You are on page 1of 779

Nermin Bezmen _ Kurt Seyt Shura Nermin Bezmen _ Kurt Seyt Shura Hi kimse Rusya'ya hasret yaamann ne demek

olduunu, anlayamaz; Benim gibi hasret ekenlerden baka... Seyit Eminof, 1924 PMR Dijital Tasarm, Biliim, Yaynclk, Tantm ve Pazarlama Ltd. ti. ISBN 975-95358-5-8 Nermin Bezmen, 1992 31. Bask, Ekim 2003, istanbul Koordinasyon - PMR Co. Ltd. (Pamir Bezmen) Kapak ve sayfa tasarm - PMR Co. Ltd. (Pamir C. Bezmen 1 Elif Kramer) Mizampaj ve uygulama - PMR Co. Ltd. (Pamir C. Bezmen 1 Elif Kramer) Bask Koordinasyonu - Alpdoan Yldran Renk Ayrm - Fan Grafik Kapak Bask - Format Matbaas i Bask ve Cilt - Nesil Matbaaclk - Sanayi Cad. Bilge Sok. No: 2 - 34530 Yenibosna, Bahelievler / STANBUL Tel-0212.55132 25 PMR Co. Ltd. Aye Sultan Korusu No: 11, 80810 Bebek / STANBUL Tel: (0212) 287 8194 - Faks: (0212) 287 8195 e-mail: pcb@pmr.com.tr web: www.pmr.com.tr mjkt tyi

feMN BSZM8N PMR'den dier Nermin BEZMEN Eserleri Uyandran Ak iirler 1991 Kurt Seyt & Shura Roman 1992 Kurt Seyt & Murka Roman 1993 Mengene Gmenleri Roman 1995 Zihnimin Kanatlar Denemeler 1996 Trkuaz'a Dn Derleme 1996 Krk Krk Kp Hikyeler 1999 Bir Gece Yolculuu Fantastik Roman 1999 Fuad Bezmen "Bir Duayenin Hatrat" An Derlemesi 2002 PMR'den Tercme Yaynlar Kurt Seyt & Shura Nermin BEZMEN'den gerek bir hayat hikyesi ingilizce'ye tercme, Pamir BEZMEN Roman 1994 Lavanta Lavanta Nicholas Stavroulakis'in kaleminden mthi bir g yks ingilizce'den tercme Pamir BEZMEN Tarihi Roman 2000 PMR'den dier Yaynlar Annelik Deneyimlerim, Aye ZGN Denemeler 2002 The Labor Situation in Turkey, Pamir BEZMEN Tez 1959, USA

Trk Avrupa Gnl 1969'dan Gnmze Trk Avrupa Siyasi Ekonomik ilikileri 2003 Bu, gerek bir ykdr. Hayal gcm yanma alarak yaanmlar yakaladm serven dolu bir yolculuktur. Son cmleyi noktaladm u gnlerde mutluluu ve burukluu bir arada yayorum. Uzun zamandr kendilerine satrlarda ruh verdiim karakterlerle o kadar kaynamtm ki, onlardan ayrlmak bana ok zor geliyor. Onlar ok zleyeceim. Yeniden gerek dnyama dnerken, bana ilham veren aklarn, hznlerin, hasretin zihnimde mr boyu kalacak glgelerini hissediyorum. Romanmn artk hayatta olmayan kiilerini sevgi, rahmet ve hznle anyor, bunca acy, hasreti barma gmp direnen ve aramzda olan kahramanlarna sayglarm gnderiyorum. Teekkrler Sevgili anneannem, dedemin Murka's, anlarn ilk gnk tazelii ile bana aktardn, ok zaman, yaadklarn aslnda unutmay tercih ettiin halde, gemite gsterdiin cesaretle anlattn, Sevgili annem, Leman Ulus (Lemanuka), kendi anlarndan verdiin ipular, Sevgili halam, Saniha Grgl, tek bana bir roman btnl olan, anlattn anlarn arasndan bir paray bu romanmda kullandm,

Romanmn kayp kahraman Shura'nn izini, sayesinde bulduum, sevgili Jak Deleon, gerek bir aratrmacnn heyecan ve cokusu ile verdiin destek, Sevgili Zeynep Deleon, aratrmalarm srasnda benimle paylatn cokulu anlar iin, teekkrler. Sevgili Barones Valentine von Clodt Jurgenzburg, (Valentine Taskina) anlattklar ve verdii fotoraflar ile, beni Shura'nn bebeklik yllarna kadar geri gtrp, hayatma yepyeni bir heyecan getirdi. Kendisini, maalesef, ok ge tandm. Ama, son bir ka ay boyunca, ok yakn olan beraberliimize doksan yl sdrmaya altk. Byk bir hasretle, dimanda biriktirdii seneleri, unutamad sevdiklerini, sohbetlerimizde, tekrar tekrar, yaattk. Shura'nn romann byk bir heyecanla bekliyordu. Kz kardeinin hayat ile ilgili, onun da merak ettii, uzun, kayp yllar vard. Maalesef, 1992 baharnda, romann baskya hazrland gnlerde kendisini kaybettik. lmne ok yakn bir zamanda tanp, her ikimiz iin de bilmece olan paralar bir araya getirmemiz, kaderin yine o anlalmaz mucizelerinden biri deil midir? Sizi ok zleyeceim Barones. Barones'in son krk yedi senedir can dostu, hayat arkada olan sevgili Todori (Theodor Negroponti), bizlerle paylatn nostalji dolu anlar unutmayacam.

Sevgili dostlar, Avukat Vassaf Arm, Mine Koyuncuolu, Lola Arel ve Leonid Senkopopowski, kendi mevzularnz ieren detaylarda, deerli bilgilerinizi benden esirgemediiniz iin, teekkrler. Romanm baskya girmeden evvel, kymetli zamanndan ayrp okuyan ve gnl verdiim edebiyat dnyasnda kacam yolculukta beni yreklendiren byk stat Attil lhan'a, kran hislerimle. Canm yavrularm, Pamira ve Cazm, almalarm srasnda, yorgun ve gergin anlarma byk bir olgunluk ve anlayla yaklamnz, bana ne kadar mkemmel iki ocuum olduunu bir kez daha gsterdi. Canm kocam, Pamir, senin akn, bana duyduun gvenin, inancn ve byk destein olmasayd, hayllerimin peinde bu kadar inatla koamazdm. Sana minnettarm. "Kurt Seyt & Shura" yi, ilk basld 1992 baharndan bu yana, eksilmeyen bir ilgi, beeni ve heyecanla paylamaya devam eden, kahramanlarmla beraber kurduum dnyaya katlp, roman ailemin, yaattm ruhlar dnyasnn paras olan, telefon, mektup, e-ma'leri ile beni el stnde tutan, sadk, sevgili okurlarma, lk romanmn kahramanlar ile beraber okurumla bulutuumdan bu gne, bask-datm koordinasyonunda byk emekleri geen Alp Doan Yldran Bey'e gnlden teekkrler. Ve... 2002 Eyllnde, 30. Bask "Kurt Seyt "' Shura"yi okurumla bulutururken, ykmn, kahramanlarmn ve benim

ruhlarmz, bir 'guru' titizlii ile yakalayan, o ruhla, kapak desenini, mizampajn yeniden dzenleyerek, romanma adeta yeniden can veren canm olum, Pamir Cazm'm, seninle san'at ve mkemmellii beraber yaamak byk bir mutluluk... Yreine salk, canm olum. Shura'ya Karlar zerinde bir troykada giderken tandm seni, Uarken kar taneleri sar salarnda Ve anlar alarken uzak kiliselerin birinde. Yortu zaman olmal, Papazlar yrmekte, ilhilerle Ve ilk defa karlayorum sevgili Shura, senin haylinle... Rzgr alarken slkla Ve karlar toz olurken atlarn ayaklarnda Seni seyretmek istiyorum Dedemin anlattnca... Dedem anlatm yllarca, * Hi unutmam ki... ki kadehten sonra, mahzun kaybolup bir antik Rus arksnda zlem gidermi, anlarla Hatralar hzl uar, Binmiler troykaya. Dedem kovalarm, elinde bir kadeh votka. Sonra, gznde akmayan yalar, Bir tarifsiz zlem, Rusya'ya ve sana... N.B. Sevgili Dedeciim, Bu kitabm sana adyorum. Seni imdi daha iyi anlyor ve zlyorum. Kurt 6syt (0 &hur/ Bir Petrograd Gecesi 1916

Gece uykusundan henz uyanmam ehir, lapa lapa yaan karlarn altnda bembeyazd. Alexander Nevski meydanndan sola dnp ar ar ilerleyen atl arabann koca tekerlekleri, btn gece ylm karlar zorlukla yaryordu. Arabac keyi dnp katl evin kaldrmna yanat. Gzlerini binann pencerelerine doru evirmiti ki, bir k huzmesi ieriden darya szld. Hafif bir rzgrla savrulup pencere pervazlarnda toplanmaya devam eden bir grup kar tanesi, cama yapp ylece dondu, kald. Arabacnn baklar ile szlemiesine, ayn anda, odann tlleri araland. Silueti grnen erkek, camn buusunu sildikten sonra el sallayp tekrar ieriye dnd. Yatann ba ucundaki komodinin zerinde biraz evvel yakm olduu gaz lmbasnn nda cep saatine bakt. Henz drt olmak zereydi. Daha epeyi vakti vard. Yatakta derin derin uyumakta olan kadn uyandrmaktan ekinerek yorgan hafife aralad. Saat avucunda, kendisini yasta brakt. Sonra kararl bir ifade ile, araflan att zerinden, yataktan kalkt. Ellerini salarnda gezdirip, ar admlarla tekrar pencereye doru yrd. Perdeyi biraz daha yana ekip darya bakt. Camlarn hemen nnden balayan beyazlk, ay altnda baheyi, parmaklklar ve ardndaki geni caddeyi kaplayarak devam ediyordu. Beyaz bir dnyayd, bembeyaz. Kayp giden bulutlarn arasndan mehtap

II Nermin Bezmsn ldadka ortalk prl prl oluyordu. Her ey olduundan daha hametliydi bu beyazln altnda. Kaln perdeler, camn dier yanndaki dnyay ieriye almyordu. Odann yar karanlnda bir kadnn varln anlatan parfm ile bir ka saat evvel biten geceyi hatrlatan votka ve araflarn lavanta kokusu havay sarmt. Gen adam, camn nnde olduu yerde durup yataa bakt. Szlen mehtapla karn beyaz , yatakta uyumakta olan kadnn beline kadar alm srtna vuruyordu. Karanlkta belli deildi ama, renginin kzl kahve olduunu ok iyi hatrlad salar dalga dalga yastn zerine kvrlmt. Ensesinden balayan izgi, srtnn ortasnda tatl bir ukurluk yaparak arafn rtt ksma kadar iniyordu. Sa omuzu yuvarlak ve dolgun bir mermer paras gibi, oynaan kta parldyordu. Pencerenin nnde, cama srtn vermi, plak vcudu ile duran gen adam, sanki havann serinliinden hi etkilenmiyor gibiydi. Geirdii geceyi dnerek glmsedi. minenin yannda duran yuvarlak orta masasna doru ilerledi. Meyve taba, karaf ve kadehler braktklar gibi duruyordu. Yars yenmi, yars iilmi... Ne kadar sabrszd u Katya. Yoksa Lidya myd? Her neyse, isminin ne nemi vard.

Kzl sal dilber, gecesinin tadn karmas iin elinden geleni yapmt. Gen adam, akamdan yars dolu braklm kristal kadehlerin birini eline ald, tek yudumda iti. Yutkunurken, alkoln boaznda brakt yanma hissi ile ban sallad. Aynann nnde duran opalin gaz lmbasn yakt. Pembe fanustan odaya yumuak bir k yayld. Kanapede birbirine karm erkek ve kadn giysileri iinden kendisine ait olanlar seti. Konsolun ekmecesinden amarlarn alp banyoya doru yrrken yataktaki kadnn mahmur sesini duydu: "Niye bu kadar erken kalktn sevgilim?" Gen adam, elindekileri brakmadan, yatan kenarna doru yrd. Yz imdi kta daha belirginleen kadn, mesine 12 Kurt to ramen, yuvarlak omuzlarn ve dolgun gslerini akta brakacak ekilde, olduu yerde kmldand. Bir kolunu kaldrp salarn yastn zerine doru toplarken, dieri ile erkee doru uzand. Erkek ona itahla bakmadan edemedi. Kolunu kaldrd zaman beliren tatl ukurluk, pembe klarla ykanan iri gsleri kadar arzu kabartyordu. Uzun kirpiklerin ssledii iri siyah gzlerinin mahmur bak, gnn srf bu saatine mahsus deildi. Erkekleri etkilemek iin, onlara yata, apknl hatrlatacak her trl bakta ustalamt. Etli dudaklarn bzp gzlerini kapayarak plmeyi beklediini belirtirken, bir kolu

hl havada, erkee doru uzanm duruyordu. Gen adam, onun reddedilmekten korkmayan, pervasz, arsz k tavrna glmseyerek, yatan kenarna oturdu. Yatan rtleri arasndan yaylan scak, ak saatlerini hatrlatan koku, kadnn i gcklayan parfm ile birlemiti. Boynuna dolanan ateli kollardan kurtulmak iin bir aba sarf etmedi. Kadn, yan aralad gzlerinde ehvet prltlar ile, onun gzlerinin iine srarla bakarken, tenlerinin temasn engelleyen rtleri aradan ekti. Yorgann altndan kard scack, dolgun vcudunu, arzu ile, erkein gvdesine dayad. Onun ban kavrayarak, gslerini, dudaklarna doru sundu. Bir yandan da dier eliyle srtn, kollarndaki adaleleri okuyordu. Ufak tefek vcuduna ramen, ustaca kulland elleri ve bacaklar ile erkei adeta esir almt. Gen adam, arzulu bir pten sonra, kendini geriye ekti, ayaa kalkmaya davrand. "Artk hazrlanmam lzm. Sen de istersen toparlan, evine braktraym." Kadn, mark bir tavrla dudak bkp, omuzlarn kaldrd. "Biraz daha kalamaz myz?" "Benim yola kmam lzm." "Nereye gideceksin?" "Moskova'ya." 13 "Ne zaman dneceksin? Beni arar msn yine?" Sorularn ard arda sorarken, yataktan kmak zere davrand. Vcudunu i

gdklayc hareketlerle oynatrken, erkein etkilenip olumlu cevap vermesini mit eder gibiydi. Ancak, cevab, apkn bir glle yanandan alnan bir makas oldu. Gen adam, oktan banyonun yolunu tutmutu. Ykanrken dnyordu. Kadnn adn hatrlayamyordu. Fazla da mhim deildi. Bir gecelik maceralarndan biriydi sadece. lgnlar gibi iilip elenilen bir partiden beraber kmlard. Kadnn elbise ve mcevherlerinin atafatna baklrsa alelade biri deildi. Byk bir ihtimlle davete bir baka erkekle gelmiti. Yine byk bir ihtimlle, kendisine atafatm salayan erkekle. Tra olmaya baladnda, dnceleri artk ieride brakt kadndan uzaklam, kaca seyahatle ilgili plnlar yapmaya balamt. Bir saate kadar istasyonda dierleri ile bulumas lzmd. Hareketlerini hzlandrd. Havlusunu beline sarp, yatak odasna geri dndnde, kadn oktan giyinip hazrlanmt bile. Konsolun zerinden ald ieden avucuna dkt losyonu yanaklarna, boynuna srerken sordu: "Banyo yapmak istemez miydin?" Kadn ive ile cevaplad: "Yalnz bana banyo yapmak detim deildir." Erkek, san tararken, glmsemeden edemedi. Bu kadnn kocas veya sevgilisi her kimse, ektii vard. Sanki, odada yalnzmcasna, rahat hareketlerle giyinmeye balad. Kadn, yatan kenarnda

oturmu, hayranlkla onu seyrediyordu. Alnna doru peremlerle den salar ve by kestane rengiydi. Boyu ok fazla uzun olmamakla beraber, duruunda, tavrlarnda heybetlilik vard. Adaleli, biimli vcudunun iyi altrld belliydi. akmak akmak bakan lacivert gzleri, kemersiz dz burnu, biraz marur, biraz mstehzi bir ifade tayan dudaklar, ve yz hatlarn noktalarm gibi enesinde 14 Kurt &m duran derin ukurluk, ilk gze arpan hususlard. Kadn, salarnn llelerini elleri ile dzenlerken iini ekerek, onunla tekrar buluabilmek arzusunu kendi kendine dnmeden edemedi. Bir eyler sormak istiyordu ama niformasn, izmelerini giymi olan gen adam, kendi dnceleri ile, ona kar ilgisiz bir tavrla, odann iinde bir dolaptan bir dolaba gidip geliyordu. ekmecelerden ald baz eyalar, kitaplar bir valize yerletirdi. Kzl sal kadn, aknlkla onu izliyordu. Akam, yatan paylap, harika saatler geirdii adam, sanki ayn adam deildi. Onu, btn numaralarna ramen, tahmin ettii kadar kendisine balayamam olduunu fark etti. Skntl bir tavrla, iini ekip arkasna yasland. Erkek, aynann nndeki kutudan ald bir yz parmana geirip, saatini cebine yerletirdi. Kadn, bir akam evvel, hayran olup sormutu. Safirli, elmas tal yzn,

gen adamn aile yz olduunu, mineli, yakut talarla ssl altn saatin ise, ar Nicholas tarafndan armaan edildiini renmiti. Mcevherlere dknd ve her iki paray da imrenerek seyretmiti. Az sonra, evden ayrlmak zere hazrlard. Caddeden duyulan atl araba sesleri zerine camdan bakan erkek, paltosunu ve apkasn alrken konutu: "Evet, artk kabiliriz. Aktem seni evine brakr." Lmbay sndrp sokak kapsna doru yrd. Onu takip eden kadn, son bir defa plmeyi, kendisinden randevu alnmasn beklerken, erkein, sanki aralarnda hi bir ey olmam gibi davranmasndan akn ve biraz buruktu. Kapnn nnde, karlarla kapl yolda, iki atl araba duruyordu. Arabaclar, yerlerinden atlayp, koarak geldiler. Erkek, kadna dnerek, elini tuttu. "Seni Aktem evine brakacak. Kendine iyi bak gzelim." Hl ismini hatrlayamyordu bir trl. Kadn, ansn bir kez daha denemek istiyordu, sordu: 15 NCRMN BeZMCN "Bir daha buluabilecek miyiz?" "Neden olmasn?" Kadn, memnuniyetle ptrmek zere, yanan uzattnda, arabaclardan ekinmedii belliydi. Birden, ne zamandr sormaya

cesaret edemedii eyi sormaya karar verdi. Glmserken biraz utangat. "smini tekrarlayabilir misin?" Gen adamn gl, sabahn karl sessizliinde, keyifle yankland. Demek, geceden hatrlanan fazla bir ey yoktu, her ikisi iin de. Gecenin nasl bittii dnda tabi. Yeni tanyorlarmcasna selamlad kadn. Ar ar konutu: "Eminof. stemen Seyit Eminof." Arabalar iki ayr yne doru aynldklarnda, gen adam gecesini renklendiren kzl sal kadn oktan unutmutu. 16 Moskova 1916 Krasnaya Ploshcad meydannn bir ucundan dier ucuna hakim olan Kremlin saray, pembe tulal muhteem duvarlar, ge ykselen kuleleri ile, karlarn kaplad meydanda, bir masal atosu gibi azametli duruyordu. Lacivert gkyznden szlen beyaz karlarn altnda, pencerelerinden, byk giri kaplarndan yaylan klarla, sanki bir hayl aleminin parasyd. Sarayn arka cephesinin komu olduu meydan, isminin hakkn veriyordu. Krasnaya Ploschad; Gzel Meydan. Meydandan, Mokhovaya Caddesi istikametinde yol alan troykann ngrak sesleri, atlarn karlarda kard tok seslere karrken, Kremlin'in saat kulesinde ard arda vuran an, akamn sekizi olduunu bildiriyordu. Krk apkalar ve manonlannn scaklna gmlm olan gen kzlar, aralannda oturan

babalannn birer koluna girmiler, kendilerini bu byl seslere ve ltlara brakmlard. Alexandra, apkasnn altndan alnna, yanaklarna den sar peremlerini slatan kar tanelerini, manonundan kard eli ile silkeledikten sonra, glmseyerek, kendisini seyreden babasna bakt. Ona ayn scak glle cevap verdi. Julien Verjensky, kk kznn elini okarken, yznde yorgun bir mutluluk seziliyordu. Daha sonra, sol yannda oturan dier kz 17 NSRMN BCZMCN Valentine'e dnd. Alexandra, etrafn eviren gzellikleri bir an iin brakp, belli etmeden babasn seyretmeye devam etti. Ne kadar yorgun ve tkenmi grnyordu sevgili babac. Kislovodsk'tan geli sebepleri de buydu zaten. Aile doktorlar muhakkak, bir de Moskova'daki hastahanede kontrolden gemesi gerektiini nerdii zaman, Julien Verjensky, iki kzn yanna alp bu yolculua kmt. Ertesi gn ameliyat olmak zere hastahaneye yatacakt. Gen kz, anlatlanlar tam anlayamamakla beraber, babasnn cierlerinde bir dert olduunu biliyordu. Ameliyat ve hastalk szlerinden ok korkuyordu. Babasn kaybedebilecek olma ihtimli aklna geldii zaman, btn keyfi kat. Alamamak iin kendisini zor tuttu. Baba Verjensky, kzlarna Moskova'nn ve

Kremlin'in tarihi ile ilgili bilgileri anlatmaktayd: "Kremlin'in ilk duvarlar 1367'de, Demetrius Donskoi'nin zamannda atlm. an kulesindeki saat 1404'de Athos'tan gelen bir Srp kei tarafndan yerletirilmi..." \ Szn keserek, kendisini hznl bir ifade ile seyretmekte olan kk kzna dnd: "Ne var Shuruka? Gzlerinde ya m gryorum yoksa?" Ailesi ve yaknlar byle arrd onu. Shura, yakalanmaktan mahcup, hemen glmsemeye alt. Eli ile, gz kapaklarnn zerinden bir ey siler gibi yapt. "Gzme kar tanesi kat galiba, ondan yalanm olmal." Sonra, tatl tatl gld. Babasn rahatlatmak istiyordu. Julien Verjensky ilgiyle sordu hemen: "dn m yoksa?" "Yok, yok, hayr babacm, ok iyiyim, inann." "Moskova'nn havas bizim Kislovodsk'a benzemez." "Ama yine de ok gzel." 18 Kurt syt Shura, ban arkaya atp, derin bir nefes ald. Kar kokusunu ve akamn serinliini iine ekti. Babas, glerek, onun elini okad.

Az sonra, Borinskyler'in maliknesinin kapsmdaydlar. Ard arda byk giriten baheye szlen arabalar, sra ile, davetlileri eve kan geni mermer basamaklarn nnde indirip gidiyorlard. Birbirinden k hanmlar, krklerinde, manonlarnda uuan kar tanelerini silkeleyerek, bir elleri ile uzun kabark elbiselerinin eteklerini tutarak, zarif kavalyelerinin kollarnda merdivenlerden kyorlard. Byk bahe kapsndan girdikleri an, Shura iindeki heyecan bastramaz olmutu. Bu, onun ilk defa dansl, byklerle beraber katlaca bir akam daveti olacakt. Henz on be yandayd. Ablas Valentine ondan bir ya daha bykt ve o Kislovodsk'da, annesi ve babas ile, daha evvel bunun benzeri davetlere gitmiti. Valentine'den dinlediklerine gre; byle k gecelerde, yakkl asil ve subay delikanllar, gen kzlar dansa kaldrmak iin birbirleri ile yarrlard. Babasnn yannda merdivenlerden karken, kalbinin duracak gibi arptn hissetti. Sanki, ok gzel, harika bir eyler olacakt. Bu neydi bilemiyordu, ama iinden bir ses bunu ona haber veriyordu. Kibar reveranslarla kendilerini karlayan hizmetkrlara paltolarn, apkalarn teslim ettikten sonra, davetin verilmekte olduu salona gitmek zere, tekrar bir ka basamak merdiven ktlar. Mzik sesi salondan koridorlara, ka kadar

yaylyordu. Girite bekleyen terifat, grevini ok ciddiye aldn gsterir bir ifade ile, karlad. Sonra, salonun i basamaklarna doru bir adm ne karak, elindeki bastonu yere vurarak isimlerini iln etti: "Msy Julien Verjensky!, Matmazel Valentine Julianova Verjenskaya!, Matmazel Alexandra Julianova Verjenskaya!" Geri ekildiinde, baba Verjensky, iki kz iki yannda, kristal trabzanl merdivenlerden salona inmeye balad. simlerin iln 19 NSRMN BSZMSN ile, bir an iin sohbetlerini brakp kendilerini szen dier misafirler, yine kendi mevzularna dndler. Ev sahibi Andrei Borinsky, kalabaln arasndan syrlarak, merdivenlerin bana geldi. Yeni gelen misafirlerine olan zel ilgisi, tavrlanndaki scaklktan belliydi. Borinsky, Julien Verjensky ile ayn petrol irketinde hisse sahibi idi. ok sk grememelerine ramen iyi bir arkadalklar vard. Arkadann elini dosta sktktan sonra, kzlara dnen Borinsky, aknlk ve hayranln dile getirmeden edemedi: "Aman Tanrm! Julien dostum, inanamyorum, bunlar senin o ~^ kk gzel kzlarn deil mi? Hl ok gzeller. Hatta daha bile gzeller ama artk ocuk deiller. Nasl da

gemi zaman. Gelin, sizleri dostlarmla tantraym." Gen kzlar, babalarnn ard sra, ev sahiplerini takiben, dier davetlilerin arasna kartlar. Valentine, daha rahat ve kendinden emin tavrlarla yrrken, Shura, btn gayretine ramen, iindeki heyecan bastramyordu. Etrafna ok dikkatle bakmaktan korkuyor, baklarla karlap, heyecann belli s etmekten ekiniyordu. Ablasnn kulana doru hafif bir sesle fsldad: "Tinuka, sakn yanmdan ayrlma, ne olur." Valentine, gl kurusu tuvaletinin eteklerini zarif hareketlerle tutarak yrrken, kz kardeine glmsedi. "Hi merak etme. Ama, seni seyredenleri bir grsen byle demezdin." Shura, ablasnn szleri zerine, rkeklikle, baklarn sol tarafna kaydrd. Onun aka yaptn zannetmiti. Gzleri, onca insann iinde, kendisini seyretmekte olan bir ift gzle karlat. Aralarnda bir elektrik akm gidip gelmi gibi oldu. Gen kz, yanaklarnn daha da kzardn ve kalp atlarnn hzlandn hissetti. Ban hemen evirip, gzlerini yere indirdi. Babas, o arada, kendisine tantrlan bir Baronla konumaktayd. Valentine, Kislovodsk'taki davetlerden tanm 20 olduu irkince bir kzla sohbete dalmt. Shura, ablasnn, kendisini tantrd

arkadann ismini bile doru drst anlayamamt. Delikanlnn baklarn, hl, zerinde hissediyor ama ondan yana bakmaya korkuyordu. Meneke mavisi elbisesi ile ayn renk olan el antasnn ipek kordon sapn avular arasnda skca kavrad. Sar, beline kadar uzanan salar, ilk defa bu akam, llelerle bann zerinde topuz yaplmt. Babas ve ablas, onu giyindikten sonra ilk grdklerinde, ne kadar gzel olduunu sylemeden duramamlard. O da kendisini her zamankinden daha olgun ve gzel bulmutu. Ama, buraya gelinceye kadar. imdi ise, etrafta salna salna gezinen bu kadar gzel ve k kadnn arasnda, ocukluunu ve tecrbesizliini hissediyordu. Daha, kar cinsin uzaktan baklarndan bile utanrken, nasl bu kalabala karp, tanmad erkeklerle dansa kalkacakt? Her halde, bunlarn hi biri olamayacak ve btn gece bir kenarda oturup dierlerinin elenmesini seyredecekti. Hizmetkrn ikram ettii arap kadehlerinden birini, babasnn gz iareti zerine, ald. Julien Verjensky, ev sahibi ve dier bir iki erkekle, petrol irketinin hisseleri ve grevler zerine ciddi bir konumaya dalmlard. Valentine ise, kz arkada ile, Kislovodsk'da Kurzal'da beraber olduklar elenceli akamlardan birini tekrar birbirlerine anlatyorlard. Shura, elindeki kadehten, nce rkek, sonra byk bir yudum ald. arabn, kendisini daha

cesaretli klp, utangaln atacan dnyordu. inde, kendisini bir bakta etkileyen delikanly tekrar grebilme arzusu ile, ban hafife onu ilk grd tarafa evirdi. Sonra, hem yaptndan utand, hem de aradn orada bulamamaktan hayl krklna urad. Bir yudum daha arap iti. Biraz olsun, gevediini hissediyordu. Tchaikovsky'nin bir noktrnn alan orkestrann durduu tarafa doru dnd. Birden, az evvel hissettii elektriklenme ile, yine gzlerini yakalayan baklar karsnda buldu. Shura, arab fazla hzl itiini dnd. Zira, mziin sesi sanki uzaklardan bir yerlerden geliyor gibiydi. stelik, yan banda konuulanlar da 21 NcrminBczmsn net duyamyordu. Ayaklan yerden kesilmiti sanki. Kalbinin arplarn herkes anlayacakm gibi geliyordu ona. Bu defa baklarn karmad. Delikanl, kendisi gibi niformal bir ka arkadann arasnda, elinde kadeh dururken, arada sohbete katlyor ama gzlerini meneke elbiseli gzel kzdan hi ayrmyordu. Bir ara, baklar karlatnda, glmseyerek bayla hafife selam verdi. Shura, mahcup bir glmseme ile, nne dnd. Valentine'le arkadan dinler gibi grnd ama kalbi bir ku gibi arpyordu. Kadehindeki son yudumlarmda bitirdiinde, Valentine'in

ikaz duyuldu: ) "Shuruka, bu hzda iersen, deil dansa kalkmak, ayakta bile duramazsn. Daha gecenin bandayz." Shura, ablasna glmserken, yanaklarnn alev alev yandn, gzlerinin parladn hissediyordu. Polkann almas ile beraber, iftler yava yava dans pistini doldurmaya baladlar. Aynen, Valentine'in anlatt gibi, delikanllar, birer birer, gen kzlar dansa davet ediyorlard. s Shura, srann elbet kendisine gelecei korkusuyla, salondan kmak, yok olmak istiyordu. Ama buna imkn yoktu. Birden, mavi gzleri akmak akmak bakan gen adam, ev sahipleri ile sohbet ederken grd. Yanlarnda bir delikanl daha vard. Andrei Borinsky, yanndakilerle birlikte, onlara doru yaklat. Yznde ok keyifli bir glmseme ile, gen kzlara dnp konutu: "Sevgili Valentine ve Alexandra, sizlere bu iki delikanly tantrmak istiyorum. Olum Petro Borinsky ve yakn arkada Seyt Eminof. arn muhafz alaynda, iei burnunda stemenler." Delikanllar, kibar bir reveransla, tanma trenini tamamladlar. Shura, ablasn taklitle, glmseyerek ban hafife edi. Petro, Valentine'i dansa davet ettii an, Shura kendisini aresizlik iinde hissetti.

"Bana bu dans ltfeder misiniz?" 22 Kurt syt vy hura Hayl meyl duyduklarna, cevap verecek gc bulamad kendisinde. Heyecan bunu engelliyordu. Bu eve girerken, iinde duyduu his gerekleiyordu ite. Hayatnda hi bir erkekten bu kadar etkileneceini tahmin etmezdi. Karsndaki yabanc erkein, sanki gzlerini delerek geen, kendisini plakm gibi hissettiren baklarnn tesirindeydi. Gsndeki madalyalar, merasim klc, diz boyu gcr gcr izmeleri ile, ylesine hametli duruyordu ki, tanmak iin uzatt elini tutup, Shura'yi dans pistine doru ynelttii zaman, gen kz itiraz edemedi. Halbuki, daha, gen adamn sorusuna cevap bile vermemiti. Hi bir ey syleyemeden, kendini hi tanmad bu erkein, kibarca fakat smsk saran kollarna brakt. Shura, kalbinin sesi kulaklarnda, yanaklar pespembe, mavi gzleri heyecandan ltlar saarak, onunla pistte dnerken gzel bir rya grdn dnmeye balad. Ancak, onun hep kendisini tetkik ettiinin farknda, devaml gzlerini karyordu. Baklarndan heyecan duyduu kadar, korkmutu da. Zira, ona nasl karlk vereceini ve bir ey sorarsa nasl konuacan kestiremiyordu. Bu tatl ikencenin ne kadar devam ettiini bilmiyordu. Sanki, artk, her dncesini, her hareketini ynlendiren bu yabancyd.

Dier iftler defalarla e deitirdikleri halde, onlar hl beraberlerdi. Gen kz, pistten ayrld takdirde, belki de bir daha hi gremeyecei delikanly kaybetmek istemiyordu. Bir eli, diz km erkein avucunda, dieri ile eteini tutarak onun etrafnda dnerken, gzleri ister istemez buluuyordu. Erkein derin mavi gzlerindeki mstehzi, akac, vakur, ihtirasl, k, munis baklarn birletii ltlar, gen kz sarho etmiti. Kk, narin eli, onun avucunun kuvvetli, scak, emniyet veren temas iinde, sanki elektriklenmi gibi, bileine, oradan btn vcuduna titreimler gnderiyordu. Polka btn keyfi ile devam ederken, gen adam, yava yava, dans halkasnn arasndan onu ekerek darya kard. Shura, o gne dek duymad bir heyecan ve macera hissi ile dolu, konumadan, sormadan sadece onun ynlendirmesine itaat 23 NSRMN BSZMSN ederek, eli erkein smsk kapal avucunun iinde, ardndan yrd. Daha ismini ilk defa duyduu yabanc, onu salondan karp vestiyerden ald mantosunu srtna verdi. Birbirine zincirleme balanan bir sr odadan geip evin arka cephesindeki verandalardan birine ktlar. Shura, babasnn ve ablasnn kendisini grp grmediini, veya merak edip etmeyeceklerini dnd, bir an. Btn bu olanlara ve cesaretine inanamyordu. Kim bilir, grenler

arkasndan neler dnmlerdi. Gzleri, korku ve telala, veranda kapsndan ieriye kayd. Kendilerini takip eden hi kimsd olmad belliydi. Odann rzgrla salnan tl perdelerinden szlen hafif bir ktan baka, kendilerine seyirci hi kimse yoktu. Nefesini tutarak bekledi. Karsndaki gen adamn kendisini yanl anlamasndan, partilere ve flrte alkn bir kz olduunu sanmasndan korkuyordu. Ama, aksini izah etmek iin yapabilecei bir ey de yoktu. Aralarnda en ufak bir konuma gememiti henz. Heyecan ve utan hissi ile titredi. Ban kaldrp karsndakine bakmaya cesaret edemiyordu. Birden, onun kendisine uzanan ellerini fark etti. Nefesini tutup bekledi. *> "dn m?" Gen adamn sesi ksk, yumuack ve scakt. Adeta, duyulsun istemiyordu. Gen kzn srtndaki paltosunu biraz daha sarp yakalarn boynunda birletirdi. Shura, boynuna ve enesine deen ellerin temas ile, kalp atlarnn hzlandn hissetti. Ellerini ne yapacan bilemiyordu. Boynuna doru gtrp, paltonun yakasn tuttu. O an, parmaklar birbirine dedi. Havann ayazna ramen, gen kza sanki atei varm gibi geldi. Yanaklar yanyordu. Bir trl, yzn kaldrp onunla gz gze gelmeye cesaret edemiyordu. Seyit, karsnda, btn gzellii ve mahcubiyeti ile, gzlerini indirmi duran gen kza bakt. ini bir scaklk kaplad. Bu kz, bugne kadar

karlap beraber olduklarndan ok farklyd. Kendisinden olduka kk olmalyd. Onun kalbinin hzl atlarn, paltonun ardndan bile hissedebiliyordu. akaklarna, alnna uuan sapsar lleleri, uzun kumral kirpiklerin glgeledii iri, 24 ekik, mavi gzleri, muntazam, ucu kalkk burnu btn uysalln, mahcup gzelliini resimliyordu. inden, bir an iin, onu alp geriye salona dnmek geti. Bu kck kzla yaayabilecei bir macera olamazd. Tecrbesizlii, safl her halinden belli bu gzellie bir zarar vermek, onu krmak korkusuyla, dncesini gerekletirmek zere bir adm att. Niyeti, onu baheye kard gibi geriye gtrmekti. O an baklar birleti. Seyit, bugne kadar yaad bunca macera, beraber olduu bunca kadndan sonra, kendisinden yaa olduka kk, kendi halinde bir kzdan bylesine etkilenmeyi beklemiyordu. Gecenin bandan beri, ilk kez, yakndan birbirlerine bakyorlard. Aralarndaki mthi elektriklenmeyi Seyit de hissetti. Shura'nn prl prl yanan gzleri, heyecandan al al olmu yanaklar, inip kalkan gs, konumak ister de utanr gibi duran dudaklar, Seyit'e hi tanmad gzellikleri ve yumuack bir sevgiyi sunar gibiydi. Btn yalnz anlarnda zledii gibi bir scakln benliini sardn hissetti. nanamyordu. Hi tanmad, kck bir kz kendisine bu hissi veriyordu. Bir ka

saniye evvel dndnden vaz geti. Onu geriye, kalabaln arasna gtrmek deil, burada, herkesten, btn dier insanlardan uzakta, ba baa kalp tanmak istiyordu. Karsnda duran, sanki, onun kaderiydi. Byk kalabaln iinden, onunla bulumak zere, kp gelmi olan kaderiydi. Seyit, birdenbire son derece yakn hissettii gen kzn omuzlarna dokunarak yaklat. Onu rktmekten, krp karmaktan korkuyordu. Shura, gzleri gen adamn gzlerinde, byl bir gece yaadna inanmaya balamt. Karlar altnda, evden dar taan mzik ve mehtap ile, masal bahesinde gibiydi. Bir cesaret, kendisini esir alr gibi dans salonundan srkleyip buraya getiren erkein yzn daha yakndan tanmak istercesine, ban kaldrd. Yaklaan nefeslerinin souk havadaki buular birleti. Gen kz, artk, kendini geriye ekemeyecek kadar ge olduunun farknda, dudaklarn erkein plerine teslim etti. Ssl gaz 25 Nermin Bezmen lmbalannn nnden uuan kar taneleri, balalayka ve piyanonun geceye karan hznl sesleri, sanki her ey, ama her ey harika bir ryann parasyd. Shura'nn, ayaklarnn yerden kesilip kendini umak zere gibi hissettii bir and ki, dudaklarn alev alev tututuran p durdu. Gen kz, ba arkaya kaym, heyecandan

yar baygn, yar sarho, nefesi kesilmi vaziyetteyken, yarm yamalak bir eyler duydu. Erkek, yzn, avular ile sararak, ondan burada kalmalarnn bir mahzuru olup olmadn soruyordu. Shura, ryada konuur gibiydi. Kendi sesini bile duymuyordu. Belki de hi konumamt zaten, bilemiyordu. Sadece, ban iki yana sallayarak, erkein endiesine cevap verdi. u an ieride olmas gerektiini, abla ve babasnn onu arayacaklarn biliyordu. Ama, vcudunu saran kollar, yznde, boynunda gezinen dudaklar, kendisini esir alm gibi mtehakkim fakat sevgiyle bakan gzler, onu verandann karlar, mehtap ve mzikle kapl gzelliinde hapsetmiti. Ve o, gnll bir esirdi. Buradan kurtulmak, kalabala karmak istemiyordu. Hi bir yere gitmek istemiyordu artk. Yllarla byle kalabilirdi. Gzlerini kapayp bekledi. Etrafn saran muhteem bynn bitmesinden korkuyordu. Ama, bu ssz kede, yabanc bir erkekle yakalanmak korkusunu da duymuyor deildi. Ksk bir sesle mrldand: "Artk ieriye dnmem lzm... Merak ederler..." Seyit, onun enesinden kavrayarak dudaklarna uzun bir p kondurdu ve geri ekildi. "Tekrar grebilecek miyiz?" Shura, onun davetten ayrldn sanarak irkildi. "Gidiyor musunuz?"

"Hayr, hayr, bu gece buradaym. Ben, daha sonra, demek istiyorum. Nerede kalyorsunuz? Buluabilir miyiz?" Gen kz, kulaklarna inanamyordu. Karsndaki yabanc erkek onunla bulumak istiyordu. Ama bunu nasl 26 Kurt &syt baaracaklard ki? "... Babam... babam yarn hastahaneye yatyor. Bilemiyorum. Otelden yalnz ayrlabileceimi sanmyorum." "Ya hafta sonunda? Borinskyler'in davetine gelmiyor musunuz?" Shura'nn mitsizlii, yerini sevince brakmt. "Operadaki davete mi? Evet, evet, Andrei amca babama yle bir eyler sylyordu. Sanrm, Valentine ile beraber katlmamz hususunda konuuyorlard. Bilemiyorum... Babamn durumuna bal. Belki de gelebiliriz." Seyit, glmseyerek, onun yanan okad. "ok iyi, o zaman grebileceiz demektir. imdi sizi dans salonuna geri gtreyim." Shura, bir ryadan uyanr gibi, kendini toparlamaya alarak, verandann kapsna doru yrd. Gzlerine her bakann, olanlar anlayacandan korkuyordu. Mmkn olduu kadar soukkanl ve rahat olmaya gayret etmeliydi. Lo, sakin odann kapsndan koridora kmak zereyken, erkein, omuzlarna dokunmasyla durup ona

doru dnd. Seyit, onu tekrar kollarnn arasna almamak iin kendisini zor tutuyordu. Kapy ap gen kza yol verdi. Az sonra, iki ve mzikle akr keyif kalabaln arasna karmlard. Shura, yokluunu fark edip arayan kimse olmamasndan byk bir rahatlama duydu. Ama bu defa da iinde sebebini anlayamad bir huzursuzluk balamt. Yldrm ak ile tutulduu gen adam kaybedecek olmas fikrinin verdii huzursuzluu yenemiyordu bir trl. Gece boyunca, baka delikanllardan da dans davetleri alan Shura, polkada e deitirirken Seyit'le bir ka kez tekrar bir araya geldi. Onun her yaklanda, kalbi yerinden kacak gibi atyor, uzaklat an heyecan yerini buruklua ve biraz da kskanla brakyordu. 27 NCRMN BCZMSN Her rya gibi, bunun da sonu gelmiti. Gece yans henz olmutu ki, Julien Verjensky artk davetten ayrlmalar gerektiini syledi. Kzlar, akllar orada kalmasna ramen, hi nazlanmadlar. Babalarnn ne kadar yorulmu olabileceini ve ertesi gn nlerinde uzun ve endieli saatlerin onlar beklediini biliyorlard. Borinsky ile vedalarlarken, Shura, gzlerini kalabaln arasnda dolatrp, onu son bir kez grp gremeyecei merak ile baknd. Delikanl grnrlerde yoktu. "Kim bilir hangi kzla oktan yeni bir flrte

balamtr bile." diye dnd gen kz. Bu kadar mitlenip, olay nemsedii ve ocuka heyecanlara kapld iin kendine kzyordu. Kendini aptal yerine koymutu. Artk, babas srar etse de orada kalmak istemezdi zaten. Bir an evvel, oteldeki odalarna dnmek ve alamak istiyordu. Gzleri, hafiften, yalarla buulanmaya balamt bile. antasnn kordonunu bileine geirmeye alrken manonunu yere drd. Eteklerini toplayp eilene kadar gen adamn sesini duydu. te yine oydu. Ellerinin temas, krk manonun scaklndan bile daha scakt. Gen adam, yine, gzlerini derinliklere bakar gibi, onun gzlerine dikip, tatl bir glmseyile mrldand: "Cumartesi gecesini heyecanla bekleyeceim." Shura, teekkr etmekle vedalamak aras bir eyler mrldand ve kalbi kular gibi arparak, koar admlarla, babasyla ablasn takiben merdivenlerden indi. imdi de sevinten alamak istiyordu. Demek aldanmamt. Demek ki, erkein gsterdii yaknlk geici deildi. Onu tekrar grecekti. "Tanrm! sen bana yardmc ol, onu tekrar greyim, ne olur!" dualar arasnda birden babasnn ertesi gn olaca ameliyat hatrlad. Otele dnerken, yol boyu, hem babasnn shhati, hem de yldrm ak ile tutulduu genle buluabilmek iin Tanr'ya ve Meryem Ana'ya dualar etti. 28

Kurt Seyt ^) Shum Byk Kaluzhskaya Caddesindeki Golitsyn Hastahanesinin bekleme odasnda, iki gen kz, sessizlik iinde, ameliyat odasndan gelecek haberi bekliyorlard. Birbirlerinden kuvvet almak iin, el ele tutuup oturmulard. Babalarn, en son, ameliyata alnmadan az evvel grmler, pp ayrlmlard. Aradan drt saatten fazla zaman gemesine ramen hl bir ses yoktu. Endieleri yerini yava yava korkuya brakmt. Sessizce dua ederken, konumaya ekmiyorlard. Bekleme odas, bir hastahane odasndan ok, k bir evin salonu grnmndeydi. Hastahane duygusunu hatrlatan tek ey, koridorlardan ieriye szan dezenfektan kokuuydu. Kapnn almasyla, kzlar oturduklar kanapeden frladlar. Gelen, Andrei Borinsky idi. Ondan bir haber alabilecek olmann midi ile, kapya doru kotular. "Andrei amca! Ameliyat bitti mi?" "Babam nasl? Ne olur syleyin." Andrei Borinsky, gzlerinde ya, heyecanla, babalarndan bir haber bekleyen kzlarn omuzlarna kollarn sararak onlar yattrmaya alt: "Sakin olun, sakin olun. Eminim her ey yolunda gidiyordur." Valentine, ikna olmadn gsteren bir sesle, alamakl mrldand: "Ama ok uzun srd Andrei amca. Babama bir ey olmadndan emin misiniz?"

"Eminim yavrum, eminim. Doktorun verdii habere gre; her ey yolunda gidiyormu. Unutmayn ki, kolay bir ameliyat geirmiyor babanz. Biraz zaman alacak. Ama, inann bana, her ey yolunda gidiyor. Ben de, burada, sizinle beraber bekleyeceim, hi merak etmeyin. Sevgili Julien ameliyattan kar kmaz haber verecekler. Haydi sakinlesin imdi. Gelin, oturun. Biraz Kislovodsk'u anlatn bakalm bana. Hayat nasl 29 NCRMN BCZMEN oralarda? Moskova'daki kadar canl m? Valentine, Borinsky'nin sorularna cevap verirken, Shura, pencereden, hastahanenin bahesini seyretmeye balad. Gen kz, nefesinin buulandrd cam silerek alnn pencereye dayad. Sa elinin iaret parma ile, camn dnda beliren kar tanelerini takip etti. Her ey ne kadar sakin ve sessizdi darda. Gzleri yaland. Babasnn lecei ihtimlini dnmek bile istemiyordu. Boynuna asl altn zincirin ucundaki ha, avucunun arasna alp skt. Ban gkyzne kaldrd. Gri kar bulutlan ile kaplyd. indeki skntnn arttn hissetti. u an, hayatta istedii tek ey, babasnn kurtulmasyd. Bir gece evvel ettii dualardan utan duyuyordu. Tanr, eer, dualarn kabul edecekse, bu dualar sadece babas iin olmalyd. Halbuki o, ilk) defa tand bir erkei tekrar grebilmek iin, btn gece yakarp

durmutu. Eer babasna bir ey olursa, kendisini asla affetmeyecekti. Nihayet, bir saat sonra, ba hekim odaya girdiinde hepsi nefeslerini tutarak haberi beklediler. s "Gznz aydn, her ey yolunda gitti. Doktorunuz kendisi de imdi gelip, sizi aydnlatacak. " Kzlar sevinle birbirlerine sarldlar. Hemen babalarn grmek istiyorlard. "Henz deil. u an, henz derin bir uykuda. Ama, emin olun, ok iyi. Bence en iyisi sizler de gidip dinlenin biraz. Sabaha gelirseniz ksa bir grme yapabilirsiniz. Doktor kararl grnyordu. Israr etmelerinde fayda yoktu. Borinsky, kzlar oradan uzaklatrmakta doktora yardmc olmaya karar verdi. "Haydi bakalm, imdi bize gidiyoruz... Hi itiraz istemem. En sevgili arkadamn kzlarn, otel odasnda, yapayalnz brakacam sanmyordunuz her halde." "Ama, Andrei amca, her eyimiz otelde." 30 Kurt &eyt (9 &\u\ra "Hi problem deil. nce otele uranz. Eyalannz alrsnz. Sonra doru bize gidiyoruz. Naslsa, sabah geleceiz. Babanza da syleriz, bizde olduunuzu. Bunu nasl daha nce akl etmedik zaten bilmem." O gece, Borinskyler'in maliknesinde, kendilerine ayrlan odalarda sabah dar ettiler. Babalarn grecekleri an

sabrszlkla bekliyorlard. Ancak, grmeleri hi de hayl ettikleri gibi olmad. Odaya girmelerine izin verilmedi. Zira, hasta henz kritik dnemdeydi. Kapnn cam ardndan babalarna bak atp el sallayabileceklerdi. Shura, babasnn yorgun, bitkin yzn tanmakta glk ekti. Senelerdir yzn saran sakal, by tra edilmiti. Gzleri iyice klm, avurtlar km gibiydi. Boynundan, sarglar arasndan hortumlar kyordu. Kzlar, aknlk ve korku iinde, babalarna baka kaldlar. Yan bandaki doktorun, bir eyler sylemesi ile, Julien Verjensky ban onlara doru dndrmeye gayret etti. Doktor, yastn ve boynundaki hortumlar tutarak ona yardmc oldu. Bedbin, bembeyaz yz, kzlarn grnce biraz aydnlanr gibi oldu. Btn gayreti ile, onlara scak bir tebessm gnderdi. Kzlar, gz yalarn zapt ederek, el sallayp glmseyile karlk verdiler. Bu kadarck hareket bile adamcaz yormaya kfi gelmiti. nleyerek gzlerini kapad. Doktoru, yeniden eski durumunu almasn salarken, darya bir iaret gnderdi. Borinsky ve dier doktor, kzlar yavaa oradan uzaklatrdlar. Shura alyordu. Valentine isyankr bir sesle sordu: "Ne oldu babama? Hani iyileecekti?" Doktorun sesi gayet sakin ve emniyet telkin ediciydi: "Babanz gayet iyi kk bayan. Yalnz, geirdii ameliyat hi de kolay deildi."

Borinsky araya girdi: "Onlara her eyi anlatsanz doktor. Kafalarndaki sorulardan kurtulsalar." NcrminBczmcn Doktorun sylediklerinin bir ksmn anlamalar imknszd. Bir sr tbbi terim ve izahlar arasnda, Shura'nn tek anlayabildii, babasnn bundan sonra grtlanda bir boru ile nefes alp yaayaca oldu. Belki, Valentine, kendisinden daha fazla bir eyler anlamt ama sormaya cesaret edemedi. Konumadan eve dndler. Borinsky, onlarn bedbinliini ve zntsn datmak iin abalyordu. Kocaman bir kahkaha atarak, ellerini rpp konutu: "Haydi, toparlann bakalm, ne oluyorsunuz? Babanz kurtuldu artk. Bir ka gn sonra ayaa kalkp sonra da aramza katlacak. imdi burada byle somurtup oturduunuzu grse, eminim, ok zlrd. Kendinize gelin bakalm. Hem, cumartesi akam, yanmda iki ask suratl gen ksz istemiyorum, tamam m?" / Cumartesi gecesinin hatrlatlmas, Shura'nn kalbini hoplatt. Nasl unutmutu. Aslnda, o gece Boloy'daki davete gidebileceklerinden emin deildi. Babalan hastahanede iken nasl elenebilirlerdi? Valentine de ayn dnce ile azn amak zereydi ki, Borinsky itiraz kabul etmeyeceini gsterir bir ekilde elini kaldrd. Ban iki yana sallad.

"k, k, k... Duymak bile istemiyorum. Burada oturup yapabileceiniz bir ey yok. stelik, babanz sizin o gece davette olmanz istiyor. Hem bu hznl havanzdan kurtulmazsanz, ona nasl moral vereceksiniz? Merak etmeyin, sizi her gn hastahaneye gtreceim. Babanz her gn greceksiniz. Doktoru msaade ettii kadar onunla beraber olursunuz. Ama o arada kendi hayatnz da yaayacaksnz. Anlatk m?" Andrei Borinsky'nin canl, keyifli ve mit verici sesi, kzlan kasvetli havalarndan kurtarmt. Ona hak verdiler. Teekkr ederek odalarna ktklarnda kendilerini ok daha iyi hissediyorlard. Ertesi gnk grmelerinde babalann daha iyi buldular. 32 Kurt Ssyt (9 &hur/j Julien Verjensky'nin yz biraz daha renklenmi, baklan canlanmt. Ama, henz, yanna girilmiyordu ve konumas imknszd. Doktor, zamana ihtiyac olduunu sylemiti. Kzlar, bir gn evvelden daha byk moralle hastahaneden ayrldklarnda, Andrei amcann ne kadar hakl olduunu dndler. Babalannn, en ok, onlann gler yzne ve desteine ihtiyac olacakt. Kislovodsk'a geri dnnceye kadar, ona, annelerinin eksikliini de hissettirmemeleri lzmd. Cumartesi gn, sabah erkenden yaplan hastahane ziyaretinden eve dnlr dnlmez, akam iin hummal bir hazrlk balad. O

gn doktor, kzlann, babalarnn yanna ksa bir mddet iin girip, bir iki kelime konumalanna msaade etmiti. Babalarnn iyilemekte ve bir haftaya kadar hastahaneden taburcu olaca haberi ile mes'ut, geri dnmlerdi. imdi, akamki elenceye huzur iinde gidebilirlerdi. Shura, leden itibaren, midesinde kramplar hissetmeye balad. Ama bunlar hastalk belirtisi kramplar deildi. Ayn zamanda, banda bir hafiflik, yreinde bir arpnt, bacaklarnda bir kesiklikle beraber kendini gsteren ak arlanyd. Hi kimseyle bir ey konumak istemiyor, dncelerini hep o esrarengiz yabanc zerinde younlatrmak istiyordu. Bylelikle, sanki onunla bulumu gibi hissediyordu. Arada bir, akam yine o kadar kalabalk iinde onunla karlamalarnn bir mucize olacan, gen adamn belki de bir baka kadnla beraberlik ihtimli aklna geliyordu. O zaman da yreindeki sevin rpnts, yerini krgnla, hayl krklna brakyordu. Kafas, akamla ilgili elikilerle dolu, dolabndaki elbiseleri tekrar tekrar gzden geirdi. Ne giyeceine bir trl karar veremiyordu. Galiba, sonunda, Valentine'e danmas gerekecekti. Kendisine en yaktrd elbisesi meneke mavisi olanyd ama onu daha geen gece giymiti. Yakas, omuzlan ve etekleri beyaz ieklerle ili sar elbisesini askdan ald. zerine giyip aynann karsna geti. Beline kadar inen

salann iki eli ile toplayarak bann zerinde tuttu. evresinde dnerek 33 NCRMN DCZM8N aynadaki aksini seyretti. Grdnden memnun olmayan bir tavrla, dudaklarn bkt ve elbiseyi karp yatan zerine att. Kuman rengi, gzlerinin mavisi ve salarnn buday rengi ile rekabete girmiti. Bir an, pembe organza olann giymeyi dnd. Valentine, naslsa bu akam pembe renk bir ey giymezdi. Ama, daha zerine tutar tutmaz, kuman kta parldayan pembe renklerinin kendisine mavi kadar yakmadna karar verdi. Bu akam, her zamankinden farkl ve daha gzel olmak zorundayd. Sonunda, trkuaz rengi ipek tafta tuvaletinde karar kld. Daha evden kmalarna drt saat vard. Zaman gemek bilmiyordu adeta. Saat sekizde, aa kattaki byk salonda buluup yola klacakt. Valentine, hazrlanm olarak, yedi buukta) Shura'nn odasna geldiinde, kz kardeini oktan giyinmi; mendili avucunda, oday arnlarken buldu. "Shuruka, ne kadar gzel olmusun, bir masal prensesi gibisin."

Shura, pembe ipek eritlerle sslenmi beyaz elbisesi iindeki ablasna hayranlkla bakarken, ayn eyleri onun iin dnyordu. "Ya sen Tinuka, sen kendine baksana. Tanr'm! Harika olmusun." Kzlar, heyecan iinde sarlp, ptler. Son dakikalar, birbirlerinin topuzlarn, eteklerindeki kvrmlar dzeltmekle geirdiler. Heyecanlar son haddindeydi. Evin holndeki saatin gongu sekizi vurduunda, aaya inmelerinin zaman gelmiti. Aynadaki grntlerine son bir dikkatli bak attktan sonra odadan ktlar. Valentine nde, Shura hemen ardnda, merdivenden bir ka basamak inmilerdi ki, geni holn banda bekleyenleri grdler. Shura, nefesinin kesildiini hissetti. Gs, elbisesinden adeta frlayacak gibi atmaya balad. Btn yznn al al olduunu fark edebiliyordu. Bir an, olduu 34 basamakta kald. Sa elinin zerinde olduu kristal trabzan iyice kavrad. Ate ve ter basm avular, buz gibi camn zerinde yanyordu sanki. Sol elini gsne doru gtrd. Kalbinin atn nlemek ister gibiydi. Holde, Andrei Borinsky, iki niformal delikanl ile beraber durmu, onlarn inmesini bekliyordu. Delikanllar, Petro Borinsky ve Shura'nn bulumay drt gzle bekledii genten bakas deildi. Gen kz, basamaklar ne kadar ar inerse o

kadar kendisini toparlamaya frsat olacan dnd, ama baklar zerinde hissettiinden Valentine'i ayn sratte takip etmeye mecbur oldu. Baba Borinsky, hayranlk dolu bir ifade ile, seslendi: "Tanrm! Ne anslyz bu akam, deil mi?" Bu arada, delikanllara hafife gz krparak, sz onlar iin sylemi olduunu gsterir bir iaret verdi. "Bu akam Boloy'daki en gzel ve zarif gen kzlar bizim yanmzda olacak. Ne mutlu bana." Baba Borinsky, ilerleyerek, merdivenin son basamandaki kzlarn ellerinden birer birer tutup ortaya getirdi. Delikanllar, reveransla onlar selamladlar. "Sevgili genler, hemen kmamz gerek. Bu davetin sahibi olmasaydm, sizlere birer kadeh iki ikram ederdim. Ne yazk ki herkesten evvel orada olmamz lzm." Glerek kapya doru yryen baba Borinsky'i takip ettiler. Kapdaki arabalardan ndekine Andrei Borinsky, yanna kzlar alarak bindi. Delikanllar arkadaki arabaya yerletiler. Shura, yol boyu, ban arkaya evirip bakmamak iin kendisini zor tuttu. Valentine, yine her zamanki rahat, konukan tavrnda, ev sahipleri ile sohbetteydi. Kumral salarla evrili yznde keyif prltlar uuuyordu. Btn gn yaan kar, yerini sakin bir sessizlie brakmt. Rzgr durmutu. Mokhovaya ve Herzen Caddelerinin ltlar arasndan geerek Teatralny Meydanna

geldiklerinde, arabalar yavalad. Gecenin beyaz karanl iinde, klarla donanm 35 Nsrmin Bezmen muhteem bina karlarndayd. "te, bizim mehur Boloy'umuz." dedi, Borinsky. Shura, uzun zamandr tuttuu nefesini, hayranlk dolu bir sesle brakverdi: "Ne kadar gzel! Tapnak gibi sanki." Andrei Borinsky keyifli bir kahkaha att. "Evet sevgili Shura, ayn tapnak gibi." Sekiz kolon zerinde ykselen girite arabalar durdu. Shura, arabadan inmek zere hazrlanyordu ki, kendisine uzanan eli fark etti. Sa eli ile eteklerini toplarken, sol elini Seyit'in avucu iine brakt. Elini scack bir temasla, kuvvetle ve o derece nazik kavrayan gen adamn yannda, binann merdivenlerinden karken, geen gece yaad ryann devamn grmeye balam gibiydi. Delikanlnn kendisini devaml seyrettiinin farknda, ban ondan yana evirmeye korkuyor ama bu kaamak baklardan bir o kadar da derin haz duyuyordu. Ancak, onu beendiini ve ilgisini istediini gsterecek bir iaret de vermesi gereini hissediyordu. Bir baktan ne kard. Belki de bundan sonra hi gremeyeceklerdi zaten. Tam salona girmek zereydiler, ban bir cesaret evirip, ldayan gzlerle erkee bakt. Gen adamn gzlerindeki parlt daha farkl deildi. Belki bir daha grmeyeceklerdi ama baklar ile, onu bir mr boyu kendisine

ait olacakmcasna esir etmiti bile. Shura titrediini hissetti. inden gelen bir ses, aresiz, sonu gelmeyecek bir aka tutulduunu ve byk bir ac yaayacan sylyordu. Az sonra, Andrei Borinsky'nin davetlileri giriteki fuayeyi doldurmutu bile. Shura ile Seyit, birbirlerini, arada bir, kalabaln arasndan gryorlard. Gen kz, her defasnda, kaamak glmsemelerle, rkek baklarla, Seyit'le gz gze gelirken, erkek de bu rkek gzellii daha yakndan tanmak, beraber olabilmek iin neler yapabileceini dnyordu. 36 Fransz ampanyas ve havyar ikram ile balayan bir kokteylden sonra, davetliler yerlerini aldlar. Shura ve Valentine, sahneye en yakn localardan birindeydiler. Iklar snmek zereyken, Andrei Borinsky sessizce locaya girip arkalarndaki koltua oturdu. "Umarm, yerinizden memnun kalrsnz. Benim kusuruma bakmayn olur mu, arada dier localar da ziyaret edip misafirlerimin gnln almam lzm. zellikle, oyundan sonra eve davet etmemi olduklarm krlabilirler. Ama, temsil bitmeden sizinle buluacaz. Sakn meraka kaplmayn, ve burada bekleyin olur mu?" Andrei amcann locay ziyareti, cmlesinin uzunluu kadar srmt zaten. Szlerini, oturduu koltuktan kalkarken tamamlad ve kaln kadife perdelerin ardnda kaybolup

gitti. Kzlar, birbirlerine bakp, glmsediler. Shura, yandaki ve kardaki localara bakt. Birbirinden k elbiseler iindeki hanmlar, ar makyajlar, gslerinin her hareketini gzler nne seren dekolteleri, ve ak gerdanlarn ssleyen kymetli mcevherleri ile, Boloy'un btn aaasn, dekorunu ikinci plnda brakyorlard. Boynunu ssleyen altn ha ve sade trkuaz elbisesi ile, seyrettii hanmlara hi benzemiyordu. Yandaki locada, iveli iveli konumakta olan gen kadna gz kayd. Kadnn salar kmr rengiydi. Ayn renk gzlerini szerek bakyordu. Konuurken gzlerini, dudaklarn, ellerini, omuzlarn, btn vcudunu konuturuyordu sanki. Yanndaki erkein, onun aznn iine decek gibi dinlemesine baklrsa, muvaffak da oluyordu. Siyah sal kadn, erkee her ne anlatyorsa, bir yandan parmaklarn hafif dokunularla gerdannda dolatryordu. Shura, onun derin dekoltesinden taacak gibi duran dolgun gslerinin hareketlerini grnce, inanamayarak, kendininkilere bakt. Ne kadar derin nefes alrsa alsn, gsleri elbisesinden o kadar frlamazd. Bu kadn baka trl nefes alyor olmalyd. Birden, Valentine'in sesiyle baklarn geriye ekti. 37 NsrminBezmsn "Shuruka, bak kim var orada?"

Ban, ablasnn gsterdii tarafa evirdi. ki yandaki locada pek tandk kimseyi gremedi. "Bak, Lola Polianskaya burada. Geen akam Andrei amcann davetindeydi. Kislovodsk'tan gelen arkadam. Annesi, babasyla beraber. Bak, bizi aryorlar, haydi gel gidelim." Shura, zaten tanmad ve hi de sevemedii kzn yannda btn bir geceyi geirmeye niyetli deildi. "Yerimiz ok iyi Valentine. Hem, imdi neredeyse perde alacak. Ben gitmek istemiyorum." "Haydi Shura, haydi canm, iki loca tedeler, hemen geeriz. Bak aryorlar bizi." J "Sen git. Hem Andrei amca gelirse bizi burada arayacak, bulamazsa ayp olur. Ben kalyorum." Valentine, bir an tereddt ederek, ayakta kald. "Ama, seni burada yalnz brakamam." "Samalama Tinuka, bana hi bir ey olmaz. Sen git, arkadann yanna. abuk ol, imdi balayacak, kalacaksn burada." Valentine, locann koridora alan perdeleri arasnda kaybolmutu ki, orkestradan Tchaikovsky'nin Kuu Gl uvertr ykseldi. Shura, ellerini kucanda birletirip, kendini mziin sinirine kaptrd. Ar ar alan perdenin ardnda, sahne btn ihtiam ile ortaya kt. Shura, kendisini, konusunu ok iyi bildii balenin akna brakt. Dekorda yer alan atonun nnde,

Prens Siegfried'in ya gn kutlanmakta, gen prens, ne'e iinde, kendisini kutlamaya gelenleri karlamaktayd. Bir balet ve iki balerinin gerekletirdikleri "Pas de trois", sahnenin sihirine uyacak kadar mkemmeldi. Shura, az sonra kendisini sahnedeki masaln iinde kaybetmiti. Haylleri, heyecanlar ile beraber, kuularn 38 i Kurt Ssyt () Shur/ kraliesi det'in kanatlarnda umaya balamt. Kendini det'in yerine koyuyor, onun aresiz akn hissedip, yayordu. Gzlerinden inen yalar kontrol edemedi. Sadece, kimselerin grmediini mit ediyordu. Btn ruhu ve benlii ile, sahnedeki ak yayordu ve locasnda yapayalnz olduuna ok memnundu. Kendini kuu det ve Prens Siegfried'in akna yle kaptrmt ki, locann perdeleri arasndan sesizce ieriye gireni fark etmedi bile. Kucanda birletirip birbirine kenetlemi olduu ellerine deen temasla irkilip, ban evirdiinde, yal gzleri, bir arkasndaki koltukta, karanlkta kalan silueti grd. Glgedeki erkek, avular arasna bir mendil tututurdu ve onun bir elini yine sk sk tutmaya devam etti. Shura, sahnedeki masalla kendi hayllerinin kartn, derin bir ryada olduunu dnd. Ama zaten, bu yabancyla ne zaman bir arada olsa, yaam ryaya dnmyor

muydu? Her ryann bir sonu vard ve bu da er ge bitecekti. Onun iin, yaad anda ryasnn tadna varmak istiyordu. Avucundaki mendili yanaklarna gtrp gz yalarn sildi. Sahneyi seyretmeye devam etti. Ne yapmas gerektiini bilemiyordu. Yine, tm baklarn odak noktas olmu, seyrediliyormu hissine kaplmt. Kucanda, kabark eteklerinin zerinde duran sa elini, erkein elinin scak kavrayna teslim etti. Geen gece olduu gibi, yine bileinden tm vcuduna yaylan scaklk ile sarholamt. Sahnede afak vaktidir. det'in sevgili Prensinden, dier kuulann da avclardan ayrlma zaman gelmitir. Mutlu anlar bitmitir. "Artk alama, nk imdi perde kapanacak." Perde kapanrken yanndaki erkee dndnde, hl gzlerinde ya, dudaklarnda glmseme vard. Seyit'in sesi alklar arasnda kayboldu: "Tanr'm! ne kadar saf ve ne kadar gzelsin!" Daha fazla yalnz kalamadlar. Perdenin kapanmasyla 39 NgRMN DSZMCN birlikte, Valentine, yannda arkada, arkadan Petro Borinsky yanlarna geldiler. On be dakika arada yine ikiler dolayordu. Shura, Seyit'in, eline tututurduu ampanyay alrken onunla gz gze gelmekten kanmad, ilk defa olarak.

Tam aksine, gecenin sonuna yaklatka, onu daha fazla grmek istediim, ondan az bir zaman sonra naslsa sonsuza dek ayrlacaklarn dnyordu. Aralarndaki ilikinin sadece romantik, uzak bir hayranlk ilikisi olarak kalaca muhakkakt. Kendisi bir ka hafta sonra evine dnecekti. Hi tanmad bu gen adam da Moskova'da sadece bir ka gnlk misafirdi. Birdenbire kafasnda bir imek akt. Hayatnn geri kalan ksmnda ne olursa olsun, bu gen adamla yaayabilecei bir macera varsa yaayacakt. Bir an, kafasndan geenlerden ve aptalca cesaretinden rkt, ama kalbindeki ses mantna tn geliyordu. Kuular kraliesi Odit'in akndan daha beter bir aka tutulmutu. Temsilin ikinci yarsnda, her nasl olduysa, locann btn koltuklar doldu. Valentine, Petro ve Andrei Borinsky, hepsi, s bulunduklar dier yerlerden geriye dndler. Shura'nn Seyit'le ba baa olma ans, o gecelik sona ermi gibiydi. Boloy'un knda bekleyen atl arabalarn bir ksm, yolcularn aldktan sonra, Borinskyler'in maliknesine doru arka arkaya yola ktlar. Aa yukar yirmi araba dolusu beyler, hanmlar, gecenin devamn yaamak zere, eve davet edilmilerdi. Kuu Gl'nn balerin ve baletleri de misafirlerin arasndayd. Shura ve Valentine'e, kta, Seyit ve Petro elik ediyorlard. Petro Borinsky,

ortada grnd zamanlarda, Valentine'in yannda yer almasna ramen, Shura, onun, kendisini kaamak baklarla szdnn farkndayd. Bu ocuktan fazla holanmamt. Bir ok gen kz iin, ilk bakta yakkl bulunabilecek bir delikanl olabilirdi. Ama, ksk bakan gzleri, bir erkek yz iin ok ksa ve kalkk olan burnu, her nedense, karsndakine emniyet hissi telkin etmeyecek bir ifade 40 I Kurt <kyT (9 &hur/ yaratyordu. Shura, sebebini tam anlayamamakla beraber, onun varlndan rahatsz olduunu hissediyordu. Drt gen, ayn arabaya bindiler. On dakikadan fazla srmeyen dn yolunda, konumalar daha ziyade Valentine ve Petro'nun arasnda geti. Dier iki gen ise, hayran baklarla birbirlerini szmeye devam ettiler. Shura, bakmalarndan ilk anlardaki kadar utan duymuyordu artk. Ayp bir ey yapmadna inanmaya balamt. Eve vardklarnda, daha nce gelen misafirleri, oktan, geni mzik odasnda ikilerini imeye balam buldular. Kat kat perdelerin ayrd yemek salonunda, masann zeri donatlmt. Gece, sanki daha yeni balyordu. Ksa zamanda, mzik ve kahkaha sesleri evi sard. ki, su gibi iiliyordu. Salonun bir kesinde, bir arada duran Boloy ekibi, gecenin odak noktasyd.

Yal, gen erkekler, az evvel sahnede izledikleri ve hayran olup gzlerine kestirdikleri balerinlere aka kur yapyorlard. Shura, kzlarn iveli kahkahalar ve zarif hareketlerle etraflarndaki btn erkekleri nasl idare ettiklerini hayretle izliyordu. Birden, ayn grubun iinde Seyit'in de bulunduunu fark etti. i burkuldu. Artk orada kalmasa da olurdu. Kimseye hissettirmeden, odasna kp, ortadan kaybolmay dnd. Ama dndn gerekletirmesine frsat kalmad. Zira, Seyit ve gen bir erkek daha, aralarna balerinlerden birini alm, kendisine doru geliyorlard. Seyit'in her ikisi ile de yaknl olduu tavrlarndan belliydi. Shura, yerinden kprdayamadan, bekledi. Seyit'in tantrmas ile, Shura'nn iine su serpildi. "Sevgili Tatiana, seni bu gzel gen hanmla tantrmak isterim. Alexandra Julianova Verjenskaya." Sonra, Shura'ya dnerek, dierlerinin isimlerini syledi: "Boloy'un en gzde balerinalarndan Tatiana Tchoupilkina ve sevgili dostum Temen Celil Kamilof." Shura, bu ksa tanma seremonisi srasnda, karsndakileri sratle inceledi. Tatiana kendisinden epeyi byk olmalyd. 41 Ncrmin Bczmcn Hatta delikanllardan da daha byk grnyordu. Hareketleri, hep sahnede

imicesine, alml, kvrak ve zarifti. ri, siyah gzleri, halen sahnedeki ar makyaj tayordu. Belki de bu kadar byk gzkmesine sebep yzndeki boyayd. Cildi, adeta, bir porselen gibi, beyaz ve duruydu. Sahnede bir kuuyu canlandrmak iin daha ince ve uzun bir boyun olamaz, diye dnd Shura. Gs neredeyse kk bir kz ocuunki kadar dzd. Ama simsiyah gzlerindeki ltlar uzun kirpikleri ile glgelendirerek bir bak vard ki, her halde bu, erkekleri etkilemeye yetiyordu. Dudaklar ise, hep davetkr bir tebessmle aydnlkt. Btn artistik hareketlerine ramen, davranlarnn iten ve kendisine ait olduu belliydi. Gsterdii yaknlktan, Tatiana'nn, Seyit'ten ziyade dier erkekle ilgisi olduunu anlad an, iine su serpildi. Shura, onu sevdiini hissetti. Celil ise, aydnlk yzndeki gle ekik gzlerle, yanndaki kadna ne kadar k olduunu, bariz ekilde belli ederek bakyordu. Deiik bir tipi vard ama olduka yakklyd. Ksa bir mddet sonra Shura, Seyit'in dostlaryla kaynamt. Onlardan yaa ne kadar kk olduunu bile unutmutu. Bir ara, delikanllar ikileri tazelemek zere yanlarndan ayrldklarnda, Tatiana ile ba baa kaldlar. Gen kadn, byk bir samimiyetle, elini onun elinin zerine koyarak konutu:

"Sevgili Alexandra Julianova, keke burada daha uzun kalabilseniz. nann hep beraber ne kadar elenirdik." Shura, ayn itenlikle, konutu: "Tahmin edebiliyorum Tatiana Tchoupilkina..." "Yakn arkadalarm bana sadece Tatya der." "Pekiyi, Tatya." "Ne yazk ki, Celil ile Kurt Seyt de yaknda ayrlacaklar Moskova'dan." "Sk sk gelirler mi Moskova'ya?" 42 "Pek sk saylmaz. Aslnda, ne zaman, nerede olacaklar belli olmaz. Genellikle, ar Nicholas nereye gidiyorsa beraber giderler. Renkli bir hayatlar olmadn syleyemem." Keyifli bir kahkaha att. "Biliyor musun sevgili Alexandra..." "Bana da yaknlarm Shura derler." Tatiana glerek devam etti: "Evet sevgili Shura, biliyor musun eer balerin olmasaydm, erkek olmak ve onlarn yerinde olmak isterdim." Shura, erkekleri etrafnda dndren mehur ve gzel bir kadnn, niye erkek olmak isteyebileceini anlayamamt. Soru sorar gzlerle bakt. Tatiana' nn o bol kahkahalarndan biri daha duyuldu. "Hayatlarnn ne kadar renkli olduunu bir bilsen, eminim, sen de onlarn yerinde olmak isterdin." Gen kz, ban iki yana sallarken, glmeden edemedi. "Hi, erkek olmak isteyeceimi sanmyorum." Tatiana, ellerinde iki kadehleri, kalabaln arasnda kendilerine doru

ilerlemeye alan Celil'le Seyit'i gsterdi. "unlarn haline bir baksana, sevgili Shura. Yakkllar, asiller, paralan var, ar'in maiyetindeler, ve etraflar her an, gzel ve asil kadnlarla dolu. Yaadklar maceralar daha bu yalarnda kitap olur, inan." Shura, keyif ve soukkanllkla konuan gen kadn, hayretle dinliyordu: "Celil'in maceralarn biliyor musunuz Tatiana?" "Tabi, tabi ki biliyorum. Bu kadar arma Shura. St. Petersburg, Moskova, Livadia arasnda mekik dokuyan yakkl bir subayn hayatnda tek kadn olacam dnmem bile, her halde, ok yanl ve aptalca olur. stelik benim iin, benimle 43 NcrminBczmcn beraber olduu anlar mhimdir. Her eye ramen, en ok da beni sevdiinden eminim. Bu da bana yeter." Sonra birden susup, kendisini aknlkla dinlemekte olan gen kza bakt. "ff, aman Tanrm! ben neler sylyorum. Seni ok arttm deil mi sevgili Shura? Bir an, karmda gencecik bir gen kz olduu unuttum. Sahi, yan ka?" "On be." "Aman Tanrm! On be mi? Halbuki, daha byk gsteriyorsun. Ben yam sylemezsem kzmazsn deil mi? Emin ol, senden epeyi bym. Kusura bakma, konutuklarmla seni utandrmadm, umarm. Beni yanl anlaman

istemem. Ama inan, eer sadece on be olduunu bilseydim..." Shura, karsndaki gen kadnn ard niyeti olmadan konutuunu biliyordu. Onun, kendisini hem yandan byk grmesine, hem de zel konularn konuacak kadar yaknlk gstermesine ok memnun olmutu. Yalar ve tarzlar farkl da olsa, kendisine iyi bir arkada bulduunu dnd. Glmsedi. "Ltfen Tatiana, armadm syleyemem ama inann sizinle sohbet etmek ok keyifli." O arada, erkekler yanlarna gelmilerdi. Tatiana, iki bardan alrken, Seyit'in kulana fsldar gibi konutu: "Seyt Eminof, senin hi ayn gecede bir hanmla bu kadar uzun zaman bir arada olduuna ahit olmamtm. Bu kk kzda seni eken bir eyler olduu muhakkak. Ama seni uyaraym. Daha ok kk. imdiye kadar beraber olduun kimseye benzemiyor. Onu zme." Seyit, gz ucu ile, Celil'le konuan Shura'ya bakarken, iinin lndn hissetti. "Onu sevmi gibisin sevgili Tatya." 44 Kurt Seyt (9 &hur/ "Evet, ok sevdim." Seyit, gz krparak, glmsedi. "Kim bilir? Belki ben de severim." Sonra, Shura'ya yaklaarak, onun dirseine hafife dokundu.

"Eer mezseniz bahede bir gezinti yapabilir miyiz Alexandra Julianova?" Shura, gen adamn konumasndaki btn resmiyete ramen, bahenin loluunda ba baa kaldklan takdirde neler olacan pek al seziyordu. i heyecanla titredi. Yalnz, dierlerinden utanmt. Durumunu hafifleteceini dnerek, Tatiana'ya sordu: "Siz de gelmez misiniz Tatya?" Tatiana, koluna girdii Celil'in yzne scak bir glle bakt. "Siz keyfinize bakn, bizim Celil'le konuacak eylerimiz var. Bizi araynca yine burada bulabilirsiniz." Ve onlarn bir ey demesine frsat brakmadan yanlarndan ayrldlar. Evin arka tarafndaki verandaya ktklar vakit, Shura, hayretle, yine, dilinin tutulduunu fark etti. Onunla ne zaman ba baa kalsalar ne yapacan bilemez oluyordu. Baheye inen basamaklarn banda durdular. "meyeceinden emin misin?" Shura, Seyit'in sorusunu ban iki yana sallayarak cevaplad. Hakikaten de myordu ama bilemedii bir sebeple iinin titremesine engel olamad. Seyit, ona yaklaarak, kolundan hafife tuttu. "Bana mediini syleme, baksana titriyorsun." "myorum, inann." Yabanc ama sanki yllardr tand erkek, onu dirseinden 45

NCRMN BEZMEN tutarak merdivenlerden aaya, baheye doru indirirken konutu: "O zaman evini zlemi olmalsn. nsan evinden uzaklarda olunca gelen histir bu." Shura, ban kaldrp onun yzne bakt. Gen adamn ses tonunda beliren hzn, yznde de okunuyordu. "Yalnz kaldn hissedince r insan. yi bilirim o hissi." Gen kz, birden, kendini daha rahat hissetti. ekingenlii yerini, yanndaki erkee kar efkat ve ilgiye brakt. Hafif bir sesle konutu: "Eviniz ok mu uzak?" Seyit, yumuak bir glle, cevaplad: "Evim? Evlerim? Evet, u anda hepsi ok uzak." Bir an iin havuzun kenarnda durdular. Suyun tam orta yerinde ykselen mermer kaidenin zerinde, srt srta vermi drt kupidin tombul ellerinde tuttuklar taslardan akan suyun rltsn dinlediler. Su sesi, evden yaylan mziin notalarna uyar gibi ahenkliydi. "Her ey ne kadar gzel." Shura, cmlesini bitirmeden, elini erkein avucunda hissetti. Gz gze geldiler. "Sen daha da gzelsin." Gen adam bunlar sylerken onun elini dudaklarna doru gtrp, avucunun iine bir pck kondurdu. Shura, ateli dudaklardan avucuna yaylan scaklkla sarholamt. Bundan sonra nasl bir tavr taknmas gerektiini bilemiyordu. Nefesini tutarak gzlerini bir an iin kapamt ki, kendisini erkein kollarnda buldu. Seyit

onu rktmekten korkuyordu. Bir mddet, ince zarif bedenini smsk sarp kollan arasnda tuttu. Shura, kalbi arpnt iinde, ban onun gsne dayad. 46 imdiye kadar bilmedii, hayl dahi etmedii bir hisle, itirazsz, kendini k olduu erkein gl sarna teslim etti. Onu tanmyordu ama hayat boyunca yannda olmasn istedii erkek bu olmalyd. Birden, yorgun ve tembel paralar halinde dmeye balayan kar fark ettiler. "stersen artk ieri girelim." Shura, ban kaldrp Seyit'in gzlerine bakarken, olduklar yerden ayrlmak istemedii belliydi. Gecenin loluunda bile erkein gzlerinin parldadn grebiliyordu. Seyit, kollan arasndaki bu harika gzellie daha fazla, sadece bakmakla yetinemeyeceini hissetti. Onun alnna uzun bir buse kondurdu. Salarnn kokusunu derin derin iine ekerken, yzn avular arasna ald. Gerideki aalarn altna doru yrrken onu kollan arasnda beraber srkledi. Srtn aalardan birine dayayp gen kz, sk sk, kendisine ekti. enesinin altndan tutup ban yukar kaldrd. Dudaklarna doru eildi. Souk, ayaz gecenin mehtab, gaz lmbalannn titreen klan, mzik, havuzun rlts, sanki onlar aka davet etmekteydi. Shura, gzlerini aarak onun yzne baktnda, bu gen adamn, hayatnda isteyebilecei tek erkek olduundan emindi artk. Ama

beraberlikleri ne kadar srebilirdi ki? Belki, ancak, bir iki kez daha bir araya gelebilirlerdi. Ondan sonra, herkes kendi yoluna gidecekti. indeki cokunun yerini, derin bir hzn ald. Hayr, onu kaybetmek istemiyordu. Seyit, onun yanaklann, boynunu pcklere boarken szlerini tekrarlad: "Kk Alexandra'm benim. Ne kadar gzel ve ne kadar tatlsn." Shura, kulann dibindeki plerin ve nefesin iini gckladn hissetti. Erkein yaknlndan duyduu bu tarifsiz hazdan, bir an, korkuya kapld ama artk tabiat onlar kontroluna almt. Daha fazla dayanamad. Kollann kaldrp, Seyit'in boynuna dolad. Gen adam, onun vcudunu, kollar 47 Ncrmin Bezmen arasnda hapsederken dudaklar tekrar birleti. Gen kzn yapmacktan, her trl oyundan uzak, saflk ve tecrbesizlik iinde sunduu sevgi, Seyit'i imdiye kadar tatmad scack bir duygu selinin iine itmiti. Kollar boynunda, kendisini byk bir teslimiyetle ona brakm olan bu kck kz buralardan alp karmak, ba baa kalmak arzusunu duydu. Ama btn bu heyecan ne kadar srecekti? Beraberlikleri ne kadar gerek olabilirdi? Sonu gelmeyecek bir balangc yayorlard. Kendisine hakim olmas lzmd. Ban gen kzn salar arasna gmerek konutu: "Alexandra,"

Shura'nn sesi neredeyse duyulmayacak kadar hafif kt. "Efendim?" Seyit, birden, sylemeyi dndklerinin tam tersi dudaklarndan dklrken kendisine inanamad. "Seni tekrar grmek, seninle ba baa kalabilmeyi isterdim." Sonra, aklna gelen bir eyle devam eti: "Yarn... yarn istersen seni alaym sabahtan, btn pazar gnn beraber geirebiliriz, ne dersin?" Gen kz, kollarn erkein boynundan ekmeden cevaplad. Sesi hl ksk ve titrekti: "Yarn sabah babam ziyarete hastahaneye gideceiz. Sonra da... bilemiyorum... evden nasl izin alp ayrlabilirim, bilemiyorum." Seyit, onun yanaklarn avular iine alarak okad. "Ama sen de benimle beraber olmak ister miydin?" Shura bu soruya direkt cevap vermekten, nedense, utand. Gzlerini erkeinkilerden ayrmadan ban aa, yukar sallad. "Bunu gerekten istediine emin misin? Duymak istiyorum." 48 Kurt Ssyt (0 &h "Evet...evet istiyorum." "O zaman bana brak, yarn iin bir eyler dneceim. Belki sizi hastahaneye ben gtrrm. Sonra da Moskova'y gezdiririm sana." "Ama... Andrei amca?"

"Merak etme. Andrei Borinsky beni ocukluumdan tanr. Onunla aramzda problem olacan sanmyorum." Szlerini bitirdikten sonra onun salanna, alnna den karlan eliyle sildi. Kar hzlanmaya balamt. "Haydi artk ieri girelim. Seni hasta etmek istemem." Ne kadar zamandr oradalard, Shura bir tahmin yapamyordu. Ne kadar uzun yllardr beraberlermi gibi hissediyordu ama ayn zamanda da, her ey, birden bire balayp bitivermi gibiydi. Sanki, bir perinin sihirli denei ile, hayl alemine gidip geri gelmiti. Biraz ileride, merdivenlerin ve kapnn dier yannda gerek hayat onu bekliyordu. Seyit'ten ayrlacak olmas fikri iini burktu. Bir mddet, el ele yrdler. Admlar olabildiince yavat. Havuzun yanndan geerlerken Seyit kupidleri gstererek konutu: "Biliyor musun, unlarn yerinde olmak isterdim. Sen kollarmn arasndayken, seni pyorken byle donup kalmay isterdim. O zaman sonsuza kadar kollarmn arasnda, benimle pyor olurdun." Shura, erkein szlerinin, parmaklann saran elinin scakl kadar iine lklk ve heyecan verdiini fark etti. Duyduklar karsnda mahcubiyetle glmsemeden edemedi. "Ama o zaman sonsuza kadar karlar altnda rdn." Seyit durup onu omuzlanndan kavrad. O da glmsyordu.

"Benim kk sevgilim, sen kollanmdayken mi? Yok, hayr, hi sanmyorum." 49 NSRMN BCZMCN Eve girdikleri an, Shura darda ne kadar m olduunu fark etti. Ama hi bir ey umurunda deildi. Sevin ve heyecandan uuyordu. Paltosunu karp, eteklerindeki karlar silkeledikten sonra, k olduu erkekle beraber, dier misafirlerin yanna dndler. Tatiana ve Celil'le tekrar bulutuklarnda, Seyit, bir an iin, yanlarndan kayboldu. Shura, gz ucu ile, onu kalabaln arasnda izledi ama sonra anlalacandan utanarak ban evirdi. On be dakika kadar sonra, Seyit yine yanlarndayd. Onun geriye gelmesiyle, Shura, damarlanna yeniden bir scaklk yayldn hissetti. Ak dedikleri bu olmalyd. Ve o k olmutu. Gen adam son derece neeliydi. "Yarn iin harika bir programmz var." Hepsi merakla baktlar. "Sevgili Alexandra Julienovna, Andrei Borinsky ile konutum. Yarn, senin iin izin aldm. Hastahaneden dnnzden sonra gelip seni alacam. Celil ve Tatya ile s beraber sana Moskova'y gezdireceiz." Gen kz, duyduuna inanamyordu. Her ey nasl kolay hallolmutu. Ama... ".. .Ama, Valentine... onu yalnz brakamam."

"yle sanyorum ki, Valentine, Borinskyler'le beraber, bir baka dost ziyaretinde olacak yarn." Tatiana, nee taan bir kahkaha att. "Harika! Harika! ok gzel bir gn geireceiz, eminim." Shura, o andan itibaren, ertesi gnn hayli ile yaamaya balad. Gecenin geri kalan ksm nasl geti, anlamad bile. Sabaha kar bir saatte, Borinskyler'in daveti daldnda, evi en son terk eden Seyit oldu. ki gen, birbirlerinin gzlerine manl baklarla bakarak vedalatlar. Shura, Valentine'le pp iyi geceler dilediinde, bir an, bu gece yaadklarn 50 Kurt &syt (0 &nuM anlatmay dnd, sonra vaz geti. Ablasnn kendisini ayplayacandan, tasvip etmeyeceinden korkuyordu. stelik, ertesi gnn program da suya debilirdi. Bir an evvel yatana girip, haylleri ile ba baa kalmay istiyordu. Lmbasn sndrp, yorganna sarndktan sonra, uzun mddet, Seyit'le bahede beraber olduklar anlar, tekrar tekrar, yeniden yaad. Konutuklar her eyi yeniden hatrlad, her p, her dokunuu yeniden hissetti. Uykuya daldnda, Seyit'in, dudaklarna dokunan, vcudunu saran temas, ryalar kadar yaknndayd. Ertesi gn, ev halk ancak leye doru toparlanabildi. Zengin bir kahvaltdan sonra, Andrei Borinsky, kzlar alp,

hastahaneye gtrd. Julien Verjensky, ameliyat olduundan bu yana, en iyi gnndeydi. Bir ka gn sonra hastahaneden kabilecekti. Kzlar, babalarnn yannda her zamankinden fazla kalabildiler. Baba Verjensky, yatann iki yanna oturan kzlarnn gzelliini, enerji ve ne'e taan yzlerini uzun uzun keyifle seyredip, onlarn byk bir heyecanla anlattklar "Borinsky maliknesindeki yaam" dinledi. Konuamyordu, ancak, ban sallayarak, gz kapaklarn kapayarak, onlarn anlattklarn takip ediyordu. Aa yukar yarm saatlik bir ziyaretten sonra, doktor, hastann artk dinlenmesi gerektiini syleyerek onlar darya kard. Seyit'in syledii gibi, hakikaten, Valentine, Andrei ve Petro Borinsky ile beraber, uzaktan akraba olduklar bir iftin evine gidecekti. Shura, yine de ablasnn kendilerine katlmas iin teklifte bulundu. Ancak, Valentine, gidecekleri evdeki davetin, buz gibi havada Moskova'y sokak sokak gezmekten daha keyifli olacan dnyordu. Shura, yine midesinde kramplar, banda bir sarho hafiflii ile, hazrland. Krem rengi dantelle sslenmi lacivert elbisesini giydi. Salarn da ayn renk kurdela ile sanp ensesinde toplad. Tam hazrd ki, kaps vuruldu. Evin hizmetkrlarndan biri kapdayd. 51 NCRMN BSZMSN

"Matmazel Alexandra Julianova, stemen Eminof geldi efendim." Shura, gerisini dinlemedi bile. Paltosunu, manonunu ve minik kadife antasn kapt gibi, Valentine'in odasna dald. Onunla acele bir ple vedalat ve merdivenlerden aaya, neredeyse koarak, indi. Basamaklarn yarsna vardnda, holde beklemekte olan Seyit'i grnce yavalad. Daha sakin ve arbal olmas lzmd. Ancak, dudaklarndaki glmseyii rtmedi. Gen adam, nazik bir tavrla, onun elini dudaklarna kadar gtrd. Paltosunu giymesi iin yardmc olurken, kulana doru eilip fsldad: "Ne kadar gzelsin." Tatiana ve Celil, kapdaki arabadaydlar. Shura'yi nee iinde karladlar. Gen kz, Seyit'in yannda yerini ald zaman, hayatnda ilk olan bir gne baladn dnd. Kar, sabahn erken bir saatinden beri lapa lapa yamaktayd. Araba, iki ve katl k evlerin evreledii yollardan ehri dolamaya balad. Krasnaya Ploshchad' geerken Shura bir kez daha karlarn rtt meydan, Kremlin sarayn, katedrallerin ge ykselen parlak, renkli kubbelerini, an kulesini hayranlkla seyretti. Seyit, iaretle gsterdii baz yerler iin, arada bir izahat veriyordu: "u Hint tapma gibi kubbeleri olan bina, Uspenski Katedralidir. arlarn ta giyme treni burada yaplrm. 1472'de yklm, sonra 1475-1479 aras Bolonyal bir sanat

tarafndan yeniden ina edilmi. Bina Bizans mimarisinde ama bana sorarsan, bu Hint ii kubbelerin ne ii var Moskova'da hi anlamam." "Bak, u tarafta grdn Blagoveshcenski Katedrali. Dokuz kubbeli olan. O da 1489'larda bitmi. Pskov'lu mimarlar yapmlar. Andrei Rublev'in mehur kutsal resimleri bu katedralde. van Kahta'dan Beinci van'a kadar btn arlarmzn kemikleri de Arkhangelski Katedralinde 52 MJRT SYT V 0HUR/1 gmldr. Boris Godunov hari." Shura, gen adamn, bir tarih retmeni edas ile anlattklarn keyifle dinliyordu. Bu sayd isimlerin ou, ona yabanc geliyordu. "Buras Spasskie Voroto. Meydan' Kremlin'e balayan giriten ortada olan. Meydann hemen ardndaki blge, eski Moskova'nn merkez yaam blgelerinden biriymi. Ktai Gorod, ne demek biliyor musun?" Shura ban sallad. "Tatarcada kale demek. Ktai Gorod, tccarlarn yaad blgeymi. Moskva nehrinin kuzeyinde kalyor. ehrin dier blmleri de Byely Gorod (Beyaz ehir) ve Zemlyanov Gorod (Dou ehri) olarak adlandrlrm. O da nehrin gneyinde kalan ksm. Rusya'nn ilk niversitesi de 1755'de Moskova'da kurulmu..."

Yeniden, Mokhovaya ve Herzen caddelerinin kesitii yere gelmilerdi. Shura, bir an iin, gezintinin bittiini ve eve dnmekte olduklarn sanarak, hayl krkl duydu. Ama, araba tekrar dn yaparak Moskva nehrinin gneyi istikametine sapt. Geni baheler iinde, birbirinden uzak mesafelerde seyrekleerek yerlemi olan k evlerin nnden geiyorlard. Kar, neredeyse, tipiye evirmek zereydi. Genler, ne'e iinde, havadan sudan konumaya devam ettiler. Az sonra araba durduunda, Tatiana, Shura'nn eline dokunarak aalarn ardnda, bahenin ortasndaki evi gsterdi: "te, buras da benim evim. Haydi, gelin, hemen minenin karsna yerlemek iin sabrszlanyorum. Tam zamannda geldik." Tatiana'nn evi, ok byk olmamakla beraber, son derece k, zevkli ve pahal denmi bir evdi. Evin her odas, salonu adeta bir tiyatro sahnesi dekore edilir gibi yerletirilmiti. Bir 53 NCRMN DSZMCN bakasnn evi olarak garipsenebilirdi ama her ey Tatiana'nn ahsiyeti ile o kadar badayordu ki, Shura bu evi de, sahibesi kadar sevdiini dnd. minenin atrdayarak yanan atei karsnda birer kadeh iki iip, ayn odada hazrlanan masada yemee oturdular. Shura, artk, dierleri ile olan ya farkn unutmu, ekingenliini yenmiti. Yemek

boyunca birbirlerini daha iyi tanmak frsatn buldular. Shura, Kislovodsk' daki yaantsn ve ailesini anlatt. Kendi hayatn anlattka rahatlyordu. arap kadehlerini, adeta su ier gibi, boaltan dierlerine ayak uyduramamakla beraber, itii iki kadeh dahi, ban bir ho etmeye yetmiti. Kislovodsk'daki baba evi, annesi, kardeleri, hastahanedeki babas ve Valentine, sanki, imdi, ondan yllarla uzaktaydlar. Yemekten sonra mzik odasna getiler. minenin iki yannda, karlkl yerletirilmi bordo kadife kapl yksek arkalkl kanapeler ve orta sehpasnda gm semaverde hazr ay, misafirlerini beklemekteydi. Tatiana, fincanlar doldurduktan sonra, piyanosunun bana geti. Alexander Borodin'in Prens gor adl eserinden bir temay almaya balad. Tatar Han Kontchak ile Prens gor'un hrsl, gz kara mcadeleleri, Asya ve kuzey steplerinin kum ve kar frtnalar, Tatar kzlarnn Prens gor'u etkilemek iin yaptklar danslarn oryantal kvrakl, savalarn Barbar vahilii ile at srleri, sanki, piyanonun tularnda canlanm, odann iini doldurmutu. Tatiana parasn bitirdiinde, arkadalar hararetle alkladlar. Shura, beenisini yksek sesle dile getirmeden edemedi. Celil, ekik gzleri iyice ekilene kadar glmsedi. "Biliyor musunuz, Tatya bu paray bana k olduu iin bu kadar iyi alyor."

Keyifle gldler. Gen kadn bu defa 'upik' adl hareketli ve oynak bir para ile dinleyenlerini coturdu. Celil ve Seyit, kendisine arkda elik ettiler. Mziin kvrak ritmi, piyanoyu alann kiiliine uymak iin bestelenmi gibiydi. Nihayet 54 Kurt syt ^) hur/ Tatiana, Kuu Gl'nn drdnc ve son sahnesini seslendirmeye baladnda, odaya derin bir sessizlik kt. Shura, henz bir ka gece evvel seyrettikleri oyunun hznl akn yeniden yaamaya balamt. Piyanonun arkasndan dolap, baheyi odann iine alan geni cam kapnn yannda durdu. Gkyzndeki kar bulutlan, yksek aalar olmasa yere inecek gibiydi. Henz erken olmasna ramen, akamn ilk saatleri kadar karanlkt. Tipiden, aalarn ard gzkmyordu. Camn hemen dndaki demir bahe takmlar, geni mermer sakslar, minik havuz, karlarn altnda kaybolmutu. Shura, grntden ve mziin hznnden titreyerek, kollarn kavuturdu. Omuzundan kendisi saran kolun temas ile, ban evirdi. Alnna dokunan Seyit'in dudaklanndaki scaklk ile, kendini yeniden gvende hissetti. Hi itirazsz, ban onun gsne brakt. Onunla ilk karlat gece olduu gibi, yine iinde garip bir his belirmiti. Midesindeki kramp, kalbinin atlar, sebebini anlayamad bir heyecan, ite, yine ayn eyler oluyordu. Hayatn

deitirecek, yepyeni bir eylerin olaca hissiydi bu. Tatiana ve Celil'in, sessizce, odadan ayrldklarn fark etmediler bile. Birbirlerinin kollarnda, baheyi sratle doldurmakta olan kan seyrederken, her ikisi de bir dierinin bundan sonraki tavrnn ne olacan dnyordu. Shura, hayatnda ilk defa bir yabanc erkekle yapayalnz kalyordu. Onu kaybetmekten korktuu kadar, kendisini hafif bir kz sanmasndan da ekiniyordu. Yapaca bir hareketin, syleyecei bir szn davetkrlk olarak anlalmasndan rknt ile, erkein kollan arasnda, hi kprdanmadan bekliyordu. Seyit, dudaklarn onun sapsar kaln rgyle toplanm salarnda gezdirirken, ne kadar tecrbesiz ve munis bir gzellie sarldnn farknda, onu rktmek veya ters bir tepki almak korkusundan, ylece beklemeyi tercih ediyordu. Epeyi bir mddet, birbirlerinin scakl iinde, sessiz kaldlar. Gen adam, bugne kadar bylesine sakin bir beraberlii olmadn dnerek, kendi kendisine ayordu. Bu kck 55 NcrminBczmsn kzdan ne beklentisi olabilirdi ki? Ancak, onunla yakn olduu anlar duyduu huzuru ve heyecan da daha evvel hi kimseyle hissetmi deildi. Birden bire, onu daha sk tutmak, salarn, yzn pcklere bomak isteiyle doldu. Bir eli ile, yavaa, onun enesinin altn okayarak

ban kaldrd. Onun iri mavi gzlerindeki titrek prltlar grebiliyordu. Gen kz, erkein yzndeki arzu dolu baklara daha fazla dayanamayacan hissetti. Gzlerini kapad. Teslimiyeti ifade eden bu davran, Seyit'e cesaret verdi. Onun yar aralk duran dudaklarn, dudaklar ile kapad. Gen kzn plmeyi bekleyen ama henz karlk vermekten ekinen, boyasz, krpe, dolgun dudaklarndaki lezzet, arzusunu arttrmt. Onu efkatle saran elleri, imdi kuma ynlar arasndan, narin bedeninin gizli kalm kvrmlarn kefetmek iin sabrszlanyordu. Shura, erkein, belini saran ellerinin kskac iinde, ayaklarnn yerden kalktn hissetti. Onun boynuna kollarn dolayarak, ban omuzuna brakt. Gzlerini ap bakmaya korkuyordu. Kanapenin zerine uzandklar an, hl birbirlerine kenetlenmi vaziyetteydiler. Shura, sadece, erkein vcudunu kollar ile * smsk sarmakla, onun ateli plerine ve okaylarna tamamen kaytsz kalmadn belli ediyordu. Boynunda, kulaklarnda, gerdannda dolaan dudaklarn lk nefesi, itii arap kadar sarholatcyd. O an, taknabilecei bir tavrla, kendini bu tatl esaretten kurtarabilir, erkei durdurabilirdi. Bu dnceyi zihninde bir iki saniyeden fazla tutmad. Kendisine bu tarifsiz heyecan veren yabancy kaybetmek istemiyordu. Onu daha yakndan tanmal, verebilecei btn ak tatmalyd. minede

trtlarla yanan atein scakl, vcutlarndan yaylan atei daha da hararetlendiriyordu. Shura, bir ksa an iin, gzlerini aralayp, Seyit'e bakt. Onun niyetinin ne olduunu anlamak, kendisine nasl baktn tekrar grmek istiyordu. Lolukta belirginlemeye balayan atein glgeleri, gen adamn yzne vurmutu. Shura, onun gzlerinde yine kendisini plak hissettiren bak fark etti. Mthi bir utan hissetti ve ban yana evirdi. Seyit, dirsei zerinde dorularak, avucunu gen kzn yanana koydu. 56 syt vy hur/1 "Gzel sevgilim benim, bana bak. Bana bakmam istiyorum. Karma gzlerini benden." Shura, onun arzulu fakat o derecede efkatli sesine cevap olarak, istediini yapt. Kendisine sevgili olarak hitap edilmesi de, erkein gzlerindeki arzulu bak kadar yanaklarn kzartyordu. Yine de bu sihirli kelimenin yreinde arttrd rpnn da farkndayd. Seyit, onun avucunun iini perken, gzlerini gzlerinden ayrmad. Sonra, dudaklarn bileine doru kaydrd. Shura, tepeden trnaa titremee balamt. ekinerek, sa elini, yava yava, erkein bana doru uzatt. Parmaklarn onun dz kumral salar arasna daldrdnda, temasnn her ikisi iin de ne kadar heyecan verici olduunu fark etti. Gen adamn avucunda duran dier elini de, onun

alevlerin aksi ile rengi deien yzne dokundurdu. Parmak ularn, rkek hareketlerle, onun alnnda, belirgin elmack kemikleri zerinde dolatrd. aret parman, enesindeki derin ukurluun zerinde bir mddet tuttu. Onun yz hatlarn ezberlemek ister gibi, yine alnndan balayarak okad. Seyit, yirmi drt yanda, ilk kez, bu kadar yl aldndan ok deiik bir haz duyuyordu. Yumuack, scack, sakin bir aktan da heyecan duyabildiini hayretle fark ediyordu. Kendisinden sekiz ya kk, hi erkek tanmam bir gen kzn saf, tertemiz, sevgi dolu okaylar ona yllardr zledii, eksikliinden iini ten efkati tattrmt. O, btn tand kadnlardan ok bakayd. Biraz evvel birbirlerine sarlarak vcutlarnn temasna altklar gibi, imdi de dudaklar, elleri ile yzlerini, bedenlerini daha iyi tanmaya alyorlard. Bir mddet sonra Seyit, kollarnn arasnda yatan bu tarifsiz sevgiye, ruhuyla ve bedeniyle sahiplenmek arzusunu duyduunda, kendinden rkt. Gen kz saran kollarn geveterek, kendini geriye ekti. Shura, sorar gzlerle, ona bakt. Gen adam, onun alnna den sar sa llelerini okayarak konutu. Sesi, btn kontroluna ramen, arzusunun snrszln belli ediyordu: "Shura, seni ok istiyorum... hi kimseyi istemediim kadar. 57

NSRMN DSZMCN Ama drst olmalym... Sana verebilecek bir szm yok." Shura, onun akmak gibi parldayan gzlerine ilk defa bu kadar rahat bakabiliyordu. Sanki, bu gen adam yllardr hayatndayd. Ona kar hi bir ekingenlii, korkusu kalmamt. Tam aksine, onun kendinden emin, apkn, ak hatrlatan baklarnn arkasndaki hzn, yalnzl grebiliyor ve ona bu yalnzln unutturmak istiyordu. Bir gn, naslsa, bunu yaamayacak myd? Niye bu kadar k olduu bir adamla yaamasnd? Seyit onun kaderinde yazlyd. Kaderin onlar ayraca ana kadar da onu mesut etmek istiyordu. Sonra, yalnz kalnca, ne olabileceini, hayatnn nasl deiebileceini dnmek istemiyordu. Erkein sorusuna karlk, kollarn onun ensesinde kenetleyerek gzlerini kapad ve ban boynuna gmd. Bu, Seyit iin uzun bir cmle, ssl kelimelerle verilmi bir cevaptan daha z ve daha anlamlyd. Ayaa kalkp, Shura'ya elini uzatt. Gen kz, artk dn olmayan bir beraberlii yaayacaklarnn farknda, elini onun avucuna koyarak, kanapeden kalkt. Hi bir ey konuup bu sihirli ann bysn bozmak istemiyordu. Gen adamn elini tutarak arkasndan yrd. Odada sadece yanan odunlarn sesi ve gen kzn eteklerinin hrts duyuluyordu. Shura, bir an iin, Tatiana ve Celil'in nerede olabileceklerini dnd. Eve mutlak bir sessizlik hakimdi.

Yemek servislerini yapp, mineleri yakan hizmetkr da grnrlerde yoktu. Btn bu dnceleri, Seyit'in kendisini kucaklamasyla son buldu. Merdivenlerden yukar kata karlarken, yeni evlenmi bir gelinin hislerini tayordu. Gzlerini kapad. Olanlar bir hayl, bir rya gibi yaamak istiyordu. Sonradan, her gzn kapayta, aynen hatrlayaca ryalar gibi. Shura, vcudunun yumuack yataa brakldn hissettii an, buradan knda, artk, ayn gen kz olmayacann farkndayd. Ama uzaklamak, kamak iin en ufak bir arzusu yoktu. Daha tesi, bir an evvel, yabanc olduu bu beraberlii yaamak ve zaman k olduu erkekle beraber geirmek istiyordu. Btn utangalna ramen, ruhunda ve bedeninde var olan bir ses, ona bu maceray yaamas iin yol 58 Kurt syt gsteriyordu. Kap kapanmt. Shura, hi kprdamadan, pencerenin dndaki gri beyazla bakt. Kar, camlar tokatlar gibi, sratle, pervazn nnde ylmaya devam ediyordu. Rzgrla bir gzkp bir kaybolan am aacnn dallan, zerindeki karlarla beraber cama dediinde i rpertici bir ses karyordu. Yatan bir yannda, oda kapsnn soluna gelecek tarafta, az inilerle kaplanm bir minenin epeyidir yanmakta olduu belliydi. Odunlar kmrlemi, ate korlamt.

Shura, sakin hareketlerle ceketini karp, atein nnde, bir dizinin zerinde ken Seyit'i izledi. Gen adam, mermer tezghn zerindeki ktklerden bir tanesini korlarn zerine atp, kk am dallar ile besledi. Taze dallar atei yakalad an, kuru ktk onlarn ortasnda yanmaya hazrd. Avularn birbirine srtp, ayaa kalkt. Ayn, sakin admlarla yataa doru yrd. nne geilemez arzusuna ramen, kendini frenlemeye alyordu. Yine de btn bu gayretinin, olacaklar sadece biraz daha geciktirmekten baka ie yaramayacann farkndayd. Yatan kenarna oturup, Shura'nn ellerini avularna ald. Parmaklar birbirlerine kenetlendi. Onun vcuduna dokunmamaya gayret ederek, dudaklarna eildi. Gen kzn, her an, ani bir kararla, korkup kendisinden kamak isteyeceini dnerek, temkinli davranyordu. Byk bir sabrla, daha yeni bulumularcasna, onu yanaklarndan, boynundan perek, sevimeye arzulu olduunu hissettirecei an bekledi. Yatan yumuak ukurluunda birbirine sarlan vcutlar, artk, birlemelerinin engel tanmayacan biliyordu. Seyit yine de onu, kendinden emin olduunu bilecek ekilde yava yava, aka hazrlamak istiyordu. Elbisesinin en st dmesini aarken onun yzne bakt. Shura'nn gz bebekleri, minenin atei kadar parltlyd. Mahcup fakat arzulu baklard gzlerindeki. Gen adam, onun elbisesini tamamen kardnda, o gne dek,

ablasndan ve dadsndan bakasna i gmlei ile grnmemi olan gen kz, ellerini gsnde kavuturdu. Seyit, onun tedirginliini anlayarak, yatan nnde 59 NcrminDczmsn yere oturdu. Gsn kapayan ellerinden birini alp avucunu pt. Sonra, yzn atee dnerek, mrldand: "Sonradan piman olacan bir eyi yapman istemiyorum. Kendini veya beni sulaman da istemem." Olduu yerde dnerek ona bakt. "Seni ok arzuluyorum, ama bu sana sahip olmam demek deildir. Sen benim iin ok zelsin kk Shura'm benim. Anlyor musun? Sen herkesten farklsn. Seni bir daha hi grmesem bile, benim iin hep en gzel olarak kalacaksn." Shura, dizlerini karnna doru ekerek, sa yanna doru dnd. Dier kolunu erkein salarna uzatt. Bir daha gremeyecek olmalar sz, ona gerekleri hatrlatmt. Belki de buradan ayrldktan sonra hi karlamayacaklard artk. Bu gen adamn akn karmak istemiyordu. Ban ne eerek, dudaklarn ona uzatt. Seyit, onun vcudunu kavrayarak kendine ekti. Bu kez, vcutlarnn ayrlmamak zere birleeceini hissediyorlard. Erkein, rgsndeki firketeleri karmasyla salar beline kadar dalan Shura'nn plak vcudu, minenin nda kh parldyor, kh yer yer glgede kalyordu.

"Tanrm! ne kadar gzelsin." Seyit, onun plak ve utanga bedenine tekrar sarldnda titrediini hissetti. Yatan zerindeki rty ekerek etraflarna sard. Bir yandan da onu pcklere bouyordu. "Benim gzel, kk sevgilim, canm benim, canm, canm..." plak gvdeleri ilk kez dediinde, her ikisi de ruhlarnn ve bedenlerinin birbirini ne kadar istediinin farkndaydlar. Gen kz, vcudunun o gne dek hi bir gze gzkmeyen taraflarn, en mahrem kvrmlarn, erkein plerine teslim ederken, onun adaleli, scack kollar arasnda btn utancn unutmu, kendini havalanm, uuyor gibi hissediyordu. Yava yava, onun ak davetine temkinli fakat sevecen okaylarla karlk 60 vermeye balad. Erkek, sevdiinin artk hazr olduuna inand an, tm vcudu ile onun vcudunu rtt. Yine gz gze geldiklerinde, Shura, onun gzlerinde, karanlkta saklanan ama yine de tesir eden parlty grd. Btn yabanclklarna ramen, sanki hep birbirlerininmi gibiydiler. Karanlk odann k oyunlar iinde kenetlendiler. Seyit, gen kzn halnn zerinde dalm salarna, gsnn ukurluuna, yuvarlak mermer beyaz omuzlarna buseler kondurdu, onun vcudundan ykselen tazelik, saflk kokusunu iine ekti. Shura, artk, bir bebek olmadn

hissediyordu. Sevdii erkein kollarnda, vcudunun ve ruhunun btnlyle onu istiyordu. Onu kabul ettiini ve beklediini gstermek istercesine, kollarn erkein boynuna dolayp, bedeninin arln kendi zerine ekti. Her ikisi iin de ilk olan bir eyi yayorlard. Shura'nn, neredeyse duyulmayacak kadar hafif kan l, ak sarholuunu yaamalarna mani olmad. zerlerindeki rt oktan kenara atlmt. plak vcutlar, sadece, bir dierinin temas ve ateten gelen scaklkla sarlyordu. Yllardr ayr kalp zlem ekmi klarn tutkusu ile, sevimeye devam ettiler. Seyit, byk bir sabrla, kendini kaybetmeden, gen kzn gzlerini, vcut hareketlerini, nefes allarn seyredip dinleyerek onu kollar arasnda tuttu. Ak ilk kez tadan sevgilisinin doyuma ulatn grene kadar, onu arzu ve efkatle sevmeye devam etti. Shura, hayatnn anlamnn bu erkekle tamamlanacana inanyordu. Seyit de vcudunun kayp bir dier yansn bulmu gibi hissediyordu kendisini. Gen kz kollarnn arasnda sk sk tutmaya devam ederken mrldand: "Seni hi brakmak istemiyorum, kk sevgilim benim." Ama bunun imknsz olduunu ikisi de biliyorlard. Sarlp, hi konumadan atein karsnda yattlar. "Keke seni Petrograd'a gtrebilseydim."

Ama bu fikrinin de bir are olmayacan kendisi herkesten iyi biliyordu. Devam etti: 61 Nermin Dczmn "Geri bu da bir eyi halletmezdi." Shura'nn ilk aklna gelen, gen adamn evli olduuydu. Susup bekledi. "Avusturya cephesine gitmemiz yakndr. Seni kime brakrdm Petrograd'da?" "Ne zaman gidiyorsun?" Shura, uzun zamandr, ilk defa konuuyordu. Neredeyse kendi sesini kendisi unutmutu. "Bilemiyorum ama ok yakndr." "Ne zaman dnersin?" Seyit zoraki gld. "Onu hi bilemem." Shura, artk, sahiplendiini hissettii erkek iin alamak istiyordu. Onun uzaklaacan dnrken imdi bir de harbe gideceini duymak daha zor gelmiti. "Sana niye bir sz veremediimi anlyor musun kk sevgilim?" Shura, gzndeki yalar gstermek istemedi. Birden, kendini tutamad. Seyit'in bedenine smsk sarlarak ban onun kolunun altna gmd. Sessizce alamaya balad. Gen erkek, onun ban kaldrarak dalm salar arasndan yalarla slanm yzn avular arasna ald. Ona bakt an, ii paralanr gibi oldu. "Tanr'm! Seni brakp nasl gideceim ben buralardan." Tekrar kucaklatklarnda, artk her ikisi de, bunun yeniden arzu dolu sevimenin balangc olduunu biliyordu. Shura'nn

iinde yine bir his belirmiti. Sanki, hayatnn, bundan byle, hep hznle dolu olaca gibi bir histi bu. Ve o kadar kuvvetliydi ki, gen kz hem seviti, hem sessizce alad. 62 Kurt &syt C9 &h\\ra klar, gerek anlamda birlemelerinden bir gn sonra ayrlmak zorunda kalmlard. nce Seyit, Celil ile birlikte, St.Petersburg'a dnd. Bir hafta sonra da Shura, ablas ve babas ile beraber, Kislovodks'a doru yola kt. Julien Verjensky, eski shhatine hi bir zaman kavuamayacak olmakla beraber, hi deilse hastalnn seyri yavalatlmt. Shura, artk, eski Shura deildi. Seyit'le geirdii leden sonrasnda yaad deiiklik, sanki vcudundan ruhuna yaylmt. Ryada gezer gibiydi. Daha ayrldklar andan itibaren, byk bir zlem iine dmt. Birbirlerinin adreslerini alm, yazmaya sz vermilerdi. Ama, Rusya'nn yaamakta olduu kemeke iinde, Shura, sevdii erkein kalbinde ne kadar yer tutabileceinden emin deildi. Mesafeler o kadar uzak ve cephe yle karkt ki, son bir senedir cephede olan iki aabeyinden dahi zoraki haber alyorlard. Kislovodsk'daki hayatna yeniden almaya alan Shura'nn, gecesinde, gndznde Seyit vard. Bir yandan okuluna gidiyor, bir yandan da, ailesi ile beraber gnlk yaamn srdryordu ama en ok zledii

saatler, akam yemekten sonra odasna ekilip haylleri ile ba baa kald anlard. Ard arda mektup yazyordu. nce ekingen bir k ifadesi ile balayan mektuplarnda gittike rahatlamaya, daha cesur sevgi szckleri kullanmaya balad. Gen adamdan henz hi bir cevap alamamt. Nihayet, bekledii haber ulat. Mektup, Tatiana'dan geliyordu. Moskova'da tand bir kz arkadandan mektup gelmesi, evde kimseyi phelendirmeyecek kadar masum bir eydi. Shura, yrei yerinden kacak gibi arparak, odasnn mahremiyetine kotu. Yalnzlndan emin olunca zarf at. inden, hakikaten Tatiana'nn bir mektubu ile, ona ek, bir sayfa daha kt. Gen kz, kattaki imzay okuduu an, sevinle 63 NcrminBczmcn kk bir lk atarak, mektubu gsne bastrd. Yatana oturup okumaya balad zaman, Seyit yanndaym da ellerini tutuyormu gibi, ii snd. Gen adam, Karpatlar'a, cepheye yola kmadan evvel yazd mektubu, postalamas iin, Tatiana'ya teslim etmiti. Ak ve zlem szckleri ile dolu satrlarn sonundaki 'Seyit' ismine uzun uzun bakan Shura, onu temelli kaybettiini dnd. Zarfn postalan tarihine baklrsa, kendisinin yolladklarn hl almad kesindi. Sevdii erkein, onun yazdklarn okuyamadan harbe gitmi olmasndan sonsuz bir znt duydu. Onunla irtibata

geebilmek, bir haber ulatrabilmek arzusu ile, ii iini yiyordu. Sonra, hakknda ok az ey bildii bu gen adama, nasl byle gvenip balandn dnd. Yaadklarndan piman olup olmadn, kendi kendisine sordu. Hayr, hi piman deildi. Bugn, yine ayn eyleri yaasa, ayn karan verirdi. Mektubu, bir ka kez, tekrar tekrar okudu. Kelimeleri neredeyse ezberledi. Yataa girdiinde mektup hl elindeydi. Kalbindeki sancy atlatamyordu. Sevgilisinin yazd kelimelere bakarken gzlerine dolan yalan tutamad. Katlar gsne dayayp gzlerini kaparken mrldand: "Ben de seni ok seviyorum Seyt Eminof. Hem de ok seviyorum." 64 Kurt &syT (9 hura Eminoflar Aluta, Yalta, 1892 Yksek dalann, kuzeyin sert rzgrlanndan koruduu Krm topraklar, Azak Denizi ile Karadeniz arasnda, btn verimlilii ile uzanmaktayd. Kestane topra rtl kuzey stepleri, hafif meyille, yerini Krymskiye Gory'e brakrken, yamalarn denizden yksekliine bal olarak, selvi, zakkum, mee, kayn, grgen ve akaa topluluklar, Knm yanmadasnn tepelerinden Karadeniz'i seyrederlerdi. Yer yer dzlklerde san buday baaklar dalgalanr, usuz bucaksz ormanlarla denize inen kayalar arasnda set set balar araplk zmleri beslerdi. Btn Rus arlk topraklar iinde, yl boyu en

uzun gne gren topraklar Krm yanmadasndayd. Topraklan ile iftihar ederdi Mirza Mehmet Eminof. En iyi buday onun tarlalarnda yetiirdi. St. Petersburg'un, Moskova'nn en iyi araplan, onun balanndaki zabel ve misket zmlerinden yaplrd. ki sra teller zerine sarl yetitirdii zmler, neredeyse, toplanmaa hazrd. Ba arasnda rnlerinin kalitesini kotrol ederek dolarken, Allah'na kran dualarnda bulunuyordu. Ne gzel topraklard bunlar, ne bereketli tarlalar, balar. Ama az cefasn da ekmemilerdi hani. Mehmet Eminof, babasndan dinledii kadar ile, ailesinin ok uzun zaman nce Knm'a yerletiini biliyor, ancak ka gbektir ordalard, onu kestiremiyordu. Dedesinden dinledii hikyeler ise ok gerilere gidiyordu. 65 NSRMN E)ZMN Krm, 1475'de Osmanl Trkleri'nin eline geince, daha evvel o blgeye yerlemi olan Tatar Trkleri, Osmanllar'a balanarak, Krm Hanl'n kurmulard. Bakentleri Bahesaray'd. ara yakn bir zaman, Karadeniz bir Trk gl olmutu. Osmanl'nn gc, Krm'n huzurunu salarken, Krm Hanl da, Osmanl'nn Rusya cephesinde gz, kula olmutu. Ancak, Karadeniz'den ve Osmanl lkelerinden bir trl vaz geemeyen Ruslar, her frsatta bu arzularn gerekletirmek iin uramlard.

Birinci Petro'nun ar olmas ile, bu istekleri daha da iddetlenmiti. Hollanda'da denizcilik renimi gren Petro, kuvvetli bir donanma kurmutu. Osmanllar'a kar kurulan Kutsal ttifak'a katlarak Azak kalesini alm, Karadeniz'e inme hayllerinin ilk admn gerekletirmiti. Petro, Baltk Denizi kylarn da ele geirmek N zere sve'le savaa girmi, harbin banda Rus ordusu ok byk yenilgilere uramt. Ancak, sonradan, harbin kaderi deimi, sveliler, Rusya ilerine kadar ilerlemi olmalarna ramen, galibiyete ulaamamlard. sve kral Demirba arl, yaral olarak, Osmanl mparatorluu'na snmt. sve Kraln kovalayan Ruslar, Trk topraklarna girip, yakp ykmlard. Krm topraklarnda meydana gelen bu olaylar neticesinde, Osmanl ordusu, Ruslar Prut bataklnda kuatmt. Birinci Petro'nun, harbi byk yenilgiyle kaybetme korkusundan istedii bar anlamasn, Rusya'nn ilerine yaplacak daha byk aknlarn macerasndan korkan Sadrazam Baltac Mehmet Paa, hemen kabul edince, 1711' de sadece Azak kalesinin Ruslar'dan geriye istendii bir anlama ile, Prut harbi bitmiti. Ksa bir mddet sonra, 1736'da Avusturyallarla birlikte, tekrar Osmanllar'a sava aan Ruslar, Krm'a girerek Azak kalesini yeniden ele geirmiler, Bahesaray' yakp, yerle bir

etmilerdi. Osmanllar'in her iki devlete kar saladklar 66 Kurt <ky galibiyetlerle, 1739'da yeniden anlamaya oturulmu, Ruslar'n Krm'dan ekilmesi salanm, kalelerini ykmalar art ile, Azak kendilerine braklmt. Ard arda yaanan harpleri, kanl mcadeleleri takiben, otuz yl gibi bir sre, Krm sakin yaamt. Ta ki, arie Katerina'nn Krm ve Kafkasya zerindeki hayllerine, Boazlar', Balkanlar' ilve edip, ihtiraslanmasna kadar. Osmanllar'la dorudan harbe girmekten ekinen Katerina, nce Balkanlar'da Rus egemenliini kurabilecei dzenler peine dmt. Lehistan'a yaptklar bir saldr sonucu, Leh milliyetilerinin direnii ile karlaan Ruslar, onlar Trk topraklarna kadar kovaladktan sonra, sndklar Trk kasabasn basarak, kasaba ahalisi ile birlikte ldrmlerdi. Osmanllar'in sava amas kanlmaz olmutu. Ancak, bu sava, gerileme devrini yaamakta olan Osmanl mparatorluu'nun ordular iin ar bir yenilgi olmu, Ruslar, Eflak ve Bodan' aldktan sonra, Tuna'yi geip Krm'a girmilerdi. Baltk Denizi'nde slenen Rus donanmas, Cebelitark Boaz'ndan Ege'ye inmi, Anadolu yarmadasnn Ege kys zerinde bulunan eme limannda demirli Osmanl donanmasn yakmt. Bar istemek zorunda kalan Osmanllar'in imzalad

artlar ok ar olmutu. 1774'de Kk Kaynarca anlamas ile, Ruslar savata aldklar yerleri geri vermekle beraber, Karadeniz'de donanma bulundurmaya, Osmanl topraklarnda yaayan Ortodokslar zerinde sz sahibi olmaya hak kazanmlar ve Osmanllar'in, Krm' bamsz bir devlet kabul etmeleri artn da anlamaya ilve ile, esas amalarn uygulama frsatn yaratmlard. Krm'n, bamszlk ad altnda, Osmanl mparatorluu'ndan idari ynden ayrlmas, Rus donanmasnn da Karadeniz'de adeta kale grevi slenmesi, 1783'de kanlmaz sonucu getirmi ve Rusya, Krm' arlk topraklarna katmt. O tarihe dek alkantlarla dolu olan Krm ve Krml'nn kaderi, o tarihten itibaren Rusya'nn eline teslim olmutu. Krm'n tamamn ele geirmek Katerina'yi rahatlatmam, aksine, Karadeniz'in kar kysnda uzanan, ebedi dman 67 NcrminBczmcn grd Osmanllar'in topraklar, onu yeni hayller kurmaya itmiti. Yakn Dou'da kurmay ve torunu Konstantin'le beraber ynetmeyi plnlad geni bir Ortodoks Hkmdarl, ryalarn sslemeye balamt. Zapt ettii topraklardaki etki ve gcn Rusya'da grevli batl diplomatlara ispat etmek iin dzenledii Krm seyahati, alt ay srmesine karn, programlanmas drt yl almt. lk Trk-Rus harbinden general olarak dnp, arie'

nin dikkatini eken sonra da sevgilisi olan Gregory Alexander Potemkin, bu seyahatin, bandan sonuna, mimarln yapm, arie'sinin, yabanclar gznde istedii etkiyi yaratabilmesi iin, her eyin kusursuz olmasna byk gayret gstermiti. 1787 Ylnn ocak aynda, St. Petersburg'dan yola kan bin kiilik kafile, ileri adeta saray yavrular gibi denmi troykalarla gneye doru inmi, Mays aynda Dinyeper nehrinde kendilerini bekleyen seksen paralk filo ile gezide grlmesi esas ama olan Krm kylarn dolamaya balamlard. Misafirler, grdkleri karsnda akna dnmlerdi. Yol boyunca, kylarda, bayramlk kyafetleri iinde arklar syleyip, dans eden genler, neeli neeli kaval alan obanlar, prl prl niformalaryla talim yapan Kazak ve Tatar askerleri, yapma ellelerin yamalarnda dzenlenmi ngiliz baheleri, geceleri havai fieklerin altnda kyllerin korolarla syledikleri arklar, akllarn balarndan almt. Sivastopol ve Bahesaray'da Don kazaklar ve Tatar birliklerinin byk bir disiplin iinde gerekletirdikleri sava oyunlar, misafirlerin hayranln kazanmt. Katerina, bu seyahat boyunca istikble ynelik emellerini, Batl dostlarna sezdirmek iin de bilhassa zen gstermi, Dinyeper'i eski Yunan'daki adyla,

"Borysthenes" olarak belirtmi, Kerson limannda demirli sava gemilerine Yunanca, "Bu yol Bizans'a gider" ibareleri yazdrtmt. En nihayet, Poltova'da sergilenen, sve Kral XIII. Charles'in, Byk Petro'ya hezimetini, adeta hakiki imicesine yaatan sava oyunu, Sivastopol'da Karadeniz'e dizilmi donanma gemilerindeki askerlerin "ok 68 ' Kurt to (0 Shur/j yaa imparatoriemiz!" haykrlarnn zerine, muhteem bir kapan olmutu. Btn bu grntlerin, Krm'n hakiki grntleri olmas ihtimli olduka azd. Drt sene boyunca, Potemkin'in kocaman bir tiyatro sahnesi yaratt sylenmiti. Geziyi yaayanlar, bu atafatn ve hayl dnyasnn muhasebesini yapa dursunlar, gerei yalnzca, Gregory Alexander Potemkin ve o gnleri yaayan Krm Trkleri bilecekti. Krmllar'm, arie ve misafirlerini bylesine cokulu karlamalar da akllara taklan dier bir konuydu, onca ac yeni yaanmken... Potemkin'in, sevgili Katerina'sini mutlu etmek iin balatt Krm' sahiplenme projesi, zamanla tutku halini alm, kendi kurduu ehirlerden Sivastopol'da 1784'de byk bir donanma ss gerekletirmiti. 1794'de de Odessa'da kurduu deniz ss ile Rusya'y Karadeniz'e her an almaya hazr gce getirmiti. Savalklarna ve at

zerindeki maharetlerine hayran olduu Don Kazaklar ve Krmllar'dan arlk ordusuna bal alaylar teekkl ettirmiti. Bylece, Orta Asya'dan nesiller sren glerden sonra Krm'a gelip yerleen, uzun yllar Moskova'ya yaptklar aknlarla Rus Prensliinin korkulu ryas olan bu Trk kavmi, bir mddet, kendileri ile ayn topraklardan kopup gelmi dier bir Trk boyunun devam olan Osmanllar'la kader birlii etmi, fakat sonunda, Rus toplumunun bir paras olmulard. 69 NcrminBezmsn Kurt Seyit Aluta, 1892 Yalta'daki Trk asll toplumun, en eski yerlemi ve ileri gelen ailesinin olu olmasndan dolay, Mehmet Eminof kk yata Moskova'da askeri eitime alnmt. Krm, Azerbeycan ve Kafkas Mslmanlar'nn ileri gelenlerinden oluturulan "Polk" denilen slm alaynn svari birliinde grev yapm, ar'in maiyet subaylna kadar ykselmiti. zinli olduu devrelerde Aluta'ya gelir, aileden kalan balar, baheleri gezer, rnn ne miktar olacan, nerelere satlacan plnlar, mal satlmsa, yeni senenin ekimi iin talimatlarn verir, grevine dnerdi. Moskova, St. Petersburg, Livadia arasndaki yolculuklarda, olduka keyifli vakit geirmesine ramen, Yalta'daki topraklarn zlerdi Eminof. nar aalarnn glgesindeki evlerini, zm

balarn, Karadeniz'den gelen tuzlu su kokusunu zlerdi, ta ki evlenene kadar. Evlendikten sonra ise, en ok dnya gzeli kk karsn zler olmutu. Eminof, hareketli bir bekrlktan sonra, uzaktan akraba olan Parteroflar'n kz Zahide ile evlenmiti. Parteroflar, Poltova'da geni arazi sahibi, Prusya asll, kkl bir aileydi. Zahide, ailenin drdnc ve tek kz ocuu olduundan, el stnde tutulurdu. Yazlan, Yalta'daki evlerine kalmaya gelirlerdi. Zahide, Aluta'dan hi ayrlmak istemezdi. Bembeyaz teni, ince, uzun endam ve prl prl yanan mavi gzleri ile, btn Yalta delikanllarnn gnln almt. Ama o, ocukluundan 70 i byr beri beendii Eminof a yankt. Ancak, yakkl delikanlnn hayat daha ok St. Petersburg'da geiyor, bayram, seyran iin arada Aluta'ya dnyordu. Alnnn ortas beyaz benekli, simsiyah atnn zerinde meydanda grnd vakit, Zahide'nin yrei duracak gibi olurdu. Gen kz, bu akn tek tarafl, aresiz olduunu dnr, bazen, iin iin, alard. Mehmet'in Moskova'da kim bilir ka Rus metresi vard, kim bilir nasl bir hayat yayordu oralarda. Ne yapsnd kendisi gibi kck, tecrbesiz, beceriksiz bir kz. Ama yanlyordu. Mehmet, iki sene nce, bir akraba dnnde grd Zahide'nin endamna

hayran olmu, gzlerinin mavilii uzun zaman aklndan kmamt. Babasna dantnda da, "Biraz bekleyelim, kz daha ok kk." olmutu cevab. Ancak, o da Zahide'nin etrafnda dnenenleri biliyordu. Bir ou da arkada idi. Biraz daha beklerse, onu bakasna yr etmekten korkuyordu. Halbuki, gzel kz, her eve gelen grc iin, annesine babasna ayr bir bahane uydurup, hayalindeki prensini bekliyordu. Ona ramen, Eminoflar kendisini istemeye geldiklerinde, inanamamt bir trl. Anne, baba Parteroflar, kzlarnn uzun zamandr gizli ak ektiinin farknda, hi nazlanmadan "Evet" dediler. Ayrca Mehmet'ten daha iyi damat da bulacak deillerdi. Zahide de on altsn doldurmu, serpilmiti. Hemen sz kesildi, ksa sren bir hazrlk devresinden sonra da evlendiler. Olgun zm salkmlarnn yannda diz km, bir tutam topra avularndan szdrrken, geen yllan dnyordu Mehmet. Sevgili Zahide'si de bu topraklar kadar bereketliydi. Dnlerinden hemen dokuz ay sonra, nur topu gibi bir kz ocuk dourmu, daha bebek bir yana basmadan ikinciye gebe kalmt. Bugn, yann da onu douracakt. Daha, ok ocuk istiyordu Eminof. Daha, tarlalar dolusu buday, ttn, balar dolusu zm yetitirecek, ormanlardaki kayn aalar gibi kk salacaklard onun ocuklar, bu topraklara. imdi onun avulad gibi, torunlar avulayacakt

bereketi. Avularn birbirine vurarak, ellerindeki topra dkt, ayaa kalkarken. 71 Nsrmin Dezmcn zm salkmlarna taklan kalpan dzeltti, yava admlarla ilerledi. Ban bulunduu meyilli tepe, birdenbire dikleip sert kayalarla denize iniyordu. "Karadeniz, lgn deniz" diye dnd Mehmet. Aniden, ban br ucundan kasketini sallayp, bararak gelen khyann sesi, onu dncelerinden ayrd. Nefes nefese koan khyasna doru yrd. Yreini korkular sard. Yoksa Zahide'sine bir ey mi olmutu. "abuk syle, ne oldu?" Khya, bir yandan kendine eki dzen vermeye alrken, cevaplad: "Hayr oldu, efendim, hayr oldu. Tosun gibi bir olunuz oldu." Eminof, derin bir nefes ald. "Allah'ma krler olsun. Nasl? Karm nasl?" "Zahide Hanm da ok iyiymi, olunuz da, Hacer yle dedi." Hacer, khya Ceml'in karsyd. Ebelik yapard. lk ocuklar Hanife'yi de o dourtmutu. ini bilir, etraf telaa vermeden sakin alr, hem anne adayn, hem de onun evi doldurmu yaknlarn rahatlatrd. Mehmet, ikinci defa baba olmann verdii mutlulukla, cebinden kard paray, Ceml'in gmlek cebine sktrd. Gzlerinde minnet ifadesi vard.

Onun omuzuna vurarak, "Sa ol...Sa ol." dedi ve hzla evinin yolunu tuttu. Krk gn sonra, Sadovi caddesindeki iki katl, byk ta evde bir mezzin, bebein kulana ismini okuyordu: "Seyit Mehmet, Seyit Mehmet, Seyit Mehmet". Seyit bebek o kadar ok alyordu ki, adna dualarla bir de "Kurt" lkab ilve edildi. Krm'da yzyllardan kalan bir inana gre; bebekler uzaktan uzaa kurt seslerini duyduklar iin, korkudan alarlard. Ancak, Kurt ismi ile anldklarnda, bu 72 Kurt Ssyt C9 Shur/ korkuyu yenebilirlerdi. Her ne hikmetse, o gnden sonra Seyit'in hrnlklar bitti ama ismi Kurt Seyit kald. 73 NCRMN BCZMCN Akta 1904 narlarn glgeledii byk evde, Eminoflar, birbiri ard sra doan ocuklar ile, dnyann en mutlu iftiydiler. Seyit'ten iki sene sonra Mahmut, alt sene sonra Osman domutu. ocuklarn hepsi shhatli fakat son derece zarif yaplydlar. Seyit'in gzleri ayn annesininkiler gibi, lacivert meneviliydi. Kardeleri arasnda idarecilii, yandan umulmadk akll davranlar ile, Seyit'in ayr bir yeri vard babasnn gznde. ocuklar dizlerinin dibinde oynarken onlar seyredip, iftihar ederdi, Mehmet Eminof.

Yaland vakit, Seyit onun yerini alacakt. i rahatt. Byyen ailesini, topraklarn idare edebilecek bir olu vard. Bir gn, onun bu hayllerini yksek sesle tekrarladn duyan Zahide, aka yollu takld kocasna: "Ak olsun Eminof. Bacak kadar ocuk iin yaptn plnlara bak. Hem, kardeleri arasnda kskanlk yaratacaksn. Sanki, dierleri bizim ocuklarmz deilmi gibi konuuyorsun." Mehmet, karsnn hassasiyetini anlamt. Elinden tutup sedirde yanna oturttu ve minenin nnde konuup glen ocuklarn birlikte seyrettiler. Hanife, Mahmut ve Osman, Seyit'in anlatt bir masal, kh gzlerini kocaman ap, kh kahkahadan tkanp dinliyorlard. Hanife, Seyit'ten bir ya byk olmakla beraber, onu sanki aabeyi gibi grrd. Mahmut ve Osman ise, adeta hayranlkla balydlar aabeylerine. Evin dna kld vakit, hemen iki yanma 74 MJRT SYT geer, ellerinden tutarlard Seyit'in. Onlara emniyet hissi verirdi bu. Aralarnda hi karde kavgas olmamt o gne dek. Evin dnda da, evdeki oyunlarnda da, idare hep Seyit'in elindeydi ve bunu zorlama ile yapmyordu. Hem ablas, hem kardeleri, onun stnln, byk bir istekle, kendileri yaratmlard adeta.

Anlatt hikyenin sonunda, Seyit kardeine birden sarlp, yanaklarndan pt. "Haydi, imdi uyku vakti." Hanife ile olanlar, itaatkr bir ekilde, anne ve babalarna "yi geceler deyip, Seyit' in n sra, yukarya odalarna ktlar. Eminof, karsnn yanan okad. "Gryor musun ne demek istediimi? Onlar, Seyit'i kskanmak bir yana, kendilerine han semiler bile. Kimsenin hakkn yemez, kalbini krmaz bu ocuk. Mal mlk o idare ederse, btn kardelerini de kollar, rahat ettirir." "Galiba haklsn Eminof." dedi Zahide. "Ben bouna kuruntu edinmiim. Senin dncen tamamdr. Velev ki, Allah kt yaz yazmasn." Babalarnn uzun sren Petersburg, Moskova grevleri esnasnda, ocuklarn yetimelerini Zahide stne almt. Mehmet, zellikle Seyit'in ok iyi at binmesini istediinden, khya Ceml'e talimat vermiti. Bazen bir ka ay sren hasret dolu ayrlklardan sonra, geri dndnde, muhakkak Seyit'in at zerinde bir ka yeni numarasn izler, mitlerinin boa kmadn grp oluyla iftihar ederdi. Eminof, ksa sreli gelilerinde, bakentteki bir takm karklklardan sz etmeye balamt. Ama, Yalta'da hayat ylesine asude, ylesine mutluluk dolu idi ki, Zahide beinci ocuunu da byk bir istekle dourdu. Havva doduunda, Hanife on

bir, Seyit on, Mahmut sekiz, Osman ise alt yalarndaydlar. Havva, bembeyaz teni, kocaman derin mavi gzleri ile, ocuklarn iinde annelerine en ok benzeyeni idi. 75 NerminBczmsn Zahide, henz yirmi yedi yama basmt. Be ocuk douran sanki o deildi. Hl, on be yann saf, temiz, ocuksu baklarna, fildii kadar beyaz przsz cildine sahipti. Mehmet Eminof, deliler gibi kt karsna ve bir tek o biliyordu, o ocuksu gzelliin altnda sakl olan scack, olgunlaan kadnln. Ayn senenin yaznda, Seyit'le Mahmut'un snnet dnlerinin yaplmas kararlatrlmt. Mahmut, snneti, bol bol hediyeler alaca bir tren olarak dnrken, Seyit bymekle, erkeklikle balantl grd bu olay heyecanla bekliyordu. Evde byk bir hazrlk balad. Giri katndaki byk odalardan birine, kocaman bir karyola kuruldu. Beyaz i, kolal yastklar, araflar ve ipek saten kaplama yorganlar dendi. Zahide nde, , drt hamarat emektar arkasnda, evin bir yanndan bir yanna temizlie giritiler. Trene uzaktan gelecekler iin misafir odalar ald. Baheye masalar, iskemleler dizildi, lmbalar ayarland. Zahide, her eyin eksiksiz olmasn, geldiinde Eminof a kouturacak fazla bir ey kalmamasn istiyordu. Nitekim, Mehmet, trenden bir gn evvel, gece yars gelebildi. Merak iinde

kendisini bekleyen Zahide, uzaktan yaklaan at seslerini duyar duymaz, feneri eline alp kapya frlad. Gelen Mehmet'i miydi, yoksa uursuz bir haber mi? alna sarnp, akamn serininde bekledi. Yolun aasnda, ana girite, seyisle konuan atly tanmakta gecikmedi. Gece karanl da olsa, sesini duymasa da, at zerindeki heybetinden tanrd kocasn. Yrei sevinle doldu. narlarn arasndan yola doru yrd. Mehmet, atn mahmuzlam geliyordu. Lmbann nda, srtnda uzun beyaz gecelii ve al ile yryen karsn fark eder etmez, dizginleri skt, atlad atndan. Meraklanmt. "Zahide! ne iin var bu saatte yollarda, ne oldu?" Korkulan gemi olan gen kadnn yznde, mutluluk ve sevin okunuyordu. Eminof, hayranlkla bakmaktan kendini alkoyamad. Hafif akam rzgr ile uuan salar, sevgi 76 Kurt ^syt (0 Snnu parlayan gzleri, narin vcudu, elindeki fenerin nda sanki periletirmiti Zahide'yi. Birbirlerine zlemle sarldlar, bir mddet konumadan. "msn," dedi Zahide, onun tra uzam yorgun yzn okayarak. Karsnn elindeki lmbay alp sndrd Eminof, bankn zerine brakt. evik bir hareketle atna atlayp, elini uzatt. Zahide, onun gl elini yakalarken, bir aya ile de izmesine

merdiven gibi basp, brakt kendini. Gz ap kapayana kadar, atn terkisindeydi. Sarld kocasna kollar ile, ban srtna dayad. Mehmet, atn ar ar eve doru srmeye balad. Bir ara durdu ve ban evirip karsnn alnn perken mrldand: "Senin geldiin yer olduka scak olmal. Belki beni de strsn." Zahide'nin anaklar, gecenin karanlna ramen al al olmutu. Sanki, yeni gelin gibi heyecanlyd. Tarif edemeyecei bir mutlulukla yalanan gzlerini kapad, trsa kalkan atn zerinde evlerine doru yollandlar. O geceyi uykusuz geirdiler. Birbirlerine tekrar kavumann heyecan ile, ertesi gnn byk olaynn tela, kan kocay sabaha dek uyank tuttu. Sabahn ilk klar odaya girdiinde, Mehmet yeni dalmt. Zahide, ses etmeden, sevecenlikle, onu alnndan pp, stn rtt. Aralk perdeleri kapayp oday iyice kararttktan sonra, stne acele bir eyler geirip parmak ucunda kt odadan. Ebeveynlerin yatak odasnn hemen yannda, Havva'nn odas vard. Zahide, bebek karyolasnda ml ml uyuyan minik kzna bakt. Ta bebek kadar beyaz tenli, pembe yanaklyd Havva. Yz koyun uzanm, bir elinin ba parma aznda, yle derin uyuyordu ki, onu rahatsz etmekten korkarak, yavaa kucana ald. Kanapeye oturup, bluzunun dmelerini at. Stle dolmu gsleri zonklamaya balamt. Bebeinin azn, gs bana doru yanatrd

77 NcrminBczmcn usulca. Havva bebek, uyanmamasna ramen, anne memesinin kokusuyla, azn kocaman at. Ban saa, sola vura vura, annesinin yardm ile, memeyi buldu. Zahide, sonsuz bir itahla memesini emen kzn seyrederken fsldad: "Tanrm, seni de iyi ki dourmuum, ne gzel eysin sen yle." Karn iyice doyan bebei yerine yatrp, kapsn kapad. Sonra, olanlarn odasna girdi. Seyit uyanm, kardeini de derin uykusundan kaldrmaya urayordu. "Haydi Mahmut, uyan, bugn snnet dnmz var, haydi kalk sabah oluyor." Mahmut, ine batrlm gibi sratle frlayp, yatanda oturdu. Gzlerini ovuturarak sordu: "Ne zaman snnet olacaz? Hemen imdi mi?" Zahide glmekten alamad kendini. "Hayr, hemen imdi deil. Ama daha ok iimiz var. Ykanp, babanzla sabah namazna gideceksiniz." Annelerinin kapda durduunu gren olanlar koup, sanldlar heyecanla. Seyit, soru yamuruna tuttu annesini. "Babam geldi mi? Ne zaman geldi? Hemen gidip greyim..." "Yava ol bakalm biraz. Babanz gece yars geldi ve ok yorgun. Biraz uyusun. Zaten, az sonra kaldracam, camiye gideceksiniz. Bari brakalm o arada uyusun."

"Babam da snnet olmu mu?" diye sordu Mahmut. "Tabi, apal" diyerek yanan skt, Seyit kardeinin, "Btn erkek olanlar snnet olur.". "Peki, snnette ne olur?" Seyit, adeta bir retmen edas ile cevaplad: "Snnet olann, pipisinin ucu kesilir." 78 Kurt toT Mahmut'un uykulu gzleri kocaman ald, dehetle annesine bakt. "Yalan, deil mi, anneciim? Aabeyim yalan sylyor deil * O" mr Ve Zahide' nin toparlanmasna frsat kalmadan, yataa kapanp hngr hngr alamaa balad. "Ben pipimi kestirmem! Ben pipimi kestirmem!... Zahide, Mahmut'a sarlp yattrmaya alrken, byk oluna kt: "Grdn m yaptn Seyit, ak olsun, insan kardeini byle korkutur mu?" Mahmut, annesinin kucanda tam sakinlemek zereydi ki, Seyit yine o byk adam edas ile konutu: "Niye korkuyormu, erkek olan korkar m? Hem ben yalanc deilim. Pipisi kesilirken anlar, yalanc olmadm". Yeniden l basan Mahmut kucanda, aknd Zahide. Bir an evvel, Eminof un,

oullaryla konumas gerekiyordu. Onlara ne anlatacan, nasl anlatacan bilemiyordu Zahide. Kendi aabeylerinin de snnet dnleri olmutu ama bu mevzular, det olarak, babalarla oullan arasnda konuulur, anneler karmazd. Seyit, kardeinin alamalarndan etkilenmi, onu rahatlatmak iin lf aryordu. "Hi de o kadar kt bir ey deil Mahmut, sus Allah akna... Kardeinin gz yandan slanm yanaklanm okayp, yumuack bir sesle teselli etmeye alyordu: "Hem, bak, ne hediyeler gelecek. Biliyor musun, snnet olunca, ayn byk erkek gibi oluyorsun." Zahide, Mahmut'un bir an iin de olsa oyalandn grp, odadan kt, koarak kendi yatak odalanna dnd. Kocasnn uyanp duruma el koymas lzmd. Mehmet, yataktan kalkmak 79 NCRMN BEZMEN zereydi. Karsn grnce keyifli bir sesle sordu: "Bu ne patrt Allah akna? St. Petersburg bile daha sakindi." "Eminof, halletmen gereken bir durum var." Zahide, ciddiletii zaman, kocasna soy ismi ile hitap ederdi: "Bu ocuklarla bir an evvel konuman lzm." Eminof un keyfi yerindeydi. "Hangi ocuklarla? Kzlarla m, olanlarla m, bykle mi yoksa besiyle birlikte mi? "Hi komik deilsin Eminof, snnet dnleri geldi att ve oullarna henz ne olacan

anlatan olmad. Seyit az buuk bir eyler renmi, onu da ne kadar, kimden renmi Allah bilir." Mehmet birden ciddileti. Karsna sarlp, zr diler bir ifade ile konutu: "Haklsn, balarnda olamyorum ocuklarn. Onlarla daha sk, daha ok ey konumam lzm. Merak etme, imdi hallederim. Sonra da banyomuzu yapar, camiye gideriz." Zahide rahatlamt. Mehmet olanlarn odasna girerken, o da evin hamamn kontrol etmek iin aaya indi. Ksa bir zaman sonra, evin erkekleri ykanm, giyinmilerdi. Babalar her ne anlattysa, Mahmut artk alamyordu. stelik, son bir saat iinde bym gibi edalar taknmt. Gnler nceden hazrlanm snnet kyafetlerini giydiler. Beyaz pantalon, gmlek, bir omuzlarndan bellerine doru inen krmz saten kuak, dier omuzlarnda nazarlklar ile, babalarnn iki yannda el ele tutuup evden kan oullarn gururla seyretti Zahide. "Tanr'm" dedi kerfdi kendine, "Ne abuk bydler." leden sonra, evde heyecan son haddini bulmutu. Mutfakta hizmetkrlar harl harl davetin yemeklerini hazrlyorlard. Brekler, zeytinyallar, helva, zerde, pilav, uruplar sabahtan 80 Kurt &d pimeye konmutu. Mehmet oullarn oyalarken, Zahide mutfakla kiler, misafir

odalar ile bahe arasnda kouturup hazrlklara nezaret ediyordu. Havva bebein, st saatleri dnda, bakmn Hanife slenmiti. Frsattan istifade, annecilik oynuyordu minik kardei ile. Her eyin yolunda gittiinden emin olunca, kendisi de hazrlanmaya karar verdi Zahide. Banyosunu yapt. Beline kadar uzanan salarn kurutmasna vakit kalmamt. Dolaptan, uuk mavi ifon emprime bir elbise seti. Mehmet'in en beendii elbisesiydi bu. Nemli salarn rgler halinde ayrd. Beline, dn hediyesi, kaln Kafkas kuan takt. Salarn arkaya atp, rglerini bir kez gm kemerinin zerinden dndrp ularn brakt. Aynada kendine abuk bir bak att. Evet, artk byk kouturmaya hazrd. Kendine daha fazla vakit ayrmasna imkn yoktu. Koar admlarla merdivenden inerken, giri holnde khya Ceml'in sesini duydu. Kocas, kapda, Ceml'in yol gsterdii hoca efendi ile snnetiyi karlamaktayd. Misafirler byk salona alnd. Limonatalar ikram edildi. Olanlar, yan odalardan birinde, heyecan iinde bekliyorlard. Mehmet, onlarn ellerinden tutup hocann nne getirdi. Seyit'le Mahmut, hocann elini ptler. Bembeyaz sal, uzun, beyaz sakall hocann yumuack, sakin bir sesi vard. Onlar yanna oturttu. "Maallah, maallah! Aslan gibi oullar maallah!"

ltifatlar ile, nce, Seyit'e doru dnd. Mahmut, byk bir merakla, oturduu yerden ne doru uzanp olanlar seyretmeye balad. Hoca efendi, bir avucunu dua iin am, dier avucunu Seyit'in bana koymu, gzleri yan kapal, mrldanarak bir eyler sylyor, ara sra da, kendi ban yle bir dndrp, Seyit'in yzne doru flyordu. Hocann her fleyiinde de, Seyit'in alnndaki perem uuuyor, gzlerini krptryordu. Mahmut, bu ii mthi elenceli bulmaya balamt. En nihayet, hocann sar zerinde uuan sinei grnce, kendini tutamayp kkrdad. Ancak, babasnn uyarc baklar ile, 8l NSRMN EZMN toparlanmak zorunda kald. Seyit'in duas bitmiti. Hoca, derin bir "Amin"le beraber, elini Seyit'in bandan ekti. "Hayrl bir evlat, gl kuvvetli bir erkek olasn inallah!" Seyit, byk imtihann yarsn gemi gibi hissediyordu kendini. Babasnn yanndaki koltua yerleip, Mahmut'un nazardan arnp, hayr dualarla donann seyretmeye balad. Snnetin yaplaca odada, snneti, aletlerini hazrlam, bekliyordu. Ufak tefek, sessiz bir adamd. Onun bu telasz, munis hali, ocuklarn heyecann biraz olsun yattrmt. Byle bir adamdan kendilerine ktlk gelmeyeceine inanmlard.

Gmleini dirseklerine kadar svam, ellerini ill sularla ykam olan snneti, oturduklar odann kapsnda belirdi. "Evet beyefendi, ben hazrm. nce hangisi olacak? Mehmet, kk olunun korkusunu bildiinden, bir an evvel bu ikenceden onu kurtarmak gerektiini dnd. Ancak, Mahmut, oktan, Seyit'in arkasna geip, onun gmleine sk skya yapmt. Seyit ne atld: "nce ben" derken, sesinin titremesini nlemek iin, nefesini tuttu. Mahmut, kran dolu baklar gnderdi aabeyine. te, her zaman olduu gibi, yine kollamt Seyit onu. Eminof, sevgi ile, byk olunun omuzunu kavrad ve snnetinin ardndan odaya girdiler. Kap kapand. Mahmut darda kalmt. Halbuki Seyit'i snnet olurken seyredip, kendi bana da neler geleceini renmek niyetindeydi. Snneti de, ayn sebepten, ocuklarn ikisini birden odada istemiyordu. Birinin yaygaray basmasnn ardndan, dierinin de korkup, ortal lklar ile sava meydanna evirmelerinden ekiniyordu. Ceml khya, Mahmut'u elinden tutup, koridorla odalar arasnda dolatrmaya balad. Seyit odaya girince, kedeki masada, havlu zerinde yaylm aletlere bakmamaya alt. Biraz sonra, vcudundan 82

bir parann kesilecek olmas dncesi ban dndrd, mide bulants geldi ama kendini abuk toplad. Kimse onun korktuunu zannetmemeliydi. Babasnn iki elini omuzlarnda hissedip ban kaldrp bakt. "Aferin benim oluma, seninle iftihar ediyorum olum. Haydi gel, yava yava hazrlan artk." "Nasl hazrlanacam?" "Gel yle, soyunup divana uzan." "Snnet yatana yatmayacak mym?" "Snnet bitince, ssl yatana geeceksin." Seyit, babasnn kulana eilerek fsldad: "Bu yabanc adamn yannda m soyunacam?" "Eh, snneti o yapacana gre yle olacak" "Sen niye yapmyorsun baba?" "Neyi ben niye yapmyorum? "Bizim snnetimizi." Mehmet, kendini tutamayarak, gld. "nk, ben snneti deilim, askerim." Seyit, babasnn yardmn reddederek, kendi kendine soyunmaya devam ederken konutu: "Ben de asker olacam, deil mi baba?" "Tabi, sen de asker olacaksn. Onun iin imdiden byle kk aclara alman lzm. Hem greceksin, yle abuk olup bitecek ki, sen de aacaksn." Seyit'e, o ana kadar, adeta yllar kadar uzun gelen zaman, snnetinin nne oturmas ile duruvermiti sanki. Adama ve elindeki alete hi bakmadan nefesini tutarak bekledi. Barrm korkusu ile, dilerini yle skt ki, yanak etlerine dilerinin

83 NcrminDczmcn getiini hissetti. Babasnn sk skya tuttuu eli ter iindeydi. Dier eli ile de gmleinin eteini kavramt. Adamn dkt ill suyun kokusunu duydu, bacaklarna doru inen slaklkla rperdi. Her ne olursa olsun, sesini karmayacakt. Darda bekleyen kardei iin bunu yapmalyd. Kulaklar uulduyordu. Uzaktan uzaa snnetinin "Bismillah" diyen sesini duydu. Son gelmi olmalyd. Ellerini daha bir sktrarak g toplad. Derin bir nefes alp gzlerini kapad anda olan oldu. nce bir ac, ardndan szlama duydu. Sanki uyumutu. Snneti konuuyordu: "Oldu da bitti, maallah! Haydi bakalm gemi olsun". "Grdn m ite bu kadar." dedi babas. "imdi, o byk yataa geebilirsin artk. Gemi olsun benim cesur olum. Dars kardeinin bana." Babasnn yardm ile snnet geceliini giyen Seyit, yataa yatrld. Mehmet eilip pt olunu, salarn okad, sordu: "Acd m?" Ban sallad ocuk. Sonra daha inandrc olmak iin konutu: "Hayr, hi fazla acmad." Mehmet, onu tekrar pp, kk olunu almak iin kapya doru yrrken kendi kendine glmseyerek mrldand: "Kk yalanc."

Aabeyinin hi barp alamadan snnet olduunu gren Mahmut rahatlamt. Ancak, i ona gelince biraz patrtl bir ka dakika yaadlar. Seyit, kardeine yardm edememenin znts ile, onun yan bana getirilip yatrln bekledi. Zahide, ocuklarn kucaklamak iin odaya geldiinde, Seyit yatt yerden, Mahmut'un yalarla slanm yanaklanm silerken konuuyordu: "Hi yakmyor Mahmut, bak bitti ite. Hem sen asker olmak 84 KURT SYT istemiyor musun?" Mahmut, birden susup, ban aabeyine evirdi: "Olucam ama byynce olucam." "yi ya, asker olunca da, her cann yannca byle alayacak msn?" Zahide kendini tutamad, kapnn dna geri ekildi. Kocas, snnetiyi geirmi, geri geldiinde onu kapnn eiinde hkrarak alarken buldu. "Hayrdr, ne oluyor?" "Hi bir ey." "Hi bir ey iin mi alyorsun?" "Bilmiyorum, her halde mutluluktan. Allah bana ocuklarmn acsn gstermesin Eminof, inan kahrmdan lrm." "Eh, sen ok yaa Zahide. Mutlu olduun gn aklna bunlar eserse, mutsuz gnnde senin yannda durmamal. Haydi, toparlan da olanlarn yanna gidelim."

Misafirler doluup, yatan etraf hediyelerle kaplanmaya balaynca, olanlar arlarn szlarn neredeyse unutmulard. Omuzlar, gsleri altnlarla, rublelerle bezenmi, ilerinde ne olduunu merak ettikleri koca koca paketler oday doldurmutu. Her gelen, ncelikle onlar ziyaret ediyor, snnetin nasl getiini soruyordu. Mahmut da, aabeyinden rendii gibi, "Hi acmad" cevab ile takdir topluyor, "Maallah, hayrl olsun" dilekleri arasnda memnun, mesut yatyorlard. Acyla balayan bir iin ardndan, byle martlp, keyif alacaklarn, dorusu, ikisi de dnmemiti. Bahedeki narlarn altnda hazrlanm masalar, yemeklerle donatlm, yaklan atelerde kuzu ve olaklar evrilmeye balamt. Zahide, arada, bebeini emzirmek iin yukar kata kmt. Gece boyunca, Ceml khyann byk kz bebee gz kulak olacakt. Bebeini yatana yatrdktan sonra odann 85 Ncrmin Bezmen balkonuna kp baheye bir gz att. Ilk, durgun bir yaz akam kmekteydi, Aluta'nn zerine. Bahedeki lmbalar oktan yaklmt. Giriteki verandada, mzisyenler kendilerine ayrlm blme yerleiyorlard. Mehmet, bu gece iilecek arab, zellikle kendi balarnn zmlerinden hazrlatmt, daha

yllar nceden. Byk flarda ne zamandr dinlenmekte olan araplarn musluklar alm, kadehler bir boalp, bir doluyordu. Daha elencenin bayd ama ok kii akr keyif olmutu bile. Kalabaln arasnda, gzleri ile kocasn arad Zahide. te ordayd. ki kolunu, iki erkek misafirinin omuzlarna atm, kahkahalarla glp, konuuyordu. Mutluluk akyordu kahkahasndan. k k seyretti Zahide, kocasn bir mddet. Bahedeki onca kalabalktaki en yakkl erkekti kocas. ok mutluydu, ok. Ellerini balkon demirlerine yaslad, derin bir nefes ald, gzlerini kapayp. Karadeniz'den gelen tuzlu su kokulu rzgr, balardaki asmalarn taze yeil kokusu ile birleip, bahelerine kadar geliyor, asrlk narlarn yapraklarn hafif hafif oynatyordu. Minnet hisleri ile, "ok . kr Allah'im." dedi. eride bebein bezlerini hazrlamakta olan Ceml'in kz Leyla sordu: "Bir ey mi dediniz hanmefendi?" Zahide, glmseyerek, balkondan ieriye girdi. "Harika bir akam, dedim." Aa kata iner inmez, snnet odasna urad. Olanlar, yatan iinde, srtlarn kabartlm yastklara dayam oturuyorlar, etraflarndaki kalabalktan memnun grnyorlard. Kk Osman, onlarn saltanatna imrenerek bakyor, kendi snnet dnn yaamak iin sabrszlanyordu. Zahide'nin varl, misafirlere odadan kmalar gerektiini hatrlatt.

Ziyaretileri gler yzle odadan karttktan sonra, yatan kenarna oturdu gen kadn. ocuklann yzleri yorgun, ama mutluydu. 86 JVUH' (DbYl W 0HL1RA "Nasl, iyi misiniz? Bir istediiniz var m?" "Ben ok iyiyim." dedi, Mahmut. "Seyit de ok iyi. Deil mi Seyit?" Zahide, kk olunun, telal bir ekilde, acsn umursamaz grnne gld. "Peki, peki anladm, herkes ok iyi demek. ok memnun oldum. Babanz da bu habere ok sevinecek." "Babam da yine yanmza gelecek mi?" diye sordu, Seyit. "Tabi, sra ile gelip sizi yoklayacaz." Yatan tam karsndaki geni pencereye doru yrd. Perdeleri, tlleri kenara doru ekti, kepenkleri iyice da itti. "te, btn elence imdi odanzn iinde, uyuyuncaya kadar seyredersiniz." Bahenin klar, sesleri, mzii odann iine doluvermiti aniden. Olanlar, olduklar yerde, biraz daha dik oturmaya altlar. Zahide, onlarn yastklarn dzenleyip, yattklar yerde rahat ettirdi ve her ikisini de pp kt. Yaadklar heyecan, korku ve tela, her ikisini de olduka yormutu. Annelerinin, yanlarndan ayrlmasndan bir mddet sonra derin bir uykuya daldlar.

Ertesi sabah, Seyit, kardeinden nce uyand. Byk bir gayretle, yerinden dorulup yataktan inmee urayordu ki, aralanan kapdan babasnn girdiini grd. "Dur, dur bakalm, kendi kendine nereye kalkyorsun ilk gnden?" diye sordu, babas. Seyit, tuvalet ihtiyacn belirttiinde, ona yardmc olarak yataktan indirdi ve banyoya doru yrtt. Seyit, ayak bileklerine kadar uzanan gecelik entarisinin iindeki plak gvdesinde, belinden aada bir sz hissetti, yrmee alrken. Yarasn daha fazla actmamas 87 NCRMN SZMEN iin, iki yana at bacaklarn, adeta tahta bacak tarcasna, srye srye ilerledi. O arada, babasnn masann yanna brakm olduu byk, ok k bir paketi de gz ucu ile inceliyordu. Mehmet, olunun merakn fark etti. "Yatana geri dnnce aabilirsin." Seyit, bu en sona kalan hediyenin kimden geldiini ve ne olduunu renmek iin sabrszlanyordu. Az sonra, yine babasnn yardm ile, pencerenin nndeki kanapeye yerlemiti. Gzlerinin ii glerek, yerden kaldrmadan, iki eli ile, ar olduu belli paketi kanapeye doru srklerken sordu Mehmet: "Kimin hediyesi olduunu sormayacak msn?" Seyit, ayak ucuna braklan hediyenin parlak ssl kad ile, kocaman renkli saten

kurdelasna hayranlkla bakarken dnd; Bu kadar ar ne olabilirdi iinde? "Aabilir miyim?" diye babasna sormak zereydi ki, Mehmet olunun yanna oturup tekrarlad: "Kimin hediyesi olduunu sormayacak msn?" "Sen kimin gnderdiini bilmiyor musun?" "Bilmez olur muyum? St. Petersbug'dan buraya kim tad zannediyorsun?" "St. Petersburg'dan m getirdin?" "Tabi ya. Ama zellii olduu iin dier hediyelerinin yanna koymadk. Bunu tek bana vermei tercih ettim." Seyit, artan merakn bastrmak iin, sormaa devam etti: "Bana bir hediye daha m aldn?" Babasnn her ikisine de birer at hediye ettiini dn akam zaten renmi olduklarndan, kardeinden farkl olarak bir armaan daha almasnn sebebini anlayamamt Seyit. Onun iin, sorusunu sorarken, yatakta hl ml ml uyumakta olan MJRT SYT Mahmut'un konutuklarn duymamas hususunda elinden gelen dikkati gsteriyordu. Byle bir ayrcalk yaplmsa bile, kk kardeinin bunu bilip kalbinin krlmasn istemezdi. "Hayr" dedi babas, "Bu hediye daha da zel. zelliini anlaman iin de aman lzm. Aslnda, iinden ne kacan inan, ben de senin kadar merak ediyorum dorusu."

Seyit, St. Petersburg'da oturup, kendisine ve de zellikle bir tek ona snnet hediyesi gnderen kiinin kim olduunu bir trl karamyordu. Kurdelay ve parlak katlar amaa balad. Merak, ona, paketi yrtarak amasn sylerken, iindeki bir his bu keyifli srprizin tadn karmasn, onun iin de elinden geldiince heyecan uzatmasn sylyordu. Zaten, bu gzel katlar da yrtmaa kyamazd. Ancak, hediyeyi gnderen, sanki onun sabrn denemek ister gibi paket yaptrmt. Katlarn altndan kaln bir karton kutu ortaya kt. Seyit, bu defa acele ile kutunun kapaklarn anca da iinde hl ne olduunu anlayamad hediyesinin, bu defa da bembeyaz ince katlarla sanl olduunu grd. Mehmet de, en az olu kadar, merakl gzlerle bekliyordu. Seyit'in ocuk ellerinin, ocuksu acelesi ile buruturularak alan katlarn arasndan, nihayet, srpriz grnd. Mehmet, hayretten gzleri alm oluna yardmc olmak zere, yerinden kalkt ve karton kutuyu oluturan son paralar da yana ekelerken, hayranln ifade eden uzun bir slk almadan edemedi. Ortada, aa yukar Seyit'in yar boyu ykseklikte, kk bir sandk duruyordu. Ancak, alelade bir sandk deildi. Siyah lake gvdesinin zerini eitli manzara resimleri renklendiriyordu. O" kadar ince ve zarif ilenmilerdi ki, prl prl siyahn zerinde, neredeyse gecenin iinden

kacakm gibi duruyorlard. Ama, btn bu manzaralardan daha gzeli, sandn kapandaki bronz horozdu. Yine bronz olan kilit blmnn tam stne gelecek ekilde yerletirilmiti. bii, tyleri, minik ubuun zerinde kvrlm peneleri ile ylesine canlyd ki, Seyit daha fazla sessiz kalamad: 89 NSRMN DSZMSN "Ne kadar gzel, neredeyse tecek, sanki canl gibi, deil mi baba?" "Doru, ama zaten tecek de..." Olunun kendisine bakn grnce, glerek, elini cebine att ve kard san parlak bir anahtar ona uzatt. Seyit, siyah ipek kordona balanm olan anahtar eline alrken, gzleri hayretten alm, sordu: "Bu harika bir ey babacm! Byle bir eyi kim hediye edebilir ki?" Mehmet, olunu daha fazla merakta brakmak istemiyordu, cevap verdi: "Anahtar sende artk, neden ap renmiyorsun?" Seyit, oturduu yerde ne doru kayp, heyecandan titreyen parmaklan arasndaki anahtar kilide yerletirdi ve evirdi. evirmesiyle, kapan zerindeki bronz horoz, tutunduu bronz ubuun zerinde dnmee balad. Dnerken de, ayn canl bir horoz sesi ile tyordu. turdan sonra, horoz durdu ve sustu. Kilit almt. Babas sandn kapan arkaya doru yavaa kaldrd ve latalarn oturttu.

Seyit, o zaman, kapan i tarafnda bronz harflerle ahabn iine oyulmu yazy fark etti. Annda, sevin ln bastrmak iin, elini azna gtrd. ar Nicholas'nn iyilik ve baar dileklerini belirten zarif yaznn banda ve altnda muhtelif arma ve damgalar da, aynen yazda olduu gibi bronzla, ahaba gmlmt. "ar Nicholas'dan gelmi! Babacm inanamyorum! Bu mthi bir ey! Beni nereden tanyor? Snnet dnm nasl renmi? Herkese byle hediye gnderir mi?..." Seyit, nefes almadan, sorulann ard arda sralyordu. Mehmet, glerek, olunun omuzunu okad ve onun biraz olsun yatmasn bekledi. Seyit, ansn falan unutmu, oturduu yerden kayarak yere melmiti. Dizleri zerinde, bir sanat aheseri olan sandn etrafnda dnp duruyordu. Parlak lake 90 JVURT 8YT zeminini okuyor, neredeyse burnu deecek kadar yaklat resimlerini yakndan inceliyordu. "znimi almak iin sizin snnet dnnzn ehemmiyetini aklamtm. Gelen hediyeye baklrsa, sanrm, durumu iyi izah etmiim. ar'dan byle bir armaan almak byk bir eref, Seyit olum. stelik, on iki yanda bu gururu duyabilecek fazla insan olduuna inanmyorum. Bunun kymetini bil. Eminim, hayatn boyu gzn gibi koruyup,

ocuklarna, torunlanna iftiharla hikyesini anlatacaksn." "Arkadalarma da anlatabilir miyim? Yani, ocuklanm olana kadar demek istiyorum." Mehmet, bym erkek pozlarna ramen, ruhundan ocukluk taan oluna, keyifli bir glle cevap verdi: "Tabi, tabi, * ocuklarn olana kadar arkadalarna anlatabilirsin. Ancak, bu i iin imdilik fazla vaktin olmayacak." "Neden? Snnet dnnden sonra hemen mi evlenilir?" "Hayr canm olum. Daha evlenmene ok var. Ancak buralarda pek fazla vaktin yok." Seyit, bir an iin, dikkatini grkemli hediyesinden ayrp, ciddiyetle babasna dnd. "Neden, nereye gidiyoruz?" "nce benim Livadia'da biraz iim var. Sonra da yazlk sarayda ar ile ailesini karlayacam. Ancak, hafta sonra dnp seni de alacam ve beraber St. Petersbug'a yollanacaz." "Yaasn! Sahi mi baba? Ben de artk seninle mi geleceim?" "Evet olum. Artk, hayatnn bundan sonraki ksm iin gerekecek tahsili alma zamann geldi. Bu arada, kendine ok iyi bak. tp hastalanmaa falan kalkma. Nekahat dneminden sonra at talimlerini eksik etme. Ben dnnceye kadar ok iyi 91 NCRMN BCZMCN

beslenip, her gn muntazam ata bineceksin. lgn denemeler yapmaa kalkmak yok. Numaralarn ileriye saklarsn. Anlatk m?" Seyit, heyecandan gzleri neredeyse yalarla prldayarak, anladn gstermek iin ban sallad. Babas, onu alnndan perek, odadan ktktan sonra uzun mddet sandnn banda, dizleri zerinde oturmu kald. Resimlerden birinde, krmz pelerinli, ok k giyinmi bir delikanl, dallar kvrm kvrm yere inen st aacnn altnda, ok gzel yzl gen bir kza iek veriyordu. Gen kzn bandaki altn tacn altndan uzanan salar, aynen aacn dallar gibi, dalgalarla omuzlarndan inip, rg ile toplanyordu. Ne kadar gzeldi! Acaba St. Petersburg'da byle gzel kzlar grecek miydi byynce? Kendisini iek veren delikanlnn yerine koyarak hayllere dald. Kurt &cyt 92 St. Petersburg Yolunda 1904 Snnet dnnden bir ay sonra, Seyit, babas ile beraber yapaca ilk byk yolculua hazrlanyordu. Heyecan sonsuzdu. Kendisine srpriz bildirilen haberden dolay, gnlerle uyku tutmamt gzn. Ya artk on iki olmutu ve St. Petersburg'daki askeri akademiye yazlma zaman gelmiti. Senelerdir, babasnn ve annesinin, onun eitimi ile niye bu kadar sk ilgilendiklerini anlamaya balamt.

Emekli olup Kiev'den gelmi ve Aluta'da yerlemi bir lise retmeninden, drt yandan bu yana devaml, Rusa dersi almaktayd. Ata, yetikin ve tecrbeli bir erkek kadar iyi biniyordu. Ayrca babasnn ve Ceml khyann retileri sayesinde, ok binicinin bilmedii numaralan biliyordu. "nmzde uzun ve yorucu bir yolculuk var." Demiti, babas. Hi bir ey umurunda deildi kk ocuun. imdiye kadar grmedii yerleri, byk ehirleri, arlk Sarayn, hele ar'in kendisini grebileceine inanamyor, her eyi haylinde canlandrp, daha imdiden yaamaa alyordu. Evden ayrllar, olduka hazin oldu. Kocasn senelerdir uurlamaa alm olan Zahide, olunu da beraber geirirken hngr hngr alad. Dier ocuklarn azlarn bak amyordu. Seyit'siz ne yapacaklarn bilemiyorlard. Mirza Mehmet, niformasn giymiti. Seyit'in zerinde, 93 NcrminDczmsn beyaz, boynundan dmeli, bol kollan bilekte manetle daralan ince, yazlk bir gmlek, altnda binici pantalonu ve izmeleri vard. Kardeleri ve annesi ile vedalap atna atladnda, Zahide, birden bire, olunun ne kadar bym, serpilmi olduunu fark etti. Onu, ok shhatli ve gzel buldu. ftiharla gs kabard. zntsne ramen, glmsedi. Atlarnn zerinde uzaklamaa hazrlanan bu

iki yakkl erkekten biri kocas, dieri oluydu. Gururlanmadan edemedi. Baba oul, Odessa'ya kadar atla yaptklar yolculuklarna Odessa'dan sonra trenle devam ettiler. Kiev ve Moskova'da tren deitirerek en sonunda St. Petersburg'a vardlar. Seyit, yol boyu, trenlerde, istasyonlarda karlat insanlar aknlkla izliyordu. Hi bu kadar ok ve deiik tipte insan grebileceini dnmezdi. stasyonlarn uultulu, kalabalk, kouturan yolcu ve hammallarla dolu peronlarn, trenlerin bacasndan kan kmr kokusunu, yeni tant birisini incelercesine, belleine yerletirmee alyordu. Her ey, Yalta'dakinden ok farkl grnyordu gzne. On iki sene boyunca aina olduu ormann, balarn yeilleri, Karadeniz'in mavisi ve tuzlu kokusundan ok farklyd, imdi evresinde grp, duyduklar. Ama bundan hi ikyeti deildi. Aksine, ok eleniyordu. Trende, birinci mevkide seyahat ediyorlard. Onlann kompartmanndaki yolcularn hepsi ok k ve temizdi. Trenin arka tarafndaki vagonlarda ise, adeta st ste seyahat eden insanlar vard. Trasz, kirli yzleri, uzam sakallan ile erkekler, dank, bakmsz salarn eski, rengi solmu earplar veya allarla derli toplu tutmaa alan bezgin kadnlar, pabular patlak, mintanlar skk, burnu smkl ocuklar, glmeyi renmemi yzleri ile, hasr sepetlerinin sapna sahip olduklar en

kymetli eymicesine sarlan gen kzlar... Her istasyonda, bu duran son trenmi gibi, itierek, birbirlerini ezerek binmee alyorlar, inmek isteyenlerin yolu kapand iin aralarnda kavgalar kyor ve her defasnda istasyon grevlilerinin ald ddkler, bazen kfre varan azarlarla, kapanan kaplann arkasnda istiflenip, yola devam ediyorlard. 94 Kurt syT Seyit, on iki yann verdii merakla, kompartmann penceresinden uzanarak izliyordu her eyi. St.Petersburg'a vardklarnda, akam olmak zereydi. Tren, tekerlekleri raylar zerinde gcrtlarla inleyerek, homurtularla sarslarak perona yanat. Yzlerle insan, adeta dklrcesine, kompartmanlardan perona akmaa balad. Mehmet, merdivenlerden inerken yardmc olduu olunu uyard: "Acele etmeliyiz, yoksa darda araba bulamayz." Valizlerini alan hammal arkalarnda, hzl admlarla, kh duralaya, frsat bulduka da kotururcasna ilerlemee baladlar. Seyit, istasyon binasnn kocaman kaplar ve hi ulalamayacak gibi ykselen tavanlarna aknlkla bakarak, eli babasnn avucunda, onu takip ediyordu. Ban saa, sola evirdike, ya hanmlardan birinin yerleri spren uzun eteklerine basyor, veya bir hammaln tad valize arpyor, her

defasnda da utanla zr dileyip, babasnn ekeledii tarafa komaa devam ediyordu. Trenden inenleri karlamaa gelen akrabalar, sevgililer, dostlar, yolcularnkiyle akan ikinci bir trafik yaratmlard. Sevinle barp sarlanlar, beklediini henz bulamam, hznl bakanlar, sessiz fakat cokulu sarllarla buluan klar, hepsi gen Seyit'i akna evirmiti. Kararmakta olan havann telalarn arttrd mterilerinin okluundan emin, bir sr atl araba istasyonun kapsnda sralanmt. Mterisini alan yola koyulurken, hemen bir yenisi sradaki yerini alyordu. Valizlerinin azlna kr, onca kalabaln arasndan en bata syrlabilenlerin arasndayd, baba, oul. Kaldrma yanar yanamaz dizginleri brakp yere atlayan arabac, vazifeinas hareketlerle ellerindeki valizleri alp, kendi oturduu blmde yan tarafa yerletirdi. O arada Mehmet'le Seyit de arkada yerlerini almlard. "Tsarskoye Selo" dedi Mehmet, arabacya seslenerek. Adamn ban sallayarak, atlar krbalamasyla ok gibi frladlar. 95 NsrminBszmsn "O dediin neydi baba?" diye sordu Seyit. Olunun merakl baklanna ve ses tonuna, glerek karlk verdi Mehmet: "Bizim evimizin olduu yer." "Bizim evimiz Aluta'da deil mi?"

"Benim hayatmn yars burada geiyor olum. Onun iin bir evimiz de burada var. Bundan sonra da seninle mterek evimiz olacak." "Nerede bu Ts...arsk..ye....?" Glerek dzeltti Mehmet: "Tsarskoye Selo... St.Petersburg'un biraz dnda. Dinlenme yeridir aslnda. Parklar, ormanlar iinde minik bir cennet. Evimiz de Aluta'daki kadar byk deil ama ok irin, seveceksin." "Artk hep orada m kalacaz beraber?" "Hayr, maalesef. Bu gece ordayz. Belki yarn da. Biraz dinleniriz. Sonra tekrar St. Petersburg'a geri dneceiz. Senin mektebe kaydn yaptrdktan sonra, belki bir ka gn yine beraber geirebiliriz. St. Petersburg dnyann en gzel ehirlerinden birisidir. Sana etraf gezdirip, arkadalarmla tantrmak istiyorum. Eleneceini tahmin ediyorum." "Sonra?" "Sonra?... Sonra da, sen mektebine, ben alayma dneceiz." Seyit'in, birden, baklar ve sesi hznlendi: "Peki, bir daha hi gremeyecek miyiz?" "Olur mu hi, tabi greceiz. Ancak, senin okulunun ve benim grevimin msaade ettii zamanlar." "Ama ben sizi zleyeceim." Mehmet, kolunu olunun omuzundan sararak onu kendine 96

Kurt &8yt (0 &hwa doru ekti. Seyit, btn ocuklar iinde, en dkn olduuydu ve ayrlklarnda en ok da onu zlerdi. Ama, imdiye kadar, hi deilse, annesi ve kardeleri arasnda kalyordu. Artk, yepyeni bir ortamda, yabanclarla, disiplin altnda ve hep en nde olup yerini korumak abasyla yalnz bana kalacakt. Onun adna endie duyuyor ama becereceinden de phe etmiyordu. "zlemek, olum, ancak, sevdiklerin olduu mddete gerekleen bir duygudur. Bu da insana mutluluk vermelidir. Yeter ki, sevdiklerin bir daha hi gremeyecein uzaklklarda olmasnlar. zlem o zaman yaman olur." Seyit, kendisine doru eilerek konuan babasna "Anladm" der gibi ban sallarken, yzn kaldrp ona bakt. Babasnn gzlerinde ya m vard, yoksa ona m yle gelmiti, pek karamad. Bu sohbetleri esnasnda, gaz lmbalar ile aydnlatlm, evresinde harika binalarla sarlm, geni bir caddede ilerliyorlard. "Bu caddenin ad Nevski Prospekt." dedi Mehmet, "br ucunda da Alexander Nevski meydan var. Biz o meydandan sonra Neva nehrinin zerinden, kpryle br tarafa geeceiz. Sonra da Tsarskoye Selo yoluna sapacaz. Daha yolumuz var anlayacan." Seyit hayatndan memnundu. Atlarn son srat ektii arabann arka koltuunda, babasnn yan banda, klarla sslenmi bu muhteem ehrin yollarnda, ikyet

edebilecei bir ey dnemiyordu. Aslnda, zlem kmee balamt hafiften. Evini, annesini, kardelerini zlediini hissediyordu. Ama, babas dememi miydi, zleyecek birileri varsa insan mutlu olmal diye. Ksa bir zaman sonra babasndan da ayrlacakt. Onun iin, hi deilse, bu beraberliklerinin tadn karmalyd. Bir mddet sonra, ehrin ana yollarnn parlak klan geride kalmt. Neva'nn zerindeki kpry atktan sonra aalk, 97 Nsrmin Bezmen lo bir yola girmilerdi. Arabann sallants, tekerleklerinin ve atlarn ngraklarnn kard sesler, etraflarn saran tatl loluk, Seyit'in yava yava uykusunu armaa balamt. Gz kapaklanna daha fazla hakim olamad ve tatl bir uykuya dald. O uyurken, Mehmet, olunu bir daha ne zaman byle sarabileceini dnyordu. Onu uyandrmaktan korkarak, ceketini kard ve tekrar kolu ile gs arasna ban yerletirirken ceketini Seyit'in zerine yayd. Rutubet, hissedilecek derece artmt. Seyit, babasnn yumuak sesiyle uyandnda atlar durmutu. Uyku sersemi, gzlerini ovuturup etrafna baknd. lk, gzne arpan, demir parmaklklarn arasndaki kocaman demir kap oldu. Kapnn hemen iki yannda da, getikleri yollardaki gibi byk lmbalar vard. Titreyerek yanan gaz

lmbalarnn nda, babasnn ardndan arabadan atlarken, bahenin iindeki evden koarak kendilerine doru gelmekte olan, bir erkek ve bir kadn fark etti. Kapya varr varmaz, saygl bir tavrla, ellerini karnlarnn altnda kavuturarak durdular. Erkek olduka uzun boylu ve zayft. Sanki boyundan utanr gibi, kambur duruyordu. Yzn sarm gr sakallan ve by arasndan glmseyerek bakan dudaklarndan, vcudundan umulmayack kadar yumuak bir ses dkld: "Ho geldiniz, Binba Eminof." Kadn ise, daha ksa boylu, o fark kapatmak ister gibi de o nispette kiloluydu. Bembeyaz salar ensesinde topuz yaplmt. Geni aln, glerek bakan uuk mavi gzleri, hep glmee hazr gibi bekleyen kaln, etli dudaklar yzne ok yumuak, keyifli bir anlam veriyordu. Erkein ardndan, o da, belindeki nle tekrar tekrar kurulad ellerini outururken ayn selam tekrarlad. Mehmet, olunu omuzlanndan tuttu. "te, beklediiniz misafir geldi. Olum Seyit Eminof." Sonra Seyit'e dnd: 98 Kurt syT (> nuR/ "Seyit, bu ift, Ganya ve Tamara Karlovi. Bu evi ayakta tutan, yaatan da onlar." Seyit, daha ilk grte kannn kaynadn hissettii bu insanlara elini uzatt. Temiz, akc bir Rusa ile "Merhaba" dediinde, Mehmet armadan edemedi. Olunun, artk

devaml konuaca yeni lisanna bu kadar abuk adapte olacan dnmemiti. Karloviler, valizleri alp kenara ekildiler. Mehmet, eli olunun omuzunda, bahe kapsndan ieri girip sarmaklarn ve aalann kapad kameriyenin arasndan eve doru ilerledi. Tsarskeyo Selo'daki ev, tipik bir Rus sayfiye eviydi. Yine de Nisann ortalanna kadar srp, Kasm banda da btn iddeti ile kendini hissettirmee balayan k mevsiminin uzunluu ve ilkbahar, yaz aylarnda bile kendini fark ettiren an rutubete are olarak, evin hem giri katnda, hem yukan kattaki yatak odalarnda mine vard. Mutfak, ktphane odas ve yemek salonunun alp giri kapsnda geni bir holle bulutuu yerden yukan kata, duvarlarnda eitli silahlann sergilendii bir merdivenle klyordu. Seyit, btn yorgunluuna ve uykusuzluuna ramen, bu yeni mekn, sanki, eline geen kocaman bir oyunca inceler gibi, seyrediyordu. Babasn takip ederek, kokusundan ve kayganlndan yeni cilaland belli, merdivenlerden yukar kata karken, iini deiik bir duygu kaplad. Birden, kendini her zamankinden daha byk, yetikin hissetti. Babasyla, erkek erkee bir evi paylamas, okul zamanlar dnda cebinde anahtan ile dnebilecei ve tek bana efendiliini yaayaca srf ona ait bir evi olmas, her ey ok gzel geldi. Evet, Yalta'yi, annesini, kardelerini de ok

arayacakt, ama bu da bambaka, yeni ve heyecanlarla dolu bir hayat olacaa benziyordu. st katn merdiven sahanl, geni bir holn etrafna dizilmi yatak odasna gei veriyordu. Odalarn kaplar arasndaki blmlere birer minik konsol yerletirilmiti. zerlerinde de pirin ayakl, pembe cam fanuslu lmbalar duruyordu. Babas 99 Nsrmin Bezmen ortadaki kapy at. "te, buras senin odan. Daha evvel hi kimse yatmad bu odada. Gle gle kullan." Aluta evindeki odasndan ok farklyd her ey. Bembeyaz ili yatak rtleri, t ii tller yerine, kaln, koyu krmz kadife perdeler ve yatak rts, bir kadnn ince, romantik dokunularndan uzak, ar havay tayordu. Yerde de, aa yukar btn oday kaplayan, yine krmz, bordo ve kahverengilerle dokunmu bir Kazak hals vard. k fakat sade, arbal oda Seyit'in houna gitmiti. Babasna glmsedi. "ok gzel!" Darsn grebilmek iin pencereyi at. "Bu karanlkta hi bir ey grebileceini sanmyorum Seyit. O hevesini sabah alrsn. Bence, imdi bir ykanp, uykuya yatmak en akllca i olacak." O arada, elinde iki valizle arkalarndan gelmi olan Ganya, Mehmet'e sordu:

"Hangisini burada brakaym efendim?" Mehmet, oluna ait olan iaret ederken, Tamara da kapnn yannda beliri verdi. "Aa hamam hazr efendim. Suyu epeyidir scak tutuyoruz." "Sa ol Tamara." dedi Mehmet. "Bu uzun yolun yorgunluunu en iyi scack su atar. Haydi Seyit, giyeceklerini al valizinden de banyonu yap nce." "Yiyecek bir eyler de hazrlamtm efendim." diyerek devam etti Tamara. "Ykandktan sonra m, nce mi yemek istersiniz?" "nce u tozu pisi atalm zerimizden. Sen sofray kurana kadar biz de hazr oluruz." Tamara, yine bembeyaz dilerini gsteren bir glmseme ile, ioo Kurt &m (0 &h\ra saygl bir ba iareti yaparak, sessizce merdivenlerden indi. Ganya da, dier valizi patronunun odasna brakmak zere koridora kt. Mehmet, oluna dnd. "Btn Rusya'y araan daha hakikatli emektarlar bulamazsn." Seyit'in, memnuniyetinden, gzlerinin ii glyordu. "Ben de ok sevdim onlar." dedi. Sonra, birden, ilk sarholuundan uyanp sordu: "Sen hangi odada kalyorsun?" "Gel, benim odam da gr. Gece korkarsan, yanma gelirsin." Seyit, babasnn sesindeki akac tavr sezmiti.

"Ak olsun baba!" diyerek onu takip etti. Baba, oul bir yandaki odaya getiler. Ganya, kapnn arkasnda duvar kaplayan aynal byk ceviz gardrobu am, Eminofun eyalarn asyordu. Seyit, odaya girer girmez memnuniyeti bir kat daha artt. Zira, kendisininkiyle tamamen ayn denmi bir odayd babasmnki. Geni ceviz yatak, rts, perdeler, yerdeki halya varana kadar tpatp eiydi onun odasndakilerle. Yalnz, yatan ayak ucundaki pufun zerinde babasnn kitaplar ylyd. Hepsi de Rusayd. Demek, o da, babasyla benzer bir odas olacak yaa gelmiti. Duyduu memnuniyet sonsuzdu. Ancak, babasnn gardrobunda asl niformalar, alt gzde dizili gcr gcr izmeleri, duvarda intizamla dizilmi merasim kllarn grnce, babasna hakikaten benzeyebilmek iin daha ok senelerin gemesi gerektiini fark etti. Ama, bu onda bir burukluk yaratmad. Zira, bunu baarmak iin almas gereken yolun bandayd ve onun tek yapaca, ok almakt. nc oda, misafir iin ayrlmt. Demelerde krem rengi kadife bir kuma kullanlm, yatan iki yanna da bej zemin zerine yeil ve tarn renkli birer kilim serilmiti. IOI Nermin Dszmen "Kim misafir gelir buraya?" diye sordu Seyit.

"zni evine gidemeyecek kadar ksa olan, veya gidecek kimsesi olmayan arkadalarm bazen gelir kalrlar." "Benim de yle arkadalarm olacak m?" Mehmet, olunun sorusunu iten bir kahkaha ile cevaplad: "Her trl arkadan olacak. Hem o kadar ok olacak ki, kendin de aracaksn." Sonra, ciddileerek, devam etti: "Ancak, sen onlarn iinden en iyi arkada olabilecekleri semee alacaksn. Bu da olum Seyit, inan, askerlii renmekten daha zordur." Seyit, odasna doru yrrken, hayatnda bir dneme olacak bu devirde karlaaca eylerin ciddiyetini anlam bir ifade ve ses tonu ile mrldand: "Anlalan, reneceim ok ey olacak." Onca yorgunluk, etrafn derin sessizlii ve kaln kadife perdelerin yaratt karanlk, Seyit'i ertesi gn ge saatlere kadar uyuttu. le zeriydi ki, atlarn nal sesleri ile uyand. Hemen yatandan frlayp pencereye kotu. Perdeleri ve cam atktan sonra, yan kapal kepenkleri iki yana itti. Grd manzara karsnda nefesi kesildi. eit yeillerle donanm, yksek aalarla kapl bir orman adeta odann iine girivermiti. Aa yukar yirmi, yirmi be metre kadar ileride sa tarafta, zerine den yapraklan, ince dallar hafif bir meyille gneye doru tayan kk bir rmak vard. Kysndaki aalar, rzgrn ynnden etkilenmi olmalydlar. Nehrin

zerine doru, sanki yatarak uzanmlard. Yuvalan aalann derinliinde sakl yzlerce ku cvl cvl, gneli ve keyifli bir yaz gnn daha mjdeliyorlard. Havada mis gibi toprak ve aa kokusu vard. Seyit, kendini grntnn sarholuundan kurtanp, ban aaya evirdiinde, babas ve Ganya, atlarndan inmi, eve doru yryorlard. 102 n Kurt syt "Gnaydn!" Babas ban sesin geldii pencereye kaldrd. Sesi ok keyifliydi: __J "Gnaydn iin biraz ge olmad m Seyit Eminof? yi dinlendin mi bari?" "Hem de nasl. Yeniden yola bile kabilirim." Kahkaha ile gld Mehmet. "Yok, o kadar da deil. Bugn buradayz. Haydi ykan, giyin de yemee gel aaya." Eve girmek zere, binann arka tarafnda mutfaktan baheye alan kapya yrd. Seyit, ormana doru tekrar bakarken derin bir nefes ald. Aluta'daki evlerini evreleyen aal dnd. Ama burada daha baka bir koku hissediliyordu. Sanki, aalar hep yeni slanm gibi kokuyordu. Pencere ve perdelerini ardna kadar aarak, yatan toparlad. Ykanp, giyinirken keyifle slklar alyor, sebebini tam anlayamad bir heyecanla, ii iine smyordu. u son hafta iinde, ocukluktan synlm, apayr, yepyeni bir insan olmutu.

Tamara'nn hazrlad bor orbas, rdek kzartmas, kzlenmi, soslu patates ve vineli turtayla ektikleri ziyafetten sonra, babas, atla ona etraf dolatracan syledi. Yemekte, Mehmet votka ierken oluna da bir kadeh ikram etti. Seyit, hepsini bitirmemesine ramen, iini almad bir scakln kapladn, bann hafiflediini hissediyordu. "Babanla imee balarsan, adam gibi imeyi renirsin. Yabancyla balarsan, ele gne rezil olursun." dedi, baba Eminof. Ganya' mn ahrdan getirdii atlara atlayp, dolamaa ktklarnda, Seyit bu gezintinin srf etraf dolamak iin yaplmadn fark etti. Babas, onu, bundan sonra hayatnda karlaabilecei ve karlamas mutlak olan olaylara kar hazrlamak istiyordu. Bu tler ve uyar zincirini gen oluna 103 Nermin Bczmsn aklamas iin de daha rahatlatc ve sakin bir ortam olamazd. Gkyz ile aralarnda uzanp giden aalarn arasndan dolanarak nehir boyu yaptklar gezinti, votkann da yardm ile, Seyit iin bir rya gezisine dnmt. Ara sra, babasnn anlattklarn onun azndan duyduuna inanamyor, ayp sayabilecei eyleri de bylesine rahat dinleyebildii iin, kendi kendisine de ayordu. Mehmet, oluna, yatl okulda karlaabilecei olaylar anlattktan sonra, kzlara, kadnlara getirmiti konuyu. Onun,

anlattklarn hazmettiine inandka, yava yava daha deiik, daha derin mevzulara giriyor, sonra yine gz ucuyla onun reaksiyonunu anlamak iin, yz ifadesini inceliyordu. Oluna votka ikramnn sebebi de zaten buydu. Onunla bu sohbeti yapabilmesi iin, rahatlamas gerektiini biliyordu. Netice arzu ettii gibi olmutu. Seyit, yanaklar ara sra kzanp, gzlerini krptrp bakmasna ramen, yann zerinde bir olgunlukla, babasnn anlattklarn anladn belli eder bir ifade ile, dinliyordu. Erkek olup bymenin, insann hayatnda bu kadar byk deiiklikler yapabileceini tahmin etmezdi. Masal gibi geliyordu duyduklar. Ama, annesinin anlatt masallara da hi mi hi benzemiyordu. "Daha fazla aklamam istediin bir ey olursa, durdur beni ve ekinmeden sor." dedi, babas. Seyit daha fazla ne renebileceini bilemiyordu. Zaten, anlatlanlar kfi derecede kafasn doldurmutu. "Hayr." Mansnda, ban iki yana sallayarak babasna bakt. Mehmet, olunun akmak akmak yanan gzlerini, al al olmu yanaklarn ve yzndeki aknl grnce glmemek iin kendisini zor tuttu ve ban hemen yola doru evirdi. O gece, yemekten sonra, ktphane odasndaki minenin karsnda, Mehmet, kitaplarn kartrp notlar alrken, Seyit babasnn gndz anlattklarn en batan sona kadar

tekrar tekrar dnyor, baz olaylarn nasl gerekleebileceini canlandrmaa alyordu. Baka hi bir ey dnemez 104 Kurt olmutu. Babas ona, otuz yana kadar Rus kzlaryla maceralar olabileceini ama evlenme kararn verdii vgn de, yine Trk asll iyi bir aileden kz semesi gerektiini sylemiti. "Niye otuz ya?" diye sordu gen ocuk, oturduu yerden. Mehmet, ban elindeki kitaplardan kaldrarak bakt. Onun neyi sorduunu imdi anlamt. Gld. "Niye otuz yandan sonra m evlenildiini soruyorsun? nk, bir erkek ancak o yaa kadar durulup, adam olur. Bekrlktan bkar. u an, bu dediklerim sana fazla bir ey ifade etmeyebilir. Ama, imdilik, beni sadece iyi dinlemee ve sylediklerimi kafana yerletirmee bak. renmekle anlamak deiik eylerdir. Benden duyduklarn iyi bellemi olabilirsin ama gerekten anlamak iin kendinin yaamas gerekir. Bu da uzun seneler alacaktr, olum." "Btn bu anlattklarn ne zaman olur?" diye srarla devam etti gen ocuk, gzlerini alevlerden ekmeden. Babas, onun, merakn aklkla sorabilmesinden memnun olmutu. Aralarnda dostane bir baba, oul mnasebeti kurmu olabildiini dnp memnun oldu. Yerinden kalkp, olunun karsndaki

koltua otururken, yine o sakin ses tonuyla cevaplad: "Anlattm hi bir eyin zaman belli deil olum. Onun iin de hepsini birden anlattm. Byle eylerin, herkes iin zaman deiiktir. nsanolunun doumunda, yaamnda, lmnde kurallar hep ayndr. Ama herkesin zamanlamas kendine aittir. Bu erkek iin de, kadn iin de geerlidir. Ancak, tabiatn kural olan kanlmaz gelimelerin dnda, insann kendi yaratt gelimeler var ki, ite onlarda ok dikkatli olmalsn. nk, zamanla anlayacaksn ki, insana en byk ktlk, kendi dncesiz kararlarndan gelir." "Ya arkadalarndan?" diye sordu Seyit. "Sana ktlk getirecek arkada da senin seimin deil 105 Nsrmin Bezmen midir?" Dnceli bir ekilde ban sallad gen ocuk: "Herhalde... tabi." "te, onun iin, zellikle dostlarn ok iyi seeceksin Seyit. Bu arada kim olduunu, nereden geldiini unutmayacaksn." "Yani Aluta'dan geldiimi mi?" Ban koltuunun yksek srtna doru dayarken gld Mehmet, "Evet," dedi, "Evet, aynen, Aluta'dan geldiini, Mirza Eminofun olu olduunu, atalarnn yzyllardr bu topraklarda yaadn, sahip olduun tarlalar, balar, ileride bu topraklarda senin de

ocuklarnn at koturacan unutmayacaksn. Trk asll olmakla iftihar ediyoruz. Ayn zamanda da erefli bir Rus vatandayz. Senin vazifen, Seyit olum, daha evvelden de sylediim gibi, snfnn en iyisi olup, bizlere aile olarak sunulmu bu imkn hak etmee almaktr. Bir ka sene sonra, ben emekliye ayrlacam. ar'in maiyet subaylna ykselmek kolay deildir. nne ok engel karmak isteyen olacak. Dikkatli, temkinli olacaksn . Hi ama hi bir ey seni, nce mektebini dnmekten alkoymamah. Sana gveniyorum." "Peki... ayrm yapma zaman" demitin bir ara... ne demek istemitin?" Mehmet, olunun aklndaki btn sorulan sormasndan memnun oluyordu. Zira, ayrldklar andan itibaren gen ocuk, sorulan ile ba baa kalacakt. "O zaman hi gelmeyebilir. Her ey toz pembe gidebilir. Ama Rusya'nn geleceini byle dnmek ok byk iyi niyetlilik olur. Sizler Krm'da hissetmediniz olum, ama bu byk ehirler iin iin kaynyor. nsanlar huzursuz. ok a var, ok isiz var ve ehirler byyp, fabrikalar aldka o yar a insanlarla, ehrin zenginleri bir araya gelmee balyor. ki taraf 106 Kurt &syt (9 &h\wa da birbirini sevmiyor." Durup, oluna sordu: "Anlyor musun ne demek istediklerimi?"

"Evet" dedi Seyit. Bu dinledikleri, gndz rendiklerinden daha anlalr gibiydi, ama daha karamsard. Mehmet devam etti: "ar Nicholas ok iyi bir insan, ok yumuak. Ama etrafnda, gzn hrs brmler dolu. Halk ondan soutuyorlar. Rusya'y ve insanlann tandm kadan ile, yakn gelecekte bir eylerin olmamas imknsz olum. Bir eyler olduu gnde de, senin yerin ar'in yandr. Yok eer Trk aslllarla Ruslar, veya Krm'la, Rusya arasnda seim yapman gerekirse, olman gerektii taraf her halde sylememe hacet yok." "Anlyorum baba." Seyit'in sesi dnceliydi. Kendini yeniden yorgun hissediyordu. Bir gn iin olduka fazla dnce yklenmiti kafasna. Her eyi zihnine yerletirmek ister gibi, ban ard arda bir ka kere sallad. Mehmet, yerinden kalkarak, olunun yanna geldi ve elini onun omuzuna koydu. "Haydi, bugnlk konferans yeter. Bence, artk, yatp uyu." Sonra, kolu olunun srtnda, merdivenin kma kadar yrrken glmseyerek sordu: "Bir gn deil de, bir ka ay yaamsn gibi geliyor deil mi? Ve eminim yorgunsundur." "Evet." "Bilirim, Akademiye gelmeden evvel, babamla geirdiim gnler de bana yle gelmiti. Ama emin ol, endielenmene hi gerek yok. Benim sana anlattm tehlikelerle, belki hi bir

zaman karlamayacaksn. Karlatklarn da, uzun bir zaman dnemine yaylacak. Onun iin, bunlan kafann bir kesine ykle ve sonra normal hayatn yaamaa devam et. Ama, 107 Nsrmin BezMSN dikkati elden brakmadan." Sonra, olunun alnndan perek, onu st kata, yatak odasna yollad. Seyit, o geceyi, tekrar grmek isteyecek kadar gzel ryalar, ve onu terle uyandran kbuslarla kark geirdi. Kendini akademiyi bitirmi, babas gibi, gs madalyalarla donanm, prl prl niformas iinde grd. Etrafnda biribirinden gzel Rus kzlar dolanyorlard. O kadar ok kz vard ki, hangisini seeceini bilemiyordu. Kzlarn kimi, eteklerini svayp bileklerini gsteriyor, kimi, salarn onun yznde datarak kendisini pmesini bekliyordu. Ardndan, kzlarn hepsi, pis klkl, irkin yzl adamlara dnyorlar ve zerine saldryorlard: "Sen ar'n adamsn, lmelisin!" diye baryor, atndan indirip, srklemee balyorlard. Terler iinde uyanp, ba ucundaki porselen anan iindeki srahiden avucuna doldurduu suyla kendine gelmee alt. Tekrar yattnda, bir mddet gzlerini ak tutarak, ayn korkun ryadan kendini

korumaa niyetlendi ama bu fazla mmkn olmad. Yeniden, derin bir uykuya dald. Atla gezinti, sohbet ve dinlenme ile geirdikleri iki gnn sonunda, baba, oul, yeniden St. Petersburg'a dnmek zere eyalann hazrladlar. Bu irin, gzel yerden ve Karloviler'den ayrlaca iin biraz hznlenmiti Seyit. Babas onu ok iyi anlyordu. "Bizim iimiz byledir ite, hi bir yere tam balanamazsn." dedi. nc gnn sabah, ok erken saatlerde, Ganya'nn daha evvelden, civardan ayarlad atl arabaya binerek yola ktlar. Kar, koca emektarlar, onlar yine gler yzleri, saygl tavrlar ile geirip, araba gzden kaybolana kadar el sallayarak uurladlar. Seyit, geriye doru bakp onlara karlk verirken, bu kk evde iki gnde yaadklar, rendiklerinin onun hayatnda bir dneme olduunu hissediyordu. 108 Kurt &yt "imdi artk, geri dnmei isteyeceim iki evim var." dedi babasna. Mehmet kahkahasn tutamad. "Daha byle ok evin olacak." Sonra ciddi bir sesle ilve etti: "Ancak, senin esas yuvan her zaman Aluta'dr. Ne kadar uzakta, ne artlarda olursan ol, bunu unutmamalsn." Dn yolculuklar ok zevkli geti. Hava scak olmasna ramen bunaltmyor, aalarn yapraklarndan gelen tatl bir esinti,

yzlerini, salarn yalyordu. Son bir ka gndr konutuklar mahrem mevzular onlar birbirlerine daha yaknlatrm, arkada gibi olmulard. Uzun sren yol boyunca sohbet iyiden koyulam, Seyit, beraber olaca kzlarn ban belaya sokmamak iin nelere dikkat etmesi gerektiini de renmiti. "Btn bunlar Mahmut da renecek mi?" diye sordu babasna. "Tabi, zaman gelince o da renecek. Ama o, belki senin kadar kk yata renmez." "Neden?" "nk, o senin gibi evinden, annesinin dizinden ayrlmak durumunda kalmayacak. Biraz daha sonra rense de olur. Sen ise, her eyi daha erken bilmek zorundasn. Zira, on iki yanda yalnz bana kalyorsun. Anlayacan, sen daha abuk bymek zorundasn. Byrken de yanllar yapmamak, ya da en azn yapmak iin diyelim, bir ok eyi kardelerinden evvel renmen gerek." Sonra, Seyit'e dnerek sordu: "Bu biraz hakszlk gibi gelebilir sana ama..." Seyit atlarak cevaplad: 109 Nsrmin Bezmen "Hayr, hayr, ben abuk bymekten korkmuyorum." Mehmet, ban okad olunun. Sonra, elini onun omuzuna koydu. i rahatt. Seyit'in, zorluklar tahmininden daha kolay gsleyebileceini hissetmiti.

Daha bir yenilie altn zannederken, bir aknlk daha yayordu gen Seyit. Byk Neva nehrinin gney kysnda hametle ykselen bina iin babas; "te, Bahriye Nezareti binas" dediinde, bir gn, kendisinin de byle binalara girip kabileceini dnerek heyecanlanmadan edemedi. Nehrin yine ayn kysnda, ar'in klk saraynn nnden getiklerinde, artk konuamayacak kadar kendini binalarn muhteem grnne kaptrmt. Bahriye Nezaretinin nnden ehre hakim yaylan Nevski Prospekt ve onun sonundaki Alexander Nevski meydann, batan baa, bir kez daha getiler. Neva nehri, ehre adeta eitli adalara yaylm bir grnt veriyor, adacklar birbirlerine kanallarn zerinden aan, uzunlu, ksal kprler ile balanyordu. Kydan nehre inen blmler, pembe ve gri granit talarla ina edilmiti. "Senenin be ay donar Neva" dedi Mehmet, kprlerden birinin zerinden geerken; "Burann k uzun srer ve yle souk olur ki, inan Krm'n klarn ok ararsn." Baba, oul gltler. Ka gelene kadar, daha korkulacak neler anlatmt babas. Karn, kn lf m olurdu? Vasilyevski adasndaki bakanlklar, Peter ve Paul kalesini, I. Peter'den beri Rus arlarnn gmld katedrali, Peter Fin yazlk sarayn, Kotlin adasndaki Kronslot kalelerini gsterirken de tarihelerini, nasl, ne zaman yapldklarn oluna anlatyordu Mehmet. Limanda da dolatlar.

"Buraya ylda bin be yzn zerinde gemi gelir. ehrin nfusu da bir buuk milyon civarnda. Gittike de kalabalklayor. Bu nfusun neredeyse te biri de liman ve evredeki fabrikalarda almaa gelen iilerdir." "iler de Rus mu baba?" no Kurt &m "Tabi, Rus. Ama bizim gibi, asllarna bakarsan, Finliler, Estonyallar, Yahudiler, Polonyallar, ne ararsan var." Seyit'e hi gezip dolap bitmeyecek gibi gelmiti St. Petersburg. Nihayet, babasnn tarifiyle, arabac onlar ana meydandan aynlarak gittike daralan yollardan birinin zerinde bir evin nne getirip durdu. Ahap, iki katl, st kata dardan yine ahap merdivenle klan bir evdi. Sokan zerindeki btn evler de, aa yukar ayn grntdeydi. Sadece, kk dar pencerelerini rten perdeler ile, bazlarnn pencerelerinin dnda yerletirdikleri begonya ve sardunya sakslar birini dierinden farkl klyordu. Sokakta oynayan ocuklar, arabadan inenleri izlemek zere, merakla etraflarna toplandlar. "te, buras da orta halli bir Rus mahallesi." dedi babas. "Hatta orta halli olmak iin dahi kendilerini epeyi zorlamalar gerekiyor."

"Kime geldik buraya?" diye merakla sordu Seyit. "Buras Yevgeny'nin evi. Rahmetli Yevgeny'nin." "O kim?" Arabacya beklemesini syleyip, evin merdivenlerine doru yrrken izah etti Mehmet: "Benim emir erimdi uzun seneler. Veremden ld zavall. imdi dul kars ve ocuu burada yayor. Kadncaz, gndz fabrikada, iten knca da temizlik, bulaklk, ne i bulursa gidip alyor." "ocuklar almyor mu?" diye sorarken, Seyit alan kapdan dar frlayan ocuklar grd ve sorusunun manaszln anlad. Kapnn eiinden merdivenlere doru kendini lk la atanlarn en by be, alt yalarndayd. Belki de birazck daha bykt ama o kadar elimsiz ve bakmszd ki, yan tam tahmin etmek ok zordu. Onun ardndan da, birer ya arayla, iki ocuk daha geliyordu. Mehmet'i ok iyi tandklar belli idi. Adeta yuvarlanarak, III Nsrmin Bezmen admlarndan daha geni aralklarla denmi tahta merdivenlerden aa iner inmez, Mehmet'in bacaklarna sarldlar. ncnn boyu, ancak izmelerin konlarnda kalyordu. Hepsinin ayaklar plakt. Msr pskl gibi san salar, iri, cam mavisi gzleri vard. Boylar ve yalarnn

dnda, sanki birbirlerinin kopyasydlar. Seyit, babasnn, ocuklar birer birer kucana alp, havaya kaldrp pmesini aknlkla izledi. i biraz buruldu. Acaba, yukarda evin kapsnda bekleyen sarn kadnn, babasyla bir ilgisi olabilir miydi? Daha evveli gne kadar byle bir ey dnemezdi. Ama, babasndan btn dinlediklerinden sonra, evinden onca yol uzakta bir erkein yaantsnda her eyin olabileceini anlam, ayrca bu mevzularda hayl gc de gelimiti. Birden, ocuklara ve kadna kar kendini emniyete almak, onlardan uzak durmak ihtiyacm hissetti. ini belli belirsiz bir kskanlk hissi kaplamt. Babasn, bu kim olduklarndan tam emin olamad ocuklardan ve kadndan kskanmt. Mehmet, en kk ikisini sa ve sol koluna oturtarak, dieri ardnda, merdivenlere doru yrd. "Haydi Seyit, gelsene. Gel, seni Yevgeny'nin ailesi ile tantraym." Seyit, babasnn hemen arkasndan, itaatkr bir ekilde merdivenleri karken, baklarna babasnn omuzlarn siper yaparak, kapnn nnde yznde kocaman, mutlu bir glmseme ama o derecede de utanga bir ifade ile bekleyen kadn szyordu. ok gen grnyordu. Kulaklarnn iki yanndan rerek bann zerinde toplad salar ocuklarnnkiler gibi sapsaryd. Gzleri de ayn uuklukta maviydi. zerinde olduka ypranm, dirsekleri yamal ama tertemiz bir elbise

vard. Belindeki krmz nl ssleyen yeil yaprakl, sapsar gll desen, iki yannda duran kzanp atlam ellerinin bakmszln daha abuk gze arptnyordu. Mehmet, merdivenin en son basamana vardnda, kadn, saygl bir ekilde kenara ekilerek, onu ieri buyur etti. 112 Rusas, Ganya ile Tamara'nn konutuundan daha deiikti. "Ho geldiniz, bizi ok mutlu ettiniz Binba Eminof. Szleri, konumaktan utanr gibi, neredeyse duyulmayacak bir tonda kyordu. Mehmet, eikten girer girmez, ocuklar kucandan indirerek, Seyit'i omuzlanndan tutup yanna ekti. Sonra, sadece saygl bir ekilde ban eerek kendilerini selamlayan kadna dnd. "Bu benim olum Seyit. Artk St. Petersburg'da yaayacak. Seyit, sana anlattm Yevgeny'nin kars, Anna Veroka." Sonra, alkn olduu belli hareketlerle, davet beklemeden kapnn hemen giriinde yer alan kk, dar odann pencere nndeki koltua gidip oturdu. Ayn ksk ve bouk sesle sordu kadn: "Bir ey ier miydiniz?" "Yok, sa ol." dedi, Mehmet. "Fazla vaktimiz yok. Uzun zamandr da yollardayz. Sizleri bir grelim dedik." Birden, yan odadan gelen bebek alamasyla, Mehmet ban o yana doru evirdi. Hl daha, odann kapsna dayanm, ellerini

outurarak duran kadn, yanaklan kzararak, mahcup bir ifade ile, ban edi. Dudaklarn srmaa balad. Ban kaldrmadan, gz ucuyla Mehmet'e bakyordu. Seyit, babasnn ayaa kalkp yan odaya doru yrmesi zerine, onu takip etti. Karlkl iki tahta ranzann yer ald yatak odasnda, ranzalar arasnda geit veren bir adam geniliinden fazla yer yoktu. Dipte, iki yatak arasndaki duvara dayal ylm iki, uvaln zerine bir araf yaylmt. uvaldan yatanda yz koyun yatm bir bebek, yumruk byklndeki ban saa sola dndrerek alyordu. Yz kpkrmzyd. Minicik yumruklarna abanarak ban kaldrmaa alyor, gsz, tekrar arafa geri dyor, haykrlan sert, biimsiz iltesine gmlp, tkanp kalyordu. Kadn hemen frlayp, bebei kucana ald. Krmz, kk bir yumak gibiydi bebek. plak 113 NCRMN BSZMSN banda bir ka tel beyaza yakn sar sa vard. Annesinin koynuna yaslanr yaslanmaz sustu. Kadn, bir yandan onu pplarken, sulu gzlerle, Mehmet'in yzne bakmaya korkarak, konutu. Sesi iyiden yok olmutu sanki. "ey... nann Binba Eminof, dndnz gibi deil..." Mehmet, ona yaklat. Sanki demin alayan kendisi deilmi gibi glckler datarak

bakan bebein plak ayaklarn okarken konutu: "Ne dndm ne biliyorsun? Hem, benim dndmn ne nemi olabilir? Bakabilecek misin bari?" Kadn, Seyit'in yannda konumaktan utandn belli edercesine, baklarn aknlkla kendilerini izlemekte olan gen ocua evirdi. Mehmet, oluna gz krpt. "Merak etme, daha Rusa'y iyi bilmiyor, anlamaz." Seyit, hi anlamam gibi durmas gerektiini hissetti ve yavaa kapnn aralndan ilk girdikleri odaya geri dnd. Ancak, kulak misafiri olmadan edemedi. Zaten odalar o kadar kk ve yaknd ki, kulaklarn tkasa yine duyacandan emindi. "Yanl anlamanzdan korkarm Binba Eminof." diyordu kadn, neredeyse alamakl bir ses tonuyla. "Ama benim kazancm, ne yapsam, bu ocuklar doyurup giydirmee yetmiyor... Eskiden beri tanrdm. br ocuklarma da ok iyi davranrd... Putilov'da tehizat fabrikasnn yemekhanesinde alyor, a olarak... Anlarsnz... yani... bize pek yiyecek sknts ektirmiyor... Beni anlyor musunuz Binba Eminof?" "Evet, evet. Tamam, alama, haydi. Zaten sana bir ey dedim mi ben? Hem sonra senin ve ocuklarnn hayat iin verecein kararlara ben karamam ki. Ben sizleri ancak Yevgeny'nin hatras olarak kollayabilirim. Hepsi o kadar."

"Biliyorum Binba Eminof, sa olun. Sayenizde o zor gnleri atlattk." 114 Kurt rn1 (9 &hur/ "Henz rahata kavumu deilsiniz Anna Veroka." Kadnn sesi biraz daha rahatlam, canlanmt. "Biliyorum Binba Eminof, biliyorum. u an ok rahat iinde deiliz. Ama, ocuklarmn ayn sknty ileride ekmemeleri iin yemin ettim. Sizin btn verdiinizi biriktiriyorum. Onlar okutacam. En iyisine gidemeseler bile, bir mektebe gidecekler muhakkak. Bunu Yevgeny de isterdi... nann, ben hl onu seviyorum... Hem de ok zlyorum..." Kadn yeniden alamaa balamt. Hem hknyor, hem konumaa devam ediyordu: "Ama, kt yola dm saylmam deil mi? Ne olur syleyin, benim iin kt eyler dnmyorsunuz deil mi?" Seyit, az nce bu zavall kadn, onun zavall ocuklar ve babas hakknda dndkleri iin utanyordu. Gzlerine ya gelmiti. Babasnn, yumuak, tane tane konuarak, alayan kadn teselli ediini duydu: "Alama Anna Veroka, ltfen artk alama. nan, senin hakknda en ufak kt bir ey dnm deilim. Seni tanrm ve sebeplerini ok iyi anlyorum. Ben... sadece... bebek sesi bana srpriz oldu. Yzmdeki akn ifade ondan olmal. Yani, bir bebee daha nasl bakacan dnp

meraklandm. Kald ki, zel hayatn iin bana hesap vermek zorunda da deilsin. Hem, biliyor musun, ocuklarn okutma istein ok houma gitti. Elimden gelen yardm yaparm, bana gvenebilirsin." Kucanda sallana sallana uyuyan bebei yerine brakan kadn, tereddt ederek konutu: "ey... benimle evlenmek istiyor." Odadan kmak zere olan Mehmet, geriye dnp sordu: "Sen istiyor musun?" "Bilmem, onun da evi yok. Fabrikada yatp kalkyor. Bazen de gece vardiyasna bekilik yapyor. Evlenirsek, gelecek bir evi 115 Ncrmin Bezmen Kurt &SYT olur. O zaman da ocuklara her akam bir eyler getirebilir." "Seni ho tutuyor mu bari?" Kadnn sesi, hayatndaki yeni erkein mdafaasn yapmak ister gibi canland: "Oh, Binba Eminof, inanamazsnz, o kadar iyi bir insan ki! Yevgeny'nin ocuklarna da sanki kendi ocuu gibi iyi davranyor. Tabi onun yerini tutamaz, ama inann, ok iyi bir insan." Kadncaz, sanki, Mehmet len kocasnn daha yaknym da, ondan zr diler gibi konuuyordu. Seyit'in olduu odaya girerlerken onu rahatlatmak iin eli ile omuzuna hafife dokundu.

"Anna Veroka, kimse senden Yevgeny ile beraber gmlmeni istemiyor. Henz ok gen bir kadnsn. Sra sra bytecek ocuklarn var. Kendin ve onlar iin en iyi olan da bilecek kadar akllsn. Tek korkum, seni ve ocuklar hrpalamas olurdu. Hem size bakyor, hem seni seviyor, hem de ocuklarna babalk ediyorsa, hi fazla dnme, evlen." Seyit, eve geldiklerinden az zaman sonra alamaa, hkrmaa balayan gen kadnn yeniden glmsediini grnce, iinin rahatladn hissetti. Sanki, hakkndaki kt dncelerinden dolay Anna Veroka'yi alatan kendisiymi gibi vicdan azab duymutu. Birden, onun ne kadar gzel olduunu fark etti. Evet, gen kadn ok gzeldi. Yoksulluunun, aclarnn, yalnzlnn, hayatla kavgasnn ondan koparp alamad bir gzellii vard. Geldikleri zaman zerinde tad rkek, mahcup kiilii de yok olmutu sanki. Mehmet, onun, kendisiyle konutuktan sonra sululuk duygusundan kurtulduunu aka grebiliyordu. Seyit ise, ocuk gzyle, sadece o rahatlamann yaratt yeni kadn gryor ve ona daha dikkatli baktka da, biraz evvel niye fark edemediine ayordu. Ypranm elleri, aslnda ince, uzundu. Eski elbisesinin kollarndan kan bilekleri, o kadar narin ve H6 beyazd ki, ellerinin o hale gelmek iin ok ar artlarda alm olduu muhakkakt.

Anna Veroka, iki eli ile uzanp, Mehmet'in ellerine sarld. "Sa olun Binba Eminof, sa olun! Anlaynz iin, her ey iin sa olun." Ard arda teekkrlerini sralyordu. Mehmet, onun avularndan ekebildii bir eliyle, ceketinin i cebinden, ikince kada sanl bir paketi karp, tekrar kadnn avular arasna yerletirdi. "nemli deil, nemli deil. Haydi kalk ayaa Anna Veroka." Seyit, paketin iinde para olduundan emindi. Kadnn, babasna hesap verir gibi, hayatn izah etmesinin sebebi buydu demek. Bugne kadar onlara bakan babasyd. Elindeki paketi ne yapacan bilemeyen gen kadn, bu sefer sevinten alamaa balad; "Tanr ne muradnz varsa versin Binba Eminof, Allah size evlatlarnzn acsn gstermesin." Dualar arasnda, tekrar, Mehmet'in ellerine sarld. Kapya doru yryen Mehmet, onu susturmak iin konutu: "Bak, bana teekkr edip durma artk. Ama bir sz ver. Bu olanlar okutmak sevdasndan vaz gemeyeceksin. Arada yine urar, bakarm, bir ihtiyacnz var m diye, tamam m?" Kapy aarken sevinle atld Anna Veroka: "Sz veriyorum Binba Eminof. Onlar okuyup, adam olacaklar." Sonra, unuttuu bir eyi hatrlam gibi, aniden atld:

"Salnz iin her gn dua edeceim. Aileniz iin de dua edeceim." Baba, oul, merdivenlerden inerken de bir cesaretle seslendi: 117 Ncrmin Bezmcn "Hem, belki bir sonra geliinizde o da burada olur, tartrsnz." Bulunduu basamaktan, "Olur" mansnda bir el sallad Mehmet ve olunun omuzuna elini koyup, kapda bekleyen arabaya bindi. Merdivenin eiinde bekleen Anna Veroka ile Yevgeny'nin ocuklar, onlar yine lklarla, kahkahalarla geirdiler. Seyit, onlarn bunca yoksullukta hl nasl glebildiine armt. Atlar, yoksul mahallenin birbiri zerine ylm tahta evleri arasndan, yeniden daha geni sokaklara, caddelere doru frlarken, hava iyice kararmt. Seyit, hi konumadan babasnn yzne bakt, bir mddet. Ne kadar sakin, yumuak ama ayn zamanda son derece kararl ve azimli bir ifadesi vard. Babasn her gn biraz daha iyi tanyordu Seyit ve onunla iftihar ediyordu. Tekrar geriye dnp, kmaz sokan dibinde gittike klen Veroka'nn evine bakt. "Zavall Yevgeny," diye dnd iinden, "Zavall Anna Veroka... ve zavall ocuklar." Bir mddet ikisi de konumadlar. zerlerine sanki arlk kmt. Bir ara sessizlii bozan Mehmet, arabacya yeni gidecekleri

adresi verdi. Hemen ardndan da olunun soracan bildiinden aklad: "imdi, Sergei Moiseyev'in evine gidiyoruz. Beraber bydk saylr. Aslnda, akademinin ilk yllarndan arkadam. O sonra donanmaya ayrld. Japon harbinin en bandan itirak etti onun filosu. Port Artur'da 8 ubat'ta Japonlarn bombal saldrsna urad bizimkiler. Ben Krm'a, sizin snnet dnnze gelmeden az evvel, yaral olarak geri gelmiti." "ok kt m yaralanm?" "Sanrm, artk, kolay kolay cepheye dnemez." "Peki biz mi haklyz, Japonlar m?" diye sordu Seyit. "Sava olmas demek, sebep her ne ise, her iki taraf da kendini hakl zannediyor demektir, olum. Asl haklnn kim olduunu 118 tarih gsterir." "Peki, sen, sen de gidecek misin bu harbe?" "Asker olunca, emredilen yere gidersin Seyit. Kimse daha evvelden ne olacan pek bilemez." "Nerede oturuyor Moiseyevler?" "Nevski Prospekt'e paralel caddelerden birinde gzel bir evi var. Varlkl bir aileden geliyor. Aslnda, hi almadan yaasa, gene bu hayat yaar. Babas, dedesi, ehrin fabrika olan arazilerinin neredeyse yarsna sahiplerdi. Sergei kendi maceraperestliinden asker oldu. Babas hl sa. Yaralanp Port Artur'dan dndnde

neredeyse babasndan dayak yiyecekti o koca Sergei?" "Neden?" "Bunca serveti brakp, can pahasna denizlere kt iin." "Niye, 'Koca Sergei' dedin?" "Kendin de greceksin ya, hakikaten kocaman bir adamdr. Ama, babasnn onu azarlamasn hl engelleyemez ite." Baba, oul, kahkahalarla glerek, yollarna devam ettiler. Seyit, Sergei Moiseyev'i imdiden sevmiti. Kocaman olup, babasndan hl azar iiten bir adam dndke glmsemesine hakim olamyordu. "Oraya varnca da byle glme, ayp olur." dedi babas ve olunun kahkahalarna katld o da. Sonra olunu uyard: "Ayrca, kendisine Binba Moiseyev diye hitap etmelisin." Gz krparak devam etti: "Bilirsin, askerler unvanlar ile anlmaktan holanrlar." Seyit, babasnn szlerini tamamlad: "Bir de asiller." Mehmet, olunun szleri karsnda, candan bir kahkaha daha 119 NcrminBezmcn atmaktan alkoyamad kendini. "Nereden duydun bunu?" "Bir kere sen sylemitin." diye cevaplad olu. "Acaba ne zaman sylemitim?" diye dnrken, keyifli keyifli glmsemee devam etti Mehmet.

Sergei Moiseyev'i grr grmez, yeniden glmemek iin kendini ok zor tuttu Seyit ve babas tantrdnda kibarlkla selam verip, el skt. Moiseyev, hakikaten de ok iri bir adamd. Babas, uzun boylu olmasna ramen, arkadann yannda neredeyse onun kk kardei gibi kalmt. Kaln byklar ve yanaklarn sararak byklarna birleen bir sakal vard. iman deildi ama csseliydi. Gzleri, kmr gibi siyah renkliydi. Parlayarak bakyorlard. Baklarndaki sert ifadenin arkasnda saklad sevecenlii hissetmiti Seyit. Sanki, sert grnmek iin zellikle aba harcyordu, Binba Moiseyev. Ancak, uzatt elini kavrayndan ve kendisini kollarnn altndan tutup havaya kaldrmasndan, bu koca adamn ne kadar ocuk ruhlu olduunu anlamt. Onun bu koca cssesine ramen, stelik Binba niformas ile, yal babasndan nasl azar iitebileceini dnmeden edemedi. Babasnn yolda yapt uyanlar aklna geldii halde, kendini tutamad ve glmee balad. Moiseyev, o koca vcuduna uyan koca sesiyle, "Gdkland galiba." dedi ve onu yere brakt. Seyit, adamn iri ellerinden kayp, ayaklar zerine derken biraz sendeledi. O arada, babasnn yukar kalkm kalarn fark etti. Mehmet, olunun gdklanmadn ve niye gldn pek ala biliyordu. "Ne de olsa ocuk" diye dnd iinden. Ondan birden bire yirmi ya bymesini

istemeye hakk olmadn dnd. Tekrar, sevecen ifadesi ile onun gnln ald. "Hep burada ayakta m duracaksnz?" Ev sahibi, onlar geni, yarya kadar caml kapdan geilerek girilen salona davet etti. Seyit, bu shhatli, dimdik yryen adamn neden tekrar cepheye gidemeyeceini anlayamamt. 120 Kurt to (0 &hur/ Belki de, babas grmeyeli, arkada iyilemiti. Pencerelerinin ve arka baheye alan veranda kapsnn yere kadar tamamen cam olduu, geni bir salona girdiler. Salonun muhtelif yerlerine goblen veya ipek kumalarla kaplanm oturma takmlar yerletirilmiti. Kumalara ve yerdeki hallara genelde hakim olan tatl krmz renk, perdelerin seiminde de kullanlmt. Kaps ak verandadan gelen yaz akamnn tatl esintisi, tlleri ve ipek kadife perdeleri hafif seslerle kprdatyordu. Salonu verandaya balayan ksmda, baheye doru geni knt yapan camn nnde, kuyruklu bir piyano vard. Piyanonun zerinde, irili ufakl gm ve kristal ereveler, aile fotoraflarn sslyordu. Gaz lmbalar, vazolar, hep ayn krmzy yanstyordu. "Ben grmeyeli yine deiiklikler yapmsnz, ok gzel olmu" dedi Mehmet. Ufak, zarif bir konsolun zerini olduu gibi kaplayan gm tepsideki kristal ienin

kapan ap, minik kadehlere likr doldururken konutu Moiseyev: "Olga'y bilirsin. Ayn eyalarla, bir sene bir arada yaayabilirse rekordur. Artk karmaktan vaz getim. Bildii gibi yapyor. O da rahat etti, ben de..." Kadehlerden birini Mehmet'e doru uzatrken devam etti: "Ho geldin, erefine! sevgili dostum." "erefine!" diye kadehini kaldrd Mehmet. kisinden bir byk yudum aldktan sonra, yarda braktklan mevzua dnd: "Allah'tan zevkli karn var. Bence, hi ikyet etmeden katlanmalsn." Arkadan goblen takmn bulunduu keye buyur eden Binba, derinden gelen bir kahkaha savurdu. "Eyalarn deimesine katlanmaa cebimden kan paralara alamadm." altm da Eminof, 121 NSRMN DSZMSN "Sen bunu sylersen, artk kimse yaamasn Rusya'da." Mehmet, arkadann, kars karsnda aresizlik duyduu olayn komikliinden kendini kurtaramayp gld. Binba Moiseyev, kapnn dibinde bekleyen uaa seslendi: "Pavlov, delikanlya ikram edecek bir eyimiz yok mu ?" Kr sal, yznn ifadesinden mutlu veya mutsuz, keyifli veya zntl olduu hi bir zaman anlalamayacak kadar donuk bakan Pavlov, kendisine soru gibi sorulann,

aslnda emir olduunu bilecek kadar tecrbeliydi. "Emredersiniz Binba" derken, oktan kapnn aralndan darya szlmt bile. "stersen, baheye kp dolaabilirsin." Seyit'in bu tekliften holand belliydi. Teekkr ederek darya kt. "Oluna bayldm Eminof." dedi, Moiseyev, lmbalarn altnda havuza doru yrmekte olan Seyit'i, bayla iaret ederek. "Yandan byk gsteriyor." "u son bir ka gnde byd Sergei. Ama kklnden beri ok olgundur zaten." Moiseyev'in gzleri bulutland, derin bir i geirdi. Duyulmasn istemiyormu gibi, hafif sesle mrldand: "ok isterdim, benim de byle bir olum olmasn. Sana imreniyorum Eminof. ok anslsn." Senelerdir, btn arzularna ramen, ocuk sahibi olamayan arkadann zntsnn derinliini hisseden Mehmet, ii akaya vurarak onu rahatlatmak istedi: "Ama Sergei, sen Moskova'nn en gzel kzn alrken bizler imrenmedik mi sanyorsun?" 122 Kurt &yt (0 %nmA Sergei Moiseyov, aniden, o zntl halinden syrlp, arkadann omuzuna vurdu, glmseyerek. "Sahi" dedi, "Sahiden beni kskandnz m o zaman?" "Hem de nasl."

Mehmet, yeniden keyiflenen, ocuk gibi glmee balayan eski dostuna sevecenlikle bakt. Bu koca adamn ocuk gibi zlp, yine ocuk gibi sevince boulmasna artk, senelerdir almt. Sergei, altmna da gelse, ocuk ruhlu kalacakt. Olga Tchererina ile Sergei'nin evliliinden sonra, eski gnlere dndler. Beraber yaam olduklar olaylar, sanki bilmeyen birine anlatr gibi, birbirlerine tekrar ediyor, heyecanlanyor, kahkahalarla glyorlard. Bahede, lmbalarn altnda, elinde Pavlov'un ikram etii souk limonata barda ile dolamakta olan Seyit, uuan tllerin arkasnda oturan babas ve onun sevgili dostunu ilgiyle izliyordu. Kendisinin de bu kadar yakn ve sevecei, bu kadar uzun sene dost kalabilecei arkada olacak myd acaba? ki erkein, likr iesini yarlam ve eski anlara kendilerini kaptrm olduu bir anda, salonun kaps ald. Her ikisi de, geleni grdkleri saniyede, ayaa kalktlar. Olga Tchererina Moiseyeva'nn odaya ayak basmasyla, etraftaki btn kymetli eyalar, tablolar, adam boyu vazodaki taze iekler, her ey siliklemiti. Seyit, tam tlleri aralayp ieri girmek zereyken, salonun dier ucundan onlara doru gelmekte olan kadn grnce, olduu yerde kald. Bann zerinde kk buklelerle ssledii simsiyah salarn, ensesinde byk bir topuzla toplamt. Salar ile ayn renkte, hafif

ekik gzleri vard. Omuzlarn akta brakan zmrt yeili ipek elbisesinin yakas ve dirseklerinden itibaren volanlar yapan kollan krem rengi dantelle sslenmiti. Kulaklarnda ve boynunda, elmaslarla evrelenmi iri zmrtler, teninin beyazln iyice ortaya karyordu. nce, kapda durup, misafirlerine ne kadar ardn belli edercesine bakt. Bu bir anlk, grdnden ne 123 NCRMN DCZMSN kadar mutlu olduunu da hissettiren bir bakt. Sonra, hzl fakat son derece zarif bir yryle, kollarn ileri doru aarak, kendisine doru gelmekte olan Mehmet'e uzatt. "Eminof! Ho geldin, neden bu kadar geciktiniz!" plmek zere, yanan evirdi. "Harika grnyorsun Olga Tchererina, her zamanki gibi harika. Mehmet'in sesinde hayranlk ifadesi vard. Birden Seyit'in varln fark eden Olga, bu defa ikinci bir sevin l ile, gen ocua doru yrd. Boyu bir kadn iin olduka uzundu. Seyit'i kucaklamak zere dizlerini krarak, ne doru uzand ve onu omuzlarndan kavrayarak, yanaklarndan pt. Sonra ayaa kalkarak, onun ellerini brakmadan, gzlerinin iine bakarak konutu:

"Aman Allahm! Bu harika bir ocuk Eminof. Ne kadar eker ey. Neredeyse seninle tantmz yalarda, deil mi?" "On iki oldu." dedi Mehmet, olunun beenilmesinden gururlanarak. Seyit, yabanc bir kadnn kendisini bu kadar dikkatli szmesinden, zellikle de gzlerinin iine uzun uzun bakmasndan utanmt. Hafife kzard. "te, bizler de o yalardaydk tantmzda. Seni tandmzda da on olmutuk, sevgili Olga'm." dedi, kocas, tekrar yerine otururken. Olga ok gzel bir kadn saylmazd ama, onda, girdii yeri stan, insanlann bakn ve ilgisini toplayan, canllyla etrafndaki her eyi ve herkesi nemsiz yapan gizli bir kuvvet vard sanki. Seyit, on iki yana ramen, gzleri prl prl kor gibi yanan, bembeyaz elleri, kollarn devaml zarif hareketlerle adeta dans ettirir gibi konuan bu kadna hayran olmutu. Babasnn da ona ayn beeniyle baktnn farkndayd. Kocas ise, belli ki, hl kt Olga Moiseyeva'ya. Ya farklar aslnda fazla deildi, kan kocann. 124 Kurt syT Ama Sergei'nin iri cssesi, sakal ve bykla rtlm yz, onu karsndan, neredeyse bir on ya, byk gsteriyordu. Olga, erkeklerin oturduu kedeki koltuklardan birine yerleirken, ince uzun, balmumu kadar beyaz

ellerini, boynundaki gerdanln talan zerinde hafife gezdirerek konutu: "Anlat Eminof, nasl geti yolculuk? Ailen nasl? Yeni bebek nasl? Hepsini anlat. ok merak ediyorum." Ses tonu o kadar canl, ylesine tazeydi ki, btn sorduklarn hakikaten merak ettii belliydi. Zaten ocukluklarna dayanan arkadalklar, onlar karde gibi yapmt. Onun samimiyetini bildii iin Mehmet, her eyi detay ile anlatt. "Zahide'nin her ikinize de ok sevgisi, selam var." Olga ve Sergei, dnnde de Mehmet'i yalnz brakmamlar, onca yolu gidip, Knm'da onlarla beraber olmulard. Dnden sonra da hep beraber Livadia'da harika bir on gn geirmilerdi. Olga'nn ailesinden kalan kocaman yazlk evde geirdikleri anlann tad damaklarnda kalmt. Her bir araya gelilerinde de o gnleri anmadan edemezlerdi. "Siz iki koca erkek, bir trl becerip de biz hanmlar tekrar bir araya getiremediniz. Ak olsun size." Olga sitem ediyordu, ama sesi o kadar keyifliydi ki, erkekler hi alnmadlar. "Merak etme sevgili Olga'm." dedi kocas, hafif krgn bir ses tonuyla: "Bu koca gvdeden artk orduya hayr gelmeyeceine gre, mrmn geri kalan zamann seyahatlerde geirebilirim. Bundan sonra istediin yere gideceiz. Sz veriyorum

sana. stersen St. Petersburg'a hi uramayz, gezer dururuz." Olga, kocasnn hznnden znt duymutu. Yerinden kalkp, ayn kvrak ve zarif hareketlerle, kocasnn yanna geldi ve koltuun arkasndan kollarn uzatarak ona boynundan sarld, sonra da eilip, alnna bir pck kondurdu. "Sergei, zlme artk. Sen elinden geleni yaptn. Tann 125 Nermin Bezmen bykm, bana geri dndn. Ya sana bir hl olsayd, ben ne yapardm?" Sergei'nin mahzun baklar, karsnn temasyla yeniden eski keyfini bulmutu. Onun, boynundaki kollarm, kendi kocaman elleri ile okad. "Sen bana aldrma. Yaralarmn, dikilerimin acs getiinde, bunlarn hi birini hatrlamayacam." Sonra, keyifli keyifli devam etti: "Sana seyahat iin verdiim szden de dnm deilim." O gecenin olduka ge saatlerinde yenilen yemek, adeta kk bir lene dnmt. nn konuup anlatacak, glecek o kadar ok mevzuu vard ki, Seyit sanki sabaha kadar oturacaklarn dnmeye balamt. Olga, yemek boyunca, o kendine has zarif hareketlerine mimikler ilve ederek, St. Petersburg sosyetesine katlan yeni zenginlerin hanmlarnn taklitlerini yapt. Seyit, arada baz kelimelerin manlarn

karmakla beraber, kahkahalarla glen babas ve Binbaya katld. Bir kadnn, hem bu kadar gzel ve etkileyici, ayn zamanda da bu kadar komik olabilmesi dorusu ok garipti. Annesi de ok gzeldi ama onu hi byle taklitlerle komiklik yaptn grmemiti. Yemekten sonra, hep beraber, tekrar ilk oturduklar salona getiler. Beyler arap kadehlerini tazelerken, Olga da piyanoya doru yrd. Elbisesinin eteklerini iki eli ile dzenleyerek, kadife yastkl piyano pufuna yerleti. Kocasnn kendisine hazrlam olduu minik kadehteki likrden, olduka byk bir yudum ald. "Sa ol sevgilim." diyerek, kadehini piyanoyu aydnlatan byk gm amdanlarn yanna brakt. O cokulu, hareketli hali gitmi, birden durulmutu. Ellerini, bir mddet kucanda, elbisesinin kvrmlar arasnda birletirerek bekledi. Ban yukarya kaldrp, gzlerini kapad. Seyit, kendisi gibi, dier iki erkein de Olga'yi seyretmekte olduunu fark etti. Ya daha ok kkt ama bu kadnda olaan st bir taraf olduunu Kurt &m (9 &hur/ seziyordu. Olga'nn hi konumadan, sessiz yapt hareketler bile baklar ekiyordu. Sanki, duaya hazrlanr gibi bir hali vard. Mumlarn aydnlatt yz, adeta hayranlarnn farknda, kendinden emin bir ifade tayordu. Yavaa, tularn zerine yerletirdii parmaklan, hafiften ykselen bir paray almaa balad. Sergei ve

Mehmet, arap kadehleri ellerinde, piyanonun birer yanna yaslanmlard. Seyit, kocaman arkalkl koltua adeta gmlp oturmutu. Birden, iini hzn sard. Annesi de baz akamlar, zellikle de babas eve dndnde, byle piyano alard. Kim bilir, imdi ne kadar yalnz kalmlard. Babas yannda olmasna ramen, kendini yapayalnz hissetti. Olga'ya bakarken onun yerinde annesinin olmasn arzulad. Ama bu imknszd. Annesi ok uzaklarda kalmt ve onu tekrar grene kadar da nnde daha ok uzun bir zaman olacakt. Gzlerine gelen yalar zor kontrol etti. Allah'tan kimsenin ona bakt yoktu ve salon son derece lotu. amdanlar, piyanosu ve mzii ile, sanki, odadaki tek canl Olga'.yd. Mumlar titreiyor, Olga hznl alyordu ve Seyit'i hznl bir yorgunluk sarmt, koltuun yumuaklnda. Alamamak iin gzlerini kapad. Az sonra uyumutu bile. Olga, para bittiinde, kendisini alklamaya balayan erkekleri, sa elinin iaret parman dudaklarna gtrerek susmaa davet etti. Gz ucu ile de, yan balarndaki koltukta derin bir uykuda olan Seyit'i gsterdi. Aslnda, hep odak noktas olmasna ramen, etrafndaki herkesi ve her olup biteni gayet dikkatle takip ederdi Olga. Ve yar kapal gzleri, mzii ile kaynap, kendini hlyalara dalm gibi gstermesine kar o, ald mddete, gz ucu ile, Seyit'i seyretmiti. Gen ocuun, bir ara, elinin tersi ile gzlerini

sildiini, sonra derin bir nefesle i geirdiini hep fark etmiti. Yerinden yavaa kalkarken, Mehmet'e doru eilerek fsldad: "Zavall ocuk, ok yorgun olmal. Nasl oldu da dnemedim. Onu da bizlerle oturmaa mecbur braktk." "Eminim, bizlerle olmaktan ok memnun kalmtr." diye 126 127 NCRMN BEZMEN cevaplad Mehmet, yavaa, olunun omuzuna dokunarak uyandrmak zereyken. "Sakn!" dedi, Olga, onu kolundan ekerek, "Sakn uyandrma ocuu. imdi tarlar onu yatana." "Hi gerek yok sevgili Olga. Koca adam oldu artk, uyanp yrr odasna, tekrar uyur." Olga'nn sesi yine son derece tatl fakat otoriter bir ton almt:. "Ak olsun Eminof, sen hi ocuk olmadn sanki. Hatrlamaz msn, o yalarda uyku ne kadar tatldr." Karsnn sz zerine, hemen kapnn dnda beklemekte olan hizmetkra seslenen Sergei, ocuu uyandrmaktan korkusuyla, sessiz glerek konutu: "Nasl hatrlasn Olga? Mehmet'in o yalar ok gerilerde kald." "Ya sen?" diye takld arkadana Mehmet. Sorusunun cevabn Olga verdi, kocasnn yanaklarn kk, beyaz elleri ile okarken:

"O mu? O hi bymedi ki. Deil mi kocacm?" Sergei Moiseyev, yine sessiz fakat iten gllerinden biriyle cevap verdi: "Ne garip, babam da, karm da ayn laflan sylyorlar." O arada odaya giren Pavlov ve yardmcs, Binbann iareti zerine, Seyit'i kucaklayp salondan kardlar. "Uyandrmadan, pijamalarn giydirip, yatrn." dedi Olga, adamlara usulca. Mehmet, avucunu alnna vurdu. "Aman Allahm!" dedi, "Koca ocuu kucakta tatyorsun Olga. Gidecei okulda kimse onu tamayacak. Sen byle 128 Kurt &gyT &\u\ra martrsan nasl asker olur bu ocuk?" Kristal karafm iindeki son damlalan kadehine silkelemekte olan Sergei, o koca kahkahalarndan birini att: "Sen benim niye iyi asker olamadm imdi anlyor musun Eminof?" Hem kans, hem de arkada, onun bu szlerine, kendisine hakszlk ettii dncesiyle itiraz ettilerse de, glleriyle ona katldlar. "Bu karaf da hi dolu durmuyor." derken seslendi Sergei: "Pavlov! Pav..." Kans onu nazike durdururken, elindeki ieyi alp tekrar tepsiye brakt. "Yeter sevgilim. Bence, artk, hepimizin uykuya ihtiyac var. Misafirimiz kibar, ses

karmyor diye onu btn gece oturtamayz deil mi?" Binba, taraf tutmasn bekler gibi, Mehmet'e bakt. Kk bir ocuun yaramazlk yapmak iin, ortak arkada aramasn andnyordu baklar. Mehmet, daha imeye gnll olduunu gstermek istedi. "Bir kadeh daha iebiliriz belki..." O arada, yannda duran Olga'nn ka gz iaretlerini fark ederek devam etti: "Ama, yatsak daha iyi olur." Moiseyev, arkadann zerinde kansnm basksn hissetmiti. Komik bir aresizlik ifadesi taknd: "Ah! ah!" dedi, "Seni de korkutmu sevgili Olga'm. Ne yapalm? Biz de yatanz." Sonra, kansn incitmekten korktuunu belli eden tatl bir ses tonu ile, devam etti: 129 NSRMN DCZMCN "Azizler zerine yemin edebilirim Eminof. Bazen dnyorum da, Port Artur'da Amiral Evgeni Alexeiev'le mi olmak daha ok disiplin gerektiriyor, yoksa burada Amiral Olga Tchererina Moiseyeva ile olmak m?" Olga, bu defa da iveli bir sesle: "Umarm," dedi, "Amiral Alexeiev'le tek farkmz bu deildir." Kahkahalar arasnda, Olga ortalarnda, iki erkein kollarna girmi vaziyette salondan kp, yatak odalarna dalmak zere, geni mermer kapl antreden geerek, merdivenlere doru yrdler. Herkes iin harika bir geceydi yaanan.

Seyit, gl kokulu, bembeyaz araflar, yastklar arasnda uyanrken kendini bir an Aluta'daki evlerinin yatak odasnda zannetti. Bu odaya nasl geldiini, yataa nasl yattn hi hatrlamyordu. Sanki byl bir gece yaamt. Olduu yerde dorulup, etrafna baknd. inde bulunduu oda ile ilgili, dn akamdan en ufak bir ey hatrlamyordu. En son, kocaman kadife koltukta gzlerini kapamt. Sonras onun iin mehuld. Birden, babasnn onu brakp gitmi olabilecei fikri ile rperdi ve yataktan frlayarak valizini arad. Bulduunda, iinin boaltlm olduunu grd. Giyecekleri oktan gardroba aslm, ayakkablar da parlatlmt. Acele ile giyindi. Bir an nce odadan kp, babasn bulmak istiyordu. Salarn tararken odasnn kaps vuruldu. Dardan Olga'nn sesi hafife duyuldu: "Seyt, uyandn m?" sminin byle telffuz edilmesini biraz garipsedi Seyit ama kulana hi de fena gelmemiti. Kapya doru sratle yrrken seslendi: "Evet Olga Moiseyeva." Kapy anca, Olga'nn gler yz ile karlat. zerinde akamkine nazaran daha sade, uuk pembe bir elbise vard. Bu 130 Kurt 8yt defa boynunu ve kulaklarn incilerle sslemiti.

"Gnaydn Seyt, uyandna sevindim. nk, darda harika bir hava var ve senin bahedeki kahvalty karman istemiyorum." Olga'nn enerji yayan kimliinin tesirine kendini kaptran Seyit, onun uzatt elini tutarak merdivenlerden yan sra inmee balad. "yi dinlendin mi bari?" diye sordu Olga. "Evet efendim" derken, sesi mahcuptu Seyit'in. "ok yorulmu olmalsn, koltukta ylece uyuyup kaldn dn gece. Hatrlyor musun?" Seyit, ilk defa geldii evde, ilk defa tand insanlarn yannda byle uyuyup kalmaktan duyduu utanc belirtecek bir ifade ile, ar ar konutu: "ey...yukarya beni babam m kard?" "Hayr, Pavlov'la Yuri yardm ettiler sana." Ne kadar nazikti Olga. Bebekler gibi kucaklanp tandn sylemeyecek kadar nazikti. Seyit, elini sk sk tutan bu scack, hayat dolu kadna balandn hissediyordu. Rahatladn hissederek ona aklndaki soruyu sormak zere hitap etti: "Olga Moiseyeva..." Olga durarak, dier elini onun omuzuna koydu ve yzne bakarak szn kesti: "Olga Moiseyeva deil Seyt. Beni Olga teyze diye arman istiyorum. Biz annenle de, babanla da o"k eski ve ok iyi arkadaz. Sergei ile Mehmet on iki yandan beri arkadalar. Karde gibi oldular artk."

Sonra, ban arkaya atarak, kk bir kahkaha ile devam etti: "Belki de kardeten daha yaknlar. O iki koca adamn ne 131 NSRMN BSZMCN kck srlar vardr aralarnda bilir misin? Benim bile bilmediim. Eminim Zayde de bilmez." Seyit, Olga'nn, annesinden bahsettiini anlamt. Olga, birden, az evvel ocuun szn kesmi olduunu hatrlayarak sustu. "Sahi, sen bir ey soracaktn Seyt. Neydi o?" O arada, verandann kapsna kadar gelmilerdi. Bahede, Binba ile konumakta olan babasn gren Seyit'in ii rahatlam, sorusuna gerek kalmamt. "Mhim bir ey deildi Olga Moiseyeva.." derken Olga'nm demin konutuklarn hatrlatmak zere kalkan kalarn grnce, glmseyerek dzeltti: "ey, Olga teyze." Olga onun ban okad. "Tamam, imdi oldu. Unutma, St. Petersburg'da babandan sonra sana en yakn olanlar Sergei amcanla, benim. Biz senin ikinci aileniz. Buras da senin evin. Anlatk m Seyt?" Gen ocuk, Moiseyevler'in yaknln, kendisini nemsemelerini memnuniyetle kabullenmee hazrd. Gzlerinin ii glerek ban sallad. "Teekkr ederim Olga teyze." dedi. Onlarn, el ele, verandann merdivenlerinden indiini gren beyler de, imenlerin

zerinde, kameriyenin altnda hazrlanm masadaki yerlerinden kalktlar, Olga'yi selamlamak iin. "Evet, karm bir erkein daha gnln fethetmi grnyor." dedi, Moiseyev glerek. "Sana acyorum." diye cevaplad Mehmet, "Hayatn boyunca bu kskanlkla yaamak zorundasn." Olga, yanlarna yaklarken, sordu: "Yine ne yaramazlklar dnp, glyorsunuz?" 132 Kurt &yt "Senin cazibenin her yataki erkei nasl bendettiini konuuyoruz." dedi kocas. Olga, Seyit'e yanndaki yeri gsterdikten sonra, Mehmet'in kendisi iin tuttuu iskemleye yerleti. Porselen aydanl eline alp, fincanlar doldurmaa balad. Yapt iten gzn ayrmadan konutu: "Siz, asl, bir ka sene bekleyin. Bu yakkl delikanlnn kimleri cezbettiini grp aracaksnz." Seyit, kendisinden bahsedildiini anlayarak utand. Yz kzarmt. Dudaklarn srarak babasna bakt. Sergei karsna dnd. "Sevgili Olga'm, kk Eminof u utandnyorsun szlerinle." Olga, elindeki fincan brakarak, Seyit'e hitaben konutu: "Yakkl olmak ve kzlarn gnln almak, hi de utanlacak bir ey deildir Seyt."

Sonra, sakin fakat alayl bir sesle eklerken, bayla kocasn ve Mehmet'i gsterdi. "Eer kadn olduum iin bana inanmazsan, bu iki yakkl erkee sor." "Sayenizde ben de yakkllar arasna girdim." Sergei'nin szleri zerine hepsi gldler. Kendi evlerinde hi bu trl mevzular konumam olmalar, Seyit'i sohbetin tarzna almakta epeyi zorluyordu. Ancak, gittike daha rahatladn da hissediyordu. Btn bu konular, konumalar onun bymesinin bir paras olmalyd. stelik, ayp veya kt bir ey olsa, babas onun burada bulunmasna veya yannda byle konuulmasna msaade etmezdi. Moiseyevler'le vakit o kadar gzel geiyordu ki, Seyit son iki gnn nasl utuunu anlamamt. Kar koca, ikisinin de her an syleyecek ho bir szleri, Seyit'i gldrecek bir akalar veya hikyeleri oluyordu. Hi, ocuksuz bir evin durgunluu, arl 133 NcrminDczmcn yoktu bu evde. Tam aksine, ok ocuklu ailelerin cvlts, kahkahas ile doluydu. Geldiklerinin ikinci gecesinde Seyit, ertesi gn mektebine gideceklerini rendi. "Artk orada m kalacam baba?" diye sordu. "Hayr olum," dedi Mehmet. Yarn kabuln iin gereken ilemlere balayacaz. Shhat kontrolundan da gemen gerekiyor."

"Ama benim bir hastalm yok ki." "Onlar da bunu bilmiyorlar ite." Yine, her zamanki gibi, kadehi elinde oturan Binba Moiseyev, glerek sze kart: "Ne kadar salam olursan, orduya o kadar iyi hizmet edersin Seyt. Onun iin de rk olanlar batan almazlar." "Ya sonradan hastalanrsam?" "te, o zaman da ordudan atarlar. Hi gznn yana bakmazlar. rmee balaynca evine yollarlar insan." Olga, sitemli bir sesle, kocasna kt: "Ak olsun Sergei Moiseyev! Daha srtna talebe formasn bile giymemi ocua neler sylyorsun? Hem seni atan olmad ki. Kendin ayrldn." Yine o hznl ifadelerinden birine brnmt Binba. Ackl ackl konutu: "Ne fark eder? Ha onlar "Ayrl" demi, ha kendim istifa etmiim. Vcudumdaki kaburgalalarn neredeyse yars, bbreimin teki Port Artur'da kald." Sonra, syledii elenceli bir eymi gibi, glmee balad. "Neyse, bam yerinde. Ayaklarm da beni tayor. Kollarm iliyor. Aslnda Olga hakl, ben Tanr'nn ansl kuUanndanm." 134 Kurt tor t) Shur/ Kars, onun duyduu zdrab hafifletmek isteiyle, gelip yanandan perken mrldand: "Ben de Sergei. Ben de o ansl kullardan biriyim ki, bana dndn."

Sonra, yine o neeli tez hareketleri ile, havay datmaa alt. "Haydi bakalm, bu kadar karamsarlk yeter. imdi u gen ocua, askerliin elenceli taraflarn anlatn." Seyit'e dnerek, korkmu olabilecei ihtimline kar, rahatlatmaa alt: "Sen aldrma Seyt. Btn askerler byledir. Yaptklar ii dnyann en acmasz ii gibi gsterirler. stelik, gemii anlatrken nasl elendiklerini grdn sen de. Seni snamak iin anlatyor btn bunlar, Sergei amcan, inan." Seyit, Binbann yaadklarnn gerek olduundan emindi ama Olga teyzenin yumuak, scak, akac sesi, onu bir insann organlarnn paralanrken neler hissedebilecei duygusunu dnmekten uzaklatrmt. Derken, mevzu yine St. Petersburglu, Moskoval kzlara geldi. "Hafta sonlar izinli ktn zaman, muhakkak bizde kalacaksn." dedi Olga, "Hi Tsarskoye Selo'ya gitmee kalkmayacaksn, sz m? Hem hayatn yollarda gemez, hem burada seni drt gzle bekleyecek yaknlarn var. Tamam m canm?" Seyit, ne cevap vermesi gerektiini bilemediinden, babasna bakt. Mehmet, onun adna konutu: "Sa ol sevgili Olga. Sana minnettarz. Tabi onun bir evi de buras. Ama, arada srada, sayfiyedeki eve de gider. Naslsa, burada uzun seneleri var. Her yere gitmee vakti olacaktr."

Sergei, yine muzip bir ekilde: "Evet," dedi, "Her yere gitmee vakti olacak." 135 NCRMN DCZMCN Bykler gltler, Seyit pek bir ey anlamad. Ertesi gnn heyecan ile, ii kpr kprd. "ar' grecek miyim gerekten?" diye sordu. "nce niforman hazrlatacaz. Her ey sra ile. Sonra, beni grmek istedii tarihi renince, seni de alp gtreceim." Seyit'i o gece hi uyku tutmad. Sabahn ilk klar ile, babas odasna girdiinde, daha henz yeni uyumu gibi hissetti Seyit kendisini. Gzleri yanyor, ba aryordu. "Uyuyamadn deil mi?" diye sordu, baba Eminof. Mahmur baklarla, ban sallamakla yetindi Seyit. O anda, bam yeniden yasta koyup uyumaktan baka bir ey dnmyordu. Kendini tekrar yataa arka st brakt. Ama, babasnn szleri onu kendine getirdi: "Seyit Eminof! Bugnden itibaren askerliinin baladn sana hatrlatrm." Seyit, yataktan ylesine hzl frlayp, ayaa kalkt ki, uyku sersemi, bir an dengesini bulamad ve sendeleyip, yatan ayak ucuna arpt. Mehmet, glerek, elini olunun omuzuna dolad, sevecenlikle konutu: "nallah bu sabahki apalln, btn askerliin boyunca devam etmez. Haydi

bakalm, hemen hazrlan, yarm saatten kmamz lzm." Seyit, tela iinde, ykanp giyindi. Heyecandan, gmleinin dmelerini ters ilikliyor, san tararken fras elinden dyor, ayakkablar sanki onun deilmi gibi aya bir trl kayp oturmuyordu. Skntdan ter basmt. Aa kata indiinde, yemek salonundaki kahvalt masasnda, babasnn yan sra Moiseyevler'i de hazrlanm oturuyor buldu. Ge kalmasndan tr, zr dileyerek, yerine yerleti. Olga, sanki gece yarlarna kadar oturup hepsini elendiren, piyano alp, ark syleyen o deilmi gibi, din, taze ve neeli bir ifade ile onu karlad: 136 "Gel bakalm gen Eminof. Bugn karnn her zamankinden iyi doyurmalsm. nnde gl olman gereken bir gn var." Pavlov'a iaretle Seyit'in tabana servis yaptrd. Seyit ise, hi bir ey yemeden evden kmay tercih ederdi. Zira, uykusuzluu ve heyecan ona mide bulants vermee balamt. Tabana ylan krep, rek ve sosise bakmak dahi istemiyordu. Yzndeki ifade rahatszln gstermi olmalyd ki, Sergei ileri atld: "Sevgili Olga'm, byle heyecanl bir sabahta, gen arkadamzn fazla bir ey yiyebileceini hi sanmyorum. Bence, onu pek zorlamayalm." Seyit'in, kocasna minnet dolu baklarla baktn gren Olga, durumu ele ald.

"Tabi sevgilim, istedii kadar yer". Ona evlat eksikliini unutturabileceine inand ocuun, her hangi bir sebeple, sevgisini kaybetmek istemiyordu. Devam etti: "Eer cann istemiyorsa, hi birini yeme Seyt. Belki, sadece biraz meyve yemek istersin." Sonunda, Seyit bir bardak ay ve bir elma ile kahvaltsn tamamlad. Mehmet, arkadalarnn, olunu, ocuklar gibi sahiplenip, kendi aralarnda onun yznden tartmalarn hayretle izliyordu. Babas olduu halde, ona pek bir ey soran olmuyordu. Seyit, ev sahipleriyle vedalap ayrlacaklarn sanrken yanldn anlad. Binba, bu ok zel gnde onlara katlma karar vermi, Olga da bir iki arkada ziyareti ile alveriini yapmak zere, gnn ehirde dolamak zere plnlamt. Arabalar, klk sarayn nnden getikten bir mddet sonra, kemerli yksek bir giriten ieri dnd. Kapda bekleyen muhafzlar, Mehmet'in iareti ile yol verdiler. Geni bir avlunun sonunda, uzun mermer basamaklarla klan kapnn nnde durdular. Sergei ve Mehmet arabadan atladktan sonra Seyit de 137 Nermin Bezmen arkalarndan inmek zere davrand. Olga, onu kolundan tutarak kendine ekti ve yanaklarndan pt.

"Hi heyecanlanmana gerek yok. Sakin ol Seyt. Bugn ok zel bir gn. Her ann yaamaya bak. Akama her eyi ayrnts ile dinlemek istiyorum." Sonra, ocuu yanaklarndan perek, arabadan iniini seyretti. Sanki, kendi oullarn mektebe getiriyor gibi hissediyorlard, kar koca. Arabas uzaklarken, merdivenin dibinde bekleyen erkeklere elini sallad Olga. Sergei, karsnn ardndan, onu zleyecek gibi ve hayranlkla bakt. "Bu saatte kimi bulacak laflamak iin, bilmem." dedi glerek. Seyit, babas ve Moiseyev, ikinci muhafz kapsndan getikten sonra ana binann muhteem giriine vardlar. Babasnn ve Binba Moiseyev'in, bu meknn yabanclar olmadn anlamt Seyit. Zira, hi kimseye sormadan binann iinde yollarna devam ediyorlard. Ara sra karlarndan gelen dier niformal ahslarla selamlaarak ciddiyetle yrmeleri Seyit'i etkilemiti. Sanki, son iki gndr, kadehleri birbiri ard sra yuvarlayp, kahkahalarla glen, akalar yapan ayn iki adam deildi babas ile Sergei amca. izmelerin mermer zemin zerinde yapt yanklardan baka ses duyulmuyordu koca binada. Seyit, neredeyse kendi soluunun bile bakalarnca duyulacak kadar yksek olduunu dnd, bu sessizliin iinde. Hi bir ey konumadan geni merdivenlerden ktlar. Yine ayn

tempoda, uzun bir koridor zerinde yrdler. Neredeyse, koridorun sonuna gelmilerdi ki, Mehmet, nnde durduklar kapy hafife vurup ieri girdi. Ardndan Moiseyev, elleri Seyit'in omuzlarnda, onu da nne katarak arkadan takip etti. Girdikleri geni odann, tam kapnn karsna gelen kesinde, uzun bir masann arkasnda oturan niformal, iman adam, megul olduu katlardan ban kaldrarak girenlere bakt ve aniden bir dostunu grdn belli eden 138 Kurt baklarla seslendi: "Eminof!, Moiseyev!, Gelin, gelin ieri." Yerinden kalkarak onlara doru yrd. Aa yukar Moiseyev'le ayn boydayd ama daha kiloluydu. Seyit, kendini devler lkesinde gibi hissetmiti. aknlk iindeydi. Ne yapacan, nerede duracan, ellerini nereye koyacan bilemiyor, babasnn hareketlerini ve bir ihtiml kendisine verebilecei bir iareti izlemek zere, btn gayreti ile, onu takip ediyordu. "Selam Valeri." Mehmet, iman adamn iman elini, kendi iki avucu arasnda hararetle skt. Seyit, babasnn bu adamla yakn arkada olduunu anlamt. Ama belli ki, Sergei amcayla olduu kadar samimi deillerdi. Mehmet, olunu kendi yanna ekerek arkadana tantrd: "te yeni talebeniz, olum Seyit Eminof."

"Seyit, Binba Valeri Paustovsky senin gidecein blmn bandadr. Benim ok iyi dostumdur. Ama unutma, niforman giydikten sonra her hangi bir yeni renci olacaksn. Yani, hi bir hatan, kusurun iltimas grmez." Seyit'in heyecandan irilemi gzlerine, ne diyeceini bilmez haline bakan Binba Moiseyev araya girdi: "Eminim, Seyt'in byle bir problemi olmayacak. Deil mi Seyt?" Gen ocuk, bilir bilmez, ban sallad. Burada ne problemleri olabileceini henz bilemiyordu ki, ne cevap versindi? "Aramza ho geldin." dedi Binba Paustovski. Belli ki, arkadann oluna nazik davranmak istiyordu ama sesi, ne kadar gayret ederse etsin, kaln, sert ifadesinden syrlamyordu. "Teekkr ederim efendim." diye cevaplad Seyit. 139 Ncrmin Bezmen "Oturun, oturun, imdi dolduracanz formlar getirtirim. Hem yazarsnz, hem biraz lflarz." derken kendisi de duvarla masas arasndaki iskemlesini ittirip, iki eli ile karnn bastrarak, vcudunu makam koltuuna yerletirmee alt. Sonra, masasnn zerindeki bir zili alarak arkasna yasland. Daha zili masaya yeni brakmt, kapda beliren asker hazr ol vaziyetinde selam durdu. ok genti. Seyit ona dikkatle bakt. Kendisinden ka ya

byk olabileceini dnd, pek kestiremedi. Bu kyafetlerle insan o kadar deiiyordu ki. Acaba o da bu asker kadar uzun boylu ve yapl olacak myd? "Yusupov, ilk snf iin giri formlarndan istiyorum." Gen askerin topuklarn arptrarak selam verip odadan kn, oturduu iskemleden ban uzatarak merakla izledi Seyit. Biraz sonra Yusupov, kumandannn istedii katlar getirip, yine kapnn dndaki grevine dnmt. Formlarn eksiksiz oluunu kontroldan geiren Binba Paustovski, katlar Mehmet'e uzattktan sonra, masasnn kesinde bir yer aarak onu davet etti: "Gel Eminof, ek iskemleni yle, rahat rahat yaz." Mehmet, iskemlesini biraz ne alarak, arkadann uzatt katlarda nce uzun bir bak gezdirdi, sonra masadaki kalemi hokkasna batrarak, itinal bir yaz ile, sorulanlarn cevaplarn yazmaa balad. O arada, Moiseyev ile Paustovski, kendi aralarnda, hafif sesle bir sohbete girmilerdi. Seyit'i o an babasnn yazdklarndan baka hi bir ey, hi bir ses, hi bir konu ilgilendirmiyordu. Akl, babasnn elinin altndaki uzun, baskl, prl prl beyaz kattayd. Ama yerinden kalkp, bakmaa da ekiniyor, gzlerini babasnn eline dikmi, sanki hareketlerinden yazlanlar karmaa alyordu.

"te, galiba tamam, bir de sen kontrol et Valeri, bir eksik olmasn." dedi Mehmet, son sayfann altn imzalarken. Hararetli konumasn yarm brakan Binba, formlara yukardan aaya bakt: 140 Kurt &m "Her ey tamam Mehmet. Sannm, buraya kadar gelmiken doktor kontroln da halletseniz iyi olur." "Btn gerekenleri, mmkn olduunca, abuk bitirmek isteriz. Benim artk fazla bir vaktim kalacan sanmyorum. Birlie dnmem lzm yarn, br gn." diye cevaplad Mehmet. "Dr. Karlof a bir not yazarm. Sizin sranz ne alr." "ok byk iyilik etmi olursun Valeri." Moiseyev araya girdi: "Hani iltimas falan yoktu. Daha ilk gnden kendin iltimas istiyorsun." Gldler. O srada, Binba Paustovski ekmecesinden kard ssl, damgal katlarndan birine birka satr yazp, Mehmet'e uzatt. Bu, Dr. Karlofa gidecek mektup olmalyd. "Benden de ok selam syle. Epeyidir gremiyoruz." Sonra, otururken ektii zorlukla o koca gvdesini iskemlesinden kaldrp, arkadalarnn yanndaki koltuklardan birine yerleti. Bacak bacak zerine attktan sonra, daha ciddi bir ifade ile konumaa devam etti:

"u Japon harbi...Kimseye nefes aldrmyor bu ara." "Son durum nedir?" Moiseyev, neredeyse aylardan beri ilk defa, Japon harbinin gidiat ile ilgileniyordu. "Parlak olduu sylenemez." dedi Paustovski. "Aslnda hep bir eyler kazanyor zannediyoruz kendimizi, iin fena taraf da bu." Uzun mddettir olaylarn merkezinden ayr kalm olan Mehmet, arkadann, onun bilmedii bir eyleri bildiinden emindi. "Ne demek istiyorsun Valeri?" 141 Nermin Bezmen Kurt ^syt (9 &hur/ "Moralini bozmak istemem Eminof. Lf aramzda kalmak artyla, u kadarn syleyeyim ki; sizin hassa alaynn ba Bezobrazov, bu koca harbin balama sebeplerinden birisi." "Anlayamadm Valeri, muhafz alaynn ba olmakla, bylesine nemli bir kararda sz sahibi olmak arasnda ne balant var?" "Esas balant u; Bezobrazov ve Plehve, tamamen milliyetilik idealleri ile, Yalu nehrinin bat kysnn Rus olmas gerektiini savunuyorlar. Daha dorusu yleydi. Biliyorsun, Plehve'yi Temmuz aynda arabas ile beraber havaya uurdular. Aslnda, byle eyler her hangi birimizin de bana gelebilir. Zira, u aralar, sarayda veya ar'in evresinde olmak, insana cephede karlaabilecei kadar dman kazandryor.

Plehve'nin en byk srda ve dostu da Pobedonotsev'du." "Hl ar Nicholas'ya danmanl devam ediyor mu?" diye sordu Mehmet. "Ayrlmas iin grnrde bir sebep yok ki. Yani ar'in gznde. Onun da en byk derdi, halkn gzn, kulan, akln savala oyalamak. Sokaklardaki sesleri byle bastrabileceini mit ediyor." "Yulyevich ona kar epeyi direniyordu ama..." Mehmet'in bu szne, ac bir glmseme ile cevap verdi Binba: "Evet, Austosa kadar da direndi ve nihayet Maliye Bakanln kaybetti. Anlayacan, Pobedonostsev ile uramamak gerektiini gsterdiler." "Yani, onun Plehve ile Bezobrazov'un ideallerini kendi amalarna ynelik kullandn sylyorsun." "Tastamam, onu sylyorum. Benim de sylediklerim duyulursa, her halde yann Sibirya'da kar kremee balarm." 142 Arkadalar, onun srrn saklayacaklarna dair szlerle, heyecann yattrdlar. "Aslnda," diye sze girdi Moiseyev, "Bu savan uursuzluu Petropavlovsk'un bat ile balad sanki. Amiral Makarov ile o alt yz zavall denizcinin ruhu, bizleri rahat brakmayacak ." "Neyse, Kuropatkin daha temkinli. Kendini Japonlar'dan kuvvetli hissedecei ana kadar oyalama taktiine girdi."

Binba Paustovski, sylemee cesaret edemedii bir ey varm gibi, arkadana doru bakt. Mehmet, bu durgunluun ardndan ne geleceini kestirmi olmalyd, onu rahatlatacak bir glle konutu: "Haydi syle Valeri, bizim de gitmemiz yakn m? Bu kadar eyi bildiine gre, onu da bilirsin." "Aslnda emin deilim, sadece duyduum bir ihtiml. Aa yukar her hafta bir blk, Yaltu veya Viladivostok'takilere katlmak zere yola kyor. Neyse, kendin bugn daha shhatli bir haber alrsn, her halde." Seyit, babasnn harbe gitmek ihtimlini, endie ile, nefesini tutarak dinlerken, onun ne kadar sakin, gler yzl olabildiine amt. Mehmet, ayaa kalkp elini arkadana doru uzatt. "Sa ol Valeri, sanki buradan hi uzaklamam kadar bilgilendim sayende. Sylemezsin ama, eminim, sen benim ne gn yola kacam bile biliyorsundur." Valeri ve Sergei birbirlerine bakarak glmsediler. "Yoksa!, yok inanamam Moiseyev, sen de mi biliyordun yoksa? Bunca saat evinde yedik, itik, bir lf etmedin, Ak olsun sana!" "Keyfimizi karmann mans yoktu Eminof. Naslsa bugn renecektin." 143 Nermin Dczmen

Mehmet, akac tavnyla, "Sa olun dostlar, sa olun!" derken Paustovski ile el skarak vedalatlar. "Gitmeden bana ura Eminof." Paustovski'nin sesi, sanki, olduundan daha yumuak duyuluyordu. Yine, babas ile Binba Moiseyev'in arasnda yryen Seyit'in kafas, bu binaya geldii ankinden daha da karkt imdi. Yalnz bana kalmak, tanmad insanlarla yaamak zorunda oluu endieleri, hafif kalmt. Babasndan her an ayrlmak zere oluunu tam kabullenmek zereydi ki, onun harbe gideceini renmek, ilve bir sknt getirmiti yreine. Babasnn elini tutup, avularnn scaklnda kendini emniyette hissetmek istedi bir an. Ama, etrafndakilerden utand. Bir iki hafta sonra, niformas srtnda, buraya talebe olarak gelecek birinin, babasnn elini tutup yrmesinin ayp olacan dnd, vaz geti. Okulun nnden bindikleri araba, az sonra onlar askeri hastahanenin nne getirmiti. Yolda, Mehmet ile Sergei, aa yukar biraz evvel konutuklannn paralelinde mevzularda fikir al veriinde bulunmaa devam ettiler. Seyit, tanmad, anlamad bir sr isimler arasnda kendini aptal gibi hissetmekle beraber, btn gayreti ile, duyduklarn kafasna yerletirmee alyordu. Gn, uzun bir gnd ve o nispette de yorucu. Salk kontrol iin, hastahane

koridorlarnda, laboratuar aralarnda uzun gidi gelilerden sonra, Moiseyev, baba, oul Eminoflar' le yemeine davet etti. ok k bir lokantada, ok k hanmlar ve beyler arasnda mkellef bir yemek yediler. Aslnda, le yemei iin olduka geti ama geriye dn saatleri dnlecek olursa, bundan sonraki n gece yansna yakn bir saatte yenecekti. Aynca, daha terziye uramak gerekiyordu. Bu da onlan en azndan bir saat daha geciktirecekti. Lokanta knda, arabalann, dorudan, terzinin bulunduu adrese 144 Kurt syT &h\ra gnderip kendileri yrmee karar verdiler. Kahvaltdan bu yana geen uzun saatler hepsini ok acktrmt ve neredeyse ikier kiilik yemek yemilerdi. Sk bir yryn, ne de iyi gelecei muhakkakt. Ilk lk esen rzgnn eliinde, Neva'nn kk kprlerinden birinden geerek ehrin bir bir baka mahallesine doru ilerlediler. Yolda karlatklan gen bir iftle selamlat Moiseyev. ok mutlu olduklar gzlerinden belliydi. Kol kola girmilerdi ve gen kadnn elinden tuttuu bir kz ocuu da onlara elik etmekteydi. Alt, yedi yalarnda olmalyd. Uzun, sapsar salar, elbisesinin mavisi ile ayn renk ipek kurdela ile toplanp omuzlarndan aa braklmt. Gen ift, kibar bir selamdan sonra, yollarna devam etti.

Mehmet ve Moiseyev yrrlerken, Seyit'in geride kaldn fark etmemilerdi. Seyit durmu, annesinin elini sk sk tutmu uzaklaan mavili kk kza bakyordu. Yanndan geerken bir anlk bakmalarndan o kadar etkilenmiti ki, onun yzn tekrar grmek arzusu duyuyordu. lk defa duyduu bir histi bu. Hi tanmad bu kk kz kaybetmek istemiyordu. Onun, yrdke omuzlarndan beline doru salnan sar salanna hayranlkla bakt. Minik mavili kz, sanki dikkatle seyredildiinin farknda, ban evirip geriye dnd ve Seyit'e yan mahcup, yar muzip bir bak attktan sonra, annesi ile konuarak yoluna devam etti. Gen ocuk, o ksack anda aknln toparlayp ona glmseyemedii iin, kendi kendine kzd. En azndan el sallayabilirdi. Birden, babasnn sesi onu kendine getirdi. "Hayrola Seyit, galiba bizimle gelmee niyetin yok." Hemen kendini toparlayp babasnn yanna seirtti. Yol boyu giderken, hatta daha sonra terzide niformas iin lleri alnrken bile, aklnda tek bir ey vard; mavi elbiseli kk kz. Acaba ak dedikleri bu muydu? Acaba onu bir daha grebilecek miydi? Onunla tekrar karlama ihtimlinin dncesi dahi kalbine arpnt veriyordu. Evet, muhakkak ki ak dedikleri bu olmalyd. Henz ok kk olduunu kabul ediyordu ama 145

NtMN BCZMCN naslsa bymeyecek miydi? Acaba byynce karlatklarnda birbirlerini tanyabilecekler miydi? Btn bu dncelerle geri kalan zamann nasl getiini fark etmemiti bile. Dn yolu iin tekrar arabalarna bindiklerinde, neredeyse akam olmak zereydi. Az sonra, k caddelerden birindeki atafatl evden Olga'y da almlard. Olga, btn gnn konumakla geirmi olmasna ramen, henz yorulmua benzemiyordu. Arabaya yerlemesiyle beraber, sohbeti o ynlendirmee balad. Uzanda kald btn haberleri, son noktasna kadar renmek iin sabrszlanyordu. O arada, yllarn tecrbesi ve kadnlnn verdii kuvvetli nsezi ile, delikanlda beliren sesiz ve dnceli, yar haylde hali fark etmiti. Gzlerini arabann tekerlekleri arasnda kayp giden parke talara evirmi, dalgn dalgn yolculuk etmekte olan Seyit'i gz ucu ile kocasna gsterip sordu: "Baka? Baka heyecanl, esrarengiz bir eyler oldu mu? Moiseyev, yumuak bir glle, karsna, ocuun stne gitmemesi hususunda iaret yapt. "Olan bitenin hepsi bu sevgili Olga'm. Biz de sana anlattmz kadarn biliyoruz." Bykler gltler. Seyit onlar duymad bile. Belki de bir daha hi gremeyecei, ama bunu dnd kadar da grme arzusunun artt kk kz aklndan kmyordu.

O gece, kafas her zamankinden daha da karkt. Uzun bir gn geirmiti. stelik, ok hzl yaanan bir gnd. Hayatnda "ilk" olan bir ok olay yaam, bir ok yeni ey renmiti. Burada insanlarn gnlk konumalarnn, elence ve dertlerinin, Aluta'dakinden biraz daha farkl olduunu anlamt. Babasnn, haritada snrlarn gsterdii o kocaman Rus arlnn, Japonlar'a kar harbi kaybetmekte olduunu, ar' hi sevmeyenlerin olduunu, alktan lmemek iin sokaklarda yryler yapldn renmek, sadece okumak, renmek ve biraz da elenmekle geeceini sand St. 146 MJRT 6YT Vy HUR/l Petersburg yllarnn gzel hayllerini olduka zedelemiti. O gece, neredeyse, Olga'nn azndan eker gibi ald bir ka cmlenin dnda, hi konumad ve yemekten sonra hemen uyudu. Ryasnda kk mavili kz grd. Bymlerdi ve Seyit ona st aacnn salkm dallar altnda iek veriyordu. Sonraki gnler de adeta bir rya gibi geti. Heyecan, sevin, tedirginlik ve zntnn bir arada yaand ryalar gibi. Bir haftalk St. Petersburg misafirliinde, Akademiye resmen kabul edilmi, ok k bir niformas ve gcr gcr izmeleri olmu, babas ile beraber ar Nicholas'nn huzuruna kmt. ar 2. Nicholas'nn unvannn, tad nianlarn, madalyalarn atafat

ve arl ardnda ne kadar yumuak, sakin bir kiilii olduunu hissetmiti Seyit ve ondan ok etkilenmiti. O gne kadar haylinde canlandrd sert, despot, kaln, grlder sesli ar'la ilgisi yoktu, tant adamn. Tam aksine, hem tavrlar, hem ses tonu, o kadar yumuak ve sevecendi ki, sanki hep karsndakini incitmekten korkar gibiydi. Nicholas, hi de isteyerek ktlk yapacak biri olamazd. Seyit, Nicholas'nn sadece kendisine gsterdii yakn ilgiden etkilendii iin byle dnmemiti. ocuklarndan bahsederken gzlerinin parldamas, konuurken saksdaki iein yapraklarn nazik nazik okamas, Mehmet'e yakn dostuymu gibi alak gnlllkle hitap etmesi, btn bu ufak detaylar, Seyit'in ona balanmasna yol amt. Koca imparatorluun tek hakimi bilinen insann gzlerinde, tedavisi imknsz bir derdi tarmcasna, hzn okunuyordu. Seyit, onun hakknda konuulanlar dnnce, acmadan edemedi. Ziyaretleri, aa yukar, yarm saat srd. ar'in huzurundan ayrldktan sonra, sohbet ede ede, Nevski meydanndan aa doru inmee baladlar. "Hep byle mutsuz mudur?" diye sordu, Seyit. Babas, onun kimden bahsettiini anlamt. "Mutsuz olmak iin ok sebebi var." "Mutlu olmak iin sebebi yok mu?" 147 NSRMN D8ZMEN

"Eminim vardr. Ama, her halde, dierleri daha ar basyor." "Ama, Allah baba o kadar ok ey vermi ki ona, mutlu olmas gerekmez mi?" "Haklsn, Allah bazlarmz douta dierlerinden ayrcalkl yaratr. Unvanlar, saraylar, servet, insan doduunda hazr bekleyebilir. Ama bu, o insann btn bunlara sahip olup, ynetmeye hazr olduunu gstermez olum. Eer artlar hazr deilse de, sahip olduklar, mutluluktan ok hzn getirir." "ar'adaylemioldu?" "Bunu zaman gsterecek. Ancak, eminim sk sk, Yalta'da bir ba iisi olmay bile istedii anlar oluyordur." "Sen nereden biliyorsun?" "ok skld bir gn olmal. Kendisi sylemiti." Seyit, koca ar', kendi balarnda, zm salkmlar arasnda alrken dnerek glmsedi. Az sonra, akam yemeinde Moiseyevler'le bulumak zere, arabalarna bindiklerinde, kendilerini rahatlatacak daha keyifli mevzulara dalmlard. Seyit, Aluta'dan ayrldndan bu yana geen zaman ierisinde, hayatnn ok ksa bir blm olmasna ramen, geride kalan toplam yllannda olduundan fazla ey renmiti. Yeni farkna vard bir ey daha vard ki; o da yetikin insanlarn hayatlarnda, sevin ve hznlerin ok ksa aralklarla ve ok daha fazla deikenlik

gsterdii idi. Ve o da, daha on ikisinde olmasna ramen, bu hzl deien his dnyasnn iine girmiti bile. Tam bir olayn heyecanl sevincini yaarken, onu derin derin dndren veya zen yeni bir eyler oluyordu. Yine ylesine keyifli bir ekilde, mektebe yannda gtrecei valizini hazrlayp, ertesi sabah iple ektii bir gnd. Babas, sabahtan, yalnz bana takip edilecek ileri olduunu syleyip kmt. Olduka ge bir saatte dndnde ise, getirdii 148 Kurt 6syT haberler evi mateme bodu. Eminof, ertesi gnn ilk treni ile Yaltu'ya hareket edecek birlie katlmak zere emir almt. Bu da gne domadan evden ayrlmas demekti. Seyit, haberi duyduunda, gz pnarlannda biriken yalan zor zapt etti. Hem bir daha ne zaman grebileceini bilemedii babasndan ayrlk, hem de bu ayrln onun iin ok nemli olan bir gnde gereklemesine o kadar zld ki, herkesin yannda alamaktan korkup, odasna frlad. Olga, hemen onun ardndan, teselli etmek arzusu ile odadan karken, kocas tarafndan durduruldu. "Brak Olga, brak alasn rahat rahat. Sonra kanz yanna." "Evet," dedi Mehmet, "Biraz alayp iini dkmesinde fayda var. O kadar eyi st ste yaad ki, alamak belki de onu rahatlatr."

"Haklsnz." Olga, ipek mendili ile kendi gz yalann silerek piyanosunun bana oturdu. Parmaklar, hafif dokunularla, piyanonun tularnda dolamaa balad. Biraz sonra, Mehmet, kar, kocay ba baa brakarak yukar kata, olunun odasna kt. eri girdiinde, onu, formasn, izmelerini giymi, yatann kenarnda oturur buldu. Sessiz ve durgundu. Ancak, gzlerinin iinden, burnunun krmzlndan, olduka uzun bir zaman alad belliydi. Mehmet'in kalbi szlad, olunun haline. Daha ne kadar kk ve ne kadar acizdi. Yarn sabahtan itibaren, hayat mcadelesinde neredeyse yapayalnz kalacakt. Yavaa yanna oturdu. "Ne kadar yakt askeri kyafet sana." Bir cevap alamad. Onu zorlamaktan ve yeniden alatmaktan ekiniyordu. Ar, yumuak bir sesle devam etti: "Haydi, istersen zerindekileri kar, as da aaya yemee inelim. Olga yine harika bir sofra hazrlatm." 149 NCRMN BCZMCN Seyit, neredeyse duyulmayan bir sesle, hkrarak konutu: "Ben a deilim." "A olmasan da hep beraber oturmamz lzm sofraya. Biliyorsun bu gece ok zel. Yarn herkes kendi yoluna gidecek. Hem Olga teyzeni bilirsin. O kadar zenerek hazrlanm ki, sofrada olmazsan ok

zlecektir. Haydi gel, onu krmayalm imdi." "Sen...sen ne zaman gideceksin?" "Daha olduka uzun zamanmz var. Aslnda hepimizin bu gece erken yatmas gerek ama bu defalk u saat iini unutabiliriz. Sanrm, yemekten sonra yle bir iki saat hep beraber sohbet edip, sonra vedalanz. Sabah benim ktm saatte, sizler daha uyuyor olacaksnz." "Ben uyuyor olmayacam... Ben seninle geleceim." Mehmet, kolunu olunun omuzuna atarak sarld. Onu kendine doru ekip, salarnn arasna derin bir pck kondurdu. "Bu imknsz yavrum." "Neden ama?" "Neden mi? nk, herkes yanna olunu, karsn alp harbe gitmee kalkarsa bu iin sonu gelmez de ondan." "Ama ben ok iyi ata biniyorum." "Tabi, sen ok iyi ata biniyorsun. Ancak, harbe katlmak iin ata binmekten baka eyleri de bilmek gerek. Sonra harp hi de yle dardan grnd gibi deildir. Harbe gidenlerin ou, emir ald iin dr. Hakikaten ne yaptn, niye orada olduunu bilen ok azdr." "Ben seninle olmak iin gelmek istiyorum." Mehmet, iki eli, ile olunun ban tutup kendine doru evirdi ve onun gzlerinin iine bakarak konutu: "Bak yavrum, senin yerin buras. Burada mektebine 150

Kurt &SYT C9 Sunu gideceksin. Bir gn gerektiinde, annene ve kardelerine sen gz kulak olacaksn. Sana bir dm daha var; Sakn, srf sevdiklerinle beraber olmak iin, inanmadn ileri yapma. Yarn sabahtan itibaren, bir ok kararn kendi kendine vermek zorunda kalacaksn. Bu dediimi hi unutma. Artk, yetikin bir erkek olmak yolundasn." "Hani snnet olduum zaman yetikin erkek olmutum?" "Tabi, ama o sadece erkek olmak yolunda bir admd. yle bir tek olayla olgun erkek olunmaz yavrum. Yaadn her gn, karlatn her ac, katlandn her sknt seni biraz daha yetitirecektir. Olgunluk dediin, ok yava gelir. Sakn acele etme, her yaadndan ders almaa bak. Byklerinden rendiklerini de hep daarcnn bir yannda tut. Bir gn lzm olurlar." Seyit, babas ile ayrlmadan evvel, son defa sohbet ettiklerinin farknda, kendini onun kollarna att. Smsk sarlp kaldlar. Delikanl yine alyordu ama bu defa sessizce. Artk, aclarn bir ocuk gibi gstermemesi gerektiini hissediyordu. Mehmet de yal gzlerini kapayp, bam olunun yumuak salarna gmd ve onu ne kadar zleyeceini dnerek ii tarifsiz bir aresizlikle szlad. O gece, btn ev halk iki saatlik bir uykuyla yetindiler. Gecenin ge saatlerine

kadar kh zntl, kh keyiflenmee alarak, sohbet ederek oturdular ve her ne kadar Mehmet kimseyi rahatsz etmeden sabaha kar evden kmay plnladysa da, buna muvaffak olamad. Olga, btn hizmetkrlarn uyanmalarn tembihledii gibi, kendilerinin de uyandrlmalarn istemiti. Akam sofrasnn toplanmasndan az bir zaman sonra tekrar ay sofras hazrlanmt. Mehmet aaya indiinde, gaz lmbalarnn prl prl aydnlatt yemek salonunda, Olga ve Sergei'nin kendini beklediklerini hayretle grd. "Ne iiniz var bu saatte ayakta Allah akna?" 151 Ncrmin Bezmen "Esas sana ak olsun sevgili Eminof. Senin gibi dostumuzu harbe uurlarken bir ay da m ikram etmeyecektik." "Sa ol Olga, ama inan bu zahmete gerek yoktu. Uykusuz kaldnz." "Uyumak iin btn gnler bizim sevgili dostum, sen bizi dnme." Olga, en yumuak, tatl sesiyle konuurken, bu ok sevdikleri dost iin ne kadar endielendii aka belli oluyordu. Mehmet'i rahatlatmas gereken baka bir mevzu olduunu da o an hatrlam gibi, birden, konuyu Seyit'e getirdi: "Seyt iin endielenme sakn. Sabah onu biz gtrrz mektebe. Ondan sonra da gzmz hep zerinde olacak. Onu kendi evladmz gibi sevdik ve yle de kollayacaz."

"Evet," dedi kocas hararetle, "Seyt'ten yana derdin olmasn. Senin yerini tutamam ama yokluunu hissettirmemek iin elimden geleni yapacam. Ayrca Zayde'ye de haber verir ve ihtiyalar olursa elimizden geleni yaparz. Gnln rahat tut." "Ben uzun bir mektup yazdm. Size brakacam, postalarsanz sevinirim. Ona da kt bir ok olacak. Buna hazrlkl deildi. Keke onlar da bir kez daha grebilseydim." "Gnaydn!" Balarn sesin geldii yne evirince, kapda niformasn giymi duran Seyit'i grdler. Sanki dnden bu yana yz hatlan sertlemi, ifadesine bir ka ya daha byk bir hava gelmiti. "Gel Seyt, gel canm, gnaydn!" Olga, en neeli sesiyle onu sofraya davet ederken, karsnda dn alamak zere odadan kaan ocuun durduuna inanamyordu. Ama, onun marur ve sert bir ifade ile maskelenmi gzlerinin ilk yalnz kald anda yine alayacandan emindi. Olduka zntl ve ksa sren bir kahvalt beraberliinden 152 Kurt sonra, i vedalamaa geldiinde, hepsi kapnn nnde ne syleyeceklerini bilmeden durdular bir mddet. Sessizlii bozan Mehmet oldu. Sra ile arkadalarn ptkten sonra, valizinin yannda, emir bekleyen bir asker gibi, dimdik duran oluna dnd. Ona

kollarn at ve annda tek vcut sarldlar. Sergei yutkunarak, Olga ise yine mendili ile gz yalarn silerek onlar seyrediyorlard. ylece, sessiz sarlp kalmlard. Sanki, o an durdurmak ve beraberliklerini son zerresine kadar ilerine sindirmek istiyorlard. Seyit, babasnn kollarnda onun bir minyatr gibi duruyordu. Mehmet, olundan istemeye istemeye ayrlrken onu alnndan pt ve gz gze geldiklerinde artk "Hoakal"dan baka sylenecek bir ey kalmadnn farkndaydlar. "Mmkn olan ilk frsatta yazacam sana. Kendine iyi bak, iyi bir talebe ol. Konutuklarmz sk sk hatrla. Tanr'ya emanet ol olum." Seyit'in ksk sesi zor duyuluyordu: "Sen de baba..." Daha fazla konuamad. Zaten, babas da onun daha fazla bir eyler sylemesini beklemiyordu. Bu hznl an uzatmann mans yoktu. Alan kapdan ktlar ve Eminof kendisini bekleyen arabaya bindi. Arabac, atlarn ban istasyon istikametine evirdikten sonra, son sratle uzaklatlar. Eller salland, herkes bir dierine gstermeden yanaklanndaki yalan sildi. St. Petersburg, daha aydnlanmam sabahn nemli ve serin saatlerinde, sonbahar kokmaa balamt. Seyit, birden, kendini kalabalk ailesinden, babasnn efkatinden, arkadalndan, son gnlerde geirdii

kahkaha dolu yeni hayatndan, her eyden ok uzak hissetti. Hatta dne kadar scakl, gnei ile onun keyfine katlan yaz bile sanki ok gerilerde kalmt artk. Her ey ne kadar abuk deimiti. Her yann saran yalnzlk hissi onu iliklerine kadar titretirken, babasnn Tsarskeyo 153 NcrminBczmcn Selo'dan ayrlrken syledikleri zihninde yankland: "Sen kardeinden daha abuk bymek zorundasn, zira, on iki yanda yalnz kalacaksn." derken, belki de bu an kastetmiti babas. Belki deil, muhakkakt. u an tek bildii, kendini hi bu kadar yalnz hissetmediiydi. Ancak, henz bilmedii bir ey vard, o da "yalnzlk" duygusunun, hayatnn daha sonraki yllarnda da onu esaretinde tutaca gereiydi. Kurt &yt 1 154 1904 Noeli St. Petersburg 1904 Aralnda, St.Petersburg yine alk olduu o souk, karl klarndan birinin ortasndayd. Noel'e bir hafta kala, karlar altndaki ehir, adeta bir masal ehri grnmndeydi. zellikle, ana caddelerde ve ehrin kalbur st mahallelerinde, lks maaza ve restoran girilerinde, gelen bayramn cokusunu zenginlerin daha fazla yaadn gsteren farkllklar vard.

Troykalar, arabalar, kar zerinde kayp giderken, atlarn nallar altnda kalan tok kar sesleri, ngraklar, ziller, her ey, yava yava yanmaa balayan lmbalarn nda harika grnyordu. Maazalarn nlerinde veya caddelerin ara sokaklara doru daralmaa balad kelerde, teneke kutularn iinde yanan odun atelerinin havaya dalan scaklnda snmaya alan sokak algclar yerlemiti. Kimi akordionu, kimi balalaykas veya keman ile, bastran St. Petersburg gecesinin sihirine uyan namelerle, gelen geenin brakabilecei bir ka kopik veya ansllarsa rublenin hayli ile, gz kapaklar yar kapal, kendilerinden gemi alyorlard. Caddenin kesinde duran arabadan, elinde kk bir valizle inen gen ocuk, paltosunun yakalarn biraz daha kaldrdktan sonra, evresini seyrederek ar ar yrmee balad. Btn bu sesler ve renkler onu bylemie benziyordu. Henz Moiseyevler'in evine varmam olmasna ramen, arabadan inmesinin sebebi de, sokaklardaki bu renkli hayat yakndan 155 NCRMN CZM8N hissetmek istemesiydi zaten. Noel ssleri ile doldurulmu bir antikac ile onun yannda mzik eyalar satan bir dkknn camna yanap ierisini dikkatle seyretti. Olduka pahal yerler olmalydlar. erideki mterilerin klklar ve

satclarn onlara kar takndklar tavrlar, bunu aka gsteriyordu. Sonra, hi bir ey almayaca bir maazay bu kadar dikkatli seyrediyor olmaktan utand ve oradan ayrld. Az tede, bir gen adam, balalaykas ile yank bir Rus halk arks alarken, ona ancak kardei olabilecek kadar benzeyen bir gen kz da ayn yanklkta sesiyle elik ediyordu. iekli al ile, salarnn neredeyse tamamn rtm olan gen kzn yz, yaktklar atein ardnda bembeyaz, mumdan dklm gibi duruyordu. Gzlerinde ise, atein glgeleri ile yalar arasnda gidip gelen prltlar vard. Seyit, onun alamak zere olup olmadnn merak ve endiesi ile, uzun mddet seyretti. Bu gen kz ve arks onun uzun zamandr unutmak iin kendini zorlad yalnzln yeniden canlandrmt. Ancak, ark bitip, evreden bir ka kiinin alklarn ve bahilerini alnca, arkc kzn yzn yle tatl bir glmseme sard ki, Seyit bir dakika evvelki hznnden kurtuluverdi. Cebinden kard bozuk paralardan bir ksmn, atein yanndaki kutuya brakt ve daha fazla gecikmemesi gerektiini dnerek, hzl admlarla Moiseyevler'in evine yneldi. Akademiye baladndan bu yana, Seyit'in ikinci kyd. Aslnda hafta sonlarnda izni vard ama hi alk olmad bu ortama ayak uydurmak ve kendisi iin ok yeni olan ders konularna intibak edebilmek iin, kendisi okulda kalmay tercih etmiti.

Ayrca, babasnn ricas zerine, Binba Paustovski ek baz dersler verilmek zere, ona zel retmenler de ayarlamt. Dolaysyla, hafta sonlar klsik Rus edebiyat, Franszca, Almanca gibi, henz mektep programnda pek fazla yer almayan konular renmekle geiyordu. Ana dili Rusa olan ocuklarn arasnda baarl olmak iin, herkesten fazla almas ve daha nce renmesi gerektiini anlamt. Olduka yorucu bir program vard ama bundan bir ikyeti 156 Kurt syt (9 &hur/j yoktu. Snfnda kendini gstermiti. Spor derslerinde, zellikle ata biniindeki maharet, ona ek puan getiriyordu. almak, renmek ve imtihan vermek dnda neredeyse bir hayat yoktu. Tabi bu ayn zamanda, evine, annesine, kardelerine ve babasna duyduu derin zlemi yaamak iin de az zamannn olmas demekti. Bo kald an, tedavisi imknsz bir hastalk gibi kendini saracak olan yalnzlk duygusunun korkusundan, yorgunluktan gzleri kapanana kadar kendini kitaplarn sayfalar arasna hapsediyordu. Moiseyevler, onu, ocuklar gibi, her frsatta, kanatlar altna almak istemelerine ramen, gen ocuun azmi, baars ve inatla okulda kalma isteine kar sessiz durmay tercih etmilerdi. Eminof, gittiinden bu yana, kendisinden henz bir haber alnamamt. Zaten, gidenlerden haber beklemek yerine, yeni

gidenlerden birini bulup, ulamas zayf bir ihtiml de olsa, cephedekilere bir ka satr sevgi ve zlem szc gndermek daha makul geliyordu, ok askerin ailesine. Seyit, kendisini uyank olduunda ne kadar megul ederse etsin, ryalarnn akna hakim olamyordu. Babas iin duyduu zlem, Aluta'daki ailesine duyduundan ok farklyd. Annesi ve kardeleri emin yerde, kendi evlerinde ve hep beraberlerdi. Ama, babasnn nerede, ne artlarda olduunu, hatta yaayp yaamadn dahi bilmiyordu. Onun geri dnememe ihtimlini dndke, kbuslarna kbus ilve oluyordu. Onun sevgisini, dostluunu, tlerini zlemiti. Okuldan kp, ev ortamna girdii vakit, bu eksiklii daha iddetli hissedeceini ve kendisi ile beraber etrafndakileri de mutsuz edeceini biliyordu. Onun iin, Moiseyevler'le beraber olmay da, mmkn olduunca, geciktirmiti. Fakat, hi kimsenin yalnz bana kalmamas gerektii bir zaman gelmiti yln. Okul tamamen boalyordu ve herkes aileleri ile beraber olmak zere, Noel tatili iin izinliydi. Seyit iin Noel, bugne kadar bildii bir ey deildi. O bir Mslman ocuuydu ve Krm'da bylesine bir bayram kutlanmazd. Ancak, kendi dini ne olursa olsun, Noel'i kutlayan insanlar arasnda yayordu ve u an sahip olduu en iyi dostlar 157 NSRMN BSZMCN

da onu Noel tatili iin evlerine armlard. Olga teyze ve Sergei amcay krmak istemiyordu. Bu zel tatilin tadn karmaa bakacakt. Onlar, kendisini ardklarna piman etmemeliydi. Ve ite, aylardan beri ilk defa, onlarn kapsnn eiinde, izmelerindeki karlar silkeleyerek kapnn almasn bekliyordu. Olga ve Sergei, ancak kendi z ocuklarn karlarnda grseler bu kadar mutlu olabilirlerdi. Onu sevgi ve hasretle karladlar. Evin giriindeki byk antrede, merdivenlerin kna yerletirilmi dev am ve byk salonun uzun uralarla sslendii belliydi. Salondan yukar kata kan merdivenlerin trabzanlar, kocaman krmz saten kurdelalar ve ieklerle donatlmt. Hizmetkrlarn telala saa sola koumalarndan, evde byk bir olaya hazrlk yapld anlalyordu. Seyit'i, kk bir ocukmu gibi, iki yanndan sarp salona getiren Moiseyevler'in memnuniyeti yzlerinden okunuyordu. "Ah! Seyt, geldiin iin ne kadar mesuduz anlatamam," dedi Olga, "Byle bir zamanda insan yalnz kalmamal. Hem, sana sz veriyorum, ok eleneceksin. Senin yanda bir ka gen de gelecek." Sonra, ona hafif gz krparak devam etti: "Bir ka da gzel gen kz var aralarnda. Evet, evet, ben eminim, ok eleneceksin. Gel imdi, otur biraz, anlat bize bakalm okul nasl gidiyor, snfnda kimler var?

retmenlerin kimler?... Geri Sergei amcan devaml haberler getiriyor mektebinden, ama ben senin azndan duymak istiyorum hayatn." Seyit, Sergei Moiseyev'e doru baklarn evirdiinde, onun, neredeyse unuttuu, o muzip baklar ile karlat ve bu iyi adama sevgiyle glmsedi. Demek, sevgili Sergei amca, hi sezdirmeden, onun hayatn yakndan takip ediyordu. Kendini, birden, kendi evinde gibi, son derece rahat, emniyette hissetti. 158 Kurt Bu evde seviliyor, isteniyor olduunu bilmesi byk mutluluktu ve o da bu candan insanlar ok sevdiinden emindi. Btn durgunluunu, ekingenliini, adeta ceketini karr gibi, soyup att zerinden ve anlatmaa balad. Binba Moiseyev'in kendisini okula teslim ettii sabahtan balayarak, son gne kadar bandan geenleri, karlat insanlar ve olaylar tek tek anlatt. Zaten, hi bir eyi atlamasna imkn yoktu. Olga hem dikkatle dinliyor, bir yandan da unuttuu bir ey kalmamasn salamak iin, sorularla onu ynlendiriyordu. Akam yemeinden sonra uzayp giden sohbet srasnda Seyit, bu evde babas kadar mhim bir yeri olduunu hissettiinde, Moiseyevler de karlarndaki delikanlnn, bir ok yetikinin sahip olmad olgunluunu ve kararlln hayretle ve sevinerek izlediler.

Sergei, o akam, Seyit'i ok mutlu edecek bir haber verdi. Mehmet, cepheden dnen mterek bir arkadalar vastas ile gnderdii zarfa, Moiseyevler'e, Seyit'e ve Zahide'ye ulatrlmak zere mektup koymutu. Seyit, kendisine teslim edilen mektubu, babasn kucaklar gibi, sk avulayarak tekrar tekrar okudu. Sevinten gzleri parlyordu. Mektup ok uzun deildi. Eminof, srekli yer deitirdiklerini, harbin btn iddeti ile devam ettiini ve ne zaman dneceini bilemediini, ancak shhat ve afiyette olduunu, onu ok zlediini, mektuplarndan birini alp, baarlarndan ok memnun ve bahtiyar olduunu yazyordu. Sonunda da, "Sana gveniyorum olum." szlerine sevgilerini ilve ederek mektubunu bitirmiti. Seyit, katta sanki anlalmas ok zor bir eyler varm gibi, uzun uzun, babasnn el yazsn seyretti, tekrar batan okudu. Adeta, babas ile hasret gideriyordu. O gece, uzun zamandr en gzel uykusunu uyudu. ki akam sonra Moiseyevler'in evi, Noel partisi iin gelen ziyaretilerle doldu tat. St. Petersburg'un btn kalbur st ahslar oradayd. Ayn gece bir ok yerde davetler verilmesine ramen, Olga'nn beceriklilii sayesinde, en muvaffak olan parti Moiseyevler'inki olurdu hep. Bu, yllardr deimeyen bir 159 NCRMN DSZMSN

durumdu. Zira, Olga, ok eyde olduu gibi, davet vermekte de btn hnerini kullanr, davetli listelerinde asiller olduu kadar isim yapm sanatlar da arlkta tutard. Bylece zenginlik, gzellik, unvan ve yetenek sahipleri bir araya gelirler, ayn dengeyi baka bir yerde de kolay kolay bulamayacaklanndan, elenmek iin semek zorunda kalrlarsa daima bu adresi seerlerdi. Olga, ayrca, her Noel'de, bir sonraki yln davetini iln eder, gelmesini zellikle istedii kiilerin de kendisine sz vermesini salard. Dolaysyla, ok kiinin davetiye postalad haftalarda, Moiseyevler, oktan, partilerinin ka kiiyi arlayacan ve neler ikram edeceklerini programlam olurlard. O gece Seyit, ismini, unvann hatrlayamad kadar ok insanla tant. Sergei veya Olga, onu misafirleri ile tantrrken, Eminof'un olu olduunu sylediklerinde, ald cevaplardan Seyit, bir ounun babasn tandn anlad. Kzl sal, son derece iveli bir hanm misafir de, babasnn adn duyduktan sonra, Seyit'le ylesine ilgilendi ki, gen ocuk hi alk olmad bu tarz yaknlk karsnda rkt ve izini kalabaln iinde kaybettirmee alt. Misafirlerin arasnda zr dileyerek kendine yol ap, bir an evvel kzl sal uhun gr alanndan uzaklamaa alrken, karsna kan kendi yalarnda bir delikanlnn sorusu zerine, durmak zorunda kald.

"yi akamlar! Sen Binbann misafiri olan ocuk olmalsn, "Kurt Seyt" dedikleri..." Seyit, ismini lakabyla bilen ocua, tekrar, dikkatle bakt. Daha evvel tanm olabilecei dncesiyle hafzasn zorlad. Hayr, onu hi grmemiti imdiye kadar. Aa yukar ayn boydaydlar. Sarya kaan ak kumral salar arasnda, gneten sararm daha ak teller vard. Ksa sa tra, Seyit'in tran andryordu. Karsndakine emniyet veren ak bir alndan sonra birbirine olduka yakn uuk mavi gzleri de bu emniyetin tam aksi bir ifade telkin ediyordu. Seyit, bu ksack 160 f Kurt &gyT (9 6hura anlk szten sonra, konumaa hazrlanyordu ki, ocuk devam etti: "Ben de Petro Borinsky. Ayn mektepteyiz." Seyit onun cana yakn tavrndan etkilenmiti. "Memnun oldum Petro." Elini uzatt. ki ocuk, candan bir ifade ile, el sktlar. "Bir yere mi gidiyordun, kaar gibi?" Seyit, oradan neden sratle uzaklatn yeni arkadana hi sylemee niyetli deildi. Ancak, Petro'dan gizli bir eyler olmad da meydandayd. "Benden saklayamazsn." Petro, gz krparak, pistte kendinden olduka gen bir delikanlnn kollarnda

dans etmekte olan kzl sal kadn iaret etti. "Yoksa Svetlana Nicholaevna'dan m kurtulmaa urayordun?" Seyit, birden, yadandan utandn hissetti. O anladysa, herkes grm, anlam demekti. "ey,... ben..." "Haydi, haydi utanma. Deminden beri, Sergei amcann talimat zerine, senin yanna gelip kendimi tantrmaa alyordum, ama kadn seni brakmad ki." "Yanma gelseydin de, beni kurtarsaydn ya." dedi Seyit. Petro, dosta, onun koluna girdi. Sonra, etraftan dinleyen olup olmadn kontrol ederek, saa sola bakndktan sonra eilerek kulana fsldad: "Ben ona bir kere yakalandm, yeter." kisi birden glmee baladlar. Daha sonra, aralarnda, kendilerini dans salonunda tutabilecek ekicilikte gen kz NerminBczmcn olmadna karar verip, nispeten sakin olan piyanolu oturma odasna getiler. "Bana Kurt Seyit denildiini kim syledi?" diye sordu Seyit merakla, "Sergei amca bile yle hitap etmez bana." "Binba Paustovski benim daym olur. Seni epeyi dinledim ondan. Babanla da ok iyi arkadamlar, anladm kadar ile. Ben Moskova'daki mektepten yeni geldim. Daym buraya transferimi yaptrd. Sanrm, ayn snfta olma ihtimlimiz var."

"Keke ayn snfta olsak, ok sevinirim." "Ama, sen ok uslu bir talebeymisin, ben yle deilim." "Olsun, yine de iyi anlaacamz zannediyorum." "ok iyi ata bindiini sylyor daym." "Eh, fena saylmaz." "Fena saylmaz m? En iyi derecelerin sende olduunu duydum." "Daha ok bandayz. Kimin beni geecei belli olmaz." "Neyse, seni geecek biri varsa bile, emin ol, o ben olmayacam." Tekrar glmee baladlar. Birbirlerine kanlar snmt, iki delikanlnn. Btn geceyi sohbetle geirdiler. Bir dierinden renecek ok eyleri olduuna karar verdiler. Seyit, binicilikte ve Franszca'da Petro'ya yardm edecek, Petro ise St. Petersburg'un aile evleri dndaki kk, kaamak elencelerini, derslerden bunalnca nasl dinlenileceini ona retecekti. kisi de yapacaklar al veriin keyifli dncesi ile, anlaarak ayrldlar. 1905'e bir ka gn kala, Seyit, ailesinden ok uzaklardayd. zlemle doluydu. Yine de, bir gn evvelinden ok farkl hissediyordu kendini. Babasndan ayrldndan bu yana, ondan ilk haberini almt, ilk Noelini yaam, beraber ok ey 162 paylaacaklar yeni bir arkada edinmiti. Babasnn ne zaman eline geeceini bilmiyordu ama o gecenin neredeyse sabaha

kar ilerleyen saatlerinde oturup bir mektup yazd. Babasnn gnderdii mektubun tarihi ay evvelinindi. Ayn hesapla, cepheye giden mektup da Eminof'u olduu yerde bulursa, baharda olunun mektubunu alm olurdu. Seyit, mektubu yazarken, bir ey fark etti. Her satrda, sanki, babas karsndaym, onu dinliyormu gibi hissediyordu. Belki aylar sonra okunacak, belki hi alnmayacak bir mektup dahi olsa, zlenen insan ylesine yakna getiriyordu ki, Seyit bundan sonra her hafta yazmaa karar verdi. 1905 Yl, Moiseyev ve onlarn dengi yaamlar olan Ruslar'in evlerinde, olduka renkli ve elenceli karlamalarla kutlanrken, St.Petersburg'un arka mahallelerinde baka hazrlklar yaplmaktayd. Aslnda, son bir yldr devam eden ufak kaynamalar bu hazrlklarn temelini tekil etmekteydi. Halk, uzun zamandr bekledikleri reform ve yenilik fikirlerinden uzaklatrmak amac ile, sava btn gcyle tevik eden ve hayli galibiyet haberleri ile uyuturmaa alan Pilehve, 1904 Temmuzunda arabas ile beraber havaya uurulmutu. Ancak Pilehve'nin lm ve hatta yerine, ar'in, ounluun onaylad Prens Svyatopolk Mirsky'i atamas bile, huzursuzluu bitirmemiti. stenen haklarla ilgili beklenen cevap, nihayet, ar Nicholas tarafndan, Aralk aynda, sadece gayet genel olarak verilmi szler eklinde ortaya konulunca, aslnda tarihi daha yllar

sonraya ilenmi olan ihtilalin tohumlan atlmt bile. Noel ssleri henz toplanmt ki, St. Petersburg bundan sonra sk sk tekrarlanacak byk ve kanl yrylerinden birini yaad. Rahip Georgy Gapon'un banda yrd binlerce kiilik ii ordusu, ellerinde halar, ikonlarla, ilhiler syleyerek ar'in klk sarayna geldiler. Btn arzulan, daima o veya bu rtbedeki birinin aracl ile haberletikleri ar'lan ile yz yze grmekti. Fakat ar Nicholas orada deildi. Muhafzlar, gittike sesleri ykselen ve demir bir ember gibi saray 163 Ncrmin Bczmsn sarmaa balayan kalabaln, daha ileriye gitmesinden korkarak, savunmasz kalabaln zerine ate atlar. n saflardakinin cansz yere ylmas, ardlanndaki korkun kalabala bir mddet tesir etmedi. Ayn azimle, ellerindeki ikonlar ge kaldrp, haykrarak muhafzlara kar koymaa altlar. Ancak, silahl ve atl askerler karsnda, ikonlarn ve ilhilerin aresizliini anladklarnda, dalmaa baladlar. Grubun arkasnda ve sokaklara yakn ksmlarnda yryenler, il yavrusu gibi dalmaa baladklarnda, nlerde olanlar iin kurtulu artk ok ge ve mitsizdi. Silah sesleri, at kinemeleri, lklar ortal sarm, masum yry, kanl yrye dnmt. Bir ka saat

sonra, klk sarayn n boaldnda, silahlara hedef olanlar, kaarken devrilip arkadalarnn ayaklan altnda ezilenler, atlarn ayaklan altnda kalanlar, ve cansz gvdelerin geride braktklar kan gl, St. Petersburg'un bembeyaz karlan zerinde, bir gnah yn gibi yaylp kalmt. Bin kiinin can verdii bu korkun gnden sonra, Prens Minsky istifa etti. Hem Bulyghin'e duyulan nefret, hem ar'in uygulamalarna protesto olarak verilen cevap, bir cinayetti. Grand Dk Sergius, Kremlin'de bombalanarak ldrld. Katil, Ivan Kalyayev adl bir devrimciydi. Bakentin bylesine kaynamaa ve huzursuzluun her gn biraz daha ykselmee balad gnlerde, Seyit'in, babasna, devaml yazd mektuplar byk bir zarfn iinde birike dursun, baba Eminof, St. Petersburg'dan kilometrelerle uzakta, kar frtnas altnda, Japonlar'la mcadele eden binlerle Rus niformalsndan biriydi. O tarihlerde, hl her ay, otuz bin asker, yedek olarak, trenlerle Mukden'e gnderiliyordu. Kuropatkin, yeniden dzenledii yz bin kiilik ordusunu, blme aynp, generalleri Linievich, Grippenberg ve Kaulbars komutasnda saldrya gemek zere hazrlamt. Bunlardan Grippenberg komutasndaki ordu, yedi birlikten oluuyordu ve o anda sadece iki Japon birliinin savunduu Sandepu (Heikoutai)'ya saldrd. Eminof, komutasndaki askerleri ile bu

164 Kurt &m (9 Shur/j birliin iindeydi. ki gn boyunca, hem kar frtnas, hem Japonlar ile verdikleri mcadele, savan neredeyse en bandan beri Ruslar'in salam olduu en mhim galibiyetti. Ancak, Kuropatkin, derhal bir kar saldr hazrlanacandan emin, telefat nlemek istediinden .saldry durdurdu. Ardndan, Ruslar'in Mukden ve Tsushima'da yaadklan hezimetlere ramen, harp, Mays, Haziran derken Temmuz ayma kadar uzad. Kore ilerinden geen Japon ncler, Viladivostok'a doru ilerlemee baladlar. O arada Sakhalin'i ele geirmilerdi. St. Petersburg'da son gne kadar savaa devam edilecei ve kazanlaca gr ileri srlmesine ramen, yenilgiler ve geri ekilme haberleri, hazrl yaplmakta olan ihtillin sebeplerine destek tekil ediyordu. Austos aynda balatlan ban grmeleri, bu ii Japonlar'in galip kapadklarn gsterir nitelikteydi. Son bir senedir, pnl prl izmelerini gcrdatarak yryen, bar haylleri ve gurur dolu askerleri gtren trenler, imdi yorgun, yaral, souktan, iyi beslenememekten zayf dm, henz yaayp yaamadndan emin olamayan bedbin bakl askerleri geri tayordu. Bunlar, geriye dnebilecek kadar ansl olanlard. Btn bu zaman zarfnda, St. Petersburg'dakiler savan uzaktan

dedikodularndan baka bir ynn yaamamlard. Ancak, yaknlar cephede olanlar merak ve endie iindeydiler. Onlar da aksi bir haber gelmedii takdirde, sevdiklerinin iyi olduunu ve bir gn naslsa dneceini dnerek rahatlamaa alyorlard. Seyit, babasna gnderdii mektuplann eline geip gemediini bilemiyordu. Sandepu muharebesine gitmeden nce Mehmet'in yazd iki satrlk haberi ise, harbin bitmesine az kala olunun eline ulamt. Seyit, askerler dnmee baladndan beri, her hafta sonu istasyona gidip, babasn grebilmek midi ile bekliyordu. Genellikle, istasyon, kendisi gibi haber alamadklan yaknlarn bo yere bekleyip, 165 NSRMN DSZMSN alayarak geri dnenlerle dolu oluyordu. Bazen de kadnlar, kocalarna benzettikleri bir erkee doru koup, sonra yanldklarn anlaynca kp kalyorlar, kimi yine azimle sevdiinin ismini haykrarak, niformal, yaral, sakat insan ynnn arasnda kouturup duruyordu. Seyit, peron boalana kadar bekliyor, sonra ba nnde kyordu. Austos sonu gelmiti. Gen Eminof, iindeki byk huzursuzlua ramen, son imtihanlarn da baaryla vermi, ikinci snfa devama hak kazanmt. Notlar o kadar iyiydi ki, Binba Paustovski kendisini yanna artp, tebrik etmiti. Babasndan hi bir haber alnamyor olmasnn, etrafndaki

insanlar ona kar daha anlayl ve yufka yrekli yaptnn farknda olduundan, zel yaknlklarn onu martmasna izin vermiyordu. Cepheden gelecek olann son tren olduunu duymutu, etrafta konuanlardan. Babas, artk, muhakkak kmalyd ortaya. Yoksa, aylardr yeil tuttuu umut filizleri solacakt. Bunu dnmek bile istemiyordu. Ama, onun korkular gerei deitirmedi ve yine sonunda peronun zerinde yalnz kald. Hava kararmt. Babasndan ayrldklar sabah nasl olduysa, aynen, iini bir titreme sard. Ateli bir hastalk geiriyormu gibi titredi. "Bu hakszlk", diye dnd. Bir senedir yalnzla katlanabilmesinin bir tek ilac vard. O da, naslsa, sonunda babasnn ona geri dneceini dnmesiydi. Ya imdi? Babas yoktu ite. Dnen dnmt. Sadece ller kalmt geride. Aylardr kendini aldatmt demek ki. Ayaklarnn dibindeki minik valizini eline ald. Hncn ondan karmak isteiyle avularn skt ve gznde yala ka doru yrd. Artk burada kalmak istemiyordu. Moiseyevler'in evine dnmek de istemiyordu. Herkesten, her eyden kamak, yalnz kalmak ve yine ocukluunda yapt gibi alamak istiyordu. Bir erkek ne kadar byse, babasnn lmne alamaa hakk olmalyd. Darda bekleyen son arabaya atlad ve ksk, titrek bir sesle, "Tsarskeyo Selo" dedi. Kendi evine,

babasyla onun olan eve gitmek istiyordu. Evlerine gidecek, btn odalarn dolaacak, 166 VURT 08YT Vy EUM babas ve babasyla paylaamadklan haylleri iin alayacakt. Yol boyu, gemii dnd. Aluta'da minicik bir ocukken, babasnn onu ilk defa atnn terkisinde nasl dolatrdn, sonra tayn zerine oturtup ilk binicilik dersini verdiini, her yoldan geliinde nasl hasretle kucaklatklarn, Mahmut'la snnet dnlerini, ar'in hediyesini heyecanla beraber alarn, St. Petersbug'a yolculuklar ve sonraki gnler, teker teker, gzlerinin nnden geti. Arabann durmas ile, kendine geldiinde, Tsarskeyo Selo'daki evlerinin nne varmlard bile. Arabacya parasn verip indi. Ar admlarla, bahe kapsndan ieri szld. O anda fark etti ki, bu eve de girmek istediinden pek emin deildi. nk, nerede olduunun yaad acy hafifletecek bir yan yoktu. Gen ocuk, daha henz evin ana kapsna varmamt, kap ald ve ellerinde lmbalar ile Karloviler girite belirdiler. Baheden kendilerine doru gelmekte olan glge onlar artm ve heyecanlandrmt. Dikktle baktktan sonra, Ganya sevinle haykrd: "Ulu Tanr akna! Bu gelen, kk efendi." kisi birden, Seyit'e doru koarak geldiler ve elinden valizini almak iin adeta yartlar. Tamara, kocasnn, aknln

ifade etmek zere kulland szleri mkemmel bulmu olmalyd, benzeri bir eyler tekrarlad: "Kutsal ruh akna! Kk bey, nerelerdesiniz? Ne oldu, hi uramadnz buralara. Guvardia Eminof da yok ortalarda, neler oluyor?..." Ganya, karsnn kolundan ekerek onu susturdu ve saygl bir ifadeyle, Seyit'in evden ieri girmesi iin kapy aarak tuttu. Seyit fazla konuamayacan biliyordu. Merakla cevabn bekleyen emektarlarn yzlerine bakmadan konuurken, merdivenlerden odasna doru kmaa balad. "Ben geldim..." dedi, "Babam yok... o gelmedi... O harpten geri gelmedi... gelmedi..." 167 NSRMN DCZMCN Szlerini kesik kesik bitirdiinde, artk, st kata kmt. Hkrklar, alp kapanan kap sesi arasnda kayboldu. Tamara, onun ardndan, dualar sralamaya balad: "Ey Tanrm, Kutsal Meryem, sen bu ocua ac, sen bizlere ac. Ganya, kapad sokak kapsna srtna dayam, ylesine kalmt. "Olamaz" dedi, "O muhakkak dnecektir, bir yanllk olmal." Daha fazla konuamadlar. Tamara, gz yalar ierisinde, mutfaa girdi, yiyecek bir eyler hazrlad. Az sonra, Ganya, elinde tepsiyle, Seyit'in kapsn

vurduunda, ondan, hi bir ey yemek ve kimseyle konumak istemedii cevabn ald ve aresiz aaya indi. Ancak, gen ocuun, acs ile, yanl bir ey yapabileceinden korkuyla, btn gece oturup, onu sk sk yoklamann uygun olacan dndler. Seyit, uzun senelerdir alamad gibi alad... hem de yorgun dene kadar. Tanr'ya isyan etti, kendisine hakszlk yapt iin. Annesini dnd, kardelerini dnd. imdi ne olacakt? Annesine ne diyeceklerdi? Babasn hi hatrlamayacak olan minik kardei Havva'y dnd. Tanr'nn ona yaptnn daha da byk hakszlk olduuna karar verdi. Sonra, birden bire pimanlk duygusuna kapld. O, dnya zerinde noktadan kk bir ocuk, koca Allah'n iine nasl karrd? Onu nasl sulard? Avularn ap, dua ile tvbeler etti, balanmasn diledi, Allah Babadan. Derken, ineler batm gibi yanan gzlerinin kapanmasn nleyemedi ve hkrklar arasnda uyuya kald. Gece yarsn olduka gemi, darda hafiften bir yamur balamt. Seyit'in uyuduundan emin olduktan sonra ancak gzlerini kapayabilen Ganya, odasna gitmemi, evin giriindeki koltukta nbet uykusuna yatmt. At kinemeleri ve bir ka kiinin konumalar ile, birden irkilerek, yerinde doruldu. Hemen kapy amaktan 168 Kurt syt V hur/

ekindiinden, koridorun yanndaki odann penceresinden tl hafife aralayarak bakt. Arabada yoluna devam eden dier yolcuyla vedalaan erkek, eve doru geliyordu. "Kutsal ruhlar adna!" diye mrldand Ganya. Evet, geleni tanmt. Asla yanlmazd. Onu dnyann neresinde, ka yanda grse tanrd. Gelen Eminof du. Koarak kapy at, kendini dar att ve Mehmet'in ellerine sarld. Mehmet telalyd. "Merhaba koca Ganya, merhaba. Syle, Seyit burada m?" "Burada efendim ama perian zavall. Akam karanlnda geldi. Odasna kapand. Ne yemek, ne imek. Perian halde." Mehmet anlatlanlardan bir eyler karmaa alrken Ganya devam etti: "ey, efendim... sizi ld zannediyor. yle konutu ki, biz de yle zannettik." Mehmet, apkasn bandan karp Ganya'nn eline tututurdu ve yukarya frlad. Odasnn kapsn yavaa at. nce bir ey gremedi. Koridordaki lmbay eline alp tekrar geri dndnde, yatann rtsn amadan, elbiseleri ile kvrlp uyumu olunu grebildi. Ne kadar bymt, ondan ayrlal. Gzlerine inanamad. Lmbay konsolun zerine brakarak yatan nnde bir dizi zerine kt ve onu seyretmee koyuldu. Yz, gz perian grnyordu. Artk, ocuk deildi seyrettii, ama kkken aladnda da aynen byle olurdu yz. Mehmet ok iyi hatrlyordu onun

minicikken, bazen inatla, sessiz sessiz alayp, sonra yine ayn inat ve ks ifade ile i gz kapaklarnn arasndan gururla bakn. te, hi deimemiti minik olu. Onu yle zlemiti ki, uyandrmaktan korkmasa, koynuna smsk bastrp saracakt o an. Nazike, elini onun gz yalarndan slanm yanaklarnda dolatrd. Seyit, derin uykusuna ramen, uzun zamandr eksikliini yaad sevginin temas ile, gzlerini aralad. Bir an, ryada olduunu veya hayl grdn sand. Elini uzatp 169 Nermin Bezmen babasnn elini tuttuunda, gzleri kocaman ald ve bir lkla kendini babasnn kollarna att: "Baba! sensin baba! lmedin, burdasn..." "Burdaym olum, yanndaym." Bir mddet, hasretin bittiini gsteren sevin gz yalar iinde, susup sarldlar. Seyit, babasna, istasyonda son treni de bekleyip, nasl Tsarskeyo Selo'ya geldiini anlatt. Mehmet, karsndaki olgun, yetikin ocuun bir sene evvel elinden tutup buraya getirdii kk olu olduuna bir trl inanamyordu. "Ne kadar bymsn." dedi, onun ban okarken. Seyit, iini titreten souklarn artk daldn hissediyordu. Babasnn verdii emniyet bambakayd. Birden, onun niformasnda daha evvel grmedii nianlar grd. Mehmet, olunun baklarn fark etmiti.

"Allah'a kr, bunlar geriye canl olarak tadm." dedi. Sonra birbirlerini niye kardklarn anlatt: "Yakn bir arkadam, dnten bir hafta evvel kaybetmitim. Yaras ok ard ve daha fazla dayanamad. Ona da madalya verilmiti. zel eyalarn ailesine teslim etmek grevi de bana dt. Bir istasyon evvel inip, nce o ii halletmek istedim. Sonra, daha ge saatteki bir trenle St. Petersburg'a geldim. Doru, Sergei'nin evine gittim. Ama senin orada olmadn anlaynca, hi oturmadan, buraya yola ktm. Tahmin ettiim gibi de burada buldum. Bak, bouna zlmsn, ite yanndaym, shhatteyim ve seninle bir araya geldiim iin de ok bahtiyarm." *"Ben de baba, ben de ok mutluyum. Ama zlmemek elimde deildi. Sen son trenden de inmeyince..." "Sevgili olum, hayatta hi bir eye sevinmek iin de acele etme, zlmek iin de, anlald m?" Kurt 170 Tsarskeyo Selo 1906 Japonya ile 1905 Eyllnde Portsmouth'da imzalanan bar anlamas, Rusya'da, ksa bir zaman iin de olsa, sknet getirir gibi olmutu. Rusya, 1875'de ald Sakhalin'in yarsn Japonlar'a brakrken, Kwantug yarmadas ile Port Artur'u teslim edecek, Manurya'y tamamen boaltacak ve Japonya'nn Kore zerindeki etki sahasn

serbest brakacakt. Btn bu maddeler, harbi Rusya'nn kaybettiini aikr belli ediyordu. Ona ramen, St. Petersburg'daki ynetim sahiplerinin, bitmez tkenmez harp arzularn, ban istei ile noktalamalar halk memnun etmiti. Herkes, harbin son haftalarnda Mukden ve Tsushima'da uranan hezimetleri, Asya'nn bir ucundaki topraklarda, Pasifik sularnda braklan binlerce l askeri, batan, yaklan gemileri unutmaa hazrd. Ancak, bunlar unutabilmeleri iin saraydan bekledikleri haberleri bir trl duyamyorlard. i grubu, isteklerini duyurabilmek iin eitli delegasyonlar kuruyor, ar ile dorudan temasa gemek istiyorlard. 26 Ekim'de kurulan son ii meclisinin yneticiliine Trotsky getirilmiti. Bu tarihten iki gn sonra kurulan Kadet partisi, devrimci kanatla, bamszlk sendikasnn lml yelerini kapsyordu. Ama, eit artlarda, seimle girebilecekleri bir parlamentonun lke ynetimini ele almasyd. Btn bu gelimeler, sk sk tekrarlanan sokak nmayileri, 171 NSRMN BEZMEN mitingler ve grevlere paralel oluyordu. 30 Ekimde, ar Nicholas, imzalad manifesto ile her ne kadar anayasa szcn kullanmasa da, dnce, konuma ve toplanma hrriyetlerini ve eref ve haysiyete dokunulmazl garantileyen maddeler iin sz veriyordu. Fakat bu szlerin

gereklemesini beklemee zaman olmad. Polis tarafndan plnlanan ve Yahudileri hedef alan pogromlar ve arlk taraftarlarnn kar nmayileri, devrimcileri amalarna ynelik daha hzl ve sabrsz hareket etmek zorunda brakt. Birleik kabineye babakan olan ve daha evvel ar adna hazrlad bar pln ve manifesto ile halkn kendisine mitkr bakt Kont Witte, kabine yelerini bir arada ve fikirde tutma muvaffakiyetini gerekletiremiyordu. Zira, Rusya'da nce asiller ve iilerin eitlii fikriyle balayan ayrlk, gn getike daha deiik fikirlerle blnmee devam ediyordu. Bu arada, asiller de kendi aralarnda birlemi, unvanlarna ve yetkilerine gelebilecek her trl tehlike iin tavr almlard. Devrimciler, lml ve kabinede asillerle alabilecek olanlarla, kesin bir devrimi savunanlar arasnda blnmler, iftiler de toprak reformu istei ile, nmayilere yeni boyut getirmilerdi. Lenin'in destek verdii Trotsky'nin, radikal, hrsl tutumu ve bu ynde verdii sylevlerle, sosyalist gruplar, idareci snfn sempatisini tamamen kaybetmi durumdayd. 16 Ekimde, devrimci kanadn yneticileri tutukland ve buna karlk olarak Moskova'da silahlanm olan taraftarlar yrye geti. Yer yer silahlarn kullanan devrimciler, St. Petersburg'dan gnderilen muhafz alaylar tarafndan sindirildiinde, artk, geriye

dn imknsz bir devir balamt. Karlkl anlay, sabr, inan ihtimlleri, birleebilme mitleri ortadan kalkmt. 1906 ekiminin sonlarnda, bir tatil gnnde, Seyit, Tsarskeyo Selo'daki evlerinde yakn arkada Petro ile otururken, henz Moskova'dan dnmemi olan babasn dnyordu. Mehmet, Rus-Japon harbinden geldikten sonra, ok arzu etmesine ramen, Krm'a inip kars ve dier ocuklar ile grme frsat bulamamt. Yalnz, onun dnn takiben, 172 Kurt &syt Livadia'daki yazlk evine giden Olga'ya verdii uzun, hasret ykl bir mektup, Eyll aynda Zahide'nin eline gemiti. Kocasndan aylardr haber alamayan ve meraktan yataa dmek zere olan gen kadn, karsnda Olga'y grnce, kt bir haber alaca dncesiyle, neredeyse baylacak duruma gelmi, ancak, sonradan okuduu mektup ve ald haberlerle kocas ile olunun shhatte olduunu renip, sevin gz yalarna boulmutu. ki delikanl, saatlerdir aralarnda kendi bildiklerince ve byklerinden duyduklarna paralel hararetle, harbi ve isyanlar tartyorlard. Seyit, babas iin ok endieleniyordu. Moskova'da neler olduunu da o geriye dnmeden bilemezlerdi. "Biliyor musun?" dedi Petro, "Saatlerdir dnp dolap ayn eyleri anlatyoruz. Bu

da hi bir eyi deitirmiyor. u an bizim yapabileceimiz hi bir ey yok." "Olsun, en azndan bir ok insann yaadklarn konuuyoruz. Kim bilir, bir gn o sokakta vuruanlardan biri de bizler olabiliriz. Acaba biz mektebi bitirene kadar neler olacak?" "Kim bilir? Bunu tahmin edebilmek iin ok uzun zaman var nmzde." ki gen de, karamsar ve skkn bir ifade ile susup, uzun mddet kendi dnceleri ile ba baa oturdular. Sessizlii Petro bozdu: "Biliyor musun, bazen babama hak veriyorum. Hi istememiti askeri okula girmemi." "Ne olman istiyordu ki?" "Avukat. Kendisi gibi." "Sen niye istemedin?" "Ben kklmden beri Valeri daymn anlatt askerlik hikyeleri ile bydm. Ona ve giydii niformalara 173 NSRMN BCZMSN hayrandm." Glerek devam etti: "O zamanlar incecikti, senin tandn gibi deildi. Anlayacan, babamdan ok, ondan etkilenmitim. Tabi, mektep seimi konusuna gelince, annemle daym da beni destekleyince, babama surat asmaktan baka are kalmad. Ama, diyorum ya, btn bu olanlarla, babamn endielerinin sebebini anlyorum." "stersen vaz geebilirsin, deil mi?" "Tabi, ama bu Valeri daym zor durumda brakmak olur. Babam zaten "Ben sana dememi

miydim?" demek iin frsat kolluyor. En azndan okulu bitirmem lzm." "Desene, dayn mutlu etmek iin asker olacaksn." "Biraz yle saylr. Hem, onun hi ocuu olmad ve beni kendi olunu yetitirir gibi yetitirmek istiyor." "Ya baban? Onun senden baka olu var m?" "Hayr, bildiin gibi, ben ailenin tek ocuuyum." "Demek istediim de oydu Petro. Sen Valeri dayn memnun etmek isterken, baban hangi ocuu mutlu edecek?" "Haklsn, bunu hi dnmemitim. Sadece, bana sahip olduu iin mutlu olmas gerekir, diye dnyorum." "Ne kadar alak gnllsn." dedi, Seyit ve kahkahalarla gldler. Uzun zamandr kendilerini sarm olan gergin havadan syrlmlard. Petro, birden, aklna mthi bir fikir geldiini gsterir bir edayla, yerinden frlad. "Haydi Kurt Seyt, yeter bu kadar lf. Bence biraz hava alp, yle deiik bir iler yapalm." "Petro, hava karard ve dars souk. Bu saatten sonra St. Petersburg'a gidemeyiz. Otur, oturduun yerde. "Kim dedi, St. Petersburg'a gidiyoruz diye? Elenmek isteyene her yerde elence vardr. Hatta Tsarskeyo Selo'da 174 Kurt &syT &hlr/ bile."

"ldrmsn sen! Kaplar alp, elenceli ev bulursak kendimizi ieri mi davet ettireceiz?" Petro, ok grm geirmi bir erkein ifadesi ile, gz krpp, arkadann oturduu kanapeye doru eildi ve yava sesle konutu: "Sevgili dostum, kapsn aldnda ieride elence olduundan emin olacan ve arlanmaktan mutluluk duyacan, seni ve beni bekleyen bir ev biliyorum ben. Haydi imdi kalk, giyinelim ve kalm." Seyit'in gzleri almt. Arkadann neden bahsettiini anlamt. Geri bugne kadar Petro ona gittii bu tarz evlerden bahsetmi, bir sr hikye anlatmt ama kendisi henz bu maceralarnda ona katlmamt. Ayrca, bu k sayfiye yerinde bu tarz elenceler olduunu da hi duymamt daha evvel. "Emin misin Petro? Kime gideceiz? Burada, bu mevsimde oturan bile azdr." "Merak etme dostum. Gideceimiz yer, hi yle kt bir yer deil. Tam tersine, ok asil bir hanmn evine gideceiz." "Asil bir hanm m?" Petro, kahkaha ile glerek cevap verdi: "Evet doru duydun. Asil, gzel ve yalnz bir hanm. Bizi grmekten mutlu olacak, inan." "Petro, sa ol, beni elendirmek istiyorsun, ama inan, bunun doru bir ey olduunu sanmyorum."

"Utangal brak, haydi. Bu ii er, ge birinle yapacaksn. Hi deilse, sevgili arkadann tand biriyle balarsan daha rahat edersin." "Ya Ganya ile Tamara'ya ne diyeceiz?" "Canm, her eyin dorusunu sylemen lzm m? yle bir 175 NSRMN DSZMSN dolamaa ktmz sylersin, olur biter." "Peki ya sen? Sen ne yapacaksn?" "Benim iin tasalanma, o evde her zaman bana gre bir kz bulunur." Az sonra, iki delikanl giyinmi, kmlard. Ganya'dan utandklarndan, arabay istememiler ve atlara binmilerdi. Seyit, yolda, aklndaki sorulardan hibirini soramyordu arkadana. Oysa, kimin evine gittikleri, asil olduu halde byle bir ii yapann kim olduunu yle merak ediyordu ki. Ayrca, orada nasl davranmas gerektiini, neler olabileceini de, henz kafasnda canlandramyordu. i oluruna brakmaa karar verdi. Petro'nun dedii gibi, erkekliinin bir paras olan bu tarz yaamla bir gn naslsa karlamas kanlmazd. Belki de, bylesine cra bir kede, yannda en iyi arkada varken bunu yaamas bir ans saylabilirdi. On be, yirmi dakikadan fazla gitmemilerdi ki, Petro, yksek bahe duvarlar ile evrili bahe kapsnn nnde durdu. Kapdan kendisine doru ilerleyen adam epeyidir tand belliydi.

"yi akamlar Niko." Hi konumadan, ba ile selam veren adam kapy ap geri ekildi. Arkadann yaptklarn takip eden Seyit de, onun gibi, atndan atlad. Niko hemen atlarn eerlerini ald. ki delikanl merdivenlerden kmaa baladlar. Ev, Eminoflar'n evinin neredeyse bir benzeri ama daha byyd ve ok k camlarla evrili kapal bir sera da, merdivenlerin yanndan, evin yan cephesindeki baheye doru uzanmaktayd. Kapy alarken Petro ne kadar sakin ise, Seyit o nispette heyecanl ve gergindi. Hi aan olmasa da dnsek, diye dnyordu ama kap ald. Hizmetkr, aina olduu birini karlad belli, onlara yol gsterdi. Ev, son derece k ve zengin denmiti. Sayfiye evinden ziyade, btn yl yaanan bir ev olduu belliydi. eriden mzik ve glen erkek, kadn sesleri geliyordu. Seyit, bunun, Moiseyevler'in evindeki partiler gibi, her hangi bir davet 176 1 Kurt Ssyt <9 uura akam olaca fikri ile, kendini rahatlatmaa alt. Tl perdelerin ardndan seraya alan salona girdikleri zaman da bunun aksini belirtecek hi bir ey gremedi. Belli ki, Petro bu evde bir ziyafet olduunu biliyor ve ev sahiplerini tanyordu. Geri kalann da Seyit'e kk bir oyun oynamak iin uydurmu olmalyd. Byk minenin etrafnda epeevre oturan

grubun, anormal gzken hi bir tavrlar yoktu. Onlar ieri girer girmez, iki erkein arasnda oturan kadn, yerinden kalkarak, gayet kvrak bir yryle yanlarna geldi. "Sevgili Petro, hangi rzgr att seni buralara?" Sonra, onun yakn bir akrabasym gibi, sarlp yanaklarndan pt. "Kim bu yakkl arkadan bakalm?" ivesinden yabanc olduu anlalyordu. Seyit, kendisine dnen kadnn baklarndan ve soru tarzndan mthi bir utan duydu. "Barones, sizi arkadam Seyt Eminof la tantraym. Biz ona Kurt Seyt deriz." Seyit ne yapacan bilemezken, kadn, aynen Petro'ya gsterdii yaknlkla, ellerini onun omuzuna koyarak, yanaklarn yanaklarna dedirdi. ne doru edii dekoltesi ve ar bir parfmle ykanm teninden gelen scaklk, Seyit'in bir anda ban dndrd. Arkadann szlerini yarm yamalak duydu: ".......Barones Maria von Oven Starov." Yabanc kadnn yakn karlamas ile, zaten ellerini nereye koyacan, nasl davranacan bilemeyen Seyit, iyice afallamt. Baronesin parfm sanki zerine yapp kalmt. Ald her nefeste, burun deliklerinden onun kokusunu soluyordu. Son derece ekici bir kadnd ama kendisine gen diyebilmek iin daha epeyi bir sene evvele gitmek gerekti. Ancak, iveli tavrlar, elbisesinin son derece davetkr

177 NSRMN BCZMCN aklklan, ve atein etrafnda oturan gen erkeklere baklrsa, ya, Barones iin bir problem tekil etmiyordu. Ellerinde kristal votka kadehleri ile glmekte olduklar mevzuu brakan, yalan yirmi, yirmi be civarndaki erkek yerlerinden kalkarak Petro ve Seyit'le tanp, el sktlar. Baronesin, eline tututurduu dolu kadehi, herkesle beraber, tanmalarnn erefine bana diken Seyit, iini saran scakln tesiri ile gevedi. Ev sahibesi, btn misafirlerine mltefit davranmakla beraber, her nedense Seyit'e zel bir tutumla yaklayordu. Konuulan konular, havadan sudan eylerdi. Sanki buras Rusya'nn dnda ayr bir dnyayd. Ard arda devrilen ikiler, Seyit'i uabilecek kadar hafifletmiti. Konuulan mevzular, artk kzlar, kadnlar, ak maceralar, hafif ak hikyeler zerine younlamaa balamt. Artk, ne konuulanlar, ne yann oradakilere nazaran epeyi kk oluu, ne de mevzulara itirak edecek bir tecrbesi olmamas Seyit'i rahatsz etmiyordu. Son derece rahatlamt. Harika bir ortamd bu. Hi bir zorlama yoktu. Ne kimse onun konumasn bekliyor, ne sorular sorup rahatsz ediyorlard. Elindeki kadeh, devaml doluyor, hemen yan banda oturan Baronesin yayd scaklk, mineden gelen atei bastryordu. Kadn, arada bir, onun azna, ikisine elik edecek havyar veya

somonlu ordvrleri atyor, sonra tekrar kendi kadehini delikanlnnkine vurarak onu bir yudum daha imee davet ediyordu. Seyit, btn olayn bundan ibaret olup olmayacan anlamaa alrken, kapdan ieri kahkahalarla giren dier kadnlar grnce, partinin daha yeni balamak zere olduunu fark etti. Barones, misafirlerini karlamaa kalktnda, Seyit, Petro'nun yan sarho ve hayatndan memnun baklar ile karlat. Gz ve ba iareti ile Petro, "Ne haber, nasl gidiyor?" gibilerinden bir bak att. Karlnda kocaman bir glmseme ald. Seyit, bu akam elenmek iin hi de konumas gerekmediini biliyordu artk. Btn erkekler, ayaa kalkp, Baronesin tantrd hanmlarn ellerini nazike dudaklarna doru gtrerek, her biri iin abartlm iltifatlar dolu szlerle, tanma merasimini sslediler. Seyit, bundan bir saat nce olsa, kpkrmz bir yzle katlanaca bu duruma, 178 Kurt &yt gayet rahat ayak uydurdu. Hanm misafirlerin, bir tanesi hari, hepsi aa yukan Baronesin yalarndaydlar. Saylan ise, adeta plnlanm gibi, erkeklerinkine uyuyordu. Oturduklarnda, kendiliinden, herkes eini semiti. Her naslsa, Seyit, yine Baronesin korumas altndayd. Petro, daha evvelden tand, nispeten gen olan kadnla yan yanayd. Seyit, imdi neler

olacan merak etmekle beraber, gecenin ak iinde yaanacaklarn, kendisinden baka orada bulunan herkesin bildii, alt eyler olduunu hissetti. Artk, onlara uymaktan baka aresi de yoktu zaten. Barones, ona utanaca bir yaknlk gstermemekle beraber, sanki, aralarndaki yaknlk icab olmas gereken davranlarm gibi, hem dierleri ile konuuyor, hem de ellerini arada bir Seyit'in omuzuna, dizine dokunduruyor ve bunu yaparken katiyen onunla gz gze gelmiyordu. Genelde, konutuklar ak sak eylerdi. Sanki, etraftan duyulmasn istemiyordu. Ksk, bouk bir sesle anlatyor, bu ses tonu da anlattklarn ve dokunularn Seyit iin daha i gcklayc hale getiriyordu. lerleyen saatlerde lmbalarn klar ksld ve herkes yanndaki ile daha samimi pozlarda oturmaa balad. Kendisine tek tarafl kur yaplan, sadece, gen Seyit vard aralarnda. Seyit, kar kanapede, setii gen kadnla olduka samimi oturan arkadann hareketlerine dikkat etti. Odann loluu, sanki, votkalarn tesirini arttrmt. Kalbi yerinden kacak gibi arpyordu. ocukken, kbus grp uyand gecelerde, yatanda nasl ta kesilip, ses karamadan yatp kalyorsa, imdi de yle, oturduu yere aklp kalmt. Derken, iftlerin, yava mrltlarla, salondan birer birer ayrldklann fark etti. Nereye gidiyorlard? Hayr, Petro onu burada byle brakp bir yere gidemezdi. Yerinden

dorulmaa alt. Elini tutan yumuack, scack elin temas ile ban evirdiinde, Baronesin kalkm, beklediini grd. Anszn, kendini ayakta, onunla yz yze buldu. Yana gre olduka gelimi vcut yaps ile, kadndan uzun duruyordu. Kendisine, imdiye kadar hi tanmad, almad ekilde ynlendirilen baklar, Seyit'i 179 NCRMN E>ZMN korkuttu. Barones, bir elini uzatp, avucu ile onun yzn okarken, dier eli ile de elinden tutup yava admlarla odadan kard. Hi konumadan, ikinci kata ktlar. Delikanl, artk bundan sonra olacaklarn, karsndaki kadnn kontrolunda olduunun farknda, dierlerinin baklarndan kurtulmu olmann memnuniyeti ile, uslu bir ocuk gibi, onu takip ediyordu. Girdikleri oda, gl kurusu ve ala yeili ipeklilerle denmiti. Harika bir yatak odasyd. Kemik rengi, lake, geni yatan ba ucunda plak kadn ve erkek figrleri yer alyordu. Resimdeki kadnlarn, yerlere kadar uzanan, ve rzgrla uuan salarnn dalgal grl kadar, erkeklerin de omuz ve bacak adaleleri abartl izilmiti ama yine de ok gzel grnyorlard. Odadaki koku ona yabanc gelmemiti. Bu, saatlerdir soluduu, baygn, ar kokuydu. Ama parfm de aynen bu resimler gibi, odaya tamam uyuyordu. Onun, odann iindekileri szn hi ses

karmadan izleyen Barones, yava yava yzn yaklatrd. Kulana doru eilerek o bouk sesi ile sordu: "Beendin mi?" Seyit, kulandan girip, btn iliklerine, adalelerine ileyen scak nefesle, kendini, hayatnda tatmad bir duygunun ortasnda buldu. Birden titredi. Cevap veremedi. Zaten kendisinden bir cevap beklendiinden de emin deildi. Zira, kadn bir yandan sormaa devam ediyor ve cevabn da almadan onu ynlendirmee alyordu. "dn m? Gel canm, imdi snrsn. Haydi gel." Seyit, adeta, kurgulu bir oyuncak gibi, ona tabi olmutu. Kadn, onu yataa doru ekerek oturttu. Sonra, kendi yere diz kerek, izmelerini karmasna yardmc oldu. Gen ocuk, bir kadnn kendisini soyaca fikrinden irkildi, yataktan kalkmak istedi ama onun telan sezen kadnn bir hareketi zerine rahatlad. Barones ayaa kalkarak, yatan rtlerini at. 180 "Haydi Seyt canm, gir u yataa, iyice rtn. men geene kadar. stersen stndekileri kar, ben bakmayacam." Yeni tatt heyecann devamn getirmek istemesine ramen, altndaki yatan yumuaklnda, derin bir uykunun da zlemini eken Seyit, her halkrda bu geceyi burada geireceinden emindi. Utangalndan syrlmak iin kendini zorlad. Kadnn, ertesi gn, arkasndan

glerek anlatabileceini dnd. Bu, onun nnde soyunmaktan daha utan verici bir ey olurdu. Ani bir kararla ayaa kalkt ve giysilerini karmaa balad. "Benim burada olmam istediinden emin misin?" Barones, sorarken, hi yaklamadan duruyordu. Delikanly rktmek, en son isteyecei eydi. Onun kendine gveninden ve arzusundan emin oluncaya kadar bekleyebilirdi. Ama, u ana kadar itii ikiler ve geceden beklentisinin hayli, sabrna engel oldu ve o ar, iveli yryyle delikanlya yaklat. Ellerini, onun henz tylenen, adaleleri gelimi gsne uzatarak, avularndaki scakl btn vcuduna yayd. Seyit, iindeki titremenin ve kalp seslerinin duyulmasndan korkuyordu. Votkann tesiri oktan gemi, yerini tarifini kendi kendine yapamad yeni bir sarholuk almt. Ba uulduyor, midesi dmleniyordu. Neredeyse, dizleri boalp yere dmek zereydi. Kollar iki yannda ylece duruyordu. Barones, scak el temaslar ile, onun plak vcudunun etrafnda aynen bir heykeli seyreder gibi, dnyordu. Kadnn her dokunuunda, vcudu atee batm gibi oluyordu. Buna daha fazla dayanamayacan hissetti. Byle bir anda, bir erkein, bir kadna hissetmesi gerekenler tam olarak nasl olabilirdi, bilemiyordu. Ayrca, iyice kslan lmbalarn puslu nda, neredeyse sis perdesi ardndan grd kadnn kim

olduu da, u an hi nemli deildi. Bu kadn iin de, onun bir zellii olmad muhakkakt. Bu evde yaanan gecelerden biriydi sadece. Bir kadnn, kendisine ikence edercesine, heyecanlanmasn, solumasn seyretmesine izin vermeyecekti. 181 NCRMN BSZMCN Aniden, byk bir hrsla dnd ve ortaya kard gsleri ile srtna dokunmakta olan kadn kollaryla sard. Artk, onu hi bir ey durduramazd. Bu odada daha nce ok erkei arlam olan kadn, mahcup, tecrbesiz bir gencin bylesine ani deiiminden akn, sertliinden ve saldrganlndan duyduu korku ile, bir eyler syleyip onu yattrmaa alt ama muvaffak olamad. Seyit, saatlerdir kendisini yneten kadndan, cn almak ister gibiydi. Onun, sakinlie ve nazik sevimee davet eden iveli sesini duymuyordu artk. Bundan sonras da onun istedii gibi olacakt. Yataa srt st yatrd Baronesin dalan salar ve ar makyaj arasnda kaybolan yz ifadesi aknd. lk defa byle bir ey bana geliyordu. imdiye kadar, her misafirinin verecei zevkin derecesini kendisi tayin eder ve istediini alrd. Bu defa, kafas dik, bildiini okuyan biri kmt ansna. Ban yan evirip, ba ucundaki resimleri seyrederken, kendini delikanlnn hoyrat ve hrsl temaslarna brakt.

Seyit, yataktan kalkarken artk eski utanga Seyit olmadnn farknda, kendini mhim bir imtihandan gemi gibi rahatlam hissediyordu. Bir saat kadar evvel zor kard elbiselerini eline aldnda, artk, insann plaklnn da tabii ve hatta gzel olabileceinin bilincindeydi. Dudaklarnda memnuniyet dolu bir glmseme ile, yatakta soru dolu gzlerle kendisi seyreden kadna bakt. Barones, adeta mrldanr gibi konutu: "Yine geleceksin deil mi?" "Bilmem." dedi, Seyit ve verdii cevaptan da ok memnun oldu. Her halde, byle bir kadna, daha byk bir erkek de ayn cevab verirdi, diye dnd kendi kendine ve elbiselerini giyip, odadan kt. Merdivenlerden indiinde, Petro'yu kendisini bekler buldu. "Neredesin Tanr akna? Sabaha kadar burada kalmaya m niyetliydin yoksa?" Sonra, arkadann yzne dikkatli bakarak sordu: 182 Kurt zyt "yisin deil mi? Her ey yolunda m? Anlat, nasl gitti? Harika bir kadn deil mi?" Kapy ekerlerken, Seyit glerek konutu: "Sen ayn eyi benim iin ona sorsana." "Hey, u bizim Kurt Seyt'e bakn. Sen de epeyi alak gnllsn bakyorum." "Sahi Petro, kimdi bu Barones dediin?" Petro glmee balad:

"O kadar saat onun kim olduunu anlamadn m? Hi bir ey konumadnz m kuzum?" Seyit, ayn keyifli glle, cevaplad: "Sen beni buraya konumaya m getirmitin kuzum?" ki delikanl, atlarna atladklarnda, kendilerini bir ku kadar hafif ve hr hissediyorlard. Ancak, enerjilerini tamamen tketmi olmalydlar ki, az sonra btn votkalarn, zerlerine sinen parfmlerin, minede yanan odunlarn, sigaralarn, kadnlarn, hasl btn gecenin kokularnn arl, balarna kmt. Saatlerdir yaarak yolu yumuack doldurmu kar zerinde atlan ar ar ilerlerken, lapa lapa uumakta devam eden beyazln souk havasn ilerine ekerek nefeslerini temizlediler. dklerini hissetmiyorlard. Son derece keyifli ama yorgunlard. "Sahi," dedi Petro, "Barones, hikyesini anlatmad m sana?" "nan anlatmad. ok mhim mi?" "Yok canm, ama her yeni gelene muhakkak bir kez anlatr da, ondan. Alman kendisi. Baroneslii, ilk Alman kocasndan geliyor. St. Petersburg'a yaptklar bir seyahat srasnda lm. Aslna bakarsan, onu karsnn ldrdne inananlar bile var. Barones buralan o kadar sevmi ki, kalm ve derken karsna zengin mi zengin Moskoval bir tccar km. Sen bu kadn 183 Ncrmin Bezmen

yirmi sene evvel dnebiliyor musun? Kim bilir nasld. Tabi, az zaman sonra da, bayan Stasova olarak Moskova sosyetesinde yerini alm. Yeni kocasn ikna etmi olmal, onu kimse bayan Stasova diye bilmez, herkes Barones diye hitap eder." "Yeni kocas alnmaz m buna?" "Sanmyorum. Zaten, annemin dediine gre, bunu mcadele mevzuu yapacak zaman da olmam zavallnn. Evlendiklerinden iki sene sonra o da lm." "Ben de, neredeyse, kocalarn ldrdne inanacam." "Bu inancnda yalnz kalmazsn da. te bylece, St. Petersburg sosyetesine transfer olmu bizim sevgili Barones." "Byle bir yaants olduunu herkes biliyor mu?" "Tabi." "Peki, bile bile, nasl gryorlar?" "Sevgili dostum, grmelerinin bir sebebi asil olmas, bir dieri de byle yaants olmas zaten." "Anlayamadm!" "Erkek ocuu olan btn anne babalann, Baronesin varl sayesinde, ileri rahat ediyor da ondan. Bu evrede kimse olunun erkeklie geiinden fazla endie duymaz. Naslsa, Baronesin ona en iyiyi reteceinden emindirler." "nanamyorum!" diyen Seyit glmee balad. Kahkahalar arasnda, atlarn eve doru srdler.

Kurt Seyt'in erkeklie gei safhalarndan en nemlisini yaad o gnden bir hafta sonra, Mehmet Eminof, St. Petersburg'a dnd. Bir araya geldiklerinde, her zamanki gibi, konuacak ok eyleri vard. Babasnn, k ortasnda, Yalta'ya bir yolculuk yapacan duyan Seyit, byk bir mitle ona katlabilmeyi bekledi. Ama, mektebinden izin almas sz konusu deildi. Eminof, Aluta'ya ksa ve yalnz bir yolculuk 184 Kurt &yT 9 &hr/j yaparak sevgili kars ve ocuklar ile hasret giderdi. 1906 Yl, St. Petersburg' u artan dertleri ile bulduunda, Seyit, mektebindeki baarsn ayn seviyede devam ettiriyordu. O zaman zarfnda, Barones'in evine benzer dier adresleri de renmiti. imdi ryalarn, yaz izninde babas ile beraber Yalta'ya, kendi evlerine yapacaklar seyahat sslyordu. Ayrldndan iki sene sonra evine dnm olacakt. Annesini ve kardelerini dndke ii szlyordu ve bu sz onlar grp sarlmadan gemeyecekti. 185 Nermin Bszmsn Akta Yolunda 1916 Krymskiye Gory'nin yksek tepeleri, henz yumuamam kuzey rzgrlarn kucaklarken, Karadeniz'e bakan gney yamalarnda, oktan, baharn renkleri ve kokusu hakimdi.

Baaklar filizlenmi buday tarlalarnn arasndan dolu dizgin beliren drt atl, birbirinin ard sra, arap balarnn evirdii meyilli araziye girdikten sonra durdular. Set set denize doru inen toprak, balara paralel tepeleri kaplayan kknar, nar, akkavak, kayn ve grgen aalarnn i ie getii ormanlarn eteinde yemyeil uzanyordu. Yolcularn drd de niformalyd. Atlarnn zerinde kendilerinden emin, dimdik durularna baklrsa, aldklar yoldan yorulmua benzemiyorlard. lerinden biri, durduklar tepenin nne doru atn ar ar srd. Sol eli ile, atnn dizginlerini ekip onu durdururken, sa eli ile, bandaki apkay kard. Sonra, arkasnda kalan arkadalarna, birini takdim eder gibi, tepenin eteklerinde kpkl dalgalarla kyya vuran denizi gsterdi. "te Karadeniz!" Gzlerini kapayp, tatl tatl kydan tepelere uzanan rzgrdaki tuzlu deniz kokusunu iine ekti. Kahverengi, peremli kesilmi salannda gne vurduka bal rengi rfleler uuuyordu. Mavi gzleri, seyrettii Karadeniz ile neredeyse 186 1 Kurt ayn renkti. nce yznde, kemiksiz dz bir hatla inen burnu, hafif kntl elmack kemiklerini daha da belirginletiriyordu. Dolgun alt dudaklarnda, glmedii zaman

dahi istihza tayan bir ifade seiliyordu. Salar gibi zenle tra edilmi by, kavisli ince st dudan akta brakyordu. enesindeki derin ukurluk, sanki, ince oval yznn bitimini iaretliyordu. "Buras bir cennet Kurt Seyt." Manzaradan olduka etkilenmie benzeyen sansn subay, atn ne doru srp, tek bana duran arkadann yanna geldi. Dierleri de onu takip ettiler. Arkadalanna nazaran daha iri csseye sahip olan sarn subay, konumaa devam etti: "Ben senin yerinde olsam, St. Petersburg'da ryeceime, gelir, memleketime yerleir, bu gzelliin tadn karrdm Seyt." Seyit, kendi topraklar zerinde, misafirlerinin beenisinden honut kalm bir ev sahibinin keyfi ile glmserken, sarna kardei kadar benzeyen, yalnz biraz daha ince yapl olan subayn sesi duyuldu: "Mia! Mia! Artk St. Petersburg yok, biliyorsun, Petrograd var." "Sana bir ey syleyeyim mi Vladimir? Ben bu Petrograd ismine alamadm bir trl. St. Petersburg isminin nesi vard, anlamadm." "Hi bir eyi yoktu. Sadece Almancayd." "Ne olacak? O kadar sene sylenmi, hi kimse rahatsz olmam." "imdi Almanlar'la harpteyiz, sevgili Mia. Sana hatrlatmama gerek yok her halde."

Arkadalannn Mia diye hitap ettikleri Mikhail, bakentin ismi mevzunda olduka inat grnyordu. Israrla devam etti: "Hayr sevgili Vladimir, bana hatrlatmana hi gerek yok. 187 NsrminDszmcn zellikle, cepheye gitmeden geireceimiz son bir ka gn, harp lfn hi duymak istemiyorum. Ancak, senelerce kullandmz bir ismi, imdi srf adamlarla harpteyiz diye, Rusaya evirmeye ne gerek var anlamyorum." Arkadalarnn inatlamasn, glmseyerek izleyen Seyit sze kart: "Belki de Almanca bir isimle, Almanlar'in daha fazla itahn eker diye korkmulardr, ne dersiniz?" Glmeye baladlar. Mnakaa bitmiti. Seyit, birden o ar, sakin halinden syrld. Atn kendi etrafnda bir dndrdkten sonra, ii iine smaz bir tavrla, Mia ve Vladimir'in arasnda duran arkadana seslendi: "Haydi Celil, misafirlerimize bizim usul bir 'Ho geldin' diyelim, var msn?" Celil, Seyit'in ne demek istediini anladn gsterir bir ekilde, gzlerini krpp, glmsedi. Uzun kirpiklerin evreledii simsiyah gzleri hafif ekikti. Glnce, daha da ekiliyordu. Gzleri gibi kmr siyah olan salar, Vladimir ve Mia'nn arasnda, onlarn sarnlklarna tezat, daha

belirginleiyordu. Atlarn, merasim havas iinde, kar karya getirip sonra birbirlerinin etrafnda bir tur attlar. Seyit, cebinden kard mendilini havaya kaldrarak, atn mahmuzlad ve son sratle aalarn arasna dald. Celil de ayn sratle onu takibe balaynca, aknlkla seyreden arkadalar da nce bakp, sonra onlarn ardndan at srmeye karar verdiler. Kafilenin ban eken Seyit, aalarn arasndan tekrar akla ktklar anda, mendilini yere brakverdi. Hemen ardndan yetien Celil, atnn terkisinde sa tarafa yan yatp uzand ve yerdeki mendili ald. Tekrar eere yerleirken atn daha hzlanmas iin mahmuzlad ve bir ka saniye sonra arkadann nne geti. Aray biraz atktan sonra mendili brakt. Bu defa Seyit, atnn yan tarafnda, tek aya zengide, mendili grd allarn zerine doru ilerledi. Az sonra, Kurt &m elindeki mendili havada sallayarak arkadann yanndan geip kayn aalarnn sklat yerde gzden kayboldu. Mendil yarndaki arkadalarna yetimek iin drtnala at koturan dierleri, grdklerinden mthi eleniyorlard. Hareket halinde seyirci olduklar bu zorlu fakat heyecanl oyuna naralar atp, lgnlar gibi bararak katlyorlard. Drt delikanl, kyya paralel uzanan yamalarda, kh sk aalarn arasnda

kaybolup, kh dzle karak, bir mddet daha yol aldlar. Kydan ieriye sapp, Sadovi caddesinin bana geldiklerinde, yavaladlar. Yol kenarndaki yksek aalarn evreledii geni caddenin iki yannda, byk baheler arasnda serpitirilmi k evler yer alyordu. Misafirleri, Seyit'i takiben, yksek duvarlarn evirdii byk bahe kapsndan girdiler. Drtnala aldklar yolun sonunda, aalarn glgesinde, lk bahar rzgrn tenlerinde hissetmek hepsini ferahlatmt. "Tekrar ediyorum, buras bir cennet Seyt." Bunlar syleyen Mia, bir yandan da derin derin, havadaki bahar kokusunu iine ekti. "stediiniz zaman gelip kalabilirsiniz. Ben olmasam bile, babamlar sizleri arlamaktan ancak mutlu olurlar." "Bunu unutmayacam." Vladimir, birden hatrlam gibi, sze girdi: "Sahi ocuklar, Petro neden gelmedi?" "Bilmiyorum," dedi Seyit, "Moskova'ya gitmesi gerektiini syledi." "Son zamanlarda sk sk Moskova'ya gidip duruyor. Ne ii var orada o kadar, anlamyorum." Celil'in ekik gzlerinde pheci bir ifade belirmiti. "Evet, epeyidir bir gariplii var. Artk, bizlerle eskiden olduu gibi deil tavr." 188 189 NerminDczmen

Mia'nn szlerine, Vladimir de hararetle katld. "Doru, bir gariplii var. Ben de hissediyorum. Bizden hi ayrlmazd. Hele seninle Seyt, karde gibiydiniz. Davranlar, hatta baklar bile souklat sanki." Seyit, orada olmayan arkadan dierlerine kar korumak ihtiyacn hissetti. "Yapmayn ocuklar, hakszlk ediyorsunuz. Bana sorarsanz, askerlikten ayrlm olmaktan piman. Babasnn iinde de mutlu olamad. Belki bizlerle olmak, ona zledii bir hayat hatrlatyordun Sonra, artk, yeni yaam, bizlerle, drdmzn olduu kadar yakn olmak imkn da tanmyor." Dierleri, bu izahtan tatmin olmam gibiydiler. Celil, dudak bkerek konutu: "Yine de baklarnn ardnda hi dostane olmayan izler gryorum. Petro'da bizim bilemediimiz bir i var." Seyit daha fazla mevzua devam etmek istemedi. Petro'daki deiikliin o da uzun zamandr farkndayd. Hatta, onun, liman civarndaki toplantlara katld sylentisi dahi kulana gelmiti. Ama imdi bunlar syleyip arkadalarn iyice heyecanlandrmann gerei yoktu. Aalk yolun bitiminde, ortas gl fidanlar ile bezenmi, kk akl talar ile kapl geni meydanla varmlard. inde kocaman yaprakl, dikenlerinde pembe iekler am kaktslerin yeerdii mermer oyma sakslar, mermer geni basamaklarn iki

yannda ykseliyordu. Sarmaklar ve hanmelleri, evin ikinci katna kadar uzanmlard. Yksek, ahap giri kaps, renkli, geometrik kesimli kristal camlarla sslenmiti. Bahar gnnn, bitmekte olan aydnlk saatleri ierisinde, evin ve bahenin, gelenleri smscak karlayan, sessiz bir rahatl vard. Arka tarafta uzanan ormann baheyle kaynat yerdeki aalar, evin boyunu oktan amt. Delikanllar, atlarndan inmeye balamlard ki, khya 190 Kurt &syt Ceml'in sesi duyuldu: "Vay efendim, kimler gelmi? Ho geldiniz, sefa getirdiniz. Sizleri zledik. Herkesin gz yollarda." Seyit, kendisine doru gle yzyle gelen khya Ceml'e doru yryp kollarn at. Kucaklatlar. Celil'i de ayn scaklkla kucaklayan Ceml, evlerine ilk defa gelen dier misafirlere sadece hrmetkar bir selam vermekle yetindi. Ceml khya, olduka yalanmt, ama dinliinden pek bir ey kaybetmie benzemiyordu. Koarak evin ahrlarnn olduu taraftan gelen iki gen ocua, atlarn dizginlerini teslim ettikten sonra, talimatn verdi: "Haydi durmayn, abuk, atlarn terini alp, suyunu, yemini verin, tmarn yapn. abuk, abuk."

Seyit, kolunu Ceml'in omuzuna atarak, eve doru yrd. Arkadalar kendisini takip ediyorlard. "Eh, anlat bakalm Ceml khya, herkes nasl? Her ey yolunda m?" Ceml, adeta, kendi olu ile bulumu kadar, hayatndan memnundu. Kk efendi, ne de olsa onun elinde bym saylrd. Aralarndaki ba o kadar yaknd ki, ona ismiyle hitap ederdi. "Her ey yolunda Kurt Seyit, herkes iyi. Baban biraz daha yaland tabi, ama hangimiz yalanmadk ki. Baksana, sen bile yalanyorsun artk." Glerek kapya vardklarnda, onlarn geliinden haberdar olan ev halk, oktan, kapnn nnde toplanmt. Babas, annesi, btn kardeleri, Hanife'nin kocas, Mahmut ve kars, Osman, hepsi oradayd. zlem iinde, Seyit'le sarlp, ptler. Kapnn nnde bir bayram havas yaanyordu. Celil'in de evin yabancs olmad karlanndan belliydi. Yabanc misafirler ev halkna tantrld. Hep beraber, arka baheye alan verandaya geildi. 191 Ncrmin Bezmen Zahide, gzlerini uzun zamandr hasretini ektii olundan alamyor, onu, gururland her halinden belli baklarla seyrediyordu. Krk bir yanda olmasna ramen, sann arasnda kaybolan bir ka tel beyazdan baka yan belirtecek bir grnts yoktu. Byk

kz Hanife'nin yannda, onun ablas gibi duruyordu. Hl incecik ve zarif yaplyd. Hanife, yirmi be yann tm gzellii ile, k baklarla, kocasnn yan banda oturuyordu. Kk Havva ise henz on drdndeydi. Ve "Ayn on drd gibi gzel" deyimini ispatlar gzellikteydi. Duru, bembeyaz cildinin zerinde nazar boncuklan gibi duran iri lacivert gzleri, uysal, mutlu ve karsndakine huzur veren baklarla doluydu. Fazla konumuyordu ama, Seyit aabeyinin dnnden ne kadar mutlu olduu gzlerinden okunuyordu. Celil ve dier iki yabanc delikanlnn orada bulunmalar da onu hafif utanla kark bir heyecana itmi, yanaklar al al olmutu. Mahmut'un kars uzun boylu, beyaz tenli, uzun kapkara sal bir erkez gzeliydi. Henz on alt yan doldurmu olan Osman'la yan yana oturduklar bahe koltuunda, o kadar gen ve ocuksu grnyorlard ki. Mirza Eminof, arkasna dayanp oturduu demir bahe iskemlesinde, etrafnda toplanan geni ailesini iftiharla seyrediyordu. Elli sekiz yana gelmiti. Salar ve sakal bembeyaz olmu, aln ve gzlerinin kenarlannda hafif krklar belirmiti. Hl din, evik ve shhatliydi. Emekliliinden bu yana, sadece topraklar, kars, ocuklar ile har neir olmaktayd. Mutluydu. Senelerdir zlemini ektii eyleri yapyordu. Yllar boyu, zlemle, ayn kald

sevgili kans ve ocuklar, tm ailesi imdi gznn nndeydi. Seyit hari. Onu ok zlemiti. Olunun arkadalarnn hepsi ile bir kk sohbet yaptktan sonra, Seyit'e sormak istedikleri vard. Misafirlerin yanl bir ey anlayp, alnmamalar iin kendi aralannda da Rusa konuuyorlard. Ancak, Mehmet ve Seyit'in Rusalan hakikaten bir St. Petersburglu asilin Rusasndan ayrt edilemeyecek derecede temiz ve gzeldi. Mia ve Vladimir, 192 iyliju vcy \zs w baba, oulun konumalann hayretle takip ettiler. "Petro neden gelmedi Seyit? Her geliinde seninle beraber olurdu." Daha az evvel konutuklar mevzuun yeniden alacan fark eden Seyit, arada, arkadalarna, bu konuda bir ey sylememeleri hususunda iaret verir gibi bak att ve babasn cevaplad: "Moskova'ya gitmesi gerekiyormu babacm. Biliyorsun, o imdi babas ile alyor. Sanrm, vaktini bizlere gre ayarlayamad." Hizmetkrlarn getirdii souk limonatalar ve reklerin ikram araya girince Petro unutuldu. Eminof, uzun zamandr gremedii arkadalarn merakla, oluna sordu: "Moiseyevler'den ne haber Seyit? Keyifleri yerinde mi?" "ok sevgileri, selamlan var hepinize. Sanrm, bu yaz ortasnda Livadia'ya gelecekler. Size de uramak istiyorlard.

Biz oradan aynlmak zereyken, Olga teyze anneme bir mektup yazacan sylyordu. "Zaten bu gidile Petrograd boalacak." dedi Vladimir, kendisine ikinci bir bardak limonata doldururken. Endieli bir ifade ile, iskemlesinde ne doru hareket eden baba Eminof, beyaz kalarn kaldrarak sordu: "Gidiat o kadar kt m ocuklar?" "Pek mitli olduu sylenemez." diye cevaplad Mia ve devam etti: "Petrograd kaynyor, Moskova da yle." Mehmet, tekrar arkasna yaslanrken, ban iki yana sallad. "O kaynamalann atei ok nceden yaklmt. Yllarca da krklendi." Sonra, yznn ciddi ifadesini bir glle deitirdi. 193 NSRMN DCZMSN Kurt syt (9 &\\\\ra "Ama hi bir ey St. Petersburg'u boaltamad. O ehrin her zaman kendisine ait bir ekicilii vardr, o ekiciliin de tutkunlar." Seyit, arkadalarna gz krparak, babasn gsterdi. "Babam da o tutkunlardan biridir arkadalar." "Bak Kurt Seyt, baban da benim gibi Petrograd ismine alamam, gryor musun?" Mia'nn, kendisine taraftar bulmu olmaktan dolay sevindii belliydi. Eminof glerek konutu:

"Benim, artk, o muhteem ehirle iim bitti. Benim iin St. Petersburg olarak kalacak hep. Ama sizler, sizlerin daha orada ok ii, uzun bir yaants var. Sizler artk Petrogradl'siniz." Az sonra, birbirlerine iyice kaynamlard. Tatl bir sohbetin ardndan, hep beraber yemek odasna getiler. Sofrada genleri ve hanmlar skmamak iin, mmkn olduunca, havadan, sudan konutular. Mia ve Vladimir, Zahide'nin yemeklerini yerken uzun uzun vgler yadrdlar. Sofrann ortasnda duran sebzeli kuzu tandr, tok bir insan bile acktracak grnteydi. Baba Eminof, uzun zamandr ikiyi brakmt. Yine de delikanllara votka ikramnda kusur etmedi. Kalktktan sonra, kahvelerini imek zere, bahenin zerindeki salona getiler. Herkesin kmasn bekleyen Mehmet, byk olunun yanna yaklap, eli ile omuzuna efkatli vurularla dokundu. "Seni aramzda grmek ne kadar gzel olum. Kendini bu kadar zletmemelisin." Sonra, kendi gemi yllarn hatrlayarak gld. "Sylediime bakma sen. Elinde olmadn biliyorum. Ayn yollarda at koturdum, anlarm halini." Sorup, sormamakta karar veremedii bir ey var gibiydi. Nihayet dayanamad ve bir rpda sordu: 194 "Hayatnda kimse var m Seyit?" "Nasl birinden bahsediyorsun baba?"

"Ben kimseden bahsetmiyorum. Sana soruyorum. Yan yirmi be oldu. Ben, aa yukar o yalarda, anneni gzme kestirmitim." "Hayr baba, yle, gzme kestirdiim kimse yok henz." "Beraber olduun biri vardr, her halde." "ey... Tabi var. Yani birileri var." "Peki, bunlar iinde zel olan biri var m?" Seyit'in haylinde, birden, Moskova'da yaad lgn ak geldi. Kk sevgilisini ne kadar zlemiti. u an aklna gelen tek kadn oydu. Ama, belki de hayatnda bir daha hi tekrarlayamayaca bir ak beraberlii iin, bylesine zlem duyulur muydu? Onun sessizliinden, cevabnn "Evet" olduunu dnen babas sordu: "Kim? Tandm birinin kz m?" "Sanmyorum. Kislovodsk'tan. Babas Julien Verjensky." "Ordudan m?" "Hayr, maden irketleri var. Shura'nn aabeyleri orduda. Teyzesinin kocas da General Afrikan Petrovich Bogayevsky. Don Kazaklarnn Ataman." Mehmet Eminof, dinlediklerini nemsemi grnyordu. "Mhim adam, ok mhim. ar Nicholas'dan sonra imparatorluun en saygn kiilerinden saylr." Sonra konuyu deitirdi. "Nasl bir kz?" Seyit, beraber olduklar anlar hatrlarken dahi, iini bir 195

NsrminBczmcn heyecann sardn hissetti. Bu kza balanyor muydu yoksa? "Shura m? ok gzel. smi Alexandra. Ama byle arlmay seviyor. Daha ok gen." "Onunla evlenmeyi dnmyorsun her halde." "Evlenmek mi? Daha evlilikle ilgili hi bir dnce yok kafamda baba. Tam cepheye gitmek zereyken, byle bir ey dnmem bile lgnlk olmaz m?" "yi... O dnceler geldii zaman da gelip, buradan bir kz bulursun kendine. Unutma, Rus kadnlar bir erkee hayat retmek, ak tantmak iin idealdir ama eninde sonunda bir karn olacak ve buradan bir kz olacak." Seyit, hi konumadan, bayla cevap verdi. Nedense, dili, babasnn ondan bekledii ekilde sz vermeye varmamt. Eminof, olunun omuzuna elini koydu. "Haydi gel, misafirlerimizi daha fazla bekletmeyelim." Kolu olunun omuzunda, dierlerinin oturmu olduu salona girdiklerinde, genler kalkp Eminof a yer verdiler. Bahedeki byk narn taze yeil yapraklan, rzgrla hafif hafif kmldarken cama vurup tatl hrtlar karyordu. Seyit, imdi yetikin bir temen olarak durduu bu salonda, snnet yatanda yatp, bahedeki elenceyi seyrettii gn hatrlad. Ne kadar geride kalm gnlerdi onlar. O yann toyluunu, ve karlaaca eyleri bilmezliin getirdii rkekliini

hatrlad. imdi farkl myd durumu? Hayr. Bir hafta sonra, yine sonunu bilmedikleri bir maceraya yola kacaklard. Henz kimse onun lfn etmiyordu. Sanki, akamn keyfini karmak istemiyorlard. "Evine dnmek nasl bir duygu Seyt?" Vladimir, gnn yorgunluunun ardndan, scak bir aileyle beraber olmann ve sofrada itii votkalarn tesiri ile, rehavet iinde, ar ar konuuyordu. 196 Kurt <kyT (&& HUR/t Seyit, baklarn, evinin, bahenin ve balarnn zerinde ge ykselen narn dallan arasnda gezdirirken sanki hepsinin grntsn nefes gibi iine ekiyordu. "Harika bir his..." dedi, "Harika." Vladimir, anne ve babasn ok kk yalarda kaybetmiti. Kendisinden on ya byk olan ablasnn ve enitesinin yannda bymt. Enitesi, Moskova civarnda babadan kalma geni arazilerinin geliri ile yaayan bir adamd. Pek yakkl saylmazd ama hem karsn ok mesut etmi, hem de Viladimir'i adeta kendi ocuu gibi sahiplenip, bakp okutmutu. Onlardan grd btn yaknlk ve sevgiye ramen Vladimir, gerek bir ailenin hasretini her zaman hissetmiti. zellikle bu kadar kalabalk bir aile yuvasnda bulunduu bu bahar akamnn kan kaynatan havasnda, zlemi su yzne kmt. Mehmet, askerlik yllannda tanm olduu arkadalarndan, ev

zlemini en ok duyanlarn, anne veya babas olmayanlar olduunu bilirdi. Karsndaki delikanlya acmt. "Buras hepinizin evi Vladimir. Umanm, sizler de Seyit ile ayn duygulan paylayorsunuzdur." Vladimir, teekkr ifade eden baklarla, "Sa olun efendim, bunu unutmayacaz." dedi. Sohbet koyulatka, konu ister istemez harbe, Petrograd ve Moskova'daki ihtill kokan hazrlklara geldi. Eminof, etrafnda oturan pnl pnl delikanllann, bir hafta sonra Karpatlar'da, belki de lmlerine, arpmaya gidecek olmalarndan byk bir rahatszlk duyuyordu. O kadar gen ve tecrbesiz grnyorlard ki, onun gznde. Endielerini gizlemek iin epeyi uramas gerekiyordu. "Anlayamadm," dedi Eminof, "Tam byle bir harbin ortasndayken, nasl gnlleri el veriyor, milleti blmeye?" "Harp patladnda herkes birlemi gibiydi bir mddet. Ama 197 Ncrmin DezMCN sanrm, hkmet bundan yararlanmay bilemedi. Duma'y politikadan silmee uratlar. Tabi, cephedeki yenilgiler de yeniden fikir ayrlklarn getirdi." Mia'nn sylediklerini dierleri de balarn sallayarak onaylyorlard dinlerken.

"En kts, orduda blnmeler balad baba." "Eer Witte olsayd, btn bunlar nleyebilirdi. u Goremykin denilen adam... nedir tutumu?" Eminof'un sorusunu yantlamak iin Mia atld: "Goremykin'in tutumu efendim, maalesef, ar'a nefreti krklemekten baka ie yaramad. Sayesinde, Milli Kabineyi destekleyen btn liberal bakanlarn iine son verildi. Aslnda, asiller arasnda da fazla sevilen biri deil. Neyse, ubatta istifa etmek zorunda kald." "yle mi? Bundan haberim yoktu. Moiseyev'den gelen son mektupta ondan bahsediyordu henz." Seyit, arkasna dayanarak, kocaman bir kahkaha att: "Sevgili babacm, Petrograd'da istifalar, Aluta'ya gelecek bir mektuptan daha hzl seyrediyor." Dierleri de gllerle ona katldlar. "Peki, imdiki ansl kim?" "Strmer, efendim." "Strmer... u sarayn protokol sorumlusu Strmer mi?" "Evet efendim, ta kendisi." Eminof, ban iki yana sallarken, duyduklarna inanamadm gsteren bir ifade ile, kalarn kaldrp, dudaklarn bkt. "Eminim, St. Petersburg'da byle bir gnde akll kararlar verebilecek adamlar da vardr. Onlar neredeler?"

"Artk, sarayda sz sahibi olmak iin akll olmak, iini bilmek 198 Kurt to (9 &hljr/ art deil gibi gzkyor, efendim." Mia, cevap iin atld konularda olduka hararetli grnyordu. "Mia'nn annesi arie'ye ok yakndr. Onun iin yakndan takip ediyor btn bunlar." Vladimir'in glerek syledikleri, Mia'yi daha da sinirlendirmiti. "Bu aklsz adamlar, btn sistemi alt st edecekler, bunu hissedebiliyor musun? Bir ka yl nce kontrol altna alnabilecek durumlar, bugn artk elden km vaziyette. Sokaklardaki insanlar ka guruba ayrldlar. Kim dost, kim dman, bilemiyorsun. Akademideki talebelerin iinde bile ayrlklar balam. Sonunda, sokaktaki adama kabahat bulacaklar. Ama, btn dertler idaresizlikten balyor. Koca arlk sallanyor. Harp var, insanlar ld. lenlerin yerine bizler gidiyoruz imdi. Belki bizler de leceiz, ama kimin iin? ar iin mi yoksa Lenin iin mi?" "ldkten sonra ne fark eder?" dedi Viladimir. "ok ey fark eder. Ben Rusya iin lrken, svire'de oturan bir adam sonradan gelip Rusya'y ynetecekse, ok fark eder." Mia konutuka ateleniyordu. Yz kpkrmz olmutu. Salarn eliyle tarayarak alnndan geriye atp devam etti:

"Ho, savata lmezsek bile, bunlar bizi naslsa yaatmazlar." Birden, yorulmutu. Bedbin bir ifade ile, ban iskemlesinin arkasna yaslad. Sonra derin bir nefes arasnda mrldand: "Buras ne kadar sakin ve huzurlu. Sanki dnyann en emin yeri." "yle bir yer olduunu sanmyorum." dedi Eminof. Sonra yerinden kalkt. "ocuklar sizler daha oturun isterseniz. Bana msaade, artk 199 Nsrmin Bezmen sizler kadar gen deilim, biraz dinlenmem lzm. Yarn yine bol bol konuuruz." Hepsi, Eminof a iyi geceler demek iin, ayaa kalkt. "Kusura bakmayn, efendim," dedi Mia mahcup bir tavrla, "Banz artm olmalym. Biraz fazla heyecanlandm galiba." Eminof, babacan bir tavrla, onun omuzlarn okad. "Hi zr dilemene gerek yok, ben ok iyi vakit geirdim, delikanl. Ayrca, heyecan, siz genler iin en tabii histir. Benim yama gelince, tehlikeli olmaya balar. Heyecanlarnzdan utanmayn, olum." Mehmet'in ieriye girmesinden sonra, delikanllar tekrar oturdular. Aslnda ok yorgun ve uykusuzlard. Ama u an yataa gitmeyi kimse dnmyordu. Az sonra, Mahmut ve Osman da msaade isteyip ekildiler. Her ikisi de, yeni kavumular gibi, sk sk sarldlar aabeylerine.

"Senin yanmzda olman ok gzel Seyit. Keke hep beraber olabilsek." Seyit, Mahmut'un sylediklerini hakikaten candan hissettiini biliyordu. Onu tekrar kucaklarken konutu: "Biliyorum Mahmut, biliyorum. Ben de ok isterdim hep beraber olabilmeyi." ki kardein sevgi gsterisinden duygulanan Vladimir, ii akaya vurmak istedi. "Sen olmadan da burada olduka kalabalklar Kurt Seyt. Kimsenin sana ihtiyac olduunu sanmyorum." Glerek, genleri uykuya yolladlar. "Biliyor musunuz ocuklar?" dedi, uzun zamandr suskun oturan Celil, "u anda u genlerden birinin yerinde olmak isterdim. Karpatlar'n kbusu ile uyuyacama, gzel karma 200 Kurt &m sarlp yatmak ne harika olurdu." "nce sarlp yatacak bir karn olmas lzm." dedi, Mia. "Tatiana ne gne duruyor?" diye atld, Vladimir. Celil mrldand: "Ayn ey deil." "Nereden biliyorsun, hi evlendin mi?" "Sahi, ka sene oldu beraberliiniz?" Seyit'in sorusu zerine bir dnd Celil. "Galiba , belki biraz daha fazla." "Hi evlenmek istemedi mi seninle?" "Tatiana m? Bilmem, yle bir ey sezmedim hi. Galiba ikimiz de bu ilikinin kfi olduu kansndayz."

Mia, oturduu iskemlede biraz daha kayarak, bacaklann st ste atp ileri uzatt. Konuurken Celil'e bakyordu. "Aklnda olsun, bir gn aynlrsanz, bana haber ver, oldu mu?" "Olamaz!" diye bard Vladimir, "Senin Tatiana da gzn m var? Mia, inanamyorum." Glmeye baladlar. Saatlerdir konutuklar mevzularn geriliminden kurtulmaya balamlard. "Sadece ben deil, o kadar ok erkein gz var ki onda. Sanki bilmiyor gibi konuuyorsunuz." Celil bu konuulanlardan hi rahatsz olmua benzemiyordu. Glmekle yetindi. "Bir eyler sylesene. Sevgiline olan hayranln aka dile getiriyor arkadamz." Seyit'in aka yolla taklmas zerine, Celil, sevgilisini sahiplendiini belirtmek gereini hissetti. 201 NcrminBczmcn "Merak etme Mia, onu brakacak deilim. Hi heveslenme." "Ama evlenecek de deilsin, deil mi?" Dieri, arkadan merakta brakacak alayc bir glmsemeyle cevaplad: "Kim bilir, belki de evleniriz." "O zaman cephede lmemeye bak. nk, ben lmeyeceim. Geri dnen kazanr." "Bence, ikiniz de fazla hayle kaplyorsunuz." dedi Vladimir.

"Siz dnene kadar, Tatiana'nn uzun bacaklarn her gece yzlerce erkek, hayranlkla seyretmeye devam edecek. Eminim onlardan biri de sevgilisi olmay baaracaktr." "Boloy'un en uzun bacakl baleriniymi, doru mu?" Mia'nn sorusu zerine, Celil, ekik gzleri hi gzkmeyecek kadar gld. "Bilemiyorum, Boloy'daki btn balerinlerin bacaklarn lmedim henz." Drd de iyiden iyiye keyiflenmilerdi artk. Yaamlarnda savatan baka bir eylerin de olduunu hatrlamakla, biraz evvelki bedbinliklerinden kurtulmulard. Kadnlardan bahsetmek, Vladimir'in aklna bir soru getirmiti: "Buralarda nasl elenirsiniz sizler Kurt Seyt?" Bu soru zerine, Seyit ile Celil'in baklar karlat ve glmsediler. "Hakikaten Seyt, cepheye gitmeden evvel, yle gzel bir ka saat geirebileceimiz bir yerler yok mu buralarda?" "stersen, bir ka gn de geirebilirsin." dedi Celil. "Hatta yaz balayana kadar da kalabilirsin." diye ilve etti Seyit. 202 Kurt ^yt (0 &hurv Mia, ban arkaya atp, kollarn yukarya kaldrd, derin bir Ah!" ekti. "Baylrdm bu ie ama vaktimiz yok. yle iki saat yeter sanrm."

"O zaman, bu geceyi burada bitirip, biraz dinlenelim." dedi Seyit. Delikanllar heyecanlanmlard. "Peki, hl sylemedin Seyt. Nereye gideceiz? Kzlar nasl? Aralarnda yle gzel bir esmer var m?" Seyit'le Celil yine glmeye baladlar. Seyit, Mia'nn omuzuna vurup cevaplad: "Dorusunu sylemek gerekirse, o konuda pek yardmc olamayacam sevgili Mia. Artk, ksmetin neyse, raz olacaksn. Haydi, imdi biraz dinlenelim, yarn akama g toplayn. Gelin, odalarnz gstereyim sizlere." Delikanllar, oktan yatm olan ev halkn uyandrmamaya dikkat ederek, sessizce, gaz lmbas ile aydnlanm merdivenlerden ikinci kata ktlar. Seyit, misafir odalarnn kaplarn aarak Mia ve Vladimir'i buyur etti. Beyaz i yatak rtleri ve lavanta kokusu, odaya insan uykuya davet eden bir rehavet yayyordu sanki. "Yatmadan banyo almak isterseniz, aada hamam yanyor ocuklar. Biz Cemil'le ineceiz imdi." "Gzlerim kapanmaya balad ama, scak bir banyoya hayr diyemiyeceim." dedi Viladimir. "Hemen geliyoruz." diye cevaplad dieri. "Tamam, eyalarnz aln, merdivenin altnda, holde bekliyoruz sizi." Kurnalarla evrelenmi mermer hamam, geni bir oda byklndeydi. Kurnalarn yannda prl prl parlayan bakr

203 NCRMN BEZMEN taslar, kapnn arkasndaki mermer rafta yerletirilmi bembeyaz havlular, alak ahap tabureler, gnn yorgunluunu atp, ferahlamak isteyenler iin ideal bir ortam sunuyordu. Pirin musluklardan devaml akan scak suyla doldurduklar kurnalardan ykselen buhar, az sonra, hamamn iini ylesine stmt ki, bu defa souk su dknmeye baladlar. "Canlandm hissediyorum." dedi Mia, "Bu harika bir ey, kendi evime de byle bir hamam yaptracam ileride." "Ben burada uyuyabilirim ocuklar." Vladimir, oktan snm mermer zemin zerine yz koyun uzanm, gzlerini kapamt. Seyit, arkadan, kalkmas iin kolundan ekeledi. "Haydi, kyoruz artk, eminim yatakta daha rahat edersin." Yzleri scaktan kpkrmz olmu, rehavet iinde, bornozlarna sannp sessizce yukar ktklannda, artk, hepsinin tek dncesi kendilerine aynlm yumuack yataklara gmlp, derin bir uyku ekmekti. Yalta ormanlar, denize paralel uzanan bereketli topraklar, gnei ve lman havas ile sadece asrlk aalann yuvas deildi. Ormann iinde, zellikle kyya yakn blmlerinde, birbirinden grnmeyecek mesafelerde, yer yer, k evler serpitirilmiti. Bunlar, ounlukla, Moskova ve St. Petersburg'da yaayan zengin

ve asil ailelerin yazlklaryd. Mays aynn ortalarndan itibaren, yava yava dolmaya balarlard. Evler her ne kadar sadece bir ka ay yaamak zere ina edildiyse de, her biri kendi sahibinin asaleti ve maddi durumu hakknda bilgi verecek derecede zenle oturtulmutu aalann arasna. Baharla beraber, evlerin bahelerinde, pencerelerinde bir tela grlmeye balanrd. Efendilerinden evvel, evi hazrlamaya gelen hizmetkrlar, k boyunca gne grmemi odalarn, salonlann kepenklerini, kaln perdelerini aar, temizlie 204 MRT SYT balarlard. Bazen, evin kk ocuklar ve mrebbiyeleri de bu ilk gelen gruba dahil olurlard. Kulann akyp, gnein insann iliklerini stt bu keyifli bahar sabahnda da, Yalta ormanlar, evlerin kepenklerini amaya balayan yazlk misafirleri ile beraber uyanyordu. Btn yorgunluklarn bir gn evvelinde brakm olan drt delikanl, erkenden evden aynlmlard. Keyif iinde, gle konua, yol alyorlard. Binici pantalonlarnn zerinde spor gmlekler ve sveterler vard. Gne o kadar gzel styordu ki, arap bana vardklannda sveterlerini kardlar. Set set denize inen yamalarn zerinde yapraklanmaya balayan asmalann arasndan

geerek tepenin ucunda kayn ve grgen aalarnn glgesinde kaybolmu ba evine geldiklerinde, ardak altndaki masay hazrlanm buldular. Ba evi kagir, iki katl, irin, nispeten kk bir evdi. Gayet sade denmiti. Denizin zerine doru uzanr gibi duran tepenin manzaras harikayd. Asmalar ve hammelleri ile sarl ardak, denizin ve gn birleen maviliklerine yeil bir ereve oluturuyordu. Atlarn balayp, kuyudan ekilen suyla el yz ykayan delikanllar, masaya oturduklannda, kendileri iin hazrlanm souk ayran afiyetle itikten sonra, a kurtlar gibi masay donatan yiyeceklere saldrdlar. "ok anslsn Kurt Seyt. Bir gn dnecein byle topraklann olmas inan byk ans. Sana gpta ediyorum." "Sa ol Mia, ama bu topraklarda yle mutsuzluklar da yaanm ki, istikbl bana ne gsterecek bilemem." "Haydi, karamsarl brakn da syleyin imdi, akama ne yapyoruz? Bizi nereye gtreceksiniz?" "Vladimir, senin kafanda baka dnce yok mu Allah akna?" "Hayr Mia, benim kafamda dn geceden beri baka hi bir ey yok. Ryamda bile kzlar grdm btn gece. Haydi syleyin artk, pln nedir bu akam iin?" 205 Nermin Bezmen Celil, Seyit'e gz krpp konutu:

"Aslnda akam beklememiz de art deil, deil mi Seyit?" enesindeki derin gamzeye iaret parma ile vurup, biraz dnr gibi yapan Seyit, arkadalannn heyecanla bekledikleri cevab vermek iin bilhassa oyaland. "Neden olmasn? Naslsa gn de bizim, gece de, yle deil mi?" "Yuppaaa!" Sveteri ile havada daireler izen Vladimir, masadan frlad. Dierleri de arkasndan masay terk ettiler. Elinde meyve dolu tabakla baheye kan hizmetkr, misafirlerin oktan gitmek zere hazrlandn grnce, servisin gecikmesinden dolay zr dilemek istedi. Seyit, yznde kocaman bir glle, onun gnln ald. "Ziyan yok smail Efendi. Bizim bir iimiz var, gidiyoruz. Meyveyi de baka zaman yeriz, ellerine salk." Az sonra, elence yerine giden ocuklarn en havas iinde, ormana daldlar. Ancak bir arabann geebilecei dar yola girdikleri zaman, arkalarndan gelen atl araba sesi ile yana ekilip beklediler. Arabacnn yannda yl valizler ve sepetlerin ardnda, yolcularn kim olduu grlmyordu. Araba tam yanlarndan geerken, Seyit, birden, iki kk kz ocuunun arasnda oturmakta olan gen kadn fark etti. Yznde derin bir glmseme yayld. Gen kadn da onu grmt. Aina baklarla, glmsemesine

karlk verip, hafife ban sallad. Araba geip gittikten sonra, arkadalar slklarla Seyit'i alaya aldlar. "Orman ortasnda bile selamn alacak bir hanm buluyorsun Seyt. ansn arabada geti nnden." Seyit, Mia'mn serzeniine glerek cevap verdi: 206 MJRT YT "Geen ans deildi sevgili Mia, eski bir tandkt, ok eski." "Biz de tanabilecek miyiz kendisiyle?" diye sordu Vladimir. "Hayr," dedi Celil, arkadann atnn ban okarken, "Maalesef, sizle tanmaya vakti olmayacak o gzelin." "Neden?" "nk, buraya her geliinde, Seyit yeniden tanr onunla ve kimseye vakit brakmaz." Glerek sormaya devam etti Vladimir: "Kimdi o Allahakna?" Celil, adeta, bir iei koklar gibi, gzlerini kapayp derin bir nefes ald ve cevaplad: "Larissa, gzel Larissa, Arkadievler'in ocuklarna mrebbiyelik yapar. Annesi Fransz. O da mrebbiye olarak gelmi buraya. Sonra zengin bir Rus'la evlenip Moskova'ya yerlemi. Soylu aileler onu mrebbiye tutabilmek iin yantalar." Sonra, yan banda atn srmekte olan Seyit'i gz ucu ile gstererek devam etti:

"Ev halk gelene kadar da, eer buradaysa, yakkl bir arkadamza mrebbiyelik yapt da olur." Hepsi glmeye baladlar. Seyit, ban iki yana sallayarak konutu: "Sizlerle baa kamayacam ben, onun iin de biraz sonra ayrlacam." akalar ile onu krdklarn zanneden Mia atld: "Yapma Seyt, ne gzel elenecektik beraber, nereye ayrlacaksn?" Seyit, hi cevap vermeden, atnn ban o srada nnden gemekte olduklar byk evin bahesine doru srd. 207 NCRMN BCZMCN Celil, dierlerinin duyduu endieye kahkahalarla cevap verdi: "Endielenme sevgili Mia, bize kzd iin ayrlmyor. Buras Arkadievler'in evi. Yani, bizim Kurt Seyit'in dura. Mrebbiyesine gidiyor, merak etme." "Ya biz ne olacaz? Seyt'in ii halloldu." dedi Vladimir. Seyit, atn tekrar onlarn durduu yol azna doru dndrp yanlarna geldi. "Celil, sen arkadalarmz gtrecein yeri biliyorsun." Dierlerine dnerek devam etti: "ocuklar, sizi Celil'e emanet ediyorum. Eleneceinizden eminim. Sonra ba evinde buluuruz. Eve ayr ayr gitmeyelim, babama izah etmek ok zor olur. Haydi iyi elenceler."

"Sana da! Dikkat et, mrebbiy en seni ok uyutmasn." "Siz de dikkat edin, ev sahiplerine yakalanmayn!" Glerek ayrldlar. Seyit, uzaktan, evin kapsnn nnde boaltlmakta olan arabay grd. Larissa, evin merdivenlerinde, ocuklarn ellerinden tutmu duruyordu. Gzleri aalar arasndan eve giden yoldayd. Seyit, onun kendisini grmek iin beklediini biliyordu. Varln belli edecek ekilde hafife ortaya kt ve atn eve doru srd. Kapnn nne geldiinde, reveransla gen kadn selamlad. "Hayrl gnler dilerim." Larissa, mahcup bir glmseme ile cevaplad: "Size de hayrl gnler." "Bay Arkadiev geldiler mi acaba, kendisine selamlarm sunmak isterdim." Khya kadnn ve uaklarn merakl baklar arasnda, gen kadn gayet resmi bir ses tonu ile cevap verdi: 208 Kurt "Hayr, Bay ve Bayan Arkadiev henz gelmediler. Sanrm, on gn sonra burada olacaklar." Seyit, geri dnmek zere, atnn yularn ekerken konutu: "Teekkr ederim, kendilerini on gn sonra ararm." Tekrar, bayla bir selam verip, aalk yola dnd. Atndan inip beklemeye balad. Mrebbiye, ocuklar khya kadna teslim ediyordu. Sonra, bir eli ile aln, dieri ile de pembe ifon elbisesinin eteklerini

tutarak evin iine girip, gzden kayboldu. Seyit, atn kuytuda bir aaca balayp, aalarn arasndan evin arka tarafna doru dolat ve yine beklemeye devam etti. Henz, evin btn pencereleri rtlyd. Az sonra, arka odalardan birinin, baheye bakan kaps araland. Seyit, olduu yerden frlayarak, iek tarhlarnn arasndan verandaya vard ve aralktan ieri szlr szlmez kapy kapad. Kaln perdelerle rtl pencerelerden bir damla k girmiyordu ieriye. Gzleri karanla alamad ama geldii yere aina olduu belliydi. Birden, yznde hissettii lk nefesle, kendisini bekleyenle bulutu. Hi konumadan, lgnlar gibi sarlp pmeye baladlar. Gen kadnn elbisesinin zerinden, teninden ykselen ate hissediliyordu. ifonun ince temas altnda, vcudunun btn hatlar olduunca ele geliyordu ve en arzusuz erkei dahi lgn hayllere srkleyebilirdi. Bir ara, Seyit'in ellerinden syrlarak fsltyla konutu: "Dur biraz Seyt, dur biraz. ocuklar ayarlamam lzm. Daha gelir gelmez seninle karlaabileceimi nereden bilebilirdim. Bana yarm saat msaade et. Onlar yedirip, yatrmam lzm." Seyit, onun ince beline daha sk sarlp, kendine doru ekti. Elindeki yumuack, scack varl bir yere brakmaya niyeti yoktu. "Peki bu yarm saatte benim ne yapmam bekliyorsun?"

Kadn, iveli iveli, parmaklan ile, Seyit'in salarn kartrd. Boynuna doru uzanp nefes halinde konutu: 209 Nermin Bczmcn "Seni kimseye fark ettirmeden odama karabilirim. Kimse giremez oraya. im biter bitmez, ben de gelirim. Oldu mu?" Sonra erkein kollarndan ayrlp, parmak ucunda, odann evin ana holne alan kapsna doru yrd. Hafife aralad kapdan darya bakp, kt. Bir ka saniye sonra tekrar geriye gelmiti. "abuk!" dedi, "abuk gel, kimse ortaya kmadan arkamdan gel. Dar kar kmaz, sa tarafta, merdivenin altndaki kapdan ieri gireceksin." Yaad ocuka heyecan, kadna kar duyduu arzuyu daha da nne geilmez yapyordu. Onu takip etti. Koarak, evin ikinci katna kan sal sollu merdivenin altna vardlar. Mrebbiye, iki iekliin arasnda asl, byk varak aynann erevesinden tutup ekince, ayna ile beraber, duvardan gizli bir kap ald. "abuk, ge buradan ieriye, merdivenler dardr, dikkat et. kinci kata kar kmaz, soldaki ilk oda. Ben, kp sana kapy aacam." Seyit'in bir cevap vermesini beklemeden aynal kapy zerine kapad. Kapkaranlk ve darack sahanlkta, helezoni bir ekilde yukanya trmanan merdivenlerin trabzann el yordam ile bulan gen adam, dmeden

kmaya alrken, kendi haline glyordu. Az sonra merdiven bitip, karsna bir kap kt. Kadnn bahsettii kap bu olmalyd. Nefesini tutarak kapya kulan dayayp, kendisine bir iaret olabilecek sesi bekledi. Ama gelen giden yoktu. Kapy yoklad. Dier taraftan kilitliydi. ki kapal kap arasnda, karanlk bir merdivende kala kalmt. Kendine kzmaya balyordu ki, hafif ayak seslerinin yaklamakta olduunu duydu. Derken, kapnn kilidi evrildi. Seyit, nefesini tutarak bekledi. Gelenin Larissa'dan bakas olabilecei ihtimlini dnd ve buz kesti. Evin n kapsndan anyla girip, mrebbiye ile sevieceini sylese, her halde merdiven aralnda yakalanmaktan daha az onur kinci olurdu. 210 Kurt &m &h\\rj\ Korktuu olmad. Kapnn kilidi aldktan sonra, kimse olduu yere gelmedi. Bu, Larissa'nn iareti olmalyd. Artk kabilirdi. Ban yavaa uzatp koridorun emniyette olduunu grnce, dar frlad. Daha evvel sylendii gibi, soldaki ilk odaya giriverdi. Oda botu. Larissa ocuklarla megul olmalyd u sralar. Gen kadnn valizleri alm, eyalanndan bir ksm yatann ayak ucuna braklmt. Seyit, yatakla kapy ayran paravann arkasndaki byk koltua yerleti, beklemeye koyuldu. Odann yabancs deildi.

Burada olmay zlediini kendi kendine itiraf etti iinden. Bir an, Shura'y dnd. Larissa ile kyaslamaya alt. Olmad. kisinin birbirleri ile kyaslanacak en ufak bir noktalan yoktu. O kadar farkl idiler ki... Larissa, her eyi ile ak hatrlatan bir kadnd. Onunla konuurken, konu ne olursa olsun, her zaman kulland bir kelime, elinin bedeninde yapt masumane bir gezinti, gzleri yan kapal mahmur baklar, daima ama daima ak, sevimeyi akla getirirdi. Seyit, bir trl, byle bir kadnn nasl mrebbiye olarak seildiini anlayamyordu. Belki de ocuklarla beraberken hareketlerine ok dikkat ediyordu. Shura ise, bir erkein hayatn tam anlamyla paylaabilecei bir kadnd. Babasnn sosyal statsnn ve maddi imknlarnn yan sra, kendisinden emin olmas iin gerekli her imkna sahipti. yi bir tahsil, yolda giderken bile erkeklerin ban dndren asil bir gzellik. Larissa'nn erkein akln elmek iin yapt oyunlardan hi birini yapamazd Shura. Kendisinin hep seyredildiinin, beenildiinin farknda olduu muhakkakt. Ama o, sanki bunlan hi nemsemez gibi davranmt. Bu tavr da, ona ayr bir ekicilik kazandnyordu. Karsndaki erkee seks midi veren hi bir tavr taknmamasna, btn tecrbesizliine ramen, kendisine has bir scakl vard.

Ama Seyit, onun durgun, vakur, el srlmemi saflnn altnda gizli yatan kadn kefetmiti. Ba baa kaldklan zaman, efkat ve sevgi dolu plerle balayan beraberliklerinin, nasl saatler srecek frtnal bir maceraya dntn hatrlad. 211 Nermin Bezmen Beraber olduu bir kadn ilk kefeden olmaktan bylesine erkeklik gururunun okanmasn hayretle fark etti. Shura, gen kzlnn el dememi, en mahrem tarafyla, onun hayatnda kendisine ait hissettii ilk kadn olmutu. Onun sakin, yumuak yaradlnn derinliklerinde saklanan frtnalar sadece kendisinin bilmesi, Seyit'e ayr bir keyif veriyordu. Onun, aslnda, ak iin yaratlm olduunu sadece o biliyordu. Ama bundan sonra ne olacakt? Bylesine gzel bir kzn etrafnda, onunla ilgilenecek, kur yapacak erkekler elbette oktu. imdiden, kimliini bilmedii o erkeklere kar hrslanmaya balamt. inde ilk defa duyduu kskanlk duygusundan rahatsz oldu. Aslnda, u an, onun yannda olmasn ne kadar isterdi. Onu dnmek bile kalp atlarn hzlandryordu. Boaznn kuruduunu, vcudunun ssnn arttn hissetti. Kalalarna kadar uzanan sapsar salarnn, bedenleri zerinde savruluunu, son kez beraber olduklarnn bilincinde, lgnca

sevimelerini hatrlad. Kendisini iyi hissetmiyordu. u an, bir il gibi ona ihtiyac vard. Ama ilc kilometrelerle uzaktayd. Yerinden kalkp, konsolun zerindeki porselen leene dkt suyla yzn ykad. Serinleyen ellerini, ensesinde, boynunda dolatrp, ykseldiini hissettii ateini bastrmaya alt. Haylleri ile olduka uzun bir zaman gemi olmalyd. Alan kapnn sesiyle irkilip, kendisini tekrar paravann arkasna gizledi. Gelen Larissa idi. "Burda msn Seyt? " Seyit olduu yerden karken, gen kadn da kapsn kilitliyordu. Sonra, koarak erkein vcuduna sk sk sarld. Elleri ile, onun ban iki yandan adeta ezer gibi sararak kendi yzne doru ekti. Dudaklarn aralayp, onunkilerine bastrd. Erkein, kann, cann ekecek gibi perken, bir yandan da kvrak oynamalarla onun bedeninle temastayd. "Sevimee az vakti olan bir erkek iin bu kadn ideal", diye 212 MRT SYT dnd Seyit. Sonra Shura'yi hayl etti. Eer, imdi kapdan giren o olsayd, her ey ne kadar farkl olurdu. u an kollarnda kpr kpr, yerinde duramayan kadn gibi koarak gelmezdi. Yava, kendinden emin admlarla, gzlerini gzlerine dikerek, ona biraz sonra yaataca gzel anlar hatrlatacak kadar k, derin baklarla

gelir, gzlerini kapayp dudaklarn plmek zere uzatarak sokulup, beklerdi. Onun sakin sarllarnda, saatlerle yaanacak lgnl hissederek sabrla beklerdi Seyit. Sa telinden, parmaklarnn ucuna kadar vcutlarn tanyarak geirdikleri ak saatleri sonunda, sevimeye tam anlamyla doymu olurlard. "Tanrm," diye dnd gen adam, "u an kucamda btn arzularm yerine getirmek iin ldran bir kadn var ve ben kilometrelerle uzakta bir baka kadn dlyorum." Larissa, temelli yerini alamayacak dahi olsa, bir ka dakika iin Seyit'e kafasndakileri unutturmay baarmt. Btn cazibesi, tecrbesi ve tatmin olmayan arzusu ile, yatana ald erkein geici mutluluunu saladktan sonra, onun kollarnda uykuya dald. Seyit, serbest olan kolu bann altnda, arka zeri uzand yerde, kendi kendine dnrken, birden, dehetle, bugne kadar anlamad bir eyin farkna vard. Bu eve Larissa ile beraber olmaya gelmiti. Ama, ondan sonra sanki hep kk Shura's ile beraberdi. Onu dnerek heyecanlanm, onun nasl sevitiinin hayaliyle yataa girmiti. Aslnda, hayalindeki Shura ile sevimiti. Ve imdi yannda yatan bir baka kadn, onda sevgilisine ihanet ettii hissini uyandryordu. Ona balandn anlyordu imdi. Evet, Larissa ile, Shura diye sevimiti.

"Aman Allahm, ben galiba k olmuum, haberim yok." dedi iinden. Birden, bunu daha evvel fark etmediine piman oldu. Artk, burada daha fazla kalmak istemiyordu. Kadn uyandrmaktan korkarak, kolunu yavaa ekti. Sessizce, yataktan kp giyindi. Sakinliinden emin olduktan sonra, koridora szld. Hemen, gizli merdivenin olduu kapdan girdi 213 Ncrmin Bezmen ve dikkatli admlarla aaya indi. Yalnz, bu defa, darda kendisini uyaracak kimse yoktu. Holden hizmetkrlarn telal ayak sesleri duyuluyordu. Yeni bir araba eya gelmi olmalyd. Uzun zaman, merdivenin dibindeki basamakta oturup bekledi. Bir mddet sonra sesler kesildi. Ana giri kapsnn kapandn belli eden sesler duyuldu. Nihayet, etraf skunete brnd. Herkes odalarna ekilmi olmalyd. Aynen, eve giri yolunu kullanarak dar ktnda, havann kararmaya baladn grd. Aalarn arasnda bal brakt atna atlad ve ardnda kalan eve son defa bakt. Kendi kendine, yaad saatler iin gld. Bir daha buraya hi geleceini sanmyordu. Ba evine vardnda, dierlerinin henz gelmediini fark etti. Atn evin nndeki aaca balarken, mtemilattan darya frlayan smail Efendi, saatler evvel geirdii Seyit'i yine orada grnce ard.

"Hayrola efendim, bir ey mi oldu?" Seyit, ardaa doru yrrken konutu: "Meyve yemee geri geleceim dememi miydim ben sana? te geldim." Hizmetkr bu cevaptan pek bir ey anlamad ama hemen mutfaa gitmek zere eve girdi. Seyit, iskemlelerden birine oturup dierine de bacaklarn uzatrken ieriye doru seslendi: "Kuyuya da bir ie votka indir, souun, arkadalar gelecek imdi." Bir kou, kapnn nne gelen adamcaz, "Pekiyi efendim, hemen" dedi ve yine koarak geri gitti. ardan kenarnda, fener eklinde asl lmbann gaz o kadar az k veriyordu ki, basan gecenin ve denizin rengi birlemiti sanki. Ban arasndan crcr bceklerinin sesleri geliyordu. Hafif bir serinlik, Seyit'in iini titretti birden. Bir sigara yakp, ban iskemlesinin arkasna dayad. inde tarif edemedii bir huzursuzluk vard. 214 Sanki, hem olduu yerdeydi, hem deildi. u an nerede olmak istediini de bilemiyordu. Babas ile St. Petersburg'a ilk varlarn, Tsarskeyo Selo'da beraber geirdikleri gnleri, Moiseyevler'le tanp, akademiye yazlm, babasn Japon harbine gitmek zere uurlayn hatrlad. O sabah da, aynen imdi olduu gibi, iini bir titreme sarmt. Aradan seneler gemiti. Artk, ayn toy, rkek ocuk deildi. Petrograd', Moskova'y avucunun ii gibi renmi, bir

ok dost edinmiti. Tsarskeyo Selo'daki evi, dostlarnn dolup tat bir ka eviydi. Burada, Aluta'da ise, btn ailesi mutlu ve shhattelerdi. Peki, bu huzursuzluk nereden geliyordu? ini hl titreten duygunun sebebi neydi? Bir ok yerde, bir ok ev, her yerde ayr insanlar, ayr adetler. O hangisine aitti? Sonunda nerede yerleip kalacakt? Kimi, evlenecek kadar sevecekti? Babas, otuzuna kadar istediin gibi gez, toz ama ondan sonra buralardan bir kz alacaksn, demiti. Bugn ise, yannda hep istedii kadnn Shura olduunu anlamt. Ya evlenmek? Evlenmeye gelince i ne olacakt? Shura ile evlenmeye kalksa, babasnn, annesinin tavr ne olurdu? Erkek kardei Trk asll kzla evlenmiti. ok gzel bir kzd. yi aileden geliyordu. Kocasn da mesut etmiti. Babas rnek olarak onlar gstermez miydi kendisine? Babas kabul etse, Shura buraya gelir yaar myd? Belki evet, belki hayr. Ya kendisi, acaba hayatnn sonuna kadar yaayaca yer olarak nereyi semek isterdi? On iki yandan beri, Petrograd'da Moiseyevler'in evi, Tsarskeyo Selo'daki ve Aluta'daki evlerinden ok kald yerler olmutu. "Ben nereye aidim?" diye mrldand, kendi kendine. Tepsiye doldurup getirdii beyaz peynir, meyve, sar leblebi tabaklarn yerletirmeye balayan hizmetkr, kendisine bir ey sylendiini sand. "Bir ey mi dediniz efendim?"

Seyit, gkte panldamaya balayan yldzlardan gzn indirip, eliyle bir iaret yapt: 215 Ncrmin Bezmcn "Yok, yok, sana bir ey demedim smail Efendi... Votka soudu mu? Getir bir kadeh bari." Cebinden kard saate bakt. Dokuz olmutu bile. Camn okayarak tekrar bakt saatine. Binicilik msabakalarndan birinde kazand birinciliin ardndan, ar Nicholas hediye etmiti, iki sene evvel. Moskovada'ki Manezh binicilik mektebinden ve ordudan katlanlarn arasnda gerekleen bu yarmalarn oundan ok iyi derecelerle kan Seyit, yine Nicholas'nn kendi elleri ile takt nianlar ile iftihar ederdi. Ama, bu saatin yeri bambakayd. Sivil kyafetle de zerinde tayabildii iin, ona nianlardan daha fazla ballk hissediyordu. Uzun, altn bir zincir ucundaki saat, yuvarlak altn mahfaza iindeydi. Kapann zerinde mine ve kk yakut talarla isminin ba harfleri ilenmiti. Saati tutan avucundaki scaklk, ona Petrograd'n yaantsn hatrlatt. Ama, burnunda tuz kokusu brakp hafiften esen rzgr, etrafn saran taze asma yapra kokusu, ayann altndaki topran bereketli yumuakl da, "Sen bize aitsin." diyordu sanki. Kuyunun buz gibi suyunda soumu votka iesinden, minik kadehini doldurup, bir

dikite iti. Sigarasndan derin bir nefes ekti. Dnmek, huzursuzluuna are getirmemi, tam aksine, kafas iyice karmt. Kk Shura imdi yannda olsa ne harika olurdu. Ona sadece sarlp uzanmak, derin derin uyumak istiyordu u an. Yannda varln bilmek bile yeterdi. Birden, k olduunu anlad gen kza kavumak iin dayanlmaz bir arzu hissetti. Her eyi brakp, onun olduu yere ulamak istiyordu. Yerinden kalkp, ardan altnda ileri geri yrd. "Votka beynime vurmu olmal, neler diyorum ben?" diye dnd. gn sonra, belki de dn olmayan bir yola gidiyordu. Ve o kalkm, Aluta'da m yoksa Petrograd'da m yaayacana karar vermee alyordu. At sesleri ile, derin dncelerinden syrld. Arkadalar gelmiti. Kahkahalarndan, konumalarndan akr keyif olduklar belliydi. ocuklar gibi neeli, masann bana geldiler. 216 JVURT SYT "Seni burada bulacamz tahmin etmiyorduk." dedi, Celil. Sonra, arkadann durgun, mahzun ifadesini fark ederek, eilip merakla sordu: "Bir ey mi oldu Seyit? yi grnmyorsun." Seyit, bo kadehlere votka doldurarak, onlara ikrama balad. "Bir eyim yok Celil, sadece biraz dnyordum."

"Sen de bizimle gelmeliydin Kurt Seyt," dedi Mia, "Mthi elendik. Tanrm! Neydi o kzlar, hepsi zene bezene yaratlm. Hakszlk bu. Gelip burada orman iinde saklanmalar yani." Vladimir, hl gzleri kapal, bir ark mrldanyordu. "Eminim, Seyt de iyi vakit geirmitir. Deil mi Seyt? Haydi anlatsana, neler yaptn? Mrebbiyen nasld?" kinin tesiri ile, hafif kontroln kaybetmi ba, arkaya, yana devriliyordu glerken. Seyit, arkadalarnn haline glmsedi. Az evvel ruhunu sarm olan hznden kurtard kendini. "Beni brakn, siz anlatn. Bu kadar elendiinize gre, benden fazla anlatacak eyiniz olmal." Mia, azna att elma diliminin ardndan votkasn yuvarlad. Bir yandan da Celil'i konumas iin tevik ediyordu: "Anlatsana Celil, anlatsana..." Sylemek istediini hatrlayamamt, durup tekrar devam etti: "...Neresiydi... kimin eviydi o gittiimiz?" Celil, Seyit'in yannda oturmak zere, bir iskemle ekti. "Ulyainler'in eviydi." "Ooo! imdi anlyorum niye bu kadar ge kaldnz. Hangileri oradayd kzlarn?" 217 Ncrmin Bezmen

" de gelmiti. Bir de a yardmcs gelmi. Bir iim su." yiden iyiye sarholam olan arkadalann gstererek gld. "Bu gen aslanlar da bu hale getiren o oldu zaten. Anlattklarna gre mthimi." Votka iesi dibine indiinde, Seyit ayaa kalkt. "Haydi ocuklar, gece yars oldu. Artk, eve dnsek iyi olur." Masann zerine uzanm, dudaklarnda bir ark, yar uykulu, yar sarho mrldanan Mia, kollarn uzatp masaya sarld. "Beni bir yere gtremezsiniz, burada yatyorum ben. Siz gidin." Dili arlam, zor konuuyordu. Ayaa kaldrp atna binmesi iin yardmc oldular. Seyit, sundurmann altnda bekleyen hizmetkra seslendi: "Hoa kal smail Efendi, sa ol, grrz." "Gle gle beyim, gle gle, hayrl yolculuklar olsun." Btn akam yaadklarn anlatarak, evin dn yolunda ilerlemeye baladlar. Yolun yansna gelmilerdi ki, Seyit, dar patikay terk ederek ormann iine doru girerken seslendi: "Haydi, bu taraftan gelin!" "Yine nereye gtryor bizi?" diye sordu Vladimir. "Gle gidiyoruz." dedi, Celil. "Gle mi?"

"Byle bir geceden sonra ancak kendimize geliriz." "Siz delisiniz," dedi dieri, "Hava serin, gece yans oldu, su buz gibi olmal." "Yama yok, bu, iin bir paras. Burada bizler gibi yaayacaksanz, bunu da yapacaksnz." Biraz sonra, ormann iinden akan nehrin, meyilli bir araziden 218 JVURT dzle dklp topland glete geldiler. "Kadn ve ikiden sonra en iyi il budur." dedi Seyit, arkadalarna seslenerek, sonra stndekileri karp, kendini gln buz gibi sularna att. Celil onu takip etti. Dierleri, isteksiz bir ekilde soyunup, ar admlarla, titreyerek, kyda olduklan yerde saymaya baladlar. Gzleri yava yava karanla almaya balamt. O srada, aalarn arasndan tepelerinde beliriveren mehtap, ortal inanlmaz bir gzellie bodu. Byl bir ormann, byl glnn kenannda duruyorlard sanki. Mia, dileri titremesine ramen, kendini yaad gecenin farkl gzelliine kaptrmt. Uzun bir nara atarak vcudunu sulann zerine brakverdi. ri gvdesinin durgun suda kard sesten rken, dallarda yuvalanm kular telal kanat rplanyla katlar. Dald yerden epeyi uzakta tekrar su yzne kan Mia, kyda hl beklemekte olan arkadana seslendi:

"Haydi Vladimir! Ne duruyorsun? Hakllar, nefis bir his bu! Yenilendiini hissedeceksin, gel artk." Su, ivi gibi souktu. Yaadklar ak saatleri, itikleri onca votka ve fazla zerinde durmaz grnmelerine ramen kafalarn bir kurt gibi kemiren harp fikri ile gerilmi, atelenmi vcutlan, yeniden kendini buluyordu. Btn sinirleri, buzdan inelerle uyanlp yeniden hayata dnyordu. Sudan ktklan vakit, ormann rutubeti ve serin esintisi ile plak vcutlan rperdi. Kendilerini din ve ayk hissediyorlard. "te, imdi eve dnecek hale geldik." dedi Seyit, gmleini giyerken. "Bunu hep mi yaparsnz kuzum Seyt?" diye sordu, Mia. "Evet, bu yolculuun sonu hep byle biter." "Siz yine gzel mevsimde buradasnz. Bunun k da var." 219 Nermin Bezmen "Yapma Celil, karda kta da gelip burada yzdnz sylemeyin." "Grrsnz, eer bir daha gelmek ksmet olursa, ka geliriz, sizi bir de buzda yzdrrz." "Eve ayk gitmemiz iyi oluyor." diye gld Seyit. Sonra Celil'e dnerek sordu: "Hatrlyor musun Celil, karda yatp kaldmz geceyi?" kisi de kahkahalarla glmeye baladlar. Celil anlatmaya koyuldu:

"Nasl unuturum. Bir gece, olduka sarho olmuuz. Kar, adam boyu. Gle kadar zor geldik. Bamz toparlamamz epeyi zaman alm olmal ki, eve vardmzda btn kaplar kilitlenmiti. Binba Eminof bizi cezalandrmay aklna koymu olmal. Ak ne cam, ne kap vard." "O zaman daha on yedi yandaydk." diye ilve etti Seyit. "Ee? siz ne yaptnz?" diye, merakla sordu Vladimir. "Ne yapacaz, bahedeki ardan sedirinde yatp kaldk." Seyit, gznden ya gelircesine glerken konutu: "zerimize lapa lapa kar yayor, dnebiliyor musunuz? Ama o sarho kafayla zaten kapal bir yere girmek isteyeceimi de sanmyorum." "Sabah ne yaptnz pekiyi?" "Sabah, Ceml khya uyandrd bizi. Hemen, arka kapdan eve girip odalarmza ktk. Kendimize eki dzen verip kahvaltya indik, sanki bir ey olmam gibi." "Baban anlamad m ge geldiinizi?" "Anlamaz olur mu? nce, "Gece yine ok gee kalmsnz." dedi. Sonra, gzmzn iine baka baka; "Sabah baktm, zerinizde kar azd." dedi. 220 "Hi bu kadar utandm hatrlamyorum." dedi Celil, "Ama imdi hatrlamak ok keyifli oluyor o gnleri." "Eminim, yllar sonra da bugnleri anp gleceiz." dedi Mia.

Birbirlerine bakp tekrarladlar: "Yllar sonra..." Seslerinde, szlemekten ziyade, soru ifadesi vard. Durduklar yerde, drd birden sarlp kenetlendiler. Ormana ken hznn ortasnda, yuvasna dnen bir ka kuun kanat rp duyuldu. Gln kysndaki crcr bceklerinin sesi artk yorgundu. Mehtap, kayn aalarnn arasndan szlp, tepenin ardna geti. Yalta ormanlarnda bir gece daha yaanmt. 221 NgRMlN DeZMSN Karpatlar 1916 Cephe, cehennemden farkszd. Aylardr, Macar ovalarna alan dzlklerdeydiler. Cephenin biraz gerisinde kurulmu olan kararghta kalanlarn dierlerinden tek fark, dmanla gs gse gelmiyor olmalaryd. Top sesleri ve Almanlar'n on alt pusluk mermilerinin patlamalar, adeta kararghn gbeine dmcesine yakn mesafede seyrediyordu. Her atlan topun ardndan, yerde zelzeleyi andrr sarsntlar oluyordu. Geceler, gkyzne kan alevlerle, gndzden farkszd. Toprakta alm derin ukurlarn iinden alevler, dumanlar ykseliyordu. leriye srmeye altklar top arabalar ve atlan ile beraber parampara olmu askerlerin cesetleri, kavrulmu al beklerinin dibinde, ukurlarn iinde yaylp kalmt. Kan, ter ve toprakla bulanm gvdelerin zerindeki giysiler ve evreye dalm her

ey ayn renkteydi. Gri, kara, kmr gibiydi. Bazlarndan hl alevler kyordu. Aralarnda ar yarallar da vard. Kimi komadayd, kimi ise srf ektikleri zdrab daha fazla yaamamak iin, kurtarlmak yerine lmlerine dua edenlerdi. Uzun, zorlu bir mcadelenin ardndan, Macar ve Avusturya askerleri ovann gerisine pskrtlmlerdi. Karargh, cephenin ardndaki ormann iindeydi. Biraz daha ierilerdeki kye de shhiye birlikleri yerletirilmiti. Askeri iki doktorun dnda, gnll yardmclardan oluan bir salk ekibi hizmet 222 grmekteydi. Ameliyatlar ve acil bakm iin hazrlanan ahap ev, ihtiyaca cevap vermediinden, sana soluna, ormandan kesilen aalarla, derme atma ilveler yaplp, hemen yan bana bir ka adr kurulmutu. Ormann bu kesi ile cephe arasndaki dar yol hareket halindeydi. Defalarla bakmdan geirilmi kamyonlar, yorgun, bezgin atlar, yarallar tayp duruyorlard. Bu youn trafik, gece gndz demeden devam ediyordu. ehirlerden, kasabalardan, yumuack yataklarn brakp, gnll olarak yardm ekiplerine katlanlar, oktan piman olmulard bile. Rusya'nn bir ucuna, lmn nefesini solumaya geldiklerini fark ettiklerinde, artk ok ge olmutu. Onun iin, kimse ikyet ve korkusunu dile getirmeden, lgnca alyordu. Her yerde

hummal bir kouma grlyordu. Gnll hastabakclar, askerleri var gleri ile yaatmaya urayorlard ama abalarn ou bir sonu vermiyordu. Gerekli ihtiya malzemeleri azalmt. Cephe gerisinden bir ka haftadr destek gelemiyordu. Kopan vcut paralarn yerine dikmek, kangrene evirecek bir yarann olduu blm kesmek, artk, doktorlar iin bile dayanlmaz bir ikence olmaya balamt. Hastalar bayltmaya yarayacak hi bir ey yoktu. Barp inlemeyi, erkekliine ve askerliine yediremeyip, arapnel paralarnn delik deik ettii, top ateinin yansn alp gtrd gvdelerinin acsna dayanmaya alan gencecik ocuklar, sinirlerini, kaslann, kemiklerini trpleyen ameliyat bann verdii zdrapla, avaz avaz alamaa, haykrmaya balyor, sonunda da baylp kalyorlard. Bazs bu baygnlktan hi kamyor, kan kaybndan, daha ameliyat bitmeden, hayata veda ediyordu. Bunlar yine de ansl saylrd. Harp meydannda kalan ller ise, toplanp gmlmeye frsat olamadan, yeniden balayan bir yaylm ateinin altnda yanp, paralar halinde savruluyorlard. zerleri bir gn toprakla rtlp, yeniden allar, otlar bittiinde, bu zavalllann her birinin birden fazla mezan olacakt. Kararghtan gelen yol zerinde sratle ilerleyen iki atl, hastahane kulbesinin nnde atlarndan atlayp, koarak ieriye 223

Nsrmin Bezmen girdiler. kisinin de niformalan, izmeleri toz, toprak iindeydi. Kapda yeni gelen bir yaralnn sedyesine eilmi olan hemire, onlara yol verdi. "Doktoru nerede bulabiliriz?" diye sordu, ilerinden birisi. Karlad yaralnn karnnda alm korkun delie bakarken gzleri dehetle bym olan hemire, konuabilmekten aciz, onlara parma ile yan taraftaki cadn iaret etti. Subaylar, derhal o yne kotular. Yarallarn, neredeyse st ste yatt adrn en dibinde, bir askerin kesilmi bacan kontrol eden doktor, kendisine doru koarak gelenleri grnce ban kaldrd. "stemen Eminof, doktor. Bir arkadamz aryoruz." "Kim, ne zaman gelmi olabilir?" "Temen Vladimir Savinkov, son arpmadan toplanan yarallar arasnda olmal. Svari birliinden." Doktor, elinde tuttuu kesik baca yataa geri brakt. Yznde, askerin durumunun mitsiz olduuna inanm bir ifade vard. Derin bir nefes ald. "O kadar ok ve o kadar sratle yaral geliyor ki, isim isim bilmem imknsz. Ancak, ba hemireye sorarsanz, size kaytlardan bulabilir. Tabi, bir de yannda tanyan olmayan ve komada gelenler oluyor. Ancak lmez de, kendine gelirse, ismini kendisinden renebiliyoruz. Ya da, sizin gibi arayanlar olup, bulunca, kimlii

ortaya kyor. sterseniz, hastalan bir dolap bakn. Kusura bakmayn, yardmc olamadm." "Ziyan yok doktor, vaktinizi aldk, teekkrler." adrdan kar kmaz, etrafna kararszlkla bakman Seyit, arkadana dnd. "Celil, sen adrlara bak, ben de binaya gz ataym, daha abuk olur." "Tamam Seyit." 224 MJRT CYT Seyit, ahap kolonlarn arasnda yan yana yerletirilmi yataklarn etrafnda, sratle dolamaya baladnda, grd manzara karsnda dehete dt. Harp meydannda daha ktlerine de ahit olmutu. Ama, sanki, orada bu tarz grntler olayn bir paras, tabii geliimi idi. Cephe gerisinde iin vaheti daha belirgin bir hal alyordu. Yatak yetimediinden, yarallarn bir ksm, zerinde tandklan sedyelerle beraber duvar dibine, sra sra braklmlard. Havaya, kan, cerahat ve dezenfektan karm, korkun bir koku sinmiti. Seyit, yarallann arasnda Vladimir'i grememiti. Bir ka askerin yzne dikkatle tekrar tekrar bakmas gerekti. Zira, yzleri paralanmt. Vladimir olsa bile, tannmas ok gt. Duvarn kuytusunda, sedyede, boynundan yukars tamamen sarglarla rtl askerin yannda diz kt. Sarglar, kandan

kpkrmzyd. Gen adamn sadece az ksm akta braklmt. Hnltlarla nefes almaya alt az boluu, kuyu gibi oyuk duruyordu. Dudaklan, dileri yoktu yerinde. Seyit, neredeyse bulanmak zere olan midesini eliyle bastrarak ayaa frlad. Yan taraftaki yatan ba ucunda duran hemireye bakt. Gen kadn, son arzusu olarak su imek isteyen askerin ban kollan arasna alm, ona yardmc olmaya alyordu. Asker yirmi yalarnda olmalyd. Hemirenin, barda dudaklarna emesiyle, azna ald ilk yudumu ancak yutabildi. kinci yudum su, tekrar kpklerle kanp geriye, bardan iine, enesine akt. Aniden, kaslan vcudu titredi ve gzleri ak olarak ba, hemirenin gsne dt. Cepheye gnll gelmi gen kadn, ban yasta koyduu gen askerin gzlerini kaparken kendi gz yalarn silmek iin uramad. Seyit, boaznda dmlerle, onun, l askeri arafla rtn seyretti. Hali, tavr, ince uzun, bakml elleri, zarif admlan, her haliyle iyi bir aileden geldiini belli ediyordu, gen hemirenin. ehirlerin iyi mahallelerinden, buralara gelmek iin ok idealist ve bir o kadar da altn yrekli olmak gerekti her halde. Gnlllerin ounu Prenses Tatiana'nn kurduu yardm derneine katlanlar tekil ediyordu. Byk bir ksm da ehirli ve hali vakti yerinde olan ailelerin kzlan, hanmlanyd. Seyit, 225

NCRMN BsZMSN hayatnda bir daha hi grmeyecei bu gen kza kar yreinde derin bir efkat hissetti. Hemire, len askerden bakalarnn ona ihtiyac olduklarn hatrlayarak, yataktan uzaklat. O an Seyit'le gz gze geldiler. "Bir yakn mydnz?" diye sordu. Seyit, ban iki yana sallad. "Hayr... hayr, ben onu hi tanmyorum. Ben bir bakasn aryorum da..." "Burada bulamadnz m?" "Grebildiim kadar ile, ona benzer kimse yok burada. smi, Vladimir Savinkov. Temen Savinkov." Sonra, kedeki sedyede yatan askeri gstererek sordu: "Acaba, u dip tarafta, sedyedeki asker, yz sanl olan... onun ismini biliyor musunuz?" Hemire, yznde acma ile, o yne bakp cevaplad: "Ah! O zavall m? Pek yaayacan sanmyorum. Adn bilmiyoruz. Ama, bildiim kadar ile, bir topuymu. Aradnz kii olabilir mi?" Seyit, arkadan bulamamaktan duyduu znty unutmu, iine su serpilmiti. Bu feci durumdaki yaralnn Vladimir olmamas daha hayrlyd. imdi, hi deilse, onu hafif bir yara ile kurtulmu bulma ihtimli vard. Rahatladn hissetti. Glmsemeye alt.

"Yok, hayr o olamaz. Burada bulamadm anlalan. Sa olun hemire. Tanr yardmcnz olsun." "Hl Tanr'ya inananlar olmas gzel." dedi hemire. Soru sorar gibi bakan Seyit'e izah etmesi gerektiini hissetti: "Yanl anlamayn, benim inancm sonsuzdur. Ama yarallar arasnda Tanr'ya isyan edenini o kadar ok grdm ki..." 226 KURT 8YT Vy HUR/l Seyit, hzla uzaklarken mrldand: "Belki O'na ok yaklatklar iindir." .Celil'i kapnn nnde buldu. Gen adam, arkadan beklerken, bir yandan da kouturup, geenlere Vladimir'i sorup duruyordu. Salk merkezinde bir netice alamamlard. Geri dnp, harp meydann aramaya karar verdiler. "Bu yaptmz doru mu Seyit? O koca alanda nasl bulacaz onu? Ya, yeniden top at balarsa? "Onun son kez olduu yeri hatrlyorum Celil. Mia'dan az tedeydi." Atlarn mahmuzlayp lgn gibi tekrar karargh yoluna girdiler. Ama orada durmadlar. Onlarn, adrlarn nnden, drtnala ovaya doru indiklerini gren Mia, elindeki peksimeti, ay niyetine itikleri ak renkli suya batrmakta olan Osman'a seslendi: "Osman! Kurt Seyt'le Celil harp alanna gidiyorlar. Deli mi bunlar kuzum? Akllarnda ne var yine?"

Osman da, Mikhail, Vladimir ve Celil gibi Seyit'in maiyetinde temen rtbesi ile grev yapyordu. Alupka'nn iyi bir ailesinin oluydu, Tatar'd. ay bardan, adrn yanndaki tan zerine brakarak frlad. "Haydi, biz de gidiyoruz." dedi. "Nereye gideceiz, deli misin sen?" "Ben gidiyorum, istersen gel." Osman, Seyit iin cann verebilirdi. Onun, byle telala, ovaya gitmesinde muhakkak bir sebep vardr, diye dnyordu. Atma atladnda, Mia'nn da arkasndan geldiini grnce memnun oldu. Sava meydannda lm sessizlii sryordu. Seyit'in, Vladimir'i vurulan atndan derken grd yere gelmilerdi. 227 NSRMN DCZMEN Cesetlerin arasnda dolamaya baladlar. Yz koyun topraa dm olanlar evirip, enkaz altndakileri ekip karp, arkadalarn bulmaya altlar. mitsizce rpnlar srasnda Seyit, olduklar yerden olduka uzakta, Macar tarafndaki ynlarn arasnda bir gvdenin srkleyerek ilerlediini fark etti. "abuk Celil! abuk! Orada biri var, yaral olmal." Sratle o yana at koturmaya baladlar. O srada aalarn arasndan yeni kp, ovaya doru bak atan Osman ve Mia, aknlkla, ileride, dman hatlarna doru at koturan arkadalarn grdler.

Birden, llerin arasnda srnerek ilerlemeye alan asker, yerinden frlayarak, gerisin geriye komaya balad. "Allah kahretsin!" dedi Seyit, "Bu bizlerden biri deil, Macar bu!" Celil, Seyit'in durup geri dneceini sand ama yanlmt. Seyit ayn hzla, kaan Macar askerinin zerine gidiyordu. Bir an duran Celil, geriye bakt. Dnmeleri lzmd. Dmann at sahas iindeydiler. lm arasalar ancak buraya gelebilirlerdi. Ama onu brakamazd. Arkasndan frlad. Admlarn aabildiince komaya alan Macar askeri, dmannn zerine geliyor olmasndan panie kaplmt. Arada bir, dnp, ne kadar yaklatklarn anlamak iin arkasna bakyor, her ban dndrnde de nnde yatan cansz bir gvdeye veya top paralarna taklp dyordu. Saatlerdir, geriye siperine dnebilmek iin cesetler arasnda akam karanln beklerken, bana byle bir ey geleceini hi dnmemiti. Can havliyle kamay deniyordu. Arkasndan gelenlerin daha fazla ilerlemeye cesaret edemeyeceklerinden emindi, kurtulmas yakn, diye dnyordu. Ama yanlmt. Az sonra, atlarn soluunu ensesinde duydu. Anlayamad bir abuklukla, iki taraftan kollarnn altndan kavranp, havalandn hissetti. ki atn arasnda, ayaklan yerden kesilmi olarak, sratle yn 228 Kurt

deitirdiklerini grd. imdi, Rus tarafna doru yol alyorlard. Gzleri yuvalarndan uramt. Atllardan birisi kolunu braksa, dp paralanmas iten deildi. Ya Rus kararghna vardktan sonra neler olacakt acaba? Kendisine neler yaplacakt? Seyit ve Celil, Macar' Mia ile Osman'a teslim ettiklerinde, adam oktan baylmt. "Siz bunu karargha gtrn, biz bir kez daha dolanp geliyoruz." dedi Seyit. "Kendinize dikkat edin!" diye bard, Osman arkalarndan. Bu defa abalar boa kmad. Vladimir'i buldular. Bacaklar krlm olmalyd, ters dnmt. Sol yana ve omuzu paralanmt. Seyit, arkadan omuzlarndan kaldrp ban dizleri zerine yerletirdi. "Vladimir! Vladimir! Cevap ver! Yayorsun! Yaamalsn!" Durumu perian olmasna ramen, gen adam henz yayordu. "Celil, onu hemen gtrelim, nallah zamannda bulmuuzdur." Vladimir'i, Seyit'in atna, ne yerletirdiler. Seyit, yaral arkadan aynen kk bir ocuu tutar gibi, sol koluna yatrd ve kararghn yolunu tuttular. Hava kararmaya balamt. Mia ve Osman, onlar yolun banda bekliyorlard. Koarak geldiler. Gen adam, itina ile, attan indirip sedyeye yatrdlar. Birbirini tutmayan kemikleri, adeta uvala dklyormu gibi sedyeye yld. Ba yana kayd. Mia, arkadann sol muzundan

aaya sarkan kanl kolunu, vcudunun yanna yerletirmeye alyordu. "Hastahanenin arabas burada m?" diye bard Seyit, ileride bekleyen askerlere. Vladimir'in yznde alan korkun yaraya bakmakta olan ^isa'nn dudaklarndan, neredeyse fslt halinde, kelimeler 229 NSRMN DSZMCN dkld: "Gerek kalmad... oktan lm..." Hepsi sedyenin zerine tler. Nabzna bakp, eilip, bir nefes duymak zere abaladlar. Ama, onlarn tela neticeyi deitirmiyordu. Temen Vladimir Savinkov artk yaamyordu. Mia istavroz karrken, Seyit sedyenin yanna diz zeri kt. Yznde zdrap vard. "Sevgili Vladimir, sevgili dostum benim. Affet beni, ok ge kaldm." Eilip, onun kan ana olmu alnn, gzlerini pt. Gz pnarlarna gelen yalar zapt etmek iin dudaklarn srd. Ac ac glmseyerek mrldand: "K gelmek zere Vladimir, dostum. Eer sa kalr da Yalta'ya dnersem, buzlu glde senin iin de yzeceim, sz veriyorum." Kararghn az tesindeki aalkta gmdler Vladimir'i. Ona mezar grevi yapacak toprak kmbetinin zerine tahtadan bir ha oturttular. Mia istavroz karp, kutsal ruh ve Meryem Ana'dan arkadann gnahlarnn balanmasn dilerken Seyit,

Celil ve Osman avularn aarak Besmele ile baladklan dualarn tamamladlar. Temen Vladimir Savinkov'un, belki de ok ehite ksmet olmayacak ekilde, hem Ortodoks, hem Mslman dualar ile Karpatlar'da Tanr'nn merhametine ve balayclna brakld gece, kuzeyden esmeye balayan rzgrlar, ortal uzun zamandr sarm olan kan ve barut kokusunu gneye srklyordu. K iddetli geecee benziyordu. Uzun sren ve yaz andran sonbahar gnlerinin ardndan, hava birdenbire sertlemiti. Gnler ksa ve karanlkt. Rzgr btn iddeti ile bulutlar srklerken, yakn bir yerlerde ilk karn dtn anlatan bir koku geliyordu insann burnuna. Gndz sadece ten souk, 230 geceleri ayaza eviriyordu. Yiyecek, stacak malzeme azalmt. Cepheye dzenli yardm gelemiyordu. Moskova ve petrograd'da balayan ayaklanmalar, gruplamalar artk lke sathna yaylmaya balamt. Cephede bulunanlarn geride braktklar aileleri, dostlar ile, olduka uzun bir zamandr, haberlemeleri kesilmiti. Bir yandan ihtillin, dier yandan harbin gidiatndan, sadece, birlikler arasnda fslt ile yaylan sylentiler sayesinde haberdar oluyorlard. Konuulanlarn ne kadar doru, ne kadar yanl olduunu kestirmek zordu. htillcilerin, Almanya ile

sulha hazrland lflar dolap duruyordu. Uzun zamandr, Karpatlar'da Macar askeriyle arpanlar, bir ka dakika sonra sa kalp kalmayacan bilememek endiesi ile yaayanlar iin, cephe gerisindeki siyasi gerekler, yaamlarnn ok uzanda grnen hayller gibiydi. Oysa, ihtillciler memlekete hakim olduklar takdirde, cepheden evine dneceklerin, ailelerini nerede, nasl artlar altnda bulacaklar mehuld. Top atlarnn, mermi vzltlarnn, ksa bir zaman iin de olsa, durduu anlarda bunlar akla geliyordu. Akam karanl basmt. Saatlerdir yaan kar, ormana doru uzanan ovann zerinde, btn gn boyunca paralanp yanm top arabalarn, atlar ve toplanamayan cesetleri oktan rtmt. Sanki, cehennemin yaand, lmn atllardan, mermilerden daha hzl gezdii ayn yer deildi, geni ova. Beyaz kar bekleri arasnda yaylm adrlarn nlerinde yaklm atelerin trts neredeyse duyulan tek sesti. Abalarna, battaniyelerine sarlm askerler, yaktklar aa dallarnn karanlkta oyunlar yapan alevlerine bakarken sanki uyumulard. Konumak isteyenler, kendi seslerinden rkercesine, fsldayorlard. Seyit ve arkadalar iin, yine uykusuz gecelerden biri olacaa benziyordu. Ertesi sabah ovann kar tarafndaki araziye ineceklerdi. Son bir ka gndr, Macar

saflarndan toplanp getirilen esirlerin saysndaki art, neredeyse tkenmek zere 231 NCRMN BSZMEN olan Rus birliklerine cesaret vermiti. O cesaretle, bir akn daha plnlanmt. Seyit, askerlerinin karlarda bzlp uzanm yorgun, bedbin gvdelerine bakarken, Macar hatlarnn neresine kadar telef olmadan gidebileceklerini dnyordu. Elindeki dal paras ile, karlara ard ardna ha resimleri izen Mia, Celil'in uzatt ay kasesinin scakl eline deince, baklarn yerden kaldrd. "Sa ol Celil." Celil, herkese datt ayn iine bir ka yudum da votka ilve etti. ay suyu ne kadar kaynak olursa olsun, tek bana ilerini stmaya yetmiyordu. Mia, kocaman bir yudumla azn iyice doldurdu. Gzlerini kapayp votkal ay boazndan gnderirken alkoln kannda yaratt lkl iliklerine kadar hissediyor gibiydi. Boaz yanm olmalyd; gzlerini ap, ban titreterek iki yana sallad. Metal kapla, ayaklarnn arasndaki kar ynnn zerinde dndrerek bir oyuk at ve yerletirirken konutu: "Hatrlyor musun Kurt Seyt?" Seyit, ovann kar yakasn bir utan bir uca izlemekte olan gzlerini arkadana evirdi. "Neyi hatrlyor muyum?"

"Hani k gelip kar yanca, Yalta ormanlarnda glde yzecektik, buzlar arasnda." Seyit ac ac glmsedi. "Eh, Yalta'da deiliz ama yine de aa yukar ayn eyi yapyoruz ite. Buzlarn iinde yzmekten fark yok burada yaamn." "Seninkilerden hi haber alamadn deil mi?" "Hayr Mia, aa yukar drt ay oldu. Belki de gemitir." "syan oralara kadar inmi midir dersin?" 232 Kurt &syT (0 &HUR/t "Bilemiyorum, hi bilemiyorum. Petrograd ve Moskova'daki karklklar hi bir zaman bizim taraflara ilememiti ama, imdi neler oluyor bilemem." "Bu adamlar kazanrsa, bizi yaatmazlar, biliyorsun, deil o" m.' Seyit, kara yine ha izmeye devam eden arkadann endielerini yattrmaya alt: "Bu kadar karamsar olma sevgili Mia. Eminim, her iki taraftan da akl izan olan insanlar kp, ortada bir yerde buluma yolu bulacaklardr. Belki de, u an, bir eyler yaplmaktadr. Kim bilir?" Seyit, arkadann korkularnn derinliini ok iyi hissetmekteydi. Zira, Mia, sadece ok zengin bir aileden olmakla kalmyordu.

Annesinin, arie ile byk bir yaknl vard. Kzllar iin, yok edilmesi gerekenler listesinin banda yer alacaklar muhakkakt. Bu arada, Krm'daki kendi ailesi iin yrei endie ile doluydu. Kzllarn, zellikle, iftlik, balk yerlere basknlar yapp, halk acmaszca katlettiklerini duymulard. Mirzalk unvan ve grevlerinin ar ile yaknlnn, Eminoflar' da ayn lm listesine sokaca kesindi. Skntyla, derin bir i ekti. Ailelerini dnmeye balaynca, ertesi gn ile ilgili endielerini unutmulard. Osman ile Celil, arkadalarn dinlerlerken, sessiz sessiz silahlarn temizliyorlard. Derken, kampn olduka uzak bir kesinden, balalayka sesi duyuldu. Gecenin ar durgunluuna yava yava inmekte olan karlarn arasndan, mzik hznle drt yana dald. Bir baka keden, gr bir ses bu mzie katld. Yava yava, herkes ayn arky mrldanmaya balamt. Usuz bucaksz Rus steplerinin, buzlu sulann akt nehirlerin, karlarda kayp giden troykalarn, sevgililerin anlatld ark, hzn ve doyulamayan gzelliklerin ak ile doluydu. arkdaki gzellikler, bir an iin, etraf sard. Hzn !se, zaten uzun zamandr oradayd. 233 NSRMN BSZMSN Ertesi sabah, afakla beraber, Seyit'in birlii kararghtan yola kmaya hazrd. Dnemedikleri takdirde, ailelerine iletilmek

zere yazdklar mektuplar, geride kalan arkadalarna brakmlard. En son taarruzda, ovann iyice gerilerine pskrtlm olan Macarlar'm henz toparlanmaya frsat olmadndan emin, kar tarafa en kestirme aklk yerden gemekte mahzur grmediler. Her ey o kadar sakindi ki, bunun geici bir aldatmacadan ibaret olduunu bildikleri halde, neredeyse harbin bittii hissine kaplmak zereydiler. Ancak, ovann ak dzl bitip aalk blgeye girdiklerinde, tehlikenin ok uzaklarnda olmadn fark ettiler. Dmann, ok deil, bir ka saat nce terk etmi olduu kamp yerinden geerken hepsini ayn his sarmt. Kahramanlk mitleri ne kadar kuvvetliyse, lm de ayn derecede yaknlarndayd. Birden, nde yol alan gzclerin geriye geldikleri grld. Seyit, birliini bir iaretle durdurdu. Gzcler, atlarn karlarn msaade ettiince sratli sryorlard. Nefes nefese gelip Seyit'in nnde durdular. Selam verdikten sonra ilerinden biri heyecanla konutu: "Dman grdk efendim." "Ne mesafedeler?" "Yarm saat kadar efendim." Seyit, er, ge karlaacaklarn bildii halde, bu kadar yaknda kalm olacaklarn beklemiyprdu. Dnceli bir tavrla sordu: "Kalabalklar m?" "Grdmz kadar ile hayr, efendim. ou yaral olmal."

Seyit, dmann gryormu gibi, gzlerim aalarn derinliinde dolatrd. Sonra yan banda at binen Celil'e hitapla konutu: "Yardm bekliyor olmallar. Yoksa daha gerilere ekilirlerdi." 234 Kurt &wt (0 Sh m a Ksa bir anlk dnmeden sonra devam etti: "Yardmlar ulamadan sararsak iimiz daha kolay olur. Acele davranmamz lzm. Celil, sen ve Mia, adamlarnzla ayn bu istikamette devam edin. Osman da sol kanad alsn." Ba ile, sa tarafta, aalarla kapl ykselen tepeyi gsterdi. "Ben de o ynden ilerleyeceim. Ovaya alan yol, tepenin arkasnda kalyor. Yeni bir hazrlk varsa, grm oluruz." Mia, Osman ve Celil, adamlarn toparlayp gidecekleri ynde hazr beklemeye baladlar. Seyit, yarm saat sonra geriye dnememi dahi olsa, onlarn saldrya gemelerini syledi. Atnn ban evirirken sa eli ile okad. "Haydi olum orap, belki de bu son yolculuumuz." Hayvan, alnnda kocaman beyaz leke ile ssl simsiyah gzel ban sallarken, sanki denileni anlam gibiydi. Btn gece hi durmayan kar, lapa lapa yamaya devam ediyordu. Bu gidile tipiye evirecek gibiydi. Souk iliklere kadar iliyordu. Tepedeki dzle vardklar

zaman, artk, aay gremez olmulard. Her yer beyazd, bembeyaz. Aalar, gkyz, yer, atlar, askerler, her ey beyaz bir rtnn altndayd. Yksek nar aalar ile evrelenmi olan dzlk, az ileride, derin bir yarla ovaya giden yolun zerine alyordu. Srf yola bakmak iin, btn askeri dzln sonuna kadar gtrmenin manaszlk olacan dnen Seyit, onlar durdurup, atn yara doru srd. Tipi, gr mesafesini iyice daraltmt. Asrlk am aacnn altna geldiinde, dzln bir ka metre ileride bitip yerini uurum gibi derinlie braktn fark etti. Atnn dizginlerini ekerek durdu. Derin bir nefes ald. Ufak bir dikkatsizlikle aaya umas iten deildi. Atndan indi ve hayvan amlardan birinin yal, kocaman gvdesine balad. Bir ka temkinli admla, biraz daha ilerledi. Ellerini, gzlerine siper yaparak uurumun dibinden geen dar yolun zerinde bir hareket olup olmadn anlamaya alt. Sratle uuan kar tanelerinden baka bir ey grmesi imknszd. 235 Ncrmin Bezmen Sertleen rzgrla yznde kam etkisi yapan kardan mmkn olduunca korunmak iin, atksn gzlerinin altna kadar sarp karlarn zerine yz koyun uzand. Belki de bir ses duyabilirdi. natla bekledi. Bir mddet sonra, kulaklar, savrulan karlarn ve rzgrn sesine almt. Birden irkildi. Yepyeni bir ses duymutu. ok

iyi tand bir sesti bu. Grememesine ramen, aadan top arabalarnn gcrtsn ve postallarn geiini duyabiliyordu. Yorgun ilerleyen arabalar ve yorgun ayaklarn srd izmeler, karda inleyen gcrtlar yaratyordu. Yerinden frlayarak zerindeki karlar silkeledi. orap, bal olduu aacn altnda, bacaklarn kaplayan beyaz lekelerin zerine kadar kara batmt. Tipiden olduka huysuzlanma benziyordu. Seyit, onu sakinletirmek iin ban okadktan sonra zd. Bir an evvel arkadalarnn yanna varmas gerekti. Atn var gc ile mahmuzlad. Ayn anda, ovadan tepelere doru yaylan top sesleri etraf sard. orap, rkerek, aha kalkt ve olduu yerde dnerek uuruma doru gitmeye balad. Seyit, kendi bytp yetitirdii atn tanyamyordu. Hayvan sanki ldrmt. Kar bekleri sratini etkilemesine ramen, olaan st bir gle, lmn kanlmaz olduu yere doru gidiyordu. Seyit'in dizginlere aslmas, hayvan yattracak szleri fayda etmiyordu. Gen adam, bir an iin, kendisini atn zerinden yere atmay dndyse de hemen vaz geti. orap' lme terk edemezdi. Onu durdurmann bir yolunu bulmalyd. Kafasnda imek gibi akan son areyi denemeye karar verdi. Uuruma snr olan son aacn yanna geldikleri an, avucuna sarm olduu dizginlerle beraber, kaln bir dala yaprken izmelerin mahmuzlan ile de hayvann karnn olanca

gc ile sard. orap, boynunda ve karnnda hissettii ac ile kinerken duralamak zorunda kald. Aaya umalarna sadece bir ka metre kalmt. Seyit, avularnda, omuz balarnda hissettii ac ile, tam toparlanmak zereydi ki, orap kendisinden beklendii gibi uysallamad. Ani, sert bir silkinile, efendisini zerinden att. Seyit yere derken atn naln fark edip kollarn yzne siper yapmak istedi. Hayvann nal sratle arptnda, kolunun altnda bir sz ve lklk hissetti. O ac ile, yere dn 236 Kurt &syt (9 &h\\ra ayarlayamad. Vcudunun btn arl, sol bacann zerine yldnda, bileinden kalasna kadar yaylan zdrap ilkinden beterdi. Yz koyun, karlara gmld. Acyla, sa dirsei zerinde dorulup baktnda, orap'in geride kalan son kar tmseklerini de ap ilerleyiini grd. aresizlik iinde ardndan haykrd: "orap! oraaap Gel olum! Gel orap!" Beyaz benekli, kmr karas renkli orap, karlarn bittii yerde yok olurken, aresizlik iindeki kinemesi duyuldu. Seyit, vcudundaki yaralarn acsn unutturacak bir ac hissetti yreinde. Sa elini yumruk yapp karlara vururken gznde yalarla haykrmaya devam ediyordu. Derken takati kesildi. Gzleri kapand. nnde renkler uumaya balad. Sanki, gz

kapaklarnn iinde de karlar yayordu. Atnn adn mrldanrken kendini kaybetti. Uyanmasna sebep, vcudunda duyduu korkun arlar myd yoksa havaya yaylm keskin il kokusu muydu, bilemedi. Ama, muhakkak olan bir ey varsa, o da henz lmediiydi. Gz kapaklarn amak iin epeyi zorland. Sanki, koca bir arl da beraber kaldryordu. ok net olmamakla beraber, evrede mrltlarla kouturan beyaz elbiseli grntleri alglayabiliyordu. Yoksa, grdkleri yine beyaz kar taneleri miydi? En son nerede ve ne durumda olduunu hatrlamaya alt. evresini daha iyi semeye baladnda, inanamayarak, ban iki yana oynatt. Sanki, inanmak istemedii kt bir d kovalyordu. Sevgili atnn uurumdan uuunu hatrlad ve karlarn zerinde aresiz ylsn. Peki o top sesleri neydi? Dostlarna, askerlerine ne olmutu? Onu kim bulup buraya getirmiti? Ne zamandr buradayd? Kafasnda birbiri ard sra gelen sorular onu canlandrmt. Yerinde dorulmaya alt. Izdrab ve sarglan buna engel oldu. Sol kolu, omuz bandan el parmaklanna kadar, kaln sarglarla sarlmt. Battaniyenin altnda gremedii sol bacanda ise, mthi bir ac ve arlk vard. Yer yer de uyuuktu. Bacana 237 Nsrmin Bezmen ne yapm olabileceklerini kestiremedi. Kesilmi olma ihtimlini dnnce, btn

vcudunu ate bastn hissetti. Bacaksz adamdan, deil svari, hi bir ey olmazd. Telala etrafna baknd. Soru sorabilecei birini arad gzleri. Birden, burasnn kendisine hi de yabanc gelmediim fark etti. Uzun bir zaman nce, sevgili Vladimir'i aramak iin geldikleri kararghtaki hastahane kouunda imdi kendisi yatmaktayd. Yoksa, o kadar uzun bir zaman nce deil miydi? Zaman kavramn tamamen kaybetmi gibiydi. Banda hissettii arlkla gzlerini yine kapad. Seyit, tekrar kendine geldiinde, btn sorularnn cevabn rendi. Son iki haftadr yar baygn, yan uursuz burada yatmaktayd. Askerleri getirmilerdi onu hastahaneye. Atnn nal vuruu ile, sol kolunun altndan et kopmu ve omuzu kmt. Sol bacandaki krklar da ivi taklarak ameliyat edilmiti. Doktor, kolunda bir arza kalmayacan syledi. Ama, ayaa kalkmas epeyi bir zaman alacakt. Ne kadar salam olaca ise, artk bnyesine kalm bir iti. Seyit, birliinin ne olduunu, bacann ne olacandan daha ok merak ediyordu. Doktor, adeta bir gazete muhabiri imiesine, her eyden haberdar grnyordu. Ayrca, bildiklerini anlatmaya da son derece hevesliydi. Gen, aydnlk yzl, neeli bir adamd. Seyit'in yeni pansuman yaplm olan kolundaki yaray incelerken konutu. Seyit onu hayretle izliyordu. Karlar arasnda am bir iee de baksa ancak bu kadar

keyifli olabilirdi yz ifadesi. Bir yandan da hastasn aydnlatmaya devam ediyordu: "ok anslsnz stemen, ok ansl." "abuk mu iyileiyorum?" "Hem o, hem de karargha ucundan yetitiniz." Kendisine hi soru sorulmasn beklemeden devam etti: "Sava meydanndaki son Rus askeri sizlerdiniz. Sizin svariler dndkten sonra geri ekilme balad. Eer, sizi bulup 238 Kurt dt getirmeselerdi, sa bile kalsanz, dman elinde kalm olacaktnz. Burada imdi sizin gibi bir ka yaral, bir de shhiye personeli kald. Yarallarmz yola kacak hale gelir gelmez, bizler de ayrlacaz buradan." "Ban imzaland m?" "Hayr, henz deil. Sadece geri ekiliyoruz. Bana sorarsanz oktan Galiya'dan ekilmeliydik." Ellerini iki yana aarak, "Her neyse" gibilerinden bir iaretle, glmseyerek devam etti: "Ho, bana soran yok. Benim iim kesip bimek. yle saldrdan, ekilmeden falan anlamam. O sizlerin iiniz stemen. Yine de, dedim ya, ok anslsnz." Sonra, birden, elini alnna vurdu. "Hay Allah!, Nasl da unuttum, size verilmek zere bir mektup braktlar. Olduka meraklanmt arkadalannz."

Az ilerde, pansuman aletlerinin durduu cameknl dolabn yannda, doktorun zel bir ka para eyasnn bulunduu masa vard. ekmeceden ald zarfla, yataa doru yrrken hl konumaya devam ediyordu: "Hi meraklanmanza gerek yok stemen. Mektubu brakanlar gayet shhatli idiler. Tabi, biraz yorgunlard. Ama kim deil ki? Ovann gerisindeki Macarlar' toparlayp getirmiler. Ha sahi, u an kampta bulunanlar arasnda bir de yaral esirler var. Macarlar, Almanlar, Trkler..." Seyit, bir yandan doktorunu dinlerken, bir yandan da elindeki zarf merakla amaya alyordu ki, duyduu son kelime ile ta kesmi gibi dondu kald. Gen doktor, hastasnn yzndeki ifadeyi grnce hemen sustu, telala onun zerine doru eildi. "yi misiniz? Annz m balad?" Seyit, konumaktan aciz, ban iki yana sallad. 239 NCRMN DCZMCN "Yorulmu olmalsnz. Bu durumda bu kadar heyecan iyi gelmez. imdi biraz istirahat edin." "Esirler nerede doktor?" "Dier hastahane barakasndalar. ok ar yaral yok ilerinde. Allahtan. Yoksa kacaklar yolculua dayanamazlard." "Nereye gnderilecekler?" "Sanrm, Sibirya'da bir kampa gidecekler. Ekip gelene kadar, hepsi yryecek hale gelse bari zavalllarn..."

Doktor, baka hastalar da olduunu birden hatrlam gibi, konumasn bitirmeden, Seyit'in yanndan uzaklamt bile. Celil'in mektubunu, arkadan yannda hissederek okurken gzleri yaland. Bir ka gn sonra Seyit, kendisine verilen bastonlara dayanarak yrmeye balad. Aslnda pek yrmek saylmazd yapt. Sa baca zerinde durup, solunu srklyordu. Sol kolunun da henz dikili olmas, ikinci bastona dayanrken epeyi zdrap veriyordu ama yan barakadaki esirleri grmek dncesi kafasnda yer ettiinden beri, ayaa kalkabilmek iin btn azmini kullanmt. Barakadan dar ktnda, gnele yava yava erimeye balayan karlarn lts gzn ald. adrlar, askerler, toplar, atlarla dolu brakt karargh blgesini, inanamayan gzlerle seyretti. Krk dkk, terk edilmi bir ka top arabas, tehizat sandklan ve bir ka adrdan baka bir ey kalmamt. Esirlerin bulunduu barakaya geldiinde, nnde duran nbeti asker onu selamlayarak karlad. Seyit, ondan kapy amasn isteyip, ieri girdi. Alan kapnn eiinde, bastonlara dayanarak yrmeye alan gen subay gren esir askerler, dikkat ve endie dolu baklarn ondan yana evirdiler. Seyit, olduu yerden, tek tek, onlann yzne bakt. Yataklarnda, yaralannn zdrab ile yatan 240 MJRT 8YT Vi^

bu yzlerin sahiplerinin daha bir ka hafta nce karsndaki korkun dman olduuna inanmak ok zordu. Nbetiye dnerek, yava sesle sordu: "Trk esirler hangileri?" "ki kiiler efendim, u soldaki yataktaki ve onun yanndaki." Seyit, ne yapacana karar verememi gibi, nce derin bir nefes ald, sonra yutkundu ve kendisine gsterilen yataklardaki yarallara doru ilerledi. Biri, adeta ocuk denilecek yatayd. On , on drt olmalyd. Afallam, akn bir hali vard. Belki de bandaki yaray saran kocaman sarg, yzne o ifadeyi veriyordu. Birbirine kenetledii parmaklarn ovuturup dururken ellerinin mihaniki hareketinde baklar kaybolmu gibiydi. Dieri ise, otuz yalannda olmalyd. Esaretin verdii eziklik, yzndeki sert gurur ifadesini yok edememiti. Bakml, gr salar ve by siyaht. Her eyi son derece dikkatle izler gibi, iri, ak bakan gzleri ile kemerli burnu, yznn en dikkat eken taraflaryd. Olduka zayft. Elmack kemiklerindeki kntlar belki de esarette bu kadar belirginlemiti. Onun enesindeki derin ukuru fark eden Seyit, ister istemez kendi enesini svazlad. Karsndaki yzde, kendi inat, kararl yzn bulmu gibiydi. Dalgn, suskun, kendisini izlemekte olan Seyit'e bakan bu Trk'e kar iinde bilemedii bir sevgi ve efkat kabarmt. Yava yava yataa yaklat. Henz konumaya

cesaret edemiyordu. Srtn arkasndaki yasta dayam oturan esir, huzursuz bir kprdanma ile ar bir ses tonu ile sordu: "Beni gnderiyor musunuz artk?" Mkemmel bir Rusa ile konuuyordu. Seyit, zaten epeyidir, Trke konuup konumamak hususunda karar veremiyordu. Karsndaki gen adamdan duyduu Rusa iine su serpmiti. Yutkunarak cevap verdi: "Hayr, hayr, ben bilmiyorum, sizlerin ne zaman nereye gideceinizi." 24 i Nsrmin Bezmen inden bir his, bir an evvel buradan kp gitmesini sylerken, bir ses de bu hi tanmad, ama yllardr tanyor gibi hissettii adamla konumasn sylyordu. Dierleri tarafndan merakla izlendiklerinin farknda, Seyit temkinli konumaya dikkat ederek devam etti: "Ben, sadece, sizi birine benzettiim iin geldim. Kim olduunuzu renebilir miyim?" Ne zaman ve nasl bir ceza ile cezalandrlacaklarn bilmeyen zavall esirler, Trk arkadalarnn, Rus subay ile konumasn nefeslerini tutmu izliyorlard. Ancak lisan bilmediklerinden, ilerinde uyanan korku dolu merak yzlerinden okumak mmknd. Ald cevaptan rahatlam olarak tekrar srtna yaslanan esir subay cevap verirken, karsndakinin meraknn srrn zmeye de urar gibiydi. "Yzba Ali Nihat..."

Daha konumaya devam edecekmi gibi biraz bekledi, sonra alayl bir ses tonu ile ilve etti: "Esir Trk yzbas Ali Nihat..." Alayl sesinde, duyduu ac belirgindi. Yarasnn verdii bir ac deildi bu. Dmannn elinde olmaktan duyduu zdrapt. "Trkiye'nin neresindensiniz yzba?" Gzlerindeki inat, marur ifade, yerini zlem dolu baklara brakan Ali Nihat bunu cevaplarken, sesi neredeyse duyulmayacak kadar zayft. "stanbul... stanbul..." "Evli misiniz?" "Evet," Ali Nihat, kendisine merakla sorular soran gen stemenin, gsterdii yaknlkta, fark ettirmek istemese de bir samimiyet ve ilgi olduunu anlamakta gecikmedi. Onunla daha uzun 242 Kurt Ssyt (9 &hur/ konumakta bir saknca grmedi: "Evet, evliyim. Drt yanda da bir kzm var." Ksa bir duraklamadan sonra, yastnn altndan kard fotoraflar Seyit'e uzatt. "te, karmla kzm. imdi beni bekliyor olmallar. Yine anslym, onlarn resimlerini yanmda tutabildim. Sava alannda esir denler ondan da mahrum." Seyit, ireti bir ekilde yatan kenarna ilimi, avucundaki resimlere bakyordu. Sordu:

"Siz nerede esir dtnz?" "Ben doktorum. Cephenin hemen ardndaki shhiye blndeydim. Ama mhim olan, imdi nerede olduum, deil mi?" Yzba Ali Nihat'n baklar, ille de bir cevap bekler gibiydi. Seyit, salam bacann zerinde ayaa kalkarken, sa kolu ile de sakat tarafnn arln tamasna yardmc oldu. Bastonlarna sarldktan sonra, gzlerini karmaya dikkat gstererek mrldand: "Sanrm..." Daha fazla konuacak bir ey dnememiti. Krm Trk' olduunu sylemek zorunda kalacak olmas fikri bile, onu rktmt. Yzbaya son bir bak atarak glmsemeye alt: "Kendinize iyi bakn, umarm en ksa zamanda memleketinize ve ailenize kavuursunuz." Kapya doru yrrken esir doktorun sesi duyuldu: "Sizin isminizi renebilir miyim stemen?" Seyit bir an durdu, fakat sonra dnp konumaya cesareti olmadn hissetti. Geldii gibi, ar ar ayan sryerek, barakadan kt. 243 Nsrmin Bezmen Belki de, geirdii kazada bir hayr vard. Soydalarn esir alm olmak utancndan Tanr onu korumutu. Bir hafta sonra, kamp yeri tamamen boaltlyordu. Kesin talimat gelmiti. Ellerinde kalan krk dkk eyalar,

arabalara, atlara ykleniyordu. Seyit, boalm barakalarn nnde binecei arabay beklemekteydi. Gneli ve kuru bir gnd. te her ey bitivermiti. Kar, buz dolu gnler, kan, barut kokusu, lm, zdrap, hepsi, sanki geride braklan gece ile beraber rya olup kalmt. Kt bir rya. Ama, imdi nelerin kendilerini beklediini bilmemek, yaadklarn dnmekten daha korkun geliyordu. Siyah, kk antasn toparlam, barakadan kan doktor her zamanki neeli tavryla, Seyit'i selamlad: "Hayrl gnler dilerim stemen Eminof. Yolculuk iin harika bir gn deil mi? Daha iyisi can sal dorusu." Az ilerde, ana karargh binasnn nnde toplanm olan esirleri gsterirken, sesini alaltarak konumaya devam etti: "zellikle u zavalllar iin memnunum. Zira, o korkun soua yolculuklar balamak zere." Esir Trk, Alman ve Macar askerleri, kendilerine bakan Rus hemireyi aralarna alm, fotoraf ektiriyorlard. Siyah boyasz kunduralar, siyah kaln kumatan elbisesinin zerinde beyaz, kolsuz nl ve kepi ile glmseyerek fotorafya bakan hemire, yirmi dokuz kiilik esir grubunun sanki dman topraklarndaki tek dostuydu. Beyaz tenli, tombul yanakl gen bir kadnd. Yzndeki kaln kemik yapsnn verdii shhatli grnme ramen, aslnda onun da esirler kadar zayf ve bakmsz olduu

aikrd. Kararghn nndeki merdivenlere dizilen esirler, en nde tek iskemleye hemirelerini oturtmulard. Kk Trk, hemirenin hemen sol omuzuna yapp durmutu. zerinde, kendi vcuduna gre yapld belli, asker ceketi vard. Seyit, bu kck ocuun harp meydanna nasl dtn merakla, onun, aynen yetikin bir asker gibi, dimdik, bacaklar bitiik, 244 Kurt Scyt 9 Shur/j kollar1 vcudunun iki yanma yapk poz veriini izledi. i burkularak glmsedi. Hepsi niformalarn, izmelerini giymilerdi. Aralarnda iki de sivil vard. Yayan gidecekleri kilometreler, gnler, haftalar srecek yolda, ne potinlerin, ne de izmelerin dayanmayacan Seyit ok iyi biliyordu. Sibirya'nn usuz bucaksz karl steplerini, kemikleri keser gibi souk esen rzgrn dnen Seyit iliklerine kadar titrediini hissetti. Acaba ka sa olarak varacakt son duraklarna? Kamplara yolculuk srasnda denler, hastalananlar olduklar yerde braklrd. u kck ocukla, en arkadaki yal sivil Alman, byk bir ihtimlle, yaz gremiyeceklerdi. Tam o esnada, fotoraf ekilmiti. Esirlerin hepsi objektife bakarken, bir tek Ali Nihat'n gzleri makinann yakalayamad bir yerlere taklp kalmt. Seyit, ikinci basamakta, en ortada duran yzbay grd zaman, onun da kendisini izlemekte olduunu fark etti.

O srada, yolculuunu yapaca araba yanna yaklamt. Doktorla vedalaarak, erin yardm ile arabaya bindiinde, esirler de sraya dizilmeye balamlard. Seyit onlarn tam yanna geldiinde, iaretle, arabay durdurttu. Kendilerince belirsiz bir yolculua kanlarn endieli, ks yzleri, sra ile yanndan geiyordu. Ali Nihat'la yz yze geldikleri an, onu saygyla selamlad. "Tanr sizi korusun yzba, Allah'a emanet olun." Ali Nihat, eriyen karn toprakta brakt amur iinde ilerleyen arabann arkasndan, gzden kaybolana kadar bakt. Onunla bir daha karlaacaklarn tahmin etmiyordu. Kim olduunu da hi bir zaman renemeyecekti. 245 NCRMN BSZMSN Cephe Dn Terk ettikleri karargha en yakn kyden bindii tren homurtularla yol alrken, Seyit etrafn dehetle izlemekteydi. arklarda syledikleri kyler, krmz yanakl fettan Rus kzlar, k, srm gibi delikanllar sadece arklarda kalmt. Trenin durduu istasyonlarda, saatlerle, st ste ylp bekleen insanlar, alan kaplara lgnlar gibi saldrrken itiip, barp kendilerine yol amaya alyorlard. Vagonlar, kapasitesinin zerinde yolcu ile, nefes alnamayacak hale gelmiti. Seyit gibi cepheden dnen bir ka askerin dnda,

yolcularn ou kylyd. ocuklarn kimi, annelerinin eteine yapm, kimi kucakta, ellerine veya boyunlarna birer kn balanm, yolculukta kendi paylarna den arl tayorlard. Seyit, etrafn eviren sefalet ve karmaadan mthi etkilenmiti. atlam gne yan yzlerinden ve iri nasrl ellerinden, tarla iisi olduu anlalan bir grup erkek, kaln ve saygsz bir ses tonu ile, avaz avaz, kfrlerle konuuyorlard. Kuru, kara bir somun ekmei paralarcasna srp bir dierine veriyorlard. Yannda oturan yal kadnn kirli, yamal bohalarda dmledii eyalar, sarsnt ile, Seyit'in yaral baca zerine ylmt. Yzn acyla ekiterek, bacana yer amaya alt ama muvaffak olamad. Yal kadn hi oral gzkmyordu. Yardmc olmak bir yana, Seyit'e kstah ve kindar baklar atarak, bohasnn ellenmesinden hi 246 Kurt <kyT holanmadn gsterdi. Gen adam, durumu kabullenip arkasna dayanmay tercih etti. Naslsa, bir mddet sonra inecekti. Bacandaki acy ve kendisini daha da fazla rahatsz eden ar, eki ter kokusunu duymazlktan gelmeye alarak, oyalanmak iin i cebinden baz mektuplar kard. Celil'in ayrlrken kendisine brakt mektup, Petrograd'daki karklklar

nedeniyle, ar'in talimatyla, baz birliklerin derhal geriye dnmeleri gerektii yazyordu. Svari alayndan bir grup da buna dahildi. Allah'n izni ile Petersburg'da grmek zere acil ifalar diliyordu. Dier mektup ise, sekiz ay kadar nce Shura'dan gelen mektuptu. Gen kadn, zarif, itinal el yazs ile, be sayfa doldurmutu. Daha evvel yazd mektuplarn alp almadn bilemediini, kendisinin ise Seyit'ten tamamen habersiz olduunu, endielerini yazyordu, ilk paragrafta. Sitem yoktu satrlarnda. Sadece k bir kadnn korkular vard. Seyit, mektubu tutan avularndan yreine, karnnn ortasna kadar bir lkln sardn hissetti. ok zlemiti. Bu mektup, onun cephe gerisindeki dnya ile ilgili hayllerini yaatan tek ey olmutu onca ay. Belki de, yzlerce defa okumutu yeni batan. En ayaz, don gecelerinde bile, sevdii kadnn eline demi olan katlar onu stmt. Satrlar tekrar tekrar okuduka, onun smccak, yumuack, krpe kadnln, bedenine yaslanm kadar yakn hissetmiti. Geceleri, Mia kk ikonas nnde diz kp, Celil ile Osman Kuran'1 Kerimlerini okurken, o Tanr'ya sessizce yapt dualarn dnda, en ok bu mektuptan g almt. Ak kelimeleri ve plerle biten son cmleyi noktaladnda, kendisini ne kadar kaptrm olduunu fark etti. Yzne tatl

bir glmseme yaylmt. Onu merakla takip eden yanndaki yal kadn, utanmazca eilmi, yazlanlarn ne olduunu anlamaya alyordu. Seyit, mahremiyetine saldrlm gibi, rahatszlk duyarak, katlar acele ile katlayp zarfna yerletirdi. Kadnn, okuma yazma bilmediinden emin olmasna ramen, byle gz altna alnm olmaktan huzursuz olmutu. Seyit'in o kadar 247 NCRMN E>ZMCN keyifle glmsemesini epeyi kskanmt yal kadn. Zira, uzun zamandr, uruna glmsenecek bir ey kalmamt hayatta. Burnunu, elinin tersi ile, kzgn bir hareketle silerken gen erkein yzne bakmaya devam etti. Bu kaba hareketi ile, sanki, ona sessiz sessiz kfrediyor ve keyiflenmesinin cn alyordu. Bu kadnla yldznn barmayacana inanmt Seyit. Ban evirip, trenin son sratle iinden getii tarlalar seyre dald. Petrograd'n byk garna vardklar vakit, Seyit, btn vagonlarn boalmasn bekledi. Buraya dndne inanamyordu. Biraz zaman kazanp, sa salim geriye gelmi olma fikrine kendini hazrlamak istiyordu. Perondaki kalabala dikkatle bakt. Yzlerde huzursuzluk aka okunuyordu. tilip kaklmadan yryebileceine inand an, yavaa yerinden kalkp, kompartman terk etti. Yannda bitiveren hammala bavulunu teslim ettikten sonra, derin bir

nefes alp, trende adeta tkanm olan burun deliklerini at. Arabacya, evinin adresini verip arkasna kuruldu. Birden, kafasnda beliren soru, iine kurt drd. Sevdii kadna nasl ulaacakt? Ailelerin paraland bir devirde, kilometrelerle uzaktaki sevgilisini nasl bulacakt? Kendisinden hi bir haber alamayan gen kadnn bu kadar zaman onu beklediini kim garanti edebilirdi ki? Belki, hayatna artk baka biri girmi, belki de oradan ayrlp gitmiti. Evin nnde indiinde, az sonra bir not, bir haber bulup, sorularnn cevaplanaca fikri ile, endieli bir heyecana kapld. Mermer basamaklardan kp, ksa bir anlk tereddtten sonra kapy ald. Kapnn ardnda, byk antrede yanklanan sesi derin bir sessizlik izledi. Evin iinde hi bir hareket yoktu. Karlk alamad ikinci denemeden sonra, anahtarn karp kilide soktu. Kilit, tank olduu anahtarn temas ile, alverdi. Neredeyse unutmu olduu ev scakl ve huzuruyla sarld, bir anda. Kapy kapayp arkasna dayand. Gzlerini etrafnda dolatrd. Her ey brakt gibiydi. Uzun scak bir banyonun, yorgunluunu atp, sinirlerini 248 Kurt &yt ( Shur/ dinlendireceinden emindi. Yatak odasnda hazrlanp braklm byk mineyi tututurduktan sonra valizini at.

Dolaplarda halen kendisine ait eyalar vard. minenin zerindeki geni mermer rafta, gm ereve iindeki fotorafa heyecanla bakt. Shura ile Moskova'da ektirdikleri resimdi bu. ereveyi alp, resimdeki sevgilisinin yzn pt. Yreinin sevgiyle dolduunu hissetti. Haftalar, aylar boyunca beraber olduu kadnlar hatrlamak yerine, sadece bir kez, bir ka saat ak yaad bir gen kz zlyor olmas tuhafna gidiyordu. Ama, iin gerek yan da buydu. Aklna ondan baka bir kadn, daha gzel yaanm bir ak da gelmiyordu. Shura'yi grmek, kucaklamak iin, n alnamaz bir arzu ve bunu gerekletiremeyecei iin de gs kafesinde bir sz hissetti. Ertesi sabah, St. Isaac Katedrali'nden gelen an sesleri ile uyanan Seyit, saatin neredeyse leyi bulduunu grd. Robdambrn giyip yatak odasndan ktnda, evin bir akam evvel brakt sessizliini koruduunu grd. Emektar olan lona Vetrovna da yoktu evde. Derin uykudayken kapy duymam olabileceini dnd. Sonra, kadnn zaten anahtar olduunu hatrlad. Belki de, onun yokluundan istifade, kendine kaamak bir tatil yapyordu. Seyit, tran olup giyindikten sonra, dar kp, ehirde neler olup olmadn renmeye karar verdi. Hassa alaynn kararghna urayp, arkadalarn grmek midindeydi. Daha olduka uzun bir zaman izni vard ama

olaylarn o kadar dnda kalmt ki, bir an evvel son gelimeleri renmek iin sabrszlanyordu. Evden kp, caddede bir iki blok yrmemiti ki, kardan koturarak kendisine doru gelen kadn fark etti. lona Vetrovna'yd gelen. Bembeyaz salar, temiz, efkat dolu bir yz vard. Yznde, Seyit'i grmekten doan byk sevincin yan sra, baka bir sebep daha vard, kadncaz koturan. Hrmetkar bir tavrla selam verdikten sonra, tela iinde konumaya balad: "Ah! Seyt Eminof, sizi Tanr gnderdi. ok krler olsun 249 NsrminBczmsn Tanr'ma! Nasl meraklandk bilemezsiniz." Seyit'in elindeki bastona ve bacana kaamak bir gz attktan sonra, nasl syleyeceini bilemez bir tavrla, devam etti: "Kutsal ruh akna Eminof, neler geldi banza, ne bir ses, ne bir haber." Seyit, alamaya balayan kadnn omuzunu okayarak onun telan yattrmaya alt: "Alama lona Vetrovna, alama. Tanr rzas iin. Bak buradaym ite. O kadar da kt deil durumum. Yaknda bastonsuz da yryebileceim her halde." Kadnn susmasn bekleyen Seyit, onun, mendili burnunda, alamaya devam etmesi

zerine, btn olayn kendisinden kaynaklanmadn fark etti. "Neyin var lona Vetrovna? Nedir seni bu kadar zen?" Onun bu kadar saat gecikmesi ve bu kadar alamas, hayra alamet olamazd. Yoksa, ailesinden kt bir haber mi gelmiti? "Her ey yolunda m lona Vetrovna? Yalta'dan bir haber mi var?" "Yok, yok meraklanmayn, oralardan gelen kt bir haber yok geri, ama..." Geldii istikamete doru ban evirip, telala sordu: "Umarm, Nevski'ye doru gitmek yok aklnzda, Eminof?" Seyit, kadnn ana, endieli haline glmeden edemedi. "Tastamam, nereden bildin lona Vetrovna? Biraz yryp yorulunca da bir arabaya binerim, diyordum." Madam Vetrovna, onun koluna dokunarak, evin istikametine doru dnd. "Yollar korkun Eminof. Yalvarrm, gelin, eve dnn. ki admlk yolu, bakn, ka saatte geldim." 250 Kurt &yt (9 %h\\ra Beraberce yrmeye baladlar. "Hayrola, neler oluyor?" "Hi sormayn Seyt Eminof, yollar kudurmu insanlarla dolu. Ellerinde talar, sopalar, ne buldularsa, etrafa saldrp duruyorlar." Seyit, kadnn korkusunu kfi derece ikna edici bulmamakla beraber, sakat hali ile byle bir macerann iine girmemeyi uygun

grd. Konua konua eve geri dndler. eri girer girmez, lona Vetrovna mutfaa koturdu: "Sizi yine bu evde grmek ne kadar gzel stemen Eminof. Size hemen bir ay hazrlayaym." Semaveri hazrlarken, sokakta yarm kalan hikyesini anlatmaya devam etti: "Nasl geldiimi bir bilseniz Eminof, efendim. Aralarnda ezileceim, ya da bama bir ey yiyeceim diye, yle korktum ki." "Yava, yava ltfen lona Vetrovna, biraz sakinle ve bana en batan anlat. Kimdir bu sokaklardaki ldrm insanlar?" "Ah! tabi sizin burada neler olduundan ne haberiniz olsun Seyt Eminof. Grevdeki iiler iten karlm. 'Kadnlar gn' yryne katlan kadn iileri de atmlar fabrikalardan. Onlar da toplanp, sokaklara kmlar ite. Yol boyu "Ekmek! Ekmek!" diye baryorlard. Yolda arabac Aktem'e rastladm da, Allahtan, beni arka sokaklardan getirdi, yolun bana kadar. Onun anlattna gre; ta limann oradan balyormu kalabalk. Yol boyu da frnlar krp, dkp yamalamlar. Ulu Tanrm! daha ne gnler greceiz bakalm?" "Meraklanma lona Vetrovna, byle hadiseler daha nce de yaand. Bir iki gn srer, sonra ses kesilir." Kendisi hi de sylediine inanmamakla beraber, yal kadnn telan yattrmak istemiti. imdi, merkeze gidip, olan 251

NCRMN SZMCN biteni renmek iin daha ok istek duyuyordu. Ama, son bir saattir zerinde durduu baca onu yormu, ivili kemikleri szlamaya balamt bile. Salonda, emektann yakt minenin karsna oturup, kendisine ikram edilen ay yudumlarken aklna bir ey geldi: "Akama eve nasl dneceksin lona Vetrovna?" "Arabac Aktem gelip alacak. O olmasayd, burada kalrdm artk bu gece." "Yine de kalabilirsin." "Sa olun, ama kocam merak eder. karken haberim olsayd, hi deilse sylerdim kalacam." Seyit, ay fincann sehpaya brakrken, kadnn yzne dikkatle bakt. "Madem Aktem ile beraber dneceksiniz... sizden bir ey isteyeceim." Kadn, Seyit iin bir i yapacak olmaktan ok mutlu olmutu. Atld: "Tabi, stemen Eminof, ne emrederseniz. Sizin iin elimden gelen her eyi yaparm, bilirsiniz." "Biliyorum, lona Vetrovna, biliyorum. Onun iin rahat sylyorum zaten. Ama bir artla. Dnnzde de yollarda ayn tehlike, karklk varsa, unutun gitsin. Hi vakit kaybetmeden evlerinize gidin. Anlald m?" "Siz nasl isterseniz Eminof." "Bir mektup vereceim. Mariinski tiyatrosuna urayp Bayan Tatiana Tchoupilkina'ya teslim

edeceksiniz. Ama muhakkak kendisine elden vermeye gayret gsteriniz." Tatiana'nn, Boloy'dan Mariinski'ye transfer olduunu, cepheye, Celil'e gelen mektubundan hatrlyordu Seyit. Dar kamadna gre, arkadana haber gnderebilmek iin en 252 Kurt Sot 9 Shur/ emin yol bu gibi grnyordu. "Tabi, memnuniyetle efendim. Bir cevap getirmemi de bekliyor musunuz?" "Hayr, hayr, haberim ulasn yeter." "Bayan Tatiana bir ka kez geldi, yoklad. Sizden bir haber alp almadm sormak iin. Sa olsun. Temen Sorokin ve dierleri de cepheden dndklerinin ertesi gn buradalard. Sizi nasl perian brakp geldiklerini anlattlar." Madam Vetrovna'nn bahsettikleri; Mikhail, Osman ve Celil'di. Ama dilinin dnebildii sadece Mikhail'in soyadyd. "Tabi, onlar, olanlar size daha tamam anlatacaklardr. Ben, nihayet, yal bir emektarm. te, sokakta, tramvayda kulaktan duyduum, kocamn anlatt kadarn biliyorum. Ama bildiim bir ey varsa, sonumuz hayrl deil Eminof. Size bir ay daha verebilir miyim?" "Sa ol lena Vetrovna, bir ay daha alrm. ine de bir ka yudum benim ilacmdan damlatver, oldu mu?" Madam Vetrovna, glerek, fincan doldurmak zere, salondan kt. Eminof un il derken

neyi kastettiini iyi biliyordu. Fincan scak suyla alkalayp yarsna kadar ayla doldurdu, sonra dolaptan ald votka iesinden stn tamamlad. "Bence, ok gee kalmayn, Aktem gelir gelmez yola kn. Evine ge kalman istemem." "Altda burada olacan sylemiti ama gelemezse de amamak lzm." Arabac Tatar Aktem sz verdii saatte geldi. Kalabalk, ehir merkezine ok yaklatktan sonra dalmt. Ertesi gn yrye devam edecekleri syleniyordu. Yamalanan frnlarda, kar koymaya alan frnclardan lenler olmutu. Sylediine gre; u an, sokaklarda lm sessizlii vard. Seyit, Tatiana'ya hitaben yazd, geldiini bildiren ksa notu 253 NsrminBczmcn onlara teslim edip, gidilerini camdan izledi. Her ikisine de her artta gvenebileceini biliyordu. Artk, beklemekten baka yapacak bir ey kalmamt. Bayan Vetrovna'nn hazrlad bor orbasndan iti. ok sevdii fme balk tabana dokunmad bile. tah kalmamt. Votka iesini yanna alp, atein karsna oturduunda, yrei sknt iindeydi. Olaylar devam ederse, Shura'yla tekrar nasl buluacan, kendisinin Yalta'ya nasl gideceini dnyordu. Karkln gneye imdilik inmemi

olduunu mit ediyordu. Kafasndaki endieleri uzaklatrmak iin, alma odasndaki ktphaneden bir kitap almay dnd. duvar boyunca kitaplarn dizildii alma odasndaki tek aklk, evin arka tarafndaki baheye bakan geni pencereydi. Pencerenin iki yanndaki stunlar zerinde sal sollu, yal boya iki tablo aslyd. Borovikovsky imzal tablolardaki yzlerin asil ve ar ifadeleri, odann ar ciltli kitaplarla ykl havasna ok iyi uyum gstermiti. Gm ereveler iinde, ktphanenin raflarndan birinde dizili aile fotoraflarna hasretle gz gezdirdi. Anne, babas, kardeleri hepsi gznde ttyordu. Buradan ayrldnda bir tek yere gidebilme ans olsa, ailesine mi yoksa sevdii kadna m dneceini dnd. Sonra, bylesine ar bir seim yapmak zorunluluunda kalma fikrini zihninden uzaklatrmaya alt. Raflardaki kitaplarn hemen hemen hepsini, defalarla okumutu. u an kafasn datacak bir eylere ihtiyac vard. Alexander Pushkin ve Nicholai Yazykov'un kitaplar arasnda bir anlk tereddtten sonra, Ivan Nikiti'nin 'Komu na Rusi zhit khorosko' balkl uzun iirini eline ald. Rus folk arks tarz ile ilenmi olan iir, Rusya'da iyi hayat yaayan adamn bulunmas iin yaplan yolculuu, Ruslar'in yerel karakter ve tiplerini byk bir espri ve hiciv ile ileyerek anlatyordu. Seyit, bu iiri her okuyuunda, aslnda ok iyi

tand insanlar bulduu dizelerden byk keyif alrd. Kitab elinde, salonda mine karsndaki kanapesine yerleti. Kapnn tekrar tekrar alnmasyla uyandnda, minedeki ate oktan snm, kitab kucandan yere dmt. 254 JMIRT 8YT Uyumu, sakat baca ayaa kalkmasnda zorluk karyordu. Bastonuna dayanp, antreye ynlendiinde, kapnn dndaki sabrsz sesleri tanmakta gecikmedi. Sevinle, olabildii kadar sratle, gelip kapy at. Celil, Tatiana ve Mia karsndayd. Sarma dola oldular. Salona dnerlerken, Seyit'in bastonuna dayanmaya ihtiyac kalmamt. ki delikanl, iki yannda ona destek oldular. Tatiana, balerinliini inkr etmeyecek zariflikte, uar gibi admlarla, onlar takip ederken gzlerindeki yalar sildi. Atei canlandrp, votka ve kadehleri ortaya koydular. Saat sabahn ikisi olmutu. Ama, onlar iin, uzun zamandr zledikleri kadar gzel bir gn balamaktayd. "Osman nerede, bulamadnz m?" diye sordu Seyit. "Livadia'da grevde. Sanrm, yaknda dner." Celil konuurken, hasretle, sevgili arkadann yzne bakyordu. "Biliyor musun Kurt Seyit, seni bir daha gremeyeceimizi dndmz anlar dahi oldu."

"Ben de buraya dnebileceimden pek emin deildim dorusu." Tatiana, kasvetli eyler konumaya hi yanamak istemiyordu. Elindeki kadehi, adeta bir iei okar gibi, ince hareketlerle parmaklar arasnda dndrrken sze kart: "Beni Mariinski'de bulacan nereden aklna geldi kuzum Seyt?" "Celil'e yazdn mektubu, attan dmeden nce, okumutum Allah'tan." Tatiana, cilveli mektuplarnn, sevgilisinin arkadalarnca okunmu olmasndan rahatszlk duymua benzemiyordu. Celil'e kzm edas ile konuurken, iveli iveli kkrdad. "Ak olsun Celil, sr saklamadn bilsem, sana bir kelime 255 Nsrmin Bezmen bile yazmazdm." "Sadece o satr okudum Tatiana, yemin ederim. Baka bir ey bilmiyorum." Tatiana, sa elinin iaret parman, yaramaz ocuklar azarlar gibi sallad. "Sizi yalanclar, sizi!" Btn gayretlerine ramen, elenceli ses tonlar ve neeleri fazla uzun srmedi. Seyit, byk bir merakla, ailesi hakknda sorular ynelttiinde, Celil elinden geldiince cevaplamaya alt. Zira, o da henz Krm'a gidememiti. "Olaylarn saraya ok yaklaaca konusunda endieler var Seyit. Hem St. Petersburg'da,

hem Tsarskeyo Selo'da devaml muhafz birlikleri bulunduruluyor. zinler kalkt. Hele bugnden sonra hadiselerin ne gsterecei hi belli deil." "lona Vetrovna'nn telandan anlayabildiim kadan ile, ehir bugn adamakll karm." "Yarn daha da korkun olacak, eminim." Mia olduka dnceli grnyordu. "Bugnk olayda hkmet hi bir ekilde kar koyacak engel karmad. Sadece, ehir iine yaklamalar nlendi. Ama bu byle giderse, i rndan kacak diye korkuyorum." "ok mu kalabalklar?" "Bilemeyiz Seyit. Gya, iten karlan yz otuz bin grev iisinin olay gibi balad ama bugnk kalabalk iinde, iten karlmayanlar da vard, hi ii gc olmayanlar da." "stedikleri verilemiyor mu?" "Balangta istekleri daha yksek cret gibi grnyordu. Ama, asl ama baka. Bugn maalar da artsa fark etmez, eminim. Akas, istenen ihtill. ar yok olunca daha mutlu, daha zengin olacaklarna inanyorlar." 256 AURT Otri' W 0HUR/1 "General Khabalov ok dikkatli davranyor. Askeri Vali olarak bugnk kalabal darmadan edebilirdi. Sabrla, arada bir anlama olabilir, diye beklemeyi tercih ediyor."

"Ancak, saraydan bir talimat gelirse mdahaleye mecbur olacaktr." Konumalar, bu minvalde, sabaha kadar srd. Tatiana bile, btn yorgunluuna ramen, gzn krpmadan, erkeklerle beraber oturdu. Gnn ilk klar ile daldlar. Celil giderken, Seyit'e uyanda bulundu: "Evden, mmknse, hi kma Seyit. htill patlad takdirde, durumun bizlerden daha kritik olabilir. Seni sk sk haberdar etmeye alrz. Kimselerin buralarda olduunu bilmemesinde fayda var. Bana, yine, Tatiana vastas ile haber gnderebilirsin. Eve uzun zamandr gitmiyorum. zinli karsam, Opera caddesinde, Tatya'nn halasnn evinde kalyoruz. " "Sa ol Celil. Yardmlanm unutmayacam. Sen de kendine dikkat et. Tanr yardmcnz olsun." Sanlp vedalatlar. Tam merdivenlerden inecekleri srada, Seyit, Celil'i yanna ekip sordu: "Petro'nun ortalarda olduunu biliyor muydun?" Celil, eski arkadalannn kendilerine ihanetini bir trl kabullenememiti. Hrs, yznden belliydi. "Hi sorma Seyit, iflah olmaz artk. Uzak durmaya bak. Hepimizin hayatn bizler kadar iyi biliyor. Yoksa karlatn m?" "Hayr, ben grmedim. Geri, eve bir ka defa uram, ben yokken." Konuacaklar o kadar ok ey vard ki, zaman yetmezdi. Celil'in greve dnmesi

gerekiyordu. Ksa fakat candan bir sarlla el skp ayrldlar. 257 NSRMN BEZMEN Seyit, arkadalann uurladktan sonra, alma odasndaki j masaya oturdu. Btn gece dinlediklerine dayanarak bundan sonra neler olabileceini ihtimller hanesine yazp, her bir durumda da kendisinin nasl tavr alacan belirlemeye alt. Onun durumunda olan biri iin iin vahameti, sadece, ar'in zel hassa alaynda oluu ile bitmiyordu. Toprak, mal, unvan sahibi olmak, sokaklar talan edenlerin dmanln kazanmak iin bal bana bir sebepti. Aluta'daki ailesini dnd. Kendisinden nasl merakla haber beklemi olabilecekleri aklna geldi. Onlara mektup yazmak zere elindeki listeyi kenara itti. Ertesi gn, lona Vetrovna, yine leye doru bir saatte, bir gn evvelinden daha telal geldi. "Msaade ederseniz artk burada kalacam Eminof," dedi, "Yollar gidip gelinecek gibi deil." "Tabi ki, lona Vetrovna, buras senin de evin. Dilediin gibi kal." Bayan Vetrovna, Seyit'e teekkrlerle iinin bana dnd. kinci gn, nmayiiler saylan artm olarak, ehrin merkezine doru geldiler. iler yine "Ekmek!" slogan ile ilerlerken, arada, ok nadiren, otokrasi ve sava aleyhtar szler duyuluyordu.

Kalabala niversite rencileri de katlmt. Petrograd'daki tm iilerin yzde otuz kadan nmayiilerin arasndayd. Baz gruplar, ehrin iine yaylp, saldrgan ve tehlikeli davranlar ile terr havas yarattlar. nc gn ise, artk, iin tamamen kontrolden ktnn gstergesi oldu. Fabrikalarn yer ald Viborg blgesindeki polis istasyonlar baslp, grevli memurlar katledildi. Saldrganlar silahlanmd. Ekmek paras iin yaplan masumane yryler, yerini, silahl katliama brakmt. Kalabaln iindekiler, haykrlan, salladklar yumruklan ile birbirini heyecana getiriyor, ilerledike, iki gn evvel yrye niye baladklarn unutmu grnyorlard. Artk, sadece ekmek deil, kan dkmek istiyorlard. Bastrlan, biriken Kurt jnlerini atmak, hayllerini gerekletirmek iin, ii olmayan btn kesimlerin cezalandnlmas gerektiine inanyorlard. lk defa sayca bu kadar kalabalk bir araya gelmi olmalar, onlara cesaret vermiti. Hele silahlanp, karakollar yerle bir ettikten sonra glerinden daha emin olmular, bu da hrslann arttrm ve gzlerini iyice dndrmt. Seyit, aresizlik iinde, salonla alma odas arasnda, ar ar gidip geliyordu. Kendisini kafese kapatlm gibi hissediyordu. Kalabaln Alexander Nevski

civarnda olduu muhakkakt. Sesler ok yakndan gelmeye balamt. Evin n cephesindeki caddede bir Allah'n kulu gzkmyordu. Yolun karsnda yer alan evlerde sanki hayat yoktu. Herkes kabuuna ekilmi, arada bir, tl arkalarndan, pencerelerden uzanp, olayn ne kadar yaklatn merakla, kaamak baklar atyordu. Gnler kadar uzun sren bir gn bitip akam olduunda, Seyit, iinde biriken huzursuzluk ve ne yapacan bilmezliin, kendisini adeta patlayacak hale getirdiini fark etti. Grevinin banda olamyordu. u an, can dostlar kim bilir nasl bir mcadelenin iindelerdi veya hazrlndalard. Sevdii kadn, ondan uzaklarda, kim bilir ne artlardayd. Belki de hi gremeyecekti artk sevdiklerini. O ise, eli kolu bal oturmaktan baka bir ey yapamyordu. lona Vetrovna'nn sk sk tazeledii aylardan ve son bir iki saattir imekte olduu votkadan baka, kursana bir damla yiyecek girmemiti btn gn. Yal kadnn zenle hazrlad rdei, btn srarlarna ramen, yiyememiti. Boaznda koca bir dm, midesinde bir burukluk, onun deil ziyafet, bir kk lokma yemesini dahi engelliyordu. Huzursuzdu, son derece huzursuz... Gecenin derin sessizliinde, sokak kapsnn nnde duyulan araba tekerlei ve nal sesleri ile, pencereye doru frlad. Gelen Celil'di. Arabadan bir hamlede atlayp,

merdivenleri ikier ikier ktna baklrsa, son derece telalyd. Seyit, pencereden dnerek ieri seslendi: "lona Vetrovna, Temen Kamilof geldi, kapy aar msn 259 Ncrmin Bezmen hemen?" Kadn mutfaktan koana kadar, Celil kapya varmt bile. eri girer girmez, hi lf fazla uzatmad. "Olan oldu Kurt Seyit. ar, cephedeki kararghtan General Khabalov'a telgraf yollam. Nmayii bastrmak zere kesin talimat aldk. syanclar ellerinde mealeler, silahlar, ehir merkezine doru yola kmak zereymi. Mia, onlar ilk karlayacak olan birliin banda yola kt az evvel. Ben de saray civarnda olacam. Bu i hayr deil Seyit, hi hayr deil. Korkun bir eyler olacak." Seyit, sakat bacann sarglar zerine bastonunla vurarak, dilerinin arasndan sylendi: "Allah kahretsin! Ben de burada bacam tutup oturuyorum." Celil, onun omuzunu okarken, yumuack bir glmsemeyle bakt. ekik gzleri iyice ekildi. "Tasalanma Kurt Seyit, yollardaki kalabal bir grsen, iin rahat eder. Bu gidile evlerinde oturanlara bile i decek. Adamlar, yal, sakat falan anlamyorlar."

Sonra, zntl bir sesle, devam etti: "Keke bu i buraya kadar gelmeseydi..." Bir an duralad. apkasn elinde skntl bir ifade ile dndrd. "Seyit, hakkn hell et... Seni kardeim bildim, sen de beni yle hatrla..." ki delikanl sarlp kaldlar. Balan birbirinin omuzuna gmlm vedalarken, Seyit mrldand: "Hell olsun Celil kardeim, hell olsun. Sen de hakkn hell et." ocukluklar beraber gemiti, beraber at binmiler, beraber zlp, glmlerdi. Zamparalklarn beraber yapmlar, 260 cephede omuz omuza at srmlerdi. Onlarn hayat, bir btnn iki yars gibiydi. Seyit, onun omuzunu, aabey efkati ile okad. "Kendine iyi bak. Allah yardmcn olsun, kardeim. Dualarm seninle olacak." Celil'in, neredeyse alayacak gibi bakan gzleri, bir an iin yine o yumuak, muzip bakn kazand. "Allah zaten batan beri bizimle deil mi Kurt Seyit? u hayatmza baksana. Bizim gibi tadn karan var myd?" Alamakla glmek aras bir kahkaha ile, yine sarlp ayrldlar. "Haklsn Celil, haklsn." Celil, kapdan karken, son kez geri dnd. "ey,... Seyit, ayet geri dnmezsem, anama, babama selamm sevgimi gtrrsn. Ardmdan hellliimi yollasnlar..."

Seyit cevap veremedi. Yutkundu, sadece elini kaldrp, onu uurlad. Arabann ardndan, yumruk olan eli yanna dverdi. 12 Mart sabah, arabac Aktem tela kyamet geldiinde, Seyit dardan kendisine haber verebilecek birini bulabilmenin heyecan ile, adam soru yamuruna tuttu. Olanlardan iyice afallam olan adamcaz, bir arabacann bilebilecei kadanyla, ehrin halini anlatt. Zaten, gnlerdir i falan yapt yoktu. Liman blgesindeki evine gidemeyeli alt gn olmutu. "Allah'tan, karm, ocuum yok," diyordu. Kraliyet birlikleri, ihtillciler karsnda telef oluyordu. "Adamlar kudurmu, stemen Eminof, yemin ederim kudurmular. Gzlerini kan brm hepsinin." Sonra iri, sigaradan sararm parmaklar arasnda paavraya evirdii kasketini nereye koyamaz bir tavrla, utanarak konutu. 261 Nermin Bczmcn Btn kaba grnne ramen, sesi son derece yumuak ve nazikti: "Sizden bir ricam var, Eminof..." Seyit, dikkatini kafasndaki dncelerden uzaklatrmadan sordu: "Neymi o?" Adamn istediinden utand ve alaca cevaptan hi emin olmad belliydi. Ezilip bzlmeye devam etti:

"ey, efendim... eer kstahlk gibi grmezseniz... ey... bana yannzda bir i veremez misiniz Eminof, efendim?" Son kelimeleri, adeta bir nefeste, bir an evvel azndan dklsn de, ektii ikence bitsin gibi, sratle sylemiti. Ardndan da, diz kerek devam etti. Bir yandan da kasketini mncklyordu hl. "Yalvarrm efendim! Sokaklar korkun oldu. Sizden hi bir ey istemem. Arabamda yatarm. Karn tokluuna her iinizi grrm. Fazla bir ey de yemem. Yalvarrm, stemen Eminof..." Seyit, adamn omuzuna dokunup, onu susturdu. "Tamam Aktem, tamam! Kalk ayaa. Yaplacak bir ey varsa yaparz." Arabac, inanamaz baklarla dorulduunda, hl sorusunu tekrarlar gibiydi. Kendisini kabul ettirmek iin marifetlerini sayp dkmeye balad: "Her ii yaparm Eminof. Sadk kleniz olurum. Odun alr gelirim. Ocaklarnz temiz tutar, hazrlarm. Tamir yaparn. Size haber gtrr, getiririm." Seyit, koltua otururken, ban kahkaha ile arkaya att: "Demek, casusluk yapmak istiyorsun? lhi Aktem, isyan kt diye arabaclk yapmaktan korkuyorsun, casusluk nasl 262 Kurt h\\ra yapacaksn?"

Aktem, bir an iin, yeni iini kaybettiini sanarak telaland. Dili dolana dolana konutu: "O baka Eminof, o baka. nann, sizin verdiiniz her ii yaparm." Seyit, artk, dnceleri ile ba baa kalmak istiyordu. Elini, havada grnmeyen bir eyi kovar gibi, sallad. "Tamam, tamam, anladm. Casusluk yapmana da gerek yok, arabanda yatmana da. Giriin alt katnda, yk odalarndan birini boalt, Madam Vetrovna iindekileri ne yapacan syler. Oraya yerleirsin." "Sa olun Eminof, Allah her tuttuunuzu altn etsin. Bu iyiliinizi hi unutmayacam." Minnettarlndan iki bklm, geri geri odadan karken, Seyit, atl araba kullanmaktan baka bir i yapmam bir adam niye evine kabul ettiini kendi kendine sorup duruyordu. ehrin byk bir ksmnn ihtillcilerin eline getii 12 Mart gn, 'Duma' yi oluturan eitli politik grlerin liderleri, duruma bir are olabilecek alternatifleri hazrlamak zere toplandklarnda, devrimci iiler de uzun zamandr plnlanan bir atlm gerekletirdiler. Ayn gece, ii gruplarnn liderleri, son gnlerde olaylarn hakimiyetini elinde tutan grev yneticileri, iilerin silahlanmasn organize eden komite idarecileri ve hali hazrda 'Duma'da grevli olan Sosyalist

grl iki yz elli vekil bir araya geldiler. lk 'Sovyet' toplantsn oluturan btn bu gruplarn, devrimi gerekletirmek iin uygulanmas gerekenler hususundaki gr ve iddet dereceleri, birbirinden farklyd. Ancak, bu arada hzla oalan ve devrim bekleyerek yaayan insanlarn, ok yaknda alkla karlaacak olmalar, devrimi de tehlikeye dreceinden, ilk toplantda derhal kuvvetli bir komite kurmak yoluna gittiler. Aralarndaki fikir aynlklann 263 Nermin Bezmen i daha sonra halledebilirlerdi. stelik, u anki rejimin temsilcilerinin de, kar koymaya frsatlar olmamalyd. lk kontrol altna alacaklar ise, yiyecek stoklar olacakt. Bu sadece balangt. 'Duma' yeleri, Cumhuriyeti are olarak grmekle beraber, hanedann tamamen ortadan kalkmasn kabullenmiyorlard. Sadece, ar Nicholas'nn artk bata kalmas imknszd. Veliahtn ya imkn verene kadar, Grandk Michael'in tahta vesayet etmesi nerisini ara kabul ettirmeye altlar. Duma'nn sa kanat temsilcilerinden Guchkov ve Shulgin'in ar ikna iin Pskov'a yaptklan ziyaret hsranla bittiinde, asrdr Rusya'y yneten saltanat, artk, kaderi ile ba baa kalmt. Ayn gecenin ileri saatlerinde, Tatiana, Seyit'in kapsndayd. Aktem'in, kapdan

karlayp yukanya kard gen kadn, iki gz, iki eme alyordu. Henz silmemi olduu sahne makyaj, gz yalar ile akm, gz boyalar, pespembe allkl yanaklarnn zerine yapmt. Yana kaym apkasnn altndan taan abartl lleleri ile, oyunca elinden alnm kk bir kz ocuuna benziyordu. Kendini Seyit'in kollarna att: "Ah! Seyt, bize burada hayat yok artk... Neler bama geldi bilemezsin." Az sonra elini, yzn ykam, Madam Vetrovna'nn ikram ettii ay ierken, tiyatro knda bana gelenleri anlatyordu: "Zaten ne zamandr fazla seyirci yok. Hele bu akam, sanki llere oynadk. Selm verip, tam soyunma odalanmza gidiyorduk ki, kulisin k kapsndan gelen lklarla akna dndk. Zavall kapc Boris'in sesi hl kulaklarmda..." Gen kadn, yine alamaya balad. Sonra, mendili ile burnunu silip, devam etti: "Serseriler, tiyatroyu basmaya gelmiler. Seyircilerle beraber lgnlar gibi dan frladk. Arkada dp kalanlar oldu. 264 Kurt &yt (0 &hhr/ Tanr'm! ne gnler bunlar? Artk bu i bitti Seyt, dnemem oraya bir daha." "Belki Moskova'ya ailenin yanna dnersin. Burada olduundan daha emin olursun orada. Ama nce ortaln sakinlemesini beklemen lzm."

"Orada durum ne, bilemiyorum Seyt." "Haklsn. Moskova'nn da buradan farkl olacan sanmyorum." Gen kadn, iini dkm, rahatlam olarak ayaa kalkt. Salarn eli ile dzeltirken, gitmek zere, Seyit'e yanan uzatt. "Ah! ne aptalm ben. nanamyorum. Beni affet sevgili Seyt. Sana Shura'dan bir mektup var. Ne zaman postalanm bilemiyorum, ama daha bu sabah elime geti." Gz yalarn sildii mendili antasna yerletirirken, katlanm bir zarf da karp Seyit'e verdi. "Umarm her ey yolundadr. Yapabileceim bir ey olursa, bana haber ver." Tam kapdan kmak zereyken, dnp sordu: "Seyt,... hi Celil'den bir haber aldn m?" "Hayr, ama o da dnecektir eminim. Gnln ferah tut." Aktem, eve kabul edildiinden beri, ilk defa, hakikaten ie yarad. Tatiana'y kald yere gtrmek grevi ona dt. Seyit ne zamandr uykusuz, dnceli geen gecelerin yorgunluu zerinden gitmi hissediyordu. Shura'sndan haber vard. Sevgilisinin yazdklann okumak iin, sabrszlkla, zarf yrtt. Mektup, ksa ve aceleyle yazlmt. Gen kadn, bir ihtiml, naslsa yerine ulaacandan veya kendisine cevap verileceinden emin olmad iin, artk kim bilir bu kanc mektubunu fazla uzun tutmamt. Ancak kulland ifade, 265

NcrmInBczmcn setii kelimeler her zamanki gibi ak doluydu. "Sevgilim, Bu mektubumun da, dierleri gibi, eline geip gemeyeceini bilmiyorum. Sana olan zlemim her gn artyor. Bir gn tekrar kavuacamz mit ediyorum. Kislovodsk'da da hayat deimeye balad. Artk, eski elenceli, huzurlu kk Kislovodsk deil buras. Cepheden gelen yaral askerler buraya tedaviye gnderiliyor. Annemin ahbab Anna vanova erkosova, otellerden birinde odalar atrd. Yaral askerleri orada baktryor. Geen gn, seni zlediimi o kadar derinden hissettim ki; bir an iin, buraya gelen yaral askerlerin iinde seni grebilecek olmak midini bile duydum. Ama, inan sevgilim, seni yaral olarak grmektense, shhatte olman ve benden uzak kalman tercih ederim. Btn akmla, Shura" Seyit, gen kzn yapmacksz, safyane itirafn okurken glmsemeden edemedi. Hi oturmadan, olduu yerde, elindeki satrlar tekrar okudu. Birden, bacandaki zonklama ile, kendine geldi. Bacann durumu iyi deildi. imi ve her zamankinden fazla ar yapmaya balamt. Ameliyattan sonra doktorunun vermi olduu iltan iki tane alp, yataa uzand. Yannda bir kadn olmadan yatt ne kadar uzun zaman olmutu, diye dnd. Btn sevitiklerini tek tek

hatrlamaya alt. Barones Mana'yi, Moiseyevler'in evindeki kzl sal orta yal kadn... lk frsatta Moiseyevler'i de aramas lzm geldiini dnd. Sonra hafzas tekrar kzl, sansn, kumral, zayf, iri gsl, iveli bir sr kadnn yzlerine, vcutlarna dokundu. lcn tesiri ile arlaan gz kapaklar, son ince aralktan, Shura'nn mektubunu alglad. Seyit, yine en son sevgilisinin hayaliyle, uykuya dald. Ertesi akam, olduka ge bir saatte, kap vuruldu. Seyit, bir eli ile bastonuna, bir eli ile duvarlara tutunarak koridordan getiinde, Madam Vetrovna da lmbas elinde, kapya varm, rkek gzlerle bakmyordu. Seyit'in de geldiini grnce ii rahatlad. Kenara ekildi. Kap tekrar vurulurken dandan Aktem'in konumas duyuldu: "Evdeler efendim, derin uykuda olmallar, biraz daha bekleyin." Seyit, Aktem'in konumasna cevap veren sesi hemen tand. Sevinle, Madam Vetrovna'ya seslendi: "lona Vetrovna, an kapy, haydi abuk, abuk, Temen Kamilof gelmi." Celil'in gittii sadece bir ka gn olmasna ramen, sanki aradan yllar gemi gibiydi. Yorgun, bedbin, son derece km grnyordu. Kucaklatktan sonra, kollar birbirlerinin omuzlarnda ieri yrrlerken Seyit dayanamayp sordu:

"Neler oldu Celil, Allah akna anlat, neler oluyor?" Celil, salonda bulduu ilk koltua kt. Dirseklerini dizlerine dayayp, ban avulannn iine ald. st, ba sanki harp meydanndan km gibiydi. Gen adam, avular ile, alnn, ban aresizce ovuturarak, izmelerinin arasnda bir yerlere bakarken Seyit'in sorusunu duymuyor gibiydi. Sonra ksk bir sesle, kesintili konumaya balad: "Bitti Kurt Seyit, bitti... her ey bitti..." Seyit, iskemlelerden birini ekerek, arkadann yan bana oturdu. Elini onun omuzuna koyarak sakinlemeye davet etti: "Dur Celil, dur biraz. Sakinle de batan anlat, nedir biten? Nedir bu halin?" Celil, gvdesini dorultup, ban arkaya doru atarken, 266 267 NCRMN BCZMN ellerini dua eder gibi ap sonra dizlerine indirdi. Gzlerinde zdrap okunuyordu. "Hay byk Allah'm, imdi ne olacak?" Kollar iki yannda sarkm olarak, bir mddet bekledi. Seyit, daha fazla soru sormadan, onun kendisine gelmesini bekledi. Celil biraz sakinleince, Seyit'in gzlerine bakmaya ekinerek devam etti: "Mia... Mia ld Seyit... gzlerimin nnde ld..."

Sert ve kararl balayan ses tonu hemen kslp kald, hkrmaya balad: "Gzlerimin nnde... ld... ve ben... ben hi bir ey yapamadm." Seyit duyduklarna inanamyordu. Macar ovasndan dn, gel, Petrograd'da l, olacak i deildi. Celil'in bir yanl olmalyd. Belki de akln karmt. "Klcn sallayanlar kurtuldu Seyit. nne kanlar yaralayabilen, ldrebilen kurtuldu. Maher yeri gibiydi. natla klcn kullanmad. Atnn etrafn saran serserilere lf anlatmaya alyordu..." Gen adam, btn gayretlerine ramen, kendini tutamam, alamaya balamt. "Biliyor musun? Kendi vatandalarndan zarar gelebileceine inanmyordu... Adamlar kudurmutu Seyit. nce vurdular, sonra atndan aaya ektiler. Ne askerleri yetiebildi yanna, ne ben... Yerde para para ettiler... Korkuntu, Tanrm, ne korkun..." Seyit'in, iine oturan acyla, aln, kalar atlmt. Bir elini arkadann omuzuna dayad. kisinin de gzlerinde ya vard. Birbirlerinin temasndan g alrcasma, sessiz durdular. Adeta, Mikhail iin tertiplenmi, szsz bir ayinin ortasndaydlar. O gece, ge saatlere kadar gzne uyku girmeyen Seyit, ertesi 268 Kurt toT (0 &h\\ra

gn, Celil uyanr uyanmaz, onunla, ne yapmalar hususunda konumaya karar verdi. Gen adam, plnlarna Shura'y nasl katabileceim henz kestiremiyordu. Yine ona duyduu byk zlemle, ve bir gn gerekten bir araya gelebileceklerinin hayaliyle, uykuya dald. Ayn saatlerde, Rusya'nn tarihi de deimeye devam ediyordu. ar Nicholas ve ailesi tutuklanmlard. 14 Mart gn, Sovyetin yaynlad bir numaral prikaz ile, Petrograd'daki btn askeri birliklerden birer temsilci seilerek Taurida sarayna gnderilmesi istendi. Ayn listede, ordu ynetimi ile ilgili deiiklikler yer almaktayd. Grev dnda, selam vermek deti kalkmt. "Ekselanslar", "Efendim" gibi hitap ekilleri kullanlmayaca gibi, asalet unvanlar da artk yasaklanmt. Subaylar, askerlerine ikinci tekil ahsla hitap edemeyeceklerdi. Emirler, Sovyetin seecei komiteler tarafndan ynlendirilecek, subaylar emirlerin uygulanmasnda sadece arac olacaklard. Bu kurallarla, Sovyetin, askere zel sosyal haklar tanm olmas fikri kuvvetlendirilip, ordudan ihtille kar her hangi bir karlk gelmesi nlenmek isteniyordu. Baz arkadalar ile gizli gizli buluan Seyit ve Celil, artk kendilerine fazla bir ans kalmadn biliyorlard. Bir an nce, ne tavr alacaklarna karar vermeleri lzmd. Uzun konumalardan sonra, Krm'a

dnmekte anlatlar. Plnlarn, imdilik, herkesten gizli tutacaklard. Olduka serin fakat gneli bir Nisan sabahnda, Seyit ve Celil, Moiseyevler'le vedalamak zere, Aktem'in arabas ile evden ayrldlar. zerlerinde sivil elbiseleri vard. lona Vetrovna da kilerdeki eksikleri tamamlamak iin arya kmt. Tatiana, kendisini alverie gtrmek zere gelecek arabay bekliyordu. Duyduu tekerlek ve nal sesleri zerine, pencereden baktnda, arabadan ineni grd. Arabacya beklemesini syleyip, merdivenlere ynlenen gen adam, Petro Borinsky idi. Tatiana, onun bu saatte niye gelmi olabileceini 269 NgRMN DeZMSN merakla, kapy at. Candan bir ekilde karlad ocukluk arkadan ieriye buyur etti. Petro'nun, btn gayretine ramen, sinirli, gergin bir hali vard. "Hayrola sevgili Petro Borinsky, bu saatte seni buraya atan nedir?" Petro, srnak bir glmseyile konutu: "Seni zlemi olamaz mym gzel Tatiana?" Sonra, gen kadna yaklaarak, adeta emir verir gibi bir sesle konutu: "Hemen toparlanmam istiyorum Tatiana. Seni buradan gtreceim." Gen kadn, ban hafife yana eip, soru sorar gibi bakarken, kanapeye oturdu. "Sen neler diyorsun? Ne demek, beni buradan gtreceksin? Anlam nedir bunlarn?"

Petro, kanapede onun yanna yerleti. Tavr ve sesi ile, onu korkuttuunu anlamt. Yumuak bir ses tonuyla, tane tane konutu: "Senin iyiliin iin sylyorum Tatiana Tchoupilkina. Buradan ayrlman lzm. Petrograd'da hi ho eyler olmayacak. Beni dinle. Bugn izinliyim. Seni gtrmeye geldim." Tatya'nn aknl daha da artmt. "Neler diyorsun Petro? Nereye gidebilirim ki? Benim evim buras. im burada, hayatm burada." Onu, fazla izahat vermeden, ikna etmek yolunu deneyen Petro, muvaffak olamaynca yine sinirlenmeye balad. Omuzlarn kavrad. "Dinle beni. Sana burada kalman tehlikeli olacak diyorsam, bir bildiim var. Dinle beni ve dediimi yap. Burada sizlere Kurt syt M hlr/ hayat kalmayacak yaknda." Tatiana, erkein, omuzlarn kavrayan ellerinden silkinirken, kendini koltuun dier ucuna doru ekti. Gzleri iri iri almt. "Bizler kim?... Sen... sen kiminlesin?" "Bu o kadar nemli mi? Ama madem renmek istiyorsun, sevgili Tatya, syleyeyim..." Elleri cebinde, salonun ortasnda yrrken, anlatt dersi hatrlamaya alan ukal bir retmen edasyla, devam etti: "Sizler, gzel Tatiana, sizler parann, topran, balarn sahiplerisiniz." Sesinde alay belirmiti.

"Sizler, asalet sahibi olanlarsnz, "ok yaa ar' imiz !" syleyenlersiniz. Sizler, bugne kadar Rusya'nn efendisi olanlarsnz." Gen kadn, servet iinde yaam, hayatnda para harcamaktan, kadn tavlamaktan baka bir i becerememi ocukluk arkadana, inanamayarak bakyordu. Bu kt bir aka olmalyd. "Sen btn bu anlattklarndan pek uzak saylmazsn deil mi?" "Benim durumum deiik. Bugne kadar nasl yaadm, kim olduum, artk, mhim deil benim iin. imdi Rusya'da yeni bir devir balyor sevgilim, yepyeni bir devir." Elleri, kollan ile heyecanl bir ifade ile konuurken, byk galibiyetler vaad eden komutanlara benziyordu. "Ben de bu yeni devrin paras olmaya karar verdim. Bu gne kadar nasl yaadm, ne yaptm o kadar mhim deil. ok ilerine yaradm adamlarn. Onun iin, rahatmdan fazla bir ey eksileceini sanmyorum." 270 271 NsrminBczmcn ! Tatiana, karsnda duran kibirli, kstah adam tanyamyordu. Bu, mrebbiyeleri ile beraber piknie gittii kklk arkada, ilk dansn ettii delikanl olamazd. Hiddetle ayaa frlad. "Bu rahatn karmamak iin, ne gibi yardmlarda bulundun acaba?"

Petro, onun sinirli tavrna aldrmad. minenin mermer tezghna kolunu dayayp, bacann biri dierinin nnde apraz bir duru ald. Omuzlarn kaldmrken eli ve yzndeki ifade, "Ne fark eder?" der gibiydi. "Aslnda, sana btn bunlar anlatmam mansz. Kafan anlayamayacan bir sr eyle doldurmak istemem, sevgili Tatya. Ama, bana gvenmeni ve benimle gelmeni istiyorum. Daha akas, bundan sonra benim yanmda olman istiyorum." Ar admlarla, gen kadnn nefretle, kocaman alm gzel gzlerine bakarak, ona doru yrd. rkerek geriye kamak zere olduunu anlaynca, bir hamle yapp kollarna sk sk sarld. "Hey! Ne oluyorsun? Bunca yllk arkadandan m korkuyorsun? Yapma, yakmyor bu yabanilik. Benden sana bir zarar gelmez, biliyorsun. Tam aksine, seni himayeme almak istiyorum. Seni prensesler gibi yaatacam yine, greceksin. Kimse klna dokunamayacak. Sana yaptm, babama bile yapmyorum, haberin olsun." Tatiana, birden, yal adamcaz hatrlayp, ona acd besbelli bir sesle sordu: "Andrei amca biliyor mu senin neler yaptn?" "Ak olsun Tatya! Hi olur mu yle ey. Sonra bana bir ey gelirse benden bilmez mi?"

Tatiana, yznde saklayamad nefretle barrken, rpnarak, dost bildii dmannn elinden kurtulmaya alt. "Sen, sen bir hayvansn Petro Borinsky! Tanrm! Neler oldu 272 Kurt 6syt sana? Nasl bu kadar deiebilirsin? Borinsky doduun iin yaamadn m o hayat? Babann serveti olmasayd nefesin kokard, srnrdn. Sen bir hainsin. Alak! Hain!" Petro, onun omuzlarndan tekrar yakalayp, sert bir tavrla sarsarak susturmaya alt. Tatya'nn nazik gvdesi, adamn kaba hareketine fazla kar koyamad. Kanapenin zerine yld. Kendini toparlayana kadar, Petro'yu btn arl ile zerine ullanm buldu. Olanca gcn kullanmasna ramen, onu zerinden atmaya muvaffak olamad. Erkek, hrsla, dudaklarn onunkilere yaptrp, pmeye alt. "Bunu bilmeliydin gzel Tatiana, bu kadar sene anlamalydn. Seni hep sevdim, seni hep arzuladm. Bana hi yz vermedin, ama yine de sabrla bekledim bak. Bana en ihtiyacn olan gnde, yine ben yanndaym." Tatiana, yz kpkrmz, hiddetten ve korkudan ate basm, konumaya alt: "Sana ihtiyacm olduunu nereden karyorsun? Petro, derhal toparlanp buradan gitmeni istiyorum. O zaman, belki, btn bu olanlar unutabilirim."

Petro, arl ile gen kadn ezmeye devam ediyordu. Onun, skca tuttuu ince bileklerini pt. Kandrmaya alan, sahte iyilik tayan bir sesi vard, mrldanrken: "in fenas, gzel sevgilim, sen bilmiyorsun, bana ne kadar ihtiyacn olacan. Onun iin gel, bana inan. Seni o Krml temenin bile kurtaramaz sonra. Yoksa? Yoksa imdi de dieri ile mi berabersin? Doru ya, onun evinde yerletiine gre. Seni ne zamandr takip ettiriyorum. Burada bulacam biliyordum. Ama hayatnda hangi prensin olduunu bilemezdim tabi." Tatiana bu soruya cevap vermemeyi tercih etti. Petro'nun onlar iin ne kadar byk bir tehlike olacan sezmiti. Onun suskunluunda cevabn yakaladn zanneden Petro, ban savurarak kahkaha att: 273 NSRMN DCZMCN "Demek onunla berabersin. Seni kk budala! Onlarn ii bitti artk. Ne ar kald, ne zel muhafz alay, anlamyor musun? Ortaya ktklar an, ileri bitik onlarn. Hepsinin isimleri listede." Tatiana, yumruklarn ard ardna onun yzne vurarak, isyanla bard. Mia'nn ldrl, sevdii adamn da ayn insanlarn eline geecei dncesi, beyninde uultular yapyordu. Petro, azn onun dudaklarna kapatp susturmaya alrken, bir taraftan da kaba

el hareketleri ile, eteklerini yukarya syrmaya alt. Tatiana, Tanr'dan, Seyit'in veya Madam Vetrovna'nn bir an evvel eve gelmelerini diliyordu. Birden, kanapenin yanndaki sehpada duran vazonun, elinin ulaabilecei bir mesafede olduunu fark etti. Ani bir hareketle, cam yakalad gibi, Petro'nun, boynuna kapanm bana indirdi. Vazo ard. Boynu ile omuzu arasna dt. Yine de ani darbe, saldrgann bir anlk aknlkla, gen kadn brakp frlamasna sebep oldu. Tatya, frsattan istifade, kanapeden kayarak yandaki kapdan yatak odasna kat. Salar dalm, dudaklar imi, boynu, gerdan parmak izleri ile kzarmt. Petro, omuzundaki acnn aknln atm, fke ile sylenerek arkasndan geliyordu. Tatiana, dehetle, kk yaz masasnn ekmecesinde sakl, minik balo tabancasn ald. Srtn dolaba vererek, tabanca elinde, dmann bekledi. Petro kapda belirmiti. Bir eli ile boynunu ovuturuyordu. Yznde sevgiden eser yoktu. Birbirine yakn mavi gzleri, donmu renkli buz paralan gibi bakyordu. Tatiana, onun hakiki yzn ilk defa grdn anlad. Senelerdir arkada bildii Petro deildi bu. Son derece sakin, kendinden emin bir ses tonu ile konutu: "Buradan derhal kp git, beni kt bir ey yapmaya mecbur etme. Yemin ediyorum Petro, bir adm atarsan vururum seni. ocukluk yllarnn ansna, beni buna mecbur etme."

Petro, mcadeleyi daha fazla uzatmasnn gereksiz olduuna inanmt. Kollarn iki yannda ileri geri sallad. Karsndakine 274 Kurt &yT (Q& aalayarak bakt. "Peki, sen bilirsin. Ama piman olacaksn. Senin Kurt Seyit'ini yaknda kurtlar kapacak. Tabi, o daha evvel kap, yok olmadysa. Senin halin de ne olur bilemem. Er, ge yalnz kalacaksn. Bir gn karma karsan, yemin ederim seni tanmayacam, bilesin Tatiana Tchoupilkina." Sonra, elinde silah, kendisini mesafe ile takip eden gen kadnn nnde kapya gitti. Unutmu olduu bir eyi hatrlam gibi, durup dnd: "Ha sahi, senin Krml prensine syle, bu i Petrograd'da bitmeyecek. Yalta yolunu iyi bilirim. " Alayl bir baktan sonra dar kt. Kapanan kapnn ardndan, Tatiana, titreyen ellerinden silah brakp, ilk iskemleye kt. Toparlanmas uzun srd. Btn bu olanlar Seyit'e ve Celil'e nasl syleyeceini bilemiyordu. Sevdii adamn ve arkadann buradan uzaklamas gerektiine inanyordu. Ama onlara nasl anlatacakt? Kendisi ne yapacakt? arya gitmeyip, onlar beklemeye karar verdi. Beklerken zaman gemek bilmiyordu. Kulanda Petro'nun szleri yanklanp duruyordu: "Er, ge yalnz kalacaksn, er, ge yalnz kalacaksn..."

Hayr, Celil'i kaybetmeye dayanamazd. Karlaacaklar ne olursa olsun, onunla kalacak veya onunla gidecekti. Onsuz yaayamazd. Celil onun kaderiydi. Ve o, kaderine oktan razyd. 275 Nermin Bezmen Petrograd'a Veda 16 Nisan 1917 tarihinde, Vladimir Ilyich Ulyanov Lenin'i svire'den getiren zrhl tren Petrograd'a girmek zereyken, homurtularla, ddklerle gardan ayrlan bir baka tren de sratlenerek, gneye doru uzaklayordu. Almanlar'in kendisine sunduu artlarn rahatl ile, lkesine dnen Lenin mutluydu, heyecanlyd. 1905'den bu yana bekledii ortam artk pekimiti. Rusya, onun hayallerindeki memleket olma hazrlndayd. Odessa yolundaki trende oturan baz yolcular iin ise, Rusya bilinmeyen sona doru gidiyordu. Seyit, Celil ve Tatiana, yerletikleri kompartmanda, birbirlerini tanmayan kiiler pozunda seyahat ediyorlard. Krm'a varncaya kadar dikkat ekmemeye zen gsteriyorlard. Sadece birer valizleri vard. Petrograd'daki evi, lona Vetrovna ve Aktem'e teslim etmilerdi. Seyit, son bir defa Tsarskeyo Selo'daki evine uramak niyetindeydi ama bunun tehlikeli olacan dnen Celil onu vaz geirmiti. Seyit, emektarlar Ganya ve Tamara Karlovi'e

yazd ksa bir notla eve sahip kmalarn istemiti. Hepsi, suskun ve dnceliydi. stasyonlarda ihtill yesi grevliler devaml sorgulama yapyorlard. Her defasnda, yrekleri azlarnda beklediler. Tatiana'nn baklar "u yolculuk bir bitse!" der gibiydi. Kar istikametten gelen treni JYUKT 0HUR/1 beklemek zere durduklar kk bir ky istasyonunda, peronun dier tarafnda, ihtillcinin arasnda perian bir adam grdler. Adamcaz ayakta duramyordu, yz gz kan iindeydi. Yandan, cssesinden utanmay brakm, hngr hngr alyordu. Kilerindeki msr ununu ihtill komitesine teslim etmedii iin tutuklanm, gtrlyordu. Diz km, akan burnunu, pis, yrtk ceketinin koluyla silerek, salyalar arasnda yal varyordu: "Sadece iki uvald... onu da aldnz, ne olur, brakn beni... ben yoksul bir kylym... ne olur..." Ayaktaki adamlardan biri, sakalna karm uzun byklarn, burduu elinin avucuna koca bir tkrk oturttuktan sonra, dier elinde duran tfeini kavrad. Dipii ile, yerde alayarak srnen adamcazn bana vururken pis bir kfr savurdu: "Kes sesini be orospu ocuu, yetti zrlt dinlediimiz, kes!" Bana inen son darbeyle kyl yz koyun devrilmi, inlemesi, alamas bitmiti.

Tatiana, hayatnda ilk defa bylesine szler duyuyordu. Utanla yz kzard. Grdklerinin deheti ile, lklar atarak, cama doru frlad. Celil, ekerek onu yerine oturttu. Alamaya balayan gen kadnn ban gsne yaslayarak, onu sakinletirmeye alt. Kar peronun treni istasyona varmt. Ddkler ald, lokomotifin hzlanan ses temposu ile dumanlar, slklar arasnda mutsuz, sefil, kk ky geride braktlar. Gneye doru ilerledike, yaadklar tatsz olaylar unutmaya balamlard. Getikleri yanp, yklm, yamalanm kyler, talan edilmi tarlalar yerini ayr bir dnyaya brakyor gibiydi. Hava gittike lnmt. Atklar camdan ormanlarn, tarlalarn mis gibi kokusu, lk bir rzgrla kompartmana doluyordu. Biraz olsun keyiflenmeye balamlard. Tatiana derin bir nefesle, baharn bu hi tanmad topraklardaki kokusunu iine ekerken, Celil'in elini skca kavrad. Konumadan, glmseyerek, sevgiyle gzlerinin iine bakt. Onunla olmaktan 276 277 Ncrmin Bezmen I duyduu mutluluk yznde okunuyordu. Erkek, onun salannn arasna kondurduu efkatli bir ple karlk verdi. Tatiana, Celil'in omuzuna ban brakm, yar kapal gz kapaklarnn arasndan yeil tepeleri, sar

tarlalar seyrediyordu. Sanki cehennemden kam, cennete doru yol alyorlard. Ancak, bu sknet ok devam etmedi. Tren, aniden, ac bir fren sesi ile durdu. Merakla uzanp, pencereden darya baktlar. "Bir bu eksikti. Allah kahretsin." Treni durduran askerlerin kollarndaki kmz bantlar, Bolevik saflarna getiklerini gsteriyordu. Kaak olmalydlar. "Celil, trenden derhal inmemiz lzm." Tatiana, gzlerini aarak sordu: "Burada m? Bu sszln ortasnda nereye gideceiz Seyt?" Celil, iaret parman dudana koyarak, gen kadn sakin olmaya davet eti. Sonra, kulana eilip yavaa fsldad: "Baka aremiz yok Tatya. Bu adamlar treni tek tek tarayacaklar. Bizim inmemiz lzm." "Sizi brakmam. Ben de geliyorum." Celil ve Seyit, bir an iin onu durdurmay dndlerse de, mnakaa etmek iin fazla vakitleri yoktu. Valizlerini kaptklar gibi, birbiri ard sra, trenin en sonundaki vagona doru ilerlemeye baladlar. Mmkn olduu kadar, telasz grnmeye alyorlard. Aslnda, onlarn ne yapt kimsenin umrunda deildi u an. Herkes, treni durdurup, vagonlar arasnda kfr dolu emirler yadrarak dolaan askerleri seyrediyordu. Adamlarn ne arad, ne istedii belli deildi. Halk sululuk hissi iindeydi. Piyango her hangi birine kabilirdi. Geri, artk kimseye datacak

bir eyleri kalmamt. Ellerindeki knlardan baka. Ne hayvanlar, ne budaylar vard yklerinde. Ama yine de korkuyorlard. 278 JVURT Aranan biri ile isim benzerlii, ayn kyden olmalar, hatta antipatik grnmeleri bile, cezalandrlmalar iin kfi sebep olabilirdi. Bu rkeklik iindeki bekleyi, Seyit ve arkadalarnn iine yaramt. En son vagonun da dna kp, melip beklediler. Askerler trene yerlemi olmalyd. Tiz bir ddk, ve hafiften ykselen homurtular arasnda, tren raylarn zerinde kmldand. Seyit'i takiben, dierleri de nce valizlerini aaya frlattlar. Ardndan, bir iaretle, Celil atlad ve trenin pei sra komaya balad. Tatiana atlarken ona yardmc olmak istiyordu. Gen kadn, hi beklemedii bu macera karsnda, derhal kesin tavrn taknmt. Korkunun faydas olmayacan biliyordu. Eteklerini toplayarak kendini aaya brakt. Dizleri zerine kapaklanmak zereydi ki, Celil kendisini yakalad, birlikte raylarn zerine yldlar. Onu hemen takiple Seyit de vagonun basamandan akllarn zerine zplad. Tren homurtular artarak hzland ve uzaklamaya balad. Genler, artk grlmediklerinden emin olarak, antalarn topladlar. Gz alabildiince uzanan buday tarlalar iinde bir yerdeydiler.

"Nerede olduumuzu tahmin edebilen var m?" Tatiana'nn sorusu hepsi iin geerliydi. "Hayr ama tren yolunu takip edersek, bir sonraki istasyon bize nerede olduumuzu gsterir." "Bunun iyi bir fikir olduunu sanmyorum Celil. Demin treni durduran kaaklar da, tren yolunu takip ediyorlard, unutma." "Haklsn." Tren yolunun izini kaybetmeden, mmkn olduu kadar tarlalarn arasndan yrmeye altlar. Ama bir zaman sonra, raylar ak araziye doru yn deitirince, aresiz kaldlar. Buday baaklarnn azalp yerini aalara brakmaya balad tarafa yol almay tercih ettiler. Akama doru, henz zeri kapal bir kulbe dahi 279 NcrminBczmcn grememenin mitsizlii iindeyken, orman yolundan gelen atl arabay sevinle izlediler. Patikaya kp el salladlar. Kyl, atlarn durdururken rkek ve temkinliydi. Konumadan onlar izledi. Dzgn, ehirli kyafetleri ve tavrlar ile buralardan olmadklar belliydi. i biraz rahatlamt ama yine de, bugnlerde, kimin ne olduu belli olmuyordu. "Buralarda geceyi geirebileceimiz bir yer var m?" "Az ileride benim kym var beyim, kalacak bir yer aryorsanz, sizi evimde misafir edebilirim."

Kyl, onlarn, bir an dndklerini grnce huzursuzluklarn anlad. "Merak etmeyin beyim, emniyette olursunuz. Bana gvenin." Zaten, baka areleri de yoktu. Arabann arkasndaki odunlarn yan sra dizilip oturdular. Kylnn, "az ileride" dedii ky, bir saatlik mesafedeydi. Aslnda, karanln basm olmas ilerine geliyordu. Yol boyu hi konumadlar. Arabac da ayn sessizlikteydi. Sanki, yolcu onun arabasnda deildi. Yalnz bana yol alrcasna ilerliyordu. Ky denilen yer, ormann ortasnda, dank yerlemi sekiz on kulbeden ibaretti. En sonda, byk aalarn arasnda kaybolmu olann nnde durdular. Kyl, atlarn evinin nndeki aaca balarken ilk defa konutu: "Merak etmeyin efendim, burada kimse sizi rahatsz etmeyecek. kram edecek fazla bir eyim yok ama, hi deilse can derdiniz olmaz." Adam takiben, ieri girdiler. Tek gz odann bir duvarn kaplayan byk bir ocak vard. Ocak, odann iine doru kntl yaplmt. st ksmnda, ince bir iltenin yatak olarak kullanld belliydi. Krk bir iskemle, duvara asl eski bir ka kap kaak, kulbenin tm eyasyd. Tatiana ilk defa byle bir sefalete ahit oluyordu. Etraflarna bakndlar. Kyl, oca yakp, su dolu kazan atee srd. Sonra mahcup bir tavrla

280 KURT SYT konutu: "Kusura bakmayn efendim, size oturun diyecek bir yerim dahi yok ama, durun... u ilteyi yere koyarsak, belki daha rahat edersiniz." Seyit, adamn omuzuna elini koyarak, telann yersiz olduunu syledi. "Bize byk yardm ettin, daha fazlas can sal. Dert etme... ey... ismin neydi?" "Stepan efendim, Stepan Milovi." "imdi bize nerede olduumuzu syler misin Stepan?" Adam, kaln sakaln kayp, bir an dnd. Sonra glmsedi. "Burasnn haritada bir yeri olduunu sanmyorum efendim. Buraya, senelerdir ilk defa gelen yabanclar sizlersiniz. Ama, ille de bir isim sylemek gerekirse, Riazan'a yakn bir yerlerdeyiz." "Ne kadar yakn?" "Eh, atl araba ile bir gne batmlk yol." Kyl, kulbesinin kaplarn amakla beraber, misafirlerinin kendisine ne kadar emniyet edebileceklerini bilmiyordu ama bir cesaretle sordu: "Siz ne tarafa gitmek istiyordunuz, efendim?" Seyit'le Celil gz gze geldiler. Aldklar cevap onlar artmt. Zira, adamn dedikleri doru ise, gitmek istedikleri istikametten ok uzaklara dmlerdi.

Seyit, kylye verecekleri cevapta temkinli olmay elden brakmak istemiyordu. "Neden sordun Stepan?" Adam, yine deminki mahcubiyeti ile, ban edi. Sakaln svazlad. Sanki, ne yapacan bilmedii anlarda tekrarlad bir 28i NCRMN BSZMCN hareketti bu. "Eer gneye doru inecekseniz, size yardmc olabilirim." "Ne tarafa?" Stepan, bir an, tereddt etti. imdi de o, karsndakilere doruyu syleyip syleyemeyeceini bilemiyordu. Onlarn kendisini merakla takip eden yzlerini szd. Asil olduklar, birilerinden katklar belliydi. Onlardan bir ktlk gelemezdi kendisine. "Size gvenebilir miyim, efendim?" Seyit'in cevab, biraz evvel aklndan geenleri onaylyordu. "Bize syleyebilirsin Stepan. Sana bir zararmz dokunmaz. Biz de yolcuyuz. Yolunu deitirmek zorunda kalan yolcular. Belki de birbirimize yardmc olabiliriz." Kyl rahatlam grnyordu. "Bir ka gn sonra buray boaltyoruz efendim. Arkadalarla beraber Rostov'a gidiyoruz." Seyit, adamn izahn dinlerken, birdenbire, o ana kadar dikkatini ekmemi bir eyi fark etti. Nasl olmutu da imdiye kadar uyanmamt. Karsndaki adam kyl falan

olamazd. Nerdeyse sadece burnu ve gzlerini akta brakacak ekilde yzn saran gr ve kaln sakal, belli ki, yzn saklamak iindi. Elleri, oduncu bir kylnn elleri olamayacak kadar dzgnd. zerindeki kln btn hrpaniliine ramen, Seyit, karsndaki gen adam subay elbiseleri iinde canlandrabiliyordu. Ezik, utanga kyl tavrlar olduka muvaffak olmutu. Ama, artk, onun sahte bir kimlie brndnden phesi kalmamt. Glmseyerek sordu: "Nereli olduunu syleyebilir misin Stepan?" "Sheptukovka'danm, efendim." 282 JYURT 8YT "Dierleri de senin gibi mi Stepan?" Stepan, sakaln kartrp, akn baklarla bakt. Seyit, ona izahla, duruma yardmc olmaya alt: "Yani, onlar da senin gibi cepheden mi dndler?" Tatiana ve Celil, Seyit'in bu szleri zerine, Stepan kadar armlard. Gen kyl, ocan yanndaki odunlarn zerine kt. imdi konuurken, lisan bir Petrogradl kadar temizdi. "Nerden anladnz, efendim?" Seyit, ban iki yana sallayarak gld. "Bir kere bu hitap eklin, askerden bir alkanlk olsa gerek." Sonra ciddi bir tavrla, krk iskemleyi gen adamn karsna ekip oturdu.

"Evet Stepan... Stepan da, yoksa, bu sakal gibi uydurma m?" "Hayr, Stepan gerek ismim." "Cephede ne grevdeydin Stepan?" "Prusya cephesinde, topu birliindeydim." Birden duralad. Daha fazla anlatmak istemiyordu. Her ey ortaya kmt ama o daha karsndakilerin kimliini bilmiyordu. Seyit onun rahatszln fark etti. "Konuabilirsin Stepan. Bizden ekinme. Bizler de ayn yerden geliyoruz. Seninle ok ortak tarafmz olmal. Rahat konuabilirsin. Seni temin ederim." "Kusura bakmayn, efendim. Artk kime gvenebileceimizi bilmiyoruz. Kendi askerlerimin ihanetini yaadm cephede. Bir stemen ve drt temen arkadala beraber kaabildik. Dierlerini para para ettiler. Dmann yapmadn yaptlar." Dierleri, onun anlattklarnn doru ve samimi olduunu biliyorlard. Seyit, ayaa kalkarken sordu: "Rtben neydi Stepan?" 283 NCRMN BCZMCN Stepan, alkanlk, ayaa kalkp, bacaklarn birletirip hazrol vaziyetinde durdu. Kyl elbiseleri iinde komik duruyordu. "Temen, efendim." "Aramza ho geldin Temen Stepan Milovi." Delikanllar, askeri selamlarla tanmalarn

tamamladklarnda, buzlar erimiti. Artk, ayn kampta olduklarndan emin, gnl rahatl ile konuuyorlard. "Sheptukovka'l olduuna gre Kazak olmalsn." Seyit'in sorusuna Stepan ban sallayarak cevap verdi. "Rostov'da bir hareket mi var yoksa?" "Evet, efendim. General Bogayevsky'e katlmaya gidiyoruz. Tek midimiz, Bolevikler Kafkaslar'a inmeden onlar durdurmak. Belki gneyi kurtarabiliriz." "Rostov'da m toplanyorsunuz?" "Hayr, orada dier arkadalarla buluup Ekaterinodar'a geeceiz. Bir grup da Novorosisk'de kalacak. Siz ne tarafa gidiyordunuz, efendim?" "Biz Odessa yolundaydk. Ama iler umduumuz gibi olmad. imdi buradan Yalta'ya gemeye alacaz." "O zaman, bizimle gelin efendim. Artk, tren istasyonlar, trenler emniyetli deil. Biraz uzun srecek ama, hi deilse bizi koruyacak insanlar arasnda yolculuk edeceiz." Bu, dndklerinden ok baka bir gelimeydi fakat ne de olsa yolculuklarn tamamlamak iin bir mit domutu. Pln kabul ettiler. Ertesi sabah, Riazan ormanlarnn derinliklerinde, bir grup kyl, krk dkk arabalarnn zerinde, gneye, Don nehrinin hakim olduu topraklara doru yola kt. Yolculuk bekledikleri gibi, kolay olmad. Bolevikler, yer yer gneye doru szmaya balamlard. Gnlerle, bazen haftalarla,

284 Kurt &m && ormanlarda, tarlalarda saklanmak zorunda kalyorlard. Kazak kylerine vardklar zaman, tek tek ortaya kp, gda eksiklerini tamamlamaya bakyorlard. ou zaman da, a uykuya gittikleri oluyordu. Grubun iindeki tek kadn Tatiana olmasna ramen, hi bir ikyeti duyulmuyordu. Artk, yaamla, lm arasnda yolculuk yaptklarnn farknda, btn zorluklara erkeklerle ayn kuvvette gs germeye alyordu. Mariinsky Tiyatrosunun sahnesinde ve Petrograd'n lks salonlanndaki hayat artk bitmiti. Rostov'a vardklar zaman, Aralk ay gelmiti. K, kendini iyice hissettirmiti. Geri, Petrograd ayaz buralarda hakim deildi ama yola yaz ortas ktklar dnlrse, sanki yllardr bitmeyen bir seyahati yayorlard. Stepan, Rostov'a varr varmaz, Seyit ve arkadalarnn Yalta'ya en emniyetli yoldan gidebilmeleri iin hazrlk yapt. Yol olduka sapa ve ssz olmakla beraber, Ker yarmadas zerinden gideceklerdi. Ama bu arada, Seyit, Krm'a hemen gemek fikrinden uzaklamt. Ancak, bu dncesinin Celil ve Tatiana'yi etkilemesini istemiyordu. Onlara durumu atnda, kararll belliydi. Rostov'un eski otellerinden birinde kalyorlard. Bir gece, minenin etrafnda oturmu, yol hazrlklarn konuuyorlard.

"Celil, sen Tatya ile beraber, doru Yalta'ya git. Babam bul, yerlein. Ben daha sonra geleceim." "Neler var aklnda yine Kurt Seyt?" "Onu ok merak ediyorum. Bak, yolumuz nereden nerelere geldi? Ona o kadar yaknlardaym ki, grmeden gidemem." Celil, arkadann kimden bahsettiini ok iyi biliyordu. "Seyit, harbin, ihtillin ortasndayz. lgnlk etme. Hem buradan ka gnlk yol Kislovodsk. Baksana aylardr yoldayz. Eminim, oraya da ayn artlarda yolculuk edeceksin." "Hi kendini yorma Celil, kararm kesin. Yolumun bunca 285 NcrminBczmcn uzayp buralara kadar gelmem, kaderin bir cilvesi olmal. Onu bulmalym." Celil onun inadn iyi bilirdi. Pes etmi bir ifade ile, arkasna dayand. "O zaman hep beraber kalyoruz. Nereye gidersen, beraber gidiyoruz." "Olmaz Celil, sen Tatya'dan da sorumlusun. Onu daha fazla tehlikeye atamayz." Her ikisi de, Tatiana'nn sesiyle, balarn dndrdler. Gen kadn, kollarn kavuturmu, onlar dinliyordu. "Benden hi biriniz sorumlu deilsiniz Seyit Eminof. Madem buraya kadar gelmek kaderin cilvesi, bu bizim de kaderimiz demek deil mi? Celil'e katlyorum. Seninle beraber geleceiz."

Seyit, kranla, onlara bakarken glmsedi. "Pekl, ikinizle birden baa kabileceimi sanmyorum. O zaman hep birlikte gidiyoruz." 286 Kurt &m &h\\ra Kislovodsk Aralk, 1917 30 Aralk gecesi, yeni yla bir gn kala, Kislovodsk'da Julien Verjensky'nin evi, bundan evvelki ylbalanndan ok farkl olarak, karanlktayd. Sadece st kattaki bir iki odasndan hafif k szyordu. Shura, odasnda, dolap, ekmece ve yatan zerindeki valizler aras kouturup duruyordu. Dads ve annesinin yardm ile, en gerekli olabilecek eyalar seilip, valizlere yerletiriliyordu. Ykaterina Nicholaevna dnceli bir ifadeyle valizlere bir bak attktan sonra en byk olann ekip kenara brakt. "Buna gerek yok. Ne kadar hafif gidersen, o kadar iyi olur Shuruka." Bir saat kadar sonra, kapanan iki valiz ve bir kk seyahat antas ile, Shura yolculuuna hazrd. Samur apkas ve manonu, valizlerinin zerinde bekliyordu. Atl araba kapya yananca, evin giri katndaki antrede hznl bir vedalama balad. Shura, gz yalar iinde annesine sarld. Ykaterina Nicholaevna, gzndeki yalan zor tutuyordu. Kk kzn, kollar arasnda, bebek sallar gibi salladktan sonra, yanaklarndan doya doya pt.

"Alama Shuruka, alama, yaknda her ey yoluna girecek, yine hep bir araya geleceiz. Hem, amcann yannda emniyette 287 NerminBszmcn olacaksn." Shura, gz yalan arasnda, Valentine'le ve dads ile de vedalat. Eyalar arabaya yklenirken anne ve ablas ile tekrar kucaklatlar. Uzaktan duyulan top sesleri zerine, irkilerek, gkyzne baktlar. arpmalar ok yaklam olmalyd. Gn lacivert k gecesi rengi iinde klar yayld. Ykaterina Nicholaevna kzn arabaya doru gtrd. "Haydi canm, artk acele etmelisin. Treni karacaksn." Atlar dolu dizgin frladnda, Shura ban geriye evirip, gzden kaybolana kadar, baba evini seyretti. Bu evle beraber, geride brakt ailesini, gzel ocukluk gnlerini imdiden zlemiti. Arabacdan utanmasa, hngr hngr alayacakt. Paltosunun yakasn kaldrp, dudaklarn srd. Kendini zor tutuyordu. Gzlerinden inen yalar arasnda evi kaybolmutu. Kislovodsk'un sessiz sokaklarndan, caddelerinden geerek istasyona geldiklerinde, Shura grd kalabala inanamad. Anlalan Kislovodsk'dan uzaklaan bir tek kendisi deildi. Peronu dolduran bir sr insan daha, en kymetli olan eyalarn sktrdklar valizlerine sarlm, kendilerini yaklaan dmandan

karacak mit trenini bekliyorlard. Shura, baba evinin emniyetinden, annesinin efkatinden ne kadar uzaklamakta olduunu anlamaya balamt. imdi, yaama doru kamaya alan, gzleri korku dolu, nereye gidip ne olacaklarn bilmeyen yzlerce, binlerce insandan sadece biriydi. Bu mcadelede hepsinin yeri eitti. Trenin sesi daha uzaklardan duyulur duyulmaz, istasyon maher yerine dnd. ocuklarn ekeleyenler, birbirini iteleyip, dirsekleyip yol amaya alanlar, gen kz aknla drd. Byle bir mcadeleye hazrlkl deildi. Valizlerini elinden drmemeye alarak, arabacnn kendisine at yoldan ne doru ilerlemeye alt. stasyon memurlarnn, halk dzene davet etmek iin yaptklar ikazlar be para etmiyordu. Kislovodsk'dan kaanlar Novorosisk'e gtrecek olan tren, 288 yk treninden baka bir ey deildi ve zaten daha evvelki istasyonlarda tklm tklm dolmutu. Shura, arabacnn ve zarif yapl gen bir adamn yardm ile, trene ayak bastnda, hayatnn adeta srklenerek yaanmaya balandn hissetti. Sanki, artk, hi bir ey kendi elinde deildi. uvallarn, torbalarn, odun- ve saman ynlarnn arasnda, balk istifi gibi dizilmi insanlarn yzlerine, ii rpererek bakt. Bu yzlerin hayatlarnda gldne, keyfi, mutluluu tattna inanmak zordu. Sanki, bu

kederli, dargn bakl yzlerle domulard. Tabi ki bu doru deildi. Sava ve ihtill ne kadar deitirmiti insanlar. Vagona trmanmasna yardmc olan delikanl, bu defa da dipte bir kede, nispeten nefes alabilecei bir yer ayarlam, iaretle onu aryordu. Gen kz, onun, bunu tamamen kibarlktan yaptnn farkndayd. Kendisinden her hangi bir rahatszlk greceini sanmyordu. Msaade isteyerek ilerlemeye alt. Ama sanki, bu tr kelimeler artk mansn kaybetmiti. Bunun zerine, etraftan grdn taklit ederek, omuz ve dirsek vurup ilerlemeye alt. zerine ylan insanlardan nerdeyse boulmak zereydi. Yabanc gencin, elini uzatp yardm etmesi sayesinde, az, ok nefes alabilecei keye kendini att. "Ne tarafa gidiyorsunuz?" "Ekaterinodar'a." "Ne yazk ki, uzun mddet, bu kalabalkla seyahat etmek zorundasnz." "Ka gn srecek dersiniz?" "Kim bilir? Belki on gn, belki daha fazla." Shura, hayl krkl ile, gzlerini at. "Ne diyorsunuz? O kadar uzun mu yol?" "Eskiden olsa deildi tabi. Ama imdi, bu artlarda, oraya varmamz bile bir ans." 289 NCRMN DCZMEN Gen kz, bu szden rkerek, delikanlya dikkatle bakt. Ama, onun yznde kaderi kabullenmi, hatta alayla karlar bir ifade vard. Btn bu olanlar, sanki bir tiyatro seyreder gibi izliyordu. Shura, onun,

yannda olmasndan gizli bir huzur duydu. Bu lgn kalabalk arasnda, yannda kendisine yardmc olan birinin varln hissetmek, gven duygusu veriyordu. Gen adam, onun valizlerini iyice dibe, st ste dizdi. Sonra, ayakta durduklar takdirde alnlarna gelecek hizadaki tahta kk srgy ekerek minik pencereyi at. Aslnda buna pencereden ziyade hava delii demek daha doru olurdu. Shura, ona minnetle bakarak, glmsedi. Bu gence ii snmt. Bu, beenmek veya k olmak duygularndan ok farklyd. Onun iyiliine, kibarlna kar yapabilecei tek ey zaten scak bir glmsemeden baka bir ey olamazd. Tren, kh sratle ilerliyor, kh herkesi birbirinin zerine deviren sert frenlerle duruyor, bazen saatlerle bekliyordu. stasyon haricindeki durularla ilgili, annda, azdan aza sylentiler vagonlar arasnda dolayordu. Kimi, Bolevikler'in yollar zerinde olduunu, kimi, geriye gnderileceklerini fsldyordu. Aslnda hi kimsenin bir ey bildii yoktu. Shura, her seferinde heyecanlanrken gen adam sadece glmsyordu. "Gryor musunuz? nsanlar kendilerini mutsuz edecek, hatta hayatlarn karartacak bir ey dahi olsa, kendi uydurduklarna inanyorlar. Bu, daha iyi bir gelecekten midini kesmi insanlarn inanma ihtiyacdr." Shura, onun bilgi tavrla konumasn dinlerken, glmsemeden edemedi. Bu gen

adam, garip biriydi. Garipti ama bu skntl, korkun yolculuu onunla yan yana yapmas da bir anst. Yolculuklarnn nc gnnde, garip, kibar gen adam, bir eyler almak iin indii bir istasyonda, tekrar geriye dnmedi. Tren hareket edene kadar, Shura merakla bekledi. Ama onu bir daha hi gremedi. Ya baka bir vagona binmiti veya hi binememiti. Birden, etrafn evirenlerin arasnda kendini 290 Kurt to (0 &nmA yapayalnz, korumasz hissetti. Son istasyona varana dek, kimseyle konuup ahbaplk etmemeye karar verdi. Ne kadar sessiz ve kendi kendine olursa, o derecede emniyetteydi. Yol bitmek bilmiyordu. Shura, her gn durduklar istasyonlarda kulak kabartp, nereye geldiklerini anlamaya alyordu ama Novorosisk ad henz sylenmemiti. Valizlerinin zerinde, adeta tner gibi oturup, hayllerinin kendini avutmasn mid etti. Annesi ve Valentine ne yapyordu acaba imdi? Babasn, gzne ya gelerek hatrlad. Onun lmne hl alm deildi. Aabeyleri acaba nerelerde, kimlerle arpmaktayd? Seyit... o neredeydi? Sevdii adam dnd an, yreine bak girmi gibi oldu. Onu tamamen kaybetmiti artk. Mektuplarnn ona ulatndan emin deildi. Hi bir cevap da almamt. Cepheden dnp dnmediini, sa

olup olmadn bilmiyordu. Belki de ar ailesi ile beraber tutuklananlar arasndayd. Alarken grlmek istemiyordu. Gzlerini sk sk kapayarak kendine hakim olmaya alt. Tam on gn sonra, Novorosisk'e vardlar. Shura, uyumu bacaklarnn zerinde sendeleyerek, kalabal yarmaya alt. Bu kbus gibi yolculuun bittiine seviniyordu ama imdiden sonra neler olaca da onun iin mehuld. Aradan bu kadar gn getikten sonra, amcasnn kendisini karlayabileceinden hl emin deildi. General Bogayevsky, zel treni ve maiyetindekiler ile beraber, belki de artk Novorosisk'ten ayrlmak zorunda kalm olabilirdi. Perona ayak bastnda, iini bir korku kaplad. Korkusu gerekletii takdirde, ne yapabileceini bilemiyordu. Olduu yerde beklemekten baka aresi yoktu. Hava kararmaya balamt. Kar, bir mddet evvel istasyonu terk eden trenin raylar zerindeki izini oktan kapamt. Belki de ok fazla souk deildi ama Shura, iinde artan korku ve aresizlik ile, buz altnda plak kalm gibi yordu. Paltosunun yakalarn kaldrarak manonunu yzne siper olacak ekilde tuttu. Artk, sessizlik kmesine ramen, peron hl ana baba gnyd. Giden trene binemeyenler, karlarn 291 Ncrmin Bezmen zerinde uyuklayarak, bir daha ne zaman gelecei belli olmayan bir sonraki treni

bekliyorlard. Shura, bu geceki akbetinin bu insanlardan farkl olmayacan dnmekteydi ki, yan banda duyduu sert admlarla dnd. Gen bir subay, beraberinde iki askerle, karsnda duruyordu. "Matmazel Alexandra Julianova Verjenskaya?" Shura, sevinten, subayn boynuna sarlacakt, neredeyse. Ayaa frlad. "Evet, benim." "Yzba Rubin. Sizi General Bogayevsky'e gtrmek zere hurdaym. Yalnz msnz?" "Evet, evet, yalnzm." Subayn iareti ile, askerler valizleri aldlar. stasyon knda kendilerini bekleyen arabaya bindiler. Shura, karlar yararak ilerleyen arabann kendisini amcasnn yanna, emniyete gtrd fikri ile, birden ne kadar mutlu olduunu hayretle fark etti. Shura, akamn karanlnda, tren raylarna paralel uzanan yolda, General Bogayevsky'nin zel trenine doru ilerlerken, kar istikametten gelen atl arabann iindekileri fark etmedi. Kam gibi vuran kar tipisinden korunmak iin, paltosunun yakas ve atks ile yzn iyice kapamt. 292 Novorosisk 1917 K Don Kazaklar'nn Ataman General Bogayevsky'nin treninden geriye, ehre doru dnen arabadaki yolcular, Seyit, Celil ve Tatiana'dan bakas deildi. Kislovodsk'a yaptklar maceral yolculuktan sonra, Shura ile ayn trende Novorosisk'e dnmlerdi.

Hi karlamam olmalar, kaderin kt cilvesinden baka bir ey deildi. Belki de, Kislovodsk yerine bir sonraki istasyondan trene yetiebilmeleri buna sebepti. Tatiana, delikanllar kendisini otelde beklerken, Shura'nm evine yapt ziyarette, dadsndan baka kimseyi bulamamt. Yal kadnn, Shura'ya gelen mektuplardan ismini biliyor olmas iini kolaylatrmt. Gen kzn, amcasnn yanna, Novorosisk'e trenle yola ktn rendii an, otele komu ve kiraladklar araba ile son srat, treni bir sonraki istasyonda yakalamaya almlard. Allahtan, dura kalka giden tren, onlara bu ans tanmt. On gn boyunca, her istasyonda, vagonlarn arasnda dolap sevdii kadnn yzn arayan Seyit, her defasnda hayl krkl iinde trene tekrar binmiti. Riazan'dan Rostov'a kadar beraber geldikleri Temen Milovi'i, Generalin maiyet treninde bulduklar zaman, delikanl onlara bir ey rendii an haber vermeye sz vermiti. Geceyi geirmek zere, yol kenarndaki hanlardan birine yerletiler. Trenin evresine, mmkn olduunca, yakn lrnak istiyorlard. Akam yemeinde, lahana orbas ve ucuz 293 NSRMN DCZMCN bir ie arab kabullendiler. Her eye ramen, bu son aylardr midelerine giren en gzel ve scak nd. kinci ie araptan sonra, ne zamandr uykusuz, gergin geen

gecelerin yorgunluu zerlerine kt. Odalarna ekilirlerken, Tatiana, Seyit'i teselli etmek istedi: "Eminim, Shura yaknda gelecektir. Koca Ataman'in yeeni, naslsa buraya varacaktr, grrsn. Haydi, artk biraz uyu Seyt." Gen adam, onun iyi niyetli dileklerine glmseyerek cevap verdi. Tatiana'yi yanandan ptkten sonra, Celil'in omuzuna dostane bir ifade ile vurdu. yi geceler dileyip odalarna ekildiler. Seyit, yataa uzand an, bacann ne kadar itiini ve zdrap verdiini fark etti. Bu gece, heyecandan veya ardan, bir ekilde, uykusuz sabahlayaca belliydi. Kalkp illarndan iki tane ald. Ardndan, bir sigara yakp, odasnn penceresinden darsn seyretmeye balad. Kar taneleri, neredeyse birer kapik byklne erimiti. Rzgr, engelleri paslanp kopmu khne kepenkleri oynatrken, asap bozucu bir gcrt kyordu. Bogayevsky'nin treni, hann nn rten kar tepeciinin ardnda, ileride bir yerlerde olmalyd. Kar bu kadar iddetli yamasa, belki aalarn arasndan grnebilirdi. Bu kadar yakn gelmiken kard sevgilisi iin duyduu zlem ylesine bykt ki, Seyit u an btn Rusya'y ve kendisini bekleyen tehlikeleri ve kt sonu unutmu grnyordu. l tesirini gstermeye balamt. zerindekileri zoraki karp, plak gvdesini yataa brakt. Btn yorgun

ve endieli olduu gecelerdeki gibi, yine, sanki uyank hayl gryor olmakla, derin rya gryor aras rahatsz bir uykuya dald. Babasnn kendisini Moiseyevler'in kapsnda pp harbe ayrld sabahn souu iindeydi yine. Ardndan, cephenin cehennem sca, sonra btn kaybettikleri, len arkadalar, zledikleri, bir daha gremeyecekleri, sra sra geit yaptlar. Bacann szs, derinden derine, ona uyanda bulunuyor, kendini hatrlatyordu. Sanki, vcudu uyurken beyni hl uyank kalmaya alyordu. Ryalarnn mekn ile ilgisi olmayan 294 Kurt &m (9 &h\\rj\ sesler de duymaya balamt. Uzaktan uzaa alan kap sesi, fsltlar, tekrar bir kap kapan ve birden genzini dolduran iek kokusu... ok iyi tand bir koku. Karpatlar'n orta yerinde ne ii vard bu kokunun imdi? Yznde ku ty hafiflii ile dolaan ince parmaklarn lkl, dudaklar zerinde scak bir rzgr dokunuu, sanki kbusunu harika bir ryaya evirmek zere gelen gzelliklerdi. Salarn yumuak taraylarla okayan ellerin temas o kadar canl, etrafn saran iek kokusu o kadar sahiciydi ki... Birden, kulana arpan fsltda isminin sylendiini duyar gibi oldu. Gzlerini, gzel bir hayli karacak olmann korkusu ile, at. Yan banda yaklm lmbann

, yatan kenarna oturmu gen kadnn yzn, boynunu aydnlatyordu. Zarif, gzel yznde yorgunluk, znt, endie, sevin, btn duygular bir aradayd. Yalar akan gzlerinde ise en ok ak okunuyordu. Bu gzel, k gen kadn, Shura'dan bakas deildi. Hi bir sz sylemeden, lgnlar gibi sarldlar. Bir mddet, konumaya, kprdamaya dahi ekindiler. Kavutuklarna, birbirlerine dediklerine, bunun bir hayl olmadna inanmak istiyorlard. Shura, ban Seyit'in boynuna gmm, sessiz sessiz alyordu. Gen adamn plak omuzlarna deen lk gz yalar, sanki, geen onca acl zaman unutturan iksir damlalar gibiydi. Sol kolunun arsna aldrmadan, sevdii kadn skarak gsne ekti. Onun, dalan sapsar salar arasnda yalarla kaplanm yzn pcklere bodu. Dudaklar birbirini bulduunda, iki yllk susuzluklarn bir koca yudumda gidermeye alr gibiydiler. Konuacak, anlatacak ne ok eyleri vard. Ama, u an vcutlar ve ruhlar ile en ok hissettikleri, birbirlerine olan alklaryd. Shura, gz yalar arasndan, sevgilisinin yzne baktnda, onun ayn 1916 knda, ilk karlatklar geceki baklarn grd. akmak akmak parldayan, arzu dolu lacivert gzler, gen kadna tatmak zere olduu anlarn zevkini nceden yaatr gibi bakyordu. Shura, btn vcudunun

titrediini hissetti. Kendisini, sevdii erkee bir an nce vermek iin 295 NcrminBszmcn 1 sabrszlanyordu. Seyit'in, bluzunun dmelerini zmek arzusu ile uzatt elini, avular arasna alp dudaklarna gtrd. Derin, scak bir p kondurduktan sonra ayaa kalkt. Seyit, onun, lmbann nda yava yava plak bir heykele dnen vcudunu seyrederken, ne zamandr gvdesini ezen arlarn yok olduunu hissetti. Kemikleri, kaslar ary unutmutu. imdi her uzvu, her siniri gerilmi, kannn gittike artan basnc ile ataletten kurtulmaya hazr bekliyordu. Shura, uzun salarn onun sevdii gibi am olarak zerine uzandnda, beyninden parmak ularna kadar yay gibi olduunu hissetti. zledikleri bedenlerini yeniden kefederken, kalpleri yerinden kacak gibi atyordu. lk sevimeleri, hasretin, aln, susuzluun giderilmesi telayla, lgncayd. Daha sonra, defalarla, bu sefer plaklklarn bir dierinin uzun sren sabrl ve efkatli okamalar ile aka davet ederek sevitiler. Sonra, smsk sarlm olarak yattklar yerde, ayn geirdikleri onca zaman birbirlerine anlattlar. Shura, amcas tarafndan karlandktan sonra, Temen Milovi bir frsatn yaratp ona Seyit'le ilgili mesaj vermiti. Gen

kz, onu, gece el ayak ekildikten sonra, kendisini hana getirmesi iin ikna etmiti. Bu, her ikisi iin de tehlikeli bir oyundu. Fakat Shura, Seyit'in varlndan haberdar olduktan sonra onu grebilmek uruna, her trl lgnl yapmaya razyd. Ancak, gn aarmadan yine kendisine ayrlan zel vagonuna dnmek zorundayd. Bundan sonra ne yapacaklar hususunda derhal bir eyler dnp karar vermeleri gerekiyordu. "Sanrm bir ka gn daha buradayz." dedi Shura, "Sonra, amcam beni Krm'a yollayacak. Orada emniyette olacamz sylyor." "Krm'a m gidiyorsunuz? Bu harika! O zaman bizimle ayn yere geliyorsun." Shura, bir an iin, onun artk yalnz bir erkek 296 Kurt &ot (0 umu olmayabileceini dnd. "Siz mi?" "Evet, ben, Celil ve Tatya." Shura, sevinten, bir lk atmamak iin kendisini zor tuttu. "Sahi mi sylyorsun Seyit? Onlar da burada m?" "Buradalar ya, hep beraber benim sevgilimi aryoruz." Shura, uzun zamandr bu kadar keyiflenmemiti. Glerek, ban erkein gsne dayad. Onun enesindeki derin ukurluu pt. Evinden ayrldndan bu yana ilk defa huzurluydu. Alaca karanlk zlmeye baladnda, Shura kalkp giyindi. Son kez hararetle ptler. Tekrar haberlemek szyle ayrldlar. Seyit

pencereden baktnda, sevgilisinin, yolun karsnda bekleyen Stepan'n yan sra, karlarn arasnda kaybolduunu grd. Bir an iin, srekli beklentilerinin ve korkun arzusunun, onu yaanmcasna hissedilir bir halusinasyona srklediini dnd. Ama, deildi. nanlmaz gecenin izleri hl orada, onunlayd. Gen kzn teninden yaylan iek kokusu havaya dalm, sandan drd firketesi araflarn kvrmlar arasnda kalmt. Seyit tokay alp, dudaklarna gtrd. Kaderin mucizesi bu olmalyd. Novorosisk'de olduklar ksa mddet iinde, bir ka kez daha bulutular. Tatiana'nn yanlarnda olmas ok eyi kolaylatryordu. Gen kadn, trendeki zel vagonunda Shura'y ziyaret ediyor, sonra beraber yrye kyorlard. Bu yryler esnasnda sevgililerin bulumalar gerekleiyordu. Shura, bir sabah yine ormana yrye gidecei saati drt gzle beklerken, karsnda Valentine'i buldu. ki karde, sevin lklar ve gz yalar iinde birbirlerine sarldlar. "Tinuka! Tinuka! seni ne kadar zledim, ne zaman geldin? nasl geldin, anlat." 297 Nermin Bezmen i "Bu sabah. Tahmin et bakalm, baka kimler geldi benimle beraber? Shura heyecanla ileri atld:

"Annem!?" Valentine, onun elini avucuna alarak yattrd. "Maalesef canm, annem deil. Ama grmekten ok sevinecein birileri. Konstantin burada. Ve, Vladimir." Shura, sevinle, bir lk daha att. Baron Konstantin, Valentine'in nianlsyd. Zavalllarn niandan bu yana bir arada olmak anslar olmamt. Vladimir, kzlarn byk aabeyleri idi. Sava srasnda, karargh yzbas olduktan sonra Prenses Pavlovna'nn zel muhafzlna seilmiti. Uzun zamandr onunla grmeleri mmkn olmamt. Demek tekrar cepheye dnmt. Heyecanla, ellerini rparak sordu: "Neredeler imdi? Ne zaman greceim onlar Valentine?" Valentine, kendisini yatan zerine atarak, bacaklarn uzatt. "Dur, Tanr akna Shuruka, bu kadar sabrsz olma. Bu yolculuu sen de yaptn. nsan ne hale geliyor biliyorsun. Bogayevski amcam onlara da bir vagon tahsis etti. Ykanp, uyuyup kendilerine gelecekler." "Kusura bakma Tinuka, o kadar heyecanlandm ki. Btn yolu hep beraber mi geldiniz?" "Hayr canm. Her ikisini de buraya geldikten sonra buldum. Biliyor musun, kader bazen ne garip oyunlar oynuyor insana." Shura'nn yanaklar kzard. Birden, ablas sanki onun hakknda her eyi biliyormu gibi geldi. Ama buna imkn yoktu. "Evet, haklsn."

Shura konumaya, ablasna Novorosisk'e nasl geldiini anlatmaya devam etti. Ama Valentine yol yorgunluuna fazla dayanamamt. Uzand yerde uyuya kald. Shura, onun 298 zerini rterek parmak ucunda darya kt. Seyit'le buluup sevinli haberi verdikten sonra, fazla vakit geirmeden trene geri dnd. Bir hafta boyunca, karde ve Baron Konstantin, General Bogayevsky'nin treninde hasret giderdiler. Bir hafta sonunda, Konstantin ve Vladimir, birliklerine dndler. Shura, ablasn tek bana brakamayaca iin, nadiren ve daha ksa srelerle, Seyit'le bulumak zere kaamaklar yapabiliyordu. arpmalarn artk gneye doru iyice yaklat, her an Kafkaslar'in Bolevik hatt iine girebilecei endiesi hzla yaylyordu. Aradan bir hafta daha gemiti ki, Valentine yine yaknlarda bir yerde olduunu rendii nianlsn grmek isteiyle, amcasna yalvard. Bu byk bir riskti ama Bogayevski, Valentine'in gz yalarna fazla dayanamad. Savata ne olaca belli olmazd. Gen kzn kendisini hayat boyu sulamasn istemezdi. Yanna adamn vererek onun bir, iki gnlne ayrlmasn onaylad. Ayn gnn akam, Bogayevsky'nin de Novoerkask'a gitmesi gerekiyordu. Shura'yi

kendisine tahsis edilmi olan vagonda, korumasn slenecek askerlerle beraber brakp, treni ile ayrld. Ertesi gn akama doru dnmesi gerekiyordu. Ancak, aradan be gn getiinde, ne Valentine'den, ne de General Bogayevsky'den bir haber yoktu. Shura, merak iindeydi. Seyit'le bulutuunda, artk, gz yalarn tutamyordu. Gen adam ona efkatle sarld. "Alama sevgilim. Biliyorsun, atmalar ok yaknlara kadar geldi. Yollar, bizim geldiimiz gnlerden daha kt. Belki de dn irtibat kesilmitir. Her eye hazrlkl olmamz lzm. Hem, ben yannda deil miyim? Haydi, alama artk. stersen, bir ka gn daha bekleyelim. Sonra bir karar veririz. Yalta'ya ne kadar erken gidersek, o kadar iyi. Orada bizi bekleyen ok i olacak." 299 NcrminBczmcn Shura, yaknlarn bir daha gremeyecek olmas fikrine almas gerektiini dnd. Yapabilecei tek ey, onlarn shhatte ve emniyette olmalarna dua etmekti. Aradan geen gnler, hi bir eyi deitirmedi. Seyit ve Celil, muhtelif subaylarla yaptklar sohbetler srasnda, Bolevikler'in ortal yakp ykarak hzla yaklatlarn dinliyorlard. u an, ihtillcilerin hmna en uzak yer Yalta kylaryd. Bir an evvel oraya varmalar gerekiyordu. Belki, hl daha, ok ge kalnm saylmazd. Seyit, Shura'ya,

Novorosisk'ten ayrlmalar gerektiini nasl izah edeceini dnrken, gen kz burada yapayalnz brakamayacan da iyi biliyordu. Ama, o nasl btn ailesini geride brakp gelebilecekti ki? Bu dncelerle kafas dalgn, kaldklar hana dnd vakit, gen kz odasnda, atein yannda otururken buldu. Alamaktan gzleri imiti. Seyit'i grr grmez onun boynuna atld. Gen adam, onun hi bir ey sylememesine ramen, ne endieler ve zntler tadn iyi biliyordu. Onu hasretle ptkten sonra, elinden tutup yanna oturttu. "Shura, canm, bak, sana daha evvel sorduum gibi bir soru daha soracam. yi dn. Benim, Aluta'ya dnmem lzm. Artk, byk Rusya'y kurtarabileceimizi grmyorum. Ama belki de Krm' kurtarabiliriz. Hem buradan btn kaanlar, u an Odessa ve Alurga'da toplanyorlar. Eminim, kaybettiin bir ok insan orada bulabilirsin." Shura, hi bir ey sylemeden, ona kapnn arkasndaki valizlerini gsterdi. Gen kz, kararn oktan vermi, sevdii erkekle kalmaya gelmiti. Seyit, onun gzlerindeki yalar sildikten sonra, kollarnn arasna ald. nlerinde yepyeni bir macerann yolu almt. O akam yolculuk kararn veren genler, sabah gn madan, Ekaterinador'a gitmek zere arabaya bindiler. Kendilerini Feodosia limanna kadar gtrecek bir gemi

bulduklarnda, epeyce ansl olduklarna inanmaya balamlard. Yolculuk 300 artlar pek konforlu saylmazd. Hatta byk sknt iinde geiyordu ama en azndan durdurulmadan, zerleri aranmadan, ak denizde yollarna devam ediyorlard. Kislovodsk ile Novorosisk aras yaptklar tren yolculuundan sonra, bu, adeta, bir cennet yolculuuydu. Paylatklar kamara, yk trenindeki vagondan sonra lks saylrd. Gemi tklm tklmd. st gvertede, cankurtaran sandallar iinde yatanlar dahi vard. Kar yayor, rzgr bak gibi kesiyor, Karadeniz ldryordu. Ama, insanlar btn bunlara razydlar. Her sknt, lm korkusundan iyiydi. Seyit'in, grevlinin eline tututurduu bir ka ruble, skk da olsa, bulunduklar kamaray sahiplenmelerini salamt. Feodosia'ya ayak bastklar zaman, hl, olduklar yerde sallanyor, balar dnyordu. Geceyi dzgn bir otelde geirip, biraz kendilerine geldiler. Scak bir banyo, gzel bir yemek ve araptan sonra odalarna ekildiler. Seyit, Shura' nn verdii son kararda hl tereddt edip etmediinden emin olana kadar, onu sevimek dahil hi bir mevzuda zorlamak istemiyordu. Gen kzn, geirecekleri cokulu saatlerin etkisinde kalp, sonradan piman olaca bir yolculua raz olmasn istemiyordu. Eer fikrini deitirirse, henz ok ge kalm saylmazlard. Yataa

girdikleri zaman, bunu ona sylediinde, sesinin tonundan ne kadar krldn hemen anlad. "Beni istemiyor musun?" Seyit, ona sarlarak kollarnn arasna ald. "Seni istemez olur muyum, benim kk sevgilim. Ama yarn, br gn Aluta'ya vardmzda, pimanlk duyman istemiyorum." Shura, erkein, omuzunda duran elini tutup pt. Sonra mrldand: "Seninle yaptm hibir eyden pimanlk duymadm Seyt, hi bir eyden." 301 Nermin Bezmen Sonra, kedi munislii ile dnerek, erkein vcuduna iyice sarld. Seyit, kollan arasndaki harika scakl iine ekmek arzusu ile, onu sard. Daha fazla konumalarna gerek yoktu. Her ikisi de ne istediklerini biliyorlard. En gzel olan da, ayn eyi istemeleriydi. 302 Kurt Ssyt (9 &hur/ Aluta'ya Dn Beyaz Rusya'nn kaaklan, en nihayet, ubat aynn son gnlerinde Aluta'ya vardklarnda, Seyit, arkadalarn doru badaki eve gtrd. Yanlarndaki gen kadnlarn, aile evinde pek byk bir hayranlkla kabul edilmeyeceklerini biliyordu.

Ba evinin hizmetkr smail Efendi, Seyit'i karsnda grd vakit, yerlere eildi, ellerini pt, koup karsn, gelinini seferber etti. Odalar ald, sofralar kuruldu. Genler, akamn bastran serinliine ramen, darda ardak altnda oturmak istediler. Paltolanna, manonlanna sarlp, Karadeniz zerinde gnein batn seyrederken, araplarn yudumladlar. Shura ve Tatiana, sevdikleri erkeklerle beraber geldikleri bu huzur dolu kede sevinten, mutluluktan uuyorlard. Nee iinde, uzun zamandr konumaya keyif bulamadklar konulan konumaya balamlard. Yemekten sonra Seyit ve Celil kadnlar perek, Eminoflar'm evine gitmek zere ayrldlar. "Bizi merak etmeyin Shuruka," dedi Seyit, "Bu gece bizi brakmayabilirler. Burada emniyettesiniz. Keyfinize bakn. Yarn grrz." Gen kadnlar, geldikleri ilk gece sevgililerinden ayrlmakla hayl krklna uramlard ama belli etmeden onlar pp uurladlar. Seyit, sevgili arkada ile, hazrlanan atlara binip, eski gnlerde olduu gibi yanyana keyif iinde, baba evinin yolunu tuttular. 303 NCRMN BCZMCN Btn aile, gelinler, damat, delikanllar bayram cokusu ile karladlar. Mahmut'un gencecik kars ile Hanife'nin bebekleri olmutu. Evin erkekleri gzleri yal, kadnlar alayarak sarldlar gelenlere.

Ard arda sorular soruyor, cevaplarda geen yllarn hasretine tedavi buluyorlard sanki. Neredeyse sabaha kar, herkes iyi geceler dileyip ekildiinde, Seyit, babasnn saatlerdir merak ettii eyi soracan biliyordu. Mehmet Eminof iyice aran sakalnda elini gezdirdi. "Niye, doru eve gelmedin Seyit olum?" Seyit biraz anlamam gibi bakmak istedi ama beceremedi. "Oyalanm olmalsnz, eve gelmeden evvel." Seyit, seneler evvel zerlerine yaan karn miktarndan zamparalktan dn saatini bile anlayan babasnn huyunun hi deimediini fark etti. Yine ayn dikkatli, gzlemci, temkinli adamd. Glmemek iin kendini zor tuttu. Babasna bir saygszlk yapm olmaktan korkard. Cevap vermekten baka aresi yoktu. "Ba evine uradk babacm..." Sonra onun daha tatmin edici bir cevap beklediini grerek devam etti: "Brakacak baz eylerimiz vard." Eminof, elindeki sigaradan derin bir nefes ald. fledii dumann havada ykseliini seyretti. "Ne zamandr eyalarn ba evinde brakyorsun? Evine getiremeyecek kadar deiik bir eyler olmal, bu defa tadklarn." Seyit mthi bir sknt almaya baladn hissetti. Babasnn yakalad mevzuu brakmayacan iyi bilirdi. Ona hi yalan sylememiti, yine sylemeyecekti. Tam uygun

bir lisanla olanlar anlatmak zere azn amak zereydi ki, babas, bir dier sigara nefesinden sonra onun yerine konutu: 304 I Kurt &m (3&h\\ra "Bu ba evine braktnz yk, canl bir yk olmasn sakn. Hani, kadn falan gibi?..." Seyit, ortaya kan konunun derinlemesine konuulacan bildii iin, babasnn karsndaki koltua oturdu. Yznde, sylenenleri inkr etmeyen bir ifade ile bekledi. "Dinliyorum," dedi Eminof, onun yzne dikkatle bakarak. "Dinliyorum. Onca yoldan buraya kadar yannda getirmen iin bir sebebin olmal. Neticeyi deitirmeyecek dahi olsa, sebebini bilmek isterim." Seyit, u an dumann iine dolduraca bir sigaraya ihtiya duyuyordu ama babasnn yannda iemezdi. Alnna dklen peremi eliyle geri atarken, babasyla ak olmaya kararlyd. "Onu brakamazdm baba. ki sene yokluumda beni bekledi. Cepheden sakat, aresiz, yalnz dndmde onun sevgisini buldum. Ailesini, her eyini benim iin brakt, ardmdan gelmek istedi." Beraber olduu kadn babasnn onaylamayacan bildii halde, biraz olsun yumuamas iin urayordu: "Onu tananz severdiniz. Belki de..."

Baba Eminof yerinden kalkarken tavr kesindi: "Hayr Seyit. Onu buraya getiremezsin. Kzlarmn, gelinlerimin arasnda, metres yaayan bir kadnn varln kabul edemem." "Onunla evlenmemi mi isterdin?" "Onu demedim. Evlensen de, batan beri yaad serbest hayat ile hi bir zaman bizim ailenin bir ferdi olamaz. Sana seneler evvel sylemitim Seyit, Rus kzlar ile ak ren ama karn yine buradan seeceksin, diye. Sana sylediklerim, lf olsun diye sylenmi eyler deildi. Bunlar detlerimizin bir parasdr. St. Petersburg'da istediini yaparsn, Tsarskeyo Selo'da da. Ama buras baka. Buras senin aile evin, 305 NcrminBczmcn topraklarn. Burada metreslerinle oturamazsn." Sesi sakinliini korumasna ramen, tartma kabul etmeyeceini belli eden sert bir ifade tayordu. "Yazklar olsun, sana anlattklarm demek hi hatrlamadn." Seyit, evine dnndeki cokunun, parlad gibi snmekte olduunu anlamt. Shura'y gelenekler uruna feda edemeyecei kadar seviyordu. Kararn vermiti. "Peki baba, burada kalp sizleri rahatsz etmeyeceim. Ayr bir yer tutar, otururum. Size olan sevgimde, saygmda bir kusur etmek istemem. Ama onu geriye gnderemem.

Shura'nn da ba benim kadar tehlikede. Onu korumak zorundaym. Kimsesi kalmad ulaabilecei. Geriye dnmesini kabul edersem, kendisini bile bile tehlikeye atm olurum." Artk konuulacak bir ey kalmamt. Eminof, olunun, kendi genliini hatrlatan inat, kararl tavrn ok iyi biliyordu. Onu kararndan vaz geirmek iin uramayacakt. Ama kalbi krlmt. Hasret kaldklar oullarn, daha zlem gideremeden, yabanc bir kadna kaybediyorlard. Odadan kmak zere yrd. Artk Seyit'in yzne bakmyordu. "Bildiin gibi yap. Payna den paray, ba baheyi alacaksn. Ama, bu eve ne o kadn getir, ne de onunla yaadn mddete kendin gel. Seni hl dnmemi farz ederek yaayacam." Seyit, babasn krm olmaktan duyduu zntyle, onu durdurup sarlp, af dilemek istedi. Ama ne deiecekti ki? Yaamnda bir deiiklik yapmadktan sonra, bo lflar etmi olmayacak myd? Babasnn bu kadar sert olmasnn sebebini anlayamyordu. "Belki de beni yldrmak iin yapyordur, imdi vaz geip, dner", diye dnd. Ama, Eminof hi bir ey konumadan odadan kt. Her ey bitmiti. Senelerdir retmem, arkada, akl hocas olan, ona sevgi, destek veren 306 Kurt &yt (9 &h\\ra

babas ksm, gidiyordu. Geni holn, st kata kan merdivenlerine geldiinde, bir basamak kp durdu, ar ar geriye dnerek konutu: "Seyit, sabah kalktmzda burada olmasan, herkes iin iyi olur." Gen adam, babasna doru komak istedi. Ayaklan yere aklmt. Bacan sryerek bir defa ne ekti ve durdu. "Babacm sizi ok seviyorum. Ama onu da seviyorum. Onunla olmakla, aranzda seim yapm olmuyorum, ne olur anla beni!" diye haykrmak istedi. Ama, dudaklar inatla kapanm, susuyorlard. Boaznda dmle yutkundu. "stediin buysa..." "Benim deil Kurt Seyit, senin istediin bu. Ve istediini yapmakta sebestsin." Seyit kapya doru yrrken, akmayan gz yalarnn parlatt gzlerini, son bir gayretle, babasna evirdi. "Biliyor musun baba, zannettiin gibi bana sylediin eylerin hi birini unutmadm. Bir keresinde demitin ki; "Hayatta hi bir eye sevinmek iin de acele etme, zlmek iin de..." Biliyor musun? ok haklsn..." Sokak kapsn ektiinde, iinin bombo olduunu hissetti. Kendi topraklarnda, evinde yalnz kalmt, yapayalnz. Yalnz Shura ile... Olanlara inanamyor, inanmak istemiyordu. Babasnn, kapy ap, kendisini araca midi ile bekledi. Baba Eminof, tek aya hl ilk basamakta, merdivenin trabzanna tutunmu yle

kalmt. Kt bir ryayd olanlar. Be dakikalk bir konumayla, z olunu, en dkn olduu, hayllerini balad evldn, hem de tam yeniden kavumuken, nasl kaybetmi olabilirdi? Seyit'in kapy alp, kendisinden af dilemesini bekledi. 307 Ncrmin Bezmen 1 i Uzun sren sessizlikten sonra, baba evinde artk istenmediine inanan Seyit, kalbi krk, oradan uzaklamaya baladnda, Mirza Eminof da, olunun verdii kararla, artk, kendilerini hayatndan silmek istediinden emin, ar ar yukar kata kt. Birden, yalandn hissetti. Onu ayakta tutan dayanaklarndan birini kaybetmiti. Seyit, atn zp ahrdan karrken, evden koarak gelen Celil'i grd. Celil st katta, hemen merdivenin karsnda olan odasnn ak kapsndan, baba, oulun son konumalarn duymutu. Baba Eminof un, dnceli ve km bir ifade ile, yukar kata kp, odasna gitmesini beklemiti. Kendi durumunun da Seyit'ten bir fark olmamas, onu da o evde ayn derecede sulu yapyordu. Derhal toparlanp, Seyit'i yakalamak zere evden frlamt. Sabaha, btn ev halknn ok yaayacaklar kesindi. Duyduklarna ve olanlara Celil de inanamyordu. Bylesine sevgi, bylesine ballk, bu kadar abuk kopabilir miydi?

Aslnda sonutan, daha yumuak davranmad iin arkadan sorumlu tutuyordu ama hi bir ey sylemedi. Seyit'in u anda dersten ok yaknla, anlaya ihtiyac vard. Omuzuna eli ile vurarak, onun derdini paylatn gsteren bir bak att. Sonra, arkadann sol dizinin altndan, elleri ile destek verdi. Seyit kendini yukar doru ekip salam bacan hayvannn zerinden artarak eere yerleti. "Sa ol Celil." Aralarnda baka bir konuma gemedi. Adeta yryle Sadovi caddesini geen atlar, sonra trsa kalktlar. Deniz istikametine giden narlarla evrili yola girdiklerinde, kydan gelen tuzlu su kokulu rzgra kar drtnala gidiyorlard. Tatiana derin bir uykuya daldktan sonra, ilk defa bulunduu yabanc bir yerde gzn uyku tutmayan Shura, dar kp, karanlkta ardan altndaki sedire oturmutu. Deniz ve yosun kokusu, topran taze bereketli kokusu ile karyordu. Rzgrn, salarn, eteklerini kartrrken kard sesler, Kurt 6m (0 &h\\ra yapraklarn, yeni sarmaya balam sarmaklarn seslerine karyordu. Arada, balarn bitiminde, kayalarn dibinde patlayan denizin sesi hepsini bastryordu. Seyrettii vahi tabiatn, aslnda geride brakt hayattan ne kadar daha emniyet

verici olduunu dnen gen kadn, srtna alm olduu, Seyit'in ceketine biraz daha sarnd. Yanan ceketin geni yakasnda dolatrrken gzlerini kapad. Seyit'in kendisini sarmalam olduu dncesi ile, kulaklarnda rzgr ve deniz sesi, hayllere dald. Daha evvel yaad hayat, artk, denizler kadar tedeydi onun iin. ok gzel gnlerdi. Ama gzel gnler yaanm ve bitmiti. Artk bitmi olan bir hayat zlemenin mans yoktu. imdi hi tanmad bir yerde, tanmad, detlerini bilmedii insanlarn arasna gelmiti. Kislovodsk'a kim bilir ne zaman dnebilecekti? Belki de hi bir zaman. Belki de o gn geldiinde Seyit kendisi ile dnmeyecekti. Birden, imdiden bilemeyecei eyleri dnp kafasn kartrd iin, kendi kendine kzd. Gzlerini at. Hayl kurmak yerine, u an iinde olduu an yaamas lzmd. imdiye kadar ne kendilerinin plnlad gibi olmutu ki? Her eyi zamana ve kadere brakmak en iyisiydi. Seyit'le ilk beraber olduu gece de, srf o geceyi yaamak iin sevimemi miydi? Delikanlnn

ertesi gn kendisini isteyip istemiyeceini bilmedii halde, onun olmam myd? Ateli bakan bir ift lacivert gz uruna, yatan paylamam myd? imdi onunla kalmak iin her zamankinden fazla sebebi vard. Ve, kader onlar ayrana kadar da beraber kalacakt. Seyit'le olan beraberlikleri dncelerini kaplarken, vcudunun snmaya baladn hissetti. nce parmaklarn boynunda gezdirdi. Olduka serin esen rzgra ramen, teni ate gibiydi. Erkeinin u anda yannda olup kendisini sarmasn, pmesini, kollan arasnda skp, sevimek isteyen gzlerle bakmasn istiyordu. Onu zlemiti bile. Naslsa geleceini dnnce, kalbi hzla arpmaya balad. Onunla yine beraber olaca ann heyecan ile, vcudunun kesildiini hissediyordu. Ceketin yakasn aarak, boynunu, gerdann rzgra teslim etti. Serin hava, alev alev yanan teninin zerinde yosun kokulan ile dolarken biraz titredi. Ban geriye att. 308 309 NSRMN BSZMEN

Gkyzndeki yldzlarn okluu ile akn, mutluluktan yar sarho, hafif hafif bir ark mrldanmaya balad. Souktan neredeyse donmak zere olduunu hissedince, ieri girmek zere ayaa kalkt. Drtnala gelen atllarn sesini duyduunda heyecanland. Daha sabaha bir ka saat olmasna ramen, Seyit'le Celil dnmt. Shura, koarak onlarn yanna geldiinde, sevgilisinin baklarndan, bir eylerin yolunda gitmediini anlad. Tam sormaya hazrlanyordu ki, Celil'in, kalarn kaldrarak sessiz bir uyanda bulunmas ile, vaz geti. Sevdii erkein yanna yaklap, kollaryla onun beline sarlarak ban gsne dayad. Seyit, ailesi ile ksmesine sebep olan bu kadna kzmas gerektiini dnd bir an. Ama tam aksine, kollan arasndaki zarif, uysal ve asil gzelliin kzamayaca kadar benliine ilediini fark ediyordu. Birlikte, eve doru yrdler. Celil, iki sevgiliyi ba baa brakarak odasna girdi. Seyit, sevgilisini elinden tutarak, st kattaki yatak odasna kard. Denizin zerine doru uzanr gibi pencerenin nne yerletirilmi geni sedire srtn dayayarak yerleirken, Shura'yi da yanna ekti. Bir mddet, hi konumadan, sarlp uzandlar. Seyit, az ileride, topran bitip gznn deniz izgisi ile birletii yerden aaya doru inen ykseklii dnd. ayet oradan atlam olsayd bile, u an iinde hissettii boluu hissetmezdi. Doup

byd, at binmeyi ilk rendii topraklarda, baba evinde, kendini ev hasreti ile dolacak kadar yalnz hissediyordu. Memleket zlemi ekiyordu. Onca haylle dnd yerde bekledii scak kuca bulamamt. zlemine kavumas iin, sevdii kadndan vaz gemesi gerekti. Bundan daha baka gidecek yeri de yoktu. Her yer buradan daha da yabancyd onun iin. Shura, gecenin karanlna ramen, gsnde yatt gen adamn gzlerindeki hzn fark edebiliyordu. Sabrla, onun kendi kendine konumaya karar verip, derdini anlatmasn beklerken, eli ile yzn efkatle okad. Alnnn atkl, sinirle kaslm elmack kemikleri, gen kadnn elinin altnda, 310 JVURT 8YT Vy HUR/I bir heykelin hatlar kadar sert ve donuk duruyordu. Ancak, inatla kapanm dudaklar, kendisine deen parmaklarn temasn karlksz brakmad. Seyit, bir eli ile onun bileini kavrarken, parmaklarnn ulann tek tek pt. Sonra, dudaklarn bileine doru indirdi. Dier eli ile, salann topuz tokalarndan kurtard. Shura'nn dalan salarndan, hep kulland parfmn iek kokusu yayld. Erkek, avular arasndaki san dalgalar yzne yaklatrp koklayarak pt. Ban ne doru eerek onun dudaklarn arad. zntlerini, yalnzln, hi bir zaman bitmeyecek zlemlerini, kucandaki ak dolu ocuk kadnn yznde, salarnda, vcudunda

unutmak istiyordu. Shura, erkeinin arzusuna cevap vermeye oktan hazrd. Saatlerdir haylini kurduu beraberlikleri, ite yine gerek oluyordu. Seyit burada ve onunlayd. Gittii zaman nerede ve kiminle olduunu, neler yaadn merak etmek istemiyordu. O anlatana kadar hi bir ey sormayacakt. Mhim olan, u anki beraberlikleriydi. Seyit'in bacana fazla arlk vermemeye alarak, onun bedeni zerine uzand. zgn yzn, boynunu perken, gmleinin omuzundaki dmelerini at. Bir ka saniye iinde kendilerini kaybetmilerdi. Gen adam, sevgilisinin srtndan sard ceketinin altnda, vcudunun sabrszlkla sevimeyi beklediini biliyordu. Ona daha sk sarld. ocukluundan beri yabanc olmad yalnzlkla, me hissi, yine gvdesini sarmt. Belinden ve omuzlanndan kavrayarak, serte, kendisine ekti. Ancak, onun sevgisinin ve gvdesinin scaklnda, yalnzlk nbetini geitirebilirdi. O, u an btn dnyada, koca Rusya'da kendisine sevgi verebilecek tek insand. Akn karlksz ve sabrla sunacak tek kadnd. Bir gn ayrlmalar gerekecei, onsuz kalaca dncesi ile, hareketleri hoyratlat. Ona bir an evvel sahip olmak, kopmamak zere kendisine balamak istiyordu sanki. Shura, Seyit'in imdiye kadar hi tanmad hrnlndan rahatsz olmamt. pleri, okaylan ile, ona aynen karlk vermeye baladnda, kendisi de aknd. Bu geceki Shura'nn daha

evvelki sakin, yumuak gen kzla bir ilgisi yoktu. Sabrsz, aka susuz, lgn bir kadn gelmiti onun yerine. ok mesuttu. 311 NSRMN 8ZMCN Gece, bir sihir gibi sarmt etraflarn. Rzgr, ta aalardan duyulan dalgalar, kayalara vuran kpkler, minik mermer havuzun rlts, btn sesler, vcudunun hareketlerini ynlendiriyordu adeta. Tabiatn ortasnda, tabiat kadar vahi bir ak yayorlard. Bir ara, ban kk bir zevk l ile arkaya attnda, pencerenin dnda, tek ahitleri olan yldzlan grd. Mutluluktan sarho olmutu. Yldzlar yldzlar, tekrar dalgalarn ehvetle vurular, kprdeyen dalgalar... ve gzlerinden inen yalara mani olamad. Bir hafta sonra, Celil ve Tatiana, Poltova'ya gitmek zere arkadalar ile vedalatlar. Bu arada Celil, Seyit'in haberi olmakszn, bir ka defa baba Eminof'u ziyaret ederek onu sert tutumundan vaz geirmeye alm ama muvaffak olamamt. Eminof, olunun gelip, gnln almasn isterken, Seyit de babasnn bir haber gnderip, kendisini araca gn bekliyordu. Gen adam, badaki evin kendilerine devaml bir mekn olamayacan biliyordu. Orada kaldklar mddet zarfnda, babas bir kez olsun uramamt. Halbuki, btn gnn bada geirdii mevsimdeydiler. Seyit, Aluta limanna bakan tepelerden birinde,

satlk bir ev buldu. Moskoval bir tccarn yazl olarak ina edilmiti. Aalar arasnda, tek katl fakat olduka byk, gzel bir evdi. Shura grr grmez eve hayran oldu. zellikle yatak odas, hayl edebilecei en gzel manzaraya sahipti. n cephedeki salon ve odalarn pencereleri, denizi, resim erevesi gibi iine alyordu. Seyit, bir gn bada grd Khya Ceml'e, babasnn evinden almay arzu ettii zel eyalarnn listesini verdi. Konumalarndan bir ka saat sonra kaplarn alan emektar, yanndaki gen ocuun yardm ile, Seyit'in istediklerini arabadan indirmeye balad. Yeniden bir evleri olmasnn heyecan ile kouturup duran Shura'ya kibar bir selam verdikten sonra, Seyit'e hitapla, Trke konutu: "Hi iyi olmad bu i kk bey, hi iyi olmad. Sizi zleyeceiz hepimiz." 312 JVURT DT Seyit, artk iyice yalanm olan adamn srtn okad. "Hayflanma Ceml khya. Zaman her eyi halleder inallah." "Zahide hanm alayp duruyor, Guvardia Eminof da zgn ama babadr ite, dedii dedik olsun ister, ne yaparsn?" Seyit'i elinde bytm olmann rahatlnda, bir amca yaknl ile konuan khyann, zntsnde ne kadar samimi olduu belliydi. "Babam zmek istemem Ceml khya, ama ne yapalm... ksmet ayr olmamzm."

Eyalar ieriye tanmt. Bir ka ceviz sandn iine giyecekler, kitaplar yerletirilmiti. Bir de ar Nicholas'n Seyit'e snnet dn armaan olan siyah lake zerine resimlerin renklendirildii, zerinde bronz horoz olan sandk gelmiti. Seyit, yllardr, neredeyse unuttuu, kymetli hediyesini sevinle salona tad. O akam, henz fazla bir eyas olmayan salonda, yerlerdeki byk yastklar zerinde uzanp, yeni evlerinin keyfini kardlar. Evin n cephesinde, Karadeniz'i kucaklar gibi alan pencerenin nne yerletirdikleri piyano, onun yan banda Seyit'in yatak odasndan gnderilen sehpa ve minenin nndeki siyah sandk, evlerinin en kymetli paralaryd. Seyit'in mutfaa girip ustaca piirdii prokilerle, badan gelen eski bir ie arap, gecenin yemei oldu. Sonra, minenin karsnda, yastklara uzandlar. Shura, nce ok keyifliydi. Bir ark sylemeye balad. Derken, keyfin yerini hzn ald, gzlerindeki ya engelleyemedi. Kendisini, syledii parann ackl, aresiz ak hikyesine brakt. Ne yapsalar, ne kadar mutlu olsalar, en keyifli anlarnda bile, hzn onlar yakalyordu. Aslnda hzn hep onlarla beraberdi. ncecik tl cibinliin sard pirin yataa girdiklerinde, beraber olduklarndan bu yana ilk defa, sevimeden yattlar. plak vcutlan ile birbirlerine sanlp, odann iki

yannda yer alan pencerelerden usuz bucaksz denizi seyrederek, sessizlie 313 NcrminBczmcn gmldler. lk defa, sarlmalar, okamalar ehvete dnmyordu. Temaslarnda sadece efkat ve yalnzlklarn paylatran bir duygusallk vard. Mutlu bir balang yapmaya hazr olduklar bu gece, aslnda gelecein ne kadar aresiz ve mutsuz olduunu fark etmilerdi. Aluta'da hayat daha evvelki yllardan pek farkl gemiyordu. Her ey o kadar sakin ve asude grnyordu ki, Shura ayn memleketin bir baka ucunda olduuna neredeyse inanmak zereydi. Seyit'in Petrograd'daki arkadalarndan zaman zaman gayet ksa ve temkinli yazlm mektuplar alyorlard. Uzun sre Livadia'da saklanan Osman da Yalta'ya dnm, ve gelip onlarn misafiri olmutu. Onun anlattklar da, geride braktklar gnden bu yana, her eyin ok daha korkun olduunu gsteriyordu. htilli gerekletirenler, artk, fikir ayrlklar ile birbirlerine dmlerdi. 17 Maysta, Trotsky'nin de, taraftarlar ile beraber dn, Bolevik kanadnn gcn arttrrken, Menevikler ve ordunun baz generalleri kendi ynetimlerinin zaman geldiine inanyorlard. Haziran, Temmuz ve Austos aylar, bir grubun veya dierinin, stnln kabul ettirmek zere balatt sokak isyanlar ile gemiti. Toprak

sahiplerinin saltanatna son verilip, arazilerin kylye datlaca sz ile, binlerce kyl, iftlikleri, tarlalar basp kendi szde devrimlerini gerekletirmeye balamlard. Bu arada dman belledikleri mal sahiplerini katletmekten de ekinmiyorlard. Topraklarn kylye datlmas, fabrikalarn kontrolnn tamamen iilere verilmesi ve o gne kadar aristokratlarn, burjuvazinin tkettii sylenen erzan el deitirmesi zerine verilen szler, sokaklara zengin ve mutlu olma hayli ile dklen yz binlerin gzn karartmt. Ne olacaksa bir an evvel olsun istiyorlard. Topraklan, fabrikalar, gzel evleri istiyorlard. Krm ise, bu huzursuzluklar henz uzaktan izliyordu. Yine de belann er, ge onlara da ulaacann bilincinde, huzursuz ve sakin bir bekleyi iindeydiler. 314 Kurt osyt V9 hur/ Balardaki zmler, tarlalardaki buday, ttn oktan toplanm, toprak, bahara yeermek zere, uykuya yatmt. Yapraklarn hi dkmeyen ulu aalarn dnda, yer, gkyz, deniz, her ey, k yayordu. Gnler, genelde gneli olmasna ramen, ksa ve ayazd. Shura, hl k gelmi gibi hissetmiyordu ama yaz aylarnda yaad inanlmaz gzelliin ardndan, k sevmediini dnyordu. Havalar souduktan sonra evin iine tklp kalmt. Salonun

penceresinden, azgn dalgalarla kpren denize bakarken iini ekti. "Samalyorum" diye dnd. Bu dndklerinden hi birini artk yapamazd. Sebep de burada olmas deildi. Kislovosdsk'da da hayat artk ayn yaanty yaamasna msaade etmeyecekti. Orada da hayat deimiti. Piyanonun tular zerinde, iaret parman boydan boya gezdirerek yrd geti. Yatak odasndaki kk yaz masas zerinde yarm brakt mektubunu tamamlamak zere oturdu. Annesine yazyordu. Daha evvel yazd mektuplara cevap gelmediinden, meraktayd. Kt bir eyler olmasndan korkuyordu. Mmkn olduunca ksa yazmaya dikkat gsterdi. Hem kaln bir mektubun dikkat ekeceinden korkuyordu, hem de bir bakasnn eline getii takdirde btn hayatlarnn renilmesini istemiyordu. Mektubunu bitirince zarflayp, ertesi gn postalanmak zere, masann zerinde brakt. Tam o srada Seyit'in sesini duymutu. Heyecanla kapya frlad. Hl, sevgilisi ile ilk defa buluacak kk bir kz gibi heyecanlanyordu, Seyit'in her geliinde. Kap kapanr kapanmaz sarma dola oldular. Kaak hayatlarnda kendilerine mutlu bir dnya yaratmay reniyorlard artk. Yanlyor muydu yoksa? Seyit'in yz ifadesinde mutsuzluktan baka bir ey gremiyordu u an. rkerek geri ekildi. Sevdii erkein yzn her zntl ve kararsz grnde, kendisinden ayrlaca

korkusuna kaplrd. Yine ayn ey olmutu. Birden, Seyit'in elinde bir mektup fark etti. Gen adam, dnceli ve ar admlarla, ieri geip kendini koltua brakt. Shura, ekinerek, kenarda bekliyordu. Onu, artk, iyi tanyordu. 315 Nsrmin Bezmen Skntsn paylamak istedii zaman, kendi alrd. Ayakta durup, yzne bakarak bekledi. Sonra, onun baklarn yakalaynca, gzlerinde sevgi ile, yaklap yanna oturdu. Seyit elindeki mektubu uzatt. Gen kadn pheyle eline ald, okumaya balad. Mektup Sergei Moiseyev'den, Mehmet Eminof a yazlmt. 8 Kasm tarihliydi. Shura, kh nefesini tutarak, kh duyduu zntyle, bouk lklar atp hkrarak okudu. Acele ile yazld belli olan mektupta, 7 Kasmda duruma artk Boleviklerin hakim olduu yazyordu. htille kar koymas iin cepheden gelen General Krasnov komutasndaki Kazak birlii ile onlara ehir merkezinde destek vermeye uraan askeri akademi rencileri katledilmilerdi. ehir bir kbusun iindeydi. htillciler evleri igal etmilerdi. Sergei Moiseyev, kars Olga ile beraber, mutfan yanndaki kilerin kendilerine verildiini, bir komitenin emirleri dorultusunda yiyecek datldn yazyordu. Mektubu en emin ekilde

gndermeye alacan, bulunursa kendisini ldrebileceklerini sylyordu. Okuyunca yakp yok etmesini isteyerek, eski gzel gnlerin hatrasnda onlan hep anacaklarn not etmiti. Shura, btn vcudunun, dimann uyutuunu hissediyordu. Ayaa kalkt. lerdeki yatak odasna geerek, biraz evvel Kislovodsk adresi ile kapatt mektubu eline ald. Hi bir zaman yerine ulaamayacak mektuba alayarak bakt. Sanki annesinin, kardelerinin bir daha gremeyecei yzleri zarfn zerindeydi. Elinde mektupla geri dnd ve minede grltlerle yanan ktklerin arasna att. Gc tkenmiti. Dizleri zerinde yere kt, alevler arasnda kl kl uuan mrekkep lekelerine bakarken alak sesle alyordu. Seyit onun yanna gelip oturdu. Yzn, avular arasna alp yalarla slanm yanaklarn pt. Shura, erkeinin yzne bakarken, doduu, byd ehirden kalan tek hatraya bakar gibiydi. Kendini onun kollarna brakt. Gsne kapanp, uzun mddet 316 Kurt &yt (0 &hur/ alad. Sonra aresi kalmam insanlarn dertlerini kabullendikleri bir sessizlie gmld. Seyit, kucanda, korumasz, mitsiz yatan gen kadn, ocuk uyutur gibi, tatl tatl kollar arasnda sallarken, kaderin onu burada

brakmayacan hissediyor gibiydi. Kaderi onu srklyordu. Gelebilecei en son noktaya gelmi zannederken, buradan da srklenecekti. Ama nereye? Artk Rusya topraklarnn sonundayd ite. Biraz ileride, tepenin bitiminde deniz vard ve koca Rusya bitiyordu. Daha nereye kaacakt? Nereye? Nereye? Nereye?... Kafasnn iinde ayn soru beynini dvyordu. Ya Shura? Her kanda onu da gtrebilecek miydi? Gen kadnn geri dnmesi artk imknszd. Krm'da yalnz yaamas da ayn derecede zordu. Neler olacakt, daha neler yaayacaklard? Dudaklar, gsnde bitkin uyuyup kalan sevgilisinin salar arasnda, kprdamadan oturdu. minenin alevleri kora dntnde, gece yarsn oktan gemiti. Seyit hl uyankt. Daha, uykusuz geirecei bir ok geceler de sradayd. 1918 Yl beraberinde fazla bir gzellik getirmeden gelmi, yine problemleri ile birlikte geip gidiyordu. Almanlar'la harbin devam etmesinde bir fayda grmeyen Sovyet ynetimi, Lenin'in kararll dorultusunda, Brest-Litovsk anlamasn imzalamt. Ancak, bu anlama ile verilen tavizler, hkmet iinde yeri olan sa grl sosyalist grubun ayr bir tavr almasn dourmutu. Rusya'nn alktan inledii gnlerde, trenler dolusu sava ve yiyecek malzemesi, petrol, deri ve bakrn Almanya'ya yollanmas, sa kanat sosyalistler gznde Bolevikleri vatan haini klyordu. Mttefikler ise,

Boleviklerin Almanlar' aka beslediini sylyorlar ve bunun durdurulmasn istiyorlard. Petrograd ve Moskova, eitli devletlerin casuslar ile 317 NsrminBczmcn kaynyordu. Mttefikler, Meneviklerin gcn kullanarak, Almanya'ya giden malzemeyi durdurmaya alyorlard. Bu arada, Solcu Sosyal Devrimciler de, Sovyet hkmetinin icraat ile ilgili olarak, hayl krklna uramlard. Zira, kylerden toplanan bu grup, kendilerine datlacak tarlalarn balarn haylini kurarken, Boleviklerin, tamamen ii snfn egemen klmak zere gelitirdikleri program, beklediklerinden ok farklyd. Ayrca toprak sahiplii burjuvadan alnp, bu defa Sovyete verilmiti. Ekip bitiklerinin de, ihtiyalarnn zerinde olan ksm, yine Sovyetin kullanmna braklacakt. Nihayet, Sosyal devrimcilerin sa kanad, Bolevik kart bir giriimde bulunma cesaretini gsterdi. Almanlar'la yaplan anlamay bozmak ve mttefiklere yardmc olabilmek iin mcadeleye girdiler. Almanya'ya gitmek zere yklenen trenler, geecei kprler havaya uuruldu. Moskova'daki Alman sefiri Kont Wilhelm von MirbachHarffn 6 Temmuz'da ldrlmesi ile, Almanlar'in Bolevikler'le yaptklar anlamay bozmas mit ediliyordu.

Bu program yneten Boris Savinkov, Moskova'nn 300 km. kadar kuzeyinde bulunan Yaroslavl' igal etti. Ancak, Moskova ve Petrograd'dan gelen Kzl Ordu birlikleri, iki hafta iinde duruma el koydular. Hkmet kurulana kadar Boleviklere destek veren dier kanatlarn honutsuzluu ve o arada harpte Rus saflarnda savam olan ek askerlerinin Boleviklerle girdikleri silahl atmalardan sonra, Sibirya'ya, Vladivostok'a hakim olmalar, Bolevik grubunu son derece huzursuz etmiti. 31 Temmuz geldiinde, neredeyse Sibirya'nn tamam Kzllardan temizlenmiti ve ek askerleri batya doru saldrya devam ediyordu. Amiral Kolchak'n, Omsk'da devrim kart bir hkmet hazrlnda olmas, Boleviklerin telan arttrd. Beyaz ordunun duruma hakim olarak ilerleyii ve kendilerini 318 Kurt 6syT devirmeyi plnlayan bir hkmetin varl, arln yeniden yaatlaca korkusunu beraberinde getirmiti. Btn bu kar abalar, ar, arl ve burjuvaziyi kurtarmak iin yaplyorsa, o zaman bundan kurtulmann bir aresi kalyordu. 16 Temmuz'u 17'ye balayan gecenin bir buuunda, aylardr Ekaterinburg'da hapis hayat yaayan ar Nicholas Alexandrovich Romanof, kars arie Alexandra Feodoravna ve be ocuklar kaldklar yerden mahzene

indirildiklerinde, etraflarnda kendilerinin yardm sesini duyacak bir kul yoktu. Sovyetin yarglamaya gerek grmeden hakknda infaz karar verdii Romanoflar, bir ka dakika iinde, Boleviklerin zerlerine yadrdklar kurunlarla katledildiler. Katliam, gzlerini krpmadan, byk bir sadistlikle gerekletiren Yakov Sverdlov ve adamlar, ar ailesinin zerlerindeki son mcevherleri de yamaladktan sonra cesetleri asitle yaktlar. Nesillerdir sylenen imparatorluk mar artk susmutu. "Tanr ar' korusun!"... Tanr'nn koruyaca bir ar artk yoktu. ar'n lm, Beyaz Ruslar arasnda byk dehet yaratt. Kimi, duyduklar habere inanmak istemiyordu. aristlerin evkini krmak iin uydurulmu bir haber olduunu dnenler vard. Aslnda, sadece, korkun sonu kabul edemediklerinden, kendini oyaladklar kuru haylden baka bir ey deildi bu. Yaroslavl'daki yenilgisinden sonra tekrar ortaya kan Boris Savinkov ve taraftarlar, arlk rejimini yaatabilmek iin mcadelede srarl grnyorlard. 30 Austosta, Savinkov'un ajanlarndan Fanny (Anna) Kaplan isimli gen kadn, Lenin'i Moskovadaki bir toplantdan ayrl srasnda vurdu. Ertesi gn de, Olaanst Komisyon olarak kurulan Cheka'nn Petrograd blgesi bakan olan Uritsky vurularak ldrld. Cinayeti Sosyal devrimci kanat stlenmiti.

1917'de kurulan Cheka'nn, toplu tutuklamalara, mahkeme ve mfaz etmeye sonsuz yetkisi vard. Lenin'in yaralanmas, 319 Nsrmn Bezmen liderleri Uritsk'in lm zerine, Bolevikler misilleme yapmaya karar verdiler. Moskova ve Petrograd'da, arlk rejiminin temsilcilerinden beer yz kii ayn gece kuruna dizildiler. Artk Rusya'da kzl terr esiyordu. 1918 Austosunda, her trl zel alm, satm yasaklanmt. Mal mlk sahibi olanlar, her eylerini Sovyete teslim etmek zorundaydlar. cret politikas tamamen deimiti. Artk, iilere, para yerine kupon, kart veriliyordu. iftilerin, ev ihtiyalarnn dndaki btn rn Sovyete teslim ediliyordu. Ancak, karlnda ileriye dnk szlerden baka bir ey alamyorlard. Zaten, savan harab etmi olduu ulam, datm sisteminin karkl ile, iyiden iyiye felce uramt. Rusya, tarihinin en byk ktlklarndan birini yayordu. Merkez blgeleri kontroluna alm olan Bolevikler, artk, sratle, gneye doru inmeye balyorlard. Birbirine zincirleme bal komiteler, zellikle verimli topraklarn olduu blgelerde, bir an evvel mutlak bir Bolevik egemenliini oturtmak zere grevlendirilmilerdi.

Kzl ordunun infaz listesinde olduklarn bilen Celil, Tatiana ile beraber, Temmuz sonunda Poltova'dan ayrlarak Yalta'ya gelmiti. Seyit ve Shura'nn yannda kalyorlard. Genler, tekrar bir araya gelmi olmaktan ok mutluydular. imdi, onlar her zamankinden fazla birbirine balayan bir g vard. Bu arada, Bahesaray'da Bolevik istilasna kar bir Knm ordusu kurulmaya baland haberi geldi. Seyit, her ihtimli dnerek, kendilerinin de hazrlkl olmalar gerektiini biliyordu. En son, Omsk blgesinde, Bolevikler'e kar mcadele vermi olan eski dostlarndan Alupta'ya kaanlarla temasa geti. Onlarn ellerinde kalan son silahlar satn almak zere anlat. Silahlar byk bir gizlilikle, gbre tayan arabalarn iinde baa getiriliyordu. smail Efendi ve olunun yardm ile, Seyit, silahlan, teker teker, asmalan tayan otuklarn yerine gmd. Dikkat ekmemek iin, bir ka gn, 320 KURT SYT ^) HUR/{ bazen de bir iki hafta ara ile gelen arabalar gece yansndan sonra boaltlyordu. Seyit ve Celil, kendi elleri ile silahlar gmerlerken, smail Efendi etrafa gz kulak oluyordu. Crcr bceklerinden baka ses duyulmayan sakin gecelerde, toprak her baslnda, her avulannda sanki sesi yanklar yapyor gibi geliyordu. Yorgun, bitkin, st ba

perian eve dnen Seyit'e, Shura hi bir soru sormuyor, onu merakla izliyordu. Aralarndaki mthi akta deien bir ey yoktu ama erkein her zamankinden daha durgun ve dnceli hali, geceleri esrarengiz yok olular, gen kadn korkulu bir bekleyie itiyordu. Mahmut ve Osman, babalarndan gizli olarak, sk sk aabeylerini ziyarete geliyorlard. Onlarn gznde Seyit'in hi bir yapt kt olamazd. Ona adeta tapyorlard. Shura ile de aralarnda yaknlk kurulmutu. Gen kadn, delikanllar kendisine kar egingenliklerini ve phelerini atana kadar, sabrla, mesafeli bir tavrla beklemiti. Zamanla, onun kim olduunu, her eyi brakp aabeyleri ile bu zorlua katlandn renen Mahmut ve Osman, bu gzel yabanc kadna, sayg dolu bir yaknlk duymaya baladlar. imdiye kadar 'metres' kelimesi ile kafalarnda birleen kadn tipi, o kadar farklyd ki. Shura'nn ahsiyetinin, byle bir kadnn zellikleri ile badaan hi bir taraf yoktu. Aabeylerinin evine yaptklar ziyaretleri, sadece, Ceml khya biliyordu. Gelemedikleri zaman da, haberlerine araclk yapyordu. Serin bir geceydi. Yemekten sonra, Seyit, yatak odasnda, ak pencerenin nnde, masasnda bir eyler karalamakla meguld. Shura'nn piyanoda ald para, sakin, scak bir yaz gecesinin adeta notalara dklm ekliydi.

Sratle evin nne yanaan arabann sesi ile, ikisi de yerlerinden kalktlar. Gelen, Seyit'in kk kardei Osman'd. Tela iindeydi. Etrafna acele bir gz atarak eve girdi. Nefes nefese kalmt. 321 NcrminBczmen "Seyit aabey, geldiler! Saklanman lzm, ka buralardan." Seyit, kardeinin on sekiz yann verdii heyecann yattrmaya alt. Onun ensesine efkatle vurdu. "Hey dur bakalm, yava, bir nefes al, anlat." "Bolevikler buradalar, ana meydandaki binalardan birinde karargh kurmular. Hepsi silahl. Aabey, ka buralardan ne olur, hemen bu gece ka!" Shura panie kaplm, ellerini outurarak Seyit'in gsterecei reaksiyonu bekliyordu. Dndnn aksine, gen adam hi telalanmad. Osman'n omuzunu okad. "Sa ol kardeim, bu yaptn unutmayacam... ama bu gece hi bir yere gidemem." Gen ocuk ileri atld. "Ama..." "Bu gece olmaz Osman, daha deil." "Yarn sabah o zaman." "Yarn da erken. Burada daha biraz iim var." Kardei de, sevgilisi de onun ldrdn dnmeye balamlard. Gen ocuk, neredeyse alamakl bir sesle, yalvaryordu:

"Ne olur Kurt Seyit, yarn sabah bizim evdedirler bu adamlar. Seni bulmalar da bir ka saaat srmez. Ka git, vakit varken." Shura da onu ikna etmek arzusuyla, kendi varln hatrlatmann zaman geldiini dnd. Seyit'in yanna giderek, hafif sesle mrldand: "Seyt..." Erkek, dnerek, onun dudaklarna bir pck kondurdu. Sonra, pencereden aadaki balara doru bakmaya balad. Shura, onun hi bir ey dinlemeye niyetli olmadn anlamt322 Susup bekledi. Seyit, gzlerini balardan sonra limana evirdi, paha sonra, kydaki kayalar ve denizi dolanan baklar, tekrar odaya geri dndnde, yznde esrarl fakat inat bir ifade vard. "zlme Osman, telalanma. Bu evden ayrlacaz ama henz Aluta'dan ayrlma zamanm deil. Bana bir ka gn gerek." "Ya o arada seni bulurlarsa?" Seyit, omuzlarn kaldrp indirdi. Kaderini karlamaya hazrd. "Ksmet... Ksmet neyse o olur.", dedi. Spnra, sevgilisine dnerek devam etti: "Hemen hazrlan. ok gerekli olmayan bir eyi alma." Shura, onun hi deilse bir pln olduunu anlamann rahatl ile, ieriye kotu. Osman, yalnz kalmalarndan istifade, aabeyine sordu: "Ne yapmay plnlyorsun imdi? Nereye gideceksin?"

"Bir iki gn ba evinde kalrz. Sonra ne yapacama karar verirsem, size bildiririm." Osman, aabeyinin yzne, ondan sz bekleyerek bakt konuurken: "Seyit aabey, ne olur, nereye gidersen beni de gtr, yalvarrm." Seyit, onun henz erkek hatlar kazanmaya balayan gen yzne sevgiyle bakt, yanan okad. "Benim nereye gideceim, gittiim yerde ne bulacam hi belli deil Osman'm. Daha ok gensin. Btn ailen burada. Benimle gelirsen sana yazk olur." "Ama, ben kklmden beri hep seninle gelmek isterdim. Her uzaklara gidiinde yle imrenirdim ki sana. Bu defa artk 323 JNSRMIN DSZMEN bydm. Beni de gtr ne olur." "Tabi bydn, artk gen bir erkeksin Osman. Ama, benimle gelmen, sana ancak bel getirir. Seni yle seviyorum ki yanmda tehlikeye atlman istemem." Osman, gz ucuyla, ieride kk bir valiz hazrlayan Shura'y gsterdi: "Onu sevmediin iin mi yannda gtryorsun?" Seyit, delikanlnn kskanln anlayla karlad. Onun dalgal kumral salarn kartrd. "Dndm gerekletirirsem, yalnz ben gideceim Osman, yalnz ben. Yanmda kimse olmayacak. Takip ettikleri benim. Benden

uzak durduunuz mddete, hepiniz emniyettesiniz." Aralarnda Trke konumalarna ramen, gen kadn konuulanlar tek tek kelimelerle de olsa yakalamaya alyordu. smi hi gememiti ama Seyit'in kulland "yalnz" kelimesinin anlamn biliyordu. Seyit, kardeinin daha fazla onlarla kalmasn istemiyordu. "Haydi Osman, vakit ge olmadan eve dn. Yollarda yakalanp bana i karma." Sonra syledikleri, dudaklarndan zorla dklyordu: "Canm kardeim, belki de... bir daha gremeyiz... sakn beni grmeye falan gelme. Peinde olacaklarndan eminim. Naslsa, aylardr ayr oturuyoruz. Hi deilse, benimle bir ilginiz olmadn ispat edebilirsiniz. Beni hi grmemi ol ve evinden ayrlma." Osman itiraz edecek olduysa da, Seyit onu konuturmad. Sarlp vedalatlar. Delikanl on sekizine gelmiti ama gzlerindeki ya tutamad. Btn lmbalar sndrp beklediler. Celil ve Tatya, 324 I Kurt &YT && Alupka'ya, Celil'in yal teyzesini grmeye gitmilerdi. Seyit, boyuna, pencereden balara gz atyordu. Etrafta bir hareket yoktu henz. Bir an evvel oraya varp, sakladklarn kontrol etmek istiyordu. Sert

bir rzgr esmeye balamt. Mehtap l J2, Karadeniz'in zerinde yakamozlar yaparak kayyordu. Her ey ne kadar gzeldi. Tabiatn dzenini hi bir ey etkilemiyor gibiydi. Shura, zerine sade bir elbise geirmi, sakin tavrlarla, Seyit'in hareketleri iin verecei iareti bekliyordu. Nereye gideceklerini bilmedii gibi, renmek de istemiyordu. Gecenin sessizliinde, kapnn dndaki basamaklarda sert ayak sesleri duyuldu. Seyit, alma masasndan eline ald silahla, kapnn arkasna geerken, Shura'ya yatak odasna girmesini iaret etti. Gelen her kim ise, Celil olamazd. Nefesini tutarak, kapnn almasn bekledi. Dardaki, ayak seslerinin aksine, kapy gayet temkinli yava bir sesle vurdu. Neredeyse duyulmayacakt. Seyit, mermer merdivenlere bakan ince camdan dary grmeye alt ama karanlkta, gelenin uzun boylu bir erkek olduundan baka bir ey anlayamad. Kap, ayn yavalkla, tekrar alnd. Seyit, bir anlk tereddtten sonra, seslendi: "Kim o?" Cevap, adeta fslt halindeydi ama telalyd: "Seyt a benim, Yasef, Yasef Zarkovi, a Kurt Seyt, abuk." Seyit, bir an, aknlk geirdi. Onu buralarda doumunda verilen lkapla tanyan bir Yasef olabilirdi. ocukluk arkada Yasef. Yine de, silahn brakmadan kapy

aralad. Dardaki, kendini hemen evin iine atp, kapad kapya arkasn yaslad. Seyit, onun bu ani sert hareketine tedbir olarak, geri ekildi. ocukluundan bu yana grmedii Yasef Zarkovi'i tanyabilirle midi ile bakt ama karanlkta fazla bir ey sezemiyordu. Birden, pencerenin dndaki aalarn arasndan Parldayan mehtap odaya doldu. Seyit, dehetle, karsndaki en adamn Boleviklere mahsus kln ve kolundaki krmz 325 Nermin Bezmen bant tand. "Allah beni kahretsin!" derken silahn adama dorulttu. Nasl da bir ocukluk ans adna amt kapy. Her eyin bittiini dnyordu ki, karsndakinden yine o fsltl ses ykseldi: "Deli misin Kurt Seyt? Brak o elindekini kuzum. Beni hl tanmadn m? "ok sene geti." Seyit'in sesi sert ve souktu. Silahn ona doru tutmaya devam ediyordu. Yalnz, kullanmas gerektii takdirde, etraftan ne kadar dikkat ekeceini dnerek gerginlemeye balamt. "ndir u silah Seyt, ltfen! Sana ziyan vermeye gelmedim. Bak benim elimde silah var m?" Hakikaten de Yasefin tabancas knnda duruyordu. "Kolundaki nedir yleyse? Burada ne iin var?"

"Sana bir ey yapmak istesem, kapn vurup gelmezdim her halde, deil mi? Sana yardma geldim." Seyit, bir Bolevik'ten asla iyilik greceine inanamazd. "Ne oyun oynuyorsun Yasef? Neler yatyor bunun altnda, syle." "Fazla vakit yok Seyt, Birazdan onlar da gelirler." "Kimler?" "Evler teker teker aranyor bu gece, seni bulurlarsa ne olacan biliyor musun?" "Peki sen buradasn da niye ayn eyi yapmyorsun?" "Yapma Seyt, seninle dost deil miydik biz? Bolevik olmam demek, eski dostlarm feda edeceim demek deil." "Hi Bolevik gibi dnmyorsun." Yasef hafife gld. 326 Kurt Seyt (0 &\u\ra "Belki de deilim, kim bilir?" Sonra, ciddileerek, acele ile devam etti: "Seyt, dinle. Bugn badaydm, neler olduunu biliyorum. Kimseye bir ey sylemedim. Bir an nce buradan yok ol. Kamana yardmc olacam." Seyit, hl inanmayarak, ona bakyordu. "Bunu niye yaptn anlayamyorum." "Sorular brak imdi. Eer ne yapacan sylersen, sana yardmc olacam." Seyit, phe ile durdu. "Kolunda o bant varken sana nasl inanacam?" "Baka aren var m?"

Onun hakl olduunu biliyordu Seyit. Denemekten baka aresi yoktu. Onun suskunluunu, anlama cevab olarak alan Yasef devam etti: "Yalnz, bana ne zaman ne yapacan syleyeceksin. Sana yardmc olacam." Seyit, uzun zamandr sevgilisine, ailesine bile sylemeden plnlad kan, imdi kendini ldrmek zere peinde olan dmanlarndan birine sylemekte zorlanyordu. Bunun hepsi bir oyun olabilirdi. Eer oyunsa, hayatna ml olacak kt bir oyun olacakt. Yasef, son kez, kararl bir sesle, onu ikna olmaya davet etti: "Kutsal kitabm zerine yemin ederim ki Seyt, sana yardma geldim. Silahlarn kimseye sylemeyeceim. Nereye ykleyeceksen geiine yardmc olacam." Seyit, ocukluk arkadana inanmaya balyordu. "Badan kyya inmem gerek." "ok abuk hareket etmen lzm Seyt. Yann gece nbetteyim. 327 NsrminBczmsn Seni kollayacam." Seyit, derin bir nefes ald. Sormas gerekebilecek belki onlarca sorudan vaz geti. "Tamam, yarn gece." "Kln kyafetini iyice deitir. Yoksa iimi zorlatrrsn. Bu sabaha kar baa urarm. Sana tam saatini vereceim."

Kapdan darya bir gz atp kmaya hazrlanyordu ki, bir ey hatrlayp ieri dnd. "Seyt, unutma, yalnz ol. Bakas iin elimden bir ey gelmez." Seyit'in bir ey sylemesine frsat kalmad. Evin sol tarafndan, aalarn arasndan gelen atllarn sesi zerine, Yasef kapy arparak ekti ve merdivenlerden aa yola frlad. Seyit, karanlkta, tllerin kenarndan, yola bakarken nefesi tkanr gibi oldu. Shura ise, heyecanla takip ettii konumalarn bitiminde, yatak odasnda sakland yerden kmak zereyken, yeniden yatan kesine sindi kald. Gelenler drt be kii olmalydlar. Atlarn akl talan zerinde kard sesler arasnda, adamlarn yksek sesle barlar duyuluyordu. eyi t, ilerinden ikisinin atlarndan atlayp eve doru yrmeye baladklarn grd. Tuzaa yakalandn hissetti. Ama Yasef, adamlarn devam etmesini engelledi. "Hi zahmet etme yolda, aradmz kimse yok bu evde. Oradan geliyorum." ki Boleviin inad tutmutu. Evi bir de onlar kontrol etmek istiyorlard. Yasef, onlarn phelerini ekmemek iin rahat bir tavrla, atma atlad. "Bouna vakit kaybediyoruz yoldalar. Biz buralarda oyalanrken, kim bilir nerelerde saklanyor namussuzlar." 328

Kurt &SYT &S\\u Seyit, kendisi iin sylenen namussuz szne ierleye dursun, Yasef in tavr dierlerini ikna etmi grnyordu. Atlarna bindiler. "Haklsn yolda Zarkovi, biraz da ormandaki evlere bakalm. Pek iyi bilirdi oralar ar'n kpei." Seyit, beyninin uuldadn hissediyordu. Dilerini hrsla bilerken, kendini dar atp sesini ok iyi tand atly tepelememek iin kendini zor tuttu. Yanlm olabilecei dncesi ile, adamn at zerindeki glgesini takip etti. Kolu krmz bantl atl, hayvann, olduu yerde, geldikleri istikamete doru dndrdnde, Seyit artk emindi. Bu, Petro Borinsky idi. Yanndakilerinin tabiri ile; Yolda Borinsky. At sesleri uzaklatnda, Seyit doru Shura'nn yanna kotu. Gen kadn, heyecandan ve korkudan, vcudu neredeyse ta kesmi, yatan dibinde, yerde, dizleri zerinde melmiti. Seyit onu yerden kaldrd. Titreyen ellerini, kendi avular arasnda sarp pt. "Tamam sevgilim, tamam. u an iin emniyetteyiz. Yalnz, bir an evvel ba evine gemeliyiz." "Celil'le Tatya ne olacak?" Sorusu henz bitmiti ki, salonun camndaki tkrtyla Seyit eilerek pencereye yanat. Yeilliklerin arasndan uzanp camdan ierisini grmeye alan Celil'i fark etti. Kapy atklarnda, Tatya ile el ele,

saklandklar yerden koarak gelip eve girdiler. "Nerelerde kaldnz, az kalsn yakalanacaktk." "Kapnn nndeki at grnce ekinip saklandk. Dar kan olmaynca, biraz daha bekleyelim dedik. Derken, brleri geldi. Neler oluyor Seyit, ne yapyoruz imdi? Adamlar nasl def ettin, anlamadm." "Uzun hikye Celil, anlatrm. imdi, bir an evvel, ba evine aklanmamz lzm. Burada izimizi belli edecek her hangi bir 329 NcrminDczmcn zel eya brakmayn sakn. abuk toparlann, haydi." Bu defa yanlarna aldklar eya, Petrograd'dan kaarken tadklarndan da azd. Seyit, kk bir anta iinde daha evvelden hazrlad nianlarn, fotoraf ve mektuplarn dolaptan kard. minenin yannda duran sanda tekrar tekrar bakt. Yannda gtrmesi imknszd. Ama, orada da brakamazd. Kucana ald gibi, mutfaktan arka baheye kt. Byk bir sepet iindeki malzemeler arasndan kapt krekle, mee aalarnn altnda ata ukura sand yerletirdi. Diz kp, zerindeki pirin horoza dokundu. Sandkla beraber, burada geen btn hayatn gmyordu. Ona bu deerli hediyeyi veren adamn da kilometrelerle tede toprak altnda olduunu dnnce, kendi srasnn da ok yaknlam olduunu hissetti. Birden,

zamann harcadn fark etti. Acele hareketlerle, ukuru doldurup zerini dzledi. Eve girerken dnp son bir defa daha bakt. "Belki bir gn..." diye dnd, "Belki bir gn...." Bir ka dakika sonra, aalarn arasndan szlerek, hi konumadan, kulaklar, gzleri devaml yolda, biriyle karlaacak olmann korkusu iinde yrdler. Bir saate yakn bir zaman, kh saklana, kh koa, yrye, nihayet baa vardklarnda, her eyin sakin olduunu grdler. Yine de Seyit, yanndakilerin bir mddet aalarn arasnda saklanp kendisinden iaret beklemelerini istedi. Btn sessizlie ramen, ileride kendilerini neyin bekledii belli olmazd. Emektarn ve ailesinin yatt kk eve vardnda, deien bir ey yoktu. Baa silah getirdii geceler, smail Efendi ile aralarnda anlamasn salayan parolal sl ald ve bekledi. Az sonra emektar kapdayd. Pijamasnn zerine ceketini geirmi, frlamt. "Ah Eminof, keke gelmeseydiniz buralara!" Seyit onu hemen evin yanna ekti. "Biliyorum smail Efendi, buraya gelmiler bugn. Yardmn 330 Kurt &m && istiyorum. Yarn geceye kadar burada kalmam lzm." Yal adam, syleyeceinden mahcup bir tavrla, ellerini outurdu.

"ey, tabi efendim, bamzn zerinde yeriniz var..." Seyit onun neler dediini anlayamamt. "smail Efendi, kendi evimde kalmaktan bahsediyorum. O mevzuda deil, senden istediim yardm." "Tabi efendim, burada kalabilirsiniz. Ancak, sizin eve giremezsiniz. Bugn akam gelip, kilit vurdular btn kaplarna." Seyit, topuunu topraa vururken, dilerini skt. "Adam braktlar m etrafta?" "Hayr Seyit Eminof, saylar fazla olmamal, ilerini bitirip gittiler. Sizi aryorlar beyefendi. Badakilerin hepsini teker teker sorguya ektiler. Tanr sizi korusun. Nedir bu bamza gelenler Eminof?" "Sen hanmlara gre yatacak bir yer ayarla, bizim darda iimiz var zaten." Sonra iaretle, dierlerini saklandklar yerden ard. Az sonra, Shura ve Tatiana, smail Efendinin oluyla gelininin odasnda, kendileri iin yaylan temiz araflara uzandklarnda uyuyabilecek olmaktan ok uzaktlar. Seyit, Celil ve smail Efendi ile olu, btn gece toprak kazp, silahlar zm sandklarnn iine yerletirip, depoya kaldrdlar. Her duyduklar yaprak hrtsnda kendilerini asma salkmlarnn dibine atp, topraa yz olmu vaziyette bekliyorlard. Son sand kapadklarnda gnein aarmasna bir ey kalmamt. Deponun kapsn kapayp eve girdikleri zaman, btn kadnlar ayakta onlar

bekliyorlard. Erkeklerin darda neler yaptklarn bilmiyorlard ama byk bir hazrln eiinde olunduu belliydi. 331 NsRMN BEZMEN Sabahn ilk klar ile beraber, Ceml khya badayd. Sadovi Caddesindeki ev, artk Sovyet mal olmutu. Eminoflar, btn aile, hizmetkrlarnn kald giri katndaki odalara bltrlmlerdi. Khya Ceml, neredeyse alayacakt. "Olur mu Kurt Seyit, hi olacak ey mi? Koskoca Mirza Eminof, evinin bekisi, bahvan ile ayn yerde yatar m? O Japon harbindeyken bizler burada yataklarmzda ml ml uyumadk m? Onca nian, madalyas olan asker adam, yakr m bu yaptklar?" Ana salon ve odalar, henz yerletirecek kimse olmadndan imdilik kilitlemi, giri kn yasaklamlard. Seyit, zntyle ailesinin bana gelenleri dinlerken, yanlarnda olup onlara destek verememekten byk zdrap duyuyordu. Khyay bir kenara ekerek, yava bir sesle, ondan istediklerini syledi. "Ceml khya, imdi beni iyi dinle. Bu, senden belki de artk en son isteim olacak." "Ne demek Kurt Seyit, Allah uzun mrler versin. Dur bakalm, ben bu yaa kadar neler grdm u Rusya'da, bunlar da bir gn geer. O arada, sen iyi saklanmaya bak."

Aslnda ikisi de bu olanlarn ne biteceine, ne de deieceine inanmyorlard. Ama Seyit onu yalanlayarak moralini bozmak istemedi. Devam etti: "Azndan kimseye bir ey karmayacaksn, dikkatli ol." Yal adam, elinde bytt delikanlnn gizliliine ortak olabilmekle gururlanyordu. "Hemen kyya inmeni istiyorum. Tatolu Osman' bul. Bu gece yars, akta iaretimi beklesin. Eer olmazsa, yarn gece tekrar gelsin." Ceml khya gzlerini inanamayarak at. "Neler diyorsun sen Kurt Seyit, nereye gideceksin denizden 332 JVURT gYT te?" "Buralarda gidecek yerim yok artk. Karya gemeye alacam... Allah izin verirse..." "Ya Guvardia Eminof, o ne diyecek bu ie?" "Bir isteim de o, khya. Babama dncemi syle. Beni affetmedi ama hakkn hell etsin." Gzleri buulanmt, ban yukarya evirip gnein belirmeye balayan ilk klarna bakt. Balarn zerindeki krmzlk, gecenin art gri kara beklerle karmt. Karadeniz'in zerindeki koyu lacivert rt, akp giden kpk beyaz bulutlarla renkten renge giriyordu.

Ceml khya daha fazla bir ey syleyemedi. Sadece iHay hay Kurt Seyit." diyerek oradan ayrld. Seyit ve dierleri, gnlerini smail Efendinin kk evinin arka odasnda gizlenerek geirdiler. Kck odada, kadnlar dar sedirin zerinde, yanyana oturup sessizce beklerken, Seyit ve Celil, aralarnda Trke olarak neler yapacaklarn konuuyorlard. Fslt halinde konumaya zen gsteriyorlard. Gitme vakti yaklamt. Seyit, plnnn ne kadar baarl olacan da bilemiyordu ama bana ne gelirse gelsin, kald takdirde karlaacaklarndan daha kt olamazd. Ba baa konuabilmelerinin rahatl ile, ona Petro'yu grd geceyi anlatt vakit, Celil, hrsla, avucunu dizlerine vurdu. "Allah kahretsin, senin izini daha iyi takip edecek adam bulamazlard. Ya akamki mfrezenin iinde o da olursa, seni de, beni de bir bakta tanyacak. Yasef in hi bir yapt para etmez, orada lin ederler bizi." "Onu ben de dnyorum- Celil. Byk bir ihtimlle de, beraber olacaklardr, dn akamki gibi. O zaman, bu iin intihardan fark kalmaz." Celil, dnceli dnceli, yumruklanm birbirine vurdu. NcrminDczmcn "Ne yapabiliriz? Aklna bir ey geliyor mu?" Seyit, kendisi iin de ok pheli olan bir eyi syler gibi, ar ar konutu:

"Bir tek are geliyor Celil, bir tek... Baka da bir ey dnemiyorum. Sanrm kafam durdu artk. nk, bunu dnen ben olamam..." Dirsekleri masann zerinde, elleri ile yzn kapayp bekledi. Sanki, avularnn karanlnda, dnd eyin utancndan kurtuluyor veya yaamalar iin are aryor gibiydi. Ellerini ekip karsnda oturan arkada ile yz yze baktklar zaman, birbirlerinin zihnini okuyorlard. Celil, yerinde dikleerek, ban daha ne, Seyit'e doru edi. "Yoksa,... yoksa sen de benim dndm m dnyorsun?" Seyit dilerini skt. Elmack kemikleri aa yukan oynad sinirle. "Bunu yapmak zorundayz Celil. ok dndm." "Ama nasl?" "Bilsem ki, bilsem ki karmza kmayacak..." "Ama o seni yakalasa gzn krpmaz, ldrr." "Biliyorum, ama yine de bize gre deil bu i...." Konumalar, kk evin kapsnn vurulmas ile kesildi. Seyit bulunduklar odann kapsn aralayp, darya gz attnda kapda Yasef in durduunu grd. Hemen kotu. Dierleri ortadan ekildiler. Yasef, gzleri ile devaml etraf kontrol ederken konutu: "Bu gece kaarsan kaarsn Kurt Seyt, yoksa i artk benim elimden kar. Adamn hazr m?" Seyit, "Evet" gibi ban sallad. "yi ... Ama yine de bir eyler ters gidebilir, o takdirde bana

kurt m sakn." "Sa ol Yasef, bu iyiliini yaadm mddete unutmayacam." "yi o zaman, yaamaya bak. Dediim gibi, yalnz ol. Yoksa dikkat ekersiniz. Durumu kurtaramam." "Yasef, yanmda arkadalarm da olacak." "Onu bilmem Seyt. Sorumluluk senin. Hi birinizi kurtaramam. Adamlar kan kokusuna alm, av bekleyerek yayorlar. Senin liman tepesindeki eve yerleenler bile var. Dnmeni bekliyorlar. Onlar iin, lene seilmi kurban gibisin sen." "Orada oturduumu rendiler demek." "nsanlar konuturmann yollar vardr Kurt Seyt. zellikle, seni arayann, sana zel dmanl varsa, yolunu ok abuk bulur." "Kimden bahsediyorsun?" "Borinsky, burjuvadan dnme Bolevik." Yasef alayl bir gl att. "Ya sen?" diye sordu Seyit. "Ben aralarnda olmasam, senin gibileri kim kurtarr Seyt? Syle bana." Seyit, bir an sorup sormamakta tereddt etti, ama renmek arzusu, temkinli olmak hissinin tesindeydi. "Nerede o imdi?" "Petro mu? Senin braktn evi kendine mekn seti. Naslsa oraya dneceine inanyor. Seni karlamaya kararl." Cmlesini bitirirken kapy da amt. "Kilit vurduumuz yerleri kontrole geldim bu sabah. Artk bunlarn hepsi Sovyetin mal biliyorsun. Neyse, her ey yolunda

334 335 Ncrmin Bezmen grnyor, ben geri dnyorum. Tanr yardmcn olsun, ters giden bir ey olursa, beni affet." "Allah senin de yardmcn olsun Yasef." eri girdiinde dnceliydi. Celil'in ve gen kadnlarn yzlerine bakmaya ekiniyordu. Onlara, ancak, yalnz bana kaabildii takdirde, hepsi iin daha fazla yaama ans olacan nasl anlatacakt. Kara kara dnrken, Celil'in sesi ile kendisine geldi. "Seyit... bak ne diyeceim... Ben bu ii ok dndm ve seninle gelmekten vaz getim." Seyit, hayretle, arkadann yzne bakt. Ne zamandr heyecanla plnladklar eyden, birden bire, neden vaz geiyordu? Celil devam etti. "Ben oralarda yapamam Seyit. Hi kimsem yok. Bilmediim topraklar, tanmadm insanlar. Buralar ne olsa doup bydm yerler. Hem Tatiana da yapamaz. ok yalnz kalrz Seyit. Ben senin gibi deilim. Sendeki kuvvet bende yok. Tatya'y da brakamam. Bunca zorlukta beni yalnz brakmad. imdi, ben onu mutsuz edecek bir ey yapamam." "Celil, sen de yakalanrsan, sonun benden farkl olmayacak biliyorsun deil mi?" "Biliyorum Seyit. Ama dndm ki, yle kck bir kye yerleir, kyl hayat yaarsak, belki kendimizi gzden

kaybettiririz. Bir mddet sonra da unutulur, gideriz." Arkadann sylediklerine hak vermiyor deildi, ama yine kendisi iin ka riskini almak, hayatn kurtarmas asndan daha kuvvetli bir ihtiml gibi grnyordu. Yalnz, Shura'ya kar hissettii sorumluluk, Celil'in Tatya ile ilgili konumas srasnda daha da su yzne kmt. Tatya'nn yapt fedakrlktan daha fazlasn yapmam myd Shura, bir kadn olarak, sevgili olarak, arkada olarak. imdi onu Aluta'da, bir ba evinde, hizmetkrlarnn yannda brakp kamakla 336 Kurt &yt hakszlk etmi olmayacak myd? Arkasndan gen kadnn ne hale geleceini imdiden gznde canlandrabiliyordu. Ya kendisi? Onu geride brakmakla, kendisine huzur vermeyecek bir vicdan azabnn arln yklenmi olmayacak myd? Ama, gece yars, silah dolu bir arabann yannda, gzel, gen bir kadnla yakalann dndnde, onun bu kk ba kulbesinde, hi deilse, hayatta kalabileceine inanc daha da artt. Evet, yalnz gidecekti, kararn vermiti. "Sen bizi merak etme," dedi Celil, "sterse, onu da yanmza alrz. Zaten bu beraberlikler hayat boyu devam etmek zere balamamt ki. Sadece, biz, devaml olacana kendimizi inandrdk."

Seyit, kolunu arkadann omuzuna sarp, arkadaki kk pencereye doru yrd. "Ama seninle olan dostluumuz, hayat boyu srmek zere balamam myd?" Celil'in ekik gzlerine yalar doldu. O da Seyit'e sarld. Tln ince dokusuyla buulanan ba ve tepeleri seyrettiler. Aslnda gzlerinin nnden geenler, ocukluk, delikanllk yllaryd. "Bizim dostluumuz sevgili Seyit, ayrlsak da, lsek de srecek." "Evet, muhakkak, yllar sonra da olsa bir anlatan kacaktr." Hznl bir gl, konumalarn noktalad. Tatya, uzand sedirde, Celil 'le birbirlerine gnderdikleri mektuplar okuyarak eski gnleri anarken, Shura, kendi tarafnda yast zerinde yan dnm, uykuda grnyordu. Aslnda uyuduu falan yoktu. Seyit'in iki akamdr Yasef le olan konumalarndan duyduklarn birletirmi ve aa yukan olacaklar hakknda bir fikir edinmiti. Kulanda oktan unutmu olduu szler nlyordu yine: "Yalnz... yalnz...yalnz..." 337 NcrminBczmcn Ve ite, o gn gelmiti. Tam sevgilisi ile tek vcut, tek ruh olduklarna inanmaya balamt ki, yalnz braklacakt. Ondan ayr kalacan dnnce, haykrarak alamamak iin kendisini zor tuttu. Ban, yzn yastna iyice gmp dudaklarn srd. Alamann hi bir eye are

olmayacan biliyordu. Yine de alamak istiyordu. Ama bu odada deil. Yalnz, kendi bana kalabilecei bir yerde, avaz avaz alamak istiyordu. Seyit'in, bir daha dnmemek zere ondan ayrldn dnmek bile korkuntu. Vcudunu koflam, tkenmi hissetti. "Her halde ldrrm onsuz." diye aklndan geirdi. Dakikalar, saatler, sanki gnler kadar uzun geliyordu bekleyenlere. smail Efendinin kars, orba, brek ve zmden ibaret len yemeini sofraya kardnda, hi kimsenin yiyecek itah yoktu. Seyit'in kula, gz darda, Ceml khyann getirecei haberdeydi. Nihayet, ikindi vakti, Ceml khya geldi. Seyit'le, kapnn giriinde, hemen ayakta konutular: "Tatolu tamam, Kurt Seyit. Gece yars, limann sa tarafndaki kayalklarn anda olacak." "Sa ol Ceml khya, ok sa ol. Ona bir haber daha ver, sana zahmet. lk kibrit, tepeden indiimin iareti olacak. kinci kibriti kyya yaklanca yakacam. ok dikkatle takip etsin... Babama haberimi iletebildin mi?" Sesinde biraz krgnlk, biraz mit vard. Babasnn, hi deilse ayrlmadan evvel, onu grmek isteyeceini dnyordu. Khya, aresiz bir tavrla, ellerini outurdu: "lettim tabi. " Lfnn gerisi gelmiyordu. Seyit meraklanmt. "Ne dedi peki?"

"Yolu ak, Allah yardmcs olsun. Artk gremezsek, ahirette grrz, dedi." 338 Kurt 6dt Seyit yklmt. Dudaklarnda hznl bir glmseme ile, babasnn sevgisini nasl kaybettiini dnd. Demek, ailesini son bir defa gremeyecekti. Onun zntsn aynen yaayan Ceml khya, durumu izah etmeye alt: "Yanl anlama Kurt Seyit. Onlarn artk seni grmesine imkn yok. Ev gzaltnda, oradan ayrlamazlar. Senin oraya gitmen de imknsz." Seyit, biraz olsun, rahatlamt. artlar bu kadar kt olmasa, babas muhakkak onunla vedalamak iin artrd, bundan emindi. Yal khya ile vedalamalar dokunakl oldu. Ceml Efendi, artk kmeye balam gvdesi ile uzanarak, Seyit'i kucaklamaya alt. Bembeyaz kirpiklerinden szlen yalar, yznn derin izgileri arasnda taklp kald. "Hey gidi Kurt Seyit... kk beyim benim. Daha dn gibi, u tepelerde sana at srtnda mendil toplamay rettiim. Ne abuk bu gnlere geldik. Ne hzl yaamz... Babann ne haylleri vard bu topraklarla ve seninle ilgili, ne haylleri..." Seyit, kendisine babas kadar emei gemi yal adama sevecenlikle sarld. Sesi yine, onun elini tutup balar arasnda gezdii gnlerin ocuksuluunu tayordu.

"Hayllerin hepsi gereklemiyor Ceml khya, ne yaparsn?" "Ben ne yapabilirim ki kk bey, ben ne yapabilirim? Topraklar gitti, siz de gidiyorsunuz, ben ne yapabilirim?..." Ayn szleri, hkrklarla tekrarlayarak, ba nnde, saa sola yalpalayarak ban kna doru yrd gitti. Akam karanl bastrmaya baladnda, Seyit, Celil'le sabah konuurken yarm braktklan mevzuu tekrar ele ald. Bir saate yakn tereddtten sonra, kesin kararlarn verdiler. Seyit'in kann ve dierlerinin takip edilme olaslnn azalmas iin, Petro'yu ortadan kaldrmalar artt. Plnlarn gerekletirmek zere, Seyit'in brakt eve gitmeleri gerekiyordu. Yasef'in 339 NcrminBczmcn syledii gibi, orada olmasn mit ediyorlard. Yaptklar lgnlkt. Petro'nun yalnz olmas ve o yolu sa gidip tekrar dnmeleri ihtimli ok zayf bir anst. Ama Borinsky'nin yaamas, sonras iin ok daha tehlikeliydi. Seyit, henz, Shura'ya, gece olacaklarla ilgili hi bir ey anlatmamt. Nasl konuacan da bilmiyordu. Daha kendisi, onu ardnda brakma fikrini kabullenemiyordu. Ona ne gibi bir hayat midi verip, orada kalmasn isteyecekti? Kendisini Shura'sz dnd. i szlad. Kolay olmayacakt, hem de hi kolay

olmayacakt. Bu ayrlk, dierlerinden farklyd. Bunun geri dn yoktu. Shura'nn, onun arkasndan gelmesi imknszd. Beraber sadece bir ka saatleri kaldn dnerek, gen kadna bakt. Shura, ok ksa bir sre sessizce ortada dolap tekrar uykuya yatmt. Seyit onun hastalanmaya balam olabileceini dnerek, elini, alnna, yanaklarna dedirdi. Gen kadnn yanaklarnda durulmu yalar eline geldiinde, efkatle onun nnde diz kt. Yavaa ismini seslendi: "Shura, hayatm, Shuruka..." Derin bir uykuda olmalyd. Hi bir reaksiyon vermedi. Seyit, onu alnndan perek, ayaa kalkt ve Celil'e bir gz iareti ile hazr olduunu bildirdi. Celil, kk gaz lmbasnn nda kitabn okuyan Tatya'nn dudaklarna bir pck kondururken fsldad: "Biz birazdan dneceiz Tatya, sakn bir yere ayrlmayn. Halletmemiz gereken bir i var." Tatya, erkeklerin artk kendilerini orada brakp gideceklerinden emindi. Gzleri, korkuyla, Celil'e sorar gibi bakt. Celil onun telan anlamt. "Geri geleceiz Tatya, inan. Seni ok seviyorum canm." Tatya ona inanmt. Dudaklarn uzatarak, bir pck daha ald. 340 Kurt <kyT

Bir ka dakika sonra iki arkada, bir gece evvel saklanarak indikleri tepeye, yine ayn gizlilikle kmaya baladlar. Tabancalar ceplerindeydi. Evin arka cephesini eviren aalarn altna geldikleri zaman, kalpleri duracak gibiydi. Hayatlarn biraz daha uzatabilmek iin, bu sefer baka bir tehlikeye kucak ayorlard. Seyit, eli ile, Celil'e durmasn iaret etti. Yatak odasnn olduu tarafa dolat. Ak tllerden ierisi grnyordu. Petro, salonun ortasnda, bir aa, bir yukar yryordu. Sinirli bir hali vard. Yalnz olmalyd. Etrafta, bir bakasnn varln gsterir en ufak ipucu yoktu. Seyit, yine de, emin olmak iin, bekledi. Petro'nun, sanki bir arya cevap verir gibi, yatak odasna doru yry esnasnda, bir an iin, kendisini grdn zannetti. Aalarn daha arkasna ekildi. Ama, evin iindeki dman pencereye yanamad bile. Elinde sigaras, yataa srtn dayayp oturdu. izmelerini karmadan uzatt bacaklarnn zerine bir tomar kat yerletirdi. Uzun nefeslerle sigarasn tttrrken, sayfalar evirip evirip batan okuyordu. Birden, elindekileri brakp, yatak odasndan kt. Mutfaa doru gidiyordu. Seyit, Celil'e pencerenin dibinde durmasn iaret edip gvdesini ak camdan ieri ekti. Daha dne kadar Shura ile beraber yatt yatan zerinde, bu hainin izmelerinin uzanmas, kfi derecede midesini bulandrmt. Katlarn eline

geldii kadar bir ksmn kapp oday yandaki salondan ayran kaln ar perdelerin arkasna girdi. Silahn hazr tutuyordu. Petro'nun el yazs ile karalad katlara gz att zaman, dehet ve artan bulantyla beraber nefreti galeyana geldi. Petro, Aluta'ya gelene kadar yol boyu sorumluluuna verilmi olan blgelerin isimlerini balk yaparak raporlar tutmutu. simler, unvanlar, mal varlklar hanelerinin dnda, bir de infaz blm vard. htille kar gelmek, vatan hainlii, Sovyetin maln gasbetmek gibi su sebepleri gsterilerek kuruna dizilenlerin says Seyit'i titretti. Bu adamlarn hi biri mahkeme edilmiyordu. Yolda Borinsky, hem hakim, hem yarg, hem de cellat oynuyordu. Ayak sesleri yaklap odaya girdiinde, Seyit, tam Petro'nun 341 NCRMN DCZMSN arkasnda, elinde tabancas ile, sessizce bekliyordu. Petro, yatan zerinde brakt katlarda gzn gezdirerek, olduu yerde durdu. Souk rzgrla dalgalanan tllere bakt. Sanki, etrafndaki tehlike kokusunu almt. Elini, belindeki silaha atp geri dnmek zereydi ki, Celil camn dnda meldii yerden silah ile frlad ve Petro'ya doru nian alarak durdu. "Demek sensin..."

Dilerini gcrdatarak konuurken, birbirine bitiik buz mavisi gzleri daha da yaknlamt. Celil hi cevap vermedi. "Sevgili arkadana ne oldu? Seni kendi yerine mi gnderdi yoksa? Onun iin her eyi yaparsn deil mi?" Celil hi konumamakta srarlyd. Dikkatle Seyit'in ataca bir adm bekliyordu. Nitekim, Seyit sohbeti fazla uzatmamaya kararlyd. Her an dierleri gelebilirdi. Olduu yerden bir adm ne karken, tabancasn adamn kaburgalar arasna dayad. Gmleinin zerinden metalin souk temasm hisseden Petro, ban dndrmek istedi. Seyit, ksk ve sert bir sesle, onu nledi. "Kprdama Borinsky, sakn. lmn abuklatnrsn. Kaldr kollarn." Sonra, namlunun ucuyla, onu pencereye doru yrmesi iin iteledi. Celil'in iaretleri ile, bacaklarn camdan atarak dar kan Petro, kollan bann zerinde, bir eyler sylemeye alt: "Aptalsnz siz. Bana bir ey olursa sizi yaatmazlar. Nereye kaacanz zannediyorsunuz? Aptallar, bitti artk, anlamyor musunuz? Size hayat bitti artk." Seyit, nefret ve tiksintiyle, tabancasn onun ensesine bastrd. "Bir kelime daha et, senin de hayatn bitecek, anladn m adil domuz?" Seyit, esirinden uzaklamadan, bir eline bahedeki kazmayla KURT CYT Vy HUR/(

krei ald. Bir iki dakika sonra ormann iindeydiler. Duraladka veya soru sorduka, tabanca namlusunun temasyla itelenerek yol almaya mecbur edilen Petro, panie kaplmaya balamt. Kstah sesinden eser kalmamt. "Beni nereye gtryorsunuz? Ne yapacaksnz bana?" "Sus! yr." Biraz daha gittikten sonra Seyit seslendi: "Dur! Dur ve ellerini indir." Petro, imdi kendisini brakacaklarn dnd. Her halde korkutmak istemilerdi. Daha fazla bir ey yapmaya cesaret edemezlerdi. Hemen, o eski kstah tavr geri gelmiti. Glerek konutu: "Niye bu kadar tehlikeye atldnz anlamadm. Bana yry yaptrmak iin mi?" Seyit, hl silahnn namlusu Petro'ya dorulmu olarak, sol elindeki kazma krei ona frlatt. Kendisi de biraz geri ekildi. Celil de dier tarafta ayn ekilde bekliyordu. "u durduun yeri kaz bakalm, sonra da krekle boalt." "Deli misin sen Seyt? Oyun mu oynuyorsun benimle?" "yle saylr, senin oynadn oyunlar gibi bir oyun ite." Petro yine bir ey sylemek zereydi, Seyit, sabrsz bir tavrla, tabancasnn tetiinde parmaklarn dolatrd. "Bir kelime daha etme. imdi sus ve kazmaya bala. Ve abuk ol, iimiz var. abuk ol diyorum!"

Petro onlarn aka etmediinden artk emindi. Yine de, hl, kendisinden ne isteneceini anlayamamt. ukur, aa yukan bir adam boyuna yaklanca, krei brakmasn istedi Seyit. "Haydi, imdi de gir iine yat bakalm." 342 343 NCRMN BSZMSN Petro'nun souk, donuk surat, gecenin karanlnda bile, hayalet beyazl ile ortaya kt. Aklndan geenleri yapacak olamazlard. Sesi titremeye balad. "Yapma Seyt, delilik bu..." "Kes sesini ve gir o ukura, abuk!" Kaderinin artk iki eski arkadann elinde olduunu anlamt Petro. ukura otururken yalvarmaya balad: "Yapma Seyt, biz seninle eski arkada deil miyiz?" Ondan bir merhamet bulamayacan anlaynca, Celil'e dnd: "Celil, sen bir eyler syle, Seyt akln karm olmal. Bu olacak i mi, Tanr rzas iin!" "Tanr'y imdi mi hatrlyorsun yolda Borinsky? Eski arkadalarn imdi mi aklna geliyor?" Seyit, katlarda okuduu isimleri sayarken, hiddetten yzne kan basyor, karsnda iki bklm yaamak iin yalvaran adamn acmadan, gerek bir su sebebi olmadan bir kurunla o zavallcklarn hayatna nasl son verdiini dnrken lgna dnyordu.

inde frtnalar koparken, sesi sert, kararl ve sakin duyuluyordu: "O zavalllar da yalvaryor muydu yaamak iin? Petro, sylesene, yalvarnca acman bekliyorlar myd? ukurlarn byle kazdryordun kendilerine deil mi? Seni pis domuz seni, vaktim olsa, seni para para ldrrdm ama kret, zamanm az." Petro, koca cssesini sarsan bir alamayla, dizlerinin zerinde tepiniyordu. "Yapmayn, ne olur, anlarz, gz yumarm kamanza..." Seyit, artk, bu ii fazla uzatmak istemiyordu. Tabancasn ukurdaki adamn kalbine doru nian ald. 344 KURT SYT "Yolda Borinsky, Rusya'ya ihanetten sulu bulundunuz." Bir patlama... ukurun iindeki gvdeden gelen bir anlk inilti... tepelerde dalan yank ve kaan kularn kanat sesleri... Ardndan krekle savrulan toprak sesi... ki gen adam, ba evine giden aalk yola daldklar zaman, ormandaki kular hl huzursuz uuyorlard. 345 Nermin Bezmen Elveda Aluta Sonbahar, 1918 Seyit ve Celil'in, baa doru sratle yola ktklar dakikalarda, karanlklarn iinden syrlan bir glge, badaki kk evin kapsn tkrdatyordu. eride, son bir saattir neredeyse hi konumadan oturan

ev sakinleri ve misafirleri, kap sesiyle rkerek, birbirlerine baktlar. smail Efendi, her ihtimle kar, Shura ve Tatya'y arka taraftaki yatak odasna saklanmalar iin uyard. Odann kapsn kapad. Souk k gnlerinde rtlmek zere kapnn zerine aslm olan halnn ipini zp indirdi. Sonra, sokak kapsna doru yrd. Amadan seslendi: "Kim o?" "Benim... Osman, smail Efendi." Emektar kapy atnda, Osman al al, moru mor ieri girdi. Adamcaz kenara iterek ieri odaya dald. "Nerede Seyit aabeyim, nerede? Gitti mi yoksa?" smail Efendi, delikanlnn deliler gibi saa sola saldrmasndan korkmutu. "Sakin olun kk bey, sakin olun. Birazdan geleceiz, deyip gittiler. Biz de onlar bekliyorduk." "Geleceklerini nereden biliyorsun?" 346 JVLJRT 8YT "Ben bir ey bilmiyorum kk bey, ama yle sylediler, inann ben bir ey bilmiyorum." Osman, ardnda bir oda daha olduunu bildii kaln haly kaldrp kapy at. ki gen kadn, bilmedikleri bir lisanda ortal birbirine katan sesten rkerek, sedirin zerinde el ele tutumu, bekliyorlard. Kapnn eiinde Osman' grnce, Shura'nm yreine su serpildi. Tatya'nn elini brakarak yataktan kalkp ona doru yrd.

"Oh! Osman, Tanr'ya kr sensin, yle korkuttun ki bizleri." Delikanl, yaratt rknty fark edip, utanmt. Sakinlemeye alrken, karsndaki kadnlar kibar fakat acele bir tavrla selamlad. "Seyit aabeyim ne zaman gitti?" Shura, son gnlerde zamann akn artk takip edemez olmutu. Biraz dnp cevap verdi: "Belki bir saat, belki biraz daha fazla. Ne oldu?" Osman, birden, sert, hrn tavrndan syrld. Elini alnna vurup, aresizlikle, sedirin kenarna kt. Bir yandan da szlanyordu: "Gitti ite, gitti. Beni almadan gitti yine." Shura, ne zamandr kafasnda bir araya getirmeye alt bilmecenin zldn gryordu. te, artk, yalnzd. Yapayalnz braklmt. Sevdii adam, onunla konumaya bile gerek grmeden, ekip gitmiti. Eli yznde, hkrarak oturan delikanlnn omuzuna dokundu. Hl korkularn boa karacak bir cevap bekliyordu. Yavaa sordu: "Gittiini nereden biliyorsun Osman? Sana ne sylemiti?" Osman, ellerini yznden ekip, onun yal gzlerine bakt. Karsndaki delikanl iin yrei szlayan Shura, bir an, kendi terk edilmiliini unuttu. Onun ocuksu yalnzln, kendi ak

347 yalnzlndan daha hznl buldu. Ban, avular arasna alarak salarn okad. "Belki de yanl biliyorsun?" "Hayr duydum, hepsini duydum." Gen kadn, onun yanna oturarak dinlemeye balad. "Ceml khya babama anlatrken duydum. Bu gece karya kaacakm. Ama gece yars kaacakt. Babamdan helllik istemeye haber gndermi. Her eyi duydum. Ona yetimek iin katm evden. Kimse grmeden, Seyit aabeyime yetieyim diye katm. Ama..." Sesi zor duyuluyordu artk. "Ama, o gitmi bile. Artk onu gremeyeceim..." Shura bu ana kadar inanmak istemedii hakikatin, beynini, kalbini buzdan bir bak gibi lime lime ettiini hissediyordu. Ama zdrabyla yalnz deildi. Delikanlnn yanndan ayrlarak Tatya'ya bir gz att. Tatiana'da ayn oku yaamaktayd. Sevgilisinin ayrlrken kendisine tekrarlad sz yalan olamazd. "Geri geleceiz Tatya canm, inan. Seni ok seviyorum." dememi miydi. Bu kadar yalan sylemi olamazd. Ayaa kalkp Shura'ya doru ilerledi. "Daha gitmi olamazlar. Dnecekler, biliyorum." "Gittiler Tatya, gitti ve bizi braktlar." Shura'nm gzlerinde biriken yalar, nn grmesine engel oluyordu. Sa eli ile yalarn silerken, kendi kendine artk

alamayacana yemin ediyordu. Eer kaderi bu ise, gslemesini bilmesi lzmd. Geen gzel gnlerin akna buna katlanmas gerek, diye dnyordu. Ama, yrei, beynini dinlemiyordu ite. Birden, aklna bir ey gelerek, Osman'a dnd: 348 Kurt &syt "Nasl gideceini biliyor musun Osman?" Osman, belki de Seyit'i yakalamalarna faydas olacak dncesi ile, bildiklerini bir nefeste heyecanla anlatt: "Tabi, duydum. Tatolu'nn motoruyla kaacakm." "Kim bu Tatolu?" "Limandaki tuz motorlarn iletir. Aslen Sinoplu ama burada yerlemi." "Sinop nerede Osman?" "Karadeniz'in tam kar kysnda, Trkiye'de." "Tatolu'nu tanr msn grsen?" "Tabi tanrm." Shura, kendine acmaktan vaz gemi, sakin, ne yapacan bilen bir tavrla, eyalarn toparlad. Dierlerine hitapla konuurken, yatan altndan kk yol antasn kard. Paltosunu, manonunu ald. "Haydi gidiyoruz, vakit kaybetmeyelim. Belki de yetiiriz. Gece yars demitin, deil mi Osman?" Osman, aknlkla bakyordu. "Evet, gece yars diye duymutum. Ama, Seyit gideli ok olmu. Belki de oktan yola kmtr."

Bir an durup, devam etti: "Hem, bu yaptmz ok tehlikeli deil mi? Limana kadar inmemiz ok zor. Bolevikler yollan tutmu. Hem Tatolu da yle ortalarda dolamaz imdi. Belki, oktan, denize almtr bile. ok tehlikeli, ok..." "kimiz de Seyit'le beraber gitmek istiyoruz deil mi? O zaman bu tehlikeye atlmaya deer, deil mi Osman?" Delikanl, karsndaki kadnn cesaretine ve kararllna hayran olmutu. Gzleri parldayarak ayaa frlad. 349 Ncrmin Bezmen "Haklsn, haydi, hemen gidelim o zaman." Kendi plnlarnn heyecan iinde, Tatya'nn kmldamadan oturduunu fark etmemilerdi. Kapdan kmak zereyken Shura onun harekete gemediini grnce durup dnd: "Ne bekliyorsun Tatya, haydi, abuk ol!" Tatiana'nn sesi telasz ve yumuakt. O da kendi kararndan emin grnyordu. Arkadana doru kollarn aarak geldi. "Ben kalyorum Shuruka, vedalaalm." Shura, inanamayarak, elindekileri yere brakt ve onun ellerine sarld. "Neler diyorsun sen Tatya? Gittiler, anlamyor musun? Onlar imdi yakalayabilirsek yakalarz. Yoksa, her ey bitecek, anlaana, bir daha gremeyeceiz, bu son ansmz Tatya!" Tatya'nn omuzlarndan tutarak, hafif sarslarla, onu dald hayl dnyasndan uyundrmak istiyordu. Ama bir netice

alamad. Vakit geiyordu. Gen kadn, sevdii erkee ulaabilmek iin elinde olan son dakikalarla, Tatiana'y ikna iin harcamas gereken zaman arasnda bir tercih yapmak zorundayd. Tatiana, onun, kendisini brakmakta ne kadar zorlandn biliyordu. Arkadann yanan perken ayn rahat ses tonu ile konutu: "Benim iin endielenme, biliyorum, Celil dnecek. Seyit iin ayn eyi syleyemem ama Celil'in dneceini biliyorum. Bana sz verdi. Baka trl olamaz, dnecek. Ben de burada oturup onu bekleyeceim. Ne zaman dnerse dnsn, geldiinde beni burada bulmal." ki gen kadn, ocuklar gibi sarldlar. Alayarak ptler. Tatiana gz yalar iinde glmeye alt: 350 Kurt syT (0 %hum "Biliyor musun? Byle vedalamalar sadece sahnede olur zannederdim. Demek ben, senelerce gerek hayatn provasn yapmm." Zarif, balerin parmaklar ile, Shura'nn uuan salarn topuzunu tutan taraklarn arasna yerletirdi. Sonra onu tekrar pt. "Kendine dikkat et gzel Shura, ok dikkat et. Bir gn imkn olursa bana yaz." Birden hatrlad. "Nereye yazacan ben de bilmiyorum ya." "Sen de kendine iyi bak sevgili Tatya. Seni unutmayacam."

"Ben de seni. Biliyor musun, bir bakma gitmene seviniyorum." Kendisine "Neden?" der gibi bakan arkadana gld. "Tabi, gzellikte Rusya'daki en byk rakibim gidiyor. Meydan bana kald." Shura glmeden edemedi. Byle bir an bile, Tatya'nn keyfini ldremiyordu. Rol yapmaya alm olmaktan olsa, diye dnd iinden. Yoksa, arkadann da yreinin kendisininki kadar aladndan emindi. Kk evin halk ile acele bir vedalamadan sonra, kapya ktlar. smail Efendinin hanm, Shura'ya, bada i yaparken kyl kadnlarn takt kocaman koyu renk earplardan birini vermiti. Bu, onun byk ehirden gelme aristokrat kadn grnmn fazla deitirmiyordu ama en azndan gece karanlnda biraz olsun gizlenmesine yardmc olacakt. Kapdan dualarla uurlandlar. Tam aynlrlarken, Tatya ona bir kez daha sarlp pt. "Biliyor musun, demin aka yaptm." Shura, bir an, onun kalmak kararndan vaz getiini sand. 351 NCRMN BSZMN Ama Tatiana'nn akas o deildi. "Sen buralardan gitsen bile, Rusya'nn en gzel kz olarak hatrlanacaksn..." Gzleri yal, son kez evdekilere el sallayp karanlklara kartlar. Shura ve Osman'n ayrlndan on dakika sonra, Seyit ve Celil dndler. Tatiana

koarak Celil'e sarldnda imdiye kadar yaad sakinlikten eser kalmamt. "Biliyordum... biliyordum dneceini. Tanr'ya krler, buradasn." Celil, sevgilisinin kendisini beklerken ne kadar korktuunu hissetti. Ona plnlarn anlatmak zaman gelmiti. Kendisini brakmayacam, beraber burada kalacaklarn bir an evvel syleyip, iini rahatlatmalyd. Bunlar dnrken, Seyit'in sesi ile dnd. "Shura nerede?" Sesinde sonsuz bir tela vard. Tatya tekrar alamaya balad. "Ah Seyt, neden ona anlatmadn her eyi?" Seyit, kendisine soru sorulmasn deil, kendi sorusuna cevap istiyordu. "Tatya, nerede o? Nereye gitti?" "Bilmiyorum Seyit, seni bulmaya gitti. Osman'la beraber." Seyit duyduklarna inanamyordu. "Osman'la m? Kk Osman'la m? Hay byk Allah'm, bunlar lmne mi susadlar? Nereye gittiler?" "Senin gittiini sanyorlard Seyt. Sana yetimek istediler." Seyit, yumruk yapt bir elini dier avucuna vurarak, kk odann iinde drt dnmeye balad. Bir ara durup, cebinden 352 kard saate bakt. Altn zincirin ucundaki saate dokununca, ar'in elinden armaan olarak ald gn hatrlad. Ryasn karmak ister gibi, gzlerini

kapayp ban sallad. Eskiyi dnmenin zaman deildi. Vakit ok azalmt. Celil'e bakt. Celil onun ne dndn iyi biliyordu. "Olmaz Seyit, aramaya kamayz. ki saat iinde arabalar hazrlam olmamz lzm." Seyit son derece huzursuzdu. Hi bir ey plnlad gibi gitmiyordu. Sevdii kadn ve kardei, imdi onun peinde, tehlikeli bir yola gitmilerdi. Byk bir ihtimlle yakalanacaklard. "Onlara bir ey olursa, kendimi affetmem Celil. Onlar bu tehlikenin iinde brakamam." Sonra, daha byk bir tehlikeyi hatrlad: "Ne yapacam Celil, bilemiyorum. Anbardaki maln bu gece gitmesi gerek. Yasef bu geceden sonra bizi idare edemeyeceini syledi. Yarn hepsi ortaya kar. O zaman ne babamlar yaatrlar, ne bu zavall insancklar." Aralarnda gayet yava bir tonda ve Rusa konuuyorlard. Gznn ucu ile ev halkn gstermiti. "Bak ne diyeceim Seyit, sen vakit kaybetme, yklemeye balayn. Ben onlar durdurmaya alacam. Fazla uzaa gitmi olacaklarn sanmyorum. En azndan nbetileri grnce, limann zerinde bir yerlerde bekliyor olmallar. O kadar da deli olamazlar. Hi merak etme, hemen frlyorum." Seyit, arkadana minnetle bakt. Celil onu konuturmad.

"Naslsa ben buradaym, zamanm bol. Senin nefes aldn her an kymetli. Yasef i kanrsan bu kadar hazrlk perian olur." Seyit'i kucaklad. "Hazr olunca k yola. Bizim dnmz bekleme. Merak etite, her ey yolunda gidecek kardeim." 353 NsrminBczmcn Bundan ikisinin de phesi vard ama yine de arzu ettiklerine inanmak onlar biraz olsun rahatlatyordu. Bunun son vedalamalar olduunu biliyorlard. Bir daha gremeyeceklerini de. "Konuacak ne ok ey var, ama hi birine vakit yok, ne yazk... "yle... Kim bilir, hayat srprizlerle dolu, bir gn yine konumaya ansmz olur. ok dikkatli ol Seyit, ok dikkatli ol. Artk nasl haberleiriz bilemem, seni merak edeceim." "Ben de seni. Sen de buradan ayrlmak iin sabah bekleme, bir an evvel kayplara kar." Sonra ,derin bir nefeste, aklnn kald eyi syledi: "Shura'y bulunca ona anlat her eyi. Onunla tam yola kmadan evvel konuup her eyi anlatacaktm, ksmet deilmi." antasndan kard keseyi Celil'e uzatt. "Bunu ona ver. Bir mddet idare eder sanrm. Sizinle gelebilirse iyi olur.

Sevdiim sana emanet, kardeim. Sen de Tanr'ya emanet ol." Alayarak kede bekleyen Tatiana'ya sarldnda, Seyit u an kollarnn arasndakinin kendi sevdii kadn olmamasndan byk bir azap duydu. Ona son kez sarlp pmek dahi ksmet olmamt. Glmseyerek, gen kadnn gzlerini sildi. "Elveda Tatya, Celil'e iyi bak, sen harika bir kadnsn. Allah sizi ayrmasn." "Ah! Seyt! Sensiz hi bir ey ayn olmayacak." "Hi bir ey artk ayn deil tatl Tatiana, bizler bile ayn deiliz." Cel'le gz gze geldiler. Hayatlarn kurtarmak iin de olsa iledikleri cinayet, cinayetti ve arl omuzlarnda km 3 54 M1RT SYT duruyordu. Bir ka dakika iinde, Celil, Shura ve kk Osman' balarna bir tehlike gelmeden bulmak zere ayrldnda, Seyit, smail Efendi, damad ve emektar iki ba iisi ile, zm sandklarn depolad yerde almaya balamt. Az sonra, orman yolundan kan atl araba, ar ar ban arka tarafndaki depoya yanat. smail Efendi, arabacya bir eyler fsldad. Arabac, atlarn boynuna birer saman torbas ast. Mmkn olduunca ses yapmadan ii bitirmeye alyorlard. Bir ka dakika iinde, iki araba daha yklenmek zere srada bekliyordu.

Arabalarn iine nce asma dallarndan bir yatak yapld. Sonra zm sandklarndan karlan silahlar yerletirildi. Seyit, yannda getirmi olduu, az bal kk bir uval da, en bataki arabann arkasna koydu. zerine, tekrar dzenlenen meyve sandklar kat kat dizildi. Yine, asma dal ve yapraklarndan yaplan bir rtnn etrafndan ipler atlarak, yk salama alnd. Her ey tamamlannca, arabalarn tekerlekleri yaland. Btn bunlar, zifiri karanlkta yaplyordu. smail Efendinin damad, erkete olarak, ban kna yakn bir yerlerde bekliyordu. Asmalarn dibinde uzanm, yoldan gelebilecek en ufak bir hareketi karmamak iin gzlerini drt amt. araba da yolculua hazrd. Seyit, deponun bir kenarnda zerindekileri karp, kyl kln giydi. Yere kp avularn topran zerinde dolatrd. Toprak yumuackt, lkt. Bu, toprakla son temasyd Seyit'in. Arkada brakt sevdikleri kadar zleyecekti bu topraklar. Bir avu ald. Ellerini ykar gibi, Aluta'nn bereketini dolatrd avularnda. Parmaklarnn arasndan akn hissetti. Ayn, hayatn durdurulamaz ak gibiydi. Gece yarsna yarm saat kalmt. atl araba, arabaclarndan ve zm sandklarndan oluan yklerini, Aluta'nn balk tepelerinden limana doru indiriyorlard. En

355 NSRMN 13CZMN ndeki arabada, dizginleri elinde tutan kyl, kepini biraz daha gzlerine doru indirdi. zerindeki kaba kumatan gmlei, bol pantalonu, boyasz kunduralar, ellerindeki toprak kokusu ile, Aluta balarnda alan her hangi bir kylden fark yoktu. Atn dizginlerini tutuundan bile, btn gn gne altnda apa sallam, sandk tam alelade bir kyl olduu sanlabilirdi. Omuzlar ne dm, beli hafif bklmt. Onun, ar'm hassa ordusunda svari stemeni olduuna bir bakta inanmak ok zordu. Aslen olmad bir kiilikte grnmek zorunluu, onu rahatsz ediyordu. Kendisi bildii gibi, her yzne bakann hakiki hviyetini anlayacandan korkuyordu. Yalanm araba tekerlekleri, yumuak topran, dklm yapraklarn, dallarn zerinde ilerlerken hafif mrltlar, trtlar karyordu. Seyit, bir an, Shura'nn aalarn arasndan karsna kabileceini dnd. Onu yanna almak istemediine piman olmaya balamt bile. Celil'in, gen kadn ve Osman' bulup, emniyette geriye gtrebilmi olmasn dilerken, sevgilisini daha fazla dnmeye frsat olmad. lerden kendilerine doru gelen drt atly fark ettii zaman, bekledii byk imtihann yaklatn hissetti. zerinde ilerledikleri dar yol, bir anda, Srat kprsne dnmt onun

iin. Atllar, sratle, zerlerine doru geldiinde, Seyit'in gzleri karanlkta Yasefi arad. Dizginleri ekip durdu. Adamlardan biri yanna geldi. "Hey! nereye gidiyorsun bakalm? Bu saatte yolculuk yasak, haberin yok mu senin?" Seyit, yanlm olabilecei dncesi ile, tekrar baknd. Drt atlnn arasnda Yasef yoktu. Dizginleri skan ellerinin, ter iinde kaldn hissediyordu. Nefesini tutarak, sesinin titreyip kendisini ele verecei endiesinde, bir an bekledi. ler planland gibi gitmiyordu. ri yan, atnn neredeyse zor tad dier Bolevik, atnn kamsyla Seyit'in omuzuna vurdu: "Bunlara daha taktramadk m kurdelalan?" Kurt &yt && Dieri, genzini kar gibi bir sesle glerken konutu. "Belki de boyunlarna bir kurdela istiyorlar. Ha, ne dersin? yle krmz bir kurdela, kpkrmz." Ulur gibi kahkahalar atyordu. Belinden kard klc, Seyit'in dik yakal gmleinin boynunda dolatrd. Gen adam, karsndakinin, sylediklerinden ald keyfe bakp, dediklerini gerekletirdii zaman ne kadar mutlu olacan kestiriyordu. "Ne var bu arabalarda? Nereye gidiyorsun?" Seyit, gnlerdir hazrland gibi, gzel, akc Rusasn belleinin bir tarafna atarak, Tatar lehesi ile cevap verdi: "zm ykl arabalar. Limana iniyoruz." "Kim istedi sizden limana gitmenizi?"

"Bilmem, biz emir kuluyuz, baa yle haber gndermiler." Adam yarmas, klcn olur olmaz sandklarn arasna daldrp duruyordu. Hiddetle haykrd: "Kim gndermi be adam? Kim haber gndermi? Neler plnlyorsunuz ku kadar beyninizle ha? Bu kadar zm, bizden habersiz nereye gidecekmi ha?" Arkadaki iki arabann arabaclar, korku ve dehet iinde bekliyorlard. Kendilerine bir soru sorulacak olmas en byk korkularyd. Seyit, onlarn dikkat ekmemesi iin, konumaya devam ederken arabadan aaya atlad. Atl, bir hamlede dnp, klcn onun gsne dayad. "Hey! Dur bakalm! Sana kprda diyen oldu mu? Dur, olduun yerde. A bakalm u sandklar, biz de zm grelim." Seyit, arabann zerine kp sandklar amaya balad. Adamlar, le bulmu karga gibi, zmleri kllar, tfek dipikleri ile paralamaya baladlar. Bir sra bitince, ikinciyi atrdlar. Gzelim misket zmleri, kendilerini rten asma yapraklarnn arasnda sularn sratarak ezilirken, arabaclar, 356 357 NcrminBczmcn bu adamlarn ellerinde kendi akbetlerini gryor gibiydiler. Adamlardan biri, burnunu ektikten sonra, aznda biriktirdii koca balgam arabann

zerine doru tkrd. Sonra slak, kpkl azn avucuyla silerken kfretti: "Domuzlar sizi, haber gelmi demek, kime yutturuyorsunuz ha! Kimin maln kime gtryorsunuz, hrszlar sizi! Biz size ne yapacamz biliriz." Seyit, artk, her eyin bittiini gryordu. Beyaz Rus ordusunun subay olarak tannmasa bile, gizlilikle zm tayan bir kyl olarak yine ldrlmeyi hak etmiti. Sonu deimiyordu. Yapacak bir ey kalmamt. Kendisi ile bu macerann yarsna gelen arabaclara bakt. En ok onlar iin zlyordu. "Onlarn bir eyden haberi yok, mal ben topladm, brakn onlar gitsinler." Bolevik yine glyordu: "Arabaclar m brakalm? Niyeymi? Rusya'da arabac m kalmad? ki tane eksik olsa ne olur?" Seyit, orada kurunlanp, gvdelerinin kayalarn zerinden denize atldn grr gibi oldu. Peki o ii niye batan yapmyordu. Adamlar kendisini konuturmadan, vcudunu sa taraftaki tepeden aaya savurmay dnd. Fark ettirmeden, kk admlarla, kenara doru yrmeye balamt ki, drtnala gelen atl sesine ban evirince gzlerine inanamad. Allah hl onunla olmalyd. Gelen Yasefti. Seyit'e hi bakmadan dierlerinin yannda durdu. "Hayrola yolda, neler oluyor?"

Adamlar durup, Yasefi selamladlar. Tavrlarndan, ona saygl davranmak zorunda olduklar anlalyordu. "zmlerini karyordu, yakaladk." dedi biri. Yasef, hayatnda hi grmemi gibi bakt Seyit'e, atnn zerinden 358 Kurt Ssyt \9 Shur/ sordu: "Hangi badansn?" Seyit bu hi plnlanmayan soru karsnda ne cevap vereceini bilemedi. Azndan tek bir kelime dkld: "Eminoflar'n bandan..." Yasef, duyduuna hiddetlenmi bir tavrla, azarlad: "Artk Eminoflar'n falan deil o balar. Artk kimsenin ba yok. Anladn m? " Seyit bu azarlamann, Yasef in rolnn bir paras olduunu anlamt. Dieri devam etti: "ki numaral badan geliyorsun demek, anlald." Sonra arkadalarna dnd: "Tamamdr yoldalar, olan bitenden haberim var. Odessa'ya yklenecek sabah bu mal. Brakn gesin." Seyit sevinmekte acele etmemeye kararlyd. Her ey, o kadar ani ve beklediinin dnda geliiyordu ki, bundan bir ka saniye sonrasnda neler olacan kestiremiyordu. Yasef, atndan inmeden, arabalarn etrafnda bir tur att. Bu defa yanndakilere kzgn bir sesle veritiriyordu: "Allah kahretsin! Ne hale getirmisiniz mal. Bunun hesabn sorarlar yolda

Tarvides, eminim sorarlar. Sovyetin maln ne hale getirmisiniz." Dierleri rkm, geri ekilmilerdi. Yasef, adamlarn bu durumundan istifade etmesinin en iyi zaman olduuna karar verdi. Akllarna yeni sorular gelmeden, Seyit'i buradan uzaklatrmalyd. "Tamamdr, toparlann, gidin. Bir daha da izin kad almadan yola kma, anlald m?" Seyit yerine kp oturduunda, Yasef, atn arabann sol yanna srp, sa tarafta tepenin eteklerinde uzanp giden 359 NCRMN DZMEN denize bakt. cebindeki tabakadan bir sigara kard. Seyit'e sordu: "Bir kibritin var m yolda, sigara imenin zamandr." Seyit, minnet ve kranla, Yasef Zarkovi'in gzlerine bakt. Kibritini karp onun sigarasn tututurdu. Karanlkta parlayan kk alevin nda, Yasef eski arkadann baklarndaki duygulan grebiliyordu. Derin bir nefes ekerken mrldand: "Sa ol yolda." Seyit kibriti fleyip, yere atarken mrldand: "Sen de sa ol,... yolda." Yasefin, "Devam!" sesi duyulduunda, kayalarn anda bekleyen tekne, yava yava sahile doru ilerlemeye balamt.

Motorcu Tatolu Osman, bekledii ilk kibrit n grmt. Bir mddet, limana inen yolu takip eden Seyit, ardlanndan gelen kimse olmadna kanaat getirince, atn ban tepeden dne dne aaya, kyya inen dar yola evirdi. Yolun tamamn arabalarla inmeleri zor olacakt. Biraz sonra Seyit, arabaclara durmalar iin iaret verdi. Atndan atlayp kenarda durdu. Teknenin yanaaca yeri gzden geirdi. Karanlkta, denizde olup biteni gremiyordu. Kulan kabartt. Henz bir ses duymuyordu. G birdenbire saran bulutlar mehtab iyice rtmt. Yer yer uzanan ve tekrar kesilen bir ltda, Seyit aadaki kayalklarn yerini bellemeye alt. Sonra, kayalara paralel uzanan ky blmne en yakn yerde durup, adamlarla konutu. Gayet yava sesle, bol iaretle anlatyordu diyeceklerini: "ndirin sandklar, buradan aaya brakacaksnz mallar, teker teker, tamam m?" "Tamam efendim." "Ben aaya iniyorum. Ate yakacam, hemen balayn o zaman. Birini grrseniz, toparlanp, yola devam ediyor gibi 360 Kurt&otC&hur/ yapn. Beni hi tanmyorsunuz, tamam m? Arabalarn hepsini birden amayn, biri boalnca dierini sraya aln. Haydi eyvallah, sa olun."

"Allah yardmcnz olsun Kurt Seyit, yolunuz ak olsun." "Sizin de." Seyit, iki adamnn ellerini skarak, dik toprak yoldan aaya hzla inmeye devam etti. nn iyi grmemesine ramen, gayet rahat iniyordu. Bu tepeler, bu ky, ocukluunun oyun baheleriydi. Toprak yolun sonunda, arln topuklarna vererek kayd ve ayaklarnn altnda akl talarn hissetti. Dar ky eridi, denizden vuran dalgalarn sesi ile kaplyd. Dalgalar getiren rzgr, tepelerde olduundan daha fazla hissediliyordu. ndii tepeye yzn vererek, kibrit kutusunu kard. lk yaktnn alevi, kendi etrafnda snd kald. Yukandan adamlarn grm olmas imknszd. Yere diz kp, omuzlarn kaldrd. Avularn siper tutarak, ikinci bir deneme yapt. Bu defa drt, be kibriti bir arada yakmt. Avularnn iinde parlayan alevi grr grmez, bir elini ekti. Annda, yukardan topran zerinde kayan sesi duydu. Tfekler, birbiri ardna, aaya iniyordu. Hemen, denize doru dnp bir iaret daha verdi ve tfekleri toplamaya balad. Bir iki dakika olmamt ki, ilerleyen teknenin sulardaki hrtsn duydu. Gelenin Tatolu olduundan emin olmak iin, yz koyun yatarak bekledi. Biraz sonra ses kesildi. Sahilden bir ka metre uzaklkta teknenin burnu gzkt. En nde bacaklarn am, ayakta duran adamn elinde bir ate

yanp snd. Suya den apann sesi geldi. Tekneden atlayan iki kii, suyun iinde yryerek, kyya ktlar. Seyit, Tatolu'nu tanmt. Ayaa kalkt. Hi konumadlar. Tepenin eteinde ylan silahlar, sratle tanmaya baland. Tekneye ulamak iin girdikleri diz boyu suyun, dalgalarla bellerine kadar kt oluyordu. Hava dnmeye balamt. Gkte, yamur habercisi kara bulutlar dolayordu. Seferlerini glkle tamamladlar. Seyit, son defa, ardnda bir iz brakmam olmak iin, tepenin eteinde turlad. 36l NSRMN BEZMEN Arabalar boalm olmalyd. Yukarda, atlarn uzaklaan seslerini duydu. Adamlar ilerini tahmininden abuk halletmilerdi. Her ey yoluna girmie benziyordu. Gzlerini tepelerde son kez gezdirdikten sonra, akllarn zerinde kyya ilerledi. Bir an nce tekneye binmek arzusuyla hzland. Birden, ismini aran sesle duralayp geriye dnd. Biraz evvel kendisinin indii yoldan gelenin kim olduunu anlamak iin grmesi gerekmiyordu. Seslenen, kk Osman'd. Karanlkta, de, kalka, tepeden inmeye alrken, bir yandan da son mitle, sesini duyurabilmek iin baryordu: "Dur! Seyit aabey! Duuurrrr! Ben de geliyorum!" Szn tamamlayamadan yine kayp, yuvarlanyor, tekrar ayaa kalkp seslenmeye devam ediyordu

"Aabey! Bekle beni! Geliyorum! Ben de geliyorum!" Seyit, tekneyi, iindeki yk, kendisini bekleyenleri unutmutu. Durup seslendi: "Buradaym Osman!" Mehtap m nce ortaya kmt, yoksa silah seslerini mi nce duydu, Seyit anlayamad. Aydnlanan tepenin zerindeki silahl grup, aaya doru nian alyorlard. Srtndan kzgn bir lv gemi gibi oldu. Beyni uuldamaya balad. Geriye dnp denizde sallanan tekneye bakt. inde, kendisi iin hayatn tehlikeye atm adam vard. Onlardan kendilerini kurban etmelerini bekleyemezdi. Bir ihtiml, biraz sonra uzaklap, gideceklerdi. Dier tarafta ise, dman ile arasnda kendisine ulamaya alan kardei vard. Osman, aabeyinin adn haykrmaya devam ediyordu: "Kurtar beni aabey, kurtar beni! " Silah sesleri, rzgrn, denizin uultusunu oktan bastrmt. Seyit, kendisinden sadece on be, yirmi metre yukarda olan kardeine bir an evvel ulamak iin koarak tepeye trmanmaya balad. Yz koyun, neredeyse srnerek, ona yetimeye Kurt <kvT & mu alyordu. Delikanl panie kaplm, aabeyine doru komak yerine, boyna dnp arkasndan ate edenlere bakyordu. Seyit, ona cesaret vermek iin, bard: "Osman! Ko, aaya ko! Arkana bakma! Burdaym, ko!"

Rzgrla dalan bulutlarn ardndan prl prl bir mehtap ortal aydnlatt. Seyit yukarya doru baktnda, Osman'n, ylan gibi kvrlan yolda, kendisine yaklamakta olduunu grd. Ama, yaklaan sadece o deildi. Tepedeki silahllar da, grme mesafeleri artnca, onlara yaklamaya balamlard. Osman'n, Seyit'le bulumasna sadece bir dneme kalmt. Gen ocuk, aabeyini grnce sevinle bard. Sandan, solundan geen kurunlarn tehlikesini, birden unutmu grnyordu. Kollarn havaya kaldrp, iki yana at: "Burdasn, gitmedin! Seyit aabey, burda..." Haykr bouk bir iniltiye dnt. Dizleri bkld, kollan, gkyznden yldzlar toplarm gibi, bir araya gelip yanna dt. Bir ka patlama daha... Ayaklarnn altndaki yumuak toprak kayd, kayd ve kk Osman, henz on sekizinde, gzlerinde aabeyinin kendisine kucak am hayli, Aluta kylarna doru utu. Seyit, kardeinin akllarn zerine aklan gvdesine bakarken haykr tepede yankland: "Osmaaannn!" Kendini, olduu yerden gvdesi zerinde yuvarlanarak, aaya doru brakt. Bir an evvel, Osman' dt yerden kaldrmak, oradan karmak istiyordu. Silahllarn yaklatn grd. Deliler gibi, akllarn zerinde koarak kardeinin gvdesi zerine atld. Osman, arka st, ba geriye doru

kaym yatyordu. Sular, kpkler halinde, bann altna kadar ulayordu. Ak gzleri, gkyznde gremedii bir yerlerde, bulamad birilerini aryordu sanki. Seyit, onun lm olduuna inanmak istemiyordu. Diz kt, ban kucaklad. smini sayklarken alyordu: "Osman, km benim, canm kardeim..." 362 363 NcrminBczmcn Artk cevap alamayaca gzlerini kaparken, kulann dibinde vzldayan kurunlarla kendine geldi. Tekneden kar ate balamt. Osman'n gvdesini srkleyip, oradan gtrmek istedi ama biraz daha oyalanrsa ya vurulacak, ya da yakalanacakt. stemeye istemeye onun cansz vcudundan ayrld ve kendini sulara att. Dalgalara kar komaya alrken, rpnan sular, yznden akan yalara karyordu. Kurt Seyit, ocuklar gibi alyordu. Kendisini yukarya ektikleri anda, Karadeniz'e doru almaya balamlard. Silahlar hl susmuyordu. Seyit, kapt bir silahla k tarafta, Tatolu'nun iki tayfasnn yannda yer ald. Bir iki dakika sonra, kydaki saldrdan zarar grmeyecek mesafeye almlard. Tekne eskiydi, ard ve ykyle daha da arlamt. Boylar gittike byyen dalgalara kar, zorlukla yol alyordu. Seyit, bir an, bu artlarda Karadeniz'i amalarnn imknsz olduunu dnd. Ama, liman istikametinden gelen

sesler, onu sadece iinde bulunduu an dnmeye davet etti. ok gemedi ki, tekne, karanlkta, hemen hemen net grnecek yaknlkta seyretmeye baladlar. Biri arkadan yetimeye alrken, dier ikisi kaak tekneye sandan ve solundan yanamak zere ikiye ayrldlar. Seyit, yanbanda, elleri tetikteki tayfalara seslendi: "Biriniz sancaa, biriniz iskele tarafna, abuk!" Delikanllar, Seyit'ten sadece bir ka ya kklerdi. Vcutlar ok yapl olmamakla beraber, shhatli ve son derece atiklerdi. Denizdeki etin hayat artlar, onlar bir kedi kadar evik ve gz pek yapmt. Seyit'in sylediine hemen uydular. Sallantda kontrollerini kaybetmemek iin, bir elleri ile kpete kenarna yapp, neredeyse yz koyun srnerek yerlerini aldlar. Seyit, yedeine bir ka tfek daha hazrlamakla meguld ki, arka taraftan, szlemilercesine ayn anda, yaylm atei balad. Tatolu Hasan, lgn Karadeniz'le dman arasnda, teknesini ve yolcularn kurban vermemek iin insan st bir gayret sarfediyordu. Alnndan akan terleri kolu ile Kurt 6m C9 &hur/( silerken, dmenini bin bir numaralarla, hem arkadan gelen apraz ate hattndan uzak tutmaya alyor, o arada kpre kpre gelen dalgalara dikine girmeye urayordu. Teknenin ba tarafndan ap yarsna kadar gverteye yaylan dalgalan bir kez yandan

alsalar ileri bitikti. Dilerini gcrdatt. "Allah kahretsin, Moskof'un domuzlar, Allah sizi kahretsin, Karadeniz gibi denizler yutsun sizi nallah." Darda uuldayan deniz ve ard arda patlayan silah seslerinden, kimin mcadeleyi kazanmakta olduunu anlamak imknszd. Belki de, gvertede u an sa kimse kalmamt. Az sonra da Moskof onu yanndan sarp iini bitirecekti. Bu dnce, terine ter katmaktan baka ie yaramad. Sa tarafndan patlayp gelen dalgaya doru teknenin ban evirirken yine kfretti: "Allah belanz versin emi, sizi mendebur kpekler. Ulan Karadeniz'e gmlrm de, size tattrmam bu zevki." Sonra, bozuk, zorlama bir Rusa ile dmen dolabnn kapana eliyle vurup konutu: "Hi korkma, Allah bizi korur." Seyit, zerlerine yaan kurundan, saldrnn derecesinden dmannn saysn anlamaya alyordu. Geri tekneydiler. Ama her birinde, iki veya kiiden fazla adam olduunu tahmin etmiyordu. tekneden birinin onlara erieceine muhakkak gz ile bakyordu. Tepesinden vzldayan kurunlara karlk vermeyi bir an brakarak, kamaraya inen kapnn dibine yerletirmi olduu sanda erimeye alt. Ani bir dalgayla ykselen tekne, bir an bolukta durur gibi oldu. Seyit, olduu yerden geriye doru kayarken ban ambar kapana arpt. Tam

kenardaki iplerden birini yakalamaya alt. Bann acs ile baylacak gibi olmutu. Ayn anda, tekne byk bir atrt ile tekrar sulara oturdu. Yamur bulutu boalm gibi tepelerine inen su, Seyit'in neredeyse tutmak zere olduu ipi, gvertede ylanvari hareketlerle srkledi. I 364 365 NCRMN DEZM8N Gen adam, ipi tamamen kaybetmek zereyken ayann ucu ile yakalad. Yeni bir dalgaya yakalanmadan, belinden sarp sk bir dm att. Gz ucu ile, sancak tarafna baktnda, gen tayfann yerinde olmadn fark etti. Delikanl, ya denize dm, yahut da dalgann tesiri ile ba tarafa doru srklenmi olmalyd. Seyit, u an hayatta kalmalar iin en nemli eyin, arkadan gelenleri durdurmak olduunu dnyordu. Kendini ileri ekerek uzand sandktan ald el bombasn, gayet temkinli tutarak, mmkn olduunca hzl, teknenin k tarafna geldi. Bir an ayaa kalkmas lzmd. Hedef olmadan bunu nasl baaracan dnd. Artk ok yaklamlard. Baka aresi yoktu. Bu son anslaryd. Btn mcadelelerden sonra hayat eer burada bitecekse, kaderi bu demekti. Bir ey yapamazd. Kaderini zorlayamazd ama yapabilecei bir ey vard; o da son ansn, karmadan, denemekti. "Allah'm sen yardmcm ol."

Derin bir nefes alp ani bir kararla ayaa frlad. Ayn anda, I fitilini ektii bombay savurabildii kadar uzaa frlatrken/ kendini tekrar yere att. Dmanna hedef olmadan kurtarmt. Birden, patlama sesi ile, ortadaki Rus teknesinden alevler ykseldi. Gkten ra gibi yanan paralar dt. Kabaran sular, yarld ve ate iindeki tekne, bir anda, Karadeniz'ini karanlnda yok oldu. Seyit, dmannn aknlndan istifade, sratle ikinci el bombasn hazrlarken, Tatolu Hasan coku ile avaz avaz baryordu: "Tatolu sana kurban olsun, hey anam be!" skele tarafnda kpeteye yapm, iki bklm duran gen tayfa, o arada zerine deni yapmak iin, durmakszn nian alp ate ediyordu. Seyit'in frlatt ikinci bomba da hedefini buldu ama batrmad. Yine de teknenin artk ilerleyemeyecei bir hasara yol am olmalyd. Salam tekne ise, dierine yardm iin, yolunu deitirdi. Ate kesilmiti. Seyit, uzun zamandr nefesini tuttuunu fark etti. Yere oturup, srtn ambar 366 Kurt papana dayad. Soluk ald. Bu bir mucize olmalyd, artk takip edilmediklerine inanamyordu. Bir mddet daha, temkinli bir bekleyi iinde, gzleri denizi taramaya devam etti. Tatolu'nun teknesi ve dalgalardan baka ses yoktu etrafta. Onca

grltden sonra, birden, sanki skuna kavumulard. Tatolu, kendi avucuna kocaman, sesli bir pck kondurduktan sonra, dmenini okad. Keyfi yerine gelmiti. "Hell olsun Vallahi de Billahi, hell olsun! Allah'm sana krler olsun." Denize dtn sand tayfa, hafif darbe alm vcudunu tutarak ortaya ktnda, Seyit'in ii rahatlad. Delikanl, denize srklenmek zereyken ak lumbozlardan birine can havli ile tutunup, birden anlayamad korkun seslerin, alevlerin bitmesini beklemiti. Her ey normale dnm grnyordu. Seyit, kpetenin zerinde, oturduu yerden kyya hznle bakt. Gzlerinden akan yalar nleyemedi. Mcadelesi biter bitmez, kyda brakt kardei aklna gelmiti. Gzlerini uzaklarda kalm olan Aluta tepelerine, balarna evirdi. Tepelerdeki aalar, mehtapla beraber, sanki onunla vedalayorlard. Balarn zerinden kyya inen baklar, kk Osman'n dt yerde takld kald. Krpecik gvdesi akllarn zerinde, dalgalarn altnda soumaktayd imdi. Geri dnp, onu sarmak, stmak istei iini tututurdu. Birden, o ok iyi bildii nbet hissi vcudunu batan aa sard. Tekneyi kat bir sandalmcasna savuran dalgalara ve onlarn tesindeki usuz bucaksz kapkara denize bakt. Btn bu yaadklar mansz geldi. O kadar ok ey kaybetmiti ki, bundan sonra kurtulmas,

yaamas eski nemini yitirmiti. Ailesi, evi, topraklan, arkadalar, sevgilisi, her eyini yava yava hayl perdesine dnen kylarn memleketinde brakmt. Brakt sade onlar deildi, ruhu, yrei, kendisi de orada kalmt. Denizin ortasnda, tekneyle beraber sallanan adamsa, yapayalnz, haylleri, sevgileri alnm bir adamd. 367 NSRMN BCZMEN Aluta kylar, yava yava, tl bir perde ardna saklanr gibi, uzaklamaya baladlar. Seyit, bir daha asla gremeyecei memleketinin son resmini gzbebeklerine nakedip saklamak istercesine bakt, bakt... Koca bir dalgann, k tarafta rpn ile suya var arasndaki darack zamanda da kynn hayli tamamen gzden kayboldu. Bitmiti ite. Bir dalga evvel grebildii memleketi, bir kpk sonra ortada yoktu. Yaanan bunca sene bir rya gibiydi. Belki de gerekten bir ryayd. Kt bir rya. Sabaha uyanacakt. Belki de hatrladklar bir ryayd. Belki, Aluta diye bir ehir hi olmamt. Ve Kurt Seyit diye biri hi yaamamt. Ya dierleri? Onca sevdii, hepsi hayl olamazd, ve onca kaybettii... Gzleri yalardan, yrei hkrmaktan yanyordu. Kollarn kavuturup, kendini stmaya alt. Ama iliklerine kadar saran me hi bir eye sarnmakla geecek deildi. Bu, ona steplerden kalan bir duyguydu ve erimeyen buzdan bir para gibi, ta vcudunun

derinliklerinde bir yerlerde kendini hep hatrlatacakt. Kydan uzaklatklar ne kadar olmutu, bilemiyordu. Hafzas o kadar yl taram, mazide o kadar uzun bir gezinti yapmt ki, ya kadar yl gemi olabilir gibi geliyordu. Aslnda, btn btn, bir saattir yol alyorlard. Deli rzgr yavalam, denizin zeri geni, ar, l dalgalarla kaplanmt. Tatolu Hasan, Seyit'in yanna geldi. Cokuluydu. "Kurt Seyit, beyim, Allah sizden raz olsun. Neydi o beyim? Nasl kurtulduk bu cehennemden, elleriniz dert grmesin." Seyit, motorunu, kendisini, tayfalarn ona feda etmeye hazr, yrekli denizcinin yzndeki ifadeden ok duygulanmt. Glmsemeye alt. "Sen de ok iyi i basardn Tatolu. Dmende senden bakas olsayd, oktan suyun dibindeydik." Tatolu Hasan, ald iltifattan gururlanmt. Kendisi iyi denizci olduunu biliyordu ama, bir de Seyit'ten duymas koltuklarn kabartt. Mahcup bir eda ile cevaplad: 368 Kurt syt "Estafurullah beyim, estafurullah." Lz kaptan, Seyit'in bundan sonra ne yapacan ok merak ediyordu. "Beyim, ukallk olmasn ama, meraktaym, hani Sinop'ta bir bildiiniz falan var m diye."

"Seneler evvel bir teyzem gelin gelmi Sinop'a ama bilemem imdi nerededir. Uzun yllar oldu." "O zaman zor i. Ama dert etmeyin beyim. Trkiye sizin z be z vatannz. Akrabanz olmasa ne kar." "z vatan?", diye dnd, Seyit. Domad, bymedii, tanmad bir lke onun z vatan nasl olacakt? erideki yk iaret edip devam etti kaptan: "Bir bilseniz beyim, bunlar ne makbule geecek. Kolay deil, bu yaptnz, biliyorum. Ama, sizi karlayanlarn sevincini grnce, aclarnz biraz olsa da unutacaksnz." Sonra, geride brakt topraklarn kbusundan kurtulmu olarak, kendi memleketinin dertlerini yaknnda hissetti. "Halk perian Trkiye'de beyim. Evlerde erkek kalmad. On sekizine gelen, cepheye gidiyor. mparatorluk para para. Nerede o dedelerimizin anlatt Osmanl ihtiam, nerede o saltanat? imdi, iki kar toprak kurtarmak iin, evinden kazmasn, kreini kapan savaa gidiyor beyim. Halimiz ac, ok ac. Onun iin greceksiniz, bu motor bir yanasn, ne bayram olacak Sinop'ta." Konumasyla, Seyit'i ok oyaladn dnd. "Beyim, biraz uyuanz, daha yol ok, seyredecek deniz de ok. Ama gcnz yetmez de kalrsanz, bu Karadeniz hi bitmez gibi gelir insana."

Seyit, elini uzatarak, onun elini skt. "Sa ol Tatolu, sa ol, ok iyi i becerdiniz. Bu yaptnz 369 NCRMN DCZMCN unutmayacam." Tatolu, olanlar hi umursamaz tavrda, gle bir yzle konutu: "Lf m olur beyim, lf m olur? Hem neymi, iki el ate etmek ki? Bizim oralarda biz alz. Amma velkin faydamz olmad, sizin arkada kurtarmaya." "Arkada deildi," dedi, Seyit. Sonra, uzaklara, denizin karanlklarna bakarak, fslt halinde bir sesle tamamlad: "Kardeimdi, Tatolu, kardeimdi..." Sesi boulup kald. Lz kaptan mteessir olmutu. Elini onun omuzuna koyup, teselli vermek istedi. Ama, bir beyefendiye ayp olur dncesi ile, elini ekti. "Allah katnda ehit saylr beyim, Allah rahmet eylesin. Allah size sabr versin. Ne denir ki? " Hakikaten de diyecek bir ey yoktu. Seyit yine ayr bir dnyaya dalm, gitmiti. "Eh beyim, insann bylesi acs varken, yalnz kalmak ister, bilirim. Ben dmendeyim, bir emrin olursa bir iaret ediver, ocuklar koar hemen. Battaniye falan istemez misin? Ayaz balad artk." Seyit, dalgn dalgn, biraz da adam memnun etmek iin cevap verdi: "yi olur."

Konumak istemiyordu. Konuacak bir ey kalmamt onun iin. Bundan sonra etrafndaki insanlar hep yabanc olacakt. Anlattklarn masal gibi dinleyeceklerdi. Anlarn paylaan, hatrlayan kimse olmayacakt. Onun hznleri, sevinleri, anlatlrken sadece hikye olacakt. Dinlemekle, onun yaadklarn nasl hissedebilirlerdi? u an, biri ona ne yaptn sorsa ne cevap verebilirdi? Yeri neresiydi? htillin kerttii bir imparatorluktan, harbin paralad bir baka imparatorlua 370 MJRT SYT Vy &HIIRA yol alan kaaktan baka biri deildi. Kpeteye arpan dalgann sesi ile, dncelerinden syrld. O srada, omuzlarna braklan battaniye, srtna vuran rzgr kesivermiti. Ne kadar mekte olduunu o an fark etti. Tatolu'na teekkr etmek iin, ban dndrd. Grd gerek olamazd. Hafzasn gemile hayller arasnda dolatrrken ldrm olmalyd. Bir an yutkunamad, nefes alamaz oldu. Hayline dokunmak, onu hissetmek istiyordu. Haylin yz glgedeydi, teknenin sallants ile ayakta zor duruyordu. Ama bu ba, bu omuzlar, duruu, nerede olsa tanrd Seyit. Elini ona doru uzatrken, dudaklarndan ismi dkld: "Shura! Shuruka! Kk sevgilim..." Yere, onun yanna ken glge, hayl olmaktan kmt. Seyit, birden, kaybettii

her eyi, herkesi, btn Rusya'y yannda bulmu hissetti kendini. Hi konumayan, sadece alayan sevgilisini barna bast. Onu hasretle koklad. Bu defa parfm yoktu ama teninin iek kokusu geliyordu, boynunun lk ukurluundan. Seyit, hasretle, derin bir nefes alp onu iine sokacakm gibi koklad. Battaniyeyi ap, gen kadnn srtndan sard, ekip ban gsne yatrd. Dudaklarn onun salar arasna gmd. te, Shura's buradayd, yine onunlayd. Mehtap, ltlarla, yzlerinde, ellerinde oyunlar yapyordu. Seyit, biten, yok olan her eyi, Shura'nn gvdesi iinde kucana almt sanki. Gr san salarnda buday tarlalarn, gzlerinin mavisinde Yalta ormanlarnn sularn, kokusunda Petersburg'un saltanat gnlerini, baklarnda btn sevdiklerini buluyordu. O, Seyit'in gemiini bilen, ona sorgusuz sualsiz inanacak tek insand. O, Seyit'in gemiiydi. ocukluu, genlii, aklar, sevgilileri, ailesi, kaybettikleri ve u an onu tek tanyand. O, Seyit'in yitirdii Rusya'siydi. Daha sk sarld. Sevgilisinin yalarla slak yzn perken dayanamad. Erkek alamazd, asker alamazd, ama Kurt Seyit alyordu. 371 NSRMIN BCZMCN Sinop'ta ki Kaak 1918 Bir gn sonra, sabaha kar, Sinop limanna girerlerken teknenin burnunda ayakta, nefeslerini tutmu bekleyen iki yolcu,

yepyeni bir hayatn eiinde, nelerle karlaacaklarn bilmemenin aknl ve filizlenen yeni mitleri ile, yaklamakta olduklar karay seyrediyorlard. Seyit, hi beklemedii ekilde, karamsarlndan kurtulmaya baladn hissetti. Denizin ortasndaki duygularndan syrlmaktayd sanki. Yeni bir lke, yeni bir yaam, eskisine benzemese de, ansl bir balangt. inde bir kprdanma hissetti. Bir an evvel karaya ayak basmak, bu yeni dnyas ile tanmak iin sabrszlanyordu. Shura ise, sadece, sevdii erkein elini tutup ondan g alarak bekliyordu. Beklentilerinin ne olacan bile canlandramyordu kafasnda. Bu lkeyi ve insanlarn o kadar tanmyor, lisanlar, detleri ile kendisine yle yabanc bir yere geliyordu ki, sadece Seyit'i izlemeye ve hayatn artk onun ellerine brakmaya karar verdi. Erkein prltl gzlerle sahile bakn izledi. Bir an, gz gze geldiler. Seyit, sevgilisinin, avucunun iindeki elini skarken glmsedi. Gzbebeklerinde, derin bir yerlerde, mahzun, krk bir ifade vard ama gl hayat doluydu. Shura, aynen karlk verdi. Balk tekneleri arasndan syrlp yanatklarnda, bir anda nereden ktklarn anlayamadklar bir sr ocuk, lklarla 372

etraflarn sardlar. Tatolu, yumuak bir sesle onlar azarlad: "Haydi bakalm, geri durun, rahat brakn misafirlerimizi." Misafir sz, sanki sihirli bir denek tesirini yapt. ocuklar, arka arkaya ekilip, sessiz sessiz gelenleri szmeye baladlar. lerinden biri bararak, dier yne doru kouyordu: "Tatolu geldi! Tatolu geldi!" Biraz sonra kyller, aralarnda Jandarma komutan olduu halde, kyya gelmilerdi. Yrenin sz sahibi olduu belli yals, ne karak, Seyit'i selamlad: "Ho gelmisiniz beyim, memlekete ho gelmisiniz." Jandarma komutan ile selamlatktan sonra motora giren Seyit, onlara sandklar teslim etti. Komutann iareti ile, bir ka er ve kyller silahlan tamaya baladklarnda, ortalk birden bayram yerine dnt. Silahlar elden ele plerek geiyor, kyller, ocuklar gibi birbirlerine sarlp sevin lklar atyorlard. Seyit'in bir anda etraf sarld. Dualar arasnda, kimi alayarak, Seyit'i kucaklyorlar, ellerini, yanaklarn pyorlard. Kkler de bu heyecandan etkilenmilerdi. Elinde uzun bir tahta paras ile kendini yerlere atan alt, yedi yandaki kyl ocuu, yz koyun siperden nian alan bir asker pozunda sesler karp, kendi kendine couyordu: "Pav! Pav! Pav! vurdum gvuru, vurdum!" Sska, elimsiz vcudunu ylan gibi kvrarak, szm ona, siperde ilerliyordu.

Yamal mintan ksa paal pantalonunun iinden km, kopuk asklklarndan biri arkasnda srkleniyordu. Patlak meslerinden tabanlar gzkyordu. Devaml olarak, bandaki fesi dzeltip duruyordu. Seyit, gznde biriken yalara engel olamad. Bu, hi tanmad insancklara mit getirmi, beklemedikleri bir mucizeyi gerekletirmiti sanki. an' gnlden kabul edildii bu memleket, artk, onun lkesiydi. Shura, seyirci olduu manzaradan o kadar etkilenmiti ki, 373 NCRMN BSZMCN kendisini dikkatle seyreden bir grup gen kzn farkna varmamt. Denizcilerin kzlar, bileklerine kadar kollarn, bacaklarn rten iekli entarileri, salarnn byk bir ksmn kapayan earplar ile, sanki, birdenbire, btn dnyadaki kadnlarn kendilerine benzemediini fark etmilerdi. Rusya'dan gelen gen kadn, hi bir eyi ile onlara benzemiyordu. Sapsar salarn kocaman bir topuzla ensesinde toplamt. Ban rtmemiti. Elbisesi, ayaklarndaki ayakkablar son derece sade olmakla beraber, o kadar zarif ve kt ki, hayranlkla gen kadn seyrediyorlard. Ya on civarndaki kk kz dayanamayp, zerinde durduu tmsekten eilip, Shura'nn salarn okad. Sonra, onun, ban geriye dndrp bakmas zerine utand. aret parman

azna sokup, olduu yerde, utanga utanga salland. Gen kadn, kendilerine gsterilen bu sevgiden ok duygulanmt. Onlara bir ekilde karlk vermek istiyordu. Lisan bilmediine gre, hislerini ifade edecek bir hareket yapmalyd. Glmseyerek, kollarn kk kza doru at. Rusa mrldand: "Haydi, korkma, gel." Kk kz syleneni anlamad ama kendini onun kucana brakt. Yine ayn utangalkla eli azndayd. Shura, onun kk ban perek, gsne dayad. Kz, Rusya'dan gelen kadnn kucana ald ocuk olmaktan son derece mutluydu. Arkadalarna bakarken halinden gururland belliydi. Silahlar tanmt. Sevgililer, zel eyalar ile, Jandarma komutann takip ettiler. Karakolda bir saat kadar oturdular. ay ikramndan sonra kendilerine tahsis edilen eve gtrldler. Btn bunlar bir dn havas iinde oluyordu. Karakola kadar kendilerini takip eden kalabalk, onlar orada olduu srece kapda bekledi. Sonra yine pelerinde, oturacaklar eve doru hep beraber gittiler. Yeni evleri, limann zerinde, aalar arasnda iki gz odal kck irin bir evdi. Pencere diplerine dizilmi sedirleri, ortadaki yuvarlak bakr sinisi, mutfanda duvara oyulmu -374 Kurt 6syt D &h\ra

byk oca ile, gerekli olabilecek btn elzem malzeme evde hazrd. Herkes ekilip, kaplarn kapadktan sonra, bir mddet sessizlik iinde durdular. kisi de, badana boyal tavan, duvarlar ile yerdeki Sivas halsnn arasnda kalan yeni dnyalarna almaya alyor gibiydiler. Pencerelerin nn akam sefalar kaplamt. Birden, manzaray fark eden Seyit nefesini tuttu, pencereye ilerledi. Tepenin altndaki liman, ve ufuk izgisinde yok olana kadar usuz bucaksz Karadeniz... Bir an, kendini Aluta tepelerinden bakyor zannetti. O kadar sahici bir histi ki, acaba ruhum Aluta'da m kald, diye dnd. Evet, bunda bir phesi yoktu. Evi artk Sinop'tayd ama ruhu hl denizin br ucundaki kylardayd. O akam yanlarnda getirdikleri eyalar ap yerletirmeye baladklarnda, ikisi de tek tek ellerine aldklar paralarda anlarn yaadlar. ki odann arasndaki kapnn hemen yannda, duvara yaslanm kk masann zerine, uvaldan kard bir ka para eyay dizen Seyit, iskemleyi ekip bir mddet onlar seyretti. niformal resimleri, nianlan, ar'in hediyesi saati ve ortas elmas tal yz... imdi hepsi, sanki, bir bakasnn mal gibiydi. "Hayret," diye dnd. Uzakta kald halde, anlar insann yanndan ayrlmyorlard, ama objeler, beraberinde tamasna ramen, imdi ona ne kadar uzak duruyorlard. Parmaklarn, nianlar, saati

ve yz arasnda gezdirdi. Onlara dokununca can bulmalarn, yine zerlerindeki sahiplik duygusunu hissetmek istiyordu. Saatin zinciri avularndan kayarken, ar Nicholas'nn mtevazi, yumuak, sevecen baklar gzleri nne geldi. On iki yanda babas ile beraber saray ilk ziyaretinde, Nicholas'nn, konuurken, bir yandan da sevgiyle iein yapraklarn okayn dnd. Ka sene gemiti? On drt, hepsi hepsi on drt sene. Sanki asrlar yaam gibi arlk hissediyordu omuzlarnda. Nianlarn tekrar kutularna koyup uvala geri yerletirdi. Ayn uvalda ruble, kapik, doluydu. Paralar, iki kuty yastn iine yerletirilmiti. Tekrar sk sk uvaln azn kapayp, ykle kaldrd. te, onca 375 NCRMN BSZMSN yaantdan btn getirebildikleri buydu. Shura, bir ka para giyim eyasn ekmecelere yerletirip, sedirlerden birine oturdu. Akamn basmakta olan karanlnda iini memleket hasreti sarmt. lk defa bu kadar uzandayd. Seyit, gelip onun yanna oturdu. Pencerenin tllerini kenara ekti. Bir elini gen kadnn omuzuna dolad, sonra gzlerini pencereden darya evirip mrldand: "Haydi sevgilim, bana biraz hznl bir eyler syle."

Shura onun ne demek istediini biliyordu. Dnp, yanana bir buse kondurduktan sonra arksn mrldanmaya balad. Gzleri denizin grnmeyen uzaklklarnda, grnmeyen kylarn, ormanlarn grr gibi dalp gitti. Sonra, kylardan ierilere, steplere, oradan Neva nehrinin kylarna uzandlar. zerlerine karlar yad, troykalarn ngraklar kulaklarnda, karlar zerinde kaydlar, kaydlar. Shura arksn bitirdiinde, gzlerinde yalarla, kendisini Seyit'in kollarna att. "Beni brakma Seyt, beni hi brakma. Bu dnyadaki her eyim sensin." Seyit, dalgnlndan kurtularak, kucandaki gen kadnn yzn avular iine ald. Gzlerinin iine bakt. "Benim de her eyim sensin sevgilim, her eyim..." Seyit, ne zamandr unuttuu bir scakln, kucandan iliklerine kadar yayldn duydu. Gen kadn belinden kavrayp kendine doru ekti. Dudaklar ile dudaklarn buldu. Elleri ile onun mevzun vcudunun hatlarn okarken, avularnn iindeki krpe yumuakl ne kadar zlediini fark etti. pcklerini boynuna, gerdanna doru indirdi. Shura, bir an, hayatlarnda hi bir eyin deimedii duygusuna kapld. Ban arkaya atarak, erkein dudaklarnn bedeninde yaratt titreyilere teslim oldu. Sabrl fakat arzulu eller, onu bluzunun ve amarlarnn esaretinden

kurtard vakit, gslerinin, karnnn, bacaklarnn alev alev yandn hissetti. Daha fazla 376 Kurt &mr sabredebileceini sanmyordu. Bir an evvel kendini ona vermek, btnletiklerini hissetmek istiyordu. Bu hisleri karlkl aynyd. Vcutlarnn birliktelii onlar iin dncelerinin aresizliinden ka oluyordu. Gvdelerinin ritmi ile ayn anda alp verdikleri soluklarda, daha evvel yaadklar btn gzellikleri tekrar tekrar yayorlard. Aklar, onlarn hasretlerinin tedavisiydi. Hasretlerinin en dindirildii anlar, aklarn, gvdeleri ile ifade ettikleri anlard. Birbirlerinin lisann ok iyi bilen vcutlar, artk kontrol ele aldnda, dncelerinde sadece temaslarnn yaratt dayanlmaz zevkin doruuna varmak kalmt. Dudaklar, nefesleri i ie, kollar, bacaklar ve ruhlar birbirine kenetli, akn en gzel tarifini yaadklar an, uzaktaki her ey dokunacak kadar yakna geldi, ksa bir sre iin de olsa, btn zlemler bitti. Birbirlerinin kokusu ve scaklna sarlp bir btn oldular. Rusya'dan kaan iftin hikyesi ksa zamanda yaylmt. evrenin ileri gelenleri, hali vakti yerinde olanlar, birer birer, onlar aarlamaa alyordu. Btn iddeti ile sren harbin getirdii yokluklara ramen, ikramlaryla, Seyit' le Shura'nn

kahramanlklarna bir karlk vermek istiyorlard. Kyl kadnlardan biri, her gn eve gelip, ev ilerinde yardmc oluyordu. Zaten iki gzl bir evde Shura'ya yapacak hi bir i kalmamt. Hatralarn yazmaya balad. Seyit, ilk gnler, det olduu zere, dier erkeklerle beraber kahveye gidip oturuyordu. Geri, etrafta olanlar ya on yedi yan altnda, ya ok ihtiyar, veya sakat kalp cepheden dnenlerdi. Nohuttan yaplma kahve, kaynamaktan acm ekersiz ay eliinde konuulan tek konu harpti. Birinci Dnya sava, mttefiklerin gl saldrlan ile devam ediyordu. Osmanl ordular, Gneydou'da bozguna uramt. Filistin ve Suriye, artk, mttefiklerin elindeydi. Badat' alan ngilizler, Halep nlerine gelmiler fakat orada Mustafa Keml Paa gleri tarafndan durdurulmulard. Ancak, btn yurtta bir kahraman olarak tannmaya balayan Mustafa Keml'in abalan, sava galip bitirmeye kfi gelmiyordu. 377 Nermin Bezmen ttifak Devletlerinin ban istemeleri zerine, ayn grupta yer alan Osmanllar'a yapacak baka i kalmamt. 30 Ekimde Mondros Antlamas ile Osmanl mparatorluu kaderini Mttefiklere brakyordu. Seyit, derin bir znt ile, geldii lkenin gidiatn takip ederken, bir tekne dolusu silah getirmi olmaktan baka ie

yaramadn dnd. Askeri bilgisi ve tecrbesi sayesinde daha verimli ilere yarayabilecei fikri ile, Komutanl ziyarete gitti. Ancak, ziyareti hsranla bitti. Komutan, kollarn aarak karlad Seyit'i dikkatle dinleyip sonra, onun arzusuna verdii cevaptan zntyle, izahta bulundu: "Seyit Bey, sa olun, var olun, ok yreklisiniz. En aresiz gnmzde bize evk verdiniz. Burada kahraman gibi biliniyorsunuz... Amma velkin... ne de olsa Rus tebassnz. Bugnk artlarda sizi orduya almamz imknsz. nann, bunu sylerken utanyorum. Bunu sakn ahsnza olan gvensizlik diye almayn. Tam aksine, size itimadmz sonsuz. Yalnz, lke o kadar kark ki... umarm bizleri anlarsnz." "Trk tebasna gemek istesem..." "Tabi, ama, hemen u an mmkn deil bu. Zaman alan iler bunlar. Hele bir de Rusya gibi yerden gelmiseniz, iiniz bir kat daha zor olur. Neden, bundan bil istifade, sizin olan zamann tadn karmyorsunuz? Eminim, yaadnz mcadelelerden sonra bunu hak etmisinizdir." Seyit ayaa kalkarken kalbi krkt. Komutann kibarlkla uzatt elini skt. "Sanrm, benim mcadelem daha bitmedi." Salam vcudu, arzusu, asker olmas, yetenekleri, hi bir ey onun Trk ordusunda grev almasn salayamyordu. Rus ar'inin hassa ordusundan, Sinop'un kahvehane kelerine atlm, kalmt. Kendini ie

yaramaz, yal ve yorgun hissetti. Komutan, arkasndan koridora doru sesleniyordu: 378 Kurt &syT "Seyit Bey, ok zgnm...." Gen adam, arkasna bakmadan, sa elini kaldrp sallad. Kendi kendine mrldand: "Ben de..." Oradan ayrlmak istiyordu. Nereye giderdi bilmiyordu ama bildii bir ey varsa o da, Sinop'ta yaamann ok zor olduuydu. Yeni bir hayat kurmaya ihtiya hissediyordu. Ve bunu yaamas iin de bir eyler yapmas gerekti. Btn gn, kahvede, yallarla ve sakatlarla oturup, harp haberlerini dinlemekten bkmt. Shura'nn da ayn bunalm iinde olduunu sezinliyordu. Gen kadnn hi bir ikyette bulunmamasna ramen, Seyit'ten baka konuup anlaabilecei kimselerin olmamas onu neredeyse boacak gibi oluyordu. Rusya'daki en kt gnlerinde bile, hi deilse, kendi lisannda, kendi dertlerini anlayacak bir ka kii ile beraber olabiliyorlard. Memleketlerinden kaarken huzura kamlard, ldrlmekten kurtulmular ama burada da bir cins esarete dmlerdi. Kendi yarattklar, gnll olduklar bir esaretti bu. Trkiye'de, Trklerle beraber yayor, gnlden aalanyorlard. Ama neticede, Rus tebaal iki kaaktlar. Bu, onlar, elleri, kollan bal klyordu. Aklarnda deien bir ey yoktu. Ayn ihtiyala birbirlerine ballard. Sevinmek

iin fazla bir sebep yoktu hayatlarnda, ama, zaten onlan esas balayan hznleri deil miydi? Seyit, gnlerce dndkten sonra, stanbul'a gitmelerinin en dorusu olduuna karar verdi. mparatorluk atrdasa bile, asrlardr saltanata bakentlik yapm stanbul'un, kendilerine uyacak hayat sunacandan emindi. stelik, orada baz dostlarn bulma ihtimli daha fazlayd. Fikrini Shura'ya at vakit, gen kadn sevinle karlad. Sevinci, o ehri bildiinden veya o ehirde tand olduundan deildi. Ama, stanbul denilince, aklna bir masal ehri geliyordu. O gne kadar dinledikleri ile, bir ihtiam, renk, 379 Ncrmin Dezmcn saltanat, saraylar, zenginlik ehri olduu fikri kafasna yerlemiti. Seyit, Sinop'tan stanbul'a gidebilmek iin, Komutanlktan izin almak zere evden ayrldnda, Shura byk bir heyecan iindeydi. Heyecan Seyit dnene kadar srd. Ama kapy! atnda sevgilisinin yznde grd ifade, yolculuklarnn gerekleemeyeceini anlatyordu. Sorar gibi, Seyit'in yzne bakt. Cevapla beraber bir hayl daha yklyordu: "Gitmemiz imknsz sevgilim. ngilizler stanbul'u igal etmiler." Tarih 18 Kasm 1918'i gsteriyordu. Kurt 380

Amasya Haziran, 1919 Sultan VI. Mehmet Vahdettin, tilf Devletleri'nin arzularn kabul etmekte kendisi ile hem fikir olmayan politikaclarn hakimiyetine son vermek iin, parlementoyu datmt. Ama, Anadolu'da a kurmaya balam olan sivil ve askeri ebekeler, stanbul'un kontrolnn dnda kalyordu. Jn Trkler'in uzants olan yresel kurulular, kendi blgelerinde sz sahibi olmaya balamlard. Samsun'da byle bir kprdanmann farkna varan tilf Devletleri, Sultan'n kaynbiraderi olan Sadrazam Damat Ferit Paa'dan olaylarn bastrlmasn istediler. Ancak, stanbul'dan Anadolu'yu kontrol altna alacak bir g mevzubahis deildi. Askeri bir grevlinin, blgeye bizzat giderek, bask kurmas lzmd. Bu i iin dnlen isim, anakkale kahraman General Mustafa Keml oldu. Ve Mustafa Keml, sivil ve askeri dzeni salamak zere, tam yetki ile, Anadolu'nun geni bir ksmn kapsayan Dokuzuncu Ordu Mfettiliine getirildi. Halkn ve ordunun zerindeki etkisi biliniyordu. Ayrca, Enver Paa'nn aksine, Alman hayranl tamad iin, tilf Devletlerinin de grevi hususunda ses karmayacaklar kesindi. 16 Mays, 1919 gn igal altndaki stanbul'dan Samsun'a gitmek zere ayrlan Mustafa Kemal'in yola kt saatlerde, ingiliz istihbaratndan Wyndham Deedes, Bab-

Ali'nin kapsnda Sadrazamla grmek iin bekliyordu. O tarihe kadar 38i Nermin Bezmen ngilizler'e kar verdii mcadeleden, Mustafa Keml'in igal kuvvetleri lehine bir tutum almayacan tahminle, O'nun bu greve gnderilmesini durdurmaya alacakt. Ama, Bandrma vapuru oktan limandan ayrlmt. Trkiye'nin kaderini ve dnya tarihini deitirecek olan deniz yolculuu baladnda, Mustafa Keml'in plnlan, Wyndham Deeds'in korkuyla tahmin ettiklerinden baka bir ey deildi. Vapuru, Karadeniz kylarnn uzandan Samsun'a doru ilerlerken, O, Anadolu'da igalden uzak blgelerde toplayp bana geecei orduyu nasl ynlendireceini oktan plnlamt. 19 Mays 1919'da Samsun'a kar kmaz, plnn adm adm gerekletirmeye koyulan Mustafa Keml, ilk i olarak ulusal bilincin krklenmesi gereini gryordu. Ayr ayr alan kurtulu cemiyetlerinin Sivas'ta toplanmas iin bir ar yapt. Yllardr, onun kahramanlklarn izleyen ve dinleyen millet, iinde kprdanan kurtulu ateini krkleyecek bir lider bulmu olmann cokusundayd. stanbul, sessizlik iinde, igal gemilerinin glgesinde korku ile karanlkta yaarken, Anadolu'da mili mcadelenin tohumlan atlyor, insanlar mitle,

heyecanla, cokuyla yeni gelimeleri bekliyordu. Kendilerine kar tavr alan ve bitmi, tkenmi zannedilen bir milleti uyandran Mustafa Keml'i pek tanmayan igal devletlerinin yneticileri ve Trkiye'deki yetkilileri, birden, onun daha dikkatli izlenmesi gereken bir tehlike olduunu grmeye balamlard. Ama, i artk onlarn kontrol edebilecei bir durumdan kmt. stanbul'a dnmesi emredilen Mustafa Keml, bu emre itaat etmedi. eitli yrelerden O'nun arsna uyanlar, gizlilik iinde, kahramanlaryla bulumaya yola kyorlard. Mustafa Keml'e ulamak zere Sinop'tan yola kan grubun iinde Seyit de vard. Bir yla yakn zamandr, oturduu yerden, 382 Kurt &syt (9 Shma gelimeleri znt iinde takip ediyordu. Ksa bir zaman nce, Sinop'a yapt bir aratrma gezisi srasnda Onbeinci Kolordu Komutan Kzm Karabekir Paa ile tanmt. Mustafa Keml ve arkadalarnn, stanbul'daki ynetimin fikirleri dnda bir anlaya sahip olduklarn anlamt. Sonsuz bir heyecanla, artk balayan direniin bir paras olmak istiyor, iindeki asker ruhu canlandrlmay bekliyordu. Rusya'da bitiremedii kavgasn, yeni lkesinin dmanlarna kar vermek iin, bir ans istiyordu. Hakknda hep

dinleyerek hayran olduu kahraman grecei iin sevinli ve heyecanlyd. Seyit, bir ka gn sonra, Mustafa Keml Paa ile karlatnda, Trkiye'nin kaderini elinde tutan bu gen adamn deniz mavisi gzlerindeki azim ve kararllk dolu baklardan etkilenmeden edemedi. O'nu etrafndaki kalabalktan ayran sihirli bir taraf vard. Boyu ok uzun olmamasna ramen, duruu, bak, hali, tavr, her eyi ile ok zel bir insan olduu belliydi. En byk zellii de, milletini karanlk gnlerden aydnla karmaktaki azmi ve inanc ve bu hususta neler yaplacan biliyor olmasyd. Seyit'in, Rusya'dan kap snd ve kard silahlar karlksz blge komutanlna teslim ettii daha nce kendisine anlatlan Mustafa Keml, onu karsnda grnce candan bir tavrla elini uzatt. ki gen adamn gzbebeklerindeki mavi prltlar karlat. Seyit, askerlik hayat boyunca, daha ok etkilendii bir lider tanmamt. O'nun kendinden emin, heyecanl ama o derecede de temkinli tavr ses tonuna da yansyordu. Seyit'in elini skarken konutu: "Bu millet fedakrlnz unutmayacak ve boa karmayacaktr. Emin olabilirsiniz." Seyit, o ksack an iinde, karsndakinin yayd elektrii hissetmiti. Sivas'a hareket etmek zere yola kan Mustafa Keml'i takip edenlere gpta ile bakt. Bu byk adamn yannda, bu byk mcadelede

beraber olmak ona ksmet olmayacakt. Defalarla mracaat etmesine, hatta Kzm 383 NgRMN DSZMSN Karabekir Paa ile tanmasnda dile getirmesine ramen, orduya katlmas imknsz grnyordu. Trk tabiyetine gemeden bunun olasl yoktu. Nfus kadn deitirmesi ise, Trkiye'nin o gnk artlar iinde, seneler alacak bir iti. Sinop'a geri dnerken yol boyu dnd. Belki de buralarda durmas iin bir sebep kalmamt artk. Kaarken tayabildii kadar silahla, Trkiye'ye yapabilecei yardm yapm gzkyordu. Arzu etmesine ramen, ondan daha fazlasn istemiyorlard. Bunu kabullenmek ok zor geliyordu. Bir an nce stanbul'a gitmek fikri kafasnda iyice ekillenmiti. Sinop'a dner dnmez, blge komutanndan stanbul'a gidebilmek iin gerekli belgeleri istedi. Komutan, kendisini uyarmak gereini hissetti: "Seyit Bey'ciim, biliyorsunuz, Sivas Kongresi gerekletii takdirde, tilf kuvvetleri stanbul'u tam igal edeceklerini duyurdular. sterseniz, iler kontrola girene kadar kaln burada. Hi deilse, Anadolu'da kurtulu hareketilerinin toprandasnz. stanbul'da hayat, eminim, buradan daha zor." Seyit, ac bir glle, cevap verdi:

"Biliyor musunuz komutanm? nsan ie yaramaynca, lkenin neresinde olduu hi fark etmiyor." Asker adam onun hislerini ok iyi anlyordu. Daha fazla srar etmesinin gereksizliini grmt. "Siz nasl isterseniz. Yol katlarnz hazrlataym. Yarn gelip aln." Ertesi gn Seyit'e kendisi ve Shura iin ald yol katlarnn yan sra, bir de kapal zarf verildi. Komutan izah etti. "Seyit Bey'ciim, bunu kaybetmeyin. Bir gn vatan kurtarrsak, bu katla mracaatnz yapar, fedakrlnzn hakkn alrsnz." Seyit, damgal mhrl zarfa bakt, glmsedi. 384 Kurt &syt (0 6h\h "Benim sizlerden alacam olamaz komutanm. Benim alacaklarm, denizin br kysnda kald." Sonra, elini uzatp, kendisine Sinop'a geldiinden beri iyi bir dost, yardmc olan komutann elini dosta skt. Vedalatlar. 385 NsrminDczmsn Istanbul 1919'un Son Gnleri Haydarpaa Garnda trenden inen ift, kyafetleri, tarzlar ile etraflarndaki kalabalktan hemen syrlyorlard. Peeli ve feraceli hanmlarn arasnda, ayak bileklerine kadar uzanan samur krkl paltosu ve samurdan apkas ile, sarn, uzun boylu gen kadn hemen dikkat

ekiyordu. Yannda, elini tutarak yryen gen adam da bandaki astragan kalpa ve Avrupai giyimiyle takkeli, fesli erkeklerden olduka deiikti. Hammaln tad iki valizin dnda, her ikisinin elinde de birer anta daha vard. Onlar hayret ve hayranlkla seyredenlerin tahminlerinin aksine, saylamayacak bir servetin sahibi deilerdi. Seyit'in Beyaz Rus ordusu nianlar, Nicholas'nn verdii saat ve yzk saylmazsa, bir uval rublenin dnda bir servetleri yoktu. Ama servet ve unvanla doup byyenlerin, artlar ne olursa olsun, tavrlarnda deimeyen bir eyler kalyordu. Gen ift, elleri birbirine kenetli, kendilerinden emin bir tavrla, Haydarpaa Garndan kp istanbul'a "Merhaba" derken, belki de, stanbul'un Boleviklerden kaan ilk Beyaz Rus misafirleri oluyorlard. lk akllarna gelen, Rus sefaretine gitmekti ama daha dnrken fikirlerinden vaz getiler. Rusya'da Bolevik ordularna kar hl direnmeler olduunu biliyorlard. Ancak, sefaretin imdilik uzanda durmay tercih ettiler. 386 Kurt 6cyt (0 Shura Sirkeci'ye vardklarnda, akam olmak zereydi. Hi tanmadklar, igal altnda bir ehirde, ne yne gideceklerine karar vermek zere, bir mddet beklediler. Bu beklemede, bundan sonraki hayatlar ile ne yapacaklarn bilemeyen insanlarn

kararszl vard. Sonunda, Seyit, Shura'y elinden ekerek, nlerine gelen ilk faytona atlad. "Yaknlarda iyi bir otel biliyor musun?" Arabac, hi, bu klkta olup, bu civarda otel arayan birilerine rastlamamt. zellikle yannda hanm olanlar, Pera'y tercih ederlerdi. Gen adamn Trkesinden yabanc olduunu anlamt. Bir cesaretle sordu: "Merakm mazur grn beyefendi, ama darlkl msnz?" Seyit, bir an "Darlkl" lfna ok alnd. Sonra, Rusasnn Trkesinden daha iyi olduunu hatrlayarak gld. "Evet, epeyi darlkl saylrm." Arabacnn, oturduu yerden, ban dndrm, merakla bekler haline baknca devam etti: "Rusya'dan geliyoruz." Arabac, harp zaman Rusya'dan gelenin Haydarpaa garnda ne yaptn, hangi trenle gelmi olabileceini dnrken, birden bir ey hatrlam gibi heyecanla dnd: "Rusya'm dediniz beyim? Taksim'de, Tarlaba'nda, eref Otelinde Krmllar var, isterseniz sizi oraya gtreyim." Seyit, Krml lfn duyunca iini bir sevin kaplad. Acaba gelenler kimlerdi? "abuk, abuk gtr bizi oraya, her neredeyse bu eref Oteli." Sonra, konutuklarn, dnp, Shura'ya anlatt. Gen kadn, sevgilisini ne zamandr

byle heyecanl grmediini dnd. Hem sevindi, hem de biraz buruldu. Kendisi iin bu kadar sevindirici bir haberi ne zaman alabilecekti acaba. Ama hemen, 387 NCRMN BSZMCN aklndan geirdikleri iin kendi kendisine kzd. Onun mutluluu, Seyit'in mutlu olmas deil miydi? Bu maceraya, bu kadar tehlikeye srf onunla beraber olmak iin atlmam myd? Her eyini, srf,, Seyit'in hayatn paylamak iin brakmam myd? Seyit'in verecei mutluluk da olsa, hzn de olsa, ona artk tek den sadece erkeiyle paylamakt. Onun yzne bakt. Gzlerindeki parlamay ok iyi bilirdi. Heyecanl, mitli olduu anlar tad baklard bunlar. i snd, Seyit'in koluna girip iki eli ile birden sarld, ban omuzuna brakt. Gzlerini kapad. Birden, sene evvelini hatrlad. Yine byle karl bir akam, troykada Seyit'in kollarnda gidilerini dnd. Lapa lapa yaan kar altnda, atl arabada, Galata Kprs'nden Pera'ya doru gidiyorlard. Getikleri yolun, ne Moskova'nn Krasnaya Ploschad, ne de Kislovodsk'un Narzan Galerisi yolu ile ilgisi vard. Ama, sanki, onun dnda her ey aynyd. Gittikleri yeri, yaayacaklar hayat, karlaacaklar insanlar bilmemek artk rahatsz etmiyordu gen kadn. eref Oteli, imdiye kadar altklar otellere hi benzemiyordu ama o kadar iyi

karlandlar ki, bir an iin kendilerini bir ahbap evinde zannettiler. Sahibi, ahsen kendisi, onlar buyur edip zel misafirleri iin ayrm olduu odaya kard. Bir yandan da samur krkl hanmla, kalpakl erkein buralarda ne aradn merak ediyordu. Seyit, kendi merakn gidermek iin sorduu soruyla, otel sahibinin de sorusuna cevap vermi oldu. "Burada Krmllar varm, hl kalyorlar m? Nasl grebilirim onlar?" "Evet beyim, var ya. Ali day ile kk air Hasan. Onlarn da yeni oldu geldikleri ama bugn sabahtan ktlar. Geldiklerinde ben haber veririm." Sylenen isimleri Seyit tanmyordu. Ama, yine de, kendi memleketlerinden birilerini grebilecek olmaktan heyecan 388 Kurt &yt (&hum duyuyordu. Oda souktu. Kedeki eski ini soba, yakldndan ksa bir zaman sonra snd. Darda kar lapa lapa yayordu. Shura, tlleri iterek cama burnunu dayad. Dudaklarnn arasndan kan lk nefesle cam hemen buulanmt. Eliyle buuyu silip dardaki manzaray seyre dald. Sokak boyu uzanp giden ahap evler, aradan gzken dar ta deme yollar, minicik kaldrmlar, kedeki faytondan inen fesli adam, bunlar hepsi ne kadar yabancyd ona. Ama kar, ite o her yerde aynyd. Ban kaldrp gkyzne bakt. Acaba ayn bulutlar

Kislovodsk'dan da gemi miydi? Onun evinin zerine de kar brakm myd? Neva gln donduran karlar bu bulutlardan m inmiti? Eer yleyse, sevgili anneciinin, Valentine'in sevgileri, pckleri olmalyd bulutlarda. Don nehrinin kokusu olmalyd. Troykalarn sesleri, steplerden srklenen souk kokusu olmalyd. ini bir ate bast. Cam ap, ban dar kard. Gzlerini kapayp derin bir nefes ekti. Souu ve kar tanelerini sanda, yznde hissetti. Ama, onlarn souu iindeki atei bastrmad. zledii sesler, zledii koku yoktu karda. Gzlerinden inen ya silmek iin elini yzne gtrmek zereydi ki; belini ve gsn saran kollarn scakl ve verdii emniyet hissi ile kendini gevek brakt. Karanlkta bir mddet yle durup, karlar seyrettiler. Bir mddet sonra sokak, kaldrmlar ve evlerin kaps tamamen karla rtlmt. Pervaz, pencerenin neredeyse yarsna kadar beyazlanmt. Seyit, Shura'nn ensesini perken konutu: "Biliyor musun sevgilim? Karl havay zlemiim." "Ben de ..." dedi, Shura. Seyit, onun scak tenini bir kere daha perken gzlerini kapad, her zaman yapt gibi kokusunu iine ekti, ince belini kavrayan kollarm biraz daha skt. Shura, elleri ile, onun kollarn sarp ban arkaya brakt. Kendini, onun, alnnda ve yanaklarnda dolaan plerine teslim etti. Nefeslerinin scakl cam neredeyse tamamen rtmt. Aradan son

389 Ncrmin Bezmen grd kadar ile gkyzne bakt. Gzlerinde biriken yalan geirmeye alyordu. Seyit ne zamandr onun hznnn farkndayd. Dudaklarn gen kadnn gzlerinin altnda, yanaklarnda dolatrp, dudaklarna indirdi. Bu akam, onunla her zamankinden fazla arzuyla sevimek istiyordu ama duygularn o kadar iyi biliyordu ki, nce ona sevildiini, istendiini ve yalnz olmadn hissettirmesi lzmd. Shura'nn gz yalaryla tuz tad alm dudaklarn, efkatli, hassas plerle kuruttu. Tokalarndan kurtard salarn ap, iki avucu arasnda ince tellerin kaylarn hissetti. Sonra, hi acele etmeden, dantel bluzunun dmelerini zerek dudaklarn onun uzun boynuna, oradan gsne indirdi. Gen adam gayet temkinli davranyor, belki de bu hassas gecesinde sevimek istemeyecek sevgilisini zorlamak istemiyordu. Shura, kendini onun plerine, dokunularna brakm, gzlerini kapamt. Ama, hl daha, bolukta gibiydi. Kendisini ak yapmak iin karlk verecek kadar tamam hissetmiyordu. Sanki, ruhunun tamam burada onunla deildi. Birden, bu tavr ile, Seyit'i krabilecei dncesi aklna geldi. Utanarak, hafif bir sesle sordu: " Seyt, sana da hi byle olur mu?" Gen adam, onu pcklere bomaya devam ediyordu. "Nasl oluyor mu sevgilim?"

Shura, ban arkaya atp, hislerine tarif olabilecek kelimeleri dnd. Ama anlatmas zordu. "Byle... ne bileyim... sanki vcudunun, ruhunun bir yans baka bir yerdeymi gibi..." Seyit, dudaklarn sevgilisinin omuzlarndan ekti. Onun yzn avular arasna alp, gzlerinin iine bakt. Karanlkta bile, Shura erkein gzlerindeki atei grebiliyordu. Seyit, onun yanaklarn sevgiyle aculayp konutu. Sesinden, en az sarld kadn kadar yalnz ve hznl olduu belliydi. "Zaten, gerek o deil mi benim kk Shura'm? Gerek o JVURT 0YT Vy HIR/l deil mi? Bunu hep hissedeceiz. aresi yok sevgilim..." Gen kadn derdine bir tedavi aryordu. Ama erkeinin de ayn hasretle yandn biliyordu. Onun eline scak bir p kondurdu. "Sen... sen ne yapyorsun yle anlarda?" Seyit, karsndaki kadn bu kadar sevmemi olmay diledi. nk, onun hasretinin ne kadar dindirilemez olduunu kendisinden daha iyi biliyordu. Onun zarif, krlacak kadar hassas ruhunun, bedeninin, kendisi ile ayn zdrab yaadn dnrken ii szlad. Tekrar efkatle sarlp, ban salar arasna dayayp mrldand: "Ben mi? Ben ruhumu, vcudumu, her eyimi seninle tamamlyorum sevgilim, seninle..."

Shura, birden, kollarnda olduu erkee ne kadar hakszlk ettiini dnd. Aslnda bir farklar yoktu. Seyit'in kayplar onunkinden ok daha fazlayd. O an, kendi zntsn unuttu. Erkeine yaatt hznl dakikalar unutturmas, onu mesut etmesi lzmd. Onu eski gzel gnlere gtrmesi gerekiyordu. Seyit'in son sylediklerini dnd. "Ben, ruhumu, vcudumu, her eyimi seninle tamamlyorum sevgilim." demiti. lerini yakan hasretin bitmesi iin vcutlarnn, ruhlarnn birlemesi lzmd. Kadife etei ve altndaki jponu birbiri zerine yumuak hrtlarla derken, vcudunu sabrla kendisini beklemekte olan erkeine sundu. Seyit, sevdiine sahip olmakta her zaman gsterdii heyecann inatla geride tutuyordu. Shura'yi kucaklayp, patiska rtlerin arasna uzattnda, kendisi de ona vermek istedii sevgi kadar sevgiye, efkat kadar efkate ihtiya hissediyordu. Yeni bulumular gibi, salarn, yzn, dudaklarn, boynunu, gerdann, gslerini pmeye devam etti. Shura, teninde alev alev dolaan dudaklarn temas ile titriyordu. ini sobada yanan odunun trtlar, demir kapann deliklerinden grnen minik kzllk, beyaz i perdeler, tller, 390 391 NCRMN DCZMSN

her ey, bir Dou masalnn paras gibiydi. Ama darda hl lapa lapa yaan, pencereyi neredeyse rten kar, ok uzaklara ait bir beyazlkt, gecenin karanlnda. Ve vcudunun scakln, kalp atlarn, kalbinin derinliklerindeki hzn paylat erkek, o da bembeyaz karlarn lkesinden bir hatrayd. Ellerini uzatp Seyit'in salarn okad. Erkek, vcudunu kollar ile kavrad vakit, artk ruh ve bedenlerinin huzur bulaca ann geldiini biliyordu. Ondan sonraki ilk bir ka gnleri yeni dnyalarna almak, memleketteki son gelimeleri takip etmekle geti. O arada, otelin dier Krml mterileri, oteldekilerin tabiri ile Ali day ve kk air Hasan ile tantlar. Day, yeen Bak'den gelmilerdi. Hasan on sekiz yanda, Moskova'da niversite rencisiydi. 1918 Martndaki nmayilere katlmad iin, sonradan en yakn arkada tarafndan Kzllara gammazlanmt. Daysndan baka kimsesi yoktu. Ali day, Bak'de bir Bey'in konanda ba khyalk yapyordu. Ama, can derdine den yeenini yalnz brakamam, beraber kamlard. Otelde, yeeninin kendisine hitap ekliyle benimsenmiti. Kim be yaarnaa, Daoacan tavTTl wr 'auaina. Noel yaklamt. Shura bir kiliseye gidip dua etmek ihtiyacn hissediyordu. Bu arzusunu dile getirdii vakit, stanbul'da gidebilecei bir Ortodoks kilisesi bulup bulamayacandan bile emin deildi. Seyit

derhal aratrp, Galata'da ve Pangalt'da adresini ald Rus Ortodoks kiliselerinden birine gidebileceini syledi. Akam otele dndklerinde, gen kadn henz arad huzuru bulmam gibi, sessiz ve tedirgindi. O gecenin ge saatlerinde uyku tutmayan Seyit, gzlerini araladnda, odann dier ucunda, Shura'y ikonasnn nnde diz km dua ederken grd. Ne kadar zamandr o vaziyetteyse, kendinden gemi grnyordu. Gen adam, hi kprdamadan, uzun mddet seyretti. Sevgilisinin ne dualar ettiini, Tanr'dan neler dileyip, neler beklediini duymak 392 Kurt 6syt (9 &\u\M isterdi. Dualarnda Seyit'e de yer var myd acaba? Varsa bile, gerekleebilir miydi? Beraberlikleri daha ne kadar srebilirdi? imdiye kadar yaadklar, ne servetlerin, ne aklarn, ne de beraberliklerin hayat boyu srmeyeceini gstermiti. Sa elinin zarif hareketleri ile ha karan Shura, duasn bitirmi, yataa geri geliyordu. Rahatlam bir hali vard. Seyit'in onu seyrettiini fark edince biraz ekindi. Onun dini inanlarn rencide etmemek iin, mmkn olduunca, yannda ha karmamaya zen gsterirdi. Seyit'in ileri doru uzatt kollarna yaklarken mahcup fsldad: "Umarm seni rahatsz etmedim."

Gen adam, onu yatan iine ekip bedenini kendisine doru yaklatrrken alnn pt. "Beni niye rahatsz edecekmisin kk Shura'm?" Sonra, onun hznl gzlerini yakalamaya alt baklaryla. "Hepimiz ayn Tanr'dan, ayn eyleri istemiyor muyuz?" "Dinlerimizin ayn Tanr'va yakardendan emin misin?" "Elbette sevgilim. Akn tarifi nasl tekse, Tanr'da tekdir. "Akn tarifi nedir?" Seyit, gen kadnn, aynen kendi kafasnda biraz evvel beliren sorulara cevap aradn hissetmiti. Ona daha sk sarld. Uzun geceliinin eteklerini yavaa yukarya svayp, elini onun scack, kadife tenli vcudunda dolatrrken mrldand: "Ak, sevgilim, Tann'nn yeryzne indirdii en gzel eydir..." Kurt Seyit ve Shura'nn oteldeki odalarnda hznl bir gecenin yine ak gecesine dnt saatler, Rusya'nn ve Trkiye'nin tarihi deimeye devam ediyordu. 393 NSRMlNDEZMEN Bandrma'ya Bir Yolculuk Harbin ve igalin ortasnda, isizlikle, alkla mcadele devam ediyordu. Bu durum, zellikle, Rusya'dan kaanlar etkiliyordu. Yaama sfrdan balamak zorundalard. Lisan ile, detleri ile tamamen yabancs olduklar bir lkede, geride braktklar servetlerinin, tadklar unvanlarn hi bir faydas olmuyordu. Gemite yaamak karn doyurmuyordu. lzmd, para

lzmd. Seyit'in durumu istisna tekil etmiyordu. Parmandaki elmas tal yzk, nianlan, altn saatinden baka deerli hi bir eyi kalmamt. Onlar da en zor gnnde bile elden karmak niyetinde deildi. Garantisi, devamll olan bir i bulmas lzmd. Her sabah, eref otelinden dalan Rusya kaaklar, ehrin muhtelif yerlerinde bulabildikleri ie sarlp, akama bir ka kurula dnmeye bakyorlard. Sirkeci garnda hammallk, otel tuvaletlerinde temizleyicilik, ne i bulsalar razlard. Bugne kadar otel ve yemek faturalarn Seyit karlamaktayd. Ama, artk, onun iin de ayn ilerde kuyrua girmekten baka are kalmamt. Bir akam, yine otelin giriinde toplanm konuurlarken, otel sahibinin, bin bir izzet ikramla kapdan karlad adam dikkatlerini ekti. Top sakal, by bembeyaz, yal bir adamd. Kendisine Hac Bey deniliyordu. Hac Bey de otelin dier mterileri ile ilgilenmiti. Tantktan sonra beraber oturdular. 394 Kurt Sar Bandrma'daki brahim Bey iftlii, Hacnnd. stanbul'a maln pazarlamaya gelmiti. Harbe ramen, halinden memnun grnyordu. Ama, onun da are bulamad bir derdi vard. Vcudunu ezip bken arlar, ne yapsa iyilemiyordu. Bunlar konuulurken akam olmak zereydi. Herkesin

karn ackm, karnlar guruldayarak scak bir tabak yemein eksikliini, damak da bir iki kadeh ikinin fena olmayacan sylyordu. Ali day durumu ele ald. "Hac Bey, eer kendinizi bize emanet ederseniz, sabaha bir eyiniz kalmaz, turp gibi olursunuz." Hac, mitle, yerinde doruldu. Yoksa, bu deiik diyarlardan gelen adamlarn bildii bir il m vard? "Hele u arm bir geirin, dileyin benden ne dilerseniz." "Fazla bir ey dileyeceimiz yok Hac Bey, ne olacak ki? Yalnz imdi biraz para verirsen gidip bir ka ey alacam. Sen de odan sttr, yn fanilan scaa tut. Ben birazdan gelirim." Az sonra otele dnen Ali daynn elindeki paketlerde, ekmek, peynir, sucuk ve rak vard. Bir ie de ispirto ile baharat paketleri. Kese kadna sarl yiyecekleri bir kenara brakp, ispirtoyu bir kaba dkt. Sonra iine bol hardal ve kafuru ezip boca etti. yice alkalayp tekrar bir tasa koydu. Hacnn odasnn yolunu tuttu. Seyit ve Shura, onun arkasndan kahkahalarla glyorlard. Hac, keskin kokulu bu mthi il ile ezilip, yumruklanp masaj yapldktan sonra, vcudunu ate basm gibi yakp uyuturan tedavinin ardndan, derin bir uykuya dald. Ellerini ykayp dierlerinin yanna dnen Ali day pek keyifliydi:

"Eh, ben de bir kadeh raky hak ettim artk." Hac, ertesi gn, leye doru uyandnda, uzun zamandr kendisini bu kadar iyi hissetmediini fark etti. Yabancya verdii paraya demiti dorusu. Ne il yaptysa, harcad parann hakkn vermiti. Hac sevmiti, Rusya'dan gelen 395 NcrminDczmcn adamlar. ki gn sonra otelden ayrlrken Seyit'i bulup, aklna gelen teklifi yapt. Grubun iinde onun zel bir yeri ve saygnl olduunu anlamt. "Seyit Bey, darlma, alnma yok ama, gryorum burada iiniz epeyi zor. Hani, benimle Bandrma'ya kadar bir gelseniz. iftlikte i var. Hani yle pek zerine para veremem. Yer veririm, karnnz doyar, iler ok iyi giderse de belki sonunda bir ka kuru verebilirim. Yanl anlamayn, sizin zor durumunuzdan istifade etmek istediimi sanmayn ama, iler byle ancak kurtaryor." Kimsenin pazarlk edecek hali yoktu. Yatacak bir yer, boazlarndan geecek bir lokma iin de olsa i iti. Hemen toparlandlar. Seyit, Shura, Ali day, kk air Hasan, gzel Yusuf, Mehmet, hepsi, Hacnn ardna dtler. iftlie vardklarnda kendilerine alan odalara yerletiler. Hac, onlara iftlikte alan kyllerden daha ayrcalkl davranmas gereini dnyordu. Ne de olsa

Bandrma'nn kylerinden gelen iilerden bir farklar olmalyd. Akam yemeini Hacnn masasnda beraber yedikten sonra hepsi odalarna ekildiler. Yan yana eit eit kilimin yeri, duvarlar, sadirleri rtt odalarna girdiklerinde Seyit ve Shura glmsemeden edemediler. Nereden, nereye getirmiti kaderleri onlar. Ama, hi deilse, bir aradalard. Odann ortasndaki mangaldan baka snmalarn salayacak bir ey yoktu. Gen kadnn titrediini gren Seyit, ona sk sk sarld. Mariinski Tiyatrosundaki rya gibi bale temsillerinden sonra, votka kadehleri ellerinde, kocaman minenin karsnda, atein trtlarn dinleyerek geirdikleri geceleri hatrlad. Duvardaki halnn zerindeki geyikli manzara resmini seyreden Shura'nn da o manzarann ardnda bir yerlerde kaybolduunu tahmin ediyordu. "Biliyor musun sevgilim?" dedi, "Tchaikovsky dinlemeyi 396 Kurt te (0 &hljr/ zledim." Gen kadn, glerek, bana evirdi. "imdi nereden geldi kuzum aklna?" Gzleri l sld. Durumundan ikyeti gibi bir hali yoktu. Seyit'in ii lnd ona bakarken. Tam bir eyler sylemeye niyetleniyordu, dardan gelen silah sesleri ile irkildiler. Gen adam, sevgilisini kenara itip pencereye frlad. Perdenin arasndan grebildii kadar ile,

iftlik evinin nnde biriken atllarn says yirmi kadard. Havaya ate edip duruyorlard. O anda, gecelik entarisi ve banda takkesi ile evden frlayan Hac efendi, elindeki lmbay bir kenara brakp, atndan inen iri yar adamlardan birinin ellerini skt. Bir yandan da, ba ile selamlar veriyor, bir eyler sylyordu. Shura merakla sordu: "Neler oluyor Seyt, Tanr akna?" "Anlayacaz, sen sakn odadan kma, kapy da ardmdan kilitle." Koridora kan Seyit, kendisi gibi, herkesin heyecanla darya frladn grd. Merdiven banda ne yapacaklarn dnrlerken Hac koturarak geldi. Nefes nefeseydi. "Aman hi konumayn, kim olduunuzu anlamasnlar." Seyit, gelenleri karlamadaki riayetine ramen, Hacnn halinden iin pek normal olmadn anlamt. "Kimdir bunlar Hac Bey? Ne isterler sizden?" "Aman Seyit Bey, gznz seveyim, aznz amayn. Gler yz gsterin. Bunlar, Kara Ali etesinin adamlar, karn doyurmaya gelmiler. Biraz kalp, yiyip iip giderler. Misafir gibi karlamak lzm. Yoksa, hi gznn yana bakmazlar insann, Alimallah. Haydi, haydi sizler de gelin de u sofralar kuralm. Kuzu evirtiyorum. A geldi adamlar."

Telala, apar topar merdivenlerden tekrar inerken, elini de sallayarak onlar arkasndan gelmeleri iin davet etti. aresiz, 397 NsrminBczmsn indiler. Hi konumadan, kimliklerini belli etmeden, iftliin alelade hizmetkrlan pozunda kouturmaya baladlar. Gecenin souuna ramen, evin nnde darda masalar kuruldu. Kuzular evrilmeye baland. Raklar ald. Adamlar hapishane kakn gibilerdi. Kk air Hasan o kadar korkmutu ki, kendisine mutfakta bir i yaratm, hi gzkmemeye bakyordu. Yrekleri pr pr, adamlarn boalan tabaklarn, kadehlerini doldurup durdular. Neredeyse sabah olmak zereydi, Kara Ali etesi, atlarna ykledikleri erzakla, yine patlayan silahlarn eliinde drt nala iftlikten uzaklatlar. O saatten sonra da kimseyi uyku tutmad. Sabah ezan ile beraber, herkes iftlikte kendisine verilen greve balad. Uzun, yorucu bir gnn ardndan acele ile yemek yediler. Bir an evvel yataklarna girip bir evvelki gecenin yorgunluunu karmak istiyorlard. Ancak, ksmet olmad. Uykularnn en tatl yerinde, yine silah sesleri, atlarn kinemeleri ile yataklarndan kaktlar. Seyit, acele ile giyinirken sylendi^

"Her gece bu biraz fazla oluyor artk. Bu gidile iftlikte karn tokluuna da ii tutacak erzak kalmayacak." Bu defa gelenler, erkez Ethem etesindendi. Kara Ali etesine haddini bildirmi, mola vermeye gelmilerdi. Hac Bey ve iftliktekiler, alkn olduklar zere, derhal masalar kurdular. Hemen kuzular kesilip tandra atld. Kadehlere raklar dolduruldu. Adamlar, elleri ile paraladklar kuzuyu yerken, azlarn aprdatp, sonra avular ile azlarnn yan siliyorlard. Seyit, onlar seyrederken midesinin bulandn hissetti. Kaba saba akalar, aza alnmayacak kfrleri ile kendilerini elendiren bu adamlar da, dierleri gibi, sabah olmadan ayrldlar. Yedeklerine bir ka at ve erzak almay ihml etmediler. Bir gece daha uykusuz gemiti. Gne aardmda, Seyit ile Ali day samanlktaki ilerine baladlar. Ali day, Bey konanda ba khyalk yaptktan sonra ahr temizlemeyi, saman yaymay zor kabulleniyordu. Ama Seyit iin bu bulabildikleri iler iinde imdilik en iyisiydi. Huyunu Kurt m r suyunu ok iyi bildii atlarla har neir olmak, onlar tmar etmek ii hi de zul gelmiyordu ona. Yaratt hayl dnyasnda, kendisini Svari Alaynn ahrlarnda, gzelim at orap'la beraber dnyordu. Hayl kurmak iini kolaylatryordu.

Birden, Ali daynn hrlt ile kan sesi zerine koup yanna geldi. Adamcaz, gzleri yuvalarndan frlayacak gibi alm, elinde trmk, samanlarn iine bakyordu. Seyit, dehetle, trmn ucundaki kan grnce, ilk aklna gelen, Ali daynn birini ldrm olduu oldu. Onu kolundan tutup, baklarn saman ynlarnn arasna indirdi. Az nce duyduu sese benzer bir ses kt boazndan. Vcudunun souk bir terle kaplandn hissetti. Kan zerinde, kesik bir ba, samanlarn arasndan kendilerine bakyordu. Gzleri yar akt, kulaklar da kesilmiti. Seyit, zavall kurbann vcudunu bulabilmek midi ile, etrafna baknd. Yz, iki gn iinde iftlikte grm olduklar birininkine benzemiyordu. Ama, cinayetin ilendii daha ok yeni olmalyd. Ali dayy srkleyerek oradan karmaya alt. "Belki, yanlarnda getirmilerdi zavally. Belki de kendilerinden biridir. Hi grmemi olalm Ali day. Haydi, kalm buradan." Ali daynn sesi, hl, duyulmayacak kadar zayf kyordu: "imdi ne yapacaz Seyit Bey? Biz nereye gelmiiz meer, imdi ne yapacaz?" Devaml ayn eyi tekrarlayp duruyordu. Seyit, onu sakinletirmesi gerektiini hissetti. "Ali day bunu hi grmediniz, tamam m? Biz hi bir ey grmedik, hi bir ey bilmiyoruz. Kimseye de bir ey

anlatmayacaz. Bizimkilere dahi. Yoksa gidebileceimiz varsa bile, bamza bir i kabilir. Haydi, imdi toparlanp kendinize gelin, yandaki samanlkta aln. Buraya hi uramadk bugn, bir ey grmedik, unutmayn. Ben bir are dneceim." Seyit, o gn akama kadar, brahim Bey iftliinden nasl 398 399 NCRMN DSZMCN kaacaklarn dnd durdu. Hac ile bir ey konumak istemiyordu. Ona gveni yoktu. Adam, kendisi ayakta kalabilmek iin, onlar kurban verebilirdi. Belki de, zaten, etelerden birinin adamyd. stanbul'a dnmek istediklerini syleseler, durup dururken ne olduunu soracakt. yisi mi, bu ii kimseye sylemeden halletmekti. Atlarn suyunu verirken, kk air Hasan'in arabay yklemekte olduunu grd. Hemen koup yanna gitti. "Hayrola kk air, ne tarafa? Ne i verdiler bugn sana?" "skeleye gidiyorum Seyit aabey, sanmsakla patatesleri ykleyecekmiim." Seyit, etrafna bir bak atp, onun yanna yaklat. uvallar yerletirmesine yardm eder pozunda, yava sesle konutu: "Senden bir ey isteyeceim kk air. Ama, yalnz, sen ve ben bileceiz." Delikanl, Seyit'in srda olabilmek imtiyazndan byk mutluluk duymutu.

"Tabi Seyit aabey, ne emredersen." "Bu uvallarn hepsini yklemeyeceksin." Hasan, anlamayarak bakt. Seyit, onu drterek, iine devam etmesini iaret etti: "Bir ka uval ap satmaya bak. Parasn da bana getireceksin. Tamam m? Kimseye tek lf etmek yok." Kk Hasan, bir an, Seyit'in herkesten gizli, ona hrszlk teklifinde bulunduunu sand, armt, baka kald. "Hepimizin hayrna bir i yapm olacaksn. Benim buradan ayrlmam iin makul bir sebep yok, onun iin senden istiyorum. Ama dikkatli ol, anlalmasn." "Ama sonra, naslsa anlalmaz m?" Seyit, onun omuzuna vurarak, glmsedi: 400 I "O zamana kadar Allah kerim. Haydi sana iyi yolculuklar kk air, yolun ak olsun!" Kendisine doru gelenleri fark ederek sesini ykseltmiti. Sonra, fazla oyalanmadan, iine dnd. Akam, gizlice odalarna gelen Hasan'in verdii paralar sakladktan sonra, kendisini merakla izleyen Shura'ya izah etti: "Buradan gidiyoruz sevgilim, bir an evvel gidiyoruz. Biraz paramz oldu. Yalnz, imdi Hac'daki pasaportlar kurtarmamz lzm." Gen kadn, korkmaya balamt, ama yine de burada iki gece yaadklarnn korkusundan fazla deildi hissettikleri. Seyit devam etti:

"Pasaportlarmz nerede sakladn biliyorum. El ayak ekilince almaya alacam. Eer herkes hazr olursa, buradan hemen ayrlabiliriz." "Ya, iler yolunda gitmezse?" Seyit, glerek, gen kadnn yanan okad. "u ana kadar hep aksini dnp yol almadk m?" Seyit, beraber geldii btn arkadalarna, gece yans samanlkta bulumalar gerektii syledi. Sonra, gece yarsn gzn krpmadan karanlkta bekledi. Saat ba alan altn saati on biri iaret ettii zaman, parmaklarnn ucunda kapdan szld. iftlik evinde sessizlik hakimdi. Ama Seyit, kapsnn nnden getii btn arkadalarnn u an uyank beklemekte olduunu iyi biliyordu. Ancak, Hac derin bir uykuda olmalyd. Yats namazndan sonra odasna ekilirdi. Seyit, ev sahibinin oda kapsna kulan dayayp, ieriden alabilecei sesi bekledi. Hacnn horlamasndan baka ses duyulmuyordu. Merdivenlerden inerken ahabn kard sesi nasl yok edeceini dnd. Gndz t karmayan merdivenler, gecenin sessizliinde sanki banyorlard. Basamaklardan inmekten vaz geti. Trabzann zerine ata biner gibi oturup, 401 INSRMN DEZMCN yz koyun uzand aaya kayd. ocukluunu hatrlayp glmsedi.

Hacmin defterlerinin, hesaplarnn durduu odaya daldnda, pasaportlar ve nfus katlarn nerede bulacan ok iyi biliyordu. Geldikleri gn, adamn nereye koyduunu grmt. Odann bir duvarna boydan boya gmlm olan nili dolabn kilitli kapa ardndayd evraklar. Bir an, kilide bakp dnd. Krmadan aabilmeyi isterdi ama naslsa sabah Hac uyandnda burada olmayacaklard, fark etmezdi. Cebinden kard ba ahap kapan iki kanad arasna yerletirip bir ka kere kanrtt. Dolap almt. Aradklarn bulmas fazla uzun srmedi. Odadan ktnda, Shura'y karanlkta, merdivenin dibinde bekler grd. Gen kadn, eyalarn hazrlam, Seyit'in ardndan inmiti. El ele tutuup mutfaktaki kapdan evin arka tarafna ktlar. Az sonra, dierleri de onlara katlmt. Seyit'in acele izahndan sonra yola koyuldular. Btn geceyi yryerek geirdiler. Daha sonra, kan, yk arabas neye rastlarlarsa, daha ok da yryerek, stanbul yolunu tuttular. Arada kylerde konakladlar. On gn sonra, yine stanbul, Tepeba'nda, eref Otelinin kapsndaydlar. L 402 KURT DT Yeni Bir Hayat 1920 Bir ka gn sonra, Shura ve Seyit, Beyolu'nda bir i buldular. Kalyoncu Kulluu Sokakta, bir Rum'un amarhanesinde

almaya baladlar. Shura t, Seyit ise getir gtrclk yapyordu. Pera lokantalarnn, klpleri ve otellerinin amarlar buraya geliyordu. Yaptklar mkemmel bir i olmasa bile, bulabileceklerinin en iyisiydi. Seyit, takm elbise, yelek, kravat, ve apkas ile lokanta ve otelleri dolarken hayretle izlendiini fark ediyordu. Beyolu'nda bir ok apartman dairesinin hanmlar, gen kzlar, bu masmavi gzl, yakkl gen adamn getirecei tlenmi amarlarn heyecanla bekler olmulard. Gayet dzgn konutuu Franszca ve Almancas sayesinde madam ve matmazellerle anlamas hi zor olmuyordu. Ona en ar gelen ise, cebine konan bahilerdi. Bu paralarn her kuruuna ihtiyalar vard. Ama, gururu kabul etmesine engel oluyordu. ok yerde de, onun vakur tavr ve k giyiminden rken mteriler, zaten para vermeye cesaret edemiyorlard. Shura ise, daha bir bakta, t odasnda alan Rum kzlarndan hemen ayrlyordu. Patiska bluzlarnn kollarn yuvarlayp tombul kollarn ortada brakan, gerdanndaki bir iki dmeyi muhakkak ak tutan, iveli, bol eneli esmer tenli kzlarn iinde, sapsar salar, beyaz ve duru teni, uzun zarif endam ile yabanc kalyordu. Yaban otlan arasnda papatya 403 NSRMN DCZMSN

gibiydi grnm. San salarn rg topuz yapp ensesinde topluyordu. Hi konumadan alyordu. Zaman zaman, ty zerinde gezdirdii kocaman beyaz ileme rtlerde, Kislovodsk akamlarnda annesinin bezedii masalar hatrlyordu. Uzun, kalabalk masalar. Ablas Valentine'in piyano aln, arklar, misafirlerin kzaklarna binip ngrak sesleri arasnda uzaklamalarn anmsyordu. Btn anlar, tnn buhar ile rtlerin beyazlar arasnda dolap duruyordu gznn nnde. Kimse ile fazla konumak istemiyordu. Rum kzlarnn, inanlmaz derecede aksanla konutuklar Franszcayla sorduklar merakl sorular, kibarca geitiriyordu. Btn gn, t tahtas banda kendi haylleri ile alyor, akama Seyit'in dkkna dnn bekliyordu. sahibi Msy Konstantinides, st kattaki bir oday onlara kullanmalar iin vermiti. Ne de olsa, asil Beyaz Ruslar ii olarak altrmak, her amarhane sahibine yr olacak bir ey deildi. Onlar dier personelinden farkl tutmas gerektiine inanyordu. Shura, Seyit'in geldii ana kadar, etrafndaki kalabala ramen, kendini yapayalnz hissediyordu. Dkknn kapanp, herkesin evine gittii saatlerde, yine, kendi kk dnyalarna kavuuyorlard. Ba baa kaldklar andan itibaren, kalp atlar hzlanyor, ruhlar, beyinleri gerekten yaamaya balyordu.

Kalacak yer iin artk masraf yapmalar gerekmediinden, akamlar darda yemek yemeye para ayrabiliyorlard. En parasz gnlerinde bile, keyifli bir yemek sofras onlar iin vaz geilmez bir eydi. ki ve ark da, yemeklerinin aynlmaz parasyd. Bazen de kk odalarnda, Seyit'in gelirken Volkof Restoran'dan getirdii Rus yemekleri ve atklar bir ie votka ile kendilerine ziyafet veriyorlard. lerleyen saatlerde, kucak kucaa uzanp konuurlarken, konular hep eski gnlerdi. Seyit, ocukluundan hatrlad, o gne kadar sevgilisine anlatmam olduu hikyeleri bulup karyordu. Gen kadn, onu dinlerken, yumuack, anlayl baklarla gzlerini gzlerine dikiyor, bir 404 eli onun salarnda, okayarak, dudaklarnda glmseme, hi sklmadan, anlarn paylayordu. Tartmasz, iddiasz, scak bir ak yayorlard. Geirdikleri btn zorluklara, yokluklara ramen, Shura sabrla, ikayetsiz, erkeinin yanndayd. Yumuak bal, gler yzl tabiat hi deimemiti. Seyit'i saatlerle dinler, konumad zaman sessizce gsnde yatard. Birbirlerini neredeyse kendilerini tandklanndan daha iyi tanyorlard. Shura, Seyit'e olan byk akna ramen, onun gemii ile ilgili anlatt apknlk hikyelerini, dier kadnlar, ayn sabrla dinliyordu. Bunlarn hepsinin uzak yllarda kalan geici, sadece hayatn tad olan ufak

ykler olduundan ok emindi. Gen adam da, sevgilisinin verdii huzurla, hayatnn her dnemini hi eksiksiz, btn plakl ile anlatabiliyordu. Bu uzun sren konumalardan sonra, ikisi de eski yllar yd edip yeniden yaamaktan, paylamaktan mutlu, yava yava yeni dnyalarna dnyorlard. Seyit'in heyecan anlann anlatmakla bitmiyordu. Sevimek, onlar iin yemek, imek ve konumak kadar elzemdi. Hatta hepsinden daha nemliydi. nk, akla dolu geirdikleri saatlerde, yaadklar hayatn ekilmezlii, zorluu ve anlarn verdii zdrap yumuuyor, birbirlerine yettiklerini bilmekle mutlu oluyorlard. Seyit'in, kaarken getirdii, kk uval iindeki rubleler yine az kapal saklanyordu. O paraya dokunmak istemiyordu. Bir gn geriye dnebilirlerdi. Veya Amerika'ya gidebilirlerdi. Onun iin, en skntl gnltinde bile, uvaldan para almyordu. Ancak, bir kenara para koymak iin de ek ie ihtiyalan vard. Seyit, Tepeba'ndaki baz lokantalarla anlap, limonlu votka yapmaya balad. Akamlan, byk tencerelerde kaynatt beyaz ispirtoyu kmr filtresinden geirip, gliserin ve karanfil ilve ediyordu. Dzgn doranm limon kabuklar ile beraber ielenen votka, dinlenmeye braklyordu. Ksa zaman sonra, neredeyse btn gece almak zorundayd. amarhane 405 Nsrmin Bezmen

sahibinden byk bir gizlilikle yapt bu iten ald paralar bir kenarda toplamaya balad. Arada bir, paralar karp sayp tekrar kaldryordu. Kendi kendine de glyordu. St. Petersburg'da bir apknlk gecesinde harcad para bile, bu zoraki biriktirdii paradan fazla olurdu. Biriken paralarn ve rublelelerini bir gn yine St. Petersburg'da harcayabilmek midi, Amerika 'ya gitmek arzusundan ar basyordu. O arada, Krm'da Boleviklere kar verilen mcadelenin haberleri onlar mitte tutuyordu. Nisan ayna kadar stanbul'da olan General Peter Nicholaiveich Wrangel, Denikin'in yerine, gnll orduya komuta etmek zere, Krm'a arlmt. Nisan sonlarnda, dalm, bozulmu Beyaz Rus ordusunu yeniden toparlayan General Wrangel, bir mddettir Bolevikleri oyalyordu. Hatta baz yrelerde Kzllar geri ekilmeye bile zorlamt. O arada, tek tk kaabilen Ruslarla tanp konuurlarken, yabanc gazeteleri de takip eden sevgililer, byk bir heyecanla Rusya'dan gelecek Beyaz Ordunun zafer haberlerini bekliyorlard. Bu aralar, eskilerden ok, geriye dnebildikleri takdirde neler yapabileceklerini konuuyorlard. Braktklar hayata, krlm, dklm de olsa, yeniden balamak fikri ile couyorlard.

"Gemiden iner inmez babamn elini pmeye gideceim." dedi Seyit, "Ayrlrken ksmet olmamt." Sonra, dalgn gzlerle glmsedi. "Belki de ba bozumuna yetiiriz. Sonra seni Kislovodsk'a gtrrm. Annenle, kardelerini ararz." Shura, glmseyip, sevgilisinin kolunun altna girdi. "Ne harika olur. O kadar zledim ki hepsini." Evlerini, sevdiklerini bulamayacaklarn, korkun haberler duyup yeniden kebileceklerini dnmek dahi istemiyorlard-u an, gzel hayllere ihtiyalar vard. mide ihtiyalar vard406 Kurt &yt Fakat mitlerin hepsi gereklemiyordu. Bolevik rejiminin Polonya ile yapt bar anlamas ile, gneye daha fazla kuvvet gnderme imknlar dodu. Son abalar da fayda vermedi. 15 Kasm 1920'de Sivastopol dt. Beyaz Rus ordusu ve kymdan kaan Ruslar iin en son are, gemilere doluup Karadeniz'e almakt. Kendilerini bekleyen korkun akibeti fark edenler, oktan, parti, parti Krm kylarndan ayrlmaya balamlard. O Kasm aynn sonunda, stanbul Boaz kaan Beyaz Ruslar tayan gemilerle dolmaya balad. Birbiri ard sra Boaz'a giren gemilerde, yorgun askerler, generaller, arabaclar, kontlar, baronesler, balerinler, ressamlar, doktorlar, fahieler,

her snftan, her kltrden Rus vatanda vard. Bir mddet sonra, bu karmakark kalabalk stanbul'a, Beyolu'na dald. Seyit ve Shura'nn Rusya'ya dnme mitleri, Krm'dan son geminin gelii ile, artk sona ermiti. imdi, hayatlarnda yeni bir dnem balyordu. Gn olmuyordu ki, yeni gelmi bir Beyaz Rus ile karlamasnlar. Btn sosyal ve kltrel farkllklarna ramen, kaderlerinin birliktelii bu insanlar beraber olmaya, anlamaya itiyordu. Her karlatklarna, geldii yeri, dier tandklarn sorup, geride braktklar hakknda bir ka kelime renmeye bakyorlard. Shura, son bir ka aydr amarhaneden ayrlm, Taksim'deki Rus eczanesinde kasiyer olarak almaya balamt. Eczane Zezemski, Beyolu'na kapa atan btn Ruslarn urak yeri olmutu adeta. Her gelen, eini, ocuunu, arkadan sormak iin bir uruyordu. Evlerinden kaarken ailesini geride brakanlar, gemilere binerken ocuunu, kocasn kaybedenler, herkes, isim, adres peindeydi. Bir curcuna, bir panik yaanmaktayd. Seyit ve Shura, kap kap i aramaya balayan binlerce insandan daha ansl olduklarn dnyorlard. Beyolu'nun 407 NCRMN BEZMEN yeni misafirleri, asalet, unvan gibi deerleri bir kenara brakarak, creti ne

olursa olsun, bir i bulmak peindeydiler Bu meyanda, Seyit'in araya girmesi ile, amarhanede de iki Rus kzna i verilmiti. Babalarnn general olduunu, Moskova'da tahsil yaptklarn sylyorlard. Ama, Seyit, bir bakta, onlarn fahielikten baka bir konuda tahsilleri ve tecrbeleri olmadn anlamt. Yine de inanm grnd. Ayrca, Msy Konstantinides de kzlardan holanmt. Yava yava, evreleri ana vatanlarndan gelenlerle dolmaya balad. Seyit, ilk tandk olarak cephe arkadalarndan biriyle karlat. Ad Manol'du. General Wrangel'in gnll ordusunda arpm, limandaki en son gemiye ans eseri binip gelmiti. Ayn gemide, Bak'den kaan skender Beyzade ile arkada olmulard. skender, uzun boylu, iri yar, son derece yakkl bir adamd. Bak'de arazileri, emlklar olan kkl bir ailenin oluydu. Bir gece yars sarlan evlerinden kardeini alarak kaabilmi, sonra yolda onu da kaybetmiti. Manol, zaten, son bir ka senedir, cepheye giderken Kiev'de brakt gen karsndan ve ocuundan habersizdi. O gece, Seyit, iki gen adam amarhanenin st katndaki odalarna davet etti. Seyit ve Manol dndakiler hep birbirlerine yabanc olmalarna ramen, bulutuklar an krk yllk dostlar gibi kaynatlar. Shura, Volkof'dan gelen yemeklerle masay donatmt. Votka kadehlerini

doldurduklarnda, Seyit ayaa kalkt ve misafirlerinin erefine kadehini kaldrd: "Nazdrovya!" Dier erkekler de ayaa kalkp tekrarladlar. Gen kadn, oturduu yerden onlara katlrken gzleri yaland: "Nazdrovya!" Kadehleri bir yudumda boaltp tazelediler. Sofrada proki, Rus salatas, fme balk, ve rdek vard. Misafirler, uzun zamandr byle bir ziyafetin tadn unutmulard. Minnettarlkla, kadehlerini bu defa ev sahiplerine kaldrdlar. Ardndan, bir 408 Kurt Ssyt (9 S ar'a, bir stanbul'a bir misafirlere ve ev sahiplerine derken ie ok abuk dibini buldu, ikincisi ald. Manol ve skender, son iki yldr Rusya'da yaananlar anlatmaya baladklarnda, atal bak sesi durmutu. Sadece, votkann boazlan yakan eliinde her birinin zdrab yeniden yaanyordu. Seyit, Krm' sorduunda, ald cevab tahmin etmesine ramen, ykld. "Biz ekilirken Krm yanyordu Seyit. Kzllar artk son kinlerini kustular Krm'da. Tanr, geride kalanlar korusun." Manol'un szlerine dier iki erkek, "Amin!" sesi ile katlrken Shura ha kard. Sonra gz Seyit'e kayd. Seyit iskemlesini sevgilisine daha yaklatrd. Kolunu onun omuzuna sarp, ban pt. Ne dinde dua ederlerse etsinler, dualar da umutlar

kadar benzeiyordu. Gen kadn, elini sevdii erkein dizleri zerine yerletirdi. Sanki, yaklap, birbirlerine dokunmakla, geride braktklar ailelerine, sevdiklerine gelecek bir ktl nleyebileceklerdi. Seyit, dnceli bir tavrla, sormaya devam etti: "Ya Kislovodosk? Oras ne durumda?" Bunu, deminden beri aklndan sorular getii halde, bir trl kendinde cesaret bulamayan Shura'nn adna soruyordu. "Orada da durum ayn. Krm'dan daha evvel saldrya urad. Maliknelere el koydular. Yakalanan asiller, zenginler ya ldrld, ya da her nereye gtrldlerse, kendilerinden bir haber yok. Aileler, akrabalar, herkes il yavrusu gibi dald Seyit. Kimse kimsenin izini bilmiyor. oluk ocuk bir arada kaabilen aile o kadar az ki." Shura, bir eli gzlerinde, sessizce alyordu. Bunca zaman cevabn merak ettii eyleri, imdi hi renmemi olmay diliyordu. imdiye kadar, hi deilse iyi eyler dnmeye alarak, kendini oyalyordu ama felket gereini bir kez rendikten sonra kendini aldatmas ok zordu. Seyit'in, dudaklarna uzatt kadehten bir yudum alp, ban erkeinin omuzlanna brakt. Onun yannda olmas u an en byk 409 NCRMN DCZMCN

ansyd. Manol'un susmas zerine, skender sze girdi. Sesi cssesinden umulmayacak kadar hassast: "Kk ocuklarla bebekleri topladlar hep. Nereye gtrdklerini Allah bilir. Krm'da da ayn eyi yapmlar." "ocuk kamplarna toplamlardr. Ana, babalarnn nasl ldrldn, evlerinin talan edilip yakldn renirlerse, hayr gelir mi o ocuklardan Boleviklere? Kim bilir, imdi kafalarn nasl ykayp yetitirecekler?" Manol, yumruu ile gzndeki yalar silip, kadehini bir dikite iti. Tekrar doldururken mrldand: "Benim bebeim de..... drt yanda olmal imdi.... Kir bilir?..." Masaya sessizlik hakimdi. Sessizlik ve gz ya. Seyit, ^ sevgilisine daha sk sarlp, bir ark mrldanmaya balad. Kadehlerini kaldrp birbirlerinin gzlerine baktlar. Yava yava hepsi arkya katld. Karl steplerin, Don Kazaklarnn arks, Beyolu Kalyoncu Kulluu Sokanda bir amarhanenin st katnda geceye karrken, masa bandaki drt gen insan, yitirilmi lkelerine alyorlard. Sabaha kar giden misafirlerini geiren Seyit ve Shura, kapy kapadktan sonra, gayri ihtiyari bir davranla, birbirlerine sarldlar. Bir mddet hi sz etmeden, kprdamadan yle durdular. Btn gece

konuulanlarn ardndan, artk, kabullenmek zorunda olduklar, yeri doldurulamayacak kayplar iin sessizce birbirlerini teselli ediyorlard. Bir ey demelerine gerek yoktu. kisi de bir dierini o kadar iyi anlyordu ki... Hi bir sz, hi bir bak, u anki sarllar kadar teselli verici olamazd. Gen kadn hl alyordu. Seyit'in, gz yalarn silen elini tutup, avucunun iini pt. "Kusura bakma sevgilim. Kendimi tutamyorum." 410 Erkek, elini onun salarnn arasnda dolatrrken, vcudunu kendisine doru ekti. "Ala, benim gzel Shura'm, ala. Rahatlarsn. Keke ben de senin gibi alayabilseydim." Seyit hkrmyordu ama sevgilisinin salarna kapanan yznden yalar szlyordu. Sarma dola, yataa getikleri zaman, sokaktaki lmbadan gelen kta ykanan vcutlar birbirine kenetlendi. Ne kadar ok ey kaybetmilerdi. Bundan sonra hi birini yerine koyamayacaklard. u an, gemile tek balantlar aklaryd. Seyit, Shura'nn gz yalar ile slanm yanaklarn, boynunu pt, salarnn yumuack temasna dudaklarn gmerek, onun kokusunu iine ekti. Rusya'dan beraber kat kk sevgilisini kollamak, korumak, bir mr boyu sahiplenmek istiyordu. Kendisi de ayn derece efkate, sevgiye, anlalmaya

muhtat. Ve vcudunun btn scakl ile kendisine sarlm olan gen kadn onu anlyordu. Shura, ellerini onun salar arasnda okayarak dolatrd. Bir eliyle omuzundan, dieriyle bandan sarlp kucaklad. Aynen, bir annenin ocuunu saraca gibi, gsne yatrd. Seyit, onun koynunda, kadns temas, kendini teslimiyeti ile, erkekliini hissederken, ayn zamanda bir annenin efkatini buluyordu. Bluzunun dmelerini zerken damarlarnda kabaran ehvet, onun gz yalarn perken hissettii hzn, salar arasndaki ince parmaklarn huzur veren temas, ka deiik duygu bir arada, Seyit'i alt st ediyordu. Bu kadn, onun hayatta arzulayabilecei, zlemini ekebilecei btn hislerin, btn duygularn birlikteliiydi. Shura, onun ocukluunu, erkekliini, heyecann, hrslarn ve zlemlerini bir arada yaad akyd. Bu dncelerle, dudaklarn onun vcudunda dolatrrken, gen kadnn bouk, arada hl hkran sesi duyuluyordu: "Seyt, Seyt, akm... Beni brakma... Beni hi brakma..." Dudaklarn, onun slak dudaklarna kapatp susturdu. Kollarn vcudunun etrafndan sarp kendisine adeta yaptrd. 411 NcrminBczmcn Shura, onun, ok iyi tand bedenindeki ihtiras hissedebiliyordu. Erkeinin imdi onu uurumun kenarndan alp gklere

karacan, buluttan buluta srkleyeceini biliyordu. Gzlerini kapayp, kendisini yaayaca gzelliklere teslim etti. Seyit, bir an iin, ondan zlp ayaa kalkt. Gen kadnn omuzlarndan syrd elbisesini ekip kardktan sonra, kadehine doldurup getirdii ikiden byke bir yudum ald. Eilip Shura'nn dudaklarn buldu. Gen kadn, sevdii erkein dudaklar arasndan dklen votkay yutarken, kan alev alev oldu. prken, sanki ilerindeki yangn sndrecek suyu ier gibiydiler. Seyit onun kulana doru fsldad: "Akm benim, gzel sevgilim..." Geri kalan kelimeleri dinleyemiyordu bile artk. Ba dnmee balam, kalp atlar hzlanmt. Damarlarndaki kan alev alev yanyordu. Erkeinin ban avular arasnda tutup kendisine ekti. "Hi bir ey syleme... sadece sev beni..." Yine, yzlerle kelimeye bedel bir ak gecesi yaadlar. Birbirlerinin kollarnda, hznden, gz yandan ve sevimekten yorgun, uzandklarnda neredeyse gnn ilk klar odaya girmekteydi. 412 JVURT OKYT Vi^ HUR/J Akn lk Krkl stanbul'u igal altnda tutan Mttefik Devletleri, Rusya ile harpte olmalarna ramen, arlk Rusya'sndan kaan Beyaz Ruslara anlay gstermek mevzuunda hem fikir olmu gibiydiler. Geri, stanbul

limanna gelen btn gemiler gnlerle, haftalarla kontrol altnda tutuluyordu. Yolcular arasnda casuslar olmas ihtimli dnlyordu. 15 Kasm'da Sivastopol'n Boleviklerin eline gemesi ile, Baron Peter Nicholaiveich Wrangel, yz otuz bin askeri ile stanbul Boaz'na snanlardand. zin belgesini alp karaya ayak basanlarn yzlerinde, yaadklar dehetin, zorbaln, korkunun izleri aka belli oluyordu. Cehennem atei ve kan iinde braktklar memleketlerinde kalan yaknlarnn, evlerinin, topraklarnn acs yreklerinde, ou hl nasl sa kurtulabildiklerine inanamyorlard. gal altndaki stanbul'un kollarn at Beyaz Ruslar iin, yepyeni bir hayat balamaktayd. Bu yeni hayat, btn zorluuna ramen, gslemeleri, metanetle mcadele etmeleri gerekiyordu. Buna, sevdikleri ve kendileri iin mecburlard. Bir gn, tekrar Rusya'ya dnebilmek iin mecburlard. Bu, imdilik, koca bir hayldi ama, yaamak iin hayllere ihtiya vard. Aynen, Seyit ve Shura gibi... "Bir gn" dncesi ile hl ku 413 NSRMN DCZMCN ty yastklardaki rublelere dokunmuyorlard. Memleketlerinden daha binlerce Beyaz Rus'un stanbul'a gelmesi, gen sevgililere yalnzlklarn nispeten unutturmutu.

Artk, Beyolu'nda, Trke dahil, her hangi bir lisandan ok, Rusa duyuluyordu. Tepeba, Pera aras yaplan bir yryte, her adm ba bir Beyaz Rus'la karllamamak imknszd. Kyafetleri, tavrlar, elence tarzlar ile apayr bir renk alemi yaratmlard, bakentin yeni misafirleri. stanbul, daha ok asili bnyesinde hi bir zaman barndrmamt tarihinde. ehrin Avrupai havasn yaratan Levantenler'den ve yabanc misyon ahalisinden ok farklyd Beyaz Ruslar. Birdenbire gelien btn bu olaylar, gen sevgililerin hayatn da etkilemekte gecikmedi. Havada kar kokusunun sezildii souk bir akamd. Kasm aynn son gnleriydi. Shura, alt Rus eczanesinin il raflarn dzenlemekle meguld. ngran sesiyle, dikkatini kapya evirdi. Grdkleri karsnda, bir an, nefesi kesildi. Gzleri, sevin ve inanmazlk ifadesi ile, kocaman ald. Elindeki ie dp tuzla buz oldu. Hi umursamad. Toz bezini frlatarak kapya kotu. "Evgeni! Evgeni!" Kapdan giren yakkl gen adam, General Bogayevsky'nin olundan bakas deildi. ki gen, hasretle, birbirlerine sarldlar. Shura, hl, yeenini karsnda grdne inanamyordu. Onu elinden tutup eczanenin arka tarafnda duran Tonet kanapeye doru yrd.

"Gel otur Evgeni, gel yle otur. Ve bana her eyi anlat." Sonra, onun yanna oturup heyecanla verecei cevaplan bekledi. Arka arkaya sralad sorular karsnda, Evgeni kendisini aresiz hissetti. Onun ellerini avular arasna alarak konutu: "Dur Shura, dur biraz. Bana zaman tanrsan anlatacam her 414 JYUKT UT V^ HUR/l eyi." Ama, gen kzn heyecan yatacak gibi deildi. "Syle bana Evgeni, baka kimler geldi seninle beraber? Annemler de burada m? Nadia teyzem?" "ok zgnm sevgili Shura. Annen maalesef bizimle deil. Babam, ok srar etmesine ramen, ikna edemedi. Kislovodsk'u brakamad." "Peki ya Valentine?" Gen kz, ablasn General Bogayevsky'nin Novorosisk'deki treninde ayrldklar gnden beri, iin iin merak etmekteydi. Onun, sa ve shhatte olduunu duymak midi ile, Evgeni'nin yzne bakt. Evgeni, ban iki yana sallayarak glmsedi. "Sevgili Shura, Ak olsun, sana srpriz yapmay dnyorduk. Ama bu kadar heyecanlanrsan, galiba her eyi batan anlatmak zorundaym." Sonra, saatine bakarak sordu: "Kata ayrlyorsun iten?"

"Aa yukar on dakika sonra kapayabilirim Evgeni." "O zaman, iini ferah tut, fazla soru sorma. Seni bekleyeceim. Sonra beraber karz." "Nereye gideceiz?" "Shura, ltfen, sakin ol ve yaayacan srprizin tadn karmaya bak." Gen kz, az sonra yaknlarndan kimleri grebileceini kafasndan geirerek, sratle ortal toparlad. Bir iki ufak hesap iini ertesi gne brakmaya karar verdi. Zaten, hi bir eyle megul olamayacak kadar heyecanl ve gergindi. Saat yedi olduunda, Shura eczaneyi kapad. Evgeni'nin 415 ipww> NSRMN BSZMCN koluna girdi. Gen adam, daha hzl yrmesi iin adeta iteliyordu. Gidecekleri yere bir an evvel varmak istiyordu. abuk olmazlarsa, sanki, btn grebilecei yaknlarn yeniden elinden karacak gibi geliyordu. Ne zamandr bulutlarda sakl bekleyen kar, nihayet attrmaya balamt. Shura, derin bir nefes ekerken ban arkaya doru att. Gkyzne bakarken iinden kran dualar okuyordu. ki gen, kol kola sarlm olarak Tarlaba istikametinde uzaklatlar. Seyit'in sevgilisine verecek gzel haberleri vard. Msy Konstantinides, amarhaneyi devretmek istediini, eer biraz birikmi paras varsa, Seyit'le anlaabileceini

sylemiti. Galiba, Yunanistan'a gitmek arzusundayd. Konstantinides'in "Biraz" dedii para, Seyit iin hi de ok az saylmazd. yle bir birikimi yoktu. Patronu ile sabah yaptklar konumadan bu yana dnyordu. Bu paray nasl toparlayabileceim bilmiyordu ama kararn bildirmesi iin daha bir haftas vard. En nihayet, Rublelerini takas yapabilirdi. Bu i, stanbul'da yaayabilmeleri iin gerekliydi ve yryen, iyi para getiren bir iti. Ksa bir mddet sonra yatrd paray geri derdi. Kap kap, kolal amarlar datmak yerine, iin patronu olmak fikri o kadar cazipti ki, ne yapp edip bu paray Konstantinides'e deyecekti. Kararn vermi olmak onu heyecanlandrmt. Shura'nn geri dnn bekleyemeyecekti. Bir an evvel onu grp bu haberi vermek istiyordu. Hesap defterini kaldrdktan sonra, masasnn ekmecelerini kilitledi. amarhaneden ktnda, yaklamakta olan karn habercisi souk ayaz, yzne kam gibi vurdu. Seyit glmsedi. Bu souu seviyordu. Havadaki kar kokusunu soluyarak Tepeba'ndan yukarya kmaya balad. Oradan 416 Taksim istikametine sapt. Bir ara durup saatine bakt ve yavalad. ok acele etmesine gerek yoktu. Shura'nn eczaneden yediden evvel ayrlamayacan biliyordu. Henz on be dakikas vard. Yanndan geen

atl tramvaya yz vermedi. Soukta yrmekten keyif alyordu. Kar istikametten iki gen kadn gelmekteydi. Park Otelinde, kat servisinde ve lokantada alan Rus kadnlarn Seyit tanyordu. Her ikisi de gayet alml, o nispette de asil bir tavrla yryorlard. Onlar da Seyit'i tanmlard. Gen adam onlar kibarca selamlarken, glmseyip, balarn hafife eip karlk verdiler. Seyit, uzun zamandr bir tek kadna balanm olduunu hayretle dnd. Taksim Meydann geerken, kar taraftaki eczanenin klarnn yava yava kapanmakta olduunu grd. Admlarn hzlandrd, sonra komaya balad. Sevdii kadnn dar ktn grd. Yolunu kesen arabann gemesini bekledi. Kar balamt. Kalpan dzeltip, paltosunun yakalarn kaldrd. Kaldrmdan aaya admn atmas ile, olduu yerde kald. Shura'nn ardndan eczaneden kan erkek, durmu bekliyordu. Gen kadn, kapy kilitledikten sonra, yabancnn koluna girdi. Son derece samimi ve keyiflilerdi. Seyit inanamayarak, byk bir kskanlkla, uzaktan izliyordu. Bir ara, Shura, glerek, ban erkein omuzuna dayad. Caddeden onun durduu tarafa gemek zerelerdi. Gen adam, iini kemiren kskanlk krizi ile, ne yapacan bilemiyordu. Bir an iin,yollarnda durup, kar karya gelmeyi dnd. Bu neyi halledecekti ki? Sevdii kadn ve kendisini kk drmekten baka?

Karanlktan istifade, kaplardan birinin boluuna girip bekledi. Az sonra, sevdii kadn ve yanndaki gen adam, kol kola nnden getiler. Onlar bir mddet uzaktan takip etti. Pera'dan Tarlaba'na doru inmeye baladklarnda artk phesi kalmamt. Shura'nn hayatnda bir erkek daha vard. Btn dnyasnn ykldn hissediyordu. Aldatlmt. Bu, terk edilmekten daha ktyd. Gelecekle ilgili btn hayllerinin ne kadar bo olduunu dnd. Kendisini hayata 417 Nsrmin Bezmen balayan, anlarn taze tutan tek kadn, artk, bir baka erkekle beraberdi. Kalyoncu Kulluk'a geri dnerken ii hrs doluydu. Kendisine, Shura'ya, talihine, her eye kar hrs duyuyordu. Btn olanlar iin bir sulu aryordu. Cezalandrabilecei bir sulu. Kar altnda yrd mddete bunu dnd ve sonunda kaderinden baka sulu bulamad. Bir mddet, nereye gitmek istediini dnd. Sonra, Kalyoncu Kulluk'taki odasna dnmeye karar verdi. u an kimselerle karlap, sohbet edecek hali yoktu. Yalnz kalmak istiyordu. amarhanenin kapsnda tc kzlarla karlat. Kzlar, cilveli seslerle, arka arkaya iyi geceler dileyerek, kahkahalarla uzaklatlar. Seyit, kapy kapayp ieri girdi. Paltosunu, kalpan vestiyere braktktan sonra, yukar kata kmak

zereydi ki, amarhanenin arka tarafnda k yandn grd. Geriye dnp o yne yrd. O an, yalnz olmadn anlad. amarc Rus kz Marushka, paltosu elinde, yeni kmaktayd. Seyit'i karsnda grnce, sa elini gsne gtrerek aniden durdu. "Oh! Tanr akna Seyt Eminof, korkuttunuz beni." Sonra, onun yzndeki karmakark ifadeyi fark edip, bu defa samimi bir merakla, ban yana eerek sordu: "Ama, siz iyi deilsiniz Eminof, neyiniz var?" Seyit, karsndaki kk rfntyla kaybedecek vakti olmadn dnd. Tekrar, merdivenlere doru yrd. Bir an evvel kendisini odasna atp, dnceleri ile ba baa kalmak istiyordu. "Sen gidebilirsin Marushka, teekkr ederim." Ama, kadnn onu brakmaya niyeti yoktu. Peinden yryp srar etti: "Yapabileceim bir ey varsa?..." Sesi yardm etmek isteinden ziyade, sevime teklifi yapar gibiydi. Seyit bu ses tonunu ve teselli tekliflerini iyi bilirdi. 418 Kurt syt vy &m\RA petrograd'n kibar fahieleri de, igan mzii eliinde ateli danslar yapan kara gzl ingeneleri de, hep ayn soruyu sorarak balarlard.

Ban dndrp, merdivenin eiinde yukarya doru bakan kadn szd. Kibarlktan uzak bir gzellii vard. Hi bir erkein, sokakta yannda grnmek istemeyecei, seks kokan gzellikti bu. Ama, yatakta beraber olmak iin belki de karlmamas gereken bir kadnd. "Niye olmasn?" diye dnd. Shura baka bir erkekle gitmemi miydi? Bu gece yapayalnz deil miydi? indeki hrs, nefreti bastrmas iin belki de bu gzel bir frsatt. Yine de emin olmak zere, Marushka'nn gzlerine dikkatle bakt. Evet, yanlyor olamazd. Kadn, onun bir iaretini bekliyordu. Elini uzatt. Marushka, annda, elindeki paltoyu ve antasn olduu yere brakp onun davetine cevap verdi. Dudaklarnda, gzlerinde "Piman olmayacaksn" der gibi, bir glmseme vard. Gen adam, neredeyse bir senedir gznn nnde olduu halde, kendisinde en ufak bir ilgi uyandrmayan bu kadnla, imdi neden yatak odasna beraber girdiini anlyamyordu. Elini tuttuu kadn iin o kadar bir ey hissetmiyordu ki, u an sevimekten vaz geip gitse, erkeklik gururunda en ufak bir yaralanma hissetmezdi. Ama, Marushka'nn yle bir niyeti yoktu. stelik, bir an evvel yataa girmek iin sabrszlanyordu. Soyunmaya balad. Bir yandan da bouk sesle konuuyordu: "Biliyor musun Eminof? Alexandra Verjenskaya ile buraya her knda, senin yannda ben

olmay hayl ederdim. Nihayet o gn geldi. Greceksin, seni nasl mesut edeceim." Seyit bundan hi emin deildi. Kadnn, hemen, senli benli olmasndan ve ona tek akn hatrlatmasndan, mthi rahatsz olmutu. lgisiz bir tavrla, konsolun zerindeki votka iesini at. Kadehini, doldurduu sratte boaltt. Kollarn konsolun 419 Nermin Bezmen zerine dayayarak, aynadan odann dier ucundaki kadm seyretti. Marushka, para alaca bir mterisini bekletmemek istercesine, acele hareketlerle soyunuyordu. Ne kadar pervasz bir tavr vard. Eteinden sonra i eteini karm, bluzunun dmelerini amt. Seyit, bu tip kadnlarn hep ters soyunduuna inanmaya balamt. Belki de, erkei daha ok tahrik ettiklerini dnyorlard. Marushka, yatan ucundaki lmbay yaktktan sonra, bir mddet, erkein hareketini bekledi. Ondan bir tepki alamaynca, ar admlarla yanna doru yrmeye balad. rlplak vcudundaki yegne giysi, dmeleri alm bluzuydu. ri gslerinin yarsndan ou dar frlamt. Seyit, onun, hemen yanbandaki aksini aynadan seyrederken, iinde en ufak bir ehvet duymadn fark etti. Kmldamadan durdu. Bundan hi rahatsz olmua benzemeyen kadn, kollarn erkein boynundan sararak, dmelerini zmeye balad. Bir yandan da, kulann

dibinde fsldayarak, boynuna pckler konduruyordu. Seyit, irkilerek, ban sallad. Onun dudaklarn kendinden uzaklatrd. Ama, Marushka seven bir kadn deildi. O, sadece, beendii erkekle ak yapmak istiyordu. Onun iin hi bir ey engel tekil etmiyordu. Bu defa, erkee belinden smsk sarlarak gslerini srtna dayad. plak, tombul bacaklarndan birisini ne uzatarak onun bacan hapis ald. Ellerini yava yava Seyit'in gmleinin altndan tenine doru kaydrd. Gen adam hl elleri, bacaklar, vcudunda arzu dolu temaslarla gezinen bu kadna kar en ufak bir istek duymadn dehetle fark etti. En skntl gnlerinde, yokluklarnda, yalnzlklarnda bu oday ve yata paylat kadn aryordu gzleri. Gzel, kk Shura's, imdi burada olan o olmalyd. Onunla sevien, alayan o olmalyd. Niye yapmt bunu? Niye? Shura'y ve sevimelerini dnd an onu ne kadar istediini ve ihtiyac olduunu hissetti. Ama, o imdi bir baka erkekle, baka bir adresteydi. Kurt 6m "Bu, bana da, istediimle olmak hakkn vermez mi?" diye dnd. stedii Marushka deildi ama u an ona ak sunan bu cadnd. Madem Shura onu aldatyordu, o da bu yatakta bir baka kadnla yatabilirdi. Aniden dnp, kadn kollan arasna ald. Marushka, nce, erkei heyecana getirmi olmaktan memnun, glmsedi. Ama, yataa srt st dt

zaman, Seyit'in yznde grd ifade beklediinden ok bakayd. Gen adam, sevdii kadn dnerek, onunla yaadklar tatl ak anlarn hayl ederek seviiyordu. Marushka, onun iin yatakta sadece sevimeye bir arac olduunu anlad zaman i iten gemiti. Seyit, sevmedii, tanmad kadnn bedeninde alt hazz bo yere bekledi. Ruhu, ona tatmin olaca ortam yaratmyordu. Ancak, Shura'y kollarnn arasnda dnd zaman galeyana geldi. Sevdii her ey ondan uzaklamt. Her ey. Memleketi, ailesi, silah arkadalar, ve en son destei ve tek gerek ak. Nedendi? Neden? Sevgisiz bir sevimenin doruunda, ba Marushka'nn boynuna derken mrldand: "Shura'm, kk sevgilim benim..." Son iki saattir yaad zntden o sorumluymu gibi, hrsla hevesini sndrd kadndan uzaklap, yatan iinde oturdu. Bir sigara yakt. Sol kolu bann altnda, dier elinde sigaras, srt st uzand. Kendi kendine kzyordu. Hayat iin hi ehemmiyeti olmayan, fuzuli bir beraberlik yaamt. Marushka, sabaha kar uyandnda, yannda yatt adamn kendisi ile uzaktan yakndan ilgili olmadnn farkndayd artk. Ayaa kalkp giyinmeye balad. Aynada salarna eki dzen verdikten sonra kapya doru yrd. Aslnda hi bir ey konumaya

niyetli deildi ama son anda dnp mrldand: "Sen ksn Eminof, hem de ok fena ksn." Seyit btn gece uyuyamamt. Yakt, kim bilir kanc, sigara dumannn ardndan, pencerenin nnde uuan karlar seyrediyordu. O odadan ok uzaklarda bir yerlerdeydi sanki. 420 421 NCRMN DCZMCN Kadn, umursamaz bir tavrla omuzlarn silkti kapy kaparken. "Aldrma, mhim deil." Seyit, onun topuklarnn merdivende uzaklaan sesini duydu. Aadaki byk kapnn kapanaca an bekledi. Kadnn bir an evvel oradan uzaklamasn istiyordu. Belki o zaman, kendisini bu olay yaamam kabul edebilecekti. Ancak, holden duyduu kadn konumalar dikkatini ekti. Dalgnlndan kurtularak yerinden frlad. alanlardan biri gelmi olamazd. Henz ok erkendi. Shura, Seyit'i uyandrmamak iin, sessizce, anahtar ile at kapdan ieri szldnde, amarhanenin girii zifiri karanlkt. Duvara ve bronun kapsna tutunarak yrd. Sonra, el yordam ile, merdivenin trabzann bulmaya alt. Ayana taklan bir yn neredeyse onu dryordu. Durup eildi. Gz antredeki yar karanla almaya balamt. Eline

gelen portfy kaldrd zaman, gzlerinde aknlk ifadesi ile, merdivenlerin bitimindeki oda kapsna bakt. Gzlerini ayrmadan, tekrar eilip paltoyu ald. Yukarda, Seyit'in yannda bir kadn olduuna phesi kalmamt. stelik, eyalarn merdiven dibinde, ortalk yerde brakp sevimeye kacak kadar ftursuz bir kadnd. Gzleri yaland, boaz dmlendi. Ne yapacan bilemedi. Yukar kp, elindekileri yatakta sevdii adamn yannda yatan kadnn yzne mi frlatacakt? Ama bu neyi hallederdi? Sevdii erkei ve kendisini kk drmekten baka. Hem, Seyit, onun ilk yokluunda yerine bir kadn getirecekse zaten artk hayatnda yeri yok demekti. Nasl yapard Seyit bunu ona? Nasl yapard? Onca beraber yaadklarndan, ektiklerinden sonra bunu mu hak etmiti? Merdivenin ilk basamanda fel gibi kalm, kendi kendi ile mcadele ederken oda kaps ald. Sahanlktaki yksek pencereden sabahn ilk donuk karl rengi ieriye vurmutu. Shura, bluzunun dmelerini ilikleyerek hzla inen kadn 422 grnce, kk bir inilti kard. Onu tanmt. Ayn anda, onunla yz yze gelen Marushka birden afallad. ki elini, gs zerinde apraz yaparak olduu basamakta kald. Bir eyler sylemeye alt. Aznda gevelediklerini kendisi de anlayamad. Shura'nn, hl elinde tutmakta olduu palto

ve portfyn kapp, koarak kt. Shura ona kzamamt bile. O kadar zavall ve basit grnyordu ki. Yukarya kp, Seyit'i grmek, ona neler olduunu sormak istiyordu. Belki de bu, her yokluunda olan bir eydi. Demek ki, o kadar sevdii erkein hayatndaki tek kadn deildi. Kendini terk edilmi, aldatlm, yapayalnz hissetti. Artk, gz yalarn tutamyordu. Dnyas yklmt. Alayarak, kendini sokak kapsndan dar att. Kapnn grltyle kapann duyan Seyit, doru cama frlad. Kapy byle arpp gittiine gre, Marushka'nn her halde artk amarhaneye dnmeye niyeti yoktu. Ama, camdan grd kadn, biraz evvel yatandan kan hafifmerep kadn deildi. Karlarn iinde koarak uzaklaan Shura idi. Seyit beyninden vurulmua dnd. Cam ap, plak vcudunu beline kadar darya kard. "Shura! Shura! Shura!" Gen kadn, bir an iin, durup geriye bakt. Ama, artk hi bir g onu orada tutamazd. Alayarak komaya devam etti. Seyit, utan, pimanlk ve azap iindeydi. Pantalonunu giydi. Gmleini zerine geirirken bir yandan da merdivenlerden aaya kouyordu. Onu durdurmalyd. Ona ihtiyac vard. Her ne olduysa, istemedikleri bir eyler olmutu. Shura'y yakalayp, kollan arasna almalyd. Kapy kapamadan frlad. Yolun kesine kadar kotu. Gen kadnn siluetini az tede gryordu. Onu yakalamas iten deildi.

Ama, drt yol azna geldiinde, Shura, oktan, sabahn ilk atl tramvaynda, Taksim'e doru yol alyordu. Seyit, yumruk yapt ellerini iki yannda sarktt. Gitmiti ite. Ve bu gidi temelliydi, bunu hissediyordu. Onlarn ak ufak bir yaraya dahi tahamml olmayacak kadar hassast. Ve bu karl Kasm sabah, her ikisi de 423 NsrminBczmcn yaralyd. Shura, tramvayda, yzn caddeye doru evirmi, hl sessizce alyordu. imdi ne olacakt? Hayatnda byk bir boluk hissetti. Ne garipti, ailesinden bir ok yaknn stanbul'da tekrar bulmutu ama Seyit'i kaybetmekle sanki artk hi bir eyin ehemmiyeti kalmamt. Henz ok erken olmasna ramen, eczaneye gitti. Kaplar kilitleyip, ieride, vitrinin arkasndaki koltukta oturdu. Kendi kendine kalmaya ihtiyac vard. Sabahn yedi buuunda hava hl karanlkt. Kar durmadan yayordu. Taksim meydan, meydana bakan apartmanlarn atlar bembeyaz olmutu. Her ey bo ve souk geliyordu. Eczane karanlktayd. Shura, vitrini ayran tln arkasndan kan seyrederken alyordu. Birden, yalarn sildi, kalbi hzla arpmaya balad. te, arkasndan gelmiti. Seyit, yolun kar tarafndayd. Caddeyi geiyordu. te geliyordu. imdi yine buluacak, sarlacak, birbirlerine olanlar anlatp, her eye

yeniden balayabileceklerdi. Yerinden frlayp kapnn arkasna geti. O daha zile basmadan aacak ve kollarna atlacakt. Gen adam, kaldrmn kenarnda durup eczanenin camlarna doru uzaktan bakt. Onun orada olduundan emindi. Kendisini grm olmalyd. Eer isteseydi, oktan ortaya kard. Belki de amarhaneye geldiinde, artk ayrlacan sylemeye gelmi olamaz myd? Arkasndan bardn duymu, kotuunu grmt. Hem, bir gece evvel, imdi onun bulunduu yerden, baka bir erkekle el ele, kol kola kan o deil miydi? Aniden oraya kadar geldiine pimanlk duydu. Gerisin geriye dnp caddeyi gemeye balad. Shura, kapnn nnde bekledii sesi almaynca, kilidi at. Seyit hzl admlarla uzaklayordu. Bir an kolunu uzatt, erkek bu iaretini grp de duracakm gibi. Dudaklanndaki kelimeler hkrklar arasnda kayboldu. "Seyt..." 424 KURT &SYT (9 &HUR/1 Kader Snyor Gnle beraber, Seyit ve Shura iin ikence dolu saatler balamt. Her ikisi de, bir dieri iin, hasretle beraber kalp krkl hissediyordu. Seyit, her eye ramen, o akam, gen kadn i yerinin knda grp, konumak arzusundayd. Eer, Shura bir bakasna

ksa, bunu kendi azndan duymak istiyordu. Son derece sinirliydi. Etrafnda kimse soru sormaya yanamad btn gn. O gnle ilgili en iyi taraf, Marushka'nn gelmemi olmasyd. Hayatn berbat etmekte kendisine yardmc olan kadn bir daha grmek istemiyordu. Shura ise, btn gn hesap makinesinin banda, yanl iler yapp durdu. Laboratuar blmnde iki, ieyi drd. Gzleri kan ana gibi krmz, yz yorgundu. Aslnda, u son iki senedir en mutlu olmas gereken gnd bu. Bir akam evvel, yeeni Evgeni kendisini Tarlaba'nda 143 numaral eve gtrdnde, gen kz tamamen kaybettiini sand yaknlarn, heyecanla kendisini beklerken bulmutu. Ablas Valentine, amcas General Bogayevsky, Nadia teyzesi, Evgeni'nin kardei Boris hepsi oradayd. Gz yalan, kahkahalar iinde Shura'yi karlamlar, saatler sren akam yemeinde hasret gidermeye almlard. Gen kz, yaadklarn bir mucize olarak kabul etmiti. 425 NCRMN BCZMSN Bu, hakikaten de byk bir mucizeydi. Zaten, insanolu felketlerin ardndan gelen teselli edici olaylara mucize demez miydi? te imdi, onlar da, ailelerinin paralanmasn, evlerinin yaklp, kaamayan yaknlarnn hunharca ldrlmesini, vatansz kalp, bolua itilmelerini o kadar "kader" diye kabullenmilerdi ki, yeniden,

akrabalardan bir kann bir araya gelebilmesi ancak mucize olarak deerlendirilebilirdi. Krm kylarndan ayrlan gemilerle, sadece stanbul'a gelen Beyaz Ruslar'm says iki yz bine yaknd. Bir koca grup da Gelibolu'ya, Limni adasna, ve Balkanlara yerletirilmiti. Bu dank, karmakark kalabaln iinde, Shura'nn en yaknlarn stanbul'da bulabilmesi hakikaten de mucizeydi. Aslnda, onlar onu bulmutu ama bu hi de mhim deildi. Kald ki, imdi de kaderi ona bu bulumann zevkini dahi yaatmyordu. Seyit'i kaybetmiti. Ailesine bir erkekle beraber yaadn sylememiti. Bunun onlar rencide edeceini dnmt. Onun iin, gece evden ayrlamam, sabah da durumu Seyit'e izah etmeye gelmiti. Ama, neyle karlaacan bilse, gelmezdi. Gznden inen yalar silerken, yine de her eyin bir izah olmas gerektiine inanyordu. Eer, Seyit ondan bktysa, bunu yzne kar sylemeliydi. Kendisiyle epeyi mcadeleden sonra, i k amarhaneye gidip, onunla konumaya karar verdi. Hayatn ak ok nadiren insann kendi eline geer. Ve o anlar da insan zaten fark etmeden geirir. Zayfln ise, ancak kaderin kendisini yendii zaman fark eder. O zaman da yapacak pek bir ey kalmamtr. Her iki sevgili de, btn iyi niyetleri ile, akam iin plnlar yapmlard. Ama kader yine onlan snamaktayd. Saat alt buuk

sularnda, Shura, yeenleri Evgeni ve Boris'in, eczanenin kapsndan girdiklerini grnce, onlan brakp Kalyoncu Kulluk sokana, Seyit'e gidemeyeceini biliyordu. Onlan gndermeyi denedi. 426 Kurt &m && "Sevgili Evgeni, sevgili Boris, sizi burada grmek ne gzel." Genler, nee iinde, yeenlerinin yanan ptler. "Seni almaya geldik Shura, Noel am almaya gidiyoruz, bize katlrsn diye dndk." Gen kz, sanki, kendi istemesine ramen, iinden ayrlmas imknszm gibi, duvardaki saate baktktan sonra fsldad: "Ben daha yarm saat buradan aynlamam. Neden siz gitmiyorsunuz? Akama evde buluuruz." Eczac konuulanlar duymutu. Gen kzn btn gn yorgun ve bitkin bakan yznn farkndayd. Onu azad etmesinin daha iyi olacan dnd. "Haydi Alexandra Verjenskaya, kn arkadalarnzla. Yanm saat ben idare edebilirim artk. Haydi, haydi ne duruyorsunuz?" Sonra, apkn bir gz krpyla, "Ah! genlik!" dedi. Shura, patronunun, kendisini erkeklerle dolamaya ktn sanmasndan utanmt. Hemen onlar tantrd. "Bay Zezemski, bunlar, yeenlerim Boris Bogayevsky ve Evgeni Bogayevsky. Daha dn birbirimizi bulduk, bunca yl sonra, inanabiliyor musunuz?"

Zezemski, kalarn kaldrp glmsedi. "Hayr, inanamyorum. Harika, o zaman erken kman iin daha iyi bir sebep olamaz." Gen kz, Seyit'le bulumay ertesi gne ertelemesi gerektiini dnerek, paltosunu giydi ve yeenlerinin arasnda eczaneden ayrld. Yirmi dakika sonra, Seyit ieri girdiinde, iki Levanten mteri ile kalfadan baka kimse olmadn grd. Mterilerin al verilerini bitirip kmalann bekledi. Gen kalfa, hesap yaparken burnuna den gzlklerini, burnunu kvrarak, yukanya kaldrd. Sonra, anlamsz bir yzle, Seyit'e bakt: 427 NCRMN BgZMSN "Buyrun, ne istemitiniz?" "Ben Bayan Alexandra Verjenskaya'y aryordum. Gelmedi mi bugn?" "Geldi efendim. Biraz evvel kt." "Ne tarafa gittiini biliyor musunuz?" Kalfa, sa elini beyaz nlnn yakasndan sokup, boynunu kad. Ayn anda, cevab bilmezmi gibi, dudaklarn bkp omuzlarn kaldrd. Bir "Hayr" cevab iin ne ok tavr taknmt. Seyit, yine de teekkr ederek kmak zereyken, kalfa birden hatrlam da zerine vazifeymi tavnnda, devam etti: "ki gen beyle beraber ktlar. Ama, nereye gittiler bilmem. Rusa anlamam ben."

Seyit, tekrar teekkr edip dar ktnda, buraya geldii iin kendisini lanetliyordu. Sabah, Shura'nn arkasndan kotuu iin kendine kzyordu. Bir gece evvel Marushka'nn tadn karmad iin deliriyordu. Shura, artk, onun hayatndan kmt, bunu kabullenmesi lzmd. Ama, bu o kadar kolay deildi. Shura'yi hayatndan silmek demek, bu son ana kadar olan btn hayatn silip atmak demekti. Aluta kylarndan ayrldktan sonra, gen kadn ayn teknede bulduu an hatrlad. Tanrm, o ne dolu yaanan bir sevgiydi. Ne ok sevgiyi birletiriyor, ne ok zlemi gideriyordu. Gen kz, henz on yedi yann tazeliinde, sevdii erkekle beraber, o korkun servene atlm, her eyi gze almt. Peki, imdi ne olmutu o sevgiye? Ne olmutu o sevgiliye? Seyit, bana en sorularla, geceleri gzn krpmadan sabahlyordu. Shura, yeni bulduu ailesinin evinde, yataca saatlere kadar hi bir ey belli etmemeye alyor, yattktan sonra yorgann bana ekip sessiz, sessiz alyordu. Sk, sk hayatn yeni 428 Kurt ot ^) hur/j batan yaamak istiyordu ama, deitirerek. Seyit' le Moskova'da karlatklar geceyi, Boloy'da elini onun avucunun iine brakt geceyi tekrar yaamak istiyordu. Sonra Tatiana'nn ormandaki evinde ilk sevimelerini hatrlyordu. Dudaklarnn

kuruduunu, vcuduna ateler bastn hissediyordu, byle anlarda. Novorosisk'teki han odasnda karlamalar da, hayatlarnn en umulmaz hadiselerinden biri deil miydi? Evet, dnd vakit, Seyit'le yaad btn anlar en batan yaamak istiyordu. Tek hayatndan karmak istedii, geen gece olanlard. Ancak, o da dierleri gibi, yaanm bir geceydi ve geri dn yoktu. Seyit, ak hayatnn alt st olmuluu iinde, Msy Konstantinides'in teklifi iin ne yapabileceini de dnmeye alyordu. Sonunda karar vermiti. Rublelerinin bir ksmn bu ie yatrabilirdi. Ama bu, stanbul'da yaamaya devam edecekse bir anlam tayordu. Yok, eer Paris veya Amerika'ya gidecekse, paralarn amarhaneye balamann mans yoktu. Noel gn le vaktiydi. amarhanedeki kzlarn hepsi leden sonra izinliydi. Seyit, brosunda hesap yapyordu. Kapnn vurulmasyla, camdan bakt. Annda, kalemini masaya frlatp, kapya kotu. Gelen Shura'yd. Ancak, kapy atnda souk kanlln korumak istedi. Ne de olsa tek bana sulu olan kendisi deildi. kisinin de durumu eitti. Shura'nn yz yorgun ve szgnd. Elleri manonunun iinde, samur krk apkas banda, sanki bir Petrograd kartpostalndan km gibiydi. ri mavi gzlerinde ksknlk, krgnlk okunuyordu. Seyit kapy atnda, bir mddet baktlar. Birbirlerinin kollarna atlmamak iin kendilerini zor tutuyorlard.

Ama, her ikisinin de uzak durmak iin sebebi vard. Seyit, kenara ekilip, onu ieri davet ederken konutu: "eri girsene, neden anahtarn kullanmadn?" Shura dudaklarn srd. Buraya gelirken alamamak iin kendisine yemin etmiti. Sonra, vakur bir tavrla, ban kaldrarak konutu: 429 NcrminBszmcn "Son defa anahtarm kullandmda piman olmutum. Bir daha da kullanacam sanmyorum." antasndan kard anahtan masann zerine brakt. Sonra, merdivenin banda durup, ayn souk kanllkla konumaya alt: "imdi, msaade edersen, eyalarm alacam. Sanyorum, misafirlerinin ekmecelere ihtiyac vardr." Cevap beklemeden yukarya kt. Seyit, onu takiben, merdivenlerden frlad. Odann kapsn kapayp srtn dayad. Gen kadnn her eyi kesin bitirdiini gsterir tavrna armt. Onun yumuack, scack sevgilisine neler olmutu? Dier erkei ylesine istiyor olmalyd ki, Seyit'e konumak, yaklamak iin frsat dahi vermiyordu. Gen adam, alnna den peremleri geriye ittikten sonra, kollarn bada yapt ve sevgilisinden bir sz duymak iin bekledi. En azndan hrslarn,

kzgnlklarn konusalar, belki, bir eyleri hallederlerdi. Shura, ekmecelerdeki amarlarn, askdaki elbiselerini katlarken sanki odada yalnzd. Seyit'in bir sz ile yumuayacan biliyor ve bunun iin konumaktan korkuyordu. Gardrobtan valizini alrken gzlerine dolan ya engelleyemedi. Seyit'e yzn gstermemeye alarak, kapan at ve iini yerletirmeye balad. Ne ok hatra tayordu u valiz. Kislovodsk'tan Novorosisk'e, oradan Feodosia'ya, Aluta'ya, Sinop'a ve nihayet stanbul'a ne ok hatra dolmutu iine. Buras son durak myd acaba? Gz yatakdayd. Burada Seyit'le sarlp alap, lgnlar gibi sevitikleri geceleri hatrlad. Sonra, br kadnn da burada yattn dnd. Onun sevgilisinin kollarnda. Kim bilir, ne ak szckleri dinleyerek, nasl kendinden geerek sevimiti-Artk, gznden sicim gibi inen yalar durduramyordu. Seyit, ona nasl yaklaacan dnrken, daha fazla bekleyemeyeceini anlad. Sevdii kadn da onun kadar zdrap 430 MIRT 8YT Vy HUR/J ekiyordu. Bunu artk durdurmak zaman gelmiti. Yavaa ilerledi. Yannda durup bekledi. Ona her zaman yaklarken istendiinden emin olmak istedii gibi, yine bekledi. Gen kadn, elinde Aluta'dan

kaarken kendisine verilen earp, avucunda buruturarak alyordu. Ellerini yzne kapad ve hkrklarn kuman iinde bomaya alt. Seyit, kollarm ap onun hkrklarla sarslan bedenine sard zaman, avularndan, kollarndan btn gvdesine yaylan titreimler ona, artk, ruhunun dier yarsn bulduunu sylyordu. Ba, zledii sevgilisinin salar arasnda, gzlerini kapayp mrldand: "Tanrm! Biz ne yaptk birbirimize, ne yaptk?" Shura, onun gsnde itirazsz brakt ban kaldrp, gz yalar arasndan konumaya alt: "Ben sana bir ey yapmadm Seyt, hi bir ey yapmadm." Erkek bu mevzuu artk kapatmak istiyordu. "Tamam Shura'm, her ne olduysa, oldu bitti. Bana anlatman gerekmez." Shura, bu defa isyanla, ban geriye att. "Ama anlamyorsun Seyt, hi bir ey olmad. Ben seni aldatmadm. Aldatlan biri varsa, o da benim." Seyit, bu defa izah bekler gibi, ban yan evirip, sorar ifade ile bakt. Gen kadn onun neden phelendiini yeni anlyordu. "Olamaz Seyt, sen ne zannettin Tanr akna! O akam buraya dnememitim. nk, yeenim Evgeni Bogayevski eczaneye geldi. Hepsi stanbul'dalarm." ki kolunu, mucizeyi anlatrcasna, iki yana ap sonra yanna indirdi. Yorgun gibiydi.

Bir yandan olanlar anlatrken, yatan kenarna oturup ellerini kucanda st ste koydu. Hikyesini bitirdiinde, Seyit'in gzlerinin iine bakt. Ama erkein 431 Nsrmin Bezmen anlatacak bu kadar makul bir yks yoktu. Shura'nn yannda oturup ellerini, ellerinin iine ald. "Kk Shura'm benim. Ne diyeceimi bilemiyorum. Sizi yle grnce delirmi olmalym. Benden habersiz, gece, bir erkekle uzaklan seyretmek beni ne hale getirdi, anlatamam." Sonra, eilip onu alnndan pt. "Ama sana yemin ederim, yok olduun gnlerde, gecelerde bile, burada bir tek kadn vard benimle." Shura, gzndeki yalar silerek, onun yzne bakt. Szlerinin gerisini bekliyordu. "O da sendin sevgilim, bir tek sendin, inan." Daha fazla birbirlerine ac ektiremezlerdi. Baklarndaki zlem bir dierine cesaret verdi. Smsk kucaklatlar. Dudaklar birleti. Ayrlmadan yataa uzandlar. Valizin yere derken kard tok vuru dnda, camlan okayan kar ve arzu dolu nefeslerinden baka ses duyulmuyordu odada. Seyit, bir ara, kollarnn arasndaki kadn yumuak bir ple pp ayaa kalkt. ini sobay biraz daha odunla besledi. Kapan ap, kzl alevlerin grlmesini salad.

Saat daha drt civarnda olmalyd ama k karanl basmt bile darda. Gmleini karp Shura'nn yanna uzanrken kulana fsldad: "Seni o kadar zledim ki sevgilim, o kadar zledim ki. Beni bir daha brakma." Gen kadn, bu gzel aklarn neredeyse kaybetmek zere olduklarn dnerek hznlendi. Kollarn erkein boynuna sarp kendine doru ekti. "Ben de seni ok zledim sevgilim. Hem de ok." Hi bu kadar lgnca sevimemilerdi. Onlar hayata balayann ne olduunu, ikisinin bir btn olduunu anlamann getirdii arzuyla kenetlendiler. Seyit, artk, sevdii kadnn o 432 Kurt to (9 &m\RA tecrbesiz, ekingen kz olmadnn farkndayd. Ama, yine de, onunla her seviiinde, ilk gnk heyecan yayordu. Bu, Shura'nn, sakin, erkeini anlayla bekleyen, sevimekten nce sevmeyi tattran, btn kadnsl iinde ocuk kalmay beceren karakterinden kaynaklanyordu. Seyit'in heyecanl, hep ak isteyen, beendii kadar beenilmeyi bekleyen, sessiz, efkatli plerden lgn ak saatlerine uzanan tarzna o kadar uyuyordu ki, sevimeleri bittiinde, bir mddettir uzaklatklar dier yarlarn bulmu gibiydiler.

Aradan bir ka saat gemi olmalyd. Shura, Seyit'in kollarnda, biraz huzursuz kmldand. Gen adam ban dndrp ona bakt. "Ne oldu, kolun mu acd?" Shura, onun enesindeki ukuru okarken, glmsedi. "Hayr sevgilim,..." Bir ey sylemek istedii belliydi, huzursuzdu. Erkek srarla sordu: "Peki o zaman, ne var?" Shura yerinde dorulup, yatan iinde dizleri zerinde oturdu. araf ekeleyerek gslerini kapamaya alt. Gen adam, arafn ucunu ekerek sordu: "yor musun?" "Yo, hayr." "Brak o zaman, ak kalsn. O kadar gzelsin ki, brak konuurken seni seyredeyim." Sonra glerek devam etti: "Biliyor musun, bana kadnlar hep itikten sonra daha gzel gelirlerdi. Halbuki sen aykken de ayn zevkle seyrettiim yegne kadn oldun." "Bu bir iltifat m?" 433 NcrminBczmcn Seyit, ban kaldrp onun yuvarlak muntazam omuzuna bir pck kondurdu. Sonra, kolunu bann altna alp sordu: "Evet kk sevgilim, bana sylemek istediin nedir?" "Seyt... ben gitmek zorundaym."

Erkein telala dorulduunu grnce onu gsnden geriye hafife itti. "Yok, yok, yanl anlama. Sadece, artk, burada seninle kalamam. Btn ailem bir arada. Bogayevsky amcam Tarlaba'nda bir ev tutmu. Herkes bir arada. Nadia teyzemin aabeyi, amcamn yaveri ve sekreteri hepsi ayn evde kalyorlar. Ben... ben onlara seninle yaadm izah edemem... Beni anlamalsn Seyt. Onlara anlatamam." Seyit'in sesi krgn ve durgundu. "Onlara nasl katn anlattn?" "Aa yukar doruyu anlattm. Yalnz seninle beraber yaadm anlatamadm tabi." Erkein kalbinin krldn hissetmiti. "nan Seyt, bunun seninle bir ilgisi yok. Ama ailem kabul edemez, bir erkekle beraber yaadm. Ne olur beni anla." Seyit, onun uzatt elini avucuna alp dudaklarna gtrd. "Anlyorum, tabi anlyorum." "Her frsatta buraya geleceim yine. Hi bir ey deimeyecek grrsn. nan bana." Seyit, bu mevzuda, sevdii kadna bask yapmay mansz buldu. Onu, bu kadar zaman sonra, byle byk bir ans eseri bulduu ailesinden koparmaya hakk yoktu. Aluta'da babasnn kendisine Shura ile ilgili taknd tavr dnd. O, babasna kar sevdii kz tutmu, btn ailesini lene dek grememek zere krm ve ks ayrlmt. Peki, Shura niye imdi ayn eyi

yapmyordu? Kafasnda kendi kendine yaratt huzursuz 434 Kurt &m dnceleri def etmek gereini hissetti. Ve Shura'ya amarhaneyi almak zere olduunu anlatmaya balad. Shura, bir yandan amcasnn evine tanmak zere eyalarndan bazlarn valize koyarken, ne'e iinde Seyit'i dinliyordu. "Bu harika bir haber Seyt, harika!" Sonra, ciddi bir tavrla sordu: "Eer istersen... ben de biraz para bulabilirim." Seyit, onun yanan okayarak devam etti: "ok dncelisin sevgilim. Ama gerekmeyecek. Sanrm rublelerden bir ksmn bu ie yatrabilirim." "Emin misin?" Seyit, onu omuzlarndan sararak pt ve mrldand: "Evet, eminim." O kadar mutluydu ki, Shura'nm gece iin amcasnn evine dnyor olmas dahi bu mutluluu bozamyordu. Kollarndaki gen kadn, sanki yeni buluuyorlarm gibi, hasretle pt. "Mutlu Noeller sevgilim." Shura, glmseyerek, ellerini onun salarnda gezdirdi. "Teekkr ederim sevgilim." O yl stanbul'daki Noel ayinleri nceki yllara nazaran ok farkl oldu. ehre snan Beyaz Ruslar, Aya Pandelemion, Aya

Andrea ve Aya Elia kiliselerini doldurdular. Adak mumlarnn ve ilhilerle, binlerle Beyaz Rus, Tanr'ya yakardlar. Bu ayin, Rusya'da yaadklar Noel ayinlerinden ok farklyd. k k giyinip, troykalarla karlar zerinde ku gibi kayarak kilise kaplarnda indikleri, hep neeli, hep mitli seslerle ilhilere katldklan Noellerden farklyd. Artk, kimse hayller iin dua etmiyordu. imdi kaybedilen gereklerin geri 435 NerminBezmcn gelmesi iindi yakarlar. Yllar nce grlm bir rya gibi, uzakta kalan, hi bir zaman dnlemeyecek vatanlar iindi, orada kalan sevdikleri iindi. Evlerinin bahesinde kanlar iinde brakmak zorunda kaldklar, Yalta'da son mit, geminin halatn yakalamak isterken dp kalan yaknlar iin yakalyorlard. Ne gariptir ki, her ey yolunda giderken insan ok az ey dnebilir, Tanr'dan isteyecek. Ya da samasapan eyler ister, aslnda hi de fazla nemi olmayan. Ama, her eylerini kaybetmi insanlar iin dua etmek kolaydr. Neyi zlediklerini, neyi kardklarn, Tanr'dan ne isteyeceklerini gerekten bilirler. te, 1920 Noelinde de, stanbul kiliselerinden Tanr'ya sunulan yakarlar iinde en ok acyla dalanm olanlar, Beyaz Ruslar'in dualaryd. 436

Kurt syt C9 huka Anlar Satlyor Yeni yln ilk haftasnda, Shura, Valentine'le beraber, General Bogayevsky'nin Tarlaba'ndaki katl evinden ayrld. Yine Beyolu'nda, Altn Bakkal'da bir apartman dairesine getiler. Daire, tek, byk odadan ibaretti. Bir ksmn perde ile ayrp yatak odas yaptlar. Geri kalan blm de hem oturma, hem yemek odalar iini gryordu. Hi bir ey altklar gibi deildi. Ama mademki yeni hayadan buydu, ona da ayak uyduracaklard. Aristokratlklarn Tanr'nn emri olarak sahiplenip, elini hi bir ie srmek istemeyen baz vatandalarnn halini, her gn yeni rnekleri ile gryorlard. ki karde de o duruma dmemeye azimliydiler. Ne yapp, ne edip bu zorluklarla yaamay, Tanr yardm ederse atlatmasn, becereceklerdi. Shura, Valentine'den gizli olarak, Seyit'le sk sk buluuyordu. Yaadklar son hadise birbirlerine kar daha anlayl ve msamahakr davranmalan gerektiini retmiti onlara. Ayr kaldklar zamanlarla ilgili olarak, bir dierini sorgulamamaya zen gsteriyorlard. Seyit'e dnmesi iin bir hafta sre veren Konstantinides, bir ay gibi bir sre ortadan kaybolduktan sonra, geri gelmiti. Nereye gittiini, ne yaptn kimse anlayamamt. Seyit, teklifi kabul ettiini, kendisine ruble olarak deyebileceini sylediinde,

Rum, sevinle sakaln svazlad. Avucuna tek tek 437 NSRMN DCZMSN sayarak koyduu paralar sonra bir antaya doldurdu, el sktlar ve adam bankann yolunu tuttu. Seyit, alanlar paydos ettikten sonra, heyecanla, Shura'y beklemeye balad. amarhaneyi batan aa dolat. Artk, kendisine ait bir yeri vard, ii vard. Sonunda, alma masasna geti. skemlesine kurulup arkasna dayand. Shura ieri girdiinde, onu keyifle glmserken buldu. Sorarak bakt. Gen adam, yerinden kalkp kollann aarak, sevgilisine doru geldi. "Evet sevgilim, kutlayabiliriz." "Seyt, tebrikler!" El ele st kata kmak zerelerdi, kap alnd. Atklarnda, Konstantinides karlarnda duruyordu. Yzndeki ifade hi de halinden memnun bir adamn ifadesi deildi. Davet bile beklemeden ieri girip, elindeki siyah antay masann zerine brakt. Sonra ellerini beline dayayp, dudaklarn bkerek ban iki yana sallad. "Olmad Seyit Bey, bu i olmad." antay at. Rubleleri tomar ile karp masann zerine yayd. Seyit ve Shura aknlkla onu izliyorlard. "Kusura bakmayn Seyit Bey. Banka bu paralar artk alamyormu." "Nedenmi o?"

"Eski Ruble artk gemiyormu. Takas da yasaklanm." "Neler diyorsunuz Msy Konstantinides? Ne zamandr gemiyormu Ruble?" "Dn sabah talimat gelmi bankaya. Kusura bakmayn Seyit Bey, ama ben ne yapaym? Bolevikler yasaklam artk. e yaramayacak parayla ben ne yapaym?" Seyit, masann yanndaki iskemleye kt. Alayl bir glmseme ile pfledi. Shura, yaklap, elini onun omuzuna 438 Kurt Ssyt <9 Shur/ koydu. Sevgilisinin nasl ykldn anlyabiliyordu. i isyanla kabard. Rum, sakaln svazlayarak, antasn kapad tekrar. Bir yandan konuuyordu: "imdi ne olacak bilmem. Paranz varsa, ne al. Yoksa, baka mteri bulmam lzm." Seyit ayaa kalkarken, eliyle bir iaret yapt: "Durun! durun, acele etmeyin. Biraz dneyim." Rum, karsndakinin hl al verie hevesli olmasndan memnundu. Zira, igalin ortasnda, nakit para verip amarhane alacak birine kolay kolay rastlayamazd. Hemen alttan almaya balad: "Aman Seyit Bey, lf m olur? Ne zamandr beraberiz. Sizi tanrm. Elbette, siz dnn bir, ben yarn gene urarm." "Sa olun." Adam, ard ardna reveranslarla, selamlar vererek ayrld.

Tam sessizlik iinde dnrlerken, kap ald. Manol ve skender, Pera Palas'a yemee gitmek zere, Seyit'i almaya gelmilerdi. Durgunluunun sebebini rendikleri vakit, onlar da arkadalarna katldlar. Ortaya atklar bir ie votkay bitirdiklerinde, zntlerinin yerini kahkaha almt. Seyit, katla katla anlatyordu: "Dnn bir kere, onca paray, sene boyunca, ku ty yastklar iinde sakla. Alk ek, sefalet ek. Tam ie yarayacaklar, kar, ne o? Bir yn gazete kad saklamsn." "Yastklarn iinde baka neler var Seyit?" "Ne varsa, bir an nce karsan iyi olur." Gzlerinden ya gelerek glyorlard. Ama, kahkahalarnda keyfin deil, alkolle birleen kzgnln izleri vard. Derken, Seyit ayaa kalkt. Paralan avucundan aktarak 439 NCRMN BSZMCN masann zerine yayd. Sonra tek tek toplamaa balad. "Haydi kalkn, gidiyoruz." "Nereye?" Hep bir azdan sormulard. Seyit'in yzndeki kahkaha kaybolmutu artk. "Madem artk tarihe gmldler. Biz de onlara bir tren yapmalyz." Gece yarsna yaklamakta olan saatlerde, Galata Kprsnden geen bir ka kii,

parmaklklara dayanm, denize kahkahalarla kat paralar savuran k giyimli drt yabancya hayretlerle baka kaldlar. Ertesi sabah, erkenden, Seyit Kapalar'ya indi. Asrlk arnn iinde yer alan yzlerce kuyumcu dkknndan ilk grdne girdi. Tezghtar, parlatmakta olduu kolyeyi yerine brakp, geleni szd. Mterisinin kyafetine baklrsa, hali vakti yerinde bir ecnebiydi. Kalpandan da stanbul'u dolduran Beyaz Ruslardan olduu belliydi. Avularn, itahla birbirine srterek ayaa kalkt. Yznde srnak, mbalal bir glmseme vard. "Ho geldiniz beyefendi, ho geldiniz, buyrun efendim." te, mcevherlerini satarak yaayan yabanclardan biri daha kapsna dmt. Tezghn hemen dibindeki tek iskemleyi, oturmas iin, Seyit'e gsterdi. Gen adam, kuyumcuyla muhabbete girmeye niyetli deildi. Aslnda, buraya geliinden piman gibiydi. Kararsz bir hali vard. Adam, yllarn insan sarrafl ile, bunu sezmiti. "Size nasl yardmc olabilirim efendim? Buyrun, buyrun ltfen oturun, bir ac kahvemizi iin. Al veri yapmak art deil." Seyit, kahve ikram iin, ban sallad. 440 KURT SYT "Hayr, teekkr ederim. Kahve imeyeceim." Adam srarcyd.

"Olur mu beyim, olur mu, ta nerelerden buralara gelmisiniz, kapmzdan girmisiniz, bir kahve ikram etmezsek ayp olmaz O" m.' Kapdan ban karp kardaki dkknn nnde duran kk ocua seslendi: "Buraya iki kahve!" Sonra, yine avularn ovuturarak, yerine geti. Drt gzle, yabancnn cebinden karacaklarn bekliyordu. Seyit, isteksiz ve dnceli bir ifadeyle, cebinden ald iki kadife kutuyu uzatt. "Bunlara ne verebileceinizi bana syler misiniz?" Kutularn kapaklarn ap cam tezghn zerine braktnda, kuyumcu, gzln takmakla meguld. Son bir ka ayda, arlk armasn ve damgalarn iyi bellemiti. Gm, mineli nianlara bakarken, kafasndan abuk bir hesap yapyordu. Elindekilerinin deerini biliyordu. Ama bunu mterisine sylemesi gerekmezdi. "ok gzel, ok gzel paralar...ama..." Dudaklarn bkerek devam etti: "Yani ne sylesem beyefendiciim? Kymetli paralar, velkin, bu gn zor gn. Biliyorsunuz, bizler de senelerdir harpten baka bir ey grmedik. galdeyiz. Kimsenin byle eylere para yatracak hali yok. Herkes, her parasn hesapta." Seyit'in, adam daha uzun dinlemeye vakti yoktu. Resmi bir ses tonuyla sordu:

"Siz ne kadar verebileceinizi syleyin bana." Adam, madalyalar elinde evirip, evirdi. Sanki bu hareketinin, deerleri zerinde bir tesiri olacakt. Verebilecei 441 NCRMN DCZMCN en minimum fiyat dnd belliydi. Nitekim, onun dudaklar arasndan dklen rakkam duyduu an, Seyit kutular kapayp tekrar cebine yerletirmeye balad. Kuyumcu, uzanp, onun kolunu tuttu. "Aman beyefendiciim, durun, durun, gzel hatrnz iin, haydi biraz daha arttralm." Seyit, adamn, kendisinden birinci oul ahs bahsetmesine sinirlenmeye balamt. "Pazarlk yapmaya vaktim yok. Ama yirmi be lira iin bunlar elden karamam." Aslnda ihtiyac olan fiyat bulamamasna seviniyordu. Nianlarn avulad. Belindeki zinciri ekip, saatinin kapan at. O anda ince bir zil sesi duyuldu. Saat ondu. Kuyumcu, dudaklarn bzp, hayret etmekle slk almak aras bir ses kard. Elini nce arszca uzatt. Sonra geri ekti. "Bakabilir miyim? Ne kadar gzel bir saat. Hi byleini grmedim daha evvel. ok zel bir yapm olmal." Seyit, altn mahfazasn kapatp cebine koyarken mrldand: "Evet...evet, ok zeldir."

Adam, gzlerini saatin d yzeyinde, rubi talarla ilenmi monogram ve prlantal arma zerinde dolatrd. "Harika bir iilik, tek kelime ile harika." Seyit'in dkkndan kmak zere olduunu anlamt. Birden bire, aklna ok iyi bir fikir gelmi gibi, avularn birbirine vurdu. "Bakn ne diyeceim beyefendiciim? Nianlar iin fazla bir ey yapamam ama bu saati de ayet beraber satmak isterseniz size iki yz elli lira veririm. O da, inann, sizin gzel hatrnz iin." Gnn artlan iinde olduka ykl bir para saylabilirdi ama 442 KURT YT Seyit'in iini halledecek miktar deildi. Ban iki yana sallayarak teklifi kabul etmediini belirtti. Teekkr ederek kt. Adam arkasndan sesleniyordu: "sterseniz, btn ary dolan beyefendiciim, ama inann size verilecek en iyi fiyat verdim." Bedesten yoluna sapp ke bandaki dier bir dkkna girdi. Ard arda, sekiz, on kuyumcuyu, sarraf daha dolat. Ama, sanki, satacaklarnn deeri hususunda esnafn sz birlii etmi bir hali vard. Hatta, bir iki tanesi, ona ilk gittii dkknn ismini verdiler. Kendini kapana kslm gibi hissediyordu. Sonunda, nianlar ve saati karl kendisine iki yz yetmi lira teklif eden Arnavut kuyumcunun teklifine

raz oldu. Daha iyi fiyat alamayaca belliydi. Hatralarn tezghn zerine koyduunda, ii szlayarak uzun uzun bakt her birine. Ne garipti, bunlara sahip olduu mddete, eskiyi daha canl hatrlyordu sanki. Sanki, artk, Rusya'daki hayat ile, yaadklar ile ilgisi tamamen kopmak zereydi. Hayl eridi sratle gzlerinin nnden geti. ar Nicholas'nn karsnda gsne nianlar taklrken duyduu heyecan hatrlad. Saatin mahfazasnnda elini okar gibi son kez gezdirdi. Az sonra Kapalar'dan karken, yreindeki eziklik tarifsizdi. Kendisini hain gibi hissediyordu. Hatralarna hyanet etmiti. Gemiinden son esintileri satmt. Kendileri ile hi ilgisi olmayan, ans olmayan bir adamn eline geeceklerdi bundan sonra. Msy Konstantinides, iki yz yetmi liray sevinle ald. Geriye kalan fark da, her ay, azar azar Pangaltda'ki yeeni Hristos'a yollamasn istedi. nerede olduumu, yollar bana." dedi. "O naslsa bilir Vedalap ayrld. O sene Seyit iin ok almas gereken bir yld. Bir yandan, eski mal sahibine kalan borcunu muntazaman demeye alrken bir taraftan da ii bytmek iin urayordu. Eer, 443 NcrmIn Bezmen her ey yolunda giderse, ksa bir sre sonra Pera civarndaki sokaklardan birinde gzel

bir apartman dairesi kiralayabileceini mit ediyordu. Shura ile, arzu ettii kadar bir arada olamyordu. Gen kadn, ablas ve ailesinin dier bireyleri ile bir arada olmak zorundayd. Park Otel ve Taksim Bahesindeki baz gecelerde Seyit onlarla da karlayordu. Ama her defasnda, Shura ile olan yaknlk derecesini ok byk bir dikktle gizlemek zorunda kalyorlard. Bu dzensiz beraberlikleri, onlar ister istemez baka baka arkada gruplarnn iine itivermiti. Bu arada, Seyit, Krm'dan baz sevdii akrabalar ile karlamt. Byk daysnn oullar olan Yahya ve Mustafa, halasnn damad Osman, Wrangel ordusu ile beraber kaabilmilerdi. Yahya, geldikleri gemide tant varlkl bir Alman kadna k olmutu. Senta'nn, fazla konumamasna ramen, Rusya'da brakmak zorunda olduu bir ailesi olduu biliniyordu. Beraber yayor ve yakn bir gelecekte evlenmeyi dnyorlard. Osman ise, Krm'da Seyit'in halasnn kzyla evliydi. Bir de| kk ocuu vard. Ama, o korkun cehennem kanda, karsn ve ocuunu kaybetmiti. Binlerce insann iinde, srklenerek bindii gemide, yol boyu ailesini aram, Boaz'da demirli bekledikleri on gn zarfnda da, srarla isimlerini ararak deliler gibi gvertelerde koumutu. Aradan geen zaman

zarfnda, artk onlar tamamen kaybettiini kabullenmek zorunda kalmt. Btn bu insanlar, bir araya geldiklerinde kenetleyen ok zel duygular vard. Bu, akraba olmann, ayn ehirden olmann, ayn lisan konumann yaratt balardan farklyd. Uzun masalarn etrafnda toplanp, arklarn, kahkahalarn iki kadar hzl akt saatlerde bile, hepsinin yreklerindeki yaralar taptaze duruyordu. Hepsinin gz bebeklerinde, glerken dahi, akmayan yalarn parlts okunuyordu. En keyifli anlarnda, 444 Kurt &m (9 &hur/ hznleri avularnn iindeydi. Memleket hasreti, ateli bir hastalk gibi bedenlerini dalyordu. Ve onlar yine ancak kendileri gibi olanlar anlyabilirdi. Sanki, szlemiesine, yaadklar facialar konumadan, ama her biri bir dierinin ne azapta olduunu bilerek yayorlard. stanbul ve Beyaz Ruslar birbirlerine ala dursunlar, 1922 Eyllnde lkedeki skntlar bitmi deildi. Ama, yzlerde bir mit, mutluluk okunuyordu. Bakumandan Mustafa Keml Paa'nn inanlar ve ona inananlann haylleri bo kmamt. Anadolu'daki Kurtulu mcadelesi kazanlyordu. 11 Ekim 1922'de, tilf Devletleri ile imzalanan Mudanya Antlamas gerei, stanbul, Boazlar, Edirne ve Bat Trakya, yeniden, Trk egemenliine girdi.

Koca Osmanl mparatorluu'ndan kurtarlabilen topraklar zerinde, Trkler iin yeni bir dnem balamak zereyken, arlk Rusya'snn Beyaz Ruslar' da hayatlarna yn vermeye alyorlard. Bir ksm stanbul'da yerlemeye karar vermiken, yz binlercesi de Bulgaristan, Yugoslavya, Fransa, Amerika ve Kanada'ya gitmeye baladlar. Bu lkelerin bildirdii kstl sayda gmen kabul iin ba vuran Ruslar, yeniden uzun srecek bir yolculua kmak zere gemilere doluuyor ve yine nasl olaca mehul, yeni bir yaama doru yollanyorlard. stanbul'da kalanlarn hayatlar da, farkl bir ak iinde srklenip gidiyordu. Yeni artlar, zorluklar, yeni tanlan insanlar, her eyi gn gnne yaayp atlatmak, bir sonraki gne ayakta kalabilmek abas, ksacas kader, hepsinin hayatna istemeseler de yeni ynler veriyordu. Kader zaten bu deil miydi? Hayatn, insann kendi arzusu, kontrol dndaki srklenii deil miydi? Tesadf eseri, kaderin getirdikleri hayllere uyuyorsa, "ans" denilip geiliyordu. Yoksa, ad sadece "Kader" olarak anlyordu. Tepeba Bahesinde, Beyaz Ruslar'm toplanp, arklarda memleketlerini andklar akamlardan beiriydi. Piyanoda oturan 445 N8RMN DCZMCN

piyanist, Valentine'den bakas deildi. Gen kadn, Kislovodsk akamlarnda, yllarca, ailesi iin piyano almt. Sonra, gen kzla getii yllarda, gittikleri davetlerde, srarla piyanonun bana arlrd. Yakkl, aristokrat delikanllarn baklarn zerinde hissederek yanaklar kzarr, reveranslarla alklar kabul ederken dnyann en mesut kz olduunu dnrd. Gen kocas Baron von Clodt Jurgenzburg iin piyano ald akam, daha dn gibi gznn nndeydi. Sadece yirmi iki yanda olan gen Baron, bir kolu piyanonun zerinde, k baklarla karsn sonuna kadar kprdamadan seyretmiti. Prenses Maria Pavlovna erefine verilen ziyafette, yine Valentine'den bir resital vermesi istenmiti. Mzik retmeni Maria vanovna Vassilievna Maharina, resitalden sonra, gen kz elinden tutup Prensesin yanna gtrmt. Herkes, Prensesin elini pp, reverenslarla arka arkaya yryerek ekilirken izlemek, gen kz iin unutamayaca bir an olmutu. Parmaklar tularda, Oi orniya'y seslendirirken, anlar zihninde ayn notalarn akt sratte seyrediyordu. Annesine ne olmutu? Kislovodsk yerinde duruyor muydu? Sevgili kocas, Novorosisk'de bir trenin zerinde el sallayarak uzaklam gitmiti en son. Kurtulabilmi miydi Boleviklerden? Ve dierleri, btn tandklar, sevdikleri, neler gelmiti balarna?

Kafasndan sorular geen bir tek Valentine deildi. Orada bulunan btn mzisyenler ve mteriler, hepsi, kendi geride braktklar iin ayn sorulan sorarken bir yandan arkya elik ediyorlard: "Oi orniya, Oi Strasniya, Oi Zugiiya..." Seyit, Manol, Yahya, Sergei ve Osman'la beraber gazinoya girdii vakit, tm masalar neredeyse dolmutu. Oturduklar an, sahneye yakn masalardan birinde, Shura'y grd. Kalbi heyecanla arpt. Arkadalarndan msaade isteyip kalkt. Gen 446 Kurt Ssyt C9 SnmA kadn, dier iki kadn ve bir erkekle ayn masay paylamaktayd. Seyit, kadnlardan birinin Kiev'den bir Bale sanats olduunu biliyordu. Onlara bir selam verdikten sonra, kendisine srt dnk olan Shura'nn yanna eilerek fsldad: "yi geceler." Gen kadn, ban dndrdnde, yznde sevin, hayret ve hepsi kadar da ekingenlik vard. "yi geceler Seyt." Bu arada gzleri ile sana soluna baknd. Onun neden rahatsz olduunu anlayamayan Seyit, sesini daha da ksarak konumaya devam etti: "ok gzelsin ve ben seni ok zledim." Masadakiler onlarla ilgilenmiyordu ama, Shura'nn gerginlii ok belirgindi. Gzlerindeki baklarda bir deiiklik

vard. Seyit yanldn dnd. Ne olabilirdi ki? "Sizleri masamza davet edebilir miyim? Hep beraber otururduk." "Sanmyorum Seyt. Biz birazdan kalkmak zereyiz. Yarn sabah ok erken ite olacam." "Peki o zaman sevgilim, seni hasretle pyor ve ayrlyorum." "yi geceler sevgilim." Seyit yerine dnd vakit, Shura'nn yanndaki bo iskemleye yerlemekte olan denizci niformal gen adam fark etti. Beyninden aa kaynar su dklm gibi oldu. Yanlmamt. Sevdii kadnn ses tonunda, davrannda her zamankinden farkl olan eyin sebebi imdi anlalyordu. Manol, elini onun omuzuna koyarak, sordu: "Seyt Eminof, iyi misin?" "yiyim, iyiyim." Yahya, onun baklarn takip etmi, olardan aa yukan 447 sezinlemiti. Shura'y tanyordu. Bir ok kez, hep beraber yemee, Bykada'da hafta sonu geirmeye gitmilerdi. Gen kadnn Seyit'le olan akn ve maceralarn biliyordu. Arkadann keyfinin neden katn anlayabiliyordu. "Haydi, istersen kalkalm." Seyit, dudaklarnda krlm bir ifadenin glmsemesiyle, kadehleri doldurmaya balad. "Hayatta her eyden kamamz imknsz galiba. Haydi Nazdrovya!"

O srada Shura ayrlmaktayd. Seyit'le uzaktan gz gze geldiklerinde, gen adam kadehini onun iin bir kez daha kaldrp yzne dikktle bakt. Shura, her zamanki scak, uysal ve k baklarla ona cevap verdi. Seyit'in ii lnd. "Tanr'm ne kadar gzel." diye dnd. Yeniden keyiflenmiti. Yerinden frlayp ona yetimeyi dnd ama gen kadnn arkasndan gelen yabanc, oktan, koluna girmiti. Shura, baklarn kararak, Fransz kaptann kolunda Tepeba Gazinosunu terketti. Seyit, artk, Shura ile beraberliklerinin ve ruh dnyalarnn paralandn hissediyordu. Yeni hayatlar onlar ayrmaya balamt. Bunun kanlmaz olduunu gryordu. Peki o zaman, baklar hl neden ak doluydu? Her eye ramen, yanna gidip gen kza sahip kmad iin, kendini sulad. Sonra, bunun onu zor durumda brakmaktan baka bir ie yaramayacan dnd. Gen kadn eer hayatnda bir baka erkee yer vermek istiyorsa, onu daha fazla zorlayamazd. Belki de, artk, karlarla, ngrak sesleri, Polkalarla, Tchaikovski nameleri ile dolu bir Rus masaln unutmak gerekiyordu. Baak sal, deniz gzl, iek kokulu akn unutmak gerekiyordu. Belki de, onlar aslnda hi bir zaman gerek olmayan bir ak yaamlard. Gen adam, o geceyi ertesi gnn ne yenilikler getireceini

Kurt &m (9 &hur/ dnmekle geirdi. Kendisini hasta gibi hissediyordu. Ama ne ertesi, ne de ondan sonra gelen gnler, Shura'dan hi bir haber almad. En azndan durumu izah etmesini bekliyordu. Kafasnda baka hi bir dnce kalmamt. lk karlatklar gnden bu yana yaadklarn tekrar tekrar hatrlyor, onu zlyor ve yannda istiyordu. Uykusuz geen gecelerde, kendi kendiyle de inattayd. Eczaneye gidip onu grebilirdi. Ama bir yabancnn kolunda, Seyit'in nnden geip giden oydu ve ilk hareketin ondan gelmesi lzmd. Izdrap iinde beklemeye devam etti. Ertesi gn, Amerika'ya hareket edecek baz arkadalar iin, Manol evinde veda partisi tertiplemiti. Seyit, Aacamii'nde, davetin yapld evin kapsna gelinceye kadar, son derece isteksizdi. Manol kapy at an, herkesten nce grd kii Shura oldu. Gen kadn, dier iki Rus kadnla tatl bir sohbetteydi. Bir kede piyano, balalayka ve gitar eliinde gzel bir mzik almaktayd. Seyit, eline tututurulan bir kadeh arab alp, Shura'nn yanna gitmeye alt. O arada karlat ho gen kzlarn, hanmlarn, kiminin sadece ellerini skarak, kimilerinin yanandan pck alarak, kiminin hlyal baklarna apknca glmseyerek ilerliyordu. Hayatndaki en nemli kadn ne kadar severse sevsin, dier kadnlarn gzelliklerine, uhluklarna da tamamen kaytsz kalamyordu. Kalabaln

arasnda, kolunun ekildiini hissederek dnd. "Sergei, dostum! Ne gzel seni de burada grmek." Sergei, yannda kendinden olduka byk duran bir kadn nianls olarak tantrdnda, Seyit glmemek iin gayret sarfetti. Arkadan iyi tanrd. Bu, Sergei'nin, sadece, beraber olduu kadnlar ii resmiyete dkecekmi gibi, kurnazlkla elinde tutma usul idi. Ama, neredeyse annesi olacak yata bir kadn iin buna ne gerek olduunu anlayamad Seyit. Shura, iki yakn arkada ile keyifli bir sohbete dalmt. ok yaknlarndan, ok tandk bir kahkaha duydu. Heyecanla irkilerek, ban evirdi. Birden, sanki bu an ok evvelden 448 449 Nsrmin Bezmen yaam da imdi tekrarn yayormu gibi geldi. Drt, be kiilik bir grubun arasndan Seyit'le gz gze gelmilerdi. Sanki, yeniden, 1916 kna, Moskova'ya, Borinskyler'in evine dnmlerdi. "Tanrm!" dedi, iinden. Vcudundaki elektriklenmeyi, damarlarndaki kann sndn, bann dndn hissediyordu. te yine, lacivert gzleri ile, gen kadna ak hatrlatrcasna alevli bakyordu. lk defa karlap da ilk bakta k olmu gibi, Seyit srarl, Shura ise beeniyle

fakat biraz mahcup baktlar. Manol ieri salondan herkesi yemee aryordu. Ayakta gruplanm misafirler yava yava o tarafa gemeye baladlar. Kar karya kalmlard. kisi de ne konuacan bilemiyordu. Shura, durumunu nasl izah edeceini dnrken, Seyit onu sular gibi konumak istemiyordu. Bunca yl sonra konuacak bir ey bulamamalar, ikisini de hayrete drmt. "yi akamlar Alexandra Verjenskaya." Gen kadnn bu kadar zamandr yaratt uzakla nispet, Seyit, ilk kez olarak, ona bu kadar resmi hitap ediyordu. "yi akamlar Seyt...Bana krgn msn yoksa?" "Krgn? Krgn m dedin? Nasl olmam bekliyordun Shura? Ne yapmam isterdin? Hayatmn bir dier yars olan kadn benden uzaklarsa nasl hissedebilirim?" "O zaman anlaabiliriz." "Ne demek istiyorsun?" "Hatrlyor musun, Evgeni ile eczaneden kp gittiim geceyi. Ve ertesi sabah. Ben geri dndmde, grdklerim karsnda neler hissettim, imdi anlyabiliyor musun?" "Ama Shura, o hadiseyi hallettik sanyordum. ayet bilseydim, senin nerede ve kimlerle olduunu..." "te btn hadise bu Seyt. Ben de ayn sebeple bu maceray Kurt &cyt (9 <Shur/( yaadm. Seni paylamaya tahammlm yoktu. Bana ac ektirdiin iin sana ayn acy

yaatmak istedim. Ama, inan, bunu programl yapmadm. Her ey kendiliinden oldu." Seyit, onun ne demek istediini iyi anlyordu. Aldatlml, aldatarak, daha katlanlr hale getireceini sanyordu insan. Ama, hep aksi oluyordu. Her ey gittike zorlayordu. Garip olan, birbirlerine o kadar benziyorlard ki, hatalarda bile bir dierini tekrara balamlard. "Peki, imdi ne olacak?" Seyit bunu sorarken, gerekten de bir cevap bekliyordu. Gen kadn, pencereye doru dnerek, elindeki kadehi evirdi. Ksa bir sessizliin ardndan, Seyit onun hkrmaya baladn fark etti. kisini brakp yaklat. Ellerini omuzlarna koyup, yanana eilip pt. "Alama Shura, ltfen. Senden tek istediim, bundan sonras iin ne dndn sylemen. Seni hi bir kararnda etkilemek istemedim bugne kadar, biliyorsun." Shura, uzun zamandr zledii erkein elinin zerine avucunu yerletirdi. "Biliyorum Seyt, biliyorum." "Sen de bana bir gn ne demitin, hatrlyor musun?" Gen kadn yzn dnd. Artk alamyordu. Merakla sordu: "Ne demitim?" "Seninle yaptm hi bir ey iin pimanlk duymadm, demitin."

Avucuna ald elini skt. "Hl ayn ekilde mi dnyorsun?" Shura glmsedi. Parmaklarn bastrarak erkein elinin temasna cevap verdi. Avularnn, bileklerinin demesi ile, gzlerindeki ifade deiti. Her ikisi de bunun anlamn ok iyi 450 451 NCRMN BEZMEN biliyorlard. u an ne yemek yemek, ne dans etmek istemiyorlard. Tek arzular yalnz kalabilmekti. Bir iki saat daha Manol'un partisinde oyalandktan sonra, beraber ktlar. El ele, merdivenlerden inerlerken gen kadn yanndaki erkein yakkl ve inat yz hatlarna glmseyerek bakt. Onu seviyordu, ok seviyordu. Kalyoncu Kulluu' nda arabadan indikleri an, her ikisi de yaayacaklarndan emin olduklar gecenin heyecan ile sarlmt. eri girer girmez, Seyit sevgilisini kollan arasna ald. Srtn sokak kapsna dayayan Shura, elindeki antay, eldivenleri yere atarak onun boynuna sarld. Dudaklann, yznn sert izgilerinde, enesinin ukurunda dolatrd. Erkek, plerini, sevdii kadnn salan, boynu, gerdan arasnda dolatrarak onun zledii kokusunu, teninin tazeliini yeniden kefediyordu. Onu kucana alarak, gzlerini gzlerinden ayrmadan, yatak odasna kard.

Shura, odaya ilk girdii an, kendisi yokken kimlerin girip ktn dnecek oldu ve hemen vaz geti. Gecesini mahvetmek istemiyordu. Seyit ise, szlemiler gibi, ayn anda benzer eyleri aklndan geiriyordu. lk ve tek erkei olduu gen kz deildi artk, karsndaki. Aralarnda bir yabanc vard. O hi bilmedii adam, ona ait ok zel bir kadna el srmt. Dncelerinin yaratt gerginlikten kendisi de korktu. Eliyle, bandan bir ey def eder gibi, bir iaret yapt. Marushka ile yatt gecenin sabah, sevdii kadnn neler ektiini iyi anlyordu. Gemi, gemiti. u an yine beraberlerdi ve birbirlerini seviyorlard. Mhim olan da buydu. Btn bu dnceler, bir ka saniye iinde, film eridi gibi geip gitmiti. Seyit, kollann ap, onun bedenini kavrad. Bir elini salarnn yumuack telleri arasnda gezdirirken, kulan mrldand: "Bir daha birbirimizi zmeyelim Shura'm. Seni 452 Kurt &syt (9 Shum seviyorum, ok." "Oh! Ben de seni Seyt, ben de seni ok seviyorum." Seyit yeniden kazand sevgilinin yzn, ellerini, parmak ularn yumuak, sabrl okaylarla, plerle sard. Shura da ayn sakinlikle, erkein ok iyi tand heyecann yattrarak, sevilerine

karlk veriyordu. Btn gece onlarnd, her saniyesinin tadn karacaklard. Tatl bir erbetin, buzlu bir votkann son yudumunu ier gibi, her dudak temasnn tadn almak, her dokunuun tenlerinde brakt anlatlmaz zevki yaamak istiyorlard. Gen adam, arka st uzanp sevgilisini gsne yatrdnda, onun omuzlarndan beline inen salarn kavrayp yavaa kendine ekti. "Ne kadar gzelsin, biliyor musun? Seni ilk tandm gnden daha da gzelsin." Shura, iltifat glerek kabullendi. "Belki de ikinin teskindendir." Seyit muzip bir ifade ile, "Haklsn" dedi, "Haklsn, ikiliyken kadnlar gzme daha gzel gzkr. Ama sen ikisizken dahi gzel bulduum tek kadnsn. Bunu biliyorsun, sylemitim." Sonra, gen kadnn yzn, avular iine alp gzlerine bakt. Dudaklarna uzanrken fsldad: "Ve her zaman arzuladm..." 453 Nermin Bezmen Kk Nianl O geceden sonra aklan muhtelif ini klarla devam etti. Bir araya geldikleri zaman sevgilerin en atelisini yayorlard. Her defasnda birbirlerini ne kadar sevip zlediklerini ve bir dieri iin yaratlm olduklarn itiraf ediyorlard. Seyit, evresinde macera arayan, cretkr, gzel

kadnlarla olan ilikilerini geici ve nemsiz bulmasna ramen, hayatndan tamamen karamyordu. Shura'nn da ufak kaamaklar olmadndan emin deildi. Aslnda, her ikisi de ayn kskanl ve huzursuzluu yayordu. kisi de, bir dierini bakalar ile paylamak istemiyordu. Ama, hayatlarnda yanl giden eyler vard. Beraberliklerinde ne kadar mutlu olduklarn biliyorlarsa, ayr anlarnda da o mutluluun biraz daha uzaklatnn farkndaydlar. Artk, buluma gnlerinin de gittike aras almaya balamt. Shura, Seyit'in biraz hrnlk gsterip, kendisini sahiplenmesini beklerken, gen adam senelerdir akn paylat sevgilisi zerinde hak iddia etmek istemiyordu. Shura ile sadece k olmamlard. Onunla, korkun bir maceray, hznleri, hasretleri paylamlard. Gen kadn, belki de, artk, daha deiik bir hayat istiyordu. Onu seiminde serbest brakmas gerektiini hissediyordu. Huzursuzdu, keyifsizdi. Hayatna, artk, kesin bir yn vermek istiyordu. O aralar tek 454 yolunda giden ey, maddi durumuydu. Aynal eme'de gzel bir apartman dairesini kiralamak zereydi. alanlarn haftalklarn demi, geriye elinde kalan parann miktarndan memnun, kasaya kilitlemiti. Kendisine bir kadeh iki almak zereydi. Kap aldnda, bir

an, gelenin Shura olabileceine dair iinde bir heyecan belirdi. Ama kapdaki Osman'd. "Haydi Seyit, toparlan, seni gtryorum." "Hayrola, nereye?" "Dne." "Kim evleniyor kuzum?" "Tanmazsn." "Tanmadm adamn dnnde ne iim var benim?" "Yabanc deil gidecein yer Seyit, karmn st kardei evleniyor. Aksaray'da evlerinde dn var. Gel, biraz havan deiir. Burada ayn yerlerde, ayn insanlarla hep kendinizi Rusya'da zannedip yayorsunuz. Gel, k uradan darya biraz. ok sklrsan dnersin, nihayet. Haydi gel, naz etme." Seyit, Osman' krmak istemiyordu. "O zaman msaade et, banyomu alp, tra olaym. Hatta diyorum ki, sen git. Beni hi bekleyip oyalanma. Adresi brak. Sonra yetiirim." "Bak, beni atlatp, gelmemezlik yok Seyit." "Tamam, tamam, sz. Geleceim. Biraz gecikebilirim ama muhakkak geleceim." Ykanp hazrlandktan sonra, nce Pera Palas'a urad. Sergei ve Manol bardaydlar. Onlarla bir kadeh iip, bir arabaya atlad. Mmkn olduu kadar ardan alyordu. Srf, Osman'a sz verdii iin gidiyordu. Yoksa, btn geceyi dn evinde geirecek hali yoktu. > 455 NCRMN DSZMSN

Az sonra, Pera'nn kl, mzikli, kahkahal, cilveli, insana gz krpan, "Gel, beni yaa" diyen gece hayat, yerini, sakin, sessiz, iddiasz, mtevazi bir yaamn getii mahallelerin akamna brakmt. Seyit, dn evine vardnda, nikh oktan kylm, yemekler yenmi, erkekler bir tarafta toplanm, ikiye devam ediyorlard. Yan taraftaki odalardan kadnlarn sesleri duyuluyordu. Seyit, ilk kez, ayn evde kadnlar da olduu halde, sadece erkeklerle bir arada oturuyordu. Geri, ka gz yoktu. Hanmlardan bazlar odaya meyve, yemi, su getirip kyorlard. Ama, her nedense, ayr bir meknda elenmeyi tercih etmilerdi. Bir ara, Osman, yanna gelen kars ile, bir eyler fsldat. Sonra, Seyit'in kulana eildi. "Seyit, haydi gel, seni st kata karacam." Seyit gld. "Beni burada yatya tutamazsn Osman, birazdan kalkyorum." "Bu evde yatman isteyen yok. Sana birini gstereceim." Ayaa kalkarak yol gsterdi. "Bakalm beenecek misin?" Seyit, onu takip ederken glmeye devam ediyordu. "Ne orap ryorsun benim bama Osman? Israrndan anlamalydm, plnl bir i yaptn." Dn evinde yatya kalacak olan akraba kzlar, kendilerine ayrlan byk odaya ekilmilerdi. Yanlarna meyve, yemi

tabaklarn almlar, uykudan evvel kk bir elenceye hazrlanyorlard. Gecelik entarilerini giyip yan yana serili yataklarn zerine uzanmlard. imdi en byk istek, Mrvet'in masal anlatmasyd. ocukluklarndan beri dinledikleri masallarna duyamamlard. Gen kz, her 456 Kurt &m &&h\\ra defasnda yeni hayl rnleri ile masallarna deiik bir ruh kazandrr, srpriz neticelerle bitirirdi. Annesinin yeni diktii beyaz patiska, ayak bileklerini rten geceliini giydi. Yakasnda ve kollarnda kat kat fistolar vard. Salarn ap tarad. Aynada bir kez daha kendisine bakt. Mumun nda, siyah salar, geceliinin fistolar ile byk tezat yaratyordu. Srmeli gzleri, olduundan daha byk ve anlaml grnyordu. Kk burnu, etli dudaklar ile yz, olmak isteyebilecei kadar gzeldi. Srmelerini silmekten vaz geti. Hi deilse yatana kadar, makyajn yznde tamaya karar verdi. antasndan kard minik gl suyu iesinden bir ka damla alp, boynuna, yanaklarna srd. Kendisine ayrlan divann zerine yerletiinde, dier kzlar kahkahalarla, lklarla etrafn sardlar. Ortadaki bakr sininin zerindeki gaz lmbasnn , gl suyu kokusu, her ey, geceyi esrarengiz bir masala hazrlamt bile. Mrvet, salarn arkaya atp,

anlataca masal dnrken, kzlar seslerini kesmi, heyecan iinde bekliyorlard. Az sonra, Mrvet ayr bir alemin habercisi olmu, yumuack ses tonuyla, kendisini dinleyenleri srkleyen bir yolculua karmt. Elleri, kollar ile zarif hareketler yaparak kelimelerinin mansn kuvvetlendirirken, gzlerini kh kocaman ap, kh szyordu. Lmbann , kk elmack kemiklerinde, dudaklarnda oyunlar yapyordu. O da, dinleyenler de bambaka bir dnyadaydlar. Kapnn dnda, karanlk koridorda durup kendilerini izleyen iki erkei fark etmediler. Mrvet, bir ara, zerinde toplanm olan baklar hissetmiesine, gzlerini koridorun karanlna evirdi. Ama, kimseyi gremedi. Sadece, kapdan ieri hafif bir esinti girdi. Karanlk koridordan grnmeden merdivenlere doru syrlan iki gen adam aralarnda konuuyorlard: "Nasl, Kurt Seyit, baldzm anlattm kadar gzel, deil mi?" Seyit yine glyordu. 457 Nermin Bezmen "Gzel, gzel de, Osman, ok kk deil mi? Ne kadardr ya? On be? On alt?" "Mrvet on beini doldurmu olmal. Ama, beendiysen, hemen iste Seyit. Bu yata byle gzel kz fazla brakmazlar.

Grclerin biri gelip, biri gidiyormu zaten." "yi de Osman, bu kz daha ocuk, hl masal anlatyor baksana." Ban, iin olmayacan gsterir ifade ile, iki yana sallad. Sonra ilve etti: "Sonra, belki de kzn bir sevdii falan vardr. Hi kendisine soran oldu mu?" "Seyit, burada kzlara kimse bir ey sormaz fazla. Anasnn, babasnn akl keserse i olur." Aaya indiklerinde, birer kadeh iki alp, bo, kk bir odaya getiler. Osman konumaya devam ediyordu: "Ailenin en becerikli, en hamarat kzdr." "Tamam, tamam da, bence bu evlilie hazr demek deil ki. Bence daha ok kk." "Deil, deil. nan sen ansn denemezsen, ksa sre sonra evleniverir, grrsn. Bence, karma bu kz." "Osman, kardeim, sa ol. Ama, ben evlenmeyi falan dnmyorum." Azna att beyaz leblebileri, arka arkaya itii bir ka yudum rakyla yumuatt. Dnceli grnyordu. "Osman, ben daha hayatmla ne yapacama karar vermi deilim. stanbul'da kalacamdan emin deilim. Bugn, yarn ii satp, Amerika'ya veya Fransa'ya gidebilirim." "Sen delisin Seyit. in yolunda. Bunca skntdan sonra para kazanmaya baladn. Bir de gencecik, gzel kann olursa daha ne

isterdin? Hem, gidecein gn, karn da alr gidersin, ne 458 Kurt &yt && olacak?" "Evlilie hazr deilim Osman." "Shura ile ilikiniz devam ediyor mu?" Seyit, elindeki yksk kadehi boalana kadar yudumlad, arkasna yasland. Soruya cevap vermek istemedii belliydi. Eliyle, alnna dklen salar tararken ban geriye atarak gzlerini kapad. Derin bir i ekii duyuldu. Osman, onun en hassas noktasna dokunduunu anlad. "Bu byle gitmez Seyit. Eer evlensen, evini bilsen, hayatn da dzene girecek, eminim." "Evim? Benim ok evim oldu Osman. Doduum ev, bydm ev, sevgililerimle paylatm evler, kaak saklandm ev... hepsi ile ilgili en son anm hep ayrlk ve hzn. Hepsim terk etmek zorunda kaldm. Hepsi geride kald." "Ama, artk seni kovalayan yok, peinde Bolevikler yok. Brak eskiyi dnmeyi. Bundan sonra yakalayabilirsin kardn huzuru. Neden kendine bir ans tanmyorsun?" Seyit, kadehini rakyla doldurduktan sonra, ieyi ba aa tutup iindeki son damlalarn szlmesini bekledi. Bir dirsei masada, ban avucunun iine yerletirip, gzlerini saydam camda kayp inen damlalara dikti.

"Osman... kum saatinde kum mu olmak isterdin, yoksa... rak iesinde rak olmak m?" Osman, nefesini ekerek, ban iki yana sallad. Seyit'in eskilere gittiini, neler dndn biliyordu. Bu ruh haline girdii vakit, onu dnceleri ile rahat brakmas gerektiini artk renmiti. Aa yukar be dakika kadar hi konumadlar. Osman, karsndaki dertli gen adamn iine dald gemi dnyasndan kurtulmasn bekleyerek oturdu. lk konuan Seyit oldu. Adeta, ryadan uyanm bir hali vard. 459 Nermin Bezmen "Ne diyordun Osman? Kusura bakma." "Aldrma. Diyordum ki, Mrvet'i isteyelim senin iin." "lle de akraba olmak istiyorsun anlalan." kisinin yznde de ac bir glmseme oldu. Osman'n Krm kylarnda kaybettii on sekizlik kars ve bir yandaki olunun acs hatrlanmt. Onun da aclar Seyit'inkinden az deildi ama geriye dnlerinin olmadn bilincinde, yeni kars ile yeni hayatna almaya alyordu. "Eskiden kopmazsan, gnn yaayamazsn Seyit. Yeni bir hayat kur, tadn karmaya bak. Piman olmazsn." "Eskiden kopmak kolay m Osman? Hatralar brakr m insan?"

"Sen hele bir kabullen, gerisini zaman halleder Seyit." Sonra biraz bekleyip, zoraki bir sesle devam etti: "ey, Seyit... bir de u kzla ilikini bitirsen. O hayatnda olduu mddete, sen eskinden kurtulamazsn." Seyit'in, birden, yz ifadesi, baklar deiti. Sesi sertleti. "Ona lf etme Osman. Bir daha ona lf etme. O benim iin ok zel. Shura'yla olan ilikim konusunda kimseye bir sz veremem. Ama hi kimseye, anlyor musun beni?" Osman, onu krdn fark edip, durumu dzeltmeye alt: "Tamam, tamam Seyit. Sinirlenme. Sadece sana yardmc olmak istiyorum, o kadar." Seyit, tekrar eski skunetine kavumutu, o ksack anda. Elini uzatp, Osman'n koluna dosta vurdu. "Kusura bakma Osman, sana nazm geer bilirim." Kadehini kaldrd. "Nazdrovya!" 460 Kurt &syt (9 &Hmw Masaya abanarak ne eildi. "Nasl isteyeceiz imdi biz bu kk kz?" Osman, sevinle, yerinden frlad. Gelip Seyit'i omuzlarndan tuttu. "Yaa Kurt Seyit, bu ii olmu bil. Greceksin, piman olmayacaksn..." Sesi, birden, neesini, enerjisini kaybetti. "Sanyor musun ki, ben gencecik karm, bebek yavrumu unuttum? Hayr... hayr... Her

gece yataa girdiimde, dnceler beynimi kurt gibi yiyor, yreim daralyor. Ama, yeni hayatm da yaamam gerek, diye dnyorum. Baka are yok." zntl grnnden tekrar silkinerek devam etti: "Mrvet daha ok gen. Onunla evlenirsen, kendi istediin bir hayat ona tantrr, ayak uydurmasn salarsn. Gzel kz, becerikli kz, sana uyacaktr. Aslnda, annesi de mthi bir kadndr. Biraz sinirli, ketumdur ama sebebi yok deil. ok cefa ekmiler. Emine abla, Silistreli Hac Yahya Paa'nn yeeni. 1892'de her eylerini brakp katklarnda, daha kck bir kzm. Buraya geldikten sonra da, yllarla, mutsuzluklar, yokluklar yaamlar. Harp boyu btn ailenin ykn ekmi. Hasta kocasna, ocuklarna tek bana bakm. Hem analk, hem babalk yapm. En byk yardmcs da Mrvet. Onun iin belki de biraz nazlanacaktr." Ertesi gn, Osman'n kars Meliha'nn araya girmesi ile, Mrvet'in annesi ve aabeyi ile konuuldu. Saatlerle Seyit'i methettiler. Seyit, kabul cevabn ald zaman aknd. Hi dnmedii, programnda olmayan bir eyi yapmas iin artlar hazrlanyordu. Kk szlsne, bir tek ta ve onun yannda taklmak zere rubilerle bezenmi bir elmas yzk hediye ald. Hayat ne garipti. Daha bir mddet evvel, kendisine onca hatras ve deeri olan saatini ve nianlarn sattn dnd. Keke,

461 NCRMN DCZMSN onlan tekrar bulup geri alabilseydi. Osman, yzkleri ve Seyit'in yaver niformas ile St. Petersburg'da ekilmi bir fotorafn alp gitti. Seyit'in akl almyordu bunlar. Yzk gndermekle nianlanm oluyordu. Ama, nianland kz yakndan grmemiti dahi. Mrvet'in ise o kadar da ans olmamt. Bir gen kz, hi grmedii, tanmad, beenip beenmeyeceini bilmedii bir erkekle nasl evlenebilirdi? Ama, Osman, detlerin byle olduu hususunda srarlyd. Bylece, Seyit, Aksaray, Tatlkuyu semtinde, kendisini hi grmemi olan Mrvet ile nianlanm oldu. Bu, bir oyun olmalyd. Gerek olabileceine inanamyordu. Hl, yirmi alt senelik bir hayat zlerken, hi tanmad bu insanlara, bu detlere nasl alp, onlarn iinde, ve onlardan biriyle yaayabilecekti. Kendi kendine bunun naslsa yrmeyeceini dnyordu. Yzkler ve fotoraf, gen gelin adaynn eline getikten hafta sonra, geriye geldi. Osman, gayet zgn ve aresiz bir yzle, Seyit'in yeni tand apartmann kapsn aldnda, olanlar nasl anlatacan kestiremiyordu. Emanetleri masann zerine koydu. "Seyit, kusura bakma. Ama ortalk epeyi karm." Gen adam, zaten bir aknlkla girdii bu iin kendiliinden zlmesine, dnd

kadar memnun olmamt. Buna kendisi de at. Galiba, bu kk kzla evlilik fikrine almaya balamt. "Ne olmu?" "Senin stanbul'a geldiinde kaldn otel var ya, eref Oteli." "Evet?" "te, otelin sahibinin kz, Mrvet'in yakn arkadaym. Senin fotoraf grnce tanm. Ona, senin bir Rus metresin olduunu, beraber yaadn falan anlatm. Emine yenge, 462 annesi, hemen soluu bizde ald. Mrvet alar, annesi kyameti eder. vey aabeyi desen, demedii lf brakmad." "Ne dediler?" "Biz metresli adama kz vermeyiz, diyorlar, baka bir ey demiyorlar." "Niye sylemedin onlara, Shura ile bir ilikim kalmadn." Osman, hayretle, onun yzne bakt. "Emin misin? Bunu gerekten syleyebilir miyim?" Seyit bir an dnd. "Tabi, tabi syleyebilirsin. Peki, Mrvet'in durumu nedir?" "Kz perian, nasl olsun ki? Fotorafn gtrdm gnden beri yastnn altnda yatyormu. Yemekten, imekten kesilmi." Bir anda, mum ndaki simsiyah ekik gzl, minicik burunlu gzel kzn hayli, Seyit'in gznn nne geldi. Ne kadar gen ve ne kadar masumdu. Onun hayllerinin nasl

yklp aldatlml yaadn anlyabiliyordu. i szlad. Belki de kendisini ok mutlu edebilecek bir beraberlii karmak zereydi. "Osman, bunlar geri gtr ve dediim gibi syle. Hi bir kadnla metres falan oturmuyorum. Zaten bu i olmazsa, Amerika'ya gideceim, kararm verdim." Mrvet'in annesini ikna etmek kolay olmad ama sonunda nian tekrar kabul ettiler. Bunda, Mrvet'in gece gndz alamasnn sebebi bykt. Gen kz, fotoraftaki niformal, yakkl erkee k olmutu. Tanmadan k olup kaybettii gen adam iin alyordu. Daha bir ka gn evveline kadar kymetli yzklerle panldayan bo parmana bakp alyordu. Annesi, onun yaad zntye daha fazla raz olamamt. On be gn sonra, tekrar, yzk takld. Seyit, Emine'ye nikh 463 NCRMN BSZMSN hazrlklar iin krk lira para gnderdi. Bu para, yksek kademedeki bir memurun be alt aylk maayd. Nikhn, Eyll sonu yaplmasna karar verilmiti. Seyit, akamlarn yine Pera'nn alt hayat ile srdrrken, bir yandan da, uzaktan uzaa nianland gen kz dnyordu. Onu tanmamasna ramen, sevmeye balamt. Bunun, Shura ile yaad akla en ufak bir benzerlii yoktu.

Ama, zaten, ayn eyi tekrar yaamak istediinden de emin deildi. Mrvet'i daha yakndan grmek istedii kadar, onun da kendisini tanmasn istiyordu. Ancak nikh kyldktan sonra bir araya gelebileceklerini sylemilerdi. Seyit'in byle bir beklemeye tahamml yoktu. Bir gn, btn leden sonrasn, Beyolu'nun k maazalarnda al veri yaparak geirdi. pek i amarlar, earp ve bluzlar, parfm, kemik topuz tokalar ald. Avrupa katlarna fiyonglarla sardrd. Sanki kk bir kz sevindirecek olmann heyecann yayordu. Mrvet'in, sadece bir fotorafa bakarak k olup, arkasndan onca gz ya dkmesi, onu ok etkilemiti. Kendisini daha tanmadan balanan kck bir kz iin yreinde, ak olmasa dahi, efkat, yaknlk gibi hisler uyanmt. Ona srpriz yapp sevindirmek istiyordu. Paketlerle beraber, Tnel'den tuttuu bir arabaya bindi. Temmuz aynn on beiydi. ehir, btn gn emdii kaynar scakl, akam karanlnda geri yanstyordu. Bahelerde crcr bcekleri, gkyznde harika bir mehtap bu harika yaz gecesini sslyordu. 464 Anlalamayan detler Mrvet, sonsuz bir heyecanla, gelinliini giyecei gn bekliyordu. Akamlar, mahalleden arkadalar yardma geliyor, hep beraber eyiz hazrlklarn tamamlyorlard.

Akam yemeinden sonrayd. st katn sokaa bakan odasnda, sedirlerin zerine dikileri yaymlard. Mrvet, beyaz fistolu geceliini giymiti. Kzlar, keyif iinde arklar syleyerek nak iliyorlard. Mrvet'in annesi, Hakk aabeyi ve yengesi Meliha, arka bahede kahve iiyorlard. Kzlar, kapnn alnmasyla, arklarn yarda kestiler. "Behire gelmi olmal." Behire, yksk ve makas almak zere kendi evine gitmiti, az evvel. Mrvet, ak salarn srtna atarak, sedirden frlad. Merdivenlerden bir kou inip kapy at. Neredeyse yere inecek kadar byk parlayan mehtabn yzne vurduunda, karsndaki adama ararak seslendi: "Osman enite! Ho geldiniz, gelin, buyurun." Gen adamn kuca yzn rten paketlerle doluydu. Kocaman fiyonglu son kutunun ardndan sadece salar grnyordu. Hi ses karmad. Mrvet tekrarlad: "Gelsenize enite, annemler arka bahede, buyrun." Birden, paketleri kenara eken erkek ne doru eildi, yz 465 NsrminBezmsn ortaya kt. Mrvet, hayretle, elini azna gtrd. Bu, Osman deildi. Yastnn altnda saklad fotoraftaki gen adamd, nianlsyd. Donup kalmt. Tiril tiril gecelii ile, ay j altnda, karanlk

iinde beyaz bir nokta gibi duruyordu. Kollarn kavuturup kendini yabancya kar saklamaya alt. Ona apknca gz krpan gen adam, eilip salarna bir buse kondurduunda, Mrvet kendini tutamayarak bir lk att. Sonra, aknlk, sevin, mutluluk duygulan ile alt st olmu vaziyette, yukarya kotu. Kendini sedire frlattnda, eli aya titriyordu. Kalbi yerinden kacak gibiydi. Kzlar, merakla, etrafna toplandlar. Mrvet, salarna konan pcn yzne yayd krmzl nleyemiyordu. Kardeinin l ile, baheden eve giren Hakk, ak sokak kapsnn nnde kprdamadan, eli kolu paketlerle dolu duran Seyit'e bir bak att. Onu tanmt. Gayet souk bir tavrla karlayp, giriteki sofaya ald. Sonra baheye dnp, Emine'yi durdurdu. "Hi gitme ieriye, Seyit gelmi." "yi ya olum, damadm geldiyse bir kp karlamam geremez mi?" "Hayr, sakn. Adamn cesaretine bak ki, habersiz, tek bana, akamn bu saatinde kalkp gelmi. Demin de, kapda, Mrvet'i sktrd m, ne yapt bilmem. Kzcaz lk atp kat yukarya. Eer, imdi sizler de ortaya karsanz, oturup kalr. Ondan sonra da her frsatta gelmeye balar. Hi fazla yz vermeyelim. Ben onunla konuur, yollarm." "Haklsn." dedi Emine. Aslnda, Seyit'i merak ediyordu. Ama, bu detleri deiik

adama ok snrl davranmak lzmd. vey olu haklyd. Gerisin geriye, baheye dnd. Hakk, Seyit'e, dili dndnce, bir baka sefere haberli gelirse sevineceklerini syledi. Seyit, evlenecei kzn evinde byle bir karlama bulacan ummmamt. Getirdii hediyeleri masann zerine brakp kapya yrd. Kurt &yt "Peki o zaman, armaanlarm verirsiniz nianlma. Baka sefere grmek zere..." Evden ayrlrken krgnd. Olanlar Osman'a anlatrken, zntsn ve hidetini gizleyemedi: "Bu ne biim itir Osman? Nianlm gremiyorum.O beni hi tanmyor. Evlerine gidip hediye gtryorum. Hi kimse yanma kmyor. Kovulmaktan beter oldum. Bu i byle gitmez. Kzlarn vermeye niyetleri yoksa, beni oyalamasnlar. Bu, benim altm bir tarz deil. Yz bir takar, bir atarlar, yzmze bakp konumazlar. Olmaz, yrmez bu i." "Hemen dert etme Kurt Seyit. Haklsn, bu senin altn usul deil ama onlar da anlamak lzm. Sen kz grdn, beendin. O da senin resmini grp beendi. Bundan sonras, artk, nikhtan sonra. yle, al kap, gidemezsin kz evine, sebepli, sebepsiz. Konu komuya kar utandrrsn onlar. Seyit'in inad tutmutu.

"Peki o zaman, yarn akam iin bir sebep var. Sen de gider, sabahtan haber verirsin. Hem haberli, hem de sebepli gideriz, yarn akam. Oldu mu?" Osman glmeye balad. "Brakmazsn iin ucunu hi, deil mi? Yarn ne uyduracaz gitmek iin?" "Canm, sen zaten akrabasn. Ben de nianlma bir ka para hediye gtrmek istiyorum." "Yine mi? Daha bu akam hediye vermedin mi?" "Olsun. Onlar mhim deildi. Yzkten baka doru drst bir eyler daha vermek isterim. Tamam m?" "Peki Seyit, halletmeye alrm." Sanhp ayrldklarnda, Osman hl onun inadna glyordu. 466 467 NSRMN BCZMSN Yeni damattan ekecekleri vard, anlalan. Seyit'in Beyolu'na dnd saatlerde, Mrvet, arkadalar ile beraber, nianlsnn getirdii hediye paketlerini ayordu. Hayranlk nidalaryla, Avrupa paket katlarna sarl k kutulardan, mulaj katlar arasndan, birbirinden gzel ve k eyler kyordu. Behire i geirdi. "Ne kadar anslsn Mrvet. Buralarda oturan kimseye byle ans dmezdi." Mrvet, arkadalarnn kendisini ok sevmelerine ramen, ilerinde hafif bir kskanlk ve burukluk olduunu

hissediyordu. Kskanlmak houna gitmekle beraber, nazara gelmekten de korkuyordu. "Ksmet bu Behire. Bana da byle bir ey olacan syleselerdi, inanmazdm. Ksmet ite." Konuurlarken bir yandan da paketleri amaya devam ediyorlard. Katlar, fiyonglar koparmaya, ekmeye kyamyor, itina ile katlayp bir kenarda biriktiriyorlard. "u oraplara bak Mrvet, ipek bunlar! Aman Allah'm! Hem de ka deiik renk." "u kck kutuda ne var acaba?... Hey kzlar! Bu Avrupa bir parfm. Mrvet, asana, koklayalm. Ne olur, kim bilir ne gzel kokuyordur." "Bu earp da ipek. Ah! ne kadar gzel bir ey bu." "u dantel yakann gzelliine bakn." Mrvet, o gne kadar sadece resimlerde ve Nazire Hanmn konana gelen hanmlarn zerinde grd k eyleri sahiplenmenin heyecan ile, sedirde dizleri zerinde oturup kalmt. Kucana ylan paket ynlar arasnda sarho gibiydi. O gece yataa girmeden nce, turkuvaz ipek zerine krem rengi Fransz danteli ile bezenmi elbiseyi giyip, aynada uzun 468 uzun kendisini seyretti. Gsn, belini iyice sarp, kalalarndan aa volanlarla dklen elbise, o gne kadar giydii bol, belden bzgl, patiska veya pamuklu elbiselere hi mi hi benzemiyordu. pekli oraplardan birini, karmaktan korkarak,

bacana geirdi. Ama, byle bir elbisenin altna giyecei gibi bir ayakkabs yoktu. Parmaklarnn ucunda ykseldi. Sonra konsola ilerleyip srme iesini ald. Gzlerine, itina ile, srme ekip aynadan uzaklat. Kollarn iki yana aarak parmak ucunda dnd. pekli kuman vcudunu okayarak dnp, sarlp, yine kendini aa brakmasn seyretti. Ryada gibiydi. Parmanda parldayan yzkler, ipein temas, her ey uup gidecek diye korkuyordu. Aynadaki grntsnden gzlerini alamyordu. Kendini hi bu kadar kadnla yakn hissetmemiti. Birden, kap ald. akn, odann ortasnda kala kald. Gelen annesiydi. Mrvet, ayna karsnda yle yakalanmaktan utanmt. Ellerini birletirip outurmaya balad. Emine'nin sesi, sert ve hogrszd: "Nedir bu halin Mrvet? Ne biim klk o zerindeki? Anadan ryan gibi, her tarafn belli. Hi aile kz, kadn byle ey giyer mi? kar onu zerinden abuk. kar, grmeyeyim." Mrvet, annesinin, yzklerini parmandan ekip geriye gtrd gn hatrlayp, avucunu sk sk kapad. Ayn eye bir daha msaade etmeyecekti. Elbisesini de kimseye vermeye niyeti yoktu. "Ama anne... onu Sey..." "Biliyorum, biliyorum. Kimin gnderdiini biliyorum. Elin Moskof'u. Hani bir sz vermi olmasam, Vallahi vermezdim seni. Ama artk dnlmez. Hem, gelip kaplarda

sktrsn seni, sonra byle cbl cbl elbiseler hediye etsin. Sen de raz, giyin byle. Tanrm! ne gnlere kaldk. Bizi be paralk m edecek konu komuya?" "Anne, yle bir ey olmad. Bana dokunmad bile. Vallahi, billahi." 469 NCRMN BEZMEN "Sus, sus! Bilirim ben neler olduunu. kar imdi, 0 zerindekini. Sil o yzn, gzn de, kendine gel. zerime iyilik, salk. Tvbe, tvbe." Mrvet, itiraz etmenin bir faydas olmayacam biliyordu. zerindekileri karp ast. Annesini kzdrmaktan korkuyordu. Yzn ykayp yatana yatt. Gaz lmbasn flediinde, bir elinde ipekli earb, bir elinde Seyit'in fotoraf, Allah'a kendisini ok mutlu etmesi dualar ile uyudu. Ertesi sabah, Osman gelip, akama Seyit'le beraber ziyarette bulunmak istediklerini syleyince, Emine ne diyeceini bilemedi. Sonra, artk reddetmenin ayp olacan dnp, "Evet" dedi. Hazrlklara balad. Hakk, o sralarda, kdam Matbaasnda mrettip olarak alyordu. le vakti, eve yemee uradnda, akama Seyit'in geleceini renince kplere bindi. "Ne zannediyor bu adam kendini? O Rus ar'nm subayysa biz de Osmanl Paa'snn torunuyuz. Her istediinde kapy vurup, haber gnderip gelecek beyefendi. Olur mu byle ey? Byle yz verip durursanz, kz

da almaz. Gelir gider, bir gn de ekip gider. Adam alm metresle oturmaya, nikh fazla gelir ona." "Artk bir ey yapamam Hakk. Grmcelerim, Osman, hepsi beraber gelecekler. Daha ne yapsnlar ki? Nasl "Hayr" denir misafire. Bu akam idare ediver. Bir daha tekrar etmez. Haydi yavrum, biraz yardmc ol bana." "Peki, peki Emine abla. Ama syle onlara, bir daha nikha kadar bu evde grmek istemiyorum o adam." Onlarn tartmas yeni bitmiti ki, Mrvet'in halalar ve kzlar geldiler. "Seyit'le Osman akama gelecekler." dedi kriye. Gelenlerin neesi Emine'yi biraz olsun kuruntularndan kurtard. Gle syleye, bahede masalar hazrland. Hava 470 Kurt syt (9 Shur/ kararmak zereydi, Osman ve Seyit kapy aldlar. Emine, derhal, Mrvet'i yakalad. "Mrvet, sen Meliha yengenin odasna gir, oradan da kma sakn. Anlald m?" Sonra da telal ve sinirli bir sesle, kendi kendine konuur gibi, mrldand: "u akam bir hayrls ile gese, bitse. im daralyor Vallahi." Kapanan kapnn ardnda kala kalan Mrvet, hayl krklna uramt. O ana kadar, bahede hazrlanan masada kendinin de bir yeri olduunu, bu gece nianls ile karlkl tanp konuacaklarn sanmt.

Gzleri yaland. Onu sevdii adamdan ayran her eye, herkese kzyordu. Odann penceresine doru ilerledi. Tln arkasndan baheyi seyretmeye balad. Buradan Seyit'i hi deilse grebilirdi. Ama, herkes masaya yerletiinde, Seyit eve arkas dnk olarak oturmutu. Mrvet, nianlsn o iskemleye oturtann Hakk aabeyi olduundan emindi. Pencerenin hangi tarafna gese, onun yzn grmesi imknszd. Saatler ilerledi. Yengesi, bir ara, tepsi iinde, odaya yemek getirip gitti. Kendini hapis gibi hissediyordu. Seyit, rahat ve akac tavrlar ile herkesi kahkahalarla gldryordu. Emine ile Hakk hari. Mrvet konuulanlar duyamyordu ama masada Seyit'le sohbet eden, glen herkesi kskanyordu. Bir ara, glmeler durdu. Seyit'in tok sesinden baka ses kalmamt duyulan. Mrvet, yavaa pencerenin tahta mandaln dndrp ses karmadan yukarya itti ve dinledi. Seyit'in Trke aksan farklyd ama son derece temiz, net konuuyordu. Kendinden emin, yumuak fakat kararl bir tonu vard: "......geri yle konuulmutu ama ben derim ki, o kadar beklemeyelim. Austos sonu evlenelim artk." Hakk ile Emine'nin itiraz sesleri duyuldu: "Nedir bu acele, diye merak etmez mi konu komu?" 471 NSRMN BEZMEN

Hakk'nn sorusu zerine, ban o tarafa eviren Seyit'in nasl baktn Mrvet gremedi ama Hakk'yi rahatsz edecek bir bak olduu muhakkakt. Seyit, hi umursamaz tavrla, kadehine iki doldururken konutu: "Ben size evlenmek istediim tarihi syledim. Kabul edip etmemek, sizin bileceiniz i. Ederseniz ne al, 30 Austosta evleniriz. Etmezseniz, yine ne al, o zaman caylr. Arkadalar Amerika'ya gidiyorlar. Beni burada tutacak bir ey olmazsa, ben de gideceim." Hakk, sinirlenerek, masadan kalkt. Arkasndan Emine de frlad. Hava gerginlemiti. Mrvet, "te yine her ey bitiyor." diye dnd. Artk bu heyecana tahamml edemeyecekti. Beyni zonklad. Burnunun kemii szlad ve lk lk kann boaldn hissetti. Hemen, cebinden kard mendili tutup ban arkaya att. Bir yandan da, odann kapsna doru yryp, aa katta evin holnde konuan annesi ve vey aabeyini dinlemeye alt. Hakk, anneliine sylenip duruyordu: "Dedim sana, Emine abla, demedim mi? marn teki bu adam. Ne dese o olsun istiyor. Ne zannediyor kendini? Yetimhaneden mi kz alyor? ki para ipekli getirdi diye btn hayatmz kontrol altna m alacak?" Emine, onu sessiz olmaya davet ederken, yattrmaya alyordu: ", ! Yapma olum, sus. Rezil olacaz. Her yer ak, herkes bahelerde.

Canm, ne olacak, bir ay nce, bir ay sonra. Hem, kz almaz, diye korkmuyor muydun sen? Bak, pek al da istiyor ite." "Nasl zora kouyor grmyor musun? Austos sonu olmaz, desek, ekip gidecek zaten. Mrvet de kalacak byle evde. Nian bozan kz kim bir daha ister?" SYT "! Tvbe de, olur mu yle ey. Bak Hakk, dinle beni. Gel, inat etmeyelim. Bu i ne kadar abuk olur, biterse, hepimiz o kadar rahat ederiz. Hem, eve girdi kt. Kimse bilmez bizim kzmz ayr tuttuumuzu. Ondan sonra, gel de anlat millete, neden evlenmediklerini. Haydi gel de balayalm u ii." "Haklsn Emine abla. Fazla uzatmaya gerek yok. Haydi kalm darya artk." Mrvet, bacaklarnn artk vcudunu tayamayacan fark etti. Burnunun kanamas durmuyordu. Midesinde bir bulant hissetti. Kendini yataa zor att. Yeniden toparlanmaya baladnda, merdivenlerden kan ayak seslerini duydu. Odann kaps ald. Kzlar, ard arda doluup Mrvet'e haberi verdiler. O arada, Emine, yklkten kard araflan, yastklar Mrvet'in odasna gtryordu. Bir yandan da, yksek sesle, evde yatya kalacak olan kalabal organize ediyordu: "Haydi Mrvet, gel de yardm et. u ilteleri yayalm." Osman'n kars kriye, onun k Adalet, Mrvet'in odasnda yatacaklard. Dier bir

odada da halalar kalacaklard. Osman'la Seyit'in naslsa dnecekleri dnlyordu. Kzlar, annelerine iyi geceler diledikten sonra, Mrvet'in odasnda toplandlar. Mrvet, yatan kriye'ye brakp, kendisi yer yatana geti. Srtn yasta dayayp, dizlerini kucaklayp oturdu. kriye'nin, kendisine, aada konuulanlar anlatmasn bekliyordu. Heyecandan, yanaklar al ald. aka deildi bu. Bir ay sonra evleniyordu. O srada, odann kaps vurup ald. Eikte Osman duruyordu. Karsna hitapla sordu: "Ne yapyorsunuz burada? Btn kzlar toplanmsnz yine." kriye, yatan pikesini katlayarak, kocasna doru yrd. "Ne yapacaz Osman? yatmak zereyiz. Siz de gitmiyor musunuz?" Osman arm grnd. 472 473 I NCRMN DCZMCN "Nereye gideceiz kuzum? Her halde, bize de bir yatak verirler yatacak. Yabanc yer mi buras?" kriye, durumu nasl idare edeceini bilemedi. Osman'n kalmas problem deildi. Ama, ne Emine, ne Hakk, Seyit'i o evde yatya falan tutmazlard. Ortalk karacakt yine. Tam kocasna bir ey izah etmeye alacakt ki, onun hemen arkasnda duran Seyit'i grd. Seyit, holde, Osman'n omuzu zerinden, ieriye bakyordu. Mrvet, yatan iinde oturduu ekilde, dondu

kald. Nianls ile, ikinci defa, uzaktan uzaa, gz gze geliyordu. kisinde de gecelik entarisi ile yakalanyordu. Onun kendisine glmsediini grd. Utantan, yerin dibine geebilirdi. Hakk'nn hmn dnerek, korkuyla araf zerine ektii gibi, yatan iine gmld. kriye, kocasn ve Seyit'i odann nnden uzaklatrmak zere, onlarla darya kp kapy kapadnda, Mrvet'in yz hl cayr cayr yanyordu. Osman'la Seyit gitmi olmalydlar. Hakk'nn sesi avaz avaz koridorlarda nlyordu: "Bir daha byle emrivaki yapsnlar, kovarm Vallahi bu Moskoflar'. Akraba makraba anlamam. Kovarm, yemin ediyorum." kriye, kendi kocasndan da bahsedildiini biliyordu. Mrvet'in yanan okad. Birbirlerine glmsediler ama huzursuzlard. Dn tarihine de ite bylece karar verilmiti. 474 Dn 30 Austos, 1923 30 Austos 1923, bayram zerine bayram yaanan bir gnd. Kurban bayram, Zafer bayram kutlamalar bir araya gelmiti. Dn heyecan bunlarla birleince, Mrvet yerinde duramaz olmutu. Yine de, mmkn olduunca, sakin grnmeye alyordu. Bir kzn evlenmeye bu kadar tene olmas pek ho karlanmazd. 30 Austosta evde imam nikh ile nikahlandlar. Daha, yz yze gelmeleri ksmet olmamt. Nikhtan sonra, kadnlar

evden ayrldlar. Erkekler, kz evinde kurulan masalara oturup yiyip iip eleneceklerdi. Kadnlar ise, kna treni iin, ayr bir eve, Nazire Hanm'in konana geeceklerdi. Emine, nazik komusunun, evini ama teklifini kranla karlamt. Zira, kck evlerinde bu kadar kiiyle ve ile baa kmas imknszd. Nazire Hanm, mahallede "Sarayl Hanm" olarak anlrd. Senelerle, sarayda, Naciye Sultan'm hizmetinde altktan sonra, ykl bir para, koca bir konak, kendisi iin alacak bir grup hizmetkr hediye edilerek emekliye ayrlmt. Davetli btn kadnlar ve gen kzlar, konakta toplandlar. Nazire Hanm, kendi saf ipekten bindallsn, giymesi iin Mrvet'e vermiti. Gm paralarla bezeli alnl ve geni kemeri ile, harika bir takmd. Krem rengi zerine mercan, rubi 475 NCRMN BCZMCN ve kf yeili renklerle yol yol gm iplikle ilenmi bindall, Nazire Hanm'in saray gnlerinden kalmayd. Ucu krmz pomponlu, kadife kapl arklar da Mrvet'in ayana geirildiinde, gen kz kendisini binbir gece masallarndaki prenseslere benzetti. Uzun salar, krk rg yaplmt. Alnlnn zerinden inelenip serbest braklan ipek earbn altndan, yanlarndan, omuzlarna, beline doru iniyordu. Btn hanmlar geleneksel kna kyafetleri giymilerdi. Tabi, hepsinin

Mrvet ve Nazire Hanm kadar k olmas imknszd. ounun mintan ve alvar sadece satendendi ve Kapalar'dan kiralanmlard. Ama her ey usulne greydi. Nazire Hanm, konan byk salonunu kna treni iin hazrlamt. Uzun masa, eit eit erbet, limonata, tatllar, helvalarla donatlmt. Kafesli cumbann nndeki sedirde yerlemi olan iki hanm ud ve kanun alarken, sesine gvenenler onlara elik ettiler. arklar, trkler derken, zillerle oyuna kalkld. Oturanlar, yerlerinde el rparak tempo tutarken, dierleri Mrvet'i ortalarna alm dnp duruyorlard. Kna srme zaman gelince, ortala sessizlik hakim oldu. Byk gbek halsnn zerinde, yere halka halinde oturdular. Mrvet ortada, kna tasn tutan kzlardan biri ve Nazire Hanm yannda yer aldlar. Nazire hanm, dualar mrldanarak, tasdaki yeil bulamadan alp Mrvet'in avucuna bir para koydu. Sonra, avucunu skca kapattrarak, bir mendili etrafna sard. Mrvet'i alnndan pt, yerinden kalkt. Artk, sra dier knalanmak isteyenlere gelmiti. Maniler, arklar eliinde elence srd gitti. Gece ge saatlerde eve dndklerinde, erkeklerin elencesi de bitmiti. Evin hali periand. Kullanlmam ne tabak, ne bardak kalmt. Bahedeki masalarn zeri yemek ve ikiden artanlarla, mutfak kirli tas tava ile doluydu. Halalar ve kzlarna yatacak

yerler ayarland. O gece, Emine ve Mrvet'e uyku yoktu. Sabah ezanna kadar temizlik yaptlar. Mrvet, annesinin, arada, kendi kendine homurdandn duyuyordu. 476 Kurt $m & %hum Ertesi sabah erkenden, iki kurban kesildi. Bir ksm komulara datldktan sonra, kalan ile akamki ziyafet iin kavurma yaplacakt. Emine, kendisine yardmc olacaklarn bekledii grmcelerinin hazrlanmaya baladn grnce ard. Misafirler, kzlarn alp, panayr yerine gitmeye karar vermilerdi. Emine ve Mrvet, yine kollar svayp yemek iine giritiler. leden sonra gelin grmesi yaplacak, ve topluca hamama gidilecekti. "Btn bunlar nasl yetiecek bilmem. Allah yardmcmz olsun. ki ayam bir pabuca girdi. Kimseden hayr yok... Neyse, hi deilse ayamzn altnda deiller, ona da kr..." Mrvet, hi bir lf etmeden, ar gibi alyordu. Ev, sanki, daha bir gn evvel dip bucak temizlenen ev deildi. Yeni batan camlar, hallar silindi, talk parlatld. Kahve ekildi, ekerlikler dolduruldu. Mrvet'in yatana beyaz i aplike araflar yayld. Bal rengi saten rt ve yastk klflar, dn gecesi iin dikilen klklard. Emine ve Hakk, Mrvet'in Beyolu'na gelin gitmesine raz olmamlar, yeni iftin uygun bir ev buluncaya kadar yanlarnda kalmalarn istemilerdi. Onlara

gre, Beyolu gvur mahallesiydi. Oralarda her trl ahlkszlk olabilirdi. Seyit, imdilik, beraber oturma fikrini kabul etmi grnyordu. Mrvet, yatann rtsn tekrar dzelttikten sonra, arkasna ekilip bir bakt. Senelerdir yalnz yatt yatan, bu akam kocas ile paylaacan dnd. Utancndan yz kzard. Birden, byle bir eye hi de hazrlkl olmadn fark etti. Nianl olmak, pahal hediyeler, yakkl nianly uzaktan uzaa sevmek iyiydi de, imdi bu odada yapayalnz kaldklar zaman ne yapacan bilemiyordu. Evliliin ne olduu hususunda en ufak bir bilgisi yoktu. Yabanc bir erkekle, ayn odada, ayn yatakta nasl davranacan, kendisini nasl gizleyeceini, birinin ona anlatmas lzmd ama imdiye kadar byklerinden bu mevzuda hi bir yardm gelmemiti. Seneler evvel annesine sorduu bir soru yznden yznde patlayan tokadn acs, hl yerinde duruyordu. Onun iin, azn ap bir ey daha soracak deildi. Ama, ilk evlenen de o olmayacakt ya. 477 NgRMlN DCZMSN ap, ellerini rparak darya seslendi: "Gelin, gelin de, gelin grn." Sonra, hl, aynada kendini seyretmekte olan Mrvet'in yanna gelip etrafnda bir dnd. "Nazar demesin Maallah! Maallah sana! Ne ansl adam u Seyit." Mrvet, mahcup, glmsedi. "Ben de anslym yenge."

"Elbet de anslsn. Hangimize nasip oldu byle gelinlik, byle yzkler. Paa konana gelin gider gibisin, Maallah." Mrvet, yengesinin, btn beenisinin ardnda, hafif bir kskanl sezinler gibi oldu. O anda, odann ii ailenin dier kadnlar, kzlar ile doluverdi. Hayranlk dolu lklarla, alklarla, Mrvet'in duvan, eteklerini tutarak odadan kardlar. Oturma odasndaki sedire yerletirip karsna getiler. Vitrindeki bir bebei seyreder gibi seyretmeye baladlar. Fethiye ve Necmiye, pazen eteklerle, amar ykayp, dizleri zerinde talar parlatrken grmeye altklar ablalarn, peri prensesi gibi grnce ardlar. Emine, gururla kzn seyrederken, birden, onun daha ne kadar kk olduunu dnd. Senelerdir, kendisine bir yetikin gibi yardmc olan byk kznn, henz on altsna geldiini, hi ocukluk yaamadn, gen kzlnn da farkna varamadan kadnla adm attn grmek iini burktu. Geen seneler iin yapabilecei bir ey kalmamt artk. Tek duas, Mrvet'in bundan sonra rahat bir hayat geirmesi olacakt. Kuak balamak, evin erkei olduu iin, Hakk'nn iiydi. Krmz kaln bir kurdelay Mrvet'in beline sardktan sonra, iki kez dmleyip zd. nc kez dm atp geri ekildi. O dm de Meliha zd. Emine, kendisine kua geri getiren gelinine kese iinde bahi verdi. Artk, e

dost, komu, herkes, sra ile gelip kesinde oturan gelini gryordu. Kap neredeyse 480 hi kapal durmuyordu. Bir gelenin ardndan biri daha. Hepsine erbet, limonata, tatl ikram yaplyordu. Nihayet, akam zeri, ge saatlerde ev boald. Sadece, ok yakn akrabalar kald. Ailenin yakn erkekleri yava yava gelmeye baladlar. Sofralarn zeri donand. Bu arada, Mrvet, yukar kattaki sedirde oturup bekliyordu. Aadan kahkaha, keyif sesleri geldike, ii gidiyordu. Bahede onlarla olup, glmek, konumak istiyordu. Gerdek odasna girip ba baa kalmadan nce kocas olacak adam grmek istei ile doluydu. Ama detler, onun arzularndan daha ar basyordu. Beklemekten baka aresi yoktu. Hava kararmaya balamt. Lmbalar yakld. ki kadehleri dolup boalyor olmalyd, baheden ykselen kahkahalar st kat dolduruyordu. Mrvet, bir ara duvan, eteklerini toplayarak pencerenin nne gitti. Tln arkasndan aadaki kalabala bakt. Gzleri, hemen, yabanc erkekte takld. Bunlardan biri Seyit olmalyd. Ama kadeh kaldran kollarndan ve srtlarndan baka bir ey gremiyordu. Masann dier ucunda, bir arada oturan gen kzlar, nee iinde fkrdayorlard. "Hakszlk" diye dnd Mrvet. Onun dnyd ve ondan baka herkes eleniyordu. Sknt ile iini ekerek yine gzlerini

darya evirdi. Hava scakt. Ne bir yaprak, ne tl kprdamyordu. Elindeki dantel mendili duvann altndan uzatp boynuna doru yelpazeledi. imdi, bu gzelim gelinlii ile aada masada otursa fena m olurdu? Derken, masann etrafndakiler ayaa kalktlar. Erkekler hep birden baheden ayrldlar. Hanmlar da, acele ile, masay toplamaya, etraf dzenlemeye baladlar. Mrvet, heyecanla, camn nnden ayrld. Orada yakalanmak istemiyordu. Tekrar sedire oturup bekledi. Az sonra kap ald. Meliha gelmiti. "Naslsn Mrvet'iim? Haydi bakalm gel, gelin odasna gideceiz." 48 NCRMN BsZMCN Mrvet, yengesinin uzatt elini tutup yrmeye balad. Bir eli ile, de ardndan srklenen duvan tutuyordu. Kendi evinde, kendi odasnda olmasna ramen, yolunu kaybetmi gibiydi. Ne yapacan, nasl hareket etmesi gerektiini bilmiyordu. Meliha onu getirip yatak odasndaki sedire oturttu. Duvan yzne indirdi. Yzn rten dantel ve yataktan sarkan cibinliin dier tarafnda, oda kaps sis ardndan bakar gibi gzkyordu. Meliha' nn kmasndan bir iki dakika sonra tekrar kap aldnda, Mrvet kalbinin yerinden kacan sand. Kalp atlar kulanda uulduyordu adeta. Birden rahatlad. Meliha tekrar geriye gelmiti. Kolunun altnda

getirdii iki seccadeyi yatan dier yannda yere yayd ve kt. O karken, iki erkek odaya girdiler. Birbirlerine benziyorlard. Ama hangisi kocasyd, Mrvet bir trl kestiremedi. Bir fotoraf ve gece karanlnda kapda karlamalanndan baka Seyit'le en ufak bir ainal yoktu. Erkekler, beraberce, damat namaz kldlar. Selam verip geri ekilirken seccadelerin zerine para braktlar. Sonra, biri, eliyle dierinin omuzuna dosta vurup odadan kt. Giden sadt. Kalan ise Mrvet'in kocas. Mrvet baylacak gibi hissetti kendisini. O kadar heyecanla bekledii evlilik fikri, imdi kocas ile ba baa kalnca yreini sktrmaya balamt. Avular arasndaki mendilini ezip bzerek, gergin bir ekilde oturdu. Bu arada, Meliha tekrar sessizce odaya girip yerdeki seccadeleri ve paray toplad, kapnn dnda bekleyen birine verdikten sonra Mrvet'in yanna geldi. Onu oturduu yerden alp, ayakta bekleyen Seyit'in yanna getirdi. Yeni evlileri el ele verip odadan kt. Mrvet, gzleri gelinliinin eteklerinde, eli yabanc bir erkek elinde olmaktan rahatsz, yz kpkrmz yle kala kald. Bacaklarnn, ellerinin titrediini hissediyor, ama mani olamyordu. Seyit, hi bir ey sylemeden ve onun elini brakmadan bir mddet bekledi. Sanki, gen kzn, temasna almasn bekliyordu. Dardaki ayak seslerinin uzaklamasndan sonra, dier eli ile,

yavaa, karsnn duvan at. Cebinden kard yz grmln takmak zere, onun 482 Kurt to (0 &hum bileini tuttu. Mrvet, yar inik gz kapaklar arasndan, koluna taklan bilezie hayranlkla bakt. Altn zerine yanyana dizilmi prlanta talarla evrelenmi bilezik harika bir eydi. Ama bilei ve kolu o kadar inceydi ki, Seyit bilezii neredeyse dirseine kadar itmek zorunda kald. Bu arada glmsyordu. ocukluktan henz km, gencecik karsnn utanga, tecrbesiz, rkek halinden etkilenmiti. Onun enesini gayet nazik bir ekilde tutarak, ban kaldrp kendisine bakmasn salad. Gz gze geldikleri an, Mrvet kalbinin duracan sand. Seyit'in koyu mavi gzlerinin bebekleri, sanki ortasnda ate varm gibi, parldyordu. nce, muntazam bynn altndan tebessmle bakan dudaklar Mrvet'in duyamad kelimeleri mrldanyordu. Gen kz, elini sarm olan avucun biraz daha skldn hissetti. Titremesi artt, artk daha fazla ayakta durabileceini sanmyordu. Gc tkenmiti. Seyit, kk karsn tahmininden daha gzel bulmutu. kk elmack kemikleri, imtihandaki bir ocuun ne yapacan bilmezlii ile akn, mahcup bakan siyah ekik gzleri, incecik endam, gen adam bylemiti. Onun, gerek erkekler, gerekse gerdek gecesi ile ilgili en ufak bir bilgisi olmadndan emindi. Karsn rktmekten

korkarak, bandaki tac ve duva alp aynann nne brakt. Sonra, onun titreyen gvdesini kucaklayarak yataa doru yrd. Mrvet, yine burnunun kanamaya balayacandan veya baylmaktan korkuyordu. Gzleri hep elbisesindeydi. Bir trl ban kaldrp kocas ile yz yze gelemiyordu. Onun scak nefesini salarnda, alnnda hissetti. Sonra yanaklarnda, gzlerinin kenarnda, enesinde gezinen dudaklarn temas ile, yz cayr cayr yanm gibi oldu. Seyit'in sesini ilk defa kulanda fslt olarak duydu: "Murka... kk Murka'm benim..." 483 NCRMN BEZMEN Evliliklerinin birinci haftasyd. Mrvet kocasna kt, Seyit karsn seviyordu ama yolunda gitmeyen eyler vard. Hayat tarzlar o kadar deiikti ki, karlkl iyi niyete ramen, sk sk ortaya bir mesele kyordu. lk anlamazlk, i amarlarnda balad. Mrvet'in, haftalar boyu, gz nuru ile, hem kendisi, hem de kocas iin elinde diktii pamuklu i amarlarn Seyit ne giyiyor, ne de ona giydiriyordu. Gerdek gecesinin ertesi gn, Mrvet'in yatan ayak ucuna yayd amarlar toplayp kaldrmt. Pijama giymek deti de yoktu. Mrvet hep, "Odaya biri gelirse, biri grrse" korkusuyla rahatszd. Seyit, ona glerek, yle demiti:

"Benim yatak odama gelen, beni her trl grmeye hazrdr. Onun iin, kim kapmz amaya meraklysa syle, haberleri olsun." Tabi byle bir lf, Mrvet'in kimseye syleyecek hali yoktu. Dnden iki gn sonra, Seyit, akam yine eli kolu paketlerle dolu geldi. Karsna belinden sarlp, yana ile duda arasna bir yere kocaman bir pck kondurdu. Emine ve Hakk bundan hi holanmamlard. Birbirlerine bakp dudak bktler. Mrvet, zaten, anne ve aabeyinin olduu zaman, kocasna kar rahat davranmaktan korkuyordu. Hep, gzleri onlardayd. Kocasnn veya kendisinin yapt, konutuu her ey iin,, onay bekliyor gibiydi. Seyit'in pcne karlk vermek yerine, kendini geriye ekti. Seyit buna aldrmam grnd. Elindekileri ona uzatt. "Bunlar senin Murka, gel kalm yukarya." "ey... imdi sofray hazrlayacaktm Seyit." "Hazrlarsn, hazrlarsn, gel kalm. Ben stm deiene kadar sen de konuur, anlatrsn biraz." Mrvet, annesine kaamak bir bak att. Emine, hi honut olmayan bir sesle, konutu: "Haydi, k kocanla. Sofray Fethiye kuruverir." 484 Kurt &yT && hur/

Seyit, elinden tutup yukar kata kard karsn tekrar hararetle pt. "Merak etmiyor musun, neler getirdiimi?" Mrvet ona glmseyerek bakt. "Tabi ediyorum." "Haydi, a o zaman." Seyit gmleini karm, omuzuna bir havlu asp, sakal trana girimiti. Bir yandan da, Mrvet'in, aldklarn ne kadar beeneceini merakla, onu seyrediyordu. Gen kadn, kutulardan yatan zerine dklen ipekli amarlara bylenmi gibi bakyordu. Siyah, beyaz, krem, mavi, rengrenk ipekli kombinezonlar, klotlar, sutyenler, yn halinde karsnda duruyordu. "Seyit, ne kadar k eyler bunlar." diyebildi. "Beendin mi?" "Hem de ok." "yi o zaman, bundan sonra o uzun uzun lastikli eyleri giymeni istemiyorum, bunlarla dolaacaksn, anlald m?" Mrvet, artk, kar, koca olmalarna ramen, hl bu mevzularda ekingenlikten kurtulmamt. Kzard. "Peki" mansnda ban sallad. Bir ka dakika sonra yemee indiklerinde, Emine, Hakk, Meliha, ocuklarla beraber oturmulard bile. Seyit, gayet yumuak, fakat manidar bir sesle konutu: "Kusura bakmayn, bu kadar erken oturacanz tahmin etmemitim. Tra olmadan sofraya oturmak detim deildir de..." Mrvet, Hakk'nn di bilediini duyar gibiydi.

Yemekten sonra odalarna ekildiklerinde, henz yataa girmemilerdi ki, alt kattan avaz avaz sesler ykseldi. Hakk ve 485 NerminBczmcn Meliha birbirlerine girmilerdi. Seyit pantalonunu giyip, st ksm plak vaziyette odadan frlad. Mrvet hole ktnda, aabeyi ve yengesi, kavgalarn odalarnn dna karmlard. Emine, aralarna girip onlar susturmaya alyordu. Meliha, kanayan dudan tutup haykrarak alarken, bir koluyla da kocasn gmleinden ekeleyip duruyordu. Hakk, onu omuzlarndan kavram, sallayp baryordu. Seyit, Hakk'ya hitapla, seslendi: "Brak karn Hakk, kadn byle hrpalanr m hi? Brak u kz rahat!" Bu arada, Emine de aralarna girerek mcadeleyi bitirmek istedi. Ama incecik vcudu, Hakk'nn aslnda karsna sallad bir tokat karlaynca, olduu yerde lkla dt kald. nleyip kvranmaya balad. Kocasnn aknlndan istifade, Meliha odaya kap kapsn kapad. Seyit, hemen, kaynvalidesinin koluna girerek ayaa kaldrmaya alt. Bir yandan da Hakk'yi azarlyordu: "Utanmyor musun? Ne biim erkeksin sen? u yaptna bak." Emine, ayaklar zerinde duramyordu. Seyit onu kucaklad gibi, yukar kata odasna kard. Mrvet, su, kolonya getirdi.

Kadncaz toparlanana kadar ba ucunda beklediler. Ertesi sabah, daha ev halk kalkmadan, Seyit ie gitmek zere evden kt. Giderken kapda karsn sarlp pt. "Murka, akama sofrada meze, rak olsun." Sonra, onun yanan okayp tamamlad: "Bu kadar sene yle sofraya altm. Byle, tencere yemei ile su imek biraz zor geliyor bana." leye mutfakta yemek hazrlarken, Mrvet, annesine bunlan syledi. Emine, bir nceki akam kendisini kimin kucaklayp tadn unutmu grnyordu. Kurt &yt (9&h\\ra "Meze ile rak ha? iki gn iildi, yenildi ite, yetmedi mi? Her Allah'n gn meze alacak, rak aacak halimiz var m bizim? yle altysa alsn, yapsn. Ben bu yatan sonra damat m bakacam bir de?" Mrvet, evli bir kadn olmasna ramen, annesinden hl azar iitiyor olmaktan incinmiti. Hi bir ey sylemeden kendi iine devam etti. O gn, amar gnyd. Odalardan kirlileri toplayp amarla indi. Beyazlar kaynamaya koymu, kendi k amarlarn, incitmekten korkar gibi, elinde nazik nazik ykyordu. Emine, alverie kmak zere, evden ayrlyordu. Mrvet'in yanna uradnda, gzleri imdiye kadar hi grmedii amarlara takld. "Ne bunlar, nedir?" "ey... i amarlarm anne."

Emine, leenin iindeki ipeklilerden birini elini alp ban iki yana sallad: "k, k, k... Buna amar m diyorsun sen kzm? Ne bu byle, sana diktiimiz amarlar ne gne duruyor, neden onlar giymiyorsun?" "Bunlan da kocam ald anne." "Biliyorum, baka kim alacak? Bunlan kimler giyer biliyor musun sen? Akl banda hi bir aile kadn giymez bunlar. Utanma, arlanma kalmam insanlarda artk. una bak, una bak..." Sylenirken, bir eliyle de sabunlu amarlar kantrp duruyordu. "Yka da, kaldr bunlan ortadan. Seni pis kadnlara benzetecek bu adam, her getirdiini giyersen." Annesi, sinirle kp gittiinde, Mrvet'in btn keyfi kamt bile. Kocasndan ald hi bir eye sevinmeye, giymeye keyfi kalmyordu. Ama, o da annesiydi. Muhakkak ki 486 487 NCRMN BCZMSN onun iyiliini dnyordu. Kt kadnlar gibi giyinmek istemezdi elbet. i bitip banyosunu yaptktan sonra yine geleneksel paal amarlarn giydi. O arada, Seyit yaad eve nasl yardm edebileceini dnm, bunu usul ile yapmak iin Osman'a sormutu. Osman ise, igveysi girdii evde karp para verirse ayp olacan, yalnz, arada bir, eline bir iki ey alp gtrrse tamam olacan

sylemiti. Seyit, zaten detlerine bir trl alamad bu evin ahalisini hi gcendirmek istemiyordu. Osman'n syledikleri zerine, eve para brakmaktan ekiniyordu. Sk sk da karsna ve kardelerine pahal hediyeler getirdiinden, her eyin tamam olduunu zannediyordu. Tabi, o arada, alt k sofralar da bekliyordu. Ama, bir yerde, bir yanllk vard, bundan emindi. O akam da gelirken iki, sucuk, peynir, lakerda getirdi. Mrvet, paketleri aarken, seviniyordu. Zira, kocasnn sabah istedii hi bir ey alnmamt bugn. Emine, mutfakta kznn tabaklara dizdii nevaleye bir bak att. Ocakta snmakta olan etli fasulyay kartrrken sylendi: "Gya mutfaa tuzu olacak. Kendi ikisine uyacak ne varsa, onu getiriyor." Bunlar sanki kendi kendine syler gibiydi ama, Mrvet'in duyacan pek al biliyordu. Seyit, dualar edilip oturulan masada, acele ile, konumadan yenip kalklan yemeklerden bir ey anlamyordu. O, ikisinin her yudumundan, tabandaki mezelerin her lokmasndan lezzet alarak, ar ar sohbet ederek yemek istiyordu. Ama, evde kendisine ayak uyduracak kimse yoktu. Onun iin o akam, o da keyfini yanda brakp onlarla beraber kalkt. Odalarna girdikleri vakit, zerindekileri karp, plak, yataa girdiinde, Mrvet'i yatan ayak ucunda, cibinliklerin ardnda, gizli gizli soyunmaya alrken grd. Gen

kadn, elbisesini yarm yarm kanp geceliini giymeye urayordu. Seyit yerinde doruldu. Glerek sordu: 488 Kurt Ssyt &&iium "Ne yapyorsun yle? Elbisenle greir gibi bir halin var. k bakaym ortaya, yardm edeyim mi?" Mrvet, tela iinde, olduu yerden seslendi: "Yok, yok Seyit, tamam, imdi giyiniyorum." Bir tela, geceliini giyip ortaya kt. Elbisesini asp yataa geldi. Seyit, onun ocukluktan kurtulamayan tavrlannda, ek bir ekingenlik sezdi. Salarn okarken, yzn kendisine doru evirip sordu: "Ne var Mrvet? Neler oluyor?" "Yok bir ey, hi bir ey yok. Haydi uyuyalm." Seyit, onu pmek zere eildiinde, gzleri gecelik dmelerinin arasna kayd. Ban geriye ekip sordu: "Neden yine bunlar giydin iine? Mrvet, istemiyorum bu amarlar. Neden benim getirdiklerimi giymiyorsun?" Mrvet alamaya balad. "Ben onlar giymem bir daha." Seyit'in alaycl zerindeydi. "yle mi? Ne ktlk yaptlar sana?" Mrvet, gz yalar arasndan, ona ierleyerek bakt. "Ben giymem onlar." "Neden ama?"

"nk, onlar kt kadnlar giyer. Ben kt kadn deilim." Seyit, ban arkaya atarak, kahkahalarla glmeye balad. "Demek hikye bu. pekli amarlar kt kadnlar m giyermi? Kim syledi bunu?" "Annem syledi?" Seyit, dirsei zerinde, yastnda doruldu. 489 NCRMN BCZMSN "Annen nereden biliyormu, kt kadnlarn ne giydiini?" Mrvet, kocas ile baa kamayacan biliyordu ama, yine de annesinden duyduklarn sylemek zorundayd. "Beyolu'ndaki kadnlar yle giyinirmi... yle dedi annem." Seyit hl glyordu. "Demek yle. Beyolu'ndaki kt kadnlar ha? Annen hi Beyolu'na gitmi mi hayatnda?" "Biz oraya gitmeyiz hi." "Neden?" "Orada Mslmanlar oturmaz da ondan." Seyit, sanki ok ciddi bir ey reniyormu pozunda, ban aa yukar sallad. "Ha, anlald. pekli amar da Mslman olmayan kt kadnlar giyiyor demek." "Evet, yle." Seyit, kolunu onun vcudunun altndan geirip kendisine doru yaklatrd. Salarn ptkten sonra, ciddi bir sesle konumaya balad: "Bak Murka'm, bak kk karm benim. Bu dediklerinin hepsi yanl. Bir kere,

Beyolu, stanbul'un en gzel yeri, bana sorarsan. Tabi, iyisi de var, kts de. Ama, her yer ayn deil mi? Mslman olan da var, olmayan da. Kimse kimseyi de zorla Hristiyan falan yapmyor. Paa oullan da var, Beyolu'nda gezen, desler, kontesler var, prensler var. Btn yabanc sefaretler Beyolu'nda. Btn bu insanlar kt, hepsinin kars da kt kadn deil her halde, deil mi?" Mrvet, bildiinin dnda bir dnyay dinlerken alamas kesilmiti. Kocasnn kollar arasnda, onun scaklna gmlmken, evin btn problemlerini unutmutu. "Sana getirdiim her ey, k, zarif ve paras olan hanmlarn 490 Kurt syT giydii eyler. Onlar srtna geirmek seni kt yapmaz, k bir kadn yapar. Ben de karmn k olmasn istiyorum. Bundan sonra grmeyeceim zerinde bunlar, tamam m? Anlatk m?" Mrvet bam sallad. Kocasn ok seviyordu. Ertesi akam, Mrvet bir gece evvelden artan rak mezelerini sofraya dizmi, iine k amarlarn giymi olarak kocasnn eve dnmesini bekliyordu. Annesini kzdrmamak iin, zel amarlarn gizli gizli ykayp kurutacakt bundan sonra. Seyit'i kapda daha yeni karlamt ki, sokaktan barmalar duyup tekrar kapy atlar.

Yal bir adam, bir elinde baston, dier eli Fethiye'nin kulana yapm, haykrp duruyordu: "Yok mu bunun anas, babas?" Seyit ne kt, Fethiye'yi adamn elinden kurtard. "Ben enitesiyim, ne oluyor? Neden hrpalyorsunuz ocuu?" "Gcm olsa bacaklarn krardm ya, kretsin halim yok. ncir aacma km. Krm btn dallarn edepsiz. Allah cezasn versin. Verin bunun cezasn. Bir daha da benim bahemde grrsem, gznn yana bakmam." "Tamam." dedi Mrvet, iinden. Seyit'e eve geldiinden beri, daha bir tek sakin gece yaatamamlard. Gn yoktu ki, bir ey olmasn. Bu olay yatmak zereydi ki, Hakk ile Meliha az dalana girdiler. Yemein tad tuzu kalmamt. Neredeyse hi konuulmadan da bitti. O gece, sabaha kadar alayan Meliha'nn bebei kimseyi uyutmad. Mrvet, kocasnn sinir iinde, bir taraftan bir tarafa dnn ve daha gn aarmadan yataktan ktn hissetti. Odann karanlnda onun giyindiini fark edebildi ama azn ap bir ey sormaya ekindi. Her halde, uyku tutmad iin, iine erken gidecekti. Seyit, yavaa, kapy ekip ktnda, Mrvet de uykusuzluktan kpkrmz gzlerle, perdelerin arasndan giren ilk gnein huzmelerine dald. 491 NCRMN DSZMSN

O gece ve bir sonraki gece, Seyit eve dnmedi. Evde herkes birbirine girdi. Hakk, byle adama kz verdii iin Emine'yi, Emine evdeki huzursuzluklar iin Hakk ile karsn sulayp duruyordu. Ama sonunda, yine ona kar mterek cephe alyorlard. Nihayet, aralarna dardan gelen yabanc oydu. Kendine has detleri, tavrlar ile, zaten bu eve ayak uyduramayan yine oydu. Mrvet, gz yalan iinde, odasna kapanmt. Dedikodu, daha ilk gnn sonunda, zaten, btn mahalleye yaylmt. kinci gn, leden sonra, ev komu kadnlarla doldu. Herkes, yeni damadn niye gelmediini, gelinin nasl olduunu sorup duruyordu. Emine, btn ketumluu ile, durumu idare etmeye almasna ramen, kadnlar daha kapdan karken fsldamalar duyuluyordu: "te, elin Moskof'una kz verirse byle olur. Gvurdur o, eminim ekerim." Emine, sanki her eyin sulusu oymu gibi, Mrvet'e ksyordu. nc gn, akam yemeinden sonra, Seyit geldi. Emine ve dierleri, odalarna ekilmilerdi. Mrvet, krgn bir tavrla, kocasn karlad. Doru odalarna ktlar. Gen kadn alamaya balad. "Sen evlendiine pimansn galiba Seyit." "Nereden kardn onu?" "Baksana, evi bir brakp gidiyorsun, ka gn yoksun? Bizim buralarda byle detler yok. Herkesin diline dtk. Hem, nasl merak ettiimi biliyor musun benim?"

Seyit, sevecenlikle, karsna sarld. Bedenlerinin yaknlna ramen, sanki aralarnda uzak bir mesafe vard. Sesi ok sakindi. "Bak Murka, en batan, ben bunu annene sylemitim. Bu yol bana ok uzak geliyor. Benim iimin belli saati yok. Her sabah, her akam bu yolu ekemeyeceim. Ya Beyolu'na tanrz, ya 492 Kurt da bu i byle gider." Karsn brakp pencere nndeki sedire oturdu. Arkasna yaslanp, cevap bekler gibi, bakt karsna. Mrvet aresizlik iindeydi. "Anneme nasl sylerim ben bunu Seyit? Hele Hakk aabeyim, lse brakmaz Beyolu'na." "Benden sylemesi Murka. Sizin detlerinizi anlyorum ama sizler de beni biraz anlamaya aln. yle ikili, sohbetli bir sofrada yemek yiyemiyorum. Biz alz, en zor gnmzde bile, yemek masas bir keyif yeridir. En zntl gnmzde, ackl bile olsa, bir ark syleriz. Evime diye geliyorum, Hakk ile Meliha'nn kavgalarn dinliyorum, btn gece ocuklar yan odada viyaklayp duruyor. Kardelerine gelince, ikisini de ok seviyorum ama daha kendi ocuum olmadan ocuk sesinden bkmaya baladm. Hi sakin, sessiz bir an yok evde. ki dostumu getirmek istesem, nereye getireceim? Anlyor musun beni?"

Seyit'e hak vermemek elinde deildi Mrvet'in. Ama, i, bunu annesi ile nasl konuacan bilmekti. Ertesi gn, Mrvet, daha fazla oyalanmadan, annesine durumu at. Emine de Hakk'ya. Hakk kprd, kyametleri kopard yine. Mrvet, aabeyinin sesini odasndan duyuyordu. Onunla yz yze gelmeye cesareti yoktu. "te, korktuum bama geldi. Anlamam ben, Beyolu falan. Bu evden Beyolu'na kz gitmez. Yolu uzak geliyorsa, boasn kz, alsn Beyolu'ndan kendine uygun birini." O gece, yine, yatak odalarnn olabildiince gizliliinde, Mrvet durumu anlatt kocasna. O gne kadar, sakin, akac tavrlarna alt Seyit'in ilk defa yznn ifadesi deiti. "Bak Mrvet, ben ne ananla, ne aabeyinle evlenmedim. Ben kendime kan olarak seni istedim ve seninle nikhlym. Ben kocan olduum mddete, ben nereye gidersem, sen de beraber 493 oraya gelirsin. Bu kadar sene onlarn hayatn yaadn, bundan sonra benim hayatm yaayacaksn. Paylatn benim hayatm olacak, baka hi kimsenin ne dnd beni ilgilendirmiyor." Mrvet dudaklarn bkt. Sylemek istedii bir ey daha vard. nce duraklad, sonra kelimeler bir rpda azndan dkl verdi: "Ama, komular ok kt eyler sylyorlarm."

Seyit, alayl bir ba eii ile sordu: "Yaa? Ne gibi kt eyler sylyorlarm bakalm?" Mrvet syledi syleyeceine piman olmutu. Kocasna tekrarlamak zorunda olduklarndan utanyordu. "ey... diyorlarm ki..." "Haydi, haydi syle de, ben de reneyim bari. Btn mahalle bildiine gre." "ey... Senin iin, "Moskof'un biri, snneti bile yoktur." diyorlarm." Seyit, kendini daha fazla tutamad. Kahkahalarla sedire oturdu. "Kim diyormu bunu?" Mrvet, kocasnn, hakaret kabul edeceini sand bir sze, niye bu kadar gldn anlayamamt. Onun sinirlenmediine memnun, cevap verdi: "Makbule Hanm'in kocas evki Bey, yle demi karsna." Gen adam, hem iine dt artlara, etrafn saran insanlarn kafa yapsna inanamyordu. Her ey bir aka gibiydi. Glerek konumaya devam etti: "Demek yle, evki Bey, kars Makbule Hanm'a sylemi. Makbule Hanm gelip annene syledi, annen de sana, sen bana... Amma ok insan benim snnetimle ilgileniyormu meer." 494 Kurt &m (9 &hur/ Sedirin zerine elini vurarak karsn yanna ard:

"Gel, gel Murka, otur yle yanma. Otur da buna bir are bulalm. Bu tr dedikodular nlememiz lzm." Sesi, tavr yle ciddiydi ki, Mrvet onun hakikaten bir are dndn sand. Kocasnn yanna oturup bekledi. Erkein gzlerindeki alayc prlt, dudaklarmdaki mstehzi gl ortaya kmakta gecikmedi. Karsnn elini, avucuna alp, ar ar konutu: "Bak canm, imdi sen annene syle, komularna bu haberimi iletsin. evki Bey madem benim snnetli olup olmadm renmek istiyor, kolay var. Gndersin karsn bir gece bana, ben ona gsteririm, snnetli olup olmadm. Her i hallolur." Yine kahkahalara boulmutu. Mrvet'in aknln grnce, onun yanaklarn okad. "Konu komunun ne dedii, ne yapt beni hi mi hi ilgilendirmiyor Murka. Zaten, korktuum da buydu ite. Bu insanlarn arasnda zel hayatmz olmas, huzurlu yaamamz imknsz. Kendimize ait bir hayatmz olmal. Anlyor musun beni? Mrvet, daha ok yeni evli olmalarna ramen, kocasnn karar verdiini yapan biri olduunu anlamt. Ses tonunda sezdii kararll karsnda, hi bir ey sylemedi. Sabah dar etti, Seyit ve Hakk evden ayrlr ayrlmaz, annesinin yanna girdi. Zor da olsa, biraz kekeleye, biraz dura,

bekleye lfn bitirdi. Emine sert bir sesle sordu: "ok mu istiyorsun bu adam? O kadar m meraklsn?" Mrvet, kocasn ok sevdiini ve ondan ayrlmak istemediini syleyecekti ama dili varmad. Annesi yle bir sormutu ki, sanki ille de erkek istiyor gibi anlalacakt cevab. Halbuki onun tek istedii, Seyit'le beraber olmakt. Yumuak bir sesle, annesini iknaya alt: 495 NcrminDczmcn "Anne, artk evlendim bir kere, boanrsam ayp olmaz m? Daha m iyi olur o zaman?" "Biliyor musun, seni nasl bir yere gtrecek? Nasl yaatacak? Bu evden bir karsan, o k olur. Piman olup da dnmeye kalktn gn, eski itibarn olmayacak, haberin olsun." Sonra, diyecei bitmi gibi, odadan kt. Mrvet ylece kala kald. Annesi, ne evet, ne hayr demiti. Anlad tek ey, annesi ve kocas arasnda bir seim yapmak zorunda kalacayd. Bu o kadar zordu ki, aresizliin yreini sktrdn hissediyordu. Allahtan, Seyit, son konumalarndan bu yana bir ka gn gemesine ramen, bir ey sormuyordu. Belki de tanmak fikrinden vaz gemiti. O zaman her ey kendiliinden hallolacakt. Evlendikleri iki ay olmutu. Mrvet, bir ka sabah st ste bulant ile uyanmasn takiben, hayatnn yeni hakiktini anlad.

Hamileydi. Bu hi beklemedii ve hazrlkl olmad bir eydi. Daha evinin dzenini bile tam kuramamt. Kocas ile ba baa olup zaman geirememilerdi. Senelerdir, zaten, kardelerine, yeenine bakp duruyordu. Yanlm olmay mit ediyordu ama annesinin getirdii mahalle ebesi phelerini dorulad. Doum, Haziran ay ortalarna rastlayacakt. Kocasna haberi verdiinde, onu pek sevindirmediini fark etti. Seyit, yine her zamanki anlayl, sevgi dolu tavryla, karsna sarlp pt. Konuurken, sanki, onun iin zlyor gibiydi: "Murka'm benim, sen daha kendin ocuksun. Keke, biraz bymeye zamann olsayd." Aslnda, Seyit'in bunu sylemesine hi ihtiya yoktu. Mrvet, kocasnn yannda bilgisizliini, tecrbesizliini, kltr ve grg farkllklarm sk sk hissediyordu. renmeye, Seyit'e ayak uydurmaya can atyordu ama, beraber yetitii tabular, yasaklar, gnahlar, ailesinin ne diyeceini dnmesi onu engelliyordu. ki ayr dnya arasnda kalmt. 496 Kurt &m Seyit, gen karsn, arkadalar ve bugne kadar yaad evre ile tantrmakta acele etmek istemiyordu. Onu rktmekten ekiniyordu. Yava yava, Rusya'daki hayatn anlatarak Mrvet'e alt ve bekledii yaant tarz ile ilgili ipular vermeye alyordu.

Ailesi, ocukluu, baba evi, St. Petersburg gnleri, Tsarskeyo Selo'daki ev, karlarda ngrak sesleri ile kayan troykalar, l l Alexander Nevski caddesi, operalar, baleler ile ilgili anlar, Mrvet'i, adeta, o gne kadar hi dinlemedii bir masal dnyasna srklyordu. Seyit'in cephedeki gnlerini, ihtilli, ar'in ailesi ile beraber ldrln dinlerken, ocuklar gibi alad. Kocasnn kan, kk kardeinin sahilde l kaln duyduunda ise, onun kollarna kapanp saatlerle gz ya dkt. Mrvet, kocasnn anlarndaki zdrab dinleyip, yrei paralanyordu ama onun yaralarn saracak, kollar arasna alp teselli kelimeleri arayacak olmaktan ok uzakt. Bu arada Seyit, btn itenlii ve rahat tavr ile, kadnlarla olan ilikilerini de anlatmakta bir saknca grmyordu. Tsarskeyo Selo'da Barones von Oven Starov'la geirdii ilk erkeklik macerasn, Yalta ormanlar'ndaki gzel Larissa'y, danslar ile erkekleri byleyen ingene kzlarn, hepsini sras ile anlatyordu. Mrvet, kocasnn hayatnn bu taraflarn dinlerken de gzne ya geliyordu. Bu defaki yalan zntden deil, kskanlktan oluyordu. Seyit, onun burulduunu hissettii zaman, hemen kollar arasna alp, pp gnln alyordu. Btn bunlarn eskide kaldn, srf kendisini tanmas iin anlattn ilve ediyordu. Ancak, Mrvet'in hi tanmad, grmedii bu kadnlara kar n alnamaz bir

kskanl vard. Hepsinin, kendisinden daha bilgili, tecrbeli, gzel ve iveli olduunu dnerek, ii iini yiyordu. Btn bu kadnlarn, kocasna sarlp, pldklerini, ayn yata paylap vcutlarn sunduklarn zihninden geirmekten, Seyit'in anlatmakta olduu hikyenin devamn dinliyemiyordu. Gen adam, zel hayatn paylatka daha yaknlaacan zannettii karsnn, aksine, kskanlk 497 NSRMN DSZMN atei ile yanp kavrulup, souklatn, gzlerinde yalarla ks ks baktn fark ettiinde, ge olmutu. Hele, en son, Shura ile olan hikyelerini dinlerken, Mrvet, kocas ile evlendiine pimanlk duymaya balamt. Dier kadnlar iin hissettii kskanlk imdi hafif kalyordu. Zira, Seyit'in ses tonunda, baklarnda, Shura ile olan maceralarn anlatrken beliren farkll grmt. Bu kadnn, sevdii erkein hayatnda bambaka bir yeri olduu muhakkakt. Seyit'in anlatt kadaryla, onun olaan st gzellikte, sapsar uzun salar, mavi gzleri ile nefes kesen bir kadn olduunu renmiti. Shura, Seyit' le ilk tantklar yllarda, kendisinden sadece bir iki ya byk olduuna gre, henz en mkemmel yalarndayd. Bu dnce ile, mthi bir rahatszlk duyuyordu. Mrvet'i, Shura'yi bunca kskanmaya iten bir sebep daha vard. Seyit'in dier maceralar

Rusya'da kalmlar, birer an olmulard. Ama o, imdi burada, stanbul'da, Seyit'in yaknlarndayd. Kocasnn kelimeleri arasnda, srarla, dier kadnla ilikisini kestiini belirtecek bir eyler arad. Ama aradn bulamad. Kendini ok kt hissediyordu. Kskanlnn yan sra, Shura'ya, gizliden gizliye, bir hayranlk da duymutu. Gen kadnn, Seyit'le beraber atld maceradan, ailesini, evini brakp sevdii adam takip etmesi, bunca yl skntlara, yokluklara katlanmasndan ne derece k olduu belliydi. Onun yapt fedakrl, Seyit'le paylat maceralar dnp, ayn yerde olmay istedii anlar oluyordu. Kendini onun yerine koyunca da, bunlarn hi birini yapamayacan gryordu. O, ne annesini brakabilir, ne aabeyinden izin almadan bir yere kabilir, ne de neticesini bilmedii bir maceraya atlacak kuvveti kendinde bulabilirdi. te, en byk kskanl da o zaman bastryordu. Kocas, hayatnn unutamayaca ve bir daha geriye dnemeyecei bir devrini, bu zel kadnla paylamt. Mrvet, Shura'nn haylinin, her zaman onlarla beraber yaayaca hissine kaplyordu. Ayrca, kocasnn halen onunla beraber olup olmadn da bilemezdi. Btn gn hayat Beyolu'nda 498 Kurt m geiyor, ok kez akamlan eve gelmiyordu.

Evliliklerinin nc ay dolmak zereydi. Kasm sonu bir gnn sabahnda, yeni uyanmlard. Seyit, perdeleri amakta olan karsnn belinden sarlp pt. "Haydi, giyin, beraber gidiyoruz bu sabah." "Nereye gidiyoruz?" "Gezmeye." "Gezmeye mi?" Mrvet, kocas ile ilk defa darya kacak olmaktan hem heyecanland, hem de rkt. "Nereye?" "Merak etme. Kt bir yere deil. Osmanlar'a gideceiz. Haydi, oyalanma." Mrvet, sevinle, giyinmeye balad. Ne giymesi gerektiini bilmiyor, gardrobunu am bakp duruyordu. Yan banda, Seyit'in sesini duydu: "Sana nianda yolladm o mavi elbiseyi giy. Dantel yakal olan." Mrvet, annesinin kendisini ayna karsnda yakaladndan beri giymeye cesaret edemedii elbiseyi, askdan ald. "Sabah iin ok fazla k deil mi?" Seyit, karsnn dudaklarna bir pck kondurdu. "Murka'm, k bir kadn, gnn her saatinde k olur. Bunun sabah, akam olmaz." Mrvet, mahcup, gld. "Ama, ben Osman enitelere hi bu kadar k gitmedim imdiye kadar." "imdiden sonra i deiti. imdi sen, benim kanmsn. Benim 499 NsrmIn Bezmen istediim gibi giyineceksin."

Mrvet, ksa zaman iinde, kocasnn arzu ettii holua brnd. Karn hafif tombullamaya balamt, ama yine de elbisesine rahatlkla syordu. Seyit araba tutup geldi ve yola ktlar. Gen kadn, getikleri yollarn Osmanlar'a her zaman gittikleri yoldan farkl olduunu anladnda, ekinerek sordu: "Seyit, nereye gidiyoruz sahiden?" "nce, ufak bir iim var yapacak." Daha fazla da bir ey sylemedi. Mrvet, o gne kadar, Karaky'den teye, stanbul'da neler olduundan haberdar deildi. Faytonun kendilerini geirdii yollar, evleri yeni bir dnyay seyrediyor gibi izliyordu. rili, ufakl, kibrit kutusu gibi dizilmi ahap evlerin yerini, mermer stnlu, kap balklar oymal, cephesini heykellerin ssledii birbirinden gzel ve azametli ta binalar almt. Baz binalarn giri katlarnda yer alan k maazalarn vitrinlerinde, inanlmayacak gzellikte apkalar, earplar, kumalar sergileniyordu. Mrvet'in hayretten gzleri alm, bu, daha evvel hi grmedii dnyann renkleri, kl onu bylemiti. Seyit, onun elini tutup, glmsedi. Karsn, her gn yeni bir kelime renen okul ocuklarna benzetiyordu. Onun, Beyolu'nu heyecanla seyreden gzlerindeki prlty zevkle izledi. Araba, nihayet, Kalyoncu Kulluk Sokanda bir binann nnde durduunda, Mrvet, kocasnn uzatt elini tutup indi.

"te," dedi Seyit, "Buras benim i yerim." Mrvet, hep merak ettii, kocasnn i yerini nihayet gryordu. Demek, annesinin, korkun diye anlatt Beyolu'na gelmilerdi. Birden, Seyit'in, bu binann st katnda, Shura ile kald zamanlar hatrlad. ini tarifsiz bir kskanlk kaplad. Kocasnn, bir baka kadnla, ok sevmi olduu bir kadnla, burada yaadn, itiini, sevitiini dncelerinden uzak tutmaya alt. Seyit, onu elinden tutarak, kapdan ieri soktu. Sokaa cephesi ok geni olmamakla 500 MjRT 8YT beraber, ieride arkaya doru i ie uzanan odalar ve en sonda da byk bir bahe vard. Girite drt, ikinci odada iki gen kadn alyordu. Hepsi Rus olmalydlar. Seyit, onlarla Rusa bir eyler konuup, Mrvet'i yan tarafta kendi yazhanesi olan odaya ald. "Sen zerini kar, otur biraz Murka, sana bir kahve getirsinler. Benim halledilecek bir iim var. Az sonra dnerim." Karsn yanandan pp karken, Mrvet, gz ucu ile, dier kadnlarn kocasna baklarn izledi. kisi olduka genti, alanlarn. Mrvet'den sadece bir iki ya byk olmalydlar. Hareketleri son derece doal bir rahatlk tayordu. Hepsi birbirinden gzel kadnlard. Kocasnn, btn gn bu kadnlarn arasnda altn, bazen gece de gelmediini

dnd. Midesine kramplar giriyordu. Vcudunu ayak bileklerine kadar rten siyah yeldirmesinin, ne kadar garip katn fark edip utand. Sanki, herkes onu gzleyip alay ediyor gibi geldi. Yavaa, srtndan syrp kenara att. imdi daha rahatt. pek, dantelli elbisesi, elmas brou, bilezii ile dierlerinden daha bile gz alc olmalyd. Bacak bacak zerine atp, kyafetine uyduuna karar verdii bir poz ald. Oturduu odann yan odaya bakan duvarnda bir pencere vard. Gz oradaki masada alan adama takld. Katlar, defterler arasnda kaybolmutu adam. Kaln gzlkleri, kolluklar ile ok ciddi bir hali vard. Mrvet onu komik bulmutu, kendi kendine glmsedi. Birden, darda duran bir araba ile, dikkati pencereye yneldi. Belki de Seyit dnmt. Ayaa kalkp baktnda, iki kadnn girie doru yneldiini grd. Az sonra, kadnlar, Mrvet'in olduu odann kapsn amlard. Biri yirmi yalarnda, dieri ondan biraz byk olmalyd. Tayyrleri, yan yatm bereleri, kollarndaki kaplar ile son derece ktlar. kisi de gzeldi, ama zellikle daha gen olan gz alc bir gzellik tayordu. Sapsar salar, dalga dalga omuzlar hizasna kadar iniyordu. Son derece zarif, kendinden emin hareketlerle, odann ortasna kadar ilerledi. Bir an, Mrvet'le gz gze geldiler. Yan odadan, 501

Nsrmin Bezmen kendisini karlamaya gelen muhasebeciye glmserken, yarm bir Trke ile sordu: "Seyt Eminof nerede?" Mrvet, kocasndan ilk ismi ile bahseden yabanc kadndan huylanmt. Ama, yine de, onun gzelliinden o kadar etkilenmiti ki, gzlerini ondan bir trl alamyordu. zerindeki kyafetin klna ramen, sansn kadnn yannda kendini iyi hissedemiyordu. Yabanc kadn, daha sonra, dardaki Rus madamlarla konumaya balad. Hepsinin onu ok iyi tand belliydi. Mrvet, ilk defa geldii ve yabancs olduu, kocasnn i yerinde bir baka kadnn bylesine herkesi tanyp, her eye hakim tavrlarla dolamasndan, mthi burukluk duydu. Yabancnn alml havas, btn mekn doldurmutu. Oturduu iskemlede kendisini, ezik, silik, kk bir ocuk gibi hissetti. Seyit'in, Shura ile ilgili anlatt hikyeler kafasnda devrolmaya balad. O srada odaya giren tc kza, yavaa sordu: "Kim bu hanmlar?" Kz, her eyi bilip de bilmez grnenlerin tavryla, omuz silkti. Onun Trkesi de pek iyi deildi: "Eskiden burada t yaparlard, her halde yine i aramaya geldiler." Mrvet, gz ucuyla takip ettii kadnn, kapya koup atn grd. Sevinle seslendiini duydu, ama kocasnn isminden

baka hi bir sylediini anlamad. Zira, Rusa konuuyorlard. Seyit, kap ald an, hayretler iinde kalmt. Bu kadar yalnz gnlerinde, gecelerinde bekledii kadn, nihayet gelmiti, karsndayd. "yi gnler Seyt." "Shura!" Seyit, doru, Mrvet'i biraz evvel yalnz brakt odaya girip, 502 JVURT karsnn yannda durdu. Shura, birden, demin nemsemedii gen kzn, Seyit'in hayatndaki biri olduunu kavrad. Daha fazla ilerlemeden, masann dier yannda durdu. Sakin bir sesle konumaya alt: "Duyduklarm doru mu Seyt?" Seyit'in sesi, souk ve ilgisizdi. "Bu ne duyduuna bal." "Evlenmisin, yle mi?" Bu arada, gzlerini Mrvet'in zerinde gezdirdi. Mrvet, ne tavr taknmas gerektiini bilemiyordu. ki yabanc kadnn kendisine bakarak konutuklarn fark etti. Sansn kadnn gzlerinde ya vard. Demek, kendisini kt hisseden bir tek o deildi. Dier kadnn da kalbi krlmt. Seyit, uzun zamandr kendisine azap yaatan sevgiliyi, cezalandrmak ister gibiydi. Eilip, Mrvet'in yanan pp, omuzuna elini koydu. Seimini kimden yana yaptn aka gsteriyordu. "Evet, kanm burada ite." "Seyt!..."

Gen kadn, sylemek zere balad eyi bitiremedi. Gzleri yala dolmutu. Ama alamyordu. Ban dimdik tutup, kapya doru yrd. Son kez, Seyit'le karlkl birer kelime sylediler. kp gitiklerinde, Seyit uzun sre hi bir ey konumadan arkalanndan bakt. Mrvet, onun yzndeki hlyal, hznl ifadeyi fark etti. Gen adam, derin bir nefes ekti. "Grdn m Shura'yi?" Mrvet, sanki son on be dakikadr azap eken, iini kurtlar kemiren o deilmi gibi, rahat olmaya alt. "Dikkat etmedim." 503 Sonra, dayanamayp sordu: "Niye gelmi?" Seyit, masasnn zerinde bir takm katlar kartrrken, yorgun bir sesle cevap verdi: "Grlecek bir hesabmz vard." Cevap, Mrvet'i tatmin etmemiti. imdi istedii ey, kocasnn kendisini ne kadar sevdiini, onunla evlenmekten piman olmadn, baka kadnlarla ilikisi kalmadn sylemesiydi. Ama, Seyit bunu yapmyordu. Demek, dier kadn ile hl gryorlard. Btn kadnlar iin kskant Mrvet. Ama, zellikle, Shura onun en byk kskanlyd. Seyit'in hayatnda, Mrvet dahil, baka hi bir kadnn dolduramayaca bir yeri vard onun. O, her zaman, Seyit iin ok zel bir kadn olarak kalacakt. Bunu biliyordu. Birden, gz yalarna hakim olamayacan sezip, odadan

frlad. Koridorun ucundaki banyoya girer girmez, kapy kilitleyip alamaya balad. Ne kadar alad bilmiyordu. Sakinletii zaman, aynada yzn tanyamad. Srmeleri amur gibi akm, gzleri, burnu kpkrmz imiti. Souk suyla ykayp yeniden makyaj tazeledi ama yz artk sabah evden kt yz deildi. Seyit, o zaman zarfnda, hi kmldamadan, ayn yerde oturuyordu. Shura'nn kapdan kt ne kadar olmutu, kestiremiyordu. ki dakika? Belki yirmi? Belki daha fazla. O arada mrnn otuz bir yln yeniden yaamt. Biraz evvel kapdan kan kadnla beraber, hatralar ondan bir perde daha uzaklamlard. Onun odada brakt iek kokusunu iine ekti. Kapdan girdiinde, avucuna sarlan elinin temasn hatrlad. Biraz evvel avularndayd btn gemii ve imdi uzaklap gitmiti ite. Ne kadar yalnzd u an. Evlenmekle bir eyin hallolmadn zlerek fark ediyordu. sterdi ki, u an kars yannda olsun. Ellerini onun salarnda dolatrp teselli etsin. Bir daha dnememek zere geride brakt hayat iin onu avutsun, sarlp psn, btn zlemlerini unuttursun. Ama 504 wt yan ba botu. Onu, ne kucaklayan, ne teselli eden vard. Kk kars onu anlayacak olmaktan ok uzakt. Sessiz admlarla odaya giren Mrvet, aladnn anlalmasndan ekinerek,

Seyit'le yz yze gelmemeye alt. Yeldirmesini zerine geirdi. Seyit ayaa kalkmt, ona yardmc oldu. Sesi yorgundu: "Haydi gel, seni eve gtreyim artk." Hi konumadan dndler. Arabadan inerlerken, Mrvet kocasnn yzne bakmadan ilerledi. "Ne olur, evde bu gn olanlardan bahsetmeyelim. Annem duymasn." Akam yattklarnda, gen kadn, kocasna hi bir zaman sahip olamayacan, onun kafasnn iinde, ruhunda ulaamayaca bir noktann varln hissediyordu. "Keke evlenmeseydim." diye dnd. Hele imdi, bir de bebei olacakt. Nasl baa kacakt, Seyit'in etrafndaki bunca kadnla. Nasl idare edecekti hepsini birden, bu yanda, bu tecrbesizlikle. ini eke eke alamaya balad. Seyit de uyuyamamt. Kars ile oturup konumak, ona btn eski hayatn anlatmak, sonra sevimek istiyordu. Belki bylelikle kendisini ezen hatralarn arlndan kurtulabilirdi. Ama konumalarnn, ksa zamanda, Mrvet'in alamas, barmas ile neticeleneceinden emindi. O zaman da, btn ev halk balarna toplanacakt. Bu evde kaldklar mddete, zel bir hayatlar olmasna imkn yoktu. Kars ile birbirlerini tanyp yaknlamalar, ok uzak bir ihtiml gibi grnyordu. Skntl olduu anlarda, uysallkla, scack, yaklap onun suskunluunu paylaan, konuana kadar bekleyen,

hznlerini, beynini yoran dncelerini ak ile uzaklatran Shura'yi dnd. Onu zlyordu. u an yannda olsa, kendisini nasl rahatlatacan biliyordu. Mrvet'in hkrk sesleri ile, dncelerinden syrld. Onun 505 NCRMN E>CZMN yasta dalm salarn toplayarak, kolunu, bann altndan geirdi. Kendisine doru ekti. Gl suyu ile silinmi tenini koklarken, yalarla, slak yanaklarn pt. "Tanr'm!" dedi iinden, "Bu kadn da seviyorum." Bir eli ile, onun i karnn okad. Boynunu, yanaklarn pt, pt. Kk karsnn yaad kskanl, znty anlyordu ama onu rahatlatacak kelimeleri bir trl bulamyordu sanki. Onu, bebek sallar gibi, kollar arasnda sallayp susturdu. Mrvet, kocasnn kollarnda kendini emniyette hissedip uykuya daldnda, Seyit gzleri tavanda, hayatlarnn bundan sonra ne ekil alacan dnyordu. Sabah, Mrvet gzn anca, kocasn oktan giyinmi, evden kmaya hazr buldu. Elleri pantalonunun ceplerinde, pencereden dar bakyordu. Karsnn uyandn grnce, onu pt. "Haydi giyin bakalm Murka, gidiyoruz." "Nereye yine bu saatte Seyit?" "Yeni evimize." "Yeni evimize mi?"

"Aslnda dn gidecektik ama ksmet olmad. Haydi toparlan." "ey,... anneme nasl syleyeceim?" "Nasl m syleyeceksin? Mrvet, ben senin koanm. Nikhl kocan. Ve seni buradan alp gtryorum. Evimize, kendi evimize. Bize ait olacak, ba baa kalacamz, konuabileceimiz evimize gtryorum. Bunda annenden ekinecek ne var?" Mrvet, bir gn nce olanlar hatrlad. Kocasna fazla gveni yoktu. Annesinin daha evvel sylemi olduklar aklna geldi. Nereye gidecekleri, kimin yannda oturacaklar hepsi mehuld onun iin. Fazla sorarsa, Seyit'i kzdracan biliyordu. Onu ok seviyordu, ama akla baland kocas, yakkl olduu 506 cyt kadar apknd. Burada, hi deilse, skt zaman snacak bir annesi, aabeyi vard. Bir defa giderse, artk onlardan yardm isteyemeyecekti. Onun, dnceli dnceli, yere baktn gren Seyit, yatan kenarna oturdu. "Bak Murka, bu bizim iin bir ans. Birbirimizi tanmamz, daha ok sevmemiz iin bir ans. Ba baa kalp, ba baa yemek yiyeceiz. Kendi evinin kadn olacaksn. Baka kimseye hesap vermek zorunda olmayacaz. Anlyor musun beni? Daha mutlu olacaz." Sonra, glerek, onun yanaklarn okad:

"Haydi haydi, korkma, Mslmanlar iine gidiyoruz." Mrvet ne yapacan bilemiyordu. Kocasn kaybetmek istemiyordu ama, annesine nasl syleyeceine de karar verememiti. steksiz, giyindi. Sabah namazndan sonra, kahvesini ierken buldu annesini. Kapda durup kelimeleri nasl toparlayacan dnd. Emine'nin, ban evirip, gznn iine sorar gibi bakmasyla, dili tutuldu. Sonra kontrol edemedii kelimeler dudaklarndan dkld: "Anne, biz gidiyoruz." Emine, bunun gezmeye gitmek mansnda sylenmediini biliyordu. Souk bir tavrla sordu: "Nereye?" "Bilmiyorum, nereye gtrrse." Emine, ban camdan dar evirdi. Hi istifini bozmadan oturuyordu. Ks sesle konutu: "Peki... ama seni yanlz gnderemem. Yanna Necmiye'yi vereceim. Kk ama nihayet kardeindir." Mrvet ne diyeceini bilemiyordu. 507 Nermin Bezmen "ok sevindim anne." Emine'nin gzleri dolu dolu olmutu. Ban kahve fincanndaki telvelere evirdi. "Eh, haydi, gle gle gidin." Mrvet duralad. Annesi yzne bakmyordu bile. Yanna gidip elini pmek istedi. Ama,

onun sert tavrndan rkt. Duyulmayacak kadar alak sesle sordu: "Bana bir ey vermeyecek misin anne?" "Eya m istiyorsun? Al yattnz yata ite, bir de sandn al." Sonra, yerinden kalkp, kendi odasna gitti. Az sonra, elinde gazete katlarna sarl bir paketle geldi. Kzma uzatt. "Nedir bunlar anne?" "Benim eyizimden, kahve takm. Annem de bir ey vermedi deme." O arada, Seyit bir fayton tutup getirmiti kapya. Btn eyalar sd arabaya. Mrvet, ayr eve gelin giden herkesin byle boluk iinde kalp, kalmadn soruyordu kendine. Evliliklerinde, her olay bir znt oluyordu. Seyit, Necmiye'nin beraberlerinde gelecek olmasna bir ey demedi. Karsnn ailesinde en ok sevdii, bu kk kzd zaten. Ona, kendi kk kz kardei Havva'y hatrlatyordu. Mrvet, arabaya binerken, annesinin ellerini pt. "Anne, gelirsiniz deil mi?" "Eh, adres bildirirseniz geliriz." Seyit de, kaynvalidesinin elini skp, arabaya, karsnn yanna oturdu. Necmiye'yi de aralarna aldlar. Yeni evlerine doru yola ktlar. 508 Paylalanlaym Yalnzlk Fayton, Kasmpaa srtlarnda, Hac Hsrev yokuunda, yedi numaral evin nnde durdu. ki katl, bahe iinde irin bir ev, yeni sahiplerini bekliyordu.

Mrvet, hl baba evinden aynlnm aknl zerinde, evin iini dolat. Alt kat mutfak, banyo ve bir oda, st kat ise bir buuk odadan ibaretti. Seyit, karsn bir gn nce oraya getirmeyi plnladndan, temizliini yaptrmt. Yine de Mrvet'in iine sinmedi, tekrar zerinden gitti. Sandndan t ii tllerini, perdelerini karp ast. st kattaki byk odaya yataklarn kurdular. Yan odada, Necmiye'ye geici bir yer yata hazrland. Dantelli klflar yastklarna geirdi. Kendi evinin hanm olmak fikrine almaya alyordu. Akam hava kararnca, gen kadnn iine bir hzn kt. Alamaya korkuyordu. Kardeini de huzursuz edeceini biliyordu. Seyit, gaz lmbasn yaktktan sonra, onlar ba, baa brakp kt. Bir mddet sonra, Volkof Restorandan ald yiyeceklerle geldi. Yere yaydklar gazetelerin zerine yemekleri dizdiler. Hepsi Rus yemekleriydi. Seyit bir ie de votka at. Keyfi yerinde gzkyordu. Karsnn yanandan bir makas alrken gz krpt. Mrvet, kz kardeinin yannda, kocasnn yaknlndan utand. 509 Nermin Bezmen "Yapma Seyit, " diye fsldad. "Necmiye'nin yannda olur mu?" "Artk kendi evimdeyim Murka, karm istediim gibi severim, anlald m?" ", Seyit ne olur."

"Benimle bir kadeh ier misin sen de?" "Ben iki imem Seyit." "yi, ne yapalm, ben de yalnz ierim. Nazdrovya!" Seyit'in keyfi kamt. Mrvet, onu yeniden neelendirmek iin, ne yapacan bilmiyordu. Susmay tercih etti. Necmiye'nin de suskunlukta ondan geri kalr yeri yoktu. Seyit kendisini iki emanet ocukla oturuyor gibi hissediyordu. Kans ve kk kz, tabaklar, gazete katlarn toplarlarken, o kadehindeki votkay tazelemekle meguld. "Haydi bari, siz yatn, yorgun olmalsnz." Mrvet, bula toparlayp, Necmiye'yi ald, uykuya kt. Ne oluyorsa, aralarndaki sevgi ve scaklk devaml olmuyordu. Yataa yattnda, "Allah'm annemin evini aratma bana." diye dualar etti. Seyit ise, iedeki votka bitinceye kadar, aadaki bo odada, srt duvara dayal oturdu. Bir mddet, ban kollar arasnda dizlerine dayayp, dnd. Mutluluu nasl yakalayacan bilemiyordu. Evlerindeki ilk akam, kars ile beraber yiyip, iip, sarlp yataklarnda uzanmay, daha gzel gnlerin gelecei haylini kurmay bekliyordu. Halbuki, u an, kendisine arkadalk edecek, yalnzln unutturacak, elindeki kadehten baka bir ey yoktu. Alkoln, damarlarn aa aa gezindiini hissedebiliyordu. Scak basmt. Kalkp cam at. Derin derin nefes ald. Aralk aynn ayaz cierlerine doldu. Bir sigara

yakt. Kibritin alevini, neredeyse parmaklarn yakana kadar, seyretti sonra fledi. Huzursuzdu. Hayatnda koca bir boluk, dolduramad bir eksiklik vard. Hafif sesle, Rusa bir ark 510 Kurt Sen (3&h\\ra mrldanmaya balad. Votka yudumlan, pencereden zerine vuran souk, arksnn szleri ile birleti, onu alp St. Petersburg'a geri gtrd. Mrvet, ertesi sabah uyandnda, Seyit'i evde bulamad. Yast bile bozulmamt. Necmiye'ye belli etmeden, alamaya balad. te imdi, annesinin dedikleri oluyordu. Tanmad bir yerde, yalnz bana brakp gitmiti onu kocas. Ancak, bir saat sonra, gz yalar sevince dnt. Seyit, eve bir araba dolusu eya gndermiti. Yemek masas, iskemleler, duvar aynas, konsol, sofra takm, ispirtolu gaz oca ve yiyecek malzemesi ykl araba boaltlmaya balannca, Mrvet, ocuklar gibi, sevince bouldu. Necmiye'nin yardm ile, eyalar ite, eke yerletirdi. Bir koyduu yere karar veremiyor, tekrar odann dier ucuna itiyordu. Kendisine karan, akl veren kimse yoktu. Kendi eviydi. Eyalar onundu, istedii yere koyabilirdi. arklar syleyerek evi dzene soktu. Ablasnn keyfinden etkilenen Necmiye de neelenmiti. Mrvet, kocasn ne kadar sevdiini ve onu zlediini dnrken, akamn yaklamakta olduunu fark etti. Hemen mutfaa girip,

gelen malzemelerden akam yemeini piirmeye balad. ki mezesi bile hazrlad. Seyit, o akam geldiinde, karsnn yzndeki prltdan, tebessmden mutluluunu okuyabiliyordu. Bir akam evvel dt sknty unutma zaman gelmi olmalyd. Camn nnde, zene bezene hazrlanm masay grnce glmsedi. Her ey yoluna giriyordu galiba. Karsn pp, ykanmaya gitti. Yemekte her ey harikayd. Evlendiklerinden bu yana, ilk kez, keyifle, patrtsz, kendilerine ait konular konuarak yemek yiyorlard. Mrvet, bu akam kocasn krmam, bir kadeh arap ierek ona elik etmiti. Kadehini daha bitirmeden vcudunun sndn, bann tatl tatl dndn hissetmeye balad. Gzleri alev alev yanyordu. Seyit, meze taban henz bitirmiti. Et servisini yapmak zere mutfaa kalkan karsnn, ilk defa itii ikiden kzarm yanaklann, parlayan gzlerini sevgiyle seyretti. Bo taban almak iin uzanan ince zarif elini 511 NCRMN BCZMCN yakalad ve onu kendine ekti. Mrvet, byd evde olsun, akraba evlerinde olsun, erkeklerin kanlarna byle heyecanla yaklap, sevgilerini belli etmelerine alk deildi. Ama, u an buna itiraz edecek de deildi. Hem, Necmiye, oktan, odasna ekilip yatmt bile. Seyit, iskemlesinde yan dnp, kollar ile,

karsnn gittike genilemekte olan belini sard. Ban onun iyice belirginlemi karnnn zerine dayad. Gbeine doru bir pck kondurduktan sonra, yzn onun vcudunun scaklna gmd. Mrvet, kocasnn bu yakn sevgisinden kamamakla beraber, aynen karlk vermeye utanyordu. Ellerini uzatp, onun ban, omuzlarn tutmak istedi, sonra vaz geti. "Et atete Seyit, yanacak imdi." Seyit, akac bir tavrla, onun kalalarn okayp brakt. "Peki, peki, haydi yakma eti." Karsnn arkasndan bakarken, hayatndan memnun bir erkein gl yzne yayld. Her ey dzene girmi gibiydi. Seyit, her gn, eve bir ka para eya yolluyor, akamlar yiyecek paketleri ile dnyordu. Ge geldii gnlerde de, Volkof dan hazr yemek istetiyordu. Getirdii paketlerin arasnda, sk sk, Mrvet ve Necmiye iin hediyeler kyordu. Yine de, Necmiye, artk, annesini zlemeye balamt. nceleri bir iki mzmzlanrken, sonra btn gn alamaya balad. Mrvet ok zlyordu. Necmiye'ye bakp byten kendisi olmasna ramen, onun annesine olan zlemini kapayamyordu. Nihayet, daha fazla dayanamayp, Seyit'e durumu at. "yi o zaman gidin, grn annenizi." dedi kocas. Bir sevin, hazrlanp gittiler. Emine, kzlarn grnce, ok sevindi. Mrvet,

annesine, Necmiye'nin evini ok zlediini anlatt. "Artk benimle dnmek istemiyor anne. Alayp duruyor." 512 Kurt &m \9&\iwa Sedirde, Necmiye'yi dizleri dibine alp oturan Emine, hayatndan memnundu. "yi o zaman, Necmiye kalsn. Fethiye seninle gider." Mrvet, buna kocasnn ne diyeceini bilemiyordu. Ancak, annesine bir ey syleyemedi. Ayrca, Fethiye'yi krmak istemiyordu. Akama doru, onu da yanna alp Kasmpaa'ya geri dnd. Seyit, uzaktan da olsa, kaynvalidesinin basksndan sklyordu. Kars ile ba baa olmak istiyordu. Buna frsat vermiyorlard. Zaman zaman, iinin daraldn hissediyordu. Arada srada, eski hayatn kars ile konumak istiyordu. zellikle ikili olduu zamanlar, Rusya'y ve oradaki hayatn anlatmak, nne geilmez bir arzuya dnyordu. Ancak, bir iki kez niyetlendiinde, Mrvet'in hemen gzleri sulanm, alamaya balamt. Onun geride brakt hayat, kaybettiklerini renmek zor geliyordu gen kadna. Sevdii erkekle kendisinin paylamad bir hayat dinlemek, onu ileden karyordu. ini kaplayan kskanlkla, neredeyse, hasta oluyordu. Seyit, ok arzu etmesine ramen, Beyolu'ndaki Rus arkadalarn eve davet etmeye cesaret edemiyordu. Akamlar, onu

karmay teklif ettii zamanlar da, gen kadnn neredeyse gnahtan bahsediliyor gibi, itiraz ile karlayordu. Mrvet'in kendisine ve tarzna almasn bekliyordu. Ama o arada, ikili, mzikli, hznlerin paylald masalarn zlemini ekmeye balamt. Yeni evlerinde ilk misafirleri Gl Hanm ve brahim Bey oldu. 1920'de Rusya'dan Wrangel ordusu ile beraber kamlard. Gl Hanm, Baku Bey'inin konanda doup bymt. Son derece gzel, az burnu ufack, ince, zarif bir gen kadnd. brahim Bey ise, karsnn yannda olduka snk kalan, kendi halinde bir adamcazd. Korbuk kyndendi. Gl hanmn oturduu konak, ihtillde Bolevikler tarafndan sarldnda, 513 NSRMN BCZMSN Paa, camdan gelen bir kurunla ldrlmt. Gen kadn, o zaman kaarak, General Wrangel'in ordusu ile Krm kylarndan ayrlan Beyaz Ruslar'a katlmt. brahim ile o yolculukta tanmlard. Be parasz, yapayalnz, yabanc bir memlekete yol alan bir ok gen kzn yapt gibi, kendisine koruyucu kollarn aan erkekle evlenmiti. ki oullar vard. Sermet ve Rstem. Gl Hanm, zerafeti, nazik, yumuak karakteri ile, Mrvet'i ok etkilemiti. Yakn oturuyorlard. Sk sk grmek sz ile ayrldlar.

Gl hanmn dostluu Mrvet'e yetiyordu, ama Seyit iin durum farklyd. Senelerdir iinde olduu Pera yaants, btn cazibesi ile kendisine gz krparken, Kasmpaa'daki evin sakin, durgun havas fazla bir heyecan vermiyordu. Karsn sevmek her eyi halletmemiti. Mrvet'i o gnlere kadar arkadalar ile yaad hayatn iine sokamayacandan emindi. imdilik, zerine varmak istemiyordu. Ocak ayyd. Son bir haftadr ayaz esen rzgr, yerini lapa lapa kara brakmt. Merdivenler, pencereler, ykselen karn beyazl altnda kaybolmutu. Mrvet, camdan, bahede odun kran kocasn seyrediyordu. Gen adam, karla beraber, canlanmt sanki. Pantalonunun zerinde sadece atletle, karda balta sallyordu. Kocasnn geni, kasl omuzlarn kollarn seyrederken, Mrvet onu ne kadar kskandn hissetti. Onu, hi tanmad, bilmedii kadnlardan bile kskanyordu. Seyit, sepete doldurduu odunlarla eve girip zerini silkelediinde Mrvet'in ii titredi. "Hasta olacaksn Seyit. Bu havada byle klr m darya, Allah akna?" "Kar tmez." dedi, Seyit. "tmez mi?" "Sana anlatmadm m, Rusya'da kzaklar eken kpekler 514 Kurt &m (0 &h\ra

karlar eeler, iinde yatarlar gece. scacktrlar." Uyandklarnda Sonra, neeli bir tavrla, dudaklarnda bir ark, sobann kllerini temizlemeye koyuldu. O havaya ramen, her gn scak banyonun ardndan, kuyudan ekilmi buz gibi bir kova su dokunuyordu. "Yalta ormanlarnda kar yaarken gle girerdik biz. Vcudu her zaman soua alk tutmak lzm, snamadn gne hazrlkl olursun." diyordu. Mrvet, onun, her yapt eyin ardndan, Rusya'daki hayatn anlatmasndan hi zevk almyordu. Kocasn, anlar ile dahi, paylamaya tahamml yoktu. O gn, Seyit evden olduka ge kt. Neredeyse len olmutu. Her zamanki gibi, karsn pp ayrld. Araba armamt. Yryerek gidecekti. Ayakkablarnn karlar iine yumuack gmlrken kard sesleri duymak, onu keyiflendiriyordu. Dilinden hi dmeyen arksn tutturup yrmeye balad. Bu beyazl seviyordu. Mrvet, akam, kocasnn gelmesine alt saatte, bekledi durdu. Yemek soudu, bir daha stt. Sonra Fethiye'nin yemeini verip onu yatrd. Cam kenarna geip beklemeye balad. Kar hl yayordu. Bahe kaps yansna kadar rtlmt. Merak, gece yansna doru, kskanlk nbetine dnt. Mendili elinde, yola bakp alyordu. Masa zerindeki saatin tiktaklar

birbiri ard sra vurup duruyordu. Saat ikiyi gemiti. Kap alnd. Heyecanla yerinden frlad. Gelen Seyit'ti. akr keyif bir ekilde eve girip, kansna sanld. Mrvet, bu kadar saat aladktan sonra, kocasna yz vermek istemiyordu. Srtn dnp ieriye girdi. Seyit apkasn kard, salanna dklen karlan silkeledi ve nee iinde konumaya balad. Mrvet, ks, alamaktan imi gzlerini kocasndan kard. Sylediklerini anlamasna imkn yoktu. Kocas Rusa konuuyordu. Hi bir cevap alamaynca, birden durumu fark 515 Ncrmin Bezmen etmi gibi, elini alnna vurdu. Glyordu. Yaklap Mrvet'e sarld ve pt. Dili hafiften arlamt. "Sahi... ben neler diyorum... Bir an iin... unuttum." Karsnn yanaklarn okayarak devam etti: "Haydi Murka'm... uykusuz kalmsmdr... sen git yat, istersen. Yalnz, bana biraz su stabilirsen, makbule geer. Banyo yapmak istiyorum." Karsnn srtndan sarlp yanana bir pck kondurdu ve banyoya doru yrd. Mrvet, hi cevap vermeden, mutfaa girip gm ocaa koydu. Seyit, slklar, arklarla ykanp bornozu srtnda yatak odasna kt. Sarholuu gemiti. ok keyifliydi. Mrvet odaya geldiinde, yatakta uzanm, keyifle sigarasnn dumanlarn seyrediyordu.

Glmseyerek, karsna bakt. Mrvet'in ise glecek hali yoktu. Bundan sonra, ne diyeceini, ne yapacan bilmiyordu. Haykra haykra alamak istiyordu. Hkrklar boaznda dmlendi. Srtn dnp, kapya dayand ve alamaya balad. Seyit, sigarasn brakp yataktan frlamt. Gelip karsna sarld. Onun yzn kendine evirip bakt. hanete isyan eden minicik azn, pnarlarnda ya dolu gzlerini, kzgnlkla titreyen burun kanatlarn seyrederken ii titredi. Onu yine zmt. Gnln almak, iini rahatlatmak istiyordu ama anlatmas ok zordu. Shura ile karlatklarn, biraz konuup, bir ka kadeh itikten sonra sevimenin kendiliinden geldiini, ama fazla bir ey ifade etmeyeceini sylese anlar myd? Onun kk, saf, kskan yreini zdrapla doldurmaktan baka ie yaramazd. Onun ban, avular arasna alp gsne yatrd. Saatlerdir beklemekten, alamaktan bitkin dm olan gen kadn, itirazsz, kendisini brakt. Kocasnn bornozunun aralndan gelen sabun ve losyon kokusunun scaklnda, kendisini sarholam hissetti. Seyit, onun salarn, yanaklarn okamaya devam ediyordu. Bir eyler sylemek istedi, ama 516 tamamlayamad. "Ah! Murka, ocuk Murka'm benim..."

Mrvet hl alyordu. Seyit, biraz evvel, aresizlikle, karlkl gz yalar iinde ayrld dier kadn dnd. Onu zlemiti bile. Ama, gsnde onun sevgisini bekleyen ve karnnda ocuunu tayan kadn da seviyordu. Onu, yanaklarn okayp perek sakinletirmeye alt. u an kiilik bir cehennem hayat yayorlard. Kendisi de, iki sevdii kadn da mutsuzdu. Bunu dzeltmek iin fazla bir seimi olmadn biliyordu. Mrvet, derin bir uykuya daldktan sonra, dnceleri onu rahat brakmad. Shura ile artk bulumamaya karar verdikleri halde, yine beraber olmulard. zellikle, Seyit'in bir ocuu olacan rendikten sonra, Shura'nn kesin tavrn koymasna ramen. Seyit'le, artk, birlikte hi bir hayatlar olamazd. Ufak tefek maceralar bakayd ama evlilik bambakayd. Kendisine ihanet edilmi hissediyordu. Hatta, artk, Trkiye'de yaamas iin bir sebep kalmadn sylemiti. Ama, ite, yine bir kez daha, birbirlerinin kollarna atlmlar, hasretle sevimilerdi. Ancak, bir dierine hi bir mit ve sz vermeden vedalamlard. Seyit, bundan byle, kesin bir seim yapp, onu hayatndan karmas gerektiini dnd. Fakat, sonra, gzlerini smsk kapayp, kafasndan geen son esintiyi silmek ister gibi, ban sallad. Hayr, Shura'y hayatndan karamazd. Bu karar, ancak, gen kadn kendisi verebilirdi. Yannda, hl derin derin i

geirip uyuyan kck karsna bakt. Ona acd. Elini uzatp efkatle ban okad. Aslnda ona hiddetlenmesi lzmd. ocuk istemediini defalarla sylemiti karsna. Henz baba olmak iin kendisini hazr hissetmediini anlatmt. Bu kemekein iinde, bir de ocuk ba ortaya kmt. Kendisini kapana sktrlm gibi hissediyordu. Mrvet hamile olmasayd, belki de ok daha tamam ve shhatli bir karar verebilirdi. Bu kadar senelik ak hayatlarnda Shura ona byle bir sorumluluk yklememiti. Mrvet bunu niye 517 NSRMN BCZMCN becerememiti. Dirsekleri dizlerinde, yz avularnn iinde oturdu. Avularnn arasndaki kk dnyada aresizliini kltmek ister gibiydi. O ayn sonunda, yolun kar tarafnda, ayn ev sahibinin bir baka evine tandlar. Bebek doduu zaman evin kk geleceini dnen Seyit, iki odas daha olan, yine bahe iindeki dier evi tutmutu. Ayn gnlerde, Mrvet'in Tatlkuyu'daki baba evi satlmt. Hakk, kardelerine de sattan otuzar altn hisse ayrmt. Mrvet'in srarlarna ramen, Seyit bu paray bir kenarda saklamasn syledi. Evde bir eksikleri yoktu. Senelerdir, hesap kitap mutfaa giren Mrvet, devaml gelen erzak, hazr yemeklerle kendini ok byk bir lkse kavumu hissediyordu. Yeni elbiseler, ayakkablar gardrobunu

dolduruyordu. Seyit, sonunda, yeldirme giymesini de yasaklad. "Seyit, umac ile evlendi mi dedirteceksin millete. Niye kendini bcek gibi klklara sokuyorsun. Bundan sonra grmeyeyim bu kl." Ancak, Mrvet, krk yakal paltosu ve apkas ile, annesini ziyarete ilk gidiinde, Emine'nin azarlar ile karland: "Nedir bu klk? Kapal ktn mahalleye, byle sa ba ak nasl gelirsin? Bizi rezil mi edeceksin? Benim evime bir daha bu klkla gelme Mrvet." Gen kadn, alaya alaya eve dndnde, kendisini teselli etmek zere kocasn bulamad. O geceyi, bir yandan annesinin sylediklerine, bir yandan da kocasnn gelmeyiine alayarak geirdi. Byle anlarda btn k elbiseleri, ayakkablar, mcevherleri mansz geliyordu gzne. O, mutlu olmak istiyordu. Kocasn dizi dibinde istiyordu. Annesi ile ksmesinler istiyordu. Kimse onu anlamyordu. Karlarn iinden belirebilecek glgeyi bekleyerek oturdu. Beyolu'na yakn tanm olmalar, Seyit'in eve geli dzeninde pek farkllk yaratmamt. Evinde geirdii ok keyifli bir geceden sonra, 518 JXUKT ertesi akam ya hi dnmyor veya sabahlara kar geliyordu. ki ayr hayat yaamaktayd deta. te, yine o akamlardan biriydi.

Beyolu'nda, Kalyoncu Kulluk Sokaktaki amarhanenin st katndaki od,a karanlkt. Sokaktaki gaz lmbasnn , ak perdelerin arasndan, kar okayarak ieriye szlyordu. Soyunmadan, yatan zerine uzanm adamn sigarasndan derin nefeslerle ekip brakt dumanlar, hafif k huzmesinin iinde sis gibi yaylyordu. Pera Palas'da arkadalar ile geirdii cokulu, elenceli bir gecenin ardndan, yalnz kalmak istemiti. Mrvet, yine alayarak, bekliyor olmalyd. Ama, bu akam ne gz ya, ne ocukluk, ne kskanlk ekecek hali yoktu. Tek bana, karanlkta yle oturup dnmek istiyordu. Kendi kendisi ile konumaya, kendisini dinlemeye ihtiyac vard. Karsn sevip, sevmediini sk sk aklndan geiriyordu. Evet, seviyordu. Ama yine de ona tamamen balanamyordu. Bir daha grmesi, kavumas gereklemeyecek yaknlarn, hayatn, evlerini, topraklan zlyordu. Ona btn bunlarn sevgisini, scakln bir arada verecek bir aka ihtiyac vard. Ve bu kii ancak Shura olabilirdi. Ne kadar sevse, hi bir kadnn onun verdii huzuru vermeyeceini biliyordu. Ne yazk ki, ikisinin de hayatlarnda bakalar vard. Bir araya gelseler, yine ayn sevgiyle tek vcut olabilirler miydi? u an Shura'da ayn zlemi ekiyor muydu acaba? Onu yannda, kollar arasnda hissetmek, sarlmak ihtiyac duydu. Sigarasn sndrp kollarn bann arkasna dayad, gzlerini

kapad. Anlan iinde huzuru bulduunu hissediyordu. Er, ge, evine, karsna dnmesi gerekecekti. Bugn deilse yarn, ya da br gn. Ve yine evden uzak kald gnler iin bir eyler uydurmas gerekecekti. Aslnda, yalan sylememek iin, hi bir ey sylememeyi tercih ediyordu. O zaman da, Mrvet'in sessiz sessiz alamalanna tahamml edemiyordu. Saatler gemesine ramen, uyku girmiyordu gzne. Yorgundu. Kendini unutmak, kaybetmek istiyordu. Kalkp odann arka cephesindeki balkona doru 519 NSRMN BCZMSN yrd. Kapy anca, eikte birikmi karlar ieriye ylverdi. Elini kar ynnn arasnda kalm sepete uzatp, bir ie ekip ald. Buz gibi soumu votkayla beraber, tekrar gelip yatana uzand. Minik kristal kadehi ard arda dolup boald. Hi bir ey hallolmuyordu. Mrvet'i seviyor ve acyor, Shura'ya ise dayanlmaz bir zlem duyuyordu. Karar verdi, ertesi gn onu grecekti. Btn gn, kara bulutlarla ehrin zerinde dolaan yamur, akama yakn saatlerde, bardaktan boanrcasna yamaya balad. Taksim'deki Zezemski eczanesinin kasasnda oturan gen kadn, gnn haslatn hesaplamakla meguld. Son on be dakikadr kapnn kilidi vurulmu, "Kapal" levhas aslmt. Kalfa, elinde anahtarlarla dolap, raflar, dolaplar kapatyordu.

Camda duyduu vurula ban kaldran Shura, dardakinin kim olduunu anlamaya alarak bakt. Bu silueti nerede olsa tanrd. Heyecann yattrmak istercesine, sa elini gsne gtrd, bir an iin nefesini tuttu. Kalfa, kapal kapnn cam arkasndan, darya sesleniyordu: "Kapalyz, kapadk artk." Shura, kasann arkasndan syrlarak, frlad. "Tamam, beni aryorlar, bakarm." Kalfa omuz silkerek geri ekildi, kendi iine devam etti. Gen kadn kapy atnda, yamurun altnda, karsnda duran adama ks ama k baklarla bakt. Yumuak bir sesle, onu ieriye davet etti: "Gelsene Seyt." Gen adam ieri aldktan sonra, kasada yarm brakt iine 520 Kurt eyt V 6\\um dnd. Seyit, onun karsndaki tahta iskemleye oturarak, beklemeye balad. Shura, sanki, Seyit orada deilmi gibi, gzleri hesaplarn geirdii katta, sakin hareketlerle alyordu. Seyit, onun sar salarna den prltlara, yzndeki yumuak ve krgn ifadeye bakarken ii szlad. Onu kollarna alp, salarn, yzn, boynunu pmek iin dayanlmaz bir arzu hissetti. Onun hayatnda baka bir erkek olduu dncesi ile rahatsz, ba baa kalabilecekleri an sabrla beklemeye koyuldu. Zaman sanki gemiyordu. Camlara

vuran deli yamurun sesi hakimdi, eczanenin sesssizlii iinde. Arada bir de, kalfann anahtarlarnn krts duyuluyordu. Seyit, hayran hayran, Shura'y seyrederken onu tahmininden fazla zlemi olduunu fark etti. Onu ve onunla ilgili her eyi zlemiti. Sesini, baklarn, gln, kokusunu, scakln bir nefes gibi iine ekebilmeyi isterdi. Nihayet, dkknn klar sndrlmeye balandnda, ayaa kalkp bekledi. Bundan sonra ne olacan, ona ne diyeceini bilmiyordu. Belki de kapdan kp, kendi yollarna ayrlacaklard. Shura eczaneyi kilitlerken, Seyit emsiyesini aarak onun yannda durdu. Sonra, yan yana yrmeye baladlar. Bir mddet hi konumadlar. kisi de ne syleyeceini bilmez gibiydi. Seyit, emsiyeyi dier eline alp, Shura'nn elini tuttuunda, gen kadn, itiraz etmeden, elini onun avucuna brakt. Ama tedirgindi. "Seyt, bu yaptmz doru deil." "Elini tutmam m?" "Hayr, ne demek istediimi biliyorsun. Bu dzen, her ey yanl." "Ne yapmamz isterdin?" "Bilmiyorum... Artk birbirimizi grmesek, daha iyi olacak." Seyit onun elini daha sk kavrad. "Bunu istediinden emin misin?" 52i Nsrmin Bezmen

Ondan bir cevap alamaynca, Seyit durdu ve onun nne geip yzne bakt. Gen kadnn gzleri yalyd. "Seyt, bir baka kadnla evlenen sensin. ocuu olacak da sensin. Senin hayatnda bana artk yer yok." Seyit diyecek bir ey bulamyordu. Hepsi doruydu. Hayatnda bu kadna yer olmad hari. El ele yrmeye devam ettiler. Yamur iyice hzlanmt. Seyit, kede bekleyen taksiye iaret etmek zereydi, Shura onu engelledi. "Yrmek istiyorum." "O zaman, seni gidecein yere brakaym." Gen kadn, buna da bir cevap vermedi. Ama itiraz etmedii belliydi. Seyit, onun yannda yrmeye devam etti. Bir tek kelime sylemeden, Altnbakkal, 32 numaraya geldiler. Shura'nn antasndan kard anahtar alan erkek, kapy ap yol verdi. Anahtarlar onun avucuna geri brakrken konutu: "Ne garip, deil mi? Birbirimize syleyecek bir ey bulamamamz." Shura, bir aya st basamakta, olduu yerde kald. ekii duyuldu. "yle... ok garip." Seyit, apartmann kapsn itip, onun yanna geldi. "Shura, sevgilim, seninle konumak istediklerim vard. Ama sanrm, yanl bir zaman setim." Vedalamak zere, elini uzatt.

"Sanrm, yalnz kalmak istiyorsun, hoa kal." Elleri gayet souk bir dokunula birleti. Ayrlk an gelmiti. Derken, bir dierinin temasnda scaklk, yumuack bir 522 Kurt &yt (9 &h\\ra kavrama fark ettiler. Seyit, eilerek, onun yanana hafif bir pck kondurdu. Sonra dier yanana... ve Shura'nn dudaklarn yananda hissettii an, onu kollan arasna ald. kisi de direnlerini kaybetmilerdi. Sarma dola oldular. Konuamadklar anlarn kaybn, plerinde giderir gibi, nefes nefeseydiler. Dairenin kapsn ap girdiklerinde, Seyit, bir an, tereddde dt. Valentine'in de ayn evde yaadn biliyordu. Shura, onun dncelerini okumu gibiydi. "Valentine bu gece ok ge gelecek. ki ayr yerde piyano alyor." Seyit, kollarn aarak, sevgilisini sard. "Bize neler oldu Shuruka? Neler oldu bize?" "Biliyor musun Seyt? O gnleri zlyorum. Sinop'ta oturduumuz, stanbul'a ilk geldiimiz gnleri zlyorum." Gen adam onu perek glmsedi. "Sanki masal gibi, hepsi geride kald." "O zamanlar sadece birbirimize aittik." Seyit, kollan arasndaki sevgiliyle, yalnzlklarnn ayn olduunu biliyordu. Dikktle, onun gzlerinin iine bakp konutu:

"Biz her zaman birbirimize aidiz Shura. Ve ne olursa olsun birbirimize aid kalacaz. Biz, bir dierimizin kanndayz, hatralarndayz. artlar ne olursa olsun bu deimeyecek." Konuurken, onun yanaklarndan szlen yalar eli ile sildi. Yanaklarn pmeye balad. Dudaklar birletiinde, artk neyi yaayacaklann biliyorlard. Aslnda, hi bir sorunu halletmeyecek ak saatleri onlar bekliyordu. Hi bir ey deimeyecekti. Sadece, birbirlerinin kollarnda yeniden eskiyi yaayp, ksa bir zaman iin de olsa, kendi ak dnyalannda saklanacaklard. 523 NCRMN DZMEN Elveda 1924 Bahan tii ikiler onu uyutmaya yetmiyordu. Biraz olsun dald vakit kbus gryordu. Hayat, sanki, kendi ellerinde deildi. deta, gndzlerle geceler arasnda srkleniyordu. Rusya'dan kaarken, tek bana, sadece kendinden sorumlu olaca bir maceraya atldn zannetmiti. Ama, yanlmt ite. imdi, hayatnda, onun davranndan, kararlarndan etkilenen iki kadn vard. ki ayr kadn... Birbirlerine hi benzemeyen, mutluluunu ayr ayr etkileyen kadnlar. Bu arada, geici gnl heveslerinin hayatna misafir ettii kadnlar da vard. ounu ikinci kez grmezdi. Btn bu kadnlar, onun yalnzlk duygusunu ldrememilerdi. Mrvet'ten yeni

memleketine ayak uydurmakta yardm beklemiti, gizliden gizliye. Ama daha o kadar ocuktu ki, hayat tanmas iin Seyit'in ona gn be gn hocalk yapmas gerekiyordu. Ailesinin etkisinden, yetime tarznn getirdii baskdan hl kurtulamamt. Kskanl, evhamlan, alama krizleri ile Seyit'i yoruyordu. Shura, onun nostalji ile and vatann canlandran, onu gemiine, ocukluuna, lgn genliine balayan tek esinti idi. Tarifsiz heyecanla yaanan bir akn, yaralarla, kalp krklklar ile dolu bir servenin, tek ahidi ve ortayd. Ama, artk, her ey sratle deiiyordu. Ne Shura'nn varl onun 524 Mrt syt memleket zlemini giderebiliyor, ne de Mrvet'e olan sevgisi kendisini evinde hissetmesine yetiyordu. Ne var ki, bu saf, kk kzla evlenmiti bir kez. Onu kaderine ortak etmiti. Yalta kylarndan beraber ayrld gen kadn ise, srf ona olan akndan, tamamen yabanc olduu bu lkeye, ailesinden ayrlp gelmiti. Btn zorluklara, yokluklara ses karmadan katlanmt. Sevdii erkein evlenmesinden duyduu zdraba ramen, uzaklamalarndaki sebebin sorumluluunu paylaacak kadar mertti. Tatl, gzel, fedakr Shura, o her zaman ok zel bir kadn olarak kalacakt. Ve bu zel kadn, oktan, mutluluu hak etmiti. Arad mutluluu da burada,

stanbul'da bu artlarda bulmas imknszd. Hep istedii gibi, Paris'e gitmesi hususunda onu desteklemeliydi. ok zor olacakt ama, onun iyilii iin bunu yapmalyd. Kararndan emindi. Yatakta yavaa dnd. Mrvet, yan banda, o kadar derin uyuyordu ki, onu uyandrmaya kyamad. Yavaa giyinip evden kt. Beyolu'na doru yrmeye balad. Yrd mddet zarfnda, defalarla, fikrinden cayma noktasna geldi. Ama uzun zamandr yapt hatay tekrarlamayacakt. Shura kendi hayatn kurmalyd. Yoluna devam etti. Yatak odas, sabahn ilk klar ile yeni aydnlanyordu. Pirin karyolann ak cibinlii, yere kaym yatak rts, saten perdeler, konsol, zerindeki ayna, parfm iesi, bir dizi inci kolye, her ey, doan gnle beraber grntsn, rengini kazanmaya balamt. Sarn adam, dnerek, yannda yatan gen kadna bakt. Dirsei zerinde dorulup onun salarn pt. Parmaklarn hafife, onu uyandrmaya korkarak, omuzlarnda, srtnda gezdirdi. Ne kadar olmutu bu nefis yarat tand? Alt ay, 525 NCRMN BgZMSN sekiz ay gibi bir ey. Yabanc bir lkede, bir baka yabanc lkeden gelmi bu kadn, onda sadece sevimenin dnda da heyecanlar yaratm, adeta tutku haline gelmiti. Onun btn neesinin, scaklnn ardnda gizli kalan hznnden, gemiindeki aclar vakur

bir ekilde saklayndan etkilenmiti. Akla bakan gzlerini sk sk saran hzn perdesinin arkasn grmesi, hi bir zaman mmkn olmamt. Gitme saati yaklamt. Tekrar dnp dnemeyeceini bilmiyordu. Shura'y bir daha grememek dncesi, onu delirtiyordu. Ona sk sk sarlp, gzlerini amasn bekledi. Gen kadn, mrldanarak uyand. Merakla, uykudan mahmur, bouk bir sesle, Franszca konutu: "Gnaydn Alain." Elleri ile, erkein, beline sarlm ellerini tuttu. Bir eyler sylemek ister gibi bak zerine, bekledi. Gen adam, onun avucuna bir pck kondurduktan sonra, dnceli bir tavrla konumaya balad: "Shura..." "Evet?" "Benimle Fransa'ya gelir misin?" "Fransaya m? Niye?" "Burada ok yalnzsn, seni brakmak istemiyorum." "Yalnz deilim, Valentine var. ok eski arkadalarm var." "Shura, Valentine evlendi. O ok eski arkadan da evli deil mi?" Shura, erkein, vcudunu saran elini, eline alp kaldrd ve onun yzk parmandaki alyans, ince zarif parmaklan ile evirdi. Yznde, yaras yeniden acmaya balayan bir ocuun ifadesi vard. "Fransa'da da yalnz olmayacak mym? Syle bana, ne

526 Kurt & deiecek ki?" Sonra, sa kolunu, bann zerinde, yasta uzatt. Gzlerini, cibinliin beyaz kvrmlar arasnda bir yerlerde dolatrd. Kayp bir eyleri veya birilerini aryordu sanki. Yavaa devam etti: "Ben, hayatm boyunca yalnzla mahkumum. Nerede olduum hi mhim deil. Bu karar ok uzun zaman nce verdim ve neticelerine de razym. Beni merak etme." "Ama, ben seni brakmak istemiyorum Shura. Seni, parmamdaki yzkten daha ok sevdiimi biliyorsun." "Yapma Alain. Bana acmaktan vaz ge. Bana hi bir borcun yok. Karn ve ocuklarn var, dnecein. Yolun bu tarafa derse, bir gn buluuruz belki, kim bilir. Trkler'in dedii gibi; ksmet." "Onu hl seviyorsun deil mi?" "Sevgi? Bilmiyorum... Sevginin snrnn ne olabileceini oktan unuttum. Benim sevdiim herkes, her ey, Seyt'in benliinde. Kislovodsk'u, karl amlar, an ve ngrak seslerini, her eyi Seyt'te gryorum. Bu, sevginin tesinde bir ey. Bu, nefes alma ihtiyac gibi bir ey Alain, bunu sen anlayamazsn. Geri dnemeyeceim lkemin yaayan bir resmi o benim iin. Onu gremezsem bile, ayn ehirde, ayn yerlerde dolatn, nefes aldn bilmek bana yeter, inan. O, benim stanbul'daki Rusya'm."

Alain, Shura'y kendisine doru ekti. Onun melankoli dolu, yal gzlerine dikktle bakt. Evet, doru sylediinden emindi. "Bak sevgilim, sana buray terk et demiyorum. Bir deneyelim. Gel benimle. Seyahate kar gibi gel. nan, Seyt'in senin iin ne manya geldiini anlyorum, ama bana bir ans vermelisin." Onun, srarla, yzn tuttuunu fark edince, ban sallad. 527 Nermin Bezmen "Bak, bu hi bir ey ifade etmiyor. Karmla son alt senedir birbirimizi grmedik. Greceksin, gider gitmez bu ii halledeceim. Zaten ayrlmak isteyen oydu. Terfime dedikodularn engel olmamas iin oyaladm, bu kadar zaman." "Ya imdi? imdi ne deiti ki?" "ok ey, imdi hayatmda sen varsn. Ve seni hayatmda tutmak istiyorum. Bunun da can cehenneme!" Yz parmandan karp atmaya alt, karamad. "Allah kahretsin!" Shura, onun elini tutup dudaklarna gtrd ve pt. "Alain, ltfen, tamam. O yz karp atman hi bir eyi halletmez. Bedenimize, ruhumuza yerlemi eyler kolay kolay kmyor. Brak artk bu mevzuu, kalan zamanmzn tadn karalm." Alain, delicesine sahip olmak istedii bu kadn, ikna etmek iin daha ne sylemesi

gerektiini bilemiyordu. Onun hznl yzne doru eildi, dudaklarn pt. "Vaktim ok az, sana doyamadm." Onu pcklere bodu. On dakika sonra, gen adam niformasn giymi, valizini kapya hazrlamt. Shura'ya son defa sarld. "Sevgilim benim, seni bekleyeceim, unutma." "Ben de seni seviyorum. Ama bu... bu, bambaka bir ey." "Anlyorum, seni bekleyeceim." "Gle gle Alain." Alain, kapdan sessizce szlp, merdivenlerden inmeye balad. Bir ka kez dnp, kapnn eiinde bekleyen Shura'ya bakt. Bir kat sonra hzlanarak inmeye devam etti. O arada, kendisi gibi koar admlarla, yukarya kan gen adamla, 528 RlJRT &8YT (5&HUM neredeyse, arpyordu. ki erkek, bir an iin, durup birbirlerine baktlar. Alain, Seyit'i tanmt. Shura'nn, tesirinden kurtulamad adam nihayet gryordu. Baklar, yz ifadesi, kendinden emin tavr, fotoraflarda grdnden daha tesirliydi. Seyit ise, Shura'nn katndan inen bu yabanc, niformal sarn adamn kim olduunu, orada ne aradn imek hzyla kafasndan geirdi, bir an iin. Valentine'in evlendiini ve Shura'nn yalnz yaadn biliyordu. Sabahn krnde, yalnz bir kadnn evinden bir erkein

kmas, ancak bir tek eyi ifade edebilirdi. Beyninden vurulmua dnd. O arada, yabanc, oktan, merdivenlerde kaybolmutu. Seyit son basamaklar, lgn gibi, ifter ifter kt. Btn gece, vicdan azab ile dnd kadn, bir baka erkekle aka yaamaktayd. Kapya geldiinde, nefes nefeseydi. Shura, Alain'in gidiini seyretmek zere, pencereden bakarken dnyordu. Alain'i sevebilirdi. Belki de seviyordu. Paris'e gitmek ise, hep hayllerini ssleyen bir eydi. Ama Seyit'ten uzaklara nasl gideceini bilemiyordu. Kapnn srarla alan zili, dncelerini kesti. Bir ey unutmu olmalyd. Koridora kotu, kapy amasyla, olduu yerde, dondu kald. Kalbi yerinden frlayacak gibi oldu. te, uruna her yere gidebilecei, her zorlua katlanabilecei tek erkek karsndayd. "Seyt!" Birden, onun gzlerindeki kvlcm fark etti. Gen adamn lacivert gzleri alev alev yanyordu sanki. Hi bir ey sylemeden ieri girdi. Onun halinden olanlar sezmiti, Shura. Seyit, sokak kapsn eliyle ittikten sonra, gen kadnn omuzlarndan tutup sarst. "Nedir bu maskaralk? Kimdi o adam?" "Dur Seyt, canm actyorsun." 529 NcrminDczmcn

"Syle kimdi o? Ne zamandr berabersiniz? Dur, dur ben syleyeyim. Beni ilk brakp yok olduun gecelerde, beraber olduun adam, deil mi? Daha ben o zamanlar evlenmemitim, hatrlar msn? Syle! Ben seni beklerken, sen bu herifle beraber olmutun deil mi?" Kendini tutamyordu artk. lgn gibiydi. "imdi ne olacak peki? An gittiine gre, yine benimle misin? Yoksa baka biri mi srada? Syle!" Shura, gznde yalar, iittii szlere inanamyordu. Sevdii adam, hayatn adad adam, neler diyordu ona? Bu hakszlkt. Kendisini onun ellerinden kurtarmaya, konumaya alt: "Seyt, dinle, dinle beni ltfen." Birden, iki yananda, arka arkaya Seyit'in avucunun arln hissetti. Derisi, gzleri cayr cayr yanyor, beyni uulduyor, btn yznn itiini hissediyordu. Vcudu artk cenderesinden kurtulmutu ama ayakta fazla duramad, her taraf titriyordu. Olduu yerde yld. Seyit, yaptndan kendisi de dehete dmt. Yere kt, Shura'yi tutup kendisine ekti. Onun yzne bakmak, iyi olduunu grmek istiyordu. Dalan salarn, yznden arkaya doru elleri ile ekti. Ban, sevecenlikle tutup evirdi. Gen kadnn duda kanyordu ve yanaklarnda parmak izleri vard. Sessiz sessiz alyordu. Seyit, hareketinden utanla ve gznde yalarla ona sarld.

"Affet beni, affet Shura'm. nan, bana ne oldu bilemiyorum. Kendimi tutamadm. Delirmi olmalym. Bunu yapmamalydm. Aman Tanr'm! Ben delirmi olmalym." Shura, kalbinin para para daldn hissediyordu. "Af dilemen iin sebep yok Seyt. Haklydn, geceyi onunla beraber geirdim. Ve daha baka geceleri de." Yavaa ayaa kalkp, banyoya yrd. Seyit, onun 530 Kurt &m Smu arkasndan, yatak odasna yrrken, dank yata, banyoda kullanlm havlular grd. Ortala sinmi erkek kokusu genzini doldurdu. Niye bu gn bulmutu buraya gelmek iin, niye bu saati semiti. Bu, kaderin onlar ayrmak iin oynad son oyun olmalyd. Shura, slatt bir havluyu yanana bastrarak, gelip yatan kenarna oturdu. Seyit daha fazla o odada kalmak istemiyordu. "Salonda oturamaz myz?" Gen kadn, yerinden kprdamadan, havlunun arasndan bouk bir sesle cevap verdi: "stediin yerde oturabilirsin." Erkek, tam odadan kmak zereydi ki, onun hl hareketsiz oturduunu grnce geri dnd. skemleyi ekip karsna ireti bir ekilde yerleti. "Shura, dinle, konumamz lzm." Gen kadn, yavaa, yzn at. Onun yzne bakmyordu. "Konuacak ne kald Seyt?"

"Shura, Shura'm, ne olur, demin olanlar affetmeye al. Biliyorum, ok zor, ama en azndan dene. Benim buraya geli sebebim..." Gen kadnn, donuk bir ifadeyle bak zerine, devam etmedi. Sonra mrldand: "Her neyse... kanla merdivende karlatm. Kimdi o? Ne zamandr tanyorsun?" "Alain... Fransz yolcu gemisinin kaptan. Yedi, belki sekiz ay nce tanmtm." "Seni seviyor mu?" Shura, hayretle, erkein yzne bakt. "Bunlar renmek istediinden emin misin?" 531 Nermin Bezmen Seyit, yumuak bir ses tonuyla, ona ekinecek bir ey olmadn belirtti. "Evet, syle, seni seviyor mu?" "Sevdiini sylyor." "Peki ya sen?" Shura alamaya balad. "Seyt, ben seni seviyorum." Gen adam, onun ellerini kendi avular arasna alp dudaklarna gtrd. znts her halinden belliydi. "Shura'm, benim sevgili Shura'm, benden sana hayr yok... Ne kadar seviyor bu adam seni?" "ey... gtrmek istiyor beni." Seyit, iskemleden kalkp, yataa onun yanna oturdu. "Ne zaman gidiyor?" "Bugn leden sonra ayrlacak gemi." Seyit, ayaa kalkarak, onu elinden ekti. "Haydi, eyalarn toparla Shura, sen de gidiyorsun." "Gidiyor muyum? Nereye

gidiyorum?" Gen adam, tekrar onun yanna oturup, gzlerinin iine bakarak, konutu. Sesi kesin bir ifade tayordu. "Evet Shura, seni seven o adamla gideceksin." Shura deta haykrd: "Hayr! Beni bir yere gnderemezsin." "Bunu kendin iin istemelisin sevgilim." "Hayr! steseydim, imdiye kadar oktan giderdim. stemiyorum, dedim sana." Onun la varan sesine sinirlendi Seyit. Eli ile yataa vurdu 532 Kurt &syt &h\\ra susturmak iin. "Byle mi yaayacaksn mr boyu? Can isteyince gelecek bir adam bekleyerek. O adam gelmeyince de, yalnzln bakalar ile unutarak. Ka yama kadar byle yaayabilirsin? Bir on sene sonra, ya yirmi sene sonra ne olacak halin?" Shura, yataa kapanp, alamaya balamt tekrar. Yast yumrukluyor, ban iki yana savuruyordu. Sanki, btn sylenenleri bandan def ediyordu. Seyit, onun zerine eilerek, omuzlarna sarld. Salarn okad. Gen kadn, son grdnden bu yana, salarn kestirmiti. imdi, gr, baak sars salar, omuzlar hizasnda, buklelerle ekillendirilmiti. Parmaklarn, yumuak, ipek gibi telleri arasnda gezdirdi. Mutluluklar da aynen byle kaym gitmiti parmaklarnn arasndan. efkatle konutu:

"Shura, sen benim iin ok mhimsin. Aradan ok zaman geti, hi bir ey ayn deil. Seninle ok ey paylatk. Uzun zaman, sen yalnzca benimdin. Ne oldu bize? Niye birbirimizi bu kadar krdk? Nasl byle ayr dtk? Ben de bilmiyorum. Tek bildiim, senin mutluluunu istediim. Sen de hayatn kurmalsn. oluk ocuk sahibi olmalsn. kimizin de gemiten kopup, yeni hayatlarmz yaamamz lzm. nan sevgilim, sen nerede olursan ol, benim bir yarm olarak kalacaksn." Shura susmutu. Uzand yerde, yavaa, dnd. Yz periand. Kaderini kabullenmiliin bedbin tavryla, arka zeri yatt. Seyit'e, k ve aresiz gzlerle bakt. Gz pnarlarnda hl yalar duruyordu. Gerek bir akla baland erkei, ellerinden tutup ekti. Ona sk sk sarld. Seyit de yaadklarnn, tamir kabul etmez hatalarn yorgunluu ile, kollarn onun narin bedenine dolad. Birbirlerinin omuzlarnda sessiz aladlar. Sonra, olduklar yerde, kenetlenmi olarak uzandlar. Uzun bir mddet, hi konumadan, ayn vaziyette kaldlar. Birbirlerinin tenlerinin scakln, sonsuza dek ilerine sindirmek istiyorlard. Ne abuk gemiti bu kadar yl, ve ne 533 Ncrmin Bezmen kadar uzaklarda kalmt. Daha bir sene evveline kadar, hayatlann ayn dnemezken, imdi vedalayorlard ite.

Seyit, yz onun salannn arasnda fsldad: "Beni affet sevgilim." Shura'nn hkrklar arasndan sesi duyuldu: "Sen de beni affet sevgilim... Bir gn gene grecek miyiz acaba?" Seyit, onu avutmak iin sylediklerinde, kendisi iin de teselli aradn fark etti. "Niye olmasn? Yedi sene nce, Moskova'da karlaacamz biliyor muyduk? Kader, belki, yine bir srpriz hazrlyordur, bizler iin." "u an, yeniden, Moskova'da olmak isterdim." Seyit, kollan arasndaki sevgilinin, yaklamakta olan aynln dnd. Onu kaybetmeye nasl dayanacakt? Gzleri, imdiden, hasret dolu bakyordu. Tekrar kucaklap, lgnlar gibi pmeye baladlar. Tenlerinde, bir dierini mr boyu hatrlatacak temas brakmak istiyorlard. Smsk kenetlenip, gzleri gzlerinde, kh hknklarla, kh sessiz gz yalar ile, son kez sevitiler. Seyit, yavaa, kollarn sevgilisinin bedeninden zdnde, Shura, yataktan synlp banyoya gitti. Artk, hi konumuyor, sessizlik iinde hazrlanyordu. Ykanp, kendisine yol iin kyafet seti. Yzn pudralayp, dudaklanna pastel bir ruj srd. Seyit, onu, oturduu keden, hayranlkla seyrediyordu. Her bir hareketi, her bir adm, onu biraz daha ayrla yaknlatnyordu. Gen kadn, gardroptan

ald valizlere, ekmecelerini, dolaplann boaltp yerletirdi. Mavi tayyr ile ayn renk ayakkablann giydi. pek eritlerle hasr gibi rlm apkasn, sar salarnn zerine bir ine ile yerletirdi. Seven gzlerle seyreden erkek, onun bu souk kanl, sanki 534 " ofcyr hep gitmeye hazrlanyormu gibi, sakin hareketlerini aknlkla izliyordu. Ama, Novorosisk'de kendisine geldii zaman, Knm'dan gizlice tekneye bindii zaman da, ayn soukkanllkla davranmam myd? Onca gzel beraberlii yaamalanmn sebeplerinden biri, onun bu cesur ve vakur tavr deil miydi? Seyit, ayaa kalkarak, onun yanna gitti. Yanaklarn okad. "Mavi sana ne kadar yakyor. u an, aynen, 1916 kndaki kk kz gibisin." Shura glmsemeye alt. Sa elinin iaret parman erkein yznde gezdirdi. "Hatrlyor musun Seyt? Bahede, havuzdaki kupidleri gsterip ne demitin bana o zaman?" "Hatrlyorum sevgilim." "imdi de, ayn eyi syleyebilir misin?" "Tabi." "Syle o zaman. Biliyorum, hi bir eyi deitirmez, ama duymak istiyorum." Seyit, kollar ile onu sard, dudaklann uzun bir ple hapsetti ve mrldand:

"te byle, seninle, aynen bu vaziyetteyken, donup kalmak isterdim. O zaman, sonsuza kadar, sen kollanrm arasnda, benimle pyor olurdun." Shura, yine, alamak zereydi. Kendine hakim olmaya alt. Eliyle, gzlerini sildi. Erkein kollarndan synlp antasn ve eldivenlerini ald. Gzlerini evin iinde son kez gezdirdi. Kapya doru yrd. karken, apayn bir insan olmutu. Son iki saattir alayan, ak iin gz yalan dken, ayn kadn deildi sanki. Yeni hayatna zgn, fakat kararl admlarla yrd. Taksi, yolda, Valentine'in evi nnde durdu. Shura, kp, 535 NSRMlN EZMSN ablas ile vedalat. On dakika iinde geri geldi. Rhtma geldiklerinde, geminin kalkmasna daha iki saat vard. Seyit, valizleri hammala verip, kendilerini takip etmesini syledi. Shura'nn elini sk sk tutarak, bilet kontrol blmnden sratle geti. Kapdaki grevli, arkalarndan seslenip durdurdu. Seyit, ona, kendisinin yolcu olmadn, kaptann hanmn getirdiini syledi. Adam, yanlarna bir grevli vererek gemiye gnderdi. Kaptan kknn kaps vurulduunda, Alain haritalar zerinde almaktayd. "Girin." Kapdan ban uzatan gen ocuk, selamdan sonra konutu:

"Kaptan, karnz geldi." Alain ararak, iin yanllndan emin bir tavrla, dnd. "Karm m?" Gzleri hayretle ald. Bir iki saat evvel, merdivenlerde karlat gen adam karsndayd. Seyit, elinden tutarak Shura'y ieriye ekti. ok iyi Franszca konuuyordu. "Evet, ancak, o artla sizinle gnderiyorum. Ancak, evleneceinize sz verirseniz." Alain, Shura'ya sevin ve sevgi ile bakt. te kendisinin yapamadn, Seyt denilen dier erkek yapmt. Sevdii kadn getirmiti yanna. Biraz burukluk hissetti bu yzden, ama mhim olan, Shura'nn yannda olmasyd. kran dolu bir ifade ile, elini Seyit'e uzatt. "Sz veriyorum, Msy Eminof." Yabancnn azndan ismini duymak, Seyit'i artmt. Sorar baklarla, Shura'ya dnd. O ise, srtn erkeklere dnm, pencereden darsn seyrediyordu. "Sznze gvenmek istiyorum. nk, onun, btn 536 MJRT ektiklerini unutup, mutlu olmasn istiyorum. O ok zeldir." Alain, bu iki insann aknn, uzun seneler sevimenin dnda bambaka balarla balandn hissedebiliyordu. Bunu, karsndaki erkee itiraf etmekten ekinmedi:

"Ben onu ok seviyorum Msy. Ama inann, o benim verdiim mutluluu kabul edecek mi, bilmiyorum." "Ne demek istiyorsunuz?" "Onu buraya nasl getirdiniz, bilmem. Ben, btn yalvarmalarma ramen, raz edememitim." Seyit, sorar gibi bakt. Alain, buruk bir ekilde, glmsedi. "Sizinle kalmay tercih etmiti." Seyit'in boaz dmlendi. Ona ne kadar byk hakszlk yapmt. Ne deyip gnln alabilirdi imdi. Gzlerinde efkatle bakt, sevdii kadna. O ise, sanki, artk, orada deildi, onlarla beraber deildi. Dimdik, marur bir ifadeyle, liman seyretmeye devam ediyordu. Ama gzleri... ok daha uzaklardayd. Kaptann elini sk sk tutan Seyit, gzlerini Shura'dan ayrmadan, devam etti: "Bu, onu mesut etmeniz iin daha byk sebep." Sonra, pencereye doru ilerledi. Shura'nn omuzlarndan tutarak, hafife mrldand: "Elveda Shuruka." Gen kadn, hi dnmeden, cevaplad: "Elveda Seyt." Gzlerinde biriken buudan, camn tesini gremiyordu artk. Yalnz kalp, alamak istiyordu. Alamak, alamak, lene kadar alamak istiyordu. Seyit, rhtmdan karken, geriye dnp baktnda, arad yz gremedi. Caddeye kt an, kendini boluk iinde

537 NCRMN BCZMCN hissetti. Ufak bir i huzuru duyuyordu. Ama, gnlnn ezildiini, yreinin paralandn hissediyordu. Acaba, artk, eskisinden tamamen kopmu muydu? Hayatnn bir yarsn, hatralarn, byk akn orada brakm gidiyordu ite. O, artk, yarm bir adamd. Gzne gelen ya, tekrar, gerisin geriye, yreine akt. Bedeninin scakl, ruhunun canll, hatralar, imdi Paris yolunda bir gemideydi. Kk Shura's gidiyordu. Ve zlemi, imdiden iine kmt. Onun yokluunda, btn zlemleri daha da artacakt, bunu biliyordu. On iki yanda St. Petersburg'da yapayalnz kald zaman hissettiklerini hissediyordu. Koskoca adam olmutu, ama yine kk bir ocuk gibi, yalnzlk nbetleri geliyordu. Uzaktan, vapur ddkleri duyuluyordu. Kendi kendine mrldand: "Gle gle sevgilim." Seyit'in ayrlmas ile, Alain, Shura'mn yanna gelerek, efkatle sarld. Kulana eildi. "Her ey yoluna girecek sevgilim. Seni ok mutlu edeceim." Sonra, bir kamarot artp Shura'nn eyalarn verdi. Gen kadn elinden tutup, yanandan pt. "Haydi sevgilim, ok yorgunsun. Biraz dinlen, kamarana yerle. Yola ktktan sonra gelirim."

Shura, elleri ile, yanaklarndaki yalan silip glmsemeye alt. Erkein yanana, hafife, dudaklarn dokundurup kamarotun arkasndan kt. Kamarasna girdiinde, vapurun ddkleri arka arkaya tt. Her halde, kalkmak zereydiler. Artk alamyordu. Kaderini kabullenmi bir srgn gibiydi. Lumbozdan darya bakt. Limandan ayrlyorlard. Valizini ap yatan zerine brakt. Kamaradan ayrlp, st gvertenin yolunu buldu. Yolcularn ou zaten oradayd. Hava serin olmamasna ramen, Shura vcudunda bir rperti hissetti. Tenha bir keden, korkulua dayanarak seyre balad. Boazn mavi yeil sulan, vapurun ilerleyen gvdesinin altnda kaybolup beyaz kpklerle tekrar 538 Kurt &m (9 Shum yukarya fkryorlard. O kaynayan mavi kazann derinliklerine daldn dnd, bir an. Sonra zaafndan rkt. Neyi halledecekti, byle bir budalalk? Kendi zntlerinden kurtulmak isterken, ardnda, yas iinde, seven bir erkek brakacakt. Belki de iki erkek. Acaba Seyt'in haberi olur muydu ldnden? Ama bu neyi deitirirdi zaten? Gzlerini, gayretle, dalgalardan ayrd. Kyy seyretmeye balad. Krm'dan da, byle scak bir gnn gecesi ayrlmlard. Hayatnn garip cilvesi olsa gerekti, hep bir tekne iinde, hep bir baka erkekle

denize alyor, yeni memleketlere, yeni hayatlara yollanyordu. Sirkeci nlerinden, Saray burnu'ndan geerken, stanbul'a ilk vardklar gnler, o sefalet, yokluk iinde, acmasz gnler, gznn nnden erit gibi geti. Btn skntlara ramen, hi bugnk kadar mutsuz olmamt. Birden, Saray burnu'nda Seyit'i grdn sand. Kyda durmu, el sallyordu. Sonra birden, karlar kaplad her yeri. amlar, yksek asrlk amlar, hepsi, kardan bembeyaz oldu. Sevdii adam, atna atlam, drt nala ona doru geliyordu. Kendisini grd, bir kar tepesinin zerinde. Kollann am, bekliyordu. Seyit, ona doru srd atn. Eilip belinden kavrayarak atn yelesine ald. Shura, smsk sarld sevgilisine. Kar ynlarnn arasnda, uar gibi gidiyorlard. Kislovodsk'daki kilisenin an sesleri geldi kulana. Uzaktan uzaa, troykalarn ngraklann duydu. Valentine, bir yerlerde Tchaikovsky alyor olmalyd. Tatiana, kar rengi tts ile, parmaklarnn ucunda dnp duruyordu, amlann altnda. Tam, btn zledikleri ortaya kmaya balamt, Seyt onu yeniden yumuack karlann zerine brakverdi. Atnn zerinde, am aalarnn arasnda kaybolup gitti. Shura silkindi. Hayllerinde bile yalnzla mahkum oluyordu. Topkap Saray ve ardnda ykselen camilerin siluetleri, gzndeki yalann ardnda, ona oyunlar oynamaya devam

ediyordu. Moskova'daki katedral, kelerinde byk ateler 539 Nermin Bezmen yanan karl caddeler geti, sisin arkasndan. Geride kalan Boazii'ne bakt. stanbul ne kadar yaknd Rusya'ya. Hi deilse, denizinden bir dalga, rzgrndan bir esinti varyordu bu kylara. Ama imdi, gittike uzaklayordu memleketi. Rusya zlemini, hi, bu gnk kadar iddetli hissetmemiti. Sanki, ilk kez ayrlyordu memleketinden ve insanlarndan. Titredi. Yalnzlk, iliklerine souk gibi iliyordu. Kollarn, gsnde apraz yapp, ellerini birbirine kenetledi. Alyordu. Dudaklarndan dklen kelimeler, dalgalarn sesinde kayboldu. "Elveda Rusya'm, Elveda Seyt, biricik akm, elveda..." 540 Kurt EPLOG Bu hikyeyi, maalesef, dedem Kurt Seyit ve byk ak Shura'nn ayrldklar tarihte noktalamak zorunda kaldm. Sadece, anlarn dinlediim kiilerin hatralarnda bir isim olarak balayan Shura, roman yazdm sre zarfnda haylimde canland, ruh kazand. Ender rastlanan bir gzellii, byk bir ak, cesareti, fedakrl benliinde toplayan bu harika kadna gittike artan hayranlm, beni, adeta, onun ruhuyla

birletirdi. Dedemin hayat iindeki yerini ilerken, onunla btnletiim anlar oldu. Romanm bittiinde, Shura hakknda en son bildiim, Paris'e ulatyd. 1939 Ylnda, dedeme yollad bir mektupta, ok hasta olduunu ve onunla son kez grmek istediini yazyordu. Murka, anneannem, gitmesi iin destek verdii halde, Kurt Seyit bunun hayatn etkileyecek bir karar olacann farknda, burada kars ve iki kz ile kalmay tercih etmiti. O gnden sonra, Shura'ya ne olduu mehuld. Onun, hl sa olduu, bir gn bu roman okuyup beni arayaca midindeydim. "Elveda Rusya'm... Elveda Seyt... Biricik akm elveda..." satrlarn 1992'nin Mays aynda noktalamtm. Ancak, bu, benim veda etmem anlamna gelmiyordu. O gnden beri, satrlarda yeniden hayat vermi olduum kahramanlarmla, kader randevularm devam etmekteydi. Romanmn son sayfasn noktaladmda, hl, benliime 541 NcrminBczmcn girmi olan Shura'nn, izini bulmak sevdasndan vaz gemi deildim. Onu bulacamla ilgili drt ok kuvvetliydi. Btn bu yazdklarmn, sadece hayl gc olmadndan emin olmak, yaanmln ispatlamak zorundaydm. Dedemden bana miras kaldndan, artk ok emin bulunduum sabrm, heyecanm ve inadm beni buna itiyordu. Sonunda, yle bir hisse kapldm

ki, satrlarda ruh verdiim kadn, sanki, "Beni ara bul, ok yaknndaym." der gibiydi. Ve... yanlmamtm... okyaknmdayd... ruhen. O tarihte, henz tanyor olmadmz Jak Deleon'a, arivinde benim ykm besleyebilecek her hangi bir bilgi olup olmadn sorduumda, yepyeni bir macerann yolu alyordu. Sevgili Jak, stanbul'da yaamakta olan, o tarihte doksan yana merdiven dayam, Beyaz Rus Barones Valentine von Clodt Jurgenzburg'la tantrd vakit, karmda, ruhuna girmi olduum kadnn, Shura'nn ablasn bulabileceimi kim bilebilirdi ki? Onca yl sonra... Tarifi imknsz duygularn eliinde, alt ay boyunca, her Sal gn, leden sonralar onun evinde bulutuk. Ben, evde hazrladm 'blini'leri, Pamir ise zel Rus votkasn kaptmz gibi, soluu Valentine'in (Tinuka'nn) evinde alyorduk. Saat drt sularnda balayan lenimiz, gecenin ge saatlerine kadar devam ediyordu. Tinuka'nn, artk, yokluun ortasnda, ama halen Kislovodsk'daki asaletin ve zenginliin ruhu ile bezenmi hayatn paylamak, neredeyse asrlk bir devri ve o devirden tandklar aramza getiren bir ritel gibiydi. Votkalarmz yudumlarken, Tinuka'nn anlattklarn, adeta, kaybolmu yarm tamamlanrcasna yreime, ruhuma nakederek dinledim. Onun, gemii anlatrken, tm hznlerine ramen, nasl

hayat bulduunu grmek, sabrmn bir baka mkfat idi sanki. Kendisinden baka ahidinin kalmad bir gemiin merak edilmesi, anlattklarna gnlden inanlarak paylalmas, onu hasta yatandan kaldrm, yepyeni bir can vermiti. Gelmesini iple ektiim Sal gnleri, evine vardmzda, onun da, en az, benim tadm heyecan ve keyfi yaadn 542 Kurt &gyT C9 &h\\ra gryordum. O gnler, hasta yatan kapatp, salarnda bigudi dalgalar, yznde beyaz pudras, yanaklarnda all, dudaklarnda pembe ruju, taklar ve omuzunda bir krk kadar zengin tad al ile karlard, hikye yazcsn, beni. 1992'nin bahara kavuan Sallarndan birinde, karanlk, kapal odasndan kard evraklar, aile albmlerini, asrlk hayatlarn gizli kutularn bana teslim ettiinde, karlkl gz yalan iindeydik. Ben, peinde olduum bir gemii avularma alabilmi olmaktan, bitmi hayatlarn elektriini yeniden hissedebilmekten dolay, mutluluk ile hzn aras u duygular karmaasnda gz ya dkerken, Tinuka, eminim, daha bakaca hisler iindeydi. O Sal gecesi, yine, her zaman olduu gibi, onun piyanoda ald ezgileri, votkamz yudumlayarak noktaladmzda, her zamankinden daha sk kucaklap ayrldk. Bu, son Sal'mzd. Tinuka, zamann iinden bir yerlerden

karma km, doksan senelik hayatlar bana devrederek, sanki grevini tamamlamcasna, aramzdan ayrlmt. Onun, o son akamki gz yalar, belki de bunu hissettiindendi. Shura ile, artk, hi yz yze gelemeyeceimi renmitim. Ama, onun da hayat, artk, bir param olmutu. in garip yn, tanmadan, sadece derin bir ruh balants ve hayranlkla canlandrdm Shura karakteri, Tinuka'nn anlattklar ile aynyd. Barones'in bana devrettii evraklar iinden, Shura'nn bir kz olduunu rendim. Pamir'le beraber, peine dtmz adres ve telefon numaralan, bizi, devaml, bir dierine ynlendirdi. Cevapsz gibi grnen bu aratrmalarn sonunda, bir haber kacandan emindim. Zira, artk, bu kitab yazmamn bir sebebi olduuna inancm kesindi. Dalm bir btnn paralarn toplamak, yeniden bir araya getirip yklerini tamamlamakt grevim. Ve bunca yol almken, kesilmesine imkn yoktu. Hakl da ktm... Kitabm yazarken, Rusya'ya gitmemitim, zellikle, 543 NCRMN BEZMEN kanmtm. Zira, bugnn Rusya'snda hayl gcmn sekteye urayacandan korkuyordum. Seyit'in babas Mirza Eminof un, byk olunun kandan sonra, bir zamanlar

efendisi olduu topraklarda, ba evine hapsedildiini, btn ailenin, uzun seneler, Bolevikler'in gz hapsinde yaadn ve ikenceyle soruturmaya tabi tutulduu, ailemin geride kalan fertleri ile ilgili olarak, tm bildiimdi. Btn hikyelerini yakalamak istiyordum. Nihayet, 1992'nin Austos'unda, eimle beraber, Krm'a bir seyahat gerekletirdik. Beni rahat brakmayan hznlerimin, bu yolculukla tedavi olacan sanmtm. Ama, hznlerime, hzn ekledi. kinci Dnya Harbini takiben, Stalin'in, Trkler'i, Almanlar'a yardm etmekle sulamas zerine, Krm Trkler'i soykrma uramt. Yz binlercesi, Rusya'nn uzak kelerine srlrken, bir ou da topraklarnda ldrldler. Mirza Eminof, katliam esnasnda ldrlen soydalarn gmmek zere, mezarc olarak grevlendirildi. ller kadar dirilerin de beraber gmldkleri bir ukura dtnde, seksen yalarndayd. Kalbi mi aclara dayanamamt? Yoksa bir Stalinist'in izmesi ucunda m itilmiti? Bunu bilemiyoruz. Seyit'in erkek kardeleri, bilinmeyen bir yere gtrldler. Kk kz kardei Havva da bir soruturmadan geriye dnmedi. Aluta sokaklarnda, adm adm, "Gort Aluta, Sadovi Ulitsa" adresini arayarak, ailemden bir nefes kalnts, bir iz bulabilmek midiyle dolatmz gnlerin sonunda, yllarn kavgasn aabilenin, bir

tek, Osman amcamn evi olduunu rendim. Ulu aalarn evirdii bahesi cadde olmu, bir zamanlaar o aalarn arasndan akan derecii sokak iinde kalmt. Her bir odasnda ayr bir ailenin oturduu, bir vaktin gzelim evinden eskiyi hatrlayan, sadece, dantel tller duruyordu, akm, yrtlm, pencerelerden Krm'n yaz scana alan. 1 Kurt 6yt (0 &hum 1924'de, bir gece yans, Kzllarca gtrlen Osman ve Mmine Eminof un, karakola kadar srklenip kurunlanan gvdelerini hl seyrediyor gibiydiler. Aluta Mzesi ve Ktphanesindeki yetkililerden grdmz ilgi, Krm Tatar meclisi Bakan Mustafa Cemilev'in destei ile, yaayan bir Eminof varsa, ona ulamas iin braktmz mesajlar bir mddet sonra, beni hi tahmin etmediim bir sevinle buluturdu. St. Petersburg, Moskova ve Aluta'da yaayan kuzenlerimden haberler gelmeye balad. Gz yalan iinde, aile aacmz tamamladk. Dnmzden bir mddet sonra, alan telefondaki ses, bana Aluta'dan gelen yolcunun haberler getirdiini sylyordu. Ad Dilara'yd. Aluta ktphanesi mdiresi sevgili Tatiana Shekhsheyova, kendisine braktmz "Sadovi Ulitsa" adresinin, yerle bir edilmeden nce, nerede olduunu bulmutu.

Eminof evinin yerinde yeller estiini zaten biliyorduk. Ama, onlardan geriye, ulu bir abide kalmt... Ya asr akn, bir dut aac... Ortasnda kald meydann zerinde, drt bir yana yayd ulu dallar ile, yllardr saklad kanl srlarn arln tayor gibiydi. Ve Dilara, bu aacn fotorafn ekip getirmiti bana. Fotorafn yan sra, kurutulmu yapraklan vard aacn, zarfn iinde. Gklere uzanmt aacn yal, bilge dallar... Topran zerine yatm, uzanp gitmiti, bir baka yana doru. Sanki, koca bir tarihten geriye kalm tek ahit olarak, kol, budak, kucak amaya alyordu. Uzanp, kendisinden koparlan, uzaklatnlanlara dokunmaya alyor gibiydi... Ve ite... dokunmutu da... Elimin altnda Eminof aacnn kurutulmu yapraklar, kahve, yeil damarlar ile, eskilerimden, gemiimden, bana yepyeni dokunular tayorlard. Karpatlar'da, esir den Trk Yzbas ise, bykbabam Ali Nihat Bey'den bakas deildi. Aylar sren, cehennem 544 545 NcrminBezmsn w yrynden sonra, Sibirya'ya sa ulaacak kadar anslyd. Neredeyse, Tanr'nn dahi unuttuu, karlar altndaki bir Sibirya kynde, iki senelik esaretten sonra,

kaarak, Trkiye'ye dn bal bana bir romandr. Bu arada, Shura'ya ulama maceram da devam etmekteydi. 1994'n Eyll aynda, tesadf, bir Amerika gezisine kacamzdan bir gece evvel, Kaliforniya'nn Pasadena'sndan bir k yand. Arayan, Sandra Wells'di. Yani, annesinin diliyle, Sandruka... Shuruka'nn kz... Ertesi gn, kapsnn eiindeydik. Bulumamz, birbirimizi ve gemiimizi yeniden tanmamz, bal bana bir olayd. Heyecanm, tylerimi diken diken eden i rpertimi anlatmam mmkn deil. Bir byk akn iki kahramannn, ayrllarndan yetmi sene sonra, birinin torunu, dierinin kz buluuyorlard. Birbirini yeni bulmu bir aile gibi, gzyalar dkerek geirdiimiz gnler boyunca, sanki, eskinin yaralarn tedavi ediyor gibiydik. Sandruka, scack, hayat ve insancllk dolu, hassas yrei, gemiinin ve yetimesinin verdii zerafet ve grg birikimi ile, hayran olunacak bir insand. Glendale Forest Lawn Memorial Park'da son istirahatine uzanm olan Shura'y ziyaretimizde, mezar tann zerinde, sanki, aynen, 1922'de, stanbul'da, Foto Kazbek'in objektifinden frlamcasna, resmini grr gibi oldum. Hi yalanmam, hi hznlenmemi yzyle... En sevdiine inandm ve gerekten de favori iei olan mavi iris ieklerini mermerin zerine yerletirirken, yllardr hayatm kontrol

altna alan "Shura'ya ulamak" tutkusunun, huzursuz heyecannn yerini, skunet, mutluluk, adeta misyonunu tamamlam olmak duygulan saryordu. Sevgili Shura'y, 1916'nn karl bir Moskova gecesi, Kurt Seyit'in hayatna girdiinde takip etmeye balamtm. O gnden sonra da, hep, onunla beraberdim. Ta ki, 1924'de 546 JVURT Fransa'ya giden bir gemiye binene dek. Shura'nn gidiinden sonra, Seyit'in hayat, heyecan, varlk, yokluk, hzn yllar arasnda devam etti. Artk kavuamayaca memleketinin, ailesinin ve Shura'nn hasreti yreinde, Beyolu'nun, kadnl, ikili dnyasn, Florya'da Atatrk'n sohbetlerini yaayarak, kars ve iki kz ile beraber, yllar eskitti. Yllar, onun heyecanlarn, hrslarn yok etti ama hrn inad ve gururu hi deimedi. Kurtulu Savana yapt katkdan tr kendisine verilmi olan teekkr belgesini, en yoksul gnnde dahi, kullanp karln almad. Btn bunlar, Seyit'in hayatnn ikinci dnemini paylat bir baka fedakr kadnla, anneannem Murka ile yaadklar yllarn hikyesinde anlattm. 1924-1944 Yllarn iine alan bir dier kitap, "Kurt Seyt & Murka"da. Shura'ya gelince; 1994'n Eyll aynda, Forest Lawn'da, onunla tekrar bulumutum. Yllar nce, hakknda sadece bir iki satr bildiim bu kadna, neden bunca balanp,

neden bylesine inatla takip ettiimi imdi ok daha iyi anlyorum. nanyorum ki, benim varlmda, Kurt Seyt ile tekrar karlatlar... ve mid ediyorum ki, artk, ruhlar, yaarken ektikleri hasret, hzn ve kalp yaralarndan arnm olsun... Kurt Seyt ve Shura'nn hayatlar, otuzuncu kez baskya hazrlanrken, onlarla, bir kez daha, ok yakn temasta gnler, geceler geirdim. Fotoraflarndan, bir kez daha kp, yan bamda yerlerini aldlar. Ve ben, bir kez daha anlyorum ki, bu yky bitirmemi, hayatmdan kmay istemiyorlar. Shura, uzun zaman nce, kendisine verdiim sz hatrlatp durdu, adeta, u son bir ka gndr. Bana, 1924'de, stanbul'dan, Kurt Seyt'den ayrldktan sonra neler yaadklarn 547 Nerminezmen anlatmak istiyor. O kadar ok eyi varm ki anlatacak, zaman geerse unutacak olmaktan korkuyor. Unutmak ve unutulmak... te, onu da, beni de korkutan eyler... Bu gece iin randevulatk, sevgili Shura ile. Onunla beraber, bir yolculua kacaz yine. Ruhumu, yreimi ona teslim edeceim, bir kez daha. Zihnimin kanatlarn brakacam, onun anlattklar ile usunlar. imdiden ok heyecanlym. Dner dnmez yolculuumdan, anlatacam sizlere de... O gne dek, sevgiyle... Eyll, 2002, Bebek 548

'KURT SEYT & SHURA" ile LGL "Kurt Seyt & Shura" ile ilgili olarak, on yl boyunca, okurlarmdan, yzlerce telefon, mektup ve e-mail aldm. Yzlerce kez, eitli topluluklarda konumalara arldm. Bana yaarken tannmann, kabul edilmenin ve paylalmann tarifsiz heyecan ve doyumunu yaatan sevgili okur ve dinleyenlerime, Medya dnyasndan, dost olup takdir edenlere ve takdirlerine teekkr ederken dost olduklarma, bana olan inanlarndan, verdikleri destekten dolay minnettarm. Keke, mmkn olsayd da hepsinin gnlnden, yreinden kopanlar, bana yazdklar uzunlukta ve derinlikte sizlerle paylaabilseydim. Ama, bu ayrca bir kitap olurdu. Buna imkn olmadnn anlayla karlanaca midiyle, zellikle her hangi bir ayrm ve seim sz konusu olmakszn, bu blme aktarlan satr aralarn, siz, henz kitabm okumam olan okurlarma sunuyorum. Edebiyat, gazeteci, eletirmen, sanat, i adam-kadn, toplum gnlls, ii, politikac, renci, retmen, gen, yal, kyden, ehirden, varotan, toplumun her farkl ya, sosyal ve sosyo-ekonomik grubundan binlerle okurumun, bu romanmn ruhunda, ortak noktada bulumalar, benim ve romanmn kahramanlar iin byk bir mutluluk. 549 Cesur bir giriim. Herkes cesaret edemez. XIX. Yzyl anlatm ile, Tolstoy, Balzac, Zola tarznda yazlm. Dnemini, iyi bir

roman mimarisi ile ok iyi anlatyor. Klsik roman budur. Attil lhan, air, Yazar Sorarm size, son yllarda hangi roman bu kadar gzel bir kurguyla, kar sahilimizdeki soydalarmz Krm Trkleri'nden, arlk Rusya'sna, Bolevikler'e, steplere, bozkrlara, troykalara, "Oi orniyalar'a kadar, alabildiine uzayp gidebildi? Oralara, oralardaki binlerce kula derinliklere, bu kadar objektif olarak, bu kadar vukufla, zveriyle urayabildi? Franszlar'in "htilller balangta ilahedir, zamanla fahie olur!" sznn gerekliliini hi bir roman bu kadar gzel anlatamazd. "Uyandran Ak" isimli iir kitabyla, vurdum duymaz, kr ayvaz sanat dnyamzda yola kan Nermin Bezmen, hi kukusuz, byk bir eitimin, byk bir yetenein, byk bir oluum birikiminin yllarndan, byk ilelerle bugnlerine ulam. Burada, onu, gittike yozlaan, oraklaan roman dnyamzn ok byk bir gelecei olarak selmlyorum, kutluyorum... Hmla, ibretle, zenle okudum. Her blmn bitiminde, "Ellerin dert grmesin Nermin!" dedim... Roman btn deer yarglarm yeni batan ynlendirip katlamaa itti beni... Roman tam anlam ile klsik. Ortaan sanattaki ihtiam, ulalmazlnn ycelii var. Btn bunlara drt drtlk slubu, dil yapsn, kusursuz sentaksn da

eklerseniz... yle gzel bir film ya da televizyon dizisi olur ki... Ayhan Hnalp, Gazeteci, Yazar, Eletirmen Bir Tavsiye... Gnn gzde szc ile 'Dramatik bir belgesel' yazm, Nermin Bezmen. 1890'larn Rusya'sndan, 1920'lerin Trkiye'sine uzanan bir dnemi anlatan kitapta, sadece ak deil, o gnlerin Rusya's ve Trkiye'si de var. Hatta, daha fazlas var. Gnmz Rusya's bunca hzla deiirken, dnn Rusya'sn kim merak etmez ki? Ve de dnn stanbul'unu... Hncal Ulu, Sabah, 17 Haziran, 1992 arlk Rusya'snn kristal akvaryumunun, kanl Bolevik kllaryla parampara edilmesiyle, stanbul'a, Levanten Pera'ya ve toz duman Kuva-y Milliye Anadolu'suna savrulan gmen hayatlar anlatan Nermin Bezmen, itenlikli kalemiyle bizi, heyecan dolu bir yolculua kartyor. Dahas, anlattklar gerek ykler. Roman okurken, o savrulan yaamlarla birlikte, polkalarn, troykalann, kar gibi bembeyaz sihirli 550 alemine gittim ve ihtilli bir daha yaadm. Drt drtlk bizden olan, gerek bir aratrmac ve air ruhlu bir belgesel romanc olan Nermin hanma, "Edebiyat dnyasna ho geldiniz, zaten sizin yeriniz nceden ayrlm." diyorum. Ne mutlu Nermin Bezmen'e. Dedesinin akn yazm. Ve, "insani" olan yazm... Nermin Bezmen, Trk edebiyatnn "ilk kk romancs" olarak, bir ucu Petrograd'a, bir ucu Silistre'ye uzanan

derinliklere ulayor ve kaybolmu zaman yakalyor. Ben, Nermin Bezmen'in tm yazdklarnda, yaamak iin can attm gizli tarihin ta kendisini buluyorum. O, diaspora aclar eken tm insanlarn "evrensel hznn" temsil ediyor. Trk edebiyatna, kke, tarihe, gizli yklere dnk bir "tarihi rmak roman" yaratarak, ksr edebiyat sarsyor ve Trk edebiyatn evrensele oryante etmek istiyor. Yaar Aksoy, Yeni Asr, 26 Haziran 1992 - 14 Nisan 1995 zellikle "Krm" zerine yazd rmak romanlarla byk ne kavuan ve Trk edebiyatnda kendine yer aan Nermin Bezmen, 'Tarih ve ak"dzleminde yeni ufuklar arayan Trk okuyucusunun sevilen bir yazar oldu. Yeni Asr, 17 Nisan 1994 "Kurt Seyt & Shura", 19. Yzyl, klsik roman tarznda yazlm olmasyla da, piyasadaki dier kitaplardan farkllk gsteriyor. Detaylarn nem kazand, romantizm ve duygusallkla i ie bir eser. En byk etken, yazarn titiz ve zenli bir tarzda yaplm aratrmalar ki, bu da romana belgesel niteliini kazandryor... Elinizden dremeyeceiniz bir kitap. Steps, Boazii niversitesi Yayn, Mays 1993 Nermin Bezmen bu romannda, Bolevik ihtilli dneminde, stanbul'a kaan Beyaz Ruslar'in hayatlarna k tutarak, son derece akc bir slupla okuyucularna sunmu.

Fatma Batukan, Hrriyet, 9 Haziran 1992 Dedesi Kurt Seyt'in mcadele dolu hikyesini satrlarnda lmszletiren Nermin Bezmen, edebiyat dnyasnda yapt iddial kn ardnn gelecei iaretini veriyor. Firuzan Kalafat, Yeni Gnaydn, 16 Haziran 1992 "Kurt Seyt & Shura" sadece bir roman m? Hayr. Youn bir mozaik 551 fresk var karmzda. At fonunda duygu, an ve bilgilerle rl yolcular, uzun yolculuklarnda tanyoruz. Yazar, yzlerce soru ve yant ile, unutulmaz iki kiinin fotorafn ekmi. Bezmen, okuyucuyu elinden tutuyor ve dudaklarmza bilgece bir glmseme takarak, unutulmaz aklarn yolculuunu grnr klyor. Yazarn bir cmlesini, "szsz bir ayinin ortasndaydlar" kitabn zeti olarak dnebiliriz. Cosmopolitan, Temmuz 1992 Sonsuz Hasretin yks... Nermin Bezmen, kitabnda okura anlatmak istediklerini detayc ve adal bir slupla gnderiyor... Kitap, kendinde Rus klsiklerinin kokusunu, zaman zaman grileen tadn tarken, feda edilen sevgilerin, gereklemeyecek hayllerin ve bunlar iin duyulan hasretlerin hikyesini, o yllarn kurgusu iinde veriyor... Roman olmann dnda, gemiten gnmze belge niteliini tayor. Adna ak roman denilen, iinde savan, ihtillin acsn tayarak, toprak

sevgisini, tutkusu, seksi, insana ait her trl kavram barndran "Kurt Seyt & Shura", bir btn iindeki tutsakla ba kaldrmn roman. Nilgn Meral, zgr Gndem, 2 Temmuz, 1992 Dramatik Bir Belgesel... Nermin Bezmen, arlk Rusya'sndan, 1920'lerin stanbul'una uzanan geni bir olay trafii iziyor. Meknlar, yalnzca, karakterler iin "fon" ilevi gryor. Nefes alan bir roman bu, sadece tasvir ve tarihle yaayan bir alma deil... arlk Rusya'snn son demleri, isyan ve ihanet, dostluk ve dayanma, yetmi yl ncesinin o inanlmaz stanbul'u bir akademisyen titizlii ile naklanarak okura sunuluyor. Okur yanlmasn: Eer belgesel ayrntlar olmasayd, ortaya daha "youn duygusallkta" bir "ak roman" kard diyenler, bu ilgin almann zn yok ederler. Saysz karakterleri, ince ayrntlar, sinematografik mekn deiimleri ile "mufassal" bir dramatik belgesel olarak tanmlanabilir bu kitap... Jak Deleon, Cumhuriyet, 28 Temmuz 1992 "Kurt Seyt & Shura", Nermin Bezmen'in dedesinin yksnden yola karak, sekiz yllk aratrmann sonunda, haylleri ve gerekleri birlikte yourarak ortaya koyduu bir roman. Edebiyat dnyamza, tpk uzaydan gelen bir kor paras gibi girdi, Nermin Bezmen. Hami Alkaner, Dnya, 16 Ekim 1993

Btn detaylar o kadar gzel ilenmi, her detayn ruhu ylesine verilmi ki, insan etkisinden uzun zaman kurtulamyor. 552 Gler Kazmac, TV. Sunucusu Sevgili Nermin, o kadar gzel bir ey baarmsn ki, seni candan kutluyorum. Tek kelime ile bayldm. Leyla Umar, Gazeteci, Yazar arlk Rusya'snn en debdebeli ve aaal gnlerinde, ar'in Muhafz Alaynda grevli bir stemen ile Rus aristokrasisine mensup bir ailenin kk kz arasnda geen inanlmaz gzellikteki bir ak hikyesi. Ayn zamanda, 19. Yzyldan, 20. Yzyla geiin kprsnde geen olaylarla dolu bir kitap. Tm bunlar, Nermin Bezmen'in "Kurt Seyt & Shura" adl romannda bir dantel titizlii ie ilenmi. Bezmen, dedesi Kurt Seyt'in yaamn kitaba aktarma dncesi ile yola km ama, romann, kahramanlarnn yaad dnemin olaylarn, kiilerini ve meknlarn bir romancnn tesinde, bir tarihi titizlii ile ilemi. Romanda kimi zaman kendinizi Kurt Seyt, kimi zaman da Shura'nn yerine koyuyorsunuz. Bezmen, sanat kiiliinin sadece iir ve resimle snrl olmadn bu roman ile fazlasyla ispat etmi. Erdal Batmaz, Mlkiyeliler Mektubu Dergisi. "Kurt Seyt & Shura", her hangi bir roman deil. Sevgiyle yorulmu. Gerek olduunu hissettiriyor. Sabah bekleyerek bitirdim.

Scack bir kitap. ok tez zamanda devamn bekliyoruz. Ayegl Dora, Gazeteci, Halkla likiler Uzman Yirminci sayfada, yirmi beinciyi bekleyerek okudum. ok nadir etkisinde kaldm kitaplardan biri. Metin Dirim, Yeni Gnaydn, Haber Servisi efi "Kurt Seyt & Shura"y byk bir keyifle okudum. Nermin Bezmen, hi yaamad odevri, grmedii meknlar, orada yaamcasna, son derece ho ve akc bir slupla anlatm. Gencay Grn, 1992, ehir Tiyatrolar Genel Sanat Ynetmeni Trkiye'deki kltr karmaasn, glerin ve aznlk olmann getirdii skntlar ve davranlar ok iyi anlatmsnz. Son derece objektif bir bak asyla, harika bir anlatm eliinde yazdnz roman, byk bir keyifle ve heyecanla okudum. 553 Semra Paazade, Sosyolog, Boazii retim yesi Bir kadn okur olarak, zellikle Atatrk Kz Liseli olarak, iftihar ediyorum. Harika bir i baardnz. Aye Nihan Azizolu, Kimyager, C. Topuzlu Lion Klubii Bakan Hayatmda ok kitap okudum. Bu kadar etkilendiim bir kitap imdiye kadar okumamtm. Byle bir aileye sahip olduunuz ve bu yaam bizle paylatnz

iin teekkrler. Ltfen devam edin ve bizi kitapsz brakmayn. ebnem Tural Sekiz yllk bir aratrmann sonunda ortaya kan kitap, ayn zamanda, 1892'lerden 1920'lere varan bir belge niteliini tayor. Bir srecin gereklerine imza atyor... Yazarn kaleminde hissedilen Rus klsiklerinin adal slubu, kitabn tm sreci iinde okura kendini hissettiriyor. Nilgn Meral, Gazeteci ncelikle, yazm dili olarak kitap ele alndnda, kendini braktrmayan bir roman... Roman kiilerini yaratmak, bana her zaman en g abalardan biri gelir. Hele hele, bir roman bu kiilerle bir yaam haline getirip, bizlere ulamak herkesin harc olmasa gerek. Nermin Bezmen, bence, bu ii yapabildi. Merakla, Shura ve Kurt Seyt'in hayatlarnn, birbirinden ayr geen blmlerini bekliyorum. Onlar, bylece, daha iyi tanyacam. Deniz Adanal, Vakko Halkla likiler Sorumlusu Kitabnn tadn kara kara okuyorum. Harika! Ellerine salk. Keti Hakko Farknda olmadan sizi gemie srkleyen, akc stil, merak ve zevkle okunan ayrnt... Titiz bir aratrma... Keke, o devirde yaam olsaydm. Mine Koyuncuolu 554

Beni uurdu, gtrd, bu kitap. O narin slubun, kitapta da kendini gstermi. Candan tebrikler. Ece Sarpyener. Bu, olaan st bir ey. yle duygulu ki, gzmde yala okudum. Devamn bekliyoruz. Nihan Atay, Doent, Mimar Sinan niversitesi Bir kadn olarak, bir kadnn bylesine bir konuyu ortaya karmasndan gurur duyuyorum. Lale Bodur Kitap bitti... Bitmesini istemeden okudum. Muhteem, muhteem. Film olmal. Nur Mardin, Boazii niversitesi retim yesi Bayldm! Bayldm! Ellerine salk, gzlerine sahk. Harika! Cemile Garan ok eski bir kitap aym. Harika bir Trke, nefis bir hayl gc. Gen yata bu kadar derin sentez... Sizi candan kutlarm. Firuz Nitravan, ktisat an' gnlden tebrik ederiz. Harika! Vassafve Zuhal Arm, Avukat Piyasadan glkle bulabildiimiz tek kitab btn aile mcadele vererek, birbirimizin elinden kaparak okuyor ve byk haz duyuyoruz. Vedia Ekemen "Kurt Seyt & Shura", fevkalde akc bir slupla yazlm, yediden yetmie herkesin kendinden bir para bulabilecei, mkemmel bir roman. Detaylar btn meydana getirirken, skmadan, uzatmadan,

hislendirerek, meraklandrarak, sevindirerek srp gidiyor. 555 i Tun Glen Biraz tarih, biraz corafya... His dolu insanlarla, ok gzel saatler geirdim. En gzeli, hadiseler fazla uzamadan birbirine balanyor. Bir de beklenmedik bir son... Keyifle bitirdim. Suna Glen Canm yavrum, ailemizin mirasn yaattn. Kendimi ok zengin hissediyor ve seninle gurur duyuyorum. ocukluumda dinlediklerimi, sen imdi canlandrdn. Ellerin, gzlerin, dert grmesin. Leman Ulus Romannz byk bir heyecanla, sonsuz bir zevkle, soluk solua, gz yalar ile okudum. Bitinceye dek, elimden brakmak istemedim... Hl, gzlerimin nnde troykalar, Seyt Eminof, Shura, zm balar, lgn Karadeniz... ylesine etkilendim ve duygulandm ki... rpertiler ierisindeyim... Nazan Turgut, Eczac "Kurt Seyt & Shura" yi byk bir merak ve beeni ile okudum. O kadar duyarak yazmsnz ki, Eminof ve Shura ile beraber, ben de aladm. Kitab bitireli bir hafta olmasna ramen, halen etkisinden kurtulabilmi deilim. Bence, siz, ok nceden yazmaya balamalymsnz... Bugne kadar okuduum romanlar hep birilerine

verdim. "Kurt Seyt & Shura"y arkadalarma tavsiye ediyor ama kesinlikle kitabm veremiyorum. Fersun zba "Kurt Seyt & Shura" isimli kitabnz byk bir zevkle, gzlerim dolu dolu, bazen boazm dmlenerek okudum... Berrin Arslan "Kurt Seyt & Shura" adl romannzdan dolay sizi tm hemehrilerimiz adna kutlar, baarlarnzn devamn dileriz. Niyazi Eliok, stanbul, Krm Trkleri Dernei Bakan 556 Ayn halktan olmamz nedeni ile, tarifsiz bir kvan ve mutluluk duyduk. Remzi Aybar, Kocaeli Krm Trkleri Dernei Bakan Son derece scak, ok gzel, emekle yazmsn. Sekin Selvi, Yazar, Eletirmen Rusya'da dodum, St. Petersburg'da tahsilimi yaptm ve bu kitab okurken, 1900'lerin Rusya'snda yaam bir Rus yazarn, Trke'ye evrilmi kitabn okuyor gibi hissettim. Sokaklarndan insanlarna kadar, Rusya'y bylesine gerek, ancak bir Rus anlatabilir, hem de o yllan yaam bir Rus. Sizi ok ok tebrik ediyorum. Elvira Kazas, Krm, Ukrayna, Sanat Tarihisi Doktora tezim, sizin kitabnzn anlatt tarihlerdeki Rusya, Krm folkloru ve detleri idi. Uzun sren aratrmalar

sonunda hazrlamtm. Kitabnz okurken ok ardm. O devri, yemeinden, konuma ekillerine kadar her eyiyle, sanki orada yaam gibi gerek yazmsnz. Tebrikler. Doent Doktor Hakan Krml Bu kitap, ktphanemiz iin ok kymetli. nk, maalesef, raflarmzda 1944'den ncesini anlatan hi bir tek kitabmz yok. Tatiana Shekhsheyova, Aluta Ktphanesi Mdr, Krm Ktphanemizde, halkmz yazan, tarihimizi inanlmaz bir titizlikle ileyen, en nemli kaynak kitap. Sa olasn Nermin Hanm. Firuze Mehmedova, Aluta Ktphanesi, Mdr Yardmcs, Krm Bu roman ve iindeki fotoraflar, bizim iin armaan. Sizin gemiiniz demek, bizim de gemiimiz demek ve biz gemiimizi imdi renmeye baladk. Yura Koigarov, Aluta Mzesi Mdr, Krm Gzyalar iinde btn gece okudum. Sabah yedide bitirdim. Sizi candan tebrik etmek iin aryorum. Ancak kendime gelebiliyorum. 557 Mthi etkilendim. Ve bunu sizinle muhakkak paylamam gerektiini dndm. Ender ahinkanat Bugne kadar en sevdiim yazarlarn kitaplarn geti, Nermin Bezmen'in kitab. Bir nefeste okudum. Dr. Atilla Yosmaolu

Seni tebrik ederim, okurken yle sard ki kitabn... Yaramaz kz, ne hakla alattn beni? Perizat Perin ok eski bir kitap aym. Harika bir Trke. Nefis bir hayl gc. Bu gen yata, bu kadar sentez ve nefis bir lisan. Tebrikler. Sadi Bay ar Kitabnz, gzmde yala okudum. Beni o gnlere gtrdnz. Anlattnz her ey, o gnlerde olduu gibi. Nefis, tek kelime ile harika. Sanki, orada, o tarihte yaamsnz. (On iki yanda iken Van'da Binba olan babas ile beraber Ruslar'a esir dp, Rusya'da esaretleri srasnda Bolevik ihtillini yaam bir okurum.) eref Tipi Byle bir his olamaz. ok, ok gzel. Ne diyeceimi, nasl anlatacam bilemiyorum. Gven pnarcolu, Mimar Hayran oldum. u an bitirdim ve sizi tebrik etmeden edemedim. Kutluyorum. Mustafa Aksoy Kendimi kaybedip byk bir hzla okudum ve de byk bir keyifle. Asuman Gkeler Kitabnzdan o kadar etkilendim ki, arayp sizin sesinizi de duymadan edemedim. Bize byle bir kitap okuttuunuz iin teekkrler. Birgl Karaagz

"Kurt Seyt & Shura"y alayarak, yirmi drt saat aralksz okudum. Film seyreder gibi, iinde dolatm. Btn anlatlan meknlar dolatm, sanki. O kadar etkilendim ki, bittiinde bolukta gibiydim. Ailece hayran olduk. ebnem Uurlu O kadar duygulanarak okudum ki, heyecanm hl devam ediyor. Keke, herkes, gemiini sizin gibi aratrabilse. Aye Belgin Seneler evvel, artk, roman okumay brakmtm. lk kez, bunca sene sonra, bu kitab elime aldm ve bir nefeste okudum. Gelinim, olum, hepsi okumak iin sradalar. Bir romandan bekleyebileceim zengin karakterler, sevgi, macera, her ey var bunda. Gerekten tebrik ederim. lk Ikl Uzun zamandr roman okumak ve kitap hediye etmek detimi kaybetmitim. Sayende her ikisi de gerekleti. Tebrik ediyorum. Vuslat Sadkolu Gerekten, byk bir itenlikle kutluyorum. Soluk solua okudum. Kurgu, mantk beraberlii sper. Candan tebrikler. Harikayd, ellerine salk. Zehra Kurttepeli, TRT stanbul Televizyonu yapmcs Hl etkisindeyim. Hl ap ap okuyorum. Bizi kitapsz brakmayn. Glin Erdoan

Beni aldn, Rusya'ya, o yllara gtrdn. Ne kadar keyifle okuduumu anlatamam. Tebrik ediyorum seni. Yolanda Ertunga 558 559 Dedenin hissiyatn, nostaljisini ancak bir Rus anlayabilir. Ve bu kitabn ruhunu, benim kadar hi kimse anlayamamtr. O kadar gzel anlatmsn ki, ancak bu kadar anlatlabilir. Mkemmel, mkemmel... Etheri Pinhas Gzel ve duygu youn kitabnzn her blmnde ortak ok yakn hisler iinde bulundum. Bir Trk subay olarak gurur duydum... Sevginin, sadakatin ve bu gibi deerlerin, snr, ulus tanmadn, yaamn neler getirebildiini anlatan her satrnzda alnmas gereken o kadar ok ders var ki. Hakan Topalolu, Dz. P. Kd. stemen Nermin Bezmen'in roman "Kurt Seyt & Shura" hakkndaki scack, duygulu konumas hepimizi ok etkiledi. Beni ok mutlu eden bir husus da, bugne kadar hi bir toplantmzda olmad kadar yksek bir katlm oluu. Kendisini tebrik ediyoruz. Atilla elikiz, stanbul Rotary Klubii Bakan Hikyenin zndeki sihir bir yana, siz o kadar gzel yazmsnz ki... gz yalanma hl hakim olamyorum. Aye Arm

Roman elimden brakamadm gn boyunca, kh aladm, kh gldm ama en fevkaldesi, bu gne kadar, hi bir roman kahramann bu derece yreimde, yaknmda hissetmedim. Sayende sevgili Bezmen, sayende. Asl etin Snrsz gzellikleri iinde kendi aklarn elleriyle bitirenleri balayamyorum... Yreim kanyor, Seyt ve Shura iin... Belki de ak budur... Bilemiyorum... Ama yreim kanyor. Adnan Durmaz, renci Her okuduum satrda, kendimi romann kahramanlan ile beraber hissediyor, onlarn yaad aclar yreimi szlatrken, mutluluklar da benim kk dnyam aydnlatmaya yetiyordu. Artk, onlar benim hayatmn bir paras olmulard. . Gamze Emanet Kitaplarnz, fabrikadaki hayatmzn bir paras Kahramanlarnzn ve sizin konu olmadnz bir gn yok. Zuhal Bedir Han oldu. Geen haftaki 800. Toplantmzda, son gnlerde roman "Kurt Seyt & Shura" ile tannan Sn. Nermin Bezmen idi. Toplantmz, elerimiz ile birlikte ok sayda basn mensubu da izledi. Bunda, konumac konuumuz Nermin Bezmen'in renkli ve nitelikli kiilii en nemli etkendi. Mehmet Akyelli, Alsancak Rotary Klubii Bakam

Bir ok alanda retken olduu abalan ve bunlann gzel neticelerini, adeta, hi mhim bir ey yapmyormu gibi, byk bir alak gnlllkle tayan Nermin Bezmen, kitab ile aramzda olduu iin mutluluumuz sonsuz. Nejla Aktar, Konak, Innerwheel Rotary Klubii Bakan Yllar yl, ailemin byklerinden dinlediim saltanat, eski gelenekleri, savan getirdii yokluu ve acy, biten aklar, balanmaya zorlanan yeni yaamlan, her eyi "Kurt Seyt & Shura"nn sayfalarnda buldum. Kitabn sonlarna doru, iimden ylesine byk bir hzn ykseldi ki, gz yalanma engel olamadm. Romandaki her ey ok zeldi. Pnar Eki "Kurt Seyt & Shura"nz okudum... ok etkileyici, ok ustaca ama bir o kadar da doanzdan geldiine inandm akclkla yazdnz bu eser iin sizi tebrik etmek yerine, ben sizi bu efsanevi ve zgn gemie sahip olduunuz iin kutlamak istiyorum. Bylesine dolu, soylu ama yerine gre de mtevazi, efsanevi ama son derece de gerek bir gemi, sanrm, ok az insana nasip olmutur. Derya Ongun Gerek bir sanat eseri olan "Kurt Seyt & Shura" isimli eserinizi byk bir zevkle okudum... Btn kalbimle, "Ellerinize salk!" diyorum. Gven pnarcolu, Mimar

56i "Kurt Seyt & Shura"y, sonuna kadar, byk bir hevesle okudum. Kitabn lisan gayet sade, gayet sarih, rahatlkla okunuyor. Kitabn verdii heyecann yannda, en ok beendiim taraflar; Rus havas, karakteri, ruhu ve harp sahneleridir. Yolande ve Jacques Jeulin, Osmanl Bankas Genel Mdr Kitabmn hazrlklar ile uratm bir dnemde okuduum esiz kitabnz, bana yazarl, kanl Rusya'y, insan olan insanlar bir kez daha sevdirdi, saydrd. Sizi yrekten kutluyor, "Kurt Seyt & Shura"y, ktphanemin ba yapt olarak kesine koyuyorum. Gnl Bargan. Kitabnz ok duygulanarak, bazen gzlerim yalanarak okudum. Shura ve Seyit ile, adeta, btnletim. Onlarla birlikteymiim gibi, onlar tanyormuum gibi hissettim. (Votka iildii bir satrda, farknda olmadan, kendime bir kadeh Rus votkas doldurduumu sylesem, bilmem, inanr msnz?) Okumay rendiimden bu yana, onca kitaptan on, on be tanesi bugne dek ba ucumdan ayrmadm kitaplar oldu. Bu kitap da onlardan biri oldu bile. S. Gksel Atilla Tam ak'a olan inancm tazelemi, hayatmn en gzel ak hikyesini okuduumu zannederken beni yktnz. Niye, ateli, byk aklar mutlu bitmiyor? Romanlarda bile bitmiyor, ite. Shura'yi tam kaybettik

derken, 'kaderin mucizesi' sayesinde yine bulduk. nanlmaz akmz yaadk. Ama, her eyimiz olan o kadndan o kadar kolay koptuk ki, kabul edemedim. Sindiremedim iime bir trl. fkemin sebebi bu... Bana yine de ok gzel saatler yaattnz. nancm sonradan krm olsanz bile... Sizin gibi k olan, aka inanan ve ak ifade edebilen kadnlarn varl beni yine de sevindirdi. Atilla Tunal, Elektronik Mhendisi Srkleyici, gereki, mkemmel bir Trke ve akc bir anlatm. Ksaca, harika bir slup gnmz kitaplarnda her zaman bulunmuyor. Ama, bunlarn hepsi, "Kurt Seyt & Shura" da mevcut. Daha sonra ka kitap okuyacam bilmiyorum. Bilemediim bir ey de, daha sonra beni bu derece etkileyecek bir kitabn olup, olmayaca... Arzu Egemen 562 "Kurt Seyt & Shura"y, okumam bekleyen yazl snav katlarnn karsnda, tm o duygulan yaayarak, ilgi ve merakla bitirdim. Sevdiklerinizin yaamn, harika bir anlatmla birlikte, bizimle paylatnz iin teekkr ediyor, yrekten kutluyorum. Melek Aydn, retmen "Kurt Seyt & Shura" adl romannz byk bir merakla, hatta galiba, biraz da yaayarak okudum. Gereklere dayal ve olaan st slubuyla, beni ok etkiledi. Ellerinize salk. Kzm Uluseri

Hl, "Kurt Seyt & Shura"mn etkisindeyim. Alayarak, onlar dnyorum. Beyolu'nda gezerken, o sokaklara bile baka trl bakyorum, artk. Artk, kolay kolay baka bir kitap okuyabileceimi dnemiyorum. Yazlarnda, hayattaki beklentilerimi, cokularm, duygularm bulup, yaamda her dakikann gzelliini yakalamam salayan gzel insan, iinizdeki bu tkenmez ak, cokuyu ve duyarll, dilerim, bir mr boyunca, sevdiklerinizle, huzurlu, salkl ve baarl bir ekilde paylarsnz. Roda Palaolu Gerek konusu, gerekse anlatl biimiyle, edebiyatmzda ender rastlanan gzellikte bir kitap. Yine snrsz bir hayl gc ve tarihin o inanlmaz ekiciliini bir romanda bu derece can alc bir ekilde birletirmede gsterdiiniz baary kutlanm. Firdevs Mercan. Btn gece sren yolculuklar, sevinler, gz yaarmalar sonunda, kitabnz bitirdim. Okumu olduum, yaklak, , drt yz kitap iinde bu denli etkilendiim nc kitap... Btn bu insani gelimeleri insanca aktarmnzla, kendimi, o ok gzel, olaan st finalde harmanlanm buldum. Daha ne syleyebilirim ki? Osman Turgut Evcimen Duygularm yeterince anlatabildiime inanmyorum. Kitabnzla bir ok dl hak ettiinize inanyorum, yalnzca. S. Feyza Gnel, TRT stanbul Radyosu

563 Trk edebiyatna deiik bir janr'da, deiik tiplemelerle, imge ve gcnzle, gl bir roman kazandrmanz bizlere, size kar tevik'in tesinde, bu naiz satrlar yazmay bir grev addettirdi. ener ztop, retmen Kurt Seyt ve ailesi, gnlme taht kurdu. Aile zld, ben de yalarmla yd ettim. Etkili, silinmeyen bir destan... Nimet Alpkaya, Emekli retmen Dostoyevsky'nin "Beyaz Geceler"i ile tandm Petersburg'un sokaklarnda, kprlerinde, evlerinde, bahelerinde, imdi Kurt Seyt ile dolayorum. Ah! o Aluta'daki ev... Sevgili dedeciinizin dinmeyen hasret acs, bana Gethe'nin Wilhelm Meister'inde rastladm "Hasret" iirini hatrlatt. Ah! Meftun Kaval Eseriniz, roman teknii, kurgusu, anlatm ve olay rgs asndan, bence, bir doruktur. Sizinle birlikte umut ediyorum ki, Trk edebiyat ve roman daha da zenginleecektir. Aydn Yeilyurt Az nce, "Kurt Seyt & Shura'y bitirdim. Ne yapmam gerek, ne dnmeliyim, bilmiyorum. Yaamm boyunca ektiim mutsuzlua, yalnzla byk bir para eklendi. Bu yzden, sizi affedebilir miyim, bilmiyorum. Kitap bittiinde, saatler getike, hissim fkeye dnt. Sizi arayp fkemi aktarmamak iin, telefonla mcadele verdim. Sabrettim. Zaman ilerledike, fke yerini

dostlua ve varln lk lk hissettiim bir arkadala brakt. Gl Pilavc Bu mkemmel kitabnzla, ok gzel duygular, aclan, sevinleri, gz yalar, korkular, panikleri yaarken, hayllere daldm ve hl daha o haylleri yayorum. lk kez, okuduum bir kitabn yazarna ulamak ihtiyacn hissediyorum. Derya Erturul. Gz pnarlarmdan akan scack yaa, stanbul nostaljime, gmen bir 564 aileden gelmenin verdii 'gmenlik aclar, maddi-manevi kayplar, kayplara olan zlem'e, sevgiye hasretime, can'a, canda'a, yolda'a olan ihtiyacma ramen okudum. Hznn kol gezdii sokaklarn, yalnzlk sakl birlikteliklerin, kk mutluluklar iin verilen savalarn yksnn, byk bir mutlulukla bitmesi iin adeta dua ettim.... Her ey yle gzeldi ki... Fato Somer Gzel ve ac bir ak hikyesi yarattnz kadar, yresel ve tarihsel aratrmalarnzdaki sabrl abalarnzla, lkemize g eden Beyaz Ruslar'in mkemmel bir destann da meydana getirmisiniz. Nilfer Erge imdi Tchaikovsky dinliyorum ve beni insanolunun yaad ve kalbinde saklad akn var olduu fikrine inandrdnz iin teekkr ediyorum. Beyza Gzelsoy

Dedeniz ve Shura beni o kadar etkilediler ki, onlarla ve sizinle yle btnletim ki... Kitap bitti, ama ben nefes aldm srece onlarla olacam. Diclehan Ak Yabanc Eletirmenlerden... Gerek bir yaam yks zerine kurulmu bu kitab, son derece srkleyici ve etkileyici buldum. Okuyucuyu, arlk Rusya'snn atafatl dnyasndan, Bolevik devrimine ve Trkiye'ye srkleyen tarihi bir romans. Bu kitaptaki alma, sadece son derece derinliine ve doru aratrlm tarihi detaylarndan dolay deil, ayn zamanda iki kahramannn arasndaki akn gl tabiatndan dolay ilgin. Okurlar, yky, annda, yrek paralayc ve ilham verici bulacaklar ve aile tarihinin bylesine tutku ve romans yaratabilmi olmasndan dolay yazara gpta edeceklerdir. Yazar, aratrma ve kahramanlar ile buluma abalan neticesinde, karakterlerine gerekten hayat vermi. Kitabn sonundaki fotoraflarla birleen bu olgu, almay byleyici klmakta ve okura, bunlarn gerek insanlar ve gerek yaam ykleri olduunu bir kez daha hatrlatmaktadr. Son derece canl anlatlan, birbirine kontrast, zengin 565 sayda mekn, hikyeye zemin olutururken, yk, okuyucuyu heyecana srkleyecektir. Ann Austin, Eletirmen, Minerva Press, ngiltere

Bu kitap, politik ve sosyal kargaann yer ald bir devrin baarl bir anlatmdr. Yazar, hazla dokuduu yksn, karakter ve renk saltanatnn zenginlii ile ynlendirmi. Tarihle, son derece detayl ve drst bir balant kurarken, bir taraftan da, okuru esir ald kadar eit derecede hayrete dren bir ak hikyesini irdelemekte. Yazarn aratrmasndaki derinlik, lisan hakimiyeti ile birleince, hatr saylr derecede methiyeye lyk bir hikye yaratmtr. Henry Pilkington, Eletirmen, ngiltere Fotoraflarla KURT 566 Yazarn dedesi. arlk Muhafz Alaynda grevli stemen Seyit Eminof. "Kurt Galiya cephesi dnnde. Saint Petersburg, 1917 zeller gzeli Alexandra Julianova Verjenskaya, 'Shura', nlnd, 1922 (Foto M. Kazbek, Beyolu) Tinuka ve Shura, Babalan Julian Verjensky ile Kislovodsk, 1910 Verjenskayalar troykalarla Narzan Suyu yolunda. Narzan, Kafkasya, 1910. , kpei ile evlerinin bahesinde. , 1913. Verjenskaya Maliknesi. Kislovodsk, 1914. Verjenskaya evinde bir akam yemei. Kislovodsk, 1915. bitine Verjenskaya ile Baron Konstantin Clodt von Jurgenzburgun harp ve ihtill

k cephede evlendikleri kilise. 0'orosisk, 1917. Baron Konstantin Clodt von Jurgenzburg, arot Konstantin, kardeleri ve kaynbiraderi Vladimir Verjensky ile cephede, ^orostsk, 1917. Kurt Seyt'in kuzeni Arif, Eminoflar'n evinin giriinde. Aluta, 1928. bykbabas Miralay Mhendis Ali Rza Bey. Trk, Alman ve Macar yaral esirler Sibirya srgn ncesi Galiya'da hastanen zba Ali Nihat Bey, Sibirya Srgnnde. Hemirenin arkasnda yazarn bykbabas Dr. Yzba Ali Nihat Bey. 1917^ ')', 1918 Rus an Nicholas Alexandrovich Romanof Bolevik ihtillinden. Kislovotsk, 1917. L_ htillden sonra Rusya'da kalan; Shura'nn Annesi Ekaterina, kz kardei diser Verjenskaya kzlar. Wilal sonrasnda Aluta'da kalan Eminoflar. Mahmut, Havva ve Mirza Mehmet, r sonra Bolevikler tarafndan ldrlmeden nce. 1922. (Fotoraf: Kurt Seyt) Rus Bykeliliinin yazlk konutu. Bykdere, stanbul, 1920'ler. 'Foyer Russe', 'Ks Bahesi'. Pera, stanbul, 1920 Baslar. w Rus Balalayka Orkestras. Pera, stanbul, 1920. (Foto Kazbek)

Barones Valentine (Tinuka) Pera, stanbul, 1920. er(iflaki Fransz Tiyatrosunda Valentine Taskina (Tinuka) ve Milowitz Orkestras. UDvnun HTOPO Kurt Seyt'in Shura, skender ve Manol ile beraber, Galata Kprsnden sdarna savurduu, devri bitmi arlk Rubleleri'nden kalanlar. 'Ura, istanbul'dan ayrlmasndan ksa bir sre sonra Seine Nehri kysnda. 'm, 1924. Murka. Pern, 1928. (stte) yksne stanbul'da devam edecek olan Seyt, Murka ve Kzlar Lemanuka ile ka1 stanbul, 1928. (Sada) Yazar, Barones Valentine Taskin'in evinde. stanbul, 1992. ^ Bezmen'e, "Sizinle kendimi otuzbe yanda hissediyorum." diyen Barones \lnUka) ve son otuz senesini paylat Todori. 'nes'in Bey olu'ndaki evi, stanbul, 1992. Nermin Bezmen, Bolevikler tarafndan ikence ile ldrlen byk amc> Osman Eminofve einin, u an bir dzine aile tarafndan paylalan, Balkova'daki harap evlerinin nnde. Aluta, Austos, 1992. 'ermin ve Pamir Bezmen, Ktphaneci Tatiana Shekhsheyova ile kap kap taarak iz srlerinde, yal bir Rus'tan bilgi edinmeye alrlarken. zarn notlarndan.. "Yz yandaki kadn ok ey yaadn, ancak, sadece ft

anlatacak kadar hatrladn syledi." , 1992. Nermin Bezmen, ar II. Nicholas emesinde. Livadya Saray, Yalta, 1992. ermin ve Pamir Bezmen, Ramanoflar'm Karadeniz esintisi ve manzarasnn n karttklar balkonda. lyadya Saray, Yalta, 1992. 11 Nermin ve Pamir Bezmen arslanl merdivenlerin nnde. Alupka Saray, Yalta, 1992. Seyt'in macera duraklarndan biri olan KaragVe, neredeyse bir asr yaplan ziyaret. Nermn ve Pamr Bezmen, gl, Yalta Orman, 1992. I Nermin, Pamir, Pamira Bezmen ve Shura'nin kz Sandra Wells. Pasadena, USA, 1994. in, Pamira Bezmen ve Sandra Wells. Kadena, USA, 1994. Sandra. Pasadena, 1994. ot Seyt'in torunu Nermin Bezmen ve Shura'nn kz Sandra Wells, Shura'nn ar banda, mavi irislerle. ]fest Lown Memorial Park, Glendale, USA, 1994. I I VWUI UCCV. .. INERMIN BEZMEN ABAH sdhab ptoyamimi/da bu^un Kuruozen ky tde kdln kl k Ttl *.pne tklnu izni wrik n Tatara hRew yimek v ir Koytk "Cuvardta htapbhtn lie (jrHUjPiegtz fiiuie ple evkiye Nine blJd dryorar

F-odosa, yani Sudak yolunda Ruslarn Maiarika d\ ^ini1 mlmii^reslularyerla^niidanKonzen. Ama, harp-i n m or i [jtn ky halk srldnde, evleri de yerle b lilris. Sonradan yeniden iskna alp Rusya'nn di&T WiirilRdldnvWepinlmis tndt wBilenRwvilandasldnvWps tnpraklanna gen donen Tatarlara skan izm venltn bol^c ferde, Ruslara da ayn Jukki tanyorlar. Boylelkk?, Tatar larmfirufvt i ll m ait tor hdj^ oluturmalar engeli t Kytda kurulmu s rekdratv rtl kulkjl> knlaterbr evreden b 31 labii plajs paralel d.l.ra do&ru Malarria. At.khav \ bizarn g<v kuz Sentte vt naylon paralar l '-m'baladnz an iradipnw yvn U yapnf* k,'" win vt" Ttyjrjtt un pacak glen olmadkndan onu utk matzenx lerle ba! rn vk r Sonra ftLMjenne jlahtdklen y if sene bazen iki sene, bazen ddtu Mtefeyc aryorlar Ellerinde bir ka/ tlanndd tayarak, avu avu Inn, ili/erek ev yapmaya aiyorla "HS1 RUSLARLA BYDM.." nhrtnn rasnda iferteyp tur it /iy aetue geldiimiz Osman Gu raideki kubbede finMnn s-. 1 >efc ygulr arasraJn bir erkA Hu geimianiz" ile tepeden tasark ir apksnn rtt saln mam t,une yanft yttu ile tezat bir lie

l hhflil bir yapsv v Tepede top * irdfi basamaklardan tazlen di i karyor Mavi muamba sarlm f thvur onu biz orada olu; nedeni m tfrdyoru^ ev m ballast Cuvarda Vacip Osman sorevlvms Ml~ Hlldl tn n Iiotk n tu da okBrMi 8o ocuklar kaldk Belende zbe ___v, 11 lenmesi u/ bdnyor h iniyor Bvt u gzlem vaSku. t rafrkazaul Osman Guvardeev dnltrken dedenin................. lutriytum Analarndan babaianndan ayrdktan kcuk (tcukUn nnkep kiste wlutanna fojilayp gnlerce ac b aktklarn, sonra aiklan alaan ocuklara. "Hay* faa-kalm, imrji Allah bab*ta&mefc steyin, bahanzdan dime* Meyin" dediklerini. Ve kck azlarn, "AHah baba, bire ekmek ver!" ardndan, "Bataoten, gd biri al!" yakarlarn. Ama biareler, ancak kendilerine sylendii gib, "Statin Baba, bize ekmek \et" diye yakanno ekmee tavuabilrl_f ve renirler ki. onlarn hakiki babalar, arlk Stalin Baha'dr. //I Bir tek daym kaabildi..." ar..." diye A TATU OLSUN... Br srgn yetimi... Osman Cuvardeev. zbekistan da Kmr ocaklarnda mhendislik yapyon Ama Krm'a

dnnce, mhendislik gnler trie oktan veda etmi. Rus asll I Nataa le. teneke daml, naylon pencereli evinin arka bahesinde domates v soan ekerek geiniyor Pamir Bezmen, bir dDek aacnn attmda... sonra yurtlarna dnebilen Trk ve Tatar as yk hayali, alelacele kurduklar derme atm cak birer yuvaya dndrecek mknlara K "Ana, hatrladm eyler de \ Osman Guvardcev: "u tepeler var ya... imdi ev olan yerler. Hep kim bahderi vard o uman. Kydan la Alusta'ya kadar, arada bi baka ky, kasaba yoktu. Yirmi dakika srerdi gtl-mck. Ne Ekel yerkrdi buratan, ne asude... Benim anam, ablam buhat hadalklan, Bu aabeyim stmadan ldler. Bir ben kaldn]. Bir de daym vard. O, ka.bM. imdi stanbul'da... Byiikdere'de oturuyor. A/z VeHada... Ne olur, unu bulurunu adreson) verm." BoljcviHer, Osman Cuvardeev'i ailesinden ayrp zbekistan'n Angren'irrfe yemhanede bytnfler, ama m Km Talar M% Harekeli tuskilatna katlmasn e " " n teneke ' ' Natajai.....,____,_ , ....._ -iftarv ve domaKslu katk yaparak mlscddelmmi ~< diruyor. znini ald evinin (emelini alm, suyunu ek-mj, ilk katu zemini olacak, ^nutilk daltj tofirak, nekn-da nce talarla odalarn, mutfan iaretlemi.

oaktuumuzcJa, dedemin Ortakydt*! ahap evinin bahesinde oynadftmu: Hdrdlez uyunlann Kaurfati tuna. Hayalimizde sahip olmay Ginlandrdgmz evleri izerdik, kibri! plerini st ste dizerek. Osman Cuvardeev ete, ijte bizim ocuk hayallerirnizden birka <vitm rvte u anda. Evini daha uzun mddet bitirmesi imkiii7 Aidtg fe**, i)i ancak buraya kadar lii Hayal ile gerek arasnda gezinti Trk ismi ile kalm yerleen liri "L'iJareu" elalesi, arlk k.rtah-mn kanatlar arasndan, kay,lafi ykayarak ayaklamnzn dibine ka-da( iniyor, Ayn isimdeki lokantada kantnz doyurarak yola de.....' yolda (rm____ "Karagr" yduna seldgimiz z, nwn vnt o garip hisse Uptly K>k iyi bildiim yoflar ok iyi landgn bir Gne klarna dallar dwmdan !w*k aalarn, iler- 'I m kyuna vadgt j. oluum kesllin sdannda sennlediji (jl \Mfl(k aftalar rIu epeevrt h kyann uzertneoturup bir iki m rairwmmdaki ayialarn akcna , trafta sadece kularn yanklatarmn dibine kadar geliyorlar. Ormann iinde uzanan pdtkada dwfcmi $.mt gibi

oluvu-rumyne VainrxtaCeK Ma vf VlacBmtr Ar lannn srtnda geliyorlar. Gne baim olmal, ben tart tmeden. lpsi, olduka da akrkeyt Baharn ilk gecelerinden biri olu-l. Tupraklan ve aftalartn gocJ-inden striniik yaytyo1. Ryjin-dan uyanyorum. Rya myd, yoksa Karagfil'tin kysmdo saklanp kalm bir geceyi mi seyrettim? Aydtmn atiHakr topraa daha Siki basyoum. Cmar agacom gv(tesini civuluyfMum. O Ret'?-den hy yana ok kii gelmemi ol-fial lutalarfl. (.'ot zaman Reri olabilir, ama dedf inin ayak icri henz taze olmal. Bu agacd di-ku^^tur nubakkk. ^rtaridj-ki resmini karp l>aktyorun. Bans jtt an o kadir yatn ki, s.uk fotS-raft, deil, hemen yambamdj. Benimle beraber, tekrar ImjiIjm dnmekten mutlu nudurfOnutlyonm... Dedemin yiifudusii, atyla gezindii )>er yefde yrmek, havay teneffs etmek isliyorum. fade etmesi garip bir his, ama wnki o bir yerlerde Mkianyor da, k*>nu nan sesleri duyuluyor. Durgun suyun i-inden Mehtap ykseliyor agalann .vasnxlan. Kaikakacakm gibi geliyoi. Hi Snesi rebilmek iin ulanan yosunlar ayakMarta .niyoriar attanndan. Gi, ay ile prl yarlamam olarak. ttrddrak dolanyor, Onun a kuibesi, fensi e ile ayn malzerK.fien yaplm. Tahta ubuklar zenne teneke levha.

zbekistan'da komut madenlerinde mhendistik yap-yofmu Osman Guvanteev. Ac ac glyor: "imdi ne * mi yapyorum? imdi, iraat amekligi ya-pryorum." "KlRlMULAR OK KLTRLYD" kalr i. on Allah bilir. K< yazna mahsus, munis dokunularla okayan rOzgr, ciltleri renklendiren gnei zaman pentesinin arkasnda yk olup, yerini etin, kart-nn savrulduu bir ka brakacak. O zaman ne yapa-:ak Guvardeev Osman yi getir " raprdkl<, suyla karde olmu botlarna, amacn gergek-[estirene kadar dinxiik ayakt kalmaya yeminli gvdesini saran eskilerine bakyorum. Kendinden o kattr emin kadar rahat ve o kaciar marur ki, gzlerim gayri ihtiyari rlen dimdik, masann ucunda oturmakta olan evkiye Ramaza-m of a kayyor. Gemilerinin verdii hrs, acy, Kleryiizfe-,nin rinde w suketterinde bu kadar gzel perdeleyerek, gele-MaMMBHa|^B^^^^^^^^ cee inalla ve inanarak sarlan insanlar, beni son (ietew "Kmrntdar, Rusya'nn en u taffc4bS 1/ Vrmlfar, arlk Rusyas'nn en kltrl halklarndan biriydi" diyor Osman ------Guvardeev, "Birka lisan konuurlard, yi

dgerien? Teneke canl, n,v... - j r~ \ Ion pencereli kulbelerinde ilerin sahipleriydiler... Gel gor imdi, ne varsa bir sevdikleri yanbahallerdeyiz!" Guvardeev1.n annesi, ablas larinda, ona sarln bahar . * ti beklemektenbaka ve *k( oabey bulac hastalktan olmuHikayesini bitirdikten ler Sibirya'da. Yalnzca days kaabilmi; sonra, bir derin nefes alyor i * * n-* - . ev sahibimiz. Sonra eksik istanbul da, uyukdere de oluruyormu. yapt bir sten utanr fiibi _____________________ bir yz ifadesiyle, ellerini '""""' '....... kimbilir ka kez yamanm funtolmtnm di/lmn' vu.-rak. bir kou naylon peltelerin afcinrL k,y&xluyor ve .1/ sonra emaye bir leene doldurduu, leheden tize k|i domatesleri ve koca l>ir ba soft.-n sraya getiriyor. imdi,neha kramda kusur ettiini syleyerek i);ur diliyor. Patiskaya m nl ekmek ve tuz eliinde sofra unum. ikram Mjifett' var you o zaten Osman Guvardeevn. Ve bize

sunmaktan son .terece mesut. "A laft olsun" dilekleri ile yehaHerdeyz...' kahveyi ktlama ile itikten sonra vedalayoruz Guvar-deev'ierie. tilerini ftsnde birletirmi, ba yutanda bizi ugurluyor Otnwn Guvar-dem. Ayaklarn sk sk bas-' mis topraa. Buralardan bir C)n iki yanda srld, andklar topraklara geri dnm, ek isliyor. Eceliyte... Akla'ya firuze Mvnedova ile veda()(^(lu^.j ToprakLrdti <>1 dura,,, evkiye Ramazanof is^iiu/. Gemiimi imi ken yaadm hzn ve a lifti, Rruie'rin ne kadar iyi hesetmi olduunu, su sop k-nnchs ahyorum. "Netnn canum, inan olsun, per derdine are t, isteseler, veririm. yle iim skkn senin u hali ut, Nermin Bezmenin, Kurt Seyt &f Shura birinci baskya girdikten sonra, 1992 Austosunda gerekletirdii krm yolculuunun hrriyet gazetesinde yaynlanan aratrma dizisi. N ERMN BEZMEN ki katl vagonlara doldurdular bizi balam. Er, dii, hasta, stte demediler, bir dirseklik bile yer brakmadlar canlar arasnda. Nicesini de annda vurdular" diyor evkiye Nine Bugn 82 yasnda, tam 48 sene sonra dnebilmi yurduna. Ama nasl dnm? Ka bebeini anasn, babasn vermi blbirya ya...

ufiiuf JvC'nCU MCAED Ell If ABt" A!"^a'da Senina Utitsa Caddesi nde ot lUniUIC UCn miuArilH.CI1 IHIi gittiimizde Trkiye'den misafirler var" sz zerine neredeyse Kalp krizi gei mi?. Firuze ile Bezmenier'i, sokakta olu karlyor. Apartmann giri katndaki daireden eri giriyoruz. BozuK bir musluktan kesik horultu larla devaml akmakta olan su sesi. bir koridor, iinde bir mutfak ve bir odadan mrekkep daireyi saryor. Giri kapsnn tam Karsndaki sedirde, eli gsnde bizi bekleyen evkiye Nine ile (sadaj. "tyyl canlarm!" haykrs ve gzyalar le sarma dola oluyoruz. Stalin'in 1944 Byk Srgn srasnda 34 yanda olan evkiye Nine, yaad deheti bir nebze bile unutmam: Kart, ya demeden ydlar st ste' UCUN ktphanede alan Firuze Mamedova lan, bezdirdi... Hibirinden korkum yok. Bunca yaptkilc butuacAgii. zbekistan'dn yeni donmu bir (andn a daha n pcaklar?" Tt kd tii k Alt'd B Tatar kadimin tavsiyesine uyarak, Alula'da yaayan evkiye Nine'ye gidecei,: berabef.. evkiye Nine, Safin soykrmn yaadnda M yasnd s;en bir kdnm. Alufla'da dcimus, bym... "EmtooP ismini duyunca, alayarak konusuyw. fotog- jflar grmek istiyor. Gzleri ok zaytflam olmal,.. Pa-mir'in gzlMerirri veriyoruz kendisine.

8ir para seer gibi olunca, htlonklarla resmi pyor. Dedemin erkek kardeini ve kansn tanyor. Heyecandan yerinde otura-mtyor. Evin tek k giren yeri, mutfak penceresi. Pencerenin nndeki kpe ieklerini Herek, fotoraf mmkn olduunca nydmliga tutuyor. Bir yandan ban sallyor, elim masaya vurarak alyor. Bir yandan da, firuze'nin zaman zaman tercme etmek zorunda kalaca kadar hzla ve hrsla konuuyor "Her bir yerlerin ald bu Kozaklar balam Krlarn bt-le vermiyorlar. Pek bezdim ben bunlardan gzm dune'an grmyor... Kart demediler ya demediler, yd (ist ste, srdler Komunustter ah balam, ah' m cesini de annda vurdular Kesik kesik hkrklarla ini tm.n t oe im ho< ev kve Nine: "Vagontata doldurdular balam. Va$, Uat, r, du hasta, sne demedder ki kad vagonlara doldurdu lar. Bir dirseklik yer brak madlar canlar arasnd Kaplan kapadlar zenn> ze balam. Ne hava aUi dik, e gne yz edrdu On sekiz gn yol ald! Arada bir durup ien s ekmek verdiler. Anca o z man grd gzlerimiz p n, geceyi.-" Bu on sekiz gn bou o gvdeler st sle yok u lik etmi. Nereye gittikleri ni, neler olacaklarn bilme <ten. Arada bir aln kap dan, nce buday tarlalar m, sonra bozkr colu tundralar kaamak bak larla szerek. Alktan su suzluktan len

fer olmu Kimisi havaszlktan boul mu. Her duruta Bolevik askerleri sngleri ile itele yerek aralannd bir dalp kyormu. lenleri srkleyip, demiryolunun yanna "llerimizi gmdrmediler" "llerimizi gmdr-medrter bize balam. Savu-ru savuruverditer demirlerin stne, yanna. Ardndan baranlar, alayanlar dippUdiler." evkiye Nine yemden yayordu krk seki/, sent* evvelinin korkun gnlerini. Tylerimiz diken itken itinliycruz kendisini: "Stte bebei vard taze a, daha ne yapacaklar^" "Torunumu aun da rahat etsin" evkiye Niro gilerini giteyal rinin vahetini, riya vunjyor. ^ nelerin hrsn, hasretini, yok olan sev-ile anliBrken gzbebekleri, eeirdikle-lamayacak yaralarnn derinlisini dja-, 82 yana ramen dimdik ba, omu/- one getiren gr, ekinmez ses tonu, kar.rl. tavrlar ile o kadar gd duruyor ki, ona acmak hakszlk olur, ancak hayr.mlk duyulabilir. "Torunumu alp gidm buralardan, ahn gtrn de o rahat etsin bari" derken, straplarnn, gelecek nesillerdi; de bitmeyeceinden korktuunu anlyorum. evkiye Ramazanof un sekiz nfus kaldklar, bir odai evinin kapsn kilitleyip hep beraber arabaya biniyoru Mutfak camndan --arkan kpe ieklerine son kez biti voFu+n

Bunca skntnn iinde ne kadar unursanu/ bir ke\fk akmlar >,W kln -.oftjrumu; Mikhail t eski Sadov, v* t Bagftkova Caddesindeki dresi tant ettgvie kendimizi k yundur defalarca varmdan gemi olduumuz evin onuncle buluyoruz Aynen rom,nmda tartt ettiim ght balar denize balayan matade Sadovi Yksek ,H,jnn evreledii ften b heler iinde eski evler -n bazlan hSIS ayakta 41 jmarali evi gostenp "te. <)u Osman Eminofun evi" \creviveNne Osman dedemle kar n Solevdder'n vurduu lucuk kardeiydi Cerdp y ise Mahmut idi. anlamaz bi nhttt hatralarda ya da evkiye Ninenin hafzasnda k sm karmt Ami her halkrda bu ev btyuk amcalarmdan birinin ev ly di Boazmda bir dftmle eve doru kouyorum ka psndan her an bin kp ix.ni karlayacak hissim duyuyorum bir an Anacadde zerinde k k il grnmnde olan tvn arka tarih u kat w fillerle kaplanm Aa Urn arasndan kuuk bir su . akyor. Binann van cephe-: sinden yukan kata kan jhap merdivenlerle kadar: Ixilunmus. Pencereleri kn-; l,n vitray camlan kartnnlar-l, kaplayp, yrtk aiaflan-; m perde ni\ine asm, i i ,amar!annf, plastik kovalarn balkonlarna dizmi: sakinlerinden ok nceleri, burada olduklar kesin. Bir zamanlar, bu tlleri byk

kapadn grr gibi olu-yorum. "Prl pkuld bu ev ^.------j---------_----------r-..,....._ ..------,,------..-. Kapy alp, odalarn sylyorlar {stte). zbekistan'dan yeni dnen binlerce TaBeznek isterdim evin. i "* nw>' al^W vatandandan iri Firuze. zbekistan'da filolojt Ama, hand birinin? O mulard. Bebeb oluverdi ^^^ Ay||h ge|jri fe] bin mb|e ^ ^^ h^,- ^ oir ^^ ^ ^ dTst^yok k\fSX ev ve fjusee okula gidecek kzm iyi okutabilmek (Stta). hangi birine den anlatacak-Kum ekmek yemez bebe, 'suyla doymaz, tverdi bia- tA. stelik, grup halinde, elimizde fowgraf makinefcn ile ' ' ' dolamamz perdelenn arkasndan nakanlan biraz rktm gibi. ' "ok gzeldi bu ev" diyor, evUye Nine. "Prdp-: dL BtOnbura baheydi, iekler iinde. imdi, k-: Gen ana, l bebeini askerlere vermemek iin saklam figsnde, scak uaya alm gnlerce. Aska-ler her girijinde saklam l y<tvrusunu gz lefder.Fn sonunda anlalm. Kopararak almlar belesini kucandan, yol kenanna savuruvenTtikr. yle barm gen nkk____

mes olmu.' Tatl bir nlt ile akan suyun kenarnda duruyorum bir mddet. Yllardr akmaktan yorulmu olmal. Kysna dolmu talarn zerinde dinlene dinlene ilerliyor. Yeil remus lerin arasndan, evin arka pencerelerine dogm bakyo-' ZavXsursunferin ancak yans bu yolculuktan wg rum. Suyun sesir* brakyorum kendimi. Beni alpeskile-krmj. On seliz gn sonra SiWrya'n.n kum, yaz ortawn- re gtryor. Hi yapmad^rr, ama yaam kadar ,y, da bite ayaz, bonios bozlurlarnda varlardan inerken, ^igim eskilere. Oyfe ganp bir his ^ittun uzun .srlardr kk sakMdan, yeilin maviyi^cakladg, Kmm seyredereera eve esk. yaamn. S^^^- **, topraklan iin, ilk byk aq dm yklerine V ^ bulmak iin 8^^^"^".^ bn^" ^ _. * ,' -... ' . * r t1 ..... ..^j4,h. r.rti*,^ Atj^ arabalar dizilecek baheye. Mr-. ana; yle alam ki. kaplar zerine kuandfein a) aklimyMr^}. fair mddel sonra bir dana konumamak cak yans bu yolculuktan uft Sibi' k t zbekistan'dan dnen Tatarlar, Krm'da yeniden yuva kuruyorlar Sanki Karadeniz'in sahibi rJRUZE ile zbekistan'dan yeni dnen Tatarlar'in yerleim merkezlerinden birine douj yol alyoruz, Orada 100 yasn akn

bir ihtiyar kadnn olduunu sylyor Firuze. Yarm saat sreyie, Aluta'dan Krm Dalar1113 doru trmanarak yol jlvooiz. Austos gneinin prltlarla ykad Karadeniz, yumuak bir tzgatla salnan amlar, rurtar, selviler gzlerimize ziyafet efeiken, iimdeki huzursuzluu tedavi edemiyor. Bu gzel lop-jaklarn insanlannn bunca acya, zulme ve yokiuga mahkm olmaian hakszlk diye dnyorum. zerinden yeni buldozer gemi toprak ytgjnian arasnda duruyoruz. Rnure az ileride derme atma briketlerden yaplm, antan teneke levhalarla kapl kulbelere doru aklyor. Az sonra, yannda bir Tatar kadnla dnyor. Yeil gzlerin aydnlatt vakur yz ile. (opraga, amura bulanm terliklerini srkleyen ayaklar, sanki ayru kadna ait deil. Kendinden son derece emin tava sakin, ar ses tonu ile konuurken, aalara, denize duftru uzanan yeil dalara ve Kande-mz e bir bak var ki, onu buralarn sahiHI bi sanrsnz. Kendteine verilen bej, on netrekarelik tojjwk paras zerine, elleri ile talarn tek tek dizerek ev yapmak zorunda kalm olnk gerei, onun xj topraklarn asl sahibi okluu fikrini Masndan karmyor. ' Talar kadn, 100 yan am olan m-nentn konuamayacak kadar basta oktu-fiunu syleyip bize kendisi yadmc* olmaya

alyor. Staft'in 18 Mays 1944 sOrgnnoe, henz 10 yalarnda bir ocukmu. Fotoraflardaki yzleri bir yet-tenten natrlarnasna ramen, karamyor. Biiyk babamn "Cuvarda'' lakabn sylediimiz zaman, gzlefi parldyo: "Cuvardia'lar irat Onlardan var, KuWrr, Grevli olarak arlar evvel Knm' gnderilmiler. Bir vaop Kuruzen'e p-n. Br de, Alub'da <Lfin^ bym evkiye Ramazanof var. Seksen M yanda, o da yeni dnd Alusta'ya. Ona da vanpsomn." Aynlrken bana sanlyor, yine beklediini sylyor. Yeil gzleri l !, v^'" ne gzel iwkiyor ve ylesine gururlu... KKLERE SEYAHAT NERMN BEZMEN Krm Tatarlarnn lideri Mustafa Cemilolu ile bulu Krm Trkleri'nin Lideri Mustafa Cemilolu'yla grtkten sonra, mzaladm kitabm hediye ettim. ok memnun oldu. v-IRIM Tatar Mill Metlisi Bakan l\Mutafa Cemifolu ile tanmamz, shhatimizin en mhim artlarndan biriydi. Mustafa Cemilolui. serek Krm Tatarlan'nin hakkm dnyaya duyurabilmek iin yapt ak grevi, hapiste geirdii yllar ve Tatar Meclisi Bakan ifal ile gerekletirdii Tridye ziyaretinden tanyorduk. Ama bu idealist lideri ve ailesini ahsen tanyp, kendisi ile yaptrmz- sohbetlerden sonra, hayranlmz daha da artt.

Kendisinin davetlisi olarak, Shrrfera-pol'de (Akmestit) Tatar Mill Meclisi'ni ziyaret ettikten sonra, akam bir Tatar "toy"unda (dn) anlattklarn dinliyoruz. Tatarlar'n gemiini, bugnn J gelecek M,n hayalerini insanlar iin kara gnleri : olmasn diliyorum Hirhi dilenleri, gidenleri ^ bunca badireyi al t en, toprana, geirt azm ve mada sarlan iL'l luu oktan hak ettiklerini rum. Mustafa Cemiloglu, yap trnadan sonra, Novorosis soyad ile bir ailenin bul, kendilerine haber gwdwdj leynce, umutlarm bir kez niyor. Ancak, Kmm'da son geirdiimi; iin, Novoro bir balant kuramyoruz & bir haber beklentisi iindeyi Rusya'da gen kziarn, srf kaliteli bir akam yemei uruna, otellerde turist beylere elik etmesi doal kar Bir kadeh sampanskaya iin Talta'da, bir otelde, klasik bale, spanyol dans ve Amerikan kabaresi esintili bir akam yemei... Lokanta, yabanc turist beyler ve onlara refakat eden, alml ve zarif gen kzlarla dolu. Yaptklar) .iin son derece tabi karland belli... iyi yaamann, biraz fme balk yiyip ampanya erek mmkn olacan sanan bu gen ha-nmiar iin, gecenin ilerleyen saatleri, ayrca pazarla tbi. Kimi zaman da bu cret, yemein parasna dahil... ONT VVtH-oniteov'n l>. Yzyl'n ilk yansmda. El-

Khamra Sarav'ndan esintilerle ina ettirdii Aiupka Sany son duramz. Dn yolumuzda, "Gvercin yuvas"nn'bir masa! atosu gibi Karadeniz'in zerindeki kayalarda ykseliini izliyoruz. \kyn). otelimizin lokantalarndan birinde rev seyrederek son yemeimizi yiyoruz. Revnn birbirinden gzel kzlar, usta baiern vuuilar ile. Amerikan veya Fransz kaynakl mzik e-liginde sahneyi (foldu ruyoriar. Mantardaki ott t mu^ tenlerine bakyo- um Byk bir oftunluu, gen kuaktan. Dalan Kus KJtet... D-rtd arkama aid*. J^^! bu mauara kt... ansllarnn onlar olmas acaba bir tesadf .m? Sadece iyi yaamay zk-dikleri iin, ok mu abalyodar? Yoksa, deien dnyalar iinde, eski kuak yeni arka ayak uyduramad iin, para getirecek iler genlere mi kalyor? Masalarda sadece oielin lokantasnda yemek yiyebilmek iin beylere elik eden alml, zarif gen kzlar zliyorum Yaptklar iin son derece tabii kabul edildii belli. Otelde de zaten bu (ip giriler iin bir yasak yok. Yeter ki, bir otel mus.te.risi bu misafirleri sahiplensin. Ondan sonraki rlas kalm. Bu lap Ecdadmn dedii fiyat... Aluta l'il\ou

:ntylt> izliyorum. O kadar gzel, o kadar ki-bar ve zarifler ki... Ve bir,z fme balk, birka kadeh am panskaya iin sofralarna otumuya hazr olduklar erkekleALUTA' YA VEDA - birokundan db* zeki daha tahsilli ve asiller Dutuk ---------------------------------- durumu nce insan zellikle de twr kdn olarak >* :Jc rect aftnma ydfek izliyorum kU<ak bale spanyol dans Amerikan kabaresi esinti! ile dolu plakt shrbazi jansonlu bir eteyi harika hhvyar nets bir votka njneblklar sogu^etle u ld< nefis bir somon ta t nokal dgmzda rt ka ikimize selen tp bahi dahil yedi St. Petersburg Univwuiesi'nde ekonomi tahsil eden u kzn, oturduklar masadan bir grevli tarafndan kl ll l ili O kd l yapyor. N ine ayal perdem canlanmaya balyor. Bir an iin. te.|Xnin ucundaki de dafemt gryorum Shura ile rwral'Kjr. Sessiz, (epenin eteklerindi' uzanan denizi ^yedi-yoriar. Ama. ksa bir ,n... Karadeniz hi bitmeyecek gibi Ktdiyor, gidiyor. Suntk He.\oiii \asa\tkhrtm v \< sanki OyltMiiL hu/ i\hrtm Ami inmeli d h C\un krnly idimde Mhtp bulutlarn in indi oyun mu vapyor l\ s! . tns itti sene om esini v a mam iin wbnt ilk gun dsn ix bana oyun v1

U/akhjivoruz uzak s\oru? D slar m ledtmcye alan taky yoruyorum Silah v sttr kesildi Dedemi yoruyorum Onun goz Itrinden m yoruviuk getiim biliyorum Seyrt Emmofun gzlerinde Aluta kylar ya\aya vas tul perde irdna k hnr sb u^aklsmayd Ijajor Bir dahi asla gremeyecei memleketinin son resmini gozbe-Ix'klerine nakedip saklamak isler gibi bakyor. Kocaman bir dalgann k tarafta rpn -- ,----,., --------j-,............------,.t ,, .,.v, lasndaki darack zamanda, kynn nay' bucaksz uzanyor. ylesine uzaa gidiyor ki, gecetamamen gden kayboluyor. Mehtabn bulutlar arasna bir >in karanl ile birleiyor, bir yerden sonra. dalp kmasyla, ben de denizdeki hayalimi kaybediyoTepeden denize doru inen aa ynlar ve ardnda rum. Grdklerim hayal miydi, yoksa dedem ben" izm balar, iterde suyun iinde uzanan kk kayackonun gereklerini yaamam m istemiti? ar... Btn bunlar, ben daha evvel yaam gibiyim. HaOna yine yetiemedim. .Ama u an biliyoru.. = /ada bildiim bir koku var. imde ok iyi hatrladm bir nn'deki takann zerinde artk gremedii Aluta kivifarira eziklik.., Mehtap bir eyler hatrlatmak istercesine, ayn glbakp, sessiz alamakta.

lyunlann yapyor. Otobsmz "Aluta" levhasn geridt- brakt 'Ak^a" levhasn gordugum, an yreim daha bir hzl alyorum... dol ir Ne kadar ucuz bedava dvtceftnjt y?U :,r fcWl mtt Benim tn o> le deftl C edlerm l tojjnkdrdT yle bu y t\ demeler ki ktnd i bi de ledavd yi mek >or f,'b hssetmyo im illilerden 24 Ayjs tos Pazartesi Saat saba , buuu Bizi Simferopol t Mtaaian , gtrecek otobste12. Valla Otel'nden ynkv yoktan trmanarak ana yola ktmzda, mehtab fark ediyorum. Samzda, aada Karadeniz j|e <,uya ^ Bir de dne katldk... Rehberimiz gzel Valentirta (sol bata), masamza gece boyunca nee katt. BTT son Klsikleri' arasnda yerini alan romanlarndan biri olan "Kurt Seyt & Shura" da, arlk Rusya'snn debdebeli j yaantsndan, Bolevik ihtilli ile, stanbul'a j srklenen hayatlar anlatlyor, j Tarihi bir gerein yks olan bu romanla, '% 1892'nin Yalta'sndan St. Petersburg'un | saltanat gnlerine, Karpatlar cephesinden ;$

ihtillin cehennemine ve nihayet, igal *' altndaki stanbul'a, 1920lerin Pera'sna macera dolu bir yolculuk yapacaksnz. Romann kahramanlar ile beraber, polkalarn, troykalarn sihirli alemini, ihtillin ve savan acmaszln, paralanm Osmanl imparatorluu'nun son gnlerini yaayacaksnz. Kurt Seyt: Mirza Etninof'un olu olarak, servet ve unvanla domutu. Yakklyd, hrslyd, cesurdu. ar Nichola'nn Muhafz Alaynda gen bir stemen oluu, onu Boleviklerin lm listesine dahil etmiti. Kaarken getirdii bir taka dolusu silah, Mustafa Keml'in Kuva-yi Milliye'sine teslim ettiinde, karlk istemeyecek kadar gururluydu. Hayatna sfrdan balarken, elinde kalan serveti, sadece, gururu ve akyd. Shura: Tchaikovsky namelerinin romantizmi ile sarlm karl bir Moskova gecesinde, henz on altsndayken, saf , gzellii, beklentisiz ak ile, Seyit'in dnyasna girdi. Ailesinin unvan, serveti, onun da lkesinden kamasn gerektirdi. Sevdii erkekle atld bu macerada, bir daha I hi gremeyecekleri vatanlarnn, ailelerinin, artk yaayamayacaklar gemilerinin hasretlerini, aresiz hznlerini, birbirlerinin aklarnda dindirmeye altlar. Byk bir akn, harbin, ihtillin, hasret ve f hznlerin hikyesi ile, okuyucuyu batan | sona kendine has bir tat, merak ve

heyecanla srkleyen, uzun sren sabrl aratrmalarn gerekilikle aktarld, titiz, olaan st bir roman, "Kurt Seyt & Shura." w "esur bir giriim. Herkes cesaret edemez. XIX. Yzyl anlatm iie, Tolstoy, Baka, Zola tarznda yazlm. Jnemini iyi bir klasik roman mimarisi ikokiyi anlatyor. klasik Roman' budur. ttiaitan .. Eer bu belgesel ayrntlar olmasayd, ortaya daha 'oun duygusallkta' bir 'ak roman' kard diyenler, 6u lin atmann znyok ederler. Saysz karakterleri, oe ayrntlar, sinematografik mekan deiimleri ile Aufassal' bir dramatik olarak taramlanar bu kitap... akDeteon Yazar, diaspora aclan eken tm insanlarn evrensel hznn temsil ediyor. YaarAkscy ^^ 1890'lann Rusya'sndan 1920'lerin Trkiye'sine uzanfln bir dnemi anlatan Kurt Seyt &: 5fura'aa sadece ak deM, o gnlerin Rusya's ve Trkiye'si de var... Hatta daha Jazlas var. Gnmz Rusya's 6unca fuzl deiirken1 dnn Rusya'sn kim merak etmez ki? Ve de dunun I stanbul'unu... HmcaiUiu

Kurt Seyt & Shura, edebiyat dnyamza tpfe uzayd' gelen bir kor paras gibi girdi. Hami Alkaner Nefis bir roman. Bunun film olaca gn dnyo Serap Aksoy Roman tam anlamyla klasik. Orta an s ulamazhnycelii var. .* ji Ayhan Hnatp )/J| Nermin Bezmen _ Kurt Seyt Shura

You might also like