You are on page 1of 77

LEV NKOLAYEV TOLSTOY HER EYE RAMEN SEVG

Tarayan: Yaar Mutlu Bu e-kitap taslak halindedir. Okumay zorlatrc tarama hatalar ierebilir. Bu taslak srm okurken dzeltir ve dzeltilmi srm bizimle paylamak isterseniz memnun oluruz. WEB: http://ayrac.org letiim: ayrac.org@gmail.com

MANFESTO
Ayra, 2005in Austos aynda mevcut yaynevlerinin, kitap fiyatlarn srarla ok yksek tutmas temelinde, teknolojinin de nimetlerinden yararlanarak, merakl okuyucuyu baz kitaplarla kolay buluturabilme dncesinden hareketle, kitaplk.madpage.com alan adnda, Kitaplk adyla yayna balad. Ksa bir sre, kitaplik.wordpress.com alan adnda yine WordPress temelli olarak yayn hayatna devam etti. Buradaki mrmz de ksa olmad ama olduka iyi bir kitleyle bulutuk WordPresste Mart 2007de de kendimize ait bir alan adnda ve Ayra olarak yolculua devam ediyoruz. Ayra oluturan ekip, yaynevi deneyimi olan kitapseverlerdir. ncelikle baz konulara aklk getirelim: 1. Trkiyede Orhan Pamuk dnda hibir yazar, kitap satlarndan %20den daha yksek bir telif hakk alamazlar. Hatta ou yazar, kitab iin yaymcdan telif creti almaz, alamaz Aldnz bir kitabn gelirinin byk blm yaynevilerine, kitabevlerine ve arac datmclara gitmektedir. 2. Kafka, Joyce, Poe gibi telif hakk olmayan yazarlarn kitaplarnn satndan elde edilen gelir tamamen yayncya ve yukarda saydmz gruba (evirmene eviri bitince bir kerelik czi bir cret verilir) kalr. 3. Kitaplarn basmnda dolayl da olsa aalar kullanlr. 4. Trkiyede yaynclk sektr, bir kitap iin istedii creti karlamayacak kalitede kt bask yapmaktadr. Penguin Booksun ucuz seri retimi kitaplar bile, bizim yaynevilerinden ok daha kaliteliler. Bir kitabevine gidip karlatrn 5. Ayran amac yazara zarar vermek deildir. Buradan kitabn okuyup beendiiniz bir yazara gereken ekilde destek olacak kadar duyarl insanlar olduklarn biliyoruz kitapseverlerin 6. Ayrata kitab yaynlanan ve bundan rahatsz olan yazarlar bize istedikleri zaman ayrac.org@gmail.com adresinden ulaabilirler. 7. Ayrata yaynlanan e-kitaplar, okunabilir dzeydirler. Dzelti ve n okumas yaplmtr. Buna ramen buradan linkini aldnz ve okumas srasnda hatalar grdnz kitaplar bize yukardaki e-posta adresinden bildirebilir ya da ilgili baln altna yazabilirsiniz. Dzelttiiniz ya da paylamak istediiniz e-kitaplar da bize e-posta ile ulatrabilirsiniz. Sayglarmzla Ayra Ekibi Baz yararl okumalar: Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu Korsan Kitap - Korsan Yaynevi Kltr Hizmetiymi Korsan Yayna Gzelleme ekitap?

HEREYE RAMEN SEVG Hereye Ramen Sevgi Tolstoy 1. Bask

TOLSTOY HEREYE RAMEN SEVG


- YKLER MTERCM: ERSN YILDIRIM ARKHE YAYINLARI AUSTOS 2003

TOLSTOY 28 Austos 1828 tarihinde Moskova'da dodu. Babas Kont Nikolay lyi Tolstoy, 1812 yl Napolyon Savalarna katlm emekli bir yarbayd. Tolstoy romanlarnda, insanolunun ne kadar deiik karakterli olduunu vurgular. "Sava ve Bar", "Anna Karanina" insan tahlilleri ve canl tasvirler bakmndan birer ba eserdir. Tolstoy'un kendini aray serveni lnceye kadar srd. Kars bile onu anlamad. Tolstoy, bir ocuk gibi hayata kst ve kat. Seksen iki yandaki karanlk ve yal bir Ekim gecesinde kynden ayrld. Yolda hastaland. 7 Kasm 1910'da kk bir tren istasyonunda hayata veda etti.

NDEKLER: Atei Kvlcmken Sndrmeli......................................7 Yoksul Kylnn Olu................................................25 Hereye Ramen Sevgi................................................49 eytann Hilesi.............................................................67 Esirlerin Ka Serveni..............................................73 aresiz Hastann lm..........................................109

ATE KIVILCIMKEN SNDRMEL Vaktiyle kyn birinde van cerbakov adnda hali vakti yerinde, gl kuvvetli, alkan bir adam yayordu. olu vard. Oullarndan biri evli, dieri nianlyd. nc olu henz toy bir delikanlyd. Kars, ev ilerinden anlayan akll bir kadnd. Byk gelini de akll uslu ve alkand. Hep birlikte geinip gidiyorlard. Ailede yalnzca tvan'n ihtiyar ve yatalak babas almyordu. Nefes darl ektii iin yedi yldr pein zerinde yatyordu. vangille-rin kendilerine yetecek kadar hayvan vard, at, bir tay, bir danal inek, onbe tane de koyun. Kadnlar hem ev ilerine bakyor, hem de tarlada alyorlard. Erkekler de kendi ileriyle urayordu. Tarladan kaldrdklar buday kendilerine yetiyor, hatta artyordu. Yetitirdikleri yulaf satarak hem vergilen dyor, hem de masraflar karlyorlard. vangiller bu ekilde rahata yaayp gidiyordu. Fakat ksa bir zaman sonra komular Gordey vanov'un olu Topal Gavrilo ile aralarnda bir dmanlk balad. htiyar Godey'in hayatta olduu sralarda bu iki komu 7 ,k gzel gzel geiniyordu. Birbirlerine ellerinden gelen yardm yaparlard. Mesela komulardan biri elek, kova, uval, tekerlek gibi eylere ihtiya duyunca biri dierinin hemen yardmna koard. Birinin danas dierinin harmanna girse harman sahibi yalnzca; "Komu senin dana bizim harmana girmi, hayvann al gtr, henz harman kaldrmadk da" der, hayvan kilit altna almak, birbirleriyle az dala yapmak gibi eylere bavurmazlard. htiyarlar birbirleriyle bu ekilde geinip gidiyordu. Fakat evin idaresini oullar ele alnca iler deiiverdi. Hi yoktan, bir anlamazlk kt aralarnda. van'n gelininin tavuu erken yumurtlamaya balamt. Gen kadn da Paskalya yortusu iin yumurta biriktirmeye karar verdi. Her gn kmese giderek, takadan yumurtay alp saklyordu. Gnn birinde ocuklar tavuu rkttkleri iin tavuk it stnden uup, komunun kmesine girdi ve oraya yumurtlad. O srada evde bayram temizlii yapmakta olan gen kadn, tavuun gdakladn duyduysa da yumurtay "sonra alrm" diye aldr etmedi. Akamleyin kmese gidince yumurtann takada olmadn grd. "Acaba kaynm ya da kaynanam m ald" diye dnerek gidip onlara sordu. Onlar da almadklarn sylediler. Gelinin kk kayn Taraska ona; "Senin tavuk komunun kmesine yumurtlam olmal. Orada gdakladn duydum. Hatta oradan geldiini grdm" dedi. Gen kadn kmese gidip, gzlerini yumup horozun yanna km olan tavua, nereye yumurtladn sormak istercesine bakt. Hayvan ona cevap verecek deildi ya. Bunun zerine kalkp komusunun evine gitti. Onu ihtiyar kadn karlad. - Ne istiyorsun kzm, dedi. - Benim tavuk sizin kmese girmi, acaba baraya m 8 M yumurtlad nine? Kadn sert bir dille ona cevap verdi: - Biz tavuk mavuk grmedik. Hem bizim tavuklar da oktan beri yumurtluyor. Bizim yumurtamz bize yetiyor, bakalarnn yumurtalarna ihtiyacmz yok. Hem biz sizin gibi bakalarnn kmeslerinden yumurta toplamyoruz. Bu szlere gen kadn ok kzd ve ar bir sz syledi. htiyar kadn da daha ar bir ekilde ona karlk verdi. Bunun zerine kavgaya tututular. O srada, su getirmekte olan ivan'n kars da kavgaya kart. Derken Gavrilo'nun kars da dar karak, olmu olmam bir sr olay sayp dkerek sylemediini brakmad. Bylece kavga bydke byd. Herkes avaz kt kadar baryor, kimin ne dedii anlalmyordu. Sen susun, sen busun, sen hrszsn, kt kadnn birisin, kaynatan alktan gebertiyorsun, sen dinsizsin gibi bir sr aza alnmayacak laflar sylediler birbirlerine. - Ya sen, sen hrszn birisin. Eleimi alp yrtmadn m, srmz da sen aldn, dedi bir dieri. Kavga annda sr kapmak iin stne atlrken suyu dktler. Birbirlerinin bartlerini

yrttlar, sa saa, ba baa kavga ediyorlard. O srada tarladan dnen Gavrilo da karsnn tarafn tutarak, kavgaya katld. Ivan ve olu da koa koa kavga yerine geldiler. van gl kuvvetli bir adamd. Oradakileri saa sola iterek fke iinde Gavrilo'nun yanna geldi. Sakalndan bir tutam kl kopard. Bereket versin ki halk yetiip onlar ayrd. ite iki komu arasndaki dmanlk bu ekilde balad. Sonra Gavrilo, sakalndan koparlm kllar bir kada sarp: - Ben sakalm il suratl Ivan koparsn diye uzatma9 4k dim, dedi ve doruca mahkemeye gitti. Gavrilo'nun kars da konu komuya van' nasl Sibirya'ya srgne gnderttireceini anlatp duruyordu. Bylece aralarndaki dmanlk gn getike daha da artt. Yatalak ihtiyar onlara daha ilk gnden beri barmalarn sylyor: - Hi yoktan kavga kardnz. Bir yumurta yznden kavga edilir mi hi? Bir yumurta deil mi, belki de ocuklar almtr. Ksmet deilmi demek ki. Kt sz syleyene, kt szle karlk vermemek lazm. Kavga ettiniz de ne oldu sanki. Bunlar olmayacak eyler deil. Haydi gidin de barn. Dargnln uzamas daha ktdr, diyordu. Genler ihtiyarn samaladn dnp, onun sylediklerini pek kale almadlar. van komusuyla barmay kabul etmeyerek: - Onun sakaln ben yolmadm, kendisi ekip kopard. stelik onun olu dmelerimi koparp gmleimi yrtt, dedi. Sonra van da gidip komusunu mahkemeye verdi. Davalarna hem sulh mahkemesinde, hem de bucak mahkemesinde baklmaya balad. O sralarda Gavrilo'nun arabasnn tahtas kayboldu. Kyn kadnlar; "Tahtay van'n olu ald. Onu geceleyin pencereden geip, arabaya doru giderken grdk" dediler. Baka bir kadn da, tahtay van'n olunun alarak meyhaneciye sattn syledi. Bu olay zerine yine mahkemelik oldub". Bylece her gn kavga grlt durmak bilmedi. ocuklar bile byklerden rendikleri kfrleri birbirlerine savurmaya baladlar. Kadnlar rmak kenarna amar ykamaya gittiklerinde, tokatan ok enelerini iletiyorlard. 10 4k nceleri erkekler birbirlerine bilmeyerek iftira ediyorlard ama sonralar bile bile birbirlerine kara almaya baladlar. Kadnlar ocuklar kkrtyordu. Bylece gnden gne yaam ekilmez bir hale geldi. van ve Topal Gavrilo birbirlerini dava ederek hem ky ihtiyar heyetini, hem bucak, hem de sulh mahkemesini bktrdlar. Ya Gavrilo va-n, ya da van Gavrilo'yu mahkemeye veriyor, bunun neticesinde de aralarndaki dmanlk bydke byyordu. Hani kpekler bouurken birbirini srdka daha ok kzar ya aynen yle. Bouma esnasnda kpeklerden birine sopa ile vurulsa, kendine sopayla vurulan kpek, dier kpek srd sanarak fkesi bir kat daha artar ya, onlar da aynen kpekler gibi birbirleriyle bouuyorlard. Biri dierini mahkemeye veriyor, ona ceza giydiriyor, bunun zerine tekinin dmanl bir kat daha artyor: "Bekle grrsn. Ben bunun acsn senden karrm" diye di biliyordu. Aralarndaki kavga bu ekilde tam alt yl srd. Bu arada, yatalak ihtiyar srekli onlara t veriyor: "ocuklar, siz ne yaptnz bilmiyorsunuz. Birbirinizle kavga edeceinize, iinize gcnze baksanz daha iyi olmaz m? u eski hesaplar kapatn artk. fkeyle kalkan zararla oturur. Keskin sirke kpne zarar" diyordu. Fakat ona kulak asan yoktu. Kavgann yedince ylnda, bir dnde van'n gelini aktan aa Gavrilo'ya" hakaret edip, atlar alarken nasl yakalandn anlatt elleme Zaten sarho olan Gavrilo'nun gzn o anda kin brd ve kadna yle bir tokat patlatt ki zavall, tam bir hafta yataktan kalkamad. stelik kadn hamileydi. Gelinin dk yapacan dnen van bu duruma ok sevinip, hemen mahkemeye kotu. Artk komudan kurtulacakt. Onu ya hapsederler ya da Sibirya'ya srerler diye dnyordu. Faka midi boa kt. Doktorlar kadn muayene edip, durumunun iyi ol11

M duunu sylediler. Yarg, ortada bir delil olmad iin davay geri evirdi. van bunun zerine sulh mahkemesine bavurdu. Sulh mahkemesi de davay bucak mahkemesine havale etti. van, Gavrilo'ya ceza verdirebilmek iin abalad durdu, bakana ve katibe arap iirdi, sonunda Gavrilo'ya meydan daya cezas verdirebildi. Mahkemenin karar yleydi: "Sank Gavrilo Gordey, srtna 20 denek vurulmak suretiyle, halkn nnde cezalandrlacaktr." van, karar okunurken, Gavrilo'nun halini grmek iin ona bakyordu. Karar aklandktan sonra Gavrilo'nun yz kire gibi oldu, kendini dar gbela att. Ivan da arkasndan kt. van, o srada, Gavrilo'nun "Varsn bana denek vurdurup, srtm yaktrsn. Bakalm onun neyi yanacak?" diye konutuunu iitti. Bu szleri duyar duymaz hemen geri dnp mahkeme salonuna girerek; "Sayn Yarglar, Gavrilo evimi yakacan sylyor. ahitlerim de var," dedi. Bunun zerine Gavrilo'yu tekrar ardlar: "Sen byle birey syledin mi?" diye sorguya ektiler. Gavrilo: - Hayr, ben byle birey sylemedim. Bana istediiniz kadar ceza verebilirsiniz. Madem ki size yetki verilmi. yle grnyor ki yalnzca ben ceza ekeceim, ona birey olmayacak dedi. breyler daha sylemek istedi, fakat tm vcudu zangr zangr titredii iin syleyemedi. Onun bu halini gren yarglar kendine veya komusuna bir zarar vermesinden korktular. htiyar bir yarg onlara: - Beni dinleyin kardeler! Sizin iin tek kar yol barmaktr. Gavrilo, sen, bir kadn dvmekle iyi birey mi yaptn sanki. Allah'tan kadna birey olmad. Yoksa bir katil olacaktn. Beendin mi yaptn? Gel kabahatli olduunu kabul et, van'dan zr dile. O da seni affetsin. Biz de 12 jf. k: rarmz deitirelim, dedi. Katip buna itiraz etti: - Bu sylediiniz anayasann 117'nci madesine aykr. Karar verilmi bulunuyor, bu karar tasdik edilmelidir. Yarg katibi dinlemeyerek: - Kes artk konumay. Her zaman l'inci madde: "Allah' unutma, Allah bar emrediyor" olmaldr. Yarg bo yere davallar bartrmaya urayordu. Bu abalarndan bir netice alamad. Gavrilo: - Ben krk dokuz yana gelmi, oul evlendirmi bir adamm. mrm boyunca hi kimseden dayak yemedim. imdi il van bana meydan daya ektirecek. Ben de kalkp ondan af dileyeceim yle mi? Hayr bar maris istemiyorum. Yeter artk. Bunun acsn van'dan karmazsam bana da Gavrilo demesinler, dedi. Yine Gavrilo'nun sesi soluu kesildi ve salondan kt: Bucak ve ev aras on verst uzaklktayd. van eve ge kalmt. At arabadan zp, ahra gtrd. Evde kimsecikler yoktu. ocuklar tarlaya, kadnlar hayvanlar otlatmaya gitmiti. van peykeye kp dncelere dald. Mahkeme karar okunurken Gavrilo'nun nasl betinin benzinin attn, yznn kire gibi bembeyaz olduunu gznn nne getirdi. Can skld. ayet kendisine byle bir ceza verilse kendisinin ne durumda olacan dnd ve Gavrilo'ya acd. Tam o srada ihtiyar babasnn ksr-dn iitti ve yanna gitti. htiyar byk bir glkle pe zerinde doruldu, ayaklarn yere sarktp indi. Sonra srne srne gidip bir peykeye oturdu. Bu kadarck bir hareket bile onu fazlasyla yormutu. Yine ksrd. Sonra masaya dayanarak: "Ne oldu, ceza verdiler mi" diye sordu. 13 jfk van "Yirmi denek" dedi. htiyar ban sallad: - Evladm, ok kt bir i yapyorsun. Aslnda ona deil kendine ktlk ediyorsun. Onu krbalatnca eline ne geecek sanki. - Bu ona iyi bir ders olur, bir daha da byle birey yapmaz. - Bir daha yapmayacak yle mi? Sanki sen ondan daha m az ktlk yaptn?

- Onun hi suu yok mu yani? Bana neler etti. Az kalsn kadn ldrecekti. imdi de evi yakacan sylyor. O bana bunlar yapsn, ben ona hibir ey yapmayaym, gidip onun nnde eileyim yle mi? htiyar iini ekerek ona dedi ki: - Bak evladm. Sen benim sadece pe zerinde yattm, hibir eyi bilmediimi zannediyorsun. Hereyi kendinin grdn ve bildiini dnyorsun. Hayr olum, hayr. Sen hibir ey grmyorsun, gzlerini kin brm senin. Bakalarnn suunu deve yapp, gznde bytyor, kendi kabahatini ine yapp, yakanda gizliyorsun. Sadece onun ktlk ettiini sylyorsun. Eer ktlk yapan yalnz o olsayd, ortada ktlk diye bir ey kalmazd. Ktlk tek tarafl olmaz. Kabahat kimde, lende mi, ldrende mi? Hem lende hem ldrende derler. O da sulu, sen de sulusun. Sen yalnz onun suunu gryor, ken-dininkini grmyorsun. O kt olsa da sen iyi olsaydn, btn bunlar bamza gelmezdi. Onun sakaln kim yoldu? Otlar alan kim? Onu mahkeme mahkeme koturan kim? Sen, sadece onu sulu karyorsun. Halbuki kt olan sensin. te gerek felaket bu. Olum bizler byle deildik. Ben sana kt eyler retmedim. Ben onun babasyla byle geinmedim. Biz iyi birer komuyduk. Unlar 14 .fik bitince onun kars bana gelir: "Amca, biraz un verir misin?" der, ben de: "Ambara gidip istediin kadar al kzm" diye karlk verirdim. Onlarn atlarn getirmek iin kimseleri yoktu. Ben sana: "Haydi van git, komumuzun atlarn getir" derdim. Benim bireye ihtiyacm olunca gidip ondan ister: "Gordey sende falan ey var m?" derdim. O da: "Buyur, al" diye getirir verirdi. te biz byleydik. O zamanlar birbirimizle gayet iyiydik. Ya imdi ne oldu. Biraz nce bir asker Plevne savan anlatt. Sizin kavganz Plev-ne'den de mi etin yahu. Bu yaadnz hayat m sanki? Hele, ne kadar gnaha girdiini bir dn. Sen ev bark sahibi, sorumlu bir adamsn. Kadnlara ve ocuklara kavgadan baka ne retiyorsun? Daha demin kk Tarata Arina teyzeye sylemediini brakmad. Annesi ise buna hibir tepki gstermedi, yalnzca gld. Bu ho bir ey mi? Bundan sen sorumlusun. Elini bir kerecik olsun vicdanna koy da syle insann byle mi yaamas lazm? Sen bana bir kfr savur, ben sana iki kfr savuraym, ben sana bir tokat vuraym, sen bana iki... Yok azizim yok. sa'nn bizlere gsterdii yol byle deil. Sana biri svd zaman, sen karlk vermeyeceksin? Elbet birgn o adamn vicdan szlar. Isa bunu retti bize. Anlyor musun, biri sana bir tokat vurunca teki yanan evireceksin, istiyorsa bir tokat daha vursun diye. Dmann da vicdan vardr, o da vicdan azab nedir bilir. sa, bizlere ite bu yolu gsterdi, kibir ve gururu deil. Niin susuyorsun, hakl deil miyim? van susuyor, sadece dinliyordu. htiyar, tutulduu iddetli ksrkten g bela kurtularak szlerine yle devam etti: - sa bizlere kt eyler retmedi. O hep bizim iin, bizim iyiliimiz iin urat. Sen bir kere nasl yaadn dn. Aranzda u Plevne sava balamadan nce mi, yoksa sonra m daha huzurlusun. Mahkeme iin harcad15 g% n paralar bir hesap et. Harcadn paralarla oullarnn ilerini bytebilirdin. Bu iler iin para brakmadn ki. Bu niye byle, elbette senin inat ve kibrin yznden. oluk ocuunla birlikte tarlaya gidecein yerde kalkp yarg peinde kouyorsun. Tarlay zamannda ekmezsen, birey biemezsin elbette. Bu yl neden yulaf yok? Yulaf ekmeye vakit bulumadm ki. Gide gele ehri yol ettin kendine. Peki mahkemede ne kazandn? Dmanlktan baka eline ne geti? Yok olum yok, bu i byle yrmez. Sen kendi iine bak. oluk ocuunla tarlanda, evinde al. Sana kar bir kimse su ilerse onu bala. Bylece hem Allah'n emrini yerine getirmi, hem de zarar grmemi olursun. Rahat ve huzur iinde yaarsn, van susuyordu: - Bana bak Ivan. Beni, ihtiyar baban dinle. imdiden tezi yok, araban hazrla ve doruca ehre gidip tm ikayet dilekelerini geri al. Sabahleyin de Gavrilo'nun yanma gidip onunla bar, bize davet et. Yarn Meryem'in doum gn, mbarek bir bayram... Semaveri hazrla, bir

ie de votka al, bylece olanlar unutun gitsin. Kararndan kadn ve ocuklar da haberdar et. van, derin bir i ekti. htiyarn doru sylediini anlamt. O anda iinde birdenbire bir rahatlk duydu. Fakat bu ii nasl halledeceini bilmiyordu. htiyar onun ne dndn anlamt: - Haydi van, git, ii geciktirme. Atei kvlcmken sn-drmeli. Sonra baa kamazsn. htiyar bireyler daha sylemek istedi ama syleyemedi. O anda kadnlar ieri girip karga gibi tmeye, ortal grltye bomaya baladlar. Onlar da Gavrilo'nun denek cezas giydiini ve kendilerini evlerini yakmakla tehdit ettiini biliyorlard. Bunlara bireyler daha ilave ederek, 16 <fik Gavrilogillerin kadnlaryla meydanda nasl svtklerini anlatyorlard. Anlattklarna gre Sorgu Yargc Gavrilo'nun tarafn tutacak ve karar deiecekmi. Ky retmeni van'n aleyhinde yeni bir dileke yazm ara. Bu dilekede arabadan alnan tahta ile otlak meselesi anlatlyormu. Bundan byle otlaklarn yars Gavrilo stne geecekmi. van bunlar duyunca barmaktan vazgeti. Elbette ev idare eden bir adamn ii bitmezdi. van kadnlarla konutuktan sonra dar kt. Harman yerine gitti, oradan da ambara urad. lerini bitirip dnerken gne batyor, oullan da tarladan dnyorlard. van onlarn yanna gidip ilerin nasl gittiini sordu, takmlarn yerletirilmesine yardm etti, yrtlm hamudu tamir etmek iin bir kenara brakt, srklar ambara gtrmek istedi ama ortalk iyice karard iin bundan vazgeti. Hayvanlara yem verdi. Taraska geceleyin atlar otlatmaya gtrecei iin d kapy ak brakt. kapy kilitledi: "Artk yemek yiyip yatmal" diye dnd. Yrtk hamudu alp sofaya girdii srada itin arkasndan Gavrilo'nun sesini iitti. Gavrilo ksk sesle: "Cehennemin dibine giresice, onu gebertmek lazm aslnda" diyordu. Bu szleri duyar duymaz van'n iine bir ate dt. Durup, Gavrilo'nun btn kfrlerini dinledikten sonra odaya girdi. eride gelin bir keye oturmu yn eiriyor, kars sofra kuruyor, b-<oik olu ark dikiyor, ortanca olu kitap okuyor, Taraska da hayvanlar otlatmaya gtrmek iin hazrlanyordu. Bu kck evde herkes mutluydu, yalnz bir de u bela, u kavgac komu olmasayd. van fkeliydi. Kediyi peykenin zerinden frlatp att. Tekne yerinde deil diye kadnlara fra ekti. Sinirinden ne yapacan bilmiyordu. Oturup hamudu onarmaya ba17 tffo lad. Fakat Gavrilo'nun mahkemede savurduu tehditler, demin syledii: "Onu gebertmek lazm aslnda" sz bir trl aklndan kmyordu. htiyar kadn, Taraska'nm yemeini hazrlad. Taraska yemeini yiyip, kaftann, krkn giydi ve ekmeini alarak dar kt. Byk oul onu geirmek istediyse de, Ivan kalkp kapya kadar kard. Dars karanlkt, iddetli bir rzgar esiyordu. Taraska'nm ata binmesine yardm etti. Bir mddet Taraska'nm at stnde gidiini seyretti. Biraz kapsnn nnde bekledi, Gavrilo'nun: "Ben ona denek vurdurmann ne demek olduunu gsteririm. Bakalm onun neyi yanacak" diye homurdan kulaklarnda nlayp duruyordu. Anlalan bu adam kendi canna acmayacak. Ortalk hem kurak hem de rzgarl. Evin arkasndan gizlice yanap, evi ateleyip kaar. Bizi yakar bu cani herif. Hem de sonunda suu stnden atar. Bir elime gese, vallahi temizlerim onu." Bu fikir van'n kafasnda yle bir yer etti ki, sokaa kp, keye kadar gitti. "Avlunun etrafn bir dolaaym, ne var ne yok bir kolaan edeyim" diye dnerek ar ar yrd. Keyi dner dnmez, itin br ucunda, bir eyin yrnmesiyle kaybolmas bir oldu. Derhal olduu yerde durup, etraf dinledi. Her tarafta derin bir sessizlik vard. Rzgar asma yapraklarn oynatyor, saplar hrdatyordu. 1k nce karanlkta etraf gremiyordu, sonralar grmeye balad. Artk itin ucunu, damn kenarn grebiliyordu. Yine etrafa baknd, ortalkta kimsecikler yoktu. Fakat: "itin etrafn bir dola-vereyim" diyerek yine ar ar yoluna devam etti. Ambar duvar boyunca yrd. Yere yle yava basyordu ki arklarn sesini kendisi bile duymuyordu. Keye varnca br tarafa bakt. itin yannda bir parlt olduunu far-ketti. Yrei azna geldi. Olduu yerde donup kald. O an ayn yerde daha

iddetli bir parlt grd. Orada srt ken18 __________ A,__________ dinden yana dnk, apkal, melmi bir adam vard. Elindeki sap demetini tututuruyordu, ivan'n kalbi, gsn delercesine arpmaya balad. Hzl hzl yrmeye balad. O an ayaklarn bile hissetmiyordu. "Artk elimden kurtulamaz, su st yakalayacam onu" diye dnd. Ivan henz oraya varmamt ki, o kk kvlcm birdenbire byd. atnn alt, sonra st tututu. Oradaki adamn Gavrilo olduu iyice belirginleti. Ivan, Topal Gavrilo'nun zerine bir doan gibi atld. "Artk ii bitti, kaamaz artk" diye dnyordu. O anda ivan'n ayak sesini duyan topal, kendinden beklenmeyen bir eviklikle itten atlayp bir tavan gibi kamaya balad. Ivan "Artk elimden kurtulamazsn" diyerek arkasndan kotu. Tam yakasndan yakalayacakt ki Gavrilo kurtulmay baard. Ivan bunun zerine eteinden tuttu ama etek yrtlarak elinde kald. Birden yere dt ama tekrar ayaa frlayp: "imdat. Yakalayn u herifi" diye bararak peinden komaya balad. van henz ayaa kalkmadan, Gavrilo, kendi avlusuna yaklamt. Fakat Ivan yine de ona yetiti. Tam onu yakalayaca srada ta gibi sert bireyin kafasna indiini far-ketti. Gavrilo o anda yerden bir mee paras alp olanca kuvvetiyle van'n kafasna indirmiti. Ivan lgna dnd. Adeta gzlerinde imekler akyordu. Sonra gzleri karard, dizlerinin ba zld ve olduu yere ylverdi. Kendine geldii zaman Gavrilo ortalkta yoktu. Etraf sabah gibi aydnlkt. Evin bulunduu taraftan makine sesine benzeyen, atur utur sesler geliyordu. Ivan ban arkaya evirince ambarn tamamyla yanm olduunu, ikinci ambarn da alev aldn, rzgarn yanan saplar eve doru savurduunu grd. Ellerini dizlerine vuruyor: "Aman Allah'm, bu ne by19 <flk le?... Grdm ilk kvlcm sndrm olsaydm byle birey olmayacakt" diye baryordu. Bir sre sonra sesi ksld, sesi soluu kmaz oldu. Komak istedi. Fakat bacaklarn gbela yerinden oynatabildii iin yava yava yrd, sonra sendeledi, yine nefesi kesildi. Durup dinlendikten sonra yrmeye devam etti. Ambar dolanp yangn yerine vardnda alevler ikinci ambar da sarm, ate evin d kapsna kadar sramt. Evden ate fkryordu, avluya girmek imkanszd. Kyller toplanmt ama ellerinden birey gelmiyordu. van'n evine yakn evler, yangnn yaylmas ihtimaline kar eyalar, hayvanlar darya karyorlard. van'n evinden sonra Gavrilo'nun evi yanmaya balad. Rzgar iddetli olduu iin, yangn sokan ta br ucuna srad. Sonunda kyn yars yand. van'n ailesi yalnzca canlarn kurtarabilmiti bu yangndan. Geceleyin otlamaya giden hayvanlarn haricindeki herey; tavuklar, btn eyalar, arabalar, karasabanlar, kadnlarn sandklar, erzak yanp kl olmutu. Gavrilogiller ise hayvanlar ve baz eyalar kurtarabildiler. O gece, yangn sabaha kadar srd. van yangna bakyor ve yalnzca; "Aman Yarabbi! Bu nasl i byle? lk kvlcm sndrm olsaydm byle birey olmayacakt" diye kendi kendine syleniyordu. Evin tavan yanmaya balaynca van alevler iine dalarak bir kt kurtarmak istedi. Kadnlar onun bu halini grnce barp armaya baladlar. van aldr etmeyerek ktn birini ekip kard. Sonra baka bir kt yakalad ama o anda dengesini kaybederek atein stne dt. Olu imdadna yetierek onu alevler arasndan kard. van'n sa, sakal ve elbisesi yanmt. Kyller onun iin "felaketten serseme 20 ^k dnd zavall" diyordu. Yangn ar ak snyordu. van ise olduu yerde put gibi duruyor: "k kvlcm sndrsey-dim..." diye syleniyordu. Sabahleyin kyn muhtar olunu van' armaya gnderdi: - van amca, baban lmek zere, seninle helallemek istiyor.

van babasn bile unutmutu, ocuun ne dediini anlamayarak: - Ne babas, kim istiyor? dedi. Muhtarn olu tekrar: - Seni baban istiyor, vadalamak iin seni armamz syledi. Bizim evde, lmek zere, kalk da gidelim van amca, diyerek onu elinden ekti. Birlikte babasnn olduu eve gittiler. htiyar baba evden karlrken zerine den ateli saplarla yanmt. Onu alp kyn br ucundaki muhtarn evine gtrmlerdi. van babasnn yanna geldiinde, orada sadece muhtarn kars ve ocuklar vard. Herkes yangn yerine gitmiti. htiyar elinde bir mumla, peyke zerinde yatyor, yzn yana evirmi kapya doru bakyordu. Olu ieri girince kmldayarak, olunun yaklamasn istedi. van yaklanca ihtiyar: - Grdn m van, sana sylememi miydim? Ky kim atee verdi? diye sordu. - O, baba, o. Onu gzmle grdm. Benim gzlerim nnde atei atya att. Eer onun ilkin tututurduu saplar ayaklarmla sndrseydim, bunlarn hibiri olmayacakt. - van, bak ben lyorum, sen de bir gn leceksin. Doruyu syle su kimde? 21 ______________ k ______________ van babasna bakyor, susuyor, bir kelime bile sylemiyordu. - Allah iin doruyu syle su kimde? Ben sana nceden sylememi miydim evladm. Ivan ancak o anda kendine gelmi, hereyi anlamt. Burnuyla hzl hzl nefes alyordu: - Kabahat bende baba, dedi ve diz kerek alamaya balad: - Beni affet baba, sana kar da, Allah'a kar da suluyum, dedi. O anda ihtiyar mumu sol eline ald, sa elini alnna gtrerek ha karmak istedi ama yapamad, durdu ve "Allah'm sen byksn" diye bir dua mrldand. Sonra gzlerini oluna dikerek: - van, Ey van! dedi. - Ne var baba, ne var? - imdi ne olacak? van alyordu: - Bilmiyorum baba. Bundan sonra nasl yaayacam bilmiyorum. htiyar gzlerini yumup, son kez kuvvetini toplad ve diliyle dudaklarn slatt. Gzlerini tekrar aarak: - Yaarsnz olum. Allah' iinizde duyarsanz yaarsnz, dedi ve biraz sustuktan sonra glmseyerek unu syledi: - Bak van, yangn kimin kardn kimseye sylemeyeceksin. unu unutma ki sen birinin bir gnahn rtersen, Allah senin iki gnahn rter. htiyar bunlar syledikten sonra mumu iki eliyle tutup kalbinin altna gtrd, i ekti ve ld. 22 <sh van hakikati grmt. Gavrilo'yu ele vermedi, kimse de yangnn sebebini renemedi. Artk van, Gavrilo'ya kzmyor, Gavrilo, van'n neden kendisini ele vermediini dnyor ve aryordu. nceleri Gavrilo van'n birey yapmasndan korkuyordu. Fakat zamanla bu korku kayboldu. Erkekler ve kadnlar birbirleriyle kavgay braktlar. Ky yenibatan kuruldu. Yine iki aile ayn avlu iine yerleti. O zamandan sonra van ve Gavrilo, tpk babalarnn zamannda olduu gibi, iyi birer komu oldular. van, babasnn dediklerini hi kulandan karmyordu: Atei kvlcmken sndrmek lazmd. O gnden sonra birisi van'a ktlk etse, o almyor, ii dzeltmeye alyor; kendisine kfredene kfrle karlk vermiyor, karsndaki adam iyi konumaya tevik ediyordu. Kadnlara ve ocuklara da byle olmalar gerektiini sylyordu. te van cerbakov bu ekilde vaziyetini dzeltti. Sonunda huzurlu bir yaama kavutu. 23 YOKSUL KYLNN OLU i

Vaktiyle yoksul bir kylnn bir erkek ocuu olmu. Kyl sevinten deta ucuyormu. Vaftiz babal etmesi iin hemen komusuna komu. Komusu kabul etmemi. "Yoksul bir kylnn m vaftiz babas olacam?" demi. Yoksul kyl baka birine gitmi ama o da kabul etmemi. Btn ky dolam ama kimse vaftiz babas olmak istemiyormu. Bunun zerine baka bir kye gitmek iin yollara dm. O srada- karsna bir yolcu km. Yolcu: "Merhaba kyl day. Allah ksmet ederse, nereye gidiyorsun byle?" demi. Kyl: "Allah bana, genliimde bakaym, ihtiyarlmda avunaym, lnce de hayrla anlaym diye, bir ocuk verdi. Fakat yoksulluun gz kr olsun. Kyde hi kimse vaftiz babas olmak istemiyor. Ben de vaftiz babas aramaya ktm." 25 A - Ben olurum istersen. Kyl ocuuna vaftiz babas bulduu iin ok sevinmi. Yolcuya teekkr etmi. - Peki, ben imdi, kime, vaftiz anas ol, diyebilirim. - Bu i iin de tccarn kzn ar. ehre git. Oraya varnca meydanda, altnda dkkanlar bulunan, tatan yaplm byk bir ev greceksin. Kapy al. Tccara, vaftiz anas olmas iin kzn gndermesini rica et. Kyl duraklam ve demi ki: - Efendim, zengin bir tccarn yanna ben nasl giderim? O beni kk grr, kzn brakmaz. - Canm, bunu dert etme. Sen sana denileni yap. Git ve rica et. Yarn sabah erkenden hazrlan, vaftiz iin geleceim. Yoksul kyl evine dnm. Sonra da ehre, tccarn yanna gitmi. Atn avluda brakp, kapy alm. Kapya tccar km. - Ne istiyorsun, demi. - Ltfen dinleyin efendim. Allah bana, genliimde bakaym, ihtiyarlmda avunaym, ldkten sonra da hayrla anlaym diye bir ocuk verdi. imdi ise bir vaftiz anasna ihtiya var. Ne olur, vaftiz anas olmas iin kzn bize gnder. - Ne zaman vaftiz ettireceksin? - Yarn sabah. - Pekiyi. Gle gle git. Kzm sabah duasna gelir. Ertesi sabah vaftiz anas da, vaftiz babas da gelip, ocua vaftiz etmiler. Vaftiz bitince vaftiz babas kp gitmi. Fakat, kyl ve kars, onun kim olduunu bilmiyorlarm. O gnden sonra da kendisini bir daha hi grmemiler. 26 ,fik II ocuk zamanla bym, ilk okula gitme yana gelmi. Grbz, alkan, akll uslu bir ocuk olmu. Anne-babas mutlu bir yaam sryormu. Anne-baba-s okuma yazma rensin diye onu okula vermiler. Bakalarnn be ylda rendiini o bir ylda renmi. Daha fazla renecei bir ey kalmam. Gel zaman git zaman paskalya yortusu gelmi. ocuk, vaftiz anasnn yanna gidip bayramlam. Sonra eve dnm: - Anneciim, babacm, vaftiz babam nerede oturuyor? Gidip onunla da bayramlaacam. Babas: - Vaftiz babann nerede oturduunu ben de bilmiyorum yavrum. Buna biz de zlyoruz. Seni vaftiz ettikten sonra bir daha gremedik. Bir haber alamadk. Nerede yaadn, sa olup olmadn da bilmiyoruz. Bunun zerine ocuk, ana-babas nnde boynunu bkp: - Msaade edin de vaftiz babam arayaym. Onu bulup kendisiyle bayramlamak istiyorum, demi. Onlar da, ona izin vermiler. ocuk da vaftiz babasn aramaya koyulmu.

27 M, III ocuk evden ayrlp, uzun bir yolculua km. Vakit le olunca bir yolcuya rastlam. Yolcu durup: - Merhaba ufaklk. Allah ksmet ederse, nereye byle? demi. O da balam anlatmaya: - Vaftiz anama gidip, bayramlap eve dndm. Anne-babama vaftiz babamn nerede oturduunu sordum. nk onunla da bayramlamak istiyordum. Fakat onlar: "Onun nerede oturduunu biz de bilmiyoruz olum. Seni vaftiz edip gitti. Onun hakknda hi bir bilgimiz yok. Sa olup olmadn bile bilmiyoruz" dediler. Ben ise onunla grmek istiyorum. te bu yzden onu aramaya ktm. Yolcu: "Senin vaftiz baban benim" demi. ocuk vaftiz babasn bulduuna ok sevinmi. Byk bir cokuyla onunla bayramlam: - Nereye gidiyorsun byle vaftiz babacam. Yolun bizim tarafa ise eve buyur. Kendi evine gidiyorsan ben de seninle geleyim. - imdi vaktim yok, size gidemem. Kylerde iim var. Yarn eve dneceim, istersen sen benim yanma gelebilirsin. - Seni nasl bulurum babacam? - Hep, gnein doduu tarafa yr, dosdoru git. Bylece bir ormana varacak, ormann ortasnda bir dzlk greceksin. Orada bir yere otur. Bekle ne olacan. Ormandan knca bir bahe, bahe iinde altn kubbeli 28 -m bir saray greceksin. Oras benim evimdir. Kapya doru yakla. Ben seni karlarm. Vaftiz baba byle syledikten sonra birdenbire gzlerden kaybolmu. IV ocuk, vaftiz babasnn dedii gibi yola km. Az gitmi uz gitmi ormana varm. Dzle ulanca, dzln ortasnda bir am aac grm. amn dalnn birinde bir ip balym. pe de yaklak krk okka arlnda bir mee kt aslym. Ktn altnda da bir bal teknesi duruyormu. ocuk grlt gelen tarafa baknca aylarn geldiini grm. En nde kocaman bir ay, arkasndan bir yalarnda bir ay, daha arkada tane yavru ay bal kokusunu almlar, tekneye doru ilerliyorlarm. nce, en byk olan ay tekneye yanap, soman bala sokmu. Sonra yavrularn arm. Yavrular da zplaya zplaya teknenin yanna gelmiler. Fakat o srada yavrulardan biri kt hareket ettirmi. Ktk biraz ileri gitmi. Sonra geri dnp bir yavruya arpm. Byk ay bunu grp, kt penesi ile itmi. Ktk ileri doru gidip, sonra gerisin geri gelerek yavrularn kimisinin kafasna kimisinin srtna toslam. Yavrular homurdana homurdana, oraya buraya kamlar. Byk ay bu duruma ok kzm, homurdanarak kafas stndeki kt iki penesiyle kavrayp, hzlca ileri itmi. Ktn yukar doru kt srada ortanca ay tekneye koup, soman bala sokmu, apur upur yemeye balam. Cuu gren yavrular da tekneye doru komaya balamlar. Onlar daha tekneye ulamadan, ktk geri gelip, ortanca aynn kafasna arpp, onu ldr29 t m. Bunun zerine byk aynn kafasnn tas atm, homurdanarak, kt kapt gibi, olanca gcyle itmi. Ktk daln stne kadar km, yle ki ip, deve boynu gibi olmu. Byk ay ve yavrular teknenin yanna gelmiler. Bu srada, ktk ykselmi, ykselmi, bir yerde durup, sonra hzla aa doru inmeye balam. ndike hz da artyormu. Tam hzn alm bir halde aynn bana yle bir arpm ki, ay srtst dp, tekme ata ata can vermi. Yavrular da oradan kamlar. V ocuk olup bitenlere ap kalm, dosdou yrm. Derken, iinde altn kubbeli kocaman bir saray bulunan byk bir baheye varm. Bir de bakm ki vaftiz babas kapnn nnde

durmu glmsyor. Onu selamladktan sonra kapdan ieri alm, ona baheyi dolatrm. ocuk bahenin gzellii karsnda deta bylenmi. ocuk o zamana kadar dnde bile byle bir bahe grmemi. Vaftiz babas daha sonra onu saraya gtrm. Saray daha bir gzelmi. ocua, hepsi birbirinden gzel ve ferah olan btn odalar gezdirmi. Nihayet onu mhrl bir kapnn yanna gtrp, ona yle demi: - u kapy gryor musun? Kilitli deil, yalnzca zerinde mhr var. Alabilir. Fakat ama, bu kulana kpe olsun. Burada dilediin gibi yaa, dilediin yere git, istediin gibi dola, cannn ektiini yap. Fakat sana bir dm var. Sakn bu kapdan ieri girme. ayet girmeyi dnrsen, ormanda grdklerini gznn nne getir. Vaftiz bab^ bunlar syleyip gitmi. ocuk tek bana kalm. Ve orada yaamaya balam. yle rahat ve mutlu 30 t bir yaam sryormu ki, aradan otuz yl gemi olmasna ramen, sanki saattir oradaym gibi hissediyormu kendini. Gnlerden bir gn mhrl kapnn yanna gitmi. Ve: "Vaftiz babam neden bu odaya girme dedi acaba? eride ne olduunu hele bir greyim" diye dnm. Kapy itmi, mhr yere dm ve kap alm. eri girmi etrafa bakm. Dierlerinden daha byk, daha gzel salonlar grm. Orta salonda da aldn bir taht duruyormu. Salonlar dolam, sonra tahtn yanna gelmi. Basamaklardan kp, tahtn stne oturmu. Bir de bakm ki tahtn yannda bir asa durmakta. Hemen asaya uzanm. Onu eline alr almaz salonlarn btn duvarlar yanlara doru alm. ocuk drt bir yana baknm. Orada tm dnyay, insanlarn yapt ileri gzleriyle gryormu. Karsna baknca denizleri, gemilerin yzn grm. Sana baknca yabanclarn, hristiyan olmayan milletlerin yaadklar yerleri grm. Salona baknca Ruslarn haricindeki hristiyan milletleri; baka bir tarafa baknca bizimkileri yani Ruslar grm. "Dur" demi kendi kendine: "Bakalm evdekiler ne alemde, ekinler iyi mi?" Tarlalara, kendi tarlalarna bakm. Ekin demetlerini grm. Buday ok mu diye, ynlar saymaya balam. O srada bir at arabasnn ovadan getiini grm. Arabada bir kyl varm. "Babam geceleyin demetleri toplamaya gidiyor" diye dnm. Bir de ne grsn, yolda giden hrsz Vasiliy Kudryaov deil mi. Vasiliy demetlerin yanna varp, onlar arabaya yklemeye balam. Vaftiz ocuu buna dayanamam: "Baba, tarladan demetleri alyorlar" diye barm. O anda babas uykudan uyanm. "Dmde demetlerin alndn grdm, gidip bir baka31 _________________jfa, _________________ ym" demi ve atna atlad gibi tarlann yolunu tutmu. Tarlaya varnca Vasiliy'in demetleri aldn grm. Kylleri toplam. Kyller Vasiliy'i nce iyice pataklamlar, sonra balayp zindana gtrmler. Sonra, vaftiz anasnn oturduu yere bakm. Onun bir tccarla evlendiini grm. Bir de ne grsn vaftiz anas uyurken, kocas yavaa kalkm, sevgilisinin yanma gidiyormu. ocuk, vaftiz anasna, "Kalk, kocan kt yola dt" diye seslenmi. Bunun zerine vaftiz anas, uykusundan sram. Kalkp giyinmi. Kocasnn olduu yeri sorup renmi. Onu bulup rezil rsva etmi. Kocasnn sevgilisini tartaklam. Kocasn da evden kovmu. Daha sonra annesine bakm. Annesi evde uyurken bir hrszn eve girdiini, sand kartrmaya baladn grm. Bunun zerine annesine hemen durumu bildirmi. Anas uyanm ve barmaya balam. Hrsz o anda baltay kavrayp, ldrmek iin, anasna doru sallayacak-m ki ocuk dayanamayp asay hrsza frlatm. Asa hrszn ense kkne inip, onu cansz bir vaziyette yere sermi. VI Hrsz lnce, duvarlar kapanm, her ey eskisi gibi olmu. O srada vaftiz baba kapdan ieri girmi. ocuun yanna yaklam, elinden tutarak tahttan indirmi. Ve ona yle demi:

- Sen dm dinlemedin, bir sr kt i yaptn. Yasak odaya girdin, tahta oturdun, stelik asay eline aldn. 32 __________^k __________ nsanlara bir sr ktlk ettin. Eer bir saat daha burada kalm olsaydn insanlarn yarsna kt insan damgas vuracaktn. Sonra vaftiz baba ocuu tekrar yanna gtrm ve asay eline alm. Yine duvarlar yanlara doru alm. Yine her ey grnmeye balam. Ve unlar sylemi vaftiz baba ocua: - Bak, gryor musun babana neler ettiini?.. Vasiliy ceza evinde bir yl yatt. Bu sre zarfnda tm ktlkleri rendi ve bsbtn azd. te, grdn gibi babann iki beygirini ald. imdi de evinizi yakyor. Bak babana neler ettin. Vaftiz baba, ocua, evlerinin yandn gsterdikten sonra bu sahneyi gzden uzaklatrm. ocua baka tarafa bakmasn sylemi. - Bak, demi Vaftiz anann kocas... Kars brakal bir yl oluyor. Baka kadnlarla gezip eleniyor, gnn gn ediyor. Zavall kadn ise kederinden kan alyor. Kocasnn sevgilisi ise bsbtn yklm durumda. Vaftiz anana neler ettiini gryor musun? Daha sonra bu grnty de kapatp, ona kendi evini gstermi. Annesini iledii gnahlar iin gzyalar dkyor, tvbe ediyor ve "Keke o gn hrsz beni ldrseydi de bunca gnaha batmam olsaydm" diyormu. Vaftiz baba: - Bak, demi. Annene neler ettin. Daha sonra bu manzaray da kapatp, ona hrsz gstermi. ki jandarma onu zindann nnde l bir vaziyette tutmaktaym. ocua demi ki: - Bu adam dokuz kiiyi ldrmt. Kendi gnahn kendisinin ekmesi gerekiyordu. Fakat sen onu ldrmek33 t. le onun gnahlarn kendi omzuna aldn. imdi onun tm gnahn sen ekeceksin. Bak kendi bana neler atn. Hani hatrlyor musun, ormandaki ay kt ilk itiinde yavrularn darmadan etti. ikinci itiinde ortanca ayy ldrd. nc itiinde kendi bavn yedi. te sen de aynen yle yaptn. imdi sana otuz yl sre veriyorum. nsanlarn yanna git. Hrszn gnahlarn balat. Bunu yapmazsan onun gnahlarn sen ykleneceksin. ocuk: Nasl balataym, demi. Vaftiz baba: - Ettiin ktlkler kadar, ktlk giderirsen hem kendi gnahlarn, hem de hrszn gnahlarn balatm olursun, demi. ocuk sormu: - Peki, dnyada ktlk nasl giderilir? Baba karlk vermi: - Gnein doduu tarafa yr. nne bir ova kacak. Orada yaayan insanlar greceksin. nsanlarn yaptklarna bak. Onlara bildiklerini cret. Sonra yola devam et. Grdklerine dikkatle bak. Drdnc gn bir ormana varacak, orada bir kulbe greceksin. Kulbede bir ihtiyar bulacaksn. Ona tm olup bitenleri anlat. O sana ne yapman gerektiini syleyecektir. Sana /erdii tlerin hepsini tutarsan hem kendi gnahlarn, hem de hrszn gnahlarn balatm olacaksn. Vaftiz baba bunlar syleyip onu kapdan uurlam. 34 VII ocuk yola km. Bir yandan yryor, bir yandan da unlar dnyormu: "Ktl dnyadan nasl kaldrabilirim? nsanlar ktl, kt insanlar srgne gndererek, zindana atarak, lmle cezalandrarak yok ediyorlar. Ktln ortadan kalkmas, bakalarnn gnahlarnn benim stme yklenmemesi iin nasl hareket etmeliyim acaba?.." Derken bir ovaya varm. Tam da budaylarn baakland, baaklarn iri ve sk taneli olduu

hasat zamany-m. ocuk bir de bakm ki bir tosun ekine girmi. Bir grup insan da bunu grp, atlarna atladklar gibi tosunu ekinin iinde bir oraya bir buraya kovalamaya balamlar. Tosun tam ekinden kaca srada rkyor tekrar ekine dalyormu. Adamlar da kovalayp duruyorlarm. O esnada, bir kadn yolun kenarna oturmu alyor. "Tosuncuumu ldrecekler" diye szlanyormu. Vaftiz ocuu kyllere: "Niin byle yapyorsunuz? Hepiniz tarladan kn da u kadn tosununu arsn" demi. Adamlar onun szn dinlemiler. Kadn tarlann kenarna gelip: "Bc, bc sarcam, bc bc!" diye tosununu arm. Tosun kulaklarn dikip, sesi dinlemi, sonra kadna doru komu. Doruca kadnn yanna gidip soma-n kadnn eteklerinin arasna sokmu. Az kalsn kadn devirecekmi. te mesele bylece halledilmi. Sonutan hem kyller, hem tosun, hem de kadn memnun kalm. 35 R. Vaftiz ocuu sonra tekrar yola koyulmu. Yolda yrrken unlar dnyormu: "imdi anladm ki ktlk ktlkle oalyor, insanlar ne kadar ktln ardna derlerse onu o kadar oaltyorlar. Demek ki ktlk ktlkle ortadan kalkmyor. Peki yleyse neyle kalkyor? Bunu da u anda bilmiyorum... Bereket versin ki tosun kadnn arsna uydu. Ya onu dinlemeseydi, ne olurdu acaba? te, vaftiz ocuu tm bunlar uzun uzun dnm. Fakat bir zm bulamam ve yoluna devam etmi. VIII Vaftiz ocuu epeyce bir yol aldktan sonra nihayet bir kye varm. Kenar evlerden birinin kapsn alm. Bir gece orada kalmak iin ricada bulunmu. Ev sahibi kadn onu ieri alm. Evde kadndan baka kimsecikler yokmu. Kadn temizlik yapmaya balam. Vaftiz ocuu kadnn ne yaptn merak etmi. Pein stne kp seyretmeye balam. Kadn oday siliyor, masay temizliyormu. Kadn masay ykayp kirli bir bezle silmi. Masay srekli siliyor, ama masa bir t.l temizlenmiyormu. Masann zerinde, kirli pekir lekeleri kalyormu. Sonra masann dier tarafn silmeye balam. Pekir eski lekeleri yok ederken yeni lekeler brakyormu. Daha sonra bir utan dier uca silmeyi denemi, fakat kirli bez her yeri batryor, hep ayn ey oluyormu. Vaftiz ocuu bir mddet seyrettikten sonra: - Ne yapyorsun bayan? demi. - Canm grmyor musun, bayram temizlii yapyo36 sk, rum. Fakat bir trl u masay temizleyemedim. Bu i beni pek yordu. - u bezi bir ykayp, yle silmeyi denesen. Kadn kendisine denileni yapm. Masay bir rpda temizlemi. Sonra: - Bana bunu rettiin iin ok teekkr ederim, demi. Ertesi sabah vaftiz ocuu ev sahibiyle vedalap, yoluna devam etmi. Derken bir ormana varm. Kyller ubuklardan ember bkmeye alyorlarm. Vaftiz ocuu yanlarna yaklap bakm ki kyller boyuna urayor fakat ubuklar bir trl bklmyormu. nk dayanak noktas yokmu. Vaftiz ocuu: - Ne yapyorsunuz kardeler, demi. - ember bkyoruz. ubuklar iki kez kaynattk, altk, uratk ama yine de bkemedik. - Canm kardelerim, u ubuu bir yere tutturun. Siz ubukla birlikte dnmekten baka bir ey yapmyorsunuz. Kyller onun dediini yapmlar. ubuu bir yere dayamlar. Bylece ileri yoluna girmi. Vaftiz ocuu geceyi onlarn yannda geirmi. Sabah erkenden yola dm. Bir gn bir gece yrm, henz tan yeri aarmadan hayvan tccarlarnn bulunduu bir yere gelmi. Onlarn yannda bir yere uzanm. Bakm ki tccarlar hayvanlar toplam, ate yakyorlarm. Kuru dallar yakyorlar ama daha ate iyice tutumadan stne ya al rp atyorlarm. allar

biraz fsldayp, atei sndryormu. Tccarlar biraz daha kuru dal toplayp ate yakmlar. Tekrar stne ya al rp atmlar ve ate yine snm. Epeyce urap didinmiler ama atei bir trl yakamamlar. 37 k Nihayet vaftiz ocuu onlara dnp demi ki: "al rpy hemen atmayn. nce kuru dallarla atei iyice tututuran. Ondan sonra al rpy atn." Tccarlar kendilerine denileni yapmlar. Atei gzelce yakp, sonra al rpy atmlar. Bylelikle allar tutumu, ate palazlanm. Vaftiz ocuu bir mddet onlarla oturduktan sonra yoluna devam etmi. Yolda: "Bu ile karlamamn hikmeti nedir?" diye uzun uzun dnm. Fakat bir trl anlayamam. IX Vaftiz ocuu epeyce yrdkten sonra, akam zeri bir ormana varm. Ormann iinde bir ev grm. Evin yanma gelip, kapy alm. eriden bir ses: "Kim o," demi. - Birinin gnahn balatmak iin yollara den byk bir gnahkr: Kapdan bir ihtiyar kp: -zerine aldn ne gibi gnahlar var, demi. O da balam her eyi birer birer anlatmaya. Vaftiz babasn, ormanda grd aylar, kaps mhrl odad?ki taht, kendisine verilen d, tosunun ekin tarlasna giriini, kyllerin onu karmak iin yaptklarn, sonra tosunun nasl tarladan kp, kendi kendine sahibinin yanna gittiini bir bir anlatm ve: - Anladm ki, demi, ktlk ktlkle ortadan kaldrlamyor. Fakat nasl ortadan kaldrlacan da bilmiyorum. Bunu bana sen ret. 38 k htiyar: "Yolda baka ne grdnse anlat" demi. O da kadnn temizlik yapmak iin nasl uratn, kyllerin ember yaplarn, tccarlarn ate yakn anlatm. ihtiyar onu dinleyip, odaya gitmi ve oradan yeni biley-lenmi bir balta getirmi ve: "Haydi gidelim," demi. htiyar, evin biraz tesinde bir aa gstererek: - u aac kes, demi. O da kesmi, aac hemen yere devirmi. - imdi e bl. Vaftiz ocuu kendisine denileni yapm ve aac e blm. htiyar sonra eve gidip, kiprit getirmi ve: "Bu ktkleri yak," demi. O da atei yakm. Ktkleri atein stne atm. Biraz sonra ortada, yanm ktk kalm. - Yank ktkleri yarsna kadar, ayr ayr, topraa gm. Ha ite yle, demi. Ktkler gmldkten sonra: - Bak, u dan eteinde bir rmak var, oradan aznla su getir ve bunlar sula. u yank kt kadna temizlik rettiin ekilde; unu kyllere ember bkmeyi rettiin gibi; unu da tccarlara ate yakmay rettiin gibi sula. Bunlarn de filizlenip reneceksin. te o zaman gnahlarn balanacak. htiyar bunlar syleyip evine gitmi. Vaftiz ocuu dnm tanm ama ihtiyarn ne demek istediini bir trl anlayamam. Fakat kendisine salk verilen ileri yapmaya balam. 39 X Vaftiz ocuu rmaa gidip, azn su ile doldurup yank ktn birini sulam. ki kere daha gidip geri kalanlar iin su getirip geri kalanlar da sulam. Nihayet yorulmu. Bu arada karn da ackm. htiyarn evine gidip yiyecek bir eyler almay dnm. Kapy am. Bir de ne grsn, ihtiyar sedirde l yatyor. Etrafna baknm. Bir kede peksimet bulup yemi. Bir de krek bulup, ihtiyara mezar kazmaya balam. Gece su getirip topra suluyor, gndz mezar kazyormu. Mezar kazp ihtiyar gmecei srada, kyden birtakm adamlar gelip, ihtiyara

yiyecek getirmiler. Kyller ihtiyarn ldn rence vaftiz ocuunu onun yerine kutsamlar. Hep beraber ihtiyar defnetmiler. Vaftiz ocuuna yiyecek brakp, "yine getiririz" diyerek gitmiler. te bylece vaftiz ocuu ihtiyarn yerine geip, hayatn srdrmeye balam. Kyllerin getirdikleriyle karnm doyuruyor, kendisine shhat veren ilerle urayor, rmaktan azyla su getirip topra suluyormu. Bu ekilde bir yl yaam. nsanlar akn akn onu ziyarete geliyormu. "Ormanda mbarek bir insan yayor, gnahlarm affettirmek iin alyor, bunun iin dadan azyla su getirip yanm ktkleri suluyor" diye dilden dile dolayormu an insanlar arasnda. Zamanla kendini ziyarete gelenler hayli artm. Zengin tccarlar ona hediyeler getiriyormu. Fakat o yalnzca ihtiyac olan alyor, gerisini yoksullara datyormu. Hayatn, lene kadar su tayp topra sulamakla leden sonra dinlenip ziyaretileri kabul etmekle geiriyor40 k mu. "Allah byle bir yaam istiyor benden. Herhalde byle yaayarak ktlkleri kaldrr, gnahlarm balatrm" diye dnyormu kendi kendine. Bir yl daha bu ekilde gemi. Her gn dzenli olarak topra suluyormu ama yank ktklerin hibirinden filiz srmyormu. Bir gn evde otururken atl bir adamn trkler syleyerek oradan getiini duymu. Merak edip, geenin kim olduunu grmek iin dar km. Bakm ki oradan geen gen, gl kuvvetli, klk kyafeti dzgn, gzel bir at ve deerli bir eeri bulunan bir adam. Onu durdurup; "kimsin, nereye gidiyorsun" diye sormu. Adam: "Ben bir haydutum. Yollarda dolar, insanlar ldrrm. Ne kadar ok adam ldrrsem o kadar keyfe gelir, trkler sylerim," demi. Vaftiz ocuu ok korkmu. yle dnmeye balam: "Byle bir adamn iindeki ktlk nasl giderilir? Beni ziyarete gelenlere t vermek kolay. nk onlar tvbe etmek iin geliyorlar. Bu adam ise yapt ktlkle vnyor." Vaftiz ocuu bir mddet hibir ey sylemeden durup dnmeye balam. "imdi ne yapmal acaba? Bu haydut buralara dadanacak, insanlarn yreine korku salacak, onlar da ziyarete gelmekten vazgeecekler. Bu da onlarn zararna olacak. Hem ben sonra nasl yaarm?" Tm bunlar aklndan geirdikten sonra hayduta dnp unlar sylemi. - Buraya beni ziyarete gelen insanlar gnahlaryla vnmezler. Tvbe edip gnahlarndan kurtulurlar. Allah'tan korkuyorsan gel sen de tvbe et. Yok, eer tvbe etmezsen buradan git. Bir daha gelip benim huzurumu bozma. nsanlar benden uzaklatrma. Eer szlerime kulak 41 ,fik vermezsen, Allah senin cezan verir. Haydut glerek: - Allah'tan korkum yok. Seni de dinlemem. nk benim efendim deilsin. Sen sadakayla geiniyorsun, ben ise soygunculukla. Ee, herkesin bir ekilde karnn doyurmas lazm. htiyar sen yanma gelen kadnlara t ver, ne diye bana t veriyorsun. Madem ki Allah'n adn andn, yarn iki kii fazla ldreceim. imdi seni de ldrrdm ama ellerimi kirletmek istemiyorum. Bu gnden sonra sakn karma kaym deme" demi. Haydut, vaftiz ocuura byle gzda verdikten sonra ekip gitmi. Bir daha da oraya uramam. O da yine eskisi gibi huzur iinde sekiz yl yaam. XI Vaftiz ocuu bir gece topra sulamaya gidip, sonra dinlenmek iin eve gitmi ve belki bir gelip geen olur diye etraf seyre dalm. O gece kimsecikler gelmemi. Gndz de akama kadar yapayalnz oturmu. Bu yzden can ok sklm. Balam yaad hayat dnmeye. Aklna, sadakayla geindii iin haydutun kendisini nasl ayplad gelmi. "Ben, demi, ihtiyarn tledii gibi yaamyorum. htiyar bana ile ekmem gerektiini syledi. Ben ise

buray geim kaps, an ve hret yuvas haline getirdim. Buna kendimi yle kaptrdm ki yanma kimse gelmeyince canm sklyor. Onlar gelirlerse nm dillerde dolayor, ben de sevinten drt ke oluyorum. Byle yaamak doru deil. Ben hrete kapldm. Gnahlarm da balatamadm. stelik yeni gnahlar iledim. Ormann, kimsenin 42 t% beni bulamayaca bir kesine ekilmem lazm. Yeni gnahlar ilememek ve gnahlarm balatmak iin yalnz bama yaamalym." Byle dnp, ekmek torbasn ve kreini alm. nsanlardan uzak, izbe bir yer bulabilmek iin evinden ayrlp, bir vadiye doru yol almaya balam. te bu srada haydut yine karsna km. Vaftiz ocuu ok korkmu. Kamak istemi ama haydut ona yetimi. - Nereye gidiyorsun byle? demi. O da, halktan uzaklamak, kimsenin kendisini bulamayaca bir yere gitmek istediini anlatm. Haydut ok arm: - Peki, demi, gelen giden olmaynca ne yeyip ieceksin? O, daha nce bunu hi dnmemiti. Haydut sorunca aklna gelmi ve: - Allah ne verirse, demi. Haydut hibir ey sylemeden oradan uzaklarken, vaftiz ocuu: "Ne diye ona yaam hususunda bir ey sylemedim. Belki de tvbe ederdi. imdilerde daha bir yumuam gibi. "Asarm, keserim" gibi laflar etmiyor" diye dnm ve arkasndan barm. - Hey! Tvbe etmelisin. Allah'tan kaamazsn. Bunun zerine haydut atn geri evirip, kuandan ban kararak ona doru saldrya gemi. Onu kovalamak istemi an a sonra vazgemi. Vaftiz ocuu da korkup, ormana kam. Haydut onun arkasndan: "Hey ihtiyar! ki kere cann baladm. Sakn bir daha yoluma kaym deme. Seni ldrrm" diye barm. Sonra ekip gitmi. Vaftiz ocuu o gn akam topra sulamaya gitmi. 43 k Aman Allah'm bir de ne grsn, ktklerin bir tanesinin gml olduu yerde bir filiz bym, stnde de bir elma varm. XII Vaftiz ocuu insanlardan uzak, yapayalnz yaamaya balam. Derken ekmei tkenmi. "Ben de aa kkleriyle karnm doyururum" diye dnm. Ormana, aa kk aramaya kt zaman, bir dalda asl ekmek torbas grm. Torbay ap ekmekleri yemi. Ekmei bitince yine oraya gitmi, ayn yerde asl bir torba bulmu. Gnler bu ekilde akp gitmekteymi. Tek derdi haydutmu. Ondan ok korkuyormu. "Beni ldrrse, gnahlarm ba-latamadan gitmi olurum" diye hayflanyormu. Bu hal zere on yl daha gemi. Bu zaman ierisinde elmann biri bymekte, dier ikisi olduklar yerde say-maktaym. Yine bir gn erkenden kalkp, her zamanki iine, topra sulamaya gitmi. Topra sulamaktan yorulmu. Dinlenmek iin bir yere oturmu. O srada yine dncelere dalm: "Ben hata ediyorum galiba. lmden korkuyorum. Oysa ki Allah dilerse lmle de gnahlarm balar." Tam o srada haydutun bara ara geldiini duymu. Ve: "Allah'tan baka hi kimse bana ne ktlk ne de iyilik edebilir." diye dnm. te bu dnceyle haydutun karsna km. Bakm ki haydutun atnn terkisinde elleri ve az bal bir adam var. Haydut adama svp sayyor, o ise susuyormu. Vaftiz ocuu hayduta yaklap, atnn nnde dikilmi. - Bu adam nereye gtryorsun? demi. 44 <^k - Ormana gtryorum. O bir tccar ocuu. Babasnn paralarnn nerede gizli olduunu sylemiyor. Paralarn yerini syleyinceye kadar onu krbalayacam. Haydut ekip yoluna gitmek istemi ama vaftiz ocuu atn dizginlerine sarlp: "Brak bu adam" demi.

Haydut sinirlenmi, krbacn ona doru sallayarak: - Yoksa, senin cann da m krba istiyor. Ben sana, seni ldrrm dememimiydim. Brak beni, demi. Vaftiz ocuu korkusuzca: - Brakmayacam, demi. Senden korkum yok. Ben yalnz Allah'tan korkarm. Allah ise brakmam istemiyor. Sen brak bu adam. Haydut ipleri kesip, tccarn olunu serbest brakm: - kiniz de defolun. Sakn bir daha elime deyim demeyin, demi. Tccar olu yerinden frlad gibi kap gitmi. Haydut da yoluna devam etmek istemi, ama vaftiz ocuu yine durdurarak, bu kt yaam terketmesi iin konumaya balam. Haydut durup, anlatlanlar sonuna kadar dinlemi. Sonn; hibir ey sylemeden yoluna koyulmu. Vaftiz ocuu ertesi sabah topra sulamaya gittiinde dier bir ktn filizlenmi olduunu grm ve stnde bir tane de elma varm. XIII Bu ekilde on yl daha gemi. Vaftiz ocuu bugn dertsiz, tasasz, sevinli bir halde otururken dnyormu: "Allah insaflara birok nimet vermi. Onlarsa bou45 k bouna kendilerini skntaya sokuyorlar. Halbuki mutlu bir ekilde yaamak ok basit bir i." Daha sonra insanlarn birbirlerine ettii ktlkleri, kendilerini nasl huzursuz ettiklerini aklndan geirmi. nsanlara acm: "Burada bouna vakit geiriyorum. Bildiklerimi onlara sylemeliyim" diye dnm. lam o srada haydutun oradan getiini duymu. nce: "Bover, brakaym gitsin, o adam laftan anlamaz" diye dnm. Fakat sonra bu fikrinden vazgemi, haydutun yolunun nne km. Haydut, onu grnce kalarn atm, gzlerini yere dikmi. Vaftiz ocuu ona bakp acm, ona doru koup, dizinden tutmu: - Sevgili kardeim, kendine ac. Sen de, Allah'tan bir ruh var. Hem sen ac ekiyor, hem de bakalarna ektiriyorsun. Bu gidile daha ok aclar ekeceksin. Bir bilsen, Allah seni ne kadar ok seviyor. Bu yzden senin iin bir ok nimet hazrlam. Kendini mahvetme kardeim. Gel, u yaantn deitir. Haydut yine kalarn atm. Biraz geri ekilerek: - Brak beni, demi. Vaftiz ocuu haydutun dizine daha bir sk sarlp, iki gz iki eme alamaya balam. Haydut o anda gzlerini ona doru evirip, uzun uzun bakm. Sonra atndan inip, onun nnde diz km: - Sevgili ihtiyar, demi. Beni alt ettin. Yirmi yl seninle savatm. Yendin beni... imdi benim kendime bile gcm yetmiyor. Kendimi senin ellerine brakyorum, istediini yap. Bana ilk olarak bir eyler sylediin zaman daha beter kt bir insan olmutum. Ancak sen insanlardan uzaklanca, sylediklerini durup dndm ve insanlarn hibir eyine ihtiyacnn olmadn anladm. te o gnden son46 &h ra senin iin dallara ekmek asmaya baladm. Vaftiz ocuu o an, temizlik yapan kadn dnm. Masann, ancak bez ykandktan sonra temizlendiini hatrlam. Bylece, kalp temizliinin, kendin iin almaktan vazgeince gerekletiini, ondan sonra bakalarnn kalplerini temizlemenin mmkn olduunu anlam. Haydut daha sonra: "lmden korkmadn grdm zaman, kalbim yumuad," demi. Vaftiz ocuu bunun zerine, kyllerin ancak ubuklar salam bir yere dayadklar zaman bkmeyi baardklarn hatrlam. lm korkusunu brakp, hayat Allah'a balaynca ta gibi yrein yumuadn, uysallatn ve boyun ediini anlam. Haydut sonra: - Bana acyp, nmde aladn zaman kalbim tamamen yumuad, demi. Vaftiz ocuu buna ok sevinmi. Onu alp ktklerin gml olduu yere gtrm. Oraya

varnca, sonuncunun da elma verdiini grm. Sonra, tccarlarn ya allarnn, ate iyice yand zaman tututuunu hatrlam. Ve, kendi kalbinin iyice yand zaman baka kalbi atelediini anlam. En sonunda gnahlarnn baladna vaftiz ocuu ok sevinmi. Bunlarn hepsini hayduta anlatm ve gzlerini dnyaya kapam. Haydut ihtiyar gmm. Kendisine tlenenler dorultusunda yaamaya balam. nsanlara rendiklerini retmeye koyulmu. 47 HEREYE RAMEN SEVG i - O, artk benim kzm deildir, anlyor musun, onu kzm saymyorum, ama yabanclara yk olarak da brakamam. stedii gibi yaayabilmesi iin her trl yardm da yaparm, ama onu tanmak bile istemem. Evet, evet! Bama byle bir ey gelecei hibir zaman aklmdan gemezdi... Feci, feci! Omuzlarn silkti, ban sallayp gzlerini havaya kaldrd. Bunlar prens Mihail vanovi, Merkez illerden birinde vali olan elli alt yandaki kk kardei Prens Ptr vanovi'e anlatyordu. Bu konuma, bir yl nce evinden kam olan kznn, imdi ocuu ile beraber bu ehirde yerletiini renmesi zerine, Mihail Ivanovi'in gittii merkez illerden birinde geiyordu. Prens Mihail vanovi gzel adamd. Yznde sevimli, ekici bir ifade taya- ak sal, uzun boylu, din bir ihti49 J&b yard. Ailesi, ok sinirli geimsiz, en ufak bir ey iin kavga eden kt ruhlu karsndan, msrif, sefahete dkn, hayrsz, ama babasnn dncesine gre "namuslu" bir olundan, iki kzndan ibaretti. Bu kzlardan byne iyi bir ksmet kmt, evlenmi Petersburgta yayordu. Onun k olan sevgili kz Liza ise bundan bir yl nce evinden kaybolan, imdi uzak illerden ocuuyla beraber meydana kan kzyd. Prens Ptr vanovi Liza'nn niin katn, ocuunun babas kim olduunu sormak istemise de buna bir trl cesaret edememiti. Daha bu sabah Ptr vanovi'in kars, kaynbiraderine acd zaman, Prens Ptr vanovi kardeinin yznde nasl bir strap belirdiini, bunu onuruna yediremeyerek strabn byk bir gayretle nasl gizlediini, konuyu deitirmek iin hemen baldzndan evin kirasn sormaya baladn grmt. Mihail vanovi, kahvaltda btn ailenin, misafirlerin annda her zamanki gibi, zehirlercesine manal, alayl konuuyordu. Yalnz ocuklara kar saygl, efkatli idi, ocuklardan baka herkese kar marur davranrd. Bu durum onda o kadar tabii idi ki herkes onun gururlu olmaya hak kazandn kabul ediyor gibiydi. Akamleyin kardeiyle Vint denilen kat oyunu oynadlar. Kendisine hazrlanan odaya ekildii zaman takma dilerini azndan karrken oda kaps hafife iki defa vuruldu. - Kim o? Franszca olarak: - Benim, Michel. Prens Mihail vanovi, gelininin sesini tanmt. Yzn buruturdu. Tekrar dilerini takt, kendi kendine mrldand: "Ne istiyor, sanki?" 50 <k Yksek sesle Franszca: - Giriniz dedi. Gelin ufak tefek yapl, sakin tabiatl, kocasna kar itirazsz, itaatli idi. Ama herkesin dedii gibi tuhaf bir kadnd. Hatta bazlar ona deli diyorlard. Gzel denilebilirdi, ama daima dank salarla dolar, dikkatsiz, itinasz giyinirdi, her zaman dalgnd. En tuhaf, bir asilin karsna yakmayan, hi de asil olmayan fikirlerini anszn syleyerek gerek kocasn, gerekse btn tandklarn hayrete dr-mesiydi. Bu sefer de kendine has mantkszlkla konumaya balad:

- Siz beni kovabilirsiniz, ama ben gitmeyeceim. Bunu size imdiden sylyorum. Kaynbiraderi: - Allah esirgesin diyerek her zamanki ar saygyla koltuu ona doru ekti. Sonra sigarasn karp ilave etti. - Bu sizi rahatsz etmez mi? - Baknz, Misel, hoa gitmeyecek bir ey sylemeye gelmedim. Yalnz, Liza hakknda konumaya geldim. Mihail vanovi duyduu acdan olsa gerek, iini ekti. Sonra da hemen kendini toplayarak yorgun bir glmseme ile: - Seninle yalnz bir mesele zerinde konuabilirim. Bu da senin bana sylemek istediin eydir, dedi. Bunlar sylerken gelinin yzne bakmyordu, konuulan eyin adn bile sylemekten ekindii belli idi. Ama imanca, toparlack, sevimli gelin hi bozulmad, mavi gzlerinin ayn merhametli, yalvaran bakyla Mihail vanovi'e bakmaya devam etti, onun gibi, hatta ondan daha derin iini ekti: - Benim aziz dostum. Ona acynz! -Kaynbraderiyle 51 _________^k_________ konuurken her zaman olduu gibi arada bir "siz" diye azndan karyordu- Dnnz ki, o da bir insandr. Mihail Ivanovi hoa gitmeyen bir glmsemeyle cevap verdi: - Ben bundan hibir zaman phe etmedim. - O sizin kznz. - Evvelce yle idi, evet. Ama aziz Alina, bu szlere ne lzum var? -Sevgili Misel, onu gidip grnz! Yalnz, size unu sylemek istiyorum ki her eyde sulu olan o adam... Prens Mihail vanovi kzard, yz korkun bir hal almt. - Allah akna, bundan artk konumayalm! Ben yetecek kadar ac ektim. Onu hi kimseye yk olmayacak bir duruma getirmekten baka hibir isteim kalmamtr. Onun benimle hibir ilgisi olmamal, kendi kendine yaa-yabilmelidir, biz de kendi ailemizle ayr yaamalyz. Ben baka trl yapamam. - Misel, sen hep "ben" diyorsun, fakat onun da "ben" demeye hakk vardr. - Bunda phem yok sevimli Alina. Rica ederim bu konuyu brakalm. Bana ok ar geliyor. Aleksandra Dimitriyevna ban sallad, biraz sustuktan sonra: - Maa -Mihail vanovi'in kars- da m byle dnyor? diye sordu. - O da ayn fikirde. Aleksandra Dimitriyevna, ard. Mihail vanovi Franszca: - Burada bu konumay keselim, iyi geceler, dedi. 52 m. Ama Aleksandra Dimitriyevna gitmiyor, susuyordu. - Petya bana dedi ki paralar, evinde yaad kadna brakmak istiyormusunuz. Adresini biliyor musunuz? - Biliyorum. - yleyse bunu bizim elimizle yapmaynz. Onun yanna kendiniz gidiniz. Nasl yaadn bir kere grnz, grmek istemezseniz gene de grmezsiniz. teki orada yoktur. Zaten, hi kimse de yoktur. Mihail vanovi'in btn vcudu titredi. - Ah! Niin, niin eziyet ediyorsunuz? Bu konukseverlie aykrdr. Aleksandra Dimitriyevna kalkt, sesinde gz yalar seziliyordu. Kendi kendine acyarak ksk bir sesle: - O, yle acnacak bir durumda, yle de iyi kalpli ki... dedi. Mihail ivanovi ayaa kalkt, onun szn bitirmesini bekliyordu. Gelin, elini ona doru uzatt:

- Misel, bu yaptn doru deil, diyerek dar kt. Aleksandra Dimitriyevna gittikten sonra, Mihail vanovi kendisi iin bir yatak odas durumuna getirilmi olan odada, halnn stnde uzun zaman gezindi, durdu. Yzn buruturuyor, titriyor, arada srada "of, of" diye inliyor, sonra kendi sesini iitince He korkarak susuyordu. Krlm ve zedelenmi onuru ac veriyordu. Kendi kz, annesinin, yani mparatorieleri evinde kabul etmi olan mehur Avdorya Barisovna'nm evinde bym bir insann kz, ahbapl byk bir eref saylan, btn hayat korkusuz bir valye gibi geen bir insann kz... Bir Fransz kadndan doan, yabanc bir lkede yetitirdii gayri-meru bir ocuu olmasna ramen kendisi hakkndaki yksek kanaati sarslmamt. Ve ite onun kz! O kz ki: 53 _____________________jsk _____________________ Kendisine bir babann kzna yapmas gereken her ey yaplm, iyi bir terbiye verilmi, en yksek Rus sosyetesinde kendisine bir koca seme imkan hazrlanmt. Hem bir, kza istedii her eyi vermekle kalmam, ayn zamanda onu btn kalbiyle sevmi, onunla iftihar da etmiti. te bu kz, imdi onu rezil etmiti. Kimsenin yzne bakacak hali kalmamt, artk herkesten utanyordu. Ona sadece ailenin bir ferdi veya kz gibi deil bsbtn baka bir efkatle sevdii, ona bakarak sevindii, onunla vnd gnleri hatrlad. Onun sekiz, dokuz yalarndaki halini gzlerinin nne getirdi. Siyah parlak gzleri, sar, gr salar, kemikleri kk srtna dalm, pek akll, her eyi anlayan, canl, evik, zarif bir kzd. Dizlerine srayp da iki eliyle boynuna sarldn, gdklayarak kahkahalarla gldn, babasnn barmasna hi aldrmadan gdklamaya devam ettiini, sonra da dudaklarndan, gzlerinden, yanaklarndan pt zamanlar hatrlad. Mihail vanovi herhangi bir duygu taknlnn dmanyd. Ama kznn taknlklar houna gidiyordu. Bazen de ona tamamen malup oluyordu. Kendisini bsbtn onun eline brakyordu. imdi onu okamann ne kadar ho bir ey olduunu hatrlyordu. Bir zamanlar o kadar sevimli olan bir yaratn, imdi nefret duymadan hatrlayamad bir yaratk haline gelecei kimin aklna gelebilirdi. Onun olgunlat zaman da hatrlad: Erkeklerin ona bir kadna bakar gibi baktklarn grd zaman duyduu korkuyu hatrlad. Kznn kendi gzelliinden emin bir tavrla balo elbisesiyle geldii zaman, sonra balolarda onun bu davranlar yznden uyanan kskanlk duygularn dnd. O, erkeklerin, kzma kar temiz olmayan baklarndan korkarken kz, bunlar anlamyor, hatta 54 tk holanyordu. "Kadn safiyeti bir efsanedir, tersine onlar utanmay bilmezler, utanma yoktur onlarda," diye dnrd. Anlayamad sebepler yznden pek iyi iki erkein evlenme teklifini reddettiini, sosyeteye devam etmeye baladktan sonra gittike artan bir istekle hi kimseye bir ilgi gstermeden, srf kendi baarsnn esiri olarak nasl devam ettiini hatrlad. Ama onun bu baars ok srmedi. ki yl getikten sonra herkes onu grmeye almt artk. Gene de gzeldi, ama, ilk krpelii kalmamt. Balolarn demirba eyas gibi bir ey olmutu. Mihail vanovi kznn evde kalacan grerek eskisi gibi mkemmel bir talip olmasa bile uygun bir kocaya vermek istedii zamanlar hatrlad. Ama kz pek kibirli grnyordu, bunu hatrlaynca ona kar olan kininin daha ok arttn hissetti. O kadar iyi adamlar reddetti, sonra da bu rezalet! - Of, of! Diye gene inledi, ayakta durarak sigarasn yakt, baka bir ey dnmek istiyordu. Kendisini grmeden ona paray nasl gnderebileceini tasarlad. Sonra yeniden, kznn yirmi yanda iken kydeki evlerinde misafir bulunan on drt yandaki bir ocukla, aralarnda geen maceray dnmeye balad. Delikanly nasl ldracak bir hale getirdiini, nasl gzyalar dktrdn, bu anlamsz akna son vermesi iin delikanly evden uzaklatrd zaman kznn nasl ciddi, hatta kaba cevaplar verdiini hatrlad. Bunun zerine kendisinin kzma kar duyduu soukluk daha da artt gibi kz da ona kar bu soukluu duymaya balamt. Sanki babas tarafndan hakaret grm gibi bir hali vard.

- Bense ne kadar hakl imiim, diye dnd. Bu kz zaten hayasz, ahlakszd. te Moskova'dan gnderdii mektuba ait son bir hatra 55 sik, daha! Bu mektubunda, arti. eve dnemeyeceini, nk, mahvolmu bir kadn olduunu yazyor, kendisini affetmelerini, unutmamalarn rica ediyordu. Bunun zerine karsyla olan konumalar, yrtlen tahminleri, en sonunda felaketin, kendisini misafirlie gnderdikleri teyzesinin evinde, Finlandiya'da olduu srada meydana geldiini hatrlad. Hem de bu felakete sebep olan, deersiz bir sveli talebe, bo kafal sefil bir adamd, stelik de evli idi. Mihail vanovi, btn bunlar hatrlayarak odadaki halnn zerinde durmadan geziniyor, eskiden kzna kar duyduu sevgiyi, gururu hatrlyor, sebebini anlayamad bu dten dehet duyuyor, kalbinde brakt strap iin ondan nefret ediyordu. Gelinin sylediklerini hatrlad, onu nasl affedeceini dnmeye alt. Ama "o adam", hatrlar hatrlamaz kalbi, dehet, nefret, hakarete uram onun duygularyla doluyordu. Yeniden "of, of!" diye inleyerek baka bir eyler dnmeye alt. - Hayr, bunu yapamam. Paray her ay ona vermesi iin Petya'ya veririm. Ama benim kzm yok, yok... Hi ara vermeden kendisini zen kark dncelere yeniden kendini kaptrd. Kzna kar eskiden beendii efkat duygularnn hatralar sonradan ondan grd aclardan doan nefret duygular yeniden arpmaya balad. II Liza'nn bu son yl iinde ektii aclar, yaad yirmi be yllk mrnde ektii aclardan daha oktu. Bu bir yl iinde o zamana kadar geen hayatnn btn anlamszl, 56 k btn irenlii gznn nne gelivermiti. Kendi evlerinde, sonra Petersburg'un yksek sosyetesinde hayvani bir hayat geirdiini, yalnz st tabaka ile ilgilendiini, onun gzelliklerinden faydalandn, ama asl derinliklerine inmediini pek iyi anlamt. iki yl her ey iyi geti, balolar, suvareler, konserler, akam yemekleri, vcut gzelliini tehir eden balo elbiseleri, sa tuvaletleri, hep birbirine benzeyen, tecrbeli, alayc, kendilerini her eyden istifade etmeye ha!J bulan gen ve yal etrafn sarm, bu yalanc hayatn yalnz mutluluk ve saadet zevklerini veren yaz aylar, hayatn ciddi meselelerine dokunup onlar zmeyen mzik ve kitap, btn bunlar hibir deiiklik vadetmeden, aksine gittike gzelliklerini kaybederek yedi sekiz yl devam edince o, mitsizlie dp intihar arzusu duymaya balamt. Arkadalar onu sosyal yardmlara, hayrseverlie tevik etmilerdi. Burada da bir taraftan toplumun gerek, sefaletini insana tiksinti veren sefaletini, te yandan daha iren olan uydurma sefaleti gryordu. ok zengin akrabalarla, pahal tu-valetleriyle gelen patron bayanlarn soukluunu grdke hayat, onun iin gittike daha ekilmez bir hal almaya balamt. Gerek, doal bir hayat istiyordu. Ama hibir ey bulamyordu. Hatralarndan en iyisi harbiydi Koko'ya ak olduu zamana ait olan hatra idi. Bu sevgi temiz, gerek bir duygu idi. Artk imdi buna benzer bir ey yoktu, olamazd da. Gn getike daha ok kederlenmeye balamt. te byle kederli haliyle Finlandiya'ya teyzesine gitti. Yeni hayat, yeni iklim, o zamana kadar grdnden ok farkl olan yeni insanlar, ona pek ekici grnyordu. Bunun ne zaman, nasl baladn kendisi de bilmiyordu. Teyzesinin evinde sveli bir misafir vard. Bu gen kendi ilerinden, milletinden, yeni km sve romanndan bahsediyordu. Bu genle aralarnda gzlerle konuma, 57 t*. birbirlerine glmseme nasl, ne zaman baladn bir trl bilemiyordu. yle baklar ki, onlarn anlamn szle anlatmak elden gelmiyordu. Anladna gre onlarn tad anlam, btn sylenecek szlerden daha kuvvetli idi. Bu karlkl baklar, glmsemeler onlarn birbirinin hakkndaki dncelerini; duygularn anlatyordu. Hem yalnz kendi duygularn

deil, sanki btn insanla ait olan byk, nemli srlar da aklam oluyordu. Sylenen her sz, bu glmsemeler yznden geni, saadet verici bir anlam alyordu. Beraber ark syledikleri, yahut dinledikleri zaman, musiki de ayn anlam tayordu. Yksek sesle okunan kitaplardaki szlerin anlamlar da byle idi. Bazen tarttklar da oluyordu. Her biri kendi dncesini korumaya alyordu. Ama bir kere gz gze gelip glmseyince dava altta bir yerde kalyor, onlar da onun zerinde ok ykseklere, ancak kendilerinin eriebilecekleri bir yere ykseliyordu. Baklarn, glmsemelerin arkasndan ayn zamanda ikisini de yakalayan eytann ne zaman, nasl kverdiini bilemiyordu, ama bu eytana kar korku duymaya balad zaman, onlar birbirine balayan grnmeyen balar, artk o kadar birbirine gemiti ki Liza bu adan kurtulmak iin kendinde kuvvet bulamyordu. Artk btn midini ona, onun gvenilirliine balyordu. Karsndaki erkein hibir zaman kuvvetinden istifadeye kalkmayacan sanyordu, ama bunu pek de istemiyordu. Savunmak iin tutunacak bir eyi, bir destei bulunmadn anladka zayfl bsbtn artyordu. Sosyetede yaad sahte, gstermelik hayattan bkmt. Annesini sevmiyordu. Babas ise, dncesine gre onu kendisinden uzaklatrvermiti. imdi hayatla oynamak deil, onu tam anlamyla yaamak istiyordu. Bu arad hayat, bir erkei sevmekle yaayacan seziyordu. Bu hayat sevgilisinde, 58 t*. onun uzun, kuvvetli vcudunda, sar salarnda, ular sarkk sar byklarnda ve onlarn altnda beliren ekici, kudretli glmsemede gryordu... Dnyadaki en iyi eylerin sadelii onda bulunuyordu. O glmsemelere, o baklar, o hayaller, umulmayacak kadar gzel olan o sadelik, oktan beri korktuu, uursuzca bekledii neticeye srkledi. Birden bire btn gzel ilahi, sevinli, gzel bir mit dolu eyler, iren, hayvani, hznl, hatta mitsiz bir eye evrilivermiti. Liza hl onun gzlerine bakyor, glmsemeye, konumaya gayret ediyor, bylelikle hibir eyden korkmadn, bunun zaten byle olmas gerektiini gstermeye alyordu. Ama kalbinin derinliklerinde, arlk her eyin mahvolduunu, arad eyin kendisinde, Koko'da olan eyin, onda olmadn anlyordu. Babasna mektup yazp evlenme teklifinde bulunmasn istemi, o da yazacam sylemiti, ikinci bulumalarnda, imdilik bunu yapamayacan bildirdi. Gzlerinde korkuya, ekingenlie benzer anlalmaz bir ifade vard. Liza, ondan bsbtn phe etmeye balad. Ertesi gn Liza'ya gnderdii bir mektupta ise evli olduunu, karsnn kendisini oktan braktn, imdi bu yzden onun gznde mahvolduunu, af dilediini yazyordu... Liza onu ard, kendisini sevdiini, gemite evli olmasnn bir ehemmiyeti olmadn, kendini ebediyete kadar onunla bal saydn, onu brakmayacan syledi. Daha sonraki bulumalarnda, hibir eyi olmadn, akrabalarnn da hep yoksul olduklarn, kendisine ancak en yoksul bir hayat yaatabileceini syledi. Liza, bir eye ihtiyac olmadn, istedii yere hemen gitmeye hazr olduunu syledi. O, Liza'y caydrmaya alyor, beklemesini tavsiye edi59 k yordu. O da beklemeye raz oldu. Ama evdekilerden saknmalar, rastgele bulumalar, gizli mektuplamalarla geen bir hayat, artk Liza'y ok sktndan gitmek, kamak iin srara balad. Liza Petersburg'a gelince o, nce bir mektup yazm, geleceini vadetmiti. Ondan sonra bir daha hibir mektup yazmad, izini de kaybettirdi. Liza yine eskisi gibi yaamay denemek istedi, ama yapamad. Hastalanmaya balad, tedavi ettilerse de durumu gittike fenalayordu. Gizlemek istedii eyin farkedilme zaman gelince intihar etmeye karar verdi. Ama bunu nasl yapmal ki lm tabii grnsn? Evet intihar etmek istiyordu, buna kesin olarak karar vermi olduunu sanyordu. Zehiri elde etti. Bir kadehe serpti, imeye hazrland.

O dakikada kzkardeinin be yandaki olu koup gelerek ninesinin hediye ettii oyunca gstermeseydi hazrlad zehiri imi olacakt. ocuu grnce durdu, onu okad, birden bire alad. O adam evli olmasayd anne olmaya hakk olacan dnd. Bu annelik dncesi onu ilk defa, bakalarnn kendisi iin dnceleri, syleyecekleri szlere aldr etmeden yalnz kendi gelecek hayatn dnmek zorunda brakmt. Bakalarnn kanaatleri iin kendini ldrmek kolayd, ama kendi nefsi iin kendini ldrmek imkanszd. Hemen zehiri dkt, intihar etmekten vazgeti. Artk kendisi iin yaamaya balad. Bu yaay ok zc idi, ama bu da hayatn kendisi idi, ondan ayrlmak istemiyor ve ayrlamyordu. oktan beri yapmad bir eyi de yapmaya kalkmt: Dua ediyordu. Ama dualar aclarn azaltmyordu. Liza daha ziyade babasnn duyduu straplar iin zlyordu. Onun straplarn anlyor, ona acyordu. Bu straplarn olacan, buna da kendisi sebep 60 ,fik olduunu biliyordu. Birka ay hayat hep byle geti. Tam bu srada birden bire hi kimsenin fark edemedii, hatta kendisinin de hemen hemen farkna varmad yle bir ey oldu ki hayatn tamamen deitiriverdi. Oturmu, elinde battaniye rerek, anszn iinde tuhaf bir hareket hissetti. - Yok!., bu olamaz!., elinde rgsyle donakalmt, o srada gene o tuhaf hareket... acaba olan m, kz m? Liza o dakikada her eyi, o adamn btn fenalklarn, yalanlarn, annesinin sinirlenmesini, babasnn kederini unutarak yznde bir glmseme patlad. Bu baya sevgilisine glemsedii glmsemelerden deildi, aydn, temiz, sevinli bir glmseme idi. Liza ocuu da kendisiyle beraber ldrmek istediini dnerek dehet iinde kald. imdi btn dncelerini yalnz bir noktada toplad. Nasl evden gidecek, nerede anne olacakt? Bahtsz, zavall bir anne de olsa, gene anne olacakt. Sonra her eyi etraflca dnd. Tasarlad plana gre uzak, tara sahillerinden birinde yerlemek zere gitti. Hi kimse onu orada bulamayacakt. Bylece akrabalarndan da uzaklam olacakt. Aksi tesadf, amcas da o ehre vali olarak tayin edilmiti, bunu hi beklemiyordu. Ebe Mariya vanova'nn evine geleli drt ay olmutu. Amcasnn da ayn ehirde vali olduunu duyar dumaz daha uzak bir yere gitmek iin hazrlanyordu. III Mihail vanovi erken uyand. Ayn gn sabahleyin kardeinin yaz odasna gitti. Kzna her ay dzenli bir ekilde para demesi iin hazrlad eki verdi. Bu arada Peters61 t burg treninin ne zaman kalkacan da jordu. Tren akam saat yedide kalkyormu. Mihail vanovi gitmeden nce akam yemei yemeye de vakit bulabilecekti. Gelini ile kahve itikten sonra gelin kendisine strap veren o mesele hakknda artk hibir ey sylemiyordu, yalnz gzucuyla onu sklganlkla szyordu. Mihail vanovi her zamanki gibi sabah gezintisini yapmaya gidiyordu. Aleksandra Dimitriyevna onu salona kadar kard. - ehir bahesine gidiniz, orada dolamak ok gzeldir, oradan her yer yakndr, diyerek hznl hznl onun kzgn yzne bakt. Mihail vanovi onu dinledi, ehir bahesine gitti. Can skntsyla kadnlarn budalaln, inatlklarn, kalbsiz-liklerini dnyordu. Gelinini hatrlayarak, bana hi acmyor, diye dnd. Benim ektiim strab anlayamaz da! Ya o! Diyerek kzn hatrlad. Bunun bana ne byk bir strap verdiini biliyor! Hayatmn sonuna doru bu ne byk, ne feci bir darbe! Zaten mrm de ksaltacaktr. Byle azap ekmektense lmek daha iyidir. Btn bunlar da bir serserinin gzel gzleri iin. Ah! Ah! Ah! Diye yksek sesle yeniden inledi. Herkes olup biteni rendii zama.. btn ehir halknn bundan bahsedeceini dndke iinde fke, sonsuz bir nefret duygusu tat. -Herhalde bunu artk herkes biliyordu.- Ona kar yle bir kin duygusu uyand ki ona her eyi sylemek, yapt eyin nemini anlatmak istei ile yand. Oniar anlamyorlar. Birden bire: "Oradan her yer yakn" szn hatrlad, dnd, cep

defterini kararak kznn adresini okudu. "Kuhonnaya soka, Abramov'un evi. Vera nnovna Seli-verstova." O, bu takma adla yayordu. Baheden kp arabacya seslendi. Dik, pis merdivenin dar sahanlna kt zaman, ebe 62 t Marya nanovna: - Kimi istiyorsunuz beyefendi? Diye sordu. - Madam Seliverstova burada m? Dedi. - Vera vanova m? Burada, buyurunuz. Biraz nce kmt, bakkala gitti. imdi nerede ise gelir. Mihail vanovi, iman Marya vanovna'nn arkasndan kk bir misafir odasna girdi. Bitiik odadan gelen ocuun sesi ruhuna, bir bak gibi sapland. Bu ses ona yle iren, yle irkin gelmiti ki! Marya vanovna af dileyerek bitiik odaya gitti. Ev sahibesinin orada ocuu nasl susturmaya alt iitiliyordu. ocuk kustu, Marya vanovna da geldi. - Bu, onun ocuu. O da imdi gelir. Siz kimsiniz? - Ben mi, ben tandk. yisi mi imdi gideyim de birazdan gene gelirim, diyerek Mihail vanovi gitmek zere ayaa kalkt. Onunla karlamak iin hazrlanmak ne kadar strap vericiydi. Aralarnda bir anlama olabilecei de imkansz grnyordu. Henz kalkm, gitmek iin arkasn evirmiti ki, merdivende hafif, hzl ayak sesleri duydu. Liza'nn sesini tand. - Marya vanovna! Ben yokken barmad ya? Ben de... Birden bire babasn grd. Elinde tuttuu kesekad yere dverdi. - Baba! Diye bard. Yz sapsar kesilmi, btn vcudu titremeye balamt, kapda donmu gibi durdu. Mihail vanovi ona bakyor, yerinden kmldamyordu. Ne kadar da zayflamt! Gzleri bym, burnu siv-rilemi, elleri incelmi, kemiklemiti. Bunun karsnda ne syleyeceini ne yapacan unutmutu. imdi her eyi, hatta kznn yznden urad hakareti de unutmutu. 63 Kzna acyordu. Onun zayflna, perian haline, fena, basit elbisesine, gzlerine diktii, kimbilir niin yalvaran gzlerine, zavalllk ifade eden yzne acyordu. - Baba, bala, diyerek ona doru ilerledi. Mihail Ivanovi: - Beni... sen beni bala, dedi. Sonra bir ocuk gibi hkrmaya balad. Kzn yznden, ellerinden pyor, onlar gz yalaryla slatyordu. Kzna kar uyanan acma duygusu, ona kendi kendini tantmt. Kendisinin gerek halini grdkten sonra da kzma kar ne kadar sulu olduunu anlad. Gururu iin, souk davrand iin, hatta kzna kar duyduu fke iin sulu idi. Sulu oluuna, bakasn affetmek deil, kendisini affetmesi gerektiine seviniyordu. Kz onu kendi odasna gtrd, nasl yaadn anlatt. Ama babasna ocuu gstermedi, gemiten hi bahsetmedi. nk bunun babasna strap vereceini biliyordu. Mihail Ivanovi ona, artk baka trl yaamas gerektiini syledi. Liza: - Evet, ky olursa daha iyi, dedi. Mihail Ivanovi: - Bunu etraflca dnrz, diye cevap verdi. Birden bire kapnn arkasndan nce bir vzlt, sonra da ocuun alayan sesi duyuldu. Liza gzlerini falta gibi at, baklarn babasndan ayrmayarak kararszlk iinde dona kald. Mihail Ivanovi kendini gz gre gre zorlayarak: - Galiba emzirme zaman geldi, dedi, kalarn oynatt. Liza ayaa kalkt, birden bire oktan beri sevdii baba64 <fik sna, imdi dnyada her eyden ok sevdii ocuunu gstermek iin aklna delice bir fikir geldi. Sylemek istediini sylemeden nce babasnn yzne bakt. Acaba kzacak m,

kzmayacak m? Babasnn yznde kzgnlk yoktu, ama derin bir strabn ifadesi vard. - Haydi git, git, dedi. Allah'a bin krler olsun, yarn ben gene geleceim o zaman kararmz veririz. Allah'a smarladk yavrucuum. imdilik Allah'a smarladk. Yeniden boazn tkayan gz yalarn tutmakta zorluk ekti. Mihail Ivanovi, kardeinin evine dnd zaman Aleksandra Dimitriyevna hemen sordu: - E, nasl? - yle ite. Bir eyler olduunu yznden anlayarak: - Onu grdnz m? Diye sordu. - Evet, diyerek birden bire hngr hngr alamaya balad. Skunet bulduktan sonra: - Evet, hem aptallatm, hem ihtiyarladm, dedi. - Hayr, akllsnz, hem pek akllsnz. Mihail Ivanovi kzn affetmi, bsbtn affetmiti. Bunu yapabilmek iin insanlarn yapacaklar dedikodular yznden duyduu korkuyu bile yendi. Liza'y kyde yaayan kzkardei Aleksandra Dimitriyevna'mn yanna yerletirdi. Sk sk gryorlard. Onu eskisinden daha ok seviyordu. Sk sk kye gidiyor, misafir oluyordu. Ama ocuu grmekten kanyordu. Ona kar duyduu nefreti, tiksintiyi bir trl yenemiyordu. Bu durum, kzna bir strap kayna oluyordu. 65 EYTANIN HLES Yoksul bir kyl sabah erkenden ift srmeye gitmi, sabah orbasn imedii iin yanna bir para ekmek almt. Tarlaya varnca torbasn indirip bir alnn altna koydu. Ekmei de onun yanna brakp, kaftann zerine rtt. Bir mddet ift srd. At yorulup, kyl de acknca saban topraa saplad. Otlamas iin hayvan da zp, kendi haline brakt. Ve yemeini yemek iin kaftannn yanna gitti. Fakat kaftan kaldrnca bir de ne grsn, ekmek yerinde deil. Arayp tarad. Kaftan silkeledi ama ekmei bulamad. ap kald. "Tuhaf ey" dedi kendi kendine. "Etrafta kimsecikleri grmedim ama biri gelip ekmei alm olmal" diye dnd. Bu ii yapan kk bir eytand. Ekmei alp bir alnn arkasna oturmu, kylnn kzp, kendi adn anarak, nasl kfredeceini beklemekteydi. Kyl biraz dndkten sonra: "Ne yapalm?... Alktan lecek deilim ya. Alann ihtiyac olmasa almazd. Afiyetle yesin" dedi. 67 sk, Sonra kuyunun bana gidip su iti. Biraz dinlendi. Hayvann sabana koup, tekrar topran srmeye balad. Kk eytan kyly gnaha sokamad iin ok armt. Olup bitenleri byk eytana anlatmaya gitti. Kylnn ekmeini nasl ardn, adamn kfredecei yerde "afiyetle yesin" dediini ona anlatt. Byk eytan buna ok kzd. - Kyl oyuna gelmediyse su sende. Demek ki ii beceremedin. Kyllerin hepsi byle olursa biz ne yaparz. Yoo... Bu ii byle brakamayz. Haydi hemen o kylnn yanna git ve ekmein acsn kar. Eer yl iinde o kyly alt edemezsen, seni okunmu suya sokarm bilesin, dedi. Kk eytan korkup arabuk yeryzne indi. Suunu nasl balatacan dnmeye balad. Dnd tand sonra yle bir are buldu: yi insan klna brnp, yoksul kylnn yanna ii olarak girdi. Kylye, kurak geen yazlarda buday batakla ekmesini syledi. Kyl de iinin dediini yapp, buday batakla ekti. O yaz, tm kyllerin ekini gnete kavrulduu halde, onunki gr, boylu ve sk baakl oldu. Kyl bir sonraki harmana kadar bu budaylar bol bol yedi. Yine de buday artt. Ertesi yaz, ii kylye buday daa ekmesini syledi. Kyl de onun dediini yapt. O yl yaz, yamurlu geti. Tm kylnn ekini yatt, buday vermedi. Bizim kyl ise iyi buday kaldrd. Eline geen buday bir hayli oktu. Kyl bu kadar buday ne yapacan dnmeye

balad. i kylye arap yapmasn syledi. Kyl de budaylardan arap yapp, hem kendisi iti hem de bakalarna iirdi. te o zaman kk eytan bynn yanma gidip: "Ekmein acsn kardm" dedi. 68 ________________ ,fik________________ Bunun zerine byk eytan, durumu kolaan etmek iin kylnn olduu yere gitti. Kylnn evine varnca yle bir manzarayla karlat: Adam baz zenginleri, arap ikram etmek iin evine armt. Kars, arab bardaklara koymu, ikram etmek zere misafirlere getiriyordu. Tam o srada kadn masaya arpp, arab dkt. Kyl de buna kzp karsna kfretti ve: - Kr eytan, dedi. Bu dktn bulak suyu deil. Byle deerli bir eyi nasl dkersin beceriksiz kadn. Kk eytan byn dirsei ile drtp: - Grdn m? Artk kfretmekten ekinmiyor, dedi. Sonra kyl, kendi arap datmaya balad. O srada yoksul bir kyl iinden dnyordu. Oraya urad. Herkesi selamlayp bir keye oturdu. Onlarn arap itiini grnce, yorgunluktan onun da can arap istedi. Uzun bir mddet oturup, yutkunduka yutkundu ama ev sahibi ona arap ikram etmedi. Ev sahibi kendi kendine: - nsan, hepinize nasl arap yetitirir, diye mrldanyordu. Bu da, byk eytann ok houna gitti. Kk eytan ise: "Dur bak, daha neler olacak" diye vnyordu. Ev sahibi ve zengin kyller bir miktar itikten sonra birbiriyle muhabbet etmeye, birbirini vmeye ve birbirine yaldzl szler sylemeye baladlar. Byk eytan onlar uzun bir mddet dinledi. Bu durumdan ok holanmt: "Byle, birbirlerini aldatmaya devam ederlerse topu birden elimize decek." dedi. Kk eytan: "Daha dur hele. Bak sonunda neler olacak. Birer bardak daha isinden de gr. imdi tilki gibi birbirine kuyruk sallyor, birbirlerini aldatmak istiyorlar. Fakat biraz sonra azgn kurtlara dnecekler." dedi. 69 A Kyller birer bardak daha itiler. Konumalar daha bir kabalat, sesleri daha yksek bir perdeden kmaya balad. Gzel szleri brakp, birbirlerine kzp, kfretmeye baladlar. Sonunda kavga kt. Birbirlerinin azn burnunu kanlar iinde braktlar. Derken ev sahibi de kavgaya kart. Onu da bir temiz patakladlar. Byk eytann, bu da ok houna gitti. "yi, iyi" dedi. Kk eytan ise: "Dur bak, daha neler olacak" diye seslendi ona. Hele nc barda isinler gr onlarn halini. imdi bir kurt gibi vahi oldular, biraz sonra domuza benzeyecekler." Adamlar nc barda da devirdiler. Bsbtn zvanadan ktlar. Ne sylediklerini bilmeden, birbirlerini dinlemeden barp armaya ve homurdanmaya baladlar. Sonra birer, ikier, er sokaa kp, yerlerde yuvarlanmaya baladlar. Ev sahibi de geri kalanlar uurlamaya knca, kafas st, bir su birikintisine dt. st ba amur oldu. Dt yerde ylp kald. Bir domuz gibi sesler kartyordu. Bu hal byk eytann daha ok houna gitmiti: - Eee... iyi i yapmsn aferin sana, dedi. Ekmein acsn iyi kardn. Yalnz bir anlat bakalm, nasl yaptn bu arab? Herhalde ilk nce iine tilki kan kattn. Bu yzden kyller onu iince kurt gibi kurnazlat. Sonra kurt kan koydun. Bunun iin de kurt gibi vahi oldular. Daha sonra da domuz kan kattn herhalde. Bu sebeple de domuza benzediler. - Hayr, diye cevap verdi kk eytan. Hi de yle yapmadm. Benim yaptm tek ey, onun fazla buday yetitirmesini salamakt. Bu hayvanlarn kanlar zaten insanlarda vardr. Fakat, yalnzca ihtiyaca yetecek kadar ekmek olunca meydana kmyor. Bu kyl eskiden en ufak ek70

4$% mek parasn bile atmazd. Fakat ekmei oalnca, nasl eleneyim diye dnmeye balad. Ben de ona arap ierek elenmesini syledim. Kyl Allah'n nimetinden, elenmek iin arap yapmaya balaynca damarlarndaki tilki, kurt ve domuz kan kendini gstermeye balad. Bundan sonra bir bardak arap itii anda hep byle hayvanla-acak. Byk eytan, kk eytana iltifatlar edip, onu vd. Ekmek suunu balad. Ve onu kendisinin yaveri yapt. ESRLERN KAI SERVEN I I Kafkasya sava yllarnda, Jilin adl bir subay vard. Jilin birgn evinden bir mektup ald. htiyar annesinin mektubunda unlar yazyordu: "Artk ihtiyarladm sevgili yavrum. Dnya gzyle seni bir defa daha grmek istiyorum. Buraya gel, sana hakkm helal edeyim. Sonra da cenazemi kaldrr, grevinin bana dnersin. Hem sana bir kz buldum. Akll, uslu, varlkl, iyi bir kz. Eer beenirsen evlenir, srekli burada kalr-sn. Jilin, bu mektup zerine dncelere dald. Annesinin durumu gerekten ktyd galiba. Bir daha onu greme-yebilirdi. Gitmeliydi. Kz da iyiyse evlenebilirdi. Bu dnceler zerine tmen komutanna gidip izin ald. Arkadalaryla vedalat. Onlara drt gerdel votka brakt. Sonra hazrland. 73 k O sralar sava olduu iin yollardan ne gece ne gndz rahata geilebiliyordu. Eer bu Rus herhangi bir yerde Tatarlar tarafndan yakalanrsa ya ldrlr ya da dalara gtrlrd. Bunun iin haftann iki gn kaleden kaleye muhafzlar gidiyordu. Bu askerlerin ortasnda da halk giderdi. Gnlerden bir yaz gnyd. Tanyerinin aarmasna doru muhafzlar yk arabalarn kale dnda toplayarak yola ktlar. Jilin de onlarla beraber atna binmi, eyalarn da mekkare blne vermiti. Gnde 25 verst yol almalar gerekiyordu. Mekkare bl ise ok ar gidiyordu. Bazen askerler duruyor, bazen yk arabalarndan birinin tekeri frlyor, bazen de bir at geride kalyor, kafile durup onlar bekliyordu. Byle byle vakit leyi gemiti ama blk ancak yolun yarsna varabilmiti. Toz duman, bunaltc scak, yakc bir gne canndan bktryordu insan. rlplak bozkrda insann ban sokaca, azck dinlenecei bir yer de yoktu. Ne kk bir aa, ne de bir al. Jilin biraz ilerleyip durdu. Bln yetimesini bekledi. O srada blk duracan belirtmek iin boru alyordu. Jilin: "Acaba onlardan ayrlp yalnz gitsem nasl olur? Al-tmdaki at iyi. Tatarlar saldracak olursa kaar kurtulurum. Acaba gitsem mi?" diye dnd. O byle dnrken yanna Kastilin adl, atl, tfekli bir subay geldi ve: - Jilin gel beraberce ekip gidelim. Gcm kalmad. Karnm a. stelik de scak. Baksana kan ter iinde kaldm. Kastilin, iri yar, iman, krmz yzl bir babayiitti. Gerekten de ok terlemiti. 74 <k Jilin biraz dnp: - Tfein dolu mu? dedi. - Dolu. - yi, yleyse gidelim. Fakat imdiden anlaalm, ayrlmak yok. Karar verdikten sonra ilerlemeye baladlar. Bozkrda giderken, konuuyorlar, etrafa bakmyorlard. Ta uzaklar grebiliyorlard. Bozkr bittiinde, dalarn arasna geldiler. Yol olduka darlamt. Jilin ileriye doru bakarak:

- Dan i ksmlarna bir gz atalm. Bunlarn ne yapaca belli olmaz. Bakarsn dadan iniverirler. Gremeyiz bile, deyince Kastilin: - Canm bover. Ne gerek var? Gidelim ite, dedi. Jilin onu dinlemedi. - Yok, yok olmaz. Sen burada bekle, ben yle bir bakp geleyim. Atn ileri doru srd. At da yaman bir att. Daha tayken ona yz ruble saym, ilk olarak kendisi binmiti. At, sahibini her zamanki gibi sarp yollardan uarcasna geirdi. Jilin, dan tepesine vardnda etrafa baknd. Tam o srada sekiz on yerde atl Tatarlar grd. Otuz kadar vardlar. Jilin geri dnmek istedi ma Tatarlar onu grmlerdi. Atlarn Jilin'e doru srmeye, tfeklerini omuzlarndan indirmeye baladlar. Jilin bunu grnce, dadan aa doru srd atn. Bir yandan da: "Tfeini hazrla!" diye Kastilin'e baryordu. yle diyordu atna: - Dayan dostum, dayan. Bir yere taklaym deme. Aman gzn seveyim. Bir srtn m yandk demektir. Hele u tfein olduu yere bir varalm. lrm de teslim olmam. Haydi dostum dayan. 75 *k Bu arada Kastilin, Jilin'i beklememi. Tatarlar grr grmez kaleye doru kamaya balamt. Krbacyla atnn bir o yanna bir bu yanna vuruyordu. Ardnda brakt toz duman iinde yalnz atnn kuyruunu sallad grlyordu. Jilin ilerin sarpa sardn anlad. Tfein yanna varmak mmkn deildi artk. Sadece klla da birey yapamayacan biliyordu. Kamay dnerek atn ileri doru srd. O srada atl Tatarn yolunu kestiini grd. At iyi olmasna iyiydi ama Tatarlarn atlar daha yamand. stelik yolunu kesmilerdi. Kestirmeden gitmeyi dnd. Geriye dnmek istedi ama at parlam, gemi dinlemiyordu. Yollarn kesen Tatarlarn stne doru adeta uuyordu. Krata binmi, kzl sakall bir Tatar eli tfeinin tetiinde, naralar atarak Jilin'e doru yaklayordu. Jilin kendi kendine: - Ben sizi bilirim iblisler. Diri ele geirseniz insana her trl ikenceyi yaparsnz. lrm de teslim olmam, diyordu. Jilin iri yar bir adam deildi ama yrekli biriydi. ekti klcn, srd atn krmz yzl Tatara bakarak: "Ya onu atndan alaa ederim ya da klcmla ikiye blerim" diye dnyordu. Fakat henz Tatarn yanma varamadan arkadan ate edip atn yaralamlard. At boylu boyunca yere uzanverdi. Jilin'in bir aya atn altnda kalmt. Kalkmak iin abalyordu ama iki pis kokulu Tatar yetiip, Jilin'in kollarna basmaya., onu arkaya doru kvrmaya baladlar. Jilin geriye ekilip Tatarlar itti ama tanesi daha atndan onun stne atlayp sobalarla kafasna vurmaya balamlard. Gzleri karard Jilin'in. Az kalsn yere decekti. Fakat Tatarlar onu tutup, kollarn yedek eerlere arkasndan 76 <k baladlar. Tam bir Tatar dm yapmlard. Onu srklediler. apkasn atp ayakkablarn kardlar. stndeki hereyi paralayp attlar. Paralarn ve saatini aldlar. Jilin atna doru bakt. Zavall hayvan br stne dm ylece yatyordu. Ayaklar topraa demiyor sadece tekme atyordu. Kafasnda alan delikten fkran kan neredeyse bir arnlk yeri kaplamt. Tatarlardan biri atn yanna gidip, eeri zmeye balad. At hl tekme atyor, can ekiiyordu. Tatar hanerini karp hayvann grtlan kesti. Kesilen yerden ddk sesine benzer bir ses kmt. At son kez titredi ve can verdi. Tatarlar eeri ve dizginleri aldktan sonra atlarna bindiler. Kzl sakall Tatarlarn eerine de Jilin'i oturttular. Dmesin diye de Tatarn beline baladlar. Sonra da dalarn arasnda kayboldular. Jilin Tatarn arkasnda balanm bir halde oturuyor, srekli sallanyor, yz de pis kokulu tatarn srtna srt-nyordu. nnde sadece onun geni omzu, kaln ensesi grnyordu. Kaznm kafas kalpan stnde parlyordu. Jilin'in gzleri kanlanm, ba uuldamaya

balamt. At zerinde bal olduu iin kann da silemiyordu. O kadar sk balamlard ki kprck kemii acyordu. Tatarlar bir dadan teki daa geerek saatlerce yol aldlar. Bir nehir ap, vadiye-vardlar ve vadi boyunca ilerlediler. Jilin yollar aklnda tutmaya alyordu ama gzleri kan ana gibiydi. Saa sola da dnemiyordu. Hava kararmaya balad srada bir rmaktan daha getiler. Yksek bir daa trmanmaya baladlar. Hafiften bir duman kokusu geliyor, kpeklerin havlamalar iitiliyordu. Avul'a varmlard. 77 k Tatarlar atlarndan indiklerinde, Tatar ocuklar Jilin'in etrafn sarmlar lk atyorlar, seviniyorlard. Tala ona nian almaya alyorlard. Bu srada Tatar'n biri ocuklar datp Jilin'i attan indirdi. Irgatn ard. Irgatn bar akt ve stnde yrtk bir gmlek vard. Yalnayakt. Tatar ona bireyler syledi. O da gidip, demir halkalarla birbiri iine geirilmi, zerinde ilmekle kilit olan bir pranga getirdi. Jilin kollarn zp, pranga taktlar. Sonra da onu samanla gtrp ieri ittiler ve stnden kapy kilitlediler. Jilin gbrelerin zerine dmt. Kalkt. Karanlkta, yumuak bir yer bulup uzand. II Jilin btn gece hemen hemen hi uyuyamad. Geceler ksa olduu iin sabah abuk olmutu. Samanlktaki kk bir delikten szan grnce kalkt ve delii biraz genileterek etrafa bakmaya balad. Da etei boyunca uzanan bir yol, sanda bir Tatar kulbesi, yannda iki aa, eikte yatan kara bir kpek grnyordu delikten. Bir kei ve yavrusu kuyruklarn oynata oynata gidiyorlard. Dan eteinde gen bir Tatar kadn vard. Srtnda alacal bir yelek, bacanda alvar, ayanda ark ve belinde de bir kuak vard. Yamak ilitirilmi bann stnde kocaman bir testi tayordu. Salna salna yryordu. Yannda da, salar dibinden kesilmi, stnde sadece gmlek olan bir ocuk vard, onu, elinden tutmu78 _______________ ,fik ________________ tu. Kadn bir mddet sonra kulbeye girdi. Girdii kulbeden dnk kzl sakall Tatar kt. zerinde ipek bir yelek vard. Kemerinde de gm bir haner aslyd. orap-sz ayaklarnda pabular vard. Bandaki koyun derisinden yaplm kalpan arkasna atmt. Olduu yerde gerinerek sakaln svazlad. Biraz durdu ve rgatn arp bireyler emretti. Sonra da bir yere gitti. Daha sonra atlar sulamaktan gelen iki olan ocuu geti Jilin'in nnden. Atlarn burnundan sanki duman fkryordu. Olanlarda da sadece gmlek vard ve donsuzdular. Onlar gibi kafalar kaznm baka ocuklar koa koa gelmeye baladlar. Hepsi biraraya toplanp samanla doru yaklatlar. Ellerine bir sopa alp, Jilin'in etraf seyrettii delie soktular. Bunun zerine Jilin delie doru: "B!" diye bard. ocuklar korkmutu. lklar iinde kamaya baladlar. Kaarken, plak, bembeyaz, kck dizleri grlyordu. Jilin ok susamt. Dili damana yapyordu. "Ne olur biri gelse" diye dnd an kapnn aldn duydu. Bakt ki, krmz yzl bir Tatarla ondan daha ksa olan karayaz bir Tatar ieri giriyor, ilk giren gzleri kapkara, l l, yz kpkzl, ksa sakall, neeli, srekli glen biriydi. Karayaz Tatar ise daha iyi giyinmiti. Srtnda kenarlar eritli, mavi, ipek bir yelek vard. Belinde kocaman, gm bir kama, ayaklarnda krmz boyal deriden dikilmi simli mestler, zerinde de kocaman ayakkablar vard, jzun beyaz kalpa ise koyun derisindendi. Krmz: yzl Tatar kavga eder gibi bireyler sylemeye balad. Sonra kalkp kapnn stne dirseklerini dayayarak, eliyle hanerini yoklad. Bir kurt gibi yan yan Jilin'e bakyordu. Karayaz Tatar o srada, hzla yerinden kalkt 79 _______________k ________________

ve Jilin'in yanna gelerek bada kurup oturdu. Srtarak eliyle Jilin'in omuzuna vurdu. Hzl hzl bireyler mrldand, gzlerini krptrd, sonra da: - Urus iyi, urus iyi, dedi. Jilin bu szlerden hibir ey anlamamt. Su istedi. Ama dediini anlamadlar. Karayaz glmeye devam ediyor ve srekli: - Urus iyi, urus iyi, deyip duruyordu. Jilin susuzluunu iaretlerle anlatmaya alt. Bu sefer anlamlard. Biri gld ve kapdan darya bakarak: - Dina! diye bard. Onun bu barmas zerine on yalarnda, karayaz Tatar'a benzeyen incecik bir kz koarak geldi. Karayaz'n kz olduu belliydi. Gzleri babas gibi simsiyaht. Gzel de bir yz vard. stnde mavi, geni kollu, kemersiz bir gmlek vard. Gmlein etekleri, gs ksm ve kol azlar krmz puanlarla sslyd. Altnda alvar, ayanda terlik vard. Terliklerinin stne yksek topuklu bir terlik daha giymiti. Boynuna Rus paralarndan yaplm bir gerdanlk takmt. Siyah salarn bir kurdela ile toplamt ve onun zerinde de gm rubleler, kk kk pullar sallanyordu. Babas kza bireyler syledi. Bunun zerine kz gitti. Dndnde elinde kck bir gm vard. Gm Jilin'e uzatt ve sonra bada kurarak yere oturdu. Dizlerini kendine doru ekmi vcudunu da ne doru eerek bzlmt. Gzlerini fal ta gibi am, bir canavar izli-yormucasna Jilin'in su iiini seyrediyordu. Jilin suyunu itikten sonra gm kza verdi. Kz bu hareketin karsnda bir yaban keisi gibi yana doru sra-yverdi. yle ani bir ekilde sramt ki babas bile gl80 <k mekten kendini alamad. Sonra kz birey iin gnderdi. Kz da gm alarak koup gitti. Tekrar geldiinde tahta sini vard elinde. Sinide de taze ekmek. Yine oturup, bzt ve gzn krpmadan Jilin'e bakmaya balad. Yemek bittikten sonra Tatarlar kapy kilitleyip ktlar. Bir mddet sonra Jilin'in yanma bir rgat geldi. - Haydi efendi haydi! diyordu. O da Rusa bilmiyordu. O an Jilin bir yere gtrleceini anlamt. Kalkt. Prangasn srkleyerek yrmeye alt. Aya yana doru bkld iin rahat adm atamyor, aksyordu. Bu ekilde rgat takip ediyordu. Bir mddet sonra minareli camisi olan, sekiz on evlik bir Tatar kyne geldiler. Evlerden birinin nnde eerli atn durduunu grd. Karayaz Tatar evden km, eliyle Jilin'i yanna aryordu. Hl glyor, kendi kendine bireyler mrldanyordu. Jilin yanma gittiinde birlikte eve girdiler. Girdikleri oda gzeldi. Duvarlar dmdzd. Kille svanmt. Karki duvarn dibinde renk renk yumuak dekler seriliydi. Duvarlarda deerli hallar, zerlerinde de gm kakmal tfekler, tabancalar, kllar grlyordu. Duvarn birinde bir ocak vard. Taban toprak olan oda tertemizdi. Kelerden biri batan baa kei postlaryla denmiti. stnde de yumuak yastklar vard. Yerde serili hallarn stnde Krmz Tatar, Karayaz Tatar ve de misafiri oturuyordu. Arkalarnda yumuak yastklar, nlerinde de tahta sini duruyordu. Sinide msr ekmei ve bir tas erimi inek ya vard. Sofrann kenarnda da, her zaman itikleri Tatar ikisi, bir kova boza vard. Yemei elleriyle yiyorlard. Elleri ya iinde kalmt. Bu arada Karayaz Tatar birden yerinden frlad ve Jilin'i halnn stnden kaldrp kuru yere c 'ummalarn emretti. Kendisi ise tekrar halnn stne oturup, .nisafir81 k leriyle birlikte yemee devam etti. Irgat verilen emri yerine getirip, Jilin'i sylenilen yere oturttuktan sonra yemenisini karp, tekilerin yanna koydu. Sonra da efendilerinin yaknndaki kei postunun zerine oturarak, onlarn yemek yeyilerini aznn suyu aka aka seyretti. Tatarlar yemeklerini bitirdiinde, gmlek ve alvar giymi, banda yazma olan bir Tatar

kadn ieri girip sofray gtrd. Sonra da bir leen ve ibrikle geri geldi. Tatarlar ellerini ykadktan sonra diz kp dua ettiler. Sonra da saa \e sola flediler. Kendi dillerinde biraz konutuktan sonra ilerinden biri Jilin'e dnerek, krmz yzl Tatar gsterdi ve Rusa: - Seni Gazi Muhammed yakalad ve Abdl Murad'a verdi. imdi senin efendin Abdl Murad'dr, dedi. Abdl Murad, Karayaz Tatard. Jilin'in susmas zerine Abdl Murad konumaya balad. Eliyle Jilin'i gsteriyor, srekli glyordu. Sonra srekli syledii gibi: - yi urus, iyi urus, dedi. Tercman, Jilin iin konuulanlar Rusaya eviriyordu: - Senden evine mektup yazman, fidye olarak para gn-dertmeni istiyorlar. Para gelir gelmez seni serbest brakacaklar. Jilin dnp: - Ne kadar para istiyorlar? dedi. Tatarlar aralarnda konutuktan sonra, Tercman: - bin ruble, dedi. Jilin: - Olmaz, o kadar veremem, deyince Abdl yerinden srayp, sanki dilinden anlyormu gibi, kollarn sallaya82 ._____________'________ J$&_____________________ rak Jilin'e bireyler anlatt. Tercman sylediklerini Rus -a'ya evirip ne kadar verebileceini sordu. Jilin tekrar dnp: - Beyz ruble, dedi. Bu cevap zerine Tatarlar hep bir azdan konumaya baladlar. Abdl, Krmz yzl Tatara kyor, azndan kpkler saarak homurdanyordu. Krmz yzl olansa sadece gzlerini krptryordu. Onlar sustuktan sonra Tercman Jilin'e dnerek: - Beyz ruble az. O senin iin ikiyz ruble dedi. Gazi Muhammed, Abdl'e olan borcuna karlk seni verdi. Eer bin ruble vermezsen seni brakmayacak. Mektup yazmazsan seni bir yere kapatp krbala dverler. Jilin onlarn karsnda korkak durmann daha kt olacan dnd. Birden ayaa frlad: - O kpee syle aklnca bana gzda vermeye almasn. Yoksa be para vermem bir satr da yazmam. Sizden imdiye kadar korkmadm, bundan sonra da korkmam. Sizi kpekler sizi. Tercman Jilin'in sylediklerini Tatarcaya evirdiinde yine hep bir azdan konumaya baladlar. Uzun uzun konutular. Sonra Tatar yerinden frlayarak Jilin'e yanna geldi: - Urus yiit! Yiit Urus! dedi. "Yiit" onlarn dilinde "kahraman" anlamna geliyordu. Tatar glmseyerek tercmana bireyler syledi. Tercman da Jilin'e: - Bin ruble ver, dedi. Jilin kendi dediinde diretiyordu: - Beyz rubleden fazla vermem, isterseniz ldrn ama o zaman hibir ey alamazsnz, diyordu. 83 <t& Tatarlar tekrar aralarnda konuup rgatlarn, bir yere gnderdiler. Bu arada bir Jilin'e bir kapya bakyorlard. En sonunda rgat geldi. Arkasnda da yaln ayak, st ba yrtk, iri yar, ayaklarnda pranga olan bir adam vard. Jilin az daha bir "ah!" ekecekti. Kastilin'i tanmt. Demek onu da yakalamlard. kisini yanyana oturttular. Tatarlar susmu onlara bakyordu. Jilin, Kastilin'le konuuyor ona hikayesini anlatyordu. Kastilin de atnn srtn, tfeinin ate almadn, Abdl'n de onu yakaladn anlatt. Abdl yerinden frlayp Kastilin'i gstererek bireyler syledi. Tercman onlara dnerek, her ikisinin de ayn efendinin eline dtklerini, kim daha nce para verirse onun daha nce serbest braklacam anlatt. Sonra Jilin'e: - Bak sen hemen fkeleniyorsun ama arkadan ne kadar uysal. Hemen evine mektup yazp

bebin ruble istedi. Bunun iin de ona iyi bakacaklar. kence etmeyecekler, dedi. Bunun zerine Jilin: - Arkadamn ne verdii beni ilgilendirmez. O zengin olabilir ama ben deilim. Ben syleyeceimi syledim. sterseniz ldrn beni beyz rubleden fazla isteyemem, dedi. Hepsi susmulard. Abdl birden yerinden kalkt. Kk bir ekmeceden bir kalem buldu. Kat ve mrekkep karp Jilin'e uzatt. Sonra da omuzuna vurarak "yaz!" iareti yapt. Yani beyz rubleye raz olmutu. Jilin tercmana dnerek: - Hele dur biraz. Syle ona bize iyi baksn. yi yiyecek, elbise ve ayakkab versin. kimizi birarada tutsun. Bylece daha iyi oluruz. Sonra u prangalar da karsn ayaklarmzdan. 84 fik Bu szleri sylerken bir yandan da efendisine bakp glyordu. Efendisi de glyordu. Efendi onun konumalarn dinledikten sonra dedi ki: - Elbiselerin en gzelini vereceim onlara, cepken ve ayakkab da vereceim. Kyafetleri dn kyafeti gibi olacak. Onlar beyler gibi arlayacam. Eer birarada kalmak istiyorlarsa samanlkta otursunlar. Fakat prangalar karamayz. O zaman kaabilirler. ok istiyorlarsa geceleri karabiliriz. Sonra da Jilin'in omuzuna vurarak: "Sen iyi, ben iyi," dedi. Bu konumalardan sonra Jilin mektubu yazd. Fakat eve gitmesini istemedii iin adresi doru yazmad. "Nasl olsa kaarm" diye dnyordu. Jilin'le Kastilin'i samanla gtrp eski psk iki cepkenle, yrtk prtk asker postallar getirdiler. Bu postallar len askerlerin ayaklarndan aldklar belliydi. Gece olduu zaman verdikleri sz zerine onlarn prangalarn zdler ve kapy stlerinden kapattlar. III Jilin byle byle arkadayla birlikte tam bir ay samanlkta kald. Efendisi srekli: - Sen Urus iyi, ben Abdl iyi, diyerek glyordu. Verdikleri yemek, msr unundan yaplm, yar yarya hamur bir ekmekten ibaretti. Bu arada Kastilin eve tekrar mektup yazmt. Can sklyordu ve parann gelmesini bekliyordu hep. Btn gn 85 ______________ k ______________ samanlkta oturuyor mektup ne zaman gelecek diye gn sayyordu. Arada srada da uyuyordu. Jilin ise yazd mektubun gitmeyeceini bildii iin ikinci bir mektup gndermedi. Annesinin bu kadar paray kendisine gnderemeye-ceini dnyordu. Annesi zaten onun gnderdii parayla geinen bir insand. Onun beyz ruble gndermesi bsbtn perian olmas demekti. Jilin'in tam dnd buradan yakay kurtarmakt. Bunun iin planlar yapyor, etraf aratryordu. Avul'un iinde dolayor, slk ala ala bireylerle urayordu. Oturup kilden kuklalar, kamtan sepetler yapyordu. Bu eit el ilerine kar becerisi vard. Bir keresinde burnu, elleri, ayaklar olan, stnde Tatar gmlei bulunan bir kukla yapmt. Onu damn stne koydu. Efendisinin kz Dina da suya giderken onu grp dier kzlar ard. Kzlar testiyi yere koyup, kuklaya bakmaya baladlar. Bir yandan da glyorlard. Bunu gren Jilin kuklay indirip kzlara uzatt. Kzlar glyorlar ama bir trl almaya cesaret edemiyorlard. Jilin de kuklay yere brakp samanla girdi. Oradaki delikten de ne olacan izlemek iin bakmaya balad. Dina seyirte seyirte geldi. Etraf kolaan etti. Kimsenin grmediine emin olunca kuklay ald gibi kat. Ertesi sabah Jilin, Dina'nn elindeki kuklayla kap eiine ktn grd. zerini krmz kuma paralaryla sslemiti. Onu bebei gibi sallyor bir yandan da ninni sylyordu. Tam o srada annesi Dina'y grd. Darya kp, kuklay elinden ald ve yere atp paralad. Sonra da Dina'y bir i iin bir yere gnderdi.

Bunun zerine Jilin daha gzel bir kukla yapt ve Dina'ya verdi. Dina bunun karlnda bir gn elinde bir testiyle girdi samanla. Testiyi yere koyarak yanna otur86 4k du. Jilin'e bakp bakp glyordu. Jilin niin gldn anlayamamt, iinde su olduunu dnd testiye uzand. Alp itiinde onun st olduunu farketti. St itikten sonra "iyi" dedi. Kz Jilin'in sz zerine yerinden srayp, hoplayp zplayarak ellerini birbirine vurmaya balad. - Urus iyi, urus iyi, diye de baryordu. Sonra da testiyi alp kat. O gnden sonra kz ona hergn gizlice st getirmeye balad. Kz ayrca ona, Tatarlarn kei peyniriyle yapp damda kuruttuklar breklerden de getiriyordu. Bazen de babasnn ara sra kestii koyundan bir paray koynuna koyar, Jilin'in nne atp kaard. Gnlerden bir gn korkun bir saanak balad. Bir saat boyunca bardaktan boanrcasna yamur yad. Sele sebep olan bu yamur, dereleri bulandrm, akllar, koca koca talar nne alm srkly -rdu. Saanak dindiinde ky batan baa sular altnda kalmt. Jilin bunu grnce bir su ark yapmay dnd ve efendisinden bir bak rica edip bir ubuk kesti. Tahta paralar bulup bir tekerlek yapt. Tekerlein zerine de kk kk kuklalar yerletirdi. Kuklalar teke.lee skca balayp suya brakt. Tekerlek suda dnyor kuklalar deta hoplayp zplyordu. Bunu gren ky halk birden oraya topland. oluk ocuk, kadn, erkek hepsi oradayd. - Hey Urus! Hey TJrus, diye baryorlard. Bunlar efendisi de grmt. Bir gn, elinde bozuk bir Rus saatini gstererek Jilin'i ard. Jilin ".amir edebileceini syleyerek saati ald. aksyla n. .ralann skt. yle bir gzden geirip tekrar yerletirdi paralar. Saat alyordu. Abdl buna ok memnun olmu'u. Memnuniyetini belirtmek iin yrtk prtk bir yelek etir'j Jilin'e hediye 87 J&fc etti. Jilin de "hi olmazsa gece stme rterim" dncesiyle ister istemez ald yelei. O gnden sonra Jilin'in ad "usta" diye dillere destan oldu. Uzak kylerden gelip, tfeini, tabancasn, saatini tamir iin Jilin'e veriyorlard. Efendisi de gerekli alet ve edevat ona vermiti. Bir gn Tatarlardan biri hastaland. Hemen Jilin'e kotular. - Onu iyi et! dediler. Jilin nasl iyiletireceini bilmiyordu ama gidip hastaya bakt. "naallah kendiliinden iyileir" diye dnyordu. Samanla gidip biraz kum ve su ald. Kartrp alkalad ve bireyler mrldanarak, suya szde okuyup, hastaya iirdi. Talihe bakn ki Tatar iyilemiti. Jilin yava yava onlarn dilinden anlamaya balamt. Bazlar ona almaya balam, ileri dt m "Ivan, van" diye armay adet edinmilerdi. Ne var ki bazlar hl canavar grm gibi ters ters bakyorlard. Bunlardan birisi de krmz yzl Tatar'd. O Jilin'i zaten hi sevme-miti. Onu grd m suratn asar, yolunu deitirir ya da onu azarlard. Bunun gibi Tatarlar arasnda bir ihtiyar daha vard. Avul'da hi oturmayan bir ihtiyar arasra dan arkasndan bir yerlerden gelir, mescidde namaz klp giderdi. Jilin onu ite bu zamanlarda grd. Ksa boylu, kalpann zerinde sark olan, beyaz ember sakall, kr kr kpkrmz yzl biriydi. Atmaca gagas gibi bir burnu, kt kt bakan mavi gzleri, ileri doru km iki kpek diinden baka dii olmayan bir az vard. Koltuk denekleriyle yrrd. Jilin'i grr grmez de baklarn baka tarafa evirirdi. Jilin bu ihtiyarn nerede yaadn merak etti. Bir gn yaad yeri grmek iin, dan arkasna doru gitti. Kei 88 4k yolundan inince, bir bahe ile ta bir duvar grd. Duvarn arkasnda kiraz ve kays aalar, bir de dz daml bir kulbe vard. Biraz daha yaklanca samandan rlm ar kovanlarn grd. Etrafnda uuup vzldayan arlar arasnda ihtiyar diz km birey yapyordu. Jilin

baka neler olduunu grmek iin biraz daha yukar kt srada prangas ngrdad. htiyar sesin geldii yne doru kafasn kaldrd ve bir lk kopard. ni bir hareketle tabancasn karp Jilin'e doru ate etmeye balad. Jilin alelacele bir tan arkasna snd ve mermiden kendini zor kurtard. Bu olaydan sonra ihtiyar, Jilin'i efendisine ikayet etti. Efendisi de Jilin'i arp, glerek niin ihtiyarn yanna gittiini sordu. Jilin ona bir ktlk etmediini, sadece nasl yaadn merak ettiini anlatt. Efendisi bunlar ihtiyara syleyince, ihtiyar sinirlenip bireyler homurdanmaya balad. ki diini dar karm el kol hareketleriyle Jilin'e baryordu. Jilin sylediklerinin hepsini anlamad ama anlad kadaryla Abdl'e onu ldrmesini sylyordu. htiyar bara ara gittikten sonra Jilin onun kim olduunu sordu. Efendisi de anlatt: - O yiit, byk bir adamdr. Bir zamanlar bayiitti. Zamannda ok Rus ldrd. Zengindi. kars, sekiz olu vard. Hepsi ayn kyde yayorlard. Birgn Ruslar gelip ky yaktlar. Oullarndan yedisini de ldrdler. Bir olu kalmt, o da gidip Ruslara teslim oldu. Bunun zerine ihtiyar da gitti ve Ruslara teslim oldu. ay onlarn arasnda yaad. Olunu buldu. Kendi elleriyle ldrp kat. O gnden beri savamyor. Mekke'ye gidip Allah'a olan borcunu dedi. Bunun iin sark saryor. Mekke'ye giden sark sarar, hac adn alr. Sizinkileri de bu yzden hi sevmez. Benden seni ldrmemi istiyor. Fakat bu benim iime gelmez. Senin iin bu kadar para saydm. Hem 89 _____________________ ja,_____________________ sana kanm kaynad. Sz vermi olmasaydm seni brakmazdm. Sonra glerek: - Sen Urus iyi, ben Abdl iyi, dedi. IV Jilin bylece bir ay daha geirdi. Gndzleri Avul iinde dolayor ya da bir ile urayor, gece olup ses seda kesilince de samanlna ekilip yeri kazyordu. Topra keserle oyduu iin kazmak zordu. Fakat tm zorluuna ramen iine girecek kadar bir ukur kazmay baard. Gidecei yolu renmek istiyordu ama Tatarlar sylemiyorlard. Bir gn le zeri efendisi bir yere gidince, Jilin Avul'un arkasndaki daa doru yrd. Niyeti gidebilecei yerleri gzden geirmekti. Fakat efendisi yola karken, kk oluna Jilin'i adm adm izlemesini, gzden karmamasn tembihlemiti. Kk olu Jilin'in daa doru gittiini grnce arkasndan koarak: - Gitme! Babam istemiyor. Bak sonra halk arrm, dedi. Jilin onu kandrmaya alt: - ok uzaa gitmiyorum ki. u tepeye kacam sadece. Sizinkileri tedavi etmek iin bir ot lazm oldu da. Bu prangalarla nereye kaabilirim ki zaten. Hem sen de be nimle gelebilirsin. Yarn sana ok ve yay yaparm. Kk bu szlere kand ve beraberce yola ktlar. Da yakn grnyordu ama prangalarla yrmek ok zordu. Gbela tepeye kabildi. stedii yere vardnda yere otu90 4k rup etraf gzlemeye balad. Samanln arkasndaki kck dzlkte atlar otluyordu. Daha aalarda baka bir ky vard. Kyn ardnda yaln bir da, onun ardnda da yine bir yaln da. Dalar arasndaki orman yeil bir leke gibi grnyordu. Ormann arkasnda da sra sra baka dalar ykseliyordu. Hepsinin st de balk gibi bembeyaz karla rtlyd. Buralarda gne doarken de batarken de byle grnrd manzara. Birbirine yakn dalarn yamalarnda yer yer kyler vard ve evlerin bacalarndan dumanlar ykseliyordu. Jilin: - Demek btn buralar onlarn topra, diye dnd. Sonra durup Rus toprana bakt. Dncelere dald. Ayaklarnn altndan akan rmak, kendi oturduu ky, baheler, rmak kenarna oturmu amar ykayan, minimini kuklalar gibi grnen kadnlar... Jilin irkilerek datt dncelerini ve etraf seyretmeye devam etti. Avul'un altndan aaya doru uzanan dalar ve dalar arasnda bir orman grlyordu, iki da arasnda gze arpan mavi, dzlk bir alan vard. Dzln zerini bir duman kaplyordu.

Jilin kalede olduu zaman, gnein nereden doup nereden battn hatrlamaya alt. Kalenin vadi iinde olduunu tahmin etti. Sonra da oradan, iki da arasndan kamak gerektiini dnd. Gne yava yava batmaya balamt. Dalarn beyaz rengi kzla dnyordu. Kara dalar ise bsbtn kararm, ay yataklarn bir sis kaplamt. Kalenin olduunu dnd vadi batan gnein klaryla kzllara brnd. Vadide baca dumann andran bir ey gzne arpt. O an orann Rus kalesi olduuna iyice emin oldu. Vakit bir hayli ge olmutu. Akam ezan da okunuyordu. Uzaktan ineklerin sesleri geliyordu. Srleri getiriyor91 ck lard. Kk durmadan "gidelim" diyordu. Jilin gitmek istememesine ramen eve dnd. Jilin artk yolu bildiini, kamas gerektiini dnyordu. Hemen o gece kamak istiyordu. Ay hilal olduu iin gece karanlkt stelik. Fakat ne yazk ki, Tatarlar dnmt. Her zaman, nlerinde hayvanlar, gle oynaya gelirlerdi. Fakat bu defa hi hayvan getirmemilerdi. Sadece krmz yzl Tatar'n kardei atn terekesinde l olarak duruyordu. Btn Tatarlar ok fkeliydi. ly gmmek iin toplandlar. Jilin de onlar seyretmeye kt. ly tabuta koymamlard. Bir kefene sarp ky dndaki narlarn altna gtreek otlarn zerine yatrdlar, ihtiyarlar toplanp kalpaklarnn zerine birer bez serdiler. lnn karsna, diz kp oturdular. Bu arada imam gelmiti. En ndeki safa geti ve teki Tatarlar onun arkasnda dizildi. Balarn ne emi, oturuyorlard. Uzun sren bir sessizlikten sonra imam kafasn kaldrp: - Allah! dedi. Sonra yine edi ban. Uzun sre, hi kmldamadan sustular. Sonra imam yine ban kaldrarak: - Allah! dedi ve bu sefer hepsi tekrarlad. Sonra da sustular. l otlar zerinde yatyordu. Tatarlar da ayn onun gibi hi kmldamadan oturuyorlard. O kadar sessizdi ki ortalk sadece nar yapraklarnn rzgarda kard ses duyuluyordu. Sonra imam bir dua okudu. Hepsi birden kalkp, ly elleriyle tutup, bir ukurun yanna gtrdler. Bu sanki bir ukur deil de nceden kazlm, topran altna doru uzanan bir izbeydi. ly koltuk altlarndan ve bacaklarndan tutarak iki bklm yapp yavaa braktlar. Oturmu vaziyete getirip ellerini de karnna koydular. Sonra rgatlar bir yn yeil saz getirip ukurun stne 92 <$& attlar. Onlarn zerine de alelacele toprak atp, topra dzlediler. Ayaklaryla tepeleyip ba ucuna bir ta diktiler. Sonra da saflar halinde dizilip oturdular. Uzun zaman sustular ve: - Allah! Allah! Allah! diye haykrdlar. Sonra ayaa kalktlar. Kzl sal olan Tatar kalkp ihtiyarlara para datt ve krbacn alp defa alnna vurdu. Ardndan da evine gitti. Ertesi gn Jilin, kzl sal Tatarn, yannda bir ksrak, arkasnda Tatarla birlikte ky dna ktn grd. Kyn dna vardklarnda kzl sal olan, yeleini karp, kollarn svad ve yenlerini sktrd. Kamasn kararak bilei tayla bileledi. Bu ii bitirince br Tatarlar ksran kafasn yukar doru kaldrdlar ve kzl sal gelip hayvann boazn kestikten sonra yere yktlar. Yum-ruklaryla da derisini yzdler. Kadnlar yzme ii bitince gelip barsak, kelle ve organlarn ykadlar ve eti paralara blerek eve gtrdler. Btn ky "Allah rahmet eylesin" demek iin kzl salnn evinde toplanmt. lnn gnahlarn balatmak iin gn o ksran etini yediler. Boza itiler. Drdnc gn Jilin, bir yere gitmek iin hazrlandklarn grd. On kii atlarn hazrlayp gitmilerdi. Kzl sal da gidenlerin iindeydi. Sadece Abdl evde kalmt. Jilin kamann tam zaman olduunu dnd. Ay yeni domasna ramen gece Karanlkt. Kama fikrini Kasti-lin'e de anlatt. Kastilin korkmutu: - Nasl kaarz? Yolu bile bilmiyoruz. - Ben biliyorum. - yi de ok karanlk. Ya kaleye ulaamazsak.

- Ulaamazsak ormanda geceleriz. Ben baya ekmek 93 A biriktirdim. Hem niye burada kalacaksn? Paray gndereceklerini umuyorsun ama ya gnderemezlerse? Zaten Tatarlar bugnlerde ok kzgn. Ruslar onlardan birini ldrmler. imdi bizi ldrmek istiyorlar. Kastilin dnd, dnd: - Ee, o raman gidelim bari, dedi. V Jilin bu karardan sonra, daha nce at ukura indi. Kastilin'in de sabilmesi iin biraz daha kazp geniletti. Oturup, Avul'da el ayak ekilmesini beklemeye baladlar. Avul'da ses seda kesilince, Jilin duvarn altndan geerek darya kt. Kastilin'e de gelmesini syledi. Fakat Kastilin geerken aya bir taa takld ve grlty duyan Ulyain adl ev kpei, daha nce doyurulmu olmasna ramen, ileri atlp havlamaya balad. Onun havlamasn duyan dier kpekler de koup geldiler. Jilin onlar susturmak iin hafife bir slk alp, biraz brek att. Ulyain onu tanmt. Havlamay kesip, kuyruunu sallamaya balad. Bu arada efendi havlamalar iitmiti. Kapya kp: - Kuu kuu. Gel yavrum gel! diye kpei ard. Kpek ise Jilin'in kulak arkalarn okamasyla mest olmu, hi ses karmadan, onun ayaklarnda yatyor, kuyruunu sallyordu. Ortalkta ses seda kesilmiti. Sadece arasra bir koyunun ksr, talarn zerine akan suyun rlts iitiliyordu. Etraf zifiri karanlkt. Yldzlar ok yksekteydi ve ay pembe pembe beliriyordu. ay yataklar zerindeyse st 94 k gibi bir sis tabakas vard. Jilin bulunduklar keden kalkarak: - Haydi kardeim gidelim, dedi. Sessizce yola koyuldular. Biraz gitmilerdi ki dam stnden mezzinin "Allahu Ekber" diye ezan okuduunu iittiler. Milleti camiye aran bu ses zerine duvarn altna bzlp oturdular. Halk camiden kp evlerine dnene kadar, uzun sre beklediler. Ses seda kesilince, Allah'tan yardm dileyerek istavroz kardlar. Sonra da yola ktlar. Avul'u geip sarp da eteinin altndan dereye indiler. Su iinde dere yata boyunca ilerlediler. Koyu bir sis tabakas aalara kadar her yan sarmt. Jilin balarnn zerindeki yldzlara bakarak yn tayin etmeye alyordu. Sisin verdii serinlik yrmelerini kolaylatrmt ama ayakkablarnn biimsiz ve ieriye dnm olmas onlar rahatsz ediyordu. Jilin daha fazla dayanamayarak ayakkablarn karp att. Yola yalnayak devam edecekti. Bir tatan br taa sryor bir yandan da yldzlara bakyordu. Kastilin arkada kalmaya balamt. - Biraz yava ol. u mendebur postallar ayaklarm vurdu, diyordu. - Sen de kar o zaman onlar. Daha rahat yrrsn. Kastilin arkadan dinleyip kard ayakkablarn ama daha kt olmutu. Ayan ta kesiyor, srekli arkada kalyordu. Jilin: - Ayan kan revan iinde kalsa da iyileir. Fakat onlar yetiirse hi bakmazlar gznn yana, ldrrler seni. O daha m iyi, diyerek kuvvetlendirmeye alyordu arkadan. Kastilin hibir ey sylemeden yryor, arada bir ofla95 .___________________<k___________________ yip pufluyordu. Uzun bir sre dere yatanda yrdkten sonra bir ara kpek havlamalar duydular. Jilin birden durdu. Etrafna baknp yolu elleriyle yoklayarak da yamacna trmanmaya balad. - Eyvah, yolu armz sadan gitmiiz. Burada baka bir ky var. Dadan grmtm. Geriye dnmeliyiz. Sola doru, dan iine yrmeliyiz. Orman o yanda olmal.

Kastilin bunu duyunca: - Ne olur biraz dur. Dinlenelim. Ayaklarm kan iinde kald, dedi. - Aldr etme. Biraz hafif basmaya al, geer. Jilin geri dnd ve sola, daa doru komaya balad. Kastilin yine hep geride kalyor boyuna ahlayp ofluyordu. Jilin onun bu szlanmalarna aldr etmiyor, hep yryordu. En sonunda dan stne kmay baardlar. Artk orman grmlerdi. Biraz daha gayretle ormana girip yrmeye baladlar. Dikenlerden, her taraflar yrtlmt. Zorlanarak yrrken nlerine bir kei yolu kt. Oradan devam ederlerken Jilin: - Dur! Yoldan nal sesleri geliyor. Dinle, dedi. Durup dinlediklerinde bir hayvann, nal sesine benzer bir ses kararak yrdn farkettiler. Onlar yrdke o da yryor, onlar durunca o da duruyordu. Jilin bunun zerine, srnerek, karanlk yolda ilerledi. Bakt ki yolda birey duruyor. Ata ya da insana benzemiyordu. "Baka bir ey olsa gerek" diye dnd. O eyin garip sesler karmas zerine Jilin ok ard ve hafife slk ald. O anda hayvan rkerek, ormana frtna gibi dalverdi. Ayak sesleri, dallarn krlma sesine karyordu. Kastilin korkusundan yere yuvarlanmt. Jilin ise gl96 <& yordu. - Geyik bu ya! Baksana boynuzlar orman talan etti. Biz ondan korkuyoruz, o bizden, dedi. Korkulacak birey olmadn anladktan sonra ileriye doru yrmeye devam ettiler. Tanyeri hafiften aaryor, sabah yaklayordu. Fakat yine de doru yoldan gidip gitmediklerinden emin deildiler. Jilin'e bu yol Avul'a gtrld yol gibi geliyordu. Eer tahminleri doruysa on verst yollan vard. Fakat grnrde hibir iz yoktu. Zaten olsa da karanlkta gremezlerdi. Biraz yrdkten sonra bir dzle ktlar. Kastilin daha fazla dayanamayarak oturdu. - Ne dersen de. Ben daha fazla gidemeyeceim. Burada kalacam. Artk ayaklarm tutmuyor. Jilin onu kandrmaya alyordu ama Kastilin dediinde srar ediyordu. Bunun zerine Jilin ok fkelendi. Yere tkrerek iini ekti: - yleyse ben yalnz giderim. Allahasmarladk, dedi. Kastilin orada kalamayacan anlad, srayverdi yerinden ve yrmeye balad. Birlikte drt verst kadar yrdler. Orman daha koyu bir sis kaplamt. lerilerde hibir ey grnmyordu. Yldzlar da artk g farkedili-yor olmutu. Bu arada birden uzaklardan nal sesleri duyuldu. Jilin emin olmak iin yzkoyun yere uzanp, kulan topraa dayad ve: - Doru. Nal sesi bu. Bize doru geliyor. Korku iinde yoldan sapp bir alln iine girdiler. Beklemeye baladlar. Bir sre sonra Jilin yola doru srnerek etrafa baknd ve atl bir Tatarn nnde ineklerle, mrldana mrldana getiini grd. Biraz daha oturup 97 k Tatar'n gitmesini beklediler. Sonra Jilin Kastilin'e dnerek: - Eh, ok kr gitti. Haydi kalk gidelim, dedi. Kastilin kalkmaya alt ama beceremedi ve dt. - Valla kalkamyorum. Gcm kalmad, dedi. Ar, iman vcudu kan ter iinde kalmt. Ayaklar yara bere iindeydi. stelik ormandaki ar sis tabakas yznden hepten bitkin dmt. Jilin onu zorla kaldrmaya alt ama Kastilin: - Ah! Acyor, diye yle bir feryad kopard ki Jilin arp kald. Ona karak: - Niye baryorsun be! Tatarlar daha uzaklamad. Duyabilirler. Bir yandan da gerekten bitkin olduunu farkediyor, ne yapacan dnyordu. Sonuta arkadan yalnz brakamazd. Kararn verip: - Haydi kalk. Madem yryemiyorsun ben de seni srtma alrm, dedi ve Kastilin'i srtna bindirerek, uyluklarndan tuttu. Bir yandan da onu uyaryordu: - Aman n'olur kollarnla beni boma. Omuzlarmdan tut.

Srtndaki yk Jilin'e ar geliyordu. Ayaklar kan iinde kalmt. yice bitkin dmt ama Kastilin'i srekli yukarda tutmak iin ikide bir onu yerletiriyor, hoplatyordu. Bu ekilde yol alrlarken Jilin arkalarndan birinin geldiini, kendi dilinde bireyler sylediini duydu. Yoldan geen Tatar, Kastilin'in feryadn duymu olmalyd. Jilin hzla alln iine kotu. Tatar tfeini onlara dorultup ate etti, ama vuramad. Sonra da barp, koarak gitti. Jilin: 98 ___________________ & ___________________ - Eyvah yandk! Bu kpek imdi Tatarlarn hepsini toplar bamza. Hepsi birden der peimize. verst daha uzaklaamazsak hap yuttuk, diyordu. Bir taraftan da hangi akla kulluk edip de bu mee odununu yanna aldn dnyordu. Yalnz olsayd varaca yere oktan varmt bile. Kastilin: - Sen yalnz devam et dostum. Benim yzmden ban belaya sokma, deyince Jilin: - Olmaz yle ey! Arkada braklr m? dedi. Onu tekrar srtna alarak yrmeye balad. Bylece bir vest daha yol aldlar. Durmadan gidiyorlar, fakat bir trl ormann ucuna gelemiyorlard. Sis de ykselmeye balamt. Kk kk bulutlar g kaplam, artk yldzlar da grnmez olmutu. Jilin yrmekten bitkin dmt. Etraf tala evrili kk bir kaynaa vardklarnda Jilin durup, Kastilin'i indirdi: - Dur biraz soluklanalm. Biraz su ielim. Biraz da brek yiyelim. Kale uzakta olmasa gerek, dedi. Tam su imeye eildiklerinde arkadan bir ses duydular. Yine saa sola sapp, yaln yamacn allar iine saklandlar. Tatarlarn sesleri geliyordu. Onlarn saptklar yerde duruyorlard. Aralarnda konutuktan sonra kpekleri kkrtan sesler kardlar. O srada allklardan bir ses iitdler. Baktklarnda bir kpein kendilerine doru gelip, bir yerde durarak havlamaya baladn grdler. Tatarlar da havlamay duymulard. Birdenbire Jilin'le Kastilin'in yannda bitiverdiler. kiiydiler ve Jilin'le Kastilin': balayp atlara bindirerek gtrdler. Birlikte verst yol aldktan sonra karlarna iki Tatar99 <fik la efendileri Abdl kt. Kendilerini yakalayan Tatarlarla bir eyler konuan Abdl, daha sonra ikisini de alp kendi atlarna bindirdi ve Avul'a geri gtrd. Sabahleyin Avul'a vardklarnda onlar sokakta yere indirdi Abdl. Birden etraflarn bir sr ocuk sard. Barp aryorlar, stlerine ta atyorlar, krbala dvmeye alyorlard. Btn Tatarlar epeevre onlar sarmt. Dan arkasnda yaayan o ihtiyar da gelmiti. Aralarnda konumaya baladlar. Jilin, kendileri iin bir karar vermeye altklarn anlad. Herbiri birey sylyordu. Kimi: - Onlar daa gtrelim, diyordu. htiyar ise: - ldrn, diye inat ediyordu. Fakat Abdl buna kar kyor. - Onlar iin bir sr para verdim. Onlardan fidye alacam, diyordu. htiyar inadnda devam ediyor: - Onlar para falan vermez. kide bir bamza bela olurlar. Hem Ruslar besleyip durmak gnahtr. Gebertin gitsin! diyordu. En sonunda daldlar. Efendisi Jilin'in yanna gelerek: - ki haftaya kadar paranz gndermezlerse sizi dve dve ldrrm. Eer yine kamaya kalkarsanz kpek gibi gebertirim sizi. Haydi imdi bir mektup yaz. Adamakll olsun, dedi. Artk yz hi glmeyen Abdl onlara kat getirdi. Mektuplarn yazdrp, prangalarn takt. Sonra da onlar cami arkasnda bir yere gtrd. Gtrldkleri yer be arn ^erinliinde bir ukurdu. 100 m.

VI Bu olaydan sonra hayatlar hepten ktlemiti. Prangalarn hi karmyorlar, darya kmalarna izin vermiyorlard. Yemek niyetine verdikleri i hamuru, kuein nne atyormu gibi atyorlard. Suyu da testiyle aaya sarktyorlard. Kastilin fena halde hastalanmt. Dudaklar atlyor, vcudu tepeden trnaa szlyor, srekli ahlayp otluyor yahut da uyuyordu. Jilin ilerin yine sarpa sardnn farkndayd. Kara kara dnyordu. Oradan nasl kaabileceini bir trl zemiyordu. Bir tnel kazmak istedi. Fakat topra atacak yer yoktu ve bu dncesini efendisi de anlad ve "ldrrm" diye gzda verdi. Birgn ukurun iinde, ayaklarn altna alm oturuyor, dardaki zgr hayat dlyordu. i daralyordu. Bu arada birden dizlerinin zerine, arka arkaya iki brek dverdi. Ardndan da kirazlar. Kafasn kaldrp yukarya baktnda Dina'y grdr Kz ona bakt. Sonra da glerek kat. Jilin o an: - Acaba Dina bana yardm edemez mi? diye dnd. Hemen ukurun iinde bir yeri temizleyip biraz kil yourdu. At, kpek, insan kuklalar yapp: - Dina gelince ona atarm, dedi. Fakat ertesi gn Dina gelmedi. Ondan sonraki gn Jilin ukurun yaknlarndan nal 101 <& sesleri geldiini duydu. Kulak kabartp dinlediinde, bir grup Tatarn cami yannda tarttklarn, bartklarn, iki de bir de Rus szn andklarn duydu. Bir ara ihtiyarn sesini iitti. Ne sylediini tam olarak anlayamamt ama Ruslarn yakna geldiklerini tahmin etti. Tatarlar, Ruslarn Avul'a gitmelerinden korkuyorlard. Esirleri ne yapacaklarn bilemiyorlard. Bir mddet daha konuup gittiler. Jilin birden yukarda bir kprt iitti. Yukar baktnda Dina'y grd. Onu ilk grd gnk gibi melmiti yere. Hafife ne eilmiti. Gerdanl ukurun iine doru sallanyordu. Minimini kara gzleri iki yldz gibi ldyordu. Dina koynundan iki peynirli brek karp aadakilere att. Jilin brekleri alp: - oktandr gelmedin. Bak sana oyuncak yaptm. Al tut, diyerek kuklalar birer birer atmaya balad. Dina ise ban sallyor, hi bakmyordu attklarna. - Ben oyuncak istemiyorum, dedi. Eliyle boynunu gstererek: - Seni ldrecekler! - Kim ldrecek beni? - Babam, ihtiyar ona byle sylyor. Ben sana acyorum. Jilin tam zaman olduunu dnerek: - Madem acyorsun o zaman bana uzun bir sopa getir, dedi. Kz "olmaz" der gibi ban sallad. Jilin kollarn kavuturup: - N'olur Dina! Yalvarrm sana, diyordu. - Olmaz, evdekiler grr, dedi Dina. Sonra da kalkp gitti. 102 A Bir akam Jilin oturmu, hallerinin ne olacan dnyordu. Srekli yukarya bakyordu. Gkyznde yldzlar grlyordu. Ay henz domamt. Bir ara ezan okunduunu duydu sonra ses seda kesildi. Jilin de biraz yere uzand. "Ne yapsn kzcaz, korkuyor" diye dnyordu. O an kafasna toprak serpildiini hissetti. Yukarya baktnda, ukurun br ucundan bir sopann, ieriye doru sokulduunu grd. Sopa aa doru sarktlyor, ukurun yanlarna srtyordu. Jilin ok sevinmiti. Sopay tutup aa indirdi. Eliyle yoklad ve salam olduunu grd. Bu sopay daha nce efendisinin evinin atsnda grmt. Kafasn kaldrp tekrar gkyzne bakt. Yldzlar l sld. Dina'nn gzleri de kedi gz gibi

parlyordu. Kafasn ukurun kenarndan aalara eerek: - Ivan! Ivan! diyor, bir yandan da eliyle sus iareti yapyordu. Jilin sordu: - Ne var? - Hepsi gitti. Evde sadece iki kii kald. Bu cevap zerine Jilin, Kastilin'e dnerek: - Kastilin! Haydi kalm buradan. Son kez ansmz deneyelim. Ben sana yardm ederim, dedi. Kastilin artk bu szleri iitmek bile istemiyordu. - Hayr yapamam. Benim buradan kamayacam ayan beyan ortada. Hem kuvvetim de yok. - yleyse Allahasmarladk Kastilin. Kusura bakma, ben gidiyorum, dedi Jilin ve onunla vedalat. Sonra da sopaya tutunup trmanmaya alt. Prangas engel olduu iin iki kz aa dtyse de ylmad ve Kas-tilin'in de yardmyla gbel yukar kmaya alyordu Dina ise ellerinin gc yettii kadar onu yukar ekmeye 103M urayor bir yandan da glyordu. Jilin yukarya ktnda sopay Dina'ya verip ald yere gtrmesini syledi. Eer yle yapmazsa kz dve dve ldrrlerdi. Kz da Jilin'i dinleyerek, srkleye srkleye gtrd sopay. Jilin yola kp da eteine doru yrd. Sarp yamatan aa indiinde eline bir ta alp prangasnn kilidini krmaya alt ama ok salam olduu iin beceremiyor-du. stelik takld yer ok uygunsuzdu ve iyi vurulmuyordu. Birden bir ayak sesi duydu. Birisi hafif hafif srayarak ona doru geliyordu. Dina olduunu dnd. Gelen yaklatnda tahmininin doru kmasna sevindi. Dina koturarak gelip ta eline ald: - Ver ben kraym, diyordu. Diz kt ve vurmaya balad. Ama elleri o kadar ince ve narindi ki bir damlack kuvveti yoktu. Yapamadn anlaynca ta atp alamaya balad. Bu defa Jilin ald ta eline. Dina ise kollarn kavuturmu, onun yannda oturuyordu. Jilin ban kaldrp etrafa gz attnda, dan arkasnda bir kzlln belirmeye baladn grd. Ay douyordu. "Ay domadan dere yatana inip ormana varmalym" dedi kendi kendine. Ayaa kalkt ve elindeki ta att. Prangayla da olsa yrmek zorundayd. Dina'ya doru eildi ve: - Hoakal Dinack. lnceye kadar seni unutmayacam, dedi. Dina onun stn ban yokluyor, brekleri koyacak bir yer aryordu. Jilin brekleri ald. Sonra da: "Saol akll kz. Ben gidiyorum. Sana kim kukla yapacak imdi?" diyerek kzn ban okad. Dina alamaya balamt. Yzn elleriyle kapatp, da104 _____________________cgk _____________________. a doru, bir kei yavrusu gibi srayarak gitti. Duyulan tek ses, rklerine dizilmi paralarn koarken srtna vur-masyla kan sesti. Jilin ileriye doru bakarak istavroz kard. ngrdama-mas iin, prangasnn anahtarn yukar kaldrd. Yrrken aksyordu. Bir yandan da ayn doaca kzl ufka bakyordu. Biraz daha ilerleyince yolu tand. Eer dosdoru giderse sekiz verst yolu vard. Ay iyice domadan ormana varabilmeyi umut ediyordu. Dereyi getiinde ormann te ucu aydnlanmt. Dere yata boyunca etrafa bakna-rak yryordu. Kzllk aarmasna ramen henz ay grnmyordu. Dere yatann bir kenarna aydnlk vurmaya balamt. Dan br yannda ise bir glge olumutu. Jilin hep bu glgede kalmaya alyor, hzl hzl yryordu. Ay ykselmeye, dalarn ardndan kmaya baladka tepeler aydnlanyordu. Ortalk gndz gibi l l olmutu. Jilin de ormana yaklamt. Aalarn yapraklar tek tek seilebiliyordu. Her yer sessizdi. Bu sessizlik sanki lm sessizliini andryordu. Sadece aada akan derenin rlts duyuluyordu. Jilin bu ekilde, kimseyle karlamadan ormana vard. Orada karanlk bir yer seip, dinlenmek iin oturdu. Breklerini yedikten sonra, bir ta bulup tekrar prangasn krmaya

alt. Fakat ok uramasna ramen becereme-yince kalkp bir verst daha yol ald. Yine yorulmutu. Ayaklar szlyordu. On adm daha atp: "Oturmamalym. Bir oturursam bir daha yerimden kalkamam. Gcm kesilmeden yrmeliyim. Ortalk aydnlanrsa ormanda yatar, gece tekrar yola karm" diye dnd. Btn gece yrd. Bir ara uzaktan iki atl Tatar'n sesini duydu ve bir aa arkasna gizlendi. Gittiklerinden 105 % emin olunca da tekrar yoluna devam etti. Ay solgunlamaya balamt. Topraa i dmt. Sabah yaklayordu. Fakat Jilin henz ormann br ucuna varamamt. "Otuz adm kadar daha yryp, orman kenarna oturaym bari" dedi kendi kendine. Otuz adm daha yrynce ormann sonuna geldiini anlad. Ormann dna ktnda etraf iyice aydnlanmt. Bozkrn ucunda kale ayan beyan ortadayd. Ateler yanyor, dumanlar ykseliyor, atein evresinde kouturan insanlar grlyordu. Jilin daha dikkatle baktnda ldayan silahlar ve askerleri farketti. ok sevinmiti. Btn kuvvetini toplayarak, dan eteinde ilerledi. Kendi kendine "Allah vere de dz ovada karma Tatar kmasa. Ne kadar yakn olursa olsun kap kurtulamam" diyordu. Byle dnrken bir de bakt ki sol tarafta, tepenin zerinde, kendine ok yakn bir yerde Tatar duruyordu. Tatarlar Jilin'i grp atlarn ona doru srmeye balamlard. Kalbi hzla arpyordu Jilin'in. Avaz kt kadar bararak: - Arkadalar! Kurtarn beni! Arkadalar, diye yardm istiyor, elini kolunu sallyordu. Onun bu feryadn duymulard. Yerlerinden frlayp, Jilin'e doru komaya baladlar. Ama uzaktaydlar. Tatarlar ise yaknd. Jilin olanca kuvvetini toplad, prangasn tutup kaldrd ve komaya balad. Sadece istavroz karp: - Arkadalar! diye baryordu. Kendini kurtarmaya gelen arkadalar onbe kiiydiler. Tatarlar bunu grnce korktular ve olduklar yerde durmaya karar verdiler. Jilin de kat ve arkadalarnn yanna vard. Bir anda Jilin'in etrafn sardlar. 106 <& - Kimsin? Necisin? diye soruyorlard. Jilin ise hereyi unutmu, sadece alayarak: - Arkadalar! Arkadalar, deyip duruyordu. Askerler koup geldiler ve Jilin'in etrafn sararak, ekmek, lapa, votka uzattlar. Biri stne kaput verirken dieri prangasn krmt. Subaylar, onu tanmt. Alp kaleye gtrldnde herkes sevin iindeydi. Arkadalar Jilin'i grmeye geldiler. O da onlara bandan geenleri anlatt ve: - te. Eve gideyim, evleneyim dedim olmad. Anlalan ksmet olmayacak bize, dedi. Btn bunlardan sonra yine Kafkasya'daki askerliine devam etti. Bir ay sonra da bebin ruble fidye vererek Kas-tilin'i kurtardlar. Yar canl yar l, kaleye getirdiler. 107 (1 ARESZ HASTANIN LM i Geni adliye saraynda savc ile mahkeme yarglar uzun bir dava celsesinin tatilinde toplant odasnda bulunuyorlard. Sz nl bir dava etrafnda dnp dolayordu. Vasilyevi bu ie bakmaya mahkemenin yetkisi olmadn hararetle ne sryor, Egorovi de kendi fikrinde diretiyordu, vanovi tartmaya nceden katlmam olduundan onlara kulak vermeyerek ieri yeni getirilen gazeteye gz gezdiriyordu. Birden: - Efendiler, Ivan llyi lm! Dedi - Yok canm! - Aln ite, kendiniz okuyunuz! Diyerek zerinde henz matbaa mrekkebi kokan gazeteyi uzatt.

Gazetede koyu kara izgiler arasndaki u satrlar okudular: "Praskovya Fiodorovna Galovina, akraba ve dostla109 filfe rina yarglar kurulu yesi olan, sevgili kocam Ivan Ilyi Galovin'in 4 ubat 1882 tarihinde ldn byk aclarla bildirir. Cenaze nmzdeki cuma gn leden sonra saat birde kaldrlacakr." tvan lyi bu toplant odasnda bulunanlarn meslektayd, kendisini hepsi de ok severlerdi. Uzun sredir hasta bulunuyor ve iyileemeyecei tahmin ediliyordu. Geri henz memuriyeti zerinde duruyordu; fakat lm halinde Ivan lyi'den boalacak olan makama kimin geecei az ok tahmin edilebiliyordu. Toplant odasnda bulunan meslektalar imdi van Ilyi'in lm haberi karsnda her eyden nce bu lmn kendilerinin ve dostlarnn terfilerine ne gibi bir etki yapabileceini dndler. Birinin kafasnn iinden: Elbette bu terfi ve grev deiikliinden birinin yeri bana verilecektir. Bu bana ne kadar zamandr sz verildi. Bu durumda sekiz yz ruble fazla alacam, alma odam da deiecek, fikri geiriyordu. teki: Ne yapp yapp imdi kaynbiraderimi hemen buraya, yanmza geirtmeliyim. Buna karm sevinir. Artk akrabalar iin bir ey yapmadma dair hibir sz syleyemez, diye dnyordu. vanovi sessizlii bozarak: - Ben zaten kurtulamayacan biliyordum. Zavall adam! Dedi. - Peki ama, hastal neydi? - Onu doktorlar da kestiremediler. Herbiri bir tarafa ekti. Ben son grmde kurtulacak sanmtm. - Ben Paskalyadan beri hi gitmedim. Fakat hep gitmek istiyordum. - Paras var myd? 110 $h - Galiba karsnf vard. Fakat byk bir ey olmamal. - imdi cenazeye gitmeliyiz. Ne kadar da uzakta oturu-" yorlar. - Sizin eve gre demek istiyorsunuz galiba. Her yer sizin eve uzak. vanovi, Egerovi'e bakp glmseyerek. - Nehrin kar kysnda oturmam hi affedemezsiniz. Sz buradan ehrin byklne geti. Daha sonra mahkeme salonuna girildi. Bu lm dolaysyla yaplabilecek yeni tayinlere, grev deiikliklerine ait dncelerden baka, bir dostun u lm haberi bunu renenlerin hepsinde -her zaman ve her yerde olduu gibi- bir sevin havas yaratt. Neyse len ben deilim, o! eklinde ifade edebilecek bir hava. Evet, herkesin dncesi veya duygusu: "ite o lp gitti ama ben hl yayorum"dan ibaretti. Ivan Ilyi'in vaktiyle yakndan tanp sevitii, kendisinin dostu olduu bilinen kimselere gelince bunlar cenaze treninin, nezaket gsterisi olarak yaplacak bir takm can skc grev olduunu, cenazede bulunmalar ve dnp onun dul kalan karsn ziyaret etmeleri gerektiini dnyorlard. Dostlarndan en samimi saylanlar Vasilyevi ile ivanovi idi. Piyotr ivanovi, van Ilyi ile hukuk okulunda arkada olmutu. Kendisi ona minnet duyard. Yemekte karsna arkadann ldn ve kaynbiraderini bulunduklar yere geirtmek ihtimallerini sylemi ve yemekten kalkar kalkmaz kyafetini deitirerek cenazenin evine komutu. Ivan Ilyi'in, evinin sokak kapsnn merdiveni nnde bir hususi, iki de kiralk araba duruyordu. Evin bahe girii tarafnda ipek kumalara sarlm, gm pskl ve e111 ^

ritlerle bezenmi tabut kapa duvara dayanmt. Karalar giyinmi iki hanm krklerini karyorlard. Bunlardan biri lnn kzkardei idi ve vanovi onu tanyordu. tekini hanm tanmyordu. vanovi'in mahkeme arkada varts, yukar merdivenden iniyordu. vanovi'i daha yukardan grnce durdu ve gz ile iaret verdi. Bu: "lyi'in yapt kt bir i deil, bize gelince biz daha hnerli km bulunuyoruz." demekti. varts, ngiliz usulnde bir sakal brakmt; zayf vcudu batan baa siyahlar iinde idi; her zaman olduu gibi zerinden tatl bir kibarlk salyordu. vanovi onun hoppa karakterinin yannda bu kibarln ok gln buluyordu. Yahut ona byle geldi. vanovi hanmlarn nden gitmelerine yer vererek kendisi merdivenleri onlarn arkasndan yava yava kt. Arkada inmiyor, onu yukarda bekliyordu. vanovi bunun sebebini hemen buldu. phe yok ki, o akama nerede buluup kat oynayacaklarn kararlatrmak istiyordu. Hanmlar dul kalan arkadalarnn yanna ktlar. Arkada, ona dudaklar skl, gzleri glerek, kalarnn bir kmldanyla sada lnn yatt oday gsterdi. vanovi, bu gibi durumlarda ne yapacan pek iyi bilemeyerek ieri dald. Akl edebildii tek bir ey vard, o da byle bir durumda bir ha iareti vermenin hi fena olmayacandan ibaretti. Fakat ayrca lye de bir selam vermek larum m idi, bunu bir trl kestiremedi. Ve bir ha iareti yapmakla beraber cenazeye bakarak bir de hafife boyun bkt. Ayn zamanda bann, durumu msaadesi orannda oday da gzden geirdi. lnn yeenleri olmalar muhtemel iki delikanl ha iareti yaparak odadan kyorlard. htiyar bir kadn kmldamadan duruyordu. Kalar 112 ________________k ________________ tuhaf bir ekilde kalkk bir hanm hafif sesle bir eyler sylyordu. Redingotlu bir kilise grevlisi gl bir azim ve yksek bir sesle dua ediyordu. Uak Gerasim ziyaretilerin nnde ardnda hafif admlarla dolaarak parkelere bir eyler serpiyordu. vanovi cenazenin yanndan geerken, bozulmak zere olan naatan gelen hafif bir koku duydu. Bu eve son defa geldii zaman u ortada dolaan adamn hastaya bakmakta olduunu, van lyi'in bu adam ok sevdiini hatrlad. Ha karma iaretlerine devam ediyor, tabuta, dua okuyucuya, odann bir kesinde bir masa zerine oturtulmu bulunan Meryem'in boyal resmine doru birer birer dnp ban eiyordu. El hareketi ve iaretlerinin fazla srdn farkedince durdu; ly incelemeye balad. Btn ller gibi o da boylu boyuna uzatlmt; katlam vcudu tabutun ipekli rtlerinin dibine gmlm gibi idi. Her lde olduu gibi aln sar, balmumu halinde idi; akaklar kkt, boalmt; tmsek burnu st dudana basyordu. Onu ok deimi, son ziyaretten beri ok fazla zayflam buldu. Sima yine btn llerde olduu gibi, fakat anlam itibariyle daha zengindi. Onda grnen ilk ey yaplmas gereken her eyi yapt ve iyi yapt idi. Bundan baka kendinden sonraya kalanlara bir tenbihte, bir ihtarda bulunuyor gibiydi. vanovi, bira-ra rahatszlk duydu ve hzl bir ekilde ha iareti vererek ve yarm bir daire izerekj hzl olduunu kendisinin de farkettii bir yryle odadan kt. Arkada varts yandaki odada bacaklarn am; elleri, arkasnda tuttuu apkasyla oynayarak, onu bekliyordu. Onun en, kibar, zarif yzne bir kere bakmak kararan iini amt. Belliydi ki, o byle ziyaret ve trenlerden pek holanmyordu. ilen bir zehir damlas katmamak yolunu pek iyi biliyordu. Btn haliyle: "lnn hatrasna yaplan u eyler dzmece, gereksiz eyler; bu akam da br 13 &, akamlar gibi elenmekten alkoymas iin... makul hi bir sebep yoktur." diyordu. Hem bunu yalnz iinden byle geiriyor deildi. Az nce burada bulunan bir dostuna da bunu yavaack sylemi, ona akam Vasilyevi'lerde buluup kat oynamalarn teklif etmiti. Fakat arkada ona bu akam kat oynamamas gerektiini, kendisininde katlamayacan syledi. Tam bu srada karalar giymi, bana kara bir al rtm bir kadn, lyi'in hanm ve

bir ok hanmlarla dairesinden kt, bunlar cenazenin bulunduu odaya getirerek buyurun, tren birazdan balayacak! dedi. varts hafife eilerek yerinden kmldamad. Bu daveti ne kabul, ne de reddetmemiti. Kadn vanovi'i tanyarak iini ekti; yanna giderek elini tuttu ve: "Siz merhumun candan bir dostu idiniz," diyerek yzne bakt; bu szn tasdik eder bir hareket bekliyordu. Adamcaz cenaze odasnda ha karmak gereini hemen anlayp, imdi burada da kadnn elini skmak, onun gibi iini ekmek ve: Msterih olunuz, demek gerektiini farketti. Bunu yaparak hedeflenen neticeye varm bulunduunu grd: Kendisinden ve kadndan hzn salyordu: Dul kadn: - Dua balamadan az benimle geliniz, sizinle konumak ihtiyacndaym, kolunuzu bana verir misiniz? Dedi. Adamcaz kadna kolunu uzatt, birlikte kadnn dairesine doru yrdler. nnden geerken varts gzyle yapt bir iaretle: - Sen oyuna gelmeyecee benzersin, baka bir arkada alrsak kzmaya hakkn yok. Belki kurtulur, gelirsen, beinci olursun demek istiyordu. Adam yolda giderken iini daha kuvvetle, daha byk bir hznle ekiyor, kadm buna kar minnet gstermek iin kolunu skyordu. Pembe kretonlarla rtl, hafif bir k ile aydnlatH4 .fik lan salona girdiler. Masann yanna getiler. Kadn divan zerine; o, yorgun yaylar arla dayanamayan alak bir kanape zerine oturdular. Kadn baka bir yere oturmasn teklif edecekti, fakat byle acl bir ortamda bu dnceyi yersiz buldu. Adamcaz otururken bu salonu len dostunun dettiini hatrlad. Hatta o yeil yaprakl pembe kretonu ona kendisi tavsiye etmiti. Trl trl eyalarla, biblolarla dopdolu olan salonda kadn gidip divana oturmak iin masann yanndan geerken kara ipek alnn ucu masann kenarna taklmt, adamcaz onu kurtarmak zere oturduu yerden kalkve-rinceye kadar, kadn ipek alnn ucunu kendisi kurtard. Adamcaz kalkmak istedii kanepeye tekrar btn arlyla oturdu. Fakat kadnn ipek alnn ucunu tam kurtaramadn grnce; yeniden kalkt, kanepe bu sefer hatta atrdayarak ok kt bir ses kartt. Bunlar olup biterken kadm temiz bir ipek mendil kardktan sonra alamaya balad. Bu skntl durum kadnn mezarlkta setii yer iin 200 ruble istenildiini haber vermek zere ieri giren uak tarafndan zld. Kadn alamay brakt, can sklm bir halde misafirin yzne bakarak Franszca, btn ilerin pek zor ve zahmetli olduunu syledi. Misafir azn amayarak bir ka iaret yaparak onu onaylad. Kadn byk bir skunet ve yorgun bir eda ile: -Rica ederim, sigara iiniz, dedi ve mezar iin verilecek paray uakla yeniden grmeye balad. Misafir sigarasn imekle beraber kadnn uayla mezar iini, en ince ayrntlarna kadar hesaplar konuup nihayet bir karara balanmasn bekliyordu. Kadn bu konuyu bitirince kilisenin dua okuyucularna deme yaplmas emrini verdi. Uak kt. 115 jfk Kadn masann stndeki albmleri iterek: -Hereye ben bakmalym, dedi ve misafirin sigarasnn kl masay kirletecek korkusuyla hemen bir tabla uzatarak yine sylenmeye balad: znt ve kederimden dolay para ileriyle uraamyorum desem yalan olur. Kocamla ilgili olan bu iler beni oyalyor dedi. Mendili tekrar at, tekrar alamaya balamak ister gibiydi. Fakat birden byk bir gle, kendini toparlayarak sakin bir sesle konumaya balad. - Sizinle ciddi bir konu hakknda grmek ve ricada bulunmak istiyorum. - Zavall, son gnlerinde ok ekti. - Vah vah! - Evet, mthi, berbat arlar iinde kvrand. Yalnz son dakikalarnda deil, birok zaman saatlerce inledi Hele bir kere gn ard arkas gelmeksizin haykrd. Dayanmak imkan yoktu. Bunlara nasl

katlanabildiime pek aarm. Birbiri stne kap arkasndan iniltileri duyulurdu. ileler doldurdum... Adamcaz bir ey sylemi olmak iin. - Kendini tamamen biliyor muydu? - Evet, son dakikaya kadar tamamen biliyordu. lmnden bir eyrek saat evvel hepimizle vedalat, hatta benden olunu yanndan karmam istedi. adamcaz, kendisinin ve kadnn da riya iinde yzdklerini pekiyi bilmekle beraber, ocukluundan beri ok candan tanp sevimi bulunduu ve daha sonralar kat oyunlarnda o kadar yl arkadalk ettii bir adamn bu akibeti, yreini korku ile doldurdu. st dudan ezecek bir durum alm olan nam tmsek burnu gzlerinin nne geldi... 116 m " gn ard aras kesilmeksizin trl trl straplar ve sonunda lm. Fakat ayn durum benim bama da her zaman gelemez mi? Hatta imdi." diye dnd. Titredi. Fakat yeni esen bir hava imdadna yetierek ona iinden: "Fakat ona olanlar, olmu, ite ben kurtulmuum!.. Bu dertler bana gelemez ve gelmemelidir. Bak. u akll, zarif varts'n byle eylere hi papu brakt var m?" dedi. Bu muhakeme zerine kendini buldu, rahatlad ve eski, kymetli dostunun lnn son gnlerini, son anlarn ferah ferah dinlemeye balad. Sanki dnyada baka lm, len kimse yokmu da reneceklerini hep burda -renecekmi, kendisi de gnn birinde hi lmeyecekmi gibi bir durum ald. Dostunun ektii gerekten ac arlar, szlar kadn sayd, dkt. Bunlar vaktiyle kadna ne kadar etki etmise dostuna da imdi phesiz ancak o kadar etki ediyordu. Nihayet kadn arad noktaya geldi: - Ah efendi, ne zor! Ne byk zorluklar iindeyim, dedi. Elindeki mendile bu noktaya gelmesini beklemi gibi hemen gzyalarn serbest brakt. Adamcaz bu olay karsnda zlyor ve kadnn burnunu silmesini bekliyordu. Kadn akl edip bu ii grr grmez ziyareti: -Bana gvenin- dedi. O zaman kadn itimat ederek ald ve kendisini en ok megul ettii anlalan konuyu azndan kard: Kocasnn lm dolaysyla devlet hazinesinden para almak istiyordu. Emekli maann balanmas hakknda fikir almak istiyordu. Fakat kadn bunlar tamamen renmi gibiydi; herhalde kendisinden ok iyi biliyordu. Asl arad, normal alabileceinden fazla bir ey koparabilmenin yolu olup olmad idi. Dnd, tand ve kadna moral olsun diye hkmetin kymet bilmezliini ne srerek, yapacak 17 ___________________ &, ___________________ bir ey olmadn syledi. Kadn derin bir nefes aldktan sonra hemen o dakikada adamcaza teekkr etti ve kranlarn sundu. O da sigarasn sndrerek kalkt ve kadnn elini skarak odadan kt. kar kmaz karsnda dostunun bir mezat evinden bulup byk bir zevk ile ald asma saati grd. Salonda ziyarette ve duada bulunmak iin yeni gelmi bir takm dostlara rastlad. lnn ok gen olan kz da oracakta idi. Batan baa karalara brnmt. nce boyu daha da narinlemi gibiydi. Gaml, kederli biraz da fkeli grnyordu. Kz adamcaz sanki sulu birini selamlyormu gibi selamlad. Kzn arkasnda yine surat aslm zengin bir erkek, kzla yeni nianland sylenilen zat duruyordu. Adamcaz ikisini de tandndan ikisine de hrmetle dolu bir selam vererek, lnn bulunduu yere girmek zere idi; aadaki lye ok benzeyen gen bir renci ocuk grd: lnn olu. vanovi ocukta, arkadann yllar nce hukuk fakltesindeki gen durumunu grr gibi oldu. ocuun gzleri alamaktan kpkrmz olmutu. Gzlerinin alt tarafndan bunlar sarar bir ekilde mor bir leke de byle 13-14 yalarndaki gen ocuklarda ok kere grlen anlaml ifadeyi tayordu. Gz gze gelince ocuk akn ayn zamanda zgn ve kzgn bir tavr alarak kalarn att. vanovi ba ile bir selam vererek nihayet cenazenin bulunduu odaya girdi. Tren balad.

Mumlar yanyor, inlemeler, gzyalar, hkrklar etraf saryordu. vanovi dimdik, kalar atk, gzleri ayaklarnda duruyordu. Gzlerini bir kere bile kaldrp lye bakmad, kemirici aclara kaplmad ve odadan ilk kanlar arasnda bulundu. Yandaki oda botu. Uak cenaze odasmdan kt. Gl 118 <fik kollaryla etraf yararak vanovi'in krkn bulup tuttu. O da bir ey sylemi olmak iin: -Hey dostum Gcra-sim, ne yazk, ne yazk, deil mi! dedi. Gerasim beyaz, sk, salam kyl dilerini gstererek: - Ne are, Tanrnn buyruu... Hepimizin geecei kpr, bu! Tesbitinde bulundu ve ok ii olan bir adam edas ile hzla kapy at, arabacy ard, ziyaretiyi bindirerek bir srayta merdivenleri kt. Yaplacak yeni ileri aryordu. vanovi, cenaze evinin hznl ve matemli havasndan sonra temiz bir havaya kavumaktan mutluluk ve zevk duydu. Arabac sordu: - Efendim, nereye? - Daha ge deil, Vasilievi'e gideceim, dedi. Orada oyuncular ilk partiyi bitirmek zere buldu ve beinci olarak girdi. II van lyi, 45 yanda, yarglar kurulu yesi olarak hayata veda etti. Petersburg'da deiik birok makamda hizmet eden ve ciddi bir i gremeyecei anlald halde uzun yllar sren hizmetlerine ve ikili ilikilerine baklarak kap dar edilemeyen bir babann olu idi. Onlar yle memurlardr ki, onlara verilen makamlar nemi olmayan uydurma makamlard. Fakat maalar tamamen salamd. Ve bu maa alt bin ile on bin ruble arasnda bir rakamd. htiyarlayp emekli olaca zamana kadar da, bu civarda cret alrd. 119 <g% Erkek olarak ocuu olmutu. van lyi bunlardan ikincisi idi. By ayr bir dairede babasnn yoluna girmi ve maa ancak kendi kendine ykselen bir duruma gelmiti. nc olu ise, giritii ou ite baarsz olmutu. imdi de demiryollarnda alyordu. Babas olsun, kardeleri ve yengeleri olsun ona rastlamaktan kanr, gerekmedike adn dahi anmazlard. Kzkardelerine gelince o Petersburg memuru olan Boran Gref'le evHydi. lyi'e ailenin devlet kuu denirdi. Bynden daha az souk, daha az resmi, knden daha az sinirli idi. kisinin ortas bir ey: Zeki, alkan, tatl, drst idi. Tahsilini kk kardeiyle birlikte hukuk fakltesinde yapmt; fakat kk beinci snftan karld halde o baarl imtihanlar vermiti. Hukuku bitirir bitirmez, btn mrnce, ne ise o halde kald. Mtevazi, en, sohbeti tatl, grev edindii eylerin daima hakkndan gelir idi. Fakat kendisi iin vazife ancak amirlerinin bu gzle grdkleri eylerdi. Ne ocukken, ne de sonralar hi yaltaklanan bir kiilii olmamtr. O daha ilk genliinden itibaren nerde k varsa oraya doru ynelen, kendinin ta iinden hep, yksek mevki tutmu kimselere doru srklendiini sezmitir. Onlarn tavr ve davranlarn taklide, hayat hakknda onlarn dncelerini rnek almaya, onlarn dostluunu kazanmaya bakard. ocukluk ve ilk olgunluk alar onda hibir derin eser brakmadan gemiti. nsan duygulara dknlk gstermi, daima yoklardan atp tutmu ve tahsilinin sonlarna doru -douundan ald bir incelikle kestirdii snrlardan dar kmamak zere- ii liberallie vurmutu. Hukukta iken kendisine iren grnen, daha ilerken kendi kendine irendii baz hareketlerde bulundu; fakat 120 ,k sonralar pek yksek tannan kimselerin de ayn yolun yolcusu olduklarn ve onlar iyi bulmamakla beraber fena da grmediklerini anladka hepsini unutmu, bir daha da hatrlayp zlmemiti. Hukuku bitirip onuncu snf bir memur olarak mezun olunca babasndan ald paralarla kendisine bir elbise diktirmi, kemerine bir madalyon geirtmiti. Okul mdryle,

profesrlerle vedalam, arkadalaryla birlikte pahal bir lokantada yemek yemiler; en nl maazalarn birinden gzel bir anta, amar, tra takmlar, battaniye alm; babasnn sayesinde tayin edildii valilik memurluuna srayp gitmiti. Okuldaki gibi baarl olmu iyi bir evre edinmiti. lerini baar ile gryor, mesleinin gerekleri ile urayor, ayn zamanda gzel gnler geiriyor, eleniyordu. Amirleri kendisini bazen kazalar teftie gnderirlerdi; o gittii yerlerde byklere kar olduu gibi kklere kar da sevgi, sayg ve efkat ile davranr ve ileri kendisini doru olmaktan alamaz bir ekilde ve ancak rnek olacak bir dikkat ve drstlkle yapard. Daha ok gen ve tabiati en olduu halde i banda ok resmi, hatta eilmez bklmez olurdu. Fakat sosyetede kibarl, incelii, holuu ile dillerde geziyordu; kendini pek sevdirdii valinin ve evresinin tabiriyle "ho ocuk" idi. Vilayette zarif delikanly bulunca yakasna yapm olan bir hanmla yakndan tant; bir terzi kadnla da dp kalkt duyuldu. Amirine de, amirinin ailesine de yaltaklk ediyordu. Fakat btn bu hallerinde yle bir ms-tesnalk vard ki, aleyhine iddetli bir hkm yrtmeye dil varmyordu. Franszcada denildii gibi genlik de hkmn yapmalyd... Bu iler grlrken hep temiz bir elle, yeni giyinmi elbiseler iinde, iyi dostlarla yaplyor, her 121 <fik hareketi dolaysyla yksek mevki sahibi insanlarn onay ile olup gidiyordu. Bylece be yl hizmetten sonra yeni adamlara gerek grlen yeni adli kurumlara geti ve o yeni adamlardan biri oldu... Kendisine sorgu yargl verildi. Bu grev onun baka bir vilayete gitmesini gerektirdii halde hemen kabul etti. Eski oluturduu dostluklar brakarak, yenilerini kefe kotu. Dostlar onu tren istasyonuna kadar gtrp, bir sigara kutusu hediye ettiler. Grup halinde bugnn hatrlanmas iin fotoraf ektirdiler... lyi yeni grevine balad. Sorgu Yargc olarak da resmi ilerini hususi dostluklardan tamamen ayrmak, eref ve hassasiyetini korumak hususunda, nceki memurluunda olduu gibi byk bir hner ve drstlk gsterdi. Hatta yeni grevini eskisinden daha nemli ve daha cazip buldu. Eski grevinde kabul olunmak iin bekleen birok i sahiplerini, memurlar kendisinin valinin yanna serbest serbest girip klarna, valinin yannda oturup hatta sigara, kahve iilerine imrenirler, o da bundan zevk alrd. Fakat o zaman kendisine ileri den kimseler resmi insanlard. Yanna en ok girip kanlar polis komserleri filand. O byle az ok kendisine bal bulunanlar hep arkadaa tutmaktan, ilerini altst etmek elinden gelebilecekken dosta davranmaktan holanrd. Fakat bunlar ka kiiye kabilirdi... Halbuki imdi sorgu yargl sandalyesinde, istisnasz herkes, en haval, en kendini beenmi insanlar bile ellerinin iinde idi. O balkl bir kadn zerine birka kelime yazmakla en nemli, en gl kimseler yakaland gibi sulu veya ahit sfatyla huzurnuna getirilive-rirlerdi... Ve o izin vermedike onlar huzurunda ayakta durmaya ve ne sorarsa cevap vermeye mecbur idiler... Fa122 k kat o, grevini hi bir zaman ktye kullanmazd. Bilakis grevinin arlklarn hep hafif geirtmeye alrd. Fakat byle bir kudreti olduu duygusu ve hele onu yenmesi kuvveti gzlerinde yeni memuriyetinin balca nemini ve cazibesini tekil ediyordu. Vazifelerini grte, zellikle ileri incelemelerinde, ie yabanc unsurlar uzak-latrmamay, ne kadar belirgin olursa olsun her ii kat zerine ahsi fikirlerini hi kartrmayarak, usuln btn gereini yerine getirerek dkebilmeyi arabuk kavramt. Bu esas yepyeni idi, bu suretle memlekete 1864'de sokulan yeni kanunu ilk uygulayanlar arasnda o da bulunuyordu. Sorgu yargl ile geldii yeni ehirde yeni ilikiler kurdu, yeni bir konum ald, yaayn deitirdi. dari makamlardan uzakta durdu, dostlarn hakimler arasndan ve ehrin zenginleri arasndan seti. Ve hafif bir ekilde hkmeti eletirmeye balad, yeni bir iiberal, az ok ileri fikirli bir adam tavr taknd. Ayn zamanda giyim ve kuamna nem vermeksizin,

enesini tra ettirmedi ve orackta sakaln serbest brakt. Bu yeni yerinde gnleri rahat geiyordu, ilerine kadar sokulduu hkmeti, tenkiti yksek evre pek mtesanit idi. Maa eskisinden daha yksek idi. Burada kat oyunlar revata idi; kendisi nee ile, hner ile, hele her zaman ihtiyatla oynadndan d_aima kazanyordu. Aradan iki yl gemiti ki, evlenecei kadnla tant; kadn girdii ortamn en cazip, en zeki. en parlak kz idi. Resmi grevinin yorgunluklarn atmak iin van lyi frsat bulduka onunla birlikte olur, karlkl olarak elenirlerdi. Evvelce vilayet memuru iken lyi ok dans etmiti. Sorgu yargc olal buna pek az frsat buluyordu. Bununla adeta: Ben her ne kadar beinci snftan bir hakim isem de bu alanda da hibir arkadatan geri deilimdir, demek isti123 & yordu. Bu ekilde gece toplantlarnn sonlarna doru ancak Fiodorovna ile oynard. Nitekim kzn gnln danslaryla tavlad; kz kendisine tutulmutu. lyi evlenmek iin kesin bir karar vermi deildi. Fakat kzn vurulmas zerine o da iinden: Neden evlenmeyeyim? dedi. Kz asil, iyi bir ailedendi. irkin olmamakla beraber kk bir serveti de vard. van lyi daha gzel ve parlak yerlerden ksmet arayabilirdi. Kendisinin varl vard. Kz kibar, zarif, tatl, ayrca da temiz bir ailedendi. Kendisi iin: Evlendi, nk kz sevdi ve onun zevklerini kendi zevklerine uygun buldu, demek evlendi, nk dostlar bunu byle uygun buldu demek kadar yanlt. O u iki sebeple evlendi, nk kz zevkine uygun buldu ve aile byklerinin arzusu da buna uygun dmt... Yeni evi, yeni mobilyalar, yeni yemek takmlaryla, yeni amarlaryla evlilik hayatnn ilk zamanlar -kadn hamile kalncaya kadar- pek tatl geti. O kadar ki, lyi evlenmenin nee, tamamen drst ve btn evre iinde mmtaz grlen hayatn bozmas yle dursun, onun zevk ve saadetini daha ziyade artraca dncesinde idi. Fakat ite hamileliin ilk aylarndan itibaren skntlar, zahmetler ba gstermi ve hi beklenmedik ve penesinden kurtulmas imkansz yeni bir dnya meydana gelmiti. Ortada geerli hibir sebep olmakszn kadn hayatlarnn berrak bir su gibi akp gidiini bozuyor, bulandryor-du. Yok yere bir kskanlk karyor, kocasnn yalnz ve yalnz kendisiyle ilgilenmesini istiyor, adamcaza her an bir dert karyor, tatsz tuzsuz olaylar icat ediyordu. lyi ilk gnlerde bu frtnalar da, kendisine her zaman yarar olmu bulunan drst hareketleriyle nleyebileceini sand. Karsnn huysuzluunu farketmiyor grnd, hep aadan ald, dostlarn kat oynamak zere kendi evine 124 .fik topluyor; yahut kulbe, yahut da dostlarnn evine gidiyordu. Fakat gnn birinde kadn kprerek yle bir kalabalkla atp tutmaya balad ve kocas hemen teslimiyet gstermedike ii yle sp saymalar vard ki, adamcaz sindi. Belli idi ki, sorgu yargc evde kalmaya, yani kendini kars gibi skntya vermeye yanamadka bu byle srp gidecekti. lyi aile hayatnn, yahut hi olmazsa kendi karsyla yaaynn ekilir bir ey olmadna, bu durumun hayatnn dzenini bozduuna ve bu bozukluk unsurlarna kar korunma tedbirleri almas gerektiini fark etti. Kendini mdafaa iin ne yapmalyd? Kadna dokunan, kocasnn dardaki ileriydi. Bu durum resmi grevlerinin arlatn ne srerek kendi dnyasnn geleceini bu ekilde korumay dnd. ocuk dounca, kadnn havaya giden gereksiz emzirmeleri, ocuun veya anasnn gerek veya bahane hastalklar nnde bir eyler yapabilmekten aciz kalan adam iin o zgrlk sevdas bsbtn artmt. Kars gitgide daha sinirlenip daha ekilmez olduka, o btn ilgisini resmi grevine veriyor, ilerine ilgisi o oranda artyor ve daha byk ihtiras duyuyordu. Evlendiinden daha ancak bir yl gemi iken hasl ettii fikir aile hayatnn baz faydalar

bulunmakla beraber herhalde pek kark, pek zahmetli bir ey olduunu ve bu alanda da vazifesini iyi yapmak, drst yaamak iin pek dikkatli davranmak gereklilii kafasnda iyice yer etmiti. lyi bu yolu da at; ailesinden artk yalnz verebilecei eyleri; temiz bir sofra ve yatak, ev iinde bir dzen ve hepsinden nce evresindeki insanlarn drst dedii durumu bekliyordu. Orada nee ve samimiyet de bulmak isterdi... Bunlar bulunca byk minnet duyar, bilakis ters bir yzle karlanca kendini hemen ileri arasna atar, 125 .fik oraya snr ve bundan memnun bulunurdu. lyi'e mkemmel bir memur gzyle baklyordu. yl iinde yarglar kurulu yeliine getirildi. Bu makamn grevleri, bu grevlerin nemi, gerektiinde herhangi bir kimse aleyhine hukuki soruturma davasn harekete getirebilmek kudreti, istedii insan tutuklatma gc, herkesin ortasnda irad edecei sylevler, iddialar, hitabet muvaffakiyetleri... btn bunlar kendisini makamna daha ok balyordu. Bu arada birka ocuk daha yaptlar. ocuk dourduka kadn daha sinirli, daha titiz oluyordu. Fakat kocas makam sayesinde hcumdan korunuyordu. O ehirde yedi yl kaldktan sonra baka bir vilayet merkezine atand. Fakat parasz idiler ve kadn bu yerden holanmamt. Geri kocasnn maa eskisinden yksekti, fakat hayat daha pahalyd. Bundan baka orada iki ocuklar ld ve hayatlar daha katlanlmaz bir durum ald. Bu yeni yerde uradklar btn felaketlerden, kadn kocasn mesul tutuyordu. Kar koca arasndaki szlerin ou, ocuklarn eitim ve terbiyesine gelince bunlar eski kavgalarn hatralarn tazeliyor ve yeni arpmalara neden oluyordu. Cinsel istek ihtiyac seyrek vesilelerle kar kocay birbirine yaklatryor, fakat bu bar devresi ne kadar olsa ok ksa sryordu. Onun dilei artk u aile tatszlklarndan uzak kalmak, onlar tamamen zararsz, tehlikesiz bir duruma sokmakt. Bunun iin bulduu yol aile iinde geirmeye mecbur olduu saatleri en aza indirmekti. Eve girmek zorunda kalnca her trl hcuma uramak ihtimallerini, yannda yabanclar bulundurmak ekliyle karlyorcu. Sonra grevi yok muydu? Balca silah bu idi. 126 _____________ t, _____________ Varlnn btn ilgisi orada toplanmt ve bu ilgi onu tamamen emiyordu. Kudretine kar kimi olursa olsun ykabilmek imkan, mahkemede kendisini bekleyen sonsuz sayglar, emrindeki insanlarn sayglar, byklerinin, kklerinin yannda baarlar, hele ileri ynetmedeki becerisi btn bunlar adamcaz sarho ediyor bunlar haricinde de hayatn kat oyunlaryla, ziyafetler, dost sohbet-leriyle dolduruyordu. Bu ekilde de hayat dilei dahilinde yani kendine gre gzel ve drst olarak geiyordu. Bu hayat bylece yedi yl srd. Byk kz on altsna basmt. Bir ocuu daha lmt. Okula yeni balam bir de olu vard ki, bitmeyen tartmalara sebep olurdu. O, ocuun hukuku bitirmesini isterdi; kars, ancak ona kar gelmi olmak iin kolleje gndertmiti. Kz evde okuyor, ilerliyor, olan da ok iyi alyordu. III Ivan Ilyi'in on sekiz yldr sren evlilik hayat hep bu ekilde gemiti. oktan yarglar kurulu yesi olmu, daha iyi bir makama gemek midiyle atamalarn bir ok kez reddetmiti. van lyi, niversitesi olan bir ehirde mahkeme bakan olmasn bekliyordu; alan byle bir yeri baarsz bu grevi haketmeyen torpili olan, bir bakas kapt. lyi buna krld. O arkadana bu olaydan dolay sylendi ve st ynetimle aras ald. Kendisine soukluk gsterildi ve ondan sonra baka bir yer ald halde onu da vermediler. 1880 yl idi. van lyi'in mrnde geirdii en kt 127 ,fik

dnem bu zamandr. Bir taraftan ayl masraflarna yetimiyor, te taraftan herkes kendisine terkediyor ve aka ahsna byk hakszlklar yaplyordu. van lyi'e yaplan bu hakszlklar bakalar tarafndan gayet doal karlanyordu. Bir yardm dileine babas bile kulak asmamt. van lyi'in ald bin be yz rubleyi normal, hatta fazlasyla yeterli gryorlar, onun yardm talebine aldran olmuyordu. yerinde urad hakszlklar, karsnn sonu gelmeyen kaprisleri, masraflar karlamak iin girdii borlar gz nne getirilince ortada normal deil anormal bir durum vard. Ancak bunu kendi biliyordu. Ekonomik durumunun biraz olsun dzelmesi iin, o yaz izin alarak ailece kaynbiraderinin yaad kye gittiler. Kyde, her zaman bandan aan ilerinden tamamen uzak dnce, mrnn en derin skntsna urad, bouluyordu. Bu ekilde yaayamayacan ve kesin zmlere ba vurmas gerektiini anlad. Btn bir geceyi sabaha kadar uykusuz olarak enini boyunu dnmekle geirdikten sonra Petersburg'a gitmeye, baka bir dairede greve balayarak kendini hi takdir etmeyerek sknt yaamasna neden olanlardan bu ekilde intikam almaya karar verdi. Ertesi sabah karsnn ve kaynbiraderinin itirazlarna kulak vermeyerek Petersburg yolunu tuttu. Arad tek ey 5000 ruble getiren bir i bulmakt. Ne belli bir daireyi, ne de iin eidini dnyordu. Dnd tekey, ylda 5000 ruble kazanmakt. Yeter ki kendisini takdir etmeyen bakanlktan ayrlabilsin. Bu yolculuk gzel bir tesadfle balad. Yllardr grmedii bir arkada ile trende karlatlar. Yolda birbirlerinin hatrn sorduktan sonra, arkada validen yeni bir telgraf aldn, telgrafta da bakanln yaknda kkl bir 128 ___________________ &, :___________________ deiime gidecei, Piyotr vanovi'in atanacan bildiriyordu. Bu deiikliin Rusya iin ve van lyi iin de byk bir nemi vard. Yeni greve gelecek olan, kendisinin ok iyi dostuydu. Tren Moskova'ya geldii zaman haber doruland. Petersburg'a gelir gelmez gidip dostunu buldu. Ve dairede nemli bir greve getirileceinin szn ald. Bir hafta sonra karsna u telgraf ekiyordu: "Dostum van Semyoni, bakanla geti. En ksa zamanda tayinim kyor." Bu tayin kendisinin aklnda, hayalinde olmad halde hem de eski arkadalarndan iki derece birden yukar frlatyor, maa 5000 rubleye ykseliyor, 3500 ruble de sefer masraf alyordu. Artk rahatlam, dmanlarna kar duyduu kini unutmutu. Kye o zamana kadar hi grnmemi bir nee ve mutluluk iinde dnd. Kadn da rahatt ve karsna Peters-burg'da grd ilgiyi, dmanlarnn zavall ve acnacak hale dp kendisine nasl kur yaptklarn ve imdi parmaklar azlarnda kaldklarn, Petersburg'da artk ne derece sevilmekte olduunu syledi. Kars onu dikkatle dinliyor, onun her sylediine inanr grnyor ve oturacaklar yerde nasl yerleeceklerine dair planlar kuruyordu. Adamcaz o ileri kendisinin de ayn ekilde dndn sylyordu. Artk kt ve skntl gnler bitmi, yeniden tatl huzurlu gnler balamt. lyi kyde ok kalmad, eylln sonunda grevi banda bulunmalyd. O zamana kadar bir de eyalarn nakletmek, yer bulmak, yerlemek, karsnn arzularna tamamen uymakta olan projelerine gre hayatn yeniden tanzim etmek vard. 129 <k Her ey ok gzel bir ekilde dzelmiti; karsyla son derece iyi anlamakta idi, artk ilikileri ilk evlilik ana benzer olmutu. van lyi, ailesini alp hemen yola kmak istedi. Fakat ona birden scak davranmaya balayan kaynbiraderinin ve hanmnn isteklerini krmayarak, ailesini orada brakp yola yalnz kt. Baarlar ve karsyla mutlu gnlerdeki gibi anlamalarndan dolay keyfi yerindedir. Karsnn ve kendisinin dncelerine batan baa uygun nefis bir apartman dairesi buldu: Eski tarz yksek tavanl, geni kabul odalar... rahat ve geni bir yaz odas... Karsna ve kzna ait

odalar, okuyan olu iin bir alma odas vard. Her ey sanki onlar iin dnlp yaplmt. Buray kendi bana demeyi dnd. Duvar katlarn seiyor, eski kymetli mobilyalar bulup alyordu. Yava yava her ey yerli yerini buldu. Daha yar yarya yerletii halde vard sonu ryalarn amt. Her ey bittii zaman ortaya bir aheser kacan anlad. Uyurken gzlerinin nne kabul salonunun manzarasn getiriyordu. Daha tamamlanmam olan salona gz gezdirirken mineye, nne konacak siperi, rafl, dzenli bir ekilde yerletirilmi kk sandalyeleri, duvarlarda tabaklar, ortada gm tepsileri ve sonu olarak projelerinin baarsn gryor... Karsnn, kznn bunlarla karlanca arp kalacaklarn dndke seviniyordu. Onlarn da bu yerleimin zevkine varacaklar tabii idi; fakat byle eyleri hi beklemediklerine de phe yoktu. Ucuz fiyatlara antika eya kefetmi, almt. Bunlar daireye ayr bir asalet damgas vuruyorlard. Birden tam bir srpriz yapmak iin baz eyleri mektuplarnda eksik anlatyordu. Btn bunlar o kadar ok zaman tutuyordu ki, sevdii yeni grevine bile istedii kadar zaman ayramyordu. 130 _______________tt,_______________ Mahkeme ortasnda dalyor, akl perdelen e gidiyor: Dmdz m, yoksak stleri rtl sslpsl m olmalyd? O kadar sabrsz olmutu ki, baz mobilyalar kendi eliyle yer deitirip perdeleri asyordu. Bir gn ne istediini bir trl anlatamad demeciye, iyice tarif etmek iin merdivene trmand, salon perdelerine verilmesini istedii ekli anlatrken yanl bir hareket neticesinde dt, fakat eviklii sayesinde kendini tuttu, yalnz bir taraf pencerenin kesine arpt, bundan az bir ar duymu, fakat o da abuk gemiti. Btn o sralarda van lyi' nee ve afiyetle yaamtr, hatta karsna yazd bir mektubunda: "On be ya kl-dm..." demitir. Her eyi eyll iinde bitirir sanmt, halbuki iler ilk dnemin ortalarna kadar srd. Buna karn her ey gzel olmutu ve bu, yalnz kendi fikri olmayp herkese bunu byle sylyordu. Gerekte daire, pek zengin olmadklar halde zenginlere benzemeye zenen, aslnda ancak emsallerinkine benzeyen bir daire olmutu: Duvar katlar, abajurlar, iekler, hallar, bronzlar, koyu veya parlak renkler ve bir snf tarafndan kendinden yksek bir snfa benzemek zere kullanlan bir takm eya... Fakat bu benzeyi o kadar mkemmeldi ki, hibir abart yoktu. Kendisine gelince, kendisi bunlar tamamen orijinal buluyordu. Ailesini karlamak zere gara gittii, dairelerinde beyaz kravatl bir uak tarafndan karlandklar ve ieklerle bezenmi koridor ve daha sonra salona ve yaz odasna girdikleri ve onlar ortala hayran olmu grd zaman, byk bir mutluluk duymutu. Onlara dairenin her tarafn gezdirmi, onlarn mutluluu ve yzlerindeki sevin onu ok mutlu etmiti. Akam st ayda birok hikayeler arasnda nasl dtn sorduklar zaman kahkaha ile glm, dnn bir de taklidini yaparak: 131 ___________________ &, ___________________ - Ben bouna jimnastik yapmam. Benim yerimde bakas olsayd bir yerini krard; fakat ben ufak bir vurukla kurtuldum. Orama dokununca hl biraz acyor, o da geecek, bir rk, o kadar... demiti. Yeni dairelerinde yaamaya baladlar. Yerletikten sonra her zaman olduu gibi bir oda eksik bulunmutu. Maa da be yz ruble kadar fazla olsayd tam olacakt. Fakat yine her ey yolunda idi. Yeni evlerinde daha her eyin bitmedii ve bireyler almakla, smarlamakla, eyalarn yerlerini deitirmekle megul bulunulduu sralarda denecek bir ey yoktu. Geri kar koca arasnda o arada baz duygu tartmalar olmam deilse de, ikisi de o kadar bahtiyar idiler ve yaplacak baka o kadar ok i vard ki, iler byk bir kavgaya uramadan, yryp gidiyordu. Fakat yaplacak iler bitince yava yava skntlar balad. lyi, sabahlarn mahkemede geirir, le vakti yemee gelirdi. lk zamanlar neeli idi. Gitgide mesela sofra rtsnde, mobilyalarn kumalarnda ufack bir leke, bir perde eridinin bozulmas, her ey kendisini

sinirlendiriyordu; bu uurda o kadar zahmete katlanmt ki; en kk bir aksaklk kendisini megul ediyordu. Fakat genel olarak hayat yeni kurduu ideale uygun gidiyordu: Kolaylk, gzellik, drstlk iinde idi. Dokuzda kalkar, kahvesini ier, gazetesini okur, giyinir, mahkemeye giderdi. Davaclar, bin trl i sahipleri, yaz ileri, geleneksel celseler, idari kurumlarn birbiri arkasndan gelirler. Resmi ilerin akn gelip bozan canl realiteyi o gereksiz uralardan ayrmak, kimse ile grev harici bir ey grmemek gerekliydi. Mesela bir kii gelir, bir ey sorarsa. van lyi'in resmi durum dnda onunla hibir ilikisi olamaz. Fakat onunla karlkl ilikiler, balkl bir kat zerinde ifade edilmeye uygun ise, o ilikilerin snrlar 132 ,k iinde nezaket kurallarna uygun olarak elden gelen her ey yaplr. Resmi ilikileri biter bitmez aralarndaki btn iliki de kesilir. Ksacas, resmi ileri realiteden ayrt etmede pek hnerli idi. nsani ve resmi ilikileri pek seyrek birbirine kartrrd. Buna meydan verir, nk gerek grlr grlmez kendisinde onlar derhal snrlarna sokmak, resmi ve insani ilikilerini ayrt etmek kudretini buluyordu. Bu ileri ferahlkla, drstlkle, hatta hararetle gryordu. Bo olduu sralarda bir sigara ve ay ier, biraz politikadan konuur kimlerin nerelere tayin olduklarn aratrrd. Evine olduka yorgun, fakat orkestrada kemann ok gzel alm bir mzisyenin duyduu haz ile dnerdi. Hanm ile kz da kmlar, yahut ziyaret kabul etmilerdir; olan okuluna gitmitir, evde retmenlerle derslerini tekrarlar. Her ey yolundadr... Yemekten sonra kimse yoksa bazen ok konuulan kitaplardan birini okur, geceleyin dosyalarn inceler... Uygulanacak kanun maddelerini aratrmaya bakar, kendinin noksan varsa tamamlard. Bunlar ne bir sknt, ne de bir zevk ile yapard. Skld zaman kat oynayabilirdi, fakat arkada yoksa kars ile konumay tercih ederdi. Byk elencesi yemee kibar birka hanmla birka beyefendi arabilmesi idi. Bu toplantlarn dierlerinden bir fark yoktu. Bir kere bir davet vermi, dans edilmiti; Ilyi bundan ok memnun olmu, fakat karsyla arasnda pastalar ve ekerlemelerden dolay bir tartma kmt. Kadnn kendine gre bir plan vard, kocas her eyin en pahal bir maazadan alnmasnda srar etmi, fazla pasta smarlam ve ekerlemeciden 45 rublelik bir fatura gelmiti. Kavga kzl kyamet olmu, kadn kocasnn ne aptalln, ne ahmakln brakm, hepsini ayp dkmt. Adamcaz kafasn iki eli arasna alm ve bu kadar iddet nnde donup kalmt. Bu hiddet arasnda hatta boanmadan bah133 ja, setmiti. Fakat davet pek parlak olmu, en kibar evre icabet etmi, lyi nl bir prensesle dans etmiti. van lyi'in grevini yaparken duyduu zevk, haysiyet zevki idi; kibar insanlarla ilikiler gururunu ayrca okard; fakat asl sevdii, arad, holand kat oyunlar idi. Bana ne gelirse gelsin, ne kadar skntlar iinde olursa olsun iyi ve drst oynayan drt arkadala masa bana geip katlar eline alnca btn dertlerini unutmamas mmkn deildi. Beinci olmay hi bir zaman sevmezdi. Ciddi bir oyunda ara verip bir eyler yiyip bir bardak arap imeyi hi bireye deimezdi. Byle yaayp gidiyor, en iyi sosyetelere girip kyor, nemli ahsiyetleri ve bir takm genleri kabul ediyorlard. Baba, ana, kz grecekleri kimseleri seme konusunda tamamen zgr davranyorlard. Hatta bu hususta azlarn hi amadan japon tabaklaryla ssl salonlarna samimiyet ile koan fakir akrabay, seviyeleri dk dostlar kendilerinden uzaklatrmak iin areler bularak tatbik ediyorlard. O areler de ok gemeden onlarn uzaklamasn salyordu. Aile yalnz evredeki seme insanlarla gryordu. Delikanllar kza kur yapyorlard; babasndan byk bir miras beklemekte olan sorgu yargc Petri-ev'de kza kur yapmaya balad. Hatta Ivan lyi'le kars bu meseleyi kendi aralarnda konutuklarnda: Acaba genleri bir ada gezintisine mi gndermeli yoksa evde bir onlara bir davet mi

vermeliydi? IV Hepsinin sal yerindeydi. van lyi'in zaman zaman 134 <$k, azndan duyduu garip koku ve karnnn sol tarafndan ektiini syledii rahatszlk hastalk saylamazd. Fakat bir gn geldi ki, bu rahatszlk artt, zahmet vermeye balad. Buna henz bir hastalk denemezdi; devaml bir arlk idi. Bunun artmas adamcazn huzurunu bozdu. Gittike artan bu rahatszlk aile hayatnn rahatn sarst. Kar koca arasnda kavgalar sklat, eski sahneler tekrarlanyordu. Aralarnda bir ara olduu gibi ancak koklama dinlenme dakikalarnda klacak kk adacklar meydana geliyor, adacklar da gz ap kapayncaya kadar bir mddet kalp ihtiyalar giderildikten sonra, yine kin deryalarna atlyorlard. Kadn bu sefer sebepsiz olmayarak kocasna geimsiz damgasn vuruyordu. Kocasnn her zaman iren huylu biri olduunu, onu yirmi yl ekmek kendi melek tabiatnn kerametlerinin eseri olduunu syler olmutu. Dorusu imdiki kavgalara hep kocas meydan veriyordu. Sofraya oturmadan, ou zaman da orbaya balarken bir sorun karyordu. Buna bazen kenar zedelenmi bir tabak, bazen kendisinin beenmedii bir yemek, bazen ocuun dirseklerini sofraya dayamas, bazen de kznn salarnn biimi sorun edip huzursuzluk yapyordu. Her vesile ile zerine dt kars idi. Kadn nce ar szlerle cevap veriyordu. Fakat o bir iki defa yemein daha balangcnda adeta yle bir kudurma alametleri gstermiti ki, kadn bunun yemek yznden artan bir hastalk olduuna karar vererek kendini tutar oldu. Artk cevap vermiyor ve bir an evvel yemein bitip kalkmasna bakyor, bu ekilde sabr ve tahamml ile byk bir meziyet gsteriyordu. Kadncaz kafasna kocasnn kt tabiatl olduunu ve ailenin felaketini hazrladn yerletirdikten sonra kendi ansna acd; ansna acdka kocasna dmanl artt ve onun lmn diler oldu; fakat o lnce maan135 k dan da olacaklard. Bunu dnnce kazgnl tamamen artt. Felaketine bir son grmyordu, nk onun lm ile de ban kurtaramayacakt; yanp tutuuyor, bunu kimselere anlatamyor, bu nedenle de kzgnl atelendike ateleniyordu. Ilyi'in son derece hakszlk gsterdii bir sahneden sonra arada geen konumada kendisinin kavgay zorla davet ettii, fakat bunun bir hastalk eseri olduu neticesine varld. Kadn: Peki, mademki hastalktr, kendine baktr. Mutlaka en nl bir doktora git, muayene ol diyordu. Gitti, muayene oldu, herey bekledii gibi geti. Doktorda uzun uzadya beklemiti, ortalkta resmiden resmi bir eda vard, ilim iirile iirile bir put haline konmu, muayene evi, kutsal tavaf yerine dnmt. O bunlar bilmez miydi? Kendisi de mahkemeyi, mzakere odasn, hatta kalem odalarn bu hava ile doldurtmuyor muydu? Gsne kulan dayayp dinleme, bilinen sorular, evvelden ne olduklar belli cevaplar arama, hasta kim ve hastalk ne olursa olsun, anlam: "Siz bize boyun emeye mecbursunuz, her eyi dzeltecek ancak biziz!"den ibaret bir tavr... Aman yarabbi, tpk mahkemenin hali... Kendisi mahkemede sulularn, yahut sulu olarak getirilen insanlarn karsnda nasl bir komedi oynuyorsa onun bir aynsn da imdi doktor kendine oynuyordu. Doktor: u da gsteriyor ki, sizde u ve u var. Fakat tahliller bunu teyit etmezse o zaman una ve una mptelasnz, demek oluyor. ayet yle farzedersek, o halde de yle olur, deyip duruyordu. van llyi'in zihninin takld nokta bu idi: Durumu tehlikeli mi, deil mi? Fakat doktor bunu anlamamazla veriyor, bu soruyu yersiz buluyordu. Doktora gre bu sorunun anlam yoktu, o megul olmaya deer bir ey deil136 $$, di. Kendisi bir takm ihtimaller sralyordu: Bbrein havada kalmas, mzmin nezle,

apandisit... Bunlardan hangisi olabileceini aryordu. Doktora gre hastann hayati meselesi yoktu. Bbrekle, apandisit arasnda dolap duruyordu. Nihayet karar kld, bu apandisit olacakt, fakat idrar tahlili yeni bir ufuk aabilirdi, o halde de ii yeniden ele almak lazm gelecekti; yani mahkemeye; hukuki tabiri ile; "iadeten baklacakt... Bu kelime kendisinin mahkemede tuttuu yol, yapt sahne idi; bu kendisinin mahkemede sulular zerinde binlerce defa daha byk bir hararetle tatbik ettii usul idi. Fakat doktorun vard sonuta daha az parlak dmemiti; gzlnn stnden hastaya zaferle dolu bir bakla bakm, gzlerinde adeta sevin klar belirmiti. Anlalan iin kt gittii idi. Anlalan doktor iin, belki de herkes iin bunun bir nemi yoktu, fakat hasta iin pek kt bir eydi. Bu sonu, adamcaza haner gibi ilemi, kendi iinde kendisi hakknda byk bir ac, bir merhamet ve bu derece nemli bireye bu kadar kaytsz duran doktor hakknda derin bir nefret uyandrmt. Azn amad. Kalkt, masann stne paray brakt ve iini ekerek: - Biz hastalar sizlere ou zaman galiba pek yersiz sorular sorarz...Ben yine tekrar edeyim, u benim hastalm, tehlikeli mi, deil mi? dedi. Doktor gzlnn arkasndan sert bir bakla bakt ve iinden sanki: - Bay tank, sorulan sorulara cevap vermezseniz, sizi mahkemeden karmak zorunda kalacam! Demek istedi. Ve dndan da: - Size sylenmesi gereken ve uygun grdm eyleri syledim, tahlil muayenemi takviye edecektir, dedi ve adamcaz selamlad... 137 &, lyi yava yava kt, iinde bir sknt vard, kzana bindi evine dnd. Yolda doktorun szleri kulaklarndan bir trl gitmiyordu, onun kark ve karanlk ilmi terimlerini sade bir dile evirmeye, arad cevab orada bulmaya alt: Tehlikede miyim? Byk bir tehlikede miyim? Yoksa nemli bir ey deil mi? Ona yle geliyordu ki, doktor durumunu ok kt bulmutu. imdi sokaklar gaml gryordu. Evler, gelip geenler, dkkanlar hep gaml idi... Hele duyduu ac... Gizli, hzn, bir an bile brakmayan ac. Doktorun lastikli szleri karsnda yepyeni, ok ar bir mana alyordu. imdi onu yeni bir duygu ile, elemle duyuyordu. Evine gelince, karsna hereyi anlatt. Kadn dikkatle dinliyordu. Odaya, banda apkasyla kz da girdi. Annesiyle birlikte kacaklard. Oturdu, bu can skc hikayeyi o da dinledi; fakat nihayet kzn da, anasnn da sabrlar tkendi. Kadn: - ok memnun oldum, diye balayarak, kocasn susturdu, imdiden sonra ilalarna ok dikkat etmelisin, reeteyi bana ver, Gerasim'i eczaneye yollayaym, diyerek giyinmeye kt. Kadn odada olduu mddete adamcaza durup dinlenmeden sylenmiti, kadn knca derin derin iini ekti ve: - Kimbilir, dedi, belki de sahiden henz bir eyim yoktur... lalar dikkatle kulland, zaten doktor idrar tahlili zerine bunlar az ok deitirdi. Fakat bu arada tahlil ve onun zerine alnacak tedbirlerde bir karklk oldu. Dok138 jfa torun kendisi naslsa grlemedi. imdi ona doktorun dediinden baka bir ey yaplyor, ya doktor baz eyleri eksik sylemi, ya yalan sylemi yahut da baz eyleri ondan gizlemiti. Fakat o yine de kendine sylenenleri harfiyen icra ediyordu. lk gnler teselli ile geti. Adamcazn balca kaygs, saln korumak, ilalar kullanmak, arlarn ve btn organlarnn ileme tarzn iyice dinlemek konusunda verdii talimatlar harfiyen yerine getirmekti. Artk btn ilgisi hastalk ve salk idi. Yannda hastalardan, lenlerden, hele kendi hastaln andrr bir hastalktan sz edilince heyecann saklamaya abalamakla beraber dikkat kesilir dinler, sorar soruturur ve rendiklerini hemen kendi durumu ile kyas ederdi. Arlar azalmyordu; fakat o hergn daha iyi olduuna inanmaya alyor, araya bir ey girip kartrmadka kendi kendine yalan sylemeye, kendi kendini oyalayp aldatmaya bakyordu. Halbuki evde yahut dairede bir eye sklnca, yahut oyunda ans kt gidince derhal arlar

artyordu. Eskiden byle bir sknt karsnda hereyi dzelteceini, uraacan, baarl olacan, oyunda byk ilem yapacan dnr, katlanrd. imdi kk bir terslik kendisini ykyor, olumsuzluklarn iine atyor, kendi kendine: yileiyordum, ilalar etkisini gstermeye balamt, fakat ah u terslik, diyordu. O zaman o tatszl yapanlara, o aksilii gsterenlere, bylelikle kendisini ldrenlere kpryordu. Bu kprn de kendisini bitirdiini bilmiyor deildi, fakat bunu bir trl yenemiyordu. Yaad olaylara ve insanlara kar bu krlmann hastaln artrdn ve bu duruma onlara kzmamas gerektiini iyiden iyiye grmesi art idi. Fakat muhakemesi onu tam aksi bir istikamete gtryordu: 139 cSk Huzura ihtiyacm var, diyor, bu huzuru bozabilecek her eyi dikkatle takip ediyor ve en kk bir aksilik zerine ate pskryordu. Hekimlie dair kitaplar okumak, hekimlere muayene olmak da halini berbatlatran eylerdi. Hastalk hergn pek muntazam bir halde yryp giderken, br gnn bir br ile kyas ederken kendi kendini aldatyor, aradaki fark ok kk buluyordu. Fakat doktorlar grnce i deiiyor, hastalnn artt, ok hzla artt kanaatine varyordu. Byle iken doktorlar brakmak mmkn olmuyordu. Ayn ay iinde yine ok nl bir doktora gitti, bu nl doktordan da nceki doktorun sylediklerini dinledi. Yalnz bu ayn sorular baka bir ekilde sormu, bu sorulan sorularda adamcazn phelerini, korkularn artrmaktan baka bir ie yaramad. Dostlarndan birinin dostu olan yine nl baka bir doktor hastal tamamen farkl gsterdi ve iyi edeceini sylemekle beraber, sorularyla, davranlaryla adamcaz bsbtn ileden kard, yeni yeni phelere att. Bu arada van yi'in dant bir doktor, onda baka bir hastalk olduunu syleyip bir takm ilalar verdi. Ivan lyi bir hafta kadar bu ilalar kulland. Fakat arlarnda bir azalma olmad gibi, hem nceki doktorlara hem de sonuncusuna olan gvenini yitirdii gibi, tamamen mitsizlie kapld. Daha nceden tand bir kadn, Meryemin resmi ile tedaviden bahsederken adamcaz bu masallar da byk bir dikkatle dinlemekte olduunu ve denemeye kalktn farketti, korktu, silkindi: Kendi kendine ahmak! Korku da ne oluyor? Bir doktor seip onu dinlemeli. Bundan sonra byle, artk dnmeyeceim, tek bir tedavi uygulayacam. Bakalm ne olacak?" dedi. 140 & Demek kolay, yapmak zordu. Yan tarafndaki ar bir trl gemiyordu; daha iddetleiyor, daha ok rahatszlk veriyor, aznda duyduu koku daha tuhaflayor, iinden de pek pis kokular geliyor sanyordu. Kuvvetten dyor, itah azalyordu. Kendi kendini kandrmak imkanszd: inde nemli bir eyler oluyordu; bu gne kadar banda gelip geenlerden ok daha nemli, ok daha baka bir eyler olup bitiyordu. Bunu da tam olarak bilen bir kendisiydi. Etrafndakiler ya onu anlamyorlar, ya da anlamak istemiyorlar ve her eyin dnyada tpk eskisi gibi gitmekte olduunu sanyorlard... Onu asl zen de bu idi. Ailesi, kars, hele kz elencenin cazibesine teslim olmular ve baka bir ey yapmyorlard. O bunu gryordu. tekiler onun byle her-eyi sezer, hznl, kederli olmasna ve durumundan kendilerini mesul tutmasna ldryorlard. Onlar her ne kadar saklamaya alyorlarsa da, o, kendisinin onlar sktn ve karsnn bu hastala kar deimez bir tavr taknarak, onu fazla dikkate almadn ve ilgilenmediini seziyordu. Kadn bu tavrlar ile dostlarna unu demek istiyordu: "Biliyorsunuz ki, kocam doktorlarn dediklerini yapmyor, bugn ilacn iiyor, yalnz doktorun dediini yiyor, yatyor; fakat yarn gzmden kaarsa ilacn brakyor, stne de kendisine tamamen yasak edilmi olan yemekleri yiyor; braklsa"ge vakitlere kadar masa bandan ayrlmayarak kat oynayacak..." Adamcaz: - Ne zaman ge vakitlere kadar kaldm? Yalnz bir defa Ivanovi'lerde, deyince tartma uzuyordu: - Hayr, mesela ebeko'larda da!

- Uyuyamayacaktm, o kadar acm vard... - Araynca her eye bir kulp bulunur... Fakat bu du141 _____________________gk _____________________ rumda iyi olmayacaksn, bize ikence ediyorsun... Kadnn bu hastalk hakkndaki tutumu, herkeslere ve o arada kocasna da hastaln sorumluluunun hep kocasnda olduunu, bu onun karsna reva grd binbir beladan ancak biri olduunu telkine almak idi. Kocas karsnn niin byle hareket ettiini anlamakla beraber bundan dolay kendini kontrol edemiyordu. Mahkemede de kendisine kar biraz tuhaf ekilde dav-ranldn gryor, ya da gryorum sanyordu. Bazen kendisine makamn ok yaknda terkedecek gzyle bakyorlar gibi geliyordu. Bazen dostlar, bu iitilmemi, korkun, mthi belay, elenceli, bir aka konusu imi gibi, onun korkularyla alay ediyorlard. Kendisini en ok kzdran varts idi; o avarts'n, neeli, mutlu durumu ile, iinden taan hayat dalgalaryla, gzel yz ile kendisinin on yl nceki durumunu hatrlatyordu... Dostlar kat oynamaya gelirler. Masa bana geilir. Katlar dalr, llyi karolarn toplar, yedi karosu vardr. Oyunu amak iin; iki karo bildirilir. Hastamz daha ne isteyebilir? Neesini bulmas, kuvvetini toplamas lazm gelmez mi? Hayr, imdi o inat ary duymutur, aznda o pis kokuyu hissetmitir, byle bir durumda iken de bir oyunu kazanmas veya kaybetmesi hi nemli deildir. Gzlerini oyunda ei olan arkadana diker, arkada masaya vurmutur, byk bir nezaketle katlar almaz, hastaya doru iter, o bunlar alarak zevk duysun ve kolunu bile uzatmadan alsn, yorulmasn dncesindedir. Aslnda o iinden: Ne demek, beni kolumu uzatamayacak kadar bitmi mi farzediyor, der. Karo saymay unutur, el ile oyunu kaybeder. Asl kts oyunda ei olan arkadann bundan ne kadar zldn grp gene tamamen lakayt kalmasdr. 142 ,fik Hepsi onun fenalk geirir gibi olduunu anlar ve "ayet yoruldunuzsa brakalm, dinleniniz!" derler. Dinlenmek mi? O? Hayr, hayr o hi yorulmamtr, byle syler. Parti bitirilir, herkes zntldr, yorulmutur. Hasta, onlara bu durumu verenin kendisi olduunu anlar, fakat bir trl davranp u elem dolu havay datamaz. Bir eyler yenir, klp gidilir. Hasta, hayatnn solduu, bakalarn zehirlemekte olduu ve hanerin ta iine hergn daha fazla girdii dncesiyle babaa kalr... Yatana bu duygu ile, bedeni arlar ile, korkularyla girmeye, gecenin uzun bir zamann gzlerine uyku girmeden geirmeye mecburdur. Halbuki ertesi sabah yine kalkmak, giyinmek, mahkeme yolunu tutmak, sylemek, yazmak, yahut da evde kalp herbiri uzun bir ikence olan saatlerin geiine bakmak vardr. Byle uurumun kenarnda, kendisini anlayan, kendisine acyan hi kimsesi olmayarak, yapayalnz yaamak zorunda idi. V Bu bir veya iki ay srd. Ylbandan nce kadnn erkek kardei birka gn iin geldi fakat evde kimse yoktu, llyi mahkemede idi, icadn al veri iin dar kmt. lyi dnd zaman salam yapl, kanl canl bir adam olan kaynbiraderi antalarn boaltyordu. Ilyi'in ayak sesi zerine ban kaldrd ve ona, tek bir kelime sy-lemeksizin, baka kald. Bu ksa bak Ilyi'e ok eyler anlatmaya yetti. Kaynbiraderi azn at, fakat dudaklarnn arasndan ilk kacak kelime bir hayret ifade eden kelime olacakt ki, hemen tuttu. Bu hareket o bak teyit etti. 143 k - Ey, ok mu deimiim? - Eh, biraz... Bundan sonra tlyi sz yznn durumuna getirmek iin bir ok sebepler oluturduysa da kaynbiraderi bu konudan srekli kat.

Kadn geldi, kardei hatrm sormak iin yanna gitti, tlyi odann kapsn kilitledi, aynann karsna geti ve nce cepheden, sonra yandan kendisini uzun uzun seyretmeye balad. Albmden bir zamanlar karsyla birlikte ektirdikleri fotoraflardan birini ald, aynada onunla yz arasnda mukayeseler yapmaya balad. Fark bykt. Kollarn dirseklerine kadar plak brakmak zere svad. Mukayese etti, gmleinin kollarn indirdi, divann stne oturdu, geceden daha karanlk bir renk iini kaplamt. Yapmamalym, yapmamalym! Dedi. Birden kalkt, masaya yaklat, bir dosya aarak okumaya balad, fakat dayanamad. Kapy ap kabul salonuna geti. Salonun kaps kapalyd. Ayann ucuna basarak kapya yaklat, kulan ierideki konumaya verdi: Kars: - Yok canm, abartyorsun, diyordu. - Ben mi? Ben mi abartyorum? Grmyor musun, lm, bitmi. Bir kere gzlerine bak, ne kadar snk. Nesi var? Bu ne hal? - Nesi var, kimsenin bildii yok. N.. -bu bir doktor idi-bir eyler sylyor ki, anlamyorum. L... -bu da baka bir doktor idi- onun aksine bir eyler syledi. tlyi hemen odasan ekildi, uzand, dnmeye balad. Bbrek, havada kalm. Doktorlarn kendisine izah ettikleri eyleri kafasnda hep sralad. Bbrek yerinden nasl ayrlm, havada nasl kalmt? 144 &h Bir hayal kuvvetiyle onu yakalamak, yerine oturmak, orada hi kmldanamayacak bir duruma sokmak istiyordu. yle geliyordu ki, bunu yapmaktan kolay bir ey yoktur. Gidip Petrovi'i greyim, dedi. Bu, nl doktorun dostu olan arkada idi. Zile bast, kzan hazrlanmasn emretti, kendisi de hazrlanmaya balad. Karsnn tuhaf bir ekilde tatl ve tasal sesi geldi: -tlyi nereye gidiyorsun? Bu kadar tatl ve hznl bir hitaba alkn olmayan koca bundan hiddet duydu, kadna donuk donuk bakt, bununla: Beklediin gibi deil, ite lmeyeceim, demek istiyordu. - Petrovi'e gideceim, dedi. Arkadan buldu, birlikte doktora gittiler, onunla, uzun uzun konutular. Onda grn ve fizyoloji bakmndan olup bitenleri inceden inceye arad, anlad. Apandisinde kck bir ey vard, bunu da tedavi etmek mmknd, bir organnn enerjisini artrmak, baka bir organnn enerjisini de azaltmak gerekliydi: Bylelikle o iyileir, her ey de dzene girerdi... Yemee biraz ge kalmt. Nee ile yedi, konutu; fakat uzun zaman kalkp almaya bir trl karar veremedi. Nihayet alma odasna ge^ti. Bir dosya okuyor, inceliyor, fakat kendine yakndan iliki kurup az sonra megul olaca bir ii olduu fikri bir trl yakasn brakmyordu. Dosyay bitirince o ahsi iin apandisinin durumu olduunu hazrlad. Fakat ona teslim olmayarak salona ay imeye geti. Davetliler vard, grlyordu; piyango almyor, ark syleniyordu. Mstakbel nianl sorgu yargc da orada idi. Karsnn takdirine gre bu akam baka gnlere bakarak huzurlu geirdi. Fakat apandisi hakknda ciddi ekilde d145 ^ nmek iini bir trl unutmuyordu. Saat 11 gibi davetlilerden izin ald, odasna ekildi. Hastaland hastalanal alma odasnn yannda kk bir odada yalnz yatyordu. Soyundu, Zola'nn bir romann ald, fakat okuyamad, dnce stn gelmiti. Hayalinde apandisini istedii gibi dzeltti. imdi btn organlar salkl bir ekilde alyordu. "Evet, bu iyi, fakat doaya yardm etmek gerek!" dedi. Kullanaca ilac dnd, kalkt, iti, srt st uzand; kendini onun mutlu tesirini, fenala kar mcadelesini dinlemeye beklemeye verdi. "Bunu dzenli olarak almal, iine zararl bir ey katlmasna meydan vermemeli. Kendimi daha imdiden az daha, hatta ok daha iyi buluyorum." dedi. Yan tarafn yoklad, elinin altndan hibir ar duymuyordu. "Evet, bir ey duymuyorum. Gerekten ok daha iyiyim"

dedi. I sndrd, yan tarafna dnd, "iyi oluyor, her ey yoluna girecek." Fakat eyvah, ite, ite, ok iyi tand ar bouk, inat, musibet, esrarengiz bir halde ite yeniden geliyordu. Aznda o iren koku yeniden belirmiti, ii buland, ba dnd. "Ah, yine geldi, artk penesinden kurtulamayacam" dedi. Bu anda hastal bsbtn ayr bir cepheden grd. "Bbrek, apandis, hayr, hayr, mesele bu deil, mesele yaama ve lm. Yayordum, halbuki hayatm elden gidiyor ve ben bir trl tutamyorum. Kendi kendimi aldatmann anlam yok. Herkes biliyor, herkesle birlikte ben de biliyordum ki, lyorum, bu an meselesi. Kim bilir belki de u anda. nceleri her ey aydnlk idi, imdi her yer karanlk, buradaym, fakat imdi nereye gidiyorum? Nereye?" Her taraf donar gibi oldu, nefesi durdu. Yalnz ve yalnz kalbinin atlarn duyuyordu. 146 iStfc, "Artk bitiyorum. Fakat o zaman ne olacak? Hi! Bu dnyadan silinince nereye gideceim? Acaba sahiden lyor muyum? Hayr, hayr, istemem... Yatann iinde oturdu, mumu yakmak istedi, titrek bir elle aratrd, amdan yere, kendisi de yastklarnn stne dt. Gzleri karanlklar iinde falta gibi ak olduu halde: "lm neden istemeyecekmiim? Neden? Hepsi bir!" dedi. "lm, evet, bu lm olacak, insanlar bunu bilmiyor, bilmek de istemiyorlar. Oynuyorlar, bu esnada kap tarafndan kahkahalar, ark sesleri duyuldu: Bir ey umurlarnda deil, halbuki onlar da, onlar da lecek. Ahmaklar, imdi ben gidiyorsam, yarn da sra sizin. Herkes bu kpry geecek. imdi bayram ediyorlar, aptallar!" Kuduruyordu, byk bir yk altnda eziliyor gibiydi. "Mmkn deil herkes bu kadar korkun arlar ekmez." dedi. Kalkt. Bu sefer de: "Bozuk bir ey var, huzur bulmak, bunun nasl geldiini anlamak lazm" dedi, dnmeye balad: Evet, merdivenden dtm, espanyolete arptm, hastalk oradan balyor. Oradan! Fakat hibir ey olmamt. Hep eskisi gibi idim. Sonra sonra biraz ar duydum, bu ar zamanla artt. iddetlendi, keyfim bozuldu, zt raplar ikencelere evrildi, yava yava uuruma yaklatm. Kuvvetim dyor. Gzlerimde k kalmad. lm, karmda, ben hl apandis masallar dinliyorum. Onun tamirini dnyorum. Halbuki bu baka bir ey deil, lm... Ah acaba sahi yle mi? Yeniden korkular iinde kald. Soluyordu. Eildi, kibrit 147 <$h arad. Dirsei elbise dolabna arpt. Hiddet buhran iinde masay iddetle itti, devirdi. mitsiz, solgun bir durumda srt st devrildi, lm bekledi. Misafirler bu arada ekiliyor, evin hanm onlar uurluyordu. Kadn grlty duydu, odaya kotu. - Neyin var? - Hi, kaza ile dolab devirdim. Kadn kt, elinde bir amdanla geldi, kocas srt st yatyor; bir kilometrelik bir mesafeyi koan bir adam gibi nefes nefese soluyordu. Gzleri kadma dikildi. Kadn: - Neyin var? "Yzn." - Hi! "iinden" Ne diye syleyeyim, anlamayacak. Sahiden anlamad, mumu kaldrd, bakt, ortal dzeltti ve odadan kt: Uurlayaca daha bir hanm vard. Dnp geldii zaman kocas gzleri tavanda ve hep o halde idi: - Arlarn pek mi artt? - Evet. Kadn ban sallayarak bir an iin oturdu. - Ne dersin, u nl doktoru artsak? Kocas ac ac gld: - Hayr! Dedi. Kadn biraz daha durdu, kalkt, kocasn alnndan pt.

Kocas bu anda, ondan varlnn kalabilmi btn kuvvetleriyle nefret ediyordu, kadn itmemek iin kendisini zor tuttu. - Gecen hayrl olsun. Belki uyursun! - Evet. 148 <fik VI van lyi lmekte olduunu gryor ve her eyden midini kesmi bulunuyordu. Bylece ruhunun ta iinden, lmekte olduuna ok iyi inand halde, buna kendini altrmyor, bu ac gerei benimsemiyor, kavrayamyordu. Mantk okurken rendii u kyas: Zeyid bir insandr, btn insanlar lmldr, yle ise Zeyid de lmldr. Tarzndaki bir kyas, Zeyid iin gerekliydi. Fakat kendisine gelince i deiiyordu. Zeyid, genel ekilde bir insand ve lmeli idi, fakat o Zeyid deildir, genel bir insan deildir, o bal bana, kendi bana, genelden ayr gayr bir varlktr. O anasnn babasnn gz bebei; kznn, olunun, dadsnn, ona gvenenlerin midi; ocukluun, ilk genliin, genliin btn sevinleriyle, btn zahmetle-riyle, btn heyecanlaryla bir varl idi. Kendisinin o kadar sevdii o alacal mein topun kokusunu zeyid bilir miydi? Zeyid anasnn eline kendisinin yapt gibi hi aslm myd? Zeyid ak hi onun kadar candan tatm mdr? Bir mahkemede onun gibi reislik yapm mdr? "Zeyid elbette lmldr, lmesi de haktr. Fakat ben Ivan lyi, btn fikirlerimle, btn duygularmla, ben ona benzer miyim? Ben bambaka bir ey deil miyim? Hayr, benim lmem imkanszdr, bu ok fena bir ey olurdu." Byle duyuyor, byle dnyordu. "ayet ben zeyid gibi lmek mecburiyetinde bulunsay-dm, onu elbette bilecektim. imden bir ses bana bunu syleyecekti. Halbuki iimden hi de byle bir ey gelmiyor. Ben de, dostlarm da Zeyid'den bsbtn farkl olduumuzu pek iyi anlyoruz. Bu byle iken imdi ben... Ha149 4k yr bu olamaz. "Olamaz ama oluyor. Nasl oluyor? Bunu nasl anlamal? Onu anlamyor, yanl, anormal, marazi olan bu fikri kendinden uzaklara atmaya ve onun yerine kendince normal ve salam fikirler koymaya abalyordu. Fakat bu fikir; daha dorusu bu realite dnp dolap yine yerine geliyor, tam karsna dikiliyordu. Onu atabilmek iin imdadna baka baka fikirler aryor, bunlarda tutunabilecek bir yer bulacan sanyordu. Bir zamanlar gzlerinden lm hayalini saklayan hayallere dnmek istiyordu. Ne tuhaf imdi? Zamanla lm duygusunu ldren eylerden, o kudretten imdi bir zerre yoktu! Son zamanlarda, bu lm fikrini ortadan silen spren ruh halini yeniden kurmay denemeye abalamt. Bazen: "Kendimi bsbtn resmi vazifeme vereceim. Benim eskiden hayatm byle idi." Der, kalkar, mahkemeye gider, pheleri, tereddtleri stnden atard. Arkadalaryla konuur, eski adeti olan, dinleyicilerin saflarn sradan ve dalgn bir bakla gzden geirir, zayflam iki elini mee koltuunun kelerine dayard. Sonra zabt katibine doru eilir, ona hafif sesle baz talimatlar verir, dosyay alr ve birden gzlerini yukar kaldrarak ve sandalyesinden kalkarak birka sz syler, celse alm olurdu. Fakat hereye ramen vcudundaki ar devam etmekte, byk mahkemeyi hi mi hi saymayarak ar iine inatla devam ederdi. Arkadalar, meslek hayat o kadar parlak, o kadar iyi bir hakim olan dostlarnn imdi basit ilerin iinde kaybolduunu, yanllklar yapmakta olmasn hayretle, hzn ile gryorlard. Daha kts u idi ki, hastalk kendisini iinden alkoyuyor; fakat baka bir i yapsn diye deil, yalnz, yalnz 150 A kendisini dinlesin, duysun diye. Dosdoru yalnz kendi gzlerinin iine baksn ve hibir ey yapmadan ancak eksin, inlesin, diye alkoyuyordu.

Bundan kurtulmak iin gsterdii abalarda baka teselliler, baka perdeler aramak vard. Bu perdeler imdadna yetiiyor ve ksa bir zaman iin onu koruyor gibi oluyordu. Son zamanlarda kendinin dedii salona girerdi. O salonda dmt, onu demek uruna hayatn feda ettii ac olay gznn nne gelirdi; biliyordu ki, hastaln orada bir yere arparak almt. Giriyor, lake masann tahtasnda bir entik gryordu. Bunun sebebini aryor, buna bronz albmn dp vurmasnn neden olduunu buluyor, pek pahal olan, hep kendi eliyle doldurduu albm alyor. Hepsini byk bir zenle dzeltiyordu. Sonra bunlarn hepsini oradan alp baka bir keye, ieklerin yanna gtrmeyi dnyordu; kars veya kz yardma geliyordu. Bunlar ayr fikirlerde bulunuyor, ona itiraz ediyorlard, o da onlarla tartyor, darhycrdu. Fakat, ne olursa olsun bunlar hep iyi idi, nk adamcaz iddetli arlarn dnmekten alkoyuyorlard. "Acaba hayat m, gerekten burada, u perdenin yannda, gya dman saflarna hcuma kalkmm gibi, burackta m kaybettim? Acaba bu byle mi? der gibi bir halde odasna dnyor, yatyor ve"onunla yapayalnz kalyordu. Yalnz onunla, babaa ve ona kar hibir ey yapamayarak... VII Hastaln nc ay da nasl oldu, bilinemez, nk o kadar ok yava oldu ki, hi kimse farketmeden kars, kz, 151 & olu, hizmetiler, dostlar, doktorlar bunlarla birlikte kendisi iin, durumunun uyandrd tek konu; kendisinin ne zaman ortadan kalkaca, evresindekilerin ilesinin ve kendisinin ektii aclarn ne zaman biteceidir. Artk geceleri az bir uyku uyuyabiliyordu. Ar kesici verildi, morfin vuruldu, bunlar arlar dindirmek yle dursun, hatta hafifletmedi. Uyuyor veya uyank, ikisi ortasndaki durum balangta ona biraz rahatlk veriyorsa da sonralar ayn arlar hatta daha iddetlileri balad. Ona doktorlarn talimat ile ayr yemek piiriyorlard. Fakat bu yemekler ona tatsz tuzsuz geliyor, bulant veriyordu. Tuvalet ihtiyac iin de zel bir dzen alnmt ve hacetini grmesi iinin mnasebetsizlii pisliinde, kokusunda ve bakasnn yardmna muhta olmasnda idi. Bu ekilde, bu iin her defasnda hakiki bir ac duyuyordu. Fakat bu kadar zahmetli olan bu iin sayesinde biraz hafiflik de buluyordu. Temizlik ilerine Gerasim isminde temiz, salam ve iyi bir kyl ocuu bakyordu. Gerasim daima neeli bir delikanl idi. lk gnler bu temiz adama byle pis bir i grdrmek hastann arna gitmiti. Birgn tuvaletini yapt sandalyeden kalkarken panta-lonunu yukar ekmeye gc kalmam, kendini bitkin haliyle orackta bir koltua atm, zerinde adele ve kas adna bir ey kalmam olan plak, deriden, kemikten ibaret el-' "rine korku ile bakakalmt. O srada iri izmelerinden .rafna latif bir koku saarak hafif fakat kuvvetli yry e Gerasim odaya girmiti; zerinde pamuktan temiz bir gmlek ve gri bez bir nlk vard; svanm gmlei gen, din kollarn gsteriyordu. Hastaya hi bakmayarak ve phesiz hastay incitmemek cfuygusu ile gzlerindeki ya152 &, ama hazzn bozmadan oyuklu sandalyeye yanat. Hasta bitik bir sesle: - Gerasim! dedi. Toy olan yanllkla bir hata ilemi olmaktan titredi ve zerinde ty henz bitmekte olan sade, gzel yzn hemen hastaya evirdi: - Efendinin ne emirleri vardr? - Sana zorluk veriyorum, kusuruma bakma, gcm yok. - Aman efendim, ne sylyorsunuz? Delikanlnn gzleri parlad, beyaz ve muntazam dilerini gstererek glmsedi. Bunda benim iin ne zorluk olacak? Hastasnz, diyerek, kuvvetli ve gl elleri ile iini grd, hafif hafif

yryerek kt, be dakika sonra yeniden geldi. Hasta hl koltukta oturuyordu. yice temizlenmi olan kap yerine yerletirildikten sonra hasta: - Gerasim, buraya gel, bana yardm et! dedi. - Beni kaldr. Yalnz bama glk ekiyorum. Dimit-ri'yi de gnderdim. Gerasim onu kuvvetli kollarna ald, hafife kaldrd, bir eliyle tutarken br eliyle pantolonunu yukar ald, gene oturtmak istedi. Fakat hasta divana gtrmesini syledi. Delikanl ona hibir zorluk vermeden, adeta dokunmadan, onu divana gtrd, oturttu. - Teekkr ederim, ne kadar hafif yapyorsun, her iin iyi... Uak glmsedi ve kmak zere hazrland. Fakat hasta onu yannda grmekle yle bir huzur duyuyordu ki, brakmak istemiyordu. 153 &h - u sandalyeyi, rica ederim, bana doru getir. Hayr, tekini. Ayaklarmn altna. Bacaklarm yksee koyunca rahat ediyorum. Delikanl sandalyeyi getirdi. arpmadan tam uygun bir yere koydu, hastann ayaklarn da stne dayad. Hasta ayaklar yksee kaldrld zaman zerine ok hafiflik geldiini farketti. - Ayaklarm daha yksekte olunca daha rahat edeceim. u yasta da altlarna koy. Bu emri de yerine getirildi, delikanl ayaklar eline ald, daha yukar kaldrd, yasta dayad. Ayaklarn kaldrd zaman hasta daha byk bir hafiflik duyar gibi olmutu. Yasta kadar indirdii zaman o derece rahat deildi. - Gerasim, bir iin var m? ehirde byklere kar nasl konuulacan renmi olan delikanl: - Hayr efendim, dedi. - Baka ilerin yok mu? - Belli bal bir iim yok. Kendi ilerimi hep grdm, bitirdim. Yarn iin odun kracam, o kadar... - O halde ayaklarm tut, daha yksekte tut, olur mu? - Neden olmasn efendim? Uak efendinin ayaklarn yukar dikti, hasta bu durumda artk arsndan eser kalmadm zannediyordu. - Peki, yarnn odunlar ne olacak? - Efendim onu dnmesin. Bir zaman buluruz. Efendi uaa, elleri yle yukarda olmak zere, oturmasn syledi ve konumaya balad. Tuhaf, uak ayaklarn yle tuttuka daha rahat olduuna sahiden kanaat ediyordu. 154 <sk O gnden itibaren hasta ua zaman zaman artp bu hareketi tekrarlatyor, onunla konumaktan zevk duyuyordu. Uak ilerini istekle, zenle, gnlden yapyor, efendisini mutlu ediyordu. Efendi her kimde olursa olsun salk, kuvvet, hayat taknl grd zaman iine kskanlk kurdu dt halde bunlar uanda ho buluyor, bunlarn onda olmas kendisine batmadktan baka bilakis kendisini teskin ediyordu. Hasta iin en byk azap yalan idi; halbuki yalan bilinmez bir sebeple bu evde herkes tarafndan ilgi bulmutu. Herkes ona hasta olmadn, yahut lmek zere olmadn, her eyin yola girmesi iin sakin kalmasndan, kendisine bakmasndan baka bir eye gerek bulunmadn, sylemekte karar birlii etmi gibiydi. Halbuki o, her ne yaplrsa yaplsn daha ac zdraplara ve hatta lme gittiini pek iyi biliyor ve o yalanlara inanyordu. Herkesin de, kendisinin de gzleri nnde olan bir eyin sze gelince kabul edilmemesinden, ayn dolaba kendisini de girmeye mecbur etmek ekliyle yalan sylenmesinden azap duyuyordu. Etrafnda bu kurt masallar konuulurken ka defa: "Artk yalanlar sussun, lmek.zere olduumu siz de, ben de biliyoruz. Hi olmazsa yalanlara bir son verilsin..." diye haykraca tutard. Fakat son anda bu hamleyi yapmak cesaretini bir trl bulamazd. Gryordu ki,

kendisinin u can ekimesini, derin acsn etraf, bir tatszlk, mnasebetsizlik, adeta bir salona girerken ona kar pis kokular saan bir adamm gibi tavr taknyorlard. Arkasndan kimselerin yrekten acmayaca meydanda idi; kimse durumunu anlamak bile istemiyordu. Onu anlayan, ona acyan varsa, yoksa ua idi. O gelir, efendisinin ayaklarn bazen btn gece diklemesine tutar ve "Merak etme155 & yiniz efendim, daha uyumak iin zaman var.." diye izin verdii halde bile kp gitmezken, yahut birden ky lehesini taknarak sen hitabiyle "Hasta olmasaydn, neyse ne, fakat imdi sana nasl yardm etmem!" derken, efendi de kendinde bir ferahlk duyard. Yalan sylemeyen yalnz ua idi. Olup biteni, gelip geeni kavrayan ve onu saklamaya da gerek duymayan, yalnz o idi; zayf, efendisine sadece acyan, bir o idi. Hatta bir gece efendisi kalkp gitmesinde srar edince ona; "Ne demek, hepimiz lecek deil miyiz, bir az zahmete katlansam kyamet mi kopar?" demiti. Bununla: Yaptklarm zahmet saymyorum, nk bunlara lmek zere olan bir adam iin katlanyorum, ta ki bir gn nbet bana gelince bana da bir bakan bulunsun" demek istiyordu. Hastann iini en ok burkan o yalandan baka, ya da o yalann bir ei olarak, kendisine bakalarnn kendi istedii gibi acmamas idi. Bazen uzun, elim buhranlardan sonra, bunu aklndan geirdiinden bile sklmakla beraber, kendisine her eyden stn olarak, kk bir hasta ocua olduu gibi candan acnmasn isterdi. Kck ocuklarn okand, pld gibi okanmak, plmek isterdi. Yksek Yarglar Kurulu yesi olduunu, sakalna ak dtn ve artk kendisine yle eyler yaplamayacam bildirdi; fakat bu onun onlar istemekten men edemiyordu. Halbuki uan durumu bunlara yakn bir eydi; bu sebeple de onun yannda bulunmas, iine bir hafiflik verirdi. Alamak isterdi. Daha ok, okanmasn, ansna alanmasn isterdi. Tam byle bir dnce srasnda mahkeme yelerinden bir dostu kapdan ieri girer ve hasta o anda alayacana, zerine ldrd merhameti arayacana, hemen ciddi, olgun, dalgn bir durum alr ve temyizden 156 *k gelen bir itiraz kararna kar rey verir ve srar ederdi. Bu ekilde etrafnda olduu kadar kendi iinde de sorun olan sonsuz yalanlar adamcazn u son gnlerini en ok zehirleyen bir ey idi... VIII Sabah olmutu. Sabah olduu Gerasim'in odasndan kmasndan, oda hizmetisi Piotr'un mumlar sndrmesinden, perdeyi kaldrp sessiz sedasz oday dzeltmesinden belli idi. Sabah olmu, akam olmu, pazar olmu, cuma olmu, onun iin bir fark var myd? Her zaman bu pis arlar, kendisini hibir zaman brakmayan bu gizli arlar, mtemadiyen, her eye kar hayatnn kendinden hep ayn hzla kap uzaklamas, hep o mthi, iren lmn yaklamas ve yine her an ayn yalan hep o yalan deil miydi? - Efendi, ay istemezler mi? Hasta dnd ki, u adamn gznde efendiler sabahlar ay imeye mecburdur. Hereyin nizam ve intizam iinde yrmesini istiyor. - Hayr, dedi. - Efendi, divanda oturmak istemezler mi? Hasta dnd ki, adam oday dzeltmek istiyor ve kendisi dzensizlik ve pislik iinde onu skyor. Bu sefer de: - Hayr, beni brak, dedi. Piotr bir sre daha durdu. Hasta elini uzatt, hizmeti kotu. 157 _______________k _______________ - Efendi ne emrederler?

- Saatimi ver. Hastann yan banda bulunan saati ald, uzatt. - Saat sekiz buuk. Daha kalkmadlar m? - Hayr efendim, yalnz olunuz okula gitti; hanm kendisini isterseniz uyandrlmasn emretti. Uyandralm m? - Hayr, gerek yok. "Acaba ay isem mi?": - Bana ay getir. Piotr kapya doru yrd. Hasta yalnz kalmaktan korku duydu. "Ne bahane edip de alkoysam? Ha ila." - Baksana, ilacm ver, neden imeyeyim. Belki de faydas olur. Ka alr, ier. Pek iyi tand onun tatsz tuzsuz lezzeti karsnda hemen: - Hayr, hayr, bundan ne hayr gelecek? Yalan, hepsi yalan! Diye sylenir: - Hayr bunlara bel balamam. Fakat ah u ar, bari bir dakika iin dinseydi... tnler. Hizmeti yanna yaklar: - k, bana ay getir. Hasta yalnz kalnca inlemeye balar, bu amansz olan ardan ziyade gamdan, kederdendir. - Hep ayn ey, hep o; ne gnlerin, ne de gecelerin sonu geliyor. Bari bir an evvel aresini bulsam, irkilerek: Yani bir an evvel lme, karanlklara kavumak m? Hayr, hayr, lmden her ey daha iyidir. Hizmeti elinde ay tepsisi ile girer. Hasta onun kim ol158 k duunu, ne istediini unutarak dalgn bir bakla uzun uzun szer; hizmeti bu bakn altnda ezilir. - Evet, ay, uraya brak. Bana yardm et de temizleneyim, bir temiz gmlek giyeyim. Adamcaz ykanmaya balar. Yava yava, ellerini, yzn, dilerini ykar> taranr, aynaya dner. Salarnn sapsar alnna yapkln grr, kendi kendinden korkar. Gmleini deitirirken vcudunu grerek korkusunun bsbtn artabileceini dnr, hi bakmaz. Bu iler bitince zerine kaln bir ey alr, koltua oturup ay imek ister. Bir an iin kendinde tazelii bulur. Fakat ay imeye balar balamaz koku ve ar ba gsterir. ayn bitirmek iin davranr, nafile! Yatar, bacaklarn uzatr. Hizmetiyi yollar. Yalnzlk strap verir, birini armak ister, fakat nceden bilir ki, onlar gelir gelmez daha ok fenalaacaktr. "Bari biraz morfin rnga etseler; kendimi unuturdum, doktora sylemeliyim. Bir eyler bulsun. mkan yok, dayanamyorum." Diye dnr. Bir saat, iki saat geer. Zil alar. Acaba doktor mu? Gerekten doktor, taze, besili, stnden kuvvet, nee taan. Sanki: "Bo yere tasalanyorsunuz, bunlar biz hep yoluna koyacaz." Der gibi nl doktor! Doktor bu tavrnn burada ie yaramayacan ok iyi bilmektedir, fakat bir kere taknmtr bu tavr, geri dnememektedir. Doktor o anlamda olan edasna ek olarak apkn ve memnun bir eda ile ellerini ovuturuyor: - Buz kesildim. ok kuvvetli don yapyor. Msadenizle biraz snaym, diyordu. 159 ______________k ______________ Sanki o snr snmaz artk hastay hemen iyi edecektir. Biraz ara ile sorar: - Peki, naslsnz? Dner, doktora sorularla dolu bir bakla bakar ve sanki: Efendi! Yalan dolan brak demek ister. Fakat bunu anlamak doktorun iine gelmez. O zaman hasta ona cevap verir: Her zamanki gibi fena! Arlar gemiyor, bir trl yakam brakmyorlar. Bir ey yapabilmek mmkn olsayd... - te siz hastalar hep bylesinizdir. Neyse, ben de biraz snaym. O kadar merakl, zenli einiz bile bana kar bir sz bulamaz. Ya, byle ite, efendim... diyerek adamcazn elini

tutar. Sonra gleryzn brakarak ok, pek ok ciddi bir tavr ile hastay dinler, nabzn sayar, gsn dinler, nefes alna bakar, her zamanki iler srasyla tekrarlanr... Hasta ok iyi bilir ki, bunlar ancak ve ancak yalandr. Fakat doktoru diz kmekte, zerine abanmakta, kulan uraya buraya yaptrmakta ve bu ekilde hep o ciddi edasyla bir takm jimnastik hareketleri yapmak arzusunda serbest brakr, sanki: "Brak! O da hevesini alsn!" der, nasl ki, kendisi mahkemede, baz avukatlarn yalan sylediklerini ve niin sylediklerini bildii halde dinler idiyse imdi de bunu dinler. Doktor, divann nnde, melmi bir vaziyette, hastann kontrollerini yaparken hanmefendinin elbisesinin sesi kap tarafndan duyulur, kadm daha girerken kendisine doktorun geldii haber verilmediinden dolay hizmetiyi halamaktadr. Girer, kocasn per ve oktan beri kalktn, fakat bir anlamazlk olduunu syler. Adamcaz kadnn yzne bakarak inceler; iinden onu teninin beyazlnda, kpkrmz yanandan, kollarnn, boynunun taze160 ,ffk _________________ liginden, salarnn canllndan, hayat taan gzlerinin parlaklndan dolay sulu bulur. Ruhunun btn kuvvetleriyle ondan nefret ediyordu, onun dudaklarnn kendi alnna dokunmas zerinde, straplar brakan bir sarsnt yapmtr. Kadnda kocasna ve kocasnn hastalna ait yerlemi olan fikir tekdir. Doktor nasl hastasna kar bir kere tuttuu yoldan artk dnmyorsa, kadn da kocasnn yapmas gereken eyleri yapmad, bu yzden hastaln sorumlusu kendisi olduu fikrini srar ile syler ve bunu dostane bir tavr ile kocasna da tekrarlar. Hasta iin onun bu grnden kurtulmasnn hibir yolu yoktur. - Sylenen szleri tutmaz, ilalarn srasyla kullanmaz. Hele yatarken kendisi iin ok zararl olan bir ekil alr, ayaklar yukar olarak yatar. Dedikten sonra doktora, kocasnn yatarken ayaklarn diklemesine tutturduunu uzun uzunlu anlatt. Doktor tebessm, merhamet ukalalk eder halde gld. - Ne demeli, bu hastalar bazen byle aptallklar icat ederler; ho grmeli! Demek istedi. Muayeneyi bitirdikten sonra saatine bakt, kadn kocasna dnerek, o ne derse desin kendisi nl doktoru da getirtip u aile doktoruyla birlikte bir daha muayene ettireceini syler. - tiraz dinlemem ve elenir bir eda ile, bunu ben kendim iin yapyorum, diyordu. Bununla: Benim her yaptm senin iindir ve bu itibar ile senin itiraza bir hakkn yoktur demek istiyordu. Kocas, surat ask, susuyordu. Etrafn alan yalanlar bir ok rmcek alar halinde yle karmt ki, bunlarn arasnda dolaarak geree varmann yolu olmadn anlyordu. 161 k Kadn, adamcaz iin ne yapyor ise, ancak kendi menfaati hesabna yapyordu. yle iken altn izerek syledii de, her yaptn kendisi iin yapt eklinde idi; bu ekilde gya yle fevkalade bir hal gsteriyordu ki, bundan kocas tam aksini anlayacakt, amac bu idi! Gerekten saat onbir buuk sularnda nl doktor geldi. Gs, dinlendi; gerek hastann huzurunda, gerek yanndaki odada bbrek ve apandis hakknda mzakereler yapld. Sorular ve cevaplar yle bir nem dairesinde alnp verildi ki, hasta iin esas olan yaama ve lm konular yerini yine grevlerini hakkyla grmeyen, bbrek ve apandis masallarna tekrar kaptrm bulundu. nl doktor ciddi fakat sr vermeyen bir yz ile veda etti. Hastann korku ve midden parlayan gzlerle yanarak "ifa bulup bulmayaca" sorusuna: "Kesin bir ey sylenemez, fakat mit vardr" eklinde cevap verdi. Hasta doktoru yle hznl bir bakla szd ki, kadn odadan doktorla birlikte kp cretini verirken gzlerinden yalar boand. nl doktorun tatl szlerle sunduu emniyet duygusu uzun srmedi. Hep ayn oda, ayn tablolar, ayn perdeler, duvarlarda ayn katlar ve hep o ayn ac ve elemli vcut idi. inliyordu, bir morfin rnga

ettiler, uyku ile uyanklk arasnda bir hale dt. Kendine geldii zaman ortalk kararyordu. Yemeini getirdiler. Zorla biraz et suyu iti. Yemekten sonra kadn hastann yanna girdii zaman zerinde gece elbisesi vard. Byk ve diri gslerini dar elbisesi ile sktrm, yz pudral idi. Daha sabahleyin o gece tiyatroya gideceklerini sylemiti. Sara Bernar, gelmi, hastann srarlar zerine loca tutulmutu. Fakat adamcaz bunu unutmutu; imdi kadnn tuvaletine fena halde tutuldu, fakat bunu iinde saklad. Bir aralk locay kendisi 162 .0k srar ederek aldrdn, nk oraya gitmek hem faydal, hem de gzel bir i olduunu hatrlad. Kadn odaya, ii kendi kendinden memnun, fakat biraz sulu bir eda ile girmiti. Oturdu, kocasndan saln sordu. Hasta bunun, salk anlamaktan ziyade, bir ey sylemek iin balang olduunu anlad. Dorusu kadn onun salnda bir deiiklik olamayacan elbette biliyordu. Kadn azndaki baklay kard, dnyada hibir kuvvetin onu bu tiyatroya gtremeyecei-ni, fakat bir kere loca tutulduunu ve kzlar ile erkek arkadan yalnz brakmann uygun olmayacan, yoksa kocasnn yan banda kalmasnn bir mutluluk olacan yana yakla syledi; bari kendisi bulunmad srece doktorun her trl talimatlarn yerine getirseydi... Ha... kz da, erkek arkada da ieri girmek istiyorlard, msaade ediyor muydu? - Gelsinler! Kz krpe vcudunu plak gsterecek ekilde gayet zarif bir elbise giymiti. Adamcaz kendini bunlarn uruna bu duruma soktuu halde, onlar imdi vcutlarn bakalarna tehir ediyorlard. Kz iri, salam, gze vuracak derecede ekici ve kendi saadetinin bir an evvel gereklemesine set eken u hastala, zdraplara ve lm tehlikesine dman bir halde idi. . Erkek arkada da girdi; o siyahlar giymi, uzun boynu, yksek beyaz bir gmlek yakasnn iinde damarlarn dar vermi, gs geni, ar bir plastron ile rtl idi; dar kara pantolonu kuvvetli baldrlarnn kalbn karyordu. Elinde beyaz eldivenler ve bir klak apka vard. Onlarn arkasndan, yeni bir niforma giymi, yeni eldivenler takm, gzlerinin alt, anlam babasnca ok iyi mor bir daire ile evrilmi olan olu da sokuldu. rkek ve 163 a. acyan bir bakla gzel olu hastann iine daima bir titreme verir, hasta onun stne pek titrerdi. Gerasim hesaba katlmazsa, hastay anlayan, hastaya acyan da o ocuktu. Hepsi oturdu, yeniden hatr soruldu. Sonra kz anasna drbnn nerede olduunu sordu. Bu sorudan anne ile kz arasnda drbn hangisi kaybettiine dair bir tartma kt. Ve bu pek souk dt. Sorgu Yargc Fiyodor Di-mitriyevi hastaya Sara Bernar' hi grp grmediini sordu. Hasta bunu birden anlayamad, anlaynca grmediini syledi; o da ona ayn soruyu sordu. O: - Evet, cevabn verdi. Kadn Sara Bernar'n zellikle filanca oyunda gzel olduunu syledi. Baka bir oyunda zerafetinden ve realistli-inden bahsedildi. Szn ortasnda kadn kocasnn yzne baktktan sonra sustu. tekiler de baktlar, onlar da sustular. Hasta gzleri ateler saarak, kzgnl meydana vurmu bir halde, birer birer hepsini tartyordu. Kz babasnn hediyesi olan saatine bakark: -Her halde, ayet gidilecekse, vakit geldi, dedi. Delikanl ile yalnz ikisinin anladklar bir tarzda gizlice baktlar, kz bunun zerine kalkt. Hepsi birden kalktlar, veda edip ktlar, onlar odadan knca hasta bir ferahlk duydu. Yalan defolup gitmiti. Yalan onlarla beraber silinip sprlmt. Fakat yazk ki, ar duyuyordu. Dakikalar, saatler hi deimeden, ard arkas gelmeden birbirini kovalyorlard. Hizmetiye: Bana Gerasim'i yollaynz, dedi. 164 <&

IX Gecenin ge bir saatinde dndler. Kadn ayaklarnn ucuna basarak girdi. Fakat hasta yine farketti. Gzlerini at ve hemen gene kapad. Kadn Gerasim'i yollamak, kendisi onun yerine gemek istedi; hasta gzlerini aarak: - Hayr, sen ekil, dedi. - ok mu ac ekiyorsun? - nemi yok... - Afyon al. Raz oldu ve afyon iti. Kadn kt. Hasta saat e kadar bir uyuukluk geirdi. inden yle geiyordu ki, kendisini tutmular, kara, dar, derin bir uvaln iine tkmak iin itip kakyorlard. Fakat o bir trl uvaln azndan geemiyordu. Bu korkulu durum, vcuduna keskin bir ac veriyor, bunalyor, ne olursa olsun uvala girmek istiyor, uvaln dar azn zorluyordu. Neden sonra birden kayp giriyor ve uyanyor. Gerasim hep ordadr; sakin, yar uyuklar bir halde yatan ayak ucundadr. Kendisi arkas st uzanm, zayf ayaklar uan omuzlarna dayanmtr. Yanbanda mum. stnde bir abajur, bir de hi eksik olmayan o ekilmez arlar vardr. - Hadi Gerasim, artk ekil! - Zarar yok efendim, az daha kalaym. - Hayr, git. Ayaklarn uan omuzlarndan eker, yanlamasna yatar. Eli yanann altncadr. Kendi kendisine bir acma duyar. Nefesini uak kncaya kadar tutar ve onun gitmesiyle 165 k beraber kendini koyverir, bir ocuk gibi alamaya balar. mitsiz durumunu, korkun yalnzln, insanlarn kat yrekliliini, onu yzst brakan Tanrnn zulmn dnr, alar: Btn bunlar ne iin? Beni bu dnyaya ne diye getirdin? Neden, bana neden ikence ediyorsun? Cevap bekledii yoktu; bunlara bir cevap olmadn, olamayacana alyordu. Arlar daha ok artt, yerinden kmldamad, kimseleri armad, "Haydi, diyordu, vur! Daha daha kuvvetli vur! Fakat neden? Sana ne yaptm? Bana niin bu kadar ac ektiriyorsun?" Bir ara huzur buldu. Alamay brakt, hatta ksa bir mddet nefes bile almad; sanki serin bir sese, ruhunun sesine, kafasnn iinde ykselen fikirlere kulak veriyormu gibi batan baa dikkat kesildi. Duyduu, szle ifade olunacak ilk ey, neye muhtasn, sorusu idi. Bunu "Neye muhtasn? Neye muhtasn?" diye tekrarlad. Neye? Arlarm dinsin, yaayaym, temennisinde bulundu. Kendini yeniden dikkate verdi, varl o kadar gergin idi ki, arlar bile onu bu dikkatten ekemiyordu. Ruhtan gelen ses sordu: "Yaamak, nasl yaamak?" "nce yaadm gibi yaamak; tatl, kolay bir hayat yaamak." Cevabn verdi. Tatl ve rahat dediin nasl bir yaayt? Bu soru karsnda hayalinde mrnn en iyi dakikalarnn geit resmini yapmaya balad. Tuhaf ey! O dakikalar iinde vaktiyle yaadklar durum tamamen baka bir ekilde grnyorlard. ocukluunun ilk hatralar dnda hepsi byle idi. ocukluunda gerekten o kadar gzel eyler olmutu ki, onlara yeniden vcut vermek mmkn olsayd, onlar im166 j$t di de yaamasna yeterli olabilirlerdi. Fakat imdi de o zamanlar yaam olan varlk artk yoktu; sanki o baka, bambaka bir adamd. En son hastann kendisine, bugnk haline varan olaylar zinciri balad andan itibaren

tatt ve gzne yle grnm olan btn saadetler imdi nnden dalp siliniyor., miskin ve irkin bir eyler oluyorlard. Hatralar ocukluk andan ne kadar fazla uzaklayor ve u acl gnne ne kadar ok yaklayorsa o srd mutluluklar gzlerine o kadar pheli ve bo grnyordu. Bu, hukuk okulundan balyordu. Orada gerekten gzel gnler grmt, sevinle, dostluklarla, mitlerle yaamt. Fakat snflar ilerledike bu anlar seyrekleiyordu. Daha sonra vali emrindeki hizmeti srasnda baz gzel saatler geirdi. Bir kadn sevdi. Ondan sonras hep dumanlarla, sislere karyor, gzel anlar yeniden seyrekleiyor, hep seyrekleiyordu. Evlenii... O bir tesadften ibaretti. Evlenme ile birlikte sulamalar, kadnn kt az, gereksiz zevkler, riya sralanyordu. Kederli memuriyet hayat, para dertleri. Bu bylece bir yl, iki yl, on yl sryordu. Hep bu idi. Yllar akp gittike hayat daha bo, daha kapank bir durum alyordu. "Bu, ben kyorum sandm halde bir yokutan aa yuvarlanmm gibi bir" ey. Gerek, halkn grne gre kyordum, hakikatte aalara kayyormuum, hayal elimden uup gidiyormu. te imdi her ey bitti, artk l!" "Btn bunlardan kan nedir? Bu neden byledir? Buna imkan var mdr? Hayat bu kadar bo, bu kadar hi olsun, hayr! O bu kadar irkin ve aptalca bir ey ise, lmek nedir? Bu kadar aclarla lmenin anlam nedir? Bu sonuta bir yanl var." 167 k Dnyordu: "Acaba ben mecbur olduum ekilde yaamadm m? Nasl olur, ben daima uygun olduu ekilde hareket ettim." X Aradan iki hafta daha geti. Hasta artk divann zerinden kalkmyor, yatanda yatmak istemediinden onun stnde uzanm olarak kalyordu. Daima yz duvara doru dnk idi. Bitmek bilmeyen arlarn yalnz bana ekiyor, zlmek bilmeyen fikirlerinin kmazlarnda kendi kendine dolayordu. - Acaba nedir? Bu sahiden lm m? inden ykselen bir ses bu soruya cevap veriyordu: -Evet, lm! - O halde bu aclar ne oluyor? - Bu byledir, byle olacaktr. Hastaln ta bandan, bu yzden doktora ilk gittii zamandan itibaren hastann i hayat korku ile mitsizlikten, kt ve anlalmaz bir lmden, mide gidip gelen ve btn vaktini organlarnn ilerini nasl yaptklarn aratrmaya abalayan iki paraya blnmt. Bazen kulaklarn yalnz bbreine, barsana verirdi; bunlar o srada grevlerini yapmaktan geri kalmlard. Bazen de gzlerinin nnde yalnz o amansz ve anlalmaz lm bulunurdu; ondan kendisini hibir eyin kurtaramadn dnrd. Bu iki ruh hali hastalnn balangcndan beri sra ile birbirini kovalyordu. Fakat hastalk ilerledike mitleri hayal oluyor. Halbuki lmn kapya yaklamas duygusu daha byk bir gereklik alyordu. 168 jk, Bundan daha ay nce ne durumda olduunu, ilerini nasl bir dzen iinde grdn hatrlamak her trl midi silmek iin yeter, artard. Byk bir ehir iinde, dostlarnn, ailesinin ortasnda bulunduu halde denizin dibinde, yerin altnda daha fazlasnn olmaya imkan olmayan bir yalnzlk iinde kalmt; o korkun yalnzln u son saatlerinde yz, zerinde yatt divann arkasna dnk olduu halde, artk ancak gemite yayordu. Daima en yakn olaylardan balayarak hayalen ocukluuna kadar gider, orada dururdu. Kendisine o gn yedirilmi olan erik kompostosundan, kendisine ocukluunda verilen stleri kvrm kvrm kuru eriklere, onlarn kendilerine mahsus tadna ve i ekirdee dayand zaman aznn sulanmasna giderdi. Bu hatra gzlerinin nne ayn an dier hatralarn; dadsn, kardelerini, oyuncaklarn sererdi... Hayr zihni oralara gtrmemeli, bu pek ac oluyor, diyerek bulunduu gne dnerdi. Divann

arkalnda dmeler ve onlarn etrafnda kk kk maroken kvrmlar vard. Buradan zihni ta ka yl evvele utu: "Deri pahal, hem de dayanmyor. Bundan kavga kyor. Fakat o deri baka deri idi. Kavga babamzn czdann yrttmz zaman kmt. Bu yzden ceza grmtk. Annemiz de pastalar vermiti." Byle birden bir srayla ocukluk alarna atlyor, oralardan bknca onlar kovmaya, baka bir ey dnmeye bakyordu. Ve bu hatralar zincirine istemeyerek baka zincirler de ilave ediyordu ki, bunlar hastalnn bymesine., arlamasna yardm ediyordu. Bu srada ilk zamanlara doru kendini gittike daha canl gryordu. Daha iyi: daha canl idi; iyilik ve canllk karyordu. "Arlarm gittike artt gibi hayanm da bozuldu. Orada, ta varlmn balangcn169 t da tek bir parlak nokta var; sonra her ey kararyor, daima daha karanlk, daha abuk yryor; lme" diyor ve bu, ykseklerden mthi bir hzla den bir ta halinde ruhuna saplanyordu. Gittike artan bir zdrap olmu olan hayat son haddine, en korkun zdraba doru mthi bir hzla atlyordu. "Dyorum..." diyerek frlyor, uramak isteyerek heyecanlanyordu, halbuki uramann faydasz olduunun farknda idi; yorgun, fakat nnde neler olduuna bakmaktan kendilerini alamayan gzlerini divann arkalna dikerek bekliyordu. O korkun eyi; dmeyi, arpmay, paralanarak snmeyi bekliyordu... Kendi kendine: "Boy lmek imkansz, fakat hi olmazsa btn bunlarn illeti ne olduunu anlasaydm" diyordu. te bu da imkanszd! Layk olduu gibi yaamadm, demesi mmkn olsayd, izah mmkn olabilecekti... Fakat hayr, bunu kabul edemezdi, hayatnn kanununa, dzenine ve gcne, drstle uygunluundan emin idi... Kendi kendine tekrar ediyordu: Bunu asla kabul edemem! Diyordu. Bunu tekrarlarken sanki biri grecek ve inanacakm gibi dudaklar belli hareketi yapyordu. Hibir izah yok! Yalnz zdrap ve lm... Ya sebep? XI Bu ekilde hafta geti. O arada kar kocann ok arzulad bir olay meydana geldi, sorgu yargc kzlarn resmen istedi. Bu bir akam st oldu. Ertesi sabah kadn bu ii nasl aacan dnerek kocasnn odasna girdi; d170 t nerek, nk o gece adamcazn durumu daha da fenala doru deiiklik ba gstermiti. imdi kadn onu gene divan stnde, fakat baka bir durumda buldu: Srt st uzanm, gzlerini nne dikmi, inliyordu. Kadn ilalardan sz at, kocas bu sefer gzlerini onun zerine evirdi. Bu bakta yle bir kin, hassaten kadna kar yle bir kin vard ki, kadn szn bitiremedi. - Allah rzas iin yakam braknz da son nefesimi rahat vereyim! Kadn kacakt, fakat o aralk kz girdi ve bonjur demek iin babasnn yanna sokuldu. O anasna nasl bak-msa kzna da yle bakt ve salna ait sorulara kuru kuru cevaplar verdi, ok yaknda kendilerine yk olmaktan kurtulacan, onlar da kurtaracan syledi. Ana kz put gibi durdular ve birka saniye sonra ktlar. Kz annesine: - Bizim suumuz ne? Sanki hastalk bizim bir gnahmzdan m geliyor? Babama acmamak mmkn deil. Fakat o neden bize ikence ediyor? Beklenen saatte doktor geldi. Hasta ona da kin dolu baklaryla hcum ederek: "Evet" ve "Hayr"dan baka bir cevap vermedi. Ve son olarak: - Siz de biliyorsunuz ki, bana hayrnz yok, u halde rahat braksanz! Dedi. Doktor: -Arlarnz hafifletebiliriz. Hasta: - Onu da baarabildiiniz yok, rahat braknz! Doktor salona geti ve hanma hastann fenalatn, yaplacak tek bir ey mthi olan arlar dindirmek iin afyon vermek olduunu syledi. Doktora gre hastann ektii zdraplar ok daha berbat olacakt, bunda da haklyd. Halbuki

adamcazn ek171 _____________________^_____________________ tii ruhi ac daha acyd ve ona ikence eden asl onlard. Ruhi zdraplarnn sebebi o gece uyuklamakta olan Ge-rasim'in elmack kemikleri kk gzel bana bakarken aklna birden: Ya hakikaten hayatm, gzel hayatm, olmas gereken bir hayat olmamsa, phesi kafasna kemirici bir kurt halinde girmesi idi. Aklna gelen bu phe imdiye kadar asla imkansz sand bir eye, hayatn mecbur ve layk olduu ekilden baka trl yaam olmas ihtimaline kar, ya bu ihtimal hakikat ise... En yksek mevki tutmu kimselerin iyi sayd eylere kar giritii bir takm gizli kapakl ve yine kendisi tarafndan derhal braklan mcadelelerini hatrlad. Belki de o kimseler haklyd da gerisi belki hep yaland. Belki kendi hizmetleri, kendisinin nizama, intizama uygun yaay, ailesine ilgileri, belki btn bunlar yaland. Bunlar kendi kendine kar mdafaaya kalkt ve birden bu mdafaa etmek istedii eylerin zaafn grd. Hatta onlarda mdafaa edilecek hibir ey yoktu. O zaman iinden: Fakat bu byle ise... Ben hayat, bana verilen her eyi yok etmi, batrm bulunuyorsam ve bunun tamiri yoksa, o halde... o halde? Diyordu. Arkas st uzand ve hayatn bsbtn yeni bir bakmdan muayaneye balad. Sabahleyin hizmetisini, sonra karsn, sonra kzn, sonra hekimi grd zaman... Bunlarn her birinin hali tavr o gece kendisine beliren hakikati teyit ettiler. Kendisini onlarda gryordu. Onlarn hayat ne ise, kendisininki de o olmutu. Apak fark ediyordu ki, iin iyz kesinlikle byle deildi; bu hayat ve lm byk, korkun bir yalan saklyordu. Bu duygu imdi bedensel aclar arttryor, on kat yapyordu, inliyor, rpnyor, kendisini skyor bouyor gibi olan elbiselerini atmaya abalyor ve btn yaknlarndan nefret duyuyordu. 172 <& Kuvvetli bir miktarda afyon verildi; uyutu; fakat yemek vakti dert gene balad. Odaya kim girse kovuyor, kendisini divann stnden saa, sola atyordu. Kars yanna gidip: - Kocacm, sana yalvarrm, unu benim iin yap, bir zarar yok, hatta bazen faydas grlr. Sapasalam adamlar bile... dedii zaman hasta gzlerini byk byk at: - Gnah kartmak m? Neden? Ne gerek var? Fakat gene sen bilirsin, diyerek alamaya balad. Kadn: -Evet kocacm, bizim papaz artaym. yi drst bir adamdr. Papaz gelip de onun itiraflarn dinledii zaman hasta bir hafiflik duydu; phelerinden ve dolaysyla bir takm dertlerinden ayrld. Hatta bir dakika iin salna kavuma midi bile dodu. Yeniden apandisini, onu nasl iyi edeceini dnd. Gzlerinde yalarla, gnahlarna tvbe etti. Yerine yatrdklar zaman bir an iin kendini daha iyi hissetti ve yeniden mide kapld. Akl teklif edilen ameliyata gitti, kendi kendine: Yaamak isterim, yaamak! Diyordu. Kars tebrik etti ve byle durumlarda sylenmesi gerekli szleri syledi ve sonunda sordu: - Nasl, hafifledin, deil m? O kadnn yzne bakmakszn cevap verdi: - Evet. Kadnn giysileri, btn ahsiyeti, yznn ifadesi, sesinin tonu, her ey adamcazn kulana diyordu ki: - Hi de yle deil, seni imdiye kadar yaatm olan her ey, senin imdi kendisiyle yaamakta olduun her ey sadece birer yalandr ve biz bu yalanlarla hayat ve lm saklyoruz. 173 M Kafas bu noktaya gelince kini yeniden atelendi. Kin ile birlikte iine zdraplar kt. Bunlardan artk lmnn ok yaklatn ve kurtulmasnn imkansz olduunu anlad. Arlar elbirliiyle derinleiyordu. Bunlar iini deliyor, nefes almakta zorlanyordu.

Az evvel "Evet" dedii zaman yz acnacak bir haldeydi. Gzlerini kadnn gzlerine dikerek, zayf haline nispeten harikaya yakn bir sesle, "Evet" dedikten sonra dnd, ban yastn iine saklayarak haykrmt: - k, beni yalnz brak! ksanaaaa... XII O andan itibaren gn gece hi durmadan sren ve birok kapal kaplar arkasndan da iitilen korkun feryatlar balad. Daha karsna o "Evet" cevabn verdii dakikada artk bittiini, dnn imkanszln, bu sefer son olduunu phelerinin hibir suretle halolunamayarak yerli yerinde kaldklarn anlamt. Trl trl tonda bir Ah! Ah! Tutturmutu. Son sz "ksana'aaL" idi. Artk zaman kavramn kaybetmi olarak bu gn gece grnmez ve yenilemez bir kuvvetin kendisini ittii kara uvaln aznda rpnyordu; bir lm mahkumunun kurtulmayacam bildii halde cellat elinde rpnmas gibi bir eydi. Dakikalar getike btn abalamalarna ramen iini korkularla dolduran eye bsbtn yaklatn biliyordu. Izdraplar o kara delie itilmekte olmasndan, fakat daha ok kendisinin oraya girememesinden ileri geldiini de 174 &L biliyordu. Girmekten alkoyan ise hayatnn iyi olduu duygusu idi. Hayatn yaama arzusu onu tutuyor, oraya gitmesine izin vermiyor ve dolaysyla azap iinde yzyordu. Bilinmeyen bir kuvvet gsne, yan tarafna iddetle arpt ve nefesini kesti, deliin iine yuvarland. Orada dipte bir ey parldad. Kendi kendine evet, hi de byle deildi, fakat nemi yok. Bu yine olabilir, dedi; bu, fakat bu nedir? Bunu iinden sordu ve birden sakinleti. Bu nc gnn sonu idi. lmnden iki saat evvel, olu odaya yavaack girmi ve yatan yanna oturmutu. Bitkin kollarn sallayarak feryad ediyordu. Bir ara eli ocuun bana geldi. ocuk bu eli yakalad, ona dudaklarn yaptrd ve bir alamadr tutturdu. Hasta o dakikada dt, aydnl buldu, hayatnn bitmesi gerektii halde bitmediini fakat tamirinin de mmkn olmadn grd. Birinin elini pmekte olduunu seziyordu. Gzlerini ap olunu farketti. i szlad. Yine o srada kars yanna gelmiti. Ona da bakt. Kadn az ak, yanaklar, burnu gzyalaryla slak bir halde derin bir yas iinde kendisini szyordu. "Evet, ben bunlara zulm ediyorum, onlar bana acyorlar, lp gitmem onlar iin daha hayrl olacak!" dedi. Bunu onlara da sylemek istedi. Gc yetmedi. Bu aciz nnde dnd: Sylemekte fayda ne? Sylemek deil, yapmak lazm... Gzyle karsna iaret ederek ocuun orada bulunmamasn istedi. - Onu kar... Sana da acyorum, demek, af dilemek, helallemek istedi, dili dolat... Bunu sylemek imkann bulamaynca eliyle iaret etti, bu iareti anlamas gerekenin 175 k anlayacanda karar klmt. Kendisini skan, ezen eyin silindiini, phelerin iinde, her tarafndan birden, bir sis halinde ekilip ktn ap ak olarak duyuyordu. Ailesine artk acyordu. Artk onlara sknt ektirme-meliydi. Onlar ektikleri skntlardan kurtarmal, kendini de kurtarmalyd... Oh bu ne iyi ve ne kadar sade bir eydi... Fakat o? Ya onu ne yapmalyd? Nerdesin, ey benim z-drabm sen imdi nerdesin? Kendini dikkatle dinledi. Arnn yerini buldu; ite oradayd, ha orada msn, kal... dedi. Ya lm? O nerdeydi? Adet edindii korkuyu arad, onun yerinde yeller esiyordu. Nerde? Fakat bu ne lmd? stnde korkudan eser kalmamt. lm de ortadan ekilmiti. lm yerine bir aydnlk gryordu.

Birden yksek sesle: - Bundan m ibaretmi... aman ne mutluluk... dedi. - Btn bunlar onun iin bir anda olup bitti. Ancak etrafndakiler iin bu sahne iki saat srd. Gsnden hrltlar geliyordu; bitkin vcudu titriyordu. Bunlar da yava yava seyrekletiler. Biri: - Bitti! Dedi. O bunu duydu. inden tekrarlad ve bu i de sonuna ermi dedi. Derin bir nefes almak istedi, sonunu getiremedi, katlat, ld.

You might also like