You are on page 1of 54

LEN

PLATON EVREN: CNEYT ETNKAYA


DNYA KLASKLER FELSEFE

BORDO SYAH YAYINLARI

len Platon eviren: Cneyt etinkaya Editr: Veysel Atayman Redaksiyon: Veysel Atayman Trke Redaksiyon: Sleyman Asaf Tashih: Esen Gray Bordo Siyah Yaynlar

DNYA KLASKLER LEN PLATON ( 427-348/347): SOYLU BR ALENN OLUYDU. SOKRATES'N LMNE KADAR ONUN DERSLERN ZLED. ARDINDAN MISIR VE GNEY TALYA'YI DA KAPSAYAN UZUN BR YOLCULUA IKTI. 387'DE ATNA'YA DNEREK AKADEMA ADLI OKULU KURDU. KENDSNN OLDUU KABUL EDLEN 28 DYALOGDA, HOCASI SOKRATES'N KONUMALARINI BRARAYA GETRR. BUNLARIN EN NEMLLERNDEN BAZILARI UNLARDIR: PHADON, GORGAS, MENON, POLTKOS, DEVLET. EDTR VEYSEL ATAYMAN: 1941'DE STANBUL'DA DODU. STANBUL NVERSTES'NDE ALMAN DL VE EDEBYATI VE FELSEFE RENM GRD. STANBUL NVERSTES MTERCM TERCMANLIK BLMNDE UZUN YILLAR DERS VERD. HALEN AYNI BLMDE YKSEK LSANS DERSLERNE GRMEYE DEVAM ETMEKTEDR. FELSEFE, SNEMA VE EDEBYAT ALANINDA OK SAYIDA MAKALE, DERLEME VE TELF KTABI YAYINLANDI. ZELLKLE SNEMA HAKKINDAK NC DEERLENDRMELER NEDENYLE HATIRI SAYILIR BR HAYRAN KTLESNE SAHP OLAN ATAYMAN, ETL YERLERDE VERD SEMNERLERLE OKURLARIYLA TEMASINI HEP SICAK TUTTU. BORDO SYAH YAYINLARI'NIN DNYA KLASKLER EDTRL GREVN YRTT SIRADA OK SAYIDA DNYA KLASNE EDEBYAT SOSYOLOJS EREVESNDE NSZLER VE NOTLAR YAZDI. YZE YAKIN EVRS YAYINLANDI. 2009 YILINDA DL DERNE TARAFINDAN TRKYE'NN EN PRESTJL EVR DLLERNDEN BR OLAN MER ASIM AKSOY DL'NE LAYIK GRLD. EVREN CNEYT ETNKAYA: 1972'DE DODU. ANKARA'DA YUNAN DL VE EDEBYATI RENM GRD. ESK YUNANCA ORJNALLERNDEN EVRD ANTK KLASKLER ARASINDA SOKRATES'N SAVUNMASI VE LEN (PLATON), KRAL ODPUS VE ELEKTRA (SOFOKLES) VE ANTK YUNAN LRKLER-K CLT (KOSTAS TOPOUZIS) VARDIR. REDAKSYON VEYSEL ATAYMAN: BAKINIZ EDTR. TRKE REDAKSYON SLEYMAN ASAF: 1950'DE STANBUL'DA DODU. SAINT BENOIT LSES'N BTRDKTEN SONRA FRANSA'DA RENM GRD. ODA YAYINLARI N FRANSIZCA EVR YAPTI. GELM HACHETTE ANSKLOPEDS YAYIN KURULU YEL GREVNDE BULUNDU. RADKAL VE CUMHURYET GAZETELER VE AYRINTI, CAN, NKILAP VE BORDO SYAH YAYINEVLER N REDAKSYON VE DZELT YAPTI. FLZ GVER: 1947'DE STANBUL'DA DODU. REMZ VE YEN YAYINEVLER N UZUN YILLAR REDAKSYON VE DZELT YAPTI. TASHH ESEN GRAY: 1961'DE STANBUL'DA DODU. STANBUL NVERSTES ESK TRK DL VE EDEBYATI BLMNDEN MEZUN OLDU. 1978 YILINDAN BER YAYINCILIK SEKTRNDE DZELTMEN OLARAK ALIMAKTADIR. GELM YAYINLARI, SABAH KTAPLARI VE TURGUT YAYINCILIKTA UZUN YILLAR ALAN

ALITI. BORDO SYAH DIINDA -KLTR YAYINLARI VE KTAPLARINA DA DIARIDAN DZELTMENLK YAPMAKTADIR.

CUMHURYET

PLATON
"Bir zamanlar genken, birok kimse gibi dnyordum: Aklmda, kendimin efendisi olur olmaz politikaya ynelmek vard. Gelgelelim bu kararma, kamusal hayattaki u deneyim engel oluturdu: O zamanki anayasamz (dzenimiz) geni bir evrede deersiz, hor grlmekteydi ve sonunda kt. Yeni anayasann (dzenin) tepesinde 51 erkek vard... Ancak bunlarn 30'u snrsz iktidar yetkisiyle btn hkmeti (ynetimi) devraldlar. Onlarn arasnda birka akrabam ve tandm vard ve bunlar kalkp beni de hemen (aralarna) ekmeye altlar... Genliimde bu konuda edindiim deneyimler bundan byle pek arc olmad. Onlarn, devlet ynetimini haksz bir yoldan dndrp adaletin yoluna sokacaklarn ummutum. Bu nedenle de byk bir merakla ne yapacaklarn dikkatle izlemeye koyuldum ve ksa sre iinde, bu adamlarn eski anayasay koyacak yer bulamadklarn grdm. Baka birok eyin (hatann) yan sra arkadam olan yalca bir adam, dnemin en drst, en namuslu insan demekte hi tereddt etmeyeceim Sokrates'i, bakalaryla birlikte bir yurtta zorla idama gtrmek zere grevlendirdiler; bylelikle onu su orta yapmay amalamlard. Ne var ki Sokrates boyun emedi ve onlarn canice eylemlerine katlmak yerine her eyi gze almay tercih etti. Bunu ve buna benzer hi de yle nemsiz olmayan kimi eyleri grnce beni bir tiksintidir ald ve bu cani idareden uzaklatm. ok gemeden o otuzlar devrildi ve anayasa lavedildi. Bunun zerine yeniden, ok yava ilerlese de, politik dzlemde faal olma istei beni sarmaya balad... Gelgelelim, o iktidar sahiplerinden bazlar, en son Sokrates'e mal edilebilecek en kt sulamalarla arkadamz mahkemeye ardlar. Anlayacanz onu tanrszlkla sulayarak mahkemeye kardlar ve hkm giydirip hkmn infazn saladlar... Bunu ve hkmeti, yasalar, treleri yneten kiileri grnce ve yalandka bu arkn btnn kavradm ve doru bir sonuca varp politika yapmann ne kadar zor olduu anladm. nk dostlar ve gvenilir parti yoldalar olmadan hibir ey yapmak mmkn deildi... Ayrca yasama ve ahlak alannda knt ve rme artc bir biimde artyordu. Bylece, balangta politikaya ok hevesli olduum halde, bu olaylar grdke ve btn bu plansz, amasz srklenii inceledike kafam karmaya balamt. Geri, btn bunlarn ve devlet varlnn nasl daha iyi olabilecei konusunda dnmekten vazgemedim ve hep bir eylem frsat kollayp durdum, ancak sonunda mevcut devletlerin berbat bir durumda olduunu kavradm. nk mkemmel bir yeni organizasyon elverili artlar sunarak imdada yetimezse devlet-yasa ilikileri hemen hemen iflah olmaz durumda kalacakt. Bunun zerine kendimi, hakiki felsefenin hakkn teslim ederek sadece onun, btn kamusal ve zel hayattaki adalete bak imkn verebileceini ve doru ve hakiki felsefeciler iktidara gelmeden ya da devletlerin iktidar ve g sahipleri takdiri ilahi sonucunda gerek filozoflara dnmeden insan soyunun mutsuzluunun son bulmayacan aklamaya zorunlu hissettim." Burada, Platon'un yazd ve otoritelerce sahici olduu kantlanm bir mektuptan, onun hayat hakknda snrl bir bilgi edinmekle kalmyor, ayn zamanda onun felsefesi ve politik dnceleri hakknda da izlenimler ediniyoruz. Platon 427 ylnda Atina'nn nde gelen ailelerinden birinin olu olarak dnyaya geldi. Sokrates,^ onun yoluna kp o zamana kadar ara vermedii edebiyat olma abalarn bir yana brakp felsefeyle uramasn tavsiye ettiinde Platon yirmi yandayd. Platon sekiz yl Sokrates'in rencisi olarak kald. Sokrates'in hkm giymesi ve o sarsc lm karsnda, nce baba kentine srtn dnd, geici olarak Megara'ya gitti, daha sonra uzun yolculuklara kt. Bu yolculuklardan birinde yaygn bir sylentiye gre Kuzey Afrika'ya, byk olaslkla Msr'a ve Kyrene'ye kadar uzanm; oradaki dini ve din bilginlerini, ayn zamanda rahipler kastn tanm olmaldr. Belki daha da telere giderek Hindistan'n bilgelii ile tanmtr; nk eserlerinde byle bir tanmann izleri bulunmaktadr. Ama asl, o dnemde Yunan kolonisi olan gney talya'da ve Sicilya'da uzun sre kald kesindir. Burada Yunanistan'dan tand Pythagoras Okulu 121 ile yakn temas kurmu ve daha sonraki dncesinin gelimesinde etkili olacak nemli izlenimler edinmitir. Bu yolculuk, onun

matematikle yakndan ilgilenmesine yol am, bir yandan da dinsel, mistik grlerle tanmasn salamtr. Bu arada Sirakusa Tiran'nn saraynda, akrabas Dion'un yannda da bir sre yaamtr. Platon'a hayran kalan Dion, politik bir reform planlamas iin onu iki kez Sicilya'ya arr. Ancak dnrn 7. mektubunda anlattna baklacak olursa, bu yolculuklardan hibir ey kmad gibi, ba da olduka belaya girmitir. 387 ylnda, doduu kentte bir bahedeki lmnden sonra "Platoncu Akademi" adyla yzyllarca ayakta kalacak okulu kurmutur. Platon burada gitgide saylar artan rencilere cretsiz dersler vermi; seksen yanda, youn bir almann ortasnda, sylenenlere gre bir akraba dnnde hayata gzlerini yummutur. Eserleri Platon'un retmeni Sokrates, retme faaliyetini hemen tamamen rencileri ile kurduu diyaloglar, konuma ve syleme/syletme yoluyla gerekletirdii iin, onun kendi elinden km tek bir sayfa bize ulam deildir. Platon'dan ise gnmze bir dizi metin ulamtr. Aratrmaclar, bu metinlere sonradan eklenmi ya da orijinal olmayan, sahte metinleri ayklamlar ve sonuta Platon'un yazlarnn byk bir blm ve mektuplar gnmze salkl bir ekilde ulamtr. Emin olabileceimiz bir baka nokta da, Platon iin de faaliyetinin arlk noktasn szl retimin oluturduu gereidir. Platon'un yazarlk ve yazarlar hakknda pek yle parlak eyler sylemediini biliyoruz. Platon gibi parlak yazarlarda sk rastlanan bir durumdur bu. Ne var ki kendisi retisinin zn, iindeki ekirdei hibir zaman bir yazya emanet edemeyeceini ve byle yaparak hasetlie ve anlayszla dn vermek istemediini syledii halde biz ardllar iin onun yazlar, felsefesini renebileceimiz biricik kayna oluturmaktadr; kald ki Platon'un neredeyse tamamen reddettii yazl rnleri iinde bu felsefe btn ihtiamyla karmzda durmaktadr. Yazlarda ele alnan sorunlar, o gn nasl anlalm ve tartlmsa, o halleriyle karmza karlar. Byle olduu iin dnrn belli sorunlar karsnda nasl dnce gelitirdiini, anlaynn hangi ynde deitiini izlemek mmkn olmaktadr. Diyaloglar Platon'un hemen btn eserleri diyalog tarznda yazlmtr. Sokrates'in lmnn hemen ardndan yazlan her ey diyalog biimindedir. Daha sonraki yazlarn byk bir blmnde de bu karlkl konuma ya da sylei biimi, belirleyici tarz olarak karmza kar; ancak Sokrates'in bu diyaloglarda sylediklerinin ne kadar dorudan Sokrates'in hesabna yazlabilir ne kadar Platon'a aittir, bunu sylemek zordur. Platon'un ad altnda 34 diyalog bize ulamtr. Bunlarn nemlileri unlardr: 1. Apologia (Savunma) Sokrates'in kendisine alan davada savunma konumasnn daha sonra kaleme alnm biimidir. 2. Kriton Yasalara saygy tartr. 3. Protagoras Sofistik^ dnce ile erdemler konusunda bir hesaplama, zellikle sofistik dncenin btnl ve retilebilirlii zerinedir. Bu ilk diyalog, Ion, Lakhes, Politeia I, Lysis, Kharmides, Euthyphron ile birlikte genlik diyaloglarn oluturur. 4. Gorgias Bu diyalogda da erdem ve onun retilebilirlii sorunu n plandadr. Syleilerde sofistlerin bencil ahlak anlaynn yetersiz olduu sonucu ortaya kar. Retorik^ bir eitim arac olarak yeterli deildir. Tresel, ahlaksal olarak 'iyi olan' kaytsz artszdr ve bu diyalogda metafiziksel bir temele oturtulur. Ahlaksal iyi, politikann, mziin ve edebiyatn stnde yer alr; diyalogun sonunda ruhun te dnyadaki kaderi tartlr. 5. Menon Bilgi'nin bir "hatrlama" olarak karakteristik nitelii tartlr. Matematiin nemi zerinde durulur.

6. Kratylos Dil hakkndadr. Bu diyalog Euthydemos, Kk Hippias, Byk Hippias ve Menexenos ile birlikte gei dnemi diyaloglar olarak bilinirler. Bunlarn Platon'un talya yllarndan sonra yazld bellidir; nk diyalogda Pythagoras retisinin etkileri apak belli olmaktadr. Ancak bu gei aamasnda Platon'un dnya grnn henz doruuna ulat sylenemez. 7. Symposion (len) Bu diyalogda "Eros," iyiye ve gzele gtren itici g olarak anlalr. Burada Alkibiades'in, Eros'u kusursuz cisimletiren Sokrates'i vg konumas da yer alr. 8. Phaidon Ruhun lmszl. Diyalog, ruhun duyu st olma zellii ve ebedilii zerine syleiler ierir. Burada Platon'un idealar retisinin gelitirildiini grrz. 9. Politeia (Devlet) Platon'un en geni kapsaml, ierik bakmndan en derin eseridir. Plton olgunluk yllarnn ounu, bu almasna ayrmtr. Tek insandan toplum retisine doru yol alrken, eser, Platon felsefesinin btnn kapsar hale gelir. 10. Phaidros Bu diyalog Platon'un idealar retisi ve ruhun e blnme modeli iin zellikle nem tar. 11. Theatetos Bilgi'nin karakteristik nitelii hakknda bir bilgi teorisi tartmasdr. 12. Timaios Platon'un doa felsefesini ierir. Dnyadaki btn cisimlerin ve canllarn oluumu ve douu tartlr. 13. Kritias Bu yaz tamamlanmamtr. Platon'dan yaklak 10 bin yl nce, efsanevi ada Atlantis'in batn anlatr. Bu yazda ileri srlenler, gnmze kadar saysz aramalarn ve tartmalarn kaynan oluturmutur. 14. Politikos Devlet adam. Yal Platon'un politika hakkndaki dncelerini ierir ve bizi yasalar konusuna gtrr. 15. Yasalar (Nomoi) Platon'un yallk dneminin byk eseridir; dnrn bu almay bitirmeye mr yetmemi, bir rencisi tarafndan lmnden sonra kartlmtr. Bir kez daha politikaya atfedilmi bu son alma, devletin ahlaki temelde kurulmas ve yurttalarnn da buna gre yetitirilmesi talebinin Platon dncesinin, balangtan sonra izledii bir kayg olduunu gstermektedir. Yasalar, Platon felsefesinin yallk dneminin ana kaynan olutururlar. 12'den 15'e kadar olan diyaloglar, Sophistes, Philebos ve Parmenides'le birlikte dnrn yallk dnemi almalarn temsil eder. Felsefi dncelerin anlatlma biimi olarak diyalog, Platon'dan sonra Yunanllar, Romallar, daha sonra da Avrupa dnrlerince sk sk bavurulan bir yol olmutur. Elbette Platon diyaloglarn, Sofistlerin gelitirdikleri ve Sokrates tarafndan mkemmelletirilen diyalektik sylei olmakszn dnmek imknszdr. Dncenin sistematik olarak gelitirildii dz metinler ile karlatrldnda diyalektik biim, anlatlanlar kafamzda ve gzmzde ok iyi canlandrma frsat vermekle kalmayp srece byk bir canllk getirme gibi bir avantaj salamaktadr. Bir konuda savunulan eitli kart ya da ayn grlerle sorunun eitli yanlar, konumaya katlan kiilere yaplan rol dalmyla ortaya kartlr. Kald ki, sonuta yazar, tartmay noktalamak ve kendi gryle bir yere oturtarak tartmaya nihayet bir son vermek gibi bir sorumluluk da tamaz. Bu, tartmay ortada brakma durumu, kararszlk ve bir emin olmama haline iaret eder gibi grnse de, Platon'un eserlerinden kan sonu, karmzda derin bir dncenin temsilcisinin, biz insanlarn dncesinin her zaman paralanm, elikili ve blk prk olduunu, kartlklar iermekten kurtulamayacan ok iyi bilen birinin bulunduunu gstermektedir. Kald ki Platon Diyaloglarn sadece felsefe alan iinde deerlendirmek, bu kusursuz eserlere hakkn vermemek olacaktr. Diyaloglar parlak bir dilin kurduu, tartan taraflar ustaca, hatta dramatik bir tarzda kar karya getiren, fikirlerin birbirini izledii birer metin, dnya edebiyatnn bir parasdrlar da.

Tarihsel Kkenler Platon'un dncesi, dnce tarihinin sunduu btn rneklerde olduu gibi, balangta yaad dnemin dnce birikimi, anlay ve grleri ile balantl bir ekilde ortaya kar. Her dnr gibi o da dneminin birikimine kar ikilemli bir dnsel tavr gelitirir. Bu birikimlerin belli bir blmnden yararlanr, onlar alp daha da gelitirir ya da onlara kar mcadele edip onlar aar. Demek ki dneminin dncesinden besleniini hem olumlu hem olumsuz iki dzlemde anlamak gerekir. Platon'un mcadele bayra ap amaya alt birikim Sofistik dncedir. Sofistlerin dnya gr, yararcla, haz ve zevke dayanmaktayd. Platon bu anlaylarn karsna tam bir Sokratesi olarak "iyi" kavramyla kar. "yi" doru, erdemli bir hayatn hem kesin ls hem de balca ereidir (te/os). Ruh gerein, dorunun dnyasna (dzenine-kosmos) ancak "iyi" zerinden ulaabilir. Platon, hayatn ve doruya giden yolun kusursuz bir Sokratesi mantkla nn amaya alrken, "iyi," dnyay (evreni) kuran temel ilke olarak kendi mutlaklyla vardr. Byle olunca da insann her eyin ls, iyinin, dorunun tart ta olduunu ve genel, insan dnda bir lt bulunmadn ileri sren Sofistler ile kar karya gelmesi de kanlmazlar. Sofistik reti, Platon'a gre hem bilgi'nin hem de ahlakn temelini kertecektir. Platon, Sofistlerin ikna sanat olarak ba vurduklar retorik, sz syleme sanat (hitabet) yntemine de kar kar. Bir felsefe yntemi olarak retorik yetersiz, kusurludur. Herakleitos'a^ gre her ey kendi kartna muhtatr; filozof da rakibine. Sofistler ile arasna kesin bir mesafe yerletirmeye alan Platon, aslnda Sofistler ile bir tamamlama, gelitirme ilikisi kurmutur. Sofistik dnce, byk lde Yunan yurttan politikaya hazrlama gibi pratik bir amaca dnkt. Bu amaca ulamak iin ikna edici sz syleme ve bilgilendirme kaygs ne km. Konumann, hitabetin tekniinin biimsel inceliklerini, bilgi'nin dille aktarlma yollarn aratrp durmular, insan her eyin ls yaptklar iin de, d dnyaya, objeye ynelik ilgiyi, zneye kaydrmlar, szle ikna edilmesi gereken insann psikolojik zelliklerini anlamaya almlar, ama asl, dilin nemini ne karmlardr. Dilbilgisi, slup, kavram, adlandrma konusunda ilk aratrmalara nayak olmular, dncenin ileyiini tartma, tanmlama, rtme teknii bakmndan belirlemeye almlardr. Platon'un, diyaloglarnda btn bu birikimleri deerlendirdii, zellikle Sofistlerin sonradan gitgide bir ekime, kavga tekniine dntrdkleri diyalektii, Sofiserden devralp gelitirdii kesindir. Platon dnceyi diyalog zerinden gelitirme ynteminin tesinde, Sofistler ile balca iki alanda gr birlii iindedir. Bir kere o da dneminin hkim bilgi anlayna Sofistler gibi yaklar. Sofistler bilgi kavraynda rlativisttirler. lk nemli Sofist Pratogoras ( 482-411) nceki eilimlerin aksine, doa felsefesiyle, kosmos ile uramann beyhude olduunu ileri srer. Doa felsefesi, bize objektif olarak geerli, doru bilgi sunamaz. Btn olabilirlii kendisinde toplam olan anamadde, tz, srekli bir deiim iindedir. yleyse hibir ey "belli" bir o ey deildir. Salt bir varlk olamaz; onlarn nitelikleri, zellikleri, karlkl etkileimlerinin bir sonucudur; yleyse her ey, bir grecelik balants iinde vardr. Bir nesnenin, ancak durmadan deien, akp duran ilikiler ve balantlar iinde, teki nesnelere gre belirlenmesi mmkndr. Duyumlarn verileri de o anda alglayann durumuna gre deiir. Alg, o d nesneyi, onun durumuna gre bize o anda nasl sunmusa, o ey odur. yleyse mutlak bilgi yoktur, duyu algs vardr ve bu algdan doan san (doxa) biricik bilgimizi oluturur. Demek ki Sofistlerin ilk byk dnrn anlayna gre, her san dorudur. Platon bu iz zerinde, duyu alglarnn bize eyleri naslsa yle vermediklerini; bize ulaan duyusal verilerin, nesnelerin srekli deien, dnen hali olduunu syler. Biz nesneleri hep o deien grnleri ile alglarz. Duyu alglarnn birounu bir araya getirdiimizde, nesne hakknda daha genel ve kalc bir tasarm oluturabilsek bile, bu tasarmn (bilginin) tek tek alg bilgisine gre ok daha yksek bir doru olma olasl bulunmasna ramen, bu bilgi, duyumlarn bir tr iknasna dayanmaktadr; yoksa temeldeki asl nedenlerin bilincine bu yolla varm olmayz.

Platon gene Sofistler gibi, hkim erdem anlayna da kar kar. Sofistler, yasalarn ve ahlak kurallarnn deiik ve eitli olduunu, yere, zamana gre deitiini grm, bunlarn insan eliyle konmu olduklarn ( thesei; nomo), balayc olma talebi tayamayacaklarn, ancak doa yasalarnn balayc olduklarn ileri srmlerdi. Sonraki Sofistlerden Antiphon/^ doal hak/hukuk ile pozitif hukuku birbirinden ayrt eder ve ikincilerin, sanlara dayandn, bu nedenle yetersiz, gsz olduklarn syler: nsanlar doa asndan eittir; sadece Yunanllar kendi aralarnda eit olmakla kalmazlar, Barbarlar ile de eittirler. Ne var ki pozitif hak/hukuk anlay, sanya dayal insan yapntsdr; dolaysyla sosyal ayrcalklar, snfsal farkllklar merulatrr. Toplum, insann yarar iin kurulmu olduuna gre, insann getirdii san rn hak, hukuk anlay kabul edilmezdirler. rnein sofistik dncede adalet, glye, egemen olana yarayan, gsze zarar veren bir eydir (Thrasymakhos). Doal olan ile insann koyduu arasndaki kartlk dncesini Sofistler dine kadar gtrmlerdir. (Kritias) "tanrlar, tamamen keyfi hesaplarla bulunmu birtakm kuruntudan baka bir ey deillerdir ve kurnaz devlet adamlarnn uyruklarna boyun edirmeye yararlar," der. Platon sofistik kukuyu bambaka bir ynde deerlendirmi, daha dorusu ortak tespitlerden, onlardan tamamen farkl felsefi bir yol izleme gereini karmtr. Bilgi'nin gvenilir olmay, erdem ve ahlak ilkelerinin grecelii, salt insan karlarna hizmet etme sav, hayat, politikay, devleti dzenlememizi salayacak mutlak geerli ilkelerin bulunamayaca anlamna m gelmelidir? Sofistler dnce ve de pratik iin genel geerli, balayc ltlerin olmayacan ileri srmlerdi. te tam da bu noktada Platon iin felsefenin asl grevi; byle genel balayc ltler olduunu gsterme grevi ortaya kar. Platon bu genel geerli ilkelere nasl ulalacan felsefenin ortaya koymas gerektiini ileri srerken, btn sofistik kukunun sadece asl balayc ltleri bulma yolunda bir hazrlk olduunu dnmektedir (propadeutik). Bu noktadan itibaren Platon, Sokrates felsefesini k noktasna alarak onu gelitirirken retmenini olduka aacaktr. Sokrates, hayat felsefe zerinde temellendirmek; erdem ile bilgi'nin rtmesini istiyorsak, lt olabilecek "dorunun" bulunabilmesi mmkn olmaldr, diye dnr. Platon Menon diyalogunda, Orfik-Pythagoras grten trettii "ruhun lmszl" anlayyla bu sorunu zmeye, "doruyu" bulmann nasl mmkn olacan gstermeye alr. Menon diyalogundan kan sonuca gre, ruh lmszdr ve birok kez dnyaya gelmitir. Bu ruh hem yeryznde hem de Hades'te (br dnyada) olup biten her eyi grmtr. Yeryznde her ey birbirine bal, ilikili olduu iin, ruh dnyadaki eylerden hepsini grmese bile, grdklerini aratrarak grmediklerini de anmsayabilir, kavrayabilir. eylere ilikin doru tasarmlar ruhta balangta bilinli bir kavramann nesnesi deillerdir. Tasarmlar ryadaki gibi hareket ederler, gerekli sorular ve incelemeler sonucunda bilinli bilgi haline gelirler. yleyse renmek (bilgi edinmek) daha nceden var olan, bulank eyleri anmsamaktr ( anamnesis ). Demek ki ruhta bilinsiz halde bulunan doutan tasarmlar bulunmaktadr. (Bilgi teorilerinin a priori anlay) ve bilgi, bir temele logos'a balanarak, gvenilirleir. Menon diyalogunda felsefenin olabileceini kantlayan Platon, Sokrates'e gre felsefenin olabilirliinin nkoulu olan erdem eittir bilgi zdeliinin de geerli olduunu gstermeye alrken, bilgi ile zde olan felsefi erdemin yan sra sradan bir erdemin de varln ortaya koyar. Bilgiye dayal felsefi erdemin yannda bu ikinci, sradan erdem, birincisinin glgesi gibidir. Duyulara Verili Sonlu Nesne Bilgisi: Orthe Doxa ile dea Bilgisi Salam bilginin kesin, tartmasz bir temele oturtulmas gerektiini kavrayan Platon, lmsz ruhun tasarmlarnn da sallantl olabileceini, hatrlamaya dayal tasarmlarn gvenilir bilgi'nin kaynan oluturamayacan, daha temel bir kaynaa ihtiya olduunu dnr.

Platon bu sorunu, Sokrates'in kavram felsefesiyle zmeye alacaktr. Platon'a gre bu dnyada 'kavramlar', nesnelerin yannda ikinci bir varlk alan, birer gerek olutururlar. Kavramlar teki nesnelerin yannda kendilerine ait bir dnyay temsil ederler. Demek ki Platon evreninde karmzda iki dnya ve iki bilgi eidi bulunmaktadr. Nesnelerin, geici, deien, ncesi sonras olan eylerin dnyas: Bu dnyaya ynelik bilgi'nin ad, doru sandr; orthe doxa. Bu dnya grece bir dnyadr. teki dnya ise, ncesi sonras olmayan, mutlak idealarn dnyas, kavramsal dnyadr. Orthe doxa'nn konusu, geici nesneler, bilgi'nin konusu idealardr (kavramlardr). Orthe doxa konusundaki tartmalar Platon, Tiamaios, Politeia diyaloglarnda gelitirir. Symposion ve Phaidros'ta idealar tartmas yer alr. Bu blnmeyi bir baka dzlemde de tarif edebiliriz: Kavramlar, idealar, var olan, hi olu halinde olmayan ( to on ontos) dnyaya aittirler, akl bilgisinin dnyasdr bu. Felsefenin salam temelini burada buluruz. Hep olu halinde olan, nceli, sonrasz varlklarn dnyas ise, mutlak bir varoluu olmayan nesnelerin dnyasdr ( genesis ). Bu ikinci dnya duyum alglarna giren dnyadr, cisimlerin dnyasdr; bu dnyann karsnda, daha dorusu temelinde cisimsel olmayan idealar dnyas vardr. dealar ne uzayda ne de cisimlerin iindedirler, onlar kendi kendilerinin nedeni olan varlklardr, kendi balarna var olurlar. Bunlar kavramann yolu onlar duyumlar ile alglamak deil, dnmektir. Dncenin nesnesidir idealar (kavramlar). Felsefi erdemin, salam bilgi'nin temelinin ancak bu idealar dnyasnda yatabileceim sylemek bile gereksiz. Eros "Symposium"/len'in temas, evresinde dnmektedir. btn lml varlklarda rastlanan o lmszlk abas

Platon'a gre ancak felsefi bir drtye sahip olan kimse, idealarn bilgisine giden yolu geebilir. Bu felsefi drtnn ad "eros"tur. Yunan Ak Tanrs'nn ad da "Eros"tur. Platon, Yunanca'da Ak, (reme drts) anlamna gelen bu kavrama, yceletirici bir ierik kazandrr. Eros, lml insann duyumsal dnyann snrlarn ap manevi/ruhsal/zihinsel dnyaya, lmszle kma ve bu drty bakalarnn iinde de uyank tutma itkisidir. Gzel bir bedene duyulan haz, eros'un en alt dzeydeki tezahrdr. Gzel ile kurulan btn ilikiler bizi eros'a yaklatrr; en bata da, felsefenin hazrl olarak grd mzik ve duyusal olandan (geici nesnelerden) yzmz evirip salt biimlere (kavramlara) bakmamz reten matematik eros'a giden yolun kilometre talardrlar. (Bu arada yeri gelmiken, dillere pelesenk olmu "platonik ak" (platoncu ak) kavramnn dnre olduka hakszlk edilecek bir biimde kullanldna da dikkati ekmekte yarar var. "Platonik ak" salt manevi, duygusal, dncelerde yaanan, tensel, bedensel olan ile ilgilenmeyen ak olarak anlalr. Oysa Platon, "Ruhtan ok, bedeni seven o kaba k ktdr," der sadece. Yoksa bedenin ak ilikisinin dnda braklmasna ilikin bir dnce sz konusu deildir. Bu tespitin stelik kar cinsler arasndaki ak balamnda deil de, o zamanlar ok yaygn olan ve Platon'un hi ekinmeden tartabildii "olanclk" ile ilintili olarak yapldn ileri srmek mmkndr. Gzelin grs daha nce de deindiimiz gibi, idealarn bilgisine giden yolda sadece bir hazrlktr; asl yol ise, Platon'un diyalektik dnce dedii yntemdir. yleyse sarslmaz bilgiye ynelirken, bir itki olan eros'un yannda, doru yntemin de yer almas gerekir. Bu yntem diyalektik dnme yntemidir. Diyalektik ortak aratrmayla, konuma yoluyla genel geerli, sarslmaz olana yaklamak demektir. Diyalektik dnce bir yandan tekten genele, artl, snrl verili olandan kaytsz artsz olana trmanrken, bir yandan da btn ara halkalardan geerek genelden zele ve teke doru iner. idea ve Grn/Maara Benzetmesi

[514a] "Ve imdi" diye szme devam ettim, "doamzdaki eitilmilik ve eitilmemilik halini aadaki olaylara bakarak eretileme halinde kavramaya al. nsanlar yeraltnda, a kar btn bir maara geniliini kapsayan geni bir ka sahip, maaraya benzer bir meknn iinde kafanda ve gznde canlandr. Bu maarann iinde ocukluktan itibaren, orada yaamak mecburiyetinde kalacaklar ve sadece karlarna (n tarafa) bakabilecekleri, ama zincirlerden tr balarn (saa sola) eviremeyecekleri ekilde boyunlarndan ve bacaklarndan zincirlenmi halde yaamaktadrlar; [b] ok uzaklardan, bir atein, tepeden gelen, (arkalarnda) kalan parlamaktadr; bu k ile zincirlenmi insanlarn arasnda bir yol yukarlara gitmektedir; bu yol boyunca, tpk kukla oynatanlarn seyircinin nne ekmi olduklar ve zerinde(ki sahnede) sanatlarn icra ettikleri tahta perdeye benzeyen alak bir duvar dn." "Kafamda canlandrabiliyorum," dedi Glaukon. Bu duvarda, bunu da canlandrmaya al, [c] insanlar (ular duvar hizasndan taan) eitli ara gereci [515a], insanlarn ve baka yaratklarn tahtadan ve tatan heykellerini, ksaca sanat yoluyla (yapay yoldan) imal edilmi mmkn her eyi tayarak gesinler ve (duvarn arkasndan yryp giderken) yer yer konuuyor yer yer suskun olsunlar." "Szn ettiin mesel ve u zincirlenmi olanlar ok ilgin." "Bizlere benziyorlar! nk balangta atein (nn) karlarndaki duvara yanstt kendi glgelerinden ve teki eylerin glgelerinden baka bir ey grmyorlar, anlyor musun?" [b] "Elbette, vcutlarn mr boyu hareketsiz tutmaya mecbur olduklarna gre!" "Ayn ey (duvarn arkasnda) tanan ara gere iin de geerlidir, yle deil mi?" "(Bu zincirlenmi insanlar) kendi aralarnda konuabilecek olsalar, grdkleri glgelerden sz ederken, gerek (hakiki) nesnelerden sz ettiklerini sanacaklardr, yle deil mi?" "Mecburen!" imdi bu hapishanede (maarada) duvardan gelen bir ses yanks olsa, (duvarn arkasndan geenlerden biri) bir eyler sylese, (zincirlenmi olanlar), bu sesin duvara yansm glgelerden baka bir yerden gelmemi olacan dnmezler mi?" "Aynen yle yaparlar Zeus akna!" [c] "Sonu olarak: Bu insanlar o ara gerecin glgelerinden baka hibir eyi gerek (sahici) yerine koymayacaklardr." "Zorunlu olarak." "imdi artk nasl olmu olursa olsun, bu insanlarn zincirlerden ve olup biteni anlamama durumundan kurtulup esenlie ktklarn ve u syleyeceklerimin olup olmayacan bir dn. Aralarndan birinin zincirleri zlp hemen ayaa kalkmaya ve ban saa sola evirmeye, yryp a bakmaya mecbur tutulduunu; btn bunlar yaparken, daha nce glgelerine bakmak durumunda kald [d] nesnelerin yanstp gz kamatrmalar yznden onlara bakamadn dn - n e cevap verirdi sanyorsun, daha nce sadece bo eyler grm olduu, imdi ise varolana daha yakn durduu ve gerek (sahici) eylere yneldii iin daha doru (hatasz) grd kendisine sylenecek olsa? (Duvarn arkasndan geen) her bir kiiye dikkati ekilip bunlarn ne olduu sorusuna cevap vermeye zorlansa? aknla urayp daha nce grdklerinin imdi kendisine gsterilenden daha gerek (sahici) olduunu dnmeyecek midir?" ( Devlet 7. Kitap, 514 a) Bu alnt, diyalog biimi biraz ksaltlarak, Platon'un nl maara benzetmesinden yaplmtr. Daha nce de altn izdiimiz, o nesnelere, duyum alglarna dayal, geici, sonlu cisimlerle snrl bilgi ya da doru san ( orthe doxa) bize sadece glgelere ilikin bilgi sunarken, atee kar

bakta gzmz kamatran idealarn bilgisi, "eros" araclyla ulalacak felsefi erdem/bilgiyi temsil etmektedir. nsanlarn iinde bulunduklar zindan-maara, bizim sradan varoluumuzdur. evremizdeki her ey, nesneler, sreler, ilikiler salt glge gibidirler; bunlar dorudan duyu verileriyle alrz. Ancak trmanp, o serbest braklan tutsan yapt gibi a doru yaklar, o yukardaki eylere bakmaya alrsak ruh, idealar dnyasnn eiinde bulur artk kendini. Bir kez daha yaln bir dille sylemek istersek, Yunanca "eidos" ya da idea, grnt, resim, imge gibi anlamlar iermektedir. dealar, olma-halinin, varln biimleri, trleri, genellikleridirler. Ancak ideann, nesnelerin tek ve bireysel zelliklerinin dnce yoluyla genellenmesi, baka deyile bir soyutlama olmadn belirtmek gerek. dealar daha nce de sylediimiz gibi, reel, gerek varlklar temsil etmektedirler. dealar nesnelerin genel ortak zelliklerinin soyut tanm olmayp, maara benzetmesinin de gsterdii gibi biricik, hakiki (metafiziksel) gerekliktirler. Tek tek nesnelerin balangl ve sonlu olduunu, geip gittiklerini bu anlamda da Platon iin "var olmadklar" anlamna geldiklerini sylemitik; gerekten var olma ancak idealara zg bir niteliktir. Var olann glgeletii, olmayann varlklat byle bir gereklik anlay bizi temel bir felsefi soruya gtrmektedir. Somut, elle tutulur, var olup yok olan, zaman-mekn iindeki nesneleri (ilikileri), ok gerideki, kavramsal gerekliklerin, bir tr tasarmlarn yanss durumuna drrken, genel olana ampirik, elle tutulur, gzle grlr nesne karsnda ok byk bir nemlilik konumu atfetmek mmkn mdr? rnein Schopenhauer, varl, gereklii, dncenin faaliyetine balyor, bunlarn birer tasarm olduklarn sylyordu. ("Tasarm Olarak Dnya"). Platon ise, duyumlarmza verili nesne ile glgeler dnyasn bir tutuyor. Peki ya, tersine, nesneler, somut, ampirik dnyann gerekliini oluturuyorlar, idealar da sadece aklmzn rn olmaktan teye geemiyorlarsa? Bu iliki, ortaa felsefesinde de ana temalardan birini oluturacaktr. Platon sonraki yllarda, Pythagoras dnce yollarn kullanarak idealar saylarla ilintilemeye alacaktr. Platon, retmeni Sokrates'in bir adm tesine geerek grnen doay, ampirik yan sisteminin iine alr. Gelgelelim biricik gereklik temsilcisi olan idealara sadece salt dnce (eros'la) ulaabilecei iin, ampirik dnyann aratrlmas ikincil dereceden bir nemlilik dzlemine geriler. Maddi, ampirik dnyay ararmay amalayan doabilimleri, hibir zaman kesinlik ulatramazlar bize; bu alan olaslklarn alann oluturur. Platon'un idealar retisini benimserken aklmza ok nemli bir soru taklmadan edemeyecektir. Nesnelerin duyumlarmza verildii dzlem olan "glgeler" lemi, teki deyile grlebilir, alglanabilir doa nasl olumu, nasl meydana gelmi olabilir? Peki nasl oluyor da, yksek, "teki tarafa" ait, zihinsel/manevi karakterdeki idealar, duyumlarla alglanabilir dnyann nesneleri iine, daha zayflam, ideadaki hallerine gre mkemmelliklerinden bir eyler kaybetmi olsalar da, yansyabiliyor, onlar var edebiliyorlar. Belki de idea ile nesne arasnda bunlar birbirine balayan ikinci bir "ey" vardr, diye dnmekte haklyz. Platon, bu "dizimizde" yer alacak olan "Timaios"ta Demokritos'a dayanarak, "bo mekndan" (uzaydan) sz ediyor. Bu bo uzay iinde eylerin sadece yan yana varolular deil, zaman dzleminde arka arkaya varolular da mmkn olmaktadr. Ancak Platon, kendisinden sonra Aristoteles'in yapt gibi, bu ikinci ilkeyi "madde" anlamnda da kullanm olabilir, diye dnebiliriz. Platon'un doa felsefesini tart Timaios'ta, bu sorunu ele al biiminin, bir soruyu havada brakn sylemek mmkndr. dealar ile nesneler arasnda ikinci bir ilke bulunsa bile, bu ilke ister bo mekn/uzay olsun, ister bir tr madde, idealarn salt imaj, grnt ya da hatta kusursuz tasarm rnekeleri olarak, hangi g sayesinde nesneleri (glgeler dnyasn) meydana getirdikleri sorusunun doyurucu bir cevabn almak zordur. Bu anlamda Platon felsefesinin, ruhmadde ikilemini amayan, dalist bir sistem olduunu syleyebiliriz.

Geri Platon yallk dnemi diyaloglarnda, gitgide daha ok bir tanrsallk ya da dnya ruhu dncesini benimsemeye balar. Platon'da kesin mantkl dnme yoluyla kavranamayan yerler, mitos unsurlaryla doludur. Bu dnya ruhu ya da tanrsallk anlay da, nesnel, mantki bir tartmann nesnesi olmayp bir mitos biimiyle karmza kar. Antropoloji ve Etik Giri blmnde ele aldmz biraz karmak ilikileri antropoloji ve etik bal altnda ksaca zetlemek istersek unlar syleyebiliriz: Platon'a gre insan ruhu dnce, irade ve arzu/istek olarak e blnmtr. Dncenin yeri kafann iidir; duygunun, ruhun yeri insann gs; arzu, isteklerin yeri ise alt bedendir. Dnce ve mantk, bedene girince teki eylerle birleen lmsz yandrlar insann. lmsz ruhun ne balangc vardr ne de sonu ve znde dnya ruhuyla ayndr. Btn bilgilerimiz daha nceki durumlarn ve ruhun cisimlemiliklerinin hatrlanmasndan baka bir ey deildir. Ruh lmszdr ve sk sk doar. Ruh, daha nce de sylediimiz gibi, hem dnyadaki hem de Hades'teki her eye bakm olduu iin, deneyiminde bulunmayan, deneyiminden getirmedii hibir ey yoktur; byle olunca da erdemi ve btn teki eyleri hatrlamasna amamak gerekir. nk bunlar onun daha nce bildii eylerdir. nk btn doa kendi arasnda akraba ve ruh her eyi iermi olduundan, bir tek eyi hatrlam birinin, geri kalan her eyi kendiliinden bulmasn engelleyecek hibir ey yoktur. Bunun ad renmedir ve kii cesursa, aramaktan bkp usanmayacaktr. Menon ve Phaidon diyaloglarnda zellikle ne kan bu dnceler, aramann ve renmenin tamamen hatrlama olduunu sylemektedir. dealar dnyasnda da "iyi"nin konumunu bir kez daha anmsayp "beden ruhun mezardr" tespitine ksa bir gz attktan sonra Platon'un nl yapt Politeia'ya, ya da bilinen adyla Devlet'e ksaca deineceiz. dealar leminde "en yce iyi" ideasnn doruk noktasn tuttuunu sylemitik. yi ideas bir bakma idealarn ideasdr. En yce iyi, dnyann nihai amac ve hedefidir. Platon bu en yce iyi ideasn ruhun lmszl anlayyla birletirip bu zeminde etiini temellendirir. lmsz ruh, insann idealar dnyasna katlmasn salayan yandr. nsann hedefi duyu st dnyaya ykselerek o en yce iyiyi ele geirmektir. yleyse beden ve tenselliimiz, duyularmz, insan bu kavumadan alkoyan zincirlerdir. "Soma, sema": "Beden ruhun mezardr," der Platon ksaca. Erdem, ruhun bu duruma yaklat durumdur, demitik. Grnen eyler grnmeyenlerin yanslar olduklarndan, sanatta, idealarn kavranmasna yardmc olabilirler. Erdem, gene bata sylediimiz gibi, iki ayr dzlemde karmza kar: Felsefi bilgi olarak erdem ve genel erdemler olarak. Gerek erdem, bu birincisidir, bilgiye, kavray gcne dayanr ve retilebilir bir erdemdir bu. Bilgelik, cesaret, basiretlilik ve arballk, adalet, ana erdemleri olutururlar. Bilgelik, akln erdemidir. Cesaret, iradenin. Basiretlilik, arballk, ihtiyatllk diye evirebileceimiz Yunanca sophrosyne, haz ile keilik, katlk ile hogrl davran arasnda doru ortay bulma, ayrca soylu bir mesafe koruma anlamna da gelmektedir. Nihayet adalet, btn teki erdemleri kapsar. Devlet imdi artk, bu dosya iinde yaymlamay ngrdmz nl yapt Devlet'e geebiliriz. Bu metnin giriinde Platon'un bir mektubundan geni bir alnt yapmtk. Mektupta netleen Platon profili, engellenmi bir politikac profiliydi. Devletin ne olduunu doru kavramak, bu anlamdaki politik sorun, Platon'un mr boyu tekrar tekrar ele ald konudur. Devleti kavrama giriiminin banda "polis" kavramn anlama zorunluluu yer alr. "Polis," Bat kltrnden dilimize de gemi olan "politika" szcyle akrabadr. Doru davran eylem, erdem, ahlaka uygunluk, adalet ve Platon'un tek tek insanlar zerinde ele alp ieriini doldurmaya alt btn kavramlar, Devlet'te boyutlar bytlm biimde yeniden karmza kar ve bu balamda asl

anlamlarna kavuurlar; daha dorusu bu kavramlar, ancak devletin erevesi iinde kusursuz ieriklerine kavuup "gerekletirilebilirler." Ahlakl bir hayatn dnlebilecek en st ve kusursuz hali, toplumun bir devlet erevesi iindeki ahlaki hayatdr. Platon'un devlet retisinde eletirel-olumsuz bir yann yan sra kurucu-pozitif bir boyut da buluruz. Negatif eletirisini yapt blmde Platon, kendi hayat tecrbesine dayanarak edindii malzemeyi mevcut kuruma yanstarak bir deerlendirme yapar. kinci blm, anlalaca gibi ideal bir devletin nasl olmas gerektiini gstermeye ynelmitir. Platon diyaloglarndan birincisi olarak yaymladmz Savunma'da anlatlan Sokrates'in lmn, S. Eybolu-M. Ali Cimcoz, son basks " Bankas Kltr Yaynlar" arasnda kan Devlet evirilerinde "devletin de belki asl kayna" olarak deerlendiriyorlar, (s. 11) Savunma diyaloguna gemeden nce, Devlet'in nsznden yaptmz bu alntyla birlikte, Platon'un devlet eletirisini ve ideal devlet tasarmn biraz daha yakndan grmekte yarar var. Dzen eitleri (Devlet Biimleri) Platon'a gre nasl insan eitleri varsa, devletin de drt dzeni vardr. nk dzen ve onun yasalar bir devleti oluturan insanlarn karakterlerinden trerler ve dnerek insan biimlendirirler. Platon eitli devlet biimlerini drde ayrr. Bunlardan birincisi oligaridir. Oligari gelir stnlne dayanan devlettir. "imdi Aiskyhlos'la birlikte bir baka devlette bir baka insan eidi grelim, diyebiliriz. Ama sray bozmamak iin biz gene nce devleti grelim." "...Oligari dediin dzen hangisiydi?" "Gelir stnlne (deerlendirilmesine) dayal devlet. Zenginlerin idare ettii, yoksullarn hi karmad dzen... Byle ykselmeye, ana erefe dkn yurttalar, zamanla para dkn, cimri, agzl olurlar. Zengini ver, baa getirir, fakiriyse hor grrler... te o zaman oligaride baa geeceklerin snrn belirten bir kanun kartrlar ortaya: Bu snr belli bir gelir stnlne dayanr; bu stnln ls de oligariden oligariye deiir..." Zenginlerin egemen olduu, yoksullarn ise devlet ynetiminden tamamen dlandklar oligari dzeninin byk kusuru bulunmaktadr. lk kusur, oligarinin tuttuu yolda, ilkesindedir. Gemiler iin dmenci seilirken gelirinin deerlendirilmesine gre bir seim yapldnda, yoksul, bu ii zenginden ok daha iyi bilse bile dmene geemeyecektir. Berbat bir yolculuk olacaktr bunun sonu. Byle bir devlet eninde sonunda btnln kaybetmekten kurtulamayacaktr. kiye blnr; bir yanda yoksullarn, teki yanda zenginlerin olduu zorunlu bir blnmedir bu: mecburen ayn topraklar zerinde yaayanlarn iki devleti kar ortaya. Bu iki topluluk srekli olarak birbiri iin tehlike oluturmaktan kurtulamaz. te bu da, oligari dzeninin ikinci kusurudur. Fakat bu ikisinden ok daha byk olan bir kusur ya da ktlk, zenginin, maln mlkn altndan girip stnden kmas, ama gene de topluluk iinde parasz pulsuz bir yoksul olarak (devlette) kalabilmesidir. Zaten bu yoksullua den adamn, durumu iyiyken de devlete bir hayr dokunmamaktadr; yapt sadece parasn harcamak olmutur. Oligaride, batakilerin dndaki herkes dilencidir hemen hemen. Bunlarn arasndan da eli bakl haydutlar trer. Bir oligaride her zaman dilencilerin olduu yerde, gizlice hrszlar, yankesiciler, tapnak soyucular ve benzer meslekten haydutlar eksik olmaz. Bunlarsa bilgisizliin, kt eitimin kurbandrlar. Ne var ki oligarik devlet, ne bir zamanlar zengin olanlarn yoksullamasn, bylece ktlklerin domasn nlemekte ne de ayn kayg dorultusunda yasalar karmaya yanamaktadr. Sonuta toplumun bir ksm yabanc oligarilerden, kimisi de demokrasiden yardm isteyeceklerdir. Oligaride egemen olan snf mcadelesi sonucunda bir demokrasi ortaya kabilir demek ki. Platon'a gre, toplumsal mcadelenin sonucunda ortaya demokrasinin kabilmesi iin yoksullarn zaferi kazanmalar ve kar taraftan kimilerini idam ettirip kimilerini kovduktan sonra geri kalan yurttalara devletin idari ilerinde ve memuriyetlerde

eit pay ve grev vermeleri gerekir. Byle bir devlet dzeninin karakteristik zellii zgrlktr. Ne var ki, zgrlk olduu iin btn dzenler yer alr bu devlet biiminde. Platon'un, bugnn yaygn kavramyla "kaotik" ile "zgr" niteliklerini neredeyse rttrd byle bir devlet dzeninde kimse kimseyi iinin bana gitmeye zorlayamayacak, can istemediinde kimse kimsenin emrini dinlemeyecektir. Bakalar savarken sen seyredebilir; herkes bar korumaya alrken sen sava krkleyebilirsin. Yasalarla bir yetki verilmemi olsa bile, istersen her trl resmi grevi yklenebilirsin. Sulular, mahkmlar ortalkta ellerini kollarn sallayarak dolarlar. Cmert, hogrl bir devlet dzenidir demokrasi. Ahlak deerlerine aldr etmeyen; bir devlet adamnn yetimesine ve eitimine nem vermeyen, kendisine halkn dostu dedirtmekten baka kaygs olmayan bir devlet biimi. Aslnda eit olsunlar olmasnlar, herkese bir tr eitlik salar bu dzen. Demokrasi devleti gibi, bu dzenin de kendisine karlk gelen insanlar vardr. Bu insanlar, engel, dur durak bilmeyen, her arzularnn, her isteklerinin yerine getirilmesini bekleyen, ihtiyalarnn snrlar bulunmayan insanlardr. Bunlar daha genken eitmek gerekirken, iyi eitilmemi gen insan, yabanarlarna dnp onlarn dnyasna yerleir. inde temiz bir ey kalmam olan delikanl, saygsz, dzensiz, serseri, yzsz biri olup kacaktr. Ksacas, her dzeyde, dzen rndan kacaktr. Byle bir devlette, genleri eitmesi gereken retmenler, bu koullar iinde rencilerinin karsnda titrerler ve onlara ya ekip dururlar, ne var ki renciler onlar adam yerine bile koymazlar. Bykleriyle olduu gibi, retmenleriyle de alay ederler. Genler kendilerini byklerle, yallarla bir tutar, sz dzleminde olsun, eylem dzleminde olsun, kendilerini onlarla ayn kefeye koyarlar. Yallar ise genliin arasna karr, espriler ve akalar yaparak onlarn houna gitmeye, bylece, huysuz ve buyurgan, sert izlenimi vermemeye alrlar. Platon, zgrlk dzeninin en ar yann, satn alnm kadn ve erkek klelerin, kendilerini satn alanlar kadar zgr olmalarnda grr. Kadnlar ve erkekler arasndaki zgrlk ve eitlikte ly karr. Demokrasi dzenini tiranlk (zorbaln hkimiyeti) izler. Uranlk (zorbalk dzeni) demokrasiye bir tepkidir... Oligarinin en byk zellii ve douunu salayan etmen o byk zenginliklerdi. Ancak zenginliklerde snr tanmama ve gz doymama, para dnda her eyi ihmal edip hor grme, oligarinin sonunu hazrlamt. imdi de demokrasi bir tr doymazln, arln kurban olmaktadr; ar isteklerin ve insann kendisi iin iyi olan eyi talep etmede snr tanmamasnn sonu. Hem oligari, hem demokrasi dzeni, demek ki ifrata kamann, lszln kanlmaz sonularyla ba baa kalacaklardr; biri maddi zenginlikte, tekisi zgrlkte. Gerekten de bir eyin en uca, en ifrata kat yerde, sonuta kartna dnmesi kanlmaz olmaktadr. Mevsimler, bitkiler, bedenin beslenmesi ve de en az bunlar kadar devlet iin de geerli bir yasadr bu. En uca trmanm olan zgrlk (talepleri ve eylemleri) gerek tek tek yurtta gerekse de devlet asndan klelii getirecektir. Ktlnden deil de bilgisizliinden iftiralara kulak kabartan halk, zenginlere dman olmaya, zenginler de oligariye yeniden itibar etmeye balarlar. Artk grnrdeki sebepler, toplumu bir zengin-yoksul atmasna srklemeye yeter hale gelmitir. ki taraf birbirini sular, davalar, mahkemeleri izler. Bunun zerine halk bir koruyucu tutup onu baa getirir. Zorbaln tohumlarn da burada bulabiliriz. Halkn bana geen adam, ounluun kendisine boyun ediini grnce, balar yurttalarnn kanna girmeye. Halka borlarnn balanaca, topraklarn datlaca gibi, tutamayaca bir sr vaat yapmay da unutmaz. Bu adam ya halkn elinde can verecek ya da bir tiran, yani kurda dnm insan olup kacaktr. deal Devlet Platon, Sofistler ile hesaplat dnemde, hayatn amac olarak mutluluun koullarn aryordu. Onun gz nnde tuttuu, tek tek insanlarn mutluluundan ok, toplumun, devletin iindeki btnn mutluluuydu. deal devlet de bu mutluluu, en yce iyiyi gerekletirebilen devlettir. Platon'un ideal devlet tasarmndan nce, dzeni ksaca inceledik. deal devletin kkeni de, btn devletler gibi, kimsenin tek bana kendine yetmemesi, ihtiyalarn ve isteklerini karlayabilmek iin tekilerin yardmna muhta olmasdr. Devletin her biiminin asli grevi,

insanlarn ortak yaamalarn, mutluluklarndan dnler vermeksizin salamaktr. Bunun koulu da, bir arada yaamann ahlaki ilkelere dayandrlmasyla yerine getirilebilir. nsan ruhunun blm vardr: stekler, arzular, irade ve akl. Adalet, hakkaniyet, bu nn belli bir denge ilikisi iinde bir araya gelmelerini gerektirir. Devletin de buna karlk doal olarak asli grevi vardr: htiyalara ve drtlere karlk olarak besleyenler, eitli mesleklerde alanlar, iradeye karlk olan koruyucular (bekiler, savalar) ve nihayet ynetenler. Burada da adalet, bu dzlemin bir uyum iinde olmasn gerektirir. Akl, yneticilerce temsil edilip devlete hkim olmaldr. Peki de bu grevlere atanacak kimseleri bulmann yolu nedir? Platon'a gre, seip ayklamaktr. Devlet bunu gerekletirebilmek iin, sosyal kkeni ne olursa olsun eit eitim olanaklar salamaldr. Beden eitimi ve mzik ocukluk dnemindeki eitimin temel eleridirler. Mzik ruhu eitip oluturur, ona yumuaklk, lmllk ve duyarllk kazandrr. Beden eitimi bedeni gelitirir, cesaret ve sertlik kazandrr. Bu ikisinin birlemesi karakterin uyumlu bir btn oluturmasn salar. Bunlara, hesap yapma yetenei, matematik ve diyalektik, yani doru dnme almalar eklenir. Ayrca aclara, zorluklara, zahmetlere ve yoksunluklara katlanmaya altrlma abalar; kimileyin de diren ve z denetimi yoklayan batan kartma almalar yaplmaldr. Yirmi yana kadar bu taleplere cevap veremeyenler, devletin yksek mevkilerinde grevlendirilecek adaylarn listesinden kartlmaldrlar. Geri kalanlarn bir on yl daha eitilip yetitirilmeleri gerekmektedir. On yln ardndan bir eleme gelir. Elemeyi geenler be yl felsefe eitimi grmelidirler. Otuz be yan bulmu ve btn bu elemelerden yznn akyla km olanlarn gene de nemli bir eksiklikleri bulunmaktadr: Pratik hayatta, var olma mcadelesinde gerekli olan deneyim ve beceri. Deneyim ve pratik beceri iin de on be yl almak arttr. Nihayet elli yanda, hayatn sert ilikilerinden szlp gelen, teori ve pratik dzlemde her ynden gelimi kiiler, yksek mevkilerde sorumluluk alabilecek adaylar konumuna ularlar. Bu durumda artk bir seim gerekmez, devlette grev alma kendiliinden olur. Bu kimseler artk felsefe kral ya da kral felsefecilerdir; iktidar, gc ve bilgelii kendi kiiliklerinde birletiren ideal yneticiler. Platon'un sosyal kkeni ve Sokrates ile olan yakn ilikisi nedeniyle aristokrat bir devlet idealinin peine dtn sylemek pek zor olmayacaktr. Onun dzeni, bu dzenin anayasas, szcn tam anlamyla bir aristokrasiyi tarif etmektedir: En iyilerin, en bilgililerin ve zenginlerin ynetimini. Ama Platon'a gre byle bir dzen, en kusursuz demokrasi dzenini de temsil edecektir. Devlet, sosyal kkenine bakmadan herkesi eiteceine gre, imtiyaza, snfsal, sosyal konuma baklmakszn herkese ykselme ans tanyan bir devlettir bu. anslarn eitlii, balang koullarnn eitlii demokrasinin alameti farikas ise, bu ideal devlette gerek demokrasi de temsil edilmi olacaktr. Platon'a gre byle bir devleti btn direnlere kar koruyup ayakta tutabildiimizi varsaysak bile, gene de iten gelen bir tehlike olasln gz ard edemeyiz. Bu snavlar gemi kusursuz erkekler, teoride elbette en ufak zaaf bulunmayan kimselerdir; oysa onlarn da genel insan drtlerine ve isteklerine en az teki ortalama halk kadar sahip olmadklar dnlemez. Devletin iinde snrsz g ve iktidar sahibi olarak, btn deneyim ve eitime ramen, kendi kiisel karlarn genel iyinin stnde tutma zaafna gene de yenik debileceklerdir. nsann temel drtleri olan alk ve cinsel sevginin denetlenememesiyle iki dzlemde batan kma olasl bulunmaktadr: Para ve maddi varlk, kadn ve aile. Her iki ynde de bu batan kma tehlikesine kar kilitli kaplar oluturmak arttr. Savalardan ve ileride bu savalardan kan egemenler grubuna, "bekiler" ya da "koruyucular" diye evirebileceimiz bu hizmet grubuna ynelik talepleri vardr Platon'un. Bunlarn, mmkn olduu kadar mal mlk sahibi olmaktan uzak durmalar arttr; girmek isteyeni engelleyen, kilidi, srgs bulunan kendilerine ait bir evleri de olmamaldr. ll, akl banda erkekler olan pimi savalar, ancak ihtiyalar kadarn alacaklardr. Savalar, gelecek yla para arramamak iin, ancak yllk giderlerini karlayacak kadar para almaldrlar. Bunlar askerler gibi, kararghlarda/kamplarda kalp birlikte yemelidirler. Tanrdan yeteri kadar altn ve gm aldnz siz, denmelidir onlara; tanrnn madeni ellerindedir onlarn; dolaysyla bir de yeryzndeki altna ihtiyalar yoktur... Gnn birinde

kendilerine ait bir ev, toprak ya da altn sahibi olacak olurlarsa, artk koruyucu olmaktan kp, efendi ya da iftlik sahibi olan teki yurttalarn mttefiki olmak yerine, sadece kaba yasaklayc ve emir verici insanlar olup kacaklardr. Sonuta d dmanlardan ok, i dmanlar karsnda korku ve endieye kaplacaklardr; bu durumda gerek kendileri gerekse de devlet iin yolun sonu grnm demektir. Koruyucularn ortak haklar kadnlara kadar uzanr. Koruyucularn eleri olmayacaktr. Bu kadnlar, btn koruyucularn ortak kadnlar olacaklar ekilde ilikiler dzenlenecektir. Bu durumda babalar da ortak olacandan, hibir ocuk babasn bilmeyecek, hibir baba ocuunu tanmayacaktr. Kadnlarn seiminde genel olarak tayin edici lt, en uygun erkein mmkn olduu kadar en uygun kadnla sk sk, dk deerdeki erkeklerin ise ayn zellikteki kadnlar ile mmkn olduu kadar ender bir araya gelmesi olacaktr. Srnn yksek dzeyi korunacaksa, birincilerin ocuklar eitilip yetitirilirken, ikincilerinki bu gelimenin dnda braklacaktr. Platon'un yallk dnemi eseri olan Yasalar'da, nceki devlet retisinin kimi tek yanl sertliklerinin yumualm gr ve anlaylarnn hayatn gerekliine iyice adapte olduunu hatrlatalm. rnein son dncelerinde devlet dzeni, eitli dzenleri bir arada ierir. Platon'un Yunan ve Dnya Dnce Tarihi indeki Yeri Beinci yzyln sonundan drdnc yzyla geerken Peleponez savalarnn ve Sparta karsnda alnan yenilgilerin ykc etkisi kendini duyurmaya balam, merkez Atina, politik belirsizliklerin, bunlara bal ekonomik-sosyal alkant ve skntlarn sahnesine dnmt. Bir ara demokrasi "rafa kaldrlm", "Otuzlar" oligarisi devlete hkim olmu, demokrasinin yeniden kurulma abalar srerken Sokrates lme mahkm edilmi ve zehir ierek hayatna son vermiti ( 399.) Bu aamada, merkez mitolojik-dinsel, geleneksel dnya grne bal kalarak Yunan toplumunu, adeta denize kadar uzanan ve Atina'y koruyan surlarn iinde gvence altna almaya, sarslan dzeni onarmaya yneldi. Atina'nn bir tr karanla ekildii bu dnemde, zellikle Sicilya ve asl Bat Anadolu ve Ege'de, ban Sofistlerin ektii bir aydnlanma yaanyordu. Btn bir toplumu balayacak st, genel geerli deerlerin olmadn, hakikatin kiiden kiiye deitiini ileri sren, her eyi greceletirip znelletiren Sofistler, Atina'nn hmn zerlerine ekmekte gecikmediler. Sokrates bile, Sofist olduu imasyla rtk de olsa durumasnda epey suland. Tam da bu noktada, genel geerli normlarn, toplumu, devleti ynetebilecek ve herkesi balayc yasalarn, bunlarn temelindeki bir "mutlak iyi" anlaynn var olduunun felsefe yoluyla kantlanma ve ideal, topik bir devlet tasarlama abasnn Platon felsefesinin temel kaygs haline geliini anlamak mmkndr. Buraya kadar zetleyegeldiimiz Platoncu dnce sistemini byle bir sosyal, siyasal-kltrel, manevi iklimin iinde deerlendirmek, Platoncu dnya grnn kaygsn "altn an" geride brakmaya ynelmi bir toplumla birlikte anlamak zor olmasa gerekir. Bu fonu gz nnde tutup son bir deerlendirme yapmaya ynelecek olursak unlar syleyebiliriz: Platon'un kendisinden nceki dnce birikimlerini bir araya toplayp bunlara yeni boyutlar getirdiini grdk; sadece Sokrates'in ve Sofistlerin grlerini deerlendirip ileriye doru admlar atmakla kalmayp, nceki doa felsefesi anlaylarn da kendi dnce sistemi iinde harmanlayan dnr, balangta Elea Okulu'nun hareketsiz, kat, deimez "olmahali" (varlk) anlayndan; varolua geme, salt olma halinden varolua dnme anlayn gelitirmi, olma-halinden varolua geme sorunsalnda Herakleitos'un grlerine yaklamtr. Platon felsefesinde bir btnle kavuan eilimler, akl felsefesi balamnda karmza kar. Platon, Yunan felsefe geleneinin kendisine kadar uzanagelen akl felsefesini, daha nce Pythagorasclarda ve kurtuluun, sonsuz hayatn, bu dnyada nasl yaadmza bal olduu ve ruhun, bedenin kirliliinden kurtularak arnabilecei, bunun da ileci bir hayatla mmkn olduunu ileri sren Orpheus'u dncede ekillenmi olan ruhun yolculuu, aydnlanmas ve

manevi kurtuluu anlaylaryla birletirmitir. Dolaysyla Platon, ebedilik dncesini byk bir ciddiyetle ele alan ender dnrlerden biridir demek pek de yanl olmayacaktr. nsan btn dnyay alsa da, ruhuna zarar verdikten sonra bunun ona ne faydas olabilir, dncesi, Platon etiinin temel ilkesini oluturur. Hint felsefi dinlerinde, Upaniad'larda da grlen ruhun asl nemli yan oluturduu anlay, ister istemez duyulara dayal dnyadan, hazlardan, tensel zevklerden hatta, ok temel organik ihtiyalardan vazgeme, ok geni anlamda bir perhiz pratiine dayanr. Bu dnyada varolu, ruhu kirletme mecburiyeti ile ayn anlama gelir. Uzakdou dinlerinden/felsefelerinden Yunan ilka dncesi iine kadar uzanagelmi bu, dnyay deersizletirici damarn, Yunan dncesi iine yabanc kan tad sylenegelir. Nietzsche hayata 'evet' demeyen, hazlara, zevklere, dnyay doya doya yaamaya olumsuz bakan bu ahlak anlayn eletirerek, Platoncu felsefeyi, Almanca'da olmayan bir terimle "vermoralisierend" diye tanmlar. "Ahlak amacndan saptran, yanl biimlendiren, kusurlu, arpk bir ahlak anlay oluturan" anlamlarna gelebilir bu kavram. Nietzsche'ye gre, "praexistent-christlich," yani Hristiyanlktan nce var olan Hristiyan bir ahlaktr bu; "iyice umu"tur, "yksekte tam bir ba dnmesidir"; "bu Atinal"nn Msr ekoln renmi olmasnn faturas insanla pahalya mal olmutur. Bir yandan kendisine kadar uzanagelmi Yunan felsefesini derleyip toparlayan Platon dnce evreni, ayn zamanda o noktadan teye bir gei, Yunan halknn ya da toplumunun geleneklerinden bir kopu anlamna da gelebilmektedir. Bu da Platon'un, Helenistik kltrn temel eleri ile atmas sonucunu getirmitir. nk Platon, "Devlet" yorumunda grdmz gibi, Atina'nn byk devlet adamlarn, halkn ahlak ve erdemler konusundaki gerek eitimcisi, yol gstericisi olarak kabul etmeye yanamad gibi, Yunanllarn edebiyat ve sanat geleneklerini de -idea retisi temelinde- ilevsiz, hor grr. Devlet' in onuncu kitabnda iirde (edebiyatta) benzetmeye (mimesis'e) kar karken, bu imknsz abalarn aslnda sayg duyduu Homeros'la baladn syler. Benzetmeye/taklide kar k, iirle anlatlan, resmi yaplan her eyin, her nesnenin bir yans olduu, nesnenin gerisindeki ideasnn sanat yoluyla da olsa benzetilmesinin mmkn olmad anlayna dayanr. Her eyin aslnn (ideasnn) yaratcs tanrdr. Diyelim ki bir sedirin z tanrdadr. Ressamn yapt ise, dlgerin sedirinin resmidir. Platon bu mantk yoluyla, mimesis denen benzetme sanatnn, gerekten bir hayli uzak kald sonucuna varr, dahas benzetme iddiasn hokkabazlk olarak yerer. Pratik meslekleri, hekimlii, sava mesleini, sanatn nne koyar. rnein, "Homeros,^ benzetmeci denen, sadece grnrde kalm iilerden"dir ( Devlet , 261). Platon'un ideal devlet tasarm iin sk sk ortaya atlan bir tanm var: topya. Bu devlet, kimi dorular ierse de hayata geirilmesi imknsz bir dzen tasarmn temsil etmektedir. Daha o dnemlerde Aristoteles, bu ve benzeri eylerin, ikide birde temcit pilav gibi dnlp gndeme getirildiini syler. Eletirilerden bir blmne gre Platon, erkein mlk edinme ve sahip olma drtsn hafife almtr; hem maddi zenginlik hem de kadn konusunda. Onun koruyucular balamnda tasarlad ortak yaam, tutarl bir komn toplumu, komnist bir toplum tasarmndan baka bir ey deildir. Hem kadn ortak olacaktr bu sosyal katmann arasnda hem de mal mlk sahiplii bulunmayacak, eve bile ihtiya olmayacak, birlikte yenip iilecek, biriktirecek kadar para bulunmayacaktr. "Herkese ihtiyac kadar," ilkesinin klasik versiyonudur bu gerekten de. Annelerin ellerinden ocuklarnn alnmas talebi de, annelik gdlerini, kadnn doal yann nasl etkileyecektir? Platon bunu umursamaz. Fakat Devlet'in ideal taslanda, koruyuculara nerilen ailesizlik durumu, btn snfl toplum sistemlerinde, hele hele gnmz burjuvakapitalist sisteminde, sistemi yeniden reten ekirdek aile kurumunun datlmas anlamna gelmektedir ki, bu da, son tahlilde devletin, toplumun temellerinin sarslmas, kertilmesi ile eanlamldr. Devletin ve toplumun olduu kadar, gelenein ve ahlakn da kkeni olan bu alt kuruma Platon'un yaklam, komnist toplum tasarmndan her trl anarist, statko kart ynelimlerin de kayna saylabilir. Ne var ki, Platon bu grleri btn bir toplum dzlemiyle deil de, belli bir kastla, snrl bir sosyal tabakayla ilikilendirdii iin, sekin bir aznlk

devletinden, daha nce de deindiimiz gibi, bir aristokratik kurumdan yana tavr almaktadr. Toplumun geni ksmnn ne paradan, ne mlkten, ne aileden ne de teki zevk ve ihtiyalarndan vazgemeyeceini Platon da varsayarak, ideal devlet dzeni tasarmn belli bir aznlk zerine kurmutur. Nitekim yallk dneminde, ar taleplerini geri ektiini nce de sylemitik. Bugnn diliyle, Platon da bir topyayla uratnn byk olaslkla farkndayd; zor ulalabilir bir idealdi onunkisi, ama ortaya atmaya gene de deerdi herhalde. Platon'un devlet idealine en sert eletirilerden biri, Yahudi bir aileden doan ve Avusturya'nn Nazilerce Reich'a ilhakndan sonra yurtdna snmak zorunda kalan Kari Popper'den^ 1 gelmitir. Die offene Gesellschaft und ihre Feinde (Ak Toplum ve Dmanlar, 1945) kitabnda Popper, "Platon'un Bys" balkl ilk blmde Platon'a genel bir taarruz yneltmitir. Popper'e gre Platon, kendi hayat deneyimi iinde temellenmi, demokratik haklarn ve zihinsel, dnsel zgrln ktye kullanlaca korku ve endiesiyle, byk lde Sparta rneine dayal, herkesin doumuyla hayatnn sonuna kadar belirlenmi devlet ve toplum iindeki yerine sonsuza kadar baland kudretli bir devlet talep eder; kimin ocuk dourup yetitireceini bile belirleyen bir devlettir bu. Bu devlette her ey "lider ve ynlendirme" ilkesine gre organize edilmitir. Askeri disiplin her alana nfuz eder. Dinsizler izlenip yok edilmeli, sanat, mzik ve eitim, kat bir denetim ve sansr altnda tutulmaldr. Platon, kendi ideal devletinde, Homeros'un eserleri gibi, kendi halknn en gzel ve harika eserlerini bile, bir eitim arac olarak kullanmaya yanamaz. Platon'un bykln ve nemini inkr etmesi dnlemez olan Popper, gene de Platon'un, gnmzde o byk barbarlk rneini vermi, tek liderli totaliter devletin zihinsel babas olup olmadn sorar. Platon'un Etkileri Platon felsefesinin kendinden sonraki etkilerini lmek neredeyse imknsz gibidir. Bu dnceler, en bata, Ge Antik dnem felsefesinin iinde Yeni Platonculuk erevesinde birka yzyl boyunca etkili olmutur. Platoncu dnce, ortaa feodal sistemleri iinde tayin edici bir kurum olan Hristiyan kilisesinin vazgeilmez destekisi ve mttefiki olarak, yenia banda, "Rnesans" hareketi iinde szcn tam anlamyla yeniden domutur. Platon'un bykl, diyaloglarnda bir alt metin olarak kendini ele veren, insan psikolojisine ilikin tespitleridir. Platon'un, modern derinlik psikolojisinin kimi bilgilerini yzyllar nce ortaya koyduu, zellikle insan karakteri konusunda, evrensellie uzanan, Shakespeare'de^ bulduumuz trden derinlikler yakalad kesindir. Devlet diyaloundaki tiran modeli ile Machbet arasndaki yaknlk su gtrmez. Sonu olarak o idealist felsefenin kurucusu, tinin, zihinsel olann, ruhun, ampirik, reel hayat iinde belirleyici rol oynad anlaynn savunucusudur; hatta bu anlayn ncsdr. nsan eylem ve davranlarnn, kaytsz-artsz mutlak normlara dayanmas gerektiini dnen, eitime, yetitirmeye tayin edici bir rol bien ilk byk dnrlerdendir. Devlet anlaynn ksa bir eletirisiyle bu zeti bitirmeden nce, daha nce de deindiimiz idealar retisinin temel kavram hakknda bir iki tespitte daha bulunmak doru olacaktr. Soyutun Somutlamas "dea" kavram yaklak 2 bin yl boyunca Bat dncesinin iinde yolculuk edip durmu, bizim dilimizde de ide, fikir, dnce, vb. anlamlaryla metinlerdeki yerini almtr. Buraya kadar yapageldiimiz aklamalar, ideann, her eyin en bandaki imaj, tasarm, ideal var olma hali anlamlarna gelebileceini gsteriyor. Daha nce de belirttiimiz gibi, idea Yunanca eidos, resim/grnt szcyle akraba. Herhangi somut bir nesnenin, dnyadaki, evrendeki bir varoluun gerisinde manevi, zihinsel, tasarmsal bir ilk eyin mevcudiyetini aramak da ne anlama geliyor, buna gerek var m diye sormak herkesin aklna gelebilir. Oysa gnmzde, sadece matematiksel olgular konusunda deil,

somut maddi olgular alannda da en gerideki tasarm, ilk taslak anlay ya da olasl ciddi ciddi bilimsel (popler) metinlere girebiliyor. rnein: Kaos ve Dzen. Metnin yazar, zellikle Heisenberg'in^^ bir tespitine dayanarak "iinde tasarm/idea tayan madde"den sz ediyordu. Bugn bilimin organik maddenin en temel yaptalarna ulat bir evrede, aratrmalar bize, bir organizma iindeki tek bir hcrenin btn bir sistemin tasarmn tadna ilikin gl kantlar sunuyor. Bu balamda, daha "Big Bang"den, byk patlamadan balayarak, hidrojenin ilk dnmleriyle birlikte, maddenin iinde potansiyel bir tasarm bulunmas gerektii grn ciddiye alm olan fizikilerden sadece biridir Heisenberg. te yandan matematik alannda, bu tasarm ilikisine ilgin rnekler sunmak mmkn. 1545 ylnda, bugnk dililerin gcn harekete yanstan Kardan milinin adn borlu olduumuz talyan doktor ve matematiki Gerolamo C a r d a n o , ^ 1 aslnda var olmas imknsz negatif saylarn karekknden ilk kez imajiner (sanal) saylar elde etmiti. nceleri kbik denklemlerin zmnde kullanlan bu sanal saylar, sonraki yzyllarda kimsenin nceden aklnn ucundan bile geiremeyecei yepyeni bilgilerin ve imknlarn kayna olarak kullanm alanna girdiler. Bunlardan biri de, bugn Web sayfalarnda bile sk sk rneini bulabileceimiz "Mandelbrot kmesi" ve nl "elma adam" figrdr. Benoit Mandelbrot adyla anlan bu kme, fraktal bir kme oluturuyor. Fraktaller, eitli (sonsuz) biimlerde kendisiyle ayn oalmalar gsteren objelerdir. "Mandelbrot kmesi," sonsuz karmak bir kmedir. Bu kme, sanal, karmak saylarn kullanmyla elde edilen fonksiyonlarn ekle dklmesi sonucunda, kendini tekrarlayan sonsuz ekiller vermektedir. Kukusuz bu sanal, karmak saylar ve "Mandelbrot adam," tasarmsal bir arka fonun grnrlemesi olarak anlalabileceklerdir. (Bkz. http://www.olympus.net/personal/dewey/mandelbrot.html) dealar balamnda tayin edici ve cevab ilgin soru udur yleyse: Cardano, Friedrich Gauss ti^l ya da R i e m a n n , M a n d e l b r o t gibi matematikiler, bilimciler, daha nce var olmayan bir ey mi bulmular, yani icat m etmiler, yoksa zaten var olan bir eyi mi "kefetmi," bulmulardr? Yaptklar bulu deil de, "bulma" ise, o bulunan eyin onlardan nce var olmas arttr. Diyelim ki yle. Peki, yleyse nerede var olmaktadr bu ey, bulunana kadar? Sanal ya da karmak say, matematikinin eline geene kadar potansiyel bir imkn olarak gene bir matematik sisteminin iinde, zihinsel, dnsel bir alanda var olma durumunda mdr? Cevab deil de cevabn aran, bizi ilgin tartmalara, zihinsel araylara srkleyebilir bu tr sorularn. Tpk, aacn btnnn tasarmn tayan yaprak hcresinin bu mekanizmas zerindeki dnce gibi. Gnmzn dnyaca nl matematikisi Robert Penrose, bu balamda, potansiyel olarak nceden var olan bir eyin, bir tasarmn "bulunduu" grne katlyor. Matematiksel Platonculuk denebilecek izgide, "Mandelbrot kmesi"nin insan beyninin bir kefi olduunu sanmadn sylyor Penrose, "Bu (sadece) var olann kefiydi. Kme, tpk Everest Tepesi gibi zaten var." Akademisinin giriine, "Matematiki olmayan buraya giremez," tabelas astrm olan Platon, yaklak 2400 yl sonraki bu tespiti duysa muhakkak ki ok memnun olurdu. Veysel Atayman Austos 2003, stanbul

LEN

APOLLODOROS: Sokrates'in en ateli rencilerinden ve en sadk dostlarndand. Platon, ona "Phaidon" diyalogunda da yer verir; Sokrates'in son dakikalarnda Apollodoros, gzyalarn tutamaz, alar. AGATHON: Atina'nn nl bir tragedya yazaryd. Yarmada ilk zaferini M 416 ylnda kazanmtr. Birincilik alan bu tragedyasnn adn bilmediimiz gibi, Agathon'un baka eserleri de elimize gemi deildir. Yalnz, bu yazarn Euripides'in dostu, sofist Gorgias'n rencisi, gen ve yakkl olduunu biliyoruz. lk zaferinden sonra kurbanlar kesmesi, enlik yapmas Atina geleneklerine uygundur. ALKBADES: Atina'nn nl devlet adamlarndan biridir. Henz ok genken demagogos, yani halk nderi olarak baa geen bu adam, Atina'y Sicilya seferine srklemi (415), bu sefer korkun bir yenilgi ile sonulannca kam, bundan sonra da zaman zaman Atina'nn dmanlaryla ibirlii etmitir. ARISTOPHANES: nl komedya yazar. On bir komedyas elimize gemitir. Aristophanes komedyalarnda Atina'nn politikaclar, devlet adamlar, sanatlar ve airleriyle alay eder.

SEMPOZYUM (LEN)
Apollodoros: Asl aranrsa, sizleri aydnlatmak iin hazrlklym. Geen gn Phaleron'daki evimden kp ehre yrrken bir tandk uzaktan beni grm, arkamdan yapmack bir telala seslendi: "Hey, Phaleron'lu Apollodoros, bekleene beni!" Ben de durup bekledim. "Apollodoros, ben de sana bakmyordum," dedi, "Agathon'un lenine katlan Sokrates, Alkibiades ve dierleri sevgi zerine ne konumular, bilmek istiyorum. Olanlar Philippos'un olu Phoeniks'ten duyan birinden rendim. Geri doru drst bir ey anlatamad, ama konuulanlar senin de bildiini syledi. Ne de olsa, sen Sokrates'in dostusun, szlerini herkesten iyi sen anlatrsn. Sylesene, sen de oradaydn deil mi?" "Sana anlatlanlar o kadar da doru deil," dedim, "Yoksa, bu lenin benim katlabileceim kadar yakn bir zamanda yaplmadn bilirdin." "Ben gerekten de doru olduunu sanyordum," dedi. "Bunu nasl dnrsn Glaukon?" dedim ona, "Oysa Agathon yllardr burada yaamyor bilmiyor musun? Benim Sokrates'le vakit geirmeye balamam, her gn onun ne dediini, ne yaptn izlemeyi bir ura haline getirmem daha yl bile olmad. Ondan nce, amaszca oraya buraya koup, nemli bir eyler yaptm sanrdm; gerekte ise felsefenin hayatta yaplacak en son ey olduunu dnen, senin gibi bir sefildim." "Alay etmeyi brak da," dedi. "Bu toplant ne zaman oldu, sen onu syle." "Biz daha ocuktuk," dedim, "Agathon'un ilk tragedyas birincilik kazanmt. Ertesi gn korosu ile birlikte toplanp baarlarnn erefine bir len dzenlemilerdi." "Desene uzun zaman olmu. Peki, bunlar sana kim anlatt, Sokrates mi?" "Yok canm, Phoeniks'e anlatanla ayn kii, Kydathene'li Aristodemos adnda biri. Hep yalnayak gezen, ufak tefek bir adam. te, o bulunmu toplantda. O zamanlar Sokrates'in hayranlarndanm. Sonralar, Aristodemos'un anlattklarnn doruluunu Sokrates'e sordum, o da hepsini dorulad." "O halde, hemen anlatmaya bala. ehre giden bu yol, zaten byle gzel gzel sohbet etmek iin yaplmad m?" Bylece, yolda konua konua yrdk. "te, bu yzden konumann banda sizleri bu konuda aydnlatmak iin hazrlkl olduumu syledim. ayet, anlatmam isterseniz, seve seve anlatrm. Zaten felsefeden konumak ya da konuanlar dinlemek, benim iin faydas bir yana, sonsuz bir zevktir de. Sizin gibi zenginlerin ve tccarlarn szleri ise hem beni skar hem de hibir ey yapmadnz halde, ok ey yaptnz dndnz iin acrm size. Belki sizler beni baarsz biri olarak gryorsunuz. Ama ben sizlerin baarsz olduunuzu sanmyorum, bunu biliyorum." Apollodoros'un arkada: "Hep aynsn Apollodoros, hem kendini hem de bakalarn boyuna ktleyip durursun. Sana kalrsa, bata kendin olmak zere -Sokrates hari- btn insanlar birer zavall adeta. Nasl olur

da senin halim selim biri olduunu sylerler, hi anlamyorum. Konumalarnda, u an olduu gibi, kendine ve bakalarna acmaszca saldryorsun; tabii Sokrates hari." Apollodoros: "Demek sevgili dostum, besbelli ki byle konutuum iin sama sapan szler syleyen bir deli oluyorum." Arkada: "u an bunlar tartmann bir nemi yok. Rica ederim, sana sorduklarmz yantla, neler konuuldu, onu anlat." Apollodoros: "Pekl, unlar konuuldu aa yukar... Ama durun, Aristodemos'un yapt gibi hikyeyi bandan alsam daha iyi olur: Bir gn, Sokrates, tertemiz ykanm, ayana sandaletlerini giymi bir halde, Aristodemos'un karsna km. Zordur onu byle grmek. Aristodemos, ona nereye gittiini sormu. "Agathon'un yemeine," demi Sokrates, "Dnk tren ok kalabalk olduundan korkup kamm, ama bugn iin gideceime sz verdim. Gzel bir delikanlnn yannda gzel grneyim diye, kendime de bir eki dzen verdim. Sen de davetsiz olarak gelmek istemez misin?" "Nasl istersen," demi Aristodemos. "O halde, benimle gel de, 'yilerin sofrasna iyiler davetsiz giderdiyen ataszn yalanc karalm." Hem zaten Homeros da bu ataszn yerinde kullanamam; Agamemnon'u esiz bir kahraman gibi gsterip, Menelaous'u da tam tersine 'gevek bir asker' yapm ve kurban treninden sonra Agamemnon'un verdii ziyafete Menelaos'u davetsiz olarak getirmi; bylece daha iyinin sofrasna deersiz biri gitmi gibi olumu. Bunun zerine, Aristodemos da, ona demi ki: "Korkarm, Sokrates, benim bama gelecek ey de, senin dediin gibi deil, daha ok Homeros'unki gibi olacak; deersiz bir adam, deerli bir insann sofrasna davetsiz gidecek, ama madem beni gtryorsun, bunun sorumlusu sensin. Ben, davetsiz deil, senin davetinle gitmi oluyorum." "Gidelim o halde, ne diyeceimizi yolda dnrz." Bunlar konutuktan sonra yola koyulmular, yrrken dncelere dalan Sokrates, srekli arkada kalyormu. Aristodemos, onu bekleyince de Sokrates: "Sen durma, yr," diyormu ona. Aristodemos, Agathon'un evine vardnda kaplar ardna kadar ak bulmu ve orada ylesine kalakalm: Evin kle hizmetkrlarndan biri, onu orackta karlayarak, ziyafetin yaplaca yere gtrm. Sedirlere uzanm konuklar akam yemei yemek zereymiler. Agathon, onu grnce seslenmi: "Aristodemos! Tam zamannda geldin, buyur, beraber yemek yiyelim. Eer baka bir i iin geldiysen, sonraya brak. Ben de dn seni davet etmek iin aram, bulamamm. yi ama, Sokrates nerede? Keke onu da getirseydin!" Aristodemos bir de arkasna dnp bakm ki, Sokrates yok. Hemen kendisini Sokrates'in davet ettiini, oraya kadar beraber geldiklerini aklam. "Gelmekle ok iyi yapmsn, ama anlamyorum, kendisi nerede?"

"imdi buradayd, ben de ardm. Nerede olabilir bu adam." Agathon da, hizmetkra: "Olum, git, Sokrates'i bulup buraya getir, Aristodemos, sen de yle Eryksimakhos'un yanna ge," demi. Bir hizmetkr, Aristodemos'un eline ykamas iin su dkerken, bir dieri ieriye girip seslenmi: "Sizin Sokrates, komu evin kapsnda ylece dikilmi duruyor; ardm, ama buraya gelmeye pek niyeti yok!" "Olur ey deil!" diye barm Agathon, "Git, bir daha ar, peini brakma!" "Rahat brakn onu," demi Aristodemos, "detidir, ortada bir neden yokken, bazen byle olduu yerde kalakalr. Az sonra gelecektir. Sakn keyfini bozmayn, kendi haline brakn." "Tamam," demi Agathon, "Madem yle diyorsun, yle olsun. Haydi ocuklar, yemek getirin bize. inize karan olmad m, cannzn istediini koyarsnz sofraya. Ben de hi karmam, zaten detim deildir. Haydi, bugn ben de buradaki herkes gibi sizin misafirinizim. vglere layk bir ikramda bulunun bakalm bizlere." Sonra, balamlar yemee. Sokrates hl ortalkta yokmu. Agathon, ikide bir onu aramalarn istiyor, Aristodemos ise onu engelliyormu. Derken Sokrates kagelmi. Bu sefer her zaman olduu gibi gecikmemi, ama yine de herkes yemeini yarlam. En utaki divanda tek bana olan Agathon, onu grnce hemen seslenmi: "Buraya gel Sokrates!" demi, "Yanma yerle de, darda, avluda sana malum olan bilgi bana da gesin. Bir eyler bulmu olmalsn, yoksa kolay kolay oradan ayrlmazdn!" Sokrates, otururken: "Ah, ne iyi olurdu Agathon," demi, "Keke bilgi, dolu bir kaptan bo olana bir yn iplikle szlen su gibi olsayd da, iki insan, birbirine dokununca bilgi, dolu olandan bo olana geebilseydi. te, o zaman senin divanna oturmak benim iin byk bir nimet olurdu; bylece ben de senin zengin ve gzel bilginle dolardm. Benim bilgim pek nemli deil ya da daha dorusu bir rya gibi yoruma aktr. Oysa seninki prl prl, gelimeye hazr bir bilgi; daha genken sende bylesine parlayan bu bilgiye geen gn otuz binden fazla Yunanl ahit oldu." "Alaylarnda pek ar gidiyorsun Sokrates," demi Agathon, "Ama bilgi konusunda biraz sonra seninle kozumuzu paylaacaz. Dionysos da hakem olacak, ama nce yemene bak." Sonra Sokrates divana uzanm, hep beraber yemeklerini yemi, tanrlara arap sunmu, arklar sylemiler, btn detleri yerine getirdikten sonra sra gelmi imeye. Pausanias, sz alarak unlar sylemi: "Eee dostlar, imeye nasl balasak dersiniz? Ak syleyeyim, ben dnk ikiden sonra perian bir haldeyim; biraz ara vereyim diyorum. Sanrm ounuz benimle ayn durumdasnz, nk sizler de oradaydnz. Bir dnelim de, imenin en zararsz yolunu bulalm." "ok doru sylyorsun Pausanias," demi Aristophanes, "Bu ime iini bir dzene sokmal. Ben de dn ly karanlardanm." Ardndan, Akumenos'un olu Eryksimakhos da sze karm: "Aman, azna salk!" demi, "Hele biri var ki aramzda, ben asl onu dinlemek isterdim. Agathon, ya sen, ikiyi kaldrabilecek misin?" "Hi halim yok."

"Aman ne iyi! Sizin gibi ikiye dayankl olanlar bile yorulduysa Aristodemos, Phaidros ve benim gibilerin ii i demektir. Bizler bu ite hep yaya kalanlardanz. Sokrates'e gelince; ona szm yok, o her trlsne vardr; az isek de bize uyar, ok isek de. Anlalyor ki, burada bulunanlardan hi kimse pek iki ime heveslisi deil, belki de oyunbozan olmamak iin sarholuk hakknda gerei sylesem iyi olur; hekimlik tecrbeme dayanarak size unu syleyebilirim ki, sarho olmak insan iin zararldr. Bundan tr ikiyi fazla karmay ne kendim iin isterim ne de bakalarna tavsiye ederim; hele bir de insan akamdan kalmaysa." Myrrhinus'lu Phaidros da lafa karm: "Ben kendi hesabma her zaman seni dinlerim, hele hekimlik sz konusu olursa. Buradaki dostlarmz da iyice dnrlerse sana hak vereceklerdir." Bu szler zerine, toplantdaki herkes sarho olmadan ikinin keyfini karmaya karar vermi. "Madem kimse kimseyi zorlamadan, dilediimiz kadar ieceiz," demi Eryksimakhos, "o halde benim bir isteim olacak; flt almak iin gelen kz brakalm gitsin. ster kendi kendine alsn fltn, isterse evin kadnlarna. Biz de bugnk toplantmz konuarak geirelim. Ama ne stne konuacaz? sterseniz ben ortaya bir konu ataym." Aralarnda anlamlar, Eryksimakhos sze balam: "Szlerime Euripides'in Melanhippe'sinden bir msra ile balayacam; 'Hayr, ben deilim bu szleri syleyen,' gerekten benim syleyeceklerim de bana ait deil, Phaidros'un dnceleridir. Phaidros, her frsatta fkeyle unu syler; 'Tuhaf, deil mi? Eryksimakhos, airler neredeyse btn tanrlar iin 'hymnoslar, paianlar'^- yazmlar da, bunca air arasndan biri de kp, bu kadar eski, bu kadar nemli bir tanr olan Eros hakknda tek bir vg bile yazmam. Hatr saylr Sofistleri ele alsak, nemli bir filozof olan Prodikos gibi, onlar da, Herakles ve dierleri iin dz szle vgler yazmlar. Hem, bu bir ey deil, dahas var; elime bir kitap geti; pek bilge bir adamn yazd bu kitapta tuz ve faydalar stne akl almaz vgler vard. Buna benzer daha nice nice eylerin ciddiye alnarak gklere karldn gryoruz. Bu tr konulara bu kadar emek harcanm, ama ne yazk ki bugne kadar Eros'un, sevginin anna yaraan bir vg yazmaya kimsenin eli varmam. Bu kadar yce bir tanr, nasl bu kadar yabana atlm!' Bence, Phaidros, byle konumakta yerden ge kadar hakl. Ben de bir yandan onun gnln ho etmeye can atarken, sizlerin bu frsatla Eros'un hakkn vermenizi doru buluyorum. Sizler de ayn fikirdeyseniz, vaktimizi bu konu zerine konuarak geirelim diyorum. Soldan balayarak saa doru, hepimiz Eros'a yakr gzel szler dzelim. lk olarak Phaidros konusun, nk hem srann banda bulunuyor hem de bu konunun fikir babas o saylr." "Kimse bu dilee kar kmaz sanrm," demi Sokrates, "Ne her zaman sevgiden baka bir ey bilmediimi syleyen bendeniz, ne Agathon, ne Pavsanias, ne btn vaktini Dionisos ve Afrodit'e adam Aristophanes ne de burada grdm bir kimse. Geri biz sonlarda oturduumuza gre, sz hakkmz eit olmayacak, ama bizden nce en doru, en gzel szler sylenmi olursa, canmza minnet. Haydi yleyse, sevgiyi ilk vecek Phaidros'a uurlar dileyelim." Bu szler herkesin houna gitmi ve Sokrates'in fikrine katlarak, Phaidros'u konumaya davet etmiler. Dorusu Aristodemos, onun neler sylediini pek iyi hatrlamyordu; ho, ben de onun btn sylediklerini hatrlamyorum, ama yine de size konumaclarn szlerinin anlmaya deer taraflarn anlataym. Dediim gibi, ilk sz Phaidros alm ve unlar sylemi: "Eros'un -zellikle kkeni dnlecek olursa ve daha baka birok nedenden tr- insanlar ve tanrlar arasnda ulalmas g, grkemli bir yeri vardr. Btn tanrlardan daha eski olmas ise baka bir onurdur. Biliriz ki, ne anas babas vardr ne de ondan bir air, bir yazar bahseder. Hesiodos, ilk olarak Kaos'un, sonra da her eyin ebedi temeli olan Toprak Ana ve Eros'un var olduunu sylerken, Kaos'tan sonra Toprak Ana ve Eros'un birlikte doduunu kastetmi. Parmenides ise, yaradl anlatrken 'Btn tanrlardan nce Eros vardr,' demi. stelik,

Akusialos bile Hesiodos'a katlr. te, bylece, birok kimse Eros'un en eski tanr olduu konusunda birleir. "Eros, eski bir tanr olmas dnda, ayn zamanda bizim iin en byk nimetlerin de kaynadr. Bana sorarsanz, bir gen iin iyi bir k, bir k iinse bir genci sevmekten daha iyi ne olabilir? nk, gzel yaamak isteyen insanlara ne hret ne zenginlik ne akrabalar ne de hibir ey, Eros kadar ilham kayna olmamtr. imdi sorarm size; bu neden byledir? nsan neden irkin bir ey yapmaktan utanr da, gzel eyleri yapmaya zenir? Bu iki duygu olmasa, ne bir devlet ne de bir insan byk ve gzel iler baarabilir. imdi, ben unu sylyorum: Seven bir adam, kt bir i yaparken yakalanrsa, yahut bir zarara urayp da korkakl yznden kendini koruyamazsa, ne babasnn ne arkadalarnn, hi kimsenin onu bu halde grmesi, sevgilisinin grmesi kadar zmez. Sevgilisi iin de ayn ey sz konusudur; o da kt bir ey yapt zaman, en ok kendini sevenin yzne bakmaktan utanr. Diyelim ki, sevenler ve sevilenlerden bir devlet veya bir ordu kurmann bir yolu olsayd, utanlacak bir ey yapmaktan korkup, iyi eyler yapmak iin birbirleriyle yaran bu insanlardan daha iyi yurttalar olabilir miydi? Bu insanlar yan yana savasalar, saylar ne kadar da az olsa, yenemeyecekleri kimse olabilir mi? Neden? nk, seven adam, sevdiinin gz nnde silahlarn brakp kamaktansa, binlerce kez lmeyi gze alr. Hele tehlikedeyken sevgilisini yalnz brakmak, yardmna komamak, en korkak adamn bile yapaca i deildir. Eros, ona tanrsal nefesinden fleyerek, onu doutan cesur bir adam yapar. Homeros der ya; ' tanr yiitlere yrek flermi' diye; ite, budur Eros'un sevenlere verdii g. "Bakas iin lmek... bunu kadn olsun erkek olsun yalnz sevenler yapabilir. Pelias'n kz Alkestis, Yunanllarn karsnda bunun en gzel rneini gsterdi; anas babas dururken, kocas iin lmeyi gze ald, ama Eros, kadna yle bir cesaret verdi ki, onun yannda anne ve babas, oullarna sadece isimle bal birer yabanc gibi kaldlar. Bu yaptna yalnz insanlar deil, tanrlar bile at kald ve onun bu davrann o kadar beendiler ki, ruhunun Hades'ten dar kmasna izin verdiler. Oysa tanrlar, byle bir ayrcal nice nice gzel iler yapm pek ok insan arasndan ok az kiiye tanmlardr. Demek tanrlar da Eros'un insana kazandrd gc ve erdemi her eyden stn tutuyorlar. Buna karlk, Oiagros'un olu Orpheus, Hades'ten elleri bo dnm, almaya geldii karsn deil, sadece hayaletini gtrmt, nk tanrlara gre Orpheus, yumuak davranm - n e de olsa bir algcyd- Alkestis gibi lmeyi gze alamam Hades'e canl olarak girmenin bir yolunu bulmutu. te, bu yzden tanrlar ona ceza vermi, lm bir kadnn elinden olmutur. Thetis'in olu Akhilleus'a ise Mutlular Adalarna^ gitme erefini verdiler. Neden; nk annesinin, ona, 'Hektor'u ldrr sen, sen de leceksin, ldrmezsen, yurduna dnp uzun uzun yaayacaksn,' demi olmasna ramen, o yine de sevdii Patroklos'un yardmna koarak, cn alma yiitliini gstermi, yalnz onun iin lmeyi deil, o ldkten sonra ardndan gitmeyi de gze almt. te, bundan tr, kendini sevene bylesine deer verdii iin tanrlar, bu yaptna hayran kalp onu grlmedik bir biimde onurlandrdlar. "unu syleyeyim ki; Patroklos, Akhilleus'un sevgilisiydi demekle samalyor Aiskhylos. Akhilleus, yalnz Patroklos'tan deil, btn yiitlerden daha gzelmi Homeros'un dediine gre, daha sakal bile terlememi ve Patroklos'tan daha genmi. in dorusu u ki, sevgiden gelen erdeme en ok deer veren tanrlarn asl holandklar, hayran olduklar ey, sevenin sevgilisine gsterdii sevgiden ok, sevileni sevene balayan sevgidir. nk seven, tanrlara daha yakndr, znde tanrlk vardr; ite bu yzden, Akhilleus'u Alkestis'ten daha fazla tutmular ve onu Mutlular Adalar'na gndermilerdi. "Uzun szn ksas, bence Eros, tanrlarn en eskisi, en sayg deeri, en glsdr ve insanlara hem hayatlarnda hem de lmlerinde erdem ve mutluluk kazandrr diyorum." Aristodemos'un anlattna gre, Phaidros, ite bunlar sylemi. Phaidros'tan sonra bakalar da konumu, ama ne dediklerini pek hatrlamyordu. Onlarn sylediklerini bir yana brakp, Pausanias'n konumasn anlatt. O da yle demi: "Bana kalrsa, Phaidros bizden sadece Eros'u vmemizi istemekle konuyu iyi bir yola sokmu olmad. Bir tane Eros olsayd, tamam derdim, ama bir deil ki. Olmadna gre, nce hangisinin

vlmesi gerektiini sylemek gerekir. Ben konuyu doru yola sokmaya alacam. lk olarak, Eros'un nasl vlmesi gerektiini syleyip, sonra da tanry gerektii gibi veceim. "Herkes bilir ki Eros, Aphrodite'den ayrlmaz. Aphrodite tek olsayd, Eros da tek olurdu, ama mademki iki Aphrodite var, Eros'un da iki olmas gerekir. Bu nasl inkr edilebilir? Eski olan, 'Urania' dediimiz gksel Aphrodite, gn kzdr ve ana karnndan domamtr. Daha sonra gelen ise, Zeus'la Dione'nin kzdr; ona 'Pandemo' Aphrodite diyoruz. Eros iin de bu durum geerlidir; biri sradan, halktan insanlarn yaad Pandemos; dieri ilahi, gksel bir sevgi olan Uranios'tur. imdi, btn tanrlar vg bekleyeceine gre, her birinin kendine has zelliklerini anlatmamz gerekir, nk eylemler meydana gelirken ne iyi ne de ktdr. rnein, u anda yaptmz ey; imek, ark sylemek, konumak; bunlarn hibiri kendiliinden gzel deildir. Gzellik, bunlarn yapl biiminden doar. Bunlar gzel, doru drst yaparsak gzel olur, yapmazsak irkin olur. Bu, gnl iinde de byledir; Eros, bizi, gzel ve deerli olan her eye deil, sevginin gzeline yneltendir. "Pandemo Aphrodite, insan btn dnyann ortak mal haline getirir ve bu alak sevgiyi tadanlar, ilerini tesadflere brakrlar. Bunlar, akl ermeyen kadn ve ocuklar sever, onlarn ruhlarndan ok, bedenlerini ister, bunu yaparken de doru, yanl gzetmezler. Bahtlarna ne karsa; ister iyi, ister kt. Bu, doarken hem erkeklik hem de kadnlktan pay alan gen tanrann doasndan kaynaklanr. Gksel Aphrodite'in yolundan gidense, hi diilik karmam, tamamen erkeksi bir tanrya balanm olur, ayrca daha eski olan bu tanr ahlakszla kendini hi mi hi kaptrmaz. Doas gerei, daha gl ve akll olan, bu Eros'un yolundan gidenler katksz erkek olurlar. Cokunluklarn katksz olarak bu Eros'tan alanlar, kendilerini sbyancla kaptranlardan kolayca ayrt edilebilir. Onlar, genleri yalnzca akllar ilemeye balad ada, yani sakallar biterken severler, nk niyetleri saf ocuklar tuzaa drmek, sonra da hie sayp, baka sevgilere komak deil, onlarla mr boyu beraber yaamak, bir hayat ortakl kurmaktr. Hatta, bir kanunla kkleri sevmeyi yasak etmeli ki, sevenlerin bunca emekleri sonu belirsiz bir ite harcanmasn. nk ocuklarn ruhlar, bedenleri sonunda iyilikten yana m, ktlkten yana m olacak, bilinmez. Geri iyi insanlar bu kanuna kendiliinden uyarlar. Ama Pandemos dkn ucuz klara kar zor kullanmalyz, tpk onlarn serbest kadnlarla dp kalkmalarn nlemek iin elimizden geleni yaptmz gibi. Onlarn kt hretleri yznden deil midir ki, seven bir insann gnln yapmay irkin bir ey sayacak kadar ileri gidiyor birok kimse, nk sevenlere hep kt anlamda bakyorlar, onlarn lsz, edepsiz hallerini gryorlar da ondan. Oysa ki, hangi ite olursa olsun, insan, yaptn yolu yordam ile yapt m, kimsenin ona kt gzle bakmaya hakk yoktur. "Baka memleketlerde, sevmenin snrlar belli, kolayca kavranr bir tek gelenei vardr; bizdeyse trl trls grlr. Elis'te, Lakedaimon'da, Boiotiallarda, yani insanlarn konumada usta olmadklar yerlerde kural kesindir; sevenin gnln yapmak iyi bir ey saylr; gen olsun, yal olsun, kimse buna ayp demez. nk, sanyorum ki genleri szlerle kandrmak iin uramak istemezler; isteseler bile, konumak ellerinden pek gelmez. onia'nn ve yabanclarn boyunduruu altnda yaayan yerlerin gelenekleri ise bu ii ayp sayar; nk, yabanclarn zorbala dayanan dzeni yalnz bunu deil, dnce ve beden eitimini de ayp sayar. Kullarnn byk dncelere ykselmeleri batakilerin iine gelir mi hi? Gerek dostluklar da, kullarnn anlamalarn da istemezler, nk bunlar, sevginin yaratt nice deerler arasndadr. Bu konuda bizim tiranlarmz da alacaklar dersi aldlar. Aristogeitonas ile Armodios'un dostluu ve sevgisi deil midir, onlarn zorbalklarna son veren? Demek, seveni sevindirmenin ayp sayld yerde, bu kural douran, bir yanda batakilerin doymaz hrslar, br yanda alttakilerin psrkl yznden halkn dknl olmutur. Tersine, bu ii iyidir diye kestirip atanlarn kurduklar gelenek de bir dnce tembelliinden ileri geliyor. "Bizdeki det, bunlarn hepsinden daha gzel ve de anlalmas daha zordur. Bir dnelim, gerekten biz ne istiyoruz; aka sevmek, gizli gizli sevmekten daha gzeldir; bundan da gzeli, en soylu, en deerli insanlar, bakalarndan irkin de olsalar, sevilmektedirler. Seven bir insan desteklemek iin hepimiz neler neler yapmayz ki! Kt saydmz bir i iin yapar myz bunlar? Bizde birisini elde etmek gzel, elden karmak irkin saylr. Sevdiini elde etmek iin

sevenin en olmayacak servenlere katlmasn bile hogrrz, ama bundan baka neyin peine dsek, neyi yapmaya can atsak, felsefenin en ac yergilerine urarz. Sevgililerin birbirleri iin yaptklarn biri kp da para, mevkii, iktidar elde etmek iin yapsa, dileine varmak iin yalvarp yakarsa, yeminler etse, kap nlerinde yatsa, hibir klenin katlanamayaca kleliklere katlansa, dostlarn da, dmanlarn da karsnda bulur; dmanlar onu, dalkavuklukla, el etek pmekle sular, dostlar ise ona sitemler eder, yaptklarndan utanr. Oysa ki, btn bunlar seven bir insan yapt m hogrlr, hatta gelenekler, onu ayplamak yle dursun, dnyann en gzel eyini yaptna inandrr. in garibi, yemin edip, yeminini bozduu zaman bile tanrlar onu affeder; atasznn de dedii gibi, ' sevgi yemini yemin saylmaz'. Demek ki, tanrlar da, insanlar da sevene tam bir zgrlk vermiler; bizim geleneklerimizden bu anlalyor. Byle olunca, bizin kentimizde sevmenin ve sevenlerin dostu olmann iyi bir ey saylmas beklenebilir, ama bir yandan da gryoruz ki, babalar, ocuklarnn bana eitmenler koyup, sevgililerin birbirleriyle konumasna engel oluyorlar. Birbirini sevenleri arkadalar grnce ayplyor, yallar da ayplamaya engel olmuyor, onlara 'yanl yapyorsunuz,' demiyorlar. Bunlara baknca, buralarda sevmenin kt grldn sanyor. "imdi, bana kalrsa mesele u: Bata da sylediim gibi, bu i tek tarafl deil; sevgi, tek bana ve kendiliinden ne gzeldir, ne de irkin. Gzel yaplrsa gzeldir, irkin yaplrsa irkindir. Dkn bir insann arzularna irkince kaplmak ne kadar ktyse, deerli bir insana kendini gzel bir ekilde vermek de o kadar iyidir. Dkn dediimiz, Pandemos, sradan bir k ruhtan ok, bedeni seven adamdr. Bu sevgi uzun srmez, nk sevilen ey kalc deildir. Asl sevdii ey, sevgilinin bedenidir, bir iek gibi solar solmaz, szler, yeminlerle birlikte sevgi de uar gider. Bir insan ii gzel diye severse, mr boyu sever, nk srekli bir eye balanmtr. te, bizim geleneimizin istedii, bu sevgililerin birbirlerini en iyi, en gzel ekilde denemesi, kt arzulardan kap, iyi arzulara uymalardr. Onun iin, kimine ko, kimine ka diyerek, onlar snar, sevenin de, sevilenin de iyiden mi, ktden mi yana olduuna bakarz. Yine bunun iindir ki, abuk elde etmeyi ayp sayar, aradan biraz zaman gemesini isteriz, nk zaman, denemek iin en iyi frsattr. Kt grdmz baka bir ey de, kendini para ya da mevkii elde etmeye adamak, korku ve bask altnda gevemek, yahut para veya politik gcn etkisine kaplmaktr. Kt grrz, nk bunlarn salam, srekli bir taraf yoktur; stelik, bunlarla gzel bir dostluk edinilmez. "Kendini sevgiye vermenin bizim geleneimizce gzel olan tek bir yolu vardr: Seven bir insann her trl klelie katlanmas onu kk drmez, ayp saylmaz; bu gnll kleliin de gerekten utanlmayacak biricik ekli erdem uruna kle olmaktr. Biz yle bir kanun ortaya koymuuz; insan kendini, birine kul kle ederken, onunla daha stn bir bilgiye, daha stn bir erdeme ulaacana inanyorsa, bunda hibir kklk yoktur. Demek ki, iki ilke birleiyor; genlerin birbirini sevmesiyle, bilgiye veya erdeme gnl vermesi tek bir ey oluyor. Ancak bu ekilde, bir delikanlnn kendini sevene yz vermesi gzel saylabilir. Seven ile sevilen, bu birlie nasl varabilirler? Her biri benzer grlere sahipken, birincisi kendisine yz veren delikanlya yaplmas doru olan her yardm yaparsa; dieri, kendine bilgi ve erdem getiren bir insan doru ilerde destekleyecek, her trl deerlerini artrabilecek, bu durumda birincisi de daha erdemli, daha bilgili olmay isteyecektir. Evet, ite o zaman bu iki yol bir noktada birleir ve yalnz orada sevgilinin sevenle birliktelii gzel bir ey olur, baka hibir ekilde deil. Bu yolda insan aldansa bile ayp saylmaz, oysa ki baka her yolda insan aldansn, aldanmasn, utanlacak hallere der. rnein, bizi seven birini zengin sanp, ona paras iin yz versek, sonradan adamn fakir olduu anlalnca elimize de be para gemezse, utanmaz myz bundan? Byle davranmakla ne mal olduumuzu ortaya koymu oluruz; bize, para iin her eyi yapan bir adam derler, bu da gzel bir ey deildir. Bir de tersini dnelim; bizi sevenin iyi bir insan olduunu dnr, onun sevgisiyle daha iyi olacamz umarsak, adamn aalk, deersiz bir insan olduu ortaya ksa bile; bu aldanma, gzel bir aldanma olur, nk bununla nasl bir insan olduumuzu gstermi oluruz; bize deer kazanmak, daha iyi olmak iin her eye canla bala sarlan bir insan derler; bundan gzel ey de olamaz. Demek ki, erdem uruna sevmekle, sevilmek, ne trl olursa olsun gzel oluyor. te, gksel Aphrodite'ye bal sevgi budur; kendisi de gksel ve ycedir. Devlet

iin de, birey iin de bu sevginin deeri byktr, nk seveni de sevileni de erdem yolunda kendi kendini amaya zorlar. Bundan bakas hep 'Pandemo' Aphrodite'ye baldr. "te Phaidros, sevgi stne benim hazrlksz olarak syleyebileceklerim bunlar." Pausanias, syleyeceklerini syleyip, konumasn bitirip sustuktan sonra (byle kelimeleri tekrar edip, konumay bilgeler retti bana) 1 ^ sz sras Aristophanes'e gelmi, ama Aristodemos'un dediine gre, fazla yemekten midir, Aristophanes hkra tutulmu bir trl konuamam. Yannda oturan hekim Eryksimakhos'a u kadarn syleyebilmi: "Eryksimakhos, ya hkrm durdur yahut da kendiliinden duruncaya kadar benim yerime sen konu." "Peki, ikisini birden yapaym," demi Eryksimakhos. "Senin yerine konuaym; hkrn durunca konuursun. Yalnz, beni dinlerken nefesini uzunca tut ki, hkrn dursun. Durmazsa, su ile gargara yap, yine durmazsa bir eyle burnunu kartr ve hapr. Bunu bir iki defa yaptn m, hkrn ne kadar inat olursa olsun kesilir." "Sen konumana bak," demi Aristophanes, "Ben de dediklerini yapaym." Eryksimakhos, sze balam: "Bence Pausanias, ok iyi balad konumasn iyi bitiremedi. Onun szlerini ben tamamlamaya alacam. Sevgiyi ikiye ayrmak doru bir ey, ama bu iki sevgi yalnzca insan ruhunda gzele kar bulunmaz, daha nice eyler, rnein hayvanlar, topraktaki bitkiler, ksacas btn varlklarda bulunur. Bizim sanatmz olan hekimlik, insan byle bir gre gtryor. Eros, byk ve yce bir tanrdr, tanr ilerinde de, insan ilerinde de etkisi snrszdr. "Szlerime hekimlikle balayarak, sanatma kar duyduum saygy belirteceim. Bedenlerin yapsn da bu iki trl sevgi kurar. Bakn nasl; herkes unu kabul eder ki, bedende salkla hastalk, birbirine benzemeyen ayr ayr hallerdir. Birbirine benzemeyen eylerin arzular, sevgileri de elbette birbirine benzemeyecektir; salam bir bedendeki sevgi, hasta bir bedendeki sevgiden farkldr. Biraz nce Pausanias, 'iyi insanlar sevmek gzel, ktleri sevmek irkindir,' diyordu; onun gibi, bedende de iyi ve salam olann yolunda gitmek gzeldir; -hatta hekimlik dediimiz iin yapmak zorunda olduu ey de budur- kt, yani hasta olana ynelmek irkindir, iyi bir hekimin yapmas gereken bu gidii nlemektir. Hekimlie ksaca, sevginin bedende dolmas ve boalmas ile ilgili bilgi denebilir. Bu olaylar iinde gzel sevgiyi irkin sevgiden ayrmasn bilen, hekimlerin hekimi olur. yi bir hekim, beden yapsnda yle bir deiiklik yapar ki, sevginin biri, tekinin yerine geer, sevginin olmad ve olmas gerektii yerde yaratmasn bilir ya da tam tersine, bulunmamas gerektii yerden onu koparp atar. Bedende birbirine dman olanlar dost yapmaya, onlarn birbirlerini sevmelerine gc yetmelidir. Birbirini sevmeyen eyler, soukla scak, acyla tatl, kuruyla ya gibi birbirine kart olan eylerdir. Bunlar birbirine sevdirme ve uyuturmann yolunu bularak, ustamz Asklepios, siz airlerin dedii ve benim de inandm gibi, hekimlik sanatn kurmutur. "Sylediim gibi, hekimlik tamamen bu tanrnn emrindedir; bedenin de, topran da ilenmesi ona baldr. Mzie gelince; biraz dnmesini bilen biri, onun br sanatlarla ayn durumda olduunu aka grr. Herakleitos'un da kark bir deyile sylemek istedii bu olmal herhalde; 'Birlik, kendi iinde ayrlan eylerin uyumasdr, tpk yayn ve lirin uyumu gibi.' Uyumun kartlk iinde var olduunu ya da karktan kaynaklandn sylemek, manta aykrdr. Demek istedii belki de uydu: Birbirinden ayrlan alak ve yksek sesler uzlaarak mzikteki ahengi meydana getirirler. Alakla yksek ayn kalsalard, ahenk diye bir ey olamazd. Gerekten de ahenk, bir ses birliidir, ses birlii ise bir uyumadr. Ama iki ey birbirine kart olduu srece bir uyuma olmaz, atan, uyumayan eyler bir ahenk kuramaz. Ritim iin de bu byledir; nk ritim, birbirine kart olan hzlyla yavan uyumasndan doar. Btn bunlarla mziin yapt hekimlikte olduu gibi, ayr eyleri sevgiyle kaynatrp uyuturmaktr. Baka trl syleyecek olursak mzik, armoni ve ritim alannda sevgi birleimidir. Ayrca armoni ve

ritmin yaplarnda sevgi belirtisini grmek zor deildir; burada sevginin iki tr de pek grlmez. Buna karlk, insanlarn armoni ve ritimleri kullanlarnda gerek mzii yaratrken (buna besteleme diyoruz), gerekse bu yaratlan ses ve sz dizelerin yerli yerinde kullanlrken (ki buna da usl bilgisi deriz), ite burada zorluk balyor ve iini iyi bilen bir usta aranyor. Bylece, yine ayn dnceye varm oluyoruz; akll olan insanlar, kendilerinden daha akll olanlara yz vermeli ve sevgilerini yaatmaya almaldr. te, gzel sevgi, gksel dediimiz, Urania'ya bal dediimiz sevgi budur. Polymnia'ya bal, basit olan br sevgiye gelince; onun tadn karmak iin ll, hesapl olmak gerekir. Nitekim, hekimlik sanatnda hastalanmadan yemek yemenin tadna varabilmeyi salamak nemli bir itir. Demek oluyor ki, mzikte, hekimlikte ve her eyde hem insan, hem tanr ilerinde bu iki sevgiyi gereince karlamasn bilmeliyiz, nk her eyde her ikisi de vardr. "Yln mevsimlerine bakacak olursak, onlarn dzeninde de hep bu iki sevgiyi grrz. Demin sylediim, scakla souk, kuruyla ya gibi karklar, dzenli bir sevgiye kavuup uyutular, kaynatlar m, insanlar, hayvanlar ve bitkiler iin salk ve hareket balar ve bundan hibir zaman zarar grmezler. Mevsimler lsz bir sevgiye dnrse her ey sarslr, yklr; canllar ve bitkileri kran salgnlar ve daha binbir eit hastalklar bundan doar; kralar, dolular, kranlar, bu alandaki sevgi olaylarnn lsz ve dzensiz oluundan ileri gelir. Bu olaylar yldzlarn hareketlerini bilmeye astronomi diyoruz. "Dahas var; tanrlara adanan kurbanlar, yaplan kehanetler, trl ekillerde gelecei grmeler (tanrlarla insanlar arasndaki btn alveriler); peki, btn bunlar neye yarar? Tabii ki sevginin iyisini korumaya, ktsnden kurtulmaya. Gnah ilemek, anamz, babamz, akrabalarmz, tanrlarmz karsnda sevginin dorusuna, dzenlisine deer verecek yerde, tersini yapmaktr. Bunun iindir ki, khinler, sevgileri inceden inceye gzden geirirler, onlar dzeltmek iin trl arelere bavururlar. Yani, khinlik, tanrlarla insanlar arasnda dostluk kurmann yolunu bulma bilgisidir, ayn zamanda insanlar sevgi ilerinde yce kanunlar ve tanrlar saymaya yneltir. "te sevgi bylesine deiik, bylesine yce, bylesine dnyay saran bir kudret, bir btndr. Fakat biz insanlar ve tanrlar arasnda ok byk bir etkisi olan sevgi, ll, dzenli sevgidir. O, her trl mutluluu bize sunar, insanlar ve stn varlklar olan tanrlar arasnda ilikiler, dostluklar kurar. te, benden bu kadar. Sevgiyi verken, belki istemeden ok eyi bir kenarda brakum. Hem, zaten eksik braktm eyler varsa, onlar tamamlamak da senin iin olsun Aristophanes. Yok, eer sen tanry baka bir yoldan vmek istiyorsan, bala vmeye. Hazr hkrn da durdu." Bylece sz Aristophanes'e gemi: "Evet," demi Aristophanes, "Haprnca hkrm birden kesiliverdi. Ne tuhaf ey u insan bedeni! Rahata kavumak iin haprma gibi ne rahatsz, ne grltl bir areye bavurmas gerekiyor! Ama hkrm birden durdu haprnca." Eryksimakhos, sze karm: "lahi Aristophanes, bak u yaptna! Sze balayacak yerde, ellemi gldryorsun. i alaya dkmemen iin, imdi sana bir de bekilik mi edeyim? Madem rahat ettin, konu artk." Aristophanes, glerek: "yi syledin Eryksimakhos," demi, "Bunlar hi sylememi olaym. Sen de bana bekilik etme, nk, szlerimin sizi gldrmesinden deil -nk gldrrsem, bizim sanata hizmet etmi olurum- asl szlerimin gln olmasndan korkarm." "Ya, demek bir nkte ile iin iinden kacan sanyorsun, yle mi Aristophanes? Yama yok, akln bana topla, sana szlerinin hesabn soracam unutma. Belki de sormam ya, neyse..." "Haydi, yle olsun Eryksimakhos. Benim niyetim, senin ve Pausanias'n anlattklarnzdan farkl eyler anlatmak. Bence insanlar, Eros'un kudretini iyice anlayabilmi deiller. Anlam

olsalard, ona tapnaklar, sunaklar yapar, kurbanlar keserlerdi! Oysa hi byle eyler yaptklar yok, asl ona yapmalar gerekir. nk, tanrlar arasnda, insanlar en ok seven, insanlarn yardmna koan, en byk mutluluklara ermemize engel olan dertlerin devasn bulan hep odur. Ben sizi sevginin srrna erdireyim, siz de bu srr bakalarna verin. "nsan, aslnda neydi, ne oldu; nce bunu bilmemiz gerek. nk, bir zamanlar insan soyu imdiki gibi sadece erkek ve dii olarak ikiye ayrlmyordu; her ikisini de iine alan bir nc tr daha vard. Bu trn kendisi kayboldu, ama ad kald; androgynos denilen bu trn ad gibi, cinsiyeti de hem erkek, hem diiydi; bugn bundan sz etmek bile ayp saylr. te, bu insanlar yuvarlak srtlar ve gsleri ile tostoparlak bir eydi. Her birinin drt eli, bir o kadar da baca vard; yuvarlak boyunlar zerinde birbirine tpatp eit, ama ters yne bakan iki yz bulunan bir kafalar, drt tane de kulaklar vard; edep yerleri gibi her eyleri bu yapya gre hep ikier ikierdi. Yrrken, istedikleri yne doru, bizim gibi adm atabilir, komak istedikleri zaman da tepetaklak havaya kaldrdklar bacaklar ile bir tekerlek olur, drt kol, drt bacak zerinde dne dne uar giderlerdi. Peki, ama insanlar neden -dediim gibi- byle trd? nk aslnda erkekler gneten, diiler yeryznden gelmeydi, ikisinin karm olan tr ise aydan; ay, hem gnee hem dnyaya baldr. Toparlak olmalar, dne dne gitmeleri de aya benzedikleri iindir. Homeros'un anlatt, ge trmanp tanrlara kar koymaya alan Ephialtes ile Otos da bu trden olmallar. "Bunun zerine, Zeus ve br tanrlar grm, konumu ve ne yapacaklarn pek bilememiler. Bir yandan, insanlar yok etmek, devlere yaptklar gibi, soylarn yldrmlarla yakp kl etmek istemiyorlar, (nk, insanlar kendilerine kurbanlar sunuyorlard) dier taraftan da kstahln bu derecesine gz yumamyorlard. Zeus, uzun uzun dndkten sonra, 'Galiba bir are buldum,' dermi, 'nsanlar hem hayatta kalsn hem de kuvvetten dp, hadlerini bilsinler. kiye bleceim onlar; bylece hem zayf decekler hem de saylar artp, bizim iin daha faydal olacaklar. stelik, iki bacak stnde, doru drst yryecekler. Yine de hadlerini bilmez, uslu durmazlarsa, yeniden ikiye blerim, bu sefer tek bacak zerinde zplaya zplaya giderler.' "Byle demi Zeus ve hemen ardndan, tpk bir meyveyi kurutmak iin ikiye ayrr gibi ya da bir yumurtay ince bir klla ortasndan keser gibi insanlar tutup ikiye bler. "Zeus, kesilen yerlerini grsnler ve bundan ders alsnlar diye, Apollon'a, kestii adamlarn yzlerini, boyunlarn tersine evirmesini sylemi ve yaralarn iyiletirmesini buyurmu. Apollon da yzlerini tersine evirmi ve derilerini, imdi karn dediimiz yerde, bir kesenin azn kapar gibi birletirmi, smsk bzerek ortada tek bir delik brakm. te, biz buna gbek diyoruz. Sonra, bakm ki buruukluklar var, onlar da dzeltmi, ayakkabclarn deriyi yontmak iin kullandklar baa benzer bir aletle gslerine biim vermi ve eski hallerini unutmasnlar diye karnlarnn, gbeklerinin tesinde berisinde birka krklk brakm. "te bylece ikiye ayrlan insanlar, dier yarlarn zleyip, arzu ederler, kollar ile birbirine sarlp, yeniden bir btn haline gelmek istei ile kucaklar ve birbirinden ayr hibir ey yapmak istemedikleri iin alktan ve isizlikten lp giderlermi. Yarlardan biri lnce, sa kalan bir bakasn arar, ona sarlrm; rastgele sarld bu insan bir erkek de olabiliyormu, dii de (bugn biz bu dii yarya kadn diyoruz). Bu yzden, insan soyu azalp gidiyormu. Zeus, onlarn bu hallerine acm ve baka bir are bulmu; reme organlarn nlerine getirmi, nk, arkada olunca iftleerek deil, austos bcekleri gibi topraa yumurta dkerek, oalabiliyorlarm. Cinsel organlar ne alnnca, dii ve erkek birleip, oalmaya balamlar. iftleme erkekle kadn arasnda olursa, insan soyunun oalmas salanm oluyor, yok eer erkekle erkek arasnda olursa, arzularn gidererek, baka ilere yneliyor, hayatlarnda baka amalar ediniyorlarm. Demek ki, insann yaradlnda bulunan sevgi ok eski zamanlardan kalmadr; sevgi, bizim ilk yapmz yeniden kuruyor, iki varl, bir tek varlk haline getiriyor; ksacas, insann yaradlndaki bir derde deva oluyor. "Her birimiz, insann tamamlayc birer parasyz; bir dilbal gibi, bir btnn yarsna benzer, onun iin de hep tamamlayc paramz arar dururuz. Bu 'androgynos' dediimiz katk

varln bir paras olan erkekler, kadnlara dkndr, bir kadnla yetinemeyen erkeklerin ou da bu trden gelmedir; erkeklere dkn, kocalar ile yetinmeyen kadnlar da bunlardandr; bir diiden kesilme kadnlarsa, erkeklere hi yz vermez, daha ok kadnlarla ilgilenirler. te, seviciler bunlar arasndan kar. Bir erkekten kesilme erkeklere gelince; onlar da erkek yarlarn ararlar ve ocukken erkek asllarnn paralarn bularak erkekleri severler, onlarla dp kalkmaktan, kucaklamaktan holanrlar. ocuklar ve delikanllar arasnda en iyileri bunlardr, nk yaradltan erkeksilik en ok onlardadr. Oysa ki, biroklar bunlar edepsiz diye ayplar. Yanl! nk, bu ii edepsizlikten yapmazlar; ilerinde atlganlk, mertlik, erkeklik olduu iin kendilerine benzeyene balanrlar. Yalnz onlar yetitikleri zaman tam bir adam olur ve devlet ilerine girerler. Olgunluk alarnda onlar da erkek ocuklar severler ve yaradllar gerei, evlenmeye, ocuk yapmaya heves etmezler, bu ii srf det yerini bulsun diye yaparlar. mr boyunca bekr yaamak onlara bol bol yeter. Ksacas bu tr insanlar, hep kendi cinsinden olanlara bal kalr ve yalnz erkekleri severler. "nsann karsna dier yars kt m, ister erkek ocuklara, ister bakasna dkn olsun, derin bir dostluk, akrabalk, sevgi duygusu hisseder, bir an iin de olsa ondan ayrlmak istemez. Btn mrlerini bir arada geiren bu insanlar hibir zaman birbirlerinden ne istediklerini anlatamazlar. Kimse diyemez ki, onlar byle cokuyla birletiren ey sadece cinsel arzulardr. Bu iki ruhun arad, bambaka eylerdir kukusuz. Arzuladklar eyi tahmin eder, hisseder ama anlatamazlar. Hephaistos, btn imknlaryla onlara, yatakta uzanm olduklar bir anda gidip sorsa; 'Ey insanlar! Birbiriniz iin dileiniz nedir?' Bu soru karsnda sevgililer susacak. Hephaistos, bir daha soracak; 'Kaynap, tek bir varlk olmak ve gece gndz birbirinizden ayrlmamaksa eer isteiniz, krkleye krkleye yle bir kaynatrm ki sizi birbirinize, ikiyken bir olup, mrnz boyunca bir tek insan gibi ayn hayat yaar hatta ldkten sonra da, br tarafta, Hades'te, iki olacanza bir olup, ayn lm paylarsnz. Dnn, bu mu arzuladnz? Byle bir kadere raz msnz?' Hangi sevgili bunu duyar da, baka bir ey isteyebilir? Tersine, bu szde hep zledikleri bir ey dile gelir; sevdiine kavumak, onda erimek, iki ayr varlkken, tek olmak. "Bunun nedeni -dediim gibi- aslnda bir zamanlar bir btn olmamzdr. nk sevgi dediimiz ey, yaradlmzdaki btnl arzulamak, aramaktr. Evet, nceleri bir btndk, imdiyse kt yola saptk. Lakedaimonlular, Arkadiallar nasl ayrdysa, tanr da bizi yle ayrd. Haddimizi bilmezsek, korkarm bizi yine ikiye blecek ve biz de kabartmalarda yandan grnen suratlar gibi, burnumuz hizasndan ikiye biilmi bir ekilde dolaacaz. te, bunun iin her ite tanrlarn dediini yapalm ki, bir daha blnmeyelim ve sevgi ile btnle yeniden kavualm. Kimse sevgiye kar koymasn, ona kar koyan, tanrlar kendine dman eder. Sevgi ile barr, uzlarsak, bizi btnleyecek sevgililer bulur, mutlulua ereriz; bu da ok az insana nasip olan bir eydir. Sakn Eryksimakhos szlerimi akaya alp, Pausanias ile Agathon'dan bahsettiimi sanmayasn. Onlar belki de o cinstendir, yaradltan erkek olanlardan... Ama nasl olurlarsa olsunlar, ben sylediklerimi btn erkekler ve btn kadnlar iin sylyorum. Bizim soyumuz iin mutlulua ermenin aresi, gerekten sevgiye ynelmek ve bizi btnleyen sevgiliyi bularak ilk yaradlmza dnmektir. En gzel ey gerekten buysa, bizi ona en ok yaklatran ey, hayatmzdaki gereklerin en gzelidir; bu da yaradltan gnl gnlmze uyan bir sevgilidir. "te, yeterince vdmz tanr, bize bu nimeti balayan Eros'tur. Bugn iin aslmza dnmek yolunda bize en byk yardm yapan, yarn iinse bize en byk mitleri veren odur. Tanrlara saygda kusur ilemezsek, o, bize ilk yaradlmz geri vererek, eksikliimizi giderip, bizi mutlulua erdirecektir. "te, Eryksimakhos," demi Aristophanes, "Eros stne benim syleyeceklerim bu kadar. Gryorsun, konumam seninkine hi benzemedi. Demin de rica etmitim, sylediklerimi alay konusu yapma da geri kalanlar dinleyebilelim. Zaten srada sadece Agathon ile Sokrates kald." Eryksimakhos da:

"Peki, yle olsun," der, "Szlerin de houma gitti dorusu. Hem, Sokrates'le Agathon'un sevgi konusunda ne kadar yaman olduklarn bilmeseydim, sylenen bu kadar ok ve eitli szden sonra, artk biraz zor konuurlar derdim. Ama byle bir kaygm yok dorusu." Sokrates sze karr: "Sen de Eryksimakhos, bu sz yarmasnda az yaman deilsin," der, "Ama kendini benim yerime koy, dn; imdi Agathon da gzel bir konuma yapacak, sonra sra bana gelecek. Benim yerimde olsan, sen de korkmaz miydin?" "Kt bir oyun oynuyorsun bana Sokrates," der Agathon, "Bu tiyatroda, herkes sabrszlkla benden gzel bir konuma bekliyor diye armam istiyorsun deil mi?" "Hafzam yerinde Agathon, aktrlerinle birlikte sahneye nasl ktn, senin bir eserini dinlemeye hazrlanan koca bir tiyatro dolusu insana hi korkmadan ne kadar rahat, kendinden ne kadar emin baktn henz unutmadm. imdi bir avu insan nnde aracan, aklmdan nasl geebilir?" "Bu da ne demek Sokrates? Sence ben tiyatrodaki baarlar ile ba dnm bir insan mym ki, kafas alan birka kiinin, aklsz bir srden daha belal olduunu bilmeyeyim?" "Senin gibi bilgili bir insandan byle kaba bir dnce bekleyecek kadar yanlr mym ben? Tersine, ok iyi bilirim ki, bilgili saydn birka kiiyi buldun mu, onlara byk kalabalklardan daha ok deer verirsin. Ama bakalm biz o kiilerden miyiz? Deiliz, nk biz de orada, kalabaln arasndaydk. Ama bizden baka gerekten bilgili birka kii karsnda irkin bir ey yapacak olursan, onlardan utanrsn deil mi?" "Elbette." "Ya, demek kalabalk karsnda irkin bir ey yapmaktan utanmazsn?" O srada Phaidros sze karmt: "Sevgili Agathon, Sokrates'e cevap verecek olursan, bu, konutuumuz konunun bir yana braklmasna, lafn baka yerlere gitmesine neden olur. Karsna konuacak biri, hele gzel bir adam kmasn... Ben, Sokrates'in ikili konumalarndan holanmyor deilim, ama sevginin gereince vlmesini, her birimizin teker teker dndklerini sylemesini salamak zorundaym. nce herkes tanrya borcunu desin, sonra dilediiniz gibi konuursunuz." "Doru, hakkn var Phaidros," demi Agathon, "Ne diye sz almayaym... Sokrates ile karlkl konuma frsatn ne zaman olsa bulurum. "nce nasl konumam gerektiini syleyip, sonra konuacam. Bana yle geliyor ki, benden nce konuanlar tanry vmediler, insanlarn bu tanrdan grdkleri iyilikleri sayp dktler. Bu ne tr bir tanrym, insanlara neden bu iyilikleri yapm; kimse konunun bu tarafna deinmedi. Hangi konuda olursa olsun, vg iin tek bir doru yol vardr; neyi veceksek, onun nasl olduunu, nelere yol atn belirmek. te, Eros'u bizim de byle vmemiz doru olur; nce ne olduunu sylemek, sonra da iyiliklerini. "imdi, ben derim ki, btn mutlu tanrlar arasnda (ho grsnler, kskanmasnlar ama) Eros, en mutlu tanrdr, nk en gzelleri, en iyileri odur. Hangi ynleri gzeldir, anlataym: ncelikle o, Phaidros, tanrlarn en gencidir. Bu szn doruluunu Eros, kendiliinden ortaya koyar. Nasl da kaar ihtiyarlktan! O ihtiyarlk az komaz ardmzdan, katka bizi kovalar! Sevginin mayasnda ihtiyarla kar dmanlk vardr, semtine uzaktan bile uratmaz. Atasz doru sylemi; kim, kime benzerse, ondan yana gider, diye. Ben birok bakmdan Phaidros'a katlyorum, ama unu kabul edemem; Eros, Kronos'tan, apetos' ^ t a n daha yal olamaz. Tersine, ben onun en gen tanr olduunu ve hep gen kaldn ileri sryorum. Hesiodos'un, Parmenides'in anlatt o eski tanr kavgalar doru olsa bile, onlara Eros deil, A n a n k e ^ sebep

olmutur. Btn o kesmeler bimeler, zincire vurmalar, daha nice nice ikenceler sevgi olmad iindir. Nitekim, balarna o getii gnden beri tanrlar dostluk ve bar iindedirler. "Demek ki Eros gentir, ama sadece gen deil, incedir de. Ne yazk ki, Homeros gibi bir air kp da, bu tanrnn inceliklerini anlatamam. Homeros, Ate'nin inceliinden bahseder ve (hi deilse ayaklarnn inceliinden) yle der; 'nceciktir ayaklar, yrrken topran stnde deil, insanlarn ba stnde yrr!' diyerek, bakn incelii nasl da elle tutulur hale getirmi; sert bir yerde deil, yumuak bir yerde yrdn belirtmi. Biz de Eros'un inceliini anlatmak iin ayn areye bavuralm. O, ne toprak stnde yrr ne de pek yle yumuak olmayan kafalar stnde; yrd ve oturduu yer, dnyann en yumuak yeridir; nk o, sarayn tanrlarn ve insanlarn ilerinde, ruhlarnda kurmutur. Hem yle her ruha da yerlemez hani; birinin iinde kabalk grd m kaar gider, ancak, incelik buldu mu kalr. Eros, her zaman yumuak eylerin en yumuaklar iinde dolat iin, kendisi de ister istemez incenin incesidir. "Demek ki Eros, tanrlarn en genci, en zarifidir. stelik, onun akc bir varlk olduunu da unutmayalm. yle olmasa, her eyi saramazd; kat olsa, ruhlarn iine hi grnmeden nasl girip, kabilirdi? zndeki uyukanln ve girginliin en iyi belirtisi, onun gzellii deil midir? Herkes dnebildii en stn gzellii onda grr, nk irkinlikle sevgi atma halindedir. Teninin gzellii de, bu tanrnn hep iekler arasnda dolamasndan gelir; ruhta ya da bedende, nerede olursa olsun Eros, iek amayan yere uramaz; nerede iekli, gzel kokulu bir yer varsa, oraya yerleir. "Tanrnn gzellii stne ama syleyeceimi syledim, daha pek ok ey de sylenebilir. Bundan sonra sevginin erdemleri gelir. "En nemlisi, sevginin ne hakszlk etmesi ne de hakszla uramasdr. Ne ona bir tanr hakszlk edebilir, ne o bir tanrya; ne bir insan, ona hakszlk edebilir, ne de o bir insana. Sevginin bana ne gelirse gelsin zorla gelmez, sevgi ne yaparsa yapsn zorla yapmaz; nk, insan, gnlden isteyerek onun emrine girer. 'Devletin kralieleri olan kanunlarn' doru bulduu da, gnl rzasyla yaplan anlamalardr. "Sevgi, yalnzca adil olmakla kalmaz, en ll varlk da odur. ll olmak, zevklerin, arzularn dizginlerini elde tutmaktr. Hibir zevk de, sevgiden stn deildir. Madem daha aa olan zevkler ve arzular sevgiye boyun eer ve madem onlara boyun ediren de sevgidir; bundan, sevginin ne kadar stn bir ls olduu anlalr. "Cesaret konusuna gelince; Eros ile Ares bile boy lemez, nk Eros, Ares'e tutulmu deil, Ares, sevgiye tutulmutur. Gelenee gre Ares'tir Aphrodite'ye vurulan. Vurulan deil, vuran kuvvetlidir; yiitler yiidini avucuna alan, elbette herkesten daha yiit olacakr. "Bylece, tanrnn hakl, ll ve cesur olduunu belirtmi olduk. imdi bilgi ynn ele alalm. Hibir tarafn eksik brakmamamz gerekir. nce, Eryksimakhos'un yapt gibi, ben de kendi sanatma sayg gstererek tanrnn byk bir air olduunu syleyeceim; stelik o kadar usta bir airdir ki, diledii insan air yapabilir. Sevgi, insan avucuna ald m, 'bir nefes, iirden yoksun da olsa' o insan air kesilir. Buna dayanarak diyebiliriz ki, btn sanat alanlarnda Eros, her yaratnn yaratcsdr, nk bir kimse kendinde olmayan, kendi bilmediini, bakasna nasl verebilir, nasl retebilir? Dahas var; btn canllarn yaratlmasnda sevginin payn kim inkr edebilir? Onun marifetiyle doup, gelimiyor mu btn canllar? Zanaat ustalarna gelince; ancak ondan ders alanlar ykselip dnyaya n salmyor mu? Eros'un elinden gemeyense glgede kalmyor mu? phesiz, ok atma, hekimlik, bilicilik Apollon'un bululardr, ama bunlar arzu ve sevgi yolu ile bulmutur. Demek ki, o da Eros'un radr ve belki de yine Eros'tur Musalar'a mzii, Hephaistos'a demir dvmeyi, Athena'ya kuma dokumay, Zeus'a da 'tanrlar ve insanlar ynetmeyi' reten. Eros, ortaya ktktan sonra deil midir ki tanrlar arasndaki karmaa bir dzene girdi? Besbelli gzellik ie kart (nk, sevgi, irkinlikle badamaz). Oysa ki, balarken de sylediim gibi, daha nceleri, her ey kaderin elinde olduu iin tanrlar arasnda ne korkun eyler olurmu! Bu tanr dounca, tanrlar arasnda da, insanlar arasnda da gzellikler sevilerek, hep iyi eyler olmu.

"te Phaidros, benim dnceme gre Eros'un kendisi, ilkin her eyden daha gzel, her eyden daha iyidir, sonra da bakalar iin gzelliklerin ve iyiliklerin kaynadr. Ona neler borlu olduumuzu bir msra ile sylemek geldi iimden: nsanlar barr, deniz durulur, Rzgr diner, Bir uykudur iner dertler stne. "Odur iimizden yabanclk duygularn silip, yerine yaknlk duygularn getiren. imdi bizim yaptmz gibi btn toplantlar ona borluyuz. Odur bizi bayramlarda, korolarda, kurbanlarda bir araya toplayan. Kaynamay salar ve yabanlla izin vermez. Bizi iyilie dost, ktle dman eder. yilikte cmerttir. Bilgeleri kendine hayran eder, tanrlar artr. Sizde yoksa peine dersiniz, varsa bir hazine gibi stne titrersiniz. Rahatln, keyfin, zerafetin, cazibenin, tutkularn kayna hep odur. yiliklere koar, ktlklerden kaar. Didinmelerimiz, korkularmz, tutkularmzda, szlerimizde bize klavuzluk eder. En iyi yardmcmz, kurtarcmz odur. O kurar tanrlarn ve insanlarn dzenini. Her lml, nderlerin en iyisi bu gzel tanrnn ardndan giderek onu vmeli, onun tanrlar ve insanlar byleyen trksne katlmaldr. "te Phaidros, szlerimde hafiflikle ciddilii ll bir ekilde kartrmamaya alarak, tanrya benim sunduum vg budur." Agathon'un szleri bitince, herkes delikanly alklam ve bylece onun hem kendine, hem tanrya layk bir ekilde konutuu kabul edilmi. Derken, Sokrates, Eryksimakhos'a bakarak: "Grdn m Akumenosolu," demi, "Demin ben korkulmayacak bir eyden mi korkmutum? Agathon'un parlak bir konuma ile benim bam derde sokacan sylerken haksz mymm?" Eryksimakhos: "Haklymsn," der, "Agathon'un iyi konuacan bildin, ama senin bann derde gireceini sanmam." "Nasl bam derde girmez iki gzm; bu kadar gzel, bu kadar zengin bir nutuktan sonra kim sz alr da skmaz? Her sylediinde ayr bir gzellik vard. Hele sonundaki o szler, o cmleler! Onlar kim dinler de, vurulmaz? Bu kadar gzel szlerin yanna bile yaklaamayacam o kadar iyi biliyorum ki, bir yolunu bulsam neredeyse utancmdan kaacam. Agathon, bana ylesine Georgias' hatrlatt ki, Homeros'un Gorgo zerine anlatt korkulara dtm. Agathon, szn bitirirken Gorgias'n, o yaman hatibin kafasn stme atacak, soluumu kesip, beni taa evirecek diye dm patlad. "O zaman anladm, ne glnmm; sizin sevgi vglerinize katlp sevgi bahsinde kendimi yaman sanrken, ben ki kim olursa olsun vmek nedir bilmem. Ne aptalmm! vmek, gerei sylemektir sanr; bununla mesele biter, geriye, doru bulduum szlerin en gzellerini seip en uygun ekilde bir araya getirmek kalr, derdim. Naslsa vmenin en doru yolunu biliyorum diye, gzel konuacama inanp, bbrlenirdim. Ama yle grnyor ki vgnn gzeli byle olmuyormu. vlecek eye en gzel, en byk deerleri vermek, bunlarn gerekten doru olup olmadna bakmamak gerekirmi. Yalan, doru; oras nemli deilmi. Meer biz una karar vermiiz; her birimiz Eros'u ver gibi yapacak, ama kimse onu gerekten vmeyecek. Bu yzden, gerekte btn yaptmz, ne gzellik varsa, hepsini zorla sevgiye mal etmek, onun byk olduunu, ok byk eylere yol atn sylemek ve -bylece onu bilenlere deil de bilmeyenlere- varlklarn en gzeli, en iyisi, diye tantmak. Byle bir vgnn parlaklna diyecek yok, ama sizinle sevgiyi vmeye giriirken byle olaca aklmdan bile gememiti. 'Dilimin verdii szden aklmn haberi yokmul' Haydi hoakaln, ben vgnn bylesinde yokum, zaten beceremem. Ama isterseniz kendi bildiim gibi konuaym, sizinle sz yarna girip gln olmadan, gerek olan ne varsa onu syleyeyim. Benim yapabileceim, iimden geldii gibi, szlerimin srasna, dzenine bakmadan, sevgi stne gerei sylemektir. Sen syle Phaidros, byle bir konumann burada yeri var m, yok mu?"

Phaidros da, tekiler de diledii gibi konumasn sylemiler. "yleyse Phaidros, izin ver de Agathon'a baz eyler soraym. Onunla iyice anlamadan konumak istemiyorum." "Haydi, sana izin, sor." Bunun zerine Sokrates, sze balam: "Evet sevgili Agathon, sze gzel baladn sanrm. Sen nce Eros'un kim olduunu anlatmak, sonra neler yaptn ortaya koymak gerektiini sylemekte haklydn. Bu balangca hibir diyeceim yok. Peki, madem Eros'un kim olduunu bu kadar gzel, bu kadar parlak szlerle anlattn, unu da syle bize; Eros, kendiliinden bir bakasnn ya da bir baka eyin sevgisi midir; Eros, bir ana, baba sevgisi midir diye sormuyorum, byle bir soru gln olur, ama tut ki baba, baba olarak nedir diye dnsek ve ben de sana sorsam; baba, bir bakasnn babas mdr, yoksa deil midir? Ne cevap verirsin? ster istemez, baba, bir oulun veya bir kzn babasdr dersin deil mi?" "Elbette," demi Agathon. "Ana iin de yle demez misin?" Bunu da kabul etmi. "imdi bir eyler daha soraym da, ne demek istediimi daha iyi anla. Bir karde olmak, birinin kardei olmak deil midir? diye sorsam." "Evet, birinin kardei olmaktr, derim." "Bir erkek veya bir kz kardein kardei." "Evet." "imdi Eros iin ayn eyi dn ve syle; Eros, bir eyin sevgisi midir, yoksa deil midir?" "Elbette bir eyin sevgisi olacak." "Peki, bunu aklnda tut; Eros, bir eyin sevgisidir. unu da syle bakalm; sevgi, sevdii eyi arzular m, arzulamaz m?" "Arzular tabii." "nsann kendinde olan bir eyi arzulamas m, yoksa kendinde olmayan bir eyi arzulamas m mantkldr?" "Kendinde olmayan herhalde." "Herhaldeyi brak da, kesin olarak syle; arzulamak, bizde olmayan istemek midir, deil midir? Bizde olan bir eyi arzu eder miyiz, etmez miyiz? Bana yle geliyor ki, bunun baka trl olmas dnlemez. Sen ne dersin Agathon?" "Bana da yle geliyor." "Gzel. Gerekten, byk olan byk, gl olan gl olmay isteyebilir mi?" "Sylediklerimize gre isteyemez." "Demek, insan, kendinde var olan eylerden yoksun olamaz." "Doru." "Ya gl olan, gl olmay arzu ederse, evik olan, evik olmay, salam olan, salam olmay... yle ya, biri kar der ki, bunlar kendinde var olanlar ve ona benzer deerler bulunan kimse bu deerleri arzu da edebilir. Bir yanllk yapmamamz iin, bu nokta zerinde

duruyorum. Bir insan dn ki, Agathon, istese de, istemese de bu deerlere sahip. Bu insan kendinde olan bir eyi nasl arzu edebilir? Ama birisi bize diyebilir: 'Ben salamm, salam olmak da istiyorum, zenginim, zengin olmak da istiyorum demek ki bende olan arzu edebiliyorum.' Ona yle cevap verebiliriz: 'Be adam, sen zenginlii, sal, gc, gelecek iin istiyorsun, nk u an iin istesen de istemesen de bunlar sende var. Bende olan arzu ediyorum, dediin zaman, acaba demek istediin u olmasn: Bugn elimde olan yarn iin de arzuluyorum.' Bunu doru bulmaz m o adam? "Bulur." "Btn bu deerlerin ileride bizim olmasn, elimizde kalmasn istemek, henz elimize gememi bir eyi sevmek deil midir?" "yledir." "Demek, bu adam da her arzu eden gibi, henz elinde olmayan istiyor. Arzunun, sevginin arad, yoksun olduumuz ey deil midir?" "Evet." "Haydi yleyse, stnde anlatklarmz bir dnelim imdi. Birincisi, sevgi bir eyin sevgisi midir; ikincisi, sevgi henz bizde olmayan bir eyin sevgisi midir?" "Tamam." "stersen ben sana hatrlataym. Yanlmyorsam, tanrlar uzlatran gzellik sevgisidir, irkinlik sevgisi diye bir ey yoktur demitin deil mi?" "yle." "Ha yle, azna salk dostum! Demek, Eros, yalnz gzelliin sevgisidir, irkinliin deil." "Kabul." "Peki, sevmek, bizde olmayan istemektir demedik mi?" "Dedik." "yleyse, Eros, gzellikten yoksundur." "ster istemez." "yi ama, gzellikten yoksun bir eye sen gzel der misin?" "Diyemem elbette." "Byleyken, sen hl Eros'un gzel olduu dncesinde misin?" "Belki de demin konuurken ne sylediimi bilmiyordum." "Ama yine de parlakt konuman Agathon. Bir kk sorun daha var; iyi dediin ey, sence gzel midir?" "Bence yledir." "Madem Eros, gzellikten yoksundur, gzellik de iyilik olduuna gre; Eros, iyilikten de yoksundur." "Ben, seninle baa kamam Sokrates, dediin gibi olsun." "Senin baa kamadn, doruluk iki gzm, yoksa Sokrates'le baa kmak hi de zor deil." "Ama imdi seni rahat brakp, vaktiyle sevgi stne Matineia'l bir kadn olan Diotima ile konutuklarmza geleceim. Bu konuda ve daha birok konuda bilgili bir kadnd; vebaya kar

kestirdii kurbanlarla on sene Atinallar bu beladan korumutu. Eros stne ne biliyorsam, ondan rendim. Bu kadnn bana sylediklerini anlatmaya, Agathon'la giritiimiz yoldan yrmeye alacam; artk elimden ne kadar gelirse. Senin sylediin gibi, Agathon, Eros kimdir, nedir, nce onu anlamak, sonra da yapt ilere gemek gerekir. Bana en kolay gelen, size bu yabanc kadnn bana ynelttii sorular srasyla anlatmak. nk benim sylediklerim aa yukar imdi Agathon'un bana syledikleri oldu; Eros, byk bir tanrdr, gzelin sevgisidir. Kadn, sylediklerimi, benim imdi Agathon'a ileri srdm dncelerle rtt, kendi szlerimle sevginin ne iyi ne de gzel olduunu ortaya koydu." "Ne diyorsun Diotima?" dedim o zaman, "Demek, sevgi, irkin, kt bir ey." "ll konu," dedi, "Gzel olmayan, sence ister istemez irkin midir?" "Elbette." "Bilgin olmayan, mutlaka bilgisiz mi demektir? Bilginlikle, bilgisizliin bir ortas yok mu sence?" "O da neymi?" "nsan, hesabn vermeden de doru dnebilir. Buna bilgi diyebilir misin; diyemezsin, (nk, bilgi, manta dayanmad m, bilgi olmaz) bilgisizlik de diyemezsin, (nk, bilgi rastgele de olsa bilgisizlik saylmaz) demek ki bilmekle, bilmemek arasnda doru dnmek diye bir ey vardr." "Haklsn," dedim. "yleyse, gzel olmayan irkin, iyi olmayan ktdr deme. Eros da byle. Onun iin iyidir, gzeldir demediine gre, irkindir, ktdr de deme, ikisi aras bir ey olarak dn" "Evet, ama herkes Eros'u byk bir tanr sayyor." "Herkes dediin bilenler mi, bilmeyenler mi?" "Hepsi birden." "Nasl olur," dedi Diotima glerek, "Eros'u bir tanr bile saymayanlar, ona byk tanr diyebilirler mi?" "Onlar da kim?" "Biri sen, biri de ben." "Olur mu byle ey?" "Olur elbette. Sence btn tanrlar mutlu ve gzel deil midir? Onlardan birinin gzel ve mutlu olmadn sylemeye dilin varr m?" "Varmaz, Zeus hakk iin!" "Mutlu dediklerin, iyilie, gzellie varm olanlar deil mi?" "Elbette." "Ama demin dedin ki, Eros, iyi ve gzel eyler ister, nk onlardan yoksundur." "Evet, yle dedim." "yilii, gzellii olmayan, hi tanr olabilir mi?" "Olamaz gerekten." "Gryorsun ya, sen de onu tanr saymyorsun."

"Nedir yleyse sevgi? lml bir varlk m?" "Hi de deil." "Nedir yleyse." "Demin dedim ya, ikisi ortas, lml ile lmsz aras bir ey." "Evet, ama, ne?" "Byk bir cin, Sokrates, nk cin dediimiz, tanr ile insan aras bir varlktr." "Ne i grr bu cinler?" "nsanlardan tanrlara, tanrlardan insanlara haberler, szler gtrp getirirler, dileklerimizi, adaklarmz onlar ulatrr tanrlara, bize tanrlarn buyruklarn, kurbanlarmzn karln getirirler. Tanr ile insan arasndaki boluu dolduran cinler, bylece btnn btnln kurarlar. Onlardan gelir bilicilerin byk bilgisi, rahiplerin kurbanlar, kehanederi, fallar, byleri. Aslnda, tanr insana karmaz, bu cinler araya girerler ve uykuda olsun, uyankken olsun, tanrlarla insanlarn bulumalarn, konumalarn salarlar. Bunlardan habersiz bir kimse, iinde, sananda ne kadar da usta olursa olsun, bir sanat olarak kalr. Eros'un da aralarnda bulunduu bu cinler hem pek ok hem de eit eittir." "Peki," dedim, "Hangi anadan, hangi babadan gelmi?" "Uzun srer bunu sana anlatmas, ama bir deneyeyim. Aphrodite dnyaya geldii gn btn tanrlar bir lendeymi. Zek'nn olu Bolluk da aralarndaym. Yemekten sonra Yoksulluk, lenden payn istemeye gelmi, kapnn nnde durmu beklemi. Tanr erbeti ile sarho olan Bolluk (daha arap yokmu o zaman) Zeus'un bahelerine km ve bir yerde szm. aresizlik iinde yaayan Yoksulluk, Bolluk'tan bir ocuu olmasn istemi; gitmi, yanna yatm ve Eros'a gebe kalm, Aphrodite'in doduu gn ana karnna dt iin, Eros bu tanrnn kulu, yolda olmu. Aphrodite gzelmi, o da doutan gzele dknm. "Bolluk ve Yoksulluk'tan doan Eros'un talihi de ona gre olmu. Sevgi, her zaman yoksuldur; oklarnn sand gibi, hi de yle ince ve zarif deildir; tersine kabadr, pistir, evsiz barksz, yalnayaktr, akta, dada bayrda, kap nlerinde, yol kelerinde yatar kalkar. Ne yapsn, anasna ekmi, yoksulluktan kurtulamaz. Babasna eken taraf ile de hep gzelin, iyinin peindedir, yrekli, atlgan, dayankldr, yaman avcdr, hep tuzaklar kurar, fikirlere, bululara dkndr, mr kafa yormakla geer, bilicilikte, byclkte esizdir. Aslnda ne lml ne de lmszdr. Bakarsn, ayn gnde bolluk iinde yaar, birdenbire de lr, sonra yine babasnn tabiat gerei bir aresini bulup dirilir. Bir eyin eline gemesiyle, elinden kamas bir olur. Bu yzden Eros, hibir zaman ne yokluk ne de varlk iindedir. "Bilgi ve bilgisizliin de ortasndadr, nk, tanrlarn hibiri bilgi ile uramaz, bilgelie zenmez (nk, zaten bilgedir); bilgelie ermi bir insan da artk bilgi ile uramaz; bilgisizler de byledir; ne bilgi ile urarlar, ne bilge olmaya zenirler. Bilgisizlik neden ktdr? Cahil kii gzellikten, iyilikten, akldan yoksunken, hepsini kendisine toplam sanr da, ondan. Bir eyden yoksun olduunu bilmeyen kimse, ne diye kendinde olmayann peine dsn?" "Peki Diotima," dedim, "Bilgeler de, bilgisizler de dmezse, bilginin peine kimler der?" "Artk bunu ocuk da bilir; ikisi ortasnda olanlar der. Tabii Eros da bunlarn arasndadr. Bilgelik, en gzel eylerden biri; Eros da her gzelin sevgisi olduuna gre, ister istemez bilgelik dostu filozof oluyor. Byle olunca da, bilgelerle, bilgisizler arasnda yer alyor. Btn bunlar yaradlndan; her eyi bilen, her eyi bulan bir babas, ne bir ey bilen, ne de bir ey bulan bir annesi vardr. te, bu cin byle bir cindir sevgili Sokrates. Senin Eros stne yanl dncelere saplanm olman hi de alacak bir ey deil, nk senin sylediklerinden anladma gre, Eros'u seven deil, sevilen bir varlk saymsn. Onu o kadar gzel sanman da bu yzden

herhalde. Gerekten de sevilen gzeldir, incedir, en stn, en mutlu varlktr, ama sevenin z yle deil, imdi sana anlattm gibidir." "Peki yabanc," dedim, "yi sylyorsun, ama Eros bu dediin gibiyse, insanlara ne yarar dokunabilir?" "te Sokrates, imdi de sana bunu retmeye alacam. Artk, Eros, nereden gelmi, neymi biliyoruz. Senin dediin gibi de, Eros, gzel eylerin sevgisidir. Biri kp da bize, 'Gzel eyleri sevmek ne demektir?' Ya da daha ak olarak, 'Gzel eyleri seven, neyi sever?' diye sorsa." "Onlar elde etmeyi, derim." "Bu cevap, bir baka soruya yol aar. Gzel eyleri elde etti mi ne olur?" "Bu soruya ne cevap vereceimi pek bilmiyorum," dedim. "Peki, gzelin yerine iyiyi koyarsak! Syle Sokrates, iyi eyleri seven, neyi sever?" "Onlar elde etmeyi." "yi eyleri elde etti mi ne olur?" "Bu sefer cevap kolay; mutlu olur diyebilirim." "Evet, gerekten de, insanlar, kendilerini mutlu eden iyi eyleri elde ettikleri iin mutludur. Bundan sonra, mutlu olan, niye mutlu olmak istiyor diye sorulmaz artk." "Doru," dedim. "Peki, bu sevgi, bu istek btn insanlarda var m, hepsi her zaman iyi eyleri elde etmek isterler mi dersin?" "Bence hepsi ister," dedim. "Peki Sokrates, madem btn insanlar her zaman ayn eyleri sever, niin herkes sever demiyoruz da, kimisi sever, kimisi sevmez diyoruz?" "Buna ben de ayorum," dedim. "Hi ama. Sevginin bir trlsn almz ve btn hepsine ayn ad vermiiz, dierlerine de baka baka adlar takmz." "Nasl?" dedim. "yle; poiesis (yaratma) dediimiz ey ok genitir, biliyorsun; var olmayan bir eyi var etmenin her trlsne poiesis (yaratma) diyoruz; bylece, her sanatn yapt bir poiesis olduuna gre, yaratan da poietes olmaldr deil mi?" "Doru." "Ama btn yaratanlara poietes demiyoruz, baka baka isimler veriyoruz. Btn poz'eszs'in bir taraf alnm, yalnz mzik eliinde kafiyeli szlerle yaplan sanata btnn ad verilmitir; ite yalnz bu ie poiesis ve yalnz onu yapan airlere poietes diyoruz." "Doru." "Sevgi sz iin de byle. En geni anlamyla sevgi, her iyi olan ve bizi mutlu edeni arzulamaktr. Budur o byk, o her parmanda bir hner olan sevgi, ama insanlar bu arzuyu baka baka yollarla gerekletirirler; kimi alverile, kimi bedenini salamlatrmayla, kimi bilgisini geniletmeyle. Ama biz bu insanlara 'seven', hissettiklerine de 'sevgi' demiyoruz. Sevginin yalnz bir trlsne var gcyle sarlanlar, btne verilmi ad alyorlar; sevmek, sevgi, seven szleri yalnz onlar iin kullanlyor."

"Doru sylyorsun sanrm." "Sevmek, kendi yarsn aramaktr diyenler var, biliyorum, ama ben derim ki; sevmek, ne yarm aramaktr ne de btn, dostum, eer bu yarm, bu btn iyi eyler deilse. nsanlar, kt grdkleri yerlerini, kendi elleri, ayaklar olsa bile kesmeye raz olmuyorlar m? Demek ki insan mutlaka kendinden olan bir eye balanmaz, ama her iyi olan eyi kendimizden, her kt olan da yabanc sayarsak, o zaman baka. Her ne olursa olsun, insanlar iyiden bakasn sevmezler. Yoksa, sen byle dnmyor musun?" "Zeus korusun! Elbette yle dnyorum." "yleyse, insanlar sadece iyiyi sever diyebilir miyiz?" "Diyebiliriz." "ok iyi, ama insanlar iyiyi kendileri iin severler demek gerekmiyor mu?" "Gerekir." "Sadece bizim olsun demekle kalmazlar, her zaman bizim olsun derler." "Oras da yle." "Demek, ksacas sevmek, iyinin her zaman iin bizim olmasn istemektir." "ok doru." "Madem sevgi budur, o halde onun peine denlerin hangi ite, hangi yolda harcadklar emee, abaya sevgi diyebiliriz? Yaptklar hangi ie bu ad verebiliriz? Syleyebilir misin?" "Bunu syleyebilseydim, senin bilgine o kadar hayran olmazdm. Asl bunu renmek iin dtm senin peine." "Ben syleyeyim sana yleyse; ister beden olsun, ister ruh, sadece gzellik iinde dourmak." "Bu szn anlamak iin bilici olmal. Ben bilici deilim." "Peki, daha ak konuaym; btn insanlarda bedene ve ruha gre reme gc vardr. Bir yaa geldik mi, tabiatmz dourmak ister. Bu dourma, irkinlik iinde deil gzellik iinde olur. Erkekle kadnn birlemesi bir dourmadr ve tanrsaldr, nk reme, oalma, lml bir varln lmszln salamaktr. Byle bir i bozuk dzen iinde olamaz; irkin, tanr dzenine uymaz, gzelse uyar. Demek ki, gzellik de her doumda Moira, Eileithyia gibi hazr bulunur. te, onun iin yaratma gc ile dolu bir varlk gzele yanat m ferahlar, geniler, sevinten taar, dourur ve oalr. irkine de rastlad m tersine, kasvet basar iini, kanr, duraklar, bzlr, douracak yerde, iinde kalan yk tama derdine der. te, z ve bereketle imi bir varln, iindeki dayanlmaz doum sancsndan kurtulmak iin gzel olan her eye var gcyle atlmas bundandr. Demek ki Sokrates, Eros, senin sandn gibi gzelin sevgisi deilmi." "Nedir yleyse?" "Gzelliin iinde dourmak ve yaratmak." "Peki, yle diyelim." "yledir, baka trl olamaz. Neden dourma sevgisidir, nk dourma, sonsuzlua gtrr, lmly lmsz klar. yiyi isteyen ayn zamanda lmszl de istemek zorundadr, nk sevginin iyiyi bir an iin deil, her zaman iin istemek zorunda olduunda anlamtk. Kendi szlerimizden kan sonu; Eros, ister istemez lmszln sevgisidir." te, Diotima ile konumalarmdan sevgi stne aldm dersler bunlar. Bir gn dedi ki bana:

"Sence bu arzu, bu sevgi nereden geliyor Sokrates? Dourmak arzusu ile btn hayvanlarn tuhaf davranlarda bulunduklarn grmsndr; kanatls, drt ayakls neler eker sevgi yznden! nce iftlemek, sonra yavrularn beslemek iin. En zayf hayvanlar, yavrular uruna en kuvvetlilere kar koyar, canlarn verirler. Onlar yaasn diye kendileri alktan kvranr, her eye katlanrlar. Hadi, diyelim ki insanlar bu ii dnceyle yapyorlar, ama hayvanlara nereden geliyor dersin bylesine bir sevme gc?" "Bilmem," dedim. "Bunlar bilmeden sevgiden anlayacan m sanyorsun?" "Demin de syledim Diotima, ben renmeye ne kadar muhta olduumu bildiim iin geldim senin yanna. Bana, bunlarn sebebi neyse ve baka ne varsa sevgi stne, hepsini anlat." "Sevginin doas stne birok konuda anlatk. Bunlara inanyorsan, sorduum eye amamalsn. Biraz nce konutuumuz gibi, lml varlklar elinden geldii kadar sonsuz, lmsz olmaya alrlar. Bunun iin de yapabilecei bir tek ey vardr; dourmak, eskiyen bir varln yerine yenisini koymak. Bir insan iin, ocukluundan ihtiyarlna kadar hep kendi olarak kalyor deriz, oysa ki, hep ayn ad tasa da, hibir zaman ayn varlk deildir; salar, eti, kemii, kan, btn bedeni durmadan deiir; bir yandan yenilenir, bir yandan da lr. "Yalnz beden deil, ruh da deiir. Tabiat, huy, inanlar, arzular, zevkler, dertler, kayglar; bunlarn hibiri ayn kalmaz; biri lrken, bir yenisi doar. in en tuhaf, bilgilerimiz bile bir yandan doar, bir yandan lr, hibir zaman ayn kalmaz, bildiklerimiz hep deiir. Bilgi yitirildii iin, renme diye bir ey vardr. Unutmak, bilginin silinmesidir. renmek, gidenin yerine bir yenisini koymakla bilgiyi yaatr, bylece bilgi hi deimemi gibi grnr. Btn lml varlklar, bedeniyle, her eyiyle lmszle bu yoldan eriir. Bunun baka yolu da yoktur. Byle olunca artk neden btn canllar, yavrular stne bu kadar dyor diye arma. Btn o emekler, sevgiler hep lmszlk urunadr." Ben bu szleri duyunca aakaldm: "Ne diyorsun bilgin Diotima, gerekten byle mi bu?" O zaman Diotima, parlak bir sofist edasyla: "Bunu byle bil Sokrates," dedi, "nsanlardaki ykselme hrsna bir bak. Eer onu demin sylediklerime balamaz, insanlarn ' gelecek zamanlara lmez bir n brakalm' diye, nasl an, eref arzusuyla yanp tututuklarn dnmezsen, bu hrs ok sama gelir sana. ocuklarndan ok, bu gaye uruna her tehlikeyi gze alrlar, varlarn yoklarn harcar, her zorlua katlanr, lmeye bile raz olurlar. Eer aramzda hl yaayanlar, lmsz yiitlik hatralar brakmay istemeselerdi, Alkestis, Admetos iin lr, Akhilleus, Patrokles iin cann verir, sizin Kodros, krallk oullarna kalsn diye lme atlr myd! Hi inanma. Bence her insan iyi bir ad brakmak, lmsz bir yiitlik erefi kazanmak iin elinden ne geliyorsa yapar. Hem, ne kadar deerliyse, o kadar der bunun stne. Neden? lmszl sever de ondan. "Bedenlerinde bereket tayanlar, daha ok kadnlarn yolundan gider; onlarn sevme yolu, ocuk yetitirip, lmszl salamaktr. Adlarn yaatarak, gelecek btn zamanlarda mutlulua ereceklerini sanrlar, ama bir de ruhlarnda bereket olanlar vardr ki; onlar, bedenden ok daha bol verirler rnlerini. Nedir ruhun rnleri? Dnce ve daha ne varsa. Btn yaratc airler ve zanaatlarna yenilik getiren iiler bu ruhu bereketli insanlardr. Dncenin en gzel, en stn ekli, kk, byk insan topluluklarnn dzenini kuran dncelerdir. Buna da l ve doruluk derler. Bu insanlardan biri, ta gen yandan beri iinde bu deerlerin tohumunu bir tanr gibi tayorsa, olgunluk anda ruhu dourmak, yaratmak arzusu ile yanp tutuur. te asl o zaman hangi gzellik iinde douracan aratrr. Hibir zaman irkinlik iinde dourulmaz. Bu arzu ile ykl, olduka irkin bedenlerden ok, gzel bedenlere ynelir, onlar arasnda cmert, soylu bir ruha rastlad m, bu iki gzellie birden vurulur, byle bir varlk karsnda dili zlr ve ona erdemi, iyi insann nasl olacan, neler yapacan anlatr; ksacas, onu gelitirmeye

alr. Gzelle dp kalkma, ona oktan beri ruhunda tad tohumu gelitirmek, filizlendirmek imknn verir; yannda, uzanda hep onu dnr, aralarnda doan birlik, baba ile ocuklar arasndaki badan, sevgiden ok daha stn, ok daha kuvvetlidir, nk her ikisi, daha gzel, daha lmez varlklar yaratmak zere birlemilerdir. Homeros'a, Hesiodos'a ve dier byk airlerden kime baksan, byle varlklar yaratmay, ocuk yetitirmekten stn grrler. Onlarn brakt lmsz ocuklar kim kskanmaz? Lykurgos'un Lakedaimon'da brakt ocuklar bir dn! O ocuklar Lakedaimon'u, hatta btn Yunanistan' kurtarm. Sizin aranzda da Solon'u ycelten, yaratt kanunlardr. ster Yunanllar, ister yabanclar arasnda, nerede olursa olsun her kim gzel eserler ve deerler yarattysa dillere destan olmu, bu ocuklar, babalar iin tapnaklar yaptrmtr. Bedenden doan ocuklarn hangisi bunu yaprabilmi? "Sokrates, bunlar sevginin senin de ulaabilecein srlardr. Bu srlarn en ycesine, hatta daha da tesine, dncesi doru yolda olann ulaabilecei son duraa bilmem sen eriebilir misin? Ne biliyorsam anlatp senden oraya ulaabilmen iin hibir ey esirgemeyeceim. Peim sra gel, gelebilirsen. "Dinle beni imdi; bu srlara, yol boyunca ermek isteyenin daha gen yanda gzel bedenleri aramas gerekir. Onu yola koyan, doru yola koymusa, ilkin bir tek insan sever ve ona syleyecek gzel szler bulur, sonra anlar ki bu bedende grd gzellik, baka bedenlerdekinin kardeidir; grnteki gzellii arayanlar iin btn bedenlerdeki gzellii bir tek ey saymamak delilik olur. Bunu iyice anlaynca, btn gzel bedenleri sever, bir tekine olsun dknl kalmaz ve byle bir dknl kmser, hie sayar. Bundan sonra yapaca ey, ruh gzelliini beden gzelliinden stn grmektir. Deerli bir ruh, bedendeki prlts snk de olsa, sevgisini coturmaya, ona kendini verip genlerin ykselmesi iin sylenecek en gzel dnceleri bulmaya ve dourmaya yeterli olmaktr; davran ve huylardaki gzellii grerek, hepsinin birbirinin kardei olduunu anlayarak, beden gzelliine nem vermemeyi renecektir; uralardan bilgiye geerek, onun gzelliklerini tadarak. Gzleri bylece daha geni bir gzele erdii zaman, bir delikanlnn, herhangi bir adamn, u veya bu davrann kulu klesi olup, incir ekirdei doldurmayan laflar etmeyecektir. "nne serilen engin gzellik denizinin gzellii ve grkemi karsnda szler ve sonsuz bilgi zleminin yaratt engin dncelerle dolacak, ite o zaman gc kuvveti arttka artacak, bir tek bilgiye, imdi anlatacam gzelin bilgisine erecektir. "imdi can kulayla dinle beni: Sevginin imdi vardmz yerine kadar giden adam, btn gzel eyleri birbiri ard sra ve doru olarak grdkten sonra, sevgilerin sonuna ulaarak, birdenbire esiz bir gzellikle, gzelliin z ile kar karya gelir. te, buna varmak iindir btn emekleri. Bu gzellik artk hep vardr; doumsuz, lmsz, artmaz, eksilmez bir gzelliktir; bir bakma gzel, bir bakma irkin; bugn gzel, yarn irkin, una gre gzel, buna gre irkin, bir yerde gzel, bir yerde irkin, kiminin gznde gzel, kiminin gznde irkin bir gzellik deildir. Kendini bir yzde, elde, ayakta, bedene bal hibir eyde gstermeyecek, ne bir sz olacak, ne bir bilgi, ne bir canlda, ne baka belirli bir varlkta bulunmayacak, ne yerde, ne de gkte, hibir yerde olmayacak, ama kendi bana, kendi ile bir btn olarak var olacak bir gzelliktir. Btn gzellikler ondan pay alr; kendisi, onlarn parlayp snmeleriyle ne artar, ne eksilir ne de deiiklie urar. Demek ki insan, doru dncelerle genlik sevdasnn sayesinde dnya gereklerinin stne kt m o gzellii grmeye balar. O zaman, artk neredeyse sevginin yce srlarna ermitir. Sevgi konusunda ister tek bana, ister bir klavuzla ilerleyebilecein doru yol budur. Bu dnyann gzelliklerinden balayacaksn, hi durmadan, basamak basamak yce gzellie yceleceksin; bir gzel bedenden ikisine, ikisinden, btn gzel bedenlere, sonra gzel bedenlerden gzel ilere, gzel ilerden gzel bilgilere, gzel bilgilerden de, sonunda bir tek bilgiye varacaksn; bu bilgi de, o tek bana var olan salt gzellie varmaktan, gerek gzelliin zn tanmaktan baka bir ey deildir. "nsann salt gzellikle kar karya geldii an yok mu sevgili Sokrates, ite yalnz o an iin insan hayat yaanmaya deer!" dedi Mantineia'l yabanc kadn. "Gnn birinde onu grrsen, hie sayarsn artk altnlar, ssleri psleri; imdi akln bandan alan o gzel ocuklar,

delikanllar; hep yanlarnda kalmak, yzlerine bakmak iin seni de herkes gibi yemekten, imekten eden sevgilileri. Dn bir kere; insan, gzellii her eyden arnm, katksz olarak bir grebilse! nsann tenine, bedenine, rengine, daha bir sr vr zvrna bulanm gzellii deil, biricik grntsyle tanrsal gzelliini! Byle bir gzellie gzlerini kaldrp, doru bir yolla ona bakmann, onun yannda olmann yolunu bulan birinin hayat deersiz olabilir mi? Grnrdeki gzellie bakarak, orada erdemin, ideallerin deil, -nk ideallerle ilikisi yokturama gerekliin -nk, gereklikle iliki iindedir- douu iin bir frsat olduunu anlamayabilirsin. Yalnz gerek erdemi yaratan ve besleyen tanrnn sevdii bir insan olabilir, yalnz o insanlar arasnda bir insann erebilecei lmszle erer." "te, Diotima bunlar syledi bana sevgili Phaidros, sevgili dostlarm. nandm sylediklerine. Ben de herkesi inandrmak istiyorum ki, bu nimete ulamak iin insan, kolay kolay kendine Eros'tan daha iyi yardmc bulamaz. te, bunun iin bence sevgiyi batac etmek herkesin boynunun borcudur. Ben kendi hesabma sevgi ilerine ok nem veririm, onlar i edinmiimdir kendime. Bakalarnn da i edinmesini isterim. Her zamanki gibi, bugn de elimden geldii kadar Eros'un gcn kudretini vyorum. Benim syleyeceklerim bunlar Phaidros. Szlerime bir vg m dersin, baka bir isim mi verirsin, oras senin bilecein bir ey." Sokrates konumasn bitirince herkes onu tebrik etmi, ama Aristophanes, Sokrates'in, bir szyle kendisine ta attn ileri srerek konumaya kalkm, tam o srada avlunun kaps vurulmu ve dardan bir alay sarhola, algc kadnn grltl sesleri gelmi. "ocuklar!" diye barm Agathon, "Bakn, kimdir gelen. Tandklarsa, ieri aln, yoksa, 'kiyi bitirdik, yatyoruz,' deyin." Az sonra, avluda fena halde sarho olduu anlalan Alkibiades'in bas bas bard duyulmu: "Agathon nerede? Agathon'un yanna gtrn beni!" O zaman Alkibiades'i ieri getirmiler, algc kadna ve yanndakilere yaslanarak, kapnn nnde duruyormu. Banda sarmak ve menekeden rlm bir elenk ve trl trl eritler varm. Kapdan barm: "Selam dostlar! ok imi bir adamla imeye var msnz? Yoksa, Agathon'a bir elenk takp gidelim mi? Asl onun iin geldik. Dn gelemedim, ama ite imdi bamda eritlerle geldim; onlar kendi bamdan karp bu bilgili, bu gzel insann bana takacam. Glyorsunuz bana deil mi sarhoum diye? Gln glebildiiniz kadar. Dorusu budur; bunu bilir, bunu sylerim. Haydi, syleyin yahu! Gireyim mi, girmeyeyim mi bu halimle? Benimle imeye var msnz, yok musunuz?" Hep bir azdan bara ara Alkibiades'i selamlamlar, ieri girip bir tarafa uzanmasn istemiler. Agathon da kendisini buyur etmi. Alkibiades, ahbaplarnn kollarnda ilerlemi, ama Agathon'a takaca eritleri zmeye yle dalm ki, burnunun dibinde Sokrates'in oturduunu grmeden, Agathon'la Sokrates'in arasna oturmu. Sokrates biraz yana ekilmi, oturabilsin diye. Alkibiades, oturur oturmaz Agathon'u kucaklam ve bana eritleri takm. "ocuklar," demi Agathon, "Alkibiades'in sandallarn karn da, kii olalm u sedirde." Alkibiades de: "Evet ya!" demi, "Ama ncmz kim oluyor?" Dnp baknca Sokrates'i grm. Grmesiyle, gerisingeri frlamas bir olmu: "mdat Herakles! Bama gelen! Bu Sokrates'in ta kendisi! Yine tuzak kurdun bana deil mi? Her zamanki gibi, yine hi beklemediim bir yerde karma ktn? Ne iin var senin burada?

Aristophanes gibi gln ve akac birisinin yanna oturacak yerde, bir yolunu bulup meclisteki en gzel adamn yanna oturmusun." Sokrates de: "Agathon, beni korumaya al!" demi, "Bu adamn sevgisi bamda dert. Onu sevdim seveli baka bir delikanlya bakamaz, kimseyle konuamaz oldum. Hemen kskanr, kprr, olmayacak eyler yapar, azna geleni syler, beni bir dvmedii kalr. Gzkulak ol da, imdi gene aztmasn. Aramz bulmaya al; stme saldrrsa, beni koru. dm patlyor delice sevgisinden, azgnlndan." "Seninle barmak m? Asla; cm bir baka zaman alrm senden, Agathon, sen imdilik u eritlerden ver de, bu adamn deerli kafasna takaym. Sonra kr bana, sana elenk taktm da, ona takmadm diye, szleriyle yermedik insan brakmam. Sen geen gn bir tek zafer kazandn, o ise tanrnn her gn zafer iici." Bunlar sylerken, Alkibiades, eritleri Sokrates'in bana takm ve sedire uzanm. "Hey, dostlar!" demi uzanr uzanmaz, "Pek ayk duruyorsunuz. Gevemeyin byle, iin bakalm. Hep birlikte ieceiz demedik mi? Gereince iesiniz diye, iki datlmasn stme alyorum. Kocaman bir kse getirt bana Agathon, varsa. Ama dur, istemem, getir olum u buz anan!" Sekiz k o t r y l ' d e n ^ fazla alrd grd anak. Alkibiades, onu doldurtup, dibine kadar imi, sonra da Sokrates iin bir daha doldurtmu. "Doldur," demi, "Sokrates'e bir tuzak kuruyorum sanmayn. O, ne kadar ierse isin, sarho olmaz." Uak ana doldurmu, Sokrates de imi. O zaman Eryksimakhos: "Ne yapacaz Alkibiades?" diye sormu, "Konumadan, trk sylemeden, hep iecek miyiz byle, susam insanlar gibi?" "Selam sana Eryksimakhos," demi Alkibiades, "Babalarn en akllsnn, en iyisinin en iyi olu." "Sana da selam. Ama ne yapacaz, onu syle." "Ne buyurursan. Senin szn dinlerim ister istemez, 'nk bir hekim tek bana birok insana bedeldir', yap de yapalm." "Dinle yleyse. Sen gelmeden nce, soldan saa srayla Eros stne konumaya, Eros'a en gzel vgleri dzmeye zeniyorduk. Hepimiz konutuk. Sen madem ieceini itin ve daha konumadn, sra sende, konu bakalm. Szn bitirince, Sokrates'e dilediin konuyu verirsin, sonra herkes yanndakiyle devam eder." "Gzel bu sylediklerin Eryksimakhos, gzel, ama sarho bir insan ayk kafallarla sz yarna sokmak hakszlk olur. Hem, sen inandn m bu mbarek Sokrates'in demin dediklerine! Onun szlerinin tam tersi dorudur! ster tanr olsun, ister insan, onun yannda kendinden baka birini vmeye kalkarsam, saldrr stme." Sokrates: "Azn topla!" demi. "Poseidon adna, sen ne dersen de. Senin karnda senden bakasn vmem ben." "yi ya, peki," demi Eryksimakhos, "Sokrates'in vgsn yap yleyse."

"Ne dedin Eryksimakhos? Bir temiz veyim mi bu adam sahi... stne atlp, herkesin nnde alaym m cm?" "Bak una," demi Sokrates, "Nedir zorun senin? Beni kepaze ederek mi veceksin, nedir niyetin?" "Niyetim, doruyu sylemek. Raz msn? Dn." "Doruyu syleyeceksen, sadece izin vermekle kalmam, seni konumaya zorlarm." "Hi merak etme. yle yapalm; doruyu sylemezsem, dilediin yerde szm kes, yalan sylyorsun de bana. Bile bile yalan syleyecek deilim ya. Ama iyi hatrlamadm iin baz eyleri kartrrsam, hi ama. Senin bunca tuhaflklarn bir rpda rahata sayp dkmek kolay deil bu halimle. "Ben, Sokrates'i vmek iin dostlarm, baz benzetmelere bavuracam. Alay ettiimi sanacak Sokrates, ama bu benzetmeleri alay etmek iin deil, doruyu gstermek iin kullanacam. lkin, bu adam Silen heykellerine benzeteceim. Hani, u heykel dkknlarnda grlen ddkl, kavall Silenlere. Bu silenler ortadan ikiye ayrlr ve ilerinden kk kk tanr heykelleri kar. Ya da seni Satyr Marsyas'a da benzetebilirim. Ayn bu Silenler gibisin Sokrates. Yalan m? Daha baka benzerlikler de var aranzda. Bir defa, her eyle saygszca alay edersin; doru deil mi? Deil dersen, tanklar getiririm. Kaval almasn bilmez misin? yle bir alarsn ki, Marsyas hi kalr yannda. nk, o, kamlardan nefes kuvvetiyle kard seslerle bylyordu insanlar. Ho, bugnk kavalclarn yapt da pek farkl deil, Olympos bile Marsyas'tan rendii havalar alar. Bu havalar ister iyi alnsn, ister kt, tanrdan gelme olduklar iin insanlar byler, srlara ve tanrlara erimek istei verirler. Seni Marsyas'tan tek ayran ey, algsz, kavalsz, ayn eyi sadece szlerle yapmandr. Ne kadar sz ustas olsa da bir bakas konusa, syledikleri hibirimizin ilgisini ekmez. Ama sen konutun mu yahut senin szlerini kt bir szcden bile duysak, kadn, erkek, oluk ocuk duraklar, kulak kesilir, kendimizden geeriz. "Ben, kendi hesabma dostlarm, size zil zurna sarho grnmekten korkmasam, bu adamn szleriyle ne hallere dtm ve hl nasl dmekte olduumu anlar, inanmazsanz yeminler ederdim. Onu her dinleyiimde yreim yerinden oynar, Korybantlardan^ beter olurum, szleri gzlerimi yaartr. Nice insanlarn da benim hissettiklerimi hissettiklerini grdm. Perikles'i ve baka nice byk hatipleri dinledim. Szlerini beendim beenmesine, ama hibir zaman byle hallere dmedim, hibiri iimi byle allak bullak etmedi, hibiri, klelik zincirleri iinde yaadm hissettirmedi bana. Bu Marsyas' dinledikten sonra, ka defa 'hayat imdiki yaadm gibi yaamamalym,' dedim kendi kendime. Bunlara yalan diyemezsin Sokrates. imdi yine seni dinleyecek olsam, szlerine dayanamayp ayn duygulara kaplrm. ster istemez sylediklerine hak verip, bunca eksiklerim varken kendimi brakp, Atina'nn ileriyle urayorum. Onun iin, kendimi Silenlerden korur gibi, kulaklarm tkayp, bu adamn ayak ucunda mr boyu oturup kalmayaym diye ondan bucak bucak kayorum. Yalnz, bu adamn karsnda kimsenin benim byle bir ey hissettiime inanmayaca bir duygu daha var; bir insandan utanma duygusu. Benim utandm tek insan odur, nk biliyorum ki onun yap dediklerini yapmamak iin hakl sebepler gstermek elimden gelmiyor, ama onun yanndan uzaklar uzaklamaz, kalabalklardan alk toplama hevesine kaplyorum. Bu yzden, kaak bir kle gibi ondan kayor, onu her grdmde verdiim szlerden utanyorum. ok defa insanlar arasndan ekilip gitmesini candan dilediim bile olmutur. Ama byle bir ey olsa, duyacam acnn bin beter olacan da biliyorum. Ksacas, bu bamn belas adamla ne yapacam bilmiyorum. "te, bu Satyr ald havalarda daha biroklar gibi, beni de bu hallere drd. Ama baka ynleri de var bu adamn; dinleyin, ne alacak bir gce sahip olduunu siz de greceksiniz. unu bilin ki, onu hibiriniz tanmyorsunuz, ama ben size onun ne olduunu gstereceim. Bilirsiniz ki, Sokrates, gzel delikanllara dkndr, hep onlarn peinde gezer, onlar grd m kendinden geer. Bir de u var; bir ey bilmez, bir eyden anlamaz gibi grnr. Silenler de aynen byle deil midir? nk btn bunlar, Silen heykelinde olduu gibi, onun d grndr. ini

ap baktnz m, ne zengin bir akl hazinesidir, aarsnz akamc dostlarm! Aldanmayn, istediiniz kadar gzel olsun, umrunda deildir, aklnzn alamayaca kadar hor grr gzellii. stediiniz kadar zengin olun, isterseniz kimsenin arayp da bulamad ana hrete konun, btn bunlar onun gznde hitir, bizler birer hiiz. Evet, evet, size sylyorum. Byleyken, btn vaktini bir ocuk saflyla, onunla bununla akalaarak geirir. Ama bir de ciddileir, Silen'in iini aarsa, ne tanr yzleri kar ortaya! Bilmem gren var m iinizde. Ben grdm. Ne tanrlardr bunlar bir bilseniz! Batan baa altn, gzellikleri akl almaz... Bunlar grnce, 'Sokrates ne derse yaparm' dedim. "Onu benim genliime, gzelliime gerekten tutkun sandm ve bunu, talihin bana verdii byk bir frsat bildim. Biraz yz verirsem, 'Sokrates, bana her bildiini retir,' dedim; parlak delikanllma yle gveniyordum ki! Bu dnceyle, yannda hep bir uakla bulunma detinden vazgetim. Ua gnderip onunla ba baa kaldm. Burada her eyi size aka sylemeliyim. yi dinleyin, sen de Sokrates; szlerimde yalan varsa, dzelt. Dediim gibi dostlar, Sokrates'le ba baa kaldm. ok gemez, sevenlerin yalnz kalnca sevgililerine sylediklerini o da bana syler diye dnp seviniyordum, ama beklediim gibi olmad. Benimle her zamanki gibi konutu, gn bitince de kalkp gitti. Bunun zerine, birlikte idman yapalm dedim; bu yolla onu elde edeceimi sanyordum. Yanmzda kimseler yokken idmanlar yaptk, gretik, ama inanr msnz, gene hibir ey elde edemedim. Byle de olmaynca, 'bu adama kar zor kullanaym, baladm ite gevemeyeyim, bakalm sonu neye varacak,' dedim. Sevgilisine kavumak isteyen biri gibi, onu akam yemeine ardm. Hi de can atmad gelmeye, ama zamanla yola girdi. lk geldiinde, yemek yer yemez gitmek istedi. Alkoymaya utandm. Bir baka sefer ona yeni bir tuzak kurdum; yemekten sonra ge vakte kadar lafa tuttum, gidecei zaman da, ge oldu diye kalmaya zorladm. "Yanmda, yemek yedii sedirde yatt; odada bizden baka kimseler yoktu... Buraya kadar iyi, ho, kime olsa anlatabileceim eyler. Bundan sonrasn benim azmdan duyamazdnz, eer atasznn dedii gibi, ' arap insana -ocuk olsun olmasn- doruyu syletmeseydi'. Hem Sokrates'i vmeye balamken, onun esiz bir tarafn gizlersem, hakszlk etmi olurum. Kald ki, ben ylan sokmu bir adam gibiyim. Bama gelenleri ancak ylan sokmulara anlatabilirim, ancak onlar benim halimden anlayarak, acdan ileri geri syleyip, yaptklarm hogrebilir. stelik beni sokan ylandan beter, soktuu yer de, insann en fazla acyan yeri... Yrek mi, ruh mu, ne derseniz deyin ona, beni oramdan soktu bu felsefe ylan. Bu ylann szleri, mayas bozuk olmayan krpe bir ruhu soktu mu, engerek zehirlerinden beter iler iine; syletmedii, yaptrmad kalmaz ona... te, Phaidroslar, Agathonlar, Pausaniaslar, Aristodemoslar, hatta Aristophanesler (Sokrates'i saymyorum bile) ve daha niceleri, sizler hep felsefe delisi olmu, Bakkhalar gibi ileden kmsnz. Sizlerin nnde her eyi syleyebilirim; o zamanki yaptklarm ve bugnk sylediklerimi hogrebilirsiniz. Hizmetkrlara ve aranzdaki pimemi, kaba ruhlara gelince, onlar kulaklarn demir kaplarla kapasnlar! "te o zaman dostlar, klar sndrp, hizmetkrlar ekilince Sokrates'e artk dndm aka sylemenin zaman geldi dedim. Drterek sordum: 'Uyuyor musun Sokrates?' 'Yok daha uyumuyorum?' 'Ne dnyorum biliyor musun?' 'Ne dnyorsun?' 'Beni sevmeye layk tek adam sensin. Ama iini dkemiyorsun bana, biliyorum. ayet senin gnln yapmazsam, ayrca param, dostlarm, varm, youmu emrine koymazsam aptal sayarm kendimi. Benim gzmde en stn olan ey, yetimek, daha iyi bir insan olmaktr. Bunun iin de senden iyi bir klavuz arasam da bulamam. Senin gibi bir insandan kap aklllarn gznde kk dmektense, varsn kafasz bir sr insan sana kendimi verdim diye beni ayplasn!' "Bunlar duyunca, Sokrates, her zamanki alayc, dobra konumasyla:

'Sevgili Alkibiades, benim iin sylediklerin doruysa ve gerekte, bende seni iyi etme gc varsa, giritiin ite yaya kalmayacaa benzersin. Anlalan, senin beden gzelliinin ok stnde byk bir gzellik gryorsun bende. Bundan tr benimle alverie girmek, gzellik verip, gzellik almak istiyorsun, bu ite kendi kazancnn benimkinden ok fazla olacan dnyorsun. Gzelliini verip, kendine gzellik almakla, altna kar bakr vermi olacaksn. Ama iki gzm, biraz daha dn, benim hiliimi bir deer sanm olabilirsin. Dncenin gz ne zaman iyi grmeye balar? Gzler keskinliini kaybedince. Senin o hale gelmene daha ok var.' "Ama benim dndklerim neyse, sylediklerim de aynsdr. Sana da, bana da en uygun olan hangisidir, onu artk sen bul." 'Bunu iyi syledin. lerisi iin dnrz. Bu ite de, baka ilerde de, ikimiz iin en uygun neyse onu bulur, yaparz.' "Bu szleri duyunca, attm ok cierine iledi sandm. Bir laf daha sylemesine meydan vermeden, kalkp kendi rtm onun stne attm; mevsim kt, bu adamn eski psk abas altna girdim, bu insanst varla sarlp, btn gece yannda yattm. Bunlara yalan diyemezsin Sokrates. Ne kadar yanatmsa, ne yaptmsa bouna; adam hi sarslmad, hep yukardan, kmseyerek, alay ederek bakt genliime, gzelliime. Ben de bir ey sanyordum bu gzellii. yle sanmakta hakl mym, deil miyim? Sizler yarg olun da syleyin Sokrates'in burnunun ne kadar havalarda olduunu! unu da bilmi olun ki, tanrlar zerine yemin ederim, btn bir gece Sokrates'in yannda yattm ve kalktm zaman, bir babann, bir aabeyin yannda yatm gibiydim. "O geceden sonra iimden geenleri kestirebilirsiniz; bir yandan kendimi kk dm gryor, bir yandan da bu adamn iradesindeki lye, gce ayordum. Ondaki dnce derinliinin, ondaki nefsini yenme gcnn bir adamda bulunabileceini aklmdan geiremezdim. Byle olunca, ne kzabiliyor, ne vazgeebiliyor ne de bir yolunu bulup onu batan karabiliyordum. Biliyordum ki, onu para ile avlamak, Aias' klla yaralamaktan zordur. Ona ileyebileceini sandm tek gcm de hie saymt. Ne yapacam bilmiyor, bu adama, hibir klenin efendisine balanamayaca kadar balanm dolanp duruyordum. "Bu olup bitenlerden sonra, birlikte Potideia seferine gittik. Yediimiz, itiimiz ayr gitmedi orada. Yorgunlua katlanmada yalnz beni deil, herkesi geiyordu. Sava zaman yollarmz kesilip de, yiyeceksiz kaldmzda, ala kar onun kadar dayankl deildim. Bollua kavuunca da, yalnz o bilirdi ikinin de, her eyin de tadn karmasn. kiye pek yle dkn deildir, ama zorladlar m herkesten ok o ier. in alacak taraf da u ki, hi kimse Sokrates'i sarho grmemitir. Eminim ki biraz sonra bunu size ispat edecek. Karaka kar (oralarda k korkuntur, bilirsiniz) Sokrates'in dayanma gc inanlmazd. Drt bir yann buz kestii bir gnd, kimse dar kamyor, kanlar da stne bana olmayacak eyler rtyor, ayaklarna keeler, kuzu postlar saryordu. O gn, her zamanki klyla Sokrates buzlar stnde yalnayak, ayaklar sargl askerlerden daha rahat yryordu. O kadar ki, askerler, kendilerine meydan okuyor sanarak ierlediler ve yan yan bakmaya baladlar ona. "Bu konu stne syleyeceklerim bu kadar. 'Gelelim bu mert adamn neler ettiine, neler ektiine.' Ayn seferde anlatmaya deer bir ey daha oldu. Sokrates afaktan beri dnceye dalm, olduu yerde kalakalmt. Aradn bulamad iin bir trl oradan ayrlamyor, ayakta dnp duruyordu. le oldu; askerler ona bakyor ve akn akn, Sokrates'in sabahtan beri ayakta dalp dndn birbirlerine fsldyorlard. Akam olunca, askerlerden bazlar yemeklerini yedikten sonra, yataklarn adrdan dar kardlar; mevsim yaz olduu iin ak havada yatp, Sokrates'in btn gece hep yle durup durmayacan grmek istediler. Sokrates, olduu yerde ertesi sabah gn aarncaya kadar kald, sonra da gnee dua ederek oradan ayrld. "imdi isterseniz savalardaki Sokrates'e gelelim. Burada da yine hakkn vermeli. O benim yiitlik nian aldm sava yok mu; bu adam olmasa, o savatan sa kamazdm; yaralydm, yanmdan ayrlmad; silahlarm da beni de o tad. O zaman, Sokrates, komutanlardan yiitlik

niann sana vermelerini istemitim. Bunda da yalann var diyemezsin. Ama admn hatrna nian kendi yerine benim almam sen komutanlardan daha ok istedin. Delion bozgunundan sonra ordumuz kaarken Sokrates'i grmeliydiniz dostlar! Yolum dt, yanndan getim; ben at srtndaydm, o ise srtnda ar silahlar tayordu. Btn askerlerimiz tabana kuvvet kaarken, o Lakhes'le birlikte ar ar geri ekiliyordu. Onlar grr grmez, "Korkmayn, sizi brakmam," dedim. Orada, Sokrates'i Potideia savanda daha yakndan grme frsat buldum; at stnde olduum iin, ben daha az tehlikedeydim. lk grdm u oldu: Sokrates, Lakhes'ten ok daha soukkanlyd. Sonra, baktm burada nasl yrrse, orada da yle yryor. Aristophanes, senin dediin gibi ' gsn gere gere, bakn gezdir e gezdire', dostu da, dman da ayn rahat gzlerle szyor. Onu uzaktan yakndan her grene, bu adama atlmaz, yaman korur kendini dedirtiyordu. Bylelikle o da, yanndaki de rahata ilerliyordu. Savata byle davrananlara kimse saldrmaz, daha ok, kaanlarn peine derler. "Sokrates'i vmek iin baka neler, ne alacak eyler anlatlabilir! Ama baka ilerde belki onun kadar vlecek insanlar bulunur, ama onun asl hayran olunacak taraf, ne gemite ne de zamanmzda Sokrates'e benzer bir tek insan gsterilememesidir. Akhilleus'un kim olduunu dnrsek, ona Brasidas' ve daha bakalarn benzetebiliriz; Perikles'in benzeri olarak da Nestor, Antenor ve daha niceleri gsterilebilir. Herkese bir e bulabilirsiniz, ama ne kadar ararsanz arayn bu adam, davranlarndaki, szlerindeki aykrlklar, eski, yeni kimselere benzetemezsiniz. Onu ve szlerini insanlara deil, olsa olsa, dediim gibi, Satyrlere, Silenlere benzetebilirsiniz. Szlerini diyorum, nk balarken unuttum sylemeyi; onun szleri, tpk atka alan, heykellerin iinden heykeller kan Silenlere benzer. Onu dinlemeye balaynca, szleri ilkin abuk sabuk gelir insana. Kelimeleriyle, cmleleri dardan alayc bir Satyr postuna brnr; semerli eeklerden, kazanclardan, arklardan, dericilerden bahseder, hep ayn kelimelerle ayn eyleri syler gibi gelir; cahili, budalas, onun szlerini alaya almaya kalkarlar, ama bu szleri bir de ap ilerine bakarsanz, ne manal, ne dolu szler olduklarn ve hepsinin, ileri en yce erdemlerle dolu tanr szlerine benzediklerini grrsnz. Adam olmak isteyen herkes, bu szlerde tutaca yolu, varabilecei en yksek amac ve her eyi bulabilir. "te dostlar, ben bunlarla vyorum Sokrates'i. Beenmediim tarafna gelince; bana ettiklerini anlatrken, ona da deinmi oldum. O, yalnz bana yapmad bunu, Glaukon'un olu Kharmides'e, Diokles'in olu Euthydemos'a ve daha nicelerine yapt ayn eyi. Onlar da seviyormu gibi grnp, aldat, sevecei yerde, kendini sevdirdi. Bunlar iyi dinle Agathon, seni de aldatmasn bu adam. Benim bama gelenleri gr de kendini korumasn bil; ' ocuk de kalka byr' derler, bari sen dmeden by!" Alkibiades bunlar syleyince, Sokrates'e tutkunluunu bu kadar aka ortaya koymasna herkes kahkahalarla glm. Sokrates: "Hi de sarhoa benzemiyorsun Alkibiades," demi, "Yoksa, asl sylemek istediini bu kadar incelikle, bu kadar ustaca evirip evirmelerle gizleyemezdin. Yalnz, szlerinin sonunda baklay azndan karr gibi oldun. Oysa ki istediin, Agathon'la benim aram amakt; istiyorsun ki, ben yalnz seni seveyim, Agathon'u da senden baka seven olmasn. Ama bu dolap kimsenin gznden kamad. Btn o Satyr, Silen hikayeleriyle nereye varmak istediin anlald. Aman sevgili Agathon, biz byle bir oyuna gelmeyelim, gzn drt a, kimse aramz amasn." Agathon: "Sahi, yle Sokrates," demi, "Doru olabilir sylediin. Aramza gelip yatndan da anlalyor bizi ayrmak istedii. Ama bouna! imdi kalkar senin yanna gelirim." "Ha yle," demi Sokrates, "Gel, yle sa yanma uzan." "Ey Zeus! Nedir bu adamdan ektiklerim!" diye barm Alkibiades, "Btn zoru nerede olsa beni ezmek. Bari brak da mbarek adam, Agathon, ikimizin arasna gelsin."

Sokrates: "Olmaz," demi, "Sen, beni vdn, ben de imdi samda kim varsa onu veceim. Agathon, soluma gelirse, ben onu vmeden, o, beni bir daha vecek deil ya. Brak da bu delikanly veyim, kskanma. Onu vmeyi canm yle istiyor ki!" "Yaa, yaa!" diye barm Agathon, "Burada duramam Alkibiades, yerimi deitirmeliyim ki, Sokrates beni vsn." "te, hep byle olur," demi Alkibiades, "Sokrates'in olduu yerde, ondan bakas gzel delikanllara yanaamaz. Bakn yine Agathon'u yanna ekmek iin nasl bir sebep uyduruverdi, hem de herkesin hakl bulaca bir sebep." Agathon, Sokrates'in yanna gitmek zere yerinden kalkarken, bir sr sarho kaplara dayanm, tam o srada dar kan birinin kt kapdan ieri dalm, sedirlere yerlemiler, ortal bir grltdr sarm. Artk dzen mzen kalmam, itike imiler. Aristodemos'un anlattna gre, Eryksimakhos, Phaidros ve daha biroklar kalkm gitmiler. Kendisi de uyuyakalm. O mevsimde geceler uzun olduu iin bir hayli uyumu. Sabaha kar, horozlar terken uyanp bir de bakm ki, kimi uyuyor, kimi gitmi; yalnz Agathon, Aristophanes ve Sokrates uyumam, kocaman bir kseyi soldan saa dolatrp iiyorlarm. Sokrates konuuyormu, ama bu konumay Aristodemos pek hatrlamyordu; hem balangcn karm hem de uyku sersemiymi, ama konumann z uymu; dediine gre Sokrates, Agathon'la, Aristophane s'i, ayn kiinin hem komedya hem de tragedya yazabileceine ikna ediyor, onlar ise balarn sallyor, ama uykular geldii iin pek dinlemiyorlarm. lkin Aristophanes uyumu, sonra da gn aarnca Agathon. Sokrates, ikisini de uyuttuktan sonra kalkp gitmi. Aristodemos da, her zamanki gibi peine dm. Sokrates, Lykeion'a gidip ykanm, o gn, her gnk gibi geirmi, sonra da akama doru evine gitmi, yatm.

DPNOTLAR Sokrates ( 470/469- 399): Felsefi dnceyi insana ve insan eylemlerine ynelten eski Yunan filozof. Yazl hibir yapt brakmam, rencilerinin, zellikle de Platon'un metinlerinde betimlenen kiiliiyle tannm ve kendisinden sonraki felsefeyi derinden etkilemitir. Eski Yunanl filozof Pythagoras'n ( 5. yy.) grleri evresinde olumu yar dinsel ve mistik eilimli felsefe okulu. Evrenin temel ilkesinin say olduu gryle nldr. t-J Eski Yunan'da 5. yzyln ikinci yarsndan 4. yzyln balarna dein para karl felsefe reten gezgin felsefeciler. Sofist szc Yunanca sophos (bilge, zeki, becerikli) szcnden gelir. Sofistlerin en nls Protogoras'tr. Atinal devlet adam Solon'un yan sra Pythagoras, Sokrates ve Platon da sofistler iinde yer alr. Sofistlerin grleri konusunda en nemli kaynak Platon'un diyaloglardr. ^ Retorik: Gzel sz syleme sana. Herakleitos (d. 540-. 480): Atei evrendeki dzenin temel maddi ilkesi sayan kozmolojisiyle nl Eski Yunanl filozof. Herakleitos'a gre logos'un (us) en nemli davurumlarndan biri kartlar arasndaki balantyd. Antiphon ( 480-411): Atinal hatip ve devlet adam. Retorii bir meslek olarak uygulamtr. Homeros (. 9. ya da 8. yy): Eski Yunan'n en byk destanlar lyada ve Odysseia'y yazd kabul edilen yazar. Karl Popper (1902-?): Avusturya asll ngiliz dnr. Bilginin zihinsel deneyimden kaynaklandn ileri srmtr. William Shakespeare (1564-1616): ngiliz air ve oyun yazar. Tiyatronun amacn Hamlet'in szleriyle, "doaya ayna tutmak" olarak grm, insan doasndaki her trl duygu ve atmay belleklerde yer edecek szck ve imgelerle yanstmtr. Btn dnyann gelmi gemi en byk oyun yazar olarak kabul edilir. [10] \ y c r n e r Heisenberg (1901-1976): 1925'te kuvantum mekaniinin matris biimini gelitiren Alman fiziki ve felsefeci. Bu buluuyla 1932'de Nobel fizik dln almtr. Asl nn 1927'de yaymlad belirsizlik ilkesine borlu olan Heisenberg, felsefi almalarn da bu ilkeye dayandrmtr. J Gerolamo Cardano (1501-1576): Tifsn ilk klinik tanmn veren ve Ars magna Byk Sanat; (1545) adl kitab cebir tarihinin temel talarndan biri olan talyan hekim, matematiki ve astrolog. ' Cari Friedrich Gauss (1777-1855): Arkhimedes ve Newton'un yan sra matematik tarihinin en byk birka adndan biri olarak kabul edilen Alman matematiki. [13] Bernhard Riemann (1826-1866): Geometri ve matematiksel zmleme alanlarndaki nemli bulular 20. yzyl matematiini derinden etkileyen Alman matematiki.

DPNOTLAR Burada bir kelime oyunu var; "Agathon", Yunanca "iyilerin" anlamna gelir. [21 "Hymnos": Tanrlar ve kahramanlar onuruna kitara eliinde sylenen vg. "Paianlar": Tanr Apollon'u vmek amacyla flt eliinde koroyla sylenen ark. Bilgelerin ve kahramanlarn ldkten sonra gtkleri dnlen, dnyann batsndaki adalar. Pausanias ad 'susmak' fiilinden tremi bir isimdir. ^ Bir titan; Atlas'n, Prometheus'un ve Epimethus'un babas. ^ Ananke: Kaderin zorlayc gc. ki litreden fazla. Tanra Kybele'nin rahipleri vcutlarn kamlayarak ayin yaparlard.

You might also like