You are on page 1of 14

Bölge ve Çevre Ülkelerle Dış Ticaretimizi Geliştirmeye Yönelik Model Önerileri

Hazırlayanlar
Ekonomi ve Sosyal Araştırmalar Derneği Doç Dr. Melih Bulu, Murat Soycengiz, Ali Ünal
Büyükdere Cd. Naci Kasım Sk. No:3/1 Mecidiyeköy Şişli İstanbul

Tel: (212) 356 41 85-86 Faks: (212) 356 41 87

E-posta: info@ekopolitik.org
Bölge ve Çevre Ülkelerle Dış Ticaretimizi Geliştirmeye Yönelik Model Önerileri

Sunuş
Küresel kriz uluslararası ticaretin önemli oranda gerilemesine neden olmaktadır.
Ticarette yaşanan gerilemenin en önemli nedenlerden bir tanesi, küresel finans
sisteminin ticaretin finansmanını sağlayamayacak durumda olmasıdır. Uluslararası
finansman olanaklarının daralması ve mevcut finansman olanaklarının pahalı hale
gelmesi, ülkelerin ticaret yapabilmesi için Dolar ve Avro gibi para birimlerini
bulmalarını oldukça zorlaştırmaktadır.

Bu şartlar altında, dış ticarette yaşanan gerilemeleri asgariye indirebilmek ve hatta


mümkün olduğu takdirde ticaret artışı sağlamak, hem krizin neden olduğu
olumsuz sartların bertaraf edilmesine yardımcı olacak, hem de dış ticaretin
gelişmesi sayesinde doğacak yakınlaşma ülkeler arasında ilişkilerin daha da
gelişmesinin yolunu açacaktır. Bu doğrultuda, bölge ve çevre ülkeleri ile olan
ticaretin artırılması için yeni açılımlar getirme görevi ise Türkiye’ye düşmektedir.
Çünkü ülkemizin üzerinde bulunduğu topraklar ilk çağlardan bu yana bölge
ülkeleri ile ticarette bir merkez olagelmiştir. Medeniyetin ve ticaretin beşiği olan
Anadolu’nun tarihsel misyonundan kaynaklanan öncülük görevi, Türkiye’ye de
bölge ülkeler arasında ticaretin geliştirilebilmesi görevini yüklemektedir.
Günümüzde de bölge ve çevre ülkeler arasında bir üretim üssü konumunda
bulunmakta olan ülkemizin, krizden dolayı daralan ticaretin karşılaştığı engelleri
aşabilmesi amacıyla yeni açılımlar getirmesi ve öncü rol oynaması Anadolu’nun
tarihsel misyonunun günümüze doğal bir yansımasıdır.

İşte bu nedenlerden dolayı bu raporda; Türkiye ve bölge ülkeleri arasında ticarette


kriz nedeniyle yaşanan gerilemenin yarattığı olumsuz etkileri en aza indirmek ve
yeniden yapılanan dünya sistemi içerisinde bölge ve çevre ülkeleri ile birlikte
kazançlar sağlayabilmek amacıyla, kısa, orta ve uzun vadeli ticaret finansman
modellerine yer verilmiştir.

Ekonomi ve Sosyal Araştırmalar Derneği www.ekopolitik.org


Bölge ve Çevre Ülkelerle Dış Ticaretimizi Geliştirmeye Yönelik Model Önerileri

İçindekiler
Bölge ve Çevre Ülkelerle Dış Ticaretimizi Geliştirmeye Yönelik Mo del Önerileri ............................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................1

GİRİŞ ...................................................................................................................................................................... 4

MODEL ÖNERİLERİ ................................................................................................................................................. 6

KISA VADELİ MODEL ÖNERİSİ (KLİRİNG ANLAŞMALARI) .........................................................................................................6


ORTA VADELİ MODEL ÖNERİSİ (TL BAZLI FİNANSMAN MODELİ) .............................................................................................8
UZUN VADELİ MODEL ÖNERİSİ (ÜÇ DENİZ FİNANSMAN FONU MODELİ) .................................................................................10

SONUÇ ................................................................................................................................................................. 14

Ekonomi ve Sosyal Araştırmalar Derneği www.ekopolitik.org


Bölge ve Çevre Ülkelerle Dış Ticaretimizi Geliştirmeye Yönelik Model Önerileri

Giriş
Dört bin yıldan beri bölgenin ekonomik ve politik merkezi olan Anadolu topraklarının tarihsel
olarak bu misyonu yüklenmesinde en önemli rolü ticaret oynamıştır. Tarih boyunca ülkemizin
içinde bulunduğu bölgede oluşan istikrarsızlık Türkiye’yi etkilemiş, Türkiye’de meydana gelen
herhangi bir istarsızlıkta bütün bölgeyi etkilemiştir. Bu nedenden ötürü, Türkiye’nin bulunduğu
bölge teker teker değil ancak bir bütün olarak tanımlanabilmektedir. Tarih boyunca
Anadolu’nun bölgeden sürekli olarak göç alması bir yandan ticari faaliyetlerin artmasını
sağlarken öte yandan bölge içerisinde merkezi rolününde gelişmesini sağlamıştır. Bölgede farklı
halklar ve farklı devletler mevcut olmasına rağmen, Anadolu merkezli gelişen ticaret, bütün bu
mozaigi bir arada tutan çimento olagelmiştir. Ticaretin gelişmesinde önemli bir çığır olan para
bir Anadolu medeniyeti olan Lidyalılar tarafından bulunmuş, Asurlular tarafından kullanılan
ticaret yolları o günün dünyasının ticaretinin can damarı olmuş ve tarihi İpek yolu da Anadolu
dan geçerek doğu ile batı ticaretini birbirine bağlamıştır. Dolayısıyla Anadolu kaynaklı ekonomik
ve politik örgütlenme bölgedeki istikrarın temelidir. Günümüzde Anadolu kaynaklı bölgesel
örgütlenme ticaret güdümünde gerçekleşmektedir. Bu özellik Anadolu insanının kodlarından
kaynaklanmaktadır. Anadolu insanının tarihsel mobilitesi onun başka yerleşim yerlerine adapte
olmasında veya başka yerleşim yerleriyle ilişki kurmasına olanak vermektedir. Bu bağlamda,
bölgede ekonomik ve siyasi istikrarın kalıcı hale getirilmesi ve bunun Anadolu merkezli bir
yapıda oluşturulması için, ticaret güdümünde ve merkezinde bir örgütlenmeye gidilmesinin
gerekliliği ortaya çıkmaktadır.

Geçtiğimiz son on beş yıla damgasını vuran küreselleşme süreci, bir yandan ülkelerarası mal ve
hizmet ticaretinde sağladığı artış ile dünyanın küresel bir köy haline gelmesine neden olurken,
öte yandan yerelleşme sürecinini de beraberinde getirmiştir. Özellikle 11 Eylül sonrası dünya
ekonomisini domine eden finansal yapı, bu yerelleşme sürecinin daha da hızlanmasına neden
olmuş ve dünya genelinde yeni bir yapının oluşması sürecinini de hızlandırmıştır. Yaşanılan kriz
nedeniyle küresel finansal sisteminin çökmesi ve küresel ticaret, üretim zincirinin de
parçalanması ile dünyadaki bu yapının yeniden oluşturulması ihtiyacı doğmuştur. Fakat yeni
finansal sistemin yeniden yapılanması hem uzun bir süreç içerisinde hemde sancılı bir şekilde
gerçekleşecektir. Ayrıca kriz onarım sürecinde ABD’nin ancak kendi finansal onarım
mekanizmalarını örgütleyerek yerelliğe dönme yolunu deneyeceği gözükmektedir. Bu da
dünyada ekonomik ve bölgesel politik bölge boşluklarının doğmasına neden olacaktır.

Tarihsel olarak bölge ticareti içerisinde öncü bir rol oynayan ülkemizin, bugünlerde dengeleri
yeniden şekillenen dünya ekonomisi içerisinde bölge ülkelerinin tamamını ticaret ekseni
içerisinde bir araya getiren yapıların oluşturulması için öncü olması ve yeni açılımlar getirmesi 4
Türkiye’nin hem tarihsel misyonu hemde günümüz şartlarında bölge ülkeleri arasındaki konumu
açısından bir gereklilik ortaya çıkmaktadır.

Ekonomi ve Sosyal Araştırmalar Derneği www.ekopolitik.org


Bölge ve Çevre Ülkelerle Dış Ticaretimizi Geliştirmeye Yönelik Model Önerileri

Ülkemizin dış ticaretinin son yıllarda gelişimi incelendiğinde; bölge ve çevre ülkeleri ile olan dış
ticaretimizin bir gelişim süreci içerisinde olmakla birlikte, küresel krizin ortaya çıkardığı
sıkıntıların bu ülkeler ile gerçekleştirdiğimiz dış ticaretimizde de gerilemeler yaşanmasına neden
olduğu görülmektedir. Dış ticaretimizde yaşanan bu gerileme sadece ülkemize özgü bir durum
olmayıp, bütün dünya ülkelerinin küresel krizin neden olduğu olumsuzluklar nedeniyle benzer
problemleri yaşadığı görülmektedir. Ülkeler arasında ticaretin gerilemesinin nedenlerinden biri
olarak dünya genelinde görülen talep daralması olarak gösterilmekle birlikte, küresel krizle
birlikte dünya finansal sisteminin işleyemez hale gelmesi de en az talep daralması kadar
ticaretin gerilemesinde etkili olmaktadır.

Dünya ticaretinde kullanılan Dolar, Avro ve Japon Yeni gibi para birimlerinin değerlerinde kriz
nedeniyle büyük oranlı değişmeler yaşanmaktadır. Dünyanın rezev para birimi olarak kabul
edilen bu döviz kurlarında yaşanan bu ani ve büyük oranlı değişimler uluslararası ticaret
yapılmasını zorlaştırmaktadır. Ayrıca, küresel kriz nedeniyle uluslararası finansman olanaklarının
daralması ve mevcut finansman olanaklarının pahalı hale gelmesi, ülkelerin ticaret yapabilmesi
için Dolar ve Avro gibi para birimlerini bulmalarını oldukça zorlaştırmaktadır. Dış ticaretten
dolayı döviz rezervlerine ihtiyaç duyulmasının yanı sıra, ödemeler dengesi açık veren ülkelerin
dış ödemeleri için rezerv para tutma ihtiyaçlarının artması ve ülkelerin iç piyasada döviz
kurlarında istikrarını sağlamak için gerektiğinde kurlara müdahele edebilmek amacıyla mevcut
rezervleri koruma ihtiyacı gibi faktörler, dünya genelinde Dolar ve Avro talebinin artmasına
neden olmaktadır.

Mevcut koşullar altında dış ticarette yaşanan gerilemeleri asgariye indirebilmek ve hatta
mümkün olduğu takdirde ticaret artışı sağlamak, hem krizin neden olduğu olumsuz sartların
bertaraf edilmesine yardımcı olacak, hem de dış ticaretin gelişmesi sayesinde doğacak
yakınlaşma ülkeler arasında ilişkilerin daha da gelişmesinin yolunu açacaktır. Bu doğrultuda,
bölge ve çevre ülkeleri ile olan ticaretin artırılması için yeni açılımlar getirme görevi ise
Türkiye’ye düşmektedir. Çünkü ülkemizin üzerinde bulunduğu topraklar ilk çağlardan bu yana
bölge ülkeleri ile ticarette bir merkez olagelmiştir. Günümüzde de bölge ve çevre ülkeler
arasında bir üretim üssü konumunda bulunmakta olan ülkemizin, bugün krizden dolayı daralan
ticareti aşmak için getireceği açılımlar ile öncü olması ve diğer ülkeler ile koordineli bir şekilde
hareket etmesi, medeniyetin ve ticaretin beşiği olan Anadolu’nun tarihsel misyonundan dolayı
ülkemizin üstlenmesi gereken bir misyondur.

Bu noktada, kriz ortamında gerileyen ticaretin yarattığı olumsuz etkileri en aza indirmeyi ve
yeniden yapılanan dünya sistemi içerisinde bölge ve çevre ülkeleri ile birlikte ticari kazanımlar
sağlayabilmek amacıyla bu raporda uluslararası ticaretin finansmanında kullanılmak üzere kısa, 5
orta ve uzun vadeli model önerilerinde bulunulmuştur.

Ekonomi ve Sosyal Araştırmalar Derneği www.ekopolitik.org


Bölge ve Çevre Ülkelerle Dış Ticaretimizi Geliştirmeye Yönelik Model Önerileri

Model Önerileri
Bu bölümde, Türkiye’nin bölge ülkeleri ile gerçekleştirdiği ticaretinde kriz nedeniyle ortaya çıkan
daralmayı aşabilmesi için kısa, orta ve uzun vadeli ticaret finansman model önerilerinde
bulunulmuştur. Bu önerilerin kısa, orta ve uzun vadeli olarak isimlendirilip, tasnif edilmelerinin
nedeni; bu öneri paketlerinin uygulamaya konulabilmesi için gereken sürelerin farklılık
gösterebilmesidir. Esas itibariyle bu raporda yer alan bu üç önerinin temel amacı Türkiye’nin
çevre ve bölge ülkeler ile ticaretinin artırılması için yeni açılımlar getirmektir. Bu nedenle bu
öneriler birbirinden farklı ve çelişen modeller değil, aksine bir plan dahilinde uygulanmaları ile
birbirlerini tamamlayıcı nitelik taşımaktadırlar.

Kısa Vadeli Model Önerisi (Kliring Anlaşmaları)


Küresel krizin daha da derinleştiği bugünlerde şirketlerin işletme sermayesine ve döviz
rezervlerine duydukları ihtiyaç daha da artmaktadır. Firmalar ve ülkeler ihtiyaçları olan ürünleri
ithal etmek için gerekli finansmanı bulamamakta ve bu durumda uluslarası ticaretin sekteye
uğramasına neden olmaktadır. Öte yandan, bölgemizdeki ülkelerin üretim yapıları
incelendiğinde ülkelerin birbirlerinden ayrıştığı, bazı ülkelerin doğal kaynaklar ve hammadde
açısından daha zengin durumda iken, bazılarının da sanayi ve tüketim ürünleri imalatında daha
avantajlı konumda olduğu görülmektedir. İşte bu noktada, ticaret finansman olanaklarının
kısıtlandığı şu günlerde ülkeler arasında mal takası yapılmasına olanak sağlayan kliring
anlaşmalarının tekrar hayata geçirilmesi, ticaretin yeniden canlanmasına olanak sağlayacaktır.

Kliring Anlaşmaları yeni bir yöntem olmayıp, dış ticarette ülkeler tarafından özellikle kriz
dönemlerinde kullanılmış bir yöntemdir. Türkiye de belirli dönemlerde karşılıklı mal değişimine
dayalı kliring anlaşmalarını hayata geçirmiştir. Bu anlaşmalar işleyiş sistemi olarak takasın biraz
daha gelişmiş şekilleri olarak tanımlanabilirler. Kliring anlaşması imzalayan ülkelerde ithalatçılar,
ithal ettikleri malların bedelini kendi ülkelerinde kliring hesaplarını tutmakla görevlendirilen
Merkez Bankası veya Kliring Ofisi gibi bir kuruma ulusal paraları cinsinden öderler. Bu şekilde
oluşturulan hesaplar dönem sonunda karşı ülke ithalatçılarının da kendi ilgili kurumuna yatırmış
oldukları paralardan oluşan hesaplarla denkleştirilir. Dönem sonunda gerçekleştirilen ticarette
eğer arada bir açık söz konusu ise, bu açık önceden anlaşılan herhangi bir konvertibil döviz ile
kapatılır. Şu ana dek uygulamaları bakımından bu anlaşmaların kısa dönemler için ve genellikle
1 yıllık dönemi kapsayacak şekilde yapıldıkları görülmüştür. Kliring anlaşmalarının uzun dönemli
yapılması durumda, ülkeler arasında dengeli ikili ticaret ilişkilerinin oluşmasına olanak
sağlayacağı düşünülmektedir.

Bu anlaşmaları işler hale getirebilmek için en önemli unsur; kliring yapabilmek için iki ülke
6
hükümetlerinin aralarında bu ticaretin esaslarını ve süresini belirleyen bir ikili anlaşma yapılmış
olmasıdır. Bu protokol ile değişime konu olacak malların miktar ve değerleri saptanır. Firmalar
da bu garanti edilmiş pazarda ihracat ve ithalat faaliyetinde bulunurlar ve böylelikle işlemler bir

Ekonomi ve Sosyal Araştırmalar Derneği www.ekopolitik.org


Bölge ve Çevre Ülkelerle Dış Ticaretimizi Geliştirmeye Yönelik Model Önerileri

ülkeden diğerine döviz transferine gerek kalmadan Merkez Bankaları aracılığıyla kliring
hesaplarına milli para cinsinden yapılmış olur.

Kliring Sisteminin İşleyiş Şeması


Türk Beyaz
Türk Çelik
Mal Bedeli Eşya Üreticisi
İthalatçısı TL ile
Ödenir

Mal Bedeli
T.C.M.B veya Kliring Ofisi
TL ile Tahsil
Edilir

İhracat
İthalat

Dönem Sonunda
Bakiye Merkez
Bankaları Tarafından
Konvertibl Paralar ile
Kapatılır

Rusya Merkez Bankası veya


Kliring Ofisi

Rus Demir Çelik Mal Bedeli Mal Bedeli


Rus Beyaz Eşya
Üreticisi Ruble ile Tahsil Ruble ile
Edilir Ödenir İthalatçısı

Yukarıda
da yer alan şemada bir kliring sisteminin nasıl işleyeceği gösterilmektedir. Örnek olarak
verilen Rusya ve Türkiye arasında gerçekleştirelecek kliring anlaşmasında, beyaz eşya ithalatı
gerçekleştirecek olan Rusyadan bir ithalatçı Türkiyeden gerçekleştireceği beyaz eşya ithalatının
bedelini Rusya Merkez Bankasına veya işleyiş sistemine göre Rusya Kliring Ofisine
Ofisi milli parası
Ruble ile ödemesini yapar. Beyaz Eşya ihraç eden Türk sanayici ise malın karşılığını Türkiye
Cumhuriyet
uriyet Merkez Bankasından veya Kliring Ofisinden Türk Lirası olarak alacaktır.
7
Öte yandan, Rusyadan çelik ürünleri ithal edecek Türk Sanayici de malın karşılığını TL olarak
Merkez Bankasına ödemesini yapar ve Rus çelik üreticiside malın bedelini Rusya Merkez Mer
Bankasından Ruble olarak tahsil eder. Kliring anlaşmasının sona ermesiyle veya taraflarca

Ekonomi ve Sosyal Araştırmalar Derneği www.ekopolitik.org


Bölge ve Çevre Ülkelerle Dış Ticaretimizi Geliştirmeye Yönelik Model Önerileri

belirlenen dönemler sonunda ülkeler arasında dış ticaretten doğan bakiye farkları iki ülke
tarafından da kabul gören bir para birimi ile ödenerek aradaki fark kap kapatılmış
atılmış olur. Kliring
sistemine dahil olacak mal ve hizmetlerin genişletilmesi durumunda, b buu sistemle bir yandan
ihracatında güçlük çekilen ihraç mallarımıza pazar bulunması sağlanmış olurken,
olurken diğer yandan
ithali gerekli olan ama döviz yetersizliği sebebiy
sebebiyle temininde güçlük çekilen malların ithalinin
gerçekleştirilmesi sağlanmış olur. Hem Türkiye hemde diğer ülkeler tarafından özellikle kriz
dönemlerinde daha önce uygulanmış olan kliring anlaşmalarının tekrar hayata geçirilmesi
Türkiye’nin bölge ülkeler ile kriz nedeniyle daralan dış ticaretinin normalleşmesi yönünde fayda
sağlayacaktır.

Orta Vadeli Model Önerisi (TL Bazlı Finansman Modeli)


TL Bazlı Finansman Modeli ile temel olarak; Türk Lirası’nın bölge ülkeleri arasında dış ticaretin
finansmanını sağlayacak rezerv para birimi olması amaçla
amaçlanmaktadır. Böylelikle, krizden dolayı
uluslararası rezerv para birimlerinin eksik
eksikliği nedeniyle sekteye uğrayan ticaret,
ticaret Türk Lirası’nın
bölge ülkeleri arasında dış ticaretin finansmanını sağlayacak rezerv para birimi haline gelmesi ile
normalleşmeye başlayacaktır. Sistemin ilk aşamasında Türkiye’nin d dış
ış ticaret fazlası verdiğimiz
bölgee ülkeleri ile ticareti geliştirmeye yönelik serbest tticaret icaret anlaşmaları yapılması
hedeflenmektedir. TL’nin bölgemiz ülkeleri arasında ticaretin finansmanını sağlayabilecek para
haline gelebilmesi amacıyla ülkelerin ihtiyacı olan TL’nin sağlanabilmesi için için,, kredi imkanları
genişletilmiş Türkiye Kalkınma Bankası ve Türk Eximbank hem aracı hem de finansör rol
üsteleneceklerdir. Türkiye Kalkınma Bankası bölge ülkelerde gerçekleştirilecek yatırım
projelerinin finansman ihtiyacını TL krediler ile karşılarken, Tü
Türk
rk Eximbank ta vereceği krediler
ile bölge ülkelerinin Türkiye’den gerçekleştirecekleri ithalatın artmasına yardımcı olacaktır.
TL Fazlı Finansman Modeliyle Ticaret Finansmanı Sağlanması Hedeflenen Ülkeler

Özbekistan
Kazakistan
Kırgızistan

Suriye Türkmenistan
Türkiye Kalkınma Bankası

Türk Eximbank
Azerbaycan
8
Gürcistan

Bosna Hersek
Makedonya K.K.T.C Irak

Ekonomi ve Sosyal Araştırmalar Derneği www.ekopolitik.org


Bölge ve Çevre Ülkelerle Dış Ticaretimizi Geliştirmeye Yönelik Model Önerileri

Bölge ülkelerine sağlanancak TL krediler ile, bu ülkelerin Türkiye’den mal ve hizmet satın alması
imzalanacak kredi sözleşmeleri ile garanti altına alınmalıdır. Böylelikle bir yandan TL nin
bölgesel etkinliği artmış bir para birimi haline gelmesi sağlanırken, diğer taraftan sağlanacak bu
krediler ile bölge ülkelerinin Türkiye’den satın alacağı mal ve hizmetler ile ülkemizde ticaretin
canladırılması sağlanacaktır. Türkiye’nin dış ticaret fazlası verdiği bölge ülkeleri arasında TL
rezerv para birimi haline gelmesinin sağlanması aşamasından sonra, bu ülkeler üçüncü ülkeler
ile yapacağı ticareti de TL üzerinden yapar hale gelecekler ve böylelikle ABD dolarının dünyada
rezerv para birimi özelliğini kaybetmeye başlaması ile doğan boşluk bölgemizde TL tarafından
doldurulmuş olacaktır.

TL Bazlı Finansman Modeli’nin kurulması ile gerçekleşmesi beklenen yeni bölgesel ticaret
modeline göre; TL Türkiye ve çevre ülkelerin ticarette kullanılan para birimi olma imkanına
kavuşacaktır. Bu sayede Batı kaynaklı ekonomik krizin getirdiği ekonomik daralmadan Türkiye
yakın komşuları ile ticaretinde daha az etkilenecektir. Bunun için Türk Eximbank’ın Türk
işadamlarının çevre ülkeler ile ticaretini öncelikli olarak desteklemesi süreci hızlandıracaktır.

Bölge ülkelerinde TL’nin kullanılmaya başlanmasından sonra, Türkiye’nin TL üzerinden krediler


ve hibe programlar ile TL’nin bölgede kullanım yaygınlığının artması, diğer bölge ülkelerinin
birbirleri ile ticarette de TL kullanmaya başlamasına olanak sağlayacaktır. Böylelikle TL bölge
ülkeler arasında ABD doları ve Avro’nun yerini alacak rezerv para haline gelecektir.

TL Bazlı Finansman Modeli’nin hayata geçirilebilmesi için, bölge ülkeleri ile serbest ticaret
anlaşmaları gerçekleştirilmeli ve ülkeler arasında ticaret finansmanında TL’nin kullanımının
yaygınlaştırılması gerekmektetedir. Bu sitemi işler hale getirebilmek için geçecek sürenin, iki
ülke arasında kliring anlaşması gerçekleştirmekten daha fazla zaman gerektirmesinden ötürü,
bu model orta vadeli bir ticaret finansman modeli olarak adlandırılmıştır.

Bulunduğu bölgede bir üretim üssü konumunda bulunan Türkiye, mevcut koşullar altında bölge
ülkelerinin bir çok alanda mal ve hizmet satın aldığı başlıca ülkelerden birisidir. Bu modelin
hayata geçirilmesiyle bölge ülkeleri uzun vadeli ve uygun koşullarda TL finansmanı elde etmiş
olacaklar ve böylelikle Türkiye ile şimdiye kadar gerçekleştirdikleri ticarette kullandıkları Dolar
ve Avro ile Türkiye den mal hizmet satın almak yerine TL ile bu ticaret işlemlerini
gerçekleştirmiş olacaklardır. Böylelikle, ülkemiz ile yapılan ticarette üçüncü bir ülkenin para
biriminin değişim aracı olarak kullanılması gereği ortadan kalkacaktır.

Ekonomi ve Sosyal Araştırmalar Derneği www.ekopolitik.org


Bölge ve Çevre Ülkelerle Dış Ticaretimizi Geliştirmeye Yönelik Model Önerileri

Uzun Vadeli Model Önerisi (Üç Deniz Finansman Fonu Modeli)


Bu modelin amacı; Türkiye’nin çevresinde yer alıp Hazar Denizi, Karadeniz ve Akdeniz’e kıyıları
olan bölge ülkeleri ve ayrıca bu bölgeyi ülkeleri ile yakın ekonomik ve toplumsal etkileşim içinde
bulunan diğer ülkelerini ortak bir ticaret finansman modeli etrafında bir araya getirebilmektedir.
Bu nedenden ötürü bu model, Üç Deniz Finansman Fonu Modeli olarak isimlendirilmiştir.

Üç Deniz Finansman Fonu Modeli sayesinde oluşturulması hedeflenen ticaret finansman sistemi
ile, küresel krizin neden olduğu talep daralması, kur farkları ve döviz rezervleri tutmanın
zorlaşması gibi nedenlerden dolayı uluslararası ticarette ortaya görülen sıkıntıların aşılması
hedeflenmektedir.

Türkiye’nin liderliğinde kurulacak Üç Deniz Finansman Fonu, bu fona üye olacak ülkelerin döviz
rezervleri tutmalarına gerek kalmadan ticaret yapmalarını, kredi ilişkileri geliştirmelerini ve her
türlü finansal işlem yapmalarına olanak sağlayabilecek bir yapıdır. Bu sisteme üye olacak
ülkelerin milli gelirleri, altın rezervleri, ithalat ve ihracat büyüklükleri göz önünde
bulundurularak bu verilerin ağırlıklandırılması ile fon içerisinde ülkelerin ne kadar pay sahibi
olacağı tesbit edilecektir. Bir sonraki aşama olarak; bu sisteme dahil olan ülkelerin para birimleri
ekonomik büyüklükleri göz alınarak hesaplanan ağırlıkları oranında fona dahil edilecek ve
böylelikle Üç Deniz Finansman Fonu’nun parasal değer olarak karşılığı bulunmuş olacaktır.
Örneğin, sisteme dahil olan on ülkenin paralarının bir sepet şeklinde değerlemesi yapılacak bu
finansal ürün, içerisinde farklı ülke para birimlerini barındıracağı için kur dalgalanmalarından
daha az etkilenecek ve şu anda dünyanın rezerv para birimleri olan dolar ve avroya göre daha
istikrarlı bir şekilde dalgalanacaktır. Fon’un bütün üye ülkelerin para birimlerinin belirli bir
oranda bileşimi olmasından dolayı, bu sistem tek bir ülkenin para biriminin bölgede egemen
olmasına neden olmayacak aksine, fona entegre olan ülkeler ekonomik büyüklükleri ölçüsünde
bu fonda söz sahibi olacaklardır. Bu sistem; üye ülkelerin paraları ile oluşturulacak yeni bir para
biriminin tedavüle sürülmesini amaçlamamaktadır. Oluşturulacak Üç Deniz Finansman Fonu bir
hesap birimi olarak işlev görecek ve ülkelerin döviz kurlarındaki değişmeler göz önünde
bulundurularak değeri günlük olarak hesaplanacaktır.

Üye ülkeler arasında ticaret,finansman ve yatırım amaçlı olarak kullanılabilecek bir hesap birimi
oluşturulabilmesi için bu sistemin güçlü, güvenilir saygın bir kurum tarafından oluşturulması,
denetlenlenmesi ve devamlılığın sağlanması gerekmektedir.

Aşağıda yer alan organizasyon şeması, Üç Deniz Finansman Fonu ile oluşturulması hedeflenen
finansal yapının basit bir taslağını göstermektedir. Bu noktada, Üç Deniz Finansman Fonu’nu
hazırlamak, düzenlemek ve devamlılığını sağlayıp kredibilitesini koruyabilmek amacıyla, 10
dünyadaki Merkez Bankaları özellikle Avrupa Merkez Bankası yapısı ve işleyiş sistemi model
olarak alınarak bir yapı oluşturulacaktır. Bir düzenleyici ve denetleyeci kurul şeklinde çalışacak
olan Üç Deniz Finansman Bankası, bu birliğe üye ülkelerin merkez bankaları başkanları

Ekonomi ve Sosyal Araştırmalar Derneği www.ekopolitik.org


Bölge ve Çevre Ülkelerle Dış Ticaretimizi Geliştirmeye Yönelik Model Önerileri

tarafından
arafından veya merkez bankaları tarafından belirlenen kişiler tarafından oluşturulacak bir kurul
vasıtasıyla yönetilecektir. Bu kurulun asli görevi Üç Deniz Finansman Fonu’nun yönetilmesine
ilişkin bütün faaliyetleri kapsayacaktır.

Üç Deniz Finansman Bankası

Üç Deniz Kalkınma Bankası Üç Deniz Finansman Fonu

Fonun kredibilitesinin n sağlanması için üye ülkeler tarafından alınması gereken para
politikalarının tesbit edilip kararlaştırılması, bir hesap birimi olarak etkin bir şekilde üye ülkeler
tarafından kullanılması için alınması gereken tedbirlerin kararlaştırılması, sisteme üye olan o
ülkelerin değişen ekonomik koşullar göz önünde bulundurularak
bulundurularak, belirli periyotlarda fon
içerisindeki ağırlıklarının yeniden düzenlenmesi gibi faaliyetler de yine Üç Deniz Finansman
Bankası’nın görev ve yetkileri dahilinde olacaktır.

Üye ülkeler arasındada yatırım ve kredi olanaklarının tesbiti ve geliştirilmesi amacıyla yine Üç
Deniz Finansman Bankası’nın yönetiminde bir kalkınma bankasının kurulması bu finansal
sistemin etkin çalışabilmesi için gereklidir. Dünyada çeşitli örnekleri bulunan bölgesel kalkınma
kal
bankalarının modelleri göz önünde bulundurularak oluşturulacak Üç Deniz Kalkınma Bankası;
birliğe üye ülkelerin ekonomik gelişmelerini sağlayabilmek için projeler üretilmesi ve bu
projelerin finansmanının sağlanması gibi amaçları doğrultusunda faaliy
faaliyetlerde
etlerde bulunacaktır.

Üç Deniz Finansman Fonu Sistemi Nasıl İşleyecek ?

Sisteme üye olacak ülkelerin milli gelirleri,altın rezervleri, ihracat ve ithalat miktarları
ortalamaların ağırlıklandırılması ile elde edilecek formül yardımı ile ülkelerin sistem içerisinde
alacakları toplam pay tesbit edilecektir. Ülkelerin fon içerisinde alacakları paylar hesaplandıktan
sonra, bu miktarların parasal karşılığının yarısı altın üzerinden, diğer yarısı ise bu sisteme dahil
olan ülkelerden parası konvetibl olan üye ülkelerin birinin para biriminden karşılanmak üzere
olarak toplam tutar Üç Deniz Finansman Fonunu yönetmekle görevli olan Üç Deniz Finansman
Bankası Hesaplarına yatırılacaktır. Böylelikle sisteme üye olan ülkelerin hesapları nezdinde
kullanılacak fon miktarları
tarları aktif hale gelecek ve sistem işlemeye başlayacaktır. Bütün üye
11
ülkelerin aynı Finansman fonlarına sahip olması ile birlikte bölge ülkeleri ile aralarında ticaret bu
fon vasıtasıyla gerçekleştirilmeye başlayacaktır. Ülkelerin makro ekonomik verilerindekiverileri

Ekonomi ve Sosyal Araştırmalar Derneği www.ekopolitik.org


Bölge ve Çevre Ülkelerle Dış Ticaretimizi Geliştirmeye Yönelik Model Önerileri

değişmeler göz önünde bulundurularak fon içindeki payları her iki yılda bir yeniden hesaplacak
ve ülkelerin sistem içindeki ağırlıkları son ekonomik koşullar ışığında yeniden tesbit edilecektir.

Sisteme üye olan ülkelerin toplam fon miktarı içerisinde ne kadar pay sahibi oldukları tesbit
edildikten sonra hergün bu ülkelerin para birimlerinin altın karşısındaki değeri ile toplam sistem
içerisindeki payları çarpılarak Üç Deniz Finansman Fonunun değeri tesbit edilecektir. Örneğin 10
ülkenin dahil olduğu bir sistemle yaratılacak finansman fonu bu ülkelerin tamamının değerleri
üzerinden ağırlıklandıralak parasal karşılığı bulunacağı için Üç Deniz Finansman Fonu uluslararası
finansal dalgalanmalarından ve parite değişikliklerinden çok daha az oranda etkilenecek ve
istikrarlı olacaktır.
Üç Deniz Finansman Fonu’nun Ticaretin Finansmanında Kullanımı

İhracatçı A Merkez Bankası İhracatçının Mal Bedelinin


karşılığını yerel para birimi cinsinden ödüyor.
A

A Ülkesi Merkez Bankası

Üç Deniz Finansman Bankası İthalat


bedeli olan B Merkez Bankasının
fonlarını A Merkez Bankasına transfer
ediyor.

Üç Deniz Finansman Bankası

B Merkez Bankası ithalat bedelini


hesabında bulunan Üç Deniz Finansman
Fonu ile Üç Deniz Finansman Bankasına
Ödüyor.
İthalatçı alacağı malı n
B Ülkesi Merkez Bankası bedelini yerel para
cinsinden Merkez
Bankasına ödüyor.

İthalatçı
B

Yukarıdaki şekilde Üç Deniz Finansman Fonu’nun ülkelerarası dış ticaretin finansmanında


12
kullanımının nasıl gerçekleştirileceği ve sistemin işleyiş mantığı temel olarak gösterilmiştir. A
ve B ülkeleri arasında gerçekleştirilecek olan bir ticaret ilişkisinde ithal edilen malların karşılığı
olan bedel, yerel para birimi cinsinden o ülkenin merkez bankasına ödenecektir. İthalatı

Ekonomi ve Sosyal Araştırmalar Derneği www.ekopolitik.org


Bölge ve Çevre Ülkelerle Dış Ticaretimizi Geliştirmeye Yönelik Model Önerileri

gerçekleştiren ülkenin merkez bankası ise kendi hesaplarında bulunan Üç Deniz Finansman Fonu
ile ithalatın bedelini A ülkesi merkez bankası hesaplarına transferini Üç Deniz Finansman
Bankası aracılığla gerçekleştirecektir. A ülkesi de malın bedelini yerel para cinsinden ihracatçıya
ödemesini gerçekleştirecektir.

Üç Deniz Finansman Fonu esasında ülkelerarası ticarettin finansmanını gerçekleştirmek


amacıyla kullanılacak bir kaydı para sistemi olduğu için ülkeler arasında gerçekleştirilecek fon
transfer işlemleri, bankacılık sistemleri arasında hızlı ve kolay bir şekilde sağlanabilecektir. Bu
sistemin işler hale gelmesi ile öncelikle Dolar ve Avro gibi rezerv paralara ihtiyaç duyulmadan
ticaretin yapılmasının yolu açılmış olacaktır. Bu durumda Türkiye ve sisteme üye olan bölge
ülkeleri arasında gerçekleştirilecek ticaretin gelişmesini sağlayacaktır. Üç deniz finansman
fonunun kurulup sistemin işler hale gelmesinden sonra, ticaretin finansmanı işlevine ek olarak
Üç Deniz Finansman Fonu sisteme üye olan ülkeler arasında kredi ilişkilerinde de kullanılılabilinir
hale gelecektir.

Ayrıca bu sistemle gerçekleştirilecek olan ülkelerarası ticaret, Dolar ve Avro gibi para birimleri
ile yapılan ticaret sonucu oluşan kur farkları ve dalgalanmalarından daha istikrarlı bir yapı
sağlayacaktır. Çünkü Üç Deniz Finansman Fonunun değeri sisteme üye ülkelerin tamamının
para birimlerinin, ülkelerin ekonomik büyüklükleri göz önünde bulundurularak hesaplacak
ağırlıklara göre sisteme dahil edilmesi ile bulunacaktır. Birden fazla ülkenin para birimini
içerisinde bulunduran bu sepet tek bir para birimine göre daha az dalgalanan ve daha istikrarlı
bir hesap birimi olmasından dolayı, uluslararası parasal sistemde ortaya çıkabilecek kur
hareketlerinin neden olacağı olumsuzluklardan bu fon üyesi ülkeler en alt düzeyde
etkileneceklerdir.

Bu sistem sayesinde üye ülkeler Dolar ve Avro bulundurmaya gerek kalmadan ve kur riskini en
aza indirirerek ticaret yapmaya başlacaklardır. Bölge ülkeleri arasında ticaret ilişkilerinin gelişimi
sayesinde oluşacak yakınlaşma ise bölge ülkeleri arasındaki politik sorunların çözümünün
kolaylaşmasını sağlayacak ve böylelikle Türkiye’nin içinde bulunduğu bölgenin siyasi anlamda da
daha istikrarlı hale gelmesi Üç Deniz Finansman Fonu’nun bölge ülkeleri arasında etkin bir
şekilde kullanılmaya başlanması ile sağlanmış olacaktır.

13

Ekonomi ve Sosyal Araştırmalar Derneği www.ekopolitik.org


Bölge ve Çevre Ülkelerle Dış Ticaretimizi Geliştirmeye Yönelik Model Önerileri

Sonuç
Küresel kriz nedeniyle finans sisteminin işleyemez hale gelmesi uluslararası ticaretin
gerçekleştirilmesi için ihtiyaç duyulan finansman olanaklarının oldukça kısıtılı hale gelmesine ve
pahalılaşmasına neden olmuştur. Kriz ortamında uluslarası ticarette değişim aracı olarak
kullanılan rezerv para birimleri olan ABD doları ve Avro’ya duyulan ihtiyaç artmış ve bu rezerv
para birimlerinin yoksunluğu ülkeler arası ticareti neredeyse durma noktasına getirmiştir.
Anadolu’nun tarihsel olarak bulunduğu bölgenin binlerce yıldır ticaret merkezi konumunda
olmasında dolayı, günümüzde bölge ve çevre ülkeleri ile ticaret merkezi örgütlenmeleri
gerçekleştirme misyonu ve sorumluğuna Türkiye sahip çıkmalı bölge ülkeleri arasında bu tarz
projelerin gerçekleştirilmesi konusunda öncü rol üstlenmelidir. Bölgesinde bir üretim üssü
konumunda bulunan Türkiye’nin çevre ve bölge ülkeler ile hem mevcut ticaretini
geliştirebilmesi hem de krizden dolayı gerileyen ticaretin yarattığı olumsuz etkileri asgari
düzeye indirebilmesi için bu raporda kısa, orta ve uzun vadeli olarak tasnif edilmiş üç farklı
ticaret finansman modeline yer verilmiştir. Bu modellerin tasnif edilmelerinde başlıca kriter,
ticaret finansman modellerinin hayata geçirilebilmesi için gereken zaman dilimi olmuştur.

Ülkeler arasında mal takası esasına dayalı ve daha önceden Türkiye ve diğer bölge ülkeleri
arasında kullanılmış olan kliring sistemleri, iki ülke arasında gerçekleştirilecek bir anlaşma ile
işlerlik kazanabilirler. Kliring anlaşmaları ile bir ülkeden diğerine döviz transferine gerek
kalmadan mal takası esasına göre ülkeler arası ticaret yapılması öngörülmektedir. Fakat bu
anlaşmalar genel olarak sınırlı ürün guruplarını kapsadıkları için ülkeler arasında ticaretin
serbest şekilde yapılmasına tam olarak olanak vermemektedirler. İkinci model olarak önerilen
TL bazlı Finansman Modelinde ise; Dolar ve Avro’nun dünyanın rezerv para olma özelliklerini
kaybetmeye başladığı günümüzde Türkiye’nin bölge ve çevre ülkeleri ile gerçekleştirdiği
ticarette TL’nin bölgenin rezerv parası haline gelebilmesi için nasıl bir strateji izlenmesi gerektiği
ifade edilmiştir. Üç Deniz Finansman Fonu Modeli olarak isimlendirilen üçüncü modelde ise;
Türkiye’nin çevresinde yer alıp Hazar Denizi, Karadeniz ve Akdeniz’e kıyıları olan bölge ülkeleri
ve bu bölge ülkeleri ile yakın ekonomik ve toplumsal etkileşim içinde bulunan diğer ülkelerin
ortak bir ticaret finansman modeli etrafında nasıl bir araya getirelebilieceği ayrıntılı olarak
açıklanmıştır. Özet olarak; sisteme üye olan ülkelerin döviz rezervleri tutmalarına gerek
kalmadan ticaret yapmalarını, kredi ilişkileri geliştirmelerini ve her türlü finansal işlem
yapmalarına olanak sağlayabilecek bir yapının ana hatlarının çizildiği bu modelin, aynı zamanda
bölge ülkeleri arasında siyasi ilişkilerinin gelişmesine de olanak sağlacak ortamı yaratabileceği
düşünülmektedir.

Bu üç model birbirlerinden farklı modeller olmayıp aksine birbirlerini tamamlayıcı özellik 14


taşımaktadır. Bu raporda yer alan ticaret finansman modellerinin eş güdüm içerisinde
uygulanmaları halinde, bölge ülkelerinin tamamında ticaretten kaynaklanan refah artışlarının
gerçekleşebileceği öngörülmektedir.

Ekonomi ve Sosyal Araştırmalar Derneği www.ekopolitik.org

You might also like