You are on page 1of 456

Yl: 3 Say: 5

Ocak Haziran 2010

HKMET YURDU
Dnce - Yorum
Sosyal Bilimler Aratrma Dergisi

Mehmet Azimli : Uhut Sava Etrafnda Baz Mlahazalar H. Suphi Erdem : Dil, nerme ve Gereklik - I -Wittgenstein Balamnda Bir Deerlendirme zcan Tac : nsan Ahirete Hazrlayan Dnya Hayatnn ki nemli Enstrman : Oyun ve Elence Kazm Yolda: Ahmet Yesevinin Divan- Hikmetinde Hz. Muhammed Sevgisi Abdurrahman Kasapolu: nsan likilerinde nemli Bir Kuran lkesi: Ktl yilikle Savmak Abdurrahman Kasapolu : Allahnsan likisi Asndan Muhabbet / Sevgi Olgusu brahim Kaplan: Erken Dnem MslmanHristiyan Polemik Gelenei Hasan Arslan : Dinle lgili Dnce, Tanm ve Alglamalar Ramazan Kamilolu: Trk Kltrnde Ezan ve Makamlar Nihat Akbyk - brahim Grc: Trkiyede Mevsimlik Tarm ilii: Sorunlar ve zm nerileri Yaar Trkben: Descartesn Ahlak ve Mutluluk Anlay Soner Duman: Modern Hukukta Kyas-Yorum likisinin slam Hukuku Asndan Deerlendirilmesi Mustafa Gven : Kurann Anlalmasnda Mteabihat Problemi ve Tevil Kassem Toueir / Nurettin Gemici: Kurann Bak Asyla ehirlerin Planlamas Nishi Shah / Sleyman Aydn: Kantsalclk in Yeni Bir ddia Anthony R. Booth / Sleyman Aydn: Pragmaclk in Yeni Bir ddia mam Matridi / Yksel Macit: Dinde Zorlama Yoktur hvan- Safa / Hamdi Onay: Olu ve Bozulu stne Musa Kazm / Hulusi Arslan : Kelam Kitaplarnn asrn htiyalarna Gre Dzeltilmesi Muhammed Abduh / Ali Duman : Bat Medeniyeti Nasl Bulmu Dafl-Fnun Edebiyat ubesi Mdr Hakk / Ali Duman: slam Halifelii Yusuf Ziya (Yrkan) / Mustafa Bulut : eyh Shreverdinin Felsefesi Gltekin Erolu Kitap Tantm Halis Demir Kitap Tantm Ertan Altunrende Kitap Tantm

MAM-I AZAM EBU HANFE D. 80 / 699 V. 150 / 767

HKMET YURDU
Dnce Yorum Sosyal Bilimler Aratrma Dergisi
ISSN: 1308-6944 Hikmet Yurdu, Yl: 3, S.5 (Ocak-Haziran 2010) www.hikmetyurdu.com

HKMET YURDU
DNCE-YORUM
Sosyal Bilimler Aratrma Dergisi Hakemli Bilimsel Dergi

ISSN: 1308-6944
mtiyaz Sahibi Ali Duman Yaz leri Abdurrahman Kasapolu-Mustafa Bulut-brahim Kaplan-brahim Grc Editr Ali Duman Editr Yardmclar Abdurrahman Kasapolu A. Faruk Sinanolu Hakk Karaahin Redaksiyon Abdurrahman Kasapolu-brahim Kaplan-Hulusi Arslan-Mustafa Bozkurt-Hakk KaraahinAdnan Arslanta-Sleyman Aydn-Hasan Arslan-Mustafa Bulut Yayn Kurulu Prof. Dr. Mesut Aydn, Prof. Dr. Recep Gne, Prof. Dr. Abit Bulut, Prof. Dr. Mehmet Karagz, Do. Dr. A. Faruk Sinanolu, Do. Dr. Hulusi Arslan, Do. Dr. Yusuf Benli, Do. Dr. Abdurrahman Kasapolu, Yrd. Do. Dr. Ali Duman, Raportr brahim Kaplan-Msutafa Bozkurt Danmanlar Kurulu
Ankara niv: Prof. Dr. Murtaza Korlaeli, Prof. Dr. amil Dac, Prof. Dr. Nusret am, Prof. Dr. aban Ali Dzgn, Prof. Dr. Recep Kl, Atatrk niversitesi: Prof. Dr. Niyazi Usta, Prof. Dr. Arif Yldrm, Prof. Dr. Ali Rafet zkan, Prof. Dr. Ali Erolu, Do. Dr. Osman Elmal; Erciyes niv: Prof. Dr. Harun Gngr, Prof. Dr. H. Yunus Apaydn, Prof. Dr. Mustafa nal, Do. Dr. kr Selim Has; Frat niv : Prof. Dr. Temel Yeilyurt, Prof. Dr. uayip zdemir, Prof. Dr. Mehmet Solyald, Do. Dr. Sami Kl, Do. Dr. smail Erdoan, Do. Dr. Mehmet Atalan, Do Dr. Yahya Keskin, Do. Dr. Gyaseddin Arslan; nn niv.: Prof. Dr. Mesut Aydn, Prof. Dr. Salim Che, Prof. Dr. H. Bayram Kamazolu, Prof. Dr. Sezgin Kzlelik, Prof. Dr. Hasan Kavruk, Prof. Dr. Recep Gne, Prof. Dr. Sebahattin Arba, Prof. Dr. Abit Bulut, Prof. Dr. Abdullah Korkmaz, Prof. Dr. Mehmet Tikici, Prof. Dr. Mehmet Karagz, Prof. Dr. Saffet Sancakl, Do. Dr. Zlfikar Durmu, Do. Dr. Yusuf Benli, Do. Dr. A. Faruk Sinanolu, Do. Dr. Mustafa Arslan, Do. Dr. Hulusi Arslan, Do. Dr. Abdurrahman Kasapolu, Do. Dr. Hsniye Canbay Tatar, Do. Dr. Celal akan, Do. Dr. Bilal Altay, Do. Dr. Kazm Yolda, Yrd. Do. Dr. Zekeriya alkan, Yrd. Do. Dr. Ali Duman, Seluk niv.: Prof. Dr. Mustafa Uzunpostalc, Prof. Dr. Hseyin Tekin Gkmenolu, Prof. Dr. Orhan eker; Prof. Dr. Saffet Kse, Prof. Dr. Ahmet Yaman, Do. Dr. Abdlkerim Bahadr, Prof. Dr.Cem Kozlu; stanbul niversitesi: Prof. Dr. Abdlaziz Bayndr, 19 Mays niversitesi: Prof. Dr. Nihat Dalgn, Cumhuriyet niv: Prof. Dr. Ali Akpnar, Do. Dr. Mustafa Doan Karacokun, St mam niv.: Prof. Dr. Hsn Ezber Bodur, Prof. Dr. Kemal Atik, Do. Kadir Evgin; Nide niversitesi: Prof. Dr. Remzi Kl, Prof. Dr. Nazm Hikmet Polat, Do. Dr. Abitter zulucan; Eskiehir niversitesi: Do. Dr. Hseyin Aydn, Adyaman niv : Prof. Dr. Mustafa Gndz; Yrd. Do. Dr. Recep zman, Yrd. Do. Dr. Fuat anc, Yrd. Do. Dr. Bekir Kocada; 100. Yl niversitesi: Do. Dr. Mehmet nal

Yazma Adresi Ali Duman, nn niversitesi lahiyat Fakltesi44069 Kamps / Malatya e-posta: aduman@hikmetyurdu.com
Dergi eriini PDF olarak bilgisayarnz indirmek iin tklayn

HKMET YURDU
Dnce Yorum Sosyal Bilimler Aratrma Dergisi
ISSN: 1308-6944 www.hikmetyurdu.com

indekiler
Uhut Sava Etrafnda Baz Mlahazalar / Mehmet Azimli ................................ ................................ .11 Dil, nerme Ve Gereklik I :-Wittgenstein Balamnda Bir Deerlendirme- / S. Erdem...............19 nsan Ahirete Hazrlayan Dnya Hayatnn ki nemli Enstrman: Oyun (Lab) Ve Elence (Lehv) / zcan Tac ................................ ................................ ................................ ................................ .41 Ahmed Yesevnin Divan-I Hikmetinde Hz. Muhammed Sevgisi / Kazm Yolda ........................59 nsan likilerinde nemli Bir Kuran lkesi: Ktl yilikle Savmak / A. Kasapolu .........81 Allah-nsan likisi Asndan Muhabbet / Sevgi Olgusu/ A. Kasapolu ................................ ...103 Erken Dnem Mslman-Hristiyan Polemik Gelenei / . Kaplan................................ .................155 Trkiyede Mevsimlik Tarm ilii: Sorunlar Ve zm nerileri / N.Akbyk-.Grc.....189 Trk Kltrnde Ezan Ve Makamlar/ R. Kamilolu ................................ ................................ .........221 Descartesn Ahlk Ve Mutluluk Anlay / Yaar Trkben ................................ .............................. 239 Dinle lgili Dnce, Tanm Ve Alglamalar / Hasan Arslan ................................ ............................251 Modern Hukukta Kyas Yorum likisiNin slam Hukuku Asndan Deerlendirilmesi / Soner Duman ................................ ................................ ................................ ................................ ..........271 Kurnn Anlalmasnda Mtebihat Problemi Ve Tevil / M. Gven ........ HATA! YER ARET TANIMLANMAMI. Kurann Bak Asyla ehirlerin Planlanmas am- erifin nasnda Fkh Ve Snnetin Tesiri / K. Toueir-N. Gemici ................................ ................................ ................................ .................323 Kantsalclk in Yeni Bir ddia / N. Shah-S. Aydn ................................ ................................ ...........343 Pragmaclk in Yeni Bir ddia / A. R. Booth - S. Aydn................................ ................................ .....369 Tevilatul-Kurandan rnek Metin / Matridi - Y. Macit ................................ ................................ .377 Olu Ve Bozulu zerine / hvan- Safa - H. Onay ................................ ................................ ..............379 Bat, Medeniyeti Nasl Bulmu? / M. Abduh - Ali Duman................................ ................................ .389

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Kelam Kitaplarnn Asrn htiyalarna Gre Dzeltilmesi Ve Yazm, Mslmanlar Arasndaki Farkl Mezheplerin Birletirilmesi, Medreselerdeki Eitim-retimin Islah / Musa KazmHulusi Arslan ................................ ................................ ................................ ................................ ......... 393 slam Halifelii / Hakk - Ali Duman ................................ ................................ ................................ .... 409 eyh Suhreverdinin Felsefesi / Yusuf Ziya - M. Bulut ................................ ................................ ...... 417 Kitap Tantm / G. Erolu................................ ................................ ................................ ........................ 433 Kitap Tantm / H. Demir ................................ ................................ ................................ ........................ 437 Kitap Tantm / . Altunrende ................................ ................................ ................................ ................ 447 Say Hakemleri ................................ ................................ ................................ ................................ ........... 455

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

HKMET YURDU
Dnce Yorum Sosyal Bilimler Aratrma Dergisi
ISSN: 1308-6944 www.hikmetyurdu.com

Hikmet Yurdu, Yl: 3, S.5 (Ocak-Haziran 2010), ss. 7-10

Editrden
Deerli Hikmet Yurdu okurlar, hikmet arayclar Yeni bir saymzla, yani 5. Saymzla karnzdayz. 4. Saymz olan mam Matridi ve Matridilik zel Saysnn ardndan, olduka hacimli ve dolu dolu bir say sizleri bekliyor. Bildiiniz gibi dergimiz alt ayda bir yaynlanan bir dergidir. Bu sebeple olacak bu yeni saymzda dergimize olduka fazla yaz geldi. ncelikle akademisyen dostlarmzn tevecchnden dolay, yaz gnderen tm yazarlarmza teekkr ediyoruz. Bu saymzda, on adet telif, be adet eviri, drt adet Osmanlcadan sadeletirme ve adet de kitap tantm yer almaktadr. Telif makalelerden ilki Do. Dr. Mehmet Azimlinin Uhut Sava Etrafnda Baz Mlahazalar baln tamaktadr. Azimli bu almasnda, Uhut Savan merkeze alarak sava ncesi ve sonras meydana geldii aktarlan baz olaylar tahlil etmektedir. Bir dier telif makale Do. Dr. H. Suphi Erdemin Dil, nerme ve Gereklik: Wittgenstein Balamnda Bir Deerlendirme balkl almasdr. Erdem, bu almasnda dil, dnce ve nesne erevesinde gerekliin mantksal statsn Wittgenstein balamnda tartmaktadr. Do. Dr. zcan Tac nsan Ahirete Hazrlayan Dnya Hayatnn ki nemli Enstrman: Oyun (Lab) ve Elence (Lehv) adl makalesinde, Dnya hayat ancak bir oyun ve bir elencedir ayetinden hareketle, Mslmanlarn bu ayeti yorumlaylarn ve Kurann bu ayetle kastnn ne olduunu tahlil etmektedir. Do. Dr. Kazm Yolda Ahmed Yesevnin Divan- Hikmetinde Hz. Muhammed Sevgisi adl makalesiyle beinci saymza katk salam. Ahmet Yesevnin Divan- Hikmet adl kitabnda anlatlan Hz. Muhammed sevgisini yazsna konu edinmi.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Editrden

Do. Dr. Abdurrahman Kasapolu, nsan likilerinde nemli Bir Kuran lkesi: Ktl yilikle Savmak adl makalesinde Kurann ahlk alanndaki hedeflerinden biri olan ktl iyilikle savma tutumunun, kiiliinin bir paras haline getirebilmi insanlar yetitirebilmek olduunu iddia etmekte, bu tutumun mkafatnn ahret mutluluunu ulamak olduunu tespit etmektedir. Do. Dr. Abdurrahman Kasapolunun bir makalesi Allahnsan likisi Asndan Muhabbet / Sevgi Olgusu adn tamaktadr. B makalede Kasapolu, Kuranda Allah ile kul arasndaki sevgi ilikisini konu edinen yetleri incelemekte, din bakmdan kendi kiiliini deerlendiren, subjektif olarak gzlemeyen bir insann, Allah ne kadar sevdiini kendi amellerine bakarak nemli lde belirleyebileceini ileri srmektedir. Yrd. Do. Dr. brahim Kaplan Erken Dnem MslmanHristiyan Polemik Gelenei adl, Erken Dnem Mslman-Hristiyan Teolojik likileri adl doktora tezinden yararlanarak gelitirdii makalesini, 29 Haziran-1 Temmuz 2009 tarihlerinde Samsunda yaplan XIV. Kelam Anabilim Dallar Koordinasyon Toplants ve Kelamclara Gre Kurandaki Dier Dinler Sempozyumunda Tebli olarak sunmutur. almada, Mslman-Hristiyan teolojik tartmalarnn nasl ve hangi etkenlerle ortaya kt, olaylar, ahslar ve reddiye tr eserler incelenerek konunun arka plan ortaya konulmaya allm; Mslmanlarla Hristiyanlar arasndaki teolojik tartmalar sistematik olarak sunulmutur. Yrd. Do. Dr. Nihat Akbyk ve Dr. brahim Grcnn birlikte yazdklar Trkiyede Mevsimlik Tarm ilii: Sorunlar Ve zm nerileri adl makalede, Trk alma hayatnn en sorunlu kesimini oluturan mevsimlik tarm iilerinin kar karya kald sorunlar ele alnmakta ve bu sorunlarn nasl zlebilecei konusunda eitli neriler ileri srlmektedir. Yrd. Do. Dr. Ramazan Kamilolu, Trk Kltrnde Ezan Ve Makamlar adl makalesinde, Mslmanlarn ibadet etmek zere camiye davet eden ezann Trk kltr asndan nemini ortaya koymakta ve

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Editrden

hangi namaz vakitlerinde hangi makamlarda okunduunu tespit etmektedir. Yrd. Do. Dr. Yaar Trkbenin makalesi Descartesn Ahlk ve Mutluluk Anlay adn tamaktadr. almasnda, Descartesn mutluluu tam bir ruh memnunluu ve i honutluu olarak tanmladn belirten yazar, Descartesta ihtiras-mutluluk arasndaki ilikilerin yorumlanmas konusunu incelemektedir. Dr. Hasan Arslann makalesi Dinle lgili Dnce, Tanm ve Alglamalar adn tamaktadr. Gnmzde dinle ilgili ok eitli dnce tarif ve alglarn mevcut olduunu syleyen yazar, tanm ve alglamalarn genel olarak vahiy ekseni ve materyalist bir eksende yapldn belirtmektedir. Bu makalesinde de vahiy eksenli ve materyalist eksenli yaklamlar tahlil etmektedir. Soner Duman, Modern Hukukta Kyas Yorum likisinin slam Hukuku Asndan Deerlendirilmesi adl makalesinde, bir kanun hkmnde yer alan normun yorumlanmasnn, kanun koyucunun iradesini anlama ve uygulama asndan son derece nemli olduunu belirttikten sonra, kanun koyucunun iradesini kefetme ve uygulama konusunda nemli olan bir dier eyin de kanunun snrlarn belirlemek, yani bir kanunda yer alan hkmn o kanunda yer almayan baka bir olaya da uygulanmaya elverili olup olmadn sorgulamak olduunu syleyerek, bu ileme kyas denildiini bildirmektedir. Yazar bu almasnda hem modern hukuk hem de slam hukukunda kyas-yorum ilikisini incelemektedir. Dr. Mustafa Gvenin makalesi Kurnn Anlalmasnda Mtebihat Problemi Ve Tevil adn tamaktadr. Yazar bu makalesinde, Tefsir ilmi asndan ok byk nemi haiz olan muhkem, mteabih, tevil gibi kavramlar incelemektedir. Kassem Toueirin makalesini Kurann Bak Asyla ehirlerin Planlanmas am- erifin nasnda Fkh ve Snnetin Tesiri adyla Nurettin Gemici, Almancadan dilimize aktarm.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Editrden

10

Nishi Shahn makalesini Kantsalclk in Yeni Bir ddia adyla dilimize Yrd. Do. Dr. Sleyman Aydn aktarm. Yrd. Do. Dr. Sleyman Aydn, Anthony Robert Boothun makalesini Pragmaclk in Yeni Bir ddia adyla dilimize aktarmtr. Dr. Yksel Macit Tevilatul-Kurandan rnek Metin balkl yazsnda, mam Matridinin Tevilatl-Kuran adl tefsirindeki Bakara suresi 256. Ayeti yorumunu dilimize aktarmaktadr. Yrd. Do. Dr. Hamdi Onay hvan- Safann risalelerinde yer alan Olu Ve Bozulu zerine adl ksm Trkeye aktarm Yrd. Do. Ali Duman, Muhammed Abduhun, Mehmed Akif tarafndan dilimize evrilerek Srat- Mstakim mecmuasnda yaynlanm Bat, Medeniyeti Nasl Bulmu? adl yazsn sadeletirmi. Do. Dr. Hulusi Arslan, Mus Kzmn konumalarn yazan Eref Edibin Kelam Kitaplarnn Asrn htiyalarna Gre Dzeltilmesi ve Yazm, Mslmanlar Arasndaki Farkl Mezheplerin Birletirilmesi, Medreselerdeki Eitim-retimin Islah adl, Srat- Mstakim Mecmuasnda yaynlanm yazsn sadeletirerek dilimize aktarm. Yrd. Do. Dr. Ali Duman, Darl-Fnun- Osmani lahiyat ve Edebiyat ubeleri Mdr Hakknn slam Halifelii adl Srat- Mstakim Mecmuasnda yaynlanm yazsn sadeletirmi. Mustafa Bulut, Yusuf Ziyann eyh Suhreverdinin Felsefesi adl, Mihrab Dergisinde yaynlanm yazsn sadeletirmi. Dergimizin bu saynn son ksm kitap tantmlarndan olumakta. Ar. Gr Gltekin Erolu, braihmi Emirolunun Klasik Manta Giri kitabn tantrken, Dr. Halis Demir, Mehmet Azimlinin Bir Siyeri Farkl Okuma(k) Denemesi adl kitabn tantm. Lisans rencisi ahbettin Ertan Altunrende de, yine Mehmet Azimlinin Siyeri Farkl Okumak II adl kitabn tantm.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

HKMET YURDU
Dnce Yorum Sosyal Bilimler Aratrma Dergisi
ISSN: 1308-6944 www.hikmetyurdu.com

Hikmet Yurdu, Yl: 3, S.5 (Ocak-Haziran 2010), ss. 11-18

Uhut Sava Etrafnda Baz Mlahazalar


Do. Dr. Mehmet Azimli Dicle niversitesi lahiyat Fakltesi slam Tarihi Ana Bilim Dal mazimli@hotmail.com zet: Bu almamzda, Uhut Savan merkeze alarak sava ncesi ve sonras meydana geldii aktarlan baz olaylar tahlil etmek istiyoruz. Buradaki slubumuz Uhut Savan kronolojik olarak anlatmaktan te, sava erevesinde aktarlan bir ksm mbalaal anlatmlara deinmek ve deerlendirmektir. Bu erevede Uhut Sava ncesi ve sonras baz olaylar, savan sebebi gibi konulara deinilmektedir. Anahtar Kelimeler: Uhut Sava, Okular, ki. Abstract: Some Analysis n The Frame Of Uhuts Battle n this our article, we will search about some events before Uhuts Battle and after. n the here our methods not exposition. Our aim is evaluating some exaggerations in the frame of Uhuts Battle. n this frame is mentioned, events of before battle and after, cause of battle. Key Words: Uhuts Battle, Archery, Wet.

Giri
Bedir Sava Arabistanda ok etkisi yaratmt. Hz. Peygamber'in homojen olmayan ve hibir kabileye dayanmayan derleme bir ordu ile blgenin en saygn ve Araplar zerinde hakim gc Kureylileri nemli bir malubiyete uratmas aknlk yaratmt. Mekkeliler mthi bir itibar kaybna uramlard. En nemli ve etkin liderleri yok edilmiti. Mekkede adeta karizmatik hibir liderin kalmamas zerine Mekke liderliini Ebu Sufyan stlenmek durumunda kalmt. Ebu Sufyan Bedir Savann intikamn almak iin Medine meralarna saldrm bir kiiyi ldrmt.1 Mslmanlar, bu dnemde Mekkede ikence eken Mslmanlar kurtarmak iin baz almalar yaptlar. zel birlikler gnderip Mek-

Belazur, Ensabul-Eraf, Dmek, 1997, 365.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Do. Dr. Mehmet Azimli

12

kede hapsedilip ikence gren kimi Mslmanlar kurtardlar.2 Ayrca Mekkelilerin kervanlarn takip etmeyi srdrdler. Mekkelilerin ticaret yollar olan Kzldeniz yolunu deitirerek son bir mitle ters istikametten yani Medinenin dou tarafndan ama gnderdikleri bir kervan Karade Suyu banda basp ok ykl bir ganimet elde ettiler.3 Bu durum Mekkelileri ileden karm4 ve tekrar bir sava hazrla balamlard. nk artk am yolu tamamen kapanmt. Bedir Sava, Hz. Peygamber'in Medine iinde de konumunu glendirmi, Medineli Yahudiler, kendilerini, Hz. Peygamber ile antlamak zorunda hissetmilerdi. O gne kadar dmanlklarn iirlerle hakaret boyutlarnda srdren Medineli Yahudilerden bazlarna suikastlar dzenlendi. Bunlar insan onuruyla oynuyorlar, ar szlerle Mslmanlara ve elerine saldryorlard.5

Sava ncesi
Hz. Peygamber, Mekkelilerin Medine zerine yrd haberini alnca sahabe ile istiare neticesinde Uhut Meydannda Mrikleri karlamak zere yola kt. Yolda Abdullah b. bey yaklak 300 kiilik taraftar ile ordudan ayrld. Mazeret olarak Hz. Peygamber'in kendisini dinlemeyip genleri dinlediini syledi. Esasen bn bey ile Hz. Peygamber, sava taktii konusunda ayn dnce iindeydiler. kisi de dmann Medinede karlanmasn istiyorlard.6 Bu ok kan dklmemesine de vesile olacakt. Ancak sahabenin ounluunun gr byle olmaynca, Hz. Peygamber kendi grnden feragat etti. bn bey ise hala kendini slam ncesi Medinede kral gibi grmek istiyordu. Bunu: bana isyan etti, ocuklara itaat etti eklindeki tepkisinden anlyoruz. 7

bn Sad, et-Tabakatul-Kbra, Beyrut, 1985Sad 4 132 Belazur, 451. 4 Mahmut it Hattab, Komutan Peygamber, ev; Ahmet Araka, stanbul, 1988, 108. 5 Belazur, 450. 6 Taber, Tarihul-mem vel-Mlk, Beyrut, 1995, II, 59. 7 Taberi, ilgin bir ekilde aktard baka bir rivayette bn beyin dman darda karlanmas gerektii eklinde gr bildirdiini aktarr. Taberi, II, 60.
2 3

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

13

Uhud Sava Etrafnda Baz Mlahazalar

Bu arada kaynaklarda Mslmanlara Kaynukallarn 600 kii ile yardm etmek istedikleri Hz. Peygamber'in ise bunlar reddettii belirtilir.
8

Ancak Kaynukallarn Uhut Sava ncesi Medineden srld bilinen

bir gerektir. Bu anlamda byle bir teklifte bulunmalar mmkn deildir. Bu, muhtemelen Hz. Peygamber'e kar savamad iin Medinede braklan bir ksm Kaynukallarn teklifi olabilir ki, onun da saysnn bu kadar olmas mmkn deildir.9

Okularn Grev Yeri


Hz. Peygamber'in sava ncesi ordusunu konulandrrken, Kurey ordusu svarilerinin evirme yapp arkadan saldrabilecekleri endiesiyle, 50 okuyu grevlendirmiti. Bu okularn Uhut Da civarndaki Ayneyn Geidine bakan Okular tepesine yerletirildii aktarlr.10 Ancak bu tepede duran okularn geitten geecek olan svarileri engelleyemeyecek kadar uzakta olacaklar aikrdr. 11 Bu sebeple baz mellifler, muhtemelen okularn tepeye yakn konulanan ordunun arka tarafnda konulandrldklarn belirtmilerdir.12 Nitekim ilk kaynaklardan bn shak,
13

bn Hiam, 14 Taberi,15 Belazuri16 ve Vakdi de17 byle bir te-

peden bahsetmeksizin sadece Hz. Peygamber'in 50 okuyu Kureyin arkadan saldrsn nlemek zere mriklerin hizasna yerletirdiini bildirirler. Buradan da anlalmaktadr ki; Hz. Peygamber, ordunun arkadan kuatlmasn engellemek iin ordunun arka tarafna okular yerletirmitir.

bn Sad, II, 48. Muhammed Hamidullah, Hz. Peygamber'in Savalar, ev; Nazire Erin Yurter, trz. Byy. pararaf, 208. 10 bn Sad, II, 39. 11 Hamidullah, Uhut ile Okular tepesi arasnn mesafesinin uzakl sebebiyle Kureyli svarilerin engellenmesinin mmkn olamayaca sebebiyle muhtemelen burann sonradan kumlarla dolduunu, eskiden daha sarp ve bir ksmnn gemeye elverili olmayan ormanlk olabilecei varsaymn ileri srmek zorunda kalmtr. Hamidullah, Hz. Peygamber'in Savalar, 96. 12 Hattab, 112. 13 bn shak, Siret-u bni shak, Konya, 1981, 504. 14 bn Him, es-Siretun-Nebeviyye, Beyrut, 1994, V, 305. 15 Taberi, II, 62. 16 Belazur, 370. 17 Vakdi, Kitabul-Meazi, Beyrut, 1984, 219.
8 9

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Do. Dr. Mehmet Azimli

14

Sava Ortamnda Baz Enstantaneler


Uhut Savann malubiyetinin getirdii moralsizlii giderme adna birok abartlar yaplmtr. Bunlardan biri gerdek gecesi ertesinde cnp olarak savaa katlp ehit olan sahabeden Hanzalenin melekler tarafnda18 ykanmas konusudur.19 Dorusu Hz. Peygamber'in durumu sahabeye bildirmesi, sahabenin endielerini gidermeye ynelik syledii bir moral sz olmaldr. Deilse bu ehidin Allah katna bu ekilde gitmesinde slam retileri asndan hibir mahzuru olmasa gerektir. Hz. Hamzann da cnp olduu iin melekler tarafndan ykand eklinde baka bir rivayet de,20 muhtemelen Hanzalenin Allah katndaki deeri karsnda en stn ehidin Hamza olduuna vurgu iin ortaya konulmu olmaldr. Baz rivayetlerde Mslmanlarn sancaktar Musabn ehit olmas zerine sanca bir melein tad21 ona seslenildiinde:ben Musab deilim dedii aktarlr.22 Hlbuki baka rivayetlerde Musabn sanca sonuna kadar dik tutmaya alt ve ehit edilince, sancan dt aka belirtilmektedir.23 Yine Hz. Peygamber'e 70 kere klla vurulduu, ama bir ey olmad,24 Hz. Alinin kl darbeleriyle dtke Cebrail tarafndan yerden kaldrld,25 eytann sava srasnda Muhammet ldrld eklinde bard belirtilir. 26 Btn bunlar Hz. Peygamber'in ve ashabnn byk gayretlerle yapt sava gerei gibi okumaktan ok abartlar ierisinde anlama abas olarak grlebilir. Ayrca Katade b. Numan isimli sahabenin gznn okla vurulmas zerine gzbebeinin yana zerine aktn, bunun zerine Hz. Peygamber'in gz bebeini yerletirerek27 onu salam hale getirdii akta-

Belazur, 379. Vakdi, 274. 20 bn Sad, III, 16. 21 bn Sad, II, 42. 22 Vakdi, 234. 23 bn Sad, III, 120. 24Geni bilgi iin bkz. M. Asm Kksal, slam Tarihi, stanbul, 1987, X, 176. 25 Bkz. Kksal, 152. 26 Vakdi, 277. 27 sh 508
18 19

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

15

Uhud Sava Etrafnda Baz Mlahazalar

rlr.28 Uhut Sava srasnda baz sahabelerin topal kald, bazlarnn olak kald bilinen gereklerdir. Hz. Peygamber'in en yaknndaki Talha gibi baz sahabenin yaralarnn Hz. Peygamber tarafndan iyiletirilmedii de bir gerektir.29 Hz. Peygamber'in kendisinin bile yaralarn sahabelerin tedavi ettii bilinmektedir.30 Bu durumda gz kan sahabenin gz yerine konulurken, dier sahabenin yaralar neden tedavi edilmemitir? diye sormak icap etmektedir. Yine sava sonunda Amr b. Cemuhun cenazesini Medineye gtrmek zere cesedi deveye ykleyen hanm, deveyi bir trl Medineye gtrememitir. Deve Uhuta doru koarak giderken, Medineye doru ekildiinde kmektedir. Hz. Peygamber'in de bu durum karsnda: deve memurdur, Allah tarafndan emredildiini yapmaktadr.31 eklindeki sz de dikkatle okunmaldr. Bu tr kullanmlarn meseleyi abartmaktan ve gizemli hale getirmekten baka bir gayesi yoktur.32 Savata Mslmanlar yenilince baz sahabeler savatan katlar ve yaklak gn sonra Medineye dndler. Bunlardan biri de Hz. Osmand.33 Baz sahabeler ise, Hz. Peygamber'i canla bala savundular. Bu arada Ensardan birok sahabe ehit oldu. Bunun zerine Hz. Peygamber: Kardelerimize insafl davranmadk demek zorunda kalmtr.34 Bu kargaalklar srasnda eski kinler depreip Mslmanlar iinden biri yine Mslmanlardan birini kasten ldrmt ve sava sonu buna ksas yapld.35 Uhut Sava sonunda Mslmanlar ar bir malubiyet yaadlar. 70 kadar ehit verdiler. Mrikler ehitlere msle yapt. Mriklerin ayrlmasndan sonra cesetlerin bana gelen Hz. Peygamber, cesetlerin

bn Sad, III, 453. Bu tr mucizelerin Hz. sann anadan doma krleri iyiletirdii eklindeki ncil anlatmlarna kar aktarld aktr. Yuhanna, 9, 1-5. 29 bn Sad, III, 217. 30 Belazur, 380. 31 Vakdi, 265. 32 Bkz. Bu konuda Bkz. Mehmet Azimli, Hicret Sonras Medine Dicle n. lahiyat Fak Derg. Diyarbakr, 2009, say 1. 33 Vakdi, 268. 34 Muslim, Cihat, 100. 35 bn Hiam, VI, 13.
28

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Do. Dr. Mehmet Azimli

16

durumunu grnce gayet beer bir tavrla yemin ederek Mrikleri eline geirirse onlara msle yapacan syledi. Onun bu tavrn duyan ashab ise ellerine frsat geerse hibir Arabn hibir Araba yapmad biimde msle yapacaklarn sylediler. Ancak Hz. Peygamber sonradan bundan vazgeti ve ashabna yasaklad.36 Uhut Sava baz mellifler tarafndan baarl olarak saylmaya allsa da Kurann da apak iaret ettii gibi37 bu sava tam bir hezimettir.38 Ancak Mriklerin kazandklar zaferi tam olarak kullanamamalar ve Mekkeye dnmeleri belki onlarn hedefine ulamamas asndan kazan olarak deerlendirilebilir.39 Hz. Peygamber de Mekkelilerin Medineye saldrabilecekleri endiesi ile onlarn nerede olduklarn ve ne yapacaklarn kestiremediinden dolay, sava sonras Talha b. Ubeydullah ile istiarede bulunup ona: Mekkelilerin nerede olduklarn tahmin ediyorsun? eklinde sormu ve daha sonra kendi tahminini de bildirmiti. 40

Malubiyet Sebeplerinden Biri; ki


Hz. Peygamber'in ashab bu savata Allahn koyduu sava yasasna uygun hareket etmedii iin malup oldular. Onlarn savan banda galip gelmeleri de yasaya uygundu, sonra malup olmalar da Allahn koyduu yasaya uygundu. Uhut Savana katlan sahabelerin bu savata malubiyetlerinin sebepleri maddeler halinde sralanabilir.41 Allah bu savataki malubiyet sebeplerini sahabenin yanllarna balayarak derki: Siz Allah'n izni ile dmanlarnz ldrrken, Allah, size olan vdini yerine getirmitir. Nihayet, yle bir an geldi ki, Allah arzuladnz (galibiyeti) size gsterdikten sonra zaafa dtnz; (Peygamberin verdii) emir konusunda tartmaya kalktnz ve si oldunuz. Dnyay isteyeniniz de vard, ahreti isteyeniniz de vard. Sonra Allah, denemek iin sizi onlardan (onlar malup etmekten) alkoydu. Ve and olsun sizi balad. Zaten Allah, mminlere

bn shak, 518. Ali mran, 153. 38 Hattab, 121-128. 39 Montgomery Watt, Peygamber ve Devlet Adam; Hz. Peygamber, ev; nal alar, stanbul, 2001, 148. 40 Vakdi, 337. 41 Hattab, 123.
36 37

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

17

Uhud Sava Etrafnda Baz Mlahazalar

kar ok ltufkrdr. O zaman Peygamber arkanzdan sizi ard halde siz, durmadan (sava alanndan) uzaklayor, hi kimseye dnp bakmyordunuz. (Allah) size keder stne keder verdi ki, bundan dolay gerek elinizden gidene, gerekse banza gelenlere zlmeyesiniz. Allah yaptklarnzdan haberdardr.42 Sahabenin bu savataki malubiyet sebeplerinden biri de onlarn Uhut Sava ncesinde gece bol miktarda iki imeleridir ki; mellifler muhtemelen sahabeyi kollama amal olarak- bu konuya hi temas etmezler. Buharinin verdii bilgiye gre; Uhut akam sabaha kadar iki ienlerin hepsinin sabahleyin savata ehit olduklar bildirilir.43 Bu da onlarn muhtemelen sarho olmalarnn malubiyete sebep olduu dncesine gtrmektedir.44 Tabii ki bu durum onlarn knanmasn gerektirmez. kinin henz yasak olmad bir zamanda belki onlarn tedbirsizce sava ncesi sarho olmalar eletirilebilir. Ancak henz iki yasa olmad iin dini bir sorumluluklar olamaz. Kald ki Mslmanlar, iki ien insan yapt yanltan dolay tenkit etseler de, onu hibir zaman yapt bu gnahtan dolay dlamamak gerektiini belirtmilerdir. 45 Hz. Peygamber, iki iene lanet edenleri uyarp byle yapmamalarn sylemitir.
46

kici saha-

beden Abdullah b. Hammar iin sahabeler ileri geri konuunca: yle demeyin o Allah rasulunu sever.diyerek hogrsn ortaya koymutur.47 bn shak; Necainin olu Ebu Neyzer hakknda yle demektedir: iki ien bir adam olmasna ramen mkemmel bir insand.48

Ali mran, 152-153. Buhari tefsir 109 44 Nadir zkuyumcu, Asr Saadette ki ve Yasaklan, Asr- Saadette slam, stanbul 1994, II, 508. 45 bn Hiam, V, 317; Yine Hz. Hamzann katili Vahi Mslman olduktan sonra lnceye kadar iki imeye devam etmitir. Onun yanna varanlar onun sarho olmad zaman gzetliyorlard. Bu sebeple Hz. mer tarafndan Mslmanlarn divanndan (nufs kt) silinmi ve Hz. mer onun hakknda: bildim ki Allah Hamzann katilinin yakasn brakacak deildir. Demitir. 46 Buhari, Hudud, 5. 47 Vakdi, 665. 48 bn shak, 297.
42 43

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Do. Dr. Mehmet Azimli

18

Sava Sonucu Kadnlarn Durumu


Uhut Sava sonras savan durumu Medineye ulanca Mslman kadnlar sava meydanna doru hareket etmilerdi.49 Medineye doru kap gelen sahabeyi karlayan kadnlardan mm Eymen onlarn korkaka kalarna kzarak onlardan birine hitaben: te orada rg millerim var. Git onlar r. Ver klcn ben savaaym. demiti.50 Sava sonras 70 kadar ehidin eleri dul kald. Bunun zerine bunlarla ilgili miras hkmleri indirilerek bunlarn haklar korundu.51 Kurann onlara verdii bu haklar o gn iin devrim niteliindeydi. Avrupada bu haklar yaklak 14 asr sonra 19. asrda verilebildi.52

Bunlardan biri de Hz. Peygamber'in halas Safiyye idi ki Uhut sava srasnda kaldklar kaleye yaklaan bir yahudiyi ldrd anlatlr ki; bu Hendek Sava srasnda olan bir olaydr ve mellifler tarafndan bir kartrma yaplarak Uhut Sava srasnda olduu eklinde aktarlmaktadr. bn Sad, VIII, 41; Belazuri, 384. 50 Vakdi, 278. 51 Belazur, 402. 52 Karen Armstrong, Hz. Muhammed, ev; Selim Yenieri, stanbul, 2005, 243, 279.
49

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

HKMET YURDU
Dnce Yorum Sosyal Bilimler Aratrma Dergisi
ISSN: 1308-6944 www.hikmetyurdu.com

Hikmet Yurdu, Yl: 3, S.5 (Ocak-Haziran 2010), ss. 19 - 40

Dil, nerme ve Gereklik I : -Wittgenstein Balamnda Bir DeerlendirmeDo. Dr. Hseyin Subhi Erdem nn niversitesi Fen-Edebiyat Fakltesi, Felsefe Blm Bakan serdem46@hotmail.com
ZET Anlam, insann varlk nedeninin banda gelen itkidir. Anlamlandrma, dil, zihin ve nesne geninde cereyan eder. Dnce tarihi, pek ok dnrn anlamlandrma ileminde nasl bir zmleme ortaya koyduuna tanklk eder. Anlamn erevesi, varoluu temellendirmeyle yakndan alakaldr. Varln hakikati de dil-varlk ilikisinde anlam evreniyle ortaya kar. Varln hakikatine ilikin dilin konumu ve snr tartmann niteliini belirler. Bu makale dil, dnce ve nesne erevesinde gerekliin mantksal statsn Wittgenstein balamnda tartmaktadr. Anahtar Kelimeler : Anlam, Wittgenstein, Dil, Varolu, Kant, Resim Kuram, nerme, Totoloji, Hakikat ABSTRACT Langugage, Proposition And Truth -I: -An Assessment in Wittgensteinian PerspectiveMeaning is the leading impulse of the cause of human existence. Giving meaning occurs in the triangle of language, intellect and object. History of thought bears witness to how various thinkers produced analysis in the operation of giving meaning. The framework of the meaning is closely connected with grounding the existence. The truth of existence arises in the relationship of language and existence with the meaning universe. The status and the frontier of language with respect to the truth of existence determines the feature of the discussion. This paper discusses, in the framework of thought and objcet, the logical status of truth in a Wittgensteienian perspective. Key Words: Meaning, Wittgenstein, language, existence, Kant, Picture Theory, Proposition, Tautology, Truth

Giri
nsann yaad evrenin farkna varmas, eylerin niin yle olduklarn anlamak istemesi, vazgeilmez bir tutku ve merak unsuru olmutur. Buna bal olarak bir eyin ne ise o olmas asndan bilmek

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

20

Do. Dr. H. Sphi Erdem

baka bir ifade ile yakn1 elde etmek onun iin mutlulua erimenin zirvesini oluturmutur2. Dnmenin konu edildii zamandan beri, yakn bilgiyi elde etme abasnda, karlalan temel sorunlardan birisi varlk ile dnce arasndaki iliki, dieri de dnce ile dil arasndaki iliki olmutur. Bunlardan ikincisi birincisine bal olarak ortaya km olsa da, daha az nemli olduu sylenemez. nk dnce kendisini lisanla, lisan da kendisini ses veya yaz ile da vurur. Ses ile kan ey, zihindeki izlere, bir anlamda tasavvurlara delalet eder. Yazlan ey de sesle kan eye delalet eder. nsan dncesi toplum ierisinde fikir ve duygularn kelimelerle naklinden domutur. Bilgi alveriinde yegne vastalardan biri olan dil ile dncenin kurallar sk skya birbirine baldr. Dil bir yandan bize dncemiz iin gerekli olan malzemeyi salarken, dier yandan duyu organlarmz vastasyla kavradklarmz, yani sbjektif olan, dmzdaki eya ile yani objektif olanla skca birbirine balar. Bu anlamda dil, duyularla alglanan eylerden zihinde meydana gelen tasavvurlarn (kavramlarn) azdan kan, kulakla iitilen, bir anlamda maddi temsilcisidir3. Dilin bu konumunu yle de aklayabiliriz: Dil, insan duygu ve dncelerini aklama, bildiriimde bulunma imkn salayan sesli gstergeler sistemidir4. Dilin bildirisel ara olmasn A. Martinet, yle tanmlamaktadr: Bir dil, insan deneyiminin her toplulukta anlamsal bir ierik ve sessel bir anlatmla donanm birimler, yani anlam birimler biiminde zmlenmesini salayan bir bildiriim aracdr5. Dildeki yaratclk, insann daha nce duymad sonsuz sayda cmleyi anlama ve retme yeteneidir. Bu yetenek, bamsz szdizimi yapsnn varlna

Yakn: Kesin, kati olarak bilme. A. Bingl, Trk Mantklarnda Mantk ve Dil, Seminer Dergisi, Yl: 1986, say: 4, s. 191. 3 Bingl, a.g.e., s. 192. 4 Zeynel Kran, Dilbilim Akmlar, Yabanc Diller Kitap ve Yayn Merkezi, Ankara., 1986, s. 19-20. 5 A. Martinet, Elements de Linguistique gnrale, Paris, Colin 1970, s. 20. Kr. A. Martinet, levsel Genel Dilbilim, ev., Berke Vardar, Multlngual, 1998, stanbul, s. 28.
1 2

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Dil, nerme ve Gereklik -1 -

21

sk skya baldr. Birbirinden ayr ok sayda birleimler ancak bu yolla gerekleebilirler. Bu durumda insan dili her trl duruma uyabilir6. Her dilin kendi iinde ikin sistem (background linguistic system) yani gramer sadece fikirleri ifade etmek iin bir iletici ara olmakla kalmaz; bunun yannda, dil kendi kendine fikir ekillendirir. Kiinin dnme faaliyeti, alglarnn analizi, fikir daarcnda tadklarnn sentezi iin bir program ve rehber salar. Fikirlerin meydana gelii tamamen rasyonel, bamsz bir sre deil, fakat belirli bir gramerin parasdr ve gramerler-aras farkllklar az olabildii gibi ok da olabilir7. Dilin bu yapsal zellii zerine oka deinide bulunulmutur ama dil ile davran arasndaki iliki pek ak bir ekilde serimlenmemitir. Ancak dilin etkisinin incelenmesi ve bu konudaki aratrmalar yzylmzda byk ilgi alan olmaya devam etmektedir. Bu balamda Nermi Uygur: Dilin gl etkisi kltr varlnn her yannda kendini duyurur: Toplum, din, edebiyat, tarih, eitim gibi kltrn her yresi en i gelerine dek zorunlulukla dilin damgasn tar. Yn amac, kapsam baars ne olursa olsun, insann yrd grnr grnmez tm yollar dilden geer. Dil, epeevre insan var oluunun ana kouludur8 der. Dnyay bilmenin ancak ve ancak dil vastasyla olabileceini, varolmann koulunun da iinde yaadmz dnyay bilmeyle olduuna dikkat eken Uygur, bu dnyaya ilikin tandk nesnelerden tutun, bize en yabanc grnen olaylara varncaya dek, bilgi diye belirlediimiz her eyi, bu belirleyiimiz sonradan yanl ksa bile, hep dille baardmz ifade eder. Dil sadece nesneleri bilmemizi salamaz. Bunun yannda bakalarn da, kendimizi de ancak dile getirdiimiz lde gn na karabiliriz9. Bu durum, dil-varlk ilikisini ve insann yaad nesnel ve sbjektif evrenin alglanmasnda dilin fonksiyonuna iaret etmektedir. Uygur, dil ve dnce ilikisinde, dilin snr ile dnmenin snr
Martinet, a.g.e., 22. B. L. Whorf, Science and Linguistic Tecnological Review, say: 44, 1940, s. 229-30. 8 Nermi Uygur, Dilin Gc, Kabalc Yay., stanbul, 4.bask, 1994, s. 9. 9 Uygur, a.g.e., s. 30.
6 7

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

22

Do. Dr. H. Sphi Erdem

arasnda olabilen bir rtmeyi zmlemenin olduka zor olduuna dikkat eker. Bu eitten karmak sorular bir rpda zebilmek zordur. Dil olmadan dnlemez, yani szckler ortamndan tede hibir dnceyi ortaya koyamayz, somut klamayz. Dil dnceyi, dnce de dili yourur. O halde dil ile dnce arasnda bir ayrlmazlk sz konusudur. Buna gre, gnlk dnceler, bilim ncesindeki dnce rnleri, hatta baz bilimsel dorular btn bunlarn ortaya kt dillerin derin damgasn tamaktadr. rnein Almancada Geist szc pek ok eyi, rnein, akl, zek, anlay, can, ruh, cisimsel olmayan anlaml varlk, tz, ister kiisel ister toplumsal olsun kltr gibi anlam evrenlerini ifade eder. Geist derken bir Alman, ounlukla bunlarn hepsini birden gz nnde bulundurur. Almanca bilmeyenlerin bu szckle karlatklarnda bu szce ykledikleri anlam bu kadar detayl mdr? Buradan yle bir sonuca ulalabilir: Neleri dneceimizi, daha biz dnmeden nce ortaklaa dilimiz dnmtr. Aslnda neyi nasl dneceimi bana dilim buyurur, dnme yazgm dilimdir. Dnmenin yrd yol dilimin izdii yoldur. Onun iin dnen herkes bu dnmelerinde yansyan dnya grn konutuu dilden devirmitir10. Dil ile dnce ya da dnya arasnda ayrtrlamaz bant Wittgensteinin dilin imknna ynelik zmlemelerini ve vard sonular irdelemeyi gerekli klmaktadr.

Wittgenstein Dncesinde Dilin Konumu


Wittgenstein: Dilimin snrlar dnyamn snrlar demektir11. Snr o halde yalnzca dilin iinde izilebilecektir ve snrn tesinde kalan basite anlamsz olacaktr12 ifadesiyle dil ve gereklik ilikisinde, insann varlk sferiyle olan balamn dil ile snrlandrr. Bu snrlandrmay somut bir gstergeye indirgemek iin o, Bir nermenin dnyay yanstmas iin nermedeki adlar ile dnyadaki nesneler arasnda birebir tekabliyetin/karlklln yannda, nermeye isel olan ve iindeki adUygur, a.g.e., s. 138-139. Ambrose A. And Lazerowitz M., Essay in the Unknown Wittgenstein, Newyork, Prometheus Books, 1984, s. 223. 12 Ambrose and Lazerowitz, Necessity and Language , London, Croom Helm Publishers Ltd, 1985, s. 252.
10 11

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Dil, nerme ve Gereklik -1 -

23

lar ilikiye sokan yap ile dnyadaki nesnelerin oluturduklar olgu durumuna isel olan ve onlar ilikiye sokan yap arasnda, bu ilikiye sokma biimleri bakmndan bir tekabliyet bulunmas gerekir13 diyor. Anlam olanakl klan bu iki yapnn aynldr; aslnda anlam bu yapnn kendisidir; dilin dnyaya bitimesini salayan nokta, bu aynlk noktasdr. Bu aklamay yle ematize etmek mmkndr:
fact (olgu)dnya objestate of affair (ey durum) isim ..ge nerme nermedil dnya---------------dil olgu durumu------nerme ey durumu----ge nerme obje---------isim

Bu yaklam, insan-evren ilikisinde objektivizme ynelii ortaya karrken yine insan-evren ilikisinde insann sbjektif ynnn ihmal edildiine dair kukular gndeme getirmektedir. zellikle dil-dnya snrlamasnda dnyann duyu-alg erevesinde gzlenmesi insan sonuta doyurucu aklamalara gtrmemektedir. Wittgenstein, szn ettiimiz bu tr eletirilere yant niteliinde insan varln ilgilendiren dier ilgi alanlarn ve gereklikleri bu tablonun dnda tutar. rnein, etik, estetik ve din alanyla ilgili var olanlar aknlk sahasna gnderir. Wittgensteine gre: etik akndr, olgular zerinde deildir oysa Wittgenstein, dilin gerek ilevinin olgular betimlemek olduunu vurgular: Doru olabiliyorsa doru, olamyorsa yanl ama yine de anlaml olarak betimlemek: dil temelde budur14. Wittgenstein bu yaklamn pekitirmek iin Dnya olan biten her eydir derken olgularn dndaki gereklikler iin zerinde konuulmayan konusunda susmaldr der. Bu yaklam, dnce tarihinde modern zamanlara etkisi byk olan metafiziin elenmesi ve duyulur dnyann snrlandrlmas, dilin snrlarnn dnyann snrlarn belirlemesi yargs din dil gereini gz nne aldmzda yine bir problem alan oluturmaktadr. Btn varlk alannn dilin iinden grlebilmesi yeni bir deerlendiri olabilir. Ancak yukarda gerek Whorf ve gerekse Wittgenstein ve

13 14

Bkz. A.C.Grayling, Wittgenstein, Oxford, Oxford University Press, 1988, s.29. Bryan Magge, Yeni Dn Adamlar, MEB Yay., stanbul, 1979, s. 141-142.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

24

Do. Dr. H. Sphi Erdem

ayn dzlemde konuan Uygurun dile ykledikleri snrlar ele alrsak, dilin nesnel dnyann btn boyutlaryla amlanmasna yetenekli olduu sonucunu karrz. Burada dilin byle bir yeteneinin olmas, dilin snrlad ya da amlad varlk sferinin niteliini de gz nnde bulundurmamz gerektiini yani linguistik bir alandan ontolojik bir bak asna kaymamz zorunlu klmaktadr. Peki dilin btn kabiliyetleri bu kadar mdr? ayet dili bu snrlar iinde tutarsak insana yaad dnyay darlatrm olmaz myz? mdi Wittgensteinin zmlemeleri balamnda, dilin devasa yaymnda nemli yer sahibi olan din dilinin konumuna da bakmak gerekecektir. Din dili gndelik yaamda kiinin ilgi alannda nemli pay sahibi olan ve sylem pay ok olan bir olguya iaret eder. Wittgensteinin analizinde deerlendirme d tutulan dilin bu boyutunun irdelenmesi dilin gerekliini kavramada yardmc bir faktr olacaktr. Bu balamda salkl bir deerlendirme yapabilmek iin ncelikle, dilin kabiliyetlerini ortaya koymamz gerekecektir. nk Wittgensteinn Tractatusta sergiledii ynelimin aknlk alanna iteledii ve dnyadaki olgusal alandan ayrd dinin kendi realitesi ve din realitesinin insani dil balamnda kendini ifade etmesinin imkn, bizi byle bir abaya ynlendirmektedir. Zira dini dil ya da bu dilin felsefi balamdaki ifadesi olan teolojik dil, zellikle bizim burada esas aldmz ilahi kaynakl dinler erevesindevahiy ifadelerine dayanmaktadr. Bu en azndan, semavi din iin byledir. lahiyat sahasndaki almalar vahy dil balamnda slam (Kuran) sylemin salt vahiy olduunu vurgularken tarihsel srete de kantlanm bir geree iaret etmektedirler. Wittgenstein dilimin snrlar dnyamn snrlardr derken, dil ile dnya arasnda ontolojik anlamda ayrmaz bir iliki kurmaktadr. ayet bu nermeyi kendimize k noktas olarak alrsak, mademki, herhangi bir dilin snrlar dnyann da snrlardr, o halde, her dil, kendine bir snrl dnya izmi olur. Bu dnya insan dili ile belirleniyorsa, Wittgensteinin bak asyla olgusal bir dnyadr ve sonuta insann imknlarn kstlayan ok dar bir dnya ile kar karyayz demektir.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Dil, nerme ve Gereklik -1 -

25

Buna karn din dilinin iaret ettii evreni kavrayabilmek iin, bu dilin pratikte yansd alanlar iyi tespit etmemiz gerekmektedir. ncelikle dilin, kabiliyet gcnn belirledii, nesnel dnyay tanmlayabilme, farknda olabilme ve amlama zelliinden yola karak yle bir problem alanna geilebilir: Dini dilin tanmlad varlk alan ve bu varlk alannn amlanmasnn imkn nasl olmaktadr? Temelde insann, znesi olmad, znesi Tanr olan bir sylemin uzand alanlarn boyutu ne olmal? Yahut byle bir problem alanna girmeden Wittgensteinin yntemiyle bu alan Tanrsal sylemi-olgusal nermeler iine hapsedip dilin snrlarnn dna m karmak gerekir? Dorusu bu tr giriim pek ok vukufiyetsizlii bnyesinde barndran acmaszlk olur. Kald ki, vahiy dili kendi iinde dinamik bir evren resmetmektedir. Bu izilen evren resmi, dnce tarihi boyunca varlk hakkndaki tm speklasyonlar steleyen daha yetkin bir varlk alann kuatan bir evren grnts sunmaktadr. inde nesnel dnyann yer ald varla kuatc bir bak sz konusudur. Bu durum bizi, tarihsel bir paradoksal vaziyetle kar karya getirmekte ve bir anlamda problem, tmden ontolojiyi ilgilendiren metafiziksel bir boyut kazanmaktadr. Dnce tarihi boyunca karmza kan varlk nedir? mahiyeti nasldr? vb. sorulara dnm oluruz. Belki de Wittgenstein ve takipileri teolojik dili, olgusal evrenin dna iterken bu paradokstan kurtulmak istemi olmaldr. Fakat bu paradoksal durum, varln mahiyetine tam nfuz etmedike yinelenerek karmza kacaktr. Bu durumu David Humeun serimledii dinler tarihi kuramyla aklayalm. Hume, insanlk tarihinde dini yaplanmann politeist ve monoteist yaplanma arasnda, sarkacn gel-gitleri gibi gidip geldii eklinde bir kurgulanma grnts verdiini ortaya atar. eitli tanrlar, arac tanrlar ve bunlarn yeryzndeki misyonerleri, ksacas ruhban snf bu ilk dini tablonun karakteristiklerini oluturmutur. Paganizm denilen bu aamadan, sarkacn br ucundaki monoteist dinler aamasna geilir. Bu salnm politeizmden, monoteizme; monoteizmden, politeizme olmak

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

26

Do. Dr. H. Sphi Erdem

zere srer gider15. Buna benzer bir durum dnce tarihinde de metafiziin kabul ya da dlanmas eklinde karmza kmaktadr. Yenia ncesinde metafizikle, geni bir varlk alannn betimlenmesi mmkn klnr. Metafiziin ifade gcne binaen Suru: Metafizik evren deil ilimdir ve bu btn dnyalara ait bir ilmi ifade eder. Duyularla kavranabilen maddi dnya da buna dhildir. Metafizik ve bilim, bunlar birbirine kart olmayan paralel bilgilerdir. Metafizik meseleler ne bilim kartdr ne de sadece bu dnyadaki varlklara ait olmak zorundadr der.16 Konuyla ilgili olarak bn-i Sinann ifa adl eserinde yle bir aklama vardr: Bu ilme hem doa ncesinin bilgisi denilebilir hem de doa sonrasnn bilgisi. Doa ncesi terimiyle kastedilen doadan stn bir evren ya da doadan tesi deildir. Doa tesiyle kastedilen, yce bir hedefe ynelen bir bilgidir. Bununla varln btnne baklmaktadr17. Varla ilikin bu tr bir btncl bak, modern zamanlarda insan tatmin etmeyen bir bak as olmutur. Bu balamda Gellner, nsann kendi dndaki kaynaklara -din gibi- Tanrya, gelenee bavurmadan salt kendi yetenekleri ile kendisini ve iinde yaad evreni tanmlayabilecei anlay, modern dnyann hkim imajn oluturmaktadr18 eklinde bir aklamada bulunur. Bu anlay toplumlar, kurumlar, akl ve bilimle belirlenirse insanlar daha mutlu ve onurlu yaayabilir iddiasna dayanmaktadr. Modern toplum hem bireyi, hem de kutsal olan, kendi kendini denetleyen ve kendi kendini dzenleyen bir toplumsal sistem adna saf d brakr19. Bu durumu dnce tarihi iinde rasyonelleme ryla daha iyi gzleyebiliriz. Dnce tarihindeki nemli krlma noktalarndan biri olan Ortaa sonrasnda Descartesle kendini belirginletiren bu y-

15David

Hume, Natural History of Religion, Oxford 1976, bahseden, Ernest Gellner, Muslim Society, Cambridge University Press, 1981, s. 7-16. 16A. Sur, lim ve Felsefeye Giri , Endie Yay., stanbul, 1990, s. 52 17Bkz., bn-i Sina, Kitab al-ifa, Metafizik I, ev., Ekrem Demirli- mer Trker, Litera Yaynclk, stanbul, 2004, s. 2-5. 18Ernest Gellner, Legitimation of Belief, Cambridge University Press, 1974, s. 184- 187. 19 Antony Giddens, Modernliin Sonular, ev., Ersin Kudil, Ayrnt Yay., st., 1994, s. 42.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Dil, nerme ve Gereklik -1 -

27

nelim, yukarda boyutlarn vermeye altmz metafizik kurgulamay ve evren-varlk aklamasn yepyeni bir alann iine almtr. Modernitenin nemli dayanaklarndan biri olarak kabul ettiimiz Descartesn nl cogito ergo sum ifadesi bu yeni alg ve varla bakn nemli bir formlasyonu olarak grnmektedir. nk znenin mutlak referans noktas olarak alnmas ve kendi dndaki dnyay kendisinden itibaren anlamlandrmasyla modern felsefe, kozmolojiyi (varl) deil, benin bilgisini merkeze almtr. Dnen ben kendi iine dnmekte ve kendisi zerine dnmektedir. Bu, dncenin kendi zerine (reflexion) katlanmasdr. Modern dnce tarihi bir bakma bu kendi zerine dnmenin servenidir. Bu srete Kant nemli bir kilometre tadr. Kant, selefi Humeun dncesinde bilginin kendileri araclyla verilmi olann tesine getiimiz znel ilkeleri ierdiini aka grmt. Fakat bu ilkeler, ona gre, yalnzca insan doasnn ilkeleriydi. Tasarmlarmzla ilikili olan psikolojik arm ilkeleriydi. Kant sorunu u ekilde dntrr: Bir doa biimlendirecek ekilde bize sunulmu olan ey, tasarmlarmzn akn yneten ilkelerle, ayn trden ilkelere zorunlu olarak uymak durumundadr. Kant'n Kopenikusu Devrim diye adlandrd eyin temel dncesi udur: zne ile nesne arasndaki uyum dncesinin (nihai uyum) yerine, nesnenin zneye zorunlu ball ilkesini koymak. Buradaki temel bulu, bilgi yetisinin yasakoyucu olduudur ya da akas, bilgi yetisinde yasa koyan bir eyin olduudur. Bylece aklsal varlk yeni gleri olduunu fark eder20. Kantn alglad ve anlatmaya alt varlk lemi, insan merkezli, insann olanaklarnn irdelenmesi ve sorgulanmasna dayal bir evrendir. Dolaysyla metafizik szcne Kantn ykledii anlam Kurgusal Metafizik olmutur. Kant bu ayrmla bir reform nermekteydi. O, insan dncesinin alan ve snrlarna ilikin derinlemesine bir eletirel incelemenin byk kurgusal metafizik dizgelerin bir hi zerinde temel-

20

Bkz. Gilles Deleuze, Kant'n Eletirel Felsefesi, ev., Taylan Altu, Payel Yay. stanbul, 1995,, s. 5052.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

28

Do. Dr. H. Sphi Erdem

lendirildiklerini greceine inanyordu. Kurgusal metafiziki, insan dnce ve deney dnyasn dardan grebilir ve bu dnyay daha geni bir dizgeye yerletiren bir kitap yazabilir. Ancak Kant'a gre, bu tr bir aknla eriilemez. nk felsefe ayn anda hem olanakl tm deneyin tesine gemeye, hem de deneysel bak korumaya altnda gidebilecei hibir yer kalmaz. Dolaysyla felsefenin gerek grevi, metafizik kurgunun olanakszln gsterecek biimde, insan dncesini dizgesel olarak eletirmektir.21 Kant'n kendisi iin tayin ettii grev, dncenin snrlarnn izilmesi iken, Wittgensteinin kendisi iin belirledii buna paralel grev, dilin snrlarnn izilmesiydi. Wittgensteinin yapmay amalad bu iin mantnn temellerinin incelenmesiyle bir ilgisi yokmu gibi grnebilir. Ancak o, bu iki giriim arasnda yakn bir iliki grmtr. nk mantn zorunlu olarak doru olan ve dolaysyla deney ncesinde sylenebilen, ya da klasik terimiyle a priori olan her eyi kapsadna inanmt. rnein, ayn dnyadan kk olduu olumsal bir olgudur ve belirlenmesi iin deney gerekmitir. Ancak ayn dnyadan ya byk ya da kk olduu deneyden nce ne srlebilen a priori, ya da zorunlu bir doruluktur. Bu durumda doal olarak dncenin snrlar gibi, dilin snrlarnn da zorunlu snrlar olmalar beklenecekti. Dolaysyla Wittgensteinin geni mantk anlay asndan bu snrlar deyen de mantk olmalyd. te bu yolla onun mantn temelleri zerine yapt inceleme, dilin snrlarnn aratrlmasn da kapsamtr. Wittgenstein btn dilsel zorunluluklarn mantksal zorunluluk olduunu ve mantn zorunlu doruluklarnn bo eszler (totoloji) olduklarn savunur. Wittgensteinin bu savnda, Russelln mantkta gerekletirdii byk geliimin dibinde sonulandrmadan brakt sorunun zm yatmaktadr. Kant'a gre filozofun grevi, olgusal bilgi dizgesinin atsn oluturan ierik tayan zorunlu doruluklarn, gerekte bu dizgenin dnda geersiz olup ancak iinde geerli olduklarn belirlemektir.
21

David Pears, Wittgenstein, Afa Yay., stanbul, 1998, s.14.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Dil, nerme ve Gereklik -1 -

29

Wittgensteinin nceki dnem grne gre ise, filozoflar eitli nerme biimlerinin anlamlarn, onlar akla kavuturmak amacyla zmlemelidirler. Felsefi zmleme, bir szcn belirli bir anlam varsa, onu iinde bulunduran nerme doru olduunda, nelerin zorunlu olacan kesin olarak verebilir. Burada zorunluluk eszel (totolojik) ya da en azndan tanmsal olacak ve zmleme de, bir olgusal ierii olmayan ve bu anlamda bo olan bir nerme biimini alacaktr. rnein, zdeksel nesne deyimi Eer herhangi bir ey zdeksel nesne ise u gerekler zorunlu olarak karlanacaktr, biimini alacak ve bu bo bir esz (totoloji) olacaktr22. Wittgensteine gre, dilin snrlarnn bulunduklar yerde bulunmalar zorunluluu mutlak anlamda bir zorunluluktur. Dolaysyla o, bu mutlak zorunluluu dilin olumsal bir zelliinden deil, zsel doasndan karsamay denemitir. O, aklyrtme yoluyla, varolan her dilde, dilin zsel doasnn ayrmsanabileceini ne srer. Bununla birlikte bu zsel doa gerei varolan her dilin bir balang nermeleri diline zmlenebileceini ve bu balang nermelerinin, filozofa mantksal bir forml kullanarak mmkn her dilin snrlarn hesaplama imkann veren bir k noktas grevi yapabileceini savunur. Aslnda, Wittgenstein, varolan herhangi bir dilin yaps iinde alarak mmkn btn dillerin snrlarn kavramaya almaktadr23. nk felsefe glklerine yol aan ey, dilin mantn yanl anlamaktr. Bunun gstergeleri ise, dilin ileyi biimlerini yanl anlamak ve dilin snrlarn zorlamaktr. Bu olumsuzluklarn alt edilebilmesi iin yaplmas gereken, dnceye daha dorusu dncelerin anlatmna yani dile bir snr koymaktr. Snr ancak dilde konulabilir, nk dnceye bir snr ekmek iin, bu snrn her iki yann da dnebilmemiz gerekir. Yani dnlemeyeni dnmemiz gerekir. Bu yzden yalnzca dilde bir snr izilebilir ve bu snrn tesinde bulunan eyler dpedz anlamsz olacaktr24. Tractatusta Wittgenstein dilde bir anlam snr izmek ve sylenebilir olanla, sylenemez olan birPears, a.g.e., s. 49. Pears, a.g.e., s. 50. 24 Wittgenstein, Tractatus Logico Philosophicus, London, Routledge and Kegan Paul, Ltd. 1922, Prefare, s. 3.
22 23

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

30

Do. Dr. H. Sphi Erdem

birinden ayrt etmenin gereini belirtir. yle ki, dilde her dilin kendisinin izdii snrn tesinde kalanlarn anlamsz (bo anlaml) olduu gsterilsin. Bu dorultuda dilin ilevi ve dilin yaps soruturulmaldr. Dildeki biimlerin yalnzca bilgi ynnden (gereklikle karlatrma) bir anlam vardr. Onun dile getirdii bu snrlayc belirlemede dil-dnya ilikisi herhangi bir deerlendirmede ncelikle gz nne alnmas gereken bir husustur. Bu dorultuda temel varsaymlar unlardr: a) Dilin ilevi dnyay tasvir (resim) etmektir. Tasvir, dilsel resimlerin dnyay yanstmas ve dnyay temsil etmesidir. b) Dilin snrlar, dilin yapsn verir. nk sylenebilir olann yapsn anlamak, dilin snrlarn izmekle mmkn olur. Snrlar ve yap ayn ortak kkene sahiptir. Dille neyin yaplabileceini ve neyin yaplamayacan dilin yaps dikte eder. Dilin yaps ise mantk tarafndan aa karlabilir. Burada Tractatusun kuramsal yapsn kuran temel ayrmaktadr. Bunlar: Dil, mantk, dnyadr25.

Dilin Dnyaya Demesi: Resim, Mantksal Form ve ge nermeler


Wittgensteinin tezinin temellerinden olan dilin dnyay, dilsel resimler (picture) araclyla tasvir eder savnn almna bakalm. Bu sav u ekilde de ifade edilebilir: Dil, dnyay doru ya da yanl biimde tasvir eder ya da temsil (represent) eder. Dilin ilevi tasviri bir ilevdir. Dil dnyay tasvir eder. Bir ey sylemek, bir eyi tasvir etmektir. Bu yzden dil, dnyann ne olduunu deil, nasl olduunu dile getirebilir. Tasvir etmek, gereklii dilde temsil etmektir. Burada u soru sorulabilir: Dilin dnyay tasvir etme, yanstma ilevi nasl gereklemektedir?26 Dilin dnya ile ilikisi nasl mmkn olmaktadr? Wittgenstein bu soru dorultusunda, a priori bir gereklilikten kalkan mantksal bir zmleme ortaya koyar. Dilin dnya ile ilikisinin mmkn olabilmesi iin, dilin birtakm zelliklere sahip olmas gerekir. Bu zellikler dilin ileyiinin a priori ko-

25 26

Bkn, Wittgenstein, Notebook, 1914-16, Basil Blackwell, Oxford 1961, s. 79. T. Altu, Modern Felsefede Metafiziin Elenmesi ve Yol At Bilgi Kuramsal Sorunlar, Ege niv. FenEd. Fak. Yay., no:50, 1989, s. 54.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Dil, nerme ve Gereklik -1 -

31

ullardr. Dil ve dnya mmkn gerekliklerdir. Burada problem olan ey, dnyaya ilikin anlatmlar ortaya koymann nasl mmkn olduudur. Bu konudaki ilk muhakeme (karm) u tanm balang alr: nermelerin btnl dildir27. Yani dilin dnyayla olan ilikisini aratrmak, nermelerin dnyay nasl resimlediklerini (betimlediklerini) aratrmaktr. nermeler gereklii yanstan dilsel birimlerdir. nerme gerekliin bir tasviridir. nerme dndmz biimdeki gerekliin bir modelidir28. nermelerin btnl iinde dilin dnyayla ilikisi nasl temellendirilecektir? Zorunlu sonu: Dnyadan szetmek iin dili kullandmza gre, dili kuran nermelerden bazlarnn dnyayla dorudan ilikili olmas, dnyaya demesi (contract) gerekir. yle ki, bu nermelerin doruluu ya da yanll, dnya araclyla belirlenmelidir. Nitekim gndelik dilde anlamca belirsiz grnen bir nermenin anlamn soruturduumuzda, bu nermenin iinde geen terimlerin aklanmasn isteriz. Bu amala ortaya konulan aklamalar oluturan tasvir ve tanmlamalar da yeni aklamalar gerektirir ve zmleme sreci uzar gider. Fakat dnyaya ilikin anlatmlar ortaya koyabildiimiz doruysa, bu srecin bir yerde son bulmas ve zmlemenin en son rnlerinin de dnya ile dorudan iliki iinde olmalar gerekir29. Wittgenstein bu tr daha fazla ayrtrlamaz nermelere ge nermeler30 demektedir. ge nerme, dilde snr izmenin ilk basamadr. Olgusal (tasviri) nermelerden, ge nermelere ulaan bu izgi, dilde snr izme grevinin ilk basamadr. Bu izgi, zmlemede yaln (simple) bileenlere ulamann a priori gerekliliini ngrr ve bu gereklilikten hareket eder. Bu bakmdan ge nerme, kuramsal, felsefi bir kavramdr. Wittgenstein ge nermelerin varln a priori olarak karr. Salt mantksal temellere dayanarak ge ner-

Wittgenstein, Tractatus, (4.001.). Wittgenstein, Tractatus, (4.01) 29 Altu, a.g.e., s. 54. 30 Bu terim, atomik nerme, kontenjan nerme, temel nerme biiminde Wittgensteinin adalar tarafndan ayn ilev gzetilerek kullanlmaktadr.
27 28

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

32

Do. Dr. H. Sphi Erdem

melerin olmas gerektiini biliyorsak, bu durumda zmlenmemi biimleri iinde nermeleri anlayan herkesin bunu bilmesi gerekir31. ge nerme kendisinden daha yakn nermelere ayrtrlmayan nermedir. ge nermeler mantka birbirinden bamsz olan olgusal nermeler beidir. Bu nermeler birbirinden kartlamazlar. Bir nermenin ge nerme olduunun gstergesi, onunla elien hibir ge nermenin bulunmamasdr. ge nermelerin dayand snr, dnyadr. Bu bakmdan ge nermeler olgusal sylemin merkezinde yer alrlar ve sylemin isel snrn olutururlar. Bu isel snrn belirlenmesi, dildeki dsal snrn, yani sylenebilir olanla sylenemez olan ayrt eden snrn belirlenmesinde k noktasdr. ge nerme bir ey-durumunun (state of affairs) tasvirinin yansmasdr. ey durumu, bir olgunun (fact) daha fazla zmlenemeyen en son bileenidir, bir ekirdek olgudur (atomic fact). ge nerme eydurumunu nasl tasvir etmektedir? Ya da gerek ile resim (tasvir) arasndaki anlam olanakl klan biimsel iliki nedir? Bir ge nerme adlardan (names) oluur. Ad, nermede ayrtrlamaz olan en son gedir. Bu bakmdan ad, paralar ya da bileenleri bulunmayan btnyle yaln bir eyi gstermelidir. Adn gsterdii ey bir nesnedir. Bir ad bir nesne anlamna gelir. Nesne adn anlamdr. Nesneler yalndrlar; onlar deimeyen ve kalc olan eylerdir. Nesneler olmasayd dnyann deimeyen bir biime sahip olmas olanaksz olurdu. Wittgensteine gre, nesneler dnyann tzn (substance) olutururlar ve eer dnyann hibir tz olmasayd, bu durumda bir nermenin anlam olup olmad, baka bir nermenin doru olup olmadna bal olurdu. Bu durumda ise dnyaya ilikin doru ya da yanl herhangi bir tasarm ortaya konamazd. nk nesneler varolmazsa, yle nermeler hibir gstergesi bulunmayan adlardan oluurlar ve bu yzden de anlamsz olurlard; btn nermelerin anlam, son zmlemede, ge nermelere bal olduu iin, nesneye iaret etmeyen ge nermenin, bilgi (anlam) ierii olmazd.
31

Wittgenstein, Tractatus, (5.5562).

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Dil, nerme ve Gereklik -1 -

33

Nesnelerin dzenlenme biimi ey-durumunu oluturur. ey durumu ierisinde nesnelerin birbirleriyle belirli bir biimde ilikiye girmeleri, ey-durumunun yapsn oluturur. Ayn ekilde, bir ge nermenin elemanlar olan adlarn kendi aralarndaki iliki (eklemlenme) dzeni de nermenin yapsdr. Bu yapy mmkn klan eye Wittgenstein, mantksal biim (logical form) demektedir32. Mantksal biim, nermenin gelerince temsil edilen nesnelerin, nermedeki temsil edici geleri (adlar) birbiriyle nasl bantlysa, ayn o ekilde bantl olmasnn imkandr. Mantksal biim, dilin dnyaya balanmasn salayan ve anlam mmkn klan gedir. nermelerin (tasvirlerin) gereklie ilimesi, gereklie dokunmas mantksal biim araclyladr. nermenin anlam, onun mantksal biimindedir. Anlam, nermenin dnyadan yanstt eyin biimidir, gerekliin nerme iinde dile getirili biimidir. Bu nedenle, bir nermenin anlalmas iin, onun yanstt durumu biliriz. nerme tpk resim gibi, anlamn gsterir. Bir nermeyi anlamak demek, eer o doru ise, gsterdii dnya durumunun ne olduunu bilmek demektir. Bu yzden bir kimse, nermenin doru olup olmadn bilmeksizin onu anlayabilir33. Bunu salayan mantksal biimdir. Tractatusta: nerme btn gereklii ortaya koyabilir. Ama gereklii ortaya koyabilmek iin onunla ortaklaa sahip olmas gereken eyi ortaya koyamaz- mantksal formu. Mantksal formu ortaya koyabilmek iin kendimizi nermeyle birlikte mantn dna karabilmemiz gerekirdi, yani dnyann dna.34 Bu durumda nerme mantksal formu ortaya koyamaz; o ancak onda yansr. Dilde kendini dile getireni biz onunla dile getiremeyiz. nerme, gerekliin mantksal biimini gsterir ve onu serimler35 O halde, mantksal biimi araclyla, her ge nerme, gerek dnyadaki mmkn bir ey-durumunu tasvir eder. Ad, nesnenin; ge nerme ise, ey-durumunun dilsel karklklar olduuna gre, ge

Bkz., Altu, a.g.e., s. 56. Wittgenstein, Tractatus, (4.024). 34 Wittgenstein, Tractatus, 4.12. 35 Wittgenstein, Tractatus, 4.121.
32 33

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

34

Do. Dr. H. Sphi Erdem

nermenin ey-durumunu yanstmas iin, nermedeki adlar ile eydurumundaki nesneler arasnda bir tekabliyet/karlk bulunmaldr. Ayrca nerme iindeki adlar ilikiye sokan yap ile ey-durumu iindeki nesneleri ilikiye sokan yap arasnda bu ilikiye sokma biimi bakmndan da bir tekabliyet bulunmas gerekir. Sonuta, nermeyi oluturan ve nesneleri temsil eden adlarn dzenlenme biimi, nermenin yanstt ey-durumundaki nesnelerin dzenlenme biimi ile ayn ise, nerme doru; nermedeki adlarn dzenlenme biimiyle, ey-durumundaki nesnelerin dzenlenme biimi farkl ise, nerme yanltr. nermedeki adlarn dzenlenme biimi, ey-durumundaki nesnelerin dzenlenmesinin olanaksz olaca bir biimde ise, nerme anlamszdr36. Dildeki anlam snr, ge nermelerin tml tarafndan belirlenir. Empirik gereklik, nesnelerin tml tarafndan snrlandrlr. Bu snr, ayn zamanda, ge nermelerin tmlnde kendini gsterir37. Anlamn snrlar olgusal sylemin snrdr. Doru nermelerin tm, tm doa bilimidir (veya doa biliminin tmdr) 38. Olgusal sylem btnyle tasviridir (resimsel), bu yzden a priori doru olan hibir anlaml nerme yoktur39. imdi konumuz asndan nem tayan soruya geldik, olgusal sylem dnda kalan dilsel anlatmlarn durumu nedir? Wittgenstein, olgusal sylem dnda kalan btn anlatmlarn dil iinde dilin snrn ama giriimleri olarak deerlendirir ve bu anlatmlar, dnyaya ilikin herhangi bir ey sylememeleri bakmndan anlamsz sayar. Bu tr anlatmlar, dnyann mantksal tasvirleri deildirler; onlarn anlam, doruluk deeri zmlemesiyle ak klnamaz. Olgusal sylem d btn nermeler, sylenemez olan syleme giriimleridir. Sylenemez olan, dile getirilemez olan (inexpressible) bu nermelerde kendisini gsterir: Gsterilebilen ey, dile getirilemez.40 Yalnzca dilin snrlar iinde anlaml eyler sylenebilir, bu snrn tesi, akn bir alandr. nermelerce
Altu, a.g.e., s. 52. Wittgenstein, Tractatus, (5.5561) 38 Wittgenstein, Tractatus, (4.11). 39 Altu, a.g.e., s. 59. 40 Wittgenstein, Tractatus, 4.1212.
36 37

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Dil, nerme ve Gereklik -1 -

35

anlatlamayan fakat yalnzca gsterilebilen eylerin alandr. Ayn ekilde, dilin snr zerine de konuulamaz. Dilin snr, dilin dnya ile olan ilikisi, dilin iinde anlaml olarak tasvir edilemez. Bu iliki, dilde kendisini gsteren bir eydir; dil bunu anlatmak iin kullanlamaz. Bu bakmdan, hem dilin snr (dil-dnya ilikisi) zerine hem de bu snrn te yannda bulunanlar zerine bir ey syleme giriimleri yok anlaml/ sama (unsinnig) nermeler retmekle sonulanr. Olgusal sylem d nermelerin zel bir beini mantn nermeleri oluturur. Bunlar, Wittgensteinn anlamsz olarak niteledii olgusal ierikten yoksun olduklar iin, anlamca bo saylan nermelerdir. Bu yzden, mantn nermeleri totolojilerdir ve mantn nermeleri hibir ey sylemezler (onlar analitik nermelerdir). Ya da mantn nermeleri a priori doru olan nermelerdir. Bir nermenin doruluunun kriteri: gereklikle karlatrlmakszn yalnzca nermenin kendisinden kalklarak anlalabiliyorsa, o nerme a priori dorudur. Bu durumda a priori doru olan bir nerme anlaml bir nerme olmayacaktr41. Mantn nermeleri totoloji ve elimelerden oluur. Totoloji ve elime doruluk ve fonksiyonu kuramnda doruluk koullarna ilikin iki u durumdur. Bu durumlardan birinde nerme, ge nermelerin btn doruluk olanaklar iin dorudur. Bu durumda doruluk artlarnn totolojik olduunu syleriz. kinci durumda, nerme, btn doruluk olanaklar iin yanltr; yani doruluk artlar eliiktir. Birinci durumda nermeyi totoloji, ikinci durumda elime deriz42. Totolojilerin hibir doruluk art yoktur, onlar artsz olarak dorudurlar. Totoloji her olabilir ey durumu iin dorudur. elimelerin ise doru olabilecei hibir art yoktur. Totoloji ve elime, gerekliin tasviri deildirler; hibir olabilir ey-durumu onlarda yansmaz. nk totoloji olabilir her durumu iine alr. ge nermeler, doruluk ve yanllna ilikin btn dzenlemelerle badar. elime ise tersine bu dzenlemelerin hi biriyle badamaz. Bu bakmdan nermeler syledikleri

41 42

Altu, a.g.e., s. 59. Witgenstein, Tractatus, (4.46).

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

36

Do. Dr. H. Sphi Erdem

eyi gsterirler, totoloji ve elimeler ise hibir ey sylemediklerini gsterirler43. Hibir ey sylememekle birlikte, mantn nermeleri, sama diye nitelenen nermelerden ayr tutulmaldr. nk gerekliin mantksal biimi bu nermelerde kendisini gsterir. Onlar, dilin ve dnyann biimsel-mantksal zelliklerini ya da dilin ve dnyann snrn gsterirler. Bu varg Wittgensteinin zgn a priori anlaynn bir anlatmdr. Bu anlay u nclden yola kar: A priori, bilgi temeline deil, dil temeline dayanr. A priori bir anlatm bir ileri srm deil, fakat daha ok zel eitten bir kuraln, dil kullanmna ilikin bir biimin davurumudur. Dil kullanmna ilikin kurallar totolojilerde cisimleirler. Bu balamda Wittgenstein, her totolojinin bir karm biimine kar geldiini, onu gsterdiini ileri srmektedir. Mantkta her nerme bir kantn biimidir. Mantn her nermesi gstergeler iinde sergilenen bir modus ponenstir44. Totoloji, herhangi bir bilgi vermemekte, dilsel bir zellii gstermektedir. Bu adan bakldnda, totolojilerin salt simgecilie ilikin anlatmlar olduu grlr. Onlarn a priori olmalarnn nedeni de budur. 0 (sfr) nasl aritmetiin simgeciliine aitse, mantn nermelerinin ayrc zellii, onlarn doruluunun salt simgeden kalklarak bilinebilmesidir. Wittgensteinn dil ile dnyann yapsna ilikin syledikleri olduka soyuttur. O ne dnyann ne olduuna ilikin konuurken olgu, olgu durumlar ve ne nesne rnekleri verir. Ne de dilin yapsn betimlerken cmle, temel cmle ve isim rnekleri verir. Bu mphem durum Wittgensteinn dnce sistematiinin serimlenmesinde hibir biimde deimez. Cmlelerin ya da olgularn ne olduklarna ilikin tanmlanmam ve belki de sezgisel bir kavraya dayanr ki, bylece daha sora, dilin aka sergiledii gibi, dnya ile olan bann kurulabilmesi iin nasl bir yapya sahip olmas gerektiini daha uygun tarzlarda belirleyebilsin. Bu durumda Wittgenstein iin dilin dnya ile bants kendi ya-

43 44

Wittgenstein, Tractatus, (4.461). Wittgenstein, Tractatus. 6.1264.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Dil, nerme ve Gereklik -1 -

37

antlarmzda, eylemlerimizde bizim psikolojik halimiz iinde vuku bulur. Bylece o, felsefenin grevini dil ile dnya arasnda ba kurmay salayacak mantksal koullar belirlemeye ynelik tmyle kavramsal bir alma olarak belirler.45

Metafiziksel nermelerin Stats


imdi olgusal sylem dnda kalan anlatmlarn dier blmn oluturan felsefe nermelerinin konumunu gzden geirelim. Felsefe nermeleri, etik-estetik- metafizik nermeler, ne olgusal ne de mantksaldr. Felsefe nermeleri sylenemez olan syleme giriimleridir. Wittgensteine gre dilin ve dnyann snr tesindeki bir ey hakknda konumak, sama (yok-anlaml) olduklar gsterilebilir. Bu bakmdan felsefe eserlerindeki nermelerin ve sorularn pek ou yanl deil fakat samadr/ bo szdr, anlamlandrlamaz. Bu tr sorulara herhangi bir anlaml karlk verilemez. Fakat yalnzca onlarn sama/yok-anlaml olduklar gsterilebilir. Bu nerme ve sorularn ou, dilimizin mantn anlayamam olmamz yznden ortaya kar. Yalnzca dilin snrlar iinde anlaml eyler sylenebilir. Bu da gerekliin nasl olduunu resmetmekle (tasvirle) resimsel/tasviri bir sylemle zdetir. O halde, btn sylenebilir olan olgulara ilikindir; yani bir takm ey-durumlarnn varolduunu ve baka bir takm ey-durumlarnn var olmadn sylemekten ibarettir. Bunun tesinde ne olduuna dair anlaml bir ey sylenemeyecei gibi, dil ile gereklik arasndaki iliki zerine de anlaml bir ey sylenemez. Dnyay bir btn olarak ele alp onun zerine konumaya alan felsefe, sylenemez olann peindedir. Mistik olan dnyann nasl olduu deil, dnyann varolduudur.- Dnyann bir alt-tr olarak grlmesi, onun bir btn, snrl bir btn olarak grlmesi demektir. Dnyann snrl bir btn olarak duyulmas, mistik bir duygudur. Mistik olan dile getirilemez fakat gsterilebilir 46.

45 46

Bkz. A.C. Grayling, Wittgenstein, ev., Muhsin Ylmaz, Altn Kitaplar, stanbul, 2008, s. 55. Wittgenstein, Tractatus, 6.44; 6.45.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

38

Do. Dr. H. Sphi Erdem

Ayn zamanda felsefe, dnyann mantksal biimini, tasvire giriir, oysa bu, dilin mant asndan gerekletirilmesi imknsz bir grevdir. nk anlaml dil, tasviri dildir; gereklii yanstan dildir47. Felsefenin syleme giriiminde bulunduu ey, sylenemez olan, yalnzca gsterilebilir olan eydir. Felsefe nermelerin ayrt edici zellii bu nermelerin bilgi verici bir yap iinde ortaya konulamaz, kurgulanmaz olmalardr. Felsefi dorular dile getirilemez, fakat yalnzca gsterilebilir. Bu ynde Tractatusdaki dnce, felsefi nermelerin dile getirilemeyen ama gsterilebilen akn bir alana ilikin olduu eklindedir. gerekten de dile getirilemeyecek olan eyler vardr. Bunlar kendilerini gsterirler mistik olan budur48. Felsefe yapmak dile getirilemez olan gstermeye almaktr. Dile getirilemez olan bo ve deersiz olanla zdelememek gerekir. Dile getirilemez olan, insan yaamnda nemli olan her eydir. Nitekim Wittgenstein kendi tezine aklk getirirken, unlar sylemektedir: En nemli ey, nermelerle yani dille anlatlabilene ve dille anlatlamayan ama yalnzca gsterilebilene ilikin kuramdr: Ben bunu felsefenin balca sorunu sayyorum49. Felsefi nermelerin bilgi karakterini reddeden bu grn yeni bir felsefe anlay getirecei kukusuzdur. Nitekim Wittgensteina gre felsefe doru olarak anlalrsa, bir kuramlar kmesi deil, bir etkinliktir. nermelerin ak klnmas, aydnlatlmas etkinliidir: Felsefenin amac dncelerin mantka aklanmasdr. Felsefe bir reti deil, bir etkinliktir. Bu felsefi alma, btnyle anlam aydnlatmalarndan oluur. Felsefenin sonucu bir dolu felsefi nerme ortaya koymak deil, nermeleri ak klmaktr; felsefe dnceleri ak klmal ve kesin bir biimde snrlamaldr. Yoksa bu dnceler donuk ve bulank kalrlar50. Bu du-

Altu, a.g.e., s.66. Wittgenstein, Tractatus, 6.522. 49 G.E.M. Anscombe Letters to Russel 2, An Introduction to Wittgensteins Tractatus, Hutchinson Univ. Lib. London 1971, s.161.; Altu, a.g.e., s. 66. 50 Wittgenstein, Tractatus, 4.112.
47 48

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Dil, nerme ve Gereklik -1 -

39

rumda, felsefenin ak kld nermeler, felsefenin kendi nermeleri olmaktan ok, dnyaya ilikin felsefi olmayan nermeler olacaktr.

Sonu
Felsefi ve mantksal nermelerin formunun dilin gerekle temasnn dnda formsal, soyut bir yapda olmas, ge nermelerin eydurumuna iaret eden maddi gstergesinin dnda mistik bir yapya iaret eder. Bu durumda, dilin dnyay temsil etme yaps, mistik formdan dolay gereklik durumunun dnda kalr. Yani, dilin dnyay temsil etme yaps, mistik ve akn olan eyler dilin ifade gcnn dndadr. Dier bir deyile, dilin ifade yetisinde ortaya koyduu performansta iaret ettii nesnel alann maddi ieriine temas, gereklikle dilin bant noktasn olutururken, bu edimde dilin ifadesini biimlendiren yap, mantksal formu oluturmakta ve bu dahi gereklik d kalmaktadr. Wittgenstein burada, dil-gereklik balamnda ar realizmin basksyla, zihin- dil- dnya arasnda maddi bakmdan bir tekabliyet aramakta ve gerekliin kriteri olarak bunu ne srmektedir. Bu ise, ayn konuya ynelen ve konunun balamna giren zihin-dil-nesne gibi farkl perspektifin yap ve maddi bakmdan edeerliliini ya da zdeliini istemektir ki bu mmkn deildir. Dil-zihin ve nesnenin yaps ve kendini ifa etmesinin teknik imkn bunu mmkn klmaz. Aslnda bu mesele Aristoteles dncesinde zihin-dil-nesne balamnda olaan biimde analiz edilmitir. rnein buna gre, zihin, d dnyada atei grr. Atein yakcln, harn, alevinin parlakln vb hususlar duyular hisseder. Zihin ate olgusuna ate adn verirken duyularn hissettii anlam evrenini ate kavramnda onun yklemleri olarak hamleder. Ate kavram, dilsel bir edim olarak szel bir terimdir ama bu terim duyusal ynden atein btn niteliklerini yklenmi bir dilsel edim konumuna girer. Bunun tesinde Wittgensteinn ey-durumu, ge nerme ya da salt nesnel gereklii ifade etmede hassasiyet gsterdii gerekliin taban, ar bir hassasiyetten te geemez.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

40

Do. Dr. H. Sphi Erdem

Dilin dnyayla birebir tekabliyeti farkl yaplardan dolay mmkn deildir. Dil kendi bana yetkin ve zengin bir ifade gcne ve varln kategorilerini ifadeye g yetirse de, varlk dile gre daha zengin nitelikler, balamlar ve hususiyetlere sahip bir ufku temsil eder. Bu yzden, Varlk baraja benzetirsek, dili barajn tahliye borusuna benzetebiliriz. Dil nihayetinde barajn materyalini dar aktmakta ise de Varlk konumundaki baraj, devasa bir ktleyi ve yapy temsil emektedir. Bu iki yapnn ayn konuyla ilgili olmasna karlk birbiriyle edeerlilii sz konusu olamaz. Bu durumda dilin ifade gcyle ilgili ona ayrca madde ve form olarak bir snrlama getirme ilemi, ii daha da gletirmektedir. Sonuta Wittgenstein, dili yaad ada felsefenin ana konusu klmakla, dildnya ve gereklik balamnda ayrntl bir analizi mmkn klmtr. Onun bu almalar dilin gcn gsterme ve tartmay, dilin kapasitesini anlamay ve fehmetmeyi gndeme tamtr. Dier taraftan dil ile gerekliin tekabliyeti giriiminin zlemez sonular ortaya koymas, yeni tartma alanlarna kap aralamas bakmndan felsefi ilgiye farkl almlar getirmitir. Bu almlar baka bir almann konusu olacaktr.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

HKMET YURDU
Dnce Yorum Sosyal Bilimler Aratrma Dergisi
ISSN: 1308-6944 www.hikmetyurdu.com

Hikmet Yurdu, Yl: 3, S.5 (Ocak-Haziran 2010), ss. 41 - 58

nsan Ahirete Hazrlayan Dnya Hayatnn ki nemli Enstrman: Oyun (Lab) ve Elence (Lehv)
Do Dr. zcan Tac anakkale Onsekiz Mart niversitesi lahiyat Fakltesi retim yesi ozzcan12@hotmail.com
zet Dnya hayat ancak bir oyun ve bir elencedir, ayetinin dnyann geici ve yalan olduu eklindeki yorumlan biimi, slamn ilk asrlarndan sonra genel bir kabul grm, dolaysyla da Mslmanlar arasnda, faydasz ve bo bir olgu olarak mademki oyundan yz evriliyorsa, bunun gibi dnyadan da yz evrilmesi gerekir, anlay hakim olmaya balamtr. Bu durum byk bir medeniyet kuran Mslmanlarn belli bir dnemden sonra gerilemelerine neden olmutur. Oysa Kuranda dnya hayatnn oyun ve elence olarak nitelendirilmesi, ahirette ki nimetlere gre dnya nimetlerinin kymet ve lezzet bakmndan daha az deerli olmasndan dolaydr. Yoksa oyun ve elence nasl ki yetikinlik dnemi iin nemli ise, dnya hayat da ahiret hayat iin ayn derecede nemlidir. Bundan dolay da yetikinlik dnemine zemin hazrlayan yapc nitelikteki bir oyunda bulunmas gereken, ocuu hr ve bamsz brakmak, oyunun kurallar dna kldnda ancak mdahale etmek gibi faktrler, bize gre ahirete nazaran adeta oyun dnemi diyebileceimiz dnya hayat iin de salanmaldr ki ahiret hayat kazanlm olsun. Anahtar Kelimeler : Oyun-elence, dnya hayat, ahiret hayat, l-denge, kelam. Abstract Two Important Instruments of this World, as a preparatory to the Other World: Play and Amusement The verse of Nothing is the life of this world but play and amusementis interpreted by the some Quran scholars often that this world is really nothing and useless according to the other world. For this reason, musnt be played and amused in it. It must be usually prayed in it. But playing and amusing are two important instruments for the childlife to form their future life. We accept that this world is a play and childishness world according to the other future world. And this world prepare the other world. For this reason must be measured prayed, amused and played. Key Words: Play, amusement, this world, other world, measured, kalam

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

42

Do. Dr. zcan Tac

Giri
Oyun genel olarak, snrlar kesin bir ekilde tespit edilen bir zaman ve mekanda iradi olarak kabul edilen ancak balayc kurallara gre uygulanan, gayesi bizzat kendi ierisinde sakl olan, gnlk yaantdan farkl olma bilinci ve bir rahatlama, bir sevin hissiyle birlikte meydana gelen istemli bir davran ya da uradr.1 Oyunun insann eitimine-geliimine yapt katkya ilk olarak deinen kiinin Friedrich Schiller (1759-1805) olduu sylenmektedir.2 Ancak Mslman Dnyada ondan nce bu konuya deinenlerin mevcut olduu bilinmektedir.3 Psikoloji zerine yazlan eserlerde oyunun, ocuk psikolojisi ve geliimiasndan ele alnp deerlendirildii grlmekle4 birlikte, onun, erikinler iin de nemli bir ihtiya olduu malumdur. Oyuna, ocuk psikolojisi ve geliimi asndan bakldnda, onun ocukluk ile yetikinlik evreleri arasndaki en nemli kprlerden birisi olduu ve ocuu ileriki gerek hayata (yetikinlik dnemi) hazrlad tespit edilmektedir. ocukluklarnda oyun dnemini doya doya yaamayan bireylerin yetikinlik dnemlerinde birok sorunla karlatklar bilinmektedir. Zaten ocukluk oyun demektir.5 Bu adan oyun, ocuklarn anne-babay taklitlerinden daha ok, onlarn en ciddi uralardr.6 Onlar ileriki yaantlarn salam temeller zerine oturtmak iin, ebeveynlerini taklitten uzak bir ekilde sadece rnek alacaklardr. Bunun iin de zgr bir ortamda bulunmalar olduka nemlidir. te oyun onlara bu zgr ortam sunmaktadr. ocuklarn oyunlarna, zgrlklerini snrlandrc bir tarzda mdahale edildiinde, ocuklarn buna ar bir tepki gsterdikleri gzlemlenmektedir: Oyundaki ocuk erikinlerin =Dur!Otur!yle deil, byle yap!= gibi kstlamalarndan uzak, kendi ba-

Bu tanm Hollandal kltr antropologu Johan Huizingann (1872-1945), 1938de yaynlanan, Homo ludens adl kitabnda yapt ve genel kabul grd sylenmektedir (http://de.wikipedia.org/wiki/Spiel). 2 http://de.wikipedia.org/wiki/Homo_ludens 3 Hseyin Kara, Beni Anlayn, Yasem Yaynlar, stanbul 2006, s. 75. 4 Atalay Yrkolu, ocuk Ruh Sal, zgr yaynlar, stanbul 2006, s. 66-72; Kara , s. 74-80. 5 Kara, s. 79. 6 Yrkolu, s. 66.
1

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Oyun ve Elence

43

na buyruk olmann tadn karr. Oyun ocuun zgrldr.7 Onlar, ancak bu ekilde oyuna yalnz byklerden grdn aktarmakla kalmaz, ona kendinden de katar.8 Anne-babann burada yapmas gereken, ocuklara, onlarn gznde gerek bir hayat olan oyunlarna srekli olarak mdahale edip, onlarn neyi ne ekilde oynamalar gerektii konusunda emirler yadrmak deil, ocuklar oyunlarnda hr ve serbest brakmak, bunun yannda oyunun kurallarnn dna ktklarnda da mdahale etmek suretiyle onlar yapc anlamda ynlendirmektir. te tam da bu noktada iki tr anne-baba ile karlamaktayz: Bunlardan birincisi ocuklarn oyunlarna, onlarn bir ii baaracaklar konusunda gvenleri olmad iin, srekli olarak mdahale eden, onlara sadece emirler yadrp sorumluluk ykleyen, baskc, ocua hibir hak ve zgrlk tanmayan, sadece cezalandran, dllendirmeyen; dieri ise ocuklar oyunlarnda mutlak anlamda serbest ve bamsz brakan, bu ekilde onlarn kendilerini gelitirmelerini ve yaratc olmalarna zemin hazrlayan, onlara sadece oyunun kurallarnn dna ktklar zaman mdahale edip gerektiinde bir takm yaptrmlarla oyunun kurallar ierisine eken, bu kurallara uyum salamalar imkansz hale gelenleri ise, dier ocuklarn oyunlarnn selameti asndan, oyun dna atan ve iyi, ho davrananlar ise dllendiren. Bu anlamda, yaratclk ve kendini gelitirmek ile hr ve bamsz ortamda gerekletirilen oyun arasnda dorudan bir ba kurulmaktadr.9

1. Oyun ve Elencenin Kelami Adan Deerlendirilmesi


Hr ve bamsz koullarda oynanan oyunlar ve geirilen ocukluk dnemi nasl ki salkl bir yetikinlik dneminin garantisi ise, hr ve bamsz koullarda ve evrede geirilen bir dnya hayat da ayn ekilde salkl ve huzur dolu bir ahiret hayatnn garantisi durumundadr. Yetikinlik dnemini ahiret hayatna, ocukluk ya da oyun dnemini de dnya hayatna benzettiimizde, bu iki tr anne-babann ve

Yrkolu, s. 67. Yrkolu, s. 68. 9 Yrkolu, s. 69.


7 8

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

44

Do. Dr. zcan Tac

onlarn oyuna bak tarzlarnn kelami ekollere yansmas da u ekilde olacaktr: Cebriye ya da Cebriyet-l-Mtevassta olarak tanmlanan Eari kelamclar ve onlar takip eden din bilginleri, yukardaki baskc, ocuuna gvenmeyen ve zgrlk tanmayan anne-babann roln Allaha aynen vermi olmaktadrlar. Bu rol, nsanlara srekli olarak sadece emir ve yasaklar yadrmak, onlara kaldramayacaklar sorumluluklar yklemek (et-teklf ml yutk)10, yaptklar fiillerde (Efl-i bd) onlara hibir zgrlk tanmamak ve insanlarn meru daireler ierisinde, elenmek, mzik dinlemek ya da en basitinden tavla oynamak gibi, holanacaklar ve zevk alacaklar eylemleri yapmasn ho grmeyip, ibadeti sadece namaz, oru gibi amellerden saymak suretiyle srekli olarak bunlarla hayatlarn geirmelerini dikte ettirmek eklinde ifade edilebilir. Onlarn bu ekilde, baskc ve mdahaleci davranmalarnda etkili olan faktrlerden en nemlisi, insan, zayf ve mutlak anlamda eksik grp, onun kendi akln kullanp, doruyu bulamayacana ilikin kanaatleridir.
Eariler

bu yzden insann kendi aklyla iyiyi ve kty bulamayacan,

iyi ve ktnn ancak vahiyle bilinebileceini (husun-kubuh) iddia etmilerdir. Bunun bir sonucu olarak ta Eari kelam sisteminde akl adeta devre d durumdadr.11 Onlar bireyin aklna gven duymadklar iin12, ona bakalarnn yani ncekilerin (selef) aklnn yardmda bulunmasn zorunlu klmaktadrlar. Oyun balamnda ise ocuk sz konusu olduunda selefin akl anne-babann aklna dnmektedir. Bir dier faktr ise Cebriye ve Eari dnce sistemine bal olanlarn dnya hayatna, zikrettiimiz baskc anne-babann ise ocukluk ya da oyun hayatna hi deer vermeyip onu sahte ve yapmack bulmalardr. Bunun karsnda Mutezile ve bir bakma Matridi kelamclar ve onlarn takipileri durumundaki din bilginleri se Allaha, insanlar yaptklar fiillerde hr ve serbest brakan, onlara, ancak dnya hayatnn ileyiini, yani kurallarn bozduklar zaman, peygamberler gndermek suretiyle mdahale edip, uyarlarda bulunan, yola gelmesi mmkn olAdudadin el-ci, el-Mevkf f lmil-Kelam, lemul-Kitb, ner. yok, Beyrut, tarihsiz, s. 330. Eb shak e-rzi (393-476): el-ra il Mezhebi Ehlis-Snne, tahkik: Muhammed HasanMuhammed Hasan smail, Beyrut 2004, s. 376-377. 12 e-rzi, s. 377.
10 11

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Oyun ve Elence

45

mayanlara yaptrmlar uygulayan, iyi, gzel davrananlar da dllendiren (vad-vad) ve iyi, gzel davran sergileyenleri srekli olarak sz ve fiillerle tevik eden bir rol tasavvur etmilerdir. Bu tpk ocuuna kar disiplinli ancak bir o kadar da onu zgr ve bamsz brakan annebabann rol gibidir. Onlarn bu ekilde yapc ve zgrlk bir davran ierisinde bulunmalarndaki faktrlerden en nemlisi, insana ve onun iradesine gvenip, onun kendi akln kullanmak suretiyle iyiyi ve irkini bulup, doruya ulaabileceine olan kesin kanaatleridir. Bundan dolay da akl, zellikle Mutezile kelam sisteminde en yksek otorite durumunda olup, ona mdahale de, oyunda ocuklarn anlamazla dtklerinde anne-babann oyuna mdahale edip, arabuluculuk yaptklar rneinde olduu gibi, ancak insanlar anlamazla dtkleri zaman mmkn olabilmektedir. Bu da Allahn peygamberler gndermesiyle gereklemektedir: Allah peygamberlerini, eriatler ihtilaf ettiinden dolay, bu eraitlerden bir ksmn nesh etmek suretiyle ileri yerine getirmeleri-dzene koymalar (li edil-umri), iin gndermitir.13 Yoksa akl esas itibariyle iyinin ve ktnn ne olduunu kendi bana bulabilmektedir.14 Mutezilenin akl konusunda ortaya koyduu bu ilke, bata slam Dnyasnda olmak zere tm dnyada yeni bir sayfa am fakat bu, ok da fazla srdrlememitir.15 Buradan, oyuna olduu gibi dnya hayatna da snrl seviyede bir mdahalenin gerekli olduu sonucunu kartmak mmkndr. Bu mdahale oyunda yardmolarak da deerlendirilebilir: Evlerde ve anaokullarnda ocuklar aras ilikiler kurmak ve ortaklaa oyunlar oynamalarn salamak konusunda yetikinlerin yardmlar gerekir. nk balangta doal olarak baz glkler kacaktr. Oyuncak, en byk anlamazlk konusudur.16
Kad Abdlcebbar, el-Mun f Ebvbit-Tevhd vel-Adl, ner. brahim Medkur-Taha Hseyin, Kahire, 1382-1385/1962-1965, XIV/153. 14 Kad Abdlcebbar, XIV/153. 15 Alfred von Kremer, Geschichte der herrschenden Ideen des Islams , Leipzig 1868, s.239. 16http://www.kmarasram.gov.tr/index.php?option=com_content&view=article&id=233:91oyununcocuk-uezerndek-etkler-nelerdr&catid=59:100-soruda-anne-baba-eitimi&Itemid=86; kr. Cezmi
13

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

46

Do. Dr. zcan Tac

Bize gre buradaki yardmszc Kad Abdlcebbarda lutf(fayda-iyilik) ile karlanmaktadr: yleyse her durumda akl teklifin sem olandan bamsz olmasnn caiz grlmesi gerekir, denildiinde yle karlk verilir: Ehl-i ukl buna, ayet rasuln getirdiinde kendisi iin herhangi bir lutf (iyilikfayda) bulunmadnn bilinmesi kouluyla cevaz vermilerdir. Oysa gerekte byle bir eye, eriatlerde onlar iin ltuf olduunu kabul edilmesi kouluyla cevaz verilebilir. Zira insanlar iin ltuf olmad bilinen eriatlerin Allah tarafndan gnderilmesi mmkn deildir. Aksi durumda Allah faydas olmayan abes bir fiil ilemi olur. Bunu nbvvet konusunda aklayacaz17. Dikkat edildii zere ocuklarda oyun srasnda kan anlamazlklarn en nemli sebebi oyuncak yzndendir. Dnyadaki yetikinler ya da lkeler arasndaki anlamazlklarn en nemli sebebi de ayn ekilde yetikinlerin oyuncaklar olan mal-mlk nedeniyledir. Kuran bu duruma u ekilde deinmektedir: Biliniz ki dnya hayat bir oyun, bir elence, bir ss ve kendi aranzda vnme, mal ve evlat oaltma yarndan ibarettir.18 u halde ar bir mdahale ise ne oyunda, ocuk zerinde ne de dnya hayatnda, birey zerinde etkili olacaktr. Zira oyun srasnda ocuklar srekli olarak kontrol edilmekten holanmazlar. Kim bilir, Yaratcnn kendisini gstermemesi de belki de bundan dolaydr. Yani Allah kendisini gstermi olsayd, insanlar kendilerinin srekli olarak kontrol edildiklerini dnecekler, rahat ve zgr hareket edemeyeceklerdi. Oyun psikolojisinden, bu ekilde Allahn insanlarn fiillerinde zgr ve bamsz olmalarn istediine dair bir karm yapmak mmkndr. Schiller de oyun gdsnn (spieltrieb) insan esasen, gerek fiziksel gerekse ahlaki-moral bakmndan hrriyete, bamsz davranmaya ittiini

Tahir Berktin, ocuklarda ve Genlerde Davran Bozukluklar, Trkiye Bankas Kltr Yaynlar, Ankara 1978. 17 Kad Abdlcebbar, XIV/ 153. 18 Hadid, 57/ 20.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Oyun ve Elence

47

sylemitir.19 Mutezilenin ondan ok nceleri, zgrlk ile sorumluluk arasnda kurduu ilikinin bundan ok da farkl olmad kanaatindeyiz. Bundan baka oyunda srekli olarak mdahale edilen ocuun oyunu tamamen terk edebilecei riski olduu gibi, kendisine tayamayaca yk yklenen insan da yle bir zaman gelir ki artk hibir ykmll yerine getirmez hale gelebilir. Bundan dolay da Kuranda Hz. Musann kavmi gibi, arkasndan daha fazla ykmllk getireceinden dolay fazla soru sorulmamas istenmektedir: Ey iman edenler! Akland zaman hounuza gitmeyecek olan eylerden sormayn. Eer onlar Kur'n indirilirken sorarsanz size aklanr. Hlbuki Allah onlardan gemitir. Allah ok balayan ve ok yumuak davranandr. Sizden nce gelen bir kavim bunlar sormutu da sonra inkr etmiti.20 Bu ayetlerin tefsirinde Razi unlar zikretmektedir: Allah Tel, "Peygamberin zerinde tebliden baka (hibir vazife) yokturbuyurunca sanki yle demitir: "Resuln size tebli ettii eyi alnz ve O'na uyunuz. Resuln size tebli etmedii eye gelince, o hususlar sormayn ve o tarafa girmeyin. nk eer mkellef tutulmadnz bir eye dalar ve sorarsanz, bu yersiz davrannz yznden, ou kez size ar ve g gelecek olan eyler (hkmler) ile mkellef tutulursunuz.21 u halde uygulanacak en gzel metot, ne ar mdahalede bulunmak ne de ar derecede serbest brakmaktr.22 kinci faktr ise, Mutezile ve Matridi kelamclarnn dnyann, zgrlk anne-babann ise oyun dnyasnn gerek muhataplar olan insanlar ve ocuklar tarafndan gerek ve doal olarak kabul edildiklerini benimsemeleridir. Ancak onlar dnya hayatnn, ahiret hayatna; oyun hayatnn ise yetikinlerin hayatna kyasla geici, fakat onlara hazrlayc
Friedrich Schiller, ber die sthetische Erziehung des Menschen in einer Reihe von Briefen, Reclam, Hrsg. Berghahn, Klaus L., Stuttgart:, 2000, 14. Brief. 20 Maide, 5/ 101-102. 21 Fahreddin er-Rz,, , Tefsir-i Kebir: Meftihul-Gayb, Aka Yaynlar, ev. Suat Yldrm- Ltfullah Cebeci- Sadk Kl- Cafer S. Doru, Aka Yaynlar, Ankara 1988-1995, IX/245-246. 22Mehmet Necmettin Bardak, Mevln Perspektifinden Genlik Problemleri ve zm Yollar, Tasavvuf lm ve Akademik Aratrma Dergisi, Y. 6, V. 14., s. 269, Ankara 2005.
19

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

48

Do. Dr. zcan Tac

bir mahiyette olduklarn da kabul etmekte olup, dnya ve oyun hayatnn gerek hayatlar olan ahiret ve yetikinler hayatna gre tekil edilmeleri gerektiinin altn izmektedirler. Burada Cebriye ve Eari taraftarlarnn da bu dnyann geici olduunu, onun ahirete hazrlayc bir mahiyet tadn kabul ettikleri gibi bir iddia ileri srlebilir. Oysa unutulan nemli bir nokta udur: Nasl ki baskc ve otoriter anne-baba, oyunun ocuk iin gereksiz olduunu dnmekle birlikte, ocuu bandan savmak iin onu bir ara olarak kullanyorsa, Cebriye ve Eari dncesine sahip olanlar da, dnya hayatn gereksiz grmekle birlikte ahirete kadar geirilecek bir zaman dilimi olarak telakki etmektedirler. Yani dnya, haddizatnda bir hi ten ibarettir. Dnya zerinde bulunulan zaman diliminde bile, dnya ileriyle deil sadece uhrevi ilerle uralmasn sylemeleri buna iarettir.23 Oysa dnya hayat haddizatnda bir deere sahiptir. Ancak ondan elde edilecek fayda geici ve ahirettekine nispetle kalitesi de daha dktr. Belki de bu yzden Kuran ahiret hayatn, oyun ve elence olarak tanmlanan dnya hayatna oranla daha deerli grerek dnya hayatna, ahireti kaybetmek pahasna ar deer verilmemesini insanlardan talep etmektedir: Biliniz ki dnya hayat bir oyun, bir elence, bir ss ve kendi aranzda vnme, mal ve evlat oaltma yarndan ibarettir. Bu, tpk bir yamura benzer ki; bitirdii ot, ekincilerin houna gider, sonra kurur, onu sapsar grrsn, sonra erp olur. Ahirette ise etin bir azap, Allah'tan mafiret ve rza vardr. Dnya hayat, aldatc bir zevkten baka bir ey deildir. Bu ayet bir bakma yetikinlerin dnya hayatna baklarndaki yanll, ocuklarn oyun psikolojisini bizlere yanstmak suretiyle ortaya koymaktadr. yle ki, ocuklar oyun dnemlerinde yaadklar sreci mutlak gereklik olarak telakki ederek srekli olarak oyuncaklaryla oynamak, buna karn derslerine nem vermemek suretiyle geleceklerini tehlikeye atarlar. Oysa oyun dnemi sona erip gerek hayatla yzletikleri zaman ocukluk dnemlerinde kendilerine zevk veren oyunlarnn ve oyuncaklarnn ne kadar deersiz eyler olduklarn anlarlar. Tm zaman-

23

Vehbe Zuhayli, et-Tefsrul-Munir, Risale Yaynlar, ev. Ahmet Efe, stanbul, 1996, IV/171-172.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Oyun ve Elence

49

larn sadece onlarla oynamalar, imdi, yetikinlik dnemlerinde ac ve sknt ekmelerine neden olmaktadr. Bunun nedeni onlarn bu oyunlar oynamalar ya da oyuncaklara sahip olmalar deil, her eyi unutmak suretiyle zamanlarnn tmn srekli olarak onlarla uraarak geirmeleridir. Dnya nimetleri de oyuncaklar gibi ahirette ki asllarna gre gereklikten uzak, sahte konumundadrlar. Yoksa Kuran oyun dnemiyle kyaslanabilecek bu dnya hayatn hi yaamayn dememektedir: Allah'n sana verdiinden (O'nun yolunda harcayarak) ahiret yurdunu gzet, ama dnyadan da nasibini unutma! Allah'n sana ihsan ettii gibi, sen de (insanlara) iyilik et. Yeryznde bozgunculuu arzulama. phesiz ki Allah, bozguncular sevmez.24 Zira dnya hayat Allah nezdinde oyun ve elence olsa da biz insanlar iin gerek bir hayattr. Bu yzden, Allah bu hayatta srf zahidane bir hayat yaamamz bizden istememektedir. ayet yle olsayd, bu, anne-babann ocuklarna oyun oynamayn!, sadece ders aln!demesine benzerdi. Oysa Allah, bu ayetle bizlere hem derslerimize almamz hem de meru daireler ierisinde oynayp elenmemizi tavsiye etmitir. te bunun iindir ki, yukarda da zikrettiimiz gibi, oyun psikolojisiyle alakal birtakm eserlerde, oyunun, brakn ocuklar, yetikinler iin bile olduka nemli bir ihtiya olduu iddia edilmektedir. Bu eserlerde oyuna yetikinlerin, dolaysyla da toplumun geliimine her adan katkda bulunmas asndan dikkat ekilmektedir: Oynamak insan canlandrr. Sanki zihninizdeki bir kap alr ve sorunlarnz daha rahat zmeye balarsnz25 Ruhsal, fiziksel, zihinsel ve toplumsal geliimin her aamasna byk katklar olan oyun, geliim iin vazgeilmez bir aratr. Ayrca evreyi, kendini kefetmenin, kendini ifade etmenin, ruh saln korumann ve dengeli bir yaama ulamann temel aralarndan birisidir.26

Kasas, 28/77. Lenore Terr, M.D., Oyun Yetikinler in Neden htiyatr?, ev. Murat Kseolu, Literatr Yaynclk, stanbul 2000, s. 22-23. 26 Psikoloji Szl, Bilim ve Sanat Yaynlar,Yayna Hazrlayan Seluk Budak, Ankara 2000, s. 563.
24 25

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

50

Do. Dr. zcan Tac

Ancak oyun, insan, dolaysyla da toplum zerindeki bu fonksiyonunu ancak elenceyle olan sk ilikisi sayesinde yerine getirebilmektedir: Oyunun, yani elencenin olmamas bir insan kreltir. Hatta diyebiliriz ki genel bir oyun eksiklii bir toplumu kreltir, donuklatrr.27 Elenceyle olan ilikisinden dolay oyun ayn zamanda elenceye ynelik bir etkinlikolarak da tanmlanmaktadr.28 Elence ise, belli bir amac olmayan, sadece haz almaya ynelik zorlamasz, kendiliinden her trl etkinlik29 olarak tanmlanmaktadr. Bu tanmlamalar dolaysyla da oyun ve elencenin almayla tezat olduu dncesi yaygn bir kanaat haline gelmitir. Bu kanaati formle ettiimizde yle bir sonu ortaya kmaktadr: almak= Anlaml, Gerekli, Amal (Ura) Oyun-Elence= Anlamsz, Amasz, Bo (Ura) Oysa meru daireler ierisindeki oyun ve elence almaya kart deil, aksine almaya ve de yaratc fikirlerin ve eylemlerin olumasna olumlu ynde katkda bulunan faktrlerden saylmaktadr: Oyun oynamak ve almak, siyah ve beyaz gibi kart kavramlar deildir30 Snrsz bir hayalle oyun oynanmayan bir yerde yaratc bir alma asla ortaya kmaz31 u halde oyun ve elence alma ve uralarn daha da ileriye gtrlmesi iin bir nefes alma, bir eyler renmean olmaktadr.32 Bir Trk Atasznde, oynamayan tay at olmazdenilmek suretiyle bu duruma iaret edilmektedir.33 yle ya, srekli olarak alan beynin yeni bir eyler retmesi iin bir sre amasz, yani retimde bulunmad bir zamana ihtiyac vardr (Buradaki amasz szc salt bir amaszlk deil,
Terr, M.D, s. 23. Terr, M.D, s. 23. 29 Psikoloji Szl, s. 563. 30 Terr, M.D, s. 30 31 Terr, M.D, s. 31. 32 Terr, M.D, s. 46. 33 Yrkolu, s. 66.
27 28

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Oyun ve Elence

51

yaptklar asl ie kyasla, retime ynelik olmadndan dolay bilinaltnda amaszhale dnmektedir). Bu da ancak zerinde altretimde bulunduu alann dna kmakla mmkn olabilir. Bunu bir rnekle aklamak istiyoruz: Uralar/meslekleri futbol oynamak olmayan ou kimse iin futbol oyunu zevk veren, elendiren bir olgudur. Zira onlarn amac, yani retimde bulunduklar alan futbol deildir. Bundan dolay da futbol onlar iin bir oyun, zerinde kafa yormadklar iin elendikleri bir alan olmutur. Bu balamda futbol oyunu, futboldan geimlerini salamayanlar iin amaszolarak ilgi duyduklar elence amal bir faaliyettir. Oysa futbolu i-meslek yani retim yapmak iin amal bir ura olarak yapanlar iin ise, futbol oyunu bir oyun-elence deildir. Onlar dinlenmek iin futbol dnda, zerinde kafa yormadklar baka uralar bulmak zorundadrlar. Ancak bu ekilde futbol alannda verimli olabilirler. Bu tr rnekleri, mzik, resim ve folklor gibi alanlardan da vermek mmkndr. te aklamaya altmz bu amaluralara i-almak, amasz uralara ise hobiad verilmektedir. Hobi ile i arasndaki en nemli fark, hobinin dierine gre ihtiyari, yani kiinin zgr iradesiyle yapt i olmasdr. Buna gre hobi de i kategorisine girmektedir. Kii hobi yaparken de bir i yapmakta, dolaysyla da yorulmaktadr. Ancak o, bu hobi iini severek yapt iin ondan zevk almaktadr. Zira onu yaparken, kafasn datmak dnda, herhangi bir amac yoktur; bu ii belli bir zaman diliminde ve belli miktarlarda yapmas iin kimse kendisini zorlamamaktadr. Bundan dolay da kendisini rahat ve dinlenmi hissetmektedir. Bu rahatlama ve dinlenmeye sevk eden dier bir faktr de hayatnda deiiklik yapm olmasdr. Hz. Peygamberden nakledilen seyahat ediniz, shhat bulursunuz34 hadisi de belki de bu deiiklikbalamnda deerlendirilmelidir. Bir Alman atasznde de Ich brauche meine Abwechslungyani deiiklie ihtiyacm vardenilmektedir; zira hayata sadece deiiklik ekicilik vermekte ve bu sayede bizler hayatn ekilmezliini unutmaktayz.35

34 35

Ahmed b. Hanbel, Msned, 2,380. Christian Dietrich Grabbe, Don Juan und Faust Reclam, Stuttgart 2006 , I/1.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

52

Do. Dr. zcan Tac

Huizingann yukarda zikrettiimiz oyun tanmnda da bu duruma iaret edilmektedir. te bu ekilde hobiler bo bir ura olmayp, temelde retime ynelik olan ilerin arka plann oluturmaktadrlar: Kimin oyunu, ayn zamanda hobisi. Bir ok yetenein ortaya kt bir dnem olan ocukluk yllarnda balam.36 Tm bu aklamalardan anlaldna gre oyun ve elence esas itibariyle bo bir ura olmaktan daha ziyade gerek ocuklar iin gerekse yetikinler iin olduka nemli olgulardandr. Kuranda geen oyun ve elenceyle ilgili ayetlerin de bu duruma iaret ettiini dnyoruz.

2. Kuranda Oyun ve Elence:


Laib ya da lab szc Lisnul-Arab mellifine gre ciddiyetin zddolup, Hibir fayda getirmeyen uralarn tmne birden verilenaddr.37 Buna gre faydal olanla ciddi olan e anlaml durumundadr. Lehv ise, Lisnul-Arabda laib ile ayn anlamda deerlendirilmektedir: Kiiyi heva, sevin-enlik (tarab) ve buna benzer eylerle megul edendavranlarn genel addr.38 Buradan hareketle laib szcnn lehv szcnn kapsamna girdiini sylemek mmkn gzkmektedir. Lisnul-Arabda gerek laib gerekse lehv kelimeleri balamnda Kurandan ve hadislerden verilen rneklere bakacak olursak, bu iki kelimeye de menfi bir anlam yklendii ve kiiyi Allah anmaktan alkoyan olgular olarak grldkleri aka ortadadr.39 Kuranda oyun ve elence szcklerinden ne anlaldn kavrayabilmek iin bu hususla ilgili bir ayeti ele alp incelemek istiyoruz. Bu da Enam sresi 32. ayetidir:

Terr, M.D, s. 42. bn Manzur, Lisnul-Arab, lab/lab Maddesi, s. 4039. 38.bn Manzur leh/lehv maddesi, s. 4089. 39 bn Manzur leh/lehv maddesi, s. 4039, 4090.
36 37

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Oyun ve Elence

53

Dnya hayat ancak bir oyun ve bir elencedir. Elbette ki ahiret yurdu Allaha kar gelmekten saknanlar iin daha hayrldr. Hl akl etmiyor musunuz? Bu ayet hakknda yaplan yorumlarn genel olarak zerinde birletikleri hususlar u ekildedir: Oyun ve elence de byledir, nk bunlar ocuklar ve gafil cahillere uygun den eylerdir. Ama akl banda olan zeki kimselere gelince, onlar ok nadiren oyun ve elenceye dalarlarDnyann ho eylerinden lezzet alp, iyi eylerinden de faydalanma da, ancak ilerin hakikatlerinden habersiz olan gafil kimseler iin sz konusu olabilir.. Ama muhakkik olan hikmet erbabna, hkemya gelince, onlar btn bu iyi denilen eylerin birer aldatmaca olduunu; esasnda bunlarn nazar- dikkate alnacak bir taraf olmadn bilirler. Oyun ve oyalanmann makbul bir neticesi yoktur. Bylece btn bu izahlarn toplamndan, dnyev lezzet ve durumlarn, bir oyun ve oyalanma olduu; gerekte nazar- dikkate alnacak bir taraf olmad sabit olmu olur40 u halde bu aklamalara gre, Dnya hayat oyun ve elence gibi deersiz olup, bunlardan yz evirmek; bunun yerine ahiret hayatna, dolaysyla da ahiret hayatn kazandracak uhrevi iler olan ibadet ve itaate ynelmek gereklidir. 41 Oysa burada dikkatlerden kaan nokta, ayetin ncesi ve sonras (siyak-sibak) gz nne alndnda esas itibariyle yerilen olgunun oyun ve elence dolaysyla da dnya hayat olmayp, bunun aksine inkarclarn sadece dnya hayatna ynelmeleri ve ahireti inkar etmeleridir. Yoksa bu, dnya hayatnn gerek d, bouna ve cidd hibir ama tamadan yalnzca bir oyun ve elence olduu anlamna gelmez. Demek istenen;
40er-Rzi,

IX/395-396; kr. Elmall M. Hamdi Yazr, Hak Dini Kuran Dili, Sad. smail Karaam-Emin Ik, Nusrettin Bolelli, Abdullah Ycel, stanbul 1992, III/412; Celal Yldrm, lmin Inda Asrn Kuran Tefsiri, stanbul 1986, IV/1874; Zuhayli, IV/171-172. 41Zuhayli, IV/171-172; kr. er-Rzi, IX/395-396; Yazr, III/412; Yldrm, IV/1874.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

54

Do. Dr. zcan Tac

sonsuz ahiret hayatna oranla geici dnya hayatnn, kiinin dinlendikten sonra yeniden dnd ciddi bir i arasnda verilen dinlenme ve elence gibi olduudur. Bu ayeti imdi siyak-sibakyla beraber vermek istiyoruz: Enam 26- Onlar bakalarn ondan (Kurandan) alkoyarlar, hem de kendileri ondan uzak kalrlar. Onlar farkna varmakszn, ancak kendilerini helak ediyorlar. 27- Atein karsnda durdurulup da, Ah, keke dnyaya geri dndrlsek de Rabbimizin yetlerini yalanlamasak ve mminlerden olsakdedikleri vakit (hallerini) bir grsen! 28- Hayr, (bu yaknmalar) daha nce gizlemekte olduklar eyler onlara grnd (de ondan). Eer evrilselerdi elbette kendilerine yasaklanan eylere yine dneceklerdi. phesiz onlar yalancdrlar. 29- Derler ki: Hayat ancak dnya hayatmzdr. Artk biz bir daha diriltilecek de deiliz. 30- Rablerinin huzurunda durdurulduklar vakit (hallerini) bir grsen! (Allah) diyecek ki: Nasl, u (dirilmek) gerek deil miymi?Onlar, Evet, Rabbimize andolsun ki, gerekmidiyecekler. (Allah), yleyse inkar etmekte olduunuzdan dolay tadn azab!diyecek. 31- Allahn huzuruna kmay yalanlayanlar gerekten ziyana uramtr. Nihayet onlara anszn o saat (kyamet) gelip atnca btn gnahlarn srtlarna yklenerek, Hayatta yaptmz kusurlardan tr vay halimize!diyecekler. Dikkat edin, yklendikleri gnah yk ne ktdr! 32- Dnya hayat ancak bir oyun ve bir elencedir. Elbette ki ahiret yurdu Allaha kar gelmekten saknanlar iin daha hayrldr. Hl akllanmayacak msnz? 33- Ey Muhammed! Biz ok iyi biliyoruz ki syledikleri elbette seni incitiyor. Onlar gerekte seni yalanlamyorlar; fakat o zalimler Allahn yetlerini inadna inkr ediyorlar.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Oyun ve Elence

55

Bunlar ierisinde anahtar rol oynayan 29. ayettir. Bu ayette inkarclarn aka, sadece dnya hayatn dikkate aldklar, bu yzden de her trl tutum ve davran, ahirete inanmadklar iin, hesaba ekileceklerini dikkate almayp mbah grdkleri vurgulanmaktadr: Bu yet-i kerime: "Hayat ancak dnya hayatdr. Biz tekrar diriltilecek deilizdiyen kfirlere cevap vermekte ve bu dnya hayatnn geiciliine dikkati ekmektedir.42 Bu durum esasen ocuklarn oynadklar oyunun kurallarna bile aykrdr. Zira onlarn, hatta yetikinlerin oyun ve elencelerinde bile uyulmas gerekli kurallar btn vardr. Bu kurallarn dna kanlar oyundan ihra edilirler. Belki de ayette onlarn, Dnya hayat ancak bir oyun ve bir elencedir, szleri aktarlmakla bu duruma iaret edilmi olunmaktadr. Yani, her ne kadar bu dnya hayat oyun ve elenceyse de, bu oyun ve elencenin kurallarna da uymanz gerekir denmektedir. Baz tefsirlerde oyun ve elence olarak dnya hayatna elbette bir deer atfedilmektedir. Ancak bu, bizatihi dnya hayatndan dolay deil, sadece ahiret hayatna hazrlk devresi olduundan dolaydr. Bu hazrlk devresinde ise oyun ve elenceye yer yoktur. Yaplacak tek ey srekli olarak ibadet ve taat etmektir.43 Dnya hayatnn nimetlerinden faydalanmann tabiri caizse bir ruhsathaline getirildiinin bize gre en nemli kantlarndan birisi olan bu tr yorumlara sadece bin yllk deil, gnmzdeki tefsir kitaplarmzda bile sk sk rastlamaktayz. slam bir gzya tarihi, Mslmanlar da zahitlik rts altnda ruhban snfna mensup bireylere dntren bu sre, onlarn her ne kadar st bilinlerinde yok olmu gibi grnse de, karakterler ve davranlarn ekillenmesinde daha fazla etken olan, alt bilinlerinde44 kalmaya devam etmektedir. Oysa Kuran Mslmanlara, baka hibir toplulua ve din mensuplarna nasip olmayan, bir orta mmet/topluluk karakteri ve bilinci kazandrmtr. Orta mmetkavram,

Eb Cafer Muhammed b. Cerir et-Taberi, Cmiu'l-Beyn an (f) Te'vli yti'l-Kur'an: Taberi Tefsiri, Hisar Yaynlar, ev. Kerim Aytekin Hasan Karakaya, stanbul, III/ 482. 43 Zuhayli, IV/174-176; http://www.darulkitap.com/oku/kuran/tefsirler/tefsirkulliyati 44 Benlik, alt benlik ve st benlik kavramlar iin bkz. Bardak, s. 269.
42

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

56

Do. Dr. zcan Tac

kendi ierisinde bir denge unsuru ihtiva etmektedir. Kuran bu durumu terazi metaforuyla sembolletirmitir. Bu terazinin kefelerinden sanldnn aksine, bir tarafnda dnya dier tarafnda ise ahiret deil, bunun tam tersi bir ekilde bir tarafnda dnya, dier tarafnda ise dnyadaki eylem ve davranlarn doru olup olmadnn ltn gsteren Allahn emir ve yasaklar, bir baka deyile iyilik ve doruluk kriterleridir ki Kuranda bunlar, ibadet ve taatn da ksmen dahil olduu, amel-i slihkelimesi altnda ifade edilmitir. Rb el-sfehnye (. 502/1108) gre amel-i slih, insandan kastl olarak sadr olan her trl iyi ve doru itir.45 Amel-i slihin lt ise, bir yerde terazinin kolu hkmndeki adalettir. Zira o, mizan ve mikyalin lt olan kstn46 yegane lt durumundadr.47 Bu durum ahiretteki sorgu-sual iin de geerlidir.48 Bu kolun sevk ve idarecisi de adaleti tek elden salayan ve Birolan (Tevhid) Allahtr. Elbette ki tek bir kaynaktan datlacak adalet en mkemmel olandr. Kuranda adalet szc iin hibir olumsuz anlamn kullanlmamas bu balamda olduka dikkat ekicidir.49 Ancak zamanla ayetler balamndan koparlm, dolaysyla da terazinin iki kefesinden birisine dnya ileri dierine ise ahiret ileri yerletirilmi; bu terazinin lt ise artk adalet zerine kurulu amel-i salih deil, bunun yerine ahiret ileri adn verdikleri ibdt ya da zhd fiilleri olmutur. Mutezilenin be esas (tevhid, adalet, vad ve vaid, el-menzile beynel-menziletyn, el-emri bil-maruf ven-nehyi anil-mnker) ile Eariliin be esas (kelime-i tevhid, namaz, oru, hac, zekat) karlatrldnda bu durum aka ortaya kmaktadr. Mutezilenin kendisini Ehll-adl vet-tevhid olarak isimlendirmekle insanlar arasndaki eitlie ve sosyal adalete ne kadar nem verdiini gstermesinin yannda, Kurann asl hedefinin de bu olduunun altn izmi olmaktadr. Elbette ki bu, namaz, oru gibi Kurann ak hkmlerinin nemini ortadan
Rb el-sfehn, Mfredt Elfzil-Kurn, Mektebetl-Asriyye, ner. Necib el-Mcidi, Beyrut, 2006, s. 365. 46 Enam, 6/152, Araf, 7/ 85, Hud, 11/84-85. 47 Hucurat, 49,9. 48 Enbiya, 21/47. 49 Rb el-sfehni, s.342-343; Mifthul-Kelimtil-Kuran, Kuran Kelimelerinin Anahtar, Tima yaynlar, ev. Mahmud anga, stanbul 1986, s. 319-320.
45

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Oyun ve Elence

57

kaldrmaz. Burada demek istenilen, ll ancak devaml bir ekilde yerine getirilen bu gibi ibadetlerin Kurandaki, esasen insanlar arasndaki adalet, eitlik v.b gibi ilkelerin yerletirilmeleri iin birer ara olduklardr. Onlarn fidye, sadaka v.b. gibi mali ykmllklerle birlikte zikredilmeleri de buna iaret etmektedir. Mutezile bu ynyle belki de tarihte sosyal adalet ilkesini mcadelesinde bayraklatrm ilk dnce hareketidir. Zira o, esas itibariyle her ikisi de, eit, denk, tek anlamlarn ierisinde barndran adalet ve tevhid ilkelerini akl potas ierisinde eritmeyi baarabilmiti. Zira adalet ve tevhidin dayand yegane merci akl olmalyd. Akl devrede olmadnda Rb el-sfehniye gre adaletin50, bize gre de hem adalet hem de tevhidin tam anlamyla gereklemesi olanakszdr. Bu adan yukarda da sylediimiz gibi, Avusturyal msterik Alfred von Kremere (1828-1889) gre, Mutezile hareketi Fransz devriminin bile baaramad ii baarmtr.51Bunun gei

Sonu
Dnya hayat ancak bir oyun ve bir elencedir, ayeti hep dnyann geici olduu yalan olduu eklinde yorumlanmtr. Bunun doal bir sonucu olarak ta faydasz ve bo bir olgu olarak madem ki oyundan yz evriliyorsa, bunun gibi dnyadan da yz evrilmesi gerekir anlay gelimitir. Oysa esasen Kurann ve slamn ruhuna hi de uymayan ve de slamn dndaki dier din ve cereyanlardan iktibas edildii aka anlalan byle bir dnce tarz maalesef slamn ilk drt asrndan sonra Mslmanlar arasnda hkim klnmaya allm, bunda da baarl olunmutur. Bunun nemli bir sonucu olarak da, nazar ve tefekkr halkn gznden drlp takliti iman ve dnyaya srtn dnen zahitliin, mutlak dindarln yegne lt olduuna dair anlay bir yaam tarz olarak ikame edilmitir. Bu yaam tarznda dnyaya ilikin iler oyun ve elence olarak grlrken, dier tarafta ise uhrevi iler namaz, oru gibi ibadetlerle snrlandrlmtr. Elbette ki bu yaam tar50 51

Rgb el-sfehn, s. 343. Alfred von Kremer, s.239.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

58

Do. Dr. zcan Tac

znda dnya ilerinin yeri olmayacakt. Oysa nasl ki oyun ve ocukluk dnemi yetikinlik dnemi iin nemli ve gerekliyse, dnya hayat da ahiret hayat iin ayn ekilde nemli ve gereklidir. ocuu, iradesini kullanmas iin oyunda hr ve bamsz brakmak, oyunun kurallar dna kmad ve oyunun dier yeleriyle srtmeye ve kavgaya girmedii srece ona mdahale etmemek, fakat oyunun daha kaliteli ve ileride yetikinlik dnemine hazrlayc olmas asndan da, yapc ynde tavsiye ve ynlendirmelerde bulunmak gibi faktrler salkl bir oyun iin ne kadar gerekliyse, bu faktrlerin tmn yanstan din tasavvurlar da, ahirete nazaran adeta oyun dnemi diyebileceimiz dnya hayat iin o derece gereklidir. Ancak byle bir dnya hayatn yaayan bireyler ahiret hayatn kazanabilirler.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

HKMET YURDU
Dnce Yorum Sosyal Bilimler Aratrma Dergisi
ISSN: 1308-6944 www.hikmetyurdu.com

Hikmet Yurdu, Yl: 3, S.5 (Ocak-Haziran 2010), ss. 59 - 79

Ahmed Yesevnin Divan- Hikmetinde Hz. Muhammed Sevgisi*


Do. Dr. Kazm Yolda nn niversitesi Fen-Edebiyat Fakltesi kyaoldas@inonu.edu.tr
zet Ahmed Yesev, Yesevlik tarikatn kurmu ve tarihte ilk Trk tarikat kurucusu olmutur. Onun, Trkler arasnda zel bir yeri ve nemi bulunmaktadr. Yesev dervileri, Orta Asya ve Anadolu halknn slm dinini kabul etmesinde etkili olmulardr. Ahmed Yesevnin Divan- Hikmetteki iirleri, Allah ve Hz. Muhammed sevgisi ile doludur. Divan- Hikmet, Hz. Muhammed ile ilgili u konular iermektedir: Hz. Muhammedin hayat, stn sfatlar ve mucizeleri. Onun mmetine olan efkati ve asi mmeti iin ektii sknt dile getirilir. O, zellikle mmetinin fakir ve yetimlerini gzetir. Ona mmet olmak iin onun snnetlerine smsk yapmak lazmdr. Onun ad anld zaman salt ve selm getirmek gerekir. Onun soyunu, arkadalarn ve drt halifeyi sevmelidir. Ahmed Yesev, Hz. Muhammedin snnetine o kadar baldr ki 63 yandan sonraki mrn yer altndaki bir hcrede geirmitir. Anahtar Kelimeler: Ahmed Yesev, Divan- Hikmet, Hz. Muhammed, sevgi, snnet. Abstract The Love Of Hz. Muhammed In The Divan- Hikmet Of Ahmed Yesev Ahmed Yesevi is the founder of the sect of Yesevlik, and he is also considered as the first Turkish sect founder. He has a special place and importance among Turks. Yesevi dervishes contributed to the acceptance the Islamic religion of the people of Central Asia and Anatolia. The poems of Ahmed Yesev in the Divan- Hikmet are full of love of Allah and the Prophet Muhammad. Divan- Hikmet includes the following topics related to the Prophet Muhammed: Hz. Muhammad's life, his superior qualities and miracles. In his work it is expressed the compassion towards his nation (ummah) and his distress for his rebel ummah, and is paid a particular attention his respect for the poor and orphans in his ummah. It is an obligation to stick with his way of life (sunnah) to be able to a member of his ummah.. When his name is mentioned, it is necessary to bring blessings and peace. His descendants, friends and four caliphs ought to be be loved. Ahmed Yesevi was so much

Sakarya niversitesi lahiyat Fakltesinde 0708 Mart 2009 tarihinde yaplan Uluslararas Kltr Corafyamzda Hz. Muhammed Sempozyumunda bildiri olarak sunulmutur

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

60

Do. Dr. Kazm Yolda

adhered to the sunnah of the Prophet Muhammad that he spent the rest of his life after 63 years in a cell underground. Key Words: Ahmed Yesev, Divan- Hikmet, Hz. Muhammed, Love, Sunnah

Giri
Orta Asya Trk kltr ve edebiyatnda nemli bir yeri olan ve Pr-i Trkistan lakabyla anlan Hoca Ahmed Yesevnin Hikmet ad verilen iirlerinde Hz. Muhammedin zel bir yeri ve nemi vardr. Hakknda anlatlan menkbeye gre bizzat Hz. Muhammed, Arslan Baba adl sahabeyi Ahmed Yesevnin eitim ve irad ile grevlendirmitir. Hoca Ahmed Yesev Hz. Muhammedin snnetine o kadar baldr ki onun lm ya olan 63 yandan sonraki hayatn yer altnda kabir gibi bir ilehanede geirmitir. Bugn Kazakistann tarihi ismi Yesi olan ancak sonradan Trkistan ad verilen ehrindeki trbesi Orta Asya Trklnn manevi merkezi olarak kabul edilmektedir. Kazakistanda airin adyla anlan bir niversite de bulunmaktadr. Anadolunun slmlamasnda Yesev dervilerinin nemli bir yeri vardr. Bu dervi gaziler arasnda Deliormandaki Demirci Baba, Niyazabaddaki Avar Baba, Merzifondaki Pir Dede, Karadeniz kenarnda Batovadaki Akyazl, Bursadaki Geyikli Baba, Abdal Musa, stanbul Unkapanndaki Horoz Dede, Yozgattaki Emir in Osman, Tokattaki Gaj-Gaj Dede, Zile ilesindeki eyh Nusret ve Rumelinin fethinin manevi ncs Sar Saltuk, Evliya elebinin tespit edebildii Yesev dervileridir. Bunlarn en nls de phesiz Hac Bekta Velidir (Bice, 1993, XV). Ahmed Yesev hakknda yaplan en kapsaml alma Prof. Dr. Fuat Kprlnn Trk Edebiyatnda lk Mutasavvflar adl eseridir (1991). Bu deerli eserin ilk blmnde Ahmed Yesevnin menkbevi ve tarihi hayat ayr ayr ele alnarak ayrntl bir ekilde ortaya konmutur. Bu esere gre Ahmed Yesev, bu gn inin Dou Trkistan blgesinde Aksu sancana bal Sayram kasabasnda dodu. Doum tarihi kesin olarak bilinmemekle beraber XI. Asrn ikinci yarsnda doduu tahmin edilmektedir (Kprl, 1991, 61-62). Ahmed Yesevye izafe edilen Fakrname adl risalede yer alan 73 yl yaad ve 1166 ylnda ld eklindeki

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Divan- Hikmette Hz. Muhammed Sevgisi

61

bilgiler gz nne alndnda 1093 ylnda doduu kabul edilebilir. (Bice, 1993, IX). 10. Hikmette geen: Yzyigirmebege kirdim bilemedim: Yz yirmi be yaa girdim bilemedim msrann menkbevi bir ayrnt olduu kanaatindeyiz. Dvn- Hikmet hakknda, Prof. Dr. Kemal Eraslann hazrlad Ahmed-i Yesev Dvn- Hikmetten Semeler (1983) adl eseri bu konudaki en nemli yaymlardandr. Ancak bu eser airin btn hikmetlerini iermediinden, biz almamz daha ok Hayati Bicenin hazrlad Hoca Ahmed Yesev Divan- Hikmet (1993) adl eserinden hareketle oluturduk. Metin iindeki iir alntlarnda, bu kitaptaki iir numaralar referans olarak verilmitir. Ahmed Yesevnin, halka slmn esaslarn, eriatn hkmlerini, tarikatn adap ve erknn retmek amacyla sade bir dille ve ounu hece lsyle syledii hikmetlerinin topland almamza esas olan Divan- Hikmet adl eseri her eyden nce kurgusal bir edeb metindir. Tasavvufun gizemli dnyasnda, muhabbet ve akn taknlklar ile batn zevk ve keif yoluyla izlenen hakikatlere bir para hayalt karm olabilecei gz ard edilmemelidir. Kurgusal edeb metinlerde hayal hkimdir ve ksmen hakikati inciten ynler olabilir. Bu yzden hikmetler dorudan deil dolayl olarak, tevil ve tabir szgecinden geirilerek mantk llerine vurulmaldr. Nitekim Divanda, Hz. Muhammedin azndan sylenen baz szleri hadis kaynaklarnda bulmak mmkn olmayabilir. Zaten tasavvuf metinlerde zayf ve mevzu hadislere sklkla rastland konunun erbabnca malumdur.1 Divan- Hikmet adl eserde Hz. Muhammed ile ilgili u konular grebiliriz:

Bu konuda ayrntl bilgi iin baknz: Ahmet Yldrm, Tasavvufun Temel retilerinin Hadislerdeki Dayanaklar, TDV. Yay. Ankara, 2000. Saffet Sancakl, Hadislerde Fakirlik ve Zenginlik Problemi, Elif Yay. stanbul, 2004.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

62

Do. Dr. Kazm Yolda

1. Hz. Muhammedin hayat ve stn sfatlarnn vgs:


Ahmed Yesev, Dvn- Hikmetin bir eit siyer trnde olan 36. Hikmetinde Hz. Muhammedin hayat hikyesini gayet yaln bir slupla yle zetler: Bilin, Muhammedin zat Araptr. Anasnn ad Amine, babasnn ad Abdullahtr. Babas, anasndan domadan nce lmtr. Muhammedi dedesi korumutur, o plak ve alar yoklayan ve koruyandr. Biliniz, dedesi Abdlmuttalibtir, onu iyice bilip (sevgisini) gnlde saklaynz. Dedesinin babas Him idi; drdnc ceddi ise Abdlmenaftr. Her kim Resuln bu drt ceddini bilse onun gnl saftr ve ahrette sekiz cenneti gezecektir. Annesi yedi yanda lmtr, Resul amcasna vermitir. Eb Tlib Alinin babasdr, btn Araplarn en bydr. Eb Tlib i banda iken bile Muhammedi yanndan ayrmazd. Muhammedin ya on yedi olduunda Hatice (annemiz) Onu tand ve grd anda ak kalbine dt. Gece gndz Allahtan Onu dilerken sonunda muradn buldu. Allahn iine bakn ki Muhammed Haticenin develerine bakmakta iken bahtn Allah am, Resuln bana inciler samtr. Resuln ya krka vardnda Allahtan vahiy geldi ve Muhammed sultan oldu. Allah, Resuln gnlnde yr oldu. Muhammedin iini Allah yazdrd ve insanlar iman getirdi. Otuz bin sahabe kemal buldu. Resule hepsi hizmet ettiler, edep ile yryp izzet ettiler. Dvn- Hikmetin 46. Hikmetinde Ahmed Yesev, Hz. Muhammedin vefatn anlatr: Bir gn Ebu Bekir Selman ile geldi. Hak Mustafa Rahman ile olan srrn onlara at. Herkes bu dnyadan elini uzatp Hakka vasl olmak iin gider. Azrail bir gn ferman ile geldi. Fatma ikram ile selm verdi. Hak Mustafa scak bedenden aziz cann vermek iin iman ile megul oldu. Resul, sahabelere: Sessiz olun, ahrete yollandk siz aka bilin. Cehennemden kurtulmak iin oru tutun, namaz kln, zekt verin. Dedi.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Divan- Hikmette Hz. Muhammed Sevgisi

63

Pazartesi gn Hak Mustafa dnyay brakt; Hak Tel fermanna boynunu sundu. Cennet iinde hulle giysisini giymek iin bni Abbas suyunu koydu, Ali ykad. Allah diyerek sahabeler hareketlendiler; peygamberin cenazesini kaldrdlar; Ar stne kararak koymak iin o Sidretlmntehaya ardlar. Gklerdeki melekler yere indi; peygamberin nuru ile lem doldu. Babasndan yetim kald iin Fatma Babam diye alad. Ahmed Yesev, aadaki hikmetlerinde de Onu gayet itenlikle ver: Ya Mustafa Muhammed; bizden sonsuz selm ve saysz tahiyyat Sana Ya Resullerin Efendisi, ya Nebilerin sonuncusu, ya saptmlar dorultan; ya Eyyhel mddessir Hak dedi Kum fe-enzir; Ve Rabbeke fe-kebbir (Ey rtnp brnen (Peygamber!); Kalk da uyar; Rabbini ycelt. Mddessir Suresi 74: 1-3). Yce hazrette ve keremli kudrettesin; peygamberlerin ncs, Sensin Hlkn sevgilisi, Hak derghna layk, yaratlmlarn z nsan varlnn asl, resul ve nebilerin sonuncusu, gizli srlara mahrem Kabe kavseynin tubas, iki cihan bahesinin ay, herkesin gznn nuru Ar ve krsden aan, Hazretine ulaan, doksan bin srr aan yer gk Seninle en, sahabeler baklarn, mmet balamanla esendir. Her kime ynelsen Hak azabn kaldrr; lem Senin sayende vardr ve Sana minnettardr. Her kim sana snrsa, cehennemden kurtulur, cennete doru yol alr. Canm feda edip Senin honutluunu alsam, lsem de zlmem. Geri oktur gnahm, affedesin Allahm, ya Mustafa Muhammed, Sensin benim snam. Ya Rab, ne yapp Onun efaatini alaym, mmetinden olaym? nk mmetinden olanlar, efaatini alanlar, cennet ehli olurlar. Ahmedin murad Sensin, zikri ve yd Sensin, ilerin anahtar Sensin ya Mustafa Muhammed. (Hikmet 39) On sekiz bin lemin reisi, otuz bin ashbn ncs, plaklk ve ala kanaatli; asi ve eziyetli mmetine efaatli; geceleri yatp uyumaz, tilvetli; garip ile yetime mrvvetli; yoldan azan gnahkra hidayetli; muhta den herkese kifayetli; lnetlenmi eytana, Eb Cehil ve

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

64

Do. Dr. Kazm Yolda

Eb Lehebe siyasetli; knanmann sabunu, selmetli; namaz oru klc, ibadetli; dinlenmeyip tesbih eden, perhizli; eriatn yoluna inayetli; tarikata rehber, istekli; hakikate imam, izinli; dualar kabul olur, icabetli; ktl iyilikle karlar, kerametli; ezici zalime celletli; eilip secde klan, itaatli; be vakit namazda imametli; miraca ktnda ehadetli; Ar ve Krs pazarnda inayetli; sekiz cennet sahibi velayetli Muhammed. (Hikmet 40). Miskin Ahmed kuluna kitabetli (senetli, szlemeli) Muhammed; yetim, fakir, garibe eli ak Muhammed. Bama Onun sevdasnn naras dnce yolunda deli divane oldum. Kim Onun mmeti ise durmadan hamd sena eder; ya Samed, beni Muhammedin dkn kl. Allahm Onun ak sevdasn gnlme koyup beni Muhammedin esiz kl. Mecnun gibi iki cihandan geirip beni Muhammedin divanesi kl. ldr, yandr, her sknty gnder; o ceza gn beni Muhammedin tutkunu kl. O her zaman nimet yerine mmet derdini yedi; mmet diyerek gece gndz hasret ekti. O ahlarn ah, mmetinin gnahnn balanmasn diledii iin bizde ceza gnnn korkusu yok. Her eyden vazge, Muhammedin rzasn ara, vallahi annda Onun sesini duyarsn. Allahm, ben senin kereminden hoa savrulaym da Muhammedin deryasndan bana bir damla tattr. Yol verici, Rahman, Rahim, Gafur ve Settar, beni Muhammedin yolundan sapp piman olanlardan klma. O elest kadehinden bana bir damla arap bala, Muhammedi tandma hamd edeyim. Kara yzn Onun ayak izine sr, lutfetse Muhammedin gren gz dileini verir. Ey esiz Yaratc, beni maksadma erdir, ben Muhammedin yasemin kokulu san istiyorum. Perdeyi yznden kaldr, miskin kuluna bir bak, ben Muhammedin kuluyum, kara ayakl karncasym. Miskin Yesev, Hazretin trbesini grme arzusunda, acaba Muhammedin ayak ayasnn topra nasip olur mu? (Hikmet 41). eriattan tarikattan beyan oldu; hakikatten Kuran sz kelam oldu; bu cihana Muhammedin nuru doldu; o nur ile iki cihan aydnlanr. (Hikmet 104).

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Divan- Hikmette Hz. Muhammed Sevgisi

65

2. Mira Mucizesi:
Miraciye trnde yazlan 80. Hikmette Hz. Muhammedin mira mucizesi yle anlatlr: Ey dostlar, O byk kk her ey iin lemlere rahmet olan Hak Resulnden bildireyim. Allahm Ona mirac armaan etti. Rahmet denizi dolup tat. Onun bana le- amrk tacn koydu. nce Cebrail Ona Burak alp geldi. Hazret Buraka binip gsterile uup havaland; (Kudsteki Mescid-i) Aksya varp indi. Orada btn ruhlar toplanp Peygamberi tebrik ettiler. Cebrail o Hazreti alp havaland; Sidretlmntehaya ulatlar; orada Cebrail Mustafay gzelce yceltti ve o makamdan ileri geemeyip kald. Mikail gelip Burakn yularn ele ald. Sonra o da yorulup kalnca bu defa srafil Onu alp cennete utu. O makamda Resul deiik bir gezinti yapt ve srafil de burada alayarak kald. Resulullah Ara bakp adm att; ayakkablarn karmak isteyince Sen ayakkablarnla adm atabilirsin diye bir nida geldi Hak tarafndan. Ey Habibim, bana yakn gel beri, imdi seni has srrma mahrem edeyim. Hakka bakp adm att Resulullah; orada Haktan baka yolda olacak kimse yoktur. Vallahi billahi byle bir makam kimseye nasip olmamtr. Allah dedi: Konuk olup bana geldin, ne kadar dilein varsa syle bana, dileini verip seni honut edeyim. Resul dedi: Dileim, ergenlik andan krk yana kadar olan asi mmetime rahmet kl. Ey Allahm, senden rahmet, benden efkat. Ya Hak Resul, dileini kabul ettim. Sen yeter ki zlme, dileini ok ok dile, kabul edeyim. Krktan te elli yana kadar olanlar(n affn) talep ediyorum. Kimsesiz, yetim, alayp geldim sana bakp gzm diktim, ey Allahm. Elli ya(na kadar olan mmetini de) verdim sana. Tekrar iste, ben dilekleri yerine getiren, ihtiyalar giderenim. oka dile, her ne desen vereyim sana. Ey Allahm altm ya(na kadar olan mmetimi) diliyorum, (onlar da affet). Sen kudretlisin, ben gszm, geldim sana. Boyun sunup geldim senin derghna. Allah dedi: Dileini syledin bana, honut ol imdi benden ya Mustafa. Ben razym, sen de benden raz ol. Resul dedi: imdi gam amuruna batp kalan yetmi ya(na kadar olan mmetimi) dilerim. mmetimin derdinden ben doyuncaya kadar a imedim. Yetmi ya bana havale et;

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

66

Do. Dr. Kazm Yolda

kyamet gn ona rahmetimi saaym. Gnln ferahlasn, yardmm imdi sana. Yetmi yldr bana kul, sana mmet olmu, oluk ocuk iin sknt ve klfet ekmi olan kuluma asla zahmet vermem. Yetmi, seksen, doksan yaa yetise kulumu balayp gnahn yok eylerim. mmetinin gam gitsin, sen de gamsz ol. Kle yalansa sahibi onu azat eder. Kulum etse ben etmesem bana ayp. Ey Habibim, sen honut ve ad ol. Gerek mmetsen, bu szleri iyi bilip al; bu szler sekin mmete bal gibi gelir. Mnafa bu sz uymaz, hzn verir. Mnafklar phe edip inkrc oldu. Sabaha cehennemde bandan duman kar, bil. Sonra duyulan pimanlktan sana ne fayda? Ey karde, mmin sz yalan sylemez. Dini gevek mnafklar neler demez? O ezelden kara bahtldr, baka bir ey beklenmez. Ey karde, mnafa yakn olma, kim yaknsa banda yz bin klfet vardr. Batan ayaa mnafk zarar ve zahmettir. Kul Hoca Ahmed mira szn hikmet eyledi. kr Allaha, Mustafaya (beni) evlat eyledi. Aslan Babam hurma verip kanaat verdi. Gerek mmetseniz iitip salt selm edin dostlar. (Hikmet 80). Mira mucizesi srasnda Hak Mustafa ruhumu grd, Cebraile sordu: Bu nasl ruh, bedene girmeden kemal buldu? Cebrail: mmetinizin durumu size malumdur, bu zat ge kp meleklerden ders alr. Dedi. Hakkn Elest birabbikm? hitabna ruhum Bel diye cevap verdi. (Hani Rabbin Ben sizin Rabbiniz deil miyim? (demi, onlar da) Evet..(diye cevap vermilerdi) A'rf Suresi 7:172). Hak Mustafa oul, evladm! diye seslenince btn ruhlar selam verdiler (Hikmet 2). Elimi tutup Gzmn nuru evlat mmetimsin mmet Snnetimi sk tutasn gnldam dedi (Hikmet 8). Bir gn melekler sohbet kurdu, raks ve sema yapmak iin yrdler. Hak Mustafa mira srasnda bunu grd. imdi ben de raks ve sema edesim gelir. Hak Mustafa kendinden geti, Cebrail gelip ban tuttu, Sbhan Melikim kudret ile zikir retti. mmet olarak ben de zikrini diyesim gelir. (Hikmet 49). Evrenin vnc Mustafa, mira gecesi merhaba deyip fakr yolunu tutmutur. (Hikmet 99).

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Divan- Hikmette Hz. Muhammed Sevgisi

67

3. Hz. Muhammedin mmetine olan efkati ve asi mmeti iin ektii sknt:
Dvn- Hikmette Hz. Muhammed ile ilgili olarak en ok ilenen konu; Onun mmetine kar o esiz efkati ve dknldr. Dvnn 112. Hikmetinde Ahmed Yesev, maher meydann tasvir edip Hz. Muhammedin mmetine efaatini ayrntl bir ekilde anlatr: Klli men aleyha fan (Yeryznde bulunan her canl yok olacaktr. Rahman Suresi 55 : 26) ayetine gre, Bir Allahtan baka her mahlk lr imi; srafil Suru flediinde, kabirden yeni deri giydirilmi halde kalkar imi. Elli bin yl kabir banda durduunda, ondan sonra Arasata srdnde, yaln ba ve plak ayak yrdnde, demolu deli gibi olur imi. nce hesap eyleyince temizlikten, ikinci hesap eyler namazndan, nc hesap eyler helal haramndan, Ben ben diyen akn olup kalr imi. Hesab yapp mahere doru yrtnce, ahalinin hepsi aresiz adm atnca, orada cehennem ateini apak grnce, Aman diye rarak durur imi. Btn mmet yz yirmi bin saf olunca, etraflarnda melekler saf tutunca, Eynel-mefer (Kaacak yer neresi? Kyamet Suresi 75:10) nidasn ulatrnca, kap kurtulmak olmaz deyip syler imi. O vakitte Vemtazl yevm (Ey sulular! Ayrln bu gn! Yasin Suresi 36 : 59) ars gelince, o gnde namaz ve oru korunak olunca, akln ve uurun gidip anlayn kalmaynca, dil suskun olup konumaktan kalr imi. Btn halklar dem Ataya doru gidince, Ey babamz imdi bizi kolla deyince, zin yok, benden geti evlat; brahime gidelim deyip syler imi. brahime gidip dem Ata: efaat eyle bunlara sen, hepsi hatal deyince, o da: Sizden yakn dem Ata, Musa tarafna gidelim deyip syler imi. Musa: Rabbi erini (Rabbim! Bana (kendini) gster. Araf Suresi 7 : 143) dediim o gnden beri gszlkten ktm yoktur. te bu gn mahzun olup Muhammede gidelim deyince hepsi Hazrete doru gider imi. Musa: Ya Muhammed, mmetlerin cehennem iinde yok oldu deyince Muhammed de zntyle tacn karp, ban ar altnda koyup, alayarak feryat edip Ya Kadir, ya Gafur dediinde; Ya Habibim, ban kaldr; mmetini alp derghma gel. Hepsini ben sizlere balayaym, hepsini cennetime dhil edeyim. Byle diyerek

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

68

Do. Dr. Kazm Yolda

Haktan nida gelir imi. Zahit, abit, has kullardan limleri alp derghna gelince, Rabbim der ki: Ya Muhammed asiler hani? Asi layk deil deyip syler imi. Yine der: Asi ve cefa edenler de rahmetime layktr; ben onlar da cennetime dhil edeyim; gnahlarnn hepsini senin hatrna balayaym. Resul memnun olup Musa ile yryp gelir; Asi ve cefa eden mmetlerim, yryn; gnahlarnz affeyledi Kadir, Hayy diyerek cennet iine nden gelip girer imi. Kyamet hakknda ulu ulu kitaplardan syledii bu hikmetini halka yayan Kul Hoca Ahmed okuyandan dua talep eder imi. Kabir iinde Mustafay hazr grdm; edep ile selam verip mmetindeki asilerin halini sordum. Ey evlat, mmetim iin Haktan ok klfet ekiyorum; mmetimin gnahlarn her Cuma affet diye Allaha yalvaryorum. Ey mmetim, ben melekten utan duyarm, himmetinizin azl sebebiyle Yaratandan korkmaz msnz? Gece yatmadan ibadet etseniz ok memnun olurum. (Hikmet 8). Bizler iin gamlar ekti o Muhammed; mmet olsan gam yemezsin; sahte mmet gece gndz elde ettikleri yeme ime ve iret. Ey evlat, mmetin yanl, noksan ve gnahlar dadan artar; dini brakp dnya maln kendine eker. Can ve kalbim mmetimin gznn aydnl; Hakka kul, bana mmet olan hani? Gerek mmetin sinesine (sevgimi) koydum ben ite (Hikmet 10). Can verirken Hak Mustafa elini tutar (Hikmet 4). Taharetsiz zikreden gerek iman etmi saylmaz. lecei vakit de Hak Mustafa elini tutmaz. Sbhan Melikim gnahn asla balamaz. (Hikmet 60). leme yol gsterici olan Muhammed o gnde (maherde) yardmc olacaktr (Hikmet 34). Yardm eylese Mustafa, lliyyin Cennetine gireyim (Hikmet 18). Ahir zaman mmetleri evlerini sslerler; nefis ve hevaya uyup her an huylarn bozarlar; an ve evketler ile boylarn dik tutarlar; dnyann fani olduunu bilmezler; gidenleri grerek ondan ibret almazlar; erenlerin yaptn grp rnek almazlar (Hikmet 18).

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Divan- Hikmette Hz. Muhammed Sevgisi

69

Mustafa naz makamna erdi; mmetim, vay mmetim deyip asi mmetinden kayg duydu. mmetini kendi anne babasndan da ok sevdi; (Allah) Baladm diyene kadar brakmad. Hak Teldan Ona nida geldi: mmetinin iini bana brak; orada (ahrette) hepsini sana balayaym. (Resulullah) dedi: Benden sonra mmetim farz ve snneti brakp gnah ileyecekler; mmetimin oundan iman gidecek. mmetim mmetler iinde saftr; neyleyeyim ki ou asidir. (Fakat) Kadir Mevlm z vadesine vefaldr. (Hikmet 23). Hak lahm merhameti ile rahmet etse; hak kulu (ile gnderdii) ayetlerini elimize verse; Pir-i kmil doru yolu gsterip (bizi) yola koysa; ben ne yzle hazretine varaym. Hakkn elisi mmeti iin yemedi imedi; yedii itii sadece kayg ve sknt idi; vah yazklar bize ki gece gndz ibadet etmiyoruz. Hak Resul, dnya iin kayglanmad; mmetini dileyip bakaca szden bahsetmedi; O, dnya zerinde bir an rahat grmedi. (Hikmet 26). Bilin, Muhammed: El-kezzbu l-mmeti2 dedi (Hikmet 60, 81). O, yalanclar kavmine mmet demez. Hakkn yolunu arayp doru giden kuluna mmet diyecek. Her kim mmetim deyip Resuln iini brakmasa efaat gn Muhammed onu mahrum brakmaz. Allahu Telnn szne, Resulullahn snnetine inanmayana Muhammed, mmet demez. mmetim dediin halde buyruunu yapmazsan ahrette Muhammedin efaatini nasl mit edersin? Ahrette asi kulun ii mkldr; maherde rezil olur; Muhammed ona mmetim demez. Kul Ahmed gerek sylese, sabaha kyamet kopsa, Muhammed mmetim der, onu mahrum brakmaz. (Hikmet 37). Yalancdan Allah ve Resul ikyeti imi (Hikmet 51). Vallahi yalancya cennet yoktur; yalan konuup imansz olarak gitmeyin dostlar. (Hikmet 81) Allahn nuru, Allahn dostu o Mustafa, kimler iin Resul geldi bildiniz mi? Allahn selam, Allahn zikri Hak Mustafa kimler iin Resul geldi bildiniz mi? Gzlerini kimler iin yaartt? mmeti iin zn yakt;

Yalanc mmetimden deildir bu ibarenin getii her hangi bir hadise rastlanmamtr. Ancak elMuvatt, 19'da "...mmin kezzab olur mu? (Peygamber) Dedi: Hayr.." hadisi yer almaktadr.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

70

Do. Dr. Kazm Yolda

mmet olsan bu szleri anlarsn. Alamaktan yz gz iti; kyamda durmaktan ayaklar iti; mmeti iin kayg, sknt ekti. Ey dostlar, bunu bilen mmet hani? Eer bilsen bundan fazla nimet hani? Kyamet gn onu geen efkat hani? mmet olup Resuln deerini bildiniz mi? Beden ve ruhunuzla snnetlerini yaptnz m? Onun iin alayp inlediniz mi? Hlbuki o Mustafa saadettir, ganimettir, inayettir. yle ise mmeti olarak Ona vefa eyle, cefa klma. (Hikmet 38). Horluk ekip Hak Mustafa mmet dedi. Asi ve cefa edici mmetinin tasasn ekti. Hak Tel bizi odun klar m deyip mmetinin endiesi ile dimandan duman kar. Onun iin mmetleri kuvvet ald. Can ve gnlden Hayy zikrini deyin dostlar. Amel ilemeyen lim, ilmini ineyip yrr. lp varsa dar kabirde can yanar. Allah, Resul, dinin ne deyip korkuya der. (Hikmet 79). Akszlarn hem can yok, hem iman. Resulullah szn dedim, anlayan hani? Nice desem iiten, bilen hani? Bilgisize desem gnl katlar dostlar. Hem ahir zaman geldi, Resulullahn vaatleri yaklat; sekin kullar iyi sze kulak tuttu; kt kullar gnden gne beter, dostlar. Hak Mustafa Kll yevmin betern (Her gnn sonu vardr szyle kyamet gnne iaret edilmitir. Eraslan, 1983, 355) dedi; mmet olan vefallar kulak verin. Hak, iyilerin cretini, ktlerin cezasn verir. Ktler kyamet gn cezasn eker, dostlar. Fask, facir gnaha girip yere basmaz; oru ve namazn kazaya brakp misvak kullanmaz; Resulullah snnetlerini gz grmez; gnahlar gnden gne artar, dostlar. (Hikmet 86). Evliyann dedii vade geldi; kyametin gn yaklat, dostlar. Akll kullar ne olduunu bilirler; halktan sevgi ve efkat gitti, dostlar. Byk kk dostlardan edep gitti; kzlardan ve zayf genlerden hay gitti; Resul Hay imandandr (Buhari, man, 16, Edeb, 77; Mslim, man, 57) dedii halde, acayip haysz kavim oldu, dostlar. (Hikmet 89). Divanelik galip gelmeden sema yapan Hak Mustafa ve drt halifeden ikyet eder. Batan ayaa gnahlar hazr durur. Gnah dileyip raks ve sema yapt dostlar. ibl k nur grp sema eyledi; Mustafay

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Divan- Hikmette Hz. Muhammed Sevgisi

71

hazr grp soru sordu: Ey Resul, gszm, ben de hznle bir sema yapsam Resul dedi: nallah (Allah) kabul eder. zin isteyip raks ve sema yapt dostlar. (Hikmet 88). eytan yoluna giren, Ahmede talar atan, toprak altnda tek bana yalnz olup yatt ya (Hikmet 117).

4. Hz. Muhammedin garip, fakir ve yetimlerin halini sorup gzetmesi:


air, Dvnn daha ilk hikmetinde: Gnmz Trkesi ile: Garip, fakir, yetimlerni Resul sordu Garip, fakir, yetimleri Resul sordu Ual tni mirc kp ddr krdi O gece Miraca kp Hak cemalini grd Kaytp tp fakir halin sord Geri gelip indiinde fakirlerin halini sordu Gariblerni izin izlep ttm mena Gariplerin izini arayp indim ben ite. Diyerek Hz. Muhammedin o youn efkat ve merhametini dikkatlerimize sunuyor. mrnn sonunu vatanndan ayr geiren, gurbette vefat eden ve gariplere mjdeler olsun (Acln, 1351, 887) buyuran, yetimlerin sertac Peygamber Efendimiz, mr boyunca kendisi gibi gariplere, fakirlere, yetimlere kol kanat germi, onlar sorup soruturmu, grp gzetmitir. Hayatnn en nemli hadisesi olan mira mucizesinden dnte yine mmetinin fakirlerinin halini sormu, onlarn dertleriyle dertlenmi, deva bulmu, zm sunmutur. Onun mmetinden olmak isteyen gariplere tbi olmal, kimden ayet ve hadis iitse duyarl bir ekilde kulak kesilmelidir. Hz. Muhammed Medineye hicret etmi, gariplikte ektii cefalar, skntlar Onu Yaradana yaklatrm, Allahn habibi, sevgilisi olmutur. Akll kii gariplerin gnln avlar, onlarn hayr duasn almaya alr. Hz. Muhammed Mustafa gibi lkeyi dolap yetim arar. Dnyaya tapan soysuzlardan yzn evirir. Hoca Ahmed Yesev bu sayede olgunlam, kmil bir insan olmu; cokun bir deniz gibi taarak etrafnda-

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

72

Do. Dr. Kazm Yolda

ki orak gnllere su serpmitir. Garip, fakir ve yetimlerin halini hatrn soran, onlara iyilik yapan kulundan Allah raz olur. Fakat o kul kendisinin sadece bir sebep olduundan habersizdir. Gerekte btn iyilikler, hayrlar Allahn elindedir. Ahmed Yesev, bu hikmetli szleri Hz. Muhammedden ders alm ve Onun mmetine ylece ders vermitir. Daha yedi yanda iken Arslan Babayla tanr, selam verip Hz. Muhammed Mustafann kendisine gnderdii emanet hurmay ister. Kfir de olsa hi kimseye zarar vermemek snnettir. Ta kalpli, gnl krc kiiden Allah ikyetidir. yle kul iin siccin, (zindan) hazrdr ve buna Allah ahittir. Ahmed Yesev bu sz bilgelerden iitip bize ders vermektedir. badet eylemek Resulullahn detleri, gariplere merhamet etmek efkatleridir (Hikmet 9). Bir gn Resuln nne bir yetim kt; garip ve muhtacm deyip yardm istedi. Resul onun haline acyp dileini eline verdi. Ben de yetimim; yetimlikte, gariplikte yetimiim. Her kim yetimdir; biliniz o benim has mmetimdir. Yetimi grseniz incitmeyiniz; garibi de yaralamayn. Yetimler bu cihanda ezilmitir; gariplerin de ii zordur. Daima perhiz halindedirler, sanki diri deil l gibidirler. Garipler Allah katnda bellidir ve sabah akam onlar Allah gzetir. dedi (Hikmet 36).

5. Hz. Muhammedin Snnetlerine Smsk Yapp Ona mmet Olmak:


Ahmed Yesev, Hz. Muhammedin mmetine besledii sevgi ve merhametine vefa gsterip Onun snnetine smsk yapmay, Onun szlerine gre yaamay, mmet olmann gerei saymakta ve bu konuda bizi uyarmaktadr: Mustafan szlerige amel klgl: Mustafann szlerine (gre) amel et (Hikmet 124). mmet olsan gece gndz dinmeden ala; ecel gelse mertler gibi belini bala. Bir gn senin mrnn yapra sararnca, ecel gelmeden tvbe eyle ey cahil. Belki yce Allah sana rahmet eyler. Gerek dertlinin

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Divan- Hikmette Hz. Muhammed Sevgisi

73

ii sz ve icraattr; Hak karsnda niyaz armaan gzyadr; gece gndz durmadan oru tut, namaz kl. (Hikmet 9). Olur muyum Muhammedin has mmeti? mmet dese asilerin ho devleti, baldan tatldr bana bu mihneti. Altm yata snnet oldu yere girmek; Resul iin iki lem berbat edivermek; klarn snnetidir diri lmek. mmet olduunu iitsen cann vermez misin? Mustafaya cann kurban etmez misin? Can nedir ki imann vermez misin? Kul Hoca Ahmed altm yanda gaip oldu; edebi koruyup Mustafaya naip oldu; sultan oldu, sknt ekip tayyip oldu (Hikmet 10). Cemalimi talep edersen ara bak; ar stnde ahn ile ateler yak; mmet olsan Muhammedin kapsn al; Sbhan Melikim gerek klar snar imi. (Hikmet 115). lmeden nce lnze (Acln, 1351, 2:260) gre amel eyle; Bu hadisi fikreyleyip ldm ben ite. Fe'l-yedhak kallen ve'l-yebk kesren (Bundan byle az glsnler, ok alasnlar. Tevbe Suresi 9 : 82. Fe'l-yedhak metinde sehven felizehu yazlm) diye haber verir. Bu ayetin anlamna gre amel eylemek iin bu dnyadan hi glmeden yrdm ben ite (Hikmet 15). Resul Dnya letir (ed-Deylem, el-Msned 1:141-142; Acln, 1351, 1:492) dedi, braktm ben ite (Hikmet 12). Resul Mustafa dnya maln sevmedi; Resule mmet olan dnya maln sevmesin. (Hikmet 90). Ey Ahmed, sen sufi olsan sufilik kolay deil; Hak Resul sufi olup dnya maln sevmi deil; dnyay seven kii phesiz bilin insan deil; sufi nakl oldun fakat asla Mslman olmadn. (Hikmet 119) Dil ucuyla mmetim diye iddia eden kii Mustafann deerini ne zaman bilir? Klli muttaki alimen diye syledi Resul; ey Kul Ahmed, bu hadisi eyle kabul; Suyri (Sayram) halk kabul etmeyip oldu melul; cahil halk pir deerini ne zaman bilir? (Hikmet 136). mmeti iin Resul daima kayg ekti; mmetinin gnahn (balanmasn) dileyip Haktan ald; gece gndz namazda durdu, Al-

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

74

Do. Dr. Kazm Yolda

lah bildi; dilde mmetiyim der, gnlde yalandr. mmet olsan, Mustafaya bal ol; dediklerini can u gnlden uygula; gece namazda, gndzleri orulu ol; gerek mmetin rengi tpk samandr. Snnetlerini sk tutup mmet ol. Gece gndz salt selm syleyip yakn ol. Nefsi tepip sknt eksen de rahat ol. yle k iki gz iki eme alar. (Hikmet 142). Kbeye ve Hak Mustafann trbesine (gitmeye) niyet ettik. (Allah) Herkese nasip etsin. Resul efaat eylesin; dostlarm (siz de benden) raz olun. (Hikmet 67). Resule vahiy geldi, bandan tacn karp kalkt, derviler sohbetinde hizmetilik yapt. (Hikmet 92). Derviler, Peygamberden yadigr kalmlardr. (Hikmet 100). Ey mmetler, Hak Mustafann szn tutup din yolunda yryen, zn bu lemden ayr tutan; maher gn, yz Hakka dnm ve aydn bir ekilde yrr. (Hikmet102). Cebrail vahiy getirdi Hak Resle; Kk byk her ey zikretsin. (sr Suresi 17:44) diye ayet geldi (Hikmet 19).

6. Hz. Muhammedin Ad Anldnda Salt Ve Selm Getirmek:


Pir-i kmil Hak Mustafadr phesiz bilin; nereye varsanz Onun zelliklerini, gzel sfatlarn syleyip sayg gsterin. Ad anldnda salt ve selm getirin, Mustafaya mmet olun. (Hikmet 2). Kul Hoca Ahmed, gece gndz dinmeden ala; salt selm getirip Hak Resule mmet ol. Doru yola iletip (bize) mmetim dese ne ho saadet? (Hikmet 26). Gerek mmetseniz, iitip salt selm syleyin dostlar nakarat msra 80. Hikmette 28 kez tekrar edilir.

7. l, Ashab Ve Drt Halife Sevgisi:


Dostlar Amin deyiniz: l, ashab ve ehar-yar; mmetlerin suunu bala Allahm (Hikmet 8).

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Divan- Hikmette Hz. Muhammed Sevgisi

75

Gurbet dedi Mustafa gibi erenlere; otuz bin sahabe ve arkadalarna; Eb Bekir, mer, Osman, Murtazaya gurbet dedi (Hikmet 16). Grd anda inanan, stn olup dayanan, dertletiinde alayan, kullua bel balayan, barnn iini dalayan, bir sznden dnmeyen, srrn asla demeyen, gafil olup yatmayan, can canana kavuturan, kzn elden veren, el balayp yalvaran, verdii sz tutan, nefis ve hevadan geen, Hak Resul glendiren, Muhammede kaynbaba olan, hi hata klmayan, (giyecek bir ey bulamayp) boynuna petamal balayan Eb Bekr-i Sddktr. Kul Hoca Ahmed, tasdik et ve maara dostunu ayr tut, ariflikte onu sadk bil. (Hikmet 42). (Peygamberin) kinci dostu, mminlikte dost olan, Bilala ezan okutan, eriat bildiren, din szn anlatan, Kbe kapsn atran, btn putlar krdran, Resuln gnln rahatlatan, eriat gzeten, tarikat doru tutan, hakikati iyi bilen, olunu azarlayp getiren, krba vurup ldren, adalet eyleyip yol soran, ra olup snmeyen, din yolundan dnmeyen, haksz i yapmayan adaletli merdir. Miskin Ahmed onu yd et, (bunun iin) aczini beyan et, belki o adaletli merin ruhu ad olur. (Hikmet 43). (Peygamberin) nc dostu, her nefeste arkada, Hak Resuln damad, dinimizi glendiren, klelerini zd eden, ayet ve hadis ktibi, minberin hatibi, duas Tur da, aldklar iki nur, szleri birer inci olan hay sahibi Osmandr. oklar gelip onu ehit ettiler. Hoca Ahmed sen o hay sahibi Osmann phesiz gzel tarif ettin. (Hikmet 44). Drdnc dost olan Allahn aslan Alidir. Hem mirata yr olan, szleri Rahman, yz nuran, kfirlerin kran, himmet kua belinde Allahn ad dilinde, Zlfikar elinde Allahn aslan Ali, binip ksa Dldle, yere zelzele, kfirlere velvele der. Dmanlara kar duran, kfirlerin katili olan, batla son veren Allahn aslan Alidir. Bir ve Var olan her eye gc yeten Allahm rahmet eyleye, Hak aslan Aliyi Hoca Ahmede medetkr kla. (Hikmet 45).

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

76

Do. Dr. Kazm Yolda

Tarif etsem, Ali Allahn aslandr ve klla kfiri krmtr. Kfirleri imana davet eder ve her zaman slma kuvvet verir. Mmin olanlar yanna alr; kabul etmeyeni kltan geirir. Eline kl alp Dldle bindiinde kfirler kavmi korkuyla barr. Elindeki silah Zlfikar, arprken krk arn uzar. Alinin her birisi byk tulu on sekiz olu vard. Ali slm iin kanlar yuttu, slmn tuunu smsk tuttu. Hoca Ahmed gariplie dp Resul evladna szler katt. (Hikmet 36). Garip canm Hak yoluna adasam; ah Hasan gibi Kerbelada susayp lsem; Hak arabn ime hevesiyle gitsem; varsam orada susuzluum kanar m ki? Sahabe gibi din iin savap bam versem; ehr-i banu imamlar gibi alayp yrsem; Allah iin kfirlere esir olsam; Rahman Rabbim sana makbul olur mu ki? (Hikmet 64).

8. Ahmed Yesevnin Hz. Muhammedin Snnetine Ball Ve 63 Yandan Sonraki mrn Yer Altnda Yaptrd Bir Hcrede Geirmesi:
kinci hikmetten on birinciye kadar dokuz hikmet, airin devriye trnde hayat hikyesini anlatt bir eit manev otobiyografisidir. Her drtlkte ruhlar leminden balayarak her ya iinde mazhar olduu ilah manevi nimetleri tahdis-i nimet olarak zikreder. Mirac- Ahmednin glgesinde giritii manevi yolculuunun (seyr-i sluk) duraklarn birer drtlkte anar. lmle bark bir hayatn gstergesi olarak, altm yanda kabre girip mr boyunca izinden gittii Hz. Muhammedin varisi olduunu gstermitir. Ona gre kabre girmek Resulullahn snnetidir (Hikmet 9). air, Ol sebebdin altm de kirdim yerge : O sebepten altm te girdim yere nakarat msral ikinci hikmetinde Hz. Muhammet ile olan zel ilikisini ve altm yandan sonra hayatnn geri kalan ksmn yer altnda geirmesinin sebebini yle anlatmaktadr: Rahmet denizi dolup tat, ana rahmine dp belirince zikir syle diye bir ses geldi ve btn organlarm titreyiverdi. Ruhum cesedime girdiinde kemiklerim Allah dedi. Drt yz yldan sonra kp

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Divan- Hikmette Hz. Muhammed Sevgisi

77

mmet olacak; nice yllar dolap halka yol gsterecek; on drt bin lim kendisine hizmet eyleyecek (ben Ahmed Yesev) dokuz ay ve dokuz gnde yere dtm ve dokuz saat duramadm, ge utum; Ar ve Krs derecesini varp kucakladm. Ar stnde namaz klp dizimi bktm. Dileimi syleyip, Hakka bakp gzya dktm. Bir yamda ruhlar bana pay verdi; iki yamda peygamberler gelip grd; yamda krklar gelip halimi sordu; drt yamda Hak Mustafa hurma verdi; nice gnahkra yol gsterdim, yola girdi; nereye varsam Hzr Babam bana yolda oldu. Yedi yamda Arslan Babam beni arayp buldu. Sekizimde sekiz yandan yol ald; hikmet syle diye bama nurlar sald; Allaha hamdolsun Pir-i kmil Hak Mustafa mey iirdi (Hikmet 2). On sekiz yamda Krklar ile arap itim; Hak Mustafann gzelliklerini grdm. Yirmi yamda Allaha hamdolsun pir hizmetini tamamladm (Hikmet 3). Yirmi sekiz yamda k oldum (Hikmet 4). Otuz bir yamda Hzr Babam mey iirdi. Otuz yamda saki olup mey sundum. Otuz alt yamda kemal sahibi oldum; Hak Mustafa bana cemalini gsterdi (Hikmet 5). Altm yamda Kul yere gir diye bir ar geldi; nefsimi H klc ile krp teptim; ondan sonra cananm arayp buldum; lmeden nce can vermenin derdini ektim (Hikmet 7). Pazartesi gn sabah erken Mustafaya matem tutup yere girdim (Hikmet 8). Altm yanda yere girmek snnet oldu (Hikmet 10). Ahmed Yesev, vefat edene kadar hayatn srdrd yer altndaki menzilinde mazhar olduu ilah manevi ikramlar 8. hikmetinde dile getirir: Yer altna girdiimde kendimden getim. Gzm anca Mustafay hazr grdm. Hak Mustafa ruhu gelip imam oldu. Yer altndaki btn varlklar kle oldu. ok aladm Hak Mustafa mjde verdi. Kyamette yolunu kaybedersen yol gstereyim; evladm deyip elini tutup cennete girdireyim; szn iitince evkim artt; mmet dedi, iim dm nura batt; nurunu salp Hak cemalini gsterdi (Hikmet 8).

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

78

Do. Dr. Kazm Yolda

9. Hz. Muhammedin Divan- Hikmette Geen simleri:


Hz. Muhammedin, Divan- Hikmette geen isim ve unvanlar kullanm sklna gre aadaki gibi sralanmaktadr:
Muhammed: Hikmet 8(3), 10(2), 36(10), 36(11), 40(24), 41(21), 42, 81, 104, 112(4), 115 = 79 kez. Mustafa: Hikmet 1, 2, 8(21), 9, 10(2), 16, 18(2), 23, 38(4), 80(5), 88, 99, 124, 136, 142 = 44 kez. Pir-i mugan Hak Mustafa b-ek biling: Hikmet 2 = 1 kez. Pir-i mugan: Hikmet 1(2), 2(2), 5, 6, 12, 13, 15, 17, 19, 21(2) 26, 41, 51, 59(2), 60, 63, 64, 69, 91, 95(4), 108, 123, 124, 128(2), 137 = 34 kez. Hak Mustafa: Hikmet 1(2), 2(6), 3, 4, 5, 8(2), 18, 38(2), 46(3), 49(3), 60, 67, 79, 80, 86, 88, 102 = 29 kez. Resl: Hikmet 1(2), 10, 12, 38(10), 43, 46, 51, 67, 79, 80(2), 88(2), 89, 90, 92, 112, 136, 142 = 29 kez. Mustafa Muhammed: Hikmet 39(17) = 17 kez. Muhammed Mustafa: Hikmet 18, 37(9), Mnacat = 11 kez. Hak Resl: Hikmet 9, 18, 19, 26(2), 42, 44, 80(2), 81, 119 = 11 kez. Reslullah: Hikmet 9, 37, 80(2), 86(3), 112, Mnacat = 9 kez. Peygamber: Hikmet 18, 46(2), 60, 80, 100, Mnacat = 7 kez. Habib: 80(2), 112 = 3 kez. Hazret: Hikmet 41, 80(2) = 3 kez. Server: Hikmet 40, 60, 80 = 3 kez. Ahmed: Hikmet 8, 117 = 2 kez. Rehber: Hikmet 40, 60 = 2 kez. lem fahr: Hikmet 99 = 1 kez. Asl- vcud- dem: Hikmet 39 = 1 kez. Habib-i Halk: Hikmet 39 = 1 kez. Hdi: Hikmet 60 = 1 kez. Hdiyl-mdllin: Hikmet 39 = 1 kez. Hak bendesi: Hikmet 26 = 1 kez. Hatemn-nebiyyin: Hikmet 39 = 1 kez. Hlasa-y halayk: Hikmet 39 = 1 kez. Kamer-i ba- kevneyn: Hikmet 39 = 1 kez Kurret ayneyn: Hikmet 39 = 1 kez. Mddessir: Hikmet 39 = 1 kez. Mrsel nebi-yi hatem: Hikmet 39 = 1 kez. Rahmeten lil-lemin: Hikmet 80 = 1 kez. Resl Mustafa: Hikmet 90 = 1 kez. Seyyidl-mrselin: Hikmet 39 = 1 kez. Sultan: Hikmet 8 = 1 kez. Tuba-y kabe kavseyn: Hikmet 39 = 1 kez.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Divan- Hikmette Hz. Muhammed Sevgisi

79

Sonu
Bu yazmzda Trk kltr corafyasnn nemli ahsiyetlerinden olan Hoca Ahmed Yesevnin Dvn- Hikmet adl eserinde yansyan Hz. Muhammed sevgisini gstermeye altk. Eserini incelediimizde Ahmed Yesevnin, kalbi yank bir Allah olduu kadar, Habibullahn da muhibbi olduunu grdk. Bu sevgi o kadar derindir ki 63 yandan sonra yeryznde dolamay Onun snnetine aykr grm, o yatan sonraki mrn yer altnda geirmitir. Duygunun dili olan iirin duygusal iklimine pek de yakan bu peygamber sevgisini bakaca yorum katmadan gnmz Trkesi ile aktarmaya altk. Ahmed Yesev Hikmetlerinde Ona mmet olmann, snnetine uymaktan getiini srarla vurgulamtr. Mevlid yazar Sleyman elebinin: Tfl iken Ol der idi kim mmeti Sen kocaldn terk edersin snneti diyerek dile getirdii vefaszla dmemek hususundaki ciddi ikazlara Yesevnin Hikmetlerinde sk sk karlamaktayz. Hz. Muhammede duyulan sevginin ayrlmaz bir paras olarak Onun drt halifesine, l ve ashabna kar sayg ve sevginin engin tezahrlerine Dvn- Hikmette rastlamaktayz.

Kaynaka
Acln, smail B. Muhammed. (1351), Kefl-Haf ve Mzll-lbs, Beyrut. Bice, Hayati. (1993), Hoca Ahmed Yesev, Divan- Hikmet, TDV. Yay, Ankara. Eraslan, Kemal. (1983), Ahmed-i Yesev, Dvn- Hikmetten Semeler, KTB. Yay, Ankara. Kprl, Fuat. (1991), Trk Edebiyatnda lk Mutasavvflar , DB. Yay, 7. Bask, Ankara. http://www.diyanet.gov.tr/kuran/default.asp (20.08.2009). http://www.divanihikmet.net/ (20.08.2009).

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

HKMET YURDU
Dnce Yorum Sosyal Bilimler Aratrma Dergisi
ISSN: 1308-6944 www.hikmetyurdu.com

Hikmet Yurdu, Yl: 3, S.5 (Ocak-Haziran 2010), ss. 81 - 101

nsan likilerinde nemli Bir Kuran lkesi: Ktl yilikle Savmak


Do. Dr. Abdurrahman KASAPOLU nn niversitesi lahiyat Fakltesi Tefsir Anabilin Dal retim yesi akasapoglu@inonu.edu.tr zet Kurann ahlk alanndaki hedeflerinden birisi, ktl iyilikle savma tutumunu kiiliinin bir paras haline getirebilmi insanlar yetitirebilmektir. Byle bir karaktere sahip olmann zorluuna dikkat eken Kuran, mminin Allaha olan iman, ahirette karlaaca dllerin motivasyonu sayesinde ktl iyilikle savma kabiliyetini kazanabileceine dikkat ekmitir. Anahtar Kelimeler: Ktlk, iyilik, ahlk, Kuran. Abstract An Important Prncple Of Quran In Human Relatons: To Avod Msdong Bymeans Of Goodness One of the aims of the Quran in the realm of ethics is to bring up persons who have made a part of their personality the attitude of avoiding misdoing by goodness. Pointing to the difficulty of having such a character Quran puts emphasis on the fact that a believer, by means of his faith in God and by means of the motivations of the rewards he will meet in the hereafter, acquires the capacity of avoiding the misdoing by means of goodness. Key Words: Misdoing, goodness, ethics, Quran.

Giri
Kuran zelde din tebliin, toplumu iman ve ahlk ilkeleri dorultusunda eitip ynlendirmenin, genelde ise her trl insan ilikilerinin olumlu sonular verebilmesi iin birtakm yol ve yntemler nerir. Kurann nerdii bu tr yntemlerden birisi de ktl iyilikle savma ilkesidir. Kuranda bu ilkeye ak bir ekilde drt kez iaret edilir. Kuran, bu yetlerde, bir yandan iyilii ktlkle savmak ilkesi ynnde mmin bireyleri bilinlendirip harekete geirmeyi amalarken, dier

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

82

Do. Dr. Abdurrahman Kasapolu

yandan bu ilkenin uygulanmas halinde elde edilecek kazanmlardan sz eder. Ktlklere kar iyilikle mukabelede bulunmak, iradesi gl ve olgun insanlarn yapabilecei, gerekletirilmesi en zor fakat en deerli db- muaeret ilkelerindendir. erli ve saldrgan kimselerin ktlklerini zararsz hale getirmek, slah edip iyiye ynlendirmek gerek Mslmanlarn ve olgun iman sahibi insanlarn gerekletirebilecei bir erdemdir.1 Aratrmamzda nce ktl iyilikle savma ilkesini kendisine konu edinen ahlk disiplinin verilerin incelenecektir. Daha sonra bu ilkeyi konu edinen drt yetin deerlendirmesi mfessirlerin yorumlar dorultusunda ele alnacaktr. yetlerde verilmek istenen iletiim ilkelerine, eitim yntemlerine ilikin mesajlar belirlenmeye allacaktr. Ktl iyilikle savma ilkesinin mmin kiiye kazandrd madd ve manev stnlkler, bireylerin ve toplumlarn inan ve davran asndan slah konusunda salad avantajlar zerinde durulacaktr. lgili yetlerin yorumu yaplrken saylan bu hususlara iaret edilecektir. Bilindii gibi Hz. Peygamberin hadisleri Kurn yetlerinin birinci derecede alm mahiyetindedir. Ktl iyilikle savma konusu Hz. Peygamberin hadislerinde de gndeme gelmilerdir. Bu hadisler konumuzla ilgili yetlerin ilk eden tefsiri niteliindedir. Bu nedenle Hz. Peygamberden gelen, ktl iyilikle savma ilkesine ilikin baz rivayetleri aratrmamzda deerlendireceiz.

I. Bir Ahlk lkesi Olarak Ktl yilikle Defetmek


nsanlarla kurulan ilikilerde muhataplardan her zaman hatalarn kabilecei unutulmamaldr. Hataya hata ile karlk vermek yerine iyilikle muamele edilmelidir. yiliin nice zalimleri dize getirecek kadar etkili olduu bilinmelidir.

M. Zeki Duman, Kuran- Kerimde Adb- Muaeret, Tura Neriyat, stanbul, 1992, s. 411.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Ktl yilikle Savmak

83

Ktlklere misli ile karlk vermek gayr meru deildir. Bununla birlikte yerine gre hatalar affetmek byk bir erdemdir. Hatta sadece affetmekle yetinmeyip yaplan ktle kar iyilikle mukabelede bulunmak erdemin en st noktasdr. slm ahlk ktle iyilikle muameleyi gerek bir erdem olarak kabul ve tavsiye eder. nk insanlar kendilerine iyilik yaplmasndan holanrlar. yilik kt duygular yok eder, sevginin oalmasna frsat verir.2 Sululara kar gsterilen yumuaklk ve anlayn temelinde, her eye ramen tekini, iyilii istenen biri olarak kabul etme yetenei vardr.3 Fenla iyilikle karlk vermek renilebilen bir erdemdir. zellikle kk yata yaplan telkinler ocuun bu erdemle ok erken tanmasna imkan hazrlar. ocuklara, hakszla urasalar bile ideal ahlk llerinden ayrlmamay retmek gerekir. ocuk bir ktlkle karlatnda ilk olarak ktlkle cevap vermeye hakk olduunu dnmemelidir. En azndan iyilik yapana iyilik, ktlk yapana hakszlk yapmama ilkesini onlara benimsetmek gerekir. Yeni yetien nesil, bata en yaknlar olmak zere insanlarn kusurlarn balayabilme erdemini gsterebilmeli, ktle iyilikle karlk verebilmeyi baarabilmelidir.4 Cahiller karsnda gsterilen merhamet, insanlar ycelten sebeplerden birisidir. Fena szl kendini bilmezlere kar iyilikte bulunmak onlarn kalplerini yumuatp yaptklarna piman olmalarn salayabilir. Akl ve basiret sahibine yakan, fke ve hiddete yumuaklk ve skunetle cevap vermektir. Akll ve erdemli kiiler, aleyhlerinde meydana gelen durum ve olaylardan etkilenmeyerek hasmlarna sabr ve tahammlle galip gelmeyi, iyilikle ktln stesinden gelmeyi bilirler. Byle davrananlar, kullandklar yntemin gzellii sayesinde amalarna ulaabi-

A. Hamdi Akseki, Ahlk Dersleri, Dal Neriyat, stanbul, 1968, s. 267; A. Hamdi Akseki, slm Dini, Nur Yaynlar, Ankara, tsz., s. 277; Hsameddin Erdem, Sondevir Osmanl Dncesinde Ahlk, Sebat Ofset, Konya, 1996, s. 262; Hayrani Altnta, slm Ahlk, Aka Yaynlar, Ankara, 1999, s. 301. 3 Andre Comte-Sponvlle, Byk Erdemler Risalesi, ev. Ik Ergden, stanbul Bilgi niversitesi Yaynlar, stanbul, 2004, s. 250. 4 Refia emin, ocukta Ahlaki Davran ve Ahlaki Yarg, stanbul niversitesi Edebiyat Fakltesi Yaynlar, stanbul, 1979, s. 70; Nevzat Tarhan, Makul zm, Tima Yaynlar, stanbul, 2004, s. 56; Abdullah Yldz, Yusufun Gmlei, Pnar Yaynlar, stanbul, 2006, s. 111.
2

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

84

Do. Dr. Abdurrahman Kasapolu

lirler. rnein alveri yaptnz bir messese, size kt davranm, belki de aldatm olabilir. Onlar boykot etmeyi, bir daha asla onlarla alveri yapmamay dnebilirsiniz. Ya da bu fikrinizden vazgeip onlarla alveri yapmay, iyi ilikileri srdrmeyi deneyebilirsiniz. Belki de bu tavrnz maaza sahibinin houna gider, onu artr ve ilikinizin yeniden yoluna girmesini salayabilir.5 Bize ktlk yapanlara kar bile sevgi dolu davranlarda bulunabiliriz. Bu tr sevgi davranlarnn onlarn tutum ve davranlarn olumlu ynde etkileyeceini umarz. Hakl olduumuz durumlarda hakll hasmmza brakmak, onlara elimizi uzatmak, onlar bize kar daha az savunucu ve daha sevecen yapar. Bu gibi durumlarda genellikle onlar da bize el uzatrlar.6 Ktl iyilikle karlamak, dmanmzn bizimle dost olmasn salayabilir. Nitekim A. Lincolne Dmanlarna neden bu kadar iyilikte bulunuyorsun, elinde g ve imkan varken onlar neden yok etmiyorsun? diye sorulduunda, Ben onlara iyi davranmakla, onlarla gzel geinmek suretiyle zaten onlar yok etmi olmuyor muyum! karln vermitir.7 yilik karlnda yaplan iyilikler abuk unutulur. Ama ktle kar yaplan iyilikler kolay kolay unutulmazlar. Ktye ktyle karlk veren intikam duygusunun, sonu itibaryla herhangi bir anlam ve getirisi yoktur. Birok ahlk retisinde, dmanlardan nefret etmek, kin duymak, almaya almak yerine onlara acmak, anlayl ve iten davranmak, yardm etmek, hatta onlar iin dua etmek tavsiye edilmitir.8

Ebul-Hasan el-Mverd, Maddi ve Manevi Yce Hedefler, ev. Yaar alkan, M.E.B., stanbul, 1993, s. 646-658; James T. Mangan, Kolay Yaamn Srr, ev. Sosi Dolanolu, Uluslar Aras Yaym Merkezi, stanbul, 1990, s. 51; Erdem, a.g.e.,s. 262. 6 Gray Chapman, Be Sevgi Dili, ev. Betl elik, Sistem Yaynclk, stanbul, 2001, s. 177; Richard Carlson, Ufak eyleri Dert Etmeyin, ev. Esat ren, Alkm Yaynevi, stanbul, 1999, s. 47. 7 Stk Aslanhan, Baar ve Mutluluk in Hayata Glmse, Hayat Yaynlar, stanbul, 2006, s. 99. 8 Dale Carnegie, znty Brak Yaamaya Bak, ev. Meltem Erkmen Kapucuolu, Epsilon Yaynclk, stanbul, 2005, s. 152; Arthur Schopenhauer, Merhamet, ev. Zekai Kocatrk, Dergh Yaynlar, stanbul, 2007, s. 37.
5

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Ktl yilikle Savmak

85

Bu retiler Matta ncilinde Hz. saya nisbet edilen u szlerde pekitirilmitir:9 Dmanlarnz sevin, onlar size kfrederlerse siz onlara dua edin, sizden nefret edenlere kar siz iyi davrann, onlar sizi kullandka ya da size zorluk ektirdike siz onlar iin dua etmeye devam edin. Bu noktada Hz. sann bandan geen u olay da hatrlamak yerinde olur:10 Bir gn Hz. sa yolda giderken dmanlar ona hakaret edip kt szler sylemiler. Kendisi ise onlara iyilikle karlk vermi, gzel szler sylemitir. Bu durum karsnda Havariler, Onlar sana ktlk yapyorlar, sen ise onlara iyi eyler sylyorsun, bu ii aklmz almad eklinde bir soru yneltmilerdir. Hz. sa onlara, Bir insan antasnda ne varsa onu verir. Bende sadece bu var. karln vermitir. Uzakdou kltrlerinde ktle kar gelitirilecek ahlk tavr konusunda evrensel bir bak as ortaya konmutur. Laotse bu balamda, Bana iyilik edene ben de iyilik ederim. Bana iyilik etmeyenlere ben yine iyilik ederim ve bylece her ey iyi olur der.11 Tasavvuf literatrnde, verilen skntlar iyi bir yolla gslemek, gzellikle karlamak iyi ahlkn esaslarndan kabul edilmitir.12 Bu anlayn gerek hayattaki yansmalarn anlatan rnekler vardr.13 Ktl iyilikle savmak ilkesi, Kuran ahlkn asrlardr zmsemi olan Trk milletinin temel karakterlerinden birisi olmutur. Bu gereklik ataszlerine de yansmtr. Bu ataszlerinden ilk akla gelenleri unlardr: Kan kan ile deil, kan su ile ykarlar. Ta atana ekmek at.
Stephanie Dowrick, Sevginin Halleri, Ayrnt Yaynlar, ev. Grol Koca, stanbul, 2000, s. 253. Tarhan, Makul zm, s. 56. 11 M. Sadettin Evrin, Radyoda Dini ve Ahlaki Konumalar, Diyanet leri Bakanl Yaynlar, Ankara, 1961, s. 116. 12 Abdulkerim Kueyr, Kueyr Risalesi, ev. Sleyman Uluda, Dergh Yaynlar, stanbul, 1999, s. 334. 13 Zhitlerden birisi, bir gn sahip olduu koyunun bir ayann kesilmi olduunu grm. Hayvana bunu yapann kim olduunu sorduunda hizmetisi, ben yaptm demitir. Neden yaptn deyince de seni zmek iin diye karlk vermitir. Bunun zerine zhit, sen beni zemezsin, ama ben bunu yapman sana emreden eytan zeceim, seni azat ettim, haydi git demitir. Adamn birisi Ahnef bn Kaysn peine taklm, ona hakaret edip duruyormu. Ahnefin kabilesinin bulunduklar yere yaklatklarnda Ahnef ona yle demitir: Delikanl, sylemek istediin ne kadar kt sz varsa burada syle. nk ilerde kabilemin insanlar bu sylediklerini duyarlarsa sana eziyet ederler. (Kueyr, a.g.e., s. 332)
9 10

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

86

Do. Dr. Abdurrahman Kasapolu

yilie iyilik her kiinin kr, ktle iyilik er kiinin kr. yilie kar herkes iyilik yapabilir, ama ktle kar iyilik olgun insanlarn iidir. 14

II. Kuranda Ktl yilikle Defetmek lkesi


Yce Allah, Ehl-i Kitba mensup iken Hz. Muhammede ve Onun getirdii Kurana iman edip slm din olarak seen kimselerin stn ahlk zelliklerine dikkat eker. Maruz kalnan ktlkler karsnda iyilii elden brakmamak, burada sz edilen kimselerin stn zellikleri arasnda saylr: te onlara, sabretmelerinden tr mkfatlar iki kere verilir; onlar ktl iyilikle savarlar ve kendilerine verdiimiz rzktan (hayr yoluna) harcarlar. Bo sz iittikleri zaman ondan yz evirirler ve Bizim ilerimiz bize, sizin ileriniz size. Size selm olsun (haydi hoa kaln), biz cahillerle (sohbet etmeyi) istemeyiz derler.15 Kendilerine Kurandan nce kitap verilenlerden, Tevrat ve ncile gerek olarak inanan ve onlara gre amel edenlerden bazlar Kuran indirilince hemen ona inanp tasdik etmiler, boyun emilerdir. Bu yzden Yce Allah onlarn dllerini iki kat vereceini vaat etmitir.16 Hem nceden indirilmi kitaba, hem de sonradan indirilmi kitaba iman eden kimseler, nceki kitaba iman etme konusunda evvelce sabr gsterdikleri gibi, Kurana iman etme kararll sergilemilerdir. Mriklerin ve inanmayan dier Kitb ehlinin eziyetlerine kar sabr gstermiler, onlarn kardklar zorluklara tahamml etmilerdir. Eski inanlarnn balarndan kurtulup, btn balar kesip, yeni inanlarna sk skya balanmlardr. Dorusu bu, sabr ve inan gerektiren bir du-

Komisyon, rnekleriyle Trke Szlk, M.E.B., stanbul, 2000, II/1454. Kasas, 28/54-55. 16 Muhammed et-Thir bn r, Tefsrut-Tahrr vet-Tenvr, Dru Suhn lin-Ner vet-Tenvr, Tunus, 1990, X/144; Said Havva, el-Ess fit-Tefsr, ev. M. Beir Eryarsoy, amil Yaynevi, stanbul, 1990, X/525; Mehmed Vehbi, Hulst-l-Beyn f Tefsril-Kuran, dal Neriyat, stanbul, 1979, X/4118; Celal Yldrm, lmin Inda Asrn Kuran Tefsiri, Anadolu Yaynlar, zmir, tsz., IX/4562.
14 15

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Ktl yilikle Savmak

87

rumdur. Bu zellik, tebli ve irat hizmetlerini srdrmenin temel talarndan birini oluturur.17 Bu kimseler, maruz kaldklar eziyete tahamml gsterirler. Cahillerin cehletine hilm ile yaklarlar. Kfirlerden duyduklar kt szlere iyilikle karlk verirler. Mnkeri ortadan kaldrmak iin maruf ile yaklarlar. Ktle misliyle karlk vermezler, aksine affeder, balarlar. Aldklar din terbiye gerei ktle iyilikle karlk vermek suretiyle toplumda karklk kmasna engel olurlar. Bu zellik, toplum ierisinde iyi insan olmann llerinden birisidir, insann sahip olabilecei erdemlerin en byklerinden birisi kabul edilir. nsanlar arasndaki iyi ilikileri en ok tevik eden niteliklerden birisidir. Bu karakterin ortaya kard yarar, kt kimsenin sebep olduu zararn nefisten giderilmesi, iyiliin ve erdemin bir baka kiiye de aktarlmas, ona bu konuda yol gsterilmesi ve tavsiyede bulunulmasdr.18 Seyyieyi (ktl) haseneile (iyilikle) defetmek / savmak, nceden yaplan isyan itaatla gidermek, gnahlar sevaplarla ya da Allahtan balanma dileyerek ortadan kaldrmak olarak anlalmtr.19 yetteki anlam rgs ierisinde sabr, glklere gs germe ile ktl iyilikle savma birbiriyle balantl iki husustur. Bu hususlarn anlatld ifadeler birbirine atfedilmitir. Bundan da anlalyor ki, hkim din eilimler ve geleneksel yaama tarzna kar / zt olarak doru yolu seen insanlar kendi toplumlar tarafndan baskya maruz braklmlar-

Eb Ali el-Fadl bn el-Hasen bn Fadl et-Tabres, Mecmeul-Beyn f Tefsril-Kurn, Drul-Ktbillm, Beyrut, 1997, VII/352; Aluddn Ali ibn Muhammed bn brahim el-Hzin, Lbbut-Tevl f Manit-Tenzl, Drul-Ktbil-lm, Beyrut, 1995, V/26; Eb Muhammed el-Hseyn bn Mesd elBeav, Melimut-Tenzl, Drul-Ktbil-lm, Beyrut, 1995, V/26; Eb Abdullah Muhammed bn Ahmed el-Kurtb, el-Cmiu li Ahkmil-Kurn, Drul-Ktbil-lmiyye, Beyrut, 1993, XIII/197; Muhammed bn Ali bn Muhammed e-evkn, Fethul-Kadr, el-Mektebetl-Asriyye, Beyrut, 1995, IV/220; Ebussud Muhammed bn Muhammed el-md, rdul-aklis-Selm il MezyelKurnil-Kerm, Dru hyit-Tursil-Arab, Beyrut, 1994, VII/19; bn r, a.g.e., X/145; Havva, a.g.e., X/525; Yldrm, a.g.e., IX/4562. 18 Fahreddn er-Rz, et-Tefsrul-Kebr, Dru hyit-Tursil-Arab, Beyrut, 1997, VIII/607; et-Tabres, a.g.e., VII/352; el-Hzin, a.g.e., V/26; el-Begav, a.g.e., V/26; bn r, a.g.e., X/145; Havva, a.g.e., X/525; Yldrm, a.g.e., IX/4563. 19 er-Rz, a.g.e., VIII/607; el-Kurtub, a.g.e., XIII/197; Ebussud, a.g.e., VII/19; Havva, a.g.e., X/525; Konyal, a.g.e., X/4118.
17

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

88

Do. Dr. Abdurrahman Kasapolu

dr.20 Eer yette yapld sylenen ktl, iman seenlere yaplan bask ve iddet anlamnda deerlendirecek olursak, yet, bir kimsenin kendi iledii ktlkleri daha sonra iyilik yaparak gidermesi anlamna gelmez. yete getirilen yorum fark ktlk eyleminin failinin (znesinin) belirlenmesiyle ilgilidir. Birinci yoruma gre ktl yapanla iyilii yapan ayr kimselerdir. kinci yorumda ise, hem ktl hem de iyilii ayn birey yapmaktadr. Ktl iyilikle savma fiili, iman eden Ehl-i Kitabn eziyetlere maruz kaldn anlatan pasaj ierisinde yer almaktadr. Yine bu pasajda Ehl-i Kitabn, maruz kaldklar bo ve batl szlere kar tartma ve atmaya girmedikleri aklanmaktadr. Bu yetlerde ktln iman eden Ehl-i Kitab tarafndan deil, bakalar tarafndan yapld grlmektedir. Bu durum, ktl iyilikle savma eyleminde ktl yapan faille (zneyle) iyilii yapan failin (znenin) ayr bireyler olduu fikrini destekler mahiyetidir. yette ktln iyilikle savlmas, Ehl-i Kitbn eski din geleneklerini brakarak, irk (ortak) komadan Allahtan baka ilh olmadna inandklar yani Hz. Peygamberin getirdii dini kabul ettikleri eklinde de anlalmtr.21 Burada sz edilen kimseler, Allahn kendilerine verdii rzktan hayr yolunda infak ederler, bo ve batl sz iittikleri zaman, o szden ve onu syleyenlerden yz evirirler. Bo szlerle kendilerine hitap edenlere, Bizim ilediklerimiz bize, sizin iledikleriniz sizedir, selm size derler. Bir baka deyile, Sizin sylediiniz bo szlere ayn trden szlerle karlk vermeyeceimizden emin olabilirsiniz derler. Onlarla mtreke / saldrmazlk halinde bulunmay yani atmaya girmemeyi, mesafeli durmay tercih ederler. Bu tavr, akln kullanmayan kimselere kar gsterilebilecek en uygun tavr olup, onlarn durumunu slah edebilecek en

Muhammed Esed, Kuran Mesaj, ev. Cahit Koytak, Ahmet Ertrk, aret Yaynlar, stanbul, 1997, s. 794. 21 e-evkn, a.g.e., IV/220.
20

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Ktl yilikle Savmak

89

olumlu yaklamdr. Burada sz edilen, selm size ifadesi bildiimiz selmlama anlamnda deil, mtreke yapma manasndadr.22 Yce Allah bu yette (28/54-55) saylan zelliklere sahip Ehl-i Kitab- vm, insanlar bu sfatlar kazanmaya tevik etmitir. Ktle kar iyilik yapmak ilk bakta insan nefsine zor gelen, belki de bu yzden kazanlmas kolay olmayan bir erdemdir. Bununla birlikte, telkin, t, tavsiye, model gsterme gibi eitsel yntemler kullanlarak bu karakter insanlara kazandrlabilir. yette, (28/54-55) ktl iyilikle karlama erdeminin imanla birlikte kazanldna iaret edilmitir. mann bu erdemi ortaya kardna, motive ettiine dikkat ekilmitir. Yumuak ve gzel davranmann insan zerindeki etkisinin bykl yadsnamaz. Bu balamda Kuranda insanlara nasl davranlmas gerektii konusunda peygamberlere yol gsterilmitir: yilikle ktlk bir olmaz. Sen ktl en gzel olan eyle sav. O zaman bakarsn ki seninle arasnda dmanlk bulunan kimse, sanki scak bir dost oluvermitir. Bu (ktl iyilikle savma olgunluuna) ancak sabredenler kavuturulur. Buna ancak hayrdan pay sahibi olan kimseler kavuturulur.23 yilikle ktlk, iman ile inkr, adalet ile zulm bir olmaz. Bu zt olgular arasnda kapanmaz bir fark ve ayrlk vardr. nsan, doas gerei ktl sevmez, ondan nefret eder. yilik, doruluk gibi erdemler kalpleri fetheden birer gtr. yi sz kat kalpleri yumuatr, yilik ve ktlk objektif ve tarafsz bir ekilde ortaya konsa, her ikisi de btn ynleriyle aa karlsa, iyilii takdir etmeyen, ktle kar nefret duymayan insanlar ok az olur.24

et-Tabres, a.g.e., VII/352; el-Kurtub, a.g.e., XIII/197; Ebussud, a.g.e., VII/19; bn r, a.g.e., X/145; Havva, a.g.e., X/525. 23 Fussilet, 41/34-35. 24 mduddn Ebul-Fid smail bn Kesr, Tefsrul-Kurnil-Azm, Drul-Marife, Beyrut, 1997, IV/109; Abdullah bn Ahmed en-Nesef, Medrikut-Tenzl ve Hakikut-Tevl, Drun-Nefis, Beyrut, 1996, IV/139; Eb Bekr Cbir el-Cezir, Eyserut-Tefsr, Drul-Ktbil-lmiyye, Beyrut, 1995, IV/577; Ebul-Al el-Mevdd, Tefhmul-Kurn, ev. Muhammed Han Kayani ve Dierleri, nsan Yaynlar, stanbul, 1989, V/186-187; Sleyman Ate, Yce Kurann ada Tefsiri, Yeni Ufuklar Neriyat, stanbul, 1991, VIII/140.
22

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

90

Do. Dr. Abdurrahman Kasapolu

yilikle ktlk arasnda fark olduu gerei gz nnde bulundurulduunda, insanlar Allaha davet ederken en gzel / iyi tarz semek gerekir. nsanlarn aklszca, cahilce tutum ve davranlarnn en iyi yol ve yntemlerle rnein hilm yani yumuak huyluluk ile- karlanmas lazmdr. Bu alanda ortaya konabilecek davranlarn en erdemlisi ise, ktle, dmanla kar yaplabilecek iyiliktir. Fenalk yapana kar ihsanda bulunmak, kt huylara kar iyi huy gstermek, fke ve kzgnl tahrik eden durumlara kar sabr, hogr ve sknetten ayrlmamaktr. Ktlk yapan bir kimseyi affetmek, ktln grmezlikten gelmek iyiliktir. Fakat ktlk yapan kimseye karlk verme imkan olmasna ramen iyilik yapmak bir ihsandr. Ktle kar iyilik, salt balamadan ya da sadece ktle sabredip katlanmaktan daha erdemli bir davrantr.25 Bu davrann sonucunda, ktlk yapan kimseler daha nce ktlk ettikleri kimseyle dost olabilirler. nsan, doas gerei byle davran sergilemeye yatkndr. Bize kt sz syleyen kimseye cevap vermediimiz takdirde iyilik yapm oluruz. Ama onun lehine du edersek, o yaptndan utanabilir ve ktlkten vazgeebilir. Bize zarar veren birisine kar sabrl davranrsak, bundan cesaret alp daha fazla zarar vermeye alabilir. Fakat o kiiyi iinde bulunduu zor bir durumdan kurtarmak gibi bir yardmda bulunduumuzda, bize kar kendini borlu hissetmeye balayabilir. Zira ktlk, iyilik karsnda tutunamaz. Bununla birlikte iyilikte bulunduumuz her kt kimse bizimle dost olacaktr diye bir kural yoktur. Hibir iyiliin yumuatamayaca ya da ok zor yumuataca insanlarn varl muhakkaktr. Bu tr insanlar istisna edilerek, yine de ktle kar iyilik yapmakta yarar vardr.

25

Ebul-Hasen Ali bn Muhammed bn Habb el-Mverd, en-Nket vel-Uyn, Drul-Ktbillmiyye, Beyrut, tsz, V/182; bn Kesr, a.g.e., IV/109; Ahmed Mustaf el-Mer, Tefsrul-Mer, Drul-Ktbil-lmiyye, Beyrut, 1998, VIII/366; el-Cezir, a.g.e., IV/578; Muhammed Ali esSbn, Safvett-Tefsr, Drul-Fikr, Beyrut, tsz., III/123; el-Mevdud, a.g.e., V/187; Elmall Muhammed Hamdi Yazr, Hak Dini Kuran Dili, Eser Neriyat, stanbul, tsz., VI/4206; mer Nasuhi Bilmen, Kuran Kerimin Trke Meali lisi ve Tefsiri, Bilmen Yaynevi, stanbul, 1985, VII/3202; Ate, a.g.e., VIII/140.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Ktl yilikle Savmak

91

yette, ilh mesajlar insanlara duyuran peygamberlere, bireyleri ve toplumlar hakka davet eden btn mminlere, davalarn en iyi ekilde savunmalar tavsiye edilmektedir. Dmanlk besleyen kimselerin bile bu gzel, yapc yaklamn tesiriyle samimi bir dost / arkada olabilecei vurgulanmaktadr. Ktle iyilikle yaklalmas, kzgnlkla tepki verilmemesi, misliyle mukabelede bulunulmamas durumunda en byk hasmlarn iyiliksever, efkatli, merhametli, gler yzl, sevgi ve sayg gsteren bir hsm gibi, amca ocuu gibi olabilecei belirtilmektedir. Bylece, ktlk yapann yapt ktlkten utanaca, ekinecei, olumsuz davranndan vazgeecei ifade edilmektedir.26 Dman bile samimi bir dosta evirmek gnllere

hitabetmekten geer. Baz insanlar ktl misliyle, hatta daha da ktsyle gidermekten baka yol tanmazlar. Oysa bu yette nerilen yol ve yntem dmanl, kini ve fkeyi sevgiye, yaknla ve scak dostlua dntrmenin tek aresidir. Fakat insanlarn ou bu deerli sermayeden habersizdirler. Gerek dostluk, kar dncesinin bittii, bakasnn iyilii dncesinin filizlendii yerde balar. znde insan sevgisi ve insana duyulan sayg bulunan dostluk, her trl karn, yaranmalarn tesindedir. kar ve hazza dayal dostluklardan farkl olarak iyi adna kurulan dostluk, yeterince kalc olup, dostlar arasnda bulunmas gereken btn zellikleri bnyesinde barndrr. Bu tr dostluklarda dost yalnzca dostu adna dostunun iyiliini ister. Dostluun temelinde bakalarnn iyilii dncesi var iken, dmanln temelinde de ktlk etme ve zarar verme vardr. Ktlk yapan, dolaysyla da dman olan bir kimseye yaplan iyilik onun zerinde etkisini gsterebilirse, dostluk duygularnn geliimine zemin hazrlayabilir. Dmann kazanmay amalayan kimse, dostluun sebebi ve sonucu olan iyilik olgusuyla yaklaarak yapc ilikilerin balatlmasna kap aralayabilir.

26

el-Mverd, a.g.e., V/182; en-Nesef, a.g.e., IV/139; bn Kesr, a.g.e., IV/109; el-Mer, a.g.e., VIII/366; el-Cezir, a.g.e., IV/578; es-Sbn, a.g.e., III/123; Yazr, a.g.e., VI/4206-4207; Ate, a.g.e., VIII/140.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

92

Do. Dr. Abdurrahman Kasapolu

Bu yetin (41/34-35) Eb Sfyan bn Harb hakknda nzil olduu sylenir. Vaktiyle Hz, Peygambere ve mminlere dman olan Eb Sfyan, sonradan slm kabul etmi, Hz. Peygamberin dostu ve sadk bir seveni olmutur. yetin, Hz. Peygambere eziyet eden Eb Cehl bn Hiam hakknda nzil olduu, burada Hz. Peygambere, sabrl ve hogrl olmasnn tavsiye edildii de ifade edilmitir.27 yette, ktle kar yaplan iyiliin neticesinden bahsedilmekte, balangta dman olan kimsenin sonralar dost olmasndan sz edilmektedir. Bu ynyle, Eb Sfyan nzl sebebi olarak gsteren rivyet dier rivayete gre daha tutarl gzkmektedir. Ktle kar iyilikle mukabelede bulunmak son derece gtr. yette yaplmakta olan tavsiyeler insan nefsine ar gelir. Bunun iin insann snrsz bir sabra, nefsi zerinde tam bir hakimiyete sahip olmas gerekir. Ktl iyilikle giderme erdemini, Kurann bu konudaki tavsiyesini ancak sabretmeyi bir karakter haline getirenler, hakszla tahamml edebilenler, hilm / yumuaklk gsterebilenler, fkelerini yutkunabilenler, intikamdan dnebilenler hakkyla yerine getirebilirler. Nefsi intikam drtsnden alkoymak ancak gerek bir sabrla mmkn olabilir. Ktle kar iyilikle karlk vermek, ancak dnya ve hiret mutluluundan, hayrndan / iyiliinden bolca nasibi olanlarn kabul edip uygulayabilecei bir tutumdur. Bylesine erdemli bir davran sergileyebilmek, ahlkszla kar gzel ahlk ile mukabelede bulunabilmek gl bir rh yapya, stn bir kiilie, fazilet ve erdemlere sahip olmay gerektirir. Burada sz edilen insanlar dnyada stn bir ahlk sahibi olduklar gibi, hirette de byk bir dle yani cennet nimetlerine kavuacaklardr.28 Kurana gre ncelikli ama, ktlk yapan bir kimseyi yeniden kazanabilmektir. Bunun yollarndan birisi de ktle iyilikle karlk vermektir. Bu tutumu yeri geldiinde sergileyebilmek iin sabr gerek-

27 28

el-Mverd, a.g.e., V/182; el-Mer, a.g.e., VIII/367; Bilmen, a.g.e., VII/3202. el-Mverd, a.g.e., V/182; en-Nesef, a.g.e., IV/139; bn Kesr, a.g.e., IV/109; el-Mer, a.g.e., VIII/367; el-Cezir, a.g.e., IV/578; es-Sbn, a.g.e., III/123; el-Mevdud, a.g.e., V/187; Yazr, a.g.e., VI/4207; Bilmen, a.g.e., VII/3202-3203; Ate, a.g.e., VIII/140.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Ktl yilikle Savmak

93

lidir. Eitimcilerin, teblicilerin, kendini insanlara kar sorumlu hisseden herkesin bu konuda ok sabrl olmasna ihtiya vardr. Ktl iyilikle def etmek (yok etmek) insann gerekletirebilecei en zor ilerden birisidir. nsanlarn ktle iyilikle karlk verebilme yetenei kazanabilmeleri zor olabilir. Bu yetenei kazanabilmenin yolu ncelikle sabrl olabilmeyi baarabilmektir. Kuran, insanda bu potansiyelin bulunduuna, nemli olann onu harekete geirebilmek iin ihtiya duyulan eitimin gereine iaret etmektedir.29 Ktle iyilikle karlk verebilme erdeminin eitim yoluyla kazanlan ve pekitirilen bir davran olduu aktr. Bu karakterin kazanlmas, sabr ve gl bir irade eitimi sayesinde mmkn olur. Kiinin iradesini ktle iyilik yapmak ynnde zorlayabilmesi iin gl motivasyonlara ihtiya vardr. Yce Allah mminleri bu erdeme tevik ederken hiret dln pekitire olarak ne srer. Bu yet ayn zamanda iyi davran rneklerinin eitim deerini gsterir. Burada eitici ile eitilen arasnda kurulmas gereken ve eitim asndan art olarak grlen eitim ilikilerinin temel noktas vurgulanr. Eitsel ilikiler iki tarafn birbirini dost olarak grmesi ile salanr.30 Dini insanlara tebli ve telkin edenin ncelikli amac, yaplan dmanlklarn ve ktlklerin intikamn almak, dmanlar ortadan kaldrmak deil, mmknse onlar kazanmaktr. Teblici, her trl ktlk ve dmanla ramen muhatabn kazanmay hedeflemelidir. Bunun yolu da her zaman dostlua ve yaknlamaya frsat tanmak, ak kap brakmaktr. Muhatap ktlk de yapsa, ona kar gsterilecek iyi tutum dostluk iin imkn salayabilir. Ancak bu imkn sayesinde muhatabn dnyasna girilerek ona mesaj ulatracaktr. Muhatap ilk aamada tebliciyi dost olarak grmese de, teblici onun dostluunu kazanncaya kadar ona iyilikle yaklamay srdrecektir. Muhatabn dostluunun ve gveninin kazanlmasndan itibaren yaplan tebliler, eitsel ynlendirmeler etkisini gsterebilecektir.
Bayraktar Bayrakl, Kuranda Deiim Geliim ve Kalite Kavramlar, M. . . F. V. Yaynlar. stanbul, 1999, s. 62-63; Bayraktar Bayrakl, slmda Eitim, M. . . F. V. Yaynlar, stanbul, 1989, s. 180. 30 Abdurrahman Dodurgal, Ailede ocuun Din Eitimi, M...F.V. Yaynlar, stanbul, 1996, s. 72-73.
29

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

94

Do. Dr. Abdurrahman Kasapolu

Teblicinin amac muhatabnda inan, dnce ve davran deiiklii meydana getirebilmektir. Onun hedefi muhatabn slah etmek ve eitmektir. Muhatabn slahnn mmkn olduu durumlarda, onun yapt ktlk ve gsterdii husumete sabretmek, katlanmak erdemli bir davrantr. Hepsinden de nemlisi, muhatabmza iyilikte bulunmal ve her frsatta onun iyiliini istediimizi bilfiil gstermeliyiz. Bizim bu tutumumuz onun dmanln ve husumetini sona erdirmesine, bizimle iletiim ve iliki kurma zeminine gelmesine yol aabilir: (Sen onlarn sana yapt) ktl en gzel ekilde sav (ktle iyilikle karlk ver). Biz onlarn (seni ne kt sfatlarla) vasflandracaklarn biliyoruz.31 yet zahiri manada Hz. Peygambere hitap etmektedir. Yce Allah, inkrclarn / mriklerin tutum ve davranlar sebebiyle Hz. Peygamberin zlmemesini, bana gelenlere sabr ve hogryle yaklamasn, onlar en gzel ekilde savuturmasn, yaplan eziyetlere, ktlklere kar iyilikten ayrlmamasn, dmanlklar nce t ve nasihatlerle, irkinlii barla karlamasn tavsiye etmektedir. Kendisine yaplan irkin muamelelere, ktlklere, sylenen fena szlere kar en gzel yolla, en faydal sz ve fiillerle mukabelede bulunmasn emretmektedir. Bu, Yce Allahn Hz. Peygamberden yerine getirmesini istedii stn bir ahlk zelliktir.32 Peygamberin yerine getirmesi istenen bu davran, ktlk yapan kimseye kar yaplm bir iyilik, ba ve slah / dzeltme etkinliidir. nk bu yaklam neticesinde ktlk yapan, derhal ya da daha sonra ktlnden vazgeebilir. zlenen bu yntem, Hakka davette /

31 32

Mminn, 23/96. zzuddn Abdlazz bn Abdisselm ed-Dmek, Tefsrul-Kurn, Dru bn Hazm, Beyrut, 1996, II/382; Muhammed Cemluddn el-Ksim, Tefsrul-Ksim, Dru hyit-Tursil-Arab, Beyrut, 1994, V/243; Muhammed Mahmd Hicz, et-Tefsrul-Vzh, Drul-Ceyl, Beyrut, 1991, II/643; Abdurrahman bn Nsr es-Sad, Teysrul-Kermir-Rahmn f Tefsri Kelmil-Mennn, MessetrRisle, Beyrut, 1996, s. 507; Bilmen, a.g.e., V/2306; zzet Derveze, et-Tefsrul-Hads, ev. Mustafa Altnkaya ve dierleri, Ekin Yaynlar, stanbul, 1998, IV/191.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Ktl yilikle Savmak

95

arda en etkili yntemlerden birisidir. Kty ktlnden pimanlk duymaya, vazgeirmeye yneltebilecek en etkili yollardan birisidir.33 yette, billet hiye ahsenus-seyyiete, denilmitir. Bu aklama, bil-hasenetis-seyyiete ifadesiyle de anlatlabilirdi. Ama Kurann tercih ettii bu ifade anlam ve edeb ynden daha stndr. nk bu anlatmda hasen iyi / iyilik kelimesi yceltilmektedir. Bylece yette, ktlk en yksek iyi ile savlmaldr denilmektedir.34 Ktlk karsnda iyiliin yceltilmesinin birok anlam vardr. Birincisi, ktle ktlkle deil, iyilikle karlk verilmesi tevik edilmektedir. kincisi, ktle iyilikle karlk vermenin douraca sonularn, ktlkle karlk vermenin douraca sonulardan daha yararl olaca vurgulanmaktadr. yiliin deerinin her insann dnyasnda ktlkten daha stn bir yere sahip olduuna iaret vardr. yette, bu gerekliin douraca sonulardan yararlanmaya tevik vardr. Her insann doasnda iyiye kar olan meyli ortaya karmaya ilikin bir ynlendirme sz konusudur. Bu yette insanlarla olan ilikileri dzenleyen bir esas aklanmaktadr, baz durumlarda insanlara kar nasl davranlmas gerektii ifade edilmektedir. Burada ktln baka bir ktlkle deil, aksine iyilikle savlmas, nezket ve yumuaklkla giderilmesi ahlk bir ilke olarak dile getirilmektedir. Ktl en iyi yntemle uzaklatrmak, sadece teblide bavurulan bir yol deil, ayn zamanda toplumsal hayatn vazgeilmez bir ilkesidir.35 yilik, insan doasna scak, sevecen, gven verici, ekici gelen bir olgudur. En inat hasmlarn en azl dmanlarn bile, insan olmalar hasebiyle, iyilie sonsuza kadar / btnyle kaytsz kalmalar mmkn deildir. Her insann doasnda var olan iyi yann ortaya kabilmek iin, ktlk ve dmanlk karsnda bile, iyilik yapmaya devam etmek fayda salayabilir. yilik de ktlk de insanlar arasnda bulacdr. Ktlk
es-Sad, a.g.e., s. 507. Ebul-Ksm Crullah Muhammed bn mer ez-Zemaher, el-Kef an Hakik avmizt-Tenzl, Drul-Ktbil-lmiyye, Beyrut, 1995, III/196; el-Kdi Nsiruddn el-Beyzv, Envrut-Tenzl ve Esrrut-Tevl, Drul-Ktbil-lmiyye, Beyrut, 1988, II/111. 35 Esed, a.g.e., s. 701; Bilmen, a.g.e., V/2306; M. Zeki Duman, Beynul-Hak, Fecr Yaynlar, Ankara, 2006, II/385; Mahmut Topta, Kuran- Kerim ifa Tefsiri, Canta Yaynlar, stanbul, 1993, V/342.
33 34

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

96

Do. Dr. Abdurrahman Kasapolu

ktl, iyilik iyilii dourur. Ktle ktlkle karlk vererek onun yaylmasna ve sreklilik kazanmasna frsat vermek istemiyorsak bu gidie bir yerde bir dur demek gerekir. Bunun en etkili yollarndan birisi de ktle iyilikle kar koymaktr. Ktln yolunu iyilikle keserek, iyiliklere doru giden srecin kapsn aralamak lazmdr: imdi Rabbinden sana indirilenin hak olduunu bilen kimse, (bunu kabul etmeyen) kr gibi olur mu? Ancak saduyu sahipleri t alr. Onlar, Allahn ahdini yerine getirirler ve antlamay bozmazlar. Onlar, Allahn birletirilmesini istedii eyi birletirirler. Rablerine kar saygl olur ve en kt hesaptan korkarlar. Onlar Rablerinin rzasn arzu ederek sabrederler; namaz klarlar, kendilerine verdiimiz rzktan gizli ve ak olarak hayr yoluna harcarlar ve ktl iyilikle savarlar. te bu (dnya) yurdunun gzel sonucu onlarndr.36 Bu yet gurubunda mminlerden saduyu sahiplerinin nitelikleri saylmtr. Bu niteliklerden birisi, ktl kabalkla deil, iyilikle savmaktr. Ktlkleri iyilikle, gzellikle, tatllkla dzeltmeye almaktr. Hakszla af ile, cahillie yumuaklkla, eziyetlere sabrla, yoksun brakmaya iyilikte bulunmakla, ilikileri koparmaya iliki kurmakla cevap vermektir. Ktle ktlkle karlk vermemektir.37 Ktle iyilikle karlk vermek, insanlar zerinde byk tesirler brakabilen bir erdemdir. nk bu davran ileri kolaylatrr, nefislerdeki olumsuz duygular giderir, kiiyi iyiye motive eder, kin ve nefreti kaldrr, er ateini sndrr, eytann vermi olduu vesveseleri etkisiz hale getirir, sonuta istenilen amaca kolaylkla ulalr.38 Ktl iyilikle giderme ii, din ilerinde deil, gndelik dnya ilerinde, iki kimse arasndaki kiisel ilikilerde sz konusu olabilir. Allahn dinine aran Mslman daveti, bu yolda karlaaca eziyetleri, kiisel haklarn ilgilendiren meseleleri nemsiz grr. Bunlar iyilik-

Rad, 13/19-22. ez-Zemaher, a.g.e., II/506; Eb Muhammed Abdulhak bn lib bn Atyye el-Endels, elMuharrerul-Vecz f Tefsril-Kitbil-Azz, Drul-Ktbil-lmiyye, Beyrut, 1993, III/309; el-Cezir, III/23; smil Hakk el-Bursev, Tefsru Rhul-Beyn, Mektebet Eser, stanbul, 1389 h., IV/366; Vehbe ez-Zuhayl, et-Tefsrul-Mnr, Drul-Fikr, Beyrut, 1991, XIII/152-155; Ate, a.g.e., IV/469. 38 Seyyid Kutub, F Zllil-Kurn, Dru-urk, Kahire, 1997, IV/2058; ez-Zuhayl, a.g.e., XIII/155.
36 37

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Ktl yilikle Savmak

97

le karlar. Eer saldr ve kmseme Yce Allahn hakkna, dininin ilkelerine ynelik olursa buna kar elinden geleni yapmaktan geri durmaz.39 Ktle kar yaplacak iyilik, dinin esaslarna, ahlk olgunlua, insanla aykr bir tarzda olmamaldr; din hassasiyetlerde geveklie sebebiyet vermemelidir. Din, byle bir duruma izin vermez. Ktl iyilikle savmak stn bir ahlk erdem olmakla birlikte, bu erdemin kullanlaca koullar ve durumlarn belirlenmesi de o derece hassasiyet gerektiren bir durumdur. Her ktle, her koulda iyilikle mi karlk verilecektir? Yoksa ktle iyilikle karlk verilecek baz durumlar ve koullar m vardr? Bu sorulardan ilkine yle cevap verebiliriz. Her koulda, her ktle mutlak olarak iyilikle karlk vermenin imkan yoktur. Bununla birlikte, ktle iyilikle karlk vermeye imkn tanyan koullarn snrlarn da tam olarak zmek gtr. unu belirtebiliriz ki, ktle kar gsterilebilecek hogr, dinin temel ilkelerine ters dmemeli, sonu itibariyle Mslman toplumun ortak karlarna zarar vermemelidir. Bu konudaki ly belirlemek, byk oranda ktle iyilikle muamele edecek mminin ya da bu konuda dant kimselerin basiretine ve ileri grllne kalmaktadr. yette sekiz zellii saylan saduyulu kimseler iin dnya ve hiret mutluluu vardr. Dnyada dmanlar karsnda baar elde ederlerken, hirette de cennetle dllendirilirler.40 Bu yet Ensr hakknda nzil olmutur. Onlardan sonra ise, saylan zelliklere sahip btn mminler iin de geerlidir.41

III. Hadislerde Ktl yilikle Defetmek lkesi


Hz. Peygamber, btn hayat boyunca ktlklere ktlkle deil, iyilikle karlk vermeyi tercih etmi, bu tutumu insan ilikilerinin vazgeilmez bir ilkesi haline getirmitir. 42
Kutub, a.g.e., IV/2058; Said Ramazan el-Bt, slama Davet Metodu, ev. Said imek, Madve Yaynlar, stanbul, 1987, s. 49; Metin Ocak, Kuranda hsan ve Muhsin Kavramlar, nklb Yaynlar, stanbul, 1999, s. 54. 40 ez-Zemaher, a.g.e., II/506; el-Endels, a.g.e., III/310; ez-Zuhayl, a.g.e., XIII/155; Yazr, a.g.e., IV/2979. 41 el-Endels, a.g.e., III/309.
39

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

98

Do. Dr. Abdurrahman Kasapolu

Hz. Peygamber, mminleri ahlkta stnlk arayna ynlendirmitir. Ona gre, iyi bir eyleme, iyi bir eylemle karlk vermek ve iyilik srecine katkda bulanmak erdemli bir davrantr. Ktlk yapana ktlk etmek ise, bir anlamda ktlk srecinin devamna imkan vermektir. Ktlk yapana iyilik etmek suretiyle ktl durdurmak, iyilik srecini balatp devam ettirmek en yce erdemlerden birisidir. Aslnda burada sz konusu olan, birisine mcerret olarak iyilik ya da ktlk yapmaktan ok, toplumda iyiliin yaylmasna katkda bulunmaktr: Size iyilik yapanlara iyilik yapmak, ktlk yapanlara da ktlk yapmak ykseklik deildir. Asl ykseklik, size zulmedenlere, ktlk yapanlara kar da ktlk etmeyip iyilikte bulunmaktr.43 Bu tutum, Yce Allahn byk dl vadettii asl erdemdir. Bize yaknlk gsteren bir kimsenin yaknlna benzeriyle karlk vermekten, ayn ekilde iyilikte bulunmaktan daha byk erdemler vardr. Hadiste bu tr tsn erdenlere tevik sz konusudur.44

Hz. Peygamber bir keresinde Ukbe bn mire yle demitir: Seninle ilikiyi kesenle sen iliki kur, seni yoksun brakana sen ver, sana hakszlk edeni sen bala.45
Allah ktl ktlkle yok etmez, ancak iyilikle yok eder.46 hadisinde Hz. Peygamber, Yce Allahn fiil sfatlarndan birisini zikrederek, Onun ahlkyla ahlklanmay tavsiye etmitir. Burada ktln ktlkle deil, iyilikle nlenmesi Yce Allahn kendi Ztna lyk grd bir fiil sfat olarak aklanmtr. Bu sfatn Hz. Peygamber tarafndan aklanmasnn balca amac Yce Allahn fiil sfatlarndan birisini tantmaktr. Allahn bu sfat, ilke olarak kullarn dnya hayatnda uygulayabilecekleri bir fiildir. Hadisten bu dorultuda bir mesaj kartmak da mmkndr.

Yusuf Macit, letiimde Model Olarak Hazreti Muhammed, Akademi Yaynlar, stanbul, 2006, s. 180. Buhr, Edeb, 15; Tirmiz, Birr, 10; Eb Dvud, Zekt, 45. 44 Bedrddn Eb Muhammed Mahmd bn Ahmed el-Ayn, Umdetl-Kr, Mektebet Mustaf elBb, Kahire, 1972, XVII/132; Ebut-Tayyib Muhammed emsl-Hak el-Azmbd, AvnulMabd, Drul-Fikr, Beyrut, 1995, V/ 87. 45 Ahmed bn Hanbel, Msned, IV/148, 158. 46 Ahmed bn Hanbel, Msned, I/387.
42 43

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Ktl yilikle Savmak

99

Smme bn Usl bir defasnda Hz. Peygamberle karlam, Peygamberimizin kendisini slm dinine davet etmesi zerine, bir daha bu teklifi yaparsan seni ldrrm demitir. Bir baka sefer, Smme, Hz. Peygamberin kendisine gndermi olduu eliyi ldrmek isteyecek kadar ileri gitmitir. Mslmanlar Smmeyi yakalayp Medineye getirmilerdir. Hz. Peygamber onun Mescid-i Nebevide bir diree balanmasn ve kendisine iyi davranlmasn istemitir. Kendisi de mescide gelip giderken, ona iltifat etmi, slma girmesini teklif etmi, bu arada da Mslmanlar gzleyerek tanmasn salamtr. Smme, hayatna karlk diyet demeyi teklif ederek salverilmesini istemi, Hz. Peygamber ise, hibir karlk beklemeden salverilmesini emretmitir. Bu tavrdan olduka etkilenen Smme, serbest kalnca, bir sre sonra Hz. Peygambere gelmi ve Mslman olduunu sylemitir. Bu zamana kadar sen dnyada en ok nefret ettiim adamdn, ama artk seni herkesten daha ok seviyorum demitir.47 Hz. Peygamber Mekkenin fethiyle, ahlkn zlimlere kk sktrmek deil, ktlkleri iyilikle savmak olduunu retmitir. O, Mekkenin fethinden sonra kendisine dman olan kiileri affetmitir. Kendisine en iddetli eza ve cefalar reva gren, kendisiyle savaan kimseler iin hayr dua etmi, hidyet istemi, onlar hakknda iyilik dileinde bulunmutur. Hatta ldrlmesini istedii kimseleri bile, daha sonra eitli vesilelerle balamtr.48 Mekke fethedilip halk Hz. Peygamberin buyruu altna girince, Peygamberimiz mtevazi bir ekilde ehre girmitir. Kbenin yannda durup, yllarca kendisine ikence eden, hatta ldrmek iin komplo kuran insanlara yle seslenmitir: imdi size ne yapacam sanyorsunuz? Onlar da, sen iyilik sahibi bir karde ve iyilik sahibi bir kardein olusun demilerdir. Hz. Peygamber, gidiniz, serbestsiniz! buyurmu-

47 48

Muhammed Hamidullah, slm Peygamberi, ev. Salih Tu, rfan Yaynlar, stanbul, 1980, I/442-443. Seyyid Sleyman Nedvi, Hazret-i Muhammed Hakknda Konferanslar, ev. Osman Keskiolu, Diyanet leri Bakanl Yaynlar, Ankara, 1960, s. 147-152; Celal Krca, Kuran ve nsan, Marifet Yaynlar, stanbul, 1996, s. 297; Haluk Burhan, Ahlk Ayaklanmas, Pnar Yaynlar, stanbul 1999, s. 188.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

100

Do. Dr. Abdurrahman Kasapolu

tur.49 Bu gzel muamele ktlklere kar iyilikle cevap vermenin en ak rneklerinden birisidir.50

Sonu
Kurann ahlk alanndaki hedeflerinden birisi, ktl iyilikle savma tutumunu kiiliinin bir paras haline getirebilmi insanlar yetitirebilmektir. Byle bir karaktere sahip olmann zorluuna dikkat eken Kuran, mminin Allaha olan iman, ahirette karlaaca dllerin motivasyonu sayesinde ktl iyilikle savma kabiliyetini kazanabileceine dikkat ekmitir. nsanlar imana ve ilh deerlere uymaya davet etmek her mslmann grevidir. Mslman, muhataplarn imana ve ilh mesajlara arrken iletiimin ve eitimin en uygun yntemlerini kullanmak durumundadr. Ktl iyilikle savma ilkesi en kat iletiim engelini bile etkisiz hale getirip insanlarn i dnyasna ulaabilmeyi salayacak yollardan birisidir. Eitimde eitici ile eitilen arasndaki dostluk ve gven ilikisi eitimin baarsn etkiler. Ktle iyilik ilkesi, eitimcinin muhatabn dostluunu ve gvenini kazanabilmesini salayan, dolaysyla da eitimde baarya kap aralayan bir yoldur. nsanlarn stn erdemleri kazanmasnn ardnda iman gibi kutsal deerler vardr. Gerek bir mmin ktl iyilikle savmak gibi stn bir ahlk nitelii benimsemekte ve uygulamakta fazla zorlanmaz. Nitekim Kuran, ktl iyilikle savma eilimini konu edindii yetlerde, bu erdeme sahip olanlarn iman odakl bir kiilik teekkl ettirdiklerine dikkat ekmitir. Kurann hedeflerinden birisi, bireyleri arasndaki ilikilerin iyilik esasna dayal olduu bir toplum modeli oluturmaktr. Fakat en kusursuz toplumda bile ktln btnyle ortadan kalkmad bilinir. te Kuran az ya da ok toplumda ortaya kan kt fiillerin bulac bir ekilde birbirini izleyip yaygnlamamas iin ktl iyilikle sav-

49 50

bnul-Esr el-Cezir, el-Kmil-fit-Trh, Matbaatl-Mniriyye, Msr, h. 1348, II/170. evki Saka, Kuran Kerimin Davet Metodu, Seha Neriyat, stanbul, tsz., 156.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Ktl yilikle Savmak

101

ma prensibini getirmitir. Eer ktlk sreci benzeri bir ktlkle karlk bulup giderse kt fiillerin yaygnlamasna zemin hazrlarz. Ktl iyilikle savmak, ktlk nne ekilebilecek en etkili setlerden birisidir. Ktl iyilikle engellemeyi baarabilirsek, ilikilerde iyilik srecini balatm, ktlk srecine son vermi oluruz. Bylece iyiliin ve iyilerin hakim olduu bir toplum yapsnn teekklne katk salarz. Kurandaki stn ahlk ilkelerini insanlara reten ve bunlar ilk olarak hayatnda tatbik edip gsteren Hz. Peygamberdir. O, Kuran insanlara tebli ederken ktl iyilikle savmann nasl olacan fiil olarak gstermi, szleriyle de mminleri bu yetenei kazanmaya tevik etmitir. Ahlk eitimi her zaman nemini ve ciddiyetini koruyan bir durumdur. nsanlk yeleri arasna srekli yeni bireyler katlmakta ve bunlarn ahlk eitimi byk ihtiya arzetmektedir. Yeni yetien nesle her dnemde ahlk ilkelerini kazandrmak bu alanda en iyi yol ve yntemlere bavurmaktan gemektedir. Ailedeki ahlk eitiminden, rgn eitimdeki ahlk eitimine kadar, yetimekte olan nesle ahlk erdemleri kazandrmada, ktl iyilikle yok etme prensibinin avantajlarndan faydalanmak gerekir. Anne babalarn ve eitimcilerin bu yntemi baaryla kullanmalar tavsiye edilmelidir. Ayrca yeni yetien nesile ktl iyilikle savma ilkesini bir karakter olarak kazandrmak iin tevik, t verme, model oluturma gibi yollar da denenmelidir. Bylece yetimekte olan neslin de bu yntemi hayatlarnda kullanmalarna imkan salamaldr.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

HKMET YURDU
Dnce Yorum Sosyal Bilimler Aratrma Dergisi
ISSN: 1308-6944 www.hikmetyurdu.com

Hikmet Yurdu, Yl: 3, S.5 (Ocak-Haziran 2010), ss. 103 - 153

Allah-nsan likisi Asndan Muhabbet / Sevgi Olgusu


Do. Dr. Abdurrahman KASAPOLU nn niversitesi lahiyat Fakltesi Tefsir Ana Bilim Dal akasapoglu@inonu.edu.tr
zet Kuranda Allah ile kul arasndaki sevgi ilikisini konu edinen yetler, bazen dorudan bazen de dolayl olarak Allah sevgisinin meyvesinin / sonucunun amel, itaat, ilh emirlere uyma olduuna iaret ederler. Kurana gre Allah sevgisi, kalpte gizli olan duygusal bir tecrbeden, yaantdan ibaret deildir. Amellere yansmayan Allah sevgisi, eksik ve olgunlamam bir sevgidir. Din adan kendi kiiliini deerlendiren, subjektif olarak gzlemeyen bir insan, Allah ne kadar sevdiini kendi amellerine bakarak nemli lde belirleyebilir. nk samimi olarak, Allah rzas iin yaplan doru ameller, kalpteki Allah sevgisinin darya yansyan grntleridir. Kuranda Yce Allah pek ok yette sevdii ve sevmedii insanlardan bahseder. Anahtar Kelimeler: Muhabbet, Allah, ballk, iyi davranlar. Abstract Affecton/Fondness Phenomenon Wth Regard To GodHuman Relaton The verses in the Quran dealing with the affection relationship between Allah and human being sometimes directly and sometimes indirectly touch upon the fact that the product and the consequence of love of Allah is the performance of religious duty, obedience and going with divine commands. According to Quran, love of Allah is not something hidden in the heart, an emotional experience; the love of Allah not seen in actions and deeds is something deficient and immature. A person who evaluates and subjectively observes his own personality in the context of religion can specify how much he loves God with looking at his performance of religious duties and other actions. This is because appropriately performed actions and duties for Gods sake are the reflections of the love of Allah in the heart. Allah in the Quran talks in a large number of verses about the persons He loves and the persons He does not love. Key Words: Affection, Allah, loyalty, good behaviors

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

104

Do. Dr. Abdurrahman Kasapolu

Giri
Sevmek, kiilere ya da eylere kar eilim duymaktr. Sevgi en geni anlamda, insanlar birbirine yaklatran olumlu ve iyi duygularn tmdr. Kimi zaman sevgi, insann btn duygusal ve aktif glerini hkm altna almaya ynelen ve tekelci bir ihtiras derecesine kadar varan ballktr. Kar cinsten kiilere kar duyulan sevgi de bu tanmn kapsamna girer. Cinsellikten soyutlanm insan sevgisi, iyilik sevgisi, gzellik sevgisi, Allah sevgisi gibi eilimler de vardr. Anne-baba sevgisi, ocuk sevgisi, karde, e, arkada, yurt sevgisi sevgi duygusunun eitli grntleridir.1 Kuranda hem beer sevgi trlerini hem de Allah sevgisini konu alan yetler vardr. Kuran, mminlerin salkl bir imana sahip olmalar, olumlu bir ahlk kiilik gelitirmeleri konularnda sk-sk Allah sevgisine dikkat ekmitir. Bu veriler, imann teekklnde ve mminin ahlki kiiliinin oluumunda Allah sevgisinin yerini incelemeyi gerekli klmaktadr. Kuranda Allah-insan ilikisinin sevgi boyutunu ortaya koymada en ok kullanlan kelime muhabbettir. Arapa h-b-b kknden tretilen eitli kelimelerle Allah ile kul arasndaki muhabbet bana pek ok yette dikkat ekilir. Biz de aratrmamzda sadece bu kkten gelen kelimelerin getii yetleri esas alarak Allah-insan ilikisinde muhabbet olgusunu deerlendirmeye alacaz. Allah sevgisi, din eitimi disiplininde nemli meselelerden birisidir. man ve iman esaslarnn eitiminde Allah sevgisinin yeri ve ncelii din eitimi tarafndan her zaman tartlmtr. Allah ile insan arasndaki sevgi ilikisini konu edindiimiz bu aratrmada, din eitimi disiplininin konuya ilikin deerlendirmelerini ele almakta yarar gryoruz. Din psikolojisi, Allah ile kul arasnda yaanan sevgi ilikisini din tecrbe konusu ierisinde inceler. Dindar bir kiinin Allah ile kurduu iliki anda yaad tecrbelerden birisinin sevgi, muhabbet, ak gibi ilgiler

Paul Foulque, Pedagoji Szl, ev., Cenap Karakaya, Sosyal Yaynlar, stanbul, 1994, s. 438; Atalay Yrkolu, ocuk Ruh Sal, Trkiye Bankas Kltr Yaynlar, Ankara, 1986, s. 137.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Allah-nsan ilikisi Asndan Muhabbet/Sevgi Olgusu

105

olduunu kabul eder. Aratrmamzda Allah sevgisinin bir din tecrbe olarak incelendii psikolojik verileri aktaracaz. man, zel manada kalbin bir eylemi olarak deerlendirilebilir. mann szl olarak itiraf, davranlarla ortaya konulmas bir yana braklacak olursa, bilisel, ird ve duygusal taraf, imann kalple ilgili boyutunu oluturur. Kalbin tasdiki dediimiz ekliyle imana pek ok insan duygunun elik ettiini syleyebiliriz. Mmin, inand Allaha ve baland deerlere kar duygusal olarak yneli gsterir. Bu duygulardan bahsedildiinde, sevgi ilk akla gelebilecek duygulardandr. Bu gereklik iman olgusu ierisinde sevgi duygusunun yerini ve ilevlerini dnmemizi gerekli klmaktadr. Sz konusu ihtiyatan hareketle aratrmamzda iman-sevgi ilikisini, imana elik eden sevginin ilevlerini ele almann almamza katk salayacan dnyoruz. Kuranda Allah-insan ilikisinin muhabbet boyutundan bahseden yetleri deerlendirmeye gemeden nce, bu kelimenin Arapada kullanld anlam alann belirlemeye alacaz. Bylece kelimenin sevgi olgusuyla olan ilgisini gsterme imkn bulacamz mit ediyoruz. Kuran, Allahtan baka tanr edinenlerin, ilh edindikleri varlklarla olan ilikilerini sevgi ba araclyla oluturduklarn anlatr. mana kar inkr seenlerde, inkrdan holanma ve inkr sevme tutumunun ortaya ktn belirtir. Aratrmamzda inkrclarn ilh olarak setikleri varlklara ve balandklar yaam tarzna besledikleri sevgiye iaret eden yetler deerlendirilecektir. Baz yetlerde mminlerin Allaha iman ve iman konusu olan deerlere besledikleri sevgiden bahsedilir. man konusu olan varlk ve deerlerin mminler iin birer sevgi objeleri olduklar anlatlr. Gerekten iman eden bir mminin, mutlaka Allaha ve iman konusu olan deerlere sevgi besleyecei ifade edilir. Aratrmamzda mminlerin Allaha ve ilh deerlere gsterdikleri sevgi ve ball aklayan yetler mfessirlerin yorumlarndan yararlanarak ele alnacaktr. Yce Allah bir gurup yette inan ve davran asndan baz olumlu kiilik zelliklerini ne srerek, bu zelliklere sahip olan mmin-

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

106

Do. Dr. Abdurrahman Kasapolu

leri sevdiini aklamtr. Yine bir gurup yette de inan ve ahlk bakmndan olumsuz olarak nitelenebilecek baz zellikleri zikrederek, bu zelliklere sahip olanlar da sevmediini belirtmitir. Aratrmamzda, Yce Allahn sevdiini ve sevmediini belirttii kiilik zelliklerini anlatan yetlere ve bunlara ilikin yorumlara yer verilecektir.

I. man ve Esaslarnn Eitiminde Allah Sevgisinin ne karlmas


Sevgi ilkesi, ocuk eitimi konusunun temelini oluturur. Sevgiyle kuatldnda bireyin tutum ve davranlarnda meydana gelen artc deiiklii gzlemlemek mmkndr. Bilindii gibi sevgi, ocukta ilk gnden itibaren ortaya kan duygulardandr. Sevgi ocuk eitiminde baarnn esasn tekil eder. Bundan dolay slm dininde eitim sevgi esas zerine kurulmutur. Duygusal geliimin temel unsurlarndan biri olan sevgi, ayn zamanda dinin de temelini oluturan duygulardandr. Din duygusu, sevgi gibi temel duygular zerinde ykselen bir duygudur. Sevgi ocuktaki en temel duygulardan birisi olduu iin, Allah inancnn kazandrlmasna onlara sevgi ve balanma gibi duygular reterek balanmaldr. Bu duygulardan hareketle Allah tasavvuru kazandrlmaldr.2 ocuk, 2-3 yandan itibaren Allah hakknda bilgi edinmek ister. Doal olarak bu konudaki sorularn anne-babasna sorar. te bu yalardan itibaren ocuklara Allaha iman retirken baz hususlara dikkat edilmeli, Allah hakknda ksa ve doru bilgiler verilmelidir. Bu hususlarn en nemlisi, Allah sevdirerek retme meselesidir. Allahn ocuklar sevdiinden ve onlar melekleri araclyla koruduundan bahsedilmelidir. ocuun sevdii her eyi Allahn yarattn, Onun iyiliklerin ve

Abdurrahman Dodurgal, Din Eitimi ve retiminde lkeler ve Yntemler, M. . . F. Yaynlar, stanbul, 1999, s. 104-105; Mehmet Emin Ay, ocuklarmza Allah Nasl Anlatalm, Tima Yaynlar, stanbul, 1993, s. 104, 110-111; Yurdagl Mehmedolu, Ahlk ve Din Geliim, Morpa Kltr Yaynlar, stanbul, 2004, s. 24-25, 28.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Allah-nsan ilikisi Asndan Muhabbet/Sevgi Olgusu

107

gzelliklerin sahibi olduunu anlatarak ie balamak gerekir. Eitim Allah sevgisi zerine younlatrlmaldr.3 Baz aileler ocuklarn korkutarak, onlar birtakm yanl davranlardan vazgeirebilmek iin, Allahn ceza vereceinden bahsederler. Anne-babalarn, ocuun hatal davranlarn grdklerinde ona, Allah seni ta yapar, Cehennemde yakar gibi ifadeleri syleyerek vazgeirmeye almalar, ocuun gelecekteki din kiiliinin ekillenmesinde olumsuz etkiler brakabilir. Allah hakknda henz yeterli bilgisi olmayan ocuklara Allahn ceza verici, azap edici olduunu telkin etmek yanl sonular dourabilir. Doru olmayan, slm dininin temel ilkeleriyle rtmeyen bu yntem birok mahzurlar bnyesinde barndrr. Yerliyersiz yaplan Allah korkusu telkinleri ocuun ruhunda derin izler brakabilir, sevip balanmak istedii Allahtan sadece korkabilir. Yce Allahn kullarn seven, koruyan gibi sfatlar da vardr. Onun ktleri cezalandran sfatnn yannda, seven ve koruyan sfatlarnn da ne karlmas nem arz eder. lk yalarda ocuklara Allah inanc retilirken, Onun insanlar seven, zellikle ocuklar daha ok seven ve koruyan olduu kavratlmaldr. ocuk eitiminde ncelikle bavurulmas gereken duygu, onun ruhunun gerek ihtiyac olan Allah sevgidir. Anne-baba ve retmenler her eyden nce ocua Yce Allah sevmeyi retmelidirler; ilk aamada Allah korkusu yerine Allah sevgisi alamaldrlar. Aksi takdirde Allahn varlna inand halde Allah sevgisine sahip olmayan, kendini Allaha yakn hissetmeyen, bu yzden de inanc davrana dnmeyen insanlarla karlalabilir.4

Halis Ayhan, Din Eitimi ve retimi, Diyanet leri Bakanl Yaynlar, Ankara, 1985, s. 107-113; Musa Bilgiz, Hayrl ocuk Yetitirmenin Temel lkeleri, Beyan Yaynlar, stanbul, 2006, s. 99-100; mer zylmaz, ocukluk ve Genlik anda slami Eitim ve Psikolojik Temelleri, Pnar Yaynlar, stanbul, 2003, s. 138; Havle Abdulkadir Dervi, Muhammed Hamid en-Nasr, Ailede ve Anaokulunda ocuk Terbiyesi, ev. Mustafa zcan, Uysal Kitabevi, Konya, 1997, s. 231. Haluk Yavuzer, ocuu Tanmak Anlamak, Remzi Kitabevi, stanbul, 2003, s. 70; Mehmet Emin Ay, Ailede ve Okulda deal Din Eitimi, Bilge Yaynlar, stanbul, 2000, s. 27-29; Sleyman Karacelil, ocuuma Dinini retiyorum, Tima Yaynlar, stanbul, 2007, s. 91-94; Ayhan, a.g.e., s. 107-113; Ay, ocuklarmza Allah Nasl Anlatalm, s. 105, 114, 115; Bilgiz, a.g.e., s. 99-100; zylmaz, a.g.e., s. 138139.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

108

Do. Dr. Abdurrahman Kasapolu

ocuklarda din duyguyu uyandrmak iin zorunlu metotlardan birisi, sevgi motifini kullanmaktr. Psikologlar,5 sevgiyi din ile en ok ilgisi olan duygulardan biri kabul ederler. Temelinde sevgi olmayan hibir eitim tam olarak baarya ulamayaca gibi, sevgiyi esas almayan bir din de geni kitleler arasnda yaygnlap benimsenmez. Bu yzden Allah inanc ocuklara sevgi arlkl olarak verilmelidir. ocuklar, Allah kendilerine nasl anlatlrsa ylece inanma eilimi gsterirler. Onun iin ocuklara Allah inanc sevgi duygusu ile birlikte kazandrlmaldr. Eer Allah, kk yalardan itibaren ocuklara, azap verici, cezalandrc, cehennemde yakan bir varlk olarak tantlrsa, ondan korkma, kama ve uzaklama eilimleri ortaya kabilir.6 Bu yanl eitim sonucunda kendi elimizle inansz insanlarn yetimesine sebebiyet vermi oluruz. Birok ateistin hayatn gzlemlediimizde, samimi olarak iman eden anne babalarn bilmeden onlar Allaha imandan souttuklarna tank oluruz. Yce Allahn ocuklara despot ve acmasz biri olarak tantlmas, bunun nemli sebeplerindendir. Her ocuk hayatta kendine zg psikolojik, sosyal, kltrel, ekonomik sorunlarla karlar. Hatta bazen ac ve skntlarla bile karlar. ocuun sknt ve sorunlarn Allah sevgisiyle ve Ondan yardm dilemeyle amas mmkndr. dnyasnda Allah sevgisi ve Ondan yardm dileme uuru yerletirilen bir ocuk, hem ocukluk yaantsnda hem de yetikinliinde sknt ve sorunlaryla baa kmasn bilir.7 ocukluk dnemindeki din eitiminde Allah sevgisinin esas alnmas bir gerekliliktir. Ergenlik dnemine girildiinde yksek dzeyde olmamak kaydyla dengeli bir ekilde yaplan Allah korkusu telkinleri zellikle vicdan geliimine olumlu katkda bulunur. Ergenlik srecine girilmeden nce ocuk, Allah sevme duygusunun zevkini tadar. ocuk-

Kendini gerekletirmek isteyen insann dayanaklarndan biri de sevme yeteneidir; sevgi fikri, birok dinin temellerinden biri saylmaktadr. (Arthur T. Jersild, ocuk Psikolojisi, ev. Glseren Gne, Ankara niversitesi Eitim Fakltesi Yaynlar, Ankara, 1979, s. 613) 6 Mustafa cal, Din Eitimi ve retiminde Metodlar, Trkiye Diyanet Vakf Yaynlar, Ankara, 1990, s. 83-85. 7 Muhammed Nr Sveyd, Peygamberimizin Snnetinde ocuk Eitimi, ev. Zekeriya Gler, Uysal Kitabevi, Konya, 1998, s. 87.
5

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Allah-nsan ilikisi Asndan Muhabbet/Sevgi Olgusu

109

luk dneminde Allaha kar salt sevgiyle yaklaan ergenin, i dnyasnda Allah korkusuna da yer vermesi ve bu tr iletilere olumlu tepkiler vermesi salkl bir din geliimin belirtisi saylr.8

II. Din Tecrbe Olarak Allah Sevgisi


Din tecrbe Allaha kar duyulan sevgi gibi duygu ve tutumlar dile getirir. Sevgi, din tecrbe ierisinde yer alan nemli duygulardandr.9 Baz aratrmaclar, din tecrbe ile ak / sevgi arasnda dorudan bir iliki olduunu ifade eden nemli bilgiler vermilerdir.10 Sevgi, yksek bir ideale ynelmeye en elverili ve kutsallk duygusunun tohumlarn tayan bir duygudur. Nitekim kutsallk, sevgi ve korku duygularnn karmndan meydana gelir. Din uurun oluumunda nemli bir adm olan kutsallk duygusunun nvesi sevgi duygusunda sakldr. nsann sonsuz bir varla baml olmas, Ona kar sevgi beslemesi hem akla uygun hem de doal bir durumdur. Bu bamllk ve sevgi dinin temelini oluturur. Burada sz edilen sevgi, zellikle en yksek dinleri niteler.11 nsanlarn Allah hakknda tecrbe ettikleri nitelikler arasnda ilh iyilik, ak gibi zellikler vardr. Allah sevgisi gibi dinin vazgeemedii duygular, dindarln tamamlayclar olarak inananlar tarafndan yaanrlar. nsana zg psikolojik bir durum olan Allah ak / sevgisi, dindarln kaynan oluturan duygulardandr.12

Ahmet Albayrak, Ergenlerin Din Geliiminde Sevgi ve Korku Motifinin Etkinlii, Genlik Din ve Deerler Psikolojisi, Editr: Hayati Hkelekli, Ankara Okulu Yaynlar, Ankara, 2002, s. 333; mer zylmaz, Genlerde Dini Geliim, Uluda niversitesi lahiyat Fakltesi Dergisi, say: 1987, s. 230. 9 Turan Ko, Din Dili, Rey Yaynclk, Kayseri, 1995, s. 193; Hayati Hkelekli, Din Psikolojisi, Trkiye Diyanet Vakf Yaynlar, Ankara, 1993, s. 138. 10 Lee A. Kirkpatrick, Din Psikolojisinde Balanma Teorisi, ev. Mustafa Ko, Bilimname, say: 10, 2006, s. 161. 11 Felicien Challaye, Dinler Tarihi, ev. Samih Tiryakiolu, Varlk Yaynlar, Ankara, 1998, s. 214; Osman Pazarl, Din Psikolojisi, Remzi Kitabevi, stanbul, 1982, s. 97. 12 Michael Peterson ve dierleri, Akl ve nan: Din Felsefesine Giri, ev. Rahim Acar, Kre Yaynlar, stanbul, 2006, s. 24; Hasan Kayklk, Bireysel Dindarln Boyutlar ve nan-Davran Etkileimi, slm Aratrmalar Dergisi, say: 3, 2006, s. 496; Habil entrk, Din Psikolojisi, Esra Yaynlar, stanbul, 1997, s. 71.
8

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

110

Do. Dr. Abdurrahman Kasapolu

Din duygusu tek bir duygu olmayp, insan ilh varla yneltip Onunla temasa geiren, din tecrbe olarak bireyin i dnyasnda ortaya kan eitli din nitelikli duygularn genel addr. Din duygular arasnda muhabbet / sevgi gibi yksek deerler olarak kabul edilen derin duygu ve heyecan sentezleri vardr. Bir baka deyile, din duygu, sevgi bata olmak zere birok ana duygu zerine temellendirilen kompleks bir duygudur. Sevgi boyutu din duygunun ana unsurlarndan, temel din yaantlarn en byklerinden birisidir. Din ak / sevgi, dorudan doruya din konuya ynelmitir ve yalnz insan doasna zg bir ak heyecan olarak grlr. Sevgi duygusu insanlarn dinsel yaaynda ok nemli bir yer tutar. Din, tanmak ve sevmek gibi insan ihtiyalarn iinde kkleir. Din hayatta din sevgi, din duygunun kaynaklarndan birisi saylr. st dinler hmaniter, ilh kaynakl- Allah korkusundan ok Allah sevgisine dayanr.13 Nitekim baz dnrler dinin meneini sevgiye balamlardr.14 Din duygular insann i dnyasn zaman ierisinde sarar ve kiiliini etkiler. rnein Allah sevgisi, merhamet hissi ya da hak duygusu insanda birden ortaya kmaz. Bu tr duygu hallerinin derinlii insann doutan getirdii zelliklere ve evreden ald etkilere gre ekillenir.15

Neda Armaner, nan ve Hareket Btnl Bakmndan Din Terbiyesi, M. E. B., stanbul, 1967, s. 23; W. H. Clark, ocukluk Dnemi Dini, ev. Neda Armaner, Ankara niversitesi lahiyat Fakltesi Dergisi, say: 24, 1981, s. 180; Jean Chevalier, Din Fenomeni, (Din Fenomeni, Haz. Mehmet Aydn) Din Bilimleri Yaynlar, Konya, 2000, s. 18; Kerim Yavuz, ocukta Din Duygu ve Dncenin Gelimesi, Diyanet leri Bakanl Yaynlar, Ankara, 1983, s. 34; Hseyin Peker, Din Psikolojisi, Snmez Matbaa ve Yaynevi, Samsun, 1993, s. 62-63; Ekrem Sarkolu, Din Fenomenolojisi, Sleyman Demirel niversitesi Yayn, Isparta, 2002, s. 253; Ramazan Bier, mann Bilisel Yapsnn Ana Dinamikleri ve Etkileri, EKEV Akademi Dergisi, say: 18, 2004, s. 23; Zeynep Nezahat zeri, Okul ncesi Din ve Ahlk Eitimi, DEM Yaynlar, stanbul, 2004, s. 60; Ali Ulvi Mehmedolu, Kiilik ve Din, DEM Yaynlar, stanbul, 2004, s. 88; Hseyin Certel, Din Psikolojisi, Anda Yaynlar, Ankara, 2003, s. 116-117; Yurdagl Mehmedolu, Erikin Bireyin Kendilik Bilinci ve Din Eitimi, Rabet Yaynlar, stanbul, 2001, s 85; Fatih Menderes Bilgili, ocuun Din Eitimi ve Karlalan Glkler, Beyan Yaynlar, stanbul, 2005, s. 72-73; M. Rahmi Balaban, Son Asrn lim ve Fen Adamlarna Gre lim-Ahlk-man, Diyanet leri Bakanl Yaynlar, Ankara, 1984, s. 157. 14 Pierre Bovet, Din Duygusu ve ocuk Psikolojisi, ev. Selhattin Odaba, Trk Tarih Kurumu Basmevi, Ankara, 1958, s. 22. 15 Neda Armaner, Din Psikolojisine Giri, Ayyldz Matbaas, Ankara, 1980, I/114.
13

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Allah-nsan ilikisi Asndan Muhabbet/Sevgi Olgusu

111

III. man-Sevgi likisi ve Allah Sevgisinin Davranlara Etkisi


Dinin temeli sevgiye dayanr; dinde Allah ile insan anasndaki ilikilerin esasn sevgi oluturur. Allah sevmek, Ona gnlden balanmak, Ona isteyerek itaat etmek din hayatn temel artdr. Bir varla tapmak iin iman etmek, iman etmek iin de onu sevmek gerekir. mann duygusal unsurlarndan biri olan sevgi, onun geliip kuvvet kazanmasn salar. Sevgi, imann ve amellerin ruhudur, sevgi olmaynca onlar ruhsuz beden gibi kalrlar.16 man, kiinin kalbinin, ruhunun istedii eye inanmasdr. Burada sevginin iman konusu olan eye inand ve skca baland sylenebilir. rnein ldkten sonra dirilmeye inanan sevgidir. mandaki tasdik olgusu inan ve bilme anlamlarna dayanr, fakat bu tasdik sevgi gibi eitli duygusal anlamlar da tar.17 man sevgiyle zdeletirmek mmkndr. man, her eyden nce bir ak konusudur. Ak, zmnen imann ierisinde bulunur ve ondan ayrlmaz. man ve ak ayrl, her zaman dinin ktye gitmesinin sonucudur. man ak ierir ve akn ifadesi ise ameldir. Ak, iman ve ameller arasndaki badr. En salkl imana sahip olan, adalet ve sevgi ynnden en iyi davranlarda bulunmal, iman sevgi gibi tutumlara yansmaldr. Gerek manada inanan kimse, Allaha kar ak ve muhabbet beslemek, bunu sz ve davranlaryla ortaya koymak durumundadr. Allah sevmek, Ona itaat ederek kendi iradesini Allahn iradesine tbi klmak anlamna gelir. Kii Allahn gnderdii peygambere uymakla Allah sevmi olur. Allah sevgisi, inanan insann eylemlerini etkileyen ve btn davranlarnn zerine kurulduu bir gtr. Mmin olmann ayrc vasf olan Allah sevgisi, insana iyilikler yaptrr, bakalarn da

bn Kayym el-Cevziyye, Medricus-Slikn, ev. Ali Ata ve dierleri, nsan Yaynlar, stanbul, 2005, II/9; mer Mftolu, Sevgi Perspektifinden nsan-Allah Diyalou, Eskiehir Osmangazi niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, say: 1, 2001, s. 75-77; Muhammed Ali Sadat, slm Ahlk, ev. Cemil Snmez, Bilge Adam Yaynlar, Van, 2005, s. 129; Ali Ayten, Psikoloji ve Din, z Yaynclk, stanbul, 2006, s. 80. 17 Jean Greisch, Wittgenstainda Din Felsefesi, ev. Zeki zcan, ASA Kitabevi, Bursa, 1999, s. 65; Hanifi zcan, Epistemolojik Adan man, M. . . F. Yaynlar, stanbul, 1997, s. 84.
16

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

112

Do. Dr. Abdurrahman Kasapolu

sevdirir, onu ahlken en yksek seviyeye karr. mandan ve imann gerei olan kurallardan sapmak, kiiyi Allahn sevgisine layk olmak yerine Onun honutsuzluuna, lanetine uratr.18 Allah sevgisinin insan kiilii zerinde tesiri ve meyveleri / sonular vardr. Ahlk kanununun en etkili yaptrm gc Allah sevgisidir. Mmin, Allah sevgisinin etkisiyle ahlk vazifelerini yapmaya, motive olur; Allahn sevdii her ii ve ahlk sever. Allah, kendisine inanan insana birtakm grevler ykler. Bu grevlerin Allahn istedii ekilde ve kararllkla, mr boyu, srekli yerine getirilmesi, ancak derin ve kutsal bir sevgi ba ile mmkndr. Kiinin Yce Allah sevmesi sadece dil ile ifade edilen bir iddiadan ibaret deildir. Birok kimse Allah sevgisi iddiasnda bulunur, ama ilerinde bu iddiasnn gereini yerine getiremeyenler de kabilir. Bu gibi durumlarda gerek sevginin ayrlmaz bir unsuru olan itaatin eksik olduu grlr. Bir kimse Allah sevdiini ileri srerek, Onun yasaklad eyleri yapmaya devam ederse, szlerinde samimi olmad anlalr. Eer Allah sevgisi gzel ahlk eklinde insan kiiliinde meyvelerini vermiyorsa, burada samimi bir iddiadan deil, ancak kapal bir histen sz edebiliriz.19 Allah sevgisi bir tr adanmadr. Burada sevgi, sevilen varlk iin kendi benini kaybetmek anlamna gelir.20

Emile Boutroux, ada Felsefede lim ve Din, ev. Hasan Ktipolu, M. E. B., stanbul, 1997, s. 222; Paul Tillich, mann Dinamikleri, ev. Fahrullah Terkan, Salih zer, Ankara Okulu Yaynlar, Ankara, 2000, s. 101-103; Aliye nar, Varoluu Teoloji: Paul Tillichte Din ve Sembol, z Yaynclk, stanbul, 2007, s. 101; M. Kazm Arcan, Akl man likisine Spinozann Yaklam, Cumhuriyet niversitesi lhiyat Fakltesi Dergisi, say: 2, s. 410; A. Hamdi Akseki, Ahlk Dersleri, Dal Neriyat, stanbul, 1968, s. 286; Murat Sln, Kuran- Kerim Asndan man-Amel likisi, Ekin Yaynlar, stanbul, 2000, s. 230; Muhammed Osman Necati, Hadis ve Psikoloji, ev. Mustafa Ik, Fecr Yaynevi, Ankara, 2000, s. 78; Beyza Bilgin, Mualla Seluk, Din retimi, Gn Yaynclk, Ankara, 1995, s. 45; Hseyin Atay, Kurana Gre slmn Temel Kurallar, M. E. B., stanbul, 1994, s. 63; A. Hamdi Akseki, slm Dini, Nur Yaynlar, Arkara, tsz., s. 224; M. Abdullah Draz, Kuran Ahlk, ev. nver Gnay, Emrullah Hatipolu, z Yaynclk, stanbul, 1993, s. 190. 19 Nasruddin Tus, Ahlk- Nsr, ev. Anar Gafarov, Zaur krov, Litera Yaynclk, stanbul, 2007, s. 258; smail Ankarav, Minhcul-Fukara, Haz., Saadettin Ekici, nsan Yaynlar, stanbul, 1996, s. 304-305; Eyp Yaka, Hak Katnda nsann Konumu, Ik Akademi Yaynlar, stanbul, 2007, s. 178; A. Hamdi Akseki, Ahlk Dersleri, Dal Neriyat, stanbul, 1968, s. 111; mer Nasuhi Bilmen, Yksek slam Ahlak, Tima Yaynlar, stanbul, 2007, s. 38; Muhammed edid, Kuran Metodu, ev. Ahmet Yksel, Risale Yaynlar, stanbul, tsz., s. 164; Mehmet Bayrakdar, slm badet Fenomenolojisi, Aka Yaynlar, Ankara, 1987, s. 23. 20 Recep Alpyal, Wittgenstein ve Kierkegaarddan Hareketle Din Felsefesi Yapmak, Anka Yaynlar, stanbul, 2002, s. 222.
18

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Allah-nsan ilikisi Asndan Muhabbet/Sevgi Olgusu

113

mann duygusal boyutu sevgiden ayrlamaz. Allah sevgisi ve bu sevginin uzantlar imann gereklerinden biridir. Allah-insan ilikisi asndan baktmzda, imann duygusal unsurlarndan birinin muhabbet olduunu grrz. man iselletirmi olan bir kimse, kendisini Allahn sevgisine kaptrr. Btncl bir yapya sahip olmas nedeniyle iman salt duyguya indirgeyemesek bile, eer iman, unsurlar ierisinde sadece birisiyle ifade etmek durumunda kalsaydk, bunun sevgi olduunu sylerdik. Allah sevgisi, varlk artlar ierisinde en nemlisidir. Allaha iman etmeye gtren iradenin gerisinde, Ona duyulan sevgi gibi duygular vardr. Sevgi, imann bir tezahr ve uygulamasdr. nanan bir insan psikolojik ynden Allah sevilen bir varlk olarak tanr. nanan kimsenin inancnn gc ile sevgisinin iddeti arasnda bir paralellik vardr.21 Sevgiyle iman arasnda bir tr nedensellik ilikisi vardr. Kimi zaman iman sevgiyi getirir, kimi zaman da sevgi imana gtrr.22 Kii Allaha ve iman konusu olan deerlere gerekten iman ederse, onlar sevme ihtiyac hisseder. Eer bir insan iman objelerinin sevmeye balamsa ayn zamanda onlara iman ediyor demektir. Kukusuz sevginin pek ok konusu vardr. Kendimizden hareket ederek baka varlklara ve insanlara evrilen, onlardan da ykselerek hakikat ve iyilik konularna balanan sevgimiz, en yksek basamakta Allaha ynelir. Allah sevgisi, karde sevgisi, anne sevgisi, dnya sevgisi, mal sevgisi, tabiat sevgisi, insan sevgisi gibi sevgiler sevgi duygusunun eitli ynelileridir. Bu sevgilerin her birinin belli bir oran vardr, ancak Allah sevgisinde oran ve snr sz konusu deildir. Sevgi gibi yceltici bir kavramn kendisiyle balantl olarak dnldnde, tam olarak ycelmi bir sevgi oda bulunur ki, o da Yce Allahtr. Allah sevgisi en yaln ve dolaysyla en yksek sevgidir. nsann temel eilimlerinden biri-

Hlya Alper, mann Psikolojik Yaps, Rabet Yaynlar, stanbul, 2002, s. 113; Talip zde, AhlakVahiy likisi ve Kuranda man-Ahlak-Amel Btnl, Cumhuriyet niversitesi lahiyat Fakltesi Dergisi, say: 10/2, 2006, s. 13; Yaar Nuri ztrk, Kurann Temel Kavramlar, Yeni Boyut Yaynlar, stanbul, 1999, s. 197; Hidayet Akz, Kuranda Allah-Kul likisi, Seriye Yaynevi, stanbul, 2000, s. 162; Abdullah Nasuh Ulvan, slam ve Ak, ev. M. Ltfi zbey, htar Yaynclk, s. 21; Veli Ulutrk, Kuran- Kerm Allah Nasl Tantyor, Yeni Akademi Yaynlar, stanbul, 2007, s. 197. 22 Mustafa slamolu, man Risalesi, Denge Yaynlar, stanbul, 1994, s. 237.
21

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

114

Do. Dr. Abdurrahman Kasapolu

si olan sevgi, en stn ekliyle ilh sevgide gerekleir.23 Dier yandan Allah sevgisi kurucu sevgidir. Bu sevgi sayesinde iyiyi, doruyu, adaleti, erdemi, tabiat, canllar ve insan severiz. Sevgi, bazen insanlara24 bazen de Allaha ynelir. Sevgi ynelimi en yce amacn Allahta bulur. nsan Onu hibir karlk beklemeden sever. Allah sevmek ve kendini Ona vermek ok gzel eilimlerdir. nsann kendini Allaha vermesi kendinden vazgemek deil, kendini Onun yolunda bulmas manasna gelir.25 Sevgi trlerinden birisi akn sevgidir. nsanlar iin kutsal saylan deerler ve bunlara kar duyulan kutsal sevgiler vardr. Allah sevgisi ve ilh deerlere kar beslenen sevgi kutsal sevgilerdendir. nanan bir insan, Allaha, peygambere ve onun getirdii ilh mesajlara kar sevgi besler. nsanda sevginin zirvesi, ycelik, saflk ve ruhsal adan en by, Allaha kar olan sevgidir. nanan bir kimse Allah sevgisini her trl sevgiden stn tutar. Allah sevgisi, sevginin kayna olup Ona dnk sevgi, yerinde ve isabetlidir. nsan kendisini gsz, zayf, yetersiz hissettiinde, her eyi bilen, her eye gc yeten, btn olaylar kontrol altnda tutan bir varla sevgi besler. Bu gce ynelik olarak duyulan his manevi zellii olan bir sevgidir. nsann salkl ve mutlu bir yaam srdrebilmesinin n koullarndan birisi, salkl bir din inanca ve Allah sevgisine sahip olmasdr.26

Nurettin Topu, Ruhbilim, ler Basmevi, stanbul, 1949, s. 70; Bayraktar Bayrakl, Kuranda Deiim Geliim ve Kalite Kavramlar, M. . . F. V. Yaynlar, stanbul, 1999, s. 237; Sadk Kl, slmda Sembolik Dil, nsan Yaynlar, stanbul, 1995, s. 121-122; Mustafa arc, slm Dncesinde Ahlk, M. . . F. V. Yaynlar, stanbul, 1989, s. 129; H. Mahmud amdibi, Din Eitimine Giri, M. . . F. V. Yaynlar, stanbul, 1989, s. 59. 24 Manev hayatn derinliklerine hakim olan esas Allahtr; Allah seven btn insanlar sevmi olur. Bir baka deyile Allah sevmenin tam manasyla gereklemesi iin insanlarn karlkl birbirlerini sevmeleri gerekir. (Hasan Ktipolu, Emile Boutrouxda Din Felsefesi, Elis Yaynlar, Ankara, 2004, s. 186) 25 G. W. Leibniz, Metafizik zerine Konuma, ev. Afar Timuin, Cumhuriyet Yayn, stanbul, 1999, s. 59 26 Nevzat Tarhan, Duygularn Dili, Tima Yaynlar, stanbul, 2006, s. 67; Ayhan Aydn, Yaamn ve Sevginin Anlam, Genda Yaynlar, stanbul, 2001, s. 63; Rasim Pehlivanolu, Baary Tanyalm, Uygun Basm, Kayseri, 2000, s. 72; M. Osman Necati, Kuran ve Psikoloji, ev. Hayati Aydn, Fecr Yaynevi, Ankara, 1998, s. 74; Latif Erdoan, man Ahlak Aksiyon, Nesil Yaynlar, stanbul, 2007, s. 100; Yusuf el-Kardav, man ve Hayat, Abdulvahhab ztrk, Hilal Yaynlar, stanbul, tsz., s. 182183; M. Sait imek, Kurann Ana Konular, Beyan Yaynlar, stanbul, 1999, s. 69.
23

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Allah-nsan ilikisi Asndan Muhabbet/Sevgi Olgusu

115

nsanla Allah arasnda temelde karlkl bir sevginin varl sz konusudur. nsann Allaha olan sevgisiyle Allahn insana olan sevgisi birbirinden ayrlamaz. Allah-lem ilikisi karlkldr. Allahn sevgisi lemde btn var olanlarla birliktedir. Fizik lemdeki sevgi metafizik leme kar, metafizik lemdeki sevgi fizik leme taar. Bu manada Allah en byk dosttur.27 nanan bir insann kalbi eitli balarla Allaha baldr. Sevgi, insan Ona balayan balardan birisidir. Allaha olan ballk, Onun sevgisini hibir zaman kalpten karmamaktr. Allah ile insan arasndaki gerek ba sevgi badr. Allahtan bakasna duyulan sevgi gelip geicidir. Allaha kar sevgi, inan asndan insann kiiliini ekillendiren olgulardan birisidir.28 Sevgi yle bir duygudur ki, seven insan, sevdiinin ne kadar yetkin varlk olduunu grrse heyecan ve cokusu da o derece artar. Allahtan daha kusursuz ve sevilmeye deer bir varlk dnlemez. Allah sevgisi insan Ona ulatran yollardan birisidir. Gerek dindarlk Allah sevmekle mmkndr. Allah sevgisi, insancl, yksek duygulardan birisidir. Allah (inanc) sevgi gibi olgularla iselletirilir.29 Avam diye nitelenen ve muhakeme etmeden iman eden insanlarn durumu hayret vericidir. Allah onlarn kalbine Allah sevgisini sindirmi ve bylece iman etme meyli uyandrmtr.30

Martin Buber, Tanr Tutulmas, ev. Abdllatif Tzer, Lotus Yaynevi, Ankara, 2000, s. 75; Erich Fromm, Sevme Sanat, ev. Yurdanur Salman, Payel Yaynevi, stanbul, 1995, s. 67; Mehmet S. Aydn, lemden Allaha, Ufuk Kitaplar, stanbul, 2000, s. 67. 28 Muhammed Kutub, slamda Eitim Metodu, ev. Durmu Ali Kayapnar, Yay Datm, stanbul, tsz., s. 104-105, 124; Recep Ardoan, Kuran ve nsan Psikolojisi, lkadm Kitaplar, Ankara, 1998, s. 168; Tuncer Elmacolu, Bilgece Yaamak, Beyaz Yaynlar, stanbul, 1999, s. 146. 29 Nils G. Holm, Din Psikolojisine Giri, ev. Abdlkerim Bahadr, nsan Yaynlar, stanbul, 2004, s. 86; Yurdagl Konuk, Okul ncesi ocuklarda Din Duygunun Geliimi ve Eitimi, Trkiye Diyanet Vakf Yaynlar, Ankara, 1994, s. 12-13; M. Nail Karakuu, Genel Psikoloji ve Normal Davranlar, Pelin Ofset, Ankara, 1999, s. 117; Veysel Snmez, Sevgi Eitimi, An Yaynclk, Ankara, 1997, s. 62. 30 Blaise Pascal, Dnceler, ev. Metin Karabaolu, Kakns Yaynlar, stanbul, 1998, s. 99.
27

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

116

Do. Dr. Abdurrahman Kasapolu

IV. Kuranda Allah-nsan likisinin Muhabbet Boyutu A. Muhabbet Kelimesinin Anlam erevesi
Arapada sevgiyi ifade eden hubb kelimesine paralel olarak ona yakn anlamda birok kelimenin kullanldn grrz.31 Arapada muhabbet kelimesinin alnd h-b-b kknden tretilen kelimelerin kullanld anlam alann incelediimizde genel manada sevgi konusunda, zelde ise Allah-insan arasndaki sevgi ilikisi konusunda fikir sahibi olabiliriz. nk Allah-insan ilikisinin Kuranda en ok ele alnd kelimelerin banda h-b-b kknden tretilen kelimeler gelir. Arapada el-habbu, el-habbet kelimeleri, buday, arpa ve benzeri yiyecekler iin kullanlr. el-Hibbu, el-hibbetu, kelimeleri reyhan bitkisinin hatta her trl bitkinin tohumlar, tahllarn, baklagillerin taneleri hakknda kullanlr. Habbe kelimesiyle, buday tanesi (habbetn min brrin), arpa tanesi (habbetn min arin), hatta zm tanesi (habbetn min inebin) bile ifade edilir. Yenilecek hale geldii, buday tanesi olutuu zaman ehabbez-zeru denir. Kesilip budandktan sonra topraa dikilen asma dal iin el-hubet denir; bu dal zaman iinde yetiip zm taneleri verecektir. Yan yana dizilen buday ya da inci tanelerine benzedii iin diler, el-habebu kelimesiyle ifade edilir. Dilerin beyazl ve parlakl kelimenin muhtevasndaki saflk anlamna iaret eder.32 nsanln temel besin maddeleri olan tahllar ve baklagiller, hatta eitli ekillerde olan taneli bitkiler Arapada sevgi manasna gelen kelime ile ayn kkten gelen kelimelerle ifade edilirler. Bu besinler nasl bedenin ihtiyacn karlyorsa, sevgi ve bunun en akn olan Allah sevgisi insan ruhunu besler. nsan nasl maddi hayata besinlerle balanyorsa, manevi hayata da Allah sevgisiyle balanr. Tahllarn ve baklagillerin
31

32

Bu kelimeler hakknda ayrntl bilgi iin bkz., Mehmet nal, Kuranda Sevgi Yaknanlamlar ve Aralarndaki Farklar, EKEV Akademi Dergisi, say: 34, 2008, s. 103-104. Ebul-Ksm el-Hseyn bn Muhammed er-Rgb el-sfehn, el-Mfredt f Garbil-Kurn, DrulMarife, Beyrut, tsz., s. 105-106; Ebul-Fadl Cemluddn Muhammed bn Mkrem bn Manzr, Lsnul-Arab, Drul-Fikr, Beyrut, 1997, I/293-294; Mecdddn Muhammed bn Yakb elFrzbd, Besiru Zevit-Temyz, el-Mektebetl-lm, Beyrut, tsz., II/416; Ahmed bn Yusuf esSemn el-Haleb, Umdetl-Huffz f Tefsri Erefil-Elfz, leml-Ktb, Beyrut, 1993, I/420.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Allah-nsan ilikisi Asndan Muhabbet/Sevgi Olgusu

117

taneleri ayn zamanda bu bitkilerin tohumlardr. Hatta dier tohumlar da h-b-b kknden alnan kelimelerle anlatlrlar. Tohumda bitki geliir, yetiir ve meyve verir. Ayn ekilde Allah sevgisi de mmin davranlarnn hareket noktasdr. Bu sevgi sayesinde mminin tutum ve davranlarnn ekillenmesi ortaya kar. Allah sevgisinin bir rn olarak, slih ameller meydana gelir. Kesilip dikilen asma dalnn el-hubet diye isimlendirilmesi de, bitki-rn ilikisine iaret eder. Bu asma dal yetiecek ve zm verecektir. Bundan da Allah sevgisiyle amel arasndaki baa iaret eden karmlar yapabiliriz. el-Habebu kelimesinin yan yana dizilen diler anlamna gelmesi ile sevginin kalpleri uyum ve ahenk ierisinde birbirine yaklatrmas arasnda iliki kurulabilir. Bu durum Allah sevgisi hakknda dnlecek olursa, Allah sevgisi de kulu manevi olarak Rabbine yaklatrr. Sudaki ya da mayalanm ikideki hava kabarc, ekil asndan taneye benzedii iin el-habb diye isimlendirilir. Svnn iinde oluan kabarck, svnn st ksmna doru ykselir. Bu ynyle kelime, ykselme ve meydana kma manas ierir. Yine aa ya da dier bitkiler zerine den i / ise hakknda da bu kelime kullanlr. Birbirini takip eden dalgalar iin habbul-m denir.33 Suyun stne ykselen hava kabarc ile bitkilerin zerine den i / ise eklindeki su parac iki farkl hareket ortaya koymaktadr. Biri yukardan aaya dmekte, dieri ise aadan yukarya doru ykselmektedir. Buradaki dme ve ykselme hareketlerini sevgiyle ilikilendirdiimizde yle bir durum ortaya kar. nsan, sevgisini ok yce ve stn bir varla -aadan yukarya doru- yneltebilir. Yukardaki yce varlk da kendisine ynelen sevgiyi yukardan aaya doru- karlksz brakmaz. te Allah ile kul arasnda byle bir sevgi alveriinden sz edebiliriz. Ayrca bir kabarcn su yzne szlmesi ya da bir i tanesinin yaprak zerine dmesi bir zerafeti / incelii, hassasl, estetii

33

el-sfehn, a.g.e., s. 105-106; bn Manzr, a.g.e., I/295; el-Frzbd, a.g.e., II/416; el-Haleb, a.g.e., I/420.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

118

Do. Dr. Abdurrahman Kasapolu

artrr. Ayn armlarn sevgi duygusu iin de geerli olduu syleyebiliriz. Eek, deve gibi hayvanlar, susuzluunu giderip kanncaya kadar itiklerinde, onlarn bu durumlar habbebe, tehabbebe fiilleriyle anlatlr. Kum taneleri iin habbur-reml, kaln iz iin el-hubb, ylan iin el-hubb, kpenin teki iin el-hibbu denir.34 Grnte buday tanesine benzedii iin kalp iindeki siyah para hakknda habbetl-kalb ifadesi kullanlr. Kelimenin bu kullanmndan hareketle, samimiyet ve itenlik manas ierdii sylenebilir.35 Kalp iindeki bir parann habbe diye isimlendirilmesi, kalbin, duygularn mekn olarak nitelenmesiyle ilikilendirilebilir. Muhabbet kalpteki en gl duygulardan birisidir; kalp ile sevgi insanlarn zihninde her zaman bir arada dnlen kavramlardandr. Kalbimi falann sevgisine atm anlamnda ahbebt fuln denilir. Muhabbet insan hakknda kullanldnda, kalpte onun sevgisinin olumas manasna gelir.36 Deve inatlk yapt zaman, ehabbel-bar denir. nat edip bir yerde diz kp srarla durduu ve kalkmad iin, o yer onun sevdii yer olarak dnlr. Bu ynyle kelimenin kararllk ve sebat manas ierdii sylenir. Yine, devenin bir yeri krld ya da hastaland zaman, iyileinceye ya da lnceye kadar yerinden kalkmamas durumuna ehabbel-bar denir.37 Sevgide sevilen varla odaklanma, btn ilgi ve ynelileri ona dndrme durumu sz konusudur. nsan ilh olarak Allah severse, baka varlklar bu ekilde sevemez, sadece Allaha muhabbet besler. Allahtan bakasn ilh derecesinde sevenler de, Allah sevmekten uzak kalrlar. Sevgide bir tr seicilik, seilen / sevilen varla odaklanma hali vardr. Bu durum, inatlk ya da baka sebeplerden dolay devenin bir
el-Frzbd, a.g.e., II/295-296. el-sfehn, a.g.e., s. 105-106; bn Manzr, a.g.e., I/294; el-Frzbd, a.g.e., II/416; el-Haleb, a.g.e., I/420. 36 el-sfehn, a.g.e., s. 105-106; el-Frzbd, a.g.e., II/417; el-Haleb, a.g.e., I/419. 37 el-sfehn, a.g.e., s. 105-106; bn Manzr, a.g.e., I/292-293; el-Frzbd, a.g.e., II/416.
34 35

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Allah-nsan ilikisi Asndan Muhabbet/Sevgi Olgusu

119

yere kp oradan kalkmamasna benzer. Devenin bu davran Arapada muhabbetle ayn kkten gelen ehabbe fiiliyle anlatlr. el-Muhabbet, kiinin grd veya tahmin ettii bir iyilii niyet ve ama edinip istemesidir. Bu da ekilde olur: Birincisi, kiinin iine duyduu sevgi gibi, lezzet / haz muhabbetidir. kincisi, yararlanlan bir eye kar duyulan sevgide olduu gibi, fayda / kar muhabbetidir. ncs bilgi sebebiyle ilim sahiplerinin birbirine duyduklar muhabbet gibi, fazilet muhabbetidir.38 Muhabbet ou kere irde olarak aklanmtr. Oysa muhabbet iradeden daha beli bir ifadedir; iradeyle muhabbet arasnda fark vardr. Her muhabbet bir iradedir, ama her irade muhabbet deildir. stihbb, bir kimsenin bir eyi severek aramas ona talip olmas manasna gelir. Al harf-i ceri ile birlikte kullanlarak tercih etmek manasna gelir.39 zellikle bir inancn benimsenmesinde hem irade etme / seme hem de o inantan holanma durumu vardr. Sevdiimiz bir inanc tercih etmiiz demektir, bir inanc semisek ondan holandmz bir gerektir. man etkinliinin olduu yerde irade ve sevme eylemleri ayn anda mevcuttur.

B. nkrclarn Tanr Edinmelerinde Sevgi Boyutu


Ulhiyet ve kulluun sevgi duygusuyla ayrlmaz bir ba vardr. Herhangi birine kar beslenen ar sevgi onu putlatrmaya gtrebilir; bylece sevgi irk sebebi olabilir.40 Sevgi Allahtan bakasna ar bir ekilde younlarsa irk ortaya kabilir. Bir varln, kutsalla, kutsallktan da tanrla varan serveninin altnda sevgi duygusu yatar. Yce Allah tanr fikrinin temelinin sevgi olduuna iaret ederek, bu duygunun yanl ynlendirilmesiyle insann nasl irke debileceini gndeme getirir.

el-sfehn, a.g.e., s. 105-106; el-Haleb, a.g.e., I/418-419. el-sfehn, a.g.e., s. 105-106; el-Frzbd, a.g.e., II/419; el-Haleb, a.g.e., I/418-419. 40 Suad Yldrm, Kuranda Ulhiyet, Kayhan Yaynlar, stanbul, 1997, s. 298.
38 39

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

120

Do. Dr. Abdurrahman Kasapolu

Allah, her konuda olduu gibi, sevgi konusunda da insanlardan ll ve dengeli olmalarn ister. Sevgide ly karan, kendilerine verilen sevme yetisini yanl yerlerde kullanan inkrclar eletirir:41 nsanlardan kimi, Allahtan baka eler tutar, Allah sever gibi onlar severler. nananlar ise en ok Allah severler.42 nsanlardan bir ksm Allahtan baka ilh edinirler. Allahtan bakalarn, birtakm putlar, toplum liderlerini, Firavun gibi ahslar kullukta Allaha e, benzer, emsal kabul eder, tapnrlar, snrlar, emir ve isteklerine boyun eerler. Allaha ortak edindikleri ilh acizliine ramen, her eye gc yeten Allah sever gibi severler, onlara muhabbet besler, ibadet eder, sayg gsterirler. Onlarn sevgisini her eyin hareket noktas kabul ederler. Allaha gsterilen sevgiyle kendilerini Allaha yaklatrdklarna inandklar putlara gsterilen sevgiyi bir grrler. Allah iin yaplacak eyleri putlar iin yaparlar, Allahn rzasn dnmeden onlarn honutluunu kazanmay hedeflerler.43 Allahtan baka varlklar Ona denk tutmak irktir. nsan, Allahtan baka varlklar, Allah sever gibi sevmek suretiyle, bu tr bir irke debilir. nsann madd bir varla lszce sevgi beslemesi, onu tanr dzeyine karmasna yol aabilir. Yce Allah bu yette (2/165) sevginin irke nasl dneceine dikkat eker. Bylece insann neyi ne kadar sevmesi gerektiinin bilgisini verip eitimini yapar.44 Sevgi insann tercihini belirleyen bir duygudur. Sevilen bir ey ayn zamanda tercih ediliyor demektir. nsan tercih ettii eye kar sevgi

nal, s. 111-112. Bakara, 2/165. 43 Ebul-Ksm Crullah Muhammed bn mer ez-Zemaher, el-Kef an Hakik avmizt-Tenzl, Drul-Ktbil-lmiyye, Beyrut, 1995, I/209; Ebul-Hasen Ali bn Muhammed bn Habb elMverd, en-Nket vel-Uyn, Drul-Ktbil-lmiyye, Beyrut, tsz., I/217; Eb Abdullah Muhammed bn Ahmed el-Kurtb, el-Cmiu li Ahkmil-Kurn, Drul-Ktbil-lmiyye, Beyrut, 1993, II/137; mduddn Ebul-Fid smail bn Kesr, Tefsrul-Kurnil-Azm, Drul-Marife, Beyrut, 1997, I/208; Vehbe ez-Zuhayl, et-Tefsrul-Mnr, Drul-Fikr, Beyrut, 1991, II/67; Elmall Muhammed Hamdi Yazr, Hak Dini Kuran Dili, Eser Neriyat, stanbul, tsz., I/572; mer Nasuhi Bilmen, Kuran Kerimin Trke Meali lisi ve Tefsiri, Bilmen Yaynevi, stanbul, 1985, I/157; Mahmut Topta, Kuran- Kerim ifa Tefsiri, Canta Yaynlar, stanbul, 1993, I/324. 44 Bayraktar Bayrakl, Yeni Bir Anlayn Inda Kuran Tefsiri, Bayrakl Yaynlar, stanbul, 2001, II/349.
41 42

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Allah-nsan ilikisi Asndan Muhabbet/Sevgi Olgusu

121

besler. Farkl seenekler arasnda kalan kimsenin tercihini belirleyen faktr sevgidir. nan konusunda bir tercih yapmak durumunda olan insann iman ya da inkrdan birisini semesinde sevgi nemli bir rol oynar: Ey inananlar, eer imana kar kfr seviyorlarsa babalarnz ve kardelerinizi veller edinmeyin. Sizden kim onlar vel tanr / dost tutarsa ite zlimler onlardr.45 Yce Allah, mminlere, kfr imana, irki slma tercih eden, nceleyen, stn gren, imana kar kfr seven babalarn ve kardelerini, elerini, ocuklarn vel (dost / srda) edinmemelerini emreder. Onlarn peine taklanlarn zlim olduunu belirtir. Eer mrik yaknlara duyulan meyil, Allah sevgisine, Allaha giden yola, dini yceltme sevgisine engel oluturuyorsa, imann gerei olarak byle sevgi terk edilir. man kfre tercih edip bu inanlarnda hrs ve srar gsterenler, imana engel olmaya, Allaha itaatten alkoymaya alyorlarsa, onlarla yakn dostluk kurulmaz. 46 Yce Allah, insanlara peygamberler araclyla ilh mesajlar sunarken, onlardan hak ile batl arasnda bir tercih yapmalarn ister. man ve inkr arasnda seim yapmay insanlarn iradesine brakr. Nitekim Slih peygamber de ilh mesajlar ve delilleri halkna aklam ve onlara, ilh gereklere iman etmelerini teklif etmitir. Onlar ise inkr imana tercih etmilerdir. Kuranda bu tercih eylemi istehabbe kelimesiyle anlatlmtr. Bylece tercih eylemine bir tr holanma ve sevme duygusunun da elik ettii vurgulanmtr. Tarihte Semd kavmi kfr severek imana tercih etmitir:

45 46

Tevbe, 9/23. Eb Muhammed Abdulhak bn lib bn Atyye el-Endels, el-Muharrerul-Vecz f Tefsril-KitbilAzz, Drul-Ktbil-lmiyye, Beyrut, 1993, III/1718; el-Kurtub, VIII/60-61; Muhammed bn Ali bn Muhammed e-evkn, Fethul-Kadr, el-Mektebetl-Asriyye, Beyrut, 1995, II/430; bn Kesr, II/356; el-Kdi Nsiruddn el-Beyzv, Envrut-Tenzl ve Esrrut-Tevl, Drul-Ktbil-lmiyye, Beyrut, 1988, I/400; Muhammed Cemluddn el-Ksim, Tefsrul-Ksim, Dru hyit-TursilArab, Beyrut, 1994, IV/97; Ahmed Mustaf el-Mer, Tefsrul-Mer, Drul-Ktbil-lmiyye, Beyrut, 1998, IV/66; Muhammed Mahmd Hicz, et-Tefsrul-Vzh, Drul-Ceyl, Beyrut, 1991, I/868; ez-Zuhayl, X/149; Yazr, IV/2488; Sleyman Ate, Yce Kurann ada Tefsiri, Yeni Ufuklar Neriyat, stanbul, 1991, IV/45.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

122

Do. Dr. Abdurrahman Kasapolu

Semd kavmine gelince onlara yol gsterdik; fakat onlar, krl doru yolu bulmaya stn tuttular. Bylece yaptklar yznden alaltc azap yldrm onlar yakalad.47 Yce Allah, Hz. Salih vastasyla Semd kavmine doru yolu haber vermi, neyin iyi neyin kt olduunu aklam, Kendi kudretine dair deliller gstermitir. Buna ramen Semd kavmine mensup insanlar, peygamberi yalanlamlar, hidyet yerine krl sevmilerdir / semilerdir. nkr ve dallet ierisinde yaamay semiler, kfr imana, isyan itaate tercih etmilerdir.48 Muhabbet ile irade yani bir konuda seim yapma tercihte bulunma olgusu arasnda iliki vardr. Zira irade kalbin sevilene kar duyduu meyil ve istektir. Muhabbet de bir irade ve istein sonucudur. Bu ekilde irade ile muhabbet arasnda iliki sz konusudur.49 Kuranda kullanlan ve muhabbetle ayn kkten gelen istehabbe kelimesi, irade ve sevgi olgusunu birlikte ifade edebilen bir kavramdr. Kelimenin getii yetlerde (41/17, 9/23) inkrclar iradelerini kullanarak semi olduklar inanlarna kar ayn zamanda ilgi, yaknlk, sevgi de beslemektedirler. stehabbe kelimesi belki ncelikle irade yani tercih olgusunu ifade etmektedir. Ama kelimenin zellikle muhabbet kknden seilmi olmas, irade eylemindeki sevme faktrne dikkat ekmek iindir. Kuranda, Hz. brahimin putlara tapan insanlara sylemi olduu bir sz farkl ekillerde anlalmtr. Bu yaklamlardan birisine gre Hz. brahim onlar hakknda yle demitir: Putperestler putlarla kendileri arasnda bir sevgi ba olutururlar. lgili yette (29/25) verilen bu anlam dikkate aldmzda, batl tanrlar edinen kimseler bile, bu etkinliklerinde sevgi duygusuna yer verirler. Allah dndaki varlklara tapanlarn inanlarnda da sevgi duygusu nemli bir ilev grr:

Fussilet, 41/17. el-Mverd, a.g.e., V/175; Abdullah bn Ahmed en-Nesef, Medrikut-Tenzl ve Hakikut-Tevl, Drun-Nefis, Beyrut, 1996, IV/134; el-Mer, a.g.e., VIII/355; Hicz, a.g.e., III/332; Bilmen, a.g.e., VII/3192. 49 nal, s. 106.
47 48

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Allah-nsan ilikisi Asndan Muhabbet/Sevgi Olgusu

123

brahim, kavmine dedi ki: Siz dnya hayatnda birbirinizi sevmek iin Allah brakp birtakm putlar edindiniz, ama daha sonra kymet gnnde birbirinizi inkr eder ve birbirinizi lnetlersiniz. Varacanz yer de atetir ve hibir yardmcnz da yoktur.50 yette eitli dilbilgisi kural caiz grld iin birbirine yakn birka anlam ortaya kmtr. Buna gre Hz. brahim putperest insanlara yle sylemi olabilir: 1. Allahtan bata taptnz putlar, aranzda sevgidir. 2. Taptnz putlar sadece bu dnya hayatnda birbirinizi sevmenize vesile olurlar, sizi bir topluluk olarak birbirinize balar. 3. Birbirinizi sevmek iin taptnz putlar hibir yarar salamaz. 4. Mrikler kendileriyle putlar arasnda bir muhabbet vesilesi bulunmasn isterler. Putlar genellikle sevilen baz kimselerin hatras etrafnda toplanlmak zere ihdas edilirler.51 Buradaki drdnc anlam esas alndnda, inkrclarn tanrlatrdklar varlklara sevgi ile balandklar anlalmaktadr.

C. Mminlerin Allaha mannda Sevgi Boyutu


Kurann ortaya koyduu sevginin temelinde iman unsuru dikkati eker. Kuran, sevgiyi iman gibi gl bir zemine oturtur. Yce Allah birok yette imanda sevginin nemini vurgular.52 nsan, maddi dnyann varlk ve deerlerini sevebildii gibi, metafizik alann varl olan Allaha ve ilh deerlere de sevgiyle balanabilmektedir. nsanlarn duygularn eitip ynlendiren Kuran, insann hangi varl ne derece seveceini retir. zellikle Allaha ve ilh deerlere kar beslenmesi gereken sevginin baka varlk ve oluumlara kanalize edilmesini doru bulmaz. Kurana gre ilhlk sevgisinin Allaha, deerler ve hayat gr sevgisinin ilh deerlere yneltilmesi ideal mmin kiiliinin tamamlayc unsurlarndan birisidir:

Ankebt, 29/25. ez-Zemaher, a.g.e., III/436; el-Kurtub, a.g.e., XIII/224; el-Ksim, a.g.e., V/445; Ebul-Al elMevdd, Tefhmul-Kurn, ev. Muhammed Han Kayani ve Dierleri, nsan Yaynlar, stanbul, 1989, IV/216; Yazr, a.g.e., V/3772; Bilmen, a.g.e., V/2654; Ate, a.g.e., VI/508. 52 mer Aydn, Kuran- Kerimde man-Ahlak likisi, aret Yaynlar, stanbul, 2007, s. 176.
50 51

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

124

Do. Dr. Abdurrahman Kasapolu

nsanlardan kimi, Allahtan baka eler tutar, Allah sever gibi onlar severler. nananlar ise en ok Allah severler.53 man edenlerin Allaha olan sevgileri, Allahtan baka tanrlar edinenlerin tanrlarna olan sevgilerinden daha iddetlidir / gldr. Onlar hi kimseyi ve hibir eyi Allah sevdikleri gibi sevmezler. Allah tam bir samimiyet ve kanaatle, kesintisiz / srekli, gerekten severler. Oysa mriklerin ilhlarna olan sevgileri eitli putlar arasnda paylatrlmtr; samimiyetten uzak, abucak kaybolmaya meyilli, bir puttan baka bir puta ynelebilen sevgidir. Mrikler, ihtiya duyduklarnda, darda kaldklarnda Allaha, bolluk ve rahatlk anlarnda putlarna ynelirler ya da putlarn bazen severler bazen terkederler. Putlara duyduklar sevgi, bo amalara ve kuruntuya dayand iin basit bir nedenden dolay kaybolabilir. Mmin ise, hem bollukta hem de darlkta Allaha sevgi beslemeyi srdrr.54 Mmin, hangi varla ne kadar sevgi beslenilebileceini bilen kimsedir.55 Allaha iman etmek, en ok Onu sevmeyi gerekli klar. Sevgi Allaha olan imann belirtilerinden birisidir. Gerek manada iman eden insan Yce Allah ok sever. Allaha inanmak, insann tm arzularn Onun yolunda feda edecek kadar sevmesini gerektirir.56 Sevgi, sevilen bir varla kar gsteriliyorsa karlk bulur ve iki taraf arasnda sevgi ba kurulur. nsanlar arasndaki karlkl sevgi ban buna rnek gsterebiliriz. Kuran, Allah ile insan arasnda da karlkl sevginin kurulabileceinden bahseder. Allah seven insanlarn Allah tarafndan sevilebileceini aklar. nsan, sevgiyle kalbini Allaha balar, bununla da yetinmez, Allaha olan sevgisini ortaya koyabilecei eylem ve fedakrlklara giriir. Onun sevgisini kazanabilmek iin her frsat deerBakara, 2/165. el-Mverd, a.g.e., I/217; el-Beyzv, a.g.e., I/98; el-Ksim, a.g.e., I/425; ez-Zuhayl, a.g.e., II/68; Yazr, a.g.e., I/579; Bilmen, a.g.e., I/157; Topta, a.g.e., I/324. 55 nsanlardaki dier duygular gibi sevginin de eitilmesi, hedefinin doru tayin edilmesi gerekir. Sevgi ancak sevilen varl tanma, anlama ve ona inanmadan sonra mmkn olur. Bunun iin de sevilecek eylerin doru bir ekilde tantlmas retilmesi gerekir. Neyin ne kadar sevileceini, sevginin irke nasl yol aaca retilmeli, sevginin olumlu ve olumsuz ynelimleri gsterilmelidir. (Ahmet Ko, hvan- Safann Eitim Felsefesi, M. . . F. V. Yaynlar, stanbul, 1999, s. 160) 56 el-Mevdud, a.g.e., I/106; Bayrakl, Yeni Bir Anlayn Inda Kuran Tefsiri, II/350.
53 54

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Allah-nsan ilikisi Asndan Muhabbet/Sevgi Olgusu

125

lendirir. Allahn kulunu sevmesi ise, insanlar aras sevgi ilikilerinden farkldr. Allahn sevgisinin mahiyetinin aklamasn yapmak mmkn deildir. Bununla birlikte mfessirler, Allahn kulunu sevmesinin belirtileri olabilecek baz durumlar sralamaktan geri durmamlardr. Allahn kuluna hem dnyada hem de ahirette vermeyi diledii her trl iyilii, Allahn o kiiyi sevmesinin bir gstergesi kabul etmilerdir: Ey inananlar, sizden kim dininden dnerse bilsin ki Allah, yaknda yle bir toplum getirecek ki, O onlar sever, onlar da Onu severler. Mminlere kar alakgnll, kfirlere kar gl ve iddetlidirler. Allah yolunda cihat ederler, hibir knaycnn knamasndan korkmazlar. Bu, Allahn bir ltfudur, onu dilediine verir. Allahn ltfu genitir, O, bilendir.57 Eer insanlar iman ettikten sonra dinden dnerlerse Allah onlarn yerine Kendisinin sevdii ve ayn zamanda Kendisini seven sekin bir toplum getirir. Bir baka deyile Allah onlar sever, onlar Allah severler. Allah sevmelerinin bir yansmas olarak Ona ibadet itaat eder, isyandan, gazabna ve azabna sebep olabilecek fiillerden uzak dururlar, rzasn ararlar. Bu kimseler mminlere kar mtevzi, kfirlere kar gl, iddetli, hi kimsenin knamasndan korkmadan, ekinmeden Allah yolunda cihat eden insanlardr. Allaha olan itaatleri sevgiye dayaldr. Gerekten seven kimseler sevdiklerinin isteklerini hemen yerine getirirler. Yce Allahn mminleri sevmesi ise, onlar dnyann ve hiretin iyiliklerine ulatrmas, doru yola iletmesi, baar ihsan etmesi, amellerinden raz olmas, davranlarn vmesi, itaatlerine karlk en gzel sevaplar vermesi ve dllendirmesi demektir.58 Allahn kulunu sevmesi Onun ulhiyetiyle ilgili bir durumdur. Allahn sevmesinin iyzn ve mahiyetini insanlar btnyle kavrayamazlar.59 Allah sevmek ve Onun tarafndan sevilmek, bir insan iin hem dnyada hem de hirette eriilebilecek iyiliklerin, mutluluklarn en b-

Mide, 5/54. ez-Zemaher, a.g.e., II/633-634; en-Nesef, a.g.e., I/417; el-Beyzv, a.g.e., I/271-272; Eb Bekr Cbir elCezir, Eyserut-Tefsr, Drul-Ktbil-lmiyye, Beyrut, 1995, I/644; Yazr, a.g.e., III/1717; Bilmen, a.g.e., II/784-785; Ate, a.g.e., III/17; Topta, a.g.e., II/443. 59 el-Mer, a.g.e., II/457.
57 58

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

126

Do. Dr. Abdurrahman Kasapolu

ydr. te bu gerek sevgi, kendi nefsini tanyabilen ve Yce Allah hakkyla takdir edebilen mminlerin elde edebilecei bir meziyettir.60 nsann duygu ve eilimlerini ynlendirmeyi amalayan Kuran, sevgi duygusunu da ilh llere uygun olarak ekillendirmeyi hedefler. Kurana gre, insann dnyada sevdii varlk ve kymetlerin hibirisi Allah sevgisinden ve ilh amalara duyulan muhabbetten daha sevimli ve ncelikli olmamaldr. Dnyev varlk ve kymetlere duyulan sevgi, Allah sevgisi ile ilh amalara beslenen sevgi ve ballkla eliiyorsa, ilh sevgi ve gerekleri tercih edilmelidir. Sevme konusunda Kurann koymu olduu bu ilke, mminlere salkl bir imana sahip olma konusunda nemli bir kontrol mekanizmas sunmaktadr. Allahtan baka varlklar, Allah sever gibi sevmeye balayan, amasz, beer ideallerden ilh amalardan daha ok holanan kimse iman yaantsnda baz eylerin yolunda gitmediini fark edebilir. Bu ilkeyi ortaya koyan yet (9/24) ayn zamanda mminlere imanlarn nasl test edebileceklerini retmektedir. Burada sz edilen sevgi salt bir duygu olmayp bir tr adanml anlatr. Kurana gre insan, mutlak manada kendini Allaha ve ilh amalara adamaldr. nsann madd amalar ve adanmlklar ilh olann nne geiyorsa, Kurann ifadesiyle, kii, bana geleceklere hazr olmaldr. Sevginin anlam bazen derinleebilmekte, bir varla ve amaca adamay, balanmay, onun iin her trl fedakrla hazr olmay ifade edebilmektedir. Kurana gre adanrcasna sevilebilecek tek varlk Yce Allahtr: De ki: Eer babalarnz, oullarnz, kardeleriniz, eleriniz, hsm akrabanz, kazandnz mallar, dmesinden korktuunuz ticaretiniz, holandnz meskenler size Allahtan, Elisinden ve Onun yolunda cihat etmekten daha sevgili ise, o halde Allahn emri gelinceye kadar gzetleyin (banza gelecekleri greceksiniz)! Allah, yoldan km topluluu doru yola iletmez.61 yette, babalarn, oullarn, kardelerini, elerini, hsm akrabasn, mallarn ve ticaretlerini ya da holandklar evlerini Allahtan ve

60 61

M. Zeki Duman, Beynul-Hak, Fecr Yaynlar, Ankara, 2006, III/524. Tevbe, 9/24.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Allah-nsan ilikisi Asndan Muhabbet/Sevgi Olgusu

127

elisinden fazla sevenler iddetle uyarlmaktadr. yet, dnyada herhangi bir eyi Allah ve Elisinden fazla sevenlere ynelik bir uyar, iddetli bir tehdit niteliindedir.62 Anne, baba, evlat, karde, akraba ve mal sevgisi insann doasnda vardr. Bu sevgileri skp yok etmek yaratla aykrdr. Ancak burada saylanlar sevmenin bir ls ve snr olmaldr. Hibir sevgi, insana Allah, sonra peygamber sevgisinden ileri olmamaldr. Allah ve peygamber sevgisi her eyin stnde tutulmaldr. yette saylan insan ve varlklara duyulan sevgi, btn bunlarn yaratcs olan Allaha, peygamberine ve dine beslenen sevgiye zt olduu, Allah yolundan alkoyduu mddete zararl saylr ve insan ilh cezaya maruz brakr. Gerek mmin, Allahn ve Elisinin rzasn her eyin stnde tutar. Allaha ve Elisine kar grevlerini yerine getirdikten sonra, sevgiye konu olan dier dnyev varlklar da ll / dengeli bir ekilde sever.63 yet, soy ve kan bana, rk asabiyetine ve dknlne toplumsal davranlar belirleyen temel unsur olarak bakan eilimleri reddetmektedir. Mminin, hayatn zerinde ykseltecei en salam ve meru temel olarak Allah ve Reslne ball, Onun yolunda stn gayret gstermeyi ne karmak durumundadr. yet, Allah, peygamber ve Onun yolunda cihat etme sevgisini dnyadaki her trl menfaate tercih etmek gerektiine iaret etmektedir. Allah sevgisi her eyden nce gelir. Peygamber sevgisi ise yette saylan insan ve varlk trlerinden daha nceliklidir.64 Sevgi ile iman kalpte birbirine ok yakn yerde bulunurlar. Sevgisiz imann teekkl etmesi imknszdr. man tpk bir sevgili gibidir ve onu sevecek birine ihtiya vardr. man ya da kfrden herhangi birisi sevgi nesnesi olursa, tekisi nefret konusu olur. Eer bir kimse iman severse, doal olarak kfrden nefret eder; kfr severse imana kar nefret
Muhammed Ali es-Sbn, Safvett-Tefsr, Drul-Fikr, Beyrut, tsz., I/528-529; zzet Derveze, etTefsrul-Hads, ev. Mustafa Altnkaya ve dierleri, Ekin Yaynlar, stanbul, 1998, VII/297; Ate, a.g.e., IV/45. 63 el-Ksim, a.g.e., IV/98; Yazr, a.g.e., IV/2490; Bilmen, a.g.e., III/1245; Ate, a.g.e., IV/47. 64 Hicz, a.g.e., I/869; Muhammed Esed, Kuran Mesaj, ev. Cahit Koytak, Ahmet Ertrk, aret Yaynlar, stanbul, 1997, s. 352-353.
62

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

128

Do. Dr. Abdurrahman Kasapolu

duyar. Allahn hidayetiyle iman seven mminler, kfr irkin, sevimsiz, holanlmayan bir olgu olarak grebilmilerdir. Mminlerin iman sevgisi, onlarn peygambere uymalarn kolaylatrmtr. Mminler bylece hem doru yola ulamlar hem de dnyann ve hiretin birok skntsndan kurtulmulardr: Bilin ki Allahn Elisi iinizdedir. ayet o, birok ite size uysayd, skntya derdiniz. Fakat Allah size iman sevdirdi ve onu sizin kalplerinizde ssledi ve size kfr, fsk ve isyan irkin gsterdi. te doru yolda olanlar bunlardr.65 man etmi olmak iin sadece marifet / bilgi yeterli deildir. Bir ird eylem olarak sevme olgusunun da imana elik etmesi lazmdr. Bununla birlikte imana elik eden muhabbet akldir yani bilinli bir sevgi sz konusudur. Olgun bir iman, dil ile ikrar, kalp ile tasdk, ilh deerlere uygun davran, kfrden holanmamaya karlk iman sevgisidir.66 Burada samimi mminlere hitap edilmektedir. Yce Allah, mminlere iman sevdirmi, onlardan hi ayrlmayacak ekilde iman onlara yaknlatrm, ho gstermi, gnllerinde onu sslemi, slm onlar iin en sevimli din klmtr. Kfr, fsk ve isyan ise irkin, iren gstermitir. Mminler, Allahn baarl klmasyla, hidayetiyle, ltuf ve ihsanyla imandan holanmlar, slm seve-seve semiler ve kabul etmiler, doru yol zere kalmlar, tam bir samimiyetle dindar olmular, nankrlkten, ilh emirlere kar kmaktan, Allaha ve Elisine bakaldrmaktan uzak durmular, dinin kt sayd tutum ve davranlardan nefret edip uzak durmulardr. mann sevimli ve kalpte ssl gsterilmesinin bir yansmas olarak, slih ameller ilemiler, imann gerei olan sz ve davranlar ortaya koymulardr. te bu ekilde iman sevip kfr, fsk ve isyandan uzak duranlar doru yoldadrlar.67

Hucurt, 49/7. el-Mer, a.g.e., IX/243; Yazr, a.g.e., VI/4459. 67 el-Kurtub, a.g.e., XVI/206-207; e-evkn, a.g.e., V/74-75; el-Mer, a.g.e., IX/243; ez-Zuhayl, a.g.e., XXVI/229; es-Sbn, a.g.e., III/234; el-Mevdud, a.g.e., V/407; Bilmen, a.g.e., VII/3448-3449; Ate, a.g.e., VIII/515.
65 66

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Allah-nsan ilikisi Asndan Muhabbet/Sevgi Olgusu

129

Birbirine kart olan sevgi ve nefret eilimleri kendilerini farkl ekillerde belli ederler. Seven kii sevdii varlkla btnletiini duyumsar. Onunla simgesel bir btnleme ierisine girer, ruhen aradaki mesafe kapatlr, onunla temelde birlik ierisinde olduunu duyumsar. Nefret ise, simgesel anlamda kiiyi nefret ettii eyden ayrr. Sz konusu nesneden uzakta tutar, arada bir uurum oluturur. Sevgi gnlleri birbirine yaklatrarak uyum yaratrken, nefret uyumsuzlua, nefret duyulan varlktan yaltlmla yol aar.68 yette (49/7) iman bir sevgi nesnesi olurken, kfr nefret nesnesi olmaktadr. Mminler imana yaklarken, gnllerini aarlarken, kfrden uzaklamakta, benliklerini ondan yaltmaktadrlar. Her varla ya da kiiye duyulan sevginin dereceleri, derinlik ve etkinlii birbirinden farkldr. Ayn varla bile insanlar ayn derinlik ve tutkuyla sevgi beslemezler. Basit ve geici bir ilgi dzeyinden, derin, kkl, srekli bir balanmlk ve adanmlk dzeyine kadar uzanan sevgi trleri vardr. Ayn durum, insanlarn Allah sevgisinde de kendini gsterir. Baz insanlarn Allah sevgisi sadece szde kalr, bazlar yaln bir duygu olarak Allah severler, ancak bu sevgileri herhangi bir ekilde eyleme dnmez. Kurana gre, Allah sevgisi, yaln bir sevme eyleminden ya da bir tr holanmadan ibaret deildir. Allah sevgisi, Ona kar ciddi bir sorumluluu gerektirir. Tam manasyla Allah seven kimse, kendini Allaha ve Onun yoluna adar. Btn eylemlerinde ama olarak Allahn sevgisini kazanmay hedefler. Dolaysyla Allahn sevdii, istedii fiilleri yapmaya, Onun sevgisine engel tekil eden tutum ve davranlardan da uzak durmaya byk hassasiyet gsterir. Tutum ve davranlaryla Allaha olan sevgisini kantlamak isteyen kimse Hz. Muhammedin getirdii ilh mesajlar deerler manzumesi olarak kabul etmek ve onlara uymak durumundadr: De ki: Eer Allah seviyorsanz bana uyun ki Allah da sizi sevsin ve gnahlarnz balasn. Allah balayan, esirgeyendir.69

68 69

Jose Ortega Y Gasset, Sevgi stne, ev. Yurdanur Salman, Y. K. Y., stanbul, 1999, s. 13. l-i mrn, 3/31.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

130

Do. Dr. Abdurrahman Kasapolu

Bu yet, Kitb Ehlinden veya Mslmanlardan ya da mriklerden baz kimselerin ar iddialar zerine inmi olabilir. yetin nzl sebebine ilikin farkl rivayetler vardr, bu rivayetlerden bazlar unlardr: 1. Necran heyetinin, Bizim Hz. s hakkndaki szlerimiz, onu sevdiimizden dolaydr. demeleri zerine inmitir. 2. Kitb Ehlinden bir gurubun, Asl Rabbimizi sevenler bizleriz. demeleri zerine nzil olmutur. 3. Mslmanlarn, Ey Allahn elisi, vallhi biz Rabbimizi seviyoruz. demeleri zerine vahyedilmitir.70 Sevgi, nefsin olgunluk grd bir eye eilim duymasdr. Seven sevdii eye yaklaabilmek iin her trl areye bavurur. Gerekten seven kimse, sevdiini tanmaya, onun emir ve yasaklarn renmeye, emirlerini yerine getirerek ve yasaklarndan kanarak ona yaklamaya byk bir hrs gsterir. Seven kimsenin amac, sevilenin honutluunu kazanmak, gazabndan korunmak olduu iin, sevgi sevilene itaati gerektirir.71 Bu yet, kimin gerekten Allah sevdii, kimin de bu konuda bo bir iddiada bulunduu hususunda ortaya ciddi bir l koyar. Allah sevmenin nicelik ve nitelii, peygamberine tbi olmann nicelik ve niteliiyle doru orantldr. Allah sevmek, kuru szle deil, Onun buyruklarn tutmakla olur. Allahn buyruklarn insanlara duyuran, Onun salam yolunun rehberi Hz. Muhammeddir. O halde eliyi iyi tanmak, sevmek,72 onun Allahtan getirdii mesajlar tevhd inancn ve kulluk esaslarn- benimsemek ve onlara uymak gerekir. Peygamberin getirdii iman ve tevhd ilkeleri, ruhlar arndran ibadet esaslar Allah sevgisinin gstergeleridir. Peygambere uymak Allah sevmenin bir gereidir. Allah sevdii iddiasnda samimi ve sadk olan kimse, Hz. Muhammede, onun snnetine uymal / sevgi beslemeli, getirdii mesajlar seve-seve kabul etmeli, tpk onun gibi dinin esaslarna tam bir samimiyetle sarlmal, onu kendine her konuda model edinmelidir. Allaha muhabbet besel-Endels, a.g.e., I/422; el-Kurtub, a.g.e., IV/40; el-Cezir, a.g.e., I/308; Ate, a.g.e., II/37-38. Hicz, a.g.e., I/225; Yazr, a.g.e., II/1076. 72 Peygamber sevgisinin iman ile olan ilikisi bir hadiste u ekilde ortaya konmutur: Nefsim elinde olan Allaha yemin olsun ki, sizden biriniz beni babasndan, ocuundan ve btn insanlardan daha ok sevmedii srece, iman etmi olmaz! (Buhr, man, 8)
70 71

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Allah-nsan ilikisi Asndan Muhabbet/Sevgi Olgusu

131

ledii iddiasnda bulunan kimse, Onun peygamberine cephe alamaz ve ona isyan edemez. Ksacas, Allah sevgisi, Kuran sevgisi ve ball, Peygamber sevgisi, snnet sevgisi ve ball arasnda ayrlmaz iliki vardr. Bu yet, Hz. Muhammedin yolundan gitmedii halde Allah sevdiini ileri srenlerin iddialarnn doru olmadn karara balar.73 Burada Allahn da kullarn sevmesi, balamas, onlara iyilikte bulunmas, onlardan raz olmas manasna gelir.74

D. Allahn Sevdii ve Sevmedii Kimseler 1. Allahn Sevdii Kimseler


Allahn kulunu sevmesi, ona bol nimet ve sevap vermesi, onu vmesi, cehennemden emin klmas, gnahtan korumas, zel bir yaknlk irade etmesi, yksek manevi derecelere ulatrmas, rzasn arayan kullarna yardm etmesidir.75 Ancak, sevgisi snrsz ve sonsuz olan Yce Allahn sevgisinin kula ynelebilmesi iin kulun baz meziyetlere sahip olmas gerekir. Kul ancak belli, inan, tutum ve davranlar sayesinde Allahn sevgisini kazanabilir. Kuran, kula Allahn sevgisini kazandrabilecek amelleri ayrntl bir ekilde aklar.76 deal bir mmin kiilii, Allahn sevdii kullardan ve Onun sevdii olumlu karaktere sahip olabilmekten geer. Bu yzden Yce Allahn kimleri, hangi zellikleri dolaysyla sevdiini iyi bilmek gerekir. Bu bilgi sayesinde insan, kendi bireysel yaantsn disiplin altna alabilecek, yaad toplum ierisinde evresine kar sorumluluklarn yerine getiren bir birey olabilecektir. Allahn sevdii kiileri tanmak, bireyin / toplumun eitim ve retim hayatna nemli katklar salayacaktr.77

el-Kurtub, a.g.e., IV/40; el-Ksim, a.g.e., II/54; Muhammed bn Muhammed bn el-Muhtr eankt, Azvul-Beyn f zhil-Kurn bil-Kurn, Drul-Fikr, Beyrut, 1995, I/199; Abdurrahman bn Nsr es-Sad, Teysrul-Kermir-Rahmn f Tefsri Kelmil-Mennn, Messetr-Risle, Beyrut, 1996, s. 105; el-Cezir, a.g.e., I/308; Derveze, a.g.e., V/410; Yazr, a.g.e., II/1076; Bilmen, a.g.e., I/352; Ate, a.g.e., II/38; Duman, a.g.e., III/153. 74 el-Kurtub, a.g.e., IV/40; Bilmen, a.g.e., I/352. 75 Abdulkerim Kueyr, Kueyr Risalesi, ev. Sleyman Uluda, Dergh Yaynlar, stanbul, 1999, s. 405; Ali bn Osman Cllb Hucvir, Keful-Mahcb, ev. Sleyman Uluda, Dergh Yaynlar, stanbul, 1996, s. 446. 76 nal, s. 110. 77 Rait Kk, Sevgi Medeniyeti, Rehber Yaynclk, Ankara, 1991, s. 92.
73

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

132

Do. Dr. Abdurrahman Kasapolu

lh amalar uruna sabr ve dayankllk gstermek Allah katnda byk bir erdemdir. Bu tr erdemlerin kazanlmas kolay deildir, bunun iin gl ve etkili bir motivasyona ihtiya vardr. Yce Allah, sevgisini vaat ederek kullarn Kendi yolunda sabr gstermeye, sebat etmeye davet etmektedir. Allahn sevgisini kazanabilmek, Onun verebilecei her iyilie layk olabilmek demektir. lh sevgi, bir insann kazanabileceini dnd her kymetin stnde bir deerdir. Urunda her trl fedakrlk ve sabr gsterilmeye deer bir kymettir. Bu sevgiyi kazanmaya kendini adam olan bir mmine her trl sknt ve zorlua sabretmek kolay gelir: Nice peygamber var ki, kendileriyle beraber birok erenler arptlar; Allah yolunda balarna gelenlerden ylmadlar, zayflk gstermediler, boyun emediler. Allah, sabredenleri sever.78 Tarih boyunca peygamberlerin yannda Allah bilen, ibadet eden ve Allah yolunda gayret gsteren insanlar savamlardr. Bu kimseler Allah yolunda balarna gelen zorluklardan ylmamlar, maruz kaldklar skntlara sabretmiler, Allahtan sebat istemilerdir. Yce Allah kfirlere kar cihat edenleri, cihatta sabr gsterenleri, burada saylan gzel davranlar ileyenleri sevdiini aklamtr. Allahn kulunu sevmesi, ona ikramda bulunmasndan, derecesini ve erefini ykseltmesinden ibarettir.79 Sevgi, duraan ve sadece varl kalpte hissedilen bir duygu deildir. nsan, sevgisini artracak, coturacak araylar ierisine girebilir, sevgisini sevdiine anlatabilecek sz ve eylemlerde bulunmaktan kendisini alamaz. Allah gerek manada seven bir mmin de bu sevgisini her zaman canl tutmak, daha derin ve ileri dzeye tamak arzusu duyar. te Kuran, mminlerin bu tr ihtiyalarn karlayabilecekleri nerilerde bulunur. Kuranda, Allaha olan sevgisini artrmak, srekli ve canl

78 79

l-i mrn, 3/146. Fahreddn er-Rz, et-Tefsrul-Kebr, Dru hyit-Tursil-Arab, Beyrut, 1997, III/381; el-Kurtub, a.g.e., IV/149; en-Nesef, a.g.e., I/279; Ate, a.g.e., II/117.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Allah-nsan ilikisi Asndan Muhabbet/Sevgi Olgusu

133

tutmak isteyenlere yaplan nerilerden birisi, Allah yolunda mcadele edenlerle birlikte tam bir dayanma ve uyum ierisinde almaktr: Allah, kendi yolunda, malzemesi birbirine kaynatlm binalar gibi saf balayarak arpanlar sever.80 yette, benzetme yoluyla Mslmanlarn birbirleriyle kenetlenmeleri, dayanmalar, savata dmann aradan szmalarna imkn vermeyecek biimde saflar sk tutmalar tasvir edilmektedir. te Yce Allah, birbirini seven, birbirine destek olarak Kendi yolunda slm dmanlarna kar savaan mminleri sever. Yce Allah, burada mminlerin yapabilecekleri ve Kendisinin de sevdii bir davran haber verir. Mminlere den, Allahn sevgisini kazanabilmek iin bu davran frsat ktnda yerine getirmektir.81 Kuran, Allah ile kul arasndaki sevgi bandan sz ederken, Allahn kullarn sevmesini her defasnda bir koula balar. Bu koul genellikle kullarn tutum ve davranlaryla ilgili olur. Yce Allah, koullu olarak belli tutum ve davranlar benimseyen, karakter edinen insanlar seveceini aklar. Allahn sevdiini aklad insanlarn zellikleri, ahlk adan olumlu karakterlere sahip olmalardr. Kurann sevdiini aklad kiilik zelliklerinden birisi muhsin olmaktr. Yani sz, fiil ve btn davranlarda iyilii, ilh deerlere uygunluu esas almaktr. Muhsin, ahlk adan erdemleri kiiliinde toplayabilmi kimse demektir. Yce Allah, ahlkl davrananlara sevgisini vaat ederek, insanlar erdemli olma yolunda eitmeyi istemektedir. Sevgisini insann eitimine vasta klmaktadr: Allah da onlara hem dnya karln, hem hiret karln verdi. nk Allah gzel davrananlar sever.82 Allah muhsinleri yani iyilik yapanlar, din urunda fedakrlk gsterenleri, Allah yolunda mallarn ve canlarn ortaya koyanlar sever.

Saf, 61/4. bn Kesr, a.g.e., IV/383; Yazr, a.g.e., VII/4927; Ate, a.g.e., IX/411. 82 l-i mrn, 3/148.
80 81

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

134

Do. Dr. Abdurrahman Kasapolu

Sznde ve davranlarnda iyilik yapan kimseleri sever, onlar sevaplara ve nimetlere ulatrr.83 Allah sevgisi, Kurann mminleri ahlk ynnden eitirken sklkla ne kard tevik unsurlarndan birisidir. Allahn sevdii ve deer verdii bir kul olabilmek her mminin en nemli amacdr. Kuran, bu amaca ulamann yollarn sk-sk hatrlatarak hem mminin Allah sevgisini canl ve srekli tutmakta hem de ona erdemli bir kiilie sahip olacak frsatlar hazrlamaktadr: Szlerini bozduklar iin onlar lanetledik ve kalplerini katlatrdk. Kelimeleri yerlerinden kaldryorlar. Uyarldklar eyden pay almay unutuyorlar. lerinden pek az hari, daima onlardan hainlik grrsn. Yine de onlar affet, aldrma, nk Allah gzel davrananlar sever.84 Yce Allahn ihsan edenleri sevmesi, bu ihsanlarndan dolay onlar dllendirmesidir. Bu yette, iyilik yapanlar affedici kimseler olarak tantlr. Yce Allah, iyilik yapanlar sevdiini belirterek, genel manada iyilii, zelde ise affedicilii tevik etmektedir. Bu yetin birinci dereceden ilk muhatab Hz. Peygamberdir. Allah, burada Kendisinin sevdii ve raz olduu eylere herkesten daha ok / nce uyann Hz. Peygamber olduuna iaret etmektedir.85 Allah sevgisinin ilk bakta imann sadece duygusal boyutlarndan biri olduu dnlr, imana elik eden bir kalp eylemi olduu kabul edilir. Oysa Kuran, ilh sevgiyi srarla insann tutum ve davranlaryla ilikilendirir. man edip imann gerei olarak iyi davranlarda bulunmay ilh sevgiye ulamann yolu olarak gsterir: nanp iyi iler yapanlara bundan byle ktlklerden korunup inandklar ve iyi iler yaptklar, sonra yasaklardan korunup (onlarn yasaklna) inandklar ve yine korunup iyilik ettikleri takdirde daha nce yediklerinden tr bir gnah yoktur. Allah gzel davrananlar sever.86

Bilmen, a.g.e., I/470; Topta, a.g.e., II/162. Mide, 5/13. 85 el-Beyzv, a.g.e., I/259; el-Mer, a.g.e., II/403; Bilmen, a.g.e., II/741. 86 Mide, 5/93.
83 84

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Allah-nsan ilikisi Asndan Muhabbet/Sevgi Olgusu

135

Dinine bal, srekli Allaha kar gelmekten ve haramlardan saknan, tevekkl sahibi, dnyada ihsan makamna ermi, hirette de iyi durumda olacak insanlar vardr. te Yce Allah bu ihsan sahibi, iyi davranlarla kendisine yaklaan kimseleri sever. Kii iyilik sayesinde ilh muhabbete kavuur, bylece Allaha yaknlar. lh muhabbeti kazanabilmek iin iyiliksever olmaya almak gerekir. Allah sevgisine mazhar olmak insann ulaabilecei en yksek derecedir.87 Kurana gre, affedicilik stn erdemlerden birisidir. Hakl olduu ve hakszla urad halde affedici olabilmek, gerekletirilmesi zor bir davrantr. Yce Allah insanlar bu tr, yerine getirilmesi zor olan erdemli davranlara altrabilmek iin sevgisini vaat eder. Sevgisinin hatr iin insanlardan affedici olmalarn ister: Szlerini bozduklar iin onlar lanetledik ve kalplerini katlatrdk. Kelimeleri yerlerinden kaydryorlar. Uyarldklar eyden pay almay unuttular. lerinden pek az hari, daima onlardan hainlik grrsn. Yine de onlar affet, aldrma, nk Allah gzel davrananlar sever.88 Yce Allah, Hz. Peygamberden affedici olmasn istemektedir. Affetmenin bir iyilik olduunu belirtmektedir. yilik olarak nitelenen davranlar yapanlar sevdiini haber vermektedir.89 Erdemli davranlarn ou, insann nefsine zor gelen fiillerdir, rnein sahip olduu maldan ihtiya sahibi kimselere vermek, herkesin kolaylkla yapabilecei bir davran deildir. Bu tr erdemlerin bir zellii de, insann kendi iradesiyle, dardan zorlama olmakszn yaplan fiiller olmasdr. Bu koullarda insana erdemli olmay setirebilecek ruhsal gce, manevi faktre ihtiya vardr. Kurana gre bu faktrlerden birisi Allah sevgisidir. Allahn sevgisini kazanmak gibi bir ama, insana kendi isteiyle maln ihtiya sahiplerine verdirtebilir:

er-Rz, a.g.e., IV/427; el-Ksim, a.g.e., III/217; es-Sbn, a.g.e., I/364; Bilmen, a.g.e., II/822; Topta, a.g.e., II/485. 88 Mide, 5/13. 89 Yazr, a.g.e., III/1603.
87

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

136

Do. Dr. Abdurrahman Kasapolu

Mallarnz Allah yolunda harcayn, kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayn, iyilik edin, dorusu Allah iyilik edenleri sever.90 Muhsin, ilerini yerli yerinde ve kusursuz ekilde yapan, iyilik eden, maln nereye, ne zaman, nasl harcamas gerektiini bilen kimsedir. te Yce Allah, iyilii bir alkanlk haline getiren ve muhsin olarak nitelenen kimseleri sevdiini aklar. yette vurguland ekliyle muhsin, yardm etmeyi alkanlk haline getirerek Allahn sevgisini kazanan kimsedir.91 Mminler, her konuda iyilikle davranmak, yaptklar her eyi en gzeliyle yapmak durumundadrlar. Allah yolunda malyla ve bedeniyle iyilikte, fedakrlkta bulunann iyilikleri boa gitmez. Yce Allah tutum ve davranlar iyi ve gzel olanlar sever, bir baka deyile onlar sevaba ve dle ulatrr. Bu yzden bir tr iyilik olan Allah yolunda harcama yapmay da en gzel ekilde yerine getirmek gerekir.92 Kurana gre Allah sevgisi btn erdemler konusunda ahlk eitiminin temellerinden birisidir. Kuran, cinsel ahlka ilikin kurallar insanlara benimsetirken Allah sevgisini ne srer. Yine herhangi bir ekilde ahlk d davranta bulunmu kimseyi bu davrantan vazgemeye yani tevbe etmeye tevik ederken, Allahn tevbe edenleri sevdiini hatrlatr: Sana det grmeden soruyorlar. De ki: O eziyettir. det halinde kadnlardan ekilin, temizleninceye kadar yaklamayn. Temizlendikleri zaman Allahn emrettii yerden onlara varn. Allah tevbe edenleri sever, temizlenenleri sever.93 Yce Allah iledii kusurlardan ve gnahlardan dolay ok tevbe edenleri sever, bir anlamda onlar balar ve onlara iyilikte bulunur. Yine ok temizlenenleri de sever. Kt ve irkin eylerden uzak ve temiz kalmaya alanlar, her trl pislikten arnanlar sever, onlara ltuf ve ih-

Bakara, 2/195. Bayrakl, Yeni Bir Anlayn Inda Kuran Tefsiri, II/489-490. 92 Yazr, a.g.e., II/703; Bilmen, a.g.e., I/192. 93 Bakara, 2/222.
90 91

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Allah-nsan ilikisi Asndan Muhabbet/Sevgi Olgusu

137

sanda bulunur. zellikle de yette belirtildii ekliyle, det halinin dnda ve Allahn emrettii yerden kadnlara yaklaanlar, ilh muhabbete kavuurlar.94 nsan, Allahn sevgisini kazanma amacyla madden ve manen kendini her trl kirden arndrmaya gayret ederse, Allah da onu bu gayesine ulatrr, maddi ve manevi kusurlardan korur. Allahn bu hidayet ve ihsan, Onun kulunu sevdiinin gstergelerinden biri olarak kabul edilebilir. nsanlar Allaha duyduklar sevgiyi nasl tutum ve davranlaryla ortaya koyabiliyorlarsa, Yce Allah da kullarna olan sevgisini, onlara inayetiyle, hidayetiyle yani bu tr fiil sfatlarn tecelli ettirmek suretiyle anlalr klar: Orada asla namaza durma, t ilk gnden takv zere kurulan mescid, elbette iinde namaza durmana daha uygundur. Onda temizlenmeyi seven erkekler vardr. Allah da temizlenenleri sever.95 yette sz edilen stn ahlk sahibi samimi Mslmanlar, Allah rzas iin isyandan, olumsuz kiilik zelliklerinden saknrlar. Allah rzas iin her ynyle temiz olmaya almay severler. Tercihlerini temiz olmaktan yana kullanrlar, bu konuda byk bir hrs / titizlik gsterirler. Yce Allah da ok / iyi temizlenenleri sever yani -her sevenin sevdii iin yapt gibi- onlara iyilik yapar. Madd ve manevi kusurlardan kendilerini koruyanlar rzasna kavuturur.96 Yce Allahn sevmesi Onun btn sfatlarnn insanlarn sfatlarna benzemekten mnezzeh olmas gibi- insanlarn sevmesine benzemez. Allahn kulunu sevmesinin eseri, kulun ahlknda, davranlarnda, dncelerinde ortaya kar.97 lh yasaklardan kanma noktasnda azami gayret ve abay gstermek, ister madd kymetler olsun isterse manevi kymetler olsun btn emanetleri korumak ve asla ihanet etmemek Kurann erdem sayez-Zemaher, a.g.e., I/263; er-Rz, a.g.e., II/420; bn Kesr, a.g.e., I/267; Yazr, a.g.e., II/776-777; Bilmen, a.g.e., I/226. 95 Tevbe, 9/108. 96 ez-Zemaher, a.g.e., II/300-301; en-Nesef, a.g.e., II/210; Yazr, a.g.e., IV/2618; Bilmen, a.g.e., III/1333. 97 el-Mer, a.g.e., IV/171.
94

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

138

Do. Dr. Abdurrahman Kasapolu

d davranlardandr. Yce Allah, sevgisinin kazanlmasn bu erdemlerin yerine getirilmesine balar: Hayr, kim szn yerine getirir ve gnahtan korunursa, phesiz Allah da korunanlar sever.98 Yce Allah ittik edenleri yani yasaklardan saknp itaate devam edenleri, emanetlere riayet gsterenleri, Allaha ve Onun kullarna kar sorumluluklarn yerine getirenleri, ihaneti terk edenleri sever. Onlara bol nimetler verir. lh deerlere ihanet eden, ilh hkmleri bozma ve deitirme abas ierisine girenler ilh muhabbet ve ilgiye kavuamazlar. lh sevgiye hak kazanmak iin dinin ngrd btn emir ve yasaklara uymak gerekir.99 Yce Allah yaplan bir antlamann hkmlerine uyup insanlarn haklarn inemeyenleri, yaptklar antlamay bozmaktan saknanlar / muttakleri sever yani onlardan raz olur, onlar dllendirir. Dolaysyla, takvadan ayrlmamak, yaplan antlamalara uymak gerekir. Mminler, verdikleri szde durma konusunda sebat ederler, yaptklar antlamay bozmaktan kanrlar. Yce Allah, verilen szde durma kuraln pekitirmek iin, bu kurala uyan muttakleri sevdiini bildirmitir. Allahn muttakileri, sznde duranlar sevdiini bildirmesi, buradaki ilh emirlere uymann gerekliliine iaret eder:100 Ancak antlama yaptnz mriklerden, (antlama artlarndan) hibir eyi size eksik brakmayan ve size kar hi kimseye arka kmayanlarn antlamalarn, kendilerine tandnz sreye kadar tamamlayn. nk Allah (azabndan) korunanlar sever.101 Ortak koanlarn, Allahn yannda ve Elisinin yannda nasl antlamas olabilir? Ancak Mescid-i Haramda antlatklarnz hari. Onlar size drst davrandka siz de onlara drst davrann, nk Allah (gnahlardan) korunanlar sever.102

l-i mrn, 3/76. el-Kurtub, a.g.e., IV/77; en-Nesef, a.g.e., I/249; es-Sad, a.g.e., s. 109; es-Sbn, a.g.e., I/212; Bilmen, a.g.e., I/399. 100 ez-Zuhayl, a.g.e., X/104, 119; Yazr, a.g.e., IV/2455, 2462; Bilmen, a.g.e., III/1227. 101 Tevbe, 9/4. 102 Tevbe, 9/7.
98 99

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Allah-nsan ilikisi Asndan Muhabbet/Sevgi Olgusu

139

Mminler dnyada ilerini yaparlarken, zerlerine den sorumluluklarn yerine getirirler, iin baarya ulamas iin gereken gayret ve abay gsterirler, sonra da Allaha ynelip snarak, gvenerek beklentilerinin gereklemesini niyaz ederler. Kul bylece dnya ile ilgili ii vastasyla Allah ile olan ilikisini koparmadan srdrr. te bu ekilde her vesileyi, frsat Allaha ynelmek iin deerlendiren mminleri Allah sever. Allah tevekkl ederek Kendisine gvenen, snan mminlere sevgisiyle mukabele eder: Allahn rahmeti sebebiyledir ki, sen onlara yumuak davrandn. Eer kaba, kat yrekli olsaydn, evrenden dalr giderlerdi. yleyse onlarn kusurlarndan ge, onlar iin mafiret dile. Yapacan iler hakknda onlara dan, karar verince de Allaha dayan; nk Allah kendine dayanp gvenenleri sever.103 stiare neticesinde bir ie karar verdikten sonra, tevekkl etmek yani Allaha gvenip Ondan baar beklemek gerekir. Allah tevekkl edenleri sever, onlar kurtulua, hayrl baarlara ulatrr. Allahn tevekkl eden kullarn baarya ulatrmas, doruya ynlendirmesi, onlara olan sevgisinin bir gereidir. Allah tevekkl edenleri sever ifadesinde mminleri yalnz Allaha snmaya tevik vardr.104 Adalet en byk erdemlerden birisidir. Kurann, insan davranlarn Allah sevgisi araclyla eitirken rnek verdii tutumlardan birisi de adalettir. Allah, adalet gibi ahlk davranlar kullarna emrederek kullaryla arasnda ahlk bir iliki oluturur. Allahn buyurduu ahlk emirleri yerine getiren kul, Onunla ahlk iliki kurmu olur. Kulu Allah ile ahlk iliki kurmaya tevik eden faktrler arasnda ise, Allah sevgisi gibi duygular vardr. Allah sevgisi sadece kalpte hissedilen ve yaanan bir tecrbe deildir. Bu sevgi, kulun Allah ile olan ahlk ilikisini harekete geirir ve srdrlmesini devaml olarak tevik eder. te Allah seven ya da Onun sevgisini isteyen kii Onun emirlerinden birisi

103 104

l-i mrn, 3/159. er-Rz, a.g.e., III/411; el-Beyzv, a.g.e., I/187; el-Mer, a.g.e., II/96; es-Sbn, a.g.e., I/240; Bilmen, a.g.e., I/483.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

140

Do. Dr. Abdurrahman Kasapolu

olan adalet ilkesine uyarak Allah ile olan ahlk ilikisini canl ve srekli tutar: Yalana kulak verirler, haram yerler. Sana gelirlerse, ister aralarnda hkm ver, ister onlardan yz evir. Eer onlardan yz evirirsen, sana hibir zarar veremezler. Eer hkm verirsen, aralarnda adaletle hkm ver. nk Allah, adil davrananlar sever.105 nsanlar arasnda bir hkm verme durumunda kalndnda ilh ilkelere uygun ve adil bir ekilde davranmak gerekir. Yce Allah adil ve eit davrananlar sever, onlar gzetir, derecelerini ykseltir, dllendirir. Yce Allah, bu yette adil davrananlar sevdiini belirterek, adaletli olmann byk bir erdem olduuna iaret etmektedir.106 Adalet, yce Allahn Kitabnda insanlar aras ilikilerde ortaya koyduu en temel ilkelerdin birisidir. Yce Allah birbiriyle savaan iki Mslman topluluun aralarnn dzeltilmesini ve arabuluculuun adalet ilkesine, insaf llerine gre yaplmasn emreder. Sonra da hkm vermede adil davrananlar, hakka riayet edenleri sevdiini yani onlar en gzel ekilde dllendireceini belirtir:107 Eer inananlardan iki gurup vuruurlarsa onlarn arasn dzeltin; ayet biri tekine saldrrsa Allahn buyruuna dnnceye kadar saldran tarafla vuruun. Allahn buyruuna dnerse artk adaletle onlarn arasn dzeltin ve her hususta adil olun. Allah, adalet yapanlar sever.108 Yce Allah, din konusunda Mslmanlarla savamayanlara ve vatanlarna saldrmayanlara kar iyilik yapmay ve adil davranmay meru sayar. Btn insan ilikilerde herkese kar adil davrananlar sever:109 Allah sizi, din hakknda sizinle savamayan ve sizi yurtlarnzdan kar-

Mide, 5/42. el-Beyzv, a.g.e., I/267; es-Sad, a.g.e., s. 194; es-Sbn, a.g.e., I/344; Yazr, a.g.e., III/1687-1688; Bilmen, a.g.e., II/770. 107 el-Kurtub, a.g.e., XVI/208; e-evkn, a.g.e., V/77; el-Ksim, a.g.e., VI/297; el-Cezir, a.g.e., V/127; Bilmen, a.g.e., VII/3451. 108 Hucurt, 49/9. 109 smil Hakk el-Bursev, Tefsru Rhul-Beyn, Mektebet Eser, stanbul, 1389 h., IX/481; Yazr, a.g.e., VII/4904.
105 106

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Allah-nsan ilikisi Asndan Muhabbet/Sevgi Olgusu

141

mayan kimselere iyilik etmekten, onlara adaletli davranmaktan menetmez. nk Allah, adil davrananlar sever.110

2. Allahn Sevmedii Kimseler


Kuran, pek ok yette, Allahn sevdii tutum ve davranlar rneklerle aklayarak mminleri ahlk ynnden eitmeyi amalamtr. Ayn ekilde Kuran, Allahn sevmedii karakter ve kiilik zelliklerini de aklayarak ahlk eitimine yn vermeyi hedeflemitir. Bir yandan Allahn sevgisine ulatran olumlu davran rneklerini aklarken, dier yandan ilh sevgiden uzaklatran olumsuz davran kalplarn izah etmitir. Kuran her eyden nce bir deerler ve kurallar kitabdr, Allah Kuranda gzel, temiz ve helal olan eyleri aklamtr. Allahn koyduu kurallar amak bir tr snr tanmazlktr. Kuran, ilh snrlar aan kimselerin Allah tarafndan sevilmeyeceini aklamtr. Bu durum ayn zamanda onlarn ilh sevginin zdd olan durumla karlaacaklar yani ilh buz ve nefrete, gazaba maruz kalacaklar anlamna da gelir: Ey inananlar, Allahn hell kld gzel ve temiz eyleri haram etmeyin. nk Allah snr aanlar sevmez.111 yette, gzel ve temiz eyleri haram klmann snr amak olduu ve srn aanlar da Allahn sevmeyecei, cezalandraca ve onlara buz edecei bildirilmitir.112 Kuran, mminlerden Allah ile olan ilikilerinde ll ve dengeli olmay ister. rnein, Allaha dua ederken ulhiyet makamna gsterilmesi gereken sayg ve edep snrlarna uyulmasn tler. Ulhiyet makamna gsterilmesi gereken sayg snrlarn aanlar Allahn sevmediini aklar. nsanlara, duann nasl yaplmas gerektiini retirken, Allahn sevgisini kullanr. Snr tanmazlk sadece Allahn sevgisinden yoksunlukla sonulanmaz, ayn zamanda Onun gazabn ve azabn cel

Mmtehine, 60/8. Mide, 5/87. 112 ez-Zuhayl, a.g.e., VII/15; es-Sbn, a.g.e., I/362; Yazr, a.g.e., III/1799; Ate, a.g.e., III/51.
110 111

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

142

Do. Dr. Abdurrahman Kasapolu

eder: Rabbinize yalvararak ve gizlice dua edin, nk O, haddi aanlar sevmez.113 yet, Allaha boyun eerek, tam bir samimiyet ve saygyla dua etmeyi, duann kuraln retmektedir. Buna gre, Allaha hu ile dua edilir, nutuk atar gibi barp armak, emreder gibi istekte bulunmak duada ly karmak demektir. Emredercesine barp ararak, saygszca yaplan dualar Allah katnda sevilmezler. Allah dua kurallarna uymayanlar sevmez yani onlar sevaba, iyilie kavuturmaz.114 Yce Allahn sevmediini aklad insan tiplerinden birisi de zalimlerdir. Hem inkrc hem de zalim olan kimseler, Allah ile kul arasndaki ilikiyi salayan balardan biri olan sevgi bandan yoksun kalrlar. yi iler yapmak Allah ile kul arasnda sevgi ba meydana getirirken, zulm gibi kt fiiller insan Allahtan uzaklatrr: nanp iyi iler yapanlara da Allah mkfatlarn tam olarak verecektir. Allah zalimleri sevmez.115 Allah zalimleri sevmez, onlar asla iyilie ulatrmaz, aksine onlara buz eder ve hak ettikleri ekilde cezalandrr. nkr etmek suretiyle zalim olan kimseleri sevmedii iin, onlarn tuzaklarn boa karr.116 Kurana gre, ktlk yapan kimseye, yapt ktle denk bir ceza verilmelidir. Zalimi cezalandrmada gsterilen arlk da yine bir tr zalimliktir. Yce Allah, hangi trden olursa olsun zalimlii sevmediini, bu tr davranlarda bulunanlar sevgisinden uzaklatracan aklamtr: Ktln cezas yine onun gibi bir ktlktr. Kim affeder, barrsa onun dl Allaha aittir. Dorusu O, zalimleri sevmez.117 Yce Allah, ktln cezasnn, ancak dengi bir ktlk olabileceini, ilenen bir sua ar bir ceza vermenin doru olmadn, hakszlk

Arf, 7/55. es-Sbn, a.g.e., I/451; Bilmen, a.g.e., II/1031, 1231; Ate, a.g.e., III/348. 115 l-i mrn, 3/57. 116 Hicz, a.g.e., I/237; ez-Zuhayl, a.g.e., III/242; Yazr, a.g.e., II/1116-1117; Bilmen, a.g.e., I/378. 117 r, 42/40.
113 114

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Allah-nsan ilikisi Asndan Muhabbet/Sevgi Olgusu

143

edenleri sevmediini, ancak, hakszla kar koyanlarn knanmayacan vurgular. Allah, bakasna ktlk yaplmasn sevmedii gibi, ktlk yapan kimseye ar / lsz mukabelede bulunan kimseyi de sevmez.118 Kuran, iman etmeyen, gnah ileyen, mminlere dmanlk yapan kimseleri zalim olarak niteler ve onlar sevmediini aklar. nkr ve zalimlik gibi zellikleri tayan kimselerin, iman ve iyi davranlarn rn olan Allah sevgisine asla ulaamayacaklarna iaret eder: Eer size bir yara dokunduysa, o toplulua da benzeri bir yara dokunmutu. O gnleri biz insanlar arasnda evirip dururuz. (Bazen bir topluma iyi veya kt gnler gsteririz, bazen tekine). Allah, inananlar ortaya karmak, sizden ehitler edinmek iin (zaman kh lehinize, kh aleyhinize evirmektedir). Allah, zalimleri sevmez.119 Allahn baz insanlarn Kendi yolunda ehit olarak lmelerine izin vermesi, onlara olan sevgisinden dolaydr. Fakat zulmeden ve zalimlikte devaml olan kimselere ehitlik nasip etmez. nk Allah zalimleri, iman edip yolunda cihat etmeyen, gnahlardan uzak durmayan mnfk ve kfirleri, mminlere dmanlk edenleri sevmez. Burada Allaha kar gelmekten saknanlar, Allah sevgisine kavumakla mjdelenmekte, zalimler ise Allah sevgisinden yoksun braklmakla uyarlmaktadr.120 Allahn bir eyi sevmediini sylemesi, onun yaplmamas gerektiini gsterir. Allahn saldrganl ve savata arl sevmediini belirtmesi, mminleri bu gnah ilemekten alkoyacak bir tavsiyedir: Sizinle savaanlarla Allah yolunda savan; fakat haksz yere saldrmayn, nk Allah haksz yere saldranlar sevmez.121 Yce Allah, Mslmanlarn savata ar gitmelerini engellemek amacyla, ar gidenlerden sevgisini esirgeyeceini, onlarn hayrn dilemeyeceini belirtmektedir. Savata bile olsa saldrganlkta lszlk

Bilmen, a.g.e., VII/3249; Ate, a.g.e., VIII/206. l-i mrn, 3/140. 120 ez-Zemaher, a.g.e., I/411; en-Nesef, a.g.e., I/276; el-Mer, a.g.e., II/67-68; Esed, a.g.e., s. 116. 121 Bakara, 2/190.
118 119

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

144

Do. Dr. Abdurrahman Kasapolu

gsterenleri, hakszlk yapanlar sevmediini aklamak suretiyle, ilh sevgiye mani olan eylere dikkat ekmektedir.122 Ahlk adan Kurann yasaklad davranlardan birisi de israftr. Kuran, insanlar bu yasa inemekten sakndrmaya arrken Allahn msrifleri sevmediine dikkat eker. O, israfn insanlarn zihninde Allahn sevmedii bir davran olarak yerlemesini ngrr: ardakl ve ardaksz zm baheleri, rnleri eit- eit hurmalar, ekinleri, zeytinleri, narlar birbirine benzer, benzemez biimde- yaratan hep Odur. Her biri meyve verdii zaman meyvesinden yeyin, hasat gn hakkn (sadakasn) verin; fakat israf etmeyin; nk O, israf edenleri sevmez.123 Yce Allah, vermi olduu nimetlerden yararlanrken israfta bulunmay yasaklyor, sonra da bu yasaa uymayanlar sevmediini bildiriyor. Msriflerin israfna raz olmayacan, onlar sevmeyeceini belirtiyor. Allahn msrifleri sevmediini bildirmesi, israftan skndrma amacna yneliktir. nk her mmin bilir ki Allahn sevmedii bir kimse cehenneme gidecektir.124 Yce Allah, mminlere, yeme, ime, giyinme gibi her trl ihtiyalarn giderilmesinde arlk ve lszlkten kanmay, her konuda ll ve dengeli olmay emreder. sraf edenleri sevmediini, onlarn bu tutum ve davranlarna raz olmadn, bu yzden onlara azap edeceini belirtir. Allahn, israf edenleri sevmediini bildirmesi bir tr uyardr. nk Allahn sevmedii bir kimse sevaptan yoksun kalr, Allahn kulunu sevmesi ise, onu sevaba ulatrmas demektir:125 Ey demoullar, her mescide gidiinizde ssl, gzel elbiselerinizi zerinize aln; yeyin iin, fakat israf etmeyin; nk O, israf edenleri sevmez.126

el-Beyzv, a.g.e., I/108; es-Sbn, a.g.e., I/126; Bayrakl, Yeni Bir Anlayn Inda Kuran Tefsiri, II/476. 123 Enm, 6/141. 124 er-Rz, a.g.e., V/165; el-Beyzv, a.g.e., I/324; Yazr, a.g.e., III/2070; Bilmen, a.g.e., II/966; Topta, a.g.e., III/153. 125 er-Rz, a.g.e., V/230; el-Mer, a.g.e., III/287; Yazr, a.g.e., III/2153. 126 Arf, 7/31.
122

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Allah-nsan ilikisi Asndan Muhabbet/Sevgi Olgusu

145

Verilen sz ve yaplan antlamalara ihanet etmek, Allahn sevmedii davranlardandr. Dmanla yaplan antlamalarda bile, dman antlamaya uyduu mddete, Mslmanlar da uymak zorundadrlar. Yce Allah, Mslmanlar yaptklar antlamalara uymaya tevik etmek iin, ihanet iinde olanlar sevmediini aklamtr: Bir kavmin, anlamaya hyanet etmesinden korkarsan, sen de (onlarn seninle yaptklar antlamay) ayn ekilde onlara at; nk Allah, hinleri sevmez.127 Yce Allah Mslmanlara, antlamalar konusunda u ilkeye uymalarn tavsiye etmitir: Antlama yaptnz dmann antlamay bozduunu fark ettiinizde hemen saldrya gemeyin. nce o antlamay bozduklar iin sizin de antlamay kaldrdnz ak bir ekilde haber verin. Bylece antlamaya ihanet edenin yani onu ilk bozann kim olduu belli olsun. Allah gerek antlamalar bozma konusunda gerekse dier ilikilerde hainlik yapanlar sevmez, aksine onlara ok iddetli gazap eder.128 Kurana gre Allahn insana verdii btn nimetler, ona ykledii btn sorumluluklar ve kulluk mkellefiyetleri birer emanettir. Bu emanetleri gerei gibi korumayanlar ise haindirler. Ayn ekilde insana verilen btn nimetler, nimeti verene kretmeyi zorunlu klar. Allahn verdii nimetlere kretmeyenler ise nankrlerdir. Hainlik ve nankrlk Kurann tasvir ettii olumsuz karakterlerdendir. Yce Allah, hainlik ve nankrlk etmek suretiyle inkra den insanlar sevmeyeceini, hibir ekilde onlardan yana olmayacan aklamtr: Allah inananlar savunur. Allah hibir hain ve nankr sevmez.129 Yce Allah, her trl emanete, ilh emir ve yasaklara ihanet eden, nimetlere nankr olup kfre ve irke den kimseleri sevmez, aksine onlara buz ve gazap eder, inkrlar sebebiyle onlar cezalandrr. Byle

Enfl, 8/58. el-Cezir, a.g.e., II/321; es-Sad, a.g.e., s. 285; es-Sbn, a.g.e., I/511; Yazr, a.g.e., IV/2424; Bilmen, a.g.e., III/1203; Topta, a.g.e., III/300. 129 Hac, 22/38.
127 128

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

146

Do. Dr. Abdurrahman Kasapolu

kimseler ilh muhabbete layk olamazlar. Yine yetten anlald gibi Yce Allah, emanetlere sadk kalan, gvenilir, nimetlere kreden kimseleri sever.130 Kuran, ister ruhsal isterse sosyal olsun, emanetlere her trl ihaneti, kiinin kendisine ihaneti olarak niteler. Allah, kendisine ihanet edenleri, ihanete dknlk gsterenleri, ktlk yapanlar ve gnahkrlkta srarc olanlar, isyana dalp gidenleri sevmez; aksine onlara buz eder, onlar cezalandrr ve azap eder. Hyaneti bir alkanlk haline getirmi kimse iin Allah sevgisi sz konusu deildir. Allahn sevgisi, doru yolda yryen, emanetlere riayet edenlere yneliktir:131 Kendilerine hainlik edenleri savunma; zira Allah, daima hainlik yapp gnah ileyen insan sevmez.132 Yce Allah baz davranlar insanlara ve ilh otoriteye kar ilenmi bir su / gnah sayar. Bu tr davranlardan birisi de alverite faize bulamaktr. Yce Allah, toplumu faiz gibi ilikilerden alkoyabilmek iin ilh sevgiyi konu edinmitir. Dinin gnah sayd davranlar yapmann insanla Allah arasndaki en nemli balardan birisi olan sevgiyi ortadan kaldrdna iaret etmitir: Allah, faizi mahveder, sadakalar artrr. Allah, hibir gnahkr nankr sevmez.133 Yce Allah, kalbi nankr, szlerinde ve davranlarnda gnahkr olan kimseyi sevmez, ondan raz olmaz. nat, nankr ve gnahta srarc kimse Allah sevgisinden yoksun kalr. Ancak tevbe ederse ilh sevgiye mazhar olabilir. yette sz edilen faiz yeme meselesi, sadece maddi dnya ile snrl kalmaz, ayn zamanda ilh lemi de rahatsz eder, ilh sevginin insana ulamasna engel olur. yetten u anlam da kmaktadr: Allah, nimetlere kreden, gnahlardan tevbe eden kimseleri sever. Mmin iin Allah sevgisinden daha byk bir zenginlik yoktur, o, bu sevgiyi

er-Rz, a.g.e., VIII/228; es-Sad, a.g.e., s. 488; es-Sbn, a.g.e., II/291; Bilmen, a.g.e., V/2229. Hicz, a.g.e., I/426; ez-Zuhayl, a.g.e., V/260; es-Sbn, a.g.e., I/302; Esed, a.g.e., s. 166; Bilmen, a.g.e., II/662. 132 Nis, 4/107. 133 Bakara, 2/276.
130 131

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Allah-nsan ilikisi Asndan Muhabbet/Sevgi Olgusu

147

kaybetmemek iin faizden kolaylkla vazgeebilir. Yce Allah burada, sevgi motifini kullanarak insan davranlarn eitmektedir.134 Kurann sunduu kesitlerde, baz insanlarn peygamberlere ve onlarn getirdikleri ilh mesajlara kibirli bir tavr takndklar anlatlr. Bu insanlar ylesine byklenirler ki, kendilerine sunulan ilh gerekleri kabullenmeyi gururlarna yediremezler. Onlar bu tavrlaryla Allahn gazabn zerlerine ekerler, ilh sevgiden yoksun kalrlar: Gerekten Allah, onlarn gizlediklerini de bilir, aa vurduklarn da. O, byklk taslayanlar sevmez.135 Yce Allah, kendini byklk duygusuna kaptranlar asla sevmez. Bbrlenerek ilh gerekleri kabul etmekten saknan, Allahn varln ve birliini tasdik etmeyen, peygamberin arsna kulak vermeyen, din deerlere kar kibirli bir tavr taknan kiilere iddetli bir ekilde gazap eder, sularna karlk gelecek ekilde azap eder, onlara ba ve iyilikte bulunmaz.136 nsanlara kar kibirlenmek, Kurann ahlk ilkelerine gre irkin bir davrantr. Yce Allah, insanlar kibirli olmaktan, byklk taslamaktan vazgeirmek iin, bu tutumu alkanlk haline getirenleri sevmediini aklamtr. Allahn sevmedii bir ii yapmak insan ilh iyiliklerden uzak kalmaya, hirette azaba maruz brakr. Mminler bu duruma dmemek, hepsinden de nemlisi Allahn sevmedii bir kul olmamak iin insanlara kar kibirlenmekten vazgemelidirler: Allaha kulluk edin, Ona hibir eyi ortak komayn, ana babaya, akrabaya, kszlere, yoksullara, yakn komuya, uzak komuya, yaknnzdaki arkadaa, yolcuya, ellerinizin altnda bulunanlara iyilik edin. Allah, kurumlu, bbrlenen insanlar sevmez.137

e-evkn, a.g.e., I/375; bn Kesr, a.g.e., I/338; es-Sad, a.g.e., s. 97; Bayrakl, Yeni Bir Anlayn Inda Kuran Tefsiri, III/388. 135 Nahl, 16/23. 136 e-evkn, a.g.e., III/195; es-Sad, a.g.e., s. 391; Esed, a.g.e., s. 531; Bilmen, a.g.e., IV/1767. 137 Nis, 4/36.
134

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

148

Do. Dr. Abdurrahman Kasapolu

Yce Allah evresindeki insanlara kar kibirlenen, vnen kimseyi sevmez yani onun bu durumuna raz olmaz. vnme ve kibirlenme gibi karakterlere sahip olanlar sevgisinden ve honutluundan uzak brakr. Bylece o kii ilh iyilikten, hiretteki nimetlerden yoksun kalr.138 Lokman (as), kendini beenmenin, insanlara kar vnmenin kt karakterler olduunu oluna anlatp bu konuda onu eitirken, Allah sevgisine dikkat ekmitir. Oluna, kendini beenen ve insanlara kar vnen bir kimse olmas halinde Allah tarafndan sevilmeyeceini hatrlatmtr: nsanlara yanan bkme ve yeryznde bbrlenerek yrme. Zira Allah, kendini beenip vnen kimseyi sevmez.139 Lokman (as) oluna, yersiz gurura kaplarak insanlara stnlk taslamamasn, yeryznde mark, zorba ve kstaha gezip durmamasn hatrlattktan sonra, Yce Allahn, bbrlenerek kstahlk edenleri, kendini beenmilik yapanlar sevmeyecei, onlardan holanmayaca konusunda onu uyarr.140 Yce Allah, insanlara kar ok vnen, sahip olduu dnya nimetleri sebebiyle kendini beenmi kibirli kimselerin hibirini sevmez:141 (Banza gelecek olaylar, nceden bir kitaba yazdk ki) elinizden kana zlmeyesiniz ve Allahn size verdiiyle sevinip marmayasnz. nk Allah, kendini beenip vnen kimseleri sevmez.142 Kurann insan davranlarn eitirken Allah sevgisiyle ilikilendirdii karakterlerden birisi marklktr. Kuran, markl Allah sevgisini kazanmaya engel olan karakterler arasnda sayar. Krun gibi, zenginliine gvenerek maranlarn, en byk fakirlii Allah sevgisinden yoksun kalarak yaayacaklarn belirtir:

el-Kurtub, a.g.e., V/125; Yazr, a.g.e., II/1355; Bilmen, a.g.e., II/589. Lokman, 31/18. 140 ez-Zuhayl, a.g.e., XXI/150; Esed, a.g.e., 836. 141 el-Bursev, a.g.e., IX/376; es-Sbn, a.g.e., III/329; Yazr, a.g.e., VII/4755. 142 Hadd, 57/23.
138 139

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Allah-nsan ilikisi Asndan Muhabbet/Sevgi Olgusu

149

Karun, Musann kavminden idi. Onlara kar azgnlk etti. Biz kendisine yle hazineler vermitik ki onun hazinelerinin anahtarlarn tamak, gl bir toplulua ar geliyordu. Kavmi ona demiti ki: marma, Allah maranlar sevmez.143 Yce Allah mark olanlar, mallaryla insanlara kar byklenenleri sevmez, Kendine yaklatrmaz, onlara iyilikte bulunmaz, aksine onlara buz eder ve makamndan uzaklatrr. Krun gibi servetine gvenerek marur bir ekilde, ar sevin ve nee ierisinde yaayanlar, ahireti unutup dnya sevgisine dalanlar, nimetlere kretmeyenler, ilh muhabbete layk olamazlar, manev yaknlktan uzaklatrlrlar, rahmetten yoksun braklrlar.144 Baz insanlar bozgunculuu yaam biimi haline getirirler, insanlar birbirine drmeyi, fitne karmay dnya gr olarak benimserler. Kendi karlar iin byk kitlelere zarar vermekten ekinmezler. Toplumun iyiliine, dzenine, yararna katkda bulunacak davranlardan uzak dururlar. zellikle inkrclar mminlerin huzur ve dzen ierisinde yaamalarn, imkn ve iktidar sahibi olmalarn engellemek iin fitne / fesat karmay kendileri iin bir grev bilirler. Yce Allahn bozguncular sevmediini aklamas onlar iin bir tehdit ve uyar mahiyetindedir: Yahudiler Allahn eli baldr dediler. Kendi elleri baland ve syledikleri szden tr lanetlendiler. Hayr, Allahn iki eli de aktr, diledii gibi verir. Ant olsun, Rabbinden sana indirilen, onlarn ounun azgnln ve kfrn artracaktr. Biz onlarn aralarna kymet gnne kadar dmanlk ve kin atmzdr. Ne zaman sava iin bir ate yakmlarsa Allah onu sndrmtr. Onlar yeryznde bozgunculua koarlar. Allah, bozguncular sevmez.145 Din dmanlar srekli yeryznde bozgunculuk yaparlar, mminler aleyhinde hile ve tuzaklar kurarlar, toplumlar arasnda ktlk ve fitne kartmaya alrlar, bozgunculuk yapmaktan kendilerini alamaz-

Kasas, 28/76. el-Mer, a.g.e., VII/197; es-Sad, a.g.e., s. 573; es-Sbn, a.g.e., II/446; Bilmen, a.g.e., V/2627. 145 Mide, 5/64.
143 144

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

150

Do. Dr. Abdurrahman Kasapolu

lar. Yce Allah bozguncular sevmez, aksine onlara gazap eder, onlar cezalandrr, emellerine ulatrmaz, bozguncu eylemlerini boa kararak onlarda srekli bir yoksunluk, kaybetmilik ve amacna ulaamama hissi meydana getirir.146 Allah, bozgunculara iyilikte bulunmaz, aksine onlar makamndan, sevgisine ve rahmetine nail olmaktan uzaklatrr. Yeryznde su ileyenleri, taknlk yapanlar sevmez, tam tersine onlar en iddetli ekilde cezalandrr:147 Allahn sana verdii bu servet iinde hiret yurdunu ara, dnyadan da nasibini unutma, Allah sana nasl iyilik ettiyse sen de yle iyilik et, yeryznde bozgunculuk etmeyi isteme, nk Allah bozguncular sevmez.148 Yce Allah, fiil, szl, gizli ya da aktan olsun, ktln hibirisini sevmez. Kt davran bir yana, ktln sz olarak bile ortaya konmasn istemez. rnein, insanlarn ayp ve kusurlarnn aktan konuulmasn sevmez. Allahn bir eyi sevmesi, ondan raz olmas anlamna gelir. Burada Allahn sevgisini tecelli ettirmemesi, buz ve nefretini ortaya koymas manasna gelir. Ktlk, szl olarak ortaya konduunda bile Allah gazap eder ve cezalandrr. Allahn kullarn cezalandrmas, ktl sevmemesi yzndendir. Burada mmine den grev, Allahn sevdii eyleri sevmek, sevmediklerinden de nefret etmektir:149 Allah, kendisine hakszlk edilen dnda (hi kimse tarafndan) aka kt sz sylenmesini sevmez. Dorusu Allah, iitendir, bilendir.150 man edenlerle Allah arasndaki iliki sevgiye dayanr, inkr edenlerin ise, Allah sevmeleri sz konusu olmad gibi, Allahn da onlar sevmesi sz konusu olmaz. Allah, onlara sadece buz ve gazap eder:

er-Rz, a.g.e., IV/398; es-Sad, a.g.e., s. 201; es-Sbn, a.g.e., I/353; Bilmen, a.g.e., II/795. el-Mer, a.g.e., VII/199; es-Sad, a.g.e., s. 573; es-Sbn, a.g.e., II/446. 148 Kasas, 28/77. 149 e-evkn, a.g.e., I/668; el-Mer, a.g.e., II/343; el-Cezir, a.g.e., I/564; Yazr, a.g.e., III/1505. 150 Nis, 4/148.
146 147

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Allah-nsan ilikisi Asndan Muhabbet/Sevgi Olgusu

151

Kim inkr ederse, inkr kendi aleyhinedir. yi bir i yapanlar da cennette kendileri iin yer hazrlamaktadrlar. T ki Allah, inanp iyi iler yapanlar ltfundan mkfatlandrsn. nk Allah, kfirleri sevmez.151 Yce Allah mminleri severken, kfirlere buz / nefret ve gazap eder. Mminleri fazla fazla dllendirirken, kfirleri adaletiyle cezalandrr.152 Allaha ve Reslne itaatten kanan, emirlerine kar kan kimseler kfir olurlar. Allahtan yz evirenler ilh sevgiye mazhar olamazlar. Yce Allah da kfirleri sevmez, balamaz, dllendirmez, onlarn bu tutumlarndan raz olmaz, aksine onlara buz eder:153 De ki: Allaha ve Eliye itaat edin! Eer dnerlerse muhakkak ki Allah, kfirleri sevmez.154

Sonu
Allah sevgisinin ve bu sevgiyle iyi davranlarda bulunma alkanlnn temelleri ocuklukta atlr. ocuklar Allah sevgisine dayanan iman ve ahlk eitimine olumlu tepkiler verirler. ocuklukta kazanlan bu yapc Allah tasavvuru hayat boyunca mminin Allah ile inan ve davran boyutunda olumlu ilikiler kurmasna yardmc olur. Dengeli bir Allah tasavvuru kazandrabilmek iin ocuklara, yalarnn gerei olarak Allah, seven bir varlk olarak tantmak ncelikli bir yntem olarak seilmelidir. ocuklarn yanl davranlar dzeltilirken, olumlu mesajlar verilmelidir. Bu konudaki Kuran ifadelerinin tekrar bile tek bana yeterli olabilir. Yanl davran olan ocua, gzel davrananlar Allah sever, iyilik yapan kimseyi Allah sever, doru syleyeni Allah sever, temiz olanlar Allah sever, yanltan vazgeeni Allah sever, gnah ilemeyeni Allah sever, hak yemeyeni Allah sever gibi Kuran ifadelerini sklkla tekrarlamak hem ocuklukta hem de yetikinlikte kalc ve ayn zamanda dengeli bir Allah tasavvurunun edinilmesine imkn salar.
Rum, 30/44-45. el-Beyzv, a.g.e., I/222; es-Sbn, a.g.e., II/481. 153 er-Rz, a.g.e., III/198; ez-Zuhayl, a.g.e., III/208; Bilmen, a.g.e., I/353. 154 l-i mrn, 3/32.
151 152

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

152

Do. Dr. Abdurrahman Kasapolu

Allahn seven bir varlk olduunu renebilmenin en uygun zaman ocukluktur. Bu yzden eitimciler ve zellikle aile bykleri ocuklarna Allah seven bir varlk olarak anlatmaldrlar. ocuklarn yanl davrantan vazgeirmek iin, Allah cezalandran ve azap eden bir varlk olarak anlatmaktan vazgemelidirler. Sonra, baz aileler Allah, ocuklar yanl bir ey yaptklar zaman hatrlamaktadrlar. Oysa ocuklar iyi davranlar da ortaya koymaktadrlar. Bilinli bir aile, ocuunun yapt iyi bir davran pekitirmek amacyla, yapt bu iyi davrantan dolay Allahn kendisini seveceini syler. ocuk olumsuz davrannda srar ediyorsa, yine bir Kuran slbu olan, Allah ktlk yapanlar sevmez. tarzndaki ifadelere yer verilebilir. Bylece ocua Allah sevgisini kaybetmemenin yollar retilebilir. Kuranda Allah ile kul arasndaki sevgi ilikisini konu edinen yetler, bazen dorudan bazen da dolayl olarak Allah sevgisinin meyvesinin, sonucunun amel, itaat, ilh emirlere uyma olduuna iaret ederler. Kurana gre Allah sevgisi, kalpte gizli olan duygusal bir tecrbeden, yaantdan ibaret deildir. Amellere yansmayan Allah sevgisi, eksik ve olgunlamam bir sevgidir. Din adan kendi kiiliini deerlendiren, subjektif olarak gzlemeyen bir insan, Allah ne kadar sevdiini kendi amellerine bakarak nemli lde belirleyebilir. nk samimi olarak, Allah rzas iin yaplan doru ameller, kalpteki Allah sevgisinin darya yansyan grntleridir. Kuranda Yce Allah pek ok yette sevdii ve sevmedii insanlardan bahseder. Bu yetlerde Allahn sevgiye konu ettii hususlar insanlarn amelleridir. Yce Allah, sabr, ilh amalar uruna fedakrlk, iyilik, tvbe, temizlik, gnahlardan ve ilh emirlere kar gelmekten saknma, tevekkl, adalet gibi olumlu davranlar sevgisi ile ilikilendirir. Haddi ama, snr tanmama, zulm, hakszlk, israf, ihanet, nankrlk, gnahkrlk, kibir, kendini beenme, marklk, bozgunculuk, inkrclk gibi olumsuz karakterlerin ilh sevgiden yoksun olmann sebepleri ve sonular olduuna iaret eder. Olumlu davranlar sergileyenlerle Kendisi arasnda bir sevgi bann oluacandan, olumsuz tutum ve davran sahiplerinin ilh sevgiden yoksun kalacandan sz

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Allah-nsan ilikisi Asndan Muhabbet/Sevgi Olgusu

153

eder. zellikle bu yetler, mminin amelleriyle Allah sevgisi arasnda gl / ayrlmaz bir ban olduunu ortaya koyarlar. Kuranda Allah sevgisini konu edinen mesajlarn amac, insanlarn iyi ahlk sahibi olmalarn salamaktr. Baz eitimcilerin davran eitiminde Allah korkusunu, onun azabn ve gazabn ne kardklar, hatta davranlar slah etmenin tek yolu olarak grdkleri muhakkaktr. Oysa Kuranda pek ok yette Allah sevgisine dayal bir ahlk eitiminin tavsiye edildii grlmektedir. Bu yetler, yerine gre davran eitiminde Allah sevgisinin ne karlmasn ya da en azndan Allah korkusuyla verilen eitimin Allah sevgisiyle dengelenmesi gerektiini ortaya koymaktadr. Kurana gre, Allaha duyulan sevgi, muhteva ve niyet ynnden Onun dnda hibir varla gsterilmemelidir. Allaha gsterilmesi gereken sevgi, ilgi, ak, ballk ve adanmlk eilimleri, baka bir varla gsterilecek olursa, o varlk Allaha ortak koulmu olur. Ulhiyet sevgisi, Allahtan baka kii ya da varlklara yneltilemez. Allahn dndaki bir varl Allah sever gibi sevmek, sz konusu varl tanr edinmek anlamna gelir. Bu konuyla ilgili yetler insann sevgi duygusunu eitmeyi ve ynlendirmeyi amalarlar.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

HKMET YURDU
Dnce Yorum Sosyal Bilimler Aratrma Dergisi
ISSN: 1308-6944 www.hikmetyurdu.com

Hikmet Yurdu, Yl: 3, S.5 (Ocak-Haziran 2010), ss. 155 - 187

Erken Dnem Mslman-Hristiyan Polemik Gelenei


Yrd. Do. Dr. brahim Kaplan nn niversitesi Eitim Fakltesi ikaplan@inonu.edu.tr
zet Bu almada, Mslman-Hristiyan teolojik tartmalarnn nasl ve hangi etkenlerle ortaya kt, olaylar, ahslar ve reddiye tr eserler baznda incelenerek konunun arka plan ortaya konulmaya alld. Mslmanlarla Hristiyanlar arasndaki teolojik tartmalar sistematik olarak sunuldu. Teslis, inkarnasyon, ncil, tahrif ve tebirat gibi konularn, zellikle reddiyelerde, alglan biimi ortaya konuldu. Grld ki, Hristiyanlar tarafndan teslisin bir unsuru olarak kabul edilen sa, Mslmanlar tarafndan Allah'n bir kulu ve elisi olarak grlmekte, onun Tanrl reddedilmektedir. Anahtar Kelimeler : Polemik, Dini likiler, Kelam, Hristiyanlk, slam Abstract The Tradition of Polemic Early Muslims and Christians In this study, on the basis of individuals and polemical works, it has been attempted to clarify how the Muslim-Christian theological discussions began and which factors played a role in it. The theological discussions between Muslims and Christians have been presented in a systematic way. The perception of such matters, particularly in refutaitions, as trinity, incarnation, Gospel, distortion, glad tidings (tabshirt) has been presented. It appears that the Jesus whom Christians regard as an element of trinity has been seen by Muslims as a servant of God and his messenger, rejecting his divinity. Key Words: Polemic, Christianity and Islam Theological Releationships, Kalam,

Erken Dnem Mslman-Hristiyan Teolojik likileri adl doktora tezimizden yararlanarak gelitirdiimiz bu alma, 29 Haziran-1 Temmuz 2009 tarihlerinde Samsunda yaplan XIV. Kelam Anabilim Dallar Koordinasyon Toplants ve Kelamclara Gre Kurandaki Dier Dinler Sempozyumunda Tebli olarak sunulmutur.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

156

Yrd. Do. Dr. brahim Kaplan

Giri
Mslmanlarla Hristiyanlar arasndaki teolojik ilikiler tarihini Hz peygamber dnemine kadar gtrmek mmkndr. Kuranda, Hristiyanlarn, Hz. sann tebli etmi olduu Hak Dinin ilke ve esaslarn deitirmi olduu vurgulanm, tahrif edilmi mevcut Hristiyanln inan esaslar ana hatlaryla ele alnarak eletiriye tabi tutulmutur. Buradan hareketle, Mslmanlarla Hristiyanlar arasndaki teolojik ilikilerin Kuranda Hristiyan teolojisine ynelik eletirilerle baladn syleyebiliriz. Ayrca, Hz. Muhammedin Necranl Hristiyanlarla gerekletirdii teolojik tartmay, Mslmanlarla Hristiyanlar arasnda gerekleen ilk teolojik diyalog olarak deerlendirmek mmkndr. Bu ekilde balayan Hristiyanlk eletirisinin, zellikle H. III. asrn balarnda, hem tartlan konular hem de takip edilen yntemler bakmndan olduka eitlendiine ve gelitiine ahit olmaktayz. Bu dnemde olduka zengin bir reddiye literatr olumu, bu literatr daha sonra Hristiyanla kar yazlan reddiyelere rneklik tekil etmitir. Mslman-Hristiyan polemik geleneinin erken dnemine ait bu belgelerinin hangi artlarn zorlamasyla ortaya ktnn belirlenerek, ierik ve metot olarak tantlmas Kelam aratrmalarna farkl bir bak as kazandrabilir. teki olarak Hristiyanln ilk dnem Mslman dnrlerinin gndemine girmesini salayan tarihi ve teolojik sebeplerin ortaya konulmas, erken dnem ya da oluum dnemi kelamnn ilevi ve yntemini anlama konusunda bize nemli katklar salayacaktr. Bunun yannda, Kelam ilminin tarih geliiminin teolojik ilikiler asndan ayrca ele alnp deerlendirilmesi, teki dinlere kar bugnn kelamcsnn nasl tavr taknmas gerektii konusunda dikkate deer bir rneklik sergileyebilir. Bu anlamda, son zamanlarda ilhiyat evrelerinin en mehur tartma konularndan biri olan dinleraras diyalog almalarnda Kelam'n nasl tavr almas gerektii noktasnda, tarihsel tecrbenin nemi ortaya kmaktadr. Sanrm, bu ylki sempozyum konusunun Kelamclara Gre Kurandaki Dier Dinler eklinde belirlenmesi bir ihtiyatan kaynaklanmaktadr. Bugn, teki din mensuplaryla daha sk iliki ve ibirlii zorunluluu, Kurann ve Kelamclarn bu konudaki grlerinin ortaya konulmasn daha da nemli

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Erken Dnem Mslman-Hristiyan Polemik Gelenei

157

hale getirmektedir. Biz de bu bildiride H. III. asrn sonlarna kadar geen tarihi sreci Mslman-Hristiyan polemik gelenei asndan incelemeye alacaz.

1. Hristiyanla lginin Tarihi ve Teolojik Arkaplan


nsanlar farkl din ve mezheplere bal olsalar da kendi benimsedikleri yolun hak, dierlerinin ise batl olduu konusunda ayn fikri paylamaktadrlar1. Dinlerin tekine ilgisi de genellikle bu anlaya bal olarak ekillenmekte, tekinin geersizliini ya da tarihselliini ortaya koymak suretiyle kendisinin doruluunu ve evrenselliini ispatlamak amacna hizmet etmektedir. yleyse, teki dinleri reddetmeye ynelik abalarn gerisinde yatan temel teolojik sebep, dinin mahiyetinin gerei olan tek ve biricik hakikat olma iddiasdr diyebiliriz. Bu balamda, Kuranda Mutlak Din-slam zdeliini vurgulamak iin yer alan, hak din, ftrat ve hanif dini, dosdoru din, halis din ve dinde samimi olma ya da dini Allaha has klma gibi kavramlar2 olduka dikkat ekicidir. Dinin zne ait bu vurgularla Allahn Dini yani slma iaret edilmektedir. Ayn zamanda, Dinin bu tanmlayc veya ierik belirleyici vurgularnn, vahiy srecini dikkate alan ve slam ile teki dinler arasndaki farklara iaret eden vurgular olduunu syleyebiliriz. Nitekim Kuran, doru ve yanl btn inanlar3 ve Ehl-i Kitabn dinlerini4 ifade etmek iin de din kelimesini kullansa da yukarda sz edilen vurgular yalnzca slam ile irtibatl olarak kullanr. Ksaca ifade etmek gerekirse, Hak din ya da dosdoru din zorunlu olarak batl olanlar, halis din kavram da zorunlu olarak bozulmu, tahrif olmu ya da yozlam din gibi kart din anlamlarn akla getirmektedir. Bu anlamda Hristiyanlk bozulmu, yozlam rnek bir din olarak aratrma konusu yaplmtr denebilir. Hristiyan teolojisine ilgiyi arttran sebeplerden biri de, yukardaki din vurgularyla irtibatl olarak, Kurann Ehl-i Kitaba kar tavrnn
Eb Mansur Muhammed el-Mturd, Kitab't-Tevhd, thk., Fethullah Huleyf, stanbul, 1979, s. 3. 48.Fetih/28; 61.Saf/9; 9.Tevbe/36; 30.Rm/30,43; 98.Beyyine/5; 39.Zmer/3; 7.raf/29; 10.Yunus/22; 29.Ankebut/65. 3 Dinini btn dinlere stn klmak zere rasuln hidayet ve hak ile gnderen odur (9.Tevbe/33) 4 Ey kitap ehli! Dininizde taknlk etmeyin... (4.Nis/171)
1 2

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

158

Yrd. Do. Dr. brahim Kaplan

ne olduunu belirleme abasdr diyebiliriz. yle ki, Kuran, bir taraftan Yahudi ve Hristiyanlar Ehl-i Kitap isimlendirmesiyle farkl bir konuma yerletirirken, hatta Hristiyanlar inananlara sevgi bakmndan daha yakn grrken, dier taraftan onlar ortak olduklar bir kelimede birlemeye davet etmektedir. Baka bir ifadeyle, Kuran bir taraftan Yahudi ve Hristiyanlar Ehl-i Kitap tamlamasyla bir anlamda kendisinin selefi grrken, dier taraftan da onlarn Allah tarafndan gnderilen kitaplar tahrif ederek doru yoldan uzaklatklarn sylemektedir. Dolaysyla slm, hem insanln son dini olduu, yani tek evrensel hakikat olduu iddiasnn bir gerei olarak, hem de Ehl-i Kitapla olan halef-selef5, baka bir ifadeyle kaltsal6 ilikisi sebebiyle Yahudi ve Hristiyanlarla dierlerine gre daha yakn bir teolojik iliki ierisinde grnmektedir. Bir anlamda, hem teolojik bir birliktelii, hem de farkll ya da ayrmay iinde barndran bu iliki tarz Mslman dnrler tarafndan da fark edilmi, bu ynyle de Yahudilik ve Hristiyanlk, slm Kelamnn da bir ilgi alan olmutur. Ksacas, Kuranda Yahudi ve Hristiyanlardan bahseden ayetlerin anlalma abas bu dinlerin teolojilerine ilgiyi gerektirmitir. Btn bunlara ramen, balangta Hristiyanla ilginin olduka snrl kaldn gryoruz. nk Tanr hakknda ilk elden bilgi alma gibi bir ansa sahip olan sahabe inandklar Tanry tanmlama gibi bir zorlukla karlamyordu. Ayn zamanda, mriklerin sistematik bir Tanr tasavvuruna sahip olmamas onlarn bu yndeki kafa karkln nlemekteydi. Yine Yahudilerin, takip ve srgnler neticesinde maruz kaldklar coraf danklk, onlar iin fikr dankl ve zlmeyi beraberinde getirmiti. Bu blge ve tarihin nemli bir dini durumundaki Hristiyanln, Bizans gibi gl bir devletin resmi dini olmasna ramen kendi iindeki mezhep atmalar yznden Mslmanlara ynelik fikri ve askeri mukavemet gsterebilecek gte olmamas da Mslmanlarn te-

Muhammed Abdrrauf, slm Asndan Musevilik ve Hristiyanlk, brahim Dinlerin Diyalou, ed. smail R. Faruk, ev., Mesut Karaahan, stanbul, 1993, s. 53. 6 R. Pettazoni, "Monoteizmin Teekkl", ev., Fuat Aydn, SAFD., 2/2000, s. 290.
5

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Erken Dnem Mslman-Hristiyan Polemik Gelenei

159

ki dinlere ilgisiz kalmasna sebep oluyor ya da teki dinlere reaksiyon gstermesini gerektirmiyordu7. Ancak, Irak, Suriye ve Msr gibi ok dinli ve ok kltrl blgelerin fethedilmesiyle bu durum tersine dnmeye balamt. Bu blgelerde, iyi yetimi Hristiyanlarla karlaan Mslmanlar, daha ileri bir dzeyde savunma gereinin de farkna varmlard8. Blgenin ok dinli ve ok kltrl yaps blgedeki inan ve felsefi dn sistemleriyle fikri mcadeleyi kanlmaz klyordu9. Bu durum dier inanlarla hesaplamay kanlmaz hale getirmiti. Bu hesaplamadan galip kabilmek iin, ilk olarak bu inan sistemleri hakknda bilgi edinmek, ardndan da slm inancn sistematize etmek zorunlu hale gelmiti. Dolaysyla, sahabe dneminde Tanrnn ne olduu yeterli grlrken, imdi ne olmadnn aklanmas ayr bir ihtiya olarak belirmekteydi. Bu ihtiya, dier dinlerin Tanr kavramlarnn aratrlmasn zorunlu klmaktayd. nk slmla yeni tanmakta olan insanlar yeni dinin Tanr anlaylarnn hlihazrda sahip olduklar Tanr anlayndan farkn ve benzerliklerini grme ve karlatrma ihtiyac hissedeceklerdi10. Blgede en ok mntesibi bulunan dinin Hristiyanlk olmas ilginin daha ok bu dinin teolojisine ynelmesine sebep oluyordu. Sz edilen dnemde bir yandan farkl inan ve dinlerle karlama, dier taraftan da tercme hareketleriyle bir baka kltr ve gelenein muhtevasndan haberdar olma, slm vahyine dayal bir tefekkr alternatif olarak sunmak ve tevhid geleneini her trl olumsuzluktan
Karen Armstrong, Tanrnn Tarihi, ev., Oktay zel-Hamide Koyukan-Kudret Emirolu, Ayra Yay., Ankara, 1998, s. 149-150; Cafer Karada, Baklllnye Gre Allah ve lem Tasavvuru, Bursa, 2003, s. 80. 8 W. Montgomery Watt, Gnmzde slm ve Hristiyanlk, ev., Turan Ko, z Yay., stanbul, 2002, s. 19. 9 Geri, bu abann gereksiz olduu ynnde tavr koyanlar da yok deildi. Bu tavr tercih edenler daha ok Selef ve Ehli Hadis anlaynda olan, Kuran ve hadislerin verdii malumat yeterli grp reddetmek eklinde bile olsa dier dnce ve inanlarla ilgilenmeyi bidat sayan kimselerden oluuyordu. Bu tavrn temsilcileri, Hz. Peygamber dneminde dinin mkemmel ekline kavutuundan hareketle baka din ve kltrleri dikkate almann gereksiz olduunu, dolaysyla her konuda olduu gibi bu konuda da Kur'an ve snnete balln yeterli olaca dncesini tayordu. Geni bilgi iin bkz., Sleyman Uluda, slm Dncesinin Yaps; Selef, Kelam, Tasavvuf, Felsefe, Dergah Yay., stanbul, 1985, s. 33 vd; Binyamin Abrahamov, Bila keyfe Doktrini ve slm Kelamndaki Temelleri, ev., Orhan . Kololu, UFD, Bursa, 2002, C. XI, S. 2, s. 213-226. 10 Karada, Baklln'ye Gre Allah ve lem Tasavvuru, s. 65, 80-82.
7

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

160

Yrd. Do. Dr. brahim Kaplan

korumak uruna farkl din ve inanlar tanmay zorunlu klmaktayd. Dolaysyla, slam'n inan ve esaslarn konu edinen Kelam, alternatif ve evrensel bir inan sistemi olarak ortaya kmann bir sonucu olarak teki dinleri de aratrma konusu haline getirmek zorunda kalmt. Bu anlamda, balangta dorudan doruya din akideleri tekil eden hususlar (mesil) ayn kalrken, bu akidelere mebde tekil edenler (vesil) zaman iinde deiime uram11, slm'n mkemmel ve evrensel bir din olduunu ortaya koyma sadedinde Hristiyanlk, slm'n karsnda duran bir inan sistemi olarak aratrma konusu yaplmtr12. slm inancn savunma ihtiyacna ilave olarak, Hristiyan kart sylemin olumasnda baka teolojik nedenleri de zikretmek gerekmektedir. slam' yeni kabul eden mhtedilerin slam toplumuyla btnlemesini salama ve nceki inanlarndan kaynaklanabilecek bir takm kukulardan onlar uzaklatrma, slam'n orijinalliini gsterme gibi sebepler de bu tr eserlerin yazlmasnda etkili olmua benzemektedir13. Bunun yannda, ayn toplumda Hristiyanlarla bir arada yaayan Mslmanlar onlarn dinleri hakknda bilgi edinme ihtiyac hissetmiler, yine onlar slam'a davet etmek iin inanlarnn yanl ve eksik taraflarn renmek ihtiyac hissetmilerdir. Ayrca, din deitirerek slam' tercih etmi olan muhtedler samimiyetlerini gstermek iin eski dinlerini eletiri konusu yapan risaleler kaleme almlardr. Aslnda btn bunlar da, Zebir'nin de dedii gibi, Mslman polemiklerinin Hristiyanlardan ziyade Mslmanlara hitap eden bir ynn gzler nne sermektedir14. Fakat burada polemiklerin olumasnda, Kur'an'n en temel ilkesi olan Allah'n mutlak birlii yani tevhid ilkesini reddeden btn anlaylara

Seyyid erif Crcn, erhu'l-Mevkf, stanbul, 1239, s. 12; Sa'duddin Mes'ud b. mer Taftazn, erhu'l-Maksd, thk, Abdurrahman Umeyra, Beyrut, 1989, I, s. 173; zmirli smail Hakk, Yeni lmi Kelam, stanbul, 1339-1341, 7. 12 Mustafa Sinanolu, Dier Dinlerin Kelam lmine Konu Olmas, lahiyat Faklteleri Kelam Anabilim Dal Eitim-retim Meseleleri Koordinasyon Toplants-II, M...F. Vakf Yay., stanbul, 1998, s. 110-111. 13 Abdlmecid e-arf, el-Fikru'l-slm f'r-Redd ale'n-Nasr il Nihyeti'l-Karni'r-Rbii, Tunus, 1986, s. 114. 14 Kate Zebir, Muslims and Christians; Face to Face, Oxford: Oneworld Publications, 1997, s. 44; Louis Gardet, "slam Din limleri inde lm-i Kelam'n Yeri zerine Baz Dnceler", ev., M. Sait Yazcolu, (slam Dncesinin Tarihsel Geliimi, Aka Yay., Ankara, 2001, iinde), s. 20.
11

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Erken Dnem Mslman-Hristiyan Polemik Gelenei

161

cevap verme gibi en temel itikad sebebi tekrar hatrlatmann yerinde olacan dnyoruz. Btn bunlara ilave olarak Hristiyan kart sylemin olumasnda politik ve sosyo-kltrel etkilerden de bahsetmek gerekmektedir. slam toplumunda yaayan gayr-i mslimler kendi inan ve deerlerini savunma ve tartma gibi zgrlklerden hemen hemen hi mahrum kalmamlardr15. Hatta zamanla sosyal refah seviyeleri ve toplumdaki nfuzlar artan Hristiyanlar, bu dnemde, gerek saraylarda gerekse toplumun deiik kesimlerinde kendi inanlarn dile getirebilme ve savunabilme zgrlnden daha fazla yararlanmlardr. Saraylardaki ve entelektel evrelerdeki bu tartma toplantlar zaman zaman Mslmanlara adeta ikinci snf vatanda durumuna dme kaygs yaatacak kadar Hristiyanlarla samimiyeti beraberinde getirmitir. Bu tr kayglar da bir anlamda sessiz bir protesto mahiyetindeki reddiyelerin oluumuna nemli bir katk salamtr16. Hristiyanlarn Mslman toplum iindeki bu konum ve itibarlarnn yannda misyonerlik faaliyetleri de halkn tepkisine sebep olmutur. Halk bu tepkisini bizzat saraya ilettii gibi dnemin aydnlarndan da bu konuda yardm ve destek talebinde bulunmutur. Nitekim er-Redd ala'n-Nasr adl eserinde Hristiyanlarn toplumdaki nfuzlarndan ikayet eden Chz, sz konusu eserini baz Mslmanlardan gelen sorulara aklk getirmek iin yazdn sylemektedir17. Bir yandan reddiyelerin oluturduu kamuoyu, dier taraftan da halkn tepki ve szl uyarlar Hristiyanlara kar baz tedbirlerin alnmasna sebep olduu gibi bizzat halifeler tarafndan Hristiyan kart polemiklerin yazdrlmasna da yol amtr. Bu da devletin Mslman

Ignaz Goldziher, "Ehl-i Kitab'a Kar slam Polemii", ev., Cihat Tun, AFD, C. V, s. 154; David Thomas, "The Doctrin of the Trinity in the Early Abbasid Era", Islamic Interpretations of Christanity, ed., Lloyd Ridgeon, Curzon Pres, Richmond, 2001, s. 78; Levent ztrk, slm Tolumunda Hristiyanlar, stanbul, 1998, s. 263. 16 ztrk, slm Tolumunda Hristiyanlar, s. 266; Sidney H. Griffith, "Faith and Reason in Christian Kalm: Theodora Ab Qurrah on Discerning The True Relgion", Christian Arabic Apologetics During the Abbasid Perod, ed., Samir Khalil-Jorgen S. Nielsen, E.J. Brill, Leiden-New York-Kln, 1994, s. 1-2. 17 Ebu Osman Amr b. Bahr el-Chz, el-Muhtr fi'r-Redd alen-Nasara, Beyrut, 1991, s. 53.
15

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

162

Yrd. Do. Dr. brahim Kaplan

olmayanlara kar uygulad politikalar merulatrma ihtiyacnn bir sonucu olarak grlebilir18.

2. Erken Dnem Mslman-Hristiyan Polemiinin Karakteristik Yaps


Hristiyanlar Kur'an'daki ilgili ifadelerle balayan tartmalara polemiki bir tavr ve slupla yaklamlar, ilk nce Kur'an'n kendileriyle ilgili verdii bilgilere itiraz ederek bunlar tartma konusu yapmlardr. Temel itiraz noktalar ise sa'nn tabiat zerinde younlamtr. Dolaysyla, Kuran- Kerim'deki Hristiyanlar ve Hristiyan teolojisiyle ilgili ifadelerden sonra, Mslman Hristiyan polemiinin en eski belgeleri Hristiyanlarca yazlm olanlardr19. slam topraklarnda yaayan Hristiyanlar eserlerini nce Sryanice, sonra Greke ve Kptce, daha sonra da Arapa yazmlardr20. Mslmanlarn bu saha ile ilgili almalar ise daha sonra, H. III. asrda, ortaya kmtr. nceleri, karlkl din tartmalar eklinde balayan Mslman-Hristiyan teolojik ilikileri daha sonra mektuplamalar eklinde devam etmi, nihayet reddiyelerle bugne gelmitir.

2.1. Karlkl Din Tartmalar


Karlkl tartmalarla ilgili olarak Hristiyanlara ait en eski yazl belge, Antakya Yakub Patrii John I (635-648)'in Mezopotamya Hristiyanlarna yazd Sryanice mektuptur. Mektubun konusu, John I ile Mslman ordu komutan arasnda yaplan din tartmadr21. Patrik, mektubunda tartma konular hakknda dier Hristiyanlar bilgilendirmektedir. Ancak, tartmann kiminle yapld konusunda gr birlii yoktur22. Patrik, brahim, shak, Yakup, Musa, Harun gibi peygamberlerin
arf, el-Fikri'l-slm fi'r-Redd ale'n-Nasr, s. 112. Adel-Thedore Khoury, Les Thologiens Bizantins et L'Islam, Louvain, 1969, s. 38. 20 mer Faruk Harman, "Hristiyanlarn slm'a Bak" Asrmzda Mslman-Hristiyan Mnasbetleri, stanbul, 1993, s. 97. 21 F. Nau, "Dialogue between the Patriarch John I and the Amir of the Hagarenes", The Early Christian-Muslim Dialogue; A Collection of Documents from the First Three Islamic Centuries (632-900 AD) Translation with Commentary, ed. by., N. A. Newman, Interdisciplinary Biblical Research Institute, Hatfielde, Pennsylvania, 1993, ss. 11-46. 22 Nauya gre bu ordu komutan Amr b. As, Lemmansa gre ise Said b. Amirdir. Kr., Nau, "Dialogue", s 15; Khoury, Les Thologiens, s. 39.
18 19

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Erken Dnem Mslman-Hristiyan Polemik Gelenei

163

inancnn Hristiyanlarnkiyle ayn olduunu, onlarn da sa'y bildiklerini, fakat insanlarn zamanla eitli sebeplerden dolay doru yoldan saparak politeizmi benimsediklerini ileri srer. Patrie gre, Hristiyan teslis doktrini Tanr anlayn deil tektanr anlayn ifade etmektedir. Benzer bir tartmann, 643 ylnda Amr b. s ile Yakub Patrii Benjamin arasnda gereklemi olduu belirtilmekle birlikte tartmann ierii hakknda hibir bilgi verilmemektedir23. Yine, 670 ylnda Nestur rahip Abraham'n da bir Mslman ile bir Hristiyan arasnda geen tartmay konu alan bir risale yazdndan bahsedilmektedir24. Erken dneme ait, konumuz asndan neme sahip bir dier karlkl din tartma da Halife Mehd ile Timothy arasnda geen tartmadr. Halife Mehd dneminde patrik olan Timothy (109-208/727-823) zaman zaman halifenin davetiyle saraya gelerek onunla Hristiyan ilahiyat hakknda eitli konular tartmtr25. Bu tartmalar, Timothy'nin kaytlar sonucu, pek ok kopyasyla birlikte gnmze kadar ulamtr26. ki oturumda tamamland anlalan sz konusu tartma, Allah kavram, Allah'n oul edinip edinmedii, sann ilahl, doumu ve baz szlerinin akla kavuturulmas, sa'nn ldrlmesi, aslmas ve ref'i, teslis, paraklit, tahrif ve tebdil, Hristiyanlarn Kur'an'a ilh bir kitap olarak bakp bakmadklar ve ha nnde ibadet gibi olduka zengin bir ierie sahiptir. Bu dneme ait bir dier karlkl din tartma, Theodora Eb Kurr (750-825?) ile dnemin ileri gelen Mslman limleri arasnda
Nau, "Dialogue", s. 14. Khoury, Les Thologiens, s. 39. 25 Jean-Marie Gaudeul, Encounters and Clashes, Islam and Christianity in History, Rome, 1990, I, s. 14. 26 Bu metinlerin ngilizce tercmesi, A. Mingana tarafndan, Sryanice asllaryla birlikte, "The Apology of Timothy the Patriarch before the Caliph Mahdi" adyla, BJRL, XXII, (Manchester, 1928, ss. 137-298'te yaynlanmtr. Ayn metin, Cheikho tarafndan Arapa olarak, "elMuhveret'd-Diniyye ellet cerret beyne'l-Halife el-Mehd ve Timsvus el-Cselik" adyla, alMachriq (el-Merk), XIX, Beyrut, 1921'de yaynlanmtr. Bkz., L. K. Brovne, "The Patriarch Timothy and the Caliph al-Mahdi", MW, XXI, no. 1, January 1931, s. 38; Ayn metin daha sonra, R. Casper tarafndan, zet olarak, "Les Versions Arabes du Dialoque entre le Caht Licos et le Calife al-Mahdi", adyla, Islamochristiana, 3, (1977), ss. 107-153'te Arapasyla birlikte yaynlanmtr.
23 24

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

164

Yrd. Do. Dr. brahim Kaplan

gemitir. Melkit kilisesine bal Ortodoks bir ilahiyat olan Theodora Eb Kur, Badat'ta Abbasi Halifesi Me'mun'un huzurunda, muhtemelen 824 ylnda, dnemin ileri gelen Mslman limleriyle yapt din ierikli tartmay yazya aktarmtr27. Halife Me'mun'un huzurunda olduka zgr bir ortamda gerekletii ve birka gn srd anlalan bu tartma, ncekilerde olduu gibi, Hz. sa ve tabiat zerinde younlamaktadr. Dier tartma konularnda da Ebu Kurra, hocas Yuhanna ile ayn dorultuda tavr taknmakta ve benzer ifadeleri kullanmaktadr.

2.2. Mektuplamalar
Polemik gelenei asndan erken dnemim nemli belgelerinden biri, Emev Halifesi mer b. Abdlaziz (99-101/717-720) ile Bizans mparatoru III. Leon arasnda gerekletii kaydedilen teolojik ierikli mektuplamadr28. Hristiyanln temel retileri hakknda bilgi sahibi olmak isteyen II. mer, Bizans mparatoru III. Leona, Hz. sann tabiat ve inkarnasyonun imkan, Kutsal Kitap, Paraklit ve Hristiyan teolojisi hakknda pek ok soruyu ieren bir mektup gndermitir. Sorduu sorular onun Hristiyanlk hakknda azmsanmayacak bilgiye sahip olduunu gstermektedir. Belki de halifenin renmek istedii ey, Hristiyanlk hakknda tespit ettii elikilerin Hristiyanlarca nasl yorumland olabilir. Zira o, zaman zaman Hristiyan teolojisi hakknda hkmler de vermektedir.

Arapa olarak yazlm olan tartma metni, Paris Bibliotheque nr. 70'te kaytldr. Bu tartma metninin muhtevas hakknda, A. Guillaume'in "Theodora Abu Qurra as Apologist" adl makalesiyle bilgi edinmekteyiz. MW, XV, (1925), ss. 42-51; Eb Kurra'nn teolojik grleri iin bkz., Griffith, "Faith and Reason in Christian Kalm: Theodora Ab Qurrah on Discerning The True Relgion", ss. 1-43. 28 Arthur Jeffery, "Ghevond's Text of the Correspondence Between Umar II and Leo III", The Early Christian-Muslim Dialogue; A Collection of Documents from the First Three Islamic Centuries (632-900 AD) Translation with Commentary, ed. by., N. A. Newman, Interdisciplinary Biblical Research Institute, Hatfielde, Pennsylvania, 1993, ss. 57-131; Newman'n nsz ve notlarla yaynlad makale, ilk kez, Harvard Theological Review, 37 (1944), ss. 269-232)'de yaynlanmt. (A Collection'da II. mer'in mektubu karlmtr.) Ancak, hemen belirtelim ki, Jeffery'nin yaynlad bu mektubun orijinal nshalar mevcut deildir. Jeffery, mektubun en eski kaynann, lm tarihi bilinmeyen Ermeni tarihi Ghevond olduunu belirtir. bkz., Jeffery, "Umar II and Leo III", s. 62.
27

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Erken Dnem Mslman-Hristiyan Polemik Gelenei

165

III. Leon ise cevap olarak yazd mektubunda, Hristiyanlarn bu konulara dair grlerini aklar. Ona gre, Kitab- Mukaddes'te Hz. sa'nn ahsiyeti ve inkarnasyonu ile ilgili bilgiler Hristiyanlarn inanlar dorultusundadr. Kutsal kitapta Mslmanlarn grlerini destekleyecek malumata da rastlanmamaktadr. mparator'a gre, sa tam bir beer ve tam bir Tanrdr. Allah kelam olmalar dolaysyla Eski ve Yeni Ahit arasnda bir elikiden sz edilemez. mparatora gre sa, lmnden sonra ortaya kacak herhangi bir peygamber veya elinin yolundan gitmemeleri konusunda havarileri sk sk uyarmtr. Dolaysyla, Mslmanlarn Paraklit29 ile ilgili aklamalar bir hakaret ve iftiradr. Konumuz asndan tantlmas gereken bir baka belge de Harun Reid'in Konstantinos'a gnderdii davet mektubudur. Ebu'r-Rab Muhammed b. El-Leys tarafndan kaleme alnd belirtilen davet mektubunda30 Harun Reid, Allah'n birlii, Hz. sa'nn tabiat, Hz. Muhammed'in peygamberliinin delilleri ve Kur'an'n vahiy mahsul olduunu gsteren delileri sraladktan sonra, Hristiyanlarn inan sistemini eletiri konusu yapmakta ve Hz. Muhammed'in geleceine dair ifadelerin Hristiyanlar tarafndan tahrif edildiini iddia etmektedir. Bu dneme ait nemli belgelerden biri de Abdullah b. smail elHaim (. 205/850) ile Abd'l-Mesih el-Kind31 arasndaki mektuplamadr32. Him'nin arkada Kind'yi slm'a davet iin yazd mektup, HBkz., Yuhanna: 14/16, 26; 15/26; 16/7. Mektubun tam metni, Ahmed Ferid Rif tarafndan, Asru'l-Me'mun, Kahire, 1928, II, ss. 188-236'da, yaynlanmtr. Ayrca, mektubun daha sonra, Hadi Eid tarafndan baz aklamalar ve Franszca tercmesiyle birlikte yaynland da belirtilmektedir. Bkz., Casim Avc, slm-Bizans likileri, stanbul, 2003, s. 134. 31 Him'nin mektubuna cevap yazan kiinin, daha zgr yazabilmek iin iki isim kullanm olabilecei dnlen Yahya b. Adiy olduu iddia edilmektedir. (Bkz., Gaudeul, Encounter and Clashes, I, s. 49-50) Fakat, mektubun Me'mun dneminde yazlm olduu doru kabul edilirse, metni 893974 yllar arasnda yaam olan Adiy'in yazm olmas zayf bir ihtimal olarak kalmaktadr. Yine, Kind'nin Nesturi, Adiy'in de Yakub olduu gz nnde bulundurulursa bu ihtimal daha da zayftr. Zira, metnin Nestur birinin kaleme alnd hissedilmektedir. Sabire Abay, Mslmanlarla Hristiyanlar Arasndaki Teolojik likilerin lk Dneminde Abdlmesih el-Kind'nin Abdullah b. smail el-Him'ye Reddiyesi rnei, (ASBE, Baslmam Yksek Lisans Tezi) Ankara, 2002, s. 2. 32 Him ile Kind arasndaki bu mektuplamann metni 19 yy'da Amerikan misyonerler tarafndan Msr'da bulundu. Bu metni ieren bir baka el yazma da daha sonra stanbul'da bulundu. 1880'de Anton Tien Arapa olan bu iki yazmay tahkik ederek yaynlad. Metin 1882 ylnda W. Muir tarafndan ngilizceye evrildi. Metnin 1882-85 yllar arasnda A. Tien tarafndan da bir evirisinin yapld, ancak bu evirinin yaynlanmad bildirilmektedir. Daha sonra Newman, Arapa metni
29 30

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

166

Yrd. Do. Dr. brahim Kaplan

ristiyanlara kar yazlm polemik tarz eserlerden gnmze kadar intikal etmi olan ilk eser hviyetindedir33. Sz konusu mektubun bir dier nemli zellii de, Kur'an ve Hadis'ten sonra Hristiyanlar slmiyete davet eden ilk eser olarak kabul edilmesidir34. Teslis konusundaki, genelde Kitab- Mukaddes'e dayanan aklamalarndan sonra Kind, Hz. Muhammed'in peygamberliine ve Kur'an'n kkenine ynelik eletirilerini sralamaktadr. Ona gre, peygamberliin artlarndan biri gayb bilmek, bir dieri de mucize gstermektir. Hz. Muhammed'in gayb bilme gibi bir iddiasnn olmadn, Kur'an'da da ona mucize verilmediinin belirtildiini35, ona atfedilen mucizelerin ise uydurulmu olduunu syleyen Kind, bundan dolay Hz. Muhammed'in gerek bir peygamber olamayacan iddia etmektedir. Buna karn, Kur'an hakknda azmsanmayacak bilgiye sahip olduu anlalan Kind, mucize olarak Kur'an'n gsterildii ayetler konusunda suskun kalmaktadr. Kind, bundan sonra Kur'an'n Nestur bir keiin etkisinde kalan Muhammed'in kaleminden km bir kitap olduunu iddia etmekte, bu iddiasn ispatlamak iin ise, Hristiyanlardan vgyle bahseden ayeti delil olarak kullanmaktadr. Fakat Kind, bu ayeti kendi iddialarn kantlamak iin bir delil olarak kullanrken, Hristiyan teolojisini eletiren ayetlere hi deinmemektedir.

2.3. Reddiyeler 2.3.1. Hristiyan Polemikiler ve slam Hakkndaki ddialar

esas alarak Muir ve Tien'in evirilerini karlatrm, Tien'in giriini kartp baz hatalar dzeltip notlar ekleyerek yaynlamtr: Anton Tien, "The Apology of al-Kindi", The Early ChristianMuslim Dialogue, ed. by, N. A. Newman, Pennysilvania, 1993, s. 355-546; Ayn metni Sabire Abay, ad geen Yksek Lisan tezinin ek ksmnda (ss. 67-196) Trkeye evirmitir. 33 Mehmet Aydn, Mslmanlarn Hristiyanlara Kar Yazd Reddiyeler ve Tartma Konular, Ankara, 1998, s. 37. 34 arf, el-Fikri'l-slm fi'r-Redd ale'n-Nasr, s. 121; aban Kuzgun, Drt ncil, Yazlmas, Derlenmesi, Muhtevas, Farkllklar ve elikileri, Ertem Matbbas, Ankara, 1996, s. 93. 35 Tien, "The Apology of al-Kindi", s. 440; Kind,"Bizi mucizeler gndermekten alkoyan tek ey, ncekilerin bu ayetleri yalanlam olmasdr" (17.sr/59) eklindeki, mriklerin mucize isteklerinin reddedildii, ayete atf yapmaktadr.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Erken Dnem Mslman-Hristiyan Polemik Gelenei

167

slm'a kar reddiye yazan ilk Hristiyan ilhiyats Yuhanna ed-Dmek (Ionnas Damaskenos/John of Damascus)dir36. Ona gre, slamiyet Hristiyanln sapk bir kolu (smail Sapklk), Mslmanlar da sa aleyhtar, olanlarn ncsdr. Tanr'nn olunun bedene brndn, onun mkemmel Tanr olduunu, ayn zamanda da mkemmel bir insan olduunu kabul etmeyenler iin Yuhanna'nn kulland kavramlardan biri deccaldir37. Ona gre, Ariusu bir rahiple dostluk kurarak Eski ve Yeni Ahit'e dayanarak kendi mezhebini kurmu olan Hz. Muhammed yalanc bir peygamberdir. nk o da tpk Arius gibi Kutsal Ruh'un ilhliini inkr etmektedir. Drt kadnla evlilik, cariye edinme, boanma ve Hz. Muhammed'in Zeynep ile evlenmesi gibi hususlar ele alarak dorudan Kur'an'n muhtevasn eletiri konusu yapan Yuhanna'nn, bir Hristiyan ile bir Mslman arasnda geen hayali tartmay konu alan bir risalesi daha vardr. Teolojik ilikilerin ilk rneklerinden birini tekil eden Disputatio Christiani et Sareceni (Hristiyanlar ile Mslmanlar Arasnda Tartma)38 bir yazl diyalog rneidir ve Hristiyanln savunulmasn iermektedir. Taraflarn hayali karlamasn ve tartmasn anlatan eser, o devirde iki din mensubu arasnda yaanan ve sorulmas mmkn tartma noktalarn ortaya koymaktadr. Tartlan konular arasnda, irade hrriyeti, teslis, sann ulhiyeti, ilahi kelamn mahlk olup olmayaca
36

37

38

Yuhanna'nn hayat hakknda geni bilgi iin bkz., Stanley Samuel Harakas, "John of Damascus", The Encyclopedia of Religion, ed., Mircea Eliade, New York, 1987, VIII, 110-112; Mustafa Gregen, Hristiyan Teolojisinde Yahya Dmeki'nin Yeri ve nemi, (MSBE Yksek Lisans Tezi), stanbul, 1995; Leyla Haneciolu, Yuhanna ed-Dmek'nin slam ve Hristiyanlk Arasndaki likideki Yeri, (ASBE Yksek Lisans Tezi), Ankara, 2002, s. 4-10. Saint John of Damascus, Wrtings, trans., by., Frederic H. Chase, Fathers of the Church, Inc., New York, 1958, s. 153;"sa kartl" ile e anlaml olarak kullanlan Deccal ile ilgili fikirler, Tanr'nn eytanla dnyann sonunda yapacaklar savaa dair mitolojik ve speklatif haberlere dayanmaktadr. (Bkz., W. Bousset, "Antichrist", Encyklopedia of Religion and Ethics, New York, 1955, C. II, s. 578) Ayrca, Antichrist'in Mslmanlarla irtibatlandrlmas ile ilgili olarak Merril'in u deerlendirmesine yer verebiliriz. Sryanice bir yazmaya gre, Araplarn Yesrib'den ilerlemeleri, Bizansllar karsnda yenilgiye uramalar ve Antichrist (Deccal)'in ortaya kmas kyamet alametleri arasnda yer almaktadr. Yuhanna da muhtemelen bu efsaneye dayanarak byle bir isimlendirme yapmtr. (Bkz.,J. E. Merril, "The Tractate of John of Damascus on Islam", MW, XLI, (1954), s. 89.) Bu diyalog, J. P. Migne, Patrologia Graeca, C. 94, yl: 1864, no. 1885-1898'deki Latince ve Greke metin esas almarak Voorhis tarafndan ngilizceye tercme edilerek yaynlanmtr; John of Damascus, "The Dscussion of a Christian and a Saracen", trns., John W. Woorhis, MW, XXV, (1935), ss. 266-273. Ayn diyalog, The Early Christian- Muslim Dialogue, ed. N. A. Newman, Hatfield, Pennsylvania, 1993, ss. 144-152'de de yaynlanmtr.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

168

Yrd. Do. Dr. brahim Kaplan

saylabilir. Yuhanna, diyalou bir tartma ve sohbet ortamnda ncilin hakikatlerini bildirmek ve kar taraf buna ikna etmek" anlamnda kullanmtr. Kitap, dorudan Hristiyanlarn muhalifleriyle tartmalar srasnda soracaklar sorular ve sorulan sorulara verilecek cevaplar iermektedir. Bir Hristiyan ile bir Mslman arasnda geen din tartmalardan bir dieri, Theodora Eb Kurr tarafndan Yuhanna'nn ifadeleriyle aktarlmaktadr. Theodora mslmann sorusu zerine, Hz. Musa'nn peygamberliini ilan ettikten sonra putperestlerin deil, ona uyan Yahudilerin, Hz. sa'dan sonra da ona kar kan Yahudilerin deil Hristiyanlarn, Hz. Muhammed dneminde ise ona inananlarn deil Hristiyanlklarndan vazgemeyenlerin daha doru bir davran sergilemi olacaklarn"39 belirtmektedir. Muhatabnn bu ifadeleri karsnda hayrete den mslmana Ebu Kura, Hz. Musa'nn ve sa'nn mucizelerinden bahsederek onlarn peinden gidilmeye daha layk olduklarn belirtir40. Hristiyanlk tarihinin 284-813 yllar arsndaki nemli olaylarn konu alan Thephone (. 817), Vekayinmesi'nde 622 yl vakalarn anlatrken slmiyet ve Hz. Muhammed hakknda malumat vermektedir. Onun eseri, Dmek'nin eserinden ksa bir sre sonra Bat dillerine evrilmi ve Hristiyan yazarlar tarafndan ska kullanlan bir eser olmutur41. 622 yln "Sarazenlerin sahte peygamberinin ld yl" olarak ilan eden Thephones'e gre, Hz. Muhammed ilk ortaya ktnda Yahudi liderlerden bazlarnn onu beklenen Mesih zannettiklerini, ancak daha sonra yanldklarn anlayarak ona kar ktklarn dile getirmektedir42. Dnemim Hristiyan polemikilerinden biri de Bizansl

Nictas'dr. Rivayete gre, III. Mihael'in imparatorluu dneminde Mslmanlar, Baba ve oul kavramlarnn felsefi ve mantk yollarla izahn

Daniel Sahas, John of Damascus on Islam, Leiden, 1972, s. 158.. Sahas, John of Damascus on Islam, s. 159; Avc, slm-Bizans likileri, s. 133-134. 41 Bekir Karla, slam Dncesinin Bat Dncesine Etkisi, stanbul, 2004, s. 101. 42 Karla, slam Dncesinin Bat Dncesine Etkisi, s. 101; Avc ise, Thephones'in, "Onun deve eti yediini gren Yahudiler yanldklarn anlamalarna karn, din deitirmekten korktuklar iin yannda kalmaya devam ettiler ve ona Hristiyanlara kar haksz davranlar telkin ettiler" dedii eklinde alnt yapmaktadr. Avc, slm-Bizans likileri, s. 145-146.
39 40

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Erken Dnem Mslman-Hristiyan Polemik Gelenei

169

isteyen bir mektup gndermilerdi. Bunun zerine. O dnemde Bizans mparatorluunda filozof olarak tannan Nictas mektuplara cevap hazrlamakla grevlendirilir. Uzun bir almadan sonra Nictas sorulan sorulara felsef ve mantk cevaplar veren bir kitapk hazrlar. Confitatio Libri Mohamedis adyla Latinceye tercme edilen eserde, Mslmanlarn Aristo mantna dayal olarak hazrlam olduklar anlalan sorular kaydedildikten sonra, ayn mantk yntemlerle bu sorular cevaplandrlr43. Nictas, Tanr'nn zatnn bilinmesinin ok zor olduunu belirtmesine ramen, imkn nispetinde konuya aklk getirmeye altktan sonra teslisle ilgili olduka uzun izahlarda bulunur. Daha sonra, slam'n anlad anlamda Tanr'nn birlii fikrinin tutarsz ve anlamsz olduunu ispatlamaya alr. Arap Muhammed Tarafndan Uydurulan Kitaba Reddiye baln tayan ikinci mektubunda da Nictas, slm'n sadece Tanr inancnda deil, insanlara sunduu dnya grnde de yanlm olduunu, Kur'an'n da bir yanllar yn olduunu iddia etmektedir. Hz. Muhammed'in vahiy ald ynndeki iddialarnn doru olabilmesi iin, ald vahyin nceki vahiylerle dorulanmas gerekir diyen Nictas, halbuki onun ald vahiy, yanllklar ve glnlklerle doludur demektedir. Ona gre, bir yandan tek Tanrcln savunuculuunu yapan Hz. Muhammed dier taraftan Tanr'nn iinin bo olduunu syleyerek putperestlie sapmtr44.

2.3.2. Mslman Polemikiler ve Hristiyan Teolojisine Ynelik Eletirileri


Ali b. Rabbn et-Taber'nin (. 240/855) er-Red ale'n-Nasr45 adl eseri gerek anlamda Hristiyanla kar yazlm ilk reddiye zellii tamaktadr. Taber'nin reddiyesini teolojik ilikiler asndan nemli klan bir dier husus da, reddiyenin, hayatnn yetmi yln Hristiyan olarak geirdikten sonra slm' semi olan bir mhtedi tarafndan yaKarla, slam Dncesinin Bat Dncesine Etkisi, s. 102. Karla, slam Dncesinin Bat Dncesine Etkisi, s. 102. 45 Yazma nshas, ehit Ali Paa Ktphanesi 1628 no da kaytl risale, A. Khalife-W. Kutsch tarafndan, Mlanges de L'universit Saint Joseph, s. 36, Beyrut, 1959, ss. 114-148'de yaynlanmtr.
43 44

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

170

Yrd. Do. Dr. brahim Kaplan

zlm olmasdr. Hristiyanlkla ilgili pek ok noktay slm akidesi asndan derli toplu bir ekilde ele alyor olmas da onun nemini bir kat daha arttrmaktadr46. Taber, Hristiyan iman esaslarnn ncillere aykr olduunu ve sa'nn insan olduunu bu eserinde ispatlamaya altktan sonra, Hz. Muhammed'in peygamberliini Kitab- Mukaddes'teki ilgili metinlerden hareketle ispatlamak maksadyla, ed-Dn ve'd-Devle f sbat Nbvveti'nNeb47 adl bir eser daha kaleme alr. Kitabn en nemli zellii, Hz. Muhammed'in peygamberliini ispatlamak ve slm'n mdafaas iin ilk kez Kitab- Mukaddes metinlerinin kullanlyor olmasdr48. Daha nce bu konuda yazlan eserlerin baz eyleri ihmal ettiklerini, delilleri birbirine kartrdklarn ve Kutsal Kitaplara yeterince bavurmadklarn ima ederek bu eserleri yetersiz grdn belirten Taber, reddiyelerde bulunmas gereken zellikleri sraladktan sonra asl konuya gelmektedir. Ona gre slm'a kar olanlarn kar olu gerekesi unlardr: Peygamberin nbvveti hakkndaki haber konusundaki phe, mevcut siyas ve sosyal staty kaybetme endiesi, alkanlk ve gelenekten kopamama, zeka ve anlay ktl. Yazar daha ok peygamberin nbvveti hakkndaki haberlerle ilgilenmekte49 ve Arap mrikler tarafndan inkr edilen ve Ehl-i Kitap tarafndan kutsal kitaplarnda bulunan Hz. Muhammed'in ismi ve nitelikleriyle ilgili gizlenen iaretleri aa

Taber'nin hayat ile ilgili net bilgilere sahip deiliz. Onun, 154/770 veya 164/780 tarihinde doduu, H. 224 veya 234 tarihinde de Mslman olduu belirtilmektedir. er-Red ale'n-Nasr'da bu yllarda yazlm olmaldr. Taber'nin hayat ve eserleri hakknda detayl bilgi iin bkz., Fuat Aydn, Ali b. Rabben et-Taber ve Eseri er-Red ale'n-Nasr, (MSBE, Yksek Lisans Tezi), stanbul, 1994, s. 1426. 47 Kitabn yazma nshas ilk olarak Mingana tarafndan John Royland Library'de bulmutur. Mingana, "A semi-offical Degfense of Islam" adl makaleyle eseri tantm, daha sonra da 1922 ylnda giri ve tercmesiyle birlikte, 1923 yknda da Arapa olarak yaynlamtr. Bkz. Mahmut Kaya, "er-Red ale'n-Nasr", DA, stanbul, 1994, s. 351; Aydn, Ali b. Rabben et-Taber ve Eseri, s. 31; Mingana'nn tecmesi daha sonra, Editrn nszyle "The Early Christian-Muslim Dialogue'de yaynlanmtr; A. Mingana, "The Book of Religion and Empire", The Early Christian-Muslim Dialogue; A Collection of Documents from the First Three Islamic Centruies (632-900 AD) Translations with Commentary, ed. by, N. A. Newman, Pennsylvania, 1993, ss. 547-684. Taber'nin ayn eseri, Adil Nveyhiz tarafndan Arapa olarak neredilmitir; Ali b. Rabbn et-Taber, ed-Din ve'd-Devle f sbti'n-Nbvve, thk., Adil Nveyhiz, Beyrut, 1982. 48 Aydn, Ali b. Rabben et-Taber ve Eseri, s. 31. 49 Kaya, "er-Red ale'n-Nasr", s. 349; Aydn, Ali b. Rabben et-Taber ve Eseri, s. 32.
46

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Erken Dnem Mslman-Hristiyan Polemik Gelenei

171

karmay ama edinmektedir50. Sonu olarak Taberi, mm birinin Kur'an gibi belagat rnei bir eser meydana getiremeyeceinden hareketle bunun mucizeden baka bir ey olamayacan belirttikten sonra Kur'an ile dier ilah kitaplar arsnda karlatrmalar yapmaktadr. Mslman-Hristiyan teolojik ilikileri asndan dnemin nemli eserlerinden biri de Gney Arabistan'daki Zeyd ilere mensup Kasm b. brahim er-Ress (. 246/860)'nin er-Redd ale'n-Nasr51 adl risalesidir. Kasm b. brahim Hz. sa'nn ulhiyetinin mantkszln ortaya koymak iin eitli yntemlere bavurmaktadr. ncelikle, Kur'an'daki Hz. Meryem ve Hz. sa'nn insan oluuyla ilgili ayetleri sralayan Kasm b. brahim, Hz. sa'nn bir kul olarak yaratldn, buna Hristiyanlarn da ahit olduunu belirterek, onun sadece bir kul olarak kabulnn zorunlu olduunu ortaya koymaya alr. Daha sonra, beer sfatlara sahip birinin Allah'n olu olamayacan, sa'nn bir beer olduunu gsteren davranlaryla ispatlamaya alr. Dnemin en ok dikkat eken polemikilerinden biri de Ebu sa el-Varrk'tr (. 247/861)52. Varrak Kitab fi'r-redd alel-fraku's-selas minenNasr adl iki ciltlik eserinde Hristiyanln teslis ve inkarnasyon inanlarn rasyonel bir eletiriye tabi tutmaktadr. Eserin birinci cildinde53 tes-

Ali b. Rabbn et-Taber, ed-Din ve'd-Devle, s. 35-36. Er-Redd ale'n-Nasr'nn be yazma nshas mevcuttur. Bunlardan drd Milano'daki Ambrosiana Ktphanesi'nde, biri de Berlin'deki Reale Ktphanesi'ndedir. Ksm b. brahim'in bu reddiyesini, "Di Matteo Confuzatione Contrai Cristani Dello Zaydita al-Kasm b. brahim" adyla Rivista Delgi Studi Orientali 1921-1922 yll, ss. 301-364'de yaynlanmtr. Di Matto, reddiyenin Arapa metninden nce drt sayfalk talyanca bir Mukaddime koymutur. Bkz., Brockelmann, GAL, Suppl., I, s. 315; Fuat Sezgin, Geschichte des Arabischen Schrifttums, Leiden, 1967, I, s. 562; Aydn, Reddiyeler, s. 41; Kasm b. brahim'in bu reddiyesi, onun tm eserlerinin topland, Mecmu'u Ktb ve'rResil li'l-mam el-Ksm b. brahim er-Ress, thk., Abdlkerim Ahmed Cedebn, Dru'l-Hikmeti'lYemniyye, San'a, t.y., ss. 389-442'de neredilmitir. 52 Varrakn hayat ve mezhebi hakknda geni bilgi iin bkz., Ebu'l-Hseyin Abdurrahim el-Hayyt, Kitbu'l-ntisr, Beyrut, 1957, s. 73, 108, 110-111; S. M. Stern, "Ab s Muhammed b. Hrun alWarrk" mad., The Encyclopedia of Islam, New Edition, Leiden E.J. Brill, 1986, C. I, s. 139; Er, Maklt, C. I, s. 109; Badd, el-Fark, s. 67; Mturd, Tevhd, s. 232-238; ehristn, el-Milel, II, s. 269; 53 Eser David Thomas tarafndan tahkik edilerek ngilizce tercmesiyle birlikte yaymlanmtr. Eb sa Muhammed b. Harun el-Varrak, er-Redd ale't-tesls, ed. and trns., by David Thomas, AntiChristian Polemic in Early Islam; Abu s al-Warraq's Against the Trinity, Cambridge University Pres, 1992.
50 51

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

172

Yrd. Do. Dr. brahim Kaplan

lis, ikinci cildinde54 ise inkarnasyon ele alnmaktadr. Varrak, akln elikiyi kabul etmeyeceinden hareketle, Hristiyan mezhebini ayr ayr ele alarak onlarn, baba-oul-kutsal ruh arasndaki ilikilerini sorgulamaktadr. Sorulan sorulara bu mezheplerin verebilecekleri muhtemel cevaplarn hepsini gndeme getiren Varrak, bu sorulara verilebilecek cevaplarn her birinin kendilerinin bir baka anlaylaryla elitiini gstermeye almaktadr. Daha ok edeb sahada eserler vermi olan Chz'n (. 255/869) er-Redd ale'n-Nasr55 adl risalesi Mslman-Hristiyan teolojik ilikileri tarihi asndan nemli bir yere sahiptir. Chz'n bu risaleyi mechul birinin mektubuna cevap olmak zere yazd anlalmaktadr. Yine onun risalenin bandaki cmlelerinden anlald kadaryla, Hristiyan misyonerlerin din konular savunma hususunda zayf kalanlarn akln elme teebbsne kar Chz'dan yardm istenmektedir. Bu ayn zamanda Hristiyanlarla tartmalarda Mslmann yararlanabilecei argmanlar konusunda yardm talebi anlamna da gelmektedir. Bu balamda, Chz'n reddiyesinin karakteristik zelliklerinden birinin Hristiyanlarn kafa kartrc sorularna tatmin edici cevaplar verme iddias olduunu syleyebiliriz. Eserin gayesi, Hristiyanlarn slmiyeti ktleyen szlerini ortaya koymak, sonra da onlar rtmektir. Dolaysyla Chz'n reddiyesi bir propaganda kitab deil56 bir savunma kitabdr. Reddiyenin dier bir karakteristik zellii de, kendinden nce yazlm reddiyelerin aksine grlerini desteklemek iin Eski ve Yeni Ahit'e hi bavurmam olmasdr. Onun Kitab- Mukaddes'e kar taknEb sa Muhammed b. Harun el-Varrak, er-Redd aale'l-ttihd, ed. and trns. by David Thomas, Early Muslim Polemic Against Christianity; Ab s al-Warrq's Against the Incarnation, Cambridge University Press, 2002. 55 Chz'n reddiyesi J. Finkel tarafndan, Sels Resil li eb Osman Amr bn Bahru'l-Chz, Kahire, 1344/1926, iinde yaynlanmtr. Fakat Finkel'in neri tam metin deil, Chz'n yazd metinden seilmi bir hlasadr. Finkel'in Ezher (no. 6836) ve Ahmet Timur Paa Ktphanelrinde (edeb. No: 19) bulduu yazma nshas Ubeydulah b. Hasan'n Chz'n eserlerinden setii fasllardan sonuncusudur. Risale daha sonra, O. Rescher, Stutgart, 1931 ve I. S. Allouche (Paris, 1939) tarafndan da yaynlanmtr. Rockelmann, GAL, Lit., I, s. 153-154; Muhammed Abdullah arkv de ayn risaleyi, risale ile ilgili incelemlerini ve metin zerindeki aklamalarla birlikte yaynlamtr.(el-Muhtr fi'r-Redd ale'n-Nasr, Dru'l-Cl, Beyrut, 1991). arkavi'nin bualmas Osman Cilac tarafndan Hristiyanla Reddiye Tekin Kitabevi, Konya, 1992) adyla Trkeye evrilmitir; 56 Aydn, Reddiyeler, s. 43.
54

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Erken Dnem Mslman-Hristiyan Polemik Gelenei

173

d bu tavrn bir tek nedeni vardr. O, Kitab- Mukaddes metinlerine asla gven beslemez ve onlarn otoritesini, kendi grn desteklemek iin bile olsa asla kabul etmez57. Reddiyenin deerini arttran bir zellii de, yaad dnemdeki gayr- Mslimlerin sosyal durumlar hakknda bilgiler veriyor olmasdr58. Bunun dnda Mutezileden daha baka ahslarn da Hristiyanlara reddiye yazd anlalmaktadr59. Ebu Yusuf Yakub b. el-Kind (. 260/873), er-Redd ale'n-Nasra60 adl risalesinde, yalnzca Hristiyanln teslis doktrini zerinde younlaarak, tartmasn sadece akl yoldan, mantk ve felsefe kurallarna bal kalarak yapmaktadr. Onun yalnzca teslis doktrinine odaklanm olmas, onu reddiyelerin genelinden farkllatran bir zellik olarak ortaya kmaktadr.

3. Tartlan Konular Asndan Polemik Gelenei 3.1. Tanr'nn Mutlak Birlii Asndan Teslis ve nkarnasyon
Hristiyan ilahiyatlar, Kitab- Mukaddesteki baz nakl delillerin61 yannda akl bir takm delilleri de kullanarak, Tanr denilen teslisin aslnda "bir" olduunu ispatlamaya gayret gsterirlerken, Mslman dnrler, teslisin Hristiyanlarn da kabul ettii Allah'n mutlak birlii anlayyla badamadn yine ncil metinleriyle ispatlamaya alm-

Chz, el-Muhtr fi'r-Redd, s. 81. Erdem, "Chz ve el-Muhtr fi'r-Redd ala'n-Nasara isimli Eseri", s. 462. 59 Kad Abdulcebbar, Chzn Hristiyanla reddiye ierikli bir kitabndan, yine onun RisaletlAseliyye adl baka bir kitabndan bahsetmekte; yine bununla ilgili olarak Ebu Cafer el-skfnin mstakil bir kitabndan, Ebu Bekir Ahmed b. Ali b. el-Ahidin Kitabul-Mane adl eserinde bulunan gzel bir blmden, Ebu sa el-Varrkn ve Ebu Ali el-Cbbnin kitaplarndan; Eb Himin Baddiyyt adl eserindeki bir blmden, bn Halldn Usl ve erhinden, hocas Ebu Abdullah el-Basrnin zh adl kitabndan Hristiyanlara reddiye yazan kiiler ve eserler olarak bahsetmektedir. Bkz. Kad Abdulcebbar, Tesbt delilin-nbvve, thk. Abdlkerim Osman, nr. Drul-Arabiyye, Beyrut 1966, I, 198. Ayrca bkz. Hulusi Arslan, Kad Abdulcebbarn Hristiyan lahiyatna Ynelttii Teolojik Eletiriler Kelam Aratrmalar, 8:1 (2010), s.14. 60 Kind'nin reddiyesi ilk kez, Augustin Prier'in, Pettits Tratis Apologtiques de Yahy ben 'Ad, ad ile hazrlad doktora tezinin sonunda Franszca olarak yaynlanmtr (Paris, 1920, ss. 118128); Ayrca Prier, Kind'nin bu reddiyesini Hristiyan filozofu Yahy b. Ad'nin verdii cevaplarla birlikte ilk defa Revue de L'Orient Chrtien, 3. srie 22/1920-1921 yllnn 4-14 sayfalar arasnda Arapa metinle birlikte yaynlamtr. Brockelmann, GAL, Supl. I, s. 372; Sezgin, GAS, I, s. 387, Aydn, Reddiyeler, s. 46. 61 Yuhanna: 1/1-3; Yuhanna: 1/14; Yuhanna: 17/21; Matta: 28/19; Geni bilgi iin bkz., Michel, Hristiyan Tanrbilimine Giri, s. 64.
57 58

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

174

Yrd. Do. Dr. brahim Kaplan

lar, bu grlerini mantk delillerle destekleme yoluna gitmilerdir. ki tarafn sz konusu bu anlayn da yanstmas asndan Halife Mehdi ile Timothy arasndaki polemik nemlidir. Halifenin, teslis anlay ile Tanr'nn birliinin nasl uzlaabilecei, Tanr'nn nasl oul edinecei sorusuna Timothy, kral ve gne rnekleriyle cevap vermeye almaktadr62. Bu rneklemeler, teslisin ahslar arasndaki fark szde deil gerek olduu halde Tanr yine de birdir ve bu nedenle Tanr'nn birlii, kendi iinde ayrlmaz paralarn ayrmn mmkn klan izaf bir birliktir, iddiasnn aklanmasyla ilgilidir63. Btn bu aklamalar Mslman polemikilerin, teslisin Tanr'nn mutlak birliini ifade ettii konusundaki phelerini giderecek aklkta deildir. Ali b. Rabban et-Taber, slam'n tevhid inancn, Allah'n varl ve birlii ilkesini ortaya koyduktan sonra, Hristiyanlarn bylesi bir tevhid anlayndan uzak olduklarn, teslisi kabul etmek suretiyle ncillere dahi aykr bir inanca sahip olduklarn iddia etmitir. Hristiyanlarn, bylece Tanr'ya, hatta Baba, Oul, Ruhu'l-Kuds ve ezel insan olan Mesih olmak zere drde dahi kabilecek bir Tanr anlayna sahip olduklarn belirtmitir64. nceki dininin kutsal metinlerine son derece hakim olan Taber'ye gre, Hristiyanlarn Mesih'i bir kul, bir eli deil de ezel bir yaratc olarak grmeleri ncil'deki Mesih ile ilgili ifadelere uygun deildir. Hristiyanlarn kullandklar gibi Allah gerek anlamda Baba olursa, ya ezel bir eyi dourmu olur ya da hdis olan bir eyi dourmu olur. Allah'n ezel bir ey dourduunu kabul edemeyiz. Bu muhaldir. nk ezel olan ey domu olamaz. Allah'n ezel olmayan bir ey dourduunu kabul edersek eb yani baba hdis olmu olur. Bu da znik'te kabul edilen Hristiyan Kredosundaki "gerek Allah'tan domutur, yaratlm deildir" szlerini iptal eder65. Dolaysyla, eb ve ibn kelimeleri Hristiyanlarn teslis anlayna kaynaklk tekil etmez.
Kelimesi ve ruhu kraldan ayrlamayaca iin, kelimesi ve ruhuyla kral deil bir kraldr. I ve ss gneten ayr olmamasna ramen gneten deil bir tek gneten bahsedilir; R. Caspar, "Les Versions", s. 125-126; kr., Madrigel, Hristiyanlarn l-Birlik (Tevhit'de Teslis) nanc Ne Demek?, s. 35-36 63 Wolfson, Kelm Felsefeleri, s. 245. 64 Ali b. Rabbn et-Taber, er-Redd, s. 120-121. 65 Ali b. Rabbn et-Taber, er-Redd, s. 147.
62

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Erken Dnem Mslman-Hristiyan Polemik Gelenei

175

Chz da reddiyesinde, Hristiyanln zellikle Hz. sa'nn ulhiyeti anlayn anlamak iin insann btn akln kullanmasnn ve btn gcn sarf etmesinin bile yeterli olmayacan66 syleyerek teslis doktrininin tutarsz oluuna vurgu yapmaktadr. Taber ve Kasm b. brahim'in eb ve ibn kelimelerine verdikleri mecaz anlamlar da kabul etmeyen Chz, Allah'n ne doum yoluyla ne de mecaz olarak evlat edinme yoluyla baba olarak adlandrlamayacan, insana ait bu tabiatlar Allah'a isnad eden kimsenin Allah' tam olarak bilmediini ve onun ulhiyetini tam olarak tanmadn ifade etmektedir. Chz, "ayet Allah onu babasz yaratt iin "sa Allah'n oludur" denilirse, Hz. Adem ve Havva hem anasz hem de babasz yaratldklar iin buna daha ok layktr"67 diyerek bu konudaki itirazlarn srdrmektedir. Eer bu isimlendirme terbiye bakmndan ise, Allah, Hz. Musa'y, Hz. Davud'u ve btn peygamberleri terbiye ettii gibi onu da terbiye etmitir. Dolaysyla, Chz'a gre, dierlerini bundan soyutlayp da sadece ona byle bir isim vermek doru deildir68. Hristiyan mezhebinin grlerini ayr ayr irdeleyen Ebu sa el-Varrak, teslis ve inkarnasyon retilerini rasyonel bir tahlile tabi tutar. Hristiyan mezhebi de teslisi oluturan asllarn Baba, Oul ve Ruh'tan meydana geldii konusunda hemfikirdir69. Yine bu asllarn cevheriyette bir, asllkta (uknumiyet) ise farkl olduklar, her birinin ayr bir cevheri olmasna karn onlar bir cevher-i mm'n meydana getirdii konusu da ittifak edilen bir konudur70. Ancak bu asllarn mahiyeti ve inkarnasyonun hangi yolla gerekletii bu mezhepler arasnda bir ihtilaf konusudur. Hristiyan teslis doktrinini mnhasran rasyonel adan tenkit eden bir baka polemiki olarak Ya'kub b. shak el-Kind'yi de zikretmek
Chz, el-Muhtr fi'r-Redd, s. 68. Chz, el-Muhtr fi'r-Redd, s. 82. 68 "Rabbhu" teriminin, beslemek, yedirmek, iirmek, rzklandrmak ve doyurmaktan baka bir anlam olmadn vurgulayan Chz, bunu Allah btn insanlar iin yapt halde siz niin Allah'n onlar yedirmesini, iirmesini terbiye olarak isimlendiriyorsunuz sorusunu yneltmektedir. Bkz., Chz, el-Muhtr fi'r-Redd, s. 83. 69 Varrak, er-Redd ale't-Tesls, s., 66-67. 70 Varrak, er-Redd ale't-Tesls, s. 74.
66 67

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

176

Yrd. Do. Dr. brahim Kaplan

gerekmektedir. Teslis doktrini hakknda ksa bilgiler verdikten sonra Kind, Baba-Oul-Ruhu'l-Kuds arasnda ak bir birlemenin olduunu ortaya koymay amalamaktadr. Kind'ye gre, ezel uknumun (hypostas, asl) tek bir cevher (ousia) olduu eklinde formle edilen Hristiyanlarn teslis inanc terkibi iermektedir. Mrekkep olan eyin ise ezel olamayacan iddia eden Kind, bu iddiasn mantki delillerle ispatlamaya almaktadr71. Ona gre, teslis akidesi bir konu hakknda hem ' hem de bir'i tasdik etmek gibi ak bir imknszl iermektedir."72 Dolaysyla teslisi savunmak, mantk ve matematik asndan da mmkn deildir. Hristiyan filozofu Abdlmesih el-Kind ise, Allah'n mutlak manada bir olduu konusunda srarl olan Mslmanlarn bu grlerine, polemiklerde ska kullanldn sylediimiz soru-cevap formuyla ekillenen argmantasyon tarzn kullanarak itirazda bulunmaktadr. "Tanr'nn birliinden ya cins olarak ya tr olarak ya da sayca bahsedilebilir. Sen Tanr'nn cins olarak m, tr olarak m, yoksa say olarak m 'bir' olduunu sylyorsun? Eer Tanr'nn cins olarak bir olduunu sylyorsan cinsler, snrsz sayda ve eitte trleri ierir. Bu durum ise Tanr'ya yakmaz. Tanr'nn tr olarak bir olduunu sylyorsan tr kategorisi de iinde fertler topluluunu barndrr. Bu da Tanr'ya yakmaz. Tanr'nn sayca bir olduunu sylediinde, ondan bir ey karabilir veya onun blnebilir olduunu kabul etmi olursun. nk bu durumda 'bir' sadece bir say paras olmaktadr"73 Grld gibi, hem Mslman filozof Kind, hem de Hristiyan filozof Abdlmesih el-Kind kart tarafn ilkelerinin tutarszln ispatlamak iin Aristo'nun ayn ilkelerini dayanak yapmaktadrlar. Muhatab olan Haim'ye verdii bu hayali argmanlar, dolaysyla da slm'n tevhid ilkesini bu ekilde iptal ettiini dnen Abdlmesih el-Kind, Tanr'nn birliine ynelen tm nermeleri tek tek

Wolfson, Kelm Felsefeleri, s. 246. Prier, Pettits Tratis Apologtiques, s. 30-32; Wolfson, Kelm Felsefeleri, s. 249. 73 Tien, "The Apology of al-Kindi", s. 416-417.
71 72

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Erken Dnem Mslman-Hristiyan Polemik Gelenei

177

inceleyerek iptal ederken gsterdii bu titizlii l-birlik doktrinini temellendirirken gstermez. O, l-birlik doktrinini ispatlamak iin argmanlar sralamak yerine meseleyi bir muamma olarak aklamay tercih eder. Kind, l-birlik paradoksunu mystery of three persons in the Godhood (ulhiyette ahsiyetin gizemi) eklinde ifade eder74. l-birlik doktrini bir sr ya da gizem olarak kabul edilince, Hristiyan polemikilerin sz konusu doktrini savunmak iin genelde, Kitab- Mukaddes'ten ilgili pasajlar hatrlatmak ve teslisle ilgili uzun uzadya aklamalar yapmak yoluna gitmek olmaktadr. Bu tarz dnemin ve daha sonraki dnemlerin hemen hemen btn Hristiyan polemikileri iin geerlidir. Ksacas, zellikle teslisin ikinci uknumu olan sa'nn insan klna girmi Tanr olarak ulhiyet kazanmasndan kaynaklanan teolojik, felsef ve mantksal problemler Hristiyan ilahiyatlar skntya sokmu grnmektedir. Hristiyan ilahiyatlara ait btn polemiklerde bu hissedilmektedir. Dahas, baz Hristiyan ilahiyatlarn da teslis doktrinine benzer eletiriler getirmesi75 bu konudaki Hristiyan ilahiyatlarn kafa karkln gstermesi asndan nemlidir. nkarnasyon, ilh bir varln insan veya herhangi baka bir varlk eklinde tezahr etmesi anlamna gelir76. nkarnasyon, Hristiyanln temel inanlarndan birisisidir. Tanr'nn yaratlmam olan ezel mesajnn tenletii ve sa olarak insanlar arasnda yaad eklindeki Hristiyan inancn ifade eder77. sa'nn bu ekilde alglanmas, Hristiyanlk tarihinin olduka erken dnemlerinde, Hristiyanl Tanrl bir sisteme gtrecei eklinde itirazla karlanmtr. ranaeus (130-200), Tertullian

Tien, "The Apology of al-Kindi", s. 421. Mesela, Teslis retisinin Bat dnyasnda genellikle yanl anlaldna dikkat eken Armstrong, "nsanlar ya ayr kiilik hayal ederler veya btn retiyi grmezden gelip Tanr'y Baba ile zdeletirir ve sa'y pek de ayn dzeyde olmayan Tanrsal bir dost yaparlar." der. Bu yzden de Mslman ve Yahudiler bu retiyi kafa kartrc hatta zndklk olarak grmlerdir. Ona gre, tesliste Baba btn varln Oul'a aktarm, bylece benliini yitirmi ve Sz Logos'un yani Oul'un olmutur. Sonu olarak, Baba'nn olaan anlamyla, bizim kimlik kavrammzla uyuan kimlii, ben'i yoktur. Buna karn "Baba'nn genellikle Hristiyan amacnn hedefi olarak sunulmas sonucu Hristiyan yolculuu hibir yere, hibir yne ve hi kimseye varmayan bir ilerleme olarak ortaya kar."Armstrong, Tanr'nn Tarihi, s. 178-179. 76 inasi Gndz, Din ve nan Szl, s. 193. 77 Karl Rahner, "Incarnation" mad., Encyklopedia of Theology, ed., Karl Rahner, New York, 1986, s. 693.
74 75

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

178

Yrd. Do. Dr. brahim Kaplan

(160-220), Origen (185-254), Diedorus (. 300?), Lucian (. 312) ve Arius (250-336) gibi Hristiyanlktaki ilk tevhidciler Allah'n birliinde srar ediyor, l Tanr'y reddediyor ve sa'dan bahsederken Oul terimini kullanmaktan kanyorlard78. Arius'a gre Baba, Oul, Kutsal Ruh lemesi Yunandaki politeizmin baka bir biimidir. Halbuki eldeki ncillerin ak anlam Baba'y tek Tanr olarak bildirir. Sonradan yaratlan Oul yokken Baba vard. Baba yaratan, Oul ise yaratlandr. Dolaysyla, zleri ve mahiyetleri ayrdr. kisi ayn z ve mahiyette olamazlar. Aksi halde iki ayr Tanr kabul edilmi olur ki bu putperestliktir79. Fakat 325 znik Konsili, Arius'u aforoz ederek teslis ve sa'nn tabiat konusundaki srarlarn devam ettirmitir80. Arius'un btn itirazlarna ramen bu tarihte kilise sa'y resmen Tanr olarak kabul etmitir. Bundan nce o, Hristiyanlar tarafndan gerek bir Tanr olarak alglanmyordu81. ehristn, Mesih'in gerek kimliini arptarak onu ilh derecesine ykselten kiinin Pavlus olduu grndedir82. Hristiyanlarn bilinen sa alglamalar ada Hristiyan ilahiyatlar tarafndan da pek ok teolojik problemi tad gerekesiyle itirazlara maruz kalmaktadr. Hick, Hristiyanlarn geleneksel inkarnasyon doktrini ile ilgili pek ok probleme dikkat ekmektedir ki, bu problemler erken dnem Mslman polemikilerinin de tespitlerini iermektedir. Son dnemlerde yaplan aratrmalar, sa'nn bizzat kendisinin, "Tanr veya Kutsal Teslis'in ikinci ahs olan Tanr'nn Olu" olmadn,
Ataurrahim, Bir slm Peygamberi Hz. sa, s. 87. Armstrong, Tanrnn Tarihi, s. 153; Ataurrahim, Bir slm Peygamberi Hz. sa, s. 101; Atay, Kur'an'n Reddettii Dinler, s. 113. 80 Rahner, "Incarnation", s. 693-694. 81 Arthur Weigall, Pavlus Hristiyanlna Dair Bilimsel Bir Eletiri: Hristiyanlmzdaki Putperestlik, Ozan Yay., stanbul, 2002, s. 95. 82 ehristn, el-Milel, II, s. 245; Bu tarih aslnda, sa'nn Tanrsallatrlma srecinin balangc olarak alnabilir. sa'nn ulhiyeti ve Mesihlii zerine bina edilen geleneksel Hristiyanln sa anlay ile tarihsel sa'nn ok farkl karakterlere sahip olduklar, dn de bugn de baz Hristiyan ilahiyatlarn da dile getirdii bir konudur. Aratrmaclar, sa'nn kiiliinin ve basit retisinin kendisinden sonra eitli etkenlerle bozulduunu dile getirmekte ve bu noktada ilk isim olarak da Pavlus'un adn zikretmektedirler. Hristiyanlk olarak tandmz dini oluturan kiinin Pavlus olduu ne srlmekte, ayn zamanda Pavlus'un sa'nn retilerine ihanet ettii, onun basit retisini tahrif ettii ve paganist sr dinlerinin bir adaptasyonu olarak Hristiyanl oluturduu iddia edilmektedir. Pavlus hakknda detayl bilgi iin bkz., Gndz, Pavlus Hristiyanln Mimar, AOY, Ankara, 2004.
78 79

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Erken Dnem Mslman-Hristiyan Polemik Gelenei

179

aksine "insanolu" olduunu rettiini ortaya koymutur83. sa'nn bizzat kendisinin Allah'n kulu ve peygamberi olduunu bildirdii Mslman polemikilerin de temel tezlerinden biridir. Bu tezlerin yine, Kur'an'dan ve ncillerden getirilen delillerle ispatlanmaya alldna ahit oluyoruz. Tanr'y, kadir-i mutlak, her eyi bilen, her yerde hzr ve nzr, her eyin yaratcs, ezel ve ebed olarak kabul eden Hristiyanln, tarih bir ahsiyet olan sa'nn nasl hem ilah olarak sonsuz, hem insan olarak sonlu; ilah olarak her yerde, insan olarak belli bir yerde; ilh olarak her eyin yaratcs, insan olarak byle bir nitelikten yoksun; ilah olarak mutlak kudret sahibi, insan olarak gc snrl; ilah olarak her eyi bilen, insan olarak snrl bilgiye sahip; ilah olarak mkemmel, insan olarak yanlabilir niteliklere sahip olabilecei84 eklinde detaylandrlabilecek bu teolojik sorunun zm iin eitli formller gelitirse de bu konudaki kafa karklnn hala devam ettiini syleyebiliriz85. Tarih iindeki bir bireyin, nasl olup da ayn zamanda hem Tanr'nn onlarsz dnlemeyecei zt sfatlara, hem de insana ait niteliklere sahip olabilecei, yalnzca Mslman kelam asndan deil, ayn zamanda Hristiyan teolojisi asndan da izah olduka zor, hatta imkansz bir mesele gibi grnmektedir. Alglamalardaki farkllklardan dolay, daha lml bir yaklamla, meselenin zmnn Mslman kelam asndan imkansz, Hristiyan teolojisi asndan ise izah zor bir mesele olduunu syleyebiliriz. nkarnasyona ilikin ikinci temel problemi ifade eden ve insanlarn zihinlerini kurcalayan bu sorular Hristiyan yetkililerden hala cevap beklemektedir86.

Weigall, Hristiyanlmzdaki Putperestlik, s. 96; Mahmut Aydn, sa Tanr m nsan m?, z Yay., stanbul, 2002, s. 117. 84 Mahmut Aydn, sa Tanr m nsan m?, s. 118; sa'nn Tanrsallnn insanl ile nasl uyum salayabileceine ynelik olarak daha drt ve beinci yzyllarda, Apollinarius, Nestorius ve Euthykos gibi o dnemde sapklar olarak nitelendirilenlerin ilgin sorularndan biri de "Tanr nasl aresiz mzklayan bir bebek olabilmiti" eklindeydi. Bkz., Armstrong, Tanrnn Tarihi, s. 172. 85 Armstong, Tanr'nn Tarihi, s. 158. 86 Mahmut Aydn, sa Tanr m nsan m?, s. 117-118.
83

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

180

Yrd. Do. Dr. brahim Kaplan

3.2. Hz. sa'nn nsan Oluunun Kantlar


Hz. sa, Mslmanlar ve Hristiyanlar tarafndan farkl ekillerde alglanan din bir figrdr. Hristiyanlarca teslisin ikinci uknumu, Allah'n olu (Son of God) olarak kabul edilen Hz. sa, Mslmanlar tarafndan insanolu (Son of Man) ve Allah'n insanlara gnderdii peygamberlerinden biri olarak kabul grmektedir. Hristiyanlkta sa, merkez bir neme sahiptir87. sa merkezli bir din olarak bilinen Hristiyanln inan, ibadet ve ahlak retilerinin tamam sa'nn kimlii ve kiilii etrafnda odaklanmaktadr88. Hatta denilebilir ki, Hristiyanlk, sa merkezli (Kristosentrik) bir dindir89 ve Hristiyan teolojisinde inkarnasyon (Tanr'nn kendini insan formunda, sa'da, gstermesi) ve Tanr'nn Olu iki anahtar kavram olarak belirmektedir90. sa'nn bu merkez konumu, Hristiyan teolojisinde, sa'y kendisine konu alarak onun ahsn ve yaptklarn aratran ilim daln Kristoloji (Christology), ortaya karmtr91. Haddizatnda btn Hristiyan teolojisini Kristolji olarak adlandrmak mmkndr. Zira, dn de bugn de Hristiyan ilhiyatnn temel ilgi alan sa'nn ahs ve eylemleridir. Hristiyanlarn sa hakkndaki bu kabulleri Mslman polemikiler tarafndan, teslisin ikinci uknumu olan Oul'un Allah ile birlemesinin, mmkn olamayaca eklinde kristolojik bir eletiriyle karlanmtr. Bir yandan Kur'an'n Hz. sa ile ilgili mesajn dile getirmek, dier taraftan da eletirilerindeki haklln ispatlamak amacyla sa'nn kulluu ve peygamberlii zerinde srarla duran Mslman polemikiler, delil olarak Hristiyanln kendi kaynaklarnn yannda akl istidlallere de bavurmaktadrlar.

Tmer-Kk, Dinler Tarihi, s. 232. Mehmet Katar, "Hristiyanlkta sa'nn Doumu le lgili Kutlamalarn Ortaya k", slmiyt, III (2000) S. 4, s. 115. 89 Mahmut Aydn, "Yahudi Bir Peygamberden Gentile Tanr'ya: sa'nn Tanrsallatrlma Sreci", slmiyt, III (2000), S. 4, s. 47. 90 John Hick, "Hristiyanlarn sa'y Alglama Biimi ve Bunun slm'n Anlayyla Karlatrlmas", ev., aban Ali Dzgn, slmiyt, III (2000), S. 4, s. 75. 91 Aydn, "Yahudi Bir Peygamberden Gentile Tanr'ya ", s. 47.
87 88

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Erken Dnem Mslman-Hristiyan Polemik Gelenei

181

Kur'an'n, Hz. sa'nn kulluu ve peygamberlii gereini bizzat sa'nn azndan dile getirdii ifadeler92, Mslman polemikilerin Hristiyanlarn sa hakkndaki alglamalarn sorgulamalarna kaynaklk etmi gibi grnmektedir. Ayn zamanda bu ifadeler, Hristiyanlarn kendi kitaplarnda da sa'nn bir kul ve peygamber olduunu srarla vurgulad eklinde bir bilinci de oluturmutur. Mevcut ncillerdeki sa'ya ilikin ifadelerin Kur'an'n ortaya koyduu sa anlayyla paralel olduunu ispatlamaya alan ilk polemikilerden biri olan Taber bu noktada da kendisinden sonra bu konuya ilgi duyanlara rehberlik etmitir. Taber, Hristiyanlarn sa'y teslisin bir unsuru kabul eden inanlarnn aksine, ncillerde sa'nn Allah'n kulu ve elisi olduunu aka ortaya koyan pek ok ifadenin bulunduunu iddia etmektedir. ncelikle o, sa'nn beer zelliklerini n plana karan, zaman ve mekanla irtibatn ortaya koyan ifadelerden yola karak itirazlarn dile getirmektedir. Hristiyan ilahiyat John Hick de sa'nn hibir zaman ilahlk iddiasnda bulunmadn syleyerek, Kur'an'n ve polemikilerin bu yndeki sylemlerini dorulamaktadr. Ona gre, sa'nn tanrsallatrlmas kendisinden yzyllarca sonra ortaya km bir durumdur. Hick de tpk Taber gibi, Tanr'nn olu unvannn biyolojik deil mecaz anlamda anlalmas gerektiini, bu unvanla "zel bir ii tamamlamak zere Tanr tarafndan gnderilen ve Tanr'yla arasnda zel bir iliki bulunan kii" kastedilmekte olduu kanaatindedir. Bu anlamda inkarnasyon ifadesi de lafz deil mecaz anlamda alglanmaldr93.

3.3. Hz. sa'nn Peygamberlii ve Mesaj


Hz. sa'nn, Hristiyanlarn iddia ettii gibi teslisin bir unsursu deil de, bir beer olduu ortaya konulduktan sonra, onun bir peygamber olduu ve mesajnn dier peygamberlerle ayn ierie sahip olduu yine ayn yntemlerle ispatlanmaya allmaktadr. Yine Kur'an, Hz. sa'nn mslim olarak nitelendirilen peygamberlerden biri olduunu ak ve net
92 93

3.l-i mrn/51; 5.Maide/116.; 19.Meryem/30. Hick, "Hristiyanlarn sa'y Alglama Biimi", s. 77-80.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

182

Yrd. Do. Dr. brahim Kaplan

bir ekilde ortaya koymaktadr. Kur'an'n Hz. sa hakkndaki bu telakkisinden hareketle Mslman polemikiler, onun Allah tarafndan gnderilen bir eli olduunu ispatlamak iin ncelikle yine ncillerdeki pasajlara mracaat etmilerdir. ncillerde Hz. sa'nn ak bir ekilde Allah tarafndan gnderilmi bir eli olduunun belirtildiini iddia eden Taber, pek ok ncil pasajn94 rnek olarak gstermektedir95. Reddiye yazarlarna gre, Hz. sa'nn gsterdii mucizeler onun ilahlnn deil, peygamberliinin delilleridir. Yine, Hz. Muhammed ile Hz. sa arasnda hibir fark yoktur. Her ikisi de Allah'n elisidir. Mslmanlar, Kur'an'n tasvir ettii sa portresi ile Yeni Ahit'in sa portresi arasnda kesin farkllklar bulunduu grn paylarlar. Her eyden nce, Mslmanlar iin sa, kesinlikle Hristiyanla ait bir sa deil, aksine Mslman bir sa'dr. Baka bir ifade ile Hz. sa, Hz. Muhammed vastasyla "slamlatrlm" bir Hristiyan figr deil, aksine Hristiyanlar tarafndan zerine "Hristiyanlk maskesi" geirilmeye allan bir slm Peygamberidir96.

3.4. Tahrif ve Kutsal Kitabn Mevsukiyeti


Kutsal kitaplarn Ehl-i Kitap eliyle tahrifi meselesini slm'n vahiy anlay erevesinde ele alan Mslman polemikiler, ilh vahyin her trl elikiden uzak olaca grnden hareketle ncillerdeki tezatlar tahrifin en nemli delili olarak grmlerdir. Mslman polemikiler tahrif meselesiyle ilgili olarak en ok tebirat zerinde durmaktadrlar. Erken dnem reddiyelerine gre ncillerde tahrife uram en nemli mesele tebirattr. nceki kutsal kitaplarn tahrif edildii konusunda gr birlii iinde olan Mslman polemikiler, Kitab- Mukaddes'in mevsukiyeti konusunda farkl tavrlar sergilemilerdir97. Baz polemikiler, ncil'in tahrif edildiini kabul etmelerine ramen, ondan kendi grlerini destekleyecek delilleri kullanmaktan geri durmazlarken, Kitab- MukaddesMatta: 10/40-41, 12/18; Yuhanna: 3/34, 14/24, 14/31. Ali b. Rabbn et-Taber, er-Redd, s. 122-125. 96 Kate Zebiri, Muslims and Christans Face to Face, Oneworld Publications, Oxford, 1997, s. 59. 97 Aydn, Reddiyeler, s. 146.
94 95

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Erken Dnem Mslman-Hristiyan Polemik Gelenei

183

'in zerindeki tahrifin mutlak olarak gerekletiini kabul eden baz polemikiler, slm'n lehinde olsa bile ondan deliller nakletmeyi uygun grmemilerdir. Kitab- Mukaddes'in tahrif edildiini kabul etmekle birlikte, kendi grn desteklemek iin ncil metinlerini delil gsterenlerin banda mhtedi Ali b. Rabbn et-Taber gelmektedir. Hristiyan Kitab- Mukaddes'inin tahrifi konusuna hi deinmeyen Taber, Hristiyan inancnn tutarszln ispatlamak iin pek ok ncil metnini kullanm, Hristiyan inancn destekler mahiyette grnen ncil metinlerinin ise mecazen tevile msait olduunu belirmitir98. Taber'nin bu tavr, onun, ncil'in yorumunda bozulma (tahrfu'l-mn) olduu ynnde kanaate sahip olduu izlenimini vermektedir. Nitekim Aasi, tahrif konusundaki bu tr yaklama sahip olan ilk polemik rneinin Taberi'nin ed-Din ve'd-Devle adl eseri olduunu belirtir99. kinci trden bir yaklama sahip olan Chz, Yahudi ve Hristiyanlarn kutsal kitaplarn Allah'n sz olarak deil, insan sz olarak dnd iin, ondan doru bir fikrin teyidi iin bile delil karmay uygun grmemitir100. ncil'in metnindeki bozulmadan (tahrfu'l-lafz) bahseden ilk polemiki101 olan Cahz, drt ncillerin tahrifiyle ilgili u deerlendirmeleri yapmaktadr: "Eer bu kitaplar, yalan iermeyecek kadar salam, herhangi bir noktay unutmamakta ok titiz, Tanr'nn dininde yanlmaktan yahut kendilerine gvenenleri yanl yola saptrmaktan uzaktr derlerse biz de deriz ki: ncil anlatlarndaki farkllklar, kitaplarnda bulunan retilerindeki tutarszlklar, Mesih'e ilikin bilgilerdeki uzlamazlklar, er' hkmlerdeki gr birlii eksiklii, bunlarn hepsi bu drt kitap hakkndaki grlerimizin doruluunun gstergesidir."102

Ali b. Rabbn et-Taber, er-Redd, s. 121. Gulam Haydar Aasi, slm'n Dier Dinlere Bak; bn Hazm'n Kitbu'l-Fasl fi'l-Milel ve'l-Ehv ve'n-Nihal Eseri zerine Bie nceleme, ev., brahim Hakan Karata, nsan Yay., stanbul, 2005, s. 65. 100 Aydn, Reddiyeler, s. 147. 101 Aasi, slm'n Dier Dinlere Bak, s. 64. 102 Chz, el-Muhtr fi'r-Redd, s. 81.
98 99

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

184

Yrd. Do. Dr. brahim Kaplan

Mslman polemikilerin muharref kabul etmekle birlikte ncil metinlerini delil olarak kullanmalar, Aydn'n da dedii gibi, Hristiyanlarn kutsal kabul ettikleri metinlerden kendilerine ynelik staretejik bir mnakaa ve mcadele ekli103 olarak grlebilir. Belki, tahrif konusundaki bylesine bir yaklam, srf kutsal kitaplarndaki elikileri gndeme getirerek, Hristiyanlarn inan sisteminin rasyonel temele dayanmad tezini delillendirmeyi ama edinmi olabilir.

4. Kullanlan Yntemler Asndan Polemik Gelenei


Mslman-Hristiyan polemik geleneini, kullanlan yntemler asndan safhada ele almak mmkndr. Birinci safha, her iki din mensubunun da iddialarn desteklemek iin kendi kutsal metinlerinin otoritesine bavurduu dnemi ve anlay yanstmaktadr. Bu sre tarih olarak, Kitab- Mukaddesin Arapaya evrilmeden nceki dnemini ifade etmektedir. Bu srete Mslman dnrlerin Kur'an'n Hristiyanlk hakknda verdii bilgileri kendi kutsal kitaplarndan destekleme gibi bir ans bulunmuyordu104. Hz. Muhammed'in davet mektuplar, Patrik John ile slm komutan arasndaki tartma bu dnemde Hristiyanlk hakkndaki bilgilerin Kur'an' Kerim'im muhtevasyla snrl kaldn gsteren rnekler olarak deerlendirilebilir. Mslmanlarla bir arada yaayan gayr-i mslimler zamanla Arapay rendiler ve hem Kur'an' incelemeye, hem de kutsal metinlerini Arapaya evirme gayretine giritiler. Bylece, her iki tarafn polemikileri kendi iddialarn glendirmek iin hem kendi kutsal kitaplarndan hem de dier tarafn kutsal metinlerden delil getirme yoluna gittiler. Bylece, ikinci safhada, her iki taraf iin de tekinin kutsal kitab kendi iddialarn delillendirmenin bir vastas olmaya balad. Bu dnemde zellikle mhtedilerin nceki dinlerini terk ederek neden slm' setiklerini aklamak gayesiyle yazdklar reddiyelerde nceki dinlerinin kutsal

103 104

Aydn, Reddiyeler, s. 147. Wadi Z. Haddad, "A Tenth-Century Speculative Theologian's Rafutation of the Basic Doctrines of Christianity: al-Baqillani", Christian-Muslim Encounters, ed., Y. Y. Haddad and W. Z. Haddad, University Press of Florida, 1995, s. 84.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Erken Dnem Mslman-Hristiyan Polemik Gelenei

185

kitaplarna sk sk mracaat ettiklerine ahit olmaktayz105. Bu yntemi ilk kez Ali b. Rabbn et-Taber'nin kullanm ve kendinden sonra gelen polemikilere bu konuda rneklik tekil etmitir. nc safha ise tercme hareketlerinden sonra ortaya kmtr. Abbas halifesi el-Me'mun tarafndan 830 ylnda Badat'ta kurulan Beyt'l-Hikme'nin temel amac, felsefe, kimya, tp, astronomi, astroloji ve matematik alanlarnda Yunanca ve Sryanice eserleri Arapaya evirmek idi106. Bu alanlardaki eserlerin Arapaya evrilmesinden sonra Mslman dnrler, ilk elden bu eserler hakknda bilgi sahibi olmaya baladlar. Bu oluum, Mslmanlarla Hristiyanlar arasndaki tartmalarda Aristo felsefesi ve mantnn ortak bir zemin olmasn beraberinde getirdi107. Bylece her iki taraf da kendi din mesajlarnn aklliini ispatlama sadedinde felsef terimlerin yardmna mracaat ettiler. Bu noktada da ne kan en nemli konular ise, teslis ve inkarnasyonun Tanr'nn birlii asndan nasl izah edilebilecei idi108. Bu anlamda, Aristo mantn teslis inancnn tutarszln ortaya koymak iin kullanan ilk dnr filozof Kind olmutur109. Tercme hareketleri sonucunda slm dnyas, bata Platon, Aristo Sokrates, Proclus, Plotinus, Galenus gibi Grek, Yeni Platoncu ve Yeni Pisagorcu gibi filozoflar eserleri ve eserlerinde tercme edilen fragmentleriyle tanyordu. Bunun yannda, Mslmanlar, Thales, Anaximenes, Aneximandros, Parmanides, Eleal Zenon, Anaxagoras,

Haddad, "A Tenth-Century Speculative Theologian's", s. 84. Abbasilerin iktidara geliindn, Me'mun'un tahta oturmsna kadar geen sre iinde de olduka fazla sayda eser, Yahudiler, Hristiyanlar ve slmiyet dndaki dinlerden son zamanlarda ihtida etmi olan mtercimler tarafndan Arapaya evrilmitir. Dolaysyla tercme hareketlerine, Abbasilerin iktidara gelmesinden Me'mun dnemine kadar olan safha ve bu tarihten sonraki safha olarak iki safhada deerlendirmek gerekmektedir. Ancak gerek manada tercme areketinim Me'mun'la birlikte balad kabul edilmektedir. O'leary, slm Dncesi ve Tarihteki Yeri, s. 105106; Karla, slam Dncesinin Bat Dncesine Etkisi, s. 219. 107 Seppo Rissanen, Theological Encounter of Oriental Christians with Islam During Early Abbasid Rule, Abo Akademi University Pres, Abo, 1993, s. 76. 108 Rissanen, Theological Encounter, s. 77-78. 109 Haddad, "A Tenth-Century", s. 84.
105 106

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

186

Yrd. Do. Dr. brahim Kaplan

Empedokles, Demokritos ve Kukippos gibi filozoflar onlara izafe edilen hikem szlerden oluan paralaryla tanyorlard110. Bu ve baka eserlerin tercmesiyle birlikte bir yandan ok Tanrc Grek Panteonunun getirdii sorunlar, dier yandan Helenistik dnemde Grek felsefesiyle i ie girmi olan Hristiyan teolojisinin, zellikle dou kiliseleri tarafndan dile getirilen problemleri slam dnyasnda tartlmaya baland. Bundan sonra Mslman dnrler bu tartmalar hakknda derinliine aratrma yapma ihtiyac hissettiler. Zira son ilh mesaj olan Kur'an'n tasdik etmek zere geldiini belirttii Tevrat ve ncillerde ortaya konulan muharref Yahudi-Hristiyan geleneine ve her trden antropomorfizme kaplar kapayan saf tevhid akidesini, Helenistik dnemde ekillenen muhtelif politeist anlaylara kar savunabilmek ve ok ynl mukayeseler yapabilmek iin ncelikle bu tartmalar hakknda derinlemesine bilgi sahibi olmak gerekiyordu. Dolaysyla, tercme faaliyetlerinin balamasnda, Mslmanlarn slmiyeti delillerle savunma ve kar durduklar kltrleri tanma gayretlerinin nemli bir etkiye sahip olduunu syleyebiliriz111. Bu anlamda, tercme faaliyetleri MslmanHristiyan teolojik ilikilerine, dolaysyla da Kelam almalarna yeni bir dinamizm kazandrmtr denilebilir.

Sonu
Teslisin ikinci uknumu olan sa Mesih'in insan klna girmi Tanr olarak ulhiyet kazanmasndan kaynaklanan teolojik, felsef ve mantksal problemler, Hristiyan ilahiyatlar skntya sokmu grnmektedir. Hristiyan polemikiler teslis doktrinindeki Tanr tanmlarnn akn ve yce Tanr anlayyla uyumlu olduunu gstermek iin felsef ve mantksal yollarn kendilerine kapal olduunun farkndadrlar. Bu yzden onlar tartmann rasyonel zemine ekilmesinden rahatsz g-

Karla, slam Dncesinin Bat Dncesine Etkisi, s. 223; Ayrca geni bilgi iin bkz., lken, Uyan Devirlerinde Tercmenin Rol, s. 87 vd; O'leary, slm Dncesi ve Tarihteki Yeri, s. 105119; brahim Saram-Seyfettin Erahin, slm Medeniyeti Tarihi, TDV Yay., Ankara, 2006, s. 35-42. 111 Saram-Erahin, slm Medeniyeti Tarihi, s. 37.
110

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Erken Dnem Mslman-Hristiyan Polemik Gelenei

187

rnmektedirler. l-birlik doktrini bir sr ya da gizem olarak kabul edilince, Hristiyan polemikilerin sz konusu doktrini savunmak iin genelde, Kitab- Mukaddes'ten ilgili pasajlar hatrlatmak ve teslisle ilgili uzun uzadya aklamalar yapmak yoluna gitmek olmaktadr. Bu tarz dnemin ve daha sonraki dnemlerin hemen hemen btn Hristiyan polemikileri iin geerlidir. Mslman polemikiler ise, teslis, inkarnasyon, sann tabiat, tahrif ve tebirat gibi temel polemik konularn tanrnn mutlak birlii ve vahiy-nbvvet gelenei asndan tartma konusu yapmlardr. Bu anlamda, Hristiyan teolojisinin merkezinde yer alan sa, Allahn mutlak manada birliini tebli eden, ayrca kendisinden sonra gelecek olan peygamberi mjdeleyen bir slam Peygamberidir.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

HKMET YURDU
Dnce Yorum Sosyal Bilimler Aratrma Dergisi
ISSN: 1308-6944 www.hikmetyurdu.com

Hikmet Yurdu, Yl: 3, S.5 (Ocak-Haziran 2010), ss. 189 - 219

Trkiyede Mevsimlik Tarm ilii: Sorunlar Ve zm nerileri


Dr. brahim Grc
nn niversitesi Battalgazi MYO MALATYA igorucu@inonu.edu.tr

Yrd.Do.Dr. Nihat Akbyk


nn niversitesi ktisadi ve dari Bilimler Fakltesi ktisat Blm nakbiyik@inonu.edu.tr ZET Gezici mevsimlik tarm iileri Trk alma hayatnn en sorunlu kesimini oluturmaktadr. Yaamlar bal bana bir sorun olan bu kesimin kar karya kald sorunlar uzun yllarn birikiminin bir sonucudur. Sorunlar byk olmakla birlikte zm g olmayan sorunlardr. alma mevsimlik tarm iilerinin sorunlarn ana balklar altnda toplamak ve bu sorunlara uygulanabilir zm nerileri getirmeyi amalamaktadr. Anahtar Kelimeler : Tarm ii, Tarm iisi, Mevsimlik tarm iisi, Mevsimlik tarm iilerinin temel sorunlar, ABSTRACT: Seasonal Agricultural Workers in Trkiye: Their Problems and Solution (Proposal)s Seasonal agricultural workers are the most problematic class of the Turkish working society life. The problems faced by these people,whose lives are full of troubles and diffuculties, are the result of the accumulations of many years. Despite the greatness of the problems, these problems are not unsolvable. This study has an aim to classify the major problems of these workers under some titles and to suggest some practical solutions to these problems. Key Words: Agricultural Employment, Agricultural Workers, Seasonal agricultural workers, Basic problems of seasonal workers

1. Giri
Tarm sektr, btn gelime ve izlenen politikalara ramen, lkemiz ekonomisi asndan nemini koruyan bir sektr olmaya devam etmektedir. lkemizin sanayi sektrne hammadde salamasnn yan sra lkenin gda ihtiyacn karlamas ve daha nemlisi isizlik gibi, byk bir sorunun etkilerinin toplumsal bunalmlara yol amasna engel

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

190

Dr. brahim Grc- Yrd. Do. Dr. Nihat Akbyk

olmas ynleriyle zel bir yere sahiptir. Bu kadar nemli zellii olmasna ramen, tarm sektr ihmal edilen tek sektrdr denilebilir. 2009 ubat verilerine gre istihdamdaki 19,779 bin kiinin 4,391 bin kiisi (%22,2) tarm sektrnde istihdam edilmektedir. Bu oran, zerinde nemle durulan sanayi sektrnde 4,052 bin (%20,5) (TK,2009) olarak gereklemitir. Tarm sektr yksek istihdam oranna ramen, gerekli yasal dzenlemelerden yoksun bir sektrdr. Bu durum, sektr alanlarnn birok sorunla yz yze kalmasna neden olmaktadr. phesiz tarm alanlarnn tek sorunlar yasal dzenleme eksiklii deildir. cret, sosyal gvenlik, alma koullar vb. birok sorunla i ie yaamaya devam etmektedirler. Fakat; bu kesimin ierisinde bir grup vardr ki, bu kesim Trk alma hayatnn en sorunlu ve sahipsiz kesimini oluturan Mevsimlik tarm iileridir. Tarm sezonunun almasyla birlikte aileleriyle birlikte yollara den ve sezon bitimi tekrar evlerine dnen bu kesim her trl yasal haktan mahrum ekilde almaya devam etmektedir. Bu almada lke ekonomisinde stlenmi olduklar nemli role ramen, sadece yaadklar trafik kazalar ile toplumsal gndeme gelen mevsimlik tarm iilerinin kar karya olduu temel sorunlar ortaya konularak uygulanabilir zm nerileri getirilmeye allmtr.

2. Tarm i, Tarm ilii Ve Mevsimlik Tarm ilii Kavramlar


Trk alma mevzuat, kimlerin ii saylacan ve yasal korumadan yararlanacan, yrrle giren tm Kanunlarnda aka tanmlamakla birlikte tarm kesiminde alanlara ynelik ii tanmn yapma konusunda ayn aklkla davranmamaktadr. Tarm iisini tanmlamaktan ok, kimlerin kanunlarndan yararlanamayacan saymakla yetinmi ve bu kesimin ierisinde srekli olarak tarm kesimi alanlarna yer vermitir. Bu kesimi kapsam d brakma gerekesi ise, tarm kesiminin faaliyet alanlarnn genilii ve tarmda alan nfusun fazlal olmutur.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Trkiyede Mevsimlik Tarm ilii

191

4857 sayl Kanunu, tarm iisini tanmlamamakla birlikte, 111. maddesinde hangi ilerin tarm ii saylacann belirlenmesi grevinin alma ve Sosyal Gvenlik Bakanlnca yerine getirilecei hkm yer almaktadr. Bu maddeye dayanlarak karlan Sanayi, Ticaret, Tarm ve Orman lerinden Saylan lere likin Ynetmelik hangi ilerin tarm ii saylacan aka saymtr. Tarm iisi konusunda ulusal mevzuatta ak bir tanm bulunmamaktadr. Bu konuda ak olmamakla birlikte Mlga 2925 sayl kanunun 1. maddesinde yer alan ifadeden tarm iisinin kim olduunu ksmen de olsa belirlemek mmkn grnmektedir. Sz konusu maddede ki tarm ilerinde hizmet akdiyle sreksiz olarak alanlar ifadesinden, tarm ilerinde hizmet akdine dayanarak sreksiz olarak alanlarn tarm iisi sayldn kabul etmek gerekmektedir. Bu konuda yaplan en nemli tanm, yrrlkten kaldrlm olan 1945 tarihli iftiyi Topraklandrma Kanununda yer almaktadr. Kanunun 2. maddesinin 2. fkrasnda Tarm iisinden maksat: Kendisinin veya ailesinin hi arazisi olmayp ta en az yldan beri muayyen bir blgede yerlemi ve bir cret veya devirilecek semere veya haslatn bir hissesi mukabilinde devaml olarak bedenen alanlardr. Bu konuda yaplan en geni tanm, 141 sayl Krsal ilerin rgtlenmesi Konusunda Szleme LO szlemesinin 2. maddesinde yaplan tanmdr. Bu tanma gre; krsal kesimde tarm, zanaat ve benzeri bir ite cretli ii olarak alanlar krsal kesim iisi saylmtr. Trkiye asndan bu kadar geni kapsaml bir tanmn uygulanp uygulanmayacan tartmak gerekir. Fakat bu tanmn sadece tarm iinde cretli alanlar kapsamas dahi yeterli olacaktr. Tarm iileri arasnda yer alan mevsimlik tarm iilerinin (MT) tanm konusu da yine belirlenmemi kavramlar arasndadr. Bu konuda yaplan tanmlardan biri algner tarafndan bulunduklar yerlerden baka mntkalarda i kabul eden iilerdir eklinde yaplmaktadr. Mevsimlik tarm iisinin tanmlanabilmesi iin bu iilerin zelliklerine bakmak gerekmektedir.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

192

Dr. brahim Grc- Yrd. Do. Dr. Nihat Akbyk

MTlerin temel zellikleri; - Tarmsal retim yapacak arazileri yetersiz veya hi bulunmamaktadr, - Tarm mevsiminin balamasyla birlikte yaadklar blgeyi almak amacyla aileleriyle birlikte terk etmektedirler, - Tarm sezonunun bitmesinden sonra byk ounlukla tekrar evlerine dnerler, - Belirli bir iverene bal olarak almazlar, - altklar iler sreksiz i olup, biten iten hemen sonra baka bir yreye i aramak zere g ederler, - Toplu olarak ve bir arac (eli, eliba, dayba vb.) bakanlnda hareket ederler, - Blgesel igc aklarnn karlanmasnda nemli rol oynarlar. Bu zelliklerine bakarak MT leri u ekilde tanmlamak mmkndr:Tarmsal retimin herhangi bir aamasnda, iin yapld yre dndan gelerek, cret karlnda szlemeyle veya szleme olmakszn alan gerek kiilere mevsimlik (gezici) tarm iisi denir.

3. Tarm ilerinin Snflandrlmas


Tarmsal faaliyetlerin retimden, hasadna kadar farkl aamalar olduu gibi,, bu ii yapan iiler arasnda da farkl alma ekilleri vardr. Bu farkl alma ekilleri, tarm iilerinin de ayr bir snflandrmaya tabi tutulmasn gerektirmektedir. Tarm iilerinin snflandrlmas konusunda algner tarafndan yaplan snflandrma Aksz tarafndan baz eklemeler yaplarak gelitirilmitir. (Aksz,1972, algner,1943) Bu snflandrmaya gre tarm iileri: - alma srelerine Gre: Srekli Tarm ileri, Geici Tarm iileri, - Yaplan in Niteliine Gre: Uzman i, Beden isi, - Cinsiyete Gre: Kadn, Erkek, (bu grup kendi iinde ocuk ve yal olarak ayrca snflandrlmaktadr) - Alnan crete Gre: Gndeliki, Aylk, Mevsimliki, Yllk

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Trkiyede Mevsimlik Tarm ilii

193

- Yaadklar yere gre: Yerli Tarm isi (yresel), Gezici Tarm iisi - Alma ekillerine Gre: Gtr Tarm ileri, Yzdeci Tarm ileri - Uyruuna Gre tarm ileri: Yerli Tarm ileri, Yabanc Tarm iileri eklinde snflandrlmaktadr.

4. Mevsimlik Tarm iliinin Yasal erevesi


Tarm sektr yaps itibariyle kayt d almann en youn olduu sektrdr. Bu sektrde alanlarn retimin her aamasnda saysal ve niteliksel olarak farkllklar gstermesi ve bu durumun belirlenmesindeki zorluklar alanlarn yasal korumadan uzak kalmasna neden olmaktadr (Smer,2005). Bu kesime ynelik yasal dzenlemeler ise genellikle farkl yasalarda ve bir btnlk arzetmekten uzak bir yapya sahip dzenlemelerdir. -Trkiye Cumhuriyeti Anayasas: 1982 Anayasas Trkiye

Cumhuriyetini 2. maddesinde Trkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, mill dayanma ve adalet anlay iinde, insan haklarna saygl, Atatrk milliyetiliine bal, balangta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lik ve sosyal bir hukuk Devletidir eklinde tanmlamaktadr. Gerek Anayasamzn 2. maddesi gerekse Anayasa Mahkemesinin tanmna baklarak sosyal hukuk devletinin sahip olmas gereken nitelikler yine Anayasann nc blmnde Sosyal ve Ekonomik Haklar ve devler bal altnda Eitim ve renim Hakk, Toprak Mlkiyeti; alma ve Szleme Hrriyeti, alma Hakk ve devi, Sendika Kurma Hakk, crette Adaletin Salanmas, Salk Hizmetleri ve evrenin Korunmas, Sosyal Gvenlik Hakk balklaryla sosyal devletin sahip olmas gereken nitelikler olarak yer almaktadr. Sosyal Hukuk devletinin tm vatandalarna tanmas gereken bu haklar phesiz Mevsimlik tarm iilerini de kapsamaldr. Fakat tarm alanlarnn byk ounluu gibi, MTleri de Anayasada ifade edilen bu haklarn byk ounlundan mahrum bir ekilde almakta ve yaamaktadrlar. Mevsimlik tarm

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

194

Dr. brahim Grc- Yrd. Do. Dr. Nihat Akbyk

iilerinin alma koullarn dzenleyen yasalarn kapsam dnda tutulmas anayasaya aykr bir durum olarak ortaya kmaktadr. -4857 Sayl Kanunu: Tarm iilerinden kamuda alanlar, alma ilikilerini dzenleyen Kanununa tabi olarak alrken, tarm kesimi alanlar i ilikileri asndan herhangi bir yasal dzenlemeye tabi deildirler. 2003 ylnda yrrle giren 4857 sayl Kanunu bu kesimi 4. maddesinde saylan istisnalar arasnda yer alan tarm alanlarna bu kanun uygulanmayaca hkm getirilmitir. Kanun 113. maddesi 4. maddede saylan istisnalara dahil iyerlerinde alanlara uygulanacak olan hkmler arasnda 32, 35, 37 ve 38. maddeleri saymakla yetinmitir. Oysa Asgari cretin tarm kesimine uygulanmasna ilikin 1475 sayl Kanununda yer alan dzenlemeye yeni yasada yer verilmeyerek Asgari cretin bu kesime uygulanmas konusunda tartmaya ak hale getirmektedir. - 4904 Sayl Trkiye Kurumu Kanunu: Tarm iilerinin mevcut alma koullarn dzenleyen ynetmelie dayanak oluturmas nedeniyle mevzuat ierisinde yer almaktadr. -816 Sayl Borlar Kanunu: 4857 sayl kanunun 113. maddesinde saylan maddeler dndaki i ilikileri asndan tarm alanlarna 816 sayl Borlar Kanunun maddeleri uygulanmaktadr. -2925 Sayl Tarm ileri Sosyal Sigortalar Kanunu: Tarm iileri sosyal gvenlik asndan 1983 ylnda kabul edilen bu yasa kapsamnda sosyal gvenceden yararlanmaktadrlar. -Tarmda Araclk Hizmetlerine zin Verilmesi Ve Denetimi Hakknda Ynetmelik: Ynetmelik, 1475 sayl Kanunun 86. maddesine dayanlarak hazrlanan Tarmda ve i Bulma Aracl Hakknda Tzk ve Tarmda ve i Bulma Araclna zin Verilmesi Ve Araclarn Denetimi Hakknda Ynetmelik hkmlerinin birletirilmi ve birka kk deiiklik yaplm halidir. 4904 sayl KUR Kanununa dayanlarak Hizmet Akdi bal altndaki 313-354.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Trkiyede Mevsimlik Tarm ilii

195

karlan bu dzenlemenin amac, ynetmeliin 2.maddesinde Ynetmelik, tarmda i ve ii bulma aracl yapmak zere, gerek veya tzel kiilere izin verilmesi, izinlerin yenilenmesi, iptali ve tarm araclarnn denetimine ilikin usul ve esaslar kapsar. eklinde ifade edilmektedir.

5. Mevsimlik Tarm iliinin Nedenleri


Mevsimlik tarm iiliinin eitli nedenleri olmakla birlikte temelde balk altnda toplanmtr.

5.1 Yetersiz Toprak Ya da Ekonomik Olmayan Tarm letme Yaps


Trkiyede tarma elverili arazi 218,044,477 hektardr

(TK,2001). Tarma elverili arazilerden tarm amal kullanlan arazilere ynelik olarak 2006 ylnda yaplan alma sonucunda tarm arazilerinin %32.7 ile 20-49 dekar arazi byklne sahip iletmelerden olutuu, btn tarmsal iletmelerin %78.9unun 100 dekardan kk araziye sahip olduunu ortaya koymaktadr. Bu iletmelerin sahip olduu arazi ise toplam tarm arazilerinin %34.3n oluturmaktadr. Yine byk oranda kk iletmelerin oluturduu bu yapnn arazi para saysna bakldnda %21.6 ile en fazla 4-5 para tarm arazisine sahip iletmeler olduu grlmektedir (TK,2008). Mevcut arazi yaps, tarmn ekonomik anlamda verimli bir ekilde yrtlmesini olanaksz klmaktadr. Ayrca bu arazi yaplarnn yasal olarak btn grnmesine ramen,, miras yoluyla daha kk paralara blnd gz nne alnacak olursa, bir ailenin geimini salamaya yetecek araziye sahip kylnn bulunmas zor grnmektedir. Arazi yapsnn ekonomik byklkten yoksun olmasnn yan sra, lkemizde corafi yaps nedeniyle tarm mevsiminde meydana gelen deiiklikler de mevsimlik tarm iiliine yol aan etkenler arasnda grlmektedir. rn ekim ve hasat dnemlerinde meydana gelen farkllklar bu sektr alanlarnn uygun dnemlerde kendi arazilerinin dnda ek gelir elde etmek amacyla igc ihtiyac duyulan blgelere gitmelerine neden olmaktadr.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

196

Dr. brahim Grc- Yrd. Do. Dr. Nihat Akbyk

Mevsimlik tarm iilerinin arasnda, arazi yetersizlii ya da ek gelir amacyla bu ii yapan kesimin dnda hi toprak sahibi olmayan ayr bir kesim de bulunmaktadr. 2006 TK verilerine gre tarm iiyle uramasna ramen, arazisi olmayan iletme says % 21.7lik bir orana ulamtr. Bu kesim ise btn geimini tarm mevsiminin balamasyla birlikte yaad yeri ailece terk etmekte ve yl boyunca bulabildii her ite tarm iisi olarak almaktadr. Mevsimlik tarm iilii hangi nedene dayanrsa dayansn sonuta temel neden, yaadklar yerde tutunmalarn salayacak yeterli gelirden yoksun olmalardr. Cumhuriyetin kurulu yllarnda lke ekonomisinin en nemli sektrn oluturan tarm sektrdr. Sektr 1923 ylnda %42.7, 1929da %49.5 gibi, yksek oranlarla milli Gelirin yarsna yakn ksmn gerekletirmekteydi (TOBB, 1989). Ayn dnemde toplam ihracat iinde tarm sektrnn pay %86dr. Fakat 1970li yllardan itibaren tarm sektrne ynelik girdi fiyatlarndaki art, tarm sektrnden igc kan hzlandrmtr. Devletin bu sektre ynelik desteini azaltmas bunda nemli bir etkendir. 1980li yllardan itibaren ekonomideki kkl deiim, tarm sektrne ynelik olumsuz yaklamlar daha da artrmtr. Bu dnemde tarm sektrne ynelik sabit sermaye yatrmlar srekli dm, bu uygulamay tarm sektrne destek veren kurulularn zelletirmesi izlemitir. zelletirme uygulamalar, tarm sektrnde retimi destekleyen kurulularn tasfiyesine dnm ve tarmda retim yapmak olanaksz hale gelmitir. Tarm kesiminde 2000li yllardan itibaren uygulanan destekleme politikalar da daha ok kk reticiden ok byk tarm arazisi sahiplerinin iine yaradndan, kk reticilerin retim yapmak yerine cretli tarm iisi haline gelmelerine neden olmutur. Bu uygulamalar sonucu, tarm kesiminde var olan gizli isizlik hzla ortaya km ve tarm kesiminden byk igc g gereklemitir. Tarm kesiminden ayrlan igcnn nemli bir blm byk kentlere i gc olarak g ederken, bir ksm ise, mevsimlik igc olarak igc piyasasnda yerini almtr.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Trkiyede Mevsimlik Tarm ilii

197

5.2. Belirli Blgelerde Meydana Gelen gc A


Mevsimlik tarm iilii, btn sorunlarna ramen, lkemiz ekonomisi asndan vazgeilemez bir alma trdr. Balangc Osmanl mparatorluu dnemine uzanan bu istihdam, youn ticari tarm yaplan Ege Blgesi ve ukurova Blgelerinin ihtiya duyduu igcnn saland Suriye ve Ege adalarnn elden kmas sonucunda ortaya kan igc ann lkenin tarmsal arazi asndan yoksun blgeleri olan Dou ve Gneydou Anadolu Blgelerinden karlanmaya balanmtr (Kaleci,2007). Tarmsal retimde igcnn karlanmasnda izlenen yntemler u balklar altnda toplanabilir: - Aile ii igc ile (cretsiz aile iilii), - Blgesel igc kaynaklarndan (aile ii igcnn yetersiz kald durumlarda) faaliyetin yapld blgeden cretli veya cretsiz yakn akraba, komu ya da yresel igc kaynaklarndan salama, - Blge dndan srekli veya gezici igc temini, lkemizde zellikle ukurova, Ege, anadolu ve Karadeniz blgelerinde yln belirli dnemlerinde rnn dikiminden hasadna kadar eitli aamalarnda youn bir igc a ortaya kmaktadr. Yeterli topra olmayan ya da hi toprak sahibi olmayan tarm alanlar, ya kendi ilerinden arta kalan zamanlarda ek gelir elde etmek ya da kendi yrelerinde i bulamadklar iin igc a olan yrelere almak zere g etmektedirler. te bu ak, mevsimlik gezici tarm iilii aracl ile doldurulmaktadr. Benzer uygulama, Meksika ile Kanada arasnda gezici mevsimlik tarm iisi anlamasnda grlmektedir. 1974 ylnda iki lke arasnda yaplan anlama gerei, Kanada ihtiyac olan tarm iilerini Meksikadan temin etmektedir. Meksikal tarm iileri Kanadal tarm iverenleri ile en az 6 hafta en ok 8 aylk szleme yapmakta ve bu szleme gereince her yl bu lkeye gitmektedirler (www. nasda.org, 2008). Meksikal iiler bu almalar srasnda Kanadal iilerin sahip

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

198

Dr. brahim Grc- Yrd. Do. Dr. Nihat Akbyk

olduu tm mali ve sosyal haklardan eit olarak yararlanmaktadrlar (www.nasda.org,2008)

6. Mevsimlik Tarm ilerinin Karlat Temel Sorunlar:


Mevsimlik tarm iilerinin sorunlar bu balk altnda saylanlarla snrl olmamakla birlikte lkemizde bu alanda yaplm eitli aratrmalarda ne kan ortak sorunlar sorunlarn balangcndan itibaren sraya konularak ele alnmtr.

6.1. Ulam Sorunlar


MTlerin bu konuda karlatklar birinci sorun; almak zere yaadklar yreyi terk ederken ve yine buraya dnerken kullandklar aralardan kaynaklanmaktadr. MTlerin bu yolculuklar esnasnda byk oranda midibs ve minibs gibi, aralar kullandklar grlmektedir. Ulam masrafnn drlmesi amacyla uygun olmayan koullardaki ulam, toplumsal gndeme zellikle yaz aylarnda facia haberleriyle yansmaktadr. Kazalarn, ounlukla aralarn kapasitesinin zerinde yolcu tanmas, teknik yetersizlik vb. nedenlerle gerekletii belirtilmektedir. MTlerin ulam sorunlarnn ikincisi, gittikleri yrelerde kaldklar yer ile alacaklar yer arasndaki yaplan tamaclkta kullanlan yntem oluturmaktadr. zellikle ukurova Blgesinde tarm iilerinin tanmas youn ekilde kamyonet, traktr, kamyon gibi, ulama elverili olmayan ve insan tanmasnn yasak olduu aralarla yaplmaktadr. Mmkn olduu kadar ucuza ve ok ii tamay amalayan iverenler, trafik kurallarn hie sayarak iileri kaldklar yer ile tarla, bahe vb. alma alanlarna bu ekilde tamay tercih etmektedir. Bu tama srasnda yaanan trafik kazalar nemli sayda lml ve yaralanmal kazalar olarak gndemdeki yerini almaktadr. Oysa Tarmda ve i Bulma Aracl ve Araclarn Denetimi Hakknda Ynetmelik gerei araclar iilerin iyerlerine en uygun aralarla ulatrlmalarndan sorumludur denmektedir. Ynetmeliin dnda Karayolu Tama Kanununda da,

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Trkiyede Mevsimlik Tarm ilii

199

yasak olmasna ramen, uygulama devam etmekte ve her yl yazl ve grsel basnda tarm iilerinin yaad trafik kazalar sradan bir haber gibi, grlmeye devam etmektedir.

6.2. Bulma Sorunu


sizlik toplumsal sorunlarn en nemlisidir. siz ile i arayan buluturmak tm lkelerde olduu gibi, Trkiyede de nemli bir sorun oluturmaktadr. gc piyasasnn effaf olmas ve iyi rgtlenmesi, isizliin sresini drebilecei gibi, igcnn ulusal, blgesel ve sektrel akkanln da nemli lde artrmaktadr. Fakat bu sorun, lkemizde tm yasal ve kurumsal almalara ramen, tam anlamyla zmlenebilmi deildir. Mevsimlik tarm iileri nasl ya da nerede i bulabileceini bilme konusunda nemli sorunlar yaayan kesimlerin banda gelmektedir. alabilecekleri srenin snrl olmas nedeniyle MTler (mevsimlik tarm iileri) olabildiince hzl i bulmak zorundadrlar. Fakat tarm kesiminde igc piyasasnn iyi rgtlenmemi olmas ve tarmsal retimin gerektirdii igc ihtiyacnn nceden bilinememesi bu konuda nemli sorunlar yaratmaktadr. MT almak zere evini terk ederken iki farkl ekilde hareket etme arasnda seim yapmak zorundadr. Birincisi; eli, eliba vb. adlarla anlan tarm araclarna bal olarak yola kmak, ikincisi ise, kendi bana hareket etmek. Genellikle tercih edilen yntem birinci yntem olmaktadr. nk araclar genellikle iverenlerle k aylarndan balant yapmakta ve iinin i bulamama sorunu ortadan kalkm olmaktadr. phesiz bu yntemin belirlenmesinde aracya borlu olma, akrabalk balar, birbirini tanma gibi, konular da nemli rol oynamaktadr.

6.3. Barnma ve Yaam Koullarndan Kaynaklanan Sorunlar


Yaadklar yrelerde geimlerini temin edecek kadar kazan elde edemeyen mevsimlik tarm iileri, tarm mevsiminin balamasyla birlikte ailece i bulabilecekleri ya da nceden anlalm olan yerlere g etmektedirler. G ettikleri blgelerde ikamet srelerinin tarmsal faaliyetin trne gre deiiklik gstermesi geici barnaklarda yaamak zorun-

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

200

Dr. brahim Grc- Yrd. Do. Dr. Nihat Akbyk

da kalmalarna yol amaktadr. Barnma merkezlerinin belirlenmesi byk oranda bu kiilerin inisiyatifi dnda gereklemektedir (Yldrak vd.,2003). Barnma amacyla seilen yerlerin seiminde ne kan nedenler yledir: (Yldrak vd.2003). - verenin kullanmad binalar, - yerine (tarla, bahe vb.) yaknndaki yerler, - me ve kullanma suyuna ulamn kolay olduu yerler, - Kamu kurumlarnn izin verdii yerlerdir. Mevsimlik tarm iilerinin barnma amal olarak setikleri yerlerin genellikle yerleim yerlerinin dna yapld grlmektedir. Bu yerlerin seiminde su kayna nemli bir etken olmakla birlikte su kaynaklarnn temiz olmamas salk asndan nemli sorunlar yaratmaktadr. Ayrca sulak alanlarn zellikle yaz aylarnda sivrisinek vb. hayvanlarn youn reme alanlarn oluturmas da ayr bir olumsuzluk olarak ortaya kmaktadr. Barnma amal kullanlan barnaklarn genellikle kolay bulunan ve tanmas kolay malzemelerden yapld grlmektedir. Barnak olarak kullandklar yerler kolay bulunan fakat salksz malzemelerden (Naylon, adr, kam vb) yapldndan sadece etraftan grnmeyi engelleme amacn gtmektedir. Barnmaya uygun olmayan bu barnaklar, her trl bcek ve zehirli hayvanlarn tehdidine aktr. Ayrca barnma ortamnda temel ihtiyalarn giderebilecekleri, tuvalet, ime ve kullanma suyu gibi, olanaklarn bulunmamas da yaanan dier olumsuzluklar oluturmaktadr. Mevsimlik tarm iilerinin alma nedenlerinin temelini oluturan kn geimlerini salamak amacyla para biriktirme olgusunun bir sonucu olarak, beraberlerinde getirdikleri gdalar tketme eilimleri olduka (Bulgur, un vb.) yksektir (zbekmezci ve Sahil,2004). Bu durumdan kaynaklanan dengesiz ve yetersiz beslenme sonucu, kendilerinde ve ocuklarnda bedensel gelime sorunlar ve yetersiz beslenmeden kaynaklanan salk sorunlar, sk rastlanan sorunlar oluturmaktadr.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Trkiyede Mevsimlik Tarm ilii

201

6.4. alma Koullarna likin Sorunlar


06.04.2004 tarihinde yrrle giren Tarm ve Ormandan Saylan lerde alma Ynetmeliinin 1. maddesi, ynetmeliin amacn, tarm ve ormandan saylan ilerde alan iilerin, alma koullarna ilikin hkmleri, i szlemesi, cret ve iin dzenlenmesi ile ilgili hususlar dzenlemektir. eklinde aklamaktadr. Fakat mevcut ynetmelik, 51 ve daha fazla ii altran iletmeleri kapsadndan, mevsimlik tarm iileri kapsam d kalmaktadr. MTler alacaklar ie ilikin koullar belirleyen yazl bir szleme yapmalar gerekmesine ramen,, uygulamada alacaklar ie ilikin bir yazl szleme ve dier tarm iilerinin alma koullarn belirleyen yasal bir dzenlemenin bulunmamas, bu konuda tamamen yresel ve yaplan iin niteliine gre (apa, dikim, hasat) gelenek-greneklerle belirlenen alma sreleri geerli olmaktadr. Bu nedenle iverenler, yaplacak iin biran nce bitirilmesi iin iiyi mmkn olduu kadar ok altrmak istemektedirler. in biran nce bitirilmesi iin uygulanan yntemler temelde alma srelerini uzatmak, gtr usulde i vermek ve toplanan rne gre cretlendirme yapmak gibi, yntemler eklinde ortaya kmaktadr. in balama zaman genellikle gn doumu-gn batm gibi, srelerle ifade edilmektedir. Fakat iyerinin barnma merkezine uzaklna gre balama ve biti zamanlar daha erken balayp bitebilmektedir(algner,1943). alma sresi ierisinde verilen ara dinlenmeler de yine yrelere gre farkllklar gstermektedir. Sabah kahvalts, le yemei ve leden sonra olmak zere kez ara dinlenmeleri verilmektedir. 1940l yllarda zellikle yemeklerin iverence karland (algner,1943, Erkul,1967) belirtilmekle birlikte, gnmzde bu uygulamann hemen hemen terk edildii grlmektedir (Yldrak vd.,2003). ilerin alma srelerini belirleyen bir kuraln olmad gibi, hafta tatili vb. uygulamalar da bulunmamaktadr. Ayrca iinin fazla alma karl ek bir cret almas da szkonusu deildir. Oysa 1850li yllarda brahim Paa tarafndan yrrle konulan ve tarm iilerinin

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

202

Dr. brahim Grc- Yrd. Do. Dr. Nihat Akbyk

alma koullarn belirleyen brahim Paa Nizamnamesi tarm iilerine 5,5 gn alma karlnda 7 gnlk cret, iverenin iinin yiyecek ve ieceini karlama, ii cretlerinin ii, iveren ve devlet temsilcilerinden oluan komisyonca belirlenmesi gibi, gnmze gre olduka iyi koullar salamaktadr (Erkul,1967). Gnmzde terkedilmi olmasna ramen, Nizamname hkmleri yrede kk deiikliklerle uygulanmaya devam edilmektedir. Tarm iilerinin alma koullarna ynelik dier baz sorunlar ise, iilerin (zellikle kadnlarn) almalar srasnda insani ihtiyalarn giderecekleri tesislerin ve ortamn bulunmamas, iecek ve temizlik suyunun bulunmamas ve salk sorunlarna ynelik tedbirlerin alnmamas olarak saylabilir. Tarm ilerinde alan iilerin ve zellikle mevsimlik tarm iilerinin alma ekilleri, ortam ve sresi, ya geleneklere ya da tarm aracs (eli) ile iveren arasnda yaplan resmi veya gayri resmi szlemeye bal olarak belirlenmektedir. Hafta tatili, gn ii dinlenme sresi ve iin gerektirdii ara-gerelerin temini gibi, konularn hepsi iverenin insafna terkedilmitir.

6.5. Gvenlii Sorunlar


Tarm sektr, teknolojideki gelimeler sonucu istihdam yapsnda nemli deiiklikler yaamasna ramen, teknolojiden en fazla yarar salayan sektrler arasnda yer almaktadr. Gemite byk oranda insan gcne dayanan bu retim yaps her geen gn daha fazla teknoloji kullanlan bir sektr halini almaktadr. retim artnn salanmas, rn korunmas, gelitirilmesi, verimin artrlmas vb. nedenler, bu sektrde byk oranda teknolojik girdilerin (makine-tehizat ve tarmsal ilalar) kullanlmasna neden olmaktadr. Sektrde kullanlan bu girdilerin uygulamas ise insan gc ile gerekletirilmektedir. Trkiyede tarm sektrnde alanlarn kar karya kald sorunlar i kazalar (kullanlan makine ve tehizatn kullanlmasndan kaynaklanan) ve meslek hastalklar olmak zere iki temel gruba ayrlmaktadr.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Trkiyede Mevsimlik Tarm ilii

203

Mlga 506 sayl Sosyal Sigortalar Kanunun 11. maddesi i kazas ve meslek hastal u ekilde tanmlamaktadr. kazas, aadaki hal ve durumlardan birinde meydana gelen ve sigortaly hemen veya sonradan bedence veya ruha arzaya uratan olaydr. Meslek hastal, sigortalnn altrld iin niteliine gre tekrarlanan bir sebeple veya iin yrtm artlar yznden urad geici veya srekli hastalk, sakatlk veya ruhi arza halleridir. Trkiyede i kazalar ve ie bal salk sorunlarna ilikin ilk kapsaml alma 2007 ylnda TK tarafndan yaplmtr. 2006-2007 Kazalar ve e Bal Salk Problemleri Aratrmas Sonularna gre tarm kesiminde alan toplam 7,017 bin kiiden i kazas geirenlerin says 136 bin (%1.9) kiidir. Yine tarm sektrnde ie bal salk sorunu yaayanlarn says 209 bin kiidir. Tarm sektr kaza sralamasnda ikinci, ie bal salk sorunu geirmede birinci sradadr. Son 12 ay ierisinde tarm sektrnde srekli ya da geici olarak istihdam edilen 5,371 bin kiiden i kazas geiren 108 bin tarm iisi bulunmaktadr. Ayn dnem ierisinde alanlarn 168 bini ie bal salk sorunu yaamtr. ngiltere gibi, i gvenlii konusunda nemli gelimeler kaydetmi bir lkede tarm sektr i kazalarnda tm sektrler ierisinde lmcl kazalarda birinci, lmcl olmayan kazalarda ise 4.sradadr (hse.gov.uk,2009). Tarm konusunda nde gelen lkelerden biri olan ABDde durum farkl deildir. ABD alma Bakanl verilerine gre 2002 ylnda 5,524, 2005 ylnda 5,734 lmle sonulanan i kazas olmutur. Bu kazalarn 2002 ylnda 789u, 2005 ylnda 715i tarm sektrnde gereklemitir (bls.gov.,2009). Tarm sektr, sz konusu her iki yl iinde lml kazalarda nc srada yer almaktadr. Kaza bana lm orannda ise, 2002 ylnda madencilikten sonra ikinci, 2005 ylnda ise ilk srada yer almaktadr. ABD ve ngiltere gibi, lkelerde, tarm sektrnde i ve meslek kazalarnn oranlar bu kadar yksekken, Trkiyede SGK nn 2007 yl istatistiksel verilerine gre Trkiye genelinde lml i kazas says 1,043

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

204

Dr. brahim Grc- Yrd. Do. Dr. Nihat Akbyk

olup bunun 7 tanesi tarm sektrnde gereklemitir (sgk.gov.tr,2009). Yl boyu srekli yer deitiren ve farkl ilerde farkl alet ve tarmsal ilalar kullanan bu kesimin kar karya olduu nemli sorunlardan biri de i kazalar ve meslek hastalklardr. Mevsimlik tarm iilerinin almalar esnasnda kar karya kaldklar en nemli i gvenlii sorunlar yle sralanabilir: (sguvenligi.net,2008) - Solunum yollar tehlikeleri -Dermatolojik tehlikeler - Toksik ve neoplastik tehlikeler - Kazalar ve yaralanmalar - Mekanik ve termal stres - Davran kaynakl tehlikeler .

6.6. Sosyal Gvenlik Sorunu


Sosyal gvenlik hakk, tm alanlarn vazgeilmez ve olmazsa olmaz hakkdr. Fakat bu haktan en az yararlanan kesim tarm kesimi alanlardr. Tarm alanlarnn yaamlarnn her aamasnn sorunlarla dolu olmas bir yana, en nemli sorunlarndan biri sosyal gvenlik sorunudur. nk yaam koullar ve alma koullarndan kaynaklanan olumsuzluklarn etkisi, bu kiilerin hastalanmalar ve hastalklar sresince ya da tm yl boyunca isiz kalmalarna neden olmaktadr. Tarm kesiminin sosyal gvenlik ats altna alnmas, olduka gecikmi olmasna ramen,, gnmzde de tam anlamyla yaygnlatrlm bir uygulama deildir. Tarm kesiminde alanlara ynelik sosyal gvenlik uygulamasnn gecikmesindeki temel neden, bu kesimin srekli olarak ii saylmamalarna neden olan yasal dzenlemelerdir. Bu kesime ynelik ilk sosyal gvenlik uygulamas, 1983 ylnda kabul edilen 2925 sayl Tarm ileri Sosyal Sigortalar Kanunu ile gerekletirilmitir. Sreksiz olarak tarm iinde alanlarn istee bal olarak sigortal olabilmelerine hak tanyan kanun, tarm iilerinin iveren katks olmakszn sigortal olabilmelerini salamay amalam olmakla birlikte, uygulamada pek ilgi

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Trkiyede Mevsimlik Tarm ilii

205

grmemitir. 2007 yl itibariyle bu sigorta kanunundan yararlanan ii says 215.340 kiidir. Bu sigorta kapsamnda aylk ve gelir alanlara aileleri de katldnda, toplam 1.106.893 kiiye ulalmaktadr ki bu say toplam nfus ierisinde %1,57lik bir orana karlk gelmektedir (sgk.gov.tr,2009). Tarmda ii olarak alanlarn milyonlarla ifade edildii bir ortamda, sigortal saysnn 258 bin gibi, ok kk bir rakam bulmasnn eitli nedenleri olmakla birlikte temel neden, bu kesimin kazanlarndan sigorta primi demeye ayracak gelirlerinin olmamas olarak gsterilebilir. Sosyal gvenlik kurumlarnn 1 Ekim 2008 tarihinden itibaren tek bir kurum ats altnda (Sosyal Gvenlik Kurumu) birletirilmesinden sonra, Tarm kesiminde alanlarn durumunda nemli bir deiim olduunu sylemek mmkn grlmemektedir. Yeni dzenlemeye gre mevsimlik tarm iilerinin sigortallklar istee bal olmaya devam etmektedir. Sigortal olmak isteyen tarm alannn sigortal olabilmesi iin bir yl ierisinde 180 gn prim demesi gerekmektedir.Prim oran %32dir. denecek primin oran: - 2008 yl iin (alt snrdan) aylk 204,38 TLden alt aylk 1226,28 TL. - 2009 ylnn ilk alt ay iin aylk 213,12 TLden alt aylk 1278,72 TL. - 2009 ylnn ikinci alt ay iin aylk 221 TLden alt aylk 1330,56 TLdir (www.sgk.gov.tr,2010). Bu verilere gre bir tarm iisinin istee bal sigortal olmas iin 44 gnlk yevmiyesini 2009 yl verilerine gre gndelik yevmiye erkekler iin 29,16 TLdir (TK,2009).Bir yl ierisinde kazand kazancn 44 gnln prim olarak yatrmas gerekmektedir. Tarm iilerinin bir sezon ierisinde ortalama 3-4 ay i bulduu dnlrse bu primi demesinin hite kolay olmad grlmektedir.

6.7. cret Sorunlar


Mevsimlik tarm iilerinin en nemli sorunlarndan biri de cret sorunudur. 4857 sayl kanun yrrle girene kadar 1475 sayl yasann geici 4. maddesinin " Tarm Kanunu'nun yrrle girmesine kadar tarm iilerinin Asgari cretleri bu Kanun'un 33'nc maddesindeki esaslara gre ve

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

206

Dr. brahim Grc- Yrd. Do. Dr. Nihat Akbyk

ayrca tespit olunur. Tarm Kanununun, yrrle girmesine kadar tarm iilerinin Asgari cretleri Tarm Kanununun yrrle girmesinden sonra o kanun uyarnca Asgari cret tespit oluncaya kadar geerlidi.r Tarm ve orman iilerinin Asgari cretlerinin tespiti srasnda komisyona Tarm, Orman ve Kyileri Bakanlklar ile T. Ziraat Odalar Birlii ve tarm ve orman ikollarnda kurulu en ok yesi bulunan ii sendikalarndan da birer temsilci katlr. hkm uyarnca, lke dzeyinde uygulanan Asgari cretten yararlanmalar ngrlmektedir. Fakat uygulamada bunun tam olarak yerine getirildiini sylemek zordur (Erkul,1967,eker,1986, Yldrak,2003). Mevsimlik tarm iilerinin cretlerinin belirlenmesi ve denmesi konusunda ciddi skntlar bulunmaktadr. cretin belirlenmesinde esas alnan kriterlere bakldnda, u ayrmlara gre cretlendirme yapld grlmektedir. -Tarmsal faaliyetin tr (Tohum ekme, apalama, Sulama, Gbreleme, rn toplama, Paketleme ve Torbalama,vb. (DE,2004). -Tarmsal rnn tr (Buday,Arpa,eltik,Fndk,Kays vd.), -Tarmsal Faaliyetin yapld il, - Tarmsal Faaliyette bulunann cinsiyeti (Kadn-Erkek), - Tarmsal faaliyette alanlarn ya (Erkek, Kadn,ocuk). cretlendirme kriterlerinin farkl ayrmlara tabi tutulmas, yaplan iin zorluunun dikkate alnmas nedeniyle dorudur. Fakat bu alanda yaanan en nemli sorun, cretlerin belirlenmesi ve denmesinde yaanan skntdr. cretlerin belirlenmesinde esas olan tm lke dzeyinde geerli olan Asgari cret olmakla birlikte, bunun tam tersine cretler daha ok iveren ile arac ya da blgedeki byk iverenler ya da yasal olmamakla birlikte illerdeki valiler tarafndan oluturulan komisyonlarca belirlendii grlmektedir (eker,1986). cretlendirme konusunda yaanan bir dier sorun ise, crette yaplan cinsiyet ayrmdr. Yasal olarak yasaklanmasna ramen, uygulamada kadnlara erkeklerden daha az cret denmektedir. Oysa mevsimlik tarm iileri arasnda en ok sknt eken kadnlardr. Kadn iilerin almalar sadece tarlada kalmayp ncesinde ve sonrasnda da de-

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Trkiyede Mevsimlik Tarm ilii

207

vam etmektedir. Bu ileri yapmadklar kabul edilse dahi, alanlar arasnda kanuna aykr ekilde cret farkllatrmasna gidilmesi ciddi bir sorundur. Oysa bu durum Trkiyenin de taraf olduu 100 nolu Eit Deerde in Erkek Ve Kadn iler Arasnda cret Eitlii Hakknda Szlemenin 1. maddesinin b fkras ile yasaklanmtr (ILO,1951). Bu alanda yaanan dier bir sknt ise, Tarmda Ve i

Bulma Araclna zin Verilmesi Ve Araclarn Denetimi Hakknda Ynetmeliin 5. maddesinin c fkras ve 95 Sayl LO szlemesinin 9. maddesinde belirtildii gibi, iilerin ie yerletirme veya baka maksatla cretlerinden bakalarna verilmek zere cret alnmas uygulamasnn yasak olmasna ramen, cretlerden araclara pay verilmesi ve geri kalann iiye denmesidir. Ynetmelik gerei araclarn iilerden cret almas yasaktr ve creti sadece iverenden alabilir. Oysa uygulamada, denetim eksiklii nedeniyle araclarn cretleri ii cretlerinden kii ba esas alnarak denmektedir. cretlendirme konusunda yaanan bir dier sknt ise kamu kesiminde alan mevsimlik iiler ile dier mevsimlik iiler arasndaki cret farkllklardr. Bu iki kesime ynelik cret farkllklar aadaki tabloda verilmitir.
Tablo 1 : Mevsimlik Tarm ilerinin Kamu-zel cret Farkllklar Mevsimlik Iilerin Gnlk Ortalama cretleri (YTL.) zel Kesim Cinsiyet 2003 Kadn Erkek 9.47 2004 11.9 2005 13.6 18.1 15.84 2006 16.04 22.10 19.05 2003 21 23.5 22.24 2004 21.3 24.2 22.76 2005 23.1 25.6 24.36 2006 25.4 28.5 26.91 Kamu Kesimi

12.10 15.5

Ortalama 10.79 13.69

2007 ylndan itibaren TK Kamu iletmelerine ilikin mevsimlik tarm iisi cretlerinin yaynn durdurmutur.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

208

Dr. brahim Grc- Yrd. Do. Dr. Nihat Akbyk

Kaynak: DE.2005,2006,2007, 2008, Haber Bltenlerinden yararlanlarak hazrlanmtr.

Tablodan da anlalaca gibi, mevsimlik tarm iilerine denen cretler konusunda kamu ile zel sektr arasnda ciddi farklar bulunmaktadr. Bu farklarn bulunmas kamu kesiminde yasalarn ilemesi, zel sektrde ise denecek cretlerin komisyonlar ya da araclarn yapm olduu szlemelerle (genellikle yazl olmayan ekilde) belirlenmesinden kaynaklanmaktadr. Kamu kesiminde alan mevsimlik iileri cretin dnda dierlerinden ayran en nemli fark bu iilerin genellikle iin yapld yreden temin edilen iiler olmasdr. Ayrca alma saatleri, Kanunu kapsamnda belirlenen haftalk 45 saat ile snrldr. Bu koullarn hibirini tamayan mevsimlik tarm iilerinin, daha ar koullarda almalarna ramen, aldklar cretler kamu kesimindeki mevsimlik iilerin cretlerinin ancak yars kadardr. Mevsimlik tarm iilerinin cret asndan dier iilerden geri olmalarnn yan sra bir baka sorunlar ise, iverenlerin hasat sonras rnn fiyatnn artmas iin rn bekletmeleri ve ii cretlerini de bu nedenle ge demesidir. Bu konuda yaplan bir dier uygulama da iverenlerin bir sonraki yl kendine balamak amacyla cretlerinin tamamn demek yerine gelecek yl vermek zere bir ksmn tutmas eklinde grlen uygulamadr. Ksacas tarm iilerinin cret konusunda yaadklar sorunlar zetlemek gerekirse u ekilde sralamak mmkndr. - cretleri yetersizdir, - Erkek-kadn-ocuk eklinde cret farkll mevcuttur, - cretlerden yasal olmamasna ramen, araclara cret kesilmektedir, - cretler zamannda verilmemektedir, - cretler konusunda yasalar uygulanmamakta, arac ile iveren arasnda yaplan anlama ya da blgede sz sahibi iverenlerin belirledii cretler geerli olmaktadr.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Trkiyede Mevsimlik Tarm ilii

209

6.8. Eitim Sorunu


Anayasamzn 42. maddesi Kimse. eitim ve renim hakkndan yoksun braklamaz. renim hakknn kapsam kanunla tespit edilir ve dzenlenir. demek suretiyle her Trk vatandann eitim grme hakknn bulunduunu belirlemitir. Anayasann ak hkmne ve Cumhuriyetin kuruluundan itibaren srekli zerinde durulan bir konu olan eitim dzeyinin ykseltilmesi politikasna ramen,. krsal kesimde yaayanlar ve zellikle tarm iiyle uraanlar arasnda eitim dzeyi istenilen seviyeye gelmemitir. Bu durum mevsimlik iiler arasnda daha da belirgindir. Mevsimlik tarm iilerinin tm alanlarda olduu gibi, temel sorunlar, eitim dzeylerinin dkl ve yapm olduklar ie ynelik eitim almam olmalardr. Trkiyede mesleki bir eitim almam her insan, zellikle krsal kesimde, kendini ya isiz ya da ifti (yani tarm iisi) olarak ifade etmektedir. Tarm sektrndeki hzl makineleme, bu alanda alan igcnde de, dier sektrlerde olduu gibi, baz niteliklerin aranmasn gerektirmektedir. Fakat tm uzmanlama ve i blm gelimelerine ramen, tarm sektrnde igcnn nitelii zerine bir eitim verilmesi, mevcut koullarda bulunmamaktadr. Bu kesimdeki igcnn mesleki eitimi, ounlukla geleneksel yntemlerle srdrlmektedir. Tarm igcnn nitelik olarak snflandrlmam olmas, KUR istatistiklerinde de aka grlmektedir. 2006 yl sonu itibariyle KURda kaytl tarm igc says 2,757si erkek, 222si bayan olmak zere toplam 2,979 kiidir (KUR,2006). Bu meslek grubunun 1.061.853 kaytl isiz ierisindeki oran ise, %0.018dir. 2006 ylnda KUR tarafndan tarm orman iisi grubunda ie yerletirilen igc says 69u kamu, 176s zel olmak zere 245 kii gibi, olduka dk rakamlarla ifade edilmektedir (KUR,2006). Eitim konusunun, sadece iiler asndan sorun yarattn sylemek eitim olgusunu kmsemek olacaktr. Tarm iilerinin alma dnemi, tarmsal faaliyetlerin balangcna ve bu faaliyetlerin balangc

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

210

Dr. brahim Grc- Yrd. Do. Dr. Nihat Akbyk

ise yrelere gre farkllklar gstermektedir. Yaplan aratrmalar, Mart aynda balayan tarmsal faaliyetler nedeniyle, ocuklarn, sezonun bittii Kasm ayna kadar eitimlerine ara vermek zorunda kaldklarn gstermektedir (Eitim-sen,2007). rencilerin okuldan ayr kaldklar srenin uzunluu, hem renci hem de retmen asndan nemli sorunlara yol amaktadr. Okul ortamndan uzak kalan rencilerin okula uyum sorunu yaadklar ve bu nedenle baarsz olduklar grlmektedir (ahan,2008). ocuklarn okuldan ayr kalmalar sadece eitim asndan sorun yaratmakla kalmamakta, ayn zamanda ocuklarn ierisinde yaadklar ksr dngy krmalarnn nndeki en byk engeli oluturmaya da devam etmektedir.

6.9. rgtlenme Sorunlar


Trk tarm sektr, yaps, tarihi geliimi ve snf yapsnn gelimemesi ynyle dnyadaki benzerlerinden nemli farkllklar gstermektedir. Bu farkllklarn banda, Trk tarm alanlarnn dnyadaki benzerlerine gre snf bilincinin olumamas gelmektedir. Trkiyede tarm alanlarnn byk ounluu, tarm arazisine dorudan olmasa da dolayl olarak (aile topra) sahip durumdadr. Tarm alanlarnn kendi arazilerinden arta kalan zamanda cretli ya da yevmiyeli olarak almalarnn temel nedeni, ek gelir temin etmek ve elde edilen gelirle kendi arazisini geniletmek, arazisi yoksa arazi edinmek olarak ortaya kmaktadr. te bu temel nedenler, tarm kesiminde bir snf bilincinin ve rgtlenmenin nndeki en byk engeli oluturmaktadr. Trkiyede sendikal hareketlerin yasal erevede balamas, 1947 ylnda kabul edilen 5018 sayl i ve veren Sendikalar ve Sendika Birlikleri Hakknda Kanun ile gereklemitir (Erkul,1967). Tarm kesimine ynelik sendikalama izini, ayn dnemde yrrlkte olan 3008 sayl yasa kapsamnda olmamalarna ramen, tannm bir hak olarak ortaya kmaktadr. 1961 Anayasasnn kabulnden sonra 1963 ylnda kabul edilerek yrrle giren 274 sayl Sendikalar Kanunu, 1961 Anayasasnn 47. maddesine uygun ekilde tarm kesimine sendikalama hakkn tanm-

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Trkiyede Mevsimlik Tarm ilii

211

tr. Bu uygulamalarn sonucu olarak 1965 ylnda lke dzeyinde 18 tarm sendikasnn faaliyette bulunduu grlmektedir (Erkul,1967). Oysa gnmzde tarm sektrne ynelik sendika says 2009 yl itibariyle 6 olup bu sendikalara ye igc says 98.258dir (SGB,2009). Tarm sektrnn genelinde olduu gibi, mevsimlik tarm iilerinde de rgtl igc saysnn dk olmasnn temel nedenlerini u balklar altnda toplamak mmkndr: Tarm sektrnde snf bilinci gelimemitir. Tarm sektrnde cretli alan kesimin ounluu geici ya

da mevsimlik ilerde altndan iyerleri sabit deildir. Bu nedenle belirli bir yerdeki sendikaya ye olmalar zordur. Sendikalarn ayakta durmasn salayan gelir ye aidatlar olduundan, mevsimlik ya da tarm iilerinin gelirlerinden sendika aidatna ayracak gelirleri bulunmamaktadr. allan iyerlerinin kk olmas ve sendikal faaliyette bulunmaya izin verilmesinin g olmas bu alanda yaanan bir dier sorunu oluturmaktadr.

6.10. Kamu Kurumlar ve Yre Halk le letiim Sorunlar


Tarm iilerinin almak zere gittikleri yrelerde geici iskn alanlarn olutururken yre halkyla ve kamu kurulular ile iletiim kurmalar gerekmektedir. Kendilerine ait bir konut veya kamp alannn bulunmamas, bu insanlarn yerleim iin genellikle suya yakn yerleri semelerine neden olmaktadr. gcne ihtiyalar olmasna ramen, yre halk mevsimlik tarm iilerinin kendi yerleim alanlarna girmesini istememektedir. Bu durum taraflar arasnda baz sorunlara yol amakta, sorunlarn giderilmesi, bazen kamu kurulularnn mdahalesini gerektirmektedir. Yre halknn gvenlik, iletiim kurmada sorun yaama (dil bilmeme nedeniyle), evre kirlilii(Yldrak vd,2003) ve lkemizde yaanan terr olaylaryla bu insanlarn zdeletirilmeleri gibi, nedenlerle bu insanlarn yerleim yerlerine ya da yaknlarna yerlemelerine olumlu bak-

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

212

Dr. brahim Grc- Yrd. Do. Dr. Nihat Akbyk

mamalar her yerde olmasa da zaman zaman gerilimlere yol amaktadr (www.ordugazete.com.2008).

6.11. ocuk ilii Sorunu


Tarm iilerinin daha ok kazanmak ve bir an nce ii bitirmek iin yana baklmakszn elinden i gelen tm aile bireylerinin katlmyla altklar bilinen bir gerektir. 4857 sayl Kanununun 71. maddesinin a fkras, Onbe yan doldurmam ocuklarn altrlmas yasaktr. Ancak, ondrt yan doldurmu ve ilkretimi tamamlam olan ocuklar, bedensel, zihinsel ve ahlaki gelimelerine ve eitime devam edenlerin okullarna devamna engel olmayacak hafif ilerde altrlabilirler. hkmn getirmektedir. Benzer ekilde lkretim ve Eitim Kanununun 59. maddesi lkretim anda olup da zorunlu temel retim ksmlarna devam etmeyenlerin resmi ve zel iyerlerinde veya her ne biimde olursa olsun altrmay gerektiren baka yerlerde cretli veya cretsiz altrlmas yasaktr. hkm ile ilkretim andaki ocuklarn altrlmalarn yasaklamaktadr. Her iki kanun tarafndan da aka yasaklanmasna ramen, ocuk iiliinin, lkemizde birok sektrde olduu gibi, tarm sektrnde de youn ekilde srd bilinmektedir. TK tarafndan yaplan ocuk gc Aratrmas, 2006 verilerine gre Trkiyede 6-17 ya grubunda alan ocuk says 632 bini erkek 362 bini kz ocuu olmak zere 958 bindir. alan ocuklarn, bu ya grubuna giren ocuklara oran %5.9dur. Bu ocuklarn 392 bini (%40,9u) tarm sektrnde istihdam edilmektedir. alan ocuklar ierisinde eitime devam edenlerin oran %31.5, eitime devam etmeyenlerin oran %68.5dir. alan ocuklarn % 52.4 krsal kesimde istihdam edilmektedir (TK,2007). Trkiye asndan, alan ocuk iilii konusunda nemli gelimeler olmakla birlikte zerinde zellikle durulmas gereken bir sorun olmaya devam etmektedir. TK aratrmasnn kesin rakamlar olmad bilinmekte ve istatistiklere yansyan rakamlarn gerek rakamlarn ok altnda olduu tahmin edilmektedir.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Trkiyede Mevsimlik Tarm ilii

213

Mevsimlik tarm iilerinin sorunlar arasnda yer alan ocuk iiliinde, ekonomik gerekelerin yan sra ailelerin ocuklarn brakacaklar bir yerin olmamas da nemli bir etkendir. ocuklar, Mart aynda balayan ve Kasm ayna kadar devam eden srete, okullarndan ayr kaldklar gibi,, gittikleri yerde de ya kardelerine bakmak ya da tarlada almak zorundadrlar. Bu durumu aileler ocuklar da almak zorunda, yoksa karnmz doymaz. (Milliyet,2004) diyerek gerekelendirmektedirler. zellikle Gneydou illerinde son yllarda artan ekilde grlen ocuk iiliinin bir baka ekli ise, ocuklarn kiraya verilmesidir. Ekonomik nedenlerin arkasna snarak ocuklarn eli ad verilen kiilere kiralayan aileler, hibir sosyal gvencesi olmadan sadece sa-salim getirilecei szne dayanarak ocuklarn bu araclara kiralamaktadrlar. Eliler, ocuklar tarla sahiplerine kiralamakta ya da yaplacak ii gtr usulde alarak ciddi kazanlar salamaktadrlar (Avc,2005).

7. neriler
Mevsimlik tarm iilerinin sorunlar da kendileri gibi, fazla farknda olunmayan sorunlardr. Saylar, corafi hareket ynleri, sreleri ve yntemleri konusunda almalar bulunmakla birlikte, tm sorunlarnn belirlendiini sylemek olduka gtr. Sorunlar konusunda toplumsal duyarlln bulunmamas, sorunun zmn de gletirmektedir. Toplumsal basknn olmamas, sorunun siyasal ve yasal dzeyde ele alnmasn gletiren temel nedendir. Sorunun akademik dzeyde ele alnmasnn yan sra, lke dzeyinde geni kapsaml bir almann yaplarak gerek durumun ortaya konulmas gerekmektedir. almada ortaya konulan sorunlarn zmne ynelik neriler aadaki ekilde zetlenebilir: - Tarm alanlarnn sorunlarnn ortadan kaldrlmas mmkn olmamakla birlikte en aza indirgenmesinin n koulu, dank mevzuatta para para yer alan ve tek bana bir anlam ifade etmeyen dzenlemelerin dorudan bu kesimin tm sorunlarna zm arayan kapsaml bir yasal dzenlemeye kavuturulmasnn salanmasdr. Bu

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

214

Dr. brahim Grc- Yrd. Do. Dr. Nihat Akbyk

mevzuatn yaplmasnda daha nceki yllarda tasar haline getirilen dzenlemeler, mevcut dzenlemelerin aksayan ynleri ve gelimi lkelerdeki (ABDnin 1978 tarihli Seasonal Farm Labor Act) gibi dzenlemeler, lke koullarna uyarlanarak yeni bir Tarm kanunu hazrlanarak yrrle konmaldr. Yasal dzenlemelerin korumas altna alnmayan hibir iyiletirme, uzun sreli olmayacandan ncelik bu alana verilmelidir. - Kapsaml bir Tarm Yasas karlana kadar, mevcut koullar altnda mevsimlik tarm iilerinin alma ilikilerini dzenleyen Tarmda ve i Bulma Araclarnn Denetimi Hakknda Ynetmelik sadece yasal zorunluluun sonucunda yaplm bir dzenleme olmaktan karlarak zm reten, denetleyen bir ynetmelik haline getirilmelidir. Ynetmelikle izin verilen ve ad bir yaklam olan Tarm Aracl uygulamasna son verilmelidir. Bu uygulamann yerine tarmda istihdam hizmetlerini ura edinen uzmanlar KURda istihdam edilmeli, bunun yetersiz kald yrelerde zel istihdam brolarna (srekli denetlemek kouluyla) faaliyette bulunma izni verilmeli ve tevik edilmelidir. - bulma sorununun giderilmesine ynelik olarak yaplmas gereken bir dier alma ise, tarm sektrndeki gelimelere uygun olarak ihtiya duyulan alanlarda eitilmek zere niteliksiz igcnn yetitirilmesinin salanmasdr. Mesleki standartlarn belirlenmesinin zellikle k aylarnda alacak igc yetitirme kurslar ile yaygnlatrlmas, hem iverenlerin nitelikli igc ile almasn, hem de rn yetitirilmesi ve dier aamalarnda verimlilii artrmas asndan nemli katklar salayacaktr. Bunu izleyen aamada ise iverenlerin KUR veya KURca izin verilen zel istihdam brolarnn izni olmadan igc istihdam etmelerini yasaklayan yasal dzenlemeler getirilerek, igc piyasasnn daha effaf hale getirilmesi salanmaldr. Tarmsal faaliyetlerin yaygn olduu dnemlerde kurum kanununda da yer ald gibi, geici brolar ve gezici denetim elemanlar salanmas yoluyla istihdam ve denetim faaliyetleri kontrol edileceinden sorunlar byk lde giderilmi olacaktr.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Trkiyede Mevsimlik Tarm ilii

215

-Mevsimlik tarm iilerinin sorunlarnn zm iin ncelikle byk oranda belli olan corafi hareketliliin ynn ve bykln belirlemek gerekmektedir. Bu bilgilerin salanmas durumunda, igcnn corafi hareketlilii bilindiinden alnmas gereken nlemlerin yerindelii salanacandan kaynak israfna yol almayacaktr. Bu konuda eitli dnemlerde yaplan almalar bu konuda yeterli bilgi iermektedir (Gm,2004ten aktaran AHAN, 2008,Yldrak,2003). Tarm sektrnn igc ihtiyac blgesel olarak srekli izlenmeli ve igc ann hangi blgelerde bulunduu belirlenerek tarm iilerinin bu blgelere ynlendirilmesi salanmaldr. Bunun iin, KUR nitelerinin blgelerindeki tarm iletmeleriyle irtibatlar salanmal ve sanayi sektrne uygulanan gelecee ynelik igc ihtiyac anketleri bu iletmeler iin de srekli olarak tekrarlanmaldr. - Mevsimlik tarm iilerinin kar karya kald trafik kazalarnn kaynan oluturan ulam sorunlarnn zm hi de zor grlmemektedir. Tarmsal igcnn corafi hareketliliinin arlkl olarak ukurova, Ege Blgesi, anadolu ve Karadeniz olduu bilinmektedir. Bu blgelere mevcut durumda demiryolu ulamnn mmkn olmas nedeniyle igc hareketliliinin balad dnemlerde gerekletirilecek zel tren seferleri uygulamas (TCDD,2008) yaygnlatrlarak karayolunda insan onuruna yakmayan koullarda seyahatin nne geilmesi mmkn olacaktr. Karayolu ile tamacln yasal olarak engellenmesinin mmkn olmamas nedeniyle bu yolu kullanacaklarn ise, a) 4925 sayl Karayolu Tamacl Kanunu ve yine bu kanuna dayanlarak karlan karayolu tama ynetmeliinin 11.16 ve 17. maddesine uygun tama yetki ve belgesine sahip kii ve nitelikteki aralarla yaplmas, b) Ayn ynetmeliin 74. maddesinde saylan kurum ve kurulu grevlilerince iilerin k yaptklar illerden itibaren sk denetimlerle ulamn salkl bir ekilde yaplmas yaanan trajik kazalarn nlenmesinde nemli rol oynayacaktr.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

216

Dr. brahim Grc- Yrd. Do. Dr. Nihat Akbyk

- alma blgelerine ulaan igcnn karlat ilk sorun barnma sorunudur. Bu sorun, salk sorunlar, ocuklarn eitim ve psikolojik sorunlar, salksz beslenme, evreyle olan olumsuz iletiim gibi, sorunlarn kaynan oluturmaktadr. Bu sorunun giderilmesi iin, mevsimlik iilerin youn olarak alt blgelerdeki kamu arazileri zerinde merkezi ve yerel ynetimlerin ortaklaa oluturacaklar geici barnma merkezleri oluturulmaldr. ilerin, iyerlerine bu merkezlerden iverenlerin salayaca aralarla gtrlp, akamlar tekrar buralara getirilmelerinin salanmas durumunda, temizlik, eitim, ocuklarn bakm, salkl ime suyu, salk hizmetlerinin gtrlmesi gibi, olumsuzluklar byk oranda giderilmi olacaktr. Bu barnma merkezlerinin prefabrik binalar eklinde ve merkezi mutfak, banyo. vb. nitelerden olumas ve ailelerin sadece uyuma amacyla kullanabilecekleri kk konutlar eklinde ya da ortak kullanm alanlarnn dnda ailelerin adr kurabilecekleri (zemini betonlanm) alanlarn oluturulmas sorunlar byk oranda zecektir. Ekonomik adan balangta getirecei yk ise iverenler ve devlet tarafndan finanse edilebilir. - Tarm sektrnde btn gelimelere ramen, yeterli olmayan rgtlenme sorununun giderilmesinde en byk i yine devlete dmektedir. Kamu personeline ynelik sendikalama hareketini desteklemek amacyla sendika aidatlarnn devlet tarafndan karlanmas uygulamas, bu alanda da benzer ekilde gerekletirilebilir. Yalnz bu sendikal aidat yardmnn istismarnn nlenmesi amacyla sendika yeliinin sk takip edilmesi gerektii de aktr.Yaplacak olan yardmlar karlnda sendikalarn bu kesime ynelik bilinlendirme, hukuki yardm, meslek kurslar vb. konularda yardm etmesi salanabilir. Mevsimlik tarm iilerinin mevcut 5510 sayl Sosyal Gvenlik Kanunu erevesinde emekli olmalar daha nce tabi olduu 2925 sayl Tarm ileri Sosyal Sigortalar Kanununda olduu gibi emekli olmalar ok zordur. Bu nedenle tarm iilerinin bamsz ya da tarm elisine bal ekilde almalar yerine zel istihdam brolarna bal igc ola-

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Trkiyede Mevsimlik Tarm ilii

217

rak ( Kanunun 7. maddesinde belirtilen koullarda) almalarnn salanmas bu sorunun zmne katk salayacaktr. Bu yntemle sigorta primlerine iveren ii ve devlet katks salanarak sosyal sigorta uygulamasna ilerlik kazandrlabilir.

Sonu
Gezici mevsimlik tarm iilii, Trk alma hayatnn bir gerei ve gereksinimidir. Tarm sektrnde bu insanlarn varl vazgeilmeyecek kadar nemlidir. Sorunun zm, mevsimlik tarm iiliinin bitirilmesi eklinde alglanmamaldr. nk bu insanlarn emek gc, tarm sektr iin vazgeilmezdir. nemli olan bu insanlarn alma koullarnn ve temel sorunlarnn iyiletirilmesidir. Tpk ABD ve Kanadada mevcut mevsimlik ve gezici tarm iilerinin sahip olduu yasal ve alma koularnn salanmasdr. Bu koullarn salanmas halinde, tarm sektrnde kanayan sosyal bir yarann ortadan kaldrlmasyla lkemiz asndan nemli kazanmlar salanacaktr. stelik mevsimlik tarm iilerinin kar karya bulunduu sorunlar zm zor olmayan ve byk kaynaklar gerektiren sorunlar deildir. nemli olan bu sorunlarn rgtsz ve ekonomik adan zayf olan tarm iilerini sosyal hukuk devleti anlaynn bu kesim iinde uygulanmasn salamaktr. Mevsimlik tarm iilerinin temel balklar altnda sralanan ve zm nerileri gelitirilen sorunlar karlatklar tm sorunlar, kapsamamaktadr. Fakat bu sorunlarn zm, en azndan ektikleri skntlar giderme ve yaamlarn kolaylatrma asndan olduka nemlidir. Sorunlarn zm ise, ncelikle bu kesime ynelik bak asnn deimesi ve sorunun zm konusunda var olan yasal dzenlemelerin grevli kii ve kurulularca ciddi bir ekilde uygulanmas ile mmkn olacaktr.

Kaynaka
AKSZ, brahim, (1972), Zirai Ekonomiye Giri, Zirai letmecilik, Genel Ksm, Atatrk niversitesi Yayn no:252/C. Ziraat Fakltesi Yayn No:15, Ders Kitaplar Serisi No:10, Atatrk niversitesi Basmevi. 2. Bask, Erzurum. AVCI, smail, (2005), Simsarlar. yevmiyesi 6 liradan ocuk ii topluyor www.zaman.com.tr. 15.06.2005, ( Eriim: 10.07.2008)

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

218

Dr. brahim Grc- Yrd. Do. Dr. Nihat Akbyk

ALGNER,Cemil, (1943), Trkiyede Ziraat ileri , T.C. Ziraat Vekaleti, Ankara Yksek Ziraat Enstits almalar: Say:32, Yksek Ziraat Enstits Basmevi, Ankara. SGB,(2009), 2821 i ve Sendika ye saylar . http://www.csgb.gov.tr/article.php?category_id=50&article_id=665 , (Eriim: 04.04.2009) DE, (2004), 2003 Yl Tarmsal letmeler cret Yaps Anketlerinin Sonul ar DE Haber Blteni. ETM-SEN, (2007), Mevsimlik Tarm ilii Nedeni le Eitimine Ara Veren lkretim rencileri Aratrmas , http://www.egitimsen.org.tr/down/mevsimlik tarimiscisi.doc. (Eriim:14.10.08) GM,Adnan, (2004), Irgatlar Nereden Gelip Nereye Gidiyor ,ukurova Deltas-zel Ek:Yeni Adana Gazetesi, ubat-2004 ERKUL,hsan, (1967), Trkiyede Ziraat ileri ve Bunlara likin alma Hukuku, Eskiehir TA Yaynlar No:42-16, stanbul, Yrk Matbaas ILO, (1949), 95 Nolu cretin korunmas Hakknda Szleme ILO, (1951),100Nolu Eit Deerde in Erkek Ve Kadn iler Arasnda cret Eitlii Hakknda Szleme LO, (1975), 141 Nolu Tarm ilerinin rgtlenmesine likin Szleme, KUR.(2006)http://statik.iskur.gov.tr/tr/ark/ark/e/2006tr_dosyalar/1.pdf. (Eriim:20.09.2008) KALEC, Hatice, (2007), Mevsimlik Tarm ilerinin Sosyolojik Analizi: Eskiehir rnei, Anadolu niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Yaynlanmam Yksek Lisans Tezi, Eskiehir. Milliyet Gazetesi, Okul Yerine Tarladalar;14/09/2004. ZBEKMEZC, ule, Sare SAHL, (2004), Mevsimlik Tarm ilerinin Sosyal, Ekonomik Ve Barnma Sorunlarnn Analizi, Gazi niv. Mh. Mim. Fak. Dergisi, Cilt 19, No: 3. SGK,(2009), SGK 2007 Yl statistik Yll, http://www.ssk.gov.tr/wps/portal/ !ut/p/c0/ 04_SB8K8xLLM9MSSzPy8xBz9CP0os_gASPAAE8TIwMDN09nA6Mwn5Agc1d_g2AXE_2CbEdFAFjM7Yo!/(Eriim: 04.05.2009) SMER, H.Hadi,(2005) , Hukuku, Konya Mimoza Basm Yaym ve Datm Ltd. ti. AHAN, Glsn, Mevsimlik i ocuklarnn Eitim Sorunlar Ve zm nerilerihttp://site.mynet.com/gulsunsahan/GULSUN/id10.htm1 (Eriim:15.10.2008) EKER, Murat, (1986), Trkiyede Tarm ilerinin Toplumsal Btnlemesi , Deiim Yaynlar, Ankara. TCDD, (2008), Mevsimlik Tarm ilerimizi zel Ekspres Treni le Tadk http://www.tcdd.gov.tr /haberler / mevsimlikisciler.htm (Eriim: .01.10.2008) TOBB, (1989), Trkiyede Ekonomik Yap Deimeleri (19231988), Kurtulu Ofset Basmevi, Ankara.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Trkiyede Mevsimlik Tarm ilii

219

TK, (2005), Tarmsal letmelerde cret Yaps 2004, DE Haber Blteni. Say:145 TK, (2006), Tarmsal letmelerde cret Yaps 2005 DE Haber Blteni. Say:148 TK, (2007), ocuk gc Aratrmas, 2006, TK,(2008), Tarmsal letmelerde cret Yaps 2007, TK Haber Blteni, Say:139 TK,(2009), Hanehalk gc Aratrmas 2009 ubat Dnemi Sonular (Ocak, ubat, Mart 2009), TK Haber Blteni, Say:85 YILDIRAK, Nurettin, Blent GLUBUK, Sema GN, Emine OLHAN, Mehmet KILI, (2003), Trkiyede Gezici ve Geici Kadn Tarm ilerinin alma ve Yaam Koullar ve Sorunlar , Tarm- Sendikas Yayn No:2003/4 Iwww.isguvenligi.net. (Eriim:10.10.2008) www.nasda.org. (Eriim:10.10.2008) http://www.bls.gov/iif/oshwc/cfoi/cfch0001.pdf (Eriim:04.05.2009) http://www.hse.gov.uk/statistics/tables/kind2.htm (Eriim:04.05.2009) http://www.ordugazete.com/haberdetay.asp?haberID=1076 (Eriim:15.10.2008)

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

HKMET YURDU
Dnce Yorum Sosyal Bilimler Aratrma Dergisi
ISSN: 1308-6944 www. hikmetyurdu. com

Hikmet Yurdu, Yl: 3, S. 5 (Ocak-Haziran 2010), ss. 221 - 237

Trk Kltrnde Ezan Ve Makamlar


Ramazan KAMLOLU nn niversitesi Gzel Sanatlar Fakltesi Mzik Blm rkamiloglu@inonu. edu. tr
zet Ezan Mslmanlar gnde be kez be vakit namaza davet eden bir ardr. Ayrca Trk slam kltrnde zgrln ve bamszln simgesidir. Uzman kiiler tarafndan okunduu zaman insanlarn gnln etkileyen bir msikye sahiptir. Her vakte uygun deiik makamlarda okunabilmektedir. Anahtar kelimeler : Zaman, makam, ar, namaz, minare, zgrlk. Abstract Athan and Its Modes in Turkish Culture Azan is a call that invites the muslims to prayers five times a day. Besides, it is the symbol of liberty and independency in Turkish Islam culture. It has a musical style which affects the feelings of humans when it is song by proficient people. It might be song in distinct tunes in every specified time during the day. Key Words: time, tune, call, namaz, minaret, liberty

Giri
Dnyadaki btn dinlerde bir ibadet ekli vardr. Din mntesipleri belirli gnlerde ya da belirli zamanlarda ibadet ederler. badet zamanlarn bildirmek iin eitli aralar kullanlmaktadr. Mesela, Hristiyanlar ibadete ar iin an, Museviler boru, Mecusiler ate kullanrlar, Mslmanlar ise ar iin ezan okurlar. Bir arnn yan sra ezan, Mslmanlar iin zgrln ve bamszln da simgesidir. Mekke dneminde Mslmanlar tazyik altnda yaadklarndan dolay, namaz vakitlerinde herhangi bir ar ekli yoktu. Medine dneminde, ezan okunmaya balamas ayn zamanda dini hrriyetin bir sembol olarak tezahr etmitir. Ezan okunan memleketlerde ayn zamanda hrriyet vardr ve Mslmanlar gnllerince ibadet yapabilirler. Ayn zamanda ezan okunan yerlerde dier dinlere de sayg

www. hikmetyurdu. com

www. hikmetyurdu. net

www. hikmetyurdu. org

222

Yrd. Do. Dr. Ramazan Kamilolu

olduu iin baka dinlerin mensuplar da ibadetlerini rahata yapabilirler. zellikle Trklerde ezan, ok byk bir nem arz eder. Hayatn her safhasnda karmza kar. badetlerin yan sra i hayatnda, gndelik yaamda, manilerde, trklerde, szlemelerde, ksacas Trk Kltrnn ierisinde ezann nemli bir yeri vardr.

A. Ezan a. Kk ve Anlam
Ezan kelime olarak Arapada e-zi-ne kknden mastar, tefil babndan b ve il harfi cerleriyle kullanlrsa bildirme, arma ve davet etme anlamlarna gelmektedir.1 Ezan okuyan kiiye de mezzin denir. Terim olarak slmiyette namaz vaktini bildirmek iin yaplan arya ezan denir. Cami musikisinin en nemli formlarndan birisi olan ezan, Mslmanlara gnde be kere farz namaz vakitlerini bildiren bir ardr. Bu ar sade zahidane ve gzel bir ses ile usulsz ( ritimsiz ), ancak okunduu makama hakim olarak icra edilir. 2

b. Ortaya k
slamn ilk yllarnda bu gnk bildiimiz ekilde ezan okunmuyordu. Namaz vakti geldiinde es-salte, es-salte ( namaza, namaza ) ya da Es-salt cmiatn ( namaz toplaycdr ) deniliyordu. Namaz, yce Allahn emri olmasnn yan sra, Mslmanlarn uyumlu bir toplum halinde yaamalarnn da bir vastayd. 3 Hicretin birinci ylnda Peygamber Efendimiz (SAV) in mescidi ina edilip tamamlanmt. Peygamber Efendimiz (SAV) le birlikte ashab devaml bir ekilde namaz vakitlerinde toplanarak, cemaatle namaz klmaya balamlard. te bu sralarda, Peygamber Efendimiz (SAV) na-

Kerim el-Bustni, el-Mncid, Beyrut, 1991, 6 Zekai Kaplan, Din Msik Dersleri, stanbul 1991, 53 3 mer Nasuhi Bilmen, Byk slam lmihali, Ankara, 1993, 141.
1 2

www. hikmetyurdu. com

www. hikmetyurdu. net

www. hikmetyurdu. org

Trk Kltrnde Ezan ve Makamlar

223

maz vakitlerinin insanlara duyurulmas hususunda ashab ile istiare etmeye balamlardr. Bu istiareler srasnda Peygamber Efendimiz (SAV) halk namaza ne ekilde aralm?diye ashabna bir sual sorar. Sahabelerden bazlar Nasraniler gibi an alalm der, bazlar Yahudiler gibi boru alalm der, bazlar da Ate yakp yukarya kaldralm, herkes grr ve namaz vaktinin geldiini anlar dediler.4 Rasulullah bu teklifleri dinledi, ama hi birisinden honut olmad.5 Bylesi nemli bir konuda Allahtan bir iaret gelmesini bekledi. Raslullahn namaza davete verdii nemin bilincinde olan Abdullah ibn-i Zeyd merak eder ve o gece ryasnda bir kimsenin ezan okuduunu sabahleyin Rasulullaha haber verir. Ayn ekilde bir ryann da Hazreti mer tarafndan grld daha sonra ortaya kar. Abdullah ibn-i Zeyd ryasn yle anlatmtr: Namaz vaktini halka duyurmak iin yaplan toplantdan dnp evime yattm. Ryamda elinde anla birisi geldi. Ona an satp satmayacan sordum. O da ne yapacam sordu. Ben de halk namaza aracam dedim. O zat bana: Ben sana bundan daha hayrlsn syleyeyim ve gstereyim mi?dedi. Ben de evet dedim. Bana ezan- Muhammedyi okudu ve bende ryam sabahleyin Rasulullaha anlattm.6 Hz. merin de buna benzer bir rya grd birok kaynakta zikredilmektedir.7 Ayrca ayn ierikteki ryay yirmiye yakn sahabenin grd rivayeti de vardr. Abdullah ibn-i Zeyd ryasn Peygamber Efendimize (SAV) anlattktan sonra, onun emri zerine ezan metnini Bilal-i Habeiye retti ve Bilal-i Habei (r. a) ezan ilk olarak sabah namaznda okudu. Hz. Muhammed (SAV) Mira gecesi, birinci gkte bir melein ayn ekilde ezan okuduunu duymutu. Abdullahn ryasnda iittikleriyle, Peygamber Efendimizin Mirata iittikleri, ayn olunca bu ezann

Mustafa Necati Bursal, Alemlere Rahmet, stanbul, 1980, 344. Ali Hikmet Berki- Osman Keskiolu, Hateml-Enbiya Hz. Muhammed ve Hayat, DB. Yay., Ankara, 1978, 198 6 Buhari, Sahih-i Buhari, Mtercim, Mehmet Vehbi, stanbul, 1966, 228 7 Ali Hikmet Berki- Osman Keskiolu, 198.
4 5

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

224

Yrd. Do. Dr. Ramazan Kamilolu

yeryznde snnet olacana hkmederek Bilale ezan okumas iin emir vermitir.8 Ayn zamanda, Maide suresinin 58. ayeti Namaz iin ezan

okuduunuzda, onu elence ve oyun yerine koyuyorlar. Bu onlarn akllar ermeyen bir gruh olmalarndandr ve Cuma suresinin 9. ayetinde Ey iman edenler Cuma gn namaz iin arldnzda, hemen Allahn zikrine koun, alm satm brakn, eer bilirseniz bu sizin iin daha hayrldr vahiyle de desteklenmitir. 9 Peygamberler bakalarnn ryalaryla asla hkm vermezler. Abdullah ibn-i Zeydin ryas, vahiyle ve Peygamber Efendimizin mirata duyduuyla rtt iin ezann okunmasna hkmedilmitir. Ayn zamanda Peygamber efendimiz bu olayla istiarenin de nemini mmetine gstermitir.

c. Ezann Metni

.
Allahu ekber, Allahu ekber (2 kere) Allah en byktr Ehed enl ilahe illallah (2 kere)

8 9

mam- Buhar, Sahih-i Buhari, Mtercim, Konyal Mehmed Vehb, stanbul, 1966, 228. Elmal Muhammed Hamdi Yazr, Kuran- Kerim Meali, 2009, zmir, 88, 399.

www. hikmetyurdu. com

www. hikmetyurdu. net

www. hikmetyurdu. org

Trk Kltrnde Ezan ve Makamlar

225

ahadet ederim ki Allahtan baka ilah yoktur Ehed enne Muhammeden Rasulullah (2 kere) ahadet ederim ki Muhammed Allahn Rasuldr 10 Hayye al-s salh(2 kere) Haydin namaza Hayye ale-l felh Haydin kurtulua11 Allahu ekber, Allahu ekber Allah en byktr L ilhe illallah Allahtan baka ilah yoktur Sabah namazlarnda okunan ezanlarda Hayyeale-l felhtan sonra iki kere Es-salt hayrun minen-nevm(namaz uykudan daha hayrldr) okunur. Farz namazlardan nce okunan kametler de ezan metni aynen okunur ancak hayye ale-l felh dedikten sonra iki kere kad kmeti-s salhdenilir, gerisi ezan gibi devam eder ve tamamlanlr. 12 Okuyu olarak kamet, ezandan hzlca okunur. Makamsal olarak ezan belirli makamlarda okunmasna ramen kamet her makamda okunabilir. Ezan Arapa olmasna ramen btn Mslmanlarn anlayabildii evrensel bir mesajdr. Hibir dnemde asl metni bozulmayan ezan, Trkiye Cumhuriyetinin ilk yllarnda gya dinin Trkeletirilmesinden nasibini alm ve 18 yl lkemizde namazlara Trke ar yaplmtr. Hem de kanun kuvvetiyle yaptrlmtr. lk Trke ezan,1932 ylnda stanbul Fatih camisinde okunmutur. Ancak lkemizin dier yerlerinde uygulama hzl olmamtr. Zaman zaman ezan Arapa okunmaya devam edilmitir. Ezann Trke okunmas kararna uymayan grevliler,1941 ylna kadar Trk Ceza Kanununun 526. maddesinin kapsamn10

(2 kere) (2 kere) (2 kere)

11

12

ia Mslmanlar ezan okurken Ehed enne Muhammeden rasulullahdedikten sonra, 2kere de Ehed enne Aliyyun veliyullah(ahadet ederim ki Ali Allahn velisidir) derler. ia Mslmanlar ezan okurken Hayye ale-l felhdedikten sonra 2 kere de Hayye ale-l hayru-l amel(Haydin hayrl ie) derler. afii mezhebinde tekbirler ikier kere, kad kameti-s salah da iki kere dier cmleler birer kere okunur.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

226

Yrd. Do. Dr. Ramazan Kamilolu

da mtalaa edilerek yetkili mercilerin kamu dzenini salamaya ynelik emrine aykrlksuunu ilemi saylp cezalandrlrken, 15 Nisan 1939 tarihinde hkmete meclise sunulan ve 2 Haziran 1941 de kabul edilen 4055 sayl Kanunla kabul edilen deiiklikle Trk Ceza Kanunun 526. maddesine Arapa ezan ve kamet okuyanlarn aya kadar hapis veya on liradan iki yz liraya kadar para cezas ile cezalandrlmasfkras eklenmitir. 13 Bu uygulamaya lke genelinde deiik tepkiler gsterilmitir. mamlarn bazlar Trke ezan kendileri okumayp, ya bir ocua ya da bir meczuba okutmulardr. Bylece yeni uygulamaya kar isteksiz ve gnlszlklerini ifade etmilerdir. 16 Haziran 1950de Demokrat Parti iktidara geldikten sonra, ezann Arapa da okunabilmesine izin verilmitir. Bu tarihten sonra Trke ezan serbest olmasna ramen lkemizde bir daha okunmamtr.

Ezann Trke metni:


Tanr uludur Tanr uludur, Tanr uludur Tanr uludur phesiz bilirim ve bildiririm: Tanrdan baka yoktur tapacak phesiz bilirim ve bildiririm: Tanrdan baka yoktur tapacak phesiz bilirim, bildiririm: Tanrnn elisidir Muhammed phesiz bilirim, bildiririm: Tanrnn elisidir Muhammed Haydi namaza, haydi namaza Haydi felaha, haydi felaha (Namaz uykudan hayrldr) Yalnz sabah ezannda sylenir. Tanr uludur, Tanr uludur Tanrdan baka yoktur tapacak. Daha ncede ezann Trke okunmasn arzu eden aydnlarmz olmutur. Ancak 1932lere kadar bu abalar baarl olamad. 27 Mays 1962 ihtilalinde ve 12 Eyll 1980 hareketinden sonra da ezann Trke okunmas gndeme gelmi, ancak kk bir gurubun bu konudaki teebbsleri ilgi grmedi.
13 14

14

zellikle 12 Eyll 1980 hareketinden sonra zaman

Halis Ayhan-Mustafa Uzun, Ezanmad., DA, XII, stanbul 1995, 12/40. Halis Ayhan-Mustafa Uzun, 12/ 42.

www. hikmetyurdu. com

www. hikmetyurdu. net

www. hikmetyurdu. org

Trk Kltrnde Ezan ve Makamlar

227

zaman Trke ezan okumas gndeme getirilmitir. Ama hi bir ekilde kabul grmemitir.

d. Ezan Duas
Ezan iin deiik dualar vardr, fakat en yaygn olan aadaki hadis-i erifte geen duadr. Cabir ibn-i Abdullah Hz. Peygamberin ( sallallhu aleyhi

vesellem ) yle buyurduunu nakletmitir: Herkim ezan iitince : Allahmme rabbe hzihid-davetit-tmmeti ves-saltil-kimeti ti Muhammedenil-veslete vel-fadilete vebash makmen Mahmdenillez veaddeh. ( Bu tam arnn ve klnacak namazn Rabbi ey ulu

Allhm! Muhammede vesileyi ve fazileti ver! Onu vaat ettiin makm- Mahmda eritir ); eklinde dua ederse kyamet gn ona efaat etmem helal olur. 15 Duann Arapa metni aadadr:

e. Ezann Okunduu Yer

Mescid-i Nebevnin yan banda Neccar oullarndan bir kadnn yksek bir evi vard. Bilal-i Habei (raddyallahu anh) ilk olarak okuduu sabah namaznn ezann bu damda okumutur. lk zamanlar bu evin damna kp ezan okumaya devam etmitir. rada okunmaya balanmtr. 17
mam- Buhari, 246. Ali Hikmet Berki- Osman Keskiolu, s,198 17 Hasan bin Ammar e-rrnbilli, Nl-zh, Tercme, Sleyman Fahir, stanbul, 1981, 87.
15 16

16

Daha sonralar

Mescid-i Nebevnin arka tarafna ykseke bir yer yaplm ve ezan bu-

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

228

Yrd. Do. Dr. Ramazan Kamilolu

slmiyetin geni corafyalara yaylmasndan sonra ezann okunduu meknlarda da deiiklikler olmutur. Bunlarn banda minare gelmektedir.

Minare
Arapa nurkelimesinden tretilen minare kelimesi, kelime anlam olarak k saan, aydnlatan yer manasna gelmektedir. Terim olarak slm dininde ibadet yerleri olan camilerde namaza ary bildirmek ve sala okumak iin ina edilmi ana yapdan daha yksek tasarlanan yaplardr. Minarenin blmleri: kaide, gvde, erefe, petek, klah, alem ve paratonerdir. En stteki klah, minarenin atsdr ve kurun kaplamadr. Klahn ucunda ounlukla bir hilal olan alem bulunur. Klahla erefe arasna petek denir. erefenin altndaki ksm gvde, bunun zerine oturduu ksma pabu ve minarenin oturduu yere kaide veya krs denilir. Minarenin kaps, itedir ve merdivenle erefeye klr. slmiyette ilk minare Msr'n bakenti Fustat/Yeni Kahire'deki Amr ibn el-As camisinde ina edilmitir. Minare, ana paraya Emevi Meliki I. Muaviye zamannda vali Meslem bin Muhalled tarafndan 678 ylnda eklenmitir.18 Arap, ran, Hint, Trk, Msr minare ekilleri biribirinden farkldr. Her millet yapm olduu minarelere kendi sanatn, estetiini ve kltrel deerlerini naketmitir. Ayrca yapmnda kullanlan malzemelerde yapld blgelere gre deimitir.

f. Ezann Okunmas
Namaz, slamn en nemli ibadetlerinden birisidir. Onun iin yaplan ar da nemlidir ve en gzel biimde yaplmaldr. Hakkyla bu ary yapan mezzinlerin, ahirette ok yksek makamlara ulaacan Peygamber Efendimiz u hadisleriyle sahabilerden birisine yle bildirmilerdir.

18

Filiz Gndz, Minare mad., DA, stanbul, 2005, 30/ 98.

www. hikmetyurdu. com

www. hikmetyurdu. net

www. hikmetyurdu. org

Trk Kltrnde Ezan ve Makamlar

229

Abdurrahman ibn Abdullah ibn Abdurrahman ibn Ebi Sasa elEnsar el-Mzin babasndan, Eb Said el-Hudrnin ona yle haber verdiini nakletmitir: Senin koyunlar ve l sevdiini biliyorum. Koyunlarnn yannda olduun zaman veya lde bulunduun an, namaz iin ezan okuyup da nlenirken, yksek sesle oku. nk mezzinin sesini duyan btn cinler, insanlar ve her ey kyamet gn onun iin ahitlik edecektir. Ebu Said bu sz Rasulullahtan (s a v ) iittimdemitir. 19 Baka bir hadis-i erifte Rasulullah (s a v ) yle buyurmutur: Sesinin uzand her yer mezzin iin istifar eder. Ona kendisinin okuduu ezanla namaz klan herkesin ald sevabn misli vardr. Bununla beraber o kimselerin sevabndan da bir ey eksilmez20 Bir baka hadis-i erifte de Rasulullah (s a v ) yle buyurmutur: snf insan vardr ki, kyamet gn misk tepeleri stnde dururlar. Onlar ne hesap verme dncesi korkutur, ne de kyametin byk deheti kederlendirir. O dehetli gnde onlar ne korku grr ne de tasa. Bunlardan biri, milletine nderlik-imamlk eden ve milleti de kendisinden raz olan kiidir. Dieri mezzinlik eden, srf Allah rzas iin be vakit ezan okuyan kiidir. ncs de sahip ve efendisine itaatkr olan kledir.
21

Bu stn ayrcalklara sahip olabilmek iin, baz zelliklere sahip olunmas gerekir, sz konusu zellikler unlardr: - Namaz vakitlerini iyi bilmeli, ezan zamannda okumal. - Boazn korumal, ezan iin ona eza etmemeli. - Ezan usulne, adabna ve erknna riayet ederek gzelce okumaldr. - Ge kald zaman yerine ezan okuyana kzmamal.
mam- Buhar, Sahih-i Buhar, Muhtasar, Tercme Kurulu: Abdullah Durmu, Halil Aldemir, brahim Tfeki, shak Emir Aktepe, M. Beir Eryarsoy, Mehmet Odaba, Osman Gman, Soner Duman, stanbul, 2008, s, 244 20 Ebul-Leys es-Semerkand, Gafletten Kurtulu, Tercme, Yaman Arkan, stanbul, tarihsiz, s, 310 21 Ebul-Leys es-Semerkand, 315.
19

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

230

Yrd. Do. Dr. Ramazan Kamilolu

- Okuduu ezann ve yapm olduu mezzinliin ecrini yalnz an yce olan Allahdan beklemeli, ahaliye hi minnet etmemeli. - Daima iyilii emretmeli, hayr tavsiye etmeli, ktl ve kt hareketleri menetmeli, engellemelidir. Ayrca ister zengin olsun ister fakir olsun herkese ayn ekilde davranmal ve herkese hakk sylemeli. -Ezandan sonra hemen namaza durmamal, cemaate gelmek isteyenlerin namaza yetiebilmesi iin makul bir mddet beklenmelidir. Camide mezzinlik mahalline oturanlara kzmamaldr. - Ezan ile kamet arasn ok uzatmamal, imamla farz klmak iin bekleyenleri bezdirmemeli. - Camiye iyi bakmal, onu her trl pislikten temiz tutmal, kk ocuklarn orada oynamasna ve camiye girmeye layk olmayanlarn oraya girmesine meydan vermemelidir.
22

Ebul-leys Semerkand her ne

kadar ocuklarn camilerde oynamasna izin verilmemelidir dese de, ocukluk a daima oyuna meyyaldir. ocuklar camiye altrmak iin getiriliyorsa, onlara toleransl ve efkatli davranmak gerekir. ocuun kkken ald duygusal veya bedensel bir yara onu ileriki yalarda ibadetten ve camiden soumasna sebep olabilir. Onun iin ocuklara dikkatli davranlmaldr. nsanlar ibadete armada en gzel yol olan ezan, ehil ve yetenekli kiiler tarafndan okunursa, hem gnlleri hem de ruhlar fetheder. Aksi halde ii bilmeyen ve ehil olmayanlar tarafndan yaplan ar, insanlarn dinden uzaklamasna ve kamasna sebep olabilir. Mevlana, Mesnevisinde yle gzel bir rnek vermitir: Bir mezzin vard, sesi pek irkindi. Kfir lkesinde ezan okurdu. Ezan okuma, sava kar, dmanlk uzar dedilerse de. nat etti, pervaszca o kfir lkesinde ezan okumaya koyuldu. Hazreti

22

Ebul-Leys es-Semerkandiye, 312-313.

www. hikmetyurdu. com

www. hikmetyurdu. net

www. hikmetyurdu. org

Trk Kltrnde Ezan ve Makamlar

231

Halk umumi bir kargaalktan korkarken birde baktlar, elinde bir elbise, kfirin biri ka geldi. Dostlar gibi eline mum ve helva alm, yle bir latif elbiseyi hediye getiriyordu. Syleyin o mezzin nerede? Onun salas ve ezan, bana rahatlk verdi diye sormadayd. Yahu dediler. Nasl olur? Hi o bet ses, insana rahatlk verir mi? Kfir dedi ki: Sesine gelince. Benim pek gzel pek yce bir kzm var, oktandr Mslman olmak isterdi. Bu sevda, kafasndan bir trl kmyordu. Bunca kfir ona t verdi. Fakat gnlnde iman sevgisi yle bir yerlemiti ki. Bu dert adeta bir buhurdanlkt, bende d aac. Anbean imana yneldike ben dert, azap ve ikence iindeydim. Bu hususta elimde hibir are yoktu. Nihayet bu mezzin ezan verince. Kzm, bu irkin ses nedir? Kulama geldi de beni berbat etti. Btn mrmde bu kilisede, u manastrda bu derece irkin bir ses duymadm dedi. Kz kardei, bu ezandr, Mslmanlar okur, Mslmanlar ibadete arrlar dedi. nanmad bakasna sordu, o da evet deyince inand, yz sapsar kesildi, Mslmanlk hevesi kalmad. Ben de teviten, azaptan kurtuldum, dn gece korkusuz rahat bir uyku uyudum. Onun sesinden bundan dolay rahatlatm. Onun iinde ona hediye getirdim; nerede o adam?

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

232

Yrd. Do. Dr. Ramazan Kamilolu

Mezzini grnce bu hediyeyi kabul et dedi, beni dertten kurtardn, elimi tuttun. Bana yle bir ihsanda bulundun ki senin azat kabul etmez bir kulun oldum. Malda, mlkte, zenginlikte tek bir kii olsaydm azn altnla doldururdum. te sizin imannzda bunun gibi riya, geici bir ey. O ( mezzinin okuduu ) ezan gibi yol kesici. 23 Mevlana hazretlerinin verdii rnek ne de gzel anlatyor. Bu duruma dmemek iin elden gelen yaplmal. Ezan gzel okuyamayan okumamal, ehil olanlarn okumasn salanmaldr. Gzel bir ezan ve sala okumak iin unlara dikkat etmek gerekir: 1. Ezann kelimelerinin hakkn vererek, prozediye ( seslerin dzgn sylenmesi ) dikkat ederek okumal. 2. Diyafram nefesini kullanabilmeli. 3. Nefesi ll kullanmal. 4. Yeteri kadar musiki bilgisine sahip olmal. 5. Ses gzelliini gz nnde bulundurmal. 6. Srekli ses talimi yaparak sesini terbiye etmeli. 7. Sesini kontrol edebilmeli. 8. Sesine hkim olmal. 9. Ezan kelimelerini dinleyenlerin tam olarak anlayaca biimde okumal. 10. okumal. 11. Ses cihazlarn dzgn ayarlamal, mikrofon mesafesini ll tutmal.
23

Hangi vaktin ezann okuyorsa o vaktin makamlarna gre

Mevlan, Mesnev, ev., Veled zbudak, stanbul, 1991, V/275-276.

www. hikmetyurdu. com

www. hikmetyurdu. net

www. hikmetyurdu. org

Trk Kltrnde Ezan ve Makamlar

233

Trk Din Msikisinin en nemli formlarndan birisi olan ezann icras da son derece nemlidir. Vakitlere gre icra edilen makamlar Trk Msiki nazariyat kitaplarnda yle ifade edilmektedir: Seherle kuluk arasndaki vakitte: Dikle havern, nevrz, kek, hseyn, hseyn acem, uak, muhayyer, rekb, hisar, maye, siphr, nevrz-i rm, argah acem, neva airan. Kulukla ikindi arasndaki vakitte: Zavil, segh, gevet, neva, zirgle, rak, humayun, nihavent, mstear, sazkr, segh maye, hisar, ry-i rak, mberka, segh acem, rak acem, maye mutedil, rak. kindi ile yats arasndaki vakitte: Karciar, zemzeme, vech-i hseyn, bestenigr, bselik, rehav, isfehn, zir kede, gerdaniye, beste isfehan, necd-i hseyn. Yats ile seher arasndaki vakitte: Nikriz, hicaz, uzzal, ehnaz, rast, bzrk, pengah, muhalif, rahatl-ervh,selmek, hicaz- muhalif, Trki hicaz, bahr-i nazik, nihavent. 24 Gnmzde, lkemizde okunan ezanlarn makamlar yledir: Sabah ezan : Sab makamnda le ezan : Uak kindi ezan : Rast Akam ezan: Segh Yats ezan : Hicaz Ezan okurken kesinlikle abdestli olmak ve ayakta okumak daptan, edepten ve usuldendir. Her ne kadar abdestsiz ezan okunabilir dense de ezana hrmeten abdestli olmak gerekir. Mezzinin nce okuyaca makama karar vermeli. Ar teanniden kanp sade ve zahidane bir biimde okunmal. Ezan okumak iin ayaa kalkan mezzin iaret parman kulana koyarak ezana balar.

24

Ahmet Hakk Turabi, Gevrekzde Hafz Hasan Efendi ve Musiki Risalesi ,stanbul, 2005, 124-125.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

234

Yrd. Do. Dr. Ramazan Kamilolu

Birinci Allahu ekberde okuduu makamn zemininden ( karar perdesinden. ) balanr. kinci Allahu ekberde zeminden balar gl perdede brakr. nc Allahu ekberde, gl perde civarndan alnr. Drdnc Allahu ekberde, gl perde civarndan alnr gl perdenin bir ya da iki ses stnde gezindikten sonra gl perdede durulur. Birinci ehed enlilahe illallh, karar perdesinden alnr gl perde de karar verilir. kinci ehed enlilahe illallh, gl perdeden balanr glnn bir ya da iki ses stnden gezinerek karar perdesinde durulur. Birinci ehed enne Muhammeden rasulullah karar perdesinden balanr, gl perde civarnda name yaparak gl perdede karar verilir. kinci ehed enne Muhammeden rasulullahta meyana hazrlk yaplr gl perdeden balanr, glnn bir perde stnden name yaparak karar perdesinde durulur. Birinci hayyeala-salah, ezann meyan ksmn oluturur durak perdesinden balanarak gl perdenin de biraz stnde gezinerek gl perdede karar verilir kinci hayyeala-salah makamn gl perdesi civarndan balanr makamn meyan seslerinde nameler yaparak karar perdesinde durulur. Birinci hayyeale-lfelh , birinci hayyeala-salah gibi icra edilir. kinci hayyeale-lfelh ,ikinci hayyeala-salah gibi icra edilir. Birinci Allhu ekber gl perde civarnda balanr ve glde karar verilir ve ksa icra edilir kinci Allhu ekber gl civarnda balanr, gl perde stnden name yaparak gl de karar verilir.

www. hikmetyurdu. com

www. hikmetyurdu. net

www. hikmetyurdu. org

Trk Kltrnde Ezan ve Makamlar

235

L ilhe illalh makamn gl perdesi civarndan balanr karar perdesine doru name yaparak karar perdesinde karar verilir. Durak perdesi civarnda name yaparak da karar verilebilir. Ya da tiz durak civarndan pes seslere doru name yaparak durak perdesinde karar verilebilir.

B. Ezann Kltrmze Yansmalar


Ezann Trk Kltrne, grsel olarak en byk katklarndan birisi minarelerdir. Minareler, ezanlarn daha uzaklarda, daha iyi iitilmesi iin ina edilmi sanatsal yaptlardr. Atalarmz ehdet parma misali gklere ykselen minarelere btn sanatsal zerafetleri naketmilerdir. Ezanlarn vakitlere gre makamlarnn dzenlenmesi, Trk Kltrnde dier slam lkelerinden daha fazla gelimitir. Her vakte gre uyumlu deiik makam guruplar tertip edilmitir. lkemizde okunan ezanlar, Trk msiksi zevkini gemiten gelecee tayan en nemli deerlerimizden birisidir. Ezanlar ayn zamanda trklerimize ve arklarmza gemitir. Sosyal hayatmzda ezanla irtibatmz daha doduumuzda balar. Bizim kltrmzde doan her ocuun ismi konulurken sa kulana ezan, sol kulana da kamet okunur. Ezan ve kameti okuyacak kiilerin belli dzeyde slmi bilgilere sahip kiiler olmas beklenmektedir. Edebiyatmzda ezan, zellikle gnn balamasn ve sona ermesini anlatan ve tasvir eden tabiat iirleri ile din ve mill duygularn ilendii, zgrl ve bamszl anlatan iirlerde de ilendii grlmektedir. Bu konular pek ok air tarafndan farkl dnemlerde ilenmitir. Bunlar arasndan iki rnek vermeyi uygun bulduk Mill airimiz Mehmet Akif Ersoy stiklal Marmzn sekizinci ktasnda: Bu ezanlar ki ahadetleri dinin temeli

Ebedi yurdumun stnde benim inlemeli

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

236

Yrd. Do. Dr. Ramazan Kamilolu

diyerek ezanla bamszln birbirinden ayrlmayan ikili olduunu edeb bir biimde ifade etmitir. Yahya Kemalin: Emr-i blentsin ey ezn- Muhammed Kf deil sadna cihn- Muhammed Sultan Selm-i evveli rmetmeyp ecel Fethetmeliydi lemi n Muhammed Gk nra gark olur nice yz bin minareden ehbal anca rh- revn- Muhammed Ervh cmleten grr Allahu Ekberi Akseyleyince ara lisn- Muhammed skpde kabr-i mdere olsun bu nev-gazel Bir tuhfi bed
beyn- Muhammed25

msralar ise ezana verdiimiz deerin en gzel bir gstergesidir. slam kltrnde fethedilen yeni beldelerde yaplan ilk icraatlardan birisi ykseke bir yere kp ezan okumaktr. Bu gelenek Peygamber Efendimiz (SAV) ashabyla Mekkeyi fethettii zaman Bilal-i Habe ( ra) nin Kbe damnda okuduu ezandan beri devam etmektedir. zellikle ecdadmz bu gelenee ok nem vermilerdir. Vakti gsteren saatlerin yaygn olmad dnemlerde ezan, insanlara zaman bildirmekteydi. Bundan dolay insanlar gnlk aktivitelerini ezanlara gre tanzim ediyorlard. Mesela gndelik alan insanlar, le ezan okununca le yemeini yerler ve bir sre istirahat ederler. Akam ezan okunduunda da o gnk almay bitireceklerini anlarlar. Hayvanlarn otlatlmas, yemlenmesi ve bakmlarnda da ezan vaktinin belirleyicilii vardr. Ayrca hayvansal rnlerin yaplmasnda da etkendir.

25

Yahya Kemal, Eski iirin Rzgryla, stanbul, 43.

www. hikmetyurdu. com

www. hikmetyurdu. net

www. hikmetyurdu. org

Trk Kltrnde Ezan ve Makamlar

237

Sonu
Ezan, Mslmanlara gnde be kez namaz vakitlerini bildiren ve camiye aran bir davettir. Kltrmz derinden etkileyen nemli dinamiklerimizdendir. Hayatmz boyunca bizlerle birlikte bazen bir ar, bazen bir duygu, bazen bizi dnyadan alp teki alemleri dndren bir dnce kayna ve bazen esaretten kurtulup zgrle doru hzla ilerlediimiz bir yoldur. Bazen de trklerimize yada arklarmza nakettiimiz ilahi naklardr. Ezann deiik ynlerinin ilim adamlarmz tarafndan incelenip anlalmas ve anlatlmasn mit ediyorum. Ayrca din hizmetleri grevini yerine getiren grevlilerin hepsi yeterli derecede msik bilgisi alarak insanlarmzn daha huu ierisinde ibadet etmelerine yardm etmelidir. Kt ve eitimsiz sese sahip olan grevlilere ezan okutturulmamal. nk gnllere hitap ederken en gzel ifadeler ve yntemler kullanlrsa kabuller daha kolay ve etkili olur. Son dnemlerde Diyanet leri Bakanlnn bu konularda yrtt almalar ok olumlu neticeler vermektedir. Ancak bu almalar belli merkezlerde deil de yurt genelinde yaplrsa daha verimli olaca kanaatindeyiz.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

HKMET YURDU
Dnce Yorum Sosyal Bilimler Aratrma Dergisi
ISSN: 1308-6944 www.hikmetyurdu.com

Hikmet Yurdu, Yl: 3, S.5 (Ocak-Haziran 2010), ss. 239 - 250

Descartesn Ahlk ve Mutluluk Anlay


Yrd. Do. Dr. Yaar Trkben Artvin oruh niv. Fen Edebiyat Fak. Felsefe Blm yasarturkben@hotmail.com
zet Descartes, mutluluu tam bir ruh memnunluu ve i honutluu olarak tanmlar. O mutluluu erdeme, erdemin de akln iyi kullanlmasna bal olduunu iddia etmektedir. Gcmz dahilinde olan en yksek iyinin slah edilmi irade olduunu akl bize gstermektedir. Descartes ihtiraslarn insan yaamnn nemli blmn oluturduunu ileri srmektedir. Mutlu olmak iin bu ihtiraslar kontrol etmek gerekir. Anahtar kelimeler: Mutluluk, akl, erdem, ihtiraslar, irade. Abstract Descartes Ethics and Happiness Understanding Descartes explain happiness as a perfect satisfaction of mind and inner pleasure. He claims that happiness relies upon virtue, and the virtue depends upon the employment of reason. Furthermore, the reason shows that the greatest good within our power is the refinement of the will. Descartes argues that the passions form an important part of a human life. To be happiness we should control them. Key words: Happiness, reason, virtue, passions, will.

Giri
Bat felsefesinde akla stn bir mevki verme gayreti 17. yzylda Descartes ile zirve noktasna kmaktadr. Descartes, bu srete ne srd metodik phe anlayyla ve bilin zerine kurduu metafizikle dikkatleri zerine ekmektedir. Ruh ile beden arasnda keskin bir ayrlk n gren Descartes, bilinten yola karak Tanrnn varlna ulamaktadr. O d dnyaya ait bilgimizin gvencesi olarak da Tanry gstermektedir. Descartes bu ekilde bilin, Tanr ve tabiat hakknda akla dayal felsef bir sistem ortaya koymaktadr. Dncelerini ortaya koyarken kavramlarn ak-seik olmasna da byk zen gstermektedir.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

240

Yrd. Do. Dr. Yaar Trkben

Descartes Felsefenin lkeleri adl eserinin nsznde felsefeyi bilgelii inceleme, bilgelii de yalnz ilerimizde tedbir deil, hayatn sevk ve idaresi dahil, insann bilebildii btn eylerin tam bilgisi1, olarak tanmlamaktadr. Felsefeyi bir aaca benzeten Descartese gre, onun kk metafizik, gvdesi fizik, dallar da ahlk, teknik ve hekimliktir. Ona gre, ahlk ilkelerine ancak hikmet aacnn kknden ve gvdesinden getikten sonra ulalabilir.2 Baka bir deyile, insan mutlu klacak olan bu ahlk ilkeleri felsefi bilgi neticesinde elde edilmektedir. Ancak her eyi ilk nedenleri ile bilmeyi gaye edinen filozof, bu yolculuu esnasnda hayatn ilerini dzene koymak iin bir ahlk edinmelidir. Bu, hakikati arama srecinde ilerimizde kararsz kalmamak ve elimizden geldii kadar bahtiyar yaamak iin tutulmas gereken bir yoldur. 3 Descartesin dnce siteminin hem banda, hem de sonunda ahlk vardr. Banda ereti ahlk, sonunda temelli ahlk bulunmaktadr. Buna bal olarak Descartes, ereti ahlkn, bizi bahtiyar, temelli ahlkn ise bizi mesut4 edeceini ileri srmektedir.

Bahtiyarlk Ve Ereti Ahlk


Descartes hakikat arayn yeni bir ev yapma5 eklinde ifade etmektedir. Ona gre, oturduumuz evi yeniden yapmaya balamadan nce, malzeme biriktirmek ve projeyi hazrlayacak bir mimar bulmak gerektii gibi, bu esnada bize kalmak iin baka bir ev de gereklidir. Descartesa gre, hakikat yolculuuna kan kimse zaman zaman tereddt iinde kalacak ve bu da kiiyi mutsuz edecektir. nk hayatn ak durdurulamaz. Srekli hayatn ak ierisinde birtakm kararlar vermek durumun kalrz. Bu yzden, Descartes bu sre zarfnda ereti bir ahlk kabul etmemiz gerektiini ileri srmektedir. Descartes ereti ahlkn ilkelerini u ekilde sralamaktadr6:
Mehmet Karahasan, evirisini yapt Descartesin Ahlak zerine Mektuplar adl eserin n sz, MEB, Ankara 1992, s. III-IV 2 Bkz. Descartes, Felsefenin ilkeleri, ev. Mehmet Karahasan, MEB, Ankara 1997, s. 17 3 Karahasan, n sz, s. III-IV. 4 Bkz. Descartes, Ahlak zerine Mektuplar, s. 28-29. 5 Descartes, Metot zerine Konuma, ev. Mehmet Karahasan, MEB, Ankara 1997, s. 25. 6 Descartes, Metot zerine Konuma, s. 25-9.
1

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Descartesn Ahlak ve Mutluluk Anlay

241

Tanrnn ocukluumdan beri iinde yetime ltuf ve inayet buyurduu dine salamca bal kalarak, memleketimin kanun ve detlerine itaat etmek, baka bir eyde de kendimi, birlikte yaadm kimselerin en aklllar tarafndan umumiyetle amel olunan, en ll ve arlktan en uzak kanaatlere gre idare etmekti. kinci dsturum elimden geldii kadar ilerimde karar ve sebat sahibi olmak ve en pheli kanaatleri bile, bir defa kabule karar verdikten sonra, pek emin ve amaz kanaatlermi gibi daima sebatla takip etmekti. Her zaman talihten ziyade kendimi yenmeye ve dnyann dzeninden ok kendi arzularm deitirmeye ve umumiyetle dncelerimizden baka hi bir eyin tamamyla elimizde olmadna, dolaysyla dmzda olan eyler hakknda elimizden geleni yaptktan sonra gcmzn yetmedii btn eylerin, bizim iin mutlak olarak imknsz olduuna inanmaya almaya almakt. En sonra, bu ahlka sonu olarak, insanlarn bu hayatta yaptklar trl ileri, ilerinden en iyisini seebilmek iin, bir gzden geirmek istedim; bakalarnn meguliyeti hakknda bir ey sylemek istemem; fakat kendime gelince, yaptm ite, yani btn hayatm, aklm iletmekte ve kabul ettiim metodu gderek gcmn yettii kadar hakikatin bilgisinde ilerlemekte kullanmaya devam etmekten daha iyi bir ey yapamayacama inandm. Descartesa gre, ahlkn nihai amac, yalnz bilgelikle elde edilebilecek olan en yksek iyidir. Mutluluk bilgeliin meyvesidir. Descartes, eksik ve ereti ahlk bize mutluluu vermese bile, bu ahlk sayesinde hi deilse bahtl, baka bir deyile tabi ve sosyal evremizle uyumlu bir hayat srebileceimizi dnmektedir. Ereti ahlk, Descartesn yukardaki ev metaforunda belirttii gibi, yeni bir ev yaplncaya kadar, geici olarak snlacak bir yerdir. Ancak u hususu dikkatten uzak tutmamak

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

242

Yrd. Do. Dr. Yaar Trkben

gerekir. Descartesn bu akl yrtmesinden ereti ahlkn sadece bilge kiiler iin geici olduunu anlyoruz. Sradan insanlar, hikmet sahibi olmayan ounluk iin ereti ahlk kalc olmak durumundadr. Baka bir deyile onlar gece konduda hayatlarn tketmek durumundadrlar.

Mutluluk Ve Temelli Ahlk


Descartes mutluluk ile ilgili dncelerini 4 austos 1645 Prenses Elisabethe yazd mektupta dile getirmektedir. Descartesa gre, mutluluk tam bir ruh memnunluu ve i honutluundan ibarettir. Mutluluk talih sonucu elde edilecek bir ey deil, aksine talihten yardm gremeyen bilgelerde bulunur. Bylece ona gre, mutluluk ruhu memnun ve honut yaatmaktan baka bir ey deildir.7 Descartes mutlu bir hayat srmek iin kurala uymak gerektiini belirtir.

1) Hakikatin Bilgisine Sahip Olma


Temelli ahlkn birinci kural, hayatn her frsatnda yapmak veya yapmamak gerekeni bilmek iin, her zaman elden geldii kadar, dnceyi kullanmaya almaktr.8 Descartes, rasyonalist bir ahlk anlay benimsemektedir.9 Rasyonalist ahlk anlaynn en nemli iddias, ahlkn temel ilkelerinin evrensel ve zorunlulukla geerli ve a priori olduklar iddiasdr.10 Baka bir ifade ile, bu anlaya gre, ahlki ilke ve kurallarn geerlilii deneyimde deil, akl ya da vicdandadr. Rasyonalist ahlk anlay, ahlken iyi ve doru olana karar verirken, duygu ya da harici bir otorite yerine, akla bavurmamz gerektiini savunur. Descartesn felsefi aac gz nne alnnca, mutluluun doru bilgi ile olan ilikisi kendiliinden ortaya kmaktadr. Zira, kk olmadan aacn meyve vermesi dnlemez. Bu yzden ona gre mutluluu elde etmenin ilk art doru bilgiye sahip olmaktr.11 Descartes bilgelikten Antikadaki baz dnrlerin anlad gibi, sadece ilerimizde
Bkz. Descartes, Ahlak zerine Mektuplar, s. 29 Descartes, Ahlak zerine Mektuplar, s. 30 9 Eriirgil Descartesn staoculardan etkilendiini belirtmektedir. Bkz. Mehmet E. Eriirgil, Descartes ve Kartezyenler, sadeletiren: Erdoan Erbay, Ali Utku, izgi Kitabevi, Konya 2006, s. 132. 10 Ahmet Cevizci, Etie Giri, Paradigma, stanbul 2002, s. 27. 11 Descartes, Ahlak zerine Mektuplar, s. 29 vd.
7 8

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Descartesn Ahlak ve Mutluluk Anlay

243

ll olmay kastetmemektedir. Onun bilgelik anlaynn iine, hayatmzn sevk ve idaresinde uymamz gereken bilgiler, bunun yan sra salmz korumak ve btn zanaatlarn icad iin bilebileceimiz her eyin bilgisi girmektedir. Bu bilgiye sahip olmann yolu da ilk nedenlere sahip olmaktan gemektedir. Bu yzden ona gre, hakikati arayan kimse ilk nce bu ilk nedenlerin bilgisini elde etmelidir. Ancak bu ilkelerde de iki art bulunmaldr12: Birincisi, bu ilkeler o kadar ak ve apak olmaldr ki insan akl onlar dikkatle tetkike koyulduunda doruluktan phe etmesin; ikincisi, geriye kalan btn nesneler var olmad halde dahi bilinebilmeli, fakat buna karlk, ilkeler var olmaynca baka eyler bilinmemelidir...

Bu ilkelere sahip olmann

kiiyi mutlu klacan ou kimsenin kavrayamadn ya da elde edilmesini mmkn grmediini belirten Descartes, insanlarn bu bilgiyi elde edebileceklerine kanaat getirmeleri durumunda, elde etmek iin var gleriyle alacaklarn iddia etmektedir. Descartes, iman nn yardm olmadan yalnz tabi akl ile bakldnda en stn iyinin ilk nedenlerin bilgisi13 olduunun kolayca anlalacan ileri srmektedir. Salam, gvenilir bilgi ise ancak doru bir metot ile elde edilebilir. Descartes bu metodu Metot zerine Konuma adl eserinde u ekilde ifade etmektedir14: Doruluunu apak olarak bilmediin hibir eyi doru olarak kabul etmemek, baka bir ifade ile acele hkm vermekten ve pein hkmlere saplanmaktan dikkatle ekinerek, verilen hkmlerde ancak kendilerinden phe edilmeyecek derecede ak ve seik olarak kavranlan eyleri bulundurmak. Ele alnan glklerden her birini, mmkn olduu ve daha iyi zmlemek iin gerektii kadar blmlere ayrmak. En basit ve bilinmesi en kolay eylerden balayarak, tpk basamak basamak bir merdiven kar gibi, azar azar en zor ve karmak olanlarn bilgisine kadar ykselmek iin hatta tabiatlar gereince birbiri ardnca sralanmayan eyler arasnda bile
Descartes, Felsefenin ilkeleri, s. 6. Descartes, Felsefenin ilkeleri, s. 8. 14 Descartes, Metot zerine Konuma, s. 20-21.
12 13

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

244

Yrd. Do. Dr. Yaar Trkben

bir sra bulunduunu farz ederek, dnceleri bir sraya gre yrtmek. Hibir eyin unutulup ihmal etmediinden emin olmak iin, har tarafta birok saylar ve tekrarlar yapmak. Descartes bu metot sayesinde baka insanlarn sahip olmad birtakm hakikatlere sahip olduunu ve bunun kendisini son derece mutlu ettiini belirtmektedir. Ona gre, gcmzn yettii btn bilgileri edinmemizi salayan bir metot takip etmediimiz takdirde, arzularmza snr izemez ve dolaysyla mutlu da olamayz. 15 nk irademiz ancak anlaymzn kendisine iyiyi veya kty gstermesine gre, bir eyi istemeye veya istememeye karar verdiinden, iyi hareket etmek iin, iyi hkm vermek gerekir. Ona gre, iyi hkm btn faziletlerin kaynadr. Descartes iin ileri srlen bu ilkeler bireyin mutluluunun yan sra toplumun mutluluu iin de son derece nemlidir. Ona gre, zihnin bilebildii her eyi iine alan felsefi bilgiye16 sahip olan toplumlar, dier barbar toplumlardan ayrlrlar. Bir toplumda yaayan insanlar ne kadar ok felsefeyle urarlarsa, toplum da o derecede incelmi, medenilemi olur. Bu yzden Descartes bir toplum iinde filozoflarn bulunmu olmas, o devlet iin byk bir ayrcalk olduunu dnmektedir. Kiinin hakikat arayna giren kimselerle beraber bulunmasnn iyi olduunu, ancak daha iyi olann kiinin bizzat kendisinin bu araya girmesi olduunu zellikle vurgulamaktadr. nk ona gre, kiinin kendi gzleriyle grmesi, gz kapal bakasnn arkasnda yrmesinden her zaman iyidir. Descartes, kiinin mutluluu elde etmesi iin her trl otoriteden kurtulmas gerektiini iddia etmektedir. nsanlarn iinde yaad toplumun birtakm deerleri bulunmaktadr. zellikle Ortaada fikir leminde, her alanda birtakm otoriteler vardr. Otorite olarak kabul edilen bu bilginlerin gr ve dnceleri tartmak, bunlarn hilafna baz
15 16

Descartes, Metot zerine Konuma, s. 30 Descartes, Felsefenin ilkeleri, s. 6.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Descartesn Ahlak ve Mutluluk Anlay

245

fikir ileri srmek yasakt. Descartes ileri srd metotla halktan, rften, aileden ve evreden, okuldan ve otorite kabul edilen din bilginlerinden alnan yalan, yanl, kark ve bulank fikirlerden kurtulmay hedeflemektedir.

2) Kararllk
Temelli ahlkn ikinci kural ve mutlu olmann dier bir art, akln bize bahettii dorulara gre hareket etmek, istek ve arzularmza boyun eemeden, sabit ve karar sahibi olmak gerekir.17 Descartes, yapmamz gerekeni rasyonel olarak belirlediimize gre, kararl bir irade ile, akln tespit ettii bu kararlar uygulamak durumundayz. rade sabit ve devaml surette akln emirlerine uyduu zaman fazilet ortaya kar. Descartesa gre, fiiller ruh beden ilikisi sonucu meydana gelirler. Ruh, bedenin baz eilimlerini dorudan doruya duyar ve onlara birtakm duyumlarla tepkide bulunur. Beden de ruhun birtakm eilimlerini baz hareketler olarak gerekletirir.18 Yani ruh ile beden birbiri karsnda, hem etken hem de edilgin olabilen birer etmen durumundadrlar. Ona gre, insan ruh ve beden ilikisini beynin biricik ift olmayan organ kozalaks bez salamaktadr.19 Descartes insanda bulunan ruhun akl ve irade gcnden ve bir de bedenin hayvan ruhundan bahsetmektedir. Onun hayvani ruhu igd anlamnda kulland anlalmaktadr. Descartesa gre, iyi ye ynelmi, akln kontrolnde bir isteme ile duygulanmlar yenmek gerekir. Erdem, iradeyi igdlerin yani hayvani ruhlarn ynetimine brakmamak, igdlerin rastlant olan iti ve srkleyilerine ruhu kle etmemektir. Aksine onlar yenecek, onlara dayanacak ruh gcn insann kendisinde bulmasdr. Bu kararllk insan mutlulua gtren yoldur.20 Aksine igdlerin klesi olmu kararsz insan, ancak kararsz, s, gelip geici hazlara eriir. Ancak bu hazlarn devamll yoktur. Bu hazlarn arkasndan insan mutsuz eden ac ve tiksintiler gelir.
Bkz. Descartes, Ahlak zerine Mektuplar, s. 30. Macit Gkberk, Felsefe Tarihi, Remzi Kitabevi, stanbul 2007, s. 242. 19 Bkz. Descartes, Ruhun htiraslar, ev. Mehmet Karahasan, MEB, Ankara 1997, s. 31-32. 20 Bkz. Gkberk, Felsefe Tarihi, s. 243.
17 18

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

246

Yrd. Do. Dr. Yaar Trkben

3) Elimizde olmayan isteklerden vazgemek


Temelli ahlkn nc kural, elden geldii kadar, akla gre hareket ederken, elde olmayan btn nimetlere tamamyla gcmzn dnda eyler gzyle bakmak ve bu yolla onlar hibir zaman arzu etmemeye almaktr. nk memnun olmamza engel olan biricik ey arzu, esef ve pimanlktr.21 Descartes insann iradesini etkileyen arzular e ayrmaktadr:

Meydana gelmesi yalnz bize bal olan arzular


Descartese gre bu ihtiraslar bizi ancak uyandrdklar arzu aracl ile bir fiil ve harekete srkledikleri iin, kiinin bu arzusunu dzenlenmesi son derece nem arzetmektedir. Ona gre, bu arzunun dzenlenmesi iin ncelikle bu arzunun bize bal olup olmadna karar vermek gerekir.22 Descartes bu konuda yaplan en byk yanln bize bal olan arzularla olmayanlarn ayrt edilmemesi olduunu belirtmektedir. Descartes bize bal olan eyler -bizim hrriyetimiz ile ilgili eylerkonusunda onlar hararetle kabul etmemiz iin, onlarn iyi olduunu bilmemizin yeterli olduu kanaatindedir.23 Bu bilginin neticesi olarak yaplan bir iin, fazilet yolunda yrmek anlamna geldiini belirten Descartes, kiiye bal bu arzunun insanda mutluluk vereceini ifade etmektedir. Ancak arzularda arya kamann kiiyi mutsuzlua srkleyecei uyarsn yapan Descartes, Aristotelesin orta yol ilkesini artran denge halini tavsiye etmektedir.24 Aristoteles bu orta yolun phronesis/doru gr25 sayesinde bulunacan ne srerken, Descartes, bu arzularda dengeli tutmann yolunun zihni elden geldii kadar baka bir sr az faydal eylerden kurtarmak ve arzu edilecek eyi aka bilmek ve gzden geirmek26 olduunu iddia etmektedir.

Descartes, Ahlak zerine Mektuplar, s. 31. Bkz. Descartes, Ruhun htiraslar, s. 111. 23 Bkz. Descartes, Ruhun htiraslar, s. 112. 24 Bkz. Descartes, Ruhun htiraslar, s. 112. 25 Bkz. Alfred Weber, Felsefe Tarihi, ev. Vehbi Eralp, Sosyal Yaynlar, stanbul 1991, s. 86. 26 Descartes, Ruhun htiraslar, s. 112.
21 22

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Descartesn Ahlak ve Mutluluk Anlay

247

Descartes haz konusundaki grlerinde dengeyi tavsiye etmektedir. Bunun yan sra madd hazlardan ziyade bilgelikten haz duymak gerektiini dnmektedir. O gzmzle grdmz nesnelerin, n, renklerin verdii haz, felsefenin verdii hazla hibir zaman mukayese edilemeyecei kanaatindedir. Bu yzden sadece bedenlerini beslemek iin yiyecek peinden komay bir anlamda bohemlemek olarak grmektedir. nk insan ruh ve bedenden meydana gelen bir varlktr. Ona gre ruhun gdas da bilgeliktir.

Baka sebeplere bal olan arzular


Descartese gre, ok iyi olsalar bile, hibir ekilde elimizde olmayan eyleri, hibir zaman ihtirasla arzu etmemeliyiz. nk bu arzular biz onlar ok istememize ramen gereklemeyebilirler.27 Gereklemedikleri takdirde de bizi zeceklerdir. Ayrca, zellikle dncelerimizi megul etmeleri sebebiyle, kendi emeimizle edinebileceimiz, elimizde olan eylere sevgimizi vermemize de engel olabilirler. Descartesn bize bal olmayan arzular hususundaki grlerinin byk lde Epikurosla paralellik gsterdii grlmektedir. Epikuros da elimizde olmayan, ulaamayacamz eyleri istemememiz gerektiini savunmaktadr.28 Ona gre, acdan kurtulmak iin ok fazla bir eye gerek yoktur. Ekmek ve suya sahip olan yeterli derecede varlkl saylr. Epikuros, hayatn bu anlaya gre yaayan kimsenin d dnyadan etkilenmeyeceini ve dardan gelen felaketlere kolayca tahamml edeceini iddia etmektedir. Descartes, elimizde olmayan arzular konusunda byk lde Epikurosun bu dncelerinden farkl dnmedii grlmektedir. Descartesa gre, bo arzularla baa kabilmek iin iki are vardr: Birincisi, licenaplktr, ikincisi ise Allahn hikmeti zerine d-

27 28

Descartes, Ruhun htiraslar, s. 112. Bedia Akarsu, Mutluluk Ahlk, nklp Kitabevi, stanbul 1998, s. 99.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

248

Yrd. Do. Dr. Yaar Trkben

nmek, tefekkr etmektir. 29 Elimizde olmayan eylerin lahi hikmetle Tanr tarafndan ezelde takdir edilmi olduunu dnmeyi tavsiye eden Descartes, aksi takdirde elimizde olmayan eylerin peinden komak suretiyle kendimizi mutsuz edeceimizi ileri srmektedir. Descartes akln yanlmaz olduunu iddia etmemektedir. Descartesa gre, yanlma insanlar iin kanlmazdr. Eer davranlarmz bilgimizin neticesi olarak ortaya kar ve biz yanlrsak, bu bizi mutsuz etmez. Zira akl bunun kanlmaz olduunu takdir edecektir. Ancak taklit neticesi ortaya kan skntlar kiiyi mutsuz eder. Burada akl bize snrlarmz gstermekte, yanlmann kanlmaz olduunu gstermektedir. Descartes akl ile elde edilen bilgilerin her zaman mutluluu getirmeyeceini syleyerek Sokratesten ayrlmaktadr. Daha nce deindiimiz gibi Sokrates irade zayflna inanmamaktadr. O bilen kiinin zorunlu olarak doru davranacan iddia etmektedir

Bize ve bakasna bal olan arzular


Descartes bizim dmzda meydana gelen hadiselerde herhangi bir tesadf grmez. Ona gre, talih diye bir ey sz konusu deildir. Meydana gelen her olay ilah takdirin neticesidir. lah takdir bizim cz irademize brakt alan dnda amaz ve deimezdir. Bu ilah dzen, doru dnld zaman baka trl olmas istenilmeyecek bir dzendir.30 Descartesa gre, baz olaylarda biz tercih hakkmz kullanrz, ama olay tamamen bizim kontrolmzde de deildir.31 Bu durumda yaplmas gereken, en uygun tercihi yapmaktr. Ona gre, bazen yaptmz tercih sonucunda birtakm fenalklarla karlaabiliriz. Ancak bunun iin zlmeye gerek yoktur. nk bu kanlmaz bir durumdur. Descartesa gre, akl bunu bu ekilde kavrad takdirde mutsuz olmamak gerektiini kavrayacaktr.32 Descartes aklmzn emrettii hususlar yerine getirdiimizde, daha sonra yanldmz anlasak bile piman olmamza gerek

Descartes, Ruhun htiraslar, s. 113. Bkz. Descartes, Ruhun htiraslar, s. 114. 31 Bkz. Descartes, Ruhun htiraslar, s. 115 32 Bkz. Descartes, Ruhun htiraslar, s. 115.
29 30

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Descartesn Ahlak ve Mutluluk Anlay

249

olmadn iddia etmektedir. Zira ona gre, bunda bir kusurumuz olmadn bilmekteyiz.33 Descartes mutluluk ile stn iyi ve ilerimizin ynelmesi gereken son gaye ve hedef arasnda ayrlk bulunduunu iddia etmektedir. Ancak ona gre, biz hem mutluluu, hem de stn iyiyi ilerimizin gayesi olarak grebiliriz. nk stn iyi btn ilerimizde hedef edinmemiz gereken bir eydir. stn iyiden doan ruhsal dinginlik de bizi stn iyiye doru ekmektedir. Descartes, bu meyanda grler ileri sren Epikurosun grlerine katlmaktadr. Ona gre, mutluluun mahiyeti ve hayatmzn gayesi ile ilgili olarak Epikurosun ruh dinginliini koymu olmas isabetidir. Bizim sorumluluklarmz bilmemiz bizi baz eyleri yapmaya zorlasa da bu bize mutluluk getirmeyebilir. Bu yzden sonunda mutluluk olmayan bir fiili tutkuyla yapmayz. Fakat ona gre, faziletin mkfat olan mutluluk da ancak fazilet sayesinde elde edilir.34 Descartes mutluluk zerine kurulabilecek biricik zevkin ruh zevki olduunu iddia etmektedir. Ona gre, Epikuros muhalifleri onun zevk ile ilgili szlerini bilerek madd haz anlamnda kullanmaktadrlar. Ancak mutluluk ruh memnuniyetinden ibarettir.

Sonu
Descartesn mutluluu byk lde bilgelie balamaktadr. Ancak Descartes, iradeye vurgu yapmakla, irade zayflna inanmayan, bilgiyi eylemin temeline yerletiren, kendisi iin doru ve yararl olan bilen kimsenin zorunlu olarak iyilii ileyeceini iddia eden dnrlerden ayrlmaktadr. Onun mutluluk anlay mutlu olmak isteyen kiinin evrenle bark yaamasn, gereklemesi kendisine bal olmayan istek ve arzularn peine dmemesi gerektiini tavsiye eden stoa dncesiyle benzerlik tamaktadr. Descartesn mutluluk anlaynn bir dier belirgin noktas ise, onun dinin Tanr-lem anlayna gndermede bulunarak evrenin ileyiini ilah hikmet ile aklam olmasdr. Ona gre, kii

33 34

Bkz. Descartes, Ahlak zerine Mektuplar, s. 31. Bkz. Descartes, Ahlak zerine Mektuplar, s. 38.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

250

Yrd. Do. Dr. Yaar Trkben

ilahi hikmeti anlaynca bana gelen birok eyin kanlmaz olduunu anlayacak ve bo yere kendisini mutsuz etmeyecektir Descartesn ahlk anlay, rasyonalist ahlk anlaylarnn genelinde olduu gibi, mutluluk, felsef dnceye sahip olan aznla hasredilmi grnmektedir. Mutluluk bilgelik sonucunda elde edilmektedir. Bilgelie sahip olmayan avam iin mutluluk deil, ancak bahtiyar olma imkn bulunmaktadr. Ayrca Descartes zmnen dinin ahlk anlaynn insanlar mutlu edemeyeceini iddia etmektedir. Ancak bunun doru olup olmad ayrca ele alnmas gereken bir konudur.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

HKMET YURDU
Dnce Yorum Sosyal Bilimler Aratrma Dergisi
ISSN: 1308-6944 www.hikmetyurdu.com

Hikmet Yurdu, Yl: 3, S.5 (Ocak-Haziran 2010), ss. 251 - 270

Dinle lgili Dnce, Tanm ve Alglamalar


Dr. Hasan Arslan nn niversitesi lahiyat Fakltesi Din Psikolojisi Ana bilim Dal hasanarslan@inonu.edu.tr
zet Gnmzde dinle ilgili ok eitli dnce tarif ve alglarn mevcut olduu anlalmaktadr. Tanm ve alglamalarn genel olarak vahiy ve materyalist bir eksende yapldn syleyebiliriz. Baz din alglamalarnda ise kurumsal din eletirilmektedir. Vahiyci bak asyla yaplan tarifler arasnda sadece Matridi din tarifine akl dahil etmitir. O dini aklla ayn grmektedir. Dierlerinin daha ok iyi bir kul olmaya ynelik grleri vurguladklarn anlyoruz. Dinle ilgili dnce ve alglamalarn sadece pasif bir bilgi olarak kalmayp bir ekilde dini yaay etkiledikleri dnlebilir. Anahtar kelimeler: Din, Dnce, Tarif, Alg, Etki Abstract Detection of Relevant Thought And Perceptions Today, at a wide range of related ideas and perceptions described are understood to be available. Definitions and perceptions in general revelation and a materialist may say that the axis has been done. Some religious perceptions that institutional religion is criticized. Between the direct process perspective revelation only to describe religion Maturudi 'mind' has been included. He sees the same religious mind. More of others 'to become a good servant' comments emphasized that they understand. Listen to ideas and perceptions about the information just remain passive and not affect the religious life styles they may be considered. Key Words: Religion, thought, description, perception, effect

Giri
Zihnin en kompleks faaliyetlerinden biri dncedir. Dnce ile zihin d evreden gelen duyum ve idrakler zerinde alarak bir takm ilemler gerekletirir. Zihinde gerekleen bu ilemlerle bilgimiz geniler ve derinleirken problem zme, plan yapma ve gelecek hakknda gr gcmz artar. Esas olarak dnce, bir problem zme faaliye-

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

252

Dr. Hasan Arslan

tidir. Din dncede insan evresinde olup biten olaylar anlamaya, onlarn zn kavramaya, tatmin edici aklamalar bulmaya alr (Peker, 2008, s. 92-93). Alglama olay insann beyninde meydana gelir. Herhangi bir alglama olaynn gereklemesi iin duyu organlarndan gelen etkilerin beyne ulamas gerekmektedir. Alglamada beyne ulatrlan uyarmlar rgtlenerek bir anlam kazanrlar (Baymur, 1994, s. 127). Her artta bireysel bir yaant olan alglama, bireyin gemi tecrbelerine, inanlarna, ihtiyalarna, dikkati etkileyen i ve d etkenlere baldr (Budak, 2000, s. 43). Alg olgusal gereklikten bamsz ve znel olduu iin insanlar herhangi bir konuyu farkl alglayabilirler. Dolaysyla insanlarn din alglamalarnn da farkl olmas tabiidir. Dnyada ok sayda yaayan dinin var olmas ve bir dinin mensuplarnca da farkl ekillerde alglanmas nedeniyle zerinde ittifak edilen ortak bir din tanm yapmak kolay deildir (Yaparel, 1987, s. 403). Dier yandan dinin doru veya yanl tanmndan da bahsedilemez. Ancak dinin az veya ok verimli olan tanmlarndan bahsedilebilir (Glock, 1962, s. 263). Biz mevcut baz din tanmlarna ve alglamalarna yer vermeye alacaz. Burada ortak bir din tanm veya tm din mensuplarnn farkl din alglamalarna yer vermemizin mmkn olmadn belirtmek isteriz. ster szl ister yazl olsun din tanmlamalarnn ve farkl din alglamalarnn o tanmlamay yapan bireyle snrl kalmayacan belirtebiliriz. Seslendirilen benzer din tanm ve alglamalarnn toplum ierisinde mutlaka bir yanksnn olacan, bu nedenle benimseyip kabul edenler olabilecei gibi kar kanlarn da olabileceini dnmek tabiidir. Din tanm ve alglamalar bireylerin tutum ve davranlarnda bilgi unsurunu tekil etmektedir. Genel olarak tutum ve davranlarda tutarllk sz konusu olduundan, bireylerin davranlarnn onlarn dinle ilgili dnce, tanm ve alglamalar ynnde olmas beklenir.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net 252

www.hikmetyurdu.org

Dinle lgili Dnce, Tanm ve Alglamalar

253

Biz makalemizde toplum ierisinde bireyin tutum ve davranlarna etki eden dinle ilgili ok eitli dnce, tanm ve alglamalar ortaya koymaya altk. Dnrlerin Dinle lgili Tanm ve Alglamalar Dinle ilgili tanmlamalarn ayn zamanda dinle ilgili dnceleri de yansttn belirtebiliriz. Dier yandan dinle ilgili alg ve tanmlamalarn ou zaman birbirine girmesi nedeniyle net bir ayrmn yaplamayaca kanaatindeyiz. Dolaysyla almamzdaki sralamalarn bizim tercihimiz olduunu belirtmek istiyoruz. Ayrca dinle ilgili dnce, tanm ve alglamalarn bir ksmnn daha kapsayc, bir ksmnn ise dini sadece bir veya birka ynyle dile getirdiini hatrlatyoruz. Makalede, grlerine yer verdiimiz isimler hal insanlar zerinde deiik dzeylerde bir etki gcne sahip olduklar iin seilmilerdir. Gnmzde de vahiy eksenli baz grlere kaynaklk edebilecei iin ksaca harici din anlayna yer verdik. Dier yandan son yllarda mam Maturudnin grleri Trkiyede yeniden gndeme getirilmeye allmaktadr. Ayrca Trkiyede ki Mslmanlarn byk ounluunun (szle de olsa) Maturud grleri benimsiyor olmalar nemlidir. Benzer ekilde Ahmet Hamdi Akseki, Ali Fuat Bagil, Erol Gngr, Cemil Meri gibi, vahye inanmaya dayal, gr sahiplerinin, toplumun deiik kesimlerinde, belli lde bir referans kayna olma zellii tadklarn dnyoruz. Bu balamda Trkiyede Din psikolojisi sahasnda almalar yapan uzmanlarn grlerine de yer vermemiz tabiidir. Sosyal bilimlerde Freudun dinle ilgili grleri hal kabul veya ret ynde nemli bir atf kaynadr. rnein Jung, Glock, Allport, James, Uzman gibi baz psikologlar Freudun dinle ilgili grlerine tam zt bir grtedirler. Ayrca Allport ve Maslowun kurumsal dinle ilgili grleri de nemlidir. Dnyada ve lkemizde deiik aydn tipolojilerine rastlanmaktadr. Baz aydnlarn dinle ilgili grlerine, belli evrelerde benimsenip taraftar bulabildiklerini dnerek, yer verdik. Tm bu almalarmz

254

Dr. Hasan Arslan

yaparken olmas gerekenleri deil mevcut olan ortaya koymay amaladk. Din kelimesine verilen manayla ilgili olarak Frat (1989) Din kelimesine verilen mana onu tarif eden kiinin gayesine gre deimektedir. Bir dindar iin, bir kelamc iin, bir mutasavvf iin dine verilen manalar farkl olduu gibi, dini incelemek isteyen bir sosyolog iin, bir antropolog iin, bir psikolog iin de farkl manalar vardr. Dinle ilgilenen herkes onu kendi alan ve amalar dorultusunda tarif etmek temaylndedir (Frat, 1989, s. 34; ayrca bkz, Yaparel, 1987, s. 33) grn dile getirir. Yldz (2006) ayn konuda benzer bir yaklamla Hem din hem de religion kelimelerinin etimolojilerinde ortaya kan farkl yaklamlar, bu kelimelerin kavram dzeyinde tanmlarnn yaplma abalarnda zirveye kmaktadr. Litaratre baktmzda yzlerce din tanmna rastlamaktayz. Din olgusuyla ilgilenen her filozof ve bilim adam, kendi anlaylarna, amalarna uygun tanmlar yapm ve almasn o dorultuda yrtmtr (s. 80) grndedir Budak (2000) Dnyadaki hemen btn kltrlerde dinin u veya bu biimde ortaya kmas, birok otoritenin dini evrensel bir olgu olarak deerlendirmesine yol amtr. Din (religion), insan davranna yn, yaama anlam veren kutsal veya doast bir (veya birden ok) g ve yaratc kavramna dayanan bir inanlar, semboller ve trenler sistemidir. Bu sistem kurumsal olabilecei gibi son derece kiisel de olabilir (2000, s. 214) demektedir. lk nce slm tarihine giderek Haricilerin din anlay ve algsna yer vermek istiyoruz. nk kurumsal ve sistematik olmasa bile harici anlay ve alglamalarn tezahrlerine gnmzde de rastlanabilmektedir. Hariciler, Kuran- Kermi btn ynleri ve incelikleri ile kavrayabilecek derecede kltrl ve bilgili olmadklar iin, karlalan veya ortaya atlan bir mesele meru ve Kuran- kerime gre izah mmkn olduu halde, hemen kar kyor ve bylece saplanp kaldklar taassub, kendi ilerinde bile anari douruyordu. uras bir gerektir ki, olaylar deerlendirmede, din ve itimai mnasebetlerin insan ve medeni hudutlar

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net 254

www.hikmetyurdu.org

Dinle lgili Dnce, Tanm ve Alglamalar

255

iinde yrtlmesinde, iyi niyetli ve ekle bal dindar olmak yeterli deildir. nsann davranlarn, davranlarna yn verecek esaslarn bilgisi istikametinde yrtmesi gereklidir. Halbuki Hariciler, Kuran- Kerimin emir ve yasaklarna smsk bal olduklarn, dinin emirlerini ibadet ve muamelat olarak btnyle yaadklarn sylemelerine ramen, bu emir ve yasaklarn, din ve itimai deerlerin inceliklerine nfuz edip onlar yorumlayabilecek bilgi ve irfana sahip bulunmadklar iin, daima ve kanlmaz bir ekilde reaksiyoner bir tavr taknyorlard. Katiyyen Kuran- Kerime kar gelme niyetinde olmadklar halde, Kuran hkmlerine gre asla kfrlerinden bahsedilmeyecek Hz. Osman ve Hz. Aliyi, Allahn indirdii ile hkmetmemilerdi diyerek kfir sayacak kadar dar ve Kurana ters bir anlaya srklenmilerdir (Flal, 1986, 90). Harici din anlay devlet siyaseti ile toplumsal yapy (kendi idrak ve anlaylarna gre) mutlak manada Kuran esaslarna gre yaplandrmay amalyordu. Haricilerin bu tutumu, esasnda, onlarn lde aina olduklar kabile hayatnn bamsz alkanlklarn bedevi reislerinin nderliinde srdrme isteinden kaynaklanyordu. Onlarn huru etmelerinde sadece hakem olaynn deil, daha nceden balayan slam toplumunun ehir medeniyetine doru gemesinin etkileri de yatmaktadr. slam ncesinde kabileler arasnda bir anlama bulunmuyorsa dier kabilelerin hepsi dman olarak telakki ediliyordu. Dolaysyla Hariciler de, kendilerinden olmayanlar (Mslman olsalar bile) kfir ve kanlar dklebilecek dmanlar olarak gryorlard (Flal, 1986, 90). Harici din anlay psikolojik adan deerlendirildiinde, onlarn din tutum ve davranlarnn, daha ok bilisel elerden kaynaklanan bir tutum olmayp, davranlardan hareketle bilisel elerin oluturulduu tutumlar olarak deerlendirilebilir. Bu anlayta duygu unsurunun ise, sanki bir savunma mekanizmas gelitirerek davran merulatrmak iin bilgi unsurunu deitirdii veya oluturduu ynnde ilev grd sylenebilir.

256

Dr. Hasan Arslan

Gemite Trk milletinin din anlay zerinde etkili olan mam Maturudi, dini Marife, Tevhid, Hudu ve tikad anlamnda ele alr. Ona gre Marife anlamnda din; Allah tanma yani Allahn var olduunu bilme (Allah bizzat bilme deil), delil getirerek, ve delile dayanmak suretiyle Onun hakknda bir bilgi anlamna gelmektedir. Din bu anlamda bir bilgi demektir. Tevhid anlamnda din; Allahn birliine inanmak; Allahn bir olduunu ifade etmek, ve kendisine taplacak olan varl bire indirmek anlamlarna gelmektedir. Maturudiye gre marifet ve tevhid birbirini gerektiren kavramlar oluturmaktadr. Yani Allahn birliini ifade etmek, Onun var olduunu nceden bilmi olmay zorunlu klar. Din Hudu anlamnda kullanldnda, boyun eme, teslim olma, itaat etme gibi anlamlar ihtiva eder. Ona gre Marifet, tevhid, hudu vahiy dininde bulunmas gereken unsurlardandr. Maturudi iman da kfr de insann zihninde bulunan ve insann benimseyebilecei bir dinin ifadesi olarak grr. man ve kfr ancak akln faaliyetleriyle mmkn olabilecei iin akldan din diye sz ederek, dine akl ile zde bir anlam verir. O dini, ameli deil zihn ve kalb bir ballk anlamn dile getiren itikad ile ayn anlamda grr. O dini mezhep anlamnda insanlarn benimsedii ve tuttuu itikad yol olarak deerlendirmektedir (zcan, 1999, s. 37- 43). Akseki (1974) dini, Allah tarafndan vazolunmu, insanlara saadet yollarn gsteren, yaradllarndaki gaye ve hedefi, Allaha ne ekilde ibadet edileceini bildiren bir kanundur. (s. 7) diye tarif etmitir. Demir (2004), Ziya Gkalpin slam dini ile ilgili grlerini yle zetler. Ziya Gkalpe gre slam bir din olarak ilerlemenin karsnda bir engel deildir. slm dini inklpdr ve ilerlemeyi emreder. O sadece ahiret saadetini deil, dnya mutluluuna da yer verir. Gkalp slamiyetin arkta (douda) her gzelliin kayna ve gelimenin ardndaki gcn slam dini olduunu ve o bugn geri kalmamzn nedenini dinde deil Mslmanlarda aramamz gerektiini, nk deien artlara gre slamda gelime imknlarnn bulunduunu dnmektedir (s.123). Gkalpin, uygulamalar dolaysyla dinin sulanamayaca grn, daha sonra Allportun da savunduunu grrz.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net 256

www.hikmetyurdu.org

Dinle lgili Dnce, Tanm ve Alglamalar

257

Bagil (1977), vahiy yn olan bir din anlayna yer vermektedir. Ona gre din ilahi bir nurdur ve ruhumuzla sezdiimiz ve akl- selim ile dnp, kabul ettiimiz ilahi bir kanundur. nsan bu kanunu, yksek sanat, ahlak ve insanlk duygusu gibi, hatta daha ince ve daha yce bir duygu olarak sezerek akl ile muhakeme edip, kabul ve tasdik eder. Din, insan ruhunun hayvanlktan syrlp ykselen, insan zeksnn hi durmadan arad en tatmin edici izahdr. Nereden geliyor, nereye gidiyoruz sualinin amaz cevab olan din, yok olmaktan korkan insan iin k, mit ve imkn yoludur. Kendi ifadesiyle din, lalarn dindiremedii aclarn ilac; harap gnllerin enlii, iyilik, adalet, feragat, sadakat, fazilet, samimiyet kayna; insan vicdannda yaayan inanma ihtiyacnn en parlak ve berrak tecellisidir. Bagil, insann duyan, dnen, dileyen ve inanan bir mahlk olduunu ve inanma melekesi ile baka yaratlmlardan farkl olduunu bunun iin insann dindar mahlktur diye tarif edildiini ifade eder. Ona gre inanma ihtiyac insan ruhunun en derin ve en temiz bir temayldr, bunun iin inanmayan ve iinde iman bulunmayan insan suya doymayan bir hasta gibidir, servete, konfor ve sefahate doymaz. Bu durum ise hem fert, hem de toplum iin felaketlerin kaynan tekil eder. Ona gre din, insan ihtiraslarn frenleyen en kuvvetli manevi dizgindir (s. 68). Cemil Meri, dini asrlardan beri yaayan ve nesilleri huzura kavuturan tecrbeden gemi bir inanlar manzumesi olarak grmekte ve dindeki scaklk, dostalk ve kklle dikkat ekmektedir. slm dini sosyal bir snfn veya kavmin deil, mmetin inanlarn dile getirmektedir. Din, ayran deil birletirendir, inananlar kardetirler. Ona gre Yunusun msralarn kanatlandran imanla, Mesnevideki prltlar ayn ezel nurdandr. slamiyet Sleymaniyede kubbe, Itride name, Bakide iir olarak somutlamtr (Meri, 1978, s. 32; Suba, 1995, s. 215-216). Cemil Meri iin din, toplumlar tarif etmekte kullanlan vazgeilmez boyutlardan biridir, bunun iin inancn belirleyici etkisi dier faktrlerden nce gelmektedir. Gngr (1991)e gre, dinler insana kendisi ve kinat hakknda bir bak as kazandrmaktadr. Dolaysyla insan dinde kendi mahiyeti

258

Dr. Hasan Arslan

ve kinattaki yeri hakknda (kendi) balangcn ve sonunu gsteren bir bilgi emas bulur. Bu nedenle din, insann temel problemlerini belli bir adan izah eden bir sistem olarak ilev grr. Bu konuda baz dinlerin daha az, bazlarnn daha ok ve ayrntl aklama getirdikleri grlebilir. Ancak hepsinin de zihinleri megul eden en soyut metafizik problemlerle beraber, yaanan hayata ait pratik davran kurallar hakknda insan aydnlatmay hedef edindii muhakkaktr. Ayn zamanda insann mahiyeti hakknda bir anlay kazandran din, insann tabiatla ve dier insanlarla ilikilerini belli bir ama asndan ele alr. Ona gre din nsann yaradlnn gayesi ve hikmeti nedir? nsann yaratcya nispeti nedir? nsann dier yaratlmlar srasnda mevkii nedir? nsan gcnn sahas ne kadardr? Gcmz hangi yolda kullanmamz yaradln srrna ve insan mutluluuna daha uygun olur? trnden sorularla, nsann eylemlerinde kendi kudretinin ve dolaysyla sorumluluunun snr nedir? Dnyadaki eylemlerimiz, yaradln bize izdii kadere ulamamz bakmndan ne gibi bir deer tar? Yaadmz hayatn, zellikle bu hayat iinde zdrabn sebebi ve sonucu nedir? nsan iin hakiki mutluluk neden ibarettir? (s. 114) sorularna cevap verir. Suba (1995), Trk Aydnnn Din Anlay adl almasnda erif Mardinin dini bir toplum olay olarak deerlendirdiini ve slmiyet asndan tanmlamaya altn belirtir. Mardin, slam deerlerin kendine gre bir dil oluturduu, eer bu dil yeterince kavranamazsa ortaya kacak iliki ve deerlerin anlalmasnn mmkn olmayacan vurgular. Mardine gre dinin insanlar bir araya getiren bir birlik duygusu yaratma asndan hem pekitirici hem de kiilik belirleyici ilevi ve kiinin tek bana elde edemeyecei dengeyi salayabilecek role sahip olma zellii vardr. O, ayn zamanda dini bir dnyay anlama ve kendini o dnyada belirli bir konuma yerletirme modeli olarak grmektedir. Ona gre din, corafyaya gre nemli farkllklar gstermektedir (s. 214). Din, her zaman ve her yerde var olduu iin, dinin eleri olan din inan ve ibadetler de her zaman varln srdrmtr. Yalom (2006) bunu Dini inan ve ibadetin her ada, her yerde bulunduu su gtrmez bir gerektir, din inancn her zaman, her yerde bulunmasnn

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net 258

www.hikmetyurdu.org

Dinle lgili Dnce, Tanm ve Alglamalar

259

nedeni, varolua dair kayglarn her zaman her yerde bulunmasdr. (s. 30) gryle aklar. Ayn ekilde dinin her ada varln ve nemini koruduu, her devirde fert ve toplum hayatnda nemli bir yere sahip olduu ortaya koyulmutur. Din, insanolunun varoluundan itibaren eitli ekillerde varln srdren bir messesedir. Din her devirde fert ve toplum hayatnda nemli bir yere sahip olmu ve bugn de nemini koruyan bir kurumdur. Tarih boyunca insanlar dini yaamakla birlikte onun hakknda farkl dnceler gelitirmilerdir (Tolstoy, 2005, s. 15). Bununla beraber dinler arasndaki birtakm ayrlklara ramen zerinde birletikleri en nemli husus, insan ile akn bir varlk arasnda belli bir ilikinin varlnn kabul edilmi olmasdr (Peker, 1993, s. 23). Sosyal bilimciler iin nemli bir ilgi sahas oluturan din konusunda Freud birbirinden farkl grlere yer verir. O, dini bazen saplantl bir durum, saplant nevrozu (obsesyon) (Budak, 2000, s. 214; Ksa, 2005, s. 89) bazen bebeklik arzularnn tatmini bazen de bir yanlsama durumu (illusion) olarak ele alr (Fromm, 2004, s. 25-27). Freuda gre din, sanki nevroz gibi hastalkl bir haldir (zg, 1994, s. 114), bunun iin bireylerin dinden kurtulmas gerekir. O, indirgemeci bir yaklamla dini, psikolojik bir aklamayla gdlerin bastrlmas sonucu ortaya kan bir fenomen olarak deerlendirir. Onun, dini bir nevroz olarak deerlendirmesine itiraz eden (Allport, James, Jung, ve Uzman gibi) baz psikologlar dinin, ruh saln korumada yararl olacan savunmulardr (Yaparel, 1987, s. 28-31). Allport (2004) kurumsal dini sorgular. Ona gre kurumsal dinin baarszl dine olan pheyi kkrtmakta ve din adna yaplan arlklar da din hakknda kt bir intibaya yol amaktadr. Ancak kurumsal dinin konumu byle olmakla beraber, insann kiisel din duygular u anda ok canl olduu gibi bu duygular gelecekte de canlln srdrecektir. nk din duygunun kkleri eitli ve ok derinlerdedir. Olgunlam din his tutarl bir ekilde ynlendiricidir. nk dini duygu youn olduu zaman karakteri deitirme yeteneine sahiptir. Din duygunun yetersizlii ise bireyde ahlaki frtnalar dourup davranlar dzensiz olarak deitirmektedir. O, dinin, insan doasndaki, bir yere yakn

260

Dr. Hasan Arslan

olma ihtiyacna cevap verdii iin psikoterapiden daha stn olduunu ancak giderek uygulamadaki baarszlklar dolaysyla insanlarn dini sulamaya baladklar grndedir (s. 23, 84, 100). James (1902)e gre dini duygu, dini korku, dini ak, dini huu ve dini zevk gibi birtakm duygularn toplamndan olumaktadr. O, bu duygularn da doal insani duygularn dinsel objelere dnmesi ile ortaya kt grndedir. James, insann yaad dini duygunun aynsn, doal hayatta karlat baz durumlarda da yaad kanaatindedir. Ancak insan bu duygular doast ilikilerle ilgili olarak dndnde, onlar dini duygulara dnmektedir. Dolaysyla din de, insann ilahi olarak kabul ettii bir varlk karsnda bireysel olarak yaad duygu, dnce ve tecrbeleri anlamna gelmektedir (s. 28, 31). Yaparel (1987), William Jamesin dinin ilevi ile ilgili grlerini yle zetler. Din, kiilie bar, ahenk, bireysel hrriyet, ahsi btnlk ve tatmin duygusu, iyimserlik, nee, d dnyaya ak bir iletiim, dier insanlara kar sayg ve manevi haz gibi yeni boyutlar kazandrmaktadr (s. 29). Bir sre Freudla beraber alan ancak daha sonra Freuddan farkl grleri nedeni ile ayrlan Carl Gustav Junga gre Bilindnn dini bir ilevi vardr ve din, igdsel bir temele dayanmaktadr. O, dindeki tanryla kiisel iliki ve kurtulu kavramlarn psikoterapik sistemler olarak deerlendirir ve dinin igdsel enerjiyi kltrel etkinlie dntrdne inanr (Budak, 2000, s.418). Jung, dini insann tanr ile ilikisini salayan, onu zgrle ve kurtulua gtren, insan aklnn en eski ve en yaygn uralarndan biri olarak kabul eder. O, bu nedenle dini tarihsel bir olay olarak grmez. Bunun iin (insan inceleyen) her psikoloji dalnn, insanlarn byk bir ounluu iin dinin, kiisel bir ilgi alan olduunu fark etmesi gerektii zerinde durur. Jung din hakknda ayrca Din, Rudolf Ottonun isabetle numinosum dedii eyin, dikkatle, inceden inceye gzetilmesidir, yani herhangi bir istem eylemi sonucu olmayan, dinamik bir varlk veya sonutur. Tersine insan nesnesini kavrar ve onu ynetir, o da dinin, yaratcsndan ok kurban olur. Nedeni ne olursa olsun, numinosum, znenin elinde olmayan bir durumdur. (Grol, 1977, s. 136; Jung, 1988a, s. 4; akt.: Ksa, 2005, s. 69).

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net 260

www.hikmetyurdu.org

Dinle lgili Dnce, Tanm ve Alglamalar

261

Mazhar Osman Uzman (1941), Tababeti Ruhiye adl eserinde dinin akl hastalarn yapp ettiklerinden sorumlu tutmadn ve insanlarn onlara iyi muamele ederek tedavi etmeye almalarn istediini ifade eder. Uzman, gemite Mslmanlar dinn bu isteine uygun olarak ruh hastalarnn tedavisi ile ilgilendiklerini hatta tedavi konusunda Freudun psikanaliz metodunun (yzyllar nce) Fahreddin Razi ve bni Sina tarafndan kullanldn, bni Sinann ayrca melankoliyi tehis ve tedavi ettiinden bahseder (s. 45, 46). Uzman dinin deil ama dinsizliin akl hastalklarnn sebeplerinden biri olabilecei zerinde durmaktadr. O bir eye inanmamann, yeni nesillerin ruh haletlerini nemli sarsntlara maruz braktn ve hayatn skntlarna kar tevekkl ederek katlanma tesellisini insanlarn ruhundan sildii iin nevrotik ve psikotik hallere neden olduu grndedir (s. 179). Fromm (2004a), dnyann, kendisinde en mkemmel akl ve gc bulunduran bir Tanr tarafndan, yaratld fikrini makul ve akla yatkn grmektedir (s. 51). Ona gre din, Bir grup tarafndan paylalan ve grubun bireylerine kendilerini adayabilecekleri bir hedef ve onlara ortak bir davran biimi sunan dnce sistemidir (Fromm, 2004b, s. 37; Fromm, 1994, s. 2). Fromm, insanlarda bir din ihtiyacn olduunu ve insanlarn birtakm baar ve sayg ihtiyalar gibi beden ihtiyalarn doyurmakla yetinmediklerini, iyi ya da kt, yaratc veya ykc, ilerletici veya geriletici din ya da dnya grlerinden birini benimseme durumunda olduklar iin dinin insanlar iin bir ihtiya olduu grndedir. Btn insanlar evrensel bir uyum ve ballk sistemine ihtiya duymalar ynnden dindardrlar ve mspet veya menfi, herhangi bir dine balanma ihtiyac duyarlar (Fromm, 2004b, s. 40; Fromm, 1994, s. 26-28). Her dinde birtakm inan ilkeleri bulunmaktadr. Bunlarn grevi en bata ilahi bir varln var olduunu savunmaktr. Ancak tm dinlerdeki inan ilkeleri ayn ekilde oluarak ekillenmezler. Dini inan boyutu, dinlerin zelliine gre farkl ynlere vurgu yapabilirler. Bu farkllk ilahi dinlerle tanr kavram olmayan dinler arasnda grlebilecei

262

Dr. Hasan Arslan

gibi ilahi dinlerin kendi aralarnda bile grlebilir. Hangi dine mensup olursa olsun dini inan boyutunda, dindarn, bal olduu dinin inan ilkelerine sahip olaca var saylr. badetlere katlma, dini bilgi, dini yaant tarz veya dini bilginin davranlara yanstlmas inancn anlamn yanstan gstergeler olarak kabul edilebilir (Glock, 1962, s. 259, 261). Genel eilim dini duyguyu, bireyin kutsalla karlama tecrbesi olarak aklamak ynndedir. Dini duygu, insanlarn dinle ilgili her trl duygularn ifade eder. Dini ihtiya, dini tecrbe boyutu iinde dindarln bir esi olarak ele alnr (dini duygu dini bir ihtiyaca yol aabilir). Dini duygunun zellikleri ihtiya, idrak, tevekkl, gven ve korku kavramlar gibi olabilmektedir. Tm dinlerde endie (korku) ve gven duygusuna yer verilir. Ancak bu duygularn younluu dinlere gre farkllk gstermektedir (Glock, 1962, s. 266, 267). Maslow, dinler tarihinde iki ar kanadn geliimine ynelik bir eilim olduunu grmektedir. Bu eilimlerden birincisi mistik ve bireysel, ikincisi ise meru ve kurumsal din kanaddr. Derinlie sahip gerek dindarlar bu iki eilimi otomatik olarak kolaylkla birletirmektedir. Kiinin iinde yetitii artlar riteller, seremoniler ve szl formller kii iin tecrb olarak yerlemi sembolik anlaml arketipal btncl bir ekilde kalmaktadr. Maslowa gre kurumsallam din, kiliseler, sonunda din tecrbenin ve din tecrbeyi yaayan kiinin ba dman haline gelebilmektedir. O, dinin belirli riteller, gruplar ve gnlerle snrlandrlmasn kabul etmedii iin kurumsal dine kar karak, bireysel dini savunmaktadr (Maslow, 1983, s. vii-viii). Geertz, Din, varolu konusunda genel mahiyette kavramlar dile getiren ve insanlarda gl, derin ve kalc motivasyonlar ve ruhi eilimler uyandracak tarzda etkide bulunan bir sembolik sistemdir. Dile getirdii kavramlara yle bir gereklik zellii salar ki, bunlarn etkisiyle yaanan motivasyonlar ve ruhi eilimler ancak geree dayanmakta gzkrler (Geertz, 1972, s. 23; akt.: Hkelekli, 1998, s. 70) grndedir.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net 262

www.hikmetyurdu.org

Dinle lgili Dnce, Tanm ve Alglamalar

263

Frankla gre din, insanlarn hayatn gidiatyla ilgili birtakm sorularna cevap vererek, hayatlar sresince eylemlerini ve lm gereini anlamlandrmalarna yardm eder ve bilhassa acnn, strabn anlam kazanmasnda bireye destek verir (Bahadr, 2002, s. 39, 40). Frankl (1985) dini nihai anlam aray olarak ele alr ve nihai anlam sonucunda nihai var olua (Tanrya) ulalacan ve insann nihai varlka ulamas gerektiini dnerek, insan iin en kt trajedinin, Tanrya inanmay brakt an olarak grr (s. 13; akt.: Ayten, 2006, s. 141, 142). O, ayrca dinin insana ruhsal yardm elini uzattn ve baka hibir yerde bulamayaca bir gvenlik duygusu verdiini savunur. Kendini gvende hisseden birey pek ok psikolojik rahatszlktan kurtulduu gibi bakalaryla da salkl ilikiler kurabilir. Bu bakmdan dinin insan zerindeki olumlu etkisi, psikoterapinin salayaca etkiden daha gl ve kapsayc zelliktedir (Bahadr, 2002, s. 38; Frankl, 2000, s. 112). Tanilli (2006), Antik dnemden balayarak baz filozoflarn dinle ilgili grlerine yle yer vermektedir. Antik a dnrlerinden sofist filozof Keoslu Kritias; din, insanlar ahlk ve adalete yneltebilmek iin onlar korkutmak amacyla uydurulmutur derken, Platon ise dine ynetenlerin ynetilenlere devlet yarar iin sylenmesi gerekli baz gzel yalanlardan biri olarak bakyordu. Hegel ise dini insan ile mutlak arasndaki ilikinin gerei simgesel biimde dile getiren anlatm olarak ele alyordu. Feuerbachta din insan zleminin manevi dnyadaki izdm, insann kendisi ile yabanclamas, insann hayal konusu dinsel dnya ile gerek dnya biiminde ikiye ayrlmas ve dinin z insann yansmasyd. Marxa gre din, ezilmi insann i ekii, ta yrekli bir dnyann ruhu ve halkn afyonuydu. Engels iin din, insanlarn gnlk yaamna egemen glerin doast gler biimine dnp onlarn zihnine yansmasyd (s.12, 13). Tanillinin dinle ilgili olarak daha ok vahiy d grlere yer verdii anlalmaktadr. Tekin (2003)in Alev Alatl ile (18. 8. 2001 tarihinde) yapt mlkatta Alatl dini dinamik bir sre olarak grmektedir. Ona gre din, ayn zamanda insanolunun ezeli ve ebedi gerei arama servenidir. O, Tanry belli bir kalpta olmayan bir varlk olarak alglar ve Tanrnn

264

Dr. Hasan Arslan

suretinde yaratld iin insann da dondurulamayacan savunur. Ona gre insan belli bir kalba sokmaya almak bir bakma dine de Tanrya da ters bir davran olur. Dinin amac ise insann mutlak olgunlua erimesini salamaktr. Ak dini ifadesine de deinen Alatl ilke ve birtakm ritellerle doldurulmam, akn duygusallnn belirledii bir din anlayna yer vermektedir. O ayrca insann ne bilim tarafndan inantan, ne de inan tarafndan bilimden vazgememesi gerektiini savunur. Alatl, bilim ve din hakkndaki grleri ile modernist aydnlarn bilim konusundaki duyarlln koruyarak din ve bilimin Allaha yaklamakta farkl iki yol olduunu savunmaktadr. O herhangi bir ideolojik anlatmn konusu haline getirilen dindarl putperestlik olarak deerlendirmektedir (s. 89, 90). Alatl, bir fesat kayna biiminde alglanmasndan hareketle kadnn, ikinci snf insan muamelesi grdn de ifade eder. O drt kadnla evlilie inanan bir mslman, aslnda konuya pozitivist yaklaan biriyle, erkek egemen anormal bak sahibi olarak, ayn katagoride grmektedir (Alatl, 1999, s. 211, 216, 227, 287). Tekin (2003), Gle ile yapt mlakatta, onun, Dinin zndeki eylere daha ok inanyorum, korkudan daha ok Allah sevgisine vurgu yapyorum. Merakm tasavvufi slam ve onun modern versiyonlar. Tasavvuf mzii dinliyorum. Din; mzik, nefes ve nefsdir (s. 90) grnde olduunu belirtmitir. Yani Gleye gre dinin zn Allah sevgisi ve mzik gibi anahtar kavramlar oluturmaktadr. O dini, pratik ve sosyal hayata inmeyen, bir bakma sadece zihni ierikli ve deruni boyutuyla alglamaktadr. Glenin din alglamasnda bir takm riteller ve muamelattan ok Allah sevgisine dayanan bir anlay hakm olduu grlmektedir (Tekin, 2003, s. 89, 90). Gleye gre modern yaama tevik edici birok unsura ramen, geleneksel kadn kimlii moderne doru ilerlemekle birlikte, dinden bamsz hale gelmemi ve yeni dindarlk biimleri ortaya koymutur. Kadnlar slmclk yoluyla daha nceki geleneksel yaam biimlerini brakmakla birlikte slam ahlk, slm yaam biimi ve slm cemaat misyonunu stlenerek, mesleki uzmanlama ve siyasi kariyerler elde etmektedirler. Gle dinsel ve geleneksel kadn kimliinden moderne doru giden slmc veya radikal slm kadn kimliini, patolojik

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net 264

www.hikmetyurdu.org

Dinle lgili Dnce, Tanm ve Alglamalar

265

bir durum olarak grmektedir. Ona gre slmc kadnlar ezilmelerine neden olan farkllklarn abartarak pekitirmektedirler. Bu da dinle modern deerler arasnda bir gerilim oluturmaktadr (Tekin, 2003, s.163, 164). Berktay dini kadnn haklar asndan ele alr ve kadnn konumunun ve geri kalmasnn sebebi olarak gsterir. Ona gre Tanr ile erkek ittifak ederek kadn zerinde iktidar kurmulardr. Tanr kendisiyle dorudan iliki iinde olan erkei iktidar yetkisi ile donatmtr, ksaca iktidarn kayna Tanrdr. O, kadn geriliini erkek iktidarna dolaysyla Tanrya balar (Berktay, 2001, s. 64, 65; akt.: Tekin, 2003, s.165). Din konusunda Gle ile yakn bir anlaya sahip grnen Mert (1998); dini, insann kendisini ve hayat tanmlad anlam dnyas olarak ele alarak onun bir snrnn olamayacan ve zorlayc bir kurallar btn olarak grlemeyeceini dnmektedir (s. 117, 118). Merte gre dinin geni anlamyla tanmlanabilmesi iin onun ieriinin daraltlmas gerekmektedir (Tekin, 2003, s. 90, 91). O bir yandan dinlerin biimsel elerinin n plana kmasna, dier yandan da dinsel dnya grnn ieriinin dnyevilemesi, yani modern dnya anlaynn paradigmalarnn dinsel sylemi belirler hale geldiine de yer verir (Suba, 1995, s. 214). Alatl, Gle ve Mertin daha ok dinin sosyolojik tanmlar zerinde durduklar, dinin vahiy yn ile pek ilgilenmedikleri anlalmaktadr. Tekin (2003)in Bilgisevenle (05.10.2001 tarihinde) yapt mlakattan Bilgisevenin dinle ilgili grlerini yle zetleyebiliriz. Ona gre din spata dayal bir inantr. O, inanca hazrlk, kudretine inand varl deneme; amel etme ve ilimle ispat gibi inan iin drt tabaka ngrmekte, drdnc tabakaya sadece dinin ulaacan belirtmektedir. O bylece dini alelade inantan ayrmakta ve dini inanc ispata balamaktadr. Tekin (2003)in ifadesiyle O, ilmi zn evrenselliinden bahsederek dini kavramak istemektedir. Dinin ilk indii dnemdeki sosyal hayata yansyan pratiklerinin tarihsel olduunu belirterek ierii mulak bir ilmi zn saptad gnmze uygun sosyal pratikler gelitirmesini savunmakla kontroll bir sosyal pratik ngrmektedir. (s. 92). Bilgisevene

266

Dr. Hasan Arslan

gre dinin zamana gre deiebilirlik yn vardr ancak dinin ekli ynnden ok zn ve ruhunu kaybetmemesi gerekir. Ona gre, zn ve ruhunu kaybetmi, ekilci ynde srar eden bir din, alelade bir inan konumuna gerileyecektir. O bir bakma dinin modern dnya gryle problemli olan alanlarnda yeniden yorumlanmas gerektii fikrine yer vermektedir (Tekin, 2003, s. 93). Trkiyede baz aydn kadnlarn dini daha ok sosyolojik adan deerlendirdikleri anlalmaktadr. Grld gibi ok eitli din tanmlarnn yapld anlalmaktadr. Verilen rnekler de gsteriyor ki bu konuda, zerinde mutabakata varlabilen ortak bir din tanmndan bahsedilememektedir (Yaparel, 1987, s. 403-419; Peker, 1993, s. 23; Hkelekli, 1998, s. 69; Karaman, 2000, s. 13). Ancak ortak bir din tarifinin yaplamamas, bir olgu olarak, dinlerin varlnn ve ilevinin olmad anlamna gelmez. levi itibar ile din insan iin nemli bir messesedir. Din Allah merkezlidir, ama insan iindir; insan din iin (var)deildir (Kl, 2004, s. 12).

Sonu ve neriler
Yaplan din tanmlarnda dinin genel anlamda birey ve toplum hayatnda hi bir zaman gz ard edilemeyecek son derece etkili bir faktr olduu grlmektedir. Dier yandan her dinin kendine has retileri vardr. Bu balamda din bilgiler ve hkmler dini tutumlarn bilisel elerini oluturmaktadr. Ancak dinin kendisinin nasl dnld, tanmland ve algland, nemli bir ilk adm tekil eder. Dinle ilgili uygulamalar kaynan, dinle ilgili dnce, tanm ve alglamalarnda bulur. Dier yandan insann din iin deil, dinin insan iin var olduu dnlrse, dinin insan ilgilendiren her konuyla ilgilenmesi tabiidir. Genel kabule gre insann bir maddi bir de manevi yn olduu dnlr. Doal olarak bireyin bu iki ynyle ilgili baz sorumluluklar vardr. slm dini bireye yapmas ve yapmamas gereken ykmllkler getirmektedir. Ksaca kullarn yapmas gerekenler sadece ibadetlerden ibaret deildir. slm dini almay, tutumlu olmay, israf etmemeyi, doru ve drst olmay, gvenilir olmay, eitim ve bilimi, retici olmay, i birlii yapmay, zaman ve i planlamasn, ekonomik ynden gl

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net 266

www.hikmetyurdu.org

Dinle lgili Dnce, Tanm ve Alglamalar

267

olmay vb. hkmlerin yerine getirilmesini de ayn ibadetler gibi talep eder. Mevcut tabloya gre dinin ibadetlerle ilgili hkmleriyle ilgilenilip dier hkmlerinin ya yeterince bilinmedii, ya da gz ard edildii dncesini akla getirmektedir. Genel olarak Mslmanlarn din tutumlar gz nne getirildiinde, bilgi unsurunun yeterli olduunu var saysak bile, ayn ynde bir davran ve bu davrana gtrecek duygu ve heyecan unsurunun yeterli olmad grlebilir. Dinle ilgili gr ve dnceler ierisinde Maturudinin akl iin iine koyduunu, dierlerinin de genellikle sadece ibadetlerin ne karld iyi bir kul olmaya ynelik grleri vurguladklarn anlyoruz. Baz din alglamalarnda ise kurumsal din eletirilmektedir. Tanm ve alglamalarn genel olarak vahiy ve materyalist bir eksende yapldn syleyebiliriz. Kiinin dinle ilgili dnce, duygu ve davranlarn belirleme tarz olarak aklanan din tutumlarn dier tutumlar etkisi altna alarak belirgin ekilde merkezilemesi, bireyin dnya gr ve ou davranlarna yn vermektedir (Peker, 2008, s. 150). Kiinin dardan gzlenebilen dinle ilgili herhangi bir hareketi olarak dnlen din davran, din tutumun bir unsurudur. Dinin insana yansmalarnn boyutlarndan birisi etki (bireyin dier davranlarna etkisi) boyutudur (Vergote, s. 29: akt, Peker, 2008, s. 32; Yldz, 1998). Dinin itikat, ibadet ve amellerle ilgili hkmleri bulunmaktadr. Bu adan deerlendirildiinde insanlarn yaamlar boyunca yerine getirmeleri veya kanmalar gereken hkmlerin bir ekilde dinle ilikisini kurabilmek mmkndr. Dolaysyla bireyin dindarl sadece itikat ve ibadetlerle snrl olmayp btn davranlaryla ilikilidir. Dini konularda iyi niyet gereklidir. Kendi davranlarmza dini bir grnm vermeye almak esasnda iyi niyeti gstermez. Ayrca her konuda olduu gibi dinle ilgili konularda sadece iyi niyetli olmak da yeterli deildir. Bireyin iyi niyetle beraber bilgili de olmas gerekmektedir.

268

Dr. Hasan Arslan

nsanlarda genel bir kanaat olarak, dindar insann sanki dnya ilerinden uzak olmas gerektii gibi (teden beri srp gelen) bir anlay vardr (Buber, 2003, s. 125). Ancak ibadetlerini yapan bir kiinin din referansla, dinin emri gerei drst olmas, verdii sz yerine getirmesi gerekir. Bu adan Mslmanlkta din mensuplarnn ilimle uramas, zamann faydal bir ekilde deerlendirmesi, iini en gzel bir ekilde yapmas ve gvenilir olmas gerekmektedir. Onun ayn zamanda dier insanlara kar sevgi duymas ve hogrl olmas, israf etmemesitutumlu olmas, akln kullanmas, retici olmas, helalinden zengin olmas, iki gn birbirine msavi olmamas, dier insanlarla i birlii yapmas ve tembellie yol amayan bir kader ve tevekkl anlayna sahip olmas da gerekir. Bu balamda dinle ilgili dnce ve tanmlamalarn daha kapsaml yaplmas, dinin tek bir boyutuyla alglamasna yol almamas gerektii kanaatindeyiz. Ancak dinle ilgili vahiy eksenli dnce ve tanmlarda daha ok ahiret, daha az da dnya ile ilgili vurguya yer verildii sylenebilir. Biz, dinin insan zerindeki yansmalarnn tek ynl deil, ok ynl olmas gerektiini dnyoruz.

Kaynaka
AKSEK, A. Hamdi (1974), slm Dini, D..B.Yay.: Ankara. ALATLI, Alev (1999), Schrdingerin Kedisi , Boyut.Yay.: stanbul. ALLPORT, Gordon.W (1969), The Individual and His Religion , The Macmillan Company: London. AYTEN, Ali (2006), Psikoloji ve Din Psikologlarn Din ve Tanr Grleri, z.Yay.: stanbul. BAHADIR, Abdlkerim (2002), nsann Anlam Aray ve Din , nsan Yay.: st. BAGL Ali Fuad (1977), Din ve Laiklik, Yamur Yay.: stanbul. BAYMUR, Feriha,(1994), Genel Psikoloji , nklap Yay.: stanbul. BERKTAY, Fatmagl (2001), Osmanldan Cumhuriyete Feminizm , Tanzimat ve Merutiyetin Birikimi, letiim Yay.: stanbul. BUBER, Martin 2003, Ben ve Sen , ev.: . Palsay, nci, Kitabiyat. Yay.: Ankara. BUDAK, Seluk (2000), Psikoloji Szl, Bilim ve Sanat.Yay.: Ankara. DEMR, A. shak (2004), Cumhuriyet Dnemi Aydnlarnn slama Bak , Ensar Ner.: stanbul. FILALI, Ethem Ruhi (1986), amzda tikad slam Mezhepleri , Seluk Yay.: Ankara

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net 268

www.hikmetyurdu.org

Dinle lgili Dnce, Tanm ve Alglamalar

269

FIRAT, Erdoan (1989), Din Psikolojisinde Konu ve Metot Problemi, Dokuz Eyll ni. lhiyat Fak. Der.: 5 . FRANKL, E. Victor (1999), Duyulmayan Anlam l , ev..S. Budak, teki Yay.: Ankara. FRANKL, E. Victor (2000), nsann Anlam Aray , ev..S. Budak, teki Yay.: Ankara. FRANKL, E. Viktor, (1985) The Unconscious God: Psychotherapy and Theology,Washington Square Pres, New York. FRANKL, Viktor. E (1988), The Will to Meaning: Foundations and Applications of Logotherapy, Meridian: New York. FROMM, Eric (1990),Psikanaliz ve Din, ev.: kr Alpagut, stanbul. FROMM, Eric (1994), Psychoanalysis and Religion, Little Field Publication: Boston. FROMM, Eric (2004a), Hayat Sevmek, ev.: A. Kse, Artan Yay.: stanbul. FROMM, Eric (2004b), Psikanaliz ve Din , ev.: Aydn Artan, Artan Yay.: st. GEERTZ, C. (1972), La Religion Comme Systeme Culturel, Essais dAnthropologie Religieuse , Gallimard edt., Paris. GLOCK, C.Y. (1962), Dindarln Boyutlar zerine. Din Sosyolojisi iinde, ss. 252-274, (ev.: Mehmet Emin Kkta), Vadi Yay.: Ankara GNGR, Erol (1991, 1996), slamn Bugnk Meseleleri , tiken Yay.: stanbul. GNGR, Erol (2003), Kltr Deimesi ve Milliyetilik , tken Yay.: stanbul. GROL, Ender (1977), Carl Gustav Jung, Cem Yay.: stanbul HKELEKL, Hayati (1998), Din Psikolojisi, Trkiye Diyanet V.Yay.: Ankara. JAMES, William (1902), The Varieties of Religious Experience , Modern Lbrary: New York. JUNG, Carl Gustav (1988a), Psychology and Western, Religion , (Eng.Trans:R.F.C.Hull), Ark Paperbacks, NEW York,Vol.XI,s.4 JUNG, Carl Gutsav (1988b), Psikoloji ve Din, ev.: R. Karabey, Okyonus Yay.: stanbul. KARAMAN,Ramazan (2000), Sanayilemenin Dine Etkisi , Konya. KILI, Recep (2004), Dini Anlamak zerine, tken Yay.: stanbul. KISA, Cihad (2005), Carl Gustav Jungda Din ve Bireyleme Sreci , lahiyat Fak. Vakf Yay.: zmir. MASLOW, Abraham H. (1983), Religions, Values, and Peak-Experiences, Penguin Boks : Dallas. MER, Cemil (1990), Maaradakiler, tken.Yay.: stanbul. ZCAN, Hanifi (1999), Maturudide Dini oulculuk, Marmara ni. lahiyat Fakltesi Vakf Yay.: stanb ZG, Halis (1994), Psikanalizin 3 Bykleri Freud Adler Jung, Mart Yay.: st. PEKER, Hseyin (1993), Din Psikolojisi, Snmez.Yay.: Samsun. PEKER, Hseyin (2008), Din Psikolojisi, amlca Yay.: stanbul. SUBAI, Necdet (1995), Trk Aydnnn Din Anlay ,Yap Kredi Yay.: stanbul. TANLL, Server (2006), slm amza Yant Verebilir mi? , Alkm Yay.: stanbul.

270

Dr. Hasan Arslan

TEKN, Mustafa (2003), Trkiyede Aydn Kadnlara Gre Din Kadn , Doktora Tezi, Seluk ni. Sos. Bil. Enst TOLSTOY (2005), Din Nedir? ev. Zeynep Gle, Akvaryum Yay.: stanbul UZMAN, Mazhar Osman (1941), Tababet-i Ruhiye, Kader Basmevi: stanbul. VERGOTE, Antoine (1966), Psychologie Religieuse, Bruxelles VERGOTE, Antoine, ocukta Din, ev. Erdoan Frat, Ank. ..F. Dergisi, C. 22 YALOM, Irvn. D (2006), Din ve Psikiyatri, ev.: Emre Aanolu, Merkez Kitaplar: stanbul. YAPAREL, Recep (1987a), Dinin Tarifi Mmkn m?, Dokuz Eyll ni. lhiyat Fak.Der., 4: 403-419. YAPAREL, Recep (1987b), Yirmi-Krk Yalar Aras Kiilerde Dini Hayat ile Psiko-Sosyal Uyum Arasndaki liki zerine Bir Arat rma,Yaynlanmam Doktora Tezi, Ankara ni. Sos. Bil. Enst. YAPAREL, Recep (2001), Bilisel Psikolojinin Din Psikolojisine Katklar Ba lamnda Ykleme Kuram , Dijital Bask Sistemleri: zmir. YILDIZ, Murat (2006), lm Kaygs ve Dindarlk , Dokuz Eyll ni. lhiyat Fak.Yay.: zmir.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net 270

www.hikmetyurdu.org

HKMET YURDU
Dnce Yorum Sosyal Bilimler Aratrma Dergisi
ISSN: 1308-6944 www.hikmetyurdu.com

Hikmet Yurdu, Yl: 3, S.5 (Ocak-Haziran 2010), ss. 271 - 291

Modern Hukukta Kyas Yorum likisinin slam Hukuku Asndan Deerlendirilmesi


Dr. Soner Duman slam Hukuku Ana Bilim Dal Din Kltr ve Ahlak Bilgisi retmeni sonerduman1@hotmail.com
zet: Bir kanun hkmnde yer alan normun yorumlanmas kanun koyucunun iradesini anlama ve uygulama asndan son derece nemlidir. Kanun metinlerinin yorumlanmasnn kendisine zg prensipleri vardr. Kanun koyucunun iradesini kefetme ve uygulama konusunda bir dier nemli ey ise kanunun snrlarn belirlemek, bir baka deyile bir kanunda yer alan hkmn o kanunda yer almayan baka bir olaya da uygulanmaya elverili olup olmadn sorgulamaktr. Bu ilem kyas olarak bilinmektedir. Hem modern hukuk hem de slam hukuku kanunda yer alan hkmn anlalmas ve uygulanmasnda yorum ve kyas yntemlerini uygularlar. Bu makalede biz modern hukuktaki kyas yorum ilikisini ele aldktan sonra ayn konu hakknda modern hukukla slam hukukunu karlatracaz. Anahtar Kelimeler: ctihad, kyas, yorum, kanun koyucu, geniletici yorum. Abstract: The Relationship between analogical reasoning and interpretation in modern law according to the Islamic Jurisprudence Interpretation of a rule that exists in a law is a very important process for understanding and applying the will of legislator. Interpretation has its own principles. Another important thing is to quest the limits of law that is to measure whether the rule in a law is appropriate to be applied in another event or not. This is known as analogical reasonin or qiyas. Both the modern law and Islamic law uses the two methods (interpretation an qiyas) to understand ant apply the law. In this article we will demonstrate the relationsihp between qiyas and interpretation in modern law and then we will try to compare the modern law with the Islamic law about this subject. Key Word: Ictihad, qiyas, interpretation, legislator, extensive interpretation.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

272

Dr. Soner Duman

I. Modern Hukukta Kyas Yorum likisi


A. Yorum Ve Kyas Kavramlar 1. Yorum
Modern hukukta kyas konusu, "kanun boluu" kavramyla yakndan alakal olduundan ncelikle kanun boluu kavramn inceleyip ardndan kyas konusunu ele alacaz. [1] - Hukuk kurallar genel ve soyut nitelik tadklar iin, gnlk hayatta rastlanabilecek btn hukuk durum ve ilikilere dorudan doruya uygulanacak hkmleri bulmak her zaman mmkn olmaz. nk hukuk kurallar belli bal konular dzenleyerek bunlara ilikin zm yollarn gsterir. Bu sebeple, hukuk kurallarn uygulayacak olan kimseler ve zellikle hkimler bazen karlatklar uyumazlklar sona erdirebilmek iin, mevcut kurallar ierisinde ya hi hkm bulamazlar ya da yorum yntemlerine bavurmak ve onlardan yararlanmak suretiyle zm ararlar.1 [2] - Bir hukuk kuralnn somut bir olaya uygulanabilmesi iin, kuraln tam ve kesin anlamnn bilinmesine ihtiya vardr. Kuraln ierii ve kapsam bu anlama gre belirlenecek, buna gre de kuralla somut olay arasna mantksal balant kurulup kurulmayaca; kurulabilecekse bunun ls, derecesi ve dier ayrntlar saptanabilecektir. te, bu amala yaplan zihinsel ileme, (hukuk kuralnn tam ve kesin anlamn ortaya karma eylemine) yorum/tefsir denilmektedir. Somut bir olaya uygulanabilir bir hukuk kuralnn var olup olmad hukuk kuralnn yorumlanmas suretiyle saptanr.2 [3] - Kanunu yorumlarken hkim onun hem lafz ve ibaresine bakacak hem de ruh ve maksadn aratracaktr. Lafz ve ibareyi aratrrken hkim dil kurallarn dikkate alr, gramer ve mantk tahlilleri yapar; eer bir kelime hem halk dilinde mevcut hem de bir hukuk terimi ise hukuktaki manasn stn tutar; eer hukukta birka manaya gelen bir
1 2

Akarslan-ada-Gven, Hukuk Biliminin Temel Kavramlar, Ktahya, 1988, s. 88. Aybay, Rona-Aybay, Aydn, Hukuka Giri, 159. (Hukuk Aratrmalar Vakf, Aybay Yay. II. Bask),

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Kyas-Yorum likisi

273

terim ise, ilgili olduu konuda kanun koyucusunca hangisinin zellikle kastedilmi olduunu tespite alr.3 [4] - Kanundan, yorum veya geni yorum yolu ile bir meseleye bir zm ekli bulunabildii mddete, boluk bahis konusu olamaz; nk yorum yolu ile bir zm bulunmaktadr.4

[5] - Bir kanun boluu ile karlaan ve bunu kaide koyarak doldurmas gereken hkimin ilk bavuraca imkn, kanunun benzer durumlar dzenlemek iin koyduu fakat nndeki meseleyi kapsamna almayan bir hkmden ncelik (evleviyet) veya kyas (rnekseme) yolu ile yararlanmaktr.5 2. Kyas [6] - Kyas, kanunun belirli bir olaya ilikin hkmn, kanunda dzenlenmemi benzer bir olaya uygulamay ifade eder. Baka bir syleyile, bir kanun hkmnn veya bu hkmde sakl bulunan prensiplerin benzer bir hadiseye uygulanmasna kyas denir.6 [7] - Kyasa gidebilmek iin; [a] - Eldeki olaya lafzen veya ruhen uygulanabilir bir hkmn bulunmamas gereklidir. [b] - Ayrca rnekseme yoluyla uygulanacak hkme (norma) esas tekil eden menfaatler durumu ile zm gereken hadise arasnda benzerlik bulunmas gerekir.

M. Tahir Taner, Ceza Hukuku Umm Ksm, s. 164. Orhan Mnir, al, Hukuka ve Hukuk lmine Giri (Hukuk Balangc Dersleri), (Faklteler Matbaas, stanbul, 1966, III. Bask) I-II, 236-237. 5 M. Kemal, Ouzman, Meden Hukuk Dersleri, Filiz Kitabevi, stanbul, 1994, s. 69. Ouzman konu ile ilgili dipnotta u nemli bilgileri vermektedir: Bir kanun boluunu doldurmak iin kanunun baka bir hkmnden kyasen yararlanma ile kanunun bir hkmnn anlamnn tespitinde, benzer bir durumu dzenleyen baka bir kanun hkmnden kyasen yararlanma ve kanunun bir maddesinin baka bir hkmn kyasen uygulanmasn emrettii hallerde yollama yaplan hkmn kyasen uygulanmas kartrlmamaldr". 6 Narmanlolu, nal, "Kanunun Anlam Bakmndan Uygulanmas", Prof. Dr. Turhan Tfan Yce'ye Armaan, (zmir, 2001, Dokuz Eyll niversitesi Yayn), s. 118.
3 4

274

Dr. Soner Duman

[c] - Nihayet kyasen tatbik edilmek istenilen norm'un istisn bir nitelik tamamas da gerekir. nk istisn hkmlerin geni bir ekilde uygulanmas geerli deildir.7 [8] - Kanunda dzenlenmi olaylarla dzenlenmemi olaylar arasndaki farklar nemsizse, bu taktirde ayn neticeler meydana gelir. Grlyor ki kyas, yle bir karlatrmay, bir mukayeseyi, yle bir tefekkr tarzn art komaktadr ki, bu tefekkr ekli, tek tek hayat olaylarnn zellikle karakterini esas almaktadr. Yani kyasta tek tek hayat olaylarnn karakteri aratrlr ve aralarnda benzerlik olup olmad tespite allr.8 [9] - Bir normun kyasen tatbiki, ancak u dncenin nda merudur, hakldr: "Vakalar arasnda benzerlikler, hukuk deerlendirme iin ehemmiyeti haiz bulunan btn hususlarda mevcut ve mevzuubahis olmaldr". Bu itibarla: 1) Kyasta ilk nce kanunca dzenlenmemi olayla kanun tarafndan dzenlenmi olay veya olaylarn birbiri ile mukayesesi gerekir. 2) Bu mukayese sonucunda, mukayese edilenler arasnda bir ortakln var olduu sonucuna ulalmaldr. 3) Bunun ardndan u hususlar ifade eden bir deer yargsna varmak gerekir: a. Birbiriyle mukayese edilen olaylarn uyum iinde bulunduu hususlarn, onlar iin hukuk bakmdan esasl mahiyette olmas, b. Yine birbiriyle mukayese edilen olaylarn birbirlerinden ayrldklar hususlarn, onlar iin hukuk bakmdan esasl mahiyette olmamas lazmdr.

7 8

Narmanlolu, nal, agm, s. 118. al, age, I-II, 234-235.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Kyas-Yorum likisi

275

Birbirleriyle mukayese edilen olaylarn hukuken deerlendirilmesinde, yorumda olduu gibi, kanunun gayesi ve ana dncesinden, bundan baka objektif-teleolojik kstaslardan hareket edilir.9 B. YORUM KIYAS LKS [10] - Modern hukukta kyas ile yorum faaliyeti arasndaki iliki konusunda hukukular farkl grler ileri srmlerdir. Bir ksm yazarlar kyasn bir yorum ekli olmad fikrinde iken, bir ksmnn onun da bir tr yorum olduunu savunduklar ve "kyas yolu ile yorum"dan bahsettikleri grlmektedir. Bu konuda grlerin u noktalarda topland grlmektedir: 1. Kyas bir yorum tr deildir. Kyasn yorum ekli olmadn, ondan tamamen farkl bir faaliyet olduunu ileri sren yazarlar, kyas yolu ile olmayan bir kaidenin yaratldn ileri srmektedirler. 2. Kyas anlamaya deil uygulamaya ilikin bir etkinliktir. Bir ksm yazarlar ise, kyas bir kuraln anlamlandrlmas deil, fakat uygulanmas olarak kabul etmektedirler. 3. Kyas bir yorum trdr. Kyasn da bir yorum ekli olduunu syleyenler ve kyas yolu ile yorumdan bahsedenler vardr. Gripsini, kyas yolu ile yeni hkm yaratlmadn, fakat zaten var olan kanunda gizli hkmlerin yalnzca ortaya karldn, onun ayr bir yorum tr olduunu sylemektedir. Tosun, bu farkl grler karsnda kendi tercihini u ekilde ortaya koymaktadr:
Kanaatimizce, kyas halinde baka bir kaidenin geniletilmesi suretiyle
9

al, age, I-II, 237.

276

Dr. Soner Duman

hkme balanmam bir sahadaki olay veya muamelenin bu kaide iine sokulmas bahis konusu olduuna gre, ve ayrca mna itibaryla en yakn, benzer kaidelerin bu ekilde geniletilmesi benzer olmayan kaidelerin kyasen geniletilmesine imkan olmadndan, kyas da bir tefsir nev'i olarak kabul edilmelidir. Bu durumda, kyas ile bilhassa geniletici tefsirin birbirinden ayrlmas mesele olarak ortaya kmaktadr. Hakikaten, kyas ile geniletici tefsirin hududlarn tefrik ince bir meseledir. Geniletici tefsir halinde kanun vaznn iradesine gre kelimelerin manalarnn geniletildii, kyas halinde ise, kanun vaznn iradesinin bile bulunmad sylenmitir.10

Buna karn Dnmezer Erman bu konuda unlar sylemektedir:


Hukukta kyas ve yorum kavramlarn birbirine kartrmamak gerekir ve Ceza hukuku ile dier hukuk dallar arasnda kyas bakmndan fark bulunmas, dier hukuk dallarnda kyas yoluyla mevzuatn hkmlerini geniletmek imkannn hakim iin tannmasna kar, ceza hukuku alannda bu imkann bulunmay, yorum bakmndan bir fark meydana getirmez. 11

[11] - Sz konusu hukukular kyas yorum farkn u ekilde ortaya koyarlar: Kyas, kanun koyucunun ngrmedii bir kural, hakimin belirli bir muhakeme tarz ile icat etmesini ifade eder. Kyas, hkmn konulmasna sevkeden siklerdeki benzerlie dayanmak suretiyle, ngrlen bir kuraln kanun tarafndan ngrlm olmayan baka bir hale uygulanmas demektir. Kyas, kanunun manasn anlamak iin deil, fakat boluklarn doldurmak iin yaplan bir geniletme ilemidir. Kyas, hukuk ile kanun arasndaki boluu doldurmay gerekti-

10

11

Tosun, ztekin, "Ceza Hukukunda Tefsir ve Yanl Tefsir", stanbul niversitesi Hukuk Fakltesi Mecmuas, c. XXVIII, say 1, smail Akgn Matbaas, stanbul, 1962, s. 46. Dnmezer, Sulhi Erman, Sahir, Nazar ve Tatbik Ceza Hukuku Genel Ksm, I, 162. (Beta Yaynclk, stanbul, 1982, 10. Bask)

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Kyas-Yorum likisi

277

ren fikr bir faaliyettir.12 [12] - Burada kyasn genel anlamda yorum faaliyeti ile sk bir benzerlii olduu gibi bu yorum faaliyetlerinden zellikle geniletici yorum ile kyas ilikisi en ok karkla sebep olan konularn banda gelmektedir. Geniletici yorum ile kyas arasndaki fark ise u ekilde ortaya konmaktadr:
Geniletici yorum halinde sz konusu faaliyet, metin bakmndan kanun koyucunun gerek iradesini meydana karmaktr. Bu itibarla geniletici yorum halinde hareket noktas da kanunun metnidir. Oysa kyas halinde, yeni bir hukuk kural yaratlmaktadr. Geniletici yorum halinde, yorumcu kanun koyucunun iradesiyle baldr; kyas halinde ise kanun koyucunun aklamad irade kefedilmektedir; bu sebeple, geniletici yorum kanun koyucunun gerek iradesine dayanr ve metinlere aykr olamaz.13 Bir baka deyile, "geniletici yorumda yasa koyucunun amac izlenerek bir kuraln gerek anlam saptanr; rneksemede ise yine yasann temel dnce yaps izlenerek, somut olayn elerine uyan ama aslnda baka bir olayla ilgili bir kuraln rnek alnarak uygulanmas sz konusudur. Bu ayrm zellikle ceza hukuku ynnden nemlidir. nk ceza hukuku uygulamasnda sank aleyhine kyasa bavurulamaz; buna karlk geniletici yoruma cevaz vardr. rnekseme yntemi kamu hukuku alannda da (rnein, usul hukukunda, idare hukukunda) geerlidir".14

Dnmezer-Erman, age, I, 163. Dnmezer-Erman, age, I, 171-172. 14 Rona Aydn Aybay, age, s. 165-167. al (age, I-II, 242) kyas ile geniletici yorum arasndaki iliki konusunda ilgili dipnotta unlar sylemektedir: Geni tefsir ile yani kanunun dorudan doruya tatbiki ile kyasen tatbiki arasnda vazh, keskin bir hudut izmek, bittab, mmkn deildir. Geri geni tefsir ile kanunun kyasen tatbiki arasndaki fark, nazar olarak, tespit edilebilir: Geni tefsir, ne de olsa, yine kanunun lafz mealini, hi olmazsa kan vznn iradesini u veya bu ekilde nazara alr. Buna mukabil kyas, kanunun, bu hududun tesindeki, hal ve hadiselere temilini ve bu suretle kanunun ihtiva etmedii hukukun gelitirilmesini tazammun eder. Fakat, tatbikatta geni tefsir ile kyas birbirine intikal edebilir, karabilir".
12 13

278

Dr. Soner Duman

II. SLAM HUKUKU AISINDAN DEERLENDRME A. YORUM VE KIYAS KAVRAMLARI 1. Yorum [1] slam hukukular arasnda, hibir olayn nasslarn kapsam dnda kalmayacan savunan, dolaysyla kanun boluunun varln kabul etmeyen Zhirler ve yine evkn gibi bu konuda ayn gr paylaanlar bulunmakla birlikte, byk ounluk nasslarn snrl, olaylarn ise snrsz olduunu ve mevcut boluklarn ictihad yoluyla doldurulaca grndedir.15 Cesss bu konuda unlar sylemektedir:
Meydana gelen her bir hadisede mutlaka Allah'n; helal klma, haram klma, vacip klma, skat etme trnden bir hkm vardr. Buna karn her hadise hakknda nas olmad da bilinmektedir. nk naslar sayl ve snrldr, oysa kyamete kadar meydana gelecek olaylarn bir sonu yoktur. Zaten yeni meydana gelen olaylara "hdise" adnn verilmesi, konu ile ilgili nas bulunmadn gsterir. nk hakknda nas olan olay, bilinen bir asl olur. Yine sahabe her bir hdise hakknda bir nassa dayanmamtr. u halde her bir olay hakknda bir nas yoktur. Bize den gcmz lsnde olayn hkmn delil ile bilmektir.16

Modern kodifikasyonda genellikle, kanun boluu denince bilinsiz boluklar hatra gelmekte olduu halde, slam teriinde kanun boluu tabiri kullanlabildii takdirde, sadece, riin bilerek dzenlemedii ve zmn ictihada brakt durumlar hatra gelmelidir.17 [2] slam literatrde nassn tam ve kesin anlamn tespit etmek iin uygulanan zihinsel ilem iin tefsir ilminde tefsir ve tevil kelimele-

15

16

17

brahim Kfi, Dnmez, slam Hukukunda Mctehidin Nasslar Karsndaki Durumu ile Modern Hukuklarda Hkimin Kanun Karsndaki Durumu Arasnda Bir Mukayese, Marmara niversitesi lhiyat Fakltesi Dergisi, say 4, s. 41. Serahs, Eb Bekir Muhammed b. Ahmed b. Eb Sehl, Usls-Serahs, Beyrut (Drl-marife), 1997, II, 138. Dnmez, agm, s. 41.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Kyas-Yorum likisi

279

ri kullanlm olmakla birlikte18 slm hukuk metodolojisinde yorumu karlayan en kapsaml terim ictihaddr. stinbt terimi de genel anlamyla ictihadn/yorumun kapsamna giren bir terimdir. ctihaddan daha dar kapsaml olmakla birlikte, kyastan daha geni bir anlam erevesine sahip olan istinbt terimi, dorudan lafzlardan kan anlam ve hkmleri deil, syleyenin maksad, anlamn gerei gibi ilkelerden karlan hkmleri ifade eder. Daha sonra rey (ictihdur-rey) terimi gelir ki bu, ictihadn bir trdr. Yine yorum kapsamnda ele alnabilecek terimlerden biri de istidll terimidir. stidll delile nazar etmektir. Eserden messire veya bilakis messirden esere zihnin intikali olarak tanmlanr. Bir baka terim de kyas terimidir ki, yorumlamada kullanlan bir mantk kural olarak deerlendirilebilir. Kyas her zaman ictihada gereksinim duyar, ancak ictihadn tek yolu kyas deildir.19 [3]- Nasslar yorumlayarak hkm karmak ve irade beyannda kullanlan szleri yorumlayarak hukuk sonulara ulamak, kukusuz ncelikle sylenen cmleyi anlamaya baldr. Bu da ancak cmlenin, eleri ve yaps bakmndan tahlil edilmesi ile mmkn olur. Bu itibarla usul bilginleri dil bahislerine nem vermiler ve usul eserlerinin neredeyse yarya yaknn dil bahislerine ayrmlardr.20 Bununla birlikte nasslarn yorumunda yalnzca lafz deil, riin maksatlarndan hareket etmenin gereklilii de slam hukukularnn byk bir ounluu tarafndan kabul edilmektedir. Thir b. r nassn yorumu konusunda meksdn nemini ele alrken, nce mctehidlerin dini anlama konusundaki tasarruflarnn be noktada odaklandn belirtir. Bu be nokta unlardr:
18

19

20

Bu kelimelerin szlk ve terim anlamlar ile birbirinden farkl ynleri iin bkz. Muhammed Hseyin, ez-Zeheb, et-Tefsr vel-Mfessirn, Khire (Mektebet Vehbe), 2000, s. 11-18. Muharrem Kl, slam Hukuk Metodolojisinde Nasslarn Literal Yorumu, (Yaymlanmam Doktora Tezi) Marmara niversitesi SBE, stanbul, 1999, s. 109. Osman Gman, Nahiv Usl likisi (el-snev rnei), (Yaymlanmam Doktora Tezi), Marmara niversitesi SBE, stanbul, 2006, s. 31.

280

Dr. Soner Duman

a. eriatn szlerini ve bu szlerin delaletlerini kavrama, b. Mctehidin hkm vermede esas alaca delile muarz bir durumun olup olmadn aratrmas, c. Kyas, d. Nasslarda hkm yer almayan ve kyas yolu ile de zme balanamayan meselelerde mctehidin hkm vermesi, e. lletleri kavranamayan (taabbud hkmler) konusundaki aratrmalar.21

Bu noktalardan drdncsnn meksd gerektirdii herhangi bir aklamaya gerek olmayacak kadar aktr. Dier drdnde meksda duyulan ihtiya dorudan yorumda nasslarn ruh ve maksatlarn bilmenin nemi ile ilgilidir. Birinci ictihad trnde kelimenin szlk anlamdan er anlama intikal edip etmediini bilmek iin, ikinci trde muarz bir delilin gerekten tearuza elverili olup olmadn tespit iin, nc tr ictihadda nassn hkmn onunla benzer olan baka durumlara tayp tamamann [nassn alann geniletmenin] mmkn olup olmadn tespit iin, beinci trde ise taabbd alannn daraltlmas iin meksdn bilinmesi son derece nem arz etmektedir.22 slam hukukular arasnda u konuda farkl grler sz konusudur: Szlk anlam ve din kullanmdaki anlam arasnda fark olan bir szck nasslarda yer aldnda bu szcn szlk anlam m yoksa din terim anlam m esas alnmaldr? fi mezhebinin nde gelen fkhlarndan Zencn ( 656/1258) ) bu meselede Haneflerle farkl dndklerini belirterek kendi grlerini

21

22

Muhammed Thir b. r, Meksdu-eratil-slmiyye, Ammn (Drun-nefis), 2001, s. 183185. r, age, s. 185-188.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Kyas-Yorum likisi

281

u ekilde ortaya koymaktadr:


Bir szcn dilde bilinen bir anlam ve eriatta bilinen bir anlam bulunduunda, din [i nasslarda] bu szck mutlak olarak kullanldnda aksine bir delil bulunmad srece- bu szcn er anlam esas alnr, szlkteki hakik anlam esas alnmaz. Bu durumda szlk anlam din terim anlamna gre bir tr mecaz gibi olur; nk konuan kimsenin maksadn anlamada hakikat anlam mecaz anlamdan nce geldii gibi, Allahn hitbnn maksadn anlama konusunda da din terim anlam szlk anlamndan nceliklidir.23

[4] slam hukukunda hkm aratrlan meseleleri, nasslarda hkm bulunup bulunmamas asndan iki gruba ayrabiliriz: a) Nasslarda hkm yer alan olaylar [manss aleyh], b) Nasslarda hkm yer almayan olaylar [meskt anh]. Drt snn fkh mezhebi genel anlamda bu iki kategoriyi kabul etmekle birlikte somut bir meselenin hangi kategoride yer ald konusunda farkl deerlendirmelere sklkla rastlanabilmektedir. Bir meselenin nasslarda yer alp almadn belirlemeye etki eden faktrleri u ekilde belirtmek mmkndr: Kuranda yer alan bir yetin yorumu. Sbtu zann bir hadisin ihticca elverili grlp grlmemesi, hticca elverili kabul edilen delleti zann bir hadisin yorumu.

Bir mctehid tarafndan yorum yoluyla manss aleyh kategorisinde kabul edilen bir olayn hkm baka mctehidin yorumu asndan meskt anh kategorisinde yer alabilmektedir. Bu durumda birinci mctehid asndan sz konusu olayn hkm zerinde ictihadda bulunmaya gerek yoktur;

Ebl-Menkb Sehbeddin Mahmd b. Ahmed ez- Zencn, Tahrcl-fr alel-usl (nr. Muhammed Edb es-Slih), Beyrut (Messesetr-risle, h. 1398), s. 123
23

282

Dr. Soner Duman

nk mevrid-i nassta ictihada mesa yoktur.24 [5] Nasslarn ibarelerinde hkm ak olarak yer almayan bir mesele ile karlaan mctehid asndan bavurulacak yollarn banda yine lafz delletler yoluyla daha sonra da kyas yoluyla meseleyi zme balamak gelmektedir. Bu delaletler iinde evleviyet ad verilen delalet trnn konumu farkl deerlendirmelere sebep olmutur. nceki usulcler tarafndan fahvel-hitap, Cveyni (. 478/1085) ile birlikte mefhumul-muvafaka olarak isimlendirilen delalet tr Hanefilerdeki nassn delaleti veya delaletin delaleti eklindeki delalet trne karlk gelir. Zahiriler istisna edilirse, sulclerin byk ounluuna gre bu dalelet tr huccet olarak kabul edilir. Ancak, huccet kabul eden usulcler arasnda bu delalet trnn kyas m yoksa lafz bir delalet mi olduu tartmaldr. Basr (. 436/1044) ve Fahreddin Rz (. 606/1210) gibi kelamc usulclerden bazlar bunun kyas olduunu savunurken, Ear, Mutezili, ii usulclerin ounluu ve Hanefi usulcler bunun lafz bir delalet olduunu kabul eder.25 Cesss kimilerince kyas- cel olarak ifade edilen nassn delleti konusunda Hanefilerin grn u ekilde dile getirir:
Onlarn "kyas- cel" adn verdikleri ey bize gre kyas deildir. nk kyas, hkmn ispatlanmas iin bir tr aratrma, dnme ve incelemeyi gerekli klar. Asl ve fer'in hkmlerinin cem edilmesi, cem'i gerektiren mnya (illete) istidlalden sonra olur. Oysa "kyas- cel" dedikleri durumda bu yoktur. nk burada mana nassn varid olmas ile birlikte, nassn kapsamnda olmayan konularda herhangi bir aratrma ve istidlale gerek olmakszn akla gelmektedir. Hatta bunu kyas bilmeyen, dahas bunu aklna bile getirmeyen sradan bir insan bile akledebilmektedir. u da bunu gstermektedir: Kyasn ciz olup olma24

25

Burada ictihad szc ile dar anlamda ictihadn, yani nasslarn bulunmad konularda kyas, istislh, istishb vb. yntemleri kullanarak ictihad etmenin kastedildii gz nnde bulundurulmaldr. Davut lta, Fkh Usulnde Mtekellimn Ynteminin Dellet Anlay, (Yaymlanmam Doktora Tezi), Erciyes niversitesi SBE, Kayseri, 2006, s. 302.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Kyas-Yorum likisi

283

dnda ihtilafa denler bu konuda ihtilafa dmemi, ittifak etmilerdir. Onlarn ittifak ettikleri eyin, bu ittifak edilen husus olmas mmkn olmadna gre nassn fahva'sndan anlalan eyin kyas yoluyla sabit olmad anlalmaktadr.26

Lafz delletlerden sonra mctehidin bavurabilecei imknlarn banda kyas gelmektedir. 2. Kyas
[6] Kyasn tanm, hcciyeti, trleri ve kullanm skl konusunda mslman fakih ve mctehidler arasnda farkl grlerin bulunduu bilinmektedir. Bununla birlikte kyasn genel olarak benimsenen tanmn u ekilde ortaya koymak mmkndr: Ferin, hkmn illetindeki birlik sebebiyle asla ilhak edilmesi demektir. Kyas kelimesinin en ok kullanld anlam budur.27 [7] Mctehidler kyasn geerli olmas iin onda baz artlarn bulunmasnn gerekli olduunu sylemilerdir. Burada modern hukuktaki artlarla mukayese bbnda arta yer vereceiz: [a] - Mslman mctehidler nasslarda hkm yer alan olaylarda kyasa bavurulamayacan genel bir ilke olarak benimsemilerdir. fi bu konuyu u ekilde dile getirmektedir: Kitap ve snnette hkm bulunduu srece baka herhangi bir eye bavurulmaz. Fkh bilgilerin elde edilmesinde hiyerariye uymak zorunludur. Daha st seviyede bir delil varken alt tabakadan ilim alnmaz.28 Kyas delillerin en zayfdr. Kyasa ancak zorunlu hallerde bavurulur. nk haber [nass] mevcut olduunda kyas yapmak helal olmaz. Nitekim yolculukta su

26 27

28

Cesss, Ahmedd b. Ali er-Rz, el-Fusl fi'l-usl, Kuveyt, 1994, IV, 100. Zekiyyddin, aban, slam Hukuk lminin Esaslar, Ankara (Trkiye Diyanet Vakf Yaynlar), 1996, s. 179. fi, Muhammed b. dris, htilafu Mlik ve'-fi (el-mm ile birlikte), Beyrut (Drl-ktbililmiyye), 1993, VII, 452.

284

Dr. Soner Duman

bulunmadnda teyemmm temizlik yerine geer, ancak su bulunduunda temizlik yerine gemez.29 [b] Bir hkmn kyas yoluyla baka bir olaya verilebilmesi, ancak bu olayn hkmle ilgili olaya denk ve benzer olmas halinde mmkndr. Bu art gereklemedii halde bir kyas yaplrsa, bu kyasa, farkl iki olay arasnda yaplm kyas anlamna gelmek zere kyas meal-frk denir.30 [c] Hanef ve fi usulcler genel kuraldan istisn niteliindeki hkmlere kyas yaplmas konusunda genel bir yaklam olarak unu benimserler: Genel bir kuraldan istisna / tahsis edilen ve tahsisin manas aklla bilinemeyen hkmlere kyas yaplamaz.
31

Bir kuraldan istisna edilen ve istisna edilme sebebi aklla

kavranabilen hkmler. stisna edilen ve geri kalann arasnda olup, istisna edilen ksma istisna edilme illeti bakmndan rnek olanlar bunlara kyas edilebilir.32 u halde istisn bir hkme kyas yaplp yaplmamasnda temel belirleyici hkmn aklla bilinebilen bir illetinin bulunup bulunmamasdr. [8] Fkh usulnde illete ynelik tr ictihad sz konusudur. Gazzl (. 505/1111) bu ictihad trleri ile ilgili unlar sylemektedir: llet konusunda yaplacak itihat: Ya tahkk'lment, ya tenkh'l-ment yahut da tahrc'l-menttr. 1) Tahkk'l-ment: Bunun caiz olduu konusunda mmet arasnda gr ayrl bulunduunu bilmiyoruz. Bu ictihadda;

29 30 31

32

fi, er-Risle, Beyrut (Drn-nefis), 1999, s. 296,297. aban, age, s. 144. Abdlaziz el-Buhar, age, III, 447-448; Gazal, Eb Hmid Muhammed b. Muhammed b. Muhammed, Mustasf min ilmil-usl, Beyrut (messesetr-risle), 1997, II, 338. Abdlaziz el-Buhar, age, III, 447-448; Gazal, Eb Hmid Muhammed b. Muhammed b. Muhammed, Mustasf min ilmil-usl, Beyrut (messesetr-risle), 1997, II, 338.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Kyas-Yorum likisi

285

hkmn dayana (illeti) nas veya icma ile bilinmekte olduundan onu istinbata ihtiya yoktur. Ancak bunun kesin olarak bilinmesi mmkn olmadndan zann emarelerle kendisine delil getirilmektedir. b) Tenkk'l-ment: ri hkm bir sebebe izafe eder ve ona dayandrr. Buna, hkmn izafe edilmesinde etkisi bulunmayan baz vasflar bitiir. Bu durumda hkmn genilemesi iin, dikkate alnmayan bu vasflarn ayklanmas gerekli olmaktadr. Bu, hkmn dayana (illeti) istinbatla deil nas ile bilindikten sonra olur. Bu sebeple kyas inkar edenlerin ounluu bu ictihad kabul etmitir. Hatta Eb Hanife "kefaretlerde kyas yoktur" dedii halde bu tr tasarrufu kabul etmi ve buna "istidlal" adn vermitir. c) Tahrc'l-ment: Bunun rnei udur: Bir nesnenin haram olduuna hkmedilir. Hkm ve nesne dnda bir ey zikredilmez. Hkmn dayana ve illetine temas edilmez. Bu durumda hkmn dayanan rey ve nazar (aratrma) ile elde ederiz. Bu, gr ayrlklarnn oka sz konusu olduu kyas ictihattr. Zahirler, Badad mutezile'sinden bir grup ve ann tm bunu inkr etmitir. 33 [9] slam hukukunda ferin asla kyas edilebilmesi iin aslla fer arasnda hkme tesir eden ortak nokta yani illet bakmndan birliktelik arttr; illette birlik salandktan sonra, asl ve ferin baka hususlar bakmndan birbirinden farkl olmasnn olumsuz bir etkisinden sz edilemez.

33

Gazal, age, II, 237-241 (Baz tasarruflarla zetlenmitir).

286

Dr. Soner Duman

Eb shak e-rz (476/183), kyasa itiraz edenlerin temel gerekelerinden birinin asl ile fer arasnda mutlaka farkllklar bulunaca gerekesini u ekilde aktarr: Kyasa itiraz edenler yle demektedirler: Kyas size gre "bir tr benzerlik sebebiyle fer asla hamletmek"ten ibarettir. Bir adan birbirine benzeyen iki ey, mutlaka bunun dndaki konularda farkl olmaktadr. Aralarndaki benzerlik sebebiyle bunlar birbirine ilhak etmek gerekiyorsa o zaman aralarndaki farkllk sebebiyle de birbirinden tefrik etmek gerekir. Bunlarn biri dierinden daha ncelikli olmadna gre kyastan geri durmak gerekir. iraz buna u ekilde cevap vermektedir: Biz, fer' ile asl hkmn illetinde ittifak ettiinde fer' asla ilhak ediyoruz. llette ittifak gerekletiinde, illetin dndaki konuda farkl olmalarnn bir zarar yoktur.34

B. Yorum Kyas likisi


[10] slam hukukunda kyas yorum ilikisi konusunda da farkl grler sz konusudur. Burada sz konusu tartmalar iki ana gruba ayrabiliriz: [a] Kyasn kendisinin bir yorum yntemi olup olmad tartmalar Bu konudaki tartmalar bir makalenin snrlarn aacak boyutta olduundan biz yalnzca temas etmekle yetineceiz. slam hukukularnn byk bir blm kyas, lafz istidllin dnda ve lafz yorum bittikten sonra uygulanacak bir yntem olarak grmekle birlikte, gerek delillerin tasnifinde gerekse uygulannda kyas da sonu itibaryla yorumun bir tr olarak grenlerin bulunduu grlmektedir. Bu balamda Gazzl el-Mustasfda edilleyi taksim ederken delilleri kitap, snnet ve icm olarak belirttikten sonra kyas hkm karma yntemleri [turukul-istismr] arasnda lafzn makl bak-

34

E-iraz, Eb shak, et-Tabsra f uslil-fkh, Dmakk (Drl-fikr), 1983, s. 432-433.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Kyas-Yorum likisi

287

mndan hkme delleti [delle min hays makll-lafz] olarak grr.35 bn Rd (595/1198) de usulclerin kyas adn verdikleri pekok ilemin kyas olmadn, lafz yorum kapsamnda yer aldn belirtir.36 tb ((790/1388) de el-Muvfakat adl eserinde kyasn husus lafza sahip olan bir hkm mana bakmndan umum lafz gibi kabul etmekten baka bir ey olmadn syler.37 [b] - Baz ictihad yntemlerinin kyas kapsamnda m yoksa lafz istidll kapsamnda m deerlendirilmesi gerektii ynndeki tartmalar: slam hukukular arasnda u tr uygulamalara kyas adnn verilip verilemeyecei farkl deerlendirmelere sebep olmutur: lletin nass tarafndan belirtilmesinin umum ifade gibi kabul edilip edilmeyecei, Nassn delaletinin kyas diye isimlendirilip isimlendirilemeyecei, Nassta yer alan bir kaydn ihtiraz olarak grlmemesi halinde kaydn olmad durum iin hkmn uygulanmasnn kyas olarak grlp grlemeyecei, Tenkhul-ment ilemine kyas adnn verilip verilemeyecei, Bir nesneye konan ismin, ortak bir zellik sebebiyle baka bir nesneye verilip verilemeyecei ve bu isimlendirmenin kyas olarak grlp grlemeyecei.38 [11] Modern hukukta kyas yorum fark balamnda ilk blmde zikredilen ayrmlara slam hukuku asndan bakacak olursak unlar sylemek mmkndr:

35 36

37 38

Gazzl, age, II, 40-41. Bu konudaki deerlendirmeler iin bkz. bn Rd, ed-Darr f uslil-fkh, Beyrut, (Drulgarbil-slm), 1994, s. 134-132. Eb shak e-tb, el-Muvfakt f usli-era, Dru ibn Affn, 1997, III, 242. Bu konudaki grler ve bunlarn deerlendirmeleri iin bkz. Soner Duman, finin Kyas Anlay, stanbul (SAM Yaynlar), 2009, s. 177-185.

288

Dr. Soner Duman

slam hukukunda kyastan sz ederken kanun koyucunun ngrmedii bir kuraldan ve bu kuraln cat edilmesinden bahsedilemez. Zira slam hukuku asndan kyas, nassn hkmnn geniletilmesinden ibarettir ve kyas yoluyla yeni bir hkm konulmaz, yalnzca var olan hkm bir baka mahalde ortaya konmu olur.

slam hukukularnn ounluuna gre kyas ileminin salkl olabilmesi iin saiklerdeki benzerlik yani kanun koyucuyu hkm koymaya sevk eden zellik olarak hikmet deil illet esas alnr. Hkmn konulmasna sevk eden gereke bir baka meselede de sz konusu oluyorsa hkm oraya da tanr.39

slam hukukularna gre kyasn temelini tekil eden tall ileminin fonksiyonu ile kyas ileminin fonksiyonu arasnda bir farkn bulunup bulunmad konusu tartmaldr. Haneflere gre tallin fonksiyonu kyastan ibarettir, kyas iin yaplmayan tall geersizdir.40 Buna karlk bata mam fi olmak zere filere gre tall kyastan daha genel anlam ifade eder. Kyas hkm geniletmek iin yaplmakla birlikte tall ilemi kyasa yol aabilecei gibi nassn anlalmasna da yardmc olabilir.41

slam hukukunda mctehidler asndan hukuk-kanun ayrm yapmak uygun dmemektedir; zira her ikisini de nasslarn temsil ettiini sylemek mmkndr. Bu adan modern hukukta kimi hukukularn kyas hakknda ileri srd hukuk ile kanun arasndaki boluu doldur-

39 40

41

ban, age, s. 149. Ksr illetle ta'll konusundaki tartmalarda Haneflerin grleri iin bkz. Cesss, age, IV, 139 vd; ed-Debbs, Eb Zeyd, Takvml-edille f uslil-fkh, Beyrut (Drl-ktbil-ilmiyye), 2001, s. 280; Serahs, age, II, 155 vd. Ksr illetle tall konusundaki tartmalarda filerin grleri iin bkz. Cveyn, mm'lHarameyn Ebu'l-Mel Abdlmelik bn Abdullah bn Ysuf, el-Burhn f usli'l-fkh, (tah.: Abdlazim Mahmd ed-Db), 3. Basm, el-Mansra, Dru'l-vef, 1999, II, 699; Gazzl, age, II, 368369.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Kyas-Yorum likisi

289

mak fonksiyonunun en azndan mctehidler iin geerli olmadn kabul etmek gerekir. Bununla birlikte tahrc ehli denilen ve bal bulunduklar mctehidin usul yntemini kullanarak onun gr belirtmedii konularda gr belirtme ehliyetine sahip fukaha asndan nasslar hukuk, mezhep imamnn grlerini kanun gibi dnecek olursak, tahric ileminin ve dolaysyla bu ilemin en nemli enstrman olan kyasn hukuk ile kanun arasndaki boluu doldurma fonksiyonunu icr ettiini syleyebiliriz. [12] slam hukukunda geniletici yorum kyas ilikisi klasik usul eserlerinin farkl blmlerinde tartlan meseleler balamnda ele alnmakla birlikte tespit edebildiimiz kadaryla- mstakil herhangi bir almaya konu olabilmi deildir. slam hukukunda kyas bir hukuk yaratma eylemi deil, mevcut hkm geniletme eylemidir. Usulclerin kyas delil-i msbit deil, delil-i muzhirdir ifadeleri de bunu gstermektedir. slam hukuku asndan da hangi tr ictihadn lafz [yorumla ilgili] hangi ictihadn kyas olduunu belirlemek son derece nemlidir. Zira Hanefler ceza hukukuna ilikin; hadler, keffaretler gibi hkmlerde kyas geerli kabul etmediklerinden, kyas olarak grdkleri bir ictihad faaliyetinin bu alanlarda uygulanmasna kar kmaktadrlar.42 filer ise ceza hukukuna ilikin konularda kyas uygulanabileceini kabul etmekte43, dahas Haneflerin de kimi durumlarda bunu yaparak elikiye dtklerini iddia etmektedirler.

42 43

Cesss, age, IV, 105. Cveyn, age II, 584; rz, Eb shak, el-Lm f uslil-fkh, Beyrut (Drl-ktbil-ilmiyye), 1985. s. 54; iraz, Tabsra, 440; snev, Cemleddin Abdrrahm bnl-Hasan, Nihyets-sl f erhi Minhcil-vusl il ilmil-usl, Beyrut (Dru bn Hazm), 1999, II, 825-826.

290

Dr. Soner Duman

Sonu
Gerek modern hukukta gerekse slam hukukunda hukuka konu olan olaylarn zme balanmas hukuk metinlerin yorumlanmas sorununu gndeme getirir. Metnin yorumlanmas sonucunda hkmn anlam ve snrlar ortaya kar. Somut bir duruma hkmn uygulanp uygulanmayaca ise, basit anlamda yorum faaliyetinin tesinde bir zihinsel ilemi de gerektirir ki kyas bu grevi icr eden en esasl prensip olarak karmza kar. Modern hukukta da slam hukukunda da yorum ile kyas arasndaki ilikiyi belirlemek son derece nemlidir. Bu adan bakldnda her iki hukuk sisteminde de kyas bir yorum tr olarak kabul edenler bulunmakla birlikte arlkl eilim kyasn yorumdan farkl olduu ynndedir. Genel bir ifade ile sylemek gerekirse her iki hukuk sistemi asndan da kyas, yorumun bittii yerde balar. Modern hukuk yazarlar, kanunkoyucunun ngrmedii, hesaba katmad, hkm verirken dikkate almad baz yan meselelerin kyas yoluyla kanunun uygulaycs konumunda bulunan hkim tarafndan dikkate alnacan savunmaktadrlar. Buna karlk slam hukuku asndan -ri szcnn Allah iin kullanlmas halinde- riin ngrmedii, hesaba katmad bir durumun olabilecei dnlemez. u halde kyas aslnda yeni bir hkm konmas, hukuk yaratlmas deil, mevcut hkmn illet ba araclyla geniletilmesinden ibarettir. Her iki hukuk sisteminde de ceza hukukunda kyasn geerli olup olmad meselesi tartlm, buna bal olarak da somut bir durumda ceza bir hkm getiren kanun maddesinin / nassn dier durumlara tanmasnn geniletici yorum ile mi yoksa kyas ile mi yapld her zaman tartma konusu olmutur. Her iki hukuk sisteminde de kyas yaplan kanun maddesi ile hkmn tanmak istendii olay arasnda esasl benzerlik bulunmas gerektii belirtilmekle birlikte modern hukukta bu benzerliin hangi yn-

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Kyas-Yorum likisi

291

temlerle tespit edilecei net bir ekilde ortaya konmad halde slam hukukular illet konusunu usul ilminin en nemli konular arasnda addederek, yazdklar eserlerin en geni ve tartmal blmlerini illet ile ilgili konulara ayrmlardr. Sonu olarak sylemek gerekirse slam hukuk alimlerinin gerek kyas, gerekse illet nazariyesi konusunda ortaya koymu olduu grler yorum, kyas ilikisinin snrlarn belirlemede nemli birer malzeme temin etmekte ve gnmz hukukular asndan da dikkate deer aklamalar sunmaktadr.

HKMET YURDU
Dnce Yorum Sosyal Bilimler Aratrma Dergisi
ISSN: 1308-6944 www.hikmetyurdu.com

Hikmet Yurdu, Yl: 3, S.5 (Ocak-Haziran 2010), ss. 293 - 321

Kurnn Anlalmasnda Mtebihat Problemi Ve Tevil


Dr. Mustafa GVEN Adyaman Anadolu mam Hatip Lisesi Mustafaguven2005@hotmail.com
zet Bu makalede muhkem, mteabih ve tevil kavramlarn tanmlamaya alacam. Daha sonra bu kavramlarn anlamlarn Kur'na ve slam dnrlerine gre aklamaya alacam. Kurana gre Kur'nda mteabih ayetler bulunmaktadr. Ancak Kur'n muhkem ve mtaabih ayetleri bize bildirmemektedir. Bu nedenle biz hangi ayetin muhkem, hangi ayetin mtaabih olduunu bilemediimiz iin tevil ve tefsirde zorlanmaktayz. Bu problemi bu makalede tartacaz. Kelimeler: Muhkem, mteabih, tevil, tefsir, yorum. Abstract The problem of Metaphor (muteshabih) for Understanding the Kuran and Concept the nterpretation (Tevil) In this article I will study on muhkem, mteabih and tevil consepts defination. Later I will give some comments about these items anda explain mean of these items according to the Quran and Muslim thinkers. There are a lot mteabih verses in the Quran acording to the Quran. But Quran didnt explain which verses were mteabih and muhkem. So we cant know which verses were muhkem and which verses were mteabih. For this reason how we will explain and comment the Kuran. We discuss this problem in this article. Key Words: muhkem, mutesabih, tevil, interpretation, comment

Giri
Tefsir tarihinde muhkem, mtebih ve tevil kavramlar ok tartlmtr. zellikle bu tartma, Al-i mran suresi 7. yet ve bu yetteki durak iaretinin yeri ile ilgili olarak btn mfessirleri megul etmitir. lgili yetin meali yledir: Sana Kitb indiren Odur. Ondan bir ksm yetler muhkemdir ki bunlar kitbn anas (temel) dr. Dier bir ksm da mteabihtir. te kalplerinde erilik bulunanlar srf fitne aramak ve (kendi arzu-

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

294

Dr. Mustafa Gven

larna gre) teviline yeltenmek iin onun mtebih yetlerine tabi olurlar. Hlbuki onun tevilini Allahtan bakas bilemez. (veya: onun tevilini Allahtan ve ilimde rasih olanlardan bakas bilemez.) limde rasih olanlar (derinleenler) ise: Biz ona inandk, hepsi Rabbimizin katndandr derler. Akl- selim sahiplerinden bakas dnp anlamaz. Biz bu almamzda muhkem, mtebih ve tevil kavramlarnn tanmlarn, daha sonra ise, bu konudaki farkl grleri ksaca verdikten sonra tevilin artlar ve mtebih ayetlerin aklanmasnda tevilin nemi zerinde duracaz. Kurnda Mteabih ayetlerin tespiti ve bunlarn tevil ve tefsiri, bu alann en temel problemidir. nk kimi mfessirler, yukarda zikredilen ayetten mteabih ayetlerin aklanamayacan karrlar. Kimi mfessire de, aksi ynde gr beyan ederler. O zaman akla u sorular gelmektedir: Eer bu ayetler, tefsir ve tevil edilmeyecek veya edilemeyecekse, bunlarn huruf-u mukattaadan ne fark kalacaktr. Kald ki, birok mfessir, huruf-u makattaay dahi kendilerine gre aklam ve yorumlamlardr. O halde mteabih ayetler, ne anlam ifade etmektedir. Eer bu konuda yorum yaplmayacaksa, bu ayetler sadece bir iman konusu mu olacaktr? ayet tefsir ve tevil edilecek iseler, bu, neye gre ve nasl yaplacaktr. Bir dier nemli problem de, Mteabih ayetlerin tespiti ve muhkem ayetlerden nasl ayrt edileceidir. Allah, Kurnda mteabih ayetlerin varlndan bahsetmekte, ancak bu ayetlerin tanm ve tespitini bize bildirmemektedir. Makalemizin ileriki sayfalarnda grlecei gibi baz aklc mfessirler, mteabih ayetlerin tevilini Allaha brakmay tercih etmiler, bu konuda yorum yapmay doru bulmamlardr. Ayrca bu ayetlerin tefsir edilmesine kar kan birok selef limi de, bu ayetleri aklama ihtiyac duymulardr. Ancak Muhkem ve mteabih ayetlerin anlalmas iin genelde slam limlerinin zerinde durduu en nemli husus, muhkem ayetlerin tefsir edilmesi, mteabih ayetlerin ise tevil edilmesi ynnde olmutur.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Mteabihat Problemi ve Tevil

295

1. Muhkem ve Mtebih Kavramlar 1.1. Tanm:


Muhkem, hkm kknden, hkim ve hikmetli olmak, salam ve metin bir yapda olmak anlamlarna gelir. Terim olarak da: Kendisi ile neyin kastedildii anlalabilecek derecede ak olan, nazm ve telifi itibariyle herhangi bir anlam kargaasna yol amayan ve tek bir anlama delalet eden1 kavramlar eklinde tarif edilir. Yani; tevile ihtiya duyulmayan, anlamnda phe olmayan, tebdil, tayir, tahsis ve neshe ihtimali olmayan nassa verilen genel ad2 olarak tanmlanmtr. Araplar, h-k-m szcnden hareketle geri evirdim, mani oldum, manasna - derler. Zalimi zulmnden alkoyduu iin de hkime bu ad verilmitir. Ayca bu kelime muhkem, salam yap anlamlarna da gelir. Ayrca herhangi bir szde ve uygulamada, uygun olmayan eyleri engellemek adna hikmet szc de, bu anlam ifade etmek iin kullanlmtr.3 Buna gre muhkem, phe ve ihtimalden anlam uzak olan salam ibare4 olarak tanmlanabilir.5 Fahreddin Razi (1149- 1209)nin bir lafzn muhtemel anlam ile ilgili verdii u bilgi, genel hatlar ile bu konuyu anlamamz asndan olduka nemlidir. Raziye gre bir lafz, bir anlam ifade iin konulmu (mevzu) ise, bunun dnda baka bir anlama ya yorumlanr veya yorumlanmaz. Eer bir lafz, bir manay ifade iin vazolunmusa ve bu manadan bakasna da ihtimali yoksa buna nass denir. Bu lafzn baka manaya da ihtimali olmasna gelince; bu durumda lafzn iki manadan birisine ihtimali ya dierine baskn ve stn (racih) veya byle olmayp iki mana-

el-Bakllani, Eb Bekr, Nkhetl-ntisar li Naklil-Kurn (thk. Muhammed Zalul Selm), skenderiye, ts,, I/179; e-atibi, el-Muvafkat f Usli-eria, Msr, ts. /85; Zerke, Bedrddin Muhammed b. Abdillah, el-Burhan f Ulmil-Kur'n, Msr, ts., II/69; Zerkn, Muhammed Abdulazim, Menahilulrfan, fi Ulmil-Kurn, Msr, ts., II/272. 2 Crcani, Seyyid. erif, Kitabut-Tarifat, s. 205-206; bn Manzr, Lisanl-Arab, XII/140- 154. 3 Raz, Fahreddin, Tefsir-i Kebir, (trc.) VI/145; a.g.mlf., Esasut-Takdis, s. 231; Elmall, Ahmed Hamdi Yazr, Hak Dini Kurn Dili, stanbul, ts., II/309. 4 Zemaheri, Ebl-Kasm Carullah Mahmud b. mer el-Harezm, Keaf an-Hakaikt-Tenzil ve UyunulEkavil fi- Vucuhit-Tevil, Beyrut, trs. I/412. 5 Geni bilgi iin bkz. sbehn (skf), Eb Abdullah Muhammed b. Abdullah, Drrett-Tenzil ve urrett-Tevil, (tahk: Muhammet Mustafa Aydn), Mekke, 2001, I/47-48.
1

296

Dr. Mustafa Gven

ya da ihtimali birbirine eit olur. Eer bir lafzn iki manadan birisine ihtimali, dierine racih, yani stn olursa; bu lafz racihe nispetle zahir, mercha nispetle (kendisine stn gelinene) nispetle de mevvel olarak isimlendirilir. Lafzn iki manaya ihtimalinin birbirine eit olmas haline gelince; lafz, ikisine nispetle mterek; ikisinden birine nispetle de mcmel olarak isimlendirilir. 6 Bu snflandrmaya gre bir lafzn muhtemel anlamlar ile ilgili u sonu ortaya kmaktadr: Bir lafz, ya nass, ya zahir, ya mevvel, ya mterek, ya da mcmel olur. Nass ve zahire gelince, bunlar tercih konusunda mterektirler. Ancak ne var ki, nass, baka manaya mani olunca racih; zahir ise, baka manaya mani olmayan racih olur. te bu ortak l, muhkem olarak isimlendirilmektedir.7 Buna gre muhkemi yle tanmlayabiliriz: Anlam ve kastettii anlama iareti kesin olan, kelime ve cmleleri baka anlamlara ekmeye msait olmayan salam ve amaz ifadeler;8 baka bir ifade ile manas kolaylkla anlalan, baka bir bilgiye ihtiya gstermeyen ve manas tek olan ve genelde tefsir edilen ayetlere denir.9 Mtebih ise, ibh kelimesinden tremi olup keyfiyet itibariyle znn birbirine benzemesi, benzemek ve benzer olmak veya aralarndaki lafz veya mana ynndeki benzerlik (teabh) nedeniyle birbirinden ayramadmz eyler anlamna gelir.10 Bir eyin lafznda anlam gizli olup anlalamayan ve birok manalara ihtimali olup bu manalardan birini seebilmek iin harici bir bilgi ve delile ihtiyac olan ve zihnin onlar birbirinden ayrmaktan zorland nasslara11 mteabih denir.

Raz, Fahreddin, Tefsir-i Kebir, VI/146. Raz, Fahreddin, Tefsir-i Kebir, VI/146. 8 Elmall, Hak Dini Kurn Dili, II/3089. 9 Zerkani, Menahilul-rfan, II/168. Celalud-Din es-Suyuti, el-Itkan fi Ulumil-Kurn, II/2; Cerraholu, smail, Tefsir Usul, Ankara. 1979, s. 128. 10 Rab el- sfehani, el-Mfredat fi Garibil-Kurn, Msr, 1980, s. 373; el-Firuzabad, el-Kamusul-Muhit, Msr, 1301, IV/281; Zerke, el-Burhan I/112; Suyt, el-tkan, III/339. 11 Razi, Fahreddin, Esasut-Takdis, s. 231; Tefsir-i Kebir, VI/145; Crcani, Seyyid erif, Kitabut- Tarifat, s. 200; bn Manzr, Lisanl-Arab, XIII/505507; Elmall, Hak Dini Kurn Dili, II/309; Cerraholu, smail, Tefsir Usul, s. 128.
6 7

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Mteabihat Problemi ve Tevil

297

Mtaabih kavramn sistematik olarak ilk inceleyenlerin banda Rab el-sfehani (v. 502/1108) gelir. O, fakihlerin mtebihat, kendisinden zahiri mns kastedilmeyen bir kavram olarak akladklarn syler.12 Mteabih, anlam ve yorumu, aratrma ve inceleme ile zerinde dnmeye ihtiya duyulan; birden fazla anlama ihtimali olan lafzlardr. Ancak bir kavram kapal ve bilinemez olduu iin mtebih kavramna dhil etmek baka tartmalara neden olabilir. nk mtebih kelimesinin lgat anlamndaki kapallk ve tam olarak bilinemezlik tanm, herhangi bir kapallk veya bilinemezlik deildir. Bu, kelimenin etimolojik yapsyla dorudan ilgili zel bir sebepten kaynaklanan bir kapallktr ki bu zel sebebin ne olduu zerinde geni olarak durmak gerekir. Bir lafzn muhtemel anlamlar ile ilgili grlerinden alnt yaptmz Fahreddin Razinin mteabihi, mcmel, yani manas kapal olan yetler olarak tanmlamas, bu lafzlarn, kendisiyle tefsir edilebildii btn manalara delaletlerinin eit olmas, ayrca bunlardan birini dierine tercih etmeye bir delil bulunmamas13 demektir. Yani doruluk ve akla uygunluk derecesi birbirine eit veya yakn olan sz, deyim veya cmlelerdir. Razinin bu aklamasna yakn bir tanmlama, son dnem slam lim ve mfessirlerinden Hamdi Yazr (1877 1942) tarafndan yaplmtr. O, bir lafzn muhtemel anlamlarnn birbiri ile olan ilikisini yle aklar: Zahir karlnda haf, nass karlnda mkil, mfesser karlnda mcmel, muhkem-i has karlnda zel anlamyla mtebih14 lafz vardr. Bunlardan her biri kendi zel manasna alnd takdirde, sz konusu sekiz ksmdan alts, kendiliinden bu taksimin dnda kalm olur. Bylece muhkemat tabiri, ilk drde, mtebihat tabiri de ikinci drde amil olmak zere, genel anlamlarna hamledilmi olur.15
Rab el- sfehani, el-Mfredat, s. 373. Razi, Tefsir-i Kebir, VI/150. 14 Elmall, Hak Dini Kurn Dili, II/308. 15 Elmall, Hak dini Kurn Dili, II/311.
12 13

298

Dr. Mustafa Gven

Sonu olarak, muhkem ve mteabih kavramlar, birbirinin zdd olarak alnmamaldr. nk mtebihatta iki veya daha fazla eyin birbirine benzemesi16 gibi bir karmaklk sz konusudur. Bu da ancak insan idrakini aan ve dil ile anlatlmas zor olan metafizik konularla ilgili olabilir. Bu da, dil ile ifade edilmek istenen kavramlarn anlam olarak iinin doldurulamamasndan kaynaklanmaktadr. Buna gre, dinin metafizik kavramlar tabiatn zelliinden dolay- insann mahede ve tecrbelerinin snrlar tesindeki bir lemle ilgili olabilir. Bu durumda bu fikirler bize, doru ve yanlsz bir ekilde bizim anlayabileceim szcklerle nasl aktarlabilir? Tecrb olarak ulam olduumuz alglar alanmzdan ksmen bile olsa, karln bulamadmz fikirlerin ihatas bizden nasl beklenebilir? Kurn bize, birok kavram ve ifadeleri kavratmay murad ettii halde bizim idrak seviyemizin btn asrlar, kltrler, yalar, cinsiyetler ve kabiliyetler- dikkate alnarak mesajn nasl zahiri (literal) olarak ve yoruma gidilmeden anlatabilir? Veya anlatlanlar, biz nasl her asrda ayn dorulukla anlayabiliriz? te mecaz, istiare ve temsil yolu ile anlatma gibi yntemler olmadan mmkn olamaz. 17

1.2. Mtebih Ayetlerin Tespiti ve Keyfiyeti:


Muhkem ve mtebih kavramlarn doru anlamak iin bu ikisini birlikte dnmek gerekir. nk bir kavram veya konu, eer bu ikisinden birisi ile tanmlanacaksa, o zaman bu iki kavramn anlamn ve birbiri ile olan ilikisini iyice dikkate almak gerekir. Dier taraftan hangi ayetin muhkem, hangi ayetin mteabih olduunu da bilmek de, Tefsir ilminin balca konusudur. Ancak bu konuda elimizde kesin bir delil bulunmamaktadr. Muhkem ve mteabih ayetlerin tespiti ile ilgili mfessirler, olduka farkl dnmlerdir. Mesela, ...yle ise dileyen iman etsin, dileyen inkr etsin18 ayetini, baz Mutezile imamlar muhkem, baz Ehl-i Snnet
Krbaolu, Mehmet Hayri, Mteabihat Konusundaki Yaklamlarn Deerlendirilmesi ve Yeni Bir Yaklam nerisi, 1. Kurn Sempozyumu, Tebliler-Mzakereler, III. Tebli, Ankara, 1994, s.369. 17 Arkoun, Muhammed, Kurn Okumalar (ev. Ahmet Zeki nal), st. 1995, s. 6779; Ayrca Kurn Nasl Okumal? Blm, s. 81113; Krbaolu, a.g. Tebli, s.368; Ko, Turan, Din Dili, Kayseri, ts. s. 50. 18 Kehf 18/29.
16

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Mteabihat Problemi ve Tevil

299

imamlar ise mtebih; Alemlerin Rabbi Allah dilemedike siz dileyemezsiniz19 ayetini ise, Mutezile imamlar mtebih, Ehl-i Snnet imamlar muhkem olarak deerlendirmilerdir.20 Bu nedenle her mezhep sahibinin kendi grn destekleyen ayetleri muhkem, dier yetleri ise mtebih kabul etmilerdir.21 Bu konuda Fahreddin Razi, mezhepler arasnda muhkemin ne olduu hususunda hibir zaman ittifak vaki olmamtr ki zahir alnarak amel edilsin ve yine mtebih konusunda da ittifak hasl olmamtr ki mecaz tefsir ile tevil edilsin. demektedir.22 Hatta Mutezile imamlar, muhkem ve mtebih yetler konusunda kendi aralarnda dahi ittifak edememilerdir.23 Kuran ayetleri, birbirleriyle olan ilikileri ve durumlar bakmndan; mutlak olarak muhkem olan ayetler, mutlak olarak mtebih olan ayetler ve bir ynden muhkem, dier ynden mtebih olan ayetler; mtebih olan ayetleri de sadece lafz ynnden mtebih olanlar, sadece mn ynnden mtebih olanlar ve her iki ynden mtebih olanlar olarak sralanr. 24 Lafz ynnden mtebih olan ayetleri ise, ikiye ayrlr: Bunlardan biri, mfred lafzlarla ilgili olan, dieri de cmle ve terkiple ilgili olan lafzlardr. Mana ynnden mtebih olanlar da, Allahn sfatlar ve kyamet gnn zelliklerinden bahseden yetler olarak sralanr.25 Muhkem, eer limlerin anlam zerinde ittifak ettikleri bir konu veya kavram ise bunun says ok azdr. Zira mtebih olan konular daha oktur. Muhkem ve mtebih yetlerin saysn tespit etmek mmkn olmamakla beraber, u deerlendirme nemlidir:

Tekvir, 81/29. Raz, Tefsir-i Kebir, VI/147. 21 Raz, Tefsir-i Kebir, VI/147. 22 Raz, Esasut-Takdis, s. 247250. 23 Ear, Ebul-Hasan, Makalatl-slamiyyn, Beyrut, 1990, I/294. 24 sfehani, el-Mfredat, s. 373 25 sfehani, el-Mfredat s. 3734; Ayrca bkz. Krbaolu, Mehmet Hayri, Mtebihat Konusundaki Yaklamlarn Deerlendirilmesi ve Yeni Bir Yaklam nerisi, 1. Kurn Sempozyumu, TeblilerMzakereler, III. Tebli, Ank. 1994, s. 365366; Demirci, Muhsin, Kurnn Mtebihleri zerine, st. 1996, s. 3738.
19 20

300

Dr. Mustafa Gven

a- Elif lm r, (bu) yle bir kitaptr ki, yetleri, hikmet sahibi ve her eyden haberi olan (Allah) tarafndan muhkem klnm, sonra da gzel aklanmtr.26 melindeki yete gre Kurnn tamam muhkemdir. b- Allah szn en gzelini mtebih, ikierli bir kitap halinden indirdi...27 melindeki yete gre ise Kurnn tamam mtebihtir.28 c- Al-i mran 7. yete gre ise Kurnn ana ksm (mmlKitab) muhkemat, dier bir ksm ise mtebihtir. Bu yet ilk bakta birbirine zt gibi grnse de dikkatle incelendii zaman bu tasnifin zel bir anlam tadn grrz. yle ki: Hd Sresinin ilk ayetinde yer alan muhkem lafz, her ynyle bozulmadan uzak, salam29 ve sonsuz hikmetleri ihtiva etmek ve hikmet nizam ile dzenlenmi manasna gelmektedir.30 Buna gre Kurnn tamam muhkemdir sz, onun nazm ve icaznn gzelliini;31 lafz ve mana ynnden ise yetler arasnda bir bozukluk ve tenakuzun olmadn ifade etmek32 iin kullanldn anlarz. Kurnn tamamnn mtebih olduunu ifade eden Zmer Sresinin 23. yeti de yetlerin belat, feshat ve icaz ynleriyle birbirine benzedikleri33 ve birbirilerini tasdik ettikleri34 anlamlarna gelmektedir.35 Bu itibarla Kurnn tamamna mteabih denebilir. Genelde mfessirler, ilk iki yette zikredilen muhkem ve mtebih kelimelerini lgat anlam itibariyle dikkate almlardr.

Hd 11/1;Yunus 10/1; Lokman, 31/12. Zmer 39/23. 28 Raz, Tefsir-i Kebir, VI/ 144; Subhi Salih, el-Mebahis fi Ulumil-Kurn, (ev. Kurn limleri, ev. M. Said imek), Konya, 1994, s. 291 29 Razi, Fahreddin, Esast-Takdis, s. 230. 30 Elmall, Hak Dini Kur'n Dili, IV/513 31 Subhi Salih, Ulumil-Kurn, s. 291. 32 Razi, Tefsir-i Kebir, XII/496; Daha geni bilgi iin bkz. Demirci, Muhsin, Kurnn Mtebihleri zerine, s. 445. 33 Subhi Salih, Ulumil-Kurn s. 291. 34 atibi, el-Muvafakat, III/7996. 35 Demirci, Muhsin, Kurnn Mtebihleri zerine, s. 45.
26 27

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Mteabihat Problemi ve Tevil

301

Al-i mran Sresi 7. yetinde geen muhkem ve mtebih kelimeleri ise, istlah anlamda Kurnn bir ksm yetlerinin muhkem, dier bir ksmnn da mtebih olduunu ifade etmektedir. Ayrca bu yetteki durak iareti, mteabih yetlerin anlalp anlalamayaca konusunda da nemli bir tartma balatmtr. Durak iaretini lafzatullahtan sonraya koyacak olursak mtebihatn insanlar tarafndan anlalamayaca anlamna gelir. Eer durak iaretini ilm lafzndan sonraya koyarsak, bu da u tartmay getirecektir: O zaman, mteabih ayetler, sadece iman etmek ve sonucunu Allaha havale etmek iin mi nazil buyrulmutur? Birok mfessir, Al-i mran suresi 7. yetini temel alarak Kur'n ayetlerini tasnife tutmulardr.36 Ancak bu tasniflerin hi birisi, muhkem ve mtebih yetlerin nitelii ve nicelii zerinde slam limlerinin ittifak ettii anlamna gelmemektedir.37 Baz mfessirler, muhkemt, mtebihatn asl kabul etmiler ve mteabihatn hazineleri ve definelerinin muhkematta gizli olduunu sylemilerdir. nk anne, asl ve kk; dier hkmler de dal ve budak hkmndedir.38 Dier taraftan baz mfessirler de, Kurnda mtebih ayetlerin olmadn sylemilerdir.39 Tefsir ilminde muhkem ve mtebih kavramlar ile neyin kastedildiini ve bu kavramlarn tanm, tespiti ve keyfiyetindeki problemi ortaya koymak asndan Reit Rzann (1865- 1935) u on maddelik aklamasn aktarmakta yarar vardr. Bunlar: 1. Muhkem ayetlere rnek olarak Enam 151-152. yetleri verebilebilir. Bu yetlerde Yahudilerin uymakla ykml olduklar ve On Emir diye bilinen hususlara iaret edilmektedir. Mtebih ayetlere rnek olarak ise, sre balarndaki huruf-u mukattaa verilebilir. Zira Yahudiler,

Demirci, Kurnn Mtebihleri zerine, s. 45. Krbaolu, Mehmet Hayri, a. g. Tebli, s. 3667 38 Seyyid erif er-Rza, Hakaikut-Tevil fi Mteabihit-Tenzil, V/ 1. 39 Ate, Sleyman, Yce Kurnn ada Tefsiri , stanbul. 1989, II/15.
36 37

302

Dr. Mustafa Gven

bu harflere ebced hesabn uygulayarak slam mmetinin mrn belirlemek istemilerdir. 2. Muhkem nasih, mtebih ise mensh yetler olabilir. 3. Muhkem -Allahn birlii, kudreti ve hikmeti gibi- delili ak olan hususlar; mtebih ise mnsn anlamak iin dnmeye ve anlamaya ihtiya duyulan konular ile ilgili ayetler olabilir. 4. Muhkem ak veya kapal olsun, herhangi bir delile dayanlarak bilinebilecek hususlardr. Mtebih ise Kyametin ne zaman kopaca ve amellere ne kadar sevap veya gnah verilecei gibi- bilinmesi mmkn olmayan hususlar ile ilgilidir. 5. Muhkem, helal ve haramlarla ilgili; bunlarn dndaki ayetler ise mtebihtir. 6. Muhkem, tek bir yoruma msait olan yetler, mtebih ise birden fazla yoruma msait olan yetlerdir. Burada muhkem, daha nce Fahreddin Razinin tasnifinde getii gibi nass anlamnda, mtebih ise onun mukabili olan anlamda kullanlmtr. 7. Muhkem ve mtebih ayrm Kur'nda geen kssalarla ilgili olabilir. Muhkem tafsilatl olarak anlatlan kssalar; mtebih ise sreler ierisinde tekrar edilen kssalarn lafzlarndaki kapallklardr. 8. Muhkem, aklamaya ihtiyac olmayan; mtebih ise tefsir ve tevile ihtiya olan yetlerdir. 9. Muhkem amele konu olan yetler, mtebih ise amelle deil, imanla ilgili olan; mesela, Allahn sfatlaryla ilgili ola ayetler olabilir.40 Grld gibi bu konuda kesin ve salkl bir tespit yapmak mmkn deildir. Bununla beraber, bu aklamalar, problemi anlamamza ve ksmen de olsa zmemize katkda bulunacaktr.

40

Reid Rza, el-Menar, Kahire, 1373, III/163165.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Mteabihat Problemi ve Tevil

303

1.3. Mteabih Ayetlerin Hikmetleri:


Kurn- Kerimde muteabih ayetlerin var olduunu bizzat Allah ifade etmekte; ancak bunlarn hangi ayetler olduu belirtilmemektedir. Bu ayetlerin tevili caiz olsun veya olmasn karmza bu ayetlerin nzul sebebi, hikmeti ve maksad kmaktadr. Acaba Allah, neden bu ayetleri inzal buyurmutur? Bu ayetler, sadece iman etmek iin bir imtihan ve snama vesilesi mi, yoksa havassn bilmesi gereken ok derin ve nemli anlamlar m ihtiva etmektedir? Dier taraftan bu ayetlerin tevilini sadece Allah bilecekse, biz insanlar iin ne anlam ifade etmektedir? Mteabih ayetlerin tespiti, bal bana Tefsir biliminde bir yntem sorunudur. Bu anlamda Kurnn anlalmasnda takip edilmesi gereken metot, mteabih ayetlerin tespitine gre daha byk nem arz etmektedir.41 Zira metotlar farkl veya yanl olunca muhkem yetlerin tespiti ve bunlarn yanl anlalmas kanlmaz olacaktr. Burada nemli olan, bir imtihana mebni olarak nazil olan bu ayetlerin nasl deerlendirilecei ve yorumlanacadr. Bu ayetler ile ilgili yorum yapmak da, biraz kiinin niyeti ile alakaldr. Ayrca mtebih kabul edilen ayetlerin yorumunda fitne ye dmemenin ls, kiiden kiiye deiebilmektedir. Zira bu ve benzeri kavramlar da, mtebih tanmna dhil edilebilir. Mteabih ayetlerin hikmetleri ile ilgili mfessirlerin yaptklar u deerlendirme nemlidir: 1. Mteabih ayetler, iman zayf olanlar tarafndan abuk itiraza sebep olabilir. Bu nedenle, iman gl olanla, iman zayf olan veya kalbinde zey bulunup bulunmayanlar, bu ayetleri yorumlama biimlerinden anlayabiliriz. 2. Eer Kurnn tamam muhkem olsayd, slamda tek mezhep olur, dier btn grler batl olurdu. 3. Mtebih ayetleri anlamak iin zerinde dnmek, tartmak ve akl yrtmek gerekir. Bu da zihinsel gelimeye neden olur.
41

Bu konunun tartmas iin bkz. Krbaolu, Mehmet Hayri, ag. Tebli, s. 363391.

304

Dr. Mustafa Gven

4. Mteabih ayetler, dil, fkh, tefsir, kelam gibi bilim dallarnda usul ilmini ve mantn gelitirmitir. 5. Ayetler arasndaki aklk ve anlalrlk fark, avam ve havassa gre, ortaya nemli zenginlikler koymutur.42 Bu deerlendirmelerden hareketle unu syleyebiliriz: Her ne kadar mfessirler, durak iaretinin yerinden hareketle mteabihatn tevilini Allaha braksalar da, mteabih ayetleri yorumlamaktan ou zaman uzak duramamlardr.

1.4. Mteabih Ayetlerin Yorumu ve Tevil Problemi


Kurn, anlalmak ve kendisi ile amel edilmek iin nazil olmutur. Kurn anlamak iin, nazil olduu dnemin fikr, sosyal ve kltrel durumunu iyi bilmek gerekir. nsanlar, genelde Kurn, kendi bilinaltlarndaki bilgi, kavram ve anlamlarla dnerek yorumlamaktadrlar.43 Kurn nazil olduu srada, ayetlerin nelere atfta bulunduu sahabeler tarafndan az ok biliniyordu. Fakat daha sonraki nesiller, Kurn anlamak iin nzul sebebi ve dier tarih artlar hakknda bir eyler bilmek zorundadrlar. Mslmanlar arasnda bilgi ve zeka bakmndan donanml olanlar, iine olaylar yerletirebilecekleri kabataslak bir tarihi ereveye zihinlerinde sahiptiler. Ancak bu, herkes iin sylenemez.44 Yeni Mslman olan ve Arab kltrne aina olmayanlar, Kurnn birok kavramn anlamakta zorlanmlardr. Bunu amak iin; hem Arapay ve Arap kltrn, hem de kendi kltrlerindeki anlam karlklarn renmek zorundaydlar. Kurnda geen mteabih ayetleri anlama veya yorumlama ile ilgili problemi zmek iin, tefsir ve tevil kelimelerinin anlamlarn bilmekte yarar vardr. nk bu kavramlarn doru anlalmas, Kurnn doru anlalmasnda nemli rol oynamaktadr.

Razi, Tefsr-i Kebr, VI/152153. Watt, W. M. Modern Dnyada slm Vahyi, (ev. Mehmet S. Aydn), Ankara, 1982, s. 101. 44 Watt, Modern Dnyada slm Vahyi, s. 103.
42 43

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Mteabihat Problemi ve Tevil

305

2. Tevil ve Tefsir Kelimeleri ve Aralarndaki Fark 2.1. Tevil:


Kurn- Kerimde 15 yerde ve birbirine yakn anlamlarda geen tevil45 kelimesi, rc etmek ve varaca yere vardrmak, aslna dndrmek, bir eyin vakti geldiinde vuku bulmas, ortaya kmas, nasllk ve niceliinin, mahiyet ve knhnn tebeyyn ve tezahr etmesi46 eklinde zetlenebilir. Ayrca dndrmek, evirmek, irca etmek, herhangi bir anlam, varaca gayeye vardrmak, sz takdir, tedbir, tefsir ve ryay tabir etmek47 gibi anlamlar verilmektedir. yala kelimesinden hareketle siyaset ve hkmet anlam da verilmektedir.48 Terim olarak, bir sz hakiki delaletinden ve manasndan kararak mecaz delalet ve manaya gtrmek49 eklinde tanmlanr. Yani akl bir metot olarak, uluhiyyete yakmayacak tasavvurlar zihinden uzaklatrmak maksadyla kullanlan ve vahiy ile sabit olmu dini akideler ile akln muktezas arasnda yaklatrc, badatrc bir anlama biimini ifade eden bir kavramdr.50 Tevil kelimesi ehadis, rya, ahlm, hubb, fiil gibi hareket bildiren kelimelere izafe edilerek kullanlmtr. Buna gre tevil, geri dndrme hareketi olarak deil, bir izleme hareketi olarak anlalmaldr. Burada tevil ile kastedilen ve tavsiye edilen gayeye ulama anlamnda bir yorum hareketi olup, fitne maksadn gden yorum ekli deildir.51

Bkz. Al-i mran 3/7; Nisa 4/59; Araf 7/53; Yunus 10/39; Yusuf 12/6, 21, 36, 44, 45, 100, 101; sra 17/35; Kehf 18/78, 82. 46 Suyut, Celaleddin Abdurrahman, el-tkan f Ulumil-Kurn, (Tahkik, Said el-Mendub), Lbnan, 1996, II/460; Zerkan, Menahilul-rfan, II/45. 47 bn Mnzur, Lisanl-Arab, XI/3240; Crcani, Tarifat, tevil md. S. 50; 48 bn Manzr, Lisanl-Arab, XII/34: Seyyid erif er-Rza, Hakaikut-Tevil fi Mteabihit-Tenzil, V/8; ahinolu, M. Nazif, tevil, A, XII/215. 49 bn Rd, Faslul-Makal, (ev. Sleyman Uluda, Felsefe-Din likileri), stanbul, 1985, s. 113; Razi, tevil ile tefsirin Kurnda baz yerlerde ayn anlamda kullanldn syler: bkz. Tefsir-i Kebir, VI/158. 50 Abdulhamit, rfan, slamda tikad Mezhepler ve Akaid Esaslar, (trc. M. Saim Yeprem), stanbul, 1994, s. 2; imek, Said, Kur'nda ki Mesele, Konya, 1987, s. 61 vd. 51 Kad Beydav, Nasrud-Dn Eb Said Abdullah b. mer, Envarut-Tenzil ve Esrarut-Tevil (Mecmatn minet-Tefasir iinde), Beyrut, 1320h., s. 460; Ayrca bkz. imek, Said, Kur'nda ki Mesele, s. 61.
45

306

Dr. Mustafa Gven

Nasr Hmid Ebu Zeyd (1943), biraz nce aktardmz tevil kelimesinin etimolojik yapsndaki bu hareketlilik (canllk, sreklilik) anlamnn, dilciler tarafndan fark edilmediini sylemektedir.52 Bu zata gre tevil kelimesinde, zihn ve akl boyutu olan dinamik bir eylem vardr.53 Peygamber Efendimiz (sav) bn Abbas (ra)a yapt duada: Allahm! Onu dinde fakh kl ve tevil (ilmin)i Ona ret54 sz ile bu ilmin nemini ve zorluunu ifade etmi olmaktadr. Bu nedenle Al-i mran suresi 7. ayette geen ilimde rasih (derin) olanlar ifadesinde, bir vg ve yceltme anlamn vardr.55 Tevil kelimesinin tefsir ilmindeki anlamn ve nemini daha iyi anlayabilmek iin Kurnda ki kullanl biiminden baz rnekleri ksaca incelemekte yarar vardr: 1- Ey iman edenler! Allaha itaat edin. Peygambere ve sizden olan ull-emre itaat edin. Eer bir eyde ihtilafa derseniz, onu Allaha ve Peygambere arz edin; ayet Allaha ve ahiret gnne inanyorsanz. te bu, en hayrl ve tevil bakmndan en gzel olandr.56 Mfessirler, tevil kelimesinin burada, en hayrl bir sonu ve akibet anlamn ifade ettiini nakletmektedirler.57 2- ltnz zaman tam ln ve teraziyi doru tartn. te bu, hayrl ve tevilce en gzeldir.58 Bu ayette geen tevil kelimesine en hayrl sevap ve en gzel akibet anlam verilmitir.59 3- Onlar, onun tevilini gzetliyorlar. Onun tevili, gelecei gn, nceden onu unutmu olanlar diyecekler ki: Gerekten Rabbimizin Peygamberleri hakk tebli etmilerdir. Bizim efaatilerden hi biri yok mudur ki, bize efaat

Nasr Hmid Eb Zeyd, lahi Hitabn Tabiat, (ev. Mehmet Emin Maal), Ankara, 2001, s.279. Nasr Hamid Eb Zeyd, lahi Hitabn Tabiat, s. 280. 54 Canan, brahim. Ktb- Sitte, stanbul, 1988, I/814. 55 Razi, Tefsir-i Kebir, VI/1623. 56 Nisa 4/59. 57 Bkz. Taberi, Ebu Cafer Muhammed b. Cerir, Camiul-Beyan an Tevili Ayil-Kurn, Bulak/Msr, 1323, V/96; bn Kesir, Ebul-Fida smail, Tefsirul-Kur'nil-Azim, Beyrut, 1966/1385, II/328; Kurtub, Eb Abdillah Muhammed b. Ahmet el-Ensar, el-Cami li Ahkamil-Kur'n, Msr, 1952/1372, V/263. 58 sra 17/35. 59 Taberi, Cmiul-Beyn XV/61; bn Kesir, Hadislerle Kurn- Kerim Tefsiri, (ev. Bekir Karla, Bedrettin etiner), stanbul, 1989, XI/47323.
52 53

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Mteabihat Problemi ve Tevil

307

etseler? Yahut geri dndrlr myz ki, yaptmzdan bakasn yapsak?60 Burada geen tevil kelimesi karln ve akbetini bekliyorlar, ceza, akibet ve kyamet gn gibi anlamlara geldii61 ifade edilmektedir. 4- Yoksa onlar, Onu kendisi mi uydurdu diyorlar? O halde de ki: Onun gibi bir sre getirin ve Allahtan baka arabileceklerinizi arn. Eer iddianzda samimi iseniz! Hayr, onlar, ilmini ihata etmedikleri ve tevili kendilerine henz gelmemi olan eyi yalanladlar. Onlardan evvel geenler de byle yalanlamlard ama bak zalimlerin akbeti ne oldu.62 Bu ayette geen tevil ile ilgili yorumlar ise ksaca yle verelim: Kurtub (v. 671/1273): Dahhktan yalanlamalarns (tekzib) sonucu olarak balarna gelecek azabn hakikati onlara henz gelmedi. Veya ldkten sonra dirilme, cennet, cehennem gibi Kurnda geen hakikatleri onlar tekzib ettiler. Fakat Kitabda kendilerine vadolunan bu gereklerin henz tevili onlara gelmedi. eklinde olduunu nakleder.63 bn Manzr (630-711h.) ise burada: Onun tevilinin bilgisi, onlarla beraber olmad. eklinde farkl bir yorum getirerek tefsir anlamna alr ve bununla muhataplarnn Kurn anlamadklarn syler.64 bn Kesir (1301-1373) ise hidayet ve hak din gibi Kurnda mevcut olan hususlar, insanlarn cehalet ve beyinsizlikleri sebebiyle anlamadklarn ve bu nedenle de yalanladklarn syler.65 Zemaheri, (10751143), Kurnn ihtiva ettii gayb haberler henz kendilerine gelmemi ve akibeti ortaya kmamtr. eklinde deiik bir yorumu tercih etmitir.66

Araf 7/53. Daha geni bilgi iin bkz. Ick, Tevil, s. 4346. 62 Yunus 10/3839. 63 Kurtub, Ebu Abdullah Muhammed b. Ahmed, el-Ensar, el-Camili-Ahkmil-Kurn, Msr,1952, VIII/345. 64 bn Manzr, Lisanl-Arab, XI/3334. 65 bn Kesir, Hadislerle Kurn- Kerim Tefsiri, VIII/38043806. 66 Zemaher, el-Keaf, II/232.
60 61

308

Dr. Mustafa Gven

5- Ve (Yusuf) anne ve babasn tahtn zerine kard. Hepsi onun iin secdeye kapandlar. O dedi ki: Ey babacm, ite daha nceki ryamn tevili! Hakikaten Rabbim onu gerek kld....67 Burada da tevil, sonu ve akbet anlamlarna alnmaktadr.68 6- Zindanda rya gren iki delikanlnn Yusuf (as)dan ... Bize bunun tevilini haber ver... diyerek ryalarn anlattklarn bildiren ayeti ise Ebu Nasr smail b. Hammd el-Cevher (.393/1003) es-Shahnda: Bir eyin neticede varaca sonucu tefsir etmek eklinde izah eder.69 Buna gre tevil, hibir zaman sadece tefsir anlamna alnmamaktadr. Nitekim tevil kelimesinin getii dier ayetlerde de bunu grmekteyiz. Mesela, bir eyin tevili, o eyin kendisidir diyen mfessirler, Yusuf (as)n grd veya kendisine anlatlan ryalarn gereklemesi zerine kulland tevil szc, szle anlatlan bir eyin bilfiil vuku bulmas70 olarak izah edildiini grmekteyiz. 7. Musa (a.s.) ve arkada (Hzr) ile olan yolculuklarnn anlatld Sabredemediin eylerin tevilin; yani yaptm ilerin, sonuta neye varacan sana haber vereceim.71 szn, bir eyin mercii ve neticesi olarak anlalmtr.72 Kurn- Kerimde tevil kelimesinin getii hi bir yette, yaplmas istenen ya da yaplmas gereken bir fiil (i) olarak ahslara isnad edilmemi, aksine, her defasnda bahse konu olan ey ne ise ona taalluk ettirilmitir.73 Btn bu aklamalardan hareketle tevil, meydana gelen eylerin vukuu ve sonu, (akibet) gibi anlamlara alndn ve Arab dilinin dier

Yusuf 12/100. Daha geni bilgi iin bkz. Ick, Tevil, s.48. 69 Cevheri, es-Shah, IV/1627. 70 Ick, Tevil, s. 5253 ve d.n. 88. 71 Ick, Tevil, s. 56. 72 bn Teymiyye ise; Kurn- Kerimde geen tevil kelimesinin anlamlarn yle aklar: Nsa, 4/59da:"Sevap, ceza, sonu, ama"; Araf, 7/52,53'de: "sonu ve akibet."; Yunus, 10/39da: "sonu."; Yusuf (12)'da sekiz yerde te'vil szc tefsir ; sra, 17/35 "sonu"; Kehf, 18/78da: "sonu anlamnda gettiini sylemektedir. Geni bilgi iin bkz. M.E Zehra, age. s.. 2634. 73 Ick, Tevil, s. 5759.
67 68

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Mteabihat Problemi ve Tevil

309

milletlerin dili ve kltr ile karmasndan nce bu kelimenin tefsir ve erh etme anlamna gelmedii gr ar basmaktadr.74 Tevil ile ilgili tartmalar, genel dnce tarihinde uzun bir gemie sahiptir. Yahudi ve Hristiyan kelamclarda, bu anlamda ok nemli akl abalar grlmektedir.75 zellikle Yunan felsefesinin etkisinde kalan Mutezile mezhebi, mebbihe ve mcessime mezheplerinin anlaylarna tepki olarak tevile ok yer vermi ve birok dini metni, tevil yolu ile izah etmeye almtr. Yahudiler de, zellikle bu kelimeye fazlas ile taklmlar, bu kavrama yeni ve deiik anlamlar ykleyerek semantik biliminin temelini bylece atmlardr.76

2.2. Tefsir:
Tefsir kelimesi, fesr kknden tremi tefil babndan bir mastardr. Fesr, szlk olarak zeri kapal bir eyi amak, beyan etmek, kefetmek, aklamak, ortaya karmak ve izah etmek anlamlarna gelmektedir.77 Terim olarak, bir anlama delalet edecek szcklerle ayetin anlamn, ifade ettii hkmleri, nzul sebebini ve ihtiva ettii anlam aklamak78 demektir.

Ick, Tevil, s.24. Tevil denilince akla ilk nce Yahudiler gelir. Yahudilikte tevil denilice de akla skenderiyeli Philo (M.: 20- M.S. 50) gelmektedir. Bu zat, Allah Tealaya Yed, Sak, Vech, Ayn gibi haberi sfatlar isnat eden baz Tevrat metinlerinin harf tefsirinden doabilecek cisman tasavvurlar zihinden uzaklatrmak iin aba sarf etmi ve bu metinlerin mecazi bir tefsirle, derecelerini bizzat kendisinin tespit ettii, mecaz tevil kaidelerine uygun olarak yorumlanmasnn gerektiine kail olmutur. Philo, ...idrakleri ok kt kiiler bile, nasslarn lafz manalarnn tesinde doru, mecaz bir teville ortaya kan bir baka manann bulunduunu grebilir. der. slamda mutezile ise lah karaktere uygun olmayan halleri, sfatlar, tasavvurlar zihinlerden ancak akl bir metot olan mecaz teville uzlatrmak mmkndr diyerek bu hareket ile tarih bir balant ierisine girmitir. Daha geni bilgi iin bkz. ehristan, elMilel ven-Nihal, Beyrut, 1992, I/1619; Razi, Esasut-Takdis, bkz. son blm (Kadiyyetul-Kitab), s. 259305. 76 Bekir Topalolu'nun Allah'n Varl (spat- Vacib) adl eserinin lahiyatta Akln Rol blm, te'vil ve metot konusunda ok nemli aklamalar ihtiva etmektedir. Ayrca bu konuda yaanan elikili bilgiler ve kaynaklar iin bkz. Ick, Tevil, s. 2638. 77 bn Manzr, Lisanl-Arab, V/55; Asm Efendi, Kamus Tercmesi, II/606; Ayrca bu szcn kalb (taklib = kalbn deitirmek) yoluyla bir eyi amak anlamna gelen sefr kknden tredii ileri srlmektedir. Ancak kelimenin doru kullanm varken, bunu zorlayarak baka bir kelime ile ilikilendirmek doru deildir. Bkz. Cerraholu, smail Tefsir Tarihi, Ankara, 1988, I/18; Gm, Sadreddin, Kur'n Tefsirinin Kaynaklar, s. 21, dn. 38. 78 el-Crcani, a.g.e. s. 35; Zerkn, Menhill-rfan, II/45.
74 75

310

Dr. Mustafa Gven

Tefsir kelimesi, Kurn- Kerimde sadece 25. sre (Furkan), 33. ayette Onlarn sana getirdikleri hibir temsil yoktur ki, (onun karlnda) sana dorusunu ve daha an (tefsiran) getirmeyelim. eklinde ok sade bir kullanm ile gemektedir. Tevil kelimesi ise, Kurnda 17 yerde gemektedir. Dier taraftan tevil kelimesinin, slam ncesi Arap toplumunda yaygn bir kullanm alanna sahip olmas79 ve zellikle Yahudilerde yorum biliminin ok kullanlmas, bu kelimeye ayr bir anlam ve deer katmaktadr. nk derin bir gelenei olan bu kelime ve bu bilim dalnn, her trl suiistimale ak olduu grlmektedir. Belki de bu nedenle Kuran, bu konuda insanlar uyarma gerei duymutur. Tevil kelimesinin slamn ilk dnemlerinde tevil ile eanlaml kullanld80 iddia edilse de, hicr 3. yzyldan itibaren bu iki kavramn, bugnkne yakn farkl anlamlarda kullanldn grmekteyiz. lk dnem tefsir geleneinde baz mfessirler tevil kelimesini tefsir yerine kullanlm olsaler da, daha sonraki yzyllarda, bu kelime younluklu olarak yerini tefsir kelimesine terk etmitir. 81 Her ne kadar Taber gibi birok mfessir, tevil kelimesini tefsir yerine kullanm olsalar82 da, tefsir kelimesi, genel slami ilimleri asndan stlah olarak tevil kelimesinden daha nce kullanlmtr. Tevil kelimesi ise, sadece Kurndaki fikirleri mdafaa iin kullanlmtr.83 Ancak Rab elsfehan, tefsirin daha genel bir kavram olduunu, lafzlarn izahnda kullanldn, tevilin ise daha zel olduunu ve manlarda kullanldn syler.84 Buna gre tefsir, daha ziyade Kurn- Kerimin zahir aklamas anlamna; tevil ise, szlerin zahir ve batn anlamlar arasndaki elikileri giderme yolunda gsterilen fikr yorum ve aklama abasnn ad ola-

Nasr Hamid Eb Zeyd, lahi Hitabn Tabiat, s.275. el-Mucemul-Vest li-Camil-Luatil-Arabiyye, Msr, 1972, I/ 33. 81 bn Kuteybe, Tevil Mkilul-Kur'n, mam- Maturidi Tevilatl-Kur'n, sbehn (skf) Drrett-Tenzil ve urrett-Tevil gibi isimler altnda tefsir ile ilgili kitaplar yazmlardr. 82 Cerraholu, Tefsir Usul, s. 215. 83 Cerraholu, Tefsir Usul, s. 2145. 84 sfehn, el-Mfredat, s. 380; Zerke, el-Burhan,II/69 vd..; Suyt, el-tkan, II/460; Zerkn, Menahillrfan, II/4.
79 80

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Mteabihat Problemi ve Tevil

311

rak anlalmtr. Daha sonralar ise ilimde derin (rasih) olanlarn anlam kapal olan yetleri anlama konusunda ortaya koyduklar abalar olarak grlmtr.85 Buna gre tevil, bir karineden dolay lafzn muhtemel manalarndan birisini tercih anlamn tad iin katiyet ifade etmez. Fakat tefsir, lafzdaki manann akla kavuturulmasnda tevile gre kesinlik arz eder. nk tefsir, Hz. Peygamber ve vahye ahit olan sahabelerden gelen nakle dayanr. Bu ynyle tefsirin bir anlamda tevkifi olduu iddia edilmektedir. Hlbuki tevil itihada dayaldr. Ksacas tevil, kastedilen manay dirayetle, tefsir ise rivayetle ortaya karr. Tevil ounlukla nasslarn manalarnda, tefsir ise lafzlarda grlr. Baka bir ifade ile tevil lafzlarda kastedilen yoruma dayal anlam ortaya koyar. Tefsir ise, lafzn ak anlamndaki aklamasn baka bir kelime ile ifade etmektir. Tevil kavram, btin manalar ortaya koymak, tefsir ise hakikat veya mecz yoluyla lafzlarn zahiri manalarn beyan etmek iin kullanlr.86 Kurnn batn yorumuna tevil, zahir aklamasna tefsir87 diyenler olduu gibi, Bat dnyasnda da tefsire yorum, slam dnyasnda buna aklama ve anlama bilimi denmektedir.88 Her ne kadar yaplan bu tanmlarda bu kelimelere birbirine yakn anlamlar yklense de, muhkem ayetlerin izahnda tefsirin, mtebih ayetlerin izahnda tevilin n plana ktn grmekteyiz. Bu nedenle tefsir, nakil arlkl, tevil ise akl ve yorum arlkldr. Bylece tefsir rivayetin, tevil ise dirayetin kayna olmutur. Bu konu ile ilgili sonu olarak unu syleyebiliriz: slam dnce tarihinde dini gruplar, genelde birbirlerini tevil yapmakla, kalplerinde erilik olmakla sulamlar; kendilerini ise tefsir yapmakla nitelemiler-

ahinolu, tevil md, s. 215; zcan, Zeki, Teolojik Hermentik, stanbul. 1998, s.148. Demirci, Kurnn Mtebihleri zerine, s.126. 87 ahinolu, tevil md. XII/215. 88 zcan, Zeki, Teolojik Henmentik, stanbul, 1998, s. 148.
85 86

312

Dr. Mustafa Gven

dir.89 Bu nedenle bu kavramlar, birbirlerine nispetle genelde izafi kalmtr.

2.3. Tevilin artlar ve Kurallar:


Tevil, bal bana bir yorum ve anlama disiplinidir. zellikle dini metinlerin tarihsellii ve evrensellii bu balamda deerlendirildiinde birok temel ilahiyat sorun, bu mantkla yeniden ele alnmtr. Bu konuda birok slam dnr nemli eyler sylemi olmakla beraber, en sistematik bilgiyi, mam- Gazlinin el-Kanunul-Kll fit-Tevil adl eserinde grmekteyiz. O bu eserinde tevilin genel kurallarn ve artlarn vermekte ve sonunda bu iin limlere ait bir alan olduunu ve imtihan iin verildiini sylemektedir.90 Gazal tevil konusunda insanlarn sz sahibi olabilmesi iin, din bilimleri alannda uzman olmas, dilin kklerini bilmesi ve Arap milletinin dilinin istiareleri, mecazlar konusundaki kullanma tarzlarn ve ata szlerdeki metotlarn bilmesi gerekir91 der. Buna gre, tevil, zor ama ok nemli bir yorum disiplini olarak karmza kmaktadr. bn Rd ise, tevili: .. lafz hakikat manasndan mecaz manasna gtrmektir der. Bu yaplrken Arap dilinin mecazlar konusundaki kaideleri ihlal edilmemelidir. Bu kaideler bir eyin benzeri yahut sebebi veya eki veya yakn yahut da mecaz trlerinin tarifinde zikredilen eylerden biriyle isimlendirilmesi gibi esaslar92 eklinde tanmlar. bn Rd, daha sonra, tevilin sakncalarn azaltmak iin Gazliye yakn baz nerilerde bulunur. Bunlar: a- Tevilin ve mtebihatn tanmn yapmak, b- Tevil edilmesi caiz olan ile caiz olmayan nass belirlemek,

Nasr Hamid Eb Zeyd, lahi Hitabn Tabiat, s.266. Bu Risalenin Trke evirisi iin bkz. zmirli, smail Hakk, slamda Felsef Akmlar, Hazrlayan: N: Ahmet zalp, stanbul, 1995, s. 205212. 91 Gazl, Faysalut-Tefrika, s. 188. 92 bn Rd, Faslul-Makal, (trc.) s. 113.
89 90

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Mteabihat Problemi ve Tevil

313

c- Ayetlerin tevili caiz ise, bunlarn artlarnn ne olduunu ortaya koymak.93 Bu arada bn Rd, tevilde ar gidenleri uyararak: eriatn lafzlarnn tamamn zahiri manada almak zaruri olmad gibi ayn ekilde nasslarn hepsini tevil suretiyle zahiri manalarnn dna karmak da doru deildir94 der. Fahreddin Razi ise, biraz daha detaya inerek zihinlerdeki pheleri gidermek iin muhkem ve mteabihin tanmndan hareketle tevilin artlarn ve kaidelerini yle sralar: a. Muhkem yetler, akl delillerle aklanabilir ve yorumlanabilir. b. Mteabih olan ise, zahiri anlamlarnn imkansz olduuna dair kesin delil bulunan yetlerdir. te Allah Tealann muradnn, onun zahirinden baka mana olduuna hkmettiimiz yetlerdir. c. Ne sbutu, ne de nefyi hususunda hakknda kesin delil bulunmayan ayetlerdir ki, bu konuda u sylenebilir: O zaman byle bir durumda ayetlerin anlam konusunda net bir delil, yorum ve aklama olmad iin hakkndaki durumun karmas ve iki taraftan birisinin dierinden ayrlamamas anlamnda mtebih olmu olur. Bu durumda bu yetlerin, zahirlerine gre hkmetmek daha doru olur.95

2.4. Akl ve Nakil Tartmalarnda Tevilin Yeri ve nemi:


Buraya kadar tevili ile ilgili nemli slam dnrnn grlerini zetleyerek verdik. Tevil konusunun nem arz etmesinin bir nedeni, mteabih ayetlerin nasl anlalaca; dier nemli bir nedeni de genel anlamda dini metinlerin akl karsndaki konumu ve akl- nakil ilikisidir. Bu tartmay sistematik olarak ilk inceleyenlerin banda Gazli gelmektedir. Gazzl, akl ile nakil konusunda bilginleri be gruba ayrr:

bn Rd, Faslul-Makal, s. 229; Ayrca bu konu iin bkz. Razi, Fahreddin, Esasut-Takdis, s. 105, 220 221. 94 bn Rd, Faslul-Makal, (trc.) s.114. 95 Razi, Tefsir-i Kebir, VI/ 157.
93

314

Dr. Mustafa Gven

1. Akln dnda otorite tanmayanlar, 2. Naklin dnda otorite tanmayanlar, 3. Akl temel sayp, nakli akla uyduranlar, 4. Nakli temel sayp akl nakle uyduranlar, Hem akl, hem de nakli birer temel kabul edip bunlar arasnda eliki olmadn syleyenlerdir.96 Gazli akln dnda otorite tanmayanlarn, er nasslarn kendi akllarna uygun olanlar kabul ettiklerini, akllarna uygun gelmeyenleri ise reddettiklerini syler. Hatta onlar, peygamberleri de sradan halkn liderliine soyunmu kiiler olarak grrler. Dncelerini yalnz nakle dayandranlar da, naklin zahiri ile yetinip ieriini olduu gibi tasdik edenler ve tevilden kanp, Allah her eyi bilir diyerek sonucu Allaha brakrlar. Nakli akla uyduranlara gelince, bunlar nakle ve nakledenlere pek nem vermezler. Nakli akla uyduranlar, Kurn ve Kurn gibi mtevatiren nakledilen hadisleri ve bir de hadislerin iinde tevili kolay olanlar kabul emiler, ancak bunlardan akllarna aykr gelenleri ve tevili g olanlar inkr etmilerdir.97 Akl nakle uyduranlara gelince; bunlar da akl ihmal etmiler, akl bilimlerle uramadklarndan tevile de ihtiya duymamlardr. Akl ve nakli temel kabul edip bu ikisini uzlatranlara gelince bunlara gre, eriat ile akl arasnda eliki olmaz.98 O halde yaplacak ey, akl doru kullanarak dilin btn kurallarn gz nnde bulundurarak, nass anlamaya almaktr. Bunun iin de mtebihat, sylendii ekilde, sylendii artlarda ve sylendii lafzlarla anlamak ve tevil etmektir. Yok, eer bu lafzlar, siyak ve sibakndan soyutlanarak, baka ibareler ve diller ile ifade edilmeye allsa; o zaman, ya tebih ve tecsime gidilir veyahut da nass inkr veya anlam ile ilgisi
Gazl, el-Kannul-Kll fit-Tevil, s. 204. Gazl, el-Kannul-Kll fit-Tevil, s.206. Gazl, burada filozoflarn, peygamberlere maslahat adna yalan sylettiklerini syler. age. ay. 98 Gazl, el-Kannul-Kll fit-Tevil, s. 2078.
96 97

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Mteabihat Problemi ve Tevil

315

olmayan tevillere gidilmi olur. nk insann bilgisi snrldr. Hi kimse akl ile nakli, her noktada uzlatrabilecek kadar geni ve derin bir bilgi sahibi olamaz. nk size ilimden ancak biraz verilmitir99 ayeti bu anlamda bizi vahye balamaktadr.100 Ancak akl delili de, kesinlikle yalanlanmamaldr. nk akl nemli bir bilgi aracdr. Tevillerdeki ihtimallerin oalmas ve bunlarn birbiriyle elimesi durumunda, bu ihtimallerin birini semekten kanmak gerekir. Byle yerlerde sz syleyen kimsenin amac, ancak kendisinin bildirmesiyle aa kar. Bu durumda yanl yorum yapmaktansa susmak daha doru olur.101 Sonu olarak u sylenebilir: Akl ile nakil atrsa, akl ne alnr (evvel), nakil ise ona gre yorumlanr (mevvel). Aklen caiz olmayan ey, eran da caiz deildir. Akla uygun olmayan eri bir hkmn emredilmesi mmkn deildir. Akl ise, lah tekliflerin kaynadr.102

3. Mteabih Ayetlerin Teviline Kar kanlar ve Delilleri:


Mteabih ayetlerin teviline kar kanlar, birbirine zt iki gurupta deerlendirebiliriz: Bunlara Selefiyye, Mcessime ve Mebbihe denmektedir.

3.1. Selefiyyenin Grleri:


Bunlara sfatiyye veya tenzih ehli de denmektedir. Nasslarn zhir manalarn aynen kabul edip tebih ve tecsime dmemekle beraber tevile gitmeyen limlere verilen genel bir addr.103 Bunlar, sahabelerin tevile gitmediklerini, gitmek isteyenleri de Reslullahn uyardn sylerler. Bu grlerine delil olarak da Al-i mran suresi 7. ayetini, Peygam-

sra 17/85. Gazl, el-Kannul-Kll fit-Tevil, s. 208. 101 Gazl, el-Kannul-Kll fit-Tevil, s. 209. 102 Uluda, Sleyman, Kelam Dersleri, stanbul, 1974, s. 17; Akl Etkileyen Faktrler ve Akln Zaaflar iin bkz. Gven, Mustafa, Kur'n Akl, (Baslmam Doktora Tezi, anlurfa, 2009), s. 122165. 103 Topalolu, Kelam lmi , s. 113.
99 100

316

Dr. Mustafa Gven

ber Efendimizin baz hadislerini104 ve Hz. mer gibi baz nde gelen sahabilerin baz uygulamalarn rnek olarak verirler.105 Ahmed b. Hanbel ve mam- Malik gibi birok selef limi, tevile kar ksalar da, mecbur kaldklar zaman, onlarn da tevile gittiklerini gryoruz.106 Tevil konusunda tevile kar kan ve selefin grn en ciddi bir ekilde savunanlarn banda bn Teymiyye (.728/1327) gelmektedir. bn Teymiyye, tevili manada ele alr: Birincisi, Mteahhirin Kelamclarn tercih ettii bir tevil tanmdr ki, kendisine yakn olan bir delil ile bir lafzn; tercih eden bir ihtimalden, tercih edilen bir ihtimale evrilmesidir. kincisi, ekseri mfessirlerin kulland tefsir ve beyan manasna olan tevildir. ncs, (fakat onlar) Onun tevilinden baka bir ey beklemiyorlar. Tevili geldii (haber verdii eyler ortaya kt) gn, nceden onu unutmu olanlar derler ki: Dorusu Rabbimizin elileri gerei getirmiler..107 yetinde geen hakiki manada kullanlan tevil szcdr.108 Tevili bu ekilde tanmlayan bn Teymiyye, tevilde ar gidenleri ise u ekilde eletirir: tevil: akln esas, naklin ona tabi olmasdr. Aralarnda eliki olduu zaman kendilerince- nass akla uygun olacak ekilde tevil ederler. Onlar bilmiyorlar ki; sarih akl delil, sahih nakl delile ters dmez. Eer eliki varsa o iki delilin ya birinde veya ikisinde bir bozukluk vardr. Oysa selef, kitap ve snneti, kitap ve snnete dayandrarak aklyor. Akl delillerle nassa kar muaraza etmiyorlar. nk

el-Buhr, et-Tefsir, III; Mslim, el-lm, 1; et-Tirmizi, et-Tefsir, 2; Eb Davud, es-Snen, 2; ed-Drim, Mukaddime, 19; Ahmed b. Hanbel, el-Msned, VI/256. 105 Bkz. Demirci, Kur'nn Mteabihleri zerine, s. 130131. 106 Gazli, Kavaidul-Akaid, s. 1345; Ayrca bkz. imek, Said, Kur'nda ki Mesele, s. 61 vd. 107 Araf 7/53. 108 bn Teymiyyenin bu konudaki grleri iin bkz. Beyanu Telbis-i Cehmiyye, (I-II) Mekke, 1391 h. adl eseri. bn Teymiyye bu eserinde F. Raziyi tevilde ar gitmesinden dolay Cehmiyyeden olmakla sular. Birok Mutezile imamlar da Raziyi tevile kar kmakla sularlar. Bu konuda geni bilgi iin bkz. Gven, Mustafa, Haber Sfatlar, (Baslmam Yksek Lisans Semineri, anlurfa, 1995), s. 2537.
104

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Mteabihat Problemi ve Tevil

317

sarih akl ile sahih nakil hibir zaman birbiriyle elimez.109 Bekir Topalolu, bn Teymiyyenin bu gr iin selef akidesinin tabiri caiz ise felsefesini yaptn, ancak bunun Yunan aklcl deil de Kurn aklcl olduunu syler.110 bn Teymiyyenin tevile kar kmasnn sebebi, zelikle Yahudilerin ve Batnlerin ebced hesabn ktye kullanmalarndan kaynaklanmaktadr. Daha sonra, iler, Sfiler, hvan- Safa, Cehmiyye, Mutezile mensuplar ve Hariciler, kendi dncelerini savunmak iin tevil yoluna fazlas ile bavurdular. Bylece mteabih ayetlerin tevili yayglat.

3.2. Mebbihe ve Mcessimenin Grleri:


Bunlar, Cehmiyyenin nclk ettii Allahn sfatlarn inkr eden gruba bir tepki olarak ortaya kan ve arla kaan gruplardr. nsanlardaki btn zelliklerin Allah Telada bulunduunu iddia eden ve nasslarda zikredilen vech, ayn, yed, cenb, istiva gibi lafzlar insanlar iin anlalan manaya alp aklayanlarn ve bunlarn aynsnn Allahda olduunu syleyenlerin izledikleri yoldur.111 Tefsir alannda ne kan nemli mfessirlerden birisi Mukatil bin Sleyman(150/767)dr.112
bn Teymiyye Klliyat, (ev. Heyet),st. 1988, III/5363; IV/7280; V/3449. Topalolu, Bekir, Kelam lmi, s.83. 111 Daha geni bilgi iin bkz. e-ehristn, el-Milel ven-Nihal, Beyrut, 1992, I/92105; Fahreddin Razi, Mebbihe'nin, Kerramiyye'nin batl grleri karsnda selefin suskunluunu fazlas ile eletirir ve Mteabihat tevil etmek gerekir der. stiva ile ilgili ayetlerin tevilinde unlar syler: "Akln delaleti, istivaya istikrar manasn vermemizin imknszln gsterir. stiva lafznn zahiri de istikrar manasna delalet edince; bizim ya iki delilden biri ile amel etmemiz yahut ikisini birden terk etmemiz, ya da akli olann akli olana tercih etmemiz yahut da akl tercih edip, nakli te'vil etmemiz gerekir. Birincisi batldr. Aksi halde o zaman, bir eyin hem mekndan mnezzeh olmas, hem de meknda bulunmas gerekir. Bu imknszdr. kincisi de imknszdr. nk bu, iki zdd birlikte yok saymay gerektirir ki, bu da yanltr. ncs de batldr. nk, akl, naklin esas(mihenk)dr. Zira yaratcnn varl, lmi, Kudreti ve peygamber gndermesi akl delillerle sabit olmadka, nakille de sabit olmaz. Dolaysyla akl tenkid etmek, hem akln, onunla birlikte hem naklin tenkidini gerektirir. Binaenaleyh geriye ancak, akln doru olduuna kesin olarak hkmetmemiz, naklin de tevili ile megul olmamz kalr. Bu maksad elde etme hususunda kati bir delildir. Tefsir-i Kebir, XV/425-6; Daha geni bilgi iin bkz. Razi, age., II/222-4; X/405-6,411,416; XIII/379; a.mlf. Esasut-Takdis, s. 9, dn.3. 112 II. Hicri / VIII. Miladi asrda Kurn ilimlerde eser vermi belli bal alimlerden biri olan Mukatil b. Sleyman al-Azdi, al-Balhi(.150/ 767), daha sonraki aslarda tesirleri devam eden mhim bir alim olmasna ramen bugne kadar ne eserleri ne de ahsiyeti ciddi bir tetkike konu olmutur. Eserleri iin bkz. Tefsir- i Kebir; (4 cilt) tahkik: Abdullah Mahmud ehhate (ev. Beir Eryarsoy). stanbul, 2006; el-Vuchu Ven-Nezir, Yayna Haz. Prof. Dr. Ali zek, stanbul, 1993; Kurn Terimleri Szl, (ev. M. Beir Eryarsoy stanbul, 2004; Geni bilgi iin bkz. Hamurcu, Fevzi, Muktil b. Sleyman ve lk Fkh Tefsir, stanbul, 2009.
109 110

318

Dr. Mustafa Gven

Mteabihat tevil ederek slam dnyasnda nemli ar Batn yorumlar neden olan akmlarn banda ise, Haeviyye ve Kerramiye gelir.113

4. Tevili Savunanlar ve Delilleri:


slam leminde bilimsel anlamda tevile ilk bavuran ahsn Cad b. Dirhem (.118/736) olduu ve onun talebesi Cehm b. Safvan (. 128/745)nn ise, onun etkisinde kalarak bu gr sistemletirdii sylenir. Hatta Cehm b. Safvann mehur istiva ile ilgili soruyu mam- Malike sorduu ve Onun da kendisini huzurundan kovduu,114 daha sonra da Emev hkmdar tarafndan bu ve kader konusundaki grleri gereke gsterilerek idam edildii rivayet edilir.115 Mteabih ayetlerin tevilini caiz grenlerin banda Mteaahirn Ehl-i Snnet Kelmclar gelmektedir. Mfessirler, tevile en son bavuran ekoln banda gelirler. Kelamclara gre selef ulemas, felsefeciler ve onlardan etkilenen mutezile imamlarnn gr ve iddialarna cevap veremiyorlard. Buna rnek olarak Ebul-Hasan El-Eari verilir. Nitekim Ear, mutezileden ayrldktan sonra bir sre selef akidesi zerine eserler yazsa da, daha sonra yeniden tevile bavurma gerei duymutur.116 Eb Mansur el-Maturidi (.333/944) de teile meyilli grnr, eserlerinde akla ok nem verir. Ancak yazd tefsir kitabna Teviltul-Kurn adn vermekle beraber, mtebih nasslarn tevili konusunda biraz daha dikkatli davranr.117

Tritton, A.S. slam Kelam, ev. Mehmet Da, Ank. 1983,s. 52; zmirli smail Hakk, Yeni lm-i Kelam, s. 88. 114 Nesefi, Ebl-Muin, Bahrul-Kelam, ev. Cemil Akpnar, Konya, 1978, s.53. 115 Daha geni bilgi iin bkz. Akbulut, Ahmet, Sahabe Devri Siyasi Hadiselerinin Kelmi Problemlere Etkileri, stanbul, 1992, s. 291 vd. 116 Bkz. Ear, el-bane an Usulid-Diyane, Beyrut, 1994. Eari mezhebinin kurucusu olan bu zat, bu eserinde byk lde selef gibi dnr. Ancak daha sonra kaleme ald el-Luma gibi eserlerde akla ve tevile byk lde yer vererek mutezile ve selef arasnda vasat bir izgi izlemeye alr. 117 Maturidi, Eb Mansur Muhammed, Kitabut-Tevhid, (tahk. Fethulah Huleyf), st. 1979, s.74; Fahreddin Razi Zemaher gibi mfessirlerin tevilde biraz ar gittiklerini syler ve bununla Batnilerin tevil kapsnn alm olacan syler. agm. Tefsir-i Kebir, 15\426) Mutezile'nin ar tevili, selefin ar suskunluu karsnda Ehl-i Snnet Kelamclar da bazen Mu'tezile'ye, bazen de Selefe yaklatlar. Bunlardan Fahreddin Razi, Mutezileyi tevilde ar bulmasna ramen, bn Teymiyye tarafndan Mutezile, hatta Cehmiyye'den olmakla itham edilmitir. Dier taraftan Gazli ise, bn Rd tarafndan te'vilde ar gitmekle itham edilmitir. Gazli'nin haberi sfatlar konusundaki g113

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Mteabihat Problemi ve Tevil

319

lk dnem nl mfessirlerden Eb Cafer Muhammed b.

Cerir et-Taberi, (938923), rivayet tefsirinin bir temsilcisi olarak CmiulBeyn f Tefsril-Kurn adl ok kymetli bir tefsir klliyat kaleme almtr. Bu eserinde sistematik olarak tevile kar ksa da, pratikte tevil yntemine nemli lde bavurduunu grmekteyiz.118 Daha sonra gelen dier mfessirler de, kar ksalar da tevile sk sk bavurma gerei duymulardr. Tevili savunan ikinci grup ise, tebih ve tecsimi reddetmek iin tevile bavuranlardr. Bunlarn banda: Allah Telay mahlkatndan herhangi birine benzetmemek iin tebihe delalet eden her eyi reddeden ve Kurnda yer alan btn tebih unsurlarnn tamamn akl ile tevil eden Mutezile imamlar gelmektedir.119 nc olarak slam filozoflarna nispet edilen bu anlaya gre Peygamberler, metafizik konular halka bir takm tebih ve temsillerle anlatmlardr. nk halk, bu tr hakikatleri kavrayacak yetenekten yoksundur. bn Rd, Faslul-Mkal adl eserinde, nasslarda yle hakikatler vardr ki, burhan ehli bu tarz nasslar tevil etmeye mecbur kalmlardr. ayet tevil etmeden zahiri manalarna itibar ederlerse kfre derler. Aksine burhan ehli olmayanlarn ise, tevile kalkrlarsa ya kfre yada bidate girmi olurlar.120 nk bu seviyedeki insanlar, burhan ehli olmadklar iin ancak tahayyl ederek inanabiliriler. Tahayyl edemedikleri bir eyin varln ise, glkle anlarlar. te bylelerinin mteabihatn tevilini ancak Allah bilir demeleri yeterlidir. Bu seviyedeki insanlarn zerine farz olan mtebih nasslarn zahirine gre iman etmektir.121 Sonu olarak tevili savunanlar, Kurnn ayetlerini yle snflandrmlardr: 1. Allah Tela, Kurnn zahiriyle sradan insanlara hitab ediyor.
rne baktmz zaman ise, Onun Selefe yakn olduunu gryoruz bu konuda geni bilgi iin bkz. Gven, Mustafa, Haber Sfatlar, s. 913. 118 Geni bilgi iin bkz. Atk, Aydn, Taberi`nin Kur`an Yorumlama Yntemi, Ankara, 2009. 119 Demirci Kur'nn Mteabihleri zerine, s. 138 120 Geni bilgi iin bkz. bn Rd, Faslul-Makal, s. 1139. 121 bn Rd, Faslul-Makal, s. 118.

320

Dr. Mustafa Gven

2. aret, sembol ve mecaz ifadelerle sekin kimselere hitab ediyor. 3. nce ve ho manalaryla (letaif) velilere hitab ediyor. 4. Hakikatleriyle de peygamberlere hitab ediyor.122 Buna gre, Kurnn felsef ve derun izahnn tefsir yolu ile deil de; tevil ile yoluyla ancak mmkn olabilecei sonucu ortaya kmaktadr.123 nk tefsir, lafza dayal bir aklama; tevil ise, manaya dayal batn bir yorum124 olarak deerlendirilmitir.

Sonu
Kuranda mteabihat konusu, Tefsir Usulnn nemli konularndan birisidir. Ayrca cahiliye dnemi Araplarda ve zellikle Yahudi toplumunda yaygn olan ve olduka suiistimal edilen mteabihat ve tevil konusunun Allah tarafndan da uyarya konu edilmesi, bu meselenin nemini daha da arttrmaktadr. Tefsir tarihini incelediimiz zaman unu grmekteyiz: Birok mezhep ve sistem anlaylarnn temelinde mteabihat ve tevil meselesinin olduunu ve mezhepler arasnda bu konu ile ilgili yaplan yorumlarn tekfir konusu bile olduunu grmekteyiz. Mutezile ve slam Filozoflar, tevilde ar gitmiler;

Mebbbihe ve Mcessime ise ayetleri tamamen zahirlerine gre alarak nasslar tefsir etmilerdir. Selef ise bu konuda genelde susmay tercih etmitur. Bu meyanda tefsir limleri de, tevil konusunda zellikle slam filozoflar, kelamclar ve mebbihe bilginleri arasnda ok nemli gelgitler yaamlardr. Bu u akmlar karsnda orta yolu bulmakta ou zaman zorlanmlardr. Balangta bu tr almalara kar kmlar, ancak muhaliflerine kar dncelerini savunmak, daha sonra onlar eletirmek iin bu ynteme bavurmak mecburiyetinde kalmlardr.

Razi, Tefsir-i Kebir, VI/161. ahinolu, Nazif, tevil md. XII/215 124 ahinolu, tevil. s. 216.
122 123

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Mteabihat Problemi ve Tevil

321

Hatta bu konuda baz nemli elikilere bile rastlamaktayz. rnein, Fahreddin Razi, Mutezileyi tevilde ar gitmekle sularken, kendisi bn Teymiyye tarafndan Cehmiyyeden olmakla yani tevilde ar gitmekle itham edilmitir. Dier taraftan Gazli, mteabihat konusunda Selefe yakn dnmekle beraber bn Rd tarafnda tevilde ar gitmekle sulanmtr. Burada sorulmas gereken en nemli soru, bu iin orta yolunun bulunup bulunamayacadr. Dier taraftan bu paradoks gibi grnen husus, acaba insann doasndan m yoksa dini metinlerin znden mi kaynaklanmaktadr? Sonu olarak unu syleyebiliriz: nsan etkileyen ok faktrler vardr. Bunlarn banda da duygular ve din gelmektedir. nk dinin akl kadar duygu boyutu da vardr. Duygular kontrol etmek ve dini anlamak iin en temel unsur ise insan akldr. nsan aklnn ise olduka zaaflar vardr. nemli olan, insan bu zaaflarndan kurtarmaktr. Bu da ancak akln hayat, evreni, insan ve Kur'n okurken btnselci bir bak as ile bakmas ve yaad zaman ve mekn ierisinde boulmamas ile mmkn olabilecektir.

HKMET YURDU
Dnce Yorum Sosyal Bilimler Aratrma Dergisi
ISSN: 1308-6944 www.hikmetyurdu.com

Hikmet Yurdu, Yl: 3, S.5 (Ocak-Haziran 2010), ss. 323 - 342

Kurann Bak Asyla ehirlerin Planlanmas am- erifin nasnda Fkh ve Snnetin Tesiri
Kassem TOUER ev. Nurettin GEMC nurettingemici@hotmail.com

zet Bu yazda am ehrinin zellikle Mslmanlar tarafndan fethinden sonra geirdii deiiklikler ve uygulamalar anlatlmaktadr. Ayrca Hz peygamberin ehircilie getirdii yenilikler ve deiikliklere de deinilmitir. slam ehirlerinin yabanclara gizemli gelen ynleri ele alnp aklanmaktadr. Yaz, am ehrine ait hususi bilgiler de ihtiva etmektedir. Anahtar kelimeler : am ehir mimarisi, Hz. Peygamberin ehircilik anlay, slam ehrinde hayat. Abstract Muhammed as Prophet and Major: City Planning from the Perspektive of the Quran, Hadith, and slamic Law Case Study: Damascus. Specific changes, and the execution following the Muslim conquest in the city of Damascus is what's being told, along with the reforms of town planning as brought on by the Prophet (PBUH). The mystery sides for the foreigner in Islamic cities are considered, with mention given to the special information about the city of Damascus. Key Words: Architecture of Damascus, the understanding of town planing of the prophet, Life in islamic cities.

Bu alma, Suriye Arkeoloji Mzesi mdrl grevinde uzunca yllar hizmet etmi, Almanyada doktora eitimini tamamlam, Suriyede yaayan Kassem Toueir tarafndan Almanyann Bamberg ehrinde 25-27 Temmuz 1996 tarihleri arasnda dzenlenen II. Bamberg slam Sanat Tarihi sempozyumunda tebli olarak sunulmutur. Elinizdeki eviriye konu olan metin bizzat yazar tarafndan eviri amacyla hediye edilmitir. Ayrca bu alma ngilizce olarak Muhammed as Prophet and Major: City Planning from the Perspektive of the Quran, Hadith, and slamic Law Case Study: Damascus adyla YEMEN REVIEWS The Archaeology of Jordan and Beyond: Essays in Honor of James Sauer Edited by Lawrence E. Stager, Joseph A. Greene, and Michael D. Coogan. Harvard Semitic Museum Publications Studies in the Archaeology and History of the Levant 1, 2000. xvi+529 yaynlanmtr. II. Bamberg slam Sanat tarihi sempozyumu, slamn ilk dnemlerinde sanat ve el sanatlar slam Dnyasnda resim arivinin sponsoru Bumiller Art Foundation (Bumiller sanat vakf) ve Bamberg niversitesi tarafndan 25-27 Temmuz 1996 ortaklaa dzenlenmitir. Tebliin programdaki sunu ismi: Die Originalitt der islamischen Stadt im Falle Damaskus. (am ehri rneinde slam ehrinin orijinallii). Fakat Almanca metin zerinde ehremn ve Allah Elisi Olarak Hz. Muhammed el Emin bal da Almanca olarak yer almaktadr.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

324

Kassem Tueir / Nurettin Gemici

Aratrmamzda am rnei balamnda slam ehrinin teekkl, geliimi, buradaki ilikiler an ve ehir ynetimi konularn Kuran, Snnet1 ve Fkhn2 gr nda izah edeceiz. Bu balamda Ortadoudaki kltrel devamll gstermek amacyla slamiyet ncesi ama dair arkeolojik kantlar zerinde de durulacaktr. Fakat bugne kadar modern bilim ve aratrmalar slam ehrinin ortak bir tarifi zerinde uzlaamamaktadrlar. u anda geerli olan tarif ve tabirler alt alta sralannca farkllk hemen ortaya kmaktadr. yle ki bu tarifler slam ehri, Dou ehri veya Ortaa Arap ehri olarak grnm arz eder. Bugnk ada aratrmaclarn neredeyse tamam Hipodamik (Dik al)3 esaslara gre imar edilmi (kadim) ehirlerle bir kyaslama yaparak (am) ehrinin kaotik, kuralsz, kanunlarn ilemedii, bir dzen ve tertipten uzak st ste ylm ve tesadf bir biimde yaplanm olduu konusunda hemfikirdirler. slam ehirleri aada verilen kategorilere gre dier ehirlerden farkllk arz etmektedir.4 Bunlar, askeri amalarla kurulmu olan Kufe, Basra ve Fustat ehirleri, halifenin yaad Badat, Samarra veya Rafika/Rakka gibi ehirler ve sonradan slamiletirilmi nc ehirlerle nceden kurulmu olup slamiletirilmi ehirler am, Halep ve bunlara benzer pek ok yerleim yeri rnek olarak verilebilir.5

Burada geen Hadislerle aadaki eserden alntlanmtr. Jamil Abdul Qader Akbar, Amarat el-Ard fil-slam (slamda yeryznn inas) Jedda, 1992. 2 Burada geen fkhi hkmler de ayn eserden alntlanmtr. 3 Hypodamisch: Dik al, dikdrtgene benzer ekilde olup eit parsellerden oluan ehir mimarisi tarz. Bu tarza hakim olan unsur geometrik leklerin esas alnarak eit baklava dilimleri gibi ehrin yaplarnn grnme sahip olmas. Miletin mehur ehir mimar (Urbanist) ondan nce onlar tarafndan kullanlan ve gelitirilen Dik al ehir Plan kendisinin ismine izafeten Hipodamik ehir plan adyla bugnde mimari ve arkeolojide kullanlmaktadr. 4Gustav von Grnebaum, The Struccture of Muslim Town, London, 1955 ayn ekilde Jean Sauvaget, Esquiesse dune Histoire de la Ville de Damas, Reveue des Etudes Islamiques, 8, 1934. 5 Askeri yap ve halifelerin yaad ehirler konusu yukarda ismi geen Jamil Abdul Qader Akbar, Amarat el-Ard fil-slam (slamda yeryznn inas) Jedda, 1992 tarihli almasnda geni lde ele alnmtr.
1

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Kurann Bak Asyla ehirlerin Planlanmas

325

rnek ve model ehirlerin ilki olan Medinedeki ilk cami Allah elisi H.z. Muhammet6 tarafndan Medinenin yeniden imar ve iskn srasnda Hicretin birinci ylnda ehir planlamasnda slam bir tasarm, bu plan ve programda belirlenen talimat ve dzenlemelerle ina edildi. na edilen bu ilk Camii bir model olmas hasebiyle ve kendisinden sonra gelenleri etkileyici bir motif olarak da hizmet etmitir. slam ehri genel olarak aadaki hususlar araclyla anlalabilir:7 1- Eri br ve dolak ana caddeleriyle deiik semtler, mahalleler ve kararghlar birbirine balanmaktadr. 2- Mahalle ve kararghlarda yerleim plan etnik, dini ve airet unsurlarna gre homojen olarak dzenlenir ve zerk bir yaplanmaya tabii klnr. Bunlar kendilerine ait cadde (darb) ve sokaklara (zuqaq) ve kmaz sokaklara da ve kendilerine ait sokaklardaki byk ve kk kaplara, pazar yerine ve halka ak camii ve hamamlara sahiptir. 3- Yan yana gelerek ina edilmi ve yksek duvarlarla birbirinden ayrlm binalarla birlikte ok skk birbirinin stne gelmi gibi ina edilmi yaplar mevcuttur. 4- e dnk olarak yaplm zel mlk olan evler (avlulu ev) vardr. 5- Giri kaplar ard arda sralanmayan binalar (tankib) bulunur. 6- Pencereli yksek ve kafesli olan evler dikkat eker. 7- Cuma namaz klnan merkez Camii [Mescid-i Msri] vardr. 8- Hkmet binas (vali veya emire ait hkmet binas); 9- Kendisine bitiik kervansaray, hamam ve kahvehane gibi hizmet binalar olan byk ar mevcuttur.

Mellif, burada Hristiyan, Mslman ve Yahudilerin byle bir bilimsel toplantda olduklarn dnerek Allah kelimesini Allah, El ve Eloh olarak kadim dillerle ifade etmektedir. Medine-i Mnevvere geni olarak ele alnd bir eser olarak Saleh bn Ali Al-Hathlulun AlMadian Al- Arabiya Al-slamiya, Athar Al-taschrii fil Bia Al-mraniyya ( Arap slam ehri, evrenin inasnda ve olumasnda slam hukukunun etkisi) Riyadh, 1994. Bahsedilebilir.

326

Kassem Tueir / Nurettin Gemici

10- Camilerin kubbe ve minarelerinin dikey grnnn yatay ehir siluetini kesintiye uratt ehirler. 11- ehir ynetiminden birisinin olmamas durumunda, ynetime muhtesip bakmaktadr. Muhtesip; ehir hayatnda Kuran ve snnete gre kamu hukukunu muhafaza etmek ve ahlak deerlerin korunmas iin grevli bir nevi mfettitir. Bu ahsn ehir ynetiminde Veto hakk bulunmamakla birlikte, ihtilafa dm taraflar tarafndan fikrine bavurulmas halinde bu hakka sahip olabilir. 12- [Modern anlamda] ehir idaresinin grevlerinden olan caddelerin sprlerek temizletilmesi, toplanan plerin baka bir yere nakli, atk sular ve gvenlik konular (slam ehrinde) oradaki cadde ve sokaklarda ikamet eden kimseler tarafndan yerine getirilir. 13- Neredeyse slam ehirlerinin tamamna yaknnda o ehri evreleyen surlar ve byk kale kaplar mevcuttur. 14- Kamunun kullanmna ak byk meydanlar ve baheler (park) yoktur. 15- Hava (sirklsyonu) engelleyici tarzda yaplan cumbalar [evler] mevcuttur. Caddelerin veya sokaklarn hemen zerine gelecek biimde ina edilen cumbalar (ahniin) havay engeller. 16- Cumbalar, caddelerin srtnda bir yk8 olarak yer alr. Yukarda slam ehri hakknda anlatlanlarn tamam Kuran, Peygamberin hadisleri, slam hukuku bir kenara konularak modern bilim tarafndan ortaya konan yanl karmlardr. mar konusundaki problemler bata olmak zere ehir hayat ve bununla ilgili btn detaylar dzenleyen Kuran ayetlerinin ve Hazret-i Muhammedin hadislerinin ve fkh fetvalarn okluu karsnda insan

Burada dikkat ekilen hususlar Akbarn eserinden alnmtr. slam ehrinden bahseden deiik baz rnekler ve bunlarn detaylar iin de ayn esere bavurulmutur.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Kurann Bak Asyla ehirlerin Planlanmas

327

inanlmaz derecede hayrete dmektedir. Allah- Tela Kuran- Kerimde yle buyurmaktadr: Yeryznde yryen hibir hayvan ve iki kanadyla uan hibir ku yoktur ki, sizin gibi birer mmet olmasnlar. Biz kitapta hibir eyi eksik brakmamzdr, sonra hepsi Rablerinin huzurunda toplanrlar. (Enam suresi, 6/38) Bir ehrin ortaya knda ve imarnda ilk prensip temellk, mal edinimi ve sahiplenmedir. Kuran- Kerime gre insanlar ve devlet, mlkn yalnz geici sahipleridir. Mlkn asl sahibi Allah- Teldr. Bu konuyla ilgili olarak Kuran- Kerimde Allah yle buyurmaktadr: Gklerin ve yerin hkmranl Allahndr. Allah her eye hakkyla gc yetendir. (Al-i mran suresi, 3/189) Ayn konudan dolayl olarak bahseden bir baka ayette Allah yle buyurmaktadr: Derken, eytan ayaklarn oradan kaydrd. Onlar iinde bulunduklar konumdan kard. Bunun zerine biz de, Birbirinize dman olarak inin. Sizin iin yeryznde belli bir sre barnak ve yararlanma vardr dedik. (Bakara suresi, 2/36) Arazi ve topraklarn mlkiyet hakk nasl olumaktadr. Bu mlkiyet amac hakknda Fukahann u temel prensibi geerlidir: Bir araziye sahiplenmek sadece ihtiyaca binaendir. Yeryznn ina ve imar edilmesi iin zellikle sahipsiz ve ilenilmeyen, atl duran topraklar iin duyulan bir ihtiyatr. Bu konuda Allah Kuranda yle buyurmaktadr: Bilin ki Allah, yeryzn lmnden sonra diriltmektedir. Dnesiniz diye gerekten, size ayetleri akladk. (Hadid suresi, 17) Allah Resul Hazret-i Muhammed de bu ifadeleri tamamlayc olarak yle buyurmaktadr: Kim terkedilmi, ilenilmemi bir araziyi (arz- mevt) tekrar ihya ederse sahibi odur. (Eb Dvd, Harc, 37; Tirmiz, Ahkm, 38.) 9 Tekrar hayat vermenin anlam burada araziyi ilemek ve imar etmek anlamndadr. Araziyi ileyen ve imar edenler arasndaki hukuki geerlilii olan esaslar u temel prensibe gre dzenlenmitir. O da udur:Zarara uramak da zarar vermek de men olunmutur. (Mlik, Akziye,

evirenin Notu: Benzer bir baka hadis iin bak. Hz. Aie, Raslullahn (s.a.s.) yle buyurduunu sylemitir: Sahibi olmayan bir araziyi kim ihya ederse, bu araziyi herkesten ziyade o hak kazanr. Urve b. Zbeyr mer (r.a.) halife iken bu hadisin hkmn tatbik etti demitir. (Buhr, Mzraa, 15.).

328

Kassem Tueir / Nurettin Gemici

26; Mkteb, 11; bn Mce, Ahkm, 17) Zarar vermek yoktur, zarara zararla mukabele etmek de yoktur. Toprak ve arazi sahibi olmann bir dier yolu da devlet bakan tarafndan ikta olarak verilen topraklardr. lk defa ikta olarak toprak vererek bunu balatan Hazret-i Peygamberin bizzat kendisidir. Medinede onun sahabelerinden olan Ensar onlarn meskn mahalli dnda kalan ve kullanlmayan atl vaziyetteki bir araziyi Allah resulne hediye ettiler. Allah resul de o araziyi Mekkeden Medineye hicret eden muhacirlere ikta olarak datt ve paylatrd. slam devleti kendisini asla toprak ve arazinin gerek sahibi olarak grmez, aksine hediye olunan ve fethedilen topraklar imar etmek amacyla Mslmanlara paylatrr. mar olunmu ve imar olmam arazilerin mlkiyetinde (temellknde) aadaki form ve ekiller ortaya kmtr: 1- Kuranda tayin ve tespit edildii zere miras hukukuyla: Ana, baba ve akrabalarn (miras olarak) braktklarndan erkeklere bir pay vardr. Ana, baba ve akrabalarn braktklarndan kadnlara da bir pay vardr. Allah, braklann azndan da oundan da bunlar farz klnm birer hisse olarak belirlemitir. (Nisa suresi, 7) 2- Hediyeleme ve hibe yoluyla: Bu konuyla ilgili olarak Hz. Peygamber yle buyurmaktadr: Hediyeleiniz, birlik iinde olunuz. (yaaynz)10 3- Kendi isteiyle gnll olarak Kuranda Allahn tavsiye ettii gibi zekat ve sadaka olarak (mlk edinimi). Sadakalar aktan verirseniz ne gzel! Fakat onlar gizleyerek fakirlere verirseniz bu, sizin iin daha hayrldr

10

el-Acln, Keful-haf ve mzlul-ilbs amma-tehera minel-ehds al elsinetin-ns, (I-II), Beyrt 2001, I, 285-286, (rivayet no: 1021). evirenin notu: Hadisin ikinci kelimesi olan birlikte olunuz, yaaynz yerine daha ok kaynaklarda u versiyonu bulunmaktadr. Eb Hureyrenin rivyet ettiine gre, Raslullah (s.a.s.) yle buyurmutur: Karlkl hediyelein, nk hediye kalpten kini giderir. Bir komu kadn; komusu olan kadna koyun paasndan bir para bile olsa hediye olarak vermeyi kk grmesin (Tirmiz, Vel ve hibe, 6)..n.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Kurann Bak Asyla ehirlerin Planlanmas

329

ve gnahlarnzdan bir ksmna da keffaret olur. Allah yaptklarnzdan hakkyla haberdardr. (Bakara suresi, 271) 4- Bedelsiz olarak ba ve hediye Kurana gre: kadnlara mehirlerini (bir grev olarak) gnl holuuyla verin. Eer kendi istekleriyle o mehrin bir ksmn size balarlarsa, onu da afiyetle yiyin (Nisa suresi 4) 5- Kayd- hayat artyla ikamet hakk (skna hakk) Kim birisini ve onun ocuklarn kendi mlkiyetinde mr boyu ikamet ettirirse (oturma hakk tanrsa verilen bu mlkiyet bunu kabul edenin mlkiyetindedir. 6- Al veri yoluyla mlkiyet edinimi: Bu konuda satta ncelik hakknn yakn akraba ve yakn komunun olduunun gvence altna alnmas, bn Ubdeden naklen Hazret-i peygamberin buyurduklar hadis lsnde olacaktr: Hz. Peygamber ortak mlkiyette sat ncelii bu mlkiyette hakk olanndr. Semure, Allah Resulnn yle buyurduunu rivayet etmitir: (Bir mlkn satnda) komu dier alclardan daha ncelikli olarak satn alma hakkna sahiptir..11 7- Kiralama veya kiraya verme yoluyla: slam fukahas kira mukavelesini bir al-veri szlemesi gibi deerlendirdiler (bu ekilde muameleye tabi tuttular). Bununla beraber burada onun mlkiyetini deil, kullanm (intifa) hakkn hesaba katmlard. 8- ntifa hakknda ortaklk, yani eer bir baba oca iki kardee miras olarak kalmsa ve anlamlarsa, paylamak isterlerse birlikte oturmak iin taraflardan birisi dilediinde paylamda (lemekte) ncelikli hakkn sakl tutar. 9- Bir mlkiyete ait havann veya caddelerin mlkiyeti: Peygamberin bu konuda yle bir hadisi vardr: Eer emlakin senin artan, oalan ailene dar geliyor, yetmiyorsa evini havaya doru ykselt (st kat ina et) ve Allahtan genilik dile12. Buradan kan sonuca gre dikey
(Eb Dvd, cre, 39; Ahmed b. Hanbel, Msned, V, 22; V, 17; Ayrca bkz: Buhr, ufa, 2; Tirmiz, Ahkam, 32; bn Mce, ufa, 2) 12 Bu hadis-i erif btn aratrmalarmza kaynan tespit edemedik. Onun yerine komu haklar ile ilgili baz rivayetlere rastladk. Eb Hureyre Peygamber (s.a.s.) yle buyurduunu rivayet etmi11

330

Kassem Tueir / Nurettin Gemici

olarak hava boluu mlkn sahibine aittir. Fakat umumun kulland cadde ve sokaklarn zerindeki hava boluu alan hem hudut olan yan yana snrlar olanlar arasnda ortak mlkiyet u kurala gredir: ncelik hakk en sonuncunundur. Her mlkn sahibi st katlarda caddenin stne gelen havadan tamamen veya ksmen yatay olarak evini genileterek ayn ekilde cumbal, kntl yaptrabilir. ayet karlkl evleri olan iki komu ihtilafa derler, mnakaa ederlerse bahsedilen bu hava boluu alan aralarnda eit olarak yar yarya paylatrlr. Bu ekilde yatay bir biimde olan geniletme, srcs ile birlikte tam ykl bir devenin bu sokaktan ok rahat bir ekilde geip gitmesine imkan tanmaldr.

ehirlerin Kuruluu ve Planlama


Medine rneinde olduu gibi Peygamberin buradaki rnek tutumu l alnrsa Mslmanlarn banda olan ahs, bir ehrin kuruluunda sadece imarn yaplaca araziyi seebilir. O ayn ekilde, merkez camiinin (arazisini) hkmet bakan daha dorusu ehir ynetiminin, orann en byk ars iin arazi ve ayn ekilde deiik cemaatlerin, topluluklarn mezarlk ve arazilerini ve bu topluluklara ait olan arazilerini birbirine balayan ana yollarnn balantlarn belirleyebilir. Planlama, ina ilerinin yrtlmesi, cemaat ve topluluklara ait arazilerin imar, cemaat ve topluluklarn mali imkn ve glerine ve tercihlerine braklmtr. Komuluk ilikilerinde ve ehir hayatnda uyulmas gereken ahlaki kurallar Kuran ve Peygamberin snnetine sk skya uygun olmak zorundadr. kamet edenlerin gruplara ayrlmasnda onlarn etnik, din ve ayn kabileden olan yaknlklar kriter/l olmutur. Geri bu hususta Kuranda Allahn koyduu kanuna gre: Ey insanlar! phe yok ki, biz sizi bir erkek ve bir diiden yarattk ve birbirinizi tanmanz iin sizi boylara ve

tir: Herhangi biriniz komusunu duvarna mertek akmaktan menetmesin (Mslim, Mskt, 132) Abdullah b. Abbstan rivayet edildiine gre Peygamber (s.a.s.) yle buyurmutur: Herhangi biriniz, duvarnn zerine komusunun aa(tan hatl ban) koymasn engellemesin bn Mce, Ahkm, 15) .n.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Kurann Bak Asyla ehirlerin Planlanmas

331

kabilelere ayrdk. Allah katnda en deerli olannz, Ona kar gelmekten en ok saknannzdr. phesiz Allah hakkyla bilendir, hakkyla haberdar olandr. (Hucurat suresi, 49/13). Cadde ve sokaklarn temiz tutulmas, su temininin dzenlenmesi, itfaiye, genel gvenlik topluluklarn zellikle ayn cadde ve sokakta oturanlarn sorumluluuna braklmaktadr. Ana caddelerin mlkiyeti btn ehir halkna ait olup devlete ait deildir. Bu yzden oralar, Mslmanlarn yolu (Tariq el Muslimin) ismiyle tavsif edilir. Buna karlk kmaz sokaklarn mlkiyeti orada meskn olanlara aittir. Onlarn ortak bir muvafakat olmadan orada hibir ey yaplamaz. Buna karn komular binalarn ana caddenin geniliine ramen yatay olarak geniletebilirler veya oraya ek knt, oturma yeri ve yine merdiven iin sahanlk ina edebilirler. Bununla birlikte caddenin tamamen kapanmasna, yayalarn ve hayvanlarn geli gidiini (trafiini) engellememeye dikkat edilmesi mecburiyeti vardr. Hazret-i Muhammed kendi zamannda bir ana caddenin en az yedi arn (yaklak 4 m.) geniliinde olmasn kararlatrmtr. Bu konuyla ilgili olarak yle buyurmutur: Eer caddenin zerinde sahiplik konusunda ihtilafa der tartrsanz yolun geniliini yedi arndan daha az yapmaynz.13 Caddelerdeki arazinin ve hava sahasnn sahiplenilmesiyle ilgili haklarn olmasndan dolay slam ehirlerindeki mimarinin dzensizce sralanmasnn buna dayandn byle ak ve net bir ekilde aklarlar.

Komuluk likileri Ve ehir Halknn Ahlak Anlay


slam toplumunda (slam ehirlerinde) ehir btn olarak ina edilmiti. Komuluk ilikileri Kurandaki Allahn buyruklar ve Hazret-i Muhammedin (a.s) snnetiyle dzenlenirdi. Kuranda bu husus u ekilde gemektedir: Allaha ibadet edin ve ona hibir eyi ortak komayn. Ana babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakn komuya, uzak komuya, yannzdaki arkadaa, yolcuya, elinizin altndakilere iyilik edin. phesiz, Allah kibirle-

13Yol(un

eni) hakknda anlamazla dtnz zaman onu yedi arn yapn. (Mslim, Mskt, 143; Eb Dvd, Akziye, 31; Tirmiz, Ahkm, 20.) .n.

332

Kassem Tueir / Nurettin Gemici

nen ve vnen kimseleri sevmez. (Nisa suresi, 4/36). Yine Hazret-i Muhammedin bu hususta yle bir aklamas vardr: Cebrail bana komu ile ilgili o kadar ok eyler emretti ki, ben neredeyse komunun komuya miras olacan dndm14. ehrin ortak ahlaki anlay Peygamberin hadislerine gre ekillendirilmi, kararlatrlmtr. O da yledir: Zarar vermek de zarara uramak da yoktur.15 Bu prensip gayrimslimlerin arazi ve havasnda olduu gibi manzara, grlt ve koku gibi konularda da geerlidir. Grnty engellemekle ilgili olarak Allah Resl Hazret-i Peygamber yle buyurmutur: Eer birisi senin ailenden birisine senin iznin olmadan bakarsa ve sen de fkeyle bu adamn gzlerine bir ta atarak kr edersen, bundan dolay sana ksas gerekmez16. Bu sebeplerden dolay Mslmanlar yaptklar inaatlarda manzaray engellemeye kar tedbirler aldlar. Bunlar, caddeye doru alan ahaptan yaplm pencere kafeslerinin ne kadar yksee yerletirilecei ve ev kaplarnn farkl bir yne konulmas gibi nlemlerdir. Bu ev kaplar ile ilgili olan uygulama u anlama gelmektedir. Hibir ev kaps karsndaki evin kapsn dorudan grmeyecek bir pozisyona sahip olacaktr. Dier dzenlemeler unlardr: Yksek d duvarlar ve ev kapsnn arkasnda dolambal bir giri ve bu evin avlusuna baklmamasn salar. Ayn ekilde grnty engelleyici olarak atdaki itten parmaklk vardr. slam limleri muhtemel zararlarn tazmini iin fetva kardlar. Bu o zarar hemen giderme veya tazmin eklindedir. Buna dair rnekler unlardr: Hazret-i Peygamber, tuvaletin ve tabakhanenin kokusu, uykuda rahatszlk verici grlt ve bir makinenin veya bir alet edevatn uul-

14Cebrail

bana komu ile ilgili o kadar ok tavsiyede bulundu ki, neredeyse komunun komuya miras olacan dndm. (Buhr, Edeb, 28; Mslim, Birr ve sla, 140; Eb Dvd, Edeb, 122; Tirmiz, Birr ve sla, 28; bn Mce, Edeb, 4.) 15 Zarara uramak ta zarar vermekte men olunmutur. (Mlik, Akziye, 26; Mkteb, 11; bn Mce, Ahkm,17) 16 Bir kimse izni olmadan baka birinin evini gzetlerse, o da onun gzn karrsa ona ne ksas, ne de diyet gerekir. (Nes, Kasme, 47; Ahmed b. Hanbel, Msned, II, 385)

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Kurann Bak Asyla ehirlerin Planlanmas

333

tulu sesi, ortak kullanmda olan blme duvarlarla ilgili komunun blme duvarnn zerine peyke konulabilecei gibi hususlar dzenlemitir.17 Fukah, komunun arazisinde (mlknde) serbeste geip gitme, kanalizasyon ve su arklarnn karlkl kullanma hakkn teminat altna aldlar. Ayn ekilde yol hakk (istitraq) ve evin ikiye paylalmasna miraslar arasnda garanti altna aldlar. Kurana gre yeryznde ilk olarak inaat yaptran Cenab Haktr: phesiz, insanlar iin kurulan ilk ibadet evi elbette Mekkede, lemlere rahmet ve hidayet kayna olarak kurulan Kbedir. (l-i mrn, 3/96), bunu tasdikleyici olarak devamnda: Biz Beyt-i erifi insanlara sevap kazanmalar iin toplant ve gven yeri kldk. Siz de Makam- brahimi namazgh edininiz. brahim ile smaile de: Tavaf edenler, itikfa girenler, rk ve secde edenler iin bu Evimi tertemiz bulundurun diye emretmitik (Bakara 2/125). Binann (yapnn) gvenlii konusuna gelince Allah yle buyurmaktadr: Binasn Allaha kar gelmekten saknma ve Onun rzasn kazanma temelleri zerine kuran kimse mi hayrldr yoksa yapsn, yklmak zere olan bir uurum kenarna kurarak onunla beraber cehenneme yuvarlanan m? (Tevbe, 9/109). Ynelmek konusuyla alakal olarak da yle buyurmaktadr: Elbette ilahi buyruu bekleyerek yznn semada aranp durduunu gryoruz. Artk msterih ol, ite memnun olacan kbleye seni yneltiyoruz. Haydi, evir yzn Mescid-i Harama doru. Siz de ey mminler nerede olursanz olunuz evirin yznz oraya doru. Kendilerine Kitap verilmi olanlar, kbleyi evirmenin gerekten Rableri tarafndan olduunu bilirler. Allah onlarn yaptklarndan habersiz deildir. (Bakara, 144). Orada (Kuranda) ev ayn zamanda gvenli ve dinlenme (huzur bulma yeridir). Allah Tel istedi: Sana hilalleri sorarlar de ki, onlar insanlar iin zellikle hac iin vakit lleridir. Evlere arka taraftan girmeniz fazilet deildir.
17

Bu konuda metin mutabakat olmamakla birlikte u mealde hadisler tespit edilmitir. Eb Hureyre Peygamber (s.a.s.) yle buyurduunu rivayet etmitir: Herhangi biriniz komusunu duvarna mertek akmaktan menetmesin (Mslim, Mskt, 132) Abdullah b. Abbstan rivayet edildiine gre Peygamber (s.a.s.) yle buyurmutur: Herhangi biriniz, duvarnn zerine komusunun aa(tan hatl ban) koymasn engellemesin bn Mce, Ahkm, 15) .n.

334

Kassem Tueir / Nurettin Gemici

Asl fazilet, haramlardan saknan, muttaki insann gsterdii fazilettir. yleyse kar gelmekten saknn ki umduunuza kavuasnz. (Bakara,189). slama Ortadouda ok eski kklemi ev ve avlular, ev usulleri miras olarak kalm ve slam da btn bu usulleri gelitirmitir. Modern bir ehrin ve dik al olan kamuya ak bahe ve meknlar, slam ehrinde zld dald. O ehirde oturan herkes ufak tefek baz deiiklikleri evine ilave etti ve bu ekledii eyi baheli evinin bir esas olarak oraya yerletirdi. Fskiye ve kuyu mtemilat avlunun ortasna konuldu. Merkez caminin (cami-i kebir) avlusu dik al olarak ina edilen ehrin merkezindeki meydann yerini tuttu. Bu avlu merkez cami ile ona bitiik mahalleler arasnda geli ve gidilerin ulam noktas merkezi olduu bir merkez oldu. Yoldan geenler iin akan emelerin musluklarndan ime suyu vard. imdi artk slam ehrinde ehrin her kesinden sebil ad verilen sular akmaktadr. Fskiye ve su kuyular avlunun ortasnda yerletirildi. ehrin en byk mtemilat merkez caminin avlusu dik al olarak ina edilen ehrin merkezindeki yerini ald. Bu avlu ve ona bitiik mahalleler arasnda bir ulam merkezi oldu. Yoldan geenler (yolcular) iin emelerin musluklarndan akan sular (sebil gibi) vardr. Btn bu sebiller zel evlerin ve ehrin fakl yerlerinde kamuya ait binalarn d duvarlarnn kelerinde vakf amacyla ina ettirilmiti. Mslmanlarn devlet btesi (Beytlmal) byk camilerin, hkmet olan saraylarnn klalarn ve ehir surlarnn yapm iin finanse ediyordu. Dier taraftan dindar zengin vatandalar, eraf, yksek devlet memurlar veya emirler daha dorusu sultanlar kendi mali imknlaryla Mslmanlarn hayrna (vakf kurallarna uygun) kamu binalar ina ettirmek iini stlendiler. Bu yaplan hayrlar arasnda okullar (medreseler), hastaneler, hamamlar, sebiller, imaret ve tekkeler mevcuttur. Hazret-i Peygamber bu tr binalar yapmak iin kurulmu vakflarn ilk destekleyicisidir.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Kurann Bak Asyla ehirlerin Planlanmas

335

kinci halife mer bn Hattab, Peygamber tarafndan kendisine ikta (tmar) olarak Hayberde verilen araziden vazgeerek almak istemedi. Hazret-i Peygamber ona dedi ki: Eer istiyorsan temlik olarak (satlamaz devredilemez) bir mlkiyet olarak da ilan eder, aklarsn, bildirirsin ve onun getirisi (hasatn) hayrl ilerde kullanrsn, hayr edersin (hediye edersin).18 slam sahipsiz ve atl durumda olan inaat malzemelerini Peygamberin buluntu (Lakita) eyalarla ilgili aklamasn, szlerini l olarak tekrar kullanlmasn kabul etmitir. Bu yzden her yerde gerek zel gerekse btn kamu binalarndaki slami binalarda (Mslmanlarn yaptklarnda) eski antik kalntlarn devirimle olmas bu yzdendir.

Kadim ehirlerle e Mslman am ehri


Dnyann en eski ehri olarak kutlama yaplan am, slamn intiarndan itibaren Mekke, Medine ve Kudsten sonra drdnc kutsal ehir oldu. Osmanllarn am- erif diye am ehrini Kutsal am diye nitelendirmeleri bu sebeple olup aksini dnmek muhaldir. Varln, yaknlarnda Tevrat ve ncil zamanlarndan kalma bir mabet bulunan Barada nehrine borludur. Bu mabette nceleri, Hava ve Bereket Tanrs Hadada daha sonra S. Jupitere, Bizans dneminde Yahya Peygambere ve son olarak da slamn intiarndan beri her eye kadir olan Allaha dini merasimler yaplmaktadr. Bizzat antik dnemin yazarlar da eserlerinde am mu-

18

bn merin rivyet ettiine gre: mer, Hayberde arazi sahibi olmutu. Peygamber (s.a.s.)e gelerek, o araziyi ne yapmas gerektiini sordu. Raslullah da (s.a.s) Dilersen asln vakfedersin mahsuln de tasadduk edersin buyurdu. Bunun zerine mer asln alm satm yaplmamak zere, hibe edilmemek zere ve miras olunmamak zere vakfetti. Mahsuln de fakirlere, yakn akrabaya, klelerin kurtarlmasna, dilencilere, yolda kalm olanlara ve zayflara tasadduk edilmesini art kotu. O maln idaresini zerine alan kimseye de ihtiyacndan fazla almamak artyla yemesinde ve bakalarna da yedirmesinde bir saknca olmadn bildirmiti. (Buhr, urt, 19; Nes, hbs, 2; Ahmed b. Hanbel, II, 125.) Yukardaki rivayette, kinci halife mer bn Hattab, Peygamber tarafndan kendisine ikta (tmar) olarak Hayberde verilen araziden vazgeerek almak istemedi. Hazret-i Peygamber ona dedi ki: Eer istiyorsan temlik olarak (satlamaz devredilemez) bir mlkiyet olarak da ilan eder, aklarsn, bildirirsin ve onun getirisi (hasatn) hayrl ilerde kullanrsn, hayr edersin (hediye edersin).

336

Kassem Tueir / Nurettin Gemici

kaddes bir ehir olarak nitelendirmektedirler. am ehri de nemini ve ehemmiyetinin srekliliini bu kutsallna borludur.19 Sadece tarihinde bir kez de olsa Dnya apnda bir devletin Emevlerin siyas bakenti olmann faydalarn tatt ve yine bir defa da Osmanl devletinde Mekkeye hac iin giden hac kervanlarnn toplanma merkezi olmasndan dolay avantajl bir duruma geip bunun faydalarndan istifade etti. am ehri, en eski ticaret yollar olan Baharat ve pek yolunun kesitii corafi noktada olmas hasebiyle nemli ayrcalklara da sahip olmutur. am ve btn Suriye Bizans hkimiyetinde bulunurken 636 ylnda Mslmanlar tarafndan fethedildi. am artk Kuranda Allahn ve Snnette onun Peygamberi tarafndan belirlenmi fetih yasasna gre emri altna girmiti. Ganimetlerle ilgili ly Allah Tel yle belirtti: Bir de malumunuz olsun ki savata elde ettiiniz ganimetin bete biri Allahndr. Yani Allah resulne, onun akrabalarna, yetimlere, yoksullara ve yolculara aittir. Eer Allaha ve iki ordunun karlat hak ile batln iyice aa kt o Bedir gn kulumuza indirdiim ayetlere iman ediyorsanz, bu hkm bylece kabul edeceksiniz. Allah her eye kadirdir (Enfal, 41). Yine devamnda yle buyurmaktadr: Kendilerine Kitap verilenlerden olduklar halde Allaha da, ahiret gnne de iman etmeyen, Allahn ve Resulnn haram kldn haram tanmayan hak dini din olarak benimsemeyen kimselerle zelil bir vaziyette tam bir itaatle cizye verinceye kadar savan (Tevbe, 29). Bir baka yerde yle buyurmaktadr: Eer onlar bara yanarlarsa sen de yana ve Allaha gven, Allah her eyi hakkyla iitir ve bilir (Enfal, 61).

19

amn antik dnemlerle ilgili zet olarak ele alnrken Thomas Weberin Damaskus Polis Episemos, Damaszener Mitteilungen) am ehri Destan, am haberleri, 7, 1993, s. 135-171.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Kurann Bak Asyla ehirlerin Planlanmas

337

Baka bir yerde ise: Sava olmakszn fethedilen lkeler halknn Allahn Peygamberine verdii ganimetler Allaha, Rasulne, akrabalara (Peygamberin yakn akrabalarna), yetimlere, fakirlere ve gariplere aittir (Har, 7). Hz. Peygamber Mekkeyi sulhen (savamakszn) fethetti. O Mekkelilerin, mallarn kendilerinde brakt. Fakat onlar, kazanlarnn vergisini demilerdi. Bu belge onun lmnden sonra emsal tekil ederek dier fetihlerde rnek oldu. amn bat ksmlar (blgeleri) Mslmanlar tarafndan savaarak fetih olundu. Buna karlk dou ksmlar sulh yoluyla alnd. Her iki taraf farkl bir kanunun hkimiyetinde bulunmaktadr. Komutan Halid b. Velidin am ehrinin bir tarafyla baka, dier tarafyla baka bir bar anlamas yapmas sebebiyle dou ksmnda yaayan halkn yars mal mlklerini ellerinde tutmular ve onlardan sadece cizyeyle beraber kazanlarndan gelir vergisi alnmtr. Kabul etmek gerekir ki, tek tk de olsa dou blgesinde oturanlardan bazlar Mslmanlarn, korkusundan kamlar Bu suretle mal ve mlklerini Mslmanlara, terk etmilerdi. Bat ksmnda oturan halk iinse ganimet yasas geerli oldu. Tarihi Belzurnin rivayetine baklrsa, cizye ile birlikte onlarn mallarnn 4/5 Mslmanlar arasnda datld. Tarihi Belzurye20 inanacak olursak yle bir rivayette daha bulunmaktadr: am fethedildiinde, orann pek ok ahalisi Antakyaya kadar geri pskrtlen Herakliusa katldlar. Bu nedenle amda pek ok bina sahipsiz ve bo kald. Bunun zerine bunlar Mslmanlar tarafndan el konuldu. Yaklak olarak 1400 ylndan bu gne kadar amn dou blgesinde Yahudi ve Hristiyan arl vardr. Bat ksmlarnda ise Mslmanlarn varl amdaki yerleimin tipik, karakteristik bir zelliidir. Yukarda ortaya konulan slam ehirlerindeki yaplar ile ilgili dzenlemeler (hl) ehrin tamamnda ve onun devam edip gelimesi iin geerliliini hl korumaktadr.

20

Baladhuri, Kitab Futuh el- Buldan, Leiden Basks

338

Kassem Tueir / Nurettin Gemici

Yukarda zikrettiimiz sat ncelii hakk sayesinde Hristiyanlar, Yahudiler ve daha sonralar Krtler ve ayn ekilde Ermeniler kendi mimari yaplarnn btnln, el demezliini yzyllardr koruyorlar.

Dik Al Mimariye Sahip ehirden slam ehrine Gei


Bugnk amn eski ehir denilen (kadim kent), sur ii blgesindeki nfus kesafeti, bu gne kadar dik al mimariyle ve HellenRoma dnemine ait oluan ehri ve ayn ekilde klasik dnem ncesi kadim ehri ortaya karmak iin yaplacak her trl arkeolojik aratrmalar iin gerekli olan byk apl bir kaz giriimini srekli bir ekilde engelledi. Ayn dnemlerdeki Palmira (Tedmr), Apamea ve Dura Europos da ok snrl kaz almas yapld. Bu aratrmalardan ehir aratrmalarnn nclerinden Watzinger/Wulzinger21 ve J. Sauvaget22 aratrmalarnda varsaymsal olarak benzer tespitleri ayn eyi tekrar kaleme aldlar. Suriyede Dura Europos ve Apemeadaki yenilerde yaplan kaz ve incelemelerde nemli ve somut aydnlatc sonular elde ettiler.23 Frat Dura Europos blgesinde eski bir blgesel yerleim yerinin yannda dik al olarak kurulmu bir ehir meydan kt. En son olarak ge dnem slam ehri olan amn bitiik binalar ve ayn ekilde en bariz zellii olan dar ve eri br sokak ve caddeleri v.b. eyler tamamen ortaya kt. Dik al sistemin yrtlmesi yoluyla (Suriyeli) unsurlarn Helenlemesi yerine dik al plan zere olarak kurulmu ehrin M.S. 200 yzylndan itibaren doululamasn grmek insan hayrete drr. Duradaki Agora (byk meydan) kesif olarak ina edilmi ev ve dkknlarla birlikte ina edilmiti.24 Bu keif ak bir ekilde efsanevi olarak muamele gren Paulusun amdan kann (firarn) tasdik ediyordu.
Watzinger, Wulzinger, Damaskus, die antike Stadt, (Antika bir ehir am) ayn melliflerin Damaskus, die islamische Stadt, (Bir islam ehri am) 1924. 22 Jean Sauvaget, Esquiesse dune Histoire de la Ville de Damas, Reveue des Etudes slamiques, 8, 1934. 23 Cahthrine Saliou, Les Loi des batimens, FAPO, BEYRUT, 1994 24 C. Saleou, a.g.e. 2-3, ve Pierre Lriche, A. Mahmod, Bialn Campagnes 1988-1989 A dauxe Europes, Syria 59. says.
21

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Kurann Bak Asyla ehirlerin Planlanmas

339

Demek ki Poulusun baarl kana yardmc olan aml Anoniosn yeralt mezarl tipinde yaptrd kk kiliseye hl hayranlk duyulmas ve kilisenin vlmesi bu yzdendir. Anonios, Paulusu bir kfenin iinde ip yardmyla ehir surlarnn d duvarlarnda bulunan ak bir (mazgaldan) aaya indirmitir. Paulusun Anoniosun evinde gizlendii buradan da anlalmaktadr. yle ki; Bu ev ehir surlarnn i tarafnda ina edilmi ve yksek bir penceresi ehir surlarnn ortasnda kalyordu. Bu gne kadar Anoniosun ehirdeki ikametghnda (menzil, kona, evi) grld gibi pek ok zel mlk sahiplerinin evleri ehir surlarna yaslanmaktadr. Eer Dura halknn yerlileri M. yzylda bir Agoraya sahip olmularsa Paulusun bana gelen olay bize gstermektedir ki, amllar ayn devirde ve ayn ekilde ehir surlarn ve muhtemelen Agoray da ve Decumanusu da ina etmiler. Genel bir kabule gre doululatrma sreci ilk olarak Bizans dneminde tamamland. Elimizdeki yukarda zikredilen tespitler Mslmanlarn, amn ve dier Suriyedeki ehirlerin de ayn ekilde byk bir ksmnn doululatrld bulundu (ortaya kt). Yani bu sreci devam ettirip en mkemmel hale getirdiler. Cathrin Saliou25 tarafndan yakn bir zamanda yaplan bir edebiyat aratrmasnda, Suriye ve Filistin blgesindeki Roma hukukunun ehirdeki yaplanmayla ilgili kanuni dzenlemelerde (talimatnamelerde) buradaki yerlilerin rf adetleri araclyla, ayn ekilde Milattan sonra bu yasa ve dzenlemelerin doululatrldklar apak grlmektedir. Roma hukukunun yan sra, Kaiser Justiniann 533 ylndan bize ulaan yasama ile ilgili eserinden anlalmaktadr ki, douda Greke yazlm eserleri burann diline aktaran bir redaksiyon heyeti (yaz ileri) bulunmaktadr. Ayrca bu eserde yazlan eyler bir hukuk diliyle deil, aksine blgedeki konuulan mahalli bir dille kaleme alnmtr. Bu tr bir yazlm ekli muhakkak ki blgedeki otoritelerin ve onlarn otoritesi altndaki halkn ihtiyalarn karlamak ve uygulanacak

25

C. Saliou, a.g.e.

340

Kassem Tueir / Nurettin Gemici

kurallarn daha da geni bir ekilde yaygnlatrlmas iindir. Demek ki gerekte bu blgelerde geerli ve yaygn olan tatbikat usulnn gereklii bir vakadr. Liber Syro-Romanum denilen ve Papinianun Astynom denilen eserinde ve Julian v. Askalonun yazlarnda bu uygulamann varolduu grlr. Bu eserlerin kendileri bizzat hukuki kymete haiz deildir. Bu eserlerde rf veya nizamnamelere ait emirler istinsah veya iktibas edilmilerdir. (Saliou 14,16) Ayn ekilde slam Hukuku (Fkh): Kuran, Peygamberin snneti ve rf ve adetlere dayanmaktadr. rfn slam hukukuna (fkha) dhil edilmesinde kattrlmasnda l bn Mesudtan rivayetle Peygamberin u szdr: Mslmanlarn katnda iyi olan bir ey, Allah katnda da iyidir. Buradan Fukah bu kaideyi, ilkeyi, prensibi gelitirmilerdir. rf hukukta messirdir.26

slam ehrinin Kkleri


Arkeolojik veriler, Klasik dnem ncesi am ehrinin planna dair ok az bilgi verir. Ayn ekilde dier ehirlerle kyaslama yoluyla yaklak on sene ncesine kadar antik am hakknda bilgi elde edebilmek imknszd. nk n Asya arkeologlar yzyllardan beri bir blgedeki saraylar ve dini binalarla ilgilenmilerdir. rnein mehur kaz blgesi Eblada imdiye kadar sadece 2000 ve 3000 yl ncesinin saray ve mabetlerini meydana karmlardr. Geen son 30-40 yldr arkeologlar kazlarda tek tk de olsa ikamet edilen yerleri tamamen veya ksmen oraya karmaya baladlar. imdiye kadar kazlarda ortaya karlan Ugaritteki27 ikametghlar, Akdenizin sahilindeki Mumbagada,28 Yukar Frat kylarndaki Habuba Kebirada29 ve Tell Asmarda30 ayn ekilde Assurda31 ortalama drt metre geniliinde olan, dar, eri br ve keli caddeler, kmaz sokaklar, farkl yne bakan ev kaplar, d cephede kerevetleri ve
J.A. Akbar, a.g.e. G. Saade, Ougarit, Metropole Cananeanne, Lattaquie, 1978, Plans 37,45 28 Die Machule, Die Ausgrabungen n Tall, Munbaqa, 1984, MDOG, 118, 1986, 67-131 29 E.Strommenger, Habube Kebira, eine Stadt vor 5000 Jahren, Mainz,1980 30 R. Opificus, Bemerkungen zum Haus mit den Boegen, MDOG 111, 1979, Abb. 1, s.52 31 O. Pedersen, Die Assur, Texte in ihren archaelogischen Zusammenhangen , MDOG, 121, 1989, 153-167, Abb. 2.
26 27

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Kurann Bak Asyla ehirlerin Planlanmas

341

merdiven sahanl ve ayn ekilde yan yana bitiik yaplar v.s. birlikte ele alnnca slam ehir mimarisinin ne kadar birbirinin benzeri, ayns olduunu tespit etmek mmkndr. Asurbilimciler ehir mimarisinin grnmyle ilgili aratrmalarna M.. 3000den 1000e kadar elde bulunan iviyazs metinlerden yola karak balarlar. Bu konuyla ilgili olarak Dominique Charpin32 unlar yazmaktadr: Kitabeler, arkeologlara sadece saray ve tapnaklar yerine yerleim yerlerini de ortaya karmakla ne kadar ok avantaj salandn gstermektedir. Bizim Babil evleri zerine olan bilgimiz bugne kadar ok snrl bir seviyededir. Arkeologlar ve Epigrafistler, (yaztbilimciler) tarafndan atlacak ilk admlar eski dou ehirlerinde gelecekteki aratrma planlar iin iyi bir iaret olacaktr; Sanki brahim dinlerin yeniden birbiri ardndan tekrar hayat bulmas gibi, Hellenletirme srecinin devamndan sonra gelen slam bu blgenin tamamna yeniden hayat vermitir. Szlerimi tamamlarken benim ileriye dnk bir kehanette bulunmama izin vermenizi istiyorum. Bir yzyldan daha fazla bat etkisinde kalan Arap ve slam dnyas, gelecek olan 21. yzylda yani M.S. 3. Bin ylda yeniden slamlama srecine geecektir. Kitabiyat
AkbarJ.A. Q. 1992 Amarat el-Ard fil Islam. Jedda. Al-Hathlul, S. I. A. 1994 Al-Madina Al-Arabiyya Al-Islamiyya Athar Al-Taschrii fil Al-Imraniyya. Riyadh. Baladhuri, Ahmad ibn Yahya Kitab Futuh al-Buldan. Leiden basks. Charpin, D. 1980 Archives Familiare et Propriete prive en Babylonie Ancienne. Geneva: Droz. Grunebaum, G. von 1955 The Structure of Muslim Towns. London. Leriche, P., and A. Mahmoud 1992 Bilan de Campagnes 1988-1991 a Doura Europos. Syria 69:2-18. Machule, D. 1987 Die Ausgrabungen in Tall Munbaqa, 1984. Mitteilungen derDeutschen Orient-Gesellschaft 119:67-131. Opficius, R. 1979 Bemerkungen zum Haus mit den Bgen.

32

D. Charpin, Archive Familiare et Propriete en Babylonie Ancienne, Geneve, 1980, 172 .

342

Kassem Tueir / Nurettin Gemici

Mitteilungen derDeutschen Orient-Gesellschaft 111. Pedersen, O. 1989 Die Assur-Texte in ihren archaologischen Zusammenhangen. Mitteilungen der Deutschen Orient-Gesellschaft 121:153-67. Saade, G. 1978 Ugarit: Metropole Cananeene. Lattaquie. Saliou, C. 1994 Les Loi des Batiments. Beyroth: Institut Fran-cais d'Archeologie du Proche-Orient. Sauvaget, J. 1934 Esquisse d'une histoire de la ville de Damas. Revue des Etudes Islamiques 8:421-76. Strommenger, E. 1980 Habuba, Eine Stadt vor 5000 Jahren, Mainz . Watzinger, C., and K. Wulzinger 1921 Damaskus: Die Antike Stadt. Berlin: De Gruyter.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

HKMET YURDU
Dnce Yorum Sosyal Bilimler Aratrma Dergisi
ISSN: 1308-6944 www.hikmetyurdu.com

Hikmet Yurdu, Yl: 3, S.5 (Ocak-Haziran 2010), ss. 343 - 367

Kantsalclk in Yeni Bir ddia*


Nishi Shah ev. Yrd. Do. Dr. Sleyman Aydn nn niversitesi, Fen-Edebiyat Fakltesi, Felsefe Blm, saydin@inonu.edu.tr
zet Bir nermeye inanp inanmama konusunu kansal (doxastic) olarak irdelemeye baladmzda, derhal kendimizi o nermenin doruluuna dair kant bulmaya zorlanm hissederiz. Filozoflar, kansal irdelemenin bu zelliine saydamlk adn vermilerdir. Bu almada, inan etii konusunda pragmaclarla kantsalclar arasndaki fikir ayrln gidermenin saydamlk kavramnn doru aklanmasna bal olduunu savunmaktaym. Saydamlk, inanla ilgili kavramsal bir gereklii yanstr varsaymnda bulunuyorum: bir p inanc, ancak ve ancak p ise, dorudur. Bu normatif gereklik, inan iin yalnzca kantn neden olabileceini gsterir. Her ne kadar kantsalclk, dorudan kantsal-olmayan nedenlerle inanamayacamz eklindeki srf psikolojik gerekliin bir sonucu olmasa da, neden yle yapamayacamz aklayan inanla ilgili normatif kavramsal gerekliin bir sonucudur. Anahtar Kelimeler : epistemoloji, kantsalclk, inan etii, pragmaclk

I. Giri
Bir nermeye, rnein darda kar yayor nermesine inanp inanmama durumunu kansal olarak irdelemeye baladmzda, hemen o nermenin gerekliine dair kant bulmaya zorlanm hissederiz: dar bakarz. Dncemiz bir inanca ulamay hedeflediinde, sz konusu nermenin gereklik ya da yanll, yantlanacak tek alakal soru olarak gzkr. Richard Moran, konuyu u ekilde ortaya koymaktadr:

Bu makale The Philosophical Quarterly, Vol.56, No 225, October 2006da yaynlanmtr. Bu makale, The Philosophical Quarterly 2005 Makale dlne Layk Grlmtr. Makalenin orijinaline aadaki linkten ulalabilir: http://www.ingentaconnect.com/content/bpl/phiq/2006/00000056/00000225

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

344

Nishi Shah / Yrd. Do. Dr. Sleyman Aydn

nancn saydaml, inancma doru alabileceim aktif duru tr zerine belli kstlamalar koyar ve bu nedenle pratik sorularn pratik doasn nitelendirir. Saydamlk, p ye inanaym m? pratik sorusunu, p hakknda kiisel olmayan teorik bir soru olarak grmem gerektii anlamna gelir, dolaysyla sz konusu inanc kabul etmede sahip olabileceim nedenler, p nin gerekliiyle balantl nedenlerle snrldr1

Her ne kadar, yanltc olarak, aslnda iki soru arasnda Morann tasvir ettiinden daha sk biri ilikiyi iaret edebilecek olsa da, Morann izinden giderek, bu nitelii ben de saydamlk olarak adlandracam. Ak olmak gerekirse, saydamlk olarak adlandracam nitelik udur: p olduuna inanp inanmamakla ilgili kansal irdeleme, kanlmaz olarak, p midir deil midir eklindeki olgusal soruna yol aar, nk ikincisine verilen yant birincisine verilecek yant da belirleyecektir. Zihnimdeki anlamyla, pye inanp inanmama noktasndaki irdeleme, p midir deil midir noktasnda inanca ulama niyetini gerektirir. Eer bir soruyu yantlamam, pye inanp inanmama noktasnda kansal irdeleme saylacaksa, bu durumda, sadece o soruyu yantlamak suretiyle, p midir deil midir noktasnda inanca varmay amalamam gerekir; bir inanca sahip olmann benim yararma olup olmad sorusunu yantlamak suretiyle o inancn kendisine ulaamam. Yukarda alntlanan son cmlede, Morann, saydamlk olgusundan ulat sonu udur: p inanc iin sahip olabileceim tek neden, pnin gerekliine dair kanttr. nan iin yalnzca kantn neden olarak grlecei bu konuma kantsalclk adn vereceim. te yandan, Richard Foley, bir dncenin inan iin bir neden olup olmamasnn yalnzca o inancn bir failin amalarn gerekletirmesiyle olan ilgisi zerine dayandn ileri srmektedir. Bu gre gre, aldatlan bir koca iin, eer, einin kendisine sadk olduuna inanmak, kendi erekleri asndan hanmnn ak ilikisi yaadna inanmaktan daha iyi hizmet edecekse, bu durumda einin bir ak ilikisi yaadna inanmak, kantla en fazla desteklenen nerme olsa bile, onun iin mantksz olur. Foley, inan nedenleri konusunda pragmacdr: o, inanla ilgili olarak kantsal-olmayan baz

R. Moran, Making Up Your Mind: Self-Interpretation and Self-Constitution, Ratio, NS I (1988), sh.135-51 ve sh.146.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Kantsalclk in Yeni Bir ddia

345

nedenlerin varlna teslim olmu durumdadr. Bununla birlikte, Foley de, tpk Moran gibi, inanlacak ey kansal olarak irdelenirken yalnzca kantsal dncelerin bizi ileri doru hareket ettirdiini kabul eder gzkmektedir. Bu konuya, zihinsel-olmayan amalarmz ne kadar ok destekledikleri balamnda inanlarmzn rasyonelliini niin deerlendirmediimizi aklarken deinmektedir: Dnyann dz olduuna inanmak iin bir milyon dolar nerilmesi, nermeye inanmak iin iyi bir ekonomik nedeniniz olduuna sizi ikna edebilir, fakat bu haliyle, dnyann gerekten dz olduuna sizi ikna etmek iin yeterli olmayacaktr. Tam tersine, bir eye inanmak iin gl zihinsel nedenlere- zellikle, iyi kantsal nedenlere-sahip olduunuza ikna olmak, genellikle inanc oluturmak iin yeterlidir. Bir inan, Bernard Williamsn deyiiyle, bizzat kendi tabiat gerei, gereklii hedefleyen psikolojik bir durumdur. Bir paragraf sonra, yle der:
Benzer ekilde, neye inanlaca konusundaki irdelemeleriniz iinde, bir eye inanmak iin ounlukla hangi pratik nedenlere sahip olabileceinizi dnmezsiniz ve aklamann bir ksm, nc-kii vakasna benzerdir. Pratik nedenlerinizle ilgili irdelemeler genellikle etkisiz ve bu yzden anlamszdrlar.2

kici alntda, Foley ounlukla (ordinarily) ve genellikle(customarily) terimlerini, saydamlk kabuln snrlandrmak iin kullanyor. Bununla birlikte, nceki alntda, Williamsn gereklii hedeflemek inancn doasnda var olan eydir tezini (ki Williamsa gre pnin gerekliiyle alakas olmayan dnceler zerinde kansal irdelemede bulunarak bir p inancna ulamak imknszdr) kabul ettiini ileri srmektedir.3 Bir inanca ulamak iin, kantsal-olmayan dncelerden hareketle irdelemede bulunamayacam konusunda Williams hakl olsa da, kantsal-olmayan dnceler, irdelemeye tabi olmayan arzu dolu hayaller gibi birtakm srelerle inanlarmz etkileyebilirler. Son alntda Williamsn

2 3

R. Foley, Working Without a net (Oxford UP,1993), sh.16. B. Williams, Deciding to Believe, in his Problems of the Self (Cambridge UP,1973),sh. 136-51, at. sh. 148.

346

Nishi Shah / Yrd. Do. Dr. Sleyman Aydn

syledikleriyle Foleyin hem fikir oluunu badatrmak iin, onun saydamlk kabuln nitelendirmekten ziyade Foleyin pratik dncelerin inan zerinde irdelemesel olmayan bir etkiye sahip olabilecei olasln ak brakmak niyetinde olduunu varsayacam. Grne baklrsa, Moran, saydamln ak bir normatif anlam ierdiini dnrken, Foley byle dnmemektedir. Moran, tek bana saydamlk olgusunun inan iin yalnzca kantn bir neden olabileceini ima ettiini dnmektedir. Buna ramen, kantsalcl destekleme dorultusunda saydamlktan baka bir eyden sz etmez. Fakat Foley, saydamln hibir normatif anlam iermediinin neredeyse apak olduunu dnr gzkmektedir: saydamlk, eldeki mevcut kantlarla desteklenmeyen bir inan sayesinde failin amalarna en iyi ekilde hizmet edilecei zaman onun hakl nedenlerle inanabilme yetisine kar srf psikolojik bir engeldir. Kantsal-olmayan dncelerden sz ederek grn deitirmesi iin birini ikna etmeye almak etkisiz bir stratejidir, fakat Foleye gre, bu tr dncelerin etkisiz oluu, onlarn neden-oluturucu gcn tamamen zayflatmazlar. Sanrm, Moran gibi kantsalclarla Foley gibi pragmaclar arasndaki anlamazln zm, saydamln doru aklanmasna baldr. Saydamlk denen psikolojik olguyu kabul etmenin pragmacy dengesiz bir konuma koyduunu, bu olguya dair yaplacak en iyi aklamann ise kantsalcl desteklediini gstermeyi amalamaktaym. nce, Bernard Williamsn sunduu delilin genelletirilmi bir yorumu olan, nedenler zerinde irdelemesel kstlamann var olduunu savunan bir delili tasvir edeceim.4 Saydamlkla birletiinde, nedenler zerindeki bu irdelemesel kstlama, kantsalcl gerektirmektedir. yle ki, ayet nedenler konusunda irdelemesel kstlama varsa (bir inancn nedenleri zerine kansal irdelememizde hibir kural tanmayacak kadar snrszca zgr deilsek), bu durumda Morann, saydamlktan kantsalclk dorultusunda yapt karm salamdr. Daha sonra, saydaml onaylayan pragmacnn bir ikilemle yz yze kaldn savunacam. Pragmac, ne-

Williams, Internal and External Reasons, in his Moral Luck (Cambridge UP,1981),sh.101-13.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Kantsalclk in Yeni Bir ddia

347

denler zerindeki irdelemesel kstlamay ya kabul edecektir ya da reddedecektir. ayet kabul ederse, pragmaclndan vazgemesi gerekir. ayet nedenler zerinde irdelemesel kstlamay reddederse, saydaml da reddetmesi gerekir. nk saydamlkla ilgili yaplabilecek en iyi aklama nedenler zerinde irdelemesel kstlamay gerekli klmaktadr. Saydaml aklamak iin gerekli olan eyin kabul edilmesi bylece kantsalcla teslim olmay gerektirir. Kantsalclk iin konumumu belirledikten sonra, kantsalclk iin en mehur kart-rnek olan Pascal Bahsinin ne ekilde zmleneceini aklayarak almam sonlandracam. Kantsalclkla ilgili savunmam, kantsalcl, yetersiz kant zerine bir eye inanmann insanla kar bir gnah olduunu tartan kantsalcln ahlakla ilgili savunucusu W.K.Clifford tarafndan ortaya konulan savunmadan daha gvenli bir temele oturtmas gerekir.5 Cliffordun iddias, yetersiz delile sahip olunduunda tutkularla uyumlu olarak inanmann ahlaken yansz veya ahlaken daha yararl sonular dourduu vakalara dikkat eken William James gibi pragmaclar tarafndan etkili bir ekilde rtlmtr.6 Kantsalclkla ilgili benim sunacam tartma, ne var ki, inancn ahlaki sonularyla ilgili kukulu iddialar zerine deil, bilakis geni oranda kabul gren bir psikolojik olgunun (saydamlk) yaplabilecek en iyi aklamasna dayanr. Benim amalarm asndan, pragmacyla kantsalc arasnda tarafsz bir saydamlk tasviriyle ie balamak nemlidir. Daha sonra, her ne kadar saydamlk konusunda yaplacak ayrntl bir incelemenin, onun inanla ilgili kavramsal bir gerekliin yansmas olduunu gsterdiini savunacaksam da, balangta bu iddiay hem pragmacnn hem de kantsalcnn kabul ettiini varsaymayacam. Fakat hem pragmacnn hem de kantsalcnn, saydaml, bizim kansal irdelememizle ilgili (buradaki biz kelimesi en azndan bu makaleyi okuyan herkesi ieriyor) deitirilemez bir psikolojik olgu olduunu kabul ettiklerini varsayacam. Bu tr
W.K. Clifford, The Ethics of Belief, in his Lectures and Essays, Vol. (London: Macmillan,1877),sh. 339-63. W. James, The Will to Believe, in his The Will to Believe and Other Essays in Popular Philosophy (New York: Dover,1956), sh. 23-8.

348

Nishi Shah / Yrd. Do. Dr. Sleyman Aydn

zayf saydamlk anlayn inkr edecek kimseler olabilse de, ayet saydamln kansal irdelemeyle ilgili deitirilemez bir olgu olduunu gsterebilirsem, bu durumda kantsalcln doru olduu hususunda tatmin olacam.

II. NEDENLER VE AKIL YRTME


Bu blmde, nedenler zerinde irdelemesel kstlamay destekleyen bir delil sunacam. Bunu yaparken, her ne kadar, bu iddiay metinler vererek destekleyecek kadar yere sahip olmasam da, Internal and External Reasons ( sel ve Dsal Nedenler ) adl yazsnda Bernard Williams tarafndan belirlenen bir yolu izliyor olduumu varsayyorum. Delil yledir:

1. R (kendisiyle Xin ettii bir neden olma gcndeyse), Xin bir etme nedenidir (, eylemler ve inanlar kapsar) ( Xin, edip etmemeyle ilgili irdelemesinde, Rnin etme lehine nem tadna hkmetmesi mmknse) R, kendisiyle Xin ettii bir nedendir Bir dncenin, edip etmemeyle ilgili irdelemede etme lehine bir nem tadna hkmetmek, o dncenin apak normatif gcn kabul etmek suretiyle etmeye doru istekli olmay gerektirir. Bu nedenle 2.ncl u ekilde yeniden ifade edilebilir: 2* R ( Xin edip etmemeyle ilgili irdelemesindeki rol sayesinde Xi etmeye doru isteklendirme gcndeyse) kendisiyle Xin ettii bir nedendir (2*) ncl, bir failin nedeninin, edip etmeme konusundaki akl yrtmesinin iine bizatihi girmesini gerektirmez; sadece, sz konusu nedenin onun akl yrtmesi iine girmeye elverili olmasn gerektirir. Bu olasla izin vermek nemlidir, nk bir dncenin, kendisi iin bir failin ettii bir neden olmas iin gerek bir ekilde o failin edip etmeme konusundaki akl yrtmesine girmesi gerektii fikri makul bir

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Kantsalclk in Yeni Bir ddia

349

ekilde reddedilebilir. ncl (2*)de ifade edilen anlam udur: Bir dncenin, bir failin etmesi iin bir neden olmas iin, o failin, sz konusu dncenin normatif bir ekilde etmeyi desteklediini kabul etmesiyle etmeye doru hareket ettirilmesinin mmkn olmas gerekir. Ayrca, edip etmeme konusunda Xin akl yrtmesindeki rol sayesinde, Rnin, Xi isteklendirme gcnde olmas gerektiini sylediimde, kansal irdelemede bir ncl olarak ilev grd zaman bir dncenin sahip olduu tipik drtkleyici gce iaret etmeye alyorum. u anda, bu tipik drtkleyici gc, kendisini kart-rneklere bak klacak bir tarzda betimleyen bir felsefi betimleme grevini stlenecek bir durumda deilim. Sapkn nedensel zincirler zerine yazn dnyasnda var olan, grn itibariyle sonsuz saydaki kart rnekler ve onarmlar halkasnn da iaretti gibi, bu tatsz bir itir. Sadece, dncelerin, akl yrtmede ncller olarak i grmek suretiyle bir faili inanma ve eylemde bulunmaya doru hareket ettirebileceini ve bu ilevin inan ve eylemle son bulaca hem tipik hem de sapkn yollarnn olabileceinin tartma gtrmez gzktne dikkat ekeceim. Dolaysyla, btn bunlar bir araya getirilince, nedenler zerinde irdelemesel kstlama diye adlandracam sonuca ulalabilir:

3. R, ( edip etmemeyle ilgili irdelemede bir ncl olarak ilev grme zelliiyle Xi etmeye doru isteklendirme gcndeyse) Xin bir etme nedenidir

Rnin, Xi etmeye isteklendirme kuvvetinde olmas gerekir szndeki anlam udur: bir dncenin, edip etmeme konusundaki irdelemede bir ncl olarak ilev grmesi zellii iinde, Rnin Xi etmeye isteklendirmesini engelleyen Xin psikolojisinin deitirilemez nitelikleri yoktur. Bu delille ifade edilen dnce izgisi udur: bir dncenin bir failin etme nedeni olduunu ileri srmek, o dncenin, kendisi sayesinde failin ettii bir neden olma gcnde olmasn gerektirir. Bir dncenin, kendisi sayesinde bir failin ettii bir neden olduunu ileri srmek, o dncenin, bir neden olarak kendi yeterlilii iinde sras gelince faili

350

Nishi Shah / Yrd. Do. Dr. Sleyman Aydn

ynlendirmesini gerektirir. Bir fail, bir dnceyi etme iin bir neden olarak kabul etme temelinde etme gcnde olmadka, o dnce, kendi yeterlilii iinde bir neden olarak, o faili etmeye sevk edemez. Dnsel irdeleme veya akl yrtme, iinde faillerin nedenler kabul ettikleri ve bu kabul temelinde ettikleri srelerdir. Bu yzden, bir ey, edip etmeme hususundaki irdelemesinde, bir faili etmeye doru itekleme gcnde olmadka o ey, o failin etme nedeni olamaz.

Bu delil, nedenlerin ilevinin failleri ynlendirmek olduu eklindeki bilindik gr ayrntlaryla aklamann bir eklidir. Failler, inan ve eylemlerinin nedenlerinden kopuk, srf kenardan seyreden izleyiciler deil, fakat nedenlerle ilgili derin dnceye dayal takdir temelinde inanma ve eylemde bulunma gcne sahip varlklardr. Bana, sopa eri gzkyor, fakat biraz kafa yorduktan sora onun suda olduunu idrak ediyorum; gzlerime inanmayarak, sopann dz olduuna inanmaya balyorum. Keki yemek istiyorum, fakat kilo kaybetme amacma engel olduunu idrak ediyorum ve bu yzden geri duruyorum. Bu sradan durumlar, nedenler zerinde derin dnmek suretiyle, faillerin bazen algdan inanca ve eylem arzusuna doru nedensellik akn dorudan deitirebildikleri gereini gstermektedir. Fakat failler akla birlikte yrdkleri zaman bile, nedenler zerindeki derin dnceleri inandklar ve yaptklarna katkda bulunabilir. Sopann gerekten eik olduuna inanmaya balayabilirim, nk derin dnce temelinde gzlerime gvenmekteyimdir; ya da keki yemeye karar verebilirim, nk derin dnce temelinde, keki yeme zevkinin, kilo kaybetmenin salkl yararndan daha ar bastna hkmetmekteyim. Faillere bu ekilde rehberlik etme, bir dncenin, kendisi sayesinde bir failin inand veya eylemde bulunduu bir neden olmasnda kritik nem tar. rdeleme ya da akl yrtme, faillerin nedenlerle ynlendirildii ey olmak suretiyle nedenlerin doasyla balantldr. Bu faillere rehberlik etme ilevi, nedenlerle ulalan yarglar dier tr onaylamalardan ayrmaktadr. Birine, ald bir banka kredisini geri demek iin belli bir nedene sahip olduunu sylemek tavsiyedir. Eer kiinin bunu dinleyip anlama yetisinde olmad,

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Kantsalclk in Yeni Bir ddia

351

yani, ayet sz konusu nedenden tr krediyi geri demeye isteklendirilme yetisinde olmad anlalacak olursa, anlatlan eyin tavsiye olarak konumu zedelenecektir. Ne var ki, birine krediyi geri demesinin harika olacan sylemenin bir tavsiye paras olmas gerekmez; aslnda geri deme yetisinde olmasa bile, ayet geri derse bunun harika olaca gerek olabilir. Birisine, ayn zerinden atlarsa bunun harika olacan sylemek anlamlyken, ona ayn zerinden atlamak iin bir nedeni olduunu anlatmak anlamszdr. deikeni yerine inanma konduunda tartma yle olur: B1. R, ( kendisiyle Xin pye inand bir neden olma gcndeyse) Xin, pye bir inanma nedenidir B2. R (kansal irdelemede bir ncl olarak ilev grme zelliiyle Xi pye inanmaya doru isteklendirme gcndeyse) kendisiyle Xin pye inand bir nedendir. Bu nedenle, B3. R,(kansal irdelemede bir ncl olarak ilev grme zelliiyle, Xi pye inanmaya doru isteklendirme gcndeyse) Xin pye bir inanma nedenidir Rnin, Xi, pye inanmaya isteklendirme gcnde olmas gerekir szndeki anlam udur: kansal irdelemede bir ncl olarak ilev grme zellii iinde Rnin Xi pye inanmaya isteklendirmesini engelleyen Xin psikolojisinin deitirilemez nitelikleri olmamas gerekir. u halde niin pragmaclar nedenler zerindeki irdelemesel kstlamay kabul edemiyorlar? Nedenler konusunda, tm pragmaclarn aktan ya da st rtk olarak teslim olacaklar anlay yle bir eydir: ayet R, Xin etmesi iin bir neden olacaksa, Rnin, etmeyi, u ya da bu ekilde, Xe ekici klmas gerekir.7 Dolaysyla bir failin arzular n-

Bkz. Foley, The Theory of Epistemic Rationality (Harvard UP,1987), ch. 5, and Working Without a Net, ch. 1; P. Railton, Moral Realism, Philosophical Review, 95 (1986), sh. 163-207 ve sh.166-7. Her iki yazar da bu aygtsal neden kavramn ak bir ekilde onaylamaktadr.

352

Nishi Shah / Yrd. Do. Dr. Sleyman Aydn

da seenekler ekici ya da sevimsiz gzkecektir. Sonunda, bir failin inan nedenleri, onun arzu takmlar tarafndan belirlenecektir. Eer yalnzca eylem nedenleri zerine odaklanrsak, nedenlerle ilgili bu pragmac tez, nedenler zerindeki irdelemesel kstlamayla tutarl gzkr. Bir eylemin, bir ekilde, ister z itibariyle ister yararllk ynyle ekici olaca gr, elbette, hangi eylem rotasn tutaca konusundaki pratik irdelemesinde bir faili harekete geirme gcnde olan dnce gibi gzkmektedir. Bununla birlikte, her ne kadar bir tercihin ekicilii o tercihin peine dme lehine bir dnce olarak birinin pratik irdelemesini megul edebilse de, pye inanmann ekicilii, pye inanma lehine bir dnce olarak birinin kansal irdelemesini benzer ekilde megul edemez. nk bir inancn ekicilii, pnin gereklii lehine ya da aleyhine bir ey anlatmaz ve pnin gereklii sorunu, kansal irdelememizde dikkatimizin tek odak noktasn oluturur. Pye inanmal m inanmamal m irdelemesel sorusunu kendimize sorduumuzda, bu soru p gerek midir deil midir sorusuna gtrr ve birinci soruyu yantlayabilmemizin tek yolu ikincisini yantlamaktr. Kendisiyle makaleme balam olduum saydamlk olgusu bundan ibarettir. Saydamlk, nedenler zerindeki irdelemesel kstlamayla birletiinde, pragmac dnceleri inancmz iin neden olmaktan karr. Nedenler zerindeki bu irdelemesel kstlama asndan kritik olan u iddiadr: Xin psikolojisinde, bir dncenin, Xin edip etmeme konusundaki irdelemesine girmesini engelleyen deitirilemez nitelikler varsa, o dnce Xin etmesi iin bir neden deildir. Hem Foley gibi pragmaclar hem de Moran gibi kantsalclar, saydamlk fikrinin, bizimle ilgili deitirilemez bir psikolojik olguyu yansttn kabul etmektedirler. Bu nedenle Foley gibi pragmaclarn, nedenler zerindeki irdelemesel kstlamay reddetmeleri gerekmektedir. Fakat Foley, hakl nedenlerle inanmamza mani olan srf psikolojik bir engel olarak saydamla benzer bir eyden sz eder. Saydamln, inanla ilgili nedenlerin doasyla ilgili bize bir eyler anlattn dnmekten ziyade, Foley, onu, rasyonel inanc elde etmede stesinden gelinecek ya da kendisine yer temin edilmesi gereken bir engel olarak dnyor gzkmektedir. Bylece, saydamlk-

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Kantsalclk in Yeni Bir ddia

353

tan hareketle inan nedenleri hakknda normatif bir karmda bulunmaya izin veren bir ilkeyi reddetmeye kesin olarak niyetlidir. Humecu bir ruhla Foley, nedenler zerindeki irdelemesel kstlamann meru olmayan bir ekilde normatif olmayan bir nclden normatif bir karma izin verdiini syleyebilir.

III. PRAGMACININ KLEM


imdi pragmacnn hem saydaml kabul edip hem de nedenler zerinde irdelemesel kstlamay inkr edemeyeceini savunacam. Eer bu doruysa, saydamlk olgusunu kabul eden Foley gibi pragmaclar bir ikilemle yz yze kalmaktadrlar. ayet, nedenler zerindeki irdelemesel kstlamay kabul ederlerse, bu durumda pragmaclklarndan vazgemeleri gerekir. Fakat tartacam gibi, saydamlkla ilgili yaplabilecek en iyi aklama, nedenler zerinde irdelemesel kstlamay gerektirmektedir. Bylece, ayet pragmaclar, nedenler zerindeki irdelemesel kstlamay reddedecek olurlarsa, bu durumda onlarn saydaml da reddetmeleri gerekmektedir. nce, ksaca, baka yerde vermi olduum, saydamlkla ilgili bu aklamay zetleyeceim ve sonra saydamln baarszln aklamaya alan pragmac-dostu giriimleri ele alacam.8 Saydamlkla ilgili bir aklama, pye inanmal m inanmamal m diye kendimize sorduumuzda neden bu sorunun yalnzca p gerek midir deil midir sorusunun yantlanmasyla yantlanabileceini aklamas gerekir. P varsaymnda m bulunacaz yoksa p olduunu mu hayal edeceiz sorusunu kendimize sorduumuzda, bunlar pnin gerek olup olmadn zerek yantlyoruz gibi gzkmyor. Pnin doru olup olmad sorusu, neden kansal irdelemelerimiz zerinde kendisini egemenlik kurarcasna dayatrken bu tr baka irdelemelerimiz zerinde kendisini dayatmamaktadr. Bu, saydamlkla ilgili bir aklamann yantlamas gereken sorudur.

Tam bir aklama iin bana ait olan u almaya bkz How Truth Governs Belief, Philosophical Review,112 (2003), sh.447-82, ve N. Shah and J.D. Velleman, Doxastic Deliberation, Philosophical Review, 114 (2005), sh. 497-534.

354

Nishi Shah / Yrd. Do. Dr. Sleyman Aydn

nan kavramnn bir doruluk standard ierdiini varsayyorum. 9 Birisi, bir p inanc olarak alglanan bir tutuma sahip olup olmama konusunda irdelemede bulunduu zaman, ancak ve ancak p gerekse doru olma standardn kendisine tatbik ettii bir tutumla ilgili olarak irdelemede bulunur, bu yzden yalnzca p doru mudur deil midir sorusuna ynelen bir gzle onu dnmeye teslim olmutur. Birisi, bir varsaym ya da fantezi olarak alglanan bir tutuma sahip olup olmama noktasnda irdelemede bulunduunda, sz konusu tutuma belirli bir standard tatbik etmez, bu nedenle onu dnmeyle ilgili olarak ne ekilde ilerleyeceine dair henz her hangi bir ykmlle sahip deildir. Saydamlk konusundaki aklamam, irdelemeyi kurall bir aktivite olarak alglamaktadr. rdeleme, o trn sonular iin kurallarla uyumlu olarak baz sonulara ulamay hedefleyen bir akl yrtmedir. edip etmeme konusundaki irdeleme, edip etmeme normlaryla uyumlu bir ekilde etme veya etmeme sonucuna ulamay amalayan bir akl yrtmedir. Nedenler zerindeki irdelemesel kstlama doal olarak bu irdeleme kavramndan ortaya kmaktadr. edip etmeme konusundaki irdeleme, trnn sonularn gvence altna almay salayan dier nedensel rotalar arasndan yalnzca biri deil; kendisiyle trnn sonularna ulamada kurallarn uygulanmasyla ynlendirildiimiz en ak rotadr. edip etmemenin nedenleri, edip etmeme kurallarna gre etmenin doru olup olmayacan gsteren dncelerdir. edip etmemeyle ilgili irdeleme, bylece, srf etmenin bir nedeni deil, etme iin neyin bir neden olabileceini anlamak istediimizde baklacak yerdir. edip etmemeyle ilgili irdelemede hangi kurallarn tatbik edildiini grmek suretiyle, etme iin ne tr dncelerin neden olabileceini ortaya karrz. ayet, trnn tm etkinliklerini yneten tek bir kural varsa, bu kural, ne tr dncelerin etme iin neden olabileceini belirleyecektir. Nedenler zerindeki irdelemesel kstlama, yalnzca kendilerinden hareketle etme dorultusunda irdelenebilecek dncelerin etme iin neden olmaya uygun olduunu syler. Saydamlk aklamama gre, bu-

Bkz. P. Boghossian, The Normativity of Content, Philosophical Issues, 13 2003), sh. 31-45.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Kantsalclk in Yeni Bir ddia

355

nun nedeni, sadece bu tr dncelerin etmeyi yneten kurallara gre etmenin doru olup olmayacan belirleyebilmesidir. Pye inanp inanmama konusunda kansal irdelemede bulunmak, byle bir inancn kurallaryla uyumlu olarak, bir p inancna ulamay ya da ulamamay hedefleyen bir akl yrtme iiyle megul olmaktr. nan iin tek kural udur: Ancak ve ancak p gerek ise, pye inanmak kurala uygundur. Bu nedenle, pnin gerek olup olmadn dnme, inanma kuralyla uyumlu olarak, p olduuna inanma ya da inanmamayla son bulmay amalayan akl yrtmeyi oluturur. Kural, inan kavramnn iinde olduu iin ve kansal irdeleme pye inanp inanmamayla ilgili soruyla ekillendirildii iin, kansal irdeleme iine girien her hangi biri, ilgili kuraln bu olduunu kabul eder. Bu, neye inanlaca konusundaki irdelemenin kantsal-olmayan dncelerden etkilenemeyecei anlamna gelmez; neye inanlaca sorunuyla onlar ak bir ekilde alakal olarak gremeyeceini anlatmaya alr. Bu tr dncelerin yarataca etkinin kabul edilmemesi gerekir. Fakat bu tam da olmas gerektii gibidir. Saydamlk bilinli bir olgudur: pye inanp inanmamay belirlerken pnin gerekliiyle alakasz dnceleri bilinli bir ekilde onaylayamayz. Bununla birlikte, iyi bildiimiz gibi, bilinli bir ekilde onaylanamayacak eyler yine de ounlukla gl bir etkiye sahiptirler. Saydamlkla ilgili aklamam ayrca inanlarn irdelemesel olmayan balamlarda kantsal-olmayan dnceler tarafndan etkilenebilecei olaslna da yer brakmaktadr, nk sadece inan kavramnn uyguland durumlarda doruluk standardnn tatbik edilmesini gerektirir. Btn inan-oluturma sreleri, inan kavramnn inanan kii tarafndan konulandrlmasn gerektirmez, bu nedenle nedensel olarak btn inanlar inanann gereklik kuraln tatbik etmesiyle dzenlenmez. Bu gibi durumlarda inan, kantsal-olmayan etkenler tarafndan etkilenebilir. Tek kuralnn gereklik olmas, inanla ilgili kavramsal bir olgudur. Kurallarla ynetilen bir etkinlik olmas, irdelemeyle ilgili kavramsal bir olgudur. Pye inanp inanmamayla ilgili irdeleme, bsbtn kansal

356

Nishi Shah / Yrd. Do. Dr. Sleyman Aydn

irdeleme olarak grlmemesi pahasna olsa dahi, pnin gerek olup olmadn belirlemeyle alakal dnceler tarafndan ynetilmelidir. nan iin gerekliin normatif olduu iddias, inanlarn nedensel olarak ne ekilde dzenlendiiyle ilgili betimsel bir iddia deildir, byle bir iddiay iermez. Saydamlkla ilgili aklamam, bylece, tutkularn, en azndan irdelemesel-olmayan balamlarda inanlar etkiledii gereini hesaba katmaktadr. Saydamln bu ekilde aklan pragmac iin yararlanlabilir deildir: nk bu, nedenler zerinde irdelemesel kstlamay gerektirir ve daha nce tarttm gibi, saydaml onaylayan pragmaclarn (pragmac olabilmeleri iin) nedenler zerideki irdelemesel kstlamay reddetmeleri gerekir. Pragmaclarn bylece ya saydaml reddetmeleri ya da nedenler zerinde irdelemesel kstlama gerektirmeyen baka (ve daha iyi) bir saydamlk aklamas getirmeleri gerekmektedir. Grebildiim kadaryla, saydamlkla ilgili aklama yapmaya alan pragmac iin ulalabilir iki yol vardr: Birincisi, hepimizin gerek inanlara sahip olma arzusu tadmz, ya da bir ekilde inan sahibi olmay arzuladmz konular hakknda gerek inanlara sahip olma arzusu tadmz ileri srebilir. Bu ekilde ifade etmek, hakknda gerek fikir sahibi olmak yle dursun fikir yrtme zahmetinde bile bulunmadmz pek ok nemsiz konu vardr eklindeki itiraz savar. Sahip olduumuz gerek inanlarn saysn artrma derdinde olmayabiliriz, fakat sahip olduumuz inanlarn gerek olmasn isteriz. Bu hipotez, saydaml aadaki ekilde aklama teebbsnde bulunacaktr: bir p nermesine inanp inanmayacamz kendimize sorarz, nk p hakknda bir fikir oluturmaya ilgimiz vardr ve pye inanp inanmamayla ilgili soruyu yantlamak suretiyle, pnin gerek olup olmad sorunu zerine odaklanrz, nk p hakknda gerek bir fikre sahip olmaya ilgi duyarz. Bu aklama, gerekliin kansal irdelemeyle neden alakal olduunu aklayabilse de, gerekliin kansal irdelemeyle ilgili olarak egemenlik kurucu olduu gereini aklayamaz. Gereklik arzumuz, arzularmzdan yalnzca bir tanesidir. Gerek olann yanl olandan daha az

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Kantsalclk in Yeni Bir ddia

357

arzuland, aldatlan kocann durumu gibi koullarda, pragmacya gre, pnin gerek olup olmad sorunu, pye inanmak birinin evliliini kurtarabilir mi kurtaramaz m gibi baka sorulara ncelik tanmaldr. Fakat pnin gerek olup olmadn belirlemek, pye inanp inanmamay belirlemekle sadece alakal deil, bunu belirlemeyle alakas olan tek sorundur. Fikir oluturmaya istekli olduumuz konular hakknda gerek inanlara sahip olma merak tadmz belirtmek makul olabilse de, herkesin baskn bir gerek olan inanlara sahip olma ilgisi tadn iddia etmek makul deildir. yle olsun ya da olmasn, einin kendisine sadk olduuna inanmak isteyen aldatlm kocayla ayn fikirde olmayanlar olabilir, fakat kimse onun arzusunu anlalamaz bulmaz. Rahatlatan yanl bir inanca sahip olmaktansa gerek bir inanca sahip olmann daha arzu edilir bir ey olup olmad tartmal bir konudur ve elbette ou insan yanl olana inanmann doru olana inanmadan daha arzu edilir olduu durumlarn var olduunu kabul edecektir. Fakat saydamlk, yalnzca gereklik iin baskn bir arzu tayanlarn deil herkesin kansal irdelemesini tutmaktadr. Bu nedenle saydamlk, (bir fikir oluturma arzusu tadklar konularla ilgili olarak) herkesin gerek inanlara sahip olma arzusu tad varsaymyla aklanamaz. Bu arzuya yklenen nemi ne ekilde yorumladmza bal olarak, sz konusu iddia, ya kansal irdelemede gereklik zerine zel olarak odaklanmay destekleyemeyecek kadar zayf ya da gerek olamayacak kadar gldr. Pragmac, bunun yerine, psikolojik bir gereklik olarak insan inanlarnn yalnzca kantla belirlendiini iddia edebilir. nsan psikolojisine dair bu gerek gz nne alnacak olursa, ayet p lehine ya da aleyhine bir kanta odaklanmada baarsz olursam, irdelemem p hakknda bir inan teslim etmeyecektir. Bu nedenle, eer irdelememin inanla son bulmasn istiyorsam ( ki kansal irdelememin esprisi budur) bu gerei hesaba katmak zorundaym. Saydamlkla ilgili bu tarz bir aklamay grngsel olarak ayarsz buluyorum. Pye inanp inanmamayla ilgili irdelemede, birinin pnin gerek olup olmadna odaklanmasnn nedeni, psikolojik bir gereklik olarak gemiten beri sadece gerek olduunu dorulam olduu eye

358

Nishi Shah / Yrd. Do. Dr. Sleyman Aydn

inana gelmi olduunu fark etmi olmas deildir. Byle olmas karmsal bir adm gerektirirdi: pye inanmam gerekir mi? Pekl, eer pnin gerek olduunu ortaya karrsam, ancak o zaman pye inanmaya karar veririm, bu yzden, en iyisi pnin gerek olup olmadn dneyim. Fakat pye inanp inanmama sorunundan pnin gerek olup olmad sorununa doru hareket etmenin iinde byle karmsal bir adm yoktur. Yamur yadna inanp inanmadm kendime sorduumda, yamurun yap yamad sorunu derhal ve tek bana alakal olur. Birinci soruyu yantlamann tek yolunun ikinci soruyu yantlamak olduunun dorudan farkna varyorum. Sanrm bir pragmac, acilliin (immediacy), inanlarmza yalnzca kantn neden olmas gereinin ak oluunun bir sonucu olduunu, dolaysyla ak bir ekilde karm yaplmasna gerek olmadn ve bir sorudan dierine doru hareket etmenin psikolojik olarak dikisiz ve karmsal-olmayan bir grnmde olacan iddia edebilir. Durum bu olsa bile, pragmacnn saydamlk aklamasyla ilgili ok daha kt bir sorun vardr: yanl bir ncle dayanmaktadr. P gerek midir deil midir sorusunun neden yalnzca pye inanmal m inanmamal m sorusunun yantlanyla alakal olduunu aklayabilmek iin pragmac, insan inanlarna aslnda sadece kantn neden olduunu iddia etmek zorundadr. Bu, zlem dolu hayaller gibi kantsal adan duyarsz srelerin bazen inanlar etkiledii eklindeki klielemi kabule meydan okur. Pratik hayatta, n yarg ya da tarafl inanlara sahip olduumuz gerekesiyle dzenli olarak bir birimizi eletiririz; o halde, inanla ilgili felsefi bir aklamann en azndan bylesine eletirilerin anlalr olduunu izah edebilmesi gerekir. Fakat ayet inanlarmza yalnzca kantlar neden oluyor olsa, bu durumda bu tr eletiriler anlamsz olacak demektir. karlmas gereken ders udur ki saydamlkla ilgili doru bir aklama, tm inanoluturma srelerinin sahip olduu zellikler zerine deil, benim yaptm aklama gibi, kansal irdelemeye zg zellikler zerine odaklanmaldr. Kantlar, tm inan-oluturma sreleri zerine deil kansal irdeleme zerine egemenlik kurar.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Kantsalclk in Yeni Bir ddia

359

Pragmac, kantsal-olmayan dnceler irdeleme dnda kalan inanlar etkileyebilse de kansal irdelemede yalnzca kantn etkili olduu kaba bir gerektir eklindeki iddiaya geri dnebilir mi? Bunu sylemek saydaml aklamak olmayacaktr, bilakis sahip olunacak bir aklamann olmadn ileri srmektir. Her ne kadar pragmacnn tatminkr bir saydamlk aklamas yapamayaca doruysa da, gstermi olduum gibi, kantsalc iin ulalabilir tatmin edici bir saydamlk aklamas vardr. Kantsalclk savunmamn kapsam nedir? Kantsalclk, yalnzca bizim gibi yaratklar iin mi gerek, yoksa tm mmkn akl sahibi failler iin uygulanabilir mi? Eer, saydamlk, insan psikolojisinin bir arzas olsa dier yaratklarn da inan iin pragmac nedenlere sahip olmas mmkn olurdu; kantsal nedenlerle snrlandrlm olmamz bizimle ilgili talihsiz bir olgu olurdu. Fiziksel yeteneklerimizin eylem nedenlerimizi snrlandrmasnda olduu gibi, saydamlk da bizi kantsal nedenlere snrlayacaktr. Farkl yeteneklere sahip insanlarn farkl eylem nedenlerine sahip olmas artc olmayan bir olgudur. Bir NBA oyuncusu olmay ok fazla istiyor olmama ramen, NBAda oynamak iin gereken fiziksel yeteneklerden tamamen yoksun olmam, bir NBA takmnda oynamaya almak iin bir nedene sahip olmamam salyor; fakat bylesi arzu ve gerekli yeteneklere sahip az saydaki talihlinin byle yapmak iin nedenleri olabilir. Benzer ekilde, eer bizim duyamadmz sesleri duyabilen yaratklar varsa, insan olarak bizim retmek iin bir nedene sahip olmadmz mzik trn yaratmak iin nedenleri olabilir. Eer saydamlk, yalnzca insan psikolojisinin bir nitelii olsa bu durumda eylem nedenlerimizi kstlayan fiziksel snrlama tryle tamamen ayn olurdu. nan etiiyle ilgili merkezi tartmann bylesine sradan bir dnceyle zlebilecek olmas artc olurdu zaten. Her ne kadar saydamln yalnzca bizim kansal irdelemelerimizle ilgili bir olgu olduunu varsayarak baladysam da, saydamlkla ilgili en iyi aklamann aslnda onun kansal irdelemeyle ilgili bir olgu olduunu gsterdii ortadadr. Saydamlk, inanla ilgili kavramsal bir gerekliin birinci-ahs irdelemesel onaylan olarak anlalmaldr. Fakat ayet o, inanla ilgili

360

Nishi Shah / Yrd. Do. Dr. Sleyman Aydn

kavramsal bir gereklikse, u halde pye inanmal m inanmamal m diye kendisine soran kiinin onu kabul etmesi gerekir. Kabul ettii ey, pyle ilgili inancnn, ancak ve ancak p gerek olduunda doru olacadr. Bu onaylama, pye inanp inanmamada bir neden olarak grlecek eyin standardn tayin eder. Saydamlkla ilgili en makul aklama bylece, kantsalcln yalnzca insanlarn inan nedenleriyle ilgili deil, aslnda inan nedenleriyle de ilgili doru bir gr olmasn gerektirir. Son olarak, bu saydamlk aklamas, normatif-olmayan ncllerden normatif bir karm elde ediyor gzken kantsalclk lehine Williams-tarz tartmalardan kuku duyanlarn endielerini yattrr. Saydamlkla ilgili aklamama gre, kansal nedenlerin kantsal doas, psikolojik olarak kantsal-olmayan nedenlerle inanamaymz gereinden (bu doru olsa da) deil, fakat inancn gereklikle ilgili doruluk standardna tabi olmasndandr. zetlemek gerekirse, nce nedenler zerindeki irdelemesel kstlamay savundum. Bu irdelemesel kstlama, saydamlkla birletiinde, kantsalcl gerekli klmaktadr. Bundan hareketle, saydaml kabul eden pragmacnn irdelemesel kstlamay reddetmek zorunda olduu sonucuna ulatm. Sonra, saydamlkla ilgili yaplabilecek en iyi aklamann, irdelemesel kstlamay gerektirdiini tarttm. Saydaml onaylayan pragmacnn bylece, irdelemesel olmayan nedenler kavramna ulama umudu kalmamtr. rdelemesel kstlamay gerekli gremeyen nedenlerle ilgili her hangi bir kavram saydamln tam onaylanmasyla tutarl olmayacaktr. Bu nedenle, her ne kadar, Morann yapar gzkt gibi, tek bana saydamlktan kantsalclk karmnda bulanamasak dahi, saydamlkla ilgili en iyi aklamann aslnda kantsalcl gerektirdiini syleyebiliriz.

IV. PASCAL BAHS


Filozoflarn gelitirmi olduklar kart-rneklerle kantsalcln ne ekilde ilgilenmesi gerekir? Her ne kadar kantsalclkla ilgili konumumu onun bu tr rneklerle ba edebilme yeteneine dayandrm olmasam da, bir kantsalcnn, en mehur szde kart-rnei olan Pascal

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Kantsalclk in Yeni Bir ddia

361

Bahsiyle ne ekilde ilgilenmesi gerektiini aklayarak almam bitireceim. Umarm bu, inancn pratik nedenleriyle ilgili anlaml gibi grnen dier rneklerin altn kazyacak stratejiyi akla kavuturur. nsanlar ska dini inancn kanta deil imana dayal olduunu sylerler. Kantsalc, iman gibi kantsal-olmayan srelerle Tanrya inanmaya balam insanlarn var olduunu kabul ettii gibi irdeleme yoluyla inanan insanlarn var olduunu da syler. Fakat kantsalolmayan srelerin Tanrnn var olduuna inanmak iin neden olarak grlebileceini kabul etmez, nk bu tr dncelerin, birinin Tanrnn var olduuna inanmasyla son bulan bir akl yrtmede ncl olarak ilev grebildiini kabul etmez. Pascal Bahsi, Tanrnn varl dk bir olaslk olsa dahi, Tanrnn var olduuna inanmann insann yararna olduunu gstermek amacn tar. Pascala gre, Tanr varsa, bu durumda sonsuz ac ve korkuya inanmayanlar cezalandracak, cennetin sonsuz mutluluuna inananlar ise dllendirecektir. Bu nedenle, ada karar-kuram ifadeleriyle aklamak gerekirse, Tanrnn var olma olasl sfrdan fazla olduu srece, Tanrnn var olduuna inanmann umulan yarar inanmamann yararndan daha yksektir. Pascala gre, bu iddiay kabul edip hala inanamyorsanz bu, sizin tutkularnzdan dolaydr, nk akl sizi inanmaya zorluyor, ama yine de yle yapamyorsunuz10 Elbette, Pascaln tartmasnn Tanrnn var olduuna inanmak iin iyi bir temel saladn ileri sren insanlar olmulardr. Fakat dorudan Pascaln pratik delili dolaysyla Tanrnn var olduuna inanmaya balayan olmu mudur? Eer olmamsa, akln almasn tutkunun etkisinin bozmas nedeniyle baz insanlarn inanamadn sylerken Pascal hakl olabilir mi? yle olduunu sanmyorum. nsanlarn Pascal Bahsini Tanrnn var olduuna inanmaya ulamak iin gerekten kullanabilecekleri yollarn doru bir tanmna sahip olduumuzda, aslnda sz konusu bahsin

10

B. Pascal, Penses, tr. A.J. Krailsheimer (New York: Penguin Press, 1966), sh. 124.

362

Nishi Shah / Yrd. Do. Dr. Sleyman Aydn

birinin Tanrnn var olduuna inanma nedeni olmadn grmek mmkndr. Bob, Pascaln iddiasyla ilgili olarak ikna olmu durumdadr diyelim. Bu, Tanrnn varlna ikna olduu anlamna gelir mi? Hayr, ikna olduu tek ey, Tanrnn var olduuna inanmann kendi yararna olduudur. Bahisle ikna edildikten sonra Bob, Tanrnn var olduuna inanmann kendisi iin arzu edilebilir olduuna hkmedebilir, fakat o, bundan Tanrnn var olduunu karamaz. Saydamlk gz nnde bulundurulacak olursa, kansal irdelemesini Tanrnn var olduu inancyla sonlandrabilmesinin tek yolu, irdelemesinin onu Tanrnn var olduuna hkmedecei bir konuma koymasdr. Dolaysyla, dorudan bahisle ifade edilen pratik sav deerlendirme temelinde Bobun Tanrnn var olduuna inanmas mmkn deildir, nk byle yapmak kansal irdelememizin znde var olan kstlamay ihlal etmek olur. Pascal, bahsi kabul ettii halde Tanrnn var olduuna inanmay baaramayanlara, aadaki gibi alternatif vastalarla kendilerini inandrabileceklerini sylerken (s.152) bunun stesinden gelinecek bir engel olduunu kabul ettiini gstermektedir:
Bir zamanlar senin gibi balanm ve imdi sahip olduklar her eyi bahse koymu olanlardan ren. Bu insanlar senin izlemek istediin yolu bilen, senin kurtulmay arzuladn hastalktan kurtarlm olanlardr: onlarn balad yolu izle. Onlar, ayin mzii dinleyerek, kutsal suyu alarak, vb sanki inanm gibi davrandlar. Bu senin olduka doal bir ekilde inanman salayacak ve seni daha uysal yapacaktr.

Pascal, Tanrnn var olduuna inanyormu gibi davranmann er ya da ge inanc douracan sylyor. Bunun meydana gelebilecei en az yol vardr. En kolay dorudan koullanma olacaktr. Alkanlk tarznda sanki inanyormu gibi davranarak, Bob en sonunda kendisini Tanrya gerekten inanrken bulabilir. Bu koullanma sreci, din ve iman artlarna inanmayla uyum iinde olan davranlar dllendiren, uymayanlar cezalandran bir topluluk iinde baarl olabilir. Bu yzden kendisini dini bir topluluk iine koymas ve dllendirilen davran taklit etmesi en sonunda Bobun Tanrnn var olduuna inanmasna yol aabi-

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Kantsalclk in Yeni Bir ddia

363

lir. Bu dnm modeline gre, Bob, inananlar tarafndan ortaya konan bir davran tarzn ortaya koymaktan dolay dllendirildii iin Tanrnn var olduuna inanmaya balar ve bu nedenle dnmnde pratik dncelerin dorudan etkili olduunu sylemek uygundur. Bununla birlikte, bu durumda pratik dnceler Bobun irdelemesi ierisinde i grmemektedir. Byle bir davrantan dolay dllendirildii gereini, Tanrnn var olduuna inanmasyla son bulan irdelemesi iine katmaz ve katamaz, nk bu dllerin Tanrnn var olduuna dair kant olmadn bilmektedir. Bobda, inancn yararlarna duyarl, dllendirilecek inanlara neden olabilen ( mesela, bu ekilde bilinaltnn pratik dncelere duyarl olmas gibi) bir mekanizma olabilir. Fakat Bob, her ne kadar bu pratik dnceleri, Tanrnn var olduuna inanmann arzu edilir olup olmadyla ilgili irdelemesinde nedenler olarak grebilse de, Tanrnn var olduuna inanp inanmamayla ilgili irdelemesinde bunlar nedenler olarak grerek hareket etmez. Kendini dini bir topluluk iine koyup inanan biri gibi davranmann dini inanc dourabilecei ikinci durum, birinin kendisini dorudan Tanrnn var olduu bilgisini elde edecei bir konuma koymasdr. Tpk amiple ilgili bilgi elde edebilmek iin birinin zihnini teoriyle doldurup mikroskopla bakmak zorunda olmas gibi, Tanrnn kendisini ifa etmeye istekli olmasndan nce o kiinin doru ruh hali ierisinde doru evrede bulunmasna gerek olabilir. Bu fikir William James (sh.325) tarafndan yle yorumlanmaktadr.
Beyefendiler arasnda bir adamn, kantsz kimsenin szne inanmamas, her kabul iin ruhsat sormas (bu tr densizlikler sonucunda hibir gelime kaydetmemesi) kendisini, daha gvenilir birinin kazanaca tm sosyal dllerden yoksun brakacaktr. Benzer ekilde, homurtulu mantksallk iinde konuan ve kendi kabuln tanrlardan zorla koparmaya, ya da tamamen kaybetmeye alan kii de tanrlarn tanln elde etme frsatndan kendini sonsuza dek mahrum brakabilir.

James, yalnzca kiinin kendini gvenilir ya da Pascaln ifadesiyle uysal klmasyla Tanrnn tankln kazanabileceine iaret ediyor. Ve eer bir eyle tank olma onu bilmenin bir yoluysa, muhtemelen

364

Nishi Shah / Yrd. Do. Dr. Sleyman Aydn

yle olsa gerek, u halde Tanrnn varl yalnzca pratik vastalarla gvence altna alnabilir. Tank olma ile kastedilen eyin en az iki yorumu vardr burada. Bir yoruma gre, kiinin kendini belirli bir ruh haline koymas, Tanrnn o kiiye kendiyle ilgili algsal tecrbe bahetmesine neden olacaktr. Fakat bu eer gerekten bir alg durumuysa, bu durumda, bir neden olarak kiinin kansal akl yrtmesine dhil olabilecek ey, Tanrya inanmann yararlaryla ilgili her hangi bir dnce deil kiinin algs (veya algsnn muhtevasdr). Eer Bob bylesine bir algsal tecrbeye sahip olacak olursa, Tanrnn var olduuna inanmaya dnk akl yrtecek bir konumda olacaktr. Eer tank olma, Tanry tecrb olarak alglamann bir yolu deilse, bu durumda Tanryla tank olma, inanca neden olmaktan (tabi ki Tanr tarafndan) baka bir ey iermeyecektir. Bu yoruma gre, ayet Bob kendisini dini bir topluluk iine koyma dorultusunda iyi niyetli gayret gsterirse ve mminlerin tm eylemlerine itirak ederse, Tanr, Bobun kendisinin var olduuna inanmasna neden olabilir. Fakat fikir bundan ibaretse, bu, kantsal-olmayan nedenler temelinde inanma yle dursun, Tanrnn var olduuna nedenler temelinde inanma durumu bile deildir. Bobun, Tanrnn var olduuna inanmasna, inancnn doru olduu ve onu doru yapan ey tarafndan neden olunduu bir tarzda neden olunmu olacaktr, fakat yine de onun inanc, yol aan eyin bir neden biiminde onun zerinde etkili olmasnn bir sonucu olmayacaktr. Bu yzden, bu, bir bilgi durumu olarak saylacak olsa dahi, nedenler temelinde bir inan durumu olarak grlemeyecektir. Bu durum, bir ilacn Bobun Tanrnn var olduuna inanmasna neden olduu bir bilim-kurgu durumuyla esasen aydr. Pascal bahsi, Tanrnn var olduuna inanmann kendi yararna olaca noktasnda Bobu ikna etmektedir: o ayn zamanda ilacn inanca yol aacana da inanmaktadr ve are-amal bir akl yrtmeyle ilac almas gerektiine hkmeder, bu da ilac almak iin bir niyet oluturur veya o niyete neden olur. Ne var ki, bu, iinde Bobun Tanrnn var olduuna inanmaya do-

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Kantsalclk in Yeni Bir ddia

365

ru akl yrtt bir durum deildir, nk akl yrtmesi sonucunda ulaaca ey, Tanrnn var olduu inanc deil, ilac alma niyetidir. Benzer ekilde, Jamesin durumunda, Bob, (eer Tanr varsa) Tanrnn tankln kazanmaya ak olabilmek iin kendisini uysal yapma niyetiyle irdelemede bulunmaya bir son verebilir. lacn, James ve Pascaln nerdikleri yollardan daha hzl bir ekilde inanca gtrmesi gerei, bu irdelemelerin yapsna esasl bir fark getirmeyecektir. Her iki durumda da, ister derhal ister en sonunda olsun irdelemenin biti noktalar, inanlarn kendileri deil, inanca gtrecek niyetler ve eylemlerdir. Bylece bunlar, pratik dncelerin bir faili kansal irdeleme, yani inanla son bulan irdeleme balam iinde hareket ettiremeyecekleri iddiasn rtemezler. inde, Pascaln inan yaratabilir olarak tasvir ettii eylemleri yapmann nc ekli, Bobun kansal irdelemelerini gizlice etkilemektir. Pascaln bu eylemleri tasvir ettii kii, Tanrnn var olduuna dair ok iyi bir kantn olduunu dnmez, bu nedenle Bobun bu durumda olduunu varsayalm. Dindarlarn eylemlerine itirak etmek suretiyle, kantn gcne dair farkl bir yoruma ulamay umabilir. Dindarlar arasnda bir sre yaadktan sonra, eer iler yolunda giderse, Bob bir vakitler zayf kant olarak dnd eyin, ya da asla kant olarak dnmedii eyin, imdi Tanrnn varl asndan iyi bir kant gibi gzkebildiini dnmeye balayabilir. Eer bu yntem eninde sonunda baarl olursa, bu dncelerin kantsal gcyle ilgili algs onu, Tanrnn var olduu dorudur hkmne ve bylece Tanrnn var olduuna inanmaya gtrecektir. Fakat birisi pratik bir dnceyi, kansal irdelemesinde gerekeleyici bir ncl olmas sonucunu douracak ekilde, yanllkla kantsal bir dnce olarak gremez mi? rnein, dnelim ki Bob, kendisi iin iyi bir eyin muhtemelen doru olduu genel ilkesini (yani belki bu balanty temin eden bir tabiat kural olduunu dnyor olabilir) kabul etmektedir. Bu, kansal irdeleme yalnza kantsal dnceleri tartar iddiasn yalanlamaz. Bob, bu ilkeyi kabul etmesi dolaysyla, kendisine inanma nedenleri temin etmesi iin kendi menfaati hakkndaki gerekleri kabul etmektedir. Bu nedenle pratik bir dnceyi kantsal bir dnce

366

Nishi Shah / Yrd. Do. Dr. Sleyman Aydn

gibi yanllkla kabul etmekten tr deil, salam bir temele dayanmayan kantsal bir ilkeyi kabul etmekten tr suludur. Bir dsal nckii bak asn benimsemek suretiyle, aslnda inanlarn kant olmayan dncelere dayandrm olduunu, bu nedenle inancnn kantsal nedenlere dayanmadn syleyebiliriz. Fakat bir inancn arzu edilir olmasnn o inancn ieriinin doru olduunu gsterip gstermeyecei noktasnda yanlm olmasndan tr, Bobun inancn pratik bir dnce zerine temellendirdiini syleyecek bir konumda deiliz.

V. SONU
Saydamln inan etiiyle alakas, pye inanp inanmamayla ilgili irdelemesel sorunun, pye inanmann bir baka ekilde yararl, erdemli ya da arzu edilir olup olmayaca eklindeki kansal irdelemenin dnda kalan bak alar iinde ortaya kan sorulardan ayrt edilmesindeki baarszlkla anlalmaz hale gelmi durumdadr. Bu sorular ayrt etmedeki baarszlk, nedenlerle ilgili felsefi dncede pratik irdeleme modelinin basknlnn bir belirtisidir. Birinin pye inanmasna neden olacak bir eyi yapmas gerekir mi gerekmez mi sorunuyla yz yze kalndnda bile saydamlk, ne yapmak gerektii, hangi eylemi icra etmek gerektii hakknda pratik irdeleme yaplandrmaz. Eer inan etiiyle ilgili tartlan soru bu olsa, bu durumda pragmac kolayca baarl olacaktr. Gerekliin, mutluluk, ya da erdem gibi dier deerlerden her zaman daha arzu edilir olduuna veya gerek inanc elde etmenin asla dier deerleri elde etmeyle elimeyeceine dair ikna edici hibir delil bilmiyorum. Fakat hangi inanca neden olunaca sorusu neye inanlaca sorusundan farkldr. Birinci soruyu yantlamak, bir eylem ya da bir niyetle sonlanr ve dolaysyla inanca neden olmann basiretsizlik veya ahlakszlk olup olmayaca gibi pratik dncelerle belirlenir, oysa ikinci soruyu yantlamak bir inanla son bulur ve dolaysyla inanlacak nermenin gerekliine dair bir eyler syleyen nedenler tarafndan belirlenir. Her ne kadar birinci soruya verilen yantlar inan nedenleri balamnda ifade edilebilir olsalar da, inanla ilgili bir tr olumlu deerlendirme ifade eden yarglar olduklar genel anlamnda, pye inanp inan-

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Kantsalclk in Yeni Bir ddia

367

mamayla ilgili irdelemede kimseye rehberlik etmezler, nk iinden bu sorunun ortaya kt normatif bak asn kullanmada baarszdrlar. Aldatlan koca iin hanmnn sadk olduuna inanmak arzu edilir olabilir, fakat bu olgu, ona inanmann doru olup olmayaca sorununa ilikin bir ey sylemez. Koca asndan bu ikinci soruyu yantlamann ve bylece irdelemeyi sonlandrmann tek yolu, hanmnn kendisini aldatp aldatmadn belirlemektir, yalnzca aldatmadna inanmann arzu edilir olup olmadn irdelemek suretiyle einen kendisine sadk olduu inancna ulaamaz: bunu ancak hanmnn sadk olup olmadn irdelemek suretiyle yapabilir. Pye inanmal m inanmamal m eklindeki kansal soruyu, p inancna neden olmal m olmamal m pratik dncesiyle kartrmak, filozoflar, kantsal ve pratik dncelerin ayn soruyla ilgili olarak alternatif yantlar getirdiini ve hangisinin ncelie sahip olduuna karar vermek gerektiini dnme yanllna gtrmtr. Eer yanlmyorsam, pye inanmal m inanmamal m kansal sorununun yantyla alakal olan, yalnzca pnin gerekliine kar kan ya da destekleyen kantlardr, oysa p inancna neden olunmal m olunmamal pratik sorusunu yantlamayla alakal olan sadece pye inanmann arzu edilir olmasdr. Kantsalcln gerekliini gvence altna almak iin bamsz saduyulu veya ahlaki bir delile ihtiya duymayz, nk kantsalclk kansal irdelemenin bizatihi doas iinde ina edilmi durumdadr.11 Amherst College, Massachusetts

11

Her eyden nce, bu almann tm ynlerini kapsaml tartmasndan tr Casey Perine teekkr ederim. Ayrca teekkr etmek istediklerim unlardr: Jennifer Acker, Jonathan Adler, Stephanie Beardman, James Bell, JustinDArms, Andrew Dole, Matt Evans, Jyl Gentzler, Alexander George, Elizabeth Harman, Daniel Jacobson, Jeffrey Kasser, Niko Kolodny, Sharon Streete, Dartmouth Collegede bir dinleyici olan Jonathan Vogel. Erken taslaklar zerindeki yorumlarndan tr Amherste de ok teekkr ederim. Bu makale zerindeki alma, Amherst Koleji Mtevelli Faklte Bursuyla desteklenmitir.

HKMET YURDU
Dnce Yorum Sosyal Bilimler Aratrma Dergisi
ISSN: 1308-6944 www.hikmetyurdu.com

Hikmet Yurdu, Yl: 3, S.5 (Ocak-Haziran 2010), ss. 369 - 375

Pragmaclk in Yeni Bir ddia


Anthony Robert Booth ev. Yrd. Do. Dr. Sleyman Aydn nn niversitesi, Fen-Edebiyat Fakltesi, Felsefe Blm, saydin@inonu.edu.tr

zet Shah, N. The Philosophical Quarterly, 56, 481-498 (2006), yalnzca kantsalcln (pragmacln deil), hem (a) nedenler zerindeki irdelemesel kstlamayla hem de (b) inancn saydamlk niteliiyle uyumlu olduu ncl zerine kantsalclk savunmasnda bulundu. Ne var ki ben, nedenler zerindeki irdelemesel kstlamann kantsalclk iin de sorun tekil ettiini gsteriyorum. Ayrca, (a) ve (b) ile uyumlu olabilmesi iin pragmaclk iin bir k neriyorum ve benzer bir hareketin kantsalc iin eriilebilir olmadn savunuyorum. Dolaysyla, nedenler zerindeki irdelemesel kstlamayla ilgili dnceler, tartmay kantsalclk lehine halletmekten ziyade pragmacl desteklemektedir. Anahtar Kelimeler : Bilgi bilim, Kantsalclk, nan etii, Pragmaclk

Son zamanlarda bir makalesinde, Shah (2006) kantsalclk iin yeni bir iddia nerdi. Kantsalclk, onun ortaya koyduu ekliyle yle: p inancyla ilgili sahip olabileceim tek neden, pnin gerekliine dair kanttr (Shah 2006, p. 482);bu gre gre, inancn epistemik-olmayan nedeni olamaz, pye inanmann epistemik nedeni, basite pnin gerek olduuna dair bir gstergedir. nan nedenleriyle ilgili pragmaclk, te yandan, inancn epistemik-olmayan nedenlerinin var olabilecei grrdr. Byle bir gr, Shahn da belirttii gibi, her ne kadar tarihsel olarak ounlukla William Jamesin mehur The Will to Believe (nanma stemi) yazsyla ilikilendirilse de son zamanlarda Foley (1993) tarafndan da savunulmutur. Jamesin yazs, ounlukla kantsalcln klasik ve orijinal savunmas olarak dnlen W.K.Cliffordun The Ethics of Belief, (nan Etii)ne bir yant niteliindedir. Aslnda, pragmaclarla

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

370

Anthony Robert Booth / Yrd. Do. Dr. Sleyman Aydn

kantsalclar arasndaki tartma genellikle, yeterli kant olmakszn inanmann her zaman ahlaken yanl olduunu dnen Cliffordla, yeterli kant olmakszn inanmann ahlaken daha hayrl sonulara yol at durumlarn var olduunu savunan James arasndaki bir tartma olarak tekrarlanr. Fakat Shahn kantsalclk savunmas, o tartmaya bir katk olarak yorumlanmamaldr, nk kendisinin ortaya koyduu ekliyle savunmas inancn ahlaki sonular hakkndaki kukulu iddialar zerine dayanmamaktadr (Shah 2006, p. 484). Shaha gre, kantsalclk, inanlarn (1) ahlaka yeterli deerlendirilemeyeceini, (2) epistemik-olmayan bak alarndan deerlendirilemeyeceini savunan bir tezdir. Dolaysyla Clifford ve James arasndaki tartma yanl alglanmaktadr. ada pragmaclar zorunlu olarak Jamesin yannda yer almazlar; onlar daha ziyade kendilerininki gibi bir fikri savunmann meru oluuyla ilgilenirler. Shah, kendi kantsalclk tr iin tartmasn, inancn (Foley gibi ada pragmaclarn bile teslim olmu gzkt ) saydamlk niteliinden sz ederek balatr. nancn saydamlk nitelii, kansal irdelemeyle ilgili olduu varsaylan psikolojik bir olgudur, yani: pye inanp inanmamayla ilgili irdelemesel sorun kanlmaz olarak p midir deil midir olgusal sorununa gtrr, nk ikinciye verilecek yant birinciye verilecek yant belirleyecektir (Shah 2006, p. 481). Bazlar (rnein, Moran, 1988) kansal irdelemenin bu niteliinin apak normatif bir anlam tadn, inancn yalnzca ( rnein, Snin p inancn gerekeleyecek tarzda) epistemik nedenlerinin olabileceini, bunun da kantsalc gerektirdiini dnrler. Fakat Shahn da belirttii gibi, (psikolojik bir gzlem olan) saydamlk tek bana (normatif bir reti olan) kantsalcln doru olduunu kantlamaz, nk Foley gibi pragmaclarn saydaml, Snin hakl nedenlerle inanmas iin psikolojik bir engel olarak grmelerine ak durumdadr. Baka bir deyile, Snin pye o nedenle inanmas mmkn olmasa bile, pye inanmak iin salam nedenleri olabilir. Ne var ki, bu son iddia, Shahn, kantsalclarla pragmaclar arasndaki tartmada tam da zerinde konuulan konu olarak dnd eydir. Shah bizden, Nedenler zerinde rdelemesel Kstlama olarak adlan-

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Pragmaclk in Yeni Bir ddia

371

drd eyle ilgili bir delili dnmemizi ister (ki bu 1981de William tarafndan nerilen eyin genelletirilmi eklidir). ddia u ekilde devam eder: 1. R (kendisiyle Xin ettii bir neden olma gcndeyse), Xin bir etme nedenidir (, eylemler ve inanlar kapsar) 2. R ( Xin edip etmemeyle ilgili irdelemesindeki rol sayesinde Xi etmeye doru isteklendirme gcndeyse), kendisiyle Xin ettii bir nedendir Dolaysyla, 1. R, ( edip etmemeyle ilgili irdelemede bir ncl olarak ilev grme zelliiyle Xi etmeye doru isteklendirme gcndeyse), Xin bir etme nedenidir. (Shah 2006, pp. 484487) Birisi, inanmak ya da eylemde bulunmak iin harekete geirilemediinde inanmak ya da eylemde bulunmak iin bir neden bulamyorsa, inan ya da eyleme dair irdelemede bulunurken yalnzca kendisini inanma ya da eylemde bulunma dorultusunda harekete geirme gcnde olan nedenlerin bir nemi olacaktr (yani, tam olarak neden olarak grleceklerdir). Dnce basite bundan ibarettir. Shahn ifadesiyle: irdeleme ya da akl yrtme, kendisi sayesinde faillerin nedenler tarafndan klavuzland ey olmak suretiyle nedenlerin doasna balanmtr (Shah 2006, p. 486). Ne var ki, Shah, inancn saydamlk nitelii gz nne alnacak olursa, nedenler zerindeki irdelemesel kstlamann pragmaclkla uyumlu olmadn syler. nk ona gre, pye inanmal m inanmamal m sorusu zerinde irdelemede bulunduumuzda epistemik-olmayan dnceleri gz nnde bulundurma gcnde olmaymz psikolojimizle ilgili deitirilemez bir olguysa, bu durumda epistemik-olmayan hibir neden pye inanmal m inanmamal m sorusunu yantlamada bir neden olarak bile dnlemez. Bylece epistemikolmayan nedenler, kendisi sayesinde bir failin inand neden asla olamaz (yani hibir ekilde asla bir neden olamaz). Dolaysyla, her ne kadar saydamlk tek bana kantsalcl garanti etmiyorsa da, saydamlk ve nedenler zerindeki irdelemesel kstlama kantsalcl garanti etmektedir.

372

Anthony Robert Booth / Yrd. Do. Dr. Sleyman Aydn

Kantsalcla kar ska kullanlan Pascal Bahsini ele alalm. Pascal Bahsine gre, ( birisi Tanrnn varlyla ilgili ok az kanta sahip olduunda bile) Tanrya inanmak kiinin yararnadr, nk Tanrnn var olduu bir dnyada Tanrya inanmamann olumsuz sonular, Tanrnn olmad bir dnyada Tanrya inanmann olumsuz sonularndan ok daha ar gelecektir. Bu nedenle, Tanrnn var olmadna dair ok az kantmz olmasna ramen, Tanrnn var olduuna inanmak iin salam pratik nedenimiz vardr. Shahn bu meydan okumaya getirdii yant, Tanrnn var olduuna inanmann bizim yararmza olduunu inkr etmek deildir. Fakat Shah, Tanrnn var olduuna inanmann bizim yararmza olduu gereinin bir inanca sahip olmak iin bir neden olabileceini kabul etmez. Neden? nk ayet bir neden, bizi o nedenin nerdii eyi yapmaya doru hareket ettirme gcnde deilse bir neden olarak nem tayamaz. Ve ayet inancn saydamlk nitelii doruysa, bu durumda inanmann yararmza olup olmadn dnmek suretiyle inanmaya doru hareket ettirilemeyiz (ou insan normatif gcn kabul ettiklerinde bile Pascal bahsini iitmekten tr Tanrnn var olduu inancna ulamaz). Bylece, Pascal bahsi kantsalcla bir engel oluturmaz. Kantsalcln savunucularna gre, u halde, iman ya da epistemikolmayan her hangi bir dnce Tanrya inanmak iin (ya da o meselede baka bir inanca sahip olmak iin) bize bir neden temin edemez. Her ne kadar, Shahn nedenler zerindeki irdelemesel kstlamasna katlyorsam da, bunun pragmaclk ve kantsalclk arasnda bir hkm verme vastas olarak uygun bir ekilde kullanabileceini dnmyorum, nk pragmac bu meselede kantsalcla kar (kantsalcnn pragmacya ynelttii suun aynsn) yneltebilecei bir delil kullanabilir. Bunu grmek iin, saydamlk (ve kantsalclk) savunucularna gre ne gibi bir inan nedeni olduunu dnelim: pye inanmann nedeni basite pnin gerekliine dair bir belirtidir. Bu demektir ki byle bir neden yalnzca inancn nermesel nesnelerine uygulanabilirdir ve inan durumlarnn bizatihi kendilerine uygulanabilir deildir, nk onlar gereklikkoullarn tamamaktadrlar. Anlatmaya altm u ki, bir inan durumunun niin oluturulduu ya da kabul edildiini aklayan (ve hatta

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Pragmaclk in Yeni Bir ddia

373

gerekeleyen)ey, inancn gerekelendirilip gerekelendirilmediinden olduka ayr bir meseledir. rnein, bir Tanrnn var olduuna inanmann arzu edilir olmas, Snin niin bir Tanrnn var olduuna inandn aklayabilir (veya gerekeleyebilir), fakat bu, Snin bir Tanrnn var olduuna dair inancnn gerekeli olduu anlamna gelmez. Shah, bunu kantsalclk lehine bir dnce olarak dnyor gzkmektedir. yle diyor:
Pye inanmal m inanmamal m kansal sorusunu yantlamada alakal olan yalnzca pnin gerekliini destekleyen veya kar kan kantlardr, oysa p inancna neden olmal m olmamal m pratik sorusunu yantlamada alakal olan yalnzca pye inanmann arzu edilir olmasdr (Shah 2006, p.498)

Shahn kendi kabul ediine gre, u halde, p inancna neden olmal m olmamal m sorusunu yantlamada alakal olan yalnzca epistemik-olmayan dncelerdir. Fakat tuhaftr ki Shah, sonu ak bir ekilde bizzat o kstlamann, ya da en azndan, o kstlamann zerine kurulu olduu nermelerden birinin aksi ynde gittiinde, nedenler zerindeki irdelemesel kstlamay bu iddiasn gvenceye almak iin kullanmaktadr. Hatrlayalm: R ( kendisiyle Xin ettii bir neden olabilme gcndeyse), Xin bir etme nedenidir Eer pye inanmann nedenleri her zaman sadece pnin gerekliiyle ilgili belirtilerse, bu durumda, hibir inan nedeni, kendisiyle birinin pye inand bir neden olma gcnde deildir, nk birinin kendisiyle pye inand nedenin bizzat kendisi pnin gerek olduuna dair bir belirti deildir. Bu yzden karmn rtmek iin Shaha soralm: p inancm gerekeleyen ey, p inancm harekete geiren ey olamaz, dolaysyla inancm gerekeledii sylenen neden, (irdelemesel kstlamaya gre) hi de gerekten bir neden deildir. Bylece, srf pyle ilgili kant, bir pye inanma nedeni olarak dnlemez. Bu yzden, nedenler zerindeki irdelemesel kstlama pragmaclk iin olduu kadar kantsalclk iin de bir sorun tekil eder.

374

Anthony Robert Booth / Yrd. Do. Dr. Sleyman Aydn

Ayrca, pragmac iin bu meydan okumay yantlamann bir yolu varken, kantsalc iin yoktur. ayet, gerekten, pye inanp inanmama sorusuyla pye inanmama neden olup olmama sorusu arasnda bir fark varsa, bu durumda irdelemesel kstlamann bize gsterecei ey, pye inanmak iin bir nedenimizin olup olmad sorusu yantlanrken, pye inanp inanmama sorusu alakasz olurken, pye inanmaya neden olup olmama sorusu alakal olmaktadr. Pragmac bunu syleyebilir. yle ki pye inanmam iin bir nedenin olup olmad sorusunu yantlarken yalnzca pye inanmama neden olup olmama pratik sorusu alakal olmaktadr. Dolaysyla hareket, nedenler zerindeki irdelemesel kstlamayla tutarldr: gerek inanlara sahip olmaya neden olma arzum, pye inanmam hem gerekelendirir hem de harekete geirir; te yandan, hareket saydamlkla tutarldr, nk pye inanp inanmama sorusu yantlarken, hala yalnzca kantsal dncelerin alakal olduunu savunabiliriz. Sorun, (irdelemesel kstlamann bize gsterdii gibi) pye inanma nedeninin var olup olmadyla alakal deildir. Ayrca, pye inanp inanmamayla ilgili olarak irdelemede bulunduumuzda, pnin gerekliinden baka her hangi bir eyi dnmeye psikolojik bir engel var olabilse de, pye inanmann ne kadar arzu edilir olaca sorusunu yantlamada epistemik olmayan nedenleri dnmemiz asndan hibir psikolojik engel yoktur. Keza, (belki dolayl olarak) ona inanmamza neden olmamz asndan da hibir psikolojik engel yoktur. Bu, pragmacl garanti edecektir; inan iin epistemik-olmayan nedenler olabilir, fakat inan iin epistemik nedenlerin de olabileceini reddetmez. Pragmacya gre, inanla ilgili epistemik bir neden, p olduuna inanmak iin, gerekliklere inanma ve yalanlardan saknma epistemik amacnn arzu edilebilirliiyle gerekelenen ( ve harekete geirilen) bir nedendir; bylece, sadece etmenin o amaca ulamaya yardmc olaca durumda birisinin etmek iin epistemik bir nedeni vardr. Bu nedenle pragmac, inanla ilgili epistemik gerekeleme olasln kaldrp atm filan deildir. pye inanmak iin Snin bir nedene sahip olup olmadn dnmede rakibinin nemli bir ey olarak dnd kansal sorunun anlamlln benzer bir hareketle kantsalc reddedemez. nk dnmek suretiyledir ki pye

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Pragmaclk in Yeni Bir ddia

375

inanp inanmama sorunu (kantsalcnn nemli olduunu dnd soru), nedenler zerinde irdelemesel kstlama karsnda sknt yaadmz pye inanmak iin bir nedenin var olup olmadyla alakal olmaktadr. Bylece, Shahn dnr gzkt gibi, pragmaclk ve kantsalclk arasndaki tartmada kantsalcl galip olarak belirlemek yerine, nedenler zerindeki irdelemesel kstlama, tartmay pragmaclar tarafna hkme balamaktadr.

Kaynaka
Foley, R. (1993). Working without a net. Oxford: Oxford University Press. Moran, R. (1988). Making up your mind: Self-interpretation and self-constitution. Ratio, 13551. Williams, B. (1981). Internal and external reasons, in his moral luck. Cambridge: Cambridge University Press. Shah, N. (2006). A new argument for evidentialism. The Philosophical Quarterly , 56, 481498.

HKMET YURDU
Dnce Yorum Sosyal Bilimler Aratrma Dergisi
ISSN: 1308-6944 www.hikmetyurdu.com

Hikmet Yurdu, Yl: 3, S.5 (Ocak-Haziran 2010), ss. 377 - 378

Tevilatul-Kurandan rnek Metin Dinde zorlama yoktur. Doru yanltan ayrt edilecek ekilde aklanmtr (Bakara, 2 / 256)
Ebu Mansur Muhammed b. Muhammed el-Matridi ev. Dr. Yksel Macit nn niversitesi lahiyat Fakltesi ymacit@inonu.edu.tr
Giri: mam Matridinin Tevilatl-Kuran adl tefsiri, dirayet tefsirlerinin ilk rneklerinden birisi olmas bakmndan olduka byk bir nemi haizdir. mam Matridi bu tefsirinde kimi zaman klasik anlaytan farkl yorumlar da yapmtr. Onun bu farkl yorumlarna iaret edebilmek bakmndan biz de Bakara suresi 256. Ayete getirdii yorumlar tercme ederek, Trk okurlarnn Matridiyi anlamak, daha dorusu Matridinin farkl bak as hakknda fikir vermek amacn gtmekteyiz.

Metin
Dinde zorlama yoktur yani hi kimse bir dine zorlanamaz. Dinde zorlama yoktur ayetinin tevili konusunda grler: Bazlar yle demitir: Bu ayet Mecusler ve Yahudi ve Hristiyanlardan olan Ehl-i Kitap hakknda inmitir; onlardan cizye kabul edilir / alnr. Mslman olmalar iin zorlanamazlar, onlar Arap mrikleri gibi deildir; nk Arap mriklerinden ya Mslman olmalar beklenir veya onlarla savalr, onlardan cizye kabul edilmez, ya Mslman olurlar veya ldrlrler. Buna gre Peygamber (SAS)in Mnzir b. Fulana yle yazd rivayet edilmitir: Araplarn ya Mslman olmalarn kabul et veya onlarla sava. Ehl-i Kitap ve Mecuslere gelince; onlardan cizye kabul et. Kitap (Kuran) da byle syler: Onlarla savaacaksnz yada Mslman olacaklar (Fetih, 48 / 16). Baka bir grup ise yle demitir: Dinde zorlama yoktur yani zorlamayla din kabul olunmaz, nk bu bir iman deildir. Ayetin Doru yanltan ayrt edilecek ekilde aklanmtr ksmna gelince; bu ak-

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

378

mam Matridi / Dr. Yksel Macit

lama herkes iindir. Bu taktirde din, yaplan aklamayla kabul edilmi olur, zorlamayla deil. Baka bir grup ise yle demitir: Dinde zorlama yoktur yani Mslman olduktan sonra tat zerine zorlama yoktur; nk Allah Tel bu tat (namaz gibi ibadetleri) mminlerin kalplerine / gnllerine sevdirmitir, artk bu hususta zorlama olmaz. Bunun anlam, gemi milletlerde tat ar ve meakkatliydi, Allah Tel bu skntlar bu milletten (Mslmanlardan) kaldrd ve onlara hafifletti. Bunun delili Allahn u szdr: Rabbimiz, bizden ncekilere / gemi milletlere yklediin gibi bizim zerimize bir yk ykleme. Gcmzn yetmeyecei / tayamayacamz eyi zerimize ykleme (Bakara, 2 / 286) ve Allahn u szdr: Onlardan (Mslmanlardan) zerindeki ykleri ve arlklar kaldrd (Araf, 7 / 157). Bunun gibi pek ok rnek vardr. Tat, gemi milletler zerinde ard. Fakat bu mmet zerinde hafifletilmitir. Bu mmete hafifletilmi olduuna gre tata zorlanamazlar. Bakalar yle demitir: Bu ayet Peygamberin u szyle nesh edilmitir: nsanlar Allahtan baka ilah yoktur deyinceye kadar onlarla savamakla emr olundum. Bu sz sylerlerse kanlar ve canlarn benden kurtarrlar, yoksa haklarndan gelinir. Dier bazlar yle demitir: Ensardan bir ksm daha nce emzirmek zere Yahudilere ocuklarn vermilerdi. slam gelince, Ensar Mslman oldu. Fakat Yahudilerin yannda olan ocuklar eski dinleri zerinde kaldlar. Mslman olan Ensar ocuklarn Mslman olmalar iin zorlamak istediler. Bunun zerine Dinde zorlama yoktur ayeti indi. (mam Matridi) yle der: Bu Dinde zorlama yoktur ayeti Allahn u szndeki manas gibi de olabilir: Allah dinde sizin iin zorluk klmad (Hacc, 22 / 78). Ayette ki Doru yanltan ayrt edilecek ekilde aklanmtr sznden maksat, yani slam Allah inkardan ayrt edilecek ekilde aklanmtr, onun iin (insanlar) Mslman olmak iin zorlanmazlar.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

HKMET YURDU
Dnce Yorum Sosyal Bilimler Aratrma Dergisi
ISSN: 1308-6944 www.hikmetyurdu.com

Hikmet Yurdu, Yl: 3, S.5 (Ocak-Haziran 2010), ss. 379 - 387

Olu Ve Bozulu zerine*


hvan- Safa ev. Yrd.Do.Dr. Hamdi ONAY, nn niversitesi lahiyat Fakltesi slam Felsefesi Anabilim Dal honay@inonu.edu.tr

Blm
Ey merhametli gzel karde, Allah seni ve bizi kendinden bir ruh ile teyit etsin. Bilmelisin ki, gk cisimlerinin (ecsam- felekiyye) belirtilmesini, onlarn krelerinin saysn, dzenlerinin keyfiyetini, uzaklk lsn, deveran farklarn, hareket hzlarn ve cevherlerinin tabiatlarn Sema ve lem adl Risalede aklamay bitirdikten sonra, bu Olu ve Bozulu (Kevn ve Fesad) adl Risalede ay alt lemde bulunan tabii cisimleri (ecsam- tabiiyye), onlarn saylarn, dzenlerinin nasl olduunu, tabiatlarnn eitliliini, gk cisimlerinin tesiriyle birbirilerin nasl dntn ve onlardan doup oluan cinslerin saysn belirtmeyi istiyoruz. Ey karde, Allah seni ve bizi kendinden bir ruh ile teyit etsin, ay alt dnyasndaki cisimler yedi cinstir. Onlardan drd anasr- klliyedir (el-mmhatul-klliyye) Bunlar; ate, hava, su ve topraktr. Onlardan domu/olumu czi var olanlardr Onlardan de sonradan oluan ikincil varlklardr ki, bunlar da hayvan, bitki ve madenlerdir. nce anasr- klliyeyi anlatmaya balayacaz, yle deriz: Anasrn her biri madde (heyula) ve suretten mrekkeptir. Heyulann tm cisimdir, sureti ise onu dierlerinden ayran eydir, bu suret onlardan her birinin zatn ayakta tutar. Suret iki ksmdr, temel e ve tamamlayc edir. Aralarndaki farkn bilinmesi iin bunlar (u ekilde) tanmlayacaz. Bunun iin deriz ki: Bir eyin zatn ayakta tu-

tan temel suret, madde (heyula) sinden ayrld zaman o eyin varl yok olup gider. Tamamlayc suret, bir eyi ulalmas mmkn
*

hvan- Safa, Resailu hvanus-Sefa, Beyrut, 1957, c.II, s.5261. Bu risale, hvanus-Safa Risalelerinin On Yedinci Risalesinin tercmesidir

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

380

hvan- Safa / Yrd. Do. Dr. Hamdi Onay

olan en stn haline ulatran eydir, heyulasndan ayrld zaman heyulann varl ortadan kalkmaz. Bunun rnei skn ve harekettir, onlar cismi terk ettikleri zaman o cismin varl yok olmaz. Ancak uzunluk, genilik ve derinlik, heyuladan ayrld zaman cismin varl kalmaz. Ey karde, bilmelisin ki bir eyin zatn ayakta tutan suretten sonra tamamlayc suret gelir; her ayakta tutucu fail surete tabi bir suret vardr ve bunlar birbirini takip ederler, sonuna kadar saylarn iftinin tekini, tekinin iftini takip ettii gibi. Bunun rnei, zatn ayakta tutan atein cismindeki suret, kaynama (galayan) hareketidir, ona tabi tamamlayc suret ise hararettir, onu kuruluk ve czlerin birbirine tutunmas takip eder. Atei kuatan ve onun ar kuru olmasn engelleyen havann rutubeti olmasayd atein paralar birbirine geer ve yakp kavurucu olurdu. Atee, kuruluk ve kupkuruluk isabet etseydi ondan en nemli ama olan faydalanma imkn az olurdu. Ey karde! Bilmelisin ki, hava kymetli bir cevherdir, iinde ok faydalar ve hayret verici zellikler vardr. Bu cmleden olarak o, rutubetiyle kuruluu ve kupkuruluu nler, akyla, seslerin faydasn oaltp, zararn azaltp ve onlarn uzun zaman havada kalmalarn engelledii gibi. Bu nedenle sesler havada sadece kulak onlar iitecei ana kadar kalrlar, sonra zayflayp dalrlar. Eer sesler havada uzun zaman kalsayd, hava sesler ile dolar ve ondan dolay zarar byk olurdu ve sonuta ihtiya duyulan sz ve ifade edilen dncelerin duyulmas mmkn olmazd. Ayn ekilde ate kuru ve kupkuru olsayd, aalara nfuz etmez ve onlar olgunlatramaz ve olgunlamas istenen eyler de ham ve sert kalrd. Ey karde, bak ve hikmet-i Br hakknda dn, nk atei onu kullanann isteine gre kld, atee ihtiya duymadnda onu ok kolay bir hareketle yok eder/sndrr; ate o haliyle (hep yanar bir vaziyette) kalsayd, ondan dolay zarar byk, fayda az olurdu. Atein cisminin tamamlayc sureti, hararetin dourduu letafettir ve onu cisimlere hzl nfuzu takip eder. Yine atein cisminin tamamlayc suretlerinden

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Olu ve Bozulu zerine

381

biri de ktr ve onu parlaklk takp eder. Atein cisminde onu tamamlayc tm suretler birlemitir, onlar hareket, scaklk, kuruluk, letafet (saydamlk) ve ktr. O, tm bu suretle baka eylerle yaptklar dnda farkl bir ey yapar. Ate hareket ile bedenleri (hareket galayan) ettirir, hararetle str, kurulukla kurutur ve letafetle cisimlere nfuz eder, k ile evresini aydnlatr, hararet ve hareket ile cisimlerini zatlarna dndrr. Topran zatn ayakta tutan suret, galayann ztt olan skndur/hareketsizliktir, onu takip eden ikincil (tl) tamamlayc ise soukluktur, soukluu takip eden kuruluktur, onu ise paralarn birbirine tutunmas takip eder. Topran paralarnn birbirine tutunmasndan onun stnde hayvanlar, bitkiler ve madenler oluur. Ey karde, bilmelisin ki, kuruluk (yebuset) iki eittir; biri hararete tabidir ve o faydaldr, dieri soua tabidir, faydas azdr. Hararete tabi kuruluk orta halli olgunluk, soua tabi olan, az hamlk ya da olgunlamama duru mudur? Birincinin rnei, yakut, billur vb. eylerin kuruluudur, nk onlar maddenin harareti piirmek suretiyle olgunlatrmtr, artk onlar her hangi bir deiime uramaz ve bozulmazlar. Soua tabi olann rneine gelince karn, buzun, tuzun vb. eylerin kuruluudur; onlar ok az olgun olduklar iin kuruluklar az, deiime ve bozulmaya maruz olurlar. Bu sebepledir ki, gk cisimler (ecram- felekiyye) olu ve bozuluu, deiim ve dnm (istihale) kabul etmezler. nk onlarn czlerinin birbirine tutunmas kuruluklarnn iddetindendir, kuruluklar ise hareketlerinin hararetinden domaktadr, sonra onlara kuruluk hkim olunca hararetleri snmtr. Sema ve lem Risalesinde akladmz gibi. Yeryznde bulunan cisimlere (ecsam- arziyye) gelince, onlarn paralarnn birbirine tutunmas souktan ve hareketsizlikten doan, olgun olmayan az bir kuruluktan olduundan he trl deiime urar, oluur ve bozulurlar.

Blm
Ey karde, bil ki, su ve havann varlklarnn temel sureti, sakin ve hareketli czlerin birlikte karmndan doan rutubettir. Kuruluk ise tamamen heyulann czlerinin hareketinin iddetinden veya sakinliinin

382

hvan- Safa / Yrd. Do. Dr. Hamdi Onay

iddetinden doar, daha nce beyan ettiimiz gibi, rutubet ise zt olarak, onun hareketli ve sakin czlerin karmndan ve birlemesinden doduuna delalet eder. Suyun zatnn tamamlayc suretine gelince o, sakin, kat ok paralar (cz) ve latif, hareketli az paralardr. Suyun zatnn tamamlayc sureti, sakin, ok kat paralar ve latif, hareketli az paralar olunca, souklukta topraa benzer olduundan, onun merkezi arzn merkezi gibi olur. Havann zatnn tamamlatc suretine gelince, hareketli, ok latif paralar ve sakin, az kat paralardr. Havann zatnn tamamlayc sureti, hareketli, latif ok paralar olunca, hararette atee benzediinden onun merkezi atein merkezi gibi olur. Ey karde, bilmelisin ki, gk cisimlerinin temel sureti hareket hznn iddetinden doan hararetin gcnden meydana gelen kuruluk, buna mukabil yer cisimlerinin temel sureti ise kaynama hareketinin ztt olan sknun iddetinden doan soukluun iddetinden meydana gelen kuruluk olunca, yer cisimleri harekette zt olmalarna karn, kurulukta gk cisimlerine benzerler. Yeryz cisimlerinin hareketi merkezden evreye doru olunca, sknu da evreden merkeze doru olur, nk zt olan eyler, zttn dan en uzak yere kaar; evreden en uzak mekn ise merkezdir. Su ve havann temel sureti, hareketli ve sakin paralarn karmasndan doan rutubet olunca ve rutubette kurulua zt olunca, yerleri evre (muhit) ve merkez aras olur. Suyun zatnn tamamlayc sureti sakin, kat ok paralar olunca, su, souklukta topraa benzer ve merkezi onun merkezi gibi olur. Havann tamamlayc sureti hareketli, latif ok paralar olunca, hararette atee benzer ve merkezi onun merkezi gibi olur. Ey karde, bu aklamalar gsterdi ki, cisimler tabiatlar gerei, bazlar zt olmalarna karn, bazlar birbirine benzerler. Cisimler, tabiatlarnn ztlndan dolay merkezleri birbirine zt/farkl ve tabiatlarnn benzerliklerinden dolay da merkezleri birbirine yakn olur. Cisimler mertebelerine gre tertip edilince, birbirine tutunmakszn, ar ve hafif demeden ve direksiz olarak her biri kendine has merkezinde durur. Ancak

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Olu ve Bozulu zerine

383

sonradan olan zorlayc bir sebeple yerlerinden karlar, bu olmaynca kendilerine ait zel yerlerine dnerler. Bu duruma mani bir engel olursa aralarnda itme meydana gelir. Bu itme evreye doru olursa hafif, lemin merkezine doru olursa ar diye isimlendirilir. Bu artlara haiz olan kreler kendilerine has yerlerde tertip edilince, bazs bazsn kuatr ve daireler eklinde olurlar, ancak su mstesna; lah inayet ve Rabban hikmet suyu her ynyle kuatlmaktan toprak ile engellemitir. nk su kresi btnyle toprak kresi tarafndan kuatlsayd, hayvanlar ve bitkiler yeryznde engellenmi olurdu ve yeryznde hayvan ve bitki olmazd. Ancak toprakta sularn bulunaca meknlar oluturulmutur. Bunlar deniz ve kuyulardr. Biz corafya risalesinde yeryznn (toprak) biimini dalarn, denizlerin, nehirlerin, blgelerin ve lkelerin saylarn daha nce anlatmtk. Belki burada ihtiya duyulanlar tekrar anlatmak gerekecek.

Blm
Ey karde, arz; zerindeki btn dalar, denizler, nehirler, grkemli kentler (umran) ve harabe yerler ile tek bir kredir. O lemin merkezinde havada yer almaktadr. Hava onu btn ynlerden sarl bir ekilde kuatmaktadr. Byk denizin (bahr- azam) yeri ko burcunun yrngesi altndadr, doudan batya uzanmaktadr. Ama dier denizler byk denizden ube ve hali eklindedir, kuzeye uzanrlar, onlar yedi denizdir: Rum denizi, Kuzlum denizi, Fars denizi, in denizi, Hint denizi, Yecc ve Mecc denizi ve Crcan denizi. Bu ve dier denizlerin arasnda adalar, karalar, kurulmu kentler(umran), dalar, ormanlar (cm) ve dalardan balayp denizlere ulaan nehirler vardr. Dalarn kkleri arzn iine yerlemi ve balar havada ykseltilmitir. Bu dalarn arasnda derin vadiler vardr. Dalarn iinde maara ve boluklar vardr. Yer kabuunun (arz) iinde katmanlar, stnde ise; bazs amur, tuzlu toprak, kum, akl, sert talar ve eitli paralardan oluan farkl toprak trleri vardr. Bunlarn bu denli eitli olmasnn sebebi, yldzlarn yrngeleri (semtleri) ve ualarn ufuklardan o topraklar zerine gndermeleri ve

384

hvan- Safa / Yrd. Do. Dr. Hamdi Onay

feleklerin bu paralar zerinden gei derecelerine gredir. Bundan dolay ay alt lemde olan cisimlerde (etkili bir) olu ve bozulma vardr. Ey karde, bil ki, bu drt rkn (erkn- erbaa) birbirine dnr; su baz durumlarda hava ve baz durumlarda da toprak olur. Havann durumu da byledir; o bazen su, bazen ate olur. Ate de byledir, alevi bitip snd zaman hava olur; hava katlat zaman su olur; su ar donduu zaman toprak olur. Bunun aksine toprak, deiim geirip akkan olduu zaman su olur. Su eriyip inceldii zaman hava, hava kzt zaman ate olur. Ate incelmekle ve toprak da katlamakla, talamann dnda baka bir ey olmaz ki, o da toprak cinsindendir. Ancak bu unsurlar birbirine karrsa, onlardan maden, bitki ve hayvan (canl) gibi olu ve bozulu zellii tayan eyler meydana gelir. Btn bunlarn asl buharlar ve birbirine karan karmlardr. Buhar; denizlerden, nehirlerden ve aalardan gnein stmas ve yldzlarn nlarn onlar zerine atmas ile havada ykselir. Karmlar ise arzn iine geen yamur sular ile toprak paralarnn birbirine karmas ve katlamasndan oluur, arzn derinliklerinden kan hararet (scaklk) ile pierler. Ey karde, bilmelisin ki, bu iki karma (halita) yani buhar ve z zsuya dnen ilk ey erkn- erbaadr. Bu iki karm, ay alt lemde oluan ve bozulan dier eyler iin temel madde olur. yle ki, gne ve yldzlar nlaryla toprak, deniz, aa ve nehirler zerine yansmasyla sular strlar, sular azalr, topran paralar incelir, buhar ve duman oluur. Buhar ve duman bulut olur, bulut yamur olur, yamurlar topra slatt zaman toprak paralar su ile karr, bundan z su (karmlar) oluur, karmlar maden, bitki ve hayvan (canl) oluumlar iin temel madde olur. Bunlardan her bir tr iin ayr ayr Risale yazdk, o risalelerde o eylerin oluumlarnn, terkiplerinin, ortaya klarnn, gelimelerinin ve en son noktalarna ulamalarnn nasl olduunu, sonra, kendisinden olutuklar drt rkuna (su, toprak, hava ve ate), bozularak, eskiyerek, deiime urayarak nasl dntklerini akladk. Ey karde, bil ki, olu ve bozulu (kevn ve fesad) birbirine zt olup ayn anda tek bir eyde birlemezler. nk olu, maddede (heyu-

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Olu ve Bozulu zerine

385

lada) suretin meydana gelmesi ve bozulu ise suretin maddeden ayrlmasdr. Heyuladan bir ey bozulduu zaman baka bir ey oluur, nk heyula ondan bir suret ayrld zaman baka bir suretle birleir. Heyula daha iyi bir suretle birletiinde olu, daha aa bir suretle birletiinde bozulu meydana gelmektedir. Bunun rnei, toprak ve suyun bitki olmas, bitkinin tahl ve meyve olmas, meyve ve tahllarn gda olmas, gdann kan, et ve kemik olmas, bundan da hayvann/canl meydana gelmesi gibi... Bozulma, bitkinin yanp kl olmas ve hayvann lp toprak olmasdr. Ey karde! bil ki, nefse zg olan bedenin, olu ve bozulua tabi olan varlklardandr. Beden, nefse nispetle ancak oturulan yurt veya giyilen elbise gibidir. Onun iin btn aba ve gayretini bu beden yurdunun zevkine ve bu elbisenin yeni olmasna verme. Sen bilirsin ki her mesken harap olur ve her elbise mutlaka eskir. Sen baz vakitlerin nefsin hakknda dnmeye ve onun cevherini, balang ve sonunu (mebde ve mead) bilmeye ayr. nk o varl ebedi kalc bir cevherdir, lakin denildii gibi bir halden bir hale intikal eder: Nefsine kar mcadele et ve onun faziletlerini tamamla, nk sen cisminle deil nefsinle insansn. Keza haber olarak rivayet edilmitir ki, bn Eb Talib (Hz. Ali), bir hutbesinde yle demitir: Yalnz ebed iin yaratldnz, fakat bir yurttan bir yurda naklediliyorsunuz, sulplerden rahimlere, rahimlerden dnyaya, dnyadan berzaha, berzahtan cennet veya cehenneme.

Blm
Ey karde! bilmelisin ki, cennet ancak ruhlar alemi (alem-i ervah) dr. Onun tm ruhan surettir, cisimsel ve maddesel deildir, srf hayat ve rahattr, lezzet, sevin ve gzel haldir, ona olu ve bozulu arz olmaz, deime ve eskime olmaz, nk o dar- hayattr, keke bilselerdi. Bu cennet yurdu, hayat yurdu olunca, ey karde, bu yurdun ehli hakknda senin zannn nedir, onlarn hali nasl olacak? Onlar tarif edip anlatmak ancak ksa olur, Allah Telnn Kitabnda peygamberi Muhammedin lisan zere anlatp dedii gibi: Orada (Cennette) nefislerin ektii, gz-

386

hvan- Safa / Yrd. Do. Dr. Hamdi Onay

lerin lezzet ald eyler vardr ve siz orada ebedi kalacaksnz. (Zuhruf, 43/71) Ey karde, bilmelisin ki, ate ve cehennem, ay alt lemde olan cisimli varlklar (lem-i ecsam) dnyasdr. Bu lem daim olu, bozulu, deime ve eskime iindedir ve onun ehli, Azab tatmalar iin onlarn ciltleri pitike onlar baka ciltlere tebdil ederiz (Nisa, 4/56) ayetinde olduu gibidir. Ey karde, bu dnya aldatmacas iinde Allahn peygamberleri, velileri, bilginleri ve filozoflar gibi zahit ol. Bilirsin ki buras kalc bir yurt deildir, ecel yaklamadan, mr son bulmadan nce, zorla ve cebren deil, tercihinle yolculuk ve intikal iin hazrlk yap. Bil ki bu durum, sana ahiretin dnyadan stnln ve taklide dayal olarak deil, doru bilgi ile bilmenden sonra aa kar. nk insann doas aceleci olduundan, bu dnyada mevcut olanla yetinmez (zahit), sonradan gelecek olan ahiret hayatna rabet etmez. Ancak bu, sonradan olan ahiretin, imdi olan dnya hayatna stnln bilmekle mmkn olur. Ey karde, Allahn peygamberlerinin, kendi lisanlar zere indirilmi Kitaplarda iaret ettikleri eyleri talep ve onlar elde etmek iin al. Cennet nimetleri ve cennet ehlinin saadeti, cehennemin vasf ve cehennem ehlinin mutsuzluu (ekaveti) hakkndaki manalar meleklerden alnmtr. Ayn ekilde filozof ve bilginlerin ruhlar leminin zellikleri, orann ehlini vmeleri, cisimler lemini yermeleri, orann ehlini kt anmalar hakkndaki sembollerini, iaret kabilinden zl szlerini anlamaya al. Umulur ki sen aklnla onlarn anladklarn anlayabilirsin ve onlar nefislerinin saf cevherlerini grdkleri gibi, sen de kendi nefsinin saf cevherini grebilirsin. Onun iin nefsini gaflet ve cehalet uykusundan uyandr, mutlu limler gibi yaa, bilgilerini gelitir ve artr. Gayretini semann ilerine ve inceliklerine doru ykselt ve ahirette mutlu kiilerden ol. Ey karde! Allah seni, bizi ve eitli beldelerdeki btn kardelerimizi doruya muvaffak klsn. O, kullara ok merhametlidir. Buraya kadar, Ay alt lemdeki erkn- erbaay zikrettik, onlar ate, hava, su ve topraktr. Her birine has en stn ekle ulatran temel biimleri anlattk, birbirlerine nasl dntn akladk. lk dnenin

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Olu ve Bozulu zerine

387

buhar olduunu ve buharlardan karmlarn olutuunu, karmlardan madenler, bitkiler ve hayvanlar (canllar) gibi varlklarn olutuunu bildirdik ve bu Risaleyi sona erdirdik. Bundan sonra baka bir Risaleye balayacaz, onda havada ykselen buharlar ve hava olaylarnn nasl olduunu anlatacaz. Bu Risalenin ismi el-Asrul-Ulviyye ve Havadisl-Cevv. Olu ve Bozulu (Kevn ve Fesad) Risalesi burada tamamland.

HKMET YURDU
Dnce Yorum Sosyal Bilimler Aratrma Dergisi
ISSN: 1308-6944 www.hikmetyurdu.com

Hikmet Yurdu, Yl: 3, S.5 (Ocak-Haziran 2010), ss. 389 - 392

Bat, Medeniyeti Nasl Bulmu?*


Merhum Msr Mfts Muhammed Abduh ev. Mehmet Akif Sad. Yrd. Do. Dr. Ali Duman nn niversitesi lahiyat Fakltesi slam Hukuku Ana Bilim Dal aduman@inonu.edu.tr

Birinci Sebep: Cemiyetler


Avrupada vaktiyle din ile ilim arasnda daimi bir sava vard. lme fayda salamak iin bir takm cemiyetler, partiler olumutu ki bir ksm kuvvet buluncaya kadar icraata el altndan balam, dier ksm ise birden bire meydana atlmt. Bu sava ortamnda din, kendi taraftarlarnn kuvveti, hasmnn ise aksine zayfl srekli galip gelirdi. Bu galibiyet Batdan, Endls ufuklarndan grnen Muhammed rfan gnei Avrupay aydnlatncaya kadar Doudan, Batllarn ilim ve fenni, o aydnlk a katlarak nur zerine nur oluncaya kadar devam etti. Bu iki apak nur, ilim ile din, gittii yere beraber gtrd faziletli medeniyeti bulmak konusunda kendisinden yararlanmak iin insanlarda bir eilim bir gayret gsterdi. Bu gayret ise din byklerinin etkisi altna alan ve ezici stnlklerini ktye kullanmalarndan, akl, vicdan ar bir esaret altnda inletmelerinden, netice olarak beerin doasnn tayamayaca bir ifrat derecesine ulamalarndan ileri gelmiti. te insanlk bu ikenceden kurtulmaya are arayp durduu bir srada bu iki apak nuru karlarnda grnce hemen na doru komaya baladlar. Artk bunun zerine din bykleri, bilim adamlarn atelere atmak, vatanlarndan srp karmak, hkmetin gerek en byk gerek en kk medeni icraatlarna varncaya kadar karmak gibi durumlardan kandlar. Hatta Fransa krallar Parisin sokaklarna Endlsn Kurtubas gibi kaldrmlar yapmaya baladklar zaman caddelerde sr ile domuz beslemek yasaklanmt. Bu yasaa Papa Antuvann papazlar

Bu yaz Srat- Mstakim Mecmuasnn 2. Cildinin 26. Saysnda yaynlanmtr.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

390

Muhammed Abduh / Mehmed Akif / Yrd. Do. Dr. Ali Duman

ar derecede sinirlendi. Papann domuzlar eskisi gibi serbest serbest gezebilmelidir diye feryat etmeye balad. Bunun zerine ok byk grltler oldu. Sonunda hkmet domuzlarn boynuna birer an takmak artyla Papazlarn taleplerini onaylamaya mecbur oldu. Derler ki Kral iman Filipin attan derek lmesinin nedeni bu domuzlar olmu. nk hayvan domuzun nce kendisinden, sonra anndan fena halde rkm. imdi biri diyebilir ki iyi ama o sylediin devirde Papazlar istemi olsaydlar domuzlarn boynuna hi an taktrmayabilirlerdi onlarn bunu uygun grmeleri medeniyete kar ltuf, bir tolerans deil midir? Evet, gerekten zaman zaman byle toleranslar grlmyor deildi, bunu kabul etmek gerekir. Ancak sanmyorum ki Avrupallarn bugn ulatklar ada medeniyetin olumas iin bu eit izinler yeterli grlsn. Medeniyetin deerini o kadar kmseyemeyiz.

kinci Sebep: Dini Basklar


Bir taraftan ilme olan ihtiyacn zorlamas, dier taraftan din babalarnn dehetleri, ilim aratrmaclarnn kalplerindeki gayreti alabildiine ateledi. Artk ftursuz bir azimle altlar, ii ileri gtrdler. Birok hakikatlere ulatlar ki medeniyet ve olgunluk amacna ulamak iin dnce lemi onlardan ok faydaland. Bundan byle din babalar ile aralarndaki sava ve mcadele stnl bazen bir tarafa bazen br tarafa veriyordu. Ne zaman ki Hristiyanl slah amacyla Protestanlar ortaya kt ilim taraftarlar nce marifet (bilgi) urunda savaacak bir parti sanarak bunlarn yannda yer ald. Hatta mehur Arasem1 de bunlarn arasndayd. Fakat Protestanlar amalarna ulaarak stnl / nfuzu ele geirdikleri gibi inanlarnn grnen yzne aykr gr sahiplerini ldrmeye baladlar. Bunun zerine gerek Arasem gerek destekleyicileri derhal bir kenara ekildiler. Protestanlar, grup grup olarak birbirini l-

Yazarn mehur olarak niteledii bu ahsn isminin okunuunun nasl olduunu tespit edemedik. (sadeletiren)

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Bat Medeniyeti Nasl Bulmu?

391

dren bu din slahatlarn kendi hallerine braktlar. Arasem diyor ki Hristiyanl slah etmek isteyen bu adamlarn byle ilme dman kesileceklerini hi dnmemitim. Dinin slah edilmesi konusunda eitli inanlar savunan bu frkalar yalnz bir noktada birleiyorlard ki o da ortak dmanlar olan Roma Katolik Kilisesinin etkilerinden gvence altnda olabilmekti. Bu ama gerekletii zaman birbirlerine saldrmaya baladlar. Sava iyice kzt. Batnn en faziletli tarihilerinden biri diyor ki: Bu frkalardan her hangi biri iktidar makamna ykselirse tekilerin yok olmas iin ellerini irkin cinayetlerle kirletirlerdi. Artk herkes bu durumun srmesinden rahatsz oldu. Frkalarn birbirleriyle savamas, birbirlerinden intikam almaya almas yznden hepsi de ayr ayr zarar grd iin birbirlerini serbest brakmak konusunda skntya dtler. Onlar bir taraftan bu skntlar iindeyken, ilim br taraftan ilerleyerek (terakki) birok gerekleri ortaya karyor, bu savalarn olumsuzluklarn, ahsi hrriyete kar saldrlarn sebep olduu felaketleri gstererek aydnlanma yolunu ayordu.

nc Sebep: nklap / Devrim


Burada byk Fransa inklabnn ne gibi sonulara yol atn, din babalarna kar ne ekilde ayaklanldn aklamaya gerek yoktur. nk bunu herkes bilmektedir. Biz yalnz unu sylemek istiyoruz ki Avrupada Hristiyanlk beeri ve pozitif bilimleri (ulum ve fnun) olgun bir din olduu iin onaylamad. Belki ilmi topluluklarn mutlak galibiyetinin basks altnda kald da boyun emek zorunda kald. Zaten baka bir ey de elinden gelemezdi.

Drdnc Sebep: Hristiyanln Terki


Hristiyanlk babalar dinlerinde son derece sabit karar, gayret sahibidirler. Dier dinlerden hi birinin bykleri bunlarn derecesine ulaamaz. Evet, Hristiyanlk babalar dinde arlk gstermek, insanlar zerinde iddet yoluyla nfuzlarn gerekletirmekle birlikte, dinin desteklenmesi konusunda hibir vesileyi karmam ve karmamaktadrlar.

392

Muhammed Abduh / Mehmed Akif / Yrd. Do. Dr. Ali Duman

Dinin esaslarn glendirmeye, dine saldran pheleri gidermekte bunlar kadar hrsl bir topluluk yoktur. Bunlar mevcut bilimleri de Mesih inanc ve adabn gndemde tutmak iin ara klmlardr. Bununla birlikte ilim ve medeniyet adamlar gnden gne Hristiyanlktan yz evirmektedirler. Sradan insanlarn durumu da byledir. te Fransa, Kilisenin kz olarak bilinmesine ramen, kilise aleyhinde en fazla o bulunuyor. Birok devletler btn yeryznde Hristiyanl korumay kendileri iin en byk bir eref saymakta, dzenli Papaz okullar ve binlerce rencisi grlmekle birlikte Batnn bykleri: Bunlarn eitim ve toplanma hrriyetleri snrlandrlmaldr diyor. Hatta mehur Protestan reislerinden biri 1901de Fransada yapt bir konumasnda ister Katoliklik olsun ister Protestanlk olsun Hristiyanlk toplumsal faydasn yitirmi olduu gibi dini stnlklerini de kaybetmitir dedikten sonra u szleri sylyor: Eer Mesihin dini slaha muhta olan Katoliklikten baka bir ey deilse yahut slah edilerek bugnk duruma getirilen Protestanlk ise, bu yzyln ocuklar kesinlikle Hristiyan olamaz. Bu konumacnn dier bir sznden u anlalyor ki, o Mesihilii Mslmanlarn anlayna uygun olan bir anlamda alnmaldr demek istiyor. Eer alrda, emelini gerekletirmek konusunda baar gsterirse inallah din ile ilim daha dorusu Hristiyanlk ile slam arasndaki ayrlk ortadan kalkar.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

HKMET YURDU
Dnce Yorum Sosyal Bilimler Aratrma Dergisi
ISSN: 1308-6944 www.hikmetyurdu.com

Hikmet Yurdu, Yl: 3, S.5 (Ocak-Haziran 2010), ss. 393-407

Kelam Kitaplarnn Asrn htiyalarna Gre Dzeltilmesi ve Yazm, Mslmanlar Arasndaki Farkl Mezheplerin Birletirilmesi, Medreselerdeki Eitimretimin Islah
Konuan: Mus Kzm Yazan: Eref Edip Sadeletiren: Hulusi Arslan nn niversitesi lahiyat Fakltesi, Kelam Anabilim Dal harslan@inonu.edu.tr

-ISrat- Mstakim Say:52, C:2 stanbul (17 aban 1327 20 Austos 1325) ss. 403406
slamn balang dneminde sadece hadislerin zahiri manasyla yetinilirdi. Bilhassa peygamber zamannda herkes, phe ettii meseleyi bizzat Hz. Peygambere sorar, hallederdi. Kitap yazmaya, okumaya lzum yoktu. Gerek dine gerekse dnyaya ait eyler, her ne olursa olsun byle zmlenirdi. Kitap telifine lzum grlmedi.

Bu yaz, Srat- Mstakm dergisinin 52 (ss. 403-406), 53. (ss.5-6), 54. (.ss.22-23) saylarnda Ktb Kelmiyyenin htiyct- Asra Gre Islah ve Telfi, Beynel-Mslimn Mezhib-i Muhtelifenin Tevhdi, Medreselerde Tedrstn Islhadyla Osmanlca olarak yaynlanmtr. Mus Kazmn medresede verdii derslerin Eref Edip tarafndan kaleme alnm ekli olduu anlalmaktadr. Bu sebeple metin, konuma dilini yanstmaktadr. Orijinalliine zarar gelir endiesiyle slubuna fazla mdahale edilmemitir. Yazda ele alnan meseleler, gnmzn de tartma konularndandr. Bu adan sadeletirilmesi ve yeniden yaynlanmas dnlmtr. Ms Kazm (1858-1920) son Osmanl eyhlislmlarndandr. Aslen Erzurum Tortumludur. Tahsiline memleketinde balayp Balkesir ve stanbulda devam etmitir. Mderrislik ve eyhlislmlk grevlerinde bulundu. Birok eser ve makalesi vardr. Geni bilgi iin bkz. smail Kara, Trkiyede slamclk Dncesi, Kitabevi Yay., stanbul 1997, c.I, ss. 117-151. Eref Edip Fergan (1882-1971) Trkistanl bir ailenin ocuu olarak Serez (Selanik)de dodu. Sibyan mektebini ve Rdiyeyi burada bitirdi. Bir sre dini ilimleri tahsil etti. Bir sre, mahkemede ktiplik yaptktan sonra stanbula geldi. Mekteb-i Hukuka devam ederken Atik Ali Camiinde medrese dersleri ald. Hayatnn byk bir blmn yayn ileriyle geiren Eref Edip, Srat- Mstakim ve Sebilrread ekibinde yer ald. Baz risaleleri ve birok dergide yaynlanm makaleleri bulunmaktadr. Bkz. smail Kara, Trkiyede slamclk Dncesi, Pnar Yay., stanbul 1994, c. III, ss. 11-99.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

394

Musa Kazm / Eref Edib / Do. Dr. Hulusi Arslan

Sonra Tabin zamannda gr ayrl belirdi. Bunun zerine slam birliini tesis etmek iin kitaplar yazlmaya baland. nk, eer gr ayrl ve ihtilaf meydana gelirse, Mslman topluluklar arasnda ayrma meydana gelecekti. Ayrma gelince kuvvet zail olur, sonra Allah korusun btn Mslmanlar yok olur. Onun iin ihtilaflar kaldrmaya alp hakk batldan ayrmaya uratlar. te o vakit kitaplarn yazlmasna baland. Ayrma, bilhassa Kelam ilminde idi. Basiret sahibi kimselerin hakk kabul etmesi iin kitaplar yazld; faydas da grld. Fakat bunlarda felsefeden bahis yoktu. Felsef ilimler henz slama intikal etmemiti. Her mesele bir ayet ve bir hadisle izah olunurdu. te nceki limlerin (Mtekaddimn1) takip ettii metot buydu. nk ihtiya o kadard. Sonra felsef ilimler, Arapaya intikal edip tercme edildi. Bunun zerine birok metot ve mezhep daha zuhur etti. Mesela hi gndeme gelmedii iin o zamana kadar Meiyyn2 mezhebini bilmezlerdi. O, meydana kt. Sonra Tabiyynun3 ne demek olduunu kimse bilmiyordu, byle bir fikir yoktu. Bu fikirler ite hep o mezheplerin iinde grld. Takipisi olanlar oldu, fakat azd. Sonra en fazla Meaiyyn mezhebi yayld. Takipileri pek oald. Onun zerine onlara kar savunma gelitirilmesi gerekti. Bylece gerek rkiyyn4 ve gerekse de Meiyyn mezheplerine kar savunma ihtiyac hissedilince, buna ynelik kitaplar yazlmaya

Gazl ncesi kelamclarn ifade eden bir isimlendirmedir. Meilik, slam dnyasnda Aristocu felsefeye verilen isimdir. Me (yryen) ismi, Aristonun derslerini yryerek vermesine atfen verilmitir. Me mektebi ark slam dnyasnda Kind, Farab, bn Sina gibi filozoflarla, Endlste ise bn Bacce ve bn Rd tarafndan temsil edilir. Bkz. S. Hayri Bolay, Felsef Doktrinler Szl, Ankara 1987, s.172. 3 Tabiatlk, Natralizm veya Doaclk olarak adlandrlan bu anlay, tabiattan baka hibir realite ve deer kabul etmeyen, her eyi doaya indirgemeye alan dnya gr. Bkz. Bolay, Felsef Doktrinler Szl, s.161. Ayrca Bkz. Bedia Akarsu, Fesle Terimleri Szl, stanbul, ts., s.57 4 Nurlar Felsefesi anlamna gelen rakiye, XII. Asrda yaam ve gen yata ldrlm olan ehbeddn Shreverdnin eklektik felsefesine verilen isimdir. Bu felsefede irak, hem kefi hem de zuhuru ifade eder. Bu felsefede Gnein irak (domas) nasl ki, eyann grnmesine imkn
1 2

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Kelam Kitaplarnn Asrn htiyalarna Gre Dzeltilmesi

395

baland ki, ite sonraki limlerin (Mteahhirn5) Kelam ilmi odur. Baka bir anlatmla Kelam ilmine Felsefe kartrld; nk yle olmas gerekti. Fakat bu nasl oldu? lim adamlar nce onlar tahsil ettiler; sonra mdafaa yaptlar; savunma iin kitaplar yazdlar. Bir hayli zaman byle devam etti. Sonralar rkiyyn mezhebi pek yaygnlaamad. Bu yzden en fazla savunma Meiyyna kar yapld. Kitaplar gsteriyor ki, savunma iin bunlara kar ok kitaplar yazld. Nihayet Meaiyyun mezhebi de sona erdi. Yani ilimler deiti, ilimler deitike de Meaiyyunun dayana olan sebepler de ortadan kalkt. Bundan dolay da onlara kar savunma yapmann bir manas kalmad. nk o ilimleri renen yoktu. O mezhebe tabi olup kymet veren kimse bulunmuyor ki, onlara kar mdafaalar meydana koyalm da, o suretle dini hkmleri koruma altna alalm. Bunlar ortadan kalknca, yerlerine Maddiyyun6 mezhebi geti. Bu sefer bunlara kar da savunma gelitirmek gerekti. Nasl ki, Kelam limleri ve bilhassa son dnem kelamclar (mteahhirin) hem Tabiyyn, hem Meaiyyn, hem de rkiyyna kar savunma yaptlar; baarl da oldular. imdi bizim de zamanmzdaki muarzlara kar savunma gelitirmemiz gerekmektedir. Biz, kendimizden bir ey katarsak nasl olur? Biz, onlarn savunmalarn takip edelim gidelimdenirse; onlara deriz ki: Peki ama kime kar? imdi bu yolda ilim sahibi kimselerden, baka bir tabirle felsefeden, kendilerine kar savunma yapabileceimiz hibir frka yoktur. Bu lem on kreden ibarettir. te, birincisi toprak, ikincisi su, ncs hava, drdncs atetir; dokuz tane de kresi vardr. Bunverirse; manevi irak yahut sezgi de insana birok bilgiyi (marifeti) ilham yoluyla verir. Bolay, Felsef Doktrinler Szl, s. 121. 5 Gazal sonras kelamclara verilen isimdir. 6 Materyalizm, zdekilik veya Maddecilik olarak da ifade edilen bu felsef anlay, ontolojide maddeyi deimez, aktif ve dinamik bir prensip ve cevher olarak kabul eden ve ruh ve fikir gibi manevi cevherlerin bu maddenin bir tezahr olduunu ileri sren yahut bunlar inkar eden grlerdir. Bolay, Felsef Doktrinler Szl, s.161. Ayrca Bkz. Akarsu, Fesle Terimleri Szl , s.144

396

Musa Kazm / Eref Edib / Do. Dr. Hulusi Arslan

lar birbirinin iindedir. Ve bu gk kreleri ezeli ve ebedidir, bu suretle lem kadimdirimdi byle diyen bir insan yoktur. O halde, mdafaa edeceiz diye: Hayr sizin ezeli dediiniz doru deildir; belki sonradan olmadr (hdis)diyerek byle kendi kendimize baralm; ne kar? Bugnk filozoflar bizim dediimiz gibi diyor: Evet, Yeryz kresi yaratlmtr. Ve zerindeki mahlkat da sonradan yaratlm varlklardr. Sonra: Eflak dediimiz ey yle Batlamyusun7 dedii gibi dokuzu birbirinin iine girmi deildir. Byle gk kreleri de yokturdiyelim; kim dinler? Bir kere onlar, gk krelerinin varln kabul etmiyor ki, yaratlmtrdiye ilzam edelim. imdiki felsefenin itikad: u gkyz, sonsuzudur; iinde bulunan yldzlar da ayn ekilde sonsuzudur. Bu yldzlar, suret bakmndan sonradan yaratlmtr. Ancak ezeli olan, temel tekil eden paras, tektir. Bu lemde hibir suret / ekil yoktur ki, sonradan yaratlmasn. Hepsi sonradan yaratlmtr, Fakat tek olan temel paras ebedidir. te bugnk filozoflarn fikri budur. imdi kalkp da bunlara kar: gk cisimleri ezeli deildir; sonradan yaratlmtr dersek bize glerler. Sen ne sylersin? derler. Sonra insan ezeli deil, hdistir, yani sonradan meydana gelmitir. Elbet hdisdir. Yeryz birok tabakaya ayrlmtr. En st tabakada insan hadis olmu yani yaratlmtr. Demek ki senin yeryzn de bildiin yok. Bu apak bir eydir. Kim demi insan ezelidir?. Bilmem ite vaktiyle demiler. Ona kar sylerim. Onlar bul da, onlara kar syle! derler insana. u halde grlyor ki, zamanmzda dersleri buna gre dzenlemek gerekmektedir. Zamanmzdaki filozoflarn grlerini rtecek kitaplarn yazlmasna iddetle ihtiya vardr.

Batlamyus, ge skenderiye Dnemi'nde yaam (M.S. ikinci yzyln birinci yars) nl bilim adamlarndan biridir. Hayat hakknda hemen hemen hi bir bilgiye sahip deiliz. Mslman astronomlar 78 yana kadar yaadn sylerler. Belki Yunan asll bir Msrl, belki de Msr asll bir Yunanldr. Yunanca ad Ptolemaios'tur, ama harf uyumazl nedeniyle Ortaa slm Dnyas'nda Batlamyus diye tannmtr. Batlamyus astronomi, matematik, corafya ve optik alanlarna katklar yapmtr; ancak en ok astronomideki almalaryla tannr. http://www.gelisenbeyin.net/batlamyus.html

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Kelam Kitaplarnn Asrn htiyalarna Gre Dzeltilmesi

397

Fakat: Biz evvelce sylenen szleri tekrar edeceiz denirse, o baka. Onunla din savunulmu olmaz. Sonra Meiyyun, Allahn varln tasdik etmekteydi: yle derlerdi: Allah vardr; elbet bu kinatn ilk illeti vardr. Onun varl zorunludur. Fakat o zorunlu varlk, fiillerini zorunlu olarak gerektiren bir faildir (fail-i mcib); zgr bir fail (fail-i muhtar) deildir. Bunun iin lem balangszdr. nk fiillerini zorunlu olarak gerektiren bir failden sudur eden ey, ezeli olur. Binaenaleyh Allah zorunludur, evren ezelidir. nk evren ondan zorunlu olarak sudur etmitir. Byle diyorlard. Biz buna kar o zamanlar demitik ki : Hayr Allah, fiillerini zorunlu olarak gerektiren deil; onlar seerek yapandr. imdi, gnmz filozoflarna kar bunu sylersek bize glerler: Sen ne sylyorsun? derler. Onun grne gre, Allah yoktur. Nerde kald ki zorunlu yahut serbest olsun. u halde bunlara kar fail-i mcib, fail-i muhtar meselelerini gndeme getirmenin bir faydas yoktur. Eski filozoflar demiler ki: Cenab- hakkn sfat yoktur. Kendisi gerek birdir. Bundan dolay onda birtakm sfatlar dnmek yanltr. O, mademki varl zorunlu (vacibul-vcud) bir varlktr; o halde ihtiyatan uzaktr. Eer sfat olursa, nasl gerek bir (vahid-i hakiki) olur? Sonra sfata da ihtiyac lazm gelir. Hlbuki ihtiya Vacibul-Vcuda aykrdr. O, zatyla var olandr (kaim), zatyla bilendir (lim), zatyla g sahibidir (kadir), zatyla irade sahibidir (mrid) vd. lim zatnn ayn, kudret zatnn ayn, btn o sfat dediimiz eyler, zatnn ayndr. Mutezile de bu yolu takip edip kabul ettiler. imdi bu ekilde savunmada bulunsak: Hayr, onun sfatlar vardr. O, ilmiyle lim, kudretiyle kadir, hayatyla diridir (hayy) Mesela o, iradesiyle dileyen, kelamyla konuandr. diye kart grtekilere sz syleyecek olursak bize glerler; derler ki: Biz esas kabul etmiyoruz. Nerde kad zat, sfat, meselesi!

398

Musa Kazm / Eref Edib / Do. Dr. Hulusi Arslan

Hlasa bugn bizim grmze kart gr sahipleri, yani filozoflar, ulhiyet fikrini ve nbvveti kabul etmiyorlar. Aslnda, tabiatlardan bazlar ulhiyeti kabul etmiler. Fakat onu da daha derinden incelersek, onlarn Allah dedii ey, yine tabiat olmaktadr. u halde, bizim en ok ihtiya duyduumuz ey, Kelam ilmidir. Yani Kelam ilmine ait kitaplar gnn ihtiyalarna gre yeniden yazmaktr. Bu da ne ile olur? Bir kere kart grtekilerin sahip olduklar bilgilere vakf olmakla olur. Bilinmezse, onlara kar sz sylenemez. Nitekim gemi ilim adamlar yle yapmlard. Zamanlarndaki felsefecilerin ilimlerini elde ettiler; sonra da onlarn szleriyle onlar susturdular. imdi biz, kalkar da mevcut bilgilerimizle savunmaya yeltenirsek gln duruma deriz. nk bilmiyoruz. nce o ilimleri renelim, sonra savnma yapalm. *-*Artk bu ihtiyac hissetmeliyiz. Bu hususta taassup gstermenin faydas yok, bilakis zarar vardr. Burada taassup olmaz. te eserler gsteriyor ki, btn asrlarda da yle yaptlar. Btn ulema, her asrn ihtiyacna gre kitap yazmlardr. u halde grlyor ki, Kelam ilmini slah etmek gerekir. Sonraki kelamclar nasl ki, felsefenin Arapaya intikaliyle birlikte bu slaha lzum grdler; doa bilimleri ve ilahiyattan birok eyler ilave ettiler; bizim de ayn eylere ihtiyacm vardr. Bizim de zamanmzn ihtiyacna gre Kelam kitaplarn slah etmemiz lazmdr. Ondan baka slam frkalar arasnda birok ekimeler yaanmtr. slam tefrikaya dm, birok mezhep ortaya kmtr. O mezheplerden bir ksm, u anda da varln srdrmektedir. Mesela afilik, Hanbellik ve Malikilik vardr. Bunlar ehlisnnet olmakla birlikte ayrnt olan hkmlerde bize muhaliftir. Hepsinde deilse de birounda muhaliftir. phesiz esasta ihtilaf yoktur, fakat baz fer meselelerde vardr. Bu ihtilaf birbirimize kar husumet eklinde gstermemeliyiz. Mesela afiyi kendimize kar bir hasm saymamalyz. Onlar yle yapar, biz de yle yaparz. htimal ki bizim, ihtimal ki onlarn yapt geree

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Kelam Kitaplarnn Asrn htiyalarna Gre Dzeltilmesi

399

uygundur. Bunlar itihadi meselelerdir. Hlbuki itihd meseleler, zanni delillere dayanr. Her iki tarafn da delilleri zannidir; kat deildir. u halde itihatlar arasnda bir fark olamaz. Onun iin derler ki: tihat, itihat ile bozulamaz. Mesela Hanefi mezhebinde bulunan bir fakih, itihatla bir mesele hakknda bir hkm verse, sonra dierinin onu bozmaa hakk yoktur. Hatta bir afiye gsterilse, o da bozamaz; imzaya mecbur olur; neden? nk kendi itihad tekinin itihadndan stn deildir. O da zann, o da zanndir. u halde biz o mesele hakknda byle itihat etmiiz; filan da yle itihat etmi, amma halt etmi, o kadar ileri gitmemelidemek, hamakat olur. te bu hal tefrikaya sebep olmutur. Kuvvet, yani slamn kuvveti dalmtr. Esef edilecek bir husustur. yi bir ey deildir. Allah bize birlii emrettii halde kendi kendimize ihtilaflar karmz, kendi kendimizi datmz. Birbirimizi hasm grmemeliyiz. Bir mezhep, dier mezhep sahibini kesinlikle dman saymamaldr. Sayarsak ite ne hale geldik! Bu ihtiyac anlamalyz, yani bu ihtiyac bilmeliyiz ki aramzdaki bu ihtilaflar gidermeye alalm. Mesela besmele hakknda Hanefi, afiyi kfre nispet etmez. nk ikisinin de delilleri kuvvetlidir. Her iki taife, dierini mazur grr. Sonra bir i mezhebi var. ilerle Snniler arasndaki husumet, adeta dmanlk derecesine varmtr. Belki daha da iddetlidir. Bu, iyi bir ey deildir. Hele bugn, bu husumeti kaldrmal. Bugn btn slamlarn birlemesi lazm gelir. Katiyen ve tamamyla byledir. nk bu birlii oluturamazsak kesinlikle bilmeliyiz ki, daha bir asr gemeden Avrupallar bizi yok edecek, btn Mslmanlar mahvolacaktr. Bizim devamllmz srdrmemiz iin birlemekten baka are yoktur.

400

Musa Kazm / Eref Edib / Do. Dr. Hulusi Arslan

i olsun, Snni olsun, kim L ilhe illallh Muhammedn rasulullah8 diyor ve kendini Mslman olarak gryorsa, onu tevhd dairesine almak lazmdr. Evet, hatalar vardr, yok deildir. Fakat hatalarn slah edelim, birbirimize kar dmanlk ilan etmeyelim. Hatalar varsa uyaralm, insaf dairesine davet edelim. Amma dmanca deil, iyi niyetle. Herksin akl fikri var. Elbet dncelerini devreye koyar. Arkadan arkaya biz onlar dzeltelim, onlar bizi dzeltsin Bunlar ocuk ileri, byle anl bir topluma yakmaz. Onlar davet edelim, kar karya gelelim, limleriyle grelim, insancasna konualm, anlaalm: Yahu! Hepimiz Mslmansz, nedir aramzdaki bu mcadele, bu kavga? Bir mnazara meclisi oluturalm, aramzdaki ihtilafl meseleler ne ise, zme kavuturalm. i ulemasn davet etmeliyiz. Bir meclis tekil ederek ihtilaflar halletmeliyiz. Bu ayrlk durumuna son vermeliyiz. Nedir bu hal? kimiz de Kurn okuruz. kimiz de Allahn bir, peygamberin hak olduuna inanyoruz. Sonra onlara gre biz batl, bize gre onlar batl; ne hayattr, ne tefrikadr bu? Kuvvetin dalmas ve Mslmanlarn gerilemesi bundan dolay oldu. Bu byledir. Bu fikirler, bugnk ihtiyala uyumlu deildir. Uygun bir ekilde mnazara etmek gerekir. Dorusu budur. Karlkl konuursak, ben eminim ki onlar insaf dairesine gelecektir.

- II Srat- Mstakim Say:53, C:3, stanbul ( 24 aban 1327 20 Austos 1325) ss-5-6
Ben size i ulemasndan biriyle yaptmz konumay anlataym da ize de bir gven gelsin. Gayet mutaassp bir i olmakla birlikte lim ve ciddi bir kiiydi. Dedim ki:
8

Kelime-i ahdet olarak bilinen bu Arapa ifade: Allahtan baka ilah yoktur ve Muhammed onun kulu ve elisidiranlamndadr.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Kelam Kitaplarnn Asrn htiyalarna Gre Dzeltilmesi

401

Tarttnz ve ihtilafa dtnz asl mesele nedir? Asl hilafet meselesindedir, dedi. Onda niza edecek bir ey yok; bana kalrsa buna niza denmez. Yok, dedi, bu gayet mhimdir; slam bitirmi, mahvetmitir; dini alt st etmitir. Peygamberden sonra halife Ali olmalyd. Dedim ki: Hilafet peygamberden sonra Aliye aittir, sz, bir iddiadr; delil ister. Buna deliliniz nedir? O birok eyler syledi, fakat hepsi manasz! Dinledim, dinledim, nihayetinde dedim ki: Bu szlerin hibirisi delil deil. Bunlar hep zan ifade eder. Sen ortaya kesin delil gerektiren mevzulara ait bir iddia koydun. tikadi meselelere ait bir ey, zann eylerle ispat olunamaz. Zann delillerle ispat olunabilecek fer bir mesele olsa hadi neyse. Buna da uymuyor. Sonra baka szler sayd, syledi. Fakat hepsi bo eyler. Nihayet dedim ki: Hz. Peygamberden hilafete dair, yani kendisinden sonra kimin halife olacana dair szl olarak hibir ey sudur etmemitir. Bu, kesindir. Delilim udur: Eer, Hz. Peygamberin kendisinden sonra hilafet makamna kimin geleceine dair kendisinden ak bir sz sudur etseydi, bu meselede ashab-kiram9 ihtilaf etmezlerdi. nk ashab- kiramn Hz. Peygambere itaat etme derecesi herkese malumdur. Hatta Hz. Peygamberin ebedi dnyaya gt gn, Ensr ve Muhacir10 hilafet meselesini mzakere ettikleri bir srada aralarnda ihtilaf zuhur etti. Nihayet bunun zerine Ensr: Bir ynetici bizden, bir ynetici sizden olsun, dediler. Eb Bekir Sddk kp da mamlar Kureytendir11 hadisini okuyunca, Ensr

10

Hz. Muhammedin deerli arkadalar, demektir. Muhacir, Mekke ehrinden Medine ehrine hicret eden Mslmanlara; Ensr ise onlara yardm eden Medineli Mslmanlara verilen isimdir.

11

402

Musa Kazm / Eref Edib / Do. Dr. Hulusi Arslan

durdu ve: Mademki peygamber byle buyurmu; bizim bundan sonra bir kavgamz yoktur; kendiniz seiniz, dediler. Grlyor ki, kendisinden sonra kimin halife olacana dair ak bir sz yle dursun, ima edecek bir sz bile yoktu. Demek ki Hz. Peygamber, bu meseleye dair hibir ey sylemedi. Hasta olunca Ebu Bekir Sddk namaz imamlna geirmiti. Buradan hareketle akl yrterek: mamete bunu layk grd ki bunu geirdi, dediler. Fakat Hz. Ali hakknda byle bir ey de olmad. zetle bu mesele hakknda, Hz. Peygamberin kendisinden hibir hadis-i erif kmad iin ilknce sahabe-i kiram hilafet makamna kimin tayin ulunaca hakknda ihtilafa dtler. Nihayet itihat ederek Hz. Eb Bekire karar verdiler. Sonra Hz. Eb Bekir Hz. meri, kendisinden sonraki halife olarak tayin etti. Hz. merin vefatndan sonra bir ura yapld. ura da Hz. Osman seti. Sonra Hz. Ali hilafet makamna geldi. imdi bunun dinin esaslaryla ilgisi ne? Din mahvolmuturbu nasl anlamsz bir sz? Sonra Hz. Eb Bekir hilafete gelmi ne yapm? Peygamberin gittii yolu deitirmi mi? Siz de bilirsiniz ki Peygamberin gittii yolunu harfiyen uygulam ve muhafaza etmitir. Sonra mer de yle yapm. Btn slami fetihleri yapan Hz. mer idi. Hatta sizi slam eden o idi. Bu kadar fetihler olmu, Hz. mer zamannda nice memleketler fethedilmi ve yz milyona yakn nfus, slam dairesine girmitir. Bununla beraber, balang dneminde durum ne ise sonunda da o idi. ounlukla yaln ayak gezerdi ki, ayakkablar eskimesin de devlet hazinesi zarar grmesin. u halde, din mahvoldu demenin ne anlam var? Byle syleyince mnazaramz durdu. Bir ey demedi. Sonra ilave ettim te bu deerli kimseler Peygamberin gittii yolu tatbik ettikleri iin biz onlar yceltiriz. Zerre kadar insaf olan bir Mslmana da yle yapmak lazm gelir. Salim akl sahibi kimseler, bunun dndaki eyleri reddeder.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Kelam Kitaplarnn Asrn htiyalarna Gre Dzeltilmesi

403

Hz. Ali ok limdi, stnd ve Kurnn srlarna vakft. Doru, ona phe yok. yle ise niin halife o olmam? Sen meseleyi deitiriyorsun: Ali daha stn, daha lim olduu iin layk olan o olmalyd, demek istiyorsunuz. O halde size gre din, esasndan bozulmu deil; sadece daha iyi olan terk edilmi, demektir. Bu, dinin esasndan sarsld manasna gelir mi? Bunu syleyince: Birader! Sen laf syletmiyorsun ki, dedi. Hz. Ali Kurann srlarna daha fazla vakf olduu iin, ilk halife o olsayd, nice hizmetler yapacakt. Yani slam pek ok ilerleyecekti. Maksadm budur, dedi. Bunun zerine ona yle dedim: Sen iddian deitirdin. Bir kere bu olmad. Ayrca Hz. Alinin kendisi de halife oldu. Onlarn bilmedii bir ey varsa niye meydana karmad? Baklrsa, sizin davanza gre, Hz. Ali halife olunca, dnya btnyle deimeliydi. te bu yolda daha birok eyler syledik. Onun zerine bu zat insaf dairesine gelerek: Dorusu bu siyasi bir meseledir. Aramza tefrika koymak iin vaktiyle kurulmu bir plandr, dedi. te grlyor ki onlar insaf sahibi adamlardr; grrsek, fikir alveriinde bulunursak, tabii birleeceiz. Mslman olmayan milletlere kar bile dmanlk gstermek caiz deildir. Nerde kald kendi din kardeimize kar caiz olsun. Bu durum ok zararldr. Buna artk son verilmelidir. Zararl fikirleri kaldrmal, birletirici olmaya allmaldr. Biz bugn Hristiyanlarla bile birlemeye, ittihada mecburuz. ttihat! ttihat! Daima ittihat! Bizim iin bugn baka are yok. Herkesle ittihat. Zamann ihtiyalarn takdir etmeli, anlamal ve ona gre herkes kendi vazifesiyle megul olmaldr.

404

Musa Kazm / Eref Edib / Do. Dr. Hulusi Arslan

Netice olarak, birok adan Kelam lmine ait kitaplarmz yenileyerek dzeltmeliyiz ve eksiklerini gidermeliyiz. Bilhassa bu asrdaki felsef grleri okumak, okutmak ve mdafaa etmek gerekir. Fakat her trl mdafaamz, Onlarla en gzel bir ekilde mcadele et12 yce hkmne uygun yapmalyz. Yani edep dairesinde konumal, mnazara etmeliyiz. htilaflar kaldrmalyz. nk Hz. Peygamber de byle yapard.

- III Srat- Mstakim Say:54, C:3 stanbul (1 Ramazan 1327 3 Eyll 1325) ss.22-23
imdi, medreselerimizin slah cihetine gelince, o dnlmektedir. Islahn gerekliliini takdir etmeniz umulur. [Talebe: Bu ak bir hakikat. Islahna gayret edilmesini rica ederiz.] Siz muhalefette bulunursanz, biz bir ey yapmayacaz. Siz bunu takdir idin, biz bu slahat yapacaz. Her eyden evvel bu slahat yapmaa mecburuz. Bugn zannederim ki, yeni ilimlerden medreselere hi olmazsa be alt dersin konmas ve imdiye kadar takip ettiimiz usulden biroklarnn deitirilmesi gerekir. Mesela: Bir kere haiye ve haiye zerine yaplan talkatlar13 kaldrmak lazmdr. Metinleri gzel bir ekilde, fakat lgat ve edebiyatla birlikte okumak gerekir. O haiyeler, talikatlar nedir? Bunlar, bilmediimiz bir lisann kavaidi hakknda yazlm tenkitlerdir. Evvela bir kere lisan bilmek lazmdr. yi ama biz Arapa okumuyoruz, belki Arab lisan zere yazlm birtakm ilimler okuyoruz, deniyor; bu ne demek? Biz kitabmz, Allahn kitabn bilmeyeceiz mi? Dnyada hibir kavim yoktur ki kitabn bilmesin. Tevrat Yahudiler bilir, nk kendi lisanlaryla yazlmtr. Kurn- Kerim bizim lisanmz zere nazil olmamtr. O halde terc-

12 13

16.Nahl, 125 Talikt, bir eserin kapal yerlerini izah etmek zere hazrlanan ilave notlar veya kitaplardr.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Kelam Kitaplarnn Asrn htiyalarna Gre Dzeltilmesi

405

me edelim. Bildiimiz bir lisan varsa, o lisana tercme edelim. Tercme iin ne lazm? Arapay iyi bilmek, eer Arapa bilinmezse iyi tercme de olmaz. Binaenaleyh ulemann Arapa bilmesi zaruridir. u halde biz Arapa okumuyoruz, Arapa yazlm ilimleri okuyoruzsz sz mdr? Edebiyatn okuyacaz, gramer kurallarn metinden belleyeceiz. cap ederse baz erhler okuruz. Hatta bana kalrsa talebe kendi kendine erhleri mtalaa etmeli. Zaten eskiden yle idi. Bilmem nasl olmu da metin braklm erh okunmaa balanm. Ne tuhaf hale gelmi: nce bir erh, sonra bir haiye, bir haiye daha; bir talikt, bir talikt daha Byle bir kitab ancak be alt senede okuyabiliriz. Sonra: Bu kitaptan ne anladk, ne gibi konular rendik, diye sorsak, hibir ey yok. Bundan baka Arapa bir metnin bir msran anlamak anndan deil. nk btn zaman tartmalarla geti. Asam yle dedi, Abdulafur byle dedi, yok bilmem kim burada feefhem14demi, Anlalma yn ne imi? Hep demi, demi... Hep dedi, denildi Pekala, fakat biz ne okuyacaz? Arapa tenkitleri mi? Evvela edebiyatn bilmeyiz. Henz gramer kurallarn renmeye alyoruz. imdi Abdulafrun, Asamn sras m? Yahu! Bunlar nedir? nsann dnmesi gerekmez mi? Biri bir metin yazm. Sonra biri km o metni tenkit etmi. Edebilir. Sonra biri daha km o tenkidi tenkit etmi. Pekl, bu da bir aratrmadr. Varsnlar gramer uzmanlar urasnlar. Tabii bu tenkitler, o kurallarn felsefesi demektir. Bunlarla itigal edecek imamlar da bulunabilir. Fakat henz lisan renmee balayan bir kiinin kavaid felsefesiyle, AsamAbdulafur kavgasyla vakit geirmesi, dorusu hi akla smaz, ok garip bir eydir. Yok, itiraznz varsa syleyin. Biz metin okuyacaktk. Ne belleyecektik? Kavaid. Neye ait? Arapaya. Peki okuyalm. Bu lazm. Fakat o kavaid zerine bir kitap yazlm. Vaka bir erh, amma o da tenkitlerden ibaret. nk itirazlar, cevaplar, dediler ile dolu. Sonra onun zerine ha-

14

Ben yle anlyorum, demektir.

406

Musa Kazm / Eref Edib / Do. Dr. Hulusi Arslan

iyeler var. Bunlarda falan yle dedi, fakat ben haklym, o deil; o anlamam, dorusu benim dediimdir Tenkitin tenkidi, tenkitin tenkidinin tenkidi... Felsefenin felsefesi, felsefenin felsefesinin felsefesi Vaka, bu, pek bo deil. Fakat bu ne vakit olur? Bir kere, lisan bilinmeli. Sonra bunlar mtalaa kitab olmaldr. Usul tenkidi, daha dousu usul deerlendirmesi renmek iin bir takm felsefe dnmler; bunlar tertip etmiler. Maksad bilmeli de ona gre tahsilde bulunmal. Her eyin sras var, zaman var, fakat ne yazk ki biz bu sray, bu zaman bilemiyoruz. te onun iin Arapa bilmiyoruz. Bir beyit gelir, ap kalrz. Ne Abdulafurdan yardm var ne Asamdan. Haydi Kamusa mracaat. Lgatleri halledelim. Onun da aranmas iin birok zaman kaybediyoruz. Neyse bulduk, fakat uymuyor, tuhaf ey. nk o lgati laykyla anlamak iin edebiyat lazm. Hlasa bu dersleri slah itmek ve metinlerle birebir lgat ve edebiyat okumak gerekir. Sonra laykyla fkh okumuyoruz. Zira vakit bulamyoruz. Tefsir hadis vs. onlara hi ehemmiyet bile vermiyoruz. Bu nasl tahsil? Byle ey olmaz. Btn talebe bir yere gelmeli ve btn bunlar dnmelisiniz. te bu ihtiyac size sylyorum Siz de dnmeli bu hale son vermeli, areler aramalsnz. Mesela Msrda gzel program yapmlar, onu getirmeli, nasl yapmlar o program grmeli, dnmeli, u anki ihtiyalara gre bir program dzenlemelidir. Bir kere nce bu Arapa ynn gvence altna almak, sonra da ilimleri elde etme ynn dikkate almak lazmdr. yi ama biz nasl geineceiz? O yn biz dneceiz. Oras size ait deil. Emin olunuz, sizin geliriniz pek oktur. Fakat tekinin berikinin elinde kalm. Talebeye tahsis edilmi vakflar, tamamyla kendilerine braklsa, be bin talebe varsa, zannederim er lira der. Bundan baka milletin de size kar fedakrlk gsterecei muhakkaktr. Umulur ki, siz bir mevcudiyet gsterirsiniz.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Kelam Kitaplarnn Asrn htiyalarna Gre Dzeltilmesi

407

Yoksa gelecein ne olaca kesindir. Ancak size den, bu ihtiyac bilerek bunu gidermeye almaktr. Sonra bir yabanc dil bilmek gerekir. Bu hususta taassup gstermemek lazmdr. Baka are yoktur. Hem bunda bir saknca da yoktur. nk malum ya, aklmz var dnrz, diyanete ait ve ona zel bir lisan olmaz. Mesela Arapa alt bin senelik bir lisandr. slam dini ise, bin ksur senelik bir dindir. Aslnda yle deil ya neyse. Bir de ezcmle geride de Mslmanlar var. Hi Trke bilmez, Arapa da bilmezler. Bunlarn lisan Rumcadr. imdi bunlar Mslman deil mi? Bunlara Mslman demeyecek miyiz? Sonra biz, Trke konuuruz. Bu, Kuran- Kerimin nazil olduu bir lisan deil. O zaman konumayalm m? Sonra Arap Yahudileri Arapa konuuyorlar, fakat dinleri slam m? Hayr. u halde farz edelim, bizim dinimize mahsus lisan Arapadr. Peki, ne demek isteniyor? Madem slam diyanetine mahsus lisan Arapadr; bu diyanetten dolay baka lisan konumayacaz m? Konumayacaz, deniyorsa, o zaman biz gnahkr olduk. Bunu hangi akl, hangi mantk kabul eder? Hangi ayet, hangi hadis bunu syler? te Trke ne ise, Franszca ve ngilizce de odur. O da Arapann dndaki bir lisandr. Trke caiz oluyor da, ngilizce neden caiz olmasn? Ayn ekilde camide Trke lisanla ders okunuyor; gnah oluyor mu? Hayr. Peki, Franszca sylesek ne olur? Arapaya nispetle Trke ne ise, Franszca da odur. Franszca baka bir ey mi? u halde neden medresede yabanc bir dil renilmesin? Trkler Mslman olmular, Trke iyi olmu, denirse, iinde Mslman olmayan da ok. te in, tamam Trktr. Hlbuki ounluu mriktir. Demek ki lisan meselesini dine kartrmamak lazmdr. Din baka, lisan bakadr. Bunlar birbirinden ayrt etmek gerekir. nk hem ayptr, hem de gln oluruz. Burada taassup gstermek, cehaleti aa karmaktan baka bir ey deildir. -Son-

HKMET YURDU
Dnce Yorum Sosyal Bilimler Aratrma Dergisi
ISSN: 1308-6944 www.hikmetyurdu.com

Hikmet Yurdu, Yl: 3, S.5 (Ocak-Haziran 2010), ss. 409 - 415

slam Halifelii*
Darl-Fnun- Osmani lahiyat ve Edebiyat ubeleri Mdr Hakk Sadeletiren: Yrd. Do. Dr. Ali Duman nn niversitesi lahiyat Fakltesi slam Hukuku retim yesi aduman@inonu.edu.tr

slam halifelii dini bakmdan efendilik ve dnya saltanatdr. Mevcut ynetimlerin en sekini dini makamlarn en ycesidir. Adalet ve Allah korkusu (takva) ile kurulu, din kurallar ve eri dayanaklar ile snrldr. Halife ilahi eriatlar ve yrrlkteki kanunlar dairesinde emir verme yetkisine sahiptir. Bar annda halkn yneticisi ve sava durumunda bakomutandr. Halife belirlenmesi icma ile mmet zerine vaciptir. Ancak baz Haricler ile Mutezileden Ebu Bekr el-Asam halife seme iinin zorunluluundan saknarak Eer toplum dine sarlarak Kitap ve Snnet ile amel ederse halife belirlenmesi vacip olmaz demilerdir. Halife, eri hkmleri uygulamak, gereklerini yerine getirmek, Allahn dinini korumak, kullarn maslahatlarn gerekletirmek ve dman ile savamak gibi kutsal grevlerle vazifeli olduundan, halifede ilk olarak ilim, yeterlilik (kifayet) ve duyularnda salamlk bulunmas arttr. Cahil bir kimse uygulanmas gerekli hkmleri yerine getirmek hususunda kudretli olamaz, aciz bir kimse Allahn yce dinini koruyamaz, cihattan korkar, eri hkmleri geersiz klar ve kullarn maslahatlarn yz st brakr. Hkmleri uygulamaya muktedir olmayan, Allahn yce dinini muhafaza edemeyen, gerektii zaman savatan korkan, eri hkmlerin ortadan kalkmasna sebep olan ve kullarn maslahatlar-

Bu yaz Srat- Mstakim Mecmuasnn 17 Eyll 325 / 15 Ramazan 327 tarihli 3. Cildinin 56. Nshasnda yaynlanmtr.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

410

Darl-Fnunu Mdr Hakk /Yrd. Do. Dr. Ali Duman

nn yz st braklmasna sebep olan cahil ve aciz kimse dini bakmdan efendilik yapmaya ve dnyay ynetme iktidarna asla ehil olamaz. kinci olarak: adil olun ayeti gereince genel olarak hkmlerde adalet art olduundan dinin dayana olan Byk mamlkta (mamet-i Kbra) adaletin en temel art olmas ncelikli olarak zorunludur. Zalim halife olamaz, zalim, eriatn diliyle lanetlenmitir (melun). Cenab- Hakk zalim idareye asla yardmda bulunmaz, zalim bir idare asla payidar olamaz, ilahi cezay hak eder. Yukarda akland gibi ilim, adalet, yetkinlik ve duyularn salam olmas artlarnda Mslman mmeti asla ihtilaf etmemitir. Bu drt art zerinde ittifak edilmi (mttefakun aleyh) artlardr. Yalnz Kureyten olmak art tartmaldr (muhtelefun fih). bn Haldunun bildirdiine gre slamn ilk dnemlerinde Kureyten olmak ekimelerin nlenmesi iin art klnmt. Kurey kabilesinin dier kabileler zerine izzet ve erefi vard. Kureyliler, dier insanlar asabiye stnlyle ynetmeye muktedirdiler. Eer Kureyin dnda bir kabilede halifelik gereklemi olsayd, Kureylilerin muhalefet edecekleri de bilinmekteydi. Bu sebeple slam toplumu blnme riskiyle kar karya kalacak ve Mslmanlarn kudreti paralanacakt. Bu ise dine smsk sarln ve ayrla dmeyin ayetine aykr idi. Sonralar Kurey kabilesinde asabiye gc kalmad. slam toplumunu (mmet) korumak iin stn iktidar kudretine sahip olmak Kureyten olanlara tahsis edilmi bir zellik deildir. Bundan dolay bu arta lzum yoktur. Peygamber (a.s)in vefatnn ardndan sahabe arasnda halife semek konusunda gr ortaya kmt. Birinci gre gre: Dnya ilerini ynetmeye ve dini ileri idareye g yetiren kimse halife seilmeye uygundur. Bu gr Ensarn ounluunun tercih ettii grt. Bunlarn halife aday Sad b. Ubade idi. Daha sonra Mutezilenin tamam ve Hariclerin ounluu bu gr kabul etmilerdir. Bu gr sizi yneten Habeli bir kle bile olsa onu dinleyin ve itaat edin hadisi erifine uygundur.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

slam Halifelii

411

kinci gre gre: Dnya ilerini ynetmeye ve din ilerini idare etmeye gc yeten kimsenin Kureyli olmas arttr. Bu gr Muhacirlerinin ounluunu tercih ettii grtr. Bunlarn halife aday Ebu Bekr es-Sddk idi. Daha sonra Ehl-i Snnet bu gr kabul etmitir. Bu grte olanlar mamlar Kureytendir hadis-i erifini delil gstermektedirler. nc gre gre: Hilafette peygambere akrabalk hakk sahibi olmay gerektirir. Bu gr Haimlerin ounluu ile onlara tabi olanlarn tercih ettii grt. Bunlarn halife aday Ali b. Ebi Talib idi. Bu grte olanlar Benim yanmda Ali, Musann yannda Harun konumundadr hadis-i erifini delil gsteriyorlard. mam Mslimin rivayet ettiine gre Hz. Ali b. Ebi Talib Hz. Ebu Bekr es-Sddka Biz, Resulullaha akrabalk olarak yaknlmzdan dolay bu ite kendimizi hak sahibi gryoruz demiti. iann tamam bu nc gr kabul etmilerdir. Bu adaydan Ebu Bekr es-Sddk ounluu salayarak toplumun fikir birliiyle (icma) halife seildi. Sad b. Ubadenin dnda btn toplum birinci halifeye beyat ettiler. mmet tarafndan halife belirlemekte drt ekil vardr: 1) Kamuoyunun istiaresiyle halife belirleme yolu: Bu yolla ammeye ait iler ve toplumun maslahatlarn zme kavuturma salahiyetine sahip kimselerin semesiyle hilafet gereklemi olur. Hz. Ebu Bekr ile Hz. Alinin hilafetleri gibi. Meseleleri zme kavuturma yetkilileri (Ehl-i hall ve akd) milletin genel meclisinin yeleridir. Nitekim halifenin azli (hul) sebebiyle fetva makamndan verilen fetvada aklanmtr. Fetvalara aklanm/tevil edilmi eriat (er-i mevvel) denir. Ehl-i hall ve akdin tamamnn halifeye beyat etmesi art deildir. ounluk btn hkmndedir (vel-ekseri hkmil-kll) fkh kuralna gre ounluk yeterlidir. eyhayn (Hz. Ebu Bekr ve Hz. mer)e bile beyat etmeyenler vard. Sad b. Ubade lnceye kadar ne Ebu Bekre ne mere beyat etmiti. Hz. Aliye de sahabenin bir ksm etmemilerdi.

412

Darl-Fnunu Mdr Hakk /Yrd. Do. Dr. Ali Duman

2) zel bir danma heyeti (r-y hassa) ile halife seme yolu: Bu yolla nceki halifenin setii bir ksm kimselerin seimiyle hilafet gerekleir. Hz. Osmann halifelii gibi. nceki halife Hz. merin belirledii alt istiare meclisi yesinden Hz. Osman ile Hz. Ali ounluu elde etmilerdi. Mehur tarihi bn Cevznin aklamalarna gre danma meclisince hakem olarak belirlenen Abdurrahman b. Avf adaylardan birini tercih etmek iin ehl-i hall ve akde bavurdu. Bu kere Hz. Osman ounluu elde ettiinden Abdurrahman b. Avf halifelii Hz. Osmana verdi. 3) Vesayet veya veliaht yolu: Bu yolla nceki halifenin hilafet artlarn tayanlardan birini veliaht tayin edip toplumun kabul etmesiyle hilafet gerekleir. Hz. merin hilafeti gibi. nceki halife Hz. Ebu Bekr es-Sddk, Hz. meri veliaht belirlediinde baz sahabiler veliahdin sert bir yapda olduunu bildirmilerse de Halife onlar ikna etmi ve setii veliahd toplum tarafndan kabul grmt. lk asrda slam halifelii ancak bu ekilden biriyle gerekleirdi. Halife toplumun genel onayyla (icma- mmet) halifelik makamn elde ederdi. 4) Kuvvet (Tegallb) yolu: yle ki: Mslmanlar iin bir imam bulunmayp aralarnda tartmalar kar ve ilerinden hi birine raz olmazlar ise dirayet ve kuvveti ile toplumun ynetimine g yetireceine akl kesen bir zatn hilafeti istemesi caiz olur. Artk isteyerek ya da istemeyerek insanlar ona itaat eder ve durum sknete kavuur ve onun arsna uyulursa byle bir zatn hilafeti geerli olur. Bu yola Kl hakk (hakk- seyf) yolu da denir. Kl Hakk yolu ilk asrdan sonra zorunlu olarak toplumun bilginleri tarafndan kabul edilmitir. Rait Halifeler (Hulefa-i Raidn) zamannda hilafet soya dayal (irs) deildi. Halife zorlama olmakszn ve toplumun belirlemesiyle istiare edilerek seilirdi. Hatta Hz. mer halife seecek ura topluluuna olu Abdullah sememelerini tavsiye etmiti. Hz. Ali halifelik iini tamamyla mmete devrederek olu Peygamber torunu Hz. Hasan hakknda ne emreder ne de yasaklar grdnz inann demiti. lk olarak

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

slam Halifelii

413

hilafeti irsi klan (babadan ola geiren) Muaviye b. Ebi Sfyandr. Muaviye, peygamber dnmnn uzaklatn gz nnde tutarak Mslmanlar arasnda bir fitne ortaya kmasndan korkmas sebebiyle yetkin ve hak sahibi grd olu Yezidi veliaht tayin etmiti. Kerbela faciasyla Sara faciasna ve Kabenin muhasaras gibi skntlara baklnca Muaviye korktuuna uramsa da yine hilafetin Beni meyye hanedannda kalmasna sebep olmutur. Emevlerden yalnz mer b. Abdlaziz Rait Halifelerin yoluna uymaya alarak Tabinin mehurlarndan ve Yedi Fakihten Kasm b. Muhammed b. Ebi Bekr es-Sddk veliaht tayin etmek istemiti. Fakat ounluun basksyla bu dncesinde baarl olamad. Onun vefatndan sonra Emevler yine Muaviyenin at yolda yrdler. Abbasler de Muaviyenin yolunu takip ettiler. Ancak elMemun b. Harun er-Red, mer b. Abdlaziz gibi Rait Halifelerin yoluna uymaya niyetlenerek Hz. Ali soyundan Ali er-Rza b. Musa elKazm veliaht tayin etmiti. Bu durum Abbas oullarnn zoruna gittii iin Badatta Memuna yapm olduklar beyatten dnerek, amcas brahim b. El-Mehdye beyat ettiler. Bu srada Memun Horasanda ikamet ediyordu. Badatdaki durum Memuna ulat. Artk Horasanda ikamet edemeyip Badata yneldi. Yolda aniden Ali er-Rza vefat etti. Memun herhangi bir direnile karlamadan Badata girdi. Daha sonra Hz. Ali iasnn iar olan yeil elbiseleri karp Abbaslerin iar olan siyah elbiseleri giydi. Memundan sonra hibir kimse dier bir hanedandan veliaht belirlenmesi konusunu gndeme getirmedi. Osmanllar da Abbaslerin yoluna uydular. Bylece hilafet irsi / babadan ola geen bir kurum olarak kald. slam Halifelii, din ve dnya hkmranl olduu halde, dnemin artlarna bal olarak bazen dnyevi hkmranlktan ayrlarak sadece dini hkmranla zg bir nitelikte kalmt. Rait Halifeler zamannda hilafet hem dini hem de dnyevi hkmranl iermekteydi. Emevler zamannda da hkmet hilfetten ayrlmamt. Yalnz Mervan zamannda ve olu Abdlmelik b. Mervan dneminin balarnda slami hkmet toplumda ayrmaya neden olmutu. Mekkedeki ibnz-Zbeyr daha stn ve daha faziletli (efdal) olmas sebebiyle halife tanndndan

414

Darl-Fnunu Mdr Hakk /Yrd. Do. Dr. Ali Duman

Mervan ile Abdlmelike halife nam verilmemiti. bnz-Zbeyrin ehit edilmesi zerine Abdlmelik hilafeti elde etmitir. Iraktaki Abbasi Devleti balangta hilafet ve hkmeti birletirmiti. Daha sonra hkmet Bveyh Oullar ile Seluklulara geti. Abbas Oullarnda yalnz dini saltanat kald. Seluklularn Badattan kmas zerine tekrar Abbasler dnyevi hkmranla sahip olmularsa da bu da ok srmedi. 656 tarihinde Cengizin torunu Hlagunun saldrlaryla Abbasi Halifelii ortadan kalkt. slam Halifelii sene askda kald. 659 tarihinde Msrda yeniden Abbas Halifelii kuruldu. Fakat Msr Abbasilerinde hkmet yoktu. Hkmet Denizcilik memleketlerinde ve erkesler elindeydi. 923 tarihinde slam Halifelii Abbas Oullarndan Osmanllara intikal etti. Osmanllar hilafet ve hkmeti birletirmilerdi. Osmanllarn birinci halifesi bulunan Sultan Selim slam Halifeliini ald zaman kendisine kar duracak bir hkmdar yoktu. Onun sahip olduu dirayet ve stn kuvvet slam toplumunu tam anlamyla korumaya yeterliydi. kinci Olarak: Son Abbasi halifesi olan Mtevekkil Alellah, Yavus Sultan Selimin yetkinliini takdir ederek halifelii ona vasiyet etti. Bu vasiyet ve halifelii terk edi toplumun meseleleri zme iini stlenen kesimleri (ehl-i hall ve akd) tarafndan onayland. Ezher limleri ile Rumeli limlerinden oluan genel bir meclis, Sultan Selimi halife seerek halifelik iar olan klc ona teslim ettiler. te saltanata geii (clus) takiben yaplan kl kuanma treni buradan ortaya kmtr. nc Haremeyni olarak: ve Sultan Medine) Selim, mminlerin kblesi olan

(Mekke

korudu.

erkeslerin

Malikl-

Haremeyn (Haremeynin Sahibi) unvanlarnn yerine edep gstererek Hadiml-Haremeyn (Haremeynin Hizmetisi) unvanyla yetindi. Bugne kadar Haremeyn Osmanl Sultanlar tarafndan korunmutur. Yalnz onuncu yzylda yedi sene kadar Yezidiyye imamlar tarafndan ve son asrda yine yedi sene kadar Vahhabler tarafndan igal edildii iin, bu dnemlerde Haremeyn, Osmanllar tarafndan korunamamtr.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

slam Halifelii

415

Drdnc olarak: Sultan Selim Han kutsal emanetleri muhafaza altna ald. Netice itibariyle Sultan Selim Han kl kuanma, Haremeyne hizmet ve koruma salama ve kutsal emanetleri muhafaza ederek slam halifeliine hak sahibi oldu. Ehl-i hall ve akdin seimiyle Halifelik makamn elde etti. Bugn Padiahmz Sultan V. Mehmed Han hazretleri milletimizin seimiyle ilerin tercman olarak toplanan ve eri fetvaya gerei Ehl-i hal ve akd olduu sabit olan Millet Meclisi (Meclis-i Umumi-i Millet) tarafndan seilerek halifelik makamna oturmakta ve btn Mslmanlarn halifesi ve Osmanllarn padiah bulunmaktadr. Dier slam memleketlerinin yneticilerine gelince onlara yalnz emir, melik, sultan, hkmdar, padiah denir. Fakat halife denilemez. Halife bir tane olur, ancak emir, sultan, melik, hkmdar, padiah birden fazla olabilir.

HKMET YURDU
Dnce Yorum Sosyal Bilimler Aratrma Dergisi
ISSN: 1308-6944 www.hikmetyurdu.com

Hikmet Yurdu, Yl: 3, S.5 (Ocak-Haziran 2010), ss. 417 - 431

eyh Suhreverdinin Felsefesi*


Yusuf ZYA** Mustafa BULUT nn niversitesi lahiyat Fakltesi retim Grevlisi mbulut@inonu.edu.tr Gerekte rahat durmayacak bir yaratlta yaratlan bu filozof, daha gen yanda iken o zamann en mhim ve kuvvetli iki byk fikir cereyanna, kelamiye ve meaiye sistemlerine, hcum etmeye balam ve bu iki metodun insandaki inceleme ve aratrma duygularn tatmin edemeyeceini, insanlara eyann hakikatini bildirmek iin bunlarn takip ettikleri yolun yeterli olamayacan ileri srerek yeni bir yoldan yrmek iin derin dncelere ve zhdi riyazata dalmtr. Suhreverdinin akl ve nakil tariklerini bertaraf ederek yrmek istedii bu yolun mkaefe tariki olduunu daha hayatn incelerken anlamtk. Ancak kendisinden bahsedilen kii (Suhreverdi) felsefesinde damgasn vurmu olan ilham ve duyu / hiss yolu bir zamanlar eski filozoflarca nazar dikkate alnm olduu gibi gnmz felsefesinde de duyularn sezgisi sahansnda kymetli bir felsefe sistemi oluturulduundan bugn Suhreverdinin mkaefe yntemi byk bir alaka uyandrabilecek konumdadr. nk bu tarik en eski ve en yeni iki byk ve orijinal sistemin inceliklerini bnyesinde barndrr. unu da syleyelim ki eyh Suhreverdi Eflatunu bu meslekte kendine nder kabul eden, Eflatunun ve onu takip eden filozoflarn Akli sezgi usulleri Suhreverdinin mkaefesinden ok baka bir eydir. Gerekte Suhreverdinin felsefesi Eflatunun idealizmi ile balar ve onun gerek realizmine dayanr. Fakat grlecei zere her ikisinden farkl bir tarz vardr. nk Suhreverdi

Bu makale Mihrab Dergisi S. 1718, s. 596- 608 1Agustos 1924 te yaynlanmtr. 1954 ylnda vefat eden Prof. Dr. Yusuf Ziya Yrkn, pek ok akademik kuruluta grevler alm bir ilim adamdr. 1923 ylnda, Sahn Medresesi Ksm- lsinde Felsefe, Terbiye ve timaiyat ve Felsefe Tarihi, slm Mezhepleri ile Akvam- slmiyye Etnografyas, Trk Dinleri ve Mezhepleri Tarihi dersleri okutmutur. Ankara niversitesi lhiyat Fakltesinin kurucular arasnda yer alan Yrkhan 1949 ylndan sonra bu fakltede slm Dini Tarihi, slm Mezhepleri ve Kelm dersleri de vermitir.

**

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

418

Yusuf Ziya / Mustafa Bulut

Eflatun gibi var olann haricen mevcut olduunu kabul ederek eyay glgeden ibaret saymamtr. Ona gre bir eyin rnei ile (eya) kendisi, nur ve zulmet kavramlaryla ifade edilir. Nur ile zulmet arasnda ise vcut fark deil derece fark vardr. Binaenaleyh usulnde ve esaslarnda bir birinden farkl olan bu iki sistemin yap itibariyle bir olduunu zannetmek (Baron Garadavu gibi) doru olamaz. Yeni Eflatuncular ile Suhreverdi arasnda bundan daha sk bir iliki grlmektedir. nk bunlarn yolu akli olmaktan ziyade sezgiseldir. Nitekim cezbe, vecd haline kymet vermeleri bu noktann izah iin kfidir. u fark ile ki Feluna gre vecd halinde hakikatler vicdani bir durum olarak belirginletii halde Suhreverdiye gre grnr durumlar ve eyann mahiyeti hli vecde ruhun felek leminde gizli bulunan manalara ykselmesi suretiyle meydana gelir. Bunlarn her ikisi gizli manalar nazariyesinde dikkat ekici bir ekilde birleirler. Suhreverdi yeni Eflatunculuun birok esaslarn slamiyete gre dzenlemitir. rnein ilahi fiillere karlk gelen eyler asl itibariyle eksik olamaz. Binaenaleyh gneten n yaylmas gibi bir kimseden evlat ve bunlardan hibir ey zayi olmakszn ruh, sonra eya ve mmkn olan eyler ortaya kar nazariyesini ayn ifade ile yalnz evlat, yerine akl, ruh yerine nefs eflk ve mmknat kelimelerini kullanarak kabul eder. Meaiyenin on akl nazariyesini reddeder. Bu nazariyeyi izah etmek iin, onun gayet basit bir kaidesi vardr: mkan eref kaidei erafiyesi Yeni Eflatunculara gre ilham, vahiy gibi olaylar, isel olaylardr. Suhreverdi nemli bir fark olarak bu noktada onlardan ayrlr. Bununla beraber Suhreverdi felsefi mkaefeyi peygamberlere has olan ilham, vahiy, rya olaylar ile kartrr ve felsefenin bunlarla var olduunu, ayrca kendisine de ilham geldiine inanr. Tekrar edeyim ki onun iin mkaefe yalnz vicdann sesinden ibaret deildir. Burada eflakn ve misal leminin/gerein yansmasnn rol vardr. Bu itibarla Bergsonun lisannda yegne felsefe vastas olan duyumsama ile burada konu olan mkefe arasnda dikkat ekici farklar grlyor. u ynn memnuniyetle syleyebiliriz ki, bugn Bergson sezgiye ne derece kymet atfetmi ise, bir zaman eyh Suhreverdi de ayn konuya ayn nemi vermitir.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

eyh Shreverdinin Felsefesi

419

Bugnki ilmin istikametine nazaran bu nazariyeden ne dereceye kadar fayda elde edilmi ise o zaman ki vaziyete gre keyfiyet imdikinden aa kalmamtr. Bilhassa son zamanlarda Alman Staynerin nazarnda duyu sezgisi tamamen ve hatta Suhreverdi nazarnda (felsefi-dini) bir kymet kazanmtr. Rya, halsinasyon (birsam)1, vecd, istirak hallerinde elde edilen mahedeta felsefi bir kymet vermeye uygun olan Staynerin bugn ki gayreti bize Suhreverdiyi hatrlatmaktadr. Hulasa Suhreverdinin Plotinus ve Eflatuna nispeti Staynerin Bergson nispetine benzemektedir. Bu szlerimle Suhreverdinin yalnz skenderiye ve Yunan felsefesinden ibaret olduunu sylemek istemem, nk bilhassa arkn iinden fkran k kaynann Suhreverdi zerinde tesiri byktr. Tasavvufun ve Simyagerliin byk tesiri olduu gibi ayn zamanda Suhreverdi ark kaynakl olmak zere Zerdutn dinini de tetkik etmitir. Nur ve zulmetten her frsatta bahseden Suhreverdi, eserlerindeki birok kavram Zerdutn Zend vesta isimli kitabndan almtr. Fakat Suhreverdi dncesinde, nur ve zulmet iki ayr bamsz varlk ifade etmez. Biri dierine meyilli ve zulmet nura ktr, zulmet nura ykseldike maddi yapsndan kurtulur. Zerdtte ise nur ve zulmet mcadele halindedir. Bunlar, mahiyet itibariyle farkl olsa da, her ikisi de insan sevk ve idare ederler. Bylece Suhreverdi Zerdt hakikati btn ynleriyle bilen felsefecilerin ileri gelenlerinden saymtr. Onun nur ve zulmet dedii eyleri iki ayr kaynak olarak anlamamaldr ve zulmet ile nuru iki ilah suretinde kabul edenlerin Mecusiler olduu fikrinde srar etmektedir. Suhreverdinin felsefesine girerken u arz ettiim umumi nazara ihtiya olduu gibi, bir de rakye felsefesinin meaiye, kelamiye, ve sufiye ile ayrldklar yerleri grmek lazmdr. Bu hususu ilerde ayr bir makale ile aklayacam.

Birsam: (Halsinasyon) Akl hastalarnn, gerekten var olmayan bir eyi varm gibi yanl idrak etmeleri halidir. Mesel karnlarnda veya balarnn iinde ylan bulunduunu sylemeleri yahut bir canavarn azn ap kendilerine baktn sylemeleri birsam hlini gsterir. (Sadeletiren)

420

Yusuf Ziya / Mustafa Bulut

Suhreverdinin felsefesini yazarken onun fikir ve grlerini ksmda arz etmek istiyorum: 1- Mkaefe Yntemi altnda balayan birinci ksmda u meseleleri izaha alacam: Felsefe tek bir hakikattir. Byk filozoflar hep bu hakikati dile getirmilerdir, dnya, felsefenin hakikatini kavrayan bir filozoftan hibir zaman bo kalmaz ve bu filozoflara kutup denilir. Kutup olan zat felekler lemi ile tam bir irtibat halindedir. Felekler lemi olgu lemi zerinde tasarruf sahibidir. Hurkalya ( )ve Cabulk ( )beldeleri, ilham, rya ve vahyi nbvvet nazariyelerin hepsi tpk eflatun ve muallka da olduu gibi lemi misal ve rabbin nev meseleleri, dinin gereklerinin sembolik anlatmndan ibaret olduudur. Mehdi meselesi vs. gibi. 2. Ksm, nazari felsefe meselelerini ihtiva edecektir: Cisim, ruh, lem, cihat- akliye, meaiye mantnn hatalar, makulat meseleleri vs.gibi. 3. Ksmda ilhiyat ve envar meselelerine geeceiz. Allah nuru illa vardr, muhtar deil, mucibdir. mkn eref kaidesi, illet ve malul meselesi, kdem-i lem gibi. lem de tasarruf sahibi akllar ve felekler deildir, olaylarn nedeni feleklerdir, dolaysyla feleklerin hareketleri iradidir, olaylar sonsuzdur olaylarn kayna meselesi, sfat ilhi zatn sfatlarnn aynsdr, her ey hayrdr, er yoktur. Hayattan maksat akl cevherinin mkemmelliidir. lmden sonra vs. Bu konularn her biri zerinde srar edecek deilim. nk o takdirde yaz makale halinden kacaktr. Burada maksadmz, dnrmzn kendi dili ve kendi kavramlaryla bir fikir vermektir. Nitekim mellifin/dnrn kudretine daha iyi nfuz etmek iin kendi eserlerinden ve ynteminden bir konu amaktr. Onun daha gen yata birok eser yazd ve altm kadar telifte bulunduunu nazari dikkate alrsak makalemizin snrlarn am oluruz. Yalnzca mellifin felsefesini daha yakndan tanmak iin hem ksa olmas hem de faydal olmas bakmn-

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

eyh Shreverdinin Felsefesi

421

dan Heyakilun-Nur adl felsefi eserini esas aldk. Bu eserlerdeki ana fikri de aada grebileceiz.

1. Shreverdnin Mkaefe Yntemi


eyh ahabeddin Maktul Suhreverdinin felsefesinde hareket noktas, mkaefe yntemidir.2 Ona gre btn dnce mkaefeye dayanr. Akl yolu, insani hakikate ulatrmaz, hakikat bizzat yaamakla idrak edilir. Bundan dolay akl ve nazar yntemi ile hareket eden filozoflar ok hata etmiler ve daima birbirleri ile ihtilaf halinde kalmlardr ki bu hata ve ihtilaflar Aristodan balar. Hlbuki hakikate mkaefe ynteminden gidenler bir dieriyle ihtilaf etmiyorlar. Bunlar zde birleirler. Evet, yalnz ifade etme asndan bir dierinden farkl beyanatta bulunurlar, ancak zahirde grlen bu ihtilaf ekle aittir. Ve filozoflarn bu tarzlar aklama ve izah etme hususlarndan kaynaklanmaktadr. Esasen hakikatte ihtilaf etmek mmkn deildir. Zira hakikat deimez. O, her zaman iin mevcuttur ve birdir. Felsefe, ite bu mevcut olan hakikattir. Msrda Hermes geleneini takip edenler, acemde Fersiye, , Yunanda Pisagores, Ampedokles, Eflatun hep ayn hakikati dile getirmilerdir.

Suhreverdi lisannda mkaefe, ekseriye felsefe-i Zevkiye tabiriyle ifade edilmektedir. Felsefe-i Zevkiyenin mukabili felsefi-i muhabbetiyedr. Muhabbetiye, fikri tartma ile hakikati aramak ve aklamak manasnadr. Mantkta bahis, bir hkm delileriyle ispat etmek demektir. Birisi ile bahis etmek hakikati ortaya karmak iin kant istemektir. Mbahase de buradan gelir. Grlyor ki fikir ve nazar tariki ile yaylan felsefeye bir zel kavram vermek icap ettii zaman felsefe-i bahsiye demek lazmdr. Suhreverdi kendi felsefesine mukabil olan ynteme felsefe-i bahsiye adn verdii iin bizde bu tabiri kullanacaz. Bu tabir; meaiye, kelamiye gibi zt fikirleri de i ine almakta ve btn fikir ve nazar yntemlerini tartma ve delillendirme suretleri ile yaplabilecek muhtemel yanla dmekten korumaktr. Felsefe-i Zevkiye kavram sz konusu olduunda hads ve mkefe yntemi ile elde edilen btn ie doan eyler, gizlilii ve sembol ifade ederler. Zevk, bilindii zere bir eyin tadn idrak etmek iken ilm-i yakn douran her tecrbeye isim edilmitir. Bir eyi zevk ile duyulmamak derecesinde mkemmel alglamak bizzat iinde tecrbe etmek ilimlerin en stn ve bir gerei ortaya koymak olduu, giz ve sembol ise bizzat iinden yaamakla idrak edilebildii iin btn bunlara ulmi zevkiye ad verilmitir. Suhreverdi zek veya keif mefhumlarn bize izah etmiyor. Keif nasl olur, kymeti nedir, zevki idrakn mahiyeti ilmiyesi nedir. Bu cihetler, tartma konusu grlmemitir. O bunlarn kymet ve ehemmiyetini daha ncelikli olarak kabul ediyor. Fakat ifadelerinden anlalyor ki onlarn literatrnde kef, manann bizzat kendisine, ilerin gerekliine ve eyann hakikatna bizzat vakf olmaktr. Hlbuki muhalif taraf bunun kymeti ilmiyesini kabul etmiyorlar. Bu yalnz sahibine ilmi ifade eder, ilmi bir kymeti yoktur diyorlar. ukadar ki Suhreverdiye gre bunlar anlamak nefis terbiyesine, riyazat ve mucahedeye ihtiyac vardr.

422

Yusuf Ziya / Mustafa Bulut

Bylece felsefe u veya bu zamanda balamtr. Ondan evvel yoktu denilemez. Zira bu lem asla hikmet ve felsefeden ve elinde deliller ve beyanatlar bulunmak sureti ile felsefe bilen bir zattan hibir zaman hli kalmamtr. Onu her zamanda muhafaza eden bir sahip, bir filozof bulunur. Bunlar, Allah yolunda yryen kiilerdir ki (bunlarn) nderleri ebet ve nur sahibi Eflatun dur. Eflatundan evvel gelen btn filozoflarn babas (Hermes) ten beri Eflatun dnemine kadar geen btn byk filozoflar hakikati zevken biliyorlard. Felsefede zaten bunlarn zevknden ibarettir.3 eyh diyor ki; Benim ilmi envardan beyan ettiim ve bu ilme dayandrdm her ey bana fikir ve nazar yntemiyle deil baka suretle geldi. Sonra ben bunlar zerine delil ve hccet aradm, o derece ki eer kant getirmekten kansaydm yine beni bu meselelerde ek ve pheye drecek hibir kimseden bahsedilemezdi. Bylece bunlar okuyacak olanlara hi olmazsa ilahi mesaj gelmi olmaldr. lahi mesajn erimesiyle insanda meleke meydana gelir. Fakat ilahi mesaj gelmemi olanlar bizim felsefemizden ve ilmin nurlarndan asla yararlanm olamazlar. Bunlar, Meaiye geleneine balansnlar! Bu yol, eylem ve teorik felsefe iin salam bir yoldur. Bizim konularmz ve rak felsefemizin ilkeleri ise bsbtn bakadr ve onlarla szmz yoktur. Zira (her iki felsefenin) yntem ve k noktalar ayrdr. Bizim iimiz ie doan nurlar olmakszn salam olmaz. Hatta rak filozoflarnn yntemlerine bir phe gelirse bunla ie doan nurlar ve karlma, kovulma gibi muhtelif usullerle phelerini giderirler. Biz hissedilebilenleri gzlem ve hissedilebilenlerin baz hallerini tam bildikten sonra, bunlar zerine; mesela Astronomi ve dier tabiat bilimlerini bina ederiz. Bunun gibi ruhaniyetten baz eyler gzlemleriz, sonra ilahi ilmi ve Rabbani srlar bunun zerine bina ederiz. Bu ynteme sahip olmayanlar, felsefe esaslarn bu gzlem zerine bina edemeyenler, hikmet ve felsefeden nasibini alamayanlardr. Bu aresiz kiiler daima ek ve phe iindedirler.

Okurlara hatrlatlmas gerekir ki eyh nceki filozoflarn meslek felsefesi hakknda verdii bu hkmleri hep keyfi olarak vermitir. Eer onlarn fikir ve eserlerini incelemi olsayd eminim ki ok zor durumda kalacakt.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

eyh Shreverdinin Felsefesi

423

Suhreverdinin bak asna gre bu gibilerin mertebesini anlamak iin onun filozoflar iin yapt snflandrmay incelemek gerekir. Suhreverdiye gre filozoflar on snfa/tabakaya ayrlr. Bunlar: 1- Allaha ibadete younlap ancak aratrma ve incelemeyi terk edenler. Yani (Peygamberler, Bayazti Bestami, Sheyl bin Abdullah Hseyin bin Mensur) gibi. 2- Aratrma ve incelemeye younlap ibadetle megul olmayanlar (Aristo ve Meai filozoflar) gibi. 3- Hem aratrma ve inceleme hem de lahi zevkler ve ibadetle megul olanlar4. 4- badete younlap aratrmada orta yolda bulunanlar. 5- badette gl, aratrmada zayf olanlar. 6- Aratrma ile younlap ibadette orta yolu tercih edenler. 7- Aratrmada gl, ibadette zayf olanlar. 8- Her iki boyutu isteyenler. 9- Her iki yolu isteyenler yahut sadece ibadet yolunu isteyenler. 10- Sadece aratrma inceleme yolunu isteyenler. Suhreverdi, felsefesi sadece ibadete ve aratrmaya talip olanlara hitap etmektedir. Sadece aratrmay renmek isteyip de ibadeti istemeyenler onun felsefesinden nasibi olmayanlar, kanaatini tamaktadr. Grlyor ki Suhreverdi felsefesi, ie doma ve ibadet etme temeline dayand iin, bu felsefeye bal olanlara da ayn yntemi tavsiye etmektedir. Ancak bu yntemin bir takm ilke ve artlar vardr. lham almak, felekler leminde gzlenebilir olan her eyin srlarna ulamak, feleklerin namelerini iitmek iin nefsini maddi ve manevi olarak terbiye etmek gerekir.
Shreverdi, Eflatun, Fisagores, Hermes ve Zerdt bu guruptandr. eyh irazi Hikmetl-rak erhinde Shreverdinin bu gurupta tek olduunu syler. nk ona gre inceleme yntemi Aristo ile ne kt. Aristodan sonra gelenler hep bu yntemi kullandlar. Sadece Suhreverdi hem nazar yntemini hem de Aristodan evvelki filozoflarn yntemini birletirmitir.

424

Yusuf Ziya / Mustafa Bulut

Youn ve maddi lemden latif ve nurani leme ykselerek sonsuza kadar bitmeyen bir klelik ve muhabbet, doyumsuz bir zevk ve mutluluk yaamak iin dnce ve inceleme yoluyla ruhumuzu eitmeli, sonra nefisle mcadele ederek nurlar lemine ulamaya, her ey zerinde sz sahibi olmaya almalyz. Hayatn ama ve gayesi akli cevherin olgunluunu kavramaktr. Bu da deersiz ilerden soyutlanmakla olur. Zira nefs yani ruh daim olduu iin ldkten sonra mertebesine gre ya zulmette veyahut nur iinde kalacaktr. Nurun dereceleri vardr. Aydnlanm ve makul bireylerin derecelerinin en alt tabakas zulmettir ve nihayet bir takm berzahlar/mesafeler vardr, bu berzahlar zulmet ile nur arasndadr. Eitim dnemleri bu derecelenmeye uygunluk gsterir. Esas olarak trl eitim aamas ngrlebilir. nceleme yntemi bir balang mesabesindedir. Yntemi dnmeye girince ilahi nur tatmin olur ve bu birinci merhaledir. Aydnlanmann Hikmeti bu merhalede balar ki, bunlar lemi nura ykselenlerdir. Bu merhalenin ilerisi, ileri seviyesi, birbirinden ayrlan bireylerin/ ihvann zel makamdr. Bireylerin ayrlmas, yaanan lemin stnde bulunan rneklerini, bu lemde tecelli ettirmeye muktedir olurlar. te olu makam diye adlandrlan makam budur. Bu makam grenler bir izahtan baka dier bir lemin varlna da kanaat getirirler. Bu lem yardmc melekler ile varln sembollerinin bulunduu lemdir. Meleklerin bu lemde bir takm hareketleri ve bu hareketlere uygun den rnekleri vardr. rnek olarak Meleklerin, bu hareketi ile (varlk) meydana gelir ve yine bu meleklerin hareketi ile sert, gl, iddetli bat ve hayalin kavrayamayaca karanlk gariplikler ortaya kar. Asl aknlk yaratacak taraf urasdr ki, insan somut varlklara ulanca bunlar iitir ve dinler. Sonra bunlar hayalinde duyusal olarak alglam olduunu fark eder. Bunlar melekler lemindeki sembollerin sesidir. lahi leme ynelenlerden ibadetlerle g sahibi olanlar sembolik leme ykseldii zaman gzel suretlerden bir gruba ve ondan dier bir guruba ykselirler ve

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

eyh Shreverdinin Felsefesi

425

ykselme tamam oluncaya kadar geri dnmezler.5 Ykseldike daha leziz ve daha saf suretleri grrler ve sonunda nurlar lemine karak, nurlar nuruna ykselirler.6 Suhreverdiye gre semboller lemi, Eflatunun ideler lemi gibi deildir. nk Eflatunun ideler lemi nuranidir. Semboller lemi ise mahhas varlklarn bulunduu sabit lemin rnekleridir. Bunlarn bozguncuyu cezalandran ve iyilik yapan da dllendiren nurani kimseleri vardr. Bunlar manevi ilemlerdendir. Bu ilemler drt gruba ayrlr. Birincisi: Cezalandran Nurani varlklar. kincisi: Kinattaki eylemleri yneten ve dr. ncs: ki berzah/boluk ki bunlardan biri felekler leminde, dieri ise olu ve bozulu dnyasndadr. Drdncs: Karanlk ve Nurlu sembollerin suretleridir. Bu sembolik nfus ve rneklerdir ki cin ve eytanlar burada hsl olur. rnek lem her trn slah edicisi ve rnei bulunan lemdir ki, yukar da ki tasnifin ikinci ksmndaki dzenleyici nurlar ve 7i
Bu satrlar skenderiyeli (Platon)un sudur, daha dorusu Seyri Fillah/Allahla btnleme nazariyesini hatrlatmaktadr. Mellif Hikmetl rakta (Darul Fnun Ktphanesinde numara 2746 sayfa 311) Eflatun, Fisagor, Hermes vs. bu blmdeki delillerini kesin bilgi zerine dayandrm deillerdir. Onlarn dayand noktalar baka bir kefe dayanmaktadr. Nitekim Eflatun ben her eyden hali olup Allaha yneldiim zaman bizzat felekler nurunu grdm. dedii zaman bununla baz insanlarn gzlemledikler gkler lemini ve bizzat feleklerin nurunu ifade etmiti diyor. Yine ayn ekilde mellif eserinde (Rab Paa Ktphanesi numara 1480 Sayfa numaras yoktur.) Fisagor lemi ulviyeye karldn (ktn deil karldn) ve nefis cevherinin mutluluunu ve kalbinin zeks ile felekler leminin nimetlerini ve yldzlarn hareketini, seslerinin hareketini, feleklerle beraber meleklerin seslerini iittiini ve sonra bedene dndnde sesle ilgili eitimi ve mzik ilmini mkemmelletirdiini anlatr. Yine mellif hikyesinin sonlarnda ben riyazet zamanlarnda kendi nefsimle babaa kaldm ve maddeden soyutlanp varlk leminin durumlarn dndm anlarda bu olaya ulatm. Dedii gibi Hikmetl rakta nbvvet bahsinin ba tarafnda darul fnun S 409 irvan taraflarnda Derbend ahalisinden saysz adamlar ve Azerbaycan ehirlerinden Ya medinesinde ok kimseler bu rnek blm grmlerdir. O derece ki halkn ou byk bir kalabalk halinde hepsi birden grdler ve onlar bundan men etmek mmkn olmad ve ben bunu bizzat ok defalar tecrbe ettim, diyor. 6 Nurlar Nuruna(Allah) ykselmek fena fillah mertebesini anlatsa da bunu asla vahdet-i vucut nazariyesine gre anlamamak gerekir. 7 nsan veya mahhas varlklarn ruhu veya cevheri/zdr. eyhin ibarelerinde bu kelime bazen dem a.s n sureti, ilahi surette yaratlmasn ve Allahn halifesi olmasn temsil eder, be5

426

Yusuf Ziya / Mustafa Bulut

temsil eder. Fakat burada, rnein; insan rnei dediimiz zaman iki ayakl olmak iin, gerekli ve ilintili bir rnek deildir. Yine ayn ekilde bir kokunun rnei, dier bir kokunun rnei ve sureti deildir. Bu bir baskn nurdur ki saf nurlar leminden ayrlnca kendisinden baka bir nur meydana gelir. rnein; muhabbet, lezzet ve younluktan ibaret bir oluum vardr ki glgesi bu leme dnce onun keskin kokusu ile misk-i amber, gdas ile eker ve farkl uzuvlar ile beraber bir insan sureti ortaya kar.8 eyh Suhreverdi diyor ki; Eflatun ve benzeri filozoflarn fikirlerini rtme konusunda Meai filozlarnn pek ok gayretleri ortadadr, onlar bir eyin misalini o eyin yerine almakla hataya dmlerdir. Diyorlar ki: insan, at, su, ate ve benzerlerinin suretleri bizzat var olsalard, gerekte bir yerde bir eyin, benzerlerine gemesi dnlemezdi ve fertlerinden hi biri herhangi bir mekna ihtiya duymayacakt. Mnferit varlklardan biri bir mekna muhta olunca, gerekte nefsin de bir mekna ihtiya duyaca aikrdr. u halde Eflatunun ideler dnyasndaki varlklar da bir mekndan bamsz olamazlar. O zaman Meaiyye filozoflarna sormak gerekir: Niin nesnelerin sureti zihinde meydana geliyor, bu araz deil midir? Size gre bir eyin ayandaki varl zihindeki varlndan ayrdr. Araz olduu halde cevher hakikatinin zihinde meydana gelmesini uygun gryorsunuz da anlalr lemde bizzat var olan bir mahiyetin bulunmasn ve bunlarn bizzat var olmaya bu lemde su-

zende bsbtn umumi bir manada felekler leminde ki mahhas nefisler manasnda kullanlmaktadr. Burada ilk ve son manalarda anlayabiliriz. Bu kelimenin daha birok rnei vardr. ( Giyanhor) ( Horhe) gibi ki bu tabirler Zerdten alnmtr. eyhn bu sznden bu lemin varln glge eklinde kabul ettii zannedilmemelidir. Zira bu lemden eyhin feyzan ettirdii ey nurdur. nsanda ki nefsi natka/konuma gc meyvedeki canllk emaresi gibidir. Esasen mellife gre bir eyin var olmas iin bir canlla sahip olmas gerekir. Yani her eyde hayat vardr ve her eye lemi misalden nur feyzan etmitir. eyh bunlara sanem ve misale rabbun-nev namn verir. Bylece bu noktada eflatunun fikirleri ile uygunluk gstermez. Esasen bu ibare mellifin yalnz Hikmetil raknda ki nurlar blmnde bir yerde vardr. Birde Meaiye filozoflarnn Eflatunun ideler lemi fikrini rtmek iin aada aada naklettiim itirazlarna kar gzel bir tartmas vardr ve ondanda sembolik alemin bizzat var olduu ve bu alemin kendinden bamsz olarak tam olduunu syler ki bu iki nokta dier blmlerdekiak anlatmlarna ve hikmetli szlerine zt gibi grnmektedir. Bunlardan maada birok bahislerde eyann hakikatini bu lemde olmak zere kabul ettiini ou kez aka anlatmtr.. Ancak bu iki eit olu arasnda derece fark kabul etmitir ki Heyakilin-Nur tercmesi incelendii zaman mellifin bu dncede srar ettii grlr.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

eyh Shreverdinin Felsefesi

427

retler halinde bulunmasn niin uygun grmyorsunuz? Bu lemde ki suretler kendi dnda oluurlar, fakat bunlar akli varlklarn kemali gibi deildirler. Nasl ki zihin dnda meydana gelen cevherin rnei, zihinde meydana gelir, fakat bizzat kaim olmaz. nk o kemaldir ve zihnin bir vasfdr. Zihin haricinde olan bamszlk onlarda yoktur ki bizzat var olabilsin, buradan da anlalyor ki zihin dnda olan mahiyetlerin durumlar ve yntemleri zihinde meydana gelmiyor. Sonu olarak bir eyin rneinin ynteminde de soyutlama olmas gerekmez. eyh Suhreverdinin nc lemi, yani man lemini tasviri iin felekler arasndaki boluu/berzah unsurlar aras deyimi yerine felekler lemi rnei ve unsurlar lemi rnei kavramlarn kullandn gryoruz. Unsurlar leminin rneinde ve ehirleri vardr, eitli milletlerin mensuplar felekler leminde sesler olduunu kabul ederler. Ancak sesler noktasnda ise, bu yola ba koymu kimselerin bu noktada seslerin namelerini iitmektedirler. Bu noktaya erienler felekler leminin manevi suretlerini ve latif seslerini aka iitirler. eyh muallka rnekleri ile olu ve bozuluu salayan melekler topluluunu bir lem olarak kabul etmektedir. Melekleri ise berzah leminin zerinde bulunan makam kn den grlen ayr bir lem olarak kabul etmektedir. Bu lemde meleklerin bir ksm gizemleri vardr ki, nesnelerin rnekleri bu gizem ile meydana gelirler. eyhin aklad unsurlarn baz yerlerinde Eflatunun rneklemelerindeki Rabbn-Nevn e getirdii aklama iin buna dini literatrde melikil cibal, melikil bihr,

Bu konuda eyhin dnceleri bir btnlk ve tutarllk arzetmez. Hikmetl rakn ba tarafnda makamn sekizinci iklim add eder. Bu bak asna gre yedi kat gn zerinde olmas gerekir. Ayn eserin ba tarafnda - ehirlerini ayn lem ierisinde gsterirken bu lemi nesnelere karlk olmak zere kullandn gsterir. Hikmetil erakn envar bahsinde ise y felekler leminde, dierlerini nesnel dnyada gstermekte hatta bazen da y nc bir lem olarak ortaya koymaktadr. eyhin atein tesirlerini ehrezurinin ecere-i aliyye adl eserinde buna iklimi samin nazariyesi ismini vererek u alamay yapmaktadr: Bizim lemimizden, nefsimiz ve aklmzdan maada birok lemler vardr ki onlarda birok acayp ve garaib vardr. Orada da kasabalar, gller, aalar, dereler, denizler iyi veya kt suretler nihayetsizdir. Bu lemler sekizinci iklimdedir. , oradadr vs. Halbu ki Suhreverdi orada ktlkler olmad aksine medeniyetin en st seviyesine ulam mutlu ve btn ihtiyalarn gidermi bir topluluk olduu kanaatindedir. Suhreverdi , kelimelerinin nereden alndn bize alamad gibi kendini bu kanaate sevk eden fikir ve duygular da kapal gemektedir. Her konuda olduu gibi, bu dn celerine de mkaefe yoluyla ulam olduunu kabul etmeye mecburuz.

428

Yusuf Ziya / Mustafa Bulut

melikil emtr vs denildiini kaydeder ki bununla Eflatunun nazariyesini kendi fikrine ve slamiyete uydurmu oluyor. Ancak meleklerin bir takm rneklerle izah etmesi ve bunlar vasta klmas meselesinde bir takm aklamalara geerek diyor ki: pheli gibi grnen eylerin ykseli ve inii gibi cisimlerin zellii olan durum ve hareketleri yani geici suret ve rneklerden ibarettir. Manevi varlklarn eylemlerinde bu ve benzeri hareketler ortaya kmaz. Nefs, melekler leminden bir takm akli eylemleri mahede veya felekler leminin seslerini iittii zaman hayal dnyas ile o akli eylemlere bir hviyet kazandrr. Nitekim Hz. Musaya ate, elvah, Hz. Peygambere an sesi ve insan suretlerinin grlmesi rnekleri ile anlatlmas mmkndr. Esasen nefs, melekler lemine ait bir cevher olduundan onda bilgilendirme ve gaibden haber almasna bir engel yoktur. nk ayn lemden olan eyler bir birine yabanc kalmazlar. u kadar ki beden bazen konuan bir nefse engel olursa o nefs de kazanma zafiyeti gsterince bu rol yerine getiremez ve nefis ona stn gelir. Nefsin stnln ve bedenin zayfln giderme konusunda baz yntemler vardr: Geceleri uykusuzluk ve az yemek gibi. Bu yolla yalnz peygamberler deil ilahi bir g kazanan her ruh sesleri iitir ve gerekleri anlar. Bazen Allahn birliine inanan insanlar byk bir cezbe/irkilme ile nurlar lemine ykselirler. Bu ykseli Allahn nuru ile son bulur. Pertev namesinde Mellif bu nurun ilim veya akli bir suretle kazanlacak bir ey olmadn izah etmektedir. Bu kutsal bir ktr ki bununla gz, alelade grme halinden daha tam ve mkemmel bir tarzda grr. Bu nur ile lem meydana geldiinde o ilmi anlatmaya ifade ve kelimeler yetmez, kudret meydana geldii zaman insanolunun stnde bir g meydana gelir. Ve bu halde nurun srrna vkf olan kii unsurlarn ilerine nfuz eder, ite mucize ve keramet bu yolla meydana gelir. Demir kendi halinde yakmaz fakat atee yaknl sebebiyle ona ateten yle bir kuvvet geer ki sonunda bu kuvvetle beraber demir yakmaya balar. Tpk mkemmel insanlarn Allaha olan yaknl ve srekli

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

eyh Shreverdinin Felsefesi

429

onunla megul olmalar, bu suretle onun yapt ileri yapmaya g kazanrlar. Bundan dolay da hayrete dmeyiniz! eyhin mucize, keramet ve sadk rya, nbvvet, kehanet hakkndaki fikirleri bir birine baldr. Ve bir silsile tekil eder. Hikmetil rakta ihtar ve tembihlerin ve gayb lemine ulamann sebeplerini izah ederken u yorumu getirmektedir: nsan, canllk zellii gsteren meguliyetlerini azaltt zaman hayal dnyasnn ilgilerinden kurtulur, bu yolla gaib ve gizli meselelere ulamaya ve sadk ryalar grmeye balar. Eer su tekil eden bir ey yoksa billurlam nurla aydnlanm olan olu ve bozuluu idare eden felekler arasndaki bolukla ilgilenenlerden baka bir engel bulunmas dnlemez. nk nurul rts, i ve d duyulardr9. Bu nur, d duyulardan kurtulur ve bylece i duyular grevini yapmazsa, insan nefsi yksek lemin nurlar bu e kar10 ve o yceler leminde ki naklara vakf olur. nk orada kinattaki nesnelere ve gerekli hareketleri yapmaya kabiliyetlidirler. Bu gzlemler sonucu mevcut ekiller ak bir ilmi gerekle ortaya kt gibi apak bir suretle grlrse, bu ekilde gzlemlenen manalar yorumlamaya ihtiya kalmaz. Eer zihinde ak bir ekilde grnmezse, hayal gcne ulamada benzer, zt veya uygun eylere baka bir tarzda benzemi ise, o zaman bir tr aklama ve yorumlama bu hayal gcnn bir nedenden dolay benzer veya zt olduuna kant getirmeye ihtiya vardr. Bu yerli yerinde dzenlenmi evren, balang ve sonu olarak yce berzah leminde sakl ve resmedilmitir. Bu belirlenmi olan kinat varlnn tekrar etmesi de zorunludur. Eer berzah leminde, bundan sonra bir dierini meydana getirmek suretiyle, sonradan oluan varlklar sonsuza tek ayn ekilde kalsa idi, meydana gelen ekiller silsilesinin bir arada olmas lazm gelirdi. Hlbuki sonradan meydana gelen ekillerin hepsinin bir arada olmas dnlemez. Bu itibarla gemite veya gelecekte mmkn olan varlk-

9 10

kelimesi ruhu mcerred-i insani; (Sadece insan ruhu anlamnda kullanlmtr.) Burada kavram eflaktaki nefsi mcerred/felekler alemindeki somut nefis manasnda kullanlmtr.

430

Yusuf Ziya / Mustafa Bulut

lardan birini, eylemleri yapp eden felekin bilmediini zannetmek doru deildir. Var olan bir eyi yok saymak ve gelecekte olacak bir eyden haber vermek veya peygamberlik makamnn olmu ve olacak eyler hakknda bir seim yapmas, bu yanl kanaati ortadan kaldrmak iin kfidir. zellikle Peygamberler gemite olan halleri zaman gemi olduu halde zikretmilerdir. Bu hatrlama berzah lemi ve onlar yerli yerine koyan Nurlar Nurunun eylemlerindendir. Peygamberlik, gelecekten haber vermek/kehanet ve sadk rya ile insanlar korkutan kimse, eyay aslna uygun bir ekilde kendinde bilmesi mmkn deildir. Zira insann kendisinin ve dier insanlarn acziyeti bilinen bir eydir. Uyuyan bir insann kendi potansiyel yetisinde bunu bizzat yapmaya gc yoktur. Eer olsa idi, uyankllk halinde o ii yapmaya gc yetmez miydi? nk meydana gelen olaya uygunluk gsteren ilmi gc kendisinde olsayd phesiz gc yeterdi. te bu bak asndan insan zorunlu olarak ilimlerin baka bir eyden husule geldiklerini bilir; mevcut hali, gemii ve gelecei kuatan berzah ve bunlar yapp eden birinin var olduunu anlar. Berzah aleminin bilgisini sonsuz ve bunlarn bilgisini aan bir eyden yararlandklarn ve ondan yardm aldklarn farz edecek olursak o halde sz, yardm alnan yararlanlan eye ynelir. Ve bu deerlendirme zincirleme olarak devam eder gider. Bylece bilimin ne baka bir eyden yardm almadan ve ne de sonsuza dek olmad gerei ortaya km olur. Bu durum berzah lemindeki uygulayclarn eylemlerinin tekrar etmesinin zorunlu olduunu da ispat eder. Peygamberler, veliler ve khinlerin bilgiyi bazen yazlm satr eklinde bazen ac veya tatl bir ses halinde ortaya koymak suretiyle gaibe vakf olduklar bir gerektir. Ve bazen bu kinat kitabn bizzat kendisi inceliyor gibi gzlemlerler. Bazen de kendilerine bir cezbe gelir ve evrenin yedi kat rneini grrler. Ryada grlen dalar, denizler, ktalar, kiiler ve sesler ve kokular hep bu trden rneklerdir. Bir insan ryada da, deniz, vs. grdkten sonra uyannca bunlarn birer rnek olduunu nasl fark ederse, onun gibi bu

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

eyh Shreverdinin Felsefesi

431

lemden olanlar11 hareketsiz olan Nurlar leminin Nurunu mahede ederler. Kalp gz ak olanlarn iittii sesler, insan beyninde havann dalgalanmasyla meydana gelmi deillerdir. Bu sesler, ryada grlen seslerin rnekleridir. Felekler leminde sesler ve nameler vardr. Fakat bunlar hava ve titreimleriyle art klnm deil ve onlarn nameleri dier namelerden de daha leziz deildir.12

11

12

Aslna sadk kalmak iin lm gelmesini istedim, bu lemden yz evirenler yahut ak ve gizli duygularn ldrp yalnz sezgi ile vecd hayat yaayanlar hulasa ksacas bedensel zevkleri terk ederek her eyden vazgeip Allaha ynelme hali demek olacaktr. Daha lezizdir olacak, tercme ettiim nshann hatal olma ihtimali vardr. Yukarda da berzah leminde ki suretlerden baka bir perde bulunmas tasavvur olunamaz cmlesinde de bir metin hatas olsa gerektir. Eer berzah kelimesini berzah sfliye manasna alrsa bu mana doru olur.

HKMET YURDU
Dnce Yorum Sosyal Bilimler Aratrma Dergisi
ISSN: 1308-6944 www.hikmetyurdu.com

Hikmet Yurdu, Yl: 3, S.5 (Ocak-Haziran 2010), ss. 433 - 435

Kitap Tantm
Ar.Gr. Gltekin Erolu nn niversitesi lahiyat Fakltesi Mantk Anabilim Dal geroglu@inonu.edu.tr

Klasik Manta Giri Prof. Dr. brahim EMROLU Elis Yaynlar, Ankara 2004, 320 sayfa. ISBN: 975-8774-12-3

Dokuz Eyll niversitesi lahiyat Fakltesi Felsefe ve Din Bilimleri Blm Mantk Anabilim Dalnda, Blm ve Anabilim Dal Bakan olarak grev yapan retim yesi Prof. Dr. brahim EMROLU tarafndan kaleme alnm olan eser, yazarn 1999 ylnda yaynlam olduu Ana Hatlaryla Klasik Mantk adl kitabnn, 2004 ylnda yeniden gzden geirilerek geniletilmi eklidir. Eser bir giri ve be temel blmden olumaktadr. Eserin giri blmne Mantk nedir? sorusuyla girizgah yapan yazar, mantk kavramnn kelime ve terim anlamlar, mantn mahiyeti, konusu, gayesi, nemi ve tarihesi zerinde durarak, mantk ve mantk bilimi hakknda n bilgi vermitir (s.11-55). Bu blmde, mantn mahiyeti ve neminin daha iyi anlalabilmesi bakmndan, sosyal ve pratik hayatta, kiisel alanda, bilimsel ve felsefi alan ile teknik alannda mantn nasl kullanld, ne ie yarad ve ne olduuna dair geni bilgilere ve oka rneklere yer verilmi olduunu gryoruz (s.31-38). Yine bu blmde mantk, mantk bilimi ve klasik mantk terimlerinin tanmlarna yer verilerek sembolik mantk ve dil arsndaki ilikiye nemle deinilmitir.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

434

Ar. Gr. Gltekin Erolu

Birinci blme ou mantk kitaplarnda olduu gibi kavram ve terimin tanmlar ile balanm, kavram eitleri, kavramlarn eitli delalet ekilleri ve kavramlar aras ilikiler konusu ilenerek; tanm ve blme balklar altnda tanm ve blmenin tanmlar, artlar, tanm ve blme eitleri, be tmel ve be tmele gre tanm eitleri konular yer almtr. Bunun yan sra, snflandrma ve snflandrma eitlerine de yer verilmi ve konularn tamam bol ve gncel rneklerle anlatlm, tanmda yaplan hatalar konusu zerinde hassasiyetle durulmutur (s.57-100). kinci Blmde nermeler konusu ele alnm, nerme, hkm ve mantk arasndaki iliki zerinde durularak nermenin tanm ve eitleri, nermelerde nitelik ve nicelik, nermelerde datclk ve nermeler aras ilikiler konular ilenmitir (s.101-133). Eserin nc blm akl yrtme (istidlal) konusuna ayrlm olup, bu balk altnda akl yrtme ilkeleri yada trleri olarak bilinen Tmdengelim (Dedksiyon), Tmevarm (Endksiyon) ve Analoji (Temsil) konular temel alt balklar olarak ele alnmtr. Eserin bu blm, akl yrtme ve mantk arasndaki iliki ile birlikte doru bir akl yrtmenin nasl olaca bilgisine yer verilerek balamtr. Bu blmde, bir akl yrtme ekli olan Tmdengelim konusu zerinde durulmu ve zelliklede tmdengelim metodunun en mkemmel ekli olan kyas bahissine yer verilmitir. Bilindii zere kyas, Aristo mantnn temelini tekil etmi olmas sebebiyle klasik mantn en temel konusu olmutur. Kyasn mantk asndan deeri, kyas trleri, kyas kurallar, kyaslarn modalitesi ve slam mantklar tarafndan ilenen kyas ekilleri konularna yer verilmitir (s.135-202). Kitabn drdnc blm, be sanat bal ad altnda incelenen tasdik trleri ve be sanat eitlerine ayrlmtr. Yazar bu blmde, slam mantklarnn mantk kitaplarn tasdik trleri ve be sanatla tamamladklarn belirterek; klasik mantn esasn kyasn tekil ettiini ve bu sebeple kavram ve nermelerin incelenmesinin kyasa hazrlk olduunu, kyastan sonra gelen be sanatn ise kyasn uygulama alan olduunu ifade etmi ve be sanat, bir eyi bildirme, bir iddiay ileri srme ve onu

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Kitap Tantm

435

kantlamaya alma; ksacas, ierik deeri salam olsun, zayf olsun bilgi vastasdr(s.203-206) eklinde tanmlayp; be sanat trleri olarak kabul edilen Burhan (Demonstration), Cedel (Dialectic), Hitabet (Retorik), iir (Poetica) ve Mualata ( Sophistic Elenchi) nn her birinin ayr ayr tanm, mahiyet, nem, blm ve eitleri ile uygulama alanlarn byk bir titizlikle incelemi ve bu konuya olduka geni yer vermitir. Beinci ve son blm ise mantkta yanl kavramna ayrlmtr. Yanl terimini, bir kurala, bir ilkeye ve bir geree uymama veya aykr olma eklinde (s. 253) tanmlayan yazar, yanl teriminin biim bakmndan, ierik bakmndan ve davran bakmndan olmak zere ayr alanda kullanld ve mantkta ilenmesi gereken yanllarn biim yanllar olduunu ifade ederek; mantkta yanllar zerinde durmann nemi, yanllarn ele aln, yanllara dme nedenleri ile ok saydaki yanl trlerine yer vermitir. Yazar, mantk yanllarna deinmenin gnmz asndan nedenli nemli olduunu kitabnn nsznde u szleri ile aklyor: Mantk yanllar konusu, kitle iletiim vastalarnn yaygnlat, zelliklede televizyon ve de basn-yaynn youn bir ekilde sunduu haberleri, tartmalar deerlendirmede, bize ayr bir g, gven, hzn ve nee verecek olmas asndan nemsenebilir. Zira gazete ve televizyonlarda, ilmi, ahlaki ve mantksal adan kayg verecek dzeyde yanllklarla yz yzeyiz. Bunlarn bir ksm bizi zyor, bir ksm da samalk, basitlik ve komiklik unsuru olduklarndan gldryor!.... (s.9). Esasen, bu blmde ele alnan mantk yanllar konusu, yazarn 1993 ylnda yaynlanan Mantk Yanllar adl eserinden derlenmi olup, tantmn yaptmz kitaba son blm olarak eklenmitir. Eser, kaynaka ve dizinle tamamlanmtr. Sonu olarak tantmn yaptmz eser, mantk kurallarnn daha ak ve kavranabilir ekilde ifade edilmeye allm olmas ile gncel ve bol rnekli konu anlatmlar bakmndan hem bavuru (kaynak), hem ders kitab, hem de ou kiinin yararlanabilecei bir eser olma zellii tadn aka syleyebiliriz.

HKMET YURDU
Dnce Yorum Sosyal Bilimler Aratrma Dergisi
ISSN: 1308-6944 www.hikmetyurdu.com

Hikmet Yurdu, Yl: 3, S.5 (Ocak-Haziran 2010), ss. 437 - 445

Kitap Tantm
Dr. Halis DEMR Sivas Din Kltr ve Ahlak Bilgisi retmeni halisdemir2005@mynet.com

Bir Siyeri Farkl Okuma(k) Denemesi Do. Dr. Mehmet Azimli Ankara Okulu Yaynlar Ankara Ekim 2008, 205 sayfa

Tantacamz kitap, Siyeri Farkl Okumak -Mekke Yllar- alt balkl olup Ankara Okulu yaynlar arasnda kmtr. Kitabn blmleri: Hz. Muhammedin Peygamberlik ncesi Hayat, Peygamberlik Dnemi ve Hz. Peygamberin Hicreti balklarn tamaktadr. Yazar, bu kitabn muhataplarn daha nszde u ekilde belirlenmektedir: Bu kitap Hz. Peygamberin hayatn kronolojik olarak anlatmak amacyla kaleme alnan bir siyer kitab deildir. Bu kitap, siyeri akademik seviyede bilenler ve siyer konusunda belli bir seviyesi olan kimseler iin yazlm olup, siyeri bilinenden farkl bir ekilde okuma ve anlamaya ynelik neriler sunma amacn gden bir kitaptr. (sf. 7) Konular itibaryla yazara katlrken, kitabn slubunun akcl, cmlelerin ksa, net ve kolay anlalr olmas bakmndan bu kanaate katlmak mmkn deildir. Zira sz konusu Efendimizin hayat olduu iin ou kiinin buradaki konular hakknda bir malumat bulunmaktadr. Kitabn yazlma gerekesi ise yazarn u ifadesinden anlalmaktadr: gerek telif gerek, tercme olarak piyasada bulunan bu eserlerdeki Hz. Peygamberin hayatnn geree uygun olarak ele alndn sylemek gerekten zordur. (sf. 7) Bu cmle ayn zamanda, siyeri farkl okumak tabirinin izahlarndan birisidir. Kimi yanl bilgilerin tashihi kitabn yazlma ge-

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

438

Dr. Halis Demir

rekesidir. Kitap, bylece siyer hakkndaki kimi bilgilerimizi bir daha gzden geirme teklifi tamaktadr. Yazarn ifadesine gre, Bu kitabn olumas aslnda on yla yaylan aratrma ve dncelerin rndr. (sf. 7) Uzun uzun dnlm, emek verilmi bir eserle kar karya olmak yazlanlar gvenme hissi vermektedir. Buna ramen burada verilen bilgilerin doruluu, kaynaklara uygun olmas ve tahlillerin isabet derecesi siyer konusunda ihtisas sahibi akademisyenlere dmektedir. Peki, siyer okumalarmzn nndeki engeller, ya da siyeri yanl okumalarn sonucu nedir? Bu muhtemel soruya cevap mahiyetinde giriin ilk paragrafndan baz cmleler verelim: Mslmanlar (da) kendilerine gelen dinin kitabn tahrif etmeseler de, kitabn rnek uygulaycs olan Hz. Peygamberin hayatn rneklik zemininden, rnek alnamayacak bir noktaya tayarak bu tahrifi bir lde gerekletirmilerdir. (sf. 9) Azimlinin bu kanaati olduka mbalaal bir yorumdur. Siyeri eksik okumalar belki yaygndr, fakat bu durumun ehli kitabn kutsal kitaplarn tahrif crmleri noktasna varmad kanaatindeyiz. Mesela her kesin yazarn kastettii u kanaatini tadn ifade etmek mmkn deildir: nmze yaanamayan, ulalamayan, her an mucizelerle dolu, insanst ve adeta insani zellikleri olmayan bir peygamber inanc ve anlatm (sf. 9) ortaya kmtr. Bir takm insanlar yazarn tenkid ettii ynde dnseler bile azmsanmayacak sayda insan siyeri farkl okumann, Rasulullah rnek olarak almann gayreti ierisindedir. Hz. Peygamberi anlatrken ilk dnemlerden itibaren mucize, olaanst yorumlar vs. malumata niin oka yer verilmitir? Kitapta bu yaklamn zihni arka plan u ifadelerle izah edilmektedir: Bu tr anlatmlarn oluumunda; o dnem Mslmanlarnn Ehl-i Kitap ile tartp Hz. Musa, Hz. Yahya ve Hz. sann hayatlarnda meydana geldii ileri srlen olaylara kar, kendi peygamberleri iin bir savunma psikolojisi ierisinde olaanstlkleri retmelerinin pay byktr. (sf.11) Anlalan nceki peygamberlere nispet edilen bilgileri de sahih kaynaklarla incelemeli, onlarla peygamberimizi yartrma telandan vazgeilmelidir.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Kitap Tantm

439

Yazarn u tespiti Rasulullah dnemi ihtida hareketlerini izah bakmdan dikkate deerdir: Hz. Peygamberin hayat ve sahabelerin Mslmanl tercih edileri tetkik edilirse, gsterilen bir mucize ile Mslman olan birine rastlanmayacaktr. stelik tersine mucize gsterildii halde mriklerin inkr etmeye devam ettikleri eklindeki anlatmlar bol miktarda bulmak mmkndr. (sf. 12) Yalnz bu anlatmlar snrlarn aan bir sevginin dndaki sebeplerle, ya da, mesela inanmamak iin mazeret arama gibi (sf. 12), sadece bir sebeple izah ise biraz zorlama havas vermektedir. Belki, mucizelerle dolu bir hayat anlatmadaki gaye peygamber inancn yerletirmek olabilir. Yazar mucize haberlerine niin mesafeli baktn bir vesileyle yle ifade etmektedir: Onun beerilii aan trdeki davranlar-eer varsabizi ne kadar ilgilendirir? Ne kadar rnek alnabilir? rnek alnamayan bu ynler bizimle ne kadar ilgili olacaktr? (...) mucize arayan ve mucize heveslisi insanlarn en az ilgilendikleri mucize de Kurandr. (sf. 14-15) Rasulullahn hayatn sadece hareketlerini kendimize rnek alabilmek iin okumadmz malumdur. in ibret, sevgi, hasret gibi duygusal ynleri de vardr. Dier yandan bir ksm siyer melliflerinin ve sevdallarnn eserlerinde youn bir ekilde iledikleri, daha ok mucizelere yer veren anlatm yntemi Rasulullahn hayatnda gerekten de n planda mdr? Davet ynteminde ncelik tam mdr? unu da ilave eldim: Kaynaklarda bir konu sahih bir bilgi olarak geiyorsa izah kolaydr. Ya sahih deilse? Onu savunmann nasl bir mant olabilir ki? Rasulullahn hayatna dair her bilgi bizim iin nem tamaktadr. Mehmet Azimlinin siyeri farkl okuma konusunda bize yntem teklifinde bulunmas kitab orijinal hale getiren ynlerinden birisidir. nce siyer ve hadis kaynaklarndan bize ulaan tm malzeme toplanmal ve karlatrmalar yaplmaldr. Sonra rivayetler tarihsel balam ierisinde deerlendirilmelidir. Yazar rivayetler tarihsel balam ierisinde deerlendirilme ile unu kastetmektedir: Bir olay, tarihi ve gerek bir vaka olarak kabul edebilmemiz iin o olayn, isnat edildii tarihte var olan sosyal evre, kltr ve olayn aklilii gibi hususlara gre ortaya kabilmesinin mmkn olmas gerekir. Bu artlara uygun olduu zaman bir olay tarihi bir vaka olur. (sf. 17) Bu yaklamn neticeleri btn kitap boyunca yer almaktadr. Kaynaklarda bu-

440

Dr. Halis Demir

lunan her hangi bir bilgiyi rastgele almak, kullanmak, hatta zaman zaman savunmak ska karlalan bir durumdur. Bu zaafn olas sonularndan birisini yazar yine yle ifade etmektedir: klasik peygamber algs, gnmz insannn zihinlerinde efsanevi ve ancak masal tr bir alg olarak kalacaktr ve devaml sorgulanmaya hazr bir halden kurtulamayacaktr. nk anlatlan portreyi hibir insan rnek alamayaca iin bu trde bir hayat hikyesi, yani siyerin hi de rneklii olmayacaktr. (sf. 18) Bu iin bir yndr. Dier taraftan srekli sorular sorduran anlatmlar neticesinde cevap bulamayan, bulduu mantki cevaplarn kaynaklara ters olduunu dnen bir kii de kmaza girebilmektedir. Siyer okumalar konunun mtehasss ile istiare, mzakere ve tahlil edilerek yrtlebilirse bylesi bir duruma dmemek mmkndr. Birinci blm Hz. Muhammedin Peygamberlik ncesi Hayat baln tamaktadr. Burada dikkat ekilen kimi tespitlerin nda u durum ortaya kmaktadr: Kaynaklarmzdaki kimi bilgiler bizzat kendi iinde elikiler barndrmaktadr. Bir rnek yledir: bn Sad: Hz. Peygamberin be yznc nenesinin tespit ve kaydedildiini ve hibirinin de, zinaya ve Cahiliye anda ilene gelen kt ilerden hibir eye rastlanmadn nakleder. Hlbuki Hz. Peygamberin yirminci atas kabul edilen Adnandan sonrasnn yalan olduunu bize aktaran bizzat kendisidir. (sf. 26) yleyse, bir bilginin klasik kitaplarmzda yer almas tek bana yeterli deildir. Onun i tutarllk testinden de gemesi gerekir. Kald ki bir insan stn klan onun soy sop gibi vasflar deil, sonradan kazand davranlardr. Yazarn teklif ettii ynteme gre teferruatl bir ekilde inceledii olaylardan birisi de Fil Hadisesidir. Azimli, Fil vakasn dnem ierisinde, corafi artlar, dnya siyasetinin o gnlerdeki yaps, Mekke halknn dini yaps, tarihi vesikalar ve kaynaklardaki dier bilgiler nda inceler, sonra u sonuca varr: Bu olay, kimi mellifler tarafndan, toptan bir helak ve Kbeyi Allahn korumas olarak deerlendirilmektedir. Yazar, burada toptan bir helakten deil, o gnlerde ortaya kan bir salgn hastalk sebebiyle Ebrehe ve baz askerlerinin ldn iddia eder. Kbe birka defa daha buna karlk saldrya uradklar halde o dnemdeki kiiler tarafndan saldrda bulunan bu ordularn helak olaca, Allahn

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Kitap Tantm

441

bir saldr durumunda Kbeyi koruyaca eklindeki bir dnce dile getirilmemitir. Demek ki olay o ekilde anlalmamtr. Azimli, Kbeye yaplan saldrlarla ilgili be tane tarihi rnek vermektedir. stelik sz konusu Ebrehe ve onun ordusu Hristiyan; Mekkeliler ise putperesttir. Nitekim bu olay Mekkeliler Ehl-i Kitaba kar bir vnme vesilesi edinmilerdir. (sf. 32 vd.) Hz. Muhammedin doumu ve ocukluu; hakknda kaynaklarmzda ayrntl bilgilerin verildii bir dnemdir. yle ki sanki teknik imknlarla doumunun tespiti ayn anda yaplm gibi bir durum ortaya kmaktadr. Oysa Efendimizin doduu gn, ay ve yl konusunda farkl rivayetler bulunmaktadr. (sf. 42) Bu, gayet normaldir. Zira o dnemin gerei nfus kayd henz tutulmamaktadr. Rasulullahn doduu esnada meydana geldii iddia edilen baz olaylar ise unlardr: O gece Sava glnn suyu ekilmitir. Semave vadisi su basmtr. Kisrann saraynn 14 erefesi yklmtr. Peygamber doduu anda konumutur vs. (sf. 43) Peki, bu olaylarn o zaman hem de aynnda vuku bulduunu, hangi sistemle kimler tespit etmilerdir? Yine, bu olaan st olaylar sonraki yllarda Efendimizi tasdik makamnda dile getirilmi midir? Bu sradan bir olay mdr ki konuya ahit olnlar bahse deer bulmasnlar? Bunlarn bize naklinin Efendimizin nbvvetini ispatta nemi varsa, o dnemde de belki daha ok nemi olmal, grg ahitleri bunu anlatmaldrlar. Ne garip bir tesadftr ki bizim de Efendimizi hatrlamak adna ocukluumuzdan itibaren siyer kitaplarnda okuduumuz bu bilgilerin hi biri yazarn ifadesine gre ilk kaynaklarda, mesela Belazuri ve Taberide, gememektedir. (sf. 43) Yine bu dnemde olduu iddia edilen eylerden birisi de akkus- sadr olaydr. ddiaya gre, efendimizin gs yarlm, kalbi karlp ykanm, iindeki kirler, gnah veya gnah meyl dncesi diyebiliriz, temizlenmitir. Burada hemen u sorular akla gelmektedir: Olay ka defa, nasl, nerede ve niin vuku bulmutur? ahitler bu olay nasl ve hangi yollarla bize naklettirmilerdir? Bulu an bile idrak etmemi, hatta yeni koup oynayacak adaki bu ocuk nasl bir gnah ilemi olabilir. Oysa yazarn da yerinde tesbit ettii gibi, insann dou-

442

Dr. Halis Demir

tan gnahkr olduu inanc Hristiyanlara aittir. (sf. 56) Acaba varl her ynyle tartmal bu olay insanlarn bilincini nasl etkilemekte, efendimize kar onlarda nasl bir duygu oluturmaktadr? Kitabda dikkate deer bir yntem de Bilgilerin Kuran ve snnetle tashih edilmesidir. Mesela rivayetlere gre Efendimiz Medineye annesi ile birlikte ocukluunda ziyaret ettikleri zaman gya onun peygamberliini Yahudi limler tespit etmiler, hatta bizzat Rasulullah da bu durumdan haberdar olmutur. Bunu bilen annesi mine onu Medineden Mekkeye karmak iin yola kmtr. Hz. Muhammedin kendisinin peygamber olacan daha ocukluunda biliyor olmas Kurandaki ayetlere ters dmektedir. (sf. 59) Konuyla ilgili bir ayet meali yledir: Sen, bu kitabn sana vahyolunacan ummuyordun. (Kasas, 86) Buna gre Rasulullah ve Mekkelilerin hibirisi Rasulullahn nbvvetinden haberdar deildir. Oysa kaynaklardaki bilgilere gre Hz. Peygamberin geleceini mneccimler, khinler, rahipler ve Yahudi hahamlar bilmekte ve ilan etmektedir. Hatta bu bilgilerin birou inkr edilemeyecek netlikte Kitab mukaddeste yer almaktadr. Bu bilgilerin mevcut Kitab- mukaddes nshalarnda olmamas rivayetlerin tutarszln bir baka adan ortaya koymaktadr. (sf. 69) Siyeri farkl okumak adna dikkat edilmesi gereken bir baka husus, bizim peygamberi vmek adna tahlile tabi tutmadan aldmz kimi bilgiler Oryantalistlere adeta hazr malzeme sunmaktadr. Rahip Bahira olay bir rneidir. Oryantalistler bu konudaki rivayetlere sahip kmlardr. Bu rivayetlerin muhtemel bir sonucu olarak, Peygamberimizin risalet bilgilerini Rahip Bahiradan aldn, sonrada peygamberliini ilan ettii kanaatini yaymaya almlardr. Oysa bu bilgiler rtlmektedir. Maalesef klasik limlerimizin mesnedsiz bu iddialarna, onlar savunmak adna, sahip klmaktadr. Konuyla ilgili tahliller kitapta yer almaktadr (sf. 63 vd) Efendimizin nziva iin setii mekn olan Hira maaras ile ilgili bilgiler arasnda o dada suyun olmas farkl bir bilgidir. (sf. 90 vd)

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Kitap Tantm

443

Mellifin slam tarihinin bu meknlar hakknda corafi bilgiler de vermesi rivayetleri tahlil makamnda dikkate deer olacakt. Bir daha dnlmesi gereken konulardan birisi de DarulErkam2n slamn Mekke dnemindeki konumudur. Kimi rivayetlere gre bu evi Rasulullah bir toplant, bir ibadet yeri, adeta bir rgt evi olarak kullanmtr. lk kaynaklarda bu evden detayl bir ekilde bahsedilmemesi, Rasulullahn zaman zaman buraya urad fakat anlatld kadar ilevsel olmad kanaatini uyandrmaktadr. (sf. 96 vd) lk Mslman bahsinde Hz. Ali ve Hz. Ebu Bekir isimleri geerken Hz. Haticeden hi bahsedilmemesi mellifin dikkatinden mi kamtr? Acaba kaynaklarda ilk Mslman bahsinde Hz. Hatice annemizin durumu nedir? Yoksa o bilgi de mi shhati tartlr bir konumdadr? Azimlinin bu kitabnda zerinde tartmalarn yaplaca konulardan birisi Hz. merin nasl mslman olduudur. Azimli, Hz. merin bizim yaygn olarak bildiimiz, heyecanla kz kardeini ve enitesini dvdkten sonra Mslman olmaya karar verdii eklindeki rivayetleri baka rivayetler karsnda ile tenkide tabii tutmaktadr. (sf. 98 vd.) Bir konuda farkl rivayetlerin olmas biraz da rivayet kltrmzden kaynaklanmaktadr. nk tarihilerimiz konuyla ilgili bir biriyle elise bile birka rivayeti birlikte vermektedirler. Bu durumda sadece bir rivayet esas alndm zaman ciddi sorunlar ortaya kmaktadr. Kitapta zaman zaman tekrarlarn yer ald, Hz. mer konusunda bunun bulmak mmkn, dikkatleri ekmektedir. Efendimizin Taif ziyareti de ibret alnacak bir durumdur. Mekkeye 90 km. mesafedeki Taife Efendimiz yalnz m gitmitir? Bu konuda Zeyd bin Harisenin Ona arkadalk ettii bilgisi mellifin mi gznden kamtr? Taif dn Cebrailin bir baka melekle gelerek Efendimiz isterse Taiflilerin helak edileceine dair rivayetlerini yazar eitli delillerle reddetmektedir. (sf. 163) Hicret slam tarihinin dnm noktalarndan birisi, bu kitabn da son konusudur. Bu blmde yazar bizim sklkla kullandmz bir

444

Dr. Halis Demir

yaklam tekrar dnmeye davet etmektedir: Esasen bu ilahi yardm konusu tamamen snnetullah dediimiz evrensel yasalar erevesinde ilemektedir. Allahn yeryznde koyduu yasalar vardr. Ve Allah bu yasalarn kesinlikle deimeyeceini belirtmektedir. Bu tr yardmlar konusunda konuya: lahi kudret isterse btn bu yardmlar yapamaz m? sterse yapar. dncesi ile yaklamak da, meseleyi anlamaya almaktan te kolaycla ka trdr. Bu dnce ile yola klmas sonucunda, yaplmam eyleri, yaplm gstermeye kalknca bunlarn sonu gelmeyecektir. (sf. 170-171) stelik olayn akl, evre, ortam ksaca akla yatkn bir ekilde izahnn mmkn olduu konularda bylesi bir anlay sorunu zmekten te yeni sorular ortaya karacaktr. nk Hz. Peygamber, mcadelesini mucizeler zerine deil, hayatn gerekleriyle uyumlu, makul ve mantkl tedbirler alarak gerekletirmitir. (sf. 171) Hicret bahsinde bildiimiz, Rasulullahn evini her kabileden seilen genler kuatmlardr. Siyer farkl bir ekilde okunduunda rivayetler bize yle bir tablo karmaktadrlar: Evi kuatanlarn listesinin verildii rivayetlere baktmzda; bu listede verilen on iki kiinin braknz gen olmay, o gnlerde 53 yalarnda olan Hz. Peygamberden daha yal insanlar olduunu gryoruz. Bunlar o gnlerde Mekkedeki lider tabakasndan olan Ebu Cehil, Ukbe n. Ebi Muayt, Nadr b. Haris, meyye b. Halef, Ebu Leheb, Zema b. Esved, Ubey b. Halef. (sf. 173) dir. Hicret konusunda bu olay etkileyici bir slupla anlatmak adna olduka youn bir rivayet bulunmaktadr. Bunardan birisi yledir: Ayak izleri maaraya kadar ulamakta, iz srcleri maaraya kadar bu ayak izlerini takip etmilerdir. Oysa bu mmkn deildir. Zira z takipilerinin izleri takip ederek maaraya ulatklarn farz etsek bile, bu takip olsa olsa Sevr Dann eteklerine kadar yaplabilir. nk herkesin rahatlkla bilebilecei gibi ve tarafmzca da ziyaretimiz srasnda grlmtr ki; Sevr Da dier Mekke Dalar gibi Talktr. z takibi yaplabilecek ekilde bir kum veya toprak zemin bulunmamaktadr. (sf. 176) Bu tr bilgilerin srarla verilmesinin sebeplerinden birisi slam tarihinin corafi boyutunun ihmal edilmesi olabilir. Dier sebebi de iz takibinde belki de melliflerin atladklar bir farkl bilgi vardr. Aslnda burada Sevr Ma-

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Kitap Tantm

445

aras hakknda ykseklik vs corafi bilgilerin verilmesi mekn biraz daha gz nne getirebilirdi. Yine Hicret konusuyla alakal dikkate deer bir bilgi de u paragrafta vardr: Konuyla ilgili kaynaklarda geen, Maarann aznda aacn olumas, rmcein a kurmas, gvercinin yuva yapmas meselesi, birok ayrnty bize aktarmalarna ramen, hicreti anlatan ilk siyer kaynaklarndan Taberi ve bn Hiamda gememektedir. Belazuride ise sadece rmcek olayndan bahsedilmektedir. (sf. 177) Kaynaklardaki bilgileri tahlil etmek gerekecektir. Hicret bahsinde unu da ilave edelim: Hicrette yazar tarafndan atlanlan fakat nemli baz bilgiler bulunmaktadr: Hicret ka gn srmtr? Maaradaki mecburi ikamet srasnda Mekke ile irtibat nasl salanmtr? Yolculuk ka gn srmtr? Sonu blmndeki, slam tarihi ile ilgili u yorum siyer okumalarmza dair ipucu vermektedir: slam tarihi aratrmacs bir kii iin nnde, birbirine karm, gerekle hurafesi net olarak belli olmayan ynla rivayet kltr bulunmaktadr. (sf. 90) Siyer okuyucusu burada hem dikkatli olacak, hem de mukayeseli okuyacaktr. Aksi halde okuduu her hangi bir malumata tutunduu takdirde hakikati renemeyecektir. Kitapta tespit ettiimiz baz tashih hatalar unlardr:

erdiesiyle (sf. 63) endiesiyle olmal; beihci (sf. 95) / beinci olmal; enfazla (sf. 191) en fazla olmaldr. 130 Dipnotta yaplan alntda dergisi kaydna ramen derginin ismi atlanm ( sf. 117) Bilgi verilmi kaynak verilmemi. (sf. 144) Mekke dnemi olaylarndan bazlarn ele alan bu kitap kaynak tespiti, olaylarn tahlili ve yaklam bakmndan farkl siyer okumalar sunmaktadr.

HKMET YURDU
Dnce Yorum Sosyal Bilimler Aratrma Dergisi
ISSN: 1308-6944 www.hikmetyurdu.com

Hikmet Yurdu, Yl: 3, S.5 (Ocak-Haziran 2010), ss. 447 454

Kitap Tantm
ahabettin Ertan ALTUNRENDE C.. lahiyat Fakltesi Lisans rencisi altunrende006@gmail.com

Siyeri Farkl Okumak II Do. Dr. Mehmet AZML, Ankara Okulu Yaynlar, Eyll 2009, 350 sf, ISBN 978- 9944- 16224 -1 Siyeri Farkl Okumak II isimli kitap, uzun bir giri ve drt blmden olumaktadr. Mellif, bir yntem sunmakta ve bunu titiz bir ekilde uygulamaktadr. Kitabn giri blmnde yntemiyle ilgili olarak ayrntl bilgi vermektedir. Ksaca mellifin yntemi u ekilde zetlenebilir: Olaylarla ilgili btn rivayetleri ve bu rivayetlerin kaynaklarn verdikten sonra onlar deerlendirip, tahlil edip, kanaatini ifade etmek eklindedir. Azimli, kitabn giri blmnde bahsettii malzeme kullanma problemlerini balklar halinde u ekilde sralamaktadr: 1-) Seilmi ve tercih edilmi malzeme 2-) Arlm ve adapte edilmi malzeme 3-) retilmi (ini) malzeme 4-) Deitirilip, kurgulanm malzeme 5-) Telif edilmi malzeme 6-) Yceltme temelli abartlm malzeme 7-) Mulk ve kartrlm malzeme Bu problemlere sunduu zm yollar ise u ekildedir: 1-) Tarihsel balam 2-) nsani boyut

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

448

Lisans r. ehabettin Ertan Altunrende

3-) Akl-Mantk szgeci 4-) Dnemsel siyasi olaylarn bilgisi 5-) Sava endeksli anlatm tarz Kitabn birinci blm Hudeybiye Antlamasna Kadar Medine Yllar baln tamaktadr. Blm fk hadisesiyle sona ermektedir. Yazar, bu blmde Hudeybiye antlamasnn bir dnm noktas olduu hususunu vurgulamaktadr. Yazara gre Asr- Saadet, Hudeybiye ncesi ve sonras eklinde tasnif edilebilir. Yazar, Hudeybiyenin nemini ve niin byle bir tasnif yntemi kullanldn, kitabn birinci blmnde u ekilde ifade eder: Dnya tarihinin en nemli dnm noktalarndan biri, slamn dnya sahnesine kp baar kazanmasdr. slam tarihinin en nemli noktalarnn banda da Hudeybiye antlamas gelmektedir. Bu durum tarihte ender yakalanan sre idi. Hudeybiye ile balayan zaferler silsilesi, Hz. Peygamberden sonra da devam etti ve slam ksa srede byk corafyalara ulaabildiyse bunun balang noktasn Hudeybiye antlamas belirlemektedir. Bundan dolay siyerin anlatmnda bir tasnife gidersek imdiye kadar yaplan Mekke Dnemi ve Medine Dnemi eklindeki klasik ve bir anlamda zorunlu bir ayrmdan ok, Hudeybiye ncesi ve Hudeybiye Sonras eklinde tasnif edilmesi, siyerin daha iyi anlalmasn salayacak bir durum olarak karmza kacaktr. Bu sebeple blm balklarmz bu ekilde tasnif ettik.1 Byle bir giriten sonra hicret sonras Medinenin genel bir deerlendirilmesi yaplyor. Azimli, sonra Hz. Peygamber Dnemi Sava Mant bal altnda, yaplan savalar, sava nedenleri ve sonular zerinde deerlendirmelerde bulunuyor. Burada, Hendek savanda hendein kazlmas noktasnda bir hatrlatmada bulunmak istiyorum. Hendein boyutlaryla ilgili olarak M. Hamidullahn Hz. Peygamberin Savalar isimli eserindeki bilgiler naklediliyor. Buna gre hendein uzunluu 5,5 km, derinlii 9 m, eninin ise 4,5 m olduu ve bu almann 6 gn srd ifade ediliyor.2 Gerekten o gnk artlar gz nne aldmzda ve bu bilgileri dndmzde hendek kazma iinin byk bir
1 2

Azimli, Siyeri Farkl Okumak II. , s.27. Azimli, Siyeri Farkl Okumak II. , s.126 Muhammed Hamidullah, Hz. Peygamber in Savalar, Beyan yaynclk, s. 131.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Kitap Tantm

449

zveri istediini anlamakta zorluk ekmiyoruz. Fakat Hamidullahn zikredilen eserinde bu llerin belki de hendek, 9 m eninde ve 4,5 m derinliindeydi grnn de yer almas isabetli olurdu.3 nk 9 m derinlik ile 4,5 m derinlik arasnda mukayese yapldnda dnemin artlar, bir sava hazrl olmas ve zamann da kstl olduu dikkate alndnda bu grn daha mantkl olabilecei kanaatindeyiz.4 Dikkate deer bir husus, savalar esnasnda meydana gelen olaanst olaylarn ve abartlarn akln ve mantn szgecinden geirilerek deerlendirilmesi ve bu abartlarn efsaneletirilmekten kurtarlp, sadece Hz. Peygamberin askeri baarsna ve elbette Allah in yardmna indirgenmesidir.5 Kitabn ikinci blm Hudeybiye Sonras Medine Yllar balyla balayp Kur ann Toplanmas balyla sona eriyor. Kitabn Hz. Peygamberin vefat ile tamamlanmasn arzu ederdik. Kitabn ismi ve btnl asndan byle olmas daha gzel olurdu. Zaten kitabn nc ve drdnc blmlerini, zikrettiimiz sebepten tr zaid bulduumuzu ifade etmek isteriz. Bu blmlerdeki balklar mstakil birer konu olarak ayr allabilirdi. Bununla birlikte gerek nc blmn, gerekse drdnc blmn muhtevas ynyle, dikkat ekici ve gzel bir aratrmann rn olduu aikrdr. Kitabn nc blmnde, Hz. Peygamber, Kadn ve Evlilik bal altnda Hz. Peygamberin evlendii kadnlar, ok eli oluu, zevcelerinden ayrl ve Hz.ie nin evlilik ya gibi ihtilafl konulara gzel bir yntemle yaklalm ve deerlendirilmitir. Bu blmn konular, verilen kaynaklar ve bilhassa msteriklerin bu konularla ilgili malzemeleri bir koz olarak grlp, istismar etmelerine karlk verilen cevaplar, bir fikir oluturmas asndan titizlikle okunmal ve deerlendirilmelidir. Ve yine drdnc blm Siyasetin Siyere zdm, Siyerdeki Abbas Portresi (Abbasi zdm) Kadnlarn Devlet Bakanl( ii zdm) gibi balklar altnda deerlendirilen konular, kitabn btnlyle ba-

Hamidullah, Hz Peygamberin Savalar, s. 83. Hendein ltleriyle ilgili bkz. vakidi, el- Megazi, vr. 1036, Ibn Ham, s. 699. 5 Azimli, Siyeri Farkl Okumak II. , s. 24-25
3 4

450

Lisans r. ehabettin Ertan Altunrende

damasa da sbjektif tarih anlaymzn, tarafszl yakalayabilmesi adna dikkatle okunmas gerekir. Yazar kitabn son ksmnda Oryantalistlere bak, almalarnn tarihesi, slami ilimlere katks ve Oryantalistlere n yarg gibi balklar altnda, zellikle slam Tarihi alannda sz sahibi Oryantalistleri tanma, deerlendirme noktasnda bizlere yol gstermektedir. Yazar, Oryantalistler ve almalar hakknda u szleri syleyerek bu ek ksma son verir: slam Dnyas Batdaki Oryantalizm kaynakl almalara kar nyarglarn brakp bu almalar bilimsel bir szgele inceleyip faydalanmaldr. Eer Bat da yaplan almalara kar bak amz dzeltebilirsek, onlar artl bir ekilde deerlendirmezsek, bu almalarn yanllarn dorularndan ayrp deerlendirebilirsek ilmi almalarmzn daha bilimsel olaca ve Batdaki almalardan daha iyi bir ekilde yararlanabileceimizi dnyoruz.6 Hendek Kazma Fikrini Kim Teklif Etti bal zerine bir deerlendirme: Bu fikrin meydana geli aamasnn ekilde gerekletiini gryoruz: 1.Sahabe ile istiare 2.Selmann gr 3.Hz. Peygambere Allahn ilham etmesi Bu gr arasnda bir eliki olduunu gryoruz. Konunun daha iyi anlalabilmesi asndan kitaptan alntlar yaparak, zerinde durmak istiyoruz: Hz. Peygamber, Mekkelilerin saldr hazrlklarn haber alnca ashabyla istiare etti ve Uhud sava iin dnm olduu plann benzerini, yani dman Medinede karlamak fikrini uygulamaya karar verdi. Buna gre etraf alamaz dalarla evrili Medinenin akta kalan yerlerine hendek kazlacakt.7

6 7

Azimli, Siyeri Farkl Okumak II. , s. 334 Azimli, Siyeri Farkl Okumak II. , s.124

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Kitap Tantm

451

Bu paragrafa baktmzda sahabe ile istiare edildii grlmektedir. Selman- Farisi de sahabe olduundan bir problem grnmyor. Fakat u ifadelere baktmzda durum deiiyor: Kaynaklarda genelde hendek kazma fikrini Hz. Peygambere Fars kkenli Selman- Farisinin verdii8 eklinde bilgiler bulunmaktadr.9 Gereke olarak da Araplarn bilmedii hendek kazma fikrinin10 ranllarca uygulandna vurgu yaplmaktadr. Ancak bu tr rivayetlerin ihtiyatla karlanmas gerektiini dnyoruz. nk Araplarn hendek denen savunma aracn bilmemesi mmkn deildir. Ticaret ehli olan Araplar, gerek Bizansa gerekse de rana gidiyorlar kale ve hendek tr savunma aralarn rahatlkla gryorlard. Onlar ran blgesinin komusu durumundaydlar. Bu sebeple bu savunma trn bilmemeleri mmkn deildi. Sahabeden hi kimsenin bilmedii bu savunma trn, sadece Selmann bildii eklindeki rivayetleri, Emevilerin Arap rkl balamnda Farsl mevaliye yaptklar basklara kar, Selman- Farisi yi kendilerinin piri olarak addeden ranllarn ortaya koyduu bir durum olarak grmek mmkndr.11 Bilhassa ticaret ehli olan Araplarn, yaptklar yolculuklarda bu savunma eklinden habersiz olmalar mmkn gzkmyor. Fakat her nedense kendisi ticaretle uramas ve Mekkenin lideri konumunda olmasna ramen bu savunma trnden habersiz olan Ebu Sfyan, aknln Hz. Peygambere gnderdii u mektupta ifade ediyor: Lat ve Uzza ya yemin ederim ki, bu topluluumuzla sana geldim. Kknz kazyncaya kadar, senden asla ayrlmak istemeyiz. Bizimle karlamaktan holanmadn gryorum, ukur ve hendekler amsn. Acaba bunu sana kim retti?... eklinde sorar. Bu savunma eklinden Ebu Sfyan in haberdar olmamas da bir eliki ifade etmez mi? Bu mektuba Hz. Peygamber u ekilde karlk verir: Muhammed Rasulullahtan Ebu Sfyan b. Harb e Eskiden beri gurur, seni Allahtan uzak tutmu. Bu topluluumuzla bize geldiini ve kkmz kazyncaAzimli, Siyeri Farkl Okumak II., s.124, Belazuri, 409 Ibn Sad, II, 66. 10 Belazuri, 410. 11 Azimli, Siyeri Farkl Okumak II. , s.125, G.Levi Della Vida Selman , A.
8 9

452

Lisans r. ehabettin Ertan Altunrende

ya kadar ayrlmak istemediinize gelince bu, Allahn size nasip etmeyecei bir durum. Kazdmz hendei kim sana retti? szne gelince, seni ve arkadalarn fkeden kudurtmak istedii iin, bunu Allah bana ilham etti. der.12 Burada Allah n Hz. Peygambere ilham etmesi sz konusu. Bu elikili ifadelere baktmzda diyebiliriz ki, hendek kazma fikrinin Selmann teklifi ve ashapla istiare sonucunda gerekletii dnlebilir. Ebu Sfyan bata olmak zere mriklerin bu savunma teknii karsnda akna dnmeleri bu tekniin Hicazda bilinmedii gibi bir izlenim sunmaktadr. Dolaysyla bir ranl olan Selmann bu fikri ortaya atm olabilecei kuvvetle muhtemeldir. Kitapta tespit ettiim baz tashih hatalar unlardr: 1-) s. 31: trenle- ile 2-) s. 46 : Bu rivayet doruysa(!) Hz. Peygamber in ezan konusunda sahabeye sormasna gerek yoktur. Cmlesi iki kez tekrar edilmi. 3-) s.53: Birtakm kelimesi cmle sonu yanl ayrlm 4-) s. 58: Hz. Peygamberi ann gerekleriyle yarglamak en dorusudur. Yarglamak kelimesi yerine anlamaya almak en dorusudur. fadesi daha uygun. 5-) s.163: slamlamann hzlanmasna sebep oldu. Sebep oldu yerine vesile oldu ifadesi daha uygun. 6-) s.164: Mekkenin en nemli ileri gelenlerinden en nemli szc gereksiz. 7-) s. 175: Heralius- Heraklius, Ebu Slyan b. Harb- Ebu Sfyan b. Harb 8-) s. 199: Byle bir abartl rakamn abartl byle bir rakamn.

12

Vakidi, 493.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Kitap Tantm

453

9-) s.223: Hz. Peygamber in Hz. Ali ile zel bir konumak yapmak istemesi konumak- yapmak Muhtemelen ya ia nn veya Emevilerin, dolayl olarak cebriyecilerin haklln ispata ynelik rivayetler olmaldr. Muhtemelen- olmaldr 10-) s.235: Kitabmzn yazyla korunmasna ve kyamete kadar bu koruma altnda kalmasna neden oldular. Neden oldular- vesile oldular. 11-) s. 249: iftiramdr? iftira mdr? 12-) s.258: Ya Rasulallah! Benim iin sende rabet edilmeyecek bir ey yoktur. Rabet edilecek olmal 13-) s. 264: Hz. Peygamber e komplo Kur an komplo kuran. 14-) s.318: icmann- icman 15-) s. 319: Aktardmz iki grn sahipleri, rivayetin sahihlii zerinde ayn kanaati tamalarna ramen, anlamna konusunda farkl kanaatlere ulamlardr. Anlamna- anlama

Tarihte en ok tannan, sevilen ve anlan insan hi kukusuz Hz. Peygamberdir. Fakat Onu insanst bir varlk olarak gsterme abalar, onu anlamamz ve anlatmamz asndan halledilmesi gereken bir sorundur. Haddi zatnda Onu efsaneletirme gayretleri Kuran ile de elimektedir. Kuran, Hz. Peygamberin bizim aramzdan geldiini, beer olduunu bizden tek farknn kendisine vahyedilmesi olduunu ifade eder.13 Tabi ona vahyedilmesi onu bizden farkl klan, talar ierisinde yakut, elmas yapan bir durumdur. Olayn gerek boyutu da bu ekilde anlalmaldr. Bir mucize aranacaksa Hz. Peygamberin yaayna eitli vasflarna bakmamz yeterli olacaktr.14

13 14

Kehf/ 110, Tevbe/ 128 . Ahzab/ 21, Kalem/ 4.

454

Lisans r. ehabettin Ertan Altunrende

Kitabn yeni olmas, farkl bir slubu mndemi olmas, zihinlerdeki Peygamber imajna farkl almlar getirmesi, Hz. Peygamberi hak ettii noktaya getirmeyi ama edinmesi sebebiyle tekrar tekrar okunmaldr. Bu kitap, Hz. Peygamberi doru bir ekilde anlatmay, bize siyeri farkl bir gzle okumay salayacak, allagelmi siyer bilgilerimizi, gzden geirmememize ve yeniden deerlendirmemize imkn salayacaktr. Bu alanda yaplan dikkate deer bir alma olmas sebebiyle slam Tarihi alannda belli bir birikime sahip okuyucu kitlesinin bu kitab ktphanelerine kazandrmalar faydal olacaktr.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

HKMET YURDU
Dnce Yorum Sosyal Bilimler Aratrma Dergisi
ISSN: 1308-6944 www.hikmetyurdu.com

Hikmet Yurdu, Yl: 3, S.5 (Ocak-Haziran 2010), ss. 455 - 456

Say Hakemleri

Prof. Dr. Hanifi zcan Prof. Dr. Abdlaziz Bayndr Prof. Dr. Nihat Dalgn Prof. Dr. Hanefi Palabyk Prof. Dr. Remzi Kl Prof. Dr. Recep Gne Prof. Dr. Abit Bulut Prof. Dr. Sebahattin Arba Prof. Dr. Hasan Kavruk Prof. Dr. uayip zdemir Prof. Dr. Erkan Yar Prof. Dr. Mehmet Soysald Prof. Dr. Mustafa nal Do. Dr. H. Suphi Erdem Do. Dr. Hseyin Aydn Do. Dr. Gyasettin Arslan Do. Dr. smail Erdoan Do. Dr. Mehmet nal Do. Dr. Mustafa Doan Karacokun Do. Dr. Zafer Kzkl

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

456

Say Hakemleri

Do. Dr. Hulusi Arslan Do. Dr. Abdurrahman Kasapolu Yrd. Do. Dr. Faruk ifti Yrd. Do. Dr. Hamdi Onay Yrd. Do. Dr. Ali Duman Yrd. Do. Dr. Sleyman Aydn Dr. Haydar Dlek ngilizce Okutman Mehmet Kodaz

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

You might also like