. Asla kabuk balayamayan gizli bir yara gibi, modern toplum da kendi iinde, onu yadsyan ve kendi kendini yok saymakszn ve imha etmeksizin yok saymas mmkn olmayan bir ilke tayor. Eletiri, onun ayn zamanda hem gdas, hem asdr. Bu denemenin balarnda, iirin en birincil ilevinin, ki buna tarihsel ilevi ad verilebilir, kutsallatrma ya da kiisel veya ortak bir annn arketipe dntrlmesi olduunu gstermeye almtm. Bu anlamda, halklar ortaya karan, sahiden de iirsel kelamdr. Destansz bir toplum olabilemez, nk onda kendisini grecei, tanyaca, bulaca kahramansz toplum olmaz. Jacob Burckhardt, modern toplumun destannn roman olduunu fark eden ilk kiilerden biriydi. Ne ki bu nermeyle kald, itiraf ve otobiyografiden felsefi denemeye kadar uzanan, en eitli ifade biimlerine ak, atall bir trn, destan olarak tanmlanmasndaki elikiyi aklamad. Romann zellii, en bata dilinden kaynaklanr. Nesir midir bu dil? Destanlar dnlecek olursa, elbette yledir. Ama roman, dzyaznn klasik trleriyle -deneme, sylev, bilimsel makale, mektup ya da tarihsel anlat- kyasland anda, ayn yasalara boyun emedii fark edilir. Nazm ve nesire ayrlm blmde, nesir yazarnn, ritmin batan karclna kar savatn saptamtm. Nesir yazarnn yapt, dilin ritmik doasna kar srekli bir tepkime iindedir. Felsefeci dnceleri aklc bir dzene gre sralar; tarihi olaylar ayn dz katlkla anlatr. Romanc ne kantlar, ne de anlatr: bir dnyay yeniden yaratr. Bir olay aktard doruysa da -ve o burada tarihiye benzer-, nesnesi anlatmak deil, ama bir an, ya da bir dizi anlar yeni batan yaamak, bir dnyay yeni batan yaratmaktr. Dilin ritmik glerine ve imgenin dntrc erdemlerine bunun iin bavurur. Yapt, btnyle bir imgedir. Bylece, bir yandan dler ve iirsel i grr; dier yandan, meknlar, olgular ve ruhlar betimler. Onun alan, iirinkine ve tarihinkine, imgenin ve corafyannkine, mitosun ve psikolojininkine komu bir alandr. Hem ritim hem bilin sorgulamas, hem eletiri hem imge, roman sahiden de etrefillidir. zndeki aibe, dzyaz ve iir, kavram ve mitos arasndaki srekli git-gelinden trdr. etrefillilik ve aibe, romann, zmleme ve akl, yani nesir zerine kurulmu bir toplumun destans tr olmasndan kaynaklanr. Destan kahraman bir arketip, bir modeldir. Arketipler olarak, Akhilleus ve Siegfried yaralanabilinemezdirler; insan olarak, her lmlnn kaderi gibidir onlarnki de: lmn ya da bozgunun, kahramann bedenine veya ruhuna szd gizli atlak... Akhilleus'un topuu lmllnn mhr, beeri doasnn iaretidir. Ve kaderin okuyla, vurulup dtnde, tanrsal doasn yeniden bulur: kahramanlk, tanrsalln yeniden fethidir. Kahramann iinde iki lem, doast olanla beeri olan atmaktadr, ama bu kavga herhangi bir etrefillilik gerektirmez. Sz konusu olan, bir ruhu paylamaya alan ve sonunda birinden birinin kazanaca, iki ilkedir. Romanda byle bir ey olamaz. Don Kiot'taki akl ve delilik, Rastignac'taki kibir ve ak, Benigna'daki nekeslik ve cmertlik, tek bir tuvali oluturur. Swann iin kskanln nerede son bulup akn nerede balad asla bilinemeyecektir. yleyse, btn bu kiilikler, Akhilleus'un, EI Cid'in ya da Roland'n olduklar anlamda, birer arketip olamazlar. Akl yrten ve kukulanan kahramanlarn destan, budala m yoksa bilge mi, aziz mi yoksa eytan m olduklarn bilemediimiz, kukulu kahramanlarn destan... Pek ou kukucudur, daha bakalar dpedz isyankr ve toplum dman ve hepsi de iinde yaadklar dnya ile ak ya da gizli sava halinde. Kendi kendisiyle kavgal bir toplumun destan.

Ne Akhilleus, ne El Cid, zamanlarnn dncelerinden, inanlarndan ve kurumlarndan kuku duyarlar. Destann kahramanlar kendi evrenlerinde rahattr ve onunla ilikileri, bitkinin kendisini besleyen toprakla olan ilikisidir. Arjuna, evrensel dzeni sorgulamaya kalkmaz, toplumsal sralan da; Roland, efendisine kar batan aa sadakattir. Destan kahraman asla bakaldrmaz ve kahramanlk eylemi de, genelde, efsanevi bir hata yznden bozulmu olan atavi dzeni yeniden kurmaya yneliktir. Uliseus'un dnnn anlam byledir, ya da trajedide, Orestes'in intikamnn anlam... Adalet, doal dzenin anlamdadr. Bunun karsnda, roman kahramannn kendinden kukulan, onu evreleyen gereklie yaylmaktadr. Don Kiot ve anso'nun grdkleri yeldeirmenleri midir, yoksa devler mi? Cervantes, bize burada, sanki seenek yok der gibidir: bunlar, devler ve yeldeirmenleridir. Romann gerekilii, bu gerekliin Don Kiot'un dleri ve fantazyalar lsnde gerekd olmasnn kukusunu ieren, gerein bir eletirisi oluudur. Odette sevici midir? Gilberte doruyu mu sylemektedir? Mathilde, Julien Sorel'i sevmekte midir? Smerdiakov, yal Karamazov'u ldrm mdr? Nerede btn bunlarda gerek ve ne tuhaf bir gerekilik bu romanclarnki? Bu kahramanlar sarmalayan lem, en az onlar kadar etrefildir. Destansal idealden romann idealine gei, Ariostes ve Cervantes'te ak seik grnmekte. Roland, yalnzca epik iirin bir parodisi deil, valyece tavr idealinin de tiye alndr. Drtlklerin yetkinlii, imgelerdeki parlaklk ve buluun hayret verici zenginlii, alayc tonun vurgulanmasna katkda bulunur. Ariostes'in idealizmi bir gerekdclktr. Gerek destan, gereki olur; Akhilleus, her ne kadar Tanrlarla konuuyor ve Ulisseus cehenneme iniyorsa da, onlarn gerekliinden kimse kukulanmaz. Buradaki gerek, mitosa dair olanla insanstnn bir karmdr, yle ki, gncelden olaanstye gei, fark edilmez bile: Diomede'nin, savata Afrodit'i yaralamasndan daha doal bir ey olamaz. Ariostes'de, her ey gerekddr. Ve de duygularla yce olgular sz konusu olduu iin, onlar, en bata o gerekdlklar groteskletirir. Yce grotesk mizaha yakndr ama, henz mizah deildir. Ne Homeros, ne de Virgillius mizah tanyabildiler; Ariostes, sanki onu duyumsam gibidir, ama mizah, ancak Cervantes'le ete kemie brnr. Cervantes, mizah araclyla, modern toplumun Homeros'u olmutur. Mizah, Hegel'e gre, znellii nesnel dzen iine sktrmaktan ibarettir; eletirel bir zelliin sz konusu olduu eklenebilir buna. Bu yzden, Cervantes'in en acayip kiileri bile, iinde bulunduklar durumun belli bir bilincine sahiptir; ve bu, eletirel bir bilintir. Bu eletirel bilin karsnda, gerek, tmyle ona boyun emeden titrer: bir an iin yeldeirmenleri birer dev olurlar, daha byk bir ak seiklikle, yeniden yeldeirmeni olmak zere... Mizah, dokunduu eyi belirsizletirir: gereklik ve deerleri zerinde zmni bir yargdr bu, onlar varlk ve deil-varlk arasnda sallandrp duran, bir tr geici korkudur. Ariostes'in dnyas, tpk kahramanlar gibi, kstahasna gerekddr. Cervantes'in yaptnda, gereklik ve fantazya, delilik ve saduyu arasnda, srekli bir gel-git vardr. Salt kendi varlyla, Kastilyal gereklii Don Kiot'u bir manken, gerekd bir kiilik yapar karr; ama birdenbire, anso kukulanr ve artk, Aldonza Dulsine midir yoksa tand kyl kz m, Calvileno bir sava at mdr yoksa bir odun paras m, bilemez hale gelir. imdi titreyip duran ve varolmam gibi grnen, Kastilyal gerekliidir. Don Kiot ile dnyas arasndaki eriimsizlik, geleneksel destanda olduu gibi, ilkelerden birinin utkusuyla deil, ama onlarn birbiri iinde kaynamalaryla zlr. Bu kaynama mizahtr. Mizah, modern dncenin byk kefidir. Trajik atmaya tekabl eden eydir ve bizim byk romanlarmz, bu bakmdan, skntya dlmeksizin Yunan tiyatrosuyla yaknlatrlabilir. Ne ki mizahn bu eriyii, bizi felce uratr, zc bir etki yaratr. Bu, geici, elle tutulur bir sonucu olmayan bir sentezdir. Kendi kendini eletiri zerine bina eden bir toplumun destan olarak roman, bizatihi bu

toplum zerine zmni bir yargdr. O, demin de grdk, her eyden nce gerein gerekliine dair bir sorudur. Bu soru -yalnzca sorulmu olmas nedeniyle muhtemel btn yantlar dlayan, yantsz bir sorudur- her trl toplumsal dzeni kemiren bir asittir. Cervantes'in romannda, feodal dnyann biimsiz bir konuma yerletirildii doruysa bile, yazarn yaad a da, bundan daha ok bir hogryle ele alnm deildir. Krmz ve Kara, kahramanlk tayan bir dnyaya duyulan ak ve seik zlemi yanstr ve Julien Sorel, bu zlem adna kendisini evreleyen gereklii mahkm eder; ancak, ayn ekilde, Mathilde'in yz de gemiin mahkm edilii deil midir? Romann dnyas ile eski iirin dnyas arasndaki kartlk, Balzac'da daha da belirginleir. Yapt, lahi Komedya'ya bir karlktr. Tpk onun gibi, nsanlk Komedyas'nn da kendi cehennemi, cenneti, araf vardr. Ne ki Dante'nin iiri bir arkdr ve yaratln vgsyle son bulur. Balzac'n yapt iin bunlar sylenemez. Ykselmekte olan bir snfn betimlenii, zmlenii, yks, sularnn, tutkularnn, gizli vazgeilerinin anlats olarak nsanlk Komedyas, ansiklopediden ve destandan, efsanevi yaratltan ve marazi olann incelenmesinden, kronikten ve tarihi denemeden bir eyler tar. Esin ve bilimsel aratrmann, topya ve eletirinin metisidir. Efsanevi bir yk, tarihin iinde canlanm ve yarg halinde sona eren bir efsanedir. Toplumun, kendi kendisini, ilkeleriyle birlikte mahkm ettii bir Son hkm. Yzyl sonra, bir baka romanda, olay anlatan kii Guermantes prensinin konutundaki bir toplantda bulunurken, Proust da ayn tavrdadr ve yaatmak istemi olduu toplumu mahkm eder. Roman, kendi kendisine cephe alan ve kendi kendisini trde yadsyan bir destandr: dzyaz tarafndan paralanan iirsel dil olarak; mizah ve zmlemenin etrefilletirdii kahramanlarn ve dnyalarn yaratl olarak; nihayet ark olarak, zira neyi hasretmeye ve yceltmeye ynelse, bunlarn her biri zmleme nesnesine ve sonuta ses getirmeyen mahkmiyete dnmektedir. Fransa'nn, romann sekin lkesi olmasndan daha olaan bir ey olamaz. Franszca, halen yaayan dillerin en zmsel olandr ve modern dnce, bu lkede, bakalarnda olduundan daha fazla belirginlik ve aklkla biimlenmitir. Avrupa'nn geri kalan ksmnda, tarih, sramalar, kopular ve l anlarla ilerlemi gibidir; Fransa'da, en azndan 17. yzyldan 20. yzyln ilk eyreine kadar uzanan dnem iinde, her ey tam zamannda gelmie benzer: Akademi Ansiklopedi'yi hazrlar, o htilali, htilal mparatorluu ve bu bylece gider. spanya, talya, Almanya ve hatta ngiltere, bylesine akkan ve tutarl bir tarihe sahip deillerdir. Belki bu izlenim aldatcdr ve amza zg, tarihsel perspektife dayanyor. Ama, Fransa tarihini modern Bat toplumunun evriminin modeli olarak kabul etmek ayet ar kaarsa, Fransz romannn gerek bir arketip olarak kavranmas yle saylamaz. Elbette, ne Cervantes, ne Perez Caldos, ne Dickens ne Melville, ne Tolstoy ne Dostoyevski unutulabilir. Ama hibir lke, hibir dil, Laclos'tan Proust'a, dev romanclarn bylesine aras kesilmeksizin art arda sralanna sahiptir. Bu yaratlarda, Fransz toplumu, kendi kendisini seyrediyor ve pe pee kendini ilahlatrp, kendi kendisini sorguluyor. Kendi kendisini terennm ediyor, ama ayn zamanda da kendi kendisini yarglayp, mahkm ediyor. Modern toplumun bunalm -ki bu bunalm dnyamzn ilkelerinin ve her eyden nce de, aklc dncenin bunalm- romanda, tpk iire dn gibi yansd. Cervantes'in balatt hareket, ters ynde olmakla birlikte, gnmzde de Joyce'da yineleniyor. Proust'ta, Kafka'da yineleniyor. Cervantes, roman, brlesk epik iirden koparr; onun dnyas, tpk afanki gibi, kararszdr, bize nerdii gerekliin yanltc nitelii de bundandr. Onun dzyazs kimi zaman msraya yaklar, yalnzca belli bir sklkla on bir ve sekiz hecelilie dt iin deil, ama yan sra, iirsel bir dilin ftursuzca kullanlyla. iire olan dknl, zellikle, yaptlarnn en eksiksiz olan diye dnd ve gerek birer iir saylacak blmlerle dolu Persileus ve Sigismonde'un devleri'ndeki dilin duruluunda ortaya kmaktadr.

zmlemeci akln fetihleri geniledike, roman da iirin dilini terk eder ve dzyaznn diline yaklar. Ne ki eletiri, kendi kendisine yadsmaya kouludur. Dzyaz, kendini dzyaz olarak inkr ediyor. Madame Bovary'nin yazar, ayn zamanda Salambo ve Konuksever Aziz Julien'in Menkbesi'nin de yazar. Akln utkular, Tolstoy'da, Dostoyevski'de, Swift veya Henry James'de grld gibi, ayn zamanda da yenilgileri. Yzyln bandan beri, roman, yeniden iir olmaya yneliyor. Proust'un yaptnn, ar ritmi ve ileyii iirsel esinle benzemeler gstermekten geri durmayan bir bellein yaratt imgeleriyle, iirsel karakterine iaret etmek gereksiz. Ya da sze, sylemsel dncenin sregidiini koparan bir zerklik tanmak iin Joyce'un giritii deneyi anmsatmak... Kafka'nn dnyas, Takdiri lahi'nin, Calderon'un tiyatrosunda Selamet'inkiyle ayn rol oynad bir Cehennemi komedidir. D. H. Lawrence ve Faulkner byk romanclar mdr bilemem, ama ikisinin de ozanlarn soyundan geldiine eminim. iire bu dn, Ernst Jnger gibi baz Alman yazarlarnda, daha bir grnr halde. telerde, egemen olan ey ritmik dalgalarn istilasndan ok, kahramanlk evreninin yeni batan fethi. Malraux'nun kahramanlar, eylemlerinin ta gbeinde kukuya kaplrlar -ama kukulanmamay isterlerdi. nsanlk Durumu'nda, Troki'yi hop oturtup hop kaldran bir tmce vardr: "Marksizm bir felsefe deil, ama bir kaderdir". Ben bu tmcede, gelecekteki bir tiyatronun nvesini gryorum, zira modern dncenin ve yaadmz tarihin elikilerini bir araya getiriyor. Ayn eilimleri, ada tiyatroda da gzlemlemek mmkn. Romantizmin sona eriinden beri, tiyatro, dzyaznn yrngesinde dnmekteydi; bsen, bu hareketin en tepe noktasn iaretler. Ama Strindberg ile birlikte iir, serte ve alayile geri geliyor. Shaw, eletirici atalardan gelen sonuncu byk dramaturg idi ve ardllarnn, Synge, Yeats ve Eliot adlarn tamalar manidardr. Onlarda, tpk Garcia Lorca'da olduu gibi, iirsel ritim dzyazya stn gelmekte ve tiyatro yeniden iir olmakta. Nihayet, bu dnemin iki merkezi dramaturgu, Paul Claudel ve Bertolt Brecht, her eyden nce, birer airdir. Modern tiyatroyu dnnce, adlarn neredeyse istemeden yan yana getirmenin retecei eyler yok deil. Yaarlarken, her ey onlar birbirinin ztt klyordu: estetik, felsefe, inanlar ve kiisel kader. Ve bununla birlikte, her biri, kendince, modern dnyay yadsmaktadr. Her ikisi de, Uzakdou'nun geleneinde, bizim tiyatromuzun tarafsz sahnesini anlaml bir mekna dntrmelerine imkn verecek bir iaretler sistemi ararlar ve de bulurlar. Her ikisi de, en mkemmel yaptlarnda, dncenin ve eylemin, kiinin ve szn, baat tiyatroya rnek alnas karakterini veren o kaynamasn, baarmlardr. Zira tiyatro, eylemin szle ve szn de eylemle kantlandr. Demem o ki, tiyatro, dilin eylemler halinde nesnelletirilmesi ve ayn zamanda da bunun tersidir: sz eyleme k tutar, onu aydnlatr, olaya yanstr onu. Sonu olarak, dzyaz ile iir, kutsama ve zmleme, ark ve eletiri arasndaki kavga, modern toplumun afandan bu yana gizli kalm bu kavga, iirin utkusuyla tamamlanyor. Bu gerek, hatta Brecht'te de doru: nl "Verfremdungs" (Brecht tiyatrosunda, oyuncunun canlandrd kiilikle, seyirciyle ve sahnedeki dramatik eylemle "arasna mesafe koymas" ev. notu.) sahnede cereyan eden eyin gereklii zerine yargmz eritmeye ynelik deildir; tersine, bizi eylemle birlemeye veya ona kar durmaya arr. Ama iirin utkusu, modern an sonunun da iareti. ada roman ve tiyatro, bir doumu kutlamyor, ama dpedz bir cenaze trenine katlyorlar: kendi z dnyalarnn ve onun dourduu biimlerin cenaze trenine. iir, insanlk durumunun amlan ve bir somut tarihi deneyin kutsandr. Modern roman ve tiyatro, onu reddettikleri zaman bile, kendi dnemlerine tutunmaktadrlar. Onu reddederken, onu kutsallatrrlar. Lirik iirin kaderi daha bakadr. Eski tanrlar ve bilin tarafndan yadsnm nesnel gereklik bir kez ldklerinde, iirin terennm edecei hibir ey kalmamtr, kendi oluu saylmazsa. Ozan arky terennm eder. Ama ark iletiimdir. Monoloun peinden ancak sessizlik gelebilir, ya da hepsinin arasndan umutsuz ve ar bir

serven: iir artk, szn deil, ama hayatn iinde ete kemie brnecek bundan byle. iirsel kelam, artk tarihi kutsallatrmayacak, ama kendi bana tarih ve hayat olacak.
eviren Turhan ILGAZ

YALNIZLIIN DYALEKT
Octavio Paz Kiinin iinde yaad dnyay ve kendisine yabanclam olduunu bilmesi demek olan yalnzlk Meksikallara zg bir duygu deildir. Btn insanlar yaamlarnn en az bir dneminde kendilerini yapayalnz bir kii gibi duyumsarlar. Ve de gerekten yalnzdrlar. Yaamak, gizemli bir gelecekte varacamz yere gitmek iin gemite bulunduumuz yerden yola koyulmak demektir. Yalnzlk, insan duygusunun en derindeki gereidir. Yalnz olduunu bilen ve bir bakasn arayan tek varlk insandr. Doas gerei insan, kendi varln bir bakasnda gerekletirme zlemi iinde ve doaya "Hayr" diyerek yaar - kendi kendini yaratan insann bir "doas"ndan sz etmemiz doruysa eer. nsan zlemdir, kavumak iin bir arantr. Bu yzden, kendi varln tanr tanmaz kii, bir e ya da arkadatan yoksun olduunu anlar, yalnzlnn bilincine varr. Ana karnndaki bebek, kendisini sarp sarmalayan canlnn bir parasdr, ilkel bir yaamdr; kendi bilincinde bile deildir. Dnyaya gelmekle, bizi ana karnndaki o bilinsiz yaama balayan zincirden kopmu oluruz. Bilinsiz yaam diyorum, nk orada, istek ile doyum bir ve ayn eydir. Doumla gelen deiiklii, bir ayrlk, kopma ve yalnz braklma, yabanc ve dmanca bir evreye d olarak alglarz. Sonralar, bu ilkel duyum yalnzlk duygusuna dnr; daha sonra bir bilin oluur: Gerekte yazgmz yalnzlktr ama, bu yalnzl amak ve bizi gemie, cennetteki o mutlu yaama balayan ilikileri yeniden kurmak zorunda olduumuz bilinci. Var gcmzle, yalnzlmz ap yenmee alrz. yleyse, yalnzlk duygusunun iki ayr anlam var: Bir anlamda yalnzlk "kendini bil"mektir; teki anlamdaysa, kendimizden [yalnzlmzdan] kap kurtulma zlemidir. Yaamn temel koulu olan yalnzlk, kaygdan ve kararszlktan kurtulacamz bir snav ve arnmadr. Bu yzden, yalnzlk dolambacnn k kapsnda, mutlulua, tm dnya ile yeniden denge durumuna erieceimizi umarz. Yalnzlkla acy zdeleyen halk dili ite bu ikilemi yanstr. Ak acs yalnzln sancsdr. Birlikte yalnzlk hem kart hem btnleyici duygulardr. Yalnzln kurtarc gc, iimizdeki o gizli sululuk duygusunu akla kavuturur; yalnz insan "Tanr elinin iteledii" kiidir. Yalnzlk duygusu hem bir ceza hem bir arnmadr, bir srgn cezas olduu kadar sanki o srgnden artk kurtulacamz duyuran bir durumdur. nsan yaamnn tm bu diyalektiin etkisi altndadr. lm ve doum, insann yalnz bana yaad deneyimlerdir. Yalnz bamza doar yalnz bamza lrz. Anamzdan kopup dnyaya geldikten sonra lmle bitecek olan o sancl yolculua karz. lm kendinden nceki yaama bir dn m? lm denen ey, gnle gecenin, zamanla sonraszln kart olmadklar, doum ncesi bir yaamn yeniden yaanmas m acaba? lmek demek, canl bir varln sonu mu? Sakn lm, gerek yaam olmasn? Doum eer lm yolculuunun balangcysa; neden lm de bir doum olmasn? Bilmiyoruz! Bilmiyoruz ama, btn varlmzla, bizi ezen bu kartlktan kurtulmaa abalyoruz. Kendi varlnn bilincinde olmak, zaman, akl, tre ve alkanlklar gibi hemen

her ey bizi bir yandan yaamdan uzaklatrmaa zendirirken; te yanda, her ey bizi doduumuz yere, yaratc kucaa dnmee zorlamyor mu? Aktan beklediimiz de birazck gerek yaam, birazck gerek lm deil mi? Ak mutluluk iin deil, olsa olsa, kartlklarn duyumsanmayaca, yaamn lmle, zamann sonraszlkla bir ve birlik olabilecei o gizemli an iin isteriz. Derinden derine sezeriz ki yaamla lm aslnda tek bir gerekliin -kart ama btnleyici- iki yzdr. Ak eyleminde, yaratma ile ykma birleir; ok ksa bir an iin de olsa insan, yetkin bir durumu sanki yakalayp yaam gibi olur. ada dnyamzda ak, ulalmas hemen hemen olanak d gzken yaantlardan biridir. Yaygn ahlak deerleri, toplumsal snflar, yasalar, rklar hatta klarn kendileri bile sanki ona kar karlar. Kadn, kart ve btnleyici olan "teki" varlk iin, yani erkek iin yaratlmtr. Varlmzn bir paras onunla birlemek istese de tekisi kadn iter, ondan kaar. Kadn, bazen deerli bazen korkulan, ama bize her zaman baka gzken bir nesnedir. Kadn, kendi karlarnn, gszlnn, kayg ve sevgisinin istedii ynde arptan erkek, giderek kadn bir ara durumuna getirir: Anlayl, sevecen, doyurucu ve yaatc, ama ne de olsa bir ara. Simone de Beauvoir'n dedii gibi, "Kadn, bir sevgili, tanra, ana, cad ya da derin bir dnce olabilir ama hi bir zaman kendisi olamaz." Ak ilikilerimiz de, bu yzden, daha en batan arptlm, kkten yukar doru yozlatrlm olur. Kadnla aramzda yanltc bir hayal vardr. Toplumca yaratp kadna zorla benimsettiimiz bu hayal, kadn imgesidir. Kadn da o imgeyi benimser, ona sarnp brnr, onunla var olur. Dokunmak iin her uzandmzda, o, yumuak ama kle varlkla karlarz. Kadn da sanki ayn duygu iindedir. Kendini -bir varlk olarak deil de- baka bir varln uzants (nesnesi) yani "teki" gibi alglar: Kendi kendisinin efendisi olamaz. Onun varl, gerekte olduu ile olmay dledii varlk arasnda ikiye blnmtr. Ailesi, toplumsal snf, okulu, dostlar, dini ve sevgilisi el ele verip kadna o imgesel kiiliini benimsetmeye alrlar. O da gerek diiliini hibir zaman ortaya koyamaz. nk erkeklerin onun iin uygun grd davran kalplarnn dna kamaz. Ak, "doal" deil, insan yaps bir ey ve onlarn en ycesidir. Doa'da olmad halde bizim bulduumuz, hemen her gn yeniden yaratp sonra da yok ettiimiz bir ey! Akla aramzdaki engeller yalnzca bunlar ya da bu kadar deil, Ak bir seimdir... belki de yazgmzn [yaamdaki yrngemizin] zgrce seilmesi, varlmzn en gizli, ama en bize bal parasnn birden bulunuvermesi gibi. Ama toplumumuzda ak semek [zgrl] olanak ddr. Kara Sevda (*) adl kitabnda Breton, akn iki nemli yasakla kstlandn syler: Toplum direnci ve Hristiyanlktan kaynaklanan bir gnah anlay! Bu yzden ak -var olmak istiyorsa- dnyamzdaki yasaklar inemek zorundadr. Evrenin dzenine aka bakaldrp, yazgsal yrngelerinden kaan ve herkesin baklar altnda yeni bir uzay yolculuuna kan iki yldzn yaratt onarlmaz skandal gibi. Bir bakaldrma ve ykm anlamna gelen romantik ak, bildiimiz tek ak trdr; nk toplum gleri, akn zgrce bir seimine gereklemesine -yani baka bir trlsne- izin vermez. Kadn, erkek toplumunun kadnlar iin yaratt imge kafesinde tutukludur. Bu nedenle kadnn zgr olabilmesi iin o tutukevinden kap kurtulmas gerekir. ou klar: "Ak, sevdiim kadn deitirdi, onu deiik bir varlk yapt" derler ki, dorudur. Ak, kadn deitirir, hem de nasl! Eer sevebilecek kadar yrekliyse kadn, dnyann kadnlar tutuklamak iin yapt kafesi krar, geer. Erkek de seim zgrlnden yoksundur. Onun seenekleri son derece snrldr. Erkek, diiliin ne anlama geldiini nce anasnda ve kz kardelerinde grr; sonra ak, toplumsal yasaklarla zdelemeye balar. Ak duygumuz, ensest (fcur) ekimiyle ensest korkusu

arasnda bocalar durur. Ayrca ada yaam koullar isteklerimizi bir yandan kamlarken te yandan toplumsal, ahlaki, tbb yasaklarla ayn istekleri susturup sindirmee alr. Sululuk duygusu, istein hem krbac hem de frenidir. Her ey akta zgrce seimler yapmamza kar koyar. En derin [ak] duygularmz, toplum evremizin uygun bulduu kadn imgesine uydurmaya alrz. Baka rktan, kltrden ve toplumsal snflardan kiileri sevmek zordur, sutur. Geri, ak derili bir erkein koyu tenli bir kadn, esmer kadnn bir sar inliyi, bir "beyefendinin" hizmetisini sevmesi olanakldr. Ama yalnzca bu olanaklardan sz edilmesi bile yzmz kzartmaa yeter. zgrce seemediimiz iin, evremizce bize "uygun" grlen kadnlardan birini seeriz. Sevmediimiz bir kadnla evlendiimizi de asla aa vuramayz; o yle bir kadndr ki, belki bizi sevebilir ama kendisi olamaz. Bu konuda Swann yle diyor: "Ne ac bir gerek ki yaammn en gzel yllarn tipim olmayan bir kadnla birlikte geirdim." Erkeklerin byk ounluu bu cmleyi son soluklarnda aklayabilirlerdi. amzn kadnlar da ayn eyi rahata syleyebilir - tek bir szck deiikliiyle! Toplum dediimiz varlk, akn amacn yalnz dourmak ve ocuk yetitirmek olan srekli bir birlik olarak kavramlatrmakla, akn doasna kar km oluyor. Yani ak ile evlilii zdeliyoruz. Bu kurala uymayan her davran cezaya arptryoruz. Cezann iddeti, topluma ve zamana gre deiiyor. Meksika'nn [uygunsuz] kadna verdii ceza lmdr. nk btn spanyallar gibi, "Senyo" iin ayr, kadnlarla ocuklar ve yoksullar iin ayr ahlak kurallarmz var. Eer ak gerekten zgr brakm olsaydk, evlilik kurumunu korumak iin aldmz bu tr sert nlemler belki hakl grlebilirdi. Ama kiiye zgrlk tanmadmza gre, hi olmazsa, evliliin ak gerekletirmediini de kabul etmeliyiz. Evliliin amac, aktan ok ayr olarak, yasal, toplumsal ve ekonomiktir. Ailenin dengesi ve gvenlii evlilie dayanr. O evlilik ki, amac toplum varln srdrmekten baka bir ey deildir. Bylece, doas gerei evlilik son derece tutucu bir kurumdur. Evlilie kar kmak topluma bakaldrmak saylr. Ve ayn nedenle de ak yaygn toplumsal deerlere kar bir eylemdir. Kendini gerekletiren ak, evlilii ykar ve onu toplumun istemedii bir eye dntrr: ki yalnz kiinin yaratt yle bir dnya ki, orada toplumun yalanlarna yer yoktur, zaman ve alma koullar kaldrlm ve bu dnyann kendine yeterli olduunu herkese duyurmutur. yleyse, toplumun, ak ve onun en yakn tan olan iiri ayn kar tutumla cezalandrmasnn, onlar yasak, anlamsz ve olaan d eylerden saymasnn anlalamayacak bir yan yoktur. yleyse ak ile iirin, toplumun nyarglarna kar kendilerini bir skandal karma, su ileme ve iir syleme biimlerinden biriyle savunmalarn, zaman gelince topluma bakaldrmalarn da anlayla karlamamz gerekiyor. Evlilii saknmak iin toplumca gerilen koruyucu kanatlarn bir sonucu olarak, bir yandan ak yasa d bir su olarak hkm giyerken, fahielik ya aka kutsanr ya da grmezlikten gelinerek yaatlmaktadr. Fahielie kar takndmz bu ikiyzl tutum ok anlamldr. Kimilerimiz onu kutsal sayarz. Ama onu tutanlar yannda, yerenler de var. Fahie, akn bir kurban, karikatr, dnyamz aalayan glerin bir simgesidir. Ama akn bana gelenler yetmiyormu gibi baz toplumsal evrelerde evlilik balar o denli gevektir ki, orada nne gelenle yatp kalkmak, olaan grlr. Bir yataktan brne koan kii artk ahlaksz bile saylmaz. Kiisel kayglarnn bir arac gibi grd iin kadnlar batan karmaktan kendini alamayan apkn erkek, Ortaa valyesi kadar ad bir kiidir. Oysa, artk kurtarlacak kzlar olmad gibi batan karlacak kadn da kalmamtr, rnek olarak, bugnk mstehcenlik, [Marquis de] Sade'n yazdklarndan, ok baka bir anlam tayor. Kendini ak ve ehvetin ekimine kaptran Sade son derece dramatik bir kiiydi. Bu yzden onun yazlar, insan bunalmlarnn bir patlamasyd. Onun kahramanlar kadar umutsuz kiilere bugn artk

zor rastlanr. Oysa ada anlamda ak yazlar okuyana doyum veren denemelerdir. nsann salkl bir aklamas deil, tersine, ak ktleyip sua zendiren bir toplumu tanmlayan belgelerdir. Boanmak, artk bir yengi olmaktan kt. Boanmak, kurulmu bir ilikinin namusluca sona erdirilmesinden ok, erkee ve kadna daha zgrce seim hakk tanyan bir kolaylk gibi grlyor. deal bir toplumda, boanmann tek tzel nedeni, akn sona ermesi, ya da yeni bir akn ortaya kmas olabilir. Herkesin eini zgrce seebildii bir toplumda bugnk boanma -tpk fahielik, hafifmereplik ve zina gibi- ad bir olay saylacaktr. Toplum, kendisi iin ve kendi bana varolan canl bir btn olduu savndadr. Ama kendisini blnmez bir birim (btn) olarak da alglasa, iten ie varlnda bir ikilik duyar; bunun kendisini bldn duyumsar. Bu ikilik, insann hayvan olmaktan kurtulduu, kendi kiiliini, bilincini ve ahlakn kurduu zamanlarda balamtr. "Toplum" dediimiz, ama ve gereksinmelerini hakl gstermek abasnn ar yk altnda ezilen bir varlk alandr. Kimi zaman, -ahlaki ilkeler gibi de grnen- toplumsal amalar, toplumu oluturan kiilerin istek ve gereksinmeleriyle akr. Kimi zamanlardaysa tersine bu amalar nemli aznlk ve toplum snflarnn dileklerini hi gz nne almaz grnr; hatta, ounlukla, insann en temel igdlerini yadsyor olabilir. te bu duruma gelince toplum bunalma dmtr. Ya bir patlama olur ya da bir yozlama balar toplumda. Toplumun yeleri birer yurtta olmaktan karlar, ruhsuz ve kiiliksiz aralara dnrler. Hemen her yerde doutan varolan bu ikilik -ki toplum bir toplulua dnerek onu zmlemee alr- olgusu varln trl ikilemler biiminde gsterir: iyi ve kt, yasalar ve yasaklar, idealler ve gerekler, akll ve akld olanlar, gzel ve irkin, uyumak ve uyank durmak, yoksulluk ve varlk, burjuva ve proletarya, safdillik ve bilgelik, dlemek ve dnmek, gibi. Kendi varlnn kanlmaz bir istemi olarak toplum bu ikilemi yenmee, yaltlanm ve atan elerini birbiriyle uyumlu bir btne dntrmee abalar. Ne var ki ada toplum, ak yaratabilen tek eyi -yani yalnzl- bastrarak bu birlii salamak ister. deolojileri, politikalar ve ekonomileri endstrilemi olan toplumlar, nitel -yani insanca olan- ayrlklar nicel bir tekdzelie evirmee alrlar. Youn retim yntemlerini ahlaka, sanata ve ulusal duygu alanna uygularlar. Kartlklar ve toplumsal standarda uymayan rnekler ortadan kaldrlr. Ve de bu bizi, toplumsal yaamn insana verebilecei en derin yaantdan -gerei, kartlklarn birlii olarak grme, yaratma olanandan- yoksun brakr. Yeni gler [devletler], yalnz yaamay bir yetki ya da, tzel yaptrmlarla yasaklyorlar; yalnzl yasaklamakla birlik ve beraberliin gizemli, ama yrekli bir tr olan ak da yasaklam oluyorlar. [zgr] ak savunmak her zaman sakncal ve topluma meydan okuyan bir davran olarak grlmtr. amzda devrimci bir eylem de saylyor. Dnyamzdaki ak konusu, en anlaml belirtileriyle yalnzln diyalektii sorununun toplumca nasl yozlatrldn gsteriyor. Toplumsal yaammz gerek bir ak birliine hemen hi olanak tanmyor, onu desteklemiyor. Ak, kendi kiiliimizi tanma ve bunu yaparken de ondan kurtulup varlmz bir baka kiide gerekletirme ynnde bizi zorlayan ikili igdlerimizin en ak seik rneidir. Bu ikili igdlerimiz, lm ve yeniden yaratma, yalnzlk ve birlikteliktir. Ama aktan baka eyler de var. Her insann yaamnda hem ayrlma hem de birleme, hem atma hem de uzlama saylabilecek dnemler vardr. Bu dnemlerden her biri bir yalnzlktan kurtulma abasdr ki onun hemen ardndan kii kendini ok yabanc bir ortamda bulur. ocuk, zmleyemedii her gerei gslemek, onunla baa kmak zorundadr. nce, gz yalaryla ya da susarak tepkisini gsterir. Onu yaama balayan ba aslnda kopmutur, ocuk bu kopukluu duygu ve oyunla kapatmaya alr. Bu, kiinin lm szleriyle sona

erecek olan diyaloun balangcdr. Ama d dnya ile olan ilikileri, artk -doum ncesi dneminde olduu gibi- edilgen deildir. nk dnya ondan bir tepki beklemektedir. Gerek, onun eylemleriyle insanlaacaktr. Oyunlar, dler, byklerin olaan saylan duygusuz dnyas -bir sandalye, bir kitap gibi her ey- birdenbire bir canllk ve kiilik kazanr. ocuk, dil ve jestlerinin, simge ve davranlarnn gizemli gcn kullanarak nesneleri konuturur, cansz eylerden kendi ocuksu sorularna yant verebilen, canl bir dnya yaratr. Soyut anlamlardan arndrlm dil de bu yolla bir imgeler birikimi olmaktan kar, tatl ve ekici bir canl varlk olur. Tpk ilkel insann yapt bir heykelciin, nesnenin kendisi deil de bir kopyas olmas gibi! Konuma da, yeniden, gereklere -yani ozanca ileredein yaratc bir eylem olur. Gizem ve by ile ocuk, dnyay kendine benzer bir biimde yeniden yaratr ve bylece yalnzlk sorunu zmler. Dte yarattmz nesnelerin etkinliinden (gerekliinden) kuku duymaa baladmzda, bilinlenme (kendini tanma) aamasna varmz demektir. Ergenlik adn da verdiimiz delikanllk dnemi, ocukluk dnyasndan kopanlarn bykler dnyasnn eiinde mola verip soluk ald aamadr. Spranger, ergenlik dnemine ait balca zelliin yalnzlk olduuna deinir. Yalnzlk simgesi olan Nerkis (Narcissus), ergenin de simgesidir. lk kez bu dnemde tekliimizin bilincine varrz. Ama duygularn diyalektii bir daha bu soruna el koyar. Olgunluk dneminin belirgin bir nitelii deildir yalnzlk. Bakalaryla, baka eylerle savaan kii kendini iinde, yaratc abalarnda unutur. Onun kiisel bilinci bylece bakalarnnkiyle birleir. Zaman dediimiz boyut, anlam ve ama kazanr; bylece tarih olur, gelecein ve gemiin anlaml bir deerlendirmesi olur. Yaamdaki tekliimiz -ki kendi benliklerimizden oluan, bizi beslerken tketen, belli bir zamanda yaammzdan doargerekten giderilemez, ortadan kaldrlamaz, olsa olsa iddeti azaltlabilir. Bazen de ancak ok yksek bir bedel deyen kii, yalnzln elinden kurtulabilir. Kiisel varlmz, ozan Eliot'un dilinde "zamansz anlar" olan bir tarih parasnda yer alr. Bu yzden olgun bir insan, retici ve yaratc alar boyunca da yalnzlktan kurtulamyorsa hasta bir kii saylr. amzda bu trden yalnzlarn saysnn oalmas, sorunlarmzn arln da yanstr. alma topluluklarnn, elence, sanat ve mzik topluluklarnn oald bir dnemde, insan her zamankinden daha yalnzdr. ada insan, yapt ie [yaratt eye] btnyle veremez kendini. Onun -belki de en derindeki- bir paras her zaman bamsz, uyank ve nbette kalr, efendisine kar casusluk yapar. amzn tek tanrs olan i g (kazan tutkusu) artk yaratcln yitirmitir. g, ba sonu olmayan bir uray ve ada toplumun amac belirsiz yaamn simgeler. Ve de i hayatnn yol at yalnzlk -otellerin, brolarn, koca maazalarn ve sinemalarn o kalabalktan taan yalnzl- ruhu glendiren, arndran yerler ya da yaantlar deildir. ada dnyann yalnzl, dnyann kmazn yanstan bir aynadr. Yalnzln bir ucundan dnyadan koparken, teki ucunda -kahramanlar, azizler ve gnah karanlarla ilgili tutum ve kavramlarmzda grld gibi- yaama balanrz. Sylence ve masallara, anlara, tarih ve iir gibi sanat rnlerine konu olan nl kiilerin yaam ykleri, onlarn yaam ve eyleme katlmadan nce -daha ilk genlik yllarnda- bir iine kapanma ve yalnzlk dnemi geirdiklerini belgeliyor. Bunlar kahraman kiiyi yaama hazrlayan oluum yllardr, ama szn dorusu, zveri, arnma, ac ekme ve kendini tanma yllardr. Tarihi Arnold Toynbee bu gzlemi destekleyen pek ok rnekler bulmutur: Eflatun'un maaras, Tarsuslu Paul'un, Buddha'nn, Hazret-i Peygamberin, Machiavelli'nin ve Dante'nin yaamlar gibi. Ve bizler de, kendimizi arndrdktan sonra dnyaya yeniden dnmek zere, hi olmazsa belli bir sre iin, keye ekilmeyi ve yalnz bamza yaamay denemiizdir.

Yalnzln diyalektii -Toynbee'nin deyimiyle: "Kiinin nce iine kapanmasndan, sonra da hayata yeniden katlmasndan oluan ikili hareket"- hemen her toplumun tarihinde aka grlr. ada toplumumuzdan daha az karmak olan kimi geleneksel toplumlar, belki de, bu ikili hareketi daha iyi yanstan rneklerdir. Yanl olarak "ilkel" ad verilen geleneksel, kk, yoksul ve "abece"siz toplumlarda yaayan insanlar iin, yalnzln korku ve dehet verici bir durum olduunu grmek hi de g deildir. alar boyunca, kurallardan ve trelerden oluan karmak ve kat bir yasaklar dzeni, toplumun bireylerini yalnzla kar baaryla korumutu. Topluluun yesi olan birey, dirlik ve saln tek gvencesine de kavumu demekti. Yalnz insan ise, bir sakat ya da ktrm, gvdeden kesilip ayrlmas, yaklmas gereken kuru bir dal olarak grlmtr. nk elerinden biri hasta olunca toplumun btn bunalma derdi. Toplumdaki (dind) kural ve inanlarn zaman zaman yinelenmesi ve dile getirilmesi, yalnzca topluluun geleceini deil, onun birliini ve i tutarln da gvence altna alyordu. Buna karlk, dinsel trenlerle lm olgusunun srekli olarak duyumsanan varl, bamsz (bireysel) eylemi snrlayan bir ilikiler dzeni yaratyor, bu yolla da hem bireyi yalnzlktan koruyor hem de topluluun zlp dalmasn engelliyordu. "lkel" toplumun insanlar iin, salk ve toplum genellikle eanlaml szcklerdir, tpk lm ve zlme kavramlar gibi, Lvy-Bruhl diyor ki: "lkesinden ayrlan herkes topluluktan da ayrlm olur. lr ve kendi toplumunun geleneksel lm trenine hak kazanr." (1) yleyse balanmayan bir srgn cezas gerekte lm cezas gibidir. Toplum kesiminin, kendini atalarnn ruhlaryla ve o ruhlar da anayurt topra ile zdelemesi, u Afrika treninde ne gzel simgelenmitir. "Yerli adam Kimberley'den bir gelinle dnerken erkein yurdundan alnm bir avu topra da birlikte getirir. Kadn'n her gn o topraktan birazck yemesi gerekir, yesin ki yeni ve deiik evresine daha kolay uyup alabilsin." Bu tr dayanmann "canl bir grnts var: Orada birey, sanki yaayan bir bedenin parasdr." Bu yzden, din deitirenler ok azdr. "Kimse kendi bana, salt kendi davranlarna gre karglanmaz ya da gvenlie kavumaz" ve de herkesin her trl eylemi tm topluluu etkiler. Gvenceler vardr, ama topluluk kargaaya kar henz yeterince baklk kazanm deildir. Din atmalar, retim yntemlerindeki deimeler, savalar ve fetihler gibi beklenmedik eyler de olur. Topluluk blnr blnmez, paralardan her biri yepyeni bir durumda karlanr. Saln kayna olan eski, kapal toplum dzeni yklnca, artk yalnzlk bir kaza ya da hastalk olmaktan kar, deimez bir toplum koulu olur. Bylece yalnzlk, bir gnah duygusuna yol aar: Kurallarn inenmesinden doan bir su deil de, kurallarn doas olur! Daha doru bir deyile, teki kurallarn doas durumuna gelen bir nitelik. Yalnzlk ve "ilk gnah" bylece birleir ve zdeleir; ayrca, salk ve birlik de yeniden ayn anlama gelen, ama ok uzak gemite kalm bir eyler olurlar. nk salk ile birlik tarihten (uygarlktan, daha dorusu yazdan) nceki bir "Altn a"n eleriydi. Zamann ak ynn geri evirebilseydik o altn aa belki dnebilirdik. Bu yzden, kendimizi bir gnah duygusuna kaptrnca, ondan kurtulmak, onun bedelini demek gereksinmesini de duyarz. Yeni mitoloji ile yeni din ite byle yaratlyor. Yeni toplum, yalnzca srgne gnderilmi kiilerden olutuu iin, eskisinden daha ak ve daha esnektir. Belli bir toplumda dnyaya gelmi olma gerei, bireyi kendiliinden o toplumun yesi yapmaz, bireyin hemerilie uygun grlmesi de gerekir. Kutsala snma, geleneksel bynn yerini almaa balar. Aama ve eritirme trenlerinde bireyin arnmlna, giderek daha fazla arlk ve nem verilir. Gnah duygusundan kurtulma dncesi, dinsel kuramlara, ilahiyata, zevk ve doyumdan kanmaya ve bir tr gizemcilie yol aar. zveri ve birliktelik, eer gerekten

yle idiyseler bile, birer totem simgesi olmaktan karlar, yeni topluma girmenin yolu olurlar. Bir tanr -hemen hep bir oul olan ve eski yaratc tanrlar soyundan gelen bir tanr- lr ama belli zaman aralklaryla dirilip geri gelir. Bir verimlilik tanrsdr o ama ayn zamanda bir koruyucu ve kurtarcdr da. Onun kendisini insanlara adamas, lmn te banda bizi bekleyen kusursuz toplumun bu dnyadaki bir kant, habercisidir. [lmden] sonraki yaamla ilgili bu umutlar, eski topluma duyduumuz derin zlemin bir belirtisidir. "Kurtulu" szcnde "Altn a"a dn umudu sakldr. Kukusuz, btn bu saylanlar her toplumda, her zaman grmek sz konusu deildir. Bununla birlikte, yle toplumlar vardr ki hemen en kk ayrntsyla yukarda anlatlan srece uygun hareket ederler. Szgelii, Orfizm'in douunu inceleyelim. Orphe inanc, eski Yunan Dnyas'nda byk sarsntlara ve kltrlerin yeniden dzenlenmesine yol aan nemli bir tarih olayndan -Achaean Uygarl'nn yklndan- sonra ortaya kmtr. Bu dnemde, toplumsal ya da kutsal olsun eski ve geleneksel balarn yeniden kurulmas gereksinmesinin sonucu olarak, ok sayda gizli dernek (tarikat) grlmtr. Bu derneklerin kurucu yeleri ounlukla kendi kklerinden kopmu, ama byle bir ykntya bir kez daha olanak vermeyecek bir rgt yaratma amacnda birlemi gmenlerdi. "Orphans" (2) (yani yetimksz) olmak, hepsinin ortak zellii ve bu tr kiilere verilen genel bir add. Burada hemen aklamalym ki, Orphe inanc Yunancada "yetim-ksz" ya da "bo-hi" anlamna gelen Orphanos' szcnden tretiliyordu. Yalnzlk ile yetim-kszlk ayn trden boluklard [Yunan dncesinde]. Orfik ve Diyonizik dinler -eski dnyann yklyla ortaya kan teki proletarya dinleri gibikapal bir toplumun nasl olup da ak bir topluma dntn aka gsterir. Sululuk, yalnzlk ve dua -ya da tapnmayla- temizlenme duygular bireyin yaamnda nasl ifte bir rol oynuyorsa, toplum zerinde de ayn etkileri yapar. Yalnzlk duygusu -darda brakldmz ya da ayrlmak zorunda kaldmz yere geri dnmek iin duyduumuz derin zlem- bir yer yurt zlemidir. Hemen her toplumda gzlemlenen eski bir inanca gne, oras -zlemini ektiimiz o kutsal yer (3)- dnyann merkezi, evrenin gbeidir. Bazen "cennet" diye de adlandrlr. Ama ad ne olursa olsun, o yer, toplumun gerek ya da mitolojik yurdudur. Azteklerin inancna gre ller, gmen olarak ayrldklar yere, bir kuzey lkesi olan Miktlan'a dnerler. Kentlerini kurarken, evlerini yaparken dzenledikleri tm trenler, yaamn ta balangcnda kovulduklar o kutsal oca bulmaya yneliktir. Roma, Kuds ve Mekke gibi dinsel bakentler ya da kbeler, dnyay, dnyann merkezini simgelerler, ama dnyadan da nce gelirler. Bugn bu merkezlere giden haclar her kavmin kendisine verilecei sylenen topraklara yerlemeden nce mitolojik gemite yaptklarn yaparlar. Bir eve ya da kente girmeden nce onun evresinde dolama (tavaf) tresi, buradan gelir. Labirent (dolanca) sylencesi de bu tr inanlardan kaynaklanr. Konuya ilikin eitli yorumlara gre, labirent, mitolojik simgeler arasnda en anlaml ve en zengin olanlardan biridir: Kutsal bir blgenin merkezindeki insanlara salk, toplumlara zgrlk veren bir muska; cezasn ekip gnahn kardktan sonra mutluluk sarayna giren kahraman ya da kutsal kii, kentini kurtarmak ya da yeniden kurmak iin geri gelen kahraman, btn bunlar labirent sylencesi ile yakndan ilgilidir. Zeus'un oullarndan Perseus'la ilgili sylencenin gizemli hibir yan yoktur. Oysa Kutsal anak' [sa'nn son yemekte kulland bardak] arayanlarn zevkten kanma abalar, gizemci inanlarla ok yakndan ilikilidir: Fisher kralnn topraklarnda ve insanlarnda ksrla yol aan gnah, kendini arndrma trenleri, ahlak sava ve sonunda Tanr'nn balad birleme ya da birlik (vuslat), gibi.

Dnyann merkezinden kovulduk. Ormanlarla llerde, dolancann yeralt dehlizlerinde ite o merkez aramaya koyulduk. Ancak, zamann yalnzca bir ardklk ve deime olmad "zamanlar" da vard. yle bir zaman ki, gemi ve gelecek tm zamanlar onun iindeydi. nsan, btn zamanlarn tek bir zaman olduu o sonraszlktan kovulup dnyaya srgn edildii zaman, takvimin (ba sonu, ls hesab belli olan zamann) ve saatn klesi oldu. Zaman denilen ey dn, bugn ve yarna, saate, dakika ve saniyelere blnnce, insanolunun zamanla kurduu evrensel birlik sona erdi; insan gerein akp gidiinden koptu, onun dnda kald. "Bu an" dediimizde o an geip gitmi, bitmitir. Zamann bu trden meknsal lmleri, insan -srekli imdi olan- gerekten uzaklatrr; gerein kendini dar vurduu btn "imdi"leri, Bergson'un deyimiyle, "gerek d dlere dntrr". Bu kart dncelerin oluumunu yeterince incelersek, takvim ve tarih zamanlarnn bir zgll olmayan tekdze bir ardklk olduunu grrz (4). Takvim hep ayndr, acya da zevke de aldrmaz. Mitolojik zamanlar ise, yaammzn btn zgllkleriyle ylesine i ie ve diz dizedir ki, sonraszlk kadar uzun bir soluk kadar ksa, verimli ve ksr, korkun ya da hayrl olabilir. Bu gzlem, "sosyal zamanlar" kavramna yol aar. Oysa, yaam ve zaman tek, byk ve blnmez bir birimdir. Azteklerde zaman, meknla arm yapan bir sreklilikti. Her yeni gn, belli bir meknsal noktaya bal saylrd. Zaman-mekn arm dinsel takvimlerin ou iin de dorudur. Fiesta, tarih ya da salt yldnmnden daha deerli, anlaml bir eydir. Fiesta bir olay kutlamaz, onu yeniden yaratr ve yaar. Bu yolla, takvim yklr ve onun yerine -ksa bir sre iin de olsa- sonraszlk (yaanan durum) konur. "Altn a" geri gelir. Katolik papaz, kutsal cemaat (Mass) trenini ynettii zaman, sa, buraya ve bugne ular, kendini insana verir ve dnyay yeniden kurtarr. "Gerekten inananlar" Kierkegaard'n olmasn diledii gibi, "sa'nn adalardr". Zamann akn durduran olaylar yalnzca sylenceler ve dinsel bayramlar deildir. Ak ve iir de bu konuda, yani "ilk zaman" konusunda, bize baz ipular veriyor. Juan Ramon Jimnez, iirsel ann sonraszl konusunda baknz ne yazyor: "Daha ok zaman, daha ok sonraszlk deildir." Kukusuz, zamann deimez bir durum, salt gncellik olarak yaanmas, gerein, kavranlmasndan ok, bu akn usa vurulmas demek olan saatle llen zamandan daha eskilere gider. Zaman kavrammzdaki bu ikilik, tarihle mitos, tarihle iir arasndaki kimi kartlklarda da grlr. Mitos da -dinsel fiesta'larda ya da ocuk masallarnda da grdmz gibi- zamann tarihi belli deildir. "Evvel zaman iinde...", "kalbur saman iindeyken...", "Ben babamn beiini tngr mngr sallar iken..." diye balayan yklerde takvimle baml bir tarihleme yoktur. Balang, btn balamalar iine alan ve bizi her eyin her an yeniden balayabilecei canl bir zamana gtrr. Mitolojik bir olay yineleyen riteller araclyla, insanolu, kartlarn uzlatrlp birletii bir dnyaya kavuur. Van der Leeuw'un dedii gibi, "btn ritellerde, trenlemi, treletirilmi davran ve olaylarda olayn sanki imdi ve u anda yaanyormu imgesi sakldr." (5) Okuduumuz her iir, bir yeniden yarat (ya da yaradl)'tr, yani trensel bir tredir, fiesta'dr. Tiyatro ve epik de bir tr fiesta'dr. Tiyatro oyununda ya da iir okumada, gnlk zamann tiktak durur, ilk (zgn) zaman ilemee balar. Katlma yoluyla bu mitolojik zaman -gerei gizleyen tm zamanlarn aa babas- bizim i ve znel zamanmzla akr. Ardlkln klesi olan insan, grnmez kafesinden kurtulup yaayan zamana katlr: Kiisel yaam d zamanla zdeleir. nk o d zaman bylece yorulup tkenmeden kendini yaratan salt bir "imdi"ye dnmtr. Mitoslar ve fiestalar -ister laik, ister dinsel olsunlar- insan

yalnzlndan kurtarp yaradl sreciyle yeniden birletirirler. Bu yzden -klk deitirmi, gizli ve sakl- mitos, tm davranlarmzda etkisini gsterir, yazgmza etkin biimde katr, nk bize yaamla yeniden birlemenin kapsn aralar. ada insan mitoslarnn akln denektana vurur -ka krat olduklarn grmek iin. Yoksul kii ise onlar yok edememitir. Bilimsel gereklerimizin ou, ahlaki, siyasal ve felsefi kavramlarmz gibi, mitolojik elerle dile getirdiimiz eilimlerin yeni biimde anlatmndan baka bir ey deildir. Gnmzde "akln dili", adn verdiimiz bilim, kendi koruyucu kanatlar altnda barnan mitoslar ancak zar zor gizleyebilmektedir. topyalar -bilimsel grnl amazlarna karn zellikle de ada politik topyalar- her toplumu, kendisi iin bir "Altn a" arama ynnden zorlayan eilimlerin [sorunlarn] da vurulmasndan, dile getirilmesinden baka bir ey deildir. O "Altn a" ki, servenimizin banda kovulduumuz o yere, "Gnlerin Gn"nde yeniden dnlecektir. Modern fiesta'lar -siyasal toplantlar, gsteri ve geit yryleri ve teki trensel eylemler- gerekte, kurtulu gnnn [Hristiyanlara gre sa'nn yere iniinin] yakn olduunu duyuruyor. Herkes, toplumun ilk zgrlk gnlerine ve o ilkel temizliine yeniden dnebileceini umuyor. O yere vardmzda, yaam bizi trl kukularla iyi ile kt hakl ile haksz, gerek ile d arasnda bir seim yapmamz iin zorlamayacak. Deimez imdiler yani bir "Zaman Krall" kurulmu olacak. Orada gerek, maskesini karp atacak, bizler de hem gerei hem de hemerimizi tanmak olanan bulmu olacaz. Ksrlayan ve yozlaan her toplum kendini kurtarmak iin en az iki sylence ve inan yaratmak zorundadr: 1- verimi artrmak iin, 2- yaratcl desteklemek iin. Yalnzlk ve gnah [sorunu] birlik ve bolluk iinde zmlenebilir. inde yaadmz ada toplum da kendi mitoslarn yaratmtr. Burjuva toplumlarnn ksrl ya kendi canna kyma ile ya da daha yaratc olan bir katlma sreciye sonulanacak gibi grnyor. Ortega y Gasset'in deyimiyle "amzn sorunu" ksaca budur. Dlerimizin zyle eylemlerimizin anlam ite bu sorunda dmleniyor. ada insan, uyank olduuna ve de doru dndne inanmak istiyor. Ama bu tr inan ve dnceler bizi karabasanlara soktu -akl aynalarmzda, art arda ikence odalarn grdmz karabasanlard onlar. Bu karabasandan ktmzda, uyank durumda d grdmz ve usu dlerimizin dayanlmaz dler olduunu belki de fark edeceiz. Ve ondan sonra, belki de gzlerimizi kapayp yeniden d grmee balayacaz.
NOTLAR (*) L'amour fou - ev. (1) Lucien Lvy-Bruhl : La mentalit primitive (Paris 1922) (2) Amable Audin: Les Ftes Solaries (Gne Baynamlar), (Paris 1945) (3) "Kutsal yer" kavram konusunda, Mircia Eliade'n Histoire des Beligions (Dinler Tarihi'ne) Bkz. (Paris 1949) (4) Bu konuda Bkz: Bozkurt Gven'in Sosyal ve Kltrel Deime yapt Ankara 1976. (Hacettepe niversitesi yayn D-21) (5) Van der Leeuw: I'Homme primitif et la Religion (lkel nsan ve Din), (Paris 1940).

eviren: Bozkurt Gven

JEAN PAUL SARTRE'IN "YERYZNN LANETLLER" N YAZDII "NSZ"


J. P. Sartre
Frantz Fanon, smrgeciliin smrge insannn ruhsal yapsn nasl biimlendirdiini anlatmaya almaktadr. Siyasal ve ideolojik abalarn srdrlmesi gerektiini de vurgulamaktadr. yle demektedir: te byle bir srete herhangi bir militan rgte kazandrdnz zaman ve bu insan dmana kar ilk kurunu skt zaman, ilk nce kendisini ldrr. lk kurunla birlikte militann kle kiilii, ezik kiilii lr. lk kurun bunlar ldrr. nsan ilk kurunla birlikte yeniden doar. Yepyeni bir insan olarak doar: Bu, artk kendine, ailesine, akrabalarna, halkna gven duyan bir kiidir. Yarnna, geleceine gvenir. Gelecekten beklentileri vardr. Kendini, dmann karsnda olaanst derecede kmsemez. Dmann olaanst derecede byk grmez, her eyi yerli yerinde grmeye alr. Dostunu dmann ayrt eder... lk kurunla birlikte kendi ezik kiiliini, kimliksizliini, korkuyu ve panii ldren bu insann bundan sonraki kurunlar artk emperyalistler iindir, smrgeciler iindir ve artk byle bir kiiyi, bu insanlar durdurmak mmkn deildir. Bu insanlarn eylemleri derinleerek, yaygnlaarak srer gider. smail Beiki Sosyalist Yaynlar

Ksa bir sre ncesine dek yeryznn nfusu iki milyard: Be yz milyon insan ve bir buuk milyar yerli halk. Birinciler "Kutsal Sz"e, dierleri onu kullanma hakkna sahipti. Bu ikisi arasnda, arabulucu olarak hizmet veren satlm prensikler, derebeyler ve bandan sonuna kadar sahte bir burjuvazi vard. Smrgelerde gerek rlplak ortadayd, fakat anavatann yurttalar onu giyinik yeliyordu: Yerli onlar sevmek zorundayd, annelerin sevdii gibi sevmeliydi. Avrupal sekinler yerlilerden sekin bir tabaka oluturma iini stlendiler. Umut vaat eden genleri setiler; kzgn demirle onlar bat kltrnn ilkeleriyle daladlar; azlarn tumturakl, parlak szcklerle tkadlar. Anavatanda ksa bir sre kaldktan sonra tmyle deimi olarak lkelerine yolladlar. Bu iki ayakl yalanlarn kardelerine syleyecek hibir eyi kalmamt; yalnzca yanklardan ibarettiler. Paris'ten, Londra'dan, Amsterdam'dan "Parthenon! Kardelik" szckleri edildike, Afrika ya da Asya'nn herhangi bir yerinde dudaklar "...thenon! ...delik" demek iin aralanyordu. Altn a'd bu. Bu a sona erdi; azlar kendi kendilerine alyordu artk; sar ve kara sesler hl bizim hmanizmimizden sz ediyordu, fakat yalnzca bizi kendi hmanizmamzdan uzaklamakla knamak iin. Bu nazik ksknlk ifadelerini gocunmadan dinliyorduk ve bata gururlu bir aknlk duyduk. Ne? Kendi balarna m konumaya baladlar? Kendi ellerimizle yarattmza bir bakn! Bizi onlara sadk olmamakla suladklarndan ideallerimizi kabul edeceklerinden kukumuz yoktu. O halde, Avrupa gerekten de kendi misyonuna inanabilirdi; Asyallar Helenletirmiti; yeni bir tr, Greko-Latin Negrolar yaratmt. Biz bizeyken unu da ekleyebilirdik: "Eh, ilerini dksnler bakalm, bu onlar rahatlatr; havlayan kpek srmaz."

Ortaya kan yeni bir kuak durumu deitirdi. Bu kuan yazar ve airleri, inanlmaz bir sabrla, bize deerlerimizin ve yaam gereklerimizin birbiriyle uyumadn ve onlar tam olarak ne reddettiini ne de asimile edebildiini anlatmaya altlar. Asl olarak syledikleri uydu: "Siz bizi canavar haline getiriyorsunuz; hmanizmanz insanln geri kalanyla eit olduumuzu iddia ediyor, fakat rk yntemleriniz bizi ayryor." Onlar rahat rahat dinledik; smrge yneticilerine Hegel okumalar iin para verilmiyor ve bu nedenle de pek okumamlar, fakat onlara rahatsz vicdanlarn kendi elikilerini douracan syleyecek bir filozofa gereksinimleri var aslnda. Varacaklar bir yer yok; bu nedenle brakalm tedirginlikleri srsn; laf kalabalndan baka bir sonu kmaz bundan. Uzmanlar bize iniltiler arasnda bir istek olacaksa, bunun btnleme istei olacan sylyordu. Kukusuz onlara bunu bahetmenin sz bile edilemezdi; yoksa ar smrye baml olan sistem yklp giderdi bildiiniz gibi. Fakat burunlarnn ucunda havucu sallarsak stlerine atlarlard. Ayaklanmaya gelince, bu konuda hi mi hi kayg duymuyorduk; yalnzca Avrupal olmak iin hangi saduyulu yerli gzel oullarmz kesmeye kalkar ki? Ksacas, bu zlemleri cesaretlendirdik ve Goncourt dl'n bir defalna bir Negro'ya verme dncesinin kt olmadn dndk. Btn bunlar 1939'dan nceydi. 1961. Dinleyin: "Ksr yalvarmalar ve kokumu abalarla zaman harcamayalm. Azndan nsan szcn drmeden bulduklar her yerde, kendi lkesinin sokaklarnda, dnyann btn kelerinde insanlar ldren bu Avrupa'y bir yana brakalm. Szde tinsel deneyim uruna yzyllardr neredeyse tm insanl krp geirdiler." Bu ses yenidir. Byle konumaya kim cesaret edebilir? Bir Afrikal, bir nc Dnya insan, bir eski "yerli". unlar ekliyor: Avrupa imdi uuruma doru yle doludizgin kouyor ki, ondan uzak durmakla iyi yapm oluruz." Dier bir deyile Avrupa bitmitir: Dile getirmesi pek de ho olmayan bir ey bu, fakat hepimiz buna iliklerimize kadar inanyoruz, deil mi sevgili Avrupallar? Fakat bir istisna yapmak zorundayz. rnein bir Fransz dier bir Fransz'a, "lkemizin ii bitik" derse -ki 1930'dan beri neredeyse her gn sylenen bir ey bu- duygusal bir konuma olur bu; ak ve fkeyle yanan konumac kendisini dier yurttalarla bir tutar. Sonra genellikle "Yalnz..." diye de ekler. Demek istedii ey aktr; artk yanl yaplmamaldr; tleri harfi harfine uygulanmazsa lke paralanacaktr. Ksacas, bu tle biten bir tehdittir ve bu yorumlar ulusal bir znellikten kaynakland iin daha az ok edicidir. Fakat, tam tersine, Fanon Avrupa'nn kendi sonuna doru kotuunu syledii zaman, alarm vermemekte, yalnzca tany koymaktadr. Bu doktor Avrupa'nn umarz bir vaka olduunu sylemiyor -mucizeler her zaman olmutur- fakat kendisini iyiletirmesi iin ara da vermiyor Dardan bakarak gzleyebilecei semptomlara dayanarak Avrupa'nn lmekte olduunu saptyor. Avrupa'y iyiletirmeye gelince, hayr; Fanon'un dnecek baka eyleri var; Avrupa yaam ya da yaamam umurunda deil. Bundan dolay Fanon'un kitab bir skandaldr. Fakat akadan utanm gibi yaparak "Bu kitapta biz varz!" diye mrldanrsak, asl skandal o zaman patlak verir; nk Fanon'un bize ynelik hibir eyi yok; nk bazlar iin yakc nemi olan Fanon'un kitab bize kar buz gibi souktur; ou zaman sizden sz eder, fakat asla size seslenmez. Siyah Goncourt'lar ve sar Nobel'ler bitti; smrgeletirilenlerin boyunlarna madalya asma gnleri sona erdi. Franszca konuan eski bir yerli, bu dili yeni gereksinimler dorultusunda eip bkyor, kullanyor ve yalnzca smrgelere hitap ediyor: "Btn az gelimi lkelerin yerlileri, birleiniz!" Bu ne d! Babalar iin tek konumac bizdik; oullar ise artk bizi geerli araclar olarak grmyor; onlarn sylevlerinin konusuyuz yalnzca. Fanon nl sularmza laf arasnda deiniyor kukusuz: Stif, Hanoi, Madagaskar: fakat sulayarak zaman harcamyor; onlar kullanyor. Smrgeciliin taktiklerini, yani smrgecileri anavatann halkyla birletiren ve ayran karmak iliki oyununu gsteriyorsa,

bunu kardeleri iin yapyor; amac onlara kendi oyunumuzda bizi yenmeyi retmektir. Ksacas, nc Dnya bu sesle kendisini buluyor ve kendisiyle konuuyor. Trde bir dnyada olmadmz biliyoruz; kleletirilmi halklarn hl bu dnyada olduunu, ayrca bir tr sahte bamszlk kazanm halklar, egemenliklerini kazanmak iin savam veren halklar ve tam zgrlk elde etmi, fakat srekli emperyalist saldrganlk tehdidi altnda yaayan halklar olduunu da biliyoruz. Bu ayrmlar smrgecilik tarihinden, dier bir deyile baskdan kaynaklanyor. Anavatan baz yerlerde birka feodal yneticiyi maaa balamakla yetinirken, baz yerlerde blerek ve yneterek batan sona sahte bir yerli burjuvazi yaratyor; baka yerlerde ikili bir oyun oynuyor: Smrgeye yeni yerleimciler getiriliyor ve ayn zamanda smrlyor. Bu yzden Avrupa blnmeleri ve kart gruplar artrm, snflar ve hatta bazen rk nyarglar yaratm ve smrgeletirilmi toplumlar katmanlatrmak ve katmanlamay younlatrmak iin elinden geleni ardna koymamtr. Fanon hibir eyi gizlemiyor; bize kar savaabilmek iin eski smrge kendisine kar da savamaldr: Aslnda bu iie gemi iki mcadeledir. Savan scaklnda btn i engeller yklr; iadamlar ve tccarlardan oluan kukla burjuvazi, her zaman ayrcalkl bir konumda olan ehir proletaryas, ykk dkk kasabalarn lmpen proletaryas, hepsi ulusal devrimci bir ordunun yedek gc olan kr kitlelerinin tavr dorultusunda tavr alr. nk smrgeciliin gelimeyi kasten engelledii bu lkelerde kyllk ayaa kalkt zaman devrimci snf olarak hemen yerini alr. nk basky en plak biimde yaar ve kentlerdeki iilerden ok daha fazla ac eker. Alktan lmemek iin varolan btn yaplarn tam olarak yklmasn istemek zorundadr. Zafere ulamak iin ulusal devrim sosyalist olmak zorundadr; ilerini ksa keserler ve iktidara yerli burjuvazi geerse, yeni devlet, biimsel egemenlii olsa da emperyalistlerin elinde kalm olacaktr. Katanga rnei bunu ok iyi aklar. nc Dnya'nn birlii henz salanmamtr. Bamszln ncesi kadar sonrasnda da kyl snfnn komutas altnda tm smrgelemi halkn her lkede birliiyle balam olan bir sretir bu. Fanon'un Afrika, Asya ve Latin Amerika'daki kardelerine aklad ey udur: Her yerde devrimci sosyalizme hep birlikte ulamalyz, tek tek olursak eski egemenler bizi yener. Hibir ey saklamaz; ne zayfl, ne anlamazlklar, ne de gizemliletirmeleri. urada hareket kt bir balang yapm; burada balangtaki arpc bir baarnn ardndan ivmesi azalm; baka yerlerde durulmu ve yeniden balayacaksa kyller burjuvazilerini balarndan atmak zorundalar. Okuyucuyu en tehlikeli yabanclamalara, yani lider ve kiilik kltne, Bat kltrne ve ondan aa kalmayan gemi Afrika kltrnn parlaklna geri dne kar srekli uyaryor. nk tek gerek kltr Devrim kltrdr; yani kltr devrim srecinde geliir. Fanon yksek sesle konuuyor; biz Avrupallar onu duyabiliyoruz. Elinizde tuttuunuz bu kitap onu duyabildiimizin kantdr. Peki smrgeci glerin onun itenliinden yararlanabileceinden korkmuyor mu? Hayr; Fanon hibir eyden korkmuyor. Bizim yntemlerimiz ad; bazen kurtuluu geciktirebilir, fakat durduramaz. Yntemlerimizi deitirebileceimizi de dnmeyin; yenismrgecilik, anavatanlarn bu aylak d artk bir safsatadr; "nc Gler" yoktur, ya da varsalar bile smrgeciliin terkisine henz att teneke burjuvazilerdir. Birbiri ardndan yanllarmz yzmze arpan bu uyanm dnyada bizim Makyavelizmimizin yapaca pek bir ey yok. Smrgelere yerletirdiklerimizin tek bir areleri vardr: gleri yetebiliyorsa iddet kullanmak; yerlilerin klelikle zgrlk arasnda tek bir seenei vardr. Fanon bu kitab okuyup okumamanza aldryor mu? Bu kitap eski hilelerimizi kardelerinin gznn nne sermek iin yazlmtr ve Fanon eteimizin altnda baka hile kalmadndan da emindir. Kardelerine yle der: "Avrupa penelerini ktalarmzn stne geirdi, bu peneyi kamlamalyz ki ekip gitsin. Tam zaman; Bizerta, Elizabethville ya da Cezayir Bled'inde dnyann haberi olmadan hibir ey olamaz. Rakip bloklar kart cephede yer alyor ve

birbirlerini denetim altnda tutuyorlar; bu hareketsizlikten yararlanalm, tarihte yerimizi alalm, tarihi ilk kez evrensel olmaya zorlayalm. Savamaya balayalm; baka silahmz yoksa bile akmz yeter de artar." Avrupallar, bu kitab ap iine girmelisiniz. Karanlkta birka adm attktan sonra bir ate evresinde toplanm yabanclar greceksiniz; yaklap dinleyin, nk onlar ticaret merkezlerinize ve onlar savunan kiralk askerlere hazrladklar yazgy konuuyorlar. Belki sizi grecekler, fakat seslerini alaltmadan kendi aralarnda konumaya devam edecekler. Bu kaytszlk size dokunacak: Onlarn babalar, o glge yaratklar, sizin yaratklarnz l ruhlardan baka bir ey deildi; onlara k veren sizdiniz, yalnzca sizinle konumaya cesaret edebilirlerdi, bu tr zombilere yant verme zahmetine katlanmazdnz. Onlarn oullar sizi grmezden geliyor; bir ate onlar styor ve aydnlatyor, atei yakansa siz deilsiniz.. imdi saygl bir uzaklkta duran, karanlktan korkan, souktan rperen sizsiniz. Oradan oraya dnp durun, yeni afak bu glgelerden kacak, zombi olan sizsiniz. O halde bu kitab neden frlatp atmyoruz diyeceksiniz. Bizim iin yazlmamsa neden okuyalm ki? ki nedenle: Birincisi, Fanon sizi kardelerine aklyor ve onlara bizi kendimize yabanclatran mekanizmay gsteriyor; bundan yararlann ve gerein nda kendinizi nesnel olarak grn. Kurbanlarmz bizi kendi yara ve zincirlerinden tanyor ve kant rtlmez yapan gerek de bu. Kendimizi ne hale soktuumuzu kavramamz iin onlar ne hale soktuumuzu bize gstermeleri yeterli. Fakat bunun bir yarar var m? Evet, nk Avrupa lmn eiinde. Fakat diyeceksiniz ki, biz anavatanda yayor ve onun arlklarn onaylamyoruz. Bu doru, siz smrgecilerden deilsiniz, fakat onlardan daha iyi deilsiniz. nk ncler sizdendi; onlar deniz ar lkelere yollayan sizdiniz, onlar da sizi zenginletirdiler. ok fazla kan dkerlerse onlara sahip kmayacanz yolunda uyar yaptnz. Fakat sahip kmamanz una benzer: Her devlet dier lkelerde ajitatrler, ajanprovokatrler ve casuslar besler, fakat yakalandklarnda onlara sahip kmaz. Bu kadar liberal ve bu kadar insancl olan, kltre bu kadar abartl ve yapmack bir ilgi duyan siz, siz smrgeleriniz olduunu ve bu smrgelerde sizin adnza insanlarn katledildiini unutmu grnyorsunuz. Fanon yoldalarna -zellikle fazlasyla Batllam olanlara- anavatan halknn smrgelerdeki temsilcileriyle dayanmasn anlatyor. Bu kitab okuma cesaretini gsterin, nk ilk anda sizi utandracaktr ve Marks'n dedii gibi utan devrimci bir duygudur. Gryorsunuz, ben de znel yanlsamalardan kendimi kurtaramyorum; ben de size, "Herey bitmi, ancak..." diyorum. Bir Avrupal olarak dmann kitabn alyor ve bu kitaptan Avrupa iin bir kurtulma, aresi yaratyorum. Bundan en iyi ekilde yararlann. Ve ite ikinci neden: Sorel'n faist samalklarn bir yana brakrsanz, Engels'den bu yana Fanon'un tarih srelerini gn na karan ilk kii olduunu grrsnz. stelik mutsuz bir ocukluun ya da gz dnmln onda grlmemi bir iddet arzusu yarattn da dnmeniz gerekmez; Fanon varolan yorumlar yalnzca, hepsi bu. Fakat bu onun, liberal ikiyzlln sizden saklad ve hem onun hem de bizim varlmzdan sorumlu olan diyalektii adm adm ortaya koymasna yeterlidir. Getiimiz yzylda orta snflar iileri, agzl istekleri olan hukuk d, gz doymaz yaratklar olarak grd; fakat bu korkun vahileri kendi trmz iinde tutmaya zen gsterdiler, ya da onlarn zgr insanlar olduklarn -yani iglerini satmak iin zgrdndler. ngiltere'de olduu gibi Fransa'da da hmanizm evrensel olduunu iddia etti. Zorunlu alma ise bunun tam tersidir. Hibir szleme yoktur; stelik gzda vardr ve bu yzden bask geliir. Denizar yerlerdeki askerlerimiz anavatann evrenselliini yadsyarak,

insan rkna "numerus clausus"u uygular: Kimse su ilemeden kendi yurttan kleletiremeyecei, soyamayaca ya da ldremeyecei iin, yerlilerin yurttamz olmad ilkesini geerli klarlar. Vurucu gcmze bu soyut belirlilii gereklie dntrme misyonu verilmitir: Smrgecilerin onlara yk hayvan muamelesi etmesini hakl gstermek iin, ilhak edilmi lkenin insanlarn gelimi maymunlar dzeyine indirgeme emri verilmitir. Smrgelerdeki iddet bu kleletirilmi halk el altnda tutmay amalamakla kalmaz, ayn zamanda onlar insanlktan karmay da amalar. Onlarn geleneklerini yok etmek, onlarn dilleri yerine kendi dilimizi yerletirmek ve kendi kltrmz bile vermeden onlarn kltrn yerle bir etmek iin herey yaplr. Ar yorgunluk onlar aptallatracaktr. Alktan nefesleri kokmu ve hasta durumda kar koyacak gleri kalmsa, gerisini korku halleder; silahlar kyllere evrilir; siviller onun topraklarn elinden almaya gelir ve krba korkusuyla onlar adna topra ilemeye zorlar. Kyl savarsa askerler ate aar ve kyl artk l bir adam olur; boyun eerse kendini kltr ve artk insan deildir; utan ve korku kiiliini paralayacak ve benliini parampara edecektir. Bu i uzmanlar tarafndan renkli bir ekilde yrtlr: "Psikolojik tedavi" de beyin ykama da yeni ortaya kmad. Gene de btn bu abalara karn amalarna hibir yerde ulaamazlar: Ne Negrolarn ellerinin kesildii Kongo'da, ne son gnlere dek asilerin dudaklarna kilit takld Angola'da. Bir insan hayvanlatrmann olanaksz olduunu sylemiyorum, yalnzca onu tam anlamyla zayf klmadan hibir yere varlamayacan sylyorum. Dayak hibir zaman yeterli deildir; al daha da artrmak gerekir, kleciliin kmaz da budur. nk kendi trnzn bir yesini ehliletirdiiniz zaman, ondan alacanz verim der ve ona ne kadar az verirseniz verin, aldnzdan daha fazlasn vermi olursunuz. Bu nedenle smrgeciler eitimi yarda kesmek zorunda kalrlar; sonuta ortaya ne insan ne de hayvan olan bir yerli kar. Dvlm, kt beslenmi, hasta, korkmu -fakat yalnzca belli bir dereceye kadar- yerli, ister siyah, sar ya da beyaz olsun, her zaman ayn karakter zelliklerini gsterir: Tembel, iten pazarlkl, hrszdr, neyle yaad belli deildir ve yalnzca iddeti tanr. Zavall smrgeci; elikileri rlplak ortada. Yamaladklarn ldrmek zorunda. Fakat bu tam olarak olas deildir, nk onlar ayn zamanda da smrmek zorundadr. Soykrm dzeyinde katliam yapamad, hayvanlatrmaya varan klelik dzeni kuramad iin kontrol elinden karr, makine tersine ilemeye balar ve amaz mantk onu smrgesizletirmeye (1) doru iter. Fakat bu hemen olmaz. Bata Avrupa'nn egemenlii srer. Avrupa sava oktan kaybetmitir, fakat bunun farknda deildir; yerlilerin artk yar yerli olduunu henz bilmez; onu konuurken duyarsanz, sanki yerlilerin iinde kk salm eytan yok etmek ya da bastrmak amacyla onlara kt davrandn sanrsnz; ve kuak sonra bu ktcl igdler artk bir daha ortaya kmayacaktr. Hangi igdleri kastediyor? Kleleri efendilerini ldrmeye zorlayan igdler mi? Efendi kendi zalimliinin kendisine evrildiini gremiyor mu? Bu ezilmi kyllerin vahiliinde, ilerine ilemi ve aresi olmayan kendi smrgeci vahiliini grmyor mu? Bunun nedeni basittir; kendi mutlak gc ve bunu kaybetme korkusuyla ldran bu zorba varlk, bir zamanlar insan olduunu net olarak anmsamyor artk; kendisini bir silah ya da krba sanyor; "aa rklar"n ehliletirilmesini onlarn reflekslerini koullayarak salayacana inanyor. Fakat insan belleini ve onun silinmez anlarn unutuyor; belki hibir zaman bilmedii bir ey daha var: Biz u an bulunduumuz konuma bakalarnn bizde yarattklarn radikal bir ekilde yadsyarak geldik. kuak m demitik? Daha ikinci kuak dnyaya gzlerini aar amaz babalarnn nasl dvldn grr. Psikiyatri dilinde buna btn yaamlarnn "travmatize"

olmas denir. Fakat bu srekli yenilenen saldrganlklar, onlar boyun edirmek bir yana dursun, tam tersine Avrupalnn er ya da ge bedelini deyecei dayanlmaz bir eliki iine sokar. Bundan sonra, kendi sralar geldiinde, utan, 'alk ve acnn ne olduunu rendiklerinde, gc uygulanan iddetin derecesine eit olan volkanik bir fke uyanr ilerinde. Onlarn iddetten baka hibir eyden anlamadn m sylediniz? Elbette; birincisi, tek iddet smrgecininkidir; fakat ok gemeden onlar da kendi iddetlerini yaratrlar; yani iddet, aynaya baknca yansmz grmemiz gibi, geri teper. Yanlmayn sakn; bu lgnca fkeyle, bu acmaszlk ve kinle, bu srekli bizi ldrme isteiyle, gevemekten korkan gl kaslarn bu srekli gerginlemesiyle insanlar onlar: insanlar, onlar yk hayvan yapmak isteyen smrgeci sayesinde -onun sayesinde ve ona kar. Henz soyutlama halindeki nefret, bu kr nefret onlarn tek zenginliidir; efendileri bunu davet etmitir, nk onlar hayvanlatrmak ister, fakat karlarna ters dt iin yar yolda durur. Bu yzden bu "yar yerliler", ilerinde hayvan konumunu inatla reddetme ekline dnen ezenin gc ve zayfl sayesinde hl insandr. Bunun ardndan geleni ok iyi biliyoruz; yerliler tembeldir: kesinlikle, bir tr sabotajdr bu. Sinsi ve hrszdr; bir dnn! Fakat kk hrszlklar henz rgtlenmemi bir direniin balangcna iarettir. Bu noktada kalmaz; silahlarn nne silahsz olarak atlarak kendilerini kantlayanlar vardr aralarnda; bu kiiler onlarn kahramanlardr. Dierleri Avrupallar ldrerek insanlarlar, bunlar vurulur; haydut ya da ehit, onlarn ektikleri ac korku iindeki kitlelerin ruh halini ykseltir. Evet, korku iinde; bu ilk aamada smrge saldrganl yerliler arasnda bir terr akm biiminde ie dner. Bunu sylerken, yalnzca bitip tkenmez bask aralarmzla karlatklar zaman duyduklar korkuyu deil, ayn zamanda kendi fkelerinin ilerinde yaratt korkuyu da kastediyorum. Bir yanda onlara yneltilmi silahlarmz, bir yanda bu dehet verici gdler, bu ruhlarnn derinliklerinden gelen ve hibir zaman farknda olmadklar bu ldrme arzular arasnda keye skmlardr; nk bata iddet onlarn deil, bizimkidir. Bu iddet kendisine dner ve onlar perian eder. Bu ezilen yaratklarn ilk eylemi de, onlarn ve bizim ahlk anlaymzn lanetledii ve gene de onlarn insanlnn son sna olan bu gizli fkeyi derinlere gmmektir. Fanon'u okuyun: Onlarn umarszlk dneminde, lgnca ldrme isteinin yerlilerin kollektif bilinaltnn ifadesi olduunu greceksiniz. Bu bask altndaki fke bir k bulamazsa, bir boluk haline gelir ve ezilen yaratklarn kendilerini yok eder. Kendilerini kurtarmak iin birbirlerini bile katlederler. Farkl airetler gerek dmanla kar karya gelemedikleri iin birbirleriyle savarlar -ve smrge politikasnn bu dmanlklar krklediinden emin olabilirsiniz; kardeine bak eken bir insan, geri bu gnah kurbanlarnn kana susamln gidermi olmaz, fakat ortak alalmalarnn nefret uyandran grntsn btnyle ortadan kaldrdn dnr. Makinal tfeklere kar yrmelerini ancak bizim iin bizim iimizi yapmak durdurabilir; yadsdklar insanlktan kma srecini kendi istekleriyle hzlandracaklardr. Smrgecinin alayc baklar altnda doast engeller koyarak, bazen eski ve korkun mitleri canlandrarak, bazen de kendilerini dinsel ritellerle snrlayarak kendi trlerine kar en byk nlemleri alacaklardr. Saplantl bir insan bu ekilde -her an onu megul eden baz saplantlara snarak- en derin gereksinimlerinden kaar. Dans ederler; bu onlar megul eder; kaslarnn ac veren gerginliini gevetir; stelik dans ou zaman farknda olmadan dile getiremedikleri "hayr" ve ilemeye cesaret edemedikleri cinayetleri gizlice dile getirir. Baz blgelerde bu son areden -kendilerinden geme- yararlanrlar. Eskiden bu basit bir dinsel uygulama, kutsal eylere duyduklar inancn bir tr komnyonuydu; imdi aalanma ve umarszla kar bir silaha dnt; Mumbo-Jumbo ve kabilenin btn idolleri aralarna iner, onlarn iddetini

ynetir ve tkenene dek trans halinde harcar. Bu yksek yerlerdeki kiiler ayn zamanda onlar korur; dier bir deyile smrgelemi halk kendisini smrge yabanclamasna kar dinsel yabanclama sayesinde korur. Sonunda ortaya kan sonu benzersizdir: ki yabanclama birbiriyle kaynar ve birbirini glendirir. Baz psikozlarda, srekli aalanmaktan yorgun dm halsinasyon gren kii, bir gn ona iltifatlar yadran bir melein sesini duymaya balar; fakat hakaret sona ermi deildir; yalnzca o andan itibaren kutlamalara dnmtr. Bu savunmadr, fakat ayn zamanda da yknn sonudur; benlik paralanmtr ve hasta delilie doru gider. unu da ekleyelim ki, dikkatle anssz olarak seilen bakalar iin szn ettiim baka bir cadlk tr daha vardr: Bat kltr. Diyebilirsiniz ki, ben onlarn yerinde olsaydm, mumbo jumboyu onlarn Acropolis'ine yelerdim. ok iyi, durumu kavradnz. Fakat tamamen deil, nk siz onlar deilsiniz, ya da henz deilsiniz. Yoksa onlarn seme hakk olmadn bilirdiniz; her ikisini de kabul etmek zorundalar. iki dnya: bu iki by demektir; btn gece dans ederler ve afakta ayine katlmak zere kiliseleri doldururlar; her gn yark byr. Dmanmz kardelerine ihanet edip ibirlikimiz oluyor; kardeleri de ayn eyi yapyor. "Yerli" stats smrgecinin smrgelemi halk arasnda kendi rzalaryla getirdii ve muhafaza ettii psikolojik bir durumdur. nsanlk durumunu ayn zamanda hem yadsmak hem de kabul etmek; eliki patlaycdr. Bu nedenle de patlar, benim kadar siz de biliyorsunuz; kibritin aklmak zere olduu anda bulunuyoruz. Artan doum oran daha fazla ktlk yaratt zaman, yeni gelenler lm yerine yaamdan korktuklar zaman, iddet frtnas btn engelleri ezer geer. Cezayir ve Angola'da Avrupallar grldkleri yerde ldrlrler. Bumerang andr bu; iddetin nc aamasdr; bize geri dner, bize arpar ve ilk atann biz olduumuzu bu kez eskisinden daha iyi kavram da olmayz. "Liberaller" aptala dner; yerlilere kar yeterince nazik olmadmz, onlara mmkn olduunca baz haklar vermenin daha akllca ve adilce olacan kabul ederler; onlar bu ok ayrcalkl kulbe, bizim trmze korumasz ve srler halinde kabul etmekten daha iyisi akllarna gelmiyor; ve imdi bu barbar, lgn patlama onlar kt smrgecilerden ayrmyor. Anavatandaki sol utanmtr; yerlilerin gerek durumunu, maruz kaldklar acmasz basky bilirler; kkrtmak iin hereyi yapm olduumuzu ok iyi bilerek onlarn ayaklanmalarn knamazlar. Fakat ayn zamanda kendi kendilerineyken baz snrlar olduunu; bu gerillalarn valye olduklarn gstermeye eilimli olduunu; onlara insan olduklarn gstermenin en iyi yol olduunu dnrler. Bazen sol onlar ayplar... "Fazla ileri gittiniz; artk sizi desteklemeyeceiz." Yerliler onlarn desteine hi mi hi aldrmazlar; nk en byk destein bile onlara fazla yarar yoktur. Savalar balad zaman bu sert gerei grdler: Her birimiz onu biraz yarattk, biraz bir eylerini aldk; tank olmas iin kimseyi armaya gereksinimleri yok; kimseye ayrcalkl muamele yapmayacaklar. Yerine getirilmesi gereken bir grev, ulalmas gereken tek bir ama var: smrgecilii ellerindeki her arala skp atmak. Aramzda daha ileri grl olanlar son are olarak bu grevi ve bu amac kabul etmeye hazrdr; fakat biz bu zorlu kiilik snavnda, bu aa insanlarn bir insanlk bildirgesi tavizi koparmak iin tm insanlk d aralar kullandn da grmemezlik edemiyoruz. Bunu onlara bir an nce verin ve sonra bunu hak etmek iin barl ykmllklerle brakalm abalasnlar. Deerli ruhlarmzda rksal nyarglar var. Fanon'u okumalar iyi olacak; nk Fanon bu bastrlamaz iddetin ses ve fke olmadn, vahi igdlerin ayaklanmas olmadn, hatta ksknln etkisi de olmadn ak bir ekilde gsteriyor; bu kendini yeniden yaratan insandr. Bu gerei; iddetin izlerini hibir kibarln silemeyeceini; iddet izlerinin ancak iddetle giderilebileceini bir zamanlar kavramtk sanrm, fakat unutmuuz. Yerli kendisini smrge nevrozundan smrgeciyi

silah zoruyla kovduu zaman kurtulur. fkesi tat zaman, yitirdii masumluunu yeniden kefeder ve kendi benliini yarattka kendisini tanr. Onun savandan ok uzakta, biz bunu barbarln bir zaferi olarak grrz, fakat bu sava yava fakat emin admlarla kendi iradesiyle isyancnn kurtuluunu salar, nk yava yava evresindeki ve iindeki smrge karanln paralar. Sava bir kez baladnda, artk ke bucak kaacak yer yoktur. Korkabilirsiniz de, korkutabilirsiniz de; yani kendinizi utanlacak bir yaantnn akna brakabilir, ya da doutan gelen birlik hakknz elde edebilirsiniz. Kyl eline bir silah ald zaman, eski mitler sner ve yasaklamalar birer birer unutulur. syancnn silah onun insanlnn kantdr. nk ayaklanmann ilk gnlerinde ldrmeniz gerekir: Bir Avrupaly vurmak bir tala iki ku vurmak, hem bir ezeni hem de onun ezdiini yok etmektir: Geriye bir l bir de zgr insan kalr; hayatta kalan ilk kez ulusal topran ayaklarnn altnda olduunu hisseder. Bu anda Ulus ondan ayr durmaz; nereye giderse gitsin, nerede olursa olsun ulus da oradadr, onu izler ve asla gzden kaybolmaz, nk onun zgrlyle ulus tek bir eydir. Fakat ilk aknlktan sonra smrge ordusu saldrr; o zaman hepsi ya birleecek ya da bire dek krlacaklardr. Kabileler aras anlamazlklar zayflayp yok olmaya yz tutar; nk ilk planda bu anlamazlklar Devrim'i tehlikeye drrler, fakat daha da nemlisi iddeti yanl dmana yneltmekten baka bir amaca hizmet etmezler. Kongo'da olduu gibi son bulmazlarsa, bunun nedeni smrge ajanlarnn anlamazlklar krklemesidir. Ulus ileriye doru yryne devam etmektedir; ocuklarnn her biri onu kardelerinin savat yerde bulur. Birbirlerine kar duygular, size duyduklar nefretin tam tersidir; onlar ldrdkleri srece ve her an yeniden ldrmek zorunda kaldklar derecede kardetir. Fanon okuyucularna "kendiliindenliin" snrlarn ve "rgtlenme" gereiyle bunun tehlikelerini gsterir. Fakat her yol dnmnde grev ne kadar byk olursa olsun, devrimci bilin derinleir. Son kompleksler de uup gider, kimse gelip bize bir Cezayir Ulusal Kurtulu Ordusu (ALN) askerinin "bamllk" kompleksinden sz etme gerei duymaz. Gzndeki perde kalkan kyl gerek gereksinimlerini grmeye balar; daha nce bunlar onu ldrmeye yeterliydi, fakat grmezden gelmeye alrd; imdi onlar sonsuz derecede byk gerekler olarak gryor. Halkn iinden kan ve be yl -Cezayir'de sekiz yl- srebilen bu iddetin iinde askeri, siyasal ve toplumsal gereklilikler birbirinden ayrlamaz. Sava, yalnzca komuta ve sorumluluk sorusunu sorarak, barn ilk kurumlan olacak yeni yaplar kurar. 0 halde insan imdi bile yeni gelenekler edinebilir, korkun bugnn gelecek ocuklar; imdi onu her gn ate altnda doan ya da doacak yasayla merulam olarak grrz: Son smrgeci de ldrldnde, kendi lkesine gnderildiinde ya da asimile edildiinde aznln bu tr yok olur ve yerini sosyalizme brakr. Bu da yetmez; isyanc burada durmaz; nk hayatn eski anavatann eski bir sakini dzeyine gelmek iin tehlikeye atmadndan kesinlikle emin olabiliriz. Ne kadar sabrl olduuna bir bakn Belki baka bir Dien Bien Phu'nun hayalini kuruyor, fakat buna gvendiini de sanmayn; o, yoksulluu iinde gl silahlar olan zengin insanlara kar savaan bir dilencidir. Kesin zaferler beklerken, hatta belki de hi beklemeksizin, hasmlarn hasta edene kadar yoruyor. Bu, korkutucu kayplar vermeden olmaz; smrge ordusu korkunlar; lke mimlenir, temizlik harekat, nfusun baka yerlere gnderilmesi, snr d etmeler balar ve kadnlarla ocuklar katledilir. Yerli bunu bilir; bu yeni insan yaamna, yaamnn sonuna gelmi biri gibi balar; kendini potansiyel bir l olarak grr. ldrlecektir; bu tehlikeyi kabul etmekle kalmaz, bundan emindir. Bu potansiyel l karsn ve ocuklarn yitirmitir; o kadar ok insan lrken grmtr ki, zaferi hayatta kalmaya yeler; kendisi deil, bakalar zaferin tadna varacaklar; kendisi artk hereyden bkmtr. Fakat bu bkknlk inanlmaz bir cesaretin kkdr. Biz insanlmz lm ve umarszln bu yannda buluyoruz, o ise ikence ve lmn tesinde. Biz rzgar ektik, o ise frtnadr. iddetin ocuu her an iddetten kendi

insanln karr. Biz onun srtndan insan olduk, o kendini bizim srtmzdan yaratyor; farkl bir insan; daha nitelikli. Burada Fanon durur. leriye uzanan yolu gstermitir: Savamakta olanlarn szcsdr ve birlik, yani Afrika ktasnn tm anlamazlklara ve tm blnmelere kar birlii arsnda bulunmutur. Fanon bu amacna ulat. Tarihsel smrgesizletirme olgusunu tm ayrntlaryla anlatmak isteseydi, bizden sz etmesi gerekirdi; onun niyeti hi de bu deil. Fakat Fanon'un kitabn kapattmz zaman, tartma yazara karn bizim iimizde srer; nk biz ayaklanan halklarn gcn hissediyor ve ister istemez yant veriyoruz. Dolaysyla yeni bir iddet ortaya kyor; ve bu kez biz kendimiz de bu iddete dahiliz, nk doas gerei bu iddet "yar yerli" deitike bizi de deitiriyor. Hepimiz kendi bana dnmelidir -dnebiliyorsa tabii; nk bugn Fransa, Belika ya da ngiltere'den ald darbelerle sersemlemi durumdaki Avrupa'da ne kadar hafif olursa olsun akln biraz sapmas bile smrgecilik suunda ibirliki olmakla hemen hemen ayn eydir. Bu kitabn bir nsze en kk bir gereksinimi bile yok, nk bize hitap etmiyor. Gene de, tartmay sonulandrmak iin nsz yazma gerei duydum, nk Avrupa'daki bizler de smrgesizletirildik: Yani her birimizin iinde olan smrgeci vahi bir ekilde sklp atlyor. Dayanabilirsek kendimize bakalm ve ne hale gelmekte olduumuzu grelim. Birincisi, bu beklenmedik durumla, insanlmzn plak haliyle kar karya kalmalyz. Orada insanlmz rlplak grebilirsiniz ve bu gzel bir manzara deildir. Yalanlardan oluan bir ideoloji, yamay mazur gstermek iin kusursuz bir aratan baka bir ey deildi; bal gibi tatl szckleri, etkili duyarl yalnzca saldrganlklarmzn mazeretiydi. Onlar da gzel bir grntdr; iddet yanls olmayanlar, ne kurban ne de cellat olduklarn syleyenler. ok iyi; oy verdiiniz hkmet, gen kardelerinizin tereddtsz ve acmasz hizmet ettii ordunuz soykrm yapt zaman kurban deilseniz, o halde hi kukusuz cellatsnz. Kurban olmay ve bir iki gn hapse atlma riskini gze almay seerseniz, yalnzca ateten uzakta kalmay seiyorsunuz demektir. Fakat atein uzanda kalamayacaksnz; ate sonuna kadar orada kalmak zorundadr. Bunu her ne pahasna olursa olsun anlamaya aln: iddet bu akam balasayd ve smr ve bask yeryznde hi varolmasyd, belki iddet kart sloganlar sava sona erdirebilirdi. Fakat tm rejim, hatta sizin iddet kart dnceleriniz bile bin yllk bir baskyla koullanmsa, pasifliiniz yalnzca kendinizi ezenlerin safna yerletirmeye hizmet eder. Smrgeci olduumuzu ok iyi biliyorsunuz. Penelerimizi nce altn ve madenlere, sonra "yeni ktalarn" petrolne geirdiimizi ve onlar eski lkelere geri getirdiimizi de biliyorsunuz. Bunun mthi sonularna tank olarak saraylarmz; katedrallerimiz ve byk sanayi kentlerimiz yeter; fiyatlarn birdenbire dmesi tehlikesi olduu zamansa smrge pazarlar hemen bu darbeyi yumuatr ya da baka yere yneltirdi. Zenginliin kayman yiyen Avrupa insanlk konumunu yurttalarna de jure (doal hak -n) olarak verdi. Bizim iin insan olmak demek, smrgeciliin su orta olmak demektir, nk istisnasz hepimiz smrge talanndan yararlandk. Bu besili, solgun kta Fanon'un hakl olarak belirttii gibi narsizme kaplmtr. Cocteau Paris'ten rahatsz olur hale geldi -"srekli kendisinden sz eden bu ehir". Peki Avrupa farkl m? Ya Avrupa'dan stn canavar Kuzey Amerika? Laf, laf: zgrlk, eitlik, kardelik, sevgi, onur, yurtseverlik ve bilmem baka neler. Btn bunlar bizi pis zenci, pis Yahudi ve pis Araplar hakknda rklk kart konumalar yapmaktan alkoymad. Yksek dnceli insanlar, liberaller ya da yumuak kalpliler, bu tutarszlktan ok olduklarn syleyerek protesto ettiler, fakat ya yanlmlard ya da drst deillerdi, nk bizde rk bir hmanizmden daha tutarl hibir ey yoktur, nk Avrupa insan olmay ancak kle ve canavar yaratarak baarabilmitir. Bir yerlerde yerli bir halk olduka bu sahtekrlk ortaya kmad; insan rk nosyonunda, en gereki uygulamalarn klf olarak

hizmet gren soyut bir evrensellik varsaym bulduk. Okyanusun dier yannda, bizim sayemizde belki bin yl sonra imdi bulunduumuz konuma gelebilecek aa bir rk vard; ksacas biz sekini insan tryle kartrdk. Bugn yerli halklar gerek doalarn ortaya koyuyor ve ayn zamanda bizim ayrcalkl "kulbmz" de zayfln -bir aznlktan baka bir ey olmadn- gsteriyor. Daha da kts, dierleri bize kar ismen insan haline geldiinden biz insanln dman gibi gzkyoruz; sekinler snf kendisini gerek renkleriyle gsteriyor -bir eteden baka bir ey deil. Yksek deerler sistemimiz erimeye balyor; yakndan baklnca kanla lekelenmemi tek bir tanesini bile gremezsiniz. Bir rnek aryorsanz, u gzel szckleri anmsayn: "Fransa ne kadar da cmert!" Biz mi cmertiz? Ya Stife ne oldu? Ya bir milyondan fazla Cezayirlinin lmne neden olan sekiz yllk korkun sava? Ya ikenceler? Fakat kimse bizi byle bir greve ihanet etmekle sulamyor -nk zaten hi grevimiz yoktu. Szkonusu olan cmertliin kendisidir; bu gzel melodik szcn yalnzca bir anlam vardr: stat belirleyen bir anlamann bahedilmesi. Sularn te tarafndaki yeni insanlar, zgrlemi insanlar iin kimsenin kimseye bir ey verme gc ya da hakk yoktur; nk herkes her alanda btn haklara sahiptir. Bir gn insan tr gelimesini tamamladnda, kendisini dnyada yaayanlarn toplam olarak deil, karlkl gereksinimlerinin sonsuz birlii olarak tanmlayacaktr. Ben burada duruyorum; gerisini siz rahatlkla halledebilirsiniz; tek yapacanz ey ilk ve son kez aristokrat erdemlerimize cepheden bakmaktr. Bu erdemler atlayp dklyor; onlar vareden sefillerin aristokrasisini nasl yaatabilecekler? Birka yl nce bir burjuva smrgeci szcs Bat'y savunmak iin bula bula yalnzca unu bulmutu: "Biz melek deiliz. Fakat en azndan biraz pimanlk duyuyoruz." Ne byk bir itiraf! Eskiden ktamz baka aralarla suyun stnde tutulurdu: Parthenon, Chartres, nsan Haklar ya da gamal ha. imdi bunlarn deerini biliyoruz; ve karaya oturmaktan kurtulmamzn tek yolu Hristiyanla zg sululuk duygusudur. in sonuna geldiimizi gryorsunuz; Avrupa her yerinden su szdryor. Peki ne olmu? ok basit: Gemite tarihi biz yaptk, imdi bizden tarih yaplyor. G oranlar tersine dnm durumda; smrgesizletirme balad; kiralk askerlerimizin yapabilecei tek ey tamamlanmasn geciktirmektir. Eski "anavatanlar" hl ilerini tam olarak yapmak zorundalar; hl balamadan nce kaybedilmi bir savaa tm gleriyle girmek zorundalar. Servenin sonunda Bugeaud'un (2) kukulu zaferi olan bu smrge barbarln gryoruz yeniden, fakat on kat artmsa da yeterli deil. Ulusal istihbarat birimleri Cezayir'e gnderiliyor ve yedi yl boyunca orada kalarak hibir sonu alamyorlar. iddet ynn deitirdi. Zaferi kazanan bizken, iddeti uyguladmzda bizi deitirmi grnmyordu; bakalarn kertiyor, fakat bizim hmanizmimiz bundan etkilenmiyordu. Kr sayesinde birlemi anavatanlarn halklar ortak sularn vaftiz ediyor, adna kardelik ve sevgi diyordu; bugn her yerde kmaza girmi olan iddet askerlerimiz araclyla bize geri dnyor, iimize giriyor ve bize sahip oluyor. Geriye dn balyor; yerli kendini yeniden yaratyor, biz Avrupallar, arlar ve liberaller zlyoruz. fke ve korku imdiden ayyuka km durumda; Cezayir'deki zenci avnda kendisini aka gsteriyor. imdi hangi taraf barbar? Barbarlk nerede? Hibir ey eksik deil, tamtamlar bile; araba kornalar "Cezayir Franszdr" diye alarken Avrupallar Mslmanlar diri diri yakyor. Fanon bize, daha ksa bir sre nce bir psikiyatristler kongresinin yerli halkn su eilimi karsnda znt duyduunu anmsatr. "Bu insanlar birbirlerini ldryorlar" dediler, "bu normal deil. "Cezayirlilerin korteksi az gelimi olmal. "Bakalar da orta Afrik da "Afrikallarn frontal loblarn ok az kullandklar" sonucuna vardlar. Bu eitimli insanlar bugn aratrmalarn Avrupa'da, zellikle Franszlarla ilgili olarak srdrseler iyi olur. nk son birka yldr biz de "beynin n ksmn az kullanma" kurbanlar olmalyz ki, yurtseverlerimiz kendi yurttalarn ldryor ve evde

yoklarsa evi ve concierge'lerini havaya uuruyorlar. Bu yalnzca bir balang; i sava sonbaharn ya da bir sonraki yln baharnn arifesidir. Fakat bizim loblarmz kusursuz grnyor; yerlileri-yok edemediimiz iin iddet gittii yoldan geri dnmekte, kiiliimizin derinliklerine kk salmaktadr ve bir k yolu aryor. Cezayir halknn birlii Fransz halknn birbirinden ayrlmasna neden olmaktadr; eski anavatann tm topraklarnda kabileler sava dans ediyor. Terr Afrika'dan ayrlp buraya yerlemi; nk ok aktr ki yerli tarafndan dvlme utancn kendi kanmzla demek isteyen lgn yaratklar var. Ayn ekilde sulu (Bizerta'dan sonra, Eyll linlerinden sonra sokaa kp "Yeter artk" diye hangisi bard?) fakat daha az gze batanlar da var: liberaller ve yumuak solun sertleri. Ate ve ksknlk onlarn arasnda da trmanyor. Kesinlikle hazrlanyorlar. fkelerini mitleri ve karmak ritellerinde gizliyorlar; hesaplama gnn ve karar gereini ertelemek amacyla i bana, btn ii her ne pahasna olursa olsun hepimizi karanlkta tutmak olan bir byc getirdiler. Hibir ey yaplmyor; bazlarnn aa kard, bazlarnn reddettii iddet bir bolua dnyor; bir gn Metz'de, ertesi gn Bordeaux'da patlayacak; iddet orada, burada, her yerde. Yerli dzeyine gtren yolu adm adm izleme sras bizde. Fakat tam olarak yerli olabilmek iin topramzn eskiden smrgelemi bir halk tarafndan igal edilmesi ve alktan lmemiz gerek. Bu hibir zaman olmayacak, nk bizi avucuna alm olan smrgecilik, artk sayg duyulmayan bir smrgeciliktir; bizi ayaklarmzn stnde durduracak olan da bu bunak, kendini beenmi efendidir; ite geliyor, bizim mumbojumbomuz. Fanon'un son blmn okuduunuz zaman, eski bir smrgeci olmak yerine sefaletin doruunda bir yerli olmann sizin iin ok daha iyi olduunu kabul edeceksiniz. Bir polisin gnde on saat ikence yapmaya zorunlu tutulmas doru deildir; bu hzla giderse, ikencecilerin ar almas yasaklanana dek sinirleri harap olur. Ulusun ahlk anlay ve ordunun yasa gcyle korunmas gerektii zaman, ulusun orduyu sistemli olarak demoralize etmesi doru olmaz, Cumhuriyeti geleneklere sahip bir lke de yzbinlerce gencin cuntac subaylarn emrine verilmesi de doru deildir. Sevgili yurttalarm, bizim admza ilenen btn sular ok iyi bilen sizler, kendinizi yarglam olma korkusuyla bunlar hakknda hi kimseye, hatta kendi ruhunuza bile tek bir sz etmemeniz de doru deildir. Bata neler olup bittiini kavramadnza; daha sonra bu tr eylerin doruluu konusunda kukuya kapldnza inanmaya hazrm, fakat imdi biliyorsunuz ve gene de dilinizi tutuyorsunuz. Sekiz yllk suskunluk; ne byk bir alalma! Suskunluunuz da bir ie yarasa bari; bugn ikencenin krletirici en yksek noktada; tm lkeyi krletiriyor. Bu acmasz k altnda sahte olmayan tek bir gl, fke ya da korkuyu gizlemek iin makyaj yaplmam tek bir yz, ibirlikiliimize ve irenmemize ihanet etmeyen tek bir hareket yoktur. Aralarnda l bir insan olmas iin iki Fransz'n yan yana gelmesi yeterlidir bugn. Bir l m dedim? Fransa bir zamanlar bir lkenin adyd. Dikkatli olalm da, 1961'de bir sinir hastalnn ad olmasn. yileebilecek miyiz? Evet. nk iddet, Ail'in topuu gibi, neden olduu yaralar iyiletirebilir. Bugn elimiz kolumuz bal, korkudan hasta ve aalanm haldeyiz; daha fazla alalamayz. Smrge aristokrasisi iin neyse ki bu henz yeterli deildir; nce Franszlar smrgeletirme iini bitirmeden Cezayir'de kurtuluu geciktirme misyonunu tamamlayamaz. Her gn cephe nnde geriliyoruz, fakat bundan kaamayacamzdan emin olabilirsiniz; katillerin buna gereksinimi var; bizi arayacak ve her yanmza krcesine vuracaklar. Bylece byc ve fetilerin devri bitecek; savamak zorunda kalacaksnz, yoksa toplama

kamplarnda rrsnz. Bu diyalektiin sonudur; bu sava yarglyorsunuz, fakat gene de Cezayirli savalarn yannda olduunuzu sylemeye de cesaret edemiyorsunuz; hi korkmayn; smrgecilere ve paral askerlere gvenebilirsiniz; onlar sizi ite kaka gtrrler. Sonra belki srtnz duvara dayandnda, eski, sk sk yinelenen sularla iinizde byyen bu yeni iddetin dizginlerini sonunda brakrsnz. Fakat, hep derler ya, bu baka bir hikaye: insanln tarihi. Bu tarihi yaratanlarn saflarna katlacamz zamann yaklatna eminim.
NOTLAR (1) Smrgesizletirme szc decolonization'n karl olarak kullanlmtr. Smrgeci lkenin smrgesini kendi iradesiyle bamszlatrd ender durumlarn dnda, bamszlk genellikle halk ayaklanmalaryla kazanldndan smrgesizleme yerine, smrgesizletirme szc tercih edilmitir. (.n.) (2) Thomas-Robert Bugeaud de la Piconnerie (1784-1849). Islay Dk, Fransz Mareal. Cezayir'in fethedilmesindeki askeri baarlaryla nl. 1840'da Cezayir Valisi olarak atand.

ESTETN TEMEL KATEGORS: MGE


Avner Ziss Sanat imgeler yoluyla gerekliin yeniden retilmesi, yanstlmasdr. Marks estetiin temel savlarndan biridir bu. Sanatn imgelerle yrtlen bir dnme yolu olarak tanmlanmas, sanatsal yaratnn tm zglln gstermez elbette, ama bir ana niteliini ortaya koyar ve z yapsnn t temellerine iner. mgedeki zn aydnla kavuturulmas, temel zelliklerinin zmlenmesi ok nemli bir baka sorunun da zmne geni lde yardm eder. Bu sorun, sanatn toplum yaamndaki yeri ve rol sorunudur. Sanatsal imge anlaynn temelinde Marks bilgi kuram yatar. mgenin ne olduunu aklarken yansma kuramna dayanrz. Buna gre, insan bilinci evresel gerekliin bir imgesidir, nesnel dnyann znel bir tasarmdr. Yansma kuram, genelde insan bilgisinin dayand yasalar gn na kard kadar, sanatta gerein tasarmna ilikin zgl nitelikleri de ortaya koyar. Bununla birlikte, imgenin felsefi yorumunun estetik anlamyla zdeletirmekten de kanmak gerekir. Bilindii zere, maddeci ve diyalektik bilgi kuram, "imge" terimini geni bir bilgi retisi anlamnda kullanr. Yansma kuram asndan imge, gerekliin bir kopyasna, bir eit tinsel kliesine benzetilebilir. Filozof iin imge, her eyden nce evredeki dnyann ansal (zhn) yanssdr. Bilgi retisi (gnoslogie) ruhsal yaamn tm da vurularn (duyumlar, alglar, tasarlar vb.) imge olarak niteler. Bu yzden, gerein yanssnn zel bir biimi olarak ortaya ktklar lde, sanatsal imgelere "nesnel dnyann znel tasarm" biiminde zetlenen genel felsef forml -hakl olarak- uygulanabilir. Ne var ki bu tanm, sanatsal imge kuram iin bir kalk noktas olmaktan teye gemez. mge kavramnn estetik ierii, onun felsef yanyla da ilgilidir. Tpk zgln evrenselle ilgili olmas gibi. Daha kesin konumak gerekirse, sanatta imge, bilgi kuramna bal bir kavram olmaktan ok, estetik bir kategoridir. Gerekte sz konusu olan, imgelere dayal dncenin

salt trevsel nitelii deildir burada; onu kavramsal dnceden ayrt eden eydir, sanatta gerein yanssnn zgn olmasdr. Estetik, felsefenin tersine, sanatsal imgeyi bilincin teki kategorilerine (kavram, yarg vb.) yaklatran eyi aydnlatmakla kalmaz, onlardan ayrmlatran eyi de gsterir. Sanatsal imge, konuma dilindeki allagelen anlamyla da zdeletirilmemelidir. Ayrca, sanattaki imgeler dizgesinin eitli eleriyle, yntemleriyle ve onun anlatmsal, deimeceli aralaryla da bir tutulmamaldr. Bu aralardan eretilemenin apayr bir yeri olmasna karn, ou kez imge olarak nitelenir. Oysa, bu iki kavram hi de zde deildir. Eretileme, iir dilinde bir deimecedir, en geni anlamyla yerinel ve deimeceli dilin ba vurduu bir yntemdir, ama imgenin kendisi deildir. Gnlk dilde, "imge" deyince ounlukla deimeceli anlam olan bir deyi anlalr. "Gn douyor", "Bir yldz akt" gibi en beylik deyimler bile, kukusuz, imgesel bir e tarlar. "Ruhumda tek bir ak sa yok" dizesi ise tam bir eretilemeli imge oluturur. Fakat btn bu deimeceli dinsel rneklerin gerek anlamdaki sanatsal imgeden daha dar bir anlam vardr. Terimbilim asndan imge ile tasarm kavramlarnn snrlar iyi belirtilmelidir. mge, sanatnn bilincinde saptanm ve bunun sonucu olarak okur, dinleyici ya da seyirci tarafndan alglanm olan gerekliin sanatsal artrlmas, nesnel dnyann dnsel (ideal) tablosudur. Tasarm ise, sanatsal dncenin nesnellemesi, maddelemesidir; imgenin sanatsal gere iinde gereklemesi olarak belirir ve onun duyularla alglanmasn salar. Nasl ki, sanat bilimden ve geree ilikin br bilgi edinme biimlerinden yaltlanamazsa, bunun gibi, imgeyle yrtlen dnce de bilincin teki da vuru biimleriyle kartlanamaz. Gerei imgelerle yanstma yetisi insan bilincinin zelden geerek tmeli deerlendirme, bireyselden genele varma, somut olaylarda genel yasalar bulgulama yetisinden ayrlamaz. Yaratc dncenin bu zellii una dayanr: Yaamda her genellik u ya da bu yolla zelde ele geirilir ve bireysel her zaman genelin bir esini barnda tar. Sanatsal imge gereklie ilikin yansnn zel bir biimi olduu lde, oluu ve z de bilginin genel kurallarna uyar. Buna karn, ok zgl olan niteliklerinden bir ey yitirmez yine de. Burada yine yansma kuramna dnmemiz gerekiyor. Nesnel dnya stne bilgi edinme sreci etkin gzlemlemeden soyut dnceye, oradan da pratie doru ilerler. Bu sav, bilimsel ve kuramsal bilgi edinme iin olduu kadar gerekliin sanatsal zmlenmesi iin de geerlidir. Gelgelelim, bunlardan birincisinde, eitli aamalardan geerek enikonu zerk bir biimde hakikate varld ve yaplan genelletirmeler her trl "duyusal neden"den uzak olduu halde, sanatsal imge etkin gzlemlemeye ve soyut dnceye zg bilgi elerini zlmez bir birlik iinde gsterir. Bu arada sanatsal imge her ikisinden de z bakmndan ayrt edilir. Sanatsal imge bilimsel dnce kategorilerinden (kavram, yarg, karm vb.) dolaymsz olmas ynnden de ayrmlar. te yandan, duyum, alg, tasarm gibi gzlemleme kategorisinden de u noktada ayrlk gsterir: Sanatsal imge gerein dolaymsz yanss olmaktan baka, yaamla ilgili olaylarn kendine zg bir bireimi olmay da amalar. Sz konusu olaylarn zlerine girer ve derindeki anlamlarn dzene koyar. mge hem gzlemden, hem de soyutlamadan kaynaklanr, ama onlar mekanik bir biimde birletirmeye gitmez. Bundan tr kesinkes bir sanatsal genelleme deeri kazanr. nk zmleme, bireim ve soyutlama ok zgl bir biimde onda kendini gsterir.

Demek ki burada unu gryoruz: Sanatsal imge etkin gzlemleme ile soyut dncenin zelliklerini birletirir, ama bilgi edinmenin bu basamaklarndan hibiriyle karmaz. Sanatta imge, gerek bir grngnn balaml ve tamamlanm, yaptn izlei ile uygunluk iinde, estetik ynden anlam aktaran, duyulur ve somut bir biimdeki belirgin niteliidir.(2) Geri "balaml ve tamamlanm"diyoruz, ama klasik sanatta (szgelii Mikel Angelo'nun "Bakaldran Kle"sinde), daha ok da modern sanatta dolaymsz anlatmlarnda tamamlanmam imgeler tayan ok sayda yapt bulunduunu da unutmu deiliz. Kimi estetikiler yaptlardaki bu tamamlanmamlkta modern sanatn bir zel belirtisini grrler. Aslnda bu sanat okura ya da seyirciye kendisinin bir yant bulmasn ve imgeleminde daha tamamlanm bir tablo yaratmasn nerir ounlukla. neri durumunda iken de, tamamlanmam yaptlarda da, sanatsal imgelerin estetik dzlemde yaamn balaml ve tamamlanm bir tasarm gibi grnmelerinin nedeni de ite budur. nemli olan, bunlarn dile getiriliinde izlenen yntemler ile bu biimde dile gelen imgenin, yaptn alcsnca ne lde bir yorumlama gerektirdiidir. Bununla birlikte, yaamn sanatta yalnzca imgeler biiminde yanstld sylenebilir mi? mgelerin dnda sanat mantksal kavramlara bavurarak onlar belli bir yolla imgelerin yerine geiremez mi? Bu son gr savunmak iin genellikle kant ileri srlyor: 1) Yaadmz dnemin zellii sanatla bilimin bireimini gerekletirmektir. (Bunlardan birincisi imgeleri kullanr, ikincisi ise kavramlar.) 2) Sanatta kavramlara bavurmann karsnda olmak, sanaty dnme olanandan yoksun brakmak demektir. 3) Nice yapt gsterilebilir ki imgelerin yan sra kavramlara da dorudan doruya bavurulmutur. Bu kantlar da bize pek salam grnmyor. lk olarak, unu syleyelim: Sanatla bilimin bireimi, bunlardan hibirinin zgnlne dokunmaz. kisinin birbirine yaknlamas onlarn bilgisel ieriklerinden kaynaklanarak oluur ve bir dnce biiminin tekinden eriyip yok olmasna yol amaz. Dncelerini daha iyi aklamak ve onlar daha kolay anlalr bir biimde sergilemek amacyla bilginlerin sk sk imgelerden yararlandklar dorudur; ama bundan kavramlarn yerine imgelerin geirildii anlalmamaldr. Eer byle bir ey olursa, bu, bilginlerin kendi yeteneksizliklerinin ve soyut dnce karsndaki gszlklerinin bir belirtisidir. Buna karlk, bazan, kimi sanatlarda, szgelii yazn alannda imgeler kavramsal bir belginlik kazanrlar ya da kavramlarn eleri gibi kullanlrlar. yleyken, bu kavramlar orada zerke gelimemilerdir. Kavramlar imgelerin yerini alamaz; eer byle bir ey olursa, bu, yazarn yeteneke zayflnn ya da sanata baarszlnn belirtisidir. kinci olarak, dnceden yoksunluk sanatn belirgin nitelii deildir. Tersine, sanatnn yaratc dncesi, onun temel bir grngsdr. Sanat durmadan dnr, ama bu, imgelerle yaplan bir dnmedir; kavramsal bir dnme deildir. Elbette, sanatda kavramlardan yararlanr, ama yaratc sre nnde sonunda hi amakszn imgeye varr. nc olarak, imgelerin gereklii yanstan kavramsal aralara yerini brakt yaptlar sanatsal dzlemde zayf ve baya olur. Sekin Sovyet ruhbilimcisi R. Rubinstein bu konuda yle diyor: "Bir yazar yaptnn izledii soyut formllerle anlatmak zorunluluunda kalr da, ideolojik ierik, imgelerin yannda silik karsa ve bu imgeler yeterince anlaml ve uygun bir biimde onu dile getirmeyi baaramazlarsa, yaptn sanatsal deeri yok olur."

imgeler ile kavramlarn birbirine karmas basit bir retici aklamaya ve sz ustalna yol aar, yaptn ideolojik ve duygusal gcn krar. nk, sanat, gereklii her zaman imgelerle yanstr, hem de yalnzca imgelerle. Onun iin Biyelinski aadaki satrlar yazarken haklyd: "Yaratc d gcyle; dnceleri imgelere dntrme, imgeler araclyla dnme, uslamlama ve duyma yeteneiyle donanmam kii, zekas ne denli keskin ve duyular ne denli olgun, gr ve inanlar ne denli gl olursa olsun; tarihsel deneyi ve kafaca yenilii ne denli zengin olursa olsun, asla ozan olamaz bylesi."
NOTLAR (1) Avner Ziss, Elements d'esthtique marxiste, 1977, s. 66-71 (2) Imge deyince, sanat kuram yalnzca gerekle ilgili yansnn zgl bir biimini deil, ayn zamanda bu yansnn somut maddi zn de anlar. Yaamla ilgili bir resmi, u ya da bu oyun kiisini ya da roman karakterini, giderek tm yapt dnr. yleyse, bir romann kahramanlar (rnein olohov'un "Durgun Akard Don"undaki Grigori Melekov ya da Hemingway'in "anlar Kimin in alyor" undaki Robert Jordan) yahut bir sahne oyuncusunun ortaya koyduu rol (szgelimi nl talyan sanats Tomasso Salvini'nin yaratt Otello) imge olarak nitelenebilir. Boticelli'nin "Madonnalar"ndaki diilikten ya da Picasso'nun "Guernica"sndaki faist barbarlktan ve yaam dmanlndan imge olarak sz edilebilir. Estetik bilimi, sz edilen rneklerde belirtildii gibi, her imgenin somut ieriini incelemeyi dnmez; fakat, yaam olaylarnn sanatsal bireim biimi olarak imgenin doasn aydnlatmaya alr.

Yazko eviri, Mart-Nisan 1982, ev: Yakup ahan


Prof. Dr. Hlya ARGUNAH ( lm Aratrmalar, S. 14, Gz 2002) Roman, gerek hayatta meydana gelmi ya da gelebilecek hadiselerin yazarn fikr dnyas, birikimleri, hatta psikolojisi dorultusunda yapt seimlerle, yeniden kurgulayarak oluturduu gerek hayatn benzeri, ama yeni bir btndr. Tarih roman ise, tarih malzemeye dayanan yani balang ve sonucu mazi denilen zaman ierisinde gereklemi olann anlatmn stlenmi romandr. Yaratclk noktasnda sanatn bir kolu olan edebiyatn btnnde olduu gibi romanda da yaratma ve yeniden ina sayesinde mevcut malzeme, alglar ve alglar ynlendiren etkenler sayesinde deierek yeniden kurgulanr, yeni bir btn oluturulur. Romann dnyasnda zellikle tarih ve tarihlik sz konusu edildiinde de unutulmamas gereken bu defa tarih gerekliin kurgusal bir gereklikle deitirildiidir. Tarih malzemeyi kullanan yazarlar tespit edilebilmi bir tarih gereklikten hareket ederler. Fakat tarih biliminin verilerine bal kalmak zorunda deildirler. Yazar, romann bu trnde gemite insan topluluklar asndan nemli olan yaanm bir zaman canlandrr ve tarih kaynaklarn bile aklayamad birtakm boluklar olmas muhtemel ekliyle muhayyilesinin yardmyla doldurur. Bylece tarih kaynaklarn naklettiinden, tarihinin tespit ettiinden baka bir btne ulalr. Romanda, tarih bilimi iin nemli olan vak'ann yanna insan ve insann boyutlar ilve edilmitir. Aslnda bu yorumlanm tarihtir. Alain "Tarihin en gzeli bile maddeden yoksundur. Oldum olas biraz soyuttur tarih." (Alain 1999: 82) der. nk tutku, ihtiras, ak, ihanet, intikam gibi aslnda insann gereini oluturan hllerin tarihinin alglama ve alma alan dnda braklmas tarihi soyutlatrmtr. Hlbuki roman 'yeniden yaatma/kurma sanat' olduu iin tarihi somutlatrmakta ve hatta aydnlatabilmektedir. Tarih roman, bilimle sanatn veya burada daha dar anlamyla tarihle romann 'gerekle' ilgili kabulleri dolaysyla belgelere dayanmay ve anlatt dnyann dorulanmasn istemez. nk tarih romanda edebliin ls, ne kadar gerek olduu ya da ne kadar geree yakn olduu deildir. Buna ramen Trk edebiyatnda balangcndan itibaren tarih romanlar tarihe yakn olmay doru bilmiler, hatta baz yazarlar romanlarna ekledikleri kaynaka ya da dipnotlarla tarihin gereine ne kadar sadk kaldklarn gstermek istemilerdir. Bu durum aslnda okuyucunun tarih romanda gereklik araylarna bir cevaptr. nk tarih romann okuyucusu, okuduu metnin tarihe ne kadar uygun olduunu bilmek, hatta bunlar birer sanat eseri olma iddias tamalarna ve bir kurgunun rn olmalarna ramen tarih bilgisi edinmek istemitir. Tarihle ilgilenen, tarihi eserine malzeme olarak seen romanlarda yazarn ilgi alann 'tarih gereklik'in oluturduu ortadadr. Fakat romanda tarihin konumu, romancnn tarihe yaklam, ilgilendii tarih dnemler bu romanlarn durumunu deitirmektedir. Buna gre tarihle ilgilenen romanlar bal etrafnda tarih romanlar, devir romanlar, tarihi sadece bir zemin olarak kullanan ve post-modern bir anlayn rn olan romanlar gibi adlandrmalara ulalacaktr. 19. yzyl balarnda Avrupa'da Walter Scot'un Waverleyi ile balayan ve bizde de Namk Kemal'in Cezmi isimli romanyla 19. yzyln ikinci yarsnda ilk rneklerini veren tarih roman, gerek Osmanl Devleti'nin ykl ve gerekse Trkiye Cumhuriyeti'nin kurulu yllar atmosferi ierisinde birtakm mill deerlerin aktarlmas ve insanmzn kendi tarihi etrafnda salam ve zinde bir uur edinmesini salamak iin oka yazlm, oka okunmu bir roman tr olarak grnmektedir. Hseyin Nihal Atsz, Kemal Tahir, Tark Bura ile hem sanat hem ideolojik endielerle yazlan tarih romanlarn yannda Aptullah Ziya Kozanolu, Feridun Fazl Tlbenti, Turhan Tan, Reat Ekrem Kou, Ouz zde, Mustafa Necati Sepetiolu gibi tarihi sorgulamay ya da topluma tarih romanla mesajlar vermeyi her zaman dnmeyen, sadece tarih maceray hedefleyen poplist zihniyetle de tarih romanlar yazlmtr. Klsik anlatm tarzlarnn kullanld bu romanlarda herkese malm olan tarih olay ve kiiler basit bir dille, zaman zaman da halk arasnda dolaan folklorik unsurlarla beslenerek anlatlr. Bu romanlar okunur klan dokularna yerletirilmi olan macera unsurudur. Okuyucu ok da estetik boyutlar olmayan, hatta zaman zaman cinsellikle beslenen bu maceray takip etmek ister. 196O'l yllarda yaymlanan Devlet Ana ile tarih roman, bu popler edebiyata uygun yapsndan uzaklaarak ideolojik bir boyut kazanr. Kemal Tahir, Osmanl mparatorluunun kurulu yllarn anlatrken Asya Tipi retim Tarzn tartt bu romanyla Trk edebiyatnda tarih romann canlanmasna yol amtr. Ancak zellikle 1960'larn ikinci yarsndan itibaren toplumsal ierikli romanlarn yazlmaya ve daha ok ilgi grmeye balamas tarih roman trn bir mddet suskunlua itmitir. Bu yllarda Tark Bura'nn yazd Kk Aa

lemesi (1964, 1966, 1976) ve Osmanck'a (1983) ramen tarih romanda fazla bir canllk grlmez. Fakat dier yandan Kemal Tahir ve zellikle de Attila lhan'n 'devir roman' denilen yine tarih temal romanlar okuyucuyla buluurlar. 1980 sonrasnda tarih-roman ilikisine farkl bir boyut kazandran tarih malzemeli romanlar yazlr. Bunda o gne kadar bir bilim olarak kabul edilmi tarihe bak asnn deimesinin nemli bir rol vardr. Post-modernizmin tesirleriyle geree pheyle baklmas, birden fazla ve artlara gre deiebilen gerein olduu dncesi tarih biliminin etrafnda yeniden dnlmesine sebep olmutur. Bu oulcu bir tarih anlayna iaret eder. Burada zerinde durulan, nceki tarih anlaylarnn 'tarih gerek' diye sunduklarnn bir insann araclyla ortaya konulmu, 'yorumlanm' metinler olduu meselesidir. Bu durum, tarih biliminde yorumun yeri, deitiricilii zerinde dndrrken tarihin aslnda kiisel bir yap hatta kurgu olduu konusuna dikkati eker. Tarihi Yeniden Dnmek adl eserinde tarihiyi bir 'anlatc' olarak gren Keith Jenkins, tarihi de bu anlatcnn bak asnn da vurumu olarak alr: "(...) tarih baka birilerinin gzlerine ve seslerine dayanr; tarihi, gemiteki olaylarla bizim onlar hakknda okumalarmz arasnda yer alan bir yorumcu araclyla grrz. (...) tarihsel malzemelerin seimine tarihinin bak as ve eilimleri ekil verir ve bunlardan karlacak anlam da bizim kendi kiisel yaplarmz belirler. "(Jenkins 1997: 24) Bylece tarih, tarihilerin gemi hakknda oluturduklar anlatlar hline gelirken edebiyatla tarih, 'olanlar yeniden anlatma' noktasnda buluurlar. Tarihin gnderme yapt 'gemi hakikat' kavramna kukuyla yaklalr. Tarih artk nesnellikten km, yazarn anlamlandrmasyla ekillenen bir metin olmutur. nk "Tarihi gerekte yaanan olguyu gzlemleyememektedir. Tarihinin eline ulaan ilgilendii dnemin niteliine gre arkeolojik bulgulardan hatralara, resm kaytlara kadar deien eitli belgelerdir. Bu belgelerin tarihsel gerei ne kadar yanstt tartma konusudur. (...) Bu hlde tarihi gemite yer alan eylemi, gemite yaayan kiinin alglamasndaki tm snrllklar iinde yeniden kuracaktr. (...) tarihinin yazd tarihle gerekte yaanan tarih arasnda da bir farkllk kalacaktr. " (Tekeli 1998: 39) Tarihi gemii kurmakta, tarih roman yazar ise tarihinin kurgulam olduklarn yeniden yorumlamakta yani ikinci bir kurgulamay gerekletirmektedir. kisi arasndaki fark, kurmacaya olan yaklamlardr. Tarihi, tarihin artk yorumlanm, tahrife uram bir gemi olduu eklindeki bilime glge dren varsaymlara ramen, bilim adam olmak kimliini elden brakmaz ve objektif olmak abasyla kurguyu arka plnda brakr. Yazar ise sanatn kendisine tand zgrlk sayesinde son derece rahat hareket eder, stelik post-modern tarih ve roman anlaynn getirdii, gerein birden fazla olabilecei dncesiyle alann rahata kulland gibi tarih gereklere bal kalmad yolundaki sulama ve tenkitlerden de uzaklam olur. Bunlar, tarihi yeniden canlandrmay ya da tarih olaylar yeni bir yorumla anlatmay hatta yazdklaryla iinde yaanlan gnlere farkl bir bak as kazandrmay kendisine grev edinmi klsik denilebilecek tarih roman anlaynn dnda eserlerdir. imdilik isimlendirilmemi ancak tarih-roman ilikilerinde farkl bir uygulamay rnekleyen bu eserlerde tarih, anlatlmak istenilen hikye iin ou zaman sadece kullanlan zemini tekil etmektedir. Sanat tarihi, klsik tarih roman yazarlarnn yapt ekliyle takip edilen ve canlandrlan bir malzeme olarak grmenin tamamen dna kar, kendisini ve yaratma kabiliyetini sonsuz ekilde kullanabildii zgn bir alma ierisine girer. Tarihin deitirilemeyecek gereklerine uyar ama baka olas hadiselere de dikkati ekerek eserini asl bunlar zerine kurar. Bilinen tarihin arkasnda yer alan tarih ve olaylarn tarihinden ok insann tarihiyle ilgilenir. Kabul edilenlerle elimek pahasna yeni bir tarih yaplandrr. Kendisine kadar var olan tarihi alt st ederek onunla deta alay eder. Okuyucunun zihninde tarihe inanma ve gvenme konusunda yerlemi olan kesin inanc phe duygusuyla karlatrr. Buradan yola klarak denilebilir ki 'tarihi kullanan' bu yeni roman anlaynn kkeninde 'phe uyandrma', temel hedefi ve hareket noktasn oluturmaktadr. Roman sanat ve kurgu konusunda da ciddiyetle dnen ve cesur denemelere girien yazarlar, bu rnleriyle sadece tarih romana yeni bir yorum kazandrmakla kalmazlar, ayn zamanda tarih roman teknik bakmdan da nemli bir noktaya ykseltirler. Ksaca tarihsel verilerden yola karak modern bir roman yazmaya alrlar. Hedefleri tarihi anlatmak, tarih gereklere bal kalmak, tarihi canlandrmak, tarih uuru uyandrmak deildir. Kafalarnda oluan hikye iin uygun bir zaman dilimini bulmaktr. Orhan Pamuk bu konuda unlar sylemektedir: "Tarih bana taze, el srlmemi ve bir sr yeni olanak tanyan imgeler sunan bir hazine gibi geliyor. Ama tarih sorunlar, gnmze eitli ekilde k tutacak anlamlar, bir dnemin dramlatrlmas, Shakespeare-vari veya Tolstoy-vari tarih anlay bana ilgi ekici gelmiyor. (...) Tarihi ilgi ekici yapan ey ona bal olma zorunluluu deil, bal olmama zorunluluudur. Benim iin tarih, gnmz gibi anlamlandrlmas gereken bir dnya deildir; yalnzca bir imge deposudur. Bu hazineden iime yarayacak ne varsa ekip kullanabilirim diye dnrm. Tolstoy ya da Stendhal gibi tarihte olup bitenlerin anlam nedir diye dnmem. Bu yzden de tarihsel gereklerin altnda ezilme tehlikesine dmem. " (Pamuk 1999: 112113) Son dnem yazarlarndan Nedim Grsel de tarih romandan anladklarn ve uygulamalarm dile getirirken tarih romanda yeni bir yolun ncs olur: "(...) tarihsel roman Lucaks'n tanmyla tarihi anlatan deil; tarihi yorumlayan romandr. " (Grsel 1997: 74) talyan yazar Umberto Eco'nun Gln Ad isimli romannn 1980 ylnda yaymlanmasnn ardndan bizde de moda olan bu yeni tarih-roman ilikisi, 1985'te Orhan Pamuk'un Beyaz Kale isimli eseriyle ilk rneini verdi. Beyaz Kale'de uygulanan bu yeni anlay, 1989'da Emre Kongar'n Hocaefendi'nin Sandukas ve 1995'te Nedim Grsel'in Boazkesen adl romanyla devam etti. Bunun arkasndan hsan Oktay Anar Puslu Ktalar Atlas ve Kitab-l Hiyel; Orhan Pamuk Kara Kitap ve Benim Adm Krmz, son olarak da Nedim Grsel Resimli Dnya adl romanlaryla bu izgiyi gnmze kadar ulatrdlar. Trk romannda son on be yl ierisinde hem yazarlar hem de okuyucular arasnda byk bir ilgi gren bu tarih-roman ilikisinde biim bakmndan bir ksm ok yeni ama bir ksm klsik tarih romanda, zellikle de poplist nitelikli tarih romanlarda zaten var olan birtakm kurgu unsurlarnn abartlarak n plna karld grlmektedir. Bunun temelinde post-modernizmin kabul edilmi estetik ilkelerle alay etmesi, onlar ykarak kkl bir deiime uratmak istemesi yatar. Yldz Ecevit'e gre bu, sadece yazar kabul edilmi ilkelerden kurtararak kendisini zgr hissetmesi iin deildir. Ayn zamanda okuru elendirecek yazma biimlerinin de sanat eserine girmesini getirmekte, edebiyat bir oyun olmaktadr: "Oyun bu edebiyatta yalnzca estetik dzlemdeki sonsuz zgrln arac ve gstergesi deildir; ayn zamanda pragmatik bir ilevi vardr; elendirir. Post-modern yazar sekinci deildir; sanatsal balamda pek de sekin saylamayacak trivial/elencelik zellikli edebiyat trlerine rahatlkla el atar; poplist diye damgalanmaktan korkmaz, okurun metinden zevk almas iin, bilinli olarak elendirici/srkleyici grnml elerle donatr metnini. (...) Bu yaklam kimi anlatda, metin araclyla okurla oynanan bilmecemsi/bulmacams bir oyuna dnrken, ou yazar elendirici bir konu araclyla bunu yapmay dener. "(Ecevit 2001: 7374) Popler anlaya uygun olarak yazlm tarih romanlarn zellikle gazetelerde tefrika edilmesi bu eserlere okuyucunun balanmasn ve takibini zorunlu hle getirecek gerilim unsurunun youn olarak kullanlmasn gerektirmitir. Bu sebeple bu popler tarih romanlarda macera n plndadr. Serven, esrarengiz hikyeler, polisiye bir kurgu ya da cazip ak hikyeleri daima vardr. Bu maceraya dayal kurgu, okuyucuda deiik duygular uyandran ikence sahneleri ve cinsellii n plna karan pornografik blmlerle desteklenirler. Yeni tarihroman uygulamasnda da bu plnlarn kullanlr hatta Beyaz Kale, Boazkesen ve Kitab 'l-Hiyel 'de olduu gibi merak artran yeni plnlar da ilve edilir. Mesel Hocaefendi 'nin Sandukas 'nda tam bir polisiye kurgu ile karlalr. Bir renci rgt Osmanl medreselerinin kertilmesi, dolaysyla Osmanlnn yklnn hzlandrlmasn salayan ngiliz ajan Hocaefendi'nin ve onun esrarnn peine der. Btn by romana da ismini veren Hocaefendi'nin ifre ile kilitli sandndadr. Roman boyunca bu sandn ve Hocaefendi'nin srrn renmeye alan okuyucu srra ancak romann sonunda ular. Bylece gerilim, polisiye bir kurguyla romann sonuna kadar tanr. Beyaz Kale 'de gerilim esrarl hikyeler zerine kurulmutur. ocuk yata tahta geen dolaysyla kendilerinden daha az akll olan padiah oyalamak, hatta onun ilgisini ekerek madd refahlarn temin etmek isteyen yine bir hoca ile onun hayal kurma tutkusuna sahip Venedikli klesi durmadan yeni hikyeler uydururlar. Bu hikyeler uydurma ve anlatma ii bir sre sonra kendileri iin de cazip bir oyun hlini alr. Gnler geceler boyu "Ben kimim ben?" sorusunu cevaplamay bkmadan srdren, birbirine fiziksel olarak ok benzeyen bu kle ve efendi sonunda birbirlerini o kadar iyi renirler ki masallarda olduu gibi birbirlerinin yerlerine geerler. Sonra ayr meknlarda teki benzerini anlatyor gibi yapp kendilerini anlatmay bir i hline getirirler.*

Boazkesen 'de gerilim tarih hikye ierisinde Fatih'in ve fethin etrafnda toplanrken aktel zamanda devam eden hikyede ise yazarn sevgilisi Deniz'in zerine yklenir. nk tarih 12 Eyll 1980'i takip eden gnlerdir ve Deniz bir sol rgtn yesi olarak aranmaktadr. Sz edilen romanda da romann asl hikyesini oluturan ve ite kalan tarih hikye, okuyucunun o gne kadar alt, benimsedii genel kabullerin dnda ve esrarengiz bir hikyedir. Ayn ekilde cinsellik de allmn dnda ve arpc bir ekilde kullanlr. Boazkesen'de Fatih, bir ecinsel olarak karmza gelirken onu ve evresini iolan Nicolo Selim'in gzleriyle grrz. Ancak romann tarihle ilgili ksmnda cinsellik ok nemli bir boyutta olmamasna ramen Selim'in anlatc karakter olarak belirginlemesi ile dikkati eken bir hle gelir. Dier yandan d hikyede yazarla Deniz'in tutkulu cinselliklerine yer verilir. Hocaefendi'nin Sandukasnda ise cinsellik ve buna elik eden esrar ekme, dmn zlmesine yardmc olur. Hocaefendi kadar kurnaz olmayan Raid ve arkadalar onu Mahpeyker'le oyalarlar. Mahpeyker ise kendisini sunarak Hocaefendi'yi oyalama iini, Dilruba'ya duyduu ecinsel arzulan yznden yapmaktadr. Ayn ekilde Dilruba da rgtn lideri Raid'in sevgilisidir. Emre Kongar, romann banda bu tarih metin hakknda bilgi verirken cinsellikle ilgili ksmlar mstehcen bulduu iin kardn ya da noktalayarak geirdiini syler ki roman ierisinde ok belirgin olan bu noktalanm ksmlar, aslnda okuyucunun muhayyilesini harekete geirirler, bir anlamda yeni ve yazlmam kurguyu balatrlar. Beyaz Kale'de cinsellik yoktur. Sadece bir sahnede Hoca ve benzeri Venedikli Kle kendilerini aynada plak seyrederler. Bu sahne cinsellikten ok romann kurgusunun sonraki blmleri iin gereklidir. Zira iki kahraman birbirlerinin yerine geerler. Tarih-roman ilikisinde bambaka bir boyutu karmza getiren ve tarihin bir 'fantezi' olarak algland bu romanlarda tarih bir zamann ve tarih bir dekorun ierisinde geleneksel anlat ve onlardan gelen izlenimler yerleirler. Seyahatnameler, vakayinameler, tarih kitaplar, efsaneler, menkbeler, masal motifleri, felsef metinler hareket noktasn tekil ederler. Metinler araslk (intertextualitiy) denilen bu kullanm, post-modernizmin edebiyatta zgnln mmkn olmadn kabul etmesinden kaynaklanmaktadr. Bu ayn zamanda metnin baka metin ya da metinlerle de birleerek zenginlemesini salar. Geleneksel edebiyatn rnleri de malzeme hline gelirken yeni bir biim iinde sunulurlar. Bu durum eski anlat trlerine ironik bir yaklam sonucunda da olabilmektedir. Mesel Orhan Pamuk Benim Adm Krmz'da Hsrev ile irin'in aklarn kullanarak metinler aras bir iliki olutururken ayn zamanda bir ironi gerekletirir. Metinler aras kurgu tekniinde, yazarn kulland malzemeyi belirtmesi de gerekmez. Zaman zaman etkilendii ya da faydaland metinleri ekinmeden dile getiren sanat bunun kefini okuyucusunun birikimine de brakabilmektedir. nk post-modern anlatda yazar "Birbirine benzemenin knanamayaca grn savunarak benzersizlik fikrini kertmeye" almaktadr. (Aksoy 2001: 33) Bu aslnda bir kurgu unsurudur ve var olan metin yeni bir metin iinde yap unsuru olarak kullanlr, yeniden yaplandrlr. Beyaz Kale'de Venedikli Kle nce can skntsndan bo kald gnlerde, sonra yaamak iin hikyeler uydurmaya balar. Boazkesende Fatih Haznedar Mesneviden Ali Kuunun hikyesine, Sleyman Peygamberden kurulu efsanelerine, skendernameden Siyah Kaleme ve minyatrlerin dnyasna, masallara kadar nne gelen hibir frsat karmadan uzun uzun kullanr. Bu kullanmlar ylesine abartlr ki eserde efsane, sylenti, i konuma, hayal ve rya tarihin yerini alr. zellikle Beyaz Kale'de 1001 Gece Masallar'n andran bir zenginlik grlr. Venedikli Kle ve benzeri Hoca ayn masaya karlkl oturup "Ben kimim ben?" sorusunu bkp usanmadan sorup cevaplarlarken baka bir masal motifini de hazrlarlar: Birbirinin yerine geme. Hocaefendi'nin Sandukas 'nda ise okuyucu olarak daima bir phe tarz. Okunan metinler bir casusun yazd ifreli metinler midir? Yoksa gerek midir? Eserlerin tarih hikye ksmlar bizzat bu metinlerle kurgulanrken dier yandan arklar darda alan bir saat gibi romann kurgulanmas ve yazarn bu eseri yazmak iin eitli okuma, aratrma, yazma faaliyetlerine giriini de takip ederiz. Romann kurgulayaca malzemeyi bulduktan sonra kendisine mal etmek gibi bir endieye girmeyen yazar bunlardan sz ederken ya da alnt yaparken gemite romann kurgu dnyasyla ilgili olarak yaplan btn almalarla alay eder gibidir. Fakat bu tavryla da yeni bir roman kurgusu anlayn balattnn farkndadr. st kurmaca (metafiction) araclyla edebiyatn, roman yazmann bir oyun olduu vurgulanmakta, geleneksel kurgu anlaylarnn dna klmakta ve sanatnn eserini yazma sreci romann odak noktasna yerletirilerek zamanlar arasnda geiler gerekletirilmektedir. Bylece yeni tarih romanda mesele neyin anlatldndan nasl anlatldna doru yer deitirmektedir. Eski anlatm biimleri, roman anlay, kurgu teknikleri ve yazar tavryla bir anlamda sorgulamaya giriilmektedir: "(...) postmodernistler, roman metni ile hayat, birey ile toplum arasndaki ba koparr, okurun dikkatini metnin yazl srecine ekerler. Roman trnn yerleik geleneklerini bilinli olarak sorgular, eletirirler. Bylece kurmaca metnin nasl kurulduu sorusu, yani kuramsal bir sorun romann nemli bir konusu haline gelir. "(Aksoy 2001: 21) Post-modem edebiyatn nclerinden saylan Umberto Eco'nun Gln Ad adl romannda yapt gibi gemie ait, bulunmu, orijinal el yazmas metinlerden hareket eden yazar, aslnda kendisinin yaratt baka bir yazarn arkasna gizlenir. Bylece romanda st ste binmi zamanlarla karlalr. Beyaz Kale'de Orhan Pamuk bir tarihiyi, o da bir Venedikli Kleyi; Hocaefendi'nin Sandukas 'nda Emre Kongar Calevela'y, o da Hocaefendi ve Raid'i; Boazkesen'de Nedim Grsel yazar Fatih Haznedar', o da Nicolo Selim ve dierlerini kullanr. Bylece birbirinden farkl 'anlatc'larn kullanld ok renkli bir roman dnyasna ulalr. Bu sebeple okuyucu bu roman trnde birden fazla metni takip eder. Bunlardan biri romann tarihidir, dieri ise tarihin roman. Asl dikkat, i metne ya da i hikyeye yneltilirken yazarn di metin olan romann hikyesinde okuyucunun kafasna yerletirdii soru iaretleri, pheler, meraklar iki metin arasndaki ban srekli olarak zinde tutulmasna sebep olur. Okuyucu kitab sadece roman okumak iin tamamlamaz, ayn zamanda soru iaretlerini cevaplamak isteyen ve romann nasl yazldn bilmek isteyen bir dedektif merakn da tatmin eder. Orhan Pamuk Beyaz Kale'de romann tarihini olutururken tarihi Faruk Darvinolu'nu kullanr. Faruk Darvinolu yazarn bir nceki roman Sessiz Ev'de karmza kard kahramandr. Faruk Darvinolu Gebze Kaymakamlna bal arivde bulduu elyazmasyla bize tarihin romann atlatr. Nedim Grsel ise Venedikli Kle Nicolo'nun Rznmesi yannda stanbul'u ve fethi anlatan Tevarih-i Al-i Osman' lara tarihin romann ykler. Romann tarihini ise yazar Fatih Haznedar yklenir. Emre Kongar, Beyazt Sahaflar arsnda Elif Kitabevi'nde rastlad d'Abussion de Calevela'nn elyazmas metnine tarihin romann yklerken, romann tarih ksmn kendisi bir yazar olarak gerekletirir. Romanlardaki bu uygulama okuyucunun her eyi kendisinden nce bilen yazar, okuduu eserin iinde hissetmemek arzular dorultusunda bir sonutur. Fakat yazar, okuyucunun bu isteklerine karlk en ince noktasna kadar yine kendisinin kurgulad baka bir yap unsurunu gelitirir. Ve aslnda romann dna hi kmaz, metinde her eyi belirler. Dier yandan bu uygulama tarih-roman ilikileri ierisinde her zaman var olmu tarih-roman-gereklik lemesinden kaynaklanan "Ne kadar gerek?" gibi sorulara kar da bir savunma biimidir. Yazar, nceden yazlm bir metni stelik de tarihle bilimsel anlamda ilgilenen kiileri eliyle sunarak aradan ekilir ve bu trden sorulara muhatap olmaz. Beyaz Kale'de tarihin roman ile romann tarihi birbirlerine karmazlar. Faruk Darvinolu Gebze arivinde "resmi defterlerle tk tk doldurulmu tozlu bir sandn dibinde" bulduu "Ryalar hatrlatan mavi ebrulu zarif bir ciltle" ciltlenmi, dzgn bir yazyla yazlm ve zerinde "Yorgancnn vey Evlad" bal bulunan kk kitap alar. Sonra bu kitabn ve kitaptaki hikyenin peine der. Sessiz Ev'den de hatrlanabilecei gibi babasndan ald phecilii tarihiliine ekleyen Faruk Darvinolu, bu yazmann ne yazarnn izine ne de stanbul ktphanelerinde baka bir nshasna rastlar. Yazmada anlatlan olaylar dnemin temel eserleri tarafndan dorulanmamaktadr. Mesel, Kprl'nn vezirlii srasnda stanbul'da bir veba salgn olduu konusunda herhangi bir kayt yoktur. Fakat Faruk Darvinolu birtakm kk ayrntlar Naima Tarihinin doruladn tespit eder. Sonunda romann tarihisi "okumaktan ve dlemekten holand anlalan yazarn, hikyesi iin bu tr kaynaklar, baka bir yn kitab elden geirmi, onlardan bir eyler alm" olabileceini dnr. Faruk Darvinolu, bu cmleleriyle aslnda bir taraftan kendisini de yaratan yazar iaret eder. Dikkatli okuyucu, Darvinolu'nun bu abalaryla Orhan Pamuk'a yeniden balanrken dier yandan youn bir pheyi yaar. Btn bu gerekle kurmaca arasnda kalan unsurlar esere bir hazrlk yaparlar ve okuyucuya bu eseri okumas konusunda bir kararll yklerler. Bundan sonra tarihin roman balar ve eser bu boyutta tamamlanr. Hocaefendi'nin Sandukasda Beyaz Kale 'de olduu gibi romann tarihiyle balar. Orhan Pamuk bu blmde anlatc olarak Faruk

Darvinolu'nu kullanrken Hocaefendi'nin Sandukasnda yeni bir anlatc yerine dorudan yazar Emre Kongar'la karlarz. Emre Kongar, Elif Kitabevi'nde eserine konu olacak yazmay buluunu anlatrken okuyucunun karsna iki isim daha getirir: Umberto Eco ve Orhan Pamuk. Her ikisi de o gn orada Elif Kitabevi'nin kapsna geceden braklvermi, ii Latince ve Osmanlca elyazmalaryla dolu karton kutuyu kartrmaktadrlar. Emre Kongar'a gre Eco, Gln Ad; Orhan Pamuk ise Beyaz Kale ile o gn bulduklar yazmalar an-roman hline getirerek lmszlemilerdir. Bylece bir tarih roman teknii ve anlaym kullanrken kaynan da aklayan Kongar, oradan ald yazmay nce bir keye atar ve unutur. Ancak daha sonra hazrlamas gereken birtakm resm raporlar yazar bu kitabn ktphanelerdeki dier nshalaryla karlatrr. Ktphane isimleri de vererek okuyucuda gereklik duygusu oluturan yazar, yazmann d'Abusion de Calevela isimli bir spanyol Yahudisinin Raid adl gen bir rencinin azndan yazd bir vakayiname olduuna karar verir. Fakat pheleri vardr. Sonra Calevela'nn bir ngiliz casusu olduunu, onun baka bir anlatc kullanarak stelik eserini Osmanl alfabesiyle yazarak kendisini gizlediini ve btn bunlarn birer mektup/rapor olduunu dnr. zerinde herhangi bir tarih, numara vb. tamayan bu mektuplar kendince bir sraya dizdiini belirten Emre Kongar, post-modernizmin oulculuk ilkesine uyarak okuyucuya baka alternatifler de nerir ve onun okuma alann geniletir. Bunlar asl roman oluturacak yazma konusunda okuyucunun phesini ortadan kaldran ve hem yazara hem de bundan sonra anlatlacaklara inanmasn kolaylatran verilerdir. Fakat ardndan yazarn baz dikkatleri ile karlalr. Bunlarn en nemlisi yazmann uzun bir zaman ierisine almasna ramen kahramanlarnn, Raid ve arkadalarnn hi yalanmamasdr. Bu durum anlatlan hadiselerin yapay tipler etrafnda dndn dndrmektedir. Bylece biraz evvel okuyucuda oluturulan gereklik duygusu sarslr. Boazkesen 'de ise romann tarihi ile tarihin roman bu iki rnekten farkl olarak yan yana yrrler. Beyaz Kale'de Orhan Pamuk Faruk Darvinolu'nun hazrlklarndan sonra okuyucuyu yazma ile ba baa brakarak hi mdahale etmez. Emre Kongar ise her mektup/rapordan nce farkl karakterde dizilmi birka cmlesiyle okuyucunun zihnini metne hazrlar, gereklik duygusunu tazeler. Fakat Boazkesen 'de okuyucu, yazar Fatih Haznedar'la birlikte adm adm ilerler. Onun yazma skntlarn, ktphane almalarn, ryalarn, hayallerini vb. takip eder. Her eyden nce bilinir ki Fatih Haznedar Fransa'da bir niversitede retim yesidir. Bu unvann okuyucuya verdii inandrclkla yola koyulan Nedim Grsel, ilk sayfalarda yazar kahramannn "Konuyla ilgili kitap ve belgeleri toplam olmama karn bir szckten yola kmalydm." eklindeki cmlelerine yer verir. 12 Eyll 1980'den gemie dnen yazar, Deniz'in hikyesi ile hlihazrn kurarken stanbul efsaneleri, tarihler vb. ile de stanbul'un fetih gnlerine ve Fatih'e balanr. Bylece Boazkesen'in Fatih'in roman eklindeki sunuluunu da tamamlar. Eser iki Fatih'in yani Fatih Sultan Mehmet'in ve Fatih Haznedar'n roman olur. Deerlendirmeye aldmz bu romann sunularndan itibaren bir farkllkla karlalmaktadr. Post-modernizmin de ynlendirmesiyle genel kabuller karsnda phe uyandrmay, var olan deerleri alt st etmeyi hedefleyen yazarlar, bilinen tarihin dnda ve arkasnda yer alan bilinmeyen tarihin peine derek dikkatleri baka tarafa eker, nihayet yeni bir tarih-roman ba kurarlar. Okuyucular, sunutan itibaren sonsuz genilikteki bir fantezinin ama teslim edilirler. Bu fantezi teslimiyetinin asl metinde de okuyucuyu daima takip ettii grlr. Klsik tarih roman anlayndan farkl olarak masal ve efsane gibi tarihin gereklii yannda yapay grnen malzemeyi esere asl eksen olarak alrlar. Bu sebeple zaten kurgu olan romann dnyas kendi iinde de 'uydurma' ile kararak merak uyandrc ama elenceli bir hl alr. Tarih-roman ilikilerine yeni bir kurgu anlayn getiren bu post-modern uygulamalar tarih roman trnn kendi ierisinde yenilenmesini gstermesi bakmndan nemlidir. Destan, masal gibi geleneksel anlat trlerinin en yakn devam olan tarih romann bu yenilenii, uzun bir gelecekte de trn devam edeceini gstermektedir. Daha da nemlisi bu yenilenme ile poplist ya da ideolojik karakteri dolaysyla kmsenmekten de kurtularak 'usta ii' roman tr olma noktasna ulaacaktr. nk tarih roman modernleerek yaamaya devam etmektedir. Dier yandan tarihle roman veya tarihle tarih roman arasnda gemi zaman anlatmaktan doan ortak nokta, tarihle romann, tarihiyle roman yazarnn birbirleriyle rten hareket alanlar, tarih ve kurmaca, tarihte yorumun yeri ile kurmaca metin arasndaki benzerlikler, tarih metnin kurmaca metinde kullanl zerinde yeniden dnme ve deerlendirme frsatlarn dourmaktadr. Kaynaklar * Bylece post-modern retiye baka bir tarafndan da balanlmaktadr. Yldz Ecevit'in 'yap skm' dedii (Ecevit 2001: 78) bu durum bireyin tam ve durgun bir yap olmaktan kmasna, bir oyun anlay ierisinde benlikler arasnda yzmesine, bir kiilikten baka bir kiilie doru deimesine ve kendisini sorgulamasna zemin hazrlamaktadr. Aksoy, Nazan (2001), "Trk Romannda Yeniliki Yneliler", ada Trk Yazn, (hzl. Zehra pirolu), stanbul, Adam Yaynlar, 1941. Alain (1985), Edebiyat zerine Syleiler, (ev. Asm Bezirci), stanbul, Say Yaynlar. Anar, hsan Oktay (1996), Kitab-l Hiyel, stanbul, letiim Yaynlar. Anar, hsan Oktay (1995), Puslu Ktalar Atlas, stanbul, letiim Yaynlar. Ecevit, Yldz (2001), Trk Romannda Postmodernist Almlar, stanbul, letiim Yaynlar. Grsel, Nedim (1997), "Tarihsel Roman Tarihi Yorumlayan Romandr", Hrriyet Gsteri: 197, 74. Grsel, Nedim (1995), Boazkesen, stanbul, Can Yaynlar. Jenkins, Keith (1997), Tarihi Yeniden Dnmek, (ev. Bahadr Sina ener), Ankara, Dost Kitabevi. Kongar, Emre (1989), Hoca Efendi 'nin Sandukas, stanbul, Remzi Kitabevi. Pamuk, Orhan (1999), teki Renkler, stanbul, letiim Yaynlar. Pamuk, Orhan (1985), Beyaz Kale, stanbul, Can Yaynlar. Pamuk, Orhan (1998), Tekeli, lhan (1998), Tarihyazm zerine Dnmek, Ankara, Dost Kitabevi

Necip tosuner trk ykclnn serveni 1

Tarihsel kkenlerine gitmeden yaznsal tr anlamnda konuursak, yk, son yzyl Trk edebiyatnda zengin bir birikim yaratmtr. iir ve romann yannda ilevsel bir tr olarak edebiyatmzda saygn yerini almtr. Yaznsal trlerin, zamann ritmine, nitelikli yazar kuann belli bir dnemde younlamasna, yaanan sosyolojik/tarihsel konjonktre bal olarak bazen parlak, ltl dnemler bazen de sradan, dingin bir dnem yaadklarn biliyoruz. ykclmz de ayn serveni yaam, bazen krlmalar, srmeler, bazen de canlanma ve yeniliklerle geliim izgisini srdrmtr. Bu yazda ykclmzn gelime evrelerinin nemli duraklar, ynelim ve almlar ele alnrken geliim izgisi netletirilmeye allacaktr. Ancak bu sre, ok zorunlu ve gerekli olmadka ykcler, dnemler, akmlar balamnda deil tek tek yazarlar balamnda ele alnarak incelenecektir. nk bildik incelemelerde pek ok yazarn ayr ayr yk tutumlarn temsil ettikleri hlde ayn balk altnda incelendiine sk sk tanklk ediyoruz. Bu da ykcnn yanl tantlmasna, znelliinin stnn rtlmesine neden olmaktadr. Bu nedenle sadece yazarlar balamnda konumak daha anlamldr. Kukusuz modern ykclmzn kurulu, gelime ve nitelikli bir kimlie kavuma srecini eksiksiz olarak ortaya koymak iin, bu srece pek ok yazarn dahil edilmesi gerekirdi. Ne var ki bunun imknsz olduunu sylemek bile fazla. Bu yzden sadece trn nemli duraklarna, Trk ykclne kimlik ve belirgin ton kazandranlara deinmeyi uygun bulduk ve yirmi be yazar setik. Dolaysyla bu yaz eksiksiz bir yk tarihinden ok ykclmze panoramik bir baktan ibarettir. Trk ykcl ncelikle biimsel anlamda dnya ykclnn hem mirass hem de zgn, farkl bir sesi olmutur. yle ki modern yknn geirdii evrelerin bir izdmn ykclmzde bulmak mmkndr. zellikle iki izgi (Maupassant ve ehov) lkemizde de belirleyici olmu, Kafkaesk, bilin ak, varoluuluk, gerekstclk, postmodernizm gibi eilimler de Trk yazarlar tarafndan deerlendirilen modern yknn dier imknlar olmutur. ykclmzn dou evresinde mer Seyfettin Maupassant izgisini, Memduh evket Esendal ise ehov izgisini izlemitir. Daha sonra Batyla ilikilerimizin younlat bir zaman dilimi yaanmtr. Batl pek ok sanatnn, dnce adamnn eserleri bu dnemde dilimize kazandrlmtr. Camus, Sartre, Kafka, Faulkner, Borges bunlardan bazlardr. lkemiz ykcleri de bu yazarlarn hem dnya grlerinden hem de sanatlarndan etkilenmiler, bunu da rnlerine yanstmlardr. Son dnemin baskn eilimi olan postmodern tutumlar da lke ykclnde deerlendirilmitir. Kukusuz btn bunlarla tmyle etki altndaki

bir yk geliim izgisinden sz etmiyor, dnya ykclnn bir paras olma serveninden sz ediyoruz. Trk edebiyatna Mai ve Siyah, Ak- Memn, Krk Hayatlar gibi grkemli romanlar kazandrm ve edebiyat dnyasnda hep romanlaryla anlm/nlenmi olan Halit Ziya Uaklgil, (1867-1945) ayn zamanda ada Trk ykclnn r ac yazarlarndan biridir ve modern anlamda Trk ykclnn temellerini atan kiidir. Aziz Efendi, Ahmet Midhat, Emin Nihad, Sami Paazde Sezai, Nabizde Nazm izgisinden sonra yk onunla birlikte edebiyatmzda yer etmeye balam, bamsz bir ruh ve kiilik kazanmtr. Bu anlamda ada ykclmzn balang noktas Halit Ziyadr. O, yaz hayat boyunca, en sevdiim tr dedii yknn nitelikli rneklerini vermi, bu trn lkede sevilmesinde, yaygnlk kazanmasnda nc rol oynamtr. Halit Ziyann yklerinde ilk dikkat eken zellik, tip/karakter eitlilii, konu zenginlii ve bak as tutarlldr. Halit Ziya, tutunamamlar, kaybedenleri, yenilmileri anlatr. Ekmek peinde koan hamal ocuklar, hastanedeki aresiz hastalar, ak krgnlarn, unutulmu sanat eskilerini, evlat acs eken babalar. Ancak onun kahramanlar dnsel bir dnyann deil, daha ok hayatn bizzat kendisinin, yaanamam gzelliklerin acsn ekerler. Bu anlamda bir kltr/dnce roman/yks deil bir hayat/hlya roman/yks yazar. nk onda her ey hayat yceltmeye dayanr. Ancak bu kadar idealize edilen hayat, sonunda ac gerein sert kayasna arpnca her ey parampara olur. Gzel bir iire benzetilen hayat, vereme, ayrlklara, umutsuz aklara, toplumsal dayatmalara yenilir. Ortada zm olabilecek bir topya, mcadele edilecek bir ideoloji, toplumsal bir kurtulu projesi de olmaynca, hayl krkl eserlere yansr. Halit Ziya, yklerini, klasik diyebileceimiz bir yaklamla kurgular. yklerde mutlaka arpc bir final grlr. Mesaj vermek temel amatr. Hikyeyi, mektup, gnlk, bulunmu notlar yahut baslmam kitap olarak aktarr. Halit Ziyann kimi yklerinde roman kurgusu uygulad gzlenir. Bu yklerde bir kahramann nlk durumunu anlatmakla yetinmez, kahramann btn hayatn anlatmak, noktalamak arzusundadr. Halit Ziya, kendinden sonra gelen ve pek ok imknlarla donanm ykclerin bile ulaamad seviyeye, erken dnemde ulam, yksn en st dzeyde oluturmu bir edebiyatdr. On be kitaplk yk birikimiyle yol ac bir ilev grm, bu zelliiyle de kendinden sonra gelen ykcleri etkilemitir. Dikkatli okurlarn, Sabahattin Aliden, Tanpnara, Sait Faikten Orhan Kemale kadar geni bir yelpazede, tonlar ve renkleri farkl olsa da bir Halit Ziya esintisi bulmalar mmkndr.

Modern Trk ykclnn dier kurucu adlarndan biri olan mer Seyfettinin yaad dnem (1884-1920) Trk toplumunun tarihsel macerasnda belki de en dramatik, en sancl gnlerdir. Osmanl mparatorluu toplumsal, siyasal, asker alanda zlm, her alanda var olup olmama mcadelesi vermektedir. Bunun zerine lkeyi bu hastalktan kurtarmak, dzle kartmak iin eitli grler, ideolojiler ileri srlr. Bu fikir akmlarn Osmanlclk, Trklk, slamclk, Batclk ana bal altnda sralamak mmkndr. mer Seyfettin seimini Trklkten yana kullanmtr. Tm yazarlk yaam boyunca Trkln savunucusu olmu, hem yazd makalelerle hem de ykleriyle ideolojisinin haklln ispatlamaya almtr. Bu anlamda o tmyle misyonuna adanm bir sanatdr. Edebiyat bir mesaj iletme arac olarak grm, mesajsz, saf edebiyata kar olmutur. Bunun sonuncunda da inand ideoloji dorultusunda tezli ykler yazmtr. mer Seyfettin yklerinde, ocukluk yllarndan, askerlik hatralarndan, evresinde gzlemledii olay ve insanlardan yararlanm, hayat hep bir ykc gzyle alglamtr. Bu yzden onda sanat ve hayat hep i ie olmutur. Gndelik yaamn eserlerinin k noktas yapm, dleri, idealleri dorultusunda olaylar dntrm, tm bu gzlem ve yaadklarn sanatnn ana malzemesi yapmtr. mer Seyfettin; kahramanlk, ocukluk, yabanclama, deiim, kadn ve aile, dil, taassup gibi ok eitli konularda ykler yazmtr. Bir gei dnemi ykcs olarak Osmanl ve Cumhuriyet arasndaki deiim ve yaanan arplmalar, zlmeleri, gelimeleri, dnsel tartmalar yksne tamtr. Dneminin ve sonraki aydnlarn yapt gibi ncelikle Franszca renmi olan Seyfettin, Fransz edebiyatndan derinden etkilenmi, zellikle basit ve effaf bulduu Maupassantn yklerini sanatnn k noktas yapmtr. bareleri o kadar basittir ki, onun kadar basit bir satr alfabe kitaplarnda bile bulunmaz, dedii Maupassantn basit anlatm yannda yklerindeki retici yan da ilgisini ekmitir. Onun yklerindeki zek oyunlar ve parlak bulular elbette Maupassantdan mlhemdir. Askerlik yaants boyunca yannda tad mehur bavulunda her zaman Maupassantn toplu eserlerini bulunduran mer Seyfettin yk anlayn tmyle Maupassant izgisine oturtmutur. yi kotarlmam ala kalem yklerine, romantik ve fazlasyla hamasi yaklamlarna ramen, mer Seyfettin, gndeme getirdii konular ve grd tarih fonksiyon ile Modern Trk ykclnn temel talarndan biri olmutur. Memleket Hikyeleri (1919) ve Gurbet Hikyeleri (1940) adl iki yk kitab bulunan Refik Halit Karay (1888-1965), ykclmzn olanaklarn gelitiren ykclerden biridir. Refik Halitin ilk yks Ayenin Talihi 1909 ylnda Muhit dergisinde yaynlanmtr. Ylda Bir, Sus Pay, Cer Hocas,

Ayenin Yazgs, Komunun Namusu bu ilk dnemin rnleridir. Bu yklerin de yer ald ilk kitab Memleket Hikyelerinde arlkl olarak Anadolu ve ky gerekliini ileyen Refik Halit, ikinci kitab Gurbet Hikyelerinde ise yurt/memleket sevgisini gndeme getirmitir. Sadece iki yk kitab bulunmasna ramen Trk ykclnde pek ok adan nc, yol ac bir fonksiyon tamtr. zellikle ky yaklam, brokratik k, ii smrs, hayat kadnlar, kadn smrs, onun daha sonra Trk ykclnde pek ok yazar tarafndan derinletirilecek olan temalardr. yklerin yazld tarihler/dnemler dnldnde Karayn ncl daha iyi anlalr. Yatk Emine, Sar Bal yklerinde gndeme getirdii uygunsuz kadn tiplemeleri ve yozlam brokrasi tespiti bata Sabahattin Ali olmak zere kendinden sonraki pek ok sanaty etkilemitir. Yine Karay, ii sorunlarn da ilk gndeme getiren ykclerden biridir (Sus Pay). Karay, ayrca ironi ve mizah yaklamyla da Trk ykclnn nc yazarlarndandr. Yakup Kadri Karaosmanolu, Genlik ve Edebiyat Hatralarnn Refik Halit ile ilgili blmlerinde onun srekli Maupassant okuduundan sz eder: Her kke geldiim saatte onu kah Verhaerennin iirlerini, kah Maupassantn hikyelerini okurken bulurdum. Biimsel tercihini Maupassantdan yana yapan Karayn ykleri giri, gelime, sonu disiplinine baldr. Maupassantdan rendiklerinin rneklerini srgnlklerinde bulur ve taray gereki bak asyla yanstr. mer Seyfettin antasnda nasl Maupassant klliyat tar, Refik Halit Karay nasl srekli Maupassant okursa, ykclmzn yaptalarndan olan Memduh evket Esendal (1883-1952) da Doktor ehof klliyatn elinden drmez. mer Seyfettin ve Refik Halit olay yky tercih ederken, Esendal, ehovun rneklerini verdii durum yksn seer. Edebiyatlarn ortak gr, Bak elilii srasnda Esendaln ehovu kefedip bu tarza ynelmi olduudur. Yazd mektuplarnda da bu etkilenimin izlerini grmek mmkndr: Son zamanlarda da Doktor ehofu elden brakamaz oldum. Bol bol ehof okuyorum. ok g olmasa da birka kk hikyesini sana tercme etsem. nan ki bu ufak tefek eyler, ok byk hikyelerden, piyeslerden daha ok tat verir. Esendaln ykleri tam de byledir. Ufak tefek ama derinlikli. Anlam akl ve sz iktisad onun ykde arad temel niteliklerdir. Yaln, sade, sslemesiz. Bir sohbetin arts, eksisi neyse onun yksnn arts da eksisi de odur. O sadece hayat anlatr. Dntrme, deitirme, soyutlama onun yklerinde yoktur. Her ey hayatta olduu gibidir. Hayatn bir nn, kesitini, ama hepten nemsiz saydmz, olaysz, entrikasz bir kesitini ele alr. En olaanst olaylar bile (lm, cinayet vs.) artc bir serinkanllkla anlatr. yk dz bir izgi

zerinde seyreder. Anlatlan/kurulan dnya deimi, dnm, evrilmi bir dnya deildir. Tpk hayattaki gibidir. Yazar yanstt dnyada tarafsz ve geri plndadr. O sadece bize aktaraca hayatlar seer. Onun ykleri bu hlleriyle yazlan bir ey deil anlatlan bir eydir. Esendaln 300 aan yk toplamnda artc bir tip ve konu eitlilii vardr. isinden kylsne, zengininden yoksuluna her kesimden insan ykletirir. ykler tip yannda, konular, temalar bakmndan da tek bir kategoride toplanmayacak kadar eitlidir. Ama aile, kadn, brokrasi, deiim ve dnm, batllama, banazlk onun yklerinin belli bal ana temalardr. Serinkanl anlatm, olaylara ve insanlara iyimser bak, hmanist yaklam, hayat olduu gibi aktaran nakilci tavr, onun yk dnyasnn temel nirengi noktalar olmutur. Esendal bu yk toplamyla kendine zg bir yk evreni kurmay baarm, Trk ykclnde yepyeni bir dnyann kaplarn aralamtr. Sabahattin Ali (1907-1948), mer Seyfettin, Refik Halit Karay, Kenan Hulusi, Reat Nuri Gntekin, Memduh evket Esendal, Sadri Ertem izgisinde seyreden Trk ykclnde, ortaya koyduu rnlerle byk bir srama zemini hazrlam, nemli bir nc ve yol acdr. zellikle ky ve kylnn sorunlar ve cezaevi gzlemleri gibi daha sonra Trk ykclnde bir dneme damgasn vuracak olan temalar ile dnemsel akmlarn balatcs ve yol gstericisi olmutur. Sabahattin Ali, muhalif kimliinin bir yansmas olarak yklerinde snfsal elikileri, smry, adaletsizlikleri gndeme getirmi, ezilenlerin, gszlerin, hakk yenenlerin yannda yer alm, despotlarn, ezenlerin ise karsnda olmutur. zellikle gnmzn de temel problemleri olan salk, brokrasi, despotizm, yabanclama konularn 1930larda, 1940larda arpc bir gereklikle gzler nne sermitir. Sabahattin Ali, btn yklerinde iktidarn politikalarn ven, parlatan dnemin angaje sanatlarnn aksine, bu projelerin insanszln, yanlln vurgulam, pek ok yksnde bu jakoben, tepeden inmeci politikalar eletirmitir. ktidarn izdii pembe tablolarn aslnda nasl kapkara olduunun arpc rneklerini vermitir. Sabahattin Ali yklerinde dolaysz bir anlatm yolunu tercih etmitir. Pek ok yksn imge ve simgelere bavurmadan anlatr. (Ama Sra Kkn masallar blmnde alegorik bir anlatma ynelir.) Bir mesaj verme, bir doruyu savunma gayreti ierisinde olduu iin ykde arpcl, irkiltmeyi, sarsmay hedefler. Bu beklentiye en uygun yntem ise olay yk yaklamdr. Olay yk anlayn benimseyen Sabahattin Ali bu yanyla temasal anlamda olmasa bile

biimsel anlamda mer Seyfettin damarn izler. Klasik giri/gelime/sonu disiplinine baldr. Sait Faik (1906-1954), ykcl meslek edinen hatta onu bir hayat tarz olarak yaayan Modern Trk ykclnn r ac ykclerinden biridir. ykdeki sraryla, bu trn edebiyatmzda yerlemesinde, sevilmesinde, saygnlk kazanmasnda nc rol oynamtr. Trk edebiyatnda her eyin ykletirilebileceinin ve disiplinsiz, hesapsz da yk yazlabileceinin ant rneklerini vermitir. Cokulu, itenlikli ykleriyle herkesin kabullenecei bir yk dnyas yaratarak Trk ykclnn temel talarndan biri olmay baarmtr. yklerinde gndelik yaammzda varlklarn bile hissetmediimiz insanlarn sradan yaamlarn, tutunamayanlar, bir keye itilmileri, sokak serserilerini, hayat kadnlarn, balklar gndeme getirerek Trk ykclne kk insan kavramn kazandrmtr. Bu tematik seim, biimsel tercihine de yansm, hreti, yazarlk sekinciliini reddetmi, sanki ilerinde birlikte yaamaktan zevk duyduu bu insanlarla eitlenmek iin sradan, sade bir anlatm yelemitir. Hatta zaman zaman ykc kimliiyle alay etmitir. Bir sohbet havasnda, mdahil yazar tavryla deta okurla birlikte yky kurgulamtr. Sait Faik, kk insanlar anlatrken mevcut dzene/yaplanmaya eletirel, muhalif bir tutum sergiler. Ama bu muhalefeti bir teklife dnmez. Yani sadece tespit eder, okura bir ideolojik gr dayatmaz. nk onun peinde olduu ad konmu toplumsal bir proje yoktur. nsanlarn hayallerinin gerek olduu, mutlu olduu, hakszlklarn olmad, zgr bir dnyay arzuladn vurgulamakla birlikte bu beklentilerini bir siyasi hareketle irtibatlandrmaz. rnein Sabahattin Alideki zgrlk anlay toplumsal bir grn (sosyalizm) yansmasyken, Sait Faikte bu sadece bireysel bir projedir. Yani o insann her istediini yapabildii, toplumsal basklar hissetmedii bir zgrlk anlayn savunur. Yasland yer de hmanist bak asdr. Bu tavryla da, kendisine, ykclmzn ana damarlar olan mer Seyfettin, Sabahattin Ali izgisinden ayr, yepyeni bir alan yaratmtr. Ahmet Hamdi Tanpnarn (1901-1962) ilk yk kitab Abdullah Efendinin Ryalar 1943, Yaz Yamuru adl ikinci yk kitab ise 1955 ylnda baslmtr. Daha sonra tm ykleri (kitaplara girmemi iki ykyle birlikte) Hikyeler bal altnda toplanmtr. Tanpnar; rya, gerek, zaman olgularnn tartld yklerini, psikolojik younluk, artc semboller ve soyutlama yaklamlaryla, derinlikli, arm bol bir alana yerletirir. Elbette btn bunlar sanatta peinde olduu rya estetii anlaynn bir tezahrdr. O yklerinde hep bir gzellik yaratmak peindedir.

nk ona gre yk, hayat gzellesin diye yazlmaldr. Ryann, masaln, korkunun hatta yalann sanat gzelletiren unsurlar olduunu dnr ve yksn bu elere yaslar. Anlatt her eyi (hayatn kendisini) folklor olmaktan karp sembollerle sanat (yk) katna kartr. Ama bu gzellik her zaman youn bir dikkatin ve bir dncenin dlamasyla oluur. ykleri ylesine salam, zerinde inceden inceye dnlm bir yapdadr ki, sanki her satrna tm dnsel, sanatsal, felsefi grlerini sdrmaya alr. Tanpnarn yklerinin anahtar kelimelerini rya, mzik, zaman, ayna, skunet, duassla, muzdarip, sr, tesadf, masal, buhran, vehim olarak sralamak mmkndr. Bu kelimelerin alm bir bakma onun sanatnn da almdr. Yazarlk hayat boyunca toplam on drt yk yaynlam olan Tanpnar, bu yk birikimiyle bile Trk ykclnn nitelikli yazarlarnda biri olmay baarmtr. Orhan Kemal (1914-1970), Trk ykclndeki gerekilik akmnn en nemli temsilcilerinden biridir. Otuz yllk yazarlk hayatna on iki yk kitab, yirmi yedi roman yannda senaryolar, oyunlar sdran Orhan Kemal, Trk edebiyatnn en retken yazarlarndan biridir. Bu retkenlii elbette biraz da seimiyle ilgilidir. O yazdklaryla ev geindiren gazeteci-yazar kuandandr. Hayat boyunca bu seiminin hem avantajn hem de dezavantajn yaamtr. Yazarl meslek edinmenin yarar olarak ok yazm, ok retmitir. Ama geinmek zorunda olduu iin de srmden kazanma yoluna itilmi, oaltmaclk tehlikesine srklenmi, zensiz yazmak durumunda kalmtr. Orhan Kemal hayat boyunca ekmek peinde komu, eserlerinde de bu abadaki insanlar anlatmtr. Irgatlar, memurlar, isizler, hamallar, ktipler, dilenciler, ofrler, pler, dondurmaclar, gardiyanlar, serseriler ksaca toplumun alt kesimi onun ilgi alan olmutur. Orhan Kemalde hayat ve sanat birbirinden ayrlmaz. O hep hayat sanata sokmaya almtr. Bu anlamda Trk ykclne kazandrd en somut katk bu hayatlardr. lk yksnden son yksne kadar neredeyse hep ayn yntemi benimsemitir. yklerini tmyle gzlem ve tankla yaslayan Orhan Kemal, gerekililik izgisinde yrm ve ak, yaln bir anlatm yelemitir. Biim, kurgu ve yenilik peinde komam, eserlerinde biimden ok z nemsemitir. Dneminin sanat arkadalarnn soyut, kapal ve deiik biimsel ynelimlerinin aksine, o hep bildii sadelii tercih etmitir. Onun ykleri iin sylenebilecek en yerinde yaklam itenlikli ykler olsa gerektir. Orhan Kemal, artk edebiyattan/sanattan oktan dlanm insanlar gndeme getirmesiyle, Trk ykclnn sokaa alan penceresi olmutur.

Haldun Taner (1915-1986), yklerini, hayat ve doa yceltimi, itenlik ve drstlk vgs ama hepsinden ok insan sevgisi zerine kurar. Yaama cokusu, mutluluk aray ve derin bir hmanizm yklerin arka plann oluturur. O, hayat projesi olarak yaln ve sade yaam savunur. nsan mutluluunun gsterisiz, yaln bir hayat srmekle mmkn olabilecei grndedir. yklerinde beenilme arzusunun insan hep yanla gtrdn vurgular. nsann doallktan, sadelikten uzaklatnda mutsuzlukla ba baa kalacan dnr. Hedef bytme, insan insanlktan kararak bencil, egoist yapar ve insan buna ulaamaynca da mutsuz olur. Ayn ekilde hayat skalayarak, gereksiz bilgi ykyle yklenmenin de insan mutluluunu engellediini dnr. Haldun Tanerin yk serveni uzun bir dneme (1949-1983) yaylmtr: Yaasn Demokrasi (1949), Tu (1951), ihaneye Yamur Yayordu (1954), Aynda alkur (1954), On kiye Bir Var (1954), Koninalar (1967), Sanchonun Sabah Yry (1969), Yalda Sabah (1983). Haldun Taner, bu uzun zamana yaylan yk serveninde her zaman dnemsel akmlara, yaznsal gruplara mesafeli olmutur. Tanerin youn olarak yk kitaplar yaynlad dnem olan 1950ler lkemizde Varoluu-Gerekst anlaya yasl yklerin edebiyat dnyamza hakim olduu bir zaman dilimidir. Vsat O. Bener, Nezihe Meri, Ferit Edg, Leyla Erbil, Bilge Karasu, Sevim Burak avangard diyebileceiz bir yk anlaynn rnlerini verirler. te yandan o dnemde dier bir nemli akm da sosyal gerekiliktir. Haldun Taner ise, hem entelektel hikye tarzn hem de sosyal gerekileri tasvip etmez. nk o kendi deyimiyle herkesin anlayabilecei halk bir slup peindedir. ounlukla dz, sade bir anlatm yeler. Haldun Taneri bir izgiyle irtibatlandrmak gerekirse Hseyin Rahmi Grpnar, Memduh evket Esendal ve Sait Faikin bileimi olarak tanmlamak olasdr. 1925 ylnda doan Nezihe Meri, ilk kitab Bozbulank (1953) yaynlandnda youn bir ilgiyle karlanm ve Cumhuriyet kuann ilk kadn yazar olarak nitelenmitir. Ardndan Topal Koma (1956) ve Menekeli Bilin (1965) kitaplar gelir. Cumhuriyet kuann ilk kadn yazar yargs her ne kadar abartl bir yarg da olsa kimi hakl yanlar vardr; nk Meri, yklerinde, temada, dilde, kurguda, anlatmda, siyasal tavrda o gne dein ki kadn yazarlardan (Gzide Sabri, Muazzez Tahsin, Kerime Nadir) tmyle farkl bir anlay sergiler. ncelikle kadna, dnemine gre bambaka bir adan bakar. Hep duygusal adan ele alnan kadn onun yklerinde artk toplumsal sorumluluu olan, hayatn iinde aktif rol almak isteyen birey olarak izilir. Bylece 1980lerden sonra tmyle edebiyatmz kuatan, kadnn erkeklerin dnyasndaki ezilmilii ilk kez Meri araclyla gndeme gelir. Ayrca Meri eserlerinde modern yknn imknlarn kullanrken dilde zenlidir ve bilin ak, i monolog,

postmodern yk gibi yeni teknikler denemektedir. Bu ynyle de dneminin kadn yazarlarndan ayrlr ve yeniliki bir yk anlayn temsil eder. Nezihe Meriin yk servenini dneme ayrmak mmkndr. Daha ok kadn- erkek ilikilerinin n plana karld ilk dnem ykleri ( Bozbulank, Topal Koma, Menekeli Bilin), siyasal arlkl ikinci dnem ykleri (Dumanalt) ve biimsel araylarn, postmodern yaklamlarn yansd son dnem ykleri (Bir Kara Derin Kuyu, Yandrma, Cisenti ). Nezihe Meri durum, atmosfer ykleri yazar. Olay deil o olayn anlatcda yaratt, izlenimleri, etkileri, armlar ykletirir. Kimi yklerde ise belli belirsiz bilinalt gndermelerine yer verir. Onun yklerinde bunalm edebiyat ve varoluuluun izleri de grlr, ama bu yaklam baskn deildir. Son dnem ykleri ise postmodern anlaya yaklar. 1950ler Trk ykclnde zellikle Varoluuluk akmnn yaznsal rneklerinin sergiledii yllardr. Albert Camus, Jean Paul Sartre gibi yazarlarla anlam alan bulan bir edebiyat gr, felsef anlay olan Varoluuluk, 1945 ile 1955 yllar arasnda Fransada en parlak dnemini yaam, zamanla bu akm srkleyen nclerin ayr ayr ynlere savrulmas, yaananlara, an sorunlarna ilikin aklayc zmler retememesi zerine silikleerek, etkisini yitirmitir. Daha ok felsefi bir gr olarak balayan Varoluuluun zamanla edebiyatta da rnlerinin verilmesiyle yaygn bir etki alan olumutur. Tarihsel kkenleri olmakla birlikte Varoluuluu dnemsel etkilerin beslediini sylemek mmkn. 1950lerde bir yandan kinci Dnya Savann aclarn, bir yandan teknolojinin/sanayilemenin sarsc basksn zerinde hisseden Avrupa insan, tam bir kendi kendine yabanclama serveni yaar. Bu bunalm, felsefeye, sanat edebiyata btn unsurlaryla yansr. Ne Tanr ne de gemiin mutlak dorular artk olmadna gre, uyumsuzluk, sama ve ac kanlmazdr. Bilinmeyenlerle evrili hayat ierisinde birey savunmaszdr. Gemiinden, tm birikiminden kopmu insan yapayalnzdr. evre/kitle/brokrasi ise insan mutsuzluunu artrmaktadr. Bu yzden toplumun her kesiminde topyekn bir rme yaanmaktadr. Gerek diye bilinenler artk phelidir. Gerek ve d birbirine karmtr. nsann git gide vard yer hilik, boluk, anlamszlk olmaktadr. Birey bu kstrlmlkla kuku, korku ve gvensizlik ierisindedir. Bu dnemde Batda Varoluuluk yannda Freuduluk, Gerekstclk, Hiilik rzgrlar da esmektedir. lkemizde ise sosyal gerekilik ve ky edebiyat baat anlaytr. Ama bir ksm sanatlar ise lke iindeki ynelimleri deil Batdaki bu ynelimleri benimserler. Demir zl, Leyla Erbil, Erdal z, Ferid Edg, Orhan Duru, Adnan zyalner, Onat Kutlar, Bilge Karasu bu akma sahip karlar. Bu tavr elbette edebiyatta bir krlmann addr. Bu yazarlar bylece

hem sosyal gereklie hem de ky edebiyatna mesafeli dururken o gne kadar ki edebiyat geleneine de hepten bakaldrrlar. Bu yzden ortaya koyduklar aka avangard bir edebiyattr. Kukusuz bu kuan niyeti Sait Faikle balayan bireyin yceltilmesi tavrn, evrensel boyuta tamak, dnya leinde bir edebiyat yapmaktr. Kimi yorumcular bu dnemsel tutumu ilk modernist k olarak nitelemilerdir. Bu ynelimin en nemli ismi Leyla Erbildir (1931). Erbil, dilde, biimde zgnlk aray ierisinde olmu, ykclmze entelektel bir dzey, felsefi bir derinlik getirmitir. Kadn sorunlarn daha 1950lerde cretkr bir tutumla ele alrken, biimsel anlamda da geleneksel yk anlaynn tmyle dnda bir biim yenilii peinde olmutur. Onun Trk ykclndeki en ayrks yan denedii biimsel yaplar ve Trke kullanmndaki muhalif tutumudur. O yklerini bildik, allageldik yaplarn dnda kurar. Beckett, Kafka, Joyce, Faulkner, Woolf tonlar farkl olsa da biim anlamnda takipisi olduu yazarlar olur. Biimsel anlamda bu yazarlara sadkken, tematik adan da Marx, Freud, zaman zaman Dostoyevskiyi deerlendirir. monolog ve bilin ak en ok denedii biimsel yaplar olur. Bu arada ironi ve kara mizah da sevdii anlatm tarzlarndandr. Bilinlenmi kadnn cinsellii tersinden bir g olarak erkeklere kar kullanmasn kara mizahla dlatrr. Buna bir alma yntemi olarak da baklabilir. Kara mizah, bu erkeksi dzeni kavrayamam kadn kahraman hicvetme arac olarak kullanlr. Leyla Erbil ykclnn ana izgisini; Freudyen reti, varoluuluk ve snfsal elikiler olarak sralayabiliriz. Erbil varoluuluu toplumsal sorunlar ve cinsellik temalar balamnda deerlendirir. yklerinde kara edebiyatn, yeralt edebiyatnn, gerekstcln, hiiliin snrlarnda gezinir. fkeli, kkrtc, rahatsz edici bir dille yapar btn bunlar. Kanayan yaralarn etrafnda gezinir. Yaanan hakszlklar grmezlikten gelmeyi ihanet olarak grr. nsann ktcl, hastalkl yanlarnda derinleir.

You might also like