You are on page 1of 291

LETME

MAKRO KTSAT

Yar.Doc.Dr.Hlya Kesici alkan


IK VE UZ SA AK TE

UL N VE ANB RS ST

NE TA
T M FAK L T

2010

ES

T.C .

Makro ktisat 1.Blm e-Ders Kitap Blm

1.KISIM

1)MAKRO KTSAT NEDR?............................................................2 2)MAKRO KTSAD TEMEL KAVRAMLAR.6 2.1)GAYR SAF YURT MLL HASILA6 2.2) KTSAD BYME .12 2.3) GAYRSAF YURT HASILA DEFLATR ve ENFLASYON..14 2.4) KONJONKTR DALGALANMA17

ZET: Makro iktisat ekonominin bir btn olarak incelenmesidir. Btn bir ekonominin anlalabilmesi iin ncelikle baz kavramlarn aklanmas gerekmektedir. Toplumun tmn ilgilendiren nemli fakat az saydaki byklkler gayrisafi yurt ii milli hasla, iktisadi byme, enflasyon ve konjonktr dalgalanma ncelikle irdelenmesi gerekenlerdir.

1. MAKRO KTSAT NEDR? nsanlar toplumda yaar toplum bireylerden oluur ancak yaanan bu sre ierisinde insanlarn kurup oluturduu toplumsal kurumlar ve bu kurumlar da uyulan toplumsal kurallar vardr. nsanlar tarm ile uraarak toplumsal dzene gemilerdir. Yerleik,dzene geilmesi ile birlikte korunma, barnma, beslenme, giyinme gibi gnlk ihtiyalarn giderilmesi ile retim tketim,tasarruf dolaysyla ekonomi balamtr.Tarm toplumu olarak balayan ekonomik hayat sanayi devrimi ve teknolojide meydana gelen inanlmaz gelimeler ile birlikte toplam retim de tarmn paynn dmesine yol at.retkenlikteki ykseli beraberinde refah arttrd,refahla beraber insan mrnn artmas da eitimin artmasna neden oldu. ktisat bilimi kt kaynaklarla sonsuz ihtiyalarn karlanmas sorunu ile kar karya kalan bir kiinin yada toplumun tatmin dzeyini en yksek noktaya karma yollarn arar. ktisat bilimi makro iktisat ve mikro iktisat olmak zere ikiye ayrlr. Mikro iktisat tekil olarak bireyleri yada firmalar inceler.Makro iktisat ise btn bir ekonomiyi inceler.Ekonomide yaanan durgunluklar,krizler gibi konular makro iktisadn ilgilendii konulardr. Makro iktisadn teorik erevesi gelimi lkelerin karlat ekonomik sorunlara zm ararken olumutur. Makro iktisat hem soyuttur ,hem somuttur. Makro iktisat az sayda fakat nemli byklkleri iermektedir. Makro iktisat 20. Yzyl'da ayr bir disiplin olarak ele alnmtr. Makro iktisadn gelimesinde olay zellikle nemlidir. Birincisi, ekonomi istatistikilerinin, makro iktisadi aratrmalarn bilimsel temelini oluturan verileri toplamaya ve sistematikletirmeye balamalardr. kincisi, ekonomik dalgalanmalarn tekrarlanan ekonomik sorunlar zerindeki etkilerinin tespit edilmesi. ncs ve adeta bir katalizr ilevi gren olay Byk Buhran(1929) olmutur. Dnyada ounlukla modern makro iktisadn balangcnn Keynesyen iktisat olduu kabul edilmi durumdur.1883-1946 yllar arasnda yaayan nl ngiliz ekonomist John Maynard Keynes, Byk Buhran' aklayan ve devletin belli politikalarla ekonomik kntlerin stesinden gelebileceini iddia eden yeni bir teorik ereve ortaya koyarak modern makroekonominin ncln yapmtr. Keynes'in ekonomik dalgalanmalara ilikin temel dnceleri, 1936 ylnda yaymlad "istihdam, Faiz ve Parann Genel Teorisi" Keynes'in ekonomik dalgalanmalara ilikin temel dnceleri, 1936 ylnda yaymlad "istihdam, Faiz ve Parann Genel Teorisi" General Theory of Employment, Interest and Money adl eserinde yer almaktadr.

Bu eser yaynland zaman iktisadi problemlerin anlalmasnda ve zmnde yeni bir ekol yaratmtr. Keynes, Uluslararas Para Fonu'nun kurulmasna ve 2. Dnya Sava sonras uluslararas para sisteminin oluumuna da katk salamtr. Keynes'in temel tezi, piyasa ekonomilerinin her zaman kendilerini dzeltecek bir mekanizmaya sahip olmad, yani dk isizlik ve yksek retim dzeylerini her zaman garanti edemeyecei biimindedir. Dolaysyla devlet mdahalesini savunmutur. Bu alma da incelenecek olan makro iktisat okullar srasyla aadaki gibidir. 1-Klasik Makro ktisat Okulu 2-Keynesyen Makro ktisat Okulu 3-Monetarist Makro ktisat Okulu 4-Yeni Klasik Makro ktisat Okulu 5-Yeni Keynesyen Makro ktisat Okulu M..Friedman Chicago niversitesi'ndeki meslektalaryla beraber monetarizm (parasalclk) olarak bilinen ve Keynesyenciliin antitezi olan bir doktrini ortaya koydular. Monetaristler, ekonomilerin kendi hline braklrsa tam istihdama dnme eiliminde olduunu iddia etmilerdir. Keynesyen dnceye kar monetaristlerce balatlan kar atak 1970'li yllarn balarnda, Robert Lucas, Thomas Sargent, Neil Wallace ve Robert Barro gibi ekonomistlerin nclnde neo-klasik makro iktisatlar tarafndan srdrlmtr. Bu iktisatlar piyasa ekonomilerinin mdahaleye gerek kalmadan kendi kendilerini dzeltebileceini iddia etmilerdir. Bu teoriyi savunanlar, John F. Muth tarafndan ortaya atlan rasyonel beklentiler kavramn makroekonomik analizlerde kullanarak desteklemilerdir. Rasyonel beklentiler hipotezi, bireylerin ve iletmelerin gelecekteki ekonomik olaylar hakkndaki beklentilerini olutururken "rasyonel" bir biimde davrandklarn, yani mevcut bilgilerini en iyi biimde kullanarak gemite yaptklar hatalara dmekten kandklarn ne srmektedir. 1970'lerde gelimi ekonomilerde verimlilik art ve ekonomik bymedeki yavalama, bu soruna zm bulmak amacna ynelen ve olduka farkl grleri olan, Robert L. Bartley ve Arthur Laffer gibi ekonomistlerce gelitirilen arz ynl ekonomi yaklamn n plana kartmtr. ABD'de 1980'lerde Reagan ynetimi dneminde etkili olduu iin Reaganomics olarak da adlandrlan arz ynl ekonomide, vergilemenin piyasalardaki itici gler zerindeki
4

etkisine byk nem verilir. Vergi oranlarnn drlmesinin ekonomiyi canlandraca, milli geliri ve vergi gelirlerini artraca ve enflasyonu azaltaca iddia edilir. Son dnemlerde yeni dnce okullar da tartmaya dhil olmutur. Reel ekonomik dalgalanmalar teorisinin taraftarlar hem Keynesyenlerin, hem de monetaristlerin ekonomiyle isabet eden oklarn kaynan belirlemede hatal olduklarn iddia etmektedirler. Bunlar, oklarn ekonomide gzlenen dalgalanmalarn bunlarla aklanabilecei biiminde bir gr ortaya koymulardr. Aktivist makroekonomik politikalar yeniden n plana karmaya alan Yeni Keynesyenler zellikle uzun dnemde monetarizmi ve rasyonel beklentiler yaklamn kabul ederler Yeni Keynesyenler, asimetrik bilgi, fiyatlarn ve cretlerin yapkanlklar ve katlklar gibi nedenlerle piyasalarn temizlenmediini (arz - talep dengesinin salanmadn) ileri srerler. Bunlara gre eksik rekabet ve piyasa baarszlklar nemlidir, hatta ekonomik dalgalanmalarn nedeni olarak piyasa baarszlklar gsterilmektedir. 2) MAKRO KTSAD TEMEL KAVRAMLAR Makro iktisat ekonomiyi bir btn olarak inceler. Makro iktisat temelde ekonomide toplam retim, istihdam dzeyi, faiz oranlar v.b.dier deikenlerin belirlenmesiyle ilgilenir. Deerlendirmenin yaplabilmesi iin baz temel byklklere ihtiya vardr. Bu deikenlerin bir anlam ifade etmesi iin, bir zaman boyutu ierisinde ve evrensel bir nitelii olmaldr. Refahn artmas azalmas, retimin artmas azalmas bir zaman boyutu ierisindeki durumlar ifade etmektedir. Evrensellik nitelii tamas da nemlidir. Zira ekonominin dier ekonomilerle mukayesesi ve deerlendirilmesi deerlendirmeyi anlaml klar. 2.1) GAYRSAF YURT MLL HASILA Bir lkenin toplam retimi ya da kts ile ilgili eitli deikenler vardr. En nemli milli gelir ls Gayrisafi Yurtii Hasladr. GSYH ekonomide retilen ve hukuken serbeste piyasalarda satlan btn kalemleri kapsar. Bir lke snrlar ierisinde belirli bir ylda retilen nihai mal ve hizmetlerin, retildikleri yln piyasa fiyat zerinden deerine nominal gayri safi yurt ii hasla denilmektedir. Burada dikkat edilmesi gereken nominal kavramdr. rnekle aklarsak, 2011 ylnda sadece 2 TL deerinde 50 birim X mal retilmi olduunu ve 2010 yln da sadece ayn miktarda X malnn retildiini fakat fiyatnn 1 TL olduunu varsayarak aklamaya alalm.2011 ylndaki nominal GSYH = 2 x 50=100 TL olacaktr. Oysa geen yl ayn miktarda mal retilmi olduu halde fiyat 1 TL olduundan,2010 ylndaki nominal
5

GSYH=5 x 1 = 50 TL olarak gereklemitir. Dolaysyla cari fiyatlarla llen nominal GSYH ayn miktarda retimi lerken ekonomi iki kat bym gibi gstermektedir. Zira, nominal GSYH retimi retildii yln piyasa fiyatlar ile len bir kavramdr ve gerekte iktisadi geliim ile ilgili bir fikir vermez. Fakat ele aldmz lkedeki fiyatlar genel dzeyinin etkilerini ortadan kaldrarak retim dzeyindeki geliimi ele alacamz reel gayri safi yurt ii hasla bu yndeki eksiklii ortadan kaldracak niteliktedir. Bu durumda reel gayri safi yurt ii hasla, bir lkenin snrlar ierisinde belli bir ylda retilen nihai mallarn temel bir yln piyasa fiyatlar zerinden deerine verilen isimdir. GSYH hesaplanrken tm retim cari piyasa fiyatlarndan hesaba katlr. GSYH sadece nihai mallarn piyasa deerini kapsar; ara mallarn piyasa deeri hesaba alnmaz GSYHnn iinde mallar kadar hizmetler de yer alr gda, giyim, otomobil, deterjan, vs. elle tutulabilen mallardr, ev temizlii, doktor vizitesi, eitim vs. elle tutulmayan hizmetlerdir. GSYH cari dnemde retilen tm mal ve hizmetleri kapsar fakat gemite retilmi mallarn el deitirmesi(ikinci el otomobil yada eski ev alm-satm) hesaba girmez

Nominal ve reel ayrm matematiksel olarak aadaki ekilde ifade edebiliriz: Nominal GSYH= PiQi, i=1..n

Reel GSYH=PiQBi,

i=1..n

Yukarda ele alnan durumu daha kapsayc bir rnekle ele alalm. Aadaki tabloda nominal ve reel gayri safi yurt ii hasla deerleri gsterilmitir.

Nominal ve Reel Gayri Safi Yurtii Hasla 2010 Miktar X mal Y mal Nominal GSYH Reel GSYH

2011 Fiyat 2TL 1TL 110TL 110TL


6

2012 Fiyat Miktar 150 50 Fiyat 5TL 3TL 600TL 350TL

Miktar 100 30

50 10

4TL 2TL 460TL 230TL

Yukardaki tabloda da grlecei gibi iki mal reten bu ekonomide her bir yl retilen X malnn miktar (Qi) ve fiyat (Pi) arplarak nominal gayrisafi yurtii haslalar elde edilmitir. (2010=(50x2)+(10x1), 2011=(100x4)+(30x2), 2012=(150x5)+(50x3)). Reel gayri safi yurt ii hasla ise, her yl retilen miktarlar temel yl olarak kabul edilen (baz yl) 2010 yl fiyatlar ile arplarak oluturulmutur. (2010=(50x2)+(10x1), 2011=(100x2)+(30x1), 2012=(150x2)+(50x1) Yukardaki gayri safi yurt ii hasla tanmnda nominal kavramnn dnda vurgulanmas gereken baz noktalar daha vardr. Hatrlanaca zere yukardaki tanmda, gayri safi yurtii haslann, bir lke snrlar ierisinde retilen nihai mal ve hizmetlerin piyasa fiyatlar zerinden deerini ifade ettii belirtilmiti. Dolaysyla bir lke snrlar burada nemlidir ve kullanlan retim faktrlerinin yerli ya da yabanc sahipliinden bamsz bir durumu ifade etmektedir. Nominal Gayri Safi Yurt i Hasla da(GDP) lke snrlar iinde olmas, belirli bir ylda retilen olmas, nihai mal olmas gerekmektedir .Bu zellie bakacak olursak Gayri Safi Yurt i Hasla (GDP) bir lkede gerek o lke vatandalar gerekse dier lke vatandalar tarafndan retilen nihai mallarn piyasa deerini kapsar. rnein Trkiye'nin 2008 yl GDP'si, 2008 ylnda Trkiye'de gerek Trk vatandatan gerek dier lke vatandalar tarafndan (gerek Trk vatandalarnn gerek yabanc lke vatandalarnn sahip olduklar emek, sermaye ve teebbs gc kullanlarak) retilen nihai mallarn piyasa deerini ifade eder. Buna karlk GDP bir lke vatandalarnn dier lkelerde rettikleri mallarn piyasa deerini kapsamaz: Bir lke vatandalarnn dier lkelerde rettikleri mallarn piyasa deeri, ilgili lkelerin GDP'sinde yer alr. rnein Trkiye'nin 2008 yl GDP'si, 2008 ylnda Trk vatandalar tarafndan Fransa'da retilen mallarn deerini kapsamaz; sz konusu deer Fransa'nn 2008 yl GDP'sinde yer alr. Bu aklama nda nominal GDP'yi, bir lkede belirli bir ylda hem o lkenin vatandalar hem dier lkelerin vatandalar tarafndan (hem o lke hem dier lkeler vatandalarn sahip olduklar emek, sermaye ve teebbs gc kullanlarak) retilen nihai mallarn retildikleri yln piyasa fiyatlar zerinden deeri eklinde tanmlamak mmkndr. Belirli bir ylda retilen olmas ifadesi, GDP'nin nceki yllarda retilen mallarn piyasa deerini kapsamadn belirtir. Bu balamda 2008 yl GDP'si 2007 ylnda retilen ve 2008 ylnda satlan veya 2008 ylnda yeniden satlan Honda marka bir arabann piyasa deerini kapsamaz. Bir oto galerisinin 2007 model arabann 2008 ylnda sat-yeniden sat iin
7

rettii hizmet 2008 yl GDP'sinde yer almakla beraber, arabann 2007 yl GDP'sinde zaten kapsanan piyasa deeri 2008 GDP'sinde yer almaz. Dolaysyla GDP, bir lkenin snrlar iinde bir ylda retilen yeni nihai mallarn ve hizmetlerin retildikleri yln piyasa fiyatlar zerinden deeri diye de tanmlanabilir . Nihai mal olmas zellii ise baka mallarn retiminde girdi olarak kullanlan veya yeniden satlmak iin satn alnan mallara ara mallar (intennediate goods), baka mallarn retiminde girdi olarak kullanlmayan veya yeniden satlmak iin satn alnmayan mallara da nihai mallar (final goods) denir. Bu balamda GDP kavram, hem ara mallarn hem nihai mallar deil, sadece nihai mallar kapsar. Nitekim tm mallar dorudan tketicinin kullanmna ynelik deillerdir. Baz mallar, retimde girdi olarak retilirler veya yeniden satlmak iin satn alnrlar. Ara mallar olarak kategorize edilen bu mallar gayrisafi yurtii hasla ierisinde yer almazlar. Gayrisafi yurtii tanm ierisinde bir baka maln retiminde girdi olarak kullanlmayan veya yeniden satlmak iin satn alnmayan nihai mallar kategorisindeki mallar yer almaktadr. Bu durumu ve aksi taktirde olabilecek hatalar aadaki rnekle deerlendirelim. retim Aamalar retim Miktar Piyasa Fiyat Piyasa Deeri Katma Deer (Kg/Adet) Ara Mallar Buday/ifti Un/ Deirmenci Ekmek/Frn Nihai Mal Ekmek/Bakkal 400 6 2400 4770 400 2400 100 90 400 1 3 5 100 270 2000 100 170 1730 (TL) (TL) (TL)

Yukardaki tabloda nihai rnn piyasa deeri, bu rnn retimi iin gerekli olan ara mallarn piyasa deerleri ile birlikte gsterilmitir. Bir nihai rn olan ekmein tketiciye ulaana kadar geirdii aamalar u ekilde gsterilmitir. ifti 100 kilo buday reterek kilosunu piyasa fiyat 1TLden satm ve 100 TL deerinde bir piyasa deeri elde etmitir. retimin bu aamasnda yaratlan katma deer 100TLdir. retilen buday ifti tarafndan
8

90 kilo un haline getirilmi ve kilosu piyasa fiyat olan 3TLden satlarak 270 TL piyasa deeri elde edilmitir. Deirmencinin retimin bu aamasnda yaratt katma deer 170TL olarak gereklemitir. Nihayet elde edilen un frnc tarafndan 400 ekmee dntrlm ve tanesi 5TLden 2000TL piyasa deeri olutururken 1730TLlik bir katma deer meydana getirmitir. Son olarak ekmein bakkala ulamasyla ekmeklerin piyasa deerleri 2400TLye ulam ve 400TLlik bir katma deer yaratlmtr.

Bu rnekten de anlalaca gibi retimin dier tm aamalar ekmein retiminde girdi olarak kullanlan ve yeniden satlmak iin satn alnan ara mallar kapsamaktadr. Dolaysyla bunlarn gayrisafi yurtii hasla hesabnda yer almas sz konusu olamayacaktr. Katma deer, mal ve hizmetlerin piyasa deerlerinde retim srecinin her bir aamasnda meydana gelen art ifade etmektedir. Yukardaki rnekte de grlecei gibi bir ekonomideki katma deer toplam, ekonomide retilen gayrisafi yurtii hasla deerine eittir ve gayrisafi yurtii haslay doru olarak hesaplayabilmek iin ekmek retim srecinde katma deerlerin sadece bir kez saylmas gerekmektedir. 2.2) KTSAD BYME Bir lkede retilen mal ve hizmet miktarnn zaman iinde artmasna iktisadi byme (economic growth) denir.Bymenin en nemli zellii toplam kii bana retimde yaanan arttr.Uzun dnemde milli gelirin byme hz toplumlarn yaam kalitesini belirlemektedir. ktisadi byme reel GSYH nn zaman iinde srekli artmas anlamna gelir, iktisadi byme, bir lkede yaayan insanlarn yaam standartlarn srekli biimde ykseltmenin tek yoludur.Bu nedenle tm lkelerin temel makro ekonomik hedeflerinden bir tanesi,hzl bir iktisadi byme gerekletirmektir. Trkiye'nin iktisadi byme deneyimi, 1968-2002 dnemi itibariyle ekil 1.3'de gsterilmitir. ekil 1.3 incelendiinde grlecei gibi, Trkiye ekonomisi son 34 senede, 1968 ylnda 31425 bin YTL olan reel GDP'nin 2002 ylnda 118439 bin YTL dzeyine ykselmesini veya ksaca reel GDP'nin 3.8 kat artmasn salayan bir byme gerekletirmitir.

Belirli bir yldaki gayrisafi yurtii hasla ile bir nceki dnemdeki gayrisafi yurtii hasla arasndaki oransal fark, ekonominin byme hzn gstermektedir. Byme hz ise, reel gayrisafi yurtii haslann yllk art orann gstermektedir. Byme hz reel ve nominal olarak llebilen bir byklktr. Ancak nominal gayrisafi yurtii hasla iinde fiyat artlarn da barndran bir byklk lt olduundan dolay byme ile ilgili yaplacak deerlendirmenin bir anlam ifade etmesi iin byme orannn reel gayrisafi yurtii hasla zerinden yaplmas gerekmektedir. Byme hz aadaki formlle hesaplanabilir; t ylndaki Byme Hz= [ (GSYHt-GSYHt-1)/GSYHt-1]x100

Aadaki tabloda bu formle gre hesaplanm reel byme oranlar verilmitir. TABLO1 Cari GSYH Reel GSYH (2008 taban yl) 2008 2009 2010 75 118 162 75 90 112 Reel Byme (% Deiim) %20 %24,4

Yukardaki verilere gre, 2009 ve 2010 ylndaki reel byme; 2009 ylndaki reel byme= [ (90-75)/75]x100=%20 ve 2010 ylndaki reel byme= [ (112-90)/90]x100=%24,4 olarak gereklemitir. Bir lkede reel retimin srekli artmas sz konusu olmadndan byme rakamlar eksi iaretli de kabilecektir. Bu durum ekonominin kldn ifade etmektedir. ktisatlar ekonomik bymeyi incelerken doal olarak enflasyon orann da incelerler. Bunun iinde gayri safi yurt ii hasla deflatrn kullanrlar. 2.3) GAYRSAF YURT HASILA DEFLATR ve ENFLASYON ktisadi sre ierisinde bir ekonominin baar grafii gayrisafi yurtii haslann bymesi ve fiyatlar genel dzeyinin istikrar ile llr. Enflasyonun lm ekonominin deerlendirilmesinde nemli bir kriterdir. Cari ve reel gayrisafi yurtii hasla enflasyonun llmesinde nemli bir gsterge niteliindedir. Bu iki
10

gstergeden yararlanarak zmni gayrisafi yurtii hasla fiyat deflatrne ve bu yolla da enflasyon oranna ulalabilinir. Ekonomide yurtiinde retilen her eyi ieren fiyat endeksine GSYH deflatr denir.Gayri safi yurt ii hasla deflatrnde ieride retilen tm mal ve hizmetler yer alr,ithal mallar yer almaz,cari ylda retilen mal ve hizmetlerle llr. GSYH Fiyat Deflatr= (Cari GSYH/Reel GSYH)x100 Daha nce cari ve reel GSYH hesabnda kullanlan verileri bu kez enflasyon haddi konusunda fikir sahibi olmak iin deerlendirebiliriz.

TABLO 2 Cari GSYH Reel GSYH (2008 taban yl) 2008 2009 2010 75 118 162 75 90 112 GSYH Fiyat Deflatr 100 131,1 144,6 Enflasyon (%)Deiim 31,1 10,2

Yukardaki verileri zmni gayrisafi yurtii hasla forml ierisine yerletirerek oluturduumuz deflatr endeksindeki (%) deiimlerle, enflasyon oranlarna ulalmtr. Bu ekilde oluturulan, GSYH deflatrnn en nemli zellii, bir ekonomide retilen tm nihai mal ve hizmetlerin fiyatlarndaki deiimin yol at enflasyonu kapsamasdr. Nitekim yukardaki tabloda enflasyon oranlar, cari gayrisafi yurtii haslann reel gayrisafi yurtii haslaya oranyla oluturulan endeks deerlerindeki deimelerden hareketle enflasyon oranlar oluturulmutur. Ancak GSYH deflatr enflasyonun lmnde kullanlan tek ara deildir. Enflasyonu lmek iin kullanlan dier balca aralar ise, Tketici Fiyat Endeksi (TFE) ve retici Fiyat Endeksidir (FE). TFE:Bir tketici tarafndan satn alnan mallar ieren tketici fiyat endeksine denir. FEyi oluturan be ana kategori ve arlklar yledir: tarm (% 20.23), Balklk (% 0.42), Madencilik (% 1.51), malat Sanayi (% 72.07) ve Elektrik,gaz,su(% 5.77) FE: reticiler tarafndan satlan mal, hizmet bedeli zerindeki vergiler ve ulatrma giderleri gz nne alnmakszn hesaplanmaktadr. Devlet sektr,zel sektr ayrm FEde yer almamaktadr. FE ve TFE arasndaki farklar yledir: FE firma girdileri dzeyinde enf 11

lasyonu ler teorik olarak iki endeks arasnda ayrm yapmak kolaydr. TFEde sadece tketicinin satn ald nihai rnler, FEde sadece ara mal ve girdiler yer alr.rnein gmlek ve pantalon TFEde, kuma,iplik FEde olmaldr. TFEnin yarsndan fazlas hizmetler ve kiradr ,FEde hizmetler ve iyeri kiralar yer almaz. Enflasyon haddi (),ise cari dnemde meydana gelen artla nceki dnem fiyat dzeyindeki art orannn 100 ile arpmna eittir. =[(Pt-Pt-1)/Pt-1]x100 =(P/Pt-1)x100 Enflasyon Oran=(O dnemin fiyat dzeyi -_Geen dnemin fiyat dzeyi) Geen dnemin fiyat dzeyi x100

Yukardaki forml belli bir dnemdeki enflasyonun llmesini salayacaktr. Bunun iin bilinmesi gereken tek deiken cari dnemdeki ve gemi dnemdeki fiyatlar genel dzeyidir. 2.4) KONJONKTR DALGALANMA Konjonktr, ekonomik faaliyetlerde grlen dnemsel dalgalanmann addr. Konjonktr Dalgalanma ( evrimi); bir iktisadi zaman serisinde belli maksimum ve minimum deerler arasnda birbirini takip eden, mkerrer olan fakat dnemsel olmayan, dalgalanmalara verilen isimdir. Bu dalgalanmalar esnasnda zaman serisinin uzun dnem byme eilimin ifade eden trendler oluur.Trendleri etrafnda oluan dalgalanma orann da volatilite ile ifade ederiz. Boom(Patlama) dneminde ekonomi hareketlidir: talep,tketim ve yatrmlar yksek, isizlik oran dktr. Sonra talep duraanlar ve isizlik artmaya balar,ekonomi resesyon(Durgunluk) dnemine girer.Bazen resesyon iyice derinleir ve krize (knt) dnr.evrim bir sre sonra ekonominin tekrar canlanmas yani yeni bir boom dneminin balamas ile biter.Tam bir salnmn sresi, boom ve resesyon dnemlerinin sreleri ve younluu salnmdan salnma byk farkllklar gsterir. Tm bu kavramlar ile birlikte aada konjonktr dalgalanmalar gsteren ekli aklamak mmkndr.
12

EKL1

Zirve Reel GSYH Patlama Genileme Zirve Zirve Genileme Daralma

Reel GSYH

Reel GSYH Byme trendi

Toparlanma

Toparlanma Dip Kriz(knt)

0 t1

t2

t3

t(Zaman)

Yukardaki ekilde reel GSYH uzun dnem byme trendi etrafnda dalgalanmaktadr. Bu dalgalanmalarda aaya doru olan daralma (durgunluk), yukar doru olan ise genilemedir. Ekonomiler kimi zaman ani beklenmedik ok sert dler ile karlalabilir. Bunlar kriz (knt) olarak isimlendirilir. Tam tersi ynde yukar ynl hareketler de patlama noktalardr ve bu noktalar dier zirve noktalarnn daha zerindeki GSYH dzeylerini ifade etmektedir. Ekonomiler krizler ile patlamalar arasndaki dnemlerde eitli dalgalanmalar yaarlar. Bu salnmlar ierisinde volatilite ne kadar dk ve yumuak karakterli ise ekonomi o kadar salkldr.

13

SONU: Gelimi lkeler de dahil olmak zere eitli lkelerin ekonomik hayatlarnn daima olumlu olmadn zaman zaman ekonomik dalgalanmalarn yaandn grmekteyiz. Bu dalgalanmalarn byklkleri sebepleri ve sonularn incelerken makro iktisat ve makro iktisadn temel deikenlerine ihtiya duymaktayz. Bu deikenlerden gayrisafi yurtii hasla, bize lkedeki retimin deerini gstermektedir. retim ile lkede gerekleen byme ve byme oran ne ekildedir. Meydana gelen ekonomik dalgalanmann enflasyonun sonular nasl yorumlanabilir.

KONUYA LKN SORU RNEKLER Soru 1:Makro iktisat kanc yzylda ayr bir disiplin olarak ele alnmtr? A.18 B.19 C.20 D.21 E.15 Soru 2:Byk Buhran ka ylnda olmutur? A.1987 B.1786 C.1453 D.1931 E.1929

Soru 3:Aadakilerden hangisi makro iktisat okullarndan deildir? A.Yeni Keynesyen B.Keynesyen
14

C.Yeni Klasikler D.Klasikler E.Fizyokratlar Okulu Soru 4: GSYH hakkndaki bilgilerden aadakilerden hangisi yanltr. A.Ekonomide retilen ve hukuken serbeste piyasalarda satlan btn kalemleri kapsar B.Reel bir kavramdr. C. lgili yln piyasa fiyatlar ile llr. D. Milli gelir ls iin kullanlr. E.Cari dnemde retilen tm mal ve hizmetleri kapsar fakat gemite retilmi mallarn el deitirmesi hesaba girmez. Cevaplar:1-c 2-e 3-e 4-b

Yaralanlan Kaynaklar: Heilbroner R.L.; ktisadi Sorun II., Makro ktisat, (eviren: D.Demirgil), alayan Kitabevi, stanbul, 1974 Paya M.; Makro ktisat, Filiz Kitabevi, stanbul, 2001 Pentecost E.; Macroeconomics, Mac Millan, London, 2000 Phelps E.S.; Seven Schools of Macroeconomic, The Arne Ryde Memorial Series, Clarendon Press, Oxford, 1990 Sava V.; Keynesyen ktisat Yklrken, Beta Yayn Datm, stanbul, 1986 Sava V.; Politik ktisat, Beta Yayn Datm, stanbul, 1994 Shaw G.K.; Keynesian Economics: The Permanent Revolution, Edward Elgar, Alders hot, 1998

15

Snowdown B., Howard R.V.; Reflections on the Development of Modern Macroeconomics, Edward Elgar Publishing Co. Cheltenham, 1997 Snowdown B., Vane B., Wynarczyk P.; A Modern Guide to Macroeconomics, An Introduction to Competing School of Thought, Edward Elgar Publishing Limited, Cambridge, 1994 Tunca Z.; Makro ktisat, Filiz Kitapevi, stanbul, 1997 nsal E.; Makro ktisat, maj Yaynclk, Ankara, 2000 Yetkiner H.; Sorularla Makro ktisat, Efil Yaynevi, Ankara, 2010

16

2. KISIM

Makro ktisat 2.Blm e-Ders Kitap Blm 3)GAYRSAF YURT HASILANIN LLMES.21 3.1) RETM (KATMA DEER) YNTEM21 3.2) TOPLAM HARCAMA YNTEM...23 3.3) GELR YAKLAIMI..27 4)GAYRSAF YURT HASILA ile LGL BYKLKLER

..30 4.1) GAYRSAF MLL GELR (GSMG) 30 4.2) NET YURT HASILA (SAF YURT HASILA)31 4.3) YURT GELR ...32 4.4) MLL GELR 32 4.5) KSEL GELR 33 4.6) HARCANABLR KSEL GELR ...34 5)SZLK..34 5.1) SZLK TRLER ...36 5.1.1) AIK SZLK.....36 5.1.2) GZL SZLK .37

ZET:
16

Bir lkedeki retimin llmesinde eitli yntemler sz konusudur. Ayn zamanda gayrisafi yurtii hasladan treyen baz byklkler de sz konusudur. Ekonomideki retim seviyesinin sonularndan isizliin tasnif edilmesi de makro iktisadn nemli konularndandr.

3)

GAYRSAF YURT HASILANIN LLMES

Gayrisafi yurt ii hasla farkl yntemle hesaplanmaktadr. Bu yntemler; 1) 2) 3) retim (Katma Deer) Yntemi Harcamalar Yntemi Gelir Yntemi

3.1) RETM (KATMA DEER) YNTEM Milli gelir muhasebesinde nemli bir tehlike nihai mal ve hizmetlerin retimde kullanlan girdilerin ok kere hesaba dahil edilmesidir (ifte kayt).rnein ,ekmein iinde buday, un, tamaclk,enerji, frn, vs. ok sayda girdi vardr. Ekmee ek olarak onlar da GSYHya katarsak birden fazla kere saym oluruz. Katma Deer satlardan dier firmalardan satn alnan girdilerin deeri kartlarak elde edilir Katma deer tanm icab faktr gelirlerine (cret,kar, faiz ve rant) eittir . Katma Deer Vergisi KDV bu sistemle alr. GSYH katma deeri hesaplar. Bu yntemde her bir sektrdeki cari satlardan cari girdi maliyetlerinin karlmasyla retimin miktar hesaplanmaktadr. Daha nce katma deerin, mal ve hizmetlerin piyasa deerlerinde retim srecinin her bir aamasnda meydana gelen art ifade ettii belirtilmiti. Bu yntemde de, cari satlardan cari girdilerin karlmasyla elde edilen miktarlar, her bir sektrn yaratt katma deeri gstermektedir. Dolaysyla retim yntemi her bir sektrn yaratt katma deerler toplamn ifade etmektedir. Durumu bir rnekle aklayalm. Aadaki tabloda X firmas deri retmekte, Y firmas ise boya retmekte ve Z firmas ise ayakkab imal etmektedir. Z firmas X ve Y firmalarnn mallarn kullanarak retim yapmaktadr.

TABLO 3
17

X Firmas (Deri) Sat 500 TL cret 200 TL Amortisman 50 TL Kira 100 TL Y Firmas (Boya) Sat 300 TL cret 100 TL Amortisman 30 TL Z Firmas (Ayakkab) Sat Gelirleri cret Giderleri Deri Alm Boya 300TL Amortisman 200TL Giderleri 1500TL 200TL 500TL Alm Giderleri demeleri Gelirleri Giderleri Giderleri demeleri Gelirleri

18

Yukardaki verilerden yararlanarak retim yntemine gre GSYH byklne ulalmas u ekilde olacaktr: X Firmas: Hi ara mal (girdi) kullanmadan 500 TL deerinde sat haslat elde etmitir (Bu durum gerek hayatta mmkn olmasa da, rnek veriler retim ynteminin aklayabilmek iin oluturulmutur). Bu durumda, X firmasnn yaratt katma deer 500 TL olarak gereklemitir. Yukardaki verilerde cret demeleri ve amortisman giderleri de sz konusudur. Ancak bunlar X firmasnn girdilerini deil, giderlerini tekil etmektedir ve hesap ierisinde yer almayacaktr. Y Firmas: Bu firmada hi girdi kullanmam ve 300 TL sat geliri elde etmitir. Y Firmasnn eitli giderleri sz konusu iken, girdi maliyeti sfrdr. Bu durumda bu firmann yaratt katma deerde 300 TL olacaktr. Z Firmas: Z Firmas ayakkab satndan 1500TL sat geliri elde etmi ve bu sat gerekletirebilmek iin, eitli maliyetleri sz konusu olmutur. Bu maliyetler ierisinde cret demeleri, amortisman giderlerinin yan sra, deri ve boya alm gibi girdi maliyetleri de sz konusudur. Dolaysyla Z firmasnn rettii katma deeri olutururken, girdi maliyetlerinin dlmesi gerekecektir. Bu durumda Z firmasnn yaratt katma deer 700 TL olacaktr ((1500-(500+300)). Bu durumda yukardaki rnekten hareketle sadece ayakkab reten bu ekonomide retim yntemiyle GSYH, her firmann yaratt katma deerlerin toplamndan oluacaktr. GSYH= Tm Firmalarn Katma Deerler Toplam (X,Y ve Z Firmas) GSYH= 500+300+700=1500 Yukardaki eitlikte de grld gibi ekonominin GSYH deeri 1500TL olarak gereklemitir. Bir dier GSYH hesaplama yntemi Toplam Harcama Yntemidir. 3.2) TOPLAM HARCAMA YNTEM Bu yntem, bir ekonomideki bir yllk dnem ierisinde elde edilen gelirin harcanmas zerine kurulmutur. Bir ekonomideki harcamalar ise, tketim, zel yatrm, kamu harcamalar ve ihracat ithalat farkn ifade eden net ihracat kalemlerinden olumaktadr.

GSYH (Y)= C+I+G+(X-M)


19

Tketim (C) haneler tarafndan tketim amac ile satn alnan tm mal ve hizmetleri kapsar (yeni konut hari)Yatrm (I) firmalar, haneler ve devlet tarafndan sermaye mallar, binalar (yeni konut dahil) ve stoklar iin yaplan tm harcamalar kapsar.Kamu tketimi (G) yerel ve merkezi idare tarafndan satn alnan tm mal ve hizmetleri kapsar fakat transfer harcamalar dahil deildir.Net ihracat (X-M) mal ve hizmet ihracatndan mal ve hizmet ithalatnn karlmas ile bulunur. Nitekim kiilerin yaptklar harcamalarn bir ksm yurt dnda retilen mal ve hizmetlere ynelikken, retilen mal ve hizmetlerin tm yurt iindeki iktisadi birimlerce harcamaya dntrlmez. Oysa GSYH ynteminde aradmz yurtiinde retilen mal ve hizmetlerin deeridir. Bu dorultuda, retilmi ve yurt dna satlm olan mal ve hizmetlerle yurt dnda retilmi fakat lke ierisinde harcanm mallarn deeri de dikkate alnmaldr. Daha nce retim yntemi ile yaplan hesaplamada kullandmz rnei benzer verileri, bu yntemle yapacamz hesaplama iin de kullanacak olursak aadaki sonulara ularz: TABLO 4 X Firmas (Deri) Sat 500 TL cret 200 TL Amortisman 50 TL Kira 100 TL Y Firmas (Boya) Sat 300 TL cret
20

Gelirleri

demeleri

Giderleri

Giderleri

Gelirleri

demeleri

100 TL hracat Amortisman 30 TL Z Firmas (Ayakkab) Sat Gelirleri cret Giderleri Deri Alm Boya 300TL Boya Stoku Amortisman 200TL Kamu Harcamalar Ordu 300TL iin ayakkab alm 50 TL Giderleri 1500TL 200TL 500TL Alm 50 TL Giderleri

Yukardaki verilerden yararlanarak, harcama yntemini deerlendirirken dikkate alacamz deikenler, tketim, yatrm, kamu harcamalar ve net ihracattr. Bu dorultuda verileri deerlendirelim; Tketim; Ekonomideki toplam tketim harcamalar, tketiciyle buluan Z firmasnn yapt 1200 TLdir. nk ayakkab satlarnn (1500TL) 300 TL kadar ksm kamunun (ordunun gereksinimi iin) yapt harcamalardan olumaktadr. Bu durumda hane halknn yapt ayakkab harcamas 1200 TL olacaktr. Dier firmalarn yapt boya ve deri satlar tketiciye yaplan satlar ierisinde deerlendirilemeyecei aktr.

21

Yatrm: Yukardaki rnekte yatrm kapsamnda deerlendirilecek tek kalem Z firmasnn stok yatrmlar olan 50 TL olmutur. Z firmas girdi olarak ald 300TL deerindeki boyann 50 TL deerindeki ksmn kullanmamtr. Dolaysyla bu miktar firmann stok yatrmn gsterecektir. Kamu Harcamas: Kamunun yapm olduu 300 TL deerinde ayakkab alm sz konusudur ve bunun dnda bir kamu harcamas sz konusu deildir. Net hracat: Bu kapsamda ele alnmas gereken ihracat ve ithalat deerlerinden sadece boya firmas olan Y firmasnn gerekletirdii 50 TL kadar ihracat sz konusudur. Bu durumda; GSYH= C+I+G+X-M GSYH= 1200+50+300+50=1600 TL Yukardaki rnekte, harcama yntemiyle oluturulan GSYH deeri 1600 TL olarak llmtr. 3.3) GELR YAKLAIMI Gelir ynteminde, bir ekonomide bir yllk sre ierisinde retim srecine katlan retim faktrlerinin elde ettikleri gelirler dikkate alnmaktadr. Konunun daha iyi anlalabilmesi iin dier tm gelirleri brt kar eitlii biiminde ifade edelim; Firmalarn Brt Karlar= retilen Mal ve Hizmetin Piyasa Deeri- Firmalarn demeleri Firmalarn brt karlar, rettikleri mal ve hizmetin piyasa deerinden yaptklar harcamalar dtkten sonra geriye kalan miktar olarak tanmlanabilir. Yukardaki eitlikte firmalarn yaptklar demeler ise yle olabilecektir. Firmalar retim srecinde, dier firmalara demelerde bulunurlarken, mal ve hizmet alm srasnda, devlete dolayl vergi demesinde bulunurlar. Ayrca firmalar kullandklar emek iinde cret derler ve kullanlan sermaye iin bir faiz demesi sz konusudur. Bunlarn yan sra kullanlan bina ve arsa gibi varlklar iin kira demesi sz konusu olacaktr. Bu tr harcamalar iin elde edilen gelire rant denilmektedir. Bu durumda firmalarn brt karlar u ekilde ifade edilebilinir; Firmalarn Brt Karlar= retilen Mal ve Hizmetin Piyasa Deeri- Dier Firmalara denenler- (cret+Faiz+Rant)-Dolayl Vergiler

22

Yukardaki eitlikte retilen mal ve hizmetin piyasa deeri ile dier firmalara yaplan demeleri katma deer olarak ifade edebiliriz. Bu durumda, Firmalarn Brt Karlar= Katma Deerler- (cret+Faiz+Rant)-Dolayl Vergiler Eitlik aadaki ekilde de ifade edilebilinir; Firmalarn Katma Deerleri= (cret+Faiz+Rant+ Brt Kar)+Dolayl Vergiler Firmalarn sahip olduklar sermaye stoku zaman ierisinde eskir, sermaye stokunda bir yl ierisinde meydana gelen bu eskimeye amortisman (ypranma) ad verilir. Firmann net kar ise brt kardan bu ypranmann dlmesiyle elde edilir.

Net Kar= Brt Kar-Amortisman(Ypranma) Brt Kar=Net Kar+ Amortisman (Ypranma) Tekrar eitlie dnecek olursak; Firmalarn Katma Deerleri= (cret+Faiz+Rant+ Net Kar)+Dolayl Vergi-

ler+Amortisman(Ypranma) Firmalarn katma deerler toplamnn GSYH deerine eit olduu daha nce ifade edilmiti. Bu durumda yukardaki eitlik yle ifade edilecektir; GSYH= (cret+Faiz+Rant+ Net Kar)+Dolayl Vergiler+Amortisman(Ypranma) imdi X,Y ve Z firmalarndan oluan ekonomi varsaymna dayanan rnei gelir yntemiyle zelim;

TABLO 5 X Firmas (Deri) Sat 500 TL cret 200 TL demeleri Gelirleri

23

Amortisman 50 TL Kira 100 TL Y Firmas (Boya) Sat 300 TL cret 100 TL hracat Amortisman 30 TL Z Firmas (Ayakkab) Sat Gelirleri cret Giderleri Deri Alm Boya 300TL Boya Stoku Amortisman 200TL Kamu Harcamalar Ordu 300TL
24

Giderleri

Giderleri

Gelirleri

demeleri

50 TL Giderleri

1500TL 200TL 500TL Alm

50 TL Giderleri

iin

ayakkab

alm

Yukardaki rnekte elde edilen gelirleri u ekilde ifade edebiliriz; cretler: X Firmas 100TL cret demesi yapm ve Y ve Z firmalar ise 200TL cret demesinde bulunmutur. Bu demeler iilerin gelirini oluturmaktadr ve toplam emek geliri 500 TLdir. Kira (Rant): X Firmasnn yapt 100TL kira demesi sz konusudur. Dolaysyla ekonomide 100 TL deerinde kira geliri vardr. Kar: Srasyla X,Y ve Z firmalarnn karlar yledir; 150+220+350 =720 TL dir. Amortisman: Bu kalem bir harcama kalemi gibi grnmekle birlikte aslnda elde edilen karn bir paras niteliindedir. nk firmalar elde ettii gelirin bir ksmn eskiyen makine ve tehizat iin harcamakta ve bir muhasebe zorunluluu olarak amortisman hesabnda aktarmaktadrlar. Bu ekilde deerlendirilmesi gereken amortisman kalemi yukardaki rnek itibaryla toplam 280 TL olarak gereklemitir(50+30+200=280). Bu durumda GSYH toplam, 1600 TL olacaktr(500+100+720+280=1600). 4) GAYRSAF YURT HASILA ile LGL BYKLKLER

Gayrisafi yurtii hasla baz kk ayarlamalarla baka byklkler haline getirilmesi mmkndr. Bunlar; gayrisafi milli gelir, net yurtii hasla, yurtii gelir, milli gelir, kullanlabilir kiisel gelir ve harcanabilir kiisel gelirdir. 4.1) GAYRSAF MLL HASILA (GSMH) Gayrisafi Milli Hasla (GSMH) bir lkede yerleik kiilerin elde ettikleri toplam gelirdir.GSYHya yurt dndan net faktr gelirlerinin eklenmesi ile elde edilir. Bir lke vatandalar tarafndan belirli bir dnemde (bir yl) sahip olduklar doal kaynaklar, emek ve sermaye ve teebbs gc faktrlerini kullanarak, gerek o lkede gerekse dier lkelerde retilen nihai mal ve hizmetlerin piyasa deerine gayrisafi milli gelir denmektedir. Bu tanmdan da anlalaca gibi, GSMH retimin yapld yer itibaryla deil, retim faktrlerinin sahiplii itibaryla tanmlanan bir kavramdr. Bir dier ifadeyle, GSMH ltnde, yabanc lke vatandalarnn lke ierisindeki retime katklar hesaba katlmazken, lke vatandalarnn yabanc lkedeki retime katklar hesaba dahil edilmektedir. Bu durum net faktr gelirleri kavramyla daha net bir ekilde ifade edilebilinir. Bir lke vatandalarnn belirli bir dnemde (bir yl) d lkelerden kazandklar ve lkelerine getirdik 25

leri retim faktr gelirleri (cret,faiz,rant,kar) ile lkede elde edilen retim faktr gelirleri (cret, faiz, rant, kar) arasndaki farka net faktr gelirleri denmektedir. Bu durumda GSMH aadaki ekilde ifade edilebilinir; GSMH= GSYH+ Net Faktr Gelirleri 4.2) NET YURT HASILA (SAF YURT HASILA) Bir lkenin snrlan iinde belirli bir ylda retilen nihai mallann retildikleri yln piyasa fiyatlan zerinden net deerine, net yurtii hasla (net domestic product, NDP) denir. Daha nce GSYH ierisinde yer alan byklklerin tketim, yatrm, kamu harcamalar ve net ihracat olduunu grmtk (GSYH=C+G+I+XN). Net Yurtii Hasla deerine ise, GSYH deerinden amortismanlarn karlmasyla ulaabiliriz. Net Yurtii Hasla (SYH)= GSYH-Amortismanlar GSYH iindeki deikenlerden, yatrm kalemi (I) brt bir byklktr. Bir dier ifadeyle bu byklk hem retim srecinde kullanlacak makine tehizat gibi net yatrmlardan hem de amortismanlardan olumaktadr. Bu durumda net yatrm, brt yatrmdan, ypranma (amortismanlarn) dlmesiyle ulalabilecek bir byklktr. Bir dier ifadeyle net yatrmlar, retim srecinde sermayenin tketilen ksmna yaplan yatrmlarn dnda kalan yatrmlardan olumaktadr. Net Yatrm (IN)= Brt Yatrm-Amortisman (Ypranma) Bu durumda SYH aadaki eitlikle de ifade edilebilecektir; SYH=C+ IN +G+XN Bu kategori ile yaplan deerlendirme iinde retken sadece yatrm harcamalar yer aldndan, ekonominin net retim gcn gstermektedir. 4.3) YURT GELR Bir karlnda lkenin retim snrlan iinde bir yaplan ylda gerekletirilen toplamna nihai mal retimi rant

faktrlerine

demeler

(cret-emek,

doal kaynaklar-faiz-sermaye, kr-teebbs gc), yurtii gelir denir. GSYHyi aadaki biimde de ifade edebileceimizi daha nce belirtmitik; GSYH= (cret+Faiz+Rant+ Net Kar)+Dolayl Vergiler+Amortisman(Ypranma)

26

Bu eitlii aadaki biimde de ifade edebiliriz; (cret+Faiz+Rant+Net kar) = GSYH +Dolayl Vergiler+Amortisman(Ypranma) Yukardaki tanmdan hareketle, lke snrlar ierisinde, retim faktrlerinin gelirleri (cret+faiz+rant+ net kar) yurtii gelir olarak ifade edildiine gre; YG= GSYH -Dolayl Vergiler-Amortisman(Ypranma) Eitlik son halini, GSYH ile amortisman fark safi yurtii haslay oluturduuna gre (SYH) aadaki biimde alacaktr (SYH= GSYH-Amortismanlar). YG= SYH-Dolayl vergiler

4.4) MLL GELR Milli gelirde retim faktrlerinin sahiplii cinsinden ifade edilen bir byklktr. Bir lke vatandalarnn, bir yllk bir dnemde, sahip olduklar retim faktrleri karlnda elde ettikleri gelirler toplamna milli gelir denilmektedir. Dikkat edilecek olursa, yurtii gelir (YG) ile milli gelir (MG) arasndaki tek fark birinin lke ierisinde olmas koulunu dierinin de lke vatandal koulunu tayor olmasdr. Bu durumda bir lke vatandalarnn belirli bir dnemde (bir yl) d lkelerden kazandklar ve lkelerine getirdikleri retim faktr gelirleri (cret,faiz,rant,kar) ile lkede elde edilen retim faktr gelirleri (cret, faiz, rant, kar) arasndaki farka net faktr gelirleri denildii hesaba katlrsa aadaki eitlik ifade edilebilinir. MG=YG-NFG 4.5) KSEL GELR Yukardaki tanmlardaki gelir trleri retim faktrlerinin retim srecine katlmalar yoluyla elde ettikleri gelirleri ifade etmektedir. Kiisel gelir ise (KG), retim srecinde elde edilip edilmediine baklmakszn bir yl ierisinde elde edilebilecek tm gelirleri kapsamaktadr. Daha net bir ifadeyle, bir lkede lke vatandalarnn gelir vergisi ncesi ellerine geen gelirler toplamna kiisel gelir denmektedir. Bu gelirler ksaca, transfer demeleri ve kamu borlanma faizleri olarak ifade edilebilinir. Kiilerin bu gelirleri elde etmek iin retim faaliyeti ierisinde yer almalarna gerek yoktur.

27

Milli gelir ierisinde yer almasna karn, kiilerin ceplerine girmeyen gelir kalemleri de sz konusudur. Emeklilik kesintileri, sosyal gvenlik katklar, datlmayan irket karlar ve kurumlar vergisi gibi kalemler kiilerin ceplerine girmeyen gelirler olduundan kiisel gelir ifadesinde yer almazlar. Yukarda anlatlanlardan hareketle kiisel gelir aadaki eitlik biiminde gsterilebilinir; KG= MG-( Sosyal Gvenlik Katklar+Kurumlar Vergisi+Datlmayan Kurum KarlarTransfer demeleri-Kamu Borlanma Faizleri) 4.6) HARCANABLR KSEL GELR Kullanlabilir gelirden gelir vergisi ktktan sonra kalan miktar harcanabilir kiisel gelir (HKG) olarak ifade edilmektedir. HKG=KG-Gelir Vergisi 5) SZLK

sizlik, iktisadi bir byklk olarak nfus ve igc kavramlar ierisinde ifade edilmesi gereken bir kavramdr. Nfus kavram ierisinden karlan byklk olan kurumsal olmayan sivil nfus, hapishane, hastane, otel, kla, yurt gibi yerlerde yaayanlar karldktan sonra kalan kii saysn ifade eder. Bunun yan sra, geriye kalan kii saysndan alma anda olmayanlar (14 ya alt) karld zaman geriye kalan nfus says ise, kurumsal olmayan alma andaki nfus veya alma a nfusu ifade etmektedir. Kurumsal olmayan alma andaki nfus, alanlar ve isizler olarak ikiye ayrlan ksm ise igc olarak ifade edilmektedir. Bu tanm ierisinde yer alan isiz nfus, almak istedii halde i bulamayanlar gstermektedir. Dolaysyla isiz olduu halde i aramayanlar igc ierisinde deerlendirilecek bir byklk deildir. gc miktar sadece alanlar ve almak istedii halde i bulamayanlardan olumaktadr. Bir ekonomideki alma andaki nfusun ne kadarnn almak istediini yanstan kavram igcne katlm haddi olarak nitelendirilir ve matematiksel ifadesi yledir; gcne Katlm Haddi=(gc/Kurumsal Olmayan Sivil Nfus)x100 almak isteyen kiilerin (igcnn) bir ksmnn isiz olmas durumunu ise, isizlik oran ifade etmektedir. sizlik Haddi(u)=(sizler /gc)x100
28

Yukardaki tabloda yer alan igc bykl alanlar ve isizlerden olutuu iin aadaki biimde de ifade edilebilir; sizlik Haddi(u)=(sizler /(alanlar+sizler))x100 Bu byklklerin ne anlama geldiini bir rnek zerinden deerlendirelim. Aadaki tabloda X lkedeki baz emek piyasas verileri verilmitir. TABLO 6 alma a Nfusu (milyon) 2008 2009 2010 50 51 51,5 gc stihdam gc Katlm Oran sizlik Oran (%) %90 %86 %92 (%) %8 %4.5 %9.4

(milyon) (milyon) 45 44 47,5 41 42 43

Yukardaki verilerde igcne katlm oran srasyla, %90,%86, %92dir (45/50=%90, 44/51=%86, 47.5/51.5=%92). sizlik ise igc ierisinde istihdam edilmeyenleri ifade ettiine gre yllar itibaryla isiz says srasyla,4, 2, 4.5 milyondur. Bu durumda isizlik oranlar ise srasyla %8, %4.5, %9.4 (4/45=%8, 2/44=%4,5, 4.5/47.5=%9.4).

5.1) SZLK TRLER ok sayda isizlik tasnifi sz konusu olmakla birlikte burada balca iki isizlik tr zerinde durulacaktr. Bunlar ak isizlik ve gizli isizlik. 5.1.1) AIK SZLK alma istek ve yeteneinde olup, cari cret seviyesinde ve belirlenmi alma saatlerinde, i arad halde i bulamayanlarn oluturduu isizlie ak isizlik denir. Yukardaki tanmdan da anlalaca gibi bu isizlik trnde, kiinin alma saatini ok bularak veya creti yeterli bulmayarak ii kabul etmemesi durumunda ak isiz olarak deerlendirilmemektedir. inin emek piyasasnda belirlenmi (veya kanunla) tm artlar kabul etmemesi durumunda i bulamamas ak isizlik kategorisini ifade etmektedir. Balca ak isizlik trleri geici isizlik (friksiyonel), yapsal isizlik ve konjonktrel isizliktir.
29

a)

Geici sizlik: Baz durumlarda gerek igcne yeni katlanlar gerekse de

iinden yeni ayrlanlarn niteliklerine gre i bulmalar zaman alabilmektedir. Dolaysyla bu kiiler i bulana kadar isizdirler ve bu gurubun oluturduu isizlik trne geici veya friksiyonel isizlik denir. Ayn zamanda makro iktisadi analizlerde geici isizliin kapsad kabul edilen bir dier isizlik tr mevsimsel isizliktir. zellikle turizm ve inat sektrlerinde retim ve buna bal olarak istihdam dzeyi eitli dalgalanmalar gsterir. Bu dalgalanmalarn sebep olduu isizlik mevsimsel isizlik olarak tanmlanr. b) Yapsal sizlik: Tm ekonomilerde zaman ierisinde talep yapsnda ve tekno-

loji dzeyi zaman ierisinde deiime uramaktadr. gcnn bu deiime uyum salamas ise zaman alabilmektedir. Teknoloji ve talep yapsndaki deiime sonucu bir ksm kiinin isiz kalmas yapsal isizlik olarak ifade edilir. Makro iktisadi analizde oka kullanlan doal isizlik haddi kavram da geici ve yapsal isizlik ile ilgili bir orandr. Bu oran aadaki biimde ifade edilebilinir: Doal sizlik Haddi (uN)= (Geici sizler+Yapsal sizler)/gc c) Konjonktrel sizlik: Ekonomilerin gayrisafi yurtii haslalar (retimleri) be-

lirli bir trend etrafnda dalgalanr. Bu dalgalanmalar belirli daralma ve genileme periyotlarndan olumaktadr. Bu dalgalanmalarn sebep olduu isizlik trne konjontrel (devrevi) isizlik denilmektedir.

5.1.2) GZL SZLK Ak isizliin dnda yer alan bir dier isizlik kategorisi gizli isizliktir. Bu isizlik trnde kii aslnda isiz deildir. Ancak alt alandaki marjinal verimlilii sfrdr. Bir dier ifade ile, gizli isizlerin altklar bir ileri vardr fakat retime katklar yoktur. Daha ok tarm kesimindeki ve yanl istihdam politikalar izlenerek optimal saynn ok zerinde ii istihdam eden kamu kurumlarnda grlen bu isizlik trne gizli isizlik denilmektedir.

30

SONU:

Ekonominin makro dengesi birbiri ile i ie alan bir dizi piyasa aracl ile gerekleir. retim, toplam harcama ve gelir yntemleri gayrisafi yurtii haslann llmesinde kullanlan yntemlerdendir. GSYH byklnden tretilen byklklerden eitli iktisadi analizlerin yaplmasnda yararlanlmaktadr. ktisadi analizlerde isizlik ve isizlik tasnifleri de ok nemlidir. Bunlardan ak isizlik, alma istek ve yeteneinde olup, cari cret seviyesinde ve belirlenmi alma saatlerinde i arad halde i bulamayanlarn oluturduu isizlie denilmektedir. Bir dier isizlik tr olan gizli isizlik de, gizli isizlerin ileri vardr, fakat retime katklar yoktur.

KONUYA LKN SORU RNEKLER 1.Aadaki yaklamlardan hangisi ile hesaplanan gayrisafi yurtii haslada (GSYH) tketim, yatrm, kamu harcamalar ve net ihracat gibi byklkler dikkate alnr?

A)retim Yntemi B) Tketim Yntemi C) Gelir Yntemi D)Karma Yntem E) Harcama Yntemi 2.Aadakilerden hangisi yurtii geliri ifade eder? A.YG= GSYH+GSMG-Dolayl Vergiler

31

B.YG= GSYH-Amortismanlar C.YG= Safi Yurtii Hasla- Dolayl Vergiler D.YG= MG-Dolayl Vergiler E.YG= Kiisel Gelir-Gelir Vergisi 3.Aadakilerden hangisi yanltr? a) b) c) orandr. d) e) sizlik haddi, isizlerin igcne orandr. siz olduu halde i aramayanlar gizli isiz olarak kabul edilir. siz nfus sadece almak istedii halde i bulamayanlar gsterir. alanlar ve isizlerden oluan nfus igc olarak ifade edilir. gcne katlm haddi, igcnn kurumsal olmayan sivil nfusa

4.Gayrisafi milli hasla (GSMH) ve Gayrisafi Yurtii Hasla (GSYH) iin aadakilerde hangisi sylenebilir? a) Gayrisafi milli hasla (GSMH) nihai mallar, Gayrisafi Yurtii Hasla

(GSYH) ara mallar temel almaktadr. b) Gayrisafi milli hasla (GSMH) retim faktrlerinin sahipliini, Gayrisafi

Yurtii Hasla (GSYH) ise retimin yapld yeri temel almaktadr. c) Gayrisafi milli hasla (GSMH) piyasa fiyatlar zerinden hesaplanrken,

Gayrisafi Yurtii Hasla (GSYH) retim mallarn temel almaktadr. d) Gayrisafi milli hasla (GSMH) btn lkeyi kapsarken, Gayrisafi Yurtii

Hasla (GSYH) yurtiindeki kii bana geliri temel almaktadr.


32

e)

Hepsi

Cevap anahtar:1-E 2-B 3-C 4-E Yaralanlan Kaynaklar Heilbroner R.L.; ktisadi Sorun II., Makro ktisat, (eviren: D.Demirgil), alayan Kitabevi, stanbul, 1974 Paya M.; Makro ktisat, Filiz Kitabevi, stanbul, 2001 Pentecost E.; Macroeconomics, Mac Millan, London, 2000 Phelps E.S.; Seven Schools of Macroeconomic, The Arne Ryde Memorial Series, Clarendon Press, Oxford, 1990 Sava V.; Keynesyen ktisat Yklrken, Beta Yayn Datm, stanbul, 1986 Sava V.; Politik ktisat, Beta Yayn Datm, stanbul, 1994 Shaw G.K.; Keynesian Economics: The Permanent Revolution, Edward Elgar, Alders hot, 1998 Snowdown B., Howard R.V.; Reflections on the Development of Modern Macroeconomics, Edward Elgar Publishing Co. Cheltenham, 1997 Snowdown B., Vane B., Wynarczyk P.; A Modern Guide to Macroeconomics, An Introduction to Competing School of Thought, Edward Elgar Publishing Limited, Cambridge, 1994 Tunca Z.; Makro ktisat, Filiz Kitapevi, stanbul, 1997 nsal E.; Makro ktisat, maj Yaynclk, Ankara, 2000 Yetkiner H.; Sorularla Makro ktisat, Efil Yaynevi, Ankara, 2010

33

Makro ktisat 3.Blm e-Ders Kitap Blm

3.KISIM 1)KLASK MAKRO KTSAT TEORS 40 2)KLASK SSTEMN TEMEL FELSEFES. .41 3)KLASK YASALAR ...42 4)STHDAM ve CRET TEORS ....44 4.1) GC TALEB. 47 4.2) GC ARZI49 5)SAY KANUNU ..50 5.1)YATIRIM ve TASARRUF PYASASI 51 5.1.1) YATIRIM ve TKETM FONKSYONU ve SAY KANUNUN LEY51 6) PARANIN MKTAR TEORS 56 6.1) FISHER YAKLAIMI 56 6.2) CAMBRIDGE YAKLAIMI..58 SSTEMN VARSAYIMLARI ve DAYANDII

34

ZET: Makro iktisatta hemen hemen btn konularda iktisatlar arasnda gr farkll vardr. Birbirine zt grlerden biride Keynesyenler ve Klasiklerdir. retim ve blmle ilgili yasalarn belirlenmesinde ilk ele alnacak olan Klasik Okuldur. Bu okulun genel ileyi yasalarnn anlalabilmesi iin stihdam teorisi, Say Kanunu ve Miktar Kuram son derece nem arz etmektedir. 1) KLASK (NEOKLASK YORUM) MAKRO KTSAT TEORS ktisadi dnce tarihinde ok nemli bir yere sahip olan Klasik Dnemin balang tarihi 1776 yl kabul edilir ve 1936 ylna kadar olan 160 yl Makro ktisat teorisinde Klasik Dnem olarak kabul edilir. Adam Smith, David Ricardo, John Stuard Mill ve Jean-Babtiste Say ile balayan Klasik iktisat gelenei, Leon Walras Alfred Marshall ve Arthur Cecil Pigou ile devam eder. Biroklarnca yukarda saylan iktisatlardan Arthur Cecil Pigou 20. Yzyln son klasik makro iktisats olarak kabul edilmektedir. Aslnda birok konuda birbiriyle atan fikirlere sahip olsalar da Klasikleri belirli bir snflandrma ierisinde deerlendirmemizi salayacak baz ortak zelliklere de sahiptirler. ncelikle Klasik iktisatlar kendilerinden nce gelen Merkantilist ve Fizyokratlarn grlerinden nemli lde etkilenmilerdir. Aslnda iktisat biliminin olmasa da iktisadi konularla ilgili dnceler retmenin tarihi Aristotelese kadar dayandrlmaktadr ve Aristotelesten Klasiklere kadar filozof ve entelektellerin cevabn aradklar soru deimemitir; zenginliin (servetin) kayna nedir? Deien iktisadi koullar, bu soruya kiilerin verdikleri cevab da deitirmi ve birbirlerine belirli konularda benzeen fikirler belirli ekoller etrafnda toplanmtr. Ekonomi politiin konusu olan bu tartmalara girmeden burada genel kabul grm haliyle Klasik okulun grlerine deineceiz. 2) KLASK SSTEMN TEMEL FELSEFES

35

Aadaki gsterim doada zaten var olduu dnlen doal dzenin iinde yer alan insana ait baz zelliklerin veri olmas durumunu ifade etmektedir. Bir dier ifade ile, doal dzen ierisinde insanda bir takm zellikler sz konusudur ve insanlarn bir araya gelerek oluturduklar toplumsal dzen de, dolaysyla bu doal dzene uyum ierisinde hareket eder. Doal dzen

nsann zellikleri

Toplumun zellikleri

Klasikler XVI. ve XVII. yzyllarda gelimekte olan doa bilimleri ve doal dzen fikirlerinin etkisi altndadrlar. Bu fikirlerin birletii durum toplumda bir doal dzen olduu ynndedir. Bu doal dzenin bir paras olan insan ise zellikle ekonomik faaliyetlerinde yalnz kendi karlarn dnr. Bir dier ifade ile tm insanlar ekonomik faaliyetlerinde bencildirler (bireysellik). Bu ekilde tanmlanan insana homo economicus denilmektedir. Gndelik hayatnda eitli alternatifler ile karlaan homo economicus, bunlar ierisinde en iyisini seebilme yeteneine sahip olduundan ayn zamanda rasyoneldir. Bir arada yaayan bencil ve rasyonel insanlar topluluunun bu zellikleri birbirleriyle iblm yapmalarn gerektirir. Ayn zamanda bu iblm ierisinde belirli bir alanda uzmanlamalar da rasyonel olmalarnn doal bir sonucu olacaktr. Ortaya kan toplum bireylerin iktisadi konularda kendi karlarn gzettikleri, rasyonel olan belirli alanlarda uzmanlam ve iblm ierisinde olan bir topluluktur. Tm bu zellikler toplumlarn verimliliinin artmasna yol aacaktr. zetle doann insanlara bahettii zellikler toplumun (dolaysyla insanlarn) verimlerini ve dolaysyla refahlarn arttrrken ayn zamanda insanlarn bireysel zellikleri ile toplumun karlar bir ahenk ierisindedir. Ska kullanlan ifadesiyle, adeta bir grnmez el tm bu toplumsal dzeni ve ahengi ynetmekte ve dzenlemektedir. 3) KLASK SSTEMN VARSAYIMLARI ve DAYANDII YASALAR

36

Dier tm makro iktisat okullar gibi Klasik sisteminde analizinde baz soyutlamalar ve varsaymlar sz konusudur. Klasikler itibaryla bunlar kurguladklar felsefi tabanla da uyumludur. rnein, firmalar ve hanehalklar rasyoneldirler. Her iki iktisadi kategoride de para yanlgs sz konusu deildir. Bir dier ifade ile elde ettikleri cret veya kar nominal deerleri itibaryla deil bunlarn alm gleriyle deerlendirebilirler. Ayn zamanda bu iktisadi birimlerden firmalar karlarn maksimize etmeye alrlarken, hanehalk ise faydasn maksimize etmeye alr. Klasik sistemin makro iktisadi analizinde tm piyasalarda tam rekabet koullarnn hakim olduu kabul edilirken, ekonominin yabanc lkelerle ihracat ve ithalat ilikisinin olmad durumu kabul edilir. Bir dier ifade ile ekonomi da kapaldr. Gerek firmalar gerekse de hanehalknn tm piyasa artlar ile ilgili tam bir bilgiye (tam enformasyon) sahiptirler. Tam bilgi artlarna sahip olan firmalar ve hanehalklarnn ne kadar retip tketeceklerine mal piyasasnda oluan tam esnek fiyatlara gre karar verirler. cretler ve faiz oranlar da tam esnektir. iler ne kadar alacaklarna ve iverenler ne kadar istihdam edeceklerine karar verirlerken emek piyasasnda oluan tam esnek reel cretlere gre karar verirlerken, para piyasasnda da dengeyi salayan faiz oranlar tam esnektir. Bir dier ifade ile, tasarruflar(dn verilebilir fon arz) ve yatrmlarn(dn verilebilir fon talebi) oluturduklar faiz oranlar dengeyi salamaktadr. Klasiklere gre para emek ve mal piyasalarnda oluan denge cret, denge faiz ve denge fiyat dzeyini salayan Walras tarafndan makro sisteme dahil edilen mzayedecidir. Bu hayali arac taraflarn birbirleriyle yanl alverii nlemekte ve denge cret, denge faiz ve denge fiyatlarn oluumunun salanmasna yardmc olduu varsaylmaktadr. Bu varsaymlar dorultusunda hareken eden Klasiklerin iktisadi analizlerini kavrayabilmek iin belirtilmesi gereken iin bir dier nemli nokta dikotomi ilkesi olarak ifade edilen parasal ve reel sektrn birbirinden ayr deerlendirilmesidir.

37

Dikotomi ilkesine gre, parasal byklklerdeki deimeler reel byklklerin deerlerini etkilemez. rnein, para arznn artmas veya azalmas sadece nominal milli gelirde bir deiiklie sebep olurken, byle bir deiiklik istihdam, retim, byme gibi reel deikenler zerinde etkisi yoktur. Reel deikenler parasal deikenlerden etkilenmediine gre, para ntr (yani yansz) bir deikendir. Reel ve parasal sektrn iki ayr para olarak ele alnd Klasik makro teorinin aklanabilmesi iin aadaki ayr teori ve yasa grubunun aklanmas gerekmektedir. 1) 2) 3) stihdam ve cret Teorisi Say Kanunu Miktar Kuram

Yukarda ifade edilen teorilerden stihdam ve cret teorisi ile Say kanunu reel sektrn denge artlarn ortaya koyarken, Miktar kuram parasal sektrn denge artlarn aklamaktadr. 4) STHDAM ve CRET TEORS

Klasik sistemde retim fonksiyonu denge istihdam seviyesinde retim hacminin ne olacan gstermektedir. En genel anlamyla retim fonksiyonu ise, bir firmann faktr girdileri (emek ve sermaye) miktar ile retebilecei maksimum retim miktarn gstermektedir. retim srecinde kullanlan igc ve sermaye (L ve K) ne kadar kullanlrsa bu iki girdinin etkin kullanm durumunda retilen kt (Y) miktar o kadar byk olacaktr. Bu noktada belirtilmesi gereken bir dier durum ise, ksa dnemde sermaye (K) miktarnn sabit kabul edilmesidir. Bu durumda artp azaltlabilen tek retim girdisi igc olmaktadr. Bu durumda retim fonksiyonu; Y=F(K,L) retim fonksiyonunun iki zelliinin burada belirtilmesinde fayda vardr.

38

1)

Sermaye (K) deeri veridir ve igc (L) ile kt arasnda dorusal ynl bir

iliki sz konusudur. 2) Fonksiyon azalan getiri yasasna tabidir. Bu durum tek deiken olan igc ar-

tarken retimin azalarak arttn ifade etmektedir. Bu ekilde ifade edilebilinecek retim fonksiyonun eimi (Y/ L) ile gsterilir. (Y/ L) ise igcnn marjinal getirisini ifade etmektedir. gcnn marjinal getirisi (marjinal product of labor,mpl) altrlan son iinin retime katksdr. Azalan getiri durumu ile birlikte deerlendirildiinde ise ortaya kan durum yle olacaktr; stihdam seviyesindeki bir art (L) igcnn marjinal getirisini drecektir (mpl). Yukarda anlatlanlar aadaki ekilde gsterilebilinir. EKL 2 Y

Y1

Y=f(K,L)

Y
Y0

0 W/P,MPL

L0

L1

(W/P)a=MPLa.

39

(W/P)b=MPLb

B DL=mpl L

L0

L1

Yukardaki grafikte de grlecei gibi istihdam seviyesindeki bir art (L=L0-L1) retimi ancak Y(Y=Y0-Y1) kadar arttrabilmektedir. Bu durumun yansmas olarak igcnn marjinal verimliliini ifade eden grafikte ise, igcnn verimlilii gittike azalan bir eriye sahip olmaktadr. Bunun nedeni igcnn marjinal verimlilii Y/L ile ifade edildiinden her bir istihdam artnda paydann deeri daha ok artacandan kesrin deerinin azalmasdr (Y/L). Klasiklerin igc talebi incelendiinde grafikte gsterilen igcnn marjinal getirisi erisinin neden igc talep erisine eit olduu ve igcnn marjinal getirisinin ayn zamanda reel cretleri ifade ettii anlalabilecektir. 4.1) GC TALEB gc talebi ile ilgili ilk belirlenmesi gereken durum firmalarn hangi saikle ve ne kadar ii talep edecei ve bunun nasl belirlenebileceidir. Bu sorunun cevabnn anlalabilmesi iin konunun mikro temelleri ile birlikte ele alnmas gerekmektedir. Kukusuz kapitalist retim ilikilerinde firmalar kar maksimizasyonu ile hareket ederler. Bu maksimizasyon iin ise gerekli olan koul marjinal maliyetlerin marjinal gelire eit olmasdr. Daha ak bir ifade ile, firmalar emek kullanmlarn (emek talebini) kullandklar emek miktarndaki bir birimlik artn salad getiri, bunun maliyetinden fazla olduu srece artar. Bunu eitlikler halinde ifade edecek olursak; Son giren iinin retime katks= son giren iinin firmaya maliyeti Firmann Getirisi= rnn Piyasa Fiyat(P) x Marjinal rn(Y)..(1)

40

Firmann Maliyeti= inin ald parasal cret(W) x gcne katlm miktar (L)..(2) Bu eitliklerden hareketle aadaki eitlikler yazlabilir; P x Y=W x L.(3) Y/ L=W/P. (4) 4 numaral denklemde eitliin sol tarafnda emein marjinal getirisi (mpl) yer alrken eitliin sa tarafnda ise reel cretler bulunmaktadr. Bir dier ifade ile, firmalar iin kar maksimizasyonu emein marjinal getirisinin reel crete eitlendii noktaya kadardr. Buradan elde edebileceimiz bir dier sonu, firma eitliin saland noktada kar maksimizasyonunu saladndan igcnn marjinal getirisi dorusu ile igc talep dorusu ayn doru olacaktr ve emek talebi reel cretlerin bir fonksiyonu olacaktr. EKL 3 W/P

W/P1

W/P2

B DL 0
L1 L2

4.2) GC ARZI Klasik makro teoride emek arz reel cretin artan bir fonksiyonudur. retim ihtiyalarn karlanmas iin yaplacandan emein ne kadar arz edilecei emek sahiplerinin ihtiya 41

larna baldr. Bu durumda reel cretler arttka kiilerin emek arzn arttrmalar rasyonellik ilkesine uygun bir davran olacaktr. SL=f(W/P) Emek arznn reel cretin bir fonksiyonu olmas iilerde bir para yanlgs durumunun sz konusu olmadn, yani, iilerin fiyatlar genel seviyesindeki deiiklikleri dikkate aldklarnn da bir ifadesidir. Emek piyasasnda; emek arz ile emek talebi denge istihdam seviyesini ve denge reel cret seviyesini oluturmaktadrlar. EKL 4

W/P (W/P) 1

Arz fazlas

(W/P) 2

(W/P) 3
Talep fazlas

L1

L0

L2

5) SAY KANUNU Say Kanunu her arzn kendi talebini yarattn ifade etmektedir. Bir dier ifade ile, kt seviyesi ne olursa olsun, bu ktnn retimi srasnda yaratlan gelir kendisine eit bir harcamaya yol aacak ve bu harcama retilen ktya eit olacandan, ktnn tamamnn tketilmesini salayacaktr. Bu durum u ekilde ifade edilmektedir;

42

ktGelirHarcama Eitliin ilk ksm ile anlatlan her bir liralk ktya bir liralk gelirin tekabl ettiini gstermektedir. Eitliin ikinci ksm ise, gelirdeki her artn harcamada eit miktarda bir arta yol atn gstermektedir. zetleyecek olursak, bireyler alarak mal retirler ve elde ettikleri gelirle rettikleri mallarn deeri kadar bir toplam talep yaratrlar. Bu nedenle yaplan toplam retim daima yaplan toplam talebe eittir. Genel bir toplam talep yetersizlii ise ortaya kmaz. Uygulamada baz durumlarda kaynaklarn yanl alanlara tahsis edilmesi mmkndr. Bir baka ifade ile bazen istenmeyen mallarn retimine kaynak ayrlm olabilir ve bu karar o maln talebinde bir eksiklik yaratlm olabilir. Ancak bu durum, geicidir ve ksmidir; yani btn mallar kapsamaz. Nitekim bu firmalar zarar ederler ve piyasadan silinirler. Reel ekonomide meydana gelen aksaklklar yukarda ifade edildii gibi kendi dinamikleriyle sorunu zmekte ve Say yasasnn ilemesine engel bir duruma yol amamaktadr. Oysa ilk etapta akla gelen bir baka sorun daha vardr. Kiiler tasarruf yaparlarsa Say Kanunu yine de ileyecek midir? Bu nemli bir aksakla sebep olabilecei gibi, Say yasasnn ilememesine sebep olacak kadar nemlidir. Nitekim bu durumu bertaraf edici bir sigorta mekanizmas yoksa denkliin ikinci ve nc terimi birbirine eit olmayacaktr. Bu durumun Say yasasnn ilemesini engelleyip engellemeyeceini anlamamz iin Klasiklerde faiz teorisini inceleyip, ileyii test etmeliyiz. 5.1) YATIRIM ve TASARRUF PYASASI Tm iktisadi modeller iin yatrm ve tasarruf hayati bir neme sahiptirler. Nitekim iktisadi bymenin lokomotifi niteliindeki yatrmlarn hangi saiklerle hareket ettii, nasl arttrlabilecei v.b konular olduka byk bir nem tamaktadr. Bu durumun nemi Klasikler iinde sz konusudur. Nitekim Klasiklerin iktisadi modellerin can damarlarndan birisi olan Say kanununun ileyip ilememesi bunun aklanmasna baldr. Yatrm ve tasarruf-

43

larn belirledii faiz dzeyi ekonomide toplam talepte meydana gelebilecek bir talep an gidermede hayati bir rol oynamaktadr. 5.1.1) YATIRIM ve TKETM FONKSYONU ve SAY KANUNUN LEY Klasiklerde yatrm fonksiyonu faiz haddinin azalan bir fonksiyonudur, bir dier ifade ile negatif eimlidir. Yatrmlarn negatif olmasnn en nemli sebebi her bir ykselen faiz dzeyinde daha fazla getirili yatrm projelerinin devreye girecek olmas ve bunun da birok firmann yatrm yapamamasn salamasdr. Kald ki, azalan verimler kanununa gre yatrmlar arttka elde edilen gelir de azalacak ve yksek faizle borlanmak firmalar iin mmkn olamayacaktr.

I=f(i) dI/di0 Yatrmn tersine tketim ise pozitif eimlidir. Tketimin pozitif eimli olmasnn sebebi faiz ykseldike kiilerin tketimden daha ok vazgeebilecekleri ve tasarrufa ynelebilecekleridir. S=f(i) dS/di0 Her iki durum birlikte deerlendirildiin de ise aadaki grafikte de gsterildii gibi denge faiz haddine ulaabiliriz.

44

EKL 5

i
S i0 E

I 0 I= S I,S

Yukardaki eitlikte de grld gibi denge faiz haddi yatrm-tasarruf eitliinin saland noktada olumaktadr. Yukarda ifade ettiimiz durumu matematiksel olarak da gsterebiliriz. Bunun iin durumu basitletirmek iin kamu harcamalarnn olmad kapal bir ekonomiyi ele alalm. Byle bir ekonomide yalnz firmalar ve tketiciler sz konusu olacaktr. Byle bir ekonomide Say Kanunun ileri srld gibi toplam arzn toplam talebe eit olmas durumu aadaki gibi ifade edilebilir; AD= C(i)+I(i)=Y.(1) Yukardaki eitlikte; AD= toplam talep C = tketim harcamalar I = yatrm harcamalar

i = faiz haddi Y = toplam arz

45

Yukardaki eitlikte toplam talebi oluturan byklklerden birisi hanehalknn tketimlerinden, bir dieri de firmalarn yaptklar yatrmlardan olumaktadr. Bu iki byklkte faizin bir fonksiyonudur (Klasik sistemde tketim harcamalar faiz haddinin azalan bir fonksiyonudur. Bir dier ifade ile faiz artnca tketim harcamalar azalr). Gelirin tketilmeyen ksm tasarruf olarak ifade edildiine gre yukardaki denklem u ekilde gsterilebilir. Y-C(i)=S(i).................................. (2) 1ve 2 nolu denklemler birlikte deerlendirildiinde ise; S(i)=I(i)(3) Burada ortaya kan sonucun bize gsterdii gelirin tketilmeyen ksmnn tasarrufa ynelmesiyle Say Kanunun etkilenmeyecei ve ekonomide buna eit miktarda bir yatrm gerekleeceidir. imdi konuyu tasarruflarn artt durumu gsteren bir rnekle aadaki grafik zerinde grelim.

46

EKL 6

S0 S1
i1 i0
a b

Io 0
450 I0 I1

E
I,S,C,AD

Y*
Y

Yukardaki grafikte balang denge noktas (a) ile gsterilmitir. Bu noktada ekonomi I0 yatrm miktar ve S0 yatrm dzeyindedir. Ekonomideki yatrm ve tasarruf miktarnn oluturduu faiz ise i0 dzeyindedir. 450 dorusu ile gsterilen grafik ise toplam arz toplam talep eitliini gstermek amacyla kullanlmtr. Hatrlanacak olursa, emek arz ve talebi ekonomideki reel cret dzeyini ve istihdam dzeyini gstermekte idi. Ksa dnemde tek deiken olan emek miktar ise retim dzeyinin ne olacan belirlemekteydi. Dolaysyla veri durumda ekonominin toplam retim, toplam arz miktar belirlidir. Gelelim Say kanununa; Say kanunu gerei de her arz kendi talebini yaratacaktr. Bu dorultuda toplam retim toplam talep (AE) miktarna eittir. Peki varsaydmz gibi ekono 47

mideki tasarruf miktar artar ise ne olacaktr? lk bakta tasarruflarn artmas kt karlnda elde edilen gelirin tamamnn harcamaya dnmediini gstermektedir. Buradan sonrasn grafik zerinden deerlendirelim. Hemen belirtmek gerekir ki balangta ekonomideki tasarruf miktar (0-Io) dzeyindedir ve bu noktada yatrm miktar tasarruflara eittir. Bu durumda geri kalan (E-Io ) aral ise tketim miktarn (C) gstermek zorundadr (Y=AE=C+I basitletirici varsaymyla). imdi balangtaki soruya geri dnelim, kiilerin gelirlerinin tamamn harcamaya dntrmemeleri, tasarruf yapmalar (veya tasarruflarn arttrmalar) ktgelirharcama eklinde ifade edilen Say kanunun ilemesine engel olur mu? ekilde grld gibi tasarruflarn artmas durumunda yatrm tasarruf eitlii (0-I1) noktasnda salanmtr. Bu durumda tketime giden ksm ise (E-I1) kadar olacaktr. Sonu olarak ekonomideki tasarruf miktar arttka tketim azalmakta ve tasarruf kadar yatrm sz konusu olmaktadr. Bir dier ifadeyle toplam harcama miktar deimemekte toplam harcamann bileenlerinin bykl deimektedir (Y=AE=C+I). 6) PARANIN MKTAR TEORS Parann miktar teorisi iktisat yaznnda iki farkl biimde ifade edilmektedir. Bunlardan birisi Irving Fisherin Fisher Yaklam dieri ise, Alfred Marshall ve Cecil Pigou tarafndan ortaya konulmu olan Cambridge yaklamdr. 6.1) FISHER YAKLAIMI Para miktar ile fiyat dzeyi arasndaki birebir ilikiiktisadn en eski teorilerinden birini oluturur.Parann miktar teorisi (Quantity Theory of Money)ekonomide para miktarnn parann deerini belirlediini ifade eder. Para arz ile parann dolam hznn arpm bize fiyat dzeyi arp reel geliri verir MxV=Pxy Denklemin sa taraf nominal GSMHdr.Eer V ve ynin sabit olduunu dnrsek, fiyat

48

dzeyi Pdeki deime para arz Mdeki deimeye eit olacaktr.Yani M iki katna karsa, P de iki kat olur Yukarda ifade edilen deikenler; Ms= Nominal para arz V= Parann dolanm hz P= Fiyatlar genel seviyesi y= Reel milli gelir dzeyini ifade etmektedir. Fisher denklemi bir takm varsaymlar da iermektedir. Bunlar; (V) ile ifade edilen parann dolanm hz kurumsal unsurlar ve uzun yllarda olumu baz alkanlklar tarafndan belirlendii iin ksa dnemde deimesi beklenmez ve sabit kabul edilir ( =V). Ekonominin tam istihdam dzeyinde dengede olduu ve retilen mal miktarnn da tam istihdamda dengede olduu dnlr. Bu deikende ksa dnemde sabittir. Bu varsaymlarn belirlenmesi ile aslnda balangta zdelik halinde olan forml bir deiim denklemi halini alr. Ancak burada belirtilmesi gereken nemli nokta para arz ile fiyatlarn (M-P) arasndaki ilikinin ynnn belirlenmesidir. Bir dier ifade ile balangta drt tane olan deikenlerden ikisi ksa dnemde sabit olduundan eitlik (ksa dnemde) M=P ekline dnmtr. Bu durum para arznn fiyatlar belirledii anlamna geldii gibi fiyatlarn da para arzn belirledii sonucunu karmamza yol aabilir. Oysa bu doru deildir. Bunun iin bir dier varsayma daha ihtiya duyulmaktadr. Burada ortaya koyabileceimiz varsaym para arz (M) ile fiyatlar (P) arasndaki ilikinin ynnn para miktarndan fiyatlara doru olduudur. Yani, dolamdaki para miktarnn fiyatlar genel dzeyini belirlediidir. zetle piyasadaki para miktar artnca fiyatlar genel dzeyi de ayn oranda artacaktr. Eitlikte kritik neme sahip unsurlardan birisi V terimi (parann dolanm hz)dr. Bu terim belirli bir dnemde piyasada var olan parann (M) nominal milli geliri (Py) satn almak iin ka kez kullanldn gstermektedir. rnein, nominal geliri 5000 TL olan bir ekono 49

mideki para miktar 100TL ise, parann dolanm hz (V) 50 dir. Bir dier ifade ile, piyasadaki her TL milli gelirin satn alnmasnda 50 kere kullanlmtr. Fisher yaklamnda ifade edilen denklemin en nemli zelliklerinden birisi de denklemin sol tarafnn nominal para arz ile parann dolanm hznn arpmndan oluan toplam satn alma gcn yani toplam talebi gsteriyor olmasdr. Piyasaya srlen nominal para arz, ka kez dolayorsa o byklkte bir satnalma gc douracaktr. Denklemin sa taraf ise, retim miktar ile fiyatlar genel dzeyinin arpmndan olumaktadr ve toplam arz gstermektedir. Dolaysyla Fisher yaklam toplam arz toplam talep teori olarak da deerlendirilebilir. 6.2) CAMBRIDGE YAKLAIMI Bu yaklamn Fisher yaklamndan en byk fark, kiilerin ne kadar para tutmak istedikleri zerinde younlamasdr. Bu yaklamda kiilerin iki sebeple para talep ettikleri kabul edilmektedir; Bunlardan birincisi parann ilemlere araclk etmesi fonksiyonu ile ilikilidir. Bir dier ifade ile bu, harcamalarn finanse edilmesi iin gelirin bir ksmn nakit ve vadesiz mevduatlarda tutulmas durumudur. Bir dier para tutma nedeni ise, parann servet saklama fonksiyonu ile balantldr. Bu yaklam benimseyenlere gre para ayn zamanda dier birok servet unsurundan farkszdr. Dolaysyla kiilerin servetleri artnca dier servet saklama unsurlar gibi paraya da ynelebilirler. Cambridge para talebi fonksiyonu aadaki gibi yazlabilinir; Md=kPy Bu eitlikteki deikenlerden Md para talebini ifade ederken, k katsays firmalarn ve kiilerin yllk nominal milli gelirlerinden ne kadarn nakit ve/veya vadesiz mevduat olarak tutmak istediklerini gstermektedir.

50

Cambridge denklemi de Fisher denklemi gibi baz varsaymlara sahiptir. Bunlardan retilen mal miktarnn tam istihdam denge dzeyinde olmas ve ksa dnemde sabitlii, Fisher denklemindeki gibidir. Cambridge denklemindeki en nemli unsurlardan birisi olan kiilerin para tutma isteini ifade eden (k) katsaysdr. Bu katsaynn ifade ettii durum nominal para talebinin nominal gelirin bir ksmndan olutuunu ifade etmektedir. Ancak Cambridgeli iktisatlara gre bu katsay (k) eitli kurumsal unsurlar tarafndan belirlenmektedir ve ksa dnemde sabittir. Bu katsay ile anlatlmak isteneni bir rnekle anlatmak gerekirse; k=0,2 olmas, kiilerin nominal gelirlerinin yzde yirmisini ceplerinde veya vadesiz mevduatlarnda tutmak istediklerini gstermektedir ve ksa dnemde deiebilir nitelikte deildir. Burada belirtilmesi gereken bir dier nokta Klasiklerde para arznn dsal (otonom) bir byklk olduudur. Dolaysyla para piyasas dengede iken para arz para talebine eit olduundan Cambridge denklemi aadaki gibi yazlabilir (Ms =Md ) ; Ms =kPy Bu ekilde balangta bir para talebi teorisi olan denklem para arz ile fiyatlar genel seviyesini aklamaya ynelik bir hale sokulmu da olmaktadr. Bu noktada elde ettiimiz sonu Fisher denklemiyle byk bir benzerlik sergilemektedir. Her ikisinin de bize gsterdii para arz ne kadar artarsa fiyatlar genel seviyesinin ayn miktarda artacadr. Aslnda denklemlerin birbirleriyle iliki bununla da snrl deildir, parann dolanm hz (V) ile para tutma istei (k) arasndaki ilikinin de gsterdii bir baka durum sz konusudur. Her iki denklemdeki gerekli ilemlerin yaplmas durumunda grlecektir ki, parann dolanm hz ile para tutma isteinin arpmlar bire eittir. Ms =kPy (Cambridge), ve Ms =Py/V (Fisher) V= 1/k

kPy=Py/V ise

51

Bu ilikinin ifade ettii durumu bir rnekle aklayalm. rnein V=5 ise, bunun ifade ettii durum, piyasadaki para miktarnn nominal gelirin satn alnmasnda 5 kez kullanlddr. Cambridge denklemine gre ise, kiiler nominal gelirlerinin (1/5=0,2) %20sini para olarak tutmak istemektedirler (V=1/k).

SONU: Klasik Sistem, her arz kendi talebini yaratr eklinde ifade edilen Say Kanunu ile parasal byklklerin reel kesim byklklerini etkilememesi ileyiin ortaya kmasnda byk neme sahiptir. Para piyasasnn ileyiinde, Fisher ve Cambridge Yorumu olarak ifade edilen Miktar Kuram para piyasasndaki dengenin oluumunu gstermektedir. Miktar Kuramn da iki nemli varsaym vardr. Dolam hz istikrarl olmaldr,gelir esas itibariyle retim fonksiyonu tarafndan belirlenmelidir.

KONUYA LKN RNEK SORULAR 1)Aadakilerden hangisi Klasik Sistemin varsaymlarndan deildir? a) b) c) d) e) Tam rekabet koullar sz konusudur. Piyasa aktrleri tam bir bilgiye sahiptir. Dikotomi ilkesi geerlidir. cretler ve fiyatlar katdr. Tm piyasa aktrleri rasyoneldir.

2)Cambridge Yaklamdaki (k) katsays (kiilerin para tutma istei) ile parann dolanm hz arasnda nasl bir iliki vardr? a) k=1/V b) k=V+(k/V) c) k= V(1-k)/V d) k= V/(k-V)

52

e)

k=V/(k+V)

3)Klasik Sistemde tasarruflarn artmas durumu iin aadakilerden hangisi dorudur? a) b) c) d) e) retim artar, faizler der, nominal cretler ykselir. retim azalr, faizler der, nominal cretler ykselir. retim artar, faizler artar, nominal cretler azalr. retim azalr, faizler artar, nominal cretler azalr. Faizler der, retim, reel ve nominal cretler deimez.

Cevap Anahtar: 1-D 2-A 3-E Yararlanlan Kaynaklar Heilbroner R.L.; ktisadi Sorun II., Makro ktisat, (eviren: D.Demirgil), alayan Kitabevi, stanbul, 1974 Paya M.; Makro ktisat, Filiz Kitabevi, stanbul, 2001 Pentecost E.; Macroeconomics, Mac Millan, London, 2000 Phelps E.S.; Seven Schools of Macroeconomic, The Arne Ryde Memorial Series, Clarendon Press, Oxford, 1990 Sava V.; Keynesyen ktisat Yklrken, Beta Yayn Datm, stanbul, 1986 Sava V.; Politik ktisat, Beta Yayn Datm, stanbul, 1994 Shaw G.K.; Keynesian Economics: The Permanent Revolution, Edward Elgar, Alders hot, 1998
53

Snowdown B., Howard R.V.; Reflections on the Development of Modern Macroeconomics, Edward Elgar Publishing Co. Cheltenham, 1997 Snowdown B., Vane B., Wynarczyk P.; A Modern Guide to Macroeconomics, An Introduction to Competing School of Thought, Edward Elgar Publishing Limited, Cambridge, 1994 Tunca Z.; Makro ktisat, Filiz Kitapevi, stanbul, 1997 nsal E.; Makro ktisat, maj Yaynclk, Ankara, 2000 Yetkiner H.; Sorularla Makro ktisat, Efil Yaynevi, Ankara, 2010

54

Makro ktisat 4.Blm e-Ders Kitap Blm

4.KISIM

6.3) PARA PYASASINDA DENGE ve CAMBRIDGE DENKLEM .62 7) KLASK SSTEMDE GENEL DENGE ve SSTEMN LEY 64 7.1) PARA ARZINDAK ARTIIN ve SSTEMN LEY .66 7.2) EMEK ARZINDAK ARTIIN ve SSTEMN LEY .68 8) KLASK SSTEMDE TOPLAM ARZ TOPLAM TALEP 70 8.1) TOPLAM TALEP .............70

8.2).TOPLAM ARZ.72 9) KLASK SSTEMDE TOPLAM ARZ VE TOPLAM TALEP ERLER VE MALYE POLTKASININ ETKNL 76 10) WALRAS KANUNU ve KLASK MODELN MATEMATKSEL GSTERM 78 11) KLASK SSTEMDE KTSAT POLTKALARI ve DEVLETN EKONOMDEK YER.81

56

ZET: Klasik Sistemde mal ve para piyasas tanmlandktan sonra, sistemin genel ileyii gsterilebilinir. Toplam arz ve talep erilerinin gsterilmesiyle iktisat politikas uygulamalarnn sonular daha net grlebilecektir. Grafiksel gsterimin yan sra, matematiksel gsterim de Klasik Sistemin ileyiini zetler niteliktedir. 6.3) PARA PYASASINDA DENGE ve CAMBRIDGE DENKLEM Para piyasasnn dengede olduu durumda fiyatlar genel seviyesinin nasl arttn ve parasal deikenlerin reel deikenler zerinde bir etkisi olmadn aadaki grafik yardmyla grebiliriz. Burada unutulmamas gereken sistemin ileyiinde para arznn dsal (otonom) olduudur. EKL 7 Y Y1=Py* M0 * M1 * B Md=kY

Y0=Py*

Ms=Md

Ms=Md

Yukardaki grafikte balangta M0 para arz ile para talebinin oluturduu denge (A) noktasnda salanmtr. Bu denge noktasnda para arz ve para talebi birbirine eit olup, bu
56

57

denge noktasna tekabl eden nominal gelir dzeyi Y0 dr ( Burada unutulmamas gereken bir dier nokta, nominal gelirin fiyatlar genel dzeyi reel kt miktarnn arpmna eit olduudur. Nitekim grafikte de anlatm kolaylatrmak iin bu ekilde kullanlmtr: Md=kPy ve Y=Py ise, Md=kY). Yukardaki grafikte para arznn artmas durumunda ne olduu gsterilmektedir. ekilden de takip edilebilecei gibi para arznn artmas durumunda yeni denge noktas artk (B) noktasdr. Bu noktada da para arz ve talebi birbirine eittir ve bu noktann salad nominal gelir dzeyi Y1dir. Ksa dnemde reel kt miktar emek piyasasnda oluan istihdam dzeyi (igc) tarafndan belirlendiinden para arznn reel kty deitirmesi sz konusu deildir. Oysa ekilde de grlecei gibi nominal gelir artmtr. Bu durumda bu artn kaynann fiyatlar genel seviyesindeki arttan kaynakland aktr. Dolaysyla para arzndaki art reel deikenleri etkilememi sadece nominal deikenleri etkilemitir.

57

58

58

59

7) KLASK SSTEMDE GENEL DENGE ve SSTEMN LEY Aadaki gsterimde buraya kadar elde ettiimiz sonular toplu olarak gsterilmitir. EKL 8 i (A) S y y (B) Y=f(K,N) Y (D) Ms Md=kY

i I

Y=P0 y*

I=S

I,S

0 W/P

N0 (C) NS

0 W

MS=MD

(E ) W0

W/P

W0/P0 Nd 0

N0
59

P0

60

Yukardaki gsterimde (A) panelinde yatrm tasarruf eitlii grlmektedir. dn verilebilir fonlar piyasasnda yatrm ve tasarruflar arasnda salanan eitlik, denge faiz oranlarnn da olumasna yol amaktadr. Daha sonraki uygulamalarda da grlecei gibi gerek tasarruf gerekse de yatrmlardaki bir artn (ksa dnemde) ele alnan byklkler zerinde arttrc veya azaltc ynde bir etkisi sz konusu deildir. (B) ve (C) panelleri ekonominin reel ksmn tekil etmektedirler. Burada azalan verimler kanununa gre ileyen reel retim ile bu retimin seviyesini belirleyen emek arz ve talebi yer almaktadr. Ksa dnemde tek deiken olan emek arz ve talebindeki bir deiiklik retim miktarnn deimesine yol amaktadr. Varsaymsal olarak tam istihdam denge noktasndaki emek piyasasnn oluturduu retim miktar ksa dnemde sabittir. Uzun dnemde ortaya kabilecek bir sermaye oku (yeni fabrikalarn almas, sava, deprem v.b) retim fonksiyonunun deimesine yol aabilecektir. (D) panelinde ise, para piyasasnda oluan denge durumu gsterilmitir. Buradaki gsterim daha nce aklanan Cambridge denkleminden yararlanlarak oluturulmu ve para arz ve talebinin eitliini ve bunun belirledii nominal milli gelir seviyesini ifade etmektedir. Buradaki denge ekonominin bir anlamda nominal dengesidir ve fiyatlar genel dzeyindeki deiimi gstermektedir. (E) paneli ise, reel cret oranlarn ifade etmektedir. Bu eklin uygulamada bize salayaca katk fiyatlar genel dzeyindeki deiimin nominal cretleri nasl etkileyeceini net bir ekilde grebilmemiz olacaktr. Aada yalnz iki rnek durum seilerek ekonomi zerindeki etkiler tartlacaktr.

60

61

7.1) PARA ARZINDAK ARTI ve SSTEMN LEY EKL 9 i (A) S y y (B) Y=f(K,N) Y (D) Ms0 MS1 Md=kY

i I

Y=P0 y*

I=S

I,S

0 W/P

N0 (C) NS

0 W W1 W0

MS=MD MS=MD

(E )

W/P

W0/P0 Nd 0

N0
61

P0

P1

62

Yukardaki grafikte para arzndaki bir artn etkileri ele alnmtr. Konunun beli diyagram ile gsterilmesi yoluyla, bu artn etkilerinin sadece para piyasas ile snrl olmayacak ekilde tm ekonomi iin grebilmek mmkndr. ekilde de grlecei gibi para arzndaki artn ilk etkisi para piyasasnda artan para talebi ile yeni bir dengenin meydana gelmi olmasdr. Artan nominal gelir kiilerin servet saklama nedeniyle tutmak istedikleri para miktarnn artmasna neden olmutur. Burada vurgulanmas gereken nokta, reel deikenlerin etkilenmedii yalnz fiyatlar genel seviyesinin artm olduudur. Bu eitli konularda tekrarlanm olan bir durumdur. Oysa imdi ortaya kan durum bunun pheli hale gelmesine yol amtr. nk fiyatlar genel seviyesindeki bir art, ayn zamanda reel gelirin dmesi anlamna gelmektedir (W/P ). Bu durumda ortaya kan du-

rum tm Klasik sistem argmanlarn kertebilecek gtedir. Nitekim reel cretlerin azalmasyla, reel cretlerin fonksiyonu olan emek arz ve talebi etkilenebilecektir. Bir dier ifade ile reel retim miktar deiecek, nominal deikenler reel deikenleri etkilemi olacaktr. Bu durumda ne olacan ve hangi koulda sistemin dengeye kavuabilecei (E) panelindeki gsterimden anlalabilmektedir. Reel retim dzeyindeki dengeyi gsteren (W/P) reel cret seviyesi ancak fiyatlar genel seviyesindekine eit bir nominal cret art durumunda ekonomik sistemin reel deikenlerini etkilemeyebilecektir. Nitekim (E) panelinde de bu durum gsterilmitir.

62

63

7.2) EMEK ARZINDAK ARTIIN ve SSTEMN LEY (EKL 10) i (A) S y y (B) Y=f(K,N) Y (D) Ms Md=kY

i I

Y=P0 y Y=P1y

I=S

I,S

0 W/P

N0 (C)
NS0 NS1

0 W (E ) W0

MS=MD

(W/P)0 (W/P)1

W0/P0 W1/P1 Nd0

W1

N0 N1

P1 P0

63

64

Yukardaki grafikte emek arznda bir art olmas durumunda nasl deiikliklerin olabilecei ele alnmtr. ncelikle (C) panelinde de grlebilecei gibi emek arzndaki art bir taraftan alan igcnn artmasna dier taraftan da reel cretlerin dmesine yol amtr. Reel retim miktarn ksa dnemde alan emek miktar belirlediinden retimde de bir art sz konusudur. Azalan verimler kanunu geerli olduundan artan emek miktar kty daha az miktarda arttrmtr. Daha nce reel cretlerin arttn grm bulunuyoruz. Ancak bu art nereden kaynaklanmaktadr? Zira byle bir art fiyatlar sabitken nominal cret art salayabilecei gibi nominal cretler deimese bile fiyatlar genel dzeyindeki azalma da salayabilecektir. Bunun iin para piyasasna bakmamz faydal olacaktr. Burada fiyatlar genel seviyesinin deiip deimediini deitiyse bu deiimin art ynnde mi yoksa azal ynnde mi olduu tespit edilebilecektir. (D) panelinde de grlecei gibi nominal gelir seviyesi deimemitir, nk para arznda bir deiim sz konusu deildir. Bu durumda daha nceki bulgularmza geri dnelim. Daha nceden biliyoruz ki reel kt miktar artmtr. Oysa para piyasas dengesinden grdmz nominal kt miktarnn artmaddr. Bu durumda, Y=P.y olduuna gre, nominal kt miktarnn deimeden kalabilmesi iin fiyatlar genel seviyesinin bu eitlii salayacak biimde azalm olmas gerekmektedir. Bu durumda tek eksik nominal cretlerin ne olduudur. Reel cretler azalm ve fiyatlarda dm olmas durumu kanlmaz olarak reel cretlerin fiyatlardaki azalmadan ok daha fazla azalm olmasnn gerekliliini ortaya karmaktadr. Zira nominal cretler fiyatlar kadar azalm olsa idi reel cretler deimeyecekti. 8) KLASK SSTEMDE TOPLAM ARZ TOPLAM TALEP

64

65

Yukardaki anlatmlarda para politikasnn etkinsiz olduu sonucuna ulaabildik. Nitekim para arznn artmas sonucunda ne retim dzeyi ne de istihdam miktarnda bir art gerekleti. Ancak bununla yetinilmesi durumunda devletin ekonomiye maliye politikas yoluyla mdahale edebilecei gibi bir sonula karlaabiliriz. Oysa Klasikler iin bu doru deildir. Bunun anlalabilmesi iin toplam arz ve toplam talep erilerinden yararlanmamz faydal olacaktr. 8.1) TOPLAM TALEP Toplam talep erisinin oluturulmasnda miktar kuramndan yararlanabiliriz.

Hatrlanaca gibi Fisher yaklamndan bahsederken burada elde ettiimiz denklemin aslnda bir toplam arz toplam talep denklemi olduunu belirtmitik. Burada Fisher denklemindeki MV=Py eitliinden yararlanarak P=MV/y sonucuna ulamamz mmkndr.

65

66

EKL 11 P P2= M2V/y* P1= M1V/y*


P2 P1 AD2(M2) AD1(M1)

y*

Ekonomi tam istihdam noktasnda dengede ve parann dolanm hz sabit iken, veri para arz ile satn alnabilecek kt miktar fiyatlar genel dzeyinin ne olacan gstermektedir. ekildeki gsterimle ifade edecek olursak emek piyasasndaki istihdam dzeyinin belirledii retim dzeyi, M1 kadar para arzyla satn alnmak istendiinde fiyatlar genel dzeyi P1 olacaktr. Para arznn artmas durumunda ise, retim miktar ve parann dolanm hz deimediine gre fiyatlar genel seviyesinin artmas gerekmektedir (P2). Bir dier ifade ile fiyatlar genel seviyesiyle retim dzeyi arasnda ters ynl bir iliki sz konusudur ve toplam talep erisinin konumunun deimesi para arznn artmasna baldr.

8.2) TOPLAM ARZ


66

67

Klasik sistemde toplam arz erisi emek piyasas ve buna bal olarak retim seviyesine gre belirlenmektedir. Piyasada bilginin tam olduu ve cretlerin esneklii varsaymlarna bal olarak oluan bu denge noktasndan hareketle fiyatlar genel seviyesinin deimesi durumunda fiyat ve kt arasnda nasl bir ilikinin ortaya kaca, bize toplam arz erinin biimi hakknda fikir verebilecektir. Aadaki ekilde fiyatlar genel seviyesinin artm olduu varsaym ile bu ilikinin nasl olduu anlalmaya allacaktr.

67

68

EKL 12
Y (B) Y=f(K*,N) Y (C) Y=Y

0 W

N0

450

(A)
NS1 (P1)

(D)
P P1

AS
B

W1

b a W0

NS0 (P0)

Nd1(P1) Nd0(P0) P0 A

Ns=Nd

68

69

Yukardaki gsterimde eklin (A) panelinde emek piyasas yer almaktadr. Amalanan fiyat deimeleri karsnda retimin nasl deieceinin tespit edilmesi olduundan emek piyasas nitelii deimeyecek ekilde farkl bir biimde gsterilmitir. Burada belirli bir nominal cret(W0) ve fiyat(P0) seviyesinde ekonomi (a) noktasnda dengeye gelmektedir. Bu denge noktasndaki reel cretler (W0/P0) kadardr. Bu denge noktasnda Ns0 kadar emek arz Nd0 kadarda emek talebi sz konusudur. Bu miktarda emek arz ve talebinin oluturduu retim miktar ise yo kadar gereklemitir. imdi fiyatlar genel seviyesindeki deiim karsnda emek piyasasnda dolaysyla retim miktarnda nasl bir deiiklik olduuna bakalm. Fiyatlar genel seviyesi P0dan P1e ykseldiinde bunun anlam reel cretlerin dmesidir. Den reel cretler bir taraftan emek arznn azalmasna yol aacak dier taraftan da emek talebinin artmasna yol aacaktr. Bylece emek arz azalarak sola doru kayarken emek talebi artarak saa doru kayacak ve emek arz ve talebinin bu ekilde hareketi (b) noktasna kadar devam edecektir. Bu noktada istihdam miktar deimediinden retim dzeyinde de bir deiiklik sz konusu deildir. Ancak burada nemli bir nokta vardr. Neden gerek emek arz gerekse de emek talebi eski istihdam seviyesinin ve dolaysyla retim dzeyinin deimeyecei bir noktaya kadar hareket etmitir? Nitekim bu noktann dndaki herhangi bir noktada hem istihdam hem de retim dzeyi deimektedir. Bu soruyu yantlayabilmek iin alternatif durumlarda ne olacan inceleyelim. Emek arz erisinin daha az miktarda sola gitmesi gibi bir durumda iiler eskisine gre daha dk bir reel cret seviyesinde daha dk bir reel cret seviyesinde daha dk bir seviyede emek arz edecekleri gibi bir durum ortaya kmaktadr. Kukusuz bu durum rasyonellik ilkesiyle badamamaktadr. Daha fazla sola kayma durumu daya yksek bir reel creti ifade etmektedir. Aslnda bu durum iiler iin olduka rasyoneldir. Byle bir durumda iiler daha yksek
69

70

bir reel cret seviyesinden, daha az emek arz etmektedirler. Oysa bu durum da iverenler iin rasyonel deildir. Ayrca bu noktada da hem tam istihdam noktasnn altndadr hem de isiz kalanlarn daha dk cretten alma isteklerinin yarataca bask reel cretleri aa ekecektir. Sonuta balangtaki ilke ve varsaymlara da bal kalarak fiyatlardaki deiimin istihdam ve retim dzeyini etkilemeyeceini grdk. Buradan sonra yapmamz gereken elde ettiimiz sonular fiyat ve retim miktarlarndaki deimeleri ayn dzlem zerinde gsterebileceimiz bir toplam arz grafiine tamak olmaldr. eklin (C) paneli elde edilen sonular toplam arz erisine ulatrmaya yarayan 450li bir ayna fonksiyondur. Bu ayna fonksiyon ile ulatmz toplam arz erisi bir tarafta fiyatlar genel seviyesi artarken dier tarafta retimin deimedii durumu yanstr niteliktedir. Bir dier ifade ile toplam arz erisi uygulamamz sonucunda elde ettiimiz noktalarn bileimlerinin geometrik gsterimi eklindedir. imdi hem toplam arz ve talep erilerinin birlikte gsterimini salamak hem de u ana kadar yaplmam olan bir maliye politikalarnn etkileri daha ak bir biimde ifade edilebilinecektir.

9) KLASK SSTEMDE TOPLAM ARZ VE TOPLAM TALEP ERLER VE MALYE POLTKASININ ETKNL Maliye politikas yani kabaca kamunun harcamalar, transfer demelerini veya vergileri artrp azaltmas yoluyla uygulad politikalarn etkilerine gemeden nce bir konunun
70

71

aklanmas gerekmektedir. Klasiklere gre maliye politikas da aslnda para arznn arttrlmas demektir. Bir dier ifade ile para arzn arttrmadan yaplacak maliye politikalarnn tanm gerei hibir etkisi yoktur. rnein devletin para arzn arttrmak dnda gerekletirdii harcamalar finanse ederse bunu gerekletirebilecei uygulamalar tahvil arz etmek ya da vergileri arttrmak olacaktr. Her iki yntemde de harcamalarn karl halktan alnm olacandan, kiilerin harcamalarnn azalmasna yol aacaktr. Sonu olarak toplam harcama miktar deimemektedir. Dolaysyla da maliye politikas tanm gerei etkin deildir. Aslnda bu durumun tersi de zellikle Klasik iktisatlarn bulunduklar dnem dikkate alndnda pek mmkn grlmemektedir. Daha ak bir ifade ile daraltc maliye politikas devletin yalnz savunma, eitim gibi asgari dzeyde iktisadi hayata bulunduu dnemlerde harcamalarn azaltlmas sz konusu deildir. Kald ki bunu bir iktisat politikas arac olarak ele almak dnemin iktisat anlaynn da ok tesindedir. Yine de u ana kadarki bilgilerimizle byle bir durumun gereklemesi durumunda Klasiklere gre retim miktarnn deimeyeceini syleyebiliriz. Bir dier ifade ile devletin harcamalarn azaltmas, rnein, daha az vergi almas kiilerin harcamalarn arttrrken Klasiklere gre retim miktar deimeyeceinden deiecek olan fiyatlar genel seviyesi olacaktr.

71

72
Y (A) Y=f(K*,N) Y (B)

0 W

N0 (C )
NS(P1)

0 P

450 (D)

Y* AS

W1/P0 W0/P0

b a

NS(P0)

P1

Nd(P1) N d (P 0 )

P0

AD1 AD0

Ns=Nd

72

73

eklin oluumu daha nce belirtilen toplam arz erisi ile ayndr. Buradan sonra yaplacak olan kamunun uygulad geniletici bir maliye politikas durumda ne gibi deiiklikler olduunu incelemektir. Geniletici maliye politikas durumunda artan toplam talep (D) panelinden izlenebilecei gibi fiyatlar genel seviyesinin artmasna yol aarken retim seviyesi deimemitir. Fiyatlar genel seviyesinin ykselmesinin emek piyasasndaki yansmas ise reel cretlerin dmesi eklinde olacaktr (W1/P1). Bu durumun doal sonucu da iverenlerin emek talebini arttrmas (Nd1) ve emek arznn azalmas (Ns1) olacaktr. Daha ncede belirtildii gibi bunun daha az veya daha ok istihdama yol amas kiilerin ve firmalarn rasyonellii ile badamayacaktr. Emek piyasas deimedii iin tam istihdam seviyesinde dengede olan ekonomideki dengenin deimesi de sz konusu deildir. Sonuta istihdam ve retim seviyesi deimemi, sadece fiyatlar genel seviyesi ykselmitir. Dolaysyla Klasiklere gre uygulanan bir maliye politikasnn etkisizdir ve sadece fiyatlarn artmasna yol amtr. 10) WALRAS KANUNU ve KLASK MODELN MATEMATKSEL

GSTERM Klasiklere gre, reel piyasalarla birlikte para piyasas da dengeye gelmektedir. rnein, mal piyasasnda bir arz fazlasnn olmas durumunda para piyasasnda bu arz fazlasn karlayacak bir talep fazlas vardr. Bir dier ifadeyle piyasalardan birinde arz veya talep fazlas olmas durumunda dier piyasada ters ynl bir etki bu arz veya talep fazlasnn etkilerinin ortadan kalkmasna yol aacaktr ve bunu salayacak eilim sistemin ierisinde mevcuttur. Walras Kanunu olarak ifade edilen bu durum (n-1) piyasa dengede iken (n) inci piyasada dengededir eklinde ifade edilir.
73

74

Walras kanunun daha geni bir analizine girmeden Klasik sistemin bir btn olarak matematiksel gsteriminde yeterli olacak biimiyle deinilmitir. Aadaki matematiksel ifadeler en son aamada Walras Kanundan yararlanlarak zme kavuturulacaktr. 1) 2) 3) 4) yonudur. 5) dur. 6) OSe+ OSg= OSmToplam tahvil arz= Firmalarn ve devletin OSe= f(i).. Firmalarn tahvil arz (OSe) faizin bir fonksiyonuND=ND (W/P)Emek talebi reel cretin fonksiyonudur. NS=NS(W/P)..Emek arz reel cretin bir fonksiyonudur. ND=NS..Emek piyasasnda denge ODm= f(i) Hanehalknn tahvil talebi (ODm) faizin bir fonksi-

(OSg) tahvil arzlarndan oluur. 7) 8) 9) 10) 11) MS=M-1+MS.Miktar kuram MD= (1/V)Py Miktar kuram MS= MD.Para piyasasnda denge y= f(K*N)..retim fonksiyonu Py=WND+R..Blm denklemi;emee denen cret ve c-

ret d gelirler (kar,faiz,rant) 12) PCD= WNS+R-Em-Tm..Tketim harcamalar(PC), cretlere denenler

ve cret d gelirlerden, hanehalk tasarruflar (Em) ve vergilerin (Tm) farkna eittir. 13) PGD= Tm-EgKamu harcamalar; vergilerden kamu tasarruf-

larnn (Eg) farkna eittir.


74

75

14)

PID=OeS.Yatrmlarn parasal deeri, zel firmalarn

tahvil arzna(OeS) eittir. 15) Em=OmD+MmD..Hanehalknn tasarruflar (Em)hanehalknn

tahvil talebi ve para talebinden oluur (MmD). 16) -Eg=MS+OgS..Kamu kesiminin tasarruf a (-Eg), para

arz (MS)ve i borcun (OgS)toplamndan oluur. 17) Py=PID+PCD+PG..Mal piyasasnda denge

Yukardaki denklemlerden 17. Denklem yerine karlklar olan dier eitlikleri kullanacak olursak;

WND+R= OeS+ WNS+R-Em-Tm+ Tm-Eg


Yukardaki eitlikte gerekli sadeletirme yapldktan sonra Em ve Eg deerleri yerine karlklar olan 15 ve 16. Denklemler yerletirilirse aadaki denklemlere ulalr.

WND= OeS+ WNS-(OmD+MmD)+( MS+OgS)


Yukardaki eitlikte cret arz ve talebi, tahvil arz ve talebi ile para arz ve talep deikinlerinin kald grlmektedir. Bu eitliklerdeki her bir ilgili deikeni bir araya getirirsek;

W(ND+NS)= ( OeS -OmD+OgS) +MS- MmD


Yukardaki eitlii aadaki ekilde ifade edebiliriz;

W(ND+NS)- ( OeS -OmD+OgS) +(MS- MmD)=0

X-Y-Z=0
75

76

X-Y=0

Z=0 (WALRAS KANUNU)

Yukarda grlecei Klasik sistemin bir btn olarak ele alndnda bir piyasada talep fazlas varsa dier piyasalarda ise arz fazlas vardr. Bir dier ifade ile (n-1) piyasa dengede ise sonuncu piyasa da (n.) dengede olacaktr. Burada belirtilmesi gereken bir dier nemli nokta ise Walras Kanununda Say Kanunundan farkl olarak para arz ve talebi dier mallarn arz ve talebinden ayrlmaktadr. Yukardaki gsterim cinsinden ifade edersek, (n-1) piyasalarn reel piyasalar olduu varsaylmaktadr ve dengede olmak zorunda olan sonuncu piyasa (n.) para piyasasdr. 11) KLASK SSTEMDE KTSAT POLTKALARI ve DEVLETN

EKONOMDEK YER Klasik sistemde kartlabilecek en nemli sonu devletin ekonomiye mdahale etmesinin faydal olmayacadr. Aslnda faydal olmak bir tarafa yukardaki analizlerde detayl bir ekilde grdmz gibi zararl sonulara da yol amaktadr. Yukardaki analizlerimizde ele aldmz konular statik bir ekilde ele aldk. Byle bir yntemde yeni denge oluana kadar ekonomideki dinamik sreleri izleyebilmek mmkn deildir. Bunu bir rnekle aklayacak olursak uygulanan bir para politikasnda retim artmamasna karn fiyatlardaki art kanlmaz olarak reel cretleri de etkileyecektir. Dolaysyla emek arz ve talep eski retim dzeyini tutturabilecekleri yeni denge noktasna kadar bir belirsizlik ortaya kmaktadr. Klasikler sadece byle durumlarda olmasa da, tm piyasalarda denge fiyat, cret, faiz deerlerini belirledii varsaylan ve yanl alverileri nledii dnlen bir mzayedeci (auctioneer) olduunu varsaymlardr. Walras tarafndan makro sisteme sokulan mzayedecinin bugnk fiyatlar doru olarak bilmekte ve yarnki fiyatlar da nceden ngrebildii varsaylmaktadr. Buradaki ama piyasadaki doal fiyatlarn piyasa fiyatlarndan sapmayacan ve denge noktalarnn herhangi bir gecikmeye mahal vermeyecek abuklukta salana 76

77

bilecei bir doal dzen vurgusunu glendirmektir. Bylece sistemde ksa dnemde de bir aksama sz konusu deildir. Byle bir varsayma ramen devletin ekonomiye mdahalesinin ortaya karabilecei aktr. Ancak her eye ramen devletin ekonomiye mdahalesini gerektiren sava, ktlk gibi durumlar ile ani deiebilecek konjonktrel durumlarda devlet ekonomiye mdahale edecektir. Zorunlu durumlardaki devlet mdahalelerinde ise uygulanmas gereken iktisat politikas mutlaka para politikas olmaldr. Bir dier ifade ile sadece bir iktisat politikas arac olarak deil, devletin harcamalarn arttrmak zorunda olduu dnemlerde de bu harcamalar para arz art ile finanse edilmelidir. nk aksi taktirde, vergilerin arttrlmas ve tahvil arz gibi durumlar kiilerin harcayabilecekleri miktar azaltmakta ve sadece harcayan iktisadi birim deimektedir. Ancak bu devletin hibir ekilde normal koullarda hibir zaman iktisat politikas aralarna bavurmamas gerektii anlamna gelmemelidir. Nitekim para arz art Miktar kuramna gre byme oranna yakn bir lde arttrlmas gerekmektedir. Burada ksa dnemde sabit kabul edilen retimin artmas durumu kastedilmektedir. Miktar kuramndan hareketle (M x V =P x y), retim art kadar (y) para arz arttrlmaldr. Sonuta devlet btesi kk ve denk olal ve devletin ekonomiye mdahalesi ancak iktisadi gerekliliklerde ve zorunlu durumlarda ve yalnz para arz arttrlarak yaplmaldr. Burada belirtilmesi gereken en nemli durumlardan birisi sendikalarn varldr. Klasiklere gre sistemin (mkemmel) ileyiindeki aksaklklardan birisi sendikalardr. Monopolc ii sendikalar emek piyasasna mdahale ederek reel cretlerin denge reel cret seviyesinin ykselmesine, bu da isizlie sebep olduu gibi ekonomi potansiyel retim miktarnn altnda kalacaktr. Byle bir durumda nerilen devlet mdahalelerinden(!) sadece iktisat politikalarna deinecek olursak, devletin para miktarn arttrarak fiyatlar ykseltmesi halinde
77

78

reel cretler decek ve tam istihdam yeniden salanacaktr. Ancak byle bir durumda sendikalarn nominal cretleri arttrmalar durumda yine tam istihdamn altnda bir noktaya ulalacak ve potansiyelin altnda bir retim gerekleecektir. Dolaysyla ileyii bozan sendikalarn gcnn krlmas Klasikler iin ok bu durum sadece karlar azaltan bir durum olmann tesinde sistemin ileyiini etkileyen bir durumdur. Her eye ramen Klasiklerin ngrd ekilde ilemeyen sistem, isizlik ve konjonktrel dalgalanmalara sebep olmutur. Oysa Klasiklere gre, bunlar ksa dnemde mmkn olsa da uzun dnemde sz konusu bile deildir. Konjonktrel dalgalanmalar bir tarafa, birok iktisadi kriz ortaya kmtr. Bunlardan Byk Dnya Bunalm (1929-1934) yllarnda isizlik yzde 25lere km ve ekonomi ilemez hale gelmitir. Klasiklerin bylesi durumlarda nerecekleri iktisat politikalar olmad gibi, iktisadi sistem onlarn ngrd biimde de ilememektedir. Sistemin ileyiinin nndeki tek engel olarak grlen sendikalarn glerinin krlmas ve devletin ekonomiye gereksiz mdahaleleri olarak grlmesine karn, 1929 bunalmnda devletin ekonomiye mdahalesi sz konusu olmad gibi reel cretler de drlmtr. Her eye ramen kriz ortadan kalkmamtr ve bu Klasikler iin szn bittii yerdir. zellikle 1929 bunalm Klasik sistemin gzden dmesine sebep olmutur. SONU: Klasik sistemde kartlabilecek en nemli sonu devletin ekonomiye mdahale etmesinin faydal olmayacadr. Zorunlu durumlardaki devlet mdahalelerinde ise uygulanmas gereken iktisat politikas mutlaka para politikas olmaldr. Bir dier ifade ile sadece bir iktisat politikas arac olarak deil, devletin harcamalarn arttrmak zorunda olduu dnemlerde de bu harcamalar para arz art ile finanse edilmelidir. nk aksi takdirde, vergilerin arttrlmas ve tahvil arz gibi durumlar kiilerin harcayabilecekleri miktar azaltmakta ve sadece harcayan iktisadi birim deimektedir.
78

79

KONUYA LKN RNEK SORULAR 1)Aadakilerden hangisi Klasik Sistemin sonularndan deildir? a) b) c) d) e) Maliye politikas etkin deildir. Devlet zorunlu ihtiyalar dnda ekonomiye mdahale etmemelidir. Para arz byme oranndaki art kadar arttrlmaldr. Para ve maliye politikalar birlikte kullanlmaldr. Devlet btesi denk olmaldr.

2)Klasik Sistemde geniletici bir maliye politikas sonucu olarak aadakilerden hangisi sylenebilir. a) b) c) d) e) Reel cretler azalr. Reel cretler artar. Reel cretler deimez. Nominal cretler artar. Fiyatlar genel seviyesi der.

3.) (n-1) piyasa dengede ise, n. piyasann da dengede olmas hangi kanun veya ilkeyle ifade edilir? a) Walras Kanunu d) Say Kanunu b) Dikotomi lkesi c) Azalan Verimler Kanunu

e) Etkin Piyasalar lkesi

79

80

4.)Klasik Sistemde toplam arz erisi iin aadakilerden hangisi dorudur? a) b) c) d) e) Fiyatlar genel seviyesi arttka retim miktar artar. Fiyatlar genel seviyesi arttka retim miktar azalr. Fiyatlar genel seviyesi arttka retim miktar deimez. Fiyatlar genel seviyesi hibir ekilde deimez. retim dzeyi ykseldike fiyatlar da artar.

Cevap Anahtar:1d -2c-3a-4-c

Yararlanlan Kaynaklar Heilbroner R.L.; ktisadi Sorun II., Makro ktisat, (eviren: D.Demirgil), alayan Kitabevi, stanbul, 1974 Paya M.; Makro ktisat, Filiz Kitabevi, stanbul, 2001 Pentecost E.; Macroeconomics, Mac Millan, London, 2000 Phelps E.S.; Seven Schools of Macroeconomic, The Arne Ryde Memorial Series, Clarendon Press, Oxford, 1990 Sava V.; Keynesyen ktisat Yklrken, Beta Yayn Datm, stanbul, 1986 Sava V.; Politik ktisat, Beta Yayn Datm, stanbul, 1994 Shaw G.K.; Keynesian Economics: The Permanent Revolution, Edward Elgar, Alders hot, 1998 Snowdown B., Howard R.V.; Reflections on the Development of Modern Macroeconomics, Edward Elgar Publishing Co. Cheltenham, 1997

80

81

Snowdown B., Vane B., Wynarczyk P.; A Modern Guide to Macroeconomics, An Introduction to Competing School of Thought, Edward Elgar Publishing Limited, Cambridge, 1994 Tunca Z.; Makro ktisat, Filiz Kitapevi, stanbul, 1997 nsal E.; Makro ktisat, maj Yaynclk, Ankara, 2000 Yetkiner H.; Sorularla Makro ktisat, Efil Yaynevi, Ankara, 2010

81

Makro ktisat 5.Hafta e-Ders Kitap Blm

5. Blm

1) KEYNES .86 2)KEYNEZYEN ve KLASK SSTEMN FARKLILIKLARI

..88 3) KEYNESYEN ANALZ ve YNTEM..91 4)BAST KEYNESYEN MODEL I ve VARSAYIMLARI..91 4.1) TOPLAM HARCAMA ve DENGE GELR DZEY

...92 4.2) TKETM FONKSYONU ...92 4.3) TASARRUF FONKSYONU ..97 4.4)TOPLAM HARCAMA DENKLEM .101

83

ZET: Modern Makro ktisadn temeli olarak kabul edilebilecek Keynesyen Sistemin analizi ok nemlidir. Keynesyen Sistemin analizi, bir iktisat okulunun analizinden ok daha fazla ey ifade etmektedir. Nitekim bu analizin sonucu olarak ulalabilecek olan toplam talep dier analiz yntemlerinde de temel alnacaktr. Bu ksmda ele alnacak olan analizde, d alem yoktur, devletin iktisadi sistem ierisinde olmad kabul edilecektir, para ve kredi piyasas yoktur ve yatrmlar otonomdur. 1) KEYNES

Klasik iktisat ideolojisinin hakim olduu dnemlerde eitli byklklerde krizler yaanmtr. Piyasa ekonomisi iki asrlk tarihinin en byk krizini 1930larda yaad 1929 ylnda New York borsasnda ani ve byk bir d oldu.Ancak ksa srede dnya ekonomisini etkisi altna alan byk bir talep yetersizliine dnt.Bata ABD de ve sanayi lkelerinde milli gelir, d ticaret ve fiyatlar hzla gerilerken isizlik hzla rekor dzeylere trmand.Banka iflaslar krizi derinletirdi,etkileri dnya savana kadar srd 1929 Byk Dnya Bunalm olarak adlandrlan bu kriz tartmasz gerek etkileri gerekse de sresi itibaryla gnmze dein kapitalizmin en byk krizi olmutur. Konumuz asndan Byk Bunalmn en nemli sonucu Klasik argmanlarn iflas etmesidir. Bu krizde Klasik iktisatlarn hibir zm nerisi olmadklar gibi, o gne kadar sistemin ileyii ile ilgili tm grleri de iflas etmitir. Nedenleri bugn dahi tartma konusu olan Byk Bunalm sadece iktisadi yaamda deil iktisadi dncede de byk bir deprem etkisi yaratmtr.

84

Keynes ite byle bir dnemde ortaya km ve eitli versiyonlaryla uzunca saylabilecek bir dnem gerek iktisadi dnce ortamna gerekse de iktisadi yaama egemen olmutur. Keynesyen analize gemeden nce belirtilmesi gereken nemli bir nokta vardr. Gnmzde zellikle ders kitaplarnda yaygn olarak Keynesyen iktisat olarak sunulanlar Keynesin sadece bir yorumudur. Hidrolik yorum, Neoklasik Keynesyen yorum, Melezlenmi yorum gibi eitli isimlerle anlan bu yaygn yorum Hicks, Modigliani, Samuelson, Hansen gibi iktisatlar tarafndan oluturulmutur. Gnmzde IS-LM analizi ile ifade edilen bu yorumun Keynesin iktisadn ifade etmedii ynnde iddetli eletiriler sz konusudur. Nitekim bu eletiriler Post Keynesyen ktisat olarak anlan yeni bir iktisat okulunun domasna yol amtr. Bizim de burada anlatacamz yukarda ifade edilen Neo-klasik Keynesyen ktisat olacaktr. Konuya ilgi duyanlarn yapmas gereken Keynesin ksaca Genel Teori olarak bilinen, stihdamn, Faizin ve Parann Genel Teorisi isimli kitabn okumasdr. Keynesyen sistemin analizine daha nce ele alnan Klasik Sistem ile Keynesin grlerinin karlatrmas ile balamak faydal olacaktr. 2) 1) KEYNESYEN ve KLASK SSTEMN FARKLILIKLARI Klasik sistemde tketim faizin bir fonksiyonudur. Keynesyen sistemde isel

bir deiken olan tketim harcanabilir kiisel gelirin bir fonksiyonudur. 2) Klasiklerde yatrm faizin bir fonksiyonudur. Keynesyen sistemde ise,

yatrmlar konusunda sermayenin marjinal etkinlii kavram ok byk bir nem tamaktadr. Bir dier ifade ile yatrm yaplmasnda yatrmdan beklenen karllk byk nem tarken, yatrmlar konusunda faizin oran borcun maliyetini gstermesi asndan nem tamaktadr.

85

3)

Klasiklerde tketim ve yatrm miktar toplam harcamalar olutururken,

bunlar toplam retime eittir. Keynesdeki en byk yeniliklerden birisi efektif talep karamdr. Efektif talep; cari istihdam seviyesinde giriimciler tarafndan satlaca dnlen yani talep edilecei dnlen tketim ve yatrm toplamn ifade etmektedir. Burada efektif talep bir beklenti bykl olarak dnlmektedir. Efektif talep miktar ise retim dzeyi ve istihdam dzeyini belirlemektedir. 4) Tketim Talebi Dzeyi 5) Yatrm Talebi Dzeyi Efektif Talep Dzeyi retim Dzeyi stihdam Dzeyi

Klasiklerde ksa dnemde tketim ve yatrm miktarnn artmas (toplam

talep art) retimi deil fiyatlar genel seviyesini arttrr. Keynes de ise eksik istihdam seviyesindeki ekonomideki efektif talep art retimi arttrmaktadr. 6) Klasiklerde yatrmlar ve tasarruflar birbirine eittir ve tasarruf artnca

eit miktarda yatrmlar artar. Keynes de tasarruflar srekli yatrmlar ama eilimindedir. Ayrca yatrm miktarnda ani ve hzl deiiklikler sz konusu olabilmektedir. 7) Klasiklere gre ekonomi daima tam istihdam seviyesinde dengededir.

Keynesde ise dengenin mutlaka tam istihdam seviyesinde olmasn gerektirecek hibir durum sz konusu deildir. 8) Klasiklerde devletin iktisadi hayatn ierisinde aktif bir aktr olarak gir-

mesi doru deildir. Keynes de ise, yatrmlar arttrarak tam istihdam seviyesine ulalmasn salamak devletin grevidir. Bu durum aadaki gsterilen ilikilerde ok daha ak bir ekilde grlebilecektir. Y=C+I+G Yukardaki denklem u ekilde gsterebilinir.

86

(Y/Y)=(C/Y)+(I/Y)+(G/Y)

1=apc+(I/Y)+(G/Y)

Keynese gre gelir arttka ortalama tketim eilimini ifade eden (C/Y,apc,average propensity to consume) azalacaktr. (I/Y) ise istikrarsz bir byklktr. Bu durumda kontrol altnda tutulabilecek tek byklk kamu harcamalar (yatrmlar da kapsayan) ile devletin iktisadi srece katlmas bir zorunluluktur. 9) Klasiklerde faizler yatrm ve tasarruflar tarafndan belirlenmektedir.

Keyneste faiz parasal bir olgudur ve likidite tercihi ve para arz tarafndan belirlenir. Bir baka boyutuyla Klasiklerde faiz bugnk tketimi ertelemenin bir dl (pozitif zaman tercihi) iken Keyneste paray likit olarak tutmamann dldr. 10) Klasiklerde para talebi istikrarl bir byklktr. Keynesteki yeniliklerden

biri olan speklasyon saikiyle para talebi para talebinin istikrarlln bozar. Bu durumda Klasiklerin ksa dnemde sabit kabul ettikleri parann dolanm hznn (V) ksa dnemde sabit ve istikrarl olmas durumu ortadan kalkmaktadr. Bu durumda para arzndaki bir art Klasiklerde olduu gibi sadece fiyatlar etkilemez, byle bir art hem parann dolanm hzn (V), hem fiyatlar hem de retimi etkileyebilir. 11) Klasiklerde para yanszdr, retim ve istihdam zerinde hibir etkisi yok-

tur. Keynesde ise para arz ile retim arasnda faiz ve arpan mekanizmasyla ileyen bir aktarm mekanizmas sz konusudur. 12) Klasikler gerektii durumlarda para politikasnn nemine vurgu yap-

maktadrlar. Keynesde ise maliye politikas daha n plandadr. 13) Klasiklerde emek piyasasnda cretler esnektir ve bu esneklik tam istih-

dam salar. Keyneste ise cretler katdr fakat cretler esnekte olsa bu kendiliinden tam istihdam salamaz. Bir dier ifade ile cretlerin kat olmas tam istihdamn olumasna yol aarken, esnek olmas durumunda da bu otomatik olarak tam istihdam salayacak olmas
87

anlamna gelmez. Parasal cretlerin azalmas durumunda ortaya kacak durum firmalarn maliyetlerinin azalmas ve bu firmalarn rettikleri rnlerin fiyatlarnn dmesine sebep olur. Bu durumda den fiyatlar reel para arzn artrarak faizlerin dmesine ve yatrmlarn artmasna yol aar (Keynes Etkisi). Ancak para arzn dorudan arttrmak bir alternatifken ve sendikalarn den cretlere tepkisi hesaba katldnda bu bir iktisat politikas olarak deerlendirilemez. 3) KEYNESYEN ANALZ ve YNTEM

ncelikle belirtilmesi gereken, tm iktisadi modeller oluturulurken baz soyutlamalar ve varsaymlarn yaplmas kanlmazdr. ktisadi model, gerek hayatn basitletirilmi bir kopyas olarak dnlebilinir. Gerek hayatn bu ekilde basitletirilmesi baz varsaymlarn yaplmasn zorunlu klmaktadr. Soyutlamada ise, bir olguyu belirleyebilecek birok deiken sz konusu olabilir. Ancak bunlar ierisinden bazlar nemsiz ve/veya daha az nemli kabul edilerek modele dahil edilmez. rnein gerek hayatta seimlerin veya nemli iklim olaylarnn v.b ekonomi zerinde eitli etkilerinin sz konusu olduu aktr. Ancak bir model bu etkileri hesaba katarak oluturulamaz. Bizim iin u aamada nemli olan durum varsaymlardr. Basitletirici nitelikte olan bu yntem ile gerekli sonular elde edildikten sonra ortadan kaldrlarak daha geni bir aklaycla kavuulmas amalanr. 4) BAST KEYNESYEN MODEL I ve VARSAYIMLARI

Basit Keynesyen Model Keynesyen modelin genel ileyiini gstermek amacyla kurgulanm ve ekonomide sadece mal piyasasnn olduunu varsayan bir modeldir. Bu piyasada retim veri fiyatlardan snrsz retim sz konusudur. Burada Basit Keynesyen Model blme ayrlarak analiz edilecektir. Birinci ksmda incelenecek olan modelin varsaymlar aadaki gibidir.

88

1)

Modelde d alem yoktur. Bir dier ifadeyle model yabanc lkelerle ihracat,

ithalat, sermaye hareketleri gibi durumlar inceleme d tutulmutur. 2) Modelde devlet ve devlet harcamalar yoktur. Devlet sadece iktisat politikas

aralarna sahip bir iktisadi aktr deildir. Ayn zamanda gelirleri ve zorunlu harcamalar olan bir iktisadi aktrdr. Model daha sonra modele dahil edecek olmasna karn imdilik bu iktisadi birimin etkisini yok kabul etmektedir. Dolaysyla ilk ksmda sadece tketiciler ve firmalar sz konusudur. 3) Para ve kredi piyasas modele dahil edilmemitir. Bu durum ayn zamanda faiz

haddinin veri olmas durumunu ifade etmektedir. 4) Yatrm harcamalar (I) modelin dsal deikeni (otonom deiken) olarak ka-

bul edilir. Dsal deikenler deeri modelin dnda belirlenen byklklerdir. Bu dorultuda yatrm harcamalar modelin iindeki deerleri etkileyebilecekken, kendisi modelin dnda belirlenir ve veridir. 4.1) TOPLAM HARCAMA ve DENGE GELR DZEY Bir ekonomide tm sektrler tarafndan satn alnmak istenen net haslaya toplam harcama (aggregate expenditure,AE) denilmektedir. Bunlar yukardaki varsaymlar erevesinde tketim ve yatrm harcamalarndan olumaktadrlar. Bu durumda; AE=C+I0 Yukardaki eitlik milli gelirin tketim ve otonom yatrmlardan olutuunu gstermektedir. Burada yatrmlar otonom olduu iin tketimin incelenmesi ile denge gelir dzeyini belirleyebiliriz. 4.2) TKETM FONKSYONU

89

Tketim, hane halk tarafndan mal ve hizmet alm iin yaplan harcamalar ifade etmektedir. Keynesyen modelde tketimi belirleyen unsur ise harcanabilir kiisel gelirdir (disposable personel income,DPI). Bir dier ifade ile tketim harcanabilir kiisel gelirin bir fonksiyonudur. Keynesyen sistemde tketim ile harcanabilir kiisel gelir arasnda dorusal bir iliki sz konusudur. Yani, harcanabilir kiisel gelir artnca tketim de artar, azalnca azalr. Bu bilgiler dorultusunda; C=C0+c(DPI) Burada, C=tketim harcamalarn C0= otonom tketim harcamalarn c= marjinal tketim eilimini DPI= harcanabilir kiisel geliri gstermektedir. Burada belirtilmesi gereken en nemli durumlardan birisi bu noktadan sonra harcanabilir kiisel gelir yerine milli gelir kullanlacadr. nk balangta ortaya koyduumuz varsaymlardan birisi devletin olmad ekonominin firmalardan ve kiilerden olutuu eklindedir. Harcanabilir kiisel gelir ise milli gelire transfer harcamalarnn ilave edilmesi ve vergilerin kartlmas ile elde edilir (DPI=Y+TR-T). (Bu tanm sosyal gvenlik katklar, datlmayan kurum karlar ve borlanma faizlerinin olmad varsaymyla yaplmtr. Dolaysyla devletin olmad modelimizde kullanlabilir kiisel gelir yerine milli gelir kullanlabilecektir (DPI=Y) Denklemdeki otonom tketim (C0), sfrdan byk ve pozitif bir saydr ve milli gelir (harcanabilir kiisel gelir) sfrda olsa kiilerin tketim harcamalarn ifade etmektedir.

90

Denklemdeki otonom tketim harcamalar dnda milli gelire (harcanabilir kiisel gelire) bal olarak deien tketim miktarna ise uyarlm tketim denmektedir (cDPI=cY). Uyarlm tketim, milli gelirin (harcanabilir kiisel gelirin) ne kadarnn tketime ayrldn gstermektedir. Bu noktada uyarlm tketimin parametrelerinden marjinal tketim eiliminin de (c) aklanmas gerekmektedir. Marjinal tketim eilimi, reel milli gelirdeki bir artn ne kadarnn tketim harcamalarna gideceini gsteren bir katsaydr. Ksa dnemde sabit olan bu katsay aadaki ekilde ifade edilebilinir. c= C/Y Yukardaki eitliin anlamn bir rnekle aklayacak olursak; c=0.6 ise 100TLlik bir harcanabilir kiisel gelir art 60TLlik bir tketim harcamasna yol aacaktr. Yukardaki ekilde ifade edilen tketim fonksiyonu aadaki ekilde gsterilebilinir.

EKL 14 C b a C0 c d C0 C= C0+c(Y)

Y0

Y1

91

Yukardaki ekilde grlecei gibi gelir sfr olduunda da kiilerin yapm olduklar tketim 0-C0 kadardr. Her bir artan gelir miktar kiilerin tketim miktarlarn arttrmaktadr. ekilde grlen Y0 gelir dzeyinde tketim miktar (a-Y0) kadarken bunun (c-Y0) kadarn otonom tketimler (a-c) kadarn ise uyarlm tketimler oluturmaktadr. Milli gelir miktar Y1 dzeyine ykseldiinde ise otonom tketim miktar deimezken (0C0) gelir artna bal olan tketim miktar (b-d) kadardr. Bir dier ifadeyle milli gelir artnn yaratt ilave tketim miktar (a+b)-(b+d) kadar olacaktr. ekil de grlecei gibi tketim dorusu ile milli gelir arasndaki ilikiyi ifade eden pozitif ynl tketim dorusu belirli bir eime sahiptir. Bu dorunun eimi marjinal tketim eilimine baldr. Marjinal tketim eilimi ne kadar artarsa tketim dorusunun eimi o kadar artar ve tketim dorusu dikleir. Tersi durumda da tketim dorusu yatklaacaktr. Aadaki ekilde farkl eimlere sahip iki tketim dorusu grlmektedir.

EKL 15 C C1= C0+c1(Y) C0= C0+c0(Y) a c C0 C0

92

ekilde grlecei gibi C0 ve C1 ile gsterilen iki tketim dorusu sz konusudur. Bu dorularn eimleri, marjinal tketim eilimleri, birbirinden farkldr. Gelir dzeyi her ne olursa olsun iki tketim dorusuda (c-Y) kadarlk bir otonom tketime sahiptir. Belirli bir gelir dzeyinde C0 ile gsterilen ve daha kk eime (dolaysyla marjinal tketim eilimine) sahip olan tketim dorusunda uyarlm tketim (c-Y) kadarken C1 ile gsterilen ve daha byk eime sahip (dolaysyla marjinal tketim eilimine) tketim dorusundaki uyarlm tketim (a-Y) kadardr. Dolaysyla marjinal tketim eilimlerinin farkl olmas (c1c0) tketim miktarn (a-c) lm kadar deitirmitir. Tketim dorusu btn lkelerde ve tm koullarda ayn olmas da sz konusu deildir. Yukardaki ekilde marjinal tketim eiliminin byklnn yaratt etkileri grdk. Ayn durum otonom tketim iin de geerlidir. Ayrca otonom tketim miktarnn deimesi tketim dorusunun konumunu da deitirecektir.

EKL 16

C d C02 C01 a b

C2= C02+c(Y) C1= C01+c(Y) C2 C1

Y
93

Yukardaki ekilde gsterilmek istenen otonom tketim miktarndaki deiimin tketim miktarn nasl etkileyeceidir. Balangta C01 otonom tketim miktarna sahip olan ekonominin (a-Y) kadarlk bir tketimi sz konusudur. Bu tketimin (b-Y) kadarlk ksmn otonom tketim (a-b) kadarlk ksmn da uyarlm tketim oluturmaktadr. Otonom tketimin artmas ile birlikte eimi deimeyen tketim dorusu da saa doru kayacaktr. Bu durumda Y gelir dzeyindeki tketim miktar da (a-Y)dan (d-Y) ya ykselmi olacaktr. Yukardaki gsterimlerden de anlalaca gibi tketim dorusunun eimi tketim dorusunun konumunu deitirmemektedir. Tketim dorusunun konumu ancak otonom tketim miktarnn deimesiyle deimektedir. 4.3) TASARRUF FONKSYONU Harcanabilir kiisel gelirin tketilmeyen ksm olarak ifade edilebilen tasarruf da Keynesyen modelde harcanabilir kiisel gelirin (bu modelde milli gelirin) bir fonksiyonudur. Tasarruf konusunda da (tketimde olduu gibi) kritik neme sahip bir kavram sz konusudur. Marjinal tasarruf eilimi (s) olarak isimlendirilen bu katsay tasarruflardaki deimenin harcanabilir kiisel gelirdeki deiime orann ifade etmektedir. Marjinal Tasarruf Eilimi (s)= S/ DPI (veya bu modelin varsaymlar gerei, s= S/ Y) Sfrdan byk olan marjinal tasarruf eilimi katsays tanm gerei birden kktr. Bu durum aadaki denklemler yardmyla anlalabilir. Y= C+S DPI=C+S(=Y) DPI/ DPI =C/ DPI +S /DPI 1=c+s,
94

s=1-c

Ayn ekilde yine harcanabilir kiisel gelirden yararlanarak tasarruf fonksiyonu denklemini elde edebiliriz. DPI= C+S DPI=C0+c(DPI)+S S=-C0+DPI-c(DPI) S=-C0+DPI(1-c) S=- C0+SDPI (modelin varsaymlar gerei, S=- C0+SY) Yukardaki denklemde milli gelirin (harcanabilir kiisel gelirin) tketim ve tasarruf toplamndan olumas durumundan hareket edilmitir. Tketim bykl yerine daha nce elde ettiimiz tketim eitlii yerletirilmi ve tasarruf denklemine ulalmtr.

Tasarruf eitliinin de otonom ve uyarlm ksmlardan olumaktadr. Denklemdeki otonom tasarrufu ifade eden (C0) teriminin negatif iaretli olmas gelirin sfr olmas durumunda kiilerin harcayabilecekleri gelirlerinin kaynann tasarruflar olduunu gstermektedir. Nitekim kiilerin gelirlerinin (milli gelirin) sfr olmas durumunda tketim yapacaklar miktar ya daha nceki tasarruflarndan karlanacak ya da borlanlacaktr. Borlanmann da bir bakasnn tasarrufunun kullanlmas olduu durumunu gz nnde bulundurduumuzda denklemin otonom ksmnn negatif iaretli olmas anlalabilir. Denklemdeki ikinci terim denklemin uyarlm tasarruflar ksmn ifade etmektedir. Buradaki ifade gelirin ne kadarnn tasarruf olarak tutulacan gstermektedir.

95

Aadaki ekil yardmyla tketim ve tasarruf arasndaki iliki ortaya konabilir.

EKL 17 C (A) Y=C YC C0 A C=C0+C(Y) YC 450

450 Y Y

C0= - C0 S (B) S= -C0+s(Y) S0 0 S0 Y S=0 -C0


96

(Y)

Yukarda tketim ve tasarruf eitliklerinin birlikte gsterilmitir. eklin (A) panelinde tketim dorusu, tketim ve gelirin eit olduu noktann tespit edilmesi iin 450 dorusu ile birlikte gsterilmitir. Bir dier ifade ile 450 dorusu zerindeki her bir noktada harcanabilir kiisel gelir ile tketim birbirine eit olmak zorundadr. Dolaysyla bu dorunun tketim erisiyle kesitii nokta da bu eitlii gsterecektir. Yukardaki izimde bu eitliin saland noktann (A) noktas olduu grlmektedir. Ayrca bu noktann belirlenmesi tketim dorusu zerinde bu noktann sanda ve solunda kalan noktalarn durumunu belirlememiz asndan da nemlidir. ekilde de belirtildii gibi bu noktann solunda kalan alandaki tketim dorusu zerindeki her bir noktada tketim milli gelirden byk iken (YC) sanda kalan noktalarda ise tketim milli gelirden kktr (YC). eklin (B) panelinde ise tasarruf fonksiyonu yer almaktadr. Burada ise eklin takip edilmesiyle anlalaca gibi, gelirin sfr olduu noktada tasarruf miktar sfrdr. Bu noktann solundaki noktalarda negatif tasarruf sz konusudur. Bir dier ifade ile daha nceki tasarruflar kullanlmaktadr. Eitliin saland noktann sanda ise tasarruflar artmaktadr. imdi bu iki ekli birlikte deerlendirelim. nce milli gelirin sfr olduu durumu ele alalm. Byle bir durumda kiilerin varlklarn srdrebilmek iin gelirden bamsz harcayacaklar miktar (C0) kadardr. Bu tketimin karlanaca yer ise tasarruflardr. Nitekim gelirin sfr olduu noktada buradaki tasarruflar da (-C0) kadardr. Dolaysyla iki terim de mutlak olarak birbirlerine eittirler. imdi de gelirin arttn varsayalm. Dikkat edilecek olursa gelir artarken tketim de artmakta ve sonuta gelir tketime eit olmaktadr. Ayn ekilde tketimin gelirden byk olduu noktalarda aradaki fark tasarruflardan karlanmaktadr. Eitliin saland (A) noktasnda milli gelirlerin tmn tketime ayrldnda tasarruflar da sfr olacaktr. Eitliin
97

sandaki noktalarda ise milli gelir tketimden byktr. Dolaysyla gelirin tketilmeyen ksm tasarruf olduundan bu noktann karl (B panelinde) olan noktalarda tasarruflarn sfrdan byk olduu, yani kiilerin tasarruf yaptklar grlr.

4.4) TOPLAM HARCAMA DENKLEM Balangta koyduumuz sadece firmalarn ve kiilerin olduu ekonomi varsaymndan hareketle analizimizi srdrecek olursak yapmamz gereken toplam harcamann neye eit olduunu bulmaktr. AE=C+I0 AE=C0+c(Y)+I0 Yukardaki eitlikteki otonom terimleri otonom harcamalar ifade eden bir terim ierisinde toplarsak; A0=( C0+I0) AE= A0+c(Y) Bu eitlik aadaki ekilde gsterilebilinir. EKL 18 AE b a A0 I0 C0 0

AE=A0+cY

e d A0

Y0

Y1
98

ekilde farkl gelir dzeylerinde gelir ve harcama arasndaki iliki grlmektedir. Toplam harcama dorusu otonom tketim ve otonom harcamalarn toplamndan oluan otonom harcamalar noktasndan balamaktadr (A0). Bu noktadan hareketle gelir ile dorusal bir ilikiye sahip olan toplam harcama erisi, Y0 gelir dzeyinde (a-Y0) kadarlk bir toplam harcama gerekletirmitir. Bu harcamalarn (Y0-c) kadar otonom tketim ve otonom yatrmlardan oluurken (a-c) kadarlk ksm gelirdeki arttan kaynaklanmaktadr. Nitekim gelirdeki art ile birlikte (Y1) otonom harcamalar deimezken, gelir artnn uyard harcama art (b-e) kadardr. Yeni gelir dzeyindeki toplam harcamalar artk (a-c) kadar deil (b-d) kadar olmutur. Bu ekilde ifade edilebilecek tketim fonksiyonunun eimi belirli bir gelir dzeyindeki toplam harcama miktarn da etkileyecektir. EKL 19 AE AE2=A0+c2Y AE1=A0+c1Y b a A0

Y1

ekilde iki farkl eime sahip olan durumlarda toplam harcamalarn nasl deitii grlmektedir. Byle bir durumda daha byk eime sahip toplam harcama erisi (AE2) belirli bir gelir dzeyinde (b-Y1) kadarlk bir harcamay ifade ederken, eimin daha kk olmas durumunda gelir seciyesi deimemesine karn toplam harcama miktar (a-Y1) kadar gereklemektedir. Bu dorularn eimini belirleyen ise marjinal tketim eilimidir.
99

Tketim fonksiyonunda olduu gibi burada da toplam harcama erisinin konumunu belirleyen otonom harcamalar olacaktr.

EKL 20 AE AE2=A02+cY AE1=A01+cY

A02 A0 A01

b a

Y1

Grafikte eimleri ayn fakat otonom harcama miktarlar farkl iki toplam harcama erisi sz konusudur. Burada belirli bir gelir dzeyinde daha fazla otonom harcama miktarna sahip olan AE2 erisinin (a-b) aral kadar fazla toplam harcamaya sebep olduu grlmektedir. Yukardaki ekilden elde edilebilecek bir dier sonu ise toplam harcama erisinin konumunun ancak otonom harcama miktarnn deiimiyle mmkn olabileceidir.

100

SONU: ktisat teorisinin mikro ve makro ad altnda ikiye blnmesini Keynese ve Byk Bunalma borluyuz. Keynes kamu mdahalesinin isizlik ve bunalmla mcadele yaral olabileceini gsterdi.Para arz ,faiz,istihdam,bte dengesi v.s bugn makro byklk adn verdiimiz temeldeikenlerde uzmanlaan yeni bir teori olutu.Ekonomide d alemin, devletin ve para piyasasnn olmad varsaymnda toplam harcamalar sadece tketim ve yatrmlardan (varsaym gerei otonom) olumaktadr. Toplam harcama erisinin konumunu otonom tketim ve yatrm belirlerken, bu erinin eimi ise marjinal tketim eilimi tarafndan belirlenmektedir.

KONUYA LKN SORU RNEKLER Soru 1: 1929 Byk Dnya Bunalmnn ana sebebi nedir? A.Arzn fazla olmas B.Talebin az olmas C.Arzn az olmas D.Talebin fazla olmas E.2. Dnya Sava Soru2: Aadakilerden hangisi tketim erisinin eimini belirlemektedir?
101

a) Otonom Tketim b) Marjinal Tketim Eilimi c) Kullanlabilir Kiisel Gelir d) Milli Gelir e) Tasarruf Dzeyi Soru 3. Toplam harcama denklemi (Model I) ierisinde hangisi yer almaz? a) Otonom yatrmlar b) Otonom tketim c) Marjinal tketim eilimi d) Marjinal tasarruf eilimi e) Gelir seviyesi Soru 4.Tketim ve tasarruf arasndaki iliki iin aadakilerden hangisi sylenebilir? a) Tketim gelire eit olduu noktada tasarruf miktar sfrdr. b) Tasarruflarn negatif olmas durumunda gelir tketimden byktr. c) Tasarruflarn pozitif olmas durumda gelir tketimden kktr. d) Tketim ve tasarruf her zaman birbirine eittir. e) Tketim tasarrufun artan bir fonksiyonudur. Cevaplar:1-B 2-B 3-D 4-A

102

KAYNAKA: Blanchard O.; Macroeconomics, Second Edition, Prentice Hall, New Jersey, 2000 Bocutolu E.; Karlatrmal Makro ktisat Teorisi ve Politikalar, Derya Kitapevi, Trabzon, 2003 Bocutolu E.; Makro ktisat: Keynesyen Teori ve Politikalar, Derya Kitabevi, Trabzon, 2001 Dornbush R., Fisher S.; Macroeconomics, Fifth Edition, Mc Graw-Hill Book Co., New York,1990 Heilbroner R.L.; ktisadi Sorun II., Makro ktisat, (eviren: D.Demirgil), alayan Kitabevi, stanbul, 1974 Paya M.; Makro ktisat, Filiz Kitabevi, stanbul, 2001 Pentecost E.; Macroeconomics, Mac Millan, London, 2000 Phelps E.S.; Seven Schools of Macroeconomic, The Arne Ryde Memorial Series, Clarendon Press, Oxford, 1990 Sava V.; Keynesyen ktisat Yklrken, Beta Yayn Datm, stanbul, 1986 Sava V.; Politik ktisat, Beta Yayn Datm, stanbul, 1994 Shaw G.K.; Keynesian Economics: The Permanent Revolution, Edward Elgar, Alders hot, 1998 Snowdown B., Howard R.V.; Reflections on the Development of Modern Macroeconomics, Edward Elgar Publishing Co. Cheltenham, 1997 Snowdown B., Vane B., Wynarczyk P.; A Modern Guide to Macroeconomics, An Introduction to Competing School of Thought, Edward Elgar Publishing Limited, Cambridge, 1994

103

Tunca Z.; Makro ktisat, Filiz Kitapevi, stanbul, 1997 nsal E.; Makro ktisat, maj Yaynclk, Ankara, 2000 Yetkiner H.; Sorularla Makro ktisat, Efil Yaynevi, Ankara, 2010

104

Makro ktisat 6.Blm e-Ders Kitap Blm

6.KISIM

4.5)

BAST

KEYNESYEN

MODEL

ve

MLL

GELR

DENGES.105 4.6) ARPAN MEKANZMASI ...109 5)BAST KEYNESYEN MODEL II ve VARSAYIMLARI ...114 5.1) TOPLAM HARCAMA ve DENGE GELR DZEY

...114 5.2) TKETM FONKSYONU 115 5.3) TOPLAM HARCAMA DENKLEM...116 5.4) ARPAN...119

105

ZET: Modelin devam eden aamasnda, toplam harcama ve milli gelir eitliinin salanmas ile Model I ile ifade edilen yapnn arpan katsaysna ulalmaktadr. Model I varsaymlarndan farkl olarak, burada ele alnacak Model IIde devlet sektr de ele alnmaktadr. Bu ekilde geniletilen analiz ile de mal piyasasndaki denge oluturulmu ve bu modelin arpan katsaysna ulalmtr. 4.5) BAST KEYNESYEN MODEL ve MLL GELR DENGES Balang varsaymlarna bal olarak oluturulan durumda oluan toplam harcama ile gerekleen milli gelir arasndaki iliki bize denge durumunu gsterecektir. Keynesyen modelde mal piyasasndaki denge koulu toplam harcamalarla reel milli gelirin eit olmasdr. AE=Y, AE= A0+c Y

Burada Yyi yalnz brakarak denklemi zecek olursak; Y= A0+c Y ise (Y-c) Y=A0 Y(1-c)=A0 Y=A0/(1-c) Y=A0/(1-c) ile ifade edilen durum mal piyasasndaki denge kouludur. Bu denge koulu retim dzeyinin marjinal tketim haddine ve otonom harcamalara bal olduunu gstermektedir. Bu eitlik marjinal tketim haddi ve otonom harcamalar arttka haslann denge dzeyinin artacan gstermektedir. Burada unutulmamas gereken nemli bir noktay tekrar hatrlatmakta fayda vardr. Balangtan beridir uyguladmz analizde devlet modelin dndadr. Daha sonra bu varsaym kaldrlarak, yani modelin ierisine kamu sektr de sokularak analiz gelitirilecektir.
106

ekil zerinden analize gemeden nce elde ettiimiz eitlik zerinden baz durumlarn aklanmas gerekmektedir. ncelikle yukardaki denklemdeki eitlik mal piyasasnn dengede olduu durumu ifade etmektedir. Oysa toplam harcamalar ile toplam retimin eit olmasn gerektirecek bir durum yoktur. Byle bir durumda ne olacaktr sorusunun da yantlanmas gerekmektedir. Bir ekonomide toplam harcamalar reel milli hasladan fazla ise (AEY), firmalar kendilerine ynelik talebi karlamak iin stoklarn kullanacaklardr. Bir dier ifade ile byle durumlarda firmalar rettiklerinden fazla mal satarlar ve stoklarnda bir azalma meydana gelir. Harcama fazlasnn olduu byle bir durumda ise, doal olarak beklenen firmalarn retimlerini arttrmalardr. Bu durum ksaca yle ifade edilebilinir; AEY Stok Azalmas, Y

Tam tersi bir durumda, kiilerin harcamalarnn retilen reel hasladan daha dk olmas durumunda ise (AEY) firmalarn rettikleri rnlerin bir ksm satn alnmamtr. Bu durum firmalarn stoklarndaki (satlmayan mallar) bir art ifade edecektir. retilen mal miktarna gre harcama ann olduu byle bir durumda ise firmalarn retimlerini arttrmalar deil azaltmalar beklenmelidir. Bu durumu da yle ifade edebiliriz; AEY Stok Art, Y

Yukardaki ifadelerden de anlalaca gibi ekonomide denge d durumlar sz konusu olabilmektedir. Bylesi denge d durumlarn kendiliinden dengeye yneldii durumlara istikrarl denge (stable equilibrium) denilmektedir. Keynesyen modelde, mal piyasasnda istikrarl bir denge durumu sz konusudur ve denge d durumlar kendiliinden dengeye doru ynelmektedir. Bu ynelmenin firmalar tarafndan toplam harcama miktarna bal olarak, el yordam bir srele salanmaktadr. Bir dier ifade ile harcama miktarna gre retim artrlp azaltlarak dengeye ulalacaktr. Bu ekilde oluturulan durum, bir dier ifadeyle, deime

107

eiliminde olmayan bu duruma denge denirken byle bir durumda milli hasla da deime eiliminde deildir. AE=Y Stok deiimi yok, Y

imdi elde ettiimiz bu sonular ekil zerinde inceleyelim: EKL 21 AE Y=AE E


STOK ARTII

AE=A0+cY F

STOK DEM YOK

B A0 C
STOK AZALII

Y1

Y0

Y2

Yukardaki ekilde 450lik doruyla gsterilen doru zerindeki her bir noktada toplam harcamayla reel toplam hasla eittir. Bu matematiksel gerekten hareket ederek toplam harcama dorusunun bu noktayla kesien (A) noktas iinde ayn eyi syleyebiliriz. Bu nokta zerinde de toplam harcama ile reel milli hasla birbirine eittir. Bir dier ifade ile bu nokta zerinde mal piyasas dengededir ve bu nokta dndaki tm noktalarda bu eitlik bozulmaktadr. imdi eit olmayan noktalardan birisini seip bu durumu tahlil edelim. rnein, (B) noktasnda Y1 gelir dzeyinde toplam harcama reel hasladan byktr. Bu noktada bir eitlik sz konusu olsayd 450lik doru ile toplam harcama dorusunun kesimesi gerekirdi. Oysa toplam harcamalar reel milli haslann (B-C) aral kadar zerindedir. Yukarda anlatlanlar
108

nda byle bir durumda firmalarn kendilerine ynelik bu talep artn stoklarndan karlamalar gerekecektir. Bir dier ifade ile firmalarn stoklar azalacaktr. Byle bir durumda ise firmalardan beklenen retimlerini arttrmalardr. Dikkat edilecek olursa retimin artmas denge noktasna (A) doru ynelmeyi gerektirecek bir durumdur. imdi de eitliin sandaki bir noktay seelim. rnein, (F) noktasnda ise Y2 gelir dzeyinde Bu nokta zerinde ise ekonominin reel hasla dzeyi toplam harcamadan (E-F) aral kadar byktr. Bu durumda da firmalar rettiklerini satamamaktadrlar. Firmalarn stoklarndaki art anlamna gelecek byle bir durumda firmalarn retimlerini azaltlmalar doal bir sonutur. Burada da benzeri bir durum sz konusudur. Firmalar denge noktasna (A) doru ynelmektedirler. Sonu olarak, (A) noktasnn dndaki her bir noktada ekonomideki dengeye doru ynelme eilimi devam edecektir. Bir dier ifade ile denge d durumlar kendiliinden dengeye doru ynelmektedirler. Yukarda anlatlan Keynesyen modelde kabul edilen denge d durumlarn dengeye ynelmesi ve dolaysyla mal piyasasnda istikrarl bir dengenin olmasnn ileyi mekanizmas byledir.

4.6) ARPAN MEKANZMASI Mal piyasas dengesinin oluturduu denklemde reel milli hasla ile otonom harcamalar arasnda bir iliki ortaya konmutu. Bu ilikiden yararlanarak ortaya konabilecek bir dier sonu sz konusudur. Bu sonu aadaki ekilde ifade edilebilinir. Y= (1/1-c).A0 denklemini deiim cinsinden ifade edecek olursak, Y= (1/1-c). A0 eklinde bir eitlie ularz. Burada da grlecei gibi otonom harcamalardaki deiim ile reel milli haslann deiimi arasndaki ilikiyi belirleyen (1/1-c) ile ifade edilen katsaydr. Matematiksel olarak (1/1 109

c) eklinde ifade edilen bu katsay otonom harcamalardaki art ve azallarn reel milli hasla zerinde yarataca etkinin derecesini belirlemektedir. Bu noktada bu katsaynn ald deer itibaryla konunun tartlmas faydal olacaktr. Hatrlanaca zere (1/1-c) teriminde (c) ile ifade edilen marjinal tketim eilimi sfr ile bir arasnda bir deerdir. Bu (1/1-c) teriminin her durumda birden byk olaca anlamna gelecektir. Bir dier ifade ile otonom harcamalardaki bir artn (veya azaln) reel milli hasladaki etkisi daha fazla olacaktr. Dolaysyla otonom harcamalardaki bir artn sonucu olarak reel milli gelirdeki deime ile otonom harcamalar arasndaki ilikiyi gsteren bu terime harcama arpan (veya harcama oaltan) denir ve bu katsay otonom harcamalardaki artn milli hasla zerindeki etkisini arttrr. rnein, marjinal tketim eilimini 0,5 (c=0,5) olan bir ekonomide otonom harcamalar 100 birim artmsa, bunun milli gelir zerindeki etkisi 200 birim olacaktr (Y=(1/1-0,5)100, Y=200). Aada vereceimiz saysal rnek yardmyla hem arpan formlnn elde ediliini hem de mekanizmann ileyiini grebiliriz. Diyelim ki bir ekonomideki marjinal tketim eilimi 0,9 dir (c=0,9) ve bu ekonomideki otonom harcamalarn 1000 birim artm olduunu (varsaym gerei ekonomide sadece firmalar ve kiiler vardr) varsayalm. Byle bir temsili durumda milli gelirdeki deiim aadaki ekilde olacaktr. Birinci Aama; ncelikle otonom harcamalardaki 1000 birimlik art toplam harcamalar bu lde arttrm ve buna bal olarak milli gelirde de 1000 birimlik bir genileme olmutur (AE= A0+cY). kinci Aama; birinci aamada elimizde 1000 birimlik bir milli gelir art kalmtr. Bu aamada beklenen bu artn tketim harcamalarn uyarmas ve bu yolla milli gelir artnn

110

devam etmesi olacaktr (AE= A0+cY). Bu ekilde toplam harcamalardaki deiim (AE=1000+0,9.1000) 1900 birim olacaktr. nc aama; benzer ekilde milli gelirdeki artn harcamalar ve takip eden dnemdeki milli gelir art srecektir (AE= 1000+0,9.1900=2710). Drdnc aama; toplam harcama miktar ve buna bal olarak artan milli gelir miktar bu dnemde kmlatif olarak artmaktadr (AE=1000+0,9.2710=3439) olarak geeklemitir. Burada dikkat edilmesi gereken nokta her bir aamadaki milli gelir artnn marjinal tketim eilimi ile ilikisidir. yle ki, birinci dnemde A0 kadar olan toplam harcama ve milli gelir art ikinci dnemde milli geliri 900 birim arttrmtr(1900-1000= 900). Dolaysyla art miktar cinsinden bu durum (c A0) eklinde ifade edilebilir. nc dnemde ise art miktar 810 birimdir (2710-1900=810). Bir dier ifadeyle bir nceki dnem art olan (c. A0)nin marjinal tketim eilimi ile arpm kadar bir art olmutur. Bu durumda art miktar: c(c. A0)=c2. A0 kadardr. Ayn ekilde takip eden dnemde de bu art miktar, c.( c(c. A0)=c3 A0 eklinde gerekleecektir. Otonom harcamalardaki artn sonucu olarak ortaya kan durum u ekilde ifade edilebilinir. Y=[1+c+c2+c3+c4+c5.+cn-1] A0 Bu ifade snrsz bir geometrik dizidir ve bir geometrik dizinin toplam aadaki gibidir: Y=[1+c+c2+c3+c4+c5.+cn-1] A0 Eitliin her iki tarafn (c) ile arpacak olursak; c Y=[c+c2+c3+c4+c5.+cn] A0 Eitliin her iki tarafndan cYyi kartrsak;
111

Y- c Y= Y=[1+c+c2+c3+c4+cn-1] A0 -[c+c2+c3+c4+cn] A0 Geriye kalan byklk aadaki gibi olacaktr; Y- c Y=(1- cn) A0 Y(1-c)= =(1- cn) A0 Burada belirtilmesi gereken bir dier nemli nokta cnin srekli klmesi ve sfra yaklamasdr (0.9-0.81-0,72-0,59). Dolaysyla cn, sfr kabul edilebilir. Bu durumda; Y(1-c)= A0 Y = A0/(1-c) olacaktr.

Bu durum aadaki tabloda zetlenmitir. TABLO 8 Matematiksel Gsterim Aamalar 1 2 3 4 5 . n AE Art A 0 c A0 c2A0 c3A0 c4A0 0 0 Y Art A 0 c A0 c2A0 c3A0 c4A0 Kmlatif (Y) Art A 0 (1+c) A0 (1+c+c2) A0 (1+c+c2+c3) A0 (1+c+c2+c3+ c4) A0

(1/1-c). A0

Saysal rnek Aamalar 1 2


AE Art 1000 (0,9)*1000

Y Art 1000 (0,9)*1000


112

Kmlatif (Y) Art 1000 1900

3 4 5 n

(0,81)*1000 ..

(0,81)*1000

2710 .

10000

1931 ylnda F.Kahn tarafndan gelitirilen arpan etkisi bugn Keynesyen sistem olarak adlandrlan makro ekonomik yapnn ok nemli bir yap ta niteliindedir. Aadaki ekil hem arpan etkisinin hem de mal piyasasndaki dengenin ileyiinin grlebilmesi asndan faydal olacaktr.

EKL 21 AE Y=AE AE2=A02+cY AE1=A01+cY A2

A1 450 0 Y1 Y2 Y

Yukardaki ekilde otonom harcamalarn artt varsaymndan hareketle arpan etkisinin ileyii ve mal piyasasndaki dengeye gelinmesi gsterilmitir. Srecin ileyii yle olmaktadr;
113

Balangta otonom harcamalardaki art toplam harcama erisinin A1 konumundan A2 konumuna gelmesiyle ifade edilebilecektir. Harcamalarn retimden yksek olduu bu noktada firmalar retimi aan harcamalarn stoklarndan karlamaktadrlar. retimin artmasn gerektirecek bu durumda retim art toplam harcamalar marjinal tketim eilimi ile arpm kadar uyaracaktr. Artan harcamalarn uyarmas sonucu artan retim bir nceki dnemin stok erimesini karlayabilecek ldedir. Ancak retimdeki art karlnda oluan gelir tketim harcamalarn ve dolaysyla toplam harcamalar da uyarmtr. Takip eden dnemde retim yine artmaya devam edecek ve retimdeki art harcamalar uyaracaktr. Bu durum dengeye gelinen noktaya kadar devam edecektir. 1) BAST KEYNESYEN MODEL II ve VARSAYIMLARI

Basit Keynesyen Model Ide konunun basitletirilmesi iin baz varsaymlar yaplmt. imdi bu varsaymlardan kamunun olmadnn varsayld durum ortadan kaldrlacaktr. Bir dier ifade ile bu modelin ierisinde firmalar, kiiler ve devlet sz konusudur. Fakat modelde d alem yoktur. Bu durumda ele alnacak durumlar ierisinde dviz kuru, demeler dengesi gibi byklkler sz konusu deildir. Ve hala sadece mal piyasasnn ele alnd bir durum sz konusudur. Para piyasasnn da modele dahil edilmesi daha sonra ele alnacak ISLM modeli ierisinde sz konusu olacaktr. Yatrmlar da bu modelde otonom kabul edilmektedir. imdi daha nceki sistematii takip ederek yeni durumda ortaya kan deimeleri ortaya koyarak, devletin iktisadi srecin ierisine girmesinin makro modelde nasl deiikliklere yol aacan inceleyelim. 5.1) TOPLAM HARCAMA ve DENGE GELR DZEY Bir ekonomide tm sektrler tarafndan satn alnmak istenen net haslaya toplam harcama (AE) olarak tanmlamtk. Ancak birinci modelimizde kamuyu bir iktisadi aktr olarak

114

modelimize sokmamtk, imdiki modelimizde ise devlet eitli harcamalar yapan ve vergi toplayan bir iktisadi aktrdr. Bu durumda toplam harcama denklemimiz aadaki gibi olacaktr. AE=C+I0+G Yukardaki eitlik milli gelirin tketim ve otonom yatrmlar ve kamu harcamalarndan (G) olutuunu gstermektedir.

5.2) TKETM FONKSYONU Daha nceki modelde Keynesyen tketimi belirleyen unsurun harcanabilir kiisel gelir (DPI) olduu belirtilmi ve devletin olmad bir modelde bunun milli gelire eit kabul edilebilir olduunu ifade etmitik(Y=DPI). Oysa imdiki modelimizde devlet modelin ierisine dahil edilmitir. Bu durumda milli gelirle kullanlabilir kiisel geliri eit kabul edemeyiz. Bunun yerine aadaki eitliklerden yararlanmak durumundayz. C=C0+c(DPI) Kullanlabilir kiisel gelir aadaki eitlikle ifade edilebilinir. DPI=Y+TR-T TR= Transfer harcamalar T= Vergiler Bu durumda tketim fonksiyonu aadaki ekli alacaktr. C=C0+c(Y+TR-T)

115

Konuyla ilgili yaygn gr, transfer harcamalarnn otonom olduu ve vergilerin ise otonom ve gelire bal iki ksmdan olutuu ynndedir. Biz de takip eden ksmlarda ayn yntemi uygulayacaz. TR=TR0 T=T0+tY, t=T/ Y Yukardaki eitlikteki T0 terimi otonom tketimleri, (tY) terimi ise milli gelire bal olarak deien vergileri ifade etmektedir. (t) katsays ise reel milli gelirdeki artn ne kadarlk bir vergi artna yol atn gstermektedir. Sfrdan byk ve birden kk olan bu terim marjinal vergi haddi olarak isimlendirilmektedir. Bu eitliklerin yardmyla tketim fonksiyonu aadaki ekilde gsterilebilinir: C=C0+c(Y+TR0-T0-tY) 5.3) TOPLAM HARCAMA DENKLEM Tketim fonksiyonu denkleminin deimesi ile toplam harcama denkleminin de deiecei aktr. Ancak burada belirtilmesi gereken bir dier durum kamu harcamalarnn gelirdeki deimeye bal olarak deimedii, yani otonom bir byklk olduudur (burada ve ilerleyen IS-LM analizinde kamu harcamalarnn bir politika arac olma zelliine vurgu yaplacaktr). Bu bilgiler nda toplam harcama denklemi; AE=C+I0+G0 AE =C0+c(Y+TR0-T0-tY) +I0+G0 AE= C0+cY+cTR0-cT0-ctY +I0+G0 Yukardaki denklemde otonom harcamalar A0 teriminin ierisinde toplarsak aadaki denklemlere ulaabiliriz.
116

AE= C0+cY+cTR0-cT0-ctY +I0+G0, AE= A0+cY-ctY AE= A0+c(1-t)Y

A0= cTR0-cT0+I0+G0

Bu durumda oluan toplam harcama denkleminin belirleyicileri arasnda artk marjinal vergi haddi de sz konusudur. Bu durumda elde edeceimiz toplam harcama erisinin ekli nicelik itibaryla deimese de daha nce uyguladmz modeldekinden farkl parametrelerle alr hale gelmitir.

EKL 22
AE a A0 (C0+I0+Adier) G0,cTR0,T0 A0 (C0+I0) I0 C0 0 Y0 Y1 Y d b e f AEMODEL(I)=A0+cY AEMODEL(II)=A0+c(1-t)Y A0MODEL(II) A0MODEL(I)

Yukardaki grafikte daha nceki varsaymlara dayal olan Basit Keynesyen Model ile (Model I) ile devletin de dahil olduu model (Model II) birlikte verilmitir. ekilde ilk dikkat eken nokta Model IIdeki toplam harcamalarn daha yukardan balamasdr. Yukardaki gsterimde A0 teriminin ierisinde yer alan otonom harcamalarn toplam Model Idekilerden daha byktr. C0+I0+ G0+cTR0+T0 C0+I0 Bu durumun doal bir sonucu olarak Model IIdeki toplam harcamalar ifade eden dorusu daha yukardan balamaktadr.
117

Bir dier belirtilmesi gereken durum ise modele devletin de dahil olmasyla toplam harcama dorusu daha yatk bir hal almtr. Hatrlanaca zere Model I ele alnrken toplam harcama erisinin eiminin marjinal tketim eilimi tarafndan belirlendii ifade edilmiti. Yeni durumda ise marjinal tketim erisinin yan sra marjinal vergi haddi (t) eimin oluumuna katk salamaktadr. Bu durumda her ekilde (marjinal vergi haddi sfr olmadka) Model I Model IIye gre daha dik olacaktr. rnein, her iki model iin de marjinal tketim haddinin 0,7 olduunu varsayalm(c=0,7). Marjinal vergi haddinin de 0,1 olduunu kabul edelim. Bu durumda devletin de modele dahil olduu Model IInin eimi 0,63 olacaktr (c(1t)=0,63). Bir dier ifadeyle c(1-t) c olduundan Model IInin toplam harcama dorusu Model Ie gre daha yatk olacaktr. Bu durumda ortaya kan yeni durumdaki toplam harcama dorularnn eimi ve konumu aadaki gibidir. EKL 23 AE AE2=A0+c2 (1-t2)Y AE1=A0+c1(1-t1)Y b a A0

Y1

Yukardaki ekilde ifade edilen duruma gre, farkl eimlere sahip iki toplam harcama erisi sz konusudur. Reel milli gelirin meydana getirdii toplam harcamann deeri c(1-t) deerine baldr. Daha nceki modelimizde bunun sadece marjinal tketim eilimini ifade eden (c) terimi ile ilikili olduunu belirtmi ve (c) terimi ne kadar bykse toplam harcama

118

erisinin o kadar dik olduunu belirtmitik. Nitekim bu durum belirli bir gelir seviyesinde daha fazla bir toplam harcamay ifade etmekte idi. imdi ortaya kan marjinal vergi haddi (t) iin ise tersi bir durum sz konusudur. Bir dier ifade ile nispi olarak daha dk bir marjinal vergi haddinin oluturaca toplam harcama miktar daha byk olacaktr. Yukardaki gsterim itibaryla ifade edecek olursak, (c2c1) olduundan daha dik ve sebep olduu toplam harcama daha fazla olup, (t2t1) olduundan daha dik ve yaratt toplam harcama miktar daha fazladr. EKL 24 AE AE2=A02+c(1-t)Y AE1=A01+c(1-t)Y

A02 A0 b A01 a

Y1

Gerek Model I gerekse de Model II iin geerli olan durum toplam harcama erisinin kaymas iin otonom harcamalarn deimesi gerektiidir. Devletin modelin ierisine dahil olmasyla deien toplam harcama dorusunun eimi ve toplam harcama dorusunun daha yukardaki bir noktadan balamas durumudur. 5.4) ARPAN Yukarda arpan katsaysn yalnz iki iktisadi birimin varl varsaymna gre yapmtk burada devletin de modele dahil hale gelmesiyle, arpan aadaki biimi alacaktr. AE= Y (Mal piyasasnda denge koulu) AE= A0+c(1-t)Y
119

Y= A0+c(1-t)Y Y- c(1-t)Y= A0 Y[(1-c(1-t)]= A0 Y=[1/1-c(1-t)] A0

Konunun anlalmas iin baz saysal rnekler yapalm. Saysal rnek: Temsili kapal bir ekonomide marjinal tketim eilimi 0,7 dir. Marjinal vergi haddinin 0,2 olmas durumunda kamu harcamalarnn 100 birimlik artnn milli gelir zerindeki etkisi nedir? Y=1/(1-c(1-t))* A0 Y=1/(1-c(1-t))* G0 Y=1/(1-0,7(1-0,2))* 100 Y=2,27* 100 Y=227 birim Yukardaki rnekte arpann deeri 2,27 dir ve bu deer kamu harcamalarndaki bir art milli gelirin deerini artn iki katndan fazla arttrmtr. Burada belirtilmesi gereken bir dier durum tm otonom harcamalardaki artn milli geliri eit miktarda etkilemeyeceidir. Nitekim yukardaki rnekte artan kamu harcamalar bu etkiye sebep olmutur. Ancak kamunun elindeki milli gelir seviyesini etkileyebilecek dier aralar iin bu durum farkl sonular verecektir. rnein yukardaki rnekte kamu harcamalar deil de transfer harcamalarnn ayn miktarda artmas durumunda sonu aadaki gibi olacaktr.

120

Y=1/(1-c(1-t))* A0 Y=1/(1-c(1-t))* cTR0 Yukardaki ifadedeki farklln sebebini anlamak iin otonom harcamalar terimi ierisindeki terimleri hatrlamak faydal olacaktr. A0= cTR0-cT0+I0+G0 bu terimlerden transfer harcamalar artmtr. Dolaysyla doru sonuca ulaabilmek iin transfer harcamalarndaki deiimin marjinal tketim eilimi ile arplmas gerekmektedir. Bu durumda Y=1/(1-0,7(1-0,2))* (0,7)*100 Y=2,27* (0,7)*100 Y=159 birim Grlmektedir ki uygulanan politikann milli gelir zerindeki etkisi de farkl olabilmektedir. rneklerde de grlecei gibi tek bir arpan sz konusu deildir ve uygulanan politika aracna gre arpan katsaysnn deeri gibi ismi de deimektedir. Birinci uygulamamzdaki, yani kamu harcamalarnn deitirilmesi yoluyla milli gelirin etkilenmesinde kullandmz arpan harcama arpan olarak isimlendirilirken, daha sonraki uygulamamzdaki arpan transfer harcamalar arpandr. Bir dier iktisat politikas arac olan otonom vergileri deitirerek bir politika uygulam olsa idik bu durumda karlaacamz arpan vergi arpan olacaktr.

121

SONU: Model I varsaymlar ile oluturulan analizde, mal piyasasndaki denge, retim dzeyinin marjinal tketim haddine ve otonom harcamalara bal olduunu gstermektedir. Bu erevede ortaya kan arpan katsays (1/1-c) otonom harcamalardaki bir deiimin durumunda, bunun milli gelir zerindeki etkisinin otonom harcamalardaki deiimin arpan katsays ile arpm kadar olduunu gstermektedir. Model II varsaymlarnda da benzer bir durum ele alndnda arpan katsaysnn deeri 1/1-c(1-t) biiminde gereklemektedir.

KONUYA LKN SORU RNEKLER 1)Basit Keynesyen Modelde (Model I) harcama arpan katsays

aadakilerden hangisidir? a) 1/c b) 1/(1-c) c) 1/(1+c) d) c/(1-c) e) c/(1+c)

2) Toplam harcama denklemi (Model I) ierisinde hangisi yer almaz? a) Otonom yatrmlar b) Otonom tketim c) Marjinal tketim eilimi d) Marjinal tasarruf eilimi e) Gelir seviyesi 3) Aadakilerden hangisi Model I varsaymlar gerei mal piyasasndaki dengeyi gsterir?
122

a) Y=A0/(1-c) e) Y= (A0/c)-c

b) Y=(A0/c)-(1-c)

c) Y= A0+(1+c)

d) Y=(A0+1)/c

4) Marjinal tketim eilimi aadakilerden hangisidir? a) c=C/Y b) c=C/ Y c) c= S/Y d) c= S/ Y e) c=(C+ S)/ Y

Cevap Anahtar 1-B 2 D-3 A-4-B

Yararlanlan Kaynaklar Heilbroner R.L.; ktisadi Sorun II., Makro ktisat, (eviren: D.Demirgil), alayan Kitabevi, stanbul, 1974 Paya M.; Makro ktisat, Filiz Kitabevi, stanbul, 2001 Pentecost E.; Macroeconomics, Mac Millan, London, 2000 Phelps E.S.; Seven Schools of Macroeconomic, The Arne Ryde Memorial Series, Clarendon Press, Oxford, 1990 Sava V.; Keynesyen ktisat Yklrken, Beta Yayn Datm, stanbul, 1986 Sava V.; Politik ktisat, Beta Yayn Datm, stanbul, 1994 Shaw G.K.; Keynesian Economics: The Permanent Revolution, Edward Elgar, Alders hot, 1998 Snowdown B., Howard R.V.; Reflections on the Development of Modern Macroeconomics, Edward Elgar Publishing Co. Cheltenham, 1997

123

Snowdown B., Vane B., Wynarczyk P.; A Modern Guide to Macroeconomics, An Introduction to Competing School of Thought, Edward Elgar Publishing Limited, Cambridge, 1994 Tunca Z.; Makro ktisat, Filiz Kitapevi, stanbul, 1997 nsal E.; Makro ktisat, maj Yaynclk, Ankara, 2000 Yetkiner H.; Sorularla Makro ktisat, Efil Yaynevi, Ankara, 2010

124

Makro ktisat 7.Blm e-Ders Kitap Blm

7.KISIM

5.5) OTOMATK STABLZATRLER.124 5.6) ENFLASYONST AIK DEFLASYONST AIK 126 5.6.1) ENFLASYONST AIK .127 5.6.2) DEFLASYONST AIK..129 6)IS-LM ANALZ..132 6.1)IS LM MODELN VARSAYIMLARI....133 6.2) YATIRIM FONKSYONU....133 6.3) IS ERSNN OLUUMU...............137 6.4) IS DORUSUNUN KONUMU...143

125

ZET: Mal piyasasnda dengenin gsterilmesi ile Keynesyen analizin baz sonular grnr hale gelebilmitir. Otomatik stabilizatrler, Enflasyon ve Deflasyonist ak bunlardan bazlardr. IS-LM analizi ise, dier modellerden farkl olarak yatrmlar otonom deildir ve para piyasas modele dahil edilmitir. 5.5) OTOMATK STABLZATRLER Tm ekonomilerin reel milli gelirleri belirli bir uzun dnem trend etrafnda dalgalanmaktadrlar. Otomatik stabilizatrler ise, otonom harcamalardan kaynaklanan bu dalgalanmalarn etkilerini hafifleten mekanizmalardr. Bir dier ifade ile bunlar kendiliinden dalgalanmalar nleyici bir rol oynamaktadrlar. Otomatik stabilizatr kavramnn ardndaki sre yle ilemektedir; daha nce ele alnd gibi toplam harcama kalemlerindeki otonom harcamalardaki art ve azallar milli gelirin deerini arttrmakta ve azaltmaktadrlar. ktisadi sistemlerde ise bu dalgalanmalarn (art ya da azal ynnde) byk lde dalgalanmas istenen bir durum deildir. Byle bir durum daha ok ekonomideki istikrarszln bir iareti olarak kabul edilebilir. Byle bir durumda ilk akla gelen otonom harcamalardaki artn hangi mekanizmayla milli gelirdeki etkiyi yumuataca olacaktr. Sorunun cevab aktr: arpan katsays. Dolaysyla arpan katsays ne kadar dk olursa milli gelirdeki dalgalanma ve milli gelirdeki deiim o kadar az olacaktr. Konu bu dorultuda dnldnde Model I ve Model II arasndaki en nemli farklardan birisi arpan katsaylarnn farkl olduunun hatrlanmas gerekmektedir. Model IIde bir dier ifadeyle devletin iktisadi bir aktr olarak modele dahil edilmesiyle elde edilen arpan
126

katsays daha dk kmaktayd. Buradaki farka sebep olan tek unsur ise marjinal vergi haddini ifade eden (t) terimi olduu da aktr. Bu durumda en nemli otomatik stabilizatrn ne olduu konusu netlemeye balam olmaldr. Gelir dzeyine bal olarak alnan vergi, yani gelir vergisi en nemli otomatik stabilizatrdr. Bu durumu bir rnekle aklayalm; Diyelim ki Keynesyen sistemde en istikrarsz toplam harcama kalemi olan otonom yatrmlarda bir azalma meydana gelmitir ve yatrm miktar 100 birim azalmtr. Ekonomideki marjinal tketim eilimi ise 0,8dir(c=0,8). Durumu birinci modele gre ele alrsak, bu modelde devlet yoktur ve dolaysyla vergide yoktur. Byle bir durumda arpann deeri aadaki gibi olacaktr. I.Model arpan Deeri= 1/1-c I.Model arpan Deeri= 1/(1-0,8) ise arpann deeri 5 olacaktr. Bu durumda milli gelirdeki etki; Y= (1/(1-c))* I0 Y=5*-100=-500 Bu rnekte otonom yatrm kalemlerinden birinde 100 birimlik bir azalmann milli gelirin 500 birim azalmasna yol at grlmektedir. imdi ikinci modele yani devletin olduu ve gelir vergisi ald modelimize geelim. Burada ise devletin ald gelir vergisi %10 olsun (t=0,10). Bu durumda arpan katsays; Model II arpan katsays=1/1-c(1-t) Model II arpan katsays= 1,82 Bu durumda milli gelirdeki etki; Y= 1/1-c(1-t) * I0
127

Y=1,82*-100=-182 rnekten de anlalaca gibi gelir vergisi bir otomatik istikrar unsuru eklinde ilemekte ve milli gelirdeki dalgalanmay nemli lde engellemektedir. Burada vurgulanmas gereken nokta buradaki olas etkilerin bir hkmet mdahalesi olmakszn iliyor olmasdr. Ayn ekilde isizlik sigortas, sbvansiyonlar da otomatik stabilizatrler arasnda kabul edilebilirler. Devletin modele sokulmasyla sadece mal piyasas ele alnyor olmasna karn Keynesyen sistemle ilgili fikir elde etmeye baladk. Otomatik stabilizatr bunun rneklerinden birisidir. Konu ile ilgili IS-LM analizinde detayl analizler yaplacaktr. Ancak imdilik elimizdeki aralarla mal piyasasnda dengenin salanamad durumlarda uygulanabilecek yntemlerle ilgili ilk iaretleri de elde etmek mmkndr. Enflasyonist ve Deflasyonist aralar ve mal piyasasnda dengenin salanmas bunlara verilecek rneklerden birisidir. 5.6) ENFLASYONST AIK DEFLASYONST AIK Klasiklerin tersine Keynese gre ekonominin kendiliinden tam istihdam denge noktasnda bulunmasn gerektirecek hibir neden yoktur. Denge d durumlarda ise ekonomi enflasyonist ya da deflasyonist boluk olarak ifade edilen alanlarda yer almaktadr. Bu konu bir aktarm mekanizmas sunmas asndan olmasa da devletin denge d durumlara mdahalesinin grlmesi asndan faydal olacaktr.

5.6.1) ENFLASYONST AIK Ekonominin kendiliinden tam istihdam retim dzeyinde dengede olmas iin hibir sebebin olmad Keynesyen modelde, tam istihdam dzeyindeki toplam harcama tam istihdam reel milli gelir seviyesinden byk olabilir. Aadaki ekilde bu durum gsterilmitir.
128

ekilden de anlalaca gibi Yf tam istihdam reel milli gelir seviyesindeki toplam harcama miktar Yf-B kadarken bu tam istihdam harcama dzeyinden (B-C) kadar daha byktr. Enflasyonist ak bu tr farklar ifade etmek iin kullanlmaktadr. zetle tam istihdam denge reel milli gelir seviyesinde toplam harcamann reel milli gelirden byk olmas durumunda aradaki bu fark enflasyonist a ifade etmektedir. EKL 25 AE AE=Y AE B A0 C A Enflasyonist Ak

YF

Y1

Kurulan model gerei para politikasnn olmamas nedeniyle enflasyonist a ortadan kaldrmak ve tam istihdam denge seviyesine ulamak iin eldeki tek ara daraltc maliye politikasdr. Hatrlanaca zere otonom harcamalardaki bir art ve/veya azal toplam harcama dorusunun konumunu deitirmekte idi. Bu durumda toplam harcamalarn azaltlmas gerekmektedir. Byle bir durumda devletin elinde maliye politikas kapsamndaki aralardan birisi kamu harcamalarn azaltmaktr(G0). Dier aralar ise transfer harcamalarnn kslmas veya otonom vergilerin arttrlmas olacaktr (TR0, T0).

129

EKL 26 AE AE=Y AE1 B A0 A1 0 YF Y1 Y C D E AE2

Benzer ekilde bir dier uygulama alan marjinal vergi haddindin (t) ykseltilmesi suretiyle de tam istihdam reel milli gelir seviyesine gelinmesi amalanabilir. Marjinal vergi haddi toplam harcama erisinin eimini verdiinden bunun artmas veya azalmas toplam harcama dorusunun eimini deitirecektir. Aadaki ekilde marjinal vergi haddi arttrlarak toplam harcama dorusunun tam istihdam retimi salayacak ekilde (c) noktasndan (AE2) eklini almas salanmtr.

130

EKL 27 AE AE=Y AE1 B A0 C


D

AE2

YF

Y1

5.6.2) DEFLASYONST AIK Enflasyonist aktan farkl olarak tam istihdam denge retim dzeyinde reel retim dzeyinin harcamalardan byk olduu durum ise deflasyonist a ifade etmektedir. Aadaki ekilde (B-C) araln ifade eden bu durumda para politikas dnda kullanlabilecek maliye politikalar ise geniletici nitelikte olmaldr.

131

EKL 28 AE AE=Y B A A0 C AE Deflasyonist Ak

Y1

YF

Aadaki ekilde tam istihdam denge reel milli gelir seviyesine ulamak iin gerekletirilen geniletici maliye politikasn sonular grlmektedir. Daha nce belirtilen (B-C) kadarlk retim ve tketim arasndaki fark kamunun otonom harcamalar kapsamndaki aralarn kullanmak suretiyle giderilmektedir. ekil zerinde de grlecei gibi geniletici maliye politikas aralar ile toplam harcama erisinin konumu deitirilerek deflasyonist ak ortadan kaldrlmakta ve ekonomi tam istihdam reel milli gelir seviyesine ulatrlmaktadr.

132

EKL 29 AE AE=Y B A A0 C AE2 AE1

Y1

YF

Benzer bir durum aadaki ekil iin de geerlidir. Deflasyonist a temsil eden Y1 retim dzeyi gelir vergisi oranlar azaltlarak toplam harcamalarn uyarlmas eklinde ortadan kaldrlmtr. Marjinal vergi haddi ile ifade (t) edilen gelir vergisinin deimesi toplam harcama erisinin eimini deitireceinden ekildeki gsterimde de azalan vergi oran toplam harcama erisi daha dik hale gelmesini salam ve ekonomi tam istihdam reel milli gelir seviyesine ulamtr.

133

EKL 30 AE AE=Y B A A0 C AE2 AE1

0 1)

Y1 IS-LM ANALZ

YF

1960larn ortalarna kadar makro ekonomi politikalarna damgasn vuran Keynesyen ktisat yalnz Keynesin 1936 ylnda yazd mehur Genel Teoriden olumamaktadr. Birok iktisatnn da Keynesyen iktisat olarak ifade edilen bu disipline katklar sz konusudur. Bu blmde ele alnacak IS-LM modeli bu katklarn en fazla olduu alanlardan birisidir. Bu analiz bizzat birok Keynesyen iktisatnn youn eletirisine sebep olmutur. Bir dier ifade ile John Hicks tarafndan balatlp Franco Modigliani tarafndan gelitirilen ve 1950li yllarda Alvin Hansen tarafndan poplerletirilen IS-LM modeli birok Keynesyen iin Keynesyen iktisat deildir. IS-LM modelinin Keynesin orijinal fikirlerinden byk sapmalar ifade ettii ne srlse de gnmzde zellikle ders kitaplarnda Keynesyen iktisat anlatlrken yaygn biimde kullanlmaktadr. Biz de konuyla ilgili tartmalara girmeden bundan sonraki ksmlarda bu model tantmaya alacaz.

6.1) IS-LM MODELN VARSAYIMLARI


134

1) 2)

Bu model, kapal bir ekonomi varsaymndan hareketle oluturulmutur. Modele fiyatlar genel seviyesi dahil edilmemitir. Daha sonraki ksmlarda bu

varsaym kaldrlarak Keynesyen modelin tantlaca ksm, AS-AD analizi olacaktr. 3) Modelde yatrm harcamalar nceki modellerden farkl olarak isel olarak be-

lirlenmektedir. 4) Modele para piyasas da dahil edilmitir. Dolaysyla faiz haddi de IS-LM ana-

lizi erevesinde isel olarak oluturulacaktr. IS-LM analizini daha nce ele alnan Model I ve Model IIde oluturduumuz yap zerine burada sadece baz ufak ilavelerle oluturabiliriz. Kald ki daha nceki modellerde mal piyasasndaki denge durumunu detayl bir ekilde ele almtk. Burada mal piyasasndaki denge durumunu ifade eden IS dorusuna ulaabilmek iin tek eksiimiz daha nce otonom kabul ettiimiz yatrm harcamalarn otonom olmaktan karp isel bir deiken olarak ele almak olacaktr. LM dorusunu tretmek iin ise reel para talebini incelememiz gerekmektedir. 6.2) YATIRIM FONKSYONU IS-LM modeli erevesinde yatrm belirleyen unsur faiz haddidir. Yatrmn faizle ters ynl bir ilikiye sahip olduu kabul edilen IS-LM modelinde yatrmlar otonom ve faize bal olarak deien iki ksmdan olumaktadr. IS-LM modelinde yatrm fonksiyonu aadaki eitlikle ifade edilebilinir;

I=I0-bi

b0

Yukardaki eitlikte I terimi yatrm harcamalarn ifade etmektedir. I0 terimi ise otonom yatrmlar gstermekte olup, faizden bamsz olarak yatrm harcamalar zerinde etki yapmaktadr. Uyarlm yatrmlar ifade eden (bi) terimleri ierisindeki (i) terimi faiz haddini

135

gsterirken (b) katsays yatrmlarn faize duyarlln ifade etmektedir. Bir dier ifade ile rnein, eit otonom yatrma sahip iki lkede faizlerdeki eit ldeki bir azalmann yatrmlar zerindeki etkisini bu lkelerdeki yatrmlarn faizdeki azalmaya nasl tepki gstereceklerine baldr. Bunu belirleyen ise yatrmlarn faize duyarlldr. Ksaca yatrmlarn faize duyarll faizdeki bir birimlik deime karsnda yatrmlarn ne kadar deieceini gstermektedir (b=I/i). Aadaki ekil yukarda akladmz yatrm fonksiyonunu gstermektedir. EKL 31 i I=I0-bi i2 B I0

i1

y 0 I1 I2

x I0 I

Yukardaki ekil de grlecei gibi faiz haddi sfr da olsa I0 miktarnda bir yatrm sz konusudur. Yukardaki anlatmlarda otonom yatrmlar iin yatrmlarn faizden bamsz olan ksm ifadesi kullanlmt. Burada da grlecei gibi ekonomide I0 kadar bir yatrm sz konusudur. Ancak faiz haddi ile birlikte deerlendirildiinde her bir faiz art toplam yatrm miktarn azaltc bir etki yapmaktadr. Bu etkinin azaltc ynde olmas tanm gereidir. Nitekim yatrmlarla faiz haddi arasnda ters ynde bir ilikinin olduu durumu kabul edilmektedir. Ancak faizlerdeki her bir artn yatrmlar ne kadar etkileyeceini belirleyen unsur

136

yatrmlarn faize duyarll paremetresidir. Bir dier ifadeyle yukardaki eklin eimini belirleyen yatrmlarn faize duyarlldr (b). Yukardaki gsterime gre faizlerdeki bir birim artmann faizler zerindeki etkisi, yani b=I/i formlne gre oluacak deer (x) ise yatrm eitlii ile birlikte deerlendirildiinde otonom yatrmlardan karlacak deeri ifade edecektir (I=I0-bi, I=I0-x). Dolaysyla bu faiz haddinde yatrm miktar (I0-x) kadar olacaktr. Faizlerin i2 seviyesine ykselmesi durumunda ise bu miktar (I0-y) kadardr. Yatrmlarn faize duyarllnn yatrm miktar zerindeki etkisini daha detayl aklayabilmek iin aadaki ekilde farkl eimlerde (farkl yatrmn faize duyarll) dorusuna sahip iki rnek durumu ele alalm.

EKL 32 i I2=I0-b2i I0

I1=I0-b1i i1 A B

137

I1

I2

I0

Yukardaki ekilde iki farkl yatrmm faize duyarllna sahip yatrm fonksiyonu sz konusudur. Bunlardan daha yatk olan I1 yatrm fonksiyonunda faizdeki art (ekildeki gsterimde sfr faiz seviyesinden i1 seviyesine) yatrmlarn I1 seviyesinde olumasn salamtr. Bir dier ifadeyle faizin etkisi sz konusu deilken, (yani faiz sfrken) otonom yatrmlarn toplam yatrm miktarn belirledii bir durumdan (I=I0-bi, I=I0-b*0, I=I0) I1 seviyesine gerilemitir. Bunu salayan ise bir birim faiz deiiminin ne kadar yatrm deimesine yol atn gsteren yatrmn faize duyarlldr (b). Bir dier yatrmn faize duyarll katsaysnda ise bu deime daha az miktarda gereklemitir. Bu durumda ortaya kan sonu, yatrmn faize duyarll ne kadar bykse her bir alternatif faiz haddindeki yatrm miktar da o kadar kk olacaktr (b1b2). Keynesyen iktisatta istikrarsz bir byklk olarak grlen yatrm harcamalarnda bu istikrarszln en nemli nedenlerinden birisi otonom yatrmlardr. Nitekim otonom yatrmlarn artp azalmas yatrm dorusunun konumunu belirlemektedir.

EKL 33 i I2=I02-bi I1=I01-bi I01 I02

I
138

I01

I02

ekilde farkl otonom yatrm dzeylerine sahip iki yatrm fonksiyonu verilmitir. Bunlardan I1 eklinde verilmi olan yatrm fonksiyonunda otonom yatrm dzeyi I01 kadardr. I2 yatrm fonksiyonunda ise otonom yatrm miktarnn I02 kadardr. ekilde grld gibi otonom yatrmlarn artmasyla yatrm dorusu saa doru kaymakta ve yatrm miktar otonom yatrmlardaki art miktar kadar artmaktadr. 6.3) IS ERSNN OLUUMU Yatrm fonksiyonun elde edilmesinden sonra Model IIde elde ettiimiz toplam harcama denklemini yeniden hatrlayalm. Burada elde ettiimiz toplam harcama denklemi aadaki gibi idi: AE= C0+cY+cTR0-cT0-ctY +I0+G0, AE= A0+cY-ctY AE= A0+c(1-t)Y Burada mevcut bilgilerimize bir ilave sz konusudur. Bu da yukarda anlatlan yatrm fonksiyonudur. Dikkat edilecek olursa yukardaki eitlikte yatrm harcamalar otonomdur. Oysa imdi oluturacamz IS-LM modelinde bu durumu ortadan kaldrdk ve yatrmlar sadece otonom olarak deil faize balda deitiini ifade ettik (I=I0-bi). Bu durumda toplam harcama denklemimiz aadaki ekli alacaktr. AE= C0+cY+cTR0-cT0-ctY +I0-bi+G0, AE= A0-bi+cY-ctY AE= A0-bi +c(1-t)Y A0= cTR0-cT0+I0+G0 A0= cTR0-cT0+I0+G0

139

imdi artk yukardaki ilikiye dayal olarak mal piyasasndaki dengenin faiz ve gelir ile ilikisini ele alabiliriz;

EKL 34 AE Y=AE

B A0-bi2

A0-bi2+ c(1-t)Y A0-bi1+ c(1-t)Y

A
140

A0-bi1 450 0 i Y1 Y2 Y

i1 i2

A B

IS
0 Y1 Y2 Y

Daha nceki ele aldmz durumlarda grm olduumuz durum toplam harcama dorusunun konumunun otonom harcama kalemindeki art ve azalla deiecei idi. Nitekim bu dorunun eimi marjinal tketim eilimi ve marjinal vergi haddi tarafndan belirlenmekte idi. Burada karmza kan ilk durum artk konumu belirleyen sadece otonom harcamalarn olmamasdr (A0-bi). Yatrm harcamalar incelenirken grlmt ki faiz haddinin sfr olduu bir durumda yatrmlar tek belirleyen otonom harcamalar iken otonom yatrm miktar faizlerin her bir artnda yatrmn faize duyarll katsays ile faiz seviyesiyle arpm kadar azalmakta idi (I=I0-bi). Bu durumun bize gsterdii durum faizler genel seviyesi arttka otonom harcamalarn azalacadr. nk hatrlanaca zere bu byklk ierisinde otonom yatrmlarda sz konusudur (A0= cTR0-cT0+I0+G0). Nitekim yukardaki temsili gsterimde de faizlerin i1 seviyesinden i2 seviyesine ykselmesiyle toplam harcama dorusunun konumu deimitir. Bu du-

141

rumun arkasndaki iktisadi mantk ise faiz miktar ykseldiinde artan maliyetlerin daha az yatrm yapmay gerektirmesidir. Bizim IS erisini olutururken aradmz mal piyasasndaki dengeyi oluturan noktalarn da tespit edilmesidir. Bu 450lik bir doru yardmyla anlalmaktadr. 450lik doru zerindeki her bir noktada milli gelir ile toplam harcamalar birbirine eit olduu aktr. Bu durumda toplam harcama dorusu zerindeki A ve B noktalarnda da toplam harcama ile gelir birbirine eittir. ekilde bu eitliklere karlk gelen gelir dzeyleri Y1 ve Y2 dir. Bir dier ifade ile faiz haddi i1 ve gelir dzeyi Y1 iken ve faiz haddi i2 ve gelir dzeyi Y2 iken mal piyasas dengededir. Toplam harcama dorusu zerinde bu iki noktann dndaki hibir noktada eitlik sz konusu deildir. imdi elimizde hangi faiz ve hangi gelir dzeylerinde mal piyasasnn harcama ve gelirin eit olduunu gsteren veriler mevcuttur. Aadaki ekilde bunu gstermektedir. eitli faiz haddi ve hasla dzeylerinde mal piyasasndaki dengeyi gsteren noktalarn geometrik yerleri IS dorusunu vermektedir. Bu doru zerindeki her bir noktada mal piyasas dengede olacaktr. Bir dier ifade ile IS dorusu zerinde ki noktalar dndaki noktalarda mal piyasasnda arz veya talep fazlas sz konusu olacaktr. Bu durum aadaki ekil yardmyla gsterilebilinir. EKL 35 AE (A)
MAL TALEP FAZLASI

Y=AE

B C A0-bi2 A D

A0-bi2+ c(1-t)Y A0-bi1+ c(1-t)Y

142

A0-bi1
MAL TALEP FAZLASI

45 0

Y1

Y2

Yukardaki ekilde mal piyasasnn denge durumunu gsteren A ve B noktalarnn yan sra denge d durumlar ifade eden C ve D noktalar ifade edilmitir. C ve D noktalarn seilmesinin sebebi, bu noktalardaki faiz oran ve gelir dzeylerinin grlebilecek olmasdr. nce (C) noktasndan balayalm. Bu nokta 450lik doru zerinde yer almamaktadr. Bu durumda mal piyasasnda eitlii temsil eden bir nokta deildir. Bu noktann bir baka zellii de bu noktada toplam harcamalarn gelirden byk olmasdr (AEY). Bir dier ifade ile (C) noktasnda mal talep fazlas sz konusudur. (D) noktas da 450lik doru zerinde yer almamaktadr. Bu durumda bu noktada da mal piyasasnda bir eitsizlik durumu sz konusu olacaktr. Bu noktada ise gelir toplam harcamalardan byktr. Dolaysyla bir mal arz fazlas durumu sz konusu olacaktr. Ksaca i2 faiz haddi ve Y1 gelir dzeyinin deki (C) noktasnda mal talep fazlas varken, i1 faiz haddi ve Y2 gelir dzeyinin deki (D) noktasnda mal arz fazlas sz konusudur. imdi bu noktalarn IS denklemindeki karlklarnn nereler olduunu bulalm.

EKL 36 i (B)

i1

MAL ARZ FAZLASI

143

i2

MAL TALEP FAZLASI

IS
Y

Y1

Y2

Yukardaki IS erisinde daha nce belirlemi olduumuz (C) ve (D) noktalar gsterilmitir. IS dorusu zerinde her bir noktada mal piyasas dengede iken bu noktalarda mal arz ve talep fazlalar sz konusudur. Bu durumda matematiksel olarak mal arz ve talep fazlas durumu sz konusu olduunda dengeye gelinmesi iin ya faizlerin deimesi gerekecek ya da gelirin deimesi gerekecektir. Ancak daha nceki konularda da deinildii gibi mal piyasasndaki denge gelirdeki art ve azallarla salanacaktr. Bir dier ifade mal piyasasnda bir dengesizlik olmas durumunda firmalar retim miktarn arttrp azaltarak dengenin olumasn salarlar. rnein ekonomideki toplam harcamalarn retimden fazla olmas durumunda (mal talep fazlas) firmalar retimlerini arttrarak bu durumu ortadan kaldrmaya alacaklardr. Tersi bir durumda ise firmalarn retimleri azalacaktr. Sonu olarak ele aldmz noktalarda; C noktas D noktas Mal Talep Fazlas (AEY) ve Y Mal Arz Fazlas (AEY) ve Y

(IS modelinde denge hemen annda (instantaneously) gereklemektedir. Milli gelir ve harcama (AE=Y) eitlii statik (duraan) olarak tanmlanmtr ve statik modellerin ierisinde zaman deikeni (time variable) yer almad iin denge hemen annda gereklemektedir). 6.4) IS DORUSUNUN KONUMU IS erisini olutururken toplam harcama erisinin konumunun (A0) teriminin iinde yer alan deikenlerin belirlediine deinmitik. Nitekim IS erisi de bu deikenlerden birisi olan faizlerdeki deiim sonucunda elde edilmiti. imdiye kadar elde ettiimiz bilgiler bize IS dorusunun belirli bir faiz haddi ile retim miktarnda mal piyasasnn dengede olduu
144

noktalardan olutuunu gstermektedir. imdi ise bu faiz haddi deimeden otonom harcamalar deiirse toplam harcama ve gelir arasndaki ilikinin nasl ekilleneceini inceleyeceiz. Aadaki ekilde belirli bir faiz haddinde otonom harcamalarn deimesi durumunda IS erisinin nasl ekilleneceini gstermektedir.

EKL 37 AE (A) Y=AE

B A02-bi1 A01-bi1 A

A02-bi1+ c(1-t)Y A01-bi1+ c(1-t)Y

145

450 0 i (B) Y1 Y2 Y

i1

IS1 0 Y1 Y2

IS2 Y

eklin (A) panelinde bi1 faiz haddinde ve Y1 gelir dzeyinde toplam harcama ve gelirin (A) noktasnda olutuu grlmektedir. Bu durumda eklin (B) panelinde gsterilen IS dorusunun da i1 ve Y1 noktalarnn kesitii yerden geecei aktr. IS dorusunu olutururken bildiimiz bir dier durum ise gelir ile faiz arasnda ters ynl bir ilikinin olduudur. Sonu olarak belirli bir eimdeki (eim konusuna daha sonra deinilecektir) IS dorusu (A) noktasndan geecektir. imdi otonom harcamalarn artt varsaymnda bulunalm. Bu durumda ise yine i1 faiz haddinde mal piyasasndaki yeni denge (B) noktasnda salanmaktadr. Bu noktadaki gelir dzeyinin ise Y2 olduu grlmektedir. eklin (B) panelinde ise bu faiz ve gelir dzeylerine karlk gelen nokta mal piyasasndaki dengeyi gstermektedir. Bu durumda buradan da geecek bir IS dorusu olmak zorundadr. Sonu olarak (A0) terimi ile ifade edilen otonom harcamalar deiince IS erisinin konumu da deimektedir.

146

IS dorunun denklemi ise mal piyasasnda dengenin saland durumun ifade edilmesiyle elde edilebilinecektir.

SONU: Otomatik stabilizatrler ise, otonom harcamalardan kaynaklanan bu dalgalanmalarn etkilerini hafifleten mekanizmalardr. Kurulan model gerei para politikasnn olmamas nedeniyle enflasyonist ve deflasyonist a ortadan kaldrmak ve tam istihdam denge seviyesine ulamak iin eldeki tek ara geniletici ve daraltc maliye politikalardr. IS-LM analizinde, mal piyasas dengesini gsteren IS erisinin sanda mal arz fazlas, solunda ise mal talep fazlas sz konusudur. Bu erinin konumu otonom harcamalar tarafndan belirlenmektedir.

KONUYA LKN SORU RNEKLER 1)Belirli bir gelir dzeyinde para arznn azalmas durumunda; a)LM erisi saa doru kayar ve faizler der. b)LM erisi sola doru kayar ve faizler der. c)LM erisi saa doru kayar ve faizler ykselir. d)LM erisi sola doru kayar ve faizler sabit kalr. e)LM erisi sola doru kayar ve faizler ykselir. 2)Aadakilerden hangisi IS-LM varsaymlarndan hareketle oluturulacak toplam harcama denklemini ifade eder? a) AE=A0-bi+c(1-t)Y b) AE=A0+bi+c(1-t)Y

147

c) AE=A0-bi-c(1-t)Y d) AE=A0+bi-c(1-t)Y e) AE=A0-bi+c(1+t)Y 3) ISin konumunun deimesi iin aadakilerden hangisi gerekleir? a)Otonom harcamalarn ve faizlerin deimesi gerekir. b)Yalnz otonom harcamalarn deimesi gerekir. c)Yalnz faizlerin deimesi gerekir. d)LM deki faizlere bal olarak faizlerin deimesi gerekir. e)Yukardakilerin hepsi 4 IS dorusu iin aadakilerden hangisi sylenemez? a) IS dorusu zerindeki her bir noktada toplam harcama gelire eittir. b) IS dorusunun solunda mal talep fazlas vardr. c) IS dorusunun sanda mal arz fazlas vardr. d) IS dorusunun konumunu otonom harcamalar belirler. e) IS dorusunun eimini para talebinin faize duyarll belirler. Cevap anahtar 1e-2a-3b-4e

Yararlanlan Kaynaklar Heilbroner R.L.; ktisadi Sorun II., Makro ktisat, (eviren: D.Demirgil), alayan Kitabevi, stanbul, 1974 Paya M.; Makro ktisat, Filiz Kitabevi, stanbul, 2001

148

Pentecost E.; Macroeconomics, Mac Millan, London, 2000 Phelps E.S.; Seven Schools of Macroeconomic, The Arne Ryde Memorial Series, Clarendon Press, Oxford, 1990 Sava V.; Keynesyen ktisat Yklrken, Beta Yayn Datm, stanbul, 1986 Sava V.; Politik ktisat, Beta Yayn Datm, stanbul, 1994 Shaw G.K.; Keynesian Economics: The Permanent Revolution, Edward Elgar, Alders hot, 1998 Snowdown B., Howard R.V.; Reflections on the Development of Modern Macroeconomics, Edward Elgar Publishing Co. Cheltenham, 1997 Snowdown B., Vane B., Wynarczyk P.; A Modern Guide to Macroeconomics, An Introduction to Competing School of Thought, Edward Elgar Publishing Limited, Cambridge, 1994 Tunca Z.; Makro ktisat, Filiz Kitapevi, stanbul, 1997 nsal E.; Makro ktisat, maj Yaynclk, Ankara, 2000 Yetkiner H.; Sorularla Makro ktisat, Efil Yaynevi, Ankara, 2010

149

Makro ktisat 8.Blm e-Ders Kitap Blm 8.KISIM

6.5) IS DORUSUNUN MATEMATKSEL GSTERM147 6.6) IS DORUSUNUN EM ..148 6.7) LM ERS VE PARA PYASASI..149 6.7.1)HTYAT VE LEM NEDENYLE PARA TALEB.150 6.7.2) SPEKLASYON NEDENYLE PARA TALEB151 6.8) TOPLAM PARA TALEB .154 6.9) PARA ve TAHVL TALEBNN KARILIKLI LKS VE PARA PYASASI DENGES ..155 6.10) LM ERSNN TRETMES..158 6.11) LM ERSNN ZELLKLER161

ZET: Keynesyen Sistemin analiz edilebilmesi iin IS erisinin eiminin belirlenmesi gerekecektir. Para piyasasnn denge durumunu ifade eden LM erisinin analizinde ise, para talebinin sebeplerinin ele alnmas gerekmektedir. LM erisinin oluturulmasnn ardndan, bu erinin eimi ve konumu da belirlenmelidir. 6.5) IS ERSNN MATEMATKSEL GSTERM Yukarda toplam harcama dorusunun denkleminin aadaki gibi ifade edilebileceini grmtk; AE= A0-bi +c(1-t)Y, A0= C0+cTR0-cT0+I0+G0

150

Mal piyasasnda denge koulu ise Y=AE eitliinin salanmas durumunda gerekleeceinden toplam harcama (AE) yerine gelir (Y) bykln yerletirebiliriz: Y= A0-bi +c(1-t)Y, Y- c(1-t)Y= A0-bi Y [1-c(1-t)] = A0-bi Y=1/[1-c(1-t)]*A0-bi Yukardaki eitlik IS denklemi olarak ifade edilmektedir. Bu eitlik ierisinde yer alan 1/[1-c(1-t)] terimi arpan katsaysn gstermektedir. Bu katsaynn yerine gsterimi kolaylatrmak amacyla em (harcama arpan, expenditure multiplier) terimi kullanlacaktr. Bu durumda IS denklemi aadaki eitlikle ifade edilebilinir. Y= em (A0-bi) , em=1/[1-c(1-t)] Yukardaki denklemin gsterdii durumlardan birisi de ISin eiminin em terimine bal olarak deitiidir. 6.6) IS DORUSUNUN EM imdi ise gerek faiz haddini gerekse de otonom harcamalar deitirmeden oluturulan bir IS dorusunda tek deiikliin yatrmn faize duyarll (bi) ve harcama arpan (em ) olduunu varsayalm. Bu durumda elde edeceimiz ekil aadaki gibi olacaktr. EKL 38 i (B) A0= C0+cTR0-cT0+I0+G0

i1

B IS2(em2,b2) IS1 (em1,b1)

Y1

Y2

ekilde de grlecei gibi daha yatk olan IS dorusunda belirli bir faiz haddinde oluan gelir daha fazladr. Bu duruma neyin sebep olduunu IS denklemini yeniden deerlendirerek anlayabiliriz. Y= em (A0-bi) IS denklemi

151

Denklemde de grlecei gibi harcama arpan (em) ne kadar bykse belirli bir faiz haddinde gelir daha fazla olacaktr. Bir dier ifadeyle IS erisi daha yatk olacaktr. Bundan farkl olarak yatrmn faize duyarll ise ne kadar bykse milli gelir dzeyi daha dk olacaktr. ekil itibaryla ise IS erisi daha dik olacaktr. Dolaysyla buradan elde edeceimiz sonu IS dorusunun eiminin harcama arpan ve yatrmn faize duyarllna bal olduu ve harcama arpan ne kadar byk ve yatrmn faize duyarll ne kadar kk olursa IS erisi o kadar yatk olaca ve belirli bir faiz dzeyinde gelir dzeyinin o kadar fazla olacadr: (em2 em1) ,(b1b2) 6.7) LM ERS VE PARA PYASASI Bir ekonomide reel aktiflerin yan sra para, tahvil ve hisse senetlerinden oluan finansal aktifler de sz konusudur. Kiiler servetleriyle eitli reel aktiflere sahip olurlarken, finansal servetlere de ynelirler. Bir dier ifadeyle kiilerin para tahvil ve hisse senetlerinden oluan portfyleri vardr. Bu finansal portfy ierisinde para dndaki dier varlklarn bir getirisi varken parann ise bir getirisi yoktur. Bu durumda kiilerin nakit ve/veya vadesiz mevduatlarnda harcanabilir ekilde tuttuklar para miktarna para talebi dendiine gre, kiiler neden para talep ederler? Keynesyen sistemde bu soruya verilecek cevap ile para piyasasndaki ileyi mekanizmas zmlenebilirken para arz ve talebinin eitlendii noktalar ifade eden LM dorusuna da ulalabilinir. Burada belirtilmesi gereken noktalardan birisi Keynesyen para piyasas ele alnrken finansal piyasann yalnz para ve tahvilden (bond) olutuu varsaylmaktadr. Ayrca faizlerin belirlenecei bu piyasada parann faizi belirlemekteki gc aslnda tahvil piyasasndan kaynaklanmaktadr. Dolaysyla para piyasasn temsil eden LM dorusu incelenirken aslnda bir baka piyasa olan tahvil piyasas da (bond market) analiz edilmektedir. Keynesyen sisteme gre kiiler sebeple para talep etmektedirler. Bunlar; 1)htiyat nedeniyle 2)lem nedeniyle 3)Speklasyon nedeniyle 6.7.1) HTYAT VE LEM NEDENYLE PARA TALEB Yukarda ifade edilen ilk sradaki para talebi gelecein belirsizlii ile ilikilidir. Ortaya kabilecek planlanmayan durumlara kar kiiler yanlarnda para bulundurmak isterler. Kukusuz bu saikle para talep edilmesinin kiilerin gelirleriyle kuvvetli bir ilikisi vardr. Dolaysyla ihtiyat nedeniyle para talebi milli gelirin bir fonksiyonu olarak kabul edilmektedir.
152

kinci sradaki ilem nedeniyle para talebinin nedeni ise parasal gelirin elde edilmesi (ayda veya haftada) bir gn ifade etmesine karn harcamann srekli olmasdr. Bu durum firmalar iinde sz konusudur. Kazanlar ve harcamalar ou kez eanl yrmemektedirler. Gerek kiiler gerekse de firmalar iin ilem nedeniyle para talebi gelir dzeyine olduu kadar deme alkanlklar, bankaclk sisteminin gelimilik dzeyi faktrlerine de baldr. Ancak Keynese gre gelir dzeyi dndaki faktrlerin ksa dnemde sabit olduu kabul edilir. Dolaysyla gerek ilem gerekse de ihtiyat saikiyle para talebi gelirin bir fonksiyonudur. lem ve muamele nedeniyle para talebinin faizle ilikisi aadaki ekilde gsterilmektedir.

EKL 39 i L1(Y1) L2(Y2)

i1

L1

L2

Yukardaki ekilde grlecei gibi ihtiyat ve muamele saikiyle para talebi faizden bamszdr. Gelir dzeyi (Y1) seviyesindeyken L1 kadarlk para talebi sz konusu iken, gelirin artmas ile (Y2) talep edilen para miktar da artmaktadr. 6.7.2) SPEKLASYON NEDENYLE PARA TALEB Speklasyon nedeniyle para talebi ise faizin bir fonksiyonu olarak grlmektedir. Bu ekilde oluan para talebi Keynesyen modelin en arpc taraf olduu aktr. nk bu ekilde para ve mal piyasalar belirli bir etkileim ierisinde birlikte hareket edebilmektedir. Burada apc olan bir dier durum faiz getirmeyen bir finansal aktifin (para) faiz orann belirlemesidir. Keynesyen sistemde bu durumun olumas tahvil piyasas ile gereklemektedir. Bir dier ifade ile tahvile olan talep para talebini belirlemektedir.
153

Keynesyen sistemde kiilerin mali servetlerini para ya da tahvil olarak tuttuklar varsaylmaktadr. Tahvil ise, ayn zamanda, piyasada alnp satlabilen bir finansal varlktr. Finansal piyasada satlan bu tahvilin fiyat ile faizler arasnda ters ynl bir iliki sz konusudur. Dolaysyla faizler dt zaman tahvil fiyatlar ykselecektir. Piyasadaki tm aktrlerin ise normal olarak belirledikleri bir faiz haddi sz konusudur. Faiz bu kiilere gre normal olarak belirlenen seviyenin altna dtnde tahvil almak rasyonel olmayacaktr. nk faiz normal seviyeye geldiinde, yani ykseldiinde eldeki tahvil fiyat da decek ve bir sermaye kayb sz konusu olacaktr. Durumun akla kavuturulmas iin tahvil (konsol) zerinde biraz durmak gerekmektedir. Tahvil finansal kaynak temini iin devletin ya da zel irketlerin karttklar bir senettir. Tahvillerin satlma prensibi ise skonto(discount) esasna dayanmaktadr. Bir dier ifade ile bor alan kii tahvili alcya eksik bir demeyle satar ve vade sonunda tahvili alan kii tahvilin nominal deerini tahvil karandan geri alr. rnein, 1000 TL nominal deerli bir tahvile, tahvili alan kii veya kurum 900TL demitir. Dnem sonunda tahvili alan kii 1000TLsini geri aldnda ise 100TL kazanm olacaktr. imdi tahville ve parann para talebiyle olan ilikisini bir rnekle aklayalm. Diyelim ki, 1000TL nominal deerli bir tahvil vardr. Bu tahvilin fiyat 900TL skonto deerli olarak satlm ise aslnda kiinin elde edecei faiz %11,1dir ((1000-900)/90=%11,1). imdi bu tahvilin fiyatnn piyasadaki arz talep ilikilerine gre olumu fiyatnn) 950TL olduunu varsayalm. Bir dier ifadeyle tahvili 950TLye alan kii dnem sonunda tahvili borlu kuruma iade ettiinde alaca para 1000TLdir. Bu durumda 950TLye km tahvilin faizi %5,26ya dm olacaktr ((1000-950)/950=%5,26). Bir baka rnei de tahvilin fiyatnn 800TLye dmesi durumdan verelim. Bu durumda ise kiinin faiz kazanc %25 olacaktr ((1000800)/800=%25). Ayn durumun bir baka boyutu da yeni kacak tahvilin ne kadardan skonto edilecei olacaktr. Yeni kacak tahvil, rnein, 800 TLden kar ise 950TLye tahvil alan kii hem faiz hem de sermaye kaybna urayacaktr. Ayn ekilde 700TL olursa da 800TLye tahvil alan kii hem faiz hem de sermaye kaybna urayacaktr. Yukardaki rnekler gstermektedir ki tahvil fiyat ile faiz arasnda ters ynl bir iliki sz konusudur. Burada ise baka bir durum ortaya kmaktadr. Verilen rneklerde tahvil 950 TL de olsa 800 TLde olsa birileri alp satmaktadr. Dolaysyla al veri ierisinde olan kiilerin beklentileri farkldr. Bu durumda kiilerin normal kabul ettikleri bir faiz haddi sz konusudur. Faiz bu seviyenin altna dtnde kiilerde faizlerin yeniden ykselecei bek-

154

lentisi hakim olacandan finansal servetlerini tahvil olarak deil para olarak tutacaklardr. Bu durum aadaki ekilde gsterilmitir.

EKL 40

i LKDTE TUZAI ilt

Md Yukardaki ekil para talebi erisini ifade etmektedir. Grld gibi faiz haddi dtnde yeniden ykselecei beklentisinde olanlar faiz ve sermaye kaybna uramamak iin finansal servetlerini tahvil olarak deil para olarak tutmaktadrlar. Likidite tuza ile ifade edilen nokta ise piyasadaki tm kiilerin hepsinde faizlerin debilecei en son nokta olarak grdkleri bir snrn olduunu ve faizlerin yeniden ykselmesini beklemelerinden kaynaklanmaktadr. Yukardaki rneklerden hareketle bu oran %5 ise, en son tahvil 950 TLden alc bulmu ve %5,26lk bir getiri elde etmeye raz olunmutur. Ancak faizlerin daha fazla dmesi beklenmiyorsa piyasadaki tm aktrler tahvil almayacaktr ve herkes finansal aktiflerini para olarak tutacaktr. 6.8) TOPLAM PARA TALEB htiyat ve ilem ile speklasyon nedeniyle para talebinin oluturduu toplam para talebi Keynesyen modelin ileyiinde hayati bir neme haizdir. Nitekim bu ekilde para talebinin hem gelirle hem de faizle ilikisi kurulmu olmaktadr. Bu ekilde ele alnan para talebi aadaki ekilde deerlendirilebilinir. Md=f(Y+,i-) Para talebinin gelirle ve faizle olan ilikisi aadaki eitlikle gsterilebilinir: Md =kY-hi Para talebinin gelirle pozitif faizle ise negatif ilikisi aadaki ekilde gsterilmitir.

155

EKL 41 i

i1 i2

L2i,m L1i,m Ls1 Ls2

L1i,m

L2i,m Lt1

Lt2

Likidite tuza durumunun ihmal edilerek gsterildii yukardaki ekilde ihtiyat ve ilem nedeniyle para talebi ile speklasyon nedeniyle para talebi birlikte gsterilmitir. Gelir dzeyine bal olarak deien ihtiyat ve ilem motifli para talebi gelirden bamszdr. Nitekim faiz haddi i1 ve i2 olduu durumlarda L1 para talebi deimemektedir ve i1 faiz haddinde speklasyon nedeniyle para talebi ise Ls kadardr. Dolaysyla toplam para talebi ise Lt kadar olacaktr. Gelirin artmas durumunda ise ihtiyat ve ilem nedeniyle para talebi artmaktadr. Byle bir durumda faizlerinde dmesi speklasyon nedeniyle para talebini de arttracak ve toplam para talebi Lt2 seviyesine ykselecektir. 6.9) PARA ve TAHVL TALEBNN KARILIKLI LKS VE PARA PYASASI DENGES Karmzda finansal aktif olarak ele aldmz iki deer vardr; tahvil ve para. Bir dier ifade ile kiiler reel servetlerini ya para ya da tahvil olarak tutmaktadr. Ancak varsaym gerei servetin bir ksmnn para bir ksmnn da tahvil olarak tutulmas sz konusu deildir. Ancak duruma toplamda iktisadi aktrler olarak bakldnda kiilerin reel servetlerini para veya tahvil olarak tuttuklarn sylenebiliriz. Reel Finansal Servet=Bd +Md , (Bd =Tahvil talebi, Md= Para talebi) Ayn ekilde tanm gerei finansal aktif olarak sadece para ve tahvil sz konusu ise,
156

Reel Finansal Servet=Bs +Ms , (Bd =Tahvil arz, Md= Para arz) Bu durumda, Bd +Md= Bs +Ms Yukarda ele alnan eitlik gerek para piyasasndaki dengenin oluumunda ve faizlerin belirlenmesinin de belirleyicisidir. Durumu aadaki ekil yardmyla aklayalm. EKL 42 i i1 i0 B Ms D A

i2

Md

M s M d

Ms=Md

M s M d

Md,Ms

ekilde ele alnan i0 faiz dzeyinde (A) noktasnda para arz ve talebi birbirine eittir. Bu noktann oluturduu faiz haddi denge faiz haddidir. Dengenin olmad durumlardan (B) noktasn ele aldmzda ise bu noktada para arznn para talebinden fazla olduu grlmektedir. Byle bir durumda ne olacan yukarda oluturduumuz eitlik yardmyla zmleyelim; Bd +Md= Bs +Ms Eitliini aadaki eitlik ekline dntrebiliriz. Bd - Bs = Ms -Md Bu durumda para arz para talebinden byk ise tahvil talebi de tahvil arzndan byk olacaktr. Ms Md ise Bd Bs Tekrar yukardaki gsterime geri dnecek olursak (B-D) kadarlk bir para arz fazlas sz konusudur. Bu durumda kiiler bir dier finansal aktif olan tahvil piyasasna yneleceklerdir. Tahvil talebinin artmas anlamna gelen bu sre tahvilin fiyatnn artmas anlamna gelmektedir. Tahvil ile faiz arasnda ters ynl bir iliki olduundan tahvilin fiyat arttka faizi de 157

cektir. Den faiz ise speklasyon nedeniyle para talebinin artmasna yol aacaktr. Bu sre para arz ve talebinin eitlenecei denge faiz haddine kadar devam edecektir. Ms Md ise Bs BdPB i Md Tersi bir durumda ise, yani para talebinin para arzndan fazla olduu bir durumda ise (C noktas); Ms Md ise Bd Bs Ms Md ise Bd Bs PB i Md Yukardaki ilikilerde de srasyla izlenebilecei gibi, para talebi para arzndan fazla ise, kiiler paraya olan gereksinimlerini tahvil piyasasna ynelerek zmeye alacaklardr. Bu durum tahvil satlar artacak, kiiler elerindeki tahvilleri satarak para taleplerini karlamaya alacaklardr. Tahvil arznn tahvil talebinden fazla olmas ise tahvil fiyatlarn drecek ve faizlerin ykselmesine yol aacaktr. Ykselen faizler ise para talebinin azalmasna yola aacak ve para arz ile para talebi arasndaki denge kurulmu olacaktr. 6.10) LM ERSNN TRETMES Para piyasasndaki dengeyi gsteren LM erisi faiz haddi ve gelir dzeyindeki ilikiye bal olarak oluacak para arz ve talebini gstermektedir. LM erisi oluturulurken bir kez daha hatrlatlmas gereken durumlardan birisi Keynesyen sistemde para arznn Merkez Bankas tarafndan belirlenen dsal bir deiken olduudur. Para arz ile ilgili sylenmesi gereken bir dier nemli ayrnt IS-LM modelinde fiyatlar dahil olmadndan para arz reel para arzn ifade ediyor olmasdr (M=M/P).

158

EKL 43 i Ms/P i LM i2 i1 C A A Md2(Y1) Md1(Y1) 0 Md =Ms Md,Ms 0 Y1 Y2 Y i2 i1 A B

Yukardaki ekilde para arz ve para talebi balangta (A) noktasnda dengededir. Bu denge noktasndaki faiz haddi i1 ve gelir dzeyi Y1 dir. Burada unutulmamas gereken nokta, (A) ile ifade edilen denge noktasndaki para talebi toplam para talebidir. Nitekim toplam para talebinin gelire ve faize bal olan iki ksmdan olutuu daha nce de belirtilmiti. Burada LM erisi oluturulurken bulmaya altmz gelir seviyesi deitiinde faizlerin ne ynde deieceidir. Sistemin ileyiini anlayabilmek iin gelir dzeyinin Y1 seviyesinden Y2 seviyesine ykseldiini varsayalm. Bu durumda gelire bal olarak ihtiyat ve muamele nedeniyle olan para talebi artacak ve para talebi erisi de saa doru kayacaktr (A). Yeni oluan durumda ise para arz ve talebi dengede deildir. Bir dier ifadeyle para talebi para arzndan byktr (Ms Md). Para talebinin para arzndan byk olmas durumunda kiilerin bu talep fazlasn karlayacaklar tek piyasa sz konusudur, tahvil piyasas. Kiilerin ellerindeki tahvilleri para evirmek amacyla yneldikleri tahvil piyasasnda ise tahvil arz tahvil talebinden byk olacak bu da faizlerin artmasna yol aacaktr. Balangta tm bu srece sebep olan durum para talebinin para arzndan byk olmas idi. Bu durumda matematiksel olarak yeniden eitliin salanabilmesi iin ya para arz artacak ya da para talebi azalacaktr. Oysa para arz deimemitir. Bu durumda para talebinin azalmas gerekmektedir. imdi gelinen noktada da faizlerin ykseldiini belirtmitik. Bunun do-

159

al sonucu olarak da para talebi azalacaktr. Bu azalma yeniden para talebi ile para arz eit olana kadar srecektir (B). Bu sre aadaki ekilde zetlenebilinir; Ms Md ise Bd Bs PB i Md Gelinen noktada gelirin artmas sonucu faiz haddi ykselmi ve para arz ve talebi dengededir. imdi para arz ve talebinin eit olduu iki noktaya sahibiz. Bunlardan birisi (A)ve dieri (B) noktalardr. te bu noktalarn geometrik yerleri LM erisini ifade etmektedir. Bir dier ifade ile, LM erisi para arz ve talebini eit klan alternatif gelir ve faiz dzeylerinin geometrik yeridir ve ekilde bu durumu ifade eden (A) ve(B) noktalardr. 6.11) LM ERSNN ZELLKLER 1) Yukarda oluturulan LM erinin (A) ve (B) noktalarndan gemesi gerektiini grdk ancak bu erinin eimi nasl olacaktr? LM dorusunu olutururken balangta gelir artt iin artan para talebi ve sonuta faiz dt iin azalan para talebinden bahsettik. Bu durumda bu art ve azallarn iddeti de nemlidir. rnein gelirdeki artn sebep olduu para talebi ok zayfsa veya ok kuvvetli ise yeni oluacak denge noktas bundan hi etkilenmeyecek midir? Kukusuz burada vereceimiz cevap evet olmaldr. Bu durumda karmza iki kavram kmaktadr. Bunlar para talebinin gelire duyarll ve para talebinin faize duyarllklardr. Bu iki katsayy LM eitlii zerinden tartalm. Md=kY-hi Md=kY-hi Yukardaki LM eitlii bize bu iki ayr katsayy gstermektedir (k,h). Yukardaki eitliin bir dier okunuu da yle yaplabilir. Para talebindeki art, gelirdeki artn para talebinin gelire duyarll ile arpm ve para talebinin faize duyarllnn faize duyarllnn deien faiz ile arpmnca belirlenmektedir. Bu durumda, rnein, para talebinin gelire duyarll ne kadar bykse para talebi de o kadar ok artracaktr. Yeniden dengeyi salayacak olan faiz ise o lde fazla dmelidir ki denge yeniden salanabilsin. Bu durumu ifade eden ekil aada verilmitir.

160

EKL 44 i i2 i1 iB iA Y 0 Y1 Y2 Y LM1(k 1) LM2(k2) k1 k2

Yukardaki ekilde grlecei gibi LM1 erisi iin gelirin Y1 dzeyinde olmas para piyasasnda dengenin salanabilmesi iin faizlerin i1 seviyesinde olmasn gerektirmektedir. Ayn gelir seviyesinde LM2 erisinde faizler sadece iA seviyesindedir. Bir dier ifade ile LM1 erisi ile ifade edilen durumda Y1 gelir dzeyi ok daha yksek bir para talebi artna sebep olmu ve bunu ortadan kaldracak olan faizde o lde ok ykselmitir. Bu durum gelirde Y kadarlk bir art gereklemesi durumunda artan para talebini karlayabilecek olan faiz haddindeki art iin de geerlidir. Bu durumda para talebinin gelire duyarll ne kadar yksekse, LM ne kadar dikse, faizler genel seviyesi o kadar yksek olacaktr. LM erisinin eimini belirleyen bir dier katsay ise para talebinin faize duyarlln ifade eden (h) terimidir. Bu durumu ifade eden ekil aada verilmitir.

161

EKL 45 i i2 i1 iB iA Y 0 Y1 Y2 Y LM1(b1 ) LM2(b2) b2 b1

Yukardaki ekilde gelirdeki bir artn faizler zerindeki etkisi gsterilmitir. Para talebinin gelire duyarllnn her iki LM erisi iin eit olduu durum da sadece para talebinin gelire olan duyarllnn farkl olmas durumunu ifade eden durum yle aklanabilir; Her iki para piyasasnda da gelirdeki art para talebini eit lde arttrmtr. Her iki piyasada da kiiler artan para taleplerini karlamak iin tahvil piyasasnda tahvil satna ynelmilerdir. Bylece tahvil fiyatlar dm ve faiz ykseli eilimine girmitir. Ancak LM1 ile ifade edilen durumda dengenin yeniden salanabilmesi iin faizlerin daha fazla ykselmesi gerekmektedir. Ancak LM1 ile ifade edilen durumda para talebinin faize duyarll daha dk olduundan (h terimi kk olduundan) para arz ve talebinin eitlenmesi iin faizlerin ok daha fazla ykselmesi gerekmektedir. Sonu olarak para talebinin faize duyarll ne kadar dk, LM ne kadar dikse, belirli bir gelir dzeyinde para piyasasnda para arz ve talebini eitlemek iin faiz haddinin de o kadar yksek olmas gerekmektedir. 2) LM erisinin belirli bir faiz ve gelir dzeyindeki para arz ve talebini eitleyen noktalarn geometrik ifadesi olduunu belirtmitik. Dikkat edilecek olursa u ana kadar bahsedilen para arz ve talebinden para talebinin veri para arzna nasl uyum salayaca olmutur. Nitekim LM dorusunu olutururken ve eimleri aklarken belirli bir para arz sz konusudur ve bu para arz karsnda faizlerin ve gelirin deimesinin etkileri eitli boyutlaryla ele
162

alnmtr. Dolaysyla burada ele alnmas gereken bir dier durum ise para arznn deimesi durumunda yeni dengenin nasl oluaca olmaldr. ncelikle Keynesyen sistemde para arznn dsal bir deiken olduunu ve fiyatlar genel seviyesinin veri olduunu bir kez daha hatrlatarak balayalm. Bu durumda reel para arznn artmas ve/veya azalmas durumunda ne olacaktr? Yukardaki aktarm mekanizmalar sunulurken gelirdeki artn etkilerini ele almtk ve bu etkiler ilk etapta para talebini etkilemiti. Buna bal olarak da faiz oranlar deimiti. Burada ise para piyasas dengede iken para arznn artmas durumunu ele almaktayz. Byle bir durumda para arznn para talebinden byk olaca aktr. Para arznn para talebinden byk olmas durumunda, kiilerin ynelecei piyasa yine tahvil piyasas olacak ve kiiler talep ettiklerinden fazla olan para yerine artan para miktarn tahvil almnda kullanmak isteyeceklerdir. Tahvil piyasasnda da eit olan tahvil arz ve talebi ise tahvil talebinin lehine bozulmu olacaktr. Bu durumda artan para arz tahvil talebini arttrm ve buna bal olarak tahvil fiyatlar ykselerek faizler dmtr. Faiz ile para talebi ters ynl bir ilikiye sahip olduundan para talebi artacak ve balangta para arznn para talebinden fazla olmasndan kaynaklanan eitsizlik para talebinin ykselmesiyle salanm olacaktr. Yukarda ifade edilen durum LM erisi zerinde nasl bir deiiklie sebep olabilir? Dikkat edilecek olursa gelir dzeyinde bir deiiklik sz konusu deildir deien sadece faizdir. Bir dier ifade ile para arz artt iin faizler genel seviyesi dm fakat gelir dzeyi deimemitir. Bu durumu ifade eden ekil aada verilmitir. EKL 46 i i2 i0 C A LM2(M2) LM0(M0) LM1(M1)

i1 0 Y0

B Y

Para arzndaki art ve/veya azaln etkileri yukarda gsterilmitir. Para arz ve talebi eitlii balangta (A) denge seviyesinde i0 denge faiz haddi ve Y0 denge gelir seviyesinde
163

salanmtr. Artan para arz gelirde bir deiiklie yol amakszn, yukarda anlatlan aktarm mekanizmasnn etkisiyle, faizlerin ykselmesine sebep olmutur. Bu durumda den faiz haddi ve deimeyen gelir dzeyinden geen bir LM erisinin de olmas gerekmektedir. nk LM erisi alternatif faiz ve gelir dzeyinin her birinde bir para arz ve talebi sz konusudur ve LM bu eitlikleri ifade etmektedir. Bu durum (B) noktas iin de geerlidir. (B) noktas alternatif faiz ve gelir dzeylerinden sadece bir tanesidir ve para arznn artmas ile den faiz haddi byle bir noktay iaret etmektedir. Dolaysyla LM erisinin gemesi gereken noktalardan birisi (B) noktas olmaldr. Bu erinin eimi ise yukarda ifade edilen para talebinin gelire ve faize duyarllnca belirlenecektir. Ayn durum para arznn azalmasn ifade eden (C) noktas iin de geerlidir. Burada da benzer ekilde gelir deimeksizin (Y0) faizlerin i2 seviyesine ykseldii grlmektedir. Dolaysyla i2 faiz ve Y0 gelir dzeyinden geen bir LM erisi sz konusu olacaktr. Sonu olarak reel para arzndaki bir art LM erisini saa doru kaydrmakta, reel para arzndaki bir azalma ise sola doru kaymasna yol amaktadr. 3)Yukardaki tm ifadeler para arz ve talebindeki deimeler ile para piyasasnn nasl dengeye geldiini gstermektedir. Dengeye gelinmesini salayan ise faizlerin deimesi ve buna bal olarak para talebinin deimesiyle salanmaktadr. Bu durumda buradan kan sonulardan birisi de para piyasas dengede deilken mutlaka para arz ve talebinin eit olmad durumudur. Bu eitsizlik noktalarnda ya para arz para talebinden byk ya da para arz para talebinden byktr.

164

EKL 47

i REEL PARA ARZ FAZLASI i1 A

REEL PARA TALEP FAZLASI

Y1 Yukardaki ekilde (ekil 46) (B) noktas denge d bir durumu ifade etmektedir. Bu

denge d durumda faiz olmas gereken noktann zerindedir. Dolaysyla faizler genel seviyesi decek ve denge salanacaktr. Faizlerin dmesine yol aan mekanizma ise para arznn para talebinden fazla olmas durumu olduu daha nce belirtilmiti. Faiz denge faiz haddinin zerinde ise para arznn para talebinden fazla olmas gerekmektedir. Nitekim bu durumda faiz derek denge salanabilecektir. (C) noktasnda ise faizler denge faiz haddinin altndaki bir seviyededir. Hangi durumda faiz denge seviyesinin altnda olabilir? Yukardaki anlatmlarda gelir dzeyinin artmas koulunu tartrken artan para talebinin tahvil piyasasnda tahvil arznda bir arta yol atn bunun da faizleri arttracan belirtmitik. Dolaysyla belirli bir gelir seviyesinde faiz denge faiz haddinin altnda ise para talep fazlas sz konu olmal ve bununda faizleri ykselterek dengeyi salamas gerekmektedir.

165

SONU: IS erisinin eimi, harcama arpan ve yatrmn faize duyarllna baldr. Keynesyen Sistemde para talebi, ihtiyat, ilem ve speklasyon nedeniyle gereklemektedir. Sonuta para talebi gelir ve faizin bir fonksiyonudur. Para piyasasndaki dengeyi gsteren LM erisinin eimi ise para talebinin gelire ve faize duyarllna, konumu ise para arzndaki deiime baldr. LM erisinin solunda para arz fazlas sanda ise para talep fazlas sz konusudur. Para piyasas para arz = para talebi ise dengededir. KONUYLA LGL SORULAR 1. htiyat ve muamele saikiyle para talebinin faizle durumu nasld? A.Faize duyarszdr B.Sonsuz esnek durumundadr C.Tam esnek durumundadr D.Esneklii birebirdir. E.Hibiri 2. Ortaya kabilecek planlanmayan durumlara kar kiiler yanlarnda para bulundurmak isterler.ifadesi aadakilerden Keynes para talebi eidinin anlamna gelmektedir. A.htiyat B.lem C.Speklasyon D.Piyasa E.Dviz 3.Aadakilerden hangisi IS veya LM nin eimini etkileyen etkenlerden deildir? A. Harcama arpan B. Yatrmn faize duyarllna
166

C Para talebinin gelire duyarll D. Faize duyarllna E.Para arznn gelire duyarll Cevap Anahtar:1-a 2-a 3-e Yaralanlan Kaynaklar Heilbroner R.L.; ktisadi Sorun II., Makro ktisat, (eviren: D.Demirgil), alayan Kitabevi, stanbul, 1974 Paya M.; Makro ktisat, Filiz Kitabevi, stanbul, 2001 Pentecost E.; Macroeconomics, Mac Millan, London, 2000 Phelps E.S.; Seven Schools of Macroeconomic, The Arne Ryde Memorial Series, Clarendon Press, Oxford, 1990 Sava V.; Keynesyen ktisat Yklrken, Beta Yayn Datm, stanbul, 1986 Sava V.; Politik ktisat, Beta Yayn Datm, stanbul, 1994 Shaw G.K.; Keynesian Economics: The Permanent Revolution, Edward Elgar, Alders hot, 1998 Snowdown B., Howard R.V.; Reflections on the Development of Modern Macroeconomics, Edward Elgar Publishing Co. Cheltenham, 1997 Snowdown B., Vane B., Wynarczyk P.; A Modern Guide to Macroeconomics, An Introduction to Competing School of Thought, Edward Elgar Publishing Limited, Cambridge, 1994 Tunca Z.; Makro ktisat, Filiz Kitapevi, stanbul, 1997 nsal E.; Makro ktisat, maj Yaynclk, Ankara, 2000 Yetkiner H.; Sorularla Makro ktisat, Efil Yaynevi, Ankara, 2010
167

168

Makro ktisat 9.Blm e-Ders Kitap Blm

9.KISIM 6.12) IS- LM SAYISAL RNEKLER. ..170 6.13) IS-LM ve KTSAT POLTKASININ LEY..174 6.13.1) IS-LM MODEL ve PARA POLTKASININ LEY ....175 6.13.2) PARA POLTKASI UYGULAMASINDA ETKNLK VE ZEL DURUMLAR....................................179 6.14) IS-LM ve MALYE POLTKASININ LEY..183

168

ZET: IS ve LM erilerinin denklemleri oluturulduktan sonra bu erileri oluturan matematiksel denklemler baz saysal neklerle pekitirilmelidir. Ayn zamanda IS ve LM erilerinin eanl dengesinin gsterilmesi ile iktisat politikalar durumunda ileyi grlebilecektir. Burada baz u durumlarda Keynesyen ktisadn baz zellikler de ele alnabilecektir. 6.12) IS- LM SAYISAL RNEKLER: 1.a) Aadaki veriler dorultusunda denge faiz ve denge gelir seviyelerini oluturunuz. Tketim fonksiyonu; C= 90+0,625Y Yatrm fonksiyonu; I= 150-100i htiyat ve ilem nedeniyle para talebi; M1=0,25Y Speklasyon nedeniyle para talebi; M2=50-200i Para arz; Ms=180 CEVAP: Bu ekonomideki parasal denge; Ms=M1+M2 180=0,25Y+50-200i 200i=0,25Y-130 100i=0,125Y-65 (LM) IS=LM 100i=0,125Y-65
169

Mal Piyasas Dengesi; Y=C+I Y=90+0,625Y+150-100i 100i=240-0,375Y (IS)

100i=-0,375Y+240 0= 0,500Y-305 0,5Y=305 Y=610 100i=0,125Y-65 100i=0,125(610)-65 i=0,1125 1.b) Denge faiz ve gelir dzeyini gsteriniz. CEVAP: EKL 48 i LM
i*=0,1125

IS
0 Y*=610 Y

1.c) Yukardaki veriler dorultusunda otonom yatrmlarda 10TL azalma durumunda denge gelir ve denge faiz zerindeki etkisini hesaplaynz.

CEVAP: Parasal Denge 100i= 0,125Y-65 100i= 0,125Y-65 Mal Piyasas Dengesi Y=90+0,625Y+140-100i 100i=230-0,375Y

170

100i= 0,125Y-65 100i=230-0,375Y 0=0,500Y-295 Y=590 i=0,0875 3)Bir ekonomide likidite tuza yoktur ve faiz haddi sfra dtnde 500 birimlik yatrm talebi ve 400 birimlik speklasyon gdsyle para talebi olmaktadr. Yatrm fonksiyonunun eimi 10000 birimdir. Faiz orannda bir birimlik deime speklasyon gdsyle para talebinde 10000 birimlik deiime yaratmaktadr. Marjinal tasarruf eilimi 0,2 dir. htiyat ve ilem nedeniyle para talebi gelirin %20sine eittir. Tasarruflarn gelirden bamsz ksm 200 birimdir. Para arz 500 birimdir. 100i=0,125-65

Bu ekonomide IS-LM erilerini ve ekonominin denge koullarn bulunuz? CEVAP: I= 500-10000i (yatrm fonksiyonu) M2=400-10000i (speklasyon nedeniyle para talebi) s= 0,2 ise (s=1-c olduundan) c=0,8 (marjinal tketim eilimi) M1=0,2Y (ihtiyat ve ilem nedeniyle para talebi) C0=200 (otonom tketim) Ms=500 (para arz)
171

Para piyasas Ms=M1+M2 500= 400-10000i+0,2Y 10000i= -100+0,2Y (LM) Y=C0+cY

Mal Piyasas

Y=200+0,8Y+500-10000i 0,2Y= 700-10000i 10000i= 700-0,2Y (IS)

10000i= -100+0,2Y 10000i= 700-0,2Y 20000i= 600-0

i= 0,03

10000i= -100+0,2Y

10000*(0,03)= -100+0,2Y 300= -100+0,2Y Y=2000 EKL 49 i LM


i*=%3

IS
172

Y*=2000

6.13) IS-LM ve KTSAT POLTKASININ LEY ktisat politikas arac olarak kullanlan para ve maliye politikasnn gerek ileyii gerekse de bu ileyiin mekanizmalar eitli iktisat disiplinlerinde farkllklar sergilemektedir. Akademik almalarda bu farkllklar eitli ekonometrik tekniklerle teste tabi tutulmakla birlikte burada konumuz gerei sadece uygulanan politikalarnn ileyii ve etkinlii ele alnacaktr. Bir dier ifadeyle uygulamaya konu olacak olan para ve maliye politikalarnn denge faiz ve denge gelir dzeyleri itibaryla aktarm mekanizmalar ve etkinlikleri deerlendirilecektir. Etkinlik konusu ilerleyen blmlerde daha ok n plana kacak bir kavram olmakla birlikte burada sadece uygulanacak politikann denge milli gelir seviyesini arttrp arttrmamas asndan nemlidir. Nitekim aslnda bu kavramn nemi uygulanan iktisat politikasnn gerek istihdam ve retim seviyesini arttrmas gerekse de enflasyona yol amadan bu art salamas asndan bir deerlendirme sunmasdr. Fakat IS-LM modelinde fiyatlar genel seviyesi veri olduundan imdilik gerek anlamda bir etkinlik analizi yapabilmemiz sz konusu olamayacaktr. Ancak ilerleyen modellerde ve dier iktisat okullar asndan bu olduka byk bir neme kavuacaktr. 6.13.1) IS-LM MODEL ve PARA POLTKASININ LEY Para politikas, Merkez Bankasnn belirledii amalara ulamak iin para arzn deitirmesi durumunu ifade etmektedir. Bu politika para arzn arttrmaya ynelik geniletici para politikas eklinde olabilecei gibi para arzn azaltarak daraltc bir nitelikte de olabilecektir. Merkez Bankasnn reel para arzn etkilemekte kulland en nemli politika aralar emisyon ve ak piyasa ilemleridir. Bunlardan emisyon piyasaya yeni para sunumu eklinde mevcut para stokunun arttrlmas eklinde gerekletirilir. Ak Piyasa lemlerinde ise, Mer-

173

kez Bankasnn tahvil alp satarak piyasadaki para miktarn etkilemesi sz konusudur. rnein, Merkez Bankasnn tahvil satn alarak piyasadaki para arzn istedii seviyeye ekmeye almas durumunda ncelikle piyasadan ald tahvile karsnda para vereceinden, para miktar artm olacaktr. Burada ortaya kacak bir dier sonu ise, tahvil almna ynelince tahvilin piyasa fiyatnn ykselmesi ve faizi dmesidir. Tahvil fiyat ile faiz arasndaki iliki bir iktisadi kuraldan ok matematiksel bir durumu ifade etmektedir. rnein, 1000TL nominal deerli bir tahvil %80 faiz getiriyorsa ve Merkez bankasnn piyasaya girerek tahvil almna ynelmesiyle tahvil fiyatlar 1500 TLye ykselmise artk, 800TL, 1500 TLlik tahvilin faiz getirisidir. Bir dier ifade ile tahvilini satmayan bir kii dnem sonunda faizini almak istediinde 1500 TL deeri olan bir finansal aktiften 800 TL(1000TLnin %80i) faiz geliri elde edecektir. Bu durumda aktr ki, faiz basit bir orantyla hesaplayacak olursak; 1500TL 800 TL faiz getirirse 100TL ka TL faiz getirir? Basit orant bize faizlerin %53,3 seviyesine gerilediini gstermektedir. Sonu olarak tahvil fiyat ykseldiinde faizi dmtr. Ayn zamanda da bir dier etki de para arznn artm olmasdr. Ancak IS-LM analizinde geniletici veya daraltc para politikas ile ifade edilen durum ileyi mekanizmasn grebilmemiz iin ak piyasa ilemleriyle deil emisyon yoluyla para arznn artmas veya azalmas durumudur. Aadaki ekil bu durumu ifade etmektedir;

174

EKL 50 i LM1(M1) LM2(M2) i1 A C i2


IS

0 Y1

Y2

Yukardaki ekilde balangta denge (A) noktasyla ifade edilen i1 ve Y1 denge faiz ve gelir seviyesinde kurulmutur. Merkez Bankas geniletici para politikas ile para arzn arttrdnda fiyatlar genel seviyesi sabit kabul edildiinden reel para arz artmtr. Dikkat edilecek olursa balangta dengede olan bir ekonomi sz konusudur. Bir dier ifade ile para arz para talebine eit ve toplam harcamalar milli gelire eittir. Byle bir durumdaki bir ekonomide para arz arttrlmaktadr. Bunun doal sonucu olarak para arz artk para talebine eit deildir, yani para arz para talebinden byktr. Para arz para talebinden byk ise (LM konusundan hatrlanaca gibi) dengedeki tahvil piyasasnda tahvil arz tahvil talebinden byk olacak, tahvil fiyatlar ykselerek faizler decek ve para talebi artacaktr. Aada simgelerle gsterilen bu durum para arz ve talebinin eitlendii noktaya kadar srecek ve para piyasas (B) noktasnda dengeye gelecektir. Ms Md Bd Bs Pb i Md

Gelinen (B) noktas para piyasasnda dengeyi ifade ederken mal piyasasnda toplam harcama ve gelir eitliini ifade etmemektedir. Bu noktada mal talep fazlas sz konusudur
175

(AEY). Mal talep fazlas durumu da milli geliri arttrc ynde bir baskya sebep olacak ve eanl denge (C) noktasnda salanacaktr. Bu ekilde balangta faizlerin dmesine sebep olan etkiye likidite etkisi denirken, milli gelirin artmas durumu hasla etkisi ile ifade edilmektedir. imdi ortaya kan durumu IS ve LM denklemleri yardmyla inceleyelim;

Md=kY-hi 1) Ms Md Bd Bs Pb i Md

Y= em (A0-bi)

Faizler genel seviyesi dmtr, bunun mal piyasasndaki etkisi gelirin artmas ynnde olacaktr (Y) Y= em (A0-bi), (Y)

2) Gelirdeki art dengede olan para piyasasnda (B noktas) dengenin bu kez para talebinin para arzndan byk olmas eklinde bozacaktr. Md Ms Bs Bd Pb i Md

Faizler bir miktar ykselmeye balam ve buna bal olarak mal piyasasnda bunun etkisi gelirin art hznn azalmas ynnde olmaktadr. (ekilde yukar ynl hareketle ifade edilen durum) 3) Ekonomide bir taraftan balangtaki faiz dnn bir ksmn ortadan kaldrc bir etki sz konusu iken dier taraftan gelir art sz konusudur. Bu dinamik sre (C) noktasna gelindiinde son bulacak yeni denge gelir ve faiz haddi olumu olacaktr. Kukusuz burada dikkat edilmesi gereken nokta gerek IS gerekse de LM erisi eitliklerindeki katsaylarn deerleridir. Bu konunun detayl analizine girmeden katsaylarla ilgili

176

zet bir bilgi verilecek ve konu para politikasndaki zel durumlarla aklanmaya allacaktr. 6.13.2) PARA POLTKASI UYGULAMASINDA ETKNLK VE ZEL DURUMLAR IS-LM erilerinin katsaylarndan hareketle gerek para politikasnn ne kadar etkin olacan gerekse de her bir katsaynn uygulanacak para politikas zerinde ne kadarlk bir etkiye sahip olduunu ortaya koyabiliriz. Bunun iin IS ve LMin eit olduu denge durumundan hareket edebiliriz; Y=emA0-embi (IS) i=(k/h)Y-(1/h)M/P (LM) Y=emA0-emb[(k/h)Y-(1/h)M/P] (IS=LM) Y=emA0-emb(k/h)Y+emb(1/h)M/P Denklemin her iki tarafn para talebinin faize duyarll (h) ile arparsak; hY= emhA0-embkY+emb(M/P) Y terimlerinin eitliin solunda toplanmas durumunda; hY+ embkY= emhA0+emb(M/P) Y(h+embk)= emhA0+emb(M/P) Bu durumda IS-LM eitlikleri denge durumunda gelir cinsinden yle ifade edilebilir; Y= [(emh)/ (h+embk) ] A0+[(emb)/ (h+embk)](M/P) Otonom harcamalarda bir deiiklik yoksa; (A0=0) Y/ (M/P)= [(emb)/ (h+embk)] Yukardaki denklemi deiim cinsinden ifade edecek olursak; Y/ (M/P)= [(emb)/ (h+embk)] (PARA POLTKASI ARPANI)
177

Yukardaki durumun ifade ettii durum yle deerlendirilebilir; para arzndaki bir artn hasla zerindeki etkisi [(emb)/ (h+embk)] teriminin deerine baldr. Para politikas arpann olarak tanmlanan eitlik ierisindeki terimlerden (em) ve (b) terimleri ne kadar yksek olursa (IS ne kadar yatk olursa) arpann deeri o kadar yksek ve para politikas o kadar etkin olur. Buna mukabil (h) ve (k) terimleri ne kadar byk olursa hasla o kadar az deiecektir. Durumu u durumlar olarak ifade edilen yatrmn faize duyarll ve para talebinin faize duyarllklarnn sfr olduu durumlara gre deerlendirecek olursak;

EKL 51

IS

b=0 LM1 LM2

LM1

LM2

h=0

i1 i2

A B

i1 i2 IS

Y1

Y1

Y2

Yukardaki ekillerden yatrmn faize duyarllnn sfr olmas (b=0) u durumu ile ifade edilen durumda geniletici para politikas uygulamasna ramen milli gelirde bir art sz konusu deildir. imdi ortaya kan durumu IS ve LM denklemleri yardmyla inceleyelim; Md=kY-hi (LM) Y= em (A0-bi) (IS)

178

Uygulanan geniletici politika (A) noktas ile ifade edilen balang dengesinin bozulmasna yol amtr: Ms Md Bd Bs Pb i Md Faizler genel seviyesi dmtr, bunun mal piyasasndaki etkisi gelirin artmas ynnde olacaktr (Y). Ancak bu u durumda faizlerin dmesinin gelir zerinde hibir etkisi sz konusu olmayacaktr. nk yatrmn faize duyarll sfrdr. Y= em (A0-bi), (Y=0)

Bu durumda sadece faizlerin dmesine sebep olacak likidite etkisi ortaya kacak fakat hasla etkisi sz konusu olmayacaktr. Bir dier u durum da ise, para talebinin faize duyarll sfrdr (h=0). Ortaya kan etkiler yle ifade edilebilinir; Normal koullarda para piyasasnda balangtaki dengenin (A) para arznn artmasyla bozulmas ve faizlerin derek para talebinin artmasyla neticelenen sre ortaya kmas beklenmektedir. Ancak, Md=kY-hi eklinde ifade edilen denklemde para talebinin faize duyarll sfrdr. Bu durumda para arz art hasla artn (1/k) kadar arttracaktr. Ms=Md=kY-hi Ms=Md=kY-(0).i Y/Ms=1/k Bir dier u durum ise ekonomideki likidite tuzann varldr.

179

EKL 52 i LM1 h= LM2 A

i1

Y1

Yatrmn faize duyarllnn sonsuz olduu ve dolaysyla para piyasasnda likidite etkisinin ortaya kmad bu durumda, piyasann tm aktrleri iin faizler normal olarak kabul edilebilecek snrdadr. Bu durumda herkes iin faizlerin yeniden ykselecei beklentisi sz konusudur. Byle bir durumda tahvil piyasasna ynelmek ve tahvil talep etmek hem sermaye hem de faiz kayb anlamna gelecektir. Bu durumda kiiler artan para miktarn atl ankeslerinde tutacak ve tahvil piyasasna ynelmeyeceklerdir. Faizlerin para arz artna duyarsz kald bu likidite tuza durumunda para arz artnn hasla zerinde hibir etkisi yoktur. Ortadoks Keynesyen teori, yatrmlarn faize duyarllnn dk olduunu ve para talebinin faize duyarllnn ise yksek olduunu kabul ederler. Bu durumda LM dorusunun eimi dktr ve dolaysyla daha yatktr. Buna karlk IS dorusu daha diktir. Bu durumu ifade eden ekil aada verilmitir;

180

EKL 53 i LM1 LM2 A B IS 0 Y1 Y2 Y

Keynesyenlerin kabul ettii biimde gsterilmeye allan ekilde uygulanan bir geniletici para politikasnn haslay sadece Y1-Y2 aral kadar arttrd grlmektedir. Bu durum para politikasnn doas gerei etkin olmad bir durumu ifade ederken, zellikle likidite tuza ve yatrmn faize duyarllnn ok daha dk olduu depresyon dnemlerinde hi etkin olmayaca anlamna gelmektedir.

6.14) IS-LM ve MALYE POLTKASININ LEY zellikle ekonominin kendiliinden tam istihdama gelemeyeceini ne sren Keynesyen iktisat iin maliye politikas byk nem tamaktadr. Maliye politikas en genel tanmyla kamu harcamalar, transfer harcamalar ve vergi oranlarn deitirmesidir. Kamu harcamalar ile transfer harcamalarnn arttrlmas ve vergi oranlarnn azaltlmasna dayanan maliye politikasna geniletici maliye politikas denir. Buna karlk, kamu harcamalar ile transfer harcamalarnn azaltlmas ve vergi oranlarnn artrlmasna dayanan maliye politikasna daraltc maliye politikas olarak isimlendirilmektedir. Aadaki ekilde geniletici maliye politikasnn milli gelir denge seviyesi zerindeki etkisi gsterilmitir.

181

EKL 54 i LM i2 A i1 B Y=emA0 IS2 IS1 0 Y1 Y2 Y3 Y C

Yukarda gsterilen geniletici maliye politikas uygulanmasndan nce ekonominin (A) noktasnda dengede olduu grlmektedir. Bu noktada para ve mal piyasalar dengededir. Byle bir durumda uygulanan maliye politikasnn etkilerine gemeden bir hatrlatma yapmakta fayda vardr. Basit Keyesyen Model I ve II olarak sunduumuz durumlarda faiz haddi veri olduu iin hasladaki art (Y1-Y3) aral kadar olacaktr. Bir dier ifade ile A0 teriminin ierisinde yer alan kamu harcamalar, transfer harcamalar ve vergileri ifade eden terimlerdeki artn arpan katsaysyla arpm kadar hasla art sz konusu olacaktr. Oysa imdi kullanmakta olduumuz IS-LM modelinde faizler sabit deildir ve bunun nihai olarak hasla dzeyinin belirlenmesinde nemli etkileri sz konusudur. Hatrlanaca zere otonom harcamalardaki bir art IS erisinin saa doru kaymasna yol amakta idi. Bylece IS1 konumundan IS2 konumuna gelen IS erisi zerindeki (B) noktas mal piyasasndaki denge durumunu ifade etmektedir. Bir dier ifade ile mal piyasasnda toplam harcamalar ile hasla dengede iken toplam harcamalar kamu yoluyla arttrlm ve bu da arpan etkisiyle arpm kadar haslay arttrmtr. Ancak yeni gelinen (B) noktasnda para piyasas dengede deildir. Bu noktada artan gelir ihtiyat ve ilem motifiyle para talebini
182

arttrmtr. Artan para talebi tahvil piyasasnda tahvil arzn arttrarak tahvil fiyatlarnn dmesine yol aarken faizlerinde ykselmesine neden olmaktadr. Faizlerdeki bu artn mal piyasasndaki etkisi ise artan faizlerle yatrmn faize duyarllyla arpm kadar haslann azalmas ynnde olacaktr. Bylece artan para talebini dengeleyecek faiz ykselmesi para piyasasn dengeye gelmesine yol aarken dier taraftan haslada da bir azalma durumu sz konusudur. Faizlerdeki bu artn yatrmn karlln azaltarak zel sektr yatrmlarn azaltmasna silme-dlama (crowding-out) etkisi denilmektedir. Buraya kadar anlatlanlar ISLM denklemleri ile ifade edelim 1) Balangta A0 teriminin ierisinde yer alan terimlerden maliye politikas arac olarak kullanlan kamu harcamalarnn arttn varsayalm (A0=C0+cTR0-cT0+I0+G0). Bu durumda mal piyasasndaki hasla art yle olacaktr; Y=em(A0-bi) Y=em(G0-bi) Y=emG0 2) Para piyasasndaki etki ise gelir artna bal olarak para talebinin artm olmasdr. Md=k Y hi MdMsBsBdPbiMd 3) Faiz art bir taraftan artarken dier taraftan mal piyasasnda da etkileri sz konusudur. Gelirdeki ilk etapta ortaya kan artn bir ksm ortadan kalkmaktadr (crowding out). Bu durumun da para piyasasnda bir etkisi olacak ve karlkl etkileim her iki piyasann da dengeye gelmesiyle son bulacaktr. Y=em(G0-bi)

183

SONU: Keynesyen sistemde bir para politikas uygulamasnda, para politikas arpan [(emb)/ (h+embk)] biiminde ifade edilebilinir. Dolaysyla eitlik ierisindeki terimlerden (em) ve (b) terimleri ne kadar yksek olursa (IS ne kadar yatk olursa) arpann deeri o kadar yksek ve para politikas o kadar etkin olur. Buna mukabil (h) ve (k) terimleri ne kadar byk olursa hasla o kadar az deiecektir. U durumlar olarak ifade edilen yatrmn faize duyarllnn sfr ve para talebinin sonsuz olmas durumunda para politikas etkin deilken, para talebinin faize duyarllnn sfr olmas durumunda tam etkindir.

KONUYLA LGL SORULAR 1.Keynesyen sistemde para politikas arpan nasl gsterilir? A. [(emb)/ (h+embk)] B. [(emb)*(h+embk)] C. [(emb)-(h+embk)] D. [(emb)+ (h+embk)] E. 2[(emb)/(h+embk)]

3) Likidite tuza durumunda para talebinin faize duyarll iin ne sylenebilir? a) Para talebinin faize duyarll sfrdr. b) Para talebinin faize duyarll birdir.

184

c) Para talebinin faize duyarll sfrla bir arasndadr. d) Para talebinin faize duyarll sonsuzdur. e) Para talebi tuzaklara kar duyarldr. 3.) Aadakilerden hangisi likidite etkisini ifade etmektedir? a) Uygulanan bir maliye politikas sonucu hasla dzeyinin artmasdr. b) Uygulanan bir para politikasnn hasla dzeyini arttrmasdr. c) Uygulanan para ve maliye politikasnn faizleri deitirmesidir. d) Uygulanan para ve maliye politikasnn faizleri ve haslay deitirmesidir. e) Hibiri Cevap Anahtar: 1-A 2-D 3-C Yararlanlan Kaynaklar Heilbroner R.L.; ktisadi Sorun II., Makro ktisat, (eviren: D.Demirgil), alayan Kitabevi, stanbul, 1974 Paya M.; Makro ktisat, Filiz Kitabevi, stanbul, 2001 Pentecost E.; Macroeconomics, Mac Millan, London, 2000 Phelps E.S.; Seven Schools of Macroeconomic, The Arne Ryde Memorial Series, Clarendon Press, Oxford, 1990 Sava V.; Keynesyen ktisat Yklrken, Beta Yayn Datm, stanbul, 1986 Sava V.; Politik ktisat, Beta Yayn Datm, stanbul, 1994 Shaw G.K.; Keynesian Economics: The Permanent Revolution, Edward Elgar, Alders hot, 1998

185

Snowdown B., Howard R.V.; Reflections on the Development of Modern Macroeconomics, Edward Elgar Publishing Co. Cheltenham, 1997 Snowdown B., Vane B., Wynarczyk P.; A Modern Guide to Macroeconomics, An Introduction to Competing School of Thought, Edward Elgar Publishing Limited, Cambridge, 1994 Tunca Z.; Makro ktisat, Filiz Kitapevi, stanbul, 1997 nsal E.; Makro ktisat, maj Yaynclk, Ankara, 2000 Yetkiner H.; Sorularla Makro ktisat, Efil Yaynevi, Ankara, 2010

186

Makro ktisat 10.Blm e-Ders Kitap Blm

10.KISIM

6.14.1) MALYE POLTKASI UYGULAMASINDA ETKNLK VE ZEL DURUMLAR.188 6.15) TOPLAM ARZ TOPLAM TALEP MODEL .192 6.15.1) TOPLAM TALEP ERS.............192 6.15.2) TOPLAM TALEP ERSNN ELDE EDLMES. .194 6.15.3) TOPLAM TALEP ERSNN EM ...197 6.15.4) TOPLAM TALEP ERSNDEK KAYMALAR ve KEYNESYEN SSTEM..197 6.16) TOPLAM ARZ...202

187

ZET: Keynesyen Sistemde bir dier iktisat politikas arac olan maliye politikasndaki sonular da deerlendirilmelidir. Ayrca IS-LM analizinde varsaym gerei sabit kabul edilen fiyatlar genel dzeyi toplam arz ve toplam talep erileri analizinde ortadan kaldrlmakta ve fiyatlar ile retim arasndaki iliki ele alnmaktadr. 6.14.1) MALYE POLTKASI UYGULAMASINDA ETKNLK VE ZEL DURUMLAR Para politikasnda ortaya konulan duruma benzer ekilde maliye politikas uygulamasnda da hasla zerindeki etkiler IS-LM erilerinin katsaylar tarafndan belirlenmektedir. Etkinlii belirleyecek olan katsaylar bir dier ifade ile maliye politikas arpann IS ve LMin eit olduu denge durumundan hareketle oluturabiliriz; Y=emA0-embi (IS) i=(k/h)Y-(1/h)M/P (LM) Y=emA0-emb[(k/h)Y-(1/h)M/P] (IS=LM) Y=emA0-emb(k/h)Y+emb(1/h)M/P Denklemin her iki tarafn para talebinin faize duyarll (h) ile arparsak; hY= emhA0-embkY+emb(M/P) Y terimlerinin eitliin solunda toplanmas durumunda; hY+ embkY= emhA0+emb(M/P) Y(h+embk)= emhA0+emb(M/P) Bu durumda IS-LM eitlikleri denge durumunda gelir cinsinden yle ifade edilebilir;

188

Y= [(emh)/ (h+embk) ] A0+[(emb)/ (h+embk)](M/P) Para arznda bir deiiklik yoksa; (M/P=0) Y/ (A0)= [(emb)/ (h+embk)] Yukardaki denklemi deiim cinsinden ifade edecek olursak; Y/ (A0)= [(emh)/ (h+embk)] (MALYE POLTKASI ARPANI) Yukarda eitlik grlecei gibi arpann deeri (em) ve para talebini faize duyarll (h) ne kadar yksek ise maliye politikas o kadar etkin olacaktr. Bundan farkl olarak para talebinin gelire duyarll (k) ve yatrmn faize duyarll (b) ne kadar yksekse maliye politikas o kadar az etkin olacaktr. Aada gsterilecek baz u durumlarda bu etkilerin izlenmesi mmkndr. EKL55

IS1 b=0 IS2 LM

LM1 h=0

i2 i1 A

i2 i1

B A IS1 IS2 Y

Y1

Y2

Y1

Yukardaki ekillerden yatrmn faize duyarllnn sfr olduu (b=0) durumda, geniletici maliye politikas sonucu artan hasla para talebinde de arta yol amakta ve buna bal olarak faizler ykselmektedir. Ancak faizdeki ykselmenin milli gelirdeki artn bir ksmn ortadan kaldrmasna neden olabilecek olan durum yatrmn faize duyarllnn olmamas
189

nedeniyle sz konusu deildir. Bu durumda kamu harcamalar art arpanla kadar hasla artna neden olmaktadr. Y=em(A0-bi) olduundan, A0 terimi ierisindeki kamu harcamalar art ile arpm kadar bir hasla art sz konusudur (Y=emA0). Bu durumun para piyasasnda yarataca etki para talebinin artmas ve faizlerin ykselmesi olacaktr; Md=kY-hi, MdMsBsBdPbiMd Ancak faizdeki ykselmeye karn bu durum yatrmn faize duyarllnn sfr olmas nedeniyle haslay etkilememektedir. Bir dier ifade ile crowding-out etkisi sz konusu olmamaktadr. Y=em(A0-bi) Y=em(A0-0i) Bir dier u durumda ise, para talebinin faize duyarll sfrdr. Bu durumda ise, hasladaki art para talebinin artmasna yol amakta ve faizler ykselmektedir. Ancak bu durumda faizler yatrmlarn kamu harcamalarndaki art ortadan kaldracak kadar ykselmektedir. Buradaki durumda ise kamu harcamalarndaki art kadar zel sektrn ykselen faizler nedeniyle yatrmlarn azaltmalar sz konusudur. Bir dier ifade ile tam bir dlama (crowding-out) etkisi meydana gelmektedir. Keynesyenlere gre yatrmn faize duyarllnn dk olduunu kabul ettiklerini daha nce belirtmitik. Ancak yukardaki rnekte de grlmektedir ki bu durumda da maliye politikas tam bir etkinlik salamaktadr. Oysa bu durumda para politikas etkin deildi. Bu Keynesyenlerin maliye politikasn daha stn bir politika arac olarak grmelerinin sebeplerinden birisidir. Bir dier neden ise likidite tuza durumunda maliye politikasnn tam etkin olmasdr.
190

EKL 56 i h=

i1

LM

IS1 0 Y1 Y2

IS2 Y

Kiilerin servetlerini tmyle para olarak tuttuklar bu zel durumda, faizler tm kesimler iin debilecei en alt snrdadr ve herkeste faizlerin yeniden ykselecei beklentisi sz konusudur. Byle bir durumda geniletici maliye politikasnn yaratt hasla art para talep fazlasnn tahvil piyasasnda tahvil arz ile karlanmas mmkn deildir. Bu durumda faiz art sz konusu olmayacak ve dolaysyla zel sektrn yatrmlarnn azalmasna yol aacak etkilerde olumayacaktr. Bir dier ifade ile sadece hasladaki art durumu sz konusudur, hasla kamu harcamalarndaki artn arpan katsaysyla arpm kadar artmtr. 6.15) TOPLAM ARZ TOPLAM TALEP MODEL Toplam arz toplam talep modeli, iktisadi analizin merkezine fiyatlar genel seviyesindeki deimeleri yerletirmektedir. zetle Basit Keynesyen Modeller toplam harcama ve retim arasndaki ilikileri, IS-LM Modelleri faiz oranlar ile retim arasndaki ilikileri incelerken; toplam arz-toplam talep modeli fiyatlar genel seviyesi ile retim arasndaki ilikileri temel almaktadr.

191

Bu modelde IS-LM modelinin tm varsaymlar sabit kabul edilerek yalnz fiyatlar genel dzeyinin sabit olduu varsaym ortadan kaldrlmaktadr. Ayrca emek piyasas da inceleme alan ierisine dahil edilmektedir. 6.15.1) TOPLAM TALEP ERS Bir ekonomide tketiciler tarafndan talep edilen tketim mallarnn, firmalar tarafndan talep edilen yatrm mallarnn, devlet tarafndan talep edilen mal ve hizmetlerin ve d alem tarafndan talep edilen net ihracatn deerleri toplamna toplam talep denir. Toplam talep erisi, fiyatlar genel seviyesi ile retim arasnda ters ynl bir ilikinin varln gstermektedir. Bu erinin negatif eimli olmasnn nedeni vardr. Bunlar; 1)Reel Balans Etkisi: 2)Zaman kame Etkisi 3)Uluslar aras kame Etkisi 1)Reel balans etkisi, reel servet etkisi, para-mal ikame etkisi, Pigou etkisi olarak da ifade edilen bu durum, fiyatlar genel dzeyindeki deimelerin toplam talebi etkileme derecesini ifade etmektedir. Bir dier ifade ile fiyatlardaki deiim kiilerin reel servetlerini etkilemekte ve bu durum kiilerin harcama miktar artp azalmaktadr. (P) (W/P)(C)(AE) (P)(W/P)(C)(AE) Yukardaki ilikilerin gsterdii birinci durum yle ifade edilebilinir; fiyatlar genel seviyesi dm ve kiilerin reel servetleri (W,wealth) artmtr. Reel servetleri artan kiilerin tketim harcamalarna arttrrlar ve dolaysyla toplam harcama (toplam talep) artar. Tersi bir durumda ise reel servet ve buna bal olarak tketim ve harcamalar azalacaktr.

192

Burada anlatlmak istenen kiilerin varlklarn para ve mal eklinde tuttuklar ve bunun bir dengede olduudur. Fiyatlar genel seviyesinin artp azalmasyla deien satn alma gc ile bu denge daha fazla veya daha az mal alarak yeniden kurulur. 2)Zaman kame Etkisi, pozitif zaman tercihi veya faiz etkisi ile ifade edilen durum ise, u anda satn almak ile gelecekte satn alma seeneklerinin toplam talep zerindeki etkisini ifade etmektedir. Aslnda tketimi faizin bir fonksiyonu olarak gren neoklasik bak asn artrsa da, Keynesyen sistem bu etkiyle faizlerin yatrm zerindeki etkisine vurgu yapmaktadr; (P)(M/P)(i)(I)(AE) (P)(M/P) (i) (I) (AE) Simgesel gsterimde de grlecei gibi, fiyatlar genel seviyesindeki art veya azal reel para arzn etkilemektedir. Hatrlanaca zere IS-LM analizi uygulanrken para arznn artp azalmas LM erisini saa sola kaydrmakta ve bu da likidite etkisine yol aarak faizlerin dmesini salamakta idi. IS-LM uygulamasnda nominal para arz art (fiyatlar genel seviyesi sabit kabul edildiinden) reel bir art olarak kabul edilmekte idi. Oysa fiyatlar genel dzeyindeki bir artma veya azalma nominal para arz artmasa da reel para arznn deimesine sebep olacaktr. Bir dier ifade ile,rnein, fiyatlar genel seviyesi azaldnda reel para arz artarak, LM erisinin saa doru kaymasna ve faizlerin dmesine yol amaktadr. Den faizler ise yatrmlar uyararak toplam harcamalarn artmasna yol amaktadr. 3)Her ne kadar kullandmz varsaym gerei ekonomi da kapal olsa da burada belirtilmesi gereken bir dier durum fiyatlardaki deiimin yerli retim ve ithalat talebi zerindeki etkisi nedeniyle toplam talebin artp azalmasdr. (P)(CD)(CM)(AE) (P)(CD)(CM)(AE)
193

Fiyatlar genel seviyesi dt durumda, tm sektrlerin yerli mal talebi (yukarda sadece tketim itibaryla gsterilmitir) artarken ithal mal talebi azalmaktadr. Tam tersi durumda ise ithal mal talebi artmaktadr. 6.15.2) TOPLAM TALEP ERSNN ELDE EDLMES Yukarda ifade edilen etkiler gstermektedir ki fiyatlar genel seviyesiyle toplam harcamalar (toplam talep) arasnda ters ynl bir iliki sz konusudur. Toplam talep erisi, para ve mal piyasalarn eanl olarak dengeye getiren fiyatlar genel seviyesi ve milli gelir bileimlerini gstermektedir. Bu dorultuda yaplmas gereken para ve mal piyasalarn dengeye getiren noktalarn fiyat deiimleri neticesinde nasl hareket edeceinin ortaya konmasdr. Daha nce fiyatlar ile toplam harcamalar arasndaki iliki ele alnm ve ters ynl iliki ortaya konmutu. imdi bu ilikilerden faiz etkisini ele alarak toplam talep erisini oluturalm;

194

EKL 57 i LM1(M1/P1) LM2(M1/P2) i1 i2 A B

0 P

Y1

Y2

P1

P2

B AD

Y1

Y2

Yukardaki ekilde balangta para ve mal piyasalarndaki dengeyi gsteren (A) noktasnda denge faiz haddi i1 ve denge gelir dzeyi Y1dir. LM erisi ise nominal para arz deimemesine karn fiyatlar genel seviyesi dt (P) iin reel olarak artmtr (M/P). Daha nce incelenen IS-LM analizinde hatrlanaca zere fiyatlar genel seviyesi modelin

195

ierisine alnmad iin nominal para arz art reel para arz art olarak ele alnmaktadr. Oysa AS-AD analizinde fiyatlar genel seviyesi modelin ierisinde deerlendirilmektedir. Bu dorultuda LM1 olarak ifade edilen eride nominal para miktar (M1) ve fiyatlar genel seviyesi ise P1 dir. Burada toplam talebi olutururken ihtiyacmz olan byklkleri hatrlayalm; denge seviyelerindeki fiyat ve hasla (P ve Y). Bu durumda toplam talep erimiz iin gerekli olan ilk denge noktalarmz P1 ve Y1 noktalarn aadaki ekilde belirleyelim. imdi fiyatlar genel seviyesinin dt varsaymyla haslann nasl deieceini belirleyelim. Fiyatlar genel seviyesi dnce reel para arz artm olacandan LM erisi saa doru kayacaktr. Bu durumda mal ve para piyasalarnn karlkl etkileimi (B) noktasna gelene kadar devam edecektir. Bir dier ifade ile yeni denge noktasndaki (B) faiz ve gelir dzeyi i2 ve Y2 olmutur. Fiyatlar genel seviyesini dmesi denge gelir seviyesinin Y2 seviyesine gelmesine yol amtr. Toplam talep erisinin oluumu iin bir dier nokta daha belirlenmitir; P2 ve Y2. Bu ilemi ne kadar artrrsak artralm bu ters ynl ilikiyi elde edecek yeni denge noktalarna ulaacamz aktr. Bu durumda elde edeceimiz denge noktalarn birletirerek toplam talep erisine ulaabiliriz. Elde ettiimiz bu doru, alternatif fiyat ve hasla dzeylerinde, zerindeki her bir noktada para ve mal piyasalarnn dengede olduunu gstermektedir. 6.15.3) TOPLAM TALEP ERSNN EM ncelikle toplam talep erisinin IS-LM erisinden trettiimizi unutmamalyz. Bu u adan nemlidir; buradaki IS ve LM erilerinin eimleri toplam talep erisinin de eimini belirleyecektir. Bu dorultuda eimi belirleyen katsaylar hatrlamak faydal olacaktr: (Y/ (M/P)= [(emb)/ (h+embk)]). a) Yatrmn faize duyarll (b) ne kadar bykse toplam talep erisi o kadar yatk olacaktr.

196

b) Harcama arpan (em) ne kadar bykse toplam talep erisi o kadar yatk olacaktr. c) Para talebinin faize duyarll (h) ne kadar bykse toplam talep erisi o kadar dik olacaktr. d) Para talebinin gelire duyarll (k) ne kadar bykse toplam talep erisi o kadar dik olacaktr. 6.15.4) TOPLAM TALEP ERSNDEK KAYMALAR ve KEYNESYEN SSTEM Yukarda toplam talep erisinin nasl olutuunu ve eiminin neler tarafndan belirlendiini grdk. imdi ise bu erinin hangi koullarda kayacan belirlememiz gerekmektedir. Burada nemli bir noktann ortaya konmas gerekmektedir. Toplam talep erisinin oluumu ve hangi koullarda saa sola kayaca genel olarak dier iktisat okullarnca da kabul edilen bir konudur. Ancak bu kaymann derecesini belirleyen IS ve LM erilerinin eimleridir ve bu eitli iktisat okullarnda nemli farkllklar sz konusudur. Bu durumda hangi iktisat politikas aracyla toplam talebin daha ok etkilenecei de iktisat okullarna gre

farkllaabilecektir. Ortadoks Keynesyen teoride, yatrmn faize duyarll dk ve para talebinin faize duyarll yksek olarak kabul edilmekte olduu daha nce belirtilmiti. Buradan sonraki toplam talepteki kaymalar bu dorultuda deerlendirerek konuyu aklamaya devam edelim.

197

EKL 58 i LM(M/P1)

i2 i1 A

IS2 IS1 0 Y1 Y2 Y

P1

AD2 AD1 0 Y1 Y2 Y

198

Toplam talep erisinin konumunun IS-LM erileri tarafndan belirlendii daha nce belirtilmiti. Yukardaki ekilde gsterilen durumu ksaca yle zetleyebiliriz: Balangta para ve mal piyasalarnn denge noktasndaki (A) faiz oran i1 ve gelir dzeyi Y1 olarak ifade edilmitir. Bu noktadaki fiyat dzeyi ise P1dir. Bu verilerden hareketle Toplam talep erisinin P1 ve Y1 noktalarnn kesitii noktadan geecei sonucuna ulaabiliriz. Nitekim yukardaki toplam talep erisi (A) noktasndan geen bir eri ile ifade edilmitir. imdi geniletici bir maliye politikas uyguland varsaymndan hareket ederek bunun toplam talep erisi zerindeki etkilerini ele alalm. Bu durumda IS erisi da doru kayacaktr. Yeni oluan denge noktas olan (B) noktas da para ve mal piyasalarnn dengede olduu durumu ifade etmektedir. Bu durumda denge gelir dzeyi artk Y2 olmutur. Burada dikkat edilmesi gereken nokta fiyat dzeyinin deimemi olduudur. Bir dier ifade ile IS erisinin da doru kaymasyla fiyat dzeyi deimemi olduu halde gelir dzeyi Y2ye ykselmitir. Bu durumda P1 fiyat ve Y2 gelir dzeylerinden de geecek bir baka toplam talep erisi de olmak zorunda olduundan toplam talep erisi da doru kayacaktr. Bu noktada hatrlatlmas gereken nokta Keynesyen sistemde yatrmn faize duyarllnn ve arpann deerinin byk kabul edildii iin IS erisi daha yatk olaca ve bu nedenle de AD erisinin de daha yatk olmas gerektiidir. Bir dier ifade ile geniletici bir maliye politikas durumunda alternatif fiyat seviyelerinde toplam talep erisi daha fazla haslay ifade edecektir. Geniletici para politikalarnn toplam talep zerindeki etkisi ise aadaki ekilde gsterilmitir.

199

EKL 59 i LM1(M1/P1) LM2(M2/P1) i1 i2 A B

Y1

Y2

P1

AD1

AD2

Y1

Y2

200

ekilde grlecei gibi fiyat dzeyi deimeden nominal para arz arttrlmtr (dolaysyla reel para arz). Bu durumda balangtaki denge noktas (A) noktasndan (B) noktasna kaymtr. Bu noktann ifade ettii gelir dzeyi ise Y1 den Y2ye ykselmitir. Bu durumda toplam talep erisi balangta P1 ve Y1 dorularn oluturduu (A) noktasndan geen bir eri iken genileyici para politikas uygulamas ile (B) noktasndan geen bir eriye dnmtr. Hatrlanaca zere Keynesyen sistemde zellikle para talebinin faize duyarll yksek olduundan LM erisi yatktr. Bu nedenle de toplam talep erisi de alternatif fiyat dzeylerinde genileyici para politikalaryla daha az artan hasla noktalarn ifade edecektir. 6.16) TOPLAM ARZ Toplam arz dorusu farkl fiyat dzeylerinde firmalarn satmak/retmek istedikleri toplam haslay gstermektedir. Toplam talep erisinin aksine toplam arz erisinin ekli konusunda iktisat okullarnda bir fikir birlii yoktur. Bu durum eitli yaklamlarn emek arz ve talebine ilikin farkl gr ve varsaymlarndan, beklentilerin modele farkl varsaymlarla dahil edilmesi gibi sebeplerden kaynakland gibi ele alnan zaman dilimine gre de farkllaabilmektedir. rnein Basit Keynesyen Modelde fiyatlar genel dzeyi sabit kabul edildiinden firmalarn bu fiyattan istenildii kadar retim yaptklar kabul edilir. Bu durumda ortaya kacak toplam arz emek arz ve talebi tarafndan belirlenecek ve aadaki gibi olacaktr:

201

W/P

EKL 60

W0/P0

Ns

Nd2 Nd1 0 N0 N1 Nf N

Y Y2 Y1 Y=f(K*,N)

N1

N2

AS

P0

202

Y1

Y2

Yf

Keynesyenlerin emek piyasas ile ilgili bak alar iki farkl zaman aralnda deerlendirilebilinir: ok ksa dnem ve ksa dnem. Keynesyenler ok ksa dnemde reel cretlerin ve reel cretlerin, dolaysyla fiyatlar genel seviyesinin sabit olduunu kabul ederler. Bu durumda retim, fiyat ve cretlerde bir deiim olmadan istenildii kadar deitirilebilir. Yukardaki ekilde bu durum gsterilmektedir. Emek arz veri cret seviyesinden snrsz emek arz etmektedir. Byle bir durumda emek talebinin arttn varsayarsak emek arz ve talebi daha yksek bir istihdam seviyesinde dengeye gelecektir (N2). retim azalan verimler kanununa tabidir. Ksa dnemde sermaye sabit olduundan tek deiken emek miktar retim seviyesini belirlemektedir. Bu dorultuda retim seviyesi daha fazla emek girdisi kullanldndan Y1 seviyesinden Y2 seviyesine ykselmitir. Dolaysyla veri fiyat seviyesinde ve snrsz emek arz koullarnda iverenler retimi istedikleri kadar arttrabilmektedirler. Bu da toplam arz erisinin eksene paralel bir biimde gsterilmesiyle mmkndr. ekilde gerek emek arznn gerekse de toplam arz erisinin yukar doru kvrlmasnn nedeni tama istihdam denge noktasnn ifade edilebilmesi iindir. Ekonomi tam istihdam seviyesine geldiinde, artk ekonomide emek arz edecek de kimse yoktur. Dolaysyla byle bir noktadan sonra retimi belirleyecek emek ve sermaye miktarnn ksa dnemde deimesi de mmkn deildir. Keynesyenlerin ksa dnem analizlerinde ise, fiyatlarn deiiminin zellikle emek talebi zerindeki etkisi emek arz erisinin oluumunu da belirlemektedir. Bu noktada belirtilmesi gereken iki farkl yorum sz konusudur. Birincisi fiyatlarn ve nominal cretlerin armas durumunda fiyat artlar nominal cret artlarndan ok daha hzl ve esnek olduudur. Dolaysyla her iki deerde de bir art olduunda reel cret dmekte ve emek talebi artmaktadr. Buna bal olarak da artan fiyatlar retimi arttrmaktadr. Bu noktada iiler bir para yanlgs ierisindedirler ve nominal cretlerdeki art reel cret art olarak alglamakta ve
203

emek arzlarn arttrmaktadrlar. Bir dier yorum ise, iilerin nominal cret dzeyindeki bir azalmay kabul etmedikleri ve bu nedenle de emek arz belirli bir nominal cret seviyesinde aaya doru kat ve sonsuz esnek kabul edilmesidir. Bir dier ifade ile, nominal cretlerde aaya doru bir azalma olduu zaman emek arz sfra inmektedir. EKL 61 (A)
W/P Ns1(W1/P1) Ns0(W0/P0) W/P Ns

(B)

W1/P1 W0/P0

e Nd1(W1/P1) W* Nd0(W0/P0) a b c d
Nd(P4) Nd(P3) Nd(P2) Nd(P1)

N(P0)

0 Y Y1 Y0

N0 N1

0
Y Y3,4 Y2 Y0

N0

N1

N2 N3,4

Y=f(K*,N)

Y=f(K*,N)

N0 N1

N0 N1

N2 N3,4

P
P2 P1

W/P AS
P3,4 P2

AS

P0

P1 P0

204

Y0

Y1 Yf

Y0 Y1 Y2 Y3,4

Her iki yorumla oluacak emek arz erisi yukarda gsterilmitir: eklin (A) panelinde grlecei gibi, ksa dnemde fiyatlar genel seviyesindeki ykselme, fiyat art nominal cret artndan daha hzl olduu iin, reel cretlerin azalmasna neden olmutur. Den reel cretler denge cret seviyesinin (A) noktasndan (B) noktasna kaymasna yol am, istihdam dzeyi ve buna bal olarak retim seviyesi Y0den Y1 seviyesine ykselmitir. Bu durumda artan fiyatlar genel dzeyi (P0-P1) retim miktarnn ykselmesine yol amtr. Bir dier ifadeyle artan fiyatlar genel dzeyinde firmalar daha fazla mal retip satmak eilimindedirler. Elde ettiimiz noktalar fiyat ve hasla arasnda, iilerin artan fiyatlar karsnda cretlerini reel cretlerini eski seviyesinde koruyamamalar nedeniyle, dorusal ynde bir iliki olduunu gstermektedir. Bu ekilde oluacak olan noktalarn geometrik ifadesi toplam arz erisini gstermektedir. eklin (B) panelinde ise, emek arz reel crete deil nominal crete bal olarak deimektedir. Ayrca iiler nominal cret dzeylerinde bir azalmay kabul etmeyecekleri iin aaya doru katdr. Emek arznn sadece nominal crete bal olmas, fiyat dzeyindeki deimelerden etkilenmedii anlamna gelmektedir. Bu durum iilerde bir para yanlgs durumunun varln ifade etmektedir. Sonu olarak, aaya doru kat olan nominal cret seviyesinde, tam istihdam noktasna kadar belirli bir nominal cret seviyesinde i aleminin istedii kadar emek arz sz konusudur. Emek talebi ise reel cretin ters bir fonksiyonudur. Bir dier ifadeyle reel cret artnca emek talebi azalmaktadr. Bu ekilde tanmlanan emek arz ve talebinin balangta oluturduu istihdam dzeyi (a) noktasyla ifade edilmitir. Bu noktadaki fiyatlar genel dzeyi P0dr ve dolaysyla reel cretler (W*/P0) dzeyindedir. Bu cret seviyesinde emek arz ve talebinin oluturduu N0 istihdam dzeyinin oluturduu denge retim miktar ise Y0 kadardr.
205

imdi fiyatlar genel dzeyinin arttn varsayalm. Bu durumda iilerde para yanlgs olduu iin ve dolaysyla nominal cretler deimedii iin veri cret seviyesinden emek arz etmeye devam edeceklerdir. iler artan fiyatlarn reel cretlerini azalttn fark etmemilerdir. Emek arznn nominal cretlerin fonksiyonu olmasnn tersine, emek talebi reel cretlerin fonksiyonu olduundan, artan fiyatlar reel cretleri azaltm (W*/P1) ve dolaysyla emek talebini arttrmtr. Bu durumda istihdam miktar ve buna bal olarak retim dzeyi artmtr. Fiyatlarn artmas durumunun devam etmesi halinde bu sre tam istihdam noktasna kadar retimin artmasna devam edecek ve bu noktadan sonra istihdam miktar artamayaca iin retim de artmayacaktr. Elde ettiimiz sonular itibaryla grlmektedir ki, fiyatlardaki art retim dzeyini tam istihdam noktasna kadar arttrmakta ve bu noktadan sonra fiyat artlarnn retim dzeyini etkilemesi mmkn olmamaktadr. Bu dorultuda, elde edilecek noktalarn geometrik ifadesi toplam arz erisini vermektedir.

206

SONU: Maliye politikas uygulamasnn etkinliini maliye politikas arpan belirlemektedir [(emh)/ (h+embk)]. Eitlikte (em) ve para talebini faize duyarll (h) ne kadar yksek ise maliye politikas o kadar etkin olacaktr. Bundan farkl olarak para talebinin gelire duyarll (k) ve yatrmn faize duyarll (b) ne kadar yksekse maliye politikas o kadar az etkin olacaktr. Toplam talep erisinin eimi ise fiyat ve retim arasndaki ilikiyi gstermekte olup negatif ynldr. Bu eimi salayan ise, reel balan etkisi ile faiz etkisi olarak ifade edilebilinir. Keynesyen sistemde, emek talebi reel cretin emek arz ise nominal cretin bir fonksiyonu olarak kabul edilmektedir. Bu varsaymdan hareketle oluturulan toplam arz erisi ise sonsuz esnektir.

KONUYLA LG SORULAR 1) Aadakilerden hangisi dlama etkisini (crowding-out) ifade etmektedir? a) Faizlerdeki artn yatrmlarn karlln azaltarak zel sektrn yatrmlarn azaltmasna dlama etkisi (crowding-out) denir. b) Kar oranlarndaki artn faiz oranndaki art gemesi durumuna dlama etkisi (crowding-out) denir. c) Uygulanan maliye politikasnn etkilerinin para politikas uygulamas ile ortadan kalkmasna dlama etkisi (crowding-out) denir.

207

d) Likidite ve hasla etkilerinin birbirine eit hale gelerek birbirlerinin etkilerini ortadan kaldrmasna dlama etkisi (crowding-out) denir. e) Ekonomik etkileri itibaryla dier parametrelerin etkilerini ortadan kaldran her trl deikenin yaratt etkiye dlama etkisi (crowding-out) denir. 2) Reel balans etkisi iin aadakilerden hangisi sylenebilir? a)Fiyatlardaki deiimin reel serveti deitirmesi ve bunun tketimi ve dolaysyla toplam harcamalar tetikleyerek retimi etkilemesi durumudur. b) Faizlerdeki deiimin reel serveti deitirmesi ve bunun tketimi ve dolaysyla toplam harcamalar tetikleyerek retimi etkilemesi durumudur. c) Fiyatlardaki deimenin reel serveti deitirmesi ve bunun kiilerin daha fazla tasarruf yapmalarna yol aarak servetlerin deimesine yol amasdr. d) Faizlerdeki deimenin reel serveti deitirmesi ve bunun kiilerin daha fazla tasarruf yapmalarna yol aarak servet dzeyinin deimesine yol amasdr. e) Faiz ve fiyatlardaki deimenin reel serveti deitirmesi ve bunun kiilerin daha fazla tasarruf yapmalarna yol aarak servetlerin deimesine yol amasdr. 3.Aadakilerden hangisi toplam talep erisini etkileyen etmenlerden deildir? A.Yatrmn faize duyarll (b) ne kadar bykse toplam talep erisi o kadar yatk olacaktr. B.Harcama arpan (em) ne kadar bykse toplam talep erisi o kadar yatk olacaktr. C.Para talebinin faize duyarll (h) ne kadar bykse toplam talep erisi o kadar dik olacaktr. D.Para talebinin gelire duyarll (k) ne kadar bykse toplam talep erisi o kadar dik olacaktr.
208

E. Yatrmn faize duyarll (b) ne kadar bykl ile harcama arpannn (em) kk olmas toplam talep erisi o kadar dik oluturacaktr. 4) Klasik sistemde toplam talebin artmas durumunda; a)Yalnz fiyatlar genel dzeyi artar b)Yalnz retim artar. c)Fiyatlar genel dzeyi ve retim dzeyi birlikte artar. d)Talebin eimine bal olarak deiir. e)Faiz orannn deiimine bal olarak retim artar.

Cevap Anahtar:1A- 2D- 3E- 4A Yararlanlan Kaynaklar


Heilbroner R.L.; ktisadi Sorun II., Makro ktisat, (eviren: D.Demirgil), alayan Kitabevi, stanbul, 1974 Paya M.; Makro ktisat, Filiz Kitabevi, stanbul, 2001 Pentecost E.; Macroeconomics, Mac Millan, London, 2000 Phelps E.S.; Seven Schools of Macroeconomic, The Arne Ryde Memorial Series, Clarendon Press, Oxford, 1990 Sava V.; Keynesyen ktisat Yklrken, Beta Yayn Datm, stanbul, 1986 Sava V.; Politik ktisat, Beta Yayn Datm, stanbul, 1994 Shaw G.K.; Keynesian Economics: The Permanent Revolution, Edward Elgar, Alders hot, 1998
209

Snowdown B., Howard R.V.; Reflections on the Development of Modern Macroeconomics, Edward Elgar Publishing Co. Cheltenham, 1997 Snowdown B., Vane B., Wynarczyk P.; A Modern Guide to Macroeconomics, An Introduction to Competing School of Thought, Edward Elgar Publishing Limited, Cambridge, 1994 Tunca Z.; Makro ktisat, Filiz Kitapevi, stanbul, 1997 nsal E.; Makro ktisat, maj Yaynclk, Ankara, 2000 Yetkiner H.; Sorularla Makro ktisat, Efil Yaynevi, Ankara, 2010

210

Makro ktisat 11.Blm e-Ders Kitap Blm

11.KISIM

6.16.1) TOPLAM ARZ TOPLAM TALEP ve MLL GELR DENGE SEVYES....211 6.17) KEYNEZYEN SSTEM TOPLAM ARZ TOPLAM TALEP ve U DURUMLAR .214 7)PHILLIP ERS ve KEYNEZYEN KTSAT ..219

211

ZET: Keynesyen Sisteme gre ekonominin kendiliinden tam istihdamda olmasn gerektirecek hibir durum sz konusu deildir. Bu durumda iktisat politikas uygulayanlarn yapmas gerekenler iin, toplam arz-toplam talep erileri ile gsterim ok aklayc olmaktadr. Ayrca Phillips erisi analizinin de Keynesyen politikalarn uygulama alan ierisinde yer almasyla Keynesyen sistem ok daha anlalr hale gelmektedir. 6.16.1) TOPLAM ARZ TOPLAM TALEP ve MLL GELR DENGE SEVYES Toplam arz ve toplam talep modelinin amac, milli gelir denge seviyesini belirlemek, fiyatlar genel seviyesi ile milli gelir arasndaki ilikiyi gstermektir. Bu dorultuda, toplam arz- toplam talep modelinde milli gelirin denge art, toplam talep ile ksa dnem toplam arznn birbirine eit olmas ve bu eitlikte stok deimelerinin sfr olmasdr. Aadaki ekilde toplam arz ve toplam talep erileri birlikte ele alnmtr. EKL 62 P

AS

P1 A P0 AD 0 Y1 YF Y

Yukardaki ekilde grlecei gibi ekonomi tam istihdam denge seviyesinin altnda bir noktadadr. Toplam arz ve toplam talep erilerinin kesitii (A) noktasnda Y1 kadar bir retim sz
212

konusu iken ekonominin tam istihdam denge retim dzeyi YF kadardr. Keynese gre ekonominin tam noktasnda kendiliinden dengede olmasn gerektirecek hibir durum sz konusu deildir. ekilde (A) noktas ile ifade edilen dengede emek piyasasnda emek arz emek talebinden fazladr. Byle bir durumda emek talebini arttrc politikalar yoluyla emek talebi tam istihdam denge seviyesine kadar arttrmak da mmkn deildir. Bu durum yle aklanabilir; eer emek arz reel cretler ile ters ynl bir ilikiye sahipse nominal cretler drlerek bu durum gerekleebilecektir. Ancak bu eitli sebeplerle mmkn deildir. Bunlardan birisi nominal cretlerdeki azalma ii sendikalarnn gl tepkisi ile karlaacaktr. Dolaysyla nominal cretlerin drlmesinin sistemin ileyiinde nemli sorunlara yol aabilecektir. Bir dier sebep ise, teknik bir nedenden kaynaklanr. Keyese gre, nominal cretlerin azaltlmas sonucu iletmelerin maliyetleri de decek ve piyasadaki rekabet fiyatlarn da dmesine yol aacaktr. Bir taraftan nominal cretlerin dmesi dier taraftan fiyatlarn dmesi (W/P) reel cretlerin deimemesine dolaysyla da emek talebinin ayn kalmasna yol aacaktr. Ancak bu durum dolayl olarak toplam talebin artmasna yol aabilecek bir durumdur. Den nominal cretler, fiyatlarnda dmesine yol anca bu durum reel para arznn armas anlamna gelecektir (M/ P). Artan reel para arz ise, faizlerin dmesine ve yatrmlarn artmasna yol aar. Toplam talebin artmasna yol aacak bu durum hasla dzeyinin artmasna neden olacaktr. Bu durum Keynes Etkisi olarak ifade edilmektedir. Yukardaki ifadeler emek piyasasnda geerli olan veri cret seviyesinde dengede olan ekonominin hangi hasla dzeyinde faaliyet gstereceinin toplam talep erisine bal olduunu gstermektedir. Bu durumda ekonominin tam istihdam denge seviyesine karlk gelen retim dzeyinde bulunmas toplam talebi geniletici politikalarla mmkn olabilecektir. Aadaki ekilde bu durum gsterilmitir.

213

EKL 63 P

AS

Z A

AD
0 Y1 YF Y

6.17) KEYNESYEN SSTEM TOPLAM ARZ TOPLAM TALEP ve U DURUMLAR Keynesyen sistemde yatrmn faize duyarllnn dk ve para talebinin faize duyarllnn yksek kabul edildii daha nce ifade edilmiti. Bu durum zerinden hkmetlerin uygulayaca politikalarn etkinlii toplam arz-toplam talep erileri zerinden tartmak mmkndr. Aadaki ekilde tam istihdama ulamak iin uygulanacak aktivist politikalar yatrmn faize duyarllnn sfr (b=0) olduu u durumlar zerinden tartlacaktr.

214

EKL 64 b=0 i IS LM(M/P1) LM(M/P1)

Y1 P

AD

AS

Y1

YF

Yukardaki ekilde grld gibi, yatrmn faize duyarllnn sfr olduu durumda fiyat dzeyinin dmesi sonucunda artan reel para arznn faizleri drmesiyle likidite etkisi olumaktadr. Ancak toplam talep yatrmlarn faize duyarll olmadndan artmamakta ve dolaysyla hasla da ykselmemektedir. Ayrca byle bir durumda fiyat dzeyinin dmesi sonucu toplam hasla artmayaca iin toplam arz erisi de dik bir doru eklinde ifade edilecektir. Sonu olarak byle bir durumda uygulanacak para politikas etkin deildir. Oysa byle bir durumda uygulanacak maliye politikas haslay arttracaktr.

215

Benzer ekilde dk para talebinin faize duyarllnn u noktasn ifade eden likidite tuza durumunda geniletici para politikas ilemeyecektir. Aadaki ekilde bu durum gsterilmitir. EKL 65 i h= LM(M/P1) LM(M/P2)

IS Y1 P AD Y

AS

Y1

YF

Yukardaki ekilde para talebinin faize duyarllnn sonsuz olduu likidite tuza durumunda fiyat dzeyinin dmesi sonucunda reel para arznn artmas faiz haddini deitirmemektedir. Bunun sonucu olarak yatrmlar ve toplam talep artmayacaktr. Grld gibi bu durumda da para politikas etkin deildir. Bu nedenlerle, Ortodoks Keynesyenlere gre, maliye politikas retim ve istihdam arttrmada, para politikasndan daha etkindir.
216

Ancak Keynesyenlerin bu grleri makro iktisat literatrnde olduka byk tartmalara sebep olmutur. rnein, ilerleyen blmde ele alnacak eitli sebeplerle, Monetaristler maliye politikalarnn ekonomi zerindeki olumsuz etkilerine vurgu yaparak, para politikasnn stnln ne srmlerdir. Keynesyen iktisatlar ise, Pigou etkisi (reel servet,reel balans etkisi) hesaba katldnda yatrmn faize duyarllnn sfr olduu ve likidite tuza durumlarnda da toplam talep erisinin negatif eimli olduunu ne srmektedirler. Aadaki ekilde bu durum gsterilmektedir. EKL 66 i h= LM(M/P1) LM(M/P2)

IS Y1 P YF Y

AS

P1 P2 AD 0 Y1 YF Y

217

Yukardaki ekilde fiyat dzeyindeki dme zel durumunda da yatrm ve bylece toplam talep artmamakla birlikte ortaya kacak servet etkisi kiilerin reel servetlerinin artmasna yol amaktadr. Reel serveti artan kiiler ise tketimlerini arttracak ve bylece toplam talep artm olacaktr. (P) (W/P)(C)(AE) Dolaysyla servet etkisi hesaba katldnda, fiyat dnce toplam talep artmaktadr. Burada ncelikle anlatlmak istenen her ekilde toplam talep erisinin negatif eimli olduu ve en u durumlarda dahi maliye politikasnn etkinliinin ortaya konmasdr. 7.)PHILLIP ERS ve KEYNESYEN KTSAT Makro iktisat teorisinde ve iktisat politikasnda nemli bir yere sahip Phillips erisi olarak bilinen konu eitli iktisat okullarnca farkl ekillerde ele alnmaktadr. Phillips erisinin ortaya k, Phillipsin parasal cretlerdeki deime ile isizlik oran arasndaki ilikiyi ngilterenin 1861-1913 yllar arasndaki dnem iin incelemesiyle ortaya kmtr. Bu dnem iin yaplan alma, bu iki deiken arasnda dorusal olmayan ters ynl bir ilikinin mevcut olduu ynndedir. Bir dier ifade ile isizlik oran ykseldike parasal cretlerdeki art oran da azalmaktadr.

218

EKL 67

w=W/W

u0

5.5

Yukardaki Orijinal Phillips erisi, parasal cretlerdeki yzde deime ile isizlik oran arasndaki ilikiyi gstermektedir. Bu ilikiye gre, isizlik oran %5.5 iken cretler deimemektedir (w=0). Bir dier sonu ise, parasal cretler isizlik oran derken hzl, isizlik oran artarken ise yava hareket ettii ynndedir. Phillips erisinin tarihsel sre ierisinde farkl yorumu sz konusudur. Bunlar; 1) Enflasyon oran ile isizlik oran arasnda ters ynl ve istikrarl bir ilikinin varlnn kabulnden hareketle Lipsey ve Samuelson tarafndan oluturulmu olan Keynesyen yorum. 2) Phillips erisinde ksa ve uzun dnem ayrm yapan Friedman ve Phelps tarafndan gelitirilmi Monetarist yaklam 3) Phillips erisindeki enflasyon ve isizlik arasnda bir ilikinin olmadn ne sren Rasyonel Beklentiler Okulu yaklam.

219

Biz burada sadece Keynesyen yaklamn konuya yaklamn net bir ekilde grebilmek iin dier katklar ele almadan, sadece Samuelson ve Sollowun Phillips erisine katksn ve Phillips erisi modelinin Keynesyen yorumunu ele alacaz. Samuelson ve Sollowin modele katks, parasal cretlerdeki deiim yerine enflasyon oran ile isizlik arasndaki ilikinin ele alnmas olmutur. Bylece iktisat politikalar oluturulurken alternatif isizlik ve enflasyon oranlarnn bileimlerini ieren politika seenekleri elde edilebilmitir. Burada yeniden tanmlanan iliki, markup fiyatlama varsaymyla kurulmaktadr. Markup fiyatlama, firmalarn retim maliyetleri zerine sabit bir kar marj ilave ederek belirlenmesi esasna dayanmaktadr. Markup orannn (z) olduunu varsayarsak, birim rnn fiyat aadaki gibi olacaktr; P=(1+z)WL/Y P= rn fiyat W= Birim emee denen parasal(nominal) cret L= stihdam edilen igc miktar Y= reel hasla dzeyi Bu durumda yukardaki ilikideki fiyat dzeyi, birim emek maliyetinin (WL/Y), (1+z) katna eit olmaktadr. Y/L birim emek bana retilen hasla miktarn, yani emek verimliliini gstermektedir. Bunu () ile gsterecek olursak; P= (1+z) (WL)/Y=(1+z).W/(Y/L)= (1+z) W/ Yukardaki eitlikteki deikenlerin logaritmasn alrsak; lnP=ln[(1+z)]+ [lnW-ln ]
220

Bu logaritmik denklemin diferansiyelini alarak her bir deikendeki nispi deimeyi birbiriyle ilikilendirirsek; dP/P=dW/W-d /

=w-
Yukardaki eitlikte ifade edilen durum, verimlilik art orannda cret artnn enflasyona sebep olmamasdr. rnein, emek verimliliinin %2 olduu durumda cretlerde %2 orannda arttrlrsa fiyatlar genel dzeyi artmayacaktr. Bu yorumlarn Keynesyen analize dahil edilmesi ile hkmetler belirledikleri enflasyon orannn ne lde isizlie sebep olabileceini ve bunun hangi verimlilik dzeyinde gerekleebilecei ortaya konmu olmaktadr. Bu durumu aadaki ekil zerinden aklayalm; EKL 68

%4,5

%6

%3

%4,5

A 0 %2 %3,5 %6

%1,5

ekilde (A) noktas ile ifade edilen noktada isizlik %6 ve enflasyon sfrdr.(B) ve (C) noktalarnda ise srasyla %2 ve %3,5 isizlik sz konusudur. (B) ve (C) noktalarnda %2 ve %3,5isizlik seviyelerine karlk gelen enflasyon oranlar ise %3 ve %4 dr. ekilde %2lik isizlik tam istihdam durumunu temsil etmektedir. Bu isizlik seviyesinde talep yetersizliinden doan bir isizlik olmadn ve %2nin friksiyonel ve yapsal isizlik olduunu kabul
221

edelim. Bu durumda yukardaki ekilde gsterilen Phillips erisi aadaki eitlikle ifade edilebilir; =- (u-uN) ekilde ifade edilen bu noktalar arasnda hkmetlerin sei durumu sz konusudur (trade off). Hkmet nceliklerine gre, daha yksek bir enflasyon orann ve buna karlk daha dk bir isizlik orann seebilecektir (C). Enflasyonun ok yksek olduunu dnyorsa isizliin bir miktar ykselmesi pahasna enflasyonu drebilecektir (B). imdi yukarda oluturduumuz eitlikten hareketle bu seimlere uygun cret artlarnn ne olabileceini ele alalm. Varsayalm ki bu ekonomideki verimlilik art %1,5 dir. Bu durumda (A),(B) ve (C) noktalarnda bulunulabilmesi iin gerekli olan cret artlar aadaki gibi olacaktr.

=w- olduuna gre,


A noktas iin %0=%1,5-%1,5

Hkmetin %1,5 emek verimlilii olan bir durumda veri Phillips erisi koullarnda sfr enflasyon tercih etmesi durumunda nominal cretleri %1,5 arttrmaldr. Bu durum yukardaki ekilde dikey olarak izilmi nominal cret artn gsteren doru ile gsterilmitir. B noktas iin %4,5=%6-%1,5

Hkmetin %1,5 emek verimlilii olan bir durumda veri Phillips erisi koullarnda %4,5 enflasyon tercih etmesi durumunda nominal cretleri %6, arttrmaldr. C noktas iin %3=%4,5-%1,5

Hkmetin %1,5 emek verimlilii olan bir durumda veri Phillips erisi koullarnda %3, enflasyon tercih etmesi durumunda nominal cretleri %4,5 arttrmaldr. Enflasyonbyme ilikisini gsteren nemli bir analitik ve ampirik ara Phillips erisidir. Phillips, ngilterede yksek isizlik oranlarna da daha dk enflasyon, d isizlik oranlarna da ise
222

daha yksek enflasyon gzlemlemiti isizlik orann ekonominin byme hznn bir gstergesi olduunu kabul edebiliriz.

SONU: Keynesyen sistemde kendiliinden tam istihdam seviyesinde olmayan ekonominin tam istihdam seviyesine ulamas iin, toplam talep artn salayan geniletici para ve maliye politikalaryla ekonomi tam istihdam seviyesine ulamaktadr. Ancak Keynesyenlere gre ekonomide yatrmn faize duyarllnn dk olmas ve para talebinin faize duyarllnn sonsuz olduu durumlarda para politikalarnn etkisi yoktur. Phillips erisi enflasyon ile byme ilikisini gsteren nemli amprik ve analitik bir aratr. Yksek isizlik oranlarnda daha dk enflasyon,dk isizlik oranlarnda daha yksek enflasyon tesbit edilmitir. Phillips erisinin de Keynesyen analizlere dahil edilmesiyle Keynesyen iktisat politikalar ekillenmeye balam, iktisat politikas uygulayclar politika uygulamalarnda enflasyon ve isizlik arasnda seim yapabilme olanana kavumulardr.

223

KONUYLA LG SORULAR

1) Aadakilerden hangisi Yeni Keynesyenlerin varsaymlarndandr? a) Uyarlayc bekleyiler b) Piyasalarn srekli temizlenmesi c) cret katlklar d) Mal piyasasnda eksik rekabet e) i yanlma modeli 2) Aadakilerden hangisi Klasik ve Keynesyen Sistemin farklar iin aadakilerden hangisi sylenemez? a) Klasiklerde faiz ve yatrm ve tasarruf tarafndan belirlenmekte iken Keyneste faiz parasal bir olgudur. b) Klasiklerde para talebi istikrarl bir byklk iken Keyneste deildir. c) Klasikler uyarlayc bekleyiler varsaymn Keynes ise rasyonel bekleyiler varsaym benimsenir. d) Klasik Sistemde tketim faizin Keyneste ise gelirin fonksiyonudur. e) Hibiri

3) Aadakilerden hangisi Keynesyen Sistemde retimin temel belirleyicisidir? a) Efektif Talep b) Toplam Arz c) Speklasyon Motifi d) Sermayenin Marji-

nal Etkinlii e) Sermayenin Arz Fiyat

224

4) Keynesyen iktisatlarda Pigou etkisi (reel servet,reel balans etkisi) hesaba katldnda yatrmn faize duyarllnn sfr olduu ve likidite tuza durumlarnda toplam talep erisinin nasl olur? A.Sonsuz B.Dik C.Esnek D.Negatif eimli E.Pozitif eimli Cevap Anahtar:1 C-2 C-3-A 4-D Yararlanlan Kaynaklar

Heilbroner R.L.; ktisadi Sorun II., Makro ktisat, (eviren: D.Demirgil), alayan Kitabevi, stanbul, 1974 Paya M.; Makro ktisat, Filiz Kitabevi, stanbul, 2001 Pentecost E.; Macroeconomics, Mac Millan, London, 2000 Phelps E.S.; Seven Schools of Macroeconomic, The Arne Ryde Memorial Series, Clarendon Press, Oxford, 1990 Sava V.; Keynesyen ktisat Yklrken, Beta Yayn Datm, stanbul, 1986 Sava V.; Politik ktisat, Beta Yayn Datm, stanbul, 1994 Shaw G.K.; Keynesian Economics: The Permanent Revolution, Edward Elgar, Alders hot, 1998

225

Snowdown B., Howard R.V.; Reflections on the Development of Modern Macroeconomics, Edward Elgar Publishing Co. Cheltenham, 1997 Snowdown B., Vane B., Wynarczyk P.; A Modern Guide to Macroeconomics, An Introduction to Competing School of Thought, Edward Elgar Publishing Limited, Cambridge, 1994 Tunca Z.; Makro ktisat, Filiz Kitapevi, stanbul, 1997 nsal E.; Makro ktisat, maj Yaynclk, Ankara, 2000 Yetkiner H.; Sorularla Makro ktisat, Efil Yaynevi, Ankara, 2010

226

Makro ktisat 12.Blm e-Ders Kitap Blm

12.KISIM

1)MONETARST SSTEM226 1.1) DOAL SZLK ORANI....227 1.2) YEN MKTAR KURAMI..228 1.2.1) YEN MKTAR KURAMININ LEY ve KURAMIN TEMEL LEY...231 1.2.2) MONETARST VE KEYNEZYEN BAKI AILARIYLA ISLM....234 1.3) UYARLANMI BEKLENTLER...235 1.4) YANILMA MODEL237 1.4.1) KISA VE UZUN DNEM ARZ ERLER ve GENLETC POLTKANIN SONULARI..242 1.5) UZUN ve KISA DNEM PHILLIPS ERS....245 2)MONETARSTLER ve ARZ YANLI POLTKALAR......252

256

ZET: Keynesyen sistemin elde ettii ileyi yasalarndan byk lde farkllklar ieren Monetarist modellerin iktisat politikas sonular da nemli farkllklar iermektedir. Makro iktisat modelleri asndan Monetarizmin kurucusu Friedmann en nemli katklarndan birisi makro iktisat konularn dinamik bir model erevesinde ele almas olmutur. Bu dorultuda uygulanacak bir iktisat politikasnn etkilerinin bir sre erevesinde irdelenmesi mmkn hale gelmitir. 1) MONETARST SSTEM Monetarist (Parac) ktisat Teorisi, 1955 ve 1965 yllar arasnda Milton Friedman tarafndan kurulmutur. Ortadoks Parac ktisat okulunun geliimine katkda bulunan ok sayda kii olmasna karn nde gelenler, Karl Brunner, Alan Meltzer, Harry Johnson, Michael Parkin ve David Laidler olarak kabul edilebilir. Friedmann kurucusu olduu Monetarizm iktisat literatrne yeni kavramlar getirmitir. Bunlar; 1) Doal sizlik Oran 2) Modern (Yeni) Miktar Kuram 3) Uyarlanm Beklentiler 4) i Yanlma Modeli 5) Uzun ve Ksa Dnem Phillips Erisi 6) demeler Dengesine Parac Yaklam

257

1.1) DOAL SZLK ORANI Bu kavram ile ifade edilen, herhangi bir andaki fiyatlar genel seviyesinin deimesi ynnde basks yaratmayan isizlik dzeyidir. Aslnda, Milton Friedman ve Edmund Phelps tarafndan gelitirilen doal isizlik oran gnll isizlik oran ile ayn anlamda bir ifade olarak kabul edilebilir. Bu kavram ile ekonomide gzlemlenen isizliin bir ksmnn geici isizlik (frictional unemployment), bir ksmnn da yapsal isizlikten (structural unemployment) kaynakland kastedilmektedir. = (u-uN) eklinde ifade edilen Phillips Erisi denkleminde (uN) terimi, doal isizlik dzeyini ifade etmektedir. Bu denklemden de anlalaca gibi isizlik (u) doal isizlik dzeyindeki kadar olursa enflasyon artmayacaktr (=0). Yukarda ifade edilen Phillips Erisi denkleminin ifade ettii durum 1970lerde yaanan petrol krizine kadar geerli olan bir durumu ifade etmektedir. Oysa bu dnemde yaanan kronik enflasyondan sonra ekonomide srekli bir enflasyon beklentisinin pozitif olmas durumu sz konusudur. Daha sonra ele alnacak olan bu durumda, Monetaristler Phillips Erisine beklenen enflasyon orann da ilave etmilerdir = e+ (u-uN). Dolaysyla bu durumda isizliin doal isizlik oran kadar olmas cari dnemde beklenen enflasyon kadar bir enflasyon olmasn gerektirmektedir. Ancak burada dikkat edilmesi gereken bir dier durum vardr. sizlik doal isizlik haddine eit olduunda enflasyon artmamaktadr. nk Monetaristlere gre beklenen enflasyon bir nceki dnemin enflasyonuna eit olacaktr. zellikle 1960larn ikinci yarsndan sonra Monetarist modele dahil edilen Beklentilerle Geniletilmi Phillips Erisinden sonra doal isizlik oran yerine Enflasyonu Arttrmayan sizlik Oran (Non-Accelerating Inflation Rate of Unemployment-NAIRU) kullanlmaya balanmtr.

258

1.2) YEN MKTAR KURAMI Milton Friedman, Klasiklerin miktar kuramnda baz deiiklikler yaparak, bu kuram farkl bir ekilde ifade etmitir. ncelikle Friedman paray dier mallar gibi ele alarak bir para talebi teorisi oluturmaktadr. Herhangi bir maln talebini belirleyen gelir, para talebi iin de geerlidir. Para ylesine dier mallardan ayrlmamaktadr ki, dier mallarn talep fonksiyonlar ierisinde yer alan zevk ve tercihler gibi faktrler para talebi iin de geerlidir. Para talebini belirleyen dier faktrler, servet ve paraya kyasla dier finansal ve reel aktiflerin getirileri tarafndan belirlenmektedir. Bu durumda nominal para talebi; Md= f(P,W,im,ib,ie,e,u) Yukardaki fonksiyonel ilikide; Md= Nominal para talebi P=Fiyatlar genel seviyesi W=Servet im=Parann getirisi ib=Tahvilin getirisi ie=Hisse senedinin getirisi u= Zevk ve tercihler

Bu durumda reel para talebi;


259

Md/P= f(W,im,ib,ie,e,u) Yukardaki eitlikte W, serveti ifade etmektedir. Servetin llen bir byklk olan ifadesi edilmesi ise neredeyse imknszdr. Bu nedenle kiilerin sahip olduklar beeri ve beeri olmayan servet ile her yl srekli olarak beklenen ortalama geliri ifade eden srekli gelir(Yp) servetin bir gstergesi olarak kabul edilmekte ve srekli gelir arttka para talebinin artt kabul edilmektedir. Bu durumda yukardaki iliki u ekilde ifade edilebilir; Md/P= f(Yp,im,ib,ie,e,u) Denklemdeki dier deikenlere gemeden nce, parann beklenen getirisinden bahsetmek faydal olacaktr. Parann beklenen getirisi veya parann faydas ile ifade edilen, parann likiditesidir. En likit finansal varlk olarak para gerek kiiler gerekse de firmalara baz imkanlar sunmaktadr. Bu kiiler iin beklenmedik, ngrlmeyen acil durumlarn daha kolay almas imkann salarken firmalar iin aniden ortaya kan kar frsatlarnn almasn olanakl klmaktadr. Yukardaki eitlikteki dier deikenler ise tahvil ve hisse senedinin (ib,ie) getirisi de para talebini belirleyen unsurlardandr. Nitekim bu finansal aktiflerin getirilerinin artmas para talebinin azalmasna yol aacaktr. Yeni Miktar Kuramnn en nemli farkllklarndan birisi de beklenen enflasyon haddinin (e) para talebi denklemine dahil edilmesidir. Bu byklkte ile para talebi arasnda ters ynl bir iliki sz konusudur. Bir dier ifade ile beklenen enflasyon oran arttka para talebi azalmaktadr. Bu eitlii Klasik Para Talebi eitlii ile karlatrabilmek iin P ve Y dndaki faktrleri k terimi ile gsterecek olursak; Md=kPy k= f(im, ib, +
260

ie, -

e ,

u) -

ncelikle hatrlanaca zere, k katsays Klasik Miktar Kuramnda sabit bir katsay idi. Yeni Miktar Kuramnda ise, yukardaki byklklere bal istikrarl bir byklktr. Burada istikrar ile kastedilen bu katsaynn kendi kendine belirsiz biimde deimemesidir. Nitekim yukarda da belirtildii gibi, tahvilin getirisi (faiz) ve beklenen enflasyon oran dtnde para talebi artmaktadr. Bu durumda para talebi k,P ve y artnca artacaktr. Yukardaki eitlik k=1/V olmasndan hareketle aadaki biimde de ifade edilebilinir; Md1/k=Py MdV=Py

Md= Ms MsV=Py Para talebinin parann dolanm hzyla ifade edilmesi durumunda da (k=1/V) olduundan ky belirleyen faktrler V yi ters ynde etkileyecektir. V= f(im, ib, + ie, + e , u) +

Yukardaki eitlikte grlecei gibi, tahvilin getirisi (faiz) azaldnda k artarken, V azalmaktadr. V terimi de belirli sayda deikenin istikrarl bir fonksiyonudur. Keynesde istikrarsz bir byklk olan ve para arzndaki deimelerden ters ynde etkilenen V teriminin Yeni Miktar Kuramndaki rol Keynesin yorumundan taban tabana zttr ve aktarm mekanizmasnn ileyiinde byk nemi vardr. 1.2.1) YEN MKTAR KURAMI ve KURAMIN TEMEL LEY Yeni Miktar Kuramnda, kiinin fayda maksimizasyonu yapt varsaylarak, parann finansal ve reel aktiflerin marjinal getirilerinin eit olmamas durumunda kiilerin eitlik salanana kadar servetin para ve farkl aktifler arasnda paylatraca kabul edilir. Buna portfolyo ayarlama sreci denilmektedir.

261

Bu durumda ekonomideki para arznn artmas durumunda bireylerin ellerindeki para miktar artnca (para talebinin) parann marjinal getirisi azalacaktr. Portfolyo ayarlama srecine giriecek olan kiiler ellerine geen fazla para (para balans fazlal) ile hisse senedi ve tahvil gibi finansal aktiflere ve ev, araba gibi reel aktiflere yneleceklerdir. (Hatrlanaca gibi, daha nceki analizlerde para arznda bir art olduunda eitli aktarm mekanizmalaryla para talebi de artmakta ve para arz ve talebi arasnda denge yeniden kurulmaktayd. Oysa burada para arz artarken, para talebi azald. Dolaysyla bu dengenin yeniden salanmasn salayacak bir mekanizmaya ihtiya vardr). Para arzndaki fazlalk hem finansal hem de reel aktiflere ynelince bir taraftan finansal aktiflerin fiyatlar artp, faiz oranlar derken, dier taraftan reel mallarn da fiyatlar artmaya balamaktadr. Fiyatlardaki bu art ise mal ve hizmet retiminin artmasn tevik edebilecektir. Ksa dnemde gerekleecek bu retim art daha yksek bir milli gelir seviyesinde para arz ve para talebinin eitlenmesini salayacaktr. Bu durum aadaki ekilde gsterilmitir;

EKL 69 Ms1 (A) i1 i1 i2 i2


0 Ms,Md 0 Md1(P1,Y1) Md2(P2,Y2) Ms,Md

Ms2

Ms1 (B)

Ms2

262

Yukardaki ekillerden (A) Keynesyen durumu gstermektedir. Para arznn artmas finansal aktiflerden tahvil almnda kullanlaca ve bu nedenle tahvil fiyatlar ykselerek faiz dmektedir. Sistemde para sadece finansal aktiflerin ikamesi olduundan faize duyarll da fazladr. Monetaristlerde ise, para sadece finansal aktiflerin deil tm aktiflerin ikamesi olduundan para arz ve talebi sadece faizdeki deiimle kurulamayacaktr. Nitekim ekilde de grld gibi, artan tketim harcamalar fiyatlar arttrm ve geliri uyarmtr. Dier taraftan faizlerde de bir miktar azalma sz konusudur. Ancak Friedmann ilk almalarnda para talebinin faize duyarllnn hesaba katmaya deer bir zellikte dahi olmadn belirtmektedir. Sonu olarak para arz ve talep dengesi daha yksek bir nominal gelir seviyesinde kurulmaktadr. Aktarm mekanizmas ele alnrken parann dolanm hz ile para arznn nominal milli gelirle olan ilikisine zel bir vurgu yapmak gerekmektedir. nk Ms.V ekonomideki toplam harcamalar ifade etmektedir. Monetarist sistemde para arznda bir art durumunda, parann dolanm hz da (V) ayn ynde deimektedir. Bir dier ifade ile, genileme dnemlerinde (V) artarken, gerileme dnemlerinde (V) azalmaktadr. Bu nedenle, para arzndaki bir art ksa dnemde (V)deki art nedeniyle daha yksek oranda toplam harcamalar arttrmaktadr. Toplam harcamalardaki deimeler de nominal geliri (Py) belirlemektedir. Ksa dnemde nominal gelir byklklerinden P ve ynin her ikisi de artabilir. Ancak uzun dnemde yalnz fiyatlar deimektedir (P). Bu durumda para ksa dnemde ntr deildir; yani, reel deikenleri etkilemektedir. Buna karlk uzun dnemde ntrdr. Sonu olarak Yeni Miktar Kuramnn zellikleri yle zetlenebilir; 1.Nominal milli gelirdeki deimeleri aklayan ana unsur para arzndaki deimelerdir. 2.Ekonomideki istikrarszln kayna merkez bankasnn para arz ile oynamasdr.

263

3.Para arzndaki deimeler ile nominal milli gelirdeki deimeler arasndaki zaman gecikmesi uzun ve deikendir. Bu nedenle ekonomiyi dzenleyecek bir mdahaleci para politikas ekonomide istikrar bozucu bir etki yaratabilir. 4.Uzun dnem fiyat istikrarn salamak iin, para arz iktisadi byme hz orannda arttrlmaldr. rnein iktisadi byme oran %4 ise, para arz art oran da %4 olmaldr. Buna, sabit parasal genileme oran kural denir. 1.2.2) MONETARST VE KEYNESYEN BAKI AILARIYLA IS-LM ncelikle her iki okulu IS-LM analizi dorultusunda ele almann sadece pratik bir faydas sz konusudur. Bu da farkl eimlere sahip olunduunu gstermekten ibarettir. nk Monetarist ve Keynesyen analiz, farkl modellerle ele alnmaktadr. Keynesyen IS-LM modeli, para arzndaki deimelerin etkilerini incelerken, para arznn bir kez (srekli deil) arttn varsayar ve bunun yaratt etkileri statik bir yap ierisinde gsterir. Monetarizmin kurucusu Friedman ise konuyu, dinamik bir model erevesinde ele almaktadr. Friedman modelinde, para arznn, belli bir hzda srekli artt denge srecinden, para arz art hznn ykseldii yeni denge srecini ve yeni denge srecinin etkilerini inceler. Her eye ramen uygulanacak politikann etkinliinin grlmesi asndan Monetarist grleri IS-LM analizi ile gstermek faydal olacaktr.

264

EKL 70 i i2 i1 IS2 IS1 LM

Y1 Y2

ekilde Monetarist grler IS-LM analizine uyarlanarak ifade edilmitir. Dolaysyla para talebinin faize duyarll dk olduundan LM daha dik bir ekilde gsterilmektedir. Buna karlk yatrmlarn faize duyarll yksek olduu iin IS erisi olduka yatk bir biimdedir. Yukardaki ekilde geniletici maliye politikasnn etkileri de ele alnmtr. Grlmektedir ki, Monetarist grler dorultusunda oluturulan maliye politikasnda hasla zerindeki etki olduka snrl olmaktadr. Bir dier ifadeyle kamu harcamalarnn dlama etkisi ok fazla olmaktadr. 1.3) UYARLANMI BEKLENTLER Ortodoks Keynes sonras iktisat teorisinde beklentilerin iktisat modellerinin iine dahil edilmesi ok byk bir neme sahiptir. Ancak enflasyon beklentisinin modelin ileyii asndan bir sonu verebilmesi iin birtakm varsaymlara ihtiya vardr. Aksi takdirde, beklenen enflasyonun ne olduu konusunda bir fikre sahip olunmas mmkn deildir. Monetarist modelde, beklenen enflasyon aadaki ekilde ifade edilebilinir; Et(Pt+1)=Et-1(Pt)+[Pt-Et-1(Pt)]
265

Yukardaki denklemdeki terimler aadaki ekilde ifade edilebilinir: Et: (t+1) dnemindeki fiyat dzeyi (Pt+1) ile ilgili olarak (t) dnemindeki beklentileri ifade etmektedir. Et-1: Cari dnemdeki fiyat dzeyi (Pt) ile ilgili olarak nceki dnem beklentileri ifade etmektedir. [Pt-Et-1(Pt)]: Cari dnem fiyat dzeyi ve cari dnem beklenen fiyat dzeyi arasndaki farkn belirli bir ksmn gstermektedir. Bu durum aslnda kiilerin fiyat dzeyinin tahmini konusunda hata yaptklarnn da ifadesi olarak kabul edilebilinir. Monetarist yaklamda, () katsays bire eit (=1) kabul edilmektedir. Bylece aadaki denkleme ulalrken, kiilerin fiyat dzeyleri ile ilgili yaptklar hatalarn sistematik hatalar olmadnn da ifadesi olacaktr. Et(Pt+1)=Pt Bu eitlik u ekilde de ifade edilebilinir; Pe=Pt-1 Yukardaki eitliklerin gsterdii durum (t+1) dnemindeki fiyat dzeylerinin (t) dnemindeki veya (t) dnemindeki fiyatlarn (t-1) dnemindeki fiyatlara eit olduunu gstermektedir. 1.4) YANILMA MODEL Monetarist modelin toplam arz ve talep erileri ile gsterilmesinde sklkla kullanlan modellerden birisi ii yanlma modelidir. Bu model ile Monetaristlerin emek piyasas ile ilgili varsaymlarnn ortaya konmas olanakl hale gelirken ksa ve uzun dnem arz erilerine ulalabilmektedir.

266

i yanlma modeli fiyatlar genel seviyesi hakknda firmalarn iilere gre daha doru tahminlerde bulunduklarn varsaymaktadr. Bir dier ifade ile firmalar retim srecinde dier girdi fiyatlarn ve kendi mallarna benzer veya yakn ikame mallarn fiyatlarn doru ve net olarak bilmektedirler. iler ise emek arz ederlerken fiyat dzeyinin ne olduunu tam olarak bilemezler. Bu durumda emek arz eden iilerin ve emek talep eden firmalarn emek arz ve talep fonksiyonlar aadaki gibi olacaktr. LDt=f(Wt/Pt) LSt=f(Wt/Pte) Yukardaki ifadelerden de anlalaca gibi, emek talebi reel cretlerin fonksiyonu iken emek arz beklenen reel cretlerin bir fonksiyonudur. Yukardaki eitlii uyarlayc bekleyiler modeli erevesinde deerlendirecek olursak (Pte =Pt-1); LDt=f(Wt/Pt) LSt=f(Wt/Pt-1) Dolaysyla (t) dnemindeki firmalarn emek talebini reel cret belirlerken, iilerin emek arz ise bu dnemin nominal cretleri ve geen dnemin fiyatlar genel dzeyi tarafndan belirlenmektedir. Bu durumu ekonomideki fiyat dzeyinin ve nominal cretlerin artt fakat fiyatlardaki artn nominal cretlerden daha fazla artmas varsaymyla aadaki ekilde gsterebiliriz (P W).

267

EKL 71

W/P W1/P0 W0/P0 W1/P1 A B C

LD1 LD2

Ls 0 L1 L2 L

ekilde grld gibi emek piyasas balangta (A) noktasnda dengededir. Bu denge noktasnda fiyatlar genel dzeyi (P0) iken nominal cret dzeyi ise (W0) seviyesindedir. Byle bir durumdaki ekonomide fiyatlar genel dzeyinin ykseldiini ve artan rn fiyatlar karlnda nominal cretlerin fiyatlardaki arttan daha az miktarda arttn varsayalm (P W). Bu durumda fiyatlardaki art nominal cretlerdekinden fazla olduundan reel cretler decektir. Firmalar fiyat artlarn doru olarak tahmin ettiklerinden emek talebi reel cretlerin dmesiyle daha fazla emek talep edeceklerdir. iler ise, parasal cretlerdeki art reel cret art olarak alglayacaklarndan emek arzn arttracaklardr. Ortaya kan yeni durumda iiler fiyatlar genel seviyesiyle yanl ngrde bulunmu ve emek arzn arttrmlardr. Bu yanlg ile reel cretlerin arttn dnmeleri, ekilde (C) noktas ile ifade edilmitir. Oysa gelinen nokta (B) noktasdr ve bu noktada reel cretler dmtr. Yukarda elde edilen sonulara bu yanlgnn ne kadar sreceini belirleyebileceimiz uyarlayc bekleyileri ilave ederek (Pe=Pt-1) ksa dnem arz erisine ulaabiliriz.

268

EKL 72

Y Y1 Y0

(B)

y Y1 Y0 (C)

450 0 W/P L0 L1 (A) Ls0 P1 Ls1 W0/P0 W1/P1 A B Ld 0


Y0

Y1

(D) A P0

SRAS(Pe=P0) B

L0 L1

0
269

Y0 Y1

Yukardaki eklin (A) panelinde emek piyasasnda emek arz ve talebinin oluturduu denge reel cret seviyesindeki istihdam dzeyi gsterilmitir. Bu ekilde olumu istihdam dzeyinin meydana getirebilecei hasla dzeyi azalan verimler kanununa gre Y0 dzeyinde bir haslaya sebep olacaktr (B paneli). eklin (C) panelinde 450lik doru ile ifade edilen bir ayna fonksiyon grevini grmektedir. (D) paneline geii salayan bu ayna fonksiyonda hasla dzeyinin Y0 olduu grlmektedir. Ksa dnem arz erisini gsteren (D) panelinde ise, P0 fiyat dzeyindeki hasla miktarnn Y0 olduu grlmektedir. Bu iki denge noktasnn kesiim noktas (A) olarak belirtilmitir. ekilde fiyat deiimlerinin hasla zerindeki etkilerinin izlenebilmesi ve bu yolla ksa dnem arz erisinin oluturulabilmesi iin fiyatlarn ve nominal cretlerin artt varsaylmtr (P W). Byle bir durumda daha nce ifade edildii gibi, reel cretler decek ve istihdam dzeyi artacaktr (A paneli). Artan istihdamn yol at hasla dzeyinin (B paneli) ayna fonksiyon araclyla, ksa dnem arz erisi ekline tanmas durumunda (D paneli) bir dier kesiim noktas elde edilmi olunmaktadr. Yeni denge noktasnda (B noktas) fiyat dzeyi (P1) ve hasla dzeyi (Y1) dir. Bylece ii yanlma modeli erevesinde elde edilecek noktalarn geometrik noktalarnn birletirilmesiyle ksa dnem arz erisine ulam olmaktayz (SRAS). Ksa dnem arz erisi ile beklenen fiyat seviyesinin P0 olduu durumda fiyatlar arttka haslann da arttn gstermektedir (Pe=P0). Ekonominin balangta doal isizlie karlk gelen doal hasla noktasnda dengede olduu varsaym altnda bu durum matematiksel olarak yle ifade edilebilinir: Y=YN+(P-Pe)

270

Denklemle, ifade edilmek istenen beklenen enflasyon haddinin gerekleen enflasyona eit olmas durumunda doal hasla dzeyinin gerekleen haslaya eit olacadr, Pe=P ise Y=YN

Bu durumun ifade edilmesi ksa dnem arz erisinin ne ynde ve nasl hareket edeceinin belirlenmesi ve uzun dnem arz erisinin oluturulmas asndan ok belirleyicidir. nk artk her bir fiyat seviyesinden geecek ksa dnem arz erisinin eimi bilinmektedir. Ayrca her bir fiyat seviyesinde beklenen enflasyon ile gerekleen enflasyonun eitliini salayan noktalar, ayn zamanda doal hasla noktalarn da ifade etmektedir. EKL 73 P P1 LRAS SRAS1(Pe=P1) SRAS0(Pe=P0)

P0

YN

Yukardaki ekilden de anlalaca gibi, her bir fiyat seviyesinde beklenen enflasyon haddini gerekleen fiyat seviyesine eitleyen noktalar ayn zamanda da haslay doal hasla seviyesine eitlemektedir. te bu noktalarn oluturduu noktalarn geometrik ifadesi uzun dnem arz erisi olarak ifade edilmektedir (LRAS). ekilden elde edebileceimiz bir dier sonu ise, ksa dnem arz erisinin konumunu yalnz beklenen fiyat seviyesinin belirleyeceidir (Pe). Her bir fiyat seviyesinden geecek bir ksa dnem arz erisi oluturabileceimizden fiyat dzeyi ykseldike ksa dnem arz erisi

271

sola doru kayacaktr. Nitekim bu koullarda balangta oluturduumuz matematiksel eitlik de bu durumu desteklemektedir. Y=YN+(P-Pe) eklinde ifade ettiimiz iliki ile yukarda ifade edilen durum karlatrldnda bu sonu ortaya kmaktadr. Gerek P0 gerekse de P1 fiyat seviyelerinde beklenen ve gerekleen fiyatlar birbirine eit olduundan, hasla da doal haslaya eit olmutur. 1.4.1) KISA VE UZUN DNEM ARZ ERLER VE GENLETC POLTKANIN SONULARI Yukarda elde edilen bilgilere uyarlayc bekleyiler varsaym sonucu elde ettiimiz durumun (Pe=Pt-1) uygulanmasyla bir iktisat politikasnn ekonomi zerinde nasl etkiler yaptn grebiliriz. Aadaki ekilde geniletici bir para politikann etkileri ele alnmaktadr. EKL 74 SRASz(Pe=PZ) P PZ P2 P1 P0 a AD1 b LRAS z c SRAS2(Pe=P1) SRAS0,1(Pe=P0)

AD0

YN Y2

Y1

272

ekilde balangtaki denge noktasndaki (a) durum unu ifade etmektedir. Bu nokta beklenen enflasyon haddinin P0 olduu durumu ifade eden ksa dnem arz erisinin getii noktadr(Pe=P0). Ayrca bu nokta ile ifade edilen durum sadece bu noktada beklenen ve gerekleen enflasyon haddi (Pe=P0) birbirine eit ve dolaysyla da hasla doal haslaya eittir. Byle bir noktada (a) dengede olan ekonomide geniletici para politikann uygulanmas sonucunda toplam talep erisi (AD0) konumundan (AD1) konumuna geecektir. AD1 konumuna geilmesiyle ortaya kan yeni durumda fiyatlar genel seviyesi ve hasla dzeyi artmtr (P1 ve Y1). Oysa uyarlayc bekleyiler varsaym gerei ksa dnem arz erisinin kaymasna yol aabilecek olan beklenen fiyat seviyesi hala P0 dzeyindedir (Pet=Pt-1 ). Bir dier ifadeyle birinci dnemde (t=1), beklenen enflasyon bir nceki dnemin enflasyonuna eittir (Pe1=P1-1 olduundan Pe1=P0 olacaktr). Bu dorultuda birinci dnemde ksa dnem arz erisinin konumu deimemitir (SRAS0,1). kinci dnemde bu durum deiecektir. Yine uyarlayc bekleyiler varsaym gerei fiyatlar genel dzeyi ile ilgili beklentiler bir nceki dnem gerekleen fiyatlar seviyesine eit olacandan artk beklenen enflasyon haddi bir nceki dnemin gerekleen fiyat dzeyi olan P1 olarak gereklemitir (Pe2=P2-1 olduundan Pe2=P1 olacaktr). Devam eden dnemlerde de bir taraftan hasla derken dier taraftan fiyatlar genel seviyesi artmaktadr. Nitekim (c) noktasnn ifade ettii durum bunu gstermektedir. Sonu olarak bu durum (z) noktasna kadar devam edecek ve ekonomi bu nokta ayn zamanda ksa dnem ve uzun dnem arz erileri ile toplam talep erilerinin kesitikleri noktay da ifade etmektedir.

273

Yukardaki ekilde ortaya kan sonulardan birisi de bir taraftan fiyatlar genel seviyesi ykselirken dier taraftan haslann dmesidir (Y2-Y1). Bu durum stagflasyon olgusunu ifade etmektedir. Bir dier ifadeyle, fiyatlar genel seviyesi ykselirken haslann dmesi veya deimemesi durumunu ifade eden stagflasyon olgusu uygulanan geniletici para politikasnn sonularndan birisidir. Yukardaki iliki dinamik bir analiz dorultusunda ele alnm olsa idi, ekonominin yeni denge merkezine (z noktas) intibak edene kadar enflasyonun, balangta arttrlan para arzndan daha fazla artarak yeni denge noktasna fiyatlarn dmesiyle ulalabilecei grlebilecekti. Bir dier ifadeyle fiyatlarn yeni denge noktas olan Pz noktasnn zerine kp sonra yeniden derek gelmesi durumu sz konusu olacaktr. Bu durum enflasyonun snr am (overshooting of inflation rate) olarak ifade edilmektedir. (Bu almada dinamik sreler ele alnmayacaktr). Parasal genilemenin enflasyon ve hasla zerindeki etkileri ile ilgili olarak belirtilmesi gereken bir dier konu ise Fisher etkisi olarak ifade edilen durumdur. Fisher etkisi, uzun dnemde nominal faizlerin de enflasyon oran kadar artacan ifade etmektedir. Bu sonuca yle ulalabilmektedir; Bir ekonomide reel faiz haddi (r), nominal faiz haddi ile beklenen enflasyon haddi (e) arasndaki farka eittir; r= i- e Yukardaki ekilde de grld gibi uzun dnemde beklenen fiyatlar dzeyinin gerekleen fiyatlara eit olmas durumu sz konusudur (e =). Bu durumda; r= i- Eitlikte yer alan reel faiz dzeyini (r), ekonominin doal hasla dzeyinde olmasn salayan reel faiz dzeyi (rN) ile gsterilmesi, parasal bir genileme sonras ekonominin doal

274

hasla dzeyinde duraan denge durumuna geri dnmesi, reel faiz haddinin rN dzeyine geri dnmesi anlamna gelecektir. Bu durumda eitlik aadaki ekli alacaktr: rN =i- , i=rN+

Uzun dnemde enflasyon haddi nominal para arz byme haddine (m) eit olacandan (=m); i=rN+ m Yukardaki denklemin ifade ettii durum, reel faiz haddinin doal hasla dzeyinde sabit olduu uzun dnemdei (i) nominal faiz haddi (m) nominal para arz byme haddiyle ve enflasyon haddiyle ayn lde deiecektir. 1.5) UZUN ve KISA DNEM PHILLIPS ERS Daha nceki Phillips erisi analizinde kurulan modelde fiyat beklentileri modelin ierisinde yer almamakta idi. Oysa Monetaristler iin Phillips erisinin ne anlam tadn ve nasl altnn aklanmas iin beklentilerin modelin ierisine alnmas gerekmektedir. Zira, bu modellerde emek arz reel cretin bir fonksiyonu olmakla birlikte, iilerin gerekleen fiyatlar konusunda tam bir bilgiye sahip olmadklar ve beklenen fiyatlar zerinden emek arz ettikleri kabul edilmitir. Dolaysyla daha nce matematiksel yaps =- (u-uN) eklinde ifade edilen Phillips erisine beklenen enflasyon haddinin de (e) ilave edilmesi gerekmektedir; = e- (u-uN) Bu ekilde ifade edilen Phillips Erisine, beklentilerle geniletilmi Phillips Erisi (expectations augmented Phillips Curve) denilmektedir. Aadaki ekilde beklentilerle geniletilmi Phillips Erisine dayanlarak oluturulmu ksa ve uzun dnem Phillips Erileri gsterilmektedir.
275

EKL 75 LRPC

B A SRPC(e= 2) u SRPC(e=1) SRPC(e=%0)

uN

Yukardaki ekilde ifade edilen durum, beklenen enflasyon haddinin gerekleen enflasyon haddine eit olmas durumunda isizlik de doal isizlik dzeyine eit olduunun gsterilmesidir (e=, u=uN). Bu iliki Phillips erisine beklentilerin dahil edilmesiyle ortaya kan durumu ifade etmektedir. Nitekim [= e- (u-uN)] eklinde ifade edilen beklentilerle geniletilmi Phillips erisinde, beklenen enflasyonun gerekleen enflasyona eit olduunda isizliin de doal isizlie eit olduunu gstermektedir. ekilde ifade edilen A,B ve C noktalar bu eitlik (e=, u=uN) noktalarn gstermektedir. Uzun dnem Phillips Erisi (LRPC) ise, her bir enflasyon seviyesindeki eitlik noktalarnn geometrik ifadesidir. Bu dorultuda daha sonraki uygulamalarda faydal olacak bir dier durumun da belirtilmesi gerekmektedir. Ksa dnem Phillips Erisi beklenen enflasyon dzeyi ykseldike sola doru kaymaktadr ve her bir enflasyon dzeyinden geecek bir ksa dnem Phillips Erisi olmak zorundadr. Zira her bir enflasyon seviyesi ayn zamanda beklenen enflasyon

276

olabilecek niteliktedir ve beklenen enflasyon seviyesinin deimesiyle ksa dnem Phillips erisinin konumu deimektedir. Bu sonular dorultusunda geniletici bir politikann enflasyon ve isizlik zerindeki etkileri aadaki ekilde olacaktr. EKL 76 LRPC

C A

u1

uN

u SRPC2(e=1) SRPC0,1(e=%0)

Yukardaki ekilde ekonomi balangta (A) noktasndadr. Bu noktada enflasyon beklentisi %0dr (e=%0) ve isizlik doal isizlik dzeyindedir (u=uN). Bu durumda ksa dnem Phillips erisi beklenen enflasyonun gerekleen enflasyona eit olduu noktada isizliin de doal isizlik dzeyinde olduu noktadan geecek bir eri eklinde olacaktr. Bu ekonomide geniletici bir politikann uygulanmas durumunda balangta hasla artacandan isizlik de doal isizlik haddinin altna inecektir (u1). Ancak uyarlayc bekleyiler varsaym gerei beklenen enflasyon bir nceki dnemin gerekleen enflasyonuna eit olacandan (e=t-1) ksa dnem Phillips Erisinin konumunun deimesi sz konusu deildir. Nitekim ksa dnem Phillips Erisinin konumu ancak beklenen enflasyon
277

haddi deitirdiinde deiecektir. Bu durumda geniletici politikann sonularnn ortaya kt birinci dnemdeki sonular unlardr: 1) 2) 3) sizlik doal isizlik seviyesinin altndadr (uNu1). Enflasyon seviyesi ykselmitir (1 %0). Beklenen enflasyon seviyesi deimediinden ksa dnem Phillips Erisinin

konumu deimemitir (SRPC0=SRPC1). Takip eden dnemde ise, kiilerin beklenen enflasyon seviyesi artk bir nceki dnemin enflasyon seviyesi olacaktr (2e=2-1, 2e=1). Bu durumda beklenen durum ksa dnem Phillips Erisinin konumunun deimesidir. Phillips erisinin yeni konumu ise, beklenen ve gerekleen enflasyon haddinin birbirine eitlendii ve isizliin doal isizlie eit olduu noktadan geecek bir Phillips erisi olacaktr. ekilde (C) noktas ile ifade edilen bu nokta ekonominin yeni denge noktas olacaktr. Uygulanan geniletici politika sonras ulalan bu yeni denge noktasnda ise geniletici politika ncesine gre tek deiiklik enflasyon dzeyidir. Sonu olarak uygulanan geniletici politikann isizlik zerinde bir etkisi olmam sadece enflasyonun artmas ynnde bir etki yaratmtr. ktisat politikas uygulamalarnda ska grlen durumlardan birisi de, hkmetlerin belirli dnemlerde srekli geniletici para politikalar uygulayarak isizlii ok daha dk seviyelerde tutmak ynndeki istekleridir. Byle bir politikann etkileri ise aadaki ekilde ifade edilecei gibi hiperenflasyona gidebilecek bir srece sebep olacaktr.

278

EKL 77
LRPC

2 1 0 u1

B A SRPC(e= 3) uN SRPC(e=1) SRPC(e=0) u SRPC(e=2)

Yukardaki ekilde isizlik devaml doal isizlik haddinin altnda (u1) bir noktada tutulmak iin srekli olarak geniletici para politikas uygulanmas durumunun sonular ele alnmtr. Bir dier ifade ile kamu uygulad para arzn arttrma politikasyla nominal cret artnn zerinde bir fiyat artna sebep olmaktadr. ilerin fiyatlar konusunda tam bilgiye sahip olmamalar bunun reel cret art olarak alglanmasna sebep olmakta ve bylece emek arznn artmas yoluyla retim art salamaktadrlar. ekilde A,B,C,D ile gsterilen noktalar ekonominin geldii deil, gelme eiliminde olduu noktalar ifade etmektedir. Zira bu noktalar, her bir geniletici para politikasn takip eden dnemde geniletici politikalarn son bulmas durumunda, ekonominin ynelecei noktalardr. rnein, birinci dnemin sonunda para arz bir kez daha arttrlmaz ise, iiler daha nceki dnemde fiyatlarn cretlerden daha hzl arttn anlayacak ve beklenen enflasyon oranlar ile gerekleen enflasyon oran eitlenecektir. Dolaysyla da isizlik doal isizlik haddine eit hale gelecektir. Oysa buradaki durumda srekli genileyen bir para arz

279

vardr. iler her bir yeni dnemde fiyatlarn arttn fark etmelerine ramen para arznn artmas nedeniyle yeniden yanlabilecekleri bir srecin ierisine girmektedirler. Byle bir politika uygulamasnn baz sonular sz konusudur. Bunlardan birisi ekonominin srekli olarak doal isizlik haddinin altnda tutulmak istenmesi durumunda enflasyonun srekli ykselmesi durumudur. ekilde de, 1, 2, 3, 4 ile gsterilen enflasyon oranlar byle bir politikann sonucunda ortaya kan ve hiperenflasyona giden bir sreci ifade etmektedir. Bu durum hzlandrc enflasyon hipotezi (accelerationist hypothesis) olarak ifade edilir. Ortaya kan bir dier durum da sabit bir enflasyon hznn salanabilmesi iin gerekli olan isizlik orannn doal isizlik oran olduudur. Nitekim A,B,C,D noktalarnda da enflasyon sz konusudur. Ancak bu noktalarda beklenen ve gerekleen enflasyon oranlar eit olduundan enflasyonu arttrc bir dinamik mevcut deildir. Bu nedenle de ekonominin doal isizlik haddi, bu dzeyde bulunan bir ekonomide enflasyon orannn artmayacan ifade eden NAIRU (nonaccelerating inflation rate of unemployment) ile isimlendirilir. Kukusuz bir dier ve en nemli sonu ise, enflasyonun sadece parasal bir olgu olmasdr. Kald ki, buradan bir dier sonuca da ulalmas mmkndr. Eer enflasyon parasal bir olgu ise, enflasyonu drmek de parasal bir olgu olmaldr. Bir dier ifadeyle, enflasyonu drmek iin uygulanacak politikalar da bu kez daraltc para politikalar olmaldr. Ancak bu kez de bir takm ters ynl etkiler ortaya kacaktr. Bunlarn en nemlisi isizliin artmas ve doal isizlik seviyesinin zerinde bir isizlik yaratlmasdr. Ayrca para arznn ne kadar azaltlacana bal olarak gerek anti-enflasyon politikalarnn sresi gerekse de katlanlacak isizlik oran deiecektir. Bir dier ifadeyle para arz art hz tedrici bir yaklamla zamana yaylarak m yoksa ani bir okla m aaya

280

ekilecektir? Para arznn zamana yaylarak aaya ekilmesi ve bu yolla enflasyonun azaltlmasna tedrici/aamal yaklam denmektedir (gradualist policy). Bunun yan sra uygulanacak politikann zamana yayarak deil de aniden ve bir defada uygulanmasna ise, ok politika veya souk hindi yaklamn ifade etmektedir. Parasal bir olgu olan enflasyonu drmenin toplum zerindeki etkileri de nemli olmaktadr. Bir dier ifadeyle enflasyonu drmenin bir maliyeti sz konusudur. Bu maliyet fedakarlk haddi ile ifade edilmekte (sacrifice ratio) ve aadaki formlle hesaplanmaktadr; Fedakarlk Haddi=[(Y1-YN)/YN+(Y2-YN)/YN+(Y3-YN)/YN]/( 1-3) Bu oran, hangi anti enflasyon politikas uygulanrsa uygulansn (ok veya tedrici) bir dnemde enflasyonu %1 indirmek iin bu dnem ierisinde doal haslann (%) kandan yoksun kalnmas gerektiini ortaya koymaktadr. rnein, hasla doal hasladan srasyla %12,%10,%8,%5 daha dk olarak gereklemise ve enflasyon %5 azalmsa; Fedakarlk Haddi=(12+10+8+5)/5=7 Bu rnekteki fedakarlk orann ifade ettii duruma gre, ekonomi drt yl sren anti enflasyon politikalar sonucunda her dnem (her yl) doal haslasnn %7sini feda etmitir. Friedman bata olmak zere birok Monetarist, tedrici politikalarn uygulanmas gerektiini savunmaktadrlar. Bu politikalarn yan sra enflasyonun deceine ynelik inancn yerlemesi de bu konuda uygulanacak politikalarn baarsn belirleyecektir. 2) MONETARSTLER ve ARZ YANLI POLTKALAR

Daha nce Monetaristlere gre, ekonomideki istikrarszln sebebinin merkez bankasnn para arz ile oynamas olduu ve uzun dnemde fiyat istikrarnn salanabilmesi iin para arznn iktisadi byme hz orannda arttrlmas gerektii ifade edilmiti. Ancak devletin daha yksek bir retim ve istihdam dzeyine ulamak iin bir niyeti varsa bunun yolu talep ynl politikalar olmayaca aktr. Bunun yerine devletin (hkmetlerin) arz ynl
281

politikalar tercih etmesi gerekmektedir. Bunlar ksaca emek ve mal piyasalarndaki etkinliin arttrlmasyla gerekletirilebilinir; 1) 2) zelletirme ile mal piyasasndaki etkinlik arttrlabilinir. Kurumsal yapda dzenlemeler yaplabilinir. sizlik ve sosyal gvenlik

demelerinde indirim yapmak bunlardan birisidir. 3) Vergi oranlarnda da indirimler hem ivereni tevik edecektir hem de bu

indirim gelir vergisiyse iiler de daha ok almak isteyeceklerdir. 4) Devlet zel sektrn ihtiyac olan alanlarda mesleki yeterliliini arttrarak zel

sektr tevik edebilir. 5) Sendikalarn da iiler zerinde monopol gc krlmaldr. Bylece emek

piyasasndaki cretler esnek hale getirilebilir ve alma artlar firmalarn lehine deitirilebilinir.

282

SONU: Monetarist sistemin elde ettii sonulara gre, ekonomilerde ksa dnem ve uzun dnem arz erileri sz konusudur. Bunlardan uzun dnem arz erisi ekonominin normal koullarda bulunmas gereken retim dzeyini ve bu retim dzeyine karlk gelen isizlik dzeyini gstermektedir. Uygulanacak para ve maliye politikalar beklentilere bal olarak ksa dnemde retim dzeyini deitirse de, uzun dnemde ekonominin gelecei nokta uzun dnem arz erisi ile toplam talebin kesitii nokta olacaktr. Dolaysyla retimi arttrmak ve isizlii drmeye ynelik olarak uygulanacak iktisat politikalarnn uzun dnemde bir etkisi yoktur. Devletin daha yksek bir retim ve istihdam dzeyine ulamak iin talep ynl politikalar deil arz ynl politikalar tercih etmesi gerekmektedir.Ksa dnem Phillips erisi byme ile enflasyon arasndaki ilikiyi yanstr.Uzun dnemde Phillips erisi diktir ve enflasyon dzeyinin konjonktrel isizlie etkisi yoktur. KONUYA LKN RNEK SORULAR Monetarist (Parac) ktisat Teorisinin kurucusu kimdir? A. Milton Friedman B. Karl Brunner C.Alan Meltzer D. Harry Johnson E. Michael Parkin 2.Friedmann kurucusu olduu Monetarizm iktisat literatrne yeni kavramlar getirmitir. Aadakilerden hangisi bunlardan deildir? A. Doal sizlik Oran
283

B.Modern (Yeni) Miktar Kuram C.Uyarlanm Beklentiler D.i Yanlma Modeli E.Ortalama Maliyet Kavram 3.Beklenen enflasyon ile gerekleen enflasyon orann eit olmas durumunda Aadakilerden hangisi ortaya kar? A.Doal isizlik oranndadr B.sizlik oran yksektir C.sizlik beklenen orandan daha dktr D.sizlik sfrdr. E.Ekonomi tam istihdamdadr Cevap Anahtar:1-a 2-e 3-a Yararlanlan Kaynaklar

Heilbroner R.L.; ktisadi Sorun II., Makro ktisat, (eviren: D.Demirgil), alayan Kitabevi, stanbul, 1974 Paya M.; Makro ktisat, Filiz Kitabevi, stanbul, 2001 Pentecost E.; Macroeconomics, Mac Millan, London, 2000 Phelps E.S.; Seven Schools of Macroeconomic, The Arne Ryde Memorial Series, Clarendon Press, Oxford, 1990 Sava V.; Keynesyen ktisat Yklrken, Beta Yayn Datm, stanbul, 1986
284

Sava V.; Politik ktisat, Beta Yayn Datm, stanbul, 1994 Shaw G.K.; Keynesian Economics: The Permanent Revolution, Edward Elgar, Alders hot, 1998 Snowdown B., Howard R.V.; Reflections on the Development of Modern Macroeconomics, Edward Elgar Publishing Co. Cheltenham, 1997 Snowdown B., Vane B., Wynarczyk P.; A Modern Guide to Macroeconomics, An Introduction to Competing School of Thought, Edward Elgar Publishing Limited, Cambridge, 1994 Tunca Z.; Makro ktisat, Filiz Kitapevi, stanbul, 1997 nsal E.; Makro ktisat, maj Yaynclk, Ankara, 2000 Yetkiner H.; Sorularla Makro ktisat, Efil Yaynevi, Ankara, 2010

285

Makro ktisat 13.Blm e-Ders Kitap Blm 13. KISIM

1)YEN KLASK MAKRO KTSAT TEORS.255 1.1) RASYONEL BEKLENTLER HPOTEZ...........256 1.2) ARTIKSIZ PYASA MODEL....257 1.3)SRPRZ ARZ FONKSYONU ve TOPLAM ARZ..258 2)YEN KLASK MAKRO KTSAT TEORSNN POLTK SONULARI..26 1 3)YEN KLASK REEL EVRMLER TEORS.....263

286

ZET: Monetarizmden sonra iktisat bilimin de nemli bir yer tutan Yeni Klasik iktisat modelleri kendinden nce gelen iktisat okullarndan gerek kurduklar modellerdeki varsaymlar gerekse de ulatklar sonular itibaryla nemli farkllklar gstermektedirler. Benzer bir durum Yeni Klasikler ierisinden kan Reel evrimleri teorileri iin de geerlidir. Her iki okulda da iktisat politikalar etkisizdir. Ancak Reel evrimlerinde bu vurgu ok daha kuvvetlidir. 1) YEN KLASK MAKRO KTSAT TEORS

1970lerde Monetarist iktisadn iinden km olan Yeni Klasik okulun nemli temsilcileri, Robert Lucas, Edward Prescott, Thomas Sargent, Robert Barro ve Patrick Minford ve Neil Wallacedir. Yeni Klasikler enflasyon analizinde Monetaristler ile ayn grlere sahip olmakla birlikte nemli farkllklar da sz konusudur. Yeni Klasik okulun iktisat teorisinin temelleri aadaki ekilde sralanabilir: 1) 2) potezi) 3) 1.1) Srpriz arz fonksiyonu RASYONEL BEKLENTLER HPOTEZ Rasyonel Beklentiler Hipotezi Artksz Piyasa (market clearing) modeli (Piyasalarn srekli dengelenmesi hi-

287

Daha nce ele aldmz uyarlayc bekleyiler varsaymnda, emek talep edenlerin fiyat beklentileri doru olmakla birlikte, emek arz edenler srekli olarak gemi fiyatlar temel almaktadrlar. Bu nedenle de fiyatlar genel dzeyindeki art gecikmeyle rendiklerinden artan parasal cretleri reel cret art olarak algladklarndan emek arzlarn arttrmaktadrlar. Yeni Klasiklerde emek arz edenlerin eksik bilgiden dolay yanlmalarn ve gemi fiyatlar referans alarak fiyatlar hakknda fikir sahibi olmalar durumunu ifade eden uyarlayc bekleyiler hipotezi yerine, rasyonel bekleyiler hipotezi kullanlmaktadr. Bu hipoteze gre, tm iktisadi birimler bir deikenin gelecekte alaca deerle ilikili olarak tahminlerinde, eldeki tm bilgileri kullanarak tahmin yaparlar. Bu tahminler, sbjektif tahminler olmaktan ok, objektif ve tahmini yaplan deikeni etkileyebilecek tm dier deikenlerdeki deiimleri de hesaba katarak gerekletirilir. Rasyonel Beklentiler Hipotezine gre, iktisadi birimlerin iktisadi deikenlerle ilgili beklentileri ortalama olarak doru olacaktr. Hipotezin en nemli vurgusu, kiilerin tahminlerinde sistematik (srekli) hata yapmayacaklardr. Bir dier ifade ile tahminlerle gerekleen deerler arasnda fark varsa, tahmin yntemleri deitirilecek ve sistematik hatalar ortadan kaldrlacaktr. Bu hipotezin matematiksel ifadesi genellikle aadaki ekilde gsterilmektedir; P et+1= Pt+1+t Burada; P et+1= gelecek ylki fiyatlar genel seviyesi tahmini P t+1= gelecek ylki gerekleen fiyatlar genel seviyesi = rastgele hata terimi

288

Rasyonel Beklentiler Hipotezine gre, rastgele hata terimleri sfr ortalamaya sahiptir. Bu durumda karar birimleri gelecekteki fiyatlar bugnden doru ve tam olarak deerlendirebilecekleri sonucuna ulalabilinir. 1.2) ARTIKSIZ PYASA MODEL

Bu modele gre, tm piyasalar srekli olarak dengededir. Srekli olarak dengede olmak ile kastedilen, denge durumunda bir bozulma olmas durumunda piyasa mekanizmasnn annda devreye girerek denge deerleri hzla gerekletirecek olmasdr. Fiyatlarn ve cretlerin esnek olmas ve piyasada arz ve talep fazlasnn bulunmamas piyasa modeline artksz piyasa modeli (market clearing model) ad verilmektedir. Arz ve talebin tm piyasalarda dengeyi hzla oluturmas durumu, Yeni Klasiklerin kendinden nceki teorilerden en nemli farkllklarndandr. rnein Yeni Klasiklerin iinden ktklar Monetaristlerde bu durum ancak uzun dnemde gerekleebilmektedir. Bu modelin meydana getirdii eitli sonular olmakla birlikte en ok tartlanlardan birisi, emek piyasasna ynelik olandr. Artksz Piyasa Modeline gre, veri cret seviyesinde i arayan herkesin i bulabilecei varsaylmaktadr. Bir dier ifade ile eer ekonomide bir isizlik varsa bu gnll isizliktir. Yeni Klasiklerin artksz piyasa modelinde dier okullardan bir dier nemli farkllklardan bir dieri ise, fiyatlar ve miktarlarn eanl olarak deimesi durumudur. Oysa yine ilerinden ktklar Monetaristlerde bu, nce miktarlarn deimesi cret ve fiyatlarn bunu izlemesi ynndedir. 1.3) SRPRZ ARZ FONKSYONU ve TOPLAM ARZ

Lucasn srpriz arz fonksiyonuna gre, iletmeler ellerindeki tm verileri deerlendirmekle birlikte baz durumlardaki tahminlerinde yanlabilirler. rnein para arzndaki beklenmedik bir art karsnda fiyatlar genel dzeyini doru bir ekilde ngremezler.
289

Bunun en nemli sebebi firmalarn en iyi ve net bir ekilde kendi rettikleri mallarn fiyatlarn bilmeleri ve dier fiyatlarla ilgili olarak ise sahip olduklar bir enformasyon setindeki verilerden hareketle tahminde bulunmalardr. rnein para arzndaki beklenmedik bir art karsnda artan fiyatlar, firmalar u ikilem ierisinde brakacaktr. Kendi mallarna ynelen ve fiyat artna yol aan talep art sadece kendi mallarna ynelik bir talep artmdr yoksa tm mallara ynelik bir arttan m kaynaklanmaktadr? Bu noktada verilecek karar tm ekonomi leinde nemli sonulara yol aabilecektir. Zira talep artnn sadece kendi mallarna ynelik bir art olduunu deerlendiren firmalar retimini arttracaklardr. Bu durum tm ekonomideki firmalar leinde dnldnde ekonomideki hasla dzeyi artabilecektir. te bu noktada para arzndaki artn beklenen daha nceden aklanm bir para arz art olmas durumunda firmalarn enformasyon setinde yer alan bu bilgi tm ekonomide fiyatlarn artaca ynnde deerlendirilecek ve retimin artmasn gerektirmeyecektir. Aksi durumda ise, firmalar eksik bilgi nedeniyle artn reel bir art olduunu, sadece kendi mallarna ynelik bir art olduu eklinde bir deerlendirmeyle retimlerini arttracaklardr. nk para arz art konusunda eksik bilgiye sahip olan firmalar iin bekledikleri fiyatlar genel dzeyini deitirmelerini gerektirecek bir durum sz konusu deildir. Oysa ortada somut bir durum vardr ki kendi mallarnn fiyatlar artmtr. Bu ekilde oluan yanl sinyal retimin artmasna yol amtr. Bu durum aadaki grafiklerle gsterilmektedir;

290

EKL 78
LRAS P P1 (A) B P2 P1 P0 A P0 C B A SRAS1(Pe=P1) SRAS0(Pe=P0) P (B) LRAS SRAS2(Pe=P2) SRAS0,1(Pe=P0)

AD1(m1) AD0(m0) 0 YN Y 0 YN

AD1(m1) AD0(m0) Y1 Y

eklin (A) panelindeki durum unu yanstmaktadr; balangta (A) noktasnda dengede olan ekonomide, karar birimlerinin bilgisi dahilinde para arz art (m0-m1) oran ykseltilmitir. Para arzndaki artn sonucu olarak fiyatlar genel seviyesinin ykseleceini doru olarak ngren tm iktisadi birimlerin bekledikleri fiyat seviyesini P1 olarak belirlemilerdir. Bir dier ifadeyle rasyonel bekleyiler hipotezine gre, Pte=Pt+1 olacandan, kiiler fiyat dzeyinin artacan doru olarak tahmin etmekte ve retimlerini arttrmamaktadrlar. Durumu matematiksel ifadelerle yle gsterebiliriz; Y=YN+ (P-Pe) Yukardaki ekillerde de grlecei gibi beklenen ve gerekleen fiyatlar eit olduunda hasla doal haslaya eittir. Nitekim Friedmann doal isizlik hipotezi Yeni Klasiklerde de
291

kabul edilmektedir. Ancak aradaki en belirleyici farklardan birisi olan rasyonel beklentiler hipotezine gre (Pte=Pt+1) beklenmedik bir para arz art durumunda kiiler fiyatlarn ne lde artacan ngrebildiklerinden beklenen ve gerekleen fiyatlar ayn olacandan hasla miktar deimemektedir (Y=YN). eklin (B) panelinde ise, para arz art hznn artmas kiilerin ve firmalarn beklemedikleri bir durumdur. Dolaysyla fiyatlar genel seviyesi artm olmasna karn bu durum firmalar tarafndan kendi mallarna ynelik reel bir art olarak alglanm ve retimlerinin artmasna yol amtr. Ancak takip eden dnemde kendi mallarna ynelik olan talebin genel bir talep artndan kaynakland anlalm olduundan retim dzeyi eski seviyesine geri ekilmitir. Matematiksel denklem itibaryla deerlendirildiinde ise beklenmedik fiyat art kiilerin bekledikleri ve gerekleen fiyatlarn farkllamasna yol amaktadr (PPe). Bu durumda hasla da doal hasladan byk olmaktadr (YYN). lerleyen dnemde ise fiyatlarla ilgili yanlg ortadan kalkacak ve ksa dnem erisi beklenen fiyatlar gerekleen fiyatlara eit olacak ekilde yukar doru kayacaktr. Nitekim bu nokta (C) beklenen fiyatlarn gerekleen fiyatlara eit olduu dolaysyla da haslann doal haslaya eit olduu bir durumu ifade etmektedir.

2)YEN KLASK MAKRO KTSAT TEORSNN POLTK SONULARI Yeni Klasiklere gre, toplam haslay arttrmaya ynelik olarak ele alnabilecek maliye politikalar hibir koulda bavurulmamas gereken bir politikadr. Nihayetinde bu politikalarn uygulanmasnn uzun dnemde fiyat artlarnn yan sra istihdam ve retimi azaltc etkileri de sz konusudur. Para politikas ile ilgili olarak ise, yukardaki uygulamadan da an 292

lalaca zere nceden ilan edilen bir para politikasnn reel deikenler zerinde ksa dnemde de hibir etkisi yoktur. Bir dier ifadeyle gerek para gerekse de maliye politikalar hasla zerinde etkisizdir. Bu durum Politika Etkisizlii Hipotezi olarak isimlendirilmektedir. Yeni Klasikler, 1960l yllara kadar yaygn olarak kullanlan optimal kontrol modellemesine de iddetle kar kmaktadrlar. Belirli iktisadi amalar dorultusunda, kullanlacak olan parasal ve mali aralar seti ile oluturulan optimal kontrol modellemesine kar Yeni Klasiklerin en temel kar k sebebi beklentiler rasyonel olduundan bu modellerin ou durumda ilemeyecektir. Bu durumda ise, merkez bankalar nceden ilan ettikleri politikalar haber vermeden deitirmeyi dnebilecektir. lan edilen ile uygulanan politika arasnda bir farkn olumas durumuna yol aan bu durum ise piyasada gveni ve krlganl artrabilecei gibi politikalarn da etkinliini ortadan kaldracaktr. lan edilen ve uygulanan politikalarn fakll dinamik zaman tutarszl olarak ifade edilmektedir. Yeni Klasiklerde rasyonel bekleyiler hipotezi sadece genileyici politikalarda deil anti enflasyonist politikalarda da ilemektedir. Dolaysyla enflasyonu drme ynnde bir politika uygulamasnda da kiiler fiyatlarn deceini doru tahmin ettiklerinden fedakarlk haddi sfr olacaktr. Fedakarlk Haddi=[(Y1-YN)/YN+(Y2-YN)/YN+(Y3-YN)/YN]/( 1-3) Yukardaki eitlikte ifade edilen Fedakarlk Haddi hasla doal hasladan sapmayaca ve dolaysyla sadece fiyatlar decei iin sfr olacaktr. Dolaysyla anti enflasyonist bir politikann ne cari retim ne de doal hasla zerinde hibir etkisi sz konusu deildir. Yeni Klasiklerin politika uygulamalarna kar ynelttikleri eletirilerden birisi de ekonomik modellemenin yapsyla ilikilidir. Zira ekonomik modeller isel olarak belirlenen belirli byklkleri ifade etmektedir. Oysa Lucas eletirisi olarak ifade edilen duruma gre, po-

293

litika deiikliklerinde sadece ele alnan byklkler deil bunlar belirleyen katsaylar da deiecektir. Dolaysyla gerek ekonomik modeller gerekse de bu modellere dayal olarak oluturulan ekonometrik modeller alternatif politika senaryolarn deerlendirmede yetersiz kalacaktr. Bu durumda uygulanacak politika teorik olarak ngrlen sonular da yanstmayacaktr. Yeni Klasiklere gre ekonomide Phillips Erisi ilikisi sz konusu deildir. Kald ki, isizlii aklamak iin ska kullanlan zamanlar aras ikame modelinde isizlik ancak istee bal olarak gerekleebilecek olan bir durumdur. Tm dier iktisadi birimler gibi rasyonel olan iilerin nnde iki seenek vardr: almak veya bo zaman. Bu iki seenek arasndaki ikame ilikisi zamanlar aras ikame olarak isimlendirilir. iler reel cretlerdeki deiim karsnda bu iki durumdan birisini seebilirler. Dolaysyla bo zamanlarn tercihini gnll olarak semi bir ii reel cretler ykselince almay tercih edebilir. Veya reel cretler dnce iilerin bir ksm almak yerine bo zaman tercih edebilirler. Her iki durumda da istihdam belirleyen rasyonel iilerin seileri olmaktadr. Dolaysyla isizlii ortadan kaldrmaya ynelik politikalar anlamszdr. Ancak hkmetlerin yine de ekonomi iin yapaca eyler sz konusudur. Bunlar ise Monetaristlerin ileri srd politika nerileri ile ayndr. Burada da tm piyasalarn etkin ekilde ilemesine ynelik politikalar ile firmalarn nn aacak koullarn yaratlmas n plandadr. 3)YEN KLASK REEL EVRMLER TEORS 1970ler boyunca hakim olan Yeni Klasik Teori kendi iinden kan baz iktisatlarn iktisadi dalgalanmalarn sebeplerini reel oklara dayandran farkl bir anlayla tanklk etmitir. Bu okulun temsilcileri olarak Edward Prescott, Charles Plosser, Finn Kydland, Nelson ve Robert Barro en bilinen iktisatlarndandr.

294

Yeni Klasik makro teoriden filizlenen ve ekonomideki istikrarszln sebebini parasal oklardan ok reel oklara dayandran Reel evrimcilerine gre, ekonominin talep yanna deil arz yanna nem verilmelidir. Reel evrimcileri ile Yeni Klasikler arasndaki en nemli farkllk, Yeni Klasiklerin retim ve istihdamdaki dalgalanmalarn sebebi olarak para arznda beklenmedik deiimler olarak grmelerine karlk Reel evrimcileri bunu teknoloji seviyesindeki rastgele deimelere bal olduunu ileri srmektedirler. Bu nemli bir ayrm noktasdr. nk kendinden nceki neredeyse tm yaklamlara gre, ekonomi trend byme oran etrafnda bir yol izleyerek bymekte olduu kabul edilmektedir. Solowun byme modelindeki genel kabul grm bu duruma gre, retimin uzun dnemdeki trend bileenleri dorusaldr ve retimin de bu trend etrafndaki ksa dnem dalgalanmalar esasen talep oklar tarafndan belirlenmektedir. Bu durum 1980lere kadar Keynesyenler, Monetaristler ve Yeni Klasikler tarafndan da kabul edildi. Tm iktisat okullar da retimin trend seviyesinden sapmasn geici olarak kabul ettiler. Keynesyenler daha ok sapmalarn tketim yatrm gibi IS dorusunun baz bileenlerinden doduunu kabul etmektedirler. Ayrca, Keynesyenlere gre, bu sapmalar geici olmakla birlikte uzun srebileceini ve bu nedenle de kamunun mdahale etmesi gerektiini ne srmektedirler. Monetaristler ve Yeni Klasikler ise, sapmalar para arz gibi LM dorusunun baz bileenlerinden kaynaklanmaktadr ve kamu mdahalesi olmakszn piyasann kendi kendini dengeleyebileceini kabul etmektedirler. 1982de Nelson ve Plosser bu yaklama kar karak retimdeki dalgalanmalarn parasal oklardan olutuunu gsteren modellerin dalgalanmalarn sebeplerini aklayamayacan ve dalgalanmalarn temel sebebinin reel oklardan kaynaklandn ne srmlerdir. Ayrca retimdeki deimelerin ounun geici deil kalc olduu sonucuna ulamlardr. Bir anlamda trend ile dalgalanma arasndaki ayrma son veren bu anlaya gre, retimdeki dalga 295

lanmalar doal retimdeki dalgalanmalar olup, retimdeki sapmalar dorusal ve deterministik (dzenli) trden sapmalar deildir. SONU: Ekonomik karar alclar daima bir bilinmeyen gelecek hakknda karar almak zorundadr. Kararlar gelecek hakkndaki beklentilerini yanstr. Tketicilerin harcama, firmalarn yatrm ve maliyet kararlar ekonominin seyri hakkndaki bekleyilerine ok yakndan baldr. Faiz, enflasyon,dviz kuru beklentileri mali piyasann davranlarn ok etkiler. Yeni Klasik iktisat okulunun elde ettii sonulara gre, maliye politikas hibir ekilde uygulanmamas gereken bir iktisat politikasdr. Ayn durum baz istisnalar dnda para politikas iin de geerlidir. Para politikasnn reel deikenler zerinde ksa dnemde de hibir etkisi yoktur. Yeni Klasiklere gre, ilan edilen ile uygulanan politika arasnda bir farkn olumas durumuna yol aan durumlarda piyasalardaki gven ve krlganlk artrabilecei gibi politikalarn da etkinliini ortadan kalkacaktr. Yeni Klasik makro teoriden filizlenen ve ekonomideki istikrarszln sebebini parasal oklardan ok reel oklara dayandran Reel evrimcilerine gre, ekonominin talep yanna deil arz yanna nem verilmelidir.

KONUYLA LG SORULAR 1.Aadakilerden hangisi Yeni Klasik Teorinin temsilcilerinden deildir?

A. Edward Prescott, B. Charles Plosser C.Finn Kydland,

296

D. Robert Barro E. Alban William Housego 2.Aadakilerden hangisi Yeni Keynesyenlerin grlerinden deildir? A.Piyasann srekli dengeye gelecei B.sizlik yoktur, olsa bile gnll isizliktir C.Fiyatlar esnektir D.cretler katdr E.Arz ve talep fazlas yoktur 3. Yeni Klasiklerin kendinden nceki teorilerden en nemli fark nedir? A. Arz ve talebin tm piyasalarda dengeyi hzla oluturmas B.Eninde sonunda piyasada dengenin olumas C.sizliin olmamas D.Arz ve talebin hibir zaman dengede olmamas E.Sadece gnll isizlik olmas Cevap Anahtar:1-e 2-d 3-a

Yararlanlan Kaynaklar Heilbroner R.L.; ktisadi Sorun II., Makro ktisat, (eviren: D.Demirgil), alayan Kitabevi, stanbul, 1974 Paya M.; Makro ktisat, Filiz Kitabevi, stanbul, 2001 Pentecost E.; Macroeconomics, Mac Millan, London, 2000 Phelps E.S.; Seven Schools of Macroeconomic, The Arne Ryde Memorial Series, Clarendon Press, Oxford, 1990
297

Sava V.; Keynesyen ktisat Yklrken, Beta Yayn Datm, stanbul, 1986 Sava V.; Politik ktisat, Beta Yayn Datm, stanbul, 1994 Shaw G.K.; Keynesian Economics: The Permanent Revolution, Edward Elgar, Alders hot, 1998 Snowdown B., Howard R.V.; Reflections on the Development of Modern Macroeconomics, Edward Elgar Publishing Co. Cheltenham, 1997 Snowdown B., Vane B., Wynarczyk P.; A Modern Guide to Macroeconomics, An Introduction to Competing School of Thought, Edward Elgar Publishing Limited, Cambridge, 1994 Tunca Z.; Makro ktisat, Filiz Kitapevi, stanbul, 1997 nsal E.; Makro ktisat, maj Yaynclk, Ankara, 2000 Yetkiner H.; Sorularla Makro ktisat, Efil Yaynevi, Ankara, 2010

298

Makro ktisat 14.Hafta e-Ders Kitap Blm

14. Blm 1)YEN KEYNESYENLER267 2)YEN KEYNESYENLERN DER OKULLAR ile FARKLILIK ve BENZERLKLER.268 3)YEN KEYNESYENLERN BALICA HPOTEZLER...271 3.1) KATI YAPIKAN FYAT VE CRET MODELLER..272 3.1.1) NOMNAL CRETLERN YAPIKANLII..272 3.1.2) REEL CRETLERN YAPIKANLII....277 3.1.3) FYATLARIN KATILII....279 4)HYSTERESIS ETKS ve YEN KEYNESYENLER..284

299

ZET: Yeniklasiklerin kulland birok varsaym kullanarak almalar yapan Yeni Keynesyenler, mevcut iktisat literatrnde Yeni Klasiklerin en nemli

kartlarndandr. Yeni Keynesyenler birok konuda dier iktisat okullarndan farkllamaktadr. Bu iktisat okulunun en nemli motivasyonunun Keynesyen modelin arz ynnn zayfl zerine yaplan eletirilere karlk bu zayfl ortadan kaldrmak ve Keynesyen iktisadn mikro temellerini glendirmek olduu sylenebilir. Ancak belirtilmelidir ki, Yeni Keynesyenlerin bu bak as birok kesim tarafndan kabul grmedii gibi, zellikle Keynesyen iktisat ile ilikilendirilmemesi gerektii ynnde gl bir kar cephede sz konusudur. Nitekim Post Keynesyen iktisat bu cephenin en nemli savunucusu olarak ortaya km ve Keynesin orijinal fikirlerinden hareketle bu miras devam ettirmeyi amalayan bir iktisat okuludur. 1) YEN KEYNESYENLER

1980li yllarn balarnda eksik olduunu iddia ettikleri Keynesyen iktisadn mikro temellerini kurmak ve Keynesyen modelin arz yann glendirmeyi ama edinmi olan Yeni Keynesyenlerin ortaya kndaki bir dier motivasyon Yeni Klasik okula kar bir tez olarak ortaya kmaktr. Biroklarnca kkleri 1970lere dayandrlsa da Yeni Keynesyen ifadesi 1984 ylnda ilk kez Parkin tarafndan kullanlmtr. Yeni Keynesyenleri dierlerinden ayran en nemli farklardan birisi de literatrlerinin daha ziyade makale arlkl olmas ve tek bir Yeni Keynesyen teoriden bahsedilemeyecek olmasdr. Bir dier ifade ile bir ynyle heterojen iktisatlar gurubu eklinde grlebilecek olan bu ekoln bata gelen temsilcileri unlardr: Stanley Fischer, Ben Bernanke, George Akerloff, Gregory Mankiw, David Romer, Joseph

300

Stiglitz, John Taylor, Olivier Blanchard, Robert Hall, Janet Yellen, Edmund Phelps, Bruce Greenwald, Dennis Snower, Laurence Ball. 2) YEN KEYNESYENLERN DER OKULLAR ile FARKLILIK ve

BENZERLKLER Yeni Keynesyenler birok konuda dier iktisat okullarndan farkllamaktadr. Burada dier okullarla kastedilen kar tez olarak ktklar Yeni Keynesyenler ve kendilerini yakn grdkleri Keynesyen iktisattr. Keynesyen ktisat ve Yeni Keynesyenler: Ortodoks Keynesyen iktisatla ile Yeni Keynesyen iktisat arasndaki temel fark, Neoklasik Sentezle birleen Ortodoks Keynesyen iktisadn sabit parasal cret varsaym yapmasdr. Yeni Keynesyenler ise, cret ve fiyat katlklarn aklamaya ynelik olarak mikro temeller getirmeye almaktadrlar. Gerek Ortodoks Keynesyen iktisat (Neoklasik Sentez) gerekse de Yeni Keynesyenlerde fiyatlar ve cretler ksa srede arz talep dengesini salayacak hz ve lde deimemektedir. Bu noktada en nemli farkllklar, nominal cret ve fiyatlarn sabit varsayld Ortodoks Keynesyen iktisattn (IS-LM modeli) aksine, Yeni Keynesyenler, hem cret hem de fiyatlarn dengenin bozulmasndan sonraki artlara ge ayarlanmasnn mikro temellerini aramaktadrlar. Ancak her ikisinde de para ksa dnemde ntr deildir ve ekonomiye gelen tm oklar reel etkiler yapmaktadr. Yeni Keynesyenler dier tm Keynesyen modellerde olduu gibi istek d isizliin varln kabul ederler. Bir dier ifadeyle her iki yaklamn ortak noktas ekonomide i arayanlarn kendi arzular dnda isiz kalabilecekleridir. Yeni Keynesyen modellere gelene kadarki Keynesyen modellerin konjonktr kuramlar da nemli farkllklar gstermektedir. Keynesyen modellerde, talep oklar karsnda retim
301

dp isizlik arttka deimeyen nominal cretler nedeniyle reel cretler ykselmektedir. Bir dier ifadeyle retim ve reel cretler arasnda ters evrimsel (counter-cyclical) bir iliki sz konusudur. Yeni Keynesyenlerde ise, evrim srelerinde retim ve reel cretler arasnda bir ilikinin olmad (acyclical) ne srlmektedir. Her iki yaklamda da parasal deikenler ksa dnemde reel deikenleri etkilediinden, para ksa dnemde ntr deildir. Yeni Keynesyen modeller, dier Keynesyen modeller gibi aktivist politikalarn nemine ve gerekliliine vurgu yaparlarken, politika etkinlii tezini benimsemektedirler. Yeni Klasikler ve Yeni Keynesyenler: Yeni Klasikler ile Yeni Keynesyenler arasndaki en nemli farkllklarn banda fiyatlarn oluumu gelmektedir. Yeni Klasiklerde fiyat tam rekabet artlarnda belirlenirken, Yeni Keynesyenlerde, fiyat tam rekabeti deil tekelci firmalar tarafndan belirlenir. Bu nedenle Yeni Klasiklerde fiyat alcs olan firmalar, Yeni Keynesyenlerde fiyat yapcsdr. Yeni Keynesyenler Yeni Klasiklerden farkl olarak artkl piyasa (nonmarket clearing) tezini benimserler. Bu farkllk ok temel bir farkllktr. Yeni Klasiklerin tm modelleri esnek cret ve fiyatlara dayanrken, Yeni Keynesyenler cret ve fiyat yapkanlklarn veri olarak almakla kalmaz bunun mikro temellerini incelerler. Yeni Klasiklerde uygulanacak iktisat politikalar etkinsiz iken, Yeni Keynesyenlerde iktisat politikalar etkindir. Bir dier ifade ile Yeni Klasikler Politika etkinsizlii tezini kabul ederken, Yeni Keynesyenlerde Politika etkinlii tezi kabul edilmektedir. Yeni Keynesyenler, Yeni Klasiklere tam ters tezleri savunmakla birlikte beklentilerin rasyonel olduunu, yani rasyonel beklentiler hipotezini savunmaktadrlar. Ancak bu hipotezin modellere dahil edilmesi bir normdur, yoksa her durum iin geerli olan bir durum deildir. Her iki modelde NAIRU (doal isizlik oran tezini) kabul etmektedirler.
302

Tm bu farkllk ve benzemelerden ortaya kan sonuca gre, Yeni Keynesyenler birok alanda Yeni Klasiklerin aralarn kullanarak nemli lde Keynesin orijinal grlerini ve hatta Neoklasik Keynesyen grleri tahrip etmek pahasna Keynesyen iktisad gelitirmeye ynelmektedirler. Bu aba gerek Yeni Keynesyen cepheden gerekse de Keynesin orijinal fikirlerine sahip kanlarn nemli lde tepkisini ekmi bir durumdur. Nitekim Post Keynesyen okul bu tepkinin ortaya kard bir okul olup, Keynesyen iktisad aslna sahip kalmak, bizzat Keynesin grlerine sadk bir ekilde, yeniden gndeme getirmeyi amalamaktadr.

3)

YEN KEYNESYENLERN BALICA HPOTEZLER

Olduka geni bir alana yaylm olmakla birlikte Yeni Keynesyenler, aadaki grleri benimsemektedirler. 1. 2. 3. 4. 5. Kat yapkan cret ve fiyat modelleri Artkl Piyasa (Piyasalarn Srekli Temizlenmemesi, nonmarket clearing) Mal Piyasalarnda Eksik Rekabet Rasyonel Beklentiler Hipotezi NAIRU veya doal isizlik orannn kabul edilmesi

303

Konu ile ilgili olarak vurgulanmas gereken en nemli nokta udur. Yeni Keynesyenler, ounlukla Yeni Klasik bir dil ve aralar kullanmann yan sra, onlarn asla kabul edemeyecekleri dier hipotezlerle kendi tezlerini aklamaya almaktadrlar. Rasyonel Beklentiler Hipotezi ve NAIRU bu ortak dil ve aralarn rneklerinden saylabilir. Dier btn hipotez ve varsaymlar ise tam tersi sonulara varlmasna yol aacak niteliktedir. rnein, mal piyasalarnda eksik rekabet (tekelci rekabet) durumunu ele alan Yeni Keynesyen kimi modellerde, fiyatlarn brt kar pay (mark-up) yntemiyle saptanmas, daha bandan, Yeni Klasiklerin varoluuna aykr olan ve tm argmanlarn ters-dz edecek olan durumdur. imdi ksaca temel farkllklar zerinden hareketle, olduka dank nitelikteki bu hipotezlerin mikro temellerini zetlemeye alalm.

3.1) KATI YAPIKAN FYAT VE CRET MODELLER Fiyat ve cretlerin kat ve yapkanln aklamaya ynelik eitli yaklamlar sz konusudur. Burada fiyat ve cretlerin yapkanl ayr ayr ele alnacaktr 3.1.1) NOMNAL CRETLERN YAPIKANLII Sanayilemi ekonomiler, nemli lde, rgtl piyasalardan olumaktadrlar. Bu piyasalarda nominal cretler, gelecekteki belli bir sre iin toplu szlemelerle belirlenmekte ve toplu szleme sresince bu cretler deimemektedir. Bu durum gerek toplam arz erisinin belirlenmesinde gerekse de ileyi mekanizmasnda nemli farkllklara yol amaktadr. Konuyla ilgili en bilinen rneklerden birisi, Stanley Fisherin 1977 ylnda gelitirdii modeldir. Modelde iiler ve firmalarn rasyonel olmalarna karn veya iilerin para haya-

304

li iinde olmamalar durumunda da iktisat politikalar etkin bir yntem olarak ortaya kmaktadr. Bir dier ifade ile Yeni Klasiklerin argmanlar dorultusunda, rasyonellik ilkesi erevesinde dahi, Keynesin ileri srd aktivist politikalar gerekli hale gelmektedir. Modelde firmalar ve iilerin emek arz ve talebi beklenen reel cretin bir fonksiyonudur. Bir dier ifadeyle iiler ve firmalar, szleme dnemi boyunca, fiyat dzeyinin ne olacan bilmezler ancak tahminde bulunurlar. Dolaysyla gerek iilerin gerekse de iverenlerin bekledikleri bir reel cret sz konusudur (wt). Bu durumda beklenen reel cret aadaki eitlikle gsterilebilinir: wt=W/Pe ise W= wt Pe

Nominal cretler bu ekilde tanmlandna gre, eitliin her iki taraf fiyatlar genel dzeyine blnerek aadaki eitlik elde edilebilinir: W/P= wt (Pe/P) Yukardaki eitliin ifade ettii duruma gre, beklenen fiyatlar (Pe) gerekleen fiyatlardan farkllarsa reel cretlerde (W/P) beklenen reel cretlerden(wt) farkl olacaktr. Modeldeki bir dier varsaym ise, istihdam dzeyinin firmalar tarafndan belirlendiidir. Bu iki koul bir arada deerlendirildiinde fiyatlar genel seviyesinin beklenen fiyatlardan daha yksek bir seviyeye ulamas durumunda (PPe), reel cretlerin de beklenen reel cretlerden (W/P wt) kk olacadr. Bu durumun doal sonucu ise firmalarn daha az emek talep etmesi olacaktr. Bu durumda oluacak emek arz erisi aadaki ekilde gsterilmitir;

305

EKL 79
Y Y

(B)
Y1 Y0

(C)

450 0 N0 N1 N 0 Y 0Y 1 Y

W/P

(A)
P1 W0/P0 W0/P1 a b P0

(D)

SRAS(Pe=P0)

N0

N0

Y0 Y1

Yukardaki eklin (A) panelinde, sadece emek talebinin belirledii bir emek piyasas sz konusudur. Reel cretlerin ters ynl bir ilikiye sahip emek talebinde balangta W0/P0 reel cretlerin oluturduu emek talebi N0 kadardr. eklin (B) paneli ise, azalan verimler kanununa tabii olan ekonomide, ksa dnemde sermaye sabit olduundan tek deiken olan emek ile retim arasndaki ilikiyi gstermektedir. (C) paneli ise 450lik doruyla ifade edilen bir ayna fonksiyondur. Bu doru ile elde edilen noktalarn bir dier panele gemesi amalanmaktadr.
306

eklin (D) paneli fiyat ve hasla arasndaki ilikiyi ortaya koymaya ynelik olarak oluturulan ksa dnem arz erisini ifade etmektedir. Nitekim balangta elde edilen noktalar, P0 fiyat dzeyinde Y0 kadar bir haslann olduudur. Bu ekilde tanmlanm ekonomide fiyatlar ile haslann nasl bir iliki ierisinde olduunu ve dolaysyla nasl bir ksa dnem arz erisine ulalabileceini anlayabilmek iin fiyatlar genel seviyesinin arttn varsayalm; Byle bir durumda fiyatlar ykseldii iin reel cretler decek (W/P) ve dolaysyla emek talebi artacaktr. Ekonominin tam istihdamn altndaki bir noktada olduu varsaymyla, mevcut reel cret seviyesine (b noktas) karlk gelen istihdam dzeyi N1 olacaktr. N1 dzeyine ykselen emek miktar (A paneli) azalan verimler kanununa gre ileyen ekonomide Y1 kadar bir haslaya sebep olacaktr (B paneli). Varsaylan fiyat art, haslann da artna yol amtr (D paneli). Sonu olarak balangtaki fiyat ve hasla noktalarnn yan sra fiyat artndan sonra yeni bir hasla noktasna ulalmtr. Bu ekilde oluturulan noktalarn geometrik ifadesi ise ksa dnem arz erisini vermektedir (SRAS). Bu ekilde ifade edilen ksa dnem arz erisi ile oluturulacak olan bir denge durumunda ekonominin ileyii de nemli farkllklar gsterebilecektir. Grnte Yeni Klasiklerin ksa dnem arz erilerinden farkl olmayan bu ksa dnem arz erisinin fark ileyii itibaryla nemli farkllklar gsterecektir.

307

EKL 80

LRAS SRAS(Pe=P0,w0) SRAS(Pe=P2,w1) A

P0 P1 B

P2

C AD0 AD1 0 Y1 YN Y

Yukardaki ekilde balang dengesi (A) noktasnda olumutur. Bu nokta fiyat beklentilerinin P0 olduu durumda (Pe=P0) ve buna bal olarak w0 reel cret dzeyindeki ksa dnem arz erisi ile toplam talep (AD0) ve uzun dnem arz erilerinin kesitii yeri gstermektedir. Bir dier ifade ile ii ve iverenler w0 reel cret beklentisiyle uzlatklar toplu szleme srecinde YN kadar bir retim gerekletirmektedirler. Byle bir durumda ekonomiye gelen bir talep oku ile toplam talep erisinin AD0dan AD1 konumuna gerilediini varsayalm. Fiyatlarn dmesine yol aacak bu durumda gerekleen reel cretler (W/P) artarken, gerekleen ve beklenen reel cretler farkllaacaktr (W/P wt). Bu durumda firmalar da istihdam ve retimi azaltacaklardr. Ekonomi szleme dneminin sonuna kadar Y1 istihdam seviyesinde kalaca byle bir durumda, szleme dnemi sonunda gerek iiler gerekse de iverenler rasyonel beklentiler hipotezine gre davranarak fiyat beklentilerini doru olarak ngreceklerdir. Szleme dne-

308

minin sonunda w1 beklenen cret seviyesine gre yeniden szleme imzalnca ekonomi yeniden doal isizlik seviyesinde dengeye gelecektir. Yeni Keynesyen nominal cretlerin yapkanl modeline gre, szleme dneminin sonuna kadar daha dk bir retim ve istihdam dzeyine katlanmay gerekli klacak hibir durum sz konusu deildir. Byle bir durumda devlet toplam harcamalar arttracak politikalar uygulayarak ekonominin eski dengesine daha ksa srede ulamasn salayabilir. Bir dier ifade ile AD1 seviyesine dm olan toplam talep yeniden AD0 konumuna gelinceye kadar geniletici politikalar uygulanmaldr. 3.1.2) REEL CRETLERN YAPIKANLII Yeni Keynesyenler tam istihdamdan sapmalar aklarken tm dikkatlerini emek piyasasna evirmektedirler. Burada gstermeye altklar durumlarn banda, cret ve fiyat katlklar (sticky) sebebiyle emek piyasasnda emek arz ve talebinin dengesinin salanamayacan gstermektir. Byle bir durum ise piyasalarn srekli temizlenemedii artkl piyasada zellikle toplam talep oklar karsnda ekonominin yeniden dengeye gelmesi yava olmaktadr. Yukarda nominal cret yapkanl durumunda nasl isizliin olutuunu gsterdik. Yeni Keynesyenlerin reel cretlerin yapkanl konusunda da eitli modelleri sz konusudur. Bunlar zerinde fazla detaya girmeden aadaki modelleri zetleyerek aklamaya alalm. Etkin cret Modeli (Efficiency Wages): Aslnda bu teorinin temelleri H.Leibenseinin 1950lerde az gelimi lkelerdeki iilere daha yksek cret ve beslenme imkanlar tannmasyla verimliliin artaca iddiasna dayanmaktadr. Yeni Keynesyenler bu iddiay genileterek gelimi lkelere tamlardr.

309

Bu modelde, reel cretlerle iilerden salanan verim arasndaki iliki ele alnmaktadr. Model, maksimum verimi salayan reel cret dzeyi ile emek arz ve talebinin salad cret dzeyinin uyumas gibi bir zorunluluun sz konusu olamayacan gstermektedir. Bu durumda emek piyasasnda arz ve talep dengesi oluamayacak ve arz fazlasnn ifade ettii durumda istek d isizlik sz konusu olacaktr. erdekiler Dardakiler (Insider Outsider) veya i Giri k Maliyetleri (Turnover Costs): Her iki model de firmalarn isizleri ie alp istihdam etmektense, halen almakta olanlar muhafaza etme eiliminin daha gl ve rasyonel bir davran olduunu farkl gerekelerle ileri srmektedir. Ksaca ierdekiler dardakiler modelinde, ierdekilerin cret drlmesine kar direneceklerini ancak dardakilerin yaratt korkuyla bunu kabul etseler de bunun verimlilik d ile sonlanacan ileri srmektedir. Bu durumda reel cretlerin drlmesi firmalar iin rasyonel bir davran olmayacaktr. Kald ki, her eye ramen, firma yksek cretli iileri kararak (ierdekiler) dk cretlileri (dardakiler) istihdam etmesi durumunda, bu kez de, dardakiler ierdeki konumuna gelecek ve reel cret drlmesine kar direneceklerdir. e giri k maliyetleri modeli ise bir ynyle ierdekiler- dardakiler modelini tamamlayc niteliktedir. Nitekim iten ayrlmalar nedeniyle doan ii giri ve klar firmalara ek bir maliyet getirecektir. Bu maliyet hukuki zorunluluklardan kaynakland gibi, yeni girecek olana verilecek eitim ve bunlarn yeni ilerine uyum salamalarnn firmaya ykledii eitli maliyetler olabilecektir. Bylesi durumlarda piyasalarn tekelci yaps da gz nnde bulundurulduunda, tekelci firmalarn rakiplerinden yksek cretler vererek iten ayrlmay azaltmay ve ie giri k hzn azaltmay semeleri rasyonel bir davran olacaktr. Bu durumda da reel cretlerin hem arz talep dengesinin zerinde olunmasn hem de bunun sonucu olarak istek d isizliin olumasna yol aacaktr.
310

ten Kama Modeli (Shirking Model): Bu model yksek reel cret alanlarn iini kaybetme korkusuyla iine daha sk sarlacan varsaymaktadr. Bu durum tersten okunursa, iilerin dk olduunu dndkleri cret dzeylerinde i verimi decektir. Dolaysyla bu durum firmalara reel cretlerin makul bir seviyeye ykselmesi ve belli bir seviyenin altna drememeleri ynnde bir bask yapacaktr. Bu durumun doal sonucu da reel cretlerin katl ve emek piyasasnda arz talep dengesinin salanamamasdr. 3.1.3) FYATLARIN KATILII Birok Yeni Keynesyen retim dzeyindeki dalgalanmalarn aklanmasnda cretlerden ziyade fiyatlarn kat olmasnn daha nemli olduunu ileri srmektedir. Zira fiyatlarn kat olduu durumda, toplam talepteki bir art ancak retim ve istihdamn artmasyla salanabilecektedir. Bir dier ifade ile eksik istihdam seviyesinde dengede olan bir ekonomide talep oklar, fiyatlarn kat olmas nedeniyle retimi etkileyecektir. Aslnda nominal cretlerin yapkanl ayn zamanda fiyatlarn da katl anlamna gelmektedir. Ancak konuya farkl ynleriyle ele alan eitli yaklamlar sz konusudur. Bunlarn banda mal piyasalarnn tekelci koullar gelmektedir. Dier yaklamlar ise koordinasyon eksiklii ve men maliyetler yaklamlardr. Koordinasyon Yetersizlii: Fiyatlarn deien iktisadi koullara hzl bir ekilde uyum salayamamas durumunu ifade eden koordinasyon yetersizlii modelleri, Walrasn mzayedeci sisteminin reddinin mikro temellerini ortaya koymaktadr. Bu modelde ekonomide fiyatlarn artmasna ynelik bir gelime olduunda, firmalar rasyonel olduklarndan bunu biliyor ve doru olarak ngryor olsalar bile rettikleri rnlerin fiyatlarn arttrmayabileceklerini ifade etmektedir. rnein, para arznn artt bir ekonomide, fiyatlar genel seviyesinin artacan ngren firmalarn dier firmalar fiyatlarn arttrmadan arttrmasnn baz skntlara yol aabilecektir. lk fiyat arttran firmann mteri kaybedebilecei gibi, piyasadaki imaj da zedelenebilmektir. Tm firmalarn ayn anda fiyatlarn arttrabilecekleri bir yap fiyatlarn
311

deien koullara annda intibak etmesini salayabilecekken, iktisadi yapda firmalar arasnda bu koordinasyonu salayacak mekanizmalar bulunmamaktadr. Bu nedenle de fiyatlar belirli sreler iin kat olarak kabul edilmektedir. Men Maliyetler: Ksa dnemde fiyatlarn hemen ayarlanamamasnn bir dier nedeni de fiyat deiikliklerinin bir maliyet iermesidir. ktisadi hayat ierisinde retim ve sat kesikli bir sreci deil bir devamll ifade etmektedir. Bir dier ifadeyle firmalar bir taraftan retimlerine devam ederlerken dier taraftan bu rnleri satmak iin eitli yntemler belirlemektedirler. rnein, pazarlama stratejileri, reklam kampanyalar, fiyat listeleri(menler) gibi uygulamalar bir taraftan mallarnn tketici iin ne kadar byk kullanm deerleri ifade ettiini gsterirken dier taraftan bunlar bir maliyeti ifade etmektedir. rnein bir maln sat iin kl reklam panolar hazrlam, televizyonlar iin reklam filmleri yapm ve herkese kolaylkla ulaabilecek fiyat listeleri oluturmu bir firma fiyatlar artt durumda hemen fiyatlarn arttramayacaktr. Nitekim tm bu sat abalar bir maliyet iermektedir ve bunlar deitirmek bu maliyetlere bir kez daha katlanmay gerektirmektedir. Gndelik hayat ierisinde neredeyse tm mal ve hizmetler iin bu koullar geerli olduundan fiyatlarn artmas durumunda, ksa dnemde, fiyatlarn hemen artmas bu nedenle sz konusu olamayabilecektir. Aadaki ekillerde fiyat katlklarnn nasl iktisadi dalgalanmalara ve retim kayplarna yol aabilecei aklanacaktr.

312

EKL 81 P W N K P0 W0 E1 E0 E2 AD0 LD 0 L1 L0 0 Y1 Y0 AD1 E1 (D) Ls LRAS SRAS(P0) E0 (A)

Y Y0 Y1 E1

(C) E0

Y Y0 Y1

(B) E0 E1

450 0 L1 L0 0 Y1 Y0

eklin (A) panelinde ekonomi (E0) denge seviyesindeyken, para arzndaki bir azalmann toplam talebi AD0dan AD1e drdn varsayalm. Eer fiyat katlklar sz konusuysa toplam talepteki bu azalma ekonominin E0 seviyesinden E1 seviyesine gerilemesine yol aacaktr. retimin Y0dan Y1 seviyesine gerilemesi efektif emek talebini L0dan L1 seviyesine gelmesine yol aacaktr. Burada vurgulanmas gereken noktalardan birisi; efektif emek talebidir. Zira efektif emek talebi, firmalarn gerekleen emek talebini ifade ederken, nominal emek talebi, firmalarn altrmak niyetinde olduklar emek talebini gstermektedir.
313

(C) panelinde, efektif emek talebi dorusu (LD), farkl seviyelerde retim yapmak iin gerekli igc miktarn gstermektedir. Y1 kadar retim yapmak iin gerekli emek miktar L1 olmaktadr. Reel ve nominal katlklar nedeniyle fiyat ve cretler P0 ve W0 seviyelerinde sabittir ve bu nedenle firmalar nominal emek taleplerini, (D) panelindeki NKL1 ile gsterilen efektif talep dorusu zerindeki E1 noktasna doru hareket ettirirler. Kat (W0) nominal cret seviyesinde, firmalar L0 kadar emek istihdam etmek isterler fakat istihdam etmek istedikleri bu emek gc ile yapacaklar retimi satabilecekleri bir pazar yoktur. Negatif talep oku, L0L1 kadar bir istek d isizlie yol amtr. Yeni Keynesyen ksa dnem toplam arz erisi SRAS, P0 sabit fiyat seviyesinde sonsuz esnektir. Bir dier ifadeyle, P0 fiyat seviyesinden sonsuz mal arz edilebilir. Bu mal bolluunun fiyatlar ve cretler zerinde yapaca bask ekonomiyi E1 noktasndan E2 noktasndaki tam istihdam dengesine gtrebilir. Ancak ekonominin kendiliinden tam istihdam seviyesine gitmesi ok uzun zaman alabilecek bir sre olabilecektir. Bu tr durumlarda Yeni Keynesyenler mdahaleci politikalarn gerekli olduunu savunmaktadrlar. Nitekim ekilde grld gibi parasal oklar ksa dnemde retim ve istihdam zerinde reel etkiler dourmaktadrlar ve bu etkiler uygulanacak ters ynl etki yapacak politikalarla ortadan kalkabilecektir.

4)

HSTERESS (HYSTERESIS) ETKS ve YEN KEYNESYENLER

Daha nceki konularda Yeni Keynesyenler Yeni Klasiklerin baz kavramlarn kullanarak onlarn tam tersi sonulara ulatklarn belirtmitik. Enflasyonu hzlandrmayan isizlik oran olan, NAIRU kavram da bunlardan birisidir. Genellikle ksa dnemde sabit kabul edi 314

len bu byklk, yaplan almalarda tam tersi sonular verdii grlmtr. Bir dier ifadeyle, fiili isizlik haddi doal isizlik haddinden (NAIRU) yksekse, takip eden dnemde doal isizlik haddi de ykselmektedir. Yeni Keynesyenler nceki dnem fiili isizlik haddinin (ut-1) nceki dnem doal isizlik haddinden byk olmas durumunda (uNt-1), cari dnemki doal isizlik haddinin nceki dnem doal isizlik haddinden byk olmas durumuna histeresiz (ekim) etkisi veya histeresiz (ekim) hipotezi olarak isimlendirmilerdir. Bu ifade ile anlatlmak istenen durum cari isizlik haddinin bir ekim merkezi olarak hareket etmesi ve doal isizlik haddini pei sra srklemesidir. Histeresiz (ekim) etkisi veya histeresiz (ekim) hipotezi aadaki matematiksel terimlerle yle ifade edilebilinir. ut-1>uN-1 uN>uNt-1 Bu birok ynden ok nemli sonular verecek bir durumdur. rnein, anti-enflasyon politikalarnn uygulanmas durumunda hesaba katlan fedakrlk haddi kapsamnda deerlendirildiinde srekli olarak artan bir isizlik ve retim kayb toplumun katlanmas gereken bedelin ok daha byk olmasna yol aacaktr.

315

SONU: Yeni Keynesyenler, ounlukla Yeni Klasik bir dil ve aralar kullanmann yan sra, onlarn asla kabul edemeyecekleri dier hipotezlerle kendi tezlerini aklamaya almaktadrlar. Rasyonel Beklentiler Hipotezi ve NAIRU(Enflasyon yaramayan isizlik) bu ortak dil ve aralarn rneklerinden saylabilir. Dier btn hipotez ve varsaymlar ise tam tersi sonulara varlmasna yol aacak niteliktedir. rnein, mal piyasalarnda eksik rekabet (tekelci rekabet) durumunu ele alan Yeni Keynesyen kimi modellerde, fiyatlarn brt kar pay (mark-up) yntemiyle saptanmas, daha bandan, Yeni Klasiklerin varoluuna aykr olan ve tm argmanlarn ters-dz edecek olan durumdur. Bir cmle ile ifade etmek gerekirse, Yeni Keynesyenler piyasa aksaklklar, emek piyasasnn zel durumu, fiyat katlklar gibi eitli sebeplerle, baz durumlarda devletin ekonomiye mdahalesinin olumlu sonular verebileceini ileri srmektedirler.

KONUYLA LG SORULAR 1.Yeni Keynesyen, hangi okula kar ortaya kmtr? A. Yeni Klasik B.Keynesyen C.Klasikler D. Monetarist (Parac) ktisat Teorisi E.Arz Yanl ktisat Okulu 2. Yeni Keynesyenler nceki dnem fiili isizlik haddinin nceki dnem doal isizlik haddinden byk olmas durumunda, cari dnemki doal isizlik haddinin nceki dnem doal isizlik haddinden byk olmas durumuna ne demilerdir? A. Histeresiz (ekim) Etkisi B.Gizli isizlik C.Normal Etki D.Koordinasyon Yetersizlii E.Etkin cret Modeli 3. Yeni Keynesyenlerin benimsedii grlerden deildir A. Kat yapkan cret ve fiyat modelleri B.Artkl Piyasa (Piyasalarn Srekli Temizlenmemesi, nonmarket clearing)
316

C.Mal Piyasalarnda Tam Rekabet D.Rasyonel Beklentiler Hipotezi E.NAIRU veya doal isizlik orannn kabul edilmesi Cevap Anahtar:1-a 2-a 3-c

KAYNAKA: Blanchard O.; Macroeconomics, Second Edition, Prentice Hall, New Jersey, 2000 Bocutolu E.; Karlatrmal Makro ktisat Teorisi ve Politikalar, Derya Kitapevi, Trabzon, 2003 Bocutolu E.; Makro ktisat: Keynesyen Teori ve Politikalar, Derya Kitabevi, Trabzon, 2001 Dornbush R., Fisher S.; Macroeconomics, Fifth Edition, Mc Graw-Hill Book Co., New York,1990 Heilbroner R.L.; ktisadi Sorun II., Makro ktisat, (eviren: D.Demirgil), alayan Kitabevi, stanbul, 1974 Paya M.; Makro ktisat, Filiz Kitabevi, stanbul, 2001 Pentecost E.; Macroeconomics, Mac Millan, London, 2000 Phelps E.S.; Seven Schools of Macroeconomic, The Arne Ryde Memorial Series, Clarendon Press, Oxford, 1990 Sava V.; Keynesyen ktisat Yklrken, Beta Yayn Datm, stanbul, 1986 Sava V.; Politik ktisat, Beta Yayn Datm, stanbul, 1994 Shaw G.K.; Keynesian Economics: The Permanent Revolution, Edward Elgar, Alders hot, 1998

317

Snowdown B., Howard R.V.; Reflections on the Development of Modern Macroeconomics, Edward Elgar Publishing Co. Cheltenham, 1997 Snowdown B., Vane B., Wynarczyk P.; A Modern Guide to Macroeconomics, An Introduction to Competing School of Thought, Edward Elgar Publishing Limited, Cambridge, 1994 Tunca Z.; Makro ktisat, Filiz Kitapevi, stanbul, 1997 nsal E.; Makro ktisat, maj Yaynclk, Ankara, 2000 Yetkiner H.; Sorularla Makro ktisat, Efil Yaynevi, Ankara, 2010

318

You might also like