You are on page 1of 411

Lev Nikolayevi Tolstoy _ Dirili DRL 3.

Bask Tam metin, Rusa aslndan eviren Ergin ALTAY LEV NKOLAYEV TOLSTOY ve DRL ZERNE DRL, Altn Klasikler Dizisinin 28. kitab olarak Altn Kitaplar Yaynevi tarafndan nc kez, Mart 1975'de, yaynland. Kapak resmini Ayhan Erer'in hazrlad bu kitap, Sralar Matbaas'nda dizilip basld. Yalnz Rus deil, dnya romannn byk ustalarndan, L. N. Tolstoy, 28 Austos 1828'de Tula iline bal Yasnaya Polyana'da dodu. Soylu bir ailenin ocuu olarak dnyaya gelen Tolstoy bir buuk yanda annesini kaybetti. Tolstoy ok sonralar yaknlarnn anlattklarna gre annesinin bir portresini Sava ve Bar romannda izecektir. 1837 ylnda Tolstoy ailesi Moskova'ya tand. O yl yazarn babas da ld. Tolstoy 1844 ylnda giri snavn kazandktan sonra Kazan niversitesi Dou Dilleri Fakltesi'ne girdi. Bir yl sonra da Hukuk Fakltesi'ne geti, Tolstoy'un niversite yllar bir renciye yarar biimde gemiyordu. Zamannn ounu niversite dndaki yaantsna adamt. Bu arada bol bol Fransz dnrlerini, zellikle Rousseau'yu ve Montesguieu'y okuyordu. 1847 ylnda Hukuk Fakltesi'nin ikinci snfndan ayrld, Yasnaya Polyana'ya gitti. 1847 yl baharnda ana - baba miras kardeler arasnda blld, Tolstoy'un hissesine Yasnaya Polyana maliknesi dt. te o andan itibaren de Tolstoy 330 erkek nfusa ve 1470 dnm topraa sahip bir derebeyi olup kt. Romanc ilk i olarak kyllerin yaama artlarn dzeltmeyi, onlar daha mutlu bir hayata ykseltmeyi ama edindi, ne var ki kyller bu davranlarn kukuyla karladklarndan baarszla urad. Burada devaml kalmad, iftlik ileriyle uramas yansra Moskova'ya da sk sk gidip geldi. 1851 ylnda topu tugayna astsubay olarak girdi. 1851 onun edebiyat hayat iin de nemli bir tarihtir. lk almalarna burada grevli bulunduuKazak kynde balamtr. 1854 ocanca astemenlie ykseltildi. 1856'da temen rtbesiyle ordudan ayrld. Tolstoy kitaplardan tand Avrupa'y grmek zere 1857 ylnda Avrupa'ya gitti. Fransa'y, svire'yi, talya'y, Almanya'y gezdi. Romanc ayn yl Yasnaya Polyana'ya dnd. 1862 ylnda Sofya Andreyevna Bers ile evlendi. 1881-1901 arasndaki zaman daha ok Moskova'da geirdi. 1901'de ar bir hastala tutuldu. 7 Kasm 1910'da evinden uzakta Astapovo (imdiki ad Lev Tolstoy) tren istasyonunda ld. DRL Dirili Tolstoy'un nc byk eseridir. Roman, 1899 ylnda yazlmtr. Romanda 19. yzyl sonu Rusyasnn toplumsal yaants gzler nne serilir. zellikle bu yaantnn elikili yanlarna dikkati ekmitir. Dier iki byk romannda (Sava ve Bar, Anna Karenina) kahramanlarn ou soylular arasndan seildii halde buradaki kahramanlardan balcas Katyua Maslova, halk katndan biridir. Dirili'de de psikolojik tahliller, usta tasvirler, sade bir dil, Tolstoy'un sanat gcnn tanklardr. Yalnz bu eserde romanc Tolstoy'un yansra ahlk - filozof Tolstoy da vardr. Bir ok satrlar yazarn ruh bunalmn yanstrlar. Tannm Rus eletirmenlerinden Leonoid Leonov, Rousseaudan sonra yreini okuyucuya aan en byk yazar Tolstoy'dur, der. Gerekte de Dirili'in bir ok blmnde bu zellik okuyucuya kendini kabul ettirir. Dirili roman size Tolstoy'un olgun eserlerinden birini tantmakla kalmayacak, insan psikolojisinin gizli kelerini de gn na karacaktr ROMANDAK BALICA KLER VANOV NEHLDOF KATYUA MASLOVA MSS KORAGNA SOFYA KORAGNA PRENS KORAGN HELENA VANOVNA MARYA VANOVNA SMELKOV MASLENNKOF FANAR i N KATERNA VANOVNA ARSKAYA MHALOV SELENN SEGLOF : Bir Rus prensi; romann erkek kahraman. : Prens'in batan kard kz: romann kadn kahraman. : Nehldof'un evlenmek istedii kz. : Missi'nin annesi. : Missi'nin babas. : Nehldof'un annesi. : Nehldof'un teyzesi.

: Maslova'nn ldrd iddia edilen bir tccar. : Moskova vali muavini, Nehldof'un arkada. : Maslova davasyla ilgilenen avukat. : Nehldof'un Petersburg'daki : teyzesi. : Katerina'nn kocas, Nehldof'un enitesi, general, eski bakanlardan. : Senato savcs, Nehldof'un arkada. : Krek mahkumu.LDYA USTOVA NATALYA (NATAA) GNATY RAGOJNSKY SMONSON THON KTAYEVA MATRYONA HARNA Haksz yere hapsedilmi bir gen kz, Nehldof'un ablas. Natalya'nn kocas. Sibirya'ya srlen mahkmlardan biri, Katyua'ya ktr. Prens'in teyzesinin oda hizmetisi. Genelev patronu. Katyua Maslova'nn teyzesi. BRNC BLM Matta, XVIII. 21 - 22 O zaman Pyotr yanna sokuldu, yle dedi: Rabbim! bana ktlk eden kardeimi ka kere balayacam? Yedi kere mi? sa cevap verdi: Yedi kere deil, yedi tane yetmi kere balayacaksn. Matta, VII. 1. S. 3. Ne o, kardeinin gzndeki p gryorsun da kendi gzndeki mertei grmyor musun? Yuhanna, VIII. 7...... iinizde gnah islememi kimse, ilk ta atsn o kadna. Luka, VI. 40. renci retmeninden stn olamaz hi; ama tam olgunlaan bir insan retmeni gibi olur. Yz binlerce insan avu ii kadar bir yere toplanp, st ste yaadklar toprak parasn irkinletirmek iin var gleriyle alm olsalar; zerinde hi bir ey yetimesin diye her yanma ta dikmi, filizlenen her otu kknden koparm, havay ta kmr, petrol yakarak ellerinden geldiince kirletmi, evredeki tm aalar kesmi, tm hayvanlar, kular uzaklatrm olsalar bile gene de ilkbahar ilkbahard; kentte bile Gne prl prld gkyznde. imenler yalnz bulvar yeilliklerinde deil, koparlp atlmadklar her yerde, kaldrm talarnn arasnda bile boy atyor, yeeriyordu. Kayn, kavak, akdiken aalar ho kokulu, taptaze yapraklar ayor, hlamur aalarnn tomurcuklar patlyordu. Kargalar, sereler, gvercinler ilkbaharn verdii neeyle yuvalarn yapmaya balamlard bile. Bcekler gnein stt duvar diplerinde vzldayorlard. Bitkiler de, kular da, bcekler de, ocuklar da neeliydi. GelgeLelim insanlar --bu-- 12 yk, yetikin insanlar - birbirini kandrmaya, birbirini ezmeye devam ediyorlard. nsanlar bu ilkbahar sabahnn, tm canllarn mutluluu iin yaratlm doann bu gzelliinin deil de, birbirlerine hkmetmek iin uydurduklar eylerin nemli, kutsal olduu inancndaydlar. l ceza evi mdrnn odasndaysa ilkbaharn getirdii mutluluk ve sevincin tm canllar, tm insanlar iin olduu nemli deildi; orada nemli hatta kutsal olan, bir gn nce gelen yazl emirdi. Basma balkl, numaral ktta o gn, yirmi sekiz nisan sabah saat dokuzda ikisi kadn, biri erkek tutuklunun durumada hazr bulundurulmalar yazlyd. Kadnlardan biri, en nemli sulu olduu iin, ayr gtrlecekti. Bu emir gerei, yirmi sekiz nisan sabah saat sekizde kadnlar kouunun karanlk, pis kokan koridorunda ba gardiyan grlmt. Peinden, ak salar karmakark, yz renksiz, zerinde kol azlar srmal bir bluz, belinde kenarna ak mavi erit geirilmi bir kuak olan yasl bir kadn geldi. Kadn gardiyand bu. Kadn, yannda nbeti gardiyanla, koridora alan kaplardan birine yaklaarak, - Maslova'y m istiyorsunuz? diye sordu. Nbeti gardiyan grltyle evirdi kilidi, kapy at, kori-dordakinden daha da pis kokan bir hava akn etti darya. Nbeti gardiyan, - Maslova, diye bard, mahkemeye! Rzgrn kente tad tarlalarn o taze, misk kokulu havas ceza evinin avlusunda bile vard. Ama koridordaki hava irenti, pislik, katran, kf kokuyordu. eri girer girmez bir arlk kyordu insann stne, karamsar oluyordu. Avludan gelen kadn gardiyan - bu pis havaya alk olduu halde - hemen farketmiti bunu. Koridora girince bir bitkinlik hissetmiti zerinde, uyumak istemiti. Hcrede bir teltr balamt: Kadn sesleri, plak ayakla koumalar duyuluyordu. Ba gardiyan ban kapdan uzatarak, - Hadi kmldan biraz, Maslova! diye bard, kulaklarn sar m? - 13 ki dakika sonra orta boylu, gsleri dolgun, gen bir kadn kt koridora, canl admlarla yrd, tam gardiyann nne gelince hzla dnp yannda durdu. Beyaz etek bluzunun zerine gri bir gmlek giymiti. Ayaklarnda keten orap, orabm zerinde de ceza evlerinde giyilen terliklerden vard. Bana beyaz bir

bart balamt; bartnn kenarndan - besbelli mahsus darda braklm - bir tutam siyah, kvrck sa gzkyordu. Kadnn yznde, uzun sre kapal bir yerde kalm insanlarn yznde grlen, rutubetli bir bodrumda patatesin srd filizleri andran o tuhaf beyazlk vard. Kk, geni ellerinde, gmlein enli yakas arasndan gzken dolgun boynunda da vard ayn beyazlk. Bu mat beyaz yzde son derece siyah, biraz i, ama ok canl, fildir fildir, parlak, biri hafif a bir ift gz dikkati ekiyordu. Kadn, dolgun gs nde, dimdik duruyordu. Koridora knca ban hafif yana yatrarak gardiyann gzlerinin iine bakm, kendisinden istenecek her eyi yapmaya hazr bir tavrla geip yannda durmutu. O srada dz, ak sal, yal br kadnn soluk, sert izgili, kr kr yz uzand kapdan. Maslova'ya bir eyler sylyordu. Ama gardiyan kapy zerine kapaynca, yal kadnn ba kayboldu. erden bir kadn kahkahas duyuldu. Maslova da glmsedi, kapdaki parmaklkl delie bakt. Yal kadn yzn parmakla dayam, ksk sesiyle, - Unutma, diyordu az konu, bir dediinden dnme, geri yan kolay. Maslova ban sallad: - Olur, unutmam, bir ey syleyeceim. Ba gardiyan amirlere zg bir kendine gvenle, pek akllca bir sz ediyormu gibi, - Elbette bir ey syleyeceksin, dedi, on ey syleyecek deilsin ya... Hadi yr bakalm, mar! Yal kadnn delikte gzken gz kayboldu, Maslova da koridorun ortasna kt; abuk, kk admlarla ba gardiyann pei sra yrd. Ta bir merdivenden alt kata indiler; kadnlar kouundan daha da pis kokan, grltl hcrelerin nnden getiler, -- erkekler kouuydu buras, kaplardaki parmaklkl,14 kk pencereciklerden erkekler bakyorlard onlara - ceza evi mdrnn odasna girdiler. Silhl iki er vard orada. Masa banda oturan yazc sigara dumannn sarartt bir kd erlerden birine uzatt, tutukluyu gstererek, - Al gtr, dedi. Er, - iek bozuu yzl, al yanakl bir Nijegorod kyl-syd bu - kd paltosunun devrik kol aznn arasna soktu, glmseyerek, elmack kemikleri kk avu arkadana gz krpt, tutukluyu gsterdi. Erler tutukluyla beraber merdiveni indiler, ana kapya yneldiler. Ana kapy atlar onlara, erlerle tutuklu avluyu geip ceza evi duvarlarn geride braktlar, kentin parke sokaklarna daidlar. Arabaclar, dkknclar, amarc kadnlar, iiler, memurlar durup merakla yukardan aa szyorlard tutukluyu, bazlar ban sallayarak yle dnyordu: Kt yola denin hali budur ite, ocuklar, canavar kadna ileri korkudan rpere-rek bakyor, ama arkasnda iki askerin olduunu, onlara bir ey yapacak durumu bulunmadn grerek rahatlyorlard. Kyden getirdii kmr sattktan sonra bir meyhaneye girip doyasya ay imi bir kyl yaklat Maslova'nn yanna, ha kard, bir kpek uzatt ona. Beriki kzard, ban nne eip bir ey mrldand. Tutuklu, kendine ynelen baklar hissediyor, ban evirmeden belli etmemeye alarak yan gzle ona bakanlar szyordu. Houna gidiyordu ona gsterilen bu ilgi. Tertemiz, ilkbahar havas da houna gidiyordu; ama uzun zamandr yrmedii iin hamlam, ceza evinin biimsiz terliklerini geirdii ayaklarnn alt szlyordu talara bastka. Eilip ayaklarnn altna bakyordu arada bir, elinden geldiinde hafif basmaya alyordu yere. nnde kimsenin ilimedii gvercinlerin dolat bir un dkknnn nnden geerlerken tutuklu az kald gm rengi bir gvercinin stne basyordu; gvercin birden rkt, kanatlarn rparak geti tutuklunun kulann dibinden, rzgr yzne vurdu. Tutuklunun dudaklarnda bir glmseme dolat, sonra durumunu hatrlaynca derin bir gs geirdi. Son derece olaan bir ykyd tutuklu Maslova'nnki. Kyde iftlikleri olan iki kzkardein yannda hayvan bakcs, hi evlenmemi kle bir kadnn kzyd. Annesiyle beraber kalyordu. mrnde hi evlenmemi bu kadn hemen her yl bir ocuk douruyordu. Kylerde ounlukla olduu gibi, hemen vaftiz ediyorlard ocuklar; sonra anne almasna engel olan bu gereksiz, istenmeyen ocuun karnn bile doyurmuyordu, ocuk da ksa bir zaman sonra lyordu. Kadnn be ocuu lmt byle. Hepsini de vaftiz etmilerdi; alktan lmlerdi sonra. Kyden geen bir ingeneden olan altnc ocuk kzd, onu da ayn son bekliyordu elbette, ama karlan kaymak, inek kokuyor diye yal kzkardelerden biri bakclara kmaya ahra gelince kaderi deiti bebein, lmden kurtuldu. Ahrn bir kesinde yannda grbz bir ocuk, yeni doum yapm kadn yatyordu. Yal hanm hem kaymak iin, hem .de, yeni doum yapm bir kadn ahrda yatrdklar iin syleyeceini syledikten sonra tam kp gidiyordu ki, yerde yatan bebei grnce duyguland, ocuun vaftiz anas olacan syledi. Vaftiz treninde ha kararak kutsad kk kz, sonra da bebee acd iin annesine st, para verdi, bylece kz lmedi, hayatta kald. O gnden sonra da kefeni yrt-, m diye ad taktlar kza hanmlar.

Annesi hastalanp ldnde kz ocuu yandayd. Kzn gene hayvan bakcs olan anneannesi torununa bakmak istemeyince yal hanmlar ocuu yanlarna aldlar. Siyah gzl kz ylesine hayat dolu, ylesine tatl bir ocuk olmutu ki, hanmlar baylyorlard ona. Hanmlarn k Sofiya vanovna -kz vaftiz eden buydu- daha bir yumuak yrekliydi. By Mariya vanovna'ysa biraz sertti. Sofiya vanovna kk kz sslyor pslyor, ona okuma yazma retmeye alyordu; okutmaya niyetliydi onu. Mariya vanovna kz iyi bir oda hizmetisi olarak yetitirmelerinin gerektiini sylyordu. Bu yzden titiz davranyordu ona kar, cezalandryordu sk sk, can skkn olduu zamanlar d-- 16 vyordu bile. Bylece, iki zt etkinin altnda byynce yar oda hizmetisi, yar okumu bir kz oldu ocuk. Ad da ne Katya'yd ne de Katenka. Katyua diyorlard ona. Diki dikiyor, odalar topluyor, resimlerin tozunu alyor, yemek piiriyor, odun yaryor, kahve servisi yapyor, ufak tefek eyleri ykyor, bazan da hanmlarla beraber oturuyor, onlara kitap okuyordu. Bir ok kimse evlenmek istemiti onunla, ama o evlenmemiti. Evlenirse yaaynn gleeceini, hanmlarn yanndaki rahat brakp bir uaa varrsa sonra bu hayat arayacan biliyordu. On alt yana kadar yle yaad. On altsn doldurup on yedisine yeni basmt ki, hanmlarnn niversite rencisi zengin bir prens olan yeeni geldi kye. Katyua tutuldu ona, ama sevgisini ne delikanlya aabilmiti, ne de kendi kendine itiraf edebilmiti. ki yl sonra ayn yeen savaa giderken yolu zerindeki halalarnn kyne urad gene, drt gn kald orada, gitmeden bir gn nce de Katyua'y ifal etti, devrisi gn eline bir yz rublelik sktrp gitti. Delikanl gittikten be ay sonra rendi kz gebe olduunu. Artk her eyden ireniyor, onu bekleyen yz karasndan nasl kurtulabileceini dnyordu yalnz. Hanmlarnn hizmetini aksatmaya balamt, istemeye istemeye yapyordu her ii. Kendi de farknda olmadan deiivermiti birden. Sonunda piman olup zr diledii kaba kaba szler sylyordu hanmlarna; sonunda hesabnn grlmesini istedi bir gn. Bu yaptklarndan zaten bkm olan hanmlar hemen yo! verdiler ona. Oradan ayrlnca blge polis komiserinin yanma oda hizmetisi olarak girdi, ama ancak ay kalabildi bu ite; nk ellilik komiser aslmaya balamt ona, ihtiyar iyice aztt bir gn kzn da tepesi att birden, aptal, bunam eytan suratl, diye bard yzne kar, yle bir itti onu ki, ihtiyar srtst yere yuvarland. Bu yapt, iinden kovulmasna yetti de artt bile tabi. Bir ie giremezdi artk, yaknda doum yapacakt, arap ticareti yapan dul ky ebesinin yanna yerleti. Kolay oldu doumu. Ne var ki, ebe kadn kydeki bir hastadan _ 17 _ kapt bir hastal yeni doum yapan Katyua'ya bulatrnca bebei -erkekti- bakm evine yollamak zorunda kaldlar. ocuu oraya gtren yal kadn, yavrunun bakm evine gittikten az sonra ld haberini getirdi. Ky ebesinin evine yerletiinde Katyua'nn btn paras yz yirmi yedi rubleydi; yirmi yedi rublesi alp kazand parayd; yz rubleyi de onu aldatan delikanl vermiti. Ebenin yanndan ayrlrken alt ruble vard cebinde. Parasn tutmay bilmiyordu, kendine harcyor, her isteyene karp veriyordu. Ebe iki aylk bakmna, yemesine imesine karlk krk ruble almt ondan, yirmi be ruble ocuun bakm evine yatrlmasna gitmiti, ebe inek almak iin krk ruble istemiti, yirmi ruble una buna - giysiye, aya, kahveye harcanmt... yle ki, Katyua iyiletiinde meteliksiz kalmt ortada, te yandan bir i bulmas da gerekiyordu kendine. Orman bakcsnn yannda bir i buldu. Evliydi orman bakcs, ama tpk komser gibi o da daha ilk gnden aslmaya balad Katyua'ya. Katyua ireniyordu bu adamdan, elinden geldiince kamaya alyordu ondan. Gelge-lelim adam Katyua'dan daha tecrbeli, kurnazd; stelik amiriydi de, istedii yere yollayabilirdi onu; uygun bir ann bulup elde etti Katyua'y sonunda. Ormancnn kars rendi durumu nasl rendiyse, bir keresinde kocasn Katyua'yla odada yalnz yakalaynca kzn zerine saldrd, vurmaya balad ona. Katyua boyun emedi, sa saa, ba baa dvt iki kadn, bu kavgann sonunda Katyua'y ierde biriken parasn da vermeden kovdular evden. Katyua kente geldi sonra, halasnn yanna yerleti. Halasnn kocas ciltiydi, kitap ciltlerdi, eskiden iyi gidermi ileri, ama Katyua kente indiinde tm mterilerini kaybetmiti, gece gndz durmadan iiyor, eline geen her eyi ikiye veriyordu. Katyua'nn halas kk bir amarhane altryor, onun geliriyle ocuklarna, bu arada ayya kocasna da bakyordu. Halas amarc olarak yannda almasn! nerdi Maslova'ya. Ama Maslova halasnn amarhanesindeki amarc kadmlaDirili - F: 2- 18 rn ar alma koullarn grd iin bu neriye cevabn elinden geldiince geciktirmeye alyor, bir yandan da hizmeti bulma yazhanelerini dolap bir hizmetilik aryordu. Buldu da sonunda, lise rencisi iki oluyla oturan bir kadnn yanma girdi. Ama bir hafta sonra ocuklarn by, bykl, altnc snf rencisi olan dersleri bir yana itip Maslova'ya rahat vermemeye balad. ocuklarn annesi Masloya'da buldu btn kabahati, parasn deyip yol verdi ona. Baka yer de yoktu, ama hizmeti bulma yazhanelerinden birinde parmaklar kocaman kocaman tal yzkler, tombul plak kollar bilezik dolu bir hanmefendiyle karlat.

Bu hanmefendi i arayan Maslova'nn bandan geenleri dinledikten sonra adresini verdi ona, evine gelmesini syledi. Maslova gitti. Hanmefendi gler yzle karlad onu, rekle, tatl arapla arlad; sonra oda hizmetisini, eline bir pusula tututurarak bir yere yollad. Akam ak salar uzun, sakallarna ak dm, uzun boylu bir adam girdi odaya; yal adam hemen Maslova'nn yanna kt, gzlerinde tuhaf bir parlt, glmseyerek szmeye balad onu; arada aka da ediyordu. Hanmefendi yan odaya ard sonra yal adam, taptaze bir kyl kz diye fsldadn duydu Maslova. Daha sonra Mas-lova'y ard hanmefendi, yal adamn ok paral bir yazar olduunu, houna giderse ondan hi bir ey esirgemeyeceini syledi. Houna gitmiti yazarn Maslova, sk sk greceklerini syleyerek yirmi be ruble verdi ona. Halasna olan borcunu verip kendine yeni bir elbise, bir apka, birka da kordela alnca bu yirmi be ruble suyunu ekiverdl hemen. drt gn sonra yazar, adam yollayp artt onu. Gitti Maslova. Yirmi be ruble daha verdi ona, sonra da ayr bir daireye tanmasn nerdi. Maslova yazarn tuttuu dairede otururken, ayn evde kirac en yaradll bir satcya tutuldu. Maslova kendi at durumu yazara, ondan ayrlp satcnn kk dairesine yerleti. Onunla evleneceine sz veren satc, Maslova'ya bir ey sylemeden Nijniy'e kanca gene yalnz kald Maslova. Dairede tek bana oturmak istedi, ama izin vermediler. Mahalle polisi, yalnz bana ancak sar kart alrsa, her hafta da muayeneye gelirse otu- 19 rabileceini syledi. O zaman gene halasna gitti Maslova. zerindeki son moda elbiseyi, pelerini, apkasn grnce saygyla karlad onu halas; onun yksek tabakaya girdiini dnerek, amarhanesinde almasn nermeye cesaret edemedi. Mas lova iin amarc olmak ya da olmamak nemli deildi artk. amarhanenin ilk odalarnda bazlar oktan vereme yakalanm, soluk yzl, sska amarc kadnlarn yaz k ak duran pencereleri arasnda, otuz derece scakta sabunlu buharn iinde amar ykayarak, t yaparak srdkleri krek mahkmla-rmkinden farksz bu hayata bakarken ii szlyordu Maslova'nn; kendisinin de burada alabilecei aklna gelince dehete kaplyordu. Onun iin bu pek g gnlerde - ne bir koruyan vard ne de elinden tutan - genel eve kz bulan bir muhabbet telll kadnn ama dt Maslova. Sigaraya oktan balamt, son zamanlardaysa, satcyla iliki kurduktan, satc onu brakp katktan sonra da ikiye almt. arap yalnz tad houna gittii iin ekmiyordu onu; daha ok, ikiyi, bandan geen kt olaylar unutmasna yardm ettii, davranlarna daha bir serbestlik verdii iin iiyordu. tii zaman kendine gveni artyordu. kili olmad zamanlarsa bir arlk kyordu zerine, sklgan oluyordu. Muhabbet telll kadn halaya armaanlar yadrd, Maslo va'yi sarho ettikten sonra kentteki eve tanmasn nerdi ona; oradaki hayatn gzalcln, gzelliini ballandra ballandra anlatt. Maslova ikisinden birini semek zorundayd; ya herkesin hor grecei bir hizmeti paras olarak kalacakt - bu arada erkekler gene kovalayacakt onu tabi, ara sra gizliden geici aklar da yaayacakt - ya da ona gelecek endiesi olmayan, huzur dolu bir hayat salayacak o eve gidecekti. Orada da olacakt aklar, ama bu aklar aktan aa yaanacakt, yasalar izin verecekti ona; stelik iyi de para kazanacakt... Sonra, Mas-lova, onu bu duruma dren insandan, ona ktlk eden herkesten cn almay dnyordu bylece. Kesin kararn vermesinin bir nedeni daha vard; Muhabbet telll, istedii giysiyi diktirip giyebileceini sylemiti ona; kadife, atlas, ipek giy-- 20 sileri, omuzlan ak ya da kollu tuvaletleri olacakt. Maslova kendini zerinde siyah kadifeden gller olan parlak krmz, dekolte bir tuvaletle hayal edince dayanamad, verdi kimlik czdann. Muhabbet telll, hemen o akam kiralk bir faytonla galip ald Maslova'y , Kitayeva'nn nl evine gtrd. O gnden sonra Maslova iin, kutsal kitaplarn, bilge insan-larm ylesine ktledii, bilinen gnahla dopdolu bir hayat balad. Yurttalarnn mutluluundan baka bir ey dnmeyen devletimizin yalnz izniyle deil, stelik himayesi altnda yz binlerce kadn srdrr bu hayat; sonunda bu kadnlarn onda dokuzu korkun hastalklara yakalanrlar, zamanndan nce kerler, lrler... lgnca gece elencelerinden sonra gndz ge saatlere kadar l gibi uyumak. leden sonra te ya da drtte pis yataktan bitkin kalk, zehir gibi bir az, kahve, sabahlkla, bir bluzla koridorlarda tembel dolamak, perdeyi amadan pencereden bakmak, birbirleriyle bezgin tartmalar; sonra ykanmak, yz kremlemek, elleri; salara, omuzlara koku srmek, giysileri tam geliyor mu diye zerine lmek, elbisesi istedii gibi olmam diye ev sahibine kmak, aynann karsna geip kendine bakmak, yzn, kalarn boyamak, yal tatl yemekler yemek; sonra bedeni akta brakan parlak, ipek giysiler giyinmek dayal deli, alabildiine aydnlatlm salona inmek; ko-nuklarn gelii, mzik, dans, eker, arap, sigara; peinden de genciyle ihtiyaryla yatmak; artk ii bitmi ihtiyarlarn, bekrd evliydi, gen adamlarn, tccarlarn, iftlik khyalarnn, Ermenilerin, Yahudilerin, Tatarlarn, zengin, yoksul, salkl, hasta, ayk, sarho, kibar, kaba, asker, sivil, niversite ya da lise rencisi demeden herkesin koynuna girmek... Barmalar sonra kahkahalar, kavgalar, mzik, sigara ve arap, gene arap, sigara, akamdan gn aarncaya dek kesilmeyen mzik. Ancak ortalk aydnlandktan sonra kendi basma kalmak ve derin uyku. Btn hafta her gn ayn ey.

Hafta sonunda da paytonlara binip devlet dairesine, doktorlarn grevli olduklar kuruma gitmek... Erkek doktorlar doann gnahtan uzak durmalar iin yalnz insanlara deil, hayvanlara bile verdii utanma duygusunu ortadan kaldra- 21 rak, yok ederek, bazan cidd ve sert bir tavrla, bazan da oynak bir neeyle muayene ediyorlard bu kadnlar; sonra onlara, hep beraber iledikleri gnaha devam etmeleri iin biter belge veriyorlard. Gene bir nceki gibi bir hafta balyordu. Yazn da kn da, bayramda da, seyranda da hep byle geiyordu gnleri. Maslovann yedi yl byle geti. Bu yedi yl iinde iki ev deitirdi, bir kere de hastaneye yatt. Genel eve giriinin yedinci, ilk dnnse sekizinci ylnda, yirmi alt yandayken, ceza evine atlmasna, imdi de, hcrede katillerle hrszlarla alt ay bir arada kaldktan sonra durumaya gtrlmesine neden olan olay geldi bana. III Maslova yrrken ayaklarnn alt szlaya szlaya, silhl iki erin arasnda blge mahkemesine geldiinde, eski hanmlarnn onu ifal eden yeeni prens Dmitri vanovi Nehldof ku ty dekli, yksek, yayl karyolasnda yatyordu hl; gzelce tl Hollanda mal, tertemiz pijamasnn nn am, sigarasn tttryordu. Gzleri nndeki br noktaya taklm, bu gn neler yapmas gerektiini, dn neler yaptn dnyordu. Dn akam varlkl, nl bir aile olan Koragn'lerde geirdiini hatrlaynca - herkes onun Koraginlerin kzyla yzde yz evlenecei inancndayd - derin bir soluk ald, bitmek zere olan sigarasn atp, gm sigaralktan bir tane daha almak iin uzatt elini, ama vazgeti; przsz, beyaz bacaklarn uzatt karyoladan, sallayarak terliklerini buldu onlarla, dolgun omuzlarna ipek sabahln ald; abuk, geni admlarla yatak odasi-nm hemen bitiiindeki lavanta, briyantin, kolonya, krem kokan tuvalet odasna geti. Hemen hepsi dolgulu dilerini zel bir macunla fralad, ho kokulu bir suyla alkalad azn, sonra ykanmaya balad. Kokulu sabunla ellerini ykayp, uzam trnaklarn frayla dikkatlice temizledikten, yzn, kaln ensesini geni mermer lavaboda ykadktan sonra, duun hazr bekledii yan odaya geti. Burada adaleli, yalanm, beyaz bedenini so-- 22 uk suyla ykayp, kaln bir havluyla iyice kurulandktan sonra kar gibi bembeyaz i amarlar giydi, ayna gibi parlatlm potinlerini geirdi ayana; aynann karsna oturdu, ksa, siyah sakaln, nden hafif seyrelmi kvrck salarn iki tarakla taramaya balad. amarndan, elbisesinden, ayakkabsndan tutun da kravatna, kravat inesine, kol dmesine kadar tuvalet iin kulland her eyi en iyisinden, en deerlisinden; gze batmayan, sade, salam, pahal eyler. Nehldof yirmi otuz kravatn, kravat inesinin arasndan eline ilk geenleri ald - bir zamanlar ho bir urat bunlardan brini semek, oysa imdi umursamyordu - temizlenmi olarak sandalyenin zerinde hazr bekleyen elbisesini giydi tam anlamyla din olmasa bile, ykanp paklanm, misk gibi kokular srnm olarak, parkelerini dn akam uan ova ova iyice temizledii uzun yemek salonuna girdi. Salonda mee aacndan kocaman bir bfe; gene mee aacndan, aslan penelerini andran oyma bacaklaryla soylu bir grnm olan alp kapanr byk bir masa vard. Aile adnn ba harfleri byk byk ilenerek sslenmi kolal, ince bir rt rtl masann zerinde kokulu kahve dolu gm bir kahvelik, gene gm bir ekerlik, kaymak dolu bir kaymaklk, taze francala, peksimet, bisk-vit dolu bir sepet duruyordu. Bunlardan baka mektuplar, gnlk gazeteler, yeni gelen Revue des deux Mondes de vard. Nehldof tam mektuplara uzatyordu elini ki, koridora alan kapdan matem elbisesi giymi, banda salarnn dkldn gizleyen dantelli bir balkla iman, yal bir kadn szld ieri. Bu, Nehldof'un bundan ksa bir sre nce imdi oturduu evde len annesinin oda hizmetisi Agrafena Petrovna'yd. Hanm lnce evden ayrlmam, bu kez olunun ev ilerine bakmaya balamt. Agrafena Petrovna, Nehldof'un annesiyle birka kere gitmiti Avrupa'ya, hepsi toplanrsa on yl kadar kalmt orada; bir hanmefendi havas vard davranlarnda bunun iin. ocukluundan beri Nehldof'larn evindeydi, Dmitri yanovi'in de Mityack diye arld zaman bilirdi. - Gnaydn Dmitri vanovi. - Gnaydn Agrafena Petrovna. Glmseyerek devam etti Nehldof: - Ne var, ne yok? - Bir mektup. Prensesten mi, kk Prensesten mi geliyor, bilmiyorum. Agrafena Petrovna mektubu verirken manl manl glmsedi. - Oda hizmetileri getirdi onu, diye devam etti, ok oluyor, yanmda saklyordum. Nehldof mektubu alrken, - Pekl, imdi okurum, dedi. Agrafena Petrovna'nn glmsediini farkednce kalarn att. Bu glmseme, yal kadnn, mektubun Nehldof'un evleneceinden kuku etmedii kk prenses Koragina'dan geldiini bildii anlamna geliyordu. Agrafena Petrovna'nn glmsemesinin verdii bu haber hi houna gitmemiti Nehldof'un.

- Kza syleyeyim beklesin, dedi Agrafena Petrovna. Masann zerindeki krntlar temizlemek iin kullanlan kk sprgenin durmas gereken yerde olmadn grnce alp yerine koydu onu, sonra geldii gibi gene sessizce kt yemek salonundan. Nehldof, Agrafena Petrovna'nn verdii lavanta kokan mektubu ap okumaya balad. Sar, kaln bir kda iri harflerle, karmakark bir e! yazsyla yle yazyordu: Belleiniz olmak sorumluluunu zerime aldm iin hatrlataym size, bugn, yirmi sekiz nisan gn mahkemede jri heyetinde grevlisiniz; bu yzden, dn akam kendinize zg o rahatlnzla sz verdiiniz gibi, tablolara bakmaya gelemeyeceksiniz Kolosov ve bizimle bugn; grevinize gitmediniz iin moins que vous ne soyez dipose payer la cour d'asses les 300 roubles d'amende, que vous fefusez votre cheval ('). Dn (') Blge mahkemesine, ata vermeye acdnz 300 rubleyi ceza olarak demeyi gze almazsanz tabi. (Franszca)- 24 akam siz gittikten hemen sonra hatrladm bunu. Unutmayn sakn. Pr. M. Koragina Kdn arkasna yle eklenmiti: Maman vous fait dire que votre couvert vous . attendre jusqu' la nuit. Venes absolument que!e heure que cela soit (') M.K. Nehldof yzn ekitti. Bu mektup kk prenses Kora-gina'nm iki aydan beri ustalkla yrtt uran bir devamyd; bu ura Nehldof'u grnmez balarla her gn biraz daha balyordu gen kza. Ayrca, ilk genlik yllarn geride brak-m, bir de deli gibi vurulmam insanlarda grlen evlenmek iin ilk adm atarkenki o allm kararszlk bir yana, Nehldof kararn vermi olsa bile kk Prensesi hemen isteyemezdi annesinden babasndan. On yl nce Katyua'y ifal edip yzst brakmas deildi bunun.nedeni; oktan unutmutu o olay, evlenmesine bir engel saymyordu bunu. Onu dndren, o sralar evli bir kadnla arasndaki ilikiydi; geri kesmiti kadnla ilikisini son gnlerde, ama kadn kabul etmi deildi henz aralarndaki ilikinin kesildiini. Nehldof kadnlardan ok korkard, evli kadnda onunla iliki kurma isteini de onun bu korkakl uyandrmt zaten. Kadn, Nehldof un seimlere girdii blgenin soylular bakannn karsyd. Kadn sonunda baard Nehldof'u elde etmeyi. Ne var ki bu iliki gn getike hem saryordu Nehldof'u, hem de irendiriyordu. Balangta kendini iyice kaptrmt kadna, imdi de kadna kar kendini sulu hissettii iin onun rzas olmadan aralarndaki ilikiyi kesemiyordu. Nehldof'un, istese bile (') Annem yemeinizin geceye kadar szi bekleyeceini size bildirmemi syledi. Gelin de ne zaman gelirseniz gelin. (Franszcs) - 25 Koragina'ya evlenme teklifinde bulunmaya hakk olmadn dnmesinin nedeni buydu ite. Kadnn kocasndan gelen bir mektup da masann zerinde duruyordu. Zarfn zerindeki el yazsyla damgay grnce kzard Nehldof, tehlikenin yaklatn sezinledii zamanlar olduu gibi hemen bir dinlik geldi zerine gene. Ama bouna heyecanlanmt byle birdenbire: Nehldof'un en byk iftliklernin bulunduu blgenin soylular bakan olan kadnn kocas, maysn sonunda olaanst bir toplant yaplacandan haberdar ediyordu Nehldof'u; muhakkak toplantya gelmesini, okullar ve yollar konusunda kacak nemli tartmalarda - gerici evrenin bu konularda btn gcyle diretecei beklenyormu nk - donner un coup depoule C) diliyordu. Bakan aydn bir insand, kendisi gibi dnen birka arkadayla beraber, II! Aleksandr zamannda alp yryen gericilie kar savayordu, bu ura ylesine doldurmutu ki gnlerini, ailesinin mutsuz gidiinden haberi yoktu. Bu adamla ilgili btn ac anlar canland Nehldof'un belleinde: Bir keresinde onun, karsyla olan ilikisini rendiini sanp nasl delloya hazrlandn, havaya ate etmeye kararl olduunu hatrlad. Kadnla arasnda geen fkeli br tartma sonunda kadnn umutsuzluk iinde kendini havuza atmak iin baheye kotuu, onun da kadn aramaya kt geldi aklna. Nehldof Olmaz, gidemem, diye geirdi iinden, ondan bir cevap almadan hi bir ey de yapamam. Bir hafta nce kadna bir mektup yazm, ona kar sulu olduunu kabul ettiini, bu suunu balatmak iin her eye hazr olduunu, kadnn iyiliini dnerek aralarndaki ilikiyi kendi ynnden kestiini kesin bir dille bildirmiti ona. te bu mektuba cevap bekliyordu imdi; hl gelmemiti cevap. Aslnda cevabn gelmemesi iyi bir iaretti de. Kadn ayrlmay kabul etmemi olsayd imdiye kadar oktan cevap yazm ya da, nceleri olduu gibi kp gelmi olmas gerekirdi. Nehldof imdi orada kadnn peinde koan br subayn olduunu duymutu; bu hem kskanlktan k(') Onu savunmasn). (Franszca) - 26 -

prtyordu onu, hem de artk can skmaya balayan bu yalandan kurtulma umudunu verdii iin sevindiriyordu. teki mektup iftliklerinin ba khyasndan geliyordu. Khya Nehldof'u, miras hakkn tamamen zerine almak, bir de ilerin bundan byie na! yrtleceini karara balamak iin aryordu; iftliklerinizi rahmetli annenizin zamannda olduu gibi mi yneteyim gene, yoksa eskiden annenize, imdi de size nerdiim gibi elimizdeki imknlar oaltp kyllere dattmz topra da biz mi ileyelim? diye yazyordu. Khya byie bir yolun onlar iin ok daha krl olaca inanandayd. Adam ayrca, ayn birinde yollamas gereken bin rubleyi geciktirdii iin zr diliyordu. Paray gelecek postayla yollayacakm. Bu duruma sebep, kyllerden para toplamakta glk ekmesiy-mi, gerekli yerlere bavurmadan br trl alamyormu onlardan paray. Bu mektup hem houna gitmiti Nehldof'un hem cann skmt. Houna gitmiti, nk iftliklerin nasl ynetileceinin onun buyruu altnda olduunu bilmek ho bir eydi; cann skmt, nk ilk genlik yllarnda Herbert Spencer'i ok severdi, kendi de byk bir toprak sahibi olduu halde, onun Social statics de (') savunduu, topran insanlarn ortak mal olduu grn benimsemiti. Genliin verdii kararllkla, itenlikle topran kiinin zel mal olamayacan sylemiyordu yalnzca; niversitedeyken bu gr savunan yazlar yazmakla da kalmamt; babasndan ona kalan kk bir toprak parasn, inanlarnn tersine toprak sahibi olmak istemedii iin tutup kyllere datmt. imdiyse, annesinden kalan mirasla byk bir toprak sahibi olduktan sonra ikisinden birini semek zorundayd; ya on yl nce babasndan kalan iki yz hektar yeri yapt gibi kendisinin olan bir mal bakalarna verecekti; ya da eskiden baland tm dncelerin yanl, yalan olduunu kabullenecekti sessizce. Birinci yolu tutamazd, nk geimini salamak iin topraktan baka hi bir eyi yoktu. Devlet hizmetine girip ala(') Sosyal denge (ngilizce) - 27 mazd, can istemiyordu; te yandan bu zengin hayata da almt bir kere, baka trl yaayamayaca inancndayd. Hem ne gerei vardi bunun? Genliinde olan o inan gc, o kararllk, o n kazanma, evresindekileri artma istei yoktu artk iinde. Ne var ki, Spercer'in Sosyal denge sinden benimsedii toprak sahibi oimann olumsuzluunu, hakszln gsteren delilleri - sonra, ok sonra bunun kesin ispatn Henry George' da buldu - inkr etmek de elinden gelmiyordu bir trl. Khya'nn mektubu bu yzden cann skmt ite. IV Nehldof kahvesini itikten sonra kalkt, saat kata mahkemede bulunmas gerektiine bakmak, kk Prensese de bir cevap yazmak iin alma odasna yrd. alma odasna gitmek iin atelyeden gemek gerekiyordu. Atelyenn ortasnda, zerinde yarm braklm bir tablo ters duran bir sehpa vard; duvarlarda etdler aslyd. ki yl zerinde alt bu tablonun, duvarlarda asl etdlerin, atelyenin grnm resim sanatnda zellikle son zamanlarda ak seik hissettii gszln hatrlatt ona. Bunu an ince sanat zevkine veriyordu ama, gene de ho olmayan bir duyguydu bu. Bundan on yl nce ayrlmt devlet hizmetinden. Kendisinin resim sanat! iin yaratlm bir insan olduuna karar vermi, resim sanatndan baka her-uraa biraz kmseyerek bakmaya balamt. imdi de buna hi hakk olmad anlalmt. Bu yzden, resmi hatrladka tatsz bir duygu kerdi iine. Atel-yeye can skntsyla yle bir gz gezdirdikten sonra keyifsiz, alma odasna geti. Buras olduka geni, yksek tavanl, dayal deli br odayd. Nehldof byk masasnn gzn ekip nemli iler blmnde mahkemeden gelen kd buldu. Saat on birde olmas gerekiyordu orda. Kk Prensese ars iin teekkr etmek, akam yemeine yetimeye alacan bildirmek iin kt kalem alp masaya oturdu. Ama puslann sonuna gelince yrtp at-- 28 ti onu: ok senli benli olmutu. Bir tane daha yazd: bu kez de souk, neredeyse kmser bir havas olmutu pusulann. Gene yrtt, duvardaki dmeye bast. Odaya donuk yzl, orta yal bir uak girdi. zerinde keten bezinden gri bir nlk vard; sakaln kesmi, favorilerini uzatmt. Nehldof, - Syleyin arabam hazrlasnlar, ltfen. - Bastne efendim. - Ha, Koragin'lerin oda hizmetisi bekliyor darda, ona da syleyin, teekkr ediyor, kendi gelebilirse gelecekmi desin. - Bastne. Nehldof Ayp oldu ama ne yapaym, yazamyorum ite. Nasl olsa greceiz bu akam, diye dnd. Giyinmeye gitti. Giyinip dar ktnda lstik tekerlekli arabas kapnn nnde bekliyordu onu. Arabac salam, gneten yanm boynunu gmleinin beyaz yakas iinde yarm dndrerek, - Dn akam siz kmsnz, ben gelmiim Prenses Kor-agni'in evine, dedi kapc imdi ktlar, dedi.

Arabaclar bile biliyor Korcagin'Ierle olan ilikimi diye dnd Nehldof. Son zamanlarda aklndan bir trl karamad Koragina'yla evlenmeli miyim evlenmemeli miyim? sorusu gene kt karsna. O sralar karar vermesi gereken konularda ounlukla olduu gibi, bu soruya da yle ya da byle bir cevap veremiyordu kendi kendine. Evlenmeye karar vermesi iin birtakm nedenler vard. Bir kere, evlilik aile ocana bir huzur getirmesinden baka, kadn erkek ilikilerinde dzensizlii ortadan kaldrd iin kiinin ahlk ynnden ykselmesini salard; sonra - asl nemli olan da buydu - Nehldof ailenin, ocuklarn bu anlamsz yaayna bir anlam katacan umuyordu. Btn bundan evlilikten yana olan dncelerdi. Evlilie kar olanlar da vard tabi; ya ge-' mis btn bekrlar gibi o da zgrln yitirmekten korkuyordu; sonra kadn yaradlnn bilinmezlii karsnda bilin d bir rkeklik vard iinde. Evlenmesi sz konusu olursa Missi'yi (kk Prenses Kor-agina'mn ad Mariya'yd, ama byle ailelerde her zaman grld gibi, bir de baka ad yaktrmlard ona) evet, evlenmesi sz konusu olursa Missi'yi semesinden yana birtakm nedenleri vard Nehldof'un: Soylu bir ailedendi Missi, giyiniinden tutun da konumasna, yryne, glne kadar her eyiyle ayrlyordu evresindeki insanlardan; ama tuhaf bir ayrlk da deildi bu, gze ho gelen bir ayrlkt - bu ayrl anlatmak iin baka bir szck bulamyordu. Gen kzn bu zelliine byk deer veriyordu. Sonra, herkesden daha bir yksekti Missi' nin gznde Nehldof, anlyordu onun dncelerini. Kzn gsterdii bu anlay, yani Nehldof'un yksek yeteneklerini sezinlemesi kzn zeki, grlerinin de doru olduunu ispat ediyordu Nehldof'a. Missi'yle evlenmeyi dnrken onu kararszla dren nedenler de vard: Missi'den ok daha deerli, dolaysyla ona daha lyk bir kz aranrsa pekl bulunabilirdi; sonra, yirmi yedi yandayd Missi, yzde yz birka ak serveni gemiti bandan... hele bu dnce byk strap veriyordu Nehldof'a. Kzn gemite bile olsa, ondan baka birisini sevmi olabilmesini kabul etmiyordu gururu. Nehldof'la karlaacan bilemezdi tabi kz, ama onun baka birisini sevebildii dncesi bile gururuna dokunuyordu Nehldof'un. Szn ksas, bir karar verecek gibi olunca o kararn doru gsteren dnce kadar da yanl olduunu ispatlayan dnce kyordu ortaya hemen; iki yan da ayn derecede ar basyordu; Nehidof kendi haline glerek, srtna iki ba odun vurulmu bir eee benzetiyordu kendini. Hangi yann daha ar bastn bilemeden akn, bekliyordu. Ne olursa olsun, diye verdi kararn, Manya Vasilyevna' dan (bakann karsndan) bir cevap gelmedike, onunla ilikimi tamamen kesmeden hi bir ey yapamam. Karar vermekte acele etmemesinin gerektii dncesi houna gitmiti. Faytonu adliyenin asfalt avlusuna hi ses karmadan girdiinde kendi kendine Neyse canm, sonra dnrz bunlar, dedi.imdi, her zaman yaptm, kendimi yapmak zorunda gr--dm gibi, toplumsal grevimi drste yerine getirmeliyim,, diye geirdi iinden. Hem ounlukla ilgi ekici oluyor bu durumalar. Kapcnn yanndan geerek ieri girdi. Nehldof geldiinde adliyenin koridorlarnda koumalar balamt bile. Odaclar ellerindeki ktlar ayaklarn yere srte sre, soluk solua bir odadan tekine dolatrp duruyorlard. Yargilar^ avukatlar, mahkeme grevlileri bir o yana, bir bu yana gidip ge liyorlar, davaclar, tutuklu olmayan sanklar duvar diplerinde ta?-sal tasal dolayor, ya da bir kenarda oturmu bekliyorlard. Nehldof odaclardan birini evirip, - Blge mahkemesi nerede? diye sordu. - Hangi blge mahkemesini soruyorsunuz? Su!h mahkemesini mi? Sulh ceza mahkemesini mi? - Jrideyim. - yle sylesenize. Ar ceza mahkemesine gideceksiniz:. Surdan saa dnn, sonra sola, ikinci kap. Nehldof odacnn syledii yoldan gitti. Kapda iki adam bekliyordu: Biri uzun boylu, temiz yrekle olduu yznden belli, iman bir tccard; sabah sabah birka; kadeh yuvarlam olacak, pek neeli gzkyordu; teki Yahu-diye benzeyen bir satcyd. Nehldof yanlarna yaklap Jri heyetinin odas buras m? diye sorduunda iki adam yn fiyatlar zerine konuuyorlard. Gle yzl tccar, -< Buras efendim, buras, dedi. Neeyle gz krparak, - Siz de mi jridesiniz kardeim? diye sordu. Nehldof'dan evet cevabn alnca devam etti: - 31 - yleyse beraber alacaz. Tombul, geni elini Nehldofa uzatt. -> kinci dereceden tccar Bakiasof... Kiminle tanmak mutluluuna eriyorum efendim? Nehldof adn syleyip odaya girdi.

Jri heyetinin kk odasnda toplumun eitli tabakalarndan on kii vard. Hepsi yeni gelmiti daha; bazlar oturuyor, 'bazlar birbirini yukardan aa szerek, birbirleriyle tanarak ^dolayorlard odann iinde. Resmi giysili emekli bir memur 'vard; tekilerin bazlar redingotlu, bazlar ceketliydi, bir tane 'de frakl vard. Hepsinin yznde - ou ilerinden geri kald, byle eylerden hi hazzetmediklerini syledikleri halde nemli bir toplumsal grevi yerine getirmenin verdii hazz aa vuran bir sevin ifadesi dikkati ekiyordu. Jri yeleri, birbirleriyle tananlar da tanmadan kim olduklarn az ok tahmin edenleri de kendi aralarnda havalardan, ilkbaharn erken geldiinden, onlar bekleyen iten sz ediyorlard. Nehldof'la tanmayanlar, besbelli bunu bir onur sayarak, onunla tanmak iin yar ediyorlard. Nehldof da, yabancla-rn arasnda her zaman yapt gibi, bu tanmay zorunlu bir t-ren olarak kabul ediyor, uyuyordu ona. Kendini insanlarn oundan niin stn grd sorulsayd ona, cevap veremezdi, nk olaanst hi bir yan yoktu. Almancay, ngilizceyi, Fran-szcay ok iyi konumasnn, i amarndan elbisesine, kravatndan kol dmesine kadar her eyinin en iyisinden, en pahalsndan olmasnn kendini bakalarndan stn grmesine neden olamayacan biliyordu. Oysa evresindeki insanlardan stn olduuna kesin bir inan vard iinde, kendisine herkesin gsterdii saygy zorunlu bir ey olarak grr, evresindekilerin ona kar davranlarnda bu sayg eksik olursa bunu kendine bir hakaret sayard. Jri odasnda da ayn durum olmu, ona iste-dii saygy gstermemilerdi. Bu cann skmt. Nehldof'un. Jri yeleri inde bir tand vard. Pyotr Gerasimovi'di bu Nehldof, soyadn hi bir zaman aklnda tutamamt onun, bu-raunla nd bile olurdu bazan); ablasnn ocuklarnn ilk-- 32 okulda retmenyidi. Pyotr Gerasimovi sonra bir kursu bitirmi, lise retmeni olmutu; imdi lisede retmendi. Bu ylk tavrl, glnde kendine ar bir gven olan, Nehldof'un ablasnn dedii gibi kommn adamdan hi hazzetmezdi Neh-ldof. Pyotr Gerasimovi n n ten bir kahkahayla karlad Nehldofu. - Siz de geldiniz demek ha, yan izmediniz yani? Nehldof can skkn sert bir tavrla. - Aklmn ucundan geirmem byle bir eyi, dedi. Pyotr Gerasimovi daha da yksek sesle glmeye balamt. - Yurttalk grevidir bu. Ama biraz sabredin hele, karnnz acksn, uykusuzluktan kvrann, bakalm byle syleyecek misiniz o zaman? Bu Allahn bels herif biraz sonra sen demeye balayacak bana... diye geirdi iinden Nehldof. Yzne, ancak o anda btn akrabalarnn ld haberini alsa gerek olabilecek bir keder ifadesi verip uzaklat Pyotr Gerasimovi'in yanndan, heyecanl heyecanl bir eyler anlatan, sakalsz, temiz grnl bir adamn evresinde toplanan gruba yaklat. Adam o gnlerde sulh mahkemesinde devam eden bir dvadan sz ediyordu; bu konuda ok ey bildii belliydi, yarglarn, nl avukatlarn adlarn, baba adlarn sylyordu: nl bir avukatn bu dvann gidiini nasl deitirdiini, yzde yz hakl olduu halde, yal bir hanmefendinin imdi kar tarafa byk bir para demek zorunda kalacan anlatyordu. - Dhi bir avukattr! diyordu. Herkes saygyla dinliyordu onu; aradaki kiisel grlerini belirtmek isteyen kyordu ama konumac, gerei yalnz o bi-lebilirmi gibi szn kimsenin kesmesine izin vermiyordu. Nehldof ge geldii halde gene de uzun sre beklemeleri gerekti. Mahkeme yelerinden biri gelmemiti, onu bekliyorlard. VI Bakan erken gelmiti. Uzun favorilerine ak dm, imanca, uzun boylu bir adamd bu. Evliydi, ama kars gibi onun da pek dzensiz bir yaay vard. Kar koca hi karmazlard birbirlerine. O sabah, yazn onlarn evinde alan svire'li m-rebbiye kzdan pir pusla almt; kz gneyde bir yerden Peters-burg'a geerken kente urayacan, saat le alt arasnda onu talya otelinde bekliyeceini yazyordu. Bu nedenle, geen yaz sayfiyede ona gzel anlar yaatan u kzl sal Klara Vasilyev-na'ya saat altya kadar yetiebilmek iin durumann bir an nce balayp bitmesini istiyordu. Odasna girip kapnn engelini takt, evraklarn bulunduu masann en alt gznden iki kk halter ald, yirmi kere ne yukar, yana aa indirip kaldrd, sonra halterleri bann zerinde tutarak kere yava yava melip kalkt. Alyans parmanda altn bir yzk olan sol eliyle imi sol pazusunu yoklarken Souk du, bir de jimnastik ok iyi geliyor bana diye dnd. imdi ip atlayacakt biraz da (uzun sre oturaca zamanlar nce bu iki hareketi yapard), o srada kap zorland dardan. Biri amak istiyordu onu. Bakan aceleyle yerine koydu halterleri, gidip kapy at. - Affedersiniz, dedi. Odaya gzlnn erevesi altn, kalkk omuzlu, ksa boylu, ask yzl bir adam girdi. Mahkeme yelerinden biriydi bu. - Gene Matvey Nikiti yok, dedi. Bakan resm giysisini giyerken,

- Hi gelmedi demek, diye cevap verdi, her zaman ge kalr zaten. ye, - Hi utanmaz m bu adam yaptndan, anlamam, dedi. fkeyle oturup bir sigara kard. Her eyinde son derece titiz bir insan olan bu ye o sabah karsyla, evin aylk parasn zamanndan nce bitirdi diye atDirii - F: 3- 34 mt. Kars gelecek ayn parasndan biraz vermesini istemiti ondan, ama beriki vermemiti. Birbirlerine barp armlard. Kadn yleyse akama yemek de olmayacak evde, bouna bekleme demiti. ye bir ey sylemeden kmt evden; karsnn dediini yapacandan da korkmuyor deildi hani, zira her ey beklenirdi ondan. Kollarn iki yana genie aarak gzel, beyaz elleriyle, iki yandan ilemeli yakalnn zerine dklen uzun, hafif kr dm favorilerini dzelten temiz yrekli, salkl, neeli bakanna bakarken nsann dzenli, drst bir yaay olursa byle gler yz ite her zaman, oysa cehennemden farksz benim hayatm, diye geirdi iinden. Sekreter girdi ieri, bir dva dosyas getirdi. Bakan sigarasn yakarken, - ok teekkr ederim, dedi. nce hangi dvaya bakaca-z? Sekreter nemsemez bir tavrla, -- Galiba zehirleme dvasna, diye karlk verdi. Bakan bu dvay saat drde kadar bitirip sonra gidebileceini dnerek, - Eh, dedi yle olsun bakalm. Matvey Nikiti hl gelmedi mi? - Gelmedi. - Breve burada m peki? - Burada. - Grrseniz syleyin ona, zehirleme dvasndan balayacaz. Breve, bu davada grevli savc yardmcsyd. Koridora knca Breve'yle karlat sekreter. Resm giysisinin n ak, antas koltuunun altnda, omuzlarn kaldrm,, topuklarn hzla yere vura vurar bo olan kolunu yana doru sallayarak abuk abuk yryordu. Sekreter seslendi ona: - Mihail Petrovi hazr olup olmadmz soruyor. Savc yardmcs, __Elbette hazrm, dedi, her zaman hazrmdr. nce hangi davaya baklacak? - 35 - Zehirleme davasna. - Gzel, dedi savc yardmcs. Aslnda hi de gzel bulmamt bunu: Btn gece uyuma-uriit. Bir arkada uurlamlar, saat ikiye kadar imi, oyun oynamlard; sonra da, bundan alt ay nce Maslova'nn bulunduu eve, kadnlara gitmilerdi; bu yzden zehirleme dvasnn dosyasn inceleme frsatn bulamamt, simdi yle bir gz gezdirmek istiyordu ona. Sekreter, savc yardmcsnn zehirleme dvasnn dosyasn incelemediini bildii iin, bu dvaya nce baklmasn mahsus salk vermiti bakana. Sekreter memurluk yapan btn Almanlar gibi koyu bir ortodokstu; sekreter hi sevmezdi onu, gz onun yerindeydi. - dilerin dvas ne oldu? diye sordu sekreter. Savc yardmcs, - stediim tank bulunamad iin dvaya baka bir mahkemede baklmasn isteyeceim, dedi. - Bir eyi deitirmez ki bu... - Ben zerime alamam byle bir dvay. Savc yardmcs kolunu gene yle sallayarak odasna kotu. diler dvasn son derece nemsiz, gereksiz bir tann olmamas yznden reddetmesinin asl nedeni, bu dvaya bakan Jrinin ounluunun aydn kimseler olmasyd, sanklar susuz bulabilirdi. Bakanla anlamlar, bu dvay - orada jri yeliine daha ok kyl bulunabileceinden sanklarn cezalandrlmalar ans artaca iin - kasaba mahkemesine yollamaya karar vermilerdi. Koridorlardaki hareket giderek oalyordu. En ok kalabalk, dvalarla yakndan ilgili gsterili adamn jri yelerine szn ettii dvann bakld sulh mahkemesinin nnde vard. Duru-Tnaya ara verilmi, dahi avukatn, elinden byk bir paray alp buna en kk bir hakk olmayan davac mvekkiline kazandrd yal kadn salondan kmt. Yarglar da biliyordu davacnn bu parada hi hakk olmadn, davac kendi de, avukat da; ama yle bir yn vermilerdi ki dvaya, paray yal kadndan almamak da imknszd, alp davacya vermemek de. Yal kadnimancayd, gzel giyinmiti, apkasnda kocaman kocaman gller vard. Kapdan knca durmu; tombul, ksa kollarn iki yana aarak avukatna Ne olacak bunun sonu? Bir eyler yapn. Allahaknza! Nedir bu byle? diye soruyordu. Avukat yal kadnn apkasmdaki gllere bakyor, onu dinlemiyordu, bir eyler dnyordu.

Yal kadnn hemen arkasndan, n ak, prl prl parlayan cppesiyle apkasnda gller olan yal kadnn varn younu elinden alan nl avukat kt. Yz binden ok kazanc olan-dvl on bin ruble vermiti ona. Herkesin gz avukatn zerindeydi, o da farkndayd bunun, halleriyle yle diyordu sanki ona bakanlara: Ballk gsterisinde bulunmayn, istemez. Kalabaln arasndan abuk admlarla geip uzaklat. VII En sonunda Matvey Nikiti de geldi. Uzun boylu, sska mah keme yneticisi yan yan yryyle jri yelerinin odasna girdi. Alt duda da yana ekilmiti. Mahkeme yneticisi niversiteyi bitirmi, drst bir insand; ne var ki ok itii iin hi bir yerde diki tutturamamt.. Karsnn akrabas bir kontes ay nce bu ii bulmutu ona, imdiye kadar kovulmad iin seviniyordu. Pince-nez'ini (') takarak odadakileri gzden geirdikten; sonra, - Hepiniz tamam msnz baylar? dye sordu. Tccar, - Galiba, dedi. Mahkeme yneticisi cebinden listeyi kard; - nce yoklama yapalm bir. Adn okuduklar orada olduklarn bildirince Pince-nez'inin arkasndan ya da stnden sesin geldii yana bakarak adlar srayla okumaya balad. f) Kelebek gzlk. - Yedinci dereceden memur . M. Nikirofo. Mahkemeler konusunda bilmedii olmayan gsterili adam cevap verdi": - Benim. - Emekli albay van Semyonovi vanof. zerinde emekli subay resm giysisi olan zayf bir adam, -- Burada, dedi. - kinci dereceden tccar Pyotr Balakof, yi yrekli tccar itenlikle glmseyerek, - Buradaym, dedi. - Muhafz temeni prens Dmitri Nehldof. - Benim, dedi Nehldof. Mahkeme ynetcisi Pince-nez'inin stnden Nehldof'a saygyla glmseyerek bakt, ne eilerek selm verdi; onu teki yelerden ayr tuttuunu belirtmek iin yapmt bunu sanki. - Yzba Yun Dmitryevi Danenko, tccar Grigori Ye-fimovi Kuleof... Listedeki btn isimleri okudu. ki kii yoktu, tekiler hazrd. Ynetici kapy saygyla gstererek, - imdi salona geelim ltfen baylar, dedi. Hepsi kalkt, kapda birbirine yol vererek koridora, oradan da durumann olaca salona getiler.Duruma salonu geni, uzun bir odayd. Bir ucunda basamakla klan yarglar yeri vard. Yarglar yerinin ortasnda, psklleri daha bir koyu yeil uha rtl bir masa duruyordu. Masann hemen arkasnda, oyma mee aralklar ok yksek koltuk vard. Koltuklarn arkasnda duvara bir generalin resmi giysisiyle, tm nianlaryla, bir ayan ne atm, bir eliyle de klcn tutarken yaplm altn ereveli resmi aslyd. Sa kede sa'y kutsal strap ekerken gsteren bir tavsr vard, hemen nnde de bir krs. Savcnn blmesi bu krsnn sandayd. Savc yerinin tam karsnda, sol kledeki kk masa sekreterindi. Dinleyicilere ayrlan blmle yarglar yeri arasnda oyma, kaln bir parmaklk, parmakln arkasnda da sanklara ayrlan bank vard. Yarglar yerinin sa yannda aralklar gene- 38 yksek iki sra sandalye vard. Jri yeleri oturacakt bunlara. Hemen altta da avukat masalar duruyordu. Parmakln ikiye bld salonun n blmndeydi btn bunlar. Arka blmse, sra sra sandalye doluydu. Sralar ykselerek ta dip duvara kadar gidiyordu. n srada fabrika iisine ya da oda hizmetisine benzeyen drt kadnla, gene ii klkl - besbelli salonun grkemi karsnda ezildikleri, kendilerini kk hissettikleri iin aralarnda fiskos konuan - iki erkek oturuyordu. Jri yelerinin yerlerini almasndan sonra mahkeme yneticisi gene o yan yan yryyle ortaya kt, hazr bulunanlar sesiyle korkutmak istiyormu gibi: - Duruma balamtr! diye bard. Herkes ayaa kalkt, yarglar girdiler salona: nde adaleli bedeni, gzel favorileriyie bakan vard; peinde, gzlnn erevesi altn, ask yzl mahkeme yesi - imdi daha da sklyordu can; biraz nce, mahkemede staj yapan kaynbiraderini grmt, delikanl gelirken ablasna uradn, ablasnn akama yemek yapmayacan sylemiti. Kaynbiraderi glerek: - Meyhaneye gidip karnmz doyuracaz galiba, demiti. Ask yzl mahkeme yesi: - Glecek ne var bunda? diye homurdanmt.

En arkadan da mahkemenin nc yesi, greve daima ge gelen Matvey Nikiti girdi. ri, ekik gzlerinde bir itenlik okunan, sakall bir adamd bu. Midesinden hastayd, doktorun dne uyarak o sabah yeni bir rejime balam, bu yzden de ge kalmt. imdi, sandalyesine yrrken pek dnceli grnyordu; bir alkanl vard nk: Kafasn" kurcalayan her soruya bir cevap bulmak iin nne kan en kk frsatta fa! bakard. Salona girdiinde de yle demiti kendi kendine: Kapdan koltuuma kadar admlarm sayacam, kan say e tam blnrse bu sabah baladm rejim iyi edecek midemi, bln-mezse etmeyecek. Yirmi alt admd koltuuna kadar, ama bir yarm adm atarak tam yirmi yedi admda vard koltuuna. Yakalan altn ilemeli resmi giysileriyle bakann da mah- 39 keme yelerinin de grn son derece etkileyiciydi. Onlar da hissediyorlard bunu; kendi byklklerinden utanyorrnu gibi, alak gnlllkle nlerine bakarak, aceleyle geip, yeil uha kapl masann arkasndaki oyma koltuklarna oturdular. Masann zerinde, tepesinde kartal ba olan keli bir ara, bfelerde eker konulan cam kavanozlar, bir mrekkep hokkas, u kalemler, en iyi eidinden tertemiz ktlar, azlan yeniden gzelce alm irili ufakl kurun kalemler vard. Yarglarla beraber savc yardmcs da girmiti salona. antas gene koltuunun altnda, kolunu gene yle sallayarak abuk admlarla, pencerenin dibindeki yerine geti; dvaya hazrlanabilmek iin her dakikadan yararlanarak hemen antasn ap ktlar incelemeye koyuldu. Bu drdnc dvasyd. Gz ykseklerde bir genti savc yardmcs; ykselebilmek iin her girdii dvada sann cezaya arptrlmas gerektii inancndayd. Zehirleme dvasn genel izgileriyle biliyordu, konumasnn plnn da hazrlamt, ama daha br takm ayrntlar gerekliydi ona, imdi dosyadan aceleyle karmaya, not etmeye alyordu bu ayrntlar. Sekreter kar kede oturuyordu. Okunmas gerekebilecek btn evraklar hazrlam; dn ele geirip okuduu, yasak bir yazy inceliyordu. Onunla ayn grleri paylaan uzun sakall mahkeme yesiyle bu yaz zerine konumak istiyor, konumadan nce yazy iyice anlamaya alyordu. VIII Bakan nndeki evraklar inceledikten, mahkeme yneticisiyle sekretere birka soru sorduktan, olumlu cevaplar aldiktan sonra sanklarn getirilmesini buyurdu. Parmakln tesindeki kap hemen ald, kllar ellerinde, apkalar balarnda iki jandarma girdi ieri, onlarn arkasndan sar sal, yz illi bir adam, en arkadan da iki kadn. Sanklard bunlar. Erkein zerinde, ona ok bol ve uzun gelen bir ceza evi giysisi vard. Salona girdiinde, ceketinin uzun kollar aa sarkmasn diye ko-- 40 - 41 caman parmaklarn dimdik yapm, elini pantolonunun yan dikilerine yaptrmt. Yarglara da, dinleyicilere de bakmyor, arkasndan getii banktan ayrmyordu gzn. Bankn te bana varnca nne geti, tekilere de yer brakarak ucuna iliti; sonra gzlerini bakana dikip, kendi kendine konuuyormu gibi dudaklarn kprdatmaya balad; yz kaslar ekiliyordu. Arkasndan, gene cezaevi giysili, orta yasl bir kadn girmiti salona. Kadnn banda cezaevi barts vard; yz kirli beyazd, ka, kirpii yoktu, ama gzleri kpkrmzyd. Son derece sakin gzkyordu bu kadn. Yerine geerken etei bir eye takld, hi tellanmadan, yavaa kurtard eteini, sonra oturdu. nc sank Maslova'yd. Kapdan girdii anda, salonda bulunan erkeklerin hepsinin baklar ona ynelmi; siyah parlak gzl beyaz yznden, nlnn altnda dimdik duran gslerinden uzun sre ayrlmamt. nnden getii jandarma bile, yerine oturuncaya kadar ayrmad ondan gzlerini; oturduktan sonra da, kendini sulu bularak birden evirmiti bakn, tam karsndaki pencereye bakmaya balamt. Bakan, sanklarn yerlerini almasn bekledi, Maslova da oturduktan sonra sekretere dnd. Her durumaya baland gibi baland buna da: Jri yelerinin yoklamas yapld, gelmeyenler karlp, her birine verilecek cezalar grld, grevden affn dileyen yelerin durumu karara baland, bo yelikler yedeklerle dolduruldu. Sonra bakan kartlar katlad, hepsini cam kavanoza koydu; resmi giy-, sisinin ilemeli kolunu hafife yukar ekip - kll kolu gzkmt - bir sihirbaz tavryla kartlar bir bir karp aarak okumaya balad. Sonra kolunu dzeltti, papaza jri yelerine yemin ettirmesini syledi. Uuk benizli, i yzl ihtiyar papaz kahverengi cppesiyle i bacaklarn cppesinin arl altnda glkle ne atarak yava yava, tasvirin altndaki krsye geldi. Boynunda altn bir ha aslyd; gsnde, cppesine inelenmi kk bir de nian vard. Jri yeleri kalktlar, toplanarak krsye doru yrdler. Papaz i eliyle boynundaki haa dokunarak, jri yelerinin hepsinin krsye yaklamasn beklerken: - Buyrunuz, diye mrldand. Bu papaz krk alt yldr din grevlisiydi, katedral ba papaznn geenlerde yapt gibi, o da yl sonra ellinci yln kutlamaya hazrlanyordu. Blge mahkemesinde, mahkemeler ala-dan beri alyordu. On binlerce insana yemin ettirdiiyle de; ya hayli ilerledii halde kilise iin, yurdu iin, ailesi iin -bir evden

baka en azndan otuz bin rublelik de tahvil brakacakt ailesine- hl altyla da ovunurdu. nsanlar ncil zerine yemin ettirmek olan mahkemedeki grevinin, ncil zerine yemin etmek dinde kesinlikle yasak olduu iin hi de iyi bir grev saylamyacan tasa etmezdi bile hi, yalnzca tasa etmemekle kalmaz, yksek tabakadan kimselerle tanmasna sk sk frsat verdii iin severdi de bu grevini. Biraz nce, bir dvadan - apkasnda byk gller olan yal kadnn dvasndan - on bin ruble kazand iin byk hayranlk, sayg duyduu nl avukatla tanmaktan da haz duymutu. Jri yelerinin hepsi krsnn dibine gelince papaz ak sal, tepesi ak ban yana eerek kolunu gmleinin nndeki kenarlar kirli delikten ieri soktu, yal salarn dzelterek jri yelerine dnd. Ar ar konuarak: - Sa ellerinizi kaldrnz, dedi. Parmaklar ukur ukur i havaya kaldrp ba parmayla iaret ve orta parmaklarnn ularn birletirerek: - Parmaklarnz yle tutun, diye devam etti. imdi syleyeceklerimi tekrar edin. (Ses tonunu deitirdi.) Yce Tanrnn, O'nun kutsal kitabnn, Hann huzurunda yemin ederim ki (Tane tane konuuyordu.) greve arldm bu dvada... (Ko-!unu indiren gen jri yesine dnd) Kolunuzu indirmeyin, yle tutun... greve arldm bu dvada... Gsterili, favorili bayla albay, tccar, birka kii daha par-maklann tam papazn istedii gibi yapm, kollarn iyice kaldrmlard; bunu seve seve yaptklar belliydi. Bazianysa pek isteksiz kaldrmlard kollarn. Bazlar yksek sesle, heyecanla tekrarlyorlard papazn sylediklerini; bazlarysa yalnzca fsl- 42 diyor, geri kalyor, sonra-korkmu gibi- abuk abuk tekrar-lyarak yetiiyorlard tekilere. Bazlar aman zlmesin, diye sk sk birletirmilerdi parmak ularn, bazlarysa arada dalyor, parmaklarnn aldn farkedince hemen birletiriyorlar-d. Aslnda hi biri holanmamt bu trenden; yalnz yal papaz ok yararl, nemli bir i yapt kansndayd. Yemin treninden sonra bakan jri yelerine aralarnda bir szc semelerini syledi. Jri yeleri kalkp itie kaka grme odasna -getiler, orada ilk ileri sigara imek oldu. lerinden biri, gsterili bay semelerini nerdi, hepsi hemen katldlar bu neriye, kabul ettiler; sigaralarn atp, bazlar da sndrp, salona dndler. Seilen szc kimin seildiini bildirdi bakana. Jri yeleri gene birbirinin ayana basmamak iin oturanlarn ayaklan arasndaki boluklara basarak, aralklar yksek iki sra sandalyedeki yerlerini aldlar. ler hi aksamadan, arballkla yryordu. Bu dzenin, arballn grevlilere - onlarda nemli, cidd bir toplumsal grevi yerine getirdikleri bilincini uyandrd iin - byk,haz verdii belliydi. Mehldof da tatt ayn duyguyu. Jri yeleri yerlerini alnca bakan, jrinin haklarn, grevlerini, sorumluluklarn ksaca anlatt onlara. Konuurken durmadan poz deitiriyordu; bir sa kolunu, bir sol kolunu dayyordu masaya, kh arkasn, kh koltuunun kenarna yaslanyor, kh nndeki ktlarn ularn dzeltiyor, kh kt bann stnde dolatryordu parman, kh kalemlerle oynuyordu. Bakann szlerinden anlaldna gre jri yelerinin u haklar vard: Bakan araclyla sanklara soru sorabilirlerdi, kt kalem kullanabilirlerdi, salonda bulundurulan madd delilleri inceleyebilirlerdi. Grevleri, vicdanlarnn sesini dinlemek, haka karar vermekti. Sorumluluklar da, grmelerinin gizliliini salamak. Bu grmeleri bir yabancya amalar halinde cezaya arptrlacaklard. Hepsi saygl bir dikkatle dinliyorlard onu. arap kokan tccar, yksek sesle geirmemek iin kendini g tutarak, bakann her cmlesinin sonunda, evet anlamnda ban sallyordu. IX Konumasn bitirdikten sonra sanklara dnd bakan: - Simon Kartinkin, ayaa kalkn. Simon heyecanla ayaa frlad. Yz kaslar imdi daha da ok ekiliyordu. - Adnz? - Simon Petrov Kartinkin. atlak bir sesle abuk abuk konuuyordu. Cevaplarn nceden hazrlad belliydi. - Toplumsal durumunuz? - Kylym. - Hangi ilden ve kasabadansnz? - Tulsk ili, Krapivens kasabas, Kupyansk blgesi, Borkof ky. - Yanz? - Otuz drt, doumum bin sekiz yz... - Dinniz? - Rus dini, ortodoksum. - Evli misiniz? - Hayr, efendim.

- Mesleiniz? - Mavritaniya otelinin koridorunda alyordum. - Sabkanz var m? Bundan nce mahkemeye dtnz m hi? - Hayr efendim, nk eskiden ben... - Sabkanz yok demek? - Vallahi de, billahi de yok. - Savcnn iddianamesinin bir kopyasn aidiniz mi? - Aldm. - Oturunuz. Bakan teki sana dnd: - Yevfimiya vanovna Bokova... Ama Simon hl ayakta duruyor, Bokova'nn nn kapyordu.44 - 45 - Kartinkin, oturun siz. Kartinkin dikiliyordu hl. - Kartinkin, size sylyorum, oturun! Gelgelelim Kartinkin tnmyordu; ancak mahkeme yneticisi olarak yanma gelip, ban yana eerek, gzleri yuvalarndan uram, fkeli bir sesie, Otur, otur! diye fsldaynca oturdu. Kartinkin ayaa kalkt gibi gene yle abucak oturmutu. Bol ceketinin bir yann teki yannn zerine ekerek iyice sarnd ona. Yz kaslar ekilmeye balamt gene. Bakan, nndeki ktlarda bir ey ararken, gs geirerek, ban kaldrp yzne bakmadan kadn sana sordu: - Adnz? Bakan iin dva ylesine allm bir eydi ki, zaman kazanmak iin iki ii birden grebilirdi. Krk yandayd Bokova; Kolomesk kentindendi. O da Mavritaniya otelinde koridor hizmetisiydi. Sabkas yoktu, herhangi bir nedenle soruturma da almamt onun iin, iddianamenin bir kopyasn almt. Bokova kendine byk bir gvenle cevap veriyordu sorulara; ses tonunda Evet, Yevimiya, Yevfimiya Bokova'ym, iddianamenin bir kopyasn aldm, bununla gurur duyarm, kimsenin benimle alay etmesine de izin vermem demek istiyormu gibi bir ifade vard. Sorular bitince, bakann otur demesini beklemeden hemen oturdu. apkn bakan bu kez, son derece kibar bir tavrla nc sana dnd: - sminiz? Maslova'nn hl yerinde oturduunu grnce yumuak, tatl bir sesle devam etti: - Ayaa kalkmanz gerek. Maslova abucak kalkt, dik gslerini ne kararak bir ey sylemeden, ileri glen, hafif ehl, siyah gzlerini bakann gzlerinin iine dikip yle durdu. - sminiz neydi? Maslova hemen cevap verdi: - Lbof. Bu arada Mehldof pince-nez'ini takm, ayaa kalkp bakann sorularna cevap veren sanklar srayla inceliyordu. Gzlerini imdi ayakta duran sann yznden ayrmadan, Olamaz, diye geirdi iinden. Kadnn verdii cevab iitince, Lbof nasl olur? dedi kendi kendine. Bakan sormaya devam edecekti, ama gzlkl mahkeme yesi eilip kulana fkeyle bir ey fsldayarak durdurdu onu. Bakan evet anlamna sallad ban, sana dnd: - Lbof mu? dedi, burada yle yazmyor ama... Sank susuyordu. - Size soruyorum, gerek adnz nedir? fkeli ye: - Vaftiz adnz? diye sordu. - Eskiden Katerina'yd. mkn yok, olmaz, diye devam etti Nehldof kendi kendine. te yandan, bunun bir zamanlar k olduu, evet basbaya k olduu, sonra ne yaptn bilmedii bir lgnlk annda ifal edip yzst brakp kat o oda hizmetisi kz olduundan da kukusu yoktu. Bu an ona byk strap verdii; grnte drstlyle gurur duyduu halde aslnda ne denli aalk bir insan olduunu, o zavallya ne denli adice davrandn ona hatrlatt iin bandan geen bu olay unutmaya, aklna hi getirmemeye almt. Evet, oydu bu. Her yzn kendine zg, baka hi bir insann yznde grlemeyecek o esrarl zellii imdi ak seik gryordu. Yznn ar renksizliine, imanlna ramen bu sevimli, bakalarnnkinden ok deiik zellik yznden, dudaklarnda, hafif ehl gzlerinde, hele hele iten, glmseyen baknda, yalnz yzndeki deil, her eyindeki o uysallkta arpyordu gze. Bakan gene son derece yumuak: - Oldu imdi, adnz Katerina, dedi. Baba adnz?

- Piim ben, diye cevap verdi Maslova. - Vaftiz babanzn adn syleyin. - Mihaylof. Nehldof glkle soluk alarak dnyordu bu arada: Ne yapt acaba, suu ne? - 46 Bakan sormaya devam etti: - Soyadnz ne? - Anneminkini vermiler bana, Maslova. - Toplumsal durumunuz? - Kentli. - Ortodoks musunuz? -- Evet, - iniz? Ne i yaparsnz? Maslova cevap vermedi. Bakan bir kere daha sordu ayn soruyu: - Ne i yaparsnz? - Evdeydim, dedi Maslova. Gzlkl mahkeme yesi sert: - Hangi evde? diye sordu. Maslova, - Biliyorsunuz, dedi, hangi evde olduumu. Glmsedi, sonra aceleyle evresine baknd bir, gene bakann gzlerinin iine dikti gzlerini. Yznn ifadesinde ylesine tuhaf bir ey vard; szlerinin anlamnda, o glmseyiinde, btn salonda gezdirdii o abuk baknda ylesine dehet verici, ylesine ackl bir ey vard ki, bakan ban nne edi, salonda bir an t kmad. Sessizlii dinleyicilerden birinin glmesi bozdu. Kkr kkr glyordu birisi. Bakan ban kaldrp sormaya devam etti: - Sabkanz var m, soruturma ald m sizinle ilgili hi? Maslova derin bir soluk alarak: - Hayr, dedi. - ddianamenin bir kopyasn aldnz rn? - Aldm. - Oturun. Sank, giyimli kuaml kadnlarn otururlarken eteklerini toplamak iin yaptklar hareketlerle arkadan eteklerini kaldrarak oturdu; beyaz kk ellerini nlnn bol kollarnn iine sokup, gzlerini bakandan ayrmadan beklemeye koyuldu. Sonra tanklarn yoklamas yaplp dar karldlar, bilir- 47 kii olarak doktor zerine bir karara varld, duruma salonuna arld. Daha sonra sekreter kalkt ayaa, iddianameyi okumaya balad. Yksek sesle, tane tane okuyordu; ama yle abuk gidiyordu ki, r lerle l leri zaten tam gerektii gibi okuyamad iin, aralksz devam eden bir uultu gibi kyordu sesi. Yarglar kh bir yanna dayanyorlard koltuklarnn, kh br; masann zerine eiliyorlar, sonra arkalarna yaslanyorlar, arada bir gzlerini kapyorlar, gene ayorlar, aralarnda fsltyla konuuyorlard. Jandarmalardan biri birka kere gelen esnemesini glkle tutmutu. Sanklardan Kartinkin'in yznden kaslar ekiliyordu durmadan. Bokova son,derece sakin, dimdik oturuyordu yerinde; arada bir parman sokup bartsnn altndan ban kayordu. Maslova hi kprdamadan oturuyor, gzlerini sekreterden ayrmadan dinliyordu; arada bir itiraz etmek istiyor gibi kprdyor, kzaryor, gs geiriyor, ellerinin durumunu deitiriyor, evresine bakmyor, sonra gene sekreteri dinlemeye koyuluyordu. Nehldof n srada, batan ikinci sandalyede oturuyor, pin-ce-nez'ini karm, Maslova'ya bakyordu. Ruhunda karmakark, ona ztrap veren eyler olmaktayd. ddianame yleydi: =- 17 Ocak 188x gn Mavritaniya otelinde, kentimize i iin gelmi Kurgansk ili ikinci derece tccarlarndan Ferapont Yemelyanovi Smelkof birdenbire lmtr. Drdnc blge polis doktoru dzenledii raporda Ferapont Yemelyanovi Smelkof'un, ok fazla alkoll iki ald iin kalp yetersizliinden ldn belirtiyordu. l topraa verildi. Birka gn sonra Petersburg'dan dnen tccar Thimohin- Smelkof'un hem hemerisi, hem de arkadayd Smelkof'un- 48 nasl ldn renince arkadann, zerindeki paralan almak gayesiyle zehirlenmi olabilecei iddiasn att ortaya. Bu iddiay, n soruturmada ortaya kan baz durumlarda doruluyordu: 1) Smelkof lmeden ksa bir zaman nce bankadan 3800 gm ruble ekmiti. Oysa lnn zerinden 312 ruble 16 kpek kmt. 2) lmnden bir nceki gnle son gecesini Smelkof genelevde ve Mavritaniya otelinde genel kadn Lbka'yla (Yekaterina Maslova'yla) geirmiti. Hatta genelevde elenirlerken Smelkof, Yakaterina Maslova'y,

ona para getirmesi iin otele yollam, Smelkof'un verdii anahtarla, Mavritaniya otelinin koridor hizmetileri Yevfimiya Bokova'yla Simon Kartinkin'in yannda Smelkof'un valizini ap iinden para almtr. Maslova valizin kapan kaldrnca Bokova'yla Kartinkin yzlk banknot destelerini grmlerdir. 3) Smelkof genelevden Mavritaniya oteline genel kadn Lbka'yla dner; genel kadn Lbka koridor hizmetisi Kartinkin'in salk vermesiyle Smelkof un konyak kadehine gene Kartinkin'den ald beyaz tozu dker. 4) Devrisi sabah Lbka (Yekaterine Maslova) kald genel evin sahibesi tank Kitayeva'ya, szde Smelkof'un ona armaan ettii prlanta yzn satar. 5) Mavritaniya otelinin koridor hizmetisi Yevfimiya Bokova. Smelkof'un lmnden bir gn sonra blge ticaret bankasndaki hesabna 1800 ruble yatrr. Smelkof'un cesedi zerinde adl tpca yaplan inceleme, lnn i organlarnda zehir bulunduunu kesinlikle ortaya koymutur ki, bu da lmn zehirlenme sonucu olduu kukusunu dorulamaktadr. Sank olarak karnza getirdiimiz Maslova, Bokova ve Kartinkin suu kabul etmemi; bunlardan Maslova, ifadesinde, alt genelevden Mavritaniya oteline tccara para getirmek iin onu Smelkof'un yolladn iddia etmitir. Kendisine verilen anahtarla valizi am, tccarn syledii gibi 40 gm ruble alm iinden, baka para almam, buna, valizi yanlarnda ap kapad Bokova'yla Kartinkin de tanklk edebilirlermi. Smelkof'un otel odasna ikinci geliinde, Kartinkin'in salk vermesiyle tccarn konyana bir toz koyduunu kabul etmitir; uyku ilc sanm bu tozu, Smelkof hemen uyusun da onu ser- 49 best braksn diye iirmi ona bu ilc. Yze gelince, Smelkof bir tokat atm Maslova'ya, sank da alamaya balam, kalkp gitmek istemi, tccar gitmesin diye armaan etmi ona bu yz. Yevfimiya Bokova'ysa kaybolan paradan haberi olmadn, tccarn odasna admn bile atmadn, oraya yalnz Lbka'nn girip ktn, odadan bir ey kaybolmusa bu hrszl Lbka' nn, para almak iin elinde tccarn anahtanyla geldiinde yapm olabileceini sylemitir. - ddianamenin burasnda Maslova irkildi, azn ap Bokova'ya bakt. - Yevfimiya Bokova' ya bir gn sonra bankaya 1800 gm ruble yatrd hatrlatlp, bu paray nereden bulduu sorulunca; Simon Kartinkin'le on iki yldr alarak biriktirdiini, yaknda da evleneceklerini sylemitir. Simon Kartinkin ilk sorgusunda, genelevden elinde anahtarla gelen Maslova'nn akl vermesi zerine Bokova'yla beraber paray aldn, sonra da Maslova, o ve Bokova arasnda paray paylatklarn itiraf etmitir. - O anda Maslova gene rperdi, yz mosmor, ayaa bile frlad, bir ey sylemek iin azn ayordu k, mahkeme yneticisi susturdu onu. - Nihayet (sekreter okumaya devam ediyordu], Maslova'ya tccarn konyana dkmesi iin bir toz verdiini de itiraf etmitir Kartinkin. kinci sorgusundaysa parann alnmas olayyla ilgisi bulunmadm, Maslova'ya toz falan da vermediini sylemi, btn suu Maslova'ya yklemitir. Bokova'nn bankaya yatrd para konusunda da Bokova'yla ayn eyi, bu paray otelde on iki yl alarak biriktirdiini sylemitir. ddianame sanklarn yzletirilerek ifadelerinin alnmasnn, tanklarn ifadelerinin, bilirkii raporunun v.b. anlatlmasy-Ia devam ediyordu. En sonunda yle bitiyordu: - bu yukarda sralanan durumlar gznne alnarak Borkof kyllerinden Simon Petrof Kartinkin'in (33), kentli Yevfimiya vanovna Bokova'nn (43) ve gene kentli Yekaterina MiDinlis - F: 4- 50 - 51 haylovna Maslova'nn (27) kendi aralarnda nceden anlaarak 17 ocak 188x gn tccar Smelkof'un 2500 gm rublesiyle yzn aldklar, sonra da Smelkof'u ldrmek amacyla ikisine zehir koyduklar, bylece onu ldrdkleri sabit grlmtr. Bu su, Ceza Yasamzn 1453. maddesinin drdnc ve beinci bendlerinde belirtilen eylemlere aynen uymaktadr. Bu nedenle, kyl Simon Kartinkin'in, Yevfimiya Bokova'nn ve Ye-katerina Maslova'nn 201 nc mahkemeler yasasna gre kurulan jrili blge mahkememizce yarglanmasn istiyoruz. Sekreter uzun iddianameyi okuyup bitirince ktlar toplad, uzun salarn iki eliyle dzelterek oturdu. imdi sorguya balanacak, her ey birdenbire aydnlanacak, adalet yerini bulacak diye tatl bir duygu iinde herkes derin bir soluk ald. Yalnz Mehldof'un iinde yoktu bu tatl duygu: On yl nce ylesine masum, temiz bir kz olarak tand Maslova'nn ne yapt dncesinin verdii dehet btn benliini sarmt. XI ddianamenin okunmas bitince bakan mahkeme yeleriy-ie konutuktan sonra, yznde gerei imdi anlarz demek istiyormu gibi bir ifade, Kartinkin'e dnd. Koltuunun sol yanna yaslanarak: - Kyl Simon Kartinkin, diye balad. Simon Kartinkin ayaa kalkt, parmaklar gerilmi ellerini pantalonunun yan dikilerine yaptrarak, bedeni ne decek-mi gibi eik, durdu; yznde kaslar hl ekiliyordu. Bakan devam etti:

- 17 Ock 188x gn Yevfimiya Bokova v Yekaterina Mas-lova'yla tccar Smelkof'un valizinden parasn almakla, sonra da, Smelkof'un lmne sebep olan getirdiiniz zehiri Maslova' ya, tccarn ikisine koydurtmakla sulanyorsunuz. Suunuzu kabul ediyor musunuz? Bakan koltuunun sa yanma yasland. Simon Kartinkin: - Olamaz byle bir ey, diye cevap verdi, bizim grevimiz mterilere hizmet etmektir, nk... - Bunu sonra anlatrsnz. Suunuzu kabul ediyor musunuz, etmiyor musunuz? - Olamaz efendim. Ben yalnz... Bakan sakin, ama sert bir sesle kesti szn: - Sonra anlatrsnz. Suunuzu kabul ediyor musunuz, etmiyor musunuz onu syleyin! - Byle bir ey yapm olamam ben, efendim, nk... Mahkeme yneticisi gene koup geldi Kartinkin'in yanna, fkeyle fsldayarak susturdu onu. Bakan, Bu i artk bitti anlamna gelen bir tavrla, masaya dayad dirseinin - bir kt vard o elinde yerini deitirerek Yevfimiya Bokova'ya dnd: - Yevfimiya Bokova, 17 ocak 188x gn Mavritaniya otelinde Simon Kartinkin ve Yekaterina Maslova'yla beraber tccar Smelkof'un valizinden parasyla yzn almaktan, aldnz eyleri aranzda paylatktan sonra, suunuzu rtmek iin tccar Smelkof'u zehirleyerek ldrmekten sanksnz. Suunuzu kabul ediyor musunuz? Sank kararl bir sesle, hi beklemeden cevap verdi: - Hayr, susuzum ben. Odaya bile girmedim... u sokak sprnts girdi, onun marifetidir. Bakan gene yumuak, kesin bir tavrla: - Sonra anlatrsnz bunlar, dedi. Sulu olduunuzu kabul etmiyorsunuz demek? - Para falan almadm ben, adamn ikisine bir ey de koymadm, odaya ayam bile atmadm. Odaya girseydim kolundan tuttuum gibi dar atardm zaten bu kadn. - Sulu olduunuzu kabul etmiyorsunuz demek? - Hi bir zaman. - ok gzel. Bakan nc sana dnd: - Yekaterina Maslova, genelevden elinizde tccar Smelkof'un valizinin anahtar, Mavritaniya oteline gelip, valizdenco _ Smelkof'un parasyla yzn almakla (Ban solundaki, su delilleri arasnda zehir iesinin eksik olduunu syleyen yeye doru emi, ezberlenmi bir ders gibi devam ediyordu konumasna), valizinden Smelkof'un parasyla yzn almakla, diye tekrar etti, aldnz eyleri su ortaklarnzla paylap, Mavritaniya oteline tccar Smelkofla gelince de ikisine, Smelkof'un lmne sebep olan zehiri koymakla sulanyorsunuz. Sulu olduunuzu kabul ediyor musunuz? Maslova abuk abuk konuarak: - Hi bir suum yoktur benim, dedi, nce sylediimi imdi de tekrar ediyorum: Paray ben almadm, almadm, hi bir ey almadm ben, yz de kendi-verdi bana... ;- ki bin be yz rublenin alnmasyla ilginiz olmadn iddia ediyorsunuz demek? - Sylyorum size, krk rubleden baka para almadm ben. - Peki tccar Smelkof'un ikisine bir toz dktnz kabul ediyor musunuz? - Bunu kabul ediyorum. Yalnz u var, bunun uyku ilci olduunu sylemilerdi bana, ben de yle sanmtm. Tccara bir zarar dokunacan bilmiyordum. Byle bir ey dnmedim, istemedim de. Yemin ederim ki istemedim. Bakan: - Demek oluyor ki tccar Smelkof'un parasyla yznn alnmasnda bir suunuzun olmadn sylyorsunuz, dedi. Ama ikisine tozu koyduunuzu kabul ediyorsunuz? - yle, kabul ediyorum, ama bunun uyku ilc olduunu sanyordum. Bir an nce uyusun diye koydum onu ikisine, kt bir amacm yoktu, aklmn ucundan bile gemedi byle bir ey. Bakan, durumann gidiinden memnun bir tavrla:, -> ok gzel, dedi. Arkasna yaslanp ellerini masann zerine koyarak devam etti: -' imdi her eyi olduu gibi anlatn bakalm bize. Gerei gizlemezseniz bu sizin yararnza olur. Maslova, gzlerini bakann gzlerinin iine dikmi, susuyordu. - 53 - Anlatn nasl olduunu. Maslova birden: - Nasl olduunu mu? diye balad. Otele geldik, odasna ktk, ok sarhotu. Gitmek istiyordum o brakmyordu.

Maslova o derken dehetle almt gzleri. Olaylar zincirini kaybetmi ya da baka bir eyi hatrlam gibi sustu birden. - Sonra? - Sonra m? Biraz daha kalp eve dndm. O anda savc yardmcs bir dirseine tuhaf bir biimde yaslanarak yarm doruldu yerinden. Bakan: - Bir soru mu sormak istiyorsunuz? diye sordu. Savc yardmcs, evet deyince, ban sallayarak sorusunu sormasna izin verdiini belirtti. Savc yardmcs, Maslova'ya bakmadan: - unu sormak istiyordum, dedi, sank Maslova, Simon Kartinkin'le daha nceden tanyor muydu acaba? Szn bitirdikten sonra dudaklarn bzd, kalarn att. Bakan, savc yardmcsnn sorusunu tekrar etti. Maslova rkek baklarn savc yardmcsna dorulttu. - Simon'la m? dedi, evet, tanyordum. - imdi de, bu tankln nasl bir tanklk olduunu sormak istiyorum. Sk sk gryorlar myd? Maslova huzursuz baklarn savc yardmcsndan ayrp bakana dorultarak: - Nasl bir tanklk mi? dedi. Otel mterilerine arrd beni, hepsi o kadar, ayrca bir dostluk yoktu aramzda. Savc yardmcs gzlerini kisarak, dudaklarnda kurnaz, eytanca bir glmseme: - Kartinkin'in arada bir baka kzlar da armayp, her zaman niin ille de Maslova'yi ardn bilmek isterdik, dedi. Maslova rkek baklarn salonda gezdirirken, bir an Meh-ldof'la gz gz geldikten sonra: - Bilmiyorum, dedi. Nereden bileyim? yle istiyordu can, beni aryordu.- 54 Nehldof, yz bir anda kpkrmz olarak, Tand m yoksa? diye geirdi iinden. Ama Maslova onu tekilerden ayrmadan ban hemen evirmi, gene korkuyla savc yardmcsna bakmaya balamt. - Sank, Kartinkin'le aralarnda bir takm yakn ilikilerin olduunu kabul etmiyor demek? ok gzel. Soracam bu kadard. Savc yardmcs, dirseini nndeki blmeden ekip bir eyler yazmaya balad. Aslnda bir ey yazd yoktu, nndeki notlarn harflerinin zerinden giderek yazyormu gibi yapyordu: Savclarla avukatlarn, kurnazca sorulmu bir sorudan sonra, konumalarna, karlarndakileri yere alacak bir takm notlar eklediklerini ok grmt. Bakan hemen dnmedi sana, nk o ara gzlkl mahkeme yesine, nceden hazrlanp not edilmi sorularn sorulmasna ne diyeceini soruyordu. Sonra sana dnd: - Devam edin, sonra ne oldu? Maslova, yalnz bakana bakarak, kendini biraz toparlam: - Eve geldim, diye devam etti. Paray patrona verip yattm. Daha yeni uyumutum ki bizim Berta uyandrd beni. Uyan, uyan senin tccar gene geldi. Yanna kmak istemedim, ama madam emretti. Bizim kzlarn hepsine iki smarlad, sonra arap bitince arap aldrtmak istedi, ama btn paras bitmiti. Patron gvenemedi ona. -Maslova gene apak bir dehet duymutu ona derken.- O zaman o da anahtarn verip otele yollad beni. Parann nerede olduunu, ne kadar alacam syledi. Ben de gittim. Bu arada bakan salondaki yeyle alak sesle bir eyler konuuyor, Maslova'nn ne dediini dinlemiyordu, ama dinlediini sansnlar diye Maslova'nn son cmlesini tekrar etti: -' Siz de gittiniz demek. Sonra ne oldu? - Bana syleneni yaptm: Odaya girdim. Yalnz girmedim ama; ,Simon Mihaylovi'le onu -Bokova'y gsterdi bayla- ardm. Bokova: - 55 - Yalan sylyor, odaya admm atmadm... diye balamt ki, susturdular onu. Maslova yzn buruturarak, Bokova'ya bakmadan devam etti: - Onlarn yannda drt on rublelik aldm valizden. Gene savc yardmcs kart sze: - Krk rubleyi alrken valizde ne kadar para olduunu far-ketmem mi acaba sank? Savc yardmcsnn sesini duyunca birden irkildi Maslova. Neden ve nasl olduunu bilmiyordu ama bu adamn onun ktln istediini hissediyordu. - Saymadm paray, diye cevap verdi, yalnz bir sr yz rublelik grdm. - Sank bir sr yz rublelik grm... bunu renmek istemitim. Bakan saatine baktktan sonra sormaya devam etti: - Peki paray getirdiniz mi sahibine? - Getirdim. - Sonra? - Sonra gene yanna ald beni. - kisine o tozu nasl koydunuz?

- Nasl m koydum? Basbaya dktm ikisinin iine, sonra da ona verdim. - Niin verdiniz? Maslova cevap vermeden derin bir gs geirdi. Bir an sustuktan sonra: - Bir trl brakmyordu yakam, dedi. Can skmaya balamt artk. Koridora kp Simon Mihaylovi'e Braksa beni de gitsem, ok yoruldum dedim. Simon Mihaylovi, Biz de bktk ondan artk, dedi. Uyku ilc vermeyi dnyoruz ona. Hemen uyur, sen de gidersin. Sevindim buna, ok gzel, dedim. Bunun zararl bir il olduunu aklmn ucundan geirme-mitim. Kk paketi elime verdi. Odaya girdim, paravanann arkasnda yatyordu, geldiimi duyunca konyak istedi benden. Masann zerindeki ieden iki kadehi doldurdum, biri benim, biri onundu, onun kadehine ilc boalttm, gtrp verdim. ki-- 56 sine koyduum eyin zehir olduunu bilsem verir miydim ona onu? Bakan: - Peki yzk nasl elinize geti? diye sordu. - Kendi verdi. - Ne zaman? - Beraber onun odasna gelmitik, ben eve dnmek istiyordum, bama vurdu, tokam krd. O zaman iyice kzdm, gideceim diye tutturdum. Gitmeyeyim diye parmandan yzn karp verdi bana. Savc yardmcs hafife doruldu gene yerinden, hep o yapmack iten tavryla birka soru sormak iin izin istedi, iznini aldktan sonra da ilemeli yakalnn iinde ban ne eerek: - Sann, Smelkof'un otel odasnda ne kadar kaldn bilmek istedim, dedi. Maslova'nn iine gene bir korku dt; rkek baklarn savc yardmcsndan ekip bakana dorultarak: - Ne kadar kaldm hatrlamyorum, diye cevap verdi. - Sank, tccar Smelkof'un odasndan knca nereye uradn hatrlyor mu acaba? Maslova bir an dndkten sonra: - Yandaki bo odaya uradm, dedi. Savc yardmcs bu cevapla ilgilenerek Maslova'ya dnd: - Niin uradnz oraya? - stme bama eki dzen vermek, sonra araba beklemek iin. - Peki, sank bu odadayken Kartinkin de uram m oraya? - Evet. - Niin? - Tccarn iesinin dibinde biraz konyak kalmt, onu itik. - Beraber imiler demek. ok gzel. Sank, Simon'Ia ne konumu bu odada? Maslova'nn kalar atld birden, yz mosmor oldu, abuk abuk konuarak: - Ne mi konutum? dedi. Hi bir ey konumadm. Olan- 57 larn hepsini anlattm size, baka bir ey bilmiyorum. Ne isterseniz yapn beni. Susuzum, hepsi bu kadar. Savc yardmcs bakana dnerek: - Baka bir ey sormayacam, dedi. Omuzlarn tuhaf bir biimde kaldrarak, konumasnn taslana sann Simon'la bo bir odaya girdiini itiraf ettiini abuk abuk yazmaya balad. Bir anlk bir sessizlik oldu. - Syleyeceklerinizin hepsi bu kadar m? Maslova derin bir gs geirerek: - Her eyi syledim, dedi. Oturdu. Bakan bunun zerine nndeki kda bir ey not etti, sol yanndaki yenin alak sesle sylediine kulak verdikten sonra durumaya on dakika ara verdi, aceleyle kalkp salondan kt. Sol yandaki uzun boylu, sakall, iri gzleri itenlikle parlayan ye, bakana, midesine hafif bir sancnn saplandn, biraz masaj yapp ilcn imek istediini sylemiti. Durumaya ara verilmesinin sebebi buydu. Yarglarn arkasndan jri yeleri, avukatlar, tanklar da kalktlar, nemli bir iin hi olmazsa bir blmn bitirmenin verdii hazla saa sola gittiler. Nehldof jri odasna gitti, orada pencerenin dibine oturdu. XII Evet, Katyua'yd bu. Nehldof'la Katyua arasndaki iliki yleydi: Nehldof Katyua'y ilk kez, niversitenin nc snfndayken, toprak mlkiyeti zerine yaptn hazrlamak amacyla yaz tatilini halalarnn yannda geirmeye kye geldiinde grmt. Genellikle yaz tatillerini annesinin Moskova yaknlarndaki byk iftliklerinde annesiyle ablasnn yannda geirirdi. Ama o yl ablas kocaya varm, annesi de yurt dna, kaplcala-l - 58 -

ra gitmiti. Nehldof'unsa yaptn bitirmesi gerekiyordu, yaz halalarnn yannda geirmeye karar vermiti. Halalarnn kynde elence falan yoktu; hem halalar ok severlerdi onu, o da halalarn, onlarn geleneklere bal, sade yaaylarn severdi. O yaz Nehldof, halalarnn yannda, bir gencin, bakalarnn uyarmasyla deil de kendi kendine hayatn tm gzelliinin, neminin, hayatta kiioluna den grevin anlamnn bilincine ilk kez vard; kendisinin de dnyann da kusursuz olma olanann bulunduunu grd; kendini, yalnz umutla deil, hayalinde yaatt kusursuzlua erieceine btn varlyla inanarak bu kusursuzlua adad zaman duyduu o cokunluu duymutu iinde. O yl niversite Spencer'in Sosyal dengesini okumu, Spencer'in toprak mlkiyeti zerine syledikleri ona -daha ok, o da byk bir toprak sahibi kadnn olu olduu iin- hayli etki etmiti. Babas zengin deildi; ama annesine evlenirken ailesi drahoma olarak, aa yukar on bin hektar arazi vermiti. Bir insann toprak sahibi olmasnn ktln, hakszln ilk kez o zaman anlam, kendini yce duygulara adamaktan byk haz duyan insanlardan olduu iin de toprak mlkiyeti hakkndan yararlanmamaya karar vermi, babasndan ona kalan arazisini kyllere datmt. Yazmakta olduu yapt da bu konudayd. O yl kyde, halalarnn yannda gnlerini yle geiriyordu: Sabahlar ok erken, bazan saat te kalkyor, kimi zaman sabah sisi daha kalkmadan da dibindeki dereye gidip ykanyor; gne doduktan ama sabah ii otlarn, ieklerin zerinden henz kalkmadan dnyordu. Sabah kahvaltsn yaptktan sonra oturup yapt zerinde almaya ya da yapt iin bulduu kaynaklar incelemeye balyordu; ama ounlukla okumay ya da yazmay bo verip gene kyordu evden, krlarda, koruluklarda dolamaya gidiyordu. len zeri bahede br keye uzanp kestiriyor, yemekte halalarn neesiyle gldrp elendiriyor, yemekten sonra ya atla dolamaya kyor ya da glde kaykla geziyordu; akamlar da ya okuyor ya da halalaryla oturup onlara kt fal ayordu. Geceleri ounlukla -zellikle ay aydnlk gecelerde- yaamak sevincini iinde btn cokunlu- 59 uyla duyduu iin uyku tutmuyordu gzn; hayalleriyle, dnceleriyle babaa, bazan ortalk aydnlanana kadar bahede dolayordu. Halalarnn yannda ilk ayn bylesine mutlu, huzur iinde geirdi; siyah gzl, her zaman abuk abuk yryen yan oda hizmetisi; yar besleme Katyua'yla hi ilgilenmemiti bile bu bir ay iinde. Nehldof o zamanlar, kklkten beri annesi her eyiyle ilgilendii, onu istedii gibi yetitirdii iin on dokuz yanda tertemiz bir delikanlyd. Kadn ancak kars olarak dnrd. Kars olamayacak btn kadnlarsa onun iin kadn deil, birer insand. Ama yle oldu ki o yaz Voznesenye'ye, halalarna bir komular kadn geldi. Kadnn yannda -ikisi gen kz, biri lisede okuyan olan- ocuuyla, konuu, kyllkten ykselmi gen bir ressam vard. aydan sonra evin nndeki ekini biilmi tarlada ebecilik oynamaya balad ocuklar. Katyua'y da almlard oyuna: Birka oyundan sonra Nehldof un Katyua'yla kamas gerekmiti. Geldiinden beri holanrd Katyua'dan Nehldof, ama aralarnda deiik birtakm ilikilerin olabileceini aklnn ucundan geirmemiti. Neeli bir gen olan ebe ressam - ksa, arpk, ama gl kyl bacaklaryla ok hzl kouyordu -glerek: - te bunlar dnyada yakalayamam, dedi, ayaklar taklr da derlerse ancak... - Yakalayamayacaksnz elbette! - Bir, iki, ! Avu ilerine kere vuruldu. Katyua, glmemek iin kendini g tutarak, Nehldof'un kaln elini kk, yumuak eliyle skp, - kolal eteklii hrdaya hrdaya - sola doru komaya balad. Nehldof hzl koard, ressamn onu yakalamasn istemedii iin olanca hzyla komaya balad. Ban evirip geri baktnda ressam Katyua'nn arkasndan koarken grd, ama Katyua dolgun, gen bacaklarn abuk abuk atarak sola do-- 60 ru kouyor, ressamla aray ayordu. nnde, o zamana kadar hi kimsenin kamad bir allk vard. Katyua Nehldof'a bakp onunla gz gze gelince bayla alln arkasna komasn iaret etti. Nehldof anlad onun bu iaretini, alla doru komaya balad. Ama alln arkasnda Nehldof'un bilmedii, zeri srgan otlaryla kapanm kk bir ukur vard; aya taklp yzkoyun yere yuvarland, kollarn szlatt srgan otlar, den akam iinden pslak otlar stn ban slatt; ama kendi haline glerek hemen kalkt, gene komaya balad. Katyua sevinle glerek, simsiyah gzleriyle uarcasna ona doru kouyordu. Birbirine kavutular, el ele tuttular. Katyua soluk solua, itenlikle glmseyerek bota kalan eliyle, koarken bozulan san dzeltirken, - Kazandk, dedi. Aadan yukarya Nehldof'un gzlerinin iine baktt. Delikanl da glmsedi, Katyua'nn elini brakmadan,

- Orada ukur olduunu bilmiyordum, dedi. Gen kz Nehldof'a doru sokuldu, delikanl da, nasl olduunun farkna varmadan ban ne edi; Katyua geri ekilmedi, Nehldof avucunun iindeki yumuack eli olanca gcyle skt, gen kz dudaklarndan pt. Katyua, - Hopala! diye mrldand. Elini hzla ekip koarak uzaklat Nehldof'un yanndan. Hemen oradaki leylk aacnn yanma gitti, artk dklmeye yz tutmu beyaz leylktan iki kk dal kopard, iekleri ate gibi yanan yzne srterek Nehldof'a bakt, sonra dnp, elini kolunu sallayarak teki ocuklarn yanna yrd. O gnden sonra Nehldof'la Katyua arasndaki ilikiler deimiti; birbirine tutkun tertemiz bir delikanlyla, gene yle bir kzn arasndaki ilikiydi artk bu. Katyua odaya girdiinde ya da Nehldof onun beyaz nln ta uzaktan grdnde delikanl iin her ey birdenbire ay-dnlamveriyordu sanki, ilgi ekici, insana nee verici oluyordu; daha bir mutlu hissediyordu kendini. Katyua da ayn durumdayd. Katyua'nn odaya girmesi ya da onun yaknnda bir yerde - 61 bulunmas deildi. Nehidof'u byle heyecanlandran yalnz; Katyua'y dndke de ayn duygu dolduruyordu iini. Katyu-.sa da Nehldof'u dndke yle oluyordu. Delikanl annesinden kt bir mektup ald, yapt zerinde almas iyi gitmedii ya da genlere zg o sebepsiz can sknts iine kt ..zamanlar Katyua'y, biraz sonra onu greceini bir dnmesi her eye yetiyor, can sknts bir anda dalyordu. Katyua'nn ok ii vard evde, ama hepsini yetitiriyor, bo zamanlarnda da okuyordu. Nehldof, kendisinin de o sralar Dokuduu kitaplar, Dostoyevski'yi, Turgenyef'i veriyordu ona. En ok Turgenyef in Sessizliki houna gitmiti. Koridorda, balkonda, avluda karlatklar zamanlar ayak st konuabiliyorlard .ancak; bazan da Nehldof halalarnn yal oda hizmetileri Matryona Pavlovna'nn odasna -Katyua da o odada kalyordu- ktlama ay imee uradnda gryorlard. Matryona Pav-iovna'nm yannda.konumalar en tatl olanyd. Yalnz balarna, yanlarnda kimse yokken konuurken sklyorlard. Gzleri, azlarnn sylediinden bambaka, ok daha nemli eyler syle-neye balyordu hemen, dudaklar bzlyordu, bir tuhaf oluyor-iar, birbirlerinin yanndan uzaklamak iin acele ediyorlard. Nehldof'un Katyua'yla arasndaki bu tr ilikileri onun, halalarnn yanndaki birinci konukluu boyunca srd. Bu ilikiler halalarn gznden kamam, onlar hayli tellandrmt da; yal kadnlar bu durumu yurt dndaki Helena vanovna'ya. Nehldof'un annesine bile yazdlar. Mariya vanovna hala Dmit-ri'nin Katyua'yla ii ilerleteceinden korkuyordu. Ama yersizdi bu korkusu: Nehldof'un iindeki, ancak tertemiz bir yrein duyabilecei eitten bir sevgiydi; onu da Katyua'y da basitle-rmekten koruyabilecek bir sevgi... Gen kz elde etmeyi aklnn kesinden geirmedii gibi, Katyua'yla aralarnda byle bir eyin geebilecei dncesi bile dehet veriyordu ona. nce duygulu Sofiya vanovna'nn endieleriyse ok daha yerindeydi: Kendi basma buyruk, ne istediini bilen bir gen olan Dmitri'nin bu kza tutulup, soyunun sopunun nereden geldiine bakmadan aklna onunla evlenmeyi koymasndan korkuyordu.- 62 O zaman Nehldof Katyua'y sevdiini ak seik bilseydi ya da birisi kp onun byle bir kzla kaderini birletirmemesi gerektiini, birletiremeyeceini syleseydi ona, her eyde kendi bildiini okuyan bir insan olarak kolaylkla, sevdii bir kzla -kz neyin nesi olursa olsun- evlenmemesi iin ortada hi bir nedenin olmadna karar verirdi. Ama halalar bu endielerinden hi sz etmediler ona, o da sevdiini bilmeden ayrld kyden. Nehldof Katyua'ya olan bu duygusunun, o zamanlar iin,, btn varln dolduran yaama sevincinin -o neeli, sevimli; kz da paylayordu bu yaama sevincini- evet, o yaama sevincinin bir sonucu olduunu sanyordu. Ama Katyua, halalaryla beraber talkta durmu, dolu dolu olmu simsiyah, biraz ehl gzleriyle onu yolcu ederken Nehldof, bir daha hi sahip olamayaca, ok ho, deerli bir eyi brakp gitmekte olduunu hissetmi, derin bir kedere kaplmt. ki tekerlekli arabaya binerken Sofiya vanovna'nn apkasnn stnden, - Hoa kal Katyua, demiti, her ey iin ok ok teekkrler. Katyua kulaa ho gelen o okayc sesiyle, - Gle gle Dmitri vanovi, demiti. Sonra da, gzlerinde biriken yalar tutarak, doyasya alamak iin ieri komutu. x Bu ayrltan sonra, yl grmedi Katyua'y Nehldof. An-cak aradan yl getikten sonra, subayla atanm, orduya katlmaya giderken, yl ncekinden bambaka bir insan olarak yolu zerindeki halalarnn kyne uradnda grd onu bir de. O zamanlar drst, her eyi iyi i uruna kiisel karlarn-vermeye hazr, soylu bir genti; oysa imdi yalnz kendi zevkini dnen, ahlksz, bencil bir insan olmutu. O zamanlar hayat

- 63 onun iin, her eyini heyecanla, sevinle anlamaya alt bir srd; imdiyse hayat ak seikti karsnda, iinde yaad koullardan baka bir ey deildi. O zamanlar doayla, ondan nce de yaayan, dnen, hisseden insanlarla har-neir olmasyd gerekli, nemli olan (felsefe, iir)... oysa imdi insanlarla olan birtakm ilikileri, arkadalaryla yaknlyd gerekli, nemli olan. O zamanlar kadn esrarl, ho bir yaratkt onun iin; imdi yakn akrabas kadnlardan ve dostlarnn karlarndan gayrisi ayn anlam tayordu gznde: Kadn kiiye zevk veren aralarn iinde en iyisiydi. O zamanlar paraya ihtiyac yoktu, annesinin verdii parann te biri bile ok gelirdi ona, babasndan ona miras kalan araziyi de kyllere databilirdi; oysa imdi annesinin ayda verdii bin be yz ruble yetmiyordu ona, para yznden sk sk tatsz tartmalar geiyordu aralarnda, O zamanlar gerek ben olarak ruhsal yapsn sayard, imdiyse salkl, din, yaayan ben di onun iin gerek olan. Bu korkun deime onda srf kendine olan inancn yitirip, bakalarna inanmaya balad iin olmutu. Kendine inanmaktan vazgeip bakalarna inanmaya balamasnn nedeni, kiinin kendine inanarak yaamasnn son derece g olmasyd: Kendine inanarak yaayabilmesi iin kiinin btn sorular, kk hazlar peindeki yaayan ben in istedii gibi deil, hatta ounlukla onun istediinin tam tersine zmlemesi gerekir; te yandan, bakalarna inanrsa zmleyecei hi bir ey yoktur, her ey zmlenmitir, hem de yaayan ben in istedii gibi. Dahas var, kendine inanarak yaarken evresindeki insanlarn eletirileriyle kar karya kalyordu hep, bakalarna inanmaya balayalberi herkes vyordu onu. Dncelere dald, okuduu ya da Tann'dan, gereklerden, zenginlikten, yoksulluktan sz etmeye balaynca evresindekiler yersiz, hatta gln buluyorlard bu konumalarn; annesiyle teyzesi sevgi dolu bir sitemle Ntre cher philosophe (') diyorlard ona. Gelgelelim, roman okuduu, ak hikyeler anlatt, Fransz tiyatrosunda mzikli, hafif gldr oyunlarna git[') Deerli feylezofumuz (Franszca).- 64 tii, bu oyunlar neeli bir dille ona buna anlatt zamanlarsa gklere karyorlard onu, byle devam etmesini sylyorlard, htiyalarn biraz ksmas gerektiine inanarak eski paltoyla dolat, arap imedii zamanlar herkes bunu tuhaf karlyor kendini gstermek iin orijinallik olsun diye byle yaptn sylyordu; av iin ya da kendine son derece gzel, pahal bir ev demek iin byk paralar harcaynca da zevkini herkes vyor, ona deerli eyler armaan ediyorlard. Gnahsz olduu,, evleninceye kadar da yle kalmay dnd zamanlar onurr salndan endie ediyorlard; annesi, olunun gerek bir erkek olduunu, arkadann elinden bir Fransz kadnn aldm renince zlmek yle dursun, sevindi bile. Katyua olayn olunun bir zamanlar bu kzla az kald evleneceini dndke; dehete kaplyordu Prenses. Nehldofun reit olunca babasndan ona kalan kk araziyi, toprak mlkiyetinin hakszlk olduuna inand iin kyllere datmas da annesini, akrabalarn dehete drmt; bu davran devaml bir paylama, alay konusu olmutu yaknlar: arasnda. Durmadan, toprak sahibi olan kyllerin durumlarnn dzelmediini, tam tersine kylerinde meyhane atklar, a lmay da hepten braktklar iin daha da yoksullatklarn anlatyorlard ona. Nehldof muhafz alayna girip, yksek evreden arkadalaryla, Helena vanovna'y ona paradan birazn harcamak zorunda brakacak kadar ok para yemeye balaynca bile hi zlmedi annesi; bunun olaan hatta gzel bir ey olduunu dnd. nceleri bunlara kar durmaya alt Nehldof, ama ok: gt kar durmak; nk kendine inanarak iyi sayd her ey evresindeki insanlarca kt, tersine kt sayd her ey de iyi saylyordu. Sonunda pes etti. Nehldof, kendine inanmay brakp bakalarna inanmaya balad. Balangta bu deiiklik hi de ho bir ey deildi Nehldof iin, ama ok srmedi bu; sigara, iki imeye balaynca ona ar gelen bu duygusu hemen kayboluverdi, hatta inde olduka byk bir hafiflik hissetti. Nehldof, yaradlnn etkisiyle, evresindekilerin doru bulduu bu hayata btn benliiyle verdi kendini; baka bir ey isteyen iindeki sesi de bastrd, Petersburg'a tandktan sonra balamt bu onda, askerlie girmesiyle de tamamlanmt. Askerlik, bombo bir yaay gerektirdii, yani akla uygun, yararl bir ile uramay, insanlk grevlerini kaldrp yerine, yalnzca artl bir alay, niforma, sancak onuru, bakalarna kar snrsz bir hakimiyet, stlerine de ancak klelerde grlebilecek bir ba ei getirdii iin insanlar ounlukla bozar. Ne var ki, niforma, sancak onuruyla, zorbalyla, bakalarn ldrmeye izin vermesiyle zaten kt olan askerlie bir de ancak zengin ve nl subaylarn grev alabildii muhafz alayla-rndaki zenginlik ,ar ailesine yaknlk gibi bozukluklar da eklenince bu bozukluk muhafz alaylarnda grevlilerde lgn bir bencillik derecesine varmaktadr. Askerlie girmesinden, btn arkadalar gibi yaamaya balamasndan sonra bu lgn ben cllie Nehldof da kaptrd kendini. Bakalarnca dikilmi, temizlenmi resmi giysiyle, miferle; gene bakalarnca yaplm, temizlenmi, ona hazr olarak verilmi silh kuanp, gene bakalarnn eittii, besledii gze! atlara binip denetime ya da eitime kmaktan, klcn sallayarak drt nala gitmekten, ate etmekten, ate etmeyi bakalarna

retmekten baka ii yoktu. Baka bir ey yapmyordu. stelik en saygdeer kimseler, genler, ihtiyarlar, ar da, arn yaknlar da yalnz iyi bulmakla kalmyorlar, vnyorlard da bu iini. Akamlarn gzde, beenilen, nemli saylan ura da subay kulplerinde ya da en pahal ikili gazinolarda toplanp yemek yemek, zellikle iki imek, nereden geldiini bilmedii paralar har vurup harman savurmakt; sonra tiyatroya, baloya, kadnlara gitmek; sabah olunca da gene ata binmek, kl sallamak, drt nala srmek at, akam olunca gene ikiye, kt oyununa, kadnlara su gibi para harcamak. Bu trl yaayn askerler zerinde kt etkisinin balca nedenlerinden biri de, asker olmayan bir kimsenin byle bir hayat srecek olsa ruhunun derinliklerinde bundan utanmamasnn Dirili - F: 5- 66 imknsz olduudur. Askerlerse bunun byle olmasnn zorunlu olduu kansndadrlar, -zellikle sava zamannda- byle yaamaktan gurur bile duyarlar. , Trklerle sava balamasndan sonra orduya giren Nehldof da yleydi ite. Savata canimizi vermeye hazrz, onun iin byle, hi bir eyi umursamadan, lgnca yaamamz ho grlmelidir, byle yaamak zorundayz. Yaayacaz da. O sralar bylesine frtnalyd Nehldof'un dnceleri. Eskiden nnde grd btn ahlk engellerinden kurtulmann verdii cokunluu damarlarnda hissediyordu. lgn bir bencillik iindeydi devaml olarak. yl sonra halalarna uradnda da ylesine bencildi. XIV Nehldof halalarna, ky yolu zerinde olduu, yal kadnlar uramas iin birka kere mektup yazdklar, en nemlisi de, Katyua'y grmek iin uramt. Belki de Katyua'ya kar kt bir niyeti daha kye uramaya karar verdii zaman vard ruhunun derinliklerinde, gemi azya alm yaayan ben fsldamt kulana bu niyeti belki, ama byle bir eyin farknda deildi; bir zamanlar ylesine mutlu olduu yerlerde dolamak istemiti can yalnzca, biraz gln, ama sevimli, iyi yrekli, onu ok seven, ok beenen halalarn grmek, onda ylesine tatl bir an brakan cana yakn Katyua'yla konumak istemiti can. Martn sonlarnda, kutsal cuma gn geldi. Bardaktan boa-mrcasna yamur yayordu, yollar diz boyu amurdu. liklerine kadar slanm, souktan donmutu, ama o sralar her zaman olduu gibi neeli, canlyd gene. Halalarnn tula bir duvarla evrili, eski evinin atsndan dklm karlarn kme kme durduu tandk avlusuna girerken, Hl onlarn yannda m alyor acaba? diye dnyordu Nehldof. ngrak sesine Kat-yua'nn koarak dar frlayacan umuyordu, ama hizmetiler blmnn kapsna eteklerini toplam, ellerinde kovalarla - 67 besbelli yerleri ykyorlard - yaln ayak iki kadn kt. Byk kapda da yoktu Katyua. Yalnz uak Tihon kmt bu kapdan; nnde nlk vard, o da temizlik yapyor olmalyd. pek giysisi, banda bartsyle Sofiya vanovna da kt. Yeenini perken, - Ne iyi ettin geldiine! dedi. Mariya teyzen biraz rahatsz, kilisede yoruldu bugn. Kutsal ekmek yiyip kutsal araptan itik. Nehldof Sofiya vanovna'nn elini perken, - Naslsnz Sonya halacm? dedi, balayn, slandnz benim iin. - Hemen odana k. Srlsklam olmusun. Sevsinler byklarn... Katyua! Katyua! Hemen kahve hazrla. Koridordan insann kulan okayan, tandk bir ses duyuldu: - Hemen! Nehldof'un yrei sevinle rperdi. Buradaym! Bulutlarn arasndan gne gzkmt sanki birdenbire. Tihon'la beraber eski odasna karken dudaklarnda sevin dolu bir glmseme vard Nehldof'un. Tihon Katyua'y sormak istiyordu: Ne yapyor Katyua? Nasl Evlenmeye niyeti yok mu? Ama Tihon ylesine saygl, ayn zamanda da arbalyd, ibrikle ona su dkmek iin ylesine diretmiti ki, Nehldof Katyua'y sormamt ona; yalnzca torunlarn, Bratseva ksran, Polkan' -kocaman bir oban kpeiydi busordu. Geen yl kudurup len Polkan'dan baka hepsi sapasalamd. Islak amarlarn karm, yenilerini giyiniyordu ki koridorda abuk yryen birisinin ayak sesini duydu Nehldof, sonra kapya vuruldu. Bu ayak sesini, kapya vuruu tanmt Nehldof. Yalnz o byle yrr, kapya vururdu. Islak paltosunu omuzlarna alp kapya yaklat. - Giriniz. Oydu bu, Katyua! Eskisinden daha da tatlyd imdi. Hafif ehl, simsiyah, iten bakl, glen gzleri gene yle aadan yukar bakyorlard. Eskisi gibi tertemiz, beyaz bir nlk vard zerinde gene. Hanmnn verdii, kd yeni alm kokulu bir- 68 sabunla iki havlu getirmiti; biri byk bir Rus havlusu, teki kaln yz havlusuydu. zerinde yazlaryla, hi kullanlmam sabun da, havlular da, Katyua'nn kendi de tertemiz, taptaze, el dememiti, hotu. O sevimli, slak, krmz dudaklar eskiden olduu gibi Nehldof'u grnce sevinten bzlmt gene. Glkle, - Ho geldiniz Dmitri vanovi! diyebildi. Kulaklarna kadar kzard sonra. Nehldof,

- Saol... Saolun... dedi. Katyua'ya sen mi siz mi desin, bilmiyordu, gen kz gibi o da kzard. - yisiniz deil mi? diye devam etti. Salnz da yerindedir sanrm? - Tanrya krler olsun... Sabunu masann, havlular da koltuun kenarna koyarken, - Buyrun, diye devam etti. Katyua, halanz sevdiiniz gl sabununu yollad size. Tihon, Nehldof un ii gm ilemeli kapa ak bir sr ie, fra, koku, tuvalet takm dolu antasn gururla gstererek, - Kendilerinin vard, dedi. - Halama teekkrlerimi bildirin, dedi Nehldof. Ne iyi etmiim buraya uradma! Ruhunda eskisi gibi bir aydnln, huzurun doduunu hissetmiti o anda. Katyua Nehldof'un bu szne karlk yalnzca glmsedi, kt. Yeenlerini her zaman ok seven yal kadnlar bu keresinde daha bir iten karlamlard onu. Dmitri savaa gidiyordu, orada yaralanabilir ya da lebilirdi. Bu duygulandryordu yal kadnlar. Nehldof, halalarnn yannda br gn kalmay dnd iin yolculuunu ona gre ayarlamt,,ama Katyua'y grnce iki gn sonraki yortuya kadar kalmaya raz olmu, Odesa'da buluaca arkada enbk'a bir telgraf ekip, onu da halalarnn kyne armt. - 69 Katyua'y grr grmez ona eskiden duyduu ayn duyguyu duymutu gene Nehldof. Katyua'nn beyaz nln grnce elinde olmadan heyecanlanyordu gene, onun ayak sesini, gln duyunca bir sevin dolduruyordu iini; kmr gibi simsiyah gzlerine -zellikle glmserken- duygulanmadan bakamyor her karlamalarnda onun kzardn grnce elinde olmadan o da kzaryordu. Katyua'ya tutulduunu hissediyordu, ama eskisine, ak esrarl bir ey sand zamanlardaki tutkusuna benzemiyordu bu hi. Sevdiini kendi kendine bile itiraf etmekten ekindiini, insann hayatta bir kere sevebileceine inand zamaniar bambaka bir tutkusu vard. Oysa imdi sevdiini biliyor, buna seviniyordu da; -kendinden gizlese bile- akn ne olduunu, sonundan neler kabileceini aa yukar kestiriyordu. Her insanda olduu gibi Nehldof'un da iki kiilii vardi. Birincisi, kendine ancak teki insanlara da iyilik getirecek iyilikler arayan ruhsal kiilii; teki, yalnz kendi iin iyilik arayan, bunun iin btn insanlarn iyiliini yele vermeye hazr yaayan kiilii. O sralar, Petersburg yaantsyla askerliin onda yaratt lgn bencillii, o yaayan kiilii etkisi altna almt Nehldof'u, ruhsal kiiliini tamamen bastrmt. Ama Katyua' yi grp, eskiden bu kza kar duyduu duyguyu gene duyunca ruhsal kiilik ban kaldrm, hakkn aramaya balamt. Yortuya kadar geen bu iki gn Nehldof'un iinde, onun bilmedii bir sava srp gitti. Buradan ekip gitmesinin gerektiini, halalarnn yannda daha kalmasnn bir gerei olmadn hissediyor, bunun sonunun hi de iyiye varmayacan biliyor, ama bu durumdan ok holand iin bunu kendi kendine syleniyor, kalyordu. Kutsal sa pazarndan bir gn nce, cumartesi akam papaz iki yardmcsyla geldi. Halalarn eviyle kilise arasndaki verstlik yolu kzaklaryla ok g aldklarn sylyorlard. Sabah ayinini burada yapmak iin gelmilerdi. Nehldof halalaryla, hizmetilerle beraber katld bu yine - ama buhurdanlklar gtrp getiren kapnn dibindeki Katyua'dan da ayrmyordu gzn - papazla halalarnn yor-- 70 tularn kutladktan sonra gidip yatmaya hazrlanyordu ki, Ma-riya vanovna'nn yal oda hizmetisi Matryona Pavlovna'yla Katyua'nn kiliseye yortu rei gtrmeye hazrlandklarn duydu. Ben de gideyim, diye geirdi iinden. Yolun arabayla da kzakla da gidilecek gibi olmadn bildii iin, kendi evindeymi gibi, nedense Bratseva diye ad taklm ksra ona hazrlamalarn sylemiti hizmetilere. Sonra her yan srmal resmi giysisini, zerine de paltosunu giydi, durduu yerde duramayan, kineyen yal ksraa bindi, karanlkta yer yer su birikintilerinin kaplad karl yola kt. XV Bu sabah ayini Nehldof'un belleinde daima parlak, gl bir an olarak kalmtr. Baz yerlerde beyazln gsteren karn aydnlatt zifiri karanlkta, kilisenin evresinde yanan kandilleri grnce kulaklarn diken atn zerinde sulara bata ka kilisenin avlusuna girdiinde ierde ayin balamt. Mariya vanovna'nn yeenini tanyan kyller attan inebilmesi iin kuru bir yere getirdiler onu-, hayvan balamak iin alp gtrd biri, yol gsterdiler ona, kiliseye girdi. erisi ok kalabalkt. Sa yanda erkekler vard: Yallar ky yaps kaftanlarn, izmelerini giymilerdi. Genler kaba kumatan, yeni paltolarn giymi, bellerine parlak kuaklar balam, izmelerini ayaklarna geirmilerdi. Sol yanda da kadnlar oturuyordu: Krmz ipek bartl, ucuz cinsinden kadife pelerinli; yeil, mavi, krmz, kl rengi eteklikli, potinli, eski ev dokumas ipek entarili, potinli ya da izmeli yal kadnlar biraz arkada oturuyorlard.

Erkeklerin de kadnlarn da aralarnda bayramlklarn giymi ocuklar dikiliyorlard. Erkekler balarn sallayarak ha karyor, balarn ne eiyorlard. Kadnlarsa - zellikle yal olanlar--donuk baklarn nnde mumlar yanan bir tasvire dikmi, parmaklarn birletirdikleri sa ellerini nce alnlarna, sonra omuz- 71 larna, daha sonra da karnlarnn zerine, bir eyler mrldanarak, olanca gleriyle bastryor, ne eiliyorlar ya da yere diz kyorlard. ocuklar, kendilerine bakldnda byklerini taklit ederek arballkla dua etmeye balyorlard hemen. Altn ilemelerle ssl tasvir duvar, nnde yanan altn altlkl byk mumlarn nda prl prld. Ortadaki avizenin btn mumlar yaklmt, koronun balkonundan gnll arkclarn inceli ka-mir, insana huzur veren sesleri duyuluyordu. Nehldof ne geti. Ortada saygdeer kiiler oturuyordu: Yannda kars, denizci ceketi giymiti oluyla bir toprak sahibi, komser, telgraf, izmeli bir tccar, madalyalar gsnde baavu, tasvir duvarnn sanda, toprak sahibinin karsnn hemen arkasnda pembe entarisi, kenar pskll beyaz salyla Matryona Pavlovna ve beyaz giysili, beline mavi bir kuak, siyah salarna da krmz bir kordel balam Katyua oturuyordu. Her eyde bir bayram havas, nee, grkem vard: Boyunlarnda altn halanyla parlak cppelerinin iinde papazlar da, papaz yardmcs da, zangolar da, bayramlklarn giyinmi, salar yal gnll arkclar da neeliydi. Bayram arklarnn oynak havalarnda da, ellerindeki renkli mumlarla papazlarn durmadan halk kutsamasnda da, herkesin hep bir azdan Isa dirildi! diye barmasnda da insan heyecanlandran bir ey vard. Her ey gzeldi, ama beyaz giysisi, mavi kua, siyah salarndaki krmz kordels, heyecanla parlayan gzleriyle Katyua hepsinden gzeldi. Nehldof, biraz nce yanndan geerken Katyua'nn, ban evirip bakmad halde onu grdn farketmiti. O anda konumak istedi onunla, ama syleyebilecei bir ey yoktu, aklna geldi, tam yanndan geerken, - Halam orucunu ikinci sabah ayininden sonra bozacan syledi, diye fsldad. Nehldof'a baknca her zaman olduu gibi gene kpkrmz oldu Katyua'nn sevimli yz. Sevinle glmseyerek, aadan yukar itenlikle bakt Nehldof'un yzne. - Biliyorum, dedi. O anda, elinde bakr kahve cezvesiyle halkn arasndan ge-- 72 _ 73 en zango eteinin ucuyla Katyua'ya arpt. Zango -- Neh-ldof'a sayg gstermek amacyla olacak evresinden dolarken, ban evirip Katyua'ya bakmad iin arpmt ona. Nehldof armt: Bu Zango'un, oradaki, hatta evrendeki her eyin Katyua iin var olduunu, evrende her eyin nemsenmeyebileceim, ama Katyua'y nemsememenin olmayacan, nk onun evrenin merkezi olduunu anlayamamas, se-zinleyememesi garibine gitmiti. Tasvir duvarnda altn onun iin parlyordu; byk avizedeki, amdanlardaki mumlar onun iin yanyordu. Rabbirnizin gndr bugn, sevinin ey insanlar! diye sylenen bu neeli arklar onun iindi. Dnyadaki iyi eylerin hepsi de onun iin yaratlmt. Bunu Katyua'nn kendi de biliyor gibi geliyordu Nehldof'a. Onun beyaz giysi iindeki duruuna, sevin okunan yzne baklarndan ikisinin ruhunda da ayn heyecann olduu anlalan gzlerine baknca sezinlemiti bunu Nehldof. Birinci ayinle ikincisi arasnda dar kt Nehldof. Kyller yol ayorlard ona, ne eilerek selm veriyorlard. Bazlar tanyor, bazlar da Kimdir? diye soruyordu yanndakilere. Kapnn nnde durdu. Dilenciler hemen topland evresine; para antasndaki btn bozukluu dattt onlara, merdivenden aa indi. Ortalk biraz aydnlanmt, ama gne domamt daha. Kilisenin avlusundaki mezarlarn arasnda kyller dolayordu. Katyua ierde kalmt, Nehldof da durmu, onun kmasn bekliyordu. Halk kapdan kyor, izmelerinin kabaralaryla talara vura vura merdivenlerden iniyor, avluya, mezarlarn arasna dalyordu. Mariya vanovna'nn ihtiyarlktan eli aya sallanan yal ekercisi geldi Nehldof'un yanma, yortusunu kutlad; ipek bartsnn altndan buru buru gerdan sarkan yal kars da geldi, bohasndan karp halanm bir yumurta verdi ona. O arada boylu poslu, yeni paltolu, gen bir kyl yaklat onlara glmseyerek. Gzlerinin ii glyordu adamn. - Yortunuz"kutlu olsun, dedi. Nehldof'un yanaklarndan salkl dudaklaryla kere pt. Adamn o ho kyl kokusu Nehldof'un burnuna gelmi, kvrck sakallar dudaklarna batmt. Nehldof kylyle pr, onun verdii koyu kahverengi yumurtay alrken Matryona Pavlovna'nn parlak elbisesiyle, krmz kordel bal simsiyah, tatl bir ba gzkmt kilisenin kapsnda. Katyua nnde yryenlerin balar arasndan hemen grmt Nehldof'u yznn bir anda sevinle parlad kamamt gen adamn gznden.

Kapnn nnde durdular, dilencilere sadaka vermeye baladlar. Kpkrmz burunlu, pis bir dilenci geldi Katyua'nn yanna. Katyua elindeki kk bohadan bir ey alp verdi ona, sonra yaklat, kere pt dinlenciyle. Yznde irendiini gsteren en kk bir ifade yoktu; tam tersine, gzlerinin ii glyordu gene. Dilenciyle prken Nehldof'la gz gze geldiler. Bakyla, yi rni yapyorum? diye soruyordu Nehldof'a sanki. yi yapyorsun canm, senin yaptn her ey iyidir, gzeldir; seviyorum her yaptn. Merdivenden indiler. Nehldof Katyua'nn yanna gitti. Yortusunu kutlamak deildi niyeti, ona yakn olmak istemiti can. Matryona Pavlovna bugn herkes brdir anlamna gelen bir glmsemeyle ban ne eerek, -> sa dirildi! dedi. Azn avucunun iindeki mendiliyle sildikten sonra dudaklarn Nehldof'a uzatt. Nehldof yal kadn perken. - Kutlu olsun, dedi. Sonra dnp Katyua'ya bakt. Gen kzn yz birdenbire kpkrmz oldu, hemen Nehldof'a yaklat. - Yortunuz kutlu olsun Dmitri vanovi. - Senin de, dedi Nehldof. _ 74 ki kere ptler, bir an, bir kere daha pmeleri gerekiyor mu diye dnm gibi duraladlar, sonra gerektiine karar vermi gibi nc kez ptler, ikisi de glmsedi. Nehldof, - Papazn yanma gitmeyecek misiniz? diye sordu. Katyua, ona mutluluk veren ar bir ii bitirmi gibi derin bir soluk aldktan sonra; sevgi dolu, masum, uysal bakn Nehldof un gzlerinin iine dikerek, - Hayr, Dmitri vanovi, dedi, burada kalacaz biz, oturacaz. Kadnla erkek arasndaki akta, bu sevginin dorua vard, akl, mant kabul etmedii bir an vardr daima. Nehldof iin de bu an o kutsal yortu pazaryd. imdi Katyua'y hatrlad zamanlar, kilisenin avlusunda pmeleri onunla ilgili btn anlarnn stne kyordu. Simsiyah, prl prl salar geliyordu gznn nne; salkl bedeniyle kk gslerini tertemiz saran beyaz elbisesi, yznn o pembe beyazl, uykusuzluktan baygn bakl, parlak, hafif ehl, simsiyah gzleri; bir de her halindeki en nemli zellii; yalnz ona kar deil - biliyordu bunu Nehldof - dnyadaki iyisiyle ktsyle - biraz nce pt dilenciye de - her eye, herkese kar besledii yrekten sevginin temizlii... Nehldof, Katyua'da bu sevginin olduunu biliyordu; nk o gece de o sabah da ayn sevgiyi kendi iinde hissetmi, bu sevginin Katyua'yla onu birbirine baladn anlamt. Ah, o geceki duygusu deimeseydi hi keke! imdi jri odasnda pencerenin dibinde otururken Evet, diye dnyordu, o korkun ey kutsal pazardan sonra oldu! XVI Kiliseden dndkten sonra biraz g toplamak iin halala-ryla beraber oru bozdu, alayda edindii alkanlkla votka bira iti, sonra odasna ekilip soyunmadan yatt uyudu. Odasnn kapsna vurulmasyla uyand birden Vuruundan gelenin Kat-. 75 yua olduunu anlamt, gerinerek, gzlerin Souturarak doruldu yerinden. - Katyua, sen misin? diye seslendi. Girsene. Ayaa kalkt. Katyua aralad kapy. - Yemee aryorlar sizi, dedi. Gene ayn beyaz elbise vard zerinde, ama bandaki kor-dely karmt. Nehldof'un gzlerine baknca, ona olaanst, mutlu bir eyi haber veriyormu gibi sevinle aydnlanmt yz. Nehldof salarn taramak iin tara alrken, - Hemen geliyorum, dedi. Katyua dnp gitmesi gerekiyorken gitmiyordu. Nehldof farketti bunu, tara brakp ona doru yrd. Ama Katyua birden dnd o anda, her zamanki hafif, abuk admlaryla koridorun yol hals zerinde uzaklat. Nehldof, Ne aptalm, diye mrldand kendi kendine, niin durdurmadm onu? Arkasndan koup koridorda yakalad onu. Ne istiyordu ondan? Bunu kendi de bilmiyordu. Katyua odasna girdii zaman bir ey, byle durumda yaplmas gereken bir eyi yapmad dncesi vard iinde. - Katyua, dedi, dur. Katyua dnp bakt. Durup, - Bir ey mi istiyorsunuz? diye sordu. - Hayr, yalnz... Bu gibi durumlarda herkesin nasl davrandn hatrlayarak kendini zorlayp Katyua'nn beline dolad kolunu.

Katyua kprdamadan duruyor, gzlerinin iine bakyordu. Sonra gzleri dolu dolu, yz kpkrmz, - Yapmayn Dmitri vanovi, diye mrldand, yapmayn. Sonra gl eliyle, beline dolanan kolu itti. Nehldof brakt onu, bir an yalnz utanmad bu yaptndan, kendi kendinden irendi bile. Kendine inanmas gerekirdi o anda, ama bu utan duygusunun, onun ruhunun en iyi, ste kmak isteyen duygusu olduunu anlayamyordu. Bunun budalaca bir duygu olduunu sand, herkes gibi davranmas gerektiini dnd.- 76 Gene kotu Katyua'nn peinden, bir kere daha dolad kolunu beline, boynundan pt. Bu p nceki iki pten - biri allarn arasndaki bilinsiz olan, teki de o sabah kilisedeki - ok ayryd. Tutkulu bir pt bu, Katyua da hissetmiti bunu. Katyua, Nehldof son derece deerli bir eyi krm, parampara etmi gibi, - Ne yapyorsunuz? dedi. Sonra koarak uzaklat yanndan. Nehldof yemek salonuna girdi. Bayramlklarn giymi ha-laiaria doktor, komu kadn masann yannda ayakta duruyor, ufak tefek br eyler attryorlard. Her ey son derece ola-and, ama Nehldof'un ruhunda frtna vard. Kendisine sylenenleri anlamyor, sama sapan cevaplar veriyordu. Biraz nce koridordaki pcn etkisinden kmyordu Katyua. Gen kz salona girdii zaman, onu grmedii halde varln btn bedeninde hissetti, ona bakmamak iin kendini zorlamas gerekti. Yemekten sonra hemen odasna kt, son derece heyecanl, odann iinde bir aa bir yukar dolamaya balad. Evin iindeki en kk bir grltye kulak kabartyor, Katyua'nn ayak sesini bekliyordu. Nehldof'un ruhundaki yaayan kiilii imdi yalnzca ban kaldrmakla kalmam, Nehldof'un buraya ilk kez geldiinde de, hatt o sabah kilisede de ste kan ruhsal kiilii ayann altna alm eziyordu. Nehldof yaayan kiiliinin etkisindeydi imdi. Katyua'y ne denli kolladysa da, o gn yalnz yakalayamad onu. Besbelli kayordu ondan kz. Ama akam yle oldu ki, Nehldof'un odasnn yanndaki odaya gitmek zorunda kald. Doktor gece kalmaya raz olmu, Katyua'nn konua yatak yapmas gerekmiti. Nehldof Katyua'nn ayak seslerini duyunca soluunu tutarak, su ilemeye gidiyormu gibi sessizce arkasndan odaya girdi. Katyua iki elini tertemiz yastk yznn iine sokmu, yast iki ucundan tutarken ayak sesine dnp bakt, Nehldof'u grnce glmsedi; ama eskisi gibi neeli, sevin dolu bir glmseme deildi bu; rkek, acklyd. Bu glmseme Nehldof'a .__ 77 __ yaptnn kt olduunu sylyordu sanki. Bir an duraklad Nehidof. Gene bir sava patlak verebilirdi ruhunda. ok gsz olsa da, Katyua'ya besledii gerek akn sesi duyuluyordu hl iinde; ona ondan, onun duygularndan, onun hayatndan sz eden akn. teki ses de yle diyordu: Bak, eline geen frsat karyorsun, niin yapmyorsun cannn ektiini? Bu ikinci ses birinciden baskn kt sonunda. Nehldof kararl admlarla yaklat Katyua'ya. Korkun, azgn bir yaayan duygu etkisi altna almt onu. Beline dolad kollarn amadan karyolaya oturttu Katyua'y, baz eyler daha yapmas gerektiini hissederek yanma oturdu. Katyua yalvaran bir sesle, - Dmitri vanovi, ne yapyorsunuz canm? dedi, brakn beni ltfen. Beline sarlan kollarn arasndan kurtulmaya alrken, yksek sesle, - Matryona Pavlovna geliyor! dedi. Gerekten de o anda koridorda odaya yaklaan bir ayak sesi duyulmutu. - yleyse gece geleceim odana, diye fsldad Nehldof. Yalnzsn deil mi? - Delirdiniz mi siz? dedi. Dnyada olmaz! stemiyorum, gelmeyin. Ama yalnz azyd byle syleyen; heyecanla titreyen btn bedeni bambaka eyler sylyordu. Gelen gerekten de Matryona Pavlovna'yd. Yal kadn elinde bir yorganla girdi odaya, Nehldof'a kukulu kukulu baktktan sonra, Katyua'ya yanl yorgan ald iin kt. Nehldof bir ey sylemeden kt odadan. Utanmamt bile hi. Matryona Pavlovna'nn yzndeki ifadeden, yal kadnn onu suladn anlamt; bu yaptnn kt, Matryona Pavlovna'mn da hakl olduunu bilmesine, ne var ki gemi azya alan, eski temiz ak duygusunu yenip ste kan yaayan duygu engel tanmyordu artk. Bu duygunun istediini yapmak zorunda olduunu biliyordu. Nehldof, bunun iin frsat kollamaya balam-- 78 ti. Btn akam kendinde deildi Nehldof, ne yaptn bilmiyordu: Kh halalarnn yanna gidiyor, kh odasna ekiliyor, kh avluya kyordu. Aklnda hep Katyua'y nasl yapp da yalnz grebilecei vard. Ama gen kz kayordu ondan, Matryona Pavlovna da gzden karmamaya alyordu Katyua'yiXVII Akam byle geti, gece oldu. Doktor yatmaya gitti. Halalar yattlar. Nehldof Matryona Pavlovna'nn o anda halalarnn yatak odasnda, Katyua'nn da hizmetiler blmnde odasnda yalnz olduunu biliyordu. Gene kapya kt. Dars karanlk, rutubetliydi, ok souk yoktu. lkbaharda son kan kovan ya da erimekte olan

son kardan kan o beyaz sis kaplamt her yan. Yz adm tede, yamacn dibindeki dereden tuhaf sesler geliyordu: Buzlarn eriyip krldamasndan kan seslerdi bunlar. Nehldof merdivenden indi, donmu kar zerindeki su birikintilerine girmemeye alarak oda hizmetileri odasnn penceresine yaklat. Yrei ylesine hzl arpyordu ki, sesini duyuyor; soluk almakta glk ekiyordu. Hizmetiler odasnda kk bir lmba yanyordu. Katyua yalnzd, masada oturuyor, ba nnde dnyordu. Nehldof, Katyua'nn yalnz bana, kimsenin kendisini grmediini sand bir anda ne yapacan merak ederek kprdamadan uzun sre bakt ona. ki dakika kadar ba nnde dnd yle, sonra kaldrd ban, glmsedi, kendi kendine sitem ediyormu gibi sallad bam, masaya dnd, ellerini masann zerine koyup nnde bir noktaya bakmaya balad. Nehldof yerinden kprdamadan ona bakyor, bir yandan da elinde olmadan yreinin sesini dinliyor, dereden gelen tuhaf seslere kulak veriyordu. Orada, derede sisin iinde yorulmak bilmeyen bir el yava yava almaktayd; kh bir uultu duyuluyor, kh bir eyler atrdayarak krlyor, kh ince buzlar cam gibi angrdyordu. Nehldof Katyua'nn, iinde kopan frtnay yanstan dalgn - 79 yzne bakyordu. Acmaya balamt ona, ama ne gariptir k bu acma duygusu Katyua'ya olan tutkusunu daha da glendiriyordu. Tm benliini sarmt bu tutku. Pencereye vurdu. Katyua, elektrik arpm gibi tepeden trnaa sarsld, yznde bir strap belirdi. Sonra frlad yerinden, pencereye yaklat, yzn iyice yaklatrd cama. Yzndeki strap ifadesi hl kaybolmamt. Ellerini yznn iki yanna getirip dary grmeye alnca Nehldof'u tand. Katyua'nm yz son derece ciddiydi, Nehldof hi byle grmemiti bu yz. Nehldof glmseyince gld ancak Katyua da, ne var-ki bir boyun ei glmseyiiydi bu, ruhunda glmseme yoktu, korku vard. Nehldof eliyle darya kmasn, odasna gelmesini iaret etti ona. Ama Katyua hayr anlamna ban sallad. Pencerenin yannda ayakta duruyordu. Nehldof gene yaklatrd yzn cama, tam dar kmas iin seslenecekti ona, Katyua kapya dnd. Besbelli birisi armt onu. Nehldof uzaklat pencereden. Sis o kadar koyuydu ki, be adm uzaklanca ieriyi gremez olmutu. Ancak lmbann vurduu iin zifiri karanlkta daha da byk gzken pencereyi grebiliyordu. Dereden doru tuhaf inilti, atrt, hrt sesleri geliyordu. Biraz tede avluda, sisin iinde bir horoz tt. Yakndan bakalar cevap verdi ona; sonra uzakta, kyde tenler oldu, sustular en sonunda. Horozlarn ikinci tyd bu. Sessizlik vard imdi her yanda, yalnz dereden gelen tuhaf sesler duyuluyordu. Nehldof birka kere suya bata ka evin kesine kadar iki kere gidip geldikten sonra gene pencereye yaklat. Lmba hl yanyordu; Katyua kararszlk iindeymi gibi oturuyordu gene masann banda. Nehldof pencerenin nne gelince Katyua gene bakt pencereden yana. Nehldof cama vurdu yavaa. Katyua birden frlad yerinden, cama kimin vurduuna bakmadan koarak kt odadan. Nehldof, hizmetilere ayrlm kk yan kapnn gcrdayarak alp kapandn duydu. Heyecanla bekliyordu evin kesinde. Katyua yanna gelince, bir ey sylemeden kucaklad onu hemen. Katyua sokuldu ona, ban kaldrarak Nehldofun dudaklarn dudaklaryla karlad. Kar- 80 larn eridii, kuru bir yerde duruyorlard. Nehldof'un ii tutkuyla yanyordu. Birden gene gcrdayarak ald d kap, Matryona Pavlovna'nn fkeli sesi duyuldu. - Katyua! Katyua syrld Nehldof'un kollar arasndan, ieri kotu. Nehldof kapnn srgsnn ekildiini duydu. Arkasndan her ey sustu gene, penceredeki krmz k da snd; yalnz sis, bir de dereden doru gelen grlt vard. Nehldof'un pencereye yaklat, gzkmyordu ierisi. Cam tklatt, kimse cevap vermedi ona. Dnp odasna kt. Yatmad ama. izmelerini kard, yalnayak koridora kt, Matryona Pavlovna'nn sakin sakin horladn duydu, tam ieri girmek istiyordu ki ksrmee balad yal kadn, gcrdayan karyolasnda dnd. Nehldof kprdamadan be dakika yle bekledi. Her ey sustuktan, Matryona Pavlovna gene sakin sakin horlamaya baladktan sonra gcrdamayan tahtalara basarak Katyua'nn kapsna yaklat. t yoktu ierde. Uyumuyor olmalyd Katyua, soluk al duyulmuyordu nk. Nehldof ne zaman ki Katyua! diye fsldad, birden frlad yerinden Katyua, kapya yak-lati, fkeli - Nehldof a yle gelmiti - gitmesi iin yalvarmaya balad. - Nedir bu yaptnz? diyordu. Olur mu byle ey? Halalarnz duyacak. te yandan btn varl, Her eyimle seninim, diyordu. Nehldof da anlamt bunu. Ne sylediinin kendi de farknda olmadan, - Bir dakikack aver, dedi. Yalvarrm a.

Bir anlk sessizlikten sonra Nehldof, Katyua'nn kapnn engelini arayan elinin hrtsn duydu. engel yavaa kalkt, Nehldof aralanan kapdan ieri szld. Katyua'y yle olduu gibi, omuz balarn akta brakan ucuz bezden geceliiyle kucaklad, kaldrp gtrd. - Ah! Ne yapyorsunuz? diye fsldyordu Katyua. Ama Nehldof'un bu szleri umursad yoktu, kendi odasna gtryordu onu. - 81 Katyua, - Ah, istemiyorum, brakn beni, diyordu. Ama gene de sokuluyordu Nehldof a. Katyua Nehldof'un sorularna cevap vermeden, zangr zangr titreyerek sessizce kp odasna gittikten sonra Nehldof avluya kt, olanlarn ne anlama geldiini anlamaya alyordu. imdi daha bir aydnlkt dars. Derede buzlarn kard sesler daha da oalm, eski seslere imdi bir de gcrt eklenmiti. Sis iyice oturmutu yere, bu sis duvarnn ardndaki ayn gsz nlar simsiyah, korkun bir eyin zerine dyordu sanki. Nehldof soruyordu kendi kendine: Byk bir mutluluk muydu bandan geen, yoksa mutsuziuk mu? Sonra, Her za mankinden bir ayrl yoktu, diye mrldand kendi kendine, yatmaya kt odasna. XVIII Devrisi gn enbk geldi. Hayat dolu, en bir genti bu. Davranlanndaki incelikle, sevimliliiyle, eli aklyla, Dmit-ri'ye olan sevgisiyle halalarn gnln bir anda kazanmt. Eli akl geri ok holarna gitmiti yal kadnlarn, ama ar-lyla onlar artmam da deildi hani. Kapya gelen kr dilenciye karp bir ruble vermi, hizmetilere bahi olarak OH be ruble datm; sonra, Sofiya vanovna'nn da kpei Szet-ka yanlarnda oynarken ayann derisi soyulunca kpei hemen yanna arm, bir an dnmeden, ilemeli patiska mendilini yrtm (Sofiya vanovna bu mendillerin bir dzinesinin en azm-dan on be ruble olduunu biliyordu] Szetka'nn ayana sarmt. Yal kadnlar bylesini grmemilerdi; bu enbk'n, hi bir zaman denmeyecek olan -biliyordu denmeyeceini enDirili - F: 6- 82 bk- iki yz bin borcu olduundan habersizdiler. Bu yzden, yirmi be ruble daha az ya da ok olmu, gen adam iin nemli deildi. enbk bir gn kald, devrisi gnn akam Nehldof'la ayrldlar kyden. Daha kalamazlard artk, alayda bulunmalar iin verilen sre bitmek zereydi. Halalarnn yannda geirdii, gecenin ans henz taptaze olan bu son gn boyunca Nehldof'un ruhunda iki duygu arpt durdu; birincisi, vadettii hazz verememi olsa bile, bedensel akn ansnn damarlarda hissedilen, yakc duygusuyla, istediini elde etmenin verdii rahatlkt; ikincisiyse, ok kt bir ey yaptn bilmenin, bu hatasn dzeltmesi, Katyua iin deil, kendi iin dzeltmesi gerektiini hissetmenin duygusuydu. lgn bencillii etkisiyle yalnz kendini dnyordu Neh-ldof; Katyua'ya yapt duyulursa ne denli knanacayd onu ilgilendiren, yoksa gen kzn bana gelecekler, ekecei aclar deil. enbk'n Katyua'yla arasnda geenleri renince nasl aracan dndke iin iin seviniyordu, gururunu okuyordu bu. Arkada Katyua'y grnce, - Halalarn byle birdenbire bu kadar niin sevdiini imdi anlyorum, demiti, bir haftadr ayrlamyorsun onlardan bir trl... Haklsn ama, senin yerinde olsam ben de ayrlamazdm. ok ho bir kz dorusu! Nehldof'un baka dnceleri de vard: Katyua'dan iyice doymadan gitmek ac olsa bile, gitmek zorunda olmas, srdrlmesi g olan ilikiyi bir anda koparp atmas bakmndan onun yararnayd. Ayrca, Katyua'ya para vermesi gerektiini de dnyordu: Katyua iin, onun bir iine yarayaca iin deil de; her zaman herkes byle yapt, kzdan yararlanp karln demezse bu davrannn drst bir davran olmayaca, sonra onu ayplayacaklar iin verecekti ona bu paray. Verdi de. Katyua'nn durumuyla kendi durumuna yakr bir para olacakt bu. Gidecei gn yemekten sonra koridorda bekledi Katyua'y-Onu grnce birden kpkrmz oldu kz, biraz tedeki hizmeti- 83 ler blmnn ak kapsn gzleriyle iaret ederek yanndan gemek istedi, ama Nehldof durdurdu onu. Yz rublelik bir banknot koyduu zarf avucunun iinde skarak, - Sana allahasmarladk demek istiyordum, dedi, unu... Katyua anlamt Nehldof'un niyetini, yzn buruturdu, ban sallayarak itti gen adamn elini. Nehldof, - Olmaz, al, diye mrldand.

Zarf Katyua'nn koynuna sokup - - bedenini korkun bir ate sarm gibi yzn bir strap ifadesi kaplamt o anda - koarak odasna gitti. Odasnda uzun sre dolat durdu. Katyua'yla biraz nceki karlamas aklna gelince bir yeri mthi aryor, acsna dayanamyormu gibi arada bir karnn tutarak ne eiliyor, hatta olduu yerde zplyor, yksek sesle inliyordu. Elden ne gelir canm? Her zaman byledir bu. enbk'la mrebbiye kz arasnda da olmutu ayn ey enbk anlatmt ona bunu; - Gria amca da, babam da benim gibi davrandlar. Babam kyde otururken kyl bir kadndan Mitenka adnda yasa d bir olu olmad m? Hl hayatta ocuk. Herkes byle yaptna gre dorusu, gerekeni budur yleyse. Avutmaya alyordu kendini, ama boa gidiyordu abalar. Katyua'nn ans vicdann yakyordu. Ruhunun derinliklerinde, en derin yerinde alaka, aalk br insan gibi davrand inanc vard. Bu an iindeyken, kim ne yaparsa yapsn, bundan byle hi kimseyi sulayamayacan, insanlarn yzne bakamayacan, artk kendini iyi, soylu, drst bir gen de sayamayacan biliyordu. Oysa neeyle yaamasna devam edebilmesi iin yle saymas gerekiyordu kendini. Bunun iin de bir tek yol vard elinde: Olan dnmemek. yle de yapt. Yeni girdii evre - deiik yerler, arkadalar, sava - yardmc oldu buna. Yaadka unuttu, en sonunda gerekten de tamamen unuttu. Ancak sava bittikten sonra, onu grmek umuduyla kye,_ 84 _ halalarna urayp da Katyua'nn, onun kyden gidiinden ksa bir zaman sonra ocuunu dourmak iin onlardan ayrldn, br yerde dourduunu, halalarnn duyduuna gre, kt yola dtn renince szlad yrei. Doum zaman gz nne alnrsa bu ocuk onun, Nehldof'un ocuu olabilirdi de olamazd da. Halalar, Katyua'nin bozulduunu, anasna ektiini, onun yolundan gittiini sylyorlard. Halalarnn bu yargs houna gitmiti Nehldof'un, onu temize karyordu sanki. nceleri Katyua'yla ocuunu aramak istedi gene de, ama bu olay hatrladka ruhunun derinliklerinde dayanlmaz bir ac, bir utan duyduundan, onlar bulmak iin gereken adimi atmad; bu, gnahn daha da unutturdu ona, hi dnmemeye balad. Ne var ki bu tuhaf rastlant her eyi hatrlatmt ona imdi; on yldr yreinde bylesine bir gnahla rahat, huzur iinde yaamasna frsat veren vicdanszln, kalpsizliini, alakln itiraf etmeye zorluyordu onu. Ama bylesine bir itiraftan ok uzakt imdilik Nehldof; tek endiesi vard: Her eyin anlalmasndan, Katyua ya da onu savunan avukatn olaylar ortaya dkp onu rezil etmesinden korkuyordu. XIX Salondan jri odasna geerken Nehldof'un iinde bulunduu ruhsal durum buydu ite. Pencerenin yannda oturuyor, evresindeki konumalar dinliyor, sigarasnn birini sndrp birini yakyordu. en yaradll tccarn, tccar Smelkofun elenceye verdii nemi ok yerinde bulduu belliydi. - Vallahi yaamasn biliyormu adam. Tam bir Sibiryaly-m. Dorusu zevkine de diyecek yokmu, gzel kz semi. Jri szcs, bilirkii raporunun nemini anlatyordu. Piyotr Gerasimovi Yahudi satcya bireyler sylyor, ikisi kahkahalarla glyorlard. Nehldof kendine sorulan sorulara tek szckle cevap veriyor; yalnz bir ey, onu rahat brakmalarn istiyordu. Mahkeme yneticisi gene o yan yan yryyle odaya gi_ 85 _ rip, yeleri salona buyur edince Nehldof'un iine, yarglamaya o gitmiyormu da onu yarglayacaklarm gibi bir korku dt. Ruhunun derinliklerinde, insanlarn yzne bakmamas gereken bir alak olduu inanc vard; ama alkanlkla her zamanki kendine gven dolu tavryla salona girdi, szcnn sandalyesinden sonraki ikinci sandalyesine oturdu, ayak ayak stne atp pince-nez' iy!e oynamaya balad elinde. Sanklar da bir yere gtrmlerdi, imdi gene getirdiler onlar. Tanklar da ieri alnmt imdi. Mehldof, Katyua'nn ipekliler, kadifeler iinde, giyimli kuaml, iman bir kadna birka kere baktn, gzn ondan ayrmyormu gibi baknn kadnn zerinde bir an durdurduunu fark etti. Kadnn banda kocaman bir kordels olan yksek bir apka, dirseine kadar plak kolunda zarif bir anta vard. En n srada, parmakln tam dibinde oturuyordu. Bunun tank, Maslova'nn alt evin patronu olduunu sonra rendi Mehldof. Tanklarn sorgusu balad: Adnz, dininiz, v.b. Sonra yanlara yeminli mi yeminsiz mi tanklk yapmak istediklerinin sorulmas. Glkle adm atan yal papaz geldi gene; ipek cppesinin zerindeki altn ha gene yle dzelterek, nemli, yararl bir i yaptna ayn gvenle, i huzuruyla tanklara bilirkiiye yemin ettirdi. Yemin treni bittikten sonra genel evin patronu Kitayeva'y salonda brakp tekileri dar kardlar. Bu dvayla ilgili bildiklerini anlatmasn sylediler ona. Kitayeva yznde yapmack bir glmseme, her cmlesinin sonunda ban havaya kaldrarak bildiklerini ayrntlaryla anlatt. Alman aksanyla konuuyordu. Tandk koridor hizmetisi Simon zengin bir Sibiryal tccar iin kz istemeye gelmi ona. Lyubaa'y yollam. Bir zaman sonra Lyubaa tccarla kagelmi. Kitayeva hafiften glmseyerek,

- Tccar tam olmutu, diye devam etti. Bizde de imeye devam etti, kzlara iki smarlad. Paras yetmedii iin, kiralad Lyubaa'y otel odasna yollad. Bunu sylerken san gstermiti bayla. Mehldof'a o an-- 86 da Maslova glmsedi gibi geldi; pek iren grnd ona bu glmseme. Acmayla kark tuhaf, belirsiz bir tiksinti duydu. Mahkemece Maslova'yi savunmakla grevlendirilmi stajyer avukat kzarp bozararak, rkek, - Maslova zerine dnceleriniz neydi acaba? diye sordu. - ok iyiydi, diye cevap verdi Kitayevna, oturup kalkmasn bilen, okumu bir kzd. yi bir ailenin yannda eitilmiti, Franszca okuyabiliyordu. Bazan biraz fazla iiyordu, ama kendini hi kaybetmezdi. ok iyi bir kzd ('). Katyua patronuna bakyordu, sonra birden evirdi ban, baklarn Nehldof'un zerinde durdurdu; yzn cidd, hatta sert bir ifade kaplad. Sert bakl gzlerinde biri hafif yana bakyordu. Bu tuhaf gzler olduka uzun sre durdular Nehldof un zerinde; btn bedenini bir dehet titremesi sard halde Nehldof da, bu beyazlan tertemiz ehl gzlerden ayramyordu bakn. Derede eriyen buzlarn grltsnn doldurduu o sisli, mthi geceyi; sabaha kar domu, simsiyah, korkun bir eyi lgn klaryla aydnlatmaya alan ay hatrlamt. imdi ona bakan, yaknlarnda dolaan bu bir ift siyah gz simsiyah, korkun bir eyi hatrlatmt ona. Tand beni! diye geirdi iinden. Olduu yerde, saldry bekliyormu gibi bzlmt. Ama tanmamt onu Maslova. Sakin sakin gs geirdikten sonra gene bakana bakmaya balad. Nehldof da gs geirdi. Ah, ne olacaksa. Bir an nce olsa diye geirdi iinden. Bir keresinde avdayken yaral bir kuu ldrmesi gerektiinde duyduu ayn eyi duyuyordu imdi de: Hem ireniyordu, hem acyordu, hem de zlyordu. Yaral ku rpnyordu av torbasnda, tiksiniyordu kendinden, acyordu da, bir an nce ldrmek istiyordu onu, unutmak iin. Tanklarn ifadelerini dinlerken bylesine karkt Nehldof'un duygular. (') Kitayeva'nn konumas gramer hatalaryla doludur. Trk-eyle Rusann gramer yaplar deiik olduu iin evirimizde bu hatalar belirtmeyi uygun bulduk. (E..) XX Ama inadna uzadka uzuyordu dva: Tanklarn ayr ayr sorguya ekilmesinden, bilirkiinin dinlenmesinden, savc yardmcsyla savunma avukatlarnn pek nemliymi gibi kurularak sorduklar gereksiz bir sr sorudan sonra bakan jri yelerini eldeki madd delilleri incelemeye buyur etti. Bunlar son derece kaln bir iaret parmana takld belli, prlanta tal ok byk bir yzkle, zehirin incelendii cam tpt. kisi de etiketlenmi, namuralanmt. Jri yeleri bu delileri incelemeye hazrlanyordu ki, savc yardmcs gene hafife doruldu yerinden, delillerin incelenmesinden nce adl tbbn cesetle ilgili raporunun okunmasn nerdi. i bir an nce bitirip isvirelisine yetimek iin elinden geldiince acele eden bakan, bu kdn okunmasnn can skmaktan, bir de yemek zaman geciktirmekten baka bir eye yaramayacan, savc yardmcsnn bunu srf, byle bir eyi istemeye hakk olduu iin istediini ok iyi bildii halde, gene de reddedemedi bu istei, kabul etti. Sekreter kd ald, gene r lerle l leri birbirine kartrarak o hznl sesiyle okumaya balad. - D grnteki durum: 1) Ferapont Smelkof'un boyu bir doksan altdr. Tccar, Mehldof'un kulana eilip endieli, - Aslan gibiymi, diye fsldad. - 2) D grnten krk yalarnda olabilecei anlalmtr. 3) Ceset imitir. 4) Beden, her yerde yeilimtraktr, yer yer koyu lekeler kapldr. 5) Deride irili ufakl sivilceler vardr, baz yerlerde soyulmutur, para para sarkmaktadr. 6) Salar koyu kahverengi, grdr, ama dokununca kopmaktadrlar deriden.88 7) Gzler yuvalarndan dar frlamtr, gzn ak koyu-lamtr. 8} Burun deliklerinden, iki kulaktan, azdan koyu, kpkl sar bir sv akmtr. 9) Yzle gsn imesi nedeniyle boyun kaybolmutur arada. v.b., v.b... Kentte felekten bir gn almak isteyen iri yar, iman tccarn bir de imi, bozulmaya yz tutmu, korkun cesedinin incelenmesinden anlalanlar drt sayfa tutan yirmi yedi noktada verilmiti. Bunlar okunurken Nehldof un iindeki tiksinti daha da oald. Katyua'nn yaay!, burun deliklerinden akan sar, koyu sv, yuvalarndan frlam gzler, Katyua'ya kar davran... btn bunlarn tek nedeninin kendi olduunu sanyordu. Baka bir ey dnemiyordu. D grn raporu okunduktan sonra bakan, artk bittii umuduyla derin bir soluk alarak kaldrd ban. Ama sekreter peinden, i incelemenin raporunu okumaya balamt hemen.

Bakan gene nne edi ban, elini bana destek ederek kapad gzlerini. Nehldof'un yannda oturan tccar uyumamak iin zor tutuyordu kendini, hatta arada bir ba nne dyordu. Sanklar, arkalarndaki jandarmalar gibi kprdamadan duruyorlard. - i incelemedeki durum: 1) Bamderisi kafatas kemiklerinden kolaylkla ayrlmaktadr, vurmakla olmu kan birikmesine rastlanmamtr. 2) Kafatas kemiklerinde bir olaanstlk yoktur, hepsi tamamdr. 3) Beyin zar zerinde aplar yaklak olarak onar santim olan iki krmz leke vardr, zarn kendisi beyazla sar aras bir renktedir. V.b., v.b. on nokta sralanmt. En altta da incelemeye katlanlarn adlaryla imzalar vardi. Sonra doktorun gr geliyordu: Doktor, raporda da belirtildii gibi, midede, barsaklarn bir blmnde, bbreklerde grlen ba- 89 z deimelerin, Smelkof'un ikiyle midesine inen zehirin etkisiyle ld ihtimalini kuvvetlendirdiini sylemekteydi. Midede, barsaklarda grlen deiikliklerden bunun ne zehiri olduunu .sylemek zormu. Zehirin mideye ikiyle birlikte indii de Smelkof'un midesinde ok iki bulunmasndan anlalm. Bir ara aylan tccar gene fsldamt burada Nehldof'un kulana, - Yaman iiyormu kerata. Bir saat okudu sekreter, ama savc yardmcs hl yeterli bulmamt bunu. Rapor okunup bittikten sonra bakan ona dnd, - teki tutanan okunmas gereksiz bence, dedi, Savc yardmcs yerinden bir dirseinin zerinde hafife dorularak, bunu istemenin onun hakk olduunu, bu hakkndan vazgemeyeceini, bakan tutanan okunmasn kabul etmezse itirazda bulunacan ak seik belirten bir ses tonuyla, bakana bakmadan sert, - Okunmasn rica edecektim, dedi. Midesi sancyan, geni sakall, iten bakl mahkeme yesi -ok halsiz dtn hissediyordu- bakana dnd. - Ne diye okunsun? dedi. Bouna uzatyoruz. Bir eye yaramayacak olduktan sonra... Altn ereveli gzlk kullanan ye dalgn dalgn nne bakyordu; karsndan da hayattan da iyi bir ey bekledii yoktu. Tutanan okunmasna baland. - 188x ylnn 15 ubat gn adl tpa grevlendirilerek, aada imzas olan ben - salonda bulunanlarn uykusunu datmak istiyor gibi sesini ykseltmiti sekreter - 638 kayt numarasyla bize gnderilen aadaki organ paralarn tp denetimcisinin yardmcs yannda inceledim: 1) Sa akcier ve yrek ( litrelik cam bir kavanoz Mideden kanlar ( litrelik cam bir kavanoz iinde). Mide ( litrelik cam bir kavanoz iinde). Karacier, dalak, bbrekler (bir buuk litrelik cam bir kavanoz iinde).- 90 5) Barsaklar ( litrelik cam bir kavanoz iinde). Bakan bu arada nce bir yanndaki, sonra te yanndaki yeye eilerek bir eyler fsldam, olumlu cevaplar aldktan sonra sekreterin okumasn burada kesmiti. - Mahkeme heyetimiz tutanan okunmasn gereksiz buluyor. Sekreter sustu, ktlar toplamaya koyuldu, savc yardmcs fkeli fkeli bir eyler yazyordu nndeki kda. Bakan, - Sayn jri yeleri eldeki delilleri grebilirler, dedi. Jri szcsyle birka ye daha kalktlar, sklganlktan, kollarn ne yapacaklarn bilemeden masaya yaklatlar, srayla yz, tp, incelemeye baladlar. Tccar parmana biie lt yz. Yerine dnp oturunca, - Amma da parmak varm adamda, dedi. Zehirlenerek ldrlen tccar gznde bytmekten holand belliydi. - nsan azmanym galiba herif, diye devam etti. XX! Delillerin incelenmesinden sonra soruturmann sona erdiini bildirdi bakan; bir an nce buradan kurtulmak amacyla, ara vermeden sz savcya verdi; - bir insan olarak onun da sigara imek, yemek yemek isteyecei salondakilere acyaca iin konumasn ksa kesecei umuduyla yapmt bunu. - Ama savc yardmcsnn kendine de onlara da acd yoktu. Doutan son derece aptal bir insand. stelik, liseyi altn madalyayla bitirmek, niversitede de Roma hukuku zerine hazrlad teziyle armaan kazanmak

mutsuzluuna uramt; bu yzden, ar derecede marurdu, ok beenirdi kendini (kadnlar konusunda baarlan da desteklerdi bunu); btn bunlarn sonucu da son derece aptald. Sz kendisine verilince, ilemelerle ssl cppesi iinde bedeninin inceliini belli ederek ar ar aya- 91 a kalkt, ellerini nndeki blmenin zerine koydu, ban hafife yana eip, sanklara bakmaya alarak, salonu batan sona yle bir gzden geirdi. Raporlarla tutanan okunmas srasnda hazrlad konumasna, - Sayn jri yeleri, diye balad, sizlere sunulan dva, deyim yerindeyse, deiik zellikleri olan bir cinayet olayyla ilgilidir. Savc yardmcs bu konumasnn, nl birtakm avukatla-nnki gibi toplumsal bir nemi olmas gerektii kansndayd. Geri dinleyici diye - biri dikii, biri a, biri de Simon'un kzkardei - olmak zere kadnla bir de arabacdan baka kimsecikler yoktu salonda ya, ne nemi vard bunun?... ne kavumu avukatlar da byle balamlard ie. Savc yardmcsnn prensibi olaylar daima en can alc yerinden yakalamakt, yani suun ruhsal ynnn en derin noktasna kadar inmek, toplumun aksak yanlarn ortaya dkmek, - Sayn jri yeleri, yzylmzn sonlarnda kendini gsteren toplumsal bozuluumuzun zelliklerini yanstan, son derece deiik bir sula karkaryasnz... Savc yardmcs bir yandan hazrlad gzel, akllca eyleri hatrlamaya alarak, bir yandan da - asl nemli olan buydu - bir an duraklamamaya, szlerine akclk vermeye, konumasn bir saat on be dakika srdrmeye alarak, uzun uzun konutu. Yalnz bir kere durdu, uzun sre. yutkundu, ama toparlad kendini sonunda, parlak szlerle rtt bu duraksamasn. Kh arln bir ayann bir br ayann zerine verip jri yelerine bakarak kibar, ylk bir tavrla konuuyor, kh defterine bakarak arbal, iini bilir bir tavr taknyor, kh bir dinleyicilere, bir jri yelerine dnerek ykseltiyordu sesini. Yalnz sanklara bir kere bakmamt; oysa onlar gzlerini ayrmyorlard ondan. Savc yardmcsnn konumasnda o gnlerde yaylmaya balam, toplumumuzca hl da bilimsel saduyunun son sz olarak benimsenen her ey vard. Kiinin anne babasnn birtakm zellikleriyle dnyaya geldii de, doutan kt yaradllolabilecei de, Lombrozo da, Tard da, geliin de varolma sava da, hipnotizma da, telkin de, arko da, bireycilik de. Savc yardmcsna gre Smelkof gl, tertemiz Rus yaradlnn bir temsilcisiydi; temiz yrekliliinin, herkesi kendi gibi gvenilir, drst sanrasnn sonucu kt insanlarn kurban olmutu. Simon Kartinkin, topraa bal kleler yasasnn rn ka-racahil, kendine gre inanlar, hatta dini olmayan bir zavallyd. Yevfimiya da sevgilisiydi onun, doup byd evrenin kurban bir kadn. Bozulmuluun, kiisel dejenerasyon un btn nitelikleri grlebilirdi onda. Cinayetin asl itici gc - savc yardmcsnn kansna gre - aalk, kendi karndan baka hi bir eyi nemsemeyen Maslova'ydi. - Bu kadn --Maslova'ya bakmadan konuuyordu savc yardmcs-- az ok okumutur; patronunun sylediklerini dinledik burada. Yalnz okuma yazmas yoktur, Franszca da bilir; babas belli deildir, sululuk tohumlan doutan olabilir iinde. Soylu bir ailenin yannda yetitirildi, drst bir hayat srebilirdi; ama ne yapt? Velinimetlerini brakp kat, bedensel tutkularna kaptrd kendini, bu tutkular tatmin etmek iin genel eve girdi. Orada bilgisiyle, grgsyle hemen sivrilmitir teki kzlar arasnda. Hatta, sizlerin de demin burada dinlediiniz gibi, sayn jri yeleri, gnmzde bilimin, zellikle arko okulunun inceledii telkin denilen u esrarl yolla konuklar zerinde ok etkili olduu iin patronunu bile avucunun iine almtr. Temiz yrekli, herkese gvenen, aslan gibi Smelkofu, zengin konuu da ayn yolla etkiliyor, dostluunu, gvenini kazanyor; adamcaz soymak, sonra da hi acmadan canna kymak iin kullanyor bu gveni. Bakan sert yzl mahkeme yesine doru eilerek, - Konuyu biraz fazla datmad m? dedi. Sert yzl ye, - Amma da gevezeym! diye fsldad. Bu arada savc yardmcs ince bedeniyle zarif hareketler yaparak devam ediyordu: ~ 93 - Sayn jri yeleri, bu kiinin kaderi sizlerin elindedir; te yandan, vereceiniz kararla gidiine yn vereceiniz toplumun kaderi de sizlerin elindedir. Bu cinayetin anlamnn derinliklerine giriniz; Maslova gibi, nasl sylemeli, toplumdan kopmu bu hasta kiilerin toplum iin ne denli tehlikeli olabileceini enine boyuna dnn; bu zararl mikroplardan kurtarn toplumu, hastaln salam yanlara da sramasna, daha dorusu toplumun mahvolmasna engel olun. Savc yardmcs verilecek kararn byk neminin arl altnda ezilmi gibi kt sandalyesine. Konumasn pek beendii yznden belliydi. Ssl szleri bir yana brakrsak konumasnn z uydu: Maslova tccarn gvenini kazanarak hipnotize etmiti onu, elinde anahtarla otele para almaya geldiinde btn paray kendine almak niyetindeydi, ama Simon'a Yevfimiya'ya yakalannca paray onlarla paylamak zorunda kalmt. Sonra da, hrszl anlalmasn diye tccarla gene gelmiti otele, zehirlemiti onu.

Savc yardmcsnn konumas bittikten sonra sandalyesinde oturan frakl, geni beyaz yakal kolal, orta yal avukat kalkt ayaa; Kartinkin'le Bokova'y heyecanla savundu. Kartinkin'le Bokova yz rubleye tutmulard onu. kisinin susuz olduunu syledi, btn suu Maslova'ya ykledi. Maslova'nn paray alrken Bokova'yla Kartinkin'in de yannda olduklar iddiasn, tccar zehirledii kesin olduu iin sann szlerinin bir nemi olamayacan syleyerek reddetti. - ki bin be yz rubleyi, diyordu avukat, bazan mterilerden gnde be alt ruble bahi alan iki alkan, drst koridor hizmetisi pekl biriktirmi olabilir. Maslova paray alm, saklamas iin gtrp birisine vermi belki de kaybetmitir; akl banda deildi nk, Tccar zehirleyen Maslova'dr, Bu yzden jri yelerinden Kartinkin'le Bokova'yi parann alnmas olaynda susuz bulmalarn; bulsalar bile hi deilse tccarn zehirlenmesi olayna katlmadklarn, byle bir niyet-]eri olmadn kabul etmelerini diliyordu. Avukat konumasnn sonunda savc yardmcsna dnerek: - Sayn savc yardmcs, irsiyet zerine pek parlak szler- 94 ettiler, dedi, geri bilimsel yanlar vard dediklerinin, ama burada yersizdiler, nk Bokova'nn anasnn da babasnn da kim olduklar bilinmiyor. Savc yardmcs fkeyle bir eyler yazd nndeki kda, kmser bir tavrla omuz silkti. Sonra Maslova'nn savunma avukat kalkt ayaa, rkek rkek, kekeliyerek yapt savunmasn. Maslova'nn paray alma olayna katldn reddetmeden, onun ikiye ilc koyarken bunun zehir olduunu bilmediinden, Smelkof'u ldrmek gibi bir niyeti bulunmadndan, tccara uyumas iin uyku ilc verdiini sandnda srar etti. Maslova bu yola dren erkekten, bu byk suu ileyen gnahkrn cezasz kaldndan sz ederek konumasna heyecanl, parlak bir hava vermek istedi, ama beceremedi bunu; yle ki, salondakiler acdlar ona. Erkeklerin kalpsizlikleri, kadnlarn gszlkleri zerine anlalmaz eyler gevelemeye balaynca bakan, adamcazn durumunu kurtarmasna yardm etmek amacyla, dva konusundan ayrlmamasn syledi ona. Sonra gene savc yardmcs kalkt birinci avukatn irsiyet zerine sylediklerine kar kendi sylediklerini savunmakla balad konumasna. Bokova'nn anas babas bilinmese bile bunun irsiyet zerine sylenenleri rtmekten uzak olduunu syledi. nk bilim irsiyet yasasn ylesine kesin kantlamtr ki, biz irsiyetten cinayeti deil, cinayetten irsiyetin eidini karabiliriz ancak. Maslova'nn avukatna cevap verirken: - San kt yola dren hayali (bu hayali szcn zerine basa basa, kmseyerek sylemiti) gnahkra gelince, eldeki deliller asl onun, elinden geen bir ok zavally kurban ettiini gstermektedir, dedi. Sonra da zafer kazanm bir komutan tavryla yerine oturdu. Savc yardmcs konumasn bitirip oturunca sanklarn kendilerini savunmasna geildi. Yevfimiya Bokova hi bir ey bilmediini, hi bir eye karmadn tekrarlad, srarla Maslova'nn sulu olduunu syledi. Sirnon birka kere ayn eyi tekrarlayp oturdu: - Sz bilirsiniz, susuzum ben, bir ey yapmadm. - 95 Maslova hi bir ey sylemedi. Bakann, kendini savunmak iin sylemek istedii baz eyler varsa konumasn sy-iemesi zerine yalnzca ban kaldrd, kudurmu yabani bir hayvan gibi salonda gezdirdi baklarn, sonra birden ban nne edi gene, yksek sesle hkra hkra alamaya balad. Nehldofun yannda oturan tccar, onun anszn kardi acayip sesi duyunca, - - hngr hngr alamaya balamamak iin tutulmu ilk hkrn sesiydi bu, - Bir ey mi oldu size? dedi. Nehldof durumunu hl anlayabilmi deildi; iinden gelen zor tuttuu hkrklarm, gzlerinden boald boalacak olan gzyalarn sinirlerinin zayf dmesine veriyordu. Gzyalarn saklamak iin pince-nez'ini takt, sonra mendilini karp burnunu sildi. Burada, salonda bulunanlar onun Maslova'ya yaptn renirlerse decei yz kzartc durumun korkusu ruhunda olup bitenleri bastryordu imdilik. Bu korku ilk anlarda her eyden glyd. XXII Sanklarn son ifadeleri dinlendikten sonra jrinin, sorgunun nasl yaplaca zerinde uzun uzun tartarak karara varmalarndan sonra sorular soruldu, ardndan da jri bakan sz ald. Dvaya gemeden nce jri yelerine rahat bir tavrla soygunculuun soygunculuk, hrszln da hrszlk olduunu uzun uzun anlatt. Kilitli bir yerden bir ey almann, kilitli bir yerden bir ey almak, ak bir yerden bir ey almann da ak bir yerden bir ey almak olduunu syledi... Bunlar anlatrken sk sk Nehldof'a bakyordu. Bu nemli konuyu, sonra arkadalarna aklar umuduyla zellikle ona anlatmaya alyordu sanki. Jri yelerinin bu gerei yeterince anladklar kansna varnca, baka bir geree gitti:

Cinayet diye bir insann lmyle sonulanan eyleme dendiini, birisini zehirleyerek ldrmenin de bu yzden cinayet olduunu syledi; jri yeleri bu gerei de- 96 -onun grne gre- anlaynca, hrszlkla cinayetin beraberce ilenmi olmalar durumunda suun hrszlkla cinayet olduunu anlatt onlara. Bir an nce buradan kurtulmak istedii, svireli otelde onu bekledii halde, grevine ylesine almt ki, bir kere konumaya baladktan sonra tutamyordu artk kendini, susamyordu. Jri yelerine sanklar sulu bulurlarsa sulu olduklarn sylemeye; susuz bulurlarsa susuz olduklarn sylemeye yetkileri olduunu anlatt. Bir konuda sulu, tekinde susuz bulurlarsa bu kere, bir konuda sulu, tekinde susuz olduklarn da syleyebileceklerdi. Daha sonra, bu yetkilerini kullanrken mantk izgisinden dar kmamak zorunda olduklarn aklad. Ayrca, kendilerine sorulan soruya olumlu cevap verirlerse, bunun, o sorunun kapsad her eyi yle kabul ettikleri anlamna gelecei, sorudaki her eyin yle olmad kansndaysalar bunu belirtmeleri gerektii zerinde durmak istiyordu ki, saatine bakp, saatin iki elli be olduunu grnce dva konusu olaya gemeye karar verdi. - Dvamzn konusu olan olay, diye balad. Savunma avukatlarnn, savc yardmcsnn, tanklarn birka kere anlatt eyi bir kere de o anlatt. Bakan durmadan konuuyordu; iki yanndaki mahkeme yeleri de arada bir saatlerine bakarak dinliyorlard onu. Konumasn ok gzel, yani tam gerektii gibi, ama biraz uzun buluyorlard. Salondaki grevli grevsiz herkes gibi savc yardmcs da ayn dncedeydi. Syleyeceklerini sylemiti bakan. Baka bir ey kalmamt artk. Ama konuma hakkndan ayrlamyordu bir trl bakan; - ses tonundaki o inandrclk, etki houna giderdi pek -- sonunda biraz da jri yelerine verilen yetkinin neminden, bu yetkilerini ne denli dikkatle, titiz kullanmalar, onu ktye kullanmamalar gerektiinden, yemin ettiklerinden, u anda toplumun vicdan grevini yaptklarndan, grmelerini yapacaklar odann srrnn kutsal olduundan v.b, v.b. sz etmek istedi can. Bakan konumaya balaynca Maslova, bir szcn ka- 97 rmaktan korkuyor gibi gzlerini ona dikmi, yle dinliyordu. Bu yzden Nehldof, onunla gz gze gelmek tehlikesinden uzak, hep ona bakmt. nsann iinde, uzun yllar grmedii bir sev-diiyle karlanca nce aradan geen yllarn onda yaratt deiiklikleri br an yadrgayp, biraz sonra karsndakinin yznde baka hi kimsede grlemeyecek o ruhsal kiiliin ifadesini grnce oluan o deiim Nehldof'un iinde de balamt. Evet, ceza evi giysisine, kalnlaan bedene, bym gslere ramen; yzn yasslam alt blmne, alndaki krklklara, imi gzlere ramen oydu bu; kutsal pazar gn kilisenin avlusunda sevgi, hayat dolu, sevinten ileri gler gzleriyle aadan yukar sevdii insann yzne bakan Katyua... Ne tuhaf bir rastlant! On yl hi bir yerde grmemiken birden grevli olduum bir dvada sank olarak kyor karma! Sonu neye varacak bunun acaba? Ah, ne olacaksa bir an nce olsa, bir an nce! inde yava yava filizlenen pimanlk duygusuna boyun emiyordu henz. Bir zaman sonra unutulup gidecek, hayatnn akn etkilemeyecek, bozmayacak bir raslant olarak gryordu bu olay. Odada kabahat yapt diye sahibinin, ensesinden yakalayp burnunu yapt eye soktuu kk bir kpein durumunda hissediyordu kendini. Kpekcik cyaklyor, yapt yaramazln sonularndan kap elinden geldiince uzaklara gitmek, onu unutmak iin geri geri ekiliyor; ama acmaz, kati yrekli sahibi brakmyor onu gitsin. Nehldof da yaptnn ne iren bir ey olduunu hissediyordu, ama yaptnn anlamndan habersizdi hl, sahibinin olduunu da kabul etmiyordu. Karsndaki dvann onun dvas olduuna inanmak istemiyordu bir trl. Gelgelelim, grnmeyen gl bir el yakalamt onu, bu elden kurtuluunun olmadn hissediyordu. Hl umutsuzlua dmyor; her zamanki alkanlyla, ayak ayak stne atm, kendine gven dolu bir tavrla n srada batan ikinci sandalye o!an yerinde oturuyor, evresini umursamaz bir dalgnlk iinde Dirili - F: 798 99 elindeki pince-nez'iyle oynuyordu. Yalnzca bu davrannn deil; bo, irkin, kt zevklerle dolu, lgn yaaynn da bayaln, deersizliini hissediyordu ruhunun derinliklerinde. Suunu, son zamanlardaki yaayn ondan tuhaf bir mucize gstererek saklayan o korkun perde sallanmaya balamt, arada bir gryordu arkasn. XXIII Sonunda bitirdi konumasn bakan, soru kdn gze ho grnen bir biimde kaldrd, yanna gelen jri szcsne verdi. Jri yeleri salondan ayrlabileceklerine sevinerek kalktlar, gene kollarn ne yapacaklarn bilemeden -- bir eyden utanyorlard sanki - birbiri arkasndan grme odasna getiler. Onlar ieri girip kapy kapar kapamaz bir jandarma gelip durdu bu kapnn nnde, klcn knndan karp omzuna koydu. Yarglar kalkp ktlar. Sanklar da kardlar.

Grme odasna girince jri yelerinin ilk ii birer sigara karp yakmak oldu gene. Salonda sandalyelerinde otururken her birinin az ya da ok sezinledikleri durumlarnn yapmackl, yalancl buraya girince gemiti birden. Sigaralarn tttrerek serbeste oturdular, heyecanl bir konuma balad aralarnda. yi yrekli tccar, - Kz masum, diye balad, ne syleyeceini ard zavall, hakkn vermek gerek. Szc, - Bunu greceiz, dedi. Kiisel duygularmzn etkisi altnda kalmamalyz. Albay atld: - Bakann konumas gzeldi. - yle, gzeldi! Az kald horlamaya balayacaktm. Yahudiye benzeyen satc, - nemli olan u nokta, dedi, Maslova onlarla ortak olmasayd, hizmetilerin paradan haberleri olamazd. yelerden biri, - Ne dersiniz? diye sordu, sizce Maslova m ald paray? iyi yrekli tccar, - Dnyada inanamam byle bir eye! diye ykseltti sesini. O eytan suratl karnn marifetidir bu i. - Hepiniz doru sylyorsunuz, dedi albay. - Peki ama odaya hi girmediini sylyor. - nanmayn. Tanr birdir dediine inanmam ben o srtn. Szc girdi araya: - Sizin inanmamanz yetmez ki. - Anahtar Maslova'dayd. Tccar itiraz etti: - Ne kar bundan? - Ya yzk? Tccar gene ykseltti sesini: - Syledi ya kz, tccar vermi onu ona. Sarho olduu iin vurmu ona, sonra da acm besbelli. Alamasn diye vermitir. Duydunuz siz de, bir doksan boyunda, yz otuz kiloluk bir adamm... Piyotr Gerasimovi kesti tccarn szn: - Asl konumuz bu deildir. Hrszlkla cinayeti Maslova m plnlayp gerekletirmitir, hizmetiler mi? bunu konumalyz. - Hizmetiler yalnz bana yapm olamazlar. Anahtar Maslova'dayd. Uzun sre devam etti bu dzensiz konuma. Szc sonunda: - Baylar, dedi, ltfen masaya oturup grelim konuyu. Bakan yerine otururken devam etti: - Buyurunuz. Satc: - Bu kzlar ne rezldir bilemezsiniz, dedi. Szlerinin doruluunu, asl sulunun Maslova olduunu gstermek iin de byle bir kzn bulvarda bir arkadann saatini nasl yrttn anlatt.- 100 Albay bu konuda daha da ilgin bir hrszlk olay, altn bir semaverin nasl i edildiini anlatt. Szc kalemiyle masaya vurarak: - Baylar, dedi, ltfen sorulara geelim. Herkes sustu. Sorular yleydi: 1) 17 ocak 188x gn paras'n almak amacyla ldrlen tccar Smelkof'un konyana konan zehirle ldrlmesinde, sonra iki bin be yz ruble kadar parasyla prlanta yznn alnmasnda Krapivenski blgesi, Borkof kyllerinden otuz yandaki Simon Petrof Kartinkin sulu mudur? 2) Birinci soruda anlatlan cinayette krk yandaki kentli Yevfimiya Bokova sulu mudur? 3) Sank Yevfimiya Bokova birinci soruda belirtilen olayda sulu deiise, acaba 17 ocak 188x gn, N kentinde alt Mavri tanya otelinde kalan tccar Smelkof'un odasndaki kilitli valizinden iki bin be yz rublesinin alnmasnda sulu mudur? Szc birinci soruyu okuduktan sonra: - Evet, baylar? diye sordu. Bu soruya hemen cevap verildi. Onun zehirleme olaynda da hrszlkla da sulu olduu grnde herkes birlemiti. Evet, suludur. Btn sorulara susuzdur, diye cevap veren yal bir kooperatifi susuz bulmutu Kartinkin'i yalnzca. Szc, yal adamn anlayamadn dnerek, herkesin Kartinkin'le Bokova'nn sulu olduu inancnda olduunu anlatt ona, ama kooperatifi anlyorum, dedi, acmalyz bu zavalllara, biz de hepten gnahsz deiliz ki hem. Dncesini deitirmedi. Bokova'yla ilgili ikinci soruya uzun konumalardan; aklamalardan sonra, avukatnn da zerinde durduu gibi, onun zehirleme olayna katldn gsteren ak deliller bulunmad iin susuzdur cevab verildi. Maslova'y temize karmaya alan tccar asl sulunun Bokova olduunda diretti. yelerin ou da ondan yanayd; ama yasalara sk skya bal olmak isteyen szc, Bokova'nn - 101 -

zehirleme olayna katldn gsteren hi bir delilin bulunmadn sylyordu. Uzun tartmalardan sonra szcnn dncesi baskn kt. Bokova'yla ilgili drdnc soruya dorudan Evet, suludur cevabn vermediler; kooperatifinin sraryla ayrca y-. le eklediler: Ama bir lde ho grlmelidir. Maslova zerine sorulan nc soruysa heyecanl tartmalara neden oldu. Szc, Maslova'nn cinayette de hrszlkta da sulu olduunda diretiyor, tccar kabul etmiyordu bunu. Albay, satc, kooperatifi de ondan yanayd; geri kalanlar kararsz gibiydiler. Ama szcnn gr yava yava kuvvet kazanmaya balamt; nk yelerin hepsi yorulmutu artk, buradan kurtulmak iin tartmalarn bir an nce bitmesini istiyorlar, bu yzden de, sonunda herkesin kabul etmek zorunda kalacan sandklan yana geiyorlard. Durumadaki konumalardan, Maslova'nn hallerinden onun hrszlkla da, cinayetle de ilgisi olmad kansna varmt Neh-ldof; balangta jri yelerinin de bu karara varacaklarna inanyordu. Ama Maslova'dan bir kadn olarak holanan tccarn -bunu saklamyordu zaten- beceriksizce savunmasndan, szcnn bu dnceye kar durmasndan, daha nemlisi de yelerin artk yorulmalar sonucu kararn yava yava Maslova'-nn aleyhine kaymakta olduunu grnce buna kar koymak istedi Nehldof, ne var ki Maslova'dan sz etmekten korkuyordu, onunla olan ilikisini hemen renecekler sanyordu. te yandan, bu gidie gz yumamayacan, kar durmak zorunda olduunu da hissediyordu. Renkten renge giriyordu oturduu yerde; tam azn amaya hazrlanyordu ki, konumalarn bandan beri sze hi karmayan Pyotr Gerasimovi besbelli szcnn konuurkenki tavrlar cann skt iin- birden itiraz etmeye balad ona; Nehldof'un sylemek istediklerini sylyordu. - Bir dakika msaade edin, anahtar Maslova'da olduu iin paray onun aldn sylyorsunuz. Arkasndan koridor hizmetileri baka bir anahtarla am olamazlar m valizi acaba? Tccar ban sallad:- 102 - yle ya, pekl olabilir, - Maslova alamazd paray, paray saklayacak yeri yoktu nk. - Ben de bunu anlatmak istiyorum ite, diye dorulad tccar, - Daha akla yakn olan, Maslova valizi anca paray gren hizmetilerin, ellerine geen frsattan yararlanm, sonra da suu onun zerine ykm olmalardr. Pek sinirli konuuyordu Pyotr Gerasimovi. Onun siniri szcye de geti, bu yzden kart dncesini daha da inatla savunmaya balad. Ama Pyotr Gerasimovi'n konumas ylesine inandrcyd ki, biraz sonra yelerin ou onun yanna gemiti; Maslova'nn hrszlk olayyla ilgisi bulunmadm, yz de ona tccarn armaan ettiini sylyorlard imdi. Zehirleme olayna Maslova'nn katlp katlmad konusuna gelince, onun heyecanl savunucusu tccar, Maslova'nn susuz olduunu kabul etmelerinin gerektiini, nk tccar zehirlemesi iin ortada hi bir neden bulunmadn syledi. Szcyse, tozu ikiye dktn itiraf ettiine gre, Maslova'y susuz kabul edemeyecekleri grn savunuyordu. - Dkmesine dkt ama, uyku ilc sanyordu bunu, dedi tccar. Boluk yakalamaktan pek holanan albay kart hemen sze: - Uyku ilcyla da ldrebilirdi onu ama. Sonra, kaynnn karsnn uyku ilcndan zehirlendiini, doktor yaknda olmasayd, gerekli tedbirleri zamannda almasalar-d yzde yz leceini uzun uzun anlatt. ylesine inandrc, arbal, .kendine gvenle konuuyordu ki, hi kimse, iinden gelip, szn kesemiyordu. Heyecanlanan satc, kendi olayn anlatmak iin kesti szn yalnz. - Bazslarysa yle alyorlar ki, diye balad, bir alta krk hap birden iebiliyorlar; bir akrabam var... Ama albay sznn kesilmesine izin vermedi, uyku ilcnn kaynnn kansndakj etkisinin sonularn anlatmaya devam etti. yelerden biri kart sze: - 103 - Saat drt oldu baylar. Szc: - Bu durumda baylar, dedi, hrszlkla ilikisi bulunmad, bir ey almad halde sulu kabul ediyoruz. yle mi? Sylediinin kabul edilmesinden holanan Pyotr Gerasimovi: - Evet, dedi. Tccar: - yle ama bir lde ho grlmesi de gerekir, diye ekledi. tiraz eden olmad. Yalnz kooperatifi cevaba, Hayr, susuzdur, diye eklenmesini istiyordu.

- Hrszlkla ilikisi bulunmadn, bir ey almadn demekle susuzdur demek ayn anlama gelir, diye aklad ona szc. Tccar neeyle: - Ho grlmesini istediimize gre temize kt saylr, dedi. Hepsi ylesine yorulmu, tartmalardan ylesine bitkin dmlerdi ki, hi bri cevaba evet, ama tccar ldrmek de istemiti diye eklemeyi akl edememiti. Nehldof da bunu farkedemeyecek kadar heyecanlyd. Cevaplar bylece kda geirildikten sonra salona girildi. Rable bir yargcn, kendisine ba vuran iki kiinin dvasna bakarken konuyla ilgili btn yasalar sayp dktkten, yirmi sayfalk sama sapan, Latince bir hukuk yazsn okuduktan sonra yanlara yaz m tura m atmay nerdiini yazar: Yazysa davac, turaysa dvl hakl saylacaktr. Burada da ayn durum vard. Soruya baka bir cevap deil de, bu cevabn verilmesinin nedenleri vard: Bir kere hepsi byle cevap verilmesini istemiti; iki, ylesine uzun konuan bakan, durumalardaki konumaclarnda her zaman belirttii eyi bugn atlam, zellikle jri yelerinin bu soruya cevap verirken Evet, suludur, ama tccar ldrmek istememitir diyebileceklerini hatrlatmamt; , albay kaynbiraderinin karsJ- 104 nn hikyesini ok uzatmt; drt, Nehldof heyecanndan Mas-lova'nn ldrmek istemediinin cevapta olmadn farketme-mi, hrszlkla ilikisi bulunmadnn belirtilmesiyle Masio-va'nm temize kacan sanmt; be, szc sorularla cevaplan yeni batan okurken Pyotr Gerasimovi odada yoktu, bir an dar kmt; en nemli neden de hepsinin yorulmas, bir an nce ii bitirmek istemeleri, bunun iin de tartmalar sonuca balayabileceini umduklar en gl karara hemen katlmalaryd. Jri szcs zili ald. Kapnn dnda yaln kl bekleyen jandarma, klcn knna koydu, yana ekildi. Yarglar yerlerini aldlar, jri yeleri teker teker girdiler salona. Szc, ktlar marur bir tavrla tutuyordu elinde. Bakann yanna gitti, ona verdi onlar. Bakan okudu cevaplar, kollarn iki yana at, -ard belliydi- arkadalarna dnp alak sesle bir eyler konumaya balad onlarla. Jrinin hr-szlkla ilgisi yoktur dedii halde cinayetle de ilgisi yoktur dememi olmasyd bakan artan. Jrinin kararndan Mas-lova'nn hrszlk etmedii, bir ey de almad, te yandan ortada hi bir.neden yokken tccar ldrd sonucu kyordu. Salondaki mahkeme yesine: - Bakn neler samalamlar, dedi, krek cezasna arptrr onu bu karar, oysa susuz zavall. Sinirli mahkeme yesi: - Ne demek susuz? diye mrldand. - Basbaya susuz ite. Bence sekiz yz on sekizinci maddeye girer bu. (818 nci madde, jrinin sulamasn haksz grrse mahkemeye bu karan bozmak yetkisi verir.) Bakan sonra iyi yrekli olduu yznden belli mahkeme yesine dnd: - Siz ne diyorsunuz? , yi yrekli ye hemen cevap vermedi, nnde duran kdn numarasna bakt. Rakamlar toplayp e bld, blnmedi. Gene fal bakmt, kan say e blnseydi bakann sylediini kabul edecekti; ama blnmediine bakmadan, iyi yrekliliinin etkisiyle olumlu cevap verdi gene. - 105 - Bence de yle, dedi, sekiz yz on sekizinci maddeyi uygulamalyz. Bakan sinirli yeye dnd: - Ya siz? Beriki kesin: - Hayr, dedi. Gazeteler, jrilerin katilleri temize kardklarn yazp duruyorlar her gn, bunu bir de mahkemeler yaparsa ne derler sonra? Ben kabul edemem byle bir eyi. Bakan saatine bakt. - Yazk, ama elden ne gelir, dedi. Kd, okumas iin jri szcsne verdi. Herkes ayaa kalkt, szc bedeninin arln bir ayandan tekine geirdikten sonra grtlan temizledi, sorularla cevaplar okumaya balad. Btn grevliler -sekreter, avukatlar, savc yardmcs bile- ardklarn saklamadlar. Sanklar yle oturuyorlard yerlerinde, cevaplarn ne anlama geldiini sezinleyemedikleri belliydi. Herkes oturdu gene, bakan, savc yardmcsna sanklarn ne gibi cezalara arptrlmalarn! istediini sordu. Maslova konusunda hi beklemedii bir baarya ulat iin sevinen savc yardmcs bu baary gzel konumasyla kazand inanc iinde, nndeki ktlar kartrd bir sre, sonra ayaa kalkt. - Simon Kartikin'in 1452 nci maddeyle 1453 nc maddenin 4 nc kkna gre cezalandrlmasn neriyorum, dedi. Yev-fimiya Bokova 1659 nc, Yekaterina da 1454 nc maddeye gre cezalandrlmaldrlar.

Btn bu cezalar, bu durumda dnlebilecek en ar cezalard. Bakan ayaa kalkarken: - Mahkeme heyeti karar vermek iin ekiliyor, dedi. Yarglarn arkasndan, iyi bir ii bitirmenin verdii rahatlkla herkes ayaa kalkt, bazlar dar kt, bazlar salonun iinde dolamaya balad. Jri szcs, Nehldof'a bir eyler anlatyordu. Pyotr Gerasimovi geldi yanlarna, Nehldof'a:- 106 - ok fena samalamz anam babam, dedi. Krek cezasna arptrttk onu. retmenin iren ylklm bu kez hi farketmeyen Neh-ldof yksek sesle: - Ne diyorsunuz? diye sordu. - yle ya. Cevabmzda Suludur, ama tccar ldrmek istememitir demeliydik, dememiiz. Sekreter, Savc on be yl kree yollayacak onu,Adyor. Jri yesi: - Byle karar verdik, dedi. Pyotr Gerasimovi itiraz etti; M as I ova'n n paray almadna gre tccar ldrm olamayacann kendiliinden anlalacan sylyordu. Szc: - Cevaplar olduu gibi okudum size, diye savunuyordu kendini. Kimse kp itiraz etmedi. Pyotr Gerasimovi: - O ara kmtm ben odadan, dedi. Nasl oldu da far-kedemediniz bunu? - Hi aklma gelmedi, dedi Nehldof. - Vay canna! Nehldof: - Dzeltebiliriz bunu, dedi. - Hayr, her ey bitti artk. Nehldof sanklara bakt. Kaderleri karara balanan bu kii parmakln arkasnda, erlerin nnde yerlerinden kprdamadan oturuyorlard. Br eye glmsyordu Maslova, Nehl-dof'un iinde kt bir duygu kprdand o anda. Maslova'nn kurtulacan, kentte braklacan dnrken gelecekte ona kar nasl davranacan, aralarndaki ilikinin nasl olaca konusunda kararszd; gt bu soruya cevap vermek onun iin. Oysa krek cezas, Sibirya bu iliki sorununu bir anda ortadan kaldrmt: Av torbasndaki yaral ku rpnmay keser, unuttururdu kendini. XXIV Pyotr Gerasimovi yanlmyordu. Mahkeme yelerinin salona dnmelerinden sonra bakan elindeki kd okudu: - Yce mparatorumuzun buyruklaryla alan blgemizin ar ceza mahkemesi 28 nisan 188x gnk durumasnda jri'-nin kararlar nda 771. yasann 3. bendine, 776. yasann 3. bendine, 777. yasaya gre aadaki karar vermitir: 33 yandaki kyl Simon Kartinkin'le, kentli Yekaterina Maslova'nn, yurttalk haklarndan yoksun edilerek, krek cezasna yollanmasna: Kartinkin'i 8 yl, Maslova'y 4 yl, ikisinin de 28. yasaya gre orada altrlmalarna, 43 yandaki Yevfimiya Bokova'-nnsa, yuttalk haklar, her eyi paras, mal, mlk- elinden alnarak 3 yl ceza evinde yatmasna, cezasn 49. yasaya gre ekmesine. Mahkeme masraflarnn sululardan eit olarak alnmasna, payna deni verecek durumu olmayanlarn parasnn hazinece denmesine. Dvayla ilgili eldeki delillerin satlmasna, yzn geri verilmesine, ielerin krlmasna. Kartinkin gene yle dimdik, gerilmi parmaklarn pantalo-nunun yan dikilerine yaptrm, ayakta duruyor, dudaklarn! kprdatyordu. Bokova ok sakindi. Karar dinleyince Maslova'-mn yz mosmor oldu. Birden: - Susuzum ben, susuzum! diye barmaya balad. Gnahtr bu yaptnz. Susuzum ben. stemedim onu ldrmek, aklmdan bile geirmedim. Doru sylyorum, yemin ederim ki doru sylyorum. Tahta kanepenin zerine kp hkra hkra alamaya balad. Kartinkin'le Bokova salondan ktklarnda o hl alyordu; yle ki, jandarma en sonunda kolundan ekelemek zorunda kald. O kt duygusunu tamamen unutan Nehldof, Hayr, by-ie brakamam bunu, diye mrldand kendi kendine; sebebini bilmeden, Maslova'y bir kere daha grmek iin aceleyle koridora kt. Durumann nihayet bittiine sevinen jri yeleri, avukatlar kapda toplanm, bir an nce dar kmaya alyorlard; birka dakika kalabalktan kamad koridora, kapda108 beklemek zorunda kald. kt zaman iyice uzaklamt Mas-lova. Herkesin dikkatini zerine ektiine aldrmadan koarak yetiti ona, nne geip durdu. Alamyordu imdi Maslova; bartsnn ucuyla krmz krmz lekelerin kaplad yzn siliyor, kesik kesik hkmyordu. Bakmadan geti Nehldof'un yanndan. Maslova getikten sonra aceleyle geri dnd. Nehldof, bakan grecekti. Ama yerinde yoktu bakan, gitmiti.

Nehldof ancak vestiyerde yetiti ona. Parlak kumatan paltosunu giymi, kapcnn uzatt gm balkl bastonunu alrken yaklat yanma Nehidof. - Sayn bakan, dedi, demin karara balanan dva zerine bir dakika konuabilir miyim sizinle? Jri yesiydim. Bakan, Nehldof'un elini skarak: - Elbette, prens Nehldof, dedi. Haz verir bana sizinle konumak, tanyoruz zaten. Tantklar akam toplantsnda Nehldof'un ne ho, ne ne-e -btn genlerden de gzel- dans ettiini hatrlamt. - Buyrun? - Maslova'yla ilgili cevabmzda bir yanl anlama oldu. Tccarn ldrlmesinde susuzdur, oysa krek cezasna arptrld. Nehldof ok neesizdi. Bakan d kapya doru yrd. - Mahkeme sizlerin cevaplarna gre vermitir karar, dedi, bu cevaplar mahkeme heyetimize de tutarsz, gerekle eliir gzkt halde jrinin kararn esas aldk. Konumasnda jri yelerine Evet, suludur diye cevap verir de bu cevapta ldrmek isteinin bulunmad belirtilmez-se bunun cinayette suludur anlamna geleceini anlatmak istediini syleyecekti, ama acelesi olduu iin ksa kesti: - yle ama geti mi artk, yanllk dzeltilemez mi? Bakan apkasn hafif yana yatrd, kapya doru yrmeye devam ederek: - Mahkeme kararlarna itiraz her zaman mmkndr, dedi. Bir avukatla grmeniz gerek. - Ama korkun bir ey bu. - Biliyor musunuz, Maslova iin ikisinden biri olacakt... - 109 Bakann, Nehldof'la elinden geldiince kibar konumak istedii belliydi. Paltosunun yakas zerinden favorilerini dzelttikten sonra Nehldof'un koluna hafife dokunarak onu da kapya yneltti. - Siz de kyor musunuz? Nehldof aceleyle giyinirken: - Evet, dedi. Dar ktlar, gne prl prld. Araba tekerleklerinin kaldrm talannda kard grlt daha bir yksek sesle konumaya zorluyordu onlar simdi. Bakan sesini ykseltmi: - Dorusu ok tuhaf oldu, diye devam ediyordu. Maslova iin ikisinden biri olacakt: Ya hemen hemen temize kp hafif bir hapis cezasna arptrlacak, ya da kree gnderilecekti., Ortas olamazd bunun. Cevabnza Suludur, ama cinayetle ilgisi yoktur.. diye ekleseydiniz kurtulmutu. - Nasl da sezinleyemedim bunu? dedi Nehldof. Bakan saatine bakp glmsedi. - in ac yan buras zaten. Klara'nn bildirdii srenin bitmesine krk be dakika ka[-rmt. - sterseniz bir avukata dann. Kararn bozulmas iin nedenler bulmak gerek. Her zaman bulunabilir bu tr nedenler. (Arabacya dnd) Dvoryanskaya'ya... Otuz kpekten faz!a vermem ama. - Buyrunuz efendim. - Hoa kalnz efendim. Bir yardmm dokunmas sz konusu olursa Dvoryanskaya'da Dvornikof'un evinde oturuyorum, kolayca hatrlayabilirsiniz adresimi. Kibarca selm verip uzaklat. XXV Bakanla konumas, temiz hava biraz avutmu, rahatlat misti Nehldof'u. Hi almad koullar altnda geirdii saatlerin etkisiyle duygularn abarttn dnyordu imdi. - 110 Gerekten de artc, tuhaf bir rastlant! Kzcaz kurtarmak iin elimden geleni yapmalym, hem de zaman geirmeden. Hemen. Mahkemeden Fanarin ya da Mikisin'in nerede oturduunu renmeli, nl iki avukat hatrlamt. Geri dnd, paltosunu kard, st kata kt. Birinci koridorda Fanarin'le karlat. Durdurttu avukat, onunla bir ii olduunu syledi. Fanarin tanyordu Nehldof'u; elinden geleni seve seve yapacan syledi. - Geri ok yorgunum ama... olsun varsn, pek uzun deilse, anlatnz,; uraya girelim. Fanarin alp bir odaya gtrd Nehldof'u. Yarglardan birinin odas olmalyd buras. Masaya oturdular. - Evet, buyrunuz. - nce, bu ile ilgilendiimin aramzda kalmasn dileyeceim sizden, dedi Nehldof. . - Elbette yle olacak. Evet... - Bugn jride grevliydim, susuz bir kadnn krek cezasna arptrlmasna sebep olduk. strap veriyor bu bana.

Nehldof birden kpkrmz oldu, ne syleyeceini ard. Beklemiyordu bunu. Fanarin ban kaldrp yzne dikkatli dikkatli bakt, gene indirdi ban, dinlemeye devam etti. - Evet, diye mrldand. - Susuz bir insan cezalandrdk, mahkeme kararna itiraz etmek, en yksek mahkemeye bavurmak istiyorum. Dzeltti Fanarin: - Yargtaya. - Evet. Bu dvay zerinize almanz dileyecektim szden. Nehldof kendisi iin sylenmesi en g olan bir an nce syleyip bitirmek amacyla acele ediyordu, onun iin bylesine ak, kesin konumutu. Yz kzararak: - Bu konuda yaplacak btn masraflar, sizin cretinizi -ne kadar olursa olsun- ben zerime alyorum, dedi. Avukat, gen adamn bu ilerdeki tecrbesizliine hogryle glmseyerek: - Bunlar sonra konuuruz,.dedi. Konu nedir? - 111 Nehldof anlatt. -- Pekl, yarn dva dosyasn alr incelerim. Yarn, hayr perembe gn akam saat altda gelin bana, cevabm bildiririm size. Oldu mu? imdi gidelim, baz ilerim var. Nehldof, allahasmarladk, deyip kt. Avukatla konumas, Maslova'y kurtarmak iin gerekeni yapt dncesi daha da rahatlatmt iini imdi. Dar kt. Cvl cvld doa, ilkbahar havasn neeyle ekti cierlerine. Arabaclar buyur ettiler onu arabalarna, binmedi, yrd. Bir anda sryle dnce, Katyua'nn, ona yaptnn ans doldurdu kafasnn iini, hepsi birden dnmeye balad. Keyfi kat gene, bir keder kaplad ruhunu. Neyse, sonra dnrm bunlar, dedi kendi kendine, bunca skntdan sonra elenmeliyim imdi biraz. Koragm'lerin verecei akam yemeini hatrlad, saatine bakt. Ge deildi henz, yetiebilirdi yemee. Atl bir tramvay geiyordu, koup atlad ona. Alanda indi, iyi bir arabaya bindi, on dakika sonra Koragin'lerin konann nndeydi. XXV! Koragin'lerin iko, cana yakn kapcs ngiliz menteeler zerinde sessizce alan mee oymal ar kapy aarak: - Buyrun efendim, dedi, sizi bekliyorlar. Masaya oturdular, gelince doru yemek salonuna almamz buydular sizi. Kapc merdivene yaklap, yukardaki ngran ipini ekti. Nehldof paltosunu karrken: - Kimse var m? diye sordu. - Bay Kolosof'la Mihail Sergeyevi, dedi kapc, yabanc yok. Merdivenin bandan frakl, beyaz eldivenli, yakkl bir uak bakt. - Buyrun efendim, diye seslendi. Yemek salonunda bekliyorlar sizi.- 112 Nehldof merdiveni kt, tandk geni, son derece gzel deli salondan yemek salonuna geti. Odasndan hi kmayan anne, prenses Sofiya Vasilyevna dnda herkes masadayd. Ba kede yal Koragin oturuyordu. Solunda doktor, sanda b!-'ge soylularnn eski bakan, imdi banka ynetim kurulu yesi, Koragin'in zgr dnceli arkada van vanovi Kolosof vard. Doktorun yannda Missi'nin kk kz kardeinin mreb-biyesi miss Reder, onun yannda da drt yandaki kk kz oturuyordu. Karda, sa yanda Koragin'lerin tek erkek ocuu, lise altnc snf rencisi Petya vard -yaknda snavlara girecekti, btn aile onun iin kentte kalmt- onun solunda niversite rencisi, retmeni, daha sonra da krk yanda hl evlenmemi bir Slavyanist olan Katerina Alekseyevna oturuyordu, karsnda da Missi'nin day olu Mihail Sergeyevi ya da kk adyla Misa Telein vard; masann kap yanndaki ucunda Missi oturuyordu, yannda da servisi yaplm bir kiilik bo yer vard. Takma dileriyle azndakini glkle ineyen yal Koragin gz kapaklar gzkmeyen kanl gzlerini Nehldof'a kaldrarak: - Oo, ho geldiniz, buyrun, dedi. Biz de bala yeni baladk daha. Az dolu, Missi'nin yanndaki bo servisi iri yar, iman bfeciye gstererek: - Stepan, diye ekledi. Geri uzun zamandan beri tanrd yal Koragin'i Nehl-dof, akam yemeklerinde de bir ok kereler grmt onu, ama bu krmz yz, yelein yakasna sktrlm peetenin, zerindeki itahla parlayan dudaklar, kaln enseyi, en ok da bu besili general bedenini nedense pek yadrgamt o anda. Nehldof bu adamn blge komutanyken -oysa varlkl, tannm bir kimseydi, almaya hi de ihtiyac yoktu- Tanr bilir niin insanlar krbalattn, hatt astrdn hatrlad elinde atmadan. Stepan gm vazolar dizili bfeden kepeyi alrken:

- Hemen yapyorlar servisi, efendim, dedi. - 113 Missi'nin yanndaki, kolal peetesi aile ad ili kesi ste gelecek biimde ustalkla katlanm servisle hemen ilgilenen, favorili, yakkl garsona bayla iaret etti. Nehldof herkesin elini skarak doland masay. Yal Kor-agin'ie kadnlardan baka herkes ayaa kalkmt onunla toka-larken. Bu masay dolan, herkesin elini sk -ouyla hi konumad halde- pek irkin, gln gelmiti ona imdi. Ge kald iin zr diledikten sonra Missi'yle Katerina Alekseyevna arasndaki bo yere oturmaya hazrlanyordu ki, yal Koragin, votka imese bile masann ortalarnda bir yere, yengelere, havyara, peynirlere, bala yakn oturmasn syledi. Nehldof pek a olduunu sanmyordu, ama azna bir lokma ekmekle peynir atnca tutamad kendini artk, abuk abuk yemeye balad. Kolosof, jrili mahkemelere kar duran gerici bir gazetenin deyimini olduu gibi kullanarak akac: - Ne o, gerei ortaya kardnz m bakalm? dedi. Suluyu susuzu ayrdnz m? zgr dnceli arkadann zeksna da, bilgisine de snrsz bir gveni olan Prens glmseyerek: - Gerei ortaya kardnz... gerei ortaya kardnz... diye tekrar etti. Nehldof kabal bile gze alarak cevap vermedi. Kolosof-un sorusuna, nne konan scak orbaya alakak giriti. Missi glmseyerek: - Rahat brakn onu da yemeini yesin, dedi. Onu demekle Nehldof'a olan yaknln hatrlatmak istiyordu sanki. Kolosof jrili mahkemeleri ktleyen gazete yazsndan sz etmeye balamt heyecanl heyecanl. ok cann skmt bu yaz. Mihail Sergeyevi de doruluyordu onu. O da ayn gazetenin bir baka yazsn anlatt. Missi her zamanki gibi ok distisguee '] ho, giyimliydi. ) Gzkamatrc (Franszca). Dirili - F: 8- 114 Missi, Nehldof'un azndakini ineyip yutmasn bekiedik-ten sonra: - ok yoruldunuz galiba, dedi, ackmsnz da. - Pek o kadar deil. Ya siz? Tablolara bakmaya gittiniz mi? - Gitmedik, baka zaman gideceiz. Salamatof larda lawn tennis (') teydik. Mister Kruks gerekten de ok gzel oynuyor. Nehldof buraya kafasnn iindekileri unutmak iin gelmiti. Bu evde her zaman daha bir rahat hissederdi kendini; duygularna iyi etki eden zengin denii deildi bunun nedeni yalnzca, evresini hi belli etmeden kuatan o yakn ilgi de pek houna gidiyordu. Oysa, alas durumdu, bu evdeki her eyden -kapcdan geni merdivene, ieklerden garsonlara, masann hazrlanna kadar her eyden-tiksiniyordu imdi. Missf yi bile gzel, iten bulmuyordu. Kolosof'un o kibirli konumasndan da, yal Koragin'in kaln, her halinden kendine ar gven okunan, duyarl bedeninden de, slavyanist Katerina Alekse-yevna'mn Franszca syledii cmlelerden de, mrebbiyeyle, niversite rencisi retmenin mahcup yzlerinden de, hele hele kendisi iin sylenen onu zamirinden nefret ediyordu... Nehldof, Missi'ye kar iki eit davran arasnda bocalard daima: Bazan sanki gzlerini ksarak ya da ay nda gibi her eyin en iyisini grrd onda; hem gencecik, hem gzel, hem zeki, hem de iten bulurdu onu... Kimi zamansa parlak gne altnda eksik yanlar batard gzne. imdi gene parlak gne vard. Yzndeki btn krklklar gryordu imdi, salarn nasl kabarttn biliyordu, dirseklerinin sivrilii, en nemlisi de, babasnnkini andran baparmann trnann yasslr kamyordu gznden. Kolosof tenis zerine: - Son derece can skc bir oyun, dedi, ocukluumuzda oynadmz elik omak bile bundan ok daha elenceliydi. Missi itiraz etti: - Hayr, oynamamsnz hi. Son derece gzel bir oyundur tenis. (1) Tenis oyunu (ngilizce). - 115 Missi'nin son derece deyii pek bir yapmack gelmiti Nehldof'a. Mihail Sergeyevi'le Katerina Alekseyevna'nn da katld bir tartma balad. Yalnz mrebbiye, retmen, bir de ocuklar susuyordu; skldklar belliydi. Yal Koragin peeteyi yakasndan karp, sandalyesini grltyle geri itti -garson hemen kapmt onuayaa kalkarken kahkahalarla glerek: - Durmadan tartrsnz siz de! dedi. Onun arkasndan tekiler de kalktlar; misk gibi kokulu lk su dolu ibriklerin bulunduu alak masaya gittiler, ellerini ykar, azlarn alkalarlarken bir yandan da hi kimsenin nemsemedii, ilgilenmedii tartmaya devam ediyorlard.

Missi, insanlarn kiiliklerinin en iyi oyunda belli olduu zerine sylediini onaylamas isteiyle Nehldof'a dnd: - yle deil mi? Gen adam pek durgun, can skkn gryordu bu akam, ne dndn merak ediyordu. - Dorusu bilmiyorum, dedi Nehldof, hi dnmedim bunu. Missi: -; Annemin yanna gidelim mi? diye sordu. Nehldof bir sigara kararak: - Gidelim, dedi. Oysa ses tonundan oraya gitmeyi istemedii belliydi. Missi bir ey sylemeden, soru dolu baklarn gzlerinin iine dikti. Nehldof'a dokundu onun bu bak. Amma da can skc bir insan oldum ben de diye geirdi iinden; elinden geldiince, glmsemeye alarak, Prenses kabul ederse seve seve gideceini syledi. - Elbette, elbette, ok sevinecek annem sizi grdne. Orada da iebilirsiniz sigaranz, van vanovi de orada. Prenses Sofiya V.asilyevna yatalakt. Sekiz yldr hi dar kmaz; yalnz -kendi deyimiyle- dostlarn yani bir eyle-riyle toplumdan ayr olan tandklarn kabul eder; onlarla dan-116 tellerin, kordellarn, kadifelerin, altn kaplama, fildii, tun, cill eyalar, iekler arasnda grr, konuurdu. Nehldof da bu dostlardan biri olmutu, nk kafas alan bir gen saylyordu, annesi de ailenin yakn dostuydu, sonra Missi'yle evlen-se ok iyi olurdu. Sofiya Vasilyevna'nn odas byk ve kk konuk salonlarnn tesindeydi. Byk konuk salonundan geerlerken nde giden Missi birden durdu, altn kapl bir sandalyenin arkalna tutunarak Nehldof'un yzne bakt. Evlenmeyi ok istiyordu Missi. Nehldof da bulunmaz bir ksmetti onun iin. stelik holanyordu gen adamdan; Nehl-dof'un onun olaca dncesine iyice altrmt kendini (o Nehldof'un deil de, Nehldof onun olacakt.) Ruhsal bakmdan tam salkl olmayan insanlarda grlen o bilinsiz, ama inat kurnazlkla amacna adm adm yaklayordu. imdi de Nehldof'u duygularn aa vurmak zorunda brakmak iin konumaya balamt onunla. - Farkndaym, bir ey gemi banzdan, dedi. Neyiniz var? Nehldof mahkemedeki rastlanty hatrlad, yzn buruturdu, kzard. ten olmaya alarak: - Evet, geti, dedi, hem de tuhaf, olaanst, ok nemli bir ey. - Ne oldu? Anlatamaz msnz? - imdi anlatamam, elimde deil. zninizle anlatmayaym. Hl kendimi toparlayabilmi deilim. Byle sylerken daha da kzarmt Nehldof. - Bana da sylemeyecek misiniz? Missi'nin yznde bir kas ekildi, arkaln tuttuu sandalyeyi hafife oynatt yerinden. Nehldof: - Hayr, dedi, sylemeyeceim. Bu cevabi verirken kendi kendine de bandan geen olayn gerekten ok nemli olduunu itiraf ettiini hissetmiti. - yleyse gidelim. Missi, gereksiz dnceleri iinden atmak istiyormu gibi - 117 sallad ban, her zamankinden daha bir abuk admlarla yrd. Gen kzn alamamak iin dudaklarn srd kamamt Nehldof'un gznden. Onu zd iin kendi kendinden utand, yrei szlad; ama en kk bir zayfln onu mahvedeceini, yani onu balayacan biliyordu. Oysa en ok korktuu buydu imdi; hi bir ey sylemeden Prensesin odasna kadar arkasndan yrd. XXVII Prenses Sofiya Vasilyevna ok hafif, ama besleyici yemeini yeni bitirmiti. Daima yalnz yerdi yemeini, o durumda kimsenin onu grmesini istemezdi. Yatar koltuunun yanban-da, zerinde kahve olan kk bir masa vard; sigarasn iiyordu. Prenses Sofiya Vasiyevna zayf, uzun boylu, esmer bir kadnd, hl gen sanrd kendini; .uzun dileri, siyah iri gzleri vard. Doktoruyla arasnda olan ilikiler zerine kt sylentiler kmt. Nehldof eskiden nemsemezdi bunu, bir an aklna gelse bile hemen unuturdu; ama imdi yalnzca hatrlamakla kalmam, doktoru, prl prl parlayan enli sakalyla koltuunun yannda ayakta grnce tiksinmiti bile. Sofiya Vasilyevna'nn yannda alak, yumuak bir koltukta Kolosof oturuyor, kahveyi kartryordu. Kk masann zerinde bir kadeh de likr vard. Missi, Nehldof'la girdi annesinin yanma, ama kalmad orada. Aralarnda hi bir ey gememi gibi neeyle glmseyerek Kolosof'ia Nehldof'a:

- Annem yorulup da sizleri kovunca benim odama gelin, dedi. Kaln hal zerinde sessizce yryerek kt odadan. Sofiya Vasilyevna, takma olduklar hi belli olmayan gze!, uzun dilerini gsteren, itene pek benzemeyen o yapmack glmsemeyle:118 - Ho geldiniz dostum, dedi, oturun da anlatn bakalm. Mahkemeden cannz pek skkn dndnz sylyorlar. Franszca ekledi: - Duygulu bir insan iin ok ar bir grevdir bu bence, - Evet, dedi Nehldof, ikide bir insann aklna kendi... bakalarn yarglamaya hakknz olmadn hissediyorsunuz sk sk... Sofiya Vasilyevna, Nehldof'un szlerinin doruluu onu artm gibi: - Comme c'est vrai! O diye haykrd. Karsndakini pohpohlamay her zaman ok iyi becerirdi. - Tablonuzdan ne haber? diye ekledi, inann yle merak ediyorum ki onu. Hasta olmasam oktan gelmitim size. Nehldof souka: - Tamamen braktm onu artk, dedi. Kadnn gen gzkme abas gibi ilgisinin yapmackl da pek ak seikti onun iin bu akam. Kibar olmaya alyordu, ama beceremiyordu bunu bir trl, her eyden ireniyordu. Sofiya Vasilyevna, Kolosof'a dnd: - Yazk! dedi. Biliyor musunuz, Repin onda byk bir resim yeteneinin olduunu sylemiti bana. Nehldof yzn buruturarak, Nasl da yalan sylyor, diye geirdi iinden, yz de kzarmyor. Sofiya Vasilyevna, Nehldof'un keyifsiz olduunu, onunla gzel gzel konuamayacan anlaynca Kolosof'a yeni sahneye konan dram zerine ne dndn sordu. yle bir sorutu ki bu, Kolosof'un cevab her trl kukuyu ortadan kaldracakt sanki, azndan kacak her szck bir daha unutulmayacakt. Kolosof ktledi dram, bu frsattan yararlanarak sanat zerine dncelerini de syledi. Sofiya Vasilyevna'y artmt dncelerinin doruluu, dramn yazarn savunmak istedi birka kere, ama bir trl baaramad bunu. Nehldof onlara bakyor, dinliyordu, ama grd, duyduu eyler bakayd. {') Ne kadar da doru! (Franszca). - 119 Kh Sofiya Vasilyevna'y, kh Kolosof'u dinlerken Nehldof, Sofiya Vasilyevna'nn da Kolosof'un da dramla hi mi hi ilgi lenmediklerini, birbirlerinin dncesini de umursamadklarn, konumalarnn tek nedeninin, yemekten sonra dil ve grtlak kaslarnn hareketine duyulan bedensel gereksinmeyi gidermek olduunu dnyordu. Sonra Kolosof'un, itii arabn, likrn etkisiyle hafif sarho olduu inanandayd - ama seyrek ien kyllerinki gibi deil de, ikiyi alkanlk haline getiren insanlarnki gibi bir sarholuktu bu. Sallanmyordu, samalamyordu da, ama ok keyifliydi. Sofiya Vasilyevna'nn konuurken arada bir endieyle pencereye, batmak zere olan gnein ona kadar uzanan, yalln gereinden ok ortaya karabilecek yatay nlarnn odaya dolduu pencereye bakt da kamiyordu Nehldof'un gznden. Sofiya Vasilyevna Kolosof'un bir szne, - ok doru, dedi. Sonra yatar koltuunun kenarndaki dmeye bast. O arada doktor kalkt, aileden bir kimseymi gibi hi bir ey sylemeden kt odadan. Sofiya Vasilyevna kapdan kncaya kadar gzlerini ayrmamt ondan, bir yandan da konumasna devam ediyordu. Zil sesine gelen yakkl uaa baki-syla pencereyi gstererek, - u perdeyi kapar msn Flipp, dedi. Perdeyi indiren uan hareketlerini siyah gzlerinin tekiy-le fkeli fkeli izlerken, - Hayr, diyordu, ne derseniz deyin, mistisizm vardr onda, mistisizmsiz iir olmaz zaten. Ac ac glmsedi, perdeyi dzelten uaktan gzn ayrmadan: - iirsiz mistisizm kr inantr, diye devam etti, mistisizmsiz iir de dz yaz... Flipp, onu deil, unu byk pencereninki-ni indirecektin. Uaa seslenmek iin harcamak zorunda kald gce ayormu gibi bir fke vard Sofiya Vasilyevna'nn sesinde; bu fkesini yattrmak amacyla, kokulu sigarasn yzk dolu eliyle azna gtrd hemen, - 120 Geni omuzlu, atletik bedenli, yakkl Flipp zr diler gibi ne eildi; sonra gl, adaleli bacaklaryla halnn zerinde yavaa yryerek saygyla, sessizce teki pencereye gitti; sk sk dnp Prensese bakarak perdeyi, ona bir k dmeyecek biimde kapamaya koyuldu. Ama isteneni gene yapmad iin sabn tkenen Sofiya Vasilyevna mistisizm zerine konumasn keserek anlaysz, onu acmaszca zen Flipp'i uyarmak zorunda kalmt. Flipp'in gzlerinde bir an bir k parlad.

Bu oyunu izleyen Nehldof Adam, hay Allah beln versin emi? Ne istediini kendin de bilmiyorsun, diye geirdi iinden, besbelli diye dnd. Ama yakkl, gl kuvvetli Flipp can skntsn hemen gizlemi; hastalkl, bitkin, her eyi yapmack prenses Sofiya Vaslyevna'nn sylediini sakin sakin yapmaya balamt. Kolosof alak koltua iyice yaylp, uykulu gzlerle prenses Sofiya Vasilyevna'ya bakarak, - Darvin'in sylediklerinde de byk lde gerek pay vardr elbette, diyordu, ama fazla ileri gitmiyor da deil hani. yle. Prenses Sofiya Vasilyevna Nehldof'a, - rsiyete siz de inanyor musunuz? diye sordu. Gen adamn sessizlii cann skmaya balamt artk. Nehldof: - rsiyete mi? dedi. Hayr, inanmyorum. Nedense aklna gelen tuhaf hayallerle urayordu o anda. Bir model olarak dnd enine boyuna, yakkl Flipp'in yanna Kolosof'u rlplak koyuyordu hayalinde; karpuzu andran gbeiyle, cascavlak kafasyla, ta gibi ince kollaryla pek garip duruyordu Flipp'in yannda. Sofiya Vasilyevna'nn ipeklerle, kadifelerle rtl omuzlarnn gerekte nasl olabilecekleri de belli belirsiz canlanyordu hayalinde, ama bu ok korkun bir hayaldi, hemen kovmutu onu. Sofya Vasilyevna yukardan aa yle bir szd Nehl-dof'u. - Sahi, Missi bekliyor sizi, dedi. Gitsenize. urnan'dan ye- 121 ni bir para almak istiyordu size... ok ho bir parayd. Nehldof kalkt, Sofiya Vaslyevna'nn yzklerle kapl ince, kemikli elini skarken, Her zamanki gibi yalan sylyor, diye geirdi iinden. Konuk salonunda Katerina Alekseyevna kt karsna, hemen konumaya balad: - Gryorum ki jri yelii grevi cannz skyor, dedi. Her zaman olduu gibi Franszca konuuyordu gene. - Balayn beni, dedi Nehldof, bu akam pek keyifsizim, bakalarn da zmeye hakkm yok. - Sebep ne keyifsiz olmanza? Nehldof apkasn ararken, - zninizle sylemeyeyim, dedi. - Hatrlyor musunuz, bir zamanlar gerei daima ortaya koymann gerektiini sylerdiniz bize; ylesine yaman gerekleri anlatrdnz ki! imdi niin anlatmak istemiyorsunuz? Katerina Alekseyevna, yanlarna gelen Missi'ye dnd: - Hatrlyor musun Missi? Nehldof ciddi: - nk oyundu o zaman yaptmz, diye cevap verdi. Oyunda olabilir. Gerekteyse biz, yani ben ylesine iren bir yaratm ki, gerei dnyada sylemem. Katerina Alekseyevna Nehldof'un son derece cidd olduunu farketmemi gibi, szcklerin zerinde durarak: - Hadi dzeltmeye almayn aznzdan ilk kan da, niin iren yaratklarmz, onu syleyin, dedi. Missi: - nsann kendi kendine keyifsiz olduunu sylemesinden daha kt bir ey yoktur, diye kart sze. Ben hi bir zaman sylemem, onun iin de daima keyfm yerindedir, neeliyimdir. Hadi benim odama gidelim. Sizin mauvaise humeur (1) datmaya alacaz. Bir atn, ona gem vuracaklar, arabaya komaya gtrecekleri zaman okannca duymas gereken duyguya benzer bir duy(') Can sknts (Franszca)- 120 Geni omuzlu, atletik bedenli, yakkl Fiipp zr diler gibi ne eildi; sonra gl, adaleli bacaklaryla halnn zerinde yavaa yryerek saygyla, sessizce teki pencereye gitti; sk sk dnp Prensese bakarak perdeyi, ona bir k dmeyecek biimde kapamaya koyuldu. Ama isteneni gene yapmad iin sabn tkenen Sofiya Vasilyevna mistisizm zerine konumasn keserek anlaysz, onu acmaszca zen Fiipp'i uyarmak zorunda kalmt. Flipp'in gzlerinde bir an bir k parlad. Bu oyunu izleyen Nehldof Adam, hay Allah beln versin erni? Ne istediini kendin de bilmiyorsun, diye geirdi iinden, besbelli diye dnd. Ama yakkl, gl kuvvetli Flipp can skntsn hemen gizlemi; hastalkl, bitkin, her eyi yapmack prenses Sofiya Vasilyevna'nn sylediini sakin sakin yapmaya balamt. Kolosof alak koltua iyice yaylp, uykulu gzlerle prenses Sofiya Vasilyevna'ya bakarak, - Darvin'in sylediklerinde de byk lde gerek pay vardr elbette, diyordu, ama fazla ileri gitmiyor da deil hani. yle. Prenses Sofiya Vasilyevna Nehldof'a, - rsiyete siz de inanyor musunuz? diye sordu. Gen adamn sessizlii cann skmaya balamt artk. Nehldof: - rsiyete mi? dedi. Hayr, inanmyorum.

Nedense aklna gelen tuhaf hayallerle urayordu o anda. Bir model olarak dnd enine boyuna, yakkl Flipp'in yanma Kolosof'u rlplak koyuyordu hayalinde; karpuzu andran gbeiyle, cascavlak kafasyla, ta gibi ince kollaryla pek garip duruyordu Flipp'in yannda. Sofiya Vasilyevna'nn ipeklerle, kadifelerle rtl omuzlarnn gerekte nasl olabilecekleri de belli belirsiz canlanyordu hayalinde, ama bu ok korkun br hayaldi, hemen kovmutu onu. Sofiya Vasilyevna yukardan aa yle bir szd Nehl-dof'u. - Sahi, Missi bekliyor sizi, dedi. Gitsenize. uman'dan ye- 121 ni bir para almak istiyordu size... ok ho bir parayd. Nehldof kalkt, Sofiya Vasilyevna'nn yzklerle kapl ince, kemikli elini skarken, Her zamanki gibi yalan sylyor, diye geirdi iinden. Konuk salonunda Katerina Alekseyevna kt karsna, hemen konumaya balad: - Gryorum ki jri yelii grevi cannz skyor, dedi. Her zaman olduu gibi Franszca konuuyordu gene. - Balayn beni, dedi Nehldof, bu akam pek keyifsizim, bakalarn da zmeye hakkm yok. - Sebep ne keyifsiz olmanza? Nehldof apkasn ararken, - zninizle sylemeyeyim, dedi. - Hatrlyor musunuz, bir zamanlar gerei daima ortaya koymann gerektiini sylerdiniz bize; ylesine yaman gerekleri anlatrdnz ki! imdi niin anlatmak istemiyorsunuz? Katerina Alekseyevna, yanlarna gelen Missi'ye dnd: - Hatrlyor musun Missi? Nehldof ciddi: - nk oyundu o zaman yaptmz, diye cevap verdi. Oyunda olabilir. Gerekteyse biz, yani ben ylesine iren bir yaratm ki, gerei dnyada sylemem. Katerina Alekseyevna Nehldofun son derece cidd olduunu farketmemi gibi, szcklerin zerinde durarak: - Hadi dzeltmeye almayn aznzdan ilk kan da, niin iren yaratklarmz, onu syleyin, dedi. Missi: - nsann kendi kendine keyifsiz olduunu sylemesinden daha kt bir ey yoktur, diye kart sze. Ben hi bir zaman sylemem, onun iin de daima keyfim yerindedir, neeliyimdir. Hadi benim odama gidelim. Sizin mauvaise humeur (1) datmaya alacaz. Bir atn, ona gem vuracaklar, arabaya komaya gtrecekleri zaman okannca duymas gereken duyguya benzer bir duy(') Can sknts (Franszca)- 124 s ak bir giysi vard stnde. Gs, iki gs arasndaki ukuru, gzkamatrc gzel omuzlar, boynu yaparken ressamn byk bir titizlikle alt belliydi. Utan verici, irkin bir eydi bu. Annesinin resimde yar plak bir dilber olarak gzkmesinde insana tiksinti verici, saygszca bir ey vard. ay nce ayn kadnn gene bu odada mumya gibi kupkuru yattn, lm deindeyken bile odann, evin her kesine sinmi, hl kmayan o ar kokuyu srndn hatrlaynca daha da tiksindi. O kokuyu duyar gibi oldu gene. lmnden bir gn nce annesinin kemikli, kararmaya yz tutmu eliyle onun beyaz, gl elini tuttuunu, gzlerinin iine bakarak Sana kari grevlerimi tam olarak yapamadysam bala ben Mitya dediini hatrlad. Bembeyaz omuzlaryla, kollaryla, marur g-lmsemesiyle gz kamatran yar plak kadn bir kere daha bakp, Ne iren! diye geirdi iinden. Bu gslerin plakl, o gnlerde grd gene plak, gen bir kadn hatrlatmt ona. Missi'ydi bu. Ona baloya gittii giysiyle grnmek iin bir bahane bulup odasna armt onu. Gen kzn gzei omuzlarn, kollarn tiksintiyle hatrlad. Gemite bel esprit' iyle ('} anne... ren, utan verici eylerdi bunlar. irkin ve yz kzartc... Hayr, hayr, diye dnyordu, kurtulmalym; Koragin' lerle de, Mariya Vasilyevna'yla da, irsiyetle de, her eyle olan bu yalanc ilikilerimin tmnden kurtulmalym... Evet, daha bir zgr soluk almal. Yurt dna, Roma'ya gidip resim yapsam... -Resim yeteneinden yoksun olduu kukusunu hatrlad-. Olsun varsn, biraz hava alrm hi olmazsa. nce stanbul'a, sonra Roma'ya giderim; yeter ki bir an nce uzaklaaym jri yeliinden. O ii de avukatla yoluna koyarm. O anda anszn olaanst bir canllkla siyah, ehl gzl bir cezal kadn canland hayalinde. Susuzum ben, susuzum!' diyerek alyordu. Bu hayali kovmaya alarak, bitmek zere olan sigarasn klle bastrd, yenisini yakp odann iinde bir aa bir yukar dolamaya balad. Maslova'yla arasnda ge(') nce zek (Franszca) - 125 -enler birbiri ardndan canlanyordu hayalinde. Onunla son grmelerini, o anda btn benliini saran o bedensel tutkuyu, istediini elde ettikten sonra urad hayal krkln hatrlad. Beyaz giysi, mavi kordel, sabah ayini geldi gzlerinin nne. Gerekten seviyordum onu o gece, iten, temiz bir sevgiyle seviyordum, daha nce de, halalarmn yanna ilk gittiimde, yaptm zerinde alrken de seviyordum! Kendini o zamanki haliyle dnd. Hayat dolu o genliin, ocukluun kokusunu duydu, bir hzn kt iine.

O zamanki Nehldof'la imdiki arasnda ok fark vard: Bu fark, kilisedeki Katyua'yla bugn yargladklar, tccarla iki lemi yapan sokak kadn arasndaki farktan ok deilse, az da deildi. O zamanlar nnde snrsz olanaklar ak, zgr, gz-pek bir genti; oysa imdi bo, gayesiz, anlamsz bir hayatn ana dolam hissediyordu kendini; kurtulu umudu yoktu bu adan, kurtulmak da istemiyordu zaten. Bir zamanlar drstlyle nasl gurur duyduunu, daima doruyu sylemeyi kendine bir ilke setiini, gerekten de hi yalan sylemediini hatrlad. imdi yalan sarmt her yann; evresindekilerin gerek sayd, en korkun bir yalan. Bu yalandan bir kurtulu yolu da yoktu, hi deilse o grmyordu byle bir olanak. yice batmt iine, almt da ona, rahatt. Mariya Vasilyevna'yla, kocasyla ilikisini sonra adamcazn, ocuklarnn yzne bakmaktan utanmayacak biimde nasl koparabilecekti? Yalan sylemeden nasl ayrlacak Missi' den? Bir yandan toprak mlkiyetinin hakszlk olduuna inanrken, te yandan, annesinden ona kalan mlkn zerine oturmakla iine dt elimeden nasl syrlacakt? Katyua'ya kar iledii gnah nasl balatacakt? Byle brakamazd bunu. Bir zamanlar sevdiim kadn silkip atamam; avukata para verip onu haketmedii krek cezasndan kurtarmakla yetinemem; o zaman yaptm gibi, suumu parayla balatma yolunu tuta-raam. Koridorda Katyua'nn arkasndan koup, koynuna paray soktuktan sonra kan hatrlad. O zaman duyduu deheti, tiksintiyi gene duyarak Ah o para! diye geirdi iinden, Ah, ah! - 126 127 ne iren bir ey! - o zamanki gibi sesini ykselterek mnldan-mt bunu gene - Rezil, aalk bir insan yapabilirdi bunu ancak! - Yksek sesle konumaya balamt. - O rezil aalk adam benim ite! - Birden durdu. - Acaba gerekten aalk bir insan mym ben? - Kendi kendine cevap verdi, - Elbette aalk bir insanm. Yalnz o kadar olsa iyi. Mariya Vasilyev-na'yla kocasna kar davranlarn alaklk deil de nedir? Ya rna! konusundaki tutumun? Para annenden kald bahanesiyle, yasa d saydn bir zenginlikten yararlanmak... Bu babo, iren yaayn... Katyua'ya yaptn da hepsinin tuzu biberi. Aalk herif, rezil! Bakalar varsn istediklerini dnsnler benim iin, aldatabilirim onlar, ama kendimi aldatamam. Son gnlerde insanlara, zellikle bu akam Prense, Sofiya Vasilyevna'ya Missi'ye, Korney'e duyduu tiksintinin, aslnda kendi kendine duyduu tiksinti olduunu sezinledi anszn. alacak eydi: kendi alakln kabul editen doan bir duyguda insana acyla beraber haz da rahatlk da veren bir ey vard. Nehldof'un ruh temizleme dedii ey ilk kez gelmiyordu bana. Ruh temizleme diye, uzun bir aradan sonra i yaaynn yavaladn, hatta bazan durduunu sezinleyerek .ruhunda birikip bu duraklamaya sebep olan tortuyu, pislii atma ilemine, bu ruhsal duruma derdi. Bu eit uyanmalardan sonra yaayna bir daha hi ayrlmamaya kararl olduu bir yn verirdi Nehldof; gnlk tutmaya balard. mrnn sonuna kadar sreceini umduu yepyeni bir hayat olurdu bu. Ama dnya nimetleri her keresinde avlard onu, kendi de farknda olmadan, gene derdi, hem bir ncekinden daha kt bir d olurdu bu. Birka kere temizlemiti ruhunu byle. lk kez, yaz tatiline kye, halalarnn yanma geldii zaman olmutu. .Heyecanl, cokun bir uyant bu. Etkisi de hayli uzun srd. Sivil grevi brakp, sava zaman askerlie girmesinin nedeni de gene byle bir uyant; lmek istemiti. Ne var ki askerlikte tortulanma ok abuk oldu. Bunu bir baka uyan izledi, istifasn verip Avrupa'ya gitti, resim yapmaya balad orada. O gnden bu yana geen uzun zamanda hi ruh temizlemesi yapmamt; bu yzden, bylesine irkefe dmemiti hi; vicdannn istediiyle srdrmekte olduu yaay arasnda ylesine bir uurum var ki, bunu grnce dehete kaplyordu. Uurum ylesine dipsiz, irkef ylesine korkuntu ki, te-mizlenemeyeceni sand ilk anda, umutsuzlua dt. Ruhundaki eytan Ka kere denedin iyi olmay, drst olmay? Olmuyor, gryorsun. Bir kere daha denesen ne kacak sanki? Yalnz sen deilsin ki byle olan, herkes byle, hayat bunu gerektiriyor. Ama Nehldof'un ruhunda tek gerek, gl, lmsz olan G zgr ruhsal yaratk uyanmt bir kere. Ona inanmamak elinde deildi Nehldof'un. O andaki durumuyla olmak istedii Nehldof arasndaki uurum ne denli dipsiz olursa olsun, uyanan ruhsal varlk iin hi nemi yoktu bunun. Nehldof kendi kendine kararl, yksek sesle, Her yanma dolanan bu yalan an ne pahasna olursa olsun paralayp atacak, her eyi itiraf edecek, gerei herkese syleyeceim, dedi. Missi'ye syleyeceim gerei, ben bir rezilim, diyeceim, ev-lenemem seninle, bou bouna umutlandrdm seni. Mariya Vasilyevna'ya (yneticinin kars) da syleyeceim. Yo yo, ona deil de kocasna sylerim, ben bir alam, seni aldattm, derim. Annemin maln gerein buyurduu biimde kullanacam. Ona, Katyua'ya da bir alak olduumu, ona her eyi yapacam syleyeceim. Evet, gidip greceim onu, beni balamasn dileyeceim. ocuklar gibi yalvaracam ona beni affetmesi iin. -Dolarken birden durdu olduu yerde-. Gerekirse evleneceim onunla. Kkken yapt gibi kollarn gsnn zerinde kavuturup gzlerini yukar dikti, biriyle konuuyormu gibi mrldand:

- Tanrm, yardm et bana, yol gster, gel iime yerle, btn pisliklerden art beni! Tanrya, ona yardm etmesi, iine yerlemesi, ruhunu temizlemesi iin yakaryordu ya, aslnda olmutu bile istedii. inde var olan kutsai duygu uyanmt. Kendi de hissetti bunu; yalnz zgrl, dinlii deil, hayatn sevincini de tatl o anda. Kiiolunun elinden gelebilecek iyi, en iyi yapacak gte hissediyordu kendini.- 128 Bunu kendi kendine sylerken dolu dolu olmutu gzleri; hem iyi gzyayd bunlar, hem kt. yiydiler, nk iinde yllardr uyuyan o ruhsal varln uyanmasndan duyulan sevin gzyalaryd; ktydler, nk kendi kendine, erdemine acmann gzyalaryd... Scaktan bunald. Gidip pencereyi at. Baheye bakyordu pencere. Aydnlk, durgun bir geceydi; prl prld gkyz. Sokaktan bir araba geti grltyle, sonra sessizlik kaplad gene her yan. Biraz tedeki yapraklan dklm byk kavak aacnn plak dallarnn glgesi pencerenin dibindeki temizlenmi kuma dmt, tane tane seiliyordu her biri. Solda ambarn, parlak ay altnda beyaz beyaz parlayan dam gzkyordu. lerde, aalarn kuru dallan birbirine karyor, aralarndan bahe duvarnn simsiyah glgesi grnyordu. Nehldof ay altndaki baheye, ambarn damna, kavak aacnn glgesine baktktan sonra tertemiz havay cierlerine ekti. Ne gzel! Ah ne gzel, Tanrm! Ne gzel! dedi kendi kendine. Ruhundaki deiiklikten sz ediyordu. XXIX Maslova ancak akamn altsnda dnebilmiti hcresine. Yorgundu, uzun zamandr yrmedii iin talar zerinde on be, on alt kilometre yol tepmek hasta etmiti onu, hi beklemedii sert karar ykmt, stelik at. Bir ara da, yanndaki nbetiler halanm yumurtayla ekmek yerlerken az ok sulanmt, a olduunu daha o zaman hissetmiti ya, erlerden ekmek istemeyi yaktramamt kendine. Aradan saat getikten sonra yemek istemiyordu artk can, yalnzca bitkinlik hissediyordu. Yarglarn, beklemedii kararn da byle bitkinken dinledi. nce yanl iittiini sand, duyduu eye inanamad ilk anda, krek cezasyla kendi arasnda bir iliki kuramad. Ama bu haberi son derece olaan bir eymi gibi karlayan yarglarn, jri yelerinin heyecansz, resmi yzlerini grnce ard, susuz olduunu haykrd. Ama bu - 129 - . haykrnn da olaan, beklenen, durumu deitiremeyecek bir ey olarak karlanmas zerine, kendisine yaplan bu artc hakszla boyun emesi gerektiini anlayarak alamaya balad. Ona ylesine ilgiyle bakan bu gen -yal deildiler- erkeklerin onu bylesine acmadan cezaya arptrmalaryd onu en ok artan. Yalnz bir tanesi -savc yardmcs- yle bakmyordu ona. Sanklar odasnda otururken - durumann balamamasn beklerken de, aralarda da - bu erkeklerin baka bir i peindeymiler gibi yaparak, srf ona bakmak iin kapnn nnden getiklerini, hatta odaya girdiklerini grmt. Bu erkekler sonra birdenbire, hi suu yokken krek cezasna arptrmlar-d onu nedense. nce alamt, ama susmutu sonra, sanklar odasnda cezaevine gtrlmesini bekliyordu. Bir ey istiyordu can o anda; sigara imek. Kararn okunmasndan sonra ayn odaya alnan Kartinkin'le Bokova yanma geldiklerinde byle ruhsal durum iindeydi. Bokova azna geleni sylemeye balad hemen Vlaslova'ya, krek mahkmu diyordu ona. - Grdn m? Alak seni gidi! Sokak sprnts aifte! Hakettiin cezay aldn ite. Sibirya'da kime alm satacaksn bakalm? Maslova ellerini giysisinin yenlerine sokmu, ban iyice nne emi oturuyor, hi kprdamadan iki adm nne, amurlu yere bakyordu. - Bir ey dediim yok size, ilimeyin bana diye mrldand. Sonra birka kere daha Bir ey dediim yok sze diye mrldanp sustu. Bir de, Kartinkin'le Bokova gtrldkten sonra nbeti yanna gelip ona ruble uzatnca geldi kendine biraz. - Maslova sen misin? diye sordu nbeti. A! bakalm, hanmefendi yollad sana. - Hangi hanmefendi? - Hangisiyse hangisi, al u paray da kes sesini. rubleyi genel evin patronu Kitayeva yollamt. Salondan karken mahkeme yneticisine, Maslova'ya biraz para yollayp yollamayacan sormu, olumlu cevap alnca tombul, beyaz elinden dmeli gderi eldivenini karm, ipek etekliinin Dirili - F: 9katlar arasndaki cebinden son moda para antasn karm-, bir sr kt para arasndan bir iki buuk rublelik iki yirmi kpeklik bir de on kpeklik alp mahkeme yneticisine vermiti. Ynetici hemen nbetiyi arm, Kitayevna'mn yannda paray ona vermiti. Karolin Albertovna nbetiye, - Ltfen tam verin paray, demiti. Nbeti kendisine gsterilen bu gvensizlie kzd iin byle sert davranmt Maslova'ya. Bu para ok sevindirmiti Maslova'yi, o anda tek istedii eyi ancak para verirdi ona. Bir sigara bulup yakabilsem diye geirdi iinden. Dnd tek ey sigarayd o anda. ylesine sigara imek istiyordu ki can, koridora alan kap alp da ieri sigara duman kokan hava girince hrsla cierlerine

ekiyordu bu havay. Uzun-sre daha beklemesi gerekti orada; onu ceza evine yollayacak sekreter sanklar unutmu, bir avukatla yasaklanan bir yaz zerine konumaya, hatta tartmaya dalmt. Duruma bittikten' sonra da birka gen, yal erkek gelip baktlar ona, aralarnda fis-kos bir eyler konuarak gittiler. Ama imdi farketmemit bile onlar Maslova. Nihayet beten sonra braktlar onu, erlerin -Nijegorod' luyla uva'n- arasnda kt adliyeden. Ceza evine geri gtryorlard onu. Maslova daha koridorda yirmi kpek vermiti onlara, on iki francalayla bir paket sigara almalar iin yalvarmt. avu glmseyerek: Pekl, alalm bakalm, demiti. Gerekten de drste ald ona istediklerini, parann stn de geri verdi. Yolda sigara imesi olmazd Maslova'nn, ceza evine kadar akl hep sigarada yrd. Ana kapya geldiklerinde, trenden inmis yz kiilik bir cezal grubu giriyordu ieri. Yan yana geldi onlarla Maslova. lerinde yals da vard genci de, sakalls da sakallarn? kesmiti de, Rus'u da yabancs da. Bazlarnn balarnn, yars usturaya vurulmutu. Yrrlerken ayaklarndaki zincirler grlt karyordu. Bir toz bulutu, ayak sesi, barma, arma, a bir ter kokusu doldurmutu avluyu. Cezallar, Maslova'nn ya- 131 fundan geerlerken istekli gzlerle yukardan aa szyorlard onu; bazlar da ehvet duygusunun deitirdii yzleriyle yanna yaklayor, srtnerek geiyorlard ona. Biri: - Of, u kza bakn, hele, dedi. Bir bakas gz krpt ona: - Yavruma sayglarm sunarm. Usturaya vurulmu ensesi mosmor, sakalsz, bykl, esmer tiri ayaklar zincire dolaarak grltyle geldi yanma, kucaklad onu. Maslova itti adam. Beriki gzlerini parlatarak srtt. - Ay, dostunu tanmadn m yoksa canm? diye bard, numara yapma hadi! Arkadan yetien ceza evi mdrnn yardmcs bard ona: - Ne yapyorsun be herif? Adam sindi, geri ekildi hemen, arkadalarna katld. Mdr yardmcs Maslova'ya dnd bu kez: - Burada ne iin var senin? Maslova, Mahkemeden imdi getirdiler beni demek isledi, ama ylesine bitkindi ki azn amaya endi. Kalabaln arasndan ne kan er elini apkasnn siperine gtrerek: - Mahkemeden getiriyoruz onu komutanm, dedi. - Hadi abuk gtrp ba gardiyana teslim edin. Bu ne rezalettir: - Bastne efendim. Mdr yardmcs: - okolof! diye seslendi. unu aln. Ba gardiyan geldi, Maslova'y omuzundan fkeyle iterek, bayla yrmesini iaret etti, alp kadn blmne gtrd. Kadnlar blmnn koridorunda her yann gzelce aradlar, bir ey bulamaynca (sigara paketini francalann iine sokmutu) .sabah aldklar hcreye koydular onu gene. XXX Maslova'nn yatrld hcre yedi metre uzunluunda, be metre eninde bir odayd. ki penceresi, svalar dklm bir robas vard. Tahtalar kuruluktan atlam ranzalar te ikisini- 132 kaplyordu. Kapnn tam karsnda, odann ortasnda aydnlatlmam bir ikon dolab vard. kon dolabnn nnde bir mum, mumun altnda da tozlanm bir demet lmsz iei duruyordu. Kapnn hemen solunda, simsiyah olmu yerde ii pis pis kokan su dolu bir f vard. Yoklama yeni bitmi, kap kilitlenmiti. Bu odada on be kii vard; on ikisi kadn, ocuk. Hava kararmamti henz; yalnz iki kadn yatyordu ranzalarnda; biri, nln bana ekmi olan hep yatard zaten. Kimlik kd olmad iin buraya atlm yan deli bir kadnd; teki de hrszlk suuyla yatan veremli bir kadn. Bu ikincisi uyumuyordu, nln katlayp yastk gibi bann altna koymu, gzleri alabildiine ak, boazn gcklayan ksr tutmaya alarak, odann iindeki korkun rutubetli havay glkle soluyarak tavana bakyordu. teki kadnlarn-hepsinin de zerinde kaba kumatan nlkler vardbazlar ranzalarnda oturmular bir eyler dikiyor, bazlar pencerenin nnde durmu avludaki erkek cezallara bakyorlard. Diki diken kadndan biri, Maslova'y mahkemeye giderken yolcu eden yal kadnd. Korableva'yd ad. Koyu kahverengi, ksa salarna ak dm, buru buru yz kll, atk kal, sarkk gerdan prsk, uzun boylu, din bir kadnd bu. Kocasn baltayla ldrmek suundan krek cezas yemiti. Kzna sarkntlk ettii iin ldrmt onu. Hcrenin kdemisiydi, iki satn da o ynetiyordu. Gzlkle dikiyor, ineyi kyller gibi parmayla, ucu kendine doru tutuyordu. Hemen yannda kalkk burunlu, geveze, temiz yrekli, gzleri kk kk, ufak tefek bir kadn oturuyor, o da adr bezinden torba dikiyordu. Demiryolu kava kulbesinde grevliydi; tren geerken elinde flamayla dar kmad, bu yzden trenin kaza geirmesine sebep olduu iin ay hapis cezasna arptrlmt. Diki diken nc kadn Fedosya'yd. Fenika -arkadalar Fenika diyorlard ona- masmavi gzlerindeki ocuksu itenlikle, kck bann evresine dolad iki uzun, koyu kahverengi sa rgsyle, pembe beyaz

yanaklanyla gen, sevimli bir kadnd. Kocasn zehirlemeye kalkt iin yatyordu ceza evinde. On alt yanda bir kzken evlendirildikten hemen sonra zehirlemek istemiti kocasn. Gz altna alndktan sonra yarglanmasn beklerken ara- 133 dan geen sekiz ay iinde kocasyla barmakla kalmayp, onu ok sevmiti de; mahkeme balad zaman onunla can cier olmutu. Kocas, kocasnn babas, anas -zellikle yal kadn ok sevmiti onu- mahkemede onu kurtarmak iin ellerinden gelen her eyi yaptklar, btn gleriyle altklar halde Sibirya'da krek cezasna arptrlmt. Neeli, iyi yrekli, yz ounlukla glen bir kadn olan Fedosyann ranzas Maslova'nnkinin yanndayd. Maslova'y yalnzca sevmekle kalmam, ona yardm etmeyi, hizmetine komay kendine bir grev bellemiti. ki kadn da bo oturuyordu ranzasnda. Bunlardan biri krk yalarnda, soluk, zayf yzl, bir zamanlar ok gzel olduu belli, ama imdi km, yznde renk kalmam bir kadnd. Kucanda bir ocuk vard; beyaz, uzun memesini azna vermi, emziriyordu onu. Suu, onlarn kynden kyllerin dncesine gre haksz olarak- bir genci askere gtrrlerken, kyllerin blge polis komiserine kar koyup haksz yere askere gtrlmek istenen genci geri almalarna sebep olmakt. Gencin teyzesi olan bu kadn yapmt nce yeenini bindirdikleri atn yularna. Ranzasnda bo oturan teki kadn yz buru buru, salar bembeyaz, iten bakl, ksa boylu, kambur, yal bir kadnd. Bu yal kadn sobann yanndaki ranzasnda oturuyor, nnden kahkahalarla koarak bir o yana, bir bu yana geen, salar ksack kesilmi, i karnl, drt yandaki ocuu yakalayacakm gibi yaparak onunla oynuyordu. zerinde bir faniladan baka hi bir ey olmayan ocuk yal kadnn nnden koarak getikten sonra her keresinde ayn eyi sylyordu; Oh, yakalayamadn ya! Oluyla birlikte bilerek yan-gm karmaktan sulu bu yal kadn hi mi hi zlmyordu ceza evine dtne. Ayn ceza evinde yatan olunu dnyordu yalnzca, bir de evde brakt ihtiyarn. Yal adamn, onu ykayacak kimse kalmad iin bitleneceinden korkuyordu. Bu yedi kadnn dnda drt kadn da pencerelerden ak Maninin nnde ayakta duruyor, demir parmaklklara tutunarak aretle ya da bararak avludan geen, biraz nce Maslova'nn fite karlat erkek cezallarla konuuyorlard. Bunlardan, hrszlk suundan yatan, iri yar, iko bir kadnd; yz ak san sivilcelerle kaplyd, salar koyu kahverengi, boynu, kollar- 134 kalndi. nlnn yakasn amt. Ksk sesiyle baryor, irkin szler sylyordu avludakilere. Yannda, on yanda bir kz ocuu boyunda, belden aas ok ksa, esmer bir kadn duruyordu. Yz krmz, illiydi; siyah gzlerini iyice amt. Ksa, kaln dudaklar uzun, beyaz dilerini rtmyordu. Avluda olanlara crlak sesiyle kesik kesik kahkahalarla glyordu. Gsterie pek nem verdii iin alml diye ad taklan bu kadnn sucu hrszlkla, bilerek yangn karmakt; yarglanmas devam ediyordu. Onlarn arkasnda, hrsz saklamaktan sank, clz, damarlar km, st ba pislik iinde, kl rengi nlk giyinen, karn burnunda gebe bir kadn duruyordu. Bir ey dedii yoktu, ama avluda olanlara glmsyordu. Pencerenin nnde duran drdnc kadn sevimli yzl, gzleri i, ksa boylu, kyl bir kadnd. Yasak iki yapp satmakt suu. Bu kadn -yal kadnn oynad ocukla yedi yandaki kz ocuunun annesiydi; ocuklara bakacak kimsesi olmad iin ceza evinde onun yannda kalyorlard- evet, bu kadn da tekiler gibi pencereden dar bakyor, ama bir yandan da elindeki orab ryor, avludan geen cezallarn sylediklerine kzarak yzn buruturuyor, gzlerini kapyordu. Yedi yandaki, ak sar salar omuzlarna dklen kz ocuuysa bir gmlekle esmer kadnn yannda -kck eliyle eteinden tutmu- duruyor; kadnlarla avludan geen cezallarn birbirlerine syledikleri irkin szleri gzleri dalm, dikkatle dinliyor; duyduklarn, ezberlemeye alyormu gibi, kendi kendine fsltyla tekrar ediyordu. On ikinci kadn, yasa d ocuunu kuyuya atp bomutu; bir ky papaznn kzyd. Ksa, kaln sa rgsnden kurtulmu ak kahverengi salar karmakark, uzun boylu, iri gzleri dalgn bakan bir kzd bu. evresinde olanlarla hi ilgilenmiyor, yaln ayak, bir nlkle, hcrenin bo yerinde bir aa, br yukar dolayor, duvar dibine gelince birden hzla geri dnyordu. XXXI Kapnn kilidi iinde anahtar grltyle dnp kap aldktan sonra Maslova'y hcreye soktuklarnda herkes ona dnd. Ky papaznn kz bile bir an durmu, kalarn kaldrarak yeni - 135 gelen Maslova'ya bakm, ama bir ey sylemeden geni, kararl admlaryla oday arnlamaya balamt gene. Korableva ineyi elindeki sert, kaln beze batrd, gzlklerinin arkasndan soru dolu baklarn Maslova'ya dikti. Erkek sesini andran kaln, ksk sesiyle: - Eyvahlar olsun! dedi. Dndn demek. Oysa temize kacan sanyordum ben. Tktlar seni buraya ha? Gzln kard, elindeki ii yanma, ranzann zerine koydu. Demiryolu bekisi:

- Biz de teyzeyle, belki hemen serbest brakrlar onu, diyorduk, dedi. Oluyor nk bazan byle eyler. Duruma bitip de susuz olduuna karar verilince salveriyorlar insan. stelik para da alyorsun. ans ite... Vah ne yazk, ne yazk! ok talihsizmisin kzm. Tanr yardm etmedi sana demek?.. Kadn soluk almadan habire konuuyordu. Fedosya, ocuksu itenlikle parlayan mavi gzlerinde derin bir ac, sevgi, Maslova'ya bakarak: - Sahi ceza m verdiler? dedi. Her zaman nee okunan yz deimiti, ha alad ha alayacakt. Maslova cevap vermedi, hi bir ey sylemeden yrd, batan ikinci olan ranzasna -Karobleva'nnkinin yanndayd- gitti, oturdu. Fedosya ayaa kalkp Maslova'nn yanna gitti. - Meraktan azma sabahtan beri bir ey koymadm, dedi. Maslova gene cevap vermeden yastnn altna koydu francalalar, soyunmaya balad: tozlu entarisini kard, siyah , kvrck salarndan bartsn ald. Ranzalarn tesinde ocukla oynayan kambur, yal kadn da geldi, Maslova'nn karsnda durdu. Ban zgn zgn iki yana sallayarak: - h, h, n! diyordu. Yal kadnn peinden ocuk da geldi, st dudan dileri arasna alp, gzlerini Maslova'nn getirdii francalalara dikti. O gn olanlardan sonra karsnda bu iten, mfik yzleri grnce alamak gelmiti Maslova'nn iinden, dudaklar tit-- 136 remeye balamt. Ama tutmaya alyordu kendini, yal kadnla ocuk yanna gelinceye kadar da tutabilmiti. Ama yal kadnn acma, sevgi dolu h, klarn duyunca, hele hele ciddi baklarn francalalardan ona kaldran ocukla gz gze gelince tutamad artk kendini. Yz allak bullak oldu bir anda, hngr hngr alamaya balad. Korableva: - yi bir avukat bul kendine demitim sana, dedi. Ne o, srgn m? Maslova cevap vermek istiyordu ama, veremiyordu; hkrarak francalann iindeki sigara paketini ald paketin zerinde salar ok kabartlarak yaplm, giysisinin n gen biiminde ak, al yanakl bir kadn resmi vard- Korableva'ya verdi. Korableva resrne bakt, ban iki yana sallad -daha ok Maslova'nn paray byle kt eylere verdiine can skld iin sallamt ban- bir sigara ald paketten, lmbada yakt onu, birka soluk ektikten sonra Maslova'ya verdi. Maslova sigara dumann cierlerine hrsla ekerken bir yandan da alyordu. Hkrklarn arasndan: - Krek, diye mrldand. - Allahtan da korkmaz bu gz dnm canavarlar, dedi Korableva, kan emici yamyamlar! Yoktan yere mahvettiler kzcaz. Tam o anda, pencerenin yannda kalan kadnlar kahkahalarla glmeye balamt. Kz ocuu da glyordu: ince, ocuksu sesi teki kadnn ksk, crlak sesine karyordu. Avludaki cezallardan biri ok tuhaf, gln bir ey yapm olmalyd. Esrner kadn: - Ah eytann pii! una bak ne yapyor, dedi. Yal bedenini hoplata hoplata glerek yzn parmakla dayad, korkun kfrler savurmaya balad. Korableva esmer kadna bakarak sallad ban. - Ne oluyor bu rezile de? dedi. Kah kah glyor bir de! Sonra Maslova'ya dnd gene. - Ka yl bari? - Drt yl, dedi Maslova. Gzyalar yle bir boald ki, bir damlas sigaraya geldi. - 137 Maslova fkeyle tahtaya bastrd onu, yenisini ald. Demiryolu bekisi kadn, sigara imedii halde ald Mas-lova'nn att yarm sigaray, snmesin diye sk sk ekmeye balad, bir yandan da konuuyordu: - Yapacaklarn yaptlar pis domuzlar. Canlan nasl isterse yle karar veriyor kpekler. Matveyevna kurtulacak, serbest brakacaklar onu, diyordu; ben yok canmn ii, yok, diyordum, iimde tuhaf bir duygu var, mahvedecekler zavallc o canavarlar, iime doduu gibi de oldu ite... Ses tonu kendinin de houna gidiyordu. Bu arada cezahlarn hepsi gemiti avludan; onlarla konuan kadnlar da ekildiler pencereden, Maslova'nn yanna geldiler. nce patlak gzl, yasak iki satcs geldi kzyla. Maslova'nn yanna otururken -elindeki orab abuk abuk rmeye devam ediyordu bir yandan. - Ne o, ok mu verdiler? diye sordu. Korableva:

- Para olmad iin ok verirler tabi, dedi. Parac olsayd iyi bir avukat tutar, belki hi ceza almadan bile kurtulurdu. Bir tane tanyorum, adn unuttum imdi, sa sakal birbirine karm, koca burunlu bir eydir, ama suyun iinden kupkuru karr adam. Onu tutacaksn ki... Gelip yanlarna oturan alml, dilerini gstererek: - Nasl tutacaksn ama, dedi, bin rubleden aasna para demiyor ki adam. Bilerek yangn karmaktan yatan yal kadm kart sze: - Demesi kolay, be kardeim... Dn bir kere: Zavall adamn karsn a! tk ieri, -belki yznc kere anlatmaya balamt yksn- onu bitler yesin orada, beni de bu yamda bo oturt burada... Biz kyller bilmeyiz kentlilerin bu katakullilerini, nerden bilelim... Yasak iki yapp satan kadn: - yle, dedi, bilmeyiz... Sonra kzna bakt, elindeki ii yanma koyup kz kolundan tutarak bacaklarnn arasna ekti, abuk ellerle salarnn arasnda aranmaya balad; bir yandan da konumasna devam ediyordu:- 138 - Niin yasak iki satyorsun? diyorlar. Peki ne yapaym baka? ocuklarmn ekmek parasn nasl karaym? Vaak iki satan kadnn bu szleri Maslova'ya arab hatrlatt. Gmleinin koluyla gzyalarn sildi, Korableva'ya: - Biraz arap olsa, dedi. Hkrklar biraz dinmiti. Korableva: - Ya gardiyanlar? diye fsldad. Ama bo ver, nerden in-ceyse ordan kopsun. XXXII Maslova, francalann iinden kard btn parasn, kt paray Korableva'ya verdi. Yal kadn ald paray; okuma yazmas olmad halde, her eyi bilen almlnn, parann iki buuk ruble olduunu sylemesine inand. arap iesini saklad bacann yanna gitti. Bunu gren teki kadnlar -ranza komusu olmayanlardaldlar, herkes kendi yerine gitti. Bu arada Maslova nlyle bartsnn tozunu silkelemi, ranzasna kp francaladan yemeye balamt. Fedosya, bir uval parasna sarl teneke aydanlkla fincan yerden alrken: - Sana ay saklamtm, dedi, ama soumutur. Buz gibi olmutu ay, stelik aydan ok teneke kokuyordu, ama Maslova doldurdu fincan, francaladan srarak imeye balad. Francaladan bir para koparp, bakn azndan ayrmayan ocua seslendi: - Al bakalm Minaka. Bu arada Korableva arap iesiyle marapay getirdi. Maslova, Korableva'y'a alml'ya da verdi. Bu kadn hcrenin yksek tabakasn oluturuyorlard; paralydlar nk. Her eylerini de ortaklaa kullanrlard. Birka dakika sonra almt Maslova, mahkemede olanlar heyecanl heyecanl anlatmaya balamt. Savc yardmcsna kzyordu. - Herkes bana bakyordu, bizim odaya bile geliyorlard beni grmek iin. Asker, Hep sana geliyor bunlar, dedi. Ba- 139 kyorsun biri dalyor odaya, szde bir evra falan aryor... -Glmseyerek, akl erdiremiyormu gibi ban sallayarak anlatyordu Maslova.- Ama asl niyetinin beni grmek olduu belli adamn, yiyecek gibi bakyor bana. Hcre kdemlisi yal kadn: - yledir bu reziller, dedi. Sineklerin ekere saldrdklar gibi saldrrlar insana. Allah ocaklarna drmesin. Elimden gelse bir kak suda boarm hepsini... Maslova kesti szn: - Buradakiler de yle. Yapmadklarn brakmyorlar insana. Trenden indirmilerdi bir grup cezaly, getiriyorlard. Elim ayam tutuldu vallahi, neler neler sylemediler bana. Neyse ki mdr yardmcs yetiti de kurtard beni ellerinden. Hele bir tanesi yle bir yap yapt ki sorma... - Nasl bir adamd? diye sordu alml. - Esmer, bykl. - Yzde yz odur. - Kim? - Kim olacak, eglof. Demin geti pencerenin nnden. - Kimin nesiymi? - una bak, eglof'u tanmyor daha! Krekten iki kere kamtr. Yeni yakaladlar onu, ama gene kaacak. Gardiyanlar bile korkuyorlar ondan. Durmaz o, gene kaacak, greceksiniz. alml, ceza evi mdrnn cezallarla olan yazmalarnda yardmc olduu iin her eyi biliyordu. Korableva: - Kaacak kamasna ama bizi burada brakacak ya ona bak sen. -Maslova'ya dnd.- Sylesene, dileke konusunda ne dedi sana avukat? Hemen vermelisin dilekeni.

Maslova avukatn bu konuda hi bir ey sylemedii cevabn verdi. O srada esmer kadn, illi ellerini karmakark, gr, koyu kahverengi salarnn arasna sokmu, ban kayarak, ien soylularn yanma geldi. - Ne yapacan syleyeyim ben sana Katerina, diye balad. nce, mahkemenin verdii karara itiraz etmelisin dilekende, sonra da savcdan yaknrsn. Korableva sert bir sesle kt ona:- 140 141 - Sana ne oluyor be? arabn kokusunu aldn bakyorum, hadi ek araban. Ne yapacamz senden iyi biliriz biz. - Ben Katerina'yla konuuyorum, sen ne karyorsun? - arap istiyorsun, deil mi? Sokuldun hemen. Eline geeni daima hcre arkadalarna datan Maslova: - Kavga etmeyin canm, ona da koyuver bir yudum. - Ona yle bir... Esmer kadn Korableva'nn zerine yryerek: - Hadi bakalm! dedi. Kuru grltye pabu brakmam ben. - Maymun suratl! - ensin. - Kokmu! - Ben mi kokmuum? Rezil seni gidi, ben ha! Barp armaya balamt esmer kadn. Korableva can skkn: - Hadi iine git, dedi. Ama beriki hl zerine zerine geliyordu. Korableva ak gsnden itti onu. Esmer kadn bunu bekyormu gibi kala gz arasnda bir eliyle salarna yapt Korableva'nn, teki kolunu da yzne olanca gcyle bir tokat indirmek iin havaya kaldrd, ama Korableva yakalad bu kolu. Maslova'yla almis esmer kadnn kollarndan yakaladlar, geri ekmeye alyorlard onu, ama Korableva'nn salarn kavram, elini aamyorlard bir trl. Esmer kadn bir an brakt Korableva'nn san, ama avucuna iyice sarmak iin yapmt bunu. Korableva bam ne eip, bir eliyle esmer kadnn neresine gelirse yumruk sallyor, tekisiyle de dmannn koluna dilerini geirmeye alyordu. Kadnlar toplanmt kavgaclarn bana, ayrmaya a Iarak hep bir azdan bamyorlard. Veremli kadn bile gelmi, bakyor, bir yandan da ksryordu. ocuklar birbirine sokulmu, alyorlard. Grltyle biri kadn biri erkek iki gardiyan geldi. Ayrdlar onlar. Korableva ak salar arasndan kopmular ayklamaya alrken, esmer kadnsa n parampara olmu gmleiyle renksiz gsn rtmeye alrken, barp aryor, birbirinden yaknyorlard. Kadn gardiyan: - Biliyorum, dedi, arap yznden girdiniz birbirinize. Yarn sabah ba gardiyana syleyeceim, grrsnz gnnz o zaman. Basbaya arap kokusu var burada. Hadi herkes yerine, yoksa karmam, sizinle uraamam ben. Yatn zbarn, kesin sesinizi. Ama daha uzun sre kesilmedi ses. Kadnlar azlarna geleni sylyorlard birbirlerine; kavgann nasl baladn, suun kimde olduunu konuuyorlard. En sonunda gitti gardiyanlar, kadnlar da yava yava kestiler seslerini, yattlar. Yal kadn ikon dolabnn nnde yere diz km dua ediyordu. Birden ranzalarn te ucundan esmer kadnn ksk sesi duyuldu: - Krek cezals iki hanm kafa kafaya vermi... Yakas almadk kfrler geldi peinden. Korableva cevap verdi hemen: - Yat da geber be... O da aza alnmadk bir sr kfr sralad peinden. Sonra sustular. Biraz sonra esmer kadn: - Braksalard gzlerini oyacaktm... diye balad gene. Gene Korableva'nn cevab. Arkasndan biraz daha uzun bir sessizlik, gene kfrler. Sessizlikler giderek daha uzun sryordu, en sonunda her ey sustu. Herkes horlamaya balamt bile, yalnz yal kadn ikon dolabnn nnde dua ediyordu hl; her zaman byle uzun uzun dua ederdi. Ky papaznn kzysa, gardiyan gider gitmez kalkm, odann iinde bir aa bir yukar dolamaya balamt gene. Maslova uyumuyordu, bir krek cezals olduunu dnyordu hep. ki kere yle demilerdi ona. nce Bokova, sonra da esmer kadn. Buna alamyorlard bir trl. Arkas ona dnk yatan Korabieva dnd. Maslova alak sesle: - Hi dnmemitim. Bakalar neler yapyorlar, bir ey olmuyor, oysa ben hi suum yokken ac ekmek zorundaym. Korableva avutmaya alt onu: - zlme yavrum. Sibirya'dakiler de insandr. lmezsin orada.- 142 -

- Biliyorum lmeyeceimi, ama elimde deil, zlyorum ite. yi yaamaya altm, kt bir ey de yapmadm. Korableva gs geirdi. - Tanr ne derse o olur... - Biliyorum teyzeciim, ama elimde deil. Sustular bir an. Korableva te utaki ranzalardan gelen tuhaf sese ekti Maslova'nn dikkatini. - Duyuyor musun? Senin iko... Esmer kadnn tutmaya alt hkrklaryd bunlar. Ona hakaret ettiler, vurdular, can o kadar ektii halde arap vermediler diye alyordu. Hkrklarnn bir nedeni de hayatnda kfrden, alaydan, hor grlmekten, sopadan baka bir ey grmedii iin ilenmesiydi. Kendini biraz olsun avutmak amacyla ilk akn, fabrika iisi Fedka Molodyonkof'u dnmek istedi, dnnce bu akn sonunu hatrlad. yle bitmiti bu ak: Molodyonkof arkadalaryla ierken onu yanlarna arm, sonra en duyarl yerine zorla ap srm, o acdan krm krm kvranrken de hep beraber kahkahalarla glmlerdi. Bunlar hatrlaynca kendi kendine acd esmer kadn, kimsenin duymadn sanarak ocuk gibi sesli sesli alamaya balad. Burnunu ekiyor, tuzlu gzyalarn yutuyordu. - Yazk, dedi Maslova. - Yazk ama, fazla acmaya da gelmez. XXXIII Devrisi sabah uyandnda Nehldof'un ilk duygusu, bandan bir eyin getiini hissetmek olmutu; daha kendini toparlayp bunun ne olduunu anlayamadan, bandan geenin ok nemli, iyi bir ey olduunu biliyordu bile. Katyua, mahkeme. Evet, yalan dolan brakmak gerekiyordu artk. Garip bir raslantyla, Nehldof'un soylular bakannn kars Mariya Va-silyevna'dan uzun zamandr bekledii mektup da o sabah gelmiti. Gen adam iin imdi ok nemli olan, tam istedii gibi bir mektuptu bu. Kadn serbest olduunu yazyordu ona, evlen- 143 meyi dnd kzla mutlu olmasn diliyordu. Nehldof ac ac glmseyerek: - Evlenmek! diye mrldand kendi kendine. Ne kadar uzam imdi bundan! Dnk niyetini hatrlad o anda, kadnn kocasna anlatacakt her eyi, zr dileyecek, kendini balatmak iin ne isterse yapmaya hazr olduunu syleyecekti. Ama bu o kadar kolay grnmyordu ona imdi. Hem durup dururken ne diye mutsuz edeyim adamcaz, nasl olsa bir eyden haberi yok. Sorarsa bana, sylerim. Damdan der gibi olmaz. Gerei yok. Gerei Missi'ye sylemek de pek o kadar kolay gelmiyordu ona imdi. Sonra bir daha hi konuamazd onunla, gururuna dokunurdu kzn bu. Toplum iindeki bir ok ilikilerinde olduu gibi burada da gizli, ancak sezinlenebilen bir ey kalmalyd. O sabah vermiti kararn: Bir daha glmeyecekti onlara, sorarlarsa da gerei syleyecekti. te yandan, Katyua'yla arasnda gizli, akla kavuturulmam bir ey kalmamalyd. Ceza evine gidip greceim onu, diye dnyordu, beni balamas iin yalvaracam. Gerekirse, evet gerekirse evleneceim onunla. Ruhunu huzura kavuturmak iin her eyini feda edip Katyua'yla evlenebilecei dncesi bu sabah pek bir duygulandryordu onu. oktandr bir gn bylesine canl, heyecanla karlamamt. Odasna gelen Agrafena Petrovna'ya kararl bir sesle -bu kararll, kendi de beklemiyordu kendinden- bundan byle bu eve de, yal kadnn hizmetine de ihtiyac olmadn syledi. Kimseye bir ey sylemedii halde, Nehldof'un bu byk pahal evde evlenmek niyetinde olduu iin oturduu inanandayd herkes. Bu evden kmasnn zel, nemli bir anlam olmalyd. Agrafena Petrovna akn bakyordu ona. - Bana yaptnz her ey iin ok ok teekkr ederim size Agrafena Petrovna; ama artk byle byk bir eve de, hizmetiye de ihtiyacm yok. Bana bir iyilik yapmak isterseniz, eyalarn imdilik annemin zamannda olduu gibi toplanmasn salayn, yeter. Nataa gelince gerekeni yapar. (Nataa, Nehldof'un ablasyd.)_ 144 Agrafena Petrovna ban iki yana sallad. - Eyalar nasl toplarz? dedi. Lzm olacaklar. Nehldof, yal kadnn ba sallamakla sylemek istediine cevap vermek amacyla: - Hayr, Agrafena Petrovna, dedi, olmayacaklar. Ltfen, Korney'e de syleyin, iki ayln pein vereceim, o da serbesttir. Yal kadn glkle konuarak: - Doru yapmyorsunuz bunu Dmitri vanovi, diye mrldand. Avrupa'ya gidiyorsunuz geri, ama eviniz barknz olmaldr gene de. - Yanlyorsunuz Agrafena Petrovna. Avrupa'ya gitmiyorum; gitsem bile sizin sandnzdan bambaka bir yere gideceim.

Birden kpkrmz oldu yz Nehldof'un. Sylemeliyim ona, diye geiriyordu iinden, niin susuyorum, nme gelene anlatmalym her eyi. - Dn ok tuhaf, ok nemli bir olay geti bamdan. Ma-riya vanovna halann yanndaki Katyua'y hatrlyor musunuz? - Hatrlamaz olur muyum hi, diki dikmesini ben retmitim ona. - Dn mahkemede o Katyua'nn durumas vard ite, ben de jri yesiydim. - Aman Allahm, dedi, Agrafena Petrovna, ok yazk! Suu neymi? - Cinayet. Ben ilettim ona bu cinayeti. Agrafena Petrovna: - Siz mi? dedi. Neler sylyorsunuz yle? Yal kadnn gzlerinde kurnaz bir parlt belirmiti. Kat-yua olayn biliyordu. - Onu ben srkledim buna, dedi Nehldof. Bu yzden de btn plnlarm deitirdim. Agrafena Petrovna glmsemesini tutmaya alarak: - Bu sizin iin neyi deitirmi olabilir? diye sordu. - Onun bu yola dmesine ben sebep olduuma gre, onu kurtarmak iin elimden geleni yapmak zorundaym imdi de. - 145 - Siz bilirsiniz ama, bunda en kk bir suunuz yok sizin bence. Herkesin bandan geer byle ufak tefek eyler, akl banda olan insan doru yoldan kmaz, unutur olanlar, yaamasna bakar. (Agrafena Petrovna sert, ciddi bir tavrla konuuyordu.) Bunda kendinizi sulu grmeniz iin bir sebep yoktur ortada. Onun kt yola dtn eskiden de duymutum, size ne bundan? - Suu benimdir. Bunun iin de doru yola sokmak istiyorum onu. - Ama yle kolay deildir bu. - Bu benim bileceim itir. Ama siz kendinizi dnyorsanz, annemin istei... - Byle bir dncem yok. Rahmetli annenize o kadar minnettarm ki, hi bir ey istemiyorum. Lizanka aryor beni (Agrafena Petrovna'nn kocaya varm yeeniydi bu) bana ihtiyacnz kalmazsa onun yanma giderim. Ama inann ki boubo-una nemsiyorsunuz bunu bu kadar, herkesin bandan geer byle eyler. - Bence hi de yle deil. Ama gene de eyalarn toplanmasna, evi satmama yardm etmenizi dileyeceim sizden. Kzmayn da bana. Her ey iin, btn iyilikleriniz iin minnettarm size. alacak bir durumdu: Nehldof kt olduunu, kendi kendinden irendiini anlad andan bu yana bakalarndan ireniyordu artk; tam tersine, Agrafena Petrovna'ya da Korney'e de almak istiyordu; gelgelelim arbalyd ki yapamad bunu, kararn veremedi. Ayn sokaklardan, ayn arabayla adliyeye giderken kendi kendine ayordu Nehldof. Bambaka bir insan hissediyordu kendini. Dn ona ylesine yakn grnen Missi'yie evlenmesini imdi kesinlikle imknsz bir ey olarak dnyordu. Dn Missi'nin onunla seve seve evleneceinden kukusu yoktu; oysa imdi deil Missi'yie evlenmeye, ona yakn olmaya bile lyk grmyordu kendini. Nasl bir insan olduumu bilse dnyada konuDirili - F: 10 - 146 mazd benimle, evine sokmazd beni. Bu yetmiyormu gibi, o adamla ilikisi yznden sitem de ettim ona. Evet, benimle evlenmeye raz olsa bile, Katyua'nn ceza evinde yattn, yarn ya da br gn cezallar kafilesiyle Sibirya'ya gideceini bilerek deil mutlu, birazck olsun huzur iinde olabilir miyim? Felkete srklediim bir zaval Sibirya'ya yollanrken, ben gen karmla beni kutlamaya gelen konuklarm kabul edecek, onunla e dost ziyaretine gideceim... Ya da karsyla gizli iliki kurarak alaka aldattm soylular bakanyla beraber, toplarstda blge okullar konusunda verilen oylarn ayrmn yapacam, arkadan da karsna ne zaman nerede buluacamz fsldayacam (ne pis, iren eyi; ya da, byle deersiz eylerle uramamam gerektiini, artk elimden hi bir ey gelmeyecei iin bir zaman bitmeyecei besbelli olan tabloma devam edeceim... Byle dnyor, ruhunda hissettii deiiklie seviniyordu. nce avukat grp kararn renmeli, diye geirdi iinden, sonra da... sonra da ceza evinde onu, dnk krek cezalsn grp, her eyi anlatmal. Katyua'yla nasl greceini, ona her eyi nasl anlatacan, nasl af dileyeceini, onun iin elinden gelen her eyi yapacan, suunu affettirmek iin onunla evleneceini nasl syleyeceini dndke duyguland. Nehldof, heyecanland, gzleri dolu dolu oldu. XXXIV Adliyeye gelince daha koridorda karlat Nehldof dnk mahkeme yneticisiyle. Hkmllerin nerede bulunduunu, bir hkmlyle grmek iin kimden izin almasnn gerektiini sordu ona. Mahkeme yneticisi hkmllerin eitli yerlerde olduklarn, mahkeme kararlar kesin biimleriyle aklanana kadar grme izinlerini savcnn verdiini syledi.

- Durumadan sonra ben gtrrm sizi. imdi yerinde yok savc, gelmedi daha. Durumadan sonra olur. Durumaya buyrun imdi. Hemen balyoruz. Kibarl yznden ona bugn pek zavall grnen mahkeme yneticisine teekkr edip, jri odasna yrd Nehldof. - 147 Odann kapsna yaklarken, jri yelerinin duruma salonuna gitmek zere odadan ktklarn grd. Tccar gene neeliydi, dnk gibi akr-keyifti gene, Nehldof'u eski bir dost gibi karlad. Piyotr Gerasimovi'in kstahl, kahkahalar da sinirlendirmiyordu bugn Nehldof'u. Nehldof, dnk sankla arasndaki gemii btn jri yelerine anlatmak istiyordu. Aslnda, diye geiriyordu iinden, dn durumada ayaa kalkp suumu itiraf etmeliydim. Ama jri yeleriyle duruma salonuna girip de her eyin gene dnk gibi olduunu grnce deitirdi dncesini. Ortadaki masada kalkk yakalaryla yarg vard gene, yneticinin, duruma balamtr, demesinden sonra gene bir sessizlik olmu, jri yeleri yksek arkalkl sandalyelerine oturmutu gene, gene jandarmalar, portre, papaz... Dn durumada kalkp gerei sylemesi gerektiine inanyordu hl, ama bu resm havay bozmaya cesaret edemeyeceini de hissediyordu bir yandan. Durumaya balama hazrlklar dnknn aynyd (yalnz, jri yelerine yemin ettirilmemi, bakan da onlara yapt aklayc konumay yapmamt). Dva konusu hrszlkt. ki jandarmann yaln kl bekledii sank, boz giysili, soluk benizli, dar omuzlu, zayf, yirmi yalarnda bir ocuktu. Sank yerinde yalnz oturuyor, kalarnn altndan, salona girenlere bakyordu. Bu ocuk, bir arkadayla beraber asma kilidini krarak bir ambara girmekten, hepsinin toplam deeri ruble altm yedi kpek olan birka eski yolluk kilim almaktan sankt. ddianameden anlaldna gre, beki yakalam onlar yolda, kilimler arkadann omuzundaym. ocukla arkada hemen itiraf etmiler sularn, kiini de ceza evine atmlar. ilingir olan arkada ceza evinde ld iin yalnz ocuu yarglyorlarm imdi. Eski yolluk kilimler madd deliller masasnn zerindeydiler. Durumann dnknden ayr bir yan yoktu. Gene ayn ko-numa!ar, tanklarn yemin ettirilii, sorgular, bilirkii raporunun okunmas, savcyla savunma avukatlarnn tanklara sorduk-lar sorular. Tank beki bakann, savc yardmcsnn, savunma avukatnm sorularna isteksiz, ksa cevaplar veriyordu: Evet Bendim, Bilmiyorum... sonra gene, Evet efendim..., ama- 148 ~asker dncesizliine, kalplamslma karn, ocua acd belliydi; onlar nasl yakaladn isteksiz isteksiz anlatt. teki tank, evin, kilimlerin sahibiydi. Hastalkl, stelik ok sinirli olduu belli bir ihtiyard bu. Yolluk kilimlerinin onun olup olmad sorulduunda can son derece skkn bir tavrla, evet cevabn verdi. Savc yardmcs bu yolluk kilimleri ne yapmak niyetiyle sakladn, onun iin ok mu gerekli olduklarn sorunca ihtiyar kzd. - Hay olmaz olaydlar da kurtulaydm, dedi, hi de gerekli deiller benim iin. Onlarn yznden bu kadar eziyet ekeceimi bilseydim deil aramak, ste bir yzlk bile verirdim, hatta iki yzlk verirdim... yeter ki sorguydu morguydu diye buralarda srnmeseydim. Git gel arabalara da be ruble verdim zaten. Hastalkl bir adamm ben. Hem ftm, hem de romatizmalarm var. Tanklar byle sylyor, sank da suunu itiraf ediyor; tuzaa dm bir yabani hayvan gibi anlamsz baklarn salon-dakilerin zerinde dolatrarak, atlak bir sesle her eyi olduu gibi anlatyordu. Olay apak ortadayd, ama savc yardmcs dnk gibi, kurnaz san (!) avlamak amacyla ustalkla hazrlanm sorular sordu gene. Konumasnda hrszln, kap krlp eve girilerek yapldn, bu yzden ocuun en ar cezaya arptrlmas gerektiini savundu. Mahkemenin grevlendirdii savunma avukat, hrszln eve deil, ambara girilerek yapldn; sann, sulu olduu kesin olsa bile, savc yardmcsnn iddia ettii gibi, toplum iin zararl bir insan olmadn savundu. Bakan, hakkn savunucusu gibi davranyordu gene; jri yelerinin bildii, bilmemelerine imkn olmayan eyleri ayrntlaryla anlatt onlara gene, akl verdi. Dnk gibi aralar oldu gene, sigara iildi bu aralarda. Mahkeme yneticisi, duruma balamtr, diye bard, iki jandarma yaln kl, sana gzda vererek uyumamak iin kendilerini zorladlar gene. Konumalardan, bu ocuu daha kkken babasnn ttn fabrikasna verdii, ocuun orada alt yl alt anlalmt. - 149 Patron, iilerle arasnda geen tatsz bir olay yznden bu yl iine son vermi, o da isiz, yersiz yurtsuz kalnca kentte babo dolamaya, elindeki son birka rublesiyle, imeye balam. Meyhanede, kendisi gibi

iinden atlm, ayya bir ilingirle tanm, bir gece sarhoken asma kilidi krp, ellerine ilk geen eyi almlar. Yakay ele vermiler tabi. Sularn itiraf etmiler. Ceza evine koymular onlar, duruma gnn beklerken lm ilingir. imdi de ocuu, toplumdan uzaklatrlmas gereken tehlikeli bir yaratk gibi yarglyorlard. Nehldof evresinde olup bitenleri izlerken dnyordu: Dnk sank gibi tehlikeli... Onlar tehlikeli de biz deil miyiz sanki?.. Rezil, yalanc, alak bir insanm ben, hepimiz yleyiz. Beni olduum gibi tanyanlar, kk grmedikleri gibi, sevip sayanlar da benim gibi deil midirler? Bu ocuk toplum iin u salonda bulunan insanlarn en zararls olsa bile, yle bir dnecek olsak, dt durumda elinden baka ne gelirdi zavallnn, ne yapabilirdi? Bu ocuun hi de yle tehlikeli bir sulu olmad, -herkes farknda bunun- kiiyi su ilemeye iten koullarn iine dt iin sulu olduu apak ortada aslnda. Sonra u da apak ortada: Toplumumuzda bu eit ocuklarn grlmesini istemiyorsak, byle zavall yaratklar oluturan koullar ortadan kaldrmalyz nce. Oysa biz ne yapyoruz? Elimize rastlantyla geen byle bir ocuu yakalyor -yakalayamadmz byle binlerce ocuun daha olduunu bile bile- ceza evine tkyoruz. Onun gibi zavall, hayatta yolunu arm bir sr insanla bombo oturtuyoruz onu da, ya da sala zararl, anlamsz iler yaptryoruz; sonra da en ahlksz, tehlikeli insanlarn arasna katp, devlet parasyla Moskova'dan rkuts iline yolluyoruz. Bu eit insanlarn ortaya kmasna yardm eden koullar yok etmeye alacak yerde, bo durmaktan, hi bir ey yapmamaktan da te, bu koullarn doduu kurulular destekliyoruz. Bu kurulular bellidir: Fabrikalar, atelyeler, meyhaneler, ikili yerler, genelevler. Bunlar ortadan kaldrmadmz gibi gerekli olduklarna inanyor, daha iyi ilemeleri iin elimizden geleni yapyoruz. - 150 Byle milyonlarca insan yetiiyor, sonra bunlarn bir tanesini yakalyor; bir ey yaptmz, tehlikeyi uzaklatrdmz, onu Moskova'dan rkuts iline srmekle grevimizi tam olarak yerine getirdiimizi sanyoruz... (Nehldof, albayn yannda, sandalyesinde oturuyor, savunma avukatn, savc yardmcsn, bakan dinler, onlarn kendine gven dolu tavrlarna bakarken byk bir aklkla dnyordu bunlar. Bu kocaman salona, duvardaki portrelere, lmbalara, koltuklara, resm giysilere, kaln duvarlara, pencerelere bakt yle bir: iinde bulunduu yapnn bykln, adl rgtn ok daha byk olduunu; yalnz burada deil, btn Rusya'da, bu, hi kimseye bir yarar dokunmayan komedi iin aylk alan memur, yazc, beki, hademe ordusunu dnd). Bu gz boyama ne ok aba gerektiriyor byle... Bu abann hi deilse yzde birini, huzurumuz iin birer ara gibi grdmz, toplumdan atlm u zavalllara yardm etmeye harcasaydk ne olurdu acaba? (Nehldof, ocuun rkek, soluk yzne bakt). Yoksulluun zorlamasyla kyden kente gnderildiinde ona acyan, yardm elini uzatan biri ksayd karsna... kente geldikten sonra bile, on iki saat altktan sonra gece fabrikadan kp, kt arkadalaryla meyhaneye gittii zamanlar ona, Gitme yle kt yerlere Vanya, diyecek birine rastlasayd gitmezdi ocuk, serseri olmazd, dmezdi bu duruma... Ama acyan kmad ona; bitlenmesin diye salarn sfr numaraya vurdurtmu, ustalarn ayak ilerine koar, kentte kk bir yabani hayvan gibi yaarken bir iyi yrekli insanla karlamad; tam tersine, kente indikten sonra ustalarndan, arkadalarndan hep ayn eyi iitti: Yaman delikanl olmak iin iyi dolap evirmesini bilmenin, ok imenin, iyi kfr etmenin, iyi doumenin, rezalet karmann gerektiini. Ar alma koullarnn hasta ettii, bozduu, sarholuun, ahlkszln, serserilie srkledii, sersemletirdii bu ocuu, isiz gsz sokaklarda dolarken, aklszlndan, bir ambara girdi, hi kimsenin iine yaramayacak iki yolluk kilim ard diye bizler, btn bu okumu, zengin, geleceklerine gvenle bakan insanlar yakalamz; onu bu duruma dren - 151 nedenleri ortadan kaldrmaya alacamza, bu ocuu cezalandrmakla her eyi dzeltmek istiyoruz. Korkun bir ey bu! Bu canavarlk mdr yoksa aptallk m, anlamak g dorusu. Sanrm ikisinin de en ars. Nehldof nnde konuulanlar duymuyordu artk, hep dnyordu. Bu gerek onu bile dehete drmt. Bunu imdiye kadar nasl sezinleyemediine, bakalarnn bu gerei na-si gremediine ayordu. XXXV Birinci ara verilir verilmez Nehldof kalkp koridora kt; duruma salonuna bir daha dnmemeye kararlyd. Varsn nasl bilirlerse yle yapsnlard ocuu; bu korkun, iren budalala katlamazd artk. Savcnn odasn renip, oraya gitti. Hademe, savcnn megul olduunu syleyerek ieri brakmamak istedi onu. Ama Nehldof aldrmadan geti, karsna kan memura, jri yesi olduunu, ok nemli bir konuda grmek istediini savcya bildirmesini syledi. Prenslii, kibar giyimi nedeniyle yardm ettiler Nehldof'a. Memur gidip haber verdi savcya, ieri aldlar onu. Savc ayakta karlad onu; Nehldof'un grmek iin bylesine diretmesinden holanmad belliydi. Souka:

- Nedir dileiniz? diye sordu. - Jri yesiyim, soyadm Nehldof, sank Maslova'y grmeliyim. Nehldof, abuk abuk, kararl konuuyordu. Hayatnda byk deiikliklere neden olacak bir adm attn hissediyor, k-zanyordu. Savc, parlak gzleri fldr fldr, salarna ak dm, top sakall, ksa boylu, esmer bir adamd. Sakin sakin: - Maslova'y m? diye sordu. Tanyorum onu. Bir tccar zehirlemekten sankt. Niin grmek istiyorsunuz onu? Biraz yumuak davranmak istiyor gibi ekledi: -. Onu niin grmek istediinizi bilmeden veremem size bu izini. Nehldof, kulaklarna kadar kzararak:- 152 - - Benim iin son derece nemli bir i iin, diye mrldand. Savc: - yle mi? dedi. Ban kaldrp dikkatli dikkatli bakt Nehldof'un yzne. - Dvasna bakld m? diye sordu. - Dn bakld, tamamen haksz olarak drt yl krek cezasna arptrld. Susuzdur. Savc, Nehldof'un Susuzdur demesiyle hi ilgilenmeden: - Ya... dedi. Durumas dn olduuna gre, cezas kesin biimiyle aklanana kadar tutuklular ceza evinde kalacak demektir. Orada grme belirli gnlerde olur. Ceza evi mdrne bavurunuz. Kesin nn yaklamakta olduunu hisseden Nehidof, alt enesi titreyerek: - Ama bir an nce grmek zorundaym onu, dedi. Savc, kalarn! huzursuzca kaldrarak: - Niin grmek istiyorsunuz onu bu kadar? diye sordu. Nehldof, sesi titreyerek: - Susuz olduu, krek cezasna arptrld iin, dedi. Asl sulu benim. Bir yandan da, sylenmemesi gereken eyi sylediini hissediyordu. - Nasl olur? diye sordu savc. - nk tertemiz bir kzken ben aldattm onu, imdiki durumuna dmesine ben sebep oldum. Ona bu ktl yapma-saydm o eve dmez, byle bir eyle de sulanmazd. - Bunun, onunla grmenizi neden gerektirdiini gene de anlayamadm. Nehldof kekeleyerek: - nk onun peinden gitmek... onunla evlenmek istiyorum, dedi. Bundan her sz etmeye baladnda olduu gibi, gzleri dolmutu gene. - yle mi? dedi savcr. Bakn hele! Gerekten de pek sk grlmeyen bir olay bu. Krasnapenski blgesi yneticilerindensiniz galiba siz? Savc, Nehldof soyadn daha nce de duyduunu hatrlar - 153 gibi olmutu. Dorusu ok tuhaf eylerden sz ediyordu gen adam. Nehldof, kzararak, fkeli: - Kusura bakmayn ama, bunun isteimle bir ilikisi olduunu sanmyorum, dedi. Savc belli belirsiz glmsedi. Hi bozulmadan karlk verdi: - liii yok tabi... ama isteiniz ylesine artc, ylesine... - Syler misiniz, verecek misiniz izin? - zin mi? Elbette, elbette, hemen bir kt vereyim size. Buyrun oturun ltfen. Savc, masasna gitti, oturup bir eyler yazmaya koyuldu. - Otunuz ltfen. Nehldof ayakta duruyordu. Savc, izin kdn yazdktan sonra, yzne merakla bakarak Nehldof'a verdi onu. - unu da bildirmek zorundaym size, dedi Nehldof, jri yelii grevime devam edemeyeceim. - Ama, bildiiniz gibi, bunun iin mahkeme hayetine kabul edilebilecek sebepler gstermelisiniz. - Her eit mahkemeyi yalnzca yararsz deil, ahlk kurallarna da aykr bulduumdur sebep. Savc: - Eveet, dedi. (O belli belirsiz glmsemesi hl dudak-larmdayd. Bu glmseyile, byle szlere alk olduunu, bunlar elendirici bulduunu anlatmak istiyordu sanki). Evet efendim, ama savc olarak benim bu konuda elimden bir ey gelmeyeceini sanrm biliyorsunuzdur. Bu bakmdan, mahkemeye durumu

aklamanz salk vereceim size; mahkeme gsterdiiniz mazereti inceler, kabul eder ya da etmez; etmezse para cezas verir size. Mahkeme heyetine vavurunuz ltfen. Nehldof, fkeli: - Size syledim ite, baka bir yere de bavurmam, diye sylendi. Savc, bu garip konuktan bir an nce kurtulmak istediini gizlemeden, ban ne eerek:154 - Gle gle efendim, dedi. * Nehldof ktktan hemen sonra savcnn odasna giren bir mahkeme yesi: - Kimdi o yannzdaki? diye sordu. - Nehldof. Hatrlyor musunuz, Krasnoperski blgesi ynetim kurulunda acayip konumalar yapmt. Dnn bir kere, jride grevli; sanklar arasnda, krek cezasna arptrlm, eskiden aldatt bir kadn m kz m ne varm, evlenmek istiyor onunla... - Olamaz. - Vallahi yle sylyor... tuhaf bir heyecan iindeydi. - Gnmzn genlerinde br acayiplik var ya, nedir bilmiyorum. - Pek o kadar gen de saylmaz hem. - u sizin nl vanenkof'unuz da kabak tad verdi yani. ldryor insan, konuuyor da konuuyor... - Dpedz susturmaldr bylelerini, kendiliklerinden susmazlar nk... XXXVI Savcnn yanndan knca doru tutuklularn bulunduu ceza evine gitti Nehldof. Ama aradlar taradlar, Maslova diye biri yoktu orada; bagardiyan, Nehldof'a bir de eski srgnler ceza evine bakmasn syledi. Nehldof oraya da gitti. Gerekten de oradayd. Yekaterina Maslova. Alt ay nce jandarmalarn at ok nemli, dall budakl politik bir dva sonucu tutuklular ceza evine niversite rencilerinin, doktorlarn, iilerin, hemire kzlarn, yksek okullarda kurslara katlan kadnlarn doldurduunu unutmutu savc. Tutuklular ceza evi, kentin bir ucunda, srgnler ceza evi te uundayd; Nehldof oraya vardnda akam olmak zereydi. Souk grnml, kocaman yapnn kapsna yaklayordu ki, nbeti brakmad onu, ngran ipine asld birka kere. ngrak sesine gardiyan kt. Nehldof izin kdn gsterdi; gardiyan, ceza evi mdr izin vermeden onu ieri alamayacan syledi. Nehldof, ceza evi mdrnn evine yrd. Daha mer- 155 divenleri karken, piyanoda grltl, canl bir para alndn duymutu. erden geliyordu bu ses. Bir gz bal, fkeli olduu yznden belli oda hizmetisi kapy anca sesler dar boald sanki birden. Nehldof'un kulaklarn trmalad. List'in bir rapsodisiydi bu, hani gzel de alyordu alan, ama bir yerine kadar. Oraya gelince gene batan balyordu. Nehldof, gz bal oda hizmetisi kza ceza evi mdrnn evde olup olmadn sordu. Oda hizmetisi: - Hayr, dedi. - Ne zaman gelir acaba? Rapsodi gene sustu, sonra grltyle, heyecanla balad, o byl yere kadar tekrar edildi. - Gidip bir soraym efendim. Oda hizmetisi kz gitti. Rapsodi yeni batan balamt gene, ama bu kez byl yere kadar devam etmedi, yarda kesildi. Bir kz sesi duyuldu: - Evde olmadn, bugn gelmeyeceini syle. Bir yere gitti, anlamyorlar m? Gene Rapsodi balad, ama balamasyla kesilmesi bir oldu, bir sandalyenin itildii duyuldu. Anlalan piyanist bayan kzm, zamansz gelen bu inat ziyaretiye haddini bildirmek istemiti. Uuk benizli, elemli bakan gzlerinin alt mor, sa ba karmakark bir kz kapdan karken, sinirli, - Babam evde yok, diyordu. Ama karsnda iyi giyimli, gen bir adam grnce yumuad hemen, - Buyrun ltfen, girin... Bir arzunuz mu vard? - Ceza evinde bir tutukluyu grmek istiyordum da. - Siyas sululardan m? - Hayr, siyas sulu deil. Savcdan izin aldm. - Bilmem ki, babam yok evde. Buyursanza, girin ltfen... Siz bilirsiniz, yleyse babamn yardmcsna gidin, odasmdadr imdi, onunla konuun. Soyadnz neydi? Nehldof kzn sorusuna cevap vermeden, - Teekkr ederim, dedi.- 156 -

Dnp yrd. Arkasndan kap yeni kapanmt ki, ayn cokun, neeli para almaya balad gene. Oysa ne yeriydi bu mziin, ne de onu byk bir dikkatle renmeye alan kzn za-vali grnne gidiyordu. Avluda bynn ular kalkk gen bir subayla karlat Nehldof, mdr yardmcsnn nerede olduunu sordu ona. Gen subay, mdr yardmcsnn kendi olduunu syledi. zin kdn a!d, inceledi, tutuklular ceza evi iin verilmi bir izin kadyla onu grtremeyeceini syledi. - Hem ge oldu zaten... Yarn buyrun. Saat dokuzda herkes istediiyle grebilir yarn. Mdr de gelecek, onu da grrsnz. Grme odasnda grebileceiniz gibi, izin verirse mdrn odasnda da grebilirsiniz. Nehldof bylece, Maslova'yla grmeden eve dnd. Sokakta yryor, mahkemeyi deil, savcyla, mdr yardmcsyla arasnda geen konumalar dnyordu. Maslova'y grecei dncesi heyecanlandryordu onu. Onunla konuabilmek iin uramas, niyetini savcya amas, onu grmek iin iki ceza evine gitmesi ylesine coturmutu onu ki, uzun sre gemedi heyecan. Eve gelir gelmez, hanidir elini srmedii gnln ald, birka yerine yle bir gz gezdirdikten sonra yazmaya balad: ki yldr tutmuyorum gnlk, bu ocuklua bir daha hi dnmeyeceim kansndaym. Oysa ocukluk deildir bu; kendi kendimle, her insann iinde yaayan o gerek, kutsal kendimle sylemektir. O zamandan beri uyuyordu bu ben, syleebileceim kimsem yoktu. Yirmi sekiz nisan gn, jri yesi bulunduum durumada az grlr bir rastlant uyandrd onu. Sank sandalyesinde onu, bir zamanlar aldattm Katyua'y ceza evi giysisiyle grdm. Tuhaf bir yanl anlama, benim de bir anlk dalgnlm sonucu krek cezasna arptrld. Bugn savcya gittim, ceza evine gittim. Grtrmediler beni onunla; ama kararlym, onu grmek, ondan zr dilemek - evlenerek bile olsa - suumu balatmak iin her eyi yapacam. Tanrm, yardm et banal yle hafif hissediyorum kendimi, yle mutluyum ki.

XXXVII O gece daha uzun sre uyuyamad Maslova. Gzleri ak, kapya bakyor, esmer kadnn burnunu ekmesini dinliyordu. Hl bir aa bir yukar dolap duran ky papaznn kz geiyordu nnden ikide bir. Sahalin'de ne olursa olsun, bir krek cezalsyla evlenmeyeceini dnyordu. Ama yneticilerden biriyle, bir yazcyla, hi deilse bir ba gardiyan ya da gardiyanla evlenebilirdi belki. Benden iyisini mi bulacaklar. Yeter ki zayflamayaym. Yoksa mahvolurum. Savunma avukatnn ona nasl baktn hatrlad; bakan da, karlat ya da mahsus yanndan geen erkekler de yle szyorlard onu tepeden trnaa. Ceza evinde onu grmeye gelen Berta'nn getirdii haberi hatrlad: Kitayev-na'nn evindeyken ak olduu niversite rencisi gelip aramt onu; ceza evine dtn renince de ok zlmt. Esmer kadnn kavgasn hatrlad, acd ona; ona bir francala da fazladan yollayan frnc geldi aklna. ok ey dnd ama Nehldof'u hatrlamad hi. ocukluunu, gen kzln, zellikle, Nehldof'a olan kn hatrlamak istemezdi hi bir zaman. ok ac verirdi ona bu- Bu anlar ruhunun derinlikleriyie bir yerde hi dokunulmadan dururlard. Dnde bile grd olmazd Nehl-dof'u. Duruma {salonunda onu tanmamas, onu son kez grdnde resm giygili, sakalsz kck bykl, ksa da olsa gr, kvrck sal bir gen; imdiyse kelli felli, sakall bir adam olmasndan olduu kadar, onu hi dnmemesindendi. Onunla ilgili gemiini o zifiri karanlk gece, Nehldof sava dn halalarna uramad o korkun gece karp atmt belleinden. Maslova o geceye kadar, yani Nehldof'un dnte urayacan umduu srece, karnnda tad ocuktan sklmak yle dursun, onun yumuak, bazan da sert hareketlerinden byk haz duyuyor, duygulanyordu bile. Ama o geceden sonra her ey deiti. Douraca ocuk da bir yk olmaya balamt ona artk. Halalar uramas iin mektup zerine mektup yazmlard ona, yalvarmlard; ama o bir telgraf ekti onlara, zamannda Petersburg'da bulunmas gerektii iin urayamayacan bildirdi. Bunu renince, onu grebilmek iin tren istasyonuna gitmeye karar verdi Katyua Tren gece saat ikide geecekti. Katyua .hanmlarn yatrd- eski bir ift potin geirdi ayana, atky ba-_ 158 sna rtt, yanna ahmn kz Maka'y alp sessizce kt evden, istasyona kotu. Yamurlu, rzgrl, zifir karanlk bir sonbahar gecesiydi. Ilk, iri yamur taneleri kamlyordu yzn; arada bir yamur kesiliyordu. Ayaklarnn altnda yol belli deildi, orman ise kuyu gibi kapkaranlkt. Katyua oralar ok iyi bildii halde gene de kaybetti yolu; yle ki, trenin dakika kalaca kk istasyona, umduu gibi trenden nce deil, ikinci zilden sonra varabildiler. Koarak trenin yanna geldiklerinde Katyua birinci mevki vagonun penceresinde ODU grd hemen. ok aydnlkt iersi. ki subay kadife kapl koltuklarda karlkl oturmu, kt oynuyorlard. Pencerenin nndeki kk masada kaln mumlar yanyordu; stten eridike kenarlarndan akarken ip ip donmu mumlar. O, koltuklardan birinin kenarna, kolunu arkalna dayayarak oturmu, bir eye glyordu. Bacaklarna iyice yapm subay pantolonu vard ayanda. Onu tanr tanmaz, souktan donmu eliyle cama vurdu Katyua. Ama tam o anda da nc zil ald, tren nce geri kayd, biraz sonra vagonlar, srayla sarslarak yava yava hareket ettiler. Oyun oynayan subaylardan biri elinde ktlarla ayaa kalkt, pencereden dar bakt. Katyua bir kere daha vurdu, yzn cama dayad. O anda

Kat-yua'nn yannda durduu vagon da sarsld, hareket etti. Katyua ieri bakarak yryordu vagonla beraber. Subay pencereyi indirmek istiyor, ama indiremiyordu bir trl. Nehldof kalkt yerinden, subay yana itti, pencereyi indirmek iin uzand. Tren hzlanmt. Katyua geri kalmamak iin abuk abuk yryordu, ama tren de hzlandka hzlanyordu. Nehldof tam pencereyi indirdii anda kondktr itti Katyua'y, trene atlad. Geri kalmt Katyua, ama hl kouyordu istasyonun slak tahtalar zerinde. Sonra tahtalar bitti, merdivenleri koarak inerken dmemek iin zor tuttu kendini. Kouyordu Katyua, ama birinci mevki vagonu uzaklamt ondan, gitmiti. imdi ikinci mevki vagonlar koarak geiyordu yanndan, sonra nc mevki vagonlar daha hzla gemeye baladlar, ama hl durmadan kouyordu Katyua. Yannda arkasndan fenerle son vagon getiinde su tulumbasnn yanndayd. Yapayalnzd karanln ortasnda, birden rzgr saldrd zerine, basndan atksn ekti ald. - 159 slak eteklerini estii yndeki bacana yaptrd. Atksnn bayndan utuuna aldrmadan kouyordu Katyua hl. Arkasndan ona yetimeye alan kz, - Mihaylovna teyze! diye baryordu. Atknz drdnz! O apaydnlk bir kompartmanda, kadife koltuklarda oturuyor, glp eleniyor, iiyor, bense burada amurlarn, karanln iindeyim; yamurun, rzgrn altnda alyorum. Bylece geirdi iinden Katyua. durdu, ban geri atp ellerinin arasna .ald, hngr hngr alamaya balad. -' Gitti! diye baryordu. Kz korkmutu, srlsklam entarisiyle sarld ona. - Eve gidelim teyzeciim. Katyua kza cevap vermeden, Bir tren geerken altna ata-ym kendimi, her ey bitsin, diye geiriyordu iinden. yle yapmaya da kararlyd. Ama her zaman olduu gibi, heyecan an getikten sonra karnndaki ocuk, onun ocuu birden tekme atmaya balad, yumuak kprdanmalar duydu iin-de Katyua, duyguland. Bir dakika nce onu ylesine perian den artk yaayamyaca dncesi, sevdii erkee olan fkeli, ondan hi deilse kendini ldrerek cn almak istei ok uzaklardayd imdi. Sakinlemiti, atksn alp sarnd ona, aceleyle eve yolland. Perian bir durumda, iliklerine kadar slanm, st ba amur iinde eve dnd; onu imdiki durumuna getiren ruhsal deiiklik de o gn balad ite. yilie o korkun geceden sonra inanmamaya balad. O zamana kadar iyilie de inanrd, insanlarn iyiliine inandklarna da; ama o gece hi kimsenin byle ;bir eye inanmad, insanlarn, Tanrdan, iyilikten sz etmelerimin tek nedeninin birbirlerini aldatmak olduu inanc yer etti 'iinde. Onu seven - kukusu yoktu Katyua'nn Nehldof'un onu sevdiinden - evet onu seven, onun da sevdii erkek istediini elde ettikten sonra, duygularyla alay ederek silkip atmt onu. Tand en iyi insan oydu. Hi kimse onun kadar iyi deildi. Her gn biraz daha inanyordu buna. Halalar, dine sk skya bal o yal kadnlar bile, onlara artk eskisi gibi hizmet edemeyince kovmulard onu. Tand btn insanlar bir kar peindeydiler hep; Kadnlar, ondan yararlanarak para kazanma-- 160 ya alyorlard; erkeklerse, yal blge konserinden gardiyanlara kadar hepsi bir zevk arac gibi bakyorlard ona. nsanlar iin dnyada varsa yoksa zevkti nemli olan, gerisini grmyordu gzleri. zgrlne kavumasnn ikinci ylnda tant yal yazar daha da inandrmt onu buna. Kiinin mutluluunun bunda iir ve estetik diyordu buna- olduunu sylyordu. Herkes kendi iin, kiisel zevki, kar iin yayordu; Tanr zerine, iyilik zerine sylenenler aldatmacayd hep. Dnyada her eyin niin bu kadar kt olduu, insanlarn niin birbirine durmadan ktlk yaptklar, birbirinin kuyusunu kazdklar, niin hepsinin strap ektikleri konusuna gelince, bunlar hi dnmemek gerekiyordu. Can sklmaya balad m; bir sigara yaknca, birka kadeh devirince ya da -en iyisi de buydubir erkekle seviince geiyordu her ey. XXXVIII Devrisi 'gn -pazard- sabahn beinde kadnlar kouunun koridorunda her sabahki ddk alnca, hl uyumayan Ko-rabeva uyandrd Maslova'y. Krek mahkmu diye geirdi iinden dehetle Maslova. Gzlerini outurdu, gece iyice arlam, ok pis kokan havay glkle ekti cierlerine; dnp gene uyumak, her eyin unutulduu lkeye gitmek istedi, ama artk bir alkanlk olarak iine yerlemi korku kard uykusunu, doruldu, ayaklarn toplayp oturdu, evresine baknmaya balad. Kadnlar kalkmt, ocuklar uyuyordu yalnz. Patlak gzl yasak ikici kadn, ocuklar uyandrmamak iin yava yava ekiyordu altlarndan nln. Bozguncu kadn, kundak yerine kulland eski psk bez paralarn asyordu sobann yanna; mavi gzl Fedosya'nn kucanda tuttuu, pplad, onunla beraber salland bebeiy-se yrtnrcasna alyordu. Veremli gsn tutmu ksryor, aralarda glkle, hrlayarak soluyordu. Yz kpkrmz olmutu. Esmer kadn uyanm, gbei havada, kaln bacaklarn kvrm, srtst yatyor, grd bir d yksek sesle, neeyle anlatyordu. Bilerek yangn karmaktan yatan yasl kadn gene

- 161 ikon dolabnn nndeydi; durmadan ha karyor, secdeye varyor, hep ayn szckleri fsltyla tekrarlayarak dua ediyordu. Ky papaznn kz ranzasnda kprdamadan oturuyor, uykulu gzlerle nne bakyordu. alml, siyah, sert, yal 'salarn parmana doluyordu. Koridorda ayak sesleri duyuldu, anahtar grltyle dnd kilidin iinde, iki erkek cezal girdi ieri. Temizleyicilerdi bunlar. Ceketleri uzun, boz pantolonlar ksa m ksayd. Arbal, sinirliydiler; pis su dolu tekneyi kaldrp gtrdler. Kadnlar ellerini yzlerini ykamak iin koridordaki musluklara gittiler. Esmer kadn orada da komu hcreden km bir kadnla kapt. Gene banmalar, kfrler, yaknmalar... Gardiyan, - Zindana tklmak m istiyor cannz galiba! diye bard. Esmer kadnn yal srtna yle bir aplak indirdi ki, koridor n n tt. - Sesini duymayaym bir daha. Bu davran, okama olarak kabul eden esmer kadn, - Amma da vuruyorsun be moruk, dedi. - Hadi abuk olun, hadi! Sabah ayinine yryn. Maslova salarn daha taramamt ki, ceza evi mdr geldi yardmclaryla. Gardiyan. - Yoklama! diye bard. teki hcreden de kadnlar kt, koridorda ikili sra oldular; arka sradakiler ellerini n sradakilerin omuzlarna koydular. Hepsini saydlar. Yoklamadan sonra bir kadn gardiyan geldi, kadnlar alp kiliseye gtrd. Btn hcrelerden km yz kadar kadn srayla yryordu arkasndan. Maslova'yla Fedosya srann ortala-nndayd. Hepsi beyaz bartl, blzlu, etekliliydi; renkli giysisi olan tek tkt. Kocalarndan ayrlmayan, onlarla beraber ceza evine giren ocuklu kadnlard bunlar. Srann bir ucu merdivenin banda, teki ucu dibindeydi. Kaln tabanl terliklerin talarda kard tok sesten baka bir ses duyulmuyordu; arada konuanlar, glenler de vard. Bir keyi dnerken dmannn, Dirili - F: 11 - 162 Bokova'nn ktlk okunan yzn grd Maslova, nde yryordu, Fedosya'ya gsterdi onu. Alt kata inirnce kestiler seslerini kadnlar; iini, altnlarda yansyan n prl prl aydnlatt kilisenin ak kapsndan ha kararak girdiler. Bombotu henz kilise. Onlara ayrlan yer sa yandayd; skarak, birbirini iterek yerletiler. Kadnlarn arkasndan boz giysileriyle erkek cezallar geldiler; yksek sesle ksrerek sol yandaki ve ortadaki yerlerini aldlar. Yukarda, koro yerinin bir yannda, balarnn yars tra edilmi, orada olduklar ayakiarndaki zincirlerin akrdamasndan belli olan krek cezallar, teki yannda salar kesilmemi, ayaklar zincire vurulmam tutuklular vard. Ceza evi kilisesini zengin bir tccar otuz: krk bin ruble vererek yeni batan yaptrmt. Prl prl renklerle, altnla parlyordu her yan. Bir sre sessizlik vard kilisenin iinde; yalnz smkrme-ler, ksrk, ocuklarn alamas, arada bir de zincir akrtc duyuluyordu. Ortadaki cezallar arasnda bir kaynama oldu birden, birbirlerini iterek aldlar, ortada bir yol atlar; bu yoldan, ceza evi mdr yryerek en ne geti, tam orta yerde durdu. XXXIX Ayin balad. Simli, kaln bir kumatan acayip, son derece rahatsz bir giysisi olan papaz ekmei bakla ufak ufak kesip bir tabaa yerletirdi, sonra birtakm dualar okuyarak, adlar syleyerek iinde arap olan bir kaba da att birka tane. Bu arada Zango durmadan bir eyler okuyordu; sonra cezallardan kurulu koro eliinde, anlalmaz, abuk ve ark gibi sylendii iin daha da anlalmaz olan, eski Slav dualar okudu. Dualarm ounda Tanrya arn, ar ailesinin mutluluu iin yakarlyordu. Yere diz k-lerek bir ka kere okundu bu eit dualar, arada bakalar da okunuyordu. Ondan baka, zango Havarilerim Kutsal ilerinden birka iir okudu, ama ylesine tuhaf bir seslle, kendini zorlayarak okuyordu ki, bir szc anlalamad okuduunun. Sonra papaz Mark'n ncil'ini at, tane tane okumaya balad. sa'nn dirildikten sonra ge uup babasnn sa yanna oturmadan n- 163 ce, ilkin, iinden yedi eytan kovduu Mariya Magdalena'ya, sonra da onbir rencilerine ncil'i tm canllara tantmasn buyurduu, inanmayanlarn mahvolacaklarn, inananlarn, vaftiz ola-caklarmsa kurtulacan, iindeki eytanlar kovacan, elinin dokunuuyla hastalar iyi edeceini, yeni yeni dillerle konuacan, ylanlar buyruu altna alacan, zehir ise lmeyeceini, salkl kalacan syledii yerdi. Papazn dorayp arabn iine koyduu ekmek paralarnn, bilinen hareketlerden, dualardan sonra Tanrnn bedenine, kanna dneceine inanlyordu. Bu hareketler unlard: Papaz, - simli kaln kumatan cppesiyle ok g olduuna aldrmadan- ellerini yavaa yukar kaldryor, yle bir sre durduktan sonra yere diz

kyor, masay, masann zerindekileri pyordu. En nemli hareket, papazn, peeteyi iki eliyle tutup, tabaka altn kap zerinde dzenli olarak yava yava sallamasyd. Ekmekle arabn tam o anda Tanrnn bedeniyle kanna dneceine inanld iin, ayinin bu yeri pek heyecanl olmutu. Bundan sonra, blmenin arkasndan barmaya balad papaz: - Ey en temiz, en bakir Tanr anas, kutsallarn en kutsal! Koro cokun bir vgyle balad arkasndan, sa'y, bakireliine hi zarar gelmeden douran bakire Meryem'in meleklerden stn olduunu dile getiriyordu bu vg. Dnmn bundan sonra artk tamamlandna inanld iin, papaz taban zerindeki peeteyi kaldrd, tam ortadaki paray alp drde bld, araba batrp azna att. Onun Tanrnn etinden bir para yediine, kanndan bir yudum itiine inanlyordu. Sonra perdeyi ekti papaz, ara kapy at, altn kapl kab eline alp, orta yere kt, isteyenlerin kaptaki Tanrnn etinden yiyebileceini kanndan iebileceini syledi yksek sesle. Birka ocuktan baka isteyen kmad. Papaz nce adlarn sordu ocuklarn; sonra elindeki ka kaba daldrp, her keresinde bir para ekmekle biraz arap alarak ka sapna kadar ocuklarn azna sokmaya balad. Bu arada zango ocuklarn azn siliyor, bir yandan da neeyle ark sylyordu. ocuklarn Tanrnn etinden yedikleri, kanndan itikleri zerineydi bu ark. Sonra kab alp blmenin arkasna gitti papaz, kaptaki kann hepsini iti, Tanrnn bedeninin para-- 164 larn yedi, byklarn birka kere yaladktan, azn da kab da gzelce kuruladktan sonra, ince tabanl, cill potinlerini gcr-data gcrdata, abuk admlarla kt blmenin arkasndan. akrkeyif olduu gzlerinin parlamasndan belliydi. Hristiyanln en nemli ayini bylece bitmi oluyordu. Ama papaz, zavall, mutsuz cezallar avutmak amacyla, allagelmi ayine ze! bir ayin daha eklemeyi uygun bulmutu. Bu zel ayin yleydi: Papaz, altn ereveli, yirmi otuz mumun aydnlatt bir tasvirin nnde yere diz kt (biraz nce etini yedii Tanrnn resmi diye bellenmiti bu; yz, elleri simsiyah bir insan resmiydi) acayip, souk bir sesle ark sylemekle konumak aras bir tonda okumaya balad: - Ey en tatl olan sa, havarilerin gz bebei, Rabbim benim, ac ekenlerin tek avuntusu, evrenin sahibi, sa, kurtar beni, kurtar beni Rabbim, gzel sa, btn dualarm sanadr, kurtar beni sa'm benim, ac bana, sana iman etmiler, seni kutsal bilenleri kurtar ey btn varlklarn Peygamberleri, sa, cennetin kaplarn at bana ey insan sever sa'm! Burada sustu papaz, soluk ald, ha karp secdeye vard, herkes yapt onun yaptn. Ceza evi mdr de, gardiyanlar da, cezallar da secdeye varmlard; yukarda zinzin akrtlar duyuldu. Papaz devam etti sonra: - Melekleri yaratan, glerin en by sa, tm kutsal varlklarn en kutsal, atalarmzn sma, ok tatl sa, byk sa, arlarn koruyucusu, mutluluk kayna sa, Peygamberler Peygamberi, mucizeler yaratan, dmlerin dayana, mutlu Rabbim, rahiplere yaama gc veren ey en iyi, ey en balayan sa, zavalllarn sevinci, dindarlarn armaan, oru tutanlarn gc sa, ey, en temiz, en soylu, en kutsal, lmsz, gnahkrlarn kurtuluu sa ey, Tanrnn olu, ac bana! Papaz giderek ykseltiyordu sesini; tasvirin ipek rtsne dokundurdu elini sonunda, bir dizini yere koyup secdeye vard; bu arada koro byk bir cokunlukla duann son szlerini tekrar ediyordu: sa ey, Tanrnn olu, ac bana! Cezallar, yars tra edilmi balarn sallayarak, zayf bacaklarnn derilerini soymu, zincirleri akrdatarak secdeye varp varp doruluyorlard. Uzun sre devam etti bu byle. nce vgler sylendi -her - 165 vg ac bana diye bitiriliyordu- arkasndan amin diye biten yeni vgler okundu. Mahkmlar ha karyor, secdeye varyorlard. Balangta her aralkta secdeye varyorlard cezallar, sonra bir atlayarak, giderek iki, atlayarak varmaya baladlar; btn vgler bitip de papaz derin bir soluk alarak elindeki kk kitab kapayp blmenin arkasna gidince hepsi ok sevindiler buna. Son bir ey daha kalmt. Papaz byk masann zerindeki ularnda mine pullar olan altn kaplamal ha alp, onunla kilisenin orta yerine kt. nce ceza evi mdr geldi papazn yanma, elini haa dedirdi, sonra yardmcs, daha sonra da gardiyanlar yaptlar ayn eyi. Arkasndan cezallar birbirini iterek, alak sesle kfrederek srayla gelmeye baladlar. Papaz, mdrle konuurken bir yandan da, ona yaklaan cezallarn azna, bazan da burnuna sokuyordu elini, ha. Cezallar papazn elini de ha da pmeye alyorlard. Yolunu kaybetmi kardelerin huzura kavumas, doru yolu bulmas iin yaplan hristiyan ayini de bylece bitmi oluyordu. XL Papazdan, mdrden tutun da Maslova'ya kadar hi kimse, papazn, tuhaf tuhaf szcklerle vd, adn bir ok kereler tekrarlad sa'nn burada yaplanlar yasakladn aklnn ucundan bie geirmemiti. Bylesine anlamsz, sama sapan dualar, retmen papazlarn ekmekle araba yaptklar bu irkin okusfokusu yasaklamakla kalmam, insanlarn baka insanlara retmen demelerini, tapnaklarda dua etmelerini de kesinlikle yasaklamt. Herkesin yalnz, bir basnayken dua etmesini buyurmu; kendisinin tapmaklar

ykmak iin geldiini, tapmaklarda deil, gerekte, ruhta dua etmenin gerektiini syleyerek tapnaklar da yasaklamtr. En nemlisi, insanlar yarglamay, onlar burada olduu gibi, zindanlarda rtmeyi, horlamay, ezmeyi, ldrmeyi yasaklamamtr yalnzca; kleleri zgrle kavuturmaya geldiini syleyerek, insanlara kar her eit eziyeti de yasaklamtr. Hi kimsenin aklna, burada sa adna yaplanlarn aslnda J- 166 sa'ya en byk kfr olduunu, onunla alay etmek olduu gelmiyordu. Papazn ortaya karp herkese ptrd altn kaplama, ularnda mine pullar olan han aslnda, sa'y, imdi onun adna burada yaplan yasaklad diye astklar daraacnn rneinden baka bir ey olmadn dnen yoktu. Ekmein, sa'nn etine, arabn da kanna dntn syleyen papazlarn gerekten de O'nun etini yediklerini, kann itiklerini, ama bunu, ekmekleri yiyerek, arab ierek deil de; sa'nn, kendini onlardan biri sayd kkleri yoldan kardktan baka, sa'nn oluna getirdii mutluluu onlardan saklayarak, onlar en yce mutluluktan yoksun ederek, en dayanlmaz aclar ekmek zorunda brakarak yaptklarn dnmyordu kimse. Papaz byk bir rahatlkla, i huzuruyla yapyordu grevini, nk ocukluktan beri bu retilmiti ona hep, imdiye kadar yaam kutsal insanlarn da, imdiki din byklerinin de inandklar tek gerek inancn bu olduu sokulmutu kafasna. Ekmein et olduuna inanmyordu inanmasna, ok dua etmenin ruha br yarar olacana, yediinin gerekten de Tanrnn eti olduuna inanmyordu -inanlmaz byle eylere- ama bu dine inanmann gerektiine inanyordu. Bu inancn iinde yer etmesinin en nemli sebebi de, bu dinin gereklerini yerine getirmekle onsekiz yldr para kazanmasyd. Ailesine bakyor, olunu lisede, kzn da din okulunda okutuyordu bu parayla.'Zango da inanyordu, hem papaznkinden salamd onun inanc, nk bu dinin asln hepten unutmutu, bildii bir ey varsa o da, mum yakmann, lye dua okutmann, an aldrmann, azizlerin ruhlarna yin yaptrmann ayr ayr fiyatlar olduuydu; gerek Hristiyanlar da seve seve dyorlard bunlarn cretini. Bu yzden, yalvarrm, yalvarrm, diye barrken, ilhi sylerken, gerekli dualar okurken odun, un, ya da patates satan birisinin barmasnn gerekliliine inand kadar inanyordu buna, ii de rahatt. Ceza evi mdryle gardiyanlar, bu dinin esaslarn hibir zaman renemedikleri, kilisede olup bitenlerin ne anlama geldiini bilmedikleri halde, bu dine inanmalar gerektii inanandaydlar; nk bykleri de, ar da bu dine inanyorlard. Dahas var, bu dinin onlarn acmasz grevlerini doruladn sezinler gibi oluyorlard (bu duygularn aklamak istese- 167 ler aklayamazlard). Bu din olmasayd -imdi byk bir gnl rahatlyla yaptklar gibi- insanlara strap ektirmeleri daha bir ok, belki de imknsz olacakt. Ceza evi mdr ylesine iyi bir insand ki, bu dinde kendine dayanarak bulmasayd yaayamazd. Yedi kanatl melek duas okunurken bunun iin kprdamadan, dimdik durmutu olduu yerde, heyecanla secdeye varm, ha karm, duygulanmaya almt; ocuklara kutsal ekmekle arap verirlerken de ayn nedenle ne km, araptan ien ocuu kucana alp kaldrmt. Cezallarn ou -bir blm bu dinden yararlanlarak insanlarn nasl aldatldn ak seik gryor, iin iin glyorlard ona- evet, cezallarn ou bu altn kaplama erevelere konmu tasvirlerde, bu mumlarda, arap iilen kapta, tasvir rtlerinde, halarda, durmadan tekrarlanan anlalmaz En kut-sa! sa, yalvarrm, diye barlarda insan bu dnyada da teki dnyada da rahata kavuturacak esrarl gcn saklandna inanyordu. Geri ou duayla, ayinle, mumla bu dnyada rahata erimeyi denemilerdi birok kereler de bir ey elde edememilerdi -dualar bouna gitmiti hep- ama bu baarszlklarnn geici olduuna inanyordu her biri: bilginlerin, byk din adamlarnn salk verdii bu yolun gene de ok nemli olduuna, bu dnya iin olmasa bile teki dnya iin gerekliliine kesin inanlar vard. Maslova da inanyordu buna. Ayin srasnda derin saygyla can skntsnn beraberce bulunduu o duyguyu o da duymutu. Balangta orta orta yerlerdeydi, nn bir direk kapad iin arkadalarndan baka bir ey gremiyordu. Ama kutsal arapla ekmekten alnrken Fedosya'yla beraber ne sokulmu, ceza evi mdrn grmt, yneticinin arkasndaki gardiyanlarn arasndan da sar sal, ak sar sakall, ufak tefek bir kyl grd; Fedosya'nn kocasyd bu, gzlerini ayrmyordu karsndan. Dualar okunurken Maslova ona bakyordu hep, bir yandan da Fedosya'yla alak sesle konuuyordu. Herkes ha karnca o da ha karyor, herkesle beraber secdeye varyordu.XLI Nehldof sabah erken kt evden. Ara sokakta arabasna binmi, bir kylyle karlat, adam tuhaf bir sesle: - St, st, st! diye baryordu. lkbaharn ilk lk yamuru dn yamt. Kaldrm olmayan her yerde yeil otlar fkrmt bir gnde topran altndan. Bahelerde kayn aalar yeil tomurcuklar vermi, kavaklar, hlamurlar kokulu, uzun yapraklarn dikletirmiti; evlerde, dk-knlardaysa pancurlan karmlar, camlar Biliyorlard. Nehldof un, arabasyla yanndan gemesi gereken bit pazarnda sra sra dizilmi sergilerin nndeyse byk bir kalabalk

kaynamaktayd; izmelerini koltuunun altna alm, st ba yrtk insanlar vard; bazlar da gzelce tlenmi pantolonlar, ceketler asmlard omuzlarna, yle dolayorlard. altklar fabrikalardan kurtulan temiz giyimli, prl prl izmeli erkekler; balarnda parlak ipek kumatan atklaryla, cam dmelerle ssl mantolanyla kadnlar meyhaneleri doldurmulard bile. Tabancalar sar kordonlara bal polis memurlar, uyuukluklarn databilecek bir olayn kmasn bekliyorlar-mcasma kprdamadan duruyorlard yerlerinde. Bulvarlarn yaya kaldrmlarnda, yeilliklerde ocuklar, kpekler koup oynuyorlar; neeli dadlar banklarda oturmu konuuyorlard. Glgede kalan sol yanlan hl slak, orta yerleri kurumu sokaklardan tekerlekleri kaldrm talarnda byk grlt karan ar yk arabalar geiyordu pepee; paytonlann yay gcrtlar, atlarn ngrak sesleri duyuluyordu. Halk, ceza evinin kilisesinde yaplmakta olan ayinin aynsna kiliselere aran anlarn her yandan gelen grlts, uultusu havay titretiyordu. Herkes giyinmi kuanm, kilisesine gidiyordu. Nehldof ceza evinin kapsna kadar gitmedi arabayla, ke banda indi. ounluunun elinde bohalar olan kadnl erkekli birka kii daha vard orada. Ceza evinin kaps yz adm tedeydi. Sada alak, ahap evler, solda iki katl, tabell bir ev vard. Kocaman bir ta yap olan ceza evyse ilerdeydi, ziyaretileri yaklatrmyorlard ona. Silhl nbeti er nnde bir aa bir yukar dolayor, yanndan gemek isteyenlere baryordu. Sa yandaki demir kapnn nnde, nbetinin tam kar- 169 sndaki peykede srmal giysisiyle bir gardiyan oturuyordu, bir defter vard elinde. Ziyaretiler yanma geliyor, grmek istediklerinin adlarn sylyorlard, o da deftere yazyordu. Nehldof da yaklat ona, Katerina Masiova'yla grmek istediini syledi. Srmal gardiyan yazd. - Hl ne diye brakmyorlar? diye sordu Nehldof. - Ayin var ierde. Ayin biter bitmez alacaz. Nehidof bekleyenlerin yanna gitti. Gruptan st ba yrtk, apkas apkadan baka her eye benzeyen, alt delik deik potinlerini plak ayana giymi, yz krmz iziklerle kapl bir baldr plak ayrlp ceza evine doru yrd. Tfekli er bard ona: - Hey; nereye gidiyorsun ahbap? Beriki, nbetinin barmasndan hi bozulmad, geri dnd hemen: - Ne barp duruyorsun be? dedi. Brakmazsan brakma, ben de beklerim. Generalmi gibi baryor beyefendi. Gruptakiler glmsediler onun bu szlerine. Bekleyenlerin ounluunun stnde banda yoktu, ama erkekler de kadnlar da temiz giyimliydi. Nehldof'un yannda aka paka, sakalsz, al yanakl, imanca bir adam duruyordu; iinde, besbelli, amar olan bir boha vard elinde. Nehldof, buraya ilk kez mi geldiini sordu ona. Elinde boha olan adam her pazar geldiini syledi, konumaya baladlar. Bir bankann kapcsyd bu; sahtekrlktan yatan kardeine gelmiti. Bu temiz yrekli adam her eyini anlatt Nehldof'a; bitirdikten sonra tam Nehldof'u sorguya ekmeye hazrlanyordu ki, besili, safkan, doru bir ata koulu lstik tekerlekli bir yayl geldi durdu yanlarnda. inde niversite rencisi bir genle, peeli bir bayan vard. niversite rencisinin elinde byk bir boha vard. Nehldof'un yanna geldi, getirdij francalan sadaka olarak datp datamayaca-n, databilecekse bunun iin ne yapmas gerektiini sordu. - Nianlmn dileini yerine getirmek istiyorum da efendim. Nianlmdr. Annesiyle babas cezallar gtrmemizi salk verdiler. Nehldof, elinde defterle sada oturan srmal gardiyan gstererek, 170 171 - Galiba ona soracaksnz, dedi, ben de ilk kez geliyorum buraya, iyi bilmiyorum. Nehldof renciyle konuurken ceza evinin, ortasnda kk bir penceresi olan, byk demir kaps alm, resmi giysili bir subay, yannda bir gardiyanla dan kmt. Elinde defter olan gardiyan ziyaretilerin ieri alnmaya balanacan bildirdi. Nbeti kenara ekildi, bekleyenler, ge kalmaktan korkuyor-larm gibi abuk admlarla -bazlar kouyordu bile- ceza evinin kapsna yaklatlar. Kapda bir gardiyan duruyor, ieri giren ziyaretileri yksek sesle sayyordu: On alt, on yedi... erde baka bir gardiyan da demir kapdan girerken saylanlar, bir kere de ikinci kapdan girerken, her birine eliyle dokunarak sayyordu. Bylece, grmenin sonunda bir grnn ierde kalmamas, bir cezalnn da karlmamas iin, girenlerin ka kii olduu kesinlikle renilmi oluyordu. Bu gardiyan, yanndan geenin kim olduuna bakmadan Nehldof un srtna da vurdu, gardiyann ona dokunuu ilk anda gururuna dokundu Nehldof un; ama buraya niin geldiini hatrlad hemen; gardiyana kzd diye kendi kendinden utand.

kinci kapdan da girince tavan kemerli, kk pencereleri demir parmaklkl, byk bir odaya girdiler. Toplama yeri denen bu odann duvarlarndaki bir oyukta Nehldof byk bir sa armhta tasviri grnce ard. Burada ne ii var bunun? diye geirdi iinden; sa yalnzca zgr insanlarnm gibi bir duyguya kaplmt. Nehldof, acele eden ziyaretilerin onu geride brakmalarna ses karmadan, yava yava yryordu. Karmakark duygular vard iinde. Buraya kapatlm canavar ruhlu insanlar dnmenin verdii korku; dnk ocuk gibi, Katyua gibi zorla buraya atlan gnahszlara duyulan acma, biraz sonra Katyua'y greceini dnmenin verdii tatl heyecan... Odann teki kapsndan karlarken, orada duran gardiyan bir eyler sylyordu geenlere. Ama dncelerine iyice dalm olan Nehldof ilgilenmedi gardiyann ne dediiyle, ziyaretinin ounluunun gittii yne, yani kadnlar blmne deil de erkekler blmne doru yrd. Herkes acele ettii, onu geride brakt iin, grme odasna en son girdi. Kapy anca onu ilk artan, yzlerce kiinin hep bir azdan barmasnn oluturduu kulaklar sar eden grlt olmutu. Oday ikiye blen demir parmakla sineklesin bala yapt gibi yapm insanlara yaklanca anlad durumu Nehldof. Pencereleri arka duvarnda olan oday tavandan demeye kadar uzanan bir deil, iki demir parmaklk blyordu. ki demir parmaklk arasnda gardiyanlar dolayordu. Kafeslerin te yannda cezallar, bu yannda ziyaretiler vard. Parmaklklarn aras 2 metreden oktu; yle ki, elden ele bir ey vermek yle dursun, miyop bir insann, grmeye geldii kimsenin yzn grmesi bile imknszd. Konumak da ok gt, sesini karsndakine duyurabilmesi iin avaz ktnca barmas gerekiyordu insann. ki yanda da parmaklklara yapm yzler vard; birbirlerini grmeye, en gerekli olan sylemeye alan babalarn, annelerin, karlarn, kocalarn, ocuklarn yzleriydi bunlar. Herkes kendi sesini duyurmak istedii iin, yanridakiler-den daha ok barmaya alyordu. Buraya girdiinde Nehl-dofu artan o uultulu grlt de bundan kyordu. Kimin ne dediini anlamaya imkn yoktu. Barp duranlarn ne demek istedikleri, anlamaya altklar, parmakln tesindeki adamn neyi olduklar yzlerinden belliydi ancak. Nehldofun yannda bartl yal bir kadn vard; yzn parmakla dayam, sann yars tral, soluk yzl,, gen bir adama sesini duyurmaya alyordu. Alt enesi titriyordu barrken. teki, kalarn kaldrm, alnn buruturmu, dikkatle dinliyordu onu. Yal kadnn yannda redingotlu gen bir adam vard; daha iyi duymas iin ellerini kulaklarna koymu, ban sallayarak; ona benzeyen, ac ektii yznden belli, sakallarna ak dm bir cezalnn dediklerini dinliyordu. Daha tede baldr plak duruyor, elini kolunu sallayarak baryor, glyordu. Onun yannda ipek bartl, temiz bir kadn ocuuyla beraber yere oturmu, hkra hkra alyordu. Telin tesindeki bann yars kabak edilmi, ayaklar zincirli, yal adam ilk kez byle grd belliydi. Kadnn yannda Nehldofun darda konutuu banka kapcs ayakta duruyor, te yandaki gzleri parlayan, salar dklm cezalya, avaz ktnca bararak bir eyler sylemeye alyordu. Nehldof, onun da Maslova'yla bu koullar altnda konu-- 172 - 173 mas gerektiini dnnce bunun byle olmasna karar verenler de, bu karar uygulayanlara da bir nefret dodu iinde. Bu korkun durumun, insan duygularyla bylesine alay edilmesinin hi kimseyi gcendirmemesi tuhafna gitti. Erler de, gardiyanlar da, ziyaretiler de, cezallar da hi yadrgamyorlard bu durumu, bylesi gereliymi, olaanm gibi davranyorlard. Nehldof be dakika kald bu odada; tuhaf bir can sknts sarmt iini; gszln, insanlardan uzaklatn hissediyordu. Vapur tutmasn andran, midesini bulandran bir duyguydu bu. XLII Dt umutsuzluktan kurtulmaya alrken, Verdiim karardan dnmemeliyim ama, ne iin geldiysem buraya, yapmalym, diye geiriyordu iinden. Ama nasl? Yneticilerden birini grebilir mi diye baknd, ziyaretilerin arkasnda aa be yukar dolaan ksa boylu, zayf bykl bir subay grd. Yanna gitti, kendini zorlayarak, son derece kibar, - Affedersiniz efendim, dedi, kadnlar blmnn nerede olduunu, onlarla nerede grldn syleyebilir miydiniz bana acaba, - Kadnlar blmne mi gitmek istiyorsunuz? - Evet efendim, cezal bir kadn grecektim de. Nehldof gene o zoraki kibarlyla cevap vermiti: Subay, - Toplant yerindeyken niin sylemediniz? dedi. Kiminle grmek istiyorsunuz? - Yekaterina Maslova'yla. Mdr yardmcs, - Siyasilerden midir? diye sordu. - Hayr, ey... - Ceza giydi mi? Nehldof, onunla ilgilenmi gibi grnen mdr yardmcsnn cann skmaktan korkuyormu gibi ekingen, - Evet, dedi, nceki gn.

Subay, d grnnden Nehldof'un ilgi gstermeye deer bir kimse olduuna karar verdiini belli eden bir tavrla, - Kadnlar blmne gidecekseniz yle buyrun, dedi. Gsnde madalyalar olan pala bykl avua seslendi: - Sidorof... Beyi kadnlar blmne gtr. - Bastne efendim. Tam o anda parmakln nnde hkra hkra alamaya balad bir kadn. Btn bunlar pek garibine gidiyordu Nehldof'un. Onu en ok artan da, mdr yardmcsna, ba gardiyan -burada yaplan insanlk d ileri yrten bu insanlara- minnettarlk duymasnn gerektiini hissetmesi olmutu. Gardiyan erkeklerle gr odasndan koridora kard onu, tam kardaki kapy ap, kadnlarla gr odasna gtrd. Bu oda da iki demir parmaklkla e blnmt, ama ok daha kkt. Ziyareti de cezal da azd burada, ama barma, grlt daha az deildi. Parmaklklar arasnda gardiyanlar dolayordu burada da. Kol azlar srmal, erkek gardiyanlar gibi mavi kuakl kadn bir gardiyand burann sorumlusu. teki odada olduu gibi burada da parmaklklara yapkt yzler. Bu yanda eitli tabakalardan kentliler, te yanda bir blm ceza evinin verdii beyaz giysili, bir blm de kendi giysileriyle cezal kadnlar. Parmaklkta bo yer kalmamt. Bazlar parmak ularnda ykselerek ndeki balarn zerinden seslerini duyurmaya alyorlard; bazlar da yere oturmu, yle konuuyorlard. Kadn cezallar arasnda dikkati en ok eken, kvrck salarndan barts kaym, kaba grnl, sska bir ingene kadnd. Ortadaki direin yannda ayakta duruyor, elini kolunu abuk abuk sallayarak bar bar baryor, bu yandaki kua dk, mavi ceketli bir ingeneye bir eyler anlatmaya alyordu. ingenenin yannda bir er oturuyordu, yerde karsndaki cezal kadnla konuuyordu. Onun yannda sar sakall, kyl bir gen parmakla yaptrm, kpkrmz olmu yzn; alamamak iin kendini zor tuttuu belliydi. Ayaklarnda sandallar vard. Sarn, masmavi gzlerinde itenlik okunan, sevimli, gen bir kadnla konuuyordu. Gzlerini ayrmyordu ondan kadn. Fe-- 174 dosyayd bu; kyl de kocas. Ondan sonra st ba yrtk bir adam karsndaki ablak yzl, kir pas iinde bir kadnla konuuyordu. Sonra iki kadn, bir erkek, bir kadn daha vard. Hepsinin karsnda cezal bir kadn vard. Maslova yoktu aralarnda. te yandaki kadnlarn arkasnda bir kadn duruyordu ayakta. Kim olduunu hemen anlamt Nehldof; yrei duracakm gibi arpmaya balad, glkle soluk alyordu. Beklenen an yaklamaktayd. Parmakla yaklat, tand onu. Mavi gzl Fedosya'nn arkasnda duruyor, kocasna sylediklerini glmseyerek dinliyordu. nceki gnk gibi nlk giymiyordu, beli kuakla, iyice sklm, beyaz bir bluz vard zerinde. Duruma salonunda olduu gibi siyah, kvrck salar grnyordu gene bartsnn kenarndan. Gsleri dolgundu. Danann kuyruu kopacak imdi, diye geiriyordu iinden Nehldof. Nasl seslensem ona acaba? Yoksa kendi yaklar m? Ama yaklamad parmakla Maslova. Klara'y bekliyordu; bu kibar giyimli adamn ona gelmi olabileceini bilemezdi. Parmaklklar arasnda dolaan kadn gardiyan Nehldof'a yaklat, - Kimle greceksiniz? Nehldof kendini zorlayarak, - Yekaterina Maslova'yla, diyebildi. - Maslova, ziyaretin var! diye bard kadn gardiyan. XLIII Maslova baknd; ban kaldrp, gsn kararak, Nehl-dof'un ok iyi tand o uysal tavryla parmakla yaklat, iki kadn cezalnn arasna skp dikkatli, soru dolu bam Nehldof'a dorulttu, tanyamamt onu. Ama giyiniinden zengin bir adam olduunu grnce glmsedi. Glmseyen yzn parmakla yaklatrp ehl gzleriyle Nehldof'a bakarak, - Bana m geldiniz? dedi. - Evet.., Nehldof sizin mi seni mi diyeceini bilemiyor, bir karar veremiyordu. Sonunda verdi kararn: - Evet, sizi grmek istemitim... ben... - Brak numaray imdi! (Yandaki baldr plak baryordu.) Aldn m almadn m, onu syle. teden baka biri sesini duyurmaya alyordu karya: - Duymuyor musun, lm deinde diyorum sana, daha nedir istediin? Maslova Nehldof'un ne dediini anlayamyordu, ama gen adamn yzndeki ifade birden hatrlatt ona her eyi. Ama ina-namyordu buna. Dudaklarndaki glmseme kaybolmu, aln k-rmt. Gzlerini ksarak, -- Duymuyorum ne dediinizi, diye bard.

Aln giderek daha ok kryordu. - Buraya... Evet, gerekeni yapacam, beni affetmesi iin yalvaracam, diye geirdi iinden Nehldof. Gzleri doldu, bir hkrk gelip boazna dmlendi, demir parmakl skarak sustu, hngr hngr alamamak iin zor tutuyordu kendini. te yandan baryordu biri: - Niin gereksiz yerlere bavuruyorsun? diyorum. Cezal bir kadn, - Vallahi bilmiyorum, diye baryordu, inan bana. Maslova, heyecann grnce tanmt Nehldof'u. Ona bakmadan: - Benzetiyorum sizi ama bilmem ki... diye bard. Yz kpkrmz oldu birden, bulutland. Nehldof, ne syleyeceini nceden ezberlemi gibi soluk almadan, yksek sesle, - Buraya senden beni affetmeni dilemeye geldim, dedi. Bunu syleyince utand, evresine baknd. Ama o anda da, utanmasnn daha iyi olduunu dnd. Istrap ekmesi gerekiyordu nk. Daha da ykseltti sesini: - Bala beni, sana kar ok suluyum... Maslova kprdamadan duruyor, ehl bakn ayrmyordu ondan. 176 _ 177 Ama devam edemedi Nehldof, boalmak zere olan hkrklarn tutmaya alarak parmaklktan geri ekildi. Nehldof'u kadnlar blmne yollayan ceza evi mdrnn yardmcs -besbelli onu merak ettii iinarkasndan gelmiti. Nehldof'u parmakln yannda grmeyince; grmeye geldii kimseyle niin konumadn sordu. Nehldof burnunu sildi, sakin grnmeye alrken, ban sallayarak cevap verdi: - Konuulmuyor bu kadar uzaktan, birbirimizin sesini duymuyoruz. Mdr yardmcs bir an dnd. - Pekl, buraya karabiliriz onu, dedi. Gardiyan kadna seslendi: - Mariya Karlovna! Maslova'y bu yana geirin. Parmaklktaki kapdan bu yana geirdiler Maslova'yi- Yumuak admlarla yaklat, Nehldof'un nnde durup aadan yukar yzne bakt. Siyah salar nceki gn olduu gibi bartsnn altndan gzkyordu gene; salkl bir insannkine hi benzemeyen renksiz i yz sevimli, son derece sakindi. Yalnz, parlak siyah, ehl gzleri i gzkapaklarnn arasndan parlyordu. Mdr yardmcs, - Burada konuabilirsiniz, dedi. Uzaklat yanlarndan. Duvarn dibindeki tahta sraya yrd Nehldof. Maslova soru dolu baklaryla bakt mdr yardmcsna; sonra, akl erdirememi gibi omuz silkti, Nehldof'un arkasndan tehta sraya yrd, gen adamn yanna oturup eteklerini dzeltti. - Beni balamanzn kolay bir ey olmadn biliyorum, diye balad Nehldof. Ama hkrn tutmak iin bir an susmak zorunda kald gene, sonra devam etti: - Gemite olanlar dzeltemeyecek olsam bile, elimden gelen her eyi yapacam imdi. Syleyiniz bana... Maslova, ehl gzleriyle Nehldof'a bakarak, ama onu grmeden: - Nasl buldunuz beni? diye sordu. Nehldof, Maslova'nn ylesine deimi bozulmu yzne bakarken Tanrm! diye geiriyordu iinden. Yardm et bana. Ne yapaym, yol gster bana. - nceki gn durumanzda jri yesiydim, dedi. Tanmadnz m beni orada? - Tanmadm. Tanyacak durumum mu vard zaten. Hem bakmadm. - ocuk olmu muydu? Bunu sorarken kulaklarna kadar kzardn hissetti Nehl-dof. Maslova baklarn kararak, can skkn, ksaca, - ans varm ki ld o zaman, dedi. - Neden ld? Maslova nne bakarak cevap verdi: - Ben de hastaydm, zor kurtuldum lmden. - Halalarm nasl braktlar sizi? - Karnnda bebekle oda hizmetisini kirn saklar evinde? Farkeder etmez kovdular beni. Hem ne gerei var bunlarn artk, hatrlamyorum bile, unuttum hepsini. O defter oktan kapand. - Hayr, kapanmad. Byle brakamam sizi. Ge kalm bile olsam, gnahm balatmak istiyorum.

Maslova: - Balatacak bir ey yok, dedi; olan oldu, geti. Ban kaldrp Nefldof'a bakt! -gen adamn hi beklemedii bir soukluk, cilve vard bu bakta- sonra glmsedi. Maslova onu grmeyi hi beklemiyordu, zellikle imdi, burada onunla karlaabileceini aklnn ucundan geirmiyordu. Bu nedenle onu birden karsnda grnce arm, unuttuu eyleri hatrlamt. nce onu seven, onun da sevdii prlanta gibi bir gencin ona dndrdklerinin, tattrd duygularn o yepyeni, gzkamatrc dnyasn hatrlad -hayal meyl-; sonra bu gencin anlalmaz kalpsizliini, yaad o byl mutluluu izleyen, urad bir sr hakareti, ektii aclar... Yreine br ey sapland sanki. Duygularn iyice anlayacak gte olmad iin imdi de her zaman yaptn yapt: Bu anlar kovar, Dirili - F: 12- 178 irkin yaantnn koyu dumanyla rtmeye alrd onlar; imdi de ayn eyi yapmt. Yannda oturan gen adam, bir zamanlar sevdii delikanl olarak grm, ama bunun ok ac bir ey olduunu grnce vazgemiti. Gzel giyimli, salkl, sakalna lavanta srm bu beyefendi onun iin, bir zamanlar sevdii Neh-ldof deildi imdi; onun gibi kadnlardan canlar istedii zaman yararlanan,lan gereken adamlardan biriydi. Bunun iin cilveli g-lmsemiti ona. Nehldof'tan nasl yararlanabileceini dnyordu. - Her ey bitti artk, dedi. Krek cezasna arptrldm. Bu korkun szc sylerken dudaklar titriyordu. Nehldof, - Susuz olduunuzu biliyordum, dedi, inanyordum susuz olduunuza. - Elbette susuzum. Hrsz ya da soyguncu deilim tabi yi bir avukatm olsa kurtulurmuum, yle diyorlar. (Bir an sustuktan sonra devam etti.) Dileke vermek gerekirmi. Ama ok para istermi bunun iin... - Evet, dedi Nehldof. Avukatla grtm. - Paraya acmamak gerek bu i iin. - Yaplabilecek her eyi yapacam. Bir sessizlik oldu. Maslova gene yle glmsedi. Sonra birden: - Bir dileim olacakt... dedi, acaba biraz para verebilir misiniz bana? ok deil... on ruble yeter. Nehldof bozuldu, para czdanna davrand hemen, - Evet, evet... Maslova, odann iinde dolap duran mdr yardmcsna bakt. - O grmeden verin, dedi, yoksa alrlar elimden. Subay arkasn dner dnmez kard czdann Nehldof, ama on rublelik kt paray tam uzatyordu ki, subay onlardan yana dnd gene. Nehldof paray avucunda skt. Bir zamanlar sevimli olan bu souk, i yze bakrak l bir kadn saylr artk diye geirdi iinden. Bir subaya, bir Neh-ldof'un avucunda skt kt parasna kayan, ehl siyah gzlerinde tuhaf bir parlt vard. Bir an duraksad Nehldof. - 179 Dn gece ruhunda konuan o eytan konumaya balamt gene. Her zaman olduu gibi, Nehldof'u ne yapmas gerektiini deil de, davrannn sonucunu, karnn nerede olduunu dnmeye zorluyordu. Bu kadnla hi bir ey yapamazsn, diyordu ses; sana suyun dibini boylatacak, bakalarna yararl olman engelleyecek bir ta balyorsun boynuna, Ver ona paray, ne istersen ver, hoa kal deyip ek git, bitsin her ey. Nehldof, ruhunda ok nemli bir oluumun gereklemekte olduunu, ruh dnyasnn dengede sallandn, en kk bir abayla iki yandan birinin ar basacan hissediyordu. Gsterdi bu abay Nehldof, dn ruhunda varln hissetti o, Tanry yardma ard, geldi yardmna Tanr Maslova'ya her eyi anlatmaya, hemen imdi anlatmaya karar verdi. - Katyua! dedi. Senden af dilemeye geldim buraya, ama hl sylemedin affedip etmediini, bir gn edip etmeyeceini. Birden sen demeye balamt ona. Maslova dinlemiyordu onu, bir avucunun iindeki paraya, bir subaya bakyordu. Subay arkasn dnnce birden uzatt elini, paray alp kuann arasna soktu. Kmser bir tavrla -Nehldof'a yle gelmiti- glmseyerek: - ok tuhaf konuuyorsunuz, dedi. Nehldof, Maslova'da ona kar dmanca bir eyin bulunduunu sezinlemiti. Gen kadn yle, olduu gibi savunuyordu bu, kalbine kadar varmasna engel oluyordu Nehldof'un. Ama alacak bir durumdu, Nehldof'u geriletmiyordu bu, ok daha byk bir gle ekiyordu onu. Maslova'nn ruhsal kiiliini uyandrmas gerektiini, bunun ok g bir i olduunu biliyordu; bu glkt zaten onu eken. imdiye kadar Maslova' ya kar da baka bir kimseye kar da beslemedii bir duygu

besliyordu ona imdi. Kendi iin bir ey beklemiyordu Maslova' dan; onun imdiki Maslova olmaktan kp, uyanmasn, eski Katyua olmasn istiyordu. - Niin byle konuuyorsun Katyua? yi tanrm seni ben hatrlyorum Panovo'da... Maslova souk,- 180 - Eskiyi ne diye kartryorsunuz? dedi. - Gnahm affettirmek iin, Katyua. Onunla evleneceini syleyecekti, ama gz gze geldiler bir an, gen kadnn baknda ylesine korkun, kaba, souk bir ey vard ki syleyemedi. Bu arada ziyaretiler odadan kmaya balamlard. Subay, Nehldof'un yanna geldi, grmenin sona erdiini syledi. Maslova ayaa kalkt; ba nnde, gitmesine izin verilmesini bekliyordu. Nehldof, - Hoa kaln, dedi, size daha ok eyler syleyecektim, ama gryorsunuz ki zaman yok. Gene geleceim. Elini uzatt. - Hepsini sylediniz galiba... Maslova da uzatt elini, ama skmad. - Hayr, sylemedim, daha rahat konuabileceimiz bir yerde grmeye alacam sizinle. O zaman ok nemli bir ey, sylemem gereken eyi syleyeceim size. Maslova, houna gitmek istedii erkeklere glmsedii gibi glmsedi. - Nasl isterseniz... - Kz kardeimden daha yaknsnz bana, dedi Nehldof. Maslova: - Tuhaf, diye mrldand. Ban sallayarak parmakln te yanna geti. XLIV Nehldof, onu grnce, kendisine yardm etmek istediini, yaptna piman olduunu renince Katyua'nn sevineceini, duygulanacan, gene eski Katyua olacan umuyordu; oysa Katyua'nn artk var olmadn, yalnzca Maslova'nn yaadn dehetle grmt. Bu hem artyordu onu, hem dehete dryordu. Onu en ok artan da, Maslova'nn, iinde bulunduu durumdan utanmad gibi -cezal olmasndan deil (bundan utanyordu bir genel kadn olmasndan- evet, iinde bulunduu du- 181 rumdan utanmad gibi, bu durumunu seviyor, hatta ondan gurur duyuyormucasna davranmasyd. te yandan, baka trl de olamazd. Kiiolu, bir eyler yapabilmek iin nce iini nemli, iyi bellemek zorundadr. Bu nedenle kii, durumu ne olursa olsun, iini ona nemli, iyi gsterecek bir dnya gr yaratr kendi kendine daima. Bir hrsz, katilin, atn, genel kadnn, yapt iin irkinliini grp de utanaca dnlr genellikle. Oysa tam tersi olur bunun. Kt talihinin ya da gnahlarnn, yanllklarnn sonucu den, kt yola sapan insanlar -ne denli yanl, olursa olsun- durumlarm iyi, saygdeer grecekleri bir dnya gr edinirler kendilerine. Bu gr srdrebilmek iin de, ayn grn paylald bir evrede yaamaya balar insan bilinsiz olarak. almaktaki becerikliliiyle vnen bir hrsz, rezilliiyle vnen bir genel kadn, canavarlyla vnen bir katil grnce aryoruz. Bu aknlmzn tek nedeni, bu insanlarn kendilerine zg bir evreleri olmas, en nemlisi de, bizim onlarn bu evresinin dnda bulunmamzdr. Zenginlikleriyle, yani soygunculukla vnen zenginler; tutkularyla, yani bakalarn ldrmekle vnen komutanlar; gleriyle, yani gszleri ezmekle vnen hkmdarlar da ayn eyi yapmyorlar m aslnda? Bu insanlarn, durumlarn hakl gstermek iin benimsedikleri dnya grn, iyilikle ktlk zerine dncelerini irkin grmememizin tek nedeni, byle kt dnen insanlarn ounlukta olmalar, bizim de onlardan olmamzdr. Maslova da kendine gre bir dnya gr edinmiti. Bir genel kadnd, krek cezasna arptrlm bir genel kadn; ama gene de, kendini hakl grmesine, hatta insanlar nnde durumuyla vnmesine yardm edecek bir dnya gr vard. yleydi bu dnya gr: Btn erkeklerin -yalyla, genciyle, okullusuyla, generaliyle, aydnyla, kara cahiliyle btn erkeklerin- en byk zevki, gzel bir kadnla yatmaktr; bu yzden, baka eylerle ilgileniyorlarm gibi davransalar bile, aslnda istedikleri tek ey budur. Gzel kadn bu hazz tattrabilir ya da tattramaz onlara; yleyse nemli, gereksinme duyulan bir insandr o. Maslova'nn gemii de, imdiki yaay da doruluyordu bu dnya grn.- 182 XLV On yldr her yerde, Nehldoftan, yal polis konserinden gardiyanlara kadar btn erkeklerin ona gereksinme duyduklarn grmt. Ona gereksinme duymayan erkeklerin farknda deildi. Bu nedenle, insanlar tutkudan gzleri dnm, ellerindeki btn imknlar! -yalan, zorlamay .paray, kurnazl-ona sahip olmak iin kullanan yaratklar olarak gryordu.

Hayat buydu Maslova iin; byle bir dnya gr onu sonuncu deil, ok nemli bir insan yapyordu. Bu dnce Mas-lova iin en deerli eydi dnyada; yle olmak da zorunluydu zaten, nk bu dnya grn deitirseydi, bu dncenin insanlar arasnda ona salad nemini yitirirdi. Dnyadaki nemini yitirmemek iin, onunla ayn dnya grn paylaan insanlar arasnda yayordu bilinsiz olarak. Nehldof'un onu baka bir dnyaya ekmek istediini sezinleyerek, insanlar arasndaki ona kendine gven, kendine sayg veren yerini bu yeni dnyada yitirecei korkusuyla kar koyuyordu buna, dnyasndan kmamak iin diretiyordu. lk genlik yllarnn, Nehldof'Ia olan ilikilerinin anlarn da bu yzden kovuyordu. Bu anlar onun imdiki dnya gryle uzlamyorlard hi, bu yzden, belleinden tamamen silip atmt onlar; daha dorusu, belleinin bir yerinde dokunulmadan saklyordu. Ama hi bir ey bu anlara ulaamasm diye, arlarn kendileri, uramalar iin zararl bcekleri yaptklar gibi- gzelce kapamt zerlerini. Bu nedenle, imdiki Nehldof, bir zamanlar tertemiz bir sevgiyle baland insan deil de, yararlanabilecei, yararlanmas gereken zengin biriydi onun iin. Aralarnda, her erkekle olan ilikiler olabilirdi ancak. Nehldof kalabalkla beraber ana kapya doru yrrken, Hayr, nemli, en nemli olan syleyemedim, diye dnyordu. Onunla evleneceimi sylemedim. Sylemedim ama evleneceim. Fazladan biri kmasn, ya da ierde kalmasn diye kaplarda teker teker saydlar onlar gene gardiyanlar. Nehldof, imdi srtna vurulmasndan alnmad gibi, bunu farketmedi bile. Yaayn deitirmek istiyordu Nehldof, ona byk gelen evini satacak, hizmetilere yol verecek, otele yerleecekti. Ama Agrafena Petrovna ka kadar byle bir ey yapmann gerei olmadna inandrd onu; yazn satn alan kmazd evi, hem bunca eyay orada burada tutmak da olmazd. yle ki, yaayn deitirmek iin Nehldof'un gsterdii btn abalar (sade, niversitelerinki gibi bir yaay olsun istiyordu) bir sonu vermedi. Her ey eskisi gibi kaldktan baka, evin iinde bir teltr da balamt: Odalar havalandrlyor, krklyle ipekliyle btn giysiler gnee aslyor, temizleniyordu. Kapcyla yardmcsndan tutun da ah kadna, hatt Korney'e kadar herkes harl har! alyordu. nce, birtakm resm giysiler, tuhaf krkler -hi bir zaman kullanlmam eylerdi bunlar- karp astlar iplere; sonra hallar, masa, sandalye ne varsa hepsini kardlar. Kapcyla yardmcs adaleli kollarn svayp dikkatle temizlediler hepsini. Daha sonra odalar bir naftalin kokusudur sard. Baheden geerken, pencereden dar bakarken, ne ok gereksiz eyasnn olduunu dnyordu Nehldof, ayordu. Btn bunlarn kullanlmasnn tek nedeni, Agrafena Petrovna'-ya, Korney'e, kapcyla yardmcsna i bulmaktr... Maslova sorunu yoluna konulmad srece byle yaayp gitmeli. Ama hi de kolay olmayacak bu. Neyse canm, onu serbest braktklarnda, ya da Sibirya'ya yollarlarsa ben de peinden gittiimde deiecek na! olsa her ey. Avukat Fanarin'in syledii gn ona gitti Nehldof. Kocaman kocaman aalarla evrili, pencerelerinde gzkamatrc perdeleri olan, ancak birdenbire zenginleen insanlarda bulunan havadan gelmi parayla dendii belli gzel evine girince, doktor bekleme odalarnda olduu gibi, bir sr bekleyenle karlat Nehldof. Canlar sklmasn diye resimli dergiler serili masalarn evresinde dnceli dnceli oturuyorlard. Avukatn, yksek bir blmenin arkasnda oturan yardmcs, Nehldof'u tanyp yanma geldi, selm verdi, geldiini ieri hemen bildireceini syledi. Dnd, avukatn alma odasna doru yrd. Tam o anda kap ald, ksa boylu, yepyeni giysili, krmz yzl, gr bykl, orta yal bir adamla avukat yksek sesle, heyecanl heyecanl konuarak ktlar dar. kisinin de yznde, ok kr- 184 h, ama hi de iyi olmayan bir ii yeni bitirmi insanlarnkinde grlen ifade vard. Fanarin glmseyerek: - Sizde su, anam babam, diyordu. - Cennete gitmeyi kim istemez, ah u gnahlarm olmasa.., - Biliyoruz, biliyoruz. Kahkahalarla glmeye balad ikisi de. Fanarin, Nehldofu grnce, uzaklamakta olan tccara ban sallayarak: - O, buyrun Prens, dedi. Nehldof'u ar deli alma odasna alp karsna oturduktan sonra, bundan nceki dvada kazand baarnn glmsemesini tutarak: - Bir sigara buyurmaz msnz? dedi. - Teekkr ederim, Maslova dvas iin gelmitim. - Evet, evet, imdi bakarz. Ah u para babalar ne anasnn gz oluyorlar! Demin kan grdnz deil mi? On iki milyonu vardr. Hl konumasn bilmez. Bir kpek iin de adam ldrr srasnda. Nehldof O bilmiyor konumasn da sen biliyor musun sanki? diye geirdi iinden. Tavrlaryla Nehldofa teki mterilerini umursamadn belli etmeye alan bu ukal adamdan ireniyordu. Avukat, baka eylerden sz ettii iin kendini temize karmaya almak istiyormu gibi:

- Amma da skt canm, dedi, byle rezil herif gelmemitir yeryzne. Efendime syleyeyim, can... Neyse, gelelim sizin ie... Dosyay dikkatle okudum, -Turgenyef'in deyimiyle- bir eyi beenmedim, yani avukatn psrn teki olmasn, karara itiraz etmek iin eline geen frsatlar karmasn. - Peki siz neye karar verdiniz? - Bir dakika. Odaya giren yardmcsna dnd: - Syleyin ona, benim dediim gibi olacak; iine gelirse. - Kabul etmiyor efendim. - Pekl, kalsn yleyse. Glmseyen yz bulutland bir anda, fke kaplad onu. 185 Sonra glmsedi gene. - Avukatlar beleten para kazanr derler bir de, diye devam etti. Parasz bir borluya hakl olduu bir dvay kazandrdm; imdi nerede bir parasz varsa buraya geliyor. Oysa bu eit iler ok uratrr insan. Bir yazarn dedii gibi, biz de etimizden bir para koyarz mrekkebe. Neyse, gelelim sizin davanza, ya da sizi ilgilendiren dvaya; avukat berbatm, itiraz iin elle tutulur bir delil yok, ama itiraz edilebilir gene de; yle bir ey yazdm. Karalanm bir kt aldi eline, her resm yazda olan basmakalp yerleri okumadan, nemli szcklerin zerine basarak okumaya balad: - Yargtay bakanlna, falan mahkemenin falan gnk durumasnda, tccar Smelkof'u zehirlemekten sank Maslova, ceza yasasnn 1454. maddesi uyarnca krek cezasna arptrlmtr, falan, falan. Bir an durdu. Bu eit yazlar her zaman okuduu halde, ses tonunu byk bir hazla dinledii belliydi. Szcklerin zerine basa basa okumaya devam etti: - Bu kararn, durumada yaplan ok nemli usulszlkler nedeniyle bozulmas gerekmektedir. Bir kere, Smelkof'un i organlaryla ilgili rapor durumada okutulmam, bakan daha bandayken kesmitir bu raporun okunmasn. Nehldof armt. - Savc istemiti zaten bu raporun okunmasn. - nemli deildir bu, savunma da baz nedenlerle isteyebilirdi ayn eyi. - Sama sapan bir eydi zaten. - Olsun varsn, bizim iin bir nedendir gene de. Devam ediyorum: ki, Maslova'nn savunma avukat, sann kiiliini tam olarak belirtmek amacyla onun dnn ruhsal nedenlerinden sz etmeye balaynca, bakan, bunlarn dvayla iliii olmad gerekesiyle susturulmutur. Oysa yargtayn da bir ok kereler akla kavuturduu gibi, ceza mahkemelerinde sann kiiliinin, ruh dnyasnn bilinmesi sorunun doru karara balanmas bakmndan ok nemlidir. Avukat, Nehldofa bakarak:- 186 - Bu etti iki, dedi. Nehldof daha da armt. - Ama yle kt konuuyordu ki, kimse bir ey anlaya-myordu. Fanarin glmsedi. - Sevimli bir aptaldr, dedi, akl ermez byle eylere zavallnn, samalayp durduu belli; ama gene de bir nedendir bu. Neyse, devam edelim. , son konumasnda bakan, ceza mahkemeleri yasasnn 801'nci maddesinin 1'nci kknda kesinlikle belirtildii halde, jri yelerine hukukta nelerin su sayldn aklamam; Maslova'nn Smelkof'a zehir verdiinin gerek olduunu kabul etseler bile, bunu tccar ldrmek amacyla yapmad gerekesiyle san cinayette susuz saymaya yetkili olduklarn hatrlatmamtr. Maslova'da dikkatsizlik -hi aklnda olmayan bir lme yol aan bir dikkatsizlik- suu grebilecekleri zerinde durmamtr. En nemli olan nokta da burasdr ite. - Biz de anlayabilirdik bunu ama. Bizde kabahat. - Son olarak da -avukat devam ediyordu,- jrinin, mah kemece Maslova'nn sululuu zerine sorulan soruya verdii cevapta ak seik bir eliki vardr. Maslova ortada hi bir sebep yokken Smelkof'u ldrmekle sulanmtr; nk jri, Maslova'nm hrszlk olayyla ilgisi bulunmadn belirtmitir cevabnda. Kukusuz, bununla sann, tccar ldrmek amacyla ona zehiri verdii iddias da kabul etmediklerini sanyorlard ye ler; bakann, konumasnda her eyi yeterince aklamamasndan doan bir yanl anlama sonucu cevapta ak olarak belirtilmemitir bu. Ceza mahkemeleri yasasnn 816 ve 808'nci maddelerinden yararlanlmas; yani bakann, jriden bu karkln akla kavuturulmasn, tekrar toplanp, sann sululuu zerine yeni bir cevap vermesini istemesi gerekirdi bu durumda. - Niin yapmad bunu bakan acaba? Fanarin glmsedi. - Ben de bilmek isterdim bunu dorusu. - Yargtay bozar m karar dersiniz? - Dosyann incelenecei oturuma katlacak dknlere baldr bu.

- 187 - Dknlere mi dediniz? - Evet. Dknler evine yatmas gereken zavalllardr nk hepsi. Byle ite efendim. Sonra yle diyorum: Bu durumlar gz nne alnrsa, Mahkemenin Maslova'y cezalandrmasnn, 771'e 3'n uygulanmasnn usulsz olduu kesindir. Yukarda saydm nemli usulszlkler nedeniyle falan filn, 909, 910, 912'ye 2 ve 928 maddeler uyarnca bu kararn bozulmasn falan filn, dvann baka bir mahkemede yeniden incelenmesine emirlerinizi yksek kurulunuzdan en derin sayglarmla falan filn. Grdnz gibi, yaplabilecek her ey yaplmtr. Ama ak konuacam. Baar elde edeceimizden pek umut var deilim. Bununla beraber, dosyay inceleyecek olan kurulun yelerine baldr her ey. Yargtayda tandklarnz varsa konuun onlarla. - Birka kii tanyorum. - Elinizi abuk tutun ama; hemorotilerinin tedavisi iin yaknda her biri bir yana gider, ay beklemek zorunda kalrz o zaman... Olumlu sonu alamazsak ara bavurmak kalyor bir de. Bu da perde arkas almalar gerektirir. O durumda da elimden geleni yaparm; perde arkas almada deil tabi, dilekenin yazlmasnda. - ok teekkr ederim, creti, acaba... - Yardmcm dilekeyi temize ekilmi olarak sunarken syleycek efendim. - Bir ey daha sormak istiyordum size. Savc, sz geen Kimseyle grebilmem iin bir izin kd verdi bana; ceza evine gittim, belirli gnlerin ve yerlerin dnda grmek iin valilikten de izin alnmasnn gerektiini sylediler. yle midir? - Galiba. Ama vali yok imdi, yardmcs bakyor yerine. Gelgelelim, salan tekidir o da, sanmam ki bir ey elde edebi-lesiniz. - Maslennikof mu? - Evet. Nehldof: - Tanyorum onu, dedi. Kalkt. O anda son derece irkin, kalkk burunlu, elmack kemikleri kk, sar yzl bir kadn dald odaya. inkinliini hi - 188 XLVI umursamad belliydi. Avukatn karsyd bu. Acayip bir giyinii olduktan baka - ak saryla yeil karm, yars kadifeli yars ipekli, alacal bulacal bir ey vard zerinde - evet, acayip bir giyinii olduktan baka, parlak salar da hafife kvrck yaplmt. Byk bir komutan tavryla rzgr gibi girdi odaya. Redingotlu, ipek yakalkl, beyaz kravatl, toprak rengi yz glmseyen, uzun boylu bir adam vard yannda. Yazard bu, Nehldof tanyordu onu. Kadn kapy aar amaz, - Anatol, dedi, benim odama gel abuk. Semyon vano-vi bir iirini okuyacak bize; sen de Garina zerine yazdn okuyacaksn ama. Nehldof tam gitmeye hazrlanyordu ki, avukatn kars kocasyla ksa bir fis-kotan sonra ona dnd: - Buyrunuz Prens, tanyorum sizi, bu yzden, tantrlmamza gerek yok. Edebiyat toplantmza onur veriniz. ok seveceksiniz. Anatol ok gzel iir okur. Anatol kollarn iki yana ap, glmseyerek karsn gsterdi - bu glmseyiiyle byle gzel bir kadna itiraz edilemeyeceini anlatmak istiyordu, - Gryorsunuz ya ne kadar eitli iim var, dedi. Nehldof, onu da toplantlarna ard iin son derece kibar, resmi bir tavrla teekkr etti avukatn karsna; zaman olmadn syleyerek kt odadan. Avukatn kars arkasndan: - Amma da kendini beenmi! dedi. Bekleme odasnda avukatn yardmcs temize ekilmi hazr dilekeyi verdi Nehldof'a; cret konusunda da, Anatoli Pet-rovi'in bin ruble uygun grdn syledi; Anatoli Petrovi'in bu eit dvalarla ilgilenmediini, bunu onun, Nehldof'un hatr iin aldn da ekledi. - Dilekeyi kim imzalayacak? dedi Nehldof. - Sank kendi de imzalayabilir, bu gse, Anatoli Petrovi ondan izin alp imzalayabilir. - Yo, ben gider imzalatrm ona. Nehldof, Maslova'y bir an nce grmek frsat kt iin sevinmiti. Her zamanki saatte gardiyanlarn ddkleri nlatt gene ceza evinin koridorlarn. Hcrelerin, koridorlarn kaplar demir grltstle ald; plak ayaklarn, takunyalarn sesi duyuldu; temizleyiciler, havay iren bir kokuyla doldurarak getiler koridorlardan. Cezallar ellerini yzlerini ykadlar, giyinip yoklamaya koridorlara ktlar, yoklamadan sonra ay iin kaynar su almaya gittiler.

aydan sonra ceza evinin her hcresinde ayn konu konuuluyordu heyecanl heyecanl: O gn iki cezal krbalanacakt. Bunlardan biri, sevgilisini kskanlk yznden ldrm, Vasil-yef adnda, renim grm bir genti. Hcre arkadalar, eli ak, neeli bir insan olduu, ceza evi yneticilerine srasnda diretmesini bildii iin severlerdi onu. Yasalar iyi biliyor, i-nenmelerine gz yummuyordu. Yneticiler bu yzden di biliyorlard ona. hafta nce gardiyann biri, resmi giysisine orba dkt diye bir temizleyiciyi dvmt. Vasilyef hemen karmt ie, yasalarn cezallar dvmeyi yasakladn syleyerek temizleyiciyi savunmutu. Gardiyan Sana yasalar gsteririm ben diye balayarak azna geleni sayp dkmeye balamt. Vasilyef de aa kalmamt ondan. Gardiyan vurmak istemiti Vasilyef'e, ama beriki ellerini yakalam, dakika yle tuttuktan sonra evirip kapdan dar frlatmt onu. Gardiyan mdre yaknm, mdr de Vasilyef'in zindana kapatlmas emrini vermiti. Bodrum katta kaplar dardan srgyle kapanan, karanlk, kk kk odalar vard, onlara zindan diyorlard. Bu souk, karanlk odalarda ne bir sedir, ne masa ne de sandalye vard; buraya atlan cezal amurun zerinde yatar ya da otururdu. Bacaklarnn arasndan, yatarken zerinden kocaman kocaman fareler geerdi. Hem oktu burada bu fareler, hem de son derece gz pektiler, yle ki karanlkta ekmei onlardan kurtarmak imknsz bir eydi. Buraya atlan cezallarn elinin altndan yerlerdi ekmei, biraz kprdamadan dursa cezalya bile saldrrlard. Vasilyef, sulu olmadn ne srerek gitmek istememiti zindana. Zorla gtrmek istemilerdi onu. Kar koymutu. ki cezal gardiyanlarn elinden kurtulmasna yardm etmiti. Gardiyanlar toplanm, bu arada ac kuvvetiyle n salm Petrof da ^190 gelmiti. Sindirmilerdi cezallar, zindanlara tkmlard. Cezaevinde bakaldrmaya benzer bir olayn olduu hemen iletilmiti valiye. Ba sululara -Vasilyef'le, serserilikten yatan Ne-pomnyaiy'e- otuzar krba vurulmas buyruu gelmiti yazl olarak. Kadnlarn grme odasnda krbalanacakt sulular... Daha akamdan herkes renmiti durumu ceza evinde; hcrelerde btn cezallar heyecanl heyecanl bundan sz ediyorlard. Korableva, alml, Fedosya, Maslova kelerinde oturmu -hepsinin de yz krmzyd, votka imilerdi nk; Maslo-va'nm paras oktu bu kez, ikiyle arlamt arkadalarn- ay iiyor, ayn eyden sz ediyorlard. Korableva, hi eksii olmayan salam dileriyle ekeri krarken: - Vasilyef'in bu yapt bakaldrmak mdr ki? diyordu. Arkadan savundu yalnzca. Artk kavga da etmemeli. Uzun salar omuzlarna dklm Fedosya: - yi bir ocukmu, dedi, yle diyorlar. aydanln bulunduu ranzann karsnda, bir odunun zerinde oturuyordu. Korableva Maslova'ya dnd. - Ona sylemiti bu durumu Miyahlovna. Nehldof'tan sz ediyordu. Maslova glmseyerek sallad ban. - Sylerim, dedi. Benim iin her eyi yapar. Fedosya kart sze: - Ne zaman gelir seninki? Gardiyanlar zavalllar almaya gitmilerd bile. -Gs geirdi- Canavarlktr bu. - Bizim orda bir kyly nasl dvdklerini grmtm bir keresinde. Kaynatam muhtara yollamt beni. Kapdan girince bir de ne greyim... Demir yolu bekisi kadn uzun uzun anlatmaya balad gene. st koridorda ayak sesleri, grltler duyulunca sustu ancak. Kadnlarn hepsi kulak kesilmiti. - Krbalamaya baladlar, dedi almlr. ldresiye vurur- 191 lar ona imdi reziller. Soluk aldrmyordu onlara nk. Yukarda kesildi grlt, demir yolu bekisi kadn anlatmasna devam etti. Muhtarn ahrnda bir kyly nasl krbalandklarn, bakarken iinin nasl parampara olduunu anlatt. alml, Seglof'un krbalanrken gk demediini syledi. Sonra Fedosya ay kaldrd, Korableva'yla demir yolu bekisi kadn diki dikmeye baladlar, Maslova da ranzasna oturdu, dizlerini kollarnn arasna alp dncelere dald, can sklyordu. Yatmaya hazrlanyordu ki, kadn gardiyan seslendi ona, mdrn odasna gideceini, ziyaretisi olduunu syledi. Maslova, cvasnn yars dklm aynann karsnda bartsn dzeltirken Menova: - Bizi de sylemeyi unutma ona, diyordu. Biz yakmadk, kendi, o haydut yakt, ii de grd. Gidecek yeri yok hayinin. Mitri'yi arp sorsun, yle syle ona. Her eyi olduu gibi anlatr ona Mitri. Ne olduunu anlamadan buraya soktular bizi, o haydut da bakasnn karsyla keyif atyor darda, meyhanelerde kafa ekiyor.

Korableva dorulad: - Yasaya da hi bir eye de smaz bu. - Syleyeceim, dedi Maslova. Gz krparak ekledi: - yice cesaretlenmek iin biraz daha ieyim. Korableva yarm maraba daha koydu ona. Maslova bir dikite iti hepsini, azn sildi, kendi kendine iyice cesaretlenmek iin diye tekrar ederek ban sallad, akrkeyif, glmseyerek yrd gardiyan kadnn pei sra. XLVII Nehldof oktan beri bekliyordu. Ceza evine gelince d kapnn zilini alm, nbeti gardiyana savcnn verdii izin kdn gstermiti. - Kimi istiyorsunuz? - Cezal Maslova'yla greceim. - imdi olmaz: Mdrn ii var. - Odasnda m? diye sordu Nehldof./ 192 Gardiyan, ne syleyeceini bilemiyormu gibi kararsz Neh-ldofun gznden kamamt bu: - Hayr, dedi, odasnda deil, burada, ziyareti odasnda. - imdi gremez miyim acaba kendisiyle? - Hayr, nemli ii var. - Ne zaman grebileceim? - kyorlar ite, sylersiniz imdi. Bekleyin biraz. O anda yan kapdan parlak srmalaryla, yznn cildi prl prl, byklar sigara dumanndan sararm bir assubay kt, sert bir sesle gardiyana: - Buraya niin adam alyorsunuz?... diye bard. Odaya.. Nehldof kesti szn: - Mdrn burada olduunu sylemilerdi de. Assubayn da tell olmas artmt onu. Tam o anda i kap ald, Petrof kt. Terlemiti, fkeliydi. Assubay dnerek: - Dersini ald, dedi. Assubay gzleriyle Nehldof'u gsterdi, Petrof sustu hemen, yzn buruturup arka kapdan kt gitti. Nehldof Dersini alan kim? diye geirdi iinden. Niin bu kadar tell hepsi? Assubay niin beni gsterdi ona? Assubay gene Nehldof'a dnd. - Burda durulmaz efendim, mdrn odasna buyrunuz. Nehldof tam dnp yryecekti ki, arka kapdan mdr kt. Astlarndan daha tellyd. Sk sk soluyordu. Nehldof'u grnce gardiyana: - Fedorof, beinci kadn hcresinden Maslova'y odama getirsinler, dedi. Nehldof'a dnd: - Buyrun. Dik bir merdivenden kp, tek pencereli, orta yerinde bir yaz masas, birka sandalye olan, kk bir odaya girdiler. Ceza evi mdr oturdu. Kutudan kaln bir sigara alrken Nehldof'a: - ok ar bir grevimiz var, ok, dedi. - Yorulmusunuz. - Aslnda almaktan yoruldum; ok yorucu bir grev bu - 193 bizimki. Biraz yumuak davranaym diyorsun, daha kt oluyor. Bir kurtulabilsem uradan. ok ar bir sorumluluk bu. Nehldof, mdr iin neyin ar, zor olduunu bilmiyordu. Adamn o anda zgn, duygulu, umutsuz olduunu gryordu yalnzca. - Evet, haklsnz, dedi, greviniz ok ar. Ayrln yleyse, ne bekliyorsunuz? - Baka yapacak iim yok, ailem... - Ama greviniz arsa sizin iin... - Ne yaparsnz, dorusunu isterseniz, elimizden geldiince bir eyler yapmaya alyoruz. Buraya dm zavalllarn daha az ac ekmeleri iin urayorum. Benim yerimde baka biri olsayd, analarndan emdikleri st burunlarndan getirirdi. Dile kolay, iki bini akn cezal var burada. Katili, hrsz, dolandrcs... Bunlara kar nasl davranlmas gerektiini iyi bilmelidir bir ynetici. te yandan, onlar da insan, ister istemez acyorsun. Yumuak davranmak da olmuyor. Mdr, daha geenlerde cezallar arasnda patlak veren, cinayetle sonulanan bir kavgay anlatmaya balad. Odaya gardiyann arkasndan Maslova'nn girmesiyle yarda kesildi anlatmas.

Nehldof kapda, Maslova mdr grmeden grmt onu. Yz krmzyd. Gardiyann arkasnda abuk admlarla yryor, ban sallayarak glmsyordu. Mdr grnce korku okunan gzlerini ona dikti, ama hemen toparlad kendini, neeli bir tavrla Nehldof'a dnd. Elini o zamankinden ok deiik, hareketle skp sallayarak glmsedi. - Ho geldiniz. Ondaki bu canlla, neeye aan Nehldof: - Dilekeyi imzalatmaya geldim size, dedi. Avukat bir dileke yazd, imzalamanz gerek altn, sonra Petersburg'a yollayacaz. Maslova bir gzn krparak glmsedi. - mzalayalm bakalm. Olur. Nehldof drde katlanm bir kt kard cebinden, masaya yaklat. Mdre: Dirili - F: 13- 194 - Burada imzalayabilir mi? diye sordu. Mdr: - Gel otur bakaym, dedi, al u kalemi. Okuma yazman var m? Maslova glmseyerek: - Bir zamanlar vard, dedi. Eteini, bluzunun kollarn dzelterek oturdu; kk hareketli eliyle beceriksizce ald mrekkep kalemini, glerek Neh-ldof'a bakt. Nehldof nereye imza atacan gsterdi ona. Maslova, kalemi mrekkep hokkasna dikkatle batrdktan sonra hafife sallad, Nehldof'un gsterdii yere adn yazd. Bir Nehldof'a, bir mdre bakarak: - Hepsi bu kadar m? dedi. Kalemi yerine koyacakm gibi yapm, sonra geri ekmiti. Nehldof ald elinden kalemi: - Size ba eyler syleyeceim, dedi. Maslova, aklna bir ey gelmi ya da birden uyku bastrm gibi ciddileti birden: - Syleyin bakalm. Mdr kalkp dar kt. Nehldof'Ia Maslova kar karya kaldlar. XLVII Maslova'yi getiren gardiyan onlardan uzaa, pencerenin iine oturdu. Nehldof iin karar an gelip atmt. lk grmelerinde en nemli olan -yani onunla evlenmek niyetinde olduunu- Maslova'ya sylemedi diye kendi kendine kzmt hep. imdi sylemeye kararlyd. Masann biri bir yannda, biri br yannda, karlkl oturuyorlard. Odann ii aydnlkt. Mas-lova'nn yzn ilk kez aydnlkta yakndan gryordu Nehldof gzlerinin, dudaklarnn evresindeki krklklar, gzlerinin iliini. Eskisinden de ok acyordu imdi ona. Nehldof, pencerenin iinde oturan yahudi suratl, akaklarna ak dm gardiyan, sesini duymasn diye, dirseklerini masaya dayayarak Maslova'ya doru eildi. - 195 - Bu dilekeden olumlu bir sonu alamazsak ar'a bavuracaz. Yaplabilecek her ey yaplacaktr... Maslova szn kesti: - Durumadaki avukatm doru drst bir avukat olsayd... Aptaln biriydi. Hep cilve yapt durdu bana. Glmsedi Maslova-. Beni o zaman bulmu olsaydnz, byle olmazd durum. Elden ne gelir? Herkes hrsz sanyor beni. Nehldof, Ne tuhaf bir hali var bugn diye geirdi iinden. Tam sylemek istediini sylemeye hazrlanyordu ki, gene konumaya balad Maslova. - Bakn ne diyeceim. Bizim hcrede yal bir kadn var. ok iyi bir kadncaz, inann herkes ayor onun buraya nasl dtne. Olu da kendi de hi sular yokken yatyorlar burada, herkes biliyor bunu. Bilerek yangn kardklar iftirasna uramlar. -Maslova ban evirip Nehldof'un yzne bakt-. Size sylemem iin yalvard: Olumla grsn bir, o her eyi anlatr ona diyor. Soyad Menof. Ne diyorsunuz, yapar msnz bunu? Melek gibi bir yz var kadncazn, bir bakta anlalyor zaten susuz olduu. Bir eyler yaparsnz artk. Gene bakt Nehldof'un yzne, glmseyerek ban nne edi. Onun bu serbestliine, aklna giderek daha ok aan Nehldof: - Pekl, dedi, elimden geleni yaparm, renirim durumu. Ama ben sizinle kendi iimizi konumak isterdim. O gn ne dedim size, hatrlyor musunuz? Maslova hl glmsyordu, ban bir o yana, bir bu yana evirerek: - ok ey sylediniz o gn, dedi. Hangisini soruyorsunuz? - Beni affetmeniz iin yalvarmaya geldiimi sylemitim. - nemi yok ki bunun, ha affetmitim, ha affetmemiim, neyi deitirir, siz iyisi mi... Nehldof devam ediyordu:

- Size kar ilediim gnah balatmak istediimi... bunu szde brakmayacam. Sizinle evlenmeye karar verdim. Maslova'nn yzn bir korku kaplad birden. ehl gzleri Nehldof'un zerinde durmutu, ama grmyorlard onu. Yzn duygusuzca buruturdu. 196 - Bu da nereden kt? diye mrldand. - Tanrya kar bunu yapmak zorunda olduumu hissediyorum. - Tanr m dediniz? Neden sz ettiinizi anlamyorum. Tanr ha? Hangi Tanr? O zaman dnseydiniz Tanry. Bir ey daha sylemek istiyormu gibi at azn, ama sylemedi, sustu. Aznn iki koktuunu ancak imdi farkedip, bu halinin nedenini anlayan Nehldof: - Sakin olun, dedi. - Ne demek sakin ol? Sarho mu sandn beni yoksa? Evet, geri sarhoum ama azmdan kan kulam duyuyor, aklm bamda. Krek mahkmuyum ben, b..., ah baym diyordum az kalsn, Prens, fiyatm bir yzlktr. Birden abuk abuk konumaya balamt, yz mosmordu. Nehldof, zangr zangr titreyerek, alak sesle: - Ne denli ar konuursan konu, hissettiklerim kadar ac syleyemezsin bana gene de, dedi. Sana yaptm ktln iimi nasl yaktn bilemezsin!... Maslova ac ac glmsedi. - yle mi?... O zaman yoktu byle bir ey ama, yz ruble vermitin bana. Al, bu kadar edersin sen, der gibilerden... - Biliyorum, hepsini biliyorum, dedi Nehldof, ama elden ne gelir imdi? Artk brakmamaya kararlym seni, dnmeyeceim bu kararmdan. Maslova: - Ben de dneceksin diyorum! diye mrldand. Yksek sesle glmeye balad. Nehldof Maslova'nn eline dokunarak: - Katyua! dedi. Maslova elini fkeyle ekerek: - Uzakla benden! diye haykrd. Bir krek mahkmuyum ben, sende bir prens, iin yok burada. inde biriken btn hncn boaltmak istiyormu gibi abuk abuk konuarak devam etti: - Benden yararlanarak kendini kurtarmaya alyorsun. - 197 Bu dnyada bedensel hazzn iin kullandn beni, teki dnyada da kurtulman iin kullanmak istiyorsun! Senden de, gzlnden de, o iren, yal yznden de nefret ediyorum. Birden ayaa kalkarak: - Defol, defol git buradan! diye bard. Gardiyan geldi yanlarna. - Ne baryorsun be? Nerede olduunun farknda deilsin galiba... - Brakn ltfen, dedi Nehldof. - yleyse barmasn. - Pekl, olur, yerinize gidin siz ltfen. Gardiyan pencereye gitti gene. Maslova oturdu, ban nne edi; kk ellerini yumruk yapm, olanca gcyle skyordu. Nehldof yannda ayakta duruyor, ne syleceini bilemiyordu. - nanmyorsun bana, dedi. - Hi bir zaman evlenemeyeceksiniz benimle. Asarm kendimi de raz olmam byle bir eye! Bunu bilesiniz. - Gene de elimden gelen yardm yapacam sana. - Sizin bileceiniz i bu. Ama unu syleyeyim ki, hi bir ey istemiyorum sizden. Doru sylyorum. Niin lmedim o zaman? Birden hkra hkra alamaya balad Maslova. Nehldof bir ey syleyemiyordu, o da ha alad ha alayacakt. Maslova ban kaldrp gen adamn yzne bakt, grd eye at sanki, yanaklarndan akan gzyalarn bartsnn ucuyla silmeye koyuldu. O srada gardiyan geldi yanlarna gene, zamann bitmek zere olduunu hatrlatt. Maslova kalkt. Nehldof, - Kendinizde deilsiniz imdi, dedi. Gelebilirsem, yarn gene geleceim. Siz de dnn biraz. Maslova cevap vermedi, dnp Nehldof'a bakmadan gardiyann arkasndan kt. Maslova hcreye dnnce Korableva: - Kurtulmu say artk kendini kzm, dedi. Besbelli abay- 198 -

yakt sana herif; karma bu frsat. Kurtulursun buradan. Zenginlerin yapamayaca ey yoktur, her kapy aar para. Demir yolu bekisi kadn ince sesiyle: - Vallahi de yle, dedi. Bizde, fakir evlenmeye kalksa geceler ksalr, derler. Oysa bir zenginin aklndan geirdii, birazck istedii ey olur hemen. Aslan gibi bir delikanl vard kyde... Yal kadn: - Benim ii anlattn m? diye sordu. Ama Maslova arkadalarnn sorularna cevap vermiyor, ehl gzlerini keye dikmi, ranzasnda yatyordu. Akama kadar yatt yle. Ona strap veren duygular vard iinde. Neh-idof'un szleri, ac ektii, gen adam unutarak, ondan nefret ederek kt dnyaya dndrmt onu gene. Yaayabilmek iin unuttuu eyleri hatrlatmt ona; olanlarn ak seik an-syla yaamaksa dayanlamayacak kadar strap veren bir eydi. Akam gene votka ald, arkadalaryla beraber doyasya iti. XLIX Nehldof ceza evinde karken Ya, byle ite. Byle, diye dnyordu. Suunun bykln ancak imdi gryordu btn plaklyla. Yaptn dzeltmeye kalkmasayd, ne byk bir gnah ilediini bilmeyecekti hi bir zaman; stelik, Maslova da kendisine yaplan ktln byklnden habersiz olacakt. Btn korkunluklaryla ancak imdi kmlard bunlar su yzne. Nehldof'un aklnda bu kadnn ruhuna indirdii darbe vard imdi yalnz; Maslova da gen kzlnda ona ne yapldnn farkndayd artk. Eskiden kendi kendine kzard Nehldof, pimanlk duyard; oysa imdi dehet iindeydi. Artk brakamazd Maslova'y -bunu hissediyordu- te yandan, bu ilikinin sonunun neye varacan da bilmiyordu. D kapda, gsnde madalyalaryla, nianlaryla bir gardiyan yaklat Nehldof'a; hi de ho olmayan, yapmack, ylk bir ifade vard yznde. Nehldof'a bir zarf uzatarak, esrarl bir tavrla: - Bir bayan yollad'bunu size... dedi. - 199 - Hangi bayan? - Okuyunca anlarsnz. Siyas sululardan biri. Onlarn b lmne bakyorum ben. Rica etti. Geri yasaktr byle eyler, ama insanlk... Pek yapmack bir konumas vard adamn, iten olmad belliydi. Bir gardiyann, hem de siyas sululara bakan bir gardiyann mektup tamas, ceza evinde, herkesin gz nnde mektubu getirip ona vermesi pek armt Nehldof'u. Bunun gardiyan, ayn zamanda da ispiyon olduunu henz bilmiyordu. Gene de ald zarf, dar knca, at. Kurun kalemle abuk abuk yazlm bir puslayd bu: Cezal bir kadnla ilgilendiinizi, buraya gelip gittiinizi rendim. Szinle grmek istiyorum. Grebilmemiz iin gerekli yerlere bavurun. Alabilirsiniz bu izni. Koruduunuz kadn iin de, hepimiz iin de ok nemli syleyeceklerim var size Minnettarnz Vera Bogoduhovskaya var size. Minnettarnz Vera Bogoduhovskaya. Vera Bogoduhovskaya, Nehldof'un bir zamanlar arkadalaryla ay avna gittiinde urad, Novogorod ilinin cra kylerinden birinde retmendi. niversitede alan kursa gidebilmek iin para istemiti Nehldof'tan. stedii paray vermiti Nehldof, sonra bu olay da, Vera Bogoduhovskaya'y da unutmu gitmiti. imdi siyas sulu olarak cezaevinde yatt anlalyordu bu kadnn. Maslova'yla olan ilikisini renmiti; yardm etmek istiyordu ona. Ne rahatt o zamanlar, her ey basit, kolayd. Oysa imdi ne yapacan, neye karar vereceini bilemiyordu. O gnleri, Bogoduhovskaya'yla tanmasn hatrlaynca bir sevin, heyecan duydu iinde Nehldof. Yortu yaknd. Demiryolundan altm verst ierde, ssz bir kydeydiler. yi bir avd. ki ay vurmulard. Yol hazrlklarn tamamlamlar, yemek yiyorlard. Kaldklar ky evinin sahibi sokuldu yanlarna, papazn kznn geldiini, prens Nehldof'la grmek istediini, syledi. Arkadalarndan biri: - Gzel mi bari? diye sordu. - Brakn ocukluu! dedi Nehldof. Yz cidileti, azn silerek kalkt masadan. Papazn kz-- 200 nn onunla grmek istemesi artmt onu. Ev sahibinin odasna gitti. Yn apkal, koyun postundan manto giymi, damarlar kk, sska, irkin bir kz vard odada. Kaslaryla gzleriyle gzel olan yalnz Ev sahibinin yal kars: - te Prens, Vera Tefremovna, konu kendisiyle. Ben kyorum. - Ne gibi bir yardmm dokunabilir size? dedi Nehldof. - ey... ben... Nasl syleyeyim, zenginsiniz siz, su gibi para harcyorsunuz; avayd, una bunayd dnyann parasn veriyorsunuz, biliyorum. -Kz utancndan kekeleyerek konuuyordu.- Bense bir ey, yalnz bir ey istiyorum, insanlara yararl olmak btn amacm; oysa yapamyorum, hi bir ey bilmiyorum nk.

Gzlerinde itenlik, temizlik vard; yz anlatm, kararl, rkeklii ylesine dokunmutu Nehldof'a ki, birden gen kzn yerine koydu kendini -ounlukla olurdu ona bu- anlad onu, acd. - Ne yapabilirim sizin iin? - lkokul retmeniyim, kurslara katlmak istiyorum, ama izin vermiyorlar bana. Daha dorusu, izin vermiyorlar deil de, izin veriyorlar vermesine, ama para gerek bunun iin. Siz verebilir misiniz bana bu paray, kursu bitirince deyim size borcumu. Zenginleri ktlk yaparken; aylar ldrr, kylleri ii-rip onlarla elenirken grdm hep. Ara sra iyilik niin yapmasnlar? Topu topu seksen rubleye ihtiyacm var. stemiyorsanz vermeyin, vz gelir. Kz fkeyle sylemiti! vz gelir diye. Nehldof: - Yo, dedi, bana bir iyilik yapmak frsat verdiiniz iin minettarm size... imdi getiriyorum. Kapy ap hole knca, kapy dinleyen bir arkadayla burun buruna geldi. Arkadalarnn taklmalarna aldrmadan antasndan paray alp kza gtrd. - Ltfen teekkr etmeyin ltfen. Asl ben teekkr etmeliyim size. imdi bunlar hatrlamak ok ho bir eydi Nehldof iin. Bu davrann alaya alan bir subayla neredeyse yumruk yum- 201 rua geldiini, bir arkadann ondan yana ktn, ona daha bir yaknlk gstermeye baladn, avn pek neeli, iyi getiini, gee tren istasyonuna dnerlerken kendini pek bir mutlu hissettiini hatrlamak da hotu. Kzaklar dar yolda pepee trsla sessizce kayyorlard. Kaln kar tabakasnn altnda dallar eilmi alakl yksekli am aalarnn arasndan geiyorlard. Karanlkta kzl bir sigara atei parlyordu, nefis kokusu Nehl-dof'un burnuna kadar gelmiti. Yardmclar Yosif dizlerine kadar kara bata ka bir kzaktan brne kouyor, imdi ormann derinliklerinde dolaan, aalarn kabuklarn kemiren snlardan; scak soluklaryla sttklar karanlk inlerinde keyif atan aylardan sz ediyorlard. Btn bunlar, o andaki dinliini, i huzurunu dnyordu imdi Nehldof. Buz gibi havay cierlerine ekerken yarm krk kalkp iniyor; kzan arpt dallardan dklen karlar yzne dyordu. Bedeni smscak, yz souktu. Ruhunda ne bir endie, ne bir korku, ne de bir tutku vard. Ne mutluydu! Ya imdi? Tanrm, ne g, ac eylerdi btn bunlar!... Besbelli devrimciydi. Vera Yefremovna, devrimci almalar yznden de cezaevine dmt. Grmek gerekti onu, M asIova'nn durumunu dzeltebilecek eyler bildiini sylyordu nk. Devrisi sabah uyandnda bir gn nce olanlar hatrlad Nehldof, dehete kapld. Ama duyduu korkuya ramen, balad ii sonuna kadar yrteceine her zamankinden daha bir kararlyd imdi. Bu duyguyla kt evden, Maslennikof'a gitti. Maslova'dan baka, Maslova'nn dedii yal kadnn oluyla, bir de Maslo-va'ya yardm dokunacan umduu Bogoduhovskaya'yla grmesine izin vermesini isteyecekti ondan. Nehldof eskiden beri, alaydan tanrd Maslennikof'u. O zamanlar alayn kasadaryd Maslennikof. Dnyadan haberi olmayan alayndan, ar ailesinden baka hi bir eyle ilgilenmeyen, son derece temiz yrekli, grevine bal bir subayd. Askerlik-- 202 ten ayrlm, il ynetiminde grev almt imdi de. Zengin, hareketli bir kadn olan kars zorlamt onu buna biraz da. Kadn alay ederdi onunla, bir ev hayvan gibi okard onu. Nehldof geen k bir kere gitmiti onlara, ama bu ifti ylesine basit bulmutu ki, bir daha hi uramamt evlerine. Nehldof'u grnce yz sevinle aydnland Maslennikof un. Gene krmz, yalyd yz, gene imand, askerlikte olduu gibi gene son derece gzel giyimliydi. Eskiden, omuzlarn, bedenini saran, son modaya gre dikilmi, daima tertemiz niforma giyerdi; imdiyse, grbz bedenini saran, geni gsn ortaya karan, son moda, sivil bir elbise vard zerinde. Vali yardmcs resm elbisesiydi bu. Aralarndaki ya farkna ramen (Maslennikof krkma merdiven dayamt) senli-ben-liydiler. Maslennikof, gizleyemedii bir sevinle: - Oh, oh, geldiin iin ok teekkr ederim sana, dedi. Hadi karmn yanna gidelim: On dakika sonra toplantm var, o zamana kadar boum. Biliyorsun, Printsipal yok, ben ynetiyorum ili. - Bir i iin geldim sana. Maslennikof birden dikkat kesildi, rkm gibi, biraz sert: - Neymi bakalm? dedi. - Cezaevinde, beni yakndan ilgilendiren biri var. (Cezaevi deyince, Maslenikof'un yz daha da sertlemiti.) Herkesle bir arada deil, mdrn odasnda grmek istiyorum onunla. Hem de belirli gnler dnda, daha sk. Buna ancak senin izin verebileceini sylediler. Maslennikof, bykln yumuatmak istiyor gibi, iki eliyle Nehldof'u kollarndan tutarak:

- Olur tabi, mon cher (') dedi senin iin yapamayacam ey yoktur, olmasna olur, ama, biliyorsun, ksa srecek bir beylik bizimki. - Kadn mdr bu? - Evet. - Neymi suu acaba? - 203 - Adam zehirleme. Ama susuzdur aslnda. Yok yere hkm giydi. - te sana suluyu, susuzu ayran mahkemelerimiz; 'en font point d'autres. (') (Nedense Franszca sylemiti bu-u.) Benimle ayn dncede olmadn biliyorum, ama ne yaparsn ki, c'est mon epinion bien arrete (2). Gerici bir gazetede son bir yldr bu konuyu ileyen eitli yazlar okumutu. - Senin ilerici olduunu biliyorum, diye ekledi. Nehldof glmsedi: - lerici mi, gerici mi olduumu bilmiyorum, dedi. Bir insan yarglarken, nce onu dinlemenin gerektiini, mahkeme nnde herkesin eit olduunu, insanlara, zellikle sulu olduklar kesinlikle bilinmeyen insanlara ac ektirmenin, dayak atmann yanl br tutum olduunu syledii iin ona ilerici denmesine akl ermezdi. - lerici olup olmadm bilmiyorum, bildiim bir ey varsa, o da, imdiki mahkemelerin, ne kadar kt olurlarsa olsunlar, eskilerden daha iyi olduudur. - Hangi avukat tuttun? - Fanarin'i. Maslenikof yzn buruturarak: - Ah o Fanarin! dedi. Fanarin denen o adamn, geen yl bir durumada tank olarak onu nasl sorguya ektiini, tam yarm saat son derece kibarca onu yerden yere nasl vurduunu, dinleyicileri kahkahalarla gldrdn hatrlatmt. - Onunla i yapman salk vermezdim sana, diye devam etti Fanarin, est un homme taree. (3) Nehidof: - Bir isteim daha olacak senden, dedi. ok eskiden bir O Baka ie yaradklar yok zaten. (Franszca) P) Deimez dncemdir bu benim. (Franszca) (3) Kt isim yapm bir insandr. (Franszca) f) Sevgili dostum. (Franszca)204 kz, bir retmen kz tanmtm. Zavall bir insandr, o da ceza evinde irndi, benimle grmek istiyor. Onunla grmeme de izin verebilir misin? Maslennikof ban hafife yana eip dnd: - Siyas sulu mu? - Evet, yle sylediler bana. - Bak ne diyeceim, siyas sulularla grme izni yalnz akrabalarna veriliyor, ama ben sana ikisine bir izin kd vereceim. Je sas que vous n'abuserez pas... ('} Senin pretegee'nin ad neydi? Bogoduhovskaya m? Elle est jolie? (2) - Hideuse. (3) Maslennikof ban iki yana sallad, masaya gitti, resm bir kda abuk abuk yazmaya balad: Prens Dmitri vanovi Nehldof'un cezal Maslova'yla, gene cezal ebe Bogoduhovskaya 'yla cezaevi yneticisinin odasnda grmesine izin veriyorum. Kocaman bir imza att altna. - Ne gzel ynetiyoruz oray, greceksin. Oysa hi de kolay deildir bu dzeni salamak; nk eitli illerden cezal vardr burada, cezal says da oktur. Son derece titiz davranyorum bu konuda. Greceksin, hepsi rahattr, yakndklar bir ey yoktur. Cezallara kar nasl davranacan bildin mi gerisi kolay. Geenlerde tatsz bir olay oldu... sz dinlemedi birka cezal. Benim yerimde baka biri olsayd ayaklanma sayard bunu, bir ok cezalnn cann yakard. Oysa tatlya baladm ii ben. Hem yumuak yrekli olmal insan, hem de kendini saydrmasn bilmeli. Beyaz gmleinin altn dmeli kolundan kan etli, beyaz yumruunu skarak -- firuze bir yzk vard parmanda: - Hem yumuak yrekli olmal insan, hem de kendini saydrmasn bilmeli, diye tekrar etti. - Bilmiyorum, dedi Nehldof, iki kere gittim oraya, ok zldm. __Bak ne diyeceim? Kontes Passek'i grmelisin, bu ile(1) Bunu ktye kullanmayacan bilirim. (Franszca) (2) Gzel bir ey mi bari? (Franszca) (3) Bicimsiz. (Franszca) - 205 re adad kendini. (enesi dmt Maslennikof'un). Elle fat beaucoup de bien. (') Ak syleyeyim, onun uyarmalaryla bir ok eyi deitirmek frsatn buldum. yle ki, eskiden olan sertlikler yok artk orada,

cezallar huzura kavutular. Kendin de greceksin zaten gidince. Fanarin'e gelince, yakndan tanmyorum onu, toplumsal yerim de onunkinden uzak zaten, ama iyi bir insan olmad su gtrmez bir gerektir. Sonra durumalarda yle eyler sylyor ki... Nehldof kd alp, sznn sonunu beklemeden teekkr etti eski arkadana. - Neyse, ok saol. Ben gideyim artk. - Kanma uramayacak msn? - Kusura bakma, hi zamanm yok imdi. Maslennikof eski arkadan merdivenin ilk sahanlna kadar geirirken - birinci derecede saygdeer bulmad kimseleri oraya kadar geirirdi; Nehldof da onlardand: - Vallahi ok kzacak bana, diyordu. Hi olmazsa bir dakikalna ura. Ama kararndan dnmedi Nehldof. Bir uak koarak palto-suyla bastonunu getirdi; kapc, dnda br polis memurunun bekledii kapy at. Nehldof kapya yrrken, imdi hi zaman olmadn syledi bir kere daha. Maslennikof seslendi ona merdivenden: - yleyse perembeye bekleriz, buyur gel. Karmn konuk gndr. Syleyeceim ona geleceini! LI Nehldof, Maslennikof'dan doru cezaevine gitti; mdrn evini biliyordu, o yana yrd. Gene kulaklar trmalayan bir piyano sesi geliyordu evden; ama rapsodi deildi imdi alman, Clementi'nin bir etdyd. Ses gene olaanst yksek, vurular belirgin, abuktu. Bir sz bal oda hizmetisi at kapy gene, yzbann evde olduunu syleyip, Nehldof'u konuk odasna ald. Kk bir odayd buras. Eya olarak bir kanepeyle br C) ok iyilikleri dokunuyor. (Franszca)- 206 masa vard burada. Yn rme bir rt rtl masann zerinde abajurunun bir yan pembe ktla kaplanm byk bir lmba yanyordu. Mdr yorgun, keyifsiz bir yzle geldi. Resm giysisinin orta dmesini iliklerken: - Buyrunuz, bir dileiniz mi vard? dedi. Nehldof kd ona verirken: - Vali yardmcsndan bu izni aldm, dedi. Maslova'y grmek istiyordum. Piyano grltsnden Nehldof'un ne dediini anlayamayan mdr: - Markova'y m? diye sordu. - Maslova'y. - Ha... evet! Ha... evet! Mdr kalkt, Clementi mziinin hareketli vurular duyulan kapya gitti. - Marusya, diye seslendi, birazck durur musun yavrum, duyamyoruz birbirimizi. Ses tonundan dnyada en ok sevdii eyin mzik olduu belliydi. Piyano sustu, ayak sesi duyuldu -yryenin cannn skld belliydi- bir ba uzand kapdan. Mdr, mzie verilen bu ara houna gitmi gibi hafif ttnden kaln bir sigara yakt, Nehldof'a da uzatt. Nehldof almad. - Evet efendim, Maslova'y grmek istiyordum da. - imdi grmezseniz iyi olur onu. - Neden? Mdr glmsedi: - Kabahat sizde, Prens. Bir daha eline para vermezseniz iyi olur. Vermek istiyorsanz bana verin. Son kpeine kadar eline geer verdiiniz para. Dn vermisiniz, o da imi verdiiniz parayla -bu iin kkn ne yaparsanz kazyamazsnz cezaevlerinde- bugn de imi, yle ki taknlk yapmaya balad. - Sahi mi? - O kadar ki, sert davranmak zorunda kaldm, baka bir hcreye aldm onu. Aslnda uslu, kendi halinde bir kadndr; bir daha eline para vermeyin. Buradakiler... - 207 Nehldof dn olanlar hatrlad, dehete kapld gene. Bir an sustuktan sonra: - Peki, Bogoduhovskaya'y grebilir miyim acaba? Siyas suludur. -Grebilirsiniz tabi. Mdr, odaya giren be, alt yalarndaki bir kz ocuuna dnd: - Ne istiyorsun? Kz gzlerini Nehldof'tan ayrmadan babasna dodu yryordu. Aya halya taklp sendeleyerek babasna kounca mdr glmsedi: - nne baksana yavrum, deceksin. - yleyse gideyim ben, dedi Nehldof. Mdr, gzlerini hl Nehldof'dan ayrmayan kz kucakladktan sonra efkatle kenara ekti, kalkp dar karken: - Nasl isterseniz, dedi.

Mdr bir gz bal kzn verdii paltoyu giyip dar kmamt ki, Clementi'nin etd duyulmaya balad gene. Mdr merdivenden inerken: - Konservatuardayd, dedi, oras da baka bir lem... Oysa mzie ok kabiliyetli kzm. Konserlere kmak istiyor. Mdrle Nehldof cezaevine yaklatlar. Mdrn geldiini grnce hemen atlar kapy. Gardiyanlar selma durarak gzleriyle izliyorlard mdr. Girite balarnn yars kabak drt cezalyla karlatlar. Dolu flar tayorlard, onlar grnce kenara ekildiler. Bir tanesi ezilip bzld, yzn buruturdu. Kara gzleri parlyordu. Mdr, bu cezallarla hi ilgilenmeden, yannda Nehldof, yorgun admlarla geerken devam ediyordu: - Geri bu gibi kabiliyetleri ilemek gerekir ya, kk bir evde de ekilmiyor dorusu. - Kiminle grmeyi istiyordunuz? diye sordu. - Bogoduhovskaya'yla.v. - Kulededir o. Biraz bekleyeceksiniz. - Bilerek yangn karmaktan sank ana oul Menof'lar grebilir miyim acaba? - Yirmi birinci hcrededirler. aralm, grn. J- 208 - Menof'u hcresinde grebilir miyim? - Burada daha rahat olur sizin iin. - Canm yle istiyordu da. - Tam da buldunuz isteyecek eyi. O anda yan kapdan ak gibi bir subay girdi odaya. Mdr yardmclarndand. Mdr, yardmcsna: - Prensi, Menof'un hcresine gtrn, dedi. Yirmi birinci hcre. Sonra benim odama gelin. Bu arada ben de eyi araym... Ad neydi? - Vera Bogoduhovskaya, dedi Nehldof. Mdr yardmcs, byklarn siyaha boyam, lavanta kokan, gen, sarn bir subayd. tenlikle glmsedi Nehldof a. - Buyrunuz. Cezaevimzle ilgileniyorsunuz demek. - Evet. Bana sylediklerine gre, tamamen susuz olduu halde burada yatan bu adamla da ilgileniyorum. Yardmc omuz silkti. Konua kibarca yo! verip geni, pis kokan koridora sokarken: - Evet, dedi, oluyor bazan byle eyler. Oluyor da, yalan da sylyorlar. Buyurun. Hcrelerin kaplar akt, birka cezal koridordayd. Subay, gardiyanlar bayla hafife selmlayarak; bazlar duvar dibine ekilip hcrelerine szlen, bazlaryla ellerini pantalon yan dikilerine yaptrarak subay hazrolda gzleriyle izleyen cezallara gz ucuyla bakarak birinci koridordan geirdi Nehldof'u; sola dndler, demir bir kapnn nnde durdular. Bu koridor birinciden daha karanlkt, daha da pis kokuyordu. ki yanda asma kilitli kaplar sralanyordu. Kaplarda iki santim apnda, gz denilen kk delikler vard. Koridorda kr kr zgn, yal gardiyandan baka kimsecikler yoktu. Mdr yardmcs gardiyana: - Menof hangi hcrede? diye sordu. - Soldan sekizincide. Lll Nehldof: - Bakabilir miyim? diye sordu. - 209 Mdr yardmcs kibarca glmseyerek: - B.uyrun, dedi. Sonra gardiyana bir eyler sormaya balad. Gardiyan bir kapnn deliinden bakt: erde fanill, uzun boylu, kk, siyah sakall gen bir adam bir aa, bir yukar dolayordu. Kapda hrty duyunca durup bakt, yzn buruturdu, dolamaya balad gene. Nehldof baka bir delikten bakt, gz delikten bakan rkek, iri bir gzle karlat; hemen geri ekildi Nehldof. nc delikten baknca tahta bir sedirde pijamasnn stn bana ekmi uyuyan, ok ksa boylu bir adam grd. Drdnc hcrede ablak yzl, uuk benizli bir adam ba nnde, ellerini dizlerine dayam, oturuyordu. Ayak sesini duyunca ban kaldrp bakt. Yznde, zellikle iri gzlerinde umutsuz bir keder ifadesi vard. Hcresine kimin baktn merak bile etmedii belliydi. Bakan kim olursa olsun, ona bir yardmda bulunmayacan bildii bakndan anlalyordu. Nehldof fena oldu; deliklerden bakmay brakp, yirmi birinci hcreye, Menof'a gitti. Gardiyan anahtar karp kapy at. Uzun boyunlu, iten bakl, salam yapl bir gen, yatann yannda aceleyle gmleini giymeye alyor, korkulu gzlerle gelenlere bakyordu.

Nehldof'u en ok, gen adamn soru dolu, rkek baklar artmt. Bir ona, bir gardiyana, bir mdr yardmcsna bakyordu. - Beyefendi, senin dvanla ilgili baz eyler sormak istiyor sana. - Buyursunlar. Nehldof yrd, demir parmaklkla, pis pencerenin yannda durdu: - Biri sizin dvadan sz etti bana, dedi, bir de sizden dinlemek istedim bunu. Menof da pencerenin yanna gitti, hemen anlatmaya koyui-du. nceleri sk sk dnp korkuyla mdr yardmcsna bakyordu, sonra giderek daha bir ald; mdr yardmcs bir takm emirler vererek koridora ktnda iyice cesaretlendi. Son derece temiz yrekli, iyi bir ky delikanlsnn yksyd bu: Dirili F: 14- 210 anlatsnda da, anlatrken el, kol hareketlerinde de itenlik vard. Bu yky yz kzartc giysisiyle bir cezaldan, cezaevinde dinlemek ok artmt Nehldof'u. Dinliyor, bir yandan da saman dekli alak sedire, kaln demir parmaklkl pencereye, rutubetten vck vck, pis duvarlara, ayanda takunyalarla bu zavall, felein sillesini yemi, ezik kylnn bitkin yzne bakyordu. Giderek bir hzn kyordu iine. yi yrekli olduu yznden belli bu gencin anlattklarnn gerek olduuna inanmak gelmiyordu iinden. Bir insan hi suu yokken, srf hakarete urad diye yakalayp ceza evi giysisini srtna geirerek bu korkun yere attklarn, atabildiklerini dnmek korkun bir eydi. te yandan, bylesine bir yknn, itenlik okunan bu yzn sahibince bakalarn aldatmak iin uydurulduunu dnmek daha korkuntu. Delikanlnn anlattna gre yle olmutu olay: Evlendikten ksa bir zaman sonra, kylerindeki meyhanenin sahibi, karsn alm elinden. Delikanl gerekli yerlere bavurmu, yasalardan medet ummu, ama meyhaneci para ye-direrek, ald btn kaplar yzne kapattrm. Bir keresinde zorla alp evine gtrm karsn, ama devrisi gn kam kadn. O zaman gidip dpedz istemi karsn meyhaneciden. Adam, karn yok burada demi (oysa eve girerken grm onu delikanl), kovmu onu. Beriki gitmemi. Meyhaneci de bir iisiyle beraber azndan, burnundan kan gelene kadar dvm onu. Devrisi gn evi yanm meyhanecinin. Annesiyle delikanly yakalamlar sulu diye; oysa o yakmamm, bir arkadann evindeymi o anda. - Gerekten sen yakmadn deil mi? - Aklmdan bile geirmedim bunu efendim. O hain kendi yakmtr belki de. Birka gn nce sigorta ettirmimi, yle dediler bana. Szde bizden korkmu, annemle benden. Geri azma geleni syledim ona o gn, tutamadm kendimi nk, ama evini atee vermeyi aklmdan geirmedim. Yangn baladnda orada deildim zaten. Mahsus, tam annemle ben ona gittiimiz gn yakt evini. Sigortadan para almak iin yapt bunu, suu da bize ykledi. - Acaba? - Yemin ederim ki byle efendim. nann bana! - 211 Nehldof'un ayaklarna kapanmak istedi, zor engel oldu ona Nehldof: - Bouna, bouna attlar beni buraya, diye devam etti, susuzum. Birden yznde kaslar ekildi, alamaya balad, gmleinin kirli koluyla silmeye koyuldu gzyalarn. - Bitti mi grmeniz? diye sordu mdr yardmcs. Nehldof: - Evet, dedi. Delikanlya dnd: - zlmeyin, elimden geleni yapacam sizin iin. Koridora kt. Menof tam kapda duruyordu; yle ki, gardiyan kapy kaparken ona arpt. Gardiyan asma kilidi takp kilitlerken Menof kapdaki delikten dar bakyordu. Llll Geni koridordan geri dnerlerken (yemek zamanyd, hcrelerin kaps akt) parlak sar gmlekler, ksa bol pantalonlar giymi, takunyal cezallar arasnda tuhaf bir duygu doldurdu Nehldof'un iini. Gzlerini krpmadan bakyorlard ona. Burda gnlerini geirmek zorunda braklan insanlara acyor, onlar buraya sokanlar anlayamyor, korkun buluyordu. Bu duruma tyleri rpermeden bakabildii iin nedense utanyordu kendi kendinden. Koridorlardan birinde bir cezal takunyalarn talara vura vura koup geti yanlarndan, bir hcreye girdi; birka cezal kt oradan, Nehldof'un yolunda durdular. Hepsi de ne eilerek selm veriyorlard ona. - Yalvarrz efendim, syleyin de durumaya karsnlar bizi artk, bir karar versinler. - Vali deilim ben, ilgim yok sizinle. fkeli bir ses: - Olsun varsn, dedi, gidip valiye syleyin siz de. Hi bir suumuz yok, iki aydr yatyoruz burada. - Nasl? dedi Nehldof. Sebep? - 212 -

- Alp attlar buraya ite. ki ay oldu, sebebini biz de bilmiyoruz. Mdr yardmcs kart sze: - Doru sylyorlar, kimlik ktlar olmad iin getirildiler buraya; bal olduklar kente yollamamz gerekiyordu onlar, ama il cezevi yand orada, valilik oraya gidecekleri yolla-mamamz yazd bize. teki illere gidecekleri yolladk hep, bir bunlar kald. Nehldof kapnn yannda kald. - Yalnz bu mu sebep? Krk, elli cezal topland Nehldof'la mdr yardmcsnn evresine. Her kafadan bir ses kyordu. Yardmc susturdu onlar. - Bir kii anlatsn. lerinden elli yalarnda, uzun boylu, temiz grnl bir kyl kt ne. Buraya kimlik czdanlar olmad iin tkldkla-rm anlatt Nehldof a. Bazlarnn czdanlar varm da, vizesi iki hafta gemi. Her yl geermi vize zaman, ama hi bir ey olmazm, bu yl tutup cezaevine atmlar onlar, iki aydr katiller gibi yatyorlarm burada. - Hepimiz ta iisiyiz, ayn yerde alyorduk. Bizim orada cezaevi yanm, yle diyorlar. Bizim gnahmz ne bunda? Bir babalk edin bize. Nehldof temiz grnl, yal adam dinliyor, ama ne dediini anlarmyordu; arbal tann sakal! arasndaki koyu gri,, kocaman bite taklmt gz. Cezaevi mdrnn yardmcsna dnp: - Nasl olur? dedi. Btn sebep bu mu yani? Yardmc: - Evet efendim, diye cevap verdi. Valilik yanl bir yol tutmutur burada. Yollamamz gerekirdi bunlar da. Kimlikleri re-nilinceye kadar bir yerde tutulabilirlerdi orada. Yardmc szn bitirince ufak tefek bir cezal kt ne, azn tuhaf bir biimde oynatarak, burada onlar ok ezdiklerini syledi. - Kpekten bile kt... Yardmc kesti szn: - 213 - Hadi, hadi, brak gevezelii imdi, kes sesini, yoksa bilirsin... Ufak tefek adam, korkusuz: - Neyi bilecek misim? dedi. Suumuz ne ki? Mdr yardmcs: - Sus! diye bard. Ufak tefek adam kesti sesini. Nehldof, kaplardan bakan, koridorda karlat yzlerce cezalnn ondan ayrmad baklar arasnda yrrken, Nedir bu byle? diye soruyordu kendi kendine. Dar ktklarnda: - Sahi hi suu olmayan insanlar da tutuyorlar m burada? diye mrldand. Mdr yardmcs: - Baka ne yapabiliriz? dedi. Ama bunlarn ok yalan sylediklerini de unutmamak gerekir. Sorarsanz hepsi masumum der. - yle ama, imdi konutuklarmzn hi bir suu yok. - Bunlar yle olabilirler. Ama ne var ki, sert davranmazsanz yola getiremezsiniz onlar. yle gz dnmleri vardr k, frsat bulsalar bir kak suda boarlar bizi. Bu yzden dn ikisini cezalandrmak zorunda kaldk zaten. - Nasl? - Gelen emir uyarnca krbaladk... - Bu eit cezalar kaldrlmt hani, - Toplumsal haklan elinden alnmlar iin kaldrlmad. Burada uyguluyoruz. Dn kapda beklerken grdklerini hatrlad Nehldof. Cezallar o zaman krbalanyor olmalyd; kukusu yoktu bundan. Gene o mide bulantsn andran duygu sard iini. Merak da, keder de, aknlk da vard bu duyguda. Mdr yardmcsn dinlemiyor, evresine baknmyordu artk; abuk admlarla cezaevi mdrnn odasna yrd. Mdr koridordayd, baka bir ile urat iin Bogoduhovskaya'y artmay unutmutu. Nehldof'u grnce hatrlad ancak Bogoduhovskaya'y getirteceini.214 - imdi adam yollar getirtirim onu, dedi, siz oturun bir dakika. L1V ki oda vard burada. ki penceresi de kir pas iinde, orta yerinde svalar dklm kocaman bir soba olan birinci odann bir ksesinde, cezallarn boylarn lmek iin bir l tahtas vard. teki kede insanlara ikence edilen yerlerde bulundurulan bir sa tasviri aslyd. Birka gardiyan vard ierde. teki odada duvar diplerine ayr ayr ya da ikier ikier oturmu, kendi aralarnda alak sesle konuan, kadnl, erkekli yirmi kii vard.

Mdr geip pencerenin nndeki masasna oturdu, hemen yanndaki sandalyeye buyur etti. Nehldof, oturdu, odadakileri incelemeye koyuldu. Dikkatini nce ksa ceketli, gzel yzl, genten bir adam ekti. Orta yal, kara kal bir kadnn karsnda ayakta duruyor, elini kolunu sallayarak heyecanl heyecanl bir eyler anlatyordu ona. Onlarn hemen yannda ak mavi gzl, yal bir adam oturuyor, yannda oturan, elinden tuttuu, ona bir eyler anlatan, cezaevi giysili gen bir kadn kprdamadan dinliyordu. Fen ortaokulu rencisi bir ocuk, korku okunan gzlerini krpmadan yal adama bakyordu. Onlardan biraz tede sevdal bir ift vard: Kzn sar salar ksack kesilmiti; sevimli yznde bir canllk vard. Son modaya gre giyinmi, gencecik bir kzd. Erkekse, yz izgileri zarif, salar dalgal, deri ceketli, yakkl bir delikanlyd. Bir keye ekilmiler, alak sesle konuuyorlard. Masaya en yakn oturan siyah elbiseli, salar aarm bir kadnd. Anne olduu belliydi. Veremliye benzeyen, siyah ceketli gen br adamn gzlerinin iine bakyor, bir ey sylemek istiyor, ama gzyalarndan syleyemiyordu; balamasyla susmas bir oluyordu. Gen adamn elinde bir kt vard, besbelli ne yapacan bilmediinden, fkeli bir yzle skyordu onu avu-cunda. Yanlarnda imanca, yanaklar kpkrmz, gzleri imi, kl rengi elbiseli, pelerinli, gze! bir kz oturuyordu. Alayan annesinin omuzunu okuyordu sevgiyle. Her eyi pek gzeldi bu - 215 kzn: Geni, beyaz elleri de, dalgal, ksa kesilmi salar da, burnu da, krmz dudaklar da; ama yznn en gzel, en ho yeri itenlikle parlayan, iri kahverengi gzleriydi. Nehldof odaya girince bu gzel gzler annesinden ayrlp Nehldof'a bakmt bir an; gzgze gelmilerdi. Ama kz hemen ban evirmi, annesine bir ey anlatmaya balamt. Sevdal iftin yannda can skkn olduu yznden belli, simsiyah salar, sakal karmakark bir adam oturuyor; onu grmeye gelen, sakalsz, idie benzeyen bir adama fkeli fkeli bir eyler anlatyordu. Nehldof mdrn yannda oturuyor, byk bir merakla odadakileri szyordu. Sa ksack kesilmi bir ocuk yanna sokulup ince sesiyle, Siz kimi bekliyorsunuz? diye sorunca geldi kendine. Bu soru artmt Nehldof'u, ama ocua bakp cidd yzn, dikkatli, fldr fldr gzlerini grnce, tandk bir kadn beklediini syledi. ocuk: - Kzkardeiniz mi oluyor? diye sordu. Nehldof armt: - Hayr, kzkardem deildir. Senin ne iin var burada peki? Kimin yanmdasn? ocuk marur: - Annemin, dedi. Siyasidir. Mdr: - Mariya Pavlovna, diye seslendi, Kolya'y yannza aln. Nehldof'un ocukla konumasn yasalara uygun bulmamt anlalan. Mariya Pavlovna - Nehldof'un dikkatini eken iri gzl, gzel kzd bu - ayaa kalkt, -uzun boyluydu daerkek gibi geni admlarla Nehldof'la ocuun yanna geldi. Nehldof'ur gzlerinin iine bakarak - bu, onun herkese kar kardee davrandn gsteren iten, gven dolu bir bakt - hafife glmsedi: - Kim olduunuzu soruyor, deil mi? dedi. Her eyi renmek ister. ocuun yzne bakarak ylesine tatl, ylesine iten glmsedi ki, ocuk da Nehldof da tutamadlar kendilerini, onlar da glmsediler. - Evet, kime geldiimi soruyordu. - 216 Mdr: - Mariya Pavlovna, dedi, yabanclarla konumak yasaktr. Biliyorsunuz. Mariya Pavlovna: - Peki, peki efendim, dedi. Kaln, beyaz eliyle, gzlerini ondan ayrmayan Kolya'nn elinden tuttu, veremlinin annesinin yanna dnd. Nehldof mdre dnd: - Kimindir bu ocuk? - Siyas bir cezalnn cezaevinde dodu. Mdr, ynettii kurumun stnln gstermek istiyormu gibi, stne basa basa sylemiti bunu. - Sahi mi? dedi Nehldof. - Evet. imdi de annesiyle beraber Sibirya'ya gidecek. - Ya bu kz kim? Mdr omuz skerek: - Bu sorunuza cevap veremiyeceim, dedi. te Bogodu-hovskaya da geldi zaten. LV Ksa kesilmi salaryla, zayf, uuk benizli, ufak tefek Vera Yefremovna girmisti o anda arka kapdan. ri gzlerinde itenlik vard gene. abuk abuk yryerek Nehldof'un yanma geldi, elini skarken: - Geldiiniz iin ok teekkr ederim size, dedi. Hatrladnz m beni? Oturalm yle. - Sizi bu durumda bulacam hi ummuyordum.

Vera Yefremovna iri, gzleriyle gene rkek rkek Nehldof'a bakarak: - Oh, ok iyiyim! dedi. O kadar iyiyim, o kadar iyiyim ki, daha iyisi olamaz. Bluzunun buruuk, kirli yakas iinde incecik, renksiz boynunu dndryordu konuurken. Buraya nasl dtn sordu ona Nehldof. Vera Yefremovna heyecanla anlatmaya balad. Propagandayla, toplumsal zle, gruplarla, blmlerle, alt kurulularla ilgili bir sr yaban_ 217 __ c szck kullanyordu konuurken. Bu szckleri herkesin bildiinden kukusu olmad belliydi; oysa Nehldof hi duymamt bunlar. Devrim hareketinin srlarn Nehldof'un renmeyi ok istediine inanarak anlatyordu. Nehldof onun ince boynuna, seyrek, karmakark salarna bakyor, bunlar ona niin anlattn dnyordu. Acyordu ona, ama hi suu yokken yatan Men-of'a duyduu, acmadan baka bir duyguydu bu. Daha ok, kafasnn iinde olduu grlen dnce karklyd onu acnr duruma dren. Kendini, davann baarya ulamas uruna cann vermeye hazr bir kahraman grd belliydi; te yandan, sorsalar bu dvann, baarya ulamasnn ne olduunu syleyemezdi. Vera Yefremovna'nn Nehldof'la konumak istedii konu uydu: Onlarn grubundan olmayan, ustova adnda bir arkada -onun deyimiyle- be ay nce yakalanm, onunla beraber Petropavlovski kalesine atlmt. Oysa ustova'nn en kk bir suu yokmu, Vera Yefremovna'nn, onda dursun diye verdii kitaplar evinde bulundurmakm btn suu. Vera Yefremovna, ustova'nn cezaevine atlmasnda kendini sulu gryor, tandklar olan Nehdof'a, arkadann kurtulmas iin elinden geleni yapsn diye yalvaryordu. Bogoduhovskaya'nn Nehldof'tan ikinci dilei, Petropavlovski kalesinde yatan Gurkevi'e anne babasyla grme, bir de bilimsel almalarnda ona gerekli olan bilim kitaplarn cezaevine sokabilme izni almasyd. Nehldof, Petersburg'a gidince elinden geleni yapacana sz verdi. Vera Yefremovna kendi yksn yle anlatt: Ebe okulunu bitirdikten sonra bir devrimci grubuna katlm, onlarla beraber almaya balam. nceleri iyi gidiyormu iler, bildiriler basyorlar, fabrikalarda propaganda yapyorlarm. Ama bir gn grubun ileri gelenlerinden biri yakalanm, polis btn ktlar ele geirmi, sonra da teker teker avlam onlar. - Beni de aldlar ieri, diye bitirdi szn, imdi de sryorlar... Ama hi nemi yok bunun. ok iyi hissediyorum kendimi, moralim yerinde. Ackl bir glmseme dolat dudaklarnda. - 218 Nehldof iri gzl, gzel kz sordu. Vera Yefremovna bir generalin kz olduunu devrimciler arasna ok eskiden katldn, bir jandarma erine ate etme suunu zerine ald iin yattn syledi. Bask makinelerinin bulunduu gizli evde kalyormu. Bir gece evi aramaya geldiklerinde, evdekiler savunmaya karar vermiler, sndrp, nce delilleri yok etmeye koyulmular. Polisler ieri dalmlar o ara, gruptakilerden biri ate edip bir jandarma erini ar yaralam. Kimin ate ettiinin anlalmas iin yaplan soruturmada kz, mrnde eline silh almad, bir sinei ldremeyecek kadar yufka yrekli olduu halde, kendisinin ate ettiini sylemi. yle ieri atmlar onu ite. imdi de Sibirya'ya gidiyormu. Vera Yefremovna: - ok iyi bir kzdr, diyordu, kendinden nce bakalarn dnr... Vera Yefremovna'nn, Nehldof'la konumak istedii nc konu Maslova'yla ilgiliydi. Cezaevinde herkes gibi o da renmiti Maslova'nn yksn, Nehldof'un onunla ilgilendiini Maslova'y siyas cezallar blmne, bu olmazsa cezaevi revirine hastabakc olarak aldrtma yollarn aramasn salk veriyordu ona. Revirde ,ok hasta varm, hastabakc aryorlarm. Nehldof teekkr etti ona, bunun iin uraacan syledi. LVl Konumalar, mdrn ayaa kalkp, grme zamannn sona erdiini bildirmesiyle yarda kesildi. Nehldof kalkt, Vera Yefremovna'ya allahasmarladk dedi, kapya yrd, tam karken durdu, odada olanlara bakmaya balad. Mdr bir oturup bir kalkarak: - Baylar, bayanlar, tamam artk, tamam, diyordu. Mdrn bu uyars cezallar da, ziyaretileri de pek heyecanlandryordu, ama ayrlmay dnen yoktu. Bazlar kalkm, ayakta konuuyorlard. Bazlarysa oturarak konumalarna devam ediyorlard. Bazlar vedalamaya, alamaya balamt. En dokunakl, veremli oluyla annesinin grnmyd. Gen adam elindeki kt parasn avucunda evirip duruyordu, giderek daha bir strap ifadesi kaplamaktayd yzn... annesinin duygululuunun ona gememesi iin ylesine zorluyordu kendini. Anne-siyse, ayrlk saatinin geldiini duyunca ban olunun omuzuna dayam hngr hngr

alamaya balamt. ri gzl kzsa -elinde olmadan onu izliyordu Nehldof- alayan annesinin nnde duruyor, bir eyler syleyerek avutmaya alyordu onu. Ak mavi gzlkl ihtiyar, kznn elinden tutmu, ayakta duruyor, onun syledii bir eye ban sallyordu. Gen sevdallar ayakta, eleleydiler, bir ey sylemeden birbirinin gznn iine bakyorlard. Nehldof'un yannda durmu, onun gibi, odada vedalaanlara bakan ksa ceketli gen adam sevdal ifti gstererek: - Yalnz onlar mutlu olan, dedi. Nehldof'la gen adamn onlara baktn sezinleyen sevdallar -deri ceketli delikanlyla, sevimli, sarn kzellerini brakmadan geri attlar kendilerini, glmseyerek dnmeye baladlar. - Bu akam evleniyorlar cezaevinde, dedi gen adam, kz sevgilisiyle Sibirya'ya gidiyor. - ocuun cezas ne? - Krek. Veremlinin annesinin hkrklarna kulak veren ksa ceketli gen adam: - Onlar mutlu ama, bir de uraya bakn, diye ekledi, yrei paralanyor.insann. Ayn eyi birka kere tekrarlayan mdr: - Baylar, bayanlar! diyordu. Ltfen! Ltfen! Zor kullandrt-maym bana ltfen! (Gsz kararsz kyordu sesi.) Haydi baylar, ltfen! Ne yaptnzn farknda msnz canm? oktan geti zaman. Olmaz ki byle. Son kez sylyorum... Kaln sigarasn bir sndrp bir yakarak barp duruyordu. nsanlarn insanlara ac ektirmesini hakl gsterecek deliller ne denli eski, ne denli allm, ne denli ustalkla uydurulmu olursa olsun, mdr, bu odada grd strabn sulularndan birinin de kendi olduunu hissetmemi olamazd, apak ortadayd bu duyguya kapld; onun da ac ektii belliydi. En sonunda ayrlmaya baladlar grlerle cezallar: Ba-- 220 zlar i kapda, bazlar d kapda ayrlyordu. nce erkekler geti -veremli, siyah sakall- arkasndan, cezaevinde domu ocukla Mariya Pavlovna. Grler de kmaya baladlar. Ak mavi gzlkl ihtiyar ar ar yryerek geti, Nehldof da kt. Konumay pek seven gen adam merdivenleri Nehldof'un yan sra inerken, yarda kalm konumalarna devam ediyormu gibi: - Evet, diyordu, insann akl almyor bu durumu... Neyse ki yzba ok iyi bir insan da gz yumuyor. Herkes bol bol konuuyor, iini dkyor. - teki cezaevlerinde byle grmeler olmuyor mu yoksa? - Ne gezer! Babaa oturmay brakn, parmaklklar arkasndan konuturuyorlar insan. Nehldof, Medintseviy'ia -konukan gen adam tantmt kendini ona- konua konua merdiveni indiinde, yorgun bir yzle mdr geldi yanlarna. - Maslova'y grmek istiyorsanz yarn buyrunuz, dedi. Nehldof'a kar kibar davranmak istedii belliydi. - Teekkr ederim, dedi Nehldof. abuk admlarla d kapya yrd. Menof'un hi gnah yokken ektii aclar korkuntu elbette; ama asl korkun olan bedeninin ektii aclar deil, ona ortada hi bir neden yokken strap ektiren insanlarn haynliini gstererek duymak zorunda olduu aknlk, Tanrya, iyilie, inanszlkt. Bu susuz yzlerce insan, srf ktta yle yazmyor diye ac ekmek zorunda brakmak, ezmekti korkun olan. Meslekleri kardelerine eziyet etmek olan, bunu yaparken de ilerinin iyi, yararl olduuna inanan bu aklsz gardiyanlard korkun. Ama ona en korkun, anneyi olundan, babay kzndan ayrmak zorunda olan, artk yalanmaya yz tutmu, sal bozulmu iyi yrekli mdr grnmt. Onun da ocuklar vard, o da babayd... Nehldof, cezaevine her geliinde duyduu mide bulantsn andran duyguyu duydu gene. Nedir btn bunlarn sebebi? diye dnd. LVII Devrisi gn avukata gitti Nehldof, Menof'larn durumunu anlatt, onlarn savunmasn zerine almasn istedi. Avukat sonuna kadar dinledi onu, dva dosyasn inceleyeceini, Nehldof'un anlattiklar doruysa, iin ok kolay olduunu, onlarn savunmasn, herhangi bir cret istemeden zerine alacan syledi. Nehldof ayrca, bir yanl anlama yznden ceza evinde tutulan yz otuz kiiden sz etti; bunu kimin yaptn, sulunun kim olduunu sordu. Avukat, kesin cevap verebilmek iin bir an dnd, kararl; - Sulu mu kim? Hi kimse, dedi. Savcya sorun, validir sulu, diyecektir; valiye sorun, savcya ykleyecektir suu. Hi kimsenin suu yoktur. - imdi Maslennikof'a gidip anlatacam durumu. Avukat glmsedi. - Bouna zahmet etmi olursunuz. Bu yle bir - akrabanz, I dostunuz falan deildir ya? zninizle syleyeyim, bu yle bir odun kafal, ayn zamanda kurnaz bir tilkidir ki...

Nehldof, Maslennikof'un avukat iin sylediklerini hatrlad, hi bir ey sylemeden allahasmarladk deyip kt. Maslennikof'a gidiyordu. ki ey dileyecekti ondan; Mas-'ova'ya revirde grev verilmesini, bir de kimlik ktlar yok diye bou bouna cezaevinde tutulan yz otuz kiiyi serbest brakmasn. Sayg duymad bir insandan bir ey dilemek onun ,in ne denli ar olursa olsun, amacna baka bir yoldan varamayaca iin yapmak zorundayd bunu. Payton, Maslennikof'un evine yaklatnda kapda bir ka kupa arabasyla yayl grd Nehldof. Maslennikof'un karsnn konuk gnnn o gn olduunu hatrlad hemen. Maslennikof bu toplantya armt onu. Nehldof'un paytonu eve yaklatnda bir kupa arabas tam merdivenin dibinde duruyordu; apkasnda kokard olan, pelerinli bir uak, elbisesinin kuyruunu kaldrm bir bayann -siyah, zarif ayakkabs gzkyordu- arabaya binmesine yardm ediyordu. Duran arabalar iinde Kor-agin'lerin kapal landosunu tanmt Nehldof. Ak sal, krmz yanakl arabac itenlikle glmseyerek, saygyla apkasn kard ona. Nehldof kapyca Mihail vanovi'in (Maslennikof) nerede olduunu sormaya hazrlanyordu ki, hal deli merdi-222 vende onu grd. ok nemli -sahanla kadar deil de, ta merdivenin dibine kadar geirdii- bir konuu yolcu ediyordu. Bir subay olan bu ok nemli konuk merdivenlerden inerken, kentte kurulan yoksul evleri yararna dzenlenen elenceden sz ediyordu. Franszca konuuyor, bunun kadnlar iin iyi bir ura olduunu sylyordu: Glp eleniyorlar, para da topluyorlar. - Qu'elles s'amusent et que le bon Dieu les bensse... (') O, merhaba Nehldof! oktan beridir grnmyordunuz, nerelerdeydiniz? Allez presenter vos devoirs madame (2) Koragin'-ler de burada. Et Nadide Burkshevden. Toutes les joilies femmes de la ville. (3) Altn srmal, yakkl uann tuttuu paltosunu giymek iin kolunu uzatrken sylemiti bunu. Maslennikof'un elini skarken: - Au revor. mon cher! (4) dedi. Maslennikof, Nefldof'un koluna girip, onu kaln bedeninden beklenmeyen bir abuklukla yukar gtrrken heyecanl heyecanl: - Hadi yukar gidelim, diyordu, geldiine ok sevindim! nemli-konuk ona ilgi gsterdii iin pek sevinliydi Maslennikof. ar ailesine yakn muhafz alaynda subaylk yaptna gre, bu aileden kimselere alm olmas gerekirdi oysa bu gibi ilgiler Maslennikofa sahibi kulaklarnn arkasn okad, ty-leriyle oynad zaman sevimli bir kpein duyduu cokun sevinci duyururdu. Kpekcik kuyruunu kaldrr, ezilip bzlr, kulaklarn havaya diker, odann iinde fr dnmeye balar. Maslennikof da ayn eyi yapmaya hazrd o anda. Nehldof'un yzndeki ciddi ifadeyi farketmiyor, ne dediini dinlemeden habire konuk salonuna doru ekeliyordu onu. ylesine heyecanlyd ki, kar koymak olmazd ona. Nehldof da koymad, onunla beraber konuk salonuna yrd. Koridordan geerlerken Maslennikof: O Varsn elensinler, Tanr gnahlarn affetsin... (Franszca) (2) Gidin, sayn ev sahibesine sayglarmz sunun. (Franszca) (3) Nadine Bukshevden de. Kentin btn dilberleri. (Franszca) (4) Hoa kaln dostum! (Franszca) - 223 - sonra, diyordu, ne istersen yapacam. Arkalarndan gelen uaa, yrrken: - Hanma Prens Nehldof'un geldiini bildirin, dedi. Uak hzlanarak geti yanlarndan. - Vous n'avez qu ordonner f1). Ama karm grmelisin. Seni o gn yanna gtrmedim diye az m sitem etti bana. Nehldof'la Maslennikof salona girdiklerinde uak, prens Nehldof'un geldiini haber vermiti bile. Vali yardmcsnn ei Anna gnatyevna kanepede evresini kuatm konuklarn balar, apkalar arasndan neeli bir glmsemeyle selmlad Neh-ldof'u. Salonun te ucundaki ay masasnn evresinde bayanlar oturuyor, asker, sivil erkekler ayakta duruyordu. Her yandan kadn, erkek sesi duyuluyordu. - Enfin! (2) Ne o, niin hi uramyorsunuz bize allaha-knza? Gcendirdik mi sizi yoksa? Anna gnatyevna konuunu, aralarnda senli benlilik olduunu gsteren bu szlerle karlad -oysa yoktu byle bir ey.-- Tanyor musunuz? Madam Belyavskaya, Mihail vano-vi erhof. uraya,, yakma oturun ltfen. - Missi, venez dons ntre table. Ou vous apportera votre the... (3) Missi'y'e konuan subaya dnd. - Siz de... -adn unutmutu subayn anlalan- bu yana buyrun. ay m istiyorsunuz Prens? Bir kadn sesi duyuldu: - Dnyada raz olmam; dpedz sevmiyordu kadncaz. - Ama rek severdi. pekler, altnlar, deerli talar iinde, kocaman apkal bir kadn glerek kart sze:

- Hep byle garip akalar yaparsnz siz de. - Bu kt helvas c'est excelient (4) hafif de. Biraz daha getirin. (1) (2) (3) (4) Sen syle bana, yeter. (Franszca) Nihayet! (Franszca) Bizim masaya gelin. Burada ay verecekler size.. ok ho. (Franszca) (Fr.)- 224 - Yolculuk yakn m? -Evet, bugn son gn. Kalmaya gelmemitik zaten. - Ne ho bir ilkbahar, ky ne gzeldir imdi kimbilir Missi yalan sylediini, bunu Nehldof'un da anladm sezinleyince daha da kzard. Missi, ince beline yapm, koyu izgili elbisesiyle, apkasyla pek hotu. Nehldof'u grnce yz kpkrmz oldu. - Sizi gittiniz sanyordum, dedi. Nehldof: - Gideceim ama iler alkoyuyor, diye cevap verdi. Bu-caya da bir i geldim. - Anneme urayn bir ara. Sizi grmeyi ok istiyor. Nehldof, onun kzardn farketmemi gibi zgn: - Urayabileceimi pek sanmyorum, dedi. Missi fkeyle buruturdu yzn, omuz slkti; elinden bo ay fincann alan yakkl subaya dnd. Dnerken koltuun kenarna arpt subayn klc, kendine gven dolu bir tavrla alp teki masaya gtrd Missi'yi- Yoksullar evi iin sizin de bir bata bulunmanz gerekir. - Bulunacam elbette, ama elence gnne kadar saklamak istiyorum ne kadar vereceimi. Orada gstereceim kendimi. Biri zoraki glmseyerek: - Bakn hele! dedi. Toplant gzel geiyordu, Anna gnatyevna'nn keyfine diyecek yoktu. Nehldof'a: - Ceza evlerinde birtakm ilerle ilgilendiinizi syledi Minka, diyordu. Minka'nn (iman kocas Maslennikof'du bu) birtakm kusurlar olabilir, ama ne denli iyi yrekli olduunu da bilirsiniz. Btn bu zavall cezallar ocuklardr onun. Bu gzle bakar onlara. I! est d'una bonte... (') Kocasnn -insanlarn krbalanmas iin emirler veren kocasnn- ne denli bonte olduunu anlatabilecek szck bulamad iin sustu; o anda salona giren pembe kordell, yz buru buru yal kadna dnd glmseyerek. Gerektii kadar konutuktan sonra -gerektii kadar anlam(') ok iyi yreklidir... (Franszca) - 225 sz eyler sylemeye de dikkat etmiti; bylece kibar davranm oluyordu- Nehldof kalkt, Maslennikof'un yanna gitti. - Biraz dinleyebilir misin beni? - Ah, evet! Syle bakalm. uraya geelim. Kk bir odaya girip pencerenin nne oturdular. LVIII - Hadi, je souis vous (.'). Sigara ister misin? Dur ama, pisletmeyelim buralar. (Bir kl tablas getirdi.) Evet? - ki isteim var senden. - Ya... Maslennikof'un yz bulutland. Sahibince kulann arkas okanan kk kpein duyduu o cokunluun izleri bir anda yitip gitmiti. Konuk salonundan sesler geliyordu. Jamais, ja-mais je me croirais (2) diyordu bir kadn, te uta, bir erkek sk sk La comtesse Voronzoff, Vctor Apraksine adlarn kullanarak bir eyler anlatyordu. Maslennikof hem salonu, hem de Nehldof'u dinliyordu. - Gene ayn kadn iin geldim, dedi Nehldof. - Evet, hani u susuzken cezaya arptrlan. Biliyorum, biliyorum. - Revire hastabakc alman isteyecektim senden onu. Ya-plabilirmi bu, yle sylediler bana. Maslennikof dudaklarn bzp bir an dnd. - Olur elbette, olur. Durumu bildiririm ben sana. - Ltfen, dedi Nehldof.

Salonda herkes kahkahalarla glmeye balamt. Maslennikof glmseyerek: - Viktordur gene, dedi, cotuu zaman ok nkteci oluyor. Nehldof: - Bir ey daha var, diye devam etti, srf kimlik czdanla(') Emrindeyim. (Franszca) (2) nanmam, dnyada inanmam. (Franszca) Dirilis - F: 15- 226 nnn vizesi geti diye yatan yz otuz kii var u anda ceza evinde. ki aydr bouna tutuyorlar onlar orada. Niin tutuklandklarn da anlatt. Maslennikof: - Nerden biliyorsun bunu, dedi. Yzn bir huzursuzluk, can sknts ifadesi kaplad. - Greceim tutuklunun yanna gidiyordum, koridorda evirdiler ben, yalvardlar... - Hangi tutuklunun yanna gidiyordun? - Hi suu yokken yakalanp ceza evine atlm bir kylnn. Avukat tuttum ona. Ama nemli olan bu deil imdi. Syler misin, hi bir suu olmayan bu insanla'rn ceza evinde tutulmalarnn tek nedeni, kimlik czdanlarnn vize zamannn gemi olmas, bir de... Maslennikof can skkn, kesti Nehldof'un szn: - Savcnn grevidir bu. Gryor musun abuk sonu alan dil dediiniz mahkemeleri? Savc yardmcsnn grevi ceza evlerine gidip, oradakilerin hakl olarak m, yoksa haksz yere mi ieri atldklarn renmektir. Oysa umurlarnda m adamla-rn, bri oynamaktan baka bir ey yaptklar yok. Nehldof, valinin suu savcya ykleyecei zerine avukatn sylediklerini hatrlayarak yzn buruturdu. - Elinden bir ey gelmez mi yani bu durumda? dedi. - Gelmesine gelir tabi. Hemen dzelteceim bu yanll. Salondan bir kadn sesi duyuldu: - Bu daha da kt olacaktr onun iin. C'est un souffre-douleur. (') Kadnn bunu pek umursamad syleyiinden belliydi. te kede bir erkekle bir kadn glyorlard. Erkek: - yleyse ben de bunu alrm, diyordu. Anlalan bir eyi vermiyordu ona kadn. - Hayr, hayr, olmaz, diyordu. Maslennikof firuze yzkl beyaz eliyle sigarasn klle; bastrarak sndrrken: O ok strap ekmi bir kadndr. (Franszca) 227 - Gerekeni yapacam, dedi, hadi imdi kadnlarn yanna gidelim. Nehldof, salona geerlerken tam kapda durdu. - Bir ey daha var. Dn ceza evinde adam krbalandn sylediler bana. Doru mudur bu? Maslennikof kzard. - A, bunu da m duydun? dedi. Evet, mon cher, seni brakmamal artk oraya, her eyle ilgileniyorsun. Yr bakalm, Annette bizi aryor. Nehldof'un koluna girip salona soktu onu. nemli kiinin gsterdii ilgiden sonra heyecan ifadesi kaplamt yzn gene, ama imdi sevin deil, endie vard bu ifadede. Nehldof birden kolunu ekti, hi kimseye selm vermeden, hi kimseyle konumadan kt salondan, koridoru geti, antrede yanna koan uaklara bakmadan sokaa kt. Annette kocasna: - Neyi var? diye sordu. Ne yaptn ona? Biri: - Bu la franaise, (') dedi. - A la franaise deil, a la zoulou. (2) - Her zaman byledir o zaten. Biri kalkt, baka biri yaklat gruba, konumaya balad ge-rfe. Nehldof olay, jour fxe P) zerine konumak frsat vermiti onlara. Maslennikof'u grmee gittiinin devrisi gn vali yardmcsndan, resm, gzel bir kda zenilerek yazlm bir mektup ald Nehldof. Maslennikof, Maslova'nn revire alnmasn doktora yazdn, bu isteinin yzde yz yerine getirileceini yazyordu. Mektubun altna yle yazlmt; seni seven eski arkadan. Ayrca Maslennikof adnn alt da zenilerek izilmiti. Nehldof tutamad kendini: - Aptal! diye sylendi. {') Fransz davrandr. (Fransz) (2) Zuluss davran. (Franszca) (3) Kararlatrlan gn. (Franszca)228 -

Bu arkadan szcyd cann skan. Maslennikof'un alak gnlllk gstermek; yani, baya, iren, yz kzartc bir grevi olduu halde, kendini pek nemli bir kii sandn, onu arkadala kabul etmekle, bu byklnden gururlandn gstermek istediini anlamt. LIX ok yaygn bir kr inan vardr, her insann belirli zellikleri olduu sylenir. Szgelimi, biri iin iyidir, kt huyludur, zekidir, aptaldr, alkandr, tembeldir v.b. denir. Oysa hi de byle deildir. Bir insann ounlukla iyi, ounlukla akll, ounlukla alkan olduunu, ya da bunun tersini syleyebiliriz. Ama bir insan iin iyidir ya da aklldr, bir bakas iin de ktdr ya da aptaldr dersek yanl olur bu. Gelgelelim hep byle ayrrz in-sanlan. ok yanl br tutumdur bu aslnda. nsanlar nehirlere benzerler: Hepsinden ayn su akar, ama her nehir kh daralr kh bulank, kh souktur kh lk. nsanlar da byledir. Her insanda kiolunun genel zelliklerinin z vardr; bazen bunlar, bazen tekiler kar ste; iyi ya da kt olur. Baz insanlarda bu deiiklikler pek belirgindir; kesindir. Nehldof da bunlardand. Bedensel nedenleri de ruhsal nedenleri de vard bu deiikliklerin. imdi de byle bir deiiklik olmutu onda. Mahkemeden ve Katyua'yla ilk grmesinden sonra dncelerinin deimesinden duyduu o sevin, o gurur duygusu tamamen kaybolmutu imdi, son grmeden sonra korkuya, hatt Maslova'dan tiksinme duygusuna brakmt yerini. Onu brakmamaya, Maslova isterse onunla evlenmeye kararlyd hl, ama strap veriyordu ona bu, ar geliyordu. Maslennikof'u grdnn devrisi gn, Maslova'y grmek iin ceza evine gitti gene. Mdr grmesine izin verdi, ama kendi odasnda ya da avukat odasnda deil, kadnlar blmnn grme yerinde. yi yrekli bir insan olduu halde, eskisinden daha bir souk davranyordu Nehldof'a kar imdi nedense. Besbelli Maslennikof o konumalarndan sonra bu ziyaretiye ok dikkat etmesi iin uyarmt onu. - 229 - Grebilirsiniz, dedi; yalnz, nce de sylediim gibi, para konusunda... Sayn valinin yazdklar gibi, onun revire alnmas isine gelince, yapacaz bunu, doktor da raz. Ama o istemiyor. O kel kafal kocakarlara hizmet etmemdi bir eksik olan, diyor. Byledir bunlar, Prens. Nehldof cevap vermedi, onu Maslova'yla grtrmesini istedi. Mdr, gardiyan yollad. Nehldof kadnlar blmnn bo ziyareti odasna mdrn arkasnda girdi. Maslova oradayd. Parmakln bu yanna geti. Durgun, rkekti. Nehldof'a iyice yaklap, yzne bakmadan, alak sesle: - Balayn beni Dmtri vanovi, dedi, nceki gn kt eyler syledim size. Nehldof: - Balayacak biri varsa o da sizsiniz... diye balad. Maslova kesti szn: - Neyse, gene de brakn beni siz. Ban kaldrp Nehldof'un yzne bakt. Korkun bir biimde yana kayan bu gzlerde gene inat, fke dolu bir ifade grd Nehldof. - Niin brakacakmm sizi? - te. - Sebep ne ama? Maslova ban kaldrp, gene ayn fkeyle bakt Nehldof'a. - Ne bileyim, brakn ite, dedi. Sahi sylyorum, brakn beni. Yapamyorum. Hi gelip grmeyin beni bir daha, ilgilenmeyin benimle. -Dudaklar titriyordu. Bir an sustu.- Sahi sylyorum. Asaym kendimi olsun bitsin; bylesi daha iyi. Nehldof, Maslova'nn bu cevabnda ona kar bir nefretin, balanmam bir ktln, ayn zamanda da baka, iyi, nemli bir eyin olduunu sezinlemiti. Maslova'nn tamamen sakinken de nceki gn sylediini tekrar etmesi Nehldof'un iindeki kukular bir anda yok etmi, onu heyecanl, duygulu, kararl Nehldof yapmt gene. Son derece ciddi: - Katyua, dedi, nceki gn sylediimi gene sylyorum. Benimle evlenmeni istiyorum. Raz olmazsan, buna raz olmad-n srece, nce de sylediim gibi, seni nereye gtrrlerse ben de geleceim peinden. Maslova: - Sizin bileceiniz i bu, dedi, artk konumayacam bu konuda. Dudaklar titremeye balad gene. Nehldof da -kendinde konuacak gc bulamad iin- susuyordu. Sonunda toparlad kendini. - imdi kye gidiyorum, oradan Petersburg'a geeceim, dedi. imiz iin elimden geleni yapacam, inallah affedilirsiniz. - Affetmezlerse de bir eyi deitirmez bu. Benim iin asl nemli olan...

Gzyalarn tutabilmek iin ne denli aba sarfettiinin farkndayd Nehldof. Heyecann gizlemek iin birden sordu Maslova: - ey, Menof'u grdnz m? Gerekten sulan yok muymu? - Grdm. Galiba susuzlar. - ok iyidir zavall kadn. Nehldof, Menof'tan rendiklerini anlatt; bir istei, ihtiyac olup olmadn sordu. Maslova: - Hayr, dedi. Gene bir sre sustular. Maslova ehl gzlerini Nehldof'-un yzne kaldrarak birden: - Revir iine gelince, dedi, siz istiyorsanz giderim oraya; bir daha iki de imeyeceim... Nehldof, bir ey sylemeden gzlerine bakt. Gzlerinin ii glyordu Maslova'nn. - ok gzel, diyebildi ancak Nehldof. Vedalap kt. Evet, evet, bambaka bir insan bu, diye dnyordu Nehldof. Tm kukular yok olmutu; o gne kadar hi tatmad yepyeni bir duygu doldurmutu iini; akn byklne, yenilmezliine inanyordu artk. * aa Maslova bu grnden sonra pis kokan hcresine dnnce nln karp, ranzasna kt. Hcrede kadn kalm- 231 ti: Vladimir'li, kk ocuu olan veremli kadn, Menova, bir de iki ocuklu demiryolu bekisi kadn. Ky papaznn kzn hasta olduu iin revire yatrmlard dn. teki kadnlar amardaydlar. Yal kadn ranzasnda yatm uyuyordu; ocuklar koridorda oynuyorlard. Vladimir'li kadn kucanda bebeiyle, demiryolu bekisi de elinde iiyle -abuk parmaklaryla rmeye devam ederek- Maslova'nn yanna geldiler. Grtnz m? diye sordular. Maslova cevap vermiyor, yksek ranzasnda oturmu, yere demeyen ayaklarn sallyordu. . Demiryolu bekisi kadn, parmaklarn abuk abuk oynatarak: - Neye zlyorsun? dedi. zlme. Ah Katyua! Hadi! Maslova cevap vermiyordu. Vladimir'li kadn: - Bizimkiler amar ykamaya gittiler, dedi. Bugn ok ba gelmi, yle diyorlar. Demiryolu bekisi, kapya doru seslendi: - Finaka! Nereye gittin be yaramaz? Br ii karp elindeki yumakla rd oraba batrd, koridora kt. Tam bu anda koridorda ayak sesleri duyuldu, kadnlar yksek sesle konuuyorlard. Biraz sonra hcre sakinleri plak ayaklarna giydikleri takunyalaryla girdiler ieri. Her birinin elinde bir ya da iki francala vard. Fedosya hemen Maslova'nn yanna geldi. Yz sevgi dolu, mavi gzleriyle bakarak: - Ne oldu, kt haber mi yoksa? dedi. Francalalar rafa koyarken: - ay ieriz bunlarla, diye ekledi. Korableva: - Evlenmekten vaz m geti yoksa? dedi. - Hayr, vazgemedi, ama ben istemiyorum. Ona da syledim bunu. Korableva kaln sesiyle: - Aptala bak! dedi. Fedosya: - Beraber yaamayacak olduktan sonra ben de olsam istemem evlenmeyi.- 232 Demiryolu bekisi kadn: - Senin kocan geliyor ya seninle, dedi. - Biz resmen evliyiz, diye cevap verdi Fedosya, Beraber yaamayacaklarsa ne diye evlensinler yani? - Ne diye evlensinlermi? Amma da kafaszsn be! Evlenirlerse paraya, altna boar onu. Maslova: - Nereye yollarsa yollasnlar, peinden geleceim, diyor, dedi. ster gelir, ister gelmez. Yalvaracak deilim ya. imdi Petersburg'a gidiyor, affedilmem iin uraacak. Btn bakanlar akrabasdr. Gene de yalvarmam. Korableva torbasn kartrrken birden: - yle ya! dedi. (O anda aklnda baka bir eyin olduu belliydi.) ki iecek miyiz? - Siz iin, dedi Maslova, ben imeyeceim. KNC BLM i Dva dosyas iki hafta sonra incelenebilirdi yargtayda; Nehldof da o sralar Petersburg'da olmak niyetindeydi. Yargtay karar bozmazsa, dilekeyi yazan avukatn salk verdii gibi, ara bavuracakt. Yargtayn karar bozmamas halinde -ki avukata gre hazr olmak gerekirmi buna; dilekede gsterilen sebepler pek zayfm nk- Maslova'nn da bulunduu krek cezallar kafilesi hazirann ilk gnlerinde yola kabileceinden, Maslova'nn peinden Sibirya'ya gidebilmesi iin, kylerini dolap ilerini yoluna koymas gerekiyordu.

Nehldof nce, ona en ok geliri salayan Kuzminsk'e gitti. Topra verimli, byk bir kyd buras, en yakn kyyd hem. ocukluunda da, delikanllk anda da bulunmutu bu kyde. Bydkten sonra iki kere gitmiti oraya. Bir keresinde de annesinin istei zerine Alman yneticiyi gtrmt oraya, beraber denetlemilerdi ky. Buradaki mlkn durumunu, kyllerin ynetime, yani mal sahibine kar tutumunu biliyordu aslnda, annesini krmamak iin denetlemeye raz olmutu. Kyllerin mal sahibine kar tutumu yleydi: Kyller -kibar bir deyimle- tamamen balydlar mal sahibine; -ak sylemek gerekirseklesiydiler. Bin sekiz yz altm bir ylnda kaldrlan gzle grlr bir klelik, belirli kiilerin mal sahibine klelii deildi bu. Topraksz, ya da az toprakl kyllerin byk toprak sahiplerine olan kleliiydi. Nehldof biliyordu bunu, bilmemesi imknszd zaten; nk sz geen kleliin zerine kurulmutu bu mlk, bu kurulua o da yardm etmiti. stelik, bunun hakszlk, insan yaradlna aykr bir ey olduunu da biliyordu. Hem daha niversitedeyken; Henry George'un re-- 234 tisini benimsedii, bu retiye bal olarak, babasnn maln -gnmzde toprak sahibi olmann, bundan elli yl nce topraa bal kle sahibi olmakla ayn olduu inancyla- kyllere datt zamandan beri biliyordu. Ylda yirmi bin ruble harcamaya alt askerlikten sonraysa bu reti onun yaamas iin gerekli bir kaynak olmaktan kt gibi, unutuldu da; artk toprakla ilikisi zerine sorular sormuyordu kendi kendine, annesinin ona verdii parann nereden geldiini dnmyordu, unutmaya alyordu btn bunlar. Ama annesinin lm, miras, mal mlkyle, yani toprayla ilgilenmesinin gerekmesi gene hatrlatmt ona toprakla olan ilikisini. Bir ay ncesine kadar, kurulu dzeni deitirecek gcnn olmadn, mlk onun ynetmediini syleyebilirdi kendi kendine Nehldof; bylece, sahibi olduu topraktan uzakta, onun getirdii geliri alp yerken az ya da ok huzur iinde olabilirdi. Oysa imdi, Sibirya'ya gidecei, orada binbir glkle karlaaca -btn bunlar iin para ok gerekliydi ona- halde, eski dzeni srdremeyeceini, kendi zararna birtakm deiiklikler yapmak zorunda olduuna karar vermiti. Topra kendi ilemeyecek, onu ucuz fiyatla kyllere satp toprak sahibine kle olmaktan kurtulma olanan verecekti onlara. Nehldof, toprak sahiplerinin durumuyla, kle sahibi eski beylerin durumunu karlatrrken, gnmzn toprak sahiplerinin, topra ilettirmektense onu kyllere satmasnn, kle sahiplerinin kylleri, klelikten vergi veren kyl durumuna geirmeleriyle ayn olduunu dnmt bir ok kereler. Sorunun zm demek deildi bu, ama zme doru atlm bir admd: Kaba bir zorlama biiminden, daha az kaba bir biime geiti. Byle yapmaya karar vermiti. Kuzminsk'e le zeri geldi. Artk hi bir eye nem vermedii, sade bir yaaya yneldii iin telgraf falan ekmemi, tren istasyonundan kiralk bir yaylya binmiti. Arabac cana yakn bir genti. Kaln keten bezinden pardssnn kuan pek aadan balamt. Arabac yerinde yle yan oturuyor, beyle konuuyordu. Onlar ene alarlarken -biri beyaz, topal, teki sska, susuzluktan az kurumu- atlar da aheste aheste yryorlard. Arabac -mterisinin kyn sahibi olduundan habersiz- 235 Kuzminsk'in yneticisinden sz ediyordu. Nehldof, mahsus kim olduunu sylemeden dinliyordu onu. - Anasnn gz bir Alman. Bir troykas var ki grmeye deer! Hanmn da yanna alp yle dolayor. Kn konakta ylba elencesi dzenledi... ben de adam tadm; elektrikle aydnlatt btn kona. Kentlerde bile gremezsiniz bylesini! Su gibi para harcad. Karan edeni yok ki adamn, istediini yapyor. yi de bir iftlik alm szde kendine, yle diyorlar. Kentte bulunmu, romanlar okumu bir genti bu. Arabac yerinde yan oturmu, uzun krbacn bir ucundan, bir ortasndan tutarak anlatyordu. Bilgisini, grgsn gstermek istedii belliydi. Nehldof, Alman'n ne yaptn, ne ettiini hi umursamadn sanrd. Ama arabacnn anlattklar houna gitmemiti. ok ho bir gnd. Ara sra gnein nn kapayan koyu bulutlara bakyordu. stlerinde ayr kularnn uutuu yemyeil tarlalar sryorlard kyller harl harl. Taptaze bir yeilliin rtt ormanlara; atlarn, koyun srlerinin kmelendii ayrlara dalnca Nehldof'un iindeki kt duygu silinivermiti; arabacnn Kuzminsk yneticisi Alman zerine baz eyler anlattn hatrlyordu hayal meyl. Kuzminsk'e gelip ilerle ilgilenmeye balaynca unuttu her eyi. Defterleri inceledikten; kyllerin az toprak sahibi olmasnn, bey toprayla evrili bulunmalarnn yararlarn byk bir akyreklilikle anlatan khyay dinledikten sonra Nehldof'un, topran kyllere datma niyeti daha da kuvvetlenmiti. Defterlerin incelenmesinden, khyayla konumalarndan, ekilir topran te ikisinin eskiden olduu gibi imdi de, en iyi aralarla donatlm kendi iilerince ilendiini, geri kalan te biriyse, hektar bana be rubleye kiralanm kyllerin ilediini renmiti. Bu u demekti: Bir kyl be ruble kazanabilmek iin bir hektar yeri kere srecekti, alsn rpsn, tan temizleyecekti, kere, ekecekti, sonra biecek, demet yapp ambara tayacakt. Oysa serbest bir ii en azndan on ruble alrd bu emeine karlk. Kyller bey, malndan aldklar her eyi alarak dyorlard. Hem son derece pahal hesap ediyorlard

J236 237 bunlar. Otlaklar iin, odun iin, yaprak iin alyorlard. Hepsi de borluydu beye. Bylece, kyllere kiralanan yerler, yzde beten verilse getirilebileceinin iki kat gelir salyordu. Nehldof eskiden de biliyordu bunu, ama imdi yeni farkna varyordu sanki; onun da, onun durumunda olanlarn da bu ilikilerin bozukluunu grememelerine ayordu. Kyllere toprak kiralamakla ne denli zarara uradn kyllerin topra yozlatrdn tantlamak iin yneticinin ne srd deliller Nehldof'un, byk bir gelirden kendini yoksun brakarak topran, kyllere datmakla iyi ettii inancn pekitirmiti yalnzca. Hemen, bir dahaki geliine brakmadan, sonulandracakt bu ii, kararn vermiti. Ekini toplayp satma, eyalarla gereksiz yaplar elden karma iini yneticiye brakacakt, o gittikten sonra yapacakt bunlar. Yneticiye, devrisi gn Kuzminsk snrlar iindeki kyn kyllerini toplamasn syledi. Verdii karan bildirecekti onlara, sataca topran fiyat zerinde bir anlamaya varacakt. Yneticinin ne srd delillere kar gsterdii kararlln, kyller iin kendini feda etmeye hazr olmann verdii ho duyguyla, i huzuruyla dar kt. Yneticinin evinin karsna o yl yaplm ieklii, evresine hindibalar ekili Lawn-tennis'i dolarken, yapacaklarn dnyordu. Eskiden sigarasn imek iin gittii; yl nce, onlara konuk gelen gzel Kirimova'nn onunla oynat, iki yannda hlamur aalan olan yola sapt. Yarn kyllere syleyeceklerini ana izgileriyle hazrladktan sonra yneticinin yanma gitti; ay ierken, btn bu ileri nasl yapacaklarn bir kere de onunla konutuktan sonra kalkt, konakta ona hazrlanan konuk odasna gitti. Her eyin nasl yaplacan kararlatrd iin rahatt artk. Duvarlarnda Venedik grnm tablolar, iki penceresi arasnda byk bir ayna asl bu kk, tertemiz odaya yayl, temiz karyola hazrlanm; kk bir masaya bir srahi su, kibrit, kandili sndrmek iin kepe konmutu. Pencerenin nndeki byk masann zerinde kapa ak valizi duruyordu. Tuvalet antasyla, yanma ald kitaplar gzkyordu iinde. Kiiyi su ilemeye iten nedenleri inceleyen biri Rusa, biri Almanca, biri ngilizce kitapt bunlar. Kyleri dolarken bo zamanlarnda okumak niyetindeydi onlar. Ama zaman yoktu imdi. Yarn erken kalkp, kyllerle yapaca grmeye hazrlanmak iin erken yatmas gerekiyordu. Odann bir kesinde oymal, ok eski, maun bir koltuk vard. Annesinin odasndan hatrlad bu koltuun grnm Neh-ldof'un iini hi beklenmedik bir duyguyla doldurdu anszn. Dalacak bu eve, bombo kalacak baheye, kyllerin baltayla giriecekleri koruluklara acmt birden. Onca emekle bu duruma getirilen -bakalarnn da olsa, ok emek verildiini biliyordu Nehldof btn bunlara- ahrlar, tavlalar, ambarlar, makineler, atlar, srlar iin zlmeye balamt birdenbire. Btn bunlardan kolayca vazgeebileceini sanyordu o ana kadar, oysa imdi, yalnzca bunlara deil, topraa da, gelecekte ona ylesine gerekli olabilecek gelirinin yansna da acyordu. Bir dnce hemen kotu yardmna; bu yaptnn aklszlk olduu, topran kyllere datmamas gerektii dncesiydi bu. Topran olmamal, diyordu bir ses. Topran olmaynca da bu eve, bunca hayvana nasl bakarsn. Hem yaknda, Sibirya'ya gideceksin evinde baka eylerin ne gerei var sana. Baka bir ses de yle diyordu: yle olmasna yle ama, mrnn sonuna kadar. Sibirya'da kalacak deilsin ya. Evlensen ocuklarn olabilir. Bu mal aldn gibi ocuklarna brakmalsn. Topraa kar bir grevin vardr. Satmak, darmadan etmek ok kolay, ilerletmekse ok gtr. nce' klah nne koyup dnmek, ne yapacana karar vermek zorundasn. Bu verecein karar uyarnca ne yapacaksan yaparsn sonra maln. Verdiini sandn karar salam mdr acaba? Sonra, iten misin, yoksa gsteri olsun diye, insanlara kar nmek iin mi yapyorsun bunu? Nehldof kendi kendine bu soruyu soruyor, bu karar vermesinde, herkesin ondan sz edecei dncesinin de etkisi olduunu elinde olmadan itiraf ediyordu kendi kendine. Dndke daha ok soru kyordu karsna, sorular daha bir etinleiyor. Bu dncelerden kurtulmak iin yataa girdi. imdi akln kartran bu sorulan yarn salim kafayla dnebilmek iin uyumak istiyordu. Ama uzun sre uyuyamad. Ak pencereden temiz havayla, ay yla birlikte kurbaa bartlar, uzakta, parkta ten blbl sesleri -bir tanesi de pencerenin dibindeki, i-- 238 ek am leylkta oturuyordu- doluyordu odaya. Kurbaalar, blblleri dinlerken ceza evi mdrnn kznn mziini hatrlad Nehldof; mdr hatrlaynca Maslova'y, Brakn bu ii derken dudaklarnn nasl titrediini hatrlad. Sonra Alman ynetici kart kurbaa seslerine. Tutmak gerekiyordu onu, ama o giderek daha bir kaybolmakla kalmad, Maslova oldu sonunda, Nehldof'a sitem etmeye balad: Ben krek mahkumuyum, sizse bir prens. Nehldof aylp, Hayr, dayanacam, diye geirdi iinden. Bu yaptm iyi midir acaba, kt m? Bilmiyorum. Vz gelir zaten. Bo ver. Uyumak en iyisi imdi. Ynetici Al-man'la Maslova'nn gittikleri yere o da dald, her ey bitti orada. II Devrisi sabah saat dokuzda uyand Nehldof. Beye hizmetle grevlendirilmi gen uak onun kprdandn duyunca potin-leriyle -hi bir zaman bylesine parlamamt bu potinler- buz gibi, tertemiz kaynak suyu getirdi ona; kyllerin yava yava toplandn syledi. Nehldof durumu kavramaya alarak indi

karyoladan. Topran kyllere vererek, maln mlkn darmadan edecek diye dn duyduu acma iinde en kk bir iz brakmadan kaybolmutu. imdi kendi kendine ayordu bunu dnrken. Yapmak niyetinde olduu ey sevin veriyordu ona imdi, gsn gururla kabartyordu. Odasnn penceresinden hindibalarla evrili !awn - tennis alan grnyordu; yneticinin buyruuyla kyller orada toplanyorlard. Kurbaalar bouna barmlard btn gece. Hava pusluydu. Sabahtan beri ince bir yamur iseliyordu; yapraklar, dallar, otlar slak slakt. Ak pencereden odaya yeillik kokusundan baka, slak toprak kokusu da doluyordu imdi. Nehldof, giyinirken birka kere pencereden uzanp, aadaki kk alana toplanmakta olan kyllere bakmt. Birbiri ardndan geliyor, apkalarn, kasketlerini kararak selmlayor, gruba katlp bastonlarna dayanyorlard. Salam yapl, gl kuvvetli bir gen olan ynetici, Nehl-dof'un odasna geldi. Yeil yakas kalkk, ksa ceketinin dmeleri kocaman kocamand. Nehldof'a, kyllerin toplandklarn, - 239 ama bekleyebileceklerini; nce ayn ya da kahvesini imesini her ikisinin de hazr olduunu syledi. - stemez, dedi Nehldof, gidelim daha iyi. Kyllerle konuaca iin korkuyor, utanyordu imdi. Oysa byle olacan hi m hi dnmemiti. Kyllerin, gerekleebileceini hayal bile edemedikleri bir isteklerini yerine getirmeye, onlara az bir para karlnda toprak kiralamaya gidiyordu. Yani iyilik yapacakt onlara, ama nedense utanyordu gene de. apkalarn kararak onu selmlayan kyllerin yanna gelince -kimi koyu kahverengi, kimi kvrck sal, kimi sasz kimi ak sal balar kmt ortaya- Nehldof ylesine akn bir durumdayd ki, uzun sre hi bir ey syleyemedi. Yamur iselemeye devam ediyordu. Salarda, sakallarda, kyllerin paltolarnn tyleri zerinde kk damlacklar birikiyordu. Kyller beyin yzne bakyor, onlara ne syleyeceini bekliyorlard. Ama Nehldof ylesine akn, ylesine heyecanlyd ki, konuamyordu. Bu skntl sessizlii, Rus kylsn iyi tandn sanan, Rusay da ok iyi, dzgn konuan Alman ynetici, kendine gven dolu, sakin bir sesle bozdu. Neh-ldof'unki gibi bu, salkl, grbz adamn d grn de sska, yzleri buru buru, paltolarnn altndan sivri krek kemikleri belli olan kyllerin d grnyle taban tabana ztt. Ynetici: - Prens iyilik etmek, toprak vermek istiyor size, diye balad, ama demezsiniz buna. Koyu kahverengi sal, konukan bir kyl: - Nasl demeyiz Vasili Karl, dedi, ne kadar altk sana, biliyorsun... Rahmetli hanmmz ok severdik, Tanr topran bol etsin. Gen Prense de, bizleri unutmad, dnd iin minnettarz. Nehldof: - Sizleri buraya .isterseniz, btn arazimi size vermek niyetinde olduum iin ardm, diye mrldand. Kyller, kulaklarna inanamyormu ya da syleneni anla-yarmyormu gibi susuyorlard. Pardsl, orta yal bir kyl: - Nasl vereceksiniz yani? dedi.- Az bir para karlnda, kirayla. - Gzel bir ey, dedi bir ihtiyar. Bir bakas: - Yeter ki deyebileceimiz bir para olsun, diye ekledi. - Toprak bu, niin istemeyelim! - Bizim iimiz bu zaten, ekmeimizi topraktan karyoruz! Sadan soldan sesler ykseldi: - Sizin iin bylesi daha iyi zaten, paramz almasn bilirsiniz yalnz, gerisine karmazsnz. Skntdan da kurtulmu olursunuz! Alman: - Sknt sizin yznzden oluyor, dedi, doru drst alsanz, aksilik yapmasanz... Sivri burunlu bir ihtiyar atld: - Olmaz Vasili Karl, olmaz. Atn ekine niye saldn, diyorsun; salan kim?.. Sabahtan aksama kadar orak sallyorum, evde uyuduun geceler parmakla saylacak kadar azdr, at grdm m var ki, bamn etini yersin? - Bir yolunu bulsaydnz. Sa sakalna karm, uzun boylu, genten bir kyl jtiraz etti: - Bir yolunu bulsaydnz demek kolay, nasl bulacaktk yolunu? - Ka kere syledim it evirin diye. Ufak tefek bir kyl kt ne: - Odun ver de evirelim. Geen yaz evirmek istedim de ay hapsettin beni, bitlere yedirdin. evirmeye kalknca da byle oluyor ite. - Nehldof yneticiye dnd: - Ne diyor bu adam? Ynetici Almanca: - Der erst Dleb m Dorfe, V) dedi. Korulua dadanmtr, her yl aa keser. Bakasnn malna sayg gstermesini ren. htiyar: - Sayg gstermiyor muyuz Vasili Karl? dedi. Sana say- 241 -

j gstermeden edemeyiz zaten, elindeyiz nk, pestilimizi -arrsm sonra. - Rahat durursanz hi kimse dokunmaz size. - Sen dokunuyorsun! Geen yaz suratm aramba pazarna evirdin, izi hl gitmedi. Zenginsin, seninle k atamayz biz. - Yasalarn gsterdii yoldan akmazsanz bir ey olmaz. Yarmaclarn niin konutuklarn, ne dediklerini bilmedikleri bir sz yarmasyd bu. Bir yann, korkudan fkesini aa vuramad, teki yannsa gl olduunu bildii, belliydi; Neh-ldof'un cann skyordu btn bunlar dinlemek; asl konuya gelmek, fiyat, parann nasl deneceini bir karara balamak istiyordu. - Ne diyorsunuz? Kabul m? Arazinin btnne ne veriyorsunuz? - Ma! sizin, siz ne istiyorsunuz, onu syleyin. Nehldof bir fiyat syledi. Syledii fiyat onlarn beklediinden ok aa olduu halde; kyller fiyatn yksek olduunu sylediler, pazarla baladlar. Nehldof verdii fiyatn sevinle karlanacan umuyordu, oysa kyllerin sevindiklerini gsteren hi bir belirti yoktu. Fiyat beendiklerini de bundan anlamt zaten. Mal kimin, kyllerin hep birlikte mi, yoksa ilerinden bazlarnn m olaca sorununa gelince sk tartmalar balad kyller arasnda. Bir blm, deme gc zayf olanlar bu ie katmak istemiyor, tekiler diretiyordu. Yneticinin yardmyla en sonunda bir fiyat zerinde anlamaya varld, deme zamanlar kararlatrld. Kyller, aralarnda yksek sesle konua konua, da dibindeki kylerine doru uzaklatlar. Nehldof da, yneticiyle birlikte anlamann taslan hazrlamak iin alma odasna gitti. Her ey Nehldof'un istedii, bekledii gibi olmutu: Kyller, evrede kiraya verildiinden yzde otuz ucuzuna topraa kavumulard. Geri topraktan elde ettii gelir yar yarya dyordu, ama ktkanaat de olsa yeterdi Nehldof'a. Hele koruluun satndan eline geen parayla, ara gereler, hayvanlar Dirili - F: 16 O Kyn bir numaral hrszdr bu, (Almanca)242 satlnca alaca para da buna eklenince hi de kt olmayacakt durumu. Her ey iyiydi grnte, ama nedense bir huzursuzluk vard Nehldof'un iinde. Ona minnettarlklarn bildiren birkann dnda, kyllerin bu ie sevinmediklerini, daha byk bir ey beklediklerini farketmiti. Kendini ok eyden yoksun ettii halde, kyllerin beklediklerini verememiti onlara. Anlama imzalanmt devrisi gn. Nehldof, -onu istasyondan kye getiren arabacnn deyimiyle- grmeye deer, at koulu kupa arabasna bindi yneticinin, iinde hi de ho olmayan bir eksiklik duygusuyla; kyllerin, aralarndan setikleri, balarn isteksiz isteksiz sallayan ihtiyarlarla vedalap istasyona gitti. Keyifsizdi Nehldof. Bu keyifsizliinin nereden geldiini bilmiyordu, ama bir eye sklyordu can, bir eyden utanyordu. III Nehldof, Kuzminsk'ten, halalarndan ona kalan -Katyu-a'y tand- kye geti. Kuzminsk'de yaptn burada da yapmak istiyordu. Ayrca Katyua'yla, ocuuyla ilgili bilgi toplamaya alacakt. ocuun ldnn doru olup olmadn, nasl ldn aratracakt. Panovo'ya sabah erken geldi. Araba avluya girdiinde onu ilk artan, btn yaplarn, zellikle evin khne, bo grn oldu. Bir zamanlar yeil olan sa dam, uzun zamandan beri boyanmad iin pastan krmzya dnm, -frtnada olsa gerek- birka tabakas kalkmt. Evin duvarlarna kaplanm tahtalar kyller, pasl ivileri kararak yer yer sk-mlerdi. n tala da arka tala da kan merdivenler -arka tal ok iyi hatrlyordu- rm, paralanm, yalnz kalaslar kalmt. Cam yerine tahta akl pencerelerde de, khyann oturduu blmde de, mutfakta da, ahrda da derin bir sessizlik vard. Bahede alabildiine dal budak salm aalar ieklerle donanmt. itin tesinde iek am vine, elma, erik aalar beyaz bulutlar andryorlard uzaktan. Leylk tpk on drt yl nce Nehldof, ebecilik oynarken on sekiz yandaki Katyua'yla alln arkasna kotuu, orada dp srgan otu kollarn yakt zamanki gibi am.t gene. Sofiya vanovna'nn - 243 evin yanna diktii, o zamanlar kck bir fidan olan karaam kocaman bir aa olmutu imdi. Sar-yeil ince yapraklara brnmt. Deirmene oluktan hzla inen derenin sesi geliyordu uzaktan. Derenin tesindeki ayrla kyllerin kark srleri otluyordu. Din okulunu yarda brakm khya glmseyerek karlad Nehldof'u avluda, glmsemeye devam ederek alma odasna buyur etti onu, gene glmseyerek -ok deiik bir ey vaat ediyordu sanki glmsemesi- blmenin arkasna geti. Blmenin arkasnda fis-kos konumalar oldu bir sre, sonra ses kesildi. Bahiini alan arabac dnp kt avludan; ngraklarn sesi giderek uzaklat, kayboldu sonunda, derin bir sessizlik kaplad gene her yan. Yalnayak, ilemeli gmlek giyinen kulaklarnda kpe yerine iplik olan bir kz koarak geti pencerenin nnden; arkasndan, kaln izmelerinin altndaki kabaralar topraa vurduka ses karan bir kyl geti. Nehldof pencerenin yannda oturmu baheye bakyor, her sese kulak kabartyordu. ki kanatl pencereden giren taptaze ilkbahar yeli, srlm toprak kokusu dolduruyordu odaya; Nehldof'un terli alnnda salaryla oynuyor, pencerenin bakla yer yer oyulmu altlndaki ktlar hrdatyordu. Dereden doru, amar

ykayan kyl kadnlarn slak amarlara pepee indirdikleri kaln sopalarn ap, ap, ap sesleri geliyor; bu sesler, gnein altnda prl prl parlayan ayrlara doru uzanyor, suyun deirmen arknda kard tekdze grltye karyor; Nehldof'un kulann dibinde bir sinek rkek rkek vzldayp duruyordu. Nehldof, burada br zamanlar gene ayn sesleri duyduunu hatrlad birden: Tertemiz bir genti; kadnlarn slak amarlara vurduklar kaln sopalarn ap, ap sesleri deirmenin tekdze grlts karyordu gene. Ilk ilkbahar yeli slak alnnda salaryla oynuyordu, bakla oyulmu pencere altlndaki ktlar hrdatyordu, bir sinek rkek rkek vzldyordu kulann dibinde. Nehldof, o zamanki gibi on sekiz yanda hissetmiti kendisini imdi; ama yle din, temiz, gelecekten ok ey bekleyen bir gen olduu duygusuna kaplmt bir an. te yandan, -dte olduu gibi- byle bir eyin artk olamayacan da biliyordu. Derin bir hzn kaplad iini. - 244 - 245 Khya glmseyerek: - Yemei ne zaman istiyorsunuz? diye sordu. - Ne zaman isterseniz o zaman verin, a deilim. kp biraz dolaacam. - nce evi grseniz nasl olurdu, her ey yerli yerindedir. Grnz bir, geri dtan... - stemez, sonra grrm. Syler misiniz, Matryona Ha-rina adnda bir kadn var m burada? Katyua'nn teyzesiydi bu. - Var efendim, ama yola getiremiyorum onu bir rl. Kaak iki satyor. Kamyor gzmden, yakalyorum onu, azma geleni sylyorum, bana msn demiyor. Tutanak hazrlayacam, acyorum; yal kadn, torunlar var. Hep ayn glmseme vard khyann dudaklarnda. Nehi-dof'un houna gitmek, her eyi onun da bildiini anlatmak istiyordu sanki bu glmsemesiyle. - Nerede oturuyor? Onu grmek istiyorum. - Kyn te ucunda, sondan nc ev. Sol kolda kerpi bir ev vardr, ondan sonraki kulbe onundur. (Sevinle glmsedi khya.) Ben gtrrsem szi daha iyi olur. - Hayr, teekkr ederim, ben bulurum, siz kyllere haber yollayn ltfen, toplansnlar, toprak konusunda greceim onlarla. Nehldof, burada da Kuzminsk'de yaptn yapmak niyetindeydi. Yetitirebilirse akama kadar bitirecekti ileri. IV Nehldof avludan knca, ieklerin at, otlarn diz boyu olduu ayrn ortasndan geen, ok inenmi patikada plak, tombul bacaklaryla abuk abuk yryen, atkl -alacal bula-calyd atks,- kulaklarnda kpe yerine iplik olan bir kyl kz grd. Sol kolunu nnde sallyordu. Sa koltuunun altnda krmz bir horoz vard, sk sk tutuyordu onu. Horoz, sallanan krmz ibiiyie son derece soukkanl grnyordu. Yalnz arada bir gzlerini kaydryor, siyah bacaklarndan birini kh kaldryor, kh trnan kzn atksna takarak geriyordu. Kz, Neh-ldof'a yaklanca nce admlarn yavalatt, sonra tam yanndan geerken durdu, ban geri atp ne eilerek selm verdi ona; ancak Nehldof geince, koltuunun altnda horozla, yoluna devam etti. Nehldof kuyuya doru inerken, kaba bezden entarisi pislik iinde, dolu iki kova tayan, iki bklm yal bir kadnla karlat. Yal kadn kovalar yavaa yere brakt, o da ban geri atp ne eilerek selm verdi Nehldof'a, Kuyudan sonra ky balyordu. Gneli, prl prl bir gnd; saat on olmutu, le sca bastrmt. Gkyznde toplanan bulutlar gnein nn kapyordu arada bir. Ac, keskin bir hayvan gbresi kokusu ama hi de kt bir koku deildi bu- doldurmutu her yan. Yeillikler arasnda kvrla kvnla daa kan yoldaki yk arabalarndan; daha ok da, Nehldof'un ak kaplarnn nnden getii avlulardaki kartrlm hayvan gbresi ynlarndan geliyordu bu koku. Arabalarn arkas sra yryen, pantolonlar, gmlekleri gbreden slak slak, yalnayak kyller, gri apkasnn ipek kordels gnete parlayan, her adm atta sap prl prl, gzelim bastonunu yere dokundurarak kyn iinde yryen bu grbz, uzun boylu beyi tepeden trnaa szyorlard. Tarladan dnen kyller, bo arabalarnn src yerinde -trsla gittikleri iin sarsla sarsla- apkalarn karp, kylerine gelen bu tuhaf adam akn baklarla izliyorlard. Kadnlar avlu kapsna ya da tala kyor, birbirlerine gsteriyorlard onu. nnden getii drdnc avlunun kapsnda, tekerlekleri gcrdayarak dar kan bir araba durdurdu Nehldof'u. Tka-ba-sa gbre doluydu araba, gbrenin zerine de oturmak iin bir post seriliydi. Arabaya binecei iin heyecanl, alt yanda bir ocuk, arabann arkasndan yryordu. Ayaklarnda sandallar, gen bir kyl geni admlarla yryerek at dar karyordu. Uzun bacakl tay, kapdan birden km, ama Nehldof'tan rkerek arabaya sokulmam, ayaklarn tekerleklere arpa arpa, huzursuzlanan, hafiften

kineyen annesinin kapdan karmaya alt ar arabann nnden dar frlamt. Arkadaki at yalnayak, izgili pantolonlu, uzun gmlei pis, ince krek kemikleri kk, zayf, din bir ihtiyar sryordu. Atlar, kurumu hayvan pislii dolu, tekerlek izlerinin oyuk- 246 oyuk yapt yola knca yal adam dnp Nehldof'a selm verdi. - Bizim hanmlarn yeeni oluyorsun galiba? - Evet, Yal adam konukan bir insana benziyordu. - Ho geldin, dedi. Ne yapyoruz, ne ediyoruz onu grmeye mi geldin yoksa? Nehldof ne syleyeceini bilemeden: - Evet, evet, diye karlk verdi. Naslsnz bakalm? Konukan ihtiyar, kendisine sorulan bu soruya sevinmi gibi, abuk abuk konuarak: - Kt! dedi. ok kt. Nehldof sundurmann altna girerken: - Niin kt? diye sordu. htiyar, Nehldof'un arkasndan girdi sundurmann altna. Temizlenmi yere doru yrd. - Yaaymz kt, dedi. ok kt hem. Nehldof da arkasndan gitti. Yal adam, gbre ynn stnde, ellerinde trmklar, baldrlarna kadar vck vck gbrenin iine batm, bartleri yana kaym, terden srlsklam iki kadn gstererek devam ediyordu: - On iki can var evde. Ayda yz okka buday ister, nereden bulacaksn? - Kendi ektiin yetmiyor mu sana? htiyar manal manal glmsedi. - Kendi ektiim mi?! can besleyebilir ancak benim yerim; geen yl topu topu sekiz yn ekin kaldrdk, yl bana kadar yetmedi bize. - Ne yapyorsunuz yleyse? - Hi ne yapacaz... bir olumu ii yaptm, sayenizde birka kpek kazanyor. Byk orucun son gnne kadar bulduumuzu biriktirdik, vergiyi bile deyemedik hl. - Ne kadar vergi veriyorsunuz? - te bir zerinden on yedi ruble. ok zor, inann ki efendim, ok zor; bunca ykn altndan nasl kalktmz biz de anlayamyoruz! Nehldof: - Evinize girebilir miyim? dedi. Henz temizlenmemi, trmkla kartrld iin kokan hayvan gbreleri arasndan eve doru yrd. htiyar, aplak ayaklaryla vck vck gbrelere bata ka, Nehldof'a yetiti, kapy aarken: - Buyur, dedi. Kadnlar bartlerini dzeltip, evlerine giren bu temiz giyimli, altn kol dmeli beye rkek bir merakla bakmaya baladlar. Evden gmlekli iki kz ocuu kt koarak. Nehldof apkasn kard, elenerek geti kapdan; ekimi yemek kokan, pis, dapdarack eve girdi. ki dokuma tezgh vard ierde. Sobann yannda zayf, damarl, yanm kollarn svam yal bir kadn ayakta duruyordu. Yal adam: - Bak, bey konuk geldi bize, dedi. Yal kadn entarisinin kollarn indirirken: - Buyurunuz efendim, diye mrldand. Nehldof: - Nasl yaadnz yle bir grmek istedim de, dedi. - Nasl yaayacaz, grdn gibi ite. Dam ha ykld ha yklacak. Altnda kimse kalmasa bari. Bizimki, iyidir diyor hl. Bey gibi yaayp gidiyoruz anlayacan. le yemei hazrlyordum. Sabah beri alyorlar, ackmlardr. Yal kadn abuk abuk, ban sallayarak konuuyordu. Nehldof: - Ne yemeiniz var? diye sordu. - Ne yemeimiz mi? yidir yemeimiz. nce ekmekle kvas, ('] peinden kvasla ekmek. Yal kadn kck kalm dilerini gstererek glmsedi. - aka bir yana, bugn le yemeinde yiyeceklerinizi gsterin bana. Yal adam glmsedi. - Yiyeceklerimizi mi? yle ok eyler yemeyiz biz. Gster ona, hanm. (') avdardan yaplan boza kvamnda koyu bir ikiye verilen ad.- 248 - Bizim ky yemeklerini mi grmek istedi cann? Bakyorum da ok meraklsn bey. Her eyi renmek, bilmek istiyorsun. Syledim ya ekmekle kvas diye. Sonra pancar orbas yeriz. Dn bezelye getirdilerdi... Sonra patates... Nehldof: - Baka br ey yemez misiniz? Yal kadn glmseyerek kapya bakt.

- Bir de st ieriz ite. Kap akt. ocuklar, kucaklarnda bebekleriyle kyl kadnlar doldurmutu hol; kapnn nne ylm, kyl yemeini inceleyen tuhaf beye bakyorlard. Yal kadn -besbelli- bir beyle serbeste konuabildiini gstermek istiyordu onlara, bununla nyordu. Yal adam: - Ah bey, ah, dedi, hi iyi deildir bizim yaaymz; daha ne diyeyim sana? Dnp, kapda toplananlara bard: - Ne oluyorsunuz be? Nereye? Nehldof, sebebini bilmedii bir sklganlk, utan duyarak: - Neyse, dedi, hadi hoa kaln. Yal adam: . - Gelip durumumuzla ilgilendiin iin ok ok teekkr ederiz sana, dedi. Nehldof, holde birbirini sktrarak yana ekilen kyllerin arasndan geip dar kt. Arkasndan yalnayak iki ocuk frlad avluya; biraz daha byk olannn stnde pis -bir zamanlar beyaz- bir gmlek vard; tekinin gmleiyse soluk pembeydi. Nehldof bakt onlara. Beyaz gmlekli ocuk: - imdi nereye gidiyorsun? dedi. - Matryona Harna'nn evine. Tanyor musunuz onu? Pembe gmlekli ocuk nedense gld, teki arbal bir tavrla: - Hangi Matryona? diye sordu. Yal olan m? - Evet. - O-o, diye uzatt ocuk, Semyon'un ninesini aryorsun. Gtrelim seni. Hadi Fedya, gtrelim onu. - Ya atlar? - 249 - Bo ver! Fedka bo verdi atlara, beraber yrdler. Nehldof ocuklarn yannda daha bir rahat hissetti kendini. Yolda konumaya dald onlarla. Pembe gmlekli olan k glmeyi brakm, o da by gibi arbal, akllca konumaya balamt. Nehldof: - Sizin kyde en yoksul kimdir? diye sordu. - Kim mi? Mihayla yoksuldur, semyon Makarof, sonra Marfa. En yoksul Marfa'dr. Kk Fedka: - Ya Anisya, dedi, o daha yoksuldur. Bir inei bile yoktur, dileniyorlar. Beyaz gmlekli by itiraz etti: - nei yok ama candrlar evde, Marfa be candr. K Anisya'y savunuyordu: - stelik kocas yok zavallnn, ld. - Anisya'nn yok da Marfa'nn var m sanki, o da dul saylr, yok ki kocas. Nehldof: - Nerede? diye sordu. Byk ocuk, kyllerin hep kullandklar deyimi kullanarak cevap verdi: - erde bitleri besliyor. Pembeli kk ocuk atld: - Geen yaz bey koruluundan iki kayn aac kesti diye ieri attlar onu. Alt aydr yatyor; kadncaz ocuuyla yal anasna bakabilmek iin dileniyor. Byk adam gibi konuuyordu. - Evi nerede? diye sordu Nehldof. ocuk, hemen yandaki evi gsterdi. Evin nnde, tam yolun kenarnda beyaz bal, da doru kvrk bacaklarnn zerinde glkle ayakta duran, sallanan, kck bir bebek vard. Evden koarak kan kir pas iinde bir kadn -kl dkl-250 251 mutu sanki bandan aa- Nehldof'un nnden korkuyla atlayp, -yabancnn, ocuuna bir ktlk yapacandan kor-kuyormu gibi- kapt ocuu. - Nereye gidiyordun be yavrum, Vaska'm... A!p ieri gtrd bebei. Kocas, Nehldof'un koruluundan kayn aac kesti diye ceza evinde yatan kadnd bu. Matryona'nn evine yaklatklarnda Nehldof: - Matryona da yoksul mu? diye sordu. - Ne yoksulu, dedi, iki satyor. Matryona'nn evine gelince ocuklar geri yollad Nehldof, ieri girdi. Yal kadnn kulbesi pek kkt. Sobann arkasndaki karyola irice bir adamn ayaklarn uzatp yatamayaca kadar ksayd. Katyua bu karyolada dourdu, hasta yatt diye dnd Nehldof. Evin iini byke bir dokuma tezgh kaplamt;

Nehldof ban alak kapya arparak ieri girdiinde yal kadn en byk kz torunuyla tezgh hazrlyordu. Nehidof'un arkasndan koarak iki torun daha geldi, kapda durdular. Tezgh bir trl kuramad iin can sklan yal kadn fkeli: - Kimi aryorsunuz? dedi. Ayrca, yasak iki satt iin tanmad her eit konuktan kuku ederdi. - Kyn sahibiyim, sizinle konumak istiyordum biraz. Yal kadn bir an susup, Nehldof'un yzne dikkatli dikkatli bakt, sonra birden deiti yz. Yapmack bir sevgiyle: - Ah aslanm benim, diye balad, ne aptalm ben de, tanyamadm seni, kyden geen bir yabanc sandm. Ah yiidim benim... Nehldof kapya bakp; ocuklar, ocuklarn arkasndaki, kucanda eski pskler iinde, soluk yzl, ama glmseyen bir bebek tutan sska kadn gstererek: - Yalnz konuamaz myz? dedi. . Yal kadn, kapda duranlara bard: - Ne o, hi adam grmediniz mi? imdi gsteririm size ben, bastonum nerede? Kapayn u kapy! ocuklar gittiler, ocuklu kadn kapy kapad. Yal kadn: - Kimdir bu gelen acaba diye dnyordum ben de, diyordu. Meer kim gelmi! Benim biricik aslanm, gzelimmi gelen! renmedin de evime girdin demek. Ah ne prlanta bir kalbin vardr senin! uraya otur anam babam, u iskemleye otur. -skemleyi bartsyle silerek uzatt ona.- Hangi Allann cezas geliyor gene diye dnrken ka ka kim ikt karma! Bizim iyi yrekli velinimetimiz... Kusuruna bakma bu kocakarnn, gzlerim uza semiyor artk. Nehldof oturdu. Yal kadn, sa kolunun sivri dirseine sol koluyla destek yaparak sa elini yanana dayam, Nehldof'un karsnda ayakta duruyor, ince sesiyle konumaya devam ediyordu: - Sen de yalanmsn efendim. Taptaze bir delikanlydn, kmsn! ok sknt ektiin belli! - unu sormaya geldim sana: Katyua Maslova'yi hatrlyor musun? - Katerina'y m? Hatrlamaz olur muyum? Yeenim olur... Nasl hatrlamam, az m gzya dktm onun iin. Her eyden haberim var. Size unu syleyeyim efendim, gnahsz, hi su ilememi insan olur mu? Genlikte olur byle eyler. eytan kandrd demek, kandrr tabi, onun kandramayaca insan ok azdr. Elden ne gelir! Geri braktn onu, ama yz ruble verdin de braktn. Ya o ne yapt? Akll uslu yaayp gitmesini bilemedi. Beni dinleseydi ok iyi olurdu onun iin. Yeenimdir geri ya, ne yalan syleyeyim, ruhu ktdr. yi bir yere koydum onu, boyun emek istemedi, azna geleni syledi beye. Biz beylere lf syleyebilir miyiz hi? Hemen iine son verdiler. Sonra ormancnn evinde de kalabilirdi, oray da istemedi. - ocuu soracaktm. Burada, sizin yannzda dourdu, deil mi? ocuk nerede? - ocuk iini o zaman ok iyi dndm ben, efendim. Anasnn bir daha ayaa kalkacandan umudum yoktu, ok fena olmutu. ocuu gerektii gibi vaftiz ettirdim, yuvaya yolladm. Anas lrken ne diye eziyet ektireydim Tanrnn meleine? Bazlar yle yapyor, annesi lnce bakan olmuyor yavruya, lp gidiyor zavall. yisi mi yuvaya yollayaym onu, dedim. Para vard nk, anlayacan, yolladk onu. J- 252 - 253 - Orada numara falan verdiler mi ona? - Verdiler ya, pek yaamad zaten, hemen ld. Kadn, gtrr gtrmez ld, dedi. - Hangi kadn? - Skoroni'de oturuyordu. Bu gjbi ileri o yapard. Ad Ma-lanya'yd. ld. ok akll bir kadnd. yi becerirdi byle eyleri! Bazan bir bebek getirirlerdi ona, alrd ocuu, evinde bakard ona; drt ocuk birikene kadar saklard ocuu evinde, sonra hepsini birden gtrrd. Her eyi bir bakayd canm onun: karyola gibi kocaman bir beii vard, onda yatrrd ocuklar. Eli de yatknd bu ilere. Drt ocuu birden alrd kucana; birbirine vurmasnlar diye balarn ayr koyar, ayaklarn bir yere toplard. Emzikleri de azlarna verdi mi kesilive-rirdi sesleri yavrularn. - Sonra ne oldu? - Hi, ne olacak, Katerina'nn ocuunu da gtrd. ki hafta kendi evinde bakt. Orada ne olduysa oldu yavruya zaten, zayflad. - Nasl bir ocuktu? - Nur topu gibiydi. Yal kadn gz krparak: - Tpk sendin, diye ekledi. - Niin zayflad? Verdiiniz kadn bakmamtr ona, a brakmtr. - Tabi! Bakar m hi! Kendi ocuu deil ki baksn. Oraya canl gtrmekti onun ii. Moskova'ya kadar gtrm, yle dedi, gtrm ama, orada lm ocuk. Gtrdn gsteren kt da alm oradan. Akll kadnd. Nehldof'un, oluyla ilgili elde edebildii bilginin hepsi bu kadarla kald. VI

Nehldof oda kapsnda da d kapda da ban birer kere daha vurduktan sonra sokaa kt. ocuklar beyazl pembe-li- bekliyorlard onu. Birka ocuk daha katlmt onlara. Kucaklarnda bebeklerle birka da kadn bekliyordu onu. Kucanda, eski psklere sanl, renksiz, kansz ocuunu tutan sska kadn da aralanndayd. Kucandaki ocuun strap okunan kk yznde tuhaf bir glmseme vard; uzun, ince parmaklarn durmadan oynatyordu. Bunun strap glmsemesi olduunu biliyordu Nehldof. Bu kadnn kim olduunu sordu. Byk ocuk: - Sana sylediim Anisya ite, dedi. Nehldof, Anisya'ya dnd: - Neyle geinirsin sen? Ne yer iersin? Anisya: - Neyle mi? dedi, onun bunun verdii birka lokma ekmekle. Alamaya balamt. Kucandaki ocuk kkr kkr glyor, solucan andran ince bacaklarn sallyordu. Nehldof para czdann karp on ruble verdi kadna. Daha iki adm atmamt ki, kucanda ocukla bir kadn koup yetiti-arkasndan, sonra yal bir kadn, bir kadn daha... Hepsi yoksulluundan sz ediyor, yardm istiyordu. Nehldof, czdanndaki altm rubleyi datt onlara; iinde mthi bir skntyla eve, yni khya'nn yanna dnd. Khya glmseyerek karlad Nehldof'u, kyllerin akama toplanacaklarn syledi. Nehldof teekkr etti ona, eve girmeyip baheye kt; elma aalarndan dklen beyaz beyaz iek yapraklarnn rtt, otlar bitmi dar yollarda dolamaya balad. Grdklerini dnyordu. Khyann kald blm sessizdi nce, sonra birbirinin szn keserek barp aran iki kadn sesi duydu Nehldof. Arada bir de khyann keyifli, sakin sesi iitiliyordu. Nehldof kulak kabartt. fkeli bir kadn sesi: - Gcm yetmez benim, anlamyor musun? Din iman yok mu sende? diyordu. teki ses: - Girmesiyle kmas bir oldu inan ki. Ver unu diyorum sana. Zavall hayvana eziyet etme bouna, ocuklarm stsz koma. Khyann sakin sesi duyuluyordu aradan: y - 254 - Ya cezan ver, ya da sylediim kadar al. Nehldof baheden kp kapya geldi. Birinin karn burnunda, stleri balar perian iki kadn vard merdivenin dibinde. Khya, ellerini pardssnn cebine sokmu, merdivende duruyordu. Beyi grnce kadnlar sustular, bartlerini dzelttiler. Khya ceplerinden kard ellerini, glmsemeye balad. Khyann anlattna gre, kyller buzalarn, hatt ineklerini mahsus bey tarlasna salmlard. Bu kadnlarn iki inei tarlada yakalanm, ahra alnmt. Khya inek bana otuz kpek istiyordu kadnlardan, ya da iki gn almalarn. Kadnlar, ineklerinin ayrda ok az kaldklarn, para veremeyeceklerini, meteliklerinin olmadn sylyorlard. alacaklard, sz veriyor, yemin ediyorlard. Bir istekleri vard yalnz; sabahtan bert ahrda a susuz duran, ac ac baran, ineklerin geri verilmesini istiyorlard. Khya -tank olmasn istiyormu gibi Nehldof'a bakarak- glmsedi. - Ka kere syledim size, dedi, yemee gittiiniz zaman hayvanlarnz babo brakmayn diye. - ocua gittim bir kou, kamlar. - Gitmeyeydin. - Kim yemek verseydi ocua? Alktan m lsn zavall? teki kadn: - Ekine bir zarar vermi olsa gam yemezdim, girmesiyle kmas bir oldu, diyordu. Khya, Nehldof'a dnd: - Hep tarlalara salyorlar hayvanlarn, dedi. Biraz yumuak davransak ekini hep yedirecekler. Gebe kadn: - Yalan syleme, diye bard. Benim hayvanlarm hi girmediler tarlaya bugne kadar. - Bugn girdiler ite, ya paray ver ya da al. Kadn fkeyle: - Syledik ya, alacam! diye bard, brak hayvan, alktan geberecek! Gece gndz alrz, gene yetmez, gene yetmez. Kaynanam hasta. Kocam yok burada. Her ie ben kou-255yorum, durumumu da gryorsunuz, dermanszm. Allah nasl bilirse yle etsin seni. Nehldof inekleri salvermesini syledi khyaya; dnp baheye gitti gene. Dnmek istiyordu, oysa dnecek bir ey kalmamt artk onun iin. imdi her ey apakt; bylesine apak olan insanlarn nasl oluyor da gremediklerine, onun da imdiye kadar gremediine ayordu. Halk can ekiiyor, altrm kendini bu hayata, yadrgamyor. ocuklarnn lmesi, kadnlarn glerinin yetmeyecei ileri yapmak zorunda braklmalar, herkesin, zellikle yallarn eksik beslenmeleri olaan geliyor onlara. Halk yava yava ylesine alm, benimsemi ki bunu, yaaynn korkunluunu gremiyor,

yaknamyor hi. Bu yzden biz de bu durumun olaan olduunu sanyoruz. Halkn -kendisinin de farknda olduu- yoksulluunun en nemli nedeninin, tek beslenme kayna toprann, toprak sahiplerince elinden alnmas olduunu ak seik gryordu imdi. te yandan, ocuklarn, yallarn st iemedikleri iin ld de akt. St de, hayvanlarn otlatabilecekleri topraklarnn olmamasndan yoktu. Halkn srnmesi, onu besleyen topran onun elinde deil de bakalarnn -toprak zerindeki bu hakkndan yararlanarak onun emeini smren insanlarn- elinde bulunmasndand. Hi deilse, balca nedeni buydu halkn srnmesinin. Ona ylesine gerekli olan, ocuklarn lmden kurtarabilecek bu toprak -verdii buday yurt dna satlsn, sahipleri kendilerine apkalar, gzel gzel bastonlar, kupa arabalar, ss eyalar v.b. alabilsinler diyeyoksulluun son kertesine getirilmi bu insanlarca ileniyordu. itle evrili bir yere kapatlm atlarn, oradaki btn otu yedikten sonra, karnlarn doyurabilecekleri yere kmalarna izin verilmedike eriyip bitecekleri, lecekleri ak olduu kadar, kyllerin bu durumu da ak seikti imdi onun iin... Olmamas gereken, korkun bir eydi bu. Buna engel olmak iin bir yol bulmal, hi deilse kendi katlmamalyd. Evin yaknndaki, iki yannda kayn aalar uzanan yolda bir aa bir yukar dolarken dnyordu kendi kendine Bulacam bu yollar, yzde yz bulacam. Aydn evrelerde, devlet kurumlarnda; gazetelerde halkn yoksulluunun nedenlerinden, onu kalkndrabile-256 ek yollardan dem vurulur hep; ama halk kesinlikle kurtaracak, kalkndracak yolu es geerler hep; hayat kayna topra ona geri vermeyi bir yol saymazlar. (Henry George'un retisini, bir zamanlar bu retiye nasl balandn hatrlad; btn bunlar unutabildii iin kendi kendine at.) Toprak mlkiyeti diye bir ey olamaz; alnp satlamaz toprak, su gibi, hava gibi, gne gibi herkesindir o. Toprak zerinde de, onun insanlara verdii her ey zerinde de herkesin eit hakk vardr. Kuzminsk'-de yaptklarn hatrladka niin utan duyduunu imdi anlyordu. Kendi kendini kandrmt. Bir insann toprak zerinde hakk olamayacan bile bile kendine tanmt bu hakk, kyllere -ruhunun derinliklerinde onun olmadn bildii- toprann birazn armaan etmiti. Burada da ayn eyi yapmayacakt imdi, Kuzminsk'de olduundan baka trl davranacakt. Ne yapacan kararlatrmt: Topra kyllere kiraya verecek, kiray da kyllerin kendi paras olarak kabul edecekti. Kyller bu parayla vergilerini deyecek, kyde yaplmas gereken eyleri yapacaklard. Bir Sing!e-tax (') deildi bu, ama gnn koullar iinde ona en yakn olan yoldu. nemli olan, Nehldof'un toprak zerindeki hakkndan vazgemesiydi. Eve gelince khya gle bir yzle karlad onu, yemee buyur etti. Karsnn, kulaklar iplikli kzla birlikte hazrlad yemeklerin fazla pimi, yanm olduundan korktuunu syledi. Kaln bir rt vard masann zerinde. Peete yerine elii ssl havlular konmutu. Sap krlm, vieux-sax P) bir ksede, siyah bacaklarnn bir birini, bir brn uzatan horozun suyuna yaplm patates orbas vard. orbann peinden, kesilmi, hatt para para edilmi, kllarnn ou hl zerinde olan, kzartlm horozu getirdiler. Sonra yal, bol ekerli st tatls verdiler. Btn bunlar son derece lezzetsiz olduklar halde, Nehldof, ne yediini farketmeden yiyordu hepsinden; kyden dnte iini saran o can skntsn birdenbire zmleyen dncelerine ylesine dalmt. Kulaklarnda kpe yerine iplik olan rkek kz yemekleri ve(') Tek vergi (ngilizce). (") Eski Saksonya ii porselen (Franszca). - 257 rirken khyann kars ban uzatp bakyordu kapdan; khya, karsnn yemek piirmekteki ustalndan gs kabararak, giderek daha bir sevinle glmsyordu. Yemekten sonra Nehldof, khyay zorla masaya oturttu; kendi kendini yoklamak, ayn zamanda da, bir kimseye almak iin, topran kyllere nasl dataca zerine dncelerini anlatt ona, bu niyetini nasl bulduunu sordu. Khya, ayn eyi kendisi de eskiden beri dnrm, bunu duyduuna ok sevinmi gibi glmsedi; oysa hi bir ey anlamyordu Nehldof'un sylediklerinden. Anlamamas da Nehldof'un anlatamamasn-dan deil; anlattklarndan Nehldof'un, bakalarnn yarar iin kendi haklarndan vazgetii anlam kmasndand. Her insan bakalarnn zararna, kendi kar iin alr, ancak, dncesi khyann iinde ylesine yer etmiti ki -Nehldof topran gelirinin kyllerin ortak parasna katlacan anlatrkenburada anlayamad bir eyin olduunu dnyordu. Glmseyerek: - Anladm, dedi. Bu ortak paradan yzde olacaksnz galiba? - Hayr. unu unutmayn ki, toprak kiisel mal olamaz hi bir zaman. - Haklsnz! - Bu nedenle, topran verdikleri de herkesindir. Khyann yzndeki glmseme kayboldu: - Gelirinizden olmayacak msnz ama o zaman? diye sordu. - Olacam. Khya gs geirdi, sonra glmsemeye balad gene. imdi anlamt. Nehldof'un birka tahtas eksik olduunu anlam, maln kyllere datmay aklna koyan Nehldof'un bu dncesinden kendine bir kar salama yollarn aratrmaya balamt hemen.

Kendisi iin bir karn sz konusu olmadn, byle bir eyin olamayacan kesinlikle anlaynca da, Nehldof'un dncesiyle ilgilenmemeye balad; onun gnln ho etmek iin glmsyordu imdi. Khyann onu anlamadn grnce Nehldof brakt onu; kendi de, zeri mrekkep lekesi dolu, bakla oyuk oyuk yaplm masaya oturdu, dncelerini kda aktarmaya koyuldu. Dirili - F: 17- 258 Gne, yeni yaprak am hlamur aalarnn arkasna inmiti bile. Sivrisinekler sryle ieri dolmu. Nehldof'u sr-yorlard. Nehldof yazmay bitirip kalktnda, kyden doru otlaktan dnen hayvanlarn barmalar, alp kapanan kaplarn gcrtlar, yava yava toplanan kyllerin konumalar duyuluyordu. Nehldof khyaya, kylleri eve armamasn, kendisinin kye gidip onlarla konuacan syledi. Khyann verdii birka bardak ay itikten sonra kye yolland, VII Muhtarn avlusunda toplanm kyller kendi aralarnda konuuyorlard. Nehldof yaklanca ses kesildi, Kuzminsk'de olduu gibi, kyller apkalarn kardlar hemen: Burann kyls Kuzminsk'inkinden ok daha yoksuldu. Kzlar gibi kadnlar da kpe yerine iplik takmlard kulaklarna. Erkeklerin hemen hepsinin ayanda sandal vard, gmlekleri, ceketleri evde kendilerinin dokuduklar bezden yaplmt. Bazlar yalnayakt, iten geldikleri gibi, br gmlekleydiler. Nehldof kendini zorlad, konumasna, maln kyllere temelli vermek niyetinde olduunu syleyerek balad. Kyller susuyorlard, yz ifadelerinden en kk bir deiiklik olmamt. Nehldof, yznn kzardn hissediyordu. - nk, diye devam etti, bence toprak, onu ileyenin olmaldr, bakasnn deil. Her insann hakk vardr toprakta. Birka kyl: - Elbette, dedi. yledir zaten. Nehldof anlatmaya devam ediyordu. Topraktan elde edilenin kyller arasnda paylalacan, mal istedikleri fiyata alabileceklerini, deyecekleri paray gene kyn ilerinde kullanacaklarn syledi. Kyller arasnda, bunu beendiklerini belli eden sesler ykseldi. Ama erkeklerin cidd yzleri giderek daha bir ciddileiyordu. Balangta beye bakan gzler -hinolu hinlii anlald, kimseyi kandramayacak diye onu utandrmamak iin- yere inmilerdi imdi. Nehldof son derece ak konuuyordu, kyller de anlayl, kafas alan insanlard; ama khyann onu uzun sre anlayamad nedenden tr onlar da anlamyorlard onu, anlayamyorlard. Her insann nce kendi karn dneceinden kukular yoktu. Hele toprak sahiplerinin, kyllerin zararna daima kendi karn n plnda tuttuklarn birka kuaktan beri gryorlard hep. Bu yzden, toprak sahibi gelip de onlara yeni bir ey neriyorsa bu ite bir bit yenii vard yzde yz. Nehldof: - Ne kadar vermeyi dnyorsunuz? diye sordu. Kalabalktan sesler ykseldi: - Biz ne dnelim? Bize kalmam bu. Toprak sizin, stediiniz fiyat isteyebilirsiniz. - Anlatamadm galiba, vereceiniz para da sizindir gene, kyn ilerinde kullanacaksnz bu paray. - Bizim aklmz ermez byle eylere. Ky ileri baka, bu i baka. Nehldofun arkasndan gelen khya, durumu aklamak isteiyle glmseyerek: - Anlamyorsunuz, dedi, Prens parayla satyor size arazisini, sonra da bu paray ky ilerinde kullanlmak zere ortak paranza katyor. Aznda tek di kalmam fkeli bir ihtiyar, gzlerini yerden kaldrmadan: - Anlamasna ok iyi anlyoruz, dedi. Banka gibi olacak. Gelgelelim, belli zamanlarda demek zorunda olacaz paramz. Buna youz biz; ar gelir bize nk, iyice bker belimizi. Sadan, soldan honutsuzluk bildiren, hatt kaba sesler ykseldi: - stemiyoruz. Eskisi gibi devam edelim daha iyi. Nehldof, bir anlama yapacaklarm, altna o da, kyller de imza atacaklarn hatrlatnca, fkeli itirazlar ykseldi kalabalktan: - Ne diye imza atacakmz? imdiye kadar altmz gibi alp gideceiz gene. Niin girielim byle bir eye? Cahil insanlarz biz. Bazlar baryordu: - Kabul etmiyoruz, grlm, duyulmu bir ey deildir bu nk! imdiye kadar nasldysa yle devam edelim daha 260 261 iyi. u tohum iini bir yoluna koyun, yeter. O zamana kadar kyllerin tohumu ekiliyordu, bey tohumunun ekilmesini istiyorlard.

Nehldof, yrtk, prtk apkasn hazrolda bir er gibi sol elinde dimdik tutan, yrtk ceketli, yalnayak, gzlerinin ii glen, gen bir kylye dnd: - Kabul etmiyorsunuz demek, toprak sahibi olmak istemiyorsunuz? Askerliin etkisinden hl kurtulamad belli olan kyl: - Evet efendim, dedi. Nehldof: - Yeteri kadar topranz var yleyse? diye sordu. Askerliini yeni bitirmi gen kyl, eski apkasn -isteyene onu hemen vermeye hazrm gibi- nnde tutarak neeyle glmsedi: - Hi yok efendim. Bu duruma aan Nehldof: - Size sylediimi gene de bir dnn, dedi. Dileri dklm, sinirli ihtiyar, cidd: - Dnecek bir ey yok, diye mrldand. - Yarn akama kadar buradaym, dncenizi deitirirseniz haber yollayn bana. Kyller cevap vermediler. Nehldof eli bo dnd eve. Khya: - Grrsnz Prens, anlaamayacaksnz onlarla; ok inatdrlar. Dedikleri dediktir, vazgeiremeyeceksiniz onlar bir daha. Her eyden korkarlar. Geri raz olmadlar ya, o ihtiyarn da, esmer olannn da kafas alr aslnda. Bana gelirler bazan, oturturum, ay ierler (glmseyerek anlatyordu khya), konumaya dalarz, gnn olaylarn gerektii gibi deerlendirmesini bilirler. Kalabalk arasndaysa bambaka bir insan oluyorlar... - Kafas en ok alanlardan birkan buraya arsak, dedi Nehldof. Onlara bir kere daha anlatmaya alsam nasl olur acaba? Khya glmsedi: - Olur. - Syleyin yarn gelsinler yleyse. Khya daha bir sevinle glmsedi: - Olur, dedi, sylerim, yarn gelirler. * Besili ksrann stnde sarsla sarsla giden, tarak yz grmemi sa, sakal birbirine karm esmer kyl; zincirleri sakrdayan atyla yan sra yryen, ceketi lime lime, sska, yal kylye: - Ne anasnn gz adam! diyordu. Kyller osenin oradaki gece otlanda, kaamak olarak da bey koruluunda otlatmaya gtryorlard atlarn. - Bedava toprak vereceim sana, hele uraya imzan at-ver bir. Attklar kazklar yetmiyor bu zamana kadar... Yok canm, yok, bizim de gzmz ald artk. (Geride kalan taya bakt. Atn durdurdu.) Gel, gel! Ama arkada yoktu tay. - ayra dald. Arkada kalan tayn ayrda kineyerek kotuunu duyan sa sakal birbirine karm esmer kyl: - Beyin ayrnda ald gene soluu eolu essek, diye ekledi. Yrtk ceketli ihtiyar: - Otlar gene bym, dedi, bayramdan sonra kadnlar yarcla yollamal, dedi. Sa ba kark kyl, beyin konumas zerine dncelerini sylemeye devam ediyordu: - Bir imza atver uraya, sonra ben sana gnn gs-. teririm... - Vallahi yle, dedi ihtiyar. Daha sonra sustular. Islak toprakta yalnz nal sesleri duyuluyordu. VIII Nehldof, ona hazrlanan odaya kt. Kuty yatak serili, iki yastkl, yksek bir karyola vard burada. Koyu krmz ipek yorgann zerine kk kk gller ilenmiti. Khyann kar-- 262 snn eyizindendi bu besbelli. Khya bir eyler yemesini syledi Nehldof'a: konuundan olumsuz cevap alnca, onu gerei gibi arlayamadklar iin zr dileyerek ekildi. Nehldof'u yalnz brakt. Kyllerin bu tutumu hi artmamt Nehldof'u. Tam tersine. Kuzminsk'de onun nerisini kabul ettiler, minnettarlklarn ona bir ok kereler bildirdikleri, buradaysa ona gvensizlik, hatt dmanlk gsterdikleri halde sakindi, sevinliydi. ersi havasz, pisti. Nehldof dar kt, baheye gitmek istedi; ama o geceyi, arka kapy, hizmetilerin blmn hatrlad. Kt anlarn kirlettii yerlerde dolamak istemedi can. Merdivene oturdu gene, kayn aacnn taze yapraklarnn keskin kokusu dolu lk havay cierlerine ekerek uzun sre bakt karanlk baheye, deirmenin sesini, blbllerin -tam merdivenin dibindeki kk aata sesi slk gibi kan bir kuun daha- tn dinledi. Khyann odasnda k snd. Douda, ambarn dam zerinde ay kpkzl ykseliyordu. Donuk i yeillenmi baheyi, khne evi daha bir aydnlatmt imdi. Uzaklardan gkgrltleri geliyor, gkyzn kara bulutlar kaplyordu. Blbller, kular susmutu.

Deirmenin grlts arasndan kazlarn barmas duyuluyordu yalnz. Daha sonra kyde, khyann avlusunda erkenci horozlar -havann bozaca scak gecelerde her zaman yaptklar gibi- ok erken tmeye baladlar. Horozlarn erken tmesini iyiye yorarlar ounlukla, halk arasnda byle bir inan vardr. Nehldof iin iyiden de ok teydi bu gece. Nee dolu, mutlu bir geceydi bu. Tertemiz bir gen iken burada geirdii o yazn ans canlanmt iinde. Yalnz o zaman deil, hayatnn en iyi anlarnda olduu gibi hissediyordu kendini imdi. On drt yanda bir ocukken, gerei ona gstersin diye. Tanrya yakard; ayrlrlarken annesinin dizine yatp hngr hngr alayarak, daima iyi, drst olacana, onu hi zmeyeceine sz verdii zamanlarda olduu gibi hissediyordu kendini; Nikolay ignatyef le iyi her eyde birbirlerini lnceye kadar desteklemeye, insanlar mutlu etmek iin var gleriyle almaya karar verdikleri gnlerdeki Nehldof olmutu... Kuzminsk'de evine, koruluuna, malna, mlkne nasl acdn hatrlad; imdi de acyp acmadn sordu kendi kendi- 263 ne. Bir zaman acyabilmi olmas bile tuhafna gidiyordu imdi. Bugn grdklerini yle bir geirdi aklndan. Onur korusundan aa kesti diye ceza evine atlan adamn, ocuklaryla bir bana kalm kadn; onlarn durumundaki kadnlarn beylere metres olarak satlmak zorunda olduklarna inanan -hi deilse, byle syleyen- korkun Matryona'y hatrlad onun ocuklara kar tutumu, onlarn yuvaya gtrl, pl prtya sarl, beslenememekten bir deri bir kemik kalm, glmseyen ocuk geldi gzlerinin nne. A ineine bakamad diye Nehldof iin almak zorunda braklan, bitkin, gebe kadn grr gibi oldu. Ceza evini, tral kafalar, hcreleri, o iren kokuyu, zincirleri, btn bunlarn yannda da bakent sosyetesinin ar lksn hatrlad. Hepsi de son derece canl, ak seikti bu anlarn. Parlak dolunay ambarn arkasndan ykselmiti. Avluda siyah glgeler uzuyor, ykk dkk evin teneke dam parlyordu. Susmu blbl, bu gzel n boa gitmesini istemiyormu gibi, bahede tmeye balamt gene. Nehldof, Kuzminsk'de her eyi enine boyuna dndn, neyi nasl yapaca sorularna birer cevap bulmaya altn hatrlad. Nasl da kafasn kartrmt bu sorular, her soruya bir sr cevap vard, bunlardan birini semek ylesine gt... Oysa imdi de soruyordu kendi kendine ayn sorular, cevaplarn kolayca veriyordu. Bu kolaylk artyordu onu. Sonunun ne olacan hi umursamad, yalnzca ne yapmas gerektiini dnd iin kolay geliyordu ona bu sorular imdi. alas bir durumdu, kendisiyle ilgili sorunlar bir trl zmle-yemiyor, bakalar iin yapmas gereken eyleri kesinlikle biliyordu. Topra kyllere vermesinin gerektiini, nk toprak sahibi olmann kt bir ey olduunu biliyordu imdi. Katyua'-y brakmamas gerektiini, ona yardm etmek, ona yaptn demek iin her eye hazr bulunmak zorunda olduunu da biliyordu kesinlikle. Bu mahkemelerde, cezalar bakalarnn gremedii bir eyleri grdn hissediyor; onlar incelemek, renmek, kendi kendine aklamak zorunda olduuna inanyordu. Btn bunlarn sonundan ne kacan bilmiyordu, ama birinciyi de, ikinciyi de, ncy de yapmas gerektiinden kukusu yoktu. Bu kararllk houna gidiyordu ite.- 264 Kara bulutlar iyice kaplamit gkyzn; ay yerini btn avluyu, krk dkk evi aydnlatan imek na brakmt. Gk tam tepede grlyordu imdi. Kular susmutu, yapraklar hrdamaya balam bu kez; rzgr, Nehldof'un oturduu merdivene kadar geliyor, salaryla oynuyordu. Bir damda tkrdamaya balad yamur, bir imek aydnlatt her yan; Nehldof e kadar saymamt ki daha, korkun bir patlama oldu tepesinde, grlt uzaklara doru yayld. eri girdi Nehldof; Evet, evet, diye dnyordu. Hayatmz, hayatmzn anlamn anlayamyorum, anlayamam da: Halalarm niin yaadlar? Nikolay Ignatyef'ik niin ld? Katyu-a niin kt karma? Niin yaptm o delilii? Niin savatk? Ya savatan sonraki o lgn yaaym niyeydi? Benim elimde deildi bunlarn hi biri, hepsi de yce bir kuvvetin iiydi. Bu kuvvetin alnma yazd eyi yapp yapmamaksa benim elimdedir. Bunu yaptm zamanlar mutlu oluyorum ancak. Yamur bardaktan boanrcasna yamaya balamt; damdan grltyle akarak fya doluyordu yamur sular. imek daha bir seyrek aydnlatyordu imdi evle avluyu. Nehldof odasna kt, soyunup yataa girdi. Yrtk, pis duvar ktlarnn varln haber verdii tahtakurularndan korkmuyor da deildi. Evet, beylii brakp uak olmal, diye geirdi iinden. Houna gitmiti bu dnce. Korktuu geldi bana. I sndrr sndrmez, tahtaku-rularnn saldrsna urad. Mal, mlk kyllere verip Sibirya'ya gitmek pislik, bite, tahtakurusuna yem olmak demektir... Elden ne gelir, bunlara katlanmam gerekiyorsa katlanrm gene de, kalkp ak pencerenin nne oturdu; uzaklaan bulutlar, gene gzken dolunay seyre dald. IX Ancak sabaha kar uyuyabildi Nehldof, bu yzden de devrisi gn ok ge kalkt. Khyann ard seilmi yedi kyl gn ortasnda elma bahesine geldiler. Khya bir elma aacnn altna, yere kazk - 265 -

aktrarak kk bir masayla peykeler yaptrmt. Kyller uzun konumalardan sonra apkalarn giyip peykelere oturmaya raz oldular ancak. imdi temiz sandallar giyen, askerden yeni gelmi gen kyl, apka denecek yeri kalmam apkasn cenazelerde olduu gibi nnde tutuyordu. Michel Angelo'nun yaptlarmdaki ihtiyarlan andran; ak sakal bukle bukle; gnete yanm kahverengi, geni alnn gr, kvrck, ak salar evreleyen, arbal, yal bir kyl, apkasn giyip, ev dokumas kumatan, temiz ceketinin nn ap oturunca teki kyller de oturdular.. Onlar yerletikten sonra, Nehldof da karlarna oturdu; dirseklerini masaya, dncelerini, plnlarn yazd kdn zerine koydu. Kyllerin azlndan m, yoksa kendiyle deil de ile ilgilendiinden mi nedendi bilinmez, bu keresinde son derece serbestti Nehldof. Konuurken, ak sakal bukle bukle ihtiyara bakyordu daha ok; onun itiraz etmesini ya da sylediklerini onaylamasn bekliyordu. Ne var ki, Nehldof, ihtiyar zerine dncelerinde yanlmt. Geri temiz yzl ihtiyar, gzel ban arada bir evet anlamna, teki kyller itiraz ettiklerinde de kalarn atarak iki yana sallyordu ya, Nehldof'un szlerini glkle -o da, yanndakiler Nehldof'un sylediklerini onlarn dilinde tekrar ettiklerinde- anlayabildii belliydi. Bu ihtiyarn hemen yannda oturan, bir gz a, kaba kumatan yamal bir pards giyinen, potinlerinin alt delik deik, yok denilecek kadar az sakall, ufak tefek ihtiyar ok daha iyi anlyordu Nehldof'un sylediklerini. Kalarn oynatarak olanca dikkatiyle dinliyordu onu, Nehldof'un sylediklerini kendi dilleriyle tekrar ediyordu hemen. Gzlerinde zek prltlar olan ak sakall, ksa boylu ihtiyar da hemen anlyordu. Nehldof'un szlerine kar her frsatta alayl, akac karlklar veriyor, besbelli kendini gstermek istiyordu. Askerliin etkisiyle sersemlememi, anlamsz asker sylevlerine almam olsayd, askerden yeni gelen gen de kavrayabilirdi durumu. Nehldof'un anlattklaryla en ciddi ilgilenen kaln sesli, top sakall, ev dokumas kumatan temiz bir elbise, yeni sandallar giymi uzun burunlu adamd. Hep dinliyor, ancak gerektii zaman konuuyordu. Geri kalan- 266 iki ihtiyar -biri, dn Nehldof'un nerisine ylesine bararak olumsuz cevap veren, dileri dklm ihtiyard; teki de sa sakal aarm, temiz yzl, ince bacaklarna yapm uzun izmelerini sk sk balam, topal, uzun boylu bir ihtiyard- ikisi de dikkatle dinledikleri halde, hemen hi konumuyordu. Nehldof nce toprak mlkiyeti zerine dncelerini aklad: - Bence toprak parayla alnp satlamaz, dedi. nk, satlrsa paras bol olan alr onu; sonra da, topra olmayandan, ondan yararlanmasna karlk istediini alr. Topraa basmasna bile para almadan izin vermez. Gzlerinin ii glen, ak sakall ihtiyar: - O zaman kanat takp umak kalr bize de, dedi. Uzun burunlu adam kaln sesiyle: - Doru, diye ekledi. Askerden gelmi kyl onaylad: - yle. Temiz yzl, topal ihtiyar: - Kadncaz inee ot kesti diye yakalayp kodese tktlar onu, dedi. Dileri dklm sinirli ihtiyar: Be verst tede yer kiraya veriyorlar, ama yle bir fiyat istiyorlar ki, yanna varlmyor, diye ekledi. Canmz alacaklar ellerinden gelse. Nehldof: - Ben de sizinle ayn dncedeyim, dedi, toprak sahibi olmay da gnah sayyorum. Bu yzden size vermek istiyorum topram. Sakallar kvr kvr ihtiyar: - Dorusu, ok iyi bir ey, dedi. Nehldof'un topra onlara kiraya vermek istediini sand belliydi. - Ben de bunun iin geldim buraya zaten. Topram olsun istemiyorum artk. Onu sizlere nasl verebilirim, bir yol bulmalyz buna. Dileri dklm, sinirli ihtiyar: - Ver kyllere bitsin gitsin, dedi. - 267 Nehldof, bu szde onun itenliine duyulan bir kuku hissederek bozuldu ilk anda. Ama abuk toparlad kendini; bu frsattan yararlanarak, sylemek istediini syledi: - Seve seve verirdim vermesine, dedi, ama, nasl vereceim? Hangi kyllere? Niin size de, Deminsk kyllerine deil? (Kurak toprakl komu kyd bu.) Hepsi susuyordu. Yalnz, askerden yeni gelmi kyl: - Doru, dedi. Nehldof: - Syler misiniz, diye devam etti, ar topran toprak sa-hipierinden alnp kyllere datlmasn buyursa... Ayn kyl kesti Nehldof'un szn: - Byle bir ey mi var yoksa?

- Yok, arn byle bir ey buyurduu yok. Ben sylyorum: ar toprak sahiplerinden topran alnp kyllere datlmasn! sylese nasl datrsnz topra siz olsanz? Sobac kyl kalarn abuk abuk indirip kaldrarak: - Nasl m? dedi. Adam basma eit datrdm topra; kylye ne kadar verirsem beye de o kadar verirdim. Temiz yzl, topa! ihtiyar: - Tamam ite, dedi. Adam basma eit datlr. Herkes bu dnceden yana kt. Nehldof: - Nasl adam bana? diye sordu. Hizmetilere de mi? Eski asker glmsemeye alarak: - Hayr, dedi. Ama kafas alan, uzun boylu kyl ona kar kt. Bir an dndkten sonra, kaln sesiyle: - Herkese eit vermeli, dedi. Nehldof nceden hazrlamt itirazn: - Olmaz. Topra ilemeyen -beylere, uaklara, alara, memurlara, yazarlara, kentte yaayanlara- insanlara toprak verirsen, kendi paylarn alr, gider zenginlere satarlar. Gene zenginlerin elinde toplanr toprak. Herkese datld iin, topran asl sahiplerine yeterince toprak dmemitir; zenginler de, topraa ihtiyac olmayanlarn topran satn aldna gre, ge-- 268 269 ne onlara, elinde ok toprak olanlara hizmet etmek zorunda kalacaktr kyller. Asker hemen onaylad: - Tabi. Sobac, askerin szn fkeyle keserek: - Topran, onu kendi ileyenden bakasna satlmasn yasaklarsn olur biter, dedi. Nehldof buna da itiraz etti; topra kimin kendi iin, kimin bakalar iin ilediini anlamann g olduunu syledi. Kafas alan, uzun boylu kyl: - yleyse ortak mal olur toprak, dedi, hep birlikte iler kyl. (Kaln sesiyle, kararl devam etti.) alanlar payn alr, almayanlara bir ey verilmez. Komnistliin ne srd bu dnceye de itiraz hazrd Nehldof'un. Bunun iin herkesin pulluunun, atlarnn olmas gerektiini syledi. Hi kimsenin tekilerden geri kalmamas iin herkeste bunlarn eit olmas; ya da her eyin -atlarn da, pulluklarn da, harman ara gerelerinin de- ortak mal olmas gerektiini, bunu yapabilmek iinse herkesin bu konuda ayn grte birlemesinin zorunlu olduunu syledi. Sinirli ihtiyar: - Bizim kyl milletini dnyada birletiremezsin, dedi. Gzlerinin ii glen ak sakall ihtiyar: - Birbirlerini yerler, diye kart sze. Kadnlar birbirinin gzn oyarlar. Nehldof: - Sonra nasl bleceksiniz topra? dedi. Birine verimli, brne kra, kumluk yer derse? Sobac: - Herkese her topraktan eit lde verilir, dedi. Nehldof, bu toprak datma iinin bir kyde deil, btn illerde yaplacan syleyerek itiraz etti. Topra kyllere bedava datacaklarna gre, niin bazlarna iyi, bazlarna kt yerler verilsindi? Herkes iyi yeri kendine almak isterdi. Asker: - yle ya, dedi. tekiler susuyordu. Nehldof: - Grnd gibi basit bir sorun deildir bu, diye devam etti. Hem yalnz bizler deil, bir ok insan dnyor bunu, zmeye urayor. George derler bir Amerikal var, o bir yol bulmu. Ben de onunla ayn grteyim. Sinirli ihtiyar: - Mal sahibi sensin, dedi, istediine verebilirsin. Kimseyi ilgilendirmez ki. Sznn kesilmesi cann skmt Nehldof'un. Ama buna can sklann yalnz kendisi olmadn farkedince sevindi. Kafas alan kyl, arbal: - Dur hele bir Semyon day, dedi, brak da bitirsin syleyeceklerini. Bu houna gitti Nehldof'un. Henry George'un savunduu tek vergi usuln anlatmaya koyuldu onlara: - Toprak, hi kimsenindir, diye balad, Tanrnndr. Birka ses duyuldu: - Elbette. Tabi. - nsanlarn ortak maldr toprak. Herkesin eit hakk vardr onda. Gelgelelim baz toprak iyidir, bazs kt. Herkes iyisi kendisinin olsun ister. Haka bir datm nasl yaplabilir burada? (Nehldof kendi sorusuna kendi cevap verdi): yi topra alan, topra olmayanlara ald topran cretini derse tamam olur. Paray

kimin kime deyeceini kesinlikle bilmek g olduundan, topra alanlar cretini topluma verebilirler, toplum da bu parayla eitli ihtiyalarn giderir. Bu durumda hakszla , urayan da olmaz. Toprak sahibi mi olmak istiyorsun, iyi toprak iin ok, kt toprak iin daha az para ver, al topra. Topran olsun istemiyorsan para da vermeyeceksin, toplumsal ihtiyalarn iin senin yerine topra olanlar verecekler para. Sobac kalarn oynatarak: - Bu gzel, dedi. iyi topra alan daha ok para verir. Bukleli ihtiyar: - Dorusu kafal adamm u Corc, dedi. Uzun boylu kyl, besbelli szn nereye gelmekte olduunu sezinleyerek: - Yeter ki verilebilecek bir para olsun bu, dedi.- 270 271 - Ne ok, ne de az olacak... Pahal olursa, deyemez topra alanlar, zarara urarlar, ucuz olursa bu kez herkes birbirinden toprak almaya kalkr, bir toprak al veriidir balar. Beni as! dndren de bu zaten. Kyller: - Doru, ok doru, dediler. Bir yolu bulunur ama... Bukleli ihtiyar: - Sahi, ok kafal adamm u Corc! dedi. Neler dnm. Khya glmsedi: - Peki, ben de toprak almak istersem ne olacak? Nehldof: - Fazla yer varsa alp aln, dedi. Gzlerinin ii glen ihtiyar: - Sen ne yapacaksn topra? diye sordu. Karnn tok, srtn pek... Toplant bylece sona erdi. Nehldof nerisini tekrarlad gene, ama hemen cevap istemedi; teki kyllerle konutuktan sonra gelip cevaplarn bildirmelerini syledi. Kyller: - Olur, dediler. zin isteyip kalktlar. Hepsi de heyecanlyd. Yksek sesle konumalar giderek zayflayarak hayli zaman duyuldu. Gece ge saatlere kadar kyde etin tartmalarn olduunu gsteren sesler geldi dereden doru. Devrisi gn kyller almadlar, beyin nerisini grtler. kiye ayrlmt kyl: Bir blm beyin nerisinin onlann yararna, tehlikesiz olduunu savunuyor; bir blm de bunun dmen olduundan kukulanyor, iin asln anlayamadklar iin korkuyordu. Ne var ki, brs gn neriyi kabul etmeye hepsi raz oldu, aldklar karan Nehldof'a bildirmeye geldiler. Bu kararn alnmasnda zellikle yal bir kadnm szleri etkili olmutu, herkesin iindeki kukulan silip sprmt syledikleri. Beyin, kendini dine verdiini, ruhunun kurtuluu iin topran kyllere datmak istediini sylemiti. Bu aklamay, Nehldof, Panovo'ya geldiinde bol bol verdii sadaka da doruluyordu. Nehldof un burada bylesine ok para datmasnn balca nedeni, kyllerin ne denli yoksul olduklarna, ne denli korkun koullar altnda yaadklarna ilk kez tank olmasyd. Kylnn yoksul olduunu eskiden de biliyordu, ama bu kadar olduunu sanmyordu. armt. Her isteyene karp veriyordu. ok paras vard: Geen yl Kuzminsk'de satt korunun parasyla, sataca te berinin kaparosunu almt. Beyin, isteyene para verdii haberi duyulunca, yakn kylerden herkes -zellikle kadnlar- para istemeye komulard. Nehldof ne yapacan, bu sorunu nasl zeceini, kime ne kadar vereceini bilmiyordu. Bildii bir ey varsa o da, dilenen insanlara -onda ok olan paradan- vermemenin elinde olmadyd. Her gelene vermek de anlamsz bir eydi. Bu durumda tek kurtulu yolu alp ban gitmek, uzaklamakt buradan. Bunun iin acele ediyordu imdi. Panovo'da son gnn, evde kalan te beriyi kartrarak geirdi Nehldof. Halasnn, byk, bronz kulpunun topuzu aslan bal, eski, maun komidininin en alt gznde bir sr mektupla bir resim buldu. Drt kii vard resimde: Sofiya vanovna, Ma-riya vanovna, Nehldof -niversite rencisiyken-, bir de Katyua... Taptaze, tertemiz, gzel, hayat doluydu bu resimde Katyua. Evdeki eyalar iinden yalnz mektuplarla bu resmi ald Nehldof. Geri kalan her eyi, glmseyen khyann.isteine uyarak, deerinin onda biri kadar bir para karlnda evi alan deirmenciye brakt. Nehldof, elinden kard eylere Kuzminsk'de duyduu acmay hatrlaynca kendi kendine ayordu imdi. O zaman acyordu, oysa imdi zerinden byk bir arlk atm gibi sevinliydi. Yeni yeni eller gren, geziye km bir insann duyduu yenilik duygusu vard iinde. X Bu geliinde kent pek bir tuhaf, deiik etki etmiti Nehldof'a. stasyonda trenden indiinde hava kararmt, sokak fenerlerinin aydnlatt sokaklardan geerek geldi evine. Odalar naftalin kokuyordu hl. Agrafena Petrovna da, Korney de hayli- 272 yorulmular; grevleri besbelli yalnz havalandrlmak, kurutulmak, sonra gene kaldrlmak olan eyalar toplarken kavga bile etmilerdi. Nehldof'un odasnn ii bitmiti, ama toplanmamt henz. Koridorlar

sandk dolu olduu iin, Nehldof'un gelii evin iindeki, tuhaf bir heyecanla srdrlen almay aksatmt. Bir zamanlar iinde yaad bu anlamsz aba, kyde grdklerinden sonra onda ylesine kt bir etki uyandrmt ki, hemen devrisi gn otele tanmaya karar verdi. Agrafena Pet-rovna'ya her eyi bildii, gerekli, grd gibi yapmak frsatn verecek, evi toplamak iin ard ablas gelene kadar orada kalacakt. Nehldof sabah erken kt evden, cezaevinin yaknnda karsna ilk kan bir otelde iki odal, ok kt denmi,, pis, ucuz bir daire tuttu kendine; evde ayrd baz eyalarn buraya getirilmesini syledikten sonra avukata gitti. Hava souktu. Yamurdan, frtnadan sonra, ilkbaharda ounlukla grlen o souklar bastrmt. ylesine souktu, rzgr ylesine kamlyordu ki, pardessyle donuyordu. Nehldof, snmak iin giderek abuklatryordu admlarn. Kylleri dnyordu: Kadnlar, ocuklar, ihtiyarlan, mrnde ilk kez grd o yoksulluu, o ezilmilii, sarkan incecik bacaklarn durmadan oynatan, strap glmsemesi yznden hi gitmeyen ocuu... Elinde olmadan, kentteki insanlarla karlatryordu onlar. Kasap, balk, hazr elbise dkknlarnn nnden geerken -onlar daha nce hi grmemi gibi- dkkn sahiplerinin imanlna ayordu. Kyde byle iman bir tek insan yoktu. Bu dkkn sahipleri, sattklar mallardan anlamayanlar kazklamak olan uralarnn ok yararl, bir ura olduundan kuku etmedikleri belliydi. Srtlarnda kocaman dmeleri olan geni omuzlu arabaclar da; srmalarla donatlm, resm kasketli kapclar da; nlkl,, kvrck sal oda hizmetisi kzlar da; hele hele, yayllarna kurulmu, yayalara kmseyerek, kstaha bakan, enseleri tra edilmi bkn arabaclar da imand hep. Bunlarn, topraktan yoksun olduklar iin kente g etmi kyller olduunu dnyordu Nehldof. Bu insanlardan bazlar kentteki koullardan yararlanmasn bilmi, - 273 beyler gibi yaamaya balamlard, mutluydular, bazlarsa, kyde olduundan daha ar koullar altnda yaamak zorunda kalmlard kentte, daha perian olmulard. Bir bodrumun penceresinde alan ayakkabclarn bunlardan olduunu dnd Nehldof; sabunlu buharn kt ak pencerelerin nnde t yapan, clz kollar plak, soluk benizli, stlerinde balarnda olmayan, sska amarc kadnlar da bunlardand... Nehldof, karlat nlkl, plak ayaklarnda delik deik ayakkablar, tepeden trnaa kadar boya iinde iki boyacnn da yle olduunu dnd. Gneten yanm, damarl, ince kollarn dirseklerine kadar svam, boya kovalarn tayor, bir yandan da atyorlard. Istrap, bitkinlik okunan yzleri fkeliydi. Arabac yerlerinde sarsla sarsla giden yk arabaclarnn tozlu, simsiyah yzleri de yleydi. Sokak balarnda ocuklaryla durmu, dilenen kadnlarn, stleri balar yrtk erkeklerin yzlerinde de vard ayn fke. nnden getii meyhanenin ak penceresinde de grd ayn yzleri Nehldof. zerleri ie, ay takm dolu, pis mi pis masalarn arasndan beyaz nlkl garsonlar saa sola yalpa vurarak gidip geliyor; terden srlsklam yzleri krmz mteriler barp aryor, ark sylyorlard. Bir tanesi -bir eyi hatrlamaya alyormu gibi- kalarn kaldrm, dudaklarn uzatm, pencerenin yannda oturuyor, nne bakyordu. Nehldof, souk rzgrn kaldrd tozla birlikte, her yana dalm boya kokusunu da cierlerine ekerek, Niin toplanmlar bunlar buraya? diye geirdi iinden. Bir sokakta, birtakm demirler tayan bir yk arabasyla beraber yrd bir sre. Girintili kntl yollarda demirler ylesine grlt karyordu ki, kulaklar nlamaya balad Nehldof'un, admlarn! abuklatrd. Tam o srada, grltnn arasndan, birinin onu adyla ardn duydu. Durdu. Biraz ilerdeki yaylda, bembeyaz dilerini gstererek glmseyen, ona el sallayan, sivri byklarnn ular kalkk, gzel yzl bir subay grd. - Nehldof? Sen misin? Birden sevindi Nehldof. Sevinle: Dirili - F: 18- 274 - Ah! enbk, dedi. Ama ortada sevinecek bir ey olmadn anlamakta gecikmedi. Bir zamanlar halalara urayan enbk'd bu. oktan beri kaybetmiti onu Nehldof; alaydan ayrldn, svarilikte kaldn, borlarna ramen, bir eyler yapp zenginler arasnda yaamay srdrdn duymutu. Arkadann neeli, mutluluk okunan yz, duyduklarnn doru olduunu gsteriyordu. enbk, yayldan inip, omuzlarn dzeltirken: - Seni ele geirmem iyi oldu! dedi. Kimsecikler yok koca kentte. htiyarlamsn be kardeim. Yrynden tandm seni. Ne dersin, yemei beraber yer miyiz? Sizin burada nerenin yemekleri gzeldir? Arkadandan, onu gcendirmeden nasl ayrlabileceini dnen Nehldof: - Bilmem ki, dedi, pek zamanm yok da... Senin ne iin var buralarda? - Var ite baz ilerim. Vesayet ileri. Vasiyim ben. Sa-manof'un ilerini ynetiyorum. Tanyor musun onu? Denizde kum, herifte para. Biraz aptaldr yalnz. Ama elli drt bin hektar arazisi var. (Arazi

kendininmi gibi kurularak sylyordu bunu.) leri berbatt. Arazisinin hepsi kyllerin elindeydi. Para falan vermiyorlard ona. En azndan seksen bin zarar ediyordu ylda. Bir yl iinde dzelttim ilerini, yzde yetmi fazla gelir sala-dsm ona. Nehldof, enbk'n varn younu har vurup harman savurduktan, ayrca -demek niyetinde olmad- bir sr de bor ettikten sonra, sz geen birinin yardmyla, maln, mlkn ona buna yediren para babas bir ihtiyarn vasisi olduunu, bu iten elde ettii kazanla yaadn duyduunu hatrlad. Nehldof, arkadann krem srlm, prl prl parlayan yzne, byklarna bakar, onun iten konumasn, vasilik ilerini nasl yoluna koyduuyla vnmesini dinlerken dnyordu kendi kendine: Gcendirmeden nasl ayrlabilirim ondan acaba? - Ee, nerede yiyeceiz yemeimizi? Nehldof saatine bakarak: - Benim zamanm yok ama, dedi. - 275 - Peki yleyse. Akama at yar var. Gelecek misin? - Hayr. - Gel canm. Benim atm yok, ama Griin'leri tutacam. Hatrlyor musun? ok iyi bir at var. Bekleyeceim seni, beraber yeriz akam yemeimizi. Nehldof glmsedi: - Akam yemei de yiyemem seninle. - Ne oluyor sana? Nereye gidiyorsun byle? stersen brakaym seni. - Avukata gidiyorum. Hemen u soka dnnce, oradadr evi. - Ceza evinde bir iler eviryormusun, yle mi? Cezallara yardm m ediyorsun? Koragn'ler sylediler bana. (enbk glmsedi.) Gittiler. Anlatsana! Nehldof: - Duyduklarnn hepsi dorudur, dedi. Sokakta anlatlmaz! - Eskiden beri tuhaf huylarn vardr zaten. Evet, yarlara gelecek misin? - Hayr. Zamanm da yok, canm da istemiyor. Ne olursun gcenme bana. - Tan da buldun gcenecek adam! Nerede kalyorsun? Birden ciddileti enbk, gzleri dald, kalarn att. Bir eyi hatrlamaya alt belliydi. Nehldof, meyhanenin penceresinde grd, kalar kalkk, dudaklarn uzatm adamn yzndeki aptalca ifadeyi grd bir an arkadann yznde. - Amma da souk, deil mi? - Evet. enbk, Nehldof'un elini skarken: - Neyse, hadi allahasmarladk, dedi. Seni grdme ok ok sevindim. Yaylya atlad, son derece beyaz dudaklarnda her zamanki glmsemesi, prl prl parlayan yznn nnde yeni gderi eldivenli, geni elini sallad. Nehldof yoluna devam ederken, Ben de byle miydim bir zamanlar? diye dnyordu. Tam byle olmasam bile, byle olmay istiyor, mrmn sonuna kadar byle yaayabileceimi sanyordum.XI - 277 Avukat, srada bekleyenleri atlatarak hemen ieri ald Neh-ldof'u. nce Menof'larn iini anlatt. Ama oulu haksz yere tutuklamalar artmt onu. - Korkun bir ey bu, diyordu. Yangn mal sahibinin, sigortadan para almak amacyla karm olduu yzde yzdr. Ama asl nemli olan, Menof'larn sulu olduklarnn ispat edilemediidir. Hi bir delil yok. Sorgu yargcnn igzarl, savcnn da adam-sendecilii ite. Yeter ki kasabada deil, burada baklsn dvaya. Kazanacamdan kukunuz olmasn, para falan da istemiyorum. Gelelim teki ie, ar'a dileke hazr. Petersburg'a gideceksiniz aln kendiniz gtrn, tandklarnzdan da yardm isteyin. Yoksa adalet bakanlndan bilgi isterler, onlar da balarndan savar, yani olumsuz cevap verirler, bouna uram oluruz. Elinizden gelirse byk kimselerle grmeye aln. - ar'la m? diye sordu Nehldof. Avukat glmsedi. - ar en byktr, dedi. Byk dediim, dileke komisyonu bakan falandr. Baka bir isteiniz? Nehldof cebinden bir mektup kararak: - Var, dedi. ncil okuduklar iin ceza evine atlan birka kii bir mektup yazm bana. Yazdklar doruysa gerekten ok tuhaf bir ey bu. Bugn grmeye alacam onlarla, durumu reneceim. Avukat glmsedi. - Bakyorum da ceza evindekilerin koruyucusu oldunuz. Yaknmalaryla ilgileniyorsunuz. Ama o kadar oktur ki orada yaknma, korkarm hepsinin stesinden gelemeyeceksiniz. Nehldof:

- Hayr, dedi, gerekten ok tuhaf bir ey bu. Kyde ncil okumak iin toplanm kyller. Jandarmalar gelip datmlar. Devrisi pazar gene toplanmlar, o zaman komiseri armlar, tutanak, dzenlenmi, mahkemeye vermiler kylleri. Sorgu yargc soruturma yapm, savc iddianameyi hazrlam, yargcn karsna karmlar kylleri. Savc iddianamesini okumu, deliller -nci!- masann zerindeymi. Srgn cezasna arptrmlar adamlar. Korkun bir ey bu. Doru mudur acaba? - artyor mu sizi bu? - Hem de ok. Emir kulu olan komiseri anlyorum, ama savcnn yaptna ne buyrulur? Mektep medrese grm bir insandan beklenir mi bu? - Savclarn, mahkeme grevlilerinin ilerici insanlar olduunu dnmeye altmz iin yanlyoruz zaten. Bir zamanlar yleydiler, ama deitiler imdi. Ayn sonunu getirmekten baka bir dnceleri olmayan memurlardr bunlar. Ayln! alyor, ama yetmiyor ona bu para, prensipleri burada bitiyor. Kimi isterseniz sulamaya, cezalandrmaya hazrdr. - Topluca ncil okudular diye insanlar srgne yollayacak yasalar var mdr? - Srgne deil, kree yollayacaklar bile vardr. Yeter ki, ncil'i okurken birbirlerine, yasak olduu biimde anlatm olsunlar onu, yani kiliseye hakaret yz doksannc maddeye gre srgn gerektirir. - Olamaz byle bir ey. - Bal gibi olur. Kendilerine minnettar olduumu her frsatta sylerim sayn mahkeme grevlilerine. nk ben de siz de, hepimiz ceza evinde deilsek, onlarn iyi yrekliliindendir bu. nsanlar tm haklarndan yoksun etmek, srgne yollamak son derece kolaydr onlar iin. - Peki ama, her ey savcnn, yasalar uygulayp uygulamamak ellerinde olan insanlarn keyfine balysa mahkemeler neye yaryor? Avukat kahkahayla glmeye balad. - Neler soruyorsunuz! dedi. Felsefeye girer sizin bu dediiniz. Konuuruz bunu. Cumartesi gn bize gelin. Bilginler, edebiyatlar, sanatlar gelecek. Bu genel sorunlar zerinde konuuruz. Karmla tanyorsunuz. Bekleyeceim, gelin. Avukat genel sorunlar derken manal manal ykseltmiti sesini. Nehldof: - Gelmeye alrm, dedi. Yalan sylediinin farkndayd. alacakt ama gelmeye deil, avukatn evinde toplanacak bilginlerin, edebiyatlarn, sanatlarn arama katlmamaya alacakt.278 - 279 Nehldof'un, yasalar uygulamak ya da uygulamamak grevlilerin keyfine balysa mahkemelerin neye yaradn sylemesi zerine avukatn glmesi, felsefe, genel sorunlar der-kenki ses tonu, onun avukattan ne denli uzak olduunu gstermiti Nehldof'a. Avukatn arkadalar da onun gibi dneceklerdi yzde yz. Nehldof eski arkadalarndan -enbk gibi- olduu kadar avukattan da, onun evresinden de daha bir uzak hissediyordu kendini imdi. XII Ceza evi uzakt, vakit de ge olmutu; Nehldof ceza evine gitmek iin bir arabaya bindi. Orta yal, zeki bakil, temiz yzl arabac bir sokaktan geerken Nehldof'a dnd, yaplmakta olan byk bir evi gstererek: - u eve bakn, dedi, ne kadar byk! Evi kendi yapyormu da, bununla vnmek istiyormu gibi bir hali vardi, Gerekten de byk, acayip bir yapyd bu. Demir ivilerle akl kaln am kalaslar ykselen yapy epeevre saryor, onu sokaktan ayryordu. Kalas kprler zerinde, stleri balar kire, iiler karnca gibi alyordu. Bazlar duvar ryor, bazlar ta kryor, bazlar da ar tekneleri yukar karyor, balarn indiriyordu. Temiz giyimli, iman bir bey -mhendis olsa gerekti- merdivende duruyor, onu saygyla dinleyen Vladimir'Ii kalfaya yukary gstererek bir eyler sylyordu. Mhendisle kalfann yanndaki kapdan bo tekneler kyor, dolular giriyordu. Nehldof, bu eve bakarak dnyordu kendi kendine: Hepsi -alanlar da altranlar da- bunun gerekli bir ura olduuna nasl da inanyorlar! Evlerinde gebe karlar, glerini aan ilerin altndan kalkmaya alrken, pl prtya sarl ocuklar ince bacaklarn sallayarak, alktan lmek zere, ac ac glmserlerken onlarn burada, gereksiz bir insana, onlar dven, soyup soana eviren bir aptala bu kona yapmak zorunda olduklarna inanyorlar. Dncesini yksek sesle syledi: - Kafaszlk bu evi yapmak. Arabac bozulmutu. - Kafaszlk m dediniz? diye itiraz etti. Kafaszlk olur mu hi? Halk i buluyor, daha ne istiyorsunuz! - Hi bir eye yaramayacak bir ev yapyorlar. - Yaptklarna gre yarayacak demektir. Halk ekmek paras kazanyor hem.

Nehldof -daha ok tekerlek grltsnden sesini duyu-ramayaca iin- cevap vermedi. Ceza evine yaklatklarnda arabac parkeden toprak yola indi. imdi grlt kesildii, rahat konuabilecei iin, arabac yerinde yarm dnerek Nehidof'a bakt. Kardan gelen, omuzlarnda hzarlar, baltalar, uvallar, yarm krekleriyle kylleri gstererek: - Bunlar kente srkleyen nedir? dedi. Para, para kazanmak tutkusu. Nehldof: - nceki yllardan daha m ok geliyorlar imdi? diye sordu. - Oho! Bu yl duldular da doldular. B.eyler birini atp birini alyorlar. ok bol nk. - Niin byle oldu bu yl? - Oldu ite. Ne yapsnlar zavalllar? - Sebep ne ama? Kyde niin kalmyorlar? - Ne yapsnlar byle? Toprak yok ki. nsan, bir yerini incittiinde nasl ki inadnaym gibi hep orasn arpar, actrsa, Nehldof'un karsna da her yerde hep ayn ey kyordu. Bundan baka konu yok mu? diye geirdi iinden. Sonra arabacya, kylerinde ne kadar toprak olduunu, arabacnn ne kadar topra olduunu, niin kentte oturduunu sormaya balad. Arabac seve seve cevaplar veriyordu: - Can bana bir hektar der bizim orada, efendim. canlk topramz var bizim. Babamla bir kardeim evdedir, teki askerde. Aslnda ekip biecek bir ey de yok ya. Kardeim de Moskova'da bir i tutmak istiyordu... - Toprak kiralayamaz msnz? - Veren kim? Beyler satp savdlar mallarn. Tccarlar ald hepsini. Onlar da dnyada vermezler kiraya, kendileri ekip bici- 280 yorlar. Bizim ky bir Franszm, parasn verip o ald ky. Kiraya Vermiyor. - Ad nedir bu Franszm? V Dfar. Tanyorsunuzdur belki de. Byk tiyatroda aktrist-lerin salarn yapyor. yi bir i. Zengin oldu. Bizim eski bayandan ald ky. Onundur imdi bizim oras. Ara sra urar. Allah raz olsun ondan, iyi adamdr. Ama bir Rus kars var, kpekten beterdir, dmanmn bana vermesin ylesini Tanrm. Kylnn kann emiyor. Felket bir ey. te geldik ceza evine. Nerede ineceksiniz? eri mi gireceksiniz? Sanrm brakmazlar. Nehldof, yrei kt kt vurarak, Maslova'y nasl bir durumda bulacan bilmemenin verdii korkuyla ceza evinin kapsn ald. kan gardiyana Maslova'y sordu. Gardiyan deftere bakt, revirde olduunu syledi. Nehldof revire gitti. yi yrekli" bir ihtiyar olan revir bekisi ieri ald onu, kimi grmek istediini renince ocuk blmne yrd. st ba fenol kokan gen doktor koridora, Nehldof'un yanna kt, sert bir tavrla ne istediini sordu. Bu doktor, cezallara kar ok yumuak davranrd. Bu yzden ceza evi yneticileriyle, hatt ba hekimle sk sk tatsz olaylar geerdi arasnda. Nehldof'un ondan yasa d bir ey isteyecei korkusuyla, sonra hi kimseye ayrcalk tanmayacan gstermek iin byle sert davranmt. - Burada kadn yok, dedi, ocuk blmdr buras. - Biliyorum, ceza evinden buraya hastabakc olarak verilen bir kadn vard da. - Var, evet. ki tane var. Ne istiyorsunuz? Nehldof: - Onlardan biri, Maslova yaknmdr. Grmek istiyordum onu. Cezasnn kaldrlmas iin dileke vermeye Petersburg'a gidiyorum da. unu verecektim ona. Bir fotoraf. Nehldof bir zarf kard cebinden. Doktor yumuamt. - Olur, dedi. _ 281 Beyaz nlkl yal bir kadna hastabakc Maslova'y armasn syledikten sonra Nehldof'a dnd gene: -- Oturmak istemez miydiniz acaba? Bekleme odasna geiniz bari. Nehldof: - Teekkr ederim, dedi. Doktordaki iyi deimeden yararlanarak, Maslova'dan memnun olup olmadklarn sordu. Doktor: - alyor ite, dedi, iinde bulunduu koullar gz nne alrsak fena deil. Geldi ite. Bir kapdan yal kadn kt. Maslova da arkasndayd. zerinde izgili bir entariyle beyaz nlk vard. Bir bart balamt bana. Nehldof'u grnce kzard, kararszlk iinde bir an duralad, sonra kalarn att, ban nne eip, koridorun yol hals zerinde abuk admlarla ona doru yrd. Nehldof'un yanna gelince nce elini uzatmak istemedi ona, sonra uzatt, daha da kzard uzatnca. Taknl iin Nehldof'tan zr diledii grmelerinden sonra hi grmemiti onu Nehldof; imdi de yle bulacan sanyordu onu.

Ama ok deimiti Maslova. Yz ifadesinde yeni bir ey vard: ekingen, tutuk bir ey, -Nehldof'un sezinledii gibi- ona kar beslenen bir fke. Nehldof, doktora sylediini ona da syledi Petersburg'a gideceini; iinde Panovo'dan ald fotoraf bulunan zarf verdi ona. - Panovo'da buldum bunu, ok eski bir fotoraf, hounuza gider belki. Aln. Maslova siyah kalarn kaldrarak, ehl gzleriyle -bunu ona niin verdiini soruyormu gibi- akn akn bakt Nehldof'un yzne, sessizce ald zarf, nlnn iine soktu. Nehldof: - Teyzenizi grdm orada, dedi. Maslova umursamaz bir tavrla: - yle mi? diye mrldand. - Burada iyi misiniz? - Eh ite, iyiyim. - Ar deil ya greviniz? - Deil. Almadm daha.- 282 - 283 tur. - Sizin adnza sevindim. Oradan iyi buras. Maslova: - Nereden? dedi. Yz kzard. Nehldof hemen cevap verdi: - Ceza evinden. - Niin? - Burada insanlar daha iyidir sanrm. Oradaki gibiler yok- ok iyileri vard orada. Nehldof: - Menof'lar iin elimden geleni yaptm, umarm serbest brakacaklar onlar, dedi. Maslova hafife glmsedi. - nallah. ok iyidir zavall kadn. - Bugn Petersburg'a gidiyorum. Sizin dosyay incelemeleri yakndr, karar bozacaklarn sanyorum. Maslova: - Bozsalar da bozmasalar da nemli deil artk benim iin, dedi. - Niin artk? Maslova, soru dolu baklarn Nehldof'un yzne kaldrarak: - te, dedi. Nehldof bu cevab da bak da Maslova'nn, Nehldof'un kararndan dnp dnmediini renmek istedii anlamna ald. - Sizin iin niin nemli olmadn biliyorum, dedi. Ama benim iin sizi serbest braksalar da brakmasalar da gerekten nemsizdir bu. Her iki durumda da, size sylediimi yapmaya hazrm. Mslova bam kaldrd, siyah, ehl gzlerini Nehldof'un yznde takl kald; yz bir sevinle aydnland. Ama azndan ikan, gzlerinin sylediinden bambakayd: - Bouna konuuyorsunuz byle. - Bilesiniz diye syledim. Maslova glmsememek iin kendini zorlayarak: - Bu konuda konutuk her eyi, dedi, syleyecek baka bir ey yok. erde bir grlt oldu. Bir ocuk alamaya balad'. Maslo-tell, baknarak: - Beni aryorlar galiba, dedi. - Allahasmarladk yleyse, dedi Nehldof. Maslova, kendine uzatlan eli farketmemi gibi yapp, Nehldof'un elini skmadan dnd, gururunu gizlemeye alarak a-auk admlarla uzaklat yo! hals zerinde. Ne olup bitiyor ruhunda? Neler dnyor? Neler hissedi-/or? Beni mi denemek istiyor, yoksa gerekten affedemiyor mu? Dncelerini, duygularn syleyemiyor mu, sylemek mi iste-..niyor? Bana kar yumuad m biraz, yoksa kzyor mu? Neh-jldof bu sorular kendi kendine soruyor, hi birine bir cevap bulamyordu. Bildii bir ey vard: Maslova'nn deitiini, ruhunda nemli bir deiikliin olduunu, bu deiikliin yalnzca Nehldof'u Maslova'ya balamakla kalmayp, onu, adna bu deiiklik olan varla da baladn biliyordu. Bu deiiklik onu heyecanlandryor, sevindiriyor, duygulandryordu. Maslova, sekiz ocuk karyolasnn bulunduu odaya dnnce, hemireden ald emir uyarnca yatak takmlarn deitirmeye koyuldu. Elinde araf, fazla ne uzand iin az kald dyordu. Hastal gemek zere olan, boynu sanl bir ocuk gld ona, Maslova da tutamad artk kendini, yataa oturup kahkahalarla glmeye balad; gl ylesine tuhaft ki, birka ocuk daha glmeye balamt; hemire fkeyle bard ona: - Ne glyorsun be? Eskiden altn yerde sandn ken-jdini galiba! Ko yemei getir.

Maslova sustu, kaplar alp tam kyordu ki, glmesi yasak olan boaz sarl ocukla gzgze gelince azn tutarak gld I gene. Akama kadar, yalnz kald zamanlar zarftan resmin ucu--n birka kere karp uzun uzun bakt. Ama gece nbeti bitip de, bir hastabakcyla beraber kald odada yalnz kalnca fotoraf tamamen kard zarftan, gzlerini uzun sre ayrmadan, baklaryla her eyi - yzleri de, giysileri de, balkonun basamaklarn da, Nehldof'un onun, halalarn yzlerinin arasndaki aalan da - okayarak sararm karta uzun sre bakt. zellikle kendine, taptaze, gzel yzne, alnn evreleyen bukle bukle- 284 salarna bakmaya doyamyordu. O kadar dalmt ki, oda arkada hastabakcnn odaya girdiini bile farketmedi. yi yrekli, iman hastabakc fotorafn zerine eilerek: - Nedir bu? dedi. O mu verdi sana? u sen misin yoksa? Maslova, arkadann yzne bakp glmseyerek: - Ya u kim? diye mrldand. - Kim mi? O mu? Bu da annesi mi? - Halas. Tanyamadn m beni? - Tanyamadm tabi. Sylemesen dnyada tanyamazdm. Yzn ok deimi. On yl gemi aradan! Maslova: - Yllar deil, bir mr, dedi. Canll birden geti. Derin bir keder kaplad yzn, kalarnn arasnda derin krklar belirdi. - Orada rahattn galiba. Maslova gzlerini kapayp ban sallad: - Evet, ok rahattm, dedi. Krekten beter. - Sebep? - yle ite. Akamn sekizinden sabahn drdne kadar rahat vermezlerdi. Her gn byleydi bu. - Niin ayrlmazdn onlardan? Maslova: - sterdim ayrlmak, ama ayrlamazdm ki, dedi. Bo ver! Ayaa kalkt, fotoraf masann gzne att; gzyalarn g tutarak, kapy kt dye vurup koridora kt. Fotorafa bakarken, orada olduu gibi hayal etmiti kendini; o zaman ne kadar mutlu olduunu, imdi de Nehldof'la ne ok mutlu olabileceini dnmt. Arkadann szleri, imdiki durumuyla o zamanki durumunu hatrlatmt ona; hayatn, o zamanlar hayal meyal hissettii, ama kendi kendine itiraf etmekten ekindii korkunluunu getirmiti gzlerinin nne. O korkun geceleri zellikle, parasn deyip onu kurtaracana sz veren niversite rencisini bekledii, yortudan nceki geceyi - dnyordu. Krmz ipek kumatan, sana soluna arap dklm, ak elbisesiyle, karmakark salarna krmz bir kordel bal, yorgunluktan bitkin bir durumda, sarho, gecenin ikisinde konuklar yolcu ettikten sonra, dansa ara verildiinde gidip sska, elmack - 285 kemikleri kk, yz sivilceli bir arkadann yanna oturduunu -kemancya elik ederdi bu arkada- ona ekilmez hayatndan yaknmaya baladn hatrlad. Arkada da kendi yaayndan yaknmt, buradan ayrlmay dndn sylemiti. Klara gelmiti yanlarna, hemen karar vermilerdi: Bu hayattan ayrlacaklard. O gecenin son olacan sylyorlard, tam yatmak iin kalkyorlard ki, darda sarho konuklarn grlts duyuldu. Kemanc neeli bir Rus halk arkc almaya balad, Maslova'nn arkada, piyanonun tularna olanca gcyle indiriyordu parmaklarn. Beyaz gmlekli, frakl, ufak tefek bir adam -pis pis arap kokuyor, konuurken hknyordu; terlemiti- Maslova'y kaldrd dansa; ksa boylu, sakall, gene Irakl (bir balodan gelmilerdi) arkada da Klara'yi kapt, uzun sre dndler, dans ettiler, barp ardlar, itiler... Byle bir yl, bir yl daha geti aradan, bir yl daha. Kurtulamad! Btn bunlarn sebebi Nehldof'du. Maslova'nn iine, eskiden ona duyduu nefret doldu birden; ona sitem etmek, barp armak istedi. Onu tandn, ona teslim olmayacan, bedensel ynden ondan yararland gibi ruhsal ynden de yararlanmasna izin vermeyeceini, onu soylu uygunun bir arac yapmasna gz yummayacan yzne haykrma frsatn kard iin zlyordu imdi. Bu zntsn bastrmak iin iki istedi can. Hcrede olsayd szn tutmaz, ierdi de. Buradaysa salk memurundan baka kimseden alamazd iki; oysa korkuyordu salk memurundan, aslyordu ona nk. Erkeklerle konumaktan bile ireniyordu. Koridordaki tahta kanepede bir sre oturduktan sonra odaya dnd, arkadann sorularna cevap vermeden, mahvolmu hayat iin uzun sre ac ac alad. XIV Petersburg'da Nehldof'un ii vard: Maslova'ya verilen cezann yargtayca kaldrlmasna alacak; Fedosya Birkova' nn dileke komisyonundaki iini izleyecek; Vera Bogoduhovs-kaya'nm istei zerine, jandarma bakomutanlnda ya da nc ubede, ustova'nn serbest biraklmas bir de Vera Bogoduhovskaya'nn mektubunda anlatt, kalede tutuklu gencin, anne-.- 286 -

siyle grtrlmesi iin uraacakt. Bu iten baka, olduka onemli drdnc bir ii daha vard: ncil okuduklar iin ailelerinden uzaklatrlp Kafkasya'ya srleni kyllerin iiyle ilgilenecekti. Bu iin aydnlanmas iin elimden geleni yapacana kyllerden ok kendi kendine sz vermiti. Maslennikof'la son grmesinden, zellikle, kye gitmesinden bu yana, o gne kadar iinde yaad evreye, kk bir aznln mutluluu, rahat iin milyonlarca insann ektii strabn ylesine titizlikle gizli tutulduu evreye kar sonsuz bir nefret duymaya balamt. Bu evrenin insanlarnn, ekilen bu straplar grmedikleri iin bu hayatn ktln, irkinliini de farkedemediklerini dnyordu. Bu evrenin insanlaryla utan duymadan, kendi kendine kzmadan konuamyordu artk. te yandan, gemi gnlerinin alkanlklar, akrabalar, dostlar hep bu evreye ekmekteydi onu. En nemlisi de, imdi istedii tek eyi yapabilmek; Maslova'ya, teki zavalllara yardm edebilmek iin bu evrenin, yalnz sayg duymamakla kalmayp, stelik nefret de ettii iren insanlarndan yardm dilemek zorundayd. Petersburg'da, eski bir bakann kars olan teyzesi kontes arskaya'nn evinde kalyordu. Kendini, ylesine yabanclat, uzaklat aristokrat evrenin iinde bulmutu birden. Hi holanmamt bundan, ama yapabilecei baka bir ey de yoktu. Teyzesinin evinden ayrlp otele yerlemesi gcendirdi onu; ayrca, ok tandklar vard teyzesinin; ilerinde ok yardm dokunabilirdi ona. Yoldan yeni gelmiti daha, kontes Katerina vanovna onu kahveyle arlarken: - Sylesene, doru mu duyduklarm? dedi. Tuhaf eyler yapyormusun. Vous posez un Howard! (1) Sululara yardm ediyor, ceza evlerinde dolayor, aksaklklar gidermeye al-yormusun. - Yo, aklmn ucundan bile geirmedim. - Bu houma gitti ite. Ufak bir ak hikyesi olsa gerek. Anlatsana. (') Hovvard rol oynuyorsun! (Franszca) - 287 Nehldof, Maslova'yla olan ilikisini batan sona kadar olduu gibi anlatt. - Ha evet, sen o kocakarlarn yannda kalrken Elen bir eyler anlatmt bana: Oda hizmetileriyle evlendirmek mi ne istemiler seni (kontes Katerina vanovna Nehldofun halalarn kk grrd)... O kz demek? Elle est encore joile? (') Katerina vanovna altm yalarnda, en yaradll, hareketli, konukan bir kadnd. Uzun boylu, ok imand; ince, siyah kllar vard st dudanda. Nehldof ok severdi onu. ocukluundan beri onun yannda daha bir canl, neeli hissederdi kendini, almt buna. - Hayr, ma tante, (2) ak falan yok, her ey bitti. Ona yardm etmek istememin iki sebebi var: Bir kere, haksz yere, hi suu yokken arptrld cezaya; sonra, benim yzmden dt bu duruma, bana gelenlerin sulusu benim. Onun iin elimden gelen her eyi yapmak zorundaym. - Onunla evlenmek niyetinde olduunu duydum, doru mu bu? - Doru, ama istemiyor. Katerina vanovna kalarn atp, gzlerini aarak bakt yeenine. Yz birden deimiti. Bu habere sevindii belliydi. - O senden akll, dedi. Ah ne aptalsn sen! Sahi evlenecek miydin onunla? - Evlenecektim tabi. - Yaptklarn bile bile mi? - Evet. Btn su bende nk. Kontes glmsemesini tutarak: - Vallahi delisin sen, deli. Hem de zrdeli. Ben de bunun iin severim seni zaten, zrdeli olduun iin. Yeenine her ynden yaktna inand bu zrdeli szcn pek sevdii iin tekrarlamt. - Sras gelmiken syleyeyim, diye devam etti, Aline'in Magdalena'lar iin ok ho bir evi var. Bir kere ben de gittim oraya. ren eyler. Eve gelince tepeden trnaa iyice ykandm. (1) Hl gzel m? (Franszca) (2) Teyzeciim (Franszca)- 288 Ama Aline corps et me (') ilgileniyor bu ile. Seninkini de ona veririz. Aline'den iyi hi kimse dzeltemez onu. - Ama krek cezasna arptrld. Buraya, mahkeme kararnn bozulmas iin almaya geldim zaten. Sizden yardm isteyeceim ilk i bu. - Bak hele! Nerede baklacak onun dvasna? - Yargtayda. - Yargtayda m? Sevgili cousin'im Levuka yargtaydadr ya. Sahi, aptallar dairesinde saray szcsyd. Yargtay asil yelerinden hi birini tanmyorum. Kim bilir ne biim adamlardrlar: Ya tout alphabet'leri Ge, Fe, De olan Almanlar ya da birtakm vanof'lar, Semyonof'lar, Nikilin'ler ya da pour varier (2) vanenko'lar, simonenko'lar, Nikitenko'lar. Des gens de l'autre monde. (3) Ama gene de sylerim kocama. O tanr onlar. Herkesi tanr o. Syleyeceim ona. Ama sen de anlat ona, yoksa dnyada anlamaz sylediklerimi. Ne sylersem syleyeyim; hep, bir ey anlamadn syler. C'est un parti pris. (4) Herkes anlyor da bir o anlamyor.

Bu arada srmal pantalonlu bir uak elinde gm bir tepsinin iinde bir mektupla geldi. - Aline'den geliyor. Kizeveter'i de dinleyeceksin. - Kim bu Kizeveter? - Kizeveter mi? Bu akam gel, renirsin kim olduunu. yle bir konuuyor ki, en azl haydutlar bile ayaklarna kapanyor, hngr hngr alayarak pimanlklarn bildiriyorlar. Kontes Katerina vanovna -geri ok tuhaf bir eydi bu, stelik yaradlna da hi gitmiyordu yahristiyanln aslnn, inan ve gnahlarn bedelinin denmesi olduunu savunan retiye skdan skya balyd. O zamanlar moda olan bu retinin anlatld, konuulduu toplantlara gider, buna inananlar evine toplard. Bu reti yalnzca ayinleri, tasvirleri deil, gnah kartma, vaftiz gibi eyleri de reddettii halde, kontes Katerina (') Bedenen de, ruhen de (Franszca) (2) Deiiklik olsun diye. (Franszca) (3) Baka evrenin insanlar. (Franszca) (4) Kararn vermitir nceden. (Franszca) - 289 vanovna'nn btn odalarnda, yatann baucunda bile tasvirler vard; kilisenin istedii her eyi de -bunda herhangi terslik grmeden- yerine getirirdi. - Senin Magdalena da bir kere dinlese onu, hemen deiir, dedi. Bu akam ne et et, gel eve. Olaanst bir adam bu. - Holanmam byle eylerden ben, ma tante. - Ben de holanacaksn diyorum. Muhakkak gel. Baka bir istein varsa benden, syle. Vdez votre sac. (') - Bir iim de kalede. - Kalede mi? Olur, baron Krigsrnut'a bir pusla yazar veririm sana. C'est un tres brave homme (2). Sen de tanyorsun onu zaten. Babann arkadayd. II donne dans le spirt'sme. (3) Neyse, nemli deil bu. yi temiz yrekli bir insandr. Ne yapacaksn kalede? - Orada yatan bir gencin, annesiyle grmesine izin verilmesine alacam. Ama bana bu izni Krigsmut'un deil, erv-yanski'nin verebileceini sylediler. - Sevmem ervyanski'yi, ama Mariette'nin kocasdr, biliyorsun. Ona syleyebiliriz. Benim iin yapar bu ii. Elle est tres gentille. (4) - Bir iim daha var. Bir kadnla ilgili. drt aydir ceza evinde yatyor, ama sebebini bilen yok. - Vardr, vardr, kendi bilir niin yattn. ok iyi bilirler onlar. Kimse bo yere ieri tkmaz o kel kafallar. - Bo yere mi, bo yere deil mi, bilmiyoruz bunu. Bildiimiz bir ey varsa, strap ektikleridir. Hristiyansnz, teyze, ncil'e inanrsnz, ama gene de bu kadar acmazsnz... - Hi bir ey engel deildir buna. ncil'in yeri baka, byle eylerin yeri baka. reniyorsam ireniyorum... manszlardan nefret ediyorken, tutup da onlar sevdiimi sylesem, numara yapsam daha ktdr bu. (') Hepsini akla, (Franszca) (2) ok deerli br insandr. (Franszca) (3) spritizmayla urar. (Franszca) (4) ok candan bir kadndr (Franszca) Dirili - F: 19- 290 291 - Niin nefret ediyorsunuz onlardan? - Bir mart olaylarndan sonra m soruyorsun bunu? - Hepsi katlmad ki bir mart olaylarna. - Olsun varsn. Onlar ilgilendirmeyen ilere ne diye sokarlar burunlarn? Kadn ii deildir bunlar. Nehldof: - ey, dedi, Mariette'nin bu ilerle ilgileneceini sylyorsunuz ama... - Mariette mi? Mariette baka, onlar baka. Ne id belirsiz birtakm Haltpkina'lar kp ona buna ders vermeye kalkyor. - Ders vermeye deil; halka yardm etmek istiyorlar. - Onlar olmadan da bilinir, kime yardm edilecei, kime edilmeyecei. - yle ama, halk srnyor. Kyden yeni dndm. Bizler yan gelip yatalm, lks iinde yayalm diye kyllerin, a susuz btn gleriyle almalar doru bir ey midir? Nehldof, teyzesinin iyi yrekliliine inand iin, dncelerini ona olduu gibi amak istiyordu. Teyzesi: - Ne diyorsun yani ?dedi, benim de almam, a durmam m istiyorsun? Nehldof, elinde olmadan glmseyerek: - Hayr, a durmanz istemiyorum, diye cevap verdi; herkesin yemesini istiyorum, hepsi o kadar. Kontes, gene kalarn atp gzlerini aarak dik dik bakt yeeninin yzne.

- Mon cher, vous finirez mal. C) dedi. - Neden? O anda uzun boylu, geni omuzlu bir general girdi odaya. Kontes arskaya'nn, emekli bakan kocasyd bu. Yeni tra ettirdii yzn Nehldof'a uzatarak: - A, ho geldin Dmitri, dedi. Ne zaman geldin? Bir ey sylemeden karsnn alnndan pt. Kontes Kateri-na vanovna kocasna dnd: O Sonun kt olacak senin, dostum, (Franszca) - Non, il est impayable. (') Dereye gidip amar ykamam, bir patatesle karnimi doyurmam buyuruyor bana. Korkun bir aptaldr, ama senden istediklerini gene de yap. Zrdelidir. Duydun mu, Kamenskaya ok fenaym, umudu kesmiler ondan; bir urayversen. - Urayacam. - Hadi gidin ne konuacaksanz konuun, ben birka mektup yazacam. Nehldof konuk salonunun yanndaki odaya geiyordu ki, teyzesi seslendi ona: - Mariette'ye de yazaym m? - Ltfen, ma tante. - yleyse en blanc (2) brakrm, senin kel kafal iin syleyeceklerini kendin anlatrsn, oda kocasna buyurur. Kocas da yapar. Gaddar sanma beni. Senin bahsettiklerin hepsi iren yaratklardr, ama Je ne leur pas de mal. (3) Cehennemin dibine kadar yollar var! Hadi git artk. Ama akama muhakkak evde ol. Kizeveter'i dinleyeceksin. Dua edeceiz. tiraz etmeyecek olursan a vous fera beaucoup de bien (4) Biliyorum, Elen de siz de bu ynden ok geri kaldnz. Hadi gle gle. XV Emekli bakan kont von Mihaylovi, inanlarna sk sk bal bir insand. Genliinden beri inand bir ey vard: Nasl ki kular solucan yiyerek doyururlard karnlarn, giysileri tydendi, havada uarlard; o da en iyi alarn hazrlad en pahal, en deerli yemekleri yer; en rahat, en pahal giysileri giyer; en uysal, en hzl atlarn ektii arabalara binerdi. Btn bunlar ayana getirildi hem. Kont van Mihaylovi ayrca, ayl ne denli ykselirse, altnl-elmasl ne denli ok nian alrsa, sarayl kadnlarla (1) Hayr, hi kimseye benzemiyor o. (Franszca) (2) Br bo yer. (Franszca) (3) Ktlklerini istemem. (Franszca) (") ok yarar dokunacak sana bunun. (Franszca) - 292 , erkeklerle ne denli ok grrse onun iin daha iyi vb inanrd. Bundan gayrsna bo verirdi kont van Mihaylovi, deersiz bulurdu. lgilenmezdi nasl olup bittikleriyle. Krk yldr bu inanla yaamt Petersburg'da bakanla kadar da ykselmiti. Kont van Mihaylovi'in bylesine bir baar salamasna yardm eden nitelikleri unlard: bir kere, evraklarn, yaatana anlamn! iyi kavrar tutarl olmasa bile, kolay anlalr, gramer yanl bulunmayan evraklar dzenlerdi; sonra, son derece gsteriliydi, gerektii yerde sadece gururlu deil, marur, ok yksek bir kiilie sahipmi gibi davranmasn bilir, gerektiinde de klrd; son olarak da, kiisel ya da toplumsal hi bir prensibi yoktu, bu yzden, istedii zaman her eye raz olur, gerekli grmedii zaman da hi bir eyi kabul etmezdi. Byle davranr ken yalnzca gururundan bir ey yitirmemeye, bir de davranlar arasnda gze batan elikilerin olmamasna alrd; te yandan, davrannn drst bir davran m, alaklk m olduunu., yaptnn Rus imparatorluuna ya da btn dnyaya byk bir iyilii mi, zarar m dokunacan dnmezdi bile. Bakan olduunda yalnzca ona bal olanlarla -ok insan balyd ona-yaknlar deil, uzak yakn herkes, kendi de, onun ok zeki bir devlet adam olduuna inanyordu. Ama aradan bir zaman getikten sonra hi bir ey yapmaynca, bir ey gsteremeyince; gene onun gibi evrak yazmay, anlamay renmi, gsterili, prensipleri olmayan memurlar -varolu yasas gereince- onu sktrmalarna dayanamayp emekliye ayrlmak zorunda kalnca, onun zeki, anlayl olmak yle dursun, kafasz, bilgisiz bir insan olduunu herkes anlamt. Grlerinde en baya gerici gazetelerin ba yazlarnn dzeyine kadar ykselebilmi, kendine pek gvenen bir kafasz... Onu zorlayan tek bilgisiz, kendilerine gvenen memurlardan ayr bir yannn olmad kmt ortaya, kendi de anlamt bunu, ama inanlar hi sarsmamt bu, devletten her yl ykl bir para almasnn, parlak tren giysisine yeni yeni ssler eklemesinin gerektiine hl inanyordu. Bu inanc ylesine glyd k, bu konuda ona kar koymaya hi kimse cesaret edemiyordu. Her yl bir bakma emekli paras, bir bakma, devletin yksek bir organnda ye- 293 ligine, birtakm komisyonlara, komitelere bakanlk etmesine karlk dl diye otuz, krk bin ruble alyor; aynca, gene her yl omuzlarna ya da pantalonuna yeni yeni srmalar eklemek, fra-na eritler, mine yldzlar

takmak hakk kazanyordu. Btn bunlarn sonucu nemli kiilerden hayli tand vard kont van Mihaylovi'in. Kont van Mihaylovi, Nehldof'un anlattklarn -bir zamanlar ktibini dinledii gibi- dinledikten sonra, ona biri yarg-tay yesi Volf'a olmak zere iki pusla vereceini syledi. - eitli eyler derler onun iin, diye devam etti, ama dans trus fes cas c'est un homme trescomme i! faut. (') ok iyiliim dokunmutu ona, elinden geleni yapacaktr. teki puslay, dileke komisyonunda nemli bir kiiye yazd kont van Mihaylovi. Nehldof'un anlatt Fedosya Birkova' nn hikyesi ok ilgilendirmiti onu. Nehldof, bir ara bu konuda arieye bir mektup yazmay bile dndn syleyince kont, hikyenin gerekten ok dokunakl olduunu, bunu orada anlatabileceini syledi. Ama sz veremedi buna. Bir yandan dileke de yrsn, diyordu. Bir frsat kar, onu perembe gn petit comite'ye (2) arrlarsa belki de anlatabileceini dnyordu. Nehldof, konttan iki puslay, teyzesinden de Mariette'ye yazd puslay aldktan sonra hemen kt evden. nce Mariette'ye gitti. Gen kzlndan tanrd onu. Zengin olmayan aristokrat bir ailenin kzyd. Devlet hizmetinde ykselmeye alan bir adamla evlendiini biliyordu. Kocas zerine hi de iyi eyler duymamt Nehldof. Yzlerce, binlerce siyas suluya gsterdii gaddarl -asl grevi onlara strap ektirmek, eziyet etmekti zaten- biliyordu. Ezilenlere yardm edebilmek iin, ezenlerin yannda olmak, onlarn yaptklarnn doru olduunu kabul ediyormu gibi, onlardan allm, kukusuz farknda olmadklar canavarlklarn biraz -hi olmazsa baz kimselere kar- yumuatmalarn dilemek her zamanki gibi ar geliyordu Nehldof'a. Byle durumlarda bir huzursuzluk, V) Ama kim ne derse desin, ok deerli bir insandr. (Franszca) P) Kk, dosta toplant. (Franszca)294 can sknts duyar, dilekte bulunsun mu bulunmasn m diye uzun sre kararszlk iinde bocalar, ama her keresinde de verirdi kararn, gider dilerdi dileyeceini. u Mariette'nin, kocasnn yannda can skntsndan patlayacan, yznn, kzaracan biliyordu; ama tek bana kapatld hcrede kvranan zavall bir kadn kurtarabilirdi belki bylece akrabalarnn da, kadnn da ektii aclara son verebilirdi... Dahas var, artk onlardan olmadn bildii insanlarn arasna katlp -oysa onlar kendilerinden sanyorlard onu hl- onlardan bir ey istemenin yapma-ckln hissediyor; bu insanlarn arasnda, gene eski yola girdiini sezinliyor, elinde olmadan, bu evrede srp giden babolua, ahlkszla kaptryordu kendini. Teyzesi Katerina vanovna'nn yannda bile hissetmiti bunu. O sabah ciddi dncelerini ona anlatrken aka ediyormu gibi bir tavr taknmt. Uzun zamandan beri gelmedii Petersburg, herkesin zerinde brakt etkiyi onun zerinde de brakmt: Her ey ylesine temiz ylesine iyi dzenlenmi, ylesine rahatt, insanlar ahlk konusunda ylesine hogrrdler ki, hayat pek bir rahatt sanki, Din ahlk ynnden daha bir duyarsz hissediyordu kendini imdi. st ba tertemiz, kibar, yakkl arabac prl prl ykanm, sokaklarda dolaan saygl, zarif boylu poslu polislerin; gzel, tertemiz evlerin nnden geirerek, kanal boyundaki, Ma-Hette'nin oturduu eve gtrd onu. Kapda, gzlerinde mein gzlkler olan iki ngiliz at koulu bir araba duruyordu. Favorileri yanann yarsndan, resmi giysili, ngilize benzeyen arabac, elinde krbacyl.a, pek bir kibirli oturuyordu arabac yerinde. Tertemiz niformal kapc kapy at. Antrede gzalc favorileri gzelce taranm, prl prl resmi giysili srmal bir uakla, yepyeni niformal, kll bir emireri vard. - General kabul etmiyorlar. Hanmefendi de. imdi kacaklar. Nehldof Katerina vanovna'nn yazd mektubu verdi, kartn karp, ziyaretilerin yazld defterin bulunduu kk masaya yrd; gremedii iin ok zldn yazyordu ki, uak merdivene kotu, kapc dar kp Arabay getir! diye - 295 bard; emireriyse hazrola geip, merdivenden marur grnne hi de gitmeyen bir biimde abuk abuk inen orta boylu hanmefendiye dikti gzlerini. Mariette'nin banda tyl, byk bir apka, zerinde siyah bir giysi, omuzlarnda siyah bir al vard. Yeni, siyah eldivenler takmt. Yz tlle rtlyd. Nehldof'u grnce tl kaldrarak, sevimli yzn at, aydnlk bakl gzlerini ona dikti. ten, tatl bir sesle: - A, prens Dmitri vanovi! Dedi. Az kald tanyacak-tm... - Nasl olur? adm bile hatrlyorsunuz. Mariette Franszca: - Elbette, dedi, kzkardeimle bir zamanlar aktk bile size. Ama ne ok deimisiniz. Ah, ne yazk ki gidiyorum. Kararszlk iinde bir an durdu.

- Neyse, gelin yukar kalm. (Duvar saatine bakt.) Yo, olmaz. Kamenkaya'nn duasna gidiyorum. ok fena durumda zavall. - Ne oldu ona? - Duymadnz m?... delloda olu ldrld. Pozen'le dello etti. Tek oluydu. Korkun bir ey. Perian oldu kadncaz. - Duydum. Mariette: - Gideyim, gideyim, dedi. Yarn ya da bu akam gelin daha iyi. Hafif, abuk admlarla kapya yrd. Nehldof, onunla beraber dar karken: - Bu akam gelemem, diye cevap verdi. Merdivenin dibine yaklaan doru atlara bakarak ekledi: - Bir iim vard sizinle. - Nedir? Nehldof, sol st kesinde Katerina vanovna'nn ad, soyadnn ba harfleri byk byk yazl, uzunca bir zarf uzatt ona. - Teyzem yazd size ne olduunu, dedi. - Biliyorum, kontes Katerina vanovna kocama szmn getiini sanyor. Yanlyor. Yok yle bir ey, olsun da istemi-- 296 yorum. Ama kontes iin, sizin iin bu prensibimden vazgeebilirim tabi. Siyah eldivenli, kk elini cebine sokup bir ey arayarak: - Nedir iiniz? diye sordu. - Hastalkl, susuz bir kz kaleye atmlar. - Soyad ne? - ustova, Lidiya ustova. Mektupta yazyor. Mariette: - Pekl, dedi, bir eyler yapmaya alrm. Yryp, gnete prl prl parlayan kupa arabasna bindi, emsiyesini at. Uak kp arabacnn yanna oturdu, arabacya srmesini syledi. Araba henz hareket etmiti ki, Mariette emsiyesiyle arabacnn srtna dokundu. Besili, gsterili ksraklar gzel balarn! kaldrarak durdular. Mariette: - Bekliyorum, dedi, ltfen gelin, ama i iin deil, oturmaya gelin. Glmsedi -bu glmseyiinin ne denli gl olduunu bildirdi-; oyun bitmi de perdeyi indiriyormu gibi, indirdi tln. emsiyesiyle dokundu arabacnn srtna gene: - Gidelim artk. Nehldof apkasn kard. Safkan, doru ksraklar kinedi-ler, nallaryla kaldrm talarn dve dve hzla ekip gtrdler, ukurlara girince yeni lstik tekerlekleri zerinde hafife yaylanan arabay. XVI Mariette'nin glmseyiini hatrlaynca kendi kendine basn sallad Nehldof: Sayg duymad insanlarn yzne glmek zorunluunun onda uyandrd kuku, kararszlk duygusunu hissederek, Ne olup bitiyor, anlamadan gene bu hayatn ortasnda bulacaksn kendini, diye geirdi aklndan. Bouna zaman kaybetmemek iin nce nereye, sonra nereye gitmesi gerektiini dnd, yargrtaya yolland. Son derece kibar, temiz giyimli memurlarn alt geni, gze! deli kalem odasna aldlar onu nce. - 297 Memurlar Nehldof'a, Maslova'nn dilekesinin geldiini, incelemek zere yargtay yelerine verildiini, dileke zerine konumay Volf'un -Nehldof'un, teyzesinin kocasndan mektup getirdii yargtay yesiydi buyapacan sylediler. - Oturum bu hafta, dedi bir memur, ama Maslova'nn dosyasna bu oturumda baklabileceini sanmam. Bir rica ederseniz, bu hafta aramba gn bakarlar belki. Nehldof kalem odasnda eksik kalm birka ilemin tamamlanmasn beklerken, dinliyordu evresinden konuulanlar. Dellodan sz ediyorlard. Gen Kamenski'nin nasl ldrldn, Petersburg'da gnn konusu olan bu delloyu ayrntlaryla orada rendi. Olay uydu: Subaylar istridye yiyorlarm gazinoda, her zamanki gibi de ok iiyorlarm. Biri Kamenski'nin alay zerine kt bir sz etmi; Kamenski yzne kar yalanc demi arkadann. O da tutmu bir yumruk atm Kamenski' ye. Devrisi gn dello etmiler; kurun Kamenski'nin karnna gelmi, iki saat sonra da lm. Katille dello tanklarn tutuk-lamlar, ama asker ceza evine atldklar halde, iki hafta sonra serbest braklacaklarn sylyorlard. Yargtay kaleminden dileke komisyonuna, komisyonda sz sahibi baron Vorobyef'e gitti. Saray andran bir devlet evinde oturuyordu. Kapcyla uak, kabul gnleri dnda baronu kimsenin gremiyeceini, o gn arn yannda olduunu, devrisi gn de gene konferansa gideceini sylediler. Nehldof mektubu uaa verip, yargtay yesi Volf'a gitti.

Volf sabah kahvaltsn yeni yapm, her zamanki gibi, sindirim kolay olsun diye sigara ierek odann iinde dolarken kabul etti Nehldof'u. Vladimir Vasilyevi Volf gerekten de un homme tres comme il faut (') idi. Bu zelliini her eyin stnde tutar, onun doruundan bakard teki insanlara. Bu zelliine deer vermemek elinde deildi zaten, onun yardmyla ykselmiti buraya kadar. Evlilik, on sekiz bin ruble geliri olan bir mlk sahibi olmay, kendi abas da yargtay yeliine kadar ykselmeyi salamt ona. Yalnzca un homme tres comme il faut saymazd kendini; valye ruh!u, drst bir insan olduuna da ina(') ok efendi bir adam.- 298 nrd. Drstlk onun iin kiilerden gizlice rvet almamakt. Devletin ondan istedii her eyi kle gibi yaparken, kendisi iin her eit yolluk, kira istemeyi kt bir davran saymyordu. Polonya arl illerinden birinde valiyken yapt gibi, ulusuna, babalarndan kalan dine ballklar yznden susuz yzlerce insan perian etmek, srgne yollamak onun iin kt bir ey olmad gibi soylu, yiite bir davran, bir yurtseverlikti. Ona ak karsyla, baldzn soyup soana evirmek de alaklk deildi onun iin. Vladimir Vasilyevi'in ailesinde ondan baka kii daha vard: Kiilii zayf kars, baldz -onun da maln mlkn satp, parasn kendi adna yatrmt-; uysal, rkek yaradll, irkin, yalnz bana, ar bir hayat sren, son zamanlarda tek elencesi Aline'nin, kontes Katerina vanovna'nn toplantlarna katlmak olan kz. Vladimir Vasilyevi'in on be yaamda sakallan bitince imeye, dzensiz bir hayat srmeye balayan, yirmi yama kadar byle devam eden temiz ruhlu olu, okuyamad, kt insanlarla dp kalkt, bor ettii, babasn kk drd iin evden kovulmutu. Babas bir keresinde iki yz otuz ruble borcunu demiti olunun, bir keresinde alt yz ruble. Ama sonunda oluna bunun son olduunu, yaayna bir eki dzen vermezse onu evden kovacan, tm ilikisini de keseceini bildirmiti. Ama olu yaayna eki dzen vermedii gibi bin ruble daha bor yapm, babasna da bu evde yaamann onun iin bir strap olduunu syleyecek kadar ileri gitmi; Vladimir Vasilyevi de bunun zerine oluna, gnlnn diledii yere gidebileceini, bundan byle onun olu olmadn sylemiti. O gn bu gndr Vladimir Vasilyevi olu yokmu gibi davranr, evde hi kimse de ona olundan sz etmek yrekliliini gsteremezdi. Aile yaayn en iyi biimde dzene koyduundan kukusu yoktu. Volf, odasnda dolamaya ara vererek, alakgnll, biraz alayl bir glmsemeyle -her zaman byle glmserdi; insanlarn oundan stn olduu dncesinin glmsemesine verdii bir ifadeydi bu- karlad Nehldof'u, elini skt, mektubu okudu. - 299 - Buyrun oturun ltfen. zin verirseniz ben oturmayacam. Ellerini ceketinin ceplerine sokup, eski usul denmi, geni odann iinde uzunlamasna, yumuak admlarla dolamaya balad. Kln drmemek iin sigaray azndan dikkatlice alrken, mavimsi,, ho kokulu dumann burnundan kararak devam etti: - Sizinle tantma, ayrca kont van Mihayiovi'e bir hizmette bulunabilmek frsat eline getiine ok sevindim. Nehldof: - Bir dileim olacakt, dedi, dosya biran nce incelenirse ok iyi olur, nk cezalnn Sibirya'ya gitmesi gerekecekse bir an nce gitsin. Her zaman karsndaki leb demeden leblebiyi anlayan Volf o alakgnll glmsemesiyle: - Evet, evet, Nijiniy'den ilk vapurla, biliyorum, dedi. Soyad ne cezalnn? - Maslova... Volf masaya gitti, dosyalarn stndeki kda bakt. - Tamam, Maslova. Pekl, sylerim arkadalara. aramba gn bakarz dosyaya. - Avukata telgraf ekebilir miyim? - Avukatnz da m var? Ne diye tuttunuz avukat? Ama siz bilirsiniz. Nehldof: - Kararn bozulmasn gerektiren nedenler yeterli olmayabilir, dedi, ama sanrm dosyann incelenmesinden anlalacaktr kararn bir yanl anlama yznden verildii. Vladimir Vasilyevi, sigarasnn klne dik dik bakarak: Olabilir, dedi, ama yargtay dvann gerek yanyla ilgi-lenemez. Yasalarn doru uygulanp uygulanmadna bakar, o kadar. - Ama bu baka olaylara hi benzemiyor bence. - Biliyorum, biliyorum. Hi bir olay benzemez tekilere. Byle ite. Sigarann kl hl dayanyordu, ama bir yerinden atlamt artik, tehlikedeydi. Volf. sigarasn, kl dmeyecek biimde- 300 301 tutarak:

- Petersburg'a seyrek geliyorsunuz galiba? diye sordu. Kl ha dt ha decekti. Volf yavaa tablaya gtrd sigarasn, tam o anda da kl dt. - Ne korkun bir ey u Kamenski'lerin bana gelen! dedi. Aslan gibi bir genti. Hem de ailenin tek olu. zellikle annenin durumu kt... Viadimir Vasilyevi, Petersburg'da Kamenski iin anlatlanlar noktas noktasna bir kere daha anlatt. Kontes aterina va-novna'dan, onun yeni din akmna kendini kaptrdndan sz etti. Bu akm ne olumlu buluyor, ne de yeriyordu. Onun gibi bir kii iin byle eylerin gereksiz olduunu dnd belliydi. Szn bitirdikten sonra ngran ipini ekti. Nehldof bayla selm verdi, Volf ona elini uzatarak: - Zamannz varsa akam yemeine buyrun, dedi, aramba gn gelin hi olmazsa. Kesin cevab da verebilirim size o zaman. Ge olmutu, Nehldof teyzesinin evine dnd. XVII Kontes Katerina vanovna'nn evinde akam yemei yedi buukta yeniyordu. Yemek, Nehldof'un o zamana kadar grmedii, deiik bir biimde veriliyordu. Yemekler masann zerinde duruyordu; uaklar yemekleri getirip braktktan sonra gidiyorlard, konuklar kendileri alyorlard yemekleri. Erkekler, kadnlarn rahatsz olmalarna frsat vermiyor, yemek datma, iki koyma iinin btn arln kendi zerlerine alyorlard, Bir kap bitince kontes masann kenarndaki dmeye basyor, dar-da zil alyor, uaklar sessizce ieri giriyor, tabaklan abucak toplayp yenilerini koyuyorlard. kiler gibi yemekler de pek nefisti. Geni, aydnlk mutfakta Fransz ba a, beyaz nlkl iki yardmcsyla beraber hazrlyordu bu yemekleri. Alt kii vard yemekte: Kont, kontes, ask yzl bir muhafz subay olan oullan -dirseklerini masaya dayyordu,- Nehldof, bir de kontun kyden gelmi ba khyas. Burada da dellodan konuuluyordu. ar'n bu olay nasl karladndan sz ediyorlard. ar'n anne Kamenskaya iin zld biliniyordu. Herkes zlyordu bahtsz kadn iin. te yandan, ok zld halde, niformasnn onurunu koruyan katile kar ar'n pek sert davranmamak niyetinde olduu da biliniyordu. niformasnn onurunu koruyan katili herkes hog-ryordu zaten. Yalnz kontes Katerina vanovna suluyordu katili. - Oh, ne l dnya, diyordu, isinler isinler, aslan gibi genleri ldrsnler... dnyada affetmem ben olsam. Kont: - Bunu anlamyorum ben ite, dedi. - Benim sylediim hi bireyi anlamazsn sen zaten. (Kontes Nehldof'a dnerek devam etti.) Herkes anlyor da bir kocam anlamyor. Zavall anneye, acdm; genlerin birbirini ldrmelerini, ldrenin sevinmesini istemediimi sylyorum. O na kadar susan olu kart sze, katili savundu. Bir subayn baka trl davranamayacan, davranrsa subaylar mahkemesinin onu alaydan kovacan kaba bir biimde anlatarak annesine saldrd. Nehldof, sze karmadan dinliyordu. ne srd delilleri kabul etmese bile, eski bir subay olarak anlyordu arski'yi. Ama elinde olmadan, bir baka subay ldren subayla; ceza evinde grd, kavgadan adam ldrd iin krek cezasna arptrlm gzel yzl delikanlnn durumlarn yle bir dnd. kisi de sarhoken katil olmulard. Kyl fkeli br annda ldrmt. Karsndan, oluundan, ocuundan, akrabalarndan ayrmlard onu, ayaklarna zincir vurup, salarn kesmi, ceza evine atmlard. Yaknda Sibirya'ya gidecekti. Oysa beriki asker ceza evinde rahat bir o,dada oturuyor, gzel gzel yemekler yiyor, en lsndan arap iiyor, kitap okuyordu. Bugn yarn da serbest braklacak, eski yaayna devam edecekti. Daha bir ilgi grecekti hem bundan byle evresinde. Bu konuda dncelerini syledi. Balangta yeeninden yana grnd kontes Katerina vanovna, ama sonra sustu. Anlattklarnn saygszlk olduunun tekiler gibi Nehldof da farkndayd. Akam yemeinden sonra, Kizeveter'in konuaca konuk-- 302 lar toplanmaya balad. Yksek arkalkl oymal sra sra sandalyeler dizilmiti buraya; konumac iin bir srahi su konmu masann arkasnda da bir koltuk vard. Avluda gzel gzel arabalar duruyordu. Zengin deli salonda ipekler, kadifeler, danteller iinde, takma sal, ince belli k bayanlar oturuyordu. Bayanlarn arama erkekler serpilmiti: Subaylar, siviller. Be erkek de aa tabakadand: ki kapc, bir dkknc, bir uak, bir de arabac. Kizeveter ngilizce konuuyor; pnce nez'li sska bir kz abuk ve gzel, Rusaya eviriyordu sylediklerini. Kizeveter gnahlarmzn ok byk, cezalarnnsa korkun, kanlmaz olduunu, bu cezay bekleyerek yaanamayacan sylyordu. - Sevgili kardelerim, kendimize yle bir bakar; nasl yaadmz, neler yaptmz, yce Tanry nasl fkelendirdiimizi, sa'y nasl zdmz dnrsek, bizim iin balanmak diye bir eyin,

kurtuluun olmadn, sonumuzun felket olduunu anlarz. (Titrek, alamakl bir sesle konuuyordu.) Korkun bir felkettir bu, sonsuz ztrap bekliyor bizi. Nasl kurtulacaz? Kardelerim, nasl kurtulacaz bu korkun yangndan? Evimizin her yann sard, k yolumuz yok. Bir an sustu. Yanaklarndan sahici gzya damlalar yuvarlanyordu. Sekiz yldr, pek holand konumasnn tam bu yerine gelince, boazna bir ey dmlenir, burnunun direi szlar gzleri yaarrd. Bu gzyalar daha da duygulandrrd onu. Salonda hkrklar duyuluyordu. Kontes Katerina vanovna mozayik masaya dirseklerini dayayarak ban elleri arasna almt, etli omuzlar titriyordu. Arabac, arabayla zerine zerine gidiyor da Alman kenara ekilmiyormu gibi aknlk, korku dolu gzlerle bakyordu Kizeveter'e. Dinleyicilerin ounluu kontes Katerina vanovna gibi oturuyordu. Volf'un, ona benzeyen, son modaya gre giyinmi kz yere diz km, elleriyle yzn kapamt. Konumacnn yz aydnland birden, gerek glmsemeyi andran bir ifade -artistlerin sevin bildirdikleri ifadeydi bu- kapal yzn, tatl bir sesle devam etti: - Ama kurtulu vardr. Bizi mutlu eden, sevindiren de bu- 303 dur ite. Bu kurtulu. Tanrnn bizler iin kendini straplara vermi olunun dklen kandr. Onun ektikleri, onun kan kurtaryor bizi. Kardelerim -gene alamakl konumaya balamt- tek evldn insanolunun balamas uruna feda eden Tanrya kredelim... Kutsal kan... Nehldof duyduklarndan ylesine irendirmiti ki, sessizce kalkt, yzn buruturarak, utantan renk vermemeye alarak kt, odasna gitti. XVIII Devrisi sabah Nehdof kalkm, giyinmi, aa inmeye hazrlanyordu ki, uak Moskova'l avukatn kartn getirdi ona. Baz ileri iin gelmiti avukat. Ayrca, ok uzak bir gne atlmaz-sa, yargtayda Maslova'nn dosyasnn incelenmesinde de bulunacakt. Nehdof un telgraf Moskova'ya varmadan yola kmt. Maslova dvasnn yargtayda ne zaman dinleneceini, yar-gtay yelerinin kimler olduunu Nehldof'tan renince glmsedi. - Demek ki tip ye var, dedi. Vali tam bir Petersburg memurudur, Skovorodnikof daha gereki. En ok ona gvenebiliriz. Dileke komisyonundan ne haber? - Bugn baron Vorobyef'e ('} gideceim, dn gittim, gremedim. Bu yabanc unvan byle bir Rusa szckle beraber kullanrken Nehldof'un ses tonuna biraz alayc bir hava vermesi zerine avukat: - Vorobyef'in nereden baron olduunu biliyor musunuz? dedi. Pavel, galiba ba uak olan dedesine bir hizmetine karlk vermi bu unvan. Nasl bir hizmetse, pek houna gitmi Pa-vel'in. Baron yapvermi onu bir rpda. O gnden sonra baron Vorobyef olmu ite. Gurur duyuyormu da bununla. Ne anasnn gzdr! Nehldof: - Bugn gideceim ona, dedi. (1) Vorobyef Rusa sere kuu anlamna gelir. (F.A.)- 304 - Neyse, beraber gidelim. Brakaym sizi. Antrede uak gibi Nehldof'un yanna, Mariette'den bir mektup verdi: Pour vous faire plaisir, j'ai agi tout fait contre mes principes, et jai intercede aupres de mon mari pour votre protegee. ll se trouve que cette personne peut etre relachee immediatement. Mon mana ecrit au commandant, Venez done. Je vous attend. C) Nehldof avukata dnd: - Ne korkun bir ey bu! dedi. Yedi ay tek kiilik hcrede yatrdklar Asann hi bir suu olmuyor, oradan kurtulmas iin de bir szck yetiyor. - Her zeman byledir bu. stenen sonucu elde ettiniz ya, ona bakn siz - Ama ac veriyor bana bu baar. - Ne diye yakalayp oraya attlar bu zavally? Ne diye yedi ay strap ektirdiler ona? - Dnn ki beterin de beteri vardr. Dar ktlar. Avukatn tuttuu gzel kiralk araba merdivenin dibine yaklarken avukat: - Brakaym sizi, diye devam etti. Baron Vorobyef'e gidiyorsunuz, deil mi? Avukat gidecei yeri sylen; arabacya, gl atlarn ektii araba biraz sonra baren Vorobyef'in evinin nndeydi. Baron evdeydi. Birinci odada resm giysili, son derece uzun boyluydu, grtlak kemii kk, parmaklarnn ucuna basarak yryen, gen bir memurla iki bayan vard. Gen memur, bayanlarn yanndan ayrlp t-krldm bir yryle Nehldof'un yanma geldi: - Soyadnz? Nehldof syledi. - Baron biliyor geleceinizi. Bir dakika!

(') Sizi sevindirmek iin prensiplerimi hie saydm, koruduunuz kimse iin kocama gerekeni syledim. Sanyorum yaknda serbest brakacaklar dediiniz kz. Kocam kale komutanna yazd. Gelin... Bekliyorum szi. (Franszca) - 305 Gen memur kapal bir kapdan girdi. Matem elbisesi giymi, alamaktan yz gz imi bir kadn kyordu oradan. Kadn, gzyalarn gizlemek iin, karan tln kemikli parmaklaryla indirmeye alyordu. Gen memur, yumuak admlarla alma odasnn kapsna yaklat, kapy ap Nehldof'a yol verdi: Nehldof ieri girince byk bir yaz masasnn arkasndaki koltua gmlm, neeyle nne bakan ksa boylu, salar ksa kesilmi redingotlu bir adamn karsnda buldu kendini. Beyaz byklarnn, sakalnn arasnda daha bir gze arpan sevimli yz, Nehldof'u grnce iten bir glmsemeyle aydnland. - Sizi grdme ok sevindim, annenizle eski dosttuk. ocukluunuzu bilirim. Subayken de grmtm sizi. Oturun bakalm, anlatn, ne yardmm dokunabilir size? Nehldof, Fedosya olayn anlatrken baron ak salar ksa kesilmi ban sallayarak: - Evet, evet, diyordu. Anlatn, anlatn, anladm. Evet, gerekten de ok ac bir ey bu. Dileke verdiniz mi bari? Nehldof dilekeyi cebinden kararak: - Hazrladm, dedi. Yalnz, dilekeyi size sunmay daha uygun buldum, o zaman daha bir ilgilenirler nk. - yi etmisiniz. Kendim gtrr elimle veririm. (Baronun neeli yznde byk bir acma ifadesi vard.) Yazk, ok yazk. ocuktu besbelli zavall, kocas kaba davrand ona, dvd falan, aradan zaman geince de sevdiler birbirini... Evet, ben veririm dilekeyi. - Kont van Mihaylovi durumu arieye aacan syledi. Nehldof daha szn bitirmemiti ki, baronun yz birden deiti. - Neyse, dedi, dilekeyi siz kaleme brakn gene de, elimden geleni yaparm ben. Tam bu srada t-krldm yryl gen memur girdi odaya. - Deminki bayan iki szck daha sylemek istiyor. - Gelsin bakalm. Ah, mon cher, o kadar gzya gryor ki insan burada! Hepsini dindirmek gelse elimizden! Gcmzn yettiince bir eyler yapmaya alyoruz ite. Dirili - F: 20306 Kadn girdi: - Sylemeyi unuttum efendim, kzn brakmasna izin verilmesin sakn, yoksa her eye... - Elimizden geleni yapacam, dedim ya. - Baron, yalvarrm kurtarn zavall bir anneyi. Kadn, baronun elini yakalayp pmeye balad: - Yaplabilecek her ey yaplacaktr. Kadn knca, Nehldof da gitmeye hazrland. - Elimizden geleni yapacaz. Adalet Bakanlna sorarz, onlarn verecei cevaba gre ne yaplabilecekse yaparz. Nehldof kp kaleme gitti. Yargtayda olduu gibi burada da gzel deli, geni bir odada temiz giyimli, saygl, cidd bir sr memur vard. Nehldof, elinde olmadan dnyordu gene: Ne kadar da oklar, hepsi de tok, stleri balar tertemiz, hepsinin izmeleri gcr gcr. Kim yapyor btn bunlar? Deil ceza evle-1 rindekilerden, kyde yaayan insanlardan bile ne kadar rahatlar! XIX Petersburg'daki cezallarn kaderleri, bir sr nian olan, ama bunlardan yalnz Beyaz Ha' takan, devlete ok hizmeti dokunmu, ama -sylendiine gre- bunam, Alman baronlarndan yal bir generalin elindeydi. Bu ok sevdii ha, Kafkasya'da gsterdii yararlklara karlk vermilerdi ona. Komutas altndan resm giysili, salar ksa kesilmi, sngl tfeklerle silhlandrlm Rus kyllerine, zgrlklerini, evlerini, ailelerini savunan bini akn insan ldrmt orada. Sonra Polonya'da hizmet etmiti, yurduna; orada da Rus kyllerine bir ok cinayetler iletmi, bunun iin de nianlar, niformasna bir takm ssler almt. Daha sonra baka bir yerde daha gstermi bu eit kahramanlklar. Artk kmt. imdi de, ona iyi bir evde oturmak olanan, rahat yaamasna yetecek kadar bir gelir, ayrca sayg salayacak br grevdeydi. Byk bir titizlikle yapyordu grevini. Yukardan gelen emirlere byk deer verir, dnyada her eyin deiebileceine, ama yukardan gelen emirlerin hi bir trl deitirilemeyeceine inanrd. Grevi, kadn erkek siyas sulular zindanlarda, tek kiilik hcrede, on - 307 ylda bu sulularn yarsnn, bazlar akln yitirerek, bazlar veremden lerek, bazlar kendi canna kyarak kimi yemek yemeyerek, kimi cam parasyla bilek damarlarn keserek, kimi kendini asarak, kimi de kendini yakarak- telef olacak biimde saklamakt.

Yal general hepsini biliyordu bunlarn, gzlerinin nnde olup bitiyordu zaten her ey; ama frtnalarn, su basknlarnn sebep olduklar felketler yreini szlatmad gibi, bu olaylar da szlatmyordu. Yukardan, ar'dan gelen emir gerei oluyordu btn bunlar. Bu emirler ne olursa olsun yerine getirilmeliydi; bu bakmdan, onlarn sonularn dnmek gereksizdi. Yal general, ok nemli olduklarna inand grevini aksataca korkusuyla, byle eyler zerinde dnmemeyi bir yurtseverlik, askerlik grevi sayard. Grevi gerei haftada bir kere zindanlar dolar, cezallara bir istekleri olup olmadn sorard. Cezallar eitli eyler isterlerdi ondan. htiyar yzlerine bn bn bakarak, sessizce dinlerdi onlar, hi bir isteklerini de yerine getirmezdi; istenilen eyler yasalarla uyumazd hi bir zaman nk. Nehldof'un bindii payton yal generalin oturduu eve yaklarken kuledeki saat iyice sesli canlaryla, Tanrnn kutsall n alyordu; sonra saat ikiyi vurdu. Can sesini dinlerken Nehldof elinde olmadan, aralk, devrimcilerinin bildirilerinde okuduklarn; her gn yenilenen bu tatl mziin, bir daha kmamak zere zindana girmi insanlarn ruhunda ne gibi bir etki uyandrabileceini dnd. Nehldof yal generalin avlusuna girdiinde, o, karanlk bir odada oyma sslemeli bir masann bana oturmu, memurlarndan birinin kardei olan gen bir ressamla bir kt zerindeki fincan taban eviriyordu. Ressamn ince, terli zayf parmaklar yal generalin yal, buru buru, eklem yerlerinde kemikleri km parmaklaryla i iey-di. Birlemi bu iki el, zerinde alfabenin btn harfleri yazl kdn stndeki ters evrilmi fincan taban teye beriye ekiyordu. Tabak, generalin lmden sonra ruhlarn birbirlerini nasl tanyacaklar zerine sorduu soruya cevap veriyordu. Kapc grevini yapan emirerlerden biri elinde Nehldof'un kartyla ieri girdiinde taban araclyla Jan d'Ark'n ruhu ko-- 308 pusuyordu. Jan d'Ark'n ruhu o ana kadar harflerle Ruhlar birbirlerini tanyacaklar, ama... demiti, yazmlard da bunu. Emireri geldiinde tabak nce p, sonra o harfleri zerinde durup s harfine gemi, bir o yana bir bu yana gidip geliyordu. Bu kararszln sebebi uydu: Generalin dncesine gre sonraki harf l olmalyd; Jan d'Ark'n, ruhlarn birbirlerini, kendilerini dnyayla ilgili her eyden andktan sonra (') tanyacaklarn sylemek zorunda olduuna inanyordu nk; bu yzden sonraki harf l olmak gerekiyordu. Oysa ressam sonraki harfin v olmas gerektiini, Jan d'Ark'n, ruhlardan kacak kutsal ktan (2) birbirlerini tanyacaklarn syleyeceini dnyordu. General gr, kr dm kalarn atm, taban kendiliinden !ye doru gittiini sanarak dikkatle bakyordu taban zerindeki ellere. Soluk benizli, yal salar ensesinde top olmu gen ressam da mavi gzlerinin donuk baklarn konuk odasnn karanlk kesine dikmi, dudaklarn sinirli sinirli oynatarak taba v harfine doru ekiyordu. General emirerini grnce yzn buruturdu, bir anlk sessizlikten sonra kart ald, pirince nez'ini takt, bel arsndan inleyerek kalkt -boyu uzundu- kemikli ellerini outurdu. - alma odama gelsin. Ressam de kalkt: - zninizle yalnz bama bitireyim, efendim, dedi. Ruhun burada varln hissediyorum. General kararl, sert bir tavrla: - Pekl, bitirin dedi. Dizlerden bklmeyen bacaklarnn ll, kararl admlaryla alma odasna yrd. Nehldof'a yaz masasnn yanndaki koltuu gstererek: - Sizi grdme sevindim, dedi. ok mu oluyor Peters-burg'a geleli? Szlerinde sevgi, itenlik vard ama sesi pek kabayd. Nehldof yeni geldiini syledi. - Anneniz, Prenses nasl? (1) Rusa posle den sonra anlamna gelir (E.A.) (2) Rusa po svety ktan demektir, (E.A.) - 309 - Annem ld. - Affedersiniz. ok zldm buna. Olum syledi, sizi grm. Generalin olu da babas gibi devlet hizmetindeydi; bilgi toplama dairesinde alyordu. Orada ona verilen grevlerle pek ovunurdu. Aslnda atlkt grevi. - Babanzla ayn yerde alrdk. Yakn dosttuk. Siz de alyor musunuz bakalm? - Hayr, almyorum. General bunu beenmemi gibi ban nne edi. Nehldof: - Bir dileim olacak sizden, general, dedi. - o-o-ok sevindim buna. Buyrun. - steim yersiz kaarsa balayn beni ltfen. Ama dilemek zorundaym bunu sizden. - Nedir? - Gurkevi adnda bir cezalnz var. Annesi onunla grmesine, hi deilse ona kitaplar yollamasna izin verilmesini istiyor.

General cevap vermedi; dnyormu gibi ban edi, gzlerini kst. Aslnda bir ey dnd falan yoktu, verecei cevab bildii iin Nehldof'un szleriyle ilgilenmemiti bile. Yasalarn izgisinden kamayacan syleyecekti. Hi bir ey dnmyor, ban dinliyordu. Biraz sonra: - Bakn, dedi, benim yetkilerimi aar bu. Cezallarn grmelerini dzenleyen bir arlk emri vardr, bu emirden dar kamayz. Kitap konusuna gelince, kocaman bir kitaplmz var, okumas sakncal grlmeyen kitaplar veriliyor onlara. - Ama bilimsel, kitaplar gerek ona, almak istiyor. - nanmayn buna. (Bir an sustu general.) almak iin istemiyordur. olsun ite. Nehldof: - Ama nasl olur? dedi. inde bulunduklar ar koullar altnda bir eyler yapmallar. - Daima yaknrlar zaten. Bilirim onlar. General, cezallardan, ok kt insanlardan sz eder gibi sz ediyordu.- 310 - Ceza evlerinde pek az grlen bir rahatlk salam durumdayz onlara burada, diye devam etti. Sonra, kendini temize karmaya alyormu gibi, cezallara salanan rahatlklar bir bir sayp dkmeye balad. yle bir anlat vard ki, bu kuruluun asl amac cezallara ho rahat yaanacak bir yer salamakt sanki. - Evet, nceleri hi de iyi deildi durumlar, ama imdi keyiflerine diyecek yok. Her n kap yemek yiyorlar, hem biri de etli oluyor: Kuba et ya da kfte. Pazarlar drdnc bir kap daha veriliyor: Tatl. Yurdumuzda herkes bu kadar yemek bulup yiyebilse ne mutlu. General, cezallann isteklerinin sonunun gelmeyeceini, nankrlklerini ispatlamak iin bir ok kereler tekrarlad eyleri sralamaya balamt. - Kitap veriliyor onlara; din kitaplar, eski dergiler veriyoruz. Olduka zengin bir kitaplmz var. Ama ok az okuyorlar. nce ilgileniyorlar sanki, ama hemen brakyorlar. Bakarsanz, yeni kitaplarmzn sayfalar yarya kadar bile almamtr; es-kileriyse yllarca el dokunmamtr zaten. (Manl manl glmsedi general.) Bir deneme bile yaptk, kitaplarn arasna kk ktlar koyduk. Olduklar yerde kaldlar, dokunan olmad. Yazmak da yasak deildir onlara. Yazsnlar, elensinler diye karatahta, tebeir veririz. Silip gene yazabilirler. Ama yazmyorlar. eri atldktan ksa bir zaman sonra duruluyor, rahatlyorlar. Balangta sklyorlar ama, sonra imanlyorlar bile, ok uysal oluyorlar. General, szlerinden kan o korkun anlam dnmeden konuuyordu. Nehldof onun ksk, cansz sesini dinliyor; kemikli ellerine, kr kalarnn altndan gzken lgn gzlerine, resm giysisinin kalkk yakasnn alttan destek olduu plak, kk elmack kemiklerine; bu adamn, hunharca insan ldrmesine karlk ald iin pek deer verdii, onunla nd beyaz hana bakyor; ona itiraz etmenin, szlerinin ne anlama geldiini aklamann bir eye yaramayacam dnyordu. Bununla beraber, baka bir eyi, serbest braklmas; iin emir verildiini bugn rendii ustova'y sordu ona gene de. - 311 - ustova m? ustova... Hepsinin adm bilmiyorum ki. Bir sr var, biliyorsunuz. Bu kadar ok olduklar iin kzyordu onlara sanki. Zili ald, ktibi artt. Ktibin gelmesini beklerlerken anlatmaya devam ediyordu general: - Drst, soylu insanlar -kendini de onlardan sayd belliydi- ok gereklidir. ara... yurdumuza da. Yudumuza da diye deyiine bir heyecan, parlaklk vermek iin eklemiti. - Grdnz gibi ihtiyarladm artk, ama gcmn yettiince hizmet ediyorum gene. Ktip geldi, -huzursuz baklarnda zek kvlcmlar olan zayf, salam yapl bir adamd- ustova'nn ierde olduunu, onunla ilgili herhangi bir emrin de alnmadn syledi. General: - Emri alr almaz brakrz onu, dedi. Zorla tutmayz kimseyi burada, hevesli deiliz onlara. Gene glmsedi. Buru buru yzn krtrmt yalnzca bu glmseme. Nehldof, bu korkun ihtiyara duyduu tiksintiyle acma kark duygusunu belli etmemeye alarak kalkt. htiyarlar da, eski bir arkadann yolunu arm, aklsz oluna kar pek sert davranmamas, ona biraz t vermesi gerektii kansndayd. - Glegle canm, gcenmeyin bana, sizi sevdiim iin sylyorum. Burada yatan insanlardan uzak durun. Susuz yoktur aralarnda. Son derece kt, ahlksz insanlardr hepsi de. Biliriz ne mal olduklarn. Sylediklerinin doruluundan kuku edilemezmi gibi kesin konuuyordu. Byle kesin konumasnn, sylediklerinin doruluundan kuku etmemesinin nedeni, bunun byle olduu deil de, byle olmasa kendini artk deerli, yararl bir insan sayamayaca korkusuydu sanki. htiyarlk yllarn bile yurduna hizmet ederek geiren bir kahraman olduuna inanamazd o zaman, kendi gznde de vicdann satan bir alak olurdu. - yisi mi aln, diye devam etti. Car'a drst insanlar gerek... anayurdumuza da. Herkes sizin gibi almazsa ne olur?- 312 Kim yapard bu ileri? Durumu beenmeyiz, ama devlete yardm etmeye gelince de yokuzdur.

Nehldof iyice ne eilerek selm verdi, kendisine alak gnlllkle uzatlan geni, kemikli eli sktktan sonra kt. General iki yana sallad ban, belini outurarak konuk salonuna yrd gene. Jan d'Ark'm ruhundan alnan cevab yazp bitiren ressam bekliyordu onu. General pince-nez'ini takp okudu: Ruhlar birbirlerini tanyacaklar, ama ruhlardan kacak kutsal ktan. Gzlerini kapayp, bunu pek beendiini gstermek isteiyle: - O-o-o, dedi. Peki ama her ruhtan kacak k ayn olacana gre nasl anlayacaz karmzdakinin kim olduunu? Gene masaya oturup parmaklarn ressamn parmaklarna geirdi. Nehldof'un arabacs, avlu kapsndan karlarken gen dnp: - ok skc bir yer buras beyim, dedi. Az kald sizi beklemeden gidiyordum. Nehldof, gkyzndeki kme kme bulutlara, Neva'nn -zerine gidip gelen kayklarn, vapurlarn oluturduu- prl prl dalgacklara bakarak gs geirdi. - Haklsn, ok skc, dedi. XX Devrisi gn Maslova'nn dosyas incelenecekti. Nehldof doru yargtaya gitti. Avukatla yargtayn byk, grkemli kapsnda bulutu. Birka araba vard yanda. Geni merdivenden ikinci kata ktklarnda, nereden nereye gidileceini iyi bilen avukat sola dnd, zerinde mahkemelerin kurulu tarihi rakamla yazl kapya yneldi. Uzun birinci odada paltosunu karp, yargtay yelerinin hepsinin toplandn, sonucunun da imdi geldiini renince -beyaz gmlei, beyaz kravat, frayla- neeli bir kararllk iinde teki odaya geti. Bu odann sa yannda byk bir kap, kapnn tesinde de bir masa, sol yann-daysa dnerek kan bir merdiven vard. Onlar odaya girdiklerinde, koltuunun altnda bir antayla, resm giysili, kibar grnl bir memur iniyordu bu merdivenden. Odada dikkati en ok - 313 eken, ceketli, gri pantolonlu, ak salar uzun bir ihtiyard. ki memur byk bir saygyla duruyordu karsnda. Ak sal ihtiyar kalkp sa yandaki kapdan kt. Bu srada Fanarin, beyaz kravatl, frakl bir arkadan grm, onunla heyecanl heyecanl konumaya balamt. Nehldof odada bulunanlar inceliyordu. On be kii vard ierde; bunlardan ikisi -biri pince-nez'Ii, gen, teki yal- kadnd. ncelenen dosya bir basn yoluyla iftira dvasnn dosyasyd; bu yzden her zamankinden daha bir kalabalkt imdi buras. Gazeteciler, dergi-ciler toplanmt hep. Pembe yanakl, gzel resm giysili, yakkl mahkeme yneticisi elinde bir ktla Fanarin'in yanma geldi, hangi dvayla ilgili olduunu sorup, Maslova dvas iin geldiini renince kda bir eyler yazp gitti. Bu arada sa yandaki kap ald, ak sal ihtiyar girdi odaya. Ceketini karm, srmalarla ssl, gsnde parlak maden dmeler olan cbbesini giymiti. Bir kua benziyordu imdi. Bu gln giysi, besbelli, ihtiyar da skyordu. Her zamankinden daha abuk admlarla giriin karsndaki kapya yrd. Fanarin, Nehldofa dnd: - Be'dir bu, dedi, ok saygdeer bir insandr. Sonra arkadayla tantrd Nehldof'u. imdi baklacak dvadan sz etmeye balad ona. Nedense ok nem veriyordu bu dvaya. Oturum balamak zereydi. Nehldof kalabalkla beraber sol yandaki kapdan duruma salonuna geti. Hepsi -Fanarin de- parmakln arkasna, dinleyicilere ayrlan yere getiler. Yalnz Petersburg'lu avukat kald bu yanda. Yargtayn duruma salonu blge mahkemesininkinden kkt. Daha bir sade deliydi hem. yelerin oturduu masa yeil uha kapl deildi yalnz; altn srmalarla ilenmi, koyu krmz, kadife bir rt vard stnde. Ama geri kalan her ey aynyd: Tasvirler, Car'n portresi. Mahkeme yneticisi gene yle yksek sesle: Duruma balyor, diye bildirdi. Gene yle herkes ayaa kalkt, cbbeli yargtay yeleri gene yle girdiler salona, arkalklar yksek koltuklarna oturdular, olaan gzkmeye alarak dirseklerini masaya dayadlar gene. - 314 Drt ye vard: Uzun yzl, donuk bakl, sakalsz bir adam olan bakan Nikitin; gzlerini manl manl ksm, bembeyaz elleriyle dva dosyasn kartran Volf, sonra bilim adam hukuku, iman, hantal, yz iek bozuu Skovorodnikof; drdnc ye, en son gelen, ak sal ihtiyar Be idi. yelerin arkasndan ba sekreterle, ba savc yardmcs girdi. Savc yardmcs kara kuru, sakalsz yz esmer, siyah gzlerinin bak hznl, orta boylu bir genti. Acayip giysisine, on yldr hi grmemi olmalarna karn, Nehldof hemen tanmt onu. niversitede en yakn arkadalarndan biriydi bu. Nehldof avukata dnp:

- Ba savc yardmcsnn ad Selyenin midir? diye sordu. - Evet, ne olacak? - Tanyorum onu, ok iyi bir insandr... Fanarin: - Ba savcnn da iyi bir yardmcsdr, grevine baldr. Ona syleseydik ok iyi olurdu. Nehldof, Selyenin'Ie olan yakn dostluunu, onun temiz yrekliliini, drstln, szcn tam anlamyla, soyluluunu hatrlamt. - Ne olursa olsun, vicdannn sesini dinleyecektir, dedi. Fanarin, okunmaya balanan dva raporunu dinlemeye hazrlanarak: - stesek de syleyemeyiz artk, diye fsldad, geti. Blge mahkemesinin verdii cezay onaylayan il mahkemesinin kararna edilen itiraz inceleniyordu. Nehldof dinliyor, ne olup bitiyor anlamaya alyordu; ama blge mahkemesinde olduu gibi burada da anlayamyordu bir ey. Anlayamamasnn balca sebebi de, en nemli olmas olaan grnen eylerden deil de, bambaka, nemsiz eylerden sz etmeleriydi. Bir gazetede kan, hisse senetleri iiyle ilgili bir kurumun yneticisinin yolsuzluk yapt iddia edilen bir yazyd dva konusu. Grnte bir tek eydi nemli olan: Yneticinin yolsuzluk yapt, kurumun ortaklarn dolandrd iddiasnn doru olup olmad; doruysa bu gidie nasl bir son verilecei. Ama bundan hi sz edilmiyordu. Yalnz, yaz ileri sorumlusunun, yazarn bu yazsn basmaya yasalara gre yet- 315 kili olup olmad, bu yazy basmakla ne gibi bir su iledii zerinde duruluyordu. Yazdaki iftira unsurlarndan, hukukla ilgilenmemi bir insann anlayamayaca bir sr eyden, yasalardan, falanca kurulun verdii filanca karardan uzun uzun sz edildi. Nehldof bir eyi anlayabilmiti ancak; dn ona yargtayn davann gerek yanyla ilgilenmeyeceini ylesine kesin bir dille syleyen Volf, bu dvada il mahkemesinin kararnn bozulmas iin aba gsteriyor; Selyenin de, soukkanllndan, arballndan hi beklenmeyen bir heyecanla itiraz ediyordu. Selye-nin'in, Nehldof'u artan bu heyecannn iki sebebi vard: Hisse senetleriyle ilgili kurumun yneticisinin bir dolandrc, kt bir insan olduunu biliyordu; ayrca, durumadan bir ya da birka gn nce Volf'a bu i adamnn gzel bir akam yemei verdiini renmiti bir rastlant sonucu. Volf -son derece dikkatli olsa bileaktan aa yan tutunca, Selyenin de buna Sinirlenmi, olaan bir dva iin ar heyecanl, dncelerini sylemiti. Onun bu davrannn Volf'un gururuna dokunduu belliydi: Kzarp bozaryor, arada bir arkasna yaslanyor, savc yardmcsnn szlerine pek am gibi hareketler yapyordu. Kalkp, teki yelerle beraber, bu duruma ok gcenmi bir ta-/rla, olanca arballyla grme odasna yrd. yeler knca mahkeme yneticisi Fanarin'in yanma geldi gene: - Hangi dva iin geldiniz siz? Fanarin: - Maslova dvas iin geldiimi syledim ya, dedi. - Pekl. imdi ona baklacak. Yalnz... - Bu dvaya avukatsz baklacakt da, sanrm kararn aklanmasndan sonra kmayacaklar yeler. Ama bildireyim ben... - Evet? diye sordu avukat. - Ne demek istiyorsunuz? - Sylerim ben efendim, sylerim. Mahkeme yneticisi elindeki kda bir eyler yazd. Gerekten de, yargtay yeleri iftira dvasnn kararn akladktan sonra geri kalan dosyalar -bu arada Maslova'nnkini de- grme odasnda ay, kahve ierek, sigara tttrerek incelemek niyetindeydiler.XXI Yargtay yeleri grme odasnda masaya oturduklarndan Volf hemen kararn bozulmasn gerektiren durumlar sayp dkmeye balad. Genellikle ktmser bir insan olan bakan bugn her zamankinden daha bir huysuzdu. Durumada raporlar dinlerken vermiti kararn, imdi de Volf'u dinlemiyordu, kendi dncelerine dalmt. Dnceleri, oktan beri kendisinin atanmasn istedii nemli bir yere Vilyanof'un atanmas zerine dn an defterine yazdklaryla ilgiliydi. Bakan Nikitin, grevi sresince tand birinci, ikinci derece memurlar zerine dncelerinin ok deerli tarih birer belge olduuna tam bir itenlikle inanrd. Dnk yazdklarnda, -kendi deyimiyle- Rusya'y, imdiki yneticilerin onu srkledikleri felketten kurtarmasna engel oldular diye ilk iki derecedeki birka memura hayli atp tutmutu. Aslnda bunun tek sebebi, aylnn ykselmesine engel olmalaryd. Bu olayn, onun yazdklarnn yardmyla, gelecek kuaklarca ne denli iyi, doru anlalacan dnyordu imdi. Konuulanlar dinlemedii halde, ona bir soru soran Volf'a: - Evet, tabi, diye cevap verdi. Be, nndeki kda iek resimleri izerek, kederli bir yzle dinliyordu Volf'u. Son derece zgr dnceli bir insand Be. Bin sekiz yz altm yllarnn geleneklerine saygyla balyd hl; o zamandan bu yana

grlerinde bir deiiklik olduysa, zgr dnceye daha da yaklaan bir deiiklikti bu. Dolaysyla, iftiraya uradndan yaknan hisse senetleri iiyle uraan kurum yneticisinin gvenilir bir insan olmamasndan baka bir sebebi daha vard Be'nin kararn bozulmamasndan yana olmasnn. Gazetecinin iftira etmekle sulanmasnn basn zgrlne bask olaca grndeydi. Volf szn bitirince Be, bir iei yarm brakarak, can skkn -bylesine gereksiz eylerle urayorlar diye can sklyordu- yumuak, tatl bir sesle dilekenin yersizliini anlatmaya alt ksaca, sonra ak sal ban nne eip ieini tamamlamaya koyuldu. Volf'un karsnda oturan, iri parmaklaryla durmadan sakaln, byn azna tkan Skovorodnikof, Be konumasn bitirince sakaln inemeyi kesip, ince, kulaklar trmalayan sesiyle, - 317 hisse senetleri iiyle uraan kurumun yneticisinin byk bir dalavereci olduu halde, yasalara uygun nedenler bulunsa kararn bozulmasndan yana olabileceini, ama byle bir ey olmad iin van Semyonovi'in (Be'nin) grne katldn syledi. Eline Volf'u inelemek frsat getiine sevinmiti Bakan da Skovorodnikof'un grne katlnca karar olumsuz oldu. Volf'un keyfi kamt. Yan tuttuu anlalmt sanki. Umursamaz grnmeye alarak, ondan sonra baklacak dosyay, Mas-lova'nn dosyasn at. Yargtay yeleri bu arada zili alp ay stediler. O gnlerde Kamenski'nin dellosu yannda Petersburg' Oda herkesin dilinde olan baka bir olaydan sz etmeye baladlar. Bir bakanlk danmannn 995 inci maddede belirtilen suilerken yakalanm olmasyd bu olay. Be, tiksintiyle: - Ne iren bir ey! dedi. Skovorodnikof, kaln parmaklarnn tam dibinde, avucunun 5inde tuttuu buruuk sigarasndan derin bir soluk ektikten sonra kahkahayla glerek: - Bunun ktlk neresinde? dedi. Edebiyatmzdan, bir Alman yazarn rnek alarak, bu gibi eylerin su saylmamasn salk veren, iki erkek arasnda da nikh kylabileceini -savu-nan paralar gsterebilirim size. Be: - Olamaz, dedi. Skovorodnikof, birka romann adn, basld yeri, yl syleyip: - stiyorsanz, bu kitaplarda szn ettiimiz grn savunulduu yerleri gsterebilirim size, dedi. Nikitin kart sze: - Dolaan sylentilere baklrsa, Sibirya'da bir ilin valiliine atayacaklarm onu. Skovorodnikof: - Bu gzel ite, dedi. Piskopos hala karlayacaktr onu orada. Byle bir piskopos gerek artk o kente. Ben olsam, ylesini yollamalarn sylerdim oraya. Sigarasn kl tablasna atp, sakalyla byn toplayp azna soktu gene, inemeye balad.- 318 Bu arada mahkeme yneticisi girdi odaya, avukatla Nehl-dof'un, Maslova dosyasnn incelenmesinde hazr bulunmak istediklerini bildirdi. Volf: - Ha u dva m? dedi. Dorusu tam bir ak hikyesi bu. Maslova'yla Nehldof'un ilikisi zerine bildiklerini anlatt. Yargtay yeleri, bu konuda konutuktan, aylarn, sigaralarn itikten sonra duruma salonuna getiler, bir nceki dosya iin verilen karar akladktan sonra Maslova dvasna getiler. Volf ince sesiyle ok gzel okudu Maslova'nn dilekesini. Okuyuundan, mahkeme kararnn bozulmasn istedii belliydi gene. Bakan, Fanarin'e dnd: - Ekleyecek baka bir eyiniz var m? Fanarin ayaa kalkt, beyaz gmleinin iinde geni gsn gererek, son derece inandrc, ak seik konuarak, mahkemenin bu karar verirken alt noktada yasalarn gsterdii yoldan ayrldn ispat etti; ayrca, dvann gerek yanna, kararn tyler rpertici yanllna, ksaca da olsa, dokundu. Fa-narin'n konumasnda, sayn yargtay yelerinin yksek anlaylar, hukuk bilgileri durumu ondan daha iyi kavramalarna yardm edeceini, ama zerine ald grev bunlar burada bir kere de onun sylemesini gerektirdii iin zr dilediini gsteren bir hava vard. Fanarin'in konumasndan sonra yargtayn karar bozacandan kuku edilemezdi artk. Konumasn bitirdikten sonra gururla glmsedi. Avukatndan gzlerini ayrmayan Nehldof onun bu glmsemesini grnce dvay kazandklarna iyice inand. Ama gz yargtay yelerine kaynca, glmseyenin, gurur duyann yalnz Fanarin olduunu grd. yeler de ba savc

yardmcs da glmsemiyorlard. Yzlerinde, Byle palavralara karnmz toktur bizim, der gibi bir ifade vard. Avukat konumasn bitirip de onlar artk bouna oyalamay kesince buna sevindikleri belliydi. Avukat konumasn bitirir bitirmez bakan, savc yardmcsna dnd. Selyenin, kararn bozulmas iin ne srlen delilleri yeterli bulmayarak, ksaca, kesin bir dille mahkeme kararnn onaylanmasndan yana oldu- 319 unu syledi. Sonra yeler kalkp, grmek iin ekildiler. Grme odasnda oylama yapld. Volf kararn bozulmas iin verdi oyunu. Be de, durumu kavradndan, jri yelerinin dtkleri aknl, durumann gidiini arkadalarna heyecanla anlatmaya alarak, kararn bozulmasn savundu. Daima yasalarn noktas noktasna uygulanmasndan yana olan Nikitin olumsuz oy verdi. Her ey Skovorodnikof'un oyuna balyd. O da, srf Nehldof'un bu kzla evlenmek niyetinde olmasndan hi holanmad iin, kararn bozulmamasndan yana kt. Bir materyalist, Darvinistti Skovorodnikof. Soyun her eit ahlk kuraln, hatta dini aklszlk hatta kklk sayard. Bu sokak kadnyla uramalar, nl bir avukatn buraya, yargtaya kadar gelip onu savunmas, durumada Nehldof'un bile hazr bulunmas irendiriyordu onu. Sakaln azna sokarak, yzn buruturup, bu dva konusunda, kararn bozulmasn gerektirecek delillerin yetersiz olduundan baka hi bir ey bilmiyormu gibi bir tavr taknd, bu sebeple bakann grne katldn bildirdi. Bylece olumsuz cevap verilmi oldu dilekeye. XXII Nehldof, salondan karlarken, antasn dzeltmekte olan avukata: - Korkun bir ey bu! dedi. Gerek apak ortadayken, biime nem verip bozmuyorlar karan. Korkun bir ey! -- Dva mahkemede kaybedilmi, dedi avukat. - Selyenin de kararn bozulmamasndan yana kt. Korkun, korkun bir ey! imdi ne yapacaz? - ar'a dileke verelim. Hazr buradayken kendiniz verin. Ben yazarm size. Bu srada ufak tefek Volf, resm giysisinde yldzlaryla, bekleme odasna girdi, Nehldof'un yanna gelip, gzlerini kst, dar omuzlarn kaldrarak: - Elden ne gelir, sevgili prens? dedi. Deliller yeterli deildi. Yryp gitti. Volf'un arkasndan, yargtay yelerinden eski dostu Nehldof'un burada olduunu duyan Selyenin kt. Glmseyerek -ama yalnz dudaklaryd glmseyen, gzlerinde- 320 bir can sknts vard- Nehldof un yanma geldi. - Seni burada greceimi dmde grsem inanmazdm, dedi. Petersburg'da olduunu bilmiyordum. - Ben de senin ba savc olduunu... Selyenin: - Yardmcs, diye dzeltti. Arkadann yzne zgn, kederli bakarak devam etti: - Yargtayda ne iin var senin? Hadi anladk, Petersburg' dasn; peki ama yargtayda ne aryorsun? - Ne mi aryorum? Adaleti bulacam, hi suu yokken mahvedilen bir kadn kurtarabileceimi umuyordum burada, onun iin gelmitim. - Hangi kadn? - Demin dosyasna baktnz. Selyenin hatrlayarak: - Ha, Maslova dvasn diyorsun. Hi de iyi hazrlanmam bir dilekeydi. - nemli olan dileke deil, bou bouna cezaya arptrr-lan kadndr. Selyenin derin bir soluk ald: - Belki de... - Hayr, belki de deil, yzde yz susuzdu. - Nereden biliyorsun bunu? - Jri yesiydim nk. Nerede yanllk yaptmz biliyorum. Selyenin bir an dnd: - O zaman aklamalydn bunu yleyse, dedi. - Akladm. - Tutanaa geirtmeliydin. Dilekede byle bir aklama olsayd... Bo zaman olmad iin akam toplantlarna pek katlamayan Selyenin'in Nehldof olayn duymad belliydi. Nehldof da bunu farketmi, Maslova'yla arasndaki ilikiyi ona anlatmamaya karar vermiti. - Ama mahkeme kararnn yanl olduu besbelliydi, dedi. - Yargtayn byle bir ey sylemeye yetkisi yoktur. Yargtay, mahkeme kararlarn dva zerine dncesine gre bo- 321 zacak ya da onaylayacak olursa, yargtayn anlamn yitirmesini, adaleti salayacana ykmasn bir yana brak (Selyenin bir nceki dvay hatrlamt) jri yelerinin kararlar da anlamn kaybeder.

- Bildiim bir ey var benim: Hi bir suu yoktur bu kadnn; haketmedii cezadan kurtulmas iin son umut da suya dmtr. En yksek adalet organ byk bir hakszl onaylad. Selyenin gzlerini ksarak: - Onaylamad, nk olayn derinliklerine inmedi, inemezdi de, dedi. Konuyu deitirmek isteyerek: - Teyzende kalyorsun tabi, diye ekledi. Senin burada olduunu sylemiti dn. (Yalnz dudaklaryla glmsedi Selyenin.) Yeni gelen bir din konumacsn seninle beraber dinlememi istiyordu. Selyenin'in sz baka yana ekmesine can sklan Nehldof fkeli: Ben gittim toplantya, dedi, ama dayanamayp yarsnda ktm. - Niin dayanamadn? Bir din gr bu da, tek yanl da olsa bir inan. Nehldof: - Acayip bir delilik bu, dedi. Selyenin, eski arkadana yeni dncelerini anlatmak iin sabrszlanyormu gibi abuk abuk konuarak: - Yo, dedi. Burada acayip olan bir ey varsa o da bizlerin kilise retisinden habersiz olmamz, dinimizin teme! dncelerini bile, bize anlatlmak istendiinde, yeni dnceler, grler olarak karlamamzdr. Nehldof aknlkla, dikkatle bakyordu Selyenin'e. Ba savc yardmcs yalnzca hzn deil, can sknts da okunan gzlerini nne ememiti. Nehldof: - Kiliseye inanyor musun? diye sordu. Selyenin Nehldof'un gzlerinin iine dalgn dalgn bakarak: - nanyorum tabi, dedi. Nehldof gs geirdi: Dirili - F: 21- 322 - Hayret, diye mrldand. Selyenin: - Neyse, sonra grrz, dedi. Saygyla ona yaklaan mahkeme yneticisine dnd: - Gidiyorum. Derin bir soluk alarak Nehldof'a: - Grelim, dedi. Bulabilecek miyim seni evde ama? Ben her gn saat yedide akam yemeini evde yerim. Nadejdinskaya sokanda oturuyorum. Numaray syledi. karken, gene yalnz dudaklaryla glmseyerek: - O zamandan bu yana ok su geti kprlerin altndan, diye ekledi. - Zamanm olursa gelirim, dedi Nehldof. Bir zamanlar sevdii, kendine yakn bulduu Selyenin'den, bu ksa konuma sonunda ne denli uzaklatn dnyordu. Dman olmasa bile yabanc, anlalmaz bir insand onun iin Selyenin artk. XXIII Nehldof, Selyenin'i niversite rencisiyken tanmt. yi bir ocuk, gvenilir bir arkada, yana gre ok okumu, daima kibar, yakkl, ayrca son derece drst bir genti. Kendini hi zorlamadan, rahatlkla geliyordu derslerinin stesinden; bununla beraber, gsterdii baarya karlk her yl altn madalyalar alrken kibirlenmiyordu da hi. Yalnzca lfta deil, gerekte de tek emeli insanlara hizmet etmekti. Bu hizmetin devlet memurluunda almaktan baka bir yolla gerekleebileceine inanmad iin, niversiteyi bitirir bitirmez, kendini verebilecei grevleri bir bir inceledikten sonra, en ok ikinci yasadairesinde yararl olabileceine karar verdi, oraya girdi. Ne var ki, grevini harfi harfine, byk bir drstlkle yerine getirdii halde, yararl olduuna, burada gerekeni yaptna bir trl inandramad kendini. Huzursuzluu, kiilii zayf, ykselmek iin her kkl yapmaya hazr bir insan olan en yakn amiriyle atmas sonucu ylesine artt ki, ikinci daireden ayrlp yargtaya girdi. Yargtayda daha iyiydi du- 323 rumu, ama istediince yararl olamamann verdii huzursuzluk burada da brakmyordu peini. Hayattan beklediini bulamad, gereksiz eylerle zaman ldrd duygusu vard iinde hep. Yargtayda alrken, akrabalar saraya mabeyinci olarak atanmasn saladlar; srmal niformasn giyip kupa arabasna bindi zorunlu olarak; kap kap dolap, onun uaklk grevine atanmasn saladlar diye bir ok kimseye minnettarlklarn bildirdi. Durmadan dnyordu ama, bu grevine akla yatkn bir anlam yaktramyordu. stediinin bu da olmadn hissediyor, gelgelelim, bununla ona byk bir iyilik yaptklarna inanan insanlar krmamak iin hayr da diyemiyordu. te yandan, bu atama ruhunu baz bakmlardan okamyor da deildi; ayrca, aynalarda kendini srmal niformayla grmek, bu grevin baz insanlarda uyandrd saygdan yararlanmak frsatn verecekti ona. Evlilik konusunda da ayn durum gelmiti bana. Sosyetenin grne gre, son derece iyi bir e buldular ona. Evlendi, ama daha ok, evlenmeyi reddederse, bu evlilii isteyen gelin adayn, sonra bu i iin uraanlar ok zecei iin evlenmeye raz olmutu; ayrca, tannm bir ailenin sevimli kzyla evlenmek

gururunu da okamt..Ne var ki, evliliin de devlet hizmeti gibi, saraydaki grevi gibi arad ey olmadn anlamakta gecikmedi. lk ocuklarndan sonra baka ocuk istemedi kars, sosyete hayatna dald, balodan baloya dolamaya balad; ister istemez Selyenin de girmiti bu hayata. Kars pek gzel saylmazd, sadk bir eti; te yandan, byle yaamakta diretmekle kocasnn hayatn zehir etmekten, byk eziyetlere katlanmaktan, bitkin dmekten baka bir ey elde etmedii halde, gene de brakmyordu bu hayat. Onu bu hayattan vazgeirmek iin Sel-yenin'in btn abalar ta bir duvara arpm gibi paralanmt. Karsnn, bunun byle olmas gerektiini syleyen akrabala-rmca, tandklarmca desteklenen kararllyd bu duvar. Sapsar salar omuzlarna dklen, ince bacakl kz babasna yabancyd. Selyenin'in istedii gibi yetitirilmiyordu nk. Kar koca anlamyorlard birbirlerini, anlamak da istemiyorlard. Bakalarndan gizlenen, sessiz, souk, ahlk kurallarnn frenledii bir sava srp gitmekteydi aralarnda; aile hayatn ,- 324 ekilmez yapyordu bu durum Selyenin iin. yle ki, ev devlet hizmetinden de saray grevinden de daha byk bir umutsuzlua drd onu. Onu en ok umutsuzlua dren de dinle olan ilikisiydi. Onunla ayn evrede, ayn ada yetien herkes gibi o da, ocukluundan beri ona verilen din bilgisinin samaln kendi yetenekleriyle kolayca anlamt; bu kr inantan ne zaman kurtulduunu kendi de hatrlamyordu. Kiilik sahibi, drst bir inan olarak, ilk genlik alarnda, niversitedeyken, Nehldof la arkadaken saklamyordu resmi dinin kr inanlarndan kendini kurtardn. Ne var ki zamanla, ykseldike, zellikle, o zamanlar toplumda iyice yer eden gericiliin etkisiyle bu ruhsal zgrl cann skmaya balamt. Evdeki durumlar, zellikle babasnn lm, babas iin okutulan dualar, annesinin ille de oru tutmasn istemesi, evresinin de bunu ondan beklemesi bir yana; grevde de hemen her gn ayinlere, dualara katlmas gerekiyordu. Devaml olarak d ynyle ilgileniyordu dinin. BU ayinlere katlrken ya inanmad eye inamyormu gibi numara yapacakt (drstl engel olurdu buna) ya da dinin derinliine inmeyen bu gstermeliklerin yalan olduunu kabul edecek, yalan olduklarna inand eylere katlmayacakt bir daha. Oysa bylesine basit grnen bu ii yapabilmek iin ok ey gerekliydi: evresindekilerle, yaknlaryla devaml bir cenge girmekten baka; toplumsal durumunu deitirmesi, grevinden ayrlmas, bu grevde insanlara yapt, gelecekte daha da ok yapacan umduu yardmdan vazgemesi gerekiyordu. Sonra, bunu yapabilmesi iin, hakl olduuna da kesinlikle inanmalyd. nanyordu; biraz tarih bilen, dinin douundan, hristiyan kilisesinin paralanmasndan haberi olan amzn aydn bir insan saduyunun doruluundan kuku edemez. Kilise retisinin yanl olduuna inanmakla doru yolda olduuna inanmamak elinde deildi. Ama hayat koullarnn basksyla, drst bir insan olduu halde, kk bir yalana gz yumdu. Yalann yalan olduunu kesinlikle anlamak iin, nce bu yalan incelemenin gerektiine karar verdi kendi kendine. Kck bir yaland bu, ama bu kkck yalan, imdi iinde bulunduu byk yalann iine gmd jnu. Bebekliinden beri ona retilen, evresindekilerin ondan bekledii, inanmazsa insanlar iin yararl olan grevine devam ederneyecei Ortodoksluun doru mu yanl m olduunu dnyordu hep. Bu bilinmezi zmek iin Voltaire'yi, Shophen-jauer', Spencer'i, Cont'u deil de, Hegelin felsefe kitaplarn, Emet'in, Homyakofun din kitaplarn ald eline; gerekten de, ona gerekli olan buldu onlarda. Huzura kavumasna; ona retilen, ama uzun zamandan beri inanmad, bu yzden de bir s-f aksilikle karlamasna sebep olan; inanmaya balaynca da bU aksiliklerin hepsini birden ortadan kaldran dinin doruluu-la inanmasna yardm ettiler bu kitaplar. Sonunda o da herkes gibi, tek insan zeksnn bir bana geree yaramayacana, gerein yalnz elbirliiyle ortaya karlabileceine, bunun tek yolunun da kilise olduuna o da inanmaya balad. Artk huzur iinde, kendi kendini aldatt duygusuna kaplmadan ayinlere, dualara gidebiliyor; oru tutabiliyor, tasvirlerin nnde ha -orabiliyor; insanlara yararl olmasna yardm ettiine, aile haya-tmn huzursuzluunda onu avutan grevine devam edebiliyordu. nandn sanyor, ama bu inand eyin, as! inanmak istedii ey olmadn da hissediyordu. Bu yzden bir hzn vard baklarnda daima. Btn bu yalanlar iinde henz yer etmedii zamanlardan tand Nehl-Jof'u grnce, bir an kendini o zamanki Selyenin sanmasnn se-jebi de buydu. Arkadana imdiki din grn aklamak iin acele ederken, inand eyin istedii ey olmadn her zaman-<inden daha bir ak seik hissetmi, yreine bir ac gelip sap-Janmt. Eski bir arkada grmenin verdii sevinci izleyen bu acy Nehldof da hissetmiti. Bu yzden, ayrlrken greceklerine birbirine sz verdikleri halde, aramadlar birbirlerini; Nehldof'un Petersburg'a bu gelisinde grmediler. XXIV Yargtaydan knca Nehldof'la avukat yrdler. Avukat, arabasna arkadan gelmesini syledikten sonra; yargtay yele-- 326 rinin szn ettikleri, yasaya gre krek cezasna arptrlmasn gerektiren bir sutan yakalanan, ama kree gideceine Sibirya'da bir ile vali olarak atanacak bakanlk danmanndan sz etmeye balad

Nehldof'a. Bu olay btn irenliiyle anlattktan sonra, o sabah nnden getikleri hl tamamlanmam ant iin toplanan paralan yksek dereceli birka memurun nasl cebe indirdiini; falancann sevgilisinin borsada nasl milyonlar kazandn; falancann, krsn filancaya sattn byk bir haz duyarak anlatt; sonra, cezaevinde yatacana eitli kurulularn bakanlk koltuklarnda oturan en yksek devlet memurlarnn yaptklar rezillikleri, iledikleri sular sayd. Sryle olduklar besbelli bu hikyeler avukata para kazanmakta tuttuu yolun ay n amala Petersburg yksek memurlarnn tuttuu yoldan ok daha drst, iyi olduunu kesinlikle gsterdikleri iin- byk haz veriyorlard. te bu yzden, yksek bir memurun dalavereleri zerine anlattklarn Nehldof sonuna kadar dinlemeden Allahasmarladk, deyip, bir arabaya atlayarak rhtm caddesine ekmesini sylediinde pek ard. Nehldofun can ok sklyordu. ki sebebi vard can skntsnn: Yargtayn verdii kararn, hi bir gnah olmayan Mas-lova'ya ektirilen mansz strab onaylamasyla; ayn kararn, Nehldofun, Maslova'yla hayatn birletirmek zerine verdii karar gerekletirmesini gletirmesi. Avukatn ylesine haz duyarak anlatt o korkun hikyeleri hatrladka can sknts daha da artyordu. te yandan, bir zamanlar sevimli, ak yrekli, drst bir insan olan Selyenin'in iten pazarlkl, souk, ktlk okunan bak da gitmiyordu gznn nnden. Eve dndnde, kapc kmser bir tavrla -adamn deyimiyle- bir kadnn kapc odasnda yazd bir puslay verdi Nehldof'a. ustova'nn annesindendi pusla. Kadn velinimetine, kznn kurtarcsna teekkr etmeye geldiini yazyor; ayrca onu evlerine, Vasilyevski'de beinci sokak falan numaradaki dairelerine davet ediyordu. Vera Yefremovna'nn da bunu ok isteyeceini, minnet gzyalar dkerek onun cann skacaklarndan korkmamasn yazyordu. Minnet duygularmzdan sz etmeyeceiz size, diyordu, sizi grelim, yeter bize. Bir engeliniz olmazsa yarn sabah gelebilir miydiniz acaba? - 327 teki pusla arn emir subaylarndan olan, Nehldofun es-Iki arkada Bogatryefdendi. Nehldof, ncil okuduklar iin ya-|kalananlar adna yazd dilekeyi elyazsyla, sz verdii gibi, dilekeyi ara kendi eliyle vereceini ama aklna yeni bir ey geldiini yazyordu: Nehldof nce, bu ilerle ilgilenen kimseyi gidp grse, ondan yardm dilese daha iyi olmaz myd acaba? Nehldof, Petersburg'da son birka gndr bandan geen olaylarn etkisi altnda, bir ey elde edebileceinden umudu ta-lamen kesmiti. Moskova'da kurduu plnlarn, insan hayata atldnda boa kmas yzde yz olan genlik hayallerine benzetiyordu imdi. Ama hazr Petersburg'a gelmiken, Moskova'da aklna koyduu her eyi yapmay bir bor sayyordu kendi iin. farn Bogatryef le grtkten sonra, onun dn tutup, din sulularyla ilgilenen kimseye gitmeye karar verdi. antasndan dilekeyi karm, yeni batan bir kere daha okuyordu ki, kontes Katerina ivanovna'nn ua kapy alp giril, onu yukarda aya beklediklerini bildirdi. Nehldof, hemen geleceini syledi, ktlar katlayp antasna koydu, teyzesinin yanma gitmek zere kalkt. Merdivenleri karken pencereden dar kayd gz bir ara, Mariette'nin doku atlarn grd. Birden neelendiini hissetti, glmsemek geldi iinden. Mariette, banda apkayla -ama siyah deildi bu, ak renk bir apkayd- rengarenk elbisesiyle, kontesin koltuunun yannda oturuyor, elinde ay fincan, gzel gzlerinin ii glerek heyecanl heyecanl bir eyler anlatyordu. Nehldof odaya girdiinde Mariette son derece gln, gln olduu kadar da ayp bir hikyeyi -glmelerinden anlamt bunu Nehldof- yeni bitirmiti; yz kll, temiz yrekli kontes Katerina vanov-na iri bedeniyle sarsla sarsla katlrcasna glyordu; Mariette ise pek mischievous (') Lir tavrla glmseyen dudaklarn bzm, neeli, canllk okunan yzn hafif yana yatrm, sessizce kontese bakyordu. Nehldof baz szcklerden, kadnlarn Petersburg'da gnn Sibirya'l validen sz ettiklerini anlamt. Kontes uzun sre ka(') Yaramaz (Franszca).- 328 tla katla gldne gre, Mariette bu konuda ok gln bir eyler anlatm olmalyd. Kontes ksrerek: - Oh, baylacam, diyordu. Nehldof selm verip, yanlarna oturdu. Tam Mariette'ye ar neesi iin sitem etmeye hazrlanyordu ki, onun yzndeki ciddi, can skntsn andran ifadeyi farkeden gen kadn, onun houna gitmek iin Nehldof'u ilk grd andan beri houna gitmek istiyordu aslnda- hemen yalnzca yz ifadesini deil, ruhsal durumunu da deitirdi. Birden ciddilemi, hayatndan yaknan, bir eyler arayan, bir eyler isteyen bir insan olmutu. Yapmack deildi bu, gerekten de, o anda Nehldof'un iinde bulunduu ruhsal durumageri sorsalard bu ruhsal durumun nasl bir ey olduunu anlatamazd ya- girmiti. Nehldof'a, ilerini halledip halletmediini sordu. Nehldof, yargtayda urad baarszl, Selyenin'le karlamasn! anlatt. .- Ah! Ne temiz ruhlu bir insandr o! Tam bir chevalier sans peur et ans reproche. (2) ok drsttr! ki kadn da, Selyenin'in sosyetede dillerde dolaan zelliklerini sayp dkmeye balamlard. Nehldof:

- Kars nasl bir insan? diye sordu. Mariette: - Kars m? dedi. Sulamayacam onu. Ama anlamyor kocasn. O da m dilekenin reddini istedi yoksa? Dilekenin reddedilmesine gerekten ok zld belliydi. geirerek devam etti: - ok kt oldu bu! Yazk zavallya! Nehldof yzn buruturdu, konuyu deitirmek isteyerek, gen kadnn yardmyla kaleden kurtulan Sustova'dan sz at. Kocasna syledii iin teekkr etti: zavall kadnn, ailesinin srf onlar hatrlayacak kimse kmad iin strap ektiklerini dnmenin ne korkun bir ey olduunu anlatmaya balamt ki, beriki szn kesti, sinirli bir sesle: P) Korkusuz, kusursuz valye. (Franszca) - 329 - Bunu bana anlatmayn, dedi, biliyorum. Kocam, onu serbest braklabileceini syler sylemez ben de dndm ayn eyi. Suu yoktuysa ne diye tutuyorlard onu orada? (Nehldof un sylemek istediini sylemiti.) Akl almaz bir ey bu! Kontes Katerina vanovna, Mariette'nin yeenine kur yaptnn farkndayd, houna gidiyordu bu. Bir anlk sessizlikten yararlanarak: - Bak ne diyeceim sana, dedi, yarn akam Aline'ye gel. Kzeveter konuacak orada. (Mariette'ye dnd.) Sen de. (Sonra gene yeenine dnd.) li vous a remarque. (') Szlerinin iyiye iaret olduunu -anlattm ona konutuklarmz- sa'nn yolundan yryeceini sylyor. Yarn muhakkak gelmelisin. Syle ona da gelsin, Mariette. Sen de gel. Mariette Nehldof'a bakarak: - Bir kere, prense akl vermeye hi hakkm yoktur benim kontes, dedi; ikinci olarak, biliyorsunuz, sevmem ben... Bakndan, ses tonundan kontesin szleri zerine, bu din konumalar zerine Nehldof'la ayn dncede olduunu anlatmak istedii belliydi. Kontes: - Her zaman aksisindir sen zaten, hep kendi bildiini okursun, dedi. Mariette glmsedi: - Ben mi kendi bildiimi okurum? Aslnda bir kyl kadn kadar kuvvetlidir inancm. (nceki konumasna devam etti.) nc olarak da, yarn Fransz tiyatrosuna gidiyorum... Kontes Katerina vanovna: - Ah! dedi Grdn m sen u... neydi ad canm kadnn? Mariette nl Fransz aktristinin adn syledi. - Muhakkak git gr onu, grmeye deer. Nehldof glmsedi. - nce hangisini greyim ma tante, aktrisi mi, din konumacsn m? - Sz oyunu yapma bana ltfen. Nehldof: (') Seni farketm. (Franszca)- 330 - nce din konumacsn, sonra aktristi grmeliyim bence, dedi, yoksa din konumasndan hi tad alamam bakarsnz. Marlette: - Hayr, diye itiraz etti, Fransz tiyatrosundan balayp, sonra tvbekar olsanz daha iyi edersiniz. - Beni alaya alyorsunuz bakyorum da. Din baka, tiyatro bakadr. nsann gnahlarndan temizlenmesi iin oturup somurtmas, habire alamas gerekmez hi de. nansn yeter. Neeli de olur o zaman. - Siz btn din konumaclarndan daha iyi din dersi veriyorsunuz ma tante. Mariette bir an dndkten sonra: - Yarn tiyatroda benim locama gelin, dedi. - Korkarm ki gelemeyeceim... Konuma, konuk geldiini haber vermek iin uan odaya girmesiyle yarda kesildi. Kontesin bakan olduu hayr kurumunun sekreteriydi gelen. Kontes: - ok can skc bir adamdr bu, dedi. yisi mi salonda greyim onunla. (Her zamanki gibi abuk admlarla kapya yrrken devam ediyordu.) Onu savnca gelirim. ay koyun ona Mariette. Gen kadn eldivenini kard, alyans parmanda birka yzk olan, olduka enli, hareketli eli gzkt. spirto ocann zerindeki gm aydanl -kk parman tuhaf bir biimde dimdik tutarak- alrken: - stiyor musunuz? diye sordu. Yzn ciddi, hzn dolu bir ifade kaplamt. - Dncelerine deer verdiim insanlarn, iinde bulunduum koullara bakarak beni yanl anlamalarna ok, hem de pek ok zlrm.

Ha alad ha alayacakt Mariette. yle bir dnlrse, bu sylediinin hi bir anlam olmayabilirdi, pek soyut bir anlam da olabilirdi. Nehldof byk bir itenlik, duygululuk hissetmiti bu szlerde. k, gzel, gen kadnn bunlar sylerken prl prl gzleriyle yzne bakmas ylesine etkilemiti onu. Nehldof gzlerini ayramyordu bu gzel gzlerden, sessiz- 331 ce bakyordu ona. - Sizi, ruhunuzda olup biteni anlamadm sanyorsunuz. Yaptklarnz herkes biliyor. C'est le cetret de poiichinelle (') Duygulandryor da beni bu, hak veriyorum size. - Duygulanacak bir ey yok aslnda, henz bir ey yapm deilim. - Olsun varsn. Duygularnz anlyorum, onu da anlyorum.. (Nehldof'un yznn burutuunu farkedince konuyu kapamak istedi.) Pekl, pekl, ondan sz etmeyeceim. Anladm bir ey daha var, ceza evlerinde insanlarn ektii straplar grdkten sonra, bu zavalllara, bylesine ezilen, horlanan, bu insanlara yardm etmek istiyorsunuz... Bunu, insann uruna cann bile verebilecei yce bir grev olduunu biliyorum, ben de verebilirdim canm. Ama herkesin bir kaderi vardr. Marette'nin o anda tek istedii, Nehldof'un ilgisini ekmekti. Gen adamn ruhunda olanlar, deer verdii eyleri kadn duyarllyla sezinlemi, onlarn zerinde duruyordu. Herkesin bir kaderi var, diye pek bir ili mrldanmt. - Kaderinizden yakmyor musunuz yoksa? Gen kadn, bylesine basit bir eyi Nehldof'un nasl so-rabildiine am gibi: - Ben mi? dedi. Yaknmamak zorundaym, yaknmyorum da. Ama iimde bir ey var, arada uyanyor... - Uyumasna frsat vermemelisiniz, daima inanmalsnz bu sese. Gen kadnn yalanma iyice kaptrmt kendini Nehldof. Sonralar, Nehldof onunla olan bu konumasn utan duyarak hatrlad hep. Yalnzca yalan szlerini deil, dzme bir itenlik taknd yzn de unutamad uzun sre. Ceza evinde grd korkun olaylar, ky izlenimlerini anlatrken btn bunlara byk bir ilgi duyuyormu gibi dinliyordu onu. Kontes odaya dndnde, iki eski arkadatan da te, onlar anlamayan insanlarn arasnda birbirlerini anlayan iki yakn dost gibi konuuyorlard. (') Polichinelle'nm (Fransz halk kukla tiyatrosunun soytars) srrdr bu. (Franszca)- 332 XXV Ynetim organlarnn hakszlklarndan, insanlara ektirilen aclardan, halkn yoksulluundan sz ediyorlard; oysa aslnda, birbirlerinden ayrmadklar gzleri konumann arasnda durmadan Sevebilir misin beni? diye soruyor, teki cevap veriyor-du: Sevebilirim. Kadnn erkee, erkein kadna duyduu o duygu giderek daha bir yaklatryordu onlar. Mariette giderken ona elinden gelen yardm yapmaya her zaman hazr olduunu, yarn akam tiyatroda, bir dakikalna bile olsa, yanna uramasn, onunla ok nemli bir konuda konuacan syledi. Derin bir gs geirdikten sonra, yzk dolu eline eldivenini dikkatle geirirken: - Bir daha ne zaman greceim sizi? dedi. Sz verin geleceinize. Nehldof sz verdi. O gece odasna ekilince mumu sndrp yataa uzand Nehldof, ama uzun sre uyuyamad. Maslova'y, yarglayn verdii karar, Maslova'nn arkasndan Sibirya'ya gitmeye kararl olduunu, topran bakalarna verdiini dnyordu; btn bu sorulara cevapm gibi, Mariette'nin yz geldi gzlerinin nne anszn: Bir daha ne zaman greceim sizi? derkenki bakn, gs geiriini hatrlad. Glmseyiini grr gibi oldu, o da glmsedi. Sibirya'ya gitmekle iyi mi ediyorum acaba? diye sordu kendi kendine. Varm youmu bakalarna vermek akllca bir i mi? yice kapatlmam perdenin arasndan gzken bu aydnlk Petersburg gecesinde kesin cevaplar bulmak pek gt bu sorulara. Kafasnn ii karmakarkt. Eskisi gibi dnmeye zorluyordu kendini; ama eski glerini yitirmiti bu dnceler imdi. Neler dnyorum ben de, diye geirdi iinden, yaptm iyi eylere bile piman oluyorum. Bu sorulara birer cevap bulamamak, oktan beri duymad bir pimanla, umutsuzlua salmt onu. Sorulara cevap bulamaynca, kumarda byk para kaybettii zamanlar olduu gibi, derin bir uykuya dald. Devrisi sabah uyanr uyanmaz, dn iren bir ey yaptn hissetti Nehldof. Dnmeye balad: yle kt, iren bir davran olmamt; ama dnceler; imdiki niyetlerinin Katyua'yla evlenmek, topran kyllere datmak gibi- gerekleemeyecek birer hayal olduklar, kararlln sonuna kadar srdremeyecei btn bunlarn yapmack, gerekd olduu, imdiye dek nasl yayorduysa yle yaamaya devam etmesi gerektii zerine irkin dnceler vard.

Kt davran yoktu ama, ondan ok daha kt eyler vard: Btn kt davranlarn kayna kt dnceler. Kt bir davran tekrarlamayabilir kii, piman olabilir yaptna, kt dnceler yle midir ya, btn kt davranlar onlardan doar. Kt bir davran, arkasndan gelen kt davranlara kapar yolu; kt dncelerse aar. Nehldof, bir an iin bile olsa, dn bu dncelere kendini nasl kaptrabildiine ayordu imdi. Yapmak niyetinde olduu ey ne denli g, allmam olursa olsun, bunu yapmadan yaamayacan; eski hayata dnmesi ne denli kolay olursa olsun, bunun onun iin lm olduunu biliyordu artk. Dnk bu kansn, scak yatanda uyanm, daha uyumak isteyen, ama nemli bir ii iin kalkma zamannn da geldiini dnerek, biraz daha uyumak isteiyle yatan iinde saa sola dnen bir insann o anda duyduklarna benzetiyordu. Petersburg'da son gnyd bu, o sabah Vasilyevski'ye, us-tova'ya gitti. kinci katta bir dairede oturuyordu ustova. Nehldof, kapcnn yol gstermesiyle arka kapdan girip, dik merdivenden kt, yemek kokan, scak mutfaa girdi doru. Kollarn svam yal bir kadn, ocan banda ayakta duruyor, tten bir tencerede bir ey kartryordu. Gzlklerinin stnden Nehldof'a dik dik bakarak: - Kimi aryorsunuz? diye sordu. Nehldof daha kim olduunu syleyip bitirmemiti ki, kadnn yz deiti birden, korkuyla sevin kark bir ifadeyle kapland. Ellerini nlne kurulayarak: - 334 - Ah, prens! diye haykrd. Peki ama niin arka merdivenden geldiniz? Velinimetimiz bizim! Onun annesiym ben. Mahvedeceklerdi yavrumu. Kurtarcmzsz bizim. (Kadn Nehldof' un elini yakalam, pmeye alyordu.) Dn geldim size. Kz-kardeim ok yalvard git diye. O da burada. Anne ustova, Nehldof'u mutfan dar kapsndan, karanlk koridordan geirirken -hem yryor, hem de eteklerini, salarn dzeltiyordu- durmadan konuuyordu. - u, yandan efendim, yle. Bir kapnn nnde durup alak sesle devam etti: - Kornilova'dr kzkardeimin ad, duymusunuzdur belki de. Politikaya karmt. Kafas ok alan bir kadndr. Anne ustova kapy at, Nehldof'u, ortasnda bir masa olan kk bir odaya ald. Masann arkasndaki kk divanda izgili basmadan bluzlu, orta boylu, imanca bir kz oturuyordu. Bukleli, san salarnn evreledii yuvarlak, renksiz yz annesininkine benziyordu. Tam karsndaki koltukta, yakas ilemeli Rus gmlei giyen, siyah bykl, siyah sakall gen bir adam iki bklm oturuyordu. Besbelli konumaya dalmlard. Nehldof odann ortasna geldikten sonra dnp baktlar ancak. - Lida, prens Nehldof, seni... Uuk benizli kz, kulann arkasndan kurtulan bir tutam sa dzelterek birden ayaa frlad; iri, gri gzlerini korkuyla Nehldof'a dikti. Nehldof glmseyerek elini uzatt ona. - Serbest braklmas iin Vera Yefremovna'nn syledii tehlikeli kadn siz miydiniz? dedi. - Evet, benim. ten, ocuka bir glmsemeyle araland gen kzn dudaklar, gzel dileri gzkt. - Teyzem ok grmek istedi sizi. Yan kapya doru sevgi dolu bir sesle seslendi: - Teyze! Nehldof: - Sizin tutuklanmanz ok zmt Vera Yefremovna'y'. dedi. Lidiya, gen adamn kalkt yumuak, krk dkk koltuu gstererek: - yle oturun daha iyi, dedi. Nehldof'un gen adam yukardan aaya yle bir szdn farkedince: - Teyzemin olu Zaharof, diye ekledi. Gen adam da Lidiya gibi itenlikle glmseyerek elini skt konuun; Nehldof onun yerine oturunca da gidip pencerenin dibindeki sandalyeyi ald, konuun yanna oturdu. teki kapdan, salar daha bir ak sar, on alt yalarnda bir lise rencisi ocuk kt, geip sessizce pencerenin iine oturdu. Lidiya: - Vera Yefremovna teyzemin ok yakn arkadadr, dedi, ama ben tanmyorum onu. Bu srada yan kapdan beyaz bluzlu, beline deri kemer balam, son derece temiz yzl, zeki bakl bir kadn girdi odaya. Divana, Lidiya'nn yanna otururken: - Ho geldiniz, diye balad, geldiiniz iin ok ok teekkrler. Vera'cmdan ne haber? Grdnz m onu? zlyor mu? Nehldof: - zlmyor, dedi. Kendini ok iyi hissediyormu, yle diyor.

Kadn glmseyerek ban sallad. - Ah Vera'ck, ah! Bilirim onu. Ancak bilen bir insan anlayabilir onu. stn bir kiilii vardr. Hep bakalar iin alr, kendi iin bir ey istemez. - Evet, kendi iin hi bir istekte bulunmad benden, yalnz yeeninizi dnyordu. Susuz yere yakaland diye -yle syledi bana- ok zlyordu. Teyze: - Evet, dedi, korkun bir eydi bu! Hi bir gnah yokken, bou bouna ac ekti. Lidiya kart sze: - Hayr Teyze! Siz olmasaydnz da alrdm o ktlar. Teyzesi: - zninle ben daha iyi bilirim bu ileri, dedi. Nehldof'a dnerek devam etti: - Olay u, biri baz ktlar bir zaman iin saklamam istedi benden; evim olmadndan, ben de getirip ona verdim. O336 gece arama yapmlar evinde, ktlar da onu da alp gtrmler; bugne kadar tuttular, ktlar kimden aldn sylemesini istiyorlarm. Lidiya, aslnda ona bir zarar olmayan san fkeyle geri atarak: - Sylemedim de, diye atld. Teyzesi: - Syledin demedim ben de zaten, dedi. Lidiya kzararak, huzursuz baklarn odann iinde gezdirdi. - Martin'i benden rendikleri bir eye karlk tutukla-madilar, dedi. Annesi kart sze: - Kapat bu konuyu Lidiya'cm. - Niin kapatacakmm? Anlatmak istiyorum. Artk glmsemiyordu Lidiya, yz kpkrmz olmutu, san da geri atmyor, parmana dolayarak bakmyordu. Annesi: - Anlatnca dn akam ne oldu biliyorsun, dedi. - Hi de... Brakn da anlataym anneciim. Sylemedim, sustum hep. ki kere sorguya ekti beni o adam; teyzemle Mitin'i sordu. Ona cevap veremeyeceimi syleyip sustum. O zaman... Petrof... Teyzesi yeeninin neden sz ettiini aklad Nehldof'a: - Petrof dedii hafiyedir, jandarma, alan biri. Lidiya abuk abuk konuarak devam ediyordu: - O zaman o kandrmaya alt beni. Bana anlatacaklarnzn hi kimseye bir zarar dokunmayacaktr, dedi, tersine... Konuursanz, burada bou bouna strap ektirdiimiz insanlar da kurtarm olursunuz. Gene de konumayacam syledim. O zaman yle syledi: Pekl, konumayn, ama syleyeceklerime de itiraz etmeyin. simleri saymaya balad, bu arada Mitin'in adn da syledi. Teyzesi: - Yeter artk, dedi. - Of, brakn da anlataym teyze... Durmadan san ekeliyor, bakmyordu. - Dnn, devrisi gn Mitin'in tutuklandn reniyorum, duvar tklatarak bildirdiler bana bunu. Benim yzmden __ 007 __ -137yakalandn sandm tabi. O" kadar ac vermeye balad bana bu, o kadar ki, az kald ldryordum. Teyzesi: - Senin yznden yakalanmad da anlald sonunda, dedi. - Bilmiyorum ki. Ben onu ele verdim sanyordum. Hcrenin iinde dolap duruyor, dnyordum hep. Ben ele verdim sanyordum onu. Yataa yatp da gzlerimi kapaynca bir ses nlamaya balyordu kulamda: Sen ele verdin onu, Mitin'i sen yakalattn, ele verdin Mitin'i. Bunun hayal olduunu, gerekten byle bir sesin olmadn biliyor, uyumak istiyordum ama uyku girmiyordu gzme; dnmemek istiyordum, yapamyordum. Bu ac veriyordu bana ite! Lidiya parmana san dolayp zerek, durmadan evresine baknarak konuuyordu. Giderek heyecanlanyordu. Annesi omzuna dokunarak: - Lidiya'cm, dedi, sakin ol. Ama sakin olmak elinde deildi artk Lidiya'nn. - yle bir acyd ki bu... diye balad. Sznn sonunu getiremedi, divandan atlayp, koltua arparak koup kt odadan. Annesi de arkasndan gitti. Pencerenin iinde oturan lise rencisi: - Hepsini amal alaklarn, diye sylendi. Annesi: - Sana ne oluyor? dedi. Lise rencisi: - Hi... diye cevap verdi. Masann zerindeki paketten bir sigara alp yakt. Teyze de bir sigara yakt, ban sallayarak: - Evet, dedi, tek kiilik hcreye kapatlmak genler iin ok kt oluyor.

Nehldof: - Herkes iin ktdr, dedi. - Hayr, herkes iin deil. Gerek devrimciler iin bunun bir dinlenme, rahata erme olduunu duydum. Devaml bir kuku, tehlike, madd sknt iinde yaar devrimci; kendi iin, arkadalar iin, yoluna ba koyduu dva iin korkar hep; en sonunda Dirili - F: 22- 338 yakalarlar onu, her ey bitmitir artk, omuzlarndaki sorumluluk alnmtr: Otur rahatna bak. Dpedz sylemilerdir bana yakalannca sevindiklerini. Gelgelelim gen susuzlar iin -daima nce Lidiya gibi susuzlar atarlar ieri- bunlar iin ilk ok korkun oluyor ite. zgrlnzn elinizden alnmas, itilip kaklmanz, a braklmanz, iersinin havasnn kt olmas, ekilen her eit eziyet vz gelir. Btn bunlar iki kat daha kt olsa gene kolaylkla katlanr insan, yeter ki oraya ilk girdiinde o ok sarsmasn benliini. - Siz nereden biliyorsunuz bunlar? Lidiya'nn teyzesi itenlikle ac ac glmsedi. - Ben mi? ki kere yattm hcrede. Beni oraya ilk atldmda -hi suum yokken yakalamlard beni- yirmi iki yandaydm, ocuum vard kucamda, ayrca gebeydim de. zgrlmden yoksun olmann, ocuumdan, kocamdan ayrlmann arl, artk insan olmaktan kp bir eya olduumu anladm zaman hissettiklerimin yannda hiti. Kzma bir Allahasmarladk demek istedim, yrmemi sylediler, arabaya bindirdiler beni. Beni nereye gtrdklerini soruyordum, gtrdklerinde greceimi sylyorlard. Sorgu sualden sonra stmdekileri karp numaral ceza evi giysileri giydirdiler bana, kemerlerin altndan geirdiler, bir kapy ap ieri attlar beni, kapy kilitleyip gittiler. Koridorda bir aa bir yukar dolaan, geerken arada bir de kapmdaki delikten ieri bakan tfekli nbeti kald yalnz. O anda ok fena oldum. Hatrlyorum, beni en ok artan, sorguya ekerken jandarma subaynn bana sigara uzatma-syd. Demek biliyordu insanlarn baz anlarda sigara imeyi nasl istediklerini; insanlarn zgrl, nasl sevdiklerini, annelerin ocuklarn, ocuklarn annelerini nasl sevdiklerini biliyordu. Evet, dnyada deer verdiim her eyden bylesine acmadan koparp almlard beni, yaban bir hayvan gibi kilitli kaplarn ardna atmlard. yle kolay kolay katlanlabilecek bir ey deildi bu. Tanrya, insanlara, insanlarn birbirini sevdiklerine inanan bir kimse bana byle bir ey geldikten sonra hi birine inanmaz artk bunlarn. O gnden sonra ben de inanmyorum insanlara, nefret ediyorum onlardan. Kadn glmseyerek bitirdi szn. - 339 Lidiya'nn biraz nce kt kapdan annesi girdi, Lidiya'nn sinirlerinin bozuk olduunu, konuun yanna kamayacan bildirdi. Teyzesi: - Niin mahvediyorlar krpecik bir ruhu? dedi. Beni asl zen, istemeyerek byle bir eye sebep olmamdr. Annesi: - nallah ky havas iyi gelir ona, dedi, babasnn yanna yollayacaz onu. Teyze, Nehldof'a dnd: - Siz olmasaydnz tamamen mahvolacakt. Minnettarz si--ze. Sizi grmek istememin bir sebebi daha vard; u mektubu Vera Yefremovna'ya vermenizi isteyecektim, (cebinden bir mektup kard.) Zarf kapal deildir, okuyun; ister yrtp atn, ister verin, hangisini daha uygun bulursanz onu yapn. Gizli bir ey yok iinde. Nehldof mektubu ald, onu Vera Yefremovna'ya ileteceine sz verdi, vedalap kt. Okumadan azn kapad mektubun, sahibine iletmeye kararlyd onu. XXVI Nehldof'u Petersburg'da tutan son ii, din sulular iiydi. Onlar iin dilekeyi ar'a, alaydan eski arkada, ar'n yaveri Bogatryef araclyla verecekti. Erkenden gitti Bogatryef'e, evdeydi arkada, kahvaltsn yapyordu, biraz sonra kacakt. Ksa boylu, tknaz bir adamd Bogatryef; ok kuvvetl -nal tuttu mu eebiliyordu- temiz yrekli, drst, yalan dolan olmayan, hatt zgr dnceliydi. Bu niteliklerine ramen saraya yaknd, ar' da ailesini de sever, -alas bir durumdu- iinde bulunduu bu evrenin yalnz iyi yanlarn grr, ktlklerine, alaklklarna karmazd. Ne insanlar ne de alnan tedbirleri sular; ya susar, hi bir ey sylemez, ya da gzpek, gmbr gmbr ten bir sesle, barr gibi, sylemesi gerekeni syler, konuurken gene yle yksek sesle glerdi. Hem kendini zorlayarak, gsteri olsun diye yapmazd bunu, yaradl yleydi. - Geldiin ok iyi oldu. Kahvalt eder misin? Otur. Biftek- 340 nefis. Elimin altndakinden balarm ben daima, onunla da bitiririm. Ha, ha, ha! Krmz arap olan srahiyi gstererek: - arap i bari, diye bard. Ben de seni dnyordum. Dilekeyi vereceim. Hem de eline... buna inan; yalnz, nce Toporof'a bir gitsen daha iyi olmazmyd diye dndm. Toporof adn duyunca Nehldof yzn buruturdu. - Her ey onun elindedir. Zaten sen gitmesen de ona soracaklar. Belki bir yardm dokunurdu sana.

- Sen git dersen giderim. Bogatryef: - ok gzel, diye bard. Ee, syle bakalm, Piter (Pe-tersburg) nasl bir etki brakt sende? Konusana canm. Nehldof: - Hipnotize etti beni sanki, dedi. Bogatryef: - Hipnotize mi? diye sordu. Kahkahay bast. Peeteyle azn, byklarn sildi. - Gideceksin demek? Ha? Seninle gerektii gibi ilgilenmezse bana getir, yarn ben veririm. Bara bara konuuyordu gene. Masadan kalkp ha kard -bunu da azn sildii gibi bilinsiz olarak yapt belliydi- klcn kuanrken: - imdilik allahasmarladk, dedi, acele iim var. Nehldof: - Beraber kalm, dedi. D kapda Bogatryef'in geni, gl elini -her zamanki gibi bir dinlik, canllk, hafiflik duyarak- skt, ayrldlar. Nehldof, hi bir fayda beklemedii halde, Bogatryef'in dediini yapt, din sulularyla ilgilenen Toporof'a gitti. Toporof'un bulunduu grev ancak kr, ahlk duygusundan yoksun bir insann gremeyecei bir eliki iindeydi. Toporof bu elikiyi gremeyecek kadar hem krd, hem de ahlk duygusundan yoksundu. Bu eliki Toporof'un grevinin amacyd: Tanrnn kurduu, cehennem kaplarnn da, hi bir insan gcnn de sarsamayaca kiliseyi d olanaklarla -bu arada kuvvetle de- korumakt grevi. Tanrnn bu kutsal, gl kurumu, ba- 341 nda Toporof'la arkadalarnn bulunduu dnyasal kurumu desteklemek zorunda braklyordu. Toporof grmyordu bu tezad, ya da grmek istemiyordu; cehennem kaplarnn bile yeneme-cei kiliseye herhangi bir din dmannn zarar vermemesi iin canla bala almaktayd. Asl din duygusundan, insanlarn eitlii, kardelii bilincinden yoksun btn insanlar gibi Toporof da, halkn, ondan tamamen baka yaratklardan olutuuna, onun iin gerekli olmayan eylerin halk iin zorunlu olduuna inanrd. Ruhunun derinliklerinde hi bir eye inanmaz, bu durumu da ok rahat bulurdu; ama halkn da bu duruma gelmesinden korkar, kendi deyimiyle- halk bu tehlikeden korumay en kutsal grev sayard kendine. Bir yemek kitabnda, stakozlarn canl canl kaynar suya atlarak halanmay sevdikleri yazl olduu gibi, Toporof da -yemek kitabndaki bu ak seik ifade gibi kesin- halkn batl inanc sevdiini dnr, bunu sylerdi. Koruduu din onun iin, bir tavuku iin tavuklarn besledii solucan neydiyse oydu. lm solucan, pisti, irenti, ama tavuklar seviyorlard onu, yiyorlard, yleyse vermek gerekirdi onlara solucan. Elbette kaba anlamyla puta tapmakt u versk'lilerin, Ka-zan'llarm, Smolensk'lilerin yaptklar; ama halk seviyordu bunu, inanyordu, yleyse desteklemek gerekirdi bu batl inanlar. Byle dnyordu Toporof, halkn batl inanc sevdiini sanyordu. Oysa halkn batl inanc sevmesinin suu Toporof'un, onun gibi aydnla kavumu, ama ellerindeki , bilgisizliin karanlndan kurtulmaya alan halka yardm iin deil, onu bu karanla iyice gmmek iin kullanan insanlarnda. Nehldof bekleme odasna geldiinde Toporof, alma odasnda, lkenin batsnda zorla ortadoks edilen halk arasnda Ortodoksluu yayan, yaatan soylu bir rahibeyle sohbet ediyordu. Bekleme odasnda grevli memur ne istediini sordu Neh-ldof'a; onun, baz din sulularnn dilekesini ar'a iletme iini zerine aldn renince, dilekeyi grp grmeyeceini sordu. Nehldof dilekeyi verdi, memur dilekeyle alma odasna girdi. apkasnn kenarlarndan tl omuzlarna kadar uzanan, etekleri yerlerde srnen rahibe, topaz bir tebih tuttuu, trnak- 342 lan temizlenmi, beyaz ellerini gsnn zerinde kavuturmu, alma odasndan kt, gitti. Hl armyorlard Nehldof'u. Toporof dilekeyi okuyor, ban sallyordu. Dilekenin gl anlatm artmt onu, cann skmt. Dilekeyi sonuna kadar okuduktan sonra ar'n eline geerse birtakm hi de ho olmayan yanl anlamalara yo! aabilir bu, diye geirdi iinden. Dilekeyi masann zerine koyduktan sonra zile bast, Nehldof'u ieri almalarn syledi. Bu din sulularn hatrlyordu, daha nce de bir dilekeleri vard. Durum uydu: Hristiyanlktan uzaklam olduklar ihbar edilmiti, yakalanp mahkemeye vermilerdi onlar, ama mahkeme susuz olduklarna karar vermiti. O zaman piskoposla vali nikhlarnn yasa d olduu gerekesiyle, aileleri datm, kocalarn bir yana, karlarn bir yana, ocuklar da baka bir yana srgn etmiti. te bu babalar, karlar ailelerinin datlmamasn diliyorlard. Toporof, bu olay kendisine aksettii zamanki dncelerini hatrlyordu. Dilekeyi kabul etse mi diye karar verememiti bir trl. Ama bu kyl ailelerinin her bir yesini baka bir yana

srlmesi zerine verilen karar onaylamann sakncal herhangi bir yan olamazd; oysa ailelerin yerli yerinde braklmalar dinden kopma yolunda teki kyller zerinde kt rnek olabilirdi; sonra, piskoposun grevine ne denli bal olduunu gsteriyordu bu olay. Btn bunlar gz nne alarak, ilemin yrtlmesine karar vermiti. imdi de, Petersburg'da ok tand olan Nehldof gibi bir koruyucunun yardmyla durum ar'a haksz verilmi bir karar olarak anlatlabilecei, ya da Avrupa gazetelerine aksedebilecei korkusuyla bir anda verdi kararn. Beklenmeyen bir karard bu. Nehldof'u ayakta, ba pek kalabalk bir insan tavryla karlayarak: - Ho geldiniz, dedi. Hemen konuya girdi, dilekeyi eline alp Nehldof'a gstererek: - Haberim vard bu durumdan, diye devam etti. simleri okur okumaz hatrladm. Gerekten de haksz bir iti. nann ki bunu bana hatrlattnz iin minnettarm size. l yneticilerinin igzarl ite... (Nehldof, karsndakinin soluk yzndeki ha- 343 reketsiz maskeye tiksintiyle bakyor, susuyordu.) lemin durdurulmas, kyllerin ailelerine dnmesi iin gerekeni yapacam. Nehldof: - yleyse bu dilekeyi vermeyeyim mi? diye sordu. - Vermeyin. Ben sz veriyorum size. Ben szcn -onun drstlne, onun szne her eyden ok gvenebileceinden emin olduu besbelli- zerine basa basa sylemiti. - yisi mi hemen imdi yazvereyim, diye ekledi. Buyrun oturun bir dakika. Masaya gidip yazmaya balad. Nehldof ayakta duruyor, yukardan aa bu dar, uzun, dazlak kafaya, u kalemi kt zerinde abuk abuk dolatran, koyu mavi iri damarlar kk bu ele bakyor; hi bir eyi umursamad besbelli bu adamn bunu niin yaptna, bu ile niin bylesine ilgilendiine akl erdiremiyordu. Niin?.. Toporof zarf kaparken: - Tamam ite, dedi. (Dudaklarnda glmsemeye benzer bir ey belirdi.) Koruduunuz kyllere syleyin bunu. Nehldof zarf alrken: - Niin onca strab ekti bu insanlar? diye sordu. Toporof, Nehldof'un sorusu pek houna gitmi gibi ban kaldrp glmsedi. - Bunu syleyemem size. Yalnz u kadarn syleyebilirim, koruduumuz halkn karlar ylesine nemlidir ki, din sorunlar konusunda gsterilen her trl ar titizlik, son zamanlarda yaygnlaan dine kar ar umursamazlktan daha korkun, daha zararl deildir. - Peki ama, iyilik kavramnn ilk koulu olan aile, din adna nasl datlabiliyor... Toporof, besbelli Nehldof'un szlerinden holand iin, alak gnlllkle glmsemeye devam ediyordu. O anda Nehldof ne sylerse sylesindi; Toporof, devletin yksek organlarndan birinin doruunda bulunmann verdii byklk duygusuyla, onun her sylediini ho, tek yanl bulurdu. - Kii byle dnebilir bu konuda, dedi, ama devlet baka trl dnyor.- 344 Bayla selm verip elini uzatarak: - Neyse, sayglarmla, diye ekledi. Nehldof uzatlan eli skt, aceleyle kt. Bu eli sktna piman olmutu. Sokaa ktnda dnyordu: Halkn karlar ha! Halkn deil senin karlarn aslnda. Yalnz senin karlarn. Nehldof, grevi, hakk hukuku, dini korumak, halk eitmek olan kurulularda alan memurlar gznn nnden yle bir geirdikten sonra, izinsiz iki satt diye cezaya arptrlan kyl kadn, hrszlktan yatan ufakl, bo gezdii iin yakalanan ayla, yangn kard diye yarglanan kyly, para ald gerekesiyle delie tklan bankacy, srf gerekli bilgileri azndan alabilmek umuduyla karanlk hcrede yatrlan zavall Lidiya'y, Ortodokslua ktlkleri dokundu iddiasyla ieri atlan kylleri, anayasa istiyor diye tutuklanan Gurkevi'i dnd. Nehldof btn bu insanlarn yakalanmalarnn, ceza evine atlmalarnn, ya da srgne yollanmalarnn sebebinin hi de bakalarna zararlar dokunduu, ya da yasalara aykr i yaptklar olmadn; memurlarn, zenginlerin, halktan topladklarndan diledikleri gibi yararlanmalarn engelledikleri iin ezildiklerini kesinlikle biliyordu artk. zinsiz iki satan kyl kadn da, kentte babo dolaan hrsz da, btl inanc ykmaya alan din sulular da, elinde bildirilerle Lidiya da, anayasa zerine dnceleriyle Gurkevi de ayak baydlar onlar iin. Bu yzden Nehldof, teyzesinin kocasndan, yargtay yelerinden, Toporof'tan tutun da, bakanlk kalemlerinde oturan temiz giyimli, t-krldm kk memurlara kadar btn devlet memurlarnn, susuz insanlarn

strap ektiklerini hi mi hi umursamadklarna, yalnzca btn bu tehlikeli insanlardan nasl kurtulacaklarn dndklerine inanyordu. yle ki, bir susuzu cezalandrmamak iin on suluyu/sal-vermeli kural kulak arkas edilmi; tersine, yala beraber kuru da yanar hesab, gerek bir tehlikeyi ortadan kaldrmak iin on gerek tehlikesiz gzden karlyordu. evresinde olup bitenleri byle aklamak Nehldof'a pek kolay, ak seik geliyordu, onu bu gr benimsemekte kukuya dren de bu ak seiklikle kolaylkt zaten. Bylesine - 345 -aprak, karmakark bir oluun bylesine basit, korkun aklamasnn olmas akl almaz bir eydi; hak, hukuk zerine, iyilik, yasa, din, Tanr v.b. zerine sylenen bunca szn kuru lf kalabal olduuna, en kaba bir cencillii, civdanszl gizlediine inanmak gt. XXVII O akam istese gidebilirdi Nehldof, ama Mariette'ye tiyatroda ona uramaya sz vermiti; ne var ki, oraya gitmemesi gerektiini bildii halde, kendi kendini aldatarak, verdii sz tutmak zorunda, olduunu dnerek gitti. Beni yolumdan evirmeye alan bu ekici eylere kar koyabilecek miyim? diye dnyordu. -Hi de iten deildi dnrken.- Son bir kere daha bakalm ne var ne yok. Frak giyinip tiyatroya geldiinde ikinci perde balamt. Konuk Fransz aktristinin, veremli kadnlarn nasl ldklerini yepyeni bir biimde sunduu u Dame aux camelas (1) oynuyordu. Tiyatro doluydu. Mariette'nin locasn -oray ayrtan kimseye saygyla- hemen gsterdiler Nehldof'a. Koridorda resmi giysili bir uak duruyordu, Nehldof'u grnce tand, ne eilip selm vererek at kapy. Kar sradaki localarda oturanlarn da, oturanlarn arkasnda ayakta duranlarn da, nde yalnz srtlar grnenleri de, parterde oturan ak sallarn, salarna ak dmlerin, salar dklmlerin, dazlak kafallarn da, salar briyantinlilerin, ond-lelilerin de btn dikkati sahnedeki ipeklilere, dantellere brnm, kendini paralayan, hi de olaan olmayan bir sesle durmadan konuan sska, kemikleri frlam aktris zerinde toplanmt. Kap alnca biri it dedi; scak hava akmyla koridordan gelen souk hava akm arpt Nehldof'un yzne. Locada Mriette'yle, omuzunda krmz al, kocaman sa tu-valetiyle orta boylu bir kadndan baka iki erkek vard: Mariette' nn kocas, kemerli burnu yz sert, resm giysisinin geni gs nianlarla dolu, yakkl, uzun boylu general; bir uzun fa-vorili, top sakall, salar dklm sarn bir adam. Zarif, ince C) Kamelyah kadnlar. (Franszca)- 346 yapl, dekolte giyimli Mariette -yuvarlak omuzlarnda bir canllk, iki omuzunun tam ortasnda srtnda da bir ben vard- dnp de Nehldof'u grnce yelpazesiyle hemen arkasndaki sandalyeyi ona gstererek itenlikle, -Nehldof'un anlad kadaryla- pek manal glmsedi. Kocas, her zamanki tavryla arbal, bakt Nehldof'a, bayla selm verdi. Her halinden -oturuundan da, karsyla gzgze geliinden de- gzel karsnn her ynden tek sahibi olduu belliydi. Aktrisin konumas bitince alktan nlad tiyatronun ii. Mariette kalkt, locann arka blmne ekilip, kocasyla Nehldof'u tantrd. Generalin gzlerinin ii glyordu. Nehldof la tantna ok sevindiini syleyerek sakin, sustu. Nehldof, Mariette'ye dnerek: - Bugn gitmem gerekiyordu, ama sz vermitim size, dedi. Marietie, Nehldof'un sznn anlamna karlk vermek amacyla: - Beni grmek istemiyorsanz, stn bir aktris grn bari, dedi. Kocasna dnd: - Son sahnede ne baarlyd deil mi? Kocas ban sallad. Nehldof: - Bunlar etkilemem beni, dedi. Bugn ylesine gerek zavalllar grdm ki... - Oturun da anlatn. General dinliyor, gzlerinin iindeki alayl glmseme giderek daha bir belirginleiyordu. - Hi suu yokken onca zaman hcrede yatrlan, serbest braktklar kz grdm. Mahvolmu bir zavall. Mariette kocasna: - Sana sylediim kz bu, dedi. General, ban ne eerek: - Evet, diye cevap verdi, onu kurtarabildiinize ok sevindim. Ben sigara imeye kyorum. Nehldof, adamn bynn altndan alayl alayl glmsedi-ini farketmiti. Yalnz kaldklarnda Mariette'nin ona bir eyler sylemesini bekliyordu; ama gen kadn hi oral deildi, aka - 347 ediyor, Nehldof'u duygulanmas gerektirdiine inand oyundan sz ediyordu.

Nehldof, Mariette'nin ona bir ey sylemek niyetinde olmadn anlamt. Akam tuvaleti iinde btn ekiciliiyle, omuzlarnn gzelliiyle, beniyle grnmek istemiti ona, hepsi o kadar, Nehldof hem holanyordu bu durumdan, hem ireniyordu. Dn bu gzellik zerinde bulunan rt Nehldof iin tamamen kalkm deildi imdi, ama rtnn altnda ne olduunu gryordu. Bakarken haz duyuyordu Mariette'ye, ama onun bir yalanc olduunu, yzlerce insann hayat, gzya zerinde ykselen kocasn sevdiini, btn bunlar umursamadn, dn ona sylediklerinin hepsinin yalan olduunu, yalnz Nehldof'un onu sevmesini istediini -ama bunun sebebini ne Nehldof ne de Mariette biliyordu- anlamt. Hem holanyor, hem de ireniyordu bu durumdan. Birka kere kalkp gitmek istemi, apkasn eline alm, ama kalkmamt. En sonunda, kocas byklarnda ttn kokusuyla locaya dnp, tanmam gibi kmser bir tavrla Nehldof'u yukardan aa sznce, Nehldof, kap kapanmadan koridora kt, paltosunu buldu orada, tiyatrodan kp gitti. Nehldof Nevski caddesinden eve doru yrrken birden uzun boylu, dzgn bedenli, giyinii albenili bir kadn grd. Geni, asfalt tratuarda yava yava yryordu. ren etkisinin farknda olduu yznden de, hallerinden de belliydi. Kardan gelenler de, arkadan gelip onu geenler de tepeden trnaa szyorlard kadn. Nehldof ondan hzl yryordu, geerken o da .bakt yzne. Boyal yz gzeldi; kadn, gzlerini parlatarak glmsedi. Nehldof'a. Tuhaftr, o anda Marette'yi hatrlad Nehldof. Tiyatroda duyduu istekle tiksintiyi beraberce duymutu nk gene. Admlarn abuklatrp uzaklat -kendi kendine kzmtMorskaya'ya sapt, rhtma kp -oradaki bekiyi artarak- bir aa, bir yukar dolamaya balad. Tiyatrodaki de, locaya girdiim zaman ayn yle glmse-miti. diye dnyordu, iki glmsemede de ayn mna vard. Yalnz tek ayrlk var ikisinin arasnda, bu ak, Bana ihtiyacn varsa al beni. Yoksa ek araban, diyor. tekiyse, bunlar d-- 348 nmyormu, bir takm soylu duygular varm gibi gz boyamaya alyor, numara yapyor, oysa ikisinin de hamuru ayn. Hi deilse yapmack deil bu, teki yalanc. Dahas var, bunu yoksulluk drd bu duruma; oysa teki bu ho, iren korkun tutkuyla oynuyor, eleniyor. Bu sokak kadn, susuzluu irenme duygusundan kuvvetli olanlara sunulan pis kokulu, amurlu bir sudur; teksiyse, tiyatrodaki, zerine damlad her eyi hi belli etmeden zehirleyen bir zehir. (Nehldof, soylular bakannn karsyla olan ilikisini hatrlad, yz kzartc anlar geldi aklna.) nsan iinde hayvan duygularn bulunmas iren bir ey. Ama bu yalnsa insan ruhsal dnyasnn yksekliinden gryor bunu, ireniyor; ama dnce ya da yorulunca gerek kiilii kyor ortaya; ama bu duygu yalanc stelik, iirsel rtnn altna gizlenip de kendisine deer verilmesini istedii zaman, insan onu zenginletiriyor, artk iyiyle kty ayrdetmek-ten yoksun, tamamen tutsa oluyor bu duygunun. O zaman mthi bir ey oluyor ite bu. Nehldof bunu, saraylar, nbetileri, kaleyi, nehri, kayklar, kiralk araba duran grd gibi ak seik gryordu imdi. Kiiye rahatlk veren karanln yerine o gece kayna belirsiz, soluk, kskn, tuhaf bir aydnlk olduu gibi, Nehldof'un ruhunda da, bilinmezliin ona huzur veren karanl yoktu artk. Her ey apaydnlkt, nemli, iyi saylan her eyin deersiz, iren olduunu ak seik gryordu imdi. Bu parlak klarn, bu lksn, eskiden beri allagelmi, yalnzca cezalandrlmakla kalmayp, stelik yceltilen, kiiolunun dnebildii tm gzellikle bezenmi sular saklamaktan baka bir ie yaramadn biliyordu. Nehldof unutmak, grmemek istiyordu bunu, ama grmemek elinde deildi artk. Petersburg'un zerindeki n kaynan gremedii gibi bu n kaynan da gremedii, bu k ona lgn, kasvetli, gerekten uzak geldii halde, bu n aydnlatt eyleri grmemek elinde deildi, ayn anda hem neeliydi, hem tell. XXVIII Nehldof Moskova'ya iner inmez, kt haberi Maslova'ya - 349 bildirmek, yargtayn mahkeme kararn onayladn, Sibirya yolculuuna hazrlanmak gerektiini sylemek iin doru cezaevi revirine gitti. Avukatn ara yazd dilekeyi de getirmiti beraberinde. Maslova'ya imzalatacakt onu. Ama pek umut var deildi bu dilekeden. Tuhaftr, baarya ulamak da istemiyordu artk. Sibir-lya'ya yolculuu, srgnlerin krek cezallarnn arasndaki hayat [dncelerine iyice altrmt kendini; Maslova'y affetseler jne yapacan, kendi hayatn, Maslova'nn hayatn nasl dzen-jleyeceini dnemiyordu bile. Amerika'l yazar Toro'nun szle-Jrini hatrlyordu; Amerika'da klelik olduu zamanlar yle delmiti Toro: Kleliin yasalarda ngrld, savunulduu bir [lkede drst insanlara en yakan yer cezaevidir. Petersburg'a [gidip geldikten sonra, orada rendiklerinden sonra Nehldof da [byle dnyordu imdi. Evet, diye geiriyordu iinden, bu devirde Rusya'da drst bir insana en yakan yer cezaevidir. Cezaevine yaklarken, ka-jpsmdan girerken ak seik hissediyordu da bunu. Nehldof'u tanyan revir kapcs, Maslovann oradan ayrl jdn syledi.

- Nerede imdi? - Gene ierde. - Niin geri yolladlar onu? Kapc, kmser bir tavrla glmseyerek: - Bunlar hep byledir efendim, dedi. Salk memuruyla mercimei frna verdi, bahekim de kovdu onu. Nehldof, Maslova'nn, onun ruhsal durumunun onu byle-Jsine etkileyebileceini hi dnmemiti. Bu haber akna e-Jvirmiti onu. Kiinin, beklenmedik byk bir haber aldnda duy-Iduklarn duydu bir anda. Bir ac saplanmt yreine. Bu haber Ikarsnda duyduu ilk duygu utant. Maslova'nn ruh dnyasn deitireceini sand iin glyordu imdi kendi kendine. Yardmm istememesi, o sitemler, gzyalar, benden elden geldiince yararlanmak isteyen aalk bir kadnn .kurnazlklaryd hep. Son grmelerinde Maslova'nn dzelemeyeceini sezinler gibi olduunu hatrlad. imdi doru kmt her ey. apkasn bana koyup, uyur gezer gibi revirden karken gemiti- 350 btn bunlar aklndan, Ama ne yapmalym imdi? diye soruyordu kendi kendine. Ona bal mym? zellikle bu davranndan sonra zgr deil miyim artk? Ne var ki, bu soruyu kendine sorar sormaz, kendini zgr sayarak Maslova'y brakmakla, istedii gibi, Maslova'y deil, kendi kendini cezalandracan anlad, dehete kapld. Hayr! dedi. Bu olan, verdiim karar deitiremeyecei gibi, onu daha bir glendirmiti de. Varsn, ruhsal durumunun gerektirdii her eyi yapsn. Salk memuruyla frna m verdi mercimei, varsn versin, bu onu ilgilendiren bir i. Benim isimse, vicdanmn benden istediini yapmaktr. Vicdanm, ilediim gnah demem iin zgrlmden vazgememi, -kt zerinde de olsa- onunla evlenmemi, onu nereye yollarlarsa arkasndan gitmemi istiyor; yapacam bunu. fkeli bir inatla sylemiti, yapacam bunu diye. Revirden kp, kararl admlarla cezaevinin byk kapsna doru yrd. Kapya yaklanca nbetiye, geldiini mdre haber vermesini, Maslova'yla grmek istediini syledi. Nbeti, Nehl-dof'u tanyordu. Nehldof'u kendine yakn bularak, cezaevindeki byk deiiklii haber verdi ona: Yzbay grevinden almlar, yerine yeni, ok sert bir mdr vermilerdi. Nbeti: - Anasn alatyor herkesin, diyordu. Kendisi burada, hemen bildirirler ona geldiinizi. Gerekten de ierdeydi mdr, biraz sonra kt Nehldof'un yanna. Yeni mdr elmack kemikleri kk, hareketleri pek ar, ask suratl, uzun boylu bir adamd. Bam evirip Nehldof'un yzne bakmadan: - Grmeler belirli gnlerde grme yerinde olur, dedi. - Ama ara yandmz bir dilekeyi imzalatmam gerek. - Bana verin, ben imzalataym. - Cezaly grmem gerek. Eskiden her zaman izin veriyorlard bana. Mdr, Nehldof'a gz ucuyla bakarak: - O eskidendi, dedi. Nehldof, cebinden kd karrken: - Valilikten iznim var benim, diye diretiyordu. - 351 Mdr, hl Nehldof'un yzne bakmadan: - Veriniz, dedi. Kuru, uzun parmaklaryla -iaret parmanda altn bir yzk vard- Nehldof'un uzatt kd ald, ar ar okudu: - Odama buyrun, dedi. Mdr odasnda bu keresinde hi kimsecikler yoktu. Mdr, masasna oturup, zerindeki ktlar kartrmaya balad. Grme srasnda dar kmak niyetinde olmad belliydi. Neh-Jdof, siyas sululardan Bogaduhovskaya'y grp gremeyeceini sorunca mdr, bunun imknsz olduunu syledi. - Siyas sulularla hi kimseyi grtrmyoruz, dedi. Sonra ktlara dald gene. Nehldof, cebinde Bogoduhoskaya'ya mektupla, gizli niyetleri anlalm bir sulu gibi hissetti kendini. Maslova odaya girince mdr ban kaldrd, ne Nehldof'a ne de Maslova'ya bakarak: - Grebilirsiniz! dedi. nndeki ktlar kartrmaya devam etti. Maslova gene eskisi gibi giyinmiti: Beyaz bluz, eteklik, barts. Nehldof'a yaklap onun souk, fkeli yzn grnce kulaklarna kadar kzard birden; bluzunun eteiyle oynayarak gzlerini yere indirdi. Onun bu bozulmas revir kapcsnn szlerini doruluyordu. Nehldof son grmelerinde olduu gibi davranmak istiyordu ona, ama elini uzatamyordu. ylesine ireniyordu imdi ondan.

Elini uzatmadan, yzne de bakmadan, buz gibi bir sesle: - Kt haber getirdim size, dedi, yargtayda reddettiler dilekenizi. Maslova, tkanyormu gibi tuhaf bir sesle: - Biliyordum zaten, dedi. Eskiden olsayd, Nehldof nereden bildiini sorard ona; oysa imdi yle yzne bakyordu. Gzleri dolu doluydu Maslo-va'nm. Ama bu Nehldof'u yumuatmam, daha da sinirlendirmiti. Mdr kalkt, odann iinde bir aa bir yukar dolamaya balad. - 352 Nehldof, o anda Maslova'ya kar duyduu tiksintiye ramen, yargtayn kararna zldn sylemesi gerektiini dnd. - Umutsuzlua kaplmayn, dedi. ara yazdmz dilekeden bir sonu alabiliriz belki, sonra yle sanyorum ki... Maslova alamakl, nemli gzlerle Nehldof'a bakarak: - Benim dediim bu deil... diye mrldand. - Ya ne? - Revire uradnz, yzde yz benden sz ettiler size... Nehldof kalarn atarak, souk: - Sizi ilgilendiren bir ey bu, dedi. Maslova revirden sz edince, Nehldof'un unutur gibi o-duu fkesi gene, bu kez daha bir gl, sarmt iini. Maslova' nn yzne nefretle bakarak, Yksek evreden her kzn seve seve evlenecei, bunu kendi iin bir mutluluk sayaca bir insan, kars olmasn istiyor ondan da, o bekleyemiyor, salk memuruyla iler beceriyor diye geiriyordu iinden. - mzalayn u dilekeyi, dedi. Cebinden byk bir zarf karp masaya koydu. Maslova bartsnn ucuyla gzyan sildi, masann nndeki sandalyeye oturup nereyi, nasl imzalayacan sordu. Nehldof gsterdi ona. Maslova sol eliyle bluzunun sa kolunu yukar ekti. Nehldof yannda ayakta duruyor, sessizce Maslova'nn masaya eilmi srtna bakyordu. Gen kadnn bedeni, tutmaya alt hkrklarla sarslyordu arada bir. ki duygu arpyordu Nehldof'un ruhunda: Gururunun incinmesinden doan fkeyle, ac eken bir insana duyulan acma. kinci duygu daha baskn kt. Eskiden de yrekten acyor muydu ona, yoksa gnahlarn, bayaln Maslova'y sulad eylerde mi grmt, hatrlamyordu. Nedense, anszn sulu hissetmiti kendini, acmt ona. Maslova dilekeyi imzalayp, mrekkeplenen parman eteine sildikten sonra kalkt, Nehldof'a bakt. Nehldof: - Ne olursa olsun, kararm hi bir zaman deimeyecektir, dedi. Gen kadn balad dncesi acma duygusunu daha da glendirdi, avutmak istedi onu. 353 - Sylediim bir eyi yaparm ben. Nereye yollarlarsa yo-iasmlar sizi, ben de geleceim. Maslova'nn gzlerinin iinde sevince benzer bir k belirdi, aceleyle kesti Nehldof'un szn: - Bouna urayorsunuz. - Yolda nelere ihtiyacnz olacan biliyor musunuz? - Hi bir eye. Saolun. Mdr yanlarna geldi, Nehldof onun uyarmasn beklemeden, Allahasmarladk, deyip ayrld Maslova'dan, kt. O gne kadar hi tatmad, huzur verici bir duygu vard iinde; sevinliydi, insanlar seviyordu. Maslova ne yaparsa yapsn, ona kar olan sevgisini sarsamayaca bilinci Nehldof'u mutluluun doruuna karmt. Varsn salk memuruyla istediini yapsnd Maslova, bu onu ilgilendiren bir eydi: Kendi iin sevmiyordu onu, onun iin, Tanr iin seviyordu. te yandan, Maslova'nn revirden kovulmasna yol aan, Nehldof'un da inand, salk memuruyla gizli ilikisinin asl yleydi: Maslova, hemirenin istedii hlamuru getirmek iin koridorun sonundaki eczaneye gitmiti. Onu durmadan rahatsz eden, yz sivilceli, uzun boylu salk memuru Ustinof yalnzd ierde. Adam hemen sarlmak istemiti ona gene, o da ondan kurtulmaya alrken yle itmiti ki onu, salk memurunun ba rafa arpm, birka ie yere dp krlmt. Tam o srada koridordan gemekte olan bahekim angrty duyup, koarak eczaneden kan yz kpkrmz Maslova'y grnce fkeyle barmt ona: - Burada namusunla almayacaksan yollarm seni geldiin yere. Koridora kan salk memuruna gzlklerinin stnden sert sert bakarak: - Ne oluyoruz? diye sormutu. Salk memuru glmseyerek temize karmaya almt kendini. Doktor onu dinlemeden, gzlyle bakmak iin ban kaldrp odasna gitmi, hemen o gn mdre Maslova'nn yerine daha arbal bir yardmcnn gnderilmesini sylemiti. Maslova'yla salk memuru arasndaki olayn hepsi buydu ite.

Dirilis - F: 23 - 354 Erkeklerle oynat gerekesiyle revirden kovulmas, zellikle Nehldof'la grmesinden sonra ok ar gelmiti Maslova'ya-Erkeklerden tiksiniyordu. Gemiini, imdiki durumunu gznn-de bulundurarak baz kimseler, bu arada sivilceli yzl salk memuru da onu horlama hakkn buluyordu kendilerinde, onun direndiini grnce de ayorlard. Bu ok dokunuyordu ona, kendi kendine acyor, alamak istiyordu. imdi de, Nehldof'la grmeye gelirken, onun sonunda yzde yz duyaca bu haksz sulamay ona anlatmak, kendini temize karmak niyetindeydi. Konumaya balaynca, Nehldof'un inanmadn, ne sylerse sylesin, bunun onun kukularn dorulamaktan baka bir eye yaramayacan hissederek susmu, gzleri yaarm, grtlana bir hknk dmlenmiti. Maslova hl -ikinci grmelerinde Nehldof'a syledii gibi- onu affetmediine, ondan nefret ettiine inandrmaya alyordu kendini; oysa oktan tekrar sevmeye balamt onu. Hem yle seviyordu ki, elinde olmadan Nehldof'un ondan istediklerini yapyordu. kiyi, sigaray brakmt, una buna cilve yapmyordu artk, revire girmeyi kabul etmiti. Btn bunlar, Nehldof'un byle istediini bildii iin yapyordu. Evlenmeyi her keresinde ylesine kesinlikle reddetmesinin asl nedeni, ona bir zamanlar syledii o gurur dolu szleri gene syleyebilmek isteiydi; sonra, evlenirlerse Nehldof'un mutsuz olacan biliyordu. Nehldof'un kendini feda ediini kabul etmemeye kararlyd; te yandan, Nehldof'un onu kmsediini, eskisi gibi bir sokak kadn olarak kalacan dndn, onda olan byk deiiklii gremediini dnmek de ok ac veriyordu ona. Nehldof'un, revirde onun kt bir ey yaptn dnebilecei, kree gitmesinin artk kesinletii haberinden daha ok strap veriyordu ona imdi. XXIX lk kafileyle yollayabilirlerdi Maslova'yi, onun iin yol hazrlklarna hemen balamt Nehldof. Ama ii o kadar oktu ki, kendini ne kadar zorlarsa zorlasn, onlar bitiremeyeceini biliyordu. Eskisinden ok deiikti imdi durum. Eskiden ne yapmas gerektiini nceden dnerek yapard, her iinde tek d- 355 sunduu ey de Dmitri vanovi Nehldof'un karyd. Ne var ki, imdiye kadar her ey Dmitri vanovi Nehldof iindi ama, gene de skcyd hayat. Oysa imdi ileri bakalaryla ilgiliydi, Dmitri vanovi Nehldof'la deil; ama gene de ilgin, ekiciydi bu iler, hem oktular. Dahas var, eskiden Dmitri vanovi Nehldof'un ileriyle uramak pek skc bir eydi; bakalarnn ileriyle uramaksa haz veriyordu ona. O srada eit ii vard Nehldof'un; her zamanki titizliiyle kendi yapmt bu ayrm, her biri iin ayr bir anta tayordu yannda. Birinci i Maslova ve ona yardm iiydi. ar'a verilen dilekenin izlenmesi, desteklenmesiyle, Sibirya yolculuu iin hazrlklar iine alyordu bu. kinci i: mal, mlk sorunuydu. Panovo'da toprak kyllere verilmiti; kyller, kyn ortak parasna yatracaklard paralarn. Gelgelelim bunu resm bir anlamayla kesinletirmek gerekiyordu. Kuzminsk'deyse onun brakt gibi kalmt i; yani topran parasn o alacakt, ama demenin nasl olacan, bu parann ne kadarn kendine alacan, ne kadarn kyllere brakacan bir karara balamak gerekiyordu. Sibirya yolculuunda ne gibi harcamalarda bulunmas gerektiini bilmedii iin, zaten yarya indirdii bu gelirinden tamamen yoksun olmak istemiyordu. nc i de, durmadan ona bavuran cezallara yardm iiydi. nceleri, ondan yardm isteyen cezallar iin bir eyler yapmaya kouyordu hemen; ama yardm isteyenler o kadar oktu ki, herkese yardm edemeyeceini anlad bir zaman sonra, kendiliinden drdnc bir i kt ortaya. Son zamanlarda teki ilerinden ok zamann alan bu drdnc i, ceza mahkemesi denilen garip kuruluun nereden geldiini, ne olduunu aratrmakt. indeki cezallarn bir blmn tand cezaevi de, Petropavlovski kalesi de, Sahalin de bu mahkemenin marifetleriydi. Bir trl akl erdiremedii u ceza yasas byle buyururdu diye yz binlerce insan strap ekiyordu oralarda. Cezallarla grmelerinden, sorunlarna avukatn, ceza evipapaznn, mdrnn verdikleri cevaplardan, notlarndan Nehl-dof, sulu denilen cezallarn be grup altnda topland sonucuna vard. Birinci gruptakiler Menof gibi, Maslova gibi, tekiler gibi tamamen susuz insanlard, adl yanllklar sonucu dmlerdi buraya. Papazn gzlemlerine gre, ok deildi byleleri, cezallarn yzde yedisi kadar br ey. Ama bunlarn durumu pek bir ilgi ekici oluyordu. kinci gruba fke, kskanlk, sarholuk gibi olaan olmayan anlarda yaptklar yznden cezalandrlanlar giriyordu. Aslnda yaptklar, onlar yarglayanlarn, cezalandranlarn ayn koullar altnda yapacaklar yzde yz olan eylerden baka bir ey deildi. Nehdof'a gre bu gruptakiler cezallarn hemen hemen yarsndan fazlasn oluturuyordu. nc gruptakiler, kendi anlaylarna gre son derece olaan, hatt iyi; ama yasalar yapan, ona yabanc insanlarn anlayna gre de kt saylan eyler yaptklar iin cezalanan insanlard. Bunlar gizli arap

satanlar, kaaklk yapanlar, bey yerinden ya da devlet ormanlarndan ot, odun kesenlerdi. Hrszlk eden dallar, kilise soyan dinimize henz girmemiler de bu gruptand. Drdnc gruba, srf toplumun genel dzeyinden yukarda olduklar iin sulu saylan insanlar giriyordu. Din sulular da, zgrlkleri iin savaan Lehler de, erkesler de, -devlet kuvvetlerine kar koymakla sulanansiyas sulular da bu gruptand. Nehldof'un gzlemlerine gre, toplumun bu en gzde insanlar hayli oktu cezaevlerinde. Beinci gruptaysa, onlarn topluma olduundan ok, toplumun onlara kar sulu olduu insanlar giriyordu. Bunlar, yol kilimi alan ocuk gibi, Nehldof'un cezaevinde de, darda da grd, koullarn su saylan o davrana adm adm yaklatrd insanlar gibi, devaml yoksulluun, ezilmenin yoldan kard zavalllard. Nehldof'un gzlemleri, son zamanlarda bazlaryla iliki kurduu hrszlarn, katillerin ounun bu gruba girdii sonucunu vermiti. Yeni okulun su iler diye adlandrd, toplumda bulunmalar ceza yasas iin, ceza iin en gl delil olarak ne srlen insanlar da -onlar yakndan tandktan sonra- 357 bu gruba sokmutu Nehldof. Bozulmu, su iler, kt diye adlar taklan bu insanlar Nehdof'a gre, onlarn topluma olduundan ok toplumun onlara kar sulu olduu insanlarla aynydlar, yalnz toplum dorudan doruya onlara kar deil de, babalarna, dedelerine kar suluydu. Bu gibiler arasnda Nehldofu en ok artan, hrszlktan bir ok kereler yakay ele vermi Ohotin adnda bir sulu olmutu. Babas belli deildi Ohotin'in, bir genel kadndan domu, ocuk yuvasnda bymt. Otuz yama kadar bekiden yukar insan grmedii belliydi. Gen yata bir hrszlar etesine girmiti. Olaanst bir gldr yetenei vard, insanlar kendine balyordu bu ynyle. Nehldof'dan yardm istemi, o arada kendi kendiyle de, yarglarla da, cezaeviyle de, yalnzca ceza yasalaryla deil, din yasalaryla da alay etmekten geri kalmamt. teki, banda bulunduu eteyle yal bir memuru ldrdkten sonra soyan yakkl Fyodorof'du. Bir kylyd bu. Babasnn elinden, yasalara hi de uymayan bir biimde evini almlard. Sonra askere gitmiti Fyodorof, subaynn sevgilisine tutulduu iin ok strap ekmiti orada. Cokun yaradll, heyecanl, hayatta ne olursa olsun her eyden zevk almak isteyen bir insand. mrnde herhangi bir ey iin elencesinden, zevkinden vazgeebilecek bir insanla karlamam, hayatta zevkten baka eylerin de olabilecei zerine bir tek szck duymamt. Nehldof, bunlarn ikisinin de ruhsal ynden deerli insanlar olduuna, ama ilgilenilmeyen, bir kenarda braklan bitkiler gibi onlarn da bozulduuna, soysuzlatna inanyordu. Kaba anla-yszlklaryla her eyi reddeden bir aylakla bir kadn da grd. Ama talyan okulunun su iler, dedii yaradl bir trl bulamad onlarda. kisinden de -frakl, apoletli, danteller iindeki bir ok tandndan olduu gibi- irendi yalnzca. te, bu denli deiik yaradlta insanlarn niin ceza evlerine atld, oysa onlardan hi bir ayrl olmayan baka insanlarn darda dolatklar, hatt onlar cezalandrdklar sorununun zmyd Nehldof'un drdnc ii. Balangta bu sorunun cevabn kitaplarda bulabileceini sanyordu; bu konuyu inceleyen btn kitaplar almt. Lomb-ro'nun Garofalo'nun, Ferri'nin, List'in, Maudsleyin. Tardn'n ki-papaznn, mdrnn verdikleri cevaplardan, notlarndan Nehl-dof, sulu denilen cezallarn be grup altnda topland sonucuna vard. Birinci gruptakiler Menof gibi, Maslova gibi, tekiler gibi tamamen susuz insanlard, adl yanllklar sonucu dmlerdi buraya. Papazn gzlemlerine gre, ok deildi byleleri, cezallarn yzde yedisi kadar br ey. Ama bunlarn durumu pek bir ilgi ekici oluyordu. kinci gruba fke, kskanlk, sarholuk gibi olaan olmayan anlarda yaptklar yznden cezalandrlanlar giriyordu. Aslnda yaptklar, onlar yarglayanlarn, cezalandranlarn ayn koullar altnda yapacaklar yzde yz olan eylerden baka bir ey deildi. Nehdof'a gre bu gruptakiler cezallarn hemen hemen yarsndan fazlasn oluturuyordu. nc gruptakiler, kendi anlaylarna gre son derece olaan, hatt iyi; ama yasalar yapan, ona yabanc insanlarn anlayna gre de kt saylan eyler yaptklar iin cezalanan insanlard. Bunlar gizli arap satanlar, kaaklk yapanlar, bey yerinden ya da devlet ormanlarndan ot, odun kesenlerdi. Hrszlk eden dallar, kilise soyan dinimize henz girmemiler de bu gruptand. Drdnc gruba, srf toplumun genel dzeyinden yukarda olduklar iin sulu saylan insanlar giriyordu. Din sulular da, zgrlkleri iin savaan Lehler de, erkesler de, -devlet kuvvetlerine kar koymakla sulanansiyas sulular da bu gruptand. Nehldof'un gzlemlerine gre, toplumun bu en gzde insanlar hayli oktu cezaevlerinde. Beinci gruptaysa, onlarn topluma olduundan ok, toplumun onlara kar sulu olduu insanlar giriyordu. Bunlar, yol kilimi alan ocuk gibi, Nehldof'un cezaevinde de, darda da grd, koullarn su saylan o davrana adm adm yaklatrd insanlar gibi, devaml yoksulluun, ezilmenin yoldan kard zavalllard. Nehldof'un gzlemleri, son zamanlarda bazlaryla iliki kurduu hrszlarn, katillerin ounun bu gruba girdii sonucunu vermiti. Yeni okulun su iler diye adlandrd, toplumda bulunmalar ceza yasas iin, ceza iin en gl delil olarak ne srlen insanlar da -onlar yakndan tandktan sonra-

- 357 bu gruba sokmutu Nehldof. Bozulmu, su iler, kt diye adlar taklan bu insanlar Nehdof'a gre, onlarn topluma olduundan ok toplumun onlara kar sulu olduu insanlarla aynydlar, yalnz toplum dorudan doruya onlara kar deil de, babalarna, dedelerine kar suluydu. Bu gibiler arasnda Nehldofu en ok artan, hrszlktan bir ok kereler yakay ele vermi Ohotin adnda bir sulu olmutu. Babas belli deildi Ohotin'in, bir genel kadndan domu, ocuk yuvasnda bymt. Otuz yama kadar bekiden yukar insan grmedii belliydi. Gen yata bir hrszlar etesine girmiti. Olaanst bir gldr yetenei vard, insanlar kendine balyordu bu ynyle. Nehldof'dan yardm istemi, o arada kendi kendiyle de, yarglarla da, cezaeviyle de, yalnzca ceza yasalaryla deil, din yasalaryla da alay etmekten geri kalmamt. teki, banda bulunduu eteyle yal bir memuru ldrdkten sonra soyan yakkl Fyodorof'du. Bir kylyd bu. Babasnn elinden, yasalara hi de uymayan bir biimde evini almlard. Sonra askere gitmiti Fyodorof, subaynn sevgilisine tutulduu iin ok strap ekmiti orada. Cokun yaradll, heyecanl, hayatta ne olursa olsun her eyden zevk almak isteyen bir insand. mrnde herhangi bir ey iin elencesinden, zevkinden vazgeebilecek bir insanla karlamam, hayatta zevkten baka eylerin de olabilecei zerine bir tek szck duymamt. Nehldof, bunlarn ikisinin de ruhsal ynden deerli insanlar olduuna, ama ilgilenilmeyen, bir kenarda braklan bitkiler gibi onlarn da bozulduuna, soysuzlatna inanyordu. Kaba anla-yszlklaryla her eyi reddeden bir aylakla bir kadn da grd. Ama talyan okulunun su iler, dedii yaradl bir trl bulamad onlarda. kisinden de -frakl, apoletli, danteller iindeki bir ok tandndan olduu gibi- irendi yalnzca. te, bu denli deiik yaradlta insanlarn niin ceza evlerine atld, oysa onlardan hi bir ayrl olmayan baka insanlarn darda dolatklar, hatt onlar cezalandrdklar sorununun zmyd Nehldof'un drdnc ii. Balangta bu sorunun cevabn kitaplarda bulabileceini sanyordu; bu konuyu inceleyen btn kitaplar almt. Lomb-ro'nun Garofalo'nun, Ferri'nin, List'in, Maudsleyin. Tardn'n ki-- 358 taplarn byk bir dikkatle okuyordu. Ama okuduka daha bir umutsuzlua dyordu. Bilime, bilimsel alanda bir eyler yapmak -yazmak, tartmalara girmek, renim yapmak- iin deil de basit, hayatla ilgili sorulara cevap bulmak iin bavuran kimselerin karlat durumla o da karlamt. Bilim, ceza yasasyla ilgili kurnaz, g binlerce soruya cevap verdii halde, yalnzca onun cevap arad soruyu es geiyordu. ok basit bir eydi renmek istedii: Bir blk insann, kendilerinden hi bir ayrl olmayan insanlarn zgrln ne hakla ellerinden aldm; ne hakla onlar krbaladn, srgne yolladn, ldrdn, onlara ac ektirdiini renmek istiyordu. Oysa insanda irade zgrl olup olmad zerine bir takm dncelerle cevap veriyorlard ona. Kafatas llerinden, insann su ileyebilecek bir tip olup olmad anlalabilir miymi? Su ilemede irsiyetin rol neymi? Kii doutan kt, ahlksz olabilir miymi? Ahlk neye denirmi? Delilik neymi? Soysuzlamak neymi? Kendini kaybederek nasl su ilermi insan? klimin, beslenmenin, bilgisizliin, grgnn, hipnotizmann, tutkunun su ilemedeki etkileri neymi? Toplum neymi? Toplumun grevleri neymi? v.b., v.b. Bunlar Nehldof'a bir keresinde okuldan dnen kk bir ocuktan ald cevab hatrlatyordu. Nehldof yaz yazmasn renip renmediini sormutu ocua. rendim. demiti ocuk. Pene yaz bakaym yleyse. ocuk bir an duralam, kurnazca Ne penesi? demiti. Kpek penesi mi? Sorusuna bilimsel kitaplarda bulduu cevaplar da bu eitti ite. lgin, bilimsel, derin anlaml ok ey vard ilerinde, ama asl soruya, insanlarn birbirini ne hakla cezalandrdklar sorusuna cevap yoktu. Yalnzca bu soruya cevap vermemekle kalnmyor, btn dnceler de, gereklilii aksiyon olarak alnan cezay dorulamak, aklamak ynnde yrtlyordu. Nehldof ok, ama aralkl okuyor, sorusuna cevap bulamamasn da incelemelerinin byle yzeyde kalmasndan sanyor, sonunda cevab bulacan umuyordu. Bu yzden, son zamanlarda giderek daha bir sk karsna kan o cevabn doruluuna inanmamakta diretiyordu. XXX Maslova'nn da iinde olduu kafile be temmuzda yola -Ikacakt. Nehldof da tamamlamt hazrlklarn. Yola kmadan Ibir gn nce, onunla vedalamak zere Nehldof'un ablas koca-Jsyla geldi kente. Ablas Natalya vanovna Ragojinsya on ya bykt Nehl-Idof'tan. Bir bakma ablasnn etkisi altnda bymt Nehldof. (ocukken ok severdi onu ablas, evlenmeden nce de iki arka-Ida gibiydiler. Ablas yirmi be yanda gen bir kz. Nehldof on be yanda bir ocuktu. Ablas o zamanlar, Nehldof'un -sonra len- arkada Nikolenka rtenyef'e akt. Nikolenka' yi, ondaki ve kendilerindeki iyi, insanlar birbirine balayan ey-jleri seviyorlard. O zamandan bu yana ikisi de ok deimilerdi: Nehldof'u askerlik, kt yaay; anlamysa, duygu ynnden sevdii, lama onun Dmitri'yle bir zamanlar en deerli sayd eyleri sevmemekten baka, onlar anlamayan, ruhsal stnle erime abalarn, insanlara hizmeti kendini gstermek isteine veren bir ] insanla evlilik deitirmiti.

Ragojinski'nin mal mlk yoktu, ama becerikli bir memur-Idu. lericilikle tutuculuk arasnda ustalkla gidip gelerek -g-] nn koullarna ya da olayn durumuna gre bazan bu yanda, ba-Izan te yanda olurduzellikle, kadnlarn houna gitmesiyle hukuk alannda hayli ykselmiti. Pek gen saylmayacak bir yata Avrupa'da Nehldoflarla tanm, gene pek gen sa-jylamayacak Nataa'y kendine k etmi, bu evlilikte mesalli* ance V) gren annesinin itirazlarna aldrmadan evlenmiti onunla. Nehldof -geri kendi kendinden saklard bu duygusunu, cenkleirdi onunla ya- nefret ederdi enitesinden. Duygularnn basitliinden, kendine gven dolu aklszlndan hazet-mezdi. Ablasnn da etkisi vard bunda. Onun, iindeki tm iyi, soylu duygular bir yana iterek bu duygusuz, zavall insan bylesine tutkuyla nasl sevebildiin! akl almyordu. Nataa'nn bu dazlak kafal, uzun sakall, kendini bir ey sanan adamn kars olduu aklna gelince yrei szlyordu. Btn abasna ramen, ocuklarndan irenmesine bile engel olamyordu. Ablasnn co(1) Denk olmayan evlilik. (Franszca) - 360 cuu olacan duyduu her keresinde, onun, bu her eyini yabanc bulduu insandan gene kt bir hastalk kaptn duymu gibi olmutu. Ragojinski'ler ocuklarm getirmemiler -biri erkek, biri kz iki ocuklar vard,- en iyi otelin en iyi dairesine yerlemilerdi. Natalya vanovna, annesinin eski evine gitti hemen, ama kardeini bulamad orada. Agrafena Petrovna'dan onun mobilyal bir odaya tandn renince oraya gitti. st ba pis erkek bir hizmeti gndz gaz lmbasyla aydnlatlan, karanlk, ar kokulu koridorda karlad onu, prensin evde olmadn syledi. Natalya vanovna, bir pusula brakmak iin kardeinin odasna girmek istedi. Hizmeti yol gsterdi ona. ki kk odas vard Nehldof'un. Natalya vanovna her yan dikkatle gzden geirdi. Ona hi de yabanc olmayan temizlik, dzen vard bu odalarda; ama burada karlat alakgnlllk de artmt onu. alma masasnn zerinde, kpek bal bronz, tandk kt basksn grd. antalar, yazl ktlar, yaz takmlar, hukuk kitaplar, Henry George'nin ngilizce, -sayfalarnn arasnda fildiinden, iri, tandk kt bayla- Tard'n Franszca kitaplar da ona hi yabanc olmayan bir zenle yerletirilmiti. Masaya oturup kardeine ksa bir mektup yazd, hemen o gn ona gelmesini istiyordu; sonra, grdklerini anlayamam gibi ban sallayarak otele dnd. Natalya vanovna'y kardeiyle ilgili iki sorun dndryordu imdi; Katyua'yla evlenmesi -oturduklar kentte duymutu bunu, herkes bundan sz ediyordu nk; -bir de onun maln kyllere datmas- bu da herkesin dilindeydi; ounluk ktye yorumluyordu bunu, politik, tehlikeli bir takm dnceleri olduundan sz ediyorlard. -Katyua'yla evlenmesi bir bakma houna gidiyordu Natalya vanovna'nn. Onun bu kararll, gururunu okuyor, ona evlenmeden nceki o mutlu gnleri, Nataa'yla Nehldof'u hatrlatyor; te yandan kardeinin bylesine korkun bir kadnla evleneceini dndke de dehete kaplyordu. Bu sonuncu duygu daha bir glyd, ne yapp yapp kardeini kararndan dndrmeye -bunun ne denli g bir ey olduunu bilmiyor da deildi- karar vermiti. - 361 Topran kyllere verme ii o kadar ilgilendirmiyordu onu. Ama kocas ok kzyordu buna, kardeine etki etmesi iin sktryordu onu. gnatiy Nikiforovi bu davrann dncesizlikten, aklszlktan, an gururdan da te bir ey olduunu, byle bir davran aklamak gerekirse -aklanabilecek bir dav-ransa bu tabibunun, kendini gstermek, vnmek, kendisinden sz ettirmek isteinden baka bir eyden domadn sylyordu. - Topra, cretini kendi kendilerine demek zere kyllere vermenin anlam nedir? diyordu. Byle bir ey istiyorduysa ky bankas araclyla satabilirdi onlara maln. Bir anlam olurdu bunun. Akim snrlarn aan bir davrantr bu. gnatiy Nikiforovi'in asl dnd, Nehldof'un, malnn mlknn ynetimini ona brakmasyd; bu nedenle kardeiyle konumasn, bu garip kararndan onu vazgeirmesini istiyordu karsndan.. XXXI Odasna dnp de masasnn zerinde ablasnn puslasn bulunca hemen ona gitti Nehldof. Akamd. gnatiy Nikiforovi teki odada uzanmt; Natalya vanovna yalnz karlad onu. Beli dar siyah ipek bir elbise vard zerinde, gsne krmz bir kordel takm, siyah salarn gen ii taramt. Kendisiyle hemen hemen ayn yata olan kocas iin fazla sslenip pslendii, gen grnmek istedii belliydi. Kardeini grnce birden frlad oturduu kanepeden, ipek etekliini hrdata hrdata, abuk admlarla yrd ona doru. ptler, birbirinin yzne bakarak glmsediler. Szle anlatlamayan, iinde her eyin gerek olduu bu esrarl bakmadan sonra konumaya -pek o kadar gerek yoktu artk bunda- baladlar. Annelerinin lmnden bu yana grmemilerdi. Nehldof: - imanlamsn, dedi, genlemisin de. Sevinten az kulaklarna varmt Natalya vanovna'nn.

- Sen de zayflamsn. - gnatiy Nikiforovi nerede? - Yatyor. Dn gece hi uyumad.- 362 Bu konuda sylenecek ok ey vard, ama szle deil baklaryla sylediler birbirlerine sylenmesi gerekeni. - Sana geldim. - Biliyorum. Evden ayrldm. Byk geliyordu bana, yalnz bama sklyordum. Hi bir ey istemiyorum ben oradan, hepsini sen al, eyalar, mobilyalar, hepsini. - Agrafena Petrovna syledi bana. Oradaydm. ok teekkr ederim. Ama... Tam bu srada garson gm bir ay takm getirdi. Garson ay takmn yerletirirken sustular. Natalya vanov-na masann yanndaki koltua geti; konumadan ay koyuyordu. Nehldof da susuyordu. .Nataa kardeinin yzne bakarak kararl: - Her eyi biliyorum Dmitri, dedi. - Buna ok sevindim ite. - Bylesine bir hayattan sonra onu dzeltebileceini gerekten dnebiliyor musun? Nehldof ablasnn karsndaki sandalyede, dirseini masaya dayamadan oturuyor, szlerini iyi anlamak, iyi cevaplar verebilmek iin dikkatle dinliyordu onu. Maslova'yla son grmesinin verdii ruhsal durumun mutluluk dolu sevinci, insanlara sevgisi iindeydi hl. - Onu deil, kendimi dzeltmek istiyorum ben, dedi. Natalya vanovna gs geirdi: - Evlenmekten baka yollar da vardr. Ben en iyi yolun bu olduu kansndaym. Hem bu beni, insanlara daha yararl olacam bir evreye sokacaktr. Natalya vanovna: - Mutlu olabileceini hi sanmyorum, dedi. - nemli-olan benim mutluluum deildir. - yle tabi, ama onda kalp diye bir ey varsa o da mutlu olamaz, isteyemez senden byle bir eyi. - stemiyor zaten. - Anlyorum, ama hayat... - Ne olmu hayata? - Baka eyler ister hayat. Nehldof, ablasnn -gzlerinin, aznn evresinde kk - 363 krklar olsa da- gzel yzne bakarak: - Yapmamz gerekenden baka bir ey istemez bizden hayat, dedi. Natalya vanovna gs geirdi: - Anlamyorum seni. Nehldof, Nataa'y evlenmeden nceki durumuyla hatrlayarak, Zavall ablacm! diye geirdi iinden. Nasl bu kadar deiebildim? Saysz ocukluk anlarndan rlm bir sevgi besliyordu ona. Bu srada her zamanki ba kalkk, geni gsl dimdik, yumuak adml yryyle gnatiy Nikiforovi girdi odaya. Gzlkleri, sasz ba, siyah sakallar parlyordu. Glmseyerek: - Merhabalar, merhabalar, hogeldiniz! dedi. Szcklerin zerine tuhaf bir biimde basarak konuuyordu. (gnatiy Nikiiforoci, Natalya vanovna'y'a evlendikten sonra Nehldof da, o da senli-benli olmak iin hayli uramlard ama baaramamlard bunu, siz diyorlard birbirine.) Tokalatlar, gnatiy Nkiforovi yavaa kt koltua: - Konumamza engel olmuyorum ya? - Hayr. Sylediklerimi de, yaptklarm da hi kimseden saklamam ben. Nehldof bu yz, bu kll elleri grp, bu kendine gven dolu, karsmdakini kmseyen sesi duyunca iyi ruhsal durumu bir anda kaybolmutu. Natalya vanovna: - Onum kararndan konuuyorduk, dedi. aydanla uzanarak ekledi: - Sama da koyaym m? - Ltfen. Ne karar bu? Nehldof aklad: - Kendimi ona kar sulu bulduum kadn yolladklar kafileyle beraber Sibirya'ya gitmek kararm. - Duyduuma gre yalnzca gitmek deilmi kararnz, baka kararlarnz da varm. - Evet, kabul ederse evleneceim de onunla. - yle mi? Sizce bir sakncas yoksa durumu anlatr msnz bana? Anlayamadm pek de. 364 -

- Durum udur, bu kadn... onun kt yola dmesinin... (Syleyecek sz bulamad iin kendi kendine kzyordu Neh-ldof.) Durum u, sulu olan benim, cezalandrlansa o. - Cezalandrldna gre o da masum deil demektir. - Tamamen masumdur. - Nehldof, gereksiz bir heyecanla her eyi batan sona anlatt: - Evet, dedi gnatiy Nikiforovi, mahkeme bakannn dalgnl, jrinin de cevabn tam hazrlayamamas sebep olmu buna. Ama bu durumlarda bavurulacak yer, yargtay vardr. - Yargtay reddetti. - Reddettiine gre dilekede gsterilen deliller yeterli deildi demek. (gnatiy Nikiforovi mahkeme kararnn gerei yanstt inancnda olduu belliydi.) Yargtay olayn nasl olduuyla ilgilenemez. Mahkeme kararnda gerekten bir yanllk varsa, o zaman ara bavurmak gerekir. - Dileke verdik, ama hi bir umut yok bundan da. Bakanlktan soracaklar, bakanlk yargtaya soracak, yargtay verdii karar tekrarlayacak, her zamanki gibi bir susuzu cezalandracaklar gene. gnatiy Nikiforovi alakgnlllkle glmsedi: - Bir kere, bakanlk yargtaya sormayacak, mahkemeden dva dosyasn isteyecek, kararda bir yanllk grrse bozacak. Sonra, susuzlar hi bir zaman cezalandrlmazlar, cezalandrl-salar bile ok ender olur bu. Sululardr cezalandrlanlar. gnatiy Nikiforovi gururla glmseyerek abuk abuk konuuyordu. Nehldof, enitesinden nefretle: - Bense bunun tam tersine inanyorum, dedi; olaylar, grdklerim, mahkemelerin cezalandrd insanlarn yarsndan ounun susuz olduuna inandrd beni. - Nasl olur? - Evet, bu kadnn zehirleme olaynda susuz olduu gibi szcn tam anlamyla susuzdurlar; ilemedii bir cinayet suundan cezaya arptrlan tandm bir kyl gibi; ev sahibinin kard bir yangn yznden az kald ceza yiyecek ana-oul gibi susuzdur yarsndan ou cezallarn. - 365 - Adl yanllklar her zaman olmutur, olacaktr da. Kiiolu kusursuz olamaz. - Sonra, byk bir ounluk da, belirli bir evrede yetimenin sonucu, yaptklarnn su olduunu bilmedikleri iin susuzdur. - zninizle burada hakszsnz. Her hrsz bilir hrszln ktln, hrszlk yapmamas gerektiini, ahlkszlk olduunu. gnatiy Nikiforovi kendine gven dolu bir tavrla, dudaklarnda hep o -Nehldof'un cann skan- kmser gimseme-siyle konuuyordu. - Hayr, dedi Nehldof, her hrsz bilmez bunlar. alma diyorlar ona, ama fabrikatrlerin, onun parasn, emeini aldklarnn; devletin vergi ad altnda onu durmadan soyduunun farkndadr. gnatiy Nikiforovi sakin, niteledi kaynnn szlerini: - Bu da anarizm oluyor artk. Nehldof: - Ne olduunu bilmiyorum ben, dedi. Gerei sylyorum. Halk, devletin onu soyduunu biliyor. Biz toprak sahiplerinin, ok eskiden soyup elinden herkesin ortak mal olan topra aldmz, ondan aldmz bu topraktan, sobasn yakmak iin al rp toplarken yakalaynca da onu delie tktmz, onu hrsz olduuna inandrmaya altmz da biliyor. Evet, hrszn kendisi deil, topran alan olduunu; elinden alnan eyin her eit restitutlon'un (') ailesine kar bir grev olduunu biliyor. gnatiy Nikiforovi, Nehldof'un bir sosyalist olduundan, -sosyalizmin topra yurttalar arasnda eit paylatrlmay ngrdn, bunun budalaca bir dnce olduunu bildii iin- Nehldof'un iddialarn kolay rteceinden eminim: - Anlamyorum, diye balad, anlyorsam da kabul etmiyorum. Toprak belirli kiilerin mal olmak zorundadr. Bugn herkese eit olmak zorundadr. Bugn herkese eit lde bl-trseniz onu, yarn daha alkan, daha yetenekli insanlarn elinde toplanacaktr gene. (1) Telfi. (Franszca)- 366 - Topran eit olarak pay edilmesini isteyen yok. Toprak herhangi bir insann mal olmamaldr; alnp satlmamal, kiraya verilmemelidir. - Mlkiyet hakk yaradlnda vardr insann. Mlkiyet hakk olmazsa topran ilenmesi nemini yitirir. Mlkiyet hakkn ortadan kaldrrsanz, yaban hayvanlardan hi bir ayrlmz kalmaz. gnatiy Nikiforovi, toprak mlkiyetinden yana dnceler iinde en salam, en sarslmaz olarak kabul edilen bu dnceyi ne srerken pek marurdu. Nehldof itiraz etti: - Tam tersine, ancak o zaman bo bo durmaz toprak imdiki gibi. Toprak sahipleri, kpein kuru ot zerine reklendii gibi reklenmiler topran zerine, kendileri ileyemiyorlar onu, ileyebilecekleri de brakmyorlar ilesinler.

- Bakn Dmitri vanovi, deli samas sizin bu dedikleriniz! Gnmzde toprak mlkiyeti kaldrlabilir mi hi? Biliyorum, sizin eski dada'nzdr (') bu. Ama izninizle ak ak syleyeyim... (gnatiy Nikiforovi'in yz kire gibi olmutu, sesi titriyordu: bu sorunun onu ok ilgilendirdii belliydi.) iten gemeden iyice dnp tanmanz salk veririm size. - Kiisel ilerimden mi sz ediyorsunuz? - Evet. Toplumda belirli yeri olan bizlerin, bu yerin bizlere ykledii sorumluluklar tamamz gerektii inancndaym ben. - Bence benim sorumluluklarm... gnatiy Nikiforovi, sznn kesilmesine izin vermeden devam etti: - Bir dakika, kendim iin deil, ocuklarm iin konuuyorum. ocuklarmn gelecekleri gven altndadr; olduka iyi bir para geiyor elime, ocuklarmn ilerde sknt ekmeyeceklerini sanyorum, biz de ekmiyoruz. Bu nedenle -izninizle, biraz dnmeden verilmi, diyeceim- kararnza kar durmam kiisel karlarmdan deildir. Verdiiniz karar yanl. Biraz daha okumanz, dnmenizi salk veririm size... Nehldof un yz bembeyaz olmutu. - zin verin de kendi ilerime, neyi okuyup neyi okumaya(') En sevilen konu. (Franszca). - 367 cama kendim karar vereyim, dedi. fkeden ellerinin souduunu, kendine hkim olamadn hissedince sustu. XXXII Nehldof, biraz kendine geldikten sonra ablasna dnd: - ocuklardan ne haber? Natalya vanovna, ocuklar babaannelerine braktklarn syledi. Kocasyla kardei arasndaki tartmann bittiine ok sevinmi; ocuklarnn, bir zamanlar Nehldof'un, iki bebeiyle -birinin ad Arap, brnn Fransz matmazeldi- oynad gibi seyahatilik oynadklarn anlatmaya balad. Nehldof glmseyerek: - Hatrlyor musun o bebeklerimi? dedi. - Dn bir kere, tpk senin gibi oynuyerlar. Can skc konumalar bitmiti artk. Nataa rahatlamt, ama yalnz kardeinin anlayabilecei eylerden kocasnn yannda sz etmek istemiyordu. Bir eyler sylemi olmak iin, Pe-tersburg'dan buralara kadar ulaan haberden, tek olunu delloda kaybeden anne Kamenskaya'nn acsndan at. gnatiy Nikiforovi, delloda ldrme olaylarnn cinayet saylmamasn knad. Onun bu szlerine itiraz etti Nehldof, gene ayn konuda tartmaya baladlar. Bu tartma da bir sonuca varmad; herkes endi dncesinin doru, karsndakinin de yanl olduuna inanmakta devam etti. gnatiy Nikiforovi, Nehldof'un onu suladn, grevini kmsediini hissediyor, byle dnmekle yanldn gstermek istiyordu ona. Nehldof da, enitesinin onun toprak ilerine burnunu sokmasndan duyduu can sknts bir yana (ruhunun derinliklerinde, miraslar olarak ablasnn da, enitesinin de, onlarn ocuklarnn da buna haklar olduunu hissediyordu) bu kafasz insann kendine gvenle, byk bir gnl rahatlyla, Nehldof'un kesin olarak anlamsz, kt olduuna inand eyi doru, yasalara uygun saymakta diretmesinden de nefret ediyordu. Bu kendine gven, sinirini bozuyordu. - Mahkeme ne yapabilirdi? diye sordu. gnatiy Nikiforovi:- 368 - Dello edenlerden birini herhangi bir katil gibi krek cezasna arptrabilirdi pekl, dedi. Nehldof'un elleri sd gene, heyecanl heyecanl konumaya balamt. - Ne olurdu o zaman? - Hak yerini bulurdu. - Mahkemelerin asl amac hakkn yerini bulmasym gibi konuuyorsunuz. - Nedir ya? - Snf karlarnn korunmas. Bence mahkemeler, bizim snf karna olan yrrlkteki dzenin devamn salamak iin kurulmu bir ynetim silhdr. gnatiy Nikiforovi sakin, glmsedi. - Yeni ortaya atilm bir gr bu galiba, dedi, ilk kez duyuyorum nk. Mahkemeler zerine daha bir baka dnlr genellikle. - Kitaplarda evet, ama grdm kadaryla pratikte hi de yle deildir. Mahkemelerin tek amac toplumun bugnk durumunun srdrlmesini salamaktr; bunun iin, toplum dzeyinden yukarda olup, onu kaldrmak isteyen siyas sulular dediiniz insanlar olduu gibi, ondan aada olan, su ileyebilir diye adlandrlan insanlar da cezalandrr.

- Bu grnz kabul edemeyeceim. Siyasi sulularn toplum dzeyinden yukarda olduklar iin cezalandrldklarn sanmakla yanlyorsunuz. Bu gibiler ounlukla, toplum dzeyinden aada olduunu sylediiniz insanlardan ok daha baya, irentirler. - Oysa onlar yarglayanlardan ok ok stn insanlar tanyorum ben. Szgelimi, din sulular diye ceza evlerine atlan insanlarn hepsi stn ahlkl, kiilik sahibi kimselerdir... Ne var ki, gnatiy Nikiforovi, konuurken sznn kesil-memesine alm bir insan alkanlyla, Nehldof'u dinlemeden -bu daha da bozmutu sinirini Nehldof'un- devam ediyordu: -Mahkemelerin amacnn yrrlkteki dzenin srdrlmesi olduu dncesini kabul edemem ben. Mahkemelerin amac, dzeltmek... - 369 Nehldof araya girdi: - Ceza evlerinde dzeltmeye de lf yok dorusu. gnatiy Nikiforovi inatla devarn ediyordu: - ... ya da uzaklatrmaktr, toplumun varln tehdit eden canavar ruhlu insanlar. - nemli olan da bu zaten, ne onu ne tekini yapyor. Bunu yapacak olanaklar yok toplumun. gnatiy Nikiforovi zoraki glmseyerek: - Nasl yani? diye sordu. Anlamyorum... Nehldof: - unu sylemek istiyorum, dedi; saduyunun kabul edebilecei, olumlu ceza eidi ikidir yalnzca, eskiden kullanlyordu bunla: Dayak, bir de lm cezas. Ama insan yaradlnn yumuamas nedeniyle giderek kaldrlyor bunlar. - Sizden byle bir eyi duymak da ok artc dorusu. - Evet, ayn eyi bir daha yapmamas iin insann cann yakmak iyi bir yoldur. Toplum iin zararl, tehlikeli bir yaratn kafasn kesmek de son derece akllca bir tutumdur. Bu iki eit cezann da akla yatkn bir anlam vardr. Peki ama kt rneklerin, isiz gszln boduu, zararl bir duruma getirdii bir insan ceza evine, zoraki bir isiz gszln iine, en tehlikeli, kt insanlarn arasna atmann ya da herhangi bir nedenle Tulsk'dan rkuts iline davet parasyla -her biri be yz rubleden pahalya mal oluyor- yollamann ne anlam var sizce? - Ama devlet parasyla yaplan bu yolculuktan korkuyor insanlar; bu eit yolculuklarla cezaevleri olmasayd u anda oturduumuz gibi oturamazdk burada sizinle. - Cezaevleri gvenliimizi salayamaz, oradakiler mrlerinin sonuna kadar yatmyorlar nk ierde. Tam tersine, bu gibi kurulularda insanlar bozulmuluun, ahlkszln son kertesine getiriyorlar zorla, yani tehlikeyi bytyorlar. - Gnmzn ceza usulnn dzeltilmesi gerektiini sylemek istiyorsunuz. - Hayr, imknszdr byle bir ey. Cezaevlerinin dzeltilmesi, halk eitimine harcanan paradan daha ok bir paray gerektirir ki, bu da halkn srtna yeni yeni arlklar ykler. Dirili - F: 24- 370 gnatiy Nikiforovi, kaynn dinlemeden devam etti gene: - Ama cezaevlerinin durumunda aksaklklar varsa, bu mahkemeleri ilgilendirmez. Nehldof sesini ykselterek: - Bu, aksaklklar hi bir zaman, giderilemeyecek eittendir, dedi. gnatiy Nikiforovi karsndakini kmser bir tavrla glmsedi. - Ne olacak yani? ldrmek mi gerek bunu niin? Ya da, bir devlet bynn nerdii gibi, gzleri dalamak? - Evet, geri biraz sert olurdu bu, ama akla da yatkn olurdu. imdi yaplan da zorbalktr, ayrca, saduyuyla uzlamamas bir yana, ylesine budalacadr ki, ruhsal ynden salkl insanlarn, ceza mahkemeleri denilen bu anlamsz, insan yaradlna aykr den dalda alanlar anlamak ok gtr. gnatiy Nigiforovi'in yz bembeyaz olmutu. - Ben de bu dalda alyorum, dedi. - Sizin iiniz bu, beni ilgilendirmez. Ama ben anlamyorum. gnatiy Nikiforovi sesi titreyerek: - yle sanyorum ki ok eyi anlamyorsunuz siz, dedi. - Her duygulu insann grdnde acyaca zavall bir ocuu sulamak iin bir savcnn nasl rpndna tank oldum mahkemede. Baka bir savcnn ncil okudular diye kylleri mahkemeye verdiini biliyorum. Mahkemelerin btn ii gc bu eit, incir ekirdeini doldurmaz, haince ilerdir ite. gnatiy Nikiforovi: - Sizin gibi dnsem almazdm, dedi. Kalkt. Nehldof, enitesinin gzlklerinin arkasndan gzlerinin parladn farketti. Gzya m onlar yoksa? diye geirdi iinden. Gerekten de gzyayd bunlar; gururu ok incinmiti, gnatiy Nikiforovi pencereye gitti, mendilini kard, k-srerek gzlnn camlarn sildi, sonra gzln karp gzlerini

sildi. Kanepeye dnnce bir daha karmad sze. Enite-siyle ablasn bu kadar zd iin kendi kendinden utanyordu imdi Nehldof; yarn gideceini, bir daha onlarla grmeyeceini dndke ii szlyordu. zgn, allahasmarladk deyip - 371 ayrld onlardan, eve gitti. Sylediklerim pekl gerek olabilir, diye dnyordu, hi deilse itiraz etmedi bana. Ama yle konumamalydm. fkeye kaplp ona ylesine hakeret ettiime, zavall Nataa'ys da zdme gre henz pek az deimiim demektir. XXXIII Maslova'nn da iinde bulunduu kafile gardan saat te yola kacakt; bu yzden, kafilenin ceza evinde olmak niyetindeydi. Eyalarn yerletirirken gnln eline ald Nehldof, birka yerine yle bir gz gezdirdi, son sayfalar okudu. Peters-burg'a gitmeden nce yle yazmt: Katyua benim kendimi feda etmemi istemiyor, kendini feda etmek istiyor. O kazand, ben de kazandm. Onun ruhun da olduunu grdm deiiklik inanamyorum byle bir eye- sevindiriyor beni. nanamyorum, ama farkndaym, deiiyor. Bundan hemen sonra da yle yazyordu: ok ac ektim, ok da sevindim. Katyua'nn revirde birtakm kt davranlar olduunu rendim. Birden dayanlmaz bir ac hissettim yreimde. Korkun bir ac. Nefretle, irenerek konutum onunla, sonra birden kendimi hatrladm; ondan nefret etmeme sebep olan suu kendimin ka kereler ilediim, -dncede bile olsa- imdi de ilediim geldi aklma; kendimden nefret etmeye, ona acmaya baladm, bir sevin doldurdu iimi. Kii gzndeki mertei zamannda grebilse daima, ne iyi olur. O gn yle yazmt: Nataa'ya gittim, sevincimden kabalk ettim, tatszlk kt. Elden ne gelir? Yarn yepyeni bir hayata balyorum. Gemiim, elvde! Sryle anm var, topar-layamyorum onlar yle bir. Devrisi sabah uyannca Nehldof'un ilk duygusu dn eni-tesiyle arasnda geen olaydan duyduu pimanlk oldu. Byle gitmek olmaz, diye dndm, gidip ablamla onun gnln almalym. Ama saate baknca zaman olmadn kafilenin cezaevinden ayrlna ge kalmamak iin acele etmesi gerektiini grd. abucak hazrlanp kapcyla Taras'-Fedosya'nn kocasyd bu, beraber gidiyorlardeyalarla doru gara yolladktan sonra kendi de nne kan ilk kiralk arabaya atlayp cezaevine yollan-372 di. Cezallar treni Nehldof'un binecei posta treninden iki saat nce kalkacakt; bu yzden, bir daha urayamayaca iin kald evin sahibiyle hesabn kesmiti. Temmuz sca bastrmt. Sokaklarn, evlerin bunaltc gecede bile soumam, talan, damlarn tenekeleri serinliklerini durgun, kavurucu scak havaya datyorlard. Rzgr yoktu; yal-nz arada bir hafiften esiyor, yalboya kokusuyla toz ykl, pis kokan, scak havay bir yerden bir yere tayordu. Sokaklar pek tenhayd, birka kii varsa, onlar da evlerin glgelerinden yrmeye alyorlard. Yalnzca, ayaklarnda sandallar, gnete yanm, simsiyah olmu kaldrm iisi kyller sokaklarn ortasnda oturmu, kzgn kuma yerletirdikleri kaldrm talarna ellerindeki ekilerle vuruyorlard. Kalkk yakal beyaz ceketlerinin beyazl, kalmam, tabancalarnn kemerleri san, ask yzl polis memurlar can skntsndan bir bu bir br ayana yaslanarak dikiliyorlard sokak balarnda; delik kulaklar dimdik duran beyaz atlar koulu, gne ieri vurmasn diye bir yanlarna bez asl tramvaylar ngrak ala ala gidip geliyorlard. Nehldof'un bindii araba ceza evine yaklatnda kafile kmamt henz; sabah drtte balayan cezallarn saylp teslim alnma ii hl devam ediyordu. Kafilede alt yz yirmi erkek, altm kadn vard: Her birinin ktlarna teker teker baklmas, hastalarla gszleri ayrmak, kafileyi gtrecek grevlilere teslim etmek gerekiyordu. Yeni mdr, iki yardmcs, doktor, salk memuru, kafile komutan, bir de yazc avluda, duvarn dibine glgeye konulmu, zerinde ktlar, yaz takmlar olan masada oturmular, yanlarna pepee gelen cezallara sorular soruyorlar, onlar tepeden trnaa inceliyorlar, sonra listeye geiyorlard. Masann yarsna kadar gelmiti gne. Rzgr olmad iin boucu bir scak vard; biriken cezallarn soluklar daha bir ekilmez scak yapyordu oray . Uzun boylu, iman, kalkk omuzlu, kollar ksa, krmz yzl, bykl kafile komutan sigarasndan bir soluk ekerek: - Bunun sonu gelecee benzemiyor hi! dedi. Amma da yorulduk. Nerede bulmusunuz bunlar? Daha ok var m? Yazc listeye bakt. - 373 - Yirmi drt kii var, bir de kadnlar, efendim. Henz kontrolden gemeyen cezallar birbirlerinin arkasna skarak durunca komutan: - Ne bekliyorsunuz -hem de glgede deil, gnein altnda- sralarn bekliyorlard cezallar. erde oluyordu bunlar, dardaysa yapda her zamanki gibi silhl bir nbeti bekliyordu. Cezallarn eyalaryla hastalar gara gtrmek iin yirmi kadar yk arabas vard kapnn nnde; kede de akrabalar,

dostlar cezallar karken grmek, olursa onlara bir eyler sylemek, vermek iin kk bir kalabalk toplanmt. Nehldof da bu kalabala katld. Br saat kadar bekledi burada. Sonra ierden zincir akrtlar, ayak sesleri, emirler, ksrmeler, byk bir kalabaln alak sesle konumasndan kan uultu duyuldu. Be dakika devam etti bu byle; arada gardiyanlar girip kyorlard yan kapdan. En sonunda yksek sesle bir emir duyuldu. Byk kap grltyle ald. Zincir akrtlar yaklat, beyaz ceketli erler ellerinde silhlarla dar ktlar, besbelli, alk olduklar bir manevrayla- kapnn nnde dzgn, geni bir yarm daire yaptlar. Sonra yeni bir emir duyuldu. Usturaya vurulmu balarnda yamuk yumuk apkalaryla, omuzlarnda tor-balaryla cezallar ikier ikier kmaya baladlar. Zincirli ayaklarn yere srtyor, bir eliyle omuzlarndaki torbay tutarken bota kalan brn sallyorlard. nde erkeklerdi. Hepsinin zerinde ayn gri pantalon, srtlar numaral, gmlekler vard. Hepsi de -genci, yals, zayf, iman, uuk benizli, al yanakls, esmer yzls, bykls, sakalls, sakalsz, Rus'u, Tatar', Yahudisi- zincirlerini akrdata akrdata, ok uzak bir yere gidiyormu gibi kollarn sallaya sallaya kyordu kapdan, ama birka adm sonra duruyor, uysal uysal drder sra oluyorlard. Onlarn hemen arkasndan, gene salar kesilmi, ayaklar zin-cirsiz, bileklerinden birbirine kelepeli, ndekiler gibi gri pantalon gmlekli cezallar kt. Srgnlerdi bunlar... Onlar da ndekiler gibi canl admlarla kyorlard kapdan, sonra duruyor, drder drder sraya giriyorlard. Onlarn arkasndan elik edenler, daha arkadan da kadnlar da ayn srayla kyorlard; nce krek cezallar -gene gri etek blzlu, bartlydler- sonra- 374 srgnler, daha sonra da sivil giysileriyle, kafileye kendi istekleriyle katlanlar. Baz kadnlarn kucanda bebek vard. Kadnlarla beraber kzl erkekli ocuklar yryordu. Bu ocuklar, at srsnde kk taylar gibi, kadnlara sokuluyorlard. Erkekler sessiz duruyorlard; yalnzca arada bir ksrenler ya da yksek sesle bir ey syleyenler oluyordu. Kadnlarsa durmadan konuuyorlard. Nehldof, kapdan karken grr gibi oldu Maslova'y; ama kalabalk arasnda kaybetti onu sonra. Erkeklerin arkasnda gri giysileriyle, kucaklarnda bebekler, aralarnda ocuklarla insanlk, zellikle kadnlk niteliklerini yitirmi gibi duran byk kalabalktan baka bir ey grmyordu imdi. Cezallar ierde teker teker saydklar halde, erler bir kere daha saymaya baladlar onlar. Bu sayma ii olduka uzun srd: Baz cezallar yer deitiriyor, erlerin hesabn kartryorlard nk. Erler, dediklerini uysal, ama kt kt bakarak yapan cezallar kfrediyor, itip kakyorlard onlar, yeniden saymaya balyorlard. Hepsi bir kere daha teker teker sayldktan sonra subay bir emir verdi, kalabalkta bir alkalanma oldu. Yr-yemeyecek kadar gsz erkekler, kadnlar, ocuklar birbirleriyle yar ederek arabalara kotular, nce torbalarn atp, sonra kendileri ktlar. Kucaklarnda viyaklayan bebekleriye kadnlar, yer iin birbirleriyle kavga eden neeli ocuklar, ask yzl, kederli erkekler yerletiler sonunda. Birka cezal erkek apkalarn kararak subayn yanna -besbelli bir ey dilemek iin- gittiler. Onlarn da arabalara binmek istediklerini sonra rendi Nehldof. Subay baka yana bakarak sigarasn iiyor, cezaly dinlemiyordu bile; sonra bir ey sylemeden, ksa kolunu vuracakm gibi kaldryor; beriki, sasz ban tokattan korumak iin omuzlarnn arasna ekerek geri sryordu. - Araba yaparm seni imdi ben! diye baryordu subay. Yryeceksin! Yalpa vura vura yryen, ayaklar zincirli, uzun boylu bir ihtiyarn arabaya binmesine izin verdi yalnzca. Bu ihtiyarn, apkasn karp nasl ha kardn, sallana saliana arabalarn yanna yrdn grd Nehldof. Gsz, zayf bacan kaldrmasna engel olan zincirlerden, uzun sre kamad arabaya, sonra arabadaki bir kyl kadn kolundan tutarak yardm etti ona. Arabalar torbalarla dolup, torbalarn zerine de arabaya binmesine izin verilenler oturunca subay apkasn kard, mendiliyle alnn, sasz ban, krmz, kaln boynunu sildikten sonra ha kard. - Kafile, mar! diye emir verdi. Askerlerin silhlar sakrdad; cezallar apkalarn karp -bazlar sol elleriyle- ha karmaya baladlar. Akrabalarn, dostlarn yolcu etmeye gelenler bararak bir eyler sylyor-cezalilar onlara cevap veriyorlard. Kadnlar alayordu. Beyaz ceketli askerlerin kuatt kafile, bacaklarna bal zincirler toz kaldrarak yrd. En nde askerler, onlarn arkasnda, drderli sra olmu, ayaklarnda zincirler sakrdayan krek cezallar, sonra elleri birbirine kelepeli srgnler, daha arkada gnlller, en arkada da kadnlar vard. Kafilenin arkasndan, torbalarla zayf cezallarla ykl arabalar yola kt. Arabalardan birinde torbalarn en yksek yerine oturmu, sk sk sarnm bir kadn durmadan hngr hngr alyordu. XXXIV Kafile o kadar uzundu ki, son araba hareket ettiinde en n-dekiler gzden kaybolmutu. Nehldof, onu bekleyen paytona bindi, kafileyi gemesini syledi srcye. Erkek cezallar arasnda tandk kimse olup olmadna bakacak, sonra kadnlar arasnda Maslova'y bulacak, gerekli her eyi alp almadn soracakt ona. Hava ok scakt. Binden ok ayan kaldrd toz, sokan ortasndan yryen cezallarn zerinde duruyordu. Kafile abuk admlarla yryor, Nehldof'un bindii payton yava yava geiyordu yanndan.

Tuhaf, korkun grnl yzler sra sra geride kalyorlard. Ayn renk pantalonlu, potinli ayaklarn glkle ne atyor, bota kalan kollarn, kendilerine cesaret vermek istiyormucasma, sallyorlard. Saylar o denli oktu, birbirlerine ylesine benziyorlard, zellikle ylesine tuhaf koullar altnda bulunuyorlard ki, Nehldof insan deil de, acayip, korkun yaratklar sand onlar bir an. Ama krek cezallar arasnda katil Fyodorof'u, srgnler arasnda da komik Ohotin'le, bir keresinde ona gelip yalvaran bir ayla grnce bu izlenimi kaybol-- 376 du. Cezallarn hemen hepsi, yanlarndan geen paytona, iindeki beye yan gzle bakyorlard. Fyodorof, onu tand anlamna ban yukar doru sallad: Ohotin gz krpt. Yasak olduu iin ne biri, ne teki selm vermilerdi ona. Kadnlarn yanndan geerken hemen tand Maslova'y Nehldof. kinci sradayd. Kenarda yz scaktan kpkrmz olmu, eteini kuann arasna sktrm, ksa bacakl, siyah gzl, biimsiz bir kadn vard; almlyd bu. Onun yannda, glkle adm atan gebe bir kadn yryordu. nc kadn Maslova'yd. Omuzunda bir torba vard, nne bakarak yryordu. Yz sakin, kararlyd. Onun yanndaki drdnc kadn, din admlarla yryen, etekleri ksa, bartsn kyl ii balam, gen, gzel kadn, Fedosya'yd. Nehldof paytondan indi, Maslova'ya her eyi alp almadn, kendini nasl hissettiini sormak amacyla kadnlara yaklanca, kafilenin bu yannda yryen assubay grd onu, koarak yanna gelirken: - Kafileye yaklamak yasaktr efendim, diye baryordu. yice yakna gelip de Nehldof'u tanynca (ceza evinde herkes tanyordu artk Nehldof'u) elini kasketine gtrerek selm verdi, Nehldof'un yannda durup: - imdi olmaz, dedi. Garda konuabilirsiniz, burada yasak. Cezallara dnp bard: - Hadi durmayn, yryn, yryn! Sonra yeni izmelerini gcrdata gcrdata -scaa aldrmadan- koarak yerine gitti. Nehldof kaldrma dnd, paytoncuya peinden gelmesini syleyip, kafileyle beraber yrmeye balad. Getii her yerde acmayla dehet kark bir dikkat gsteriliyordu kafileye. Arabayla geenler, balarn pencereden karp, gzden kaybolunca-ya kadar bakyorlard kafilenin arkasndan. Yayalar duruyor, aknlkla, korkuyla bakyorlard bu dehet verici gidie. Bazlar yaklap sadaka veriyordu. Askerler alyordu sadakalar. Baz, fazla etkilenenler kafilenin pei sra bir sre yryor, sonra durup, balarn sallayarak arkasndan bakyorlard. Kaplardan birbirini ararak kyorlar, pencerelerden sarkyorlar; kprdamadan, sessizce bakyorlard geenlere. Bir yol aznda kafile zengin bir kupa arabasnn yolunu kesti. Arabac yerinde, yz gnete parlayan, iman srtnda iki sra dmesiyle resmi giysili - 377 bir arabac vard. Arabada arka koltukta bir kar koca oturuyordu: Kadn zayf, soluk benizliydi; apkas beyaz, emsiyesi parlakt. Kocas silindir apkal, k, ak renk pardslyd. Onlarn karsnda, n koltuktaysa ocuklar vard: Sar salar omuzlarna dklen, taptaze, cici bir kz -onun da emsiyesi parlakt-; bir de, ince uzun boyunlu, omuz kemikleri kk, kordellar-la ssl denizci apkal, sekiz yalarnda bir erkek ocuk. Baba, kafileyi zamannda geemedi diye fkeyle syleniyordu arabacya; anneye, irenerek gzlerini ksm, yzn buruturmu; gneten, tozdan korunmak iin ipek emsiyesini iyice indirmiti. iko arabac, bu yoldan gelmesini kendi emreden efendisinin haksz sitemlerine sinirli sinirli kalarn atyor, yrmek isteyen, terlemi bedenleri gnete parlayan doru atlar tutmaya alyordu. Polis memuru, bu gzel kupa arabasnn sahibine elinden hizmeti yapmak iin rpnyor, kafileyi durdurup ona yo! vermek istiyor -ama bu gidite, bylesine zengin bir bey iin bile bojzulamayacak elemli bir grkem olduunu hissettiinden olsa gerek- durdurmuyordu. Yalnzca, zenginlie sayglarn belirtiyorjmucasma elini kasketine gtrm; cezallara -herhangi bir durumda kupa arabasndakileri onlardan korumaya hazr olduu'nu gster istiyormu gibi- sert sert bakyordu. Kupa arabas btn kafile geinceye kadar bekledi. Ancak torbalar ykl, cezal kadnlarn bindii son yk arabas da getikten sonra hareket edebildi. Ceza evinden yola kldnda hngr hngr alayan j kadnda bu son geen arabadayd. Sakinlemiti biraz, ama zenjgin kupa arabasn grnce gene sarsla sarsla alamaya balajmt. Yerlerinde duramayan, besili, doru atlar arabac yular hafife [oynatnca, nallaryla talan dve dve, lstik tekerlekleri zerin]de yumuak yaylanan kupa arabasn, kar kocayla kzn, ince bojyunlu, omuz kemikleri kk ocuun elenmeye gittikleri yazlk [eve doru hzla uzaklatfmlard. Ne anne baba grdkleri eyi anlatmlard ocuklara. yjle ki, ocuklar grdkleri eye kendilerince birer anlam vermek [zorunda kalmlard.

Kz, annesiyle babasnn yzne bakarak, bu insanlarn on-- 378 lardan, onlarn tandklarndan bambaka insanlar olduklarna, bu nedenle de onlara byle davranmadna karar verdi. Byle dnd iin korkmutu kz, bu insanlar uzaklanca da sevinmiti. Ama cezallarn geiine gzlerini krpmadan bakan ince, uzun boyunlu ocuk baka trl zmt sorunu. gdsyle, bu insanlarn da onun gibi btn insanlar gibi birer insan olduklarn kesinlikle bildii iin, onlara birisinin ktlk, yaplmamas gereken bir ey yaptn hissetmiti. Acmt onlara; ayaklar zincire vurulmu, salar kesilmi bu insandan da, onlar zincire vuran, salarn kesen insanlardan da korkmutu. Bu yzden giderek iiyordu ocuun dudaklar, alamamak iin g tutuyordu kendini; bu gibi durumlarda alamann ayp olduunu biliyordu nk. XXXV Nehldof cezallarn admlarna uydurmutu admlarn, abuk abuk yryordu; ama zerinde ince bir ceketle ince bir par-ds olduu halde, gene de bunalyordu scaktan. Sokaklarn zerinde asl duran toz bulutundan durgun yakc scak havadan boulacak gibi oluyordu. ki yz elli, metre yryemedi, paytona bindi gene, kafilenin nne geti, ama sokan ortasnda paytonun ii daha scak geldi ona. Enitesiyle dnk konumasn dnmeyi denedi, ama sabahki gibi heyecanlandrmyordu onu imdi bu. Kafilenin ceza evinden k, sokaklardan geii bir kenara itmiti bu dnceleri. Dayanlacak gibi deildi scak. Duvarn dibinde, aalarn glgesinde, apkalarn karm okullu iki ocuk, yere diz km dondurmacnn banda dikiliyorlard. ocuklardan biri kaklamaya balamt bile dondurmasn; teki, dondurmacnn tepeleme doldurduu barda sabrszlkla bekliyordu. Nehldof, biraz serinlemek isteini yenemeyerek payton-cuya sordu: - Bir eyler iecek bir yer var mdr buralarda? - Hemen urada temiz bir meyhane vardr efendim. Faytoncu keyi dnd, byk bir tabelnn altnda durdu. Blmenin arkasndaki gmlekli, iko, barmen de mteri - 379 yok diye masalarda oturan bir zamanlar beyaz gmlekli garsonlar da bu deiik konuu merakla szdler, hizmetine kotular hemen. Nehldof bir maden suyu istedi, pencereden uzak, pis rtl kk bir masaya oturdu. Biraz tede, zerinde ay takmyla bir ie olan masada iki kii oturuyordu. Alnlarndan terlerini siliyor, dosta bir eyi blyorlard. Biri esmerdi, gnatiy Nikiforovi gibi dklmt salar, ensesinde bir tutam siyah sa vard yalnzca. Onu grnce gene enitesiyle dnk konumasn, gitmeden nce ablasy-la onu bir kere daha grmek istediini hatrlad Nehldof. Trenin kalkmasna az kald, yetiemem, diye geirdi iinden. yisi mi mektup yazaym. Zarf, kt, pul istedikten sonra, souk maden suyunu yudumlarken, ne yapacan dnmeye koyuldu. Ama dnceler karmakarkt kafasnn iinde, bir trl karar veremiyordu ne yazacana. Sevgili Nataa, gnatiy Nikiforovi'le dnk konumamn verdii znt iimdeyken gidemiyorum... diye balad. Ne yapabilirim? Dn sylediklerim iin zr m dilesem? Ama dndm sylemitim yalnzca. Dncelerimin deitiini sanr sonra. Hem ilerime karmas... Hayr, yapamam. Nehldof bu yabanc, kendini pek beenen, onu anlamayan adama kar gene ayn nefreti duyarak, yarm kalan mektubu cebine koydu, hesab deyip kt, paytona bindi, kafilenin arkasndan gitti. Scak daha da artmt imdi. Duvarlar, talar scaklk kusuyorlard sanki. Kzgn kaldrm talar ayaklarn yakyormu gibi bir tuhaf yryordu herkes. Nehldof, paytonun tavanna dokununca, elinin yandn sand bir an. At, tozlu kaldrm talarnda nallaryla dzenli bir ses kararak tembel bir trsla gidiyor; arabac arada bir hafiften kestiriyor; Nehldof da hi bir ey dnmeden, dalgn dalgn nne bakyordu. nite byk bir evin nnde bir kalabalkla silhl bir er grdler. Nehldof paytonu durdurdu. Evin kapcsna: - Ne oluyor burada? diye sordu. - Cezalnn biri fenalat. Nehldof paytondan ndi, kalabala yaklat. Meyilli yaya kaldrmn tmsek talar zerinde, ba aa doru, iri yar, sar sakall krmz yzl, gen saylamayacak bir cezal srtst- 380 upuzun yatyordu. Burnu yamyassyd. Gri pantalon, gri gmlek vard zerinde. illi ellerini ap avularn yere yaptrm; hrlyor, uzun aralklarla, geni gsn dzenli olarak indirip kaldrarak soluk alyor, kan anana dnm gzleriyle donuk donuk gkyzne bakyordu. Ask yzl bir polis memuru, bir postac, bir tezghtar, bir hizmeti, elinde emsiyesiyle yal bir kadn, bir de ba kabak, elinde bo bir sepet olan bir ocuk dikiliyordu banda. Tezghtar, yaklaan Nehldof'a birilerinden yaknmaya balad hemen: - erde canlarn karmlar zavalllarn, iyice bitkin drmler, sonra da byle scak bir gnde yrtyorlar... emsiye kadn alamakl:

- lecek galiba, diyordu. Postac: - Gmleinin nn amak gerek, dedi. Polis memuru titreyen kaln parmaklaryla beceriksizce, cezalnn damarl boynunu saran ba zmeye alyordu. Heyecanl, akn olduu belliydi, ama gene de kalabala kmay gerekli grd: - Ne toplandnz canm? Zaten scak. ekilin de hava alsn adam. Tezghtar: - Yola karmadan nce doktora gstermeliydiler bunlar, dedi. (Bu konudaki bilgisiyle vnmek istedii belliydi.) Dayanamayacaklar gtrlmez. Yoksa yolda lrler byle. Polis memuru ba zdkten sonra doruldu, baknd. - Aln diyorum, duymuyor musunuz? dedi. Hadi iinize gidin, hasta adam grmediniz mi hi? Konuurken, onu desteklesin diye Nehldof'a bakyordu. Ama onun ilgisiz bak karsnda ere dnd. Er bir kenarda duruyor, kopmu topuuna bakyordu; polis memurunun karlat gl umursad yoktu. Toplananlar syleniyorlard: - Kimsenin bakt yok ki. Gz gre gre ldrlr m bir insan? - ezalysa cezal, o da insan. - 381 Nehldof: - Ban yukar aln, su getirin, dedi. Polis: - Getirmeye gittiler, dedi. Yerde yatan cezaly koltuk altlarndan tutup, glkle ban yukar ald. Birden sert bir ses duyuldu: - Nedir bu kalabalk burada? Bembeyaz ceketiyle, prl prl izmeleriyle mahalle komiseriydi bu. Daha niin toplanldm anlamadan: - Daln! diye baryordu. Toplanmayn! abuk admlarla yaklap, can ekien cezaly grnce- - zaten bunu bekliyormu gibi- ban evet anlamna sallayarak polis memuruna dnd. - Nedir? Polis memuru, kafile geerken bu cezalnn yere yuvarlan-din, subayn onu dt yerde braklmasn emrettiini anlatt. - Demek yle? Karakola gtrlmesi gerekiyor. Bir araba arn. Polis memuru elini kasketine gtrerek: - Kapcy yolladm efendim, dedi. Tezghtar scaktan sz edecek oldu. Komiser: - Sana ne be? Hadi? Hadi ek araban, diye bard. Adamn yzne yle sert bakt ki, tezghtar kesti sesini. Nehldof: - Su vermeli ona biraz, dedi. Komser Nehldof'a da sert sert bakt, ama hi bir ey sylemedi. Kapc tasla su getirince komiser polis memuruna cezalya su iirmesini emretti. Polis memuru cezalnn den ban kaldrd, azna su dkmeye alt, ama belliki imiyordu; su sakallarndan gsne, tozlu gmleine akyordu. Komiser: - Bana dk! diye emir verdi. Polis cezalnn bez apkasn kard, sar kvrck, plak tepesine dkt suyu. Cezalnn gzleri, korkmu gibi daha da ald, ama durumunda en kk bir deiiklik olmad. Yznden amurlu sularakyor, gene hrlyor, gs dzenli olarak inip kalkyordu. Komiser polis memuruna Nehldof'un paytonunu gstererek: - u araba kimindir? diye sordu. Getirin onu buraya. Hey, arabac! Faytoncu ban kaldrmadan, zgn: - Bo deilim, dedi. - Benimdir, dedi. Ama olsun, aln onu. Faytoncuya dnerek ekledi: - Ben vereceim cretini. Komiser: - Hl ne bekliyorsunuz? diye bard. Tutun! Polis memuru, kapclar, bir de er, lmek zere olan cezaly kaldrp paytonun koltuuna oturttular. Ama oturamad cezal, ba geri dt, koltuktan aa kayd. Komiser, sert: - Yatrn onu! diye bard. Polis, lmek zere olan cezalnn yanma oturup, onu gl sa koluyla belinden kavrayarak: - Olsun efendim, dedi, byle de gtrrm. Er, cezalnn sandall, orapsz ayaklarn kaldrp arabac yerinin altna uzatt. Komiser yle bir baknd yerde cezalnn yamru yumru apkasn grd, alp geriye dm, slak bana geirdi onu. Sonra, - Mar! diye komut verdi.

Arabac can skkn, sana soluna bakt, ban sallad, geri dnp yava yava karakola doru yrd. Er de yansra yryordu. Cezalnn yannda oturan polis memuru, payton sallandka bir o yana bir bu yana den bedeni, ba tutmaya alyordu. Er arada bir eilip ayakkabsn dzeltiyor, Nehldof arkalarndan yrd. XXXVI Payton, yangn nbetisinin yanndan geip avluya girdi, kaplardan birinin nnde durdu. Avluda itfaiye erleri kollarn svamlar, yksek sesle konuarak, kahkahalarla glerek arabalarn ykyorlard. Payton durur durmaz birka polis memuru koup geldiler, - 383 yar canl cezaly koltuk altlarndan, bacaklarndan tutarak, atlarnda gcrdayan paytondan indirdiler. Cezaly getiren polis paytondan indi, uyumu kolunu sallad, apkasn eline alp ha kard. ly kapdan sokup merdivenden kardlar. Nehldof da pelerinden gitti. ly getirdikleri kk, pis odada drt kerevet vard. kisi de pijamal iki hasta oturuyordu. Birinin az arpk, boynu sarglyd. teki veremliydi. ki kerevet botu. Birine cezaly uzattlar. Gzleri parlayan kalarn durmadan oynatan, zerinde bir gmlekten, ayaklarnda oraptan baka bir ey olmayan ufak tefek bir adam abuk, yumuak admlarla cezalya yaklat, yzne bakt sonra Nehldof'a dnd, kahkahayla glmeye balad. Burada yatan bir deliydi bu. - Beni korkutmak istiyorlar szde, dedi. Ama avularn yalasnlar. Biraz sonra komiserle salk memuru geldiler. Salk memuru lye yaklat; henz yumuak, ama lm beyazlnn yava yava sard, illi elini tutup kolunu kaldrd, bir an havada tutup brakt. Kol ta gibi dt lnn karnnn zerine. Salk memuru ban sallayarak: - Tamamdr, dedi. Ama -besbelli adet yerini bulsun diye- lnn kaba kumatan slak gmleinin nn at, kvrck salarn kulann arkasna atp, cezalnn hareketsiz, sar, geni gsne koydu kulan. Herkes susmutu odann iinde. Salk memuru doruldu, bir kere daha sallad ban; lnn ak duran mavi gzlerinin nce birine, sonra brne dokundu parmayla. Deli durmadan salk memuruna doru tkrerek: - Korkutamazsnz beni, bouna uramayn, diyordu. Komiser. - Evet? diye sordu. Salk memuru: - Evet, dedi. l odasna almak gerek onu. - yi baktnz m, gerekten lm m? diye sordu komiser. Salk memuru, nedense lnn gsn reterek: - Ortada, dedi. Matvey van' artaym, bir de o baksn. Petrof, ko Matvey van' ar.- 384 ; Salk memuru kp gitti. Komiser: - l odasna gtrn, dedi. lnn yanndan bir an ayrlmayan ere dnd: - Sonra odama gel sen, imza atacaksn. Er: - Bastne efendim, dedi. Polisler ly kaldrdlar, merdivenden geri indirdiler. Nehldof pelerinden gitmek istiyordu, deli durdurdu onu. - Siz onlarla birlik deilsiniz anlalan, dedi, yleyse bir sigara verin. Nehldof sigara paketini karp verdi ona. Deli, kalarn oynatarak, burada ona telkin yoluyla nasl eziyet ettiklerini abuk abuk anlatmaya koyuldu. - Hepsi dman bana, medyumlar araclyla durmadan ktlk ediyorlar, ac... Nehldof: - Kusura bakmayn, diye kesti szn. Onu dinlemeden avluya kt. ly nereye gtreceklerini grmek istiyordu. Polisler ykleriyle avluyu gemi, bodrum kapsndan giriyorlard. Nehldof arkalarndan yrd, ama komiser durdurdu onu, - Bir isteiniz mi vard? - Hayr, dedi Nehldof. - yleyse gidin buradan. Nehldof ses karmad, paytonunun yanna gitti. Paytoncu uyuyordu. Nehldof uyandrd onu, gara ekmesini syledi. Daha yz adm gitmemilerdi, bir yk arabasyla karlatlar. Arabann.yanmda gene silhl bir er yryordu. Besbelli lm, bir baka cezal vard arabada. Cezal srtst yatyordu yk arabasnn iinde; bez apkas burnunun zerine kaymt; siyah sakall, salar kesilmi ba arabann her sarslnda sallanyordu. Kaln

izmeli arabac atn yularndan tutmu, yansra yryordu. Arkada bir polis vard. Nehldof paytoncunun srtna dokundu. Paytoncu, at durdurarak: - Ne yapyor bunlar? dedi. Nehldof indi paytondan, yangn nbetisinin yanndan ge. - 385 cip, yk arabasnn arkasndan avluya girdi gene. tfaiye erleri arabalar ykam, gtrmlerdi; imdi onlarn yerinde ak mavi srmalaryla uzun boylu, elmack kemikleri kk itfaiye komutan duruyor, elleri cebinde, bir itfaiye erinin, nnden geirdii, boynu incelmi, kula ata sert sert bakyordu. At n ayaklarndan birine basarken hafiften aksyordu. tfaiye komutan, yanndaki veterinere fkeli fkeli bir eyler sylyordu. Komiser de oradayd. Yeni gelen ly grnce arabann yanna geldi. Ban iki yana sallayarak: - Nerede buldunuz bunu? dedi. Polis memuru: - Staraya Gorbatovskaya'da, diye cevap verdi. tfaiye komutan: - Gazali m? dedi. - Evet efendim. Komiser: - Bugn ikinci bu, dedi. - Ne yaparsnz! diye mrldand. Hava da ok scak olunca. Sonra aksak kula at gtren itfaiye erine dnp bard: - Kedeki ahra gtr onu! Eolu essek seni, senden on kat deerli olan atlar topal etmeyi gsetereceim ben sana! ly, birincisini olduu gibi kaldrd polisler, yukar odaya gtrdler. Nehldof, hipnotize olmu gibi pelerinden gidiyordu. Bir polis memuru: - Siz ne istiyorsunuz? diye sordu ona. Nehldof cevap veremeden gidiyordu lnn arkasndan. Deli yatana oturmu, Nefldof'un verdii sigaray hrsla iiyordu. - A, siz! dedi Kahkahayla glmeye balad gene. ly grnce yzn buruturdu. - Gene mi? Kabak tad verdiniz artk, ocuk mu sanyorsunuz beni? (Nehldof'a dnp glmsedi.) yle deil mi? Nehldof lye bakyordu. Polisler ekilmiti nnden, yzn rten apkasn da kaldrmlard. teki lnn tersine, yz son derece gzeldi bunun, bedeni de biimliydi. Gc kuvDirili - F: 25- 386 vetli olduu belliydi. Yarsn tra ederek irkinletirdikleri bana; siyah, imdi hayat kaybolmu gzlerinin stnde ykselen dar alnna ramen ok yakklyd. nce, siyah byklarn stndeki kemerli, kk burnu da pek gzeldi. Yava yava morarmaya yz tutmu dudaklarnda bir glmseme vard sanki. Kk sakal yznn altn evreliyordu yalnzca; bann tra edilmi yannda, kk, salam, gzel bir kulak arpyordu gze. Yz ifadesi hem sakin, hem sert, hem itendi. Bu insann ruhsal yaaytan- nasl yoksun brakld belliydi yznden; ellerinin, zincire vurulmu ayaklarnn ince kemiklerinden, ll, biimli bedeninin her eyinden onun bir zamanlar ne denli gzel, gl, becerikli bir insan, itfaiye komutannn aya inciltildi diye ylesine kzd o kula attan ne denli stn bir yaratk olduu belliydi. Oysa ldrmlerdi onu; bir insan olarak lmne hi kimse acmad gibi, insanln boubouna br g kaynan yitirdiine de zlmyordu kimse. lm herkeste, yaknda kokacak bu cesedi ortadan kaldrmak zorunda olmann verdii teln can skntsndan baka bir duygu uyandrmamt. Odaya doktor, salk memuru, ba komiser girdiler. Doktor ksa boylu, iman bir adamd; ak gri ipek bir ceket, ayn kumatan, adaei baldrlarna yapm dar bir pantalon giyiyordu. Bakomiser ufak-tefek, imand. Havay aznda tutmak alkanl krmz, yuvarlak yzn daha da yuvarlak gsteriyordu. Doktor lnn yatt kerevete oturdu, tpk salk memuru gibi, kolunu kaldrp brakt, kalbini dinledi, pantalonunu ekeleyerek kalkt sonra. - lm, dedi. Bakomiser, azn tka-basa hava doldurup, yavaa braktktan sonra ere dnd. - Hangi ceza evinden? Er cevap verdi, lnn zerindeki zincileri hatrlat. ' Bakomiser: - Sylerim karrlar, dedi; neyse ki demircimiz var. Gene azn hava doldurup yanaklarn iirdi, sonra yava yava brakarak kapya yrd. Nehldof doktora: - Niin lyor bunlar byle? diye sordu. - 387 Doktor gzlklerinin arkasndan bakt ona.

- Niin olacak? dedi. Gne arpmasndan. Gne nn girmedii hcrede btn br k hareketsiz oturduktan sonra birden gnee, hem de bugnk gibi bir gnee karsa insan byle olur ite. Hem kalabalk gidiyorlar, hava akm yok. arpyor gne. - Neden byle gtryorlar onlar yleyse? - Bana ne soruyorsunuz bunu, gidin gtrene sorun. Hem siz kimsiniz? - Bir yurtta. - Ya!.. Kusura bakmayn, hi zamanm yok. Doktor pantalonunu can skntsyla aa doru ekerek hastalarn yanna gitti. Boynu sargl, az arpk, soluk yzl hastaya: - ler nasl bakalm? dedi. Bu arada deli sigara imeyi brakm, yatanda oturuyor, doktora doru tkryordu. Nehldof aa indi, avluya kt, itfaiye atlarnn, tavuklarn, bakr miferli nbetinin yanndan geip sokaa kt, gene uykuya dalm paytoncuyu uyandrp gara yolland. XXXVI! Nehldof gara geldiinde cezallar, pencereleri parmaklkl vagonlara binmilerdi bile. Tandklarn yolcu etmeye gelen birka kii vard peronda; vagonlara yaklatrmyorlard onlar. Erler pek bir tellydlar imdi. Ceza evinden gara gelinceye kadar, Nehldof'un grd ikisinden baka cezal daha lmt gne arpmasndan: Birini, ncekiler gibi, en yakn karakola gtrmlerdi, br ikisi burada, garda lmlerdi ('). Erlerin tel, gtrdkleri kafilede sapasalam be kiinin lmesinden deildi. Bunu umursadklar bile yoktu; btn dndkleri, bu gibi durumlarda yasada ngrlen eyi noktas noktasna yapmakt: lleri ktlaryla birlikte gerekli yere teslim etmek, Nij(') 1880 yllarnda Butirski cezaevinde Nijegorodsk garna gtrlrken gne arpmasndan bir gnde be cezal lmt. (L. N. Tolstoy'un notu.)- 388 niy'e gtrlmesi gereken cezallar saysndan bunu dmek. zellikle byle bir scakta olduka byk bir iti bu. Grevlilerin hepsi bu ile urat iin Nehldof'u da teki bekleyenleri de vagonlarn yanma brakmyorlard. Ama Nehldof'u braktlar gene de: Assubaya para vererek almt bu izni. Assubay, komutann grmemesi iin abuk konuup hemen geri gelmesini syleyerek brakmt onu. Btn tren on sekiz vagondu. Komutanlk vagonu dnda geri kalanlarn hepsi tka basa cezal doluydu. Vagonlarn pencerelerinin nnden geerken ierde olanlara kulak kabartyordu Nehldof. Her vagondan zincir akrts, grlt patrt, yakas almadk kfrlerle kark konumalar duyuluyordu. Ama Nehldof'un bekledii eyden, yolda dp len cezallardan sz eden yoktu. Daha ok torbalardan, iecek sudan, oturacak yerden sz ediliyordu. Bir pencereden ieri bakt Nehldof, ortadaki yolda birka er, cezallarn kelepelerini karyorlard. Cezal ellerini uzatyor, er anahtarla kelepenin kilidini ap karyordu onu. Bir baka er de kelepeleri topluyordu. Erkek vagonlarn getikten sonra kadn vagonlarna geldi Nehldof. kinci vagondan bir kadn iniltisi duyuluyordu: O-o-of! anam, babam o-o-of! Nehldof yryp geti, bir erin yol gstermesiyle, nc vagonun penceresine yaklat. Nehldof yzn parmakla yaklatrnca, ac ter kokusuyla ykl scak bir hava arpt yzne; ince kadn sesleri daha bir ak seik duyulmaya balad. Tahta sralarda terli yzleri kpkrmz olmu, nlkl, blzlu kadnlar oturuyor, yksek sesle konuuyorlard. Nehldof'un parmakla dayanan yz dikkatlerini ekti. Pencere dibinde oturanlar susup ona doru uzandlar. Maslova -zerinde bir tek bluz vard, bartsn bile karmamtkar pencerenin dibinde oturuyordu. Beyaz yznde bir glmseme olan Fedosya bu yandayd. Nehldof'u tanynca Maslova'yi drtt, pencereyi gsterdi ona. Maslova aceleyle kalkt, siyah salarn bartsyle rtt; birden aydnlanan krmz, terli yzn bir glmseme kaplad, pencerenin yanna gelip parmakl tuttu. Sevinle glmseyerek: - ok da scak, dedi. - Eyalar aldnz m? - Aldm, teekkr ederim. - 389 Gnete kzdka kzm vagonun penceresinden soba borusu gibi scak hava pskryordu Nehldof'un yzne. - Baka bir ey lzm m? dye sordu. - Deil, saolun. Fedosya kart sze: - ecek bir ey olsayd... - Evet, dedi Maslova, iecek bir ey olsa... - Suyunuz yok mu? - Hepsini itiler, getirecekler. Nehldof: - Hemen, dedi, ere sylerim, getirir. Niyniy'e kadar g-remeyeceiz bir daha.

Maslova sevinle, Nehldof'un gzlerinin iine bakarak, bundan haberi yokmu gibi: - Siz de geliyor musunuz? diye sordu. - Arkadaki trendeyim. Maslova hi bir ey sylemedi, birka saniye sonra derin bir gs geirdi yalnzca. Kaba sesli, yal bir kadn: - Bey, dedi, yolda on iki kiiyi ldrdkleri doru mu? Korableva'yd bu. Nehldof: - On iki kii olduunu duymadm, diye cevap verdi. Ben iki tanesini grdm. - On iki kii lm, yle diyorlar. Bunun iin ceza vermezler mi onlara acaba? eytann dourduklarna? Nehldof: - Kadnlardan kimse fenalamad m? diye sordu. Ksa boylu bir kadn glmsedi: - Kadnlar daha salamdr. Yalnz birinin aklna dourmak esmi. Bakn, barp duruyor orada. Hep ayn iniltinin geldii yandaki vagonu gsterdi. Sevin glmsemesini tutmaya alan Maslova: - Baka bir ey lzm olup olmadn soruyorsunuz, dedi, bu kadn brakamazlar m acaba burada? ok ac ekiyor zavall. Komutana bir syleseydiniz. - Sylerim. Maslova, glmseyen Fedosya'y bakyla gstererek:- 390 - Bir de Taras', kocasn gremez mi acaba? Sizinle ayn trene binecek. Bir assubayn sesi duyuldu yaknda: - Beyefendi, cezallarla konumak yasaktr. Nehldof'u brakan assubay deildi bu. Nehldof ekildi pencereden, doum yapmak zere olan kadnla Tara iini sylemek iin komutan aramaya gitti, ama uzun sre bulamad onu, askerlerden de bir cevap alamad. Hepsi de pek tellydlar. Bazlar cezallar bir yerden bir yere gtryor, bazlar kendilerine yemeklik bir eyler almaya kouyor, eyalarn vagonlara yerletiriyor, bazlar da komutann, kafileyle beraber gelen karsna hizmet ediyorlard. Hepsi de isteksiz cevap veriyorlard Nehldof'a. Nehldof komutan bulduunda ikinci zil almt. Subay, azn rten byklarn, ksa kolunu kaldrarak svazlarken bir ey iin halyordu salk memurunu. Omuzlarn kaldrmt: - Ne istiyorsunuz? diye sordu Nehldof'a. - Bir kadn dourmak zere vagonda, dndm ki, acaba... Komutan ilgisiz: - Doursun varsn, dedi. Ksa kollarn hzl hzl sallayarak vagonuna doru yrd. Bu arada elinde ddkle hareket memuru geti; son zil duyuldu, ddk tt, perondakiler arasnda, kadn vagonlarnda alayanlar, yksek sesle dua edenler vard. Nehldof, Taras'la yan-yana duruyor, tral erkek balarnn gzkt pencereleri parmaklkl vagonlarn, nnden pepee geiine bakyordu. Sonra birinci kadn vagonu geti nlerinden; dz sal, bartsz kadn balar vard parmaklklarn arkasnda; arkasndan, hl ayn kadn inlemesinin duyulduu ikinci vagon, daha sonra Mas-lova'mn bulunduu. teki kadnlarla beraber parmakla yapm, ac ac glmseyerek Nehldof'a bakyordu. XXXVIII Nehldof'un binecei yolcu treninin kalkmasna iki saat kalmt. Nehldof bu arada ablasna bir kere daha uramay dnyordu, ama sabahtan beri tank olduu olaylardan sonra imdi kendini o denli heyecanl, bitkin hissediyordu ki, birinci 391 mevkiin kk kanepesine oturunca birden bir uyku kt zerine, dnd, elini yanann altna koyup hemen uyudu. > Elinde peete, frakl bir garson uyandrd onu. - Beyefendi, beyefendi, Nehldof, prens Nehldof siz milsiniz? Bir bayan szi aryor. Nehldof gzlerini outurarak frlad yerinden, nerede ol-jduunu, o sabah olanlar hatrlad. Belleinde unlar vard yalnzca: Cezallar kafilesinin yry, ller, pencereleri parmaklkl vagonlar, parmaklklarn arkasndaki kadnlar, kimsenin yardm elini uzatmad, doum sanclar eken kadnla, bir de, demir parmaklklarn arkasndan ona ac ac glmseyen kadn. Gerekteyse bambaka eyler vard nnde: ielerle, yemiliklerle, mumlarla, yemek takmlaryla donatlm bir masa; masann evresinde dolaan becerikli garsonlar. ielerin, yemiliklerin arasndan grnen, salonun te ucundaki bfenin nndeki bfeci, bfede oturan yolcularn srtlar... Nehldof dorulup otururken biraz toparlayabilmiti de kendini; evresindekilerin merakla kapya baktklarn farketti birden. O da bakt o yana, iki kiinin, emsiyeli koltuunda oturan bir bayan tadn grd. Tayanlardan ndeki bir uakt, Nehldof'un gz srmt onu. Arkadaki, kasketi srmal kapc da yabanc deildi ona. Koltuun peinden nlkl, salar bukle bukle, zarif bir oda hizmetisi yryordu. Deri bir antayla, emsiyeler vard elinde. Daha arkada kaln dudakl, boynu tutuk, gsn ne karm, yol apkasn giymi prens Koragin yryordu. Sonra Missi, Mia, Nehldof'un da tand, uzun boyunlu, grtlak

kemii kk, daima neeli diplomat Osten. Glmseyen Missi'ye -besbelli akadan- heyecanl heyecanl bir ey anlatyordu yrrken. En arkada, fkeyle sigara ie ie doktor yryordu. Koragin'ler, prensesin kzkardeinin Nijegorod yolundaki maliknesine gidiyorlard. Koltuu tayanlarn, oda hizmetisinin, doktorun, kadnlar blmnde son bulan bu geii yolcularda byk bir merak, bir sayg uyandrmt. Yal prens masaya oturup garsonu ard hemen, bir eyler istedi ondan. Missi'yle Osten de yemek salo-- 392 - 393 nunda kalmlard; tam oturuyorlard ki, kapda tandk bir bayan grp yanna yrdler. Natalya vanovna'yd bu tandk. Na-talya vanovna, yannda Agrafena Petrovna, baknarak yemek salonuna giriyordu. Missi'yi de, kardeini de hemen hemen ayn anda grmt. Nehldof'a bayla selm vererek Missi'nin yanna gitti nce; ama onunla ptkten sonra hemen Nehldof'a dnd: - En sonunda buldum seni. Nehldof ayaa kalkp Missi'yle, Mia'yla, Osten'le tokala-t; konumaya baladlar. Missi, kydeki evlerinin yandn, bu yzden teyzesinin yanna gitmek zorunda kaldklarn anlatyordu Nehldof'a. Osten frsattan yararlanarak, yangnla ilgili gln bir fkra anlatmaya balad: Nehldof, Osten'i dinlemeden ablasna dnd: - Geldiine sevindim, dedi. - Geleli ok oluyor. Agrafena Petrovna'yla geldik. Natalya vanovna, biraz tede duran Agrafena Petrovna'y gsterdi. Yal kadnn zerinde ince bir pardes, banda apka vard; uzaktan iten bir glmsemeyle, ekingen, bayla selm verdi Nehldof'a. Natalya vanovna devam ediyordu: - Aramadk yer brakmadk seni. - Uyuyakalmm urada. Geldiine ok sevindim. Bir mektup yazyordum sana. Natalya vanovna rkek: - Sahi mi? dedi. Niin? Abla-karde arasnda kiisel bir konumann baladn far-keden Missi, yanndaki erkeklerle uzaklat oradan. Nehldof, ab-lasyla beraber pencerenin dibindeki kadife kanepeye, birinin eyalarnn, yol battaniyesiyle bir takm kutularnn yanna oturdu. Hemen balad Nehldof: - Dn sizden ayrldmda geri dnmeyi, zr dilemeyi ok istedim, ama nasl karlayacan bilmiyordum. Kocana kar kabalk ettim, zldm sonra. Natalya vanovna: - steyerek yapmadn biliyordum, dedi, inanyordum buna. Biliyorsun ki... Birden dolu dolu gzleri, kardeinin elini tuttu. Ak seik, belirgin bir anlam -yoktu bu cmlenin, ama Nehldof ablasnn ne demek istediini tam olarak anlam, duygulanmt. Natalya vanovna, kocasna kar olan byk sevgisinin yannda ona, kardeine olan sevgisinin de nemli, deerli olduunu, onlarn arasndaki her anlamazln ona ok strap verdiini anlatmak istemiti bu cmlesiyle. Nehldof: - Teekkr ederim, ok teekkr ederim sana... dedi. Ah, bugn ne korkun eylere tank oldum. (len ikinci cezaly hatrlamt birden.) ki cezaly ldrdler. - ldrdler mi? Nasl? - Basbaya. Bu scakta kardlar onlar dar. Gne arpmasndan ld ikisi de. - Olamaz! Nasl? Bugn m? imdi... - Evet, imdi. Cesetlerini grdm. Natalya vanovna heyecanlanmt: - Peki ama niin ldrsnler? ldren kim? Ablasnn bu konuda da kocas gibi dndn fark eden Nehldof sinirli: - Onlar bu yolculua zorla karanlar, diye cevap verdi. Yanlarna gelen Agrafena'Petrovna: - Aman Allahm! dedi. Nehldof: - Bu zavalllara yaplanlardan hi haberimiz yok, dedi. Biraz tede bir masada oturmu, peeteyi boynuna balayp meyval ikisini imeye hazrlanan yal prense bakarak -bir an gzgze gelmilerdi- ekledi: - Oysa olmal. Prens seslendi ona: - Nehldof! Serinlemek ister misiniz? Bu scakta iyi gider! Nehldof ban istemem anlamna sallayp ablasna dnd. Natalya vanovna: - Ne yapmak niyetindesin peki? dedi. - Elimden gelen her eyi... Bilmiyorum, ama bir eyler yapmak zorunda olduumu hissediyorum. Elimden gelen her eyi yapacam. - Evet, evet, anlyorum seni. (Glmseyerek gzyle Kor- 394 agin'i gsterdi Natalya vanovna) Ya bunlarn ii ne olacak? Her ey bitti mi artk?

- Bitti. Hem sanyorum, iki yan da hi zlmedi buna. - Yazk. Ben zldm. Severim onu. Natalya vanovna kararsz, rkek devam etti: - Tutalm ki senin dediin gibi olsun durum. Peki ama kendini balamak istemenin sebebi ne? Niin gidiyorsun Sibirya'ya? Nehldof, bu konuyu kapamak istiyormu gibi cidd, souk: - yle gerektii iin gidiyorum, dedi. Ama ablasna kar byle souk davrand iin kendi kendinden utand. Dncelerimin hepsini niin anlatmayaym ona, diye geirdi iinden. Yal oda hizmetisine bakarak kendi kendine, Varsn Agrafena Petrovna da duysun dedi. Agrafena Pet-rovna'nn yanlarnda bulunmas, kararn ablasna amas iin daha bir kkrtmt onu. - Katyua'yla evlenmek niyetimden mi sz ediyorsun? dedi. unu bilesin ki, onunla evlenmeye kararl olduumu kendisine syleyince kesinlikle reddetti bunu. (Bundan sz etmeye baladnda her zaman olduu gibi titriyordu sesi.) Benim onun iin byle bir fedakrlkta bulunmam istemiyor, kendisi bir ok eyi feda ediyor buna karlk. Bir anlksa, ben de bu fedakrl kabul edemem. te bu yzden onunla beraber gidiyorum, her yerde yannda olacam, elimden geldiince yardm edeceim ona, az ac ekmesi iin alacam. Natalya vanovna susuyordu. Agrafena Petrovna soru dolu baklarn dorulttu Natalya vanovna'ya, ban sallad. Tam bu srada kadnlar blmnden kt gene deminki grup. Ayn yakkl uak Filipp'Ie kapc tayorlard prensesi. Prenses durdurdu onu tayanlar, ban sallayarak Nehldof'u yanna ard; parmaklar yzk dolu beyaz elini glkle uzatt ona. Hemen scaktan sz etmeye balad. - Epouvantable! (') Dayanamyorum. Ce climat me tue. (2) Rusya ikliminin ktlklerini sayp dktkten, Nehldof'un onlara gelmesini syledikten sonra tayclarna iaret verdi. (') Korkun! (Franszca) ' (2) Bu iklim ldrecek beni. (Franszca) - 395 Uzaklarken uzun yzn Nehldof'a dnerek: - Bekliyoruz, gelin, diye ekledi. Nehldof perona indi. Prensesi saa, birinci mevkiye doru gtrdler. Nehldof, eyalarn tayan gar hamalnn arkasndan Taras'la beraber sola yrd. Taras' gstererek, ablasna: - te yol arkadam, dedi. Taras'tan, daha nce sz etmiti ona. Nehldof nc mevkinin nnde durup da hamal eyalarla, peinden de Tara ieri girince Natalya vanovna: - nc mevkiyle mi gideceksin? diye sordu. - Evet, dedi Nehldof. Buras daha rahat benim iin, Taras'la beraber yolculuk edeceim. (Birden deiti ses tonu.) Aklma gelmiken syleyeyim. Kuzmnsk'de topra kyllere vermi deilim henz. lrsem senin ocuklarna kalacak oras. Natalya vanovna: - Kes artk Dmitri, dedi. - Versem bile, geri kalan her ey onlarn olacak, nk evleneceimi hi sanmyorum, evlensem bile ocuum olmayacak sonra... Natalya vanovna: - Dmitri, kapat bu konuyu ltfen, diye kesti szn. te yandan, szlerinin ablasnn houna gittii kamamt Nehldof'un gznden. Birinci mevkinin nnde kk bir kalabalk vard yalnzca; prenses Koragina'y gtrdkleri vagona bakyorlard. Geri kalan yolcular yerlerini almt. Ge kalan birka yolcu peronun tahtalarnda topuklar ses kara kara yerlerine kouyor, grevliler kaplar kapyor, yolculara yerlerini almalarn, yolcu olmayanlara da peronu boaltmalarn sylyorlard. Nehldof, gnete kzdka kzm vagona girdi, sahanla kt hemen. Natalya vanovna k apkasyla, salyla Agrafena Petrovna' nn yannda duruyordu. Syleyecek bir ey arad, ama bulamad beliydi. Ecrivss (') bile diyemezdi; ayrllarda sylenmesi det olan bu szce kardeiyle ok glmlerdi eskiden. (') Mektup yaz. (Franszca)- 396 Para ileri, miras zerine o ksack konuma ralarnda yava yava kurulan kardee ilikiyi bir anda darmadan etmiti; imdi yabanc hissediyorlard kendilerini birbirine. yle ki, tren hareket edince Natalya vanovna sevinmiti bile buna; ban eerek, Gle gle, demiti yalnzca, Hadi gle gle Dmitri, yolun

ak olsun! Tren uzaklanca da kardeiyle konumasn kocasna nasl ileteceini dnmeye balamt; ciddilemiti yz, bir tel ifadesiyle kaplanmt. Ablasna kar en iten duygulardan baka bir duygu beslemedii, ondan hi bir ey gizlemedii halde, Nehldof da ayn soukluu duymutu ona kar, bir an nce uzaklamak istemiti ablasndan. Bir zamanlar ona ylesine yakn olan Nataa'nn artk var olmadn; yalnzca, yabanc hi holanmad kara sakall bir adamn karsnn, klesinin var olduunu hissetmiti. Kesinlikle biliyordu bunu imdi; ablasnn yznn ancak, kocasn en ok ilgilendiren sorudan, topran kyllere verme, miras iinden sz edince aydnlandn grmt nk. Ac bir eydi bu onun iin. XXXIX Kzgn gnein sabahtan beri kavurduu, insan dolu, byk nc mevki vagonun iinde ylesine boucu bir hava vard ki, Nehldof ieri girmemi, sahanlkta kalmt. Ama burada da yoktu hava; tren evleri geip de, hava akm balaynca derin bir soluk ald ancak Nehldof. Ablasna sylediini tekrarlad kendi kendine: Evet, imdi. Cesetlerini grdm. O gnn anlan iinde birden ikinci lnn gzel yz, glmseyen dudaklar, sert ifadeli aln, bann morarmaya balam sasz yanndaki kk, salam kula olaanst bir canllkla geldi gzlerinin nne. in en kt yan da, ldrld halde, katilin kim olduunun bilinmemesiydi. ldrdler onu. teki cezallar gibi onu da Maslennikof'un emri uyarnca gtryorlard. Maslennikof her zaman yapt eyi yapmtr gene yzde yz; resm kdn altna o budalaca imzasn atmtr; sulu da hissetmiyordur tabi imdi kendini. Cezallar muayene eden cezaevi doktoru daha az sulu hissedebilir kendini; grevini titizlikle yerin getirdi nk, zayflar ayrd; ne bylesine korkun bir scan olaca397 n bilebilirdi, ne de kafileyi bu kadar ge saatte yola karacaklarn onlar byle kalabalk gtreceklerini. Ya cezaevi mdr?.. Ama mdr falan gnde u kadar krek cezals, srgn erkek, kadnn trene bindirilmesi zerine verilen emrin gereini yapt yalnzca. Grevi, burada sayyla ald cezallar oraya sayyla teslim etmek olan kafile komutan da sulu olamaz. Kafileyi her zamanki gibi, yasann buyurduu biimde gtryordu; Nehldof'un grd iki cezal gibi gl kuvvetli insanlarn dayanamayp leceklerini nereden bilebilirdi? Hi kimse deildi sulu, ama ldrlmt insanlar, hem de onlarn lmnde susuz olan bu insanlarca. Btn bu valilerin, mdrlerin, komserlerin, polis memurlarnn baz durumlarda insana insan gibi davranmann zorunlu olmadna inandklar iin oluyor byle. Bunlar -Maslennikof da, mdr de, kafile komutan da- vali, mdr, ya da subay ol-masaydlar, insanlar bylesine scak bir gnde, bylesine kalabalk, yola karmadan nce yirmi kere dnrlerdi; yolda yirmi kere mola verirlerdi; birisinin decek gibi olduunu, sk sk solumaya baladn grnce sradan karrlard onu, glgeye gtrr, su verir, dinlendirirlerdi; zc bir olay olunca da ileri szlard. Ama onlar yapmadlar bunu, yapmak isteyenlere de engel oldular; onlar iin nemli olan insan, insanlara kar grevleri deil, her eyin stnde grdkleri grevlerdir nk. Asl sebep bu ite. Bir saat iin bile olsa, zel bir durumda da olsa, insan sevgisinden daha nemli bir duygunun bulunmad kabul edilebilirse, kii kendini sulu saymadan hi bir ktlk edemez insanlara. Nehldof dncelere dalm, havann deitiini fark etmemiti: Gne ndeki alak, dank bulutlarn arkasna saklan-mt!; batdan doru ak gri bir yamur bulutu yaklayordu. Uzaklarda tarlalara, ormanlara yamaya balamt yamur. Nemli bir yamur kokusu kaplamt her yan. imekler aydnlatyordu arada bir yamur bulutunu; trenin grltsne giderek daha bir sk karyordu gk grlts. Bulut yaklatka yaklayordu; rzgrn srkledii iri yamur taneleri sahanla, Nehldof'un pardessne dmeye balamt. te yana geti Nehidof, uzun zamandan beri yamur bekleyen topran slak se-- 398 rinliini, kokusunu cierlerine ekerek; geriye doru koan bahelere, aalklara, sararan avdar tarlalarna, henz yeil yulaflara, koyu koyu gzken yeil, iek am patates tarlalarna bakmaya balad. Her ey cillanmt sanki: Yeil daha bir yeil, sar daha bir sar, siyah daha bir siyaht. Nehldof, bereketli yamur altnda canlanan tarlalara, bahelere, balara sevinle bakarken: - Ya, daha ok ya! diye mrldanyordu kendi kendine. Bardaktan boanrcasna yaan yamur ksa srd. Bulut geti. Islak yere yamurun son, kk damlalar dyordu imdi. Gene gne kt, her eyi parlak bir aydnla bodu. Douda, ufkun hemen stnde, pembe rengi daha bir belirgin, bir ucu bolukta kaybolan bir gkkua olumutu. Doann btn bu deiiklikleri sona erip de tren yksek kenarl bir yarmaya girerken Nehldof sordu kendi kendine: Ne dnyordum? Ha evet, btn bu insanlarn -mdrn de. kafile komutannn da- aslnda ounlukla temiz yrekli, iyi insanlar olduklarn, devlet hizmetinde altklar iin byle duygu-suzlatklarn dnyordum. Cezaevinde olup bitenleri ona anlatrkenki ilgisizliini hatrlad Maslennikof'un; mdrn sertliini, kafile komutan subayn cezallarn arabalara binmesine izin vermemekle, trende dourmak zere bir kadnn

bulunduunu duyunca bunu hi umursamamakla gsterdii kat yreklilii hatrlad. Bu insanlarn bylesine hain, en olaan acma duygusundan bylesine yoksun olmalarnn tek nedeni devlet hizmetinde almalardr tabi. -:Nehldof, yarmann eitli renkte tas kapl kenarlarndan akan yamur sularna bakarak dnmeye devam ediyordu-. Devlet memuru olduklar iin, u topran suya olduu gibi onlar da insan sevgisine kar duyarszdrlar. Yarmalarn kenarlarnn tala kaplanmas zorunludur belki, ama u yukardaki gibi buday, ot, aa, yetiebilecek bu topran bitkiden byle yoksun braklmas dokunuyor insana. nsanlarda da ayn durum var; belki gereklidir valiler, mdrler, polisler, ama insanlara vergi en nemli duygudan, birbirine acma, birbirini sevme duygusundan yoksun insan grmek korkun bir ey. Bunun tek nedeni, bu insanlarn, yasa olmayan eyi yasa - 399 olarak kabul etmeleri, insanolunun kalbine Tanrnn koyduu deimez, dnya kaldka kalacak eyiyse yasa diye kabul etmemeleridir. Onun iin sklyorum bu insanlarn yannda. Dpedz korkuyorum onlardan. Gerekten de korkunturlar. Haydutlardan bile korkun. Acyabilir haydut, ama bunlar acyamazlar: u talar bitkilere kar olduu gibi onlar da acma duygusuna kar sigortaldrlar. Korkun olmalar da bu yzden ite. Pugaoflar, Razin'ler korkuntur derler. Bunlar bin kat daha korkuntur. yle bir psikoloji sorunu verilse: Gnmzde insanlarn, hris-tiyanlarn, temiz ruhlu, iyi insanlarn, kendilerini sulu hissetmeden korkun canavarlklar yapabilmeleri iin nasl bir dzen olmal? Bir tek zm yolu olurdu bu sorunun: imdiki dzen. nsanlarn vali, mdr, subay, polis olmalar, yani nce, insanlara eya gibi, kardee bir sevgi duymadan davranlmasna izin veren devlet hizmeti diye bir eyin olduuna inanan insanlarn bulunmas; sonra, devlet hizmetindeki bu insanlarn, yaptklarnn sorumluluu belirli olarak birisinin zerine dmeyecek biimde rgtlenmeleri gerekir. Bugn grdm canavarlklar baka hi bir koul altnda olamaz. nsanlara sevgisiz davranla-bilecek durumlarn olduunu sanyorlar, oysa yoktur byle bir durum. Eyalara kar sevgisiz davranabilir insan: Aac kesebilir, amurdan tula yapabilir, acmadan dvebilir demiri, ama arlara kar dikkatsiz davranamayaca gibi, insanlara kar da sevgisiz davranamaz. Arlarn yannda bir dikkatsizlik edersen hem onlara, hem kendine zarar olur bunun. Yaradl byledir arlarn. nsanlar konusunda da ayndr durum. Baka trl de olamaz zaten, nk insan hayatnn temel yasas insanlar arasnda karlkl sevgidir. Evet, kiiolu almaya zorlad gibi sevmeye de zorlayamaz kendini; ama bu demek deildir ki, insanlara kar, zellikle onlardan bir ey istediin zaman, sevgisiz davranabilirsin. nsanlar sevmiyorsan otur oturduun yerde -kendi kendine sylyordu bunu Nehldof-, kendi iinle, eyalarla, neyle istersen onunla ilgilen, insanlarla ilgilenme de ne yaparsan yap. Nasl ki insann can yemek istedii zaman yedii yemek yarar ona, bir zarar dokunmaz; insanlara kar davranlarnn da ancak onlar sevdiin zaman bir yarar olur, zarar dokunmaz. Ama dn enitene yaptn gibi insanlara sevgisiz dav-- 400 ranrsan, bugn tank olduun canavarlklarn da sonu gelmez, mrnce ektiin aclarn da. Evet, evet byle bu. Ne gzel de esiyor! Korkun scaktan sonraki serinlik, oktan beri aklndan kmayan soruna ak seik bir cevap bulmas tatl bir haz veriyordu ona. XL Nehldof'un yerinin olduu vagon yarm doluydu. Hizmetiler, tamirciler, fabrika iileri, boyaclar, yahudiler, khyalar vard burada; iilerin kars iki kadnla, bir er, biri gen, biri yal, kibar grnl iki kadn yalsnn plak kolunda bilezikler parlyordu-, bir de siyah kaskelti kokartl, sert yzl bir bey vard. Hepsi de yer sorununu yoluna koyduktan sonra rahatlam,-bazs ay iei ekirdei trdatyor, bazs sigarasn tttryordu; bazs da yanndakilerle heyecanl heyecanl konumaya dalmt. Tara orta yolun sanda gle bir yzle oturuyor -yannda da Nehldof'a yer ayrmt- karsnda oturan, kaba kumatan ceketinin n ak, salam yapl adamla- i yerine giden bir bahvan olduunu sonra rendi Nehldof heyecanl heyecanl konuuyordu. Nehldof Taras'n yanna gitmeden, yolun hemen kenarnda oturan, kyl bir gen kadnla konuan, keten bezinden pardesl, grn insanda sayg uyandran, ak sal bir ihtiyarn nnde durdu. Kadnn yannda, ayaklar yere demeyen, entarisinin kollan ksa, salar sapsar, yedi yanda bir kz ocuu oturuyor, habire ay iei ekirdei trdatyordu. Nehldof'u gren yal adam, yalnz bana oturduu, oturula kalkla cillym gibi parlayan tahta sradan toplad pardess-nn eteini, babacan: - Buyurun oturun., dedi. Nehldof teekkr ederek oturdu gsterilen yere. O oturur oturmaz, kadiri yarda kesilen szne devam etti. Kentte kocasnn onu nasl karladn anlatyordu. - Yortuda gelmitim, bir de imdi geldim. Ksmet olursa ylbanda gene greceiz. htiyar, Nehldof'a bir gz atarak: - yi ediyorsun, dedi, bo brakmaya gelmez, gen nk, - 401 bakarsn birine kaptrverir gnln kentte.

- Yok, dedecem, yle insan deildir benimki. Onu brak, iei burnunda bir kz gibi tertemizdir. Kazand paray son kpeine kadar eve yollar. (Glmsyordu gen kadn.) Kzn grdne yle sevindi, yle sevindi ki anlatamam. Durmadan ay iei ekirdei attran, bir yandanda annesini dinleyen kz, annesinin szlerini dorulamak istiyormu gibi sakin, zeki baklarn nce ihtiyarn, sonra Nehldof'un yzne dorulttu. htiyar: - Akll adam demek, dedi, aferin. Kar pencerenin dibinde oturan, giyinilerinden fabrika iisi olduklar belli kar kocay bakyla iaret ederek ekledi: - Bir de unlara bak! Fabrika iisi koca, votka iesini dikmi, iiyor, kars da ieyi kardklar torba elinde, kocasna bakyordu. Kocasn bir kere daha vmek frsatn karmak istemeyen kyl kadn: - Hayr, dedi, benimki ne iki ier, ne de sigara. Byle iyi insan az gelmitir dnyaya dedeciim. Nehldof'a dnd sonra: - Bulunmaz bir kocadr. ihtiyar, ien fabrika iisine bakarak: - Ne mutlu sana, dedi. Fabrika iisi iecei kadar itikten sonra ieyi karsna verdi. Kadn ieyi ald, ban sallayarak glmsedi, o da azna gtrd ieyi. Nehldof'la ihtiyarn ona baktn farkeden ii: - Bir ey mi oldu, bey? dedi. Garibinize m gitti imemiz? alrken hi kimse grmez bizi de, ierken herkes grr. altm, imdi de iiyorum, karm da iiriyorum. Kimseyi ilgilen-dirrnez bu. Nehldof ne cevap vereceini bilemeden : - Evet, doru, dedi. - Sahi mi, bey? Karm iyi bir kadndr! Seviyorum onu, o da beni seviyor. yle deil mi Mavra? Kadn ieyi kocasna uzatp: - Evet, evet, al, dedi. Ben imeyeceim daha. Kes sesini Dirili - F: 26- 402 de iine bak. i anlatmaya devam ediyordu: - Geri iyidir iyi olmasna ama, enesi dktr biraz, yalanmam kz arabas gibi gcrdar durur hep. yle deil mi Mavra? Mavra kolunu sarho sarho sallayarak glmsedi: - Amaan sen de... - yidir, iyidir ama tepesi atmaya grsn bir kere, o zaman anasndan emdii st burnundan getirir adamn... nann ki yalanm yok. Balayn beni beyim, kusuruma bakmayn. ok itim, yle biraz kestireceim... i, glmseyerek ona bakan karsnn dizine koydu ban, uyumay hazrland. Nehldof bir sre daha oturdu ihtiyarn yannda, dinledi onu. htiyar, sobac olduunu, elli iki yldr altn, saysz soba kurduunu, imdi de dinlenmek istediini, ama, bir trl dinle-nemediini anlatyordu. Kentteymi, ocuklar ie yerletirmi, imdi de evdekilerin yanna, kye gidiyormu. htiyarn anlattklarn sonuna kadar dinledikten sonra kalkt yanndan Nehldof, Taras'n onun iin ayrd yere geti. Taras'n karsnda oturan bahvan, aadan yukar Nehldof un yzne bakarak, babacan: - Buyrun oturun beyim, dedi. Torbay u yana alalm. Tara en azndan otuz kilo gelen torbasn gl kollaryla bir ty gibi kaldrp, pencerenin yanna koydu. Glmseyerek, ince desiyle: - Yer ok, dedi. Olmasa bile ne kar, ayakta da durabiliriz, kanepenin altna bile girerim. Siz rahat edin yeter ki. tenlikle, sevgiyle parlyordu gzlerinin ii. medii zamanlar syleyecek sz bulamadn, iince ok gzel konutuunu sylyordu Tara. Gerekten de, ayk olduu zamanlar susard hep. tii zamanlarsa -pek seyrek, zel durumlarda ierdi- tatl tatl konuurdu. Susmak bilmezdi byle zamanlarda; iten, mavi gzlerinde, dudaklarndan hi eksik olmayan tatl glmsemesinde sylediklerinin doru, iten, sevgi dolu olduunu aa vuran bir ey vard. Bugn de imiti. Nehldof'un gelmesi zerine bir an ke- 403 silmiti sz. Ama torbay yerletirdikten sonra, kaln, gl ellerini dizlerine koyarak eski yerine oturdu gene, gzlerini bahvann gzlerinin iine dikip anlatmaya devam etti. Yeni tant arkadana, en ince ayrntlarna varncaya kadar karsnn hikyesini, niin cezaya arptrldn, onun da karsnn peinden niin Sibirya'ya gittiini anlatyordu.

Nehldof ayrntlaryla hi dinlememiti bu hikyeyi, dikkatle dinlemeye koyuldu. O geldiinde Tara, zehirleme olayndan sonra bunu yapann Fedosya olduunun ailede renilmesi-n anlatyordu. Nehldof'a dnerek dosta bir itenlikle: - Bama gelen felketi anlatyorum, dedi. Byle iyi bir arkada buldum, iimi dkyorum, - Haklsn, dedi Nehldof. - byle anlald ite kardecazm. Anam rei kapt gibi, Ben polise gidiyorum, dedi. Babam akl banda, dorucu bir insandr. Dur bakalm kocakar, dedi, daha ocuk bu, ne yaptnn farknda bile deil, balamalyz onu. Belki akl bana gelir. Anacmn sz dinledii yoktu. Onu bu evde saklarsak tahtakurusu gibi gebertir hepimizi. Szn ksas, kardeim, gitti ipolise. Adam soluu bizde ald tabi... Tutanak, tanklar. Bahvan: - Senin durumun nasld peki? diye sordu. - Ben danalar gibi bryordum bir yanda, kardeim. im dma kyordu, konuamyordum. Babam arabay hazrlad hemen, Fedosya'y bindirdi, doru karakola, oradan sorgu yargcnn karsna. Her eyi bize olduu gibi sorgu yargcna da bir bir anlatt. Arsenii nereden aldn, rei nasl yaptn. Sorgu yargc Niin zehirledin kocan? diye sordu. reniyorum ondan nki, dedi. Onun yannda yaamaktansa Sibirya'ya giderim daha iyi. (Tara glmsedi.) Benim yanmda yaamak istiyordu. Anlayacan, her eyi itiraf etti. Hemen dama attlar onu tabi. Babam yalnz dnd. zaman yaklayordu. Kadn olarak bir anam vard evde, onun elinden de bir ey geldii yoktu. Kefaletle serbest braktrabilir miyiz acaba diye dndk. Babam bir mire gitti, bir ey elde edemedi, bir bakasna gitti. Be mir dolat byle. Artk vazgeecektik uramaktan, bir memurla ta-- 404 niti sonunda. yle bir anasnn gzyd ki adam, o kadar olur. Ver be ruble, karaym onu, dedi. rubleye pazarlk ettiler. Evde dokunan kumalar satp parasn verdim adama. Kd yazar yazmaz (Tara, tabanca atndan szediyormu gibi uzatmt yazmaz szcn.) kt emir. O arada ben de iyilemitim, onu almaya ben gittim kente. Kente indim, kardecazma syleyeyim, at bana brakp, kt elimde, doru cezaevinin yolunu tuttum. Ne istiyorsun? Byleyken byle efendim, dedim, karm burada yatyor. Emir var m? Hemen karp uzattm kd. Bakt, Bekle, dedi. Oradaki peykeye ktm. le olmu da gemiti. Komutan geldi. Varguof sen misin? dedi. Evet efendim. - Peki, al yleyse. Hemen atlar kapy. Kendi elbisesiyle kardlar onu dar. Gidelim. - Yayan msn yoksa? - Hayr, atla geldim. Hana geldik, hesab verdim, hayvan kotum, kalan otu heybeye doldurdum. Bindirdim onu, atksna sarnd. Yola dzldk Hi konumuyordu, ben de susuyordum. Eve yaklatmzda sordu ancak: Anan yayor mu? - Yayor. - Ya baban? - Yayor. - Ettiim aptallk iin bala beni, Tara, dedi. Ne yaptmn farknda deildim. - Korkma, dedim; oktan baladm ben seni. Daha bir ey sylemedim. Eve geldik, anamn ayaklarna kapand hemen.-Anam Allah affetsin seni, dedi. Babam: Gemii unutmaktr en iyisi, dedi. Bugne bak. Hem eskiyle uraacak zaman deil imdi, ekin tarlada bekliyor. Baaklar yerlerde yatyor. Bimek gerek onlar. Yarn Taras'la gidip almaya balayn. Gelir gelmez ie giriti, kardecaazm. yle bir alyordu ki, grsen aardn. O yl hektarlk yer almtk kiralk. avdar, yulaf baakalar iri iriydi. Ben biiyordum, o demet yapyordu. te stme yoktur benim, elimden her ey gelir, ama o her ite benden daha becerikliydi. Gen, akll, alkand. Durmadan dinlenmeden almak istiyordu. Zorla eve getiriyordum onu ak--amlar. Sabahtan beri altmz iin parmaklarmz szlyordu, ama onun aldrd yoktu bir eye, yemeini bile yemeden ambara kouyor, sabah iin ba hazrlamaya koyuluyordu. Akl alacak ey deildi! Bahvan: - Sana kar da iyi miydi? diye sordu. - 405 - Hem de nasl! Cancier olmutuk. Aklmdan geeni an-layveriyordu hemen. Ona o kadar kzan anam bile: Bizim Fe-dosya'nn yerine baka bir kadn yolladlar sanki, diyordu. Bu kadar deiir bir insan. Bir gn kestiimiz ekini getirmeye gidiyorduk onunla. Nereden aklna esti byle bir ey, Fedosya? diye sordum ona. Senle yaamak istemiyordum, dedi. lrm daha iyi, diyordum kendi kendime. -"Ya imdi? diye sordum. imdi kalbimdesin, dedi. (Tara bir an sustu, sevinle glmIseyerek ban sallad.) O gn tarladan dndmzde baktm bir kt masann zerinde. Mahkemeden aryorlard onu. Ni-in ardklarn bile unutmutuk oysa. Bahvan: - eytan kandrm zavally, dedi, yoksa bile bile cehennemlik olmak ister mi bir insan? Bizde bir adam vard... Bahvan uzun bir hikye anlatmaya hazrlanyordu, ama tren yavalaynca sustu. - stasyona geldik, dedi, gidip bir eyler imeli. Nehldof da kalkt, bahvann arkasndan kt, peronun |slak tahtalarnda yrd. XL!

Nehldof daha vagondan kmadan istasyonun nnde, ngraklarnn tok sesi duyulan, besili atlar koulu gzel kupa arabalar grmt. Baz arabalara , bazlarnaysa drt at kouluydu. Yamurdan kararm, slak perona inince birinci mevkinin nnde kk bir kalabalk grd. Deerli tylerle ssl apkal, yamurluklu, iman, uzun boylu bir bayanla; ince bacakl, spor giyimli, uzun boylu, gen bir adam dikkati ekiyordu bu kalabalkta. Gen adamn yannda gzel, tamal, iri bir kpek vard. Onlarn arkasnda pardesl, emsiyeli uaklar, bir de arabac duruyordu. Bu kalabalkta iman bayandan, uzun kaftannn eteklerini tutan arabacya kadar herkesin duruunda bir kendine gven, tokluk vard. Bu kalabal, zenginlie hayran, merakl insanlar kuatt hemen: Krmz kasketiyle istasyon efi, jandarma, yazn her treni karlayan, boynunda boncuu, srtnda Rus laik giysisiyle zayf bir kz, telgraf, kadnl erkekli yolcular. Yannda kpek olan gen, Koragin'lerin lisede okuyan o-- 406 luydu. iman kadn da prensesin, Koragin'lerin konuk geldikleri kzkardeiydi. Parlak srmalar, izmeleriyle ba kondktr vagonun kapsn at; Flipp'le beyaz nlkl garson uzun yzl prensesin koltuunu dikkatle dar karrlarken, sayglarn gstermek iin tuttu kapy. Kzkardeler kucaklatlar; prensesin hangi arabaya binecei zerine Franszca cmleler duyuldu; kalabalk, istasyonun kapsna doru yrd. Nehldof onlarla karlamamak iin kapya kadar gitmeden durdu, alayn gemesini bekledi. Prensesle olu, Missi, doktor, oda hizmetisi nden gidiyorlard. Yal prens, baldzyla geride kalmt. Nehldof uzaktan kopuk kopuk Franszca cmleler duyuyordu konumalarndan. Bu cmlelerden prensin syledii bir cmle nedense -ounlukla olduu gibi- ses tonunun btn kvrmlaryla Nehldof'un belleinde kalmt. Prens, kondktrlerin, hamallarn saygyla yol gsterdikleri baldzyla istasyon kapsna yrrken kendine gven dolu o tavryla yksek sesle birinden sz ediyordu: - Oh! il est du vrai grand monde, du vrai grand monde. (') Tam bu srada istasyon yapsnn kesinden ayaklarnda sandallaryla, yarm krkleriyle, srtlarnda torbalaryla bir grup ii kageldi. Kararl admlarla birinci mevkiye gittiler, binmek istediler, ama kondktrler hemen kovdular onlar. iler hi duraksamadan aceleyle, birbirinin ayana basa basa, teki vagona yrdler; torbalarn saa sola arparak yukar kmaya alyorlard, bu durumu gren, istasyon kapsnda duran baka bir kondktr bard onlara. iler hemen indiler, gene ayn yumuak, kararl admlarla ondan sonraki vagona, Nehldof'un yolculuk ettii vagona yrdler. Kondktr gene durdurdu onlar. iler teki vagona gitmek iin bir an duraladlar. Nehldof, vagonda bo yerin olduunu, binmelerini syledi onlara. Bindiler. Nehldof, da arkalarndan girdi. iler kendilerine yer bulup oturmaya alyorlard. Kokartl adamla iki kadn, onlarn bu vagona binmelerini kendilerine hakaret sayarak fkeyle kar duruyorlard buna, kovuyorlard onlar. iler -yirmi kiiydiler; genler, ihtiyarlar vard ilerinde; gnete yanm yzlerinde yor(') Oh, gerek bir sosyete insandr o, gerek br sosyete insan. (Franszca). - 407 gnlk, bitkinlik okunuyordu- torbalarn duvarlara, kaplara, teye beriye arparak -kendilerini sulu hissettikleri belliydi- yrdler. Dnyann teki ucuna kadar gitmeye, nereye izin verirlerse oraya -ivilerin zerine bile olsa- oturmaya hazr bir halleri vard. Karlarna kan baka bir kondoktr: - Nereye gidiyorsunuz be mendeburlar! diye bard. Burada kaln. Kadnlardan biri: - Voil eneore des nouvelles! (') diye mrldand. Gzel Franszcasyla Nehldof'un dikkatini ekeceine inanyordu. Bilezikli kadn durmadan havay kokluyor, yzn buruturup, pis kokan kyller arasnda bulunmann holuu zerine bir eyler sylyordu. iler, byk bir tehlikeyi atlatan, insanlarn gnl rahatl, sevinciyle durdular, bedenlerini sallayarak omuzlarndan indirdikleri ar torbalarn, kanepelerin altna sokup yerlemeye koyuldular. Taras'la konuan bahvan kendi yerine gitmiti; yle ki Taras'n yannda ve karsnda kiilik bo yer vard imdi. ii oturdu bu yerlere; ama Nehldof gelince, onun efendi giyinii rktt onlar, kalkp gitmek istediler. Nehldof kalmalarn syledi, kendi de kanepenin yol kenarndaki koluna oturdu. Elli yalarndaki iki ii akn, hatt korkuyla gen olanna baktlar. Nehldof'un her bey gibi kfredeceine, onlar kovacana; yerini onlara vermesi artmt onlar, rktmt. Bu durumun balarna bir i amasndan korkuyorlard bile. Ama bunda bir bit yeniinin falan olmadn, Nehldof'un Taras'la konumaya daldn grnce rahatladlar: ufakla torbann zerine gemesini sylediler, Nehldof'un yerine oturmasn rica ettiler. Nehldof'un karsnda oturan yal ii, sandall ayaklarn, beye demesinler diye dikkatle toplayp bzlerek oturuyordu balangta; ama sonralar Nehldof'la Taras'la ylesine dosta konumaya balad ki, konumasnn Nehldof'un dikkatini ekmek istedii -baz yerlerinde elinin tersiyle dizine bile vuruyordu.- Hayatndan, imdi dndkleri bataklktaki ilerinden sz ediyordu. ki buuk ay almlar bataklkta, eve dnerken arkadalarnn cebinde onar ruble varm imdi; biraz da ie balarken almlar. Anlattna gre, gn doumundan batnma kadar diz(') Al bir yenilik daha sana! (Franszca)- 408 lerine kadar suyun iinde almlar; yalnz lenleri iki saat dinleniyorlarm.

- Alk olmayanlar iin ok ar bir itir bu elbette, diyordu, ama diini skarsan alrsn. Yemek iyi olsun, gerisi kolay. nceleri ktyd yemek. Bizimkiler diretince iyi yemek vermeye baladlar, o zaman kolaylad i. Sonra yirmi sekiz yldr nasl altn, btn kazancn eve verdiini anlatt. nce babasna vermi parasn, sonra aabeyine; imdi de ev ilerine bakan yeenine veriyormu. Ylda kazand elli altm rublenin ancak iki rublesini kendi keyfine -ttne, kibrite falan- harcyormu. Sulu sulu glmseyerek: - Votka imek iyi deildir zaten, diye ekledi. Sonra onlarn yerine kadnlarn evleri nasl ynettiklerini, iverenin bugn ayrlmadan nce onlara yarm kova iki verdiini, arkadalarndan birinin nasl ldn, birini de geri hasta gtrdklerini anlatt. Szn ettii hasta kede oturuyordu. Yz sapsar, dudaklar morarm bir genti bu. Stmaya yakaland belliydi. Nehldof yanna gitti, ama ocuk ylesine sert, ylesine strap dolu gzlerle bakyordu yzne ki, sorularyla rahatsz etmek istemedi onu; yal iiye kinin almalarn syledi. lcn adn bir kda yazp verdi ona. Para vermek istedi, ama yal ii almad, ilc kendi parasyla alacan syledi. Taras'a dnd: - Bunca yer gezdim, byle bir bey grmedim mrmde, dedi. Grtlamz skmad bir yana, yerini bile verdi bize. Beyler de eit eit oluyor demek. Nehldof bu kuru, adaleli kollara, ev dokumas kaba kumatan giysilere, gnete yanm, itenlikle ldayan yzlere bakarken Evet, yepyeni, bambaka bir dnya bu diye geiriyordu iinden. O gne dek tanmad insanlarla, onlarn ciddi ilgileriy-ie, sevinleriyle, alan insann straplanyla kuatldn hissediyordu. Nehldof, Prens Koragin'in syledii cmleyi; Koragin'le-rin zavall, deersiz dnceleriyle iinde yaadklar o isiz, lks evreyi hatrlayarak le vrai grand monde budur ite, diye dnd. nnde yepyeni, o gne dek bilmedii, gz kamatrc bir dnya alan bir yolcunun duyduu o sevinci duydu iinde. NC BLM I Maslova'nn da iinde bulunduu kafile hemen hemen be bin verst yol gitmiti. Permi'ye kadar trende de vapurda da ar sulular arasnda yolculuk etti Maslova; Nehldof ancak orada, gene bu kafiledeki Bogoduhovskaya'nn salk vermesi zerine, siyas sulular arasna aldrabildi onu. Permi'ye kadarki yolculuk Maslova iin her ynden ok ar gemiti: Skklk, pislik, insana rahat vermeyen iren bcekler bir yandan; bcekler kadar iren -her menzilde baka baka olduklar halde, her yerde ayn derecede can skc, yapkan olan, ona rahat vermeyen erkekler- bir yandan. Kadn erkek cezallar, gardiyanlar; erler arasnda ylesine irkin bir ahlkszlk alp yrmt ki, kadnlndan yararlanmak istemeyen her kadnn gzn drt amas, her an tetikte olmas gerekiyordu. Bu devaml korku, dikkat dayanlmas g bir eydi. Gzellii, herkesin bildii gemii nedeniyle Maslova pek kar karya kalyordu bu saldrlarla. Ona yaklamak isteyen erkeklere imdi gsterdii kesin diren gururlarna dokunuyordu erkeklerin; kin besliyorlard ona. Fedosya'yla Taras'n yaknl bu bakmdan hayli yaramt ona. Tara, karma yaplan saldrlar renince, onu savunabilmek iin cezallar arasna atlmasn istemi, Nijniy'den sonra, bir cezal gibi, cezallarla beraber yola devam ediyordu. Siyas sulular arasna alnmas Maslova'nn durumunu her bakmdan dzeltmiti. Siyas sulularn yerlerinin daha rahat olmalar, yemeklerinin daha iyi kmas, onlara kar daha az kaba davranlmas bir yana; Maslova siyas sulular arasna alnmakla, erkeklerin saldrlarndan, unutmay ylesine istedii gemiin ona her an hatrlatlmasndan da kurtulmu oluyordu. Bu yer deitirmenin Maslova'ya en byk yarar da, orada, onun zerinde byk, son derece olumlu etkisi olan birka kiiyle tan-- 410 mayd. Menzillerde siyas sulularla beraber kalmasna izin verilmiti Maslova'nn, ama sal yerinde bir kadn olarak, yrrken teki sulularn yanmda olmas gerekiyordu. Ta Tomsk'dan beri byle geliyordu. ki siyas suluyla beraber yryordu: Mari-ya Pavlovna etinina -Bogoduhovskaya'yla grmesinde Nehldof'un dikkatini eken iri gzl, gzel kzd bu- bir de. Yakut iline srgn giden Simonson adnda biri Nehldof'un ayn grmede grd, gzleri ukura kam, sa sakal birbirine karm esmer adamMariya Pavlovna, arabadaki yerini gebe bir kadna verdii iin yryordu; Simenson da snf ayrcalndan yararlanmay hakszlk sayd iin. Bu arabalarla daha sonra yola kan siyas sululardan nce, teki sulularla sabah erken yola kyorlard. Kafile>yi yeni bir komutann ald, byk bir kente varmadan son menzile kadar byle gelmilerdi. Puslu bir eyll sabahyd. Yamur yayor, arada kar serpitiriyordu. Souktu rzgr. Drt yz erkek, elli kadar da kadndan oluan kafile menzilin avlusuna kmt. Bazlar, iki gnlk yemek parasn onbalara datan assubaym evresine toplanm; bazlar, menzilin avlusuna girmelerine izin verilmi satclardan yiyecek bir eyler alyorlard. Para sayan, yiyecek alan cezallarn konumalar, satclarn crlak sesleri duyuluyordu. Katyua'yla Mariya Pavlovna -ikisi de izmeli, yarm krklyd, balarnda atk vard- avluya kp satclara doru yrdler. Rzgrdan korunmak iin kuzey duvarnn dibine toplanm satclar birbirlerinin nne

konmu sergilerindeki mallarn satmaya alyorlard: iTaze beyaz ekmek, brek, balk, erite, pilv, rek, halanm dana eti, yumurta, st; birinde kzarm domuz yavrusu bile vard. Simonson da avludayd, kafilenin yola kmasn bekliyordu. ok dmeli deri bir ceket vard srtnda. Lstik izmeler giymiti; yn oraplarn stten sicimle (veceteryan olduu iin ldrlm hayvan derisi kulllanmazd) salamlatrmt. Kapda duruyor, aklna gelen bir dnceyi kk defterine not ediyordu. uydu bu dnce: Bir mikrop insan trnan kendince in-celese, diye yazyordu, omun organik olmad sonucuna varr. Biz insanlarn, yeryz kabuunu inceleyerek dnyamzn organik olmad sonucuna vardmz gibi tpk. Yanltr bu. - 411 Maslova ald yumurtalar, bir ba simidi, balklar, taze buday ekmeini torbasna yerletirirken Mariya Pavlovna satclara paray veriyordu. O srada cezallar arasnda bir hareket oldu. Herkes susmu, sraya girmeye balamt. Subay kt avluya, son emirlerini veriyordu. Her ey her zamanki gibi oluyordu: Saydlar, ayak zincirlerini kontrol ettiler, kelepeli gidecekleri ikier ikier kelepelediler. Ama subayn fkeli sesi grledi anszn, tekme tokat sesleri duyuldu, bir ocuk alamaya balad. Bir anda kesildi sesler, kalabalk arasnda bouk bir mrldanma dolat. Maslova'yla Mariya Pavlovna seslerin geldii yere yrdler. Olay yerine gelince Mariya Pavlovna'y'a Katyua'nn grdkleri uydu: Sar bykl, iri yar subay, kalarn atm, bir cezalnn yzne vururken incittii sol elini outuruyor, durmadan yakas almadk kfrler savuruyordu. Karsnda bann yars usturaya vurulmu, ceketi pantolonu ksa, zayf, uzun boylu bir cezal duruyordu. Bir eliyle kanayan yzn ouyor, bryle kucandaki atkya sarl, yrtnrcasna alayan ocuu tutuyordu. Subay: - Seni (kaba kfr) seni, diye baryordu, retirim ben sana fikir yrtmesini, (kaba kfr); kadnlara vereceksin onu... Tak. Subay, srgne gtrlen cezalya kelepe vurulmasn istiyordu. Cezal, Tomsk'da tifodan len karsnn geride brakt kzn buraya kadar kucanda tamt. Kelepeyle ocuu tayamayacan sylemesi, can daha nce bir eye sklan subay kzdrmt. Subay, emre hemen boyun emeyen cezaly dvmt. (1) Dayak yiyen cezalnn karsnda bir erle, bir elinde kelepe kalarnn altndan zgn zgn bir subaya bir dayak yiyen cezalya bakan siyah sakall bir cezal duruyordu. Subay ere, kz almasn emretti bir kere daha. Cezallar arasnda sylenmeler gi(') D. A. Linyef'in Menzilde adl kitabnda anlatlan, olmu bir olaydr bu. (L. N. Tolstoy'un notu.)derek daha bir yksek sesle oluyordu. Arka sralardan ksk bir ses duyuldu: - Tomsk'dan beri taklmyor ona kelepe. - Kpek yavrusu deil ki bu, ocuk... - Ne yapsn kzn adam? Biri daha da ykseltti sesini: - nsanlk deil bu. Subay kalabala doru saldrarak: - Kimdir onu diyen? diye haykrd. nsanl gsteririm ben sana. Kim syledi onu? Sen mi? Sen mi? Ksa boylu, ablak yzl bir cezal: - Herkes sylyor, dedi. nk... Adam szn bitiremedi. Subay iki eliyle tokatlamaya balamt onu. - Ba kaldryorsunuz demek! Nasl ba kaldrlacan retirim ben size. Kpekler gibi kurunlarm sizi! Bunu yaptm iin de teekkr ederler bana yalnzca. Al kz! Kalabalk sustu. Bir er avaz ktnca bararak alayan kz ekti ald; br, kolunu uysal uysal uzatan cezalya kelepeyi takyordu. Subay, klcnn kayn dzeltirken: , - Kadnlarn yanma gtr onu, diye bard. Kz ocuu yz kpkrmz, kk kollarn atkdan karp uzatarak alyordu. Mariya Pavlovna ne kt, subaya yaklat. - zninizle ben gtreyim ocuu. Kz kucanda olan er durdu. - Sen kimsin? diye sordu subay. - Siyas bir sulu. Mariya Pavlovna'nn iri gzleri, gzel yz etkilemiti besbelli subay. (Kafileyi teslim alrken dikkatini ekmiti bu kz.) Tepeden trnaa szd onu. - Bana gre hava ho, dedi. stiyorsanz gtrn. Acmasna acyorsunuz onlara ama, ya kaarsa kim sorumlu olur? Mariya Pavlovna: - ocuk kucanda nasl kaar? dedi. - Sizinle ene yartracak zamanm yok benim. stiyorsanz aln ocuu. Er:

- 413 - Vereyim mi komutanm? diye sordu. - Ver. Mariya Pavlovna ocuu kucana alrken: - Gel bana, dedi. Ama erin kucandan babasna doru atlan kz ocuu alamaya devam ediyor, Mariya Pavlovna'ya gitmek istemiyordu. Maslova torbasndan bir simit alarak: - Durun Mariya Pavlovna, bana gelir, dedi. Kz tanyordu Maslova'yi, onu ve elindeki simidi grnce ona gitti. Grlt kesildi. Kaplar ald, kafile dar kp sra oldu. Erler bir kere daha saydlar cezallar, torbalarn iine baktlar, zayflar arabalara bindirdiler. Maslova, kucanda ocukla kadnlarn yanna gitti, Fedosya'nn srasnda durdu. Olay bandan sonuna kadar izleyen Simonson, gerekli emirleri verdikten sonra yaylsna binmeye hazrlanan subayn yanna geldi kararl admlarla: - yi bir ey deildi yaptnz bay subay, dedi. - Yerinize gidin, sizi ilgilendirmez benim yaptm. Simonson gr kalarnn altndan subayn yzne dik dik bakarak: - Benim grevim size yaptnzn kt olduunu sylemekti, syledim ben de, dedi. Subay ban yana evirerek: - Hazr m? diye bard. Kafile, mar! Er, arabacnn omuzuna tutunarak yaylya bindi. Kafile hareket etti, uzayarak; iki yannda hendek olan, orman iindeki amurlu yola kt. !!! Son alt yldr kentteki kt, lks, kibar yaayndan, ceza evinde cezallar arasnda geirdii iki aydan sonra, siyas sulularn yannda -iinde bulunduklar koullarn btn arlna karn- ok rahat hissediyordu kendini imdi Katyua. yi yemek yiyerek gnde yirmi otuz verst yol gitmek, iki gn yol yrdkten sonra bir gn dinlenmek bedence glendirmiti onu; yeni arkadalar edinmesi, o gne kadar bilmedii eyleri tantmt ona. imdi yan yana yrd -kendi deyimiyle- byle- 414 sine harika insanlar grmedii gibi, byle insanlarn var olabileceini dnmemiti bile. - Cezaya arptrldm diye alamtm, diyordu. Oysa mrmn sonuna kadar kretmeliyim Tanrya. Buralara gelmesey-dim dnyada renemeyecektim bu rendiklerimi. Bu insanlarn dncelerini kolaylkla en kk ayrntlarna varncaya dek kavryor, halktan bir insan olarak onlara yrekten hak veriyordu. Bu insanlarn halk iin beylere kar geldiklerini; onlarn da beylerden olduklarn, ellerindeki her eyi, zgrlklerini, canlarn halk iin verdiklerini anlamt; bu, onlara byk deer vermeye, hayran olmaya zorluyordu onu. Yeni arkadalarnn hepsine hayrand; ama en ok beendii Mariya Pavlovna'yd; yalnzca beenmiyordu onu, sayg dolu, hayranlk dolu bir sevgi de besliyordu ona. dil bilen bu zengin, gzel general kznn en basit bir ii gibi yaamasna, zengin aabeynin yollad eyleri bakalarna datmasna, d grnn hi nemsemeden yalnzca sade deil, bir yoksul gibi giyinmesine ayordu. Kendini gsterme, bakalarnn ilgisini ekme duygusundan bu tamamen arnml akl almyordu Mas-lova'nm. Mariya Pavlovna'nn, gzel olduunu bildiinin, bundan holandnn da farkndayd Maslova. Ama d grnnn erkekler zerindeki etkisini sevmediini, bu etkiden nefret ettiini, aktan korktuunu gryordu. Onun bu ynn bilen erkek arkadalar, ona tutkun olsalar bile belli etmiyorlard bunu, bir erkek arkadam gibi davranyorlard ona kar. Ama yabanclar sk sk yaklamak istiyorlard ona, bu saldrlardan, pek gurur duyduu -onun deyimiyle- bilek kuvveti kurtaryordu onu. Glmseyerek yle anlatyordu: Bir keresinde bir bey takld peime sokakta, ne yaptysam kurtulamadm ondan, sonra omuzlarndan syle bir sarstm onu, tabanlar yalad hemen. Anlattna gre, ocukluundan beri zengin yaaytan nefret ettii, halkn yaayn sevdii iin devrimci olmutu. Zamann konuk salonunda deil de, hizmeti kzlarn odasnda, mutfakta, ahrda geirdii iin hep sitem ederlermi ona. - Ne yapaym, diyordu, ahlarn, seyislerin yannda neeleniyor, bizimkilerin yanndaysa sklyordum. Yava yava aklm ermeye balaynca, yaaymzn kt olduunu grdm. Annem - 415 yoktu, babam sevmiyordum; on dokuz yandayken hizmeti kzlardan bir arkadamla katm evden, ii olarak fabrikaya girdim. Fabrikadan ayrlnca kye gidip orada yaam bir sre, sonra kente gelmi, gizli bask makinasnn bulunduu dairede oturuyormu, yakalanp krek cezasna arptrlm. Mariya Pav-lovna kendi bu konuda hibir ey anlatmamt Katyua'ya. Ama Katyua, onun arama srasnda bir devrimcinin karanlkta ettii atei zerine ald iin krek cezasna arptrldn bakalarndan renmiti.

Katyua onu tanyal beri nerede, hangi koullar altnda olursa olsun, onun kendini hi bir zaman dnmediini, evresindekilere kk ya da byk olsun, bir yardmda bulunabilmek iin rpndn grmt. imdiki arkadalarndan biri olan No-vodvorof -akayla- onun kendini iyilik sporuna adadn sylyordu. Doruydu da bu. Hayatnn tek amac -bir avcnnki av hayvan bulmak olduu gibi- bakalarna yardm etmek iin frsat bulmakt. Bu spor alkanlkt onda artk, hayatn doldurmutu. Hem bunu ylesine olaan bir eymi gibi yapyordu ki, onu tanyanlar onun bu yanna almlard artk, bekliyorlard bunu ondan. Maslova onlarn yanna gelince nceleri Mariya Pavlovna tik-sinmiti ondan. Katyua farkndayd bunun, ama Mariya Paviov-na'nn, kendini zorlayarak ona yaknlk gsterdii de kamamt gznden. Bylesine stn bir insann gsterdii yaknlk Mas-lova'y ok duygulandrmt; btn ruhuyla balanmt ona; elinde olmadan dncelerini benimsiyor, ona benzemeye alyordu. Katyua'nn bu ball etkiledi Mariya Pavlovna'y, o da Katyua'y sevdi. kisinin de cinsel ilikiye duyduklar nefret de yaknlamalarna yardm etmiti. Biri, korkun yanlarn yaad iin nefret ediyordu bu ilikiden; br, onu tatmadan, onu anlalmaz, insan klten, iren bir ey sayd iin. IV Maslova'y etkileyenlerden biri Mariya Pavlovna'yd. Mas-lova'nm Mariya Pavlovna'y sevmesiydi bu etkinin kayna. teki etki Simonson'un etkisiydi. Bu etkinin kaynaysa Simonson' un Maslova'y sevmesiydi. Her insan bir lde kendi dnce- 414 sine harika insanlar grmedii gibi, byle insanlarn var olabileceini dnmemiti bile. - Cezaya arptrldm diye alamtm, diyordu. Oysa mrmn sonuna kadar kretmeliyim Tanrya. Buralara gelmesey-dim dnyada renemeyecektim bu rendiklerimi. Bu insanlarn dncelerini kolaylkla en kk ayrntlarna varncaya dek kavryor, halktan bir insan olarak onlara yrekten hak veriyordu. Bu insanlarn halk iin beylere kar geldiklerini; onlarn da beylerden olduklarn, ellerindeki her eyi, zgrlklerini, canlarn halk iin verdiklerini anlamt; bu, onlara byk deer vermeye, hayran olmaya zorluyordu onu. Yeni arkadalarnn hepsine hayrand; ama en ok beendii Mariya Pavlovna'yd; yalnzca beenmiyordu onu, sayg dolu, hayranlk dolu bir sevgi de besliyordu ona. dil bilen bu zengin, gzel general kznn en basit bir ii gibi yaamasna, zengin aabeynin yollad eyleri bakalarna datmasna, d grnn hi nemsemeden yalnzca sade deil, bir yoksul gibi giyinmesine ayordu. Kendini gsterme, bakalarnn ilgisini ekme duygusundan bu tamamen arnml akl almyordu Mas-lova'mn. Mariya Pavlovnann, gzel olduunu bildiinin, bundan holandnn da farkndayd Maslova. Ama d grnnn erkekler zerindeki etkisini sevmediini, bu etkiden nefret ettiini, aktan korktuunu gryordu. Onun bu ynn bilen erkek arkadalar, ona tutkun olsalar bile belli etmiyorlard bunu, bir erkek arkadam gibi davranyorlard ona kar. Ama yabanclar sk sk yaklamak istiyorlard ona, bu saldrlardan, pek gurur duyduu -onun deyimiyle- bilek kuvveti kurtaryordu onu. Glmseyerek yle anlatyordu: Bir keresinde bir bey takld peime sokakta, ne yaptysam kurtulamadm ondan, sonra omuzlarndan yle bir sarstm onu, tabanlar yalad hemen. Anlattna gre, ocukluundan beri zengin yaaytan nefret ettii, halkn yaayn sevdii iin devrimci olmutu. Zamann konuk salonunda deil de, hizmeti kzlarn odasnda, mutfakta, ahrda geirdii iin hep sitem ederlermi ona. - Ne yapaym, diyordu, ahlarn, seyislerin yannda neeleniyor,-bizimkilerin yanndaysa sklyordum. Yava yava aklm ermeye balaynca, yaaymzn kt olduunu grdm. Annem - 415 yoktu, babam sevmiyordum; on dokuz yandayken hizmeti kzlardan bir arkadamla katm evden, ii olarak fabrikaya girdim. Fabrikadan ayrlnca kye gidip orada yaam bir sre, sonra kente gelmi, gizli bask makinasnn bulunduu dairede oturuyormu, yakalanp krek cezasna arptrlm. Mariya Pav-lovna kendi bu konuda hibir ey anlatmamt Katyua'ya. Ama Katyua, onun arama srasnda bir devrimcinin karanlkta ettii atei zerine ald iin krek cezasna arptrldn bakalarndan renmiti. Katyua onu tanyal beri nerede, hangi koullar altnda olursa olsun, onun kendini hi bir zaman dnmediini, evresindekilere kk ya da byk olsun, bir yardmda bulunabilmek iin rpndn grmt. imdiki arkadalarndan biri olan No-vodvorof -akayla- onun kendini iyilik sporuna adadn sylyordu. Doruydu da bu. Hayatnn tek amac -bir avcnnki av hayvan bulmak olduu gibi- bakalarna yardm etmek iin frsat bulmakt. Bu spor alkanlkt onda artk, hayatn doldurmutu. Hem bunu ylesine olaan bir eymi gibi yapyordu ki, onu tanyanlar onun bu yanna almlard artk, bekliyorlard bunu ondan. Maslova onlarn yanna gelince nceleri Mariya Pavlovna tik-sinmiti ondan. Katyua farkndayd bunun, ama Mariya Pavlov-na'nn, kendini zorlayarak ona yaknlk gsterdii de kamamt gznden. Bylesine stn

bir insann gsterdii yaknlk Mas-lova'y ok duygulandrmt; btn ruhuyla balanmt ona; elinde olmadan dncelerini benimsiyor, ona benzemeye alyordu. Katyua'nn bu ball etkiledi Mariya Pavlovna'y, o da Katyua'y sevdi. kisinin de cinsel ilikiye duyduklar nefret de yaknlamalarna yardm etmiti. Biri, korkun yanlarn yaad iin nefret ediyordu bu ilikiden; br, onu tatmadan, onu anlalmaz, insan klten, iren bir ey sayd iin. IV Maslova'y etkileyenlerden biri Mariya Pavlovna'yd. Mas-lova'nn Mariya Pavlovna'y sevmesiyd bu etkinin kayna. teki etki Simonson'un etkisiydi. Bu etkinin kaynaysa Simonson' un Maslova'y sevmesiydi. Her insan bir lde kendi dnce-- 418 Daha cezaevinde balamt bu Siyas sulular topladklarnda Maslova, Simonson'un kalarnn altndan, temiz bakl, koyu mavi gzlerini ona diktiini farketmiti. Onun bakalarna benzemediini, ona baknn bir tuhaf olduunu da o zaman farketmiti daha. Yznde iki ifadenin, dimdik salaryla atk kalarnn kendiliinden uyandrd sert ifadeyle, iten, masum baknn ocuksu ifadesinin yanyana olduunu grmt. Sonra Tomsk'da, siyas sulularn yanma verildiinde karlat onunla. Hi konumamlard, ama birbirlerine baklaryla, birbirlerini anladklarn, birbirleri iin deerli olduklarn itiraf ediyorlard karlkl. Anlaml konumalar sonralar da gemedi aralarnda; ama Maslova, Simonson'un onun yannda konuurken szlerinin hep ona dnk olduunu, elinden geldiince anlalmak amacyla onun iin konutuunu hissediyordu. Simonson ar cezallarla yrmeye balaynca balad asl yaknlamalar. Nijniy'den Permi'ye kadar iki kere grebilmiti Nehldof Katyua'yla: Bir kere Nijiniy'de, cezallar ala evrili mavnaya yerletirilirken; bir kere de Permi'de, ceza evi mdrnn odasnda. Bu iki grmede de Nehldof pek bir souk, iten pazarlkl bulmutu Maslova'yi- Nasl olduu, br ey isteyip istemedii zerine sorduu sorulara kaamak, dmanca bir sitemle -eskiden de vard onda bu sitem- cevaplar vermiti. Maslova'nn, srf o sralar erkekler onu ok rahatsz ettikleri iin kapld bu karamsarlk Nehldof'u zyordu. Yolculuun ar koullar altnda Maslova'nn gene eski umutsuzlua deceinden, ondan nefret etmeye balayacandan, her eyi unutmak iin kendini gene sigaraya, ikiye vereceinden korkuyordu. Ama hi bir trl yardm edemezdi ona; yolculuun balangcnda pek grsernemiti onunla nk. Ancak siyas sulularn arasna alnmasndan sonradr ki, korkusunun bo olduunu anlad. Her grmelerinde, ondan olmasn ylesine istedii ruhsal deiikliin biraz daha glendiini gryordu. Tomsk'da, yola kama-dan nceki Maslova'yd gene. Onu grnce yzn asmad, kalarn atmad, tam tersine, sevinle karlad onu, ona yaptk- 419 lan iin, onu imdi aralarnda bulunduu insanlarn yanna ald iin teekkr etti. Maslova'nn ruhunda oluan deiiklik, menzil menzil uzayan iki aylk yry srasnda d grnnde de gsterdi kendini. Zayfla'd, gne yakt yzn, yaland sanki. akaklarnda, aznn evresinde krklar belirdi; khkllerini alnna brakmyordu artk, bartnn iine alyordu btn san; giyiniinde de, davranlarnda da o eski kendini beendirme istei yoktu. Ondaki bu deiiklik Nehldof'u pek sevindiriyordu. Ona kar bambaka bir duygu besliyordu imdi. Bu duygunun, ilk bataki ozanca sevgisiyle de, sonraki duygulu tutkusuyla da, mahkemeden sonra onunla evlenmeye karar verdii zamanki, bencillikle kark, Maslova'yla ceza evinde ilk grmesinde, revirden ayrldktan sonra -uydurma olduu sonra anlalan- salk memura olayn iindeki tiksintiyi, nefreti bastrarak balad zamanki acma, efkat duygusuyla aynyd. Yalnz bir ayrlk vard bu duygular arasnda: O zaman geiciydi, imdiyse kalc olmutu. Son zamanlarda dncelerinde, davranlarnda yalnzca Maslova'ya deil, herkese kar vard bu acma, efkat duygusu. Bu duygu, Nehldof'un ruhundaki, o zamana kadar k yolu bulamayan sevgi selinin nndeki engeli kaldrmt. Karlat insanlara sevgiyle balanyordu. Yolculuk sresince heyecanl bir duygululuk iindeydi Nehldof. Arabacdan, erlerden tutun da ceza evi mdrne, valiye kadar, ilikisi olan herkese yakn bir ilgi besliyordu elinde olmadan. Maslova'nn siyas sulular arasna alnmasndan sonra Neh-idof bir ok siyas suluyla tant. nce Yekaterinburg'da tant onlarla. Orada yolda, Maslova'nn beraber yolculuk ettii be erkekle drt kadnla tant. Bu srgn siyas sulularla yaknlamas Nehldof'un onlar zerine dncelerini tamamen deitirmiti. Rusya'da devrim hareketlerinin balamasndan, zellikle bir mart olaylarndan bu yana Nehldof devrimcileri kmser, onlardan hazzetmezdi. Her eyden nce, devlete kar atklar savataki davranlarnn sertliini, gizliliini sevmezdi. zellikle,- 420 - 421

iledikleri cinayetlerden, kendilerini pek byk grmelerinden nefret ederdi. Ama onlar yakndan tandktan; devletin, ouna gnahsz yere ac ektirdiini rendikten sonra onlarn da olaan birer insan olduklarn grd. Ar sulu dedikleri insanlara edilen eziyetler ne denli korkun, canavarca olursa olsun, yarglandktan nce de sonra da yasalar bir lde uygulanyordu onlara gene de; oysa siyas sululara yaplmyordu byle bir ey. ustovaya da, sonra tand bir ok siyas suluya da, aa dm bala davranld gibi davranldn grmt, Nehldof: A sahile eker balklar, ilerine yarayan iri balklar alr, geri kalan kkleri karada lme brakrlar. Burada da yalnzca susuz deil, devlete hi bir ktl dokunmayacak yzlerce insan yakalyor, bazan yllarca tutuyorlard onlar ceza evlerinde. Vereme yakalanyorlard zavalllar orada, bazlar ldryor ya da kendi canlarna kyyorlard. Hem serbest braklmalarn gerektirecek bir neden bulunmad; ayrca, el altnda tutulmakla, herhangi bir sorunun aydnlatlmasnda ie yarayabilecekleri dnld iin yoksun ediliyorlard zgrlklerinden. Susuz olduklarna devletin bile inand bu insanlarn kaderi Jandarma subaynn, polisin, atn, savcnn, sorgu yargcnn, valinin, bakann o andaki ruhsal durumuna, keyfine baldr ounlukla. Byle bir memur, cani sklyor ya da kendini gstermek istiyorsa tutup ieri atabilir onu; kendinin ya da amirinin ruhsal durumuna gre ya tutar cezaevinde ya da serbest brakr. En yksek bir memur bile -kendini gstermesinin gerekip gerekmediine, ya da bakanla arasndaki havaya gre- ya da dnyann te ucuna srer, ya tek kiilik hcrede yatrr, srgne, kree yollar, lm cezasna arptrr ya da, bir bayan syledii zaman serbest brakr onu. Savataym gibi davranlyordu onlara kar; tabi onlar da, kendilerine kar kullanlan yollar kullanyorlard. Askerlerinki gibi bir ruhsal durum iindeydiler, bu ruhsal durum yaptklarnn kt olduunu saklamakla kalmyordu onlardan, bunlar birer kahramanlk olarak da gsteriyordu onlara. Politikaclar da byle bir ruhsal durum iindeydiler; onlar da, onlarn yannda olanlar da -zgrlklerinden, hayatlarndan, insan iin deerli olan her eylerinden olma korkusuyla- yaptklar her eit sertlii kt grmek yle dursun, soylu davranlar olarak gryorlard. O gne kadar akl erdiremedii bir durumu bununla aklyordu imdi Nehldof: Bir canlya deil ktlk etmek, onun acsna ii szlamadan bakamayacak kadar yumuak yrekli bir insann son derece byk bir soukkanllkla cinayet ilemeye kalkmasnn nedeni buydu demek; bu gibi durumlarda hemen hepsi cinayeti bir savunma arac, insanln mutluluu uruna edinilen yce amaca eriebilmek ii hakl, doru bir yol olarak gryorlard. Dvalarna, dolaysyla kendilerine bylesine byk nem vermelerinin sebebi devletin onlara byk nem vermesinden, onlar bylesine sert cezalandrmasmdn ileri geliyordu. Katlandklar acya dayanabilecek gte olabilmeleri iin kendilerine byk nem vermeleri gerekirdi zaten. Nehldof onlar daha bir yakndan tanynca bunlarn -baz evrelerde sanld gibi- toptan kt, canavar ruhlu insanlar olmadn anlamt. Bazlarnn sand gibi stn insan da deildi hepsi. Her yerde olduu gibi, ilerinde iyisi de, kts de, ortas da olan, olaan insanlard bunlar. lerinde, dzenin bo-zukluuyla cenklemek zorunda olduklarna inandklar iin devrimci olanlar vard; ama bu yolu kiisel karlarn dnerek, n kazanmak isteyerek seenler de vard. ounluksa, Nehldof un sava zamanndan ok iyi bildii, tehlike tutkusuyla, kendi hayatyla oynama hazzn tatmak isteiyle -genlere zg duygulardr bunlar- devrimcilie gn! vermilerdi. Bunlarn olaan insanlardan bir stnlkleri vard: Ahlk anlaylar daha bir yksekti. Yalnzca arlktan kanmak, drstlk, hak gzetmek, karn dnmemek deildi onlar iin zorunlu olan; kiinin toplum uruna her eyini, cann bile fedaya hazr olmas gerektii inancndaydlar. Bu nedenle, onlarn ortadan yukarda olanlar ok ok stnd Nehldof'dan, yce bir ahlk anlaylar vard; ortadan aa olanlarsa ok ok aayd ondan; bunlar ounlukla, olduu gibi grnmeyen, kibirli, kendine ar gvenen, drstlkten uzak insanlard. yle ki, yeni tandklarnn bir blmne yalnzca sayg duymuyordu Nehldof, yrekten seviyordu da onlar, bir blmne kar da ilgisizdi. VI Nehldof en ok, Katyua'nn kafilesindeki Kritsof adnda, krek cezasna arptrlm, veremli genci sevmiti. Nehldof daha Yekaterinburg'da tanmt onunla; sonra yolculuk srasnda birka kere grm, sohbet etmilerdi. Yazn bir menzilde verilen gnlk molada btn gn beraber geirmilerdi; alan Krltof yksn, devrimci nasl olduunu anlatt ona. Ceza evine dnceye kadarki yks ok ksayd. Gney illerinden birinin zengin toprak sahiplerinden olan babas, o daha bebekken lm. Ailenin tek ocuuymu, annesi yetitirmi onu. Lisede de niversitede de ok rahat okumu, fen fakltesinin matematik blmn birincilikle bitirmi. niversitede kalmasn, yurt dna gitmesini nermiler ona. Karar veremiyormu. Sevdii bir kz varm; evlenip tarmla uramay dnyormu. Can her eyi istiyormu, ama kararn veremiyormu bir trl. Bu arada niversiteden birtakm arkadalar toplumsal sorunlar iin para istemiler ondan. Bu toplumsal sorunun, o zamanlar hi ilgi duymad devrimci almalar olduunu biliyormu, ama arkada sevgisiyle, korktuu sanlmasn diye gururundan, vermi paray. Paray alanlar yakalanmlar; paray verenin Kritsof olduunu gsteren bir de pusla geirilmi ele; tutuklamlar onu, ceza evine atmlar.

- Beni attklar ceza evi, diye anlatyordu Kritsof (Yksek ranzasnda, ellerini dizlerine dayam oturuyor; parlayan, zeki, itenlik okunan gzleriyle arada bir bakyordu Nehldof'a yalnzca. Gs ieri kkt.) Pek o kadar kt deildi: Duvar tklatarak haberletiimiz gibi, koridorda da dolaabiliyor, fsltyla konuuyor, sigaramz, yiyeceimizi paylaabiliyor, akamlar koroyla ark bile syleyebiliyorduk. Sesim ok gzeldi benim. Evet. Annem olmasayd -periand kadncazn durumu- cezaevinde hi sklmazdm, sevinirdim bile oraya dtme. ok ilginti nk. Bakalar yannda, nl Petrof'la da (sonra kalede camla bileklerini keserek intihar etti) tantm orada. Ama bir devrimci deildim. ki hcre komum vard. kisinin de suu aynyd. Polonya devrimcilerinin bildirileriyle yakalanmlard. Trenle gtrlrken kafileden ayrlp kamak istedikleri iin yarglanyorlard. Biri Lozinski adnda bir Polonyalyd; teki ya-yudiydi, Rozovski'ydi ad. Evet. Daha ocuktu bu Rozovski. On - 423 yedi yanda olduunu sylyordu, ama on be yanda gsteriyordu. Clz, ufak tefek, simsiyah gzlerinin ii prl prl, hayat dolu bir ocuktu; btn yahudiler gibi, mzii de ok seviyordu. Sesi kvamn bulmamt henz, ama gzel ark sylyordu. yle ite. Ben oradayken gtrdler onlar mahkemeye. Sabaht gtrdklerinde. Akam dndler, lm cezasna arptrldklarn sylediler. Hi kimse beklemiyordu bunu. ok nemsizdi sular: Kafileden ayrlp kamaya yeltenmilerdi yalnzca, hi kimseyi yaralamamlard bile. Hem Rozovski gibi bir ocuu idam etmek akln alabilecei bir ey deildi. Cezaevinde hepimiz, bunun bir gzda olduu, kararn uygulanmayaca inanandaydk. nce heyecanlanm, ama sonra durulmutuk; eskisi gibi geiyordu gnlerimiz gene. Evet. Ama bir gn gardiyan benim kapya yaklat, marangozlarn geldiini, daraac kurduklarn fsldad kulama. Kimlerin geldiini, gardiyann ne daraa-cndan sz ettiini anlamamtm nce. Ama yal gardiyan ylesine heyecanlyd ki, yzne baknca, daraacnn bizimkiler iin hazrlandn anladm. Duvar tklatarak arkadalarla konumak istiyordum ama onlarn duyacandan korktum. Arkadalarn da sesi kmyordu. Besbelli herkes biliyordu durumu. Koridorda hcrelerde bir lm sessizlii vard o gece. Duvar tklatarak konumuyor, ark sylemiyorduk. Saat onda gene geldi gardiyan, Moskova'dan cellt getirildiini syledi. Hemen uzaklat. Geri gelmesi iin seslendim ona. Kordorun kar srasndaki odasndan Rozovski'nin sesi duyuldu anszn: Ne oldu? Niin aryorsunuz onu? Bir eyler sylemeye altm, ttn isteyecektim de dedim. Ama iine domutu sanki; niin ark sylemediimizi, niin duvar tklatmadmz sormaya balad. Ne cevap verdiimi hatrlamyorum, onunla konumamak iin geri ekildim kapdan. Evet. Ne korkun bir geceydi o! Btn gece en kk br tkrtya kulak kabarttm. Sabaha kar koridorun ucundaki kapnn aldn duydum birden. Ayak sesleri vard. Hcremin kapsndaki kk pencereden bakyordum. Gaz lmbas yanyordu koridorda. En nde mdrd. iko bir adamd mdr. Grnte .sertti, gururluydu. imdi kire gibiydi yz, korkuyordu sanki. Yardmcs iki adm arkasndan yryordu. Yz askt, kararlyd. Daha arkada nbeti bir er vard. Benim_424 kapnn nnden geip, bitiik hcrenin nnde durdular. Mdr yardmcsnn tuhaf bir sesle seslendiini duydum: Lozinski, kalkn, temiz amarlarnz giyin. Evet. Sonra kap gcrdayarak ald, Lozinski'nin hcresine girdiler; Lozinski'nin ayak seslerini duydum. Koridorun kar yanna yrd. Yalnz mdr grebiliyordum. Yz bembeyaz, yle duruyor ceketinin dmelerini zp ilikleyerek oynuyor, omuzlarn kaldrp indiriyordu. Evet. Anszn bir eyden rkm, bir kenara sinmiti sanki. Lozinski gemiti o anda yanndan, benim hcremin kapsna yaklamt. Yakkl bir genti, Polonyallarn yakklsnn nasl olduunu bilirsiniz: nce, kvrck, sar salarn evreledii geni, dz bir aln; gzel, mavi gzler. Kanl canl, salkl, aslan gibi bir delikanlyd. Tam nmde durdu, yzn gryordum. Korkuyla kaplanmt yz, sarkm, sararmt. Krltsof, sigaranz var m? Veriyordum ki, mdr yardmcs, ona uzatt. Bir sigara ald. Mdr yardmcs yakt sigarasn. meye balad, bir yandan da dnyordu sanki. Sonra bir eyi hatrlam gibi konumaya balad: Canavarlk bu, hakszlk. Hi bir suum yok benim. Ben... Gzlerimi ayramadm beyaz, taze boynunda bir ey kprdad, devam edemedi, sustu. Evet. O srada Rozovski' nin ince, Yahudi sesi nlad koridorda. Bir eyler sylyordu. Lozinski sigaray yere att, uzaklat kapmdan. Kk pencerenin nnde Rozovski belirdi. Nemli, siyah gzlerinin parlad ocuksu yz gzeldi, terliydi. O da temiz amarlarnn giymiti; pantolonu ok boldu. kide bir yukar ekiyordu onu, zangr zangr titriyordu. Acyla kapl yzn kapmdaki kk pencereye yaklatrd: Anatoli Petrovi, doktor hlamur imemi sylemiti, deil mi? Hastaym, biraz daha hlamur imeliyim. Hi kimse cevap vermiyordu ona, soru dolu baklarn bir bana bir mdre eviriyordu. Bununla ne dernek istediini anlayamamtm. Evet. Sonra birden sertleti mdr yardmcs, gene o crlak sesiyle, Ne oyalanyorsunuz? diye bard. Yryn. Onu nelerin beklediini anlayacak gte olmad belliydi Rozovski' nin. Acelesi varm gibi nden yrd. Sonra durdu. Ku!ak trmalayan sesini, hkrklarn duyuyordum. Bir patrtdr balad, ayak seslen doldurdu koridoru. Sonra giderek uzaklat sesler. Koridorun ucundaki kap alp kapand, bir sessizlie g- 425 mld her ey... Evet. Astlar onlar. kisini de astlar. Aslla-rm gren baka bir gardiyan anlatt bana. Lozinski kar koymam hi, ama Rozovski uzun sre rpnm; yle ki, sryerek karmlar onu

daraacna, ilmii zorla geirmiler boynuna. Evet. Biraz aptald bu gardiyan. Bunun korkun bir ey olduunu sylyorlard, beyim. Hi de korkun deilmi meer. Sarkm-omuzlarn iki kere yle yaptlar, omuzlarn hzla kaldrp ndirdi iki kere-, sonra, ilmikler iyi otursun diye evirdi onla-- cellt, tamam... bir daha kprdamadlar. Krltsof gardiyann szlerini tekrar etti: - Hi de korkun deilmi meer. Glmsemek istedi, ama hkra hkra alamaya balad lirden. Sonra uzun sre sustu. Sk sk soluk alyor, boazna dm-Jlenen hkrklar tutmaya alyordu. Sakinletikten sonra: - O gnden sonra devrimci oldum ite, dedi. Evet. Ksaca anlatt yksn. Halk kurtulu rgtndenmi; hatt devleti, iktidar halka b-rakncaya dek sktrmay ama edinmi bozguncu grubunun nderiymi. Bu amala kh Petersburg'a, kh yurt dna, kh Kiyef'e, Odesa'ya gidiyormu. Her yerde baar salam. En ok gvendii adam ele vermi onu sonunda. Tutuklamlar, yarglamlar, iki yl srm yarglamas, lm cezasna arptrmlar, lm cezasn mebbet kree evirmiler sonra. Ceza evinde verem yapm yakasna. imdi iinde bulunduu koullar altnda en ok birka aylk mrnn kald belliydi, kendi de biliyordu bunu, ama yaptna piman deildi gene de; bir mr daha olsa, onu da ayn yolda -dzenin yklmas yolunda- kullanacan sylyorlard. Krltsof'un yks, onunda dostluu Nehldof'un, o gne kadar anlamad ok eyi anlamasna yardm etmiti. VII ocuk yznden kafile komutan subayla cezallar arasnda atma kt gn Nehldof ge uyanm, handa kalyordu- kente varnca postaya ataca mektuplardan birkan yazm, handan her zamankinden daha bir ge kt iin kafileye eski-- 426 den olduu gibi yolda yetiememi, ara menzilin bulunduu kye ancak ortalk karardktan sonra varmt. Beyaz boynu son derece kaln, yal, iman, dul bir kadnn hannda slak stn ban kuruttuktan; bir.sr tasvirle, tabloyla ssl temiz konuk odasnda doya doya ay itikten sonra Nehldof aceleyle kmt; subaydan grme izni almak iin menzile gidiyordu. Bundan nceki alt etapta da kafile komutan subaylar deitikleri halde- Nehldof'u menzile sokmamlard. yle ki bir haftadan ok oluyordu Nehldof Katyua'y grmeyeli. Bu sertliin sebebi, cezaevleri genel mdrlnde grevli byk br memurun geeceinin renilmi olmasyd. Byk memur, kafileye bakmadan gelip gemiti imdi. Nehldof, kafileyi o sabah teslim alan subayn, teki subaylar gibi, cezallarla grmesine izin vereceini umuyordu. Han sahibesi, kyn sonundaki menzile gitmesi iin pay-tona binmesini syledi Nehldof'a, ama yayan gitmeyi yeledi. Yeni boyanm kocaman izmeleri zift kokan, geni omuzlu, yiit grnl gen ii yol gstermek iin onunla geldi. Zifiri karanlkt, gen ii pencerelerden sokaa den ktan adm uzaklanca Nehldof gzden kaybediyordu onu artk, yalnz izmelerinin amurda kard sesi duyuyordu. Kilisenin olduu alan, peinden iki yannda aydnlk pencerelerin uzand uzun soka getikten sonra, Nehldof yol gstericisinin arkasnda, karanla daldlar. Ama biraz sonra, menzilin evresinde yanan fenerlerin soluk klan grnd. nce krmz lekeleri andran bu klar giderek bydler, belirginle-tiler. Duvar, bir aa bir yukar dolaan nbetinin siyah glgesi, izgili direk, kulbe grnd. Nbeti her nbeti gibi karlad yaklaanlar: Kim var orada? Gelenlerin yabanc olduunu anlaynca yle sertleti ki, kapnn nnde durmalarna bile izin vermek istemedi. Ama Nehldof'un yol gstericisi nbetinin sertliine aldrmad. - Ne kadar da sertsin yle, canm! dedi. Hadi ko avuu ar, biz bekliyoruz burada. Nbeti cevap vermeden bararak bir eyler syledi ieri; sonra, geni omuzlu delikanlnn, yerden ald bir ple fenerin nda da Nehldof'un izmelerinin amurunu temizleyiine _ 427 bakmaya balad dikkatli dikkatli. Duvarn tesinden kadn erkek sesleri geliyordu. dakika sonra demir kap ald, paltosunu omuzuna asm avu karanlktan fenerin aydnlna kt, ne olduunu sordu. Nehldof, zel bir i iin grmek istediini nceden yazd kart uzatt avua, onu komutana vermesini syledi. avu nbeti kadar sert deildi, ama ok meraklyd o da. Nehldof'un niin komutanla greceini, kimin nesi olduunu ille de renmek istiyordu. Bir kar kokusu ald, frsat karmak istemedii belliydi. Nehldof, nemli bir iinin olduunu, ona hakkn vereceini, kart komutana gtrmesini syledi. avu kart ald, ban peki anlamna sallayp gitti. Biraz sonra gene ald kap, ellerinde sepetlerle, st kaplary-la, torbalarla kadnlar kmaya balad dar. Sibirya aksanyla yksek sesle konua konua kyorlard kapdan. Hepsi de kyl gibi deil, kentli gibi giyinmiti; bazlarnn zerinde manto, bazlarnn krk vard. Etekleri ksayd, bartlydler. Fenerin nda Nehldof'la yanmdakini merakla tepeden trnaa szyorlard geerken. Bir tanesi tatl tatl kfretti geni omuzlu delikanlya -onunla karlatna sevindii belliydi.-

- Burada ne aryorsun, deli? diye ekledi. Delikanl cevap verdi: - Konua yol gsterdim. Sen ne getirdin? - Yemek. Sabah gene gelmemi sylediler. - Gece kalman istemediler mi? dedi delikanl. Kz kahkahayla glmeye balad: - Allah cann alsn e mi?! Hadi kye beraber dnelim. Delikanl bir eyler daha syledi, yalnz kadnlar deil nbetiyi de gldrd. Sonra Nehldof'a dnd: .'- Yalnz bulabilir misiniz yolu? Kaybolmazsnz ya? - Bulurum, bulurum. - Kiliseyi getikten sonra iki katl evi de gein, sadan ikinci sokak. u denei de aln. Elindeki, bir adam boyundan uzun denei Nehldof'a verdi; kocaman izmeleriyle amurlara bata ka, kadnlarla beraber kayboldu karanlkta. Kap gene alp, avu dar karak Nehldof'u ieri, komutann yanna buyur ettiinde geni omuzlu delikanlnn, kadnlarnkini bastran gr sesi hl duyuluyordu karanln iinden.VIII Bu ara menzil de Sibirya yolundaki menzillerin, ara menzillerinin aynyd: Ular sivri kaln kalaslardan yaplm bir duvarla evrili avluda tek katl yap vard. Pencereleri demir parmaklkl olan en byk yapda cezallar vard; tekinde de k vard. Yalanc bir kt bu, iersinin rahat, scak, huzur verici olduunu syleyen yalanc bir k. Kaplarn nnde fenerler yanyordu, ayrca be fener de duvarlarda vard. Assubay, tahta yoldan, yaplarn en kne gtrd Nehldof'u. basama knca konuu ne geirdi. Nehldof gaz lmbasyla aydnlanan, yank kokan hole girdi. Kaba bezden gmlekli, kravatl, siyah pantolonlu bir er yere melmi, sar konlu izmelerinden birinin koncu elinde, onunla fleyerek semaverin altn yakmaya alyordu. Nehldof'u grnce doruldu, pardssn ald, ieri odaya girdi. - Geldi, efendim. fkeli bir ses duyuldu: - ar bakalm. Er: - Girin, dedi. Aceleyle semaverin nne kt gene. Tavana asl bir lmbann aydnlatt odada, iki ieyle yemek artklar olan masann banda, geni omuzlarn, gsn saran Avusturya ii bir ceket giyen sar, uzun bykl, ok yakkl bir subay oturuyordu. Scack odada sigara kokusundan baka insann burun kemiini szlatan birtakm kokular daha vard. Nehldof'u grnce hafife doruldu yerinden subay, dik dik bakt ona. Alaya, kukuya benzer bir ey vard bu baknda. - Ne istiyorsunuz? dedi. Cevap beklemeden kapya doru seslendi: - Bernof! Ne zaman hazr olacak u semaver? - Yanyor efendim. Subay, gzleri fkeyle parlayarak: - Yanyor yapacam seni, greceksin o zaman! diye bard. Er: - Getiriyorum! dedi. Semaverle girdi odaya. Er, semaveri koyarken Nehldof bekliyor, subay -neresine _ 429 _ tokad yaptracan hesaplyormu gibi- ufak gzleriyle hain hain bakyordu ona. Semaver koyulduktan sonra subay ay demledi, dolaptan drt keli konyak iesiyle, Albert marka bisk-vitini ald. Hepsini masaya koyduktan sonra gene Nehldof'a dnd. - Emriniz? Nehldof oturmadan: - Cezal bir bayanla grmek istiyordum da, dedi. - Siyasi mi? diye sordu subay. Siyasilerle grmek yasalarca yasaklanmtr. - Siyasi deil. - Buyrun oturun ltfen. Nehldof oturdu. - Siyasi deil, diye tekrarlad, ama benim ricamla, gene! ldrlk siyasilerin arasna almt onu. Subay: - Biliyorum, diye kesti szn. Ufak tefek, esmer bir kaln m? Olur tabi. Sigara ister miydiniz? Sigara kutusunu Nehldof'a doru itti; dikkatle iki bardak ay koyduktan sonra birini Nehldof'un nne srd. - Buyrun, dedi. - Teekkr ederim. Hemen grsem ok iyi olurdu. - Gece uzun. Grrsnz. artrm onu size. Nehldof:

- agrmasanz da, ben oraya gitsem olmaz myd acaba? diye sordu. - Siyasilerin yanna m? Yasalar inemek olur bu. - Birka kere braktlard beni. Onlara herhangi bir ey vereceimden korkulacaksa, greceim kadn araclyla da verebilirim. Subay pis pis glmseyerek: - Veremezsiniz, dedi, ararlar zerini. - Benim zerimi arayn. Subay, mantarn kard konyak iesini Nehldof'un bardana gtrerek: - ster misiniz? dedi. nemli deil canm, bunu yapmasak da olur. Nasl isterseniz. nsan u Sibirya'da okumu, kibar bi-- 430 riyle karlanca seviniyor baya. Bildiiniz gibi, bizim grevimiz en can skc grevdir dnyada. Hele baka grevlere alm bir insan iin daha da ardr. Halk arasnda, kafile komutan subaylarn kaba, karacahil insanlar olduu dncesi yaygndr; oysa onlarn arasnda da bambaka yaradlta insanlarn olabilecei hi kimsenin aklna gelmez. Subayn krmz yz, kulland lavantalarn kokusu, yz, zellikle souk gl tiksindiriyordu Nehldof'u; ama yolculuk boyunca olduu gibi, imdi de ciddi, dikkatli bir ruhsal durum iindeydi; bu ruhsal durum, karsndakine nefretle davranmasna izin vermiyordu. Herkese kar iten olmak zorunda olduu inancndayd. Subay sonuna kadar dinledikten sonra; onun, emri altndaki insanlara strap ektirilmesine katld iin zldn dnerek, ciddi: - Sanrm, bulunduunuz grevde de, insanlarn ektii strab hafifleterek avunabilirsiniz, dedi. - Ne strab? Byledir bunlar. Nehldof: - Nasl? dedi. Onlar da insan. Aralarnda susuz olanlar da var. - Her eidi vardr elbette. Elinde olmadan acyor insan. Baka subaylar gzlerinin yama bakmazlar, ben elimden geldiince iyi davranyorum onlara. Onlar ac ekeceine ben ekeyim daha iyi. Bakalar bir ey olunca yasalar uygularlar hemen, tetie aslrlar. Gene ay koyarak devam etti: - ster misiniz? Biskvit de aln. Grmek istediiniz kadn kim? - Geneleve den bahtsz bir kadn. Haksz yere cinayetle suladlar onu, aslnda ok iyi bir insandr. Subay ban sallad. - Evet, oluyor byle eyler. Kazan'da da bir kadn vard. Em-ma'yd ad. Bu ansn hatrlaynca elinde olmadan glmsedi. - Macard, ama bir ranl kadar iri iriydi gzleri. ylesine almlyd ki, kontes sanrdnz... Nehldof subayn szn kesti, eski konuya dnd gene: - 431 - Emriniz altndayken, bu insanlarn ektikleri aclar hafifletebilirsiniz sanyorum. Byle davranmakla mutlulua da erieceiniz kansndaym. Nehldof, bir yabancyla ya da ocukla konuuyormu gibi, elinden geldiince tane tane, anlalr bir biimde konumaya alyordu. Subay, gzlerinin ii parlayarak bakyordu Nehldof'a. O anda aklnn takld, br ranl kadar iri gzl Macar kadndan sz edebilmek iin Nehldof'un susmasn sabrszlkla bekledii belliydi. - Evet, dedi, haklsnz. Acyorum da onlara. Yalnz u var, Emma'yanlatyordum size. yle bir... Nehldof: - Beni ilgilendirmiyor byle eyler artk, diye kesti szn. Ak ak syleyeceim size, eskiden baka trl dnrdm bu konuda, ama imdi, kadnla erkek arasndaki bu eit ilikiden nefret ediyorum. Subay rkek rkek bakt Nehldof'a. - Bir bardak daha ier misiniz? - Hayr, teekkr ederim. Subay: - Bernof! diye seslendi. Beyi Bakulof'a gtr, siyasilerin yanma braksnlar onu. Yoklamaya kadar kalabilir orada. IX Nehldof, emirerinin arkasndan, fenerlerin soluk nn aydnlatt karanlk avluya kt gene. Karlarna kan nbeti er, Nehldof'u gtren emirerine sordu: - Nereye? - Siyasilerin yanna, be numaraya. - Buradan geemezsin, kap kilitli, arkadan dolan. - Kim kilitledi? - avu kilitleyip kye gitti. - Byle buyrun efendim.

Emireri, Nehldof'u arkadan dolatrp, tahtalarn zerinden geerek bir kapya gtrd. Daha uzaktan duyuluyordu ierdeki- 432 uultu; iyi bir oula hazrlanan bir kovan gibi kaynama vard ierde. Kap alnca oald uultu, barp armalar, kfrler, kahkahlar duyuldu. Zincir akrtsyla tandk ar pislik, katran kokusu birbirine karmt. Bu iki izlenim -uultuyla zincir akrts ve bu korkun koku- Nehldof'un zerinde mide bulantsn andran bir etki uyandrrd daima. Bu iki izlenim birbirine karr, birbirini glendirirdi. Pis kokan kocaman bir teknenin bulunduu hole girince Nehldof'un dikkatini ilk eken, teknenin kenarnda oturan bir kadn oldu. Kadnn karsnda, tra edilmi banda yana yat-, m yamru yumru apkasyla bir adam oturuyordu. Konuuyorlard. Adam, Nehldofu grnce gz krpt ona: - Su iene ylan bile dokunmaz, diye mrldand. Kadn eteini dzeltti, ban nne edi. Holden sonra, hcrelerin kaplarnn ald koridor geliyordu. lk hcre ailelerindi, sonra bekrlarn byk hcresi geliyordu, koridorun sonunda da siyasilere ayrlm iki kk hcre vard. Yz elli kiilik menzil yapsna drt yz elli kiiyi doldurunca ylesine skk olmutu ki, cezallar hcrelere smam, koridoru doldurmulard. Bazlar yerde oturuyor, yatyor; bazlar da ellerinde bo ya da scak su dolu aydanlklarla bir aa bir yukar gidip geliyorlard. Tara da onlardand. Nehldof'un arkasndan yetiti, sevgiyle glmseyerek: - Ho geldiniz, dedi. Taras'n gzel yznde, burnunun zerinde, gznn altnda morluklar vard. - Ne oldu san? diye sordu Nehldof. Tara glmsedi. - Bir ey yok. Assubay, kmser bir tavrla: - Yiyorlar birbirlerini, dedi. Arkalarndan gelen bir cezal: - Kadn yznden, diye ekledi, Fedka'ya tutulmu biri kr ktk. Nehldof: - Pedosya nasl? diye sordu. - 433 Tara: - yi, dedi, ay suyu gtryorum ona. Aile hcresine girdi. Nehldof ban uzatp ieri bakt. Hcre tklm tklm doluydu. Kadnl erkekli cezallar ranzalarda, yerlerde yatyordu. ersi kuruyan slak amarlardan kan buharla doluydu. Kadnlar bara ara konuuyorlard. Sonraki kap bekrlarn hcresinin kapsyd. Buras daha da kalabalkt. Kapnn hemen dibinde bile, yars koridorda, aralarnda bir eyi paylamaya alan, stleri balar slak sekiz on kii vard. Assubay, avuun yemek paras datttn syledi Nehldof'a. Assubayla yannda kibar konuu grnce sustular kapdakiler, nlerinden geen- . lere kt kt baktlar. Para alan cezallar arasnda Nehldof, ekik kal, beyaz yzl, gzleri i gibi duran, zavall grnl bir ocuu yanndan hi ayrmayan krek cezas yemi Fyo-dorof'la; szde Sibirya taygalarnda dolarken arkadan ldrp yemesiyle n yapm yz iek bozuu, iren, burunsuz ayla grd. Aylak, slak ceketini omuzuna atm, koridorda duruyor, kenara ekilmeden alayl alayl, kstaha Nehldof'un gznn iine bakyordu. Nehldof yryp geti. Geri bu grnm hi de yabancs deildi Nehldof'un; aydan beri bu drt yz ar cezaly eitli durumlarda grmt -yakc scakta da, zincire vurulmu bacaklarnn kard toz bulutu iinde de, yolda verilen molalarda da, menzillerdeki ak ahlkszla dalm durumda da- ama aralarna her girdiinde, imdi olduu gibi, hepsinin, baklarn ona ynelttiini hissettiinde de, her zaman kendi kendinden utanr, strap duyar, bu insanlara kar sulu olduu duygusuna kaplrd. Onun iin en ac olan da, bu utan duygusuyla, sululuk duygusuna bir de dayanlmaz irenme duygusuyla korkunun karmasyd. Bu insanlarn, iine sokulduklar durumda baka trl olamayacaklarn biliyor, gene de onlardan irenmemek gelmiyordu elinden. Nehldof, siyasilerin kapsna ynelince bir ses duydu arkasnda: - Hanmevltlarna gelmi, asalaklara. Dirili - F: 28- 434 Ksk bir ses cevap verdi: - Birine bir ey olmutur gene, karnc armasn sakn. Arkasndan kba bir kfr geldi. Alayl, nefret dolu kahkahalar duyuldu. X Nehldofu getiren assubay, bekrlarn hcresini getikten sonra, yoklamadan nce gelip onu alacan syleyerek geri dnd. Assubay gider gitmez, plak ayakl bir cezal, zincirlerini tutarak abuk admlarla yaklat Nehldof'a, -eki ter kokuyordu- esrarl bir fsltyla:

- Yardm edin bize efendim, dedi. Ufakln ii tamam. irdiler onu. Bu sabah yoklamada Karmanof'un yerine geti. Yardm edin, yalnz yapamayz bu ii, ldrrler bizi. Konuurken tell baklarn evresinde dolatryordu. Szn bitirir bitirmez ayrld Nehldof'un yanndan. Olay uydu: Krek cezasna arptrlm Karmanof, yzce kendisine ok benzeyen srgn bir delikanly onunla yer deitirmeye raz etmiti. Delikanl onun yerine kree gidecek Karmanof da srgn. Nehldof'un haberi vard bu olaydan. Ayn cezal bir hafta nce amt ona bu yer deitirmeyi. Nehldof, anlad, elinden geleni yapacak anlamna ban sallad, kimseye bakmadan yoluna devam etti. Nehldof daha Yekaterinburg'dan tanyordu bu cezaly. Karsnn onunla beraber gelmesine izin verilmesi iin yardm istemiti Nehldof tan. Onun bu davran artmt Nehldofu. Orta boylu, otuz yalarnda, tam bir kylyd. Adam soymaya ve ldrmeye teebbsten krek cezasna arptrlmt. Makar Devkin'di ad. ok tuhaft suu. Nehldof'a suu kendisinin deil, iindeki eytann ilediini anlatmt. - Bir adam gelip, krk verst tedeki bir kye gitmek iin babamn kzan kiralad, diye anlatyordu. Babam mteriyi benim gtrmemi syledi. At kzaa kotum, giyindim, mteriyle oturup ay itim. ay ierken adam evlenmeye gittiini, yannda be yz ruble olduunu anlatt bana. Bunu duyunca avluya ktm, baltay alp kzaa, samanlarn altna sakladm. Baltay - 435 unutmutum bile. Ancak, gideceimiz kye yaklatmzda... alt yedi verst yolumuz kalmt. oseden ayrlp da yoluna saptm. ndim, kzan arkasndan yrmeye baladm. O ses durmadan fsldyordu kulama: Daha ne dnyorsun? Daa k, osede gelen geen olur, orada aatan baka canl yok. Bir sr para var adamn cebinde. Bekleme artk, tamam. Samanlar dzeltecekmiim gibi eildim kzan zerine, balta hemen geliverdi elime. Adam dnp bakt o anda birden. Ne yapyorsun? dedi. Baltay salladm, kafasn uurmak iin tabi... ama ak gibi adamd, birden aa atlad, ellerimden yakalad. Ne yapyorsun be hayvan?... dedi. Bir yumrukta karlarn iine yollad beni. Kavgaya bile girimedim onunla, hemen teslim oldum. Kuayla balad kollarm kzaa att, doru karakola gtrd. eri tktlar, yargladlar. Tandklar iyi bir insan olduumu, kt bir eyimin o zamana kadar grlmediini sylediler yargca. Yannda altm kar koca da syledi. Avukat tutmaya lzum bile yoktu, onun iin drt yl verdiler. te bu Makar, hemerisini kurtarmak iin, hayatn bile bile tehlikeye atarak, cezallarn bir srrn Nehldof'a amt. Yaptndan arkadalarnn haberi olsa, onu, boazm skarak ldreceklerini biliyordu. XI Siyas sulular, kaplar koridorun tahta br perdeyle ayrlm blmne alan iki kk hcreye koymulard. Tahta perdeyi geince Nehldof'un ilk grd, elinde bir am odunuyla, yeni tutuan sobann nne melmi Simonson oldu. Ceket vard zerinde. Nehldof'u grnce yerinden kalkmadan, kaln kalarnn altndan aadan yukar bakt ona. Nehldof'un gzlerinin iine manal manal bakarak: - Geldiinize ok sevindim, dedi, konumalym sizinle. - Ne var? diye sordu Nehldof. - Sonra. imdi iim var. Simonson sobayla ilgilenmeye balad gene. zel bir kuramna gre, s enerjisini en az kayba uratarak yakmaya alyordu onu.- 436 Nehldof birinci kapdan giriyordu ki, teki kapdan, sprgenin zerine yd p sobaya gtren Maslova'nn ktn grd. Beyaz bir bluz vard zerinde, eteini alttan balam, orap giymiti. Toz olmasn diye beyaz bartsn kalarna kadar indirmiti. Nehldof'u grnce telland, yz kpkrmz oldu, sprgeyi aceleyle yere koyup, ellerini etekliine sildi, geldi tam karsnda durdu. Nehldof elini uzatt ona: - Ortal m temizliyorsunuz? diye sordu. Maslova glmsedi. - Evet. Eskiden de ayn eyi yapardm. yle pisti ki her yan, anlatamam. Ne zamandan beri temizliyoruz, ancak bu kadar oldu. Simonson'a dnd. - Battaniyeniz kurudu mu? Simonson Maslova'ya, Nehldof'u artan tuhaf bir biimde bakarak: - Hemen hemen, dedi. Maslova uzaktaki kapya doru yrrken: - imdi gelip ahrm onu, nce krkleri getireyim, dedi. Uzaklarken Nehldof'a birinci kapy gstererek ekledi: - Bizimkilerin hepsi burada. Nehldof kapy ap, yerde duran teneke bir gaz lmbasnn yarm yamalak aydnlatt kk hcreye girdi. Souktu iersi, kalkm toz, rutubet, ttn kokuyordu. Teneke gaz lmbas yakmndakileri iyi aydnlatyordu, ama ranzalar karanlktayd, duvarlarda sallanan glgeler dolayordu.

Yiyecek, scak su almaya gitmi iki erkekten baka herkes kk hcredeydi. Nehldof'un eskiden tand Vera Yefremov-na da buradayd. Daha da zayflam, benzi solmutu imdi, iri gzlerinde bir rkeklik vard gene, alnndaki damar gzkyordu. Gri bir bluz giymiti, salar ksayd. Yere serdii gazete kdnn iine ttn koymu, sigara saryordu. Nehldof'un siyasi sulu kadnlar arasnda en ok holand Emiliya Rantseva da buradayd. Hcrenin i ilerine bakard Emiliya Rantseva, en ar koullar altnda bile bir kadn scakl, ekicilii verirdi hcreye. Bluzunun kolunu kvrm -g- 437 nete yanm kollar ok gzeldi- anaklar, fincanlar kuruluyor, kuruladklarn yandaki yataa serdii havlunun zerine koyuyordu. irkin denebilecek, gen bir kadnd Rantseva. Yznn, glmserken neeli, iten, ekici oluveren zeki, cana yakn bir ifadesi vard. imdi Nehldof'u byle bir glmsemeyle karlayarak: - Biz de sizi Rusya'ya geri dndnz sanyorduk, dedi. Mariya Pavlovna da buradayd. Kede, karanlkta oturuyor, tatl ocuk sesiyle barp aran sar sal kz ocuuyla bir eyler yapyordu. Nehldof'u grnce: - Ne iyi ettiniz geldiinize, dedi. Katya'y grdnz m? Kz ocuunu gstererek ekledi: - Bakn ne gzel bir konuumuz var. Anatoli Krltssof de ierdeydi. yice zayflam, sararp solmutu. i krkl izmeli bacaklarn altna alarak en kedeki yatan zerine iki bklm oturmu, ellerini yarm krknn kollarna sokmu, zangr zangr titriyor, parlayan gzleriyle Neh-ldof'a bakyordu. Nehldof ona doru yrd, ama kapnn hemen sanda glmseyen, gzel Grabets'le konuarak torbasnda bir ey arayan gzlkl, deri ceketli, sar salar kvrck bir adam oturuyordu. Adn herkesin duyduu nl devrimci No-vodvorof'du bu. Nehldof hemen selm verdi ona. Nehldof, kafiledeki siyasi sulular iinde bir tek bu adamdan holanmad iin selm vermekte acele etmiti ona. Novodvorof gzlklerinin arkasndan mavi gzlerini parlatarak bakt Nehldof'a, yzn buruturarak elini uzatt. Ak bir kmsemeyle: - Nasl, yolculuunuz iyi geiyor mu? diye sordu. Nehldof, karsndakinin kmser tavrn farketmemi, bunu yakn ilgi sanm gibi davranarak: - Evet, dedi ok iyi geiyor. Krltsof'un yanma yrd. Nehldof umursamaz davranyordu Novodvorof'a kar, ama gerekte hi de yle deildi. Novodvorof'un bu szleri, gizlemedii nefreti, Nehldof'un iinde bulunduu iyi ruhsal durumu bozuyordu. Can sklyor, zlyordu. Krltsof'un souk, titreyen elini skarak: - Naslsnz? dedi.- 438 Krltsof, elini aceleyle yarm krknn koluna sokarak: - yiyim, dedi, yalnz snamyorum bir trl, srlsklam stm bam. Buras da yle souk ki. Demir parmaklklarn dndaki, iki cam krlm pencereyi gsterdi. - Pencereler de krk. Sizden ne haber? Nerelerdeydiniz bu zamana kadar? - Brakmadlar, komutanlar ok sertti. Neyse bugnk biraz yumuak kt. - Ne de yumuak ya! dedi Krltsof. Bu sabah ne yaptn Maa'ya sorun. Manya Pavlovna, yerinden kalkmadan, o sabahki kz ocuu olayn anlatt. Vera Yefremovna kararl bir sesle -ama kararsz, rkek baklarn hcredekilerin yznde dolatrarak: - Bence topluca dileke vermeliyiz, dedi. Vladimir syle- di, ama yetmez bu. Krltsof yzn ekiterek: - Dileke mi? dedi. Vera Yefremovna'nn tavrlarndaki yapmacktan, sinirli davranlarndan oktan beri holanmad belliydi. Nehldof'a dnd hemen. - Katya'y m aryorsunuz? Durup dinlenmeden alyor, ortal temizliyor. nce buray, erkek hcresini temizledi, imdi kadnlarnkini temizliyor. Yalnz pireleri temizlemek gelmiyor elinden. Onlar da rahat rahat yiyorlar bizi.Bayla Mariya Pavlov-na'nn olduu keyi gstererek: - Maa ne yapyor orada? diye sordu. Rantseva: - Evltlnn salarn taryor, dedi. Krltsof glmsedi. - Biti pireyi bizim zerimize salmasn da. Mariya Pavlovna: - Yo. dedi, dikkatli oluyorum. Temizlendi artk zaten. (Rantseva'ya dnd) Aln onu, gidip Katya'ya yardm edeceim ben. Battaniye de gtreyim ona. Rantseva ocuu ald; plak, tombul kollarn bir anne ef- 439 -

katiyle skarak yanna oturttu onu, bir para eker verdi eline. Mariya Pavlovna kt, biraz sonra scak suyla, yiyecekle iki erkek girdi ieri. XII Girenlerden biri orta boylu, zayfa bir genti. Kalnd krk, izmeleri uzundu. Scak su dolu, buhar kan iki aydanlk tutuyordu elinde, koltuunun altnda beze sarl ekmek vard. aydanl fincanlarn yanna koyup, ekmekleri Maslova'ya verirken: - Bizim Prens gelmi demek en sonunda, dedi. Yarm krkn karp, bann zerinden ranzann kenarna atarken devam etti: - ok gzel eyler aldk. Markel stle yumurta ald, balo var sanki bu akam. Rantseva'ya bakp glmsedi: - Kirilovna da her eyi gcr gcr yapm. Hadi koy ay. Bu gencin hareketlerinden, ses tonundan bakma kadar her eyinde bir canllk, nee vard. Gene orta boylu olan teksiyse tersine, ask yzl, baklarndan hzn okunan bir adamd. Renksiz, kuru yznde elmack kemikleri hemen dikkati ekiyordu. Gzel, yeil gzleri iri iri, dudaklar inceydi. Eski, pamuklu kumatan bir palto vard zerinde, izmeleri lstikti. ki mlekle bir sepet vard kucanda. Getirdiklerini Rantseva'nn nne koyduktan sonra ban hafife eerek selm verdi Nehldof'a. yle ki, selm verirken gzlerini ayrmamt ondan. Sonra terli elini isteksiz isteksiz uzatt ona, sepettekileri karmaya balad. Bu iki siyasi sulu da halktand: Birincisi kyl Nabatof, ikincisi fabrika iisi Markel Kondratyef'di. Markel otuz be yanda gen bir adamken katlmt devrimciler arasna; Naba-tof'sa on sekiz yanda. Ky okulunu bitirdikten sonra, stn baar gsterdii iin liseye alnmt Nabatof. Derslerinden baka bir eyle ilgilenmedii iin oray da altn madalya alarak bitirmi, ama -daha yedinci snfta, unutulmu kardelerini aydnla kavuturmak iin, arasndan kt halkn arasna dnmeye karar verdiinden- niversiteye girmemi, byk bir kye ktip olmu. Ama kyllere kitap okudu, aralarnda alveri iin kk ortaklklar kurdurdu gerekesiyle ksa bir zaman sonra tutuklanm. Bu birinci tutuklannda sekiz ay yatm ceza-- 440 evinde; davranlar gizliden izlenilmek zere serbest braklm. Cezaevinden kar kmaz baka bir il'e gitmi, bir kye retmen olmu, ayn eyi orada da yapm. Gene yakalamlar onu, bu kez bir yl iki ay tutmular ierde. Cezaevinde daha da glenmi inanlar. Cezaevine ikinci giriinden sonra Permi iline srmler onu, Kam oradan. Gene yakalanm, yedi ay cezaevinde yatrdktan sonra Arhangelsk iline srmler. Orada bu kez yeni ar'a ballk yemini etmedii iin Yakut blgesine srgn edilmi. yle ki, kendini bildi bileli mrnn yars cezaevlerinde gemi. Btn bunlar onu hi fkelendirmedii gibi, canlln da azaltmyor, tersine, daha da neeli ediyordu. Sindirim sistemi ok iyi alan, daima neeli, alkan, hareketli bir insand. Hi bir zaman pimanlk duymaz, gelecek zerine kafa yormaz, aklnn btn gcn, becerikliliini, i bilirliini, gnn koullarna gre kullanrd. Dardayken, kendine ama olarak setii ey iin -ii, zellikle kyl snfnn aydnla kavumas, rgtlenmesi iin- alyor; ierdeyken de gene ayn heyecanla, ayn beceriklilikle d dnyayla iliki kurmak iin, gnn koullar altnda, yalnz kendisinin deil, btn arkadalarnn en iyi biimde yaamalar iin elinden geleni yapyordu. Her eyden nce bir toplum insaniydi. Kendisi iin hi bir ey istemez, en kk bir eyle yetinir, ama arkadalar iin ok ey ister, her eit ii -beden iini de, fikir iini de- durmadan dinlenmeden, yemeden, uyumadan yapabilirdi. Bir kyl olduu iin alkan, akgz, becerikli, davranlarnda ll, kendini zorlamadan kibar, bakalarnn yalnzca duygularna deil, dncelerine kar da sayglyd. Okuma yazmas olmayan, dinine bal, dul, yal annesi sad; Nabatof yardm ederdi ona; cezaevinde olmad zamanlar da sk sk gider grrd onu. Nabatof eve geldiinde annesinin yaaynn iine girer, ilerinde yardmc olur, eski arkadalaryla, kyn delikanllaryla ilikisini kezmezdi. Gizli gizli ttn ierdi onlarla, yumruk yumrua dvrd; nasl aldatldklarn, aldatlmaktan kurtulmak iin ne yapmalar gerektiini anlatrd onlara. Devrimin halka getirecekleri zerine dnmeye, konumaya balaynca, iinden kt halk hep olduu gibi -yalnz topraa kavumu, memurlardan, beylerden kurtulmu - 441 olarak- getirirdi gznn nne. Onun dncesine gre, halkn yaayn temelinden deitirmemeliydi -bu konuda Novodvo-rof'la, onun rencisi Markel Kondratyef'le ayrlyordu grleri;- devrimin btn yapy ykmamas gerektiini dnyordu o; bu, ok sevdii, salam, yce yapnn i kuruluunda birtakm deiiklikler yapmalyd yalnzca. Din konusunda da tam bir kylyd: Fizik tesi sorunlar, her eyin balangc, lmden sonra ne olaca zerine hi dnmezdi. Tanr -Arago iin olduu gibi- onun iin de, incele-leyi aklnn ucundan geirmedii bir varsaymd. Dnyann na-nas kurulduunu, Moisey'in dediklerinin mi yoksa Darvin'in dediklerinin mi doru olduunu umursad yoktu. Arkadalarnn ylesine nemsedikleri Darvinizm de, alt gnde yaratlma kuram gibi bir dnce oyuncayd onun iin.

Dnyann nasl kurulduu sorunuyla ilgilenmemesinin sebebi, dnyada daha iyi nasl yaanlabilecei sorununun bir an ak-rndan ona da kalmt, ruhunun derinliklerinde tayordu onu; la uraan insanlarn hepsinde ortak olan o kesin inan, atalarndan ona dal kalmt, ruhunun derinliklerinde tayordu onu; Dnyada canllardan, bitkilerden hi birinin yok olmadna, devaml olarak bir biimden baka biime girdiklerine inanyordu. Gbre, buday, buday tavuk oluyordu; larva kurbaaya, trtl kelebee, fidan aaca dnyordu. yleyse insan da yok olmayacak, biim deitirecekti yalnzca. Buna inanyor, bu yzden lmden hi mi hi korkmuyor, lmn getirecei straplar nemsemiyor, ama bu konuda konumay da sevmiyor, becere-miyordu. almakt onun sevdii, insan baarya gtrecek ilerle urard daima, arkadalarn da bu eit ilerde almaya zorlard. Kafiledeki, halktan teki siyasi sulu Markel Kondratyef, yaradl bakmndan ok deiikti Nabatof'tan. On be yanda ie girmi, aalk duygusunu yenmek iin sigaraya, ikiye balamt. Bu aalk duygusunu ilk kez, ocukken bir yil banda duymutu: Fabrikatrn karsnn hazrlad am aacnn yanna gtrmlerdi onlar; ona da, teki ii ocuklarna da bir rublelik birer ddk, elma, fndk, ilek vermilerdi; fabrikatrn ocuklarnaysa, o zaman ona byl gibi grnen, -elli rubleden442 - 443 pahal olduklarn sonra rendii- oyuncaklar armaan etmilerdi. Fabrikaya tannm bir kadn devrimci ii olarak girdiinde yirmi yandayd Kondratyef. Kadn, onun kafas alan bir gen olduunu anlam, ona kitaplar, bildiriler veriyor, onunla uzun uzun konuuyor, toplumun iinde bulunduu durumu, bu durumun sebeplerini, dzeltilmesi iin gerekli olan eyleri anlatyordu ona. inde bulunduu kt durumdan kendisinin de bakalarnn da kurtulmak olanann bulunduunu renip, bu haince hakszl getirenlerin, yrtenlerin cezalandrlmalar iin de nne geilmez bir istek doldurdu benliini. Bu olana kii-oluna bilimin saladn sylemilerdi ona; o da byk bir hrsla bilime vermiti kendini. Bilimin sosyalist lky nasl gerekletireceini bilmiyordu, ama iinde bulunduu durumun hakszlklarn ona gsterdiine gre, ayn bilimin bu hakszlklar dzelteceine de inanyordu. Sonra kendi gznde teki insanlardan daha bir yksee karmt onu bilim. Bu nedenle sigaray, ikiyi brakm, fabrika deposuna yazc olarak alndktan sonra oalan bo zamannn hepsini okumaya vermiti. Devrimci kadn gerekli bilgileri veriyordu ona, her eyi renmekte gsterdii stn kavrama yeteneine, hrsna ayordu. ki yl cebir, geometri, tarih alt ellikle tarihi ok seviyordu;- edebiyat kitaplarn, eletiri yazlarn, sosyal yaynlar okudu. Devrimci kadn cezaevine attlar, Kondratyef'i de, odasnda yasak kitaplar bulunduu iin tutuklayp, bir sre cezaevinde tuttuktan sonra Vologorsk iline srgn ettiler. Orada Novodvo-rof'la tant, devrimci bir sr kitap daha okudu, eski bilgilerini tazeledi, sosyalist grleri daha da glendi. Srgnden dndkten sonra, alt fabrikann yklmas, mdrnn ldrlmesiyle sonulanan bir ii ayaklanmasna nderlik etti. Cezaevine attlar onu, yurttalk haklarndan yoksun edilerek srgn cezasna arptrld. Ekonomik dzene olduu gibi, dine kar da olumsuzdu tutumu. Yetitirildii dinin anlamszln grdkten, kendini ondan byk aba harcayarak, -nceleri korkuyla, sonra heyecanla, cokunlukla- kurtardktan sonra; onun da, atalarnn da bylesine aldatlmalarnn cn almak istiyormucasna, papazlarla, dnle alay etmeye balamt. l Kendi iin ok ey istemez, en kk bir eyle yetinirdi. almaya ocukluktan balam herkes gibi adaleli, salam bnyeli bir insand; en ar ite rahatlkla uzun sre alabilir; okumaya devam edebilmesi iin cezaevlerinde, menzillerde bo zaman olsun ok isterdi. imdi Marks'n birinci cildini okuyor, kitab, byk deeri olan bir ey gibi zenle saklyordu torbasnda. Arkadalarna kar pek bir souktu. Yalnz Novodvorof'a yaknlk gsteriyordu; yrekten balyd ona, her konudaki dncesini tartma gtrmez gerek sayyordu. nemli ilerde ayak ba olarak grd kadnlara kar sonsuz bir kmseme duyard. Ama Maslova'ya acrd; alt tabann st tabakaca ezilmesinin bir rnei olarak grd iin iyi davranrd ona kar. Bu yzden Nehldof'u sevmez, onunla pek konumazd. Nehldof ona selm verdii zaman yalnzca elini uzatrd, kendi Nehldof'un elini skmaz, Nehldof'un, onun elini skmasn beklerdi. XIII Soba tutumu, ay demlenmi, bardaklara, fincanlara konmu, zerine st eklenmi; taze ekmekler, halanm yumurtalar, ya, dana ba, aya karlmt. Herkes masa diye kullanlan ranzann bana toplanm, yiyor, iiyor, konuuyordu. Rant-seva bir sandn zerinde oturuyor, barda boalana ay koyuyordu. Islak yarm krkn karp kuru battaniyesine sarnm, yatana uzanm, Nehldof'la konuan Krltsof'dan baka herkes Rantseva'nn evresindeydi. Yolculuk srasndaki souktan, yamurdan, amurdan, burada karlatklar pislikten, dzensizlikten, ortala bir eki-dzen vermek iin yorucu almadan sonra karnlar doyunca, scak ay iinde hepsi de neelenmiti imdi.

Duvarn arkasndan duyulan teki sulularn grlt patrts, barp armalar, kfrleri, nasl bir ortamda olduklarn onlara hatrlatyormu gibi daha bir huzur veriyordu onlara. Denizin ortasndaki kck bir adadaym gibi, bu insanlar, onlar kuatan straplardan, hor grlmeden bir an uzak hissetmilerdi kendilerini, neelenmi, heyecanlanmlard. inde bulunduklar durumdan, onlar nelerin beklediinden baka her eyden- 444 szediyorlard. Ayrca, zoraki bir araya getirilmi kadnl erkekli genler arasnda her zaman grld gibi, onlar arasnda da bilinen, bilinmeyen gnl balar domutu. Hemen hemen hepsi birbirine tutkundu. Novodvorof, hep glmseyen, gzel Gra-bets'e kt. Grabets pek az dnen, gen bir niversite rencisiydi; devrime kar da ilgisizdi... Ama zamann etkisine kaplm, ne yapp yapp srgn cezasna arptrtmt kendini. Onca en nemli olan, erkekler konusundaki baarlaryd; sorgularda da, cezaevinde de, srgnde de bundan baka bir dnd olmamt. imdi de Novodvorof'un kendisiyle ilgilenmesiyle avunuyordu; o da Novodvorof a kt. Her nne gelene tutulan, ama nedense sevilmeyen Vera Yefremovna kh Nabatofa, kh Novodvorof'a k oluyordu. Kriltsof da Mariya Pavlovna'ya kar aka benzeyen bir duygu besliyordu. Erkeklerin kadnlara kar duyduklar sevginin aynyd bu, ama onun ak zerine dncelerini bildii iin bu duygusunu dostluk, minnettarlk -Mariya Pavlovna ok yakn ilgi gsteriyordu ona, hizmetini yapyordu- perdesi arkasnda ustalkla gizli tutuyordu. Nabatof'ia Ront-seva ok seviyorlard birbirlerini. Mariya Pavlavna'nn saduyulu bir kz olduu kadar, Rantseva da saduyulu, kocasna btn varlyla balanan bir kadnd. On alt yanda, daha lisedeyken, Petersburg niversitesinde renci Rantsef'e tutulmu, on dokuz yanda, Rantsef daha niversitedeyken evlenmiti onunla. Kocas, drdnc snfta niversite olaylarna katlm, Petersburg'dan srlm, devrimci olmu. O da tp fakltesinden ayrlm, kocasnn peinden gitmi, devrimci olmutu. Kocasn dnyadaki btn erkeklerin en iyisi, en aklls bilmeseydi sevmezdi onu, sevmeyince de ev-lenmezdi onunla. Dnyann en iyi, en akll erkeini sevip, onunla evlendikten sonra hayat, hayatn amacn en iyi, en akll erkein anlad gibi anlamaya, grmeye balad. Kocas nceleri hayat okuyup renmek olarak bilirdi, o da bu gr benimsemiti. Kocas devrimci olunca o da oldu. Bu dzenin srp gidemeyecei, her insann bu dzene kar sava amas; kiinin zgrce geliebilecei politik, ekonomik ortamn salanmas iin elinden geleni yapmas gerektii zerine olduka inandrc konuuyordu. Gerekten byle dndn, hissettiini sanyor- 445 du da, oysa aslnda kocasnn dnceleriydi bunlar. stedii tek ey de kocasyla arasnda hi bir gr ayrlnn olmamasyd. Kocasndan, annesinin yanna brakt olundan uzakta olmak ok ar bir eydi onun iin. Ama bu ayrla ruhsal kntye uramadan, soukkanllkla katlanyordu: Bunu kocas iin, -kocas da ona hizmet ettiine gre- doruluundan kuku edilemeyecek bir dva uruna yaptn biliyordu nk. Her an kocas vard aklnda, eskiden olduu gibi imdi de kocasndan baka hi kimseyi sevemezdi. Gelgelelim, Nabatof'un yrekten, temiz ak duygulandryor, heyecanlandryordu onu. Kocasnn arkada olan drst, kiilik sahibi Nabatof, kzkardeiymi gibi davranyordu ona kar; ama davranlarnda karde duygusundan te bir ey vard sanki, bu ey ikisini de rktyor, ayn zamanda g yaaylarna bir tad veriyordu. yle ki, bu grupta ak duygusundan tamamen uzak olan, Mariya Pavlovna'yla Kondratyef'ti yalnz. XIV Nehldof, her zaman olduu gibi Katyua'yla, aydan sonra yalnz grmek niyetindeydi. Kriltsof'un yanna oturmu, onunla konuuyordu. Sz arasnda Makar'n ona ba vurmasn, iledii suun yksn anlatyordu ona, Kriltsof, parlayan bakn Mehldof'un yzne dorultmu, byk bir dikkatle dinliyordu. Birden: - Evet, dedi. Sk sk dnrm ayn eyi. Kimlerle beraber gidiyoruz Sibirya'ya? Mutluluklar iin buralara srldmz insanlarla. Oysa hi tanmyoruz onlar, tanmak da istemiyoruz. stelik nefret ediyorlar bizden, dman sayyorlar. Asl korkun olan bu ite. Nehldof'la Krltsof'un konumasna kulak kabartan Novodvorof, atlak sesiyle: - Korkun olan bir ey yok burada, dedi. Halk iktidara sayg duyar daima. Bugn hkmettir iktidarda olan, ona sayg duyuyor, bizden nefret ediyor; yarn biz olacaz iktidarda, o zaman bizi sayacaklar... Tam o srada duvarn te yannda bir grlt oldu; kfrler, zincir sesleri, barp armalar duyuldu, duvar yumrukluyor-446 - 447 lard. Birini dvyorlard, biri, Nbeti! diye baryordu. Novodvorof sakin: - Baksanza hayvandan farklar var m? dedi. Onlarla bizim aramzda bir yaknlama sz konusu olabilir mi? Krltsof sinirli: - Hayvan, diyorsun ama, dedi, Nehldof imdi bir olay anlatt. Makar'n, hemerisini kurtarmak iin hayatn nasl tehlikeye attn anlatt ona. - Bu hayvanlk deil, soylu bir davrantr, diye ekledi. Novodvorof alayl:

- Duygululuk! dedi. Bu insanlarn ruhlarnda olup bitenleri, davranlarn anlayamayz biz. Sen soyluluk gryorsun bu davranta, oysa belki de kskanmtr o krek cezalsn. Birden Mariya Pavlovna kart sze, fkeli: - Bakalarnda iyi bir yan gremezsin sen zaten, dedi. (Herkesle senli benliydi.) - Olmayan bir eyi nasl greyim? - Hayatn bile bile korkun bir tehlikeye atyor adam, nasl olmaz bunda iyi bir yan? Novodvorof: - Bence, dedi, baarya ulamak istiyorsak, bunun iin ilk koul (Kondratyef, lmbann yannda okuduu kitab bir kenara koydu, dikkatle dinlemeye balad retmenini) olaylar, gzmzde bytmeden, olduu gibi grmektir. Her eyi halk iirt yapmak, ondan hi bir ey beklememek. Halk, almamzn ereidir bizim, ama bugnk durgunluk iinde bulunduu srece, yardmc olamaz bize. Bu nedenle, halk hazrladmz gelime gerekleinceye kadar ondan yardm beklemek kendimizi hayale kaptrmak olur. Sylev veriyormu gibi konuuyordu. Krltsof, yz kzararak: - Ne gelimesi? dedi. Keyf ynetime, ynetimde baskya kar olduumuzu sylyoruz, bu da bir eit bask deil midir? Novodvorof sakin, cevap verdi: - Deildir. Halkn hangi yoldan yrmesi gerektiini bildiimi sylyorum ben, gsterebilirim de bu yolu. - Peki ama gsterdiin yolun doru olduunu nereden biliyorsun? Engizisyonu, byk devrimin cinayetlerini douran bas-k da bu deil midir? Onlar da biliyorlard doru olan tek yolu. - Onlar yanldlarsa, bizim de yanldmz gstermez bu. hem onlarn samalaryla ekonomi biliminin delilleri arasnda byk ayrlk vardr. Novodvorof un sesi hcreyi dolduruyordu. Yalnz o konuu-yor, tekiler dinliyordu. Bir an ara verince Mariya Pavlovna: - Durmadan tartrlar, dedi. Nehldof sordu ona: - Siz ne dnyorsunuz bu konuda? - Bence Anatoli hakldr, halk bizim gibi dnmeye zor-fayamayz. Nehldof, Maslova'ya dnd, glmseyerek: - Ya siz, Katyua? dedi. Onun cevabn beklerken, uygunsuz bir ey syleyecei korkusuyla titredi ii. Maslova, kulaklarna kadar kzararak: - Bence ezilmitir basit halk, dedi, hem de ok. Nabahof: - Doru Mihaylovna, ok doru, diye haykrd. Adamakll ezildi imdiye kadar. Artk ezilmemeli. Biz de bunun iin al yoruz zaten. Novodvorof: - Devrimin amac zerine tuhaf bir dnce, dedi. Can skkn, sigara imeye balad. Krltsof: - Onunla konuamyorum, diye fsldad. Nehldof: - Konumamak ok daha iyi, dedi. XV Novodvorof btn devrimcilerce sayld, ok bilgili, ok zeki olarak bilindii halde, Nehldof, ahlk ynnden ortann altnda, ondan aa devrmicilerden sayard onu. Bu adamn akl gc -blneni-ok bykt; ama kendi zerine dncesi de -bleni- blneninden kat kat bykt, akl gcn oktan - 448 gerilerde brakmt. Ruhsal ynden Simonson'un tam tersi bir insand. Simon-son, davranlar dnceden doan, dnce snrlarn amayan insanlardand, -ounlukla erkekler arasnda grlr by-leleri.- Novodvorof ise -daha ok kadnlarda grld gibi- dnce eylemi bir lde, duygunun koyduu amaca, bir lde de gene duygunun sebep olduu davranlar hakl gstermeye ynelmi insanlardand. Novodvorof'un devrim almas -onu son derece inandrc delillerle, ok gzel aklad halde- Nehldof'a bir kendini gstermek, nder olmak abas olarak grnyordu. Balangta, bakalarnn dncelerini kavramakta, onlar olduklar gibi aktarmakta yetenekli olduu iin renimi sresince, bu yetenee byk deer verildii evrede (lisede, niversitede) nderdi daima, seviyordu nderlii. Ama diplomasn alp da okuldan ayrlnca bu nderlii de sona ermiti -Novodvorof'tan holanmayan Krltsof byle anlatmt Nehldof'a;- yeni evresinde de nder olabilmek iin bu kez tm dncelerini deitirmi, lml ilericilikten an ilericilie gemiti. Yaradlnda kuku, kararszlk uyandran ruhsal, estetik niteliklerden bulunmad iin ksa bir zaman sonra devrim evresinde de istedii nderlii elde etmiti. Kendine bir yol setikten sonra bu konuda hi bir eyden kuku etmezdi artk, kararszla dmezdi; bu yzden de hi bir zaman yanlmadna inanrd. Her ey son derece basit, ak seik, kesindi onun iin. Grlerinin darl, tek

yanll nedeniyle gerek, sade, ak seik grnyordu ona; gerein akla yatkn olmas gerektii inanandayd. Kendine gveni ylesine bykt ki, bu gven ya uzaklatryor-du insanlar kendinden, ya da buyruu altna alyordu. almalar, onun kendine bu snrsz gvenini derin dnce, saduyu sanan ok gen insanlar arasnda olduu iin, ounluk boyun eiyordu ona; devrimciler arasnda nemli bir yeri vard. almalar, genleri ba kaldrmaya hazrlamak ynnde oluyordu. Sonra ynetimi eline alacak, insanlar evresinde toplayacakt. Onun yapt program uygulanacakt. Bu programn her eit sorunu ortadan kaldracana, onun uygulanmasnn zorunlu olduuna inanyordu. - 449 Arkadalar gzpeklii, kararll yznden sayg duyuyorlard ona, ama sevmiyorlard onu. O da hi kimseyi sevmiyor, yetenekleriyle dikkati ekenleri kendine rakip gryordu. Elinden gelse, yal erkek maymunlarn gen maymunlara yaptn yapard onlara. Kendi yeteneklerini gstermesine engel olmasnlar diye hepsinin yeteneklerini, akllarn alrd ellerinden. Onun nnde eilen insanlara kar iyi davranyordu yalnzca. imdi de etkisi altna ald ii Kondratyef'e, Vera Yefremovna'ya, bir de gzel Grabets'e kar iyi davranyordu. Vera Yefremovna'yla Grabets ktlar ona. Geri kadn sorunu yanndayd grnte, ama ruhunun derinliklerinde, btn kadnlar aklsz, deersiz yaratklar sayard. Yalnz, duygu yn ar basan -imdi Grabets'e olduu gibi- bir sevgiyle sk sk baland kadnlar, yksek yeteneklerini yalnz kendisinin grebilecei olaanst kadnlar olarak grrd. Kadn erkek arasndaki ilikileri, btn teki sorunlar gibi son derece basit, ak seik, serbest sevginin tamamen zmlenmi bir yan sayard. Bri yasa d, biri resm nikhl iki kars olmu; nikhl karsndan, aralarnda gerek ak olmadn anlaynca ayrlm; imdi Grabets'le serbest bir evlilik kurmay dnyordu. Nehldof'u, Maslova'yla -onun dedii gibi- fingirdeti-i; en nemlisi de, dzenin aksaklklar, bu aksaklklarn dzeltilmesi zerine noktas noktasna onun -Novodvorof'un- dnmedii -br prens gibi, yani aptalca dnd-iin kk gryordu. Nehldof, Novodvorof'un ona kar olan bu tutumunu biliyor, yolculuk srasndaki iyi ruhsal durumuna ramen, onun da ona ayn biimde karlk vereceinden korkuyor, bu adama duyduu ar soukluu bir trl yenemiyordu. XVI Bitiikteki odada emirler duyuldu. Ses kesildi, sonra yannda iki erle, avu girdi ieri. Yoklama yapacaklard. avu, herkese parmayla dokunarak bir bir sayyordu hcredekileri. Sra Nehldof'a gelince ylk bir glmsemeyle: - Yoklamadan sonra kalamazsnz artk burada, dedi. kmalsnz. Bunun ne anlama geldiini bilen Nehldof yaklat aDirili - F: 29- 450 - 451 vua, nceden hazrlad rubleyi eline sktrd. - Ne yaparsnz! Oturun biraz daha bari. avu dnp kyordu ki, arkasnda seyrek sakall, gz imi, uzun boylu, zayf bir cezalyla, baka bir assubay girdi ieri. Cezal: - Kzm almaya geldim, dedi. Birden bir ocuk sesi nlatt hcrenin iini: - Babam geldi! Kz ocuunun sar sal ba, Rantseva'nn verdii etekten ona yeni bir entari diken Rantseva'nn, Marya Pavlovna'nn, Kat-yua'nn arasndan uzand. Buzovkin efkatle: - Benim, kzm, ben, dedi. Mariya Pavlovna, Buzovkin'in i yzne acyarak bakt. - Burada rahatt, dedi. zin verin yanmzda kalsn. Kz ocuu, entarisini babasna gstererek: - Bayanlar bana yeni lopat (') dikiyorlar, dedi. ok gzel oluyor. Rantseva, kzn ban okayarak: - Bizim yanmzda uyumak istiyor musunuz? diye sordu. - stiyorum. Babam da istiyorum ama. Rantseva sevgiyle glmsedi. - Baban olmaz, dedi. Kzn babasna dnd: - Brakn onu bize. avu kapdan: - Hadi brakn, diye mrldand. Assubayla avu koridora ktlar. Erler de kar kmaz Na-batof, Buzovkin'in yanma sokuldu, elini omuzuna koyarak: - Karmanof'un yer deitirmek istedii doru mu? dedi. Buzovkin'in itenlikle kapl yz birden deiti, bulutland,

gzlerine bir glge indi sanki. - Bilmiyorum, duymadm, dedi. yle bir ey mi var? Gzlerinde gene o glge: - Peki Akstfa, diye ekledi, bayanlarn yannda keyfine bak. (') Lopat: Sibryaca entari. (L. N. Tolstoy'un notu.) Aceleyle kp gitti. Nabatof: - Bilmesine biliyordur, ama sylemez, dedi. Yer deitiler anlalan. Ne yapacaksnz imdi? Nehldof: - Kentte komutanla bildireceim durumu. kisini de tanyorum. Besbelli gene tartmann balamasndan ekindikleri iin, hepsi susuyordu. Deminden beri ellerini bann altna alm, sze karmadan kedeki yatanda srtst yatan Simonson kararl, doruldu yerinden, oturanlar dikkatle gzden geirdikten sonra Nehldof'a yaklat. - imdi dinleyebilir misiniz beni? Nehldof: - Elbette, dedi. Simonson'un arkasndan kmak iin ayaa kalkt, O anda Nehldof'la gzgze gelen Katyua kzard, arm gibi ban sallad. Koridora ktklarnda Simonson: - Sizinle bir ey grmek istiyorum, diye balad. teki cezallarn barp armalar, grltleri daha ok duyuluyordu koridorda. Nehldof yzn buruturdu, ama Simonson'un bunu umursamad belliydi. tenlik okunan gzleriyle Nehldof'un yzne dikkatli dikkatli bakarak devam etti: - Katerina Mihayiovna'yla aranzdaki ilikiyi bildiimden, kendimi... O srada kapda iki kii bara bara br eyin tartmasn yapmaya baladklar iin susmak zorunda kalmt. Adamlardan biri: - Anlamyor musun gvur suratl herif, benimki deil! diye baryordu. Ksk bir ses cevap veriyordu ona: - Allah beln versin, eytan tohumu! Tam o anda Mariya Pavlovna kt koridora. - Burada konuulmaz, dedi. Bizim odaya gelin, Vera'dan baka kimse yok orada. nden yrd, besbelli tek kiilik bir hcre olan, imdi siyasi sulu kadnlara ayrlm kk odaya girdi. Vera Yefremovna, yzkoyun uzanmt bir yataa. Mariya Pavlovna: - 452 - 453 - Migreni tuttu, dedi, uyuyor, duymaz sizi, ben de gidiyorum! Simonson: - Hayr, diye atld, kal, hi kimseden zellikle senden gizlim yoktur benim. Mariya Pavlovna: - Pekl, dedi. ocuksu bir hareketle bedenini iki yana sallayarak ranzaya kt; iri gzel gzleriyle uzaklarda bir yere bakarak dinlemeye hazrland. - Sizinle bir ey grmek istiyorum, diye tekrarlad Simonson, Katerina Mihaylovna'yla aranzdaki ilikiyi bildiimden, kendimi, onunla ilgili dncelerimi size amak zorunda hissediyorum. Simonson'un itenliinden holanan Nehldof: - Yani? diye sordu. - Yani, Katerina Mihaylovna'yla evlenmek isterdim... Mariya Pavlovna bakn Simonson'a dorultup: - alacak ey! dedi. Simonson devam ediyordu: - ... karm olmasn isteyeceim ondan, kararm verdim. Nehldof: - Benim yapacam bir ey yok burada? dedi. Onun bilecei i bu. - yle, ama sizin bu konuda ne dndnz bilmeden karar veremez. - Neden? - nk, aranzdaki ilikiler kesin bir sonuca balanmadka bir seim yapamaz kendiliinden. - Benim ynmden kesin sonuca balanmtr. Kendimi yapmak zorunda saydm eyi yapmak istedim; ayrca, durumunu kolaylatrmak iin alyorum, ama zgrln ne olursa olsun, kstlamak istemem. - Evet, ama sizin kendinizi feda etmenizi istemiyor. - yle bir ey yok ortada zaten. - Bu konuda kararnn kesin olduunu da biliyorum. Nehldof: - Benimle grmek istediiniz nedir yleyse? diye sordu. - Sizin de onun gibi dnmenizi istiyor. - Yapmam gerektiine inandm eyi yapmamam gerektiini nasl syleyebilirim? Syleyebileceim br ey vardr bu konuda: Ben serbest deilim, ama o serbesttir. Simonson, dnceye dalarak bir an sustu.

- Pekl, dedi, byle sylerim kendisine. Ona k olduumu sanmayn sakn. Temiz ruhlu, ok strap ekmi, iyi bir insan olduu iin seviyorum onu. Hi bir ey istemiyorum ondan, ama ona yardm etmeyi, duru... Simonson'un sesinin titremesi artmt Nehldof'u, Simonson devam ediyordu: - ... durumunu kolaylatrmay ok istiyorum. Sizin yardmnz kabul etmezse benimkini kabul etsin. Raz olsa, cezasn ekecei yere yollanmam iin dileke verirdim. Drt yl gz ap kapayana kadar geer. Yannda kalr, belki de zntlerini hafifletirdim... Heyecandan susmak zorunda kald gene. Nehldof: - Ne syleyebilirim? dedi. Sizin gibi bir koruyucu bulduu iin sevinliyim... Simonson: - Ben de bunu renmek istiyordum ite, diye devam etti. Onu seven, iyiliini isteyen bir insan olarak, benimle evlenmesini iyi karlayp karlamayacanz bilmem gerekti. Nehldof kararl: - Elbette iyi karlyorum, dedi. Simonson, bylesine durgun, zgn grnl bir insandan beklenmeyen ocuksu bir itenlikle bakt Nehldof'a. - Her ey onun kararna bal, dedi, benim tek isteim, ok strap ekmi bu ruhun artk huzura kavumasdr. Simonson ayaa kalkt, elini tuttu Nehldof'un, uzand, ekimser glmseyerek pt onu. - Byle anlatacam kendisine, dedi. kt. XVII Mariya Pavlovna: - Nasl? dedi. Srsklam k. Krk yl dnsem, Vladimir - 454 Simonson'un bylesine aptalca, ocuka k olaca aklma gelmezdi. Nehldof: - Ya Katya? diye sordu. Bu konuda Katya ne dnyor sizce? - Katya m? Mariya Pavlovna, besbelli, bu soruya elinden geldiince doru cevap vermek iin bir an durduktan sonra: - O mu? diye devam etti. Size bir ey syleyeyim mi, gemii ne denli kark olursa olsun, yaradl bakmndan ok iyi bir insandr... duygular da incedir... Seviyor sizi, tertemiz bir sevgi besliyor size kar; kendisine balanmanza izin vermemekle size bir iyilik yapabildii iin de mutludur. Sizinle evlenmek onun iin, tm gemiinden de kt, korkun bir d olurdu. Dahas var, sizin varlnz da huzursuz ediyor onu. - Ne yapaym yani, kayp m olaym? dedi. Mariya Paviovna'nn dudaklarnda o sevimli ocuksu glmsemesi dolat. - Evet, bir lde yle. - Bir lde nasl kaybolur insan? - Yanl syledim. Asl sylemek istediim, Katyua'nn, Simonson'un ar heyecanl sevgisini (hi sz etmiyordu ona bundan nk) anlamsz bulduu, bu sevginin onu etkiledii, korkuttuuydu. Biliyorsunuz, bu konularda bilgim yoktur pek, ama bence Simonson, gizli de olsa, son derece olaan bir sevgi besliyor Katya'ya. Simonson, bu sevginin ona g verdiini, sevgisinin pltonik olduunu sylyor. Ama, bu ne denli olaanst bir sevgi olursa olsun, temelinde gene de irenliin yatti-n biliyorum... Novodvorof'la Lyuboka arasndaki sevgide olduu gibi. Mariya Pavlovna, onu en ok ilgilendiren eyden sz etmeye balam, konuyu datmt. Nehldof: - Peki ama benim ne yapmam gerekiyor? diye sordu, - Bence, onunla konumalsnz. Gizli kapakl bir eyin olmamas daima iyidir. Konuun kendisiyle; araym m onu, ister misiniz? - 455 Nehldof: - Ltfen, dedi. Mariya Pavlovna kt. Kk odada yalnz kalnca, Vera Yefremovna'nn, ara sra iniltiyle kesilen durgun soluklarn, ar cezallarn iki kap arkasndan duyulan uultusunu dinlerken tuhaf bir duygu doldurdu Nehldof'un iini. Simonson'un syledii ey, zayf anlarnda ona ar, tuhaf gelen bir zorunluluktan kurtaryordu onu; ama tatsz, ac bir duygu vard iinde nedense. Bu duyguda, Simonson'un nerisinin, onun bu davrann olaanlatrmas, Nehldof'un yapt fedakrl onun da bakasnn da gznde kltmesi vard. yle ya, bu denli iyi, stelik Maslova'yla uzaktan yakndan ilikisi olmayan bir insan, kaderini onunkiyle birletirmek istediine gre, Nehldof'un fedakrl anlamn yitirmi saylrd artk. Ayrca, kck de olsa, bir kskanlk

duygusu da vard iinde belki; Maslova'nn onu sevmesine yle almt ki, imdi onun bakasn sevmesini akl almyordu. Verilmi bir kararn bozulmasndan duyulan can sknts da sz konusuydu burada: Maslova' nn cezas sona erene kadar yanndan ayrlmamaya karar vermiti nk. Maslova, Simonson'la evlenirse, onun yannda kalmasnn gerei kalmayacakt artk, yeni bir karar vermesi gerekecekti. Duygularn bir dzene koyamyordu. Alan kapdan ar cezallarn uultusu doldu ieri (daha bir barp aryorlard bu gece) Katyua girdi hcreye. abuk admlarla Nehldof'un yanna geldi. Tam yannda durdu. - Mariya Pavlovna yollad beni, dedi. - Biliyorum, sizinle konumam gerek. Oturun. Vladimir va-novi anlatt bana. Katyua ellerini dizlerinin zerine koyarak oturmutu. Sakin grnyordu, ama Nehldof, Simonson'un adn syleyince kpkrmz oldu yz bir anda. - Ne anlatt size? diye sordu. - Sizinle evlenmek istediini syledi. Katyua, byk bir ac ekiyormu gibi buruturdu yzn. Hi bir ey sylemeden ban nne edi: - Bu ie raz olup olmadnz soruyor, ona bir akl ver-- 456 memi istiyor. Karar sizin vereceinizi, vermeniz gerektiini syledim ona. Maslova: - Ah, nedir bu? diye mrldand. Niin? Nehldof'u her zaman ok etkileyen o ehl, tuhaf bakn tam gzlerinin iine dikti. Hi bir ey sylemeden birka saniye yle kaldlar gzgze. BU bakma ikisine de ok eyler anlatmt. - Karar siz vermelisiniz, dedi Nehldof. __ Ne karar verebilirim? Her eye oktan karar verilmi. Nehldof: __ Hayr, dedi, Vladimir vanovi'in nerisini kabul edip etmeyeceinize siz vermelisiniz karar. Katyua kalarn att. - Krek mahkmundan kar m olurmu? Ne diye bir de Vladimir vanovi'in hayatn mahvedeyim? - yle ama, ya affedilirseniz? Katyua: - Ah, brakn beni, dedi. Konuacak bir ey kalmad artk. Kalkp kapya doru yrd, kt hcreden. XVIII Nehldof, Katyua'nn peinden erkek hcresine girdiinde herkes heyecanlyd orada. Her yerde dolaan, herkesle iliki kuran, her eyi inceleyen Nabatof'un artc bir haberi heyecana bomutu hcredekileri. Haber uydu: Krek cezasna arptrlm devrimci Petlin'in yazd bir pusla bulmutu duvardaki bir delikte. Herkes, Petlin'in oktan Kara'ya varm olduunu sanyordu, oysa bu pusladan onun ksa bir zaman nce buradan getii anlalyordu. yle yazyordu puslada: On yedi ous-tosta, ar cezallarn arasnda tek siyasi sulu olarak yola karldm. Neverof benimle beraberdi, Kazan'da akl hastanesinde ast kendini. Ben iyiyim, iyi eyler dnyorum. Herkes Petlin'in durumunu, Neverof'un intihar sebeplerini konuuyordu. Krltsof dnceliydi, susuyordu. Durgun, parlayan baklarn nne emiti. Rantseva: - Kocam, Neverof'un daha Petropavlovski'de kt bir d - 457 grdn sylemiti, dedi. Novodvorof: - Evet, dedi, ozan ruhlu, hayalci bir insand, byleleri yalnzla dayanamazlar. Tek kiilik hcreye atldmda, hayalimin almasna izin veremiyordum, zamanm eitli eyler yaparak dolduruyordum. Bylelikle dayanabildim ancak. Nabatof, besbelli odadakilerin zerine ken kederi datmak isteyerek neeli bir sesle: - Dayanmak da ne oluyor? dedi. Beni yalnz hcreye kapadklarnda sevinmitim bile buna. Devaml bir kuku, korku iinde yayor insan: Ha yakalandm ha yakalanacam korkusu, arkadalarn ne yapt dncesi, ilere bir ktlnn dokunup dokunmayaca kukusu... Ama hcreye girince sorumluluklarndan kurtuluyorsun, dinlenebilirsin artk. Otur keyfine bak, sigaran tellendir. Mariya Pavlovna, Krltsof'un birden deien, bulutlanan yzne bakarak: - Yakn arkadan myd? diye sordu. Krltsof, uzun sre barp arm, ya da ark sylemi gibi sk sk soluyarak: - Neverof muydu hayalci? dedi. Neverof, bizim kapcnn deyimiyle, toprak anann az dourduu insanlardand... Evet... i d bir, prlanta gibi bir insand o. Evet... yalan sylemeyi brakn, akadan numara bile yapamazd. Ruhunda en kk bir gizlilik yoktu. Evet... stn bir insand Neverof, bakalarna benzemezdi... Neye yarar artk! Bir an sustu. Kalarn atarak fkeli, devam etti: - nce halk eitip, istediimiz biime getirip sonra yaayn m deitirelim, yoksa yaayn deitirdikten sonra propagandayla, baskyla onu istenilen biime mi getirelim, bunu tartyoruz. Oysa onlar tartmyorlar,

ilerini biliyorlar onlar, yzlerce insann lmesini umursamyorlar bu uurda. Hem de ne insanlarn! En iyi, en deerli insanlarn lmesini zorunlu buluyorlar stelik. Evet, Gertsen, Aralk devrimcilerini lm cezasna arptrmakla toplumsal dzeyimizin ok drldn sylyordu. Hem de ok drld! Sonra Gertsen ve arkadalarna yaptlar ayn eyi. imdi de Neverof'lara... - 458 Nabatof gr sesiyle: - Her eyi yok edemezler ki, dedi. Gelecek kuaklara kalacaktr anlar. Krltsof, sznn kesilmesine izin vermeden, sesini ykselterek: - Onlara acrsak kalmaz, dedi. Bir sigara ver bana. Manya Pavlovna: - me ltfen Anatoli, dedi, zararl senin iin. Krltsof fkeli: - Bo ver, diye sylendi. meye balad. Ama birka soluk ektikten sonra ksrmeye balad. Bir trl dinmek bilmiyordu ksr. Sonunda grtlan temizledi. - Oysa biz ayn eyi yapmyoruz, diye devam etti. Bu nasl olsun, unu nasl yapsak acaba diye tartmay brakp birlemeli... hepsini yok etmeliyiz onlarn. Evet. Nehldof: - Ama onlar da insandr, dedi. - Hayr, insan deildir onlar. nsan yapmaz nk onlarn yaptn... Evet, u bombay da balonu da bulanlar ok iyi etmiler. Balona binip ykselmeli, ykselmeli, sonra hepsi gebe-rene kadar bomba yadrmal tepelerine... Evet. nk... Devam edemedi, birden deminkinden ok ksrmeye balad, azndan kan geldi. Nibatof kar getirmeye kotu. Mariya Pavlovna valeryan damla getirdi, ama Krltsof gzlerini kapayarak, beyaz, zayflam eliyle itti ilc. Sk sk soluyordu. Karla souk su gelince biraz rahatlad; yatana yatrdlar onu. Nehldof, onu almaya gelen, hanidir bekleyen assubayla kt. Ar cezallar susmulard imdi, ou uyuyordu. Hcrelerde ranzalarda da, yerde de, kap azlarnda da yatanlar olduu halde, gene de smamlard, bir o kadar da koridorda, torbalarn balarnn altna yastk yapm, slak paltolarn stlerine alm yerde yatyordu. Hcrelerin kaplarndan, koridorda horlayanlarn, inleyenlerin, uyku arasnda konuanlarn sesleri duyuluyordu. Her yan paltolarla rtl insan kmeleriyle doluydu. Yalnz, bekrlar hcresinde kedeki mumun evresinde oturan birka adamla -as- 459 subay grnce mumu hemen sndrmlerdi- koridorda gaz lmbasnn dibinde oturan yal adam -st plakt, fanilsn-daki bitleri topluyordu- uyumuyordu. Siyasi sulularn blmndeki ar hava, buradaki pis kokan, boucu havaya oranla ok ok temizdi. sli yanan lamba koyu bir sis iinde yanyordu sanki; glkle soluk alabiliyordu insan. Uyuyanlardan birinin stne basmamak, ya da ayana taklmamak iin nnde bo bir yer bulup ayan oraya koymak, sonra teki admn ataca yeri aramaya koyulmak zorundayd insan. kii -koridorda yer bulamadklarndan olacak- giriteki her yanndan sular szan, pis kokan el yz ykama teknesinin yanna yere uzanmt. Bunlardan biri, Nehldof'un yolculuk srasnda sk sk grd, biraz aptalca bir ihtiyard. On yalarnda bir ocuk, iki cezalnn arasnda, elini yanann altna koymu, onlardan birinin bacan kendine yastk yapm uyuyordu. Dar knca durdu Nehldof, buz gibi souk havay uzun sre hrsla ekti cierlerine. XIX Yldzlar prl prld gkyznde. Nehldof amurlara bata ka dnd hana, karanlk pencerenin camna vurdu, geni omuzlu delikanl yalnayak at ona kapy. Sa yandan arabaclarn horlamas geliyordu. Avluda atlar yulaf yiyorlard. Solda, kibar mteriler blmne alan kap vard. Buras iki, ter kokuyordu. Yandaki odada biri geni cierlerine havay ekerek dzenli olarak horluyor; ikon dolabnn nnde krmz ieli kk bir gaz lmbas yanyordu. Nehldof soyundu, muamba divann zerine yo! battaniyesini serdi, deri yastn bann altna alp yatt, o gn grdklerini, duyduklarn dnmeye balad. O gn grdkleri iinde ona en korkun geleni, ban bir cezalnn bacana koyup, tekneden szan pis sularn iinde uyuyan ocuktu. O akam Simonson ve Katyua'yla konumas geri hi beklenmeyen, son derece nemli bir olayd, ama durmuyordu bunun zerinde: Bu olay pek kark, ayn zamanda belirsiz bir izlenim brakmt zerinde; bu yzden, dnmek istemiyordu onu. Ama havaszlktan g soluk alan, tekneden akan pis sularn iinde uyuyan o zavall insanlarn; zellikle, bir krek cezalsnn ba-460 cann zerine ban koyup uyumu o masum yzl ocuun anlar ok canlyd belleinde. Uzaklarda bir yerde birtakm insanlarn teki insanlara strap ektirdiklerini, onlar insanlk d ahlkszlklara, kk grlmeye, ezilmeye katlanmak zorunda braktklarn bilmekle, ay aralksz buna, insanlarn baka insanlarca ezilmesine tank olmak ayn ey deildi. Nehldof da hissediyordu bunu. aydr durmadan

sormutu kendi kendine: Bakalarnn gremediini grdm iin ben mi deliyim, yoksa benim grdm yapanlar m deli? Gelgelelim, onu ylesine artan, korkutan eyi yapanlar (hem oktu bunlar) yaptklarnn gerekli, stelik nemli, yararl bir ey olduuna inanarak o derece sakin, kendilerinden emindiler, btn bu insanlar deli saymak kolay deildi; te yandan kendine de deli diyemezdi, dnceleri ak seikti nk. Bu yzden, devaml bir kararszlk, kuku iindeydi. Bu son ay sresince grdkleri Nehldof u yle dnmeye zorluyordu: Mahkemeler, ynetim organlar zgr insanlar arasndan en sinirli, heyecanl, ateli, yetenekli, gl, tekilerden daha bir az kurnaz ve sakngan olanlarn ayryorlard; oysa bu insanlar, tekilerden sulu, ya da toplum iin zararl deildirler hi de. Cezaevlerine, menzillere kapatyorlard onlar, krek cezasna arptryorlard. Aylarca, yllarca bombo, ekmek elden su glden yayorlard orada. Doadan, ailelerinden, emekten uzak, yani insanca yaayn doal, ruhsal tm koullarnn dnda... Sonra bu insanlar buralarda gereksiz kmsemelerle kar karya braklyorlard: Zincire vuruluyorlard, salar kesiliyordu, yz kzartc giysiler giydiriyorlard onlara; yani kiio-lunu iyiye gtren glerden yoksun braklyorlard onlar. En aalk ahlkszln, utanmazln iine atlyorlard. Ayrca, devaml olarak tehlikeyle -gne arpmas, suda boulma, yangn gibi seyrek grlenler dndaki tehlikelerdi asl nemli olanlar- evet, devaml olarak tehlikeyle kar karya bulunmann, kapatldklar yerlerdeki bulac hastalklarn, bitkin dmenin, dayan verdii, en iyi bir insan bile, kendini koruma duygusuyla bakalarn en canavarca, ahlkszca eyleri yapmakla sulamaya iten bir ruhsal duruma sokuluyordu bu insanlar. Bu insanlar (gene bu kurulularda) hayatn alabildiine bozduu, ahlk- 461 szlatrd katillerle, ktlerle bir arada yaamak zorunda braklyordu. O gne kadar tamamen ahlkszlamayanlar bylece mayalanyor, istenilen kvama getiriliyordu. Son olarak da, bu insanlara en inandn yollarla, -kendilerine, ocuklarna, karlarna, yal ana babalarna ikence ederek, onlar dverek, krbalayarak; bir kaa l ya da diri yakalayana armaanlar vererek; kar kocay birbirinden ayrp, onlar bakalarnn kanlaryla, kocalaryla beraber yaamaya zorlayarak; kuruna dizerek, asarak- ite bu en inandrc yollarda, devletin her eit zor kullanmay, zorbal, canavarl -bu onun yararnaysa- yasaklamak yle dursun, buna izin bile verdii, zellikle zgrl elinden alnm, yoksul, zayf insanlara bunlarn yaplmasn daha bir ho grd dncesi alanyordu bu insanlara. Baka hi bir koul altnda eriilemeyecek en dk bir ahlkszl elde etmek, sonra bu ahlkszl halk arasnda yaygnlatrmak iin sanki mahsus dnlmt bu kurulular. Nehldof, cezaevlerinde, menzillerde olup bitenleri gznn nne getirerek Elden geldiince ok insan en iyi, en gvenlir biimde nasl soysuzlatrlr? diye bir sorun verilmi sanki onlara, diye dnyordu. Her yl yz binlerce insan ahlkszln doruuna vardrlyor, tamamen ahlkszlatktan sonra da, cezaevlerinde edindikleri ahlkszl halkn arasna yaymalar iin serbest braklyordu. Nehldof, toplumun benimsedii bu amaca Tmensk, Yeka-terinburg, Tomsk cezaevlerinde, menzillerde baaryla varldn grmt. Hristiyan ahlkna, Rus, kyl gelenek greneklerine bal drst temiz insanlar dncelerini, anlaylarn deitiriyorlard buralarda; yararlysa, insan kiiliine yaplan her eit basknn, hakaretin ho grlebilecei dncesini benimsiyorlard. Cezaevine den bir insan onlara yaplanlardan, kilisenin, ahlk retmenlerinin rettikleri insana sayg, insana acma yasalarnn gerekte kaldrldklar, bu nedenle onlarn da artk byle eylere inanmamalar gerektii sonucuna varyordu. Tand btn cezallarda ayn inan deiikliini grmt Nehldof: Fedorof'da, Makar'da menzillerde geirdii iki aydan sonra ahlkszca dnceleriyle Nehldof'u artan Taras'da bile. Yolda ayaklarn, arkadalk kurduklar zavalllar kandrp onlar-- 462 - 463 la beraber Sibirya taygalarna nasl katklarn, orada onlar ldrp etlerini nasl yediklerini renmiti Nehldof. Bu sutan cezaya arptrlm, suunu da itiraf eden bir insanla karlamt bu yolculuk srasnda. Asl korkun olan da insan yeme olaylar tek tuk olan bir ey deildi, devaml olarak grlyordu. Ancak bu gibi kurumlarda yapld gibi, ahlkszlk bylesine oalnca bugnk durumuna getirilebilirdi Rus toplumu, Nietzsche'nin en son retisi benimsenmi, dnyada her eyi serbest sayan, yasak kabul etmeyen aylaklar ancak byle tre-yebilirdi. Bu reti nce cezaevlerinde, sonra halk arasnda yaylmtr. Btn bu yaplanlarn, ktlklere son vermek, korkutmak, dzeltmek, suluya yasalarn buyurduu cezay vermek, amacn gtt sylenmektedir. Oysa bunlarn hi birinin asl yoktur. Son verileceine, daha da yaygnlatrlmtr ktlkler. Sulular, korkutulacak yerde kkrtlmtr; szgelii, aylaklar seve seve giriyorlar cezaevine. Ktler dzeltilmemi; tersine, daha da kt olmalar iin elden gelen her ey yaplmtr. Sululara verilen cezalar arlatldka arlatrlm, halk buna almtr. Nehldof kendi kendine Nedir btn bunlarn sebebi? diye soruyordu, bir cevap bulamyordu bu soruya. Onu en ok artan da uydu: Btn bunlar yanllkla, bilmeden, bir kere yaplmyor; yz yllardan beri aralksz yapla geliyordu. Yalnz, eskiden cezallarn burnunu yrtyor, kulan kesiyorlard; sonra

damgalanmaya, kaim demir tellerle balamaya balamlard onlar; imdiyse kelepeli, eskisi gibi at arabasyla deil, trenle gtryorlard Sibirya'ya. Onu zen durumun, grevlilerin dedii gibi, cezaevlerinin, srgn yerlerinin iyi olmamasndan ileri geldii; yeni, rahat cezaevlerinin yaplmasyla bu durumun dzelecei zerine yrtlen dnceleri yeterli bulmuyordu Nehldof. nk onu zen eyin, cezaevlerinin iyi ya da kt durumunun olmadn hissediyordu. Cezaevlerine elektrik zili konmas, lm cezalarn Tard' in nerdii elektrikli sandalyelerde yerine getirmek zerine bir ok yaz okumutu; insanlar daha da ezmek iin dnlen bu yenilikler koruyordu onu. Nehldof'un aklnn almad bir ey daha vard: Mahkemelerde, bakanlklarda halktan toplanan paray aylk olarak alan -hem de ok yksekti aylklar-memurlar vard; bu memurlar, gene onlar gibi memurlarn yazdklar kitaplar kartryor, onlarn yazdklar yasalar ineyen insanlar bu yasalara gre yarglyor, onlar uzak yerlere sryorlard. Bu insanlar gittikleri yerde hi grmemitirler bu memurlar; insanlktan uzaklam, kaba, duygusuz gardiyanlarn, erlerin kesin buyruu altnda ruhen de bedenen de milyonlarcas mahvoluyordu oralarda bu insanlarn. Cezaevlerini, menzilleri daha bir yakndan tanynca, cezallar arasnda grlen ahlkszlklarn -sarholuun, kumarn, kat yrekliliin, buralarda ilenen korkun cinayetlerin, hatt deinsan yemenin- dar grl bilginlerin dedii gibi -devletin de iine gelir bylesi- birer rastlant, ya da kiinin doutan sahip olduu niteliklerin sebep olduu olaylar deil, insann insan cezalandrabileceini sanmakla iine dlen kanlmaz anlayszlk olduuna inanmt. Nehldof insan yemenin tayga-da deil; bakanlklarda, komitelerde, dairelerde baladnn, ancak taygada sonulandnn farkndayd. Szlerini, enitesinin de yarglarn da, ky bekisinden bakana kadar btn memurlarn da, szn ylesine ok ettikleri halkn hakl olup olmadn, mutluluunu umursamadklarn; bu ahlkszln, strabn yaylmasn salamak olan grevlerine karlk aldklar rublelerden baka bir ey dnmediklerini biliyordu. Apak ortadayd bu. Btn bunlar yanllkla yaplm olabilir mi hi? diye soruyordu kendi kendine Nehldof. Bu memurlarn aylklarn gven altna almak, imdi yaptklarn yapmamalar iin onlara daha yksek aylk vermek iin ne yapmal? Horozlar ikinci kere de tmt; o dnyordu hl, sonunda bitkin dt; birazck kprdaynca her yanndan fskiye gibi atlayan pirelere karn, derin bir uykuya dald. XX Nehldof uyandnda, handa kalan arabaclar oktan gitmiti. Han sahibesi ayn itikten sonra terli, kaln ensesini mendiliyle silerek geldi Nehldof'un yanna, kafileyi gtren- 464 erlerden birinin bir pusla getirdiini syledi. Mariya Pavlovna' dand pusla. Krltsof'un durumunun onlarn sandndan ar olduunu yazyordu. Onu burada brakmak, biz de onun yannda kalmak istedik, ama izin vermediler buna, beraberimizde gtryoruz onu, ama ok da korkuyoruz. Elinizden geleni yapn, kentte yatrsnlar onu, yannda bizden birimizin kalmas iin de uran. Bunun iin onunla evlenmem gerekiyorsa, hazrm buna. Nehldof delikanly araba getirmesi iin istasyona yollad, kendi de aceleyle hazrlanmaya balad. Daha ikinci bardak ayn imemiti ki, troykann ngrak sesi duyuldu. Tekerlekleri donmu, amurda kaldrm tanda gibi ses kararak yaklat kapya. Hesab dedikten sonra aceleyle kt Nehldof, arabaya bindi, arabacya hzl srmesini syledi. Kafileye yetimek istiyordu. Gerekten de, kyden ktktan biraz sonra, zlmeye yz tutmu amurda glkle ilerleyen, torbalar, hastalar ykl arabalara yetiti. Subay yoktu, nden gitmiti. Besbelli, kafalar ekmi erler neeyle konuarak arabalarn arkasndan, yolun kenarndan yryorlard. ok araba vard. ndekilerde ar cezallardan hasta olanlar altar altar skmt; arkadakilerdeyse -her arabada er kii- siyasi sulular vard. En arkadaki arabada Novodvorof, Grabets bir de Kondratyef oturuyordu; ikincide Rantseva, Nabatof, bir de, Mariya Pavlovna'nn kendi yerini verdii romatizmal, hasta kadn vard. nc arabada samanlarn, yastklarn zerinde Krltsof yatyordu. Hemen yannda, arabac yerinde Mariya Pavlovna oturuyordu. Nehldof, Krltsof'un olduu arabann yannda durdurdu arabasn, inip yanna gitti. Sarho bir er kolunu sallad ona, ama Nehldof ban evirip bakmadan arabaya yaklat, kenarndan tutup onunla beraber yrd. Kaln krkn iinde, banda kuzu postundan apkasyla daha bir zayf, renksiz grnyordu imdi Krltsof. Azna bir bart sarmlard. Gzel gzleri her zamankinden daha bir iri, parlakt. Arabann sarsntsndan, bedeni yavaa sallanyor, gzlerini Nehldof'dan ayrmyordu. Salnn nasl olduu sorusuna gzlerini kapayarak cevap verdi yalnzca, fkeyle ban sallad. Btn gcn, arabann sarsntsna dayanabilmeye harcad belliydi. Mariya Pavlovna arabann te yanndayd. Krltsof un durumundan duyduu endieyi aa vuran manal bir bakla - 465 bakt Nehldof'a, sonra neeli bir sesle; - Subay utand galiba, dedi. (Arabalarn tekerlek grlts arasndan sesini Nehldof'a duyurabilmek iin baryordu.) Buzovkin'in kelepelerini kardlar. Kzn kendi tayor imdi. Katya'yla Simonson, benim yerime de Verika yanlarnda.

Krltsof, Mariya Pavlovna'y gstererek, duyulamayacak de-jrecede alak sesle bir ey syledi; kalarn atarak sustu biriden -ksrn tutmaya alt belliydi.- Ne dediini duy-Jmak iin ban uzatt Nehldof. Krltsof azndaki barty Iekip: - imdi ok daha iyiyim, dedi. tmesem iyi. Nehldof evet anlamna ban sallad. Mariya Pavlovna'yla bakt. Krltsof, glkle glmseyerek: - l problem konusundaki dnceniz? diye fsldad. Gzel zlm, deil mi? Nehldof anlamad ne demek istediini. Mariya Pavlovna laklad ona: Gnele ayn, dnyann arasndaki iliki zerine j kurulmu bir problemdi bu; Krltsof akadan bu problemi Neh-jldof'la Katyua'nn, Simonson'un arasndaki ilikiye uygulam-It. Krltsof, Mariya Pavlovna'nn onun akasn iyi aklad anJlamna ban sallad. Nehldof: - zm bana bal deil, dedi. Mariya Pavlovna: - Puslam aldnz m? diye sordu. Bir eyler yapacak milsiniz? - Elbette yapacam, dedi Nehldof. Krltsof'un yzn buruturduunu grnce uzaklat ara-jbann yanndan, gidip arabasna bindi; yolun bozuk yerinde sar-jslarak ilerleyen arabann kenarna tuttu. Gri paltolu, yarm krk-Jl, ayaklar zincirli, elleri ikier ikier kelepeli cezallar kafile-jsinin derinlii bir verst kadard. Baa doru yaklayordu yava [yava Nehldof. Bir ara yolun kar yannda Katyua'nn mav barts, Vera Yefremovna'nn siyah mantosunu, Simonson'un Dirili F: 30 - 466 ceketini, rme apkasn, sandalet gibi sicimle balanm, beyaz yn oraplarn grd. Kadnlarn yansra yryor, heyecanl heyecanl bir eyler anlatyordu. Nehldofu grnce kadnlar selm verdiler; Simonson ise marur bir tavrla ban sallad. Onlara syleyecek bir eyi yoktu Nehldof'un arabacsna durmasn sylemeden, geti. Gene dz yola knca arabac biraz daha hzl srd; ama yol boyunca uzanan yk arabalarn gemek iin sk sk bozuk yola inmek zorunda kalyordu. Derin tekerlek izleriyle oyuk oyuk yol, karanlk bir am ormanndan geiyordu. Yolun iki yannda, sar yapraklarn henz dkmemi kayn aalar vard. Yar yolda orman bitti, bir ma-nastsrm altn halar, kubbeleri gzkt. Hava tamamen deimiti; bulutlar dalm, gne ormann stnde ykselmiti. Islak yapraklar, su birikintileri, manastrn halar, kubbeleri parlyordu gnete. Troyka, kente yakn olduu belli, byk bir kye girdi. Kyn sokanda byk bir kalabalk vard: Ruslar, garip apkalaryla, giysileriyle yabanclar. Sarho-ayk kadnlar, erkekler sergilerin, meyhanelerin, arabalarn evresinde kaynayor, barp aryorlard. Kentin yakn olduu hissediliyordu. Arabac, sadaki ata kamyla hafife dokunup, yularn yle bir ektikten sonra oturduu yerde, yular sanda kalacak biimde yan dnd -evresine alm satmak istedii belliydi- hzn azaltmadan geti sokaktan, salla gemeleri gereken nehre yaklat. Sal akntnn tam ortasndayd, kar sahilden bu yana geliyordu. Onbe yirmi araba bekliyordu onu.Nehldof ok beklemedi. Ban yukar veren sal, akntyla srklene srklene geldi, iskeleye yanat. Geni omuzlu, uzun boylu, ok az konuan, gl kuvvetli salclar -hepsinin srtnda yarm krk, ayaklarnda izme vard- alkanlkla, ustalkla attlar halatlar, direklere baladlar; srgleri ekip, soldaki arabalar sahile kardlar; bekleyen arabalar, sudan rken atlar yklemeye koyuldular. Hzla akan geni nehrin sular saln kenarna arpyor, halatlar geriyordu. Sal iyice dolduktan sonra -Nehldof'un arabas bir kenarda arabalarn, atlarn arasna skmt- salclar srgleri srdler; - 467-smayp sahilde kalanlarn yalvarp yakarmalarna aldrmadan halatlar zdler, aldlar. Solda salclarn ayak sesinden, atlarn ayak deitirirken nallarnn tahtada kard tok sesten baka bir ses yoktu. XXI Nehldof kenarda duruyor, hzla akan nehre bakyordu. S-rayla, bir Krltsof'un araba sarsldka sallanan ba; bir, Katyu-a'nn yolun kenarnda Simonson'la yanyana kararl admlarla yry geliyordu gzlerinin nne. lmek zere olan, ama lme henz hazrlanmam Krltsof'un ans ar, hzn vericiydi. Simonson gibi bir insann sevdii, artk iyi, doru yola girmi, kararl admlarla yryen Katyua'nn ansysa sevindirici olmalyd, oysa bu da ar geliyordu Nehldof'a, dayanamyordu bu arla. Kentten doru bir uultu yaylarak geliyordu suyun zerinde. Kilisenin byk annn madeni sesi duyuluyordu. Nehldof un yannda ayakta duran arabac, peinden teki arabaclar apkalarn ellerine alp ha kardlar. Parmakln dibinde ayakta duran sa sakal birbirine karm, ksa boylu ihtiyar-daha nce

farketmemiti onu Nehldof- karmad ha; ban kaldrp Nehldof'un yzne bakmaya balad. Yamal bir palto vard bu ihtiyarn srtnda, pantolonu kaba kumatand; izmeleri delik deikti. Kk bir torba vard omuzunda, krk, apkas eski pskyd. Nehldof'un arabacs, apkasn giyip zenle dzelttikten sonra: - Niye ha karmadn moruk? dedi. Hristiyan deil misin yoksa? Sa ba karmakark ihtiyar abuk abuk konuarak, kararl: - Kime ha karaym? diye sordu. Arabac alayl: - Kime olacak, Tanrya, dedi. - Gstersene bana neredeymi o? Tanr dediin? htiyarn konuuunda cidd, kesin bir ey vard. Arabac, J- 468 karsndakinin bo bir adam olmadn anlam, biraz bozulmutu. Ama onlar dinleyenlere kar mahcup olmamak iin belli etmemeye alyordu bunu. Hemen cevap verdi: - Nerede olduunu bilmiyor musun?... Gkte. - Gittin mi oraya hi? - Gittim ya da gitmedim, seni ilgilendirmez bu. Tanrya ha karmann gerektiini herkes bilir. htiyar, kalarn att, gene abuk abuk konuarak: - Tanry hi bir kimse grmemitir, dedi. Tek oul, gerek baba odur. Arabac kamsn kuann arama sokup, sadaki atn koumunu dzeltirken: - Putperestin sen galiba, dedi. Puta tapyorsun... Bir kahkaha duyuldu. Saln kenarnda, arabasnn yannda duran orta yal bir arabac: - Hangi dindensin sen, amca? dedi. htiyar gene abuk abuk konuarak, kararl, cevap verdi: - Dinim falan yoktur benim. nk kendimden baka hi kimseye inanmam ben, hi kimseye. Nehldof kart sze: - nsan nasl yalnz kendine inanr? Yanlabilir sonra. htiyar, ban iki yana sallayarak kararl: - Yanlmaz, dedi. Nehldof: - yleyse niin eitli dinler var yeryznde? diye sordu. - nsanlar yalnz kendilerine deil de bakalarna inanyor lar da onun iin. Ben de inandm bir zamanlar insanlara, taygada gibi ardm yolumu. Zor kurtardm paam. Ne kadar din, mezhep varsa hepsi tekileri ktler, kendini gklere ykseltir; dnya kurulalberi byledir bu. Gryorsunuz, ne yana bakarsanz kr kutyata (') gibi srndklerini grrsnz yerde. Din ok var, ruh tektir. Senin ruhun da, benimki de, onunki de ayndr. Demek k herkes kendi ruhuna inanrsa birleecek insanlar. Kendine inanmal insan, birlik o zaman olur ancak. (') Kutyata: enik, (L. N. Tolstoy'un notu.) l htiyar, yksek sesle, durmadan evresine bakmarak konuuyordu. Herkesin onu dinlemesini istedii belliydi. Nehldof sordu ona: - Bu inanc yaymaya balayal ok oluyor mu? - Oluyor. Yirmi yldr kovalyorlar beni. - Nasl kovalyorlar? - sa'y kovaladklar gibi beni de kovalyorlar. Yakalayp yarglyorlar; papazlarn dediine, kitaplarn yazdna gre ieri tkyorlar. Birka kere de tmarhaneye attlar. Gene de hi bir ey yapamyorlar bana, zgrm nk. Adn nedir senin? diye soruyorlar. Br adm olduunu sanyorlar. Oysa yoktur benim adm. Hepsini attm; ne adm vardr, ne yurdum. Ben varm yalnz. Adn nedir? nsan. Ka yandasn? Saymadm, istesem de sayamazdm zaten, daima vardm, daima da var olacam nk. Anan, baban kim? diye soruyorlar. Tanrdan bir de topraktan baka ne anam ne babam vardr, diyorum. Tanr babam, toprak anandr. ar' sayyor musun? diye soruyorlar. Niin saymayaym? O kendine gre ar, ben de kendime gre arm. Seninle konuulmaz, diyorlar. Benimle konu diye yalvarma-dm zaten sana, diyorum. Canm skyorlar. Nehldof: - imdi ne yana gidiyorsunuz byle yayan? diye sordu. - Tanr hangi yan gsterirse o yana, iisiyim ben, ama i yok, bulamadm, dileniyorum. htiyar, saln iskeleye yaklatn farkedince sustu, onu dinleyenlerin yzne gururla bakt. Sal yanat. Nehldof para kesesini karp, ihtiyara para vermek istedi. htiyar almad. - Almam, dedi, ekmek alrm ben. - Kusuruma bakma yleyse. - Kusura baklacak bir ey yok ki. Gururumu incitmedin. ncinmez benim gururum.

Omuzundan indirdii torbasn gene omuzuna ald. Bu arada Nehldof'un arabas sahile karlm, atlar koulmutu. Arabac, gl kuvvetli salclara bahi verip arabaya bindikten sonra Nehldof'a dnd:- Konumay ok seviyorsunuz beyim, dedi. Serserinin tekiydi. XXII Kente yaklanca arabac gene dnd Nehldof'a: - Hangi otele gtreyim sizi? - En iyi hangisidir? - Sibirskaya'dr en iyisi. Dkof'un oteli de gzeldir. - Hangisine istersen ona gtr. Arabac gene yan oturdu, biraz daha hzl srd. Kentin teki kentlerden ayr bir yan yoktu: Ayn cumbal, damlan yeil evler, ayn kilise, kk dkknlar, ana caddede maazalar. Polis memurlar bile aynyd. Yalnz evlerin hemen hepsi ahap, sokaklar toprakt. Kalabalk sokaklardan birinde bir otelin kapsnda durdurdu troykay arabac. Ama bo yer yoktu otelde, tekine gitmeleri gerekti. Orada buldular yer. Nehldof, alk olduu temizlikle, rahatl iki aydr ilk kez buluyordu. Ona verilen daire geri pek lks deildi; ama menzillerden, hanlardan, onu buraya getiren arabadan sonra byk bir hafifleme, rahatlk duymutu burada. Her eyden nce, menzillere girip kmaya balayal beri bir trl tamamen kurtulamad bitlerden temizlenmeliydi bir. Eyalarn yerletirdikten sonra banyoya girdi; oradan knca kentte gerektii gibi giyindi: kolal gmlek, tl pantolon, redingot, pardes. Blge komutanna gitmek zere kt. Otel kapcsnn ard, besili, kocaman bir at koulu, her yan dklen payton Nehldof'u, kapsnda nbetilerin, bir de polisin bekledii byk, gzel bir eve getirdi. Evi, yapraklarn dkm st, kayn aalarnn plak dallar arasndan am aalar, laden aalar yeil yeil gzken bir bahe kuatyordu. General hastayd, hi kimseyi kabul etmiyordu. Nehldof gene de verdi kartn uaa, .generale gtrmesini syledi. Uak iyi haberle dnd: - Buyrun, grecekler sizinle. Giri, uak, emireri, merdiven, parkesi prl prl salon... hepsi Petersburg'u andryordu bunlarn. Yalnz biraz pis, daha bir gsteriliydiler, Nehldof'u alma odasna gtrdler. - 471 Patates burunlu, alnnda, dazlak kafasnda iler, gzlerinin altnda torbacklar olan iko general -heyecanl bir insan olduu belliydi- zerinde ipek bir Tatar gmlei, elinde sigara, oturuyor, gm tabakl bir bardaktan ay iiyordu. Arkas kat kat, kaln ensesini gmleiyle rterek: - Hogeldiniz efendim, ho geldiniz! dedi. Gmlekle kabul ettiim iin balayn beni; hi kabul etmemekten daha iyidir bylesi. Biraz keyifsizim de, kmyorum. Hangi rzgr att sizi bu ku umaz, kervan gemez kente? Nehldof: - Bir yaknmn da bulunduu cezallar kafilesiyleyim, dedi. Bir yaknm, birde baka bir ey iin dileim olacakt sizden. General uzand, bir yudum ald ayndan, sigarasn yeil bakr tandan kllkte sndrd; i, fldr fldr, ufak gzlerini Nehldof'dan ayrmadan ciddi, dinlemeye balad. Ancak, sigara isteyip istemediini sormak iin kesti szn. General, mesleinin insanlkla, zgr dnceyle badaabileceini sanan aydn askerlerdendi. Ne var ki, doutan zeki, temiz yrekli bir insan olduu iin bu badamann olamayacan anlamakta gecikmemi, ruhundaki bu elikiyi grmemek iin, askerler arasnda pek yaygn bir alkanla, ok iki imek alkanlna giderek daha bir vermiti kendini; yle ki, askerlik hayatnn otuz beinci ylnda, doktorlarn alkolik dedii insanlardan olmutu. Benliine ilemiti iki. Sarho olmak iin herhangi bir sv imesi yetiyordu artk. Onsuz yaayamayacak kadar dknd ikiye. Her akam adamakll sarho oluyordu; ama artk ylesine almt ki duruma, yrrken yalpa vurmuyor, konuurken samalamyordu. Samalasa bile nemi yoktu bunun: evresindekilerin en by olduu iin, ne denli samalarsa samalasn, saygyla karlanyordu azndan kan her sz. Ancak sabahlar, Nehldof'un onu grmeye geldii saatlerde akl banda bir insana benzer; ona sylenenleri anlayabilir; ok sevdii, sk sk tekrarlad, Hem sarho, hem akll, iki ie yaryor adam, atasznde sz edilen insan gibi iyi ya da kt, bir eyler yapabilirdi. Komutanlar sarho olduunu biliyorlard; ama gene de daha bilgiliydi meslekdalarndan -oysa bilgisi sarholua balad zamanki bilgisiydi, daha ilerlememiti-;- 472 yrekliydi, becerikliydi, kendini kabul ettirmesini bilirdi, sarhoken bile arlndan hi bir ey eksilmezdi. Bylesine nemli, byk bir grevde bunun iin tutuyorlard onu.

Nehldof, kafilede bir kadnla ilgilendiini, kadnn hi suu yokken cezaya arptrldn, affedilmesi iin ar'a dileke verildiini anlatt ona. General: - Evet efendim, dedi. yle demek? - Petersburg'da sz verdiler. Dilekenin cevabn en ge bu ayn sonuna kadar bildirecekler bana. Buraya yazacaklar. General, gzlerini Nehldof'dan ayrmadan, kt parmakl eli-ni masaya uzatt, zili ald; yksek sesle ksrerek grtlan temizledikten sonra, sigarasn fosurdatarak sessizce dinlemeye devam etti Nehldof'u. - mkn varsa, dilekenin cevab gelene kadar bu kadm burada bekletmenizi dileyecektim sizden. Emireri girdi odaya. General: - Sor bakalm Anna Vasilyevna kalkm m? dedi. Daha ay da getir. (Nehldof'a dnd.) Baka? Nehldof devam etti: - teki dileim, ayn kafiledeki siyasi bir suluyla ilgili. General ban anlaml anlaml sallad: - Ya! dedi'. - Ar hasta, lmek zere. Belki de burada hastaneye yatrrlar onu. Siyasi sululardan bir kadn yannda kalmak istiyor. - Neyi oluyor? - Hi bir eyi. Ama bu ona, hastann yannda kalmak olanan salayacaksa, onunla evlenmeye de hazr. General hi bir ey sylemeden dinliyor, parlak gzlerini Nehldof'un yznden ayrmiyordu. Baknn etkisiyle onu artmak istedii belliydi. Durmadan sigara iiyordu. Nehldof szn bitirince general masann zerindeki kitab ald, parman tkrkleyerek abuk abuk evirdi sayfalar; evlilik maddesini bulup okudu. Sonra ban kitaptan kaldrp: - Cezas nedir kadnn? diye sordu. - Krek. - Cezalnn cezas evlenmekle hafifleyemez. - Evet... - 473 - Onunla serbest biri evlense bile cezasn ekmek zorundadr. nemli olan u burada: Hangisinin cezas daha ar, kadnn m erkein mi? - kisinin cezas da krek. General glmsedi: - Eitler demek. Kadnnki neyse erkeinki de o. Hasta ol-I d iin burada braklabilir; iyilemesi iin elden gelen her ey yaplacaktr tabi; ama kadn, onunla evlense bile kalamaz burada... Uak gelip haber verdi: - Bayan kahvelerini iiyorlar. General ban ne eerek devam etti: - Ama gene de dneyim ben bir. Soyadlar nedir? uraya yazverin. Nehldof yazd. General, Nehldof'un hastayla grmek iin izin istemesi zerine: - Bu olamaz ite, dedi. Kukulanmasna kukulanmyorum sizden tabi; ama bu hastayla olduu gibi tekilerle de ilgileniyorsunuz, zenginsiniz de. Bizim burada her ey satlktr. Rveti kaldr, diyorlar bana. Herkes rvet alyorken nasl kaldrrsnz rveti? Kkler daha ok alyor hem. Be bin verst tede adam nasl engel olursun ona? Benim burada olduum gibi o da | orada kral. (Glmsedi general.) Para verip grmsnzdr siyasi sulularla yzde yz, brakmlardr sizi yanlarna. yle deil mi? - yle. - Baka kar yolunuzun olmadn biliyorum. Bir siyasi suluyu grmek istiyorsunuz siz. Acyorsunuz ona. Gardiyan ya da er paray alp brakyor sizi ieri; krk kpektir ayl nk, ailesinin ihtiyac vardr paraya; almak zorundadr. Sizin ya da onun yerinde olsam ben de ayn eyi yapardm. Ama bulunduum grevdeyken yasalarn dna kamam; ben de insanm nk, acyabilirim. Uygulaycym ben, belirli koullar altnda gvenilmitir bana, bu gveni haketmeliyim. Bu i de byle. imdi anlatn bakalm neler olup bitiyor sizin oralarda? General, ayn di anlatn bakalm neler olup bitiyor sizin oralarda? General, ayn zamanda hem yeni haberler almak, hem de- 474 bilgisini, iyi bir insan olduunu gstermek iin sorular sormaya, baz eyler anlatmaya balad. XXIII - Nerede kalyorsunuz kentte? Dk'n otelinde mi? Oras da iren bir yerdir. General, Nehldof'u yolcu ederken: - Akam yemeine gelin, diye ekledi. Saat bete ngilizce biliyor musunuz? - Biliyorum. - ok gzel. Bir ngiliz var burada. Sibirya'nn srgn yerleriyle cezaevlerini incelemeye gelmi. Akam yemeini bizde yiyecek, siz de gelin. Saat bete yeriz yemeimizi, karm titizdir byle eylerde. Bu kadnla

hastay ne yapacamz zerine cevabm da o zaman bildiririm size. Belki de brakabiliriz hastann yannda birisini. Nehldof, generale selm verdikten sonra, iyi bir eyler yapm olmann verdii gnl rahatlyla postaneye gitti. Alak tavanl, direkli bir salona girdi. Blmenin arkasnda memurlar vard, bekleyen halka bir eyler veriyorlard. Bir memur, ban yana emi, zarflar damgalyordu. ok abuk, byk bir ustalkla yapyordu bunu. Uzun sre bekletmediler Nehldof'u. Soyadn syleyince olduka byk bir paket verdiler ona. Pakette para, birka mektup, kitap, Anayurt Notlar dergisinin son says vard. Nehldof, bir erin oturduu -kk bir defter vard elinde, bir ey bekliyor olmalyd- tahta sraya gidip oturdu; gelen mektuplar gzden geirmeye koyuldu. Bir tanesi taahhtlyd; gzel bir zarf vard, zeri inci gibi bir yazyla, zenilerek yazlmt. Zarf at, iinden Selyenin'in mektubuyla bir de resm kt knca yznn bir anda kpkrmz olduunu, yreinin sktn hissetti. Katyua iin verilen kesin karard bu. Nasl bir karard acaba? Red cevab myd? Nehldof g okunan, kk kk, karmakark yazlm ktta yazlan abucak okudu, derin bir soluk ald. Karar olumluydu. Selyenin Sevgili dostum! diye yazyordu. Son konumamn byk bir etki brakt zerimde. Maslova konusunda haklymsn. Dosyay dikkatle inceledim, kadncazn byk bir hakszla uradn grdm. Bu hakszl dileke komisyonu dzel- 475 tebilirdi ancak. Senin dileken de oradayd zaten. Komisyona bavurdum, elimden geleni yaptm. Af kararnn kopyasn yolluyorum sana. Adresini kontes Yekaterina vanovna'dan aldm. Kararn asl, Maslova'mn mahkemesi yaplrken yatt cezaevi mdrlne yolland, sanrm oradan da hemen Sibirya'da gerekli yere yollarlar onu. Bu mutlu haberi bir an nce duyuraym sana dedim. Dosta skarm elini. Arkadan Selyenin. arlk katna verilen dilekeleri kabul komisyonu. balkl resm ktta say numaras, masa numaras, tarihten sonra yle yazyordu: arlk katma verilen dilekeleri kabul komisyonu bakanl emriyle Yekaterina Maslova'ya dilekesinin gznne alnarak krek cezasnn Sibirya'da daha yakn bir yere srgn cezasna evrildii bildirilir. Haber hem sevin verici, hem nemliydi: Nehldof'un Katyua iin de kendi iin de yapabilecei her ey gereklemiti. Katyua'nn durumundaki bu deiiklik Nehldof'ia onun arasndaki ilikiye yeni glkler getirecekti. Katyua bir krek cezals olduu srece, Nehldof'un onunla evlenme nerisi olamayacak bir eydi, onun durumunu hafifletmeye yaryordu yalnzca. Oysa beraber yaamalarna bir engel kalmyordu imdi. Nehldof hazr deildi byle bir eye. Hem sonra ya Simonson'Ia ilikisi? Dnk szlerinin anlam neydi Katyua'nn? Simonson' la evlenmeye raz olursa akllca bir karar m vermi olurdu acaba? Nehldof cevap bulamyordu bu sorulara. imdilik bir yana brakt onlar. Sonra anlalr her ey geirdi iinden, imdi bir an nce onu grmeye, sevinli haberi ona vermeye, onu kurtarmaya almalyz. Elindeki kopyann bunun iin yeterli olduunu sanyordu. Postaneden knca arabacsna cezaevine ekmesini syledi. General cezaevine gitmesine izin vermemiti; ama Nehl-dof, o gne kadar bandan geen olaylardan, byk memurlardan elde edilemeyen bir eyin kklerden ou kez kolaylkla elde edilebildiini bildii iin, Katyua'ya mutlu haberi iletmek, Kriitsof'un salk durumunu renmek, Mariya Pavlovna'yla ona, generalin sylediini duyurmak amacyla cezaevine gitmeye karar vermiti. Olursa, Katyua'y serbest de braktracakt. Cezaevi mdr ok uzun boylu, iman, marur durulu- 476 bir adamd. Byklar, favorileri aznn evresinde kvr kvrd, Nehldof'u pek sert karlad; komutanln izni olmadan hi kimseyi cezallarla grtremeyeceini aka syledi. Nehl-dof'un, bakentle bile grtn sylemesi zerine: - Olabilir, dedi, ama ben grtremem. Ses tonuyla yle sylemek istiyordu sanki: Siz bakent beyleri bizi artacanz sersemleteceinizi sanrsnz, ama dou Sibirya'da bile olsak, dnyadan haberimiz vardr bizim, bunu gsteririz de size. ar'n dileke komisyonundan gelen kt da etki etmedi mdre. Nehldof'un cezaevine girmesine kesinlikle izin vermedi. Nehldof byk bir saflkla, bu kopyann belki de Maslo-va'nn serbest braklmasna yeteceini sylemesi zerine, mdr kmsemeyle glmsedi; bir cezalnn serbest braklmas iin dorudan doruya genel mdrlkten yaz gelmesi gerektiini anlatt. Ama affedildiini Maslova'ya bildireceine, emir gelir gelmez de onu bir saat bekletmeden hemen serbest brakacana sz verdi. Kriltsof'un salk durumu zerine bilgi de vermedi; cezaevinde byle bir cezalnn bulunduunu sylemeye bile yetkisi olmadn anlatt. Bylece, hi bir ey elde edemeden arabasna bindi Nehldof( otele dnd. Mdrn ona bylesine sert davranmasnn sebebi, alacandan bir kat fazla insan doldurulmu cezaevinde tifo salgn olmasyd. Yolda arabac yle anlatyordu ona: Cezevinde sapr sapr dklyor insanlar. Bir hastalk var ierde. Gnde yirmi, yirmi be kii gmyorlar. XXIV Nehldof, cezaevinde ii ters gittii halde neesinden, heyecanndan hi bir ey kaybetmeden, Maslova'nn affedilmesiy-le ilgili yaznn gelip gelmediini renmek iin valilie urad. Gelmemiti. Hemen otele gitti,

Selyenin'le avukata birer mektup yazp bildirdi durumu. Mektuplar bitirince saatine bakt; generalin yemeine gitme zaman gelmiti. Yolda, Katyua'nn bu haberi, affedilmesini nasl karlayacan dnyordu. Nereye yollayacaklard onu acaba? Nasl - 477 yaayacaklard beraber? Simonson ne olacakt? Katyua'nn Si-monson'a kar tutumu neydi? Katyua'da olan deiiklii hatrlad. Arkasndan gemii geldi aklna. Unutmalym bunu, silip atmalym belleimden, diye geirdi iinden. Bu dnceyi hemen kovdu. Zaman gsterecek her eyi dedi kendi kendine; generale ne sylemesi gerektiini dnmeye koyuldu. Nehldof'un yabancs olmad, ancak varlkllarn, byk memurlarn evinde grlen zenginlik generalin masasnda da vard. Aylardan beri her eyden yoksun olan Nehldof'un pek houna gitmiti byle bir sofraya oturmak. Generalin kars eski Petersburg sosyetesinden, Nikola saraynn nde gelen kadnlarndand. Franszcay Rusadan daha rahat konuuyordu. Dimdik duruyor, el kol hareketi yaparken dirseklerini bedeninden ayrmyordu. Kocasna kar arbal bir saygyla, efkatle; konuklarnaysa baka baka davranyordu. Nehldof'u itenlikle, gizli bir yakn ilgiyle karlad. Bu ilgi, yeteneklerini yeniden tantt Nehldof'a, tatl bir haz verdi ona. Generalin kars, Nehldof'un, onu Sibirya'ya getiren tuhaf, ama drst davranndan haberdar olduunu, Nehldof'u ok ok iyi, saygdeer bir insan saydn gizlemiyordu. Bu ince ilgi, generalin evindeki huzur, rahatlk, zenginlik zerinde etkisini gstermiti. Zenginliin, gzel yemeklerin hazzna; alk olduu evrenin insanlar rasndaki ilikilerin inceliine, holuuna brakt kendini. Son zamanlarda iinde yaad dnya bir dt sanki: uyanmt imdi, gerek hayata dnmt. Yemekte, aileden olanlardan -generalin, kocasyla gelmi kzndan, yaverden- baka bir ngiliz, altn ticareti yapan bir tccar; bir de Sibirya'nn uzak illerinden birinin valisi vard. Hepsinden de holanmt Nehldof. Franszcay ok kt, ama ngilizceyi son derece etkili konuan, al yanakl, salkl ngiliz ok dolamt; Amerika, Hindistan, Japonya, Sibirya zerine ilgin eyler anlatyordu. Bir kylnn olu olan altn tccar -Londra'da dikilmi, prlanta dmeli takm frak giyiyordu; byk bir kitapla vard, hayr ilerine yardm ederdi her zaman, Avrupa aydnlan gibi dnrd- Avrupa kltr alanm salkl bir Rus kylsn-- 478 den elde edilen yeni, iyi insan rnei olduu iin houna gitmiti Nehldof'un. Uzak ilin valisi, Nehldof Petersburg'dayken sz ylesine ok edilen bakanlk danmanndan bakas deildi. Seyrek salar kvrck, mavi gzlerinden kibarlk okunan, bedeninin ait blm ok kaln, beyaz tombul parmaklan yzk dolu, gl iten, iman bir adamd. Ev sahibi, rvetiler iinde olduu halde, rvet almad iin severdi onu. Mzie pek dkn, kendi de iyi piyano alan ev sahibesiyse, iyi bir mziki olduu, iki kii beraber piyano aldklar iin byk deer veriyordu ona. Nehldof ylesine iyi bir ruhsal durum iindeydi ki, bu adama kar bile nefret duymuyordu. Herkese yardma komaya hazr, gerdan hafif morarm, neeli, hareketli yaver itenliiyle canayakn bir insand. Nehldof'un houna en ok, generalin sevimli kzyla kocas gitmiti. Gnleri iki ocuuyla dopdolu, gzel saylamayacak, temiz yrekli, gen bir kadnd generalin kz, Anne, babasyla uzun sre cenkletikten sonra severek evlendii, Moskova niversitesini bitirmi, alakgnll, zeki kocas, sevdii, inceledii, yok olmaktan kurtarmaya alt aznlklarla ilgili istatistikler iinde alyordu. Nehldof'a hepsi de yaknlk gsteriyordu; ilgi ekici bir insanla karlatklarna sevindikleri belliydi. Salona resm giysisi, boynunda beyaz ha nianyla gelen general, Nehldof'un elini eski bir dostuymu gibi skt; konuklarn masaya buyur etti. Generalin, sabahki grmelerinden sonra neler yapt sorusuna Nehldof, postaneye gittii, ilgilendii cezaimin affedildiini rendii cevabn verdi; cezaevine girmesine izin verilmesini istedi gene. General, besbelli yemekte iten sz edildiine can sklm, yzn buruturdu, cevap vermedi Nehldof'a, ngilizce dnd, Franszca: - Votka ister misiniz? dedi. . ngiliz, o gn byk kiliseyi, atelyeyi grdn, cezaevini dolamay da ok istediini anlatt. General, Nehldof'a dnd: - Bu gzel ite, beraber gidersiniz. 479 Yaverine: Giri kd verin onlara, dedi. Nehldof, ngilizce: - Cezaevine akam gitmeyi yelerim ben, dedi, her ey olduu gibidir. General:

herkes ierdedir o zaman, herhangi bir hazrlk yoktur,

- Btn gzelliiyle mi grmek istiyor orasn? diye sordu. Grsn bakalm. Ka kere yazdm, dinlemiyorlar beni. Varsn yabanc basndan rensinler. Nehldof ev sahibesiyle ngilizin arasnda oturuyordu. Karsnda generalin kzyla vali vard. Yemekte aralklarla devam ediyordu konuma. ngiliz, Hin-distandan sz etti; generalin pek sert eletirdii Tonkinsk bilimsel gezisinden, Sibirya'da alp yrm dzenbazlktan, rvetilikten konutular. Btn bunlar pek az ilgilendiriyordu Neh-ldof'u. Ama yemekten sonra konuk salonunda kahve ierlerken ev sahibesiyle ngiliz, bir de Nehldof arasnda Glanstone zerine ok ilgin bir konuma balad. Nehldof olduka gzel eyler syledi. Gzel bir yemekten, ikiden, kahveden sonra kibar, kltrl insanlar arasnda yumuack bir koltukta oturmak giderek neelendiriyordu onu. ngilizin istei zerine ev sahibesiyle vali piyanonun bana oturup beraberce piyanoya uyguladklar Bethoven'in beinci senfonisini almaya baladklarndan Nehldof'un iini oktan beri duymad bir duygu doldurdu. Ne denli iyi bir insan olduunu ilk kez imdi anlyormu gibi sevinliydi. Piyano ok gzel, beinci senfoninin alm daha gzeldi. Hi deilse, bu senfoniyi iyi bilen, seven Nehldof'a yle gelmiti. O gzelim andanteyi dinlerken kendi iyiliini, erdemlerini sezinlemenin verdii duygululuktan burun kemiinin szladn hissetti. oktan beri uzak olduu bir hazz ona tattrd iin ev sahibesine teekkr ettikten sonra gitmeye hazrlanyordu ki, generalin kz kararl admlarla geldi Nehldof'un yanna, yz k-zararak: - ocuklarm sormutunuz, dedi, grmek ister misiniz onlar?- 480 Annesi, kznn iten, sevimli kabalna glmsedi: - ocuklarn herkesin grmekten haz duyacan sanr. Prense ne senin ocuklarndan? Bu taan, mutlu analk sevgisi duygulandrmt Nehldof'u. - Tersine, ok isterim, dedi. Gsterin ltfen. General, oyun masasndan -damad, altn tccar, bir de yaveriyle kt oynamaya oturmutu- seslendi: - Prense ufaklklarn gsterecek. Gidip grevinizi yapn. Prens, gidin. Gen kadn -imdi ocuklar eletirmeye balayacaklarndan korktuu iin olacak- Nehldof'un nnden abuk admlarla yrd. Yksek tavanl, duvar ktlar beyaz, koyu abajurlu, kk bir lmbann stt odada yanyana iki karyola vard; karyolalarn arasnda elmack kemikleri kk, iten grnl, beyaz nlkl bir dad oturuyordu. Gen kadnla Nehldof'u grnce ayaa kalkt, selm verdi. Generalin kz birinci karyolann zerine eildi. Karyolada uzun, kvr kvr salar yastn zerine serilmi, kck az ak, sere serpe uyuyan iki yalarnda bir kz ocuu vard. Anne, altndan ocuun beyaz, minnack aya km mavi izgili battaniyeyi dzeltirken: - Bu Katya'dr, dedi. Gzel mi? ki yanda daha. - ok gzel! - Bu da Vask, dedesi yle diyor ona. Bambaka bir yz var. Tam bir Sibiryal. yle deil mi? Nehldof, yzkoyun uyuyan tombul ocua iyice baktktan sonra: - ok tatl bir ocuk dedi. - Sahi mi? diye sordu. Annesi derin anlaml bir glmsemeyle: Nehldof, zincirleri, tra edilmi kafalar, cezallara atlan krbalar, menzillerdeki yz kzartc ahlkszl, lmek zere olan Kriltsof'u, btn gemiiyle Katyua'y hatrlad. mrendirmiti onu bu huzur, byle mutlu olmak istei doldurmutu iini. ocuklar birka kere daha vdkten; onu byk bir dikkatle dinleyen gen anneyi bylece mutlu ettikten sonra, onun arkasndan konuk salonuna yrd. ngiliz bekliyordu onu. - 481 cezaevine beraber gideceklerdi, yle szlemilerdi. Nehldof, herkesin elini skarak, ngilizle beraber kt. Darda hava deimiti. Lapa lapa kar yayordu. Yol, evlerin damlar, aalar, avlu, paytonun st, atn srt bembeyaz olmutu. ngilizin kendi arabas vard; Nehldof, ngilizin arabacsna cezaevine gideceini syledikten sonra paytona bindi, iinde hi de ho olmayan bir grevi yerine getirmenin verdii tatsz duygu, karda glkle ilerleyen, yayl paytonuyla ngilizin arkasndan gitti. XXV Byk kapsnn dibinde nbetisiyle, feneriyle cezaevinin kasvetli yaps -imdi yolunu da, damn da, duvarlarn da rten tertemiz, beyaz rtye karn- hepsinde k olan n pen-cereleriyle sabahkinden ok daha kasvetli grnyordu. Marur mdr kapya kt, Nehldof'la ngilize verilen giri kdn fenerin nda okuduktan sonra, buna akl erdireme-mi gibi silkti gl omuzlarn; ama emrin gereini yaparak, konuklara arkasndan gelmelerini syledi. Avludan geirdi onlar, sadaki kapdan girip merdiveni kard, kendi odasna gtrd. Oturmalarn syledikten sonra, onlara ne gibi hizmetinin dokunabileceini sordu. Nehldof'un Maslova'y hemen grmek

istediini renince, gardiyana gidip onu getirmesini syledi. Sonra ngiliz'in Nehldof araclyla sorduu sorulara cevap vermeye balad. ngiliz: - Cezaevi ka kiiliktir? diye soruyordu. Ka cezal var burada imdi? Ka erkek, ka kadn, ka ocuk? Krek cezas ka kii, srgnler, gnlller kaar kii? Nehldof, ngiliz'in sylediklerini Rusaya, mdrn cevaplarn ngilizceye, ne anlama geldiklerini anlamadan eviriyordu. Katyua'yla biraz sonra grecei dncesi nedense ok heyecanlandryordu onu. Bir cmleyi ngilizceye evirirken yaklaan ayak sesleri duyduunda yrei daha hzl vurmaya balad; odann kaps alp da-ounlukla olduu gibi- gardiyann arkasnda rtl, blzlu Katyua'y grnce ar bir duygu kt iine. Katyua, ba nnde, abuk admlarla odaya girerken, NehDirili - F: 31- 482 ldof ona bakarak, Yaamak istiyorum diye dnd, Bir ailem, ocuklarm, insanca bir hayatm olsun istiyorum. Ayaa kalkp ona doru birka adm att. Katyua'nn yznde souk, tuhaf bir ifade vard. Nehldof'a sitem ettii zaman yznde olan ifadeydi bu. Kh kzarp bozararak, kh kan ekilerek bluzunun kenaryla sinirli sinirli oynuyor, arada bir ban kaldrarak Nehldof'a bakyor, sonra gene yere indiriyordu bakm Nehldof. - Affedildiinizi duydunuz mu? diye sordu. - Duydum. Gardiyan syledi. - Emir gelir gelmez cezaevinden kp, istediiniz yere yerleebilirsiniz. Dnrz... Maslova sabrszlkla kesti Nehldof'un szn: - Dnecek bir ey yok. Vladimir vanovi nereye giderse ben de oraya gideceim. Heyecanl olduu halde, Nehldof'un gzlerinin iine bakarak, -ne syleyeceini nceden hazrlam gibi-abuk, tane tane konuuyordu. Nehldof: - yle mi, dedi. - Evet Dmitri vanovi, onunla beraber yaamam isterse -korkuyla sustu bir an, dzeltti- yani onun yannda olmam isterse, daha ne isterim? Bunu mutluluk saymalym kendim iin. Daha ne?.. Nehldof, kisinden biri diye geirdi iinden, Ya Simonson'u sevdi, yapmay dndm fedakrl istemiyor, ya da hl beni seviyor, mutluluum iin reddediyor beni, Simon-son'a giderek, geri dn yollarn tamamen kapyor, gemilerini yakyor. Kendi kendinden utanyordu Nehldof. Yznn kzardn hissetti. - Onu seviyorsanz... diye balad. - Sevmenin ya da sevmemenin bir anlam yoktur artk benim iin. Braktm yle eyleri. Vladimir vanovi ok iyi bir insan. Evet, yle olsa gerek... yi bir insan, hem sanrm... Katyua, Nehldof'un gereksiz bir ey syleyeceinden, ya da kendisinin her eyi aa vuracandan korkmu gibi kesti gene Nehldof'un szn. Esrarl, ehl bakn Nehldof'un gzlerinin iine dikerek: - Sizin istediiniz eyi yapmyorsam balayn beni Dmit- 483 ri vanovi, dedi. Belli zaten bunun istediiniz ey olmad. Hem sizin de hakknz var yaamaya. Katyua, biraz nce kendi kendine syledii eyin aynn sy-lyordu Nehldof'a, ama imdi bambaka duygular vard iinde. Yalnzca utan duymuyordu, Katyua iin kaybettii her eye de acyordu. - Bunu beklemiyordum, dedi. Katyua tuhaf bir glmsemeyle: - Bunda zlecek bir ey yok, dedi. - zlmyorum, houma bile gitti, elimden gelse daha da /ardm etmek isterdim size. Katyua: - Bize, dedi -Bize diyordu- hi bir ey lzm deil, Benim iin o kadar ok ey yaptnz ki. Siz olmasaydnz., Sesi titredi, sznn sonunu getiremedi. Nehldof: - Bana teekkr etmenizin gerei yok, dedi. Katyua: - Brakalm, diye mrldand. Tanr karar versin. Siyah gzleri dolu dolu olmutu. - Ne iyi kadnsnz! dedi Nehldof. Katyua gzyalar arasndan: - Ben mi iyiyim? diye sordu. Ac bir glmseme stt yzn. ngiliz girdi araya: - Are you ready? (1) Nehldof: - Drectly, (2) dedi. Maslova'ya dnp Krltsof'u sordu. Gen kadn, heyecan biraz yattktan sonra, bildiklerini anlatt: Krltsof yolda ok arlamt, buraya gelince hemen revize yatrmlard onu. Mariya Pavlovna ok zlm, revire hastabakc olarak alnmas iin yalvarm, ama kabul etmemiler. Maslova, ngilizin sabrszlandn farkedip:

- Gidebilir miyim artk? diye sordu. Nehldof: (1) Hazr msnz? (ngilizce, L. N. Tolstoy'un evirisi.) (2) imdi. (ngilizce, L. N. Tolstoy'un evirisi.)- 484 - Vedalamyorum sizinle, dedi, greceiz gene. Maslova iitilir iitilmez bir sesle: - Balayn beni, dedi. Gzgze geldiler. ehl bakndan, Allahasmarladk diyeceine, Balayn derkendi ili glmseyiinden Nehldof, Katyua'y bu karar vermeye zorlayan nedenin dnd nedenlerden ikincisinin doru olduunu anlamt: Seviyordu onu Katyua; onu kendine balamakla Nehldof un hayatn zehir edeceini, Simonson'a giderse onu zgrlne kavuturacan dnmt; oktan beri yapmay istedii eyi en sonunda yapabildiine seviniyordu imdi, ama ondan ayrldna da zlyordu. Nehldof'un elini skt, hzla dnp kt odadan. Nehldof, ngiliz'e bakt. Kk not defterine bir eyler yazyordu ngiliz. Nehldof duvarn dibindeki tahta sraya oturdu. Oturur oturmaz korkun bir bitkinlik kt zerine. Ne uykusuzluktu onu byle bitkin dren, ne aylarca sren yolculuk, ne de heyecan; yasamaktan, hayatn tmnden yorulduunu hissediyordu. Srann arkalna yasland, gzlerini kapad, bir an derin bir uykuya dald. Mdr: - Hcreleri dolamak ister misiniz artk? diye sordu. Nehldof gzlerini at, akn akn baknd evresine. ngiliz yazmay bitirmi, hcreleri grmek istiyordu. Nehldof yorgun argn, isteksiz, onlarla beraber kt. XXVI Hol, boucu bir pis kokunun doldurduu koridoru -dorudan doruya demeye ieyen iki cezaly grnce ok armlard orada- geip, gardiyanlarn arkasndan ilk hcreye girdiler. Krek cezallarnn hcresiydi buras. Ranzalar orta yerdeydi, cezallarn hepsi yatmt. Yetmi kiiydiler. stif olmulard sanki. Girenleri grnce, zincirlerini akrdatarak hepsi frlad yerinden, ranzalarnn yannda ayakta durdular. Tepeleri tra-h balar parlyordu. ki kii dorulmamt. Biri, yz kpkrmz -ateli olduu belliydi- gen bir adamd; teki yalyd, durmadan inliyordu. ngiliz, gen cezalnn oktan beri mi hasta olduunu sordu. - 485 Mdr, sabah hastalandn, ihtiyarnsa midesinin eskiden beri ardn, ama revir dolu olduu iin yatramadklarn syledi. ngiliz, ban iki yana sallad; bu insanlara birka szck sylemek istediini syledi; Nehldof'dan, syleyeceklerini Rusaya evirmesini rica etti. ngiiizin, Sibirya'daki srgn yerlerini, cezaevlerini grp yazmaktan baka bir amacnn daha olduu anlalmt: Kiinin dinle, gnahlarnn cezasn ekmekle huzura kavuacana inancn yaymaya alyordu. - sa'nn onlara acdn, onlar sevdiini, onlar iin de ldn syleyin onlara, dedi. Buna inanrlarsa, kurtulurlar. ngiliz konuurken cezallar ranzalarnn yannda hazrolda dinliyorlard onu. - Syleyin onlara, bu kitapta byle deniyor. Okuma yazmas olanlar var m? Yirmiden ok okuma yazmas olan kt. ngiliz, antasndan ciltli birka Kutsal Kitap kard; kaba kumatan yenlerden uzanan kaln, siyah trnakl, adaleli eller, birbirini iterek uzand ona. iki ncil verdi bu hcreye, tekine yrd. teki hcrede de ayn durum vard. Hava pis mi pisti gene; karda, pencerelerin arasnda ayn tasvir aslyd, kapnn hemen sanda bir el yz ykama teknesi vard gene. Burada da istif olmu gibi yatyorlard cezallar, konuklar grnce frladlar yattklar yerden - inmedi yere bu kez- ikisi yataklarnda doruldu hafife, biri yatmaya devam etti, ban kaldrp bakmad bile gelenlere; de hastayd. ngiliz ayn eyleri burada da syledi, iki de ncil verdi. nc hcreden grlt patrt, barmalar geliyordu. Mdr kapya vurdu, Susun! diye bard. Kap alnca, birka hastadan, kavga eden iki kiiden baka hepsi ranzann yannda hazrola geti gene. Kavga edenlerden biri tekinin sana, teki de sakalna yapmt, fkeyle ekiyorlard. Gardiyan yanlarna kounca braktlar birbirlerini. Birinin burnu kanam; salyas, sm birbirine karmt, kaftannn yeniyle siliyordu onlar; teki de sakalndan kopan kllar ayklyordu. Mdr, serte: - avu! diye bard. Krmz yzl, gl kuvvetli bir adam kt ne. Gzlerinin ii glerek: .- 486 .- Engel olamyorum onlara efendim, dedi. Mdr kalarn atarak: - Ben olurum, dedi. - What did they fight for? (') diye sordu. Nehldof hcre avuuna cezallarn niin kavga ettiklerini sordu. avu glmsemeye devam ederek: - Ayaklarna sardklar bez iin dedi. Bu vurdu nce, teki de geri kalmad ondan. Nehldof anlatt ngiliz'e. ngiliz mdre dnd:

- Birka szck syleyebilir miyim onlara? Nehldof, Rusaya evirdi. Mdr: - Syleyebilirsiniz, dedi. ngiliz, deri ciltli ncil'ini kard. Nehldof'a: - Ltfen evirin, dedi. Sizler bir konuda anlaamadnz iin kavga ettiniz, oysa bizlerin uruna cann veren sa, aramzdaki anlaamamazlklar halletmek iin baka bir yol gstermitir bize. Sorun onlara bakalm, sa'nn yasasna gre, bize ktlk eden bir insana kar nasl davranmamzn gerektiini biliyorlar m? Nehldof, ngiliz'in szlerini, sorusunu Rusaya evirdi. Cezallardan biri, yan gzle marur mdre bakarak, ekingen: - Komutana m bildiririz? diye sordu. Bir bakas: - Aznn payn verdim mi bir daha etmez sana ktlk, dedi. Glmeler duyuldu. Nehldof cezallarn cevaplarn n-gilizceye evirdi. ngiliz: - Syleyin onlara, dedi, tam tersini yapmaldrlar bunun: Bir yanana vurulursa tekini uzatacaksn. Bunu sylerken yanan uzatmt. Nehldof, Rusaya evirdi. Bir ses duyuldu cezallar arasndan: - Kendi bir denese bunu bakalm. Yatan hastalardan biri: - Ya tekine de yaptrrsa tokat herifiolu? dedi, o zaman neyi uzatacaksn? O Niin kavga ediyorlard? (ngilizce, L. N. Tolstoy'un evirisi.) - 487 - Geberinceye kadar sopa yersin. Kedekilerden biri: - Denesin hele bir de grelim, dedi. Kahkahayla glmeye balad. Herkes katla katla glyordu. Dayak yiyen cezal bile -yz gz kan iindeglyordu. ngiliz hi bozulmad buna; Nehldof'dan, olamayacak gibi grlen bir eyin inananlar iin ok kolay olduunu onlara sylemesini istedi. - Sorun bakalm, iki iiyorlar m? Bir ses duyuldu: - Elbette. Gene makaralar koyverdiler. Bu hcrede drt hasta vard. ngilizin, hastalan iin bir hcreye toplamadklar sorusuna mdr, kendilerinin istemedikleri cevabn verdi. - Bulac deildir hastalklar. Salk memurumuz devaml olarak ilgileniyor onlarla. Bir ses duyuldu cezallar arasndan: - ki haftadr admn atmad buraya... Mdr sesini karmad, konuklar teki hcreye gtrd. Gene atlar kapy, gene kalktlar cezallar, grlty kestiler, ingiliz ncil datt gene. Beinci, altnc, daha sonraki hcrelerde de ayn eyler oldu. Krek cezallarndan srgnlere, srgnlerden gnlllere, kendi isteiyle gelenlere getiler. Her yerde ayn durum vard: A, hasta, duygusuz, horlanm, zgrlklerinden yoksun edilmi bu insanlarn yabani hayvanlardan ayr yanlar yoktu. Dataca kadar ncil'i datan ngiliz baka vermiyor, cezallarla konumuyordu bile. Burada grdkleri, -en nemlisi de- boucu hava enerjisini tketmiti anlalan; hcreleri, her hcrede hangi cezallarn yattn syleyen mdre yalnzca, All right(') diyerek dolayordu. Hl ayn bitkinlii, umutsuzluu hisseden Nehldof, onlar brakp gidemeyecek kadar gsz, uykuda gibi dolayordu onlarla. (1) ok gzel. (ngilizce).XXVII Srgnlerin hcrelerinden birinde, o sabah salda grd tuhaf ihtiyar grnce ok ard Nehldof. Sa sakal karmakark bu ihtiyar-yz kr krt; srtnda yrtk prtk, kiril, kl rengi bir gmlek, ayanda gene yle bir pantolon vard; yaln ayakt- ranzalardan birinin dibinde yerde oturuyor, soru dolu, sert baklarla, gelenlere bakyordu. Kirli bir grn vard; ama yz salda olduundan daha bir cidd, canlyd. Mdr ieri girince, teki hcrelerde olduu gibi, cezallar hemen frladlar yattklar yerden, hazrola getiler; ihtiyar kprdamad yerinden. Gzlerinin ii parlyordu, fkeyle atmt kalarn. Mdr: - Ayaa kalk! diye bard. htiyar hl kprdamyordu. Kmser bir glmseme vard dudaklarnda. - Uaklarn kalkar ayaa senin karnda, diye mrldand. Ben uan deilim ama. Mdrn alnn gstererek: - Aln yaznm senin... diye ekledi. Mdr fkeyle zerine yrd ihtiyarn. - Ne-e-e? Ne dedin?

Nehldof mdr tuttu, abuk abuk konuarak: - Tanyorum bu adam, dedi. Niin attlar onu buraya? Mdr, ihtiyara yan gzle, fkeli fkeli bakarak: - Kimlik kd olmad iin polis yollam, dedi. Yolla-mayn, diyoruz, hl yolluyorlar. htiyar Nehldof'a dnd: - Sen de bu gvurlardansn galiba? - Hayr, dedi Nehldof, grmeye geldim cezaevini. - Gvurlarn insanlara nasl eziyet ettiklerini grmeye geldin demek? Gr ite. Toplayp kafese sokmular hepsini. Kiiolu aln teriyle kazanp yemelidir; oysa bu adam domuz gibi kapam onlar, hayvanlasnlar diye, altrmadan besliyor. ngiliz: - Ne diyor? diye sordu. Nehldof, ihtiyarn, insanlar cezaevine kapad iin mdr suladn syledi. ngiliz: - 489 - Sorun ona bakalm, dedi, yasalar ineyen insanlar ne yapmal onca? Nehldof soruyu Rusaya evirdi. htiyar, sk dilerini parlatarak glmsedi. Kmser bir tavrla: - Yasalar! diye tekrar etti. nce soydu soana evirdi herkesi; topra, zenginlikleri ald insanlarn elinden, zerine oturdu, ona kar kanlar ldrd; sonra da aldklarn ondan geri almasnlar, onu ldrmesinler diye yasalar koydu. Eskiden koysayd ya bu yasalar. Nehldof, ngilizceye evirdi. ngiliz glmsedi. - Syleyin ona, dedi, hrszlar, katilleri ne yapmal imdi, onu sylesin. Nehldof gene evirdi soruyu. htiyar kalarn att. - Syle ona, dedi, gvurluu brakrlarsa ne hrsz kalr dnyada, ne de katil. Byle syle ona. Nehldof, ihtiyarn sylediklerini ngilizceye evirince ngiliz: - He is crazy, (') dedi. Omuz silkerek kt hcreden. htiyar, oyalanan Nehldof'a: - Sen kendi iine bak, diye mrldand. Her koyun kendi bacandan aslr. Kimi cezalandracan, kimi balayacan Tanr bilir, biz bilemeyiz bunu. Kendi kendinin efendisi ol, efendi kalmaz yeryznde. Hadi git, git... Gvurlarn insanlar bitlere pirelere nasl yem ettiklerini grdn artk. Git, git!.. Nehldof koridora ktnda mdrle ngiliz, kaps ak, bo bir hcrenin nnde duruyordu ngiliz, bu hcrenin ne ie yaradn soruyor, mdr de ona burann l odas olduunu anlatyordu. Nehldof, mdrn sylediklerini ngilizceye evirince, ngiliz: - O! dedi. eri girmek istedi. -l odas, deiik yan olmayan, kk bir hcreydi. Duvarda bir gaz lmbas yanyor; soluk , sol kedeki geliigzel ylm torbalarn, odunlarn, sadaki ranzalara uzatlm drt lnn zerine dyordu. Ev dokumas keten bezinden gmlekli kaba ayakkabl birinci l uzun boyluydu; kk sivri bir sakal (1) Deli bu adam. (ngilizce.)- 490 vard, bann yars tra edilmiti. yice katlamt bedeni, morarm kollar -nlnde gsnn zerine kavuturulduklar belliydi- yana dmt. orapsz bacaklar da ayrlmt. Yannda beyaz etek blzlu, plak ayakl, dz sal yal bir kadn yatyordu. Buruuk bir yz, kk, sivri bir burnu vard. Yal kadnn tesinde pembe giysili bir erkek cesedi yatyordu. Bu renk bir eyi hatrlatr gibi oldu Nehldof'a. Yaklap bakt. Kk, sivri, dimdik duran bir sakal, gzel bir burnu, beyaz geni bir aln, seyrek, kvrck salar vard. Tanmt bunlar, gzlerine inanamyordu. Dn bu yz fkeyle, strapla kapl grmt. imdi sakin, kprtsz, son derece gzeldi. Evet, Krltsof du bu, hi deilse onun maddi varlnn bir izi. Nehldof, Niin strap ekti? Niin yaad? imdi biliyor mu acaba bunlar? diye geirdi iinden; bu sorulara cevap bulunamayacan, lmnden baka hi bir eyin gerek olmadn hissetti. Birden fena-lamt. ngiliz'e Allahasmarladk demeden, gardiyana onu dar karmasn syledi; o akam hissettiklerini enine boyuna dnmek iin yalnz kalmak ihtiyacn duydu, otele gitti. XXVIII Nehldof yatmad otele gelince, odasnn iinde bir aa bir yukar dolamaya balad. Katyua'yla arasndaki ilgi sona ermiti. Artk gerekli deildi Katyua'ya; bu hem zyordu onu, hem utandryordu. Ama bu deildi ona imdi strap veren. Baka bir ii daha vard, bitirmemiti henz bu iini; her zamankinden daha bir ac veriyordu ona imdi bu, bir eyler yapmasn istiyordu. Son zamanlarda tank olduu, zellikle o akam u korkun cezaevinde grd, sevimli Krltsof'u da mahveden o ktlkler btn gcyle srp gidiyordu. Bunlar yenmenin imkn yoktu grnte, nasl yenilebileceklerini dnmek bile imknszd.

Hi bir eyi umursamaz generallerin, savclarn, mdrlerin bu havasz, pis yere tktklar yzlerce, binlerce insan geldi gznn nne; onlar ieri atanlar sulad iin deli denen zgr ihtiyar, fke iinde len Krltsof'un cesetler arasndaki g- 491 zel, balmumu yzn hatrlad. Eskiden aklna sk sk gelen soru bu kez daha bir gl dikilmiti karsna, cevap bekliyordu: O muydu deli, yoksa kendilerini akll sanan, btn bunlar yapanlar m? Dolamaktan yorulunca lmbann nnde, kanepeye oturdu; ngilizin ona verdii, geldiinde ceplerini boaltrken kanepenin zerine att ncil'i bir ey dnmeden at. Her eyin cevab vardr orada diyorlar, diye geirdi iinden, rasgele at sayfay okumaya balad: Matfet. Balk XVIII. 1. O zaman rencileri sa'nn yanna sokuldular, sordular Ona: Kim daha yakndr Tanr katna? 2. sa bir ocuk ard yanma, onlarn arasna koydu onu. 3. Sonra yle dedi: Gerei sylyorum size, ocuk gibi olmaz, ocuk gibi davranmazsanz kamazsnz Tanr katna; 4. te kim bu ocuk kadar ocuklarsa o daha yakn olacak Tanr katna. Nehldof, kendini nemsiz grd zamanlar ne denli mutlu, huzur iinde olduunu hatrlayarak Evet, evet ok doru bu. diye geirdi iinden. 5. Byle bir ocuu benim adma kim yanna alrsa, beni alm saylr yanna: 6. Bana inanan byle bir k yoldan karanysa, boynuna bir deirmen ta balayp denizin dipsiz derinliklerine at-salar daha iyi olurdu onun iin. Ne demek yanna alrsa? diye geirdi iinde Nehldof. Benim adma'nn anlam ne? (Bu szlerin ona hi bir ey anlatmadklarn hissediyordu Nehldof.) Boynuna deirmen ta balayp denize atmak? Hayr, belirli anlam yok bunlarn. Daha nceleri de ncil'i birka kere eline alp okumaya baladn, her keresinde de, bu gibi yerlerin belirsiz anlatm yznden braktn hatrlad. Yedinci, sekizinci, dokuzuncu, onuncu szleri de okudu: Gnahlardan, teki dnyadan, cehennemde insanlarn ekecekleri korkun aclardan, Tanrnn yzn gren ocuk meleklerden sz ediliyordu bunlarda. Ne yazk ki pek dzensiz anlatlm bunlar, diye dnyordu Nehldof, ama gene de tatl bir duygu doluyor insann iine okurken.- 492 11. ...Kiiolu, mahvolan aramaya, kurtarmaya geldi nk. 12. ne dersiniz? Yz koyunu olsa birisinin, br tanesi kaybolsa; doksan dokuz koyunu da banda brakp kaybolan o bir taneyi aramaya gitmez mi? 13. Hem una inann ki, bulursa o koyunu, kaybolmayan o doksan dokuz koyuna sevindiinden ok sevinir buna. 14. Babanz da yavrularndan birinin yok olmasn istemez ite. Nehldof Babamz bir tanesinin yok olmasn istemiyor, oysa burada yzlerce, binlercesi birden yok oluyor. Kurtulular da yok. diye geirdi iinden. 21. O zaman Pyotr yanna sokuldu, yle dedi: Rabbim! bana ktlk eden kardeimi ka kere balayacam? yedi kere mi? 22. sa cevap verdi: Yedi kere deil, yedi tane yetmi kere balayacaksn. 23. Tanr katnda hesap bu bakmdan, halkyla hesap grmek isteyen kraln yaptnn ayndr; 24. Hesap grlrken, ona on bin talant borcu olan br yurtta getirmiler karsna; 25. Borcunu deyecek paras olmad iin kral adamn da, karsnn da, ocuklarnn da, vannn younun da satlmasn, parasnn ona getirilmesini buyurmu. 26. O zaman adam ayaklarna kapanm kraln, Yce Kralm! demi, biraz izin ver bana, deyeceim borcumu. 27. Kral acm ona, salvermi, borcunu da balam. 28. Bu adam saraydan knca doru gitmi, ona yz dinar borcu olan arkadann yakasna yapm, borcunu ver diye sktrm onu. 29. Arkada ayaklarna kapanm, yalvarm yakarm. ona, braz izin ver bana, deyeceim borcumu, demi. 30. m beriki vermemi izin, borcunu vermedi diye zindana attrm onu. 31. Bunu gren tandklar gidip krala anlatmlar durumu. 32. Kral arm adam sarayna, kt br insansn sen! demi, yalvardn iin btn borcunu baladm sana. - 493 33. Benim sana yaptm senin de arkadana yapman gerekmez miydi? Bu satrlar okuyunca birden yksek sesle: - Hepsi bu kadar m? dedi Nehldof. Sonra, btn benliini kaplayan bir ses, Evet, bu kadar diye fsldad kulana.

Duygu yn ar basan insanlarda sk sk grlen deiiklik Nehldof'da oluyordu imdi. Bir zamanlar ona tuhaf, akl almaz, aka gibi gelen dnce, gnlk olaylarla dorulana dorulana, onunda birden gerein ta kendisi oluvermiti gznde. nsanlara strap ektiren bu korkun ktlklerden kurtulmann tek yolunun, insanlarn kendilerini Tanrya kar sulu hissetmeleri, bu nedenle bakalarn cezalandrmaya ya da dzeltmeye yetenekli olmadklarnn olduu dncesi imdi ak seikti onun iin. Ceza evlerinde, Sibirya'da tank olduu bu korkun ktln de, bu ktl srdrenlerin ylesine sakin, kendilerinden emin olmalarnn da sebebinin, insanlarn olmayacak bir eyi gerekletirmek, kendileri ktyken ktlkleri dzeltmeye almak istemelerinden ileri geldiini biliyordu artk. Aalk insanlar, kendileri gibi aalk insanlar dzeltmek istemi, bunu mekanik bir yolla yapmay dnm. Ne var ki bir tek sonu vermi bu dnce: Gz ykseklerde olan, karc baz insanlar bu uydurma cezadan, dzeltmeden bir meslek karmlar kendilerine; alabildiine ahlkszlatryorlard durmadan. Tank olduu bu korkun ktln nereden geldiini, onu ortadan kaldrmak iin ne yapmann gerektiini ak seik gryordu artk. imdiye kadar bir trl bulamad cevap, sa'nn Pyotr'a verdii cevapt: Kiiolu her zaman, sonsuz kere balamalyd; nk susuz insan, bakalarn cezalandrmaya, dzeltmeye hakk olan insan yoktu yeryznde. Nehldof Hayr, bu kadar basit, bu kadar kolay olamaz bu diye dnyor; te yandan da -bambaka eylere alk olduu iin balangta bunu ok yadrgad halde- bunun gerek, sorunun en doru zm yolu olduunu hissediyordu. Her zaman aklna taklan Canavar ruhlu insanlar ne yapmal? Cezalandrmama!! m? sorusu artk rahatsz etmiyordu onu. Cezann su- 494 lan azaltt, sulular dzelttii ispatlanm olsayd bir anlam olabilirdi bu sorunun; oysa bunun tam tersi ispatlanmken, insanlarn baka insanlar dzeltmeye yetenekli olmadklar kesinlikle biliniyorken tutulabilecek en akllca yol, yalnzca yararsz deil, stelik zararl, kt, irkin olan srdrmekten vazgemektir. Sulu saydmz insanlar birka yzyldr ldryorsunuz. Bitirdiniz mi bari onlar? Ne gezer, stelik oaldlar. Cezalarnzn iyice ktletirdii sulular doldurdu her yan. Oturduklar yerde adam cezalandran kendileri de, sulu yarglarnz, savclarnz, sorgu yarglarnz, cezaevi yneticileriniz de onlardandr aslnda. Toplumun, dzenin, insanlar yarglayan, cezalandran bu yasal (kanuni) sulular yznden deil, insanlarn -bunca ktle karn- hl birbirlerine acmalar yznden var olduunu anlamt Nehldof. Bu dncesini dorulayacak bir eyler bulmak umuduyla ncil'i at gene, batan okumaya balad. Onu her zaman duygulandran Nagorni yetini okurken, imdi ilk kez soyut, ssl dncelerle, yerine getirilemeyecek isteklerle karlamamt bu yette; ak seik, yerine getirilmesi kolay emirler veriliyordu burada; bu emirler yerine getirilirse bambaka, Nehldof'u ylesine zen ktlklerin grlmeyecei, mutluluun doruuna varlaca bir toplum dzeni kurulurdu. Be taneydi bu emirler: Birinci emir (Mt. V, 21-26) insann insan ldrmesini yasaklamakla kalmyor, insanlarn birbirlerine kzmamasn, birbirlerini kk grmemelerini, kavga ederlerse Tanrya yakarmadan nce barmalarn buyuruyordu. kinci emir (Mt. V, 27-32) erkeklerin kadn gzelliinden haz duymak yle dursun, bu hazdan kamalarnn, bir kadnla yuva kurduktan sonra da, mrnn sonuna kadar o kadna bal kalmalarnn gerektii zerineydi. nc emir (Mt. V, 33 - 37) insann yemin ederek bir eye sz vermesini yasaklyordu. Drdnc emir (Mt. V, 38-42) insann gze gz, die di diye dnmemesini buyurduundan baka; bir yanana vurulunca tekini de uzatmasn, kendisine yaplan her eit kt- 495 l affetmesi, bu ktlklere yaknmadan katlanmas, ondan her istenileni yapmas gerektiini sylyordu. Beinci emir (Mt. V, 43-48) insann, dmanlarndan nefret etmek, onlarla savamak bir yana, onlar sevmesini, onlara yardm etmesini, hizmetlerine komasn buyuruyordu. Nehldof'un bak lmbann na takld, gzleri dald. Yaaymzn tm irkinliini hatrlad bir an; insanlar bu emirleri benimseyip, yaaylarn onlara gre dzenleseler insan hayatnn nasl olaca geldi gznn nne, uzun zamandr duymad bir cokunluk doldurdu ruhunu. Yllarca ektii straptan kurtulmu, gerek huzura, zgrle kavumutu sanki. Btn gece uyumad. ncil'i okuyanlarn ounda grld gibi o da, nceleri bir ok kereler okuduu, bir anlam karamad szcklerin anlamn ak seik gryordu imdi. Bu kitapta bulduu onun iin gerekli, nemli, sevindirici eyleri sngerin suyu itii gibi yutarcasna benimsiyordu. Okuduklar yabanc deildi ona sanki; oktan beri bildii, ama bilincine varmad eyleri doruluyor gibiydiler. imdi varmt artk bu bilince, inanmyordu. Bu emirlere uymakla insanlarn, en byk mutlulua ulaacaklarna inanmaktan baka, insanlarn bu emirlere uymak zorunda olduklarna, insan hayatnn anlamnn bu olduuna, bu yoldan en kk bir sapmann bile,

cezay gerektiren bir hata olduuna da inanamyordu. Kutsal kitabn retisinden anlalyordu bu; hele zm baclar yetinde byk bir gle, apak anlatlyordu. zm baclar, mal sahibi iin almaya gnderildikleri ban kendilerinin olduunu, badaki her eyin onlar iin hazrlandn, yapacaklar tek eyin bu bada gnllerince yaamak olduunu sanm, mal sahibini unutmu, ban onlarn olmadn, grevlerini onlara hatrlatanlar ldrmlerdi. Ayn eyi biz de yapyoruz, diye dnyordu Nehldof, hayatmzn sahibi olduumuzu, onun bize zevkimiz iin verildiini sanyoruz aptalca. Gerekten de aptallk bu. Buraya gnderildiimize gre birisi, bir grevle yollam olmak- gerekir bizi. Oysa yalnzca kendi sevinlerimiz, mutluluumuz iin yaamamza karar vermiiz biz. Ma! sahibinin istediini yapmayan ii- 496 gibi bizim de sonumuzun kt olduu kuku gtrmez. Dnyann sahibinin istedii de bu emirlerde var. Bu emirlere uysalar insanlar, yeryz cennete dner; insanlar akllarnn ucundan ge-iremeyecekleri bir mutlulua eriirler. Mutluluu, gerei arayn, gerisi verilecektir size. Oysa biz gerisini aryor, tabi bulamyoruz. Asl grevim, hayatmn amac bu ite. Biri gitti, teki balyor. Bu geceden sonra yepyeni bir hayat balad Nehldof iin; eski koullarn yerini yenileri aldndan deil, o geceden sonra her eyi eskisinden bambaka bir gzle grdndendi bu deiiklik. Hayatnn bu yeni dneminin ne kadar sreceini zaman gsterecek. 16 aralk 1899 SONBu kitap, Patates Bask tarafndan Beyazt Devlet Ktphanesi Grme Engelliler blmnde kullanlmak zere grmeyen okuyucularn yararlanabilecei hale dntrlmtr. Bu alma Patates Bask'nn sz konusu kamu hizmetine destek salamak amac ile gnll olarak yrtt bir faaliyettir.

RUS EDEBYATI L. TOLSTOY DiRiLi 3. Bask Tam metin, Rusa aslndan eviren Ergin ALTAY LEV NKOLAYEV TOLSTOY ve DRL ZERNE DRL, Altn Klasikler Dizisinin 28. kitab olarak Altn Kitaplar Yaynevi tarafndan nc kez, Mart 1975'de, yaynland. Kapak resmini Ayhan Erer'in hazrlad bu kitap, Sralar Matbaas'nda dizilip basld. Yalnz Rus deil, dnya romannn byk ustalarndan, L. N. Tolstoy, 28 Austos 1828'de Tula iline bal Yasnaya Polyana'da dodu. Soylu bir ailenin ocuu olarak dnyaya gelen Tolstoy bir buuk yanda annesini kaybetti. Tolstoy ok sonralar yaknlarnn anlattklarna gre annesinin bir portresini Sava ve Bar romannda izecektir. 1837 ylnda Tolstoy ailesi Moskova'ya tand. O yl yazarn babas da ld. Tolstoy 1844 ylnda giri snavn kazandktan sonra Kazan niversitesi Dou Dilleri Fakltesi'ne girdi. Bir yl sonra da Hukuk Fakltesi'ne geti, Tolstoy'un niversite yllar bir renciye yarar biimde gemiyordu. Zamannn ounu niversite dndaki yaantsna adamt. Bu arada bol bol Fransz dnrlerini, zellikle Rousseau'yu ve Montesguieu'y okuyordu. 1847 ylnda Hukuk Fakltesi'nin ikinci snfndan ayrld, Yasnaya Polyana'ya gitti. 1847 yl baharnda ana - baba miras kardeler arasnda blld, Tolstoy'un hissesine Yasnaya Polyana maliknesi dt. te o andan itibaren de Tolstoy 330 erkek nfusa ve 1470 dnm topraa sahip bir derebeyi olup kt. Romanc ilk i olarak kyllerin yaama artlarn dzeltmeyi, onlar daha mutlu bir hayata ykseltmeyi ama edindi, ne var ki kyller bu davranlarn kukuyla karladklarndan baarszla urad. Burada devaml kalmad, iftlik ileriyle uramas yansra Moskova'ya da sk sk gidip geldi. 1851 ylnda topu tugayna astsubay olarak girdi. 1851 onun edebiyat hayat iin de nemli bir tarihtir. lk almalarna burada grevli bulunduuKazak kynde balamtr. 1854 ocanca astemenlie ykseltildi. 1856'da temen rtbesiyle ordudan ayrld. Tolstoy kitaplardan tand Avrupa'y grmek zere 1857 ylnda Avrupa'ya gitti. Fransa'y, svire'yi, talya'y, Almanya'y gezdi. Romanc ayn yl Yasnaya Polyana'ya dnd. 1862 ylnda Sofya Andreyevna Bers ile evlendi. 1881-1901 arasndaki zaman daha ok Moskova'da geirdi. 1901'de ar bir hastala tutuldu. 7 Kasm 1910'da evinden uzakta Astapovo (imdiki ad Lev Tolstoy) tren istasyonunda ld. DRL

Dirili Tolstoy'un nc byk eseridir. Roman, 1899 ylnda yazlmtr. Romanda 19. yzyl sonu Rusyasnn toplumsal yaants gzler nne serilir. zellikle bu yaantnn elikili yanlarna dikkati ekmitir. Dier iki byk romannda (Sava ve Bar, Anna Karenina) kahramanlarn ou soylular arasndan seildii halde buradaki kahramanlardan balcas Katyua Maslova, halk katndan biridir. Dirili'de de psikolojik tahliller, usta tasvirler, sade bir dil, Tolstoy'un sanat gcnn tanklardr. Yalnz bu eserde romanc Tolstoy'un yansra ahlk - filozof Tolstoy da vardr. Bir ok satrlar yazarn ruh bunalmn yanstrlar. Tannm Rus eletirmenlerinden Leonoid Leonov, Rousseaudan sonra yreini okuyucuya aan en byk yazar Tolstoy'dur, der. Gerekte de Dirili'in bir ok blmnde bu zellik okuyucuya kendini kabul ettirir. Dirili roman size Tolstoy'un olgun eserlerinden birini tantmakla kalmayacak, insan psikolojisinin gizli kelerini de gn na karacaktr ROMANDAK BALICA KLER VANOV NEHLDOF KATYUA MASLOVA MSS KORAGNA SOFYA KORAGNA PRENS KORAGN HELENA VANOVNA MARYA VANOVNA SMELKOV MASLENNKOF FANAR i N KATERNA VANOVNA ARSKAYA MHALOV SELENN SEGLOF : Bir Rus prensi; romann erkek kahraman. : Prens'in batan kard kz: romann kadn kahraman. : Nehldof'un evlenmek istedii kz. : Missi'nin annesi. : Missi'nin babas. : Nehldof'un annesi. : Nehldof'un teyzesi. : Maslova'nn ldrd iddia edilen bir tccar. : Moskova vali muavini, Nehldof'un arkada. : Maslova davasyla ilgilenen avukat. : Nehldof'un Petersburg'daki : teyzesi. : Katerina'nn kocas, Nehldof'un enitesi, general, eski bakanlardan. : Senato savcs, Nehldof'un arkada. : Krek mahkumu.LDYA USTOVA NATALYA (NATAA) GNATY RAGOJNSKY SMONSON THON KTAYEVA MATRYONA HARNA Haksz yere hapsedilmi bir gen kz, Nehldof'un ablas. Natalya'nn kocas. Sibirya'ya srlen mahkmlardan biri, Katyua'ya ktr. Prens'in teyzesinin oda hizmetisi. Genelev patronu. Katyua Maslova'nn teyzesi. BRNC BLM Matta, XVIII. 21 - 22 O zaman Pyotr yanna sokuldu, yle dedi: Rabbim! bana ktlk eden kardeimi ka kere balayacam? Yedi kere mi? sa cevap verdi: Yedi kere deil, yedi tane yetmi kere balayacaksn. Matta, VII. 1. S. 3. Ne o, kardeinin gzndeki p gryorsun da kendi gzndeki mertei grmyor musun? Yuhanna, VIII. 7...... iinizde gnah islememi kimse, ilk ta atsn o kadna. Luka, VI. 40. renci retmeninden stn olamaz hi; ama tam olgunlaan bir insan retmeni gibi olur. Yz binlerce insan avu ii kadar bir yere toplanp, st ste yaadklar toprak parasn irkinletirmek iin var gleriyle alm olsalar; zerinde hi bir ey yetimesin diye her yanma ta dikmi, filizlenen her otu kknden koparm, havay ta kmr, petrol yakarak ellerinden geldiince kirletmi, evredeki tm aalar kesmi, tm hayvanlar, kular uzaklatrm olsalar bile gene de ilkbahar ilkbahard; kentte bile Gne prl prld gkyznde. imenler yalnz bulvar yeilliklerinde deil, koparlp atlmadklar her yerde, kaldrm talarnn arasnda bile boy atyor, yeeriyordu. Kayn, kavak, akdiken aalar ho kokulu, taptaze yapraklar ayor, hlamur aalarnn tomurcuklar patlyordu. Kargalar, sereler, gvercinler ilkbaharn verdii neeyle yuvalarn yapmaya balamlard bile. Bcekler gnein stt duvar diplerinde vzldayorlard. Bitkiler de, kular da, bcekler de, ocuklar da neeliydi. GelgeLelim insanlar --bu-- 12 -

yk, yetikin insanlar - birbirini kandrmaya, birbirini ezmeye devam ediyorlard. nsanlar bu ilkbahar sabahnn, tm canllarn mutluluu iin yaratlm doann bu gzelliinin deil de, birbirlerine hkmetmek iin uydurduklar eylerin nemli, kutsal olduu inancndaydlar. l ceza evi mdrnn odasndaysa ilkbaharn getirdii mutluluk ve sevincin tm canllar, tm insanlar iin olduu nemli deildi; orada nemli hatta kutsal olan, bir gn nce gelen yazl emirdi. Basma balkl, numaral ktta o gn, yirmi sekiz nisan sabah saat dokuzda ikisi kadn, biri erkek tutuklunun durumada hazr bulundurulmalar yazlyd. Kadnlardan biri, en nemli sulu olduu iin, ayr gtrlecekti. Bu emir gerei, yirmi sekiz nisan sabah saat sekizde kadnlar kouunun karanlk, pis kokan koridorunda ba gardiyan grlmt. Peinden, ak salar karmakark, yz renksiz, zerinde kol azlar srmal bir bluz, belinde kenarna ak mavi erit geirilmi bir kuak olan yasl bir kadn geldi. Kadn gardiyand bu. Kadn, yannda nbeti gardiyanla, koridora alan kaplardan birine yaklaarak, - Maslova'y m istiyorsunuz? diye sordu. Nbeti gardiyan grltyle evirdi kilidi, kapy at, kori-dordakinden daha da pis kokan bir hava akn etti darya. Nbeti gardiyan, - Maslova, diye bard, mahkemeye! Rzgrn kente tad tarlalarn o taze, misk kokulu havas ceza evinin avlusunda bile vard. Ama koridordaki hava irenti, pislik, katran, kf kokuyordu. eri girer girmez bir arlk kyordu insann stne, karamsar oluyordu. Avludan gelen kadn gardiyan - bu pis havaya alk olduu halde - hemen farketmiti bunu. Koridora girince bir bitkinlik hissetmiti zerinde, uyumak istemiti. Hcrede bir teltr balamt: Kadn sesleri, plak ayakla koumalar duyuluyordu. Ba gardiyan ban kapdan uzatarak, - Hadi kmldan biraz, Maslova! diye bard, kulaklarn sar m? - 13 ki dakika sonra orta boylu, gsleri dolgun, gen bir kadn kt koridora, canl admlarla yrd, tam gardiyann nne gelince hzla dnp yannda durdu. Beyaz etek bluzunun zerine gri bir gmlek giymiti. Ayaklarnda keten orap, orabm zerinde de ceza evlerinde giyilen terliklerden vard. Bana beyaz bir bart balamt; bartnn kenarndan - besbelli mahsus darda braklm - bir tutam siyah, kvrck sa gzkyordu. Kadnn yznde, uzun sre kapal bir yerde kalm insanlarn yznde grlen, rutubetli bir bodrumda patatesin srd filizleri andran o tuhaf beyazlk vard. Kk, geni ellerinde, gmlein enli yakas arasndan gzken dolgun boynunda da vard ayn beyazlk. Bu mat beyaz yzde son derece siyah, biraz i, ama ok canl, fildir fildir, parlak, biri hafif a bir ift gz dikkati ekiyordu. Kadn, dolgun gs nde, dimdik duruyordu. Koridora knca ban hafif yana yatrarak gardiyann gzlerinin iine bakm, kendisinden istenecek her eyi yapmaya hazr bir tavrla geip yannda durmutu. O srada dz, ak sal, yal br kadnn soluk, sert izgili, kr kr yz uzand kapdan. Maslova'ya bir eyler sylyordu. Ama gardiyan kapy zerine kapaynca, yal kadnn ba kayboldu. erden bir kadn kahkahas duyuldu. Maslova da glmsedi, kapdaki parmaklkl delie bakt. Yal kadn yzn parmakla dayam, ksk sesiyle, - Unutma, diyordu az konu, bir dediinden dnme, geri yan kolay. Maslova ban sallad: - Olur, unutmam, bir ey syleyeceim. Ba gardiyan amirlere zg bir kendine gvenle, pek akllca bir sz ediyormu gibi, - Elbette bir ey syleyeceksin, dedi, on ey syleyecek deilsin ya... Hadi yr bakalm, mar! Yal kadnn delikte gzken gz kayboldu, Maslova da koridorun ortasna kt; abuk, kk admlarla ba gardiyann pei sra yrd. Ta bir merdivenden alt kata indiler; kadnlar kouundan daha da pis kokan, grltl hcrelerin nnden getiler, -- erkekler kouuydu buras, kaplardaki parmaklkl,14 kk pencereciklerden erkekler bakyorlard onlara - ceza evi mdrnn odasna girdiler. Silhl iki er vard orada. Masa banda oturan yazc sigara dumannn sarartt bir kd erlerden birine uzatt, tutukluyu gstererek, - Al gtr, dedi. Er, - iek bozuu yzl, al yanakl bir Nijegorod kyl-syd bu - kd paltosunun devrik kol aznn arasna soktu, glmseyerek, elmack kemikleri kk avu arkadana gz krpt, tutukluyu gsterdi. Erler tutukluyla beraber merdiveni indiler, ana kapya yneldiler. Ana kapy atlar onlara, erlerle tutuklu avluyu geip ceza evi duvarlarn geride braktlar, kentin parke sokaklarna daidlar. Arabaclar, dkknclar, amarc kadnlar, iiler, memurlar durup merakla yukardan aa szyorlard tutukluyu, bazlar ban sallayarak yle dnyordu: Kt yola denin hali budur ite, ocuklar, canavar kadna ileri korkudan rpere-rek bakyor, ama arkasnda iki askerin olduunu, onlara bir ey

yapacak durumu bulunmadn grerek rahatlyorlard. Kyden getirdii kmr sattktan sonra bir meyhaneye girip doyasya ay imi bir kyl yaklat Maslova'nn yanna, ha kard, bir kpek uzatt ona. Beriki kzard, ban nne eip bir ey mrldand. Tutuklu, kendine ynelen baklar hissediyor, ban evirmeden belli etmemeye alarak yan gzle ona bakanlar szyordu. Houna gidiyordu ona gsterilen bu ilgi. Tertemiz, ilkbahar havas da houna gidiyordu; ama uzun zamandr yrmedii iin hamlam, ceza evinin biimsiz terliklerini geirdii ayaklarnn alt szlyordu talara bastka. Eilip ayaklarnn altna bakyordu arada bir, elinden geldiinde hafif basmaya alyordu yere. nnde kimsenin ilimedii gvercinlerin dolat bir un dkknnn nnden geerlerken tutuklu az kald gm rengi bir gvercinin stne basyordu; gvercin birden rkt, kanatlarn rparak geti tutuklunun kulann dibinden, rzgr yzne vurdu. Tutuklunun dudaklarnda bir glmseme dolat, sonra durumunu hatrlaynca derin bir gs geirdi. Son derece olaan bir ykyd tutuklu Maslova'nnki. Kyde iftlikleri olan iki kzkardein yannda hayvan bakcs, hi evlenmemi kle bir kadnn kzyd. Annesiyle beraber kalyordu. mrnde hi evlenmemi bu kadn hemen her yl bir ocuk douruyordu. Kylerde ounlukla olduu gibi, hemen vaftiz ediyorlard ocuklar; sonra anne almasna engel olan bu gereksiz, istenmeyen ocuun karnn bile doyurmuyordu, ocuk da ksa bir zaman sonra lyordu. Kadnn be ocuu lmt byle. Hepsini de vaftiz etmilerdi; alktan lmlerdi sonra. Kyden geen bir ingeneden olan altnc ocuk kzd, onu da ayn son bekliyordu elbette, ama karlan kaymak, inek kokuyor diye yal kzkardelerden biri bakclara kmaya ahra gelince kaderi deiti bebein, lmden kurtuldu. Ahrn bir kesinde yannda grbz bir ocuk, yeni doum yapm kadn yatyordu. Yal hanm hem kaymak iin, hem .de, yeni doum yapm bir kadn ahrda yatrdklar iin syleyeceini syledikten sonra tam kp gidiyordu ki, yerde yatan bebei grnce duyguland, ocuun vaftiz anas olacan syledi. Vaftiz treninde ha kararak kutsad kk kz, sonra da bebee acd iin annesine st, para verdi, bylece kz lmedi, hayatta kald. O gnden sonra da kefeni yrt-, m diye ad taktlar kza hanmlar. Annesi hastalanp ldnde kz ocuu yandayd. Kzn gene hayvan bakcs olan anneannesi torununa bakmak istemeyince yal hanmlar ocuu yanlarna aldlar. Siyah gzl kz ylesine hayat dolu, ylesine tatl bir ocuk olmutu ki, hanmlar baylyorlard ona. Hanmlarn k Sofiya vanovna -kz vaftiz eden buydu- daha bir yumuak yrekliydi. By Mariya vanovna'ysa biraz sertti. Sofiya vanovna kk kz sslyor pslyor, ona okuma yazma retmeye alyordu; okutmaya niyetliydi onu. Mariya vanovna kz iyi bir oda hizmetisi olarak yetitirmelerinin gerektiini sylyordu. Bu yzden titiz davranyordu ona kar, cezalandryordu sk sk, can skkn olduu zamanlar d-- 16 vyordu bile. Bylece, iki zt etkinin altnda byynce yar oda hizmetisi, yar okumu bir kz oldu ocuk. Ad da ne Katya'yd ne de Katenka. Katyua diyorlard ona. Diki dikiyor, odalar topluyor, resimlerin tozunu alyor, yemek piiriyor, odun yaryor, kahve servisi yapyor, ufak tefek eyleri ykyor, bazan da hanmlarla beraber oturuyor, onlara kitap okuyordu. Bir ok kimse evlenmek istemiti onunla, ama o evlenmemiti. Evlenirse yaaynn gleeceini, hanmlarn yanndaki rahat brakp bir uaa varrsa sonra bu hayat arayacan biliyordu. On alt yana kadar yle yaad. On altsn doldurup on yedisine yeni basmt ki, hanmlarnn niversite rencisi zengin bir prens olan yeeni geldi kye. Katyua tutuldu ona, ama sevgisini ne delikanlya aabilmiti, ne de kendi kendine itiraf edebilmiti. ki yl sonra ayn yeen savaa giderken yolu zerindeki halalarnn kyne urad gene, drt gn kald orada, gitmeden bir gn nce de Katyua'y ifal etti, devrisi gn eline bir yz rublelik sktrp gitti. Delikanl gittikten be ay sonra rendi kz gebe olduunu. Artk her eyden ireniyor, onu bekleyen yz karasndan nasl kurtulabileceini dnyordu yalnz. Hanmlarnn hizmetini aksatmaya balamt, istemeye istemeye yapyordu her ii. Kendi de farknda olmadan deiivermiti birden. Sonunda piman olup zr diledii kaba kaba szler sylyordu hanmlarna; sonunda hesabnn grlmesini istedi bir gn. Bu yaptklarndan zaten bkm olan hanmlar hemen yo! verdiler ona. Oradan ayrlnca blge polis komiserinin yanma oda hizmetisi olarak girdi, ama ancak ay kalabildi bu ite; nk ellilik komiser aslmaya balamt ona, ihtiyar iyice aztt bir gn kzn da tepesi att birden, aptal, bunam eytan suratl, diye bard yzne kar, yle bir itti onu ki, ihtiyar srtst yere yuvarland. Bu yapt, iinden kovulmasna yetti de artt bile tabi. Bir ie giremezdi artk, yaknda doum yapacakt, arap ticareti yapan dul ky ebesinin yanna yerleti. Kolay oldu doumu. Ne var ki, ebe kadn kydeki bir hastadan _ 17 _ kapt bir hastal yeni doum yapan Katyua'ya bulatrnca bebei -erkekti- bakm evine yollamak zorunda kaldlar. ocuu oraya gtren yal kadn, yavrunun bakm evine gittikten az sonra ld haberini getirdi.

Ky ebesinin evine yerletiinde Katyua'nn btn paras yz yirmi yedi rubleydi; yirmi yedi rublesi alp kazand parayd; yz rubleyi de onu aldatan delikanl vermiti. Ebenin yanndan ayrlrken alt ruble vard cebinde. Parasn tutmay bilmiyordu, kendine harcyor, her isteyene karp veriyordu. Ebe iki aylk bakmna, yemesine imesine karlk krk ruble almt ondan, yirmi be ruble ocuun bakm evine yatrlmasna gitmiti, ebe inek almak iin krk ruble istemiti, yirmi ruble una buna - giysiye, aya, kahveye harcanmt... yle ki, Katyua iyiletiinde meteliksiz kalmt ortada, te yandan bir i bulmas da gerekiyordu kendine. Orman bakcsnn yannda bir i buldu. Evliydi orman bakcs, ama tpk komser gibi o da daha ilk gnden aslmaya balad Katyua'ya. Katyua ireniyordu bu adamdan, elinden geldiince kamaya alyordu ondan. Gelge-lelim adam Katyua'dan daha tecrbeli, kurnazd; stelik amiriydi de, istedii yere yollayabilirdi onu; uygun bir ann bulup elde etti Katyua'y sonunda. Ormancnn kars rendi durumu nasl rendiyse, bir keresinde kocasn Katyua'yla odada yalnz yakalaynca kzn zerine saldrd, vurmaya balad ona. Katyua boyun emedi, sa saa, ba baa dvt iki kadn, bu kavgann sonunda Katyua'y ierde biriken parasn da vermeden kovdular evden. Katyua kente geldi sonra, halasnn yanna yerleti. Halasnn kocas ciltiydi, kitap ciltlerdi, eskiden iyi gidermi ileri, ama Katyua kente indiinde tm mterilerini kaybetmiti, gece gndz durmadan iiyor, eline geen her eyi ikiye veriyordu. Katyua'nn halas kk bir amarhane altryor, onun geliriyle ocuklarna, bu arada ayya kocasna da bakyordu. Halas amarc olarak yannda almasn! nerdi Maslova'ya. Ama Maslova halasnn amarhanesindeki amarc kadmlaDirili - F: 2- 18 rn ar alma koullarn grd iin bu neriye cevabn elinden geldiince geciktirmeye alyor, bir yandan da hizmeti bulma yazhanelerini dolap bir hizmetilik aryordu. Buldu da sonunda, lise rencisi iki oluyla oturan bir kadnn yanma girdi. Ama bir hafta sonra ocuklarn by, bykl, altnc snf rencisi olan dersleri bir yana itip Maslova'ya rahat vermemeye balad. ocuklarn annesi Masloya'da buldu btn kabahati, parasn deyip yol verdi ona. Baka yer de yoktu, ama hizmeti bulma yazhanelerinden birinde parmaklar kocaman kocaman tal yzkler, tombul plak kollar bilezik dolu bir hanmefendiyle karlat. Bu hanmefendi i arayan Maslova'nn bandan geenleri dinledikten sonra adresini verdi ona, evine gelmesini syledi. Maslova gitti. Hanmefendi gler yzle karlad onu, rekle, tatl arapla arlad; sonra oda hizmetisini, eline bir pusula tututurarak bir yere yollad. Akam ak salar uzun, sakallarna ak dm, uzun boylu bir adam girdi odaya; yal adam hemen Maslova'nn yanna kt, gzlerinde tuhaf bir parlt, glmseyerek szmeye balad onu; arada aka da ediyordu. Hanmefendi yan odaya ard sonra yal adam, taptaze bir kyl kz diye fsldadn duydu Maslova. Daha sonra Mas-lova'y ard hanmefendi, yal adamn ok paral bir yazar olduunu, houna giderse ondan hi bir ey esirgemeyeceini syledi. Houna gitmiti yazarn Maslova, sk sk greceklerini syleyerek yirmi be ruble verdi ona. Halasna olan borcunu verip kendine yeni bir elbise, bir apka, birka da kordela alnca bu yirmi be ruble suyunu ekiverdl hemen. drt gn sonra yazar, adam yollayp artt onu. Gitti Maslova. Yirmi be ruble daha verdi ona, sonra da ayr bir daireye tanmasn nerdi. Maslova yazarn tuttuu dairede otururken, ayn evde kirac en yaradll bir satcya tutuldu. Maslova kendi at durumu yazara, ondan ayrlp satcnn kk dairesine yerleti. Onunla evleneceine sz veren satc, Maslova'ya bir ey sylemeden Nijniy'e kanca gene yalnz kald Maslova. Dairede tek bana oturmak istedi, ama izin vermediler. Mahalle polisi, yalnz bana ancak sar kart alrsa, her hafta da muayeneye gelirse otu- 19 rabileceini syledi. O zaman gene halasna gitti Maslova. zerindeki son moda elbiseyi, pelerini, apkasn grnce saygyla karlad onu halas; onun yksek tabakaya girdiini dnerek, amarhanesinde almasn nermeye cesaret edemedi. Mas lova iin amarc olmak ya da olmamak nemli deildi artk. amarhanenin ilk odalarnda bazlar oktan vereme yakalanm, soluk yzl, sska amarc kadnlarn yaz k ak duran pencereleri arasnda, otuz derece scakta sabunlu buharn iinde amar ykayarak, t yaparak srdkleri krek mahkmla-rmkinden farksz bu hayata bakarken ii szlyordu Maslova'nn; kendisinin de burada alabilecei aklna gelince dehete kaplyordu. Onun iin bu pek g gnlerde - ne bir koruyan vard ne de elinden tutan - genel eve kz bulan bir muhabbet telll kadnn ama dt Maslova. Sigaraya oktan balamt, son zamanlardaysa, satcyla iliki kurduktan, satc onu brakp katktan sonra da ikiye almt. arap yalnz tad houna gittii iin ekmiyordu onu; daha ok, ikiyi, bandan geen kt olaylar unutmasna yardm ettii, davranlarna daha bir serbestlik verdii iin iiyordu. tii zaman kendine gveni artyordu. kili olmad zamanlarsa bir arlk kyordu zerine, sklgan oluyordu. Muhabbet telll kadn halaya armaanlar yadrd, Maslo va'yi sarho ettikten sonra kentteki eve tanmasn nerdi ona; oradaki hayatn gzalcln, gzelliini ballandra ballandra anlatt. Maslova ikisinden birini semek zorundayd; ya herkesin hor grecei bir hizmeti paras olarak kalacakt - bu arada erkekler gene

kovalayacakt onu tabi, ara sra gizliden geici aklar da yaayacakt - ya da ona gelecek endiesi olmayan, huzur dolu bir hayat salayacak o eve gidecekti. Orada da olacakt aklar, ama bu aklar aktan aa yaanacakt, yasalar izin verecekti ona; stelik iyi de para kazanacakt... Sonra, Mas-lova, onu bu duruma dren insandan, ona ktlk eden herkesten cn almay dnyordu bylece. Kesin kararn vermesinin bir nedeni daha vard; Muhabbet telll, istedii giysiyi diktirip giyebileceini sylemiti ona; kadife, atlas, ipek giy-- 20 sileri, omuzlan ak ya da kollu tuvaletleri olacakt. Maslova kendini zerinde siyah kadifeden gller olan parlak krmz, dekolte bir tuvaletle hayal edince dayanamad, verdi kimlik czdann. Muhabbet telll, hemen o akam kiralk bir faytonla galip ald Maslova'y , Kitayeva'nn nl evine gtrd. O gnden sonra Maslova iin, kutsal kitaplarn, bilge insan-larm ylesine ktledii, bilinen gnahla dopdolu bir hayat balad. Yurttalarnn mutluluundan baka bir ey dnmeyen devletimizin yalnz izniyle deil, stelik himayesi altnda yz binlerce kadn srdrr bu hayat; sonunda bu kadnlarn onda dokuzu korkun hastalklara yakalanrlar, zamanndan nce kerler, lrler... lgnca gece elencelerinden sonra gndz ge saatlere kadar l gibi uyumak. leden sonra te ya da drtte pis yataktan bitkin kalk, zehir gibi bir az, kahve, sabahlkla, bir bluzla koridorlarda tembel dolamak, perdeyi amadan pencereden bakmak, birbirleriyle bezgin tartmalar; sonra ykanmak, yz kremlemek, elleri; salara, omuzlara koku srmek, giysileri tam geliyor mu diye zerine lmek, elbisesi istedii gibi olmam diye ev sahibine kmak, aynann karsna geip kendine bakmak, yzn, kalarn boyamak, yal tatl yemekler yemek; sonra bedeni akta brakan parlak, ipek giysiler giyinmek dayal deli, alabildiine aydnlatlm salona inmek; ko-nuklarn gelii, mzik, dans, eker, arap, sigara; peinden de genciyle ihtiyaryla yatmak; artk ii bitmi ihtiyarlarn, bekrd evliydi, gen adamlarn, tccarlarn, iftlik khyalarnn, Ermenilerin, Yahudilerin, Tatarlarn, zengin, yoksul, salkl, hasta, ayk, sarho, kibar, kaba, asker, sivil, niversite ya da lise rencisi demeden herkesin koynuna girmek... Barmalar sonra kahkahalar, kavgalar, mzik, sigara ve arap, gene arap, sigara, akamdan gn aarncaya dek kesilmeyen mzik. Ancak ortalk aydnlandktan sonra kendi basma kalmak ve derin uyku. Btn hafta her gn ayn ey. Hafta sonunda da paytonlara binip devlet dairesine, doktorlarn grevli olduklar kuruma gitmek... Erkek doktorlar doann gnahtan uzak durmalar iin yalnz insanlara deil, hayvanlara bile verdii utanma duygusunu ortadan kaldra- 21 rak, yok ederek, bazan cidd ve sert bir tavrla, bazan da oynak bir neeyle muayene ediyorlard bu kadnlar; sonra onlara, hep beraber iledikleri gnaha devam etmeleri iin biter belge veriyorlard. Gene bir nceki gibi bir hafta balyordu. Yazn da kn da, bayramda da, seyranda da hep byle geiyordu gnleri. Maslovann yedi yl byle geti. Bu yedi yl iinde iki ev deitirdi, bir kere de hastaneye yatt. Genel eve giriinin yedinci, ilk dnnse sekizinci ylnda, yirmi alt yandayken, ceza evine atlmasna, imdi de, hcrede katillerle hrszlarla alt ay bir arada kaldktan sonra durumaya gtrlmesine neden olan olay geldi bana. III Maslova yrrken ayaklarnn alt szlaya szlaya, silhl iki erin arasnda blge mahkemesine geldiinde, eski hanmlarnn onu ifal eden yeeni prens Dmitri vanovi Nehldof ku ty dekli, yksek, yayl karyolasnda yatyordu hl; gzelce tl Hollanda mal, tertemiz pijamasnn nn am, sigarasn tttryordu. Gzleri nndeki br noktaya taklm, bu gn neler yapmas gerektiini, dn neler yaptn dnyordu. Dn akam varlkl, nl bir aile olan Koragn'lerde geirdiini hatrlaynca - herkes onun Koraginlerin kzyla yzde yz evlenecei inancndayd - derin bir soluk ald, bitmek zere olan sigarasn atp, gm sigaralktan bir tane daha almak iin uzatt elini, ama vazgeti; przsz, beyaz bacaklarn uzatt karyoladan, sallayarak terliklerini buldu onlarla, dolgun omuzlarna ipek sabahln ald; abuk, geni admlarla yatak odasi-nm hemen bitiiindeki lavanta, briyantin, kolonya, krem kokan tuvalet odasna geti. Hemen hepsi dolgulu dilerini zel bir macunla fralad, ho kokulu bir suyla alkalad azn, sonra ykanmaya balad. Kokulu sabunla ellerini ykayp, uzam trnaklarn frayla dikkatlice temizledikten, yzn, kaln ensesini geni mermer lavaboda ykadktan sonra, duun hazr bekledii yan odaya geti. Burada adaleli, yalanm, beyaz bedenini so-- 22 uk suyla ykayp, kaln bir havluyla iyice kurulandktan sonra kar gibi bembeyaz i amarlar giydi, ayna gibi parlatlm potinlerini geirdi ayana; aynann karsna oturdu, ksa, siyah sakaln, nden hafif seyrelmi kvrck salarn iki tarakla taramaya balad. amarndan, elbisesinden, ayakkabsndan tutun da kravatna, kravat inesine, kol dmesine kadar tuvalet iin kulland her eyi en iyisinden, en deerlisinden; gze batmayan, sade, salam, pahal eyler. Nehldof yirmi otuz kravatn, kravat inesinin arasndan eline ilk geenleri ald - bir zamanlar ho bir urat bunlardan brini semek, oysa imdi umursamyordu - temizlenmi olarak sandalyenin zerinde hazr bekleyen elbisesini giydi tam anlamyla din olmasa bile, ykanp paklanm, misk gibi kokular srnm

olarak, parkelerini dn akam uan ova ova iyice temizledii uzun yemek salonuna girdi. Salonda mee aacndan kocaman bir bfe; gene mee aacndan, aslan penelerini andran oyma bacaklaryla soylu bir grnm olan alp kapanr byk bir masa vard. Aile adnn ba harfleri byk byk ilenerek sslenmi kolal, ince bir rt rtl masann zerinde kokulu kahve dolu gm bir kahvelik, gene gm bir ekerlik, kaymak dolu bir kaymaklk, taze francala, peksimet, bisk-vit dolu bir sepet duruyordu. Bunlardan baka mektuplar, gnlk gazeteler, yeni gelen Revue des deux Mondes de vard. Nehldof tam mektuplara uzatyordu elini ki, koridora alan kapdan matem elbisesi giymi, banda salarnn dkldn gizleyen dantelli bir balkla iman, yal bir kadn szld ieri. Bu, Nehldof'un bundan ksa bir sre nce imdi oturduu evde len annesinin oda hizmetisi Agrafena Petrovna'yd. Hanm lnce evden ayrlmam, bu kez olunun ev ilerine bakmaya balamt. Agrafena Petrovna, Nehldof'un annesiyle birka kere gitmiti Avrupa'ya, hepsi toplanrsa on yl kadar kalmt orada; bir hanmefendi havas vard davranlarnda bunun iin. ocukluundan beri Nehldof'larn evindeydi, Dmitri yanovi'in de Mityack diye arld zaman bilirdi. - Gnaydn Dmitri vanovi. - Gnaydn Agrafena Petrovna. Glmseyerek devam etti Nehldof: - Ne var, ne yok? - Bir mektup. Prensesten mi, kk Prensesten mi geliyor, bilmiyorum. Agrafena Petrovna mektubu verirken manl manl glmsedi. - Oda hizmetileri getirdi onu, diye devam etti, ok oluyor, yanmda saklyordum. Nehldof mektubu alrken, - Pekl, imdi okurum, dedi. Agrafena Petrovna'nn glmsediini farkednce kalarn att. Bu glmseme, yal kadnn, mektubun Nehldof'un evleneceinden kuku etmedii kk prenses Koragina'dan geldiini bildii anlamna geliyordu. Agrafena Petrovna'nn glmsemesinin verdii bu haber hi houna gitmemiti Nehldof'un. - Kza syleyeyim beklesin, dedi Agrafena Petrovna. Masann zerindeki krntlar temizlemek iin kullanlan kk sprgenin durmas gereken yerde olmadn grnce alp yerine koydu onu, sonra geldii gibi gene sessizce kt yemek salonundan. Nehldof, Agrafena Petrovna'nn verdii lavanta kokan mektubu ap okumaya balad. Sar, kaln bir kda iri harflerle, karmakark bir e! yazsyla yle yazyordu: Belleiniz olmak sorumluluunu zerime aldm iin hatrlataym size, bugn, yirmi sekiz nisan gn mahkemede jri heyetinde grevlisiniz; bu yzden, dn akam kendinize zg o rahatlnzla sz verdiiniz gibi, tablolara bakmaya gelemeyeceksiniz Kolosov ve bizimle bugn; grevinize gitmediniz iin moins que vous ne soyez dipose payer la cour d'asses les 300 roubles d'amende, que vous fefusez votre cheval ('). Dn (') Blge mahkemesine, ata vermeye acdnz 300 rubleyi ceza olarak demeyi gze almazsanz tabi. (Franszca)- 24 akam siz gittikten hemen sonra hatrladm bunu. Unutmayn sakn. Pr. M. Koragina Kdn arkasna yle eklenmiti: Maman vous fait dire que votre couvert vous . attendre jusqu' la nuit. Venes absolument que!e heure que cela soit (') M.K. Nehldof yzn ekitti. Bu mektup kk prenses Kora-gina'nm iki aydan beri ustalkla yrtt uran bir devamyd; bu ura Nehldof'u grnmez balarla her gn biraz daha balyordu gen kza. Ayrca, ilk genlik yllarn geride brak-m, bir de deli gibi vurulmam insanlarda grlen evlenmek iin ilk adm atarkenki o allm kararszlk bir yana, Nehldof kararn vermi olsa bile kk Prensesi hemen isteyemezdi annesinden babasndan. On yl nce Katyua'y ifal edip yzst brakmas deildi bunun.nedeni; oktan unutmutu o olay, evlenmesine bir engel saymyordu bunu. Onu dndren, o sralar evli bir kadnla arasndaki ilikiydi; geri kesmiti kadnla ilikisini son gnlerde, ama kadn kabul etmi deildi henz aralarndaki ilikinin kesildiini. Nehldof kadnlardan ok korkard, evli kadnda onunla iliki kurma isteini de onun bu korkakl uyandrmt zaten. Kadn, Nehldof un seimlere girdii blgenin soylular bakannn karsyd. Kadn sonunda baard Nehldof'u elde etmeyi. Ne var ki bu iliki gn getike hem saryordu Nehldof'u, hem de irendiriyordu. Balangta kendini iyice kaptrmt kadna, imdi de kadna kar kendini sulu hissettii iin onun rzas olmadan aralarndaki ilikiyi kesemiyordu. Nehldof'un, istese bile (') Annem yemeinizin geceye kadar szi bekleyeceini size bildirmemi syledi. Gelin de ne zaman gelirseniz gelin. (Franszcs)

- 25 Koragina'ya evlenme teklifinde bulunmaya hakk olmadn dnmesinin nedeni buydu ite. Kadnn kocasndan gelen bir mektup da masann zerinde duruyordu. Zarfn zerindeki el yazsyla damgay grnce kzard Nehldof, tehlikenin yaklatn sezinledii zamanlar olduu gibi hemen bir dinlik geldi zerine gene. Ama bouna heyecanlanmt byle birdenbire: Nehldof'un en byk iftliklernin bulunduu blgenin soylular bakan olan kadnn kocas, maysn sonunda olaanst bir toplant yaplacandan haberdar ediyordu Nehldof'u; muhakkak toplantya gelmesini, okullar ve yollar konusunda kacak nemli tartmalarda - gerici evrenin bu konularda btn gcyle diretecei beklenyormu nk - donner un coup depoule C) diliyordu. Bakan aydn bir insand, kendisi gibi dnen birka arkadayla beraber, II! Aleksandr zamannda alp yryen gericilie kar savayordu, bu ura ylesine doldurmutu ki gnlerini, ailesinin mutsuz gidiinden haberi yoktu. Bu adamla ilgili btn ac anlar canland Nehldof'un belleinde: Bir keresinde onun, karsyla olan ilikisini rendiini sanp nasl delloya hazrlandn, havaya ate etmeye kararl olduunu hatrlad. Kadnla arasnda geen fkeli br tartma sonunda kadnn umutsuzluk iinde kendini havuza atmak iin baheye kotuu, onun da kadn aramaya kt geldi aklna. Nehldof Olmaz, gidemem, diye geirdi iinden, ondan bir cevap almadan hi bir ey de yapamam. Bir hafta nce kadna bir mektup yazm, ona kar sulu olduunu kabul ettiini, bu suunu balatmak iin her eye hazr olduunu, kadnn iyiliini dnerek aralarndaki ilikiyi kendi ynnden kestiini kesin bir dille bildirmiti ona. te bu mektuba cevap bekliyordu imdi; hl gelmemiti cevap. Aslnda cevabn gelmemesi iyi bir iaretti de. Kadn ayrlmay kabul etmemi olsayd imdiye kadar oktan cevap yazm ya da, nceleri olduu gibi kp gelmi olmas gerekirdi. Nehldof imdi orada kadnn peinde koan br subayn olduunu duymutu; bu hem kskanlktan k(') Onu savunmasn). (Franszca) - 26 prtyordu onu, hem de artk can skmaya balayan bu yalandan kurtulma umudunu verdii iin sevindiriyordu. teki mektup iftliklerinin ba khyasndan geliyordu. Khya Nehldof'u, miras hakkn tamamen zerine almak, bir de ilerin bundan byie na! yrtleceini karara balamak iin aryordu; iftliklerinizi rahmetli annenizin zamannda olduu gibi mi yneteyim gene, yoksa eskiden annenize, imdi de size nerdiim gibi elimizdeki imknlar oaltp kyllere dattmz topra da biz mi ileyelim? diye yazyordu. Khya byie bir yolun onlar iin ok daha krl olaca inanandayd. Adam ayrca, ayn birinde yollamas gereken bin rubleyi geciktirdii iin zr diliyordu. Paray gelecek postayla yollayacakm. Bu duruma sebep, kyllerden para toplamakta glk ekmesiy-mi, gerekli yerlere bavurmadan br trl alamyormu onlardan paray. Bu mektup hem houna gitmiti Nehldof'un hem cann skmt. Houna gitmiti, nk iftliklerin nasl ynetileceinin onun buyruu altnda olduunu bilmek ho bir eydi; cann skmt, nk ilk genlik yllarnda Herbert Spencer'i ok severdi, kendi de byk bir toprak sahibi olduu halde, onun Social statics de (') savunduu, topran insanlarn ortak mal olduu grn benimsemiti. Genliin verdii kararllkla, itenlikle topran kiinin zel mal olamayacan sylemiyordu yalnzca; niversitedeyken bu gr savunan yazlar yazmakla da kalmamt; babasndan ona kalan kk bir toprak parasn, inanlarnn tersine toprak sahibi olmak istemedii iin tutup kyllere datmt. imdiyse, annesinden kalan mirasla byk bir toprak sahibi olduktan sonra ikisinden birini semek zorundayd; ya on yl nce babasndan kalan iki yz hektar yeri yapt gibi kendisinin olan bir mal bakalarna verecekti; ya da eskiden baland tm dncelerin yanl, yalan olduunu kabullenecekti sessizce. Birinci yolu tutamazd, nk geimini salamak iin topraktan baka hi bir eyi yoktu. Devlet hizmetine girip ala(') Sosyal denge (ngilizce) - 27 mazd, can istemiyordu; te yandan bu zengin hayata da almt bir kere, baka trl yaayamayaca inancndayd. Hem ne gerei vardi bunun? Genliinde olan o inan gc, o kararllk, o n kazanma, evresindekileri artma istei yoktu artk iinde. Ne var ki, Spercer'in Sosyal denge sinden benimsedii toprak sahibi oimann olumsuzluunu, hakszln gsteren delilleri - sonra, ok sonra bunun kesin ispatn Henry George' da buldu - inkr etmek de elinden gelmiyordu bir trl. Khya'nn mektubu bu yzden cann skmt ite. IV Nehldof kahvesini itikten sonra kalkt, saat kata mahkemede bulunmas gerektiine bakmak, kk Prensese de bir cevap yazmak iin alma odasna yrd. alma odasna gitmek iin atelyeden gemek gerekiyordu. Atelyenn ortasnda, zerinde yarm braklm bir tablo ters duran bir sehpa vard; duvarlarda etdler aslyd. ki yl zerinde alt bu tablonun, duvarlarda asl etdlerin, atelyenin grnm resim

sanatnda zellikle son zamanlarda ak seik hissettii gszln hatrlatt ona. Bunu an ince sanat zevkine veriyordu ama, gene de ho olmayan bir duyguydu bu. Bundan on yl nce ayrlmt devlet hizmetinden. Kendisinin resim sanat! iin yaratlm bir insan olduuna karar vermi, resim sanatndan baka her-uraa biraz kmseyerek bakmaya balamt. imdi de buna hi hakk olmad anlalmt. Bu yzden, resmi hatrladka tatsz bir duygu kerdi iine. Atel-yeye can skntsyla yle bir gz gezdirdikten sonra keyifsiz, alma odasna geti. Buras olduka geni, yksek tavanl, dayal deli br odayd. Nehldof byk masasnn gzn ekip nemli iler blmnde mahkemeden gelen kd buldu. Saat on birde olmas gerekiyordu orda. Kk Prensese ars iin teekkr etmek, akam yemeine yetimeye alacan bildirmek iin kt kalem alp masaya oturdu. Ama puslann sonuna gelince yrtp at-- 28 ti onu: ok senli benli olmutu. Bir tane daha yazd: bu kez de souk, neredeyse kmser bir havas olmutu pusulann. Gene yrtt, duvardaki dmeye bast. Odaya donuk yzl, orta yal bir uak girdi. zerinde keten bezinden gri bir nlk vard; sakaln kesmi, favorilerini uzatmt. Nehldof, - Syleyin arabam hazrlasnlar, ltfen. - Bastne efendim. - Ha, Koragin'lerin oda hizmetisi bekliyor darda, ona da syleyin, teekkr ediyor, kendi gelebilirse gelecekmi desin. - Bastne. Nehldof Ayp oldu ama ne yapaym, yazamyorum ite. Nasl olsa greceiz bu akam, diye dnd. Giyinmeye gitti. Giyinip dar ktnda lstik tekerlekli arabas kapnn nnde bekliyordu onu. Arabac salam, gneten yanm boynunu gmleinin beyaz yakas iinde yarm dndrerek, - Dn akam siz kmsnz, ben gelmiim Prenses Kor-agni'in evine, dedi kapc imdi ktlar, dedi. Arabaclar bile biliyor Korcagin'Ierle olan ilikimi diye dnd Nehldof. Son zamanlarda aklndan bir trl karamad Koragina'yla evlenmeli miyim evlenmemeli miyim? sorusu gene kt karsna. O sralar karar vermesi gereken konularda ounlukla olduu gibi, bu soruya da yle ya da byle bir cevap veremiyordu kendi kendine. Evlenmeye karar vermesi iin birtakm nedenler vard. Bir kere, evlilik aile ocana bir huzur getirmesinden baka, kadn erkek ilikilerinde dzensizlii ortadan kaldrd iin kiinin ahlk ynnden ykselmesini salard; sonra - asl nemli olan da buydu - Nehldof ailenin, ocuklarn bu anlamsz yaayna bir anlam katacan umuyordu. Btn bundan evlilikten yana olan dncelerdi. Evlilie kar olanlar da vard tabi; ya ge-' mis btn bekrlar gibi o da zgrln yitirmekten korkuyordu; sonra kadn yaradlnn bilinmezlii karsnda bilin d bir rkeklik vard iinde. Evlenmesi sz konusu olursa Missi'yi (kk Prenses Kor-agina'mn ad Mariya'yd, ama byle ailelerde her zaman grld gibi, bir de baka ad yaktrmlard ona) evet, evlenmesi sz konusu olursa Missi'yi semesinden yana birtakm nedenleri vard Nehldof'un: Soylu bir ailedendi Missi, giyiniinden tutun da konumasna, yryne, glne kadar her eyiyle ayrlyordu evresindeki insanlardan; ama tuhaf bir ayrlk da deildi bu, gze ho gelen bir ayrlkt - bu ayrl anlatmak iin baka bir szck bulamyordu. Gen kzn bu zelliine byk deer veriyordu. Sonra, herkesden daha bir yksekti Missi' nin gznde Nehldof, anlyordu onun dncelerini. Kzn gsterdii bu anlay, yani Nehldof'un yksek yeteneklerini sezinlemesi kzn zeki, grlerinin de doru olduunu ispat ediyordu Nehldof'a. Missi'yle evlenmeyi dnrken onu kararszla dren nedenler de vard: Missi'den ok daha deerli, dolaysyla ona daha lyk bir kz aranrsa pekl bulunabilirdi; sonra, yirmi yedi yandayd Missi, yzde yz birka ak serveni gemiti bandan... hele bu dnce byk strap veriyordu Nehldof'a. Kzn gemite bile olsa, ondan baka birisini sevmi olabilmesini kabul etmiyordu gururu. Nehldof'la karlaacan bilemezdi tabi kz, ama onun baka birisini sevebildii dncesi bile gururuna dokunuyordu Nehldof'un. Szn ksas, bir karar verecek gibi olunca o kararn doru gsteren dnce kadar da yanl olduunu ispatlayan dnce kyordu ortaya hemen; iki yan da ayn derecede ar basyordu; Nehidof kendi haline glerek, srtna iki ba odun vurulmu bir eee benzetiyordu kendini. Hangi yann daha ar bastn bilemeden akn, bekliyordu. Ne olursa olsun, diye verdi kararn, Manya Vasilyevna' dan (bakann karsndan) bir cevap gelmedike, onunla ilikimi tamamen kesmeden hi bir ey yapamam. Karar vermekte acele etmemesinin gerektii dncesi houna gitmiti. Faytonu adliyenin asfalt avlusuna hi ses karmadan girdiinde kendi kendine Neyse canm, sonra dnrz bunlar, dedi.imdi, her zaman yaptm, kendimi yapmak zorunda gr--dm gibi, toplumsal grevimi drste yerine getirmeliyim,, diye geirdi iinden. Hem ounlukla ilgi ekici oluyor bu durumalar. Kapcnn yanndan geerek ieri girdi.

Nehldof geldiinde adliyenin koridorlarnda koumalar balamt bile. Odaclar ellerindeki ktlar ayaklarn yere srte sre, soluk solua bir odadan tekine dolatrp duruyorlard. Yargilar^ avukatlar, mahkeme grevlileri bir o yana, bir bu yana gidip ge liyorlar, davaclar, tutuklu olmayan sanklar duvar diplerinde ta?-sal tasal dolayor, ya da bir kenarda oturmu bekliyorlard. Nehldof odaclardan birini evirip, - Blge mahkemesi nerede? diye sordu. - Hangi blge mahkemesini soruyorsunuz? Su!h mahkemesini mi? Sulh ceza mahkemesini mi? - Jrideyim. - yle sylesenize. Ar ceza mahkemesine gideceksiniz:. Surdan saa dnn, sonra sola, ikinci kap. Nehldof odacnn syledii yoldan gitti. Kapda iki adam bekliyordu: Biri uzun boylu, temiz yrekle olduu yznden belli, iman bir tccard; sabah sabah birka; kadeh yuvarlam olacak, pek neeli gzkyordu; teki Yahu-diye benzeyen bir satcyd. Nehldof yanlarna yaklap Jri heyetinin odas buras m? diye sorduunda iki adam yn fiyatlar zerine konuuyorlard. Gle yzl tccar, -< Buras efendim, buras, dedi. Neeyle gz krparak, - Siz de mi jridesiniz kardeim? diye sordu. Nehldof'dan evet cevabn alnca devam etti: - 31 - yleyse beraber alacaz. Tombul, geni elini Nehldofa uzatt. -> kinci dereceden tccar Bakiasof... Kiminle tanmak mutluluuna eriyorum efendim? Nehldof adn syleyip odaya girdi. Jri heyetinin kk odasnda toplumun eitli tabakalarndan on kii vard. Hepsi yeni gelmiti daha; bazlar oturuyor, 'bazlar birbirini yukardan aa szerek, birbirleriyle tanarak ^dolayorlard odann iinde. Resmi giysili emekli bir memur 'vard; tekilerin bazlar redingotlu, bazlar ceketliydi, bir tane 'de frakl vard. Hepsinin yznde - ou ilerinden geri kald, byle eylerden hi hazzetmediklerini syledikleri halde nemli bir toplumsal grevi yerine getirmenin verdii hazz aa vuran bir sevin ifadesi dikkati ekiyordu. Jri yeleri, birbirleriyle tananlar da tanmadan kim olduklarn az ok tahmin edenleri de kendi aralarnda havalardan, ilkbaharn erken geldiinden, onlar bekleyen iten sz ediyorlard. Nehldof'la tanmayanlar, besbelli bunu bir onur sayarak, onunla tanmak iin yar ediyorlard. Nehldof da, yabancla-rn arasnda her zaman yapt gibi, bu tanmay zorunlu bir t-ren olarak kabul ediyor, uyuyordu ona. Kendini insanlarn oundan niin stn grd sorulsayd ona, cevap veremezdi, nk olaanst hi bir yan yoktu. Almancay, ngilizceyi, Fran-szcay ok iyi konumasnn, i amarndan elbisesine, kravatndan kol dmesine kadar her eyinin en iyisinden, en pahalsndan olmasnn kendini bakalarndan stn grmesine neden olamayacan biliyordu. Oysa evresindeki insanlardan stn olduuna kesin bir inan vard iinde, kendisine herkesin gsterdii saygy zorunlu bir ey olarak grr, evresindekilerin ona kar davranlarnda bu sayg eksik olursa bunu kendine bir hakaret sayard. Jri odasnda da ayn durum olmu, ona iste-dii saygy gstermemilerdi. Bu cann skmt. Nehldof'un. Jri yeleri inde bir tand vard. Pyotr Gerasimovi'di bu Nehldof, soyadn hi bir zaman aklnda tutamamt onun, bu-raunla nd bile olurdu bazan); ablasnn ocuklarnn ilk-- 32 okulda retmenyidi. Pyotr Gerasimovi sonra bir kursu bitirmi, lise retmeni olmutu; imdi lisede retmendi. Bu ylk tavrl, glnde kendine ar bir gven olan, Nehldof'un ablasnn dedii gibi kommn adamdan hi hazzetmezdi Neh-ldof. Pyotr Gerasimovi n n ten bir kahkahayla karlad Nehldofu. - Siz de geldiniz demek ha, yan izmediniz yani? Nehldof can skkn sert bir tavrla. - Aklmn ucundan geirmem byle bir eyi, dedi. Pyotr Gerasimovi daha da yksek sesle glmeye balamt. - Yurttalk grevidir bu. Ama biraz sabredin hele, karnnz acksn, uykusuzluktan kvrann, bakalm byle syleyecek misiniz o zaman? Bu Allahn bels herif biraz sonra sen demeye balayacak bana... diye geirdi iinden Nehldof. Yzne, ancak o anda btn akrabalarnn ld haberini alsa gerek olabilecek bir keder ifadesi verip uzaklat Pyotr Gerasimovi'in yanndan, heyecanl heyecanl bir eyler anlatan, sakalsz, temiz grnl bir adamn evresinde toplanan gruba yaklat. Adam o gnlerde sulh mahkemesinde devam eden bir dvadan sz ediyordu; bu konuda ok ey bildii belliydi, yarglarn, nl avukatlarn adlarn, baba adlarn sylyordu: nl bir avukatn bu dvann gidiini nasl deitirdiini, yzde yz hakl olduu halde, yal bir hanmefendinin imdi kar tarafa byk bir para demek zorunda kalacan anlatyordu.

- Dhi bir avukattr! diyordu. Herkes saygyla dinliyordu onu; aradaki kiisel grlerini belirtmek isteyen kyordu ama konumac, gerei yalnz o bi-lebilirmi gibi szn kimsenin kesmesine izin vermiyordu. Nehldof ge geldii halde gene de uzun sre beklemeleri gerekti. Mahkeme yelerinden biri gelmemiti, onu bekliyorlard. VI Bakan erken gelmiti. Uzun favorilerine ak dm, imanca, uzun boylu bir adamd bu. Evliydi, ama kars gibi onun da pek dzensiz bir yaay vard. Kar koca hi karmazlard birbirlerine. O sabah, yazn onlarn evinde alan svire'li m-rebbiye kzdan pir pusla almt; kz gneyde bir yerden Peters-burg'a geerken kente urayacan, saat le alt arasnda onu talya otelinde bekliyeceini yazyordu. Bu nedenle, geen yaz sayfiyede ona gzel anlar yaatan u kzl sal Klara Vasilyev-na'ya saat altya kadar yetiebilmek iin durumann bir an nce balayp bitmesini istiyordu. Odasna girip kapnn engelini takt, evraklarn bulunduu masann en alt gznden iki kk halter ald, yirmi kere ne yukar, yana aa indirip kaldrd, sonra halterleri bann zerinde tutarak kere yava yava melip kalkt. Alyans parmanda altn bir yzk olan sol eliyle imi sol pazusunu yoklarken Souk du, bir de jimnastik ok iyi geliyor bana diye dnd. imdi ip atlayacakt biraz da (uzun sre oturaca zamanlar nce bu iki hareketi yapard), o srada kap zorland dardan. Biri amak istiyordu onu. Bakan aceleyle yerine koydu halterleri, gidip kapy at. - Affedersiniz, dedi. Odaya gzlnn erevesi altn, kalkk omuzlu, ksa boylu, ask yzl bir adam girdi. Mahkeme yelerinden biriydi bu. - Gene Matvey Nikiti yok, dedi. Bakan resm giysisini giyerken, - Hi gelmedi demek, diye cevap verdi, her zaman ge kalr zaten. ye, - Hi utanmaz m bu adam yaptndan, anlamam, dedi. fkeyle oturup bir sigara kard. Her eyinde son derece titiz bir insan olan bu ye o sabah karsyla, evin aylk parasn zamanndan nce bitirdi diye atDirii - F: 3- 34 mt. Kars gelecek ayn parasndan biraz vermesini istemiti ondan, ama beriki vermemiti. Birbirlerine barp armlard. Kadn yleyse akama yemek de olmayacak evde, bouna bekleme demiti. ye bir ey sylemeden kmt evden; karsnn dediini yapacandan da korkmuyor deildi hani, zira her ey beklenirdi ondan. Kollarn iki yana genie aarak gzel, beyaz elleriyle, iki yandan ilemeli yakalnn zerine dklen uzun, hafif kr dm favorilerini dzelten temiz yrekli, salkl, neeli bakanna bakarken nsann dzenli, drst bir yaay olursa byle gler yz ite her zaman, oysa cehennemden farksz benim hayatm, diye geirdi iinden. Sekreter girdi ieri, bir dva dosyas getirdi. Bakan sigarasn yakarken, - ok teekkr ederim, dedi. nce hangi dvaya bakaca-z? Sekreter nemsemez bir tavrla, -- Galiba zehirleme dvasna, diye karlk verdi. Bakan bu dvay saat drde kadar bitirip sonra gidebileceini dnerek, - Eh, dedi yle olsun bakalm. Matvey Nikiti hl gelmedi mi? - Gelmedi. - Breve burada m peki? - Burada. - Grrseniz syleyin ona, zehirleme dvasndan balayacaz. Breve, bu davada grevli savc yardmcsyd. Koridora knca Breve'yle karlat sekreter. Resm giysisinin n ak, antas koltuunun altnda, omuzlarn kaldrm,, topuklarn hzla yere vura vurar bo olan kolunu yana doru sallayarak abuk abuk yryordu. Sekreter seslendi ona: - Mihail Petrovi hazr olup olmadmz soruyor. Savc yardmcs, __Elbette hazrm, dedi, her zaman hazrmdr. nce hangi davaya baklacak? - 35 - Zehirleme davasna. - Gzel, dedi savc yardmcs. Aslnda hi de gzel bulmamt bunu: Btn gece uyuma-uriit. Bir arkada uurlamlar, saat ikiye kadar imi, oyun oynamlard; sonra da, bundan alt ay nce Maslova'nn bulunduu eve, kadnlara gitmilerdi;

bu yzden zehirleme dvasnn dosyasn inceleme frsatn bulamamt, simdi yle bir gz gezdirmek istiyordu ona. Sekreter, savc yardmcsnn zehirleme dvasnn dosyasn incelemediini bildii iin, bu dvaya nce baklmasn mahsus salk vermiti bakana. Sekreter memurluk yapan btn Almanlar gibi koyu bir ortodokstu; sekreter hi sevmezdi onu, gz onun yerindeydi. - dilerin dvas ne oldu? diye sordu sekreter. Savc yardmcs, - stediim tank bulunamad iin dvaya baka bir mahkemede baklmasn isteyeceim, dedi. - Bir eyi deitirmez ki bu... - Ben zerime alamam byle bir dvay. Savc yardmcs kolunu gene yle sallayarak odasna kotu. diler dvasn son derece nemsiz, gereksiz bir tann olmamas yznden reddetmesinin asl nedeni, bu dvaya bakan Jrinin ounluunun aydn kimseler olmasyd, sanklar susuz bulabilirdi. Bakanla anlamlar, bu dvay - orada jri yeliine daha ok kyl bulunabileceinden sanklarn cezalandrlmalar ans artaca iin - kasaba mahkemesine yollamaya karar vermilerdi. Koridorlardaki hareket giderek oalyordu. En ok kalabalk, dvalarla yakndan ilgili gsterili adamn jri yelerine szn ettii dvann bakld sulh mahkemesinin nnde vard. Duru-Tnaya ara verilmi, dahi avukatn, elinden byk bir paray alp buna en kk bir hakk olmayan davac mvekkiline kazandrd yal kadn salondan kmt. Yarglar da biliyordu davacnn bu parada hi hakk olmadn, davac kendi de, avukat da; ama yle bir yn vermilerdi ki dvaya, paray yal kadndan almamak da imknszd, alp davacya vermemek de. Yal kadnimancayd, gzel giyinmiti, apkasnda kocaman kocaman gller vard. Kapdan knca durmu; tombul, ksa kollarn iki yana aarak avukatna Ne olacak bunun sonu? Bir eyler yapn. Allahaknza! Nedir bu byle? diye soruyordu. Avukat yal kadnn apkasmdaki gllere bakyor, onu dinlemiyordu, bir eyler dnyordu. Yal kadnn hemen arkasndan, n ak, prl prl parlayan cppesiyle apkasnda gller olan yal kadnn varn younu elinden alan nl avukat kt. Yz binden ok kazanc olan-dvl on bin ruble vermiti ona. Herkesin gz avukatn zerindeydi, o da farkndayd bunun, halleriyle yle diyordu sanki ona bakanlara: Ballk gsterisinde bulunmayn, istemez. Kalabaln arasndan abuk admlarla geip uzaklat. VII En sonunda Matvey Nikiti de geldi. Uzun boylu, sska mah keme yneticisi yan yan yryyle jri yelerinin odasna girdi. Alt duda da yana ekilmiti. Mahkeme yneticisi niversiteyi bitirmi, drst bir insand; ne var ki ok itii iin hi bir yerde diki tutturamamt.. Karsnn akrabas bir kontes ay nce bu ii bulmutu ona, imdiye kadar kovulmad iin seviniyordu. Pince-nez'ini (') takarak odadakileri gzden geirdikten; sonra, - Hepiniz tamam msnz baylar? dye sordu. Tccar, - Galiba, dedi. Mahkeme yneticisi cebinden listeyi kard; - nce yoklama yapalm bir. Adn okuduklar orada olduklarn bildirince Pince-nez'inin arkasndan ya da stnden sesin geldii yana bakarak adlar srayla okumaya balad. f) Kelebek gzlk. - Yedinci dereceden memur . M. Nikirofo. Mahkemeler konusunda bilmedii olmayan gsterili adam cevap verdi": - Benim. - Emekli albay van Semyonovi vanof. zerinde emekli subay resm giysisi olan zayf bir adam, -- Burada, dedi. - kinci dereceden tccar Pyotr Balakof, yi yrekli tccar itenlikle glmseyerek, - Buradaym, dedi. - Muhafz temeni prens Dmitri Nehldof. - Benim, dedi Nehldof. Mahkeme ynetcisi Pince-nez'inin stnden Nehldof'a saygyla glmseyerek bakt, ne eilerek selm verdi; onu teki yelerden ayr tuttuunu belirtmek iin yapmt bunu sanki. - Yzba Yun Dmitryevi Danenko, tccar Grigori Ye-fimovi Kuleof... Listedeki btn isimleri okudu. ki kii yoktu, tekiler hazrd. Ynetici kapy saygyla gstererek, - imdi salona geelim ltfen baylar, dedi. Hepsi kalkt, kapda birbirine yol vererek koridora, oradan da durumann olaca salona getiler.-

Duruma salonu geni, uzun bir odayd. Bir ucunda basamakla klan yarglar yeri vard. Yarglar yerinin ortasnda, psklleri daha bir koyu yeil uha rtl bir masa duruyordu. Masann hemen arkasnda, oyma mee aralklar ok yksek koltuk vard. Koltuklarn arkasnda duvara bir generalin resmi giysisiyle, tm nianlaryla, bir ayan ne atm, bir eliyle de klcn tutarken yaplm altn ereveli resmi aslyd. Sa kede sa'y kutsal strap ekerken gsteren bir tavsr vard, hemen nnde de bir krs. Savcnn blmesi bu krsnn sandayd. Savc yerinin tam karsnda, sol kledeki kk masa sekreterindi. Dinleyicilere ayrlan blmle yarglar yeri arasnda oyma, kaln bir parmaklk, parmakln arkasnda da sanklara ayrlan bank vard. Yarglar yerinin sa yannda aralklar gene- 38 yksek iki sra sandalye vard. Jri yeleri oturacakt bunlara. Hemen altta da avukat masalar duruyordu. Parmakln ikiye bld salonun n blmndeydi btn bunlar. Arka blmse, sra sra sandalye doluydu. Sralar ykselerek ta dip duvara kadar gidiyordu. n srada fabrika iisine ya da oda hizmetisine benzeyen drt kadnla, gene ii klkl - besbelli salonun grkemi karsnda ezildikleri, kendilerini kk hissettikleri iin aralarnda fiskos konuan - iki erkek oturuyordu. Jri yelerinin yerlerini almasndan sonra mahkeme yneticisi gene o yan yan yryyle ortaya kt, hazr bulunanlar sesiyle korkutmak istiyormu gibi: - Duruma balamtr! diye bard. Herkes ayaa kalkt, yarglar girdiler salona: nde adaleli bedeni, gzel favorileriyie bakan vard; peinde, gzlnn erevesi altn, ask yzl mahkeme yesi - imdi daha da sklyordu can; biraz nce, mahkemede staj yapan kaynbiraderini grmt, delikanl gelirken ablasna uradn, ablasnn akama yemek yapmayacan sylemiti. Kaynbiraderi glerek: - Meyhaneye gidip karnmz doyuracaz galiba, demiti. Ask yzl mahkeme yesi: - Glecek ne var bunda? diye homurdanmt. En arkadan da mahkemenin nc yesi, greve daima ge gelen Matvey Nikiti girdi. ri, ekik gzlerinde bir itenlik okunan, sakall bir adamd bu. Midesinden hastayd, doktorun dne uyarak o sabah yeni bir rejime balam, bu yzden de ge kalmt. imdi, sandalyesine yrrken pek dnceli grnyordu; bir alkanl vard nk: Kafasn" kurcalayan her soruya bir cevap bulmak iin nne kan en kk frsatta fa! bakard. Salona girdiinde de yle demiti kendi kendine: Kapdan koltuuma kadar admlarm sayacam, kan say e tam blnrse bu sabah baladm rejim iyi edecek midemi, bln-mezse etmeyecek. Yirmi alt admd koltuuna kadar, ama bir yarm adm atarak tam yirmi yedi admda vard koltuuna. Yakalan altn ilemeli resmi giysileriyle bakann da mah- 39 keme yelerinin de grn son derece etkileyiciydi. Onlar da hissediyorlard bunu; kendi byklklerinden utanyorrnu gibi, alak gnlllkle nlerine bakarak, aceleyle geip, yeil uha kapl masann arkasndaki oyma koltuklarna oturdular. Masann zerinde, tepesinde kartal ba olan keli bir ara, bfelerde eker konulan cam kavanozlar, bir mrekkep hokkas, u kalemler, en iyi eidinden tertemiz ktlar, azlan yeniden gzelce alm irili ufakl kurun kalemler vard. Yarglarla beraber savc yardmcs da girmiti salona. antas gene koltuunun altnda, kolunu gene yle sallayarak abuk admlarla, pencerenin dibindeki yerine geti; dvaya hazrlanabilmek iin her dakikadan yararlanarak hemen antasn ap ktlar incelemeye koyuldu. Bu drdnc dvasyd. Gz ykseklerde bir genti savc yardmcs; ykselebilmek iin her girdii dvada sann cezaya arptrlmas gerektii inancndayd. Zehirleme dvasn genel izgileriyle biliyordu, konumasnn plnn da hazrlamt, ama daha br takm ayrntlar gerekliydi ona, imdi dosyadan aceleyle karmaya, not etmeye alyordu bu ayrntlar. Sekreter kar kede oturuyordu. Okunmas gerekebilecek btn evraklar hazrlam; dn ele geirip okuduu, yasak bir yazy inceliyordu. Onunla ayn grleri paylaan uzun sakall mahkeme yesiyle bu yaz zerine konumak istiyor, konumadan nce yazy iyice anlamaya alyordu. VIII Bakan nndeki evraklar inceledikten, mahkeme yneticisiyle sekretere birka soru sorduktan, olumlu cevaplar aldiktan sonra sanklarn getirilmesini buyurdu. Parmakln tesindeki kap hemen ald, kllar ellerinde, apkalar balarnda iki jandarma girdi ieri, onlarn arkasndan sar sal, yz illi bir adam, en arkadan da iki kadn. Sanklard bunlar. Erkein zerinde, ona ok bol ve uzun gelen bir ceza evi giysisi vard. Salona girdiinde, ceketinin uzun kollar aa sarkmasn diye ko-- 40 - 41 caman parmaklarn dimdik yapm, elini pantolonunun yan dikilerine yaptrmt. Yarglara da, dinleyicilere de bakmyor, arkasndan getii banktan ayrmyordu gzn. Bankn te bana varnca nne geti, tekilere de yer brakarak ucuna iliti; sonra gzlerini bakana dikip, kendi kendine konuuyormu gibi

dudaklarn kprdatmaya balad; yz kaslar ekiliyordu. Arkasndan, gene cezaevi giysili, orta yasl bir kadn girmiti salona. Kadnn banda cezaevi barts vard; yz kirli beyazd, ka, kirpii yoktu, ama gzleri kpkrmzyd. Son derece sakin gzkyordu bu kadn. Yerine geerken etei bir eye takld, hi tellanmadan, yavaa kurtard eteini, sonra oturdu. nc sank Maslova'yd. Kapdan girdii anda, salonda bulunan erkeklerin hepsinin baklar ona ynelmi; siyah parlak gzl beyaz yznden, nlnn altnda dimdik duran gslerinden uzun sre ayrlmamt. nnden getii jandarma bile, yerine oturuncaya kadar ayrmad ondan gzlerini; oturduktan sonra da, kendini sulu bularak birden evirmiti bakn, tam karsndaki pencereye bakmaya balamt. Bakan, sanklarn yerlerini almasn bekledi, Maslova da oturduktan sonra sekretere dnd. Her durumaya baland gibi baland buna da: Jri yelerinin yoklamas yapld, gelmeyenler karlp, her birine verilecek cezalar grld, grevden affn dileyen yelerin durumu karara baland, bo yelikler yedeklerle dolduruldu. Sonra bakan kartlar katlad, hepsini cam kavanoza koydu; resmi giy-, sisinin ilemeli kolunu hafife yukar ekip - kll kolu gzkmt - bir sihirbaz tavryla kartlar bir bir karp aarak okumaya balad. Sonra kolunu dzeltti, papaza jri yelerine yemin ettirmesini syledi. Uuk benizli, i yzl ihtiyar papaz kahverengi cppesiyle i bacaklarn cppesinin arl altnda glkle ne atarak yava yava, tasvirin altndaki krsye geldi. Boynunda altn bir ha aslyd; gsnde, cppesine inelenmi kk bir de nian vard. Jri yeleri kalktlar, toplanarak krsye doru yrdler. Papaz i eliyle boynundaki haa dokunarak, jri yelerinin hepsinin krsye yaklamasn beklerken: - Buyrunuz, diye mrldand. Bu papaz krk alt yldr din grevlisiydi, katedral ba papaznn geenlerde yapt gibi, o da yl sonra ellinci yln kutlamaya hazrlanyordu. Blge mahkemesinde, mahkemeler ala-dan beri alyordu. On binlerce insana yemin ettirdiiyle de; ya hayli ilerledii halde kilise iin, yurdu iin, ailesi iin -bir evden baka en azndan otuz bin rublelik de tahvil brakacakt ailesine- hl altyla da ovunurdu. nsanlar ncil zerine yemin ettirmek olan mahkemedeki grevinin, ncil zerine yemin etmek dinde kesinlikle yasak olduu iin hi de iyi bir grev saylamyacan tasa etmezdi bile hi, yalnzca tasa etmemekle kalmaz, yksek tabakadan kimselerle tanmasna sk sk frsat verdii iin severdi de bu grevini. Biraz nce, bir dvadan - apkasnda byk gller olan yal kadnn dvasndan - on bin ruble kazand iin byk hayranlk, sayg duyduu nl avukatla tanmaktan da haz duymutu. Jri yelerinin hepsi krsnn dibine gelince papaz ak sal, tepesi ak ban yana eerek kolunu gmleinin nndeki kenarlar kirli delikten ieri soktu, yal salarn dzelterek jri yelerine dnd. Ar ar konuarak: - Sa ellerinizi kaldrnz, dedi. Parmaklar ukur ukur i havaya kaldrp ba parmayla iaret ve orta parmaklarnn ularn birletirerek: - Parmaklarnz yle tutun, diye devam etti. imdi syleyeceklerimi tekrar edin. (Ses tonunu deitirdi.) Yce Tanrnn, O'nun kutsal kitabnn, Hann huzurunda yemin ederim ki (Tane tane konuuyordu.) greve arldm bu dvada... (Ko-!unu indiren gen jri yesine dnd) Kolunuzu indirmeyin, yle tutun... greve arldm bu dvada... Gsterili, favorili bayla albay, tccar, birka kii daha par-maklann tam papazn istedii gibi yapm, kollarn iyice kaldrmlard; bunu seve seve yaptklar belliydi. Bazianysa pek isteksiz kaldrmlard kollarn. Bazlar yksek sesle, heyecanla tekrarlyorlard papazn sylediklerini; bazlarysa yalnzca fsl- 42 diyor, geri kalyor, sonra-korkmu gibi- abuk abuk tekrar-lyarak yetiiyorlard tekilere. Bazlar aman zlmesin, diye sk sk birletirmilerdi parmak ularn, bazlarysa arada dalyor, parmaklarnn aldn farkedince hemen birletiriyorlar-d. Aslnda hi biri holanmamt bu trenden; yalnz yal papaz ok yararl, nemli bir i yapt kansndayd. Yemin treninden sonra bakan jri yelerine aralarnda bir szc semelerini syledi. Jri yeleri kalkp itie kaka grme odasna -getiler, orada ilk ileri sigara imek oldu. lerinden biri, gsterili bay semelerini nerdi, hepsi hemen katldlar bu neriye, kabul ettiler; sigaralarn atp, bazlar da sndrp, salona dndler. Seilen szc kimin seildiini bildirdi bakana. Jri yeleri gene birbirinin ayana basmamak iin oturanlarn ayaklan arasndaki boluklara basarak, aralklar yksek iki sra sandalyedeki yerlerini aldlar. ler hi aksamadan, arballkla yryordu. Bu dzenin, arballn grevlilere - onlarda nemli, cidd bir toplumsal grevi yerine getirdikleri bilincini uyandrd iin - byk,haz verdii belliydi. Mehldof da tatt ayn duyguyu. Jri yeleri yerlerini alnca bakan, jrinin haklarn, grevlerini, sorumluluklarn ksaca anlatt onlara. Konuurken durmadan poz deitiriyordu; bir sa kolunu, bir sol kolunu dayyordu masaya, kh arkasn, kh

koltuunun kenarna yaslanyor, kh nndeki ktlarn ularn dzeltiyor, kh kt bann stnde dolatryordu parman, kh kalemlerle oynuyordu. Bakann szlerinden anlaldna gre jri yelerinin u haklar vard: Bakan araclyla sanklara soru sorabilirlerdi, kt kalem kullanabilirlerdi, salonda bulundurulan madd delilleri inceleyebilirlerdi. Grevleri, vicdanlarnn sesini dinlemek, haka karar vermekti. Sorumluluklar da, grmelerinin gizliliini salamak. Bu grmeleri bir yabancya amalar halinde cezaya arptrlacaklard. Hepsi saygl bir dikkatle dinliyorlard onu. arap kokan tccar, yksek sesle geirmemek iin kendini g tutarak, bakann her cmlesinin sonunda, evet anlamnda ban sallyordu. IX Konumasn bitirdikten sonra sanklara dnd bakan: - Simon Kartinkin, ayaa kalkn. Simon heyecanla ayaa frlad. Yz kaslar imdi daha da ok ekiliyordu. - Adnz? - Simon Petrov Kartinkin. atlak bir sesle abuk abuk konuuyordu. Cevaplarn nceden hazrlad belliydi. - Toplumsal durumunuz? - Kylym. - Hangi ilden ve kasabadansnz? - Tulsk ili, Krapivens kasabas, Kupyansk blgesi, Borkof ky. - Yanz? - Otuz drt, doumum bin sekiz yz... - Dinniz? - Rus dini, ortodoksum. - Evli misiniz? - Hayr, efendim. - Mesleiniz? - Mavritaniya otelinin koridorunda alyordum. - Sabkanz var m? Bundan nce mahkemeye dtnz m hi? - Hayr efendim, nk eskiden ben... - Sabkanz yok demek? - Vallahi de, billahi de yok. - Savcnn iddianamesinin bir kopyasn aidiniz mi? - Aldm. - Oturunuz. Bakan teki sana dnd: - Yevfimiya vanovna Bokova... Ama Simon hl ayakta duruyor, Bokova'nn nn kapyordu.44 - 45 - Kartinkin, oturun siz. Kartinkin dikiliyordu hl. - Kartinkin, size sylyorum, oturun! Gelgelelim Kartinkin tnmyordu; ancak mahkeme yneticisi olarak yanma gelip, ban yana eerek, gzleri yuvalarndan uram, fkeli bir sesie, Otur, otur! diye fsldaynca oturdu. Kartinkin ayaa kalkt gibi gene yle abucak oturmutu. Bol ceketinin bir yann teki yannn zerine ekerek iyice sarnd ona. Yz kaslar ekilmeye balamt gene. Bakan, nndeki ktlarda bir ey ararken, gs geirerek, ban kaldrp yzne bakmadan kadn sana sordu: - Adnz? Bakan iin dva ylesine allm bir eydi ki, zaman kazanmak iin iki ii birden grebilirdi. Krk yandayd Bokova; Kolomesk kentindendi. O da Mavritaniya otelinde koridor hizmetisiydi. Sabkas yoktu, herhangi bir nedenle soruturma da almamt onun iin, iddianamenin bir kopyasn almt. Bokova kendine byk bir gvenle cevap veriyordu sorulara; ses tonunda Evet, Yevimiya, Yevfimiya Bokova'ym, iddianamenin bir kopyasn aldm, bununla gurur duyarm, kimsenin benimle alay etmesine de izin vermem demek istiyormu gibi bir ifade vard. Sorular bitince, bakann otur demesini beklemeden hemen oturdu. apkn bakan bu kez, son derece kibar bir tavrla nc sana dnd: - sminiz? Maslova'nn hl yerinde oturduunu grnce yumuak, tatl bir sesle devam etti: - Ayaa kalkmanz gerek.

Maslova abucak kalkt, dik gslerini ne kararak bir ey sylemeden, ileri glen, hafif ehl, siyah gzlerini bakann gzlerinin iine dikip yle durdu. - sminiz neydi? Maslova hemen cevap verdi: - Lbof. Bu arada Mehldof pince-nez'ini takm, ayaa kalkp bakann sorularna cevap veren sanklar srayla inceliyordu. Gzlerini imdi ayakta duran sann yznden ayrmadan, Olamaz, diye geirdi iinden. Kadnn verdii cevab iitince, Lbof nasl olur? dedi kendi kendine. Bakan sormaya devam edecekti, ama gzlkl mahkeme yesi eilip kulana fkeyle bir ey fsldayarak durdurdu onu. Bakan evet anlamna sallad ban, sana dnd: - Lbof mu? dedi, burada yle yazmyor ama... Sank susuyordu. - Size soruyorum, gerek adnz nedir? fkeli ye: - Vaftiz adnz? diye sordu. - Eskiden Katerina'yd. mkn yok, olmaz, diye devam etti Nehldof kendi kendine. te yandan, bunun bir zamanlar k olduu, evet basbaya k olduu, sonra ne yaptn bilmedii bir lgnlk annda ifal edip yzst brakp kat o oda hizmetisi kz olduundan da kukusu yoktu. Bu an ona byk strap verdii; grnte drstlyle gurur duyduu halde aslnda ne denli aalk bir insan olduunu, o zavallya ne denli adice davrandn ona hatrlatt iin bandan geen bu olay unutmaya, aklna hi getirmemeye almt. Evet, oydu bu. Her yzn kendine zg, baka hi bir insann yznde grlemeyecek o esrarl zellii imdi ak seik gryordu. Yznn ar renksizliine, imanlna ramen bu sevimli, bakalarnnkinden ok deiik zellik yznden, dudaklarnda, hafif ehl gzlerinde, hele hele iten, glmseyen baknda, yalnz yzndeki deil, her eyindeki o uysallkta arpyordu gze. Bakan gene son derece yumuak: - Oldu imdi, adnz Katerina, dedi. Baba adnz? - Piim ben, diye cevap verdi Maslova. - Vaftiz babanzn adn syleyin. - Mihaylof. Nehldof glkle soluk alarak dnyordu bu arada: Ne yapt acaba, suu ne? - 46 Bakan sormaya devam etti: - Soyadnz ne? - Anneminkini vermiler bana, Maslova. - Toplumsal durumunuz? - Kentli. - Ortodoks musunuz? -- Evet, - iniz? Ne i yaparsnz? Maslova cevap vermedi. Bakan bir kere daha sordu ayn soruyu: - Ne i yaparsnz? - Evdeydim, dedi Maslova. Gzlkl mahkeme yesi sert: - Hangi evde? diye sordu. Maslova, - Biliyorsunuz, dedi, hangi evde olduumu. Glmsedi, sonra aceleyle evresine baknd bir, gene bakann gzlerinin iine dikti gzlerini. Yznn ifadesinde ylesine tuhaf bir ey vard; szlerinin anlamnda, o glmseyiinde, btn salonda gezdirdii o abuk baknda ylesine dehet verici, ylesine ackl bir ey vard ki, bakan ban nne edi, salonda bir an t kmad. Sessizlii dinleyicilerden birinin glmesi bozdu. Kkr kkr glyordu birisi. Bakan ban kaldrp sormaya devam etti: - Sabkanz var m, soruturma ald m sizinle ilgili hi? Maslova derin bir soluk alarak: - Hayr, dedi. - ddianamenin bir kopyasn aldnz rn? - Aldm. - Oturun. Sank, giyimli kuaml kadnlarn otururlarken eteklerini toplamak iin yaptklar hareketlerle arkadan eteklerini kaldrarak oturdu; beyaz kk ellerini nlnn bol kollarnn iine sokup, gzlerini bakandan ayrmadan beklemeye koyuldu. Sonra tanklarn yoklamas yaplp dar karldlar, bilir- 47 -

kii olarak doktor zerine bir karara varld, duruma salonuna arld. Daha sonra sekreter kalkt ayaa, iddianameyi okumaya balad. Yksek sesle, tane tane okuyordu; ama yle abuk gidiyordu ki, r lerle l leri zaten tam gerektii gibi okuyamad iin, aralksz devam eden bir uultu gibi kyordu sesi. Yarglar kh bir yanna dayanyorlard koltuklarnn, kh br; masann zerine eiliyorlar, sonra arkalarna yaslanyorlar, arada bir gzlerini kapyorlar, gene ayorlar, aralarnda fsltyla konuuyorlard. Jandarmalardan biri birka kere gelen esnemesini glkle tutmutu. Sanklardan Kartinkin'in yznden kaslar ekiliyordu durmadan. Bokova son,derece sakin, dimdik oturuyordu yerinde; arada bir parman sokup bartsnn altndan ban kayordu. Maslova hi kprdamadan oturuyor, gzlerini sekreterden ayrmadan dinliyordu; arada bir itiraz etmek istiyor gibi kprdyor, kzaryor, gs geiriyor, ellerinin durumunu deitiriyor, evresine bakmyor, sonra gene sekreteri dinlemeye koyuluyordu. Nehldof n srada, batan ikinci sandalyede oturuyor, pin-ce-nez'ini karm, Maslova'ya bakyordu. Ruhunda karmakark, ona ztrap veren eyler olmaktayd. ddianame yleydi: =- 17 Ocak 188x gn Mavritaniya otelinde, kentimize i iin gelmi Kurgansk ili ikinci derece tccarlarndan Ferapont Yemelyanovi Smelkof birdenbire lmtr. Drdnc blge polis doktoru dzenledii raporda Ferapont Yemelyanovi Smelkof'un, ok fazla alkoll iki ald iin kalp yetersizliinden ldn belirtiyordu. l topraa verildi. Birka gn sonra Petersburg'dan dnen tccar Thimohin- Smelkof'un hem hemerisi, hem de arkadayd Smelkof'un- 48 nasl ldn renince arkadann, zerindeki paralan almak gayesiyle zehirlenmi olabilecei iddiasn att ortaya. Bu iddiay, n soruturmada ortaya kan baz durumlarda doruluyordu: 1) Smelkof lmeden ksa bir zaman nce bankadan 3800 gm ruble ekmiti. Oysa lnn zerinden 312 ruble 16 kpek kmt. 2) lmnden bir nceki gnle son gecesini Smelkof genelevde ve Mavritaniya otelinde genel kadn Lbka'yla (Yekaterina Maslova'yla) geirmiti. Hatta genelevde elenirlerken Smelkof, Yakaterina Maslova'y, ona para getirmesi iin otele yollam, Smelkof'un verdii anahtarla, Mavritaniya otelinin koridor hizmetileri Yevfimiya Bokova'yla Simon Kartinkin'in yannda Smelkof'un valizini ap iinden para almtr. Maslova valizin kapan kaldrnca Bokova'yla Kartinkin yzlk banknot destelerini grmlerdir. 3) Smelkof genelevden Mavritaniya oteline genel kadn Lbka'yla dner; genel kadn Lbka koridor hizmetisi Kartinkin'in salk vermesiyle Smelkof un konyak kadehine gene Kartinkin'den ald beyaz tozu dker. 4) Devrisi sabah Lbka (Yekaterine Maslova) kald genel evin sahibesi tank Kitayeva'ya, szde Smelkof'un ona armaan ettii prlanta yzn satar. 5) Mavritaniya otelinin koridor hizmetisi Yevfimiya Bokova. Smelkof'un lmnden bir gn sonra blge ticaret bankasndaki hesabna 1800 ruble yatrr. Smelkof'un cesedi zerinde adl tpca yaplan inceleme, lnn i organlarnda zehir bulunduunu kesinlikle ortaya koymutur ki, bu da lmn zehirlenme sonucu olduu kukusunu dorulamaktadr. Sank olarak karnza getirdiimiz Maslova, Bokova ve Kartinkin suu kabul etmemi; bunlardan Maslova, ifadesinde, alt genelevden Mavritaniya oteline tccara para getirmek iin onu Smelkof'un yolladn iddia etmitir. Kendisine verilen anahtarla valizi am, tccarn syledii gibi 40 gm ruble alm iinden, baka para almam, buna, valizi yanlarnda ap kapad Bokova'yla Kartinkin de tanklk edebilirlermi. Smelkof'un otel odasna ikinci geliinde, Kartinkin'in salk vermesiyle tccarn konyana bir toz koyduunu kabul etmitir; uyku ilc sanm bu tozu, Smelkof hemen uyusun da onu ser- 49 best braksn diye iirmi ona bu ilc. Yze gelince, Smelkof bir tokat atm Maslova'ya, sank da alamaya balam, kalkp gitmek istemi, tccar gitmesin diye armaan etmi ona bu yz. Yevfimiya Bokova'ysa kaybolan paradan haberi olmadn, tccarn odasna admn bile atmadn, oraya yalnz Lbka'nn girip ktn, odadan bir ey kaybolmusa bu hrszl Lbka' nn, para almak iin elinde tccarn anahtanyla geldiinde yapm olabileceini sylemitir. - ddianamenin burasnda Maslova irkildi, azn ap Bokova'ya bakt. - Yevfimiya Bokova' ya bir gn sonra bankaya 1800 gm ruble yatrd hatrlatlp, bu paray nereden bulduu sorulunca; Simon Kartinkin'le on iki yldr alarak biriktirdiini, yaknda da evleneceklerini sylemitir. Simon Kartinkin ilk sorgusunda, genelevden elinde anahtarla gelen Maslova'nn akl vermesi zerine Bokova'yla beraber paray aldn, sonra da Maslova, o ve Bokova arasnda paray paylatklarn itiraf etmitir. - O anda Maslova gene rperdi, yz mosmor, ayaa bile frlad, bir ey sylemek iin azn ayordu k, mahkeme yneticisi susturdu onu. - Nihayet (sekreter okumaya devam ediyordu], Maslova'ya tccarn konyana dkmesi iin bir toz verdiini de itiraf etmitir Kartinkin. kinci sorgusundaysa parann alnmas olayyla ilgisi bulunmadm, Maslova'ya toz falan da vermediini sylemi, btn suu Maslova'ya

yklemitir. Bokova'nn bankaya yatrd para konusunda da Bokova'yla ayn eyi, bu paray otelde on iki yl alarak biriktirdiini sylemitir. ddianame sanklarn yzletirilerek ifadelerinin alnmasnn, tanklarn ifadelerinin, bilirkii raporunun v.b. anlatlmasy-Ia devam ediyordu. En sonunda yle bitiyordu: - bu yukarda sralanan durumlar gznne alnarak Borkof kyllerinden Simon Petrof Kartinkin'in (33), kentli Yevfimiya vanovna Bokova'nn (43) ve gene kentli Yekaterina MiDinlis - F: 4- 50 - 51 haylovna Maslova'nn (27) kendi aralarnda nceden anlaarak 17 ocak 188x gn tccar Smelkof'un 2500 gm rublesiyle yzn aldklar, sonra da Smelkof'u ldrmek amacyla ikisine zehir koyduklar, bylece onu ldrdkleri sabit grlmtr. Bu su, Ceza Yasamzn 1453. maddesinin drdnc ve beinci bendlerinde belirtilen eylemlere aynen uymaktadr. Bu nedenle, kyl Simon Kartinkin'in, Yevfimiya Bokova'nn ve Ye-katerina Maslova'nn 201 nc mahkemeler yasasna gre kurulan jrili blge mahkememizce yarglanmasn istiyoruz. Sekreter uzun iddianameyi okuyup bitirince ktlar toplad, uzun salarn iki eliyle dzelterek oturdu. imdi sorguya balanacak, her ey birdenbire aydnlanacak, adalet yerini bulacak diye tatl bir duygu iinde herkes derin bir soluk ald. Yalnz Mehldof'un iinde yoktu bu tatl duygu: On yl nce ylesine masum, temiz bir kz olarak tand Maslova'nn ne yapt dncesinin verdii dehet btn benliini sarmt. XI ddianamenin okunmas bitince bakan mahkeme yeleriy-ie konutuktan sonra, yznde gerei imdi anlarz demek istiyormu gibi bir ifade, Kartinkin'e dnd. Koltuunun sol yanna yaslanarak: - Kyl Simon Kartinkin, diye balad. Simon Kartinkin ayaa kalkt, parmaklar gerilmi ellerini pantalonunun yan dikilerine yaptrarak, bedeni ne decek-mi gibi eik, durdu; yznde kaslar hl ekiliyordu. Bakan devam etti: - 17 Ock 188x gn Yevfimiya Bokova v Yekaterina Mas-lova'yla tccar Smelkof'un valizinden parasn almakla, sonra da, Smelkof'un lmne sebep olan getirdiiniz zehiri Maslova' ya, tccarn ikisine koydurtmakla sulanyorsunuz. Suunuzu kabul ediyor musunuz? Bakan koltuunun sa yanma yasland. Simon Kartinkin: - Olamaz byle bir ey, diye cevap verdi, bizim grevimiz mterilere hizmet etmektir, nk... - Bunu sonra anlatrsnz. Suunuzu kabul ediyor musunuz, etmiyor musunuz? - Olamaz efendim. Ben yalnz... Bakan sakin, ama sert bir sesle kesti szn: - Sonra anlatrsnz. Suunuzu kabul ediyor musunuz, etmiyor musunuz onu syleyin! - Byle bir ey yapm olamam ben, efendim, nk... Mahkeme yneticisi gene koup geldi Kartinkin'in yanna, fkeyle fsldayarak susturdu onu. Bakan, Bu i artk bitti anlamna gelen bir tavrla, masaya dayad dirseinin - bir kt vard o elinde yerini deitirerek Yevfimiya Bokova'ya dnd: - Yevfimiya Bokova, 17 ocak 188x gn Mavritaniya otelinde Simon Kartinkin ve Yekaterina Maslova'yla beraber tccar Smelkof'un valizinden parasyla yzn almaktan, aldnz eyleri aranzda paylatktan sonra, suunuzu rtmek iin tccar Smelkof'u zehirleyerek ldrmekten sanksnz. Suunuzu kabul ediyor musunuz? Sank kararl bir sesle, hi beklemeden cevap verdi: - Hayr, susuzum ben. Odaya bile girmedim... u sokak sprnts girdi, onun marifetidir. Bakan gene yumuak, kesin bir tavrla: - Sonra anlatrsnz bunlar, dedi. Sulu olduunuzu kabul etmiyorsunuz demek? - Para falan almadm ben, adamn ikisine bir ey de koymadm, odaya ayam bile atmadm. Odaya girseydim kolundan tuttuum gibi dar atardm zaten bu kadn. - Sulu olduunuzu kabul etmiyorsunuz demek? - Hi bir zaman. - ok gzel. Bakan nc sana dnd: - Yekaterina Maslova, genelevden elinizde tccar Smelkof'un valizinin anahtar, Mavritaniya oteline gelip, valizdenco _ Smelkof'un parasyla yzn almakla (Ban solundaki, su delilleri arasnda zehir iesinin eksik olduunu syleyen yeye doru emi, ezberlenmi bir ders gibi devam ediyordu konumasna), valizinden Smelkof'un parasyla yzn almakla, diye tekrar etti, aldnz eyleri su ortaklarnzla paylap,

Mavritaniya oteline tccar Smelkofla gelince de ikisine, Smelkof'un lmne sebep olan zehiri koymakla sulanyorsunuz. Sulu olduunuzu kabul ediyor musunuz? Maslova abuk abuk konuarak: - Hi bir suum yoktur benim, dedi, nce sylediimi imdi de tekrar ediyorum: Paray ben almadm, almadm, hi bir ey almadm ben, yz de kendi-verdi bana... ;- ki bin be yz rublenin alnmasyla ilginiz olmadn iddia ediyorsunuz demek? - Sylyorum size, krk rubleden baka para almadm ben. - Peki tccar Smelkof'un ikisine bir toz dktnz kabul ediyor musunuz? - Bunu kabul ediyorum. Yalnz u var, bunun uyku ilci olduunu sylemilerdi bana, ben de yle sanmtm. Tccara bir zarar dokunacan bilmiyordum. Byle bir ey dnmedim, istemedim de. Yemin ederim ki istemedim. Bakan: - Demek oluyor ki tccar Smelkof'un parasyla yznn alnmasnda bir suunuzun olmadn sylyorsunuz, dedi. Ama ikisine tozu koyduunuzu kabul ediyorsunuz? - yle, kabul ediyorum, ama bunun uyku ilc olduunu sanyordum. Bir an nce uyusun diye koydum onu ikisine, kt bir amacm yoktu, aklmn ucundan bile gemedi byle bir ey. Bakan, durumann gidiinden memnun bir tavrla:, -> ok gzel, dedi. Arkasna yaslanp ellerini masann zerine koyarak devam etti: -' imdi her eyi olduu gibi anlatn bakalm bize. Gerei gizlemezseniz bu sizin yararnza olur. Maslova, gzlerini bakann gzlerinin iine dikmi, susuyordu. - 53 - Anlatn nasl olduunu. Maslova birden: - Nasl olduunu mu? diye balad. Otele geldik, odasna ktk, ok sarhotu. Gitmek istiyordum o brakmyordu. Maslova o derken dehetle almt gzleri. Olaylar zincirini kaybetmi ya da baka bir eyi hatrlam gibi sustu birden. - Sonra? - Sonra m? Biraz daha kalp eve dndm. O anda savc yardmcs bir dirseine tuhaf bir biimde yaslanarak yarm doruldu yerinden. Bakan: - Bir soru mu sormak istiyorsunuz? diye sordu. Savc yardmcs, evet deyince, ban sallayarak sorusunu sormasna izin verdiini belirtti. Savc yardmcs, Maslova'ya bakmadan: - unu sormak istiyordum, dedi, sank Maslova, Simon Kartinkin'le daha nceden tanyor muydu acaba? Szn bitirdikten sonra dudaklarn bzd, kalarn att. Bakan, savc yardmcsnn sorusunu tekrar etti. Maslova rkek baklarn savc yardmcsna dorulttu. - Simon'la m? dedi, evet, tanyordum. - imdi de, bu tankln nasl bir tanklk olduunu sormak istiyorum. Sk sk gryorlar myd? Maslova huzursuz baklarn savc yardmcsndan ayrp bakana dorultarak: - Nasl bir tanklk mi? dedi. Otel mterilerine arrd beni, hepsi o kadar, ayrca bir dostluk yoktu aramzda. Savc yardmcs gzlerini kisarak, dudaklarnda kurnaz, eytanca bir glmseme: - Kartinkin'in arada bir baka kzlar da armayp, her zaman niin ille de Maslova'yi ardn bilmek isterdik, dedi. Maslova rkek baklarn salonda gezdirirken, bir an Meh-ldof'la gz gz geldikten sonra: - Bilmiyorum, dedi. Nereden bileyim? yle istiyordu can, beni aryordu.- 54 Nehldof, yz bir anda kpkrmz olarak, Tand m yoksa? diye geirdi iinden. Ama Maslova onu tekilerden ayrmadan ban hemen evirmi, gene korkuyla savc yardmcsna bakmaya balamt. - Sank, Kartinkin'le aralarnda bir takm yakn ilikilerin olduunu kabul etmiyor demek? ok gzel. Soracam bu kadard. Savc yardmcs, dirseini nndeki blmeden ekip bir eyler yazmaya balad. Aslnda bir ey yazd yoktu, nndeki notlarn harflerinin zerinden giderek yazyormu gibi yapyordu: Savclarla avukatlarn, kurnazca sorulmu bir sorudan sonra, konumalarna, karlarndakileri yere alacak bir takm notlar eklediklerini ok grmt. Bakan hemen dnmedi sana, nk o ara gzlkl mahkeme yesine, nceden hazrlanp not edilmi sorularn sorulmasna ne diyeceini soruyordu. Sonra sana dnd: - Devam edin, sonra ne oldu? Maslova, yalnz bakana bakarak, kendini biraz toparlam:

- Eve geldim, diye devam etti. Paray patrona verip yattm. Daha yeni uyumutum ki bizim Berta uyandrd beni. Uyan, uyan senin tccar gene geldi. Yanna kmak istemedim, ama madam emretti. Bizim kzlarn hepsine iki smarlad, sonra arap bitince arap aldrtmak istedi, ama btn paras bitmiti. Patron gvenemedi ona. -Maslova gene apak bir dehet duymutu ona derken.- O zaman o da anahtarn verip otele yollad beni. Parann nerede olduunu, ne kadar alacam syledi. Ben de gittim. Bu arada bakan salondaki yeyle alak sesle bir eyler konuuyor, Maslova'nn ne dediini dinlemiyordu, ama dinlediini sansnlar diye Maslova'nn son cmlesini tekrar etti: -' Siz de gittiniz demek. Sonra ne oldu? - Bana syleneni yaptm: Odaya girdim. Yalnz girmedim ama; ,Simon Mihaylovi'le onu -Bokova'y gsterdi bayla- ardm. Bokova: - 55 - Yalan sylyor, odaya admm atmadm... diye balamt ki, susturdular onu. Maslova yzn buruturarak, Bokova'ya bakmadan devam etti: - Onlarn yannda drt on rublelik aldm valizden. Gene savc yardmcs kart sze: - Krk rubleyi alrken valizde ne kadar para olduunu far-ketmem mi acaba sank? Savc yardmcsnn sesini duyunca birden irkildi Maslova. Neden ve nasl olduunu bilmiyordu ama bu adamn onun ktln istediini hissediyordu. - Saymadm paray, diye cevap verdi, yalnz bir sr yz rublelik grdm. - Sank bir sr yz rublelik grm... bunu renmek istemitim. Bakan saatine baktktan sonra sormaya devam etti: - Peki paray getirdiniz mi sahibine? - Getirdim. - Sonra? - Sonra gene yanna ald beni. - kisine o tozu nasl koydunuz? - Nasl m koydum? Basbaya dktm ikisinin iine, sonra da ona verdim. - Niin verdiniz? Maslova cevap vermeden derin bir gs geirdi. Bir an sustuktan sonra: - Bir trl brakmyordu yakam, dedi. Can skmaya balamt artk. Koridora kp Simon Mihaylovi'e Braksa beni de gitsem, ok yoruldum dedim. Simon Mihaylovi, Biz de bktk ondan artk, dedi. Uyku ilc vermeyi dnyoruz ona. Hemen uyur, sen de gidersin. Sevindim buna, ok gzel, dedim. Bunun zararl bir il olduunu aklmn ucundan geirme-mitim. Kk paketi elime verdi. Odaya girdim, paravanann arkasnda yatyordu, geldiimi duyunca konyak istedi benden. Masann zerindeki ieden iki kadehi doldurdum, biri benim, biri onundu, onun kadehine ilc boalttm, gtrp verdim. ki-- 56 sine koyduum eyin zehir olduunu bilsem verir miydim ona onu? Bakan: - Peki yzk nasl elinize geti? diye sordu. - Kendi verdi. - Ne zaman? - Beraber onun odasna gelmitik, ben eve dnmek istiyordum, bama vurdu, tokam krd. O zaman iyice kzdm, gideceim diye tutturdum. Gitmeyeyim diye parmandan yzn karp verdi bana. Savc yardmcs hafife doruldu gene yerinden, hep o yapmack iten tavryla birka soru sormak iin izin istedi, iznini aldktan sonra da ilemeli yakalnn iinde ban ne eerek: - Sann, Smelkof'un otel odasnda ne kadar kaldn bilmek istedim, dedi. Maslova'nn iine gene bir korku dt; rkek baklarn savc yardmcsndan ekip bakana dorultarak: - Ne kadar kaldm hatrlamyorum, diye cevap verdi. - Sank, tccar Smelkof'un odasndan knca nereye uradn hatrlyor mu acaba? Maslova bir an dndkten sonra: - Yandaki bo odaya uradm, dedi. Savc yardmcs bu cevapla ilgilenerek Maslova'ya dnd: - Niin uradnz oraya? - stme bama eki dzen vermek, sonra araba beklemek iin. - Peki, sank bu odadayken Kartinkin de uram m oraya? - Evet. - Niin? - Tccarn iesinin dibinde biraz konyak kalmt, onu itik. - Beraber imiler demek. ok gzel. Sank, Simon'Ia ne konumu bu odada? Maslova'nn kalar atld birden, yz mosmor oldu, abuk abuk konuarak: - Ne mi konutum? dedi. Hi bir ey konumadm. Olan-

- 57 larn hepsini anlattm size, baka bir ey bilmiyorum. Ne isterseniz yapn beni. Susuzum, hepsi bu kadar. Savc yardmcs bakana dnerek: - Baka bir ey sormayacam, dedi. Omuzlarn tuhaf bir biimde kaldrarak, konumasnn taslana sann Simon'la bo bir odaya girdiini itiraf ettiini abuk abuk yazmaya balad. Bir anlk bir sessizlik oldu. - Syleyeceklerinizin hepsi bu kadar m? Maslova derin bir gs geirerek: - Her eyi syledim, dedi. Oturdu. Bakan bunun zerine nndeki kda bir ey not etti, sol yanndaki yenin alak sesle sylediine kulak verdikten sonra durumaya on dakika ara verdi, aceleyle kalkp salondan kt. Sol yandaki uzun boylu, sakall, iri gzleri itenlikle parlayan ye, bakana, midesine hafif bir sancnn saplandn, biraz masaj yapp ilcn imek istediini sylemiti. Durumaya ara verilmesinin sebebi buydu. Yarglarn arkasndan jri yeleri, avukatlar, tanklar da kalktlar, nemli bir iin hi olmazsa bir blmn bitirmenin verdii hazla saa sola gittiler. Nehldof jri odasna gitti, orada pencerenin dibine oturdu. XII Evet, Katyua'yd bu. Nehldof'la Katyua arasndaki iliki yleydi: Nehldof Katyua'y ilk kez, niversitenin nc snfndayken, toprak mlkiyeti zerine yaptn hazrlamak amacyla yaz tatilini halalarnn yannda geirmeye kye geldiinde grmt. Genellikle yaz tatillerini annesinin Moskova yaknlarndaki byk iftliklerinde annesiyle ablasnn yannda geirirdi. Ama o yl ablas kocaya varm, annesi de yurt dna, kaplcala-l - 58 ra gitmiti. Nehldof'unsa yaptn bitirmesi gerekiyordu, yaz halalarnn yannda geirmeye karar vermiti. Halalarnn kynde elence falan yoktu; hem halalar ok severlerdi onu, o da halalarn, onlarn geleneklere bal, sade yaaylarn severdi. O yaz Nehldof, halalarnn yannda, bir gencin, bakalarnn uyarmasyla deil de kendi kendine hayatn tm gzelliinin, neminin, hayatta kiioluna den grevin anlamnn bilincine ilk kez vard; kendisinin de dnyann da kusursuz olma olanann bulunduunu grd; kendini, yalnz umutla deil, hayalinde yaatt kusursuzlua erieceine btn varlyla inanarak bu kusursuzlua adad zaman duyduu o cokunluu duymutu iinde. O yl niversite Spencer'in Sosyal dengesini okumu, Spencer'in toprak mlkiyeti zerine syledikleri ona -daha ok, o da byk bir toprak sahibi kadnn olu olduu iin- hayli etki etmiti. Babas zengin deildi; ama annesine evlenirken ailesi drahoma olarak, aa yukar on bin hektar arazi vermiti. Bir insann toprak sahibi olmasnn ktln, hakszln ilk kez o zaman anlam, kendini yce duygulara adamaktan byk haz duyan insanlardan olduu iin de toprak mlkiyeti hakkndan yararlanmamaya karar vermi, babasndan ona kalan arazisini kyllere datmt. Yazmakta olduu yapt da bu konudayd. O yl kyde, halalarnn yannda gnlerini yle geiriyordu: Sabahlar ok erken, bazan saat te kalkyor, kimi zaman sabah sisi daha kalkmadan da dibindeki dereye gidip ykanyor; gne doduktan ama sabah ii otlarn, ieklerin zerinden henz kalkmadan dnyordu. Sabah kahvaltsn yaptktan sonra oturup yapt zerinde almaya ya da yapt iin bulduu kaynaklar incelemeye balyordu; ama ounlukla okumay ya da yazmay bo verip gene kyordu evden, krlarda, koruluklarda dolamaya gidiyordu. len zeri bahede br keye uzanp kestiriyor, yemekte halalarn neesiyle gldrp elendiriyor, yemekten sonra ya atla dolamaya kyor ya da glde kaykla geziyordu; akamlar da ya okuyor ya da halalaryla oturup onlara kt fal ayordu. Geceleri ounlukla -zellikle ay aydnlk gecelerde- yaamak sevincini iinde btn cokunlu- 59 uyla duyduu iin uyku tutmuyordu gzn; hayalleriyle, dnceleriyle babaa, bazan ortalk aydnlanana kadar bahede dolayordu. Halalarnn yannda ilk ayn bylesine mutlu, huzur iinde geirdi; siyah gzl, her zaman abuk abuk yryen yan oda hizmetisi; yar besleme Katyua'yla hi ilgilenmemiti bile bu bir ay iinde. Nehldof o zamanlar, kklkten beri annesi her eyiyle ilgilendii, onu istedii gibi yetitirdii iin on dokuz yanda tertemiz bir delikanlyd. Kadn ancak kars olarak dnrd. Kars olamayacak btn kadnlarsa onun iin kadn deil, birer insand. Ama yle oldu ki o yaz Voznesenye'ye, halalarna bir komular kadn geldi. Kadnn yannda -ikisi gen kz, biri lisede okuyan olan- ocuuyla, konuu, kyllkten ykselmi gen bir ressam vard.

aydan sonra evin nndeki ekini biilmi tarlada ebecilik oynamaya balad ocuklar. Katyua'y da almlard oyuna: Birka oyundan sonra Nehldof un Katyua'yla kamas gerekmiti. Geldiinden beri holanrd Katyua'dan Nehldof, ama aralarnda deiik birtakm ilikilerin olabileceini aklnn ucundan geirmemiti. Neeli bir gen olan ebe ressam - ksa, arpk, ama gl kyl bacaklaryla ok hzl kouyordu -glerek: - te bunlar dnyada yakalayamam, dedi, ayaklar taklr da derlerse ancak... - Yakalayamayacaksnz elbette! - Bir, iki, ! Avu ilerine kere vuruldu. Katyua, glmemek iin kendini g tutarak, Nehldof'un kaln elini kk, yumuak eliyle skp, - kolal eteklii hrdaya hrdaya - sola doru komaya balad. Nehldof hzl koard, ressamn onu yakalamasn istemedii iin olanca hzyla komaya balad. Ban evirip geri baktnda ressam Katyua'nn arkasndan koarken grd, ama Katyua dolgun, gen bacaklarn abuk abuk atarak sola do-- 60 ru kouyor, ressamla aray ayordu. nnde, o zamana kadar hi kimsenin kamad bir allk vard. Katyua Nehldof'a bakp onunla gz gze gelince bayla alln arkasna komasn iaret etti. Nehldof anlad onun bu iaretini, alla doru komaya balad. Ama alln arkasnda Nehldof'un bilmedii, zeri srgan otlaryla kapanm kk bir ukur vard; aya taklp yzkoyun yere yuvarland, kollarn szlatt srgan otlar, den akam iinden pslak otlar stn ban slatt; ama kendi haline glerek hemen kalkt, gene komaya balad. Katyua sevinle glerek, simsiyah gzleriyle uarcasna ona doru kouyordu. Birbirine kavutular, el ele tuttular. Katyua soluk solua, itenlikle glmseyerek bota kalan eliyle, koarken bozulan san dzeltirken, - Kazandk, dedi. Aadan yukarya Nehldof'un gzlerinin iine baktt. Delikanl da glmsedi, Katyua'nn elini brakmadan, - Orada ukur olduunu bilmiyordum, dedi. Gen kz Nehldof'a doru sokuldu, delikanl da, nasl olduunun farkna varmadan ban ne edi; Katyua geri ekilmedi, Nehldof avucunun iindeki yumuack eli olanca gcyle skt, gen kz dudaklarndan pt. Katyua, - Hopala! diye mrldand. Elini hzla ekip koarak uzaklat Nehldof'un yanndan. Hemen oradaki leylk aacnn yanma gitti, artk dklmeye yz tutmu beyaz leylktan iki kk dal kopard, iekleri ate gibi yanan yzne srterek Nehldof'a bakt, sonra dnp, elini kolunu sallayarak teki ocuklarn yanna yrd. O gnden sonra Nehldof'la Katyua arasndaki ilikiler deimiti; birbirine tutkun tertemiz bir delikanlyla, gene yle bir kzn arasndaki ilikiydi artk bu. Katyua odaya girdiinde ya da Nehldof onun beyaz nln ta uzaktan grdnde delikanl iin her ey birdenbire ay-dnlamveriyordu sanki, ilgi ekici, insana nee verici oluyordu; daha bir mutlu hissediyordu kendini. Katyua da ayn durumdayd. Katyua'nn odaya girmesi ya da onun yaknnda bir yerde - 61 bulunmas deildi. Nehidof'u byle heyecanlandran yalnz; Katyua'y dndke de ayn duygu dolduruyordu iini. Katyu-.sa da Nehldof'u dndke yle oluyordu. Delikanl annesinden kt bir mektup ald, yapt zerinde almas iyi gitmedii ya da genlere zg o sebepsiz can sknts iine kt ..zamanlar Katyua'y, biraz sonra onu greceini bir dnmesi her eye yetiyor, can sknts bir anda dalyordu. Katyua'nn ok ii vard evde, ama hepsini yetitiriyor, bo zamanlarnda da okuyordu. Nehldof, kendisinin de o sralar Dokuduu kitaplar, Dostoyevski'yi, Turgenyef'i veriyordu ona. En ok Turgenyef in Sessizliki houna gitmiti. Koridorda, balkonda, avluda karlatklar zamanlar ayak st konuabiliyorlard .ancak; bazan da Nehldof halalarnn yal oda hizmetileri Matryona Pavlovna'nn odasna -Katyua da o odada kalyordu- ktlama ay imee uradnda gryorlard. Matryona Pav-iovna'nm yannda.konumalar en tatl olanyd. Yalnz balarna, yanlarnda kimse yokken konuurken sklyorlard. Gzleri, azlarnn sylediinden bambaka, ok daha nemli eyler syle-neye balyordu hemen, dudaklar bzlyordu, bir tuhaf oluyor-iar, birbirlerinin yanndan uzaklamak iin acele ediyorlard. Nehldof'un Katyua'yla arasndaki bu tr ilikileri onun, halalarnn yanndaki birinci konukluu boyunca srd. Bu ilikiler halalarn gznden kamam, onlar hayli tellandrmt da; yal kadnlar bu durumu yurt dndaki Helena vanovna'ya. Nehldof'un annesine bile yazdlar. Mariya vanovna hala Dmit-ri'nin Katyua'yla ii ilerleteceinden korkuyordu. Ama yersizdi bu korkusu: Nehldof'un iindeki, ancak tertemiz bir yrein duyabilecei eitten bir sevgiydi; onu da Katyua'y da basitle-rmekten koruyabilecek bir

sevgi... Gen kz elde etmeyi aklnn kesinden geirmedii gibi, Katyua'yla aralarnda byle bir eyin geebilecei dncesi bile dehet veriyordu ona. nce duygulu Sofiya vanovna'nn endieleriyse ok daha yerindeydi: Kendi basma buyruk, ne istediini bilen bir gen olan Dmitri'nin bu kza tutulup, soyunun sopunun nereden geldiine bakmadan aklna onunla evlenmeyi koymasndan korkuyordu.- 62 O zaman Nehldof Katyua'y sevdiini ak seik bilseydi ya da birisi kp onun byle bir kzla kaderini birletirmemesi gerektiini, birletiremeyeceini syleseydi ona, her eyde kendi bildiini okuyan bir insan olarak kolaylkla, sevdii bir kzla -kz neyin nesi olursa olsun- evlenmemesi iin ortada hi bir nedenin olmadna karar verirdi. Ama halalar bu endielerinden hi sz etmediler ona, o da sevdiini bilmeden ayrld kyden. Nehldof Katyua'ya olan bu duygusunun, o zamanlar iin,, btn varln dolduran yaama sevincinin -o neeli, sevimli; kz da paylayordu bu yaama sevincini- evet, o yaama sevincinin bir sonucu olduunu sanyordu. Ama Katyua, halalaryla beraber talkta durmu, dolu dolu olmu simsiyah, biraz ehl gzleriyle onu yolcu ederken Nehldof, bir daha hi sahip olamayaca, ok ho, deerli bir eyi brakp gitmekte olduunu hissetmi, derin bir kedere kaplmt. ki tekerlekli arabaya binerken Sofiya vanovna'nn apkasnn stnden, - Hoa kal Katyua, demiti, her ey iin ok ok teekkrler. Katyua kulaa ho gelen o okayc sesiyle, - Gle gle Dmitri vanovi, demiti. Sonra da, gzlerinde biriken yalar tutarak, doyasya alamak iin ieri komutu. x Bu ayrltan sonra, yl grmedi Katyua'y Nehldof. An-cak aradan yl getikten sonra, subayla atanm, orduya katlmaya giderken, yl ncekinden bambaka bir insan olarak yolu zerindeki halalarnn kyne uradnda grd onu bir de. O zamanlar drst, her eyi iyi i uruna kiisel karlarn-vermeye hazr, soylu bir genti; oysa imdi yalnz kendi zevkini dnen, ahlksz, bencil bir insan olmutu. O zamanlar hayat - 63 onun iin, her eyini heyecanla, sevinle anlamaya alt bir srd; imdiyse hayat ak seikti karsnda, iinde yaad koullardan baka bir ey deildi. O zamanlar doayla, ondan nce de yaayan, dnen, hisseden insanlarla har-neir olmasyd gerekli, nemli olan (felsefe, iir)... oysa imdi insanlarla olan birtakm ilikileri, arkadalaryla yaknlyd gerekli, nemli olan. O zamanlar kadn esrarl, ho bir yaratkt onun iin; imdi yakn akrabas kadnlardan ve dostlarnn karlarndan gayrisi ayn anlam tayordu gznde: Kadn kiiye zevk veren aralarn iinde en iyisiydi. O zamanlar paraya ihtiyac yoktu, annesinin verdii parann te biri bile ok gelirdi ona, babasndan ona miras kalan araziyi de kyllere databilirdi; oysa imdi annesinin ayda verdii bin be yz ruble yetmiyordu ona, para yznden sk sk tatsz tartmalar geiyordu aralarnda, O zamanlar gerek ben olarak ruhsal yapsn sayard, imdiyse salkl, din, yaayan ben di onun iin gerek olan. Bu korkun deime onda srf kendine olan inancn yitirip, bakalarna inanmaya balad iin olmutu. Kendine inanmaktan vazgeip bakalarna inanmaya balamasnn nedeni, kiinin kendine inanarak yaamasnn son derece g olmasyd: Kendine inanarak yaayabilmesi iin kiinin btn sorular, kk hazlar peindeki yaayan ben in istedii gibi deil, hatta ounlukla onun istediinin tam tersine zmlemesi gerekir; te yandan, bakalarna inanrsa zmleyecei hi bir ey yoktur, her ey zmlenmitir, hem de yaayan ben in istedii gibi. Dahas var, kendine inanarak yaarken evresindeki insanlarn eletirileriyle kar karya kalyordu hep, bakalarna inanmaya balayalberi herkes vyordu onu. Dncelere dald, okuduu ya da Tann'dan, gereklerden, zenginlikten, yoksulluktan sz etmeye balaynca evresindekiler yersiz, hatta gln buluyorlard bu konumalarn; annesiyle teyzesi sevgi dolu bir sitemle Ntre cher philosophe (') diyorlard ona. Gelgelelim, roman okuduu, ak hikyeler anlatt, Fransz tiyatrosunda mzikli, hafif gldr oyunlarna git[') Deerli feylezofumuz (Franszca).- 64 tii, bu oyunlar neeli bir dille ona buna anlatt zamanlarsa gklere karyorlard onu, byle devam etmesini sylyorlard, htiyalarn biraz ksmas gerektiine inanarak eski paltoyla dolat, arap imedii zamanlar herkes bunu tuhaf karlyor kendini gstermek iin orijinallik olsun diye byle yaptn sylyordu; av iin ya da kendine son derece gzel, pahal bir ev demek iin byk paralar harcaynca da zevkini herkes vyor, ona deerli eyler armaan ediyorlard. Gnahsz olduu,, evleninceye kadar da yle kalmay dnd zamanlar onurr salndan endie ediyorlard; annesi, olunun gerek bir erkek olduunu, arkadann elinden bir Fransz kadnn aldm renince zlmek yle dursun, sevindi bile. Katyua olayn olunun bir zamanlar bu kzla az kald evleneceini dndke; dehete kaplyordu Prenses. Nehldofun reit olunca babasndan ona kalan kk araziyi, toprak mlkiyetinin hakszlk olduuna inand iin kyllere datmas da annesini, akrabalarn dehete drmt; bu davran devaml bir paylama,

alay konusu olmutu yaknlar: arasnda. Durmadan, toprak sahibi olan kyllerin durumlarnn dzelmediini, tam tersine kylerinde meyhane atklar, a lmay da hepten braktklar iin daha da yoksullatklarn anlatyorlard ona. Nehldof muhafz alayna girip, yksek evreden arkadalaryla, Helena vanovna'y ona paradan birazn harcamak zorunda brakacak kadar ok para yemeye balaynca bile hi zlmedi annesi; bunun olaan hatta gzel bir ey olduunu dnd. nceleri bunlara kar durmaya alt Nehldof, ama ok: gt kar durmak; nk kendine inanarak iyi sayd her ey evresindeki insanlarca kt, tersine kt sayd her ey de iyi saylyordu. Sonunda pes etti. Nehldof, kendine inanmay brakp bakalarna inanmaya balad. Balangta bu deiiklik hi de ho bir ey deildi Nehldof iin, ama ok srmedi bu; sigara, iki imeye balaynca ona ar gelen bu duygusu hemen kayboluverdi, hatta inde olduka byk bir hafiflik hissetti. Nehldof, yaradlnn etkisiyle, evresindekilerin doru bulduu bu hayata btn benliiyle verdi kendini; baka bir ey isteyen iindeki sesi de bastrd, Petersburg'a tandktan sonra balamt bu onda, askerlie girmesiyle de tamamlanmt. Askerlik, bombo bir yaay gerektirdii, yani akla uygun, yararl bir ile uramay, insanlk grevlerini kaldrp yerine, yalnzca artl bir alay, niforma, sancak onuru, bakalarna kar snrsz bir hakimiyet, stlerine de ancak klelerde grlebilecek bir ba ei getirdii iin insanlar ounlukla bozar. Ne var ki, niforma, sancak onuruyla, zorbalyla, bakalarn ldrmeye izin vermesiyle zaten kt olan askerlie bir de ancak zengin ve nl subaylarn grev alabildii muhafz alayla-rndaki zenginlik ,ar ailesine yaknlk gibi bozukluklar da eklenince bu bozukluk muhafz alaylarnda grevlilerde lgn bir bencillik derecesine varmaktadr. Askerlie girmesinden, btn arkadalar gibi yaamaya balamasndan sonra bu lgn ben cllie Nehldof da kaptrd kendini. Bakalarnca dikilmi, temizlenmi resmi giysiyle, miferle; gene bakalarnca yaplm, temizlenmi, ona hazr olarak verilmi silh kuanp, gene bakalarnn eittii, besledii gze! atlara binip denetime ya da eitime kmaktan, klcn sallayarak drt nala gitmekten, ate etmekten, ate etmeyi bakalarna retmekten baka ii yoktu. Baka bir ey yapmyordu. stelik en saygdeer kimseler, genler, ihtiyarlar, ar da, arn yaknlar da yalnz iyi bulmakla kalmyorlar, vnyorlard da bu iini. Akamlarn gzde, beenilen, nemli saylan ura da subay kulplerinde ya da en pahal ikili gazinolarda toplanp yemek yemek, zellikle iki imek, nereden geldiini bilmedii paralar har vurup harman savurmakt; sonra tiyatroya, baloya, kadnlara gitmek; sabah olunca da gene ata binmek, kl sallamak, drt nala srmek at, akam olunca gene ikiye, kt oyununa, kadnlara su gibi para harcamak. Bu trl yaayn askerler zerinde kt etkisinin balca nedenlerinden biri de, asker olmayan bir kimsenin byle bir hayat srecek olsa ruhunun derinliklerinde bundan utanmamasnn Dirili - F: 5- 66 imknsz olduudur. Askerlerse bunun byle olmasnn zorunlu olduu kansndadrlar, -zellikle sava zamannda- byle yaamaktan gurur bile duyarlar. , Trklerle sava balamasndan sonra orduya giren Nehldof da yleydi ite. Savata canimizi vermeye hazrz, onun iin byle, hi bir eyi umursamadan, lgnca yaamamz ho grlmelidir, byle yaamak zorundayz. Yaayacaz da. O sralar bylesine frtnalyd Nehldof'un dnceleri. Eskiden nnde grd btn ahlk engellerinden kurtulmann verdii cokunluu damarlarnda hissediyordu. lgn bir bencillik iindeydi devaml olarak. yl sonra halalarna uradnda da ylesine bencildi. XIV Nehldof halalarna, ky yolu zerinde olduu, yal kadnlar uramas iin birka kere mektup yazdklar, en nemlisi de, Katyua'y grmek iin uramt. Belki de Katyua'ya kar kt bir niyeti daha kye uramaya karar verdii zaman vard ruhunun derinliklerinde, gemi azya alm yaayan ben fsldamt kulana bu niyeti belki, ama byle bir eyin farknda deildi; bir zamanlar ylesine mutlu olduu yerlerde dolamak istemiti can yalnzca, biraz gln, ama sevimli, iyi yrekli, onu ok seven, ok beenen halalarn grmek, onda ylesine tatl bir an brakan cana yakn Katyua'yla konumak istemiti can. Martn sonlarnda, kutsal cuma gn geldi. Bardaktan boa-mrcasna yamur yayordu, yollar diz boyu amurdu. liklerine kadar slanm, souktan donmutu, ama o sralar her zaman olduu gibi neeli, canlyd gene. Halalarnn tula bir duvarla evrili, eski evinin atsndan dklm karlarn kme kme durduu tandk avlusuna girerken, Hl onlarn yannda m alyor acaba? diye dnyordu Nehldof. ngrak sesine Kat-yua'nn koarak dar frlayacan umuyordu, ama hizmetiler blmnn kapsna eteklerini toplam, ellerinde kovalarla - 67 besbelli yerleri ykyorlard - yaln ayak iki kadn kt. Byk kapda da yoktu Katyua. Yalnz uak Tihon kmt bu kapdan; nnde nlk vard, o da temizlik yapyor olmalyd. pek giysisi, banda bartsyle Sofiya vanovna da kt. Yeenini perken,

- Ne iyi ettin geldiine! dedi. Mariya teyzen biraz rahatsz, kilisede yoruldu bugn. Kutsal ekmek yiyip kutsal araptan itik. Nehldof Sofiya vanovna'nn elini perken, - Naslsnz Sonya halacm? dedi, balayn, slandnz benim iin. - Hemen odana k. Srlsklam olmusun. Sevsinler byklarn... Katyua! Katyua! Hemen kahve hazrla. Koridordan insann kulan okayan, tandk bir ses duyuldu: - Hemen! Nehldof'un yrei sevinle rperdi. Buradaym! Bulutlarn arasndan gne gzkmt sanki birdenbire. Tihon'la beraber eski odasna karken dudaklarnda sevin dolu bir glmseme vard Nehldof'un. Tihon Katyua'y sormak istiyordu: Ne yapyor Katyua? Nasl Evlenmeye niyeti yok mu? Ama Tihon ylesine saygl, ayn zamanda da arbalyd, ibrikle ona su dkmek iin ylesine diretmiti ki, Nehldof Katyua'y sormamt ona; yalnzca torunlarn, Bratseva ksran, Polkan' -kocaman bir oban kpeiydi busordu. Geen yl kudurup len Polkan'dan baka hepsi sapasalamd. Islak amarlarn karm, yenilerini giyiniyordu ki koridorda abuk yryen birisinin ayak sesini duydu Nehldof, sonra kapya vuruldu. Bu ayak sesini, kapya vuruu tanmt Nehldof. Yalnz o byle yrr, kapya vururdu. Islak paltosunu omuzlarna alp kapya yaklat. - Giriniz. Oydu bu, Katyua! Eskisinden daha da tatlyd imdi. Hafif ehl, simsiyah, iten bakl, glen gzleri gene yle aadan yukar bakyorlard. Eskisi gibi tertemiz, beyaz bir nlk vard zerinde gene. Hanmnn verdii, kd yeni alm kokulu bir- 68 sabunla iki havlu getirmiti; biri byk bir Rus havlusu, teki kaln yz havlusuydu. zerinde yazlaryla, hi kullanlmam sabun da, havlular da, Katyua'nn kendi de tertemiz, taptaze, el dememiti, hotu. O sevimli, slak, krmz dudaklar eskiden olduu gibi Nehldof'u grnce sevinten bzlmt gene. Glkle, - Ho geldiniz Dmitri vanovi! diyebildi. Kulaklarna kadar kzard sonra. Nehldof, - Saol... Saolun... dedi. Katyua'ya sen mi siz mi desin, bilmiyordu, gen kz gibi o da kzard. - yisiniz deil mi? diye devam etti. Salnz da yerindedir sanrm? - Tanrya krler olsun... Sabunu masann, havlular da koltuun kenarna koyarken, - Buyrun, diye devam etti. Katyua, halanz sevdiiniz gl sabununu yollad size. Tihon, Nehldof un ii gm ilemeli kapa ak bir sr ie, fra, koku, tuvalet takm dolu antasn gururla gstererek, - Kendilerinin vard, dedi. - Halama teekkrlerimi bildirin, dedi Nehldof. Ne iyi etmiim buraya uradma! Ruhunda eskisi gibi bir aydnln, huzurun doduunu hissetmiti o anda. Katyua Nehldof'un bu szne karlk yalnzca glmsedi, kt. Yeenlerini her zaman ok seven yal kadnlar bu keresinde daha bir iten karlamlard onu. Dmitri savaa gidiyordu, orada yaralanabilir ya da lebilirdi. Bu duygulandryordu yal kadnlar. Nehldof, halalarnn yannda br gn kalmay dnd iin yolculuunu ona gre ayarlamt,,ama Katyua'y grnce iki gn sonraki yortuya kadar kalmaya raz olmu, Odesa'da buluaca arkada enbk'a bir telgraf ekip, onu da halalarnn kyne armt. - 69 Katyua'y grr grmez ona eskiden duyduu ayn duyguyu duymutu gene Nehldof. Katyua'nn beyaz nln grnce elinde olmadan heyecanlanyordu gene, onun ayak sesini, gln duyunca bir sevin dolduruyordu iini; kmr gibi simsiyah gzlerine -zellikle glmserken- duygulanmadan bakamyor her karlamalarnda onun kzardn grnce elinde olmadan o da kzaryordu. Katyua'ya tutulduunu hissediyordu, ama eskisine, ak esrarl bir ey sand zamanlardaki tutkusuna benzemiyordu bu hi. Sevdiini kendi kendine bile itiraf etmekten ekindiini, insann hayatta bir kere sevebileceine inand zamaniar bambaka bir tutkusu vard. Oysa imdi sevdiini biliyor, buna seviniyordu da; -kendinden gizlese bile- akn ne olduunu, sonundan neler kabileceini aa yukar kestiriyordu. Her insanda olduu gibi Nehldof'un da iki kiilii vardi. Birincisi, kendine ancak teki insanlara da iyilik getirecek iyilikler arayan ruhsal kiilii; teki, yalnz kendi iin iyilik arayan, bunun iin btn insanlarn iyiliini yele vermeye hazr yaayan kiilii. O sralar, Petersburg yaantsyla askerliin onda yaratt lgn bencillii, o yaayan kiilii etkisi altna almt Nehldof'u, ruhsal kiiliini tamamen bastrmt. Ama Katyua' yi grp, eskiden bu kza kar duyduu duyguyu gene duyunca ruhsal kiilik ban kaldrm,

hakkn aramaya balamt. Yortuya kadar geen bu iki gn Nehldof'un iinde, onun bilmedii bir sava srp gitti. Buradan ekip gitmesinin gerektiini, halalarnn yannda daha kalmasnn bir gerei olmadn hissediyor, bunun sonunun hi de iyiye varmayacan biliyor, ama bu durumdan ok holand iin bunu kendi kendine syleniyor, kalyordu. Kutsal sa pazarndan bir gn nce, cumartesi akam papaz iki yardmcsyla geldi. Halalarn eviyle kilise arasndaki verstlik yolu kzaklaryla ok g aldklarn sylyorlard. Sabah ayinini burada yapmak iin gelmilerdi. Nehldof halalaryla, hizmetilerle beraber katld bu yine - ama buhurdanlklar gtrp getiren kapnn dibindeki Katyua'dan da ayrmyordu gzn - papazla halalarnn yor-- 70 tularn kutladktan sonra gidip yatmaya hazrlanyordu ki, Ma-riya vanovna'nn yal oda hizmetisi Matryona Pavlovna'yla Katyua'nn kiliseye yortu rei gtrmeye hazrlandklarn duydu. Ben de gideyim, diye geirdi iinden. Yolun arabayla da kzakla da gidilecek gibi olmadn bildii iin, kendi evindeymi gibi, nedense Bratseva diye ad taklm ksra ona hazrlamalarn sylemiti hizmetilere. Sonra her yan srmal resmi giysisini, zerine de paltosunu giydi, durduu yerde duramayan, kineyen yal ksraa bindi, karanlkta yer yer su birikintilerinin kaplad karl yola kt. XV Bu sabah ayini Nehldof'un belleinde daima parlak, gl bir an olarak kalmtr. Baz yerlerde beyazln gsteren karn aydnlatt zifiri karanlkta, kilisenin evresinde yanan kandilleri grnce kulaklarn diken atn zerinde sulara bata ka kilisenin avlusuna girdiinde ierde ayin balamt. Mariya vanovna'nn yeenini tanyan kyller attan inebilmesi iin kuru bir yere getirdiler onu-, hayvan balamak iin alp gtrd biri, yol gsterdiler ona, kiliseye girdi. erisi ok kalabalkt. Sa yanda erkekler vard: Yallar ky yaps kaftanlarn, izmelerini giymilerdi. Genler kaba kumatan, yeni paltolarn giymi, bellerine parlak kuaklar balam, izmelerini ayaklarna geirmilerdi. Sol yanda da kadnlar oturuyordu: Krmz ipek bartl, ucuz cinsinden kadife pelerinli; yeil, mavi, krmz, kl rengi eteklikli, potinli, eski ev dokumas ipek entarili, potinli ya da izmeli yal kadnlar biraz arkada oturuyorlard. Erkeklerin de kadnlarn da aralarnda bayramlklarn giymi ocuklar dikiliyorlard. Erkekler balarn sallayarak ha karyor, balarn ne eiyorlard. Kadnlarsa - zellikle yal olanlar--donuk baklarn nnde mumlar yanan bir tasvire dikmi, parmaklarn birletirdikleri sa ellerini nce alnlarna, sonra omuz- 71 larna, daha sonra da karnlarnn zerine, bir eyler mrldanarak, olanca gleriyle bastryor, ne eiliyorlar ya da yere diz kyorlard. ocuklar, kendilerine bakldnda byklerini taklit ederek arballkla dua etmeye balyorlard hemen. Altn ilemelerle ssl tasvir duvar, nnde yanan altn altlkl byk mumlarn nda prl prld. Ortadaki avizenin btn mumlar yaklmt, koronun balkonundan gnll arkclarn inceli ka-mir, insana huzur veren sesleri duyuluyordu. Nehldof ne geti. Ortada saygdeer kiiler oturuyordu: Yannda kars, denizci ceketi giymiti oluyla bir toprak sahibi, komser, telgraf, izmeli bir tccar, madalyalar gsnde baavu, tasvir duvarnn sanda, toprak sahibinin karsnn hemen arkasnda pembe entarisi, kenar pskll beyaz salyla Matryona Pavlovna ve beyaz giysili, beline mavi bir kuak, siyah salarna da krmz bir kordel balam Katyua oturuyordu. Her eyde bir bayram havas, nee, grkem vard: Boyunlarnda altn halanyla parlak cppelerinin iinde papazlar da, papaz yardmcs da, zangolar da, bayramlklarn giyinmi, salar yal gnll arkclar da neeliydi. Bayram arklarnn oynak havalarnda da, ellerindeki renkli mumlarla papazlarn durmadan halk kutsamasnda da, herkesin hep bir azdan Isa dirildi! diye barmasnda da insan heyecanlandran bir ey vard. Her ey gzeldi, ama beyaz giysisi, mavi kua, siyah salarndaki krmz kordels, heyecanla parlayan gzleriyle Katyua hepsinden gzeldi. Nehldof, biraz nce yanndan geerken Katyua'nn, ban evirip bakmad halde onu grdn farketmiti. O anda konumak istedi onunla, ama syleyebilecei bir ey yoktu, aklna geldi, tam yanndan geerken, - Halam orucunu ikinci sabah ayininden sonra bozacan syledi, diye fsldad. Nehldof'a baknca her zaman olduu gibi gene kpkrmz oldu Katyua'nn sevimli yz. Sevinle glmseyerek, aadan yukar itenlikle bakt Nehldof'un yzne. - Biliyorum, dedi. O anda, elinde bakr kahve cezvesiyle halkn arasndan ge-- 72 _ 73 en zango eteinin ucuyla Katyua'ya arpt. Zango -- Neh-ldof'a sayg gstermek amacyla olacak evresinden dolarken, ban evirip Katyua'ya bakmad iin arpmt ona. Nehldof armt: Bu Zango'un, oradaki, hatta evrendeki her eyin Katyua iin var olduunu, evrende her eyin

nemsenmeyebileceim, ama Katyua'y nemsememenin olmayacan, nk onun evrenin merkezi olduunu anlayamamas, se-zinleyememesi garibine gitmiti. Tasvir duvarnda altn onun iin parlyordu; byk avizedeki, amdanlardaki mumlar onun iin yanyordu. Rabbirnizin gndr bugn, sevinin ey insanlar! diye sylenen bu neeli arklar onun iindi. Dnyadaki iyi eylerin hepsi de onun iin yaratlmt. Bunu Katyua'nn kendi de biliyor gibi geliyordu Nehldof'a. Onun beyaz giysi iindeki duruuna, sevin okunan yzne baklarndan ikisinin ruhunda da ayn heyecann olduu anlalan gzlerine baknca sezinlemiti bunu Nehldof. Birinci ayinle ikincisi arasnda dar kt Nehldof. Kyller yol ayorlard ona, ne eilerek selm veriyorlard. Bazlar tanyor, bazlar da Kimdir? diye soruyordu yanndakilere. Kapnn nnde durdu. Dilenciler hemen topland evresine; para antasndaki btn bozukluu dattt onlara, merdivenden aa indi. Ortalk biraz aydnlanmt, ama gne domamt daha. Kilisenin avlusundaki mezarlarn arasnda kyller dolayordu. Katyua ierde kalmt, Nehldof da durmu, onun kmasn bekliyordu. Halk kapdan kyor, izmelerinin kabaralaryla talara vura vura merdivenlerden iniyor, avluya, mezarlarn arasna dalyordu. Mariya vanovna'nn ihtiyarlktan eli aya sallanan yal ekercisi geldi Nehldof'un yanma, yortusunu kutlad; ipek bartsnn altndan buru buru gerdan sarkan yal kars da geldi, bohasndan karp halanm bir yumurta verdi ona. O arada boylu poslu, yeni paltolu, gen bir kyl yaklat onlara glmseyerek. Gzlerinin ii glyordu adamn. - Yortunuz"kutlu olsun, dedi. Nehldof'un yanaklarndan salkl dudaklaryla kere pt. Adamn o ho kyl kokusu Nehldof'un burnuna gelmi, kvrck sakallar dudaklarna batmt. Nehldof kylyle pr, onun verdii koyu kahverengi yumurtay alrken Matryona Pavlovna'nn parlak elbisesiyle, krmz kordel bal simsiyah, tatl bir ba gzkmt kilisenin kapsnda. Katyua nnde yryenlerin balar arasndan hemen grmt Nehldof'u yznn bir anda sevinle parlad kamamt gen adamn gznden. Kapnn nnde durdular, dilencilere sadaka vermeye baladlar. Kpkrmz burunlu, pis bir dilenci geldi Katyua'nn yanna. Katyua elindeki kk bohadan bir ey alp verdi ona, sonra yaklat, kere pt dinlenciyle. Yznde irendiini gsteren en kk bir ifade yoktu; tam tersine, gzlerinin ii glyordu gene. Dilenciyle prken Nehldof'la gz gze geldiler. Bakyla, yi rni yapyorum? diye soruyordu Nehldof'a sanki. yi yapyorsun canm, senin yaptn her ey iyidir, gzeldir; seviyorum her yaptn. Merdivenden indiler. Nehldof Katyua'nn yanna gitti. Yortusunu kutlamak deildi niyeti, ona yakn olmak istemiti can. Matryona Pavlovna bugn herkes brdir anlamna gelen bir glmsemeyle ban ne eerek, -> sa dirildi! dedi. Azn avucunun iindeki mendiliyle sildikten sonra dudaklarn Nehldof'a uzatt. Nehldof yal kadn perken. - Kutlu olsun, dedi. Sonra dnp Katyua'ya bakt. Gen kzn yz birdenbire kpkrmz oldu, hemen Nehldof'a yaklat. - Yortunuz kutlu olsun Dmitri vanovi. - Senin de, dedi Nehldof. _ 74 ki kere ptler, bir an, bir kere daha pmeleri gerekiyor mu diye dnm gibi duraladlar, sonra gerektiine karar vermi gibi nc kez ptler, ikisi de glmsedi. Nehldof, - Papazn yanma gitmeyecek misiniz? diye sordu. Katyua, ona mutluluk veren ar bir ii bitirmi gibi derin bir soluk aldktan sonra; sevgi dolu, masum, uysal bakn Nehldof un gzlerinin iine dikerek, - Hayr, Dmitri vanovi, dedi, burada kalacaz biz, oturacaz. Kadnla erkek arasndaki akta, bu sevginin dorua vard, akl, mant kabul etmedii bir an vardr daima. Nehldof iin de bu an o kutsal yortu pazaryd. imdi Katyua'y hatrlad zamanlar, kilisenin avlusunda pmeleri onunla ilgili btn anlarnn stne kyordu. Simsiyah, prl prl salar geliyordu gznn nne; salkl bedeniyle kk gslerini tertemiz saran beyaz elbisesi, yznn o pembe beyazl, uykusuzluktan baygn bakl, parlak, hafif ehl, simsiyah gzleri; bir de her halindeki en nemli zellii; yalnz ona kar deil - biliyordu bunu Nehldof - dnyadaki iyisiyle ktsyle - biraz nce pt dilenciye de - her eye, herkese kar besledii yrekten sevginin temizlii... Nehldof, Katyua'da bu sevginin olduunu biliyordu; nk o gece de o sabah da ayn sevgiyi kendi iinde hissetmi, bu sevginin Katyua'yla onu birbirine baladn anlamt.

Ah, o geceki duygusu deimeseydi hi keke! imdi jri odasnda pencerenin dibinde otururken Evet, diye dnyordu, o korkun ey kutsal pazardan sonra oldu! XVI Kiliseden dndkten sonra biraz g toplamak iin halala-ryla beraber oru bozdu, alayda edindii alkanlkla votka bira iti, sonra odasna ekilip soyunmadan yatt uyudu. Odasnn kapsna vurulmasyla uyand birden Vuruundan gelenin Kat-. 75 yua olduunu anlamt, gerinerek, gzlerin Souturarak doruldu yerinden. - Katyua, sen misin? diye seslendi. Girsene. Ayaa kalkt. Katyua aralad kapy. - Yemee aryorlar sizi, dedi. Gene ayn beyaz elbise vard zerinde, ama bandaki kor-dely karmt. Nehldof'un gzlerine baknca, ona olaanst, mutlu bir eyi haber veriyormu gibi sevinle aydnlanmt yz. Nehldof salarn taramak iin tara alrken, - Hemen geliyorum, dedi. Katyua dnp gitmesi gerekiyorken gitmiyordu. Nehldof farketti bunu, tara brakp ona doru yrd. Ama Katyua birden dnd o anda, her zamanki hafif, abuk admlaryla koridorun yol hals zerinde uzaklat. Nehldof, Ne aptalm, diye mrldand kendi kendine, niin durdurmadm onu? Arkasndan koup koridorda yakalad onu. Ne istiyordu ondan? Bunu kendi de bilmiyordu. Katyua odasna girdii zaman bir ey, byle durumda yaplmas gereken bir eyi yapmad dncesi vard iinde. - Katyua, dedi, dur. Katyua dnp bakt. Durup, - Bir ey mi istiyorsunuz? diye sordu. - Hayr, yalnz... Bu gibi durumlarda herkesin nasl davrandn hatrlayarak kendini zorlayp Katyua'nn beline dolad kolunu. Katyua kprdamadan duruyor, gzlerinin iine bakyordu. Sonra gzleri dolu dolu, yz kpkrmz, - Yapmayn Dmitri vanovi, diye mrldand, yapmayn. Sonra gl eliyle, beline dolanan kolu itti. Nehldof brakt onu, bir an yalnz utanmad bu yaptndan, kendi kendinden irendi bile. Kendine inanmas gerekirdi o anda, ama bu utan duygusunun, onun ruhunun en iyi, ste kmak isteyen duygusu olduunu anlayamyordu. Bunun budalaca bir duygu olduunu sand, herkes gibi davranmas gerektiini dnd.- 76 Gene kotu Katyua'nn peinden, bir kere daha dolad kolunu beline, boynundan pt. Bu p nceki iki pten - biri allarn arasndaki bilinsiz olan, teki de o sabah kilisedeki - ok ayryd. Tutkulu bir pt bu, Katyua da hissetmiti bunu. Katyua, Nehldof son derece deerli bir eyi krm, parampara etmi gibi, - Ne yapyorsunuz? dedi. Sonra koarak uzaklat yanndan. Nehldof yemek salonuna girdi. Bayramlklarn giymi ha-laiaria doktor, komu kadn masann yannda ayakta duruyor, ufak tefek br eyler attryorlard. Her ey son derece ola-and, ama Nehldof'un ruhunda frtna vard. Kendisine sylenenleri anlamyor, sama sapan cevaplar veriyordu. Biraz nce koridordaki pcn etkisinden kmyordu Katyua. Gen kz salona girdii zaman, onu grmedii halde varln btn bedeninde hissetti, ona bakmamak iin kendini zorlamas gerekti. Yemekten sonra hemen odasna kt, son derece heyecanl, odann iinde bir aa bir yukar dolamaya balad. Evin iindeki en kk bir grltye kulak kabartyor, Katyua'nn ayak sesini bekliyordu. Nehldof'un ruhundaki yaayan kiilii imdi yalnzca ban kaldrmakla kalmam, Nehldof'un buraya ilk kez geldiinde de, hatt o sabah kilisede de ste kan ruhsal kiilii ayann altna alm eziyordu. Nehldof yaayan kiiliinin etkisindeydi imdi. Katyua'y ne denli kolladysa da, o gn yalnz yakalayamad onu. Besbelli kayordu ondan kz. Ama akam yle oldu ki, Nehldof'un odasnn yanndaki odaya gitmek zorunda kald. Doktor gece kalmaya raz olmu, Katyua'nn konua yatak yapmas gerekmiti. Nehldof Katyua'nn ayak seslerini duyunca soluunu tutarak, su ilemeye gidiyormu gibi sessizce arkasndan odaya girdi. Katyua iki elini tertemiz yastk yznn iine sokmu, yast iki ucundan tutarken ayak sesine dnp bakt, Nehldof'u grnce glmsedi; ama eskisi gibi neeli, sevin dolu bir glmseme deildi bu; rkek, acklyd. Bu glmseme Nehldof'a .__ 77 __ yaptnn kt olduunu sylyordu sanki. Bir an duraklad Nehidof. Gene bir sava patlak verebilirdi ruhunda. ok gsz olsa da, Katyua'ya besledii gerek akn sesi duyuluyordu hl iinde; ona ondan, onun duygularndan, onun hayatndan sz eden akn. teki ses de yle diyordu: Bak, eline geen frsat

karyorsun, niin yapmyorsun cannn ektiini? Bu ikinci ses birinciden baskn kt sonunda. Nehldof kararl admlarla yaklat Katyua'ya. Korkun, azgn bir yaayan duygu etkisi altna almt onu. Beline dolad kollarn amadan karyolaya oturttu Katyua'y, baz eyler daha yapmas gerektiini hissederek yanma oturdu. Katyua yalvaran bir sesle, - Dmitri vanovi, ne yapyorsunuz canm? dedi, brakn beni ltfen. Beline sarlan kollarn arasndan kurtulmaya alrken, yksek sesle, - Matryona Pavlovna geliyor! dedi. Gerekten de o anda koridorda odaya yaklaan bir ayak sesi duyulmutu. - yleyse gece geleceim odana, diye fsldad Nehldof. Yalnzsn deil mi? - Delirdiniz mi siz? dedi. Dnyada olmaz! stemiyorum, gelmeyin. Ama yalnz azyd byle syleyen; heyecanla titreyen btn bedeni bambaka eyler sylyordu. Gelen gerekten de Matryona Pavlovna'yd. Yal kadn elinde bir yorganla girdi odaya, Nehldof'a kukulu kukulu baktktan sonra, Katyua'ya yanl yorgan ald iin kt. Nehldof bir ey sylemeden kt odadan. Utanmamt bile hi. Matryona Pavlovna'nn yzndeki ifadeden, yal kadnn onu suladn anlamt; bu yaptnn kt, Matryona Pavlovna'mn da hakl olduunu bilmesine, ne var ki gemi azya alan, eski temiz ak duygusunu yenip ste kan yaayan duygu engel tanmyordu artk. Bu duygunun istediini yapmak zorunda olduunu biliyordu. Nehldof, bunun iin frsat kollamaya balam-- 78 ti. Btn akam kendinde deildi Nehldof, ne yaptn bilmiyordu: Kh halalarnn yanna gidiyor, kh odasna ekiliyor, kh avluya kyordu. Aklnda hep Katyua'y nasl yapp da yalnz grebilecei vard. Ama gen kz kayordu ondan, Matryona Pavlovna da gzden karmamaya alyordu Katyua'yiXVII Akam byle geti, gece oldu. Doktor yatmaya gitti. Halalar yattlar. Nehldof Matryona Pavlovna'nn o anda halalarnn yatak odasnda, Katyua'nn da hizmetiler blmnde odasnda yalnz olduunu biliyordu. Gene kapya kt. Dars karanlk, rutubetliydi, ok souk yoktu. lkbaharda son kan kovan ya da erimekte olan son kardan kan o beyaz sis kaplamt her yan. Yz adm tede, yamacn dibindeki dereden tuhaf sesler geliyordu: Buzlarn eriyip krldamasndan kan seslerdi bunlar. Nehldof merdivenden indi, donmu kar zerindeki su birikintilerine girmemeye alarak oda hizmetileri odasnn penceresine yaklat. Yrei ylesine hzl arpyordu ki, sesini duyuyor; soluk almakta glk ekiyordu. Hizmetiler odasnda kk bir lmba yanyordu. Katyua yalnzd, masada oturuyor, ba nnde dnyordu. Nehldof, Katyua'nn yalnz bana, kimsenin kendisini grmediini sand bir anda ne yapacan merak ederek kprdamadan uzun sre bakt ona. ki dakika kadar ba nnde dnd yle, sonra kaldrd ban, glmsedi, kendi kendine sitem ediyormu gibi sallad bam, masaya dnd, ellerini masann zerine koyup nnde bir noktaya bakmaya balad. Nehldof yerinden kprdamadan ona bakyor, bir yandan da elinde olmadan yreinin sesini dinliyor, dereden gelen tuhaf seslere kulak veriyordu. Orada, derede sisin iinde yorulmak bilmeyen bir el yava yava almaktayd; kh bir uultu duyuluyor, kh bir eyler atrdayarak krlyor, kh ince buzlar cam gibi angrdyordu. Nehldof Katyua'nn, iinde kopan frtnay yanstan dalgn - 79 yzne bakyordu. Acmaya balamt ona, ama ne gariptir k bu acma duygusu Katyua'ya olan tutkusunu daha da glendiriyordu. Tm benliini sarmt bu tutku. Pencereye vurdu. Katyua, elektrik arpm gibi tepeden trnaa sarsld, yznde bir strap belirdi. Sonra frlad yerinden, pencereye yaklat, yzn iyice yaklatrd cama. Yzndeki strap ifadesi hl kaybolmamt. Ellerini yznn iki yanna getirip dary grmeye alnca Nehldof'u tand. Katyua'nm yz son derece ciddiydi, Nehldof hi byle grmemiti bu yz. Nehldof glmseyince gld ancak Katyua da, ne var-ki bir boyun ei glmseyiiydi bu, ruhunda glmseme yoktu, korku vard. Nehldof eliyle darya kmasn, odasna gelmesini iaret etti ona. Ama Katyua hayr anlamna ban sallad. Pencerenin yannda ayakta duruyordu. Nehldof gene yaklatrd yzn cama, tam dar kmas iin seslenecekti ona, Katyua kapya dnd. Besbelli birisi armt onu. Nehldof uzaklat pencereden. Sis o kadar koyuydu ki, be adm uzaklanca ieriyi gremez olmutu. Ancak lmbann vurduu iin zifiri karanlkta daha da byk gzken pencereyi grebiliyordu. Dereden doru tuhaf inilti, atrt, hrt sesleri geliyordu. Biraz tede avluda, sisin iinde bir horoz tt. Yakndan bakalar cevap verdi ona; sonra uzakta, kyde tenler oldu, sustular en sonunda. Horozlarn ikinci tyd bu. Sessizlik vard imdi her yanda, yalnz dereden gelen tuhaf sesler duyuluyordu.

Nehldof birka kere suya bata ka evin kesine kadar iki kere gidip geldikten sonra gene pencereye yaklat. Lmba hl yanyordu; Katyua kararszlk iindeymi gibi oturuyordu gene masann banda. Nehldof pencerenin nne gelince Katyua gene bakt pencereden yana. Nehldof cama vurdu yavaa. Katyua birden frlad yerinden, cama kimin vurduuna bakmadan koarak kt odadan. Nehldof, hizmetilere ayrlm kk yan kapnn gcrdayarak alp kapandn duydu. Heyecanla bekliyordu evin kesinde. Katyua yanna gelince, bir ey sylemeden kucaklad onu hemen. Katyua sokuldu ona, ban kaldrarak Nehldofun dudaklarn dudaklaryla karlad. Kar- 80 larn eridii, kuru bir yerde duruyorlard. Nehldof'un ii tutkuyla yanyordu. Birden gene gcrdayarak ald d kap, Matryona Pavlovna'nn fkeli sesi duyuldu. - Katyua! Katyua syrld Nehldof'un kollar arasndan, ieri kotu. Nehldof kapnn srgsnn ekildiini duydu. Arkasndan her ey sustu gene, penceredeki krmz k da snd; yalnz sis, bir de dereden doru gelen grlt vard. Nehldof'un pencereye yaklat, gzkmyordu ierisi. Cam tklatt, kimse cevap vermedi ona. Dnp odasna kt. Yatmad ama. izmelerini kard, yalnayak koridora kt, Matryona Pavlovna'nn sakin sakin horladn duydu, tam ieri girmek istiyordu ki ksrmee balad yal kadn, gcrdayan karyolasnda dnd. Nehldof kprdamadan be dakika yle bekledi. Her ey sustuktan, Matryona Pavlovna gene sakin sakin horlamaya baladktan sonra gcrdamayan tahtalara basarak Katyua'nn kapsna yaklat. t yoktu ierde. Uyumuyor olmalyd Katyua, soluk al duyulmuyordu nk. Nehldof ne zaman ki Katyua! diye fsldad, birden frlad yerinden Katyua, kapya yak-lati, fkeli - Nehldof a yle gelmiti - gitmesi iin yalvarmaya balad. - Nedir bu yaptnz? diyordu. Olur mu byle ey? Halalarnz duyacak. te yandan btn varl, Her eyimle seninim, diyordu. Nehldof da anlamt bunu. Ne sylediinin kendi de farknda olmadan, - Bir dakikack aver, dedi. Yalvarrm a. Bir anlk sessizlikten sonra Nehldof, Katyua'nn kapnn engelini arayan elinin hrtsn duydu. engel yavaa kalkt, Nehldof aralanan kapdan ieri szld. Katyua'y yle olduu gibi, omuz balarn akta brakan ucuz bezden geceliiyle kucaklad, kaldrp gtrd. - Ah! Ne yapyorsunuz? diye fsldyordu Katyua. Ama Nehldof'un bu szleri umursad yoktu, kendi odasna gtryordu onu. - 81 Katyua, - Ah, istemiyorum, brakn beni, diyordu. Ama gene de sokuluyordu Nehldof a. Katyua Nehldof'un sorularna cevap vermeden, zangr zangr titreyerek sessizce kp odasna gittikten sonra Nehldof avluya kt, olanlarn ne anlama geldiini anlamaya alyordu. imdi daha bir aydnlkt dars. Derede buzlarn kard sesler daha da oalm, eski seslere imdi bir de gcrt eklenmiti. Sis iyice oturmutu yere, bu sis duvarnn ardndaki ayn gsz nlar simsiyah, korkun bir eyin zerine dyordu sanki. Nehldof soruyordu kendi kendine: Byk bir mutluluk muydu bandan geen, yoksa mutsuziuk mu? Sonra, Her za mankinden bir ayrl yoktu, diye mrldand kendi kendine, yatmaya kt odasna. XVIII Devrisi gn enbk geldi. Hayat dolu, en bir genti bu. Davranlanndaki incelikle, sevimliliiyle, eli aklyla, Dmit-ri'ye olan sevgisiyle halalarn gnln bir anda kazanmt. Eli akl geri ok holarna gitmiti yal kadnlarn, ama ar-lyla onlar artmam da deildi hani. Kapya gelen kr dilenciye karp bir ruble vermi, hizmetilere bahi olarak OH be ruble datm; sonra, Sofiya vanovna'nn da kpei Szet-ka yanlarnda oynarken ayann derisi soyulunca kpei hemen yanna arm, bir an dnmeden, ilemeli patiska mendilini yrtm (Sofiya vanovna bu mendillerin bir dzinesinin en azm-dan on be ruble olduunu biliyordu] Szetka'nn ayana sarmt. Yal kadnlar bylesini grmemilerdi; bu enbk'n, hi bir zaman denmeyecek olan -biliyordu denmeyeceini enDirili - F: 6- 82 bk- iki yz bin borcu olduundan habersizdiler. Bu yzden, yirmi be ruble daha az ya da ok olmu, gen adam iin nemli deildi. enbk bir gn kald, devrisi gnn akam Nehldof'la ayrldlar kyden. Daha kalamazlard artk, alayda bulunmalar iin verilen sre bitmek zereydi.

Halalarnn yannda geirdii, gecenin ans henz taptaze olan bu son gn boyunca Nehldof'un ruhunda iki duygu arpt durdu; birincisi, vadettii hazz verememi olsa bile, bedensel akn ansnn damarlarda hissedilen, yakc duygusuyla, istediini elde etmenin verdii rahatlkt; ikincisiyse, ok kt bir ey yaptn bilmenin, bu hatasn dzeltmesi, Katyua iin deil, kendi iin dzeltmesi gerektiini hissetmenin duygusuydu. lgn bencillii etkisiyle yalnz kendini dnyordu Neh-ldof; Katyua'ya yapt duyulursa ne denli knanacayd onu ilgilendiren, yoksa gen kzn bana gelecekler, ekecei aclar deil. enbk'n Katyua'yla arasnda geenleri renince nasl aracan dndke iin iin seviniyordu, gururunu okuyordu bu. Arkada Katyua'y grnce, - Halalarn byle birdenbire bu kadar niin sevdiini imdi anlyorum, demiti, bir haftadr ayrlamyorsun onlardan bir trl... Haklsn ama, senin yerinde olsam ben de ayrlamazdm. ok ho bir kz dorusu! Nehldof'un baka dnceleri de vard: Katyua'dan iyice doymadan gitmek ac olsa bile, gitmek zorunda olmas, srdrlmesi g olan ilikiyi bir anda koparp atmas bakmndan onun yararnayd. Ayrca, Katyua'ya para vermesi gerektiini de dnyordu: Katyua iin, onun bir iine yarayaca iin deil de; her zaman herkes byle yapt, kzdan yararlanp karln demezse bu davrannn drst bir davran olmayaca, sonra onu ayplayacaklar iin verecekti ona bu paray. Verdi de. Katyua'nn durumuyla kendi durumuna yakr bir para olacakt bu. Gidecei gn yemekten sonra koridorda bekledi Katyua'y-Onu grnce birden kpkrmz oldu kz, biraz tedeki hizmeti- 83 ler blmnn ak kapsn gzleriyle iaret ederek yanndan gemek istedi, ama Nehldof durdurdu onu. Yz rublelik bir banknot koyduu zarf avucunun iinde skarak, - Sana allahasmarladk demek istiyordum, dedi, unu... Katyua anlamt Nehldof'un niyetini, yzn buruturdu, ban sallayarak itti gen adamn elini. Nehldof, - Olmaz, al, diye mrldand. Zarf Katyua'nn koynuna sokup - - bedenini korkun bir ate sarm gibi yzn bir strap ifadesi kaplamt o anda - koarak odasna gitti. Odasnda uzun sre dolat durdu. Katyua'yla biraz nceki karlamas aklna gelince bir yeri mthi aryor, acsna dayanamyormu gibi arada bir karnn tutarak ne eiliyor, hatta olduu yerde zplyor, yksek sesle inliyordu. Elden ne gelir canm? Her zaman byledir bu. enbk'la mrebbiye kz arasnda da olmutu ayn ey enbk anlatmt ona bunu; - Gria amca da, babam da benim gibi davrandlar. Babam kyde otururken kyl bir kadndan Mitenka adnda yasa d bir olu olmad m? Hl hayatta ocuk. Herkes byle yaptna gre dorusu, gerekeni budur yleyse. Avutmaya alyordu kendini, ama boa gidiyordu abalar. Katyua'nn ans vicdann yakyordu. Ruhunun derinliklerinde, en derin yerinde alaka, aalk br insan gibi davrand inanc vard. Bu an iindeyken, kim ne yaparsa yapsn, bundan byle hi kimseyi sulayamayacan, insanlarn yzne bakamayacan, artk kendini iyi, soylu, drst bir gen de sayamayacan biliyordu. Oysa neeyle yaamasna devam edebilmesi iin yle saymas gerekiyordu kendini. Bunun iin de bir tek yol vard elinde: Olan dnmemek. yle de yapt. Yeni girdii evre - deiik yerler, arkadalar, sava - yardmc oldu buna. Yaadka unuttu, en sonunda gerekten de tamamen unuttu. Ancak sava bittikten sonra, onu grmek umuduyla kye,_ 84 _ halalarna urayp da Katyua'nn, onun kyden gidiinden ksa bir zaman sonra ocuunu dourmak iin onlardan ayrldn, br yerde dourduunu, halalarnn duyduuna gre, kt yola dtn renince szlad yrei. Doum zaman gz nne alnrsa bu ocuk onun, Nehldof'un ocuu olabilirdi de olamazd da. Halalar, Katyua'nin bozulduunu, anasna ektiini, onun yolundan gittiini sylyorlard. Halalarnn bu yargs houna gitmiti Nehldof'un, onu temize karyordu sanki. nceleri Katyua'yla ocuunu aramak istedi gene de, ama bu olay hatrladka ruhunun derinliklerinde dayanlmaz bir ac, bir utan duyduundan, onlar bulmak iin gereken adimi atmad; bu, gnahn daha da unutturdu ona, hi dnmemeye balad. Ne var ki bu tuhaf rastlant her eyi hatrlatmt ona imdi; on yldr yreinde bylesine bir gnahla rahat, huzur iinde yaamasna frsat veren vicdanszln, kalpsizliini, alakln itiraf etmeye zorluyordu onu. Ama bylesine bir itiraftan ok uzakt imdilik Nehldof; tek endiesi vard: Her eyin anlalmasndan, Katyua ya da onu savunan avukatn olaylar ortaya dkp onu rezil etmesinden korkuyordu. XIX Salondan jri odasna geerken Nehldof'un iinde bulunduu ruhsal durum buydu ite. Pencerenin yannda oturuyor, evresindeki konumalar dinliyor, sigarasnn birini sndrp birini yakyordu. en yaradll tccarn, tccar Smelkofun elenceye verdii nemi ok yerinde bulduu belliydi.

- Vallahi yaamasn biliyormu adam. Tam bir Sibiryaly-m. Dorusu zevkine de diyecek yokmu, gzel kz semi. Jri szcs, bilirkii raporunun nemini anlatyordu. Piyotr Gerasimovi Yahudi satcya bireyler sylyor, ikisi kahkahalarla glyorlard. Nehldof kendine sorulan sorulara tek szckle cevap veriyor; yalnz bir ey, onu rahat brakmalarn istiyordu. Mahkeme yneticisi gene o yan yan yryyle odaya gi_ 85 _ rip, yeleri salona buyur edince Nehldof'un iine, yarglamaya o gitmiyormu da onu yarglayacaklarm gibi bir korku dt. Ruhunun derinliklerinde, insanlarn yzne bakmamas gereken bir alak olduu inanc vard; ama alkanlkla her zamanki kendine gven dolu tavryla salona girdi, szcnn sandalyesinden sonraki ikinci sandalyesine oturdu, ayak ayak stne atp pince-nez' iy!e oynamaya balad elinde. Sanklar da bir yere gtrmlerdi, imdi gene getirdiler onlar. Tanklar da ieri alnmt imdi. Mehldof, Katyua'nn ipekliler, kadifeler iinde, giyimli kuaml, iman bir kadna birka kere baktn, gzn ondan ayrmyormu gibi baknn kadnn zerinde bir an durdurduunu fark etti. Kadnn banda kocaman bir kordels olan yksek bir apka, dirseine kadar plak kolunda zarif bir anta vard. En n srada, parmakln tam dibinde oturuyordu. Bunun tank, Maslova'nn alt evin patronu olduunu sonra rendi Mehldof. Tanklarn sorgusu balad: Adnz, dininiz, v.b. Sonra yanlara yeminli mi yeminsiz mi tanklk yapmak istediklerinin sorulmas. Glkle adm atan yal papaz geldi gene; ipek cppesinin zerindeki altn ha gene yle dzelterek, nemli, yararl bir i yaptna ayn gvenle, i huzuruyla tanklara bilirkiiye yemin ettirdi. Yemin treni bittikten sonra genel evin patronu Kitayeva'y salonda brakp tekileri dar kardlar. Bu dvayla ilgili bildiklerini anlatmasn sylediler ona. Kitayeva yznde yapmack bir glmseme, her cmlesinin sonunda ban havaya kaldrarak bildiklerini ayrntlaryla anlatt. Alman aksanyla konuuyordu. Tandk koridor hizmetisi Simon zengin bir Sibiryal tccar iin kz istemeye gelmi ona. Lyubaa'y yollam. Bir zaman sonra Lyubaa tccarla kagelmi. Kitayeva hafiften glmseyerek, - Tccar tam olmutu, diye devam etti. Bizde de imeye devam etti, kzlara iki smarlad. Paras yetmedii iin, kiralad Lyubaa'y otel odasna yollad. Bunu sylerken san gstermiti bayla. Mehldof'a o an-- 86 da Maslova glmsedi gibi geldi; pek iren grnd ona bu glmseme. Acmayla kark tuhaf, belirsiz bir tiksinti duydu. Mahkemece Maslova'yi savunmakla grevlendirilmi stajyer avukat kzarp bozararak, rkek, - Maslova zerine dnceleriniz neydi acaba? diye sordu. - ok iyiydi, diye cevap verdi Kitayevna, oturup kalkmasn bilen, okumu bir kzd. yi bir ailenin yannda eitilmiti, Franszca okuyabiliyordu. Bazan biraz fazla iiyordu, ama kendini hi kaybetmezdi. ok iyi bir kzd ('). Katyua patronuna bakyordu, sonra birden evirdi ban, baklarn Nehldof'un zerinde durdurdu; yzn cidd, hatta sert bir ifade kaplad. Sert bakl gzlerinde biri hafif yana bakyordu. Bu tuhaf gzler olduka uzun sre durdular Nehldof un zerinde; btn bedenini bir dehet titremesi sard halde Nehldof da, bu beyazlan tertemiz ehl gzlerden ayramyordu bakn. Derede eriyen buzlarn grltsnn doldurduu o sisli, mthi geceyi; sabaha kar domu, simsiyah, korkun bir eyi lgn klaryla aydnlatmaya alan ay hatrlamt. imdi ona bakan, yaknlarnda dolaan bu bir ift siyah gz simsiyah, korkun bir eyi hatrlatmt ona. Tand beni! diye geirdi iinden. Olduu yerde, saldry bekliyormu gibi bzlmt. Ama tanmamt onu Maslova. Sakin sakin gs geirdikten sonra gene bakana bakmaya balad. Nehldof da gs geirdi. Ah, ne olacaksa. Bir an nce olsa diye geirdi iinden. Bir keresinde avdayken yaral bir kuu ldrmesi gerektiinde duyduu ayn eyi duyuyordu imdi de: Hem ireniyordu, hem acyordu, hem de zlyordu. Yaral ku rpnyordu av torbasnda, tiksiniyordu kendinden, acyordu da, bir an nce ldrmek istiyordu onu, unutmak iin. Tanklarn ifadelerini dinlerken bylesine karkt Nehldof'un duygular. (') Kitayeva'nn konumas gramer hatalaryla doludur. Trk-eyle Rusann gramer yaplar deiik olduu iin evirimizde bu hatalar belirtmeyi uygun bulduk. (E..) XX Ama inadna uzadka uzuyordu dva: Tanklarn ayr ayr sorguya ekilmesinden, bilirkiinin dinlenmesinden, savc yardmcsyla savunma avukatlarnn pek nemliymi gibi kurularak sorduklar gereksiz bir sr sorudan sonra bakan jri yelerini eldeki madd delilleri incelemeye buyur etti. Bunlar son derece kaln bir iaret parmana takld belli, prlanta tal ok byk bir yzkle, zehirin incelendii cam tpt. kisi de etiketlenmi, namuralanmt.

Jri yeleri bu delileri incelemeye hazrlanyordu ki, savc yardmcs gene hafife doruldu yerinden, delillerin incelenmesinden nce adl tbbn cesetle ilgili raporunun okunmasn nerdi. i bir an nce bitirip isvirelisine yetimek iin elinden geldiince acele eden bakan, bu kdn okunmasnn can skmaktan, bir de yemek zaman geciktirmekten baka bir eye yaramayacan, savc yardmcsnn bunu srf, byle bir eyi istemeye hakk olduu iin istediini ok iyi bildii halde, gene de reddedemedi bu istei, kabul etti. Sekreter kd ald, gene r lerle l leri birbirine kartrarak o hznl sesiyle okumaya balad. - D grnteki durum: 1) Ferapont Smelkof'un boyu bir doksan altdr. Tccar, Mehldof'un kulana eilip endieli, - Aslan gibiymi, diye fsldad. - 2) D grnten krk yalarnda olabilecei anlalmtr. 3) Ceset imitir. 4) Beden, her yerde yeilimtraktr, yer yer koyu lekeler kapldr. 5) Deride irili ufakl sivilceler vardr, baz yerlerde soyulmutur, para para sarkmaktadr. 6) Salar koyu kahverengi, grdr, ama dokununca kopmaktadrlar deriden.88 7) Gzler yuvalarndan dar frlamtr, gzn ak koyu-lamtr. 8} Burun deliklerinden, iki kulaktan, azdan koyu, kpkl sar bir sv akmtr. 9) Yzle gsn imesi nedeniyle boyun kaybolmutur arada. v.b., v.b... Kentte felekten bir gn almak isteyen iri yar, iman tccarn bir de imi, bozulmaya yz tutmu, korkun cesedinin incelenmesinden anlalanlar drt sayfa tutan yirmi yedi noktada verilmiti. Bunlar okunurken Nehldof un iindeki tiksinti daha da oald. Katyua'nn yaay!, burun deliklerinden akan sar, koyu sv, yuvalarndan frlam gzler, Katyua'ya kar davran... btn bunlarn tek nedeninin kendi olduunu sanyordu. Baka bir ey dnemiyordu. D grn raporu okunduktan sonra bakan, artk bittii umuduyla derin bir soluk alarak kaldrd ban. Ama sekreter peinden, i incelemenin raporunu okumaya balamt hemen. Bakan gene nne edi ban, elini bana destek ederek kapad gzlerini. Nehldof'un yannda oturan tccar uyumamak iin zor tutuyordu kendini, hatta arada bir ba nne dyordu. Sanklar, arkalarndaki jandarmalar gibi kprdamadan duruyorlard. - i incelemedeki durum: 1) Bamderisi kafatas kemiklerinden kolaylkla ayrlmaktadr, vurmakla olmu kan birikmesine rastlanmamtr. 2) Kafatas kemiklerinde bir olaanstlk yoktur, hepsi tamamdr. 3) Beyin zar zerinde aplar yaklak olarak onar santim olan iki krmz leke vardr, zarn kendisi beyazla sar aras bir renktedir. V.b., v.b. on nokta sralanmt. En altta da incelemeye katlanlarn adlaryla imzalar vardi. Sonra doktorun gr geliyordu: Doktor, raporda da belirtildii gibi, midede, barsaklarn bir blmnde, bbreklerde grlen ba- 89 z deimelerin, Smelkof'un ikiyle midesine inen zehirin etkisiyle ld ihtimalini kuvvetlendirdiini sylemekteydi. Midede, barsaklarda grlen deiikliklerden bunun ne zehiri olduunu .sylemek zormu. Zehirin mideye ikiyle birlikte indii de Smelkof'un midesinde ok iki bulunmasndan anlalm. Bir ara aylan tccar gene fsldamt burada Nehldof'un kulana, - Yaman iiyormu kerata. Bir saat okudu sekreter, ama savc yardmcs hl yeterli bulmamt bunu. Rapor okunup bittikten sonra bakan ona dnd, - teki tutanan okunmas gereksiz bence, dedi, Savc yardmcs yerinden bir dirseinin zerinde hafife dorularak, bunu istemenin onun hakk olduunu, bu hakkndan vazgemeyeceini, bakan tutanan okunmasn kabul etmezse itirazda bulunacan ak seik belirten bir ses tonuyla, bakana bakmadan sert, - Okunmasn rica edecektim, dedi. Midesi sancyan, geni sakall, iten bakl mahkeme yesi -ok halsiz dtn hissediyordu- bakana dnd. - Ne diye okunsun? dedi. Bouna uzatyoruz. Bir eye yaramayacak olduktan sonra... Altn ereveli gzlk kullanan ye dalgn dalgn nne bakyordu; karsndan da hayattan da iyi bir ey bekledii yoktu. Tutanan okunmasna baland.

- 188x ylnn 15 ubat gn adl tpa grevlendirilerek, aada imzas olan ben - salonda bulunanlarn uykusunu datmak istiyor gibi sesini ykseltmiti sekreter - 638 kayt numarasyla bize gnderilen aadaki organ paralarn tp denetimcisinin yardmcs yannda inceledim: 1) Sa akcier ve yrek ( litrelik cam bir kavanoz Mideden kanlar ( litrelik cam bir kavanoz iinde). Mide ( litrelik cam bir kavanoz iinde). Karacier, dalak, bbrekler (bir buuk litrelik cam bir kavanoz iinde).- 90 5) Barsaklar ( litrelik cam bir kavanoz iinde). Bakan bu arada nce bir yanndaki, sonra te yanndaki yeye eilerek bir eyler fsldam, olumlu cevaplar aldktan sonra sekreterin okumasn burada kesmiti. - Mahkeme heyetimiz tutanan okunmasn gereksiz buluyor. Sekreter sustu, ktlar toplamaya koyuldu, savc yardmcs fkeli fkeli bir eyler yazyordu nndeki kda. Bakan, - Sayn jri yeleri eldeki delilleri grebilirler, dedi. Jri szcsyle birka ye daha kalktlar, sklganlktan, kollarn ne yapacaklarn bilemeden masaya yaklatlar, srayla yz, tp, incelemeye baladlar. Tccar parmana biie lt yz. Yerine dnp oturunca, - Amma da parmak varm adamda, dedi. Zehirlenerek ldrlen tccar gznde bytmekten holand belliydi. - nsan azmanym galiba herif, diye devam etti. XX! Delillerin incelenmesinden sonra soruturmann sona erdiini bildirdi bakan; bir an nce buradan kurtulmak amacyla, ara vermeden sz savcya verdi; - bir insan olarak onun da sigara imek, yemek yemek isteyecei salondakilere acyaca iin konumasn ksa kesecei umuduyla yapmt bunu. - Ama savc yardmcsnn kendine de onlara da acd yoktu. Doutan son derece aptal bir insand. stelik, liseyi altn madalyayla bitirmek, niversitede de Roma hukuku zerine hazrlad teziyle armaan kazanmak mutsuzluuna uramt; bu yzden, ar derecede marurdu, ok beenirdi kendini (kadnlar konusunda baarlan da desteklerdi bunu); btn bunlarn sonucu da son derece aptald. Sz kendisine verilince, ilemelerle ssl cppesi iinde bedeninin inceliini belli ederek ar ar aya- 91 a kalkt, ellerini nndeki blmenin zerine koydu, ban hafife yana eip, sanklara bakmaya alarak, salonu batan sona yle bir gzden geirdi. Raporlarla tutanan okunmas srasnda hazrlad konumasna, - Sayn jri yeleri, diye balad, sizlere sunulan dva, deyim yerindeyse, deiik zellikleri olan bir cinayet olayyla ilgilidir. Savc yardmcs bu konumasnn, nl birtakm avukatla-nnki gibi toplumsal bir nemi olmas gerektii kansndayd. Geri dinleyici diye - biri dikii, biri a, biri de Simon'un kzkardei - olmak zere kadnla bir de arabacdan baka kimsecikler yoktu salonda ya, ne nemi vard bunun?... ne kavumu avukatlar da byle balamlard ie. Savc yardmcsnn prensibi olaylar daima en can alc yerinden yakalamakt, yani suun ruhsal ynnn en derin noktasna kadar inmek, toplumun aksak yanlarn ortaya dkmek, - Sayn jri yeleri, yzylmzn sonlarnda kendini gsteren toplumsal bozuluumuzun zelliklerini yanstan, son derece deiik bir sula karkaryasnz... Savc yardmcs bir yandan hazrlad gzel, akllca eyleri hatrlamaya alarak, bir yandan da - asl nemli olan buydu - bir an duraklamamaya, szlerine akclk vermeye, konumasn bir saat on be dakika srdrmeye alarak, uzun uzun konutu. Yalnz bir kere durdu, uzun sre. yutkundu, ama toparlad kendini sonunda, parlak szlerle rtt bu duraksamasn. Kh arln bir ayann bir br ayann zerine verip jri yelerine bakarak kibar, ylk bir tavrla konuuyor, kh defterine bakarak arbal, iini bilir bir tavr taknyor, kh bir dinleyicilere, bir jri yelerine dnerek ykseltiyordu sesini. Yalnz sanklara bir kere bakmamt; oysa onlar gzlerini ayrmyorlard ondan. Savc yardmcsnn konumasnda o gnlerde yaylmaya balam, toplumumuzca hl da bilimsel saduyunun son sz olarak benimsenen her ey vard. Kiinin anne babasnn birtakm zellikleriyle dnyaya geldii de, doutan kt yaradllolabilecei de, Lombrozo da, Tard da, geliin de varolma sava da, hipnotizma da, telkin de, arko da, bireycilik de. Savc yardmcsna gre Smelkof gl, tertemiz Rus yaradlnn bir temsilcisiydi; temiz yrekliliinin, herkesi kendi gibi gvenilir, drst sanrasnn sonucu kt insanlarn kurban olmutu.

Simon Kartinkin, topraa bal kleler yasasnn rn ka-racahil, kendine gre inanlar, hatta dini olmayan bir zavallyd. Yevfimiya da sevgilisiydi onun, doup byd evrenin kurban bir kadn. Bozulmuluun, kiisel dejenerasyon un btn nitelikleri grlebilirdi onda. Cinayetin asl itici gc - savc yardmcsnn kansna gre - aalk, kendi karndan baka hi bir eyi nemsemeyen Maslova'ydi. - Bu kadn --Maslova'ya bakmadan konuuyordu savc yardmcs-- az ok okumutur; patronunun sylediklerini dinledik burada. Yalnz okuma yazmas yoktur, Franszca da bilir; babas belli deildir, sululuk tohumlan doutan olabilir iinde. Soylu bir ailenin yannda yetitirildi, drst bir hayat srebilirdi; ama ne yapt? Velinimetlerini brakp kat, bedensel tutkularna kaptrd kendini, bu tutkular tatmin etmek iin genel eve girdi. Orada bilgisiyle, grgsyle hemen sivrilmitir teki kzlar arasnda. Hatta, sizlerin de demin burada dinlediiniz gibi, sayn jri yeleri, gnmzde bilimin, zellikle arko okulunun inceledii telkin denilen u esrarl yolla konuklar zerinde ok etkili olduu iin patronunu bile avucunun iine almtr. Temiz yrekli, herkese gvenen, aslan gibi Smelkofu, zengin konuu da ayn yolla etkiliyor, dostluunu, gvenini kazanyor; adamcaz soymak, sonra da hi acmadan canna kymak iin kullanyor bu gveni. Bakan sert yzl mahkeme yesine doru eilerek, - Konuyu biraz fazla datmad m? dedi. Sert yzl ye, - Amma da gevezeym! diye fsldad. Bu arada savc yardmcs ince bedeniyle zarif hareketler yaparak devam ediyordu: ~ 93 - Sayn jri yeleri, bu kiinin kaderi sizlerin elindedir; te yandan, vereceiniz kararla gidiine yn vereceiniz toplumun kaderi de sizlerin elindedir. Bu cinayetin anlamnn derinliklerine giriniz; Maslova gibi, nasl sylemeli, toplumdan kopmu bu hasta kiilerin toplum iin ne denli tehlikeli olabileceini enine boyuna dnn; bu zararl mikroplardan kurtarn toplumu, hastaln salam yanlara da sramasna, daha dorusu toplumun mahvolmasna engel olun. Savc yardmcs verilecek kararn byk neminin arl altnda ezilmi gibi kt sandalyesine. Konumasn pek beendii yznden belliydi. Ssl szleri bir yana brakrsak konumasnn z uydu: Maslova tccarn gvenini kazanarak hipnotize etmiti onu, elinde anahtarla otele para almaya geldiinde btn paray kendine almak niyetindeydi, ama Simon'a Yevfimiya'ya yakalannca paray onlarla paylamak zorunda kalmt. Sonra da, hrszl anlalmasn diye tccarla gene gelmiti otele, zehirlemiti onu. Savc yardmcsnn konumas bittikten sonra sandalyesinde oturan frakl, geni beyaz yakal kolal, orta yal avukat kalkt ayaa; Kartinkin'le Bokova'y heyecanla savundu. Kartinkin'le Bokova yz rubleye tutmulard onu. kisinin susuz olduunu syledi, btn suu Maslova'ya ykledi. Maslova'nn paray alrken Bokova'yla Kartinkin'in de yannda olduklar iddiasn, tccar zehirledii kesin olduu iin sann szlerinin bir nemi olamayacan syleyerek reddetti. - ki bin be yz rubleyi, diyordu avukat, bazan mterilerden gnde be alt ruble bahi alan iki alkan, drst koridor hizmetisi pekl biriktirmi olabilir. Maslova paray alm, saklamas iin gtrp birisine vermi belki de kaybetmitir; akl banda deildi nk, Tccar zehirleyen Maslova'dr, Bu yzden jri yelerinden Kartinkin'le Bokova'yi parann alnmas olaynda susuz bulmalarn; bulsalar bile hi deilse tccarn zehirlenmesi olayna katlmadklarn, byle bir niyet-]eri olmadn kabul etmelerini diliyordu. Avukat konumasnn sonunda savc yardmcsna dnerek: - Sayn savc yardmcs, irsiyet zerine pek parlak szler- 94 ettiler, dedi, geri bilimsel yanlar vard dediklerinin, ama burada yersizdiler, nk Bokova'nn anasnn da babasnn da kim olduklar bilinmiyor. Savc yardmcs fkeyle bir eyler yazd nndeki kda, kmser bir tavrla omuz silkti. Sonra Maslova'nn savunma avukat kalkt ayaa, rkek rkek, kekeliyerek yapt savunmasn. Maslova'nn paray alma olayna katldn reddetmeden, onun ikiye ilc koyarken bunun zehir olduunu bilmediinden, Smelkof'u ldrmek gibi bir niyeti bulunmadndan, tccara uyumas iin uyku ilc verdiini sandnda srar etti. Maslova bu yola dren erkekten, bu byk suu ileyen gnahkrn cezasz kaldndan sz ederek konumasna heyecanl, parlak bir hava vermek istedi, ama beceremedi bunu; yle ki, salondakiler acdlar ona. Erkeklerin kalpsizlikleri, kadnlarn gszlkleri zerine anlalmaz eyler gevelemeye balaynca bakan, adamcazn durumunu kurtarmasna yardm etmek amacyla, dva konusundan ayrlmamasn syledi ona. Sonra gene savc yardmcs kalkt birinci avukatn irsiyet zerine sylediklerine kar kendi sylediklerini savunmakla balad konumasna. Bokova'nn anas babas bilinmese bile bunun irsiyet zerine sylenenleri rtmekten uzak olduunu syledi. nk bilim irsiyet yasasn ylesine kesin kantlamtr ki, biz irsiyetten cinayeti deil, cinayetten irsiyetin eidini karabiliriz ancak. Maslova'nn avukatna cevap verirken:

- San kt yola dren hayali (bu hayali szcn zerine basa basa, kmseyerek sylemiti) gnahkra gelince, eldeki deliller asl onun, elinden geen bir ok zavally kurban ettiini gstermektedir, dedi. Sonra da zafer kazanm bir komutan tavryla yerine oturdu. Savc yardmcs konumasn bitirip oturunca sanklarn kendilerini savunmasna geildi. Yevfimiya Bokova hi bir ey bilmediini, hi bir eye karmadn tekrarlad, srarla Maslova'nn sulu olduunu syledi. Sirnon birka kere ayn eyi tekrarlayp oturdu: - Sz bilirsiniz, susuzum ben, bir ey yapmadm. - 95 Maslova hi bir ey sylemedi. Bakann, kendini savunmak iin sylemek istedii baz eyler varsa konumasn sy-iemesi zerine yalnzca ban kaldrd, kudurmu yabani bir hayvan gibi salonda gezdirdi baklarn, sonra birden ban nne edi gene, yksek sesle hkra hkra alamaya balad. Nehldofun yannda oturan tccar, onun anszn kardi acayip sesi duyunca, - - hngr hngr alamaya balamamak iin tutulmu ilk hkrn sesiydi bu, - Bir ey mi oldu size? dedi. Nehldof durumunu hl anlayabilmi deildi; iinden gelen zor tuttuu hkrklarm, gzlerinden boald boalacak olan gzyalarn sinirlerinin zayf dmesine veriyordu. Gzyalarn saklamak iin pince-nez'ini takt, sonra mendilini karp burnunu sildi. Burada, salonda bulunanlar onun Maslova'ya yaptn renirlerse decei yz kzartc durumun korkusu ruhunda olup bitenleri bastryordu imdilik. Bu korku ilk anlarda her eyden glyd. XXII Sanklarn son ifadeleri dinlendikten sonra jrinin, sorgunun nasl yaplaca zerinde uzun uzun tartarak karara varmalarndan sonra sorular soruldu, ardndan da jri bakan sz ald. Dvaya gemeden nce jri yelerine rahat bir tavrla soygunculuun soygunculuk, hrszln da hrszlk olduunu uzun uzun anlatt. Kilitli bir yerden bir ey almann, kilitli bir yerden bir ey almak, ak bir yerden bir ey almann da ak bir yerden bir ey almak olduunu syledi... Bunlar anlatrken sk sk Nehldof'a bakyordu. Bu nemli konuyu, sonra arkadalarna aklar umuduyla zellikle ona anlatmaya alyordu sanki. Jri yelerinin bu gerei yeterince anladklar kansna varnca, baka bir geree gitti: Cinayet diye bir insann lmyle sonulanan eyleme dendiini, birisini zehirleyerek ldrmenin de bu yzden cinayet olduunu syledi; jri yeleri bu gerei de- 96 -onun grne gre- anlaynca, hrszlkla cinayetin beraberce ilenmi olmalar durumunda suun hrszlkla cinayet olduunu anlatt onlara. Bir an nce buradan kurtulmak istedii, svireli otelde onu bekledii halde, grevine ylesine almt ki, bir kere konumaya baladktan sonra tutamyordu artk kendini, susamyordu. Jri yelerine sanklar sulu bulurlarsa sulu olduklarn sylemeye; susuz bulurlarsa susuz olduklarn sylemeye yetkileri olduunu anlatt. Bir konuda sulu, tekinde susuz bulurlarsa bu kere, bir konuda sulu, tekinde susuz olduklarn da syleyebileceklerdi. Daha sonra, bu yetkilerini kullanrken mantk izgisinden dar kmamak zorunda olduklarn aklad. Ayrca, kendilerine sorulan soruya olumlu cevap verirlerse, bunun, o sorunun kapsad her eyi yle kabul ettikleri anlamna gelecei, sorudaki her eyin yle olmad kansndaysalar bunu belirtmeleri gerektii zerinde durmak istiyordu ki, saatine bakp, saatin iki elli be olduunu grnce dva konusu olaya gemeye karar verdi. - Dvamzn konusu olan olay, diye balad. Savunma avukatlarnn, savc yardmcsnn, tanklarn birka kere anlatt eyi bir kere de o anlatt. Bakan durmadan konuuyordu; iki yanndaki mahkeme yeleri de arada bir saatlerine bakarak dinliyorlard onu. Konumasn ok gzel, yani tam gerektii gibi, ama biraz uzun buluyorlard. Salondaki grevli grevsiz herkes gibi savc yardmcs da ayn dncedeydi. Syleyeceklerini sylemiti bakan. Baka bir ey kalmamt artk. Ama konuma hakkndan ayrlamyordu bir trl bakan; - ses tonundaki o inandrclk, etki houna giderdi pek -- sonunda biraz da jri yelerine verilen yetkinin neminden, bu yetkilerini ne denli dikkatle, titiz kullanmalar, onu ktye kullanmamalar gerektiinden, yemin ettiklerinden, u anda toplumun vicdan grevini yaptklarndan, grmelerini yapacaklar odann srrnn kutsal olduundan v.b, v.b. sz etmek istedi can. Bakan konumaya balaynca Maslova, bir szcn ka- 97 rmaktan korkuyor gibi gzlerini ona dikmi, yle dinliyordu. Bu yzden Nehldof, onunla gz gze gelmek tehlikesinden uzak, hep ona bakmt. nsann iinde, uzun yllar grmedii bir sev-diiyle karlanca nce aradan geen yllarn onda yaratt deiiklikleri br an yadrgayp, biraz sonra karsndakinin yznde baka hi kimsede grlemeyecek o ruhsal kiiliin ifadesini grnce oluan o deiim Nehldof'un iinde de balamt.

Evet, ceza evi giysisine, kalnlaan bedene, bym gslere ramen; yzn yasslam alt blmne, alndaki krklklara, imi gzlere ramen oydu bu; kutsal pazar gn kilisenin avlusunda sevgi, hayat dolu, sevinten ileri gler gzleriyle aadan yukar sevdii insann yzne bakan Katyua... Ne tuhaf bir rastlant! On yl hi bir yerde grmemiken birden grevli olduum bir dvada sank olarak kyor karma! Sonu neye varacak bunun acaba? Ah, ne olacaksa bir an nce olsa, bir an nce! inde yava yava filizlenen pimanlk duygusuna boyun emiyordu henz. Bir zaman sonra unutulup gidecek, hayatnn akn etkilemeyecek, bozmayacak bir raslant olarak gryordu bu olay. Odada kabahat yapt diye sahibinin, ensesinden yakalayp burnunu yapt eye soktuu kk bir kpein durumunda hissediyordu kendini. Kpekcik cyaklyor, yapt yaramazln sonularndan kap elinden geldiince uzaklara gitmek, onu unutmak iin geri geri ekiliyor; ama acmaz, kati yrekli sahibi brakmyor onu gitsin. Nehldof da yaptnn ne iren bir ey olduunu hissediyordu, ama yaptnn anlamndan habersizdi hl, sahibinin olduunu da kabul etmiyordu. Karsndaki dvann onun dvas olduuna inanmak istemiyordu bir trl. Gelgelelim, grnmeyen gl bir el yakalamt onu, bu elden kurtuluunun olmadn hissediyordu. Hl umutsuzlua dmyor; her zamanki alkanlyla, ayak ayak stne atm, kendine gven dolu bir tavrla n srada batan ikinci sandalye o!an yerinde oturuyor, evresini umursamaz bir dalgnlk iinde Dirili - F: 798 99 elindeki pince-nez'iyle oynuyordu. Yalnzca bu davrannn deil; bo, irkin, kt zevklerle dolu, lgn yaaynn da bayaln, deersizliini hissediyordu ruhunun derinliklerinde. Suunu, son zamanlardaki yaayn ondan tuhaf bir mucize gstererek saklayan o korkun perde sallanmaya balamt, arada bir gryordu arkasn. XXIII Sonunda bitirdi konumasn bakan, soru kdn gze ho grnen bir biimde kaldrd, yanna gelen jri szcsne verdi. Jri yeleri salondan ayrlabileceklerine sevinerek kalktlar, gene kollarn ne yapacaklarn bilemeden -- bir eyden utanyorlard sanki - birbiri arkasndan grme odasna getiler. Onlar ieri girip kapy kapar kapamaz bir jandarma gelip durdu bu kapnn nnde, klcn knndan karp omzuna koydu. Yarglar kalkp ktlar. Sanklar da kardlar. Grme odasna girince jri yelerinin ilk ii birer sigara karp yakmak oldu gene. Salonda sandalyelerinde otururken her birinin az ya da ok sezinledikleri durumlarnn yapmackl, yalancl buraya girince gemiti birden. Sigaralarn tttrerek serbeste oturdular, heyecanl bir konuma balad aralarnda. yi yrekli tccar, - Kz masum, diye balad, ne syleyeceini ard zavall, hakkn vermek gerek. Szc, - Bunu greceiz, dedi. Kiisel duygularmzn etkisi altnda kalmamalyz. Albay atld: - Bakann konumas gzeldi. - yle, gzeldi! Az kald horlamaya balayacaktm. Yahudiye benzeyen satc, - nemli olan u nokta, dedi, Maslova onlarla ortak olmasayd, hizmetilerin paradan haberleri olamazd. yelerden biri, - Ne dersiniz? diye sordu, sizce Maslova m ald paray? iyi yrekli tccar, - Dnyada inanamam byle bir eye! diye ykseltti sesini. O eytan suratl karnn marifetidir bu i. - Hepiniz doru sylyorsunuz, dedi albay. - Peki ama odaya hi girmediini sylyor. - nanmayn. Tanr birdir dediine inanmam ben o srtn. Szc girdi araya: - Sizin inanmamanz yetmez ki. - Anahtar Maslova'dayd. Tccar itiraz etti: - Ne kar bundan? - Ya yzk? Tccar gene ykseltti sesini: - Syledi ya kz, tccar vermi onu ona. Sarho olduu iin vurmu ona, sonra da acm besbelli. Alamasn diye vermitir. Duydunuz siz de, bir doksan boyunda, yz otuz kiloluk bir adamm... Piyotr Gerasimovi kesti tccarn szn: - Asl konumuz bu deildir. Hrszlkla cinayeti Maslova m plnlayp gerekletirmitir, hizmetiler mi? bunu konumalyz. - Hizmetiler yalnz bana yapm olamazlar. Anahtar Maslova'dayd. Uzun sre devam etti bu dzensiz konuma. Szc sonunda: - Baylar, dedi, ltfen masaya oturup grelim konuyu. Bakan yerine otururken devam etti:

- Buyurunuz. Satc: - Bu kzlar ne rezldir bilemezsiniz, dedi. Szlerinin doruluunu, asl sulunun Maslova olduunu gstermek iin de byle bir kzn bulvarda bir arkadann saatini nasl yrttn anlatt.- 100 Albay bu konuda daha da ilgin bir hrszlk olay, altn bir semaverin nasl i edildiini anlatt. Szc kalemiyle masaya vurarak: - Baylar, dedi, ltfen sorulara geelim. Herkes sustu. Sorular yleydi: 1) 17 ocak 188x gn paras'n almak amacyla ldrlen tccar Smelkof'un konyana konan zehirle ldrlmesinde, sonra iki bin be yz ruble kadar parasyla prlanta yznn alnmasnda Krapivenski blgesi, Borkof kyllerinden otuz yandaki Simon Petrof Kartinkin sulu mudur? 2) Birinci soruda anlatlan cinayette krk yandaki kentli Yevfimiya Bokova sulu mudur? 3) Sank Yevfimiya Bokova birinci soruda belirtilen olayda sulu deiise, acaba 17 ocak 188x gn, N kentinde alt Mavri tanya otelinde kalan tccar Smelkof'un odasndaki kilitli valizinden iki bin be yz rublesinin alnmasnda sulu mudur? Szc birinci soruyu okuduktan sonra: - Evet, baylar? diye sordu. Bu soruya hemen cevap verildi. Onun zehirleme olaynda da hrszlkla da sulu olduu grnde herkes birlemiti. Evet, suludur. Btn sorulara susuzdur, diye cevap veren yal bir kooperatifi susuz bulmutu Kartinkin'i yalnzca. Szc, yal adamn anlayamadn dnerek, herkesin Kartinkin'le Bokova'nn sulu olduu inancnda olduunu anlatt ona, ama kooperatifi anlyorum, dedi, acmalyz bu zavalllara, biz de hepten gnahsz deiliz ki hem. Dncesini deitirmedi. Bokova'yla ilgili ikinci soruya uzun konumalardan; aklamalardan sonra, avukatnn da zerinde durduu gibi, onun zehirleme olayna katldn gsteren ak deliller bulunmad iin susuzdur cevab verildi. Maslova'y temize karmaya alan tccar asl sulunun Bokova olduunda diretti. yelerin ou da ondan yanayd; ama yasalara sk skya bal olmak isteyen szc, Bokova'nn - 101 zehirleme olayna katldn gsteren hi bir delilin bulunmadn sylyordu. Uzun tartmalardan sonra szcnn dncesi baskn kt. Bokova'yla ilgili drdnc soruya dorudan Evet, suludur cevabn vermediler; kooperatifinin sraryla ayrca y-. le eklediler: Ama bir lde ho grlmelidir. Maslova zerine sorulan nc soruysa heyecanl tartmalara neden oldu. Szc, Maslova'nn cinayette de hrszlkta da sulu olduunda diretiyor, tccar kabul etmiyordu bunu. Albay, satc, kooperatifi de ondan yanayd; geri kalanlar kararsz gibiydiler. Ama szcnn gr yava yava kuvvet kazanmaya balamt; nk yelerin hepsi yorulmutu artk, buradan kurtulmak iin tartmalarn bir an nce bitmesini istiyorlar, bu yzden de, sonunda herkesin kabul etmek zorunda kalacan sandklan yana geiyorlard. Durumadaki konumalardan, Maslova'nn hallerinden onun hrszlkla da, cinayetle de ilgisi olmad kansna varmt Neh-ldof; balangta jri yelerinin de bu karara varacaklarna inanyordu. Ama Maslova'dan bir kadn olarak holanan tccarn -bunu saklamyordu zaten- beceriksizce savunmasndan, szcnn bu dnceye kar durmasndan, daha nemlisi de yelerin artk yorulmalar sonucu kararn yava yava Maslova'-nn aleyhine kaymakta olduunu grnce buna kar koymak istedi Nehldof, ne var ki Maslova'dan sz etmekten korkuyordu, onunla olan ilikisini hemen renecekler sanyordu. te yandan, bu gidie gz yumamayacan, kar durmak zorunda olduunu da hissediyordu. Renkten renge giriyordu oturduu yerde; tam azn amaya hazrlanyordu ki, konumalarn bandan beri sze hi karmayan Pyotr Gerasimovi besbelli szcnn konuurkenki tavrlar cann skt iin- birden itiraz etmeye balad ona; Nehldof'un sylemek istediklerini sylyordu. - Bir dakika msaade edin, anahtar Maslova'da olduu iin paray onun aldn sylyorsunuz. Arkasndan koridor hizmetileri baka bir anahtarla am olamazlar m valizi acaba? Tccar ban sallad:- 102 - yle ya, pekl olabilir, - Maslova alamazd paray, paray saklayacak yeri yoktu nk. - Ben de bunu anlatmak istiyorum ite, diye dorulad tccar, - Daha akla yakn olan, Maslova valizi anca paray gren hizmetilerin, ellerine geen frsattan yararlanm, sonra da suu onun zerine ykm olmalardr. Pek sinirli konuuyordu Pyotr Gerasimovi. Onun siniri szcye de geti, bu yzden kart dncesini daha da inatla savunmaya balad. Ama Pyotr Gerasimovi'n konumas ylesine inandrcyd ki, biraz sonra

yelerin ou onun yanna gemiti; Maslova'nn hrszlk olayyla ilgisi bulunmadm, yz de ona tccarn armaan ettiini sylyorlard imdi. Zehirleme olayna Maslova'nn katlp katlmad konusuna gelince, onun heyecanl savunucusu tccar, Maslova'nn susuz olduunu kabul etmelerinin gerektiini, nk tccar zehirlemesi iin ortada hi bir neden bulunmadn syledi. Szcyse, tozu ikiye dktn itiraf ettiine gre, Maslova'y susuz kabul edemeyecekleri grn savunuyordu. - Dkmesine dkt ama, uyku ilc sanyordu bunu, dedi tccar. Boluk yakalamaktan pek holanan albay kart hemen sze: - Uyku ilcyla da ldrebilirdi onu ama. Sonra, kaynnn karsnn uyku ilcndan zehirlendiini, doktor yaknda olmasayd, gerekli tedbirleri zamannda almasalar-d yzde yz leceini uzun uzun anlatt. ylesine inandrc, arbal, .kendine gvenle konuuyordu ki, hi kimse, iinden gelip, szn kesemiyordu. Heyecanlanan satc, kendi olayn anlatmak iin kesti szn yalnz. - Bazslarysa yle alyorlar ki, diye balad, bir alta krk hap birden iebiliyorlar; bir akrabam var... Ama albay sznn kesilmesine izin vermedi, uyku ilcnn kaynnn kansndakj etkisinin sonularn anlatmaya devam etti. yelerden biri kart sze: - 103 - Saat drt oldu baylar. Szc: - Bu durumda baylar, dedi, hrszlkla ilikisi bulunmad, bir ey almad halde sulu kabul ediyoruz. yle mi? Sylediinin kabul edilmesinden holanan Pyotr Gerasimovi: - Evet, dedi. Tccar: - yle ama bir lde ho grlmesi de gerekir, diye ekledi. tiraz eden olmad. Yalnz kooperatifi cevaba, Hayr, susuzdur, diye eklenmesini istiyordu. - Hrszlkla ilikisi bulunmadn, bir ey almadn demekle susuzdur demek ayn anlama gelir, diye aklad ona szc. Tccar neeyle: - Ho grlmesini istediimize gre temize kt saylr, dedi. Hepsi ylesine yorulmu, tartmalardan ylesine bitkin dmlerdi ki, hi bri cevaba evet, ama tccar ldrmek de istemiti diye eklemeyi akl edememiti. Nehldof da bunu farkedemeyecek kadar heyecanlyd. Cevaplar bylece kda geirildikten sonra salona girildi. Rable bir yargcn, kendisine ba vuran iki kiinin dvasna bakarken konuyla ilgili btn yasalar sayp dktkten, yirmi sayfalk sama sapan, Latince bir hukuk yazsn okuduktan sonra yanlara yaz m tura m atmay nerdiini yazar: Yazysa davac, turaysa dvl hakl saylacaktr. Burada da ayn durum vard. Soruya baka bir cevap deil de, bu cevabn verilmesinin nedenleri vard: Bir kere hepsi byle cevap verilmesini istemiti; iki, ylesine uzun konuan bakan, durumalardaki konumaclarnda her zaman belirttii eyi bugn atlam, zellikle jri yelerinin bu soruya cevap verirken Evet, suludur, ama tccar ldrmek istememitir diyebileceklerini hatrlatmamt; , albay kaynbiraderinin karsJ- 104 nn hikyesini ok uzatmt; drt, Nehldof heyecanndan Mas-lova'nn ldrmek istemediinin cevapta olmadn farketme-mi, hrszlkla ilikisi bulunmadnn belirtilmesiyle Masio-va'nm temize kacan sanmt; be, szc sorularla cevaplan yeni batan okurken Pyotr Gerasimovi odada yoktu, bir an dar kmt; en nemli neden de hepsinin yorulmas, bir an nce ii bitirmek istemeleri, bunun iin de tartmalar sonuca balayabileceini umduklar en gl karara hemen katlmalaryd. Jri szcs zili ald. Kapnn dnda yaln kl bekleyen jandarma, klcn knna koydu, yana ekildi. Yarglar yerlerini aldlar, jri yeleri teker teker girdiler salona. Szc, ktlar marur bir tavrla tutuyordu elinde. Bakann yanna gitti, ona verdi onlar. Bakan okudu cevaplar, kollarn iki yana at, -ard belliydi- arkadalarna dnp alak sesle bir eyler konumaya balad onlarla. Jrinin hr-szlkla ilgisi yoktur dedii halde cinayetle de ilgisi yoktur dememi olmasyd bakan artan. Jrinin kararndan Mas-lova'nn hrszlk etmedii, bir ey de almad, te yandan ortada hi bir.neden yokken tccar ldrd sonucu kyordu. Salondaki mahkeme yesine: - Bakn neler samalamlar, dedi, krek cezasna arptrr onu bu karar, oysa susuz zavall. Sinirli mahkeme yesi:

- Ne demek susuz? diye mrldand. - Basbaya susuz ite. Bence sekiz yz on sekizinci maddeye girer bu. (818 nci madde, jrinin sulamasn haksz grrse mahkemeye bu karan bozmak yetkisi verir.) Bakan sonra iyi yrekli olduu yznden belli mahkeme yesine dnd: - Siz ne diyorsunuz? , yi yrekli ye hemen cevap vermedi, nnde duran kdn numarasna bakt. Rakamlar toplayp e bld, blnmedi. Gene fal bakmt, kan say e blnseydi bakann sylediini kabul edecekti; ama blnmediine bakmadan, iyi yrekliliinin etkisiyle olumlu cevap verdi gene. - 105 - Bence de yle, dedi, sekiz yz on sekizinci maddeyi uygulamalyz. Bakan sinirli yeye dnd: - Ya siz? Beriki kesin: - Hayr, dedi. Gazeteler, jrilerin katilleri temize kardklarn yazp duruyorlar her gn, bunu bir de mahkemeler yaparsa ne derler sonra? Ben kabul edemem byle bir eyi. Bakan saatine bakt. - Yazk, ama elden ne gelir, dedi. Kd, okumas iin jri szcsne verdi. Herkes ayaa kalkt, szc bedeninin arln bir ayandan tekine geirdikten sonra grtlan temizledi, sorularla cevaplar okumaya balad. Btn grevliler -sekreter, avukatlar, savc yardmcs bile- ardklarn saklamadlar. Sanklar yle oturuyorlard yerlerinde, cevaplarn ne anlama geldiini sezinleyemedikleri belliydi. Herkes oturdu gene, bakan, savc yardmcsna sanklarn ne gibi cezalara arptrlmalarn! istediini sordu. Maslova konusunda hi beklemedii bir baarya ulat iin sevinen savc yardmcs bu baary gzel konumasyla kazand inanc iinde, nndeki ktlar kartrd bir sre, sonra ayaa kalkt. - Simon Kartikin'in 1452 nci maddeyle 1453 nc maddenin 4 nc kkna gre cezalandrlmasn neriyorum, dedi. Yev-fimiya Bokova 1659 nc, Yekaterina da 1454 nc maddeye gre cezalandrlmaldrlar. Btn bu cezalar, bu durumda dnlebilecek en ar cezalard. Bakan ayaa kalkarken: - Mahkeme heyeti karar vermek iin ekiliyor, dedi. Yarglarn arkasndan, iyi bir ii bitirmenin verdii rahatlkla herkes ayaa kalkt, bazlar dar kt, bazlar salonun iinde dolamaya balad. Jri szcs, Nehldof'a bir eyler anlatyordu. Pyotr Gerasimovi geldi yanlarna, Nehldof'a:- 106 - ok fena samalamz anam babam, dedi. Krek cezasna arptrttk onu. retmenin iren ylklm bu kez hi farketmeyen Neh-ldof yksek sesle: - Ne diyorsunuz? diye sordu. - yle ya. Cevabmzda Suludur, ama tccar ldrmek istememitir demeliydik, dememiiz. Sekreter, Savc on be yl kree yollayacak onu,Adyor. Jri yesi: - Byle karar verdik, dedi. Pyotr Gerasimovi itiraz etti; M as I ova'n n paray almadna gre tccar ldrm olamayacann kendiliinden anlalacan sylyordu. Szc: - Cevaplar olduu gibi okudum size, diye savunuyordu kendini. Kimse kp itiraz etmedi. Pyotr Gerasimovi: - O ara kmtm ben odadan, dedi. Nasl oldu da far-kedemediniz bunu? - Hi aklma gelmedi, dedi Nehldof. - Vay canna! Nehldof: - Dzeltebiliriz bunu, dedi. - Hayr, her ey bitti artk. Nehldof sanklara bakt. Kaderleri karara balanan bu kii parmakln arkasnda, erlerin nnde yerlerinden kprdamadan oturuyorlard. Br eye glmsyordu Maslova, Nehl-dof'un iinde kt bir duygu kprdand o anda. Maslova'nn kurtulacan, kentte braklacan dnrken gelecekte ona kar nasl davranacan, aralarndaki ilikinin nasl olaca konusunda kararszd; gt bu soruya cevap vermek onun iin. Oysa krek cezas, Sibirya bu iliki sorununu bir anda ortadan kaldrmt: Av torbasndaki yaral ku rpnmay keser, unuttururdu kendini. XXIV Pyotr Gerasimovi yanlmyordu.

Mahkeme yelerinin salona dnmelerinden sonra bakan elindeki kd okudu: - Yce mparatorumuzun buyruklaryla alan blgemizin ar ceza mahkemesi 28 nisan 188x gnk durumasnda jri'-nin kararlar nda 771. yasann 3. bendine, 776. yasann 3. bendine, 777. yasaya gre aadaki karar vermitir: 33 yandaki kyl Simon Kartinkin'le, kentli Yekaterina Maslova'nn, yurttalk haklarndan yoksun edilerek, krek cezasna yollanmasna: Kartinkin'i 8 yl, Maslova'y 4 yl, ikisinin de 28. yasaya gre orada altrlmalarna, 43 yandaki Yevfimiya Bokova'-nnsa, yuttalk haklar, her eyi paras, mal, mlk- elinden alnarak 3 yl ceza evinde yatmasna, cezasn 49. yasaya gre ekmesine. Mahkeme masraflarnn sululardan eit olarak alnmasna, payna deni verecek durumu olmayanlarn parasnn hazinece denmesine. Dvayla ilgili eldeki delillerin satlmasna, yzn geri verilmesine, ielerin krlmasna. Kartinkin gene yle dimdik, gerilmi parmaklarn pantalo-nunun yan dikilerine yaptrm, ayakta duruyor, dudaklarn! kprdatyordu. Bokova ok sakindi. Karar dinleyince Maslova'-mn yz mosmor oldu. Birden: - Susuzum ben, susuzum! diye barmaya balad. Gnahtr bu yaptnz. Susuzum ben. stemedim onu ldrmek, aklmdan bile geirmedim. Doru sylyorum, yemin ederim ki doru sylyorum. Tahta kanepenin zerine kp hkra hkra alamaya balad. Kartinkin'le Bokova salondan ktklarnda o hl alyordu; yle ki, jandarma en sonunda kolundan ekelemek zorunda kald. O kt duygusunu tamamen unutan Nehldof, Hayr, by-ie brakamam bunu, diye mrldand kendi kendine; sebebini bilmeden, Maslova'y bir kere daha grmek iin aceleyle koridora kt. Durumann nihayet bittiine sevinen jri yeleri, avukatlar kapda toplanm, bir an nce dar kmaya alyorlard; birka dakika kalabalktan kamad koridora, kapda108 beklemek zorunda kald. kt zaman iyice uzaklamt Mas-lova. Herkesin dikkatini zerine ektiine aldrmadan koarak yetiti ona, nne geip durdu. Alamyordu imdi Maslova; bartsnn ucuyla krmz krmz lekelerin kaplad yzn siliyor, kesik kesik hkmyordu. Bakmadan geti Nehldof'un yanndan. Maslova getikten sonra aceleyle geri dnd. Nehldof, bakan grecekti. Ama yerinde yoktu bakan, gitmiti. Nehldof ancak vestiyerde yetiti ona. Parlak kumatan paltosunu giymi, kapcnn uzatt gm balkl bastonunu alrken yaklat yanma Nehidof. - Sayn bakan, dedi, demin karara balanan dva zerine bir dakika konuabilir miyim sizinle? Jri yesiydim. Bakan, Nehldof'un elini skarak: - Elbette, prens Nehldof, dedi. Haz verir bana sizinle konumak, tanyoruz zaten. Tantklar akam toplantsnda Nehldof'un ne ho, ne ne-e -btn genlerden de gzel- dans ettiini hatrlamt. - Buyrun? - Maslova'yla ilgili cevabmzda bir yanl anlama oldu. Tccarn ldrlmesinde susuzdur, oysa krek cezasna arptrld. Nehldof ok neesizdi. Bakan d kapya doru yrd. - Mahkeme sizlerin cevaplarna gre vermitir karar, dedi, bu cevaplar mahkeme heyetimize de tutarsz, gerekle eliir gzkt halde jrinin kararn esas aldk. Konumasnda jri yelerine Evet, suludur diye cevap verir de bu cevapta ldrmek isteinin bulunmad belirtilmez-se bunun cinayette suludur anlamna geleceini anlatmak istediini syleyecekti, ama acelesi olduu iin ksa kesti: - yle ama geti mi artk, yanllk dzeltilemez mi? Bakan apkasn hafif yana yatrd, kapya doru yrmeye devam ederek: - Mahkeme kararlarna itiraz her zaman mmkndr, dedi. Bir avukatla grmeniz gerek. - Ama korkun bir ey bu. - Biliyor musunuz, Maslova iin ikisinden biri olacakt... - 109 Bakann, Nehldof'la elinden geldiince kibar konumak istedii belliydi. Paltosunun yakas zerinden favorilerini dzelttikten sonra Nehldof'un koluna hafife dokunarak onu da kapya yneltti. - Siz de kyor musunuz? Nehldof aceleyle giyinirken: - Evet, dedi. Dar ktlar, gne prl prld. Araba tekerleklerinin kaldrm talannda kard grlt daha bir yksek sesle konumaya zorluyordu onlar simdi. Bakan sesini ykseltmi:

- Dorusu ok tuhaf oldu, diye devam ediyordu. Maslova iin ikisinden biri olacakt: Ya hemen hemen temize kp hafif bir hapis cezasna arptrlacak, ya da kree gnderilecekti., Ortas olamazd bunun. Cevabnza Suludur, ama cinayetle ilgisi yoktur.. diye ekleseydiniz kurtulmutu. - Nasl da sezinleyemedim bunu? dedi Nehldof. Bakan saatine bakp glmsedi. - in ac yan buras zaten. Klara'nn bildirdii srenin bitmesine krk be dakika ka[-rmt. - sterseniz bir avukata dann. Kararn bozulmas iin nedenler bulmak gerek. Her zaman bulunabilir bu tr nedenler. (Arabacya dnd) Dvoryanskaya'ya... Otuz kpekten faz!a vermem ama. - Buyrunuz efendim. - Hoa kalnz efendim. Bir yardmm dokunmas sz konusu olursa Dvoryanskaya'da Dvornikof'un evinde oturuyorum, kolayca hatrlayabilirsiniz adresimi. Kibarca selm verip uzaklat. XXV Bakanla konumas, temiz hava biraz avutmu, rahatlat misti Nehldof'u. Hi almad koullar altnda geirdii saatlerin etkisiyle duygularn abarttn dnyordu imdi. - 110 Gerekten de artc, tuhaf bir rastlant! Kzcaz kurtarmak iin elimden geleni yapmalym, hem de zaman geirmeden. Hemen. Mahkemeden Fanarin ya da Mikisin'in nerede oturduunu renmeli, nl iki avukat hatrlamt. Geri dnd, paltosunu kard, st kata kt. Birinci koridorda Fanarin'le karlat. Durdurttu avukat, onunla bir ii olduunu syledi. Fanarin tanyordu Nehldof'u; elinden geleni seve seve yapacan syledi. - Geri ok yorgunum ama... olsun varsn, pek uzun deilse, anlatnz,; uraya girelim. Fanarin alp bir odaya gtrd Nehldof'u. Yarglardan birinin odas olmalyd buras. Masaya oturdular. - Evet, buyrunuz. - nce, bu ile ilgilendiimin aramzda kalmasn dileyeceim sizden, dedi Nehldof. . - Elbette yle olacak. Evet... - Bugn jride grevliydim, susuz bir kadnn krek cezasna arptrlmasna sebep olduk. strap veriyor bu bana. Nehldof birden kpkrmz oldu, ne syleyeceini ard. Beklemiyordu bunu. Fanarin ban kaldrp yzne dikkatli dikkatli bakt, gene indirdi ban, dinlemeye devam etti. - Evet, diye mrldand. - Susuz bir insan cezalandrdk, mahkeme kararna itiraz etmek, en yksek mahkemeye bavurmak istiyorum. Dzeltti Fanarin: - Yargtaya. - Evet. Bu dvay zerinize almanz dileyecektim szden. Nehldof kendisi iin sylenmesi en g olan bir an nce syleyip bitirmek amacyla acele ediyordu, onun iin bylesine ak, kesin konumutu. Yz kzararak: - Bu konuda yaplacak btn masraflar, sizin cretinizi -ne kadar olursa olsun- ben zerime alyorum, dedi. Avukat, gen adamn bu ilerdeki tecrbesizliine hogryle glmseyerek: - Bunlar sonra konuuruz,.dedi. Konu nedir? - 111 Nehldof anlatt. -- Pekl, yarn dva dosyasn alr incelerim. Yarn, hayr perembe gn akam saat altda gelin bana, cevabm bildiririm size. Oldu mu? imdi gidelim, baz ilerim var. Nehldof, allahasmarladk, deyip kt. Avukatla konumas, Maslova'y kurtarmak iin gerekeni yapt dncesi daha da rahatlatmt iini imdi. Dar kt. Cvl cvld doa, ilkbahar havasn neeyle ekti cierlerine. Arabaclar buyur ettiler onu arabalarna, binmedi, yrd. Bir anda sryle dnce, Katyua'nn, ona yaptnn ans doldurdu kafasnn iini, hepsi birden dnmeye balad. Keyfi kat gene, bir keder kaplad ruhunu. Neyse, sonra dnrm bunlar, dedi kendi kendine, bunca skntdan sonra elenmeliyim imdi biraz. Koragm'lerin verecei akam yemeini hatrlad, saatine bakt. Ge deildi henz, yetiebilirdi yemee. Atl bir tramvay geiyordu, koup atlad ona. Alanda indi, iyi bir arabaya bindi, on dakika sonra Koragin'lerin konann nndeydi. XXV! Koragin'lerin iko, cana yakn kapcs ngiliz menteeler zerinde sessizce alan mee oymal ar kapy aarak:

- Buyrun efendim, dedi, sizi bekliyorlar. Masaya oturdular, gelince doru yemek salonuna almamz buydular sizi. Kapc merdivene yaklap, yukardaki ngran ipini ekti. Nehldof paltosunu karrken: - Kimse var m? diye sordu. - Bay Kolosof'la Mihail Sergeyevi, dedi kapc, yabanc yok. Merdivenin bandan frakl, beyaz eldivenli, yakkl bir uak bakt. - Buyrun efendim, diye seslendi. Yemek salonunda bekliyorlar sizi.- 112 Nehldof merdiveni kt, tandk geni, son derece gzel deli salondan yemek salonuna geti. Odasndan hi kmayan anne, prenses Sofiya Vasilyevna dnda herkes masadayd. Ba kede yal Koragin oturuyordu. Solunda doktor, sanda b!-'ge soylularnn eski bakan, imdi banka ynetim kurulu yesi, Koragin'in zgr dnceli arkada van vanovi Kolosof vard. Doktorun yannda Missi'nin kk kz kardeinin mreb-biyesi miss Reder, onun yannda da drt yandaki kk kz oturuyordu. Karda, sa yanda Koragin'lerin tek erkek ocuu, lise altnc snf rencisi Petya vard -yaknda snavlara girecekti, btn aile onun iin kentte kalmt- onun solunda niversite rencisi, retmeni, daha sonra da krk yanda hl evlenmemi bir Slavyanist olan Katerina Alekseyevna oturuyordu, karsnda da Missi'nin day olu Mihail Sergeyevi ya da kk adyla Misa Telein vard; masann kap yanndaki ucunda Missi oturuyordu, yannda da servisi yaplm bir kiilik bo yer vard. Takma dileriyle azndakini glkle ineyen yal Koragin gz kapaklar gzkmeyen kanl gzlerini Nehldof'a kaldrarak: - Oo, ho geldiniz, buyrun, dedi. Biz de bala yeni baladk daha. Az dolu, Missi'nin yanndaki bo servisi iri yar, iman bfeciye gstererek: - Stepan, diye ekledi. Geri uzun zamandan beri tanrd yal Koragin'i Nehl-dof, akam yemeklerinde de bir ok kereler grmt onu, ama bu krmz yz, yelein yakasna sktrlm peetenin, zerindeki itahla parlayan dudaklar, kaln enseyi, en ok da bu besili general bedenini nedense pek yadrgamt o anda. Nehldof bu adamn blge komutanyken -oysa varlkl, tannm bir kimseydi, almaya hi de ihtiyac yoktu- Tanr bilir niin insanlar krbalattn, hatt astrdn hatrlad elinde atmadan. Stepan gm vazolar dizili bfeden kepeyi alrken: - Hemen yapyorlar servisi, efendim, dedi. - 113 Missi'nin yanndaki, kolal peetesi aile ad ili kesi ste gelecek biimde ustalkla katlanm servisle hemen ilgilenen, favorili, yakkl garsona bayla iaret etti. Nehldof herkesin elini skarak doland masay. Yal Kor-agin'ie kadnlardan baka herkes ayaa kalkmt onunla toka-larken. Bu masay dolan, herkesin elini sk -ouyla hi konumad halde- pek irkin, gln gelmiti ona imdi. Ge kald iin zr diledikten sonra Missi'yle Katerina Alekseyevna arasndaki bo yere oturmaya hazrlanyordu ki, yal Koragin, votka imese bile masann ortalarnda bir yere, yengelere, havyara, peynirlere, bala yakn oturmasn syledi. Nehldof pek a olduunu sanmyordu, ama azna bir lokma ekmekle peynir atnca tutamad kendini artk, abuk abuk yemeye balad. Kolosof, jrili mahkemelere kar duran gerici bir gazetenin deyimini olduu gibi kullanarak akac: - Ne o, gerei ortaya kardnz m bakalm? dedi. Suluyu susuzu ayrdnz m? zgr dnceli arkadann zeksna da, bilgisine de snrsz bir gveni olan Prens glmseyerek: - Gerei ortaya kardnz... gerei ortaya kardnz... diye tekrar etti. Nehldof kabal bile gze alarak cevap vermedi. Kolosof-un sorusuna, nne konan scak orbaya alakak giriti. Missi glmseyerek: - Rahat brakn onu da yemeini yesin, dedi. Onu demekle Nehldof'a olan yaknln hatrlatmak istiyordu sanki. Kolosof jrili mahkemeleri ktleyen gazete yazsndan sz etmeye balamt heyecanl heyecanl. ok cann skmt bu yaz. Mihail Sergeyevi de doruluyordu onu. O da ayn gazetenin bir baka yazsn anlatt. Missi her zamanki gibi ok distisguee '] ho, giyimliydi. ) Gzkamatrc (Franszca). Dirili - F: 8- 114 Missi, Nehldof'un azndakini ineyip yutmasn bekiedik-ten sonra: - ok yoruldunuz galiba, dedi, ackmsnz da. - Pek o kadar deil. Ya siz? Tablolara bakmaya gittiniz mi? - Gitmedik, baka zaman gideceiz. Salamatof larda lawn tennis (') teydik. Mister Kruks gerekten de ok gzel oynuyor. Nehldof buraya kafasnn iindekileri unutmak iin gelmiti. Bu evde her zaman daha bir rahat hissederdi kendini; duygularna iyi etki eden zengin denii deildi bunun nedeni yalnzca, evresini hi belli etmeden

kuatan o yakn ilgi de pek houna gidiyordu. Oysa, alas durumdu, bu evdeki her eyden -kapcdan geni merdivene, ieklerden garsonlara, masann hazrlanna kadar her eyden-tiksiniyordu imdi. Missf yi bile gzel, iten bulmuyordu. Kolosof'un o kibirli konumasndan da, yal Koragin'in kaln, her halinden kendine ar gven okunan, duyarl bedeninden de, slavyanist Katerina Alekse-yevna'mn Franszca syledii cmlelerden de, mrebbiyeyle, niversite rencisi retmenin mahcup yzlerinden de, hele hele kendisi iin sylenen onu zamirinden nefret ediyordu... Nehldof, Missi'ye kar iki eit davran arasnda bocalard daima: Bazan sanki gzlerini ksarak ya da ay nda gibi her eyin en iyisini grrd onda; hem gencecik, hem gzel, hem zeki, hem de iten bulurdu onu... Kimi zamansa parlak gne altnda eksik yanlar batard gzne. imdi gene parlak gne vard. Yzndeki btn krklklar gryordu imdi, salarn nasl kabarttn biliyordu, dirseklerinin sivrilii, en nemlisi de, babasnnkini andran baparmann trnann yasslr kamyordu gznden. Kolosof tenis zerine: - Son derece can skc bir oyun, dedi, ocukluumuzda oynadmz elik omak bile bundan ok daha elenceliydi. Missi itiraz etti: - Hayr, oynamamsnz hi. Son derece gzel bir oyundur tenis. (1) Tenis oyunu (ngilizce). - 115 Missi'nin son derece deyii pek bir yapmack gelmiti Nehldof'a. Mihail Sergeyevi'le Katerina Alekseyevna'nn da katld bir tartma balad. Yalnz mrebbiye, retmen, bir de ocuklar susuyordu; skldklar belliydi. Yal Koragin peeteyi yakasndan karp, sandalyesini grltyle geri itti -garson hemen kapmt onuayaa kalkarken kahkahalarla glerek: - Durmadan tartrsnz siz de! dedi. Onun arkasndan tekiler de kalktlar; misk gibi kokulu lk su dolu ibriklerin bulunduu alak masaya gittiler, ellerini ykar, azlarn alkalarlarken bir yandan da hi kimsenin nemsemedii, ilgilenmedii tartmaya devam ediyorlard. Missi, insanlarn kiiliklerinin en iyi oyunda belli olduu zerine sylediini onaylamas isteiyle Nehldof'a dnd: - yle deil mi? Gen adam pek durgun, can skkn gryordu bu akam, ne dndn merak ediyordu. - Dorusu bilmiyorum, dedi Nehldof, hi dnmedim bunu. Missi: -; Annemin yanna gidelim mi? diye sordu. Nehldof bir sigara kararak: - Gidelim, dedi. Oysa ses tonundan oraya gitmeyi istemedii belliydi. Missi bir ey sylemeden, soru dolu baklarn gzlerinin iine dikti. Nehldof'a dokundu onun bu bak. Amma da can skc bir insan oldum ben de diye geirdi iinden; elinden geldiince, glmsemeye alarak, Prenses kabul ederse seve seve gideceini syledi. - Elbette, elbette, ok sevinecek annem sizi grdne. Orada da iebilirsiniz sigaranz, van vanovi de orada. Prenses Sofiya V.asilyevna yatalakt. Sekiz yldr hi dar kmaz; yalnz -kendi deyimiyle- dostlarn yani bir eyle-riyle toplumdan ayr olan tandklarn kabul eder; onlarla dan-116 tellerin, kordellarn, kadifelerin, altn kaplama, fildii, tun, cill eyalar, iekler arasnda grr, konuurdu. Nehldof da bu dostlardan biri olmutu, nk kafas alan bir gen saylyordu, annesi de ailenin yakn dostuydu, sonra Missi'yle evlen-se ok iyi olurdu. Sofiya Vasilyevna'nn odas byk ve kk konuk salonlarnn tesindeydi. Byk konuk salonundan geerlerken nde giden Missi birden durdu, altn kapl bir sandalyenin arkalna tutunarak Nehldof'un yzne bakt. Evlenmeyi ok istiyordu Missi. Nehldof da bulunmaz bir ksmetti onun iin. stelik holanyordu gen adamdan; Nehl-dof'un onun olaca dncesine iyice altrmt kendini (o Nehldof'un deil de, Nehldof onun olacakt.) Ruhsal bakmdan tam salkl olmayan insanlarda grlen o bilinsiz, ama inat kurnazlkla amacna adm adm yaklayordu. imdi de Nehldof'u duygularn aa vurmak zorunda brakmak iin konumaya balamt onunla. - Farkndaym, bir ey gemi banzdan, dedi. Neyiniz var? Nehldof mahkemedeki rastlanty hatrlad, yzn buruturdu, kzard. ten olmaya alarak: - Evet, geti, dedi, hem de tuhaf, olaanst, ok nemli bir ey.

- Ne oldu? Anlatamaz msnz? - imdi anlatamam, elimde deil. zninizle anlatmayaym. Hl kendimi toparlayabilmi deilim. Byle sylerken daha da kzarmt Nehldof. - Bana da sylemeyecek misiniz? Missi'nin yznde bir kas ekildi, arkaln tuttuu sandalyeyi hafife oynatt yerinden. Nehldof: - Hayr, dedi, sylemeyeceim. Bu cevabi verirken kendi kendine de bandan geen olayn gerekten ok nemli olduunu itiraf ettiini hissetmiti. - yleyse gidelim. Missi, gereksiz dnceleri iinden atmak istiyormu gibi - 117 sallad ban, her zamankinden daha bir abuk admlarla yrd. Gen kzn alamamak iin dudaklarn srd kamamt Nehldof'un gznden. Onu zd iin kendi kendinden utand, yrei szlad; ama en kk bir zayfln onu mahvedeceini, yani onu balayacan biliyordu. Oysa en ok korktuu buydu imdi; hi bir ey sylemeden Prensesin odasna kadar arkasndan yrd. XXVII Prenses Sofiya Vasilyevna ok hafif, ama besleyici yemeini yeni bitirmiti. Daima yalnz yerdi yemeini, o durumda kimsenin onu grmesini istemezdi. Yatar koltuunun yanban-da, zerinde kahve olan kk bir masa vard; sigarasn iiyordu. Prenses Sofiya Vasiyevna zayf, uzun boylu, esmer bir kadnd, hl gen sanrd kendini; .uzun dileri, siyah iri gzleri vard. Doktoruyla arasnda olan ilikiler zerine kt sylentiler kmt. Nehldof eskiden nemsemezdi bunu, bir an aklna gelse bile hemen unuturdu; ama imdi yalnzca hatrlamakla kalmam, doktoru, prl prl parlayan enli sakalyla koltuunun yannda ayakta grnce tiksinmiti bile. Sofiya Vasilyevna'nn yannda alak, yumuak bir koltukta Kolosof oturuyor, kahveyi kartryordu. Kk masann zerinde bir kadeh de likr vard. Missi, Nehldof'la girdi annesinin yanma, ama kalmad orada. Aralarnda hi bir ey gememi gibi neeyle glmseyerek Kolosof'ia Nehldof'a: - Annem yorulup da sizleri kovunca benim odama gelin, dedi. Kaln hal zerinde sessizce yryerek kt odadan. Sofiya Vasilyevna, takma olduklar hi belli olmayan gze!, uzun dilerini gsteren, itene pek benzemeyen o yapmack glmsemeyle:118 - Ho geldiniz dostum, dedi, oturun da anlatn bakalm. Mahkemeden cannz pek skkn dndnz sylyorlar. Franszca ekledi: - Duygulu bir insan iin ok ar bir grevdir bu bence, - Evet, dedi Nehldof, ikide bir insann aklna kendi... bakalarn yarglamaya hakknz olmadn hissediyorsunuz sk sk... Sofiya Vasilyevna, Nehldof'un szlerinin doruluu onu artm gibi: - Comme c'est vrai! O diye haykrd. Karsndakini pohpohlamay her zaman ok iyi becerirdi. - Tablonuzdan ne haber? diye ekledi, inann yle merak ediyorum ki onu. Hasta olmasam oktan gelmitim size. Nehldof souka: - Tamamen braktm onu artk, dedi. Kadnn gen gzkme abas gibi ilgisinin yapmackl da pek ak seikti onun iin bu akam. Kibar olmaya alyordu, ama beceremiyordu bunu bir trl, her eyden ireniyordu. Sofiya Vasilyevna, Kolosof'a dnd: - Yazk! dedi. Biliyor musunuz, Repin onda byk bir resim yeteneinin olduunu sylemiti bana. Nehldof yzn buruturarak, Nasl da yalan sylyor, diye geirdi iinden, yz de kzarmyor. Sofiya Vasilyevna, Nehldof'un keyifsiz olduunu, onunla gzel gzel konuamayacan anlaynca Kolosof'a yeni sahneye konan dram zerine ne dndn sordu. yle bir sorutu ki bu, Kolosof'un cevab her trl kukuyu ortadan kaldracakt sanki, azndan kacak her szck bir daha unutulmayacakt. Kolosof ktledi dram, bu frsattan yararlanarak sanat zerine dncelerini de syledi. Sofiya Vasilyevna'y artmt dncelerinin doruluu, dramn yazarn savunmak istedi birka kere, ama bir trl baaramad bunu. Nehldof onlara bakyor, dinliyordu, ama grd, duyduu eyler bakayd. {') Ne kadar da doru! (Franszca). - 119 -

Kh Sofiya Vasilyevna'y, kh Kolosof'u dinlerken Nehldof, Sofiya Vasilyevna'nn da Kolosof'un da dramla hi mi hi ilgi lenmediklerini, birbirlerinin dncesini de umursamadklarn, konumalarnn tek nedeninin, yemekten sonra dil ve grtlak kaslarnn hareketine duyulan bedensel gereksinmeyi gidermek olduunu dnyordu. Sonra Kolosof'un, itii arabn, likrn etkisiyle hafif sarho olduu inanandayd - ama seyrek ien kyllerinki gibi deil de, ikiyi alkanlk haline getiren insanlarnki gibi bir sarholuktu bu. Sallanmyordu, samalamyordu da, ama ok keyifliydi. Sofiya Vasilyevna'nn konuurken arada bir endieyle pencereye, batmak zere olan gnein ona kadar uzanan, yalln gereinden ok ortaya karabilecek yatay nlarnn odaya dolduu pencereye bakt da kamiyordu Nehldof'un gznden. Sofiya Vasilyevna Kolosof'un bir szne, - ok doru, dedi. Sonra yatar koltuunun kenarndaki dmeye bast. O arada doktor kalkt, aileden bir kimseymi gibi hi bir ey sylemeden kt odadan. Sofiya Vasilyevna kapdan kncaya kadar gzlerini ayrmamt ondan, bir yandan da konumasna devam ediyordu. Zil sesine gelen yakkl uaa baki-syla pencereyi gstererek, - u perdeyi kapar msn Flipp, dedi. Perdeyi indiren uan hareketlerini siyah gzlerinin tekiy-le fkeli fkeli izlerken, - Hayr, diyordu, ne derseniz deyin, mistisizm vardr onda, mistisizmsiz iir olmaz zaten. Ac ac glmsedi, perdeyi dzelten uaktan gzn ayrmadan: - iirsiz mistisizm kr inantr, diye devam etti, mistisizmsiz iir de dz yaz... Flipp, onu deil, unu byk pencereninki-ni indirecektin. Uaa seslenmek iin harcamak zorunda kald gce ayormu gibi bir fke vard Sofiya Vasilyevna'nn sesinde; bu fkesini yattrmak amacyla, kokulu sigarasn yzk dolu eliyle azna gtrd hemen, - 120 Geni omuzlu, atletik bedenli, yakkl Flipp zr diler gibi ne eildi; sonra gl, adaleli bacaklaryla halnn zerinde yavaa yryerek saygyla, sessizce teki pencereye gitti; sk sk dnp Prensese bakarak perdeyi, ona bir k dmeyecek biimde kapamaya koyuldu. Ama isteneni gene yapmad iin sabn tkenen Sofiya Vasilyevna mistisizm zerine konumasn keserek anlaysz, onu acmaszca zen Flipp'i uyarmak zorunda kalmt. Flipp'in gzlerinde bir an bir k parlad. Bu oyunu izleyen Nehldof Adam, hay Allah beln versin emi? Ne istediini kendin de bilmiyorsun, diye geirdi iinden, besbelli diye dnd. Ama yakkl, gl kuvvetli Flipp can skntsn hemen gizlemi; hastalkl, bitkin, her eyi yapmack prenses Sofiya Vaslyevna'nn sylediini sakin sakin yapmaya balamt. Kolosof alak koltua iyice yaylp, uykulu gzlerle prenses Sofiya Vasilyevna'ya bakarak, - Darvin'in sylediklerinde de byk lde gerek pay vardr elbette, diyordu, ama fazla ileri gitmiyor da deil hani. yle. Prenses Sofiya Vasilyevna Nehldof'a, - rsiyete siz de inanyor musunuz? diye sordu. Gen adamn sessizlii cann skmaya balamt artk. Nehldof: - rsiyete mi? dedi. Hayr, inanmyorum. Nedense aklna gelen tuhaf hayallerle urayordu o anda. Bir model olarak dnd enine boyuna, yakkl Flipp'in yanna Kolosof'u rlplak koyuyordu hayalinde; karpuzu andran gbeiyle, cascavlak kafasyla, ta gibi ince kollaryla pek garip duruyordu Flipp'in yannda. Sofiya Vasilyevna'nn ipeklerle, kadifelerle rtl omuzlarnn gerekte nasl olabilecekleri de belli belirsiz canlanyordu hayalinde, ama bu ok korkun bir hayaldi, hemen kovmutu onu. Sofya Vasilyevna yukardan aa yle bir szd Nehl-dof'u. - Sahi, Missi bekliyor sizi, dedi. Gitsenize. urnan'dan ye- 121 ni bir para almak istiyordu size... ok ho bir parayd. Nehldof kalkt, Sofiya Vaslyevna'nn yzklerle kapl ince, kemikli elini skarken, Her zamanki gibi yalan sylyor, diye geirdi iinden. Konuk salonunda Katerina Alekseyevna kt karsna, hemen konumaya balad: - Gryorum ki jri yelii grevi cannz skyor, dedi. Her zaman olduu gibi Franszca konuuyordu gene. - Balayn beni, dedi Nehldof, bu akam pek keyifsizim, bakalarn da zmeye hakkm yok. - Sebep ne keyifsiz olmanza? Nehldof apkasn ararken, - zninizle sylemeyeyim, dedi. - Hatrlyor musunuz, bir zamanlar gerei daima ortaya koymann gerektiini sylerdiniz bize; ylesine yaman gerekleri anlatrdnz ki! imdi niin anlatmak istemiyorsunuz? Katerina Alekseyevna, yanlarna gelen Missi'ye dnd: - Hatrlyor musun Missi? Nehldof ciddi:

- nk oyundu o zaman yaptmz, diye cevap verdi. Oyunda olabilir. Gerekteyse biz, yani ben ylesine iren bir yaratm ki, gerei dnyada sylemem. Katerina Alekseyevna Nehldof'un son derece cidd olduunu farketmemi gibi, szcklerin zerinde durarak: - Hadi dzeltmeye almayn aznzdan ilk kan da, niin iren yaratklarmz, onu syleyin, dedi. Missi: - nsann kendi kendine keyifsiz olduunu sylemesinden daha kt bir ey yoktur, diye kart sze. Ben hi bir zaman sylemem, onun iin de daima keyfm yerindedir, neeliyimdir. Hadi benim odama gidelim. Sizin mauvaise humeur (1) datmaya alacaz. Bir atn, ona gem vuracaklar, arabaya komaya gtrecekleri zaman okannca duymas gereken duyguya benzer bir duy(') Can sknts (Franszca)- 120 Geni omuzlu, atletik bedenli, yakkl Fiipp zr diler gibi ne eildi; sonra gl, adaleli bacaklaryla halnn zerinde yavaa yryerek saygyla, sessizce teki pencereye gitti; sk sk dnp Prensese bakarak perdeyi, ona bir k dmeyecek biimde kapamaya koyuldu. Ama isteneni gene yapmad iin sabn tkenen Sofiya Vasilyevna mistisizm zerine konumasn keserek anlaysz, onu acmaszca zen Fiipp'i uyarmak zorunda kalmt. Flipp'in gzlerinde bir an bir k parlad. Bu oyunu izleyen Nehldof Adam, hay Allah beln versin erni? Ne istediini kendin de bilmiyorsun, diye geirdi iinden, besbelli diye dnd. Ama yakkl, gl kuvvetli Flipp can skntsn hemen gizlemi; hastalkl, bitkin, her eyi yapmack prenses Sofiya Vasilyevna'nn sylediini sakin sakin yapmaya balamt. Kolosof alak koltua iyice yaylp, uykulu gzlerle prenses Sofiya Vasilyevna'ya bakarak, - Darvin'in sylediklerinde de byk lde gerek pay vardr elbette, diyordu, ama fazla ileri gitmiyor da deil hani. yle. Prenses Sofiya Vasilyevna Nehldof'a, - rsiyete siz de inanyor musunuz? diye sordu. Gen adamn sessizlii cann skmaya balamt artk. Nehldof: - rsiyete mi? dedi. Hayr, inanmyorum. Nedense aklna gelen tuhaf hayallerle urayordu o anda. Bir model olarak dnd enine boyuna, yakkl Flipp'in yanma Kolosof'u rlplak koyuyordu hayalinde; karpuzu andran gbeiyle, cascavlak kafasyla, ta gibi ince kollaryla pek garip duruyordu Flipp'in yannda. Sofiya Vasilyevna'nn ipeklerle, kadifelerle rtl omuzlarnn gerekte nasl olabilecekleri de belli belirsiz canlanyordu hayalinde, ama bu ok korkun br hayaldi, hemen kovmutu onu. Sofiya Vasilyevna yukardan aa yle bir szd Nehl-dof'u. - Sahi, Missi bekliyor sizi, dedi. Gitsenize. uman'dan ye- 121 ni bir para almak istiyordu size... ok ho bir parayd. Nehldof kalkt, Sofiya Vasilyevna'nn yzklerle kapl ince, kemikli elini skarken, Her zamanki gibi yalan sylyor, diye geirdi iinden. Konuk salonunda Katerina Alekseyevna kt karsna, hemen konumaya balad: - Gryorum ki jri yelii grevi cannz skyor, dedi. Her zaman olduu gibi Franszca konuuyordu gene. - Balayn beni, dedi Nehldof, bu akam pek keyifsizim, bakalarn da zmeye hakkm yok. - Sebep ne keyifsiz olmanza? Nehldof apkasn ararken, - zninizle sylemeyeyim, dedi. - Hatrlyor musunuz, bir zamanlar gerei daima ortaya koymann gerektiini sylerdiniz bize; ylesine yaman gerekleri anlatrdnz ki! imdi niin anlatmak istemiyorsunuz? Katerina Alekseyevna, yanlarna gelen Missi'ye dnd: - Hatrlyor musun Missi? Nehldof ciddi: - nk oyundu o zaman yaptmz, diye cevap verdi. Oyunda olabilir. Gerekteyse biz, yani ben ylesine iren bir yaratm ki, gerei dnyada sylemem. Katerina Alekseyevna Nehldofun son derece cidd olduunu farketmemi gibi, szcklerin zerinde durarak: - Hadi dzeltmeye almayn aznzdan ilk kan da, niin iren yaratklarmz, onu syleyin, dedi. Missi: - nsann kendi kendine keyifsiz olduunu sylemesinden daha kt bir ey yoktur, diye kart sze. Ben hi bir zaman sylemem, onun iin de daima keyfim yerindedir, neeliyimdir. Hadi benim odama gidelim. Sizin mauvaise humeur (1) datmaya alacaz. Bir atn, ona gem vuracaklar, arabaya komaya gtrecekleri zaman okannca duymas gereken duyguya benzer bir duy(') Can sknts (Franszca)- 124 -

s ak bir giysi vard stnde. Gs, iki gs arasndaki ukuru, gzkamatrc gzel omuzlar, boynu yaparken ressamn byk bir titizlikle alt belliydi. Utan verici, irkin bir eydi bu. Annesinin resimde yar plak bir dilber olarak gzkmesinde insana tiksinti verici, saygszca bir ey vard. ay nce ayn kadnn gene bu odada mumya gibi kupkuru yattn, lm deindeyken bile odann, evin her kesine sinmi, hl kmayan o ar kokuyu srndn hatrlaynca daha da tiksindi. O kokuyu duyar gibi oldu gene. lmnden bir gn nce annesinin kemikli, kararmaya yz tutmu eliyle onun beyaz, gl elini tuttuunu, gzlerinin iine bakarak Sana kari grevlerimi tam olarak yapamadysam bala ben Mitya dediini hatrlad. Bembeyaz omuzlaryla, kollaryla, marur g-lmsemesiyle gz kamatran yar plak kadn bir kere daha bakp, Ne iren! diye geirdi iinden. Bu gslerin plakl, o gnlerde grd gene plak, gen bir kadn hatrlatmt ona. Missi'ydi bu. Ona baloya gittii giysiyle grnmek iin bir bahane bulup odasna armt onu. Gen kzn gzei omuzlarn, kollarn tiksintiyle hatrlad. Gemite bel esprit' iyle ('} anne... ren, utan verici eylerdi bunlar. irkin ve yz kzartc... Hayr, hayr, diye dnyordu, kurtulmalym; Koragin' lerle de, Mariya Vasilyevna'yla da, irsiyetle de, her eyle olan bu yalanc ilikilerimin tmnden kurtulmalym... Evet, daha bir zgr soluk almal. Yurt dna, Roma'ya gidip resim yapsam... -Resim yeteneinden yoksun olduu kukusunu hatrlad-. Olsun varsn, biraz hava alrm hi olmazsa. nce stanbul'a, sonra Roma'ya giderim; yeter ki bir an nce uzaklaaym jri yeliinden. O ii de avukatla yoluna koyarm. O anda anszn olaanst bir canllkla siyah, ehl gzl bir cezal kadn canland hayalinde. Susuzum ben, susuzum!' diyerek alyordu. Bu hayali kovmaya alarak, bitmek zere olan sigarasn klle bastrd, yenisini yakp odann iinde bir aa bir yukar dolamaya balad. Maslova'yla arasnda ge(') nce zek (Franszca) - 125 -enler birbiri ardndan canlanyordu hayalinde. Onunla son grmelerini, o anda btn benliini saran o bedensel tutkuyu, istediini elde ettikten sonra urad hayal krkln hatrlad. Beyaz giysi, mavi kordel, sabah ayini geldi gzlerinin nne. Gerekten seviyordum onu o gece, iten, temiz bir sevgiyle seviyordum, daha nce de, halalarmn yanna ilk gittiimde, yaptm zerinde alrken de seviyordum! Kendini o zamanki haliyle dnd. Hayat dolu o genliin, ocukluun kokusunu duydu, bir hzn kt iine. O zamanki Nehldof'la imdiki arasnda ok fark vard: Bu fark, kilisedeki Katyua'yla bugn yargladklar, tccarla iki lemi yapan sokak kadn arasndaki farktan ok deilse, az da deildi. O zamanlar nnde snrsz olanaklar ak, zgr, gz-pek bir genti; oysa imdi bo, gayesiz, anlamsz bir hayatn ana dolam hissediyordu kendini; kurtulu umudu yoktu bu adan, kurtulmak da istemiyordu zaten. Bir zamanlar drstlyle nasl gurur duyduunu, daima doruyu sylemeyi kendine bir ilke setiini, gerekten de hi yalan sylemediini hatrlad. imdi yalan sarmt her yann; evresindekilerin gerek sayd, en korkun bir yalan. Bu yalandan bir kurtulu yolu da yoktu, hi deilse o grmyordu byle bir olanak. yice batmt iine, almt da ona, rahatt. Mariya Vasilyevna'yla, kocasyla ilikisini sonra adamcazn, ocuklarnn yzne bakmaktan utanmayacak biimde nasl koparabilecekti? Yalan sylemeden nasl ayrlacak Missi' den? Bir yandan toprak mlkiyetinin hakszlk olduuna inanrken, te yandan, annesinden ona kalan mlkn zerine oturmakla iine dt elimeden nasl syrlacakt? Katyua'ya kar iledii gnah nasl balatacakt? Byle brakamazd bunu. Bir zamanlar sevdiim kadn silkip atamam; avukata para verip onu haketmedii krek cezasndan kurtarmakla yetinemem; o zaman yaptm gibi, suumu parayla balatma yolunu tuta-raam. Koridorda Katyua'nn arkasndan koup, koynuna paray soktuktan sonra kan hatrlad. O zaman duyduu deheti, tiksintiyi gene duyarak Ah o para! diye geirdi iinden, Ah, ah! - 126 127 ne iren bir ey! - o zamanki gibi sesini ykselterek mnldan-mt bunu gene - Rezil, aalk bir insan yapabilirdi bunu ancak! - Yksek sesle konumaya balamt. - O rezil aalk adam benim ite! - Birden durdu. - Acaba gerekten aalk bir insan mym ben? - Kendi kendine cevap verdi, - Elbette aalk bir insanm. Yalnz o kadar olsa iyi. Mariya Vasilyev-na'yla kocasna kar davranlarn alaklk deil de nedir? Ya rna! konusundaki tutumun? Para annenden kald bahanesiyle, yasa d saydn bir zenginlikten yararlanmak... Bu babo, iren yaayn... Katyua'ya yaptn da hepsinin tuzu biberi. Aalk herif, rezil! Bakalar varsn istediklerini dnsnler benim iin, aldatabilirim onlar, ama kendimi aldatamam. Son gnlerde insanlara, zellikle bu akam Prense, Sofiya Vasilyevna'ya Missi'ye, Korney'e duyduu tiksintinin, aslnda kendi kendine duyduu tiksinti olduunu sezinledi anszn. alacak eydi: kendi alakln kabul editen doan bir duyguda insana acyla beraber haz da rahatlk da veren bir ey vard. Nehldof'un ruh temizleme dedii ey ilk kez gelmiyordu bana. Ruh temizleme diye, uzun bir aradan sonra i yaaynn yavaladn, hatta bazan durduunu sezinleyerek .ruhunda birikip bu duraklamaya sebep olan tortuyu, pislii atma ilemine, bu ruhsal duruma derdi.

Bu eit uyanmalardan sonra yaayna bir daha hi ayrlmamaya kararl olduu bir yn verirdi Nehldof; gnlk tutmaya balard. mrnn sonuna kadar sreceini umduu yepyeni bir hayat olurdu bu. Ama dnya nimetleri her keresinde avlard onu, kendi de farknda olmadan, gene derdi, hem bir ncekinden daha kt bir d olurdu bu. Birka kere temizlemiti ruhunu byle. lk kez, yaz tatiline kye, halalarnn yanma geldii zaman olmutu. .Heyecanl, cokun bir uyant bu. Etkisi de hayli uzun srd. Sivil grevi brakp, sava zaman askerlie girmesinin nedeni de gene byle bir uyant; lmek istemiti. Ne var ki askerlikte tortulanma ok abuk oldu. Bunu bir baka uyan izledi, istifasn verip Avrupa'ya gitti, resim yapmaya balad orada. O gnden bu yana geen uzun zamanda hi ruh temizlemesi yapmamt; bu yzden, bylesine irkefe dmemiti hi; vicdannn istediiyle srdrmekte olduu yaay arasnda ylesine bir uurum var ki, bunu grnce dehete kaplyordu. Uurum ylesine dipsiz, irkef ylesine korkuntu ki, te-mizlenemeyeceni sand ilk anda, umutsuzlua dt. Ruhundaki eytan Ka kere denedin iyi olmay, drst olmay? Olmuyor, gryorsun. Bir kere daha denesen ne kacak sanki? Yalnz sen deilsin ki byle olan, herkes byle, hayat bunu gerektiriyor. Ama Nehldof'un ruhunda tek gerek, gl, lmsz olan G zgr ruhsal yaratk uyanmt bir kere. Ona inanmamak elinde deildi Nehldof'un. O andaki durumuyla olmak istedii Nehldof arasndaki uurum ne denli dipsiz olursa olsun, uyanan ruhsal varlk iin hi nemi yoktu bunun. Nehldof kendi kendine kararl, yksek sesle, Her yanma dolanan bu yalan an ne pahasna olursa olsun paralayp atacak, her eyi itiraf edecek, gerei herkese syleyeceim, dedi. Missi'ye syleyeceim gerei, ben bir rezilim, diyeceim, ev-lenemem seninle, bou bouna umutlandrdm seni. Mariya Vasilyevna'ya (yneticinin kars) da syleyeceim. Yo yo, ona deil de kocasna sylerim, ben bir alam, seni aldattm, derim. Annemin maln gerein buyurduu biimde kullanacam. Ona, Katyua'ya da bir alak olduumu, ona her eyi yapacam syleyeceim. Evet, gidip greceim onu, beni balamasn dileyeceim. ocuklar gibi yalvaracam ona beni affetmesi iin. -Dolarken birden durdu olduu yerde-. Gerekirse evleneceim onunla. Kkken yapt gibi kollarn gsnn zerinde kavuturup gzlerini yukar dikti, biriyle konuuyormu gibi mrldand: - Tanrm, yardm et bana, yol gster, gel iime yerle, btn pisliklerden art beni! Tanrya, ona yardm etmesi, iine yerlemesi, ruhunu temizlemesi iin yakaryordu ya, aslnda olmutu bile istedii. inde var olan kutsai duygu uyanmt. Kendi de hissetti bunu; yalnz zgrl, dinlii deil, hayatn sevincini de tatl o anda. Kiiolunun elinden gelebilecek iyi, en iyi yapacak gte hissediyordu kendini.- 128 Bunu kendi kendine sylerken dolu dolu olmutu gzleri; hem iyi gzyayd bunlar, hem kt. yiydiler, nk iinde yllardr uyuyan o ruhsal varln uyanmasndan duyulan sevin gzyalaryd; ktydler, nk kendi kendine, erdemine acmann gzyalaryd... Scaktan bunald. Gidip pencereyi at. Baheye bakyordu pencere. Aydnlk, durgun bir geceydi; prl prld gkyz. Sokaktan bir araba geti grltyle, sonra sessizlik kaplad gene her yan. Biraz tedeki yapraklan dklm byk kavak aacnn plak dallarnn glgesi pencerenin dibindeki temizlenmi kuma dmt, tane tane seiliyordu her biri. Solda ambarn, parlak ay altnda beyaz beyaz parlayan dam gzkyordu. lerde, aalarn kuru dallan birbirine karyor, aralarndan bahe duvarnn simsiyah glgesi grnyordu. Nehldof ay altndaki baheye, ambarn damna, kavak aacnn glgesine baktktan sonra tertemiz havay cierlerine ekti. Ne gzel! Ah ne gzel, Tanrm! Ne gzel! dedi kendi kendine. Ruhundaki deiiklikten sz ediyordu. XXIX Maslova ancak akamn altsnda dnebilmiti hcresine. Yorgundu, uzun zamandr yrmedii iin talar zerinde on be, on alt kilometre yol tepmek hasta etmiti onu, hi beklemedii sert karar ykmt, stelik at. Bir ara da, yanndaki nbetiler halanm yumurtayla ekmek yerlerken az ok sulanmt, a olduunu daha o zaman hissetmiti ya, erlerden ekmek istemeyi yaktramamt kendine. Aradan saat getikten sonra yemek istemiyordu artk can, yalnzca bitkinlik hissediyordu. Yarglarn, beklemedii kararn da byle bitkinken dinledi. nce yanl iittiini sand, duyduu eye inanamad ilk anda, krek cezasyla kendi arasnda bir iliki kuramad. Ama bu haberi son derece olaan bir eymi gibi karlayan yarglarn, jri yelerinin heyecansz, resmi yzlerini grnce ard, susuz olduunu haykrd. Ama bu - 129 - . haykrnn da olaan, beklenen, durumu deitiremeyecek bir ey olarak karlanmas zerine, kendisine yaplan bu artc hakszla boyun emesi gerektiini anlayarak alamaya balad. Ona ylesine ilgiyle bakan bu gen -yal deildiler- erkeklerin onu bylesine acmadan cezaya arptrmalaryd onu en ok artan. Yalnz bir tanesi -savc yardmcs- yle bakmyordu ona. Sanklar odasnda otururken - durumann

balamamasn beklerken de, aralarda da - bu erkeklerin baka bir i peindeymiler gibi yaparak, srf ona bakmak iin kapnn nnden getiklerini, hatta odaya girdiklerini grmt. Bu erkekler sonra birdenbire, hi suu yokken krek cezasna arptrmlar-d onu nedense. nce alamt, ama susmutu sonra, sanklar odasnda cezaevine gtrlmesini bekliyordu. Bir ey istiyordu can o anda; sigara imek. Kararn okunmasndan sonra ayn odaya alnan Kartinkin'le Bokova yanma geldiklerinde byle ruhsal durum iindeydi. Bokova azna geleni sylemeye balad hemen Vlaslova'ya, krek mahkmu diyordu ona. - Grdn m? Alak seni gidi! Sokak sprnts aifte! Hakettiin cezay aldn ite. Sibirya'da kime alm satacaksn bakalm? Maslova ellerini giysisinin yenlerine sokmu, ban iyice nne emi oturuyor, hi kprdamadan iki adm nne, amurlu yere bakyordu. - Bir ey dediim yok size, ilimeyin bana diye mrldand. Sonra birka kere daha Bir ey dediim yok sze diye mrldanp sustu. Bir de, Kartinkin'le Bokova gtrldkten sonra nbeti yanna gelip ona ruble uzatnca geldi kendine biraz. - Maslova sen misin? diye sordu nbeti. A! bakalm, hanmefendi yollad sana. - Hangi hanmefendi? - Hangisiyse hangisi, al u paray da kes sesini. rubleyi genel evin patronu Kitayeva yollamt. Salondan karken mahkeme yneticisine, Maslova'ya biraz para yollayp yollamayacan sormu, olumlu cevap alnca tombul, beyaz elinden dmeli gderi eldivenini karm, ipek etekliinin Dirili - F: 9katlar arasndaki cebinden son moda para antasn karm-, bir sr kt para arasndan bir iki buuk rublelik iki yirmi kpeklik bir de on kpeklik alp mahkeme yneticisine vermiti. Ynetici hemen nbetiyi arm, Kitayevna'mn yannda paray ona vermiti. Karolin Albertovna nbetiye, - Ltfen tam verin paray, demiti. Nbeti kendisine gsterilen bu gvensizlie kzd iin byle sert davranmt Maslova'ya. Bu para ok sevindirmiti Maslova'yi, o anda tek istedii eyi ancak para verirdi ona. Bir sigara bulup yakabilsem diye geirdi iinden. Dnd tek ey sigarayd o anda. ylesine sigara imek istiyordu ki can, koridora alan kap alp da ieri sigara duman kokan hava girince hrsla cierlerine ekiyordu bu havay. Uzun-sre daha beklemesi gerekti orada; onu ceza evine yollayacak sekreter sanklar unutmu, bir avukatla yasaklanan bir yaz zerine konumaya, hatta tartmaya dalmt. Duruma bittikten' sonra da birka gen, yal erkek gelip baktlar ona, aralarnda fis-kos bir eyler konuarak gittiler. Ama imdi farketmemit bile onlar Maslova. Nihayet beten sonra braktlar onu, erlerin -Nijegorod' luyla uva'n- arasnda kt adliyeden. Ceza evine geri gtryorlard onu. Maslova daha koridorda yirmi kpek vermiti onlara, on iki francalayla bir paket sigara almalar iin yalvarmt. avu glmseyerek: Pekl, alalm bakalm, demiti. Gerekten de drste ald ona istediklerini, parann stn de geri verdi. Yolda sigara imesi olmazd Maslova'nn, ceza evine kadar akl hep sigarada yrd. Ana kapya geldiklerinde, trenden inmis yz kiilik bir cezal grubu giriyordu ieri. Yan yana geldi onlarla Maslova. lerinde yals da vard genci de, sakalls da sakallarn? kesmiti de, Rus'u da yabancs da. Bazlarnn balarnn, yars usturaya vurulmutu. Yrrlerken ayaklarndaki zincirler grlt karyordu. Bir toz bulutu, ayak sesi, barma, arma, a bir ter kokusu doldurmutu avluyu. Cezallar, Maslova'nn ya- 131 fundan geerlerken istekli gzlerle yukardan aa szyorlard onu; bazlar da ehvet duygusunun deitirdii yzleriyle yanna yaklayor, srtnerek geiyorlard ona. Biri: - Of, u kza bakn, hele, dedi. Bir bakas gz krpt ona: - Yavruma sayglarm sunarm. Usturaya vurulmu ensesi mosmor, sakalsz, bykl, esmer tiri ayaklar zincire dolaarak grltyle geldi yanma, kucaklad onu. Maslova itti adam. Beriki gzlerini parlatarak srtt. - Ay, dostunu tanmadn m yoksa canm? diye bard, numara yapma hadi! Arkadan yetien ceza evi mdrnn yardmcs bard ona: - Ne yapyorsun be herif? Adam sindi, geri ekildi hemen, arkadalarna katld. Mdr yardmcs Maslova'ya dnd bu kez: - Burada ne iin var senin? Maslova, Mahkemeden imdi getirdiler beni demek isledi, ama ylesine bitkindi ki azn amaya endi. Kalabaln arasndan ne kan er elini apkasnn siperine gtrerek: - Mahkemeden getiriyoruz onu komutanm, dedi. - Hadi abuk gtrp ba gardiyana teslim edin. Bu ne rezalettir: - Bastne efendim. Mdr yardmcs:

- okolof! diye seslendi. unu aln. Ba gardiyan geldi, Maslova'y omuzundan fkeyle iterek, bayla yrmesini iaret etti, alp kadn blmne gtrd. Kadnlar blmnn koridorunda her yann gzelce aradlar, bir ey bulamaynca (sigara paketini francalann iine sokmutu) .sabah aldklar hcreye koydular onu gene. XXX Maslova'nn yatrld hcre yedi metre uzunluunda, be metre eninde bir odayd. ki penceresi, svalar dklm bir robas vard. Tahtalar kuruluktan atlam ranzalar te ikisini- 132 kaplyordu. Kapnn tam karsnda, odann ortasnda aydnlatlmam bir ikon dolab vard. kon dolabnn nnde bir mum, mumun altnda da tozlanm bir demet lmsz iei duruyordu. Kapnn hemen solunda, simsiyah olmu yerde ii pis pis kokan su dolu bir f vard. Yoklama yeni bitmi, kap kilitlenmiti. Bu odada on be kii vard; on ikisi kadn, ocuk. Hava kararmamti henz; yalnz iki kadn yatyordu ranzalarnda; biri, nln bana ekmi olan hep yatard zaten. Kimlik kd olmad iin buraya atlm yan deli bir kadnd; teki de hrszlk suuyla yatan veremli bir kadn. Bu ikincisi uyumuyordu, nln katlayp yastk gibi bann altna koymu, gzleri alabildiine ak, boazn gcklayan ksr tutmaya alarak, odann iindeki korkun rutubetli havay glkle soluyarak tavana bakyordu. teki kadnlarn-hepsinin de zerinde kaba kumatan nlkler vardbazlar ranzalarnda oturmular bir eyler dikiyor, bazlar pencerenin nnde durmu avludaki erkek cezallara bakyorlard. Diki diken kadndan biri, Maslova'y mahkemeye giderken yolcu eden yal kadnd. Korableva'yd ad. Koyu kahverengi, ksa salarna ak dm, buru buru yz kll, atk kal, sarkk gerdan prsk, uzun boylu, din bir kadnd bu. Kocasn baltayla ldrmek suundan krek cezas yemiti. Kzna sarkntlk ettii iin ldrmt onu. Hcrenin kdemisiydi, iki satn da o ynetiyordu. Gzlkle dikiyor, ineyi kyller gibi parmayla, ucu kendine doru tutuyordu. Hemen yannda kalkk burunlu, geveze, temiz yrekli, gzleri kk kk, ufak tefek bir kadn oturuyor, o da adr bezinden torba dikiyordu. Demiryolu kava kulbesinde grevliydi; tren geerken elinde flamayla dar kmad, bu yzden trenin kaza geirmesine sebep olduu iin ay hapis cezasna arptrlmt. Diki diken nc kadn Fedosya'yd. Fenika -arkadalar Fenika diyorlard ona- masmavi gzlerindeki ocuksu itenlikle, kck bann evresine dolad iki uzun, koyu kahverengi sa rgsyle, pembe beyaz yanaklanyla gen, sevimli bir kadnd. Kocasn zehirlemeye kalkt iin yatyordu ceza evinde. On alt yanda bir kzken evlendirildikten hemen sonra zehirlemek istemiti kocasn. Gz altna alndktan sonra yarglanmasn beklerken ara- 133 dan geen sekiz ay iinde kocasyla barmakla kalmayp, onu ok sevmiti de; mahkeme balad zaman onunla can cier olmutu. Kocas, kocasnn babas, anas -zellikle yal kadn ok sevmiti onu- mahkemede onu kurtarmak iin ellerinden gelen her eyi yaptklar, btn gleriyle altklar halde Sibirya'da krek cezasna arptrlmt. Neeli, iyi yrekli, yz ounlukla glen bir kadn olan Fedosyann ranzas Maslova'nnkinin yanndayd. Maslova'y yalnzca sevmekle kalmam, ona yardm etmeyi, hizmetine komay kendine bir grev bellemiti. ki kadn da bo oturuyordu ranzasnda. Bunlardan biri krk yalarnda, soluk, zayf yzl, bir zamanlar ok gzel olduu belli, ama imdi km, yznde renk kalmam bir kadnd. Kucanda bir ocuk vard; beyaz, uzun memesini azna vermi, emziriyordu onu. Suu, onlarn kynden kyllerin dncesine gre haksz olarak- bir genci askere gtrrlerken, kyllerin blge polis komiserine kar koyup haksz yere askere gtrlmek istenen genci geri almalarna sebep olmakt. Gencin teyzesi olan bu kadn yapmt nce yeenini bindirdikleri atn yularna. Ranzasnda bo oturan teki kadn yz buru buru, salar bembeyaz, iten bakl, ksa boylu, kambur, yal bir kadnd. Bu yal kadn sobann yanndaki ranzasnda oturuyor, nnden kahkahalarla koarak bir o yana, bir bu yana geen, salar ksack kesilmi, i karnl, drt yandaki ocuu yakalayacakm gibi yaparak onunla oynuyordu. zerinde bir faniladan baka hi bir ey olmayan ocuk yal kadnn nnden koarak getikten sonra her keresinde ayn eyi sylyordu; Oh, yakalayamadn ya! Oluyla birlikte bilerek yan-gm karmaktan sulu bu yal kadn hi mi hi zlmyordu ceza evine dtne. Ayn ceza evinde yatan olunu dnyordu yalnzca, bir de evde brakt ihtiyarn. Yal adamn, onu ykayacak kimse kalmad iin bitleneceinden korkuyordu. Bu yedi kadnn dnda drt kadn da pencerelerden ak Maninin nnde ayakta duruyor, demir parmaklklara tutunarak aretle ya da bararak avludan geen, biraz nce Maslova'nn fite karlat erkek cezallarla konuuyorlard. Bunlardan, hrszlk suundan yatan, iri yar, iko bir kadnd; yz ak san sivilcelerle kaplyd, salar koyu kahverengi, boynu, kollar- 134 kalndi. nlnn yakasn amt. Ksk sesiyle baryor, irkin szler sylyordu avludakilere. Yannda, on yanda bir kz ocuu boyunda, belden aas ok ksa, esmer bir kadn duruyordu. Yz krmz, illiydi; siyah gzlerini iyice amt. Ksa, kaln dudaklar uzun, beyaz dilerini rtmyordu. Avluda olanlara crlak

sesiyle kesik kesik kahkahalarla glyordu. Gsterie pek nem verdii iin alml diye ad taklan bu kadnn sucu hrszlkla, bilerek yangn karmakt; yarglanmas devam ediyordu. Onlarn arkasnda, hrsz saklamaktan sank, clz, damarlar km, st ba pislik iinde, kl rengi nlk giyinen, karn burnunda gebe bir kadn duruyordu. Bir ey dedii yoktu, ama avluda olanlara glmsyordu. Pencerenin nnde duran drdnc kadn sevimli yzl, gzleri i, ksa boylu, kyl bir kadnd. Yasak iki yapp satmakt suu. Bu kadn -yal kadnn oynad ocukla yedi yandaki kz ocuunun annesiydi; ocuklara bakacak kimsesi olmad iin ceza evinde onun yannda kalyorlard- evet, bu kadn da tekiler gibi pencereden dar bakyor, ama bir yandan da elindeki orab ryor, avludan geen cezallarn sylediklerine kzarak yzn buruturuyor, gzlerini kapyordu. Yedi yandaki, ak sar salar omuzlarna dklen kz ocuuysa bir gmlekle esmer kadnn yannda -kck eliyle eteinden tutmu- duruyor; kadnlarla avludan geen cezallarn birbirlerine syledikleri irkin szleri gzleri dalm, dikkatle dinliyor; duyduklarn, ezberlemeye alyormu gibi, kendi kendine fsltyla tekrar ediyordu. On ikinci kadn, yasa d ocuunu kuyuya atp bomutu; bir ky papaznn kzyd. Ksa, kaln sa rgsnden kurtulmu ak kahverengi salar karmakark, uzun boylu, iri gzleri dalgn bakan bir kzd bu. evresinde olanlarla hi ilgilenmiyor, yaln ayak, bir nlkle, hcrenin bo yerinde bir aa, br yukar dolayor, duvar dibine gelince birden hzla geri dnyordu. XXXI Kapnn kilidi iinde anahtar grltyle dnp kap aldktan sonra Maslova'y hcreye soktuklarnda herkes ona dnd. Ky papaznn kz bile bir an durmu, kalarn kaldrarak yeni - 135 gelen Maslova'ya bakm, ama bir ey sylemeden geni, kararl admlaryla oday arnlamaya balamt gene. Korableva ineyi elindeki sert, kaln beze batrd, gzlklerinin arkasndan soru dolu baklarn Maslova'ya dikti. Erkek sesini andran kaln, ksk sesiyle: - Eyvahlar olsun! dedi. Dndn demek. Oysa temize kacan sanyordum ben. Tktlar seni buraya ha? Gzln kard, elindeki ii yanma, ranzann zerine koydu. Demiryolu bekisi: - Biz de teyzeyle, belki hemen serbest brakrlar onu, diyorduk, dedi. Oluyor nk bazan byle eyler. Duruma bitip de susuz olduuna karar verilince salveriyorlar insan. stelik para da alyorsun. ans ite... Vah ne yazk, ne yazk! ok talihsizmisin kzm. Tanr yardm etmedi sana demek?.. Kadn soluk almadan habire konuuyordu. Fedosya, ocuksu itenlikle parlayan mavi gzlerinde derin bir ac, sevgi, Maslova'ya bakarak: - Sahi ceza m verdiler? dedi. Her zaman nee okunan yz deimiti, ha alad ha alayacakt. Maslova cevap vermedi, hi bir ey sylemeden yrd, batan ikinci olan ranzasna -Karobleva'nnkinin yanndayd- gitti, oturdu. Fedosya ayaa kalkp Maslova'nn yanna gitti. - Meraktan azma sabahtan beri bir ey koymadm, dedi. Maslova gene cevap vermeden yastnn altna koydu francalalar, soyunmaya balad: tozlu entarisini kard, siyah , kvrck salarndan bartsn ald. Ranzalarn tesinde ocukla oynayan kambur, yal kadn da geldi, Maslova'nn karsnda durdu. Ban zgn zgn iki yana sallayarak: - h, h, n! diyordu. Yal kadnn peinden ocuk da geldi, st dudan dileri arasna alp, gzlerini Maslova'nn getirdii francalalara dikti. O gn olanlardan sonra karsnda bu iten, mfik yzleri grnce alamak gelmiti Maslova'nn iinden, dudaklar tit-- 136 remeye balamt. Ama tutmaya alyordu kendini, yal kadnla ocuk yanna gelinceye kadar da tutabilmiti. Ama yal kadnn acma, sevgi dolu h, klarn duyunca, hele hele ciddi baklarn francalalardan ona kaldran ocukla gz gze gelince tutamad artk kendini. Yz allak bullak oldu bir anda, hngr hngr alamaya balad. Korableva: - yi bir avukat bul kendine demitim sana, dedi. Ne o, srgn m? Maslova cevap vermek istiyordu ama, veremiyordu; hkrarak francalann iindeki sigara paketini ald paketin zerinde salar ok kabartlarak yaplm, giysisinin n gen biiminde ak, al yanakl bir kadn resmi vard- Korableva'ya verdi. Korableva resrne bakt, ban iki yana sallad -daha ok Maslova'nn paray byle kt eylere verdiine can skld iin sallamt ban- bir sigara ald paketten, lmbada yakt onu, birka soluk ektikten sonra Maslova'ya verdi. Maslova sigara dumann cierlerine hrsla ekerken bir yandan da alyordu. Hkrklarn arasndan: - Krek, diye mrldand.

- Allahtan da korkmaz bu gz dnm canavarlar, dedi Korableva, kan emici yamyamlar! Yoktan yere mahvettiler kzcaz. Tam o anda, pencerenin yannda kalan kadnlar kahkahalarla glmeye balamt. Kz ocuu da glyordu: ince, ocuksu sesi teki kadnn ksk, crlak sesine karyordu. Avludaki cezallardan biri ok tuhaf, gln bir ey yapm olmalyd. Esrner kadn: - Ah eytann pii! una bak ne yapyor, dedi. Yal bedenini hoplata hoplata glerek yzn parmakla dayad, korkun kfrler savurmaya balad. Korableva esmer kadna bakarak sallad ban. - Ne oluyor bu rezile de? dedi. Kah kah glyor bir de! Sonra Maslova'ya dnd gene. - Ka yl bari? - Drt yl, dedi Maslova. Gzyalar yle bir boald ki, bir damlas sigaraya geldi. - 137 Maslova fkeyle tahtaya bastrd onu, yenisini ald. Demiryolu bekisi kadn, sigara imedii halde ald Mas-lova'nn att yarm sigaray, snmesin diye sk sk ekmeye balad, bir yandan da konuuyordu: - Yapacaklarn yaptlar pis domuzlar. Canlan nasl isterse yle karar veriyor kpekler. Matveyevna kurtulacak, serbest brakacaklar onu, diyordu; ben yok canmn ii, yok, diyordum, iimde tuhaf bir duygu var, mahvedecekler zavallc o canavarlar, iime doduu gibi de oldu ite... Ses tonu kendinin de houna gidiyordu. Bu arada cezahlarn hepsi gemiti avludan; onlarla konuan kadnlar da ekildiler pencereden, Maslova'nn yanna geldiler. nce patlak gzl, yasak iki satcs geldi kzyla. Maslova'nn yanna otururken -elindeki orab abuk abuk rmeye devam ediyordu bir yandan. - Ne o, ok mu verdiler? diye sordu. Korableva: - Para olmad iin ok verirler tabi, dedi. Parac olsayd iyi bir avukat tutar, belki hi ceza almadan bile kurtulurdu. Bir tane tanyorum, adn unuttum imdi, sa sakal birbirine karm, koca burunlu bir eydir, ama suyun iinden kupkuru karr adam. Onu tutacaksn ki... Gelip yanlarna oturan alml, dilerini gstererek: - Nasl tutacaksn ama, dedi, bin rubleden aasna para demiyor ki adam. Bilerek yangn karmaktan yatan yal kadm kart sze: - Demesi kolay, be kardeim... Dn bir kere: Zavall adamn karsn a! tk ieri, -belki yznc kere anlatmaya balamt yksn- onu bitler yesin orada, beni de bu yamda bo oturt burada... Biz kyller bilmeyiz kentlilerin bu katakullilerini, nerden bilelim... Yasak iki yapp satan kadn: - yle, dedi, bilmeyiz... Sonra kzna bakt, elindeki ii yanma koyup kz kolundan tutarak bacaklarnn arasna ekti, abuk ellerle salarnn arasnda aranmaya balad; bir yandan da konumasna devam ediyordu:- 138 - Niin yasak iki satyorsun? diyorlar. Peki ne yapaym baka? ocuklarmn ekmek parasn nasl karaym? Vaak iki satan kadnn bu szleri Maslova'ya arab hatrlatt. Gmleinin koluyla gzyalarn sildi, Korableva'ya: - Biraz arap olsa, dedi. Hkrklar biraz dinmiti. Korableva: - Ya gardiyanlar? diye fsldad. Ama bo ver, nerden in-ceyse ordan kopsun. XXXII Maslova, francalann iinden kard btn parasn, kt paray Korableva'ya verdi. Yal kadn ald paray; okuma yazmas olmad halde, her eyi bilen almlnn, parann iki buuk ruble olduunu sylemesine inand. arap iesini saklad bacann yanna gitti. Bunu gren teki kadnlar -ranza komusu olmayanlardaldlar, herkes kendi yerine gitti. Bu arada Maslova nlyle bartsnn tozunu silkelemi, ranzasna kp francaladan yemeye balamt. Fedosya, bir uval parasna sarl teneke aydanlkla fincan yerden alrken: - Sana ay saklamtm, dedi, ama soumutur. Buz gibi olmutu ay, stelik aydan ok teneke kokuyordu, ama Maslova doldurdu fincan, francaladan srarak imeye balad. Francaladan bir para koparp, bakn azndan ayrmayan ocua seslendi: - Al bakalm Minaka. Bu arada Korableva arap iesiyle marapay getirdi. Maslova, Korableva'y'a alml'ya da verdi. Bu kadn hcrenin yksek tabakasn oluturuyorlard; paralydlar nk. Her eylerini de ortaklaa kullanrlard.

Birka dakika sonra almt Maslova, mahkemede olanlar heyecanl heyecanl anlatmaya balamt. Savc yardmcsna kzyordu. - Herkes bana bakyordu, bizim odaya bile geliyorlard beni grmek iin. Asker, Hep sana geliyor bunlar, dedi. Ba- 139 kyorsun biri dalyor odaya, szde bir evra falan aryor... -Glmseyerek, akl erdiremiyormu gibi ban sallayarak anlatyordu Maslova.- Ama asl niyetinin beni grmek olduu belli adamn, yiyecek gibi bakyor bana. Hcre kdemlisi yal kadn: - yledir bu reziller, dedi. Sineklerin ekere saldrdklar gibi saldrrlar insana. Allah ocaklarna drmesin. Elimden gelse bir kak suda boarm hepsini... Maslova kesti szn: - Buradakiler de yle. Yapmadklarn brakmyorlar insana. Trenden indirmilerdi bir grup cezaly, getiriyorlard. Elim ayam tutuldu vallahi, neler neler sylemediler bana. Neyse ki mdr yardmcs yetiti de kurtard beni ellerinden. Hele bir tanesi yle bir yap yapt ki sorma... - Nasl bir adamd? diye sordu alml. - Esmer, bykl. - Yzde yz odur. - Kim? - Kim olacak, eglof. Demin geti pencerenin nnden. - Kimin nesiymi? - una bak, eglof'u tanmyor daha! Krekten iki kere kamtr. Yeni yakaladlar onu, ama gene kaacak. Gardiyanlar bile korkuyorlar ondan. Durmaz o, gene kaacak, greceksiniz. alml, ceza evi mdrnn cezallarla olan yazmalarnda yardmc olduu iin her eyi biliyordu. Korableva: - Kaacak kamasna ama bizi burada brakacak ya ona bak sen. -Maslova'ya dnd.- Sylesene, dileke konusunda ne dedi sana avukat? Hemen vermelisin dilekeni. Maslova avukatn bu konuda hi bir ey sylemedii cevabn verdi. O srada esmer kadn, illi ellerini karmakark, gr, koyu kahverengi salarnn arasna sokmu, ban kayarak, ien soylularn yanma geldi. - Ne yapacan syleyeyim ben sana Katerina, diye balad. nce, mahkemenin verdii karara itiraz etmelisin dilekende, sonra da savcdan yaknrsn. Korableva sert bir sesle kt ona:- 140 141 - Sana ne oluyor be? arabn kokusunu aldn bakyorum, hadi ek araban. Ne yapacamz senden iyi biliriz biz. - Ben Katerina'yla konuuyorum, sen ne karyorsun? - arap istiyorsun, deil mi? Sokuldun hemen. Eline geeni daima hcre arkadalarna datan Maslova: - Kavga etmeyin canm, ona da koyuver bir yudum. - Ona yle bir... Esmer kadn Korableva'nn zerine yryerek: - Hadi bakalm! dedi. Kuru grltye pabu brakmam ben. - Maymun suratl! - ensin. - Kokmu! - Ben mi kokmuum? Rezil seni gidi, ben ha! Barp armaya balamt esmer kadn. Korableva can skkn: - Hadi iine git, dedi. Ama beriki hl zerine zerine geliyordu. Korableva ak gsnden itti onu. Esmer kadn bunu bekyormu gibi kala gz arasnda bir eliyle salarna yapt Korableva'nn, teki kolunu da yzne olanca gcyle bir tokat indirmek iin havaya kaldrd, ama Korableva yakalad bu kolu. Maslova'yla almis esmer kadnn kollarndan yakaladlar, geri ekmeye alyorlard onu, ama Korableva'nn salarn kavram, elini aamyorlard bir trl. Esmer kadn bir an brakt Korableva'nn san, ama avucuna iyice sarmak iin yapmt bunu. Korableva bam ne eip, bir eliyle esmer kadnn neresine gelirse yumruk sallyor, tekisiyle de dmannn koluna dilerini geirmeye alyordu. Kadnlar toplanmt kavgaclarn bana, ayrmaya a Iarak hep bir azdan bamyorlard. Veremli kadn bile gelmi, bakyor, bir yandan da ksryordu. ocuklar birbirine sokulmu, alyorlard. Grltyle biri kadn biri erkek iki gardiyan geldi. Ayrdlar onlar. Korableva ak salar arasndan kopmular ayklamaya alrken, esmer kadnsa n parampara olmu gmleiyle renksiz gsn rtmeye alrken, barp aryor, birbirinden yaknyorlard. Kadn gardiyan:

- Biliyorum, dedi, arap yznden girdiniz birbirinize. Yarn sabah ba gardiyana syleyeceim, grrsnz gnnz o zaman. Basbaya arap kokusu var burada. Hadi herkes yerine, yoksa karmam, sizinle uraamam ben. Yatn zbarn, kesin sesinizi. Ama daha uzun sre kesilmedi ses. Kadnlar azlarna geleni sylyorlard birbirlerine; kavgann nasl baladn, suun kimde olduunu konuuyorlard. En sonunda gitti gardiyanlar, kadnlar da yava yava kestiler seslerini, yattlar. Yal kadn ikon dolabnn nnde yere diz km dua ediyordu. Birden ranzalarn te ucundan esmer kadnn ksk sesi duyuldu: - Krek cezals iki hanm kafa kafaya vermi... Yakas almadk kfrler geldi peinden. Korableva cevap verdi hemen: - Yat da geber be... O da aza alnmadk bir sr kfr sralad peinden. Sonra sustular. Biraz sonra esmer kadn: - Braksalard gzlerini oyacaktm... diye balad gene. Gene Korableva'nn cevab. Arkasndan biraz daha uzun bir sessizlik, gene kfrler. Sessizlikler giderek daha uzun sryordu, en sonunda her ey sustu. Herkes horlamaya balamt bile, yalnz yal kadn ikon dolabnn nnde dua ediyordu hl; her zaman byle uzun uzun dua ederdi. Ky papaznn kzysa, gardiyan gider gitmez kalkm, odann iinde bir aa bir yukar dolamaya balamt gene. Maslova uyumuyordu, bir krek cezals olduunu dnyordu hep. ki kere yle demilerdi ona. nce Bokova, sonra da esmer kadn. Buna alamyorlard bir trl. Arkas ona dnk yatan Korabieva dnd. Maslova alak sesle: - Hi dnmemitim. Bakalar neler yapyorlar, bir ey olmuyor, oysa ben hi suum yokken ac ekmek zorundaym. Korableva avutmaya alt onu: - zlme yavrum. Sibirya'dakiler de insandr. lmezsin orada.- 142 - Biliyorum lmeyeceimi, ama elimde deil, zlyorum ite. yi yaamaya altm, kt bir ey de yapmadm. Korableva gs geirdi. - Tanr ne derse o olur... - Biliyorum teyzeciim, ama elimde deil. Sustular bir an. Korableva te utaki ranzalardan gelen tuhaf sese ekti Maslova'nn dikkatini. - Duyuyor musun? Senin iko... Esmer kadnn tutmaya alt hkrklaryd bunlar. Ona hakaret ettiler, vurdular, can o kadar ektii halde arap vermediler diye alyordu. Hkrklarnn bir nedeni de hayatnda kfrden, alaydan, hor grlmekten, sopadan baka bir ey grmedii iin ilenmesiydi. Kendini biraz olsun avutmak amacyla ilk akn, fabrika iisi Fedka Molodyonkof'u dnmek istedi, dnnce bu akn sonunu hatrlad. yle bitmiti bu ak: Molodyonkof arkadalaryla ierken onu yanlarna arm, sonra en duyarl yerine zorla ap srm, o acdan krm krm kvranrken de hep beraber kahkahalarla glmlerdi. Bunlar hatrlaynca kendi kendine acd esmer kadn, kimsenin duymadn sanarak ocuk gibi sesli sesli alamaya balad. Burnunu ekiyor, tuzlu gzyalarn yutuyordu. - Yazk, dedi Maslova. - Yazk ama, fazla acmaya da gelmez. XXXIII Devrisi sabah uyandnda Nehldof'un ilk duygusu, bandan bir eyin getiini hissetmek olmutu; daha kendini toparlayp bunun ne olduunu anlayamadan, bandan geenin ok nemli, iyi bir ey olduunu biliyordu bile. Katyua, mahkeme. Evet, yalan dolan brakmak gerekiyordu artk. Garip bir raslantyla, Nehldof'un soylular bakannn kars Mariya Va-silyevna'dan uzun zamandr bekledii mektup da o sabah gelmiti. Gen adam iin imdi ok nemli olan, tam istedii gibi bir mektuptu bu. Kadn serbest olduunu yazyordu ona, evlen- 143 meyi dnd kzla mutlu olmasn diliyordu. Nehldof ac ac glmseyerek: - Evlenmek! diye mrldand kendi kendine. Ne kadar uzam imdi bundan! Dnk niyetini hatrlad o anda, kadnn kocasna anlatacakt her eyi, zr dileyecek, kendini balatmak iin ne isterse yapmaya hazr olduunu syleyecekti. Ama bu o kadar kolay grnmyordu ona imdi. Hem durup dururken ne diye mutsuz edeyim adamcaz, nasl olsa bir eyden haberi yok. Sorarsa bana, sylerim. Damdan der gibi olmaz. Gerei yok. Gerei Missi'ye sylemek de pek o kadar kolay gelmiyordu ona imdi. Sonra bir daha hi konuamazd onunla, gururuna dokunurdu kzn bu. Toplum iindeki bir ok ilikilerinde olduu gibi burada da gizli, ancak

sezinlenebilen bir ey kalmalyd. O sabah vermiti kararn: Bir daha glmeyecekti onlara, sorarlarsa da gerei syleyecekti. te yandan, Katyua'yla arasnda gizli, akla kavuturulmam bir ey kalmamalyd. Ceza evine gidip greceim onu, diye dnyordu, beni balamas iin yalvaracam. Gerekirse, evet gerekirse evleneceim onunla. Ruhunu huzura kavuturmak iin her eyini feda edip Katyua'yla evlenebilecei dncesi bu sabah pek bir duygulandryordu onu. oktandr bir gn bylesine canl, heyecanla karlamamt. Odasna gelen Agrafena Petrovna'ya kararl bir sesle -bu kararll, kendi de beklemiyordu kendinden- bundan byle bu eve de, yal kadnn hizmetine de ihtiyac olmadn syledi. Kimseye bir ey sylemedii halde, Nehldof'un bu byk pahal evde evlenmek niyetinde olduu iin oturduu inanandayd herkes. Bu evden kmasnn zel, nemli bir anlam olmalyd. Agrafena Petrovna akn bakyordu ona. - Bana yaptnz her ey iin ok ok teekkr ederim size Agrafena Petrovna; ama artk byle byk bir eve de, hizmetiye de ihtiyacm yok. Bana bir iyilik yapmak isterseniz, eyalarn imdilik annemin zamannda olduu gibi toplanmasn salayn, yeter. Nataa gelince gerekeni yapar. (Nataa, Nehldof'un ablasyd.)_ 144 Agrafena Petrovna ban iki yana sallad. - Eyalar nasl toplarz? dedi. Lzm olacaklar. Nehldof, yal kadnn ba sallamakla sylemek istediine cevap vermek amacyla: - Hayr, Agrafena Petrovna, dedi, olmayacaklar. Ltfen, Korney'e de syleyin, iki ayln pein vereceim, o da serbesttir. Yal kadn glkle konuarak: - Doru yapmyorsunuz bunu Dmitri vanovi, diye mrldand. Avrupa'ya gidiyorsunuz geri, ama eviniz barknz olmaldr gene de. - Yanlyorsunuz Agrafena Petrovna. Avrupa'ya gitmiyorum; gitsem bile sizin sandnzdan bambaka bir yere gideceim. Birden kpkrmz oldu yz Nehldof'un. Sylemeliyim ona, diye geiriyordu iinden, niin susuyorum, nme gelene anlatmalym her eyi. - Dn ok tuhaf, ok nemli bir olay geti bamdan. Ma-riya vanovna halann yanndaki Katyua'y hatrlyor musunuz? - Hatrlamaz olur muyum hi, diki dikmesini ben retmitim ona. - Dn mahkemede o Katyua'nn durumas vard ite, ben de jri yesiydim. - Aman Allahm, dedi, Agrafena Petrovna, ok yazk! Suu neymi? - Cinayet. Ben ilettim ona bu cinayeti. Agrafena Petrovna: - Siz mi? dedi. Neler sylyorsunuz yle? Yal kadnn gzlerinde kurnaz bir parlt belirmiti. Kat-yua olayn biliyordu. - Onu ben srkledim buna, dedi Nehldof. Bu yzden de btn plnlarm deitirdim. Agrafena Petrovna glmsemesini tutmaya alarak: - Bu sizin iin neyi deitirmi olabilir? diye sordu. - Onun bu yola dmesine ben sebep olduuma gre, onu kurtarmak iin elimden geleni yapmak zorundaym imdi de. - 145 - Siz bilirsiniz ama, bunda en kk bir suunuz yok sizin bence. Herkesin bandan geer byle ufak tefek eyler, akl banda olan insan doru yoldan kmaz, unutur olanlar, yaamasna bakar. (Agrafena Petrovna sert, ciddi bir tavrla konuuyordu.) Bunda kendinizi sulu grmeniz iin bir sebep yoktur ortada. Onun kt yola dtn eskiden de duymutum, size ne bundan? - Suu benimdir. Bunun iin de doru yola sokmak istiyorum onu. - Ama yle kolay deildir bu. - Bu benim bileceim itir. Ama siz kendinizi dnyorsanz, annemin istei... - Byle bir dncem yok. Rahmetli annenize o kadar minnettarm ki, hi bir ey istemiyorum. Lizanka aryor beni (Agrafena Petrovna'nn kocaya varm yeeniydi bu) bana ihtiyacnz kalmazsa onun yanma giderim. Ama inann ki boubo-una nemsiyorsunuz bunu bu kadar, herkesin bandan geer byle eyler. - Bence hi de yle deil. Ama gene de eyalarn toplanmasna, evi satmama yardm etmenizi dileyeceim sizden. Kzmayn da bana. Her ey iin, btn iyilikleriniz iin minnettarm size. alacak bir durumdu: Nehldof kt olduunu, kendi kendinden irendiini anlad andan bu yana bakalarndan ireniyordu artk; tam tersine, Agrafena Petrovna'ya da Korney'e de almak istiyordu; gelgelelim arbalyd ki yapamad bunu, kararn veremedi.

Ayn sokaklardan, ayn arabayla adliyeye giderken kendi kendine ayordu Nehldof. Bambaka bir insan hissediyordu kendini. Dn ona ylesine yakn grnen Missi'yie evlenmesini imdi kesinlikle imknsz bir ey olarak dnyordu. Dn Missi'nin onunla seve seve evleneceinden kukusu yoktu; oysa imdi deil Missi'yie evlenmeye, ona yakn olmaya bile lyk grmyordu kendini. Nasl bir insan olduumu bilse dnyada konuDirili - F: 10 - 146 mazd benimle, evine sokmazd beni. Bu yetmiyormu gibi, o adamla ilikisi yznden sitem de ettim ona. Evet, benimle evlenmeye raz olsa bile, Katyua'nn ceza evinde yattn, yarn ya da br gn cezallar kafilesiyle Sibirya'ya gideceini bilerek deil mutlu, birazck olsun huzur iinde olabilir miyim? Felkete srklediim bir zaval Sibirya'ya yollanrken, ben gen karmla beni kutlamaya gelen konuklarm kabul edecek, onunla e dost ziyaretine gideceim... Ya da karsyla gizli iliki kurarak alaka aldattm soylular bakanyla beraber, toplarstda blge okullar konusunda verilen oylarn ayrmn yapacam, arkadan da karsna ne zaman nerede buluacamz fsldayacam (ne pis, iren eyi; ya da, byle deersiz eylerle uramamam gerektiini, artk elimden hi bir ey gelmeyecei iin bir zaman bitmeyecei besbelli olan tabloma devam edeceim... Byle dnyor, ruhunda hissettii deiiklie seviniyordu. nce avukat grp kararn renmeli, diye geirdi iinden, sonra da... sonra da ceza evinde onu, dnk krek cezalsn grp, her eyi anlatmal. Katyua'yla nasl greceini, ona her eyi nasl anlatacan, nasl af dileyeceini, onun iin elinden gelen her eyi yapacan, suunu affettirmek iin onunla evleneceini nasl syleyeceini dndke duyguland. Nehldof, heyecanland, gzleri dolu dolu oldu. XXXIV Adliyeye gelince daha koridorda karlat Nehldof dnk mahkeme yneticisiyle. Hkmllerin nerede bulunduunu, bir hkmlyle grmek iin kimden izin almasnn gerektiini sordu ona. Mahkeme yneticisi hkmllerin eitli yerlerde olduklarn, mahkeme kararlar kesin biimleriyle aklanana kadar grme izinlerini savcnn verdiini syledi. - Durumadan sonra ben gtrrm sizi. imdi yerinde yok savc, gelmedi daha. Durumadan sonra olur. Durumaya buyrun imdi. Hemen balyoruz. Kibarl yznden ona bugn pek zavall grnen mahkeme yneticisine teekkr edip, jri odasna yrd Nehldof. - 147 Odann kapsna yaklarken, jri yelerinin duruma salonuna gitmek zere odadan ktklarn grd. Tccar gene neeliydi, dnk gibi akr-keyifti gene, Nehldof'u eski bir dost gibi karlad. Piyotr Gerasimovi'in kstahl, kahkahalar da sinirlendirmiyordu bugn Nehldof'u. Nehldof, dnk sankla arasndaki gemii btn jri yelerine anlatmak istiyordu. Aslnda, diye geiriyordu iinden, dn durumada ayaa kalkp suumu itiraf etmeliydim. Ama jri yeleriyle duruma salonuna girip de her eyin gene dnk gibi olduunu grnce deitirdi dncesini. Ortadaki masada kalkk yakalaryla yarg vard gene, yneticinin, duruma balamtr, demesinden sonra gene bir sessizlik olmu, jri yeleri yksek arkalkl sandalyelerine oturmutu gene, gene jandarmalar, portre, papaz... Dn durumada kalkp gerei sylemesi gerektiine inanyordu hl, ama bu resm havay bozmaya cesaret edemeyeceini de hissediyordu bir yandan. Durumaya balama hazrlklar dnknn aynyd (yalnz, jri yelerine yemin ettirilmemi, bakan da onlara yapt aklayc konumay yapmamt). Dva konusu hrszlkt. ki jandarmann yaln kl bekledii sank, boz giysili, soluk benizli, dar omuzlu, zayf, yirmi yalarnda bir ocuktu. Sank yerinde yalnz oturuyor, kalarnn altndan, salona girenlere bakyordu. Bu ocuk, bir arkadayla beraber asma kilidini krarak bir ambara girmekten, hepsinin toplam deeri ruble altm yedi kpek olan birka eski yolluk kilim almaktan sankt. ddianameden anlaldna gre, beki yakalam onlar yolda, kilimler arkadann omuzundaym. ocukla arkada hemen itiraf etmiler sularn, kiini de ceza evine atmlar. ilingir olan arkada ceza evinde ld iin yalnz ocuu yarglyorlarm imdi. Eski yolluk kilimler madd deliller masasnn zerindeydiler. Durumann dnknden ayr bir yan yoktu. Gene ayn ko-numa!ar, tanklarn yemin ettirilii, sorgular, bilirkii raporunun okunmas, savcyla savunma avukatlarnn tanklara sorduk-lar sorular. Tank beki bakann, savc yardmcsnn, savunma avukatnm sorularna isteksiz, ksa cevaplar veriyordu: Evet Bendim, Bilmiyorum... sonra gene, Evet efendim..., ama- 148 ~asker dncesizliine, kalplamslma karn, ocua acd belliydi; onlar nasl yakaladn isteksiz isteksiz anlatt. teki tank, evin, kilimlerin sahibiydi. Hastalkl, stelik ok sinirli olduu belli bir ihtiyard bu. Yolluk kilimlerinin onun olup olmad sorulduunda can son derece skkn bir tavrla, evet cevabn verdi. Savc

yardmcs bu yolluk kilimleri ne yapmak niyetiyle sakladn, onun iin ok mu gerekli olduklarn sorunca ihtiyar kzd. - Hay olmaz olaydlar da kurtulaydm, dedi, hi de gerekli deiller benim iin. Onlarn yznden bu kadar eziyet ekeceimi bilseydim deil aramak, ste bir yzlk bile verirdim, hatta iki yzlk verirdim... yeter ki sorguydu morguydu diye buralarda srnmeseydim. Git gel arabalara da be ruble verdim zaten. Hastalkl bir adamm ben. Hem ftm, hem de romatizmalarm var. Tanklar byle sylyor, sank da suunu itiraf ediyor; tuzaa dm bir yabani hayvan gibi anlamsz baklarn salon-dakilerin zerinde dolatrarak, atlak bir sesle her eyi olduu gibi anlatyordu. Olay apak ortadayd, ama savc yardmcs dnk gibi, kurnaz san (!) avlamak amacyla ustalkla hazrlanm sorular sordu gene. Konumasnda hrszln, kap krlp eve girilerek yapldn, bu yzden ocuun en ar cezaya arptrlmas gerektiini savundu. Mahkemenin grevlendirdii savunma avukat, hrszln eve deil, ambara girilerek yapldn; sann, sulu olduu kesin olsa bile, savc yardmcsnn iddia ettii gibi, toplum iin zararl bir insan olmadn savundu. Bakan, hakkn savunucusu gibi davranyordu gene; jri yelerinin bildii, bilmemelerine imkn olmayan eyleri ayrntlaryla anlatt onlara gene, akl verdi. Dnk gibi aralar oldu gene, sigara iildi bu aralarda. Mahkeme yneticisi, duruma balamtr, diye bard, iki jandarma yaln kl, sana gzda vererek uyumamak iin kendilerini zorladlar gene. Konumalardan, bu ocuu daha kkken babasnn ttn fabrikasna verdii, ocuun orada alt yl alt anlalmt. - 149 Patron, iilerle arasnda geen tatsz bir olay yznden bu yl iine son vermi, o da isiz, yersiz yurtsuz kalnca kentte babo dolamaya, elindeki son birka rublesiyle, imeye balam. Meyhanede, kendisi gibi iinden atlm, ayya bir ilingirle tanm, bir gece sarhoken asma kilidi krp, ellerine ilk geen eyi almlar. Yakay ele vermiler tabi. Sularn itiraf etmiler. Ceza evine koymular onlar, duruma gnn beklerken lm ilingir. imdi de ocuu, toplumdan uzaklatrlmas gereken tehlikeli bir yaratk gibi yarglyorlard. Nehldof evresinde olup bitenleri izlerken dnyordu: Dnk sank gibi tehlikeli... Onlar tehlikeli de biz deil miyiz sanki?.. Rezil, yalanc, alak bir insanm ben, hepimiz yleyiz. Beni olduum gibi tanyanlar, kk grmedikleri gibi, sevip sayanlar da benim gibi deil midirler? Bu ocuk toplum iin u salonda bulunan insanlarn en zararls olsa bile, yle bir dnecek olsak, dt durumda elinden baka ne gelirdi zavallnn, ne yapabilirdi? Bu ocuun hi de yle tehlikeli bir sulu olmad, -herkes farknda bunun- kiiyi su ilemeye iten koullarn iine dt iin sulu olduu apak ortada aslnda. Sonra u da apak ortada: Toplumumuzda bu eit ocuklarn grlmesini istemiyorsak, byle zavall yaratklar oluturan koullar ortadan kaldrmalyz nce. Oysa biz ne yapyoruz? Elimize rastlantyla geen byle bir ocuu yakalyor -yakalayamadmz byle binlerce ocuun daha olduunu bile bile- ceza evine tkyoruz. Onun gibi zavall, hayatta yolunu arm bir sr insanla bombo oturtuyoruz onu da, ya da sala zararl, anlamsz iler yaptryoruz; sonra da en ahlksz, tehlikeli insanlarn arasna katp, devlet parasyla Moskova'dan rkuts iline yolluyoruz. Bu eit insanlarn ortaya kmasna yardm eden koullar yok etmeye alacak yerde, bo durmaktan, hi bir ey yapmamaktan da te, bu koullarn doduu kurulular destekliyoruz. Bu kurulular bellidir: Fabrikalar, atelyeler, meyhaneler, ikili yerler, genelevler. Bunlar ortadan kaldrmadmz gibi gerekli olduklarna inanyor, daha iyi ilemeleri iin elimizden geleni yapyoruz. - 150 Byle milyonlarca insan yetiiyor, sonra bunlarn bir tanesini yakalyor; bir ey yaptmz, tehlikeyi uzaklatrdmz, onu Moskova'dan rkuts iline srmekle grevimizi tam olarak yerine getirdiimizi sanyoruz... (Nehldof, albayn yannda, sandalyesinde oturuyor, savunma avukatn, savc yardmcsn, bakan dinler, onlarn kendine gven dolu tavrlarna bakarken byk bir aklkla dnyordu bunlar. Bu kocaman salona, duvardaki portrelere, lmbalara, koltuklara, resm giysilere, kaln duvarlara, pencerelere bakt yle bir: iinde bulunduu yapnn bykln, adl rgtn ok daha byk olduunu; yalnz burada deil, btn Rusya'da, bu, hi kimseye bir yarar dokunmayan komedi iin aylk alan memur, yazc, beki, hademe ordusunu dnd). Bu gz boyama ne ok aba gerektiriyor byle... Bu abann hi deilse yzde birini, huzurumuz iin birer ara gibi grdmz, toplumdan atlm u zavalllara yardm etmeye harcasaydk ne olurdu acaba? (Nehldof, ocuun rkek, soluk yzne bakt). Yoksulluun zorlamasyla kyden kente gnderildiinde ona acyan, yardm elini uzatan biri ksayd karsna... kente geldikten sonra

bile, on iki saat altktan sonra gece fabrikadan kp, kt arkadalaryla meyhaneye gittii zamanlar ona, Gitme yle kt yerlere Vanya, diyecek birine rastlasayd gitmezdi ocuk, serseri olmazd, dmezdi bu duruma... Ama acyan kmad ona; bitlenmesin diye salarn sfr numaraya vurdurtmu, ustalarn ayak ilerine koar, kentte kk bir yabani hayvan gibi yaarken bir iyi yrekli insanla karlamad; tam tersine, kente indikten sonra ustalarndan, arkadalarndan hep ayn eyi iitti: Yaman delikanl olmak iin iyi dolap evirmesini bilmenin, ok imenin, iyi kfr etmenin, iyi doumenin, rezalet karmann gerektiini. Ar alma koullarnn hasta ettii, bozduu, sarholuun, ahlkszln, serserilie srkledii, sersemletirdii bu ocuu, isiz gsz sokaklarda dolarken, aklszlndan, bir ambara girdi, hi kimsenin iine yaramayacak iki yolluk kilim ard diye bizler, btn bu okumu, zengin, geleceklerine gvenle bakan insanlar yakalamz; onu bu duruma dren - 151 nedenleri ortadan kaldrmaya alacamza, bu ocuu cezalandrmakla her eyi dzeltmek istiyoruz. Korkun bir ey bu! Bu canavarlk mdr yoksa aptallk m, anlamak g dorusu. Sanrm ikisinin de en ars. Nehldof nnde konuulanlar duymuyordu artk, hep dnyordu. Bu gerek onu bile dehete drmt. Bunu imdiye kadar nasl sezinleyemediine, bakalarnn bu gerei na-si gremediine ayordu. XXXV Birinci ara verilir verilmez Nehldof kalkp koridora kt; duruma salonuna bir daha dnmemeye kararlyd. Varsn nasl bilirlerse yle yapsnlard ocuu; bu korkun, iren budalala katlamazd artk. Savcnn odasn renip, oraya gitti. Hademe, savcnn megul olduunu syleyerek ieri brakmamak istedi onu. Ama Nehldof aldrmadan geti, karsna kan memura, jri yesi olduunu, ok nemli bir konuda grmek istediini savcya bildirmesini syledi. Prenslii, kibar giyimi nedeniyle yardm ettiler Nehldof'a. Memur gidip haber verdi savcya, ieri aldlar onu. Savc ayakta karlad onu; Nehldof'un grmek iin bylesine diretmesinden holanmad belliydi. Souka: - Nedir dileiniz? diye sordu. - Jri yesiyim, soyadm Nehldof, sank Maslova'y grmeliyim. Nehldof, abuk abuk, kararl konuuyordu. Hayatnda byk deiikliklere neden olacak bir adm attn hissediyor, k-zanyordu. Savc, parlak gzleri fldr fldr, salarna ak dm, top sakall, ksa boylu, esmer bir adamd. Sakin sakin: - Maslova'y m? diye sordu. Tanyorum onu. Bir tccar zehirlemekten sankt. Niin grmek istiyorsunuz onu? Biraz yumuak davranmak istiyor gibi ekledi: -. Onu niin grmek istediinizi bilmeden veremem size bu izini. Nehldof, kulaklarna kadar kzararak:- 152 - - Benim iin son derece nemli bir i iin, diye mrldand. Savc: - yle mi? dedi. Ban kaldrp dikkatli dikkatli bakt Nehldof'un yzne. - Dvasna bakld m? diye sordu. - Dn bakld, tamamen haksz olarak drt yl krek cezasna arptrld. Susuzdur. Savc, Nehldof'un Susuzdur demesiyle hi ilgilenmeden: - Ya... dedi. Durumas dn olduuna gre, cezas kesin biimiyle aklanana kadar tutuklular ceza evinde kalacak demektir. Orada grme belirli gnlerde olur. Ceza evi mdrne bavurunuz. Kesin nn yaklamakta olduunu hisseden Nehidof, alt enesi titreyerek: - Ama bir an nce grmek zorundaym onu, dedi. Savc, kalarn! huzursuzca kaldrarak: - Niin grmek istiyorsunuz onu bu kadar? diye sordu. Nehldof, sesi titreyerek: - Susuz olduu, krek cezasna arptrld iin, dedi. Asl sulu benim. Bir yandan da, sylenmemesi gereken eyi sylediini hissediyordu. - Nasl olur? diye sordu savc. - nk tertemiz bir kzken ben aldattm onu, imdiki durumuna dmesine ben sebep oldum. Ona bu ktl yapma-saydm o eve dmez, byle bir eyle de sulanmazd. - Bunun, onunla grmenizi neden gerektirdiini gene de anlayamadm. Nehldof kekeleyerek: - nk onun peinden gitmek... onunla evlenmek istiyorum, dedi.

Bundan her sz etmeye baladnda olduu gibi, gzleri dolmutu gene. - yle mi? dedi savcr. Bakn hele! Gerekten de pek sk grlmeyen bir olay bu. Krasnapenski blgesi yneticilerindensiniz galiba siz? Savc, Nehldof soyadn daha nce de duyduunu hatrlar - 153 gibi olmutu. Dorusu ok tuhaf eylerden sz ediyordu gen adam. Nehldof, kzararak, fkeli: - Kusura bakmayn ama, bunun isteimle bir ilikisi olduunu sanmyorum, dedi. Savc belli belirsiz glmsedi. Hi bozulmadan karlk verdi: - liii yok tabi... ama isteiniz ylesine artc, ylesine... - Syler misiniz, verecek misiniz izin? - zin mi? Elbette, elbette, hemen bir kt vereyim size. Buyrun oturun ltfen. Savc, masasna gitti, oturup bir eyler yazmaya koyuldu. - Otunuz ltfen. Nehldof ayakta duruyordu. Savc, izin kdn yazdktan sonra, yzne merakla bakarak Nehldof'a verdi onu. - unu da bildirmek zorundaym size, dedi Nehldof, jri yelii grevime devam edemeyeceim. - Ama, bildiiniz gibi, bunun iin mahkeme hayetine kabul edilebilecek sebepler gstermelisiniz. - Her eit mahkemeyi yalnzca yararsz deil, ahlk kurallarna da aykr bulduumdur sebep. Savc: - Eveet, dedi. (O belli belirsiz glmsemesi hl dudak-larmdayd. Bu glmseyile, byle szlere alk olduunu, bunlar elendirici bulduunu anlatmak istiyordu sanki). Evet efendim, ama savc olarak benim bu konuda elimden bir ey gelmeyeceini sanrm biliyorsunuzdur. Bu bakmdan, mahkemeye durumu aklamanz salk vereceim size; mahkeme gsterdiiniz mazereti inceler, kabul eder ya da etmez; etmezse para cezas verir size. Mahkeme heyetine vavurunuz ltfen. Nehldof, fkeli: - Size syledim ite, baka bir yere de bavurmam, diye sylendi. Savc, bu garip konuktan bir an nce kurtulmak istediini gizlemeden, ban ne eerek:154 - Gle gle efendim, dedi. * Nehldof ktktan hemen sonra savcnn odasna giren bir mahkeme yesi: - Kimdi o yannzdaki? diye sordu. - Nehldof. Hatrlyor musunuz, Krasnoperski blgesi ynetim kurulunda acayip konumalar yapmt. Dnn bir kere, jride grevli; sanklar arasnda, krek cezasna arptrlm, eskiden aldatt bir kadn m kz m ne varm, evlenmek istiyor onunla... - Olamaz. - Vallahi yle sylyor... tuhaf bir heyecan iindeydi. - Gnmzn genlerinde br acayiplik var ya, nedir bilmiyorum. - Pek o kadar gen de saylmaz hem. - u sizin nl vanenkof'unuz da kabak tad verdi yani. ldryor insan, konuuyor da konuuyor... - Dpedz susturmaldr bylelerini, kendiliklerinden susmazlar nk... XXXVI Savcnn yanndan knca doru tutuklularn bulunduu ceza evine gitti Nehldof. Ama aradlar taradlar, Maslova diye biri yoktu orada; bagardiyan, Nehldof'a bir de eski srgnler ceza evine bakmasn syledi. Nehldof oraya da gitti. Gerekten de oradayd. Yekaterina Maslova. Alt ay nce jandarmalarn at ok nemli, dall budakl politik bir dva sonucu tutuklular ceza evine niversite rencilerinin, doktorlarn, iilerin, hemire kzlarn, yksek okullarda kurslara katlan kadnlarn doldurduunu unutmutu savc. Tutuklular ceza evi, kentin bir ucunda, srgnler ceza evi te uundayd; Nehldof oraya vardnda akam olmak zereydi. Souk grnml, kocaman yapnn kapsna yaklayordu ki, nbeti brakmad onu, ngran ipine asld birka kere. ngrak sesine gardiyan kt. Nehldof izin kdn gsterdi; gardiyan, ceza evi mdr izin vermeden onu ieri alamayacan syledi. Nehldof, ceza evi mdrnn evine yrd. Daha mer- 155 divenleri karken, piyanoda grltl, canl bir para alndn duymutu. erden geliyordu bu ses. Bir gz bal, fkeli olduu yznden belli oda hizmetisi kapy anca sesler dar boald sanki birden. Nehldof'un kulaklarn trmalad. List'in bir rapsodisiydi bu, hani gzel de alyordu alan, ama bir yerine

kadar. Oraya gelince gene batan balyordu. Nehldof, gz bal oda hizmetisi kza ceza evi mdrnn evde olup olmadn sordu. Oda hizmetisi: - Hayr, dedi. - Ne zaman gelir acaba? Rapsodi gene sustu, sonra grltyle, heyecanla balad, o byl yere kadar tekrar edildi. - Gidip bir soraym efendim. Oda hizmetisi kz gitti. Rapsodi yeni batan balamt gene, ama bu kez byl yere kadar devam etmedi, yarda kesildi. Bir kz sesi duyuldu: - Evde olmadn, bugn gelmeyeceini syle. Bir yere gitti, anlamyorlar m? Gene Rapsodi balad, ama balamasyla kesilmesi bir oldu, bir sandalyenin itildii duyuldu. Anlalan piyanist bayan kzm, zamansz gelen bu inat ziyaretiye haddini bildirmek istemiti. Uuk benizli, elemli bakan gzlerinin alt mor, sa ba karmakark bir kz kapdan karken, sinirli, - Babam evde yok, diyordu. Ama karsnda iyi giyimli, gen bir adam grnce yumuad hemen, - Buyrun ltfen, girin... Bir arzunuz mu vard? - Ceza evinde bir tutukluyu grmek istiyordum da. - Siyas sululardan m? - Hayr, siyas sulu deil. Savcdan izin aldm. - Bilmem ki, babam yok evde. Buyursanza, girin ltfen... Siz bilirsiniz, yleyse babamn yardmcsna gidin, odasmdadr imdi, onunla konuun. Soyadnz neydi? Nehldof kzn sorusuna cevap vermeden, - Teekkr ederim, dedi.- 156 Dnp yrd. Arkasndan kap yeni kapanmt ki, ayn cokun, neeli para almaya balad gene. Oysa ne yeriydi bu mziin, ne de onu byk bir dikkatle renmeye alan kzn za-vali grnne gidiyordu. Avluda bynn ular kalkk gen bir subayla karlat Nehldof, mdr yardmcsnn nerede olduunu sordu ona. Gen subay, mdr yardmcsnn kendi olduunu syledi. zin kdn a!d, inceledi, tutuklular ceza evi iin verilmi bir izin kadyla onu grtremeyeceini syledi. - Hem ge oldu zaten... Yarn buyrun. Saat dokuzda herkes istediiyle grebilir yarn. Mdr de gelecek, onu da grrsnz. Grme odasnda grebileceiniz gibi, izin verirse mdrn odasnda da grebilirsiniz. Nehldof bylece, Maslova'yla grmeden eve dnd. Sokakta yryor, mahkemeyi deil, savcyla, mdr yardmcsyla arasnda geen konumalar dnyordu. Maslova'y grecei dncesi heyecanlandryordu onu. Onunla konuabilmek iin uramas, niyetini savcya amas, onu grmek iin iki ceza evine gitmesi ylesine coturmutu onu ki, uzun sre gemedi heyecan. Eve gelir gelmez, hanidir elini srmedii gnln ald, birka yerine yle bir gz gezdirdikten sonra yazmaya balad: ki yldr tutmuyorum gnlk, bu ocuklua bir daha hi dnmeyeceim kansndaym. Oysa ocukluk deildir bu; kendi kendimle, her insann iinde yaayan o gerek, kutsal kendimle sylemektir. O zamandan beri uyuyordu bu ben, syleebileceim kimsem yoktu. Yirmi sekiz nisan gn, jri yesi bulunduum durumada az grlr bir rastlant uyandrd onu. Sank sandalyesinde onu, bir zamanlar aldattm Katyua'y ceza evi giysisiyle grdm. Tuhaf bir yanl anlama, benim de bir anlk dalgnlm sonucu krek cezasna arptrld. Bugn savcya gittim, ceza evine gittim. Grtrmediler beni onunla; ama kararlym, onu grmek, ondan zr dilemek - evlenerek bile olsa - suumu balatmak iin her eyi yapacam. Tanrm, yardm et banal yle hafif hissediyorum kendimi, yle mutluyum ki.

XXXVII O gece daha uzun sre uyuyamad Maslova. Gzleri ak, kapya bakyor, esmer kadnn burnunu ekmesini dinliyordu. Hl bir aa bir yukar dolap duran ky papaznn kz geiyordu nnden ikide bir. Sahalin'de ne olursa olsun, bir krek cezalsyla evlenmeyeceini dnyordu. Ama yneticilerden biriyle, bir yazcyla, hi deilse bir ba gardiyan ya da gardiyanla evlenebilirdi belki. Benden iyisini mi bulacaklar. Yeter ki zayflamayaym. Yoksa mahvolurum. Savunma avukatnn ona nasl baktn hatrlad; bakan da, karlat ya da mahsus yanndan geen erkekler de yle szyorlard onu tepeden trnaa. Ceza evinde onu grmeye gelen Berta'nn getirdii haberi hatrlad: Kitayev-na'nn evindeyken ak olduu niversite rencisi gelip aramt onu; ceza evine dtn renince de ok zlmt. Esmer kadnn kavgasn hatrlad, acd ona; ona bir francala da fazladan yollayan frnc geldi aklna. ok ey dnd ama Nehldof'u hatrlamad hi. ocukluunu, gen kzln, zellikle, Nehldof'a olan kn hatrlamak istemezdi hi

bir zaman. ok ac verirdi ona bu- Bu anlar ruhunun derinlikleriyie bir yerde hi dokunulmadan dururlard. Dnde bile grd olmazd Nehl-dof'u. Duruma {salonunda onu tanmamas, onu son kez grdnde resm giygili, sakalsz kck bykl, ksa da olsa gr, kvrck sal bir gen; imdiyse kelli felli, sakall bir adam olmasndan olduu kadar, onu hi dnmemesindendi. Onunla ilgili gemiini o zifiri karanlk gece, Nehldof sava dn halalarna uramad o korkun gece karp atmt belleinden. Maslova o geceye kadar, yani Nehldof'un dnte urayacan umduu srece, karnnda tad ocuktan sklmak yle dursun, onun yumuak, bazan da sert hareketlerinden byk haz duyuyor, duygulanyordu bile. Ama o geceden sonra her ey deiti. Douraca ocuk da bir yk olmaya balamt ona artk. Halalar uramas iin mektup zerine mektup yazmlard ona, yalvarmlard; ama o bir telgraf ekti onlara, zamannda Petersburg'da bulunmas gerektii iin urayamayacan bildirdi. Bunu renince, onu grebilmek iin tren istasyonuna gitmeye karar verdi Katyua Tren gece saat ikide geecekti. Katyua .hanmlarn yatrd- eski bir ift potin geirdi ayana, atky ba-_ 158 sna rtt, yanna ahmn kz Maka'y alp sessizce kt evden, istasyona kotu. Yamurlu, rzgrl, zifir karanlk bir sonbahar gecesiydi. Ilk, iri yamur taneleri kamlyordu yzn; arada bir yamur kesiliyordu. Ayaklarnn altnda yol belli deildi, orman ise kuyu gibi kapkaranlkt. Katyua oralar ok iyi bildii halde gene de kaybetti yolu; yle ki, trenin dakika kalaca kk istasyona, umduu gibi trenden nce deil, ikinci zilden sonra varabildiler. Koarak trenin yanna geldiklerinde Katyua birinci mevki vagonun penceresinde ODU grd hemen. ok aydnlkt iersi. ki subay kadife kapl koltuklarda karlkl oturmu, kt oynuyorlard. Pencerenin nndeki kk masada kaln mumlar yanyordu; stten eridike kenarlarndan akarken ip ip donmu mumlar. O, koltuklardan birinin kenarna, kolunu arkalna dayayarak oturmu, bir eye glyordu. Bacaklarna iyice yapm subay pantolonu vard ayanda. Onu tanr tanmaz, souktan donmu eliyle cama vurdu Katyua. Ama tam o anda da nc zil ald, tren nce geri kayd, biraz sonra vagonlar, srayla sarslarak yava yava hareket ettiler. Oyun oynayan subaylardan biri elinde ktlarla ayaa kalkt, pencereden dar bakt. Katyua bir kere daha vurdu, yzn cama dayad. O anda Kat-yua'nn yannda durduu vagon da sarsld, hareket etti. Katyua ieri bakarak yryordu vagonla beraber. Subay pencereyi indirmek istiyor, ama indiremiyordu bir trl. Nehldof kalkt yerinden, subay yana itti, pencereyi indirmek iin uzand. Tren hzlanmt. Katyua geri kalmamak iin abuk abuk yryordu, ama tren de hzlandka hzlanyordu. Nehldof tam pencereyi indirdii anda kondktr itti Katyua'y, trene atlad. Geri kalmt Katyua, ama hl kouyordu istasyonun slak tahtalar zerinde. Sonra tahtalar bitti, merdivenleri koarak inerken dmemek iin zor tuttu kendini. Kouyordu Katyua, ama birinci mevki vagonu uzaklamt ondan, gitmiti. imdi ikinci mevki vagonlar koarak geiyordu yanndan, sonra nc mevki vagonlar daha hzla gemeye baladlar, ama hl durmadan kouyordu Katyua. Yannda arkasndan fenerle son vagon getiinde su tulumbasnn yanndayd. Yapayalnzd karanln ortasnda, birden rzgr saldrd zerine, basndan atksn ekti ald. - 159 slak eteklerini estii yndeki bacana yaptrd. Atksnn bayndan utuuna aldrmadan kouyordu Katyua hl. Arkasndan ona yetimeye alan kz, - Mihaylovna teyze! diye baryordu. Atknz drdnz! O apaydnlk bir kompartmanda, kadife koltuklarda oturuyor, glp eleniyor, iiyor, bense burada amurlarn, karanln iindeyim; yamurun, rzgrn altnda alyorum. Bylece geirdi iinden Katyua. durdu, ban geri atp ellerinin arasna .ald, hngr hngr alamaya balad. -' Gitti! diye baryordu. Kz korkmutu, srlsklam entarisiyle sarld ona. - Eve gidelim teyzeciim. Katyua kza cevap vermeden, Bir tren geerken altna ata-ym kendimi, her ey bitsin, diye geiriyordu iinden. yle yapmaya da kararlyd. Ama her zaman olduu gibi, heyecan an getikten sonra karnndaki ocuk, onun ocuu birden tekme atmaya balad, yumuak kprdanmalar duydu iin-de Katyua, duyguland. Bir dakika nce onu ylesine perian den artk yaayamyaca dncesi, sevdii erkee olan fkeli, ondan hi deilse kendini ldrerek cn almak istei ok uzaklardayd imdi. Sakinlemiti, atksn alp sarnd ona, aceleyle eve yolland. Perian bir durumda, iliklerine kadar slanm, st ba amur iinde eve dnd; onu imdiki durumuna getiren ruhsal deiiklik de o gn balad ite. yilie o korkun geceden sonra inanmamaya balad. O zamana kadar iyilie de inanrd, insanlarn iyiliine inandklarna da; ama o gece hi kimsenin byle ;bir eye inanmad, insanlarn, Tanrdan, iyilikten sz etmelerimin tek nedeninin birbirlerini aldatmak olduu inanc yer etti 'iinde. Onu seven - kukusu yoktu Katyua'nn Nehldof'un onu sevdiinden - evet onu seven, onun da sevdii erkek istediini elde ettikten sonra, duygularyla alay ederek silkip atmt onu. Tand en iyi insan oydu. Hi kimse onun kadar iyi deildi. Her gn biraz daha inanyordu buna. Halalar, dine sk skya

bal o yal kadnlar bile, onlara artk eskisi gibi hizmet edemeyince kovmulard onu. Tand btn insanlar bir kar peindeydiler hep; Kadnlar, ondan yararlanarak para kazanma-- 160 ya alyorlard; erkeklerse, yal blge konserinden gardiyanlara kadar hepsi bir zevk arac gibi bakyorlard ona. nsanlar iin dnyada varsa yoksa zevkti nemli olan, gerisini grmyordu gzleri. zgrlne kavumasnn ikinci ylnda tant yal yazar daha da inandrmt onu buna. Kiinin mutluluunun bunda iir ve estetik diyordu buna- olduunu sylyordu. Herkes kendi iin, kiisel zevki, kar iin yayordu; Tanr zerine, iyilik zerine sylenenler aldatmacayd hep. Dnyada her eyin niin bu kadar kt olduu, insanlarn niin birbirine durmadan ktlk yaptklar, birbirinin kuyusunu kazdklar, niin hepsinin strap ektikleri konusuna gelince, bunlar hi dnmemek gerekiyordu. Can sklmaya balad m; bir sigara yaknca, birka kadeh devirince ya da -en iyisi de buydubir erkekle seviince geiyordu her ey. XXXVIII Devrisi 'gn -pazard- sabahn beinde kadnlar kouunun koridorunda her sabahki ddk alnca, hl uyumayan Ko-rabeva uyandrd Maslova'y. Krek mahkmu diye geirdi iinden dehetle Maslova. Gzlerini outurdu, gece iyice arlam, ok pis kokan havay glkle ekti cierlerine; dnp gene uyumak, her eyin unutulduu lkeye gitmek istedi, ama artk bir alkanlk olarak iine yerlemi korku kard uykusunu, doruldu, ayaklarn toplayp oturdu, evresine baknmaya balad. Kadnlar kalkmt, ocuklar uyuyordu yalnz. Patlak gzl yasak ikici kadn, ocuklar uyandrmamak iin yava yava ekiyordu altlarndan nln. Bozguncu kadn, kundak yerine kulland eski psk bez paralarn asyordu sobann yanna; mavi gzl Fedosya'nn kucanda tuttuu, pplad, onunla beraber salland bebeiy-se yrtnrcasna alyordu. Veremli gsn tutmu ksryor, aralarda glkle, hrlayarak soluyordu. Yz kpkrmz olmutu. Esmer kadn uyanm, gbei havada, kaln bacaklarn kvrm, srtst yatyor, grd bir d yksek sesle, neeyle anlatyordu. Bilerek yangn karmaktan yatan yasl kadn gene - 161 ikon dolabnn nndeydi; durmadan ha karyor, secdeye varyor, hep ayn szckleri fsltyla tekrarlayarak dua ediyordu. Ky papaznn kz ranzasnda kprdamadan oturuyor, uykulu gzlerle nne bakyordu. alml, siyah, sert, yal 'salarn parmana doluyordu. Koridorda ayak sesleri duyuldu, anahtar grltyle dnd kilidin iinde, iki erkek cezal girdi ieri. Temizleyicilerdi bunlar. Ceketleri uzun, boz pantolonlar ksa m ksayd. Arbal, sinirliydiler; pis su dolu tekneyi kaldrp gtrdler. Kadnlar ellerini yzlerini ykamak iin koridordaki musluklara gittiler. Esmer kadn orada da komu hcreden km bir kadnla kapt. Gene banmalar, kfrler, yaknmalar... Gardiyan, - Zindana tklmak m istiyor cannz galiba! diye bard. Esmer kadnn yal srtna yle bir aplak indirdi ki, koridor n n tt. - Sesini duymayaym bir daha. Bu davran, okama olarak kabul eden esmer kadn, - Amma da vuruyorsun be moruk, dedi. - Hadi abuk olun, hadi! Sabah ayinine yryn. Maslova salarn daha taramamt ki, ceza evi mdr geldi yardmclaryla. Gardiyan. - Yoklama! diye bard. teki hcreden de kadnlar kt, koridorda ikili sra oldular; arka sradakiler ellerini n sradakilerin omuzlarna koydular. Hepsini saydlar. Yoklamadan sonra bir kadn gardiyan geldi, kadnlar alp kiliseye gtrd. Btn hcrelerden km yz kadar kadn srayla yryordu arkasndan. Maslova'yla Fedosya srann ortala-nndayd. Hepsi beyaz bartl, blzlu, etekliliydi; renkli giysisi olan tek tkt. Kocalarndan ayrlmayan, onlarla beraber ceza evine giren ocuklu kadnlard bunlar. Srann bir ucu merdivenin banda, teki ucu dibindeydi. Kaln tabanl terliklerin talarda kard tok sesten baka bir ses duyulmuyordu; arada konuanlar, glenler de vard. Bir keyi dnerken dmannn, Dirili - F: 11 - 162 Bokova'nn ktlk okunan yzn grd Maslova, nde yryordu, Fedosya'ya gsterdi onu. Alt kata inirnce kestiler seslerini kadnlar; iini, altnlarda yansyan n prl prl aydnlatt kilisenin ak kapsndan ha kararak girdiler. Bombotu henz kilise. Onlara ayrlan yer sa yandayd; skarak, birbirini iterek yerletiler. Kadnlarn arkasndan boz giysileriyle erkek cezallar geldiler; yksek sesle ksrerek sol yandaki ve ortadaki yerlerini aldlar. Yukarda, koro yerinin bir yannda, balarnn yars tra edilmi, orada olduklar ayakiarndaki zincirlerin akrdamasndan belli olan krek cezallar, teki yannda salar kesilmemi, ayaklar zincire vurulmam tutuklular vard.

Ceza evi kilisesini zengin bir tccar otuz: krk bin ruble vererek yeni batan yaptrmt. Prl prl renklerle, altnla parlyordu her yan. Bir sre sessizlik vard kilisenin iinde; yalnz smkrme-ler, ksrk, ocuklarn alamas, arada bir de zincir akrtc duyuluyordu. Ortadaki cezallar arasnda bir kaynama oldu birden, birbirlerini iterek aldlar, ortada bir yol atlar; bu yoldan, ceza evi mdr yryerek en ne geti, tam orta yerde durdu. XXXIX Ayin balad. Simli, kaln bir kumatan acayip, son derece rahatsz bir giysisi olan papaz ekmei bakla ufak ufak kesip bir tabaa yerletirdi, sonra birtakm dualar okuyarak, adlar syleyerek iinde arap olan bir kaba da att birka tane. Bu arada Zango durmadan bir eyler okuyordu; sonra cezallardan kurulu koro eliinde, anlalmaz, abuk ve ark gibi sylendii iin daha da anlalmaz olan, eski Slav dualar okudu. Dualarm ounda Tanrya arn, ar ailesinin mutluluu iin yakarlyordu. Yere diz k-lerek bir ka kere okundu bu eit dualar, arada bakalar da okunuyordu. Ondan baka, zango Havarilerim Kutsal ilerinden birka iir okudu, ama ylesine tuhaf bir seslle, kendini zorlayarak okuyordu ki, bir szc anlalamad okuduunun. Sonra papaz Mark'n ncil'ini at, tane tane okumaya balad. sa'nn dirildikten sonra ge uup babasnn sa yanna oturmadan n- 163 ce, ilkin, iinden yedi eytan kovduu Mariya Magdalena'ya, sonra da onbir rencilerine ncil'i tm canllara tantmasn buyurduu, inanmayanlarn mahvolacaklarn, inananlarn, vaftiz ola-caklarmsa kurtulacan, iindeki eytanlar kovacan, elinin dokunuuyla hastalar iyi edeceini, yeni yeni dillerle konuacan, ylanlar buyruu altna alacan, zehir ise lmeyeceini, salkl kalacan syledii yerdi. Papazn dorayp arabn iine koyduu ekmek paralarnn, bilinen hareketlerden, dualardan sonra Tanrnn bedenine, kanna dneceine inanlyordu. Bu hareketler unlard: Papaz, - simli kaln kumatan cppesiyle ok g olduuna aldrmadan- ellerini yavaa yukar kaldryor, yle bir sre durduktan sonra yere diz kyor, masay, masann zerindekileri pyordu. En nemli hareket, papazn, peeteyi iki eliyle tutup, tabaka altn kap zerinde dzenli olarak yava yava sallamasyd. Ekmekle arabn tam o anda Tanrnn bedeniyle kanna dneceine inanld iin, ayinin bu yeri pek heyecanl olmutu. Bundan sonra, blmenin arkasndan barmaya balad papaz: - Ey en temiz, en bakir Tanr anas, kutsallarn en kutsal! Koro cokun bir vgyle balad arkasndan, sa'y, bakireliine hi zarar gelmeden douran bakire Meryem'in meleklerden stn olduunu dile getiriyordu bu vg. Dnmn bundan sonra artk tamamlandna inanld iin, papaz taban zerindeki peeteyi kaldrd, tam ortadaki paray alp drde bld, araba batrp azna att. Onun Tanrnn etinden bir para yediine, kanndan bir yudum itiine inanlyordu. Sonra perdeyi ekti papaz, ara kapy at, altn kapl kab eline alp, orta yere kt, isteyenlerin kaptaki Tanrnn etinden yiyebileceini kanndan iebileceini syledi yksek sesle. Birka ocuktan baka isteyen kmad. Papaz nce adlarn sordu ocuklarn; sonra elindeki ka kaba daldrp, her keresinde bir para ekmekle biraz arap alarak ka sapna kadar ocuklarn azna sokmaya balad. Bu arada zango ocuklarn azn siliyor, bir yandan da neeyle ark sylyordu. ocuklarn Tanrnn etinden yedikleri, kanndan itikleri zerineydi bu ark. Sonra kab alp blmenin arkasna gitti papaz, kaptaki kann hepsini iti, Tanrnn bedeninin para-- 164 larn yedi, byklarn birka kere yaladktan, azn da kab da gzelce kuruladktan sonra, ince tabanl, cill potinlerini gcr-data gcrdata, abuk admlarla kt blmenin arkasndan. akrkeyif olduu gzlerinin parlamasndan belliydi. Hristiyanln en nemli ayini bylece bitmi oluyordu. Ama papaz, zavall, mutsuz cezallar avutmak amacyla, allagelmi ayine ze! bir ayin daha eklemeyi uygun bulmutu. Bu zel ayin yleydi: Papaz, altn ereveli, yirmi otuz mumun aydnlatt bir tasvirin nnde yere diz kt (biraz nce etini yedii Tanrnn resmi diye bellenmiti bu; yz, elleri simsiyah bir insan resmiydi) acayip, souk bir sesle ark sylemekle konumak aras bir tonda okumaya balad: - Ey en tatl olan sa, havarilerin gz bebei, Rabbim benim, ac ekenlerin tek avuntusu, evrenin sahibi, sa, kurtar beni, kurtar beni Rabbim, gzel sa, btn dualarm sanadr, kurtar beni sa'm benim, ac bana, sana iman etmiler, seni kutsal bilenleri kurtar ey btn varlklarn Peygamberleri, sa, cennetin kaplarn at bana ey insan sever sa'm! Burada sustu papaz, soluk ald, ha karp secdeye vard, herkes yapt onun yaptn. Ceza evi mdr de, gardiyanlar da, cezallar da secdeye varmlard; yukarda zinzin akrtlar duyuldu. Papaz devam etti sonra: - Melekleri yaratan, glerin en by sa, tm kutsal varlklarn en kutsal, atalarmzn sma, ok tatl sa, byk sa, arlarn koruyucusu, mutluluk kayna sa, Peygamberler Peygamberi, mucizeler yaratan, dmlerin dayana, mutlu Rabbim, rahiplere yaama gc veren ey en iyi, ey en balayan sa,

zavalllarn sevinci, dindarlarn armaan, oru tutanlarn gc sa, ey, en temiz, en soylu, en kutsal, lmsz, gnahkrlarn kurtuluu sa ey, Tanrnn olu, ac bana! Papaz giderek ykseltiyordu sesini; tasvirin ipek rtsne dokundurdu elini sonunda, bir dizini yere koyup secdeye vard; bu arada koro byk bir cokunlukla duann son szlerini tekrar ediyordu: sa ey, Tanrnn olu, ac bana! Cezallar, yars tra edilmi balarn sallayarak, zayf bacaklarnn derilerini soymu, zincirleri akrdatarak secdeye varp varp doruluyorlard. Uzun sre devam etti bu byle. nce vgler sylendi -her - 165 vg ac bana diye bitiriliyordu- arkasndan amin diye biten yeni vgler okundu. Mahkmlar ha karyor, secdeye varyorlard. Balangta her aralkta secdeye varyorlard cezallar, sonra bir atlayarak, giderek iki, atlayarak varmaya baladlar; btn vgler bitip de papaz derin bir soluk alarak elindeki kk kitab kapayp blmenin arkasna gidince hepsi ok sevindiler buna. Son bir ey daha kalmt. Papaz byk masann zerindeki ularnda mine pullar olan altn kaplamal ha alp, onunla kilisenin orta yerine kt. nce ceza evi mdr geldi papazn yanma, elini haa dedirdi, sonra yardmcs, daha sonra da gardiyanlar yaptlar ayn eyi. Arkasndan cezallar birbirini iterek, alak sesle kfrederek srayla gelmeye baladlar. Papaz, mdrle konuurken bir yandan da, ona yaklaan cezallarn azna, bazan da burnuna sokuyordu elini, ha. Cezallar papazn elini de ha da pmeye alyorlard. Yolunu kaybetmi kardelerin huzura kavumas, doru yolu bulmas iin yaplan hristiyan ayini de bylece bitmi oluyordu. XL Papazdan, mdrden tutun da Maslova'ya kadar hi kimse, papazn, tuhaf tuhaf szcklerle vd, adn bir ok kereler tekrarlad sa'nn burada yaplanlar yasakladn aklnn ucundan bie geirmemiti. Bylesine anlamsz, sama sapan dualar, retmen papazlarn ekmekle araba yaptklar bu irkin okusfokusu yasaklamakla kalmam, insanlarn baka insanlara retmen demelerini, tapnaklarda dua etmelerini de kesinlikle yasaklamt. Herkesin yalnz, bir basnayken dua etmesini buyurmu; kendisinin tapmaklar ykmak iin geldiini, tapmaklarda deil, gerekte, ruhta dua etmenin gerektiini syleyerek tapnaklar da yasaklamtr. En nemlisi, insanlar yarglamay, onlar burada olduu gibi, zindanlarda rtmeyi, horlamay, ezmeyi, ldrmeyi yasaklamamtr yalnzca; kleleri zgrle kavuturmaya geldiini syleyerek, insanlara kar her eit eziyeti de yasaklamtr. Hi kimsenin aklna, burada sa adna yaplanlarn aslnda J- 166 sa'ya en byk kfr olduunu, onunla alay etmek olduu gelmiyordu. Papazn ortaya karp herkese ptrd altn kaplama, ularnda mine pullar olan han aslnda, sa'y, imdi onun adna burada yaplan yasaklad diye astklar daraacnn rneinden baka bir ey olmadn dnen yoktu. Ekmein, sa'nn etine, arabn da kanna dntn syleyen papazlarn gerekten de O'nun etini yediklerini, kann itiklerini, ama bunu, ekmekleri yiyerek, arab ierek deil de; sa'nn, kendini onlardan biri sayd kkleri yoldan kardktan baka, sa'nn oluna getirdii mutluluu onlardan saklayarak, onlar en yce mutluluktan yoksun ederek, en dayanlmaz aclar ekmek zorunda brakarak yaptklarn dnmyordu kimse. Papaz byk bir rahatlkla, i huzuruyla yapyordu grevini, nk ocukluktan beri bu retilmiti ona hep, imdiye kadar yaam kutsal insanlarn da, imdiki din byklerinin de inandklar tek gerek inancn bu olduu sokulmutu kafasna. Ekmein et olduuna inanmyordu inanmasna, ok dua etmenin ruha br yarar olacana, yediinin gerekten de Tanrnn eti olduuna inanmyordu -inanlmaz byle eylere- ama bu dine inanmann gerektiine inanyordu. Bu inancn iinde yer etmesinin en nemli sebebi de, bu dinin gereklerini yerine getirmekle onsekiz yldr para kazanmasyd. Ailesine bakyor, olunu lisede, kzn da din okulunda okutuyordu bu parayla.'Zango da inanyordu, hem papaznkinden salamd onun inanc, nk bu dinin asln hepten unutmutu, bildii bir ey varsa o da, mum yakmann, lye dua okutmann, an aldrmann, azizlerin ruhlarna yin yaptrmann ayr ayr fiyatlar olduuydu; gerek Hristiyanlar da seve seve dyorlard bunlarn cretini. Bu yzden, yalvarrm, yalvarrm, diye barrken, ilhi sylerken, gerekli dualar okurken odun, un, ya da patates satan birisinin barmasnn gerekliliine inand kadar inanyordu buna, ii de rahatt. Ceza evi mdryle gardiyanlar, bu dinin esaslarn hibir zaman renemedikleri, kilisede olup bitenlerin ne anlama geldiini bilmedikleri halde, bu dine inanmalar gerektii inanandaydlar; nk bykleri de, ar da bu dine inanyorlard. Dahas var, bu dinin onlarn acmasz grevlerini doruladn sezinler gibi oluyorlard (bu duygularn aklamak istese- 167 ler aklayamazlard). Bu din olmasayd -imdi byk bir gnl rahatlyla yaptklar gibi- insanlara strap ektirmeleri daha bir ok, belki de imknsz olacakt. Ceza evi mdr ylesine iyi bir insand ki, bu dinde kendine dayanarak bulmasayd yaayamazd. Yedi kanatl melek duas okunurken bunun iin kprdamadan, dimdik durmutu olduu yerde, heyecanla secdeye varm, ha karm, duygulanmaya

almt; ocuklara kutsal ekmekle arap verirlerken de ayn nedenle ne km, araptan ien ocuu kucana alp kaldrmt. Cezallarn ou -bir blm bu dinden yararlanlarak insanlarn nasl aldatldn ak seik gryor, iin iin glyorlard ona- evet, cezallarn ou bu altn kaplama erevelere konmu tasvirlerde, bu mumlarda, arap iilen kapta, tasvir rtlerinde, halarda, durmadan tekrarlanan anlalmaz En kut-sa! sa, yalvarrm, diye barlarda insan bu dnyada da teki dnyada da rahata kavuturacak esrarl gcn saklandna inanyordu. Geri ou duayla, ayinle, mumla bu dnyada rahata erimeyi denemilerdi birok kereler de bir ey elde edememilerdi -dualar bouna gitmiti hep- ama bu baarszlklarnn geici olduuna inanyordu her biri: bilginlerin, byk din adamlarnn salk verdii bu yolun gene de ok nemli olduuna, bu dnya iin olmasa bile teki dnya iin gerekliliine kesin inanlar vard. Maslova da inanyordu buna. Ayin srasnda derin saygyla can skntsnn beraberce bulunduu o duyguyu o da duymutu. Balangta orta orta yerlerdeydi, nn bir direk kapad iin arkadalarndan baka bir ey gremiyordu. Ama kutsal arapla ekmekten alnrken Fedosya'yla beraber ne sokulmu, ceza evi mdrn grmt, yneticinin arkasndaki gardiyanlarn arasndan da sar sal, ak sar sakall, ufak tefek bir kyl grd; Fedosya'nn kocasyd bu, gzlerini ayrmyordu karsndan. Dualar okunurken Maslova ona bakyordu hep, bir yandan da Fedosya'yla alak sesle konuuyordu. Herkes ha karnca o da ha karyor, herkesle beraber secdeye varyordu.XLI Nehldof sabah erken kt evden. Ara sokakta arabasna binmi, bir kylyle karlat, adam tuhaf bir sesle: - St, st, st! diye baryordu. lkbaharn ilk lk yamuru dn yamt. Kaldrm olmayan her yerde yeil otlar fkrmt bir gnde topran altndan. Bahelerde kayn aalar yeil tomurcuklar vermi, kavaklar, hlamurlar kokulu, uzun yapraklarn dikletirmiti; evlerde, dk-knlardaysa pancurlan karmlar, camlar Biliyorlard. Nehldof un, arabasyla yanndan gemesi gereken bit pazarnda sra sra dizilmi sergilerin nndeyse byk bir kalabalk kaynamaktayd; izmelerini koltuunun altna alm, st ba yrtk insanlar vard; bazlar da gzelce tlenmi pantolonlar, ceketler asmlard omuzlarna, yle dolayorlard. altklar fabrikalardan kurtulan temiz giyimli, prl prl izmeli erkekler; balarnda parlak ipek kumatan atklaryla, cam dmelerle ssl mantolanyla kadnlar meyhaneleri doldurmulard bile. Tabancalar sar kordonlara bal polis memurlar, uyuukluklarn databilecek bir olayn kmasn bekliyorlar-mcasma kprdamadan duruyorlard yerlerinde. Bulvarlarn yaya kaldrmlarnda, yeilliklerde ocuklar, kpekler koup oynuyorlar; neeli dadlar banklarda oturmu konuuyorlard. Glgede kalan sol yanlan hl slak, orta yerleri kurumu sokaklardan tekerlekleri kaldrm talarnda byk grlt karan ar yk arabalar geiyordu pepee; paytonlann yay gcrtlar, atlarn ngrak sesleri duyuluyordu. Halk, ceza evinin kilisesinde yaplmakta olan ayinin aynsna kiliselere aran anlarn her yandan gelen grlts, uultusu havay titretiyordu. Herkes giyinmi kuanm, kilisesine gidiyordu. Nehldof ceza evinin kapsna kadar gitmedi arabayla, ke banda indi. ounluunun elinde bohalar olan kadnl erkekli birka kii daha vard orada. Ceza evinin kaps yz adm tedeydi. Sada alak, ahap evler, solda iki katl, tabell bir ev vard. Kocaman bir ta yap olan ceza evyse ilerdeydi, ziyaretileri yaklatrmyorlard ona. Silhl nbeti er nnde bir aa bir yukar dolayor, yanndan gemek isteyenlere baryordu. Sa yandaki demir kapnn nnde, nbetinin tam kar- 169 sndaki peykede srmal giysisiyle bir gardiyan oturuyordu, bir defter vard elinde. Ziyaretiler yanma geliyor, grmek istediklerinin adlarn sylyorlard, o da deftere yazyordu. Nehldof da yaklat ona, Katerina Masiova'yla grmek istediini syledi. Srmal gardiyan yazd. - Hl ne diye brakmyorlar? diye sordu Nehldof. - Ayin var ierde. Ayin biter bitmez alacaz. Nehidof bekleyenlerin yanna gitti. Gruptan st ba yrtk, apkas apkadan baka her eye benzeyen, alt delik deik potinlerini plak ayana giymi, yz krmz iziklerle kapl bir baldr plak ayrlp ceza evine doru yrd. Tfekli er bard ona: - Hey; nereye gidiyorsun ahbap? Beriki, nbetinin barmasndan hi bozulmad, geri dnd hemen: - Ne barp duruyorsun be? dedi. Brakmazsan brakma, ben de beklerim. Generalmi gibi baryor beyefendi. Gruptakiler glmsediler onun bu szlerine. Bekleyenlerin ounluunun stnde banda yoktu, ama erkekler de kadnlar da temiz giyimliydi. Nehldof'un yannda aka paka, sakalsz, al yanakl, imanca bir adam duruyordu; iinde, besbelli, amar olan bir boha vard elinde. Nehldof, buraya ilk kez mi geldiini

sordu ona. Elinde boha olan adam her pazar geldiini syledi, konumaya baladlar. Bir bankann kapcsyd bu; sahtekrlktan yatan kardeine gelmiti. Bu temiz yrekli adam her eyini anlatt Nehldof'a; bitirdikten sonra tam Nehldof'u sorguya ekmeye hazrlanyordu ki, besili, safkan, doru bir ata koulu lstik tekerlekli bir yayl geldi durdu yanlarnda. inde niversite rencisi bir genle, peeli bir bayan vard. niversite rencisinin elinde byk bir boha vard. Nehldof'un yanna geldi, getirdij francalan sadaka olarak datp datamayaca-n, databilecekse bunun iin ne yapmas gerektiini sordu. - Nianlmn dileini yerine getirmek istiyorum da efendim. Nianlmdr. Annesiyle babas cezallar gtrmemizi salk verdiler. Nehldof, elinde defterle sada oturan srmal gardiyan gstererek, 170 171 - Galiba ona soracaksnz, dedi, ben de ilk kez geliyorum buraya, iyi bilmiyorum. Nehldof renciyle konuurken ceza evinin, ortasnda kk bir penceresi olan, byk demir kaps alm, resmi giysili bir subay, yannda bir gardiyanla dan kmt. Elinde defter olan gardiyan ziyaretilerin ieri alnmaya balanacan bildirdi. Nbeti kenara ekildi, bekleyenler, ge kalmaktan korkuyor-larm gibi abuk admlarla -bazlar kouyordu bile- ceza evinin kapsna yaklatlar. Kapda bir gardiyan duruyor, ieri giren ziyaretileri yksek sesle sayyordu: On alt, on yedi... erde baka bir gardiyan da demir kapdan girerken saylanlar, bir kere de ikinci kapdan girerken, her birine eliyle dokunarak sayyordu. Bylece, grmenin sonunda bir grnn ierde kalmamas, bir cezalnn da karlmamas iin, girenlerin ka kii olduu kesinlikle renilmi oluyordu. Bu gardiyan, yanndan geenin kim olduuna bakmadan Nehldof un srtna da vurdu, gardiyann ona dokunuu ilk anda gururuna dokundu Nehldof un; ama buraya niin geldiini hatrlad hemen; gardiyana kzd diye kendi kendinden utand. kinci kapdan da girince tavan kemerli, kk pencereleri demir parmaklkl, byk bir odaya girdiler. Toplama yeri denen bu odann duvarlarndaki bir oyukta Nehldof byk bir sa armhta tasviri grnce ard. Burada ne ii var bunun? diye geirdi iinden; sa yalnzca zgr insanlarnm gibi bir duyguya kaplmt. Nehldof, acele eden ziyaretilerin onu geride brakmalarna ses karmadan, yava yava yryordu. Karmakark duygular vard iinde. Buraya kapatlm canavar ruhlu insanlar dnmenin verdii korku; dnk ocuk gibi, Katyua gibi zorla buraya atlan gnahszlara duyulan acma, biraz sonra Katyua'y greceini dnmenin verdii tatl heyecan... Odann teki kapsndan karlarken, orada duran gardiyan bir eyler sylyordu geenlere. Ama dncelerine iyice dalm olan Nehldof ilgilenmedi gardiyann ne dediiyle, ziyaretinin ounluunun gittii yne, yani kadnlar blmne deil de erkekler blmne doru yrd. Herkes acele ettii, onu geride brakt iin, grme odasna en son girdi. Kapy anca onu ilk artan, yzlerce kiinin hep bir azdan barmasnn oluturduu kulaklar sar eden grlt olmutu. Oday ikiye blen demir parmakla sineklesin bala yapt gibi yapm insanlara yaklanca anlad durumu Nehldof. Pencereleri arka duvarnda olan oday tavandan demeye kadar uzanan bir deil, iki demir parmaklk blyordu. ki demir parmaklk arasnda gardiyanlar dolayordu. Kafeslerin te yannda cezallar, bu yannda ziyaretiler vard. Parmaklklarn aras 2 metreden oktu; yle ki, elden ele bir ey vermek yle dursun, miyop bir insann, grmeye geldii kimsenin yzn grmesi bile imknszd. Konumak da ok gt, sesini karsndakine duyurabilmesi iin avaz ktnca barmas gerekiyordu insann. ki yanda da parmaklklara yapm yzler vard; birbirlerini grmeye, en gerekli olan sylemeye alan babalarn, annelerin, karlarn, kocalarn, ocuklarn yzleriydi bunlar. Herkes kendi sesini duyurmak istedii iin, yanridakiler-den daha ok barmaya alyordu. Buraya girdiinde Nehl-dofu artan o uultulu grlt de bundan kyordu. Kimin ne dediini anlamaya imkn yoktu. Barp duranlarn ne demek istedikleri, anlamaya altklar, parmakln tesindeki adamn neyi olduklar yzlerinden belliydi ancak. Nehldofun yannda bartl yal bir kadn vard; yzn parmakla dayam, sann yars tral, soluk yzl,, gen bir adama sesini duyurmaya alyordu. Alt enesi titriyordu barrken. teki, kalarn kaldrm, alnn buruturmu, dikkatle dinliyordu onu. Yal kadnn yannda redingotlu gen bir adam vard; daha iyi duymas iin ellerini kulaklarna koymu, ban sallayarak; ona benzeyen, ac ektii yznden belli, sakallarna ak dm bir cezalnn dediklerini dinliyordu. Daha tede baldr plak duruyor, elini kolunu sallayarak baryor, glyordu. Onun yannda ipek bartl, temiz bir kadn ocuuyla beraber yere oturmu, hkra hkra alyordu. Telin tesindeki bann yars kabak edilmi, ayaklar zincirli, yal adam ilk kez byle grd belliydi. Kadnn yannda Nehldofun darda konutuu banka kapcs ayakta duruyor, te yandaki gzleri parlayan, salar dklm cezalya, avaz ktnca bararak bir eyler sylemeye alyordu. Nehldof, onun da Maslova'yla bu koullar altnda konu-- 172 - 173

mas gerektiini dnnce bunun byle olmasna karar verenler de, bu karar uygulayanlara da bir nefret dodu iinde. Bu korkun durumun, insan duygularyla bylesine alay edilmesinin hi kimseyi gcendirmemesi tuhafna gitti. Erler de, gardiyanlar da, ziyaretiler de, cezallar da hi yadrgamyorlard bu durumu, bylesi gereliymi, olaanm gibi davranyorlard. Nehldof be dakika kald bu odada; tuhaf bir can sknts sarmt iini; gszln, insanlardan uzaklatn hissediyordu. Vapur tutmasn andran, midesini bulandran bir duyguydu bu. XLII Dt umutsuzluktan kurtulmaya alrken, Verdiim karardan dnmemeliyim ama, ne iin geldiysem buraya, yapmalym, diye geiriyordu iinden. Ama nasl? Yneticilerden birini grebilir mi diye baknd, ziyaretilerin arkasnda aa be yukar dolaan ksa boylu, zayf bykl bir subay grd. Yanna gitti, kendini zorlayarak, son derece kibar, - Affedersiniz efendim, dedi, kadnlar blmnn nerede olduunu, onlarla nerede grldn syleyebilir miydiniz bana acaba, - Kadnlar blmne mi gitmek istiyorsunuz? - Evet efendim, cezal bir kadn grecektim de. Nehldof gene o zoraki kibarlyla cevap vermiti: Subay, - Toplant yerindeyken niin sylemediniz? dedi. Kiminle grmek istiyorsunuz? - Yekaterina Maslova'yla. Mdr yardmcs, - Siyasilerden midir? diye sordu. - Hayr, ey... - Ceza giydi mi? Nehldof, onunla ilgilenmi gibi grnen mdr yardmcsnn cann skmaktan korkuyormu gibi ekingen, - Evet, dedi, nceki gn. Subay, d grnnden Nehldof'un ilgi gstermeye deer bir kimse olduuna karar verdiini belli eden bir tavrla, - Kadnlar blmne gidecekseniz yle buyrun, dedi. Gsnde madalyalar olan pala bykl avua seslendi: - Sidorof... Beyi kadnlar blmne gtr. - Bastne efendim. Tam o anda parmakln nnde hkra hkra alamaya balad bir kadn. Btn bunlar pek garibine gidiyordu Nehldof'un. Onu en ok artan da, mdr yardmcsna, ba gardiyan -burada yaplan insanlk d ileri yrten bu insanlara- minnettarlk duymasnn gerektiini hissetmesi olmutu. Gardiyan erkeklerle gr odasndan koridora kard onu, tam kardaki kapy ap, kadnlarla gr odasna gtrd. Bu oda da iki demir parmaklkla e blnmt, ama ok daha kkt. Ziyareti de cezal da azd burada, ama barma, grlt daha az deildi. Parmaklklar arasnda gardiyanlar dolayordu burada da. Kol azlar srmal, erkek gardiyanlar gibi mavi kuakl kadn bir gardiyand burann sorumlusu. teki odada olduu gibi burada da parmaklklara yapkt yzler. Bu yanda eitli tabakalardan kentliler, te yanda bir blm ceza evinin verdii beyaz giysili, bir blm de kendi giysileriyle cezal kadnlar. Parmaklkta bo yer kalmamt. Bazlar parmak ularnda ykselerek ndeki balarn zerinden seslerini duyurmaya alyorlard; bazlar da yere oturmu, yle konuuyorlard. Kadn cezallar arasnda dikkati en ok eken, kvrck salarndan barts kaym, kaba grnl, sska bir ingene kadnd. Ortadaki direin yannda ayakta duruyor, elini kolunu abuk abuk sallayarak bar bar baryor, bu yandaki kua dk, mavi ceketli bir ingeneye bir eyler anlatmaya alyordu. ingenenin yannda bir er oturuyordu, yerde karsndaki cezal kadnla konuuyordu. Onun yannda sar sakall, kyl bir gen parmakla yaptrm, kpkrmz olmu yzn; alamamak iin kendini zor tuttuu belliydi. Ayaklarnda sandallar vard. Sarn, masmavi gzlerinde itenlik okunan, sevimli, gen bir kadnla konuuyordu. Gzlerini ayrmyordu ondan kadn. Fe-- 174 dosyayd bu; kyl de kocas. Ondan sonra st ba yrtk bir adam karsndaki ablak yzl, kir pas iinde bir kadnla konuuyordu. Sonra iki kadn, bir erkek, bir kadn daha vard. Hepsinin karsnda cezal bir kadn vard. Maslova yoktu aralarnda. te yandaki kadnlarn arkasnda bir kadn duruyordu ayakta. Kim olduunu hemen anlamt Nehldof; yrei duracakm gibi arpmaya balad, glkle soluk alyordu. Beklenen an yaklamaktayd. Parmakla yaklat, tand onu. Mavi gzl Fedosya'nn arkasnda duruyor, kocasna sylediklerini glmseyerek dinliyordu. nceki gnk gibi nlk giymiyordu, beli kuakla, iyice sklm, beyaz bir bluz vard zerinde. Duruma salonunda olduu gibi siyah, kvrck salar grnyordu gene bartsnn kenarndan. Gsleri dolgundu. Danann kuyruu kopacak imdi, diye geiriyordu iinden Nehldof. Nasl seslensem ona acaba? Yoksa kendi yaklar m?

Ama yaklamad parmakla Maslova. Klara'y bekliyordu; bu kibar giyimli adamn ona gelmi olabileceini bilemezdi. Parmaklklar arasnda dolaan kadn gardiyan Nehldof'a yaklat, - Kimle greceksiniz? Nehldof kendini zorlayarak, - Yekaterina Maslova'yla, diyebildi. - Maslova, ziyaretin var! diye bard kadn gardiyan. XLIII Maslova baknd; ban kaldrp, gsn kararak, Nehl-dof'un ok iyi tand o uysal tavryla parmakla yaklat, iki kadn cezalnn arasna skp dikkatli, soru dolu bam Nehldof'a dorulttu, tanyamamt onu. Ama giyiniinden zengin bir adam olduunu grnce glmsedi. Glmseyen yzn parmakla yaklatrp ehl gzleriyle Nehldof'a bakarak, - Bana m geldiniz? dedi. - Evet.., Nehldof sizin mi seni mi diyeceini bilemiyor, bir karar veremiyordu. Sonunda verdi kararn: - Evet, sizi grmek istemitim... ben... - Brak numaray imdi! (Yandaki baldr plak baryordu.) Aldn m almadn m, onu syle. teden baka biri sesini duyurmaya alyordu karya: - Duymuyor musun, lm deinde diyorum sana, daha nedir istediin? Maslova Nehldof'un ne dediini anlayamyordu, ama gen adamn yzndeki ifade birden hatrlatt ona her eyi. Ama ina-namyordu buna. Dudaklarndaki glmseme kaybolmu, aln k-rmt. Gzlerini ksarak, -- Duymuyorum ne dediinizi, diye bard. Aln giderek daha ok kryordu. - Buraya... Evet, gerekeni yapacam, beni affetmesi iin yalvaracam, diye geirdi iinden Nehldof. Gzleri doldu, bir hkrk gelip boazna dmlendi, demir parmakl skarak sustu, hngr hngr alamamak iin zor tutuyordu kendini. te yandan baryordu biri: - Niin gereksiz yerlere bavuruyorsun? diyorum. Cezal bir kadn, - Vallahi bilmiyorum, diye baryordu, inan bana. Maslova, heyecann grnce tanmt Nehldof'u. Ona bakmadan: - Benzetiyorum sizi ama bilmem ki... diye bard. Yz kpkrmz oldu birden, bulutland. Nehldof, ne syleyeceini nceden ezberlemi gibi soluk almadan, yksek sesle, - Buraya senden beni affetmeni dilemeye geldim, dedi. Bunu syleyince utand, evresine baknd. Ama o anda da, utanmasnn daha iyi olduunu dnd. Istrap ekmesi gerekiyordu nk. Daha da ykseltti sesini: - Bala beni, sana kar ok suluyum... Maslova kprdamadan duruyor, ehl bakn ayrmyordu ondan. 176 _ 177 Ama devam edemedi Nehldof, boalmak zere olan hkrklarn tutmaya alarak parmaklktan geri ekildi. Nehldof'u kadnlar blmne yollayan ceza evi mdrnn yardmcs -besbelli onu merak ettii iinarkasndan gelmiti. Nehldof'u parmakln yannda grmeyince; grmeye geldii kimseyle niin konumadn sordu. Nehldof burnunu sildi, sakin grnmeye alrken, ban sallayarak cevap verdi: - Konuulmuyor bu kadar uzaktan, birbirimizin sesini duymuyoruz. Mdr yardmcs bir an dnd. - Pekl, buraya karabiliriz onu, dedi. Gardiyan kadna seslendi: - Mariya Karlovna! Maslova'y bu yana geirin. Parmaklktaki kapdan bu yana geirdiler Maslova'yi- Yumuak admlarla yaklat, Nehldof'un nnde durup aadan yukar yzne bakt. Siyah salar nceki gn olduu gibi bartsnn altndan gzkyordu gene; salkl bir insannkine hi benzemeyen renksiz i yz sevimli, son derece sakindi. Yalnz, parlak siyah, ehl gzleri i gzkapaklarnn arasndan parlyordu. Mdr yardmcs, - Burada konuabilirsiniz, dedi. Uzaklat yanlarndan. Duvarn dibindeki tahta sraya yrd Nehldof.

Maslova soru dolu baklaryla bakt mdr yardmcsna; sonra, akl erdirememi gibi omuz silkti, Nehldof'un arkasndan tehta sraya yrd, gen adamn yanna oturup eteklerini dzeltti. - Beni balamanzn kolay bir ey olmadn biliyorum, diye balad Nehldof. Ama hkrn tutmak iin bir an susmak zorunda kald gene, sonra devam etti: - Gemite olanlar dzeltemeyecek olsam bile, elimden gelen her eyi yapacam imdi. Syleyiniz bana... Maslova, ehl gzleriyle Nehldof'a bakarak, ama onu grmeden: - Nasl buldunuz beni? diye sordu. Nehldof, Maslova'nn ylesine deimi bozulmu yzne bakarken Tanrm! diye geiriyordu iinden. Yardm et bana. Ne yapaym, yol gster bana. - nceki gn durumanzda jri yesiydim, dedi. Tanmadnz m beni orada? - Tanmadm. Tanyacak durumum mu vard zaten. Hem bakmadm. - ocuk olmu muydu? Bunu sorarken kulaklarna kadar kzardn hissetti Nehl-dof. Maslova baklarn kararak, can skkn, ksaca, - ans varm ki ld o zaman, dedi. - Neden ld? Maslova nne bakarak cevap verdi: - Ben de hastaydm, zor kurtuldum lmden. - Halalarm nasl braktlar sizi? - Karnnda bebekle oda hizmetisini kirn saklar evinde? Farkeder etmez kovdular beni. Hem ne gerei var bunlarn artk, hatrlamyorum bile, unuttum hepsini. O defter oktan kapand. - Hayr, kapanmad. Byle brakamam sizi. Ge kalm bile olsam, gnahm balatmak istiyorum. Maslova: - Balatacak bir ey yok, dedi; olan oldu, geti. Ban kaldrp Nefldof'a bakt! -gen adamn hi beklemedii bir soukluk, cilve vard bu bakta- sonra glmsedi. Maslova onu grmeyi hi beklemiyordu, zellikle imdi, burada onunla karlaabileceini aklnn ucundan geirmiyordu. Bu nedenle onu birden karsnda grnce arm, unuttuu eyleri hatrlamt. nce onu seven, onun da sevdii prlanta gibi bir gencin ona dndrdklerinin, tattrd duygularn o yepyeni, gzkamatrc dnyasn hatrlad -hayal meyl-; sonra bu gencin anlalmaz kalpsizliini, yaad o byl mutluluu izleyen, urad bir sr hakareti, ektii aclar... Yreine br ey sapland sanki. Duygularn iyice anlayacak gte olmad iin imdi de her zaman yaptn yapt: Bu anlar kovar, Dirili - F: 12- 178 irkin yaantnn koyu dumanyla rtmeye alrd onlar; imdi de ayn eyi yapmt. Yannda oturan gen adam, bir zamanlar sevdii delikanl olarak grm, ama bunun ok ac bir ey olduunu grnce vazgemiti. Gzel giyimli, salkl, sakalna lavanta srm bu beyefendi onun iin, bir zamanlar sevdii Neh-ldof deildi imdi; onun gibi kadnlardan canlar istedii zaman yararlanan,lan gereken adamlardan biriydi. Bunun iin cilveli g-lmsemiti ona. Nehldof'tan nasl yararlanabileceini dnyordu. - Her ey bitti artk, dedi. Krek cezasna arptrldm. Bu korkun szc sylerken dudaklar titriyordu. Nehldof, - Susuz olduunuzu biliyordum, dedi, inanyordum susuz olduunuza. - Elbette susuzum. Hrsz ya da soyguncu deilim tabi yi bir avukatm olsa kurtulurmuum, yle diyorlar. (Bir an sustuktan sonra devam etti.) Dileke vermek gerekirmi. Ama ok para istermi bunun iin... - Evet, dedi Nehldof. Avukatla grtm. - Paraya acmamak gerek bu i iin. - Yaplabilecek her eyi yapacam. Bir sessizlik oldu. Maslova gene yle glmsedi. Sonra birden: - Bir dileim olacakt... dedi, acaba biraz para verebilir misiniz bana? ok deil... on ruble yeter. Nehldof bozuldu, para czdanna davrand hemen, - Evet, evet... Maslova, odann iinde dolap duran mdr yardmcsna bakt. - O grmeden verin, dedi, yoksa alrlar elimden. Subay arkasn dner dnmez kard czdann Nehldof, ama on rublelik kt paray tam uzatyordu ki, subay onlardan yana dnd gene. Nehldof paray avucunda skt. Bir zamanlar sevimli olan bu souk, i yze bakrak l bir kadn saylr artk diye geirdi iinden. Bir subaya, bir Neh-ldof'un avucunda skt kt parasna kayan, ehl siyah gzlerinde tuhaf bir parlt vard. Bir an duraksad Nehldof.

- 179 Dn gece ruhunda konuan o eytan konumaya balamt gene. Her zaman olduu gibi, Nehldof'u ne yapmas gerektiini deil de, davrannn sonucunu, karnn nerede olduunu dnmeye zorluyordu. Bu kadnla hi bir ey yapamazsn, diyordu ses; sana suyun dibini boylatacak, bakalarna yararl olman engelleyecek bir ta balyorsun boynuna, Ver ona paray, ne istersen ver, hoa kal deyip ek git, bitsin her ey. Nehldof, ruhunda ok nemli bir oluumun gereklemekte olduunu, ruh dnyasnn dengede sallandn, en kk bir abayla iki yandan birinin ar basacan hissediyordu. Gsterdi bu abay Nehldof, dn ruhunda varln hissetti o, Tanry yardma ard, geldi yardmna Tanr Maslova'ya her eyi anlatmaya, hemen imdi anlatmaya karar verdi. - Katyua! dedi. Senden af dilemeye geldim buraya, ama hl sylemedin affedip etmediini, bir gn edip etmeyeceini. Birden sen demeye balamt ona. Maslova dinlemiyordu onu, bir avucunun iindeki paraya, bir subaya bakyordu. Subay arkasn dnnce birden uzatt elini, paray alp kuann arasna soktu. Kmser bir tavrla -Nehldof'a yle gelmiti- glmseyerek: - ok tuhaf konuuyorsunuz, dedi. Nehldof, Maslova'da ona kar dmanca bir eyin bulunduunu sezinlemiti. Gen kadn yle, olduu gibi savunuyordu bu, kalbine kadar varmasna engel oluyordu Nehldof'un. Ama alacak bir durumdu, Nehldof'u geriletmiyordu bu, ok daha byk bir gle ekiyordu onu. Maslova'nn ruhsal kiiliini uyandrmas gerektiini, bunun ok g bir i olduunu biliyordu; bu glkt zaten onu eken. imdiye kadar Maslova' ya kar da baka bir kimseye kar da beslemedii bir duygu besliyordu ona imdi. Kendi iin bir ey beklemiyordu Maslova' dan; onun imdiki Maslova olmaktan kp, uyanmasn, eski Katyua olmasn istiyordu. - Niin byle konuuyorsun Katyua? yi tanrm seni ben hatrlyorum Panovo'da... Maslova souk,- 180 - Eskiyi ne diye kartryorsunuz? dedi. - Gnahm affettirmek iin, Katyua. Onunla evleneceini syleyecekti, ama gz gze geldiler bir an, gen kadnn baknda ylesine korkun, kaba, souk bir ey vard ki syleyemedi. Bu arada ziyaretiler odadan kmaya balamlard. Subay, Nehldof'un yanna geldi, grmenin sona erdiini syledi. Maslova ayaa kalkt; ba nnde, gitmesine izin verilmesini bekliyordu. Nehldof, - Hoa kaln, dedi, size daha ok eyler syleyecektim, ama gryorsunuz ki zaman yok. Gene geleceim. Elini uzatt. - Hepsini sylediniz galiba... Maslova da uzatt elini, ama skmad. - Hayr, sylemedim, daha rahat konuabileceimiz bir yerde grmeye alacam sizinle. O zaman ok nemli bir ey, sylemem gereken eyi syleyeceim size. Maslova, houna gitmek istedii erkeklere glmsedii gibi glmsedi. - Nasl isterseniz... - Kz kardeimden daha yaknsnz bana, dedi Nehldof. Maslova: - Tuhaf, diye mrldand. Ban sallayarak parmakln te yanna geti. XLIV Nehldof, onu grnce, kendisine yardm etmek istediini, yaptna piman olduunu renince Katyua'nn sevineceini, duygulanacan, gene eski Katyua olacan umuyordu; oysa Katyua'nn artk var olmadn, yalnzca Maslova'nn yaadn dehetle grmt. Bu hem artyordu onu, hem dehete dryordu. Onu en ok artan da, Maslova'nn, iinde bulunduu durumdan utanmad gibi -cezal olmasndan deil (bundan utanyordu bir genel kadn olmasndan- evet, iinde bulunduu du- 181 rumdan utanmad gibi, bu durumunu seviyor, hatta ondan gurur duyuyormucasna davranmasyd. te yandan, baka trl de olamazd. Kiiolu, bir eyler yapabilmek iin nce iini nemli, iyi bellemek zorundadr. Bu nedenle kii, durumu ne olursa olsun, iini ona nemli, iyi gsterecek bir dnya gr yaratr kendi kendine daima. Bir hrsz, katilin, atn, genel kadnn, yapt iin irkinliini grp de utanaca dnlr genellikle. Oysa tam tersi olur bunun. Kt talihinin ya da gnahlarnn, yanllklarnn sonucu den, kt yola sapan insanlar -ne denli yanl, olursa olsun- durumlarm iyi, saygdeer grecekleri bir dnya gr edinirler

kendilerine. Bu gr srdrebilmek iin de, ayn grn paylald bir evrede yaamaya balar insan bilinsiz olarak. almaktaki becerikliliiyle vnen bir hrsz, rezilliiyle vnen bir genel kadn, canavarlyla vnen bir katil grnce aryoruz. Bu aknlmzn tek nedeni, bu insanlarn kendilerine zg bir evreleri olmas, en nemlisi de, bizim onlarn bu evresinin dnda bulunmamzdr. Zenginlikleriyle, yani soygunculukla vnen zenginler; tutkularyla, yani bakalarn ldrmekle vnen komutanlar; gleriyle, yani gszleri ezmekle vnen hkmdarlar da ayn eyi yapmyorlar m aslnda? Bu insanlarn, durumlarn hakl gstermek iin benimsedikleri dnya grn, iyilikle ktlk zerine dncelerini irkin grmememizin tek nedeni, byle kt dnen insanlarn ounlukta olmalar, bizim de onlardan olmamzdr. Maslova da kendine gre bir dnya gr edinmiti. Bir genel kadnd, krek cezasna arptrlm bir genel kadn; ama gene de, kendini hakl grmesine, hatta insanlar nnde durumuyla vnmesine yardm edecek bir dnya gr vard. yleydi bu dnya gr: Btn erkeklerin -yalyla, genciyle, okullusuyla, generaliyle, aydnyla, kara cahiliyle btn erkeklerin- en byk zevki, gzel bir kadnla yatmaktr; bu yzden, baka eylerle ilgileniyorlarm gibi davransalar bile, aslnda istedikleri tek ey budur. Gzel kadn bu hazz tattrabilir ya da tattramaz onlara; yleyse nemli, gereksinme duyulan bir insandr o. Maslova'nn gemii de, imdiki yaay da doruluyordu bu dnya grn.- 182 XLV On yldr her yerde, Nehldoftan, yal polis konserinden gardiyanlara kadar btn erkeklerin ona gereksinme duyduklarn grmt. Ona gereksinme duymayan erkeklerin farknda deildi. Bu nedenle, insanlar tutkudan gzleri dnm, ellerindeki btn imknlar! -yalan, zorlamay .paray, kurnazl-ona sahip olmak iin kullanan yaratklar olarak gryordu. Hayat buydu Maslova iin; byle bir dnya gr onu sonuncu deil, ok nemli bir insan yapyordu. Bu dnce Mas-lova iin en deerli eydi dnyada; yle olmak da zorunluydu zaten, nk bu dnya grn deitirseydi, bu dncenin insanlar arasnda ona salad nemini yitirirdi. Dnyadaki nemini yitirmemek iin, onunla ayn dnya grn paylaan insanlar arasnda yayordu bilinsiz olarak. Nehldof'un onu baka bir dnyaya ekmek istediini sezinleyerek, insanlar arasndaki ona kendine gven, kendine sayg veren yerini bu yeni dnyada yitirecei korkusuyla kar koyuyordu buna, dnyasndan kmamak iin diretiyordu. lk genlik yllarnn, Nehldof'Ia olan ilikilerinin anlarn da bu yzden kovuyordu. Bu anlar onun imdiki dnya gryle uzlamyorlard hi, bu yzden, belleinden tamamen silip atmt onlar; daha dorusu, belleinin bir yerinde dokunulmadan saklyordu. Ama hi bir ey bu anlara ulaamasm diye, arlarn kendileri, uramalar iin zararl bcekleri yaptklar gibi- gzelce kapamt zerlerini. Bu nedenle, imdiki Nehldof, bir zamanlar tertemiz bir sevgiyle baland insan deil de, yararlanabilecei, yararlanmas gereken zengin biriydi onun iin. Aralarnda, her erkekle olan ilikiler olabilirdi ancak. Nehldof kalabalkla beraber ana kapya doru yrrken, Hayr, nemli, en nemli olan syleyemedim, diye dnyordu. Onunla evleneceimi sylemedim. Sylemedim ama evleneceim. Fazladan biri kmasn, ya da ierde kalmasn diye kaplarda teker teker saydlar onlar gene gardiyanlar. Nehldof, imdi srtna vurulmasndan alnmad gibi, bunu farketmedi bile. Yaayn deitirmek istiyordu Nehldof, ona byk gelen evini satacak, hizmetilere yol verecek, otele yerleecekti. Ama Agrafena Petrovna ka kadar byle bir ey yapmann gerei olmadna inandrd onu; yazn satn alan kmazd evi, hem bunca eyay orada burada tutmak da olmazd. yle ki, yaayn deitirmek iin Nehldof'un gsterdii btn abalar (sade, niversitelerinki gibi bir yaay olsun istiyordu) bir sonu vermedi. Her ey eskisi gibi kaldktan baka, evin iinde bir teltr da balamt: Odalar havalandrlyor, krklyle ipekliyle btn giysiler gnee aslyor, temizleniyordu. Kapcyla yardmcsndan tutun da ah kadna, hatt Korney'e kadar herkes harl har! alyordu. nce, birtakm resm giysiler, tuhaf krkler -hi bir zaman kullanlmam eylerdi bunlar- karp astlar iplere; sonra hallar, masa, sandalye ne varsa hepsini kardlar. Kapcyla yardmcs adaleli kollarn svayp dikkatle temizlediler hepsini. Daha sonra odalar bir naftalin kokusudur sard. Baheden geerken, pencereden dar bakarken, ne ok gereksiz eyasnn olduunu dnyordu Nehldof, ayordu. Btn bunlarn kullanlmasnn tek nedeni, Agrafena Petrovna'-ya, Korney'e, kapcyla yardmcsna i bulmaktr... Maslova sorunu yoluna konulmad srece byle yaayp gitmeli. Ama hi de kolay olmayacak bu. Neyse canm, onu serbest braktklarnda, ya da Sibirya'ya yollarlarsa ben de peinden gittiimde deiecek na! olsa her ey. Avukat Fanarin'in syledii gn ona gitti Nehldof. Kocaman kocaman aalarla evrili, pencerelerinde gzkamatrc perdeleri olan, ancak birdenbire zenginleen insanlarda bulunan havadan gelmi parayla dendii belli gzel evine girince, doktor bekleme odalarnda olduu gibi, bir sr bekleyenle karlat Nehldof. Canlar sklmasn diye resimli dergiler serili masalarn evresinde dnceli dnceli oturuyorlard. Avukatn, yksek bir blmenin arkasnda oturan yardmcs, Nehldof'u tanyp yanma geldi, selm verdi, geldiini ieri hemen bildireceini syledi. Dnd, avukatn alma odasna doru yrd. Tam

o anda kap ald, ksa boylu, yepyeni giysili, krmz yzl, gr bykl, orta yal bir adamla avukat yksek sesle, heyecanl heyecanl konuarak ktlar dar. kisinin de yznde, ok kr- 184 h, ama hi de iyi olmayan bir ii yeni bitirmi insanlarnkinde grlen ifade vard. Fanarin glmseyerek: - Sizde su, anam babam, diyordu. - Cennete gitmeyi kim istemez, ah u gnahlarm olmasa.., - Biliyoruz, biliyoruz. Kahkahalarla glmeye balad ikisi de. Fanarin, Nehldofu grnce, uzaklamakta olan tccara ban sallayarak: - O, buyrun Prens, dedi. Nehldof'u ar deli alma odasna alp karsna oturduktan sonra, bundan nceki dvada kazand baarnn glmsemesini tutarak: - Bir sigara buyurmaz msnz? dedi. - Teekkr ederim, Maslova dvas iin gelmitim. - Evet, evet, imdi bakarz. Ah u para babalar ne anasnn gz oluyorlar! Demin kan grdnz deil mi? On iki milyonu vardr. Hl konumasn bilmez. Bir kpek iin de adam ldrr srasnda. Nehldof O bilmiyor konumasn da sen biliyor musun sanki? diye geirdi iinden. Tavrlaryla Nehldofa teki mterilerini umursamadn belli etmeye alan bu ukal adamdan ireniyordu. Avukat, baka eylerden sz ettii iin kendini temize karmaya almak istiyormu gibi: - Amma da skt canm, dedi, byle rezil herif gelmemitir yeryzne. Efendime syleyeyim, can... Neyse, gelelim sizin ie... Dosyay dikkatle okudum, -Turgenyef'in deyimiyle- bir eyi beenmedim, yani avukatn psrn teki olmasn, karara itiraz etmek iin eline geen frsatlar karmasn. - Peki siz neye karar verdiniz? - Bir dakika. Odaya giren yardmcsna dnd: - Syleyin ona, benim dediim gibi olacak; iine gelirse. - Kabul etmiyor efendim. - Pekl, kalsn yleyse. Glmseyen yz bulutland bir anda, fke kaplad onu. 185 Sonra glmsedi gene. - Avukatlar beleten para kazanr derler bir de, diye devam etti. Parasz bir borluya hakl olduu bir dvay kazandrdm; imdi nerede bir parasz varsa buraya geliyor. Oysa bu eit iler ok uratrr insan. Bir yazarn dedii gibi, biz de etimizden bir para koyarz mrekkebe. Neyse, gelelim sizin davanza, ya da sizi ilgilendiren dvaya; avukat berbatm, itiraz iin elle tutulur bir delil yok, ama itiraz edilebilir gene de; yle bir ey yazdm. Karalanm bir kt aldi eline, her resm yazda olan basmakalp yerleri okumadan, nemli szcklerin zerine basarak okumaya balad: - Yargtay bakanlna, falan mahkemenin falan gnk durumasnda, tccar Smelkof'u zehirlemekten sank Maslova, ceza yasasnn 1454. maddesi uyarnca krek cezasna arptrlmtr, falan, falan. Bir an durdu. Bu eit yazlar her zaman okuduu halde, ses tonunu byk bir hazla dinledii belliydi. Szcklerin zerine basa basa okumaya devam etti: - Bu kararn, durumada yaplan ok nemli usulszlkler nedeniyle bozulmas gerekmektedir. Bir kere, Smelkof'un i organlaryla ilgili rapor durumada okutulmam, bakan daha bandayken kesmitir bu raporun okunmasn. Nehldof armt. - Savc istemiti zaten bu raporun okunmasn. - nemli deildir bu, savunma da baz nedenlerle isteyebilirdi ayn eyi. - Sama sapan bir eydi zaten. - Olsun varsn, bizim iin bir nedendir gene de. Devam ediyorum: ki, Maslova'nn savunma avukat, sann kiiliini tam olarak belirtmek amacyla onun dnn ruhsal nedenlerinden sz etmeye balaynca, bakan, bunlarn dvayla iliii olmad gerekesiyle susturulmutur. Oysa yargtayn da bir ok kereler akla kavuturduu gibi, ceza mahkemelerinde sann kiiliinin, ruh dnyasnn bilinmesi sorunun doru karara balanmas bakmndan ok nemlidir. Avukat, Nehldofa bakarak:- 186 - Bu etti iki, dedi. Nehldof daha da armt. - Ama yle kt konuuyordu ki, kimse bir ey anlaya-myordu. Fanarin glmsedi.

- Sevimli bir aptaldr, dedi, akl ermez byle eylere zavallnn, samalayp durduu belli; ama gene de bir nedendir bu. Neyse, devam edelim. , son konumasnda bakan, ceza mahkemeleri yasasnn 801'nci maddesinin 1'nci kknda kesinlikle belirtildii halde, jri yelerine hukukta nelerin su sayldn aklamam; Maslova'nn Smelkof'a zehir verdiinin gerek olduunu kabul etseler bile, bunu tccar ldrmek amacyla yapmad gerekesiyle san cinayette susuz saymaya yetkili olduklarn hatrlatmamtr. Maslova'da dikkatsizlik -hi aklnda olmayan bir lme yol aan bir dikkatsizlik- suu grebilecekleri zerinde durmamtr. En nemli olan nokta da burasdr ite. - Biz de anlayabilirdik bunu ama. Bizde kabahat. - Son olarak da -avukat devam ediyordu,- jrinin, mah kemece Maslova'nn sululuu zerine sorulan soruya verdii cevapta ak seik bir eliki vardr. Maslova ortada hi bir sebep yokken Smelkof'u ldrmekle sulanmtr; nk jri, Maslova'nm hrszlk olayyla ilgisi bulunmadn belirtmitir cevabnda. Kukusuz, bununla sann, tccar ldrmek amacyla ona zehiri verdii iddias da kabul etmediklerini sanyorlard ye ler; bakann, konumasnda her eyi yeterince aklamamasndan doan bir yanl anlama sonucu cevapta ak olarak belirtilmemitir bu. Ceza mahkemeleri yasasnn 816 ve 808'nci maddelerinden yararlanlmas; yani bakann, jriden bu karkln akla kavuturulmasn, tekrar toplanp, sann sululuu zerine yeni bir cevap vermesini istemesi gerekirdi bu durumda. - Niin yapmad bunu bakan acaba? Fanarin glmsedi. - Ben de bilmek isterdim bunu dorusu. - Yargtay bozar m karar dersiniz? - Dosyann incelenecei oturuma katlacak dknlere baldr bu. - 187 - Dknlere mi dediniz? - Evet. Dknler evine yatmas gereken zavalllardr nk hepsi. Byle ite efendim. Sonra yle diyorum: Bu durumlar gz nne alnrsa, Mahkemenin Maslova'y cezalandrmasnn, 771'e 3'n uygulanmasnn usulsz olduu kesindir. Yukarda saydm nemli usulszlkler nedeniyle falan filn, 909, 910, 912'ye 2 ve 928 maddeler uyarnca bu kararn bozulmasn falan filn, dvann baka bir mahkemede yeniden incelenmesine emirlerinizi yksek kurulunuzdan en derin sayglarmla falan filn. Grdnz gibi, yaplabilecek her ey yaplmtr. Ama ak konuacam. Baar elde edeceimizden pek umut var deilim. Bununla beraber, dosyay inceleyecek olan kurulun yelerine baldr her ey. Yargtayda tandklarnz varsa konuun onlarla. - Birka kii tanyorum. - Elinizi abuk tutun ama; hemorotilerinin tedavisi iin yaknda her biri bir yana gider, ay beklemek zorunda kalrz o zaman... Olumlu sonu alamazsak ara bavurmak kalyor bir de. Bu da perde arkas almalar gerektirir. O durumda da elimden geleni yaparm; perde arkas almada deil tabi, dilekenin yazlmasnda. - ok teekkr ederim, creti, acaba... - Yardmcm dilekeyi temize ekilmi olarak sunarken syleycek efendim. - Bir ey daha sormak istiyordum size. Savc, sz geen Kimseyle grebilmem iin bir izin kd verdi bana; ceza evine gittim, belirli gnlerin ve yerlerin dnda grmek iin valilikten de izin alnmasnn gerektiini sylediler. yle midir? - Galiba. Ama vali yok imdi, yardmcs bakyor yerine. Gelgelelim, salan tekidir o da, sanmam ki bir ey elde edebi-lesiniz. - Maslennikof mu? - Evet. Nehldof: - Tanyorum onu, dedi. Kalkt. O anda son derece irkin, kalkk burunlu, elmack kemikleri kk, sar yzl bir kadn dald odaya. inkinliini hi - 188 XLVI umursamad belliydi. Avukatn karsyd bu. Acayip bir giyinii olduktan baka - ak saryla yeil karm, yars kadifeli yars ipekli, alacal bulacal bir ey vard zerinde - evet, acayip bir giyinii olduktan baka, parlak salar da hafife kvrck yaplmt. Byk bir komutan tavryla rzgr gibi girdi odaya. Redingotlu, ipek yakalkl, beyaz kravatl, toprak rengi yz glmseyen, uzun boylu bir adam vard yannda. Yazard bu, Nehldof tanyordu onu. Kadn kapy aar amaz, - Anatol, dedi, benim odama gel abuk. Semyon vano-vi bir iirini okuyacak bize; sen de Garina zerine yazdn okuyacaksn ama. Nehldof tam gitmeye hazrlanyordu ki, avukatn kars kocasyla ksa bir fis-kotan sonra ona dnd:

- Buyrunuz Prens, tanyorum sizi, bu yzden, tantrlmamza gerek yok. Edebiyat toplantmza onur veriniz. ok seveceksiniz. Anatol ok gzel iir okur. Anatol kollarn iki yana ap, glmseyerek karsn gsterdi - bu glmseyiiyle byle gzel bir kadna itiraz edilemeyeceini anlatmak istiyordu, - Gryorsunuz ya ne kadar eitli iim var, dedi. Nehldof, onu da toplantlarna ard iin son derece kibar, resmi bir tavrla teekkr etti avukatn karsna; zaman olmadn syleyerek kt odadan. Avukatn kars arkasndan: - Amma da kendini beenmi! dedi. Bekleme odasnda avukatn yardmcs temize ekilmi hazr dilekeyi verdi Nehldof'a; cret konusunda da, Anatoli Pet-rovi'in bin ruble uygun grdn syledi; Anatoli Petrovi'in bu eit dvalarla ilgilenmediini, bunu onun, Nehldof'un hatr iin aldn da ekledi. - Dilekeyi kim imzalayacak? dedi Nehldof. - Sank kendi de imzalayabilir, bu gse, Anatoli Petrovi ondan izin alp imzalayabilir. - Yo, ben gider imzalatrm ona. Nehldof, Maslova'y bir an nce grmek frsat kt iin sevinmiti. Her zamanki saatte gardiyanlarn ddkleri nlatt gene ceza evinin koridorlarn. Hcrelerin, koridorlarn kaplar demir grltstle ald; plak ayaklarn, takunyalarn sesi duyuldu; temizleyiciler, havay iren bir kokuyla doldurarak getiler koridorlardan. Cezallar ellerini yzlerini ykadlar, giyinip yoklamaya koridorlara ktlar, yoklamadan sonra ay iin kaynar su almaya gittiler. aydan sonra ceza evinin her hcresinde ayn konu konuuluyordu heyecanl heyecanl: O gn iki cezal krbalanacakt. Bunlardan biri, sevgilisini kskanlk yznden ldrm, Vasil-yef adnda, renim grm bir genti. Hcre arkadalar, eli ak, neeli bir insan olduu, ceza evi yneticilerine srasnda diretmesini bildii iin severlerdi onu. Yasalar iyi biliyor, i-nenmelerine gz yummuyordu. Yneticiler bu yzden di biliyorlard ona. hafta nce gardiyann biri, resmi giysisine orba dkt diye bir temizleyiciyi dvmt. Vasilyef hemen karmt ie, yasalarn cezallar dvmeyi yasakladn syleyerek temizleyiciyi savunmutu. Gardiyan Sana yasalar gsteririm ben diye balayarak azna geleni sayp dkmeye balamt. Vasilyef de aa kalmamt ondan. Gardiyan vurmak istemiti Vasilyef'e, ama beriki ellerini yakalam, dakika yle tuttuktan sonra evirip kapdan dar frlatmt onu. Gardiyan mdre yaknm, mdr de Vasilyef'in zindana kapatlmas emrini vermiti. Bodrum katta kaplar dardan srgyle kapanan, karanlk, kk kk odalar vard, onlara zindan diyorlard. Bu souk, karanlk odalarda ne bir sedir, ne masa ne de sandalye vard; buraya atlan cezal amurun zerinde yatar ya da otururdu. Bacaklarnn arasndan, yatarken zerinden kocaman kocaman fareler geerdi. Hem oktu burada bu fareler, hem de son derece gz pektiler, yle ki karanlkta ekmei onlardan kurtarmak imknsz bir eydi. Buraya atlan cezallarn elinin altndan yerlerdi ekmei, biraz kprdamadan dursa cezalya bile saldrrlard. Vasilyef, sulu olmadn ne srerek gitmek istememiti zindana. Zorla gtrmek istemilerdi onu. Kar koymutu. ki cezal gardiyanlarn elinden kurtulmasna yardm etmiti. Gardiyanlar toplanm, bu arada ac kuvvetiyle n salm Petrof da ^190 gelmiti. Sindirmilerdi cezallar, zindanlara tkmlard. Cezaevinde bakaldrmaya benzer bir olayn olduu hemen iletilmiti valiye. Ba sululara -Vasilyef'le, serserilikten yatan Ne-pomnyaiy'e- otuzar krba vurulmas buyruu gelmiti yazl olarak. Kadnlarn grme odasnda krbalanacakt sulular... Daha akamdan herkes renmiti durumu ceza evinde; hcrelerde btn cezallar heyecanl heyecanl bundan sz ediyorlard. Korableva, alml, Fedosya, Maslova kelerinde oturmu -hepsinin de yz krmzyd, votka imilerdi nk; Maslo-va'nm paras oktu bu kez, ikiyle arlamt arkadalarn- ay iiyor, ayn eyden sz ediyorlard. Korableva, hi eksii olmayan salam dileriyle ekeri krarken: - Vasilyef'in bu yapt bakaldrmak mdr ki? diyordu. Arkadan savundu yalnzca. Artk kavga da etmemeli. Uzun salar omuzlarna dklm Fedosya: - yi bir ocukmu, dedi, yle diyorlar. aydanln bulunduu ranzann karsnda, bir odunun zerinde oturuyordu. Korableva Maslova'ya dnd. - Ona sylemiti bu durumu Miyahlovna. Nehldof'tan sz ediyordu. Maslova glmseyerek sallad ban. - Sylerim, dedi. Benim iin her eyi yapar. Fedosya kart sze:

- Ne zaman gelir seninki? Gardiyanlar zavalllar almaya gitmilerd bile. -Gs geirdi- Canavarlktr bu. - Bizim orda bir kyly nasl dvdklerini grmtm bir keresinde. Kaynatam muhtara yollamt beni. Kapdan girince bir de ne greyim... Demir yolu bekisi kadn uzun uzun anlatmaya balad gene. st koridorda ayak sesleri, grltler duyulunca sustu ancak. Kadnlarn hepsi kulak kesilmiti. - Krbalamaya baladlar, dedi almlr. ldresiye vurur- 191 lar ona imdi reziller. Soluk aldrmyordu onlara nk. Yukarda kesildi grlt, demir yolu bekisi kadn anlatmasna devam etti. Muhtarn ahrnda bir kyly nasl krbalandklarn, bakarken iinin nasl parampara olduunu anlatt. alml, Seglof'un krbalanrken gk demediini syledi. Sonra Fedosya ay kaldrd, Korableva'yla demir yolu bekisi kadn diki dikmeye baladlar, Maslova da ranzasna oturdu, dizlerini kollarnn arasna alp dncelere dald, can sklyordu. Yatmaya hazrlanyordu ki, kadn gardiyan seslendi ona, mdrn odasna gideceini, ziyaretisi olduunu syledi. Maslova, cvasnn yars dklm aynann karsnda bartsn dzeltirken Menova: - Bizi de sylemeyi unutma ona, diyordu. Biz yakmadk, kendi, o haydut yakt, ii de grd. Gidecek yeri yok hayinin. Mitri'yi arp sorsun, yle syle ona. Her eyi olduu gibi anlatr ona Mitri. Ne olduunu anlamadan buraya soktular bizi, o haydut da bakasnn karsyla keyif atyor darda, meyhanelerde kafa ekiyor. Korableva dorulad: - Yasaya da hi bir eye de smaz bu. - Syleyeceim, dedi Maslova. Gz krparak ekledi: - yice cesaretlenmek iin biraz daha ieyim. Korableva yarm maraba daha koydu ona. Maslova bir dikite iti hepsini, azn sildi, kendi kendine iyice cesaretlenmek iin diye tekrar ederek ban sallad, akrkeyif, glmseyerek yrd gardiyan kadnn pei sra. XLVII Nehldof oktan beri bekliyordu. Ceza evine gelince d kapnn zilini alm, nbeti gardiyana savcnn verdii izin kdn gstermiti. - Kimi istiyorsunuz? - Cezal Maslova'yla greceim. - imdi olmaz: Mdrn ii var. - Odasnda m? diye sordu Nehldof./ 192 Gardiyan, ne syleyeceini bilemiyormu gibi kararsz Neh-ldofun gznden kamamt bu: - Hayr, dedi, odasnda deil, burada, ziyareti odasnda. - imdi gremez miyim acaba kendisiyle? - Hayr, nemli ii var. - Ne zaman grebileceim? - kyorlar ite, sylersiniz imdi. Bekleyin biraz. O anda yan kapdan parlak srmalaryla, yznn cildi prl prl, byklar sigara dumanndan sararm bir assubay kt, sert bir sesle gardiyana: - Buraya niin adam alyorsunuz?... diye bard. Odaya.. Nehldof kesti szn: - Mdrn burada olduunu sylemilerdi de. Assubayn da tell olmas artmt onu. Tam o anda i kap ald, Petrof kt. Terlemiti, fkeliydi. Assubay dnerek: - Dersini ald, dedi. Assubay gzleriyle Nehldof'u gsterdi, Petrof sustu hemen, yzn buruturup arka kapdan kt gitti. Nehldof Dersini alan kim? diye geirdi iinden. Niin bu kadar tell hepsi? Assubay niin beni gsterdi ona? Assubay gene Nehldof'a dnd. - Burda durulmaz efendim, mdrn odasna buyrunuz. Nehldof tam dnp yryecekti ki, arka kapdan mdr kt. Astlarndan daha tellyd. Sk sk soluyordu. Nehldof'u grnce gardiyana: - Fedorof, beinci kadn hcresinden Maslova'y odama getirsinler, dedi. Nehldof'a dnd: - Buyrun.

Dik bir merdivenden kp, tek pencereli, orta yerinde bir yaz masas, birka sandalye olan, kk bir odaya girdiler. Ceza evi mdr oturdu. Kutudan kaln bir sigara alrken Nehldof'a: - ok ar bir grevimiz var, ok, dedi. - Yorulmusunuz. - Aslnda almaktan yoruldum; ok yorucu bir grev bu - 193 bizimki. Biraz yumuak davranaym diyorsun, daha kt oluyor. Bir kurtulabilsem uradan. ok ar bir sorumluluk bu. Nehldof, mdr iin neyin ar, zor olduunu bilmiyordu. Adamn o anda zgn, duygulu, umutsuz olduunu gryordu yalnzca. - Evet, haklsnz, dedi, greviniz ok ar. Ayrln yleyse, ne bekliyorsunuz? - Baka yapacak iim yok, ailem... - Ama greviniz arsa sizin iin... - Ne yaparsnz, dorusunu isterseniz, elimizden geldiince bir eyler yapmaya alyoruz. Buraya dm zavalllarn daha az ac ekmeleri iin urayorum. Benim yerimde baka biri olsayd, analarndan emdikleri st burunlarndan getirirdi. Dile kolay, iki bini akn cezal var burada. Katili, hrsz, dolandrcs... Bunlara kar nasl davranlmas gerektiini iyi bilmelidir bir ynetici. te yandan, onlar da insan, ister istemez acyorsun. Yumuak davranmak da olmuyor. Mdr, daha geenlerde cezallar arasnda patlak veren, cinayetle sonulanan bir kavgay anlatmaya balad. Odaya gardiyann arkasndan Maslova'nn girmesiyle yarda kesildi anlatmas. Nehldof kapda, Maslova mdr grmeden grmt onu. Yz krmzyd. Gardiyann arkasnda abuk admlarla yryor, ban sallayarak glmsyordu. Mdr grnce korku okunan gzlerini ona dikti, ama hemen toparlad kendini, neeli bir tavrla Nehldof'a dnd. Elini o zamankinden ok deiik, hareketle skp sallayarak glmsedi. - Ho geldiniz. Ondaki bu canlla, neeye aan Nehldof: - Dilekeyi imzalatmaya geldim size, dedi. Avukat bir dileke yazd, imzalamanz gerek altn, sonra Petersburg'a yollayacaz. Maslova bir gzn krparak glmsedi. - mzalayalm bakalm. Olur. Nehldof drde katlanm bir kt kard cebinden, masaya yaklat. Mdre: Dirili - F: 13- 194 - Burada imzalayabilir mi? diye sordu. Mdr: - Gel otur bakaym, dedi, al u kalemi. Okuma yazman var m? Maslova glmseyerek: - Bir zamanlar vard, dedi. Eteini, bluzunun kollarn dzelterek oturdu; kk hareketli eliyle beceriksizce ald mrekkep kalemini, glerek Neh-ldof'a bakt. Nehldof nereye imza atacan gsterdi ona. Maslova, kalemi mrekkep hokkasna dikkatle batrdktan sonra hafife sallad, Nehldof'un gsterdii yere adn yazd. Bir Nehldof'a, bir mdre bakarak: - Hepsi bu kadar m? dedi. Kalemi yerine koyacakm gibi yapm, sonra geri ekmiti. Nehldof ald elinden kalemi: - Size ba eyler syleyeceim, dedi. Maslova, aklna bir ey gelmi ya da birden uyku bastrm gibi ciddileti birden: - Syleyin bakalm. Mdr kalkp dar kt. Nehldof'Ia Maslova kar karya kaldlar. XLVII Maslova'yi getiren gardiyan onlardan uzaa, pencerenin iine oturdu. Nehldof iin karar an gelip atmt. lk grmelerinde en nemli olan -yani onunla evlenmek niyetinde olduunu- Maslova'ya sylemedi diye kendi kendine kzmt hep. imdi sylemeye kararlyd. Masann biri bir yannda, biri br yannda, karlkl oturuyorlard. Odann ii aydnlkt. Mas-lova'nn yzn ilk kez aydnlkta yakndan gryordu Nehldof gzlerinin, dudaklarnn evresindeki krklklar, gzlerinin iliini. Eskisinden de ok acyordu imdi ona. Nehldof, pencerenin iinde oturan yahudi suratl, akaklarna ak dm gardiyan, sesini duymasn diye, dirseklerini masaya dayayarak Maslova'ya doru eildi. - 195 - Bu dilekeden olumlu bir sonu alamazsak ar'a bavuracaz. Yaplabilecek her ey yaplacaktr... Maslova szn kesti:

- Durumadaki avukatm doru drst bir avukat olsayd... Aptaln biriydi. Hep cilve yapt durdu bana. Glmsedi Maslova-. Beni o zaman bulmu olsaydnz, byle olmazd durum. Elden ne gelir? Herkes hrsz sanyor beni. Nehldof, Ne tuhaf bir hali var bugn diye geirdi iinden. Tam sylemek istediini sylemeye hazrlanyordu ki, gene konumaya balad Maslova. - Bakn ne diyeceim. Bizim hcrede yal bir kadn var. ok iyi bir kadncaz, inann herkes ayor onun buraya nasl dtne. Olu da kendi de hi sular yokken yatyorlar burada, herkes biliyor bunu. Bilerek yangn kardklar iftirasna uramlar. -Maslova ban evirip Nehldof'un yzne bakt-. Size sylemem iin yalvard: Olumla grsn bir, o her eyi anlatr ona diyor. Soyad Menof. Ne diyorsunuz, yapar msnz bunu? Melek gibi bir yz var kadncazn, bir bakta anlalyor zaten susuz olduu. Bir eyler yaparsnz artk. Gene bakt Nehldof'un yzne, glmseyerek ban nne edi. Onun bu serbestliine, aklna giderek daha ok aan Nehldof: - Pekl, dedi, elimden geleni yaparm, renirim durumu. Ama ben sizinle kendi iimizi konumak isterdim. O gn ne dedim size, hatrlyor musunuz? Maslova hl glmsyordu, ban bir o yana, bir bu yana evirerek: - ok ey sylediniz o gn, dedi. Hangisini soruyorsunuz? - Beni affetmeniz iin yalvarmaya geldiimi sylemitim. - nemi yok ki bunun, ha affetmitim, ha affetmemiim, neyi deitirir, siz iyisi mi... Nehldof devam ediyordu: - Size kar ilediim gnah balatmak istediimi... bunu szde brakmayacam. Sizinle evlenmeye karar verdim. Maslova'nn yzn bir korku kaplad birden. ehl gzleri Nehldof'un zerinde durmutu, ama grmyorlard onu. Yzn duygusuzca buruturdu. 196 - Bu da nereden kt? diye mrldand. - Tanrya kar bunu yapmak zorunda olduumu hissediyorum. - Tanr m dediniz? Neden sz ettiinizi anlamyorum. Tanr ha? Hangi Tanr? O zaman dnseydiniz Tanry. Bir ey daha sylemek istiyormu gibi at azn, ama sylemedi, sustu. Aznn iki koktuunu ancak imdi farkedip, bu halinin nedenini anlayan Nehldof: - Sakin olun, dedi. - Ne demek sakin ol? Sarho mu sandn beni yoksa? Evet, geri sarhoum ama azmdan kan kulam duyuyor, aklm bamda. Krek mahkmuyum ben, b..., ah baym diyordum az kalsn, Prens, fiyatm bir yzlktr. Birden abuk abuk konumaya balamt, yz mosmordu. Nehldof, zangr zangr titreyerek, alak sesle: - Ne denli ar konuursan konu, hissettiklerim kadar ac syleyemezsin bana gene de, dedi. Sana yaptm ktln iimi nasl yaktn bilemezsin!... Maslova ac ac glmsedi. - yle mi?... O zaman yoktu byle bir ey ama, yz ruble vermitin bana. Al, bu kadar edersin sen, der gibilerden... - Biliyorum, hepsini biliyorum, dedi Nehldof, ama elden ne gelir imdi? Artk brakmamaya kararlym seni, dnmeyeceim bu kararmdan. Maslova: - Ben de dneceksin diyorum! diye mrldand. Yksek sesle glmeye balad. Nehldof Maslova'nn eline dokunarak: - Katyua! dedi. Maslova elini fkeyle ekerek: - Uzakla benden! diye haykrd. Bir krek mahkmuyum ben, sende bir prens, iin yok burada. inde biriken btn hncn boaltmak istiyormu gibi abuk abuk konuarak devam etti: - Benden yararlanarak kendini kurtarmaya alyorsun. - 197 Bu dnyada bedensel hazzn iin kullandn beni, teki dnyada da kurtulman iin kullanmak istiyorsun! Senden de, gzlnden de, o iren, yal yznden de nefret ediyorum. Birden ayaa kalkarak: - Defol, defol git buradan! diye bard. Gardiyan geldi yanlarna. - Ne baryorsun be? Nerede olduunun farknda deilsin galiba... - Brakn ltfen, dedi Nehldof.

- yleyse barmasn. - Pekl, olur, yerinize gidin siz ltfen. Gardiyan pencereye gitti gene. Maslova oturdu, ban nne edi; kk ellerini yumruk yapm, olanca gcyle skyordu. Nehldof yannda ayakta duruyor, ne syleceini bilemiyordu. - nanmyorsun bana, dedi. - Hi bir zaman evlenemeyeceksiniz benimle. Asarm kendimi de raz olmam byle bir eye! Bunu bilesiniz. - Gene de elimden gelen yardm yapacam sana. - Sizin bileceiniz i bu. Ama unu syleyeyim ki, hi bir ey istemiyorum sizden. Doru sylyorum. Niin lmedim o zaman? Birden hkra hkra alamaya balad Maslova. Nehldof bir ey syleyemiyordu, o da ha alad ha alayacakt. Maslova ban kaldrp gen adamn yzne bakt, grd eye at sanki, yanaklarndan akan gzyalarn bartsnn ucuyla silmeye koyuldu. O srada gardiyan geldi yanlarna gene, zamann bitmek zere olduunu hatrlatt. Maslova kalkt. Nehldof, - Kendinizde deilsiniz imdi, dedi. Gelebilirsem, yarn gene geleceim. Siz de dnn biraz. Maslova cevap vermedi, dnp Nehldof'a bakmadan gardiyann arkasndan kt. Maslova hcreye dnnce Korableva: - Kurtulmu say artk kendini kzm, dedi. Besbelli abay- 198 yakt sana herif; karma bu frsat. Kurtulursun buradan. Zenginlerin yapamayaca ey yoktur, her kapy aar para. Demir yolu bekisi kadn ince sesiyle: - Vallahi de yle, dedi. Bizde, fakir evlenmeye kalksa geceler ksalr, derler. Oysa bir zenginin aklndan geirdii, birazck istedii ey olur hemen. Aslan gibi bir delikanl vard kyde... Yal kadn: - Benim ii anlattn m? diye sordu. Ama Maslova arkadalarnn sorularna cevap vermiyor, ehl gzlerini keye dikmi, ranzasnda yatyordu. Akama kadar yatt yle. Ona strap veren duygular vard iinde. Neh-idof'un szleri, ac ektii, gen adam unutarak, ondan nefret ederek kt dnyaya dndrmt onu gene. Yaayabilmek iin unuttuu eyleri hatrlatmt ona; olanlarn ak seik an-syla yaamaksa dayanlamayacak kadar strap veren bir eydi. Akam gene votka ald, arkadalaryla beraber doyasya iti. XLIX Nehldof ceza evinde karken Ya, byle ite. Byle, diye dnyordu. Suunun bykln ancak imdi gryordu btn plaklyla. Yaptn dzeltmeye kalkmasayd, ne byk bir gnah ilediini bilmeyecekti hi bir zaman; stelik, Maslova da kendisine yaplan ktln byklnden habersiz olacakt. Btn korkunluklaryla ancak imdi kmlard bunlar su yzne. Nehldof'un aklnda bu kadnn ruhuna indirdii darbe vard imdi yalnz; Maslova da gen kzlnda ona ne yapldnn farkndayd artk. Eskiden kendi kendine kzard Nehldof, pimanlk duyard; oysa imdi dehet iindeydi. Artk brakamazd Maslova'y -bunu hissediyordu- te yandan, bu ilikinin sonunun neye varacan da bilmiyordu. D kapda, gsnde madalyalaryla, nianlaryla bir gardiyan yaklat Nehldof'a; hi de ho olmayan, yapmack, ylk bir ifade vard yznde. Nehldof'a bir zarf uzatarak, esrarl bir tavrla: - Bir bayan yollad'bunu size... dedi. - 199 - Hangi bayan? - Okuyunca anlarsnz. Siyas sululardan biri. Onlarn b lmne bakyorum ben. Rica etti. Geri yasaktr byle eyler, ama insanlk... Pek yapmack bir konumas vard adamn, iten olmad belliydi. Bir gardiyann, hem de siyas sululara bakan bir gardiyann mektup tamas, ceza evinde, herkesin gz nnde mektubu getirip ona vermesi pek armt Nehldof'u. Bunun gardiyan, ayn zamanda da ispiyon olduunu henz bilmiyordu. Gene de ald zarf, dar knca, at. Kurun kalemle abuk abuk yazlm bir puslayd bu: Cezal bir kadnla ilgilendiinizi, buraya gelip gittiinizi rendim. Szinle grmek istiyorum. Grebilmemiz iin gerekli yerlere bavurun. Alabilirsiniz bu izni. Koruduunuz kadn iin de, hepimiz iin de ok nemli syleyeceklerim var size Minnettarnz Vera Bogoduhovskaya var size. Minnettarnz Vera Bogoduhovskaya. Vera Bogoduhovskaya, Nehldof'un bir zamanlar arkadalaryla ay avna gittiinde urad, Novogorod ilinin cra kylerinden birinde retmendi. niversitede alan kursa gidebilmek iin para istemiti Nehldof'tan.

stedii paray vermiti Nehldof, sonra bu olay da, Vera Bogoduhovskaya'y da unutmu gitmiti. imdi siyas sulu olarak cezaevinde yatt anlalyordu bu kadnn. Maslova'yla olan ilikisini renmiti; yardm etmek istiyordu ona. Ne rahatt o zamanlar, her ey basit, kolayd. Oysa imdi ne yapacan, neye karar vereceini bilemiyordu. O gnleri, Bogoduhovskaya'yla tanmasn hatrlaynca bir sevin, heyecan duydu iinde Nehldof. Yortu yaknd. Demiryolundan altm verst ierde, ssz bir kydeydiler. yi bir avd. ki ay vurmulard. Yol hazrlklarn tamamlamlar, yemek yiyorlard. Kaldklar ky evinin sahibi sokuldu yanlarna, papazn kznn geldiini, prens Nehldof'la grmek istediini, syledi. Arkadalarndan biri: - Gzel mi bari? diye sordu. - Brakn ocukluu! dedi Nehldof. Yz cidileti, azn silerek kalkt masadan. Papazn kz-- 200 nn onunla grmek istemesi artmt onu. Ev sahibinin odasna gitti. Yn apkal, koyun postundan manto giymi, damarlar kk, sska, irkin bir kz vard odada. Kaslaryla gzleriyle gzel olan yalnz Ev sahibinin yal kars: - te Prens, Vera Tefremovna, konu kendisiyle. Ben kyorum. - Ne gibi bir yardmm dokunabilir size? dedi Nehldof. - ey... ben... Nasl syleyeyim, zenginsiniz siz, su gibi para harcyorsunuz; avayd, una bunayd dnyann parasn veriyorsunuz, biliyorum. -Kz utancndan kekeleyerek konuuyordu.- Bense bir ey, yalnz bir ey istiyorum, insanlara yararl olmak btn amacm; oysa yapamyorum, hi bir ey bilmiyorum nk. Gzlerinde itenlik, temizlik vard; yz anlatm, kararl, rkeklii ylesine dokunmutu Nehldof'a ki, birden gen kzn yerine koydu kendini -ounlukla olurdu ona bu- anlad onu, acd. - Ne yapabilirim sizin iin? - lkokul retmeniyim, kurslara katlmak istiyorum, ama izin vermiyorlar bana. Daha dorusu, izin vermiyorlar deil de, izin veriyorlar vermesine, ama para gerek bunun iin. Siz verebilir misiniz bana bu paray, kursu bitirince deyim size borcumu. Zenginleri ktlk yaparken; aylar ldrr, kylleri ii-rip onlarla elenirken grdm hep. Ara sra iyilik niin yapmasnlar? Topu topu seksen rubleye ihtiyacm var. stemiyorsanz vermeyin, vz gelir. Kz fkeyle sylemiti! vz gelir diye. Nehldof: - Yo, dedi, bana bir iyilik yapmak frsat verdiiniz iin minettarm size... imdi getiriyorum. Kapy ap hole knca, kapy dinleyen bir arkadayla burun buruna geldi. Arkadalarnn taklmalarna aldrmadan antasndan paray alp kza gtrd. - Ltfen teekkr etmeyin ltfen. Asl ben teekkr etmeliyim size. imdi bunlar hatrlamak ok ho bir eydi Nehldof iin. Bu davrann alaya alan bir subayla neredeyse yumruk yum- 201 rua geldiini, bir arkadann ondan yana ktn, ona daha bir yaknlk gstermeye baladn, avn pek neeli, iyi getiini, gee tren istasyonuna dnerlerken kendini pek bir mutlu hissettiini hatrlamak da hotu. Kzaklar dar yolda pepee trsla sessizce kayyorlard. Kaln kar tabakasnn altnda dallar eilmi alakl yksekli am aalarnn arasndan geiyorlard. Karanlkta kzl bir sigara atei parlyordu, nefis kokusu Nehl-dof'un burnuna kadar gelmiti. Yardmclar Yosif dizlerine kadar kara bata ka bir kzaktan brne kouyor, imdi ormann derinliklerinde dolaan, aalarn kabuklarn kemiren snlardan; scak soluklaryla sttklar karanlk inlerinde keyif atan aylardan sz ediyorlard. Btn bunlar, o andaki dinliini, i huzurunu dnyordu imdi Nehldof. Buz gibi havay cierlerine ekerken yarm krk kalkp iniyor; kzan arpt dallardan dklen karlar yzne dyordu. Bedeni smscak, yz souktu. Ruhunda ne bir endie, ne bir korku, ne de bir tutku vard. Ne mutluydu! Ya imdi? Tanrm, ne g, ac eylerdi btn bunlar!... Besbelli devrimciydi. Vera Yefremovna, devrimci almalar yznden de cezaevine dmt. Grmek gerekti onu, M asIova'nn durumunu dzeltebilecek eyler bildiini sylyordu nk. Devrisi sabah uyandnda bir gn nce olanlar hatrlad Nehldof, dehete kapld. Ama duyduu korkuya ramen, balad ii sonuna kadar yrteceine her zamankinden daha bir kararlyd imdi. Bu duyguyla kt evden, Maslennikof'a gitti. Maslova'dan baka, Maslova'nn dedii yal kadnn oluyla, bir de Maslo-va'ya yardm dokunacan umduu Bogoduhovskaya'yla grmesine izin vermesini isteyecekti ondan. Nehldof eskiden beri, alaydan tanrd Maslennikof'u. O zamanlar alayn kasadaryd Maslennikof. Dnyadan haberi olmayan alayndan, ar ailesinden baka hi bir eyle ilgilenmeyen, son derece temiz yrekli, grevine bal bir subayd. Askerlik-- 202 -

ten ayrlm, il ynetiminde grev almt imdi de. Zengin, hareketli bir kadn olan kars zorlamt onu buna biraz da. Kadn alay ederdi onunla, bir ev hayvan gibi okard onu. Nehldof geen k bir kere gitmiti onlara, ama bu ifti ylesine basit bulmutu ki, bir daha hi uramamt evlerine. Nehldof'u grnce yz sevinle aydnland Maslennikof un. Gene krmz, yalyd yz, gene imand, askerlikte olduu gibi gene son derece gzel giyimliydi. Eskiden, omuzlarn, bedenini saran, son modaya gre dikilmi, daima tertemiz niforma giyerdi; imdiyse, grbz bedenini saran, geni gsn ortaya karan, son moda, sivil bir elbise vard zerinde. Vali yardmcs resm elbisesiydi bu. Aralarndaki ya farkna ramen (Maslennikof krkma merdiven dayamt) senli-ben-liydiler. Maslennikof, gizleyemedii bir sevinle: - Oh, oh, geldiin iin ok teekkr ederim sana, dedi. Hadi karmn yanna gidelim: On dakika sonra toplantm var, o zamana kadar boum. Biliyorsun, Printsipal yok, ben ynetiyorum ili. - Bir i iin geldim sana. Maslennikof birden dikkat kesildi, rkm gibi, biraz sert: - Neymi bakalm? dedi. - Cezaevinde, beni yakndan ilgilendiren biri var. (Cezaevi deyince, Maslenikof'un yz daha da sertlemiti.) Herkesle bir arada deil, mdrn odasnda grmek istiyorum onunla. Hem de belirli gnler dnda, daha sk. Buna ancak senin izin verebileceini sylediler. Maslennikof, bykln yumuatmak istiyor gibi, iki eliyle Nehldof'u kollarndan tutarak: - Olur tabi, mon cher (') dedi senin iin yapamayacam ey yoktur, olmasna olur, ama, biliyorsun, ksa srecek bir beylik bizimki. - Kadn mdr bu? - Evet. - Neymi suu acaba? - 203 - Adam zehirleme. Ama susuzdur aslnda. Yok yere hkm giydi. - te sana suluyu, susuzu ayran mahkemelerimiz; 'en font point d'autres. (') (Nedense Franszca sylemiti bu-u.) Benimle ayn dncede olmadn biliyorum, ama ne yaparsn ki, c'est mon epinion bien arrete (2). Gerici bir gazetede son bir yldr bu konuyu ileyen eitli yazlar okumutu. - Senin ilerici olduunu biliyorum, diye ekledi. Nehldof glmsedi: - lerici mi, gerici mi olduumu bilmiyorum, dedi. Bir insan yarglarken, nce onu dinlemenin gerektiini, mahkeme nnde herkesin eit olduunu, insanlara, zellikle sulu olduklar kesinlikle bilinmeyen insanlara ac ektirmenin, dayak atmann yanl br tutum olduunu syledii iin ona ilerici denmesine akl ermezdi. - lerici olup olmadm bilmiyorum, bildiim bir ey varsa, o da, imdiki mahkemelerin, ne kadar kt olurlarsa olsunlar, eskilerden daha iyi olduudur. - Hangi avukat tuttun? - Fanarin'i. Maslenikof yzn buruturarak: - Ah o Fanarin! dedi. Fanarin denen o adamn, geen yl bir durumada tank olarak onu nasl sorguya ektiini, tam yarm saat son derece kibarca onu yerden yere nasl vurduunu, dinleyicileri kahkahalarla gldrdn hatrlatmt. - Onunla i yapman salk vermezdim sana, diye devam etti Fanarin, est un homme taree. (3) Nehidof: - Bir isteim daha olacak senden, dedi. ok eskiden bir O Baka ie yaradklar yok zaten. (Franszca) P) Deimez dncemdir bu benim. (Franszca) (3) Kt isim yapm bir insandr. (Franszca) f) Sevgili dostum. (Franszca)204 kz, bir retmen kz tanmtm. Zavall bir insandr, o da ceza evinde irndi, benimle grmek istiyor. Onunla grmeme de izin verebilir misin? Maslennikof ban hafife yana eip dnd: - Siyas sulu mu? - Evet, yle sylediler bana. - Bak ne diyeceim, siyas sulularla grme izni yalnz akrabalarna veriliyor, ama ben sana ikisine bir izin kd vereceim. Je sas que vous n'abuserez pas... ('} Senin pretegee'nin ad neydi? Bogoduhovskaya m? Elle est jolie? (2) - Hideuse. (3)

Maslennikof ban iki yana sallad, masaya gitti, resm bir kda abuk abuk yazmaya balad: Prens Dmitri vanovi Nehldof'un cezal Maslova'yla, gene cezal ebe Bogoduhovskaya 'yla cezaevi yneticisinin odasnda grmesine izin veriyorum. Kocaman bir imza att altna. - Ne gzel ynetiyoruz oray, greceksin. Oysa hi de kolay deildir bu dzeni salamak; nk eitli illerden cezal vardr burada, cezal says da oktur. Son derece titiz davranyorum bu konuda. Greceksin, hepsi rahattr, yakndklar bir ey yoktur. Cezallara kar nasl davranacan bildin mi gerisi kolay. Geenlerde tatsz bir olay oldu... sz dinlemedi birka cezal. Benim yerimde baka biri olsayd ayaklanma sayard bunu, bir ok cezalnn cann yakard. Oysa tatlya baladm ii ben. Hem yumuak yrekli olmal insan, hem de kendini saydrmasn bilmeli. Beyaz gmleinin altn dmeli kolundan kan etli, beyaz yumruunu skarak -- firuze bir yzk vard parmanda: - Hem yumuak yrekli olmal insan, hem de kendini saydrmasn bilmeli, diye tekrar etti. - Bilmiyorum, dedi Nehldof, iki kere gittim oraya, ok zldm. __Bak ne diyeceim? Kontes Passek'i grmelisin, bu ile(1) Bunu ktye kullanmayacan bilirim. (Franszca) (2) Gzel bir ey mi bari? (Franszca) (3) Bicimsiz. (Franszca) - 205 re adad kendini. (enesi dmt Maslennikof'un). Elle fat beaucoup de bien. (') Ak syleyeyim, onun uyarmalaryla bir ok eyi deitirmek frsatn buldum. yle ki, eskiden olan sertlikler yok artk orada, cezallar huzura kavutular. Kendin de greceksin zaten gidince. Fanarin'e gelince, yakndan tanmyorum onu, toplumsal yerim de onunkinden uzak zaten, ama iyi bir insan olmad su gtrmez bir gerektir. Sonra durumalarda yle eyler sylyor ki... Nehldof kd alp, sznn sonunu beklemeden teekkr etti eski arkadana. - Neyse, ok saol. Ben gideyim artk. - Kanma uramayacak msn? - Kusura bakma, hi zamanm yok imdi. Maslennikof eski arkadan merdivenin ilk sahanlna kadar geirirken - birinci derecede saygdeer bulmad kimseleri oraya kadar geirirdi; Nehldof da onlardand: - Vallahi ok kzacak bana, diyordu. Hi olmazsa bir dakikalna ura. Ama kararndan dnmedi Nehldof. Bir uak koarak palto-suyla bastonunu getirdi; kapc, dnda br polis memurunun bekledii kapy at. Nehldof kapya yrrken, imdi hi zaman olmadn syledi bir kere daha. Maslennikof seslendi ona merdivenden: - yleyse perembeye bekleriz, buyur gel. Karmn konuk gndr. Syleyeceim ona geleceini! LI Nehldof, Maslennikof'dan doru cezaevine gitti; mdrn evini biliyordu, o yana yrd. Gene kulaklar trmalayan bir piyano sesi geliyordu evden; ama rapsodi deildi imdi alman, Clementi'nin bir etdyd. Ses gene olaanst yksek, vurular belirgin, abuktu. Bir sz bal oda hizmetisi at kapy gene, yzbann evde olduunu syleyip, Nehldof'u konuk odasna ald. Kk bir odayd buras. Eya olarak bir kanepeyle br C) ok iyilikleri dokunuyor. (Franszca)- 206 masa vard burada. Yn rme bir rt rtl masann zerinde abajurunun bir yan pembe ktla kaplanm byk bir lmba yanyordu. Mdr yorgun, keyifsiz bir yzle geldi. Resm giysisinin orta dmesini iliklerken: - Buyrunuz, bir dileiniz mi vard? dedi. Nehldof kd ona verirken: - Vali yardmcsndan bu izni aldm, dedi. Maslova'y grmek istiyordum. Piyano grltsnden Nehldof'un ne dediini anlayamayan mdr: - Markova'y m? diye sordu. - Maslova'y. - Ha... evet! Ha... evet! Mdr kalkt, Clementi mziinin hareketli vurular duyulan kapya gitti. - Marusya, diye seslendi, birazck durur musun yavrum, duyamyoruz birbirimizi. Ses tonundan dnyada en ok sevdii eyin mzik olduu belliydi. Piyano sustu, ayak sesi duyuldu -yryenin cannn skld belliydi- bir ba uzand kapdan. Mdr, mzie verilen bu ara houna gitmi gibi hafif ttnden kaln bir sigara yakt, Nehldof'a da uzatt. Nehldof almad. - Evet efendim, Maslova'y grmek istiyordum da. - imdi grmezseniz iyi olur onu. - Neden? Mdr glmsedi:

- Kabahat sizde, Prens. Bir daha eline para vermezseniz iyi olur. Vermek istiyorsanz bana verin. Son kpeine kadar eline geer verdiiniz para. Dn vermisiniz, o da imi verdiiniz parayla -bu iin kkn ne yaparsanz kazyamazsnz cezaevlerinde- bugn de imi, yle ki taknlk yapmaya balad. - Sahi mi? - O kadar ki, sert davranmak zorunda kaldm, baka bir hcreye aldm onu. Aslnda uslu, kendi halinde bir kadndr; bir daha eline para vermeyin. Buradakiler... - 207 Nehldof dn olanlar hatrlad, dehete kapld gene. Bir an sustuktan sonra: - Peki, Bogoduhovskaya'y grebilir miyim acaba? Siyas suludur. -Grebilirsiniz tabi. Mdr, odaya giren be, alt yalarndaki bir kz ocuuna dnd: - Ne istiyorsun? Kz gzlerini Nehldof'tan ayrmadan babasna dodu yryordu. Aya halya taklp sendeleyerek babasna kounca mdr glmsedi: - nne baksana yavrum, deceksin. - yleyse gideyim ben, dedi Nehldof. Mdr, gzlerini hl Nehldof'dan ayrmayan kz kucakladktan sonra efkatle kenara ekti, kalkp dar karken: - Nasl isterseniz, dedi. Mdr bir gz bal kzn verdii paltoyu giyip dar kmamt ki, Clementi'nin etd duyulmaya balad gene. Mdr merdivenden inerken: - Konservatuardayd, dedi, oras da baka bir lem... Oysa mzie ok kabiliyetli kzm. Konserlere kmak istiyor. Mdrle Nehldof cezaevine yaklatlar. Mdrn geldiini grnce hemen atlar kapy. Gardiyanlar selma durarak gzleriyle izliyorlard mdr. Girite balarnn yars kabak drt cezalyla karlatlar. Dolu flar tayorlard, onlar grnce kenara ekildiler. Bir tanesi ezilip bzld, yzn buruturdu. Kara gzleri parlyordu. Mdr, bu cezallarla hi ilgilenmeden, yannda Nehldof, yorgun admlarla geerken devam ediyordu: - Geri bu gibi kabiliyetleri ilemek gerekir ya, kk bir evde de ekilmiyor dorusu. - Kiminle grmeyi istiyordunuz? diye sordu. - Bogoduhovskaya'yla.v. - Kulededir o. Biraz bekleyeceksiniz. - Bilerek yangn karmaktan sank ana oul Menof'lar grebilir miyim acaba? - Yirmi birinci hcrededirler. aralm, grn. J- 208 - Menof'u hcresinde grebilir miyim? - Burada daha rahat olur sizin iin. - Canm yle istiyordu da. - Tam da buldunuz isteyecek eyi. O anda yan kapdan ak gibi bir subay girdi odaya. Mdr yardmclarndand. Mdr, yardmcsna: - Prensi, Menof'un hcresine gtrn, dedi. Yirmi birinci hcre. Sonra benim odama gelin. Bu arada ben de eyi araym... Ad neydi? - Vera Bogoduhovskaya, dedi Nehldof. Mdr yardmcs, byklarn siyaha boyam, lavanta kokan, gen, sarn bir subayd. tenlikle glmsedi Nehldof a. - Buyrunuz. Cezaevimzle ilgileniyorsunuz demek. - Evet. Bana sylediklerine gre, tamamen susuz olduu halde burada yatan bu adamla da ilgileniyorum. Yardmc omuz silkti. Konua kibarca yo! verip geni, pis kokan koridora sokarken: - Evet, dedi, oluyor bazan byle eyler. Oluyor da, yalan da sylyorlar. Buyurun. Hcrelerin kaplar akt, birka cezal koridordayd. Subay, gardiyanlar bayla hafife selmlayarak; bazlar duvar dibine ekilip hcrelerine szlen, bazlaryla ellerini pantalon yan dikilerine yaptrarak subay hazrolda gzleriyle izleyen cezallara gz ucuyla bakarak birinci koridordan geirdi Nehldof'u; sola dndler, demir bir kapnn nnde durdular. Bu koridor birinciden daha karanlkt, daha da pis kokuyordu. ki yanda asma kilitli kaplar sralanyordu. Kaplarda iki santim apnda, gz denilen kk delikler vard. Koridorda kr kr zgn, yal gardiyandan baka kimsecikler yoktu. Mdr yardmcs gardiyana: - Menof hangi hcrede? diye sordu.

- Soldan sekizincide. Lll Nehldof: - Bakabilir miyim? diye sordu. - 209 Mdr yardmcs kibarca glmseyerek: - B.uyrun, dedi. Sonra gardiyana bir eyler sormaya balad. Gardiyan bir kapnn deliinden bakt: erde fanill, uzun boylu, kk, siyah sakall gen bir adam bir aa, bir yukar dolayordu. Kapda hrty duyunca durup bakt, yzn buruturdu, dolamaya balad gene. Nehldof baka bir delikten bakt, gz delikten bakan rkek, iri bir gzle karlat; hemen geri ekildi Nehldof. nc delikten baknca tahta bir sedirde pijamasnn stn bana ekmi uyuyan, ok ksa boylu bir adam grd. Drdnc hcrede ablak yzl, uuk benizli bir adam ba nnde, ellerini dizlerine dayam, oturuyordu. Ayak sesini duyunca ban kaldrp bakt. Yznde, zellikle iri gzlerinde umutsuz bir keder ifadesi vard. Hcresine kimin baktn merak bile etmedii belliydi. Bakan kim olursa olsun, ona bir yardmda bulunmayacan bildii bakndan anlalyordu. Nehldof fena oldu; deliklerden bakmay brakp, yirmi birinci hcreye, Menof'a gitti. Gardiyan anahtar karp kapy at. Uzun boyunlu, iten bakl, salam yapl bir gen, yatann yannda aceleyle gmleini giymeye alyor, korkulu gzlerle gelenlere bakyordu. Nehldof'u en ok, gen adamn soru dolu, rkek baklar artmt. Bir ona, bir gardiyana, bir mdr yardmcsna bakyordu. - Beyefendi, senin dvanla ilgili baz eyler sormak istiyor sana. - Buyursunlar. Nehldof yrd, demir parmaklkla, pis pencerenin yannda durdu: - Biri sizin dvadan sz etti bana, dedi, bir de sizden dinlemek istedim bunu. Menof da pencerenin yanna gitti, hemen anlatmaya koyui-du. nceleri sk sk dnp korkuyla mdr yardmcsna bakyordu, sonra giderek daha bir ald; mdr yardmcs bir takm emirler vererek koridora ktnda iyice cesaretlendi. Son derece temiz yrekli, iyi bir ky delikanlsnn yksyd bu: Dirili F: 14- 210 anlatsnda da, anlatrken el, kol hareketlerinde de itenlik vard. Bu yky yz kzartc giysisiyle bir cezaldan, cezaevinde dinlemek ok artmt Nehldof'u. Dinliyor, bir yandan da saman dekli alak sedire, kaln demir parmaklkl pencereye, rutubetten vck vck, pis duvarlara, ayanda takunyalarla bu zavall, felein sillesini yemi, ezik kylnn bitkin yzne bakyordu. Giderek bir hzn kyordu iine. yi yrekli olduu yznden belli bu gencin anlattklarnn gerek olduuna inanmak gelmiyordu iinden. Bir insan hi suu yokken, srf hakarete urad diye yakalayp ceza evi giysisini srtna geirerek bu korkun yere attklarn, atabildiklerini dnmek korkun bir eydi. te yandan, bylesine bir yknn, itenlik okunan bu yzn sahibince bakalarn aldatmak iin uydurulduunu dnmek daha korkuntu. Delikanlnn anlattna gre yle olmutu olay: Evlendikten ksa bir zaman sonra, kylerindeki meyhanenin sahibi, karsn alm elinden. Delikanl gerekli yerlere bavurmu, yasalardan medet ummu, ama meyhaneci para ye-direrek, ald btn kaplar yzne kapattrm. Bir keresinde zorla alp evine gtrm karsn, ama devrisi gn kam kadn. O zaman gidip dpedz istemi karsn meyhaneciden. Adam, karn yok burada demi (oysa eve girerken grm onu delikanl), kovmu onu. Beriki gitmemi. Meyhaneci de bir iisiyle beraber azndan, burnundan kan gelene kadar dvm onu. Devrisi gn evi yanm meyhanecinin. Annesiyle delikanly yakalamlar sulu diye; oysa o yakmamm, bir arkadann evindeymi o anda. - Gerekten sen yakmadn deil mi? - Aklmdan bile geirmedim bunu efendim. O hain kendi yakmtr belki de. Birka gn nce sigorta ettirmimi, yle dediler bana. Szde bizden korkmu, annemle benden. Geri azma geleni syledim ona o gn, tutamadm kendimi nk, ama evini atee vermeyi aklmdan geirmedim. Yangn baladnda orada deildim zaten. Mahsus, tam annemle ben ona gittiimiz gn yakt evini. Sigortadan para almak iin yapt bunu, suu da bize ykledi. - Acaba? - Yemin ederim ki byle efendim. nann bana! - 211 Nehldof'un ayaklarna kapanmak istedi, zor engel oldu ona Nehldof: - Bouna, bouna attlar beni buraya, diye devam etti, susuzum. Birden yznde kaslar ekildi, alamaya balad, gmleinin kirli koluyla silmeye koyuldu gzyalarn. - Bitti mi grmeniz? diye sordu mdr yardmcs. Nehldof:

- Evet, dedi. Delikanlya dnd: - zlmeyin, elimden geleni yapacam sizin iin. Koridora kt. Menof tam kapda duruyordu; yle ki, gardiyan kapy kaparken ona arpt. Gardiyan asma kilidi takp kilitlerken Menof kapdaki delikten dar bakyordu. Llll Geni koridordan geri dnerlerken (yemek zamanyd, hcrelerin kaps akt) parlak sar gmlekler, ksa bol pantalonlar giymi, takunyal cezallar arasnda tuhaf bir duygu doldurdu Nehldof'un iini. Gzlerini krpmadan bakyorlard ona. Burda gnlerini geirmek zorunda braklan insanlara acyor, onlar buraya sokanlar anlayamyor, korkun buluyordu. Bu duruma tyleri rpermeden bakabildii iin nedense utanyordu kendi kendinden. Koridorlardan birinde bir cezal takunyalarn talara vura vura koup geti yanlarndan, bir hcreye girdi; birka cezal kt oradan, Nehldof'un yolunda durdular. Hepsi de ne eilerek selm veriyorlard ona. - Yalvarrz efendim, syleyin de durumaya karsnlar bizi artk, bir karar versinler. - Vali deilim ben, ilgim yok sizinle. fkeli bir ses: - Olsun varsn, dedi, gidip valiye syleyin siz de. Hi bir suumuz yok, iki aydr yatyoruz burada. - Nasl? dedi Nehldof. Sebep? - 212 - Alp attlar buraya ite. ki ay oldu, sebebini biz de bilmiyoruz. Mdr yardmcs kart sze: - Doru sylyorlar, kimlik ktlar olmad iin getirildiler buraya; bal olduklar kente yollamamz gerekiyordu onlar, ama il cezevi yand orada, valilik oraya gidecekleri yolla-mamamz yazd bize. teki illere gidecekleri yolladk hep, bir bunlar kald. Nehldof kapnn yannda kald. - Yalnz bu mu sebep? Krk, elli cezal topland Nehldof'la mdr yardmcsnn evresine. Her kafadan bir ses kyordu. Yardmc susturdu onlar. - Bir kii anlatsn. lerinden elli yalarnda, uzun boylu, temiz grnl bir kyl kt ne. Buraya kimlik czdanlar olmad iin tkldkla-rm anlatt Nehldof a. Bazlarnn czdanlar varm da, vizesi iki hafta gemi. Her yl geermi vize zaman, ama hi bir ey olmazm, bu yl tutup cezaevine atmlar onlar, iki aydr katiller gibi yatyorlarm burada. - Hepimiz ta iisiyiz, ayn yerde alyorduk. Bizim orada cezaevi yanm, yle diyorlar. Bizim gnahmz ne bunda? Bir babalk edin bize. Nehldof temiz grnl, yal adam dinliyor, ama ne dediini anlarmyordu; arbal tann sakal! arasndaki koyu gri,, kocaman bite taklmt gz. Cezaevi mdrnn yardmcsna dnp: - Nasl olur? dedi. Btn sebep bu mu yani? Yardmc: - Evet efendim, diye cevap verdi. Valilik yanl bir yol tutmutur burada. Yollamamz gerekirdi bunlar da. Kimlikleri re-nilinceye kadar bir yerde tutulabilirlerdi orada. Yardmc szn bitirince ufak tefek bir cezal kt ne, azn tuhaf bir biimde oynatarak, burada onlar ok ezdiklerini syledi. - Kpekten bile kt... Yardmc kesti szn: - 213 - Hadi, hadi, brak gevezelii imdi, kes sesini, yoksa bilirsin... Ufak tefek adam, korkusuz: - Neyi bilecek misim? dedi. Suumuz ne ki? Mdr yardmcs: - Sus! diye bard. Ufak tefek adam kesti sesini. Nehldof, kaplardan bakan, koridorda karlat yzlerce cezalnn ondan ayrmad baklar arasnda yrrken, Nedir bu byle? diye soruyordu kendi kendine. Dar ktklarnda: - Sahi hi suu olmayan insanlar da tutuyorlar m burada? diye mrldand. Mdr yardmcs: - Baka ne yapabiliriz? dedi. Ama bunlarn ok yalan sylediklerini de unutmamak gerekir. Sorarsanz hepsi masumum der. - yle ama, imdi konutuklarmzn hi bir suu yok.

- Bunlar yle olabilirler. Ama ne var ki, sert davranmazsanz yola getiremezsiniz onlar. yle gz dnmleri vardr k, frsat bulsalar bir kak suda boarlar bizi. Bu yzden dn ikisini cezalandrmak zorunda kaldk zaten. - Nasl? - Gelen emir uyarnca krbaladk... - Bu eit cezalar kaldrlmt hani, - Toplumsal haklan elinden alnmlar iin kaldrlmad. Burada uyguluyoruz. Dn kapda beklerken grdklerini hatrlad Nehldof. Cezallar o zaman krbalanyor olmalyd; kukusu yoktu bundan. Gene o mide bulantsn andran duygu sard iini. Merak da, keder de, aknlk da vard bu duyguda. Mdr yardmcsn dinlemiyor, evresine baknmyordu artk; abuk admlarla cezaevi mdrnn odasna yrd. Mdr koridordayd, baka bir ile urat iin Bogoduhovskaya'y artmay unutmutu. Nehldof'u grnce hatrlad ancak Bogoduhovskaya'y getirteceini.214 - imdi adam yollar getirtirim onu, dedi, siz oturun bir dakika. L1V ki oda vard burada. ki penceresi de kir pas iinde, orta yerinde svalar dklm kocaman bir soba olan birinci odann bir ksesinde, cezallarn boylarn lmek iin bir l tahtas vard. teki kede insanlara ikence edilen yerlerde bulundurulan bir sa tasviri aslyd. Birka gardiyan vard ierde. teki odada duvar diplerine ayr ayr ya da ikier ikier oturmu, kendi aralarnda alak sesle konuan, kadnl, erkekli yirmi kii vard. Mdr geip pencerenin nndeki masasna oturdu, hemen yanndaki sandalyeye buyur etti. Nehldof, oturdu, odadakileri incelemeye koyuldu. Dikkatini nce ksa ceketli, gzel yzl, genten bir adam ekti. Orta yal, kara kal bir kadnn karsnda ayakta duruyor, elini kolunu sallayarak heyecanl heyecanl bir eyler anlatyordu ona. Onlarn hemen yannda ak mavi gzl, yal bir adam oturuyor, yannda oturan, elinden tuttuu, ona bir eyler anlatan, cezaevi giysili gen bir kadn kprdamadan dinliyordu. Fen ortaokulu rencisi bir ocuk, korku okunan gzlerini krpmadan yal adama bakyordu. Onlardan biraz tede sevdal bir ift vard: Kzn sar salar ksack kesilmiti; sevimli yznde bir canllk vard. Son modaya gre giyinmi, gencecik bir kzd. Erkekse, yz izgileri zarif, salar dalgal, deri ceketli, yakkl bir delikanlyd. Bir keye ekilmiler, alak sesle konuuyorlard. Masaya en yakn oturan siyah elbiseli, salar aarm bir kadnd. Anne olduu belliydi. Veremliye benzeyen, siyah ceketli gen br adamn gzlerinin iine bakyor, bir ey sylemek istiyor, ama gzyalarndan syleyemiyordu; balamasyla susmas bir oluyordu. Gen adamn elinde bir kt vard, besbelli ne yapacan bilmediinden, fkeli bir yzle skyordu onu avu-cunda. Yanlarnda imanca, yanaklar kpkrmz, gzleri imi, kl rengi elbiseli, pelerinli, gze! bir kz oturuyordu. Alayan annesinin omuzunu okuyordu sevgiyle. Her eyi pek gzeldi bu - 215 kzn: Geni, beyaz elleri de, dalgal, ksa kesilmi salar da, burnu da, krmz dudaklar da; ama yznn en gzel, en ho yeri itenlikle parlayan, iri kahverengi gzleriydi. Nehldof odaya girince bu gzel gzler annesinden ayrlp Nehldof'a bakmt bir an; gzgze gelmilerdi. Ama kz hemen ban evirmi, annesine bir ey anlatmaya balamt. Sevdal iftin yannda can skkn olduu yznden belli, simsiyah salar, sakal karmakark bir adam oturuyor; onu grmeye gelen, sakalsz, idie benzeyen bir adama fkeli fkeli bir eyler anlatyordu. Nehldof mdrn yannda oturuyor, byk bir merakla odadakileri szyordu. Sa ksack kesilmi bir ocuk yanna sokulup ince sesiyle, Siz kimi bekliyorsunuz? diye sorunca geldi kendine. Bu soru artmt Nehldof'u, ama ocua bakp cidd yzn, dikkatli, fldr fldr gzlerini grnce, tandk bir kadn beklediini syledi. ocuk: - Kzkardeiniz mi oluyor? diye sordu. Nehldof armt: - Hayr, kzkardem deildir. Senin ne iin var burada peki? Kimin yanmdasn? ocuk marur: - Annemin, dedi. Siyasidir. Mdr: - Mariya Pavlovna, diye seslendi, Kolya'y yannza aln. Nehldof'un ocukla konumasn yasalara uygun bulmamt anlalan. Mariya Pavlovna - Nehldof'un dikkatini eken iri gzl, gzel kzd bu - ayaa kalkt, -uzun boyluydu daerkek gibi geni admlarla Nehldof'la ocuun yanna geldi. Nehldof'ur gzlerinin iine bakarak - bu, onun herkese kar kardee davrandn gsteren iten, gven dolu bir bakt - hafife glmsedi: - Kim olduunuzu soruyor, deil mi? dedi. Her eyi renmek ister. ocuun yzne bakarak ylesine tatl, ylesine iten glmsedi ki, ocuk da Nehldof da tutamadlar kendilerini, onlar da glmsediler.

- Evet, kime geldiimi soruyordu. - 216 Mdr: - Mariya Pavlovna, dedi, yabanclarla konumak yasaktr. Biliyorsunuz. Mariya Pavlovna: - Peki, peki efendim, dedi. Kaln, beyaz eliyle, gzlerini ondan ayrmayan Kolya'nn elinden tuttu, veremlinin annesinin yanna dnd. Nehldof mdre dnd: - Kimindir bu ocuk? - Siyas bir cezalnn cezaevinde dodu. Mdr, ynettii kurumun stnln gstermek istiyormu gibi, stne basa basa sylemiti bunu. - Sahi mi? dedi Nehldof. - Evet. imdi de annesiyle beraber Sibirya'ya gidecek. - Ya bu kz kim? Mdr omuz skerek: - Bu sorunuza cevap veremiyeceim, dedi. te Bogodu-hovskaya da geldi zaten. LV Ksa kesilmi salaryla, zayf, uuk benizli, ufak tefek Vera Yefremovna girmisti o anda arka kapdan. ri gzlerinde itenlik vard gene. abuk abuk yryerek Nehldof'un yanma geldi, elini skarken: - Geldiiniz iin ok teekkr ederim size, dedi. Hatrladnz m beni? Oturalm yle. - Sizi bu durumda bulacam hi ummuyordum. Vera Yefremovna iri, gzleriyle gene rkek rkek Nehldof'a bakarak: - Oh, ok iyiyim! dedi. O kadar iyiyim, o kadar iyiyim ki, daha iyisi olamaz. Bluzunun buruuk, kirli yakas iinde incecik, renksiz boynunu dndryordu konuurken. Buraya nasl dtn sordu ona Nehldof. Vera Yefremovna heyecanla anlatmaya balad. Propagandayla, toplumsal zle, gruplarla, blmlerle, alt kurulularla ilgili bir sr yaban_ 217 __ c szck kullanyordu konuurken. Bu szckleri herkesin bildiinden kukusu olmad belliydi; oysa Nehldof hi duymamt bunlar. Devrim hareketinin srlarn Nehldof'un renmeyi ok istediine inanarak anlatyordu. Nehldof onun ince boynuna, seyrek, karmakark salarna bakyor, bunlar ona niin anlattn dnyordu. Acyordu ona, ama hi suu yokken yatan Men-of'a duyduu, acmadan baka bir duyguydu bu. Daha ok, kafasnn iinde olduu grlen dnce karklyd onu acnr duruma dren. Kendini, davann baarya ulamas uruna cann vermeye hazr bir kahraman grd belliydi; te yandan, sorsalar bu dvann, baarya ulamasnn ne olduunu syleyemezdi. Vera Yefremovna'nn Nehldof'la konumak istedii konu uydu: Onlarn grubundan olmayan, ustova adnda bir arkada -onun deyimiyle- be ay nce yakalanm, onunla beraber Petropavlovski kalesine atlmt. Oysa ustova'nn en kk bir suu yokmu, Vera Yefremovna'nn, onda dursun diye verdii kitaplar evinde bulundurmakm btn suu. Vera Yefremovna, ustova'nn cezaevine atlmasnda kendini sulu gryor, tandklar olan Nehdof'a, arkadann kurtulmas iin elinden geleni yapsn diye yalvaryordu. Bogoduhovskaya'nn Nehldof'tan ikinci dilei, Petropavlovski kalesinde yatan Gurkevi'e anne babasyla grme, bir de bilimsel almalarnda ona gerekli olan bilim kitaplarn cezaevine sokabilme izni almasyd. Nehldof, Petersburg'a gidince elinden geleni yapacana sz verdi. Vera Yefremovna kendi yksn yle anlatt: Ebe okulunu bitirdikten sonra bir devrimci grubuna katlm, onlarla beraber almaya balam. nceleri iyi gidiyormu iler, bildiriler basyorlar, fabrikalarda propaganda yapyorlarm. Ama bir gn grubun ileri gelenlerinden biri yakalanm, polis btn ktlar ele geirmi, sonra da teker teker avlam onlar. - Beni de aldlar ieri, diye bitirdi szn, imdi de sryorlar... Ama hi nemi yok bunun. ok iyi hissediyorum kendimi, moralim yerinde. Ackl bir glmseme dolat dudaklarnda. - 218 Nehldof iri gzl, gzel kz sordu. Vera Yefremovna bir generalin kz olduunu devrimciler arasna ok eskiden katldn, bir jandarma erine ate etme suunu zerine ald iin yattn syledi. Bask makinelerinin bulunduu gizli evde kalyormu. Bir gece evi aramaya geldiklerinde, evdekiler savunmaya karar vermiler, sndrp, nce delilleri yok etmeye koyulmular. Polisler ieri dalmlar o ara, gruptakilerden biri ate edip bir jandarma erini ar yaralam. Kimin ate ettiinin anlalmas iin yaplan

soruturmada kz, mrnde eline silh almad, bir sinei ldremeyecek kadar yufka yrekli olduu halde, kendisinin ate ettiini sylemi. yle ieri atmlar onu ite. imdi de Sibirya'ya gidiyormu. Vera Yefremovna: - ok iyi bir kzdr, diyordu, kendinden nce bakalarn dnr... Vera Yefremovna'nn, Nehldof'la konumak istedii nc konu Maslova'yla ilgiliydi. Cezaevinde herkes gibi o da renmiti Maslova'nn yksn, Nehldof'un onunla ilgilendiini Maslova'y siyas cezallar blmne, bu olmazsa cezaevi revirine hastabakc olarak aldrtma yollarn aramasn salk veriyordu ona. Revirde ,ok hasta varm, hastabakc aryorlarm. Nehldof teekkr etti ona, bunun iin uraacan syledi. LVl Konumalar, mdrn ayaa kalkp, grme zamannn sona erdiini bildirmesiyle yarda kesildi. Nehldof kalkt, Vera Yefremovna'ya allahasmarladk dedi, kapya yrd, tam karken durdu, odada olanlara bakmaya balad. Mdr bir oturup bir kalkarak: - Baylar, bayanlar, tamam artk, tamam, diyordu. Mdrn bu uyars cezallar da, ziyaretileri de pek heyecanlandryordu, ama ayrlmay dnen yoktu. Bazlar kalkm, ayakta konuuyorlard. Bazlarysa oturarak konumalarna devam ediyorlard. Bazlar vedalamaya, alamaya balamt. En dokunakl, veremli oluyla annesinin grnmyd. Gen adam elindeki kt parasn avucunda evirip duruyordu, giderek daha bir strap ifadesi kaplamaktayd yzn... annesinin duygululuunun ona gememesi iin ylesine zorluyordu kendini. Anne-siyse, ayrlk saatinin geldiini duyunca ban olunun omuzuna dayam hngr hngr alamaya balamt. ri gzl kzsa -elinde olmadan onu izliyordu Nehldof- alayan annesinin nnde duruyor, bir eyler syleyerek avutmaya alyordu onu. Ak mavi gzlkl ihtiyar, kznn elinden tutmu, ayakta duruyor, onun syledii bir eye ban sallyordu. Gen sevdallar ayakta, eleleydiler, bir ey sylemeden birbirinin gznn iine bakyorlard. Nehldof'un yannda durmu, onun gibi, odada vedalaanlara bakan ksa ceketli gen adam sevdal ifti gstererek: - Yalnz onlar mutlu olan, dedi. Nehldof'la gen adamn onlara baktn sezinleyen sevdallar -deri ceketli delikanlyla, sevimli, sarn kzellerini brakmadan geri attlar kendilerini, glmseyerek dnmeye baladlar. - Bu akam evleniyorlar cezaevinde, dedi gen adam, kz sevgilisiyle Sibirya'ya gidiyor. - ocuun cezas ne? - Krek. Veremlinin annesinin hkrklarna kulak veren ksa ceketli gen adam: - Onlar mutlu ama, bir de uraya bakn, diye ekledi, yrei paralanyor.insann. Ayn eyi birka kere tekrarlayan mdr: - Baylar, bayanlar! diyordu. Ltfen! Ltfen! Zor kullandrt-maym bana ltfen! (Gsz kararsz kyordu sesi.) Haydi baylar, ltfen! Ne yaptnzn farknda msnz canm? oktan geti zaman. Olmaz ki byle. Son kez sylyorum... Kaln sigarasn bir sndrp bir yakarak barp duruyordu. nsanlarn insanlara ac ektirmesini hakl gsterecek deliller ne denli eski, ne denli allm, ne denli ustalkla uydurulmu olursa olsun, mdr, bu odada grd strabn sulularndan birinin de kendi olduunu hissetmemi olamazd, apak ortadayd bu duyguya kapld; onun da ac ektii belliydi. En sonunda ayrlmaya baladlar grlerle cezallar: Ba-- 220 zlar i kapda, bazlar d kapda ayrlyordu. nce erkekler geti -veremli, siyah sakall- arkasndan, cezaevinde domu ocukla Mariya Pavlovna. Grler de kmaya baladlar. Ak mavi gzlkl ihtiyar ar ar yryerek geti, Nehldof da kt. Konumay pek seven gen adam merdivenleri Nehldof'un yan sra inerken, yarda kalm konumalarna devam ediyormu gibi: - Evet, diyordu, insann akl almyor bu durumu... Neyse ki yzba ok iyi bir insan da gz yumuyor. Herkes bol bol konuuyor, iini dkyor. - teki cezaevlerinde byle grmeler olmuyor mu yoksa? - Ne gezer! Babaa oturmay brakn, parmaklklar arkasndan konuturuyorlar insan. Nehldof, Medintseviy'ia -konukan gen adam tantmt kendini ona- konua konua merdiveni indiinde, yorgun bir yzle mdr geldi yanlarna. - Maslova'y grmek istiyorsanz yarn buyrunuz, dedi. Nehldof'a kar kibar davranmak istedii belliydi. - Teekkr ederim, dedi Nehldof. abuk admlarla d kapya yrd.

Menof'un hi gnah yokken ektii aclar korkuntu elbette; ama asl korkun olan bedeninin ektii aclar deil, ona ortada hi bir neden yokken strap ektiren insanlarn haynliini gstererek duymak zorunda olduu aknlk, Tanrya, iyilie, inanszlkt. Bu susuz yzlerce insan, srf ktta yle yazmyor diye ac ekmek zorunda brakmak, ezmekti korkun olan. Meslekleri kardelerine eziyet etmek olan, bunu yaparken de ilerinin iyi, yararl olduuna inanan bu aklsz gardiyanlard korkun. Ama ona en korkun, anneyi olundan, babay kzndan ayrmak zorunda olan, artk yalanmaya yz tutmu, sal bozulmu iyi yrekli mdr grnmt. Onun da ocuklar vard, o da babayd... Nehldof, cezaevine her geliinde duyduu mide bulantsn andran duyguyu duydu gene. Nedir btn bunlarn sebebi? diye dnd. LVII Devrisi gn avukata gitti Nehldof, Menof'larn durumunu anlatt, onlarn savunmasn zerine almasn istedi. Avukat sonuna kadar dinledi onu, dva dosyasn inceleyeceini, Nehldof'un anlattiklar doruysa, iin ok kolay olduunu, onlarn savunmasn, herhangi bir cret istemeden zerine alacan syledi. Nehldof ayrca, bir yanl anlama yznden ceza evinde tutulan yz otuz kiiden sz etti; bunu kimin yaptn, sulunun kim olduunu sordu. Avukat, kesin cevap verebilmek iin bir an dnd, kararl; - Sulu mu kim? Hi kimse, dedi. Savcya sorun, validir sulu, diyecektir; valiye sorun, savcya ykleyecektir suu. Hi kimsenin suu yoktur. - imdi Maslennikof'a gidip anlatacam durumu. Avukat glmsedi. - Bouna zahmet etmi olursunuz. Bu yle bir - akrabanz, I dostunuz falan deildir ya? zninizle syleyeyim, bu yle bir odun kafal, ayn zamanda kurnaz bir tilkidir ki... Nehldof, Maslennikof'un avukat iin sylediklerini hatrlad, hi bir ey sylemeden allahasmarladk deyip kt. Maslennikof'a gidiyordu. ki ey dileyecekti ondan; Mas-'ova'ya revirde grev verilmesini, bir de kimlik ktlar yok diye bou bouna cezaevinde tutulan yz otuz kiiyi serbest brakmasn. Sayg duymad bir insandan bir ey dilemek onun ,in ne denli ar olursa olsun, amacna baka bir yoldan varamayaca iin yapmak zorundayd bunu. Payton, Maslennikof'un evine yaklatnda kapda bir ka kupa arabasyla yayl grd Nehldof. Maslennikof'un karsnn konuk gnnn o gn olduunu hatrlad hemen. Maslennikof bu toplantya armt onu. Nehldof'un paytonu eve yaklatnda bir kupa arabas tam merdivenin dibinde duruyordu; apkasnda kokard olan, pelerinli bir uak, elbisesinin kuyruunu kaldrm bir bayann -siyah, zarif ayakkabs gzkyordu- arabaya binmesine yardm ediyordu. Duran arabalar iinde Kor-agin'lerin kapal landosunu tanmt Nehldof. Ak sal, krmz yanakl arabac itenlikle glmseyerek, saygyla apkasn kard ona. Nehldof kapyca Mihail vanovi'in (Maslennikof) nerede olduunu sormaya hazrlanyordu ki, hal deli merdi-222 vende onu grd. ok nemli -sahanla kadar deil de, ta merdivenin dibine kadar geirdii- bir konuu yolcu ediyordu. Bir subay olan bu ok nemli konuk merdivenlerden inerken, kentte kurulan yoksul evleri yararna dzenlenen elenceden sz ediyordu. Franszca konuuyor, bunun kadnlar iin iyi bir ura olduunu sylyordu: Glp eleniyorlar, para da topluyorlar. - Qu'elles s'amusent et que le bon Dieu les bensse... (') O, merhaba Nehldof! oktan beridir grnmyordunuz, nerelerdeydiniz? Allez presenter vos devoirs madame (2) Koragin'-ler de burada. Et Nadide Burkshevden. Toutes les joilies femmes de la ville. (3) Altn srmal, yakkl uann tuttuu paltosunu giymek iin kolunu uzatrken sylemiti bunu. Maslennikof'un elini skarken: - Au revor. mon cher! (4) dedi. Maslennikof, Nefldof'un koluna girip, onu kaln bedeninden beklenmeyen bir abuklukla yukar gtrrken heyecanl heyecanl: - Hadi yukar gidelim, diyordu, geldiine ok sevindim! nemli-konuk ona ilgi gsterdii iin pek sevinliydi Maslennikof. ar ailesine yakn muhafz alaynda subaylk yaptna gre, bu aileden kimselere alm olmas gerekirdi oysa bu gibi ilgiler Maslennikofa sahibi kulaklarnn arkasn okad, ty-leriyle oynad zaman sevimli bir kpein duyduu cokun sevinci duyururdu. Kpekcik kuyruunu kaldrr, ezilip bzlr, kulaklarn havaya diker, odann iinde fr dnmeye balar. Maslennikof da ayn eyi yapmaya hazrd o anda. Nehldof'un yzndeki ciddi ifadeyi farketmiyor, ne dediini dinlemeden habire konuk salonuna doru ekeliyordu onu. ylesine heyecanlyd ki, kar koymak olmazd ona. Nehldof da koymad, onunla beraber konuk salonuna yrd. Koridordan geerlerken Maslennikof: O Varsn elensinler, Tanr gnahlarn affetsin... (Franszca) (2) Gidin, sayn ev sahibesine sayglarmz sunun. (Franszca)

(3) Nadine Bukshevden de. Kentin btn dilberleri. (Franszca) (4) Hoa kaln dostum! (Franszca) - 223 - sonra, diyordu, ne istersen yapacam. Arkalarndan gelen uaa, yrrken: - Hanma Prens Nehldof'un geldiini bildirin, dedi. Uak hzlanarak geti yanlarndan. - Vous n'avez qu ordonner f1). Ama karm grmelisin. Seni o gn yanna gtrmedim diye az m sitem etti bana. Nehldof'la Maslennikof salona girdiklerinde uak, prens Nehldof'un geldiini haber vermiti bile. Vali yardmcsnn ei Anna gnatyevna kanepede evresini kuatm konuklarn balar, apkalar arasndan neeli bir glmsemeyle selmlad Neh-ldof'u. Salonun te ucundaki ay masasnn evresinde bayanlar oturuyor, asker, sivil erkekler ayakta duruyordu. Her yandan kadn, erkek sesi duyuluyordu. - Enfin! (2) Ne o, niin hi uramyorsunuz bize allaha-knza? Gcendirdik mi sizi yoksa? Anna gnatyevna konuunu, aralarnda senli benlilik olduunu gsteren bu szlerle karlad -oysa yoktu byle bir ey.-- Tanyor musunuz? Madam Belyavskaya, Mihail vano-vi erhof. uraya,, yakma oturun ltfen. - Missi, venez dons ntre table. Ou vous apportera votre the... (3) Missi'y'e konuan subaya dnd. - Siz de... -adn unutmutu subayn anlalan- bu yana buyrun. ay m istiyorsunuz Prens? Bir kadn sesi duyuldu: - Dnyada raz olmam; dpedz sevmiyordu kadncaz. - Ama rek severdi. pekler, altnlar, deerli talar iinde, kocaman apkal bir kadn glerek kart sze: - Hep byle garip akalar yaparsnz siz de. - Bu kt helvas c'est excelient (4) hafif de. Biraz daha getirin. (1) (2) (3) (4) Sen syle bana, yeter. (Franszca) Nihayet! (Franszca) Bizim masaya gelin. Burada ay verecekler size.. ok ho. (Franszca) (Fr.)- 224 - Yolculuk yakn m? -Evet, bugn son gn. Kalmaya gelmemitik zaten. - Ne ho bir ilkbahar, ky ne gzeldir imdi kimbilir Missi yalan sylediini, bunu Nehldof'un da anladm sezinleyince daha da kzard. Missi, ince beline yapm, koyu izgili elbisesiyle, apkasyla pek hotu. Nehldof'u grnce yz kpkrmz oldu. - Sizi gittiniz sanyordum, dedi. Nehldof: - Gideceim ama iler alkoyuyor, diye cevap verdi. Bu-caya da bir i geldim. - Anneme urayn bir ara. Sizi grmeyi ok istiyor. Nehldof, onun kzardn farketmemi gibi zgn: - Urayabileceimi pek sanmyorum, dedi. Missi fkeyle buruturdu yzn, omuz slkti; elinden bo ay fincann alan yakkl subaya dnd. Dnerken koltuun kenarna arpt subayn klc, kendine gven dolu bir tavrla alp teki masaya gtrd Missi'yi- Yoksullar evi iin sizin de bir bata bulunmanz gerekir. - Bulunacam elbette, ama elence gnne kadar saklamak istiyorum ne kadar vereceimi. Orada gstereceim kendimi. Biri zoraki glmseyerek: - Bakn hele! dedi. Toplant gzel geiyordu, Anna gnatyevna'nn keyfine diyecek yoktu. Nehldof'a: - Ceza evlerinde birtakm ilerle ilgilendiinizi syledi Minka, diyordu. Minka'nn (iman kocas Maslennikof'du bu) birtakm kusurlar olabilir, ama ne denli iyi yrekli olduunu da bilirsiniz. Btn bu zavall cezallar ocuklardr onun. Bu gzle bakar onlara. I! est d'una bonte... (') Kocasnn -insanlarn krbalanmas iin emirler veren kocasnn- ne denli bonte olduunu anlatabilecek szck bulamad iin sustu; o anda salona giren pembe kordell, yz buru buru yal kadna dnd glmseyerek. Gerektii kadar konutuktan sonra -gerektii kadar anlam-

(') ok iyi yreklidir... (Franszca) - 225 sz eyler sylemeye de dikkat etmiti; bylece kibar davranm oluyordu- Nehldof kalkt, Maslennikof'un yanna gitti. - Biraz dinleyebilir misin beni? - Ah, evet! Syle bakalm. uraya geelim. Kk bir odaya girip pencerenin nne oturdular. LVIII - Hadi, je souis vous (.'). Sigara ister misin? Dur ama, pisletmeyelim buralar. (Bir kl tablas getirdi.) Evet? - ki isteim var senden. - Ya... Maslennikof'un yz bulutland. Sahibince kulann arkas okanan kk kpein duyduu o cokunluun izleri bir anda yitip gitmiti. Konuk salonundan sesler geliyordu. Jamais, ja-mais je me croirais (2) diyordu bir kadn, te uta, bir erkek sk sk La comtesse Voronzoff, Vctor Apraksine adlarn kullanarak bir eyler anlatyordu. Maslennikof hem salonu, hem de Nehldof'u dinliyordu. - Gene ayn kadn iin geldim, dedi Nehldof. - Evet, hani u susuzken cezaya arptrlan. Biliyorum, biliyorum. - Revire hastabakc alman isteyecektim senden onu. Ya-plabilirmi bu, yle sylediler bana. Maslennikof dudaklarn bzp bir an dnd. - Olur elbette, olur. Durumu bildiririm ben sana. - Ltfen, dedi Nehldof. Salonda herkes kahkahalarla glmeye balamt. Maslennikof glmseyerek: - Viktordur gene, dedi, cotuu zaman ok nkteci oluyor. Nehldof: - Bir ey daha var, diye devam etti, srf kimlik czdanla(') Emrindeyim. (Franszca) (2) nanmam, dnyada inanmam. (Franszca) Dirilis - F: 15- 226 nnn vizesi geti diye yatan yz otuz kii var u anda ceza evinde. ki aydr bouna tutuyorlar onlar orada. Niin tutuklandklarn da anlatt. Maslennikof: - Nerden biliyorsun bunu, dedi. Yzn bir huzursuzluk, can sknts ifadesi kaplad. - Greceim tutuklunun yanna gidiyordum, koridorda evirdiler ben, yalvardlar... - Hangi tutuklunun yanna gidiyordun? - Hi suu yokken yakalanp ceza evine atlm bir kylnn. Avukat tuttum ona. Ama nemli olan bu deil imdi. Syler misin, hi bir suu olmayan bu insanla'rn ceza evinde tutulmalarnn tek nedeni, kimlik czdanlarnn vize zamannn gemi olmas, bir de... Maslennikof can skkn, kesti Nehldof'un szn: - Savcnn grevidir bu. Gryor musun abuk sonu alan dil dediiniz mahkemeleri? Savc yardmcsnn grevi ceza evlerine gidip, oradakilerin hakl olarak m, yoksa haksz yere mi ieri atldklarn renmektir. Oysa umurlarnda m adamla-rn, bri oynamaktan baka bir ey yaptklar yok. Nehldof, valinin suu savcya ykleyecei zerine avukatn sylediklerini hatrlayarak yzn buruturdu. - Elinden bir ey gelmez mi yani bu durumda? dedi. - Gelmesine gelir tabi. Hemen dzelteceim bu yanll. Salondan bir kadn sesi duyuldu: - Bu daha da kt olacaktr onun iin. C'est un souffre-douleur. (') Kadnn bunu pek umursamad syleyiinden belliydi. te kede bir erkekle bir kadn glyorlard. Erkek: - yleyse ben de bunu alrm, diyordu. Anlalan bir eyi vermiyordu ona kadn. - Hayr, hayr, olmaz, diyordu. Maslennikof firuze yzkl beyaz eliyle sigarasn klle; bastrarak sndrrken: O ok strap ekmi bir kadndr. (Franszca) 227 - Gerekeni yapacam, dedi, hadi imdi kadnlarn yanna gidelim. Nehldof, salona geerlerken tam kapda durdu. - Bir ey daha var. Dn ceza evinde adam krbalandn sylediler bana. Doru mudur bu? Maslennikof kzard.

- A, bunu da m duydun? dedi. Evet, mon cher, seni brakmamal artk oraya, her eyle ilgileniyorsun. Yr bakalm, Annette bizi aryor. Nehldof'un koluna girip salona soktu onu. nemli kiinin gsterdii ilgiden sonra heyecan ifadesi kaplamt yzn gene, ama imdi sevin deil, endie vard bu ifadede. Nehldof birden kolunu ekti, hi kimseye selm vermeden, hi kimseyle konumadan kt salondan, koridoru geti, antrede yanna koan uaklara bakmadan sokaa kt. Annette kocasna: - Neyi var? diye sordu. Ne yaptn ona? Biri: - Bu la franaise, (') dedi. - A la franaise deil, a la zoulou. (2) - Her zaman byledir o zaten. Biri kalkt, baka biri yaklat gruba, konumaya balad ge-rfe. Nehldof olay, jour fxe P) zerine konumak frsat vermiti onlara. Maslennikof'u grmee gittiinin devrisi gn vali yardmcsndan, resm, gzel bir kda zenilerek yazlm bir mektup ald Nehldof. Maslennikof, Maslova'nn revire alnmasn doktora yazdn, bu isteinin yzde yz yerine getirileceini yazyordu. Mektubun altna yle yazlmt; seni seven eski arkadan. Ayrca Maslennikof adnn alt da zenilerek izilmiti. Nehldof tutamad kendini: - Aptal! diye sylendi. {') Fransz davrandr. (Fransz) (2) Zuluss davran. (Franszca) (3) Kararlatrlan gn. (Franszca)228 Bu arkadan szcyd cann skan. Maslennikof'un alak gnlllk gstermek; yani, baya, iren, yz kzartc bir grevi olduu halde, kendini pek nemli bir kii sandn, onu arkadala kabul etmekle, bu byklnden gururlandn gstermek istediini anlamt. LIX ok yaygn bir kr inan vardr, her insann belirli zellikleri olduu sylenir. Szgelimi, biri iin iyidir, kt huyludur, zekidir, aptaldr, alkandr, tembeldir v.b. denir. Oysa hi de byle deildir. Bir insann ounlukla iyi, ounlukla akll, ounlukla alkan olduunu, ya da bunun tersini syleyebiliriz. Ama bir insan iin iyidir ya da aklldr, bir bakas iin de ktdr ya da aptaldr dersek yanl olur bu. Gelgelelim hep byle ayrrz in-sanlan. ok yanl br tutumdur bu aslnda. nsanlar nehirlere benzerler: Hepsinden ayn su akar, ama her nehir kh daralr kh bulank, kh souktur kh lk. nsanlar da byledir. Her insanda kiolunun genel zelliklerinin z vardr; bazen bunlar, bazen tekiler kar ste; iyi ya da kt olur. Baz insanlarda bu deiiklikler pek belirgindir; kesindir. Nehldof da bunlardand. Bedensel nedenleri de ruhsal nedenleri de vard bu deiikliklerin. imdi de byle bir deiiklik olmutu onda. Mahkemeden ve Katyua'yla ilk grmesinden sonra dncelerinin deimesinden duyduu o sevin, o gurur duygusu tamamen kaybolmutu imdi, son grmeden sonra korkuya, hatt Maslova'dan tiksinme duygusuna brakmt yerini. Onu brakmamaya, Maslova isterse onunla evlenmeye kararlyd hl, ama strap veriyordu ona bu, ar geliyordu. Maslennikof'u grdnn devrisi gn, Maslova'y grmek iin ceza evine gitti gene. Mdr grmesine izin verdi, ama kendi odasnda ya da avukat odasnda deil, kadnlar blmnn grme yerinde. yi yrekli bir insan olduu halde, eskisinden daha bir souk davranyordu Nehldof'a kar imdi nedense. Besbelli Maslennikof o konumalarndan sonra bu ziyaretiye ok dikkat etmesi iin uyarmt onu. - 229 - Grebilirsiniz, dedi; yalnz, nce de sylediim gibi, para konusunda... Sayn valinin yazdklar gibi, onun revire alnmas isine gelince, yapacaz bunu, doktor da raz. Ama o istemiyor. O kel kafal kocakarlara hizmet etmemdi bir eksik olan, diyor. Byledir bunlar, Prens. Nehldof cevap vermedi, onu Maslova'yla grtrmesini istedi. Mdr, gardiyan yollad. Nehldof kadnlar blmnn bo ziyareti odasna mdrn arkasnda girdi. Maslova oradayd. Parmakln bu yanna geti. Durgun, rkekti. Nehldof'a iyice yaklap, yzne bakmadan, alak sesle: - Balayn beni Dmtri vanovi, dedi, nceki gn kt eyler syledim size. Nehldof: - Balayacak biri varsa o da sizsiniz... diye balad. Maslova kesti szn: - Neyse, gene de brakn beni siz. Ban kaldrp Nehldof'un yzne bakt. Korkun bir biimde yana kayan bu gzlerde gene inat, fke dolu bir ifade grd Nehldof. - Niin brakacakmm sizi? - te.

- Sebep ne ama? Maslova ban kaldrp, gene ayn fkeyle bakt Nehldof'a. - Ne bileyim, brakn ite, dedi. Sahi sylyorum, brakn beni. Yapamyorum. Hi gelip grmeyin beni bir daha, ilgilenmeyin benimle. -Dudaklar titriyordu. Bir an sustu.- Sahi sylyorum. Asaym kendimi olsun bitsin; bylesi daha iyi. Nehldof, Maslova'nn bu cevabnda ona kar bir nefretin, balanmam bir ktln, ayn zamanda da baka, iyi, nemli bir eyin olduunu sezinlemiti. Maslova'nn tamamen sakinken de nceki gn sylediini tekrar etmesi Nehldof'un iindeki kukular bir anda yok etmi, onu heyecanl, duygulu, kararl Nehldof yapmt gene. Son derece ciddi: - Katyua, dedi, nceki gn sylediimi gene sylyorum. Benimle evlenmeni istiyorum. Raz olmazsan, buna raz olmad-n srece, nce de sylediim gibi, seni nereye gtrrlerse ben de geleceim peinden. Maslova: - Sizin bileceiniz i bu, dedi, artk konumayacam bu konuda. Dudaklar titremeye balad gene. Nehldof da -kendinde konuacak gc bulamad iin- susuyordu. Sonunda toparlad kendini. - imdi kye gidiyorum, oradan Petersburg'a geeceim, dedi. imiz iin elimden geleni yapacam, inallah affedilirsiniz. - Affetmezlerse de bir eyi deitirmez bu. Benim iin asl nemli olan... Gzyalarn tutabilmek iin ne denli aba sarfettiinin farkndayd Nehldof. Heyecann gizlemek iin birden sordu Maslova: - ey, Menof'u grdnz m? Gerekten sulan yok muymu? - Grdm. Galiba susuzlar. - ok iyidir zavall kadn. Nehldof, Menof'tan rendiklerini anlatt; bir istei, ihtiyac olup olmadn sordu. Maslova: - Hayr, dedi. Gene bir sre sustular. Maslova ehl gzlerini Nehldof'-un yzne kaldrarak birden: - Revir iine gelince, dedi, siz istiyorsanz giderim oraya; bir daha iki de imeyeceim... Nehldof, bir ey sylemeden gzlerine bakt. Gzlerinin ii glyordu Maslova'nn. - ok gzel, diyebildi ancak Nehldof. Vedalap kt. Evet, evet, bambaka bir insan bu, diye dnyordu Nehldof. Tm kukular yok olmutu; o gne kadar hi tatmad yepyeni bir duygu doldurmutu iini; akn byklne, yenilmezliine inanyordu artk. * aa Maslova bu grnden sonra pis kokan hcresine dnnce nln karp, ranzasna kt. Hcrede kadn kalm- 231 ti: Vladimir'li, kk ocuu olan veremli kadn, Menova, bir de iki ocuklu demiryolu bekisi kadn. Ky papaznn kzn hasta olduu iin revire yatrmlard dn. teki kadnlar amardaydlar. Yal kadn ranzasnda yatm uyuyordu; ocuklar koridorda oynuyorlard. Vladimir'li kadn kucanda bebeiyle, demiryolu bekisi de elinde iiyle -abuk parmaklaryla rmeye devam ederek- Maslova'nn yanna geldiler. Grtnz m? diye sordular. Maslova cevap vermiyor, yksek ranzasnda oturmu, yere demeyen ayaklarn sallyordu. . Demiryolu bekisi kadn, parmaklarn abuk abuk oynatarak: - Neye zlyorsun? dedi. zlme. Ah Katyua! Hadi! Maslova cevap vermiyordu. Vladimir'li kadn: - Bizimkiler amar ykamaya gittiler, dedi. Bugn ok ba gelmi, yle diyorlar. Demiryolu bekisi, kapya doru seslendi: - Finaka! Nereye gittin be yaramaz? Br ii karp elindeki yumakla rd oraba batrd, koridora kt. Tam bu anda koridorda ayak sesleri duyuldu, kadnlar yksek sesle konuuyorlard. Biraz sonra hcre sakinleri plak ayaklarna giydikleri takunyalaryla girdiler ieri. Her birinin elinde bir ya da iki francala vard. Fedosya hemen Maslova'nn yanna geldi. Yz sevgi dolu, mavi gzleriyle bakarak: - Ne oldu, kt haber mi yoksa? dedi. Francalalar rafa koyarken: - ay ieriz bunlarla, diye ekledi. Korableva: - Evlenmekten vaz m geti yoksa? dedi. - Hayr, vazgemedi, ama ben istemiyorum. Ona da syledim bunu. Korableva kaln sesiyle: - Aptala bak! dedi. Fedosya: - Beraber yaamayacak olduktan sonra ben de olsam istemem evlenmeyi.- 232 -

Demiryolu bekisi kadn: - Senin kocan geliyor ya seninle, dedi. - Biz resmen evliyiz, diye cevap verdi Fedosya, Beraber yaamayacaklarsa ne diye evlensinler yani? - Ne diye evlensinlermi? Amma da kafaszsn be! Evlenirlerse paraya, altna boar onu. Maslova: - Nereye yollarsa yollasnlar, peinden geleceim, diyor, dedi. ster gelir, ister gelmez. Yalvaracak deilim ya. imdi Petersburg'a gidiyor, affedilmem iin uraacak. Btn bakanlar akrabasdr. Gene de yalvarmam. Korableva torbasn kartrrken birden: - yle ya! dedi. (O anda aklnda baka bir eyin olduu belliydi.) ki iecek miyiz? - Siz iin, dedi Maslova, ben imeyeceim. KNC BLM i Dva dosyas iki hafta sonra incelenebilirdi yargtayda; Nehldof da o sralar Petersburg'da olmak niyetindeydi. Yargtay karar bozmazsa, dilekeyi yazan avukatn salk verdii gibi, ara bavuracakt. Yargtayn karar bozmamas halinde -ki avukata gre hazr olmak gerekirmi buna; dilekede gsterilen sebepler pek zayfm nk- Maslova'nn da bulunduu krek cezallar kafilesi hazirann ilk gnlerinde yola kabileceinden, Maslova'nn peinden Sibirya'ya gidebilmesi iin, kylerini dolap ilerini yoluna koymas gerekiyordu. Nehldof nce, ona en ok geliri salayan Kuzminsk'e gitti. Topra verimli, byk bir kyd buras, en yakn kyyd hem. ocukluunda da, delikanllk anda da bulunmutu bu kyde. Bydkten sonra iki kere gitmiti oraya. Bir keresinde de annesinin istei zerine Alman yneticiyi gtrmt oraya, beraber denetlemilerdi ky. Buradaki mlkn durumunu, kyllerin ynetime, yani mal sahibine kar tutumunu biliyordu aslnda, annesini krmamak iin denetlemeye raz olmutu. Kyllerin mal sahibine kar tutumu yleydi: Kyller -kibar bir deyimle- tamamen balydlar mal sahibine; -ak sylemek gerekirseklesiydiler. Bin sekiz yz altm bir ylnda kaldrlan gzle grlr bir klelik, belirli kiilerin mal sahibine klelii deildi bu. Topraksz, ya da az toprakl kyllerin byk toprak sahiplerine olan kleliiydi. Nehldof biliyordu bunu, bilmemesi imknszd zaten; nk sz geen kleliin zerine kurulmutu bu mlk, bu kurulua o da yardm etmiti. stelik, bunun hakszlk, insan yaradlna aykr bir ey olduunu da biliyordu. Hem daha niversitedeyken; Henry George'un re-- 234 tisini benimsedii, bu retiye bal olarak, babasnn maln -gnmzde toprak sahibi olmann, bundan elli yl nce topraa bal kle sahibi olmakla ayn olduu inancyla- kyllere datt zamandan beri biliyordu. Ylda yirmi bin ruble harcamaya alt askerlikten sonraysa bu reti onun yaamas iin gerekli bir kaynak olmaktan kt gibi, unutuldu da; artk toprakla ilikisi zerine sorular sormuyordu kendi kendine, annesinin ona verdii parann nereden geldiini dnmyordu, unutmaya alyordu btn bunlar. Ama annesinin lm, miras, mal mlkyle, yani toprayla ilgilenmesinin gerekmesi gene hatrlatmt ona toprakla olan ilikisini. Bir ay ncesine kadar, kurulu dzeni deitirecek gcnn olmadn, mlk onun ynetmediini syleyebilirdi kendi kendine Nehldof; bylece, sahibi olduu topraktan uzakta, onun getirdii geliri alp yerken az ya da ok huzur iinde olabilirdi. Oysa imdi, Sibirya'ya gidecei, orada binbir glkle karlaaca -btn bunlar iin para ok gerekliydi ona- halde, eski dzeni srdremeyeceini, kendi zararna birtakm deiiklikler yapmak zorunda olduuna karar vermiti. Topra kendi ilemeyecek, onu ucuz fiyatla kyllere satp toprak sahibine kle olmaktan kurtulma olanan verecekti onlara. Nehldof, toprak sahiplerinin durumuyla, kle sahibi eski beylerin durumunu karlatrrken, gnmzn toprak sahiplerinin, topra ilettirmektense onu kyllere satmasnn, kle sahiplerinin kylleri, klelikten vergi veren kyl durumuna geirmeleriyle ayn olduunu dnmt bir ok kereler. Sorunun zm demek deildi bu, ama zme doru atlm bir admd: Kaba bir zorlama biiminden, daha az kaba bir biime geiti. Byle yapmaya karar vermiti. Kuzminsk'e le zeri geldi. Artk hi bir eye nem vermedii, sade bir yaaya yneldii iin telgraf falan ekmemi, tren istasyonundan kiralk bir yaylya binmiti. Arabac cana yakn bir genti. Kaln keten bezinden pardssnn kuan pek aadan balamt. Arabac yerinde yle yan oturuyor, beyle konuuyordu. Onlar ene alarlarken -biri beyaz, topal, teki sska, susuzluktan az kurumu- atlar da aheste aheste yryorlard. Arabac -mterisinin kyn sahibi olduundan habersiz- 235 Kuzminsk'in yneticisinden sz ediyordu. Nehldof, mahsus kim olduunu sylemeden dinliyordu onu. - Anasnn gz bir Alman. Bir troykas var ki grmeye deer! Hanmn da yanna alp yle dolayor. Kn konakta ylba elencesi dzenledi... ben de adam tadm; elektrikle aydnlatt btn kona. Kentlerde bile gremezsiniz bylesini! Su gibi para harcad. Karan edeni yok ki adamn, istediini yapyor. yi de bir iftlik alm szde kendine, yle diyorlar.

Kentte bulunmu, romanlar okumu bir genti bu. Arabac yerinde yan oturmu, uzun krbacn bir ucundan, bir ortasndan tutarak anlatyordu. Bilgisini, grgsn gstermek istedii belliydi. Nehldof, Alman'n ne yaptn, ne ettiini hi umursamadn sanrd. Ama arabacnn anlattklar houna gitmemiti. ok ho bir gnd. Ara sra gnein nn kapayan koyu bulutlara bakyordu. stlerinde ayr kularnn uutuu yemyeil tarlalar sryorlard kyller harl harl. Taptaze bir yeilliin rtt ormanlara; atlarn, koyun srlerinin kmelendii ayrlara dalnca Nehldof'un iindeki kt duygu silinivermiti; arabacnn Kuzminsk yneticisi Alman zerine baz eyler anlattn hatrlyordu hayal meyl. Kuzminsk'e gelip ilerle ilgilenmeye balaynca unuttu her eyi. Defterleri inceledikten; kyllerin az toprak sahibi olmasnn, bey toprayla evrili bulunmalarnn yararlarn byk bir akyreklilikle anlatan khyay dinledikten sonra Nehldof'un, topran kyllere datma niyeti daha da kuvvetlenmiti. Defterlerin incelenmesinden, khyayla konumalarndan, ekilir topran te ikisinin eskiden olduu gibi imdi de, en iyi aralarla donatlm kendi iilerince ilendiini, geri kalan te biriyse, hektar bana be rubleye kiralanm kyllerin ilediini renmiti. Bu u demekti: Bir kyl be ruble kazanabilmek iin bir hektar yeri kere srecekti, alsn rpsn, tan temizleyecekti, kere, ekecekti, sonra biecek, demet yapp ambara tayacakt. Oysa serbest bir ii en azndan on ruble alrd bu emeine karlk. Kyller bey, malndan aldklar her eyi alarak dyorlard. Hem son derece pahal hesap ediyorlard J236 237 bunlar. Otlaklar iin, odun iin, yaprak iin alyorlard. Hepsi de borluydu beye. Bylece, kyllere kiralanan yerler, yzde beten verilse getirilebileceinin iki kat gelir salyordu. Nehldof eskiden de biliyordu bunu, ama imdi yeni farkna varyordu sanki; onun da, onun durumunda olanlarn da bu ilikilerin bozukluunu grememelerine ayordu. Kyllere toprak kiralamakla ne denli zarara uradn kyllerin topra yozlatrdn tantlamak iin yneticinin ne srd deliller Nehldof'un, byk bir gelirden kendini yoksun brakarak topran, kyllere datmakla iyi ettii inancn pekitirmiti yalnzca. Hemen, bir dahaki geliine brakmadan, sonulandracakt bu ii, kararn vermiti. Ekini toplayp satma, eyalarla gereksiz yaplar elden karma iini yneticiye brakacakt, o gittikten sonra yapacakt bunlar. Yneticiye, devrisi gn Kuzminsk snrlar iindeki kyn kyllerini toplamasn syledi. Verdii karan bildirecekti onlara, sataca topran fiyat zerinde bir anlamaya varacakt. Yneticinin ne srd delillere kar gsterdii kararlln, kyller iin kendini feda etmeye hazr olmann verdii ho duyguyla, i huzuruyla dar kt. Yneticinin evinin karsna o yl yaplm ieklii, evresine hindibalar ekili Lawn-tennis'i dolarken, yapacaklarn dnyordu. Eskiden sigarasn imek iin gittii; yl nce, onlara konuk gelen gzel Kirimova'nn onunla oynat, iki yannda hlamur aalan olan yola sapt. Yarn kyllere syleyeceklerini ana izgileriyle hazrladktan sonra yneticinin yanma gitti; ay ierken, btn bu ileri nasl yapacaklarn bir kere de onunla konutuktan sonra kalkt, konakta ona hazrlanan konuk odasna gitti. Her eyin nasl yaplacan kararlatrd iin rahatt artk. Duvarlarnda Venedik grnm tablolar, iki penceresi arasnda byk bir ayna asl bu kk, tertemiz odaya yayl, temiz karyola hazrlanm; kk bir masaya bir srahi su, kibrit, kandili sndrmek iin kepe konmutu. Pencerenin nndeki byk masann zerinde kapa ak valizi duruyordu. Tuvalet antasyla, yanma ald kitaplar gzkyordu iinde. Kiiyi su ilemeye iten nedenleri inceleyen biri Rusa, biri Almanca, biri ngilizce kitapt bunlar. Kyleri dolarken bo zamanlarnda okumak niyetindeydi onlar. Ama zaman yoktu imdi. Yarn erken kalkp, kyllerle yapaca grmeye hazrlanmak iin erken yatmas gerekiyordu. Odann bir kesinde oymal, ok eski, maun bir koltuk vard. Annesinin odasndan hatrlad bu koltuun grnm Neh-ldof'un iini hi beklenmedik bir duyguyla doldurdu anszn. Dalacak bu eve, bombo kalacak baheye, kyllerin baltayla giriecekleri koruluklara acmt birden. Onca emekle bu duruma getirilen -bakalarnn da olsa, ok emek verildiini biliyordu Nehldof btn bunlara- ahrlar, tavlalar, ambarlar, makineler, atlar, srlar iin zlmeye balamt birdenbire. Btn bunlardan kolayca vazgeebileceini sanyordu o ana kadar, oysa imdi, yalnzca bunlara deil, topraa da, gelecekte ona ylesine gerekli olabilecek gelirinin yansna da acyordu. Bir dnce hemen kotu yardmna; bu yaptnn aklszlk olduu, topran kyllere datmamas gerektii dncesiydi bu. Topran olmamal, diyordu bir ses. Topran olmaynca da bu eve, bunca hayvana nasl bakarsn. Hem yaknda, Sibirya'ya gideceksin evinde baka eylerin ne gerei var sana. Baka bir ses de yle diyordu: yle olmasna yle ama, mrnn sonuna kadar. Sibirya'da kalacak deilsin ya. Evlensen ocuklarn olabilir. Bu mal aldn gibi ocuklarna brakmalsn. Topraa kar bir grevin vardr. Satmak, darmadan etmek ok kolay, ilerletmekse ok gtr. nce' klah nne koyup dnmek, ne yapacana karar vermek zorundasn. Bu verecein karar uyarnca ne yapacaksan yaparsn sonra maln. Verdiini sandn karar

salam mdr acaba? Sonra, iten misin, yoksa gsteri olsun diye, insanlara kar nmek iin mi yapyorsun bunu? Nehldof kendi kendine bu soruyu soruyor, bu karar vermesinde, herkesin ondan sz edecei dncesinin de etkisi olduunu elinde olmadan itiraf ediyordu kendi kendine. Dndke daha ok soru kyordu karsna, sorular daha bir etinleiyor. Bu dncelerden kurtulmak iin yataa girdi. imdi akln kartran bu sorulan yarn salim kafayla dnebilmek iin uyumak istiyordu. Ama uzun sre uyuyamad. Ak pencereden temiz havayla, ay yla birlikte kurbaa bartlar, uzakta, parkta ten blbl sesleri -bir tanesi de pencerenin dibindeki, i-- 238 ek am leylkta oturuyordu- doluyordu odaya. Kurbaalar, blblleri dinlerken ceza evi mdrnn kznn mziini hatrlad Nehldof; mdr hatrlaynca Maslova'y, Brakn bu ii derken dudaklarnn nasl titrediini hatrlad. Sonra Alman ynetici kart kurbaa seslerine. Tutmak gerekiyordu onu, ama o giderek daha bir kaybolmakla kalmad, Maslova oldu sonunda, Nehldof'a sitem etmeye balad: Ben krek mahkumuyum, sizse bir prens. Nehldof aylp, Hayr, dayanacam, diye geirdi iinden. Bu yaptm iyi midir acaba, kt m? Bilmiyorum. Vz gelir zaten. Bo ver. Uyumak en iyisi imdi. Ynetici Al-man'la Maslova'nn gittikleri yere o da dald, her ey bitti orada. II Devrisi sabah saat dokuzda uyand Nehldof. Beye hizmetle grevlendirilmi gen uak onun kprdandn duyunca potin-leriyle -hi bir zaman bylesine parlamamt bu potinler- buz gibi, tertemiz kaynak suyu getirdi ona; kyllerin yava yava toplandn syledi. Nehldof durumu kavramaya alarak indi karyoladan. Topran kyllere vererek, maln mlkn darmadan edecek diye dn duyduu acma iinde en kk bir iz brakmadan kaybolmutu. imdi kendi kendine ayordu bunu dnrken. Yapmak niyetinde olduu ey sevin veriyordu ona imdi, gsn gururla kabartyordu. Odasnn penceresinden hindibalarla evrili !awn - tennis alan grnyordu; yneticinin buyruuyla kyller orada toplanyorlard. Kurbaalar bouna barmlard btn gece. Hava pusluydu. Sabahtan beri ince bir yamur iseliyordu; yapraklar, dallar, otlar slak slakt. Ak pencereden odaya yeillik kokusundan baka, slak toprak kokusu da doluyordu imdi. Nehldof, giyinirken birka kere pencereden uzanp, aadaki kk alana toplanmakta olan kyllere bakmt. Birbiri ardndan geliyor, apkalarn, kasketlerini kararak selmlayor, gruba katlp bastonlarna dayanyorlard. Salam yapl, gl kuvvetli bir gen olan ynetici, Nehl-dof'un odasna geldi. Yeil yakas kalkk, ksa ceketinin dmeleri kocaman kocamand. Nehldof'a, kyllerin toplandklarn, - 239 ama bekleyebileceklerini; nce ayn ya da kahvesini imesini her ikisinin de hazr olduunu syledi. - stemez, dedi Nehldof, gidelim daha iyi. Kyllerle konuaca iin korkuyor, utanyordu imdi. Oysa byle olacan hi m hi dnmemiti. Kyllerin, gerekleebileceini hayal bile edemedikleri bir isteklerini yerine getirmeye, onlara az bir para karlnda toprak kiralamaya gidiyordu. Yani iyilik yapacakt onlara, ama nedense utanyordu gene de. apkalarn kararak onu selmlayan kyllerin yanna gelince -kimi koyu kahverengi, kimi kvrck sal, kimi sasz kimi ak sal balar kmt ortaya- Nehldof ylesine akn bir durumdayd ki, uzun sre hi bir ey syleyemedi. Yamur iselemeye devam ediyordu. Salarda, sakallarda, kyllerin paltolarnn tyleri zerinde kk damlacklar birikiyordu. Kyller beyin yzne bakyor, onlara ne syleyeceini bekliyorlard. Ama Nehldof ylesine akn, ylesine heyecanlyd ki, konuamyordu. Bu skntl sessizlii, Rus kylsn iyi tandn sanan, Rusay da ok iyi, dzgn konuan Alman ynetici, kendine gven dolu, sakin bir sesle bozdu. Neh-ldof'unki gibi bu, salkl, grbz adamn d grn de sska, yzleri buru buru, paltolarnn altndan sivri krek kemikleri belli olan kyllerin d grnyle taban tabana ztt. Ynetici: - Prens iyilik etmek, toprak vermek istiyor size, diye balad, ama demezsiniz buna. Koyu kahverengi sal, konukan bir kyl: - Nasl demeyiz Vasili Karl, dedi, ne kadar altk sana, biliyorsun... Rahmetli hanmmz ok severdik, Tanr topran bol etsin. Gen Prense de, bizleri unutmad, dnd iin minnettarz. Nehldof: - Sizleri buraya .isterseniz, btn arazimi size vermek niyetinde olduum iin ardm, diye mrldand. Kyller, kulaklarna inanamyormu ya da syleneni anla-yarmyormu gibi susuyorlard. Pardsl, orta yal bir kyl: - Nasl vereceksiniz yani? dedi.- Az bir para karlnda, kirayla. - Gzel bir ey, dedi bir ihtiyar. Bir bakas: - Yeter ki deyebileceimiz bir para olsun, diye ekledi. - Toprak bu, niin istemeyelim! - Bizim iimiz bu zaten, ekmeimizi topraktan karyoruz! Sadan soldan sesler ykseldi: - Sizin iin bylesi daha iyi zaten, paramz almasn bilirsiniz yalnz, gerisine karmazsnz. Skntdan da kurtulmu olursunuz! Alman:

- Sknt sizin yznzden oluyor, dedi, doru drst alsanz, aksilik yapmasanz... Sivri burunlu bir ihtiyar atld: - Olmaz Vasili Karl, olmaz. Atn ekine niye saldn, diyorsun; salan kim?.. Sabahtan aksama kadar orak sallyorum, evde uyuduun geceler parmakla saylacak kadar azdr, at grdm m var ki, bamn etini yersin? - Bir yolunu bulsaydnz. Sa sakalna karm, uzun boylu, genten bir kyl jtiraz etti: - Bir yolunu bulsaydnz demek kolay, nasl bulacaktk yolunu? - Ka kere syledim it evirin diye. Ufak tefek bir kyl kt ne: - Odun ver de evirelim. Geen yaz evirmek istedim de ay hapsettin beni, bitlere yedirdin. evirmeye kalknca da byle oluyor ite. - Nehldof yneticiye dnd: - Ne diyor bu adam? Ynetici Almanca: - Der erst Dleb m Dorfe, V) dedi. Korulua dadanmtr, her yl aa keser. Bakasnn malna sayg gstermesini ren. htiyar: - Sayg gstermiyor muyuz Vasili Karl? dedi. Sana say- 241 j gstermeden edemeyiz zaten, elindeyiz nk, pestilimizi -arrsm sonra. - Rahat durursanz hi kimse dokunmaz size. - Sen dokunuyorsun! Geen yaz suratm aramba pazarna evirdin, izi hl gitmedi. Zenginsin, seninle k atamayz biz. - Yasalarn gsterdii yoldan akmazsanz bir ey olmaz. Yarmaclarn niin konutuklarn, ne dediklerini bilmedikleri bir sz yarmasyd bu. Bir yann, korkudan fkesini aa vuramad, teki yannsa gl olduunu bildii, belliydi; Neh-ldof'un cann skyordu btn bunlar dinlemek; asl konuya gelmek, fiyat, parann nasl deneceini bir karara balamak istiyordu. - Ne diyorsunuz? Kabul m? Arazinin btnne ne veriyorsunuz? - Ma! sizin, siz ne istiyorsunuz, onu syleyin. Nehldof bir fiyat syledi. Syledii fiyat onlarn beklediinden ok aa olduu halde; kyller fiyatn yksek olduunu sylediler, pazarla baladlar. Nehldof verdii fiyatn sevinle karlanacan umuyordu, oysa kyllerin sevindiklerini gsteren hi bir belirti yoktu. Fiyat beendiklerini de bundan anlamt zaten. Mal kimin, kyllerin hep birlikte mi, yoksa ilerinden bazlarnn m olaca sorununa gelince sk tartmalar balad kyller arasnda. Bir blm, deme gc zayf olanlar bu ie katmak istemiyor, tekiler diretiyordu. Yneticinin yardmyla en sonunda bir fiyat zerinde anlamaya varld, deme zamanlar kararlatrld. Kyller, aralarnda yksek sesle konua konua, da dibindeki kylerine doru uzaklatlar. Nehldof da, yneticiyle birlikte anlamann taslan hazrlamak iin alma odasna gitti. Her ey Nehldof'un istedii, bekledii gibi olmutu: Kyller, evrede kiraya verildiinden yzde otuz ucuzuna topraa kavumulard. Geri topraktan elde ettii gelir yar yarya dyordu, ama ktkanaat de olsa yeterdi Nehldof'a. Hele koruluun satndan eline geen parayla, ara gereler, hayvanlar Dirili - F: 16 O Kyn bir numaral hrszdr bu, (Almanca)242 satlnca alaca para da buna eklenince hi de kt olmayacakt durumu. Her ey iyiydi grnte, ama nedense bir huzursuzluk vard Nehldof'un iinde. Ona minnettarlklarn bildiren birkann dnda, kyllerin bu ie sevinmediklerini, daha byk bir ey beklediklerini farketmiti. Kendini ok eyden yoksun ettii halde, kyllerin beklediklerini verememiti onlara. Anlama imzalanmt devrisi gn. Nehldof, -onu istasyondan kye getiren arabacnn deyimiyle- grmeye deer, at koulu kupa arabasna bindi yneticinin, iinde hi de ho olmayan bir eksiklik duygusuyla; kyllerin, aralarndan setikleri, balarn isteksiz isteksiz sallayan ihtiyarlarla vedalap istasyona gitti. Keyifsizdi Nehldof. Bu keyifsizliinin nereden geldiini bilmiyordu, ama bir eye sklyordu can, bir eyden utanyordu. III Nehldof, Kuzminsk'ten, halalarndan ona kalan -Katyu-a'y tand- kye geti. Kuzminsk'de yaptn burada da yapmak istiyordu. Ayrca Katyua'yla, ocuuyla ilgili bilgi toplamaya alacakt. ocuun ldnn doru olup olmadn, nasl ldn aratracakt. Panovo'ya sabah erken geldi. Araba avluya girdiinde onu ilk artan, btn yaplarn, zellikle evin khne, bo grn oldu. Bir zamanlar yeil olan sa dam, uzun zamandan beri boyanmad iin pastan krmzya dnm, -frtnada olsa gerek- birka tabakas kalkmt. Evin duvarlarna kaplanm tahtalar kyller, pasl ivileri kararak yer yer sk-mlerdi. n tala da arka tala da kan merdivenler -arka tal ok iyi hatrlyordu- rm, paralanm, yalnz

kalaslar kalmt. Cam yerine tahta akl pencerelerde de, khyann oturduu blmde de, mutfakta da, ahrda da derin bir sessizlik vard. Bahede alabildiine dal budak salm aalar ieklerle donanmt. itin tesinde iek am vine, elma, erik aalar beyaz bulutlar andryorlard uzaktan. Leylk tpk on drt yl nce Nehldof, ebecilik oynarken on sekiz yandaki Katyua'yla alln arkasna kotuu, orada dp srgan otu kollarn yakt zamanki gibi am.t gene. Sofiya vanovna'nn - 243 evin yanna diktii, o zamanlar kck bir fidan olan karaam kocaman bir aa olmutu imdi. Sar-yeil ince yapraklara brnmt. Deirmene oluktan hzla inen derenin sesi geliyordu uzaktan. Derenin tesindeki ayrla kyllerin kark srleri otluyordu. Din okulunu yarda brakm khya glmseyerek karlad Nehldof'u avluda, glmsemeye devam ederek alma odasna buyur etti onu, gene glmseyerek -ok deiik bir ey vaat ediyordu sanki glmsemesi- blmenin arkasna geti. Blmenin arkasnda fis-kos konumalar oldu bir sre, sonra ses kesildi. Bahiini alan arabac dnp kt avludan; ngraklarn sesi giderek uzaklat, kayboldu sonunda, derin bir sessizlik kaplad gene her yan. Yalnayak, ilemeli gmlek giyinen kulaklarnda kpe yerine iplik olan bir kz koarak geti pencerenin nnden; arkasndan, kaln izmelerinin altndaki kabaralar topraa vurduka ses karan bir kyl geti. Nehldof pencerenin yannda oturmu baheye bakyor, her sese kulak kabartyordu. ki kanatl pencereden giren taptaze ilkbahar yeli, srlm toprak kokusu dolduruyordu odaya; Nehldof'un terli alnnda salaryla oynuyor, pencerenin bakla yer yer oyulmu altlndaki ktlar hrdatyordu. Dereden doru, amar ykayan kyl kadnlarn slak amarlara pepee indirdikleri kaln sopalarn ap, ap, ap sesleri geliyor; bu sesler, gnein altnda prl prl parlayan ayrlara doru uzanyor, suyun deirmen arknda kard tekdze grltye karyor; Nehldof'un kulann dibinde bir sinek rkek rkek vzldayp duruyordu. Nehldof, burada br zamanlar gene ayn sesleri duyduunu hatrlad birden: Tertemiz bir genti; kadnlarn slak amarlara vurduklar kaln sopalarn ap, ap sesleri deirmenin tekdze grlts karyordu gene. Ilk ilkbahar yeli slak alnnda salaryla oynuyordu, bakla oyulmu pencere altlndaki ktlar hrdatyordu, bir sinek rkek rkek vzldyordu kulann dibinde. Nehldof, o zamanki gibi on sekiz yanda hissetmiti kendisini imdi; ama yle din, temiz, gelecekten ok ey bekleyen bir gen olduu duygusuna kaplmt bir an. te yandan, -dte olduu gibi- byle bir eyin artk olamayacan da biliyordu. Derin bir hzn kaplad iini. - 244 - 245 Khya glmseyerek: - Yemei ne zaman istiyorsunuz? diye sordu. - Ne zaman isterseniz o zaman verin, a deilim. kp biraz dolaacam. - nce evi grseniz nasl olurdu, her ey yerli yerindedir. Grnz bir, geri dtan... - stemez, sonra grrm. Syler misiniz, Matryona Ha-rina adnda bir kadn var m burada? Katyua'nn teyzesiydi bu. - Var efendim, ama yola getiremiyorum onu bir rl. Kaak iki satyor. Kamyor gzmden, yakalyorum onu, azma geleni sylyorum, bana msn demiyor. Tutanak hazrlayacam, acyorum; yal kadn, torunlar var. Hep ayn glmseme vard khyann dudaklarnda. Nehi-dof'un houna gitmek, her eyi onun da bildiini anlatmak istiyordu sanki bu glmsemesiyle. - Nerede oturuyor? Onu grmek istiyorum. - Kyn te ucunda, sondan nc ev. Sol kolda kerpi bir ev vardr, ondan sonraki kulbe onundur. (Sevinle glmsedi khya.) Ben gtrrsem szi daha iyi olur. - Hayr, teekkr ederim, ben bulurum, siz kyllere haber yollayn ltfen, toplansnlar, toprak konusunda greceim onlarla. Nehldof, burada da Kuzminsk'de yaptn yapmak niyetindeydi. Yetitirebilirse akama kadar bitirecekti ileri. IV Nehldof avludan knca, ieklerin at, otlarn diz boyu olduu ayrn ortasndan geen, ok inenmi patikada plak, tombul bacaklaryla abuk abuk yryen, atkl -alacal bula-calyd atks,- kulaklarnda kpe yerine iplik olan bir kyl kz grd. Sol kolunu nnde sallyordu. Sa koltuunun altnda krmz bir horoz vard, sk sk tutuyordu onu. Horoz, sallanan krmz ibiiyie son derece soukkanl grnyordu. Yalnz arada bir gzlerini kaydryor, siyah bacaklarndan birini kh kaldryor, kh trnan kzn atksna takarak geriyordu. Kz, Neh-ldof'a yaklanca nce admlarn yavalatt, sonra tam yanndan geerken durdu, ban geri atp ne eilerek selm verdi ona; ancak Nehldof geince, koltuunun altnda horozla, yoluna devam etti. Nehldof kuyuya doru inerken, kaba bezden entarisi pislik iinde, dolu

iki kova tayan, iki bklm yal bir kadnla karlat. Yal kadn kovalar yavaa yere brakt, o da ban geri atp ne eilerek selm verdi Nehldof'a, Kuyudan sonra ky balyordu. Gneli, prl prl bir gnd; saat on olmutu, le sca bastrmt. Gkyznde toplanan bulutlar gnein nn kapyordu arada bir. Ac, keskin bir hayvan gbresi kokusu ama hi de kt bir koku deildi bu- doldurmutu her yan. Yeillikler arasnda kvrla kvnla daa kan yoldaki yk arabalarndan; daha ok da, Nehldof'un ak kaplarnn nnden getii avlulardaki kartrlm hayvan gbresi ynlarndan geliyordu bu koku. Arabalarn arkas sra yryen, pantolonlar, gmlekleri gbreden slak slak, yalnayak kyller, gri apkasnn ipek kordels gnete parlayan, her adm atta sap prl prl, gzelim bastonunu yere dokundurarak kyn iinde yryen bu grbz, uzun boylu beyi tepeden trnaa szyorlard. Tarladan dnen kyller, bo arabalarnn src yerinde -trsla gittikleri iin sarsla sarsla- apkalarn karp, kylerine gelen bu tuhaf adam akn baklarla izliyorlard. Kadnlar avlu kapsna ya da tala kyor, birbirlerine gsteriyorlard onu. nnden getii drdnc avlunun kapsnda, tekerlekleri gcrdayarak dar kan bir araba durdurdu Nehldof'u. Tka-ba-sa gbre doluydu araba, gbrenin zerine de oturmak iin bir post seriliydi. Arabaya binecei iin heyecanl, alt yanda bir ocuk, arabann arkasndan yryordu. Ayaklarnda sandallar, gen bir kyl geni admlarla yryerek at dar karyordu. Uzun bacakl tay, kapdan birden km, ama Nehldof'tan rkerek arabaya sokulmam, ayaklarn tekerleklere arpa arpa, huzursuzlanan, hafiften kineyen annesinin kapdan karmaya alt ar arabann nnden dar frlamt. Arkadaki at yalnayak, izgili pantolonlu, uzun gmlei pis, ince krek kemikleri kk, zayf, din bir ihtiyar sryordu. Atlar, kurumu hayvan pislii dolu, tekerlek izlerinin oyuk- 246 oyuk yapt yola knca yal adam dnp Nehldof'a selm verdi. - Bizim hanmlarn yeeni oluyorsun galiba? - Evet, Yal adam konukan bir insana benziyordu. - Ho geldin, dedi. Ne yapyoruz, ne ediyoruz onu grmeye mi geldin yoksa? Nehldof ne syleyeceini bilemeden: - Evet, evet, diye karlk verdi. Naslsnz bakalm? Konukan ihtiyar, kendisine sorulan bu soruya sevinmi gibi, abuk abuk konuarak: - Kt! dedi. ok kt. Nehldof sundurmann altna girerken: - Niin kt? diye sordu. htiyar, Nehldof'un arkasndan girdi sundurmann altna. Temizlenmi yere doru yrd. - Yaaymz kt, dedi. ok kt hem. Nehldof da arkasndan gitti. Yal adam, gbre ynn stnde, ellerinde trmklar, baldrlarna kadar vck vck gbrenin iine batm, bartleri yana kaym, terden srlsklam iki kadn gstererek devam ediyordu: - On iki can var evde. Ayda yz okka buday ister, nereden bulacaksn? - Kendi ektiin yetmiyor mu sana? htiyar manal manal glmsedi. - Kendi ektiim mi?! can besleyebilir ancak benim yerim; geen yl topu topu sekiz yn ekin kaldrdk, yl bana kadar yetmedi bize. - Ne yapyorsunuz yleyse? - Hi ne yapacaz... bir olumu ii yaptm, sayenizde birka kpek kazanyor. Byk orucun son gnne kadar bulduumuzu biriktirdik, vergiyi bile deyemedik hl. - Ne kadar vergi veriyorsunuz? - te bir zerinden on yedi ruble. ok zor, inann ki efendim, ok zor; bunca ykn altndan nasl kalktmz biz de anlayamyoruz! Nehldof: - Evinize girebilir miyim? dedi. Henz temizlenmemi, trmkla kartrld iin kokan hayvan gbreleri arasndan eve doru yrd. htiyar, aplak ayaklaryla vck vck gbrelere bata ka, Nehldof'a yetiti, kapy aarken: - Buyur, dedi. Kadnlar bartlerini dzeltip, evlerine giren bu temiz giyimli, altn kol dmeli beye rkek bir merakla bakmaya baladlar. Evden gmlekli iki kz ocuu kt koarak. Nehldof apkasn kard, elenerek geti kapdan; ekimi yemek kokan, pis, dapdarack eve girdi. ki dokuma tezgh vard ierde. Sobann yannda zayf, damarl, yanm kollarn svam yal bir kadn ayakta duruyordu. Yal adam: - Bak, bey konuk geldi bize, dedi. Yal kadn entarisinin kollarn indirirken: - Buyurunuz efendim, diye mrldand. Nehldof:

- Nasl yaadnz yle bir grmek istedim de, dedi. - Nasl yaayacaz, grdn gibi ite. Dam ha ykld ha yklacak. Altnda kimse kalmasa bari. Bizimki, iyidir diyor hl. Bey gibi yaayp gidiyoruz anlayacan. le yemei hazrlyordum. Sabah beri alyorlar, ackmlardr. Yal kadn abuk abuk, ban sallayarak konuuyordu. Nehldof: - Ne yemeiniz var? diye sordu. - Ne yemeimiz mi? yidir yemeimiz. nce ekmekle kvas, ('] peinden kvasla ekmek. Yal kadn kck kalm dilerini gstererek glmsedi. - aka bir yana, bugn le yemeinde yiyeceklerinizi gsterin bana. Yal adam glmsedi. - Yiyeceklerimizi mi? yle ok eyler yemeyiz biz. Gster ona, hanm. (') avdardan yaplan boza kvamnda koyu bir ikiye verilen ad.- 248 - Bizim ky yemeklerini mi grmek istedi cann? Bakyorum da ok meraklsn bey. Her eyi renmek, bilmek istiyorsun. Syledim ya ekmekle kvas diye. Sonra pancar orbas yeriz. Dn bezelye getirdilerdi... Sonra patates... Nehldof: - Baka br ey yemez misiniz? Yal kadn glmseyerek kapya bakt. - Bir de st ieriz ite. Kap akt. ocuklar, kucaklarnda bebekleriyle kyl kadnlar doldurmutu hol; kapnn nne ylm, kyl yemeini inceleyen tuhaf beye bakyorlard. Yal kadn -besbelli- bir beyle serbeste konuabildiini gstermek istiyordu onlara, bununla nyordu. Yal adam: - Ah bey, ah, dedi, hi iyi deildir bizim yaaymz; daha ne diyeyim sana? Dnp, kapda toplananlara bard: - Ne oluyorsunuz be? Nereye? Nehldof, sebebini bilmedii bir sklganlk, utan duyarak: - Neyse, dedi, hadi hoa kaln. Yal adam: . - Gelip durumumuzla ilgilendiin iin ok ok teekkr ederiz sana, dedi. Nehldof, holde birbirini sktrarak yana ekilen kyllerin arasndan geip dar kt. Arkasndan yalnayak iki ocuk frlad avluya; biraz daha byk olannn stnde pis -bir zamanlar beyaz- bir gmlek vard; tekinin gmleiyse soluk pembeydi. Nehldof bakt onlara. Beyaz gmlekli ocuk: - imdi nereye gidiyorsun? dedi. - Matryona Harna'nn evine. Tanyor musunuz onu? Pembe gmlekli ocuk nedense gld, teki arbal bir tavrla: - Hangi Matryona? diye sordu. Yal olan m? - Evet. - O-o, diye uzatt ocuk, Semyon'un ninesini aryorsun. Gtrelim seni. Hadi Fedya, gtrelim onu. - Ya atlar? - 249 - Bo ver! Fedka bo verdi atlara, beraber yrdler. Nehldof ocuklarn yannda daha bir rahat hissetti kendini. Yolda konumaya dald onlarla. Pembe gmlekli olan k glmeyi brakm, o da by gibi arbal, akllca konumaya balamt. Nehldof: - Sizin kyde en yoksul kimdir? diye sordu. - Kim mi? Mihayla yoksuldur, semyon Makarof, sonra Marfa. En yoksul Marfa'dr. Kk Fedka: - Ya Anisya, dedi, o daha yoksuldur. Bir inei bile yoktur, dileniyorlar. Beyaz gmlekli by itiraz etti: - nei yok ama candrlar evde, Marfa be candr. K Anisya'y savunuyordu: - stelik kocas yok zavallnn, ld. - Anisya'nn yok da Marfa'nn var m sanki, o da dul saylr, yok ki kocas. Nehldof: - Nerede? diye sordu. Byk ocuk, kyllerin hep kullandklar deyimi kullanarak cevap verdi: - erde bitleri besliyor. Pembeli kk ocuk atld: - Geen yaz bey koruluundan iki kayn aac kesti diye ieri attlar onu. Alt aydr yatyor; kadncaz ocuuyla yal anasna bakabilmek iin dileniyor.

Byk adam gibi konuuyordu. - Evi nerede? diye sordu Nehldof. ocuk, hemen yandaki evi gsterdi. Evin nnde, tam yolun kenarnda beyaz bal, da doru kvrk bacaklarnn zerinde glkle ayakta duran, sallanan, kck bir bebek vard. Evden koarak kan kir pas iinde bir kadn -kl dkl-250 251 mutu sanki bandan aa- Nehldof'un nnden korkuyla atlayp, -yabancnn, ocuuna bir ktlk yapacandan kor-kuyormu gibi- kapt ocuu. - Nereye gidiyordun be yavrum, Vaska'm... A!p ieri gtrd bebei. Kocas, Nehldof'un koruluundan kayn aac kesti diye ceza evinde yatan kadnd bu. Matryona'nn evine yaklatklarnda Nehldof: - Matryona da yoksul mu? diye sordu. - Ne yoksulu, dedi, iki satyor. Matryona'nn evine gelince ocuklar geri yollad Nehldof, ieri girdi. Yal kadnn kulbesi pek kkt. Sobann arkasndaki karyola irice bir adamn ayaklarn uzatp yatamayaca kadar ksayd. Katyua bu karyolada dourdu, hasta yatt diye dnd Nehldof. Evin iini byke bir dokuma tezgh kaplamt; Nehldof ban alak kapya arparak ieri girdiinde yal kadn en byk kz torunuyla tezgh hazrlyordu. Nehidof'un arkasndan koarak iki torun daha geldi, kapda durdular. Tezgh bir trl kuramad iin can sklan yal kadn fkeli: - Kimi aryorsunuz? dedi. Ayrca, yasak iki satt iin tanmad her eit konuktan kuku ederdi. - Kyn sahibiyim, sizinle konumak istiyordum biraz. Yal kadn bir an susup, Nehldof'un yzne dikkatli dikkatli bakt, sonra birden deiti yz. Yapmack bir sevgiyle: - Ah aslanm benim, diye balad, ne aptalm ben de, tanyamadm seni, kyden geen bir yabanc sandm. Ah yiidim benim... Nehldof kapya bakp; ocuklar, ocuklarn arkasndaki, kucanda eski pskler iinde, soluk yzl, ama glmseyen bir bebek tutan sska kadn gstererek: - Yalnz konuamaz myz? dedi. . Yal kadn, kapda duranlara bard: - Ne o, hi adam grmediniz mi? imdi gsteririm size ben, bastonum nerede? Kapayn u kapy! ocuklar gittiler, ocuklu kadn kapy kapad. Yal kadn: - Kimdir bu gelen acaba diye dnyordum ben de, diyordu. Meer kim gelmi! Benim biricik aslanm, gzelimmi gelen! renmedin de evime girdin demek. Ah ne prlanta bir kalbin vardr senin! uraya otur anam babam, u iskemleye otur. -skemleyi bartsyle silerek uzatt ona.- Hangi Allann cezas geliyor gene diye dnrken ka ka kim ikt karma! Bizim iyi yrekli velinimetimiz... Kusuruna bakma bu kocakarnn, gzlerim uza semiyor artk. Nehldof oturdu. Yal kadn, sa kolunun sivri dirseine sol koluyla destek yaparak sa elini yanana dayam, Nehldof'un karsnda ayakta duruyor, ince sesiyle konumaya devam ediyordu: - Sen de yalanmsn efendim. Taptaze bir delikanlydn, kmsn! ok sknt ektiin belli! - unu sormaya geldim sana: Katyua Maslova'yi hatrlyor musun? - Katerina'y m? Hatrlamaz olur muyum? Yeenim olur... Nasl hatrlamam, az m gzya dktm onun iin. Her eyden haberim var. Size unu syleyeyim efendim, gnahsz, hi su ilememi insan olur mu? Genlikte olur byle eyler. eytan kandrd demek, kandrr tabi, onun kandramayaca insan ok azdr. Elden ne gelir! Geri braktn onu, ama yz ruble verdin de braktn. Ya o ne yapt? Akll uslu yaayp gitmesini bilemedi. Beni dinleseydi ok iyi olurdu onun iin. Yeenimdir geri ya, ne yalan syleyeyim, ruhu ktdr. yi bir yere koydum onu, boyun emek istemedi, azna geleni syledi beye. Biz beylere lf syleyebilir miyiz hi? Hemen iine son verdiler. Sonra ormancnn evinde de kalabilirdi, oray da istemedi. - ocuu soracaktm. Burada, sizin yannzda dourdu, deil mi? ocuk nerede? - ocuk iini o zaman ok iyi dndm ben, efendim. Anasnn bir daha ayaa kalkacandan umudum yoktu, ok fena olmutu. ocuu gerektii gibi vaftiz ettirdim, yuvaya yolladm. Anas lrken ne diye eziyet ektireydim Tanrnn meleine? Bazlar yle yapyor, annesi lnce bakan olmuyor yavruya, lp gidiyor zavall. yisi mi yuvaya yollayaym onu, dedim. Para vard nk, anlayacan, yolladk onu. J- 252 - 253 - Orada numara falan verdiler mi ona? - Verdiler ya, pek yaamad zaten, hemen ld. Kadn, gtrr gtrmez ld, dedi. - Hangi kadn? - Skoroni'de oturuyordu. Bu gjbi ileri o yapard. Ad Ma-lanya'yd. ld. ok akll bir kadnd. yi becerirdi byle eyleri! Bazan bir bebek getirirlerdi ona, alrd ocuu, evinde bakard ona; drt ocuk birikene

kadar saklard ocuu evinde, sonra hepsini birden gtrrd. Her eyi bir bakayd canm onun: karyola gibi kocaman bir beii vard, onda yatrrd ocuklar. Eli de yatknd bu ilere. Drt ocuu birden alrd kucana; birbirine vurmasnlar diye balarn ayr koyar, ayaklarn bir yere toplard. Emzikleri de azlarna verdi mi kesilive-rirdi sesleri yavrularn. - Sonra ne oldu? - Hi, ne olacak, Katerina'nn ocuunu da gtrd. ki hafta kendi evinde bakt. Orada ne olduysa oldu yavruya zaten, zayflad. - Nasl bir ocuktu? - Nur topu gibiydi. Yal kadn gz krparak: - Tpk sendin, diye ekledi. - Niin zayflad? Verdiiniz kadn bakmamtr ona, a brakmtr. - Tabi! Bakar m hi! Kendi ocuu deil ki baksn. Oraya canl gtrmekti onun ii. Moskova'ya kadar gtrm, yle dedi, gtrm ama, orada lm ocuk. Gtrdn gsteren kt da alm oradan. Akll kadnd. Nehldof'un, oluyla ilgili elde edebildii bilginin hepsi bu kadarla kald. VI Nehldof oda kapsnda da d kapda da ban birer kere daha vurduktan sonra sokaa kt. ocuklar beyazl pembe-li- bekliyorlard onu. Birka ocuk daha katlmt onlara. Kucaklarnda bebeklerle birka da kadn bekliyordu onu. Kucanda, eski psklere sanl, renksiz, kansz ocuunu tutan sska kadn da aralanndayd. Kucandaki ocuun strap okunan kk yznde tuhaf bir glmseme vard; uzun, ince parmaklarn durmadan oynatyordu. Bunun strap glmsemesi olduunu biliyordu Nehldof. Bu kadnn kim olduunu sordu. Byk ocuk: - Sana sylediim Anisya ite, dedi. Nehldof, Anisya'ya dnd: - Neyle geinirsin sen? Ne yer iersin? Anisya: - Neyle mi? dedi, onun bunun verdii birka lokma ekmekle. Alamaya balamt. Kucandaki ocuk kkr kkr glyor, solucan andran ince bacaklarn sallyordu. Nehldof para czdann karp on ruble verdi kadna. Daha iki adm atmamt ki, kucanda ocukla bir kadn koup yetiti-arkasndan, sonra yal bir kadn, bir kadn daha... Hepsi yoksulluundan sz ediyor, yardm istiyordu. Nehldof, czdanndaki altm rubleyi datt onlara; iinde mthi bir skntyla eve, yni khya'nn yanna dnd. Khya glmseyerek karlad Nehldof'u, kyllerin akama toplanacaklarn syledi. Nehldof teekkr etti ona, eve girmeyip baheye kt; elma aalarndan dklen beyaz beyaz iek yapraklarnn rtt, otlar bitmi dar yollarda dolamaya balad. Grdklerini dnyordu. Khyann kald blm sessizdi nce, sonra birbirinin szn keserek barp aran iki kadn sesi duydu Nehldof. Arada bir de khyann keyifli, sakin sesi iitiliyordu. Nehldof kulak kabartt. fkeli bir kadn sesi: - Gcm yetmez benim, anlamyor musun? Din iman yok mu sende? diyordu. teki ses: - Girmesiyle kmas bir oldu inan ki. Ver unu diyorum sana. Zavall hayvana eziyet etme bouna, ocuklarm stsz koma. Khyann sakin sesi duyuluyordu aradan: y - 254 - Ya cezan ver, ya da sylediim kadar al. Nehldof baheden kp kapya geldi. Birinin karn burnunda, stleri balar perian iki kadn vard merdivenin dibinde. Khya, ellerini pardssnn cebine sokmu, merdivende duruyordu. Beyi grnce kadnlar sustular, bartlerini dzelttiler. Khya ceplerinden kard ellerini, glmsemeye balad. Khyann anlattna gre, kyller buzalarn, hatt ineklerini mahsus bey tarlasna salmlard. Bu kadnlarn iki inei tarlada yakalanm, ahra alnmt. Khya inek bana otuz kpek istiyordu kadnlardan, ya da iki gn almalarn. Kadnlar, ineklerinin ayrda ok az kaldklarn, para veremeyeceklerini, meteliklerinin olmadn sylyorlard. alacaklard, sz veriyor, yemin ediyorlard. Bir istekleri vard yalnz; sabahtan bert ahrda a susuz duran, ac ac baran, ineklerin geri verilmesini istiyorlard. Khya -tank olmasn istiyormu gibi Nehldof'a bakarak- glmsedi. - Ka kere syledim size, dedi, yemee gittiiniz zaman hayvanlarnz babo brakmayn diye. - ocua gittim bir kou, kamlar. - Gitmeyeydin. - Kim yemek verseydi ocua? Alktan m lsn zavall? teki kadn: - Ekine bir zarar vermi olsa gam yemezdim, girmesiyle kmas bir oldu, diyordu.

Khya, Nehldof'a dnd: - Hep tarlalara salyorlar hayvanlarn, dedi. Biraz yumuak davransak ekini hep yedirecekler. Gebe kadn: - Yalan syleme, diye bard. Benim hayvanlarm hi girmediler tarlaya bugne kadar. - Bugn girdiler ite, ya paray ver ya da al. Kadn fkeyle: - Syledik ya, alacam! diye bard, brak hayvan, alktan geberecek! Gece gndz alrz, gene yetmez, gene yetmez. Kaynanam hasta. Kocam yok burada. Her ie ben kou-255yorum, durumumu da gryorsunuz, dermanszm. Allah nasl bilirse yle etsin seni. Nehldof inekleri salvermesini syledi khyaya; dnp baheye gitti gene. Dnmek istiyordu, oysa dnecek bir ey kalmamt artk onun iin. imdi her ey apakt; bylesine apak olan insanlarn nasl oluyor da gremediklerine, onun da imdiye kadar gremediine ayordu. Halk can ekiiyor, altrm kendini bu hayata, yadrgamyor. ocuklarnn lmesi, kadnlarn glerinin yetmeyecei ileri yapmak zorunda braklmalar, herkesin, zellikle yallarn eksik beslenmeleri olaan geliyor onlara. Halk yava yava ylesine alm, benimsemi ki bunu, yaaynn korkunluunu gremiyor, yaknamyor hi. Bu yzden biz de bu durumun olaan olduunu sanyoruz. Halkn -kendisinin de farknda olduu- yoksulluunun en nemli nedeninin, tek beslenme kayna toprann, toprak sahiplerince elinden alnmas olduunu ak seik gryordu imdi. te yandan, ocuklarn, yallarn st iemedikleri iin ld de akt. St de, hayvanlarn otlatabilecekleri topraklarnn olmamasndan yoktu. Halkn srnmesi, onu besleyen topran onun elinde deil de bakalarnn -toprak zerindeki bu hakkndan yararlanarak onun emeini smren insanlarn- elinde bulunmasndand. Hi deilse, balca nedeni buydu halkn srnmesinin. Ona ylesine gerekli olan, ocuklarn lmden kurtarabilecek bu toprak -verdii buday yurt dna satlsn, sahipleri kendilerine apkalar, gzel gzel bastonlar, kupa arabalar, ss eyalar v.b. alabilsinler diyeyoksulluun son kertesine getirilmi bu insanlarca ileniyordu. itle evrili bir yere kapatlm atlarn, oradaki btn otu yedikten sonra, karnlarn doyurabilecekleri yere kmalarna izin verilmedike eriyip bitecekleri, lecekleri ak olduu kadar, kyllerin bu durumu da ak seikti imdi onun iin... Olmamas gereken, korkun bir eydi bu. Buna engel olmak iin bir yol bulmal, hi deilse kendi katlmamalyd. Evin yaknndaki, iki yannda kayn aalar uzanan yolda bir aa bir yukar dolarken dnyordu kendi kendine Bulacam bu yollar, yzde yz bulacam. Aydn evrelerde, devlet kurumlarnda; gazetelerde halkn yoksulluunun nedenlerinden, onu kalkndrabile-256 ek yollardan dem vurulur hep; ama halk kesinlikle kurtaracak, kalkndracak yolu es geerler hep; hayat kayna topra ona geri vermeyi bir yol saymazlar. (Henry George'un retisini, bir zamanlar bu retiye nasl balandn hatrlad; btn bunlar unutabildii iin kendi kendine at.) Toprak mlkiyeti diye bir ey olamaz; alnp satlamaz toprak, su gibi, hava gibi, gne gibi herkesindir o. Toprak zerinde de, onun insanlara verdii her ey zerinde de herkesin eit hakk vardr. Kuzminsk'-de yaptklarn hatrladka niin utan duyduunu imdi anlyordu. Kendi kendini kandrmt. Bir insann toprak zerinde hakk olamayacan bile bile kendine tanmt bu hakk, kyllere -ruhunun derinliklerinde onun olmadn bildii- toprann birazn armaan etmiti. Burada da ayn eyi yapmayacakt imdi, Kuzminsk'de olduundan baka trl davranacakt. Ne yapacan kararlatrmt: Topra kyllere kiraya verecek, kiray da kyllerin kendi paras olarak kabul edecekti. Kyller bu parayla vergilerini deyecek, kyde yaplmas gereken eyleri yapacaklard. Bir Sing!e-tax (') deildi bu, ama gnn koullar iinde ona en yakn olan yoldu. nemli olan, Nehldof'un toprak zerindeki hakkndan vazgemesiydi. Eve gelince khya gle bir yzle karlad onu, yemee buyur etti. Karsnn, kulaklar iplikli kzla birlikte hazrlad yemeklerin fazla pimi, yanm olduundan korktuunu syledi. Kaln bir rt vard masann zerinde. Peete yerine elii ssl havlular konmutu. Sap krlm, vieux-sax P) bir ksede, siyah bacaklarnn bir birini, bir brn uzatan horozun suyuna yaplm patates orbas vard. orbann peinden, kesilmi, hatt para para edilmi, kllarnn ou hl zerinde olan, kzartlm horozu getirdiler. Sonra yal, bol ekerli st tatls verdiler. Btn bunlar son derece lezzetsiz olduklar halde, Nehldof, ne yediini farketmeden yiyordu hepsinden; kyden dnte iini saran o can skntsn birdenbire zmleyen dncelerine ylesine dalmt. Kulaklarnda kpe yerine iplik olan rkek kz yemekleri ve(') Tek vergi (ngilizce). (") Eski Saksonya ii porselen (Franszca). - 257 rirken khyann kars ban uzatp bakyordu kapdan; khya, karsnn yemek piirmekteki ustalndan gs kabararak, giderek daha bir sevinle glmsyordu.

Yemekten sonra Nehldof, khyay zorla masaya oturttu; kendi kendini yoklamak, ayn zamanda da, bir kimseye almak iin, topran kyllere nasl dataca zerine dncelerini anlatt ona, bu niyetini nasl bulduunu sordu. Khya, ayn eyi kendisi de eskiden beri dnrm, bunu duyduuna ok sevinmi gibi glmsedi; oysa hi bir ey anlamyordu Nehldof'un sylediklerinden. Anlamamas da Nehldof'un anlatamamasn-dan deil; anlattklarndan Nehldof'un, bakalarnn yarar iin kendi haklarndan vazgetii anlam kmasndand. Her insan bakalarnn zararna, kendi kar iin alr, ancak, dncesi khyann iinde ylesine yer etmiti ki -Nehldof topran gelirinin kyllerin ortak parasna katlacan anlatrkenburada anlayamad bir eyin olduunu dnyordu. Glmseyerek: - Anladm, dedi. Bu ortak paradan yzde olacaksnz galiba? - Hayr. unu unutmayn ki, toprak kiisel mal olamaz hi bir zaman. - Haklsnz! - Bu nedenle, topran verdikleri de herkesindir. Khyann yzndeki glmseme kayboldu: - Gelirinizden olmayacak msnz ama o zaman? diye sordu. - Olacam. Khya gs geirdi, sonra glmsemeye balad gene. imdi anlamt. Nehldof'un birka tahtas eksik olduunu anlam, maln kyllere datmay aklna koyan Nehldof'un bu dncesinden kendine bir kar salama yollarn aratrmaya balamt hemen. Kendisi iin bir karn sz konusu olmadn, byle bir eyin olamayacan kesinlikle anlaynca da, Nehldof'un dncesiyle ilgilenmemeye balad; onun gnln ho etmek iin glmsyordu imdi. Khyann onu anlamadn grnce Nehldof brakt onu; kendi de, zeri mrekkep lekesi dolu, bakla oyuk oyuk yaplm masaya oturdu, dncelerini kda aktarmaya koyuldu. Dirili - F: 17- 258 Gne, yeni yaprak am hlamur aalarnn arkasna inmiti bile. Sivrisinekler sryle ieri dolmu. Nehldof'u sr-yorlard. Nehldof yazmay bitirip kalktnda, kyden doru otlaktan dnen hayvanlarn barmalar, alp kapanan kaplarn gcrtlar, yava yava toplanan kyllerin konumalar duyuluyordu. Nehldof khyaya, kylleri eve armamasn, kendisinin kye gidip onlarla konuacan syledi. Khyann verdii birka bardak ay itikten sonra kye yolland, VII Muhtarn avlusunda toplanm kyller kendi aralarnda konuuyorlard. Nehldof yaklanca ses kesildi, Kuzminsk'de olduu gibi, kyller apkalarn kardlar hemen: Burann kyls Kuzminsk'inkinden ok daha yoksuldu. Kzlar gibi kadnlar da kpe yerine iplik takmlard kulaklarna. Erkeklerin hemen hepsinin ayanda sandal vard, gmlekleri, ceketleri evde kendilerinin dokuduklar bezden yaplmt. Bazlar yalnayakt, iten geldikleri gibi, br gmlekleydiler. Nehldof kendini zorlad, konumasna, maln kyllere temelli vermek niyetinde olduunu syleyerek balad. Kyller susuyorlard, yz ifadelerinden en kk bir deiiklik olmamt. Nehldof, yznn kzardn hissediyordu. - nk, diye devam etti, bence toprak, onu ileyenin olmaldr, bakasnn deil. Her insann hakk vardr toprakta. Birka kyl: - Elbette, dedi. yledir zaten. Nehldof anlatmaya devam ediyordu. Topraktan elde edilenin kyller arasnda paylalacan, mal istedikleri fiyata alabileceklerini, deyecekleri paray gene kyn ilerinde kullanacaklarn syledi. Kyller arasnda, bunu beendiklerini belli eden sesler ykseldi. Ama erkeklerin cidd yzleri giderek daha bir ciddileiyordu. Balangta beye bakan gzler -hinolu hinlii anlald, kimseyi kandramayacak diye onu utandrmamak iin- yere inmilerdi imdi. Nehldof son derece ak konuuyordu, kyller de anlayl, kafas alan insanlard; ama khyann onu uzun sre anlayamad nedenden tr onlar da anlamyorlard onu, anlayamyorlard. Her insann nce kendi karn dneceinden kukular yoktu. Hele toprak sahiplerinin, kyllerin zararna daima kendi karn n plnda tuttuklarn birka kuaktan beri gryorlard hep. Bu yzden, toprak sahibi gelip de onlara yeni bir ey neriyorsa bu ite bir bit yenii vard yzde yz. Nehldof: - Ne kadar vermeyi dnyorsunuz? diye sordu. Kalabalktan sesler ykseldi: - Biz ne dnelim? Bize kalmam bu. Toprak sizin, stediiniz fiyat isteyebilirsiniz. - Anlatamadm galiba, vereceiniz para da sizindir gene, kyn ilerinde kullanacaksnz bu paray. - Bizim aklmz ermez byle eylere. Ky ileri baka, bu i baka. Nehldofun arkasndan gelen khya, durumu aklamak isteiyle glmseyerek: - Anlamyorsunuz, dedi, Prens parayla satyor size arazisini, sonra da bu paray ky ilerinde kullanlmak zere ortak paranza katyor.

Aznda tek di kalmam fkeli bir ihtiyar, gzlerini yerden kaldrmadan: - Anlamasna ok iyi anlyoruz, dedi. Banka gibi olacak. Gelgelelim, belli zamanlarda demek zorunda olacaz paramz. Buna youz biz; ar gelir bize nk, iyice bker belimizi. Sadan, soldan honutsuzluk bildiren, hatt kaba sesler ykseldi: - stemiyoruz. Eskisi gibi devam edelim daha iyi. Nehldof, bir anlama yapacaklarm, altna o da, kyller de imza atacaklarn hatrlatnca, fkeli itirazlar ykseldi kalabalktan: - Ne diye imza atacakmz? imdiye kadar altmz gibi alp gideceiz gene. Niin girielim byle bir eye? Cahil insanlarz biz. Bazlar baryordu: - Kabul etmiyoruz, grlm, duyulmu bir ey deildir bu nk! imdiye kadar nasldysa yle devam edelim daha 260 261 iyi. u tohum iini bir yoluna koyun, yeter. O zamana kadar kyllerin tohumu ekiliyordu, bey tohumunun ekilmesini istiyorlard. Nehldof, yrtk, prtk apkasn hazrolda bir er gibi sol elinde dimdik tutan, yrtk ceketli, yalnayak, gzlerinin ii glen, gen bir kylye dnd: - Kabul etmiyorsunuz demek, toprak sahibi olmak istemiyorsunuz? Askerliin etkisinden hl kurtulamad belli olan kyl: - Evet efendim, dedi. Nehldof: - Yeteri kadar topranz var yleyse? diye sordu. Askerliini yeni bitirmi gen kyl, eski apkasn -isteyene onu hemen vermeye hazrm gibi- nnde tutarak neeyle glmsedi: - Hi yok efendim. Bu duruma aan Nehldof: - Size sylediimi gene de bir dnn, dedi. Dileri dklm, sinirli ihtiyar, cidd: - Dnecek bir ey yok, diye mrldand. - Yarn akama kadar buradaym, dncenizi deitirirseniz haber yollayn bana. Kyller cevap vermediler. Nehldof eli bo dnd eve. Khya: - Grrsnz Prens, anlaamayacaksnz onlarla; ok inatdrlar. Dedikleri dediktir, vazgeiremeyeceksiniz onlar bir daha. Her eyden korkarlar. Geri raz olmadlar ya, o ihtiyarn da, esmer olannn da kafas alr aslnda. Bana gelirler bazan, oturturum, ay ierler (glmseyerek anlatyordu khya), konumaya dalarz, gnn olaylarn gerektii gibi deerlendirmesini bilirler. Kalabalk arasndaysa bambaka bir insan oluyorlar... - Kafas en ok alanlardan birkan buraya arsak, dedi Nehldof. Onlara bir kere daha anlatmaya alsam nasl olur acaba? Khya glmsedi: - Olur. - Syleyin yarn gelsinler yleyse. Khya daha bir sevinle glmsedi: - Olur, dedi, sylerim, yarn gelirler. * Besili ksrann stnde sarsla sarsla giden, tarak yz grmemi sa, sakal birbirine karm esmer kyl; zincirleri sakrdayan atyla yan sra yryen, ceketi lime lime, sska, yal kylye: - Ne anasnn gz adam! diyordu. Kyller osenin oradaki gece otlanda, kaamak olarak da bey koruluunda otlatmaya gtryorlard atlarn. - Bedava toprak vereceim sana, hele uraya imzan at-ver bir. Attklar kazklar yetmiyor bu zamana kadar... Yok canm, yok, bizim de gzmz ald artk. (Geride kalan taya bakt. Atn durdurdu.) Gel, gel! Ama arkada yoktu tay. - ayra dald. Arkada kalan tayn ayrda kineyerek kotuunu duyan sa sakal birbirine karm esmer kyl: - Beyin ayrnda ald gene soluu eolu essek, diye ekledi. Yrtk ceketli ihtiyar: - Otlar gene bym, dedi, bayramdan sonra kadnlar yarcla yollamal, dedi. Sa ba kark kyl, beyin konumas zerine dncelerini sylemeye devam ediyordu: - Bir imza atver uraya, sonra ben sana gnn gs-. teririm...

- Vallahi yle, dedi ihtiyar. Daha sonra sustular. Islak toprakta yalnz nal sesleri duyuluyordu. VIII Nehldof, ona hazrlanan odaya kt. Kuty yatak serili, iki yastkl, yksek bir karyola vard burada. Koyu krmz ipek yorgann zerine kk kk gller ilenmiti. Khyann kar-- 262 snn eyizindendi bu besbelli. Khya bir eyler yemesini syledi Nehldof'a: konuundan olumsuz cevap alnca, onu gerei gibi arlayamadklar iin zr dileyerek ekildi. Nehldof'u yalnz brakt. Kyllerin bu tutumu hi artmamt Nehldof'u. Tam tersine. Kuzminsk'de onun nerisini kabul ettiler, minnettarlklarn ona bir ok kereler bildirdikleri, buradaysa ona gvensizlik, hatt dmanlk gsterdikleri halde sakindi, sevinliydi. ersi havasz, pisti. Nehldof dar kt, baheye gitmek istedi; ama o geceyi, arka kapy, hizmetilerin blmn hatrlad. Kt anlarn kirlettii yerlerde dolamak istemedi can. Merdivene oturdu gene, kayn aacnn taze yapraklarnn keskin kokusu dolu lk havay cierlerine ekerek uzun sre bakt karanlk baheye, deirmenin sesini, blbllerin -tam merdivenin dibindeki kk aata sesi slk gibi kan bir kuun daha- tn dinledi. Khyann odasnda k snd. Douda, ambarn dam zerinde ay kpkzl ykseliyordu. Donuk i yeillenmi baheyi, khne evi daha bir aydnlatmt imdi. Uzaklardan gkgrltleri geliyor, gkyzn kara bulutlar kaplyordu. Blbller, kular susmutu. Deirmenin grlts arasndan kazlarn barmas duyuluyordu yalnz. Daha sonra kyde, khyann avlusunda erkenci horozlar -havann bozaca scak gecelerde her zaman yaptklar gibi- ok erken tmeye baladlar. Horozlarn erken tmesini iyiye yorarlar ounlukla, halk arasnda byle bir inan vardr. Nehldof iin iyiden de ok teydi bu gece. Nee dolu, mutlu bir geceydi bu. Tertemiz bir gen iken burada geirdii o yazn ans canlanmt iinde. Yalnz o zaman deil, hayatnn en iyi anlarnda olduu gibi hissediyordu kendini imdi. On drt yanda bir ocukken, gerei ona gstersin diye. Tanrya yakard; ayrlrlarken annesinin dizine yatp hngr hngr alayarak, daima iyi, drst olacana, onu hi zmeyeceine sz verdii zamanlarda olduu gibi hissediyordu kendini; Nikolay ignatyef le iyi her eyde birbirlerini lnceye kadar desteklemeye, insanlar mutlu etmek iin var gleriyle almaya karar verdikleri gnlerdeki Nehldof olmutu... Kuzminsk'de evine, koruluuna, malna, mlkne nasl acdn hatrlad; imdi de acyp acmadn sordu kendi kendi- 263 ne. Bir zaman acyabilmi olmas bile tuhafna gidiyordu imdi. Bugn grdklerini yle bir geirdi aklndan. Onur korusundan aa kesti diye ceza evine atlan adamn, ocuklaryla bir bana kalm kadn; onlarn durumundaki kadnlarn beylere metres olarak satlmak zorunda olduklarna inanan -hi deilse, byle syleyen- korkun Matryona'y hatrlad onun ocuklara kar tutumu, onlarn yuvaya gtrl, pl prtya sarl, beslenememekten bir deri bir kemik kalm, glmseyen ocuk geldi gzlerinin nne. A ineine bakamad diye Nehldof iin almak zorunda braklan, bitkin, gebe kadn grr gibi oldu. Ceza evini, tral kafalar, hcreleri, o iren kokuyu, zincirleri, btn bunlarn yannda da bakent sosyetesinin ar lksn hatrlad. Hepsi de son derece canl, ak seikti bu anlarn. Parlak dolunay ambarn arkasndan ykselmiti. Avluda siyah glgeler uzuyor, ykk dkk evin teneke dam parlyordu. Susmu blbl, bu gzel n boa gitmesini istemiyormu gibi, bahede tmeye balamt gene. Nehldof, Kuzminsk'de her eyi enine boyuna dndn, neyi nasl yapaca sorularna birer cevap bulmaya altn hatrlad. Nasl da kafasn kartrmt bu sorular, her soruya bir sr cevap vard, bunlardan birini semek ylesine gt... Oysa imdi de soruyordu kendi kendine ayn sorular, cevaplarn kolayca veriyordu. Bu kolaylk artyordu onu. Sonunun ne olacan hi umursamad, yalnzca ne yapmas gerektiini dnd iin kolay geliyordu ona bu sorular imdi. alas bir durumdu, kendisiyle ilgili sorunlar bir trl zmle-yemiyor, bakalar iin yapmas gereken eyleri kesinlikle biliyordu. Topra kyllere vermesinin gerektiini, nk toprak sahibi olmann kt bir ey olduunu biliyordu imdi. Katyua'-y brakmamas gerektiini, ona yardm etmek, ona yaptn demek iin her eye hazr bulunmak zorunda olduunu da biliyordu kesinlikle. Bu mahkemelerde, cezalar bakalarnn gremedii bir eyleri grdn hissediyor; onlar incelemek, renmek, kendi kendine aklamak zorunda olduuna inanyordu. Btn bunlarn sonundan ne kacan bilmiyordu, ama birinciyi de, ikinciyi de, ncy de yapmas gerektiinden kukusu yoktu. Bu kararllk houna gidiyordu ite.- 264 Kara bulutlar iyice kaplamit gkyzn; ay yerini btn avluyu, krk dkk evi aydnlatan imek na brakmt. Gk tam tepede grlyordu imdi. Kular susmutu, yapraklar hrdamaya balam bu kez; rzgr, Nehldof'un oturduu merdivene kadar geliyor, salaryla oynuyordu. Bir damda tkrdamaya balad yamur, bir imek aydnlatt her yan; Nehldof e kadar saymamt ki daha, korkun bir patlama oldu tepesinde, grlt uzaklara doru yayld. eri girdi Nehldof; Evet, evet, diye dnyordu. Hayatmz, hayatmzn anlamn anlayamyorum, anlayamam da: Halalarm niin yaadlar? Nikolay Ignatyef'ik niin ld? Katyu-a niin kt karma? Niin

yaptm o delilii? Niin savatk? Ya savatan sonraki o lgn yaaym niyeydi? Benim elimde deildi bunlarn hi biri, hepsi de yce bir kuvvetin iiydi. Bu kuvvetin alnma yazd eyi yapp yapmamaksa benim elimdedir. Bunu yaptm zamanlar mutlu oluyorum ancak. Yamur bardaktan boanrcasna yamaya balamt; damdan grltyle akarak fya doluyordu yamur sular. imek daha bir seyrek aydnlatyordu imdi evle avluyu. Nehldof odasna kt, soyunup yataa girdi. Yrtk, pis duvar ktlarnn varln haber verdii tahtakurularndan korkmuyor da deildi. Evet, beylii brakp uak olmal, diye geirdi iinden. Houna gitmiti bu dnce. Korktuu geldi bana. I sndrr sndrmez, tahtaku-rularnn saldrsna urad. Mal, mlk kyllere verip Sibirya'ya gitmek pislik, bite, tahtakurusuna yem olmak demektir... Elden ne gelir, bunlara katlanmam gerekiyorsa katlanrm gene de, kalkp ak pencerenin nne oturdu; uzaklaan bulutlar, gene gzken dolunay seyre dald. IX Ancak sabaha kar uyuyabildi Nehldof, bu yzden de devrisi gn ok ge kalkt. Khyann ard seilmi yedi kyl gn ortasnda elma bahesine geldiler. Khya bir elma aacnn altna, yere kazk - 265 aktrarak kk bir masayla peykeler yaptrmt. Kyller uzun konumalardan sonra apkalarn giyip peykelere oturmaya raz oldular ancak. imdi temiz sandallar giyen, askerden yeni gelmi gen kyl, apka denecek yeri kalmam apkasn cenazelerde olduu gibi nnde tutuyordu. Michel Angelo'nun yaptlarmdaki ihtiyarlan andran; ak sakal bukle bukle; gnete yanm kahverengi, geni alnn gr, kvrck, ak salar evreleyen, arbal, yal bir kyl, apkasn giyip, ev dokumas kumatan, temiz ceketinin nn ap oturunca teki kyller de oturdular.. Onlar yerletikten sonra, Nehldof da karlarna oturdu; dirseklerini masaya, dncelerini, plnlarn yazd kdn zerine koydu. Kyllerin azlndan m, yoksa kendiyle deil de ile ilgilendiinden mi nedendi bilinmez, bu keresinde son derece serbestti Nehldof. Konuurken, ak sakal bukle bukle ihtiyara bakyordu daha ok; onun itiraz etmesini ya da sylediklerini onaylamasn bekliyordu. Ne var ki, Nehldof, ihtiyar zerine dncelerinde yanlmt. Geri temiz yzl ihtiyar, gzel ban arada bir evet anlamna, teki kyller itiraz ettiklerinde de kalarn atarak iki yana sallyordu ya, Nehldof'un szlerini glkle -o da, yanndakiler Nehldof'un sylediklerini onlarn dilinde tekrar ettiklerinde- anlayabildii belliydi. Bu ihtiyarn hemen yannda oturan, bir gz a, kaba kumatan yamal bir pards giyinen, potinlerinin alt delik deik, yok denilecek kadar az sakall, ufak tefek ihtiyar ok daha iyi anlyordu Nehldof'un sylediklerini. Kalarn oynatarak olanca dikkatiyle dinliyordu onu, Nehldof'un sylediklerini kendi dilleriyle tekrar ediyordu hemen. Gzlerinde zek prltlar olan ak sakall, ksa boylu ihtiyar da hemen anlyordu. Nehldof'un szlerine kar her frsatta alayl, akac karlklar veriyor, besbelli kendini gstermek istiyordu. Askerliin etkisiyle sersemlememi, anlamsz asker sylevlerine almam olsayd, askerden yeni gelen gen de kavrayabilirdi durumu. Nehldof'un anlattklaryla en ciddi ilgilenen kaln sesli, top sakall, ev dokumas kumatan temiz bir elbise, yeni sandallar giymi uzun burunlu adamd. Hep dinliyor, ancak gerektii zaman konuuyordu. Geri kalan- 266 iki ihtiyar -biri, dn Nehldof'un nerisine ylesine bararak olumsuz cevap veren, dileri dklm ihtiyard; teki de sa sakal aarm, temiz yzl, ince bacaklarna yapm uzun izmelerini sk sk balam, topal, uzun boylu bir ihtiyard- ikisi de dikkatle dinledikleri halde, hemen hi konumuyordu. Nehldof nce toprak mlkiyeti zerine dncelerini aklad: - Bence toprak parayla alnp satlamaz, dedi. nk, satlrsa paras bol olan alr onu; sonra da, topra olmayandan, ondan yararlanmasna karlk istediini alr. Topraa basmasna bile para almadan izin vermez. Gzlerinin ii glen, ak sakall ihtiyar: - O zaman kanat takp umak kalr bize de, dedi. Uzun burunlu adam kaln sesiyle: - Doru, diye ekledi. Askerden gelmi kyl onaylad: - yle. Temiz yzl, topal ihtiyar: - Kadncaz inee ot kesti diye yakalayp kodese tktlar onu, dedi. Dileri dklm sinirli ihtiyar: Be verst tede yer kiraya veriyorlar, ama yle bir fiyat istiyorlar ki, yanna varlmyor, diye ekledi. Canmz alacaklar ellerinden gelse. Nehldof: - Ben de sizinle ayn dncedeyim, dedi, toprak sahibi olmay da gnah sayyorum. Bu yzden size vermek istiyorum topram. Sakallar kvr kvr ihtiyar:

- Dorusu, ok iyi bir ey, dedi. Nehldof'un topra onlara kiraya vermek istediini sand belliydi. - Ben de bunun iin geldim buraya zaten. Topram olsun istemiyorum artk. Onu sizlere nasl verebilirim, bir yol bulmalyz buna. Dileri dklm, sinirli ihtiyar: - Ver kyllere bitsin gitsin, dedi. - 267 Nehldof, bu szde onun itenliine duyulan bir kuku hissederek bozuldu ilk anda. Ama abuk toparlad kendini; bu frsattan yararlanarak, sylemek istediini syledi: - Seve seve verirdim vermesine, dedi, ama, nasl vereceim? Hangi kyllere? Niin size de, Deminsk kyllerine deil? (Kurak toprakl komu kyd bu.) Hepsi susuyordu. Yalnz, askerden yeni gelmi kyl: - Doru, dedi. Nehldof: - Syler misiniz, diye devam etti, ar topran toprak sa-hipierinden alnp kyllere datlmasn buyursa... Ayn kyl kesti Nehldof'un szn: - Byle bir ey mi var yoksa? - Yok, arn byle bir ey buyurduu yok. Ben sylyorum: ar toprak sahiplerinden topran alnp kyllere datlmasn! sylese nasl datrsnz topra siz olsanz? Sobac kyl kalarn abuk abuk indirip kaldrarak: - Nasl m? dedi. Adam basma eit datrdm topra; kylye ne kadar verirsem beye de o kadar verirdim. Temiz yzl, topa! ihtiyar: - Tamam ite, dedi. Adam basma eit datlr. Herkes bu dnceden yana kt. Nehldof: - Nasl adam bana? diye sordu. Hizmetilere de mi? Eski asker glmsemeye alarak: - Hayr, dedi. Ama kafas alan, uzun boylu kyl ona kar kt. Bir an dndkten sonra, kaln sesiyle: - Herkese eit vermeli, dedi. Nehldof nceden hazrlamt itirazn: - Olmaz. Topra ilemeyen -beylere, uaklara, alara, memurlara, yazarlara, kentte yaayanlara- insanlara toprak verirsen, kendi paylarn alr, gider zenginlere satarlar. Gene zenginlerin elinde toplanr toprak. Herkese datld iin, topran asl sahiplerine yeterince toprak dmemitir; zenginler de, topraa ihtiyac olmayanlarn topran satn aldna gre, ge-- 268 269 ne onlara, elinde ok toprak olanlara hizmet etmek zorunda kalacaktr kyller. Asker hemen onaylad: - Tabi. Sobac, askerin szn fkeyle keserek: - Topran, onu kendi ileyenden bakasna satlmasn yasaklarsn olur biter, dedi. Nehldof buna da itiraz etti; topra kimin kendi iin, kimin bakalar iin ilediini anlamann g olduunu syledi. Kafas alan, uzun boylu kyl: - yleyse ortak mal olur toprak, dedi, hep birlikte iler kyl. (Kaln sesiyle, kararl devam etti.) alanlar payn alr, almayanlara bir ey verilmez. Komnistliin ne srd bu dnceye de itiraz hazrd Nehldof'un. Bunun iin herkesin pulluunun, atlarnn olmas gerektiini syledi. Hi kimsenin tekilerden geri kalmamas iin herkeste bunlarn eit olmas; ya da her eyin -atlarn da, pulluklarn da, harman ara gerelerinin de- ortak mal olmas gerektiini, bunu yapabilmek iinse herkesin bu konuda ayn grte birlemesinin zorunlu olduunu syledi. Sinirli ihtiyar: - Bizim kyl milletini dnyada birletiremezsin, dedi. Gzlerinin ii glen ak sakall ihtiyar: - Birbirlerini yerler, diye kart sze. Kadnlar birbirinin gzn oyarlar. Nehldof: - Sonra nasl bleceksiniz topra? dedi. Birine verimli, brne kra, kumluk yer derse? Sobac: - Herkese her topraktan eit lde verilir, dedi. Nehldof, bu toprak datma iinin bir kyde deil, btn illerde yaplacan syleyerek itiraz etti. Topra kyllere bedava datacaklarna gre, niin bazlarna iyi, bazlarna kt yerler verilsindi? Herkes iyi yeri kendine almak isterdi. Asker: - yle ya, dedi. tekiler susuyordu.

Nehldof: - Grnd gibi basit bir sorun deildir bu, diye devam etti. Hem yalnz bizler deil, bir ok insan dnyor bunu, zmeye urayor. George derler bir Amerikal var, o bir yol bulmu. Ben de onunla ayn grteyim. Sinirli ihtiyar: - Mal sahibi sensin, dedi, istediine verebilirsin. Kimseyi ilgilendirmez ki. Sznn kesilmesi cann skmt Nehldof'un. Ama buna can sklann yalnz kendisi olmadn farkedince sevindi. Kafas alan kyl, arbal: - Dur hele bir Semyon day, dedi, brak da bitirsin syleyeceklerini. Bu houna gitti Nehldof'un. Henry George'un savunduu tek vergi usuln anlatmaya koyuldu onlara: - Toprak, hi kimsenindir, diye balad, Tanrnndr. Birka ses duyuldu: - Elbette. Tabi. - nsanlarn ortak maldr toprak. Herkesin eit hakk vardr onda. Gelgelelim baz toprak iyidir, bazs kt. Herkes iyisi kendisinin olsun ister. Haka bir datm nasl yaplabilir burada? (Nehldof kendi sorusuna kendi cevap verdi): yi topra alan, topra olmayanlara ald topran cretini derse tamam olur. Paray kimin kime deyeceini kesinlikle bilmek g olduundan, topra alanlar cretini topluma verebilirler, toplum da bu parayla eitli ihtiyalarn giderir. Bu durumda hakszla , urayan da olmaz. Toprak sahibi mi olmak istiyorsun, iyi toprak iin ok, kt toprak iin daha az para ver, al topra. Topran olsun istemiyorsan para da vermeyeceksin, toplumsal ihtiyalarn iin senin yerine topra olanlar verecekler para. Sobac kalarn oynatarak: - Bu gzel, dedi. iyi topra alan daha ok para verir. Bukleli ihtiyar: - Dorusu kafal adamm u Corc, dedi. Uzun boylu kyl, besbelli szn nereye gelmekte olduunu sezinleyerek: - Yeter ki verilebilecek bir para olsun bu, dedi.- 270 271 - Ne ok, ne de az olacak... Pahal olursa, deyemez topra alanlar, zarara urarlar, ucuz olursa bu kez herkes birbirinden toprak almaya kalkr, bir toprak al veriidir balar. Beni as! dndren de bu zaten. Kyller: - Doru, ok doru, dediler. Bir yolu bulunur ama... Bukleli ihtiyar: - Sahi, ok kafal adamm u Corc! dedi. Neler dnm. Khya glmsedi: - Peki, ben de toprak almak istersem ne olacak? Nehldof: - Fazla yer varsa alp aln, dedi. Gzlerinin ii glen ihtiyar: - Sen ne yapacaksn topra? diye sordu. Karnn tok, srtn pek... Toplant bylece sona erdi. Nehldof nerisini tekrarlad gene, ama hemen cevap istemedi; teki kyllerle konutuktan sonra gelip cevaplarn bildirmelerini syledi. Kyller: - Olur, dediler. zin isteyip kalktlar. Hepsi de heyecanlyd. Yksek sesle konumalar giderek zayflayarak hayli zaman duyuldu. Gece ge saatlere kadar kyde etin tartmalarn olduunu gsteren sesler geldi dereden doru. Devrisi gn kyller almadlar, beyin nerisini grtler. kiye ayrlmt kyl: Bir blm beyin nerisinin onlann yararna, tehlikesiz olduunu savunuyor; bir blm de bunun dmen olduundan kukulanyor, iin asln anlayamadklar iin korkuyordu. Ne var ki, brs gn neriyi kabul etmeye hepsi raz oldu, aldklar karan Nehldof'a bildirmeye geldiler. Bu kararn alnmasnda zellikle yal bir kadnm szleri etkili olmutu, herkesin iindeki kukulan silip sprmt syledikleri. Beyin, kendini dine verdiini, ruhunun kurtuluu iin topran kyllere datmak istediini sylemiti. Bu aklamay, Nehldof, Panovo'ya geldiinde bol bol verdii sadaka da doruluyordu. Nehldof un burada bylesine ok para datmasnn balca nedeni, kyllerin ne denli yoksul olduklarna, ne denli korkun koullar altnda yaadklarna ilk kez tank olmasyd. Kylnn yoksul olduunu eskiden de biliyordu, ama bu kadar olduunu sanmyordu. armt. Her isteyene karp veriyordu. ok paras vard: Geen yl Kuzminsk'de satt korunun parasyla, sataca te berinin kaparosunu almt. Beyin, isteyene para verdii haberi duyulunca, yakn kylerden herkes -zellikle kadnlar- para istemeye komulard. Nehldof ne yapacan, bu sorunu nasl zeceini, kime ne kadar vereceini bilmiyordu. Bildii bir ey varsa o da, dilenen insanlara -onda ok olan paradan- vermemenin elinde olmadyd. Her gelene vermek de anlamsz bir eydi. Bu durumda tek kurtulu yolu alp ban gitmek, uzaklamakt buradan. Bunun iin acele ediyordu imdi.

Panovo'da son gnn, evde kalan te beriyi kartrarak geirdi Nehldof. Halasnn, byk, bronz kulpunun topuzu aslan bal, eski, maun komidininin en alt gznde bir sr mektupla bir resim buldu. Drt kii vard resimde: Sofiya vanovna, Ma-riya vanovna, Nehldof -niversite rencisiyken-, bir de Katyua... Taptaze, tertemiz, gzel, hayat doluydu bu resimde Katyua. Evdeki eyalar iinden yalnz mektuplarla bu resmi ald Nehldof. Geri kalan her eyi, glmseyen khyann.isteine uyarak, deerinin onda biri kadar bir para karlnda evi alan deirmenciye brakt. Nehldof, elinden kard eylere Kuzminsk'de duyduu acmay hatrlaynca kendi kendine ayordu imdi. O zaman acyordu, oysa imdi zerinden byk bir arlk atm gibi sevinliydi. Yeni yeni eller gren, geziye km bir insann duyduu yenilik duygusu vard iinde. X Bu geliinde kent pek bir tuhaf, deiik etki etmiti Nehldof'a. stasyonda trenden indiinde hava kararmt, sokak fenerlerinin aydnlatt sokaklardan geerek geldi evine. Odalar naftalin kokuyordu hl. Agrafena Petrovna da, Korney de hayli- 272 yorulmular; grevleri besbelli yalnz havalandrlmak, kurutulmak, sonra gene kaldrlmak olan eyalar toplarken kavga bile etmilerdi. Nehldof'un odasnn ii bitmiti, ama toplanmamt henz. Koridorlar sandk dolu olduu iin, Nehldof'un gelii evin iindeki, tuhaf bir heyecanla srdrlen almay aksatmt. Bir zamanlar iinde yaad bu anlamsz aba, kyde grdklerinden sonra onda ylesine kt bir etki uyandrmt ki, hemen devrisi gn otele tanmaya karar verdi. Agrafena Pet-rovna'ya her eyi bildii, gerekli, grd gibi yapmak frsatn verecek, evi toplamak iin ard ablas gelene kadar orada kalacakt. Nehldof sabah erken kt evden, cezaevinin yaknnda karsna ilk kan bir otelde iki odal, ok kt denmi,, pis, ucuz bir daire tuttu kendine; evde ayrd baz eyalarn buraya getirilmesini syledikten sonra avukata gitti. Hava souktu. Yamurdan, frtnadan sonra, ilkbaharda ounlukla grlen o souklar bastrmt. ylesine souktu, rzgr ylesine kamlyordu ki, pardessyle donuyordu. Nehldof, snmak iin giderek abuklatryordu admlarn. Kylleri dnyordu: Kadnlar, ocuklar, ihtiyarlan, mrnde ilk kez grd o yoksulluu, o ezilmilii, sarkan incecik bacaklarn durmadan oynatan, strap glmsemesi yznden hi gitmeyen ocuu... Elinde olmadan, kentteki insanlarla karlatryordu onlar. Kasap, balk, hazr elbise dkknlarnn nnden geerken -onlar daha nce hi grmemi gibi- dkkn sahiplerinin imanlna ayordu. Kyde byle iman bir tek insan yoktu. Bu dkkn sahipleri, sattklar mallardan anlamayanlar kazklamak olan uralarnn ok yararl, bir ura olduundan kuku etmedikleri belliydi. Srtlarnda kocaman dmeleri olan geni omuzlu arabaclar da; srmalarla donatlm, resm kasketli kapclar da; nlkl,, kvrck sal oda hizmetisi kzlar da; hele hele, yayllarna kurulmu, yayalara kmseyerek, kstaha bakan, enseleri tra edilmi bkn arabaclar da imand hep. Bunlarn, topraktan yoksun olduklar iin kente g etmi kyller olduunu dnyordu Nehldof. Bu insanlardan bazlar kentteki koullardan yararlanmasn bilmi, - 273 beyler gibi yaamaya balamlard, mutluydular, bazlarsa, kyde olduundan daha ar koullar altnda yaamak zorunda kalmlard kentte, daha perian olmulard. Bir bodrumun penceresinde alan ayakkabclarn bunlardan olduunu dnd Nehldof; sabunlu buharn kt ak pencerelerin nnde t yapan, clz kollar plak, soluk benizli, stlerinde balarnda olmayan, sska amarc kadnlar da bunlardand... Nehldof, karlat nlkl, plak ayaklarnda delik deik ayakkablar, tepeden trnaa kadar boya iinde iki boyacnn da yle olduunu dnd. Gneten yanm, damarl, ince kollarn dirseklerine kadar svam, boya kovalarn tayor, bir yandan da atyorlard. Istrap, bitkinlik okunan yzleri fkeliydi. Arabac yerlerinde sarsla sarsla giden yk arabaclarnn tozlu, simsiyah yzleri de yleydi. Sokak balarnda ocuklaryla durmu, dilenen kadnlarn, stleri balar yrtk erkeklerin yzlerinde de vard ayn fke. nnden getii meyhanenin ak penceresinde de grd ayn yzleri Nehldof. zerleri ie, ay takm dolu, pis mi pis masalarn arasndan beyaz nlkl garsonlar saa sola yalpa vurarak gidip geliyor; terden srlsklam yzleri krmz mteriler barp aryor, ark sylyorlard. Bir tanesi -bir eyi hatrlamaya alyormu gibi- kalarn kaldrm, dudaklarn uzatm, pencerenin yannda oturuyor, nne bakyordu. Nehldof, souk rzgrn kaldrd tozla birlikte, her yana dalm boya kokusunu da cierlerine ekerek, Niin toplanmlar bunlar buraya? diye geirdi iinden. Bir sokakta, birtakm demirler tayan bir yk arabasyla beraber yrd bir sre. Girintili kntl yollarda demirler ylesine grlt karyordu ki, kulaklar nlamaya balad Nehldof'un, admlarn! abuklatrd. Tam o srada, grltnn arasndan, birinin onu adyla ardn duydu. Durdu. Biraz ilerdeki yaylda, bembeyaz dilerini gstererek glmseyen, ona el sallayan, sivri byklarnn ular kalkk, gzel yzl bir subay grd.

- Nehldof? Sen misin? Birden sevindi Nehldof. Sevinle: Dirili - F: 18- 274 - Ah! enbk, dedi. Ama ortada sevinecek bir ey olmadn anlamakta gecikmedi. Bir zamanlar halalara urayan enbk'd bu. oktan beri kaybetmiti onu Nehldof; alaydan ayrldn, svarilikte kaldn, borlarna ramen, bir eyler yapp zenginler arasnda yaamay srdrdn duymutu. Arkadann neeli, mutluluk okunan yz, duyduklarnn doru olduunu gsteriyordu. enbk, yayldan inip, omuzlarn dzeltirken: - Seni ele geirmem iyi oldu! dedi. Kimsecikler yok koca kentte. htiyarlamsn be kardeim. Yrynden tandm seni. Ne dersin, yemei beraber yer miyiz? Sizin burada nerenin yemekleri gzeldir? Arkadandan, onu gcendirmeden nasl ayrlabileceini dnen Nehldof: - Bilmem ki, dedi, pek zamanm yok da... Senin ne iin var buralarda? - Var ite baz ilerim. Vesayet ileri. Vasiyim ben. Sa-manof'un ilerini ynetiyorum. Tanyor musun onu? Denizde kum, herifte para. Biraz aptaldr yalnz. Ama elli drt bin hektar arazisi var. (Arazi kendininmi gibi kurularak sylyordu bunu.) leri berbatt. Arazisinin hepsi kyllerin elindeydi. Para falan vermiyorlard ona. En azndan seksen bin zarar ediyordu ylda. Bir yl iinde dzelttim ilerini, yzde yetmi fazla gelir sala-dsm ona. Nehldof, enbk'n varn younu har vurup harman savurduktan, ayrca -demek niyetinde olmad- bir sr de bor ettikten sonra, sz geen birinin yardmyla, maln, mlkn ona buna yediren para babas bir ihtiyarn vasisi olduunu, bu iten elde ettii kazanla yaadn duyduunu hatrlad. Nehldof, arkadann krem srlm, prl prl parlayan yzne, byklarna bakar, onun iten konumasn, vasilik ilerini nasl yoluna koyduuyla vnmesini dinlerken dnyordu kendi kendine: Gcendirmeden nasl ayrlabilirim ondan acaba? - Ee, nerede yiyeceiz yemeimizi? Nehldof saatine bakarak: - Benim zamanm yok ama, dedi. - 275 - Peki yleyse. Akama at yar var. Gelecek misin? - Hayr. - Gel canm. Benim atm yok, ama Griin'leri tutacam. Hatrlyor musun? ok iyi bir at var. Bekleyeceim seni, beraber yeriz akam yemeimizi. Nehldof glmsedi: - Akam yemei de yiyemem seninle. - Ne oluyor sana? Nereye gidiyorsun byle? stersen brakaym seni. - Avukata gidiyorum. Hemen u soka dnnce, oradadr evi. - Ceza evinde bir iler eviryormusun, yle mi? Cezallara yardm m ediyorsun? Koragn'ler sylediler bana. (enbk glmsedi.) Gittiler. Anlatsana! Nehldof: - Duyduklarnn hepsi dorudur, dedi. Sokakta anlatlmaz! - Eskiden beri tuhaf huylarn vardr zaten. Evet, yarlara gelecek misin? - Hayr. Zamanm da yok, canm da istemiyor. Ne olursun gcenme bana. - Tan da buldun gcenecek adam! Nerede kalyorsun? Birden ciddileti enbk, gzleri dald, kalarn att. Bir eyi hatrlamaya alt belliydi. Nehldof, meyhanenin penceresinde grd, kalar kalkk, dudaklarn uzatm adamn yzndeki aptalca ifadeyi grd bir an arkadann yznde. - Amma da souk, deil mi? - Evet. enbk, Nehldof'un elini skarken: - Neyse, hadi allahasmarladk, dedi. Seni grdme ok ok sevindim. Yaylya atlad, son derece beyaz dudaklarnda her zamanki glmsemesi, prl prl parlayan yznn nnde yeni gderi eldivenli, geni elini sallad. Nehldof yoluna devam ederken, Ben de byle miydim bir zamanlar? diye dnyordu. Tam byle olmasam bile, byle olmay istiyor, mrmn sonuna kadar byle yaayabileceimi sanyordum.XI - 277 Avukat, srada bekleyenleri atlatarak hemen ieri ald Neh-ldof'u. nce Menof'larn iini anlatt. Ama oulu haksz yere tutuklamalar artmt onu. - Korkun bir ey bu, diyordu. Yangn mal sahibinin, sigortadan para almak amacyla karm olduu yzde yzdr. Ama asl nemli olan, Menof'larn sulu olduklarnn ispat edilemediidir. Hi bir delil yok. Sorgu

yargcnn igzarl, savcnn da adam-sendecilii ite. Yeter ki kasabada deil, burada baklsn dvaya. Kazanacamdan kukunuz olmasn, para falan da istemiyorum. Gelelim teki ie, ar'a dileke hazr. Petersburg'a gideceksiniz aln kendiniz gtrn, tandklarnzdan da yardm isteyin. Yoksa adalet bakanlndan bilgi isterler, onlar da balarndan savar, yani olumsuz cevap verirler, bouna uram oluruz. Elinizden gelirse byk kimselerle grmeye aln. - ar'la m? diye sordu Nehldof. Avukat glmsedi. - ar en byktr, dedi. Byk dediim, dileke komisyonu bakan falandr. Baka bir isteiniz? Nehldof cebinden bir mektup kararak: - Var, dedi. ncil okuduklar iin ceza evine atlan birka kii bir mektup yazm bana. Yazdklar doruysa gerekten ok tuhaf bir ey bu. Bugn grmeye alacam onlarla, durumu reneceim. Avukat glmsedi. - Bakyorum da ceza evindekilerin koruyucusu oldunuz. Yaknmalaryla ilgileniyorsunuz. Ama o kadar oktur ki orada yaknma, korkarm hepsinin stesinden gelemeyeceksiniz. Nehldof: - Hayr, dedi, gerekten ok tuhaf bir ey bu. Kyde ncil okumak iin toplanm kyller. Jandarmalar gelip datmlar. Devrisi pazar gene toplanmlar, o zaman komiseri armlar, tutanak, dzenlenmi, mahkemeye vermiler kylleri. Sorgu yargc soruturma yapm, savc iddianameyi hazrlam, yargcn karsna karmlar kylleri. Savc iddianamesini okumu, deliller -nci!- masann zerindeymi. Srgn cezasna arptrmlar adamlar. Korkun bir ey bu. Doru mudur acaba? - artyor mu sizi bu? - Hem de ok. Emir kulu olan komiseri anlyorum, ama savcnn yaptna ne buyrulur? Mektep medrese grm bir insandan beklenir mi bu? - Savclarn, mahkeme grevlilerinin ilerici insanlar olduunu dnmeye altmz iin yanlyoruz zaten. Bir zamanlar yleydiler, ama deitiler imdi. Ayn sonunu getirmekten baka bir dnceleri olmayan memurlardr bunlar. Ayln! alyor, ama yetmiyor ona bu para, prensipleri burada bitiyor. Kimi isterseniz sulamaya, cezalandrmaya hazrdr. - Topluca ncil okudular diye insanlar srgne yollayacak yasalar var mdr? - Srgne deil, kree yollayacaklar bile vardr. Yeter ki, ncil'i okurken birbirlerine, yasak olduu biimde anlatm olsunlar onu, yani kiliseye hakaret yz doksannc maddeye gre srgn gerektirir. - Olamaz byle bir ey. - Bal gibi olur. Kendilerine minnettar olduumu her frsatta sylerim sayn mahkeme grevlilerine. nk ben de siz de, hepimiz ceza evinde deilsek, onlarn iyi yrekliliindendir bu. nsanlar tm haklarndan yoksun etmek, srgne yollamak son derece kolaydr onlar iin. - Peki ama, her ey savcnn, yasalar uygulayp uygulamamak ellerinde olan insanlarn keyfine balysa mahkemeler neye yaryor? Avukat kahkahayla glmeye balad. - Neler soruyorsunuz! dedi. Felsefeye girer sizin bu dediiniz. Konuuruz bunu. Cumartesi gn bize gelin. Bilginler, edebiyatlar, sanatlar gelecek. Bu genel sorunlar zerinde konuuruz. Karmla tanyorsunuz. Bekleyeceim, gelin. Avukat genel sorunlar derken manal manal ykseltmiti sesini. Nehldof: - Gelmeye alrm, dedi. Yalan sylediinin farkndayd. alacakt ama gelmeye deil, avukatn evinde toplanacak bilginlerin, edebiyatlarn, sanatlarn arama katlmamaya alacakt.278 - 279 Nehldof'un, yasalar uygulamak ya da uygulamamak grevlilerin keyfine balysa mahkemelerin neye yaradn sylemesi zerine avukatn glmesi, felsefe, genel sorunlar der-kenki ses tonu, onun avukattan ne denli uzak olduunu gstermiti Nehldof'a. Avukatn arkadalar da onun gibi dneceklerdi yzde yz. Nehldof eski arkadalarndan -enbk gibi- olduu kadar avukattan da, onun evresinden de daha bir uzak hissediyordu kendini imdi. XII Ceza evi uzakt, vakit de ge olmutu; Nehldof ceza evine gitmek iin bir arabaya bindi. Orta yal, zeki bakil, temiz yzl arabac bir sokaktan geerken Nehldof'a dnd, yaplmakta olan byk bir evi gstererek: - u eve bakn, dedi, ne kadar byk! Evi kendi yapyormu da, bununla vnmek istiyormu gibi bir hali vardi,

Gerekten de byk, acayip bir yapyd bu. Demir ivilerle akl kaln am kalaslar ykselen yapy epeevre saryor, onu sokaktan ayryordu. Kalas kprler zerinde, stleri balar kire, iiler karnca gibi alyordu. Bazlar duvar ryor, bazlar ta kryor, bazlar da ar tekneleri yukar karyor, balarn indiriyordu. Temiz giyimli, iman bir bey -mhendis olsa gerekti- merdivende duruyor, onu saygyla dinleyen Vladimir'Ii kalfaya yukary gstererek bir eyler sylyordu. Mhendisle kalfann yanndaki kapdan bo tekneler kyor, dolular giriyordu. Nehldof, bu eve bakarak dnyordu kendi kendine: Hepsi -alanlar da altranlar da- bunun gerekli bir ura olduuna nasl da inanyorlar! Evlerinde gebe karlar, glerini aan ilerin altndan kalkmaya alrken, pl prtya sarl ocuklar ince bacaklarn sallayarak, alktan lmek zere, ac ac glmserlerken onlarn burada, gereksiz bir insana, onlar dven, soyup soana eviren bir aptala bu kona yapmak zorunda olduklarna inanyorlar. Dncesini yksek sesle syledi: - Kafaszlk bu evi yapmak. Arabac bozulmutu. - Kafaszlk m dediniz? diye itiraz etti. Kafaszlk olur mu hi? Halk i buluyor, daha ne istiyorsunuz! - Hi bir eye yaramayacak bir ev yapyorlar. - Yaptklarna gre yarayacak demektir. Halk ekmek paras kazanyor hem. Nehldof -daha ok tekerlek grltsnden sesini duyu-ramayaca iin- cevap vermedi. Ceza evine yaklatklarnda arabac parkeden toprak yola indi. imdi grlt kesildii, rahat konuabilecei iin, arabac yerinde yarm dnerek Nehidof'a bakt. Kardan gelen, omuzlarnda hzarlar, baltalar, uvallar, yarm krekleriyle kylleri gstererek: - Bunlar kente srkleyen nedir? dedi. Para, para kazanmak tutkusu. Nehldof: - nceki yllardan daha m ok geliyorlar imdi? diye sordu. - Oho! Bu yl duldular da doldular. B.eyler birini atp birini alyorlar. ok bol nk. - Niin byle oldu bu yl? - Oldu ite. Ne yapsnlar zavalllar? - Sebep ne ama? Kyde niin kalmyorlar? - Ne yapsnlar byle? Toprak yok ki. nsan, bir yerini incittiinde nasl ki inadnaym gibi hep orasn arpar, actrsa, Nehldof'un karsna da her yerde hep ayn ey kyordu. Bundan baka konu yok mu? diye geirdi iinden. Sonra arabacya, kylerinde ne kadar toprak olduunu, arabacnn ne kadar topra olduunu, niin kentte oturduunu sormaya balad. Arabac seve seve cevaplar veriyordu: - Can bana bir hektar der bizim orada, efendim. canlk topramz var bizim. Babamla bir kardeim evdedir, teki askerde. Aslnda ekip biecek bir ey de yok ya. Kardeim de Moskova'da bir i tutmak istiyordu... - Toprak kiralayamaz msnz? - Veren kim? Beyler satp savdlar mallarn. Tccarlar ald hepsini. Onlar da dnyada vermezler kiraya, kendileri ekip bici- 280 yorlar. Bizim ky bir Franszm, parasn verip o ald ky. Kiraya Vermiyor. - Ad nedir bu Franszm? V Dfar. Tanyorsunuzdur belki de. Byk tiyatroda aktrist-lerin salarn yapyor. yi bir i. Zengin oldu. Bizim eski bayandan ald ky. Onundur imdi bizim oras. Ara sra urar. Allah raz olsun ondan, iyi adamdr. Ama bir Rus kars var, kpekten beterdir, dmanmn bana vermesin ylesini Tanrm. Kylnn kann emiyor. Felket bir ey. te geldik ceza evine. Nerede ineceksiniz? eri mi gireceksiniz? Sanrm brakmazlar. Nehldof, yrei kt kt vurarak, Maslova'y nasl bir durumda bulacan bilmemenin verdii korkuyla ceza evinin kapsn ald. kan gardiyana Maslova'y sordu. Gardiyan deftere bakt, revirde olduunu syledi. Nehldof revire gitti. yi yrekli" bir ihtiyar olan revir bekisi ieri ald onu, kimi grmek istediini renince ocuk blmne yrd. st ba fenol kokan gen doktor koridora, Nehldof'un yanna kt, sert bir tavrla ne istediini sordu. Bu doktor, cezallara kar ok yumuak davranrd. Bu yzden ceza evi yneticileriyle, hatt ba hekimle sk sk tatsz olaylar geerdi arasnda. Nehldof'un ondan yasa d bir ey isteyecei korkusuyla, sonra hi kimseye ayrcalk tanmayacan gstermek iin byle sert davranmt. - Burada kadn yok, dedi, ocuk blmdr buras. - Biliyorum, ceza evinden buraya hastabakc olarak verilen bir kadn vard da. - Var, evet. ki tane var. Ne istiyorsunuz? Nehldof:

- Onlardan biri, Maslova yaknmdr. Grmek istiyordum onu. Cezasnn kaldrlmas iin dileke vermeye Petersburg'a gidiyorum da. unu verecektim ona. Bir fotoraf. Nehldof bir zarf kard cebinden. Doktor yumuamt. - Olur, dedi. _ 281 Beyaz nlkl yal bir kadna hastabakc Maslova'y armasn syledikten sonra Nehldof'a dnd gene: -- Oturmak istemez miydiniz acaba? Bekleme odasna geiniz bari. Nehldof: - Teekkr ederim, dedi. Doktordaki iyi deimeden yararlanarak, Maslova'dan memnun olup olmadklarn sordu. Doktor: - alyor ite, dedi, iinde bulunduu koullar gz nne alrsak fena deil. Geldi ite. Bir kapdan yal kadn kt. Maslova da arkasndayd. zerinde izgili bir entariyle beyaz nlk vard. Bir bart balamt bana. Nehldof'u grnce kzard, kararszlk iinde bir an duralad, sonra kalarn att, ban nne eip, koridorun yol hals zerinde abuk admlarla ona doru yrd. Nehldof'un yanna gelince nce elini uzatmak istemedi ona, sonra uzatt, daha da kzard uzatnca. Taknl iin Nehldof'tan zr diledii grmelerinden sonra hi grmemiti onu Nehldof; imdi de yle bulacan sanyordu onu. Ama ok deimiti Maslova. Yz ifadesinde yeni bir ey vard: ekingen, tutuk bir ey, -Nehldof'un sezinledii gibi- ona kar beslenen bir fke. Nehldof, doktora sylediini ona da syledi Petersburg'a gideceini; iinde Panovo'dan ald fotoraf bulunan zarf verdi ona. - Panovo'da buldum bunu, ok eski bir fotoraf, hounuza gider belki. Aln. Maslova siyah kalarn kaldrarak, ehl gzleriyle -bunu ona niin verdiini soruyormu gibi- akn akn bakt Nehldof'un yzne, sessizce ald zarf, nlnn iine soktu. Nehldof: - Teyzenizi grdm orada, dedi. Maslova umursamaz bir tavrla: - yle mi? diye mrldand. - Burada iyi misiniz? - Eh ite, iyiyim. - Ar deil ya greviniz? - Deil. Almadm daha.- 282 - 283 tur. - Sizin adnza sevindim. Oradan iyi buras. Maslova: - Nereden? dedi. Yz kzard. Nehldof hemen cevap verdi: - Ceza evinden. - Niin? - Burada insanlar daha iyidir sanrm. Oradaki gibiler yok- ok iyileri vard orada. Nehldof: - Menof'lar iin elimden geleni yaptm, umarm serbest brakacaklar onlar, dedi. Maslova hafife glmsedi. - nallah. ok iyidir zavall kadn. - Bugn Petersburg'a gidiyorum. Sizin dosyay incelemeleri yakndr, karar bozacaklarn sanyorum. Maslova: - Bozsalar da bozmasalar da nemli deil artk benim iin, dedi. - Niin artk? Maslova, soru dolu baklarn Nehldof'un yzne kaldrarak: - te, dedi. Nehldof bu cevab da bak da Maslova'nn, Nehldof'un kararndan dnp dnmediini renmek istedii anlamna ald. - Sizin iin niin nemli olmadn biliyorum, dedi. Ama benim iin sizi serbest braksalar da brakmasalar da gerekten nemsizdir bu. Her iki durumda da, size sylediimi yapmaya hazrm. Mslova bam kaldrd, siyah, ehl gzlerini Nehldof'un yznde takl kald; yz bir sevinle aydnland. Ama azndan ikan, gzlerinin sylediinden bambakayd: - Bouna konuuyorsunuz byle. - Bilesiniz diye syledim. Maslova glmsememek iin kendini zorlayarak: - Bu konuda konutuk her eyi, dedi, syleyecek baka bir ey yok. erde bir grlt oldu. Bir ocuk alamaya balad'. Maslo-tell, baknarak:

- Beni aryorlar galiba, dedi. - Allahasmarladk yleyse, dedi Nehldof. Maslova, kendine uzatlan eli farketmemi gibi yapp, Nehldof'un elini skmadan dnd, gururunu gizlemeye alarak a-auk admlarla uzaklat yo! hals zerinde. Ne olup bitiyor ruhunda? Neler dnyor? Neler hissedi-/or? Beni mi denemek istiyor, yoksa gerekten affedemiyor mu? Dncelerini, duygularn syleyemiyor mu, sylemek mi iste-..niyor? Bana kar yumuad m biraz, yoksa kzyor mu? Neh-jldof bu sorular kendi kendine soruyor, hi birine bir cevap bulamyordu. Bildii bir ey vard: Maslova'nn deitiini, ruhunda nemli bir deiikliin olduunu, bu deiikliin yalnzca Nehldof'u Maslova'ya balamakla kalmayp, onu, adna bu deiiklik olan varla da baladn biliyordu. Bu deiiklik onu heyecanlandryor, sevindiriyor, duygulandryordu. Maslova, sekiz ocuk karyolasnn bulunduu odaya dnnce, hemireden ald emir uyarnca yatak takmlarn deitirmeye koyuldu. Elinde araf, fazla ne uzand iin az kald dyordu. Hastal gemek zere olan, boynu sanl bir ocuk gld ona, Maslova da tutamad artk kendini, yataa oturup kahkahalarla glmeye balad; gl ylesine tuhaft ki, birka ocuk daha glmeye balamt; hemire fkeyle bard ona: - Ne glyorsun be? Eskiden altn yerde sandn ken-jdini galiba! Ko yemei getir. Maslova sustu, kaplar alp tam kyordu ki, glmesi yasak olan boaz sarl ocukla gzgze gelince azn tutarak gld I gene. Akama kadar, yalnz kald zamanlar zarftan resmin ucu--n birka kere karp uzun uzun bakt. Ama gece nbeti bitip de, bir hastabakcyla beraber kald odada yalnz kalnca fotoraf tamamen kard zarftan, gzlerini uzun sre ayrmadan, baklaryla her eyi - yzleri de, giysileri de, balkonun basamaklarn da, Nehldof'un onun, halalarn yzlerinin arasndaki aalan da - okayarak sararm karta uzun sre bakt. zellikle kendine, taptaze, gzel yzne, alnn evreleyen bukle bukle- 284 salarna bakmaya doyamyordu. O kadar dalmt ki, oda arkada hastabakcnn odaya girdiini bile farketmedi. yi yrekli, iman hastabakc fotorafn zerine eilerek: - Nedir bu? dedi. O mu verdi sana? u sen misin yoksa? Maslova, arkadann yzne bakp glmseyerek: - Ya u kim? diye mrldand. - Kim mi? O mu? Bu da annesi mi? - Halas. Tanyamadn m beni? - Tanyamadm tabi. Sylemesen dnyada tanyamazdm. Yzn ok deimi. On yl gemi aradan! Maslova: - Yllar deil, bir mr, dedi. Canll birden geti. Derin bir keder kaplad yzn, kalarnn arasnda derin krklar belirdi. - Orada rahattn galiba. Maslova gzlerini kapayp ban sallad: - Evet, ok rahattm, dedi. Krekten beter. - Sebep? - yle ite. Akamn sekizinden sabahn drdne kadar rahat vermezlerdi. Her gn byleydi bu. - Niin ayrlmazdn onlardan? Maslova: - sterdim ayrlmak, ama ayrlamazdm ki, dedi. Bo ver! Ayaa kalkt, fotoraf masann gzne att; gzyalarn g tutarak, kapy kt dye vurup koridora kt. Fotorafa bakarken, orada olduu gibi hayal etmiti kendini; o zaman ne kadar mutlu olduunu, imdi de Nehldof'la ne ok mutlu olabileceini dnmt. Arkadann szleri, imdiki durumuyla o zamanki durumunu hatrlatmt ona; hayatn, o zamanlar hayal meyal hissettii, ama kendi kendine itiraf etmekten ekindii korkunluunu getirmiti gzlerinin nne. O korkun geceleri zellikle, parasn deyip onu kurtaracana sz veren niversite rencisini bekledii, yortudan nceki geceyi - dnyordu. Krmz ipek kumatan, sana soluna arap dklm, ak elbisesiyle, karmakark salarna krmz bir kordel bal, yorgunluktan bitkin bir durumda, sarho, gecenin ikisinde konuklar yolcu ettikten sonra, dansa ara verildiinde gidip sska, elmack - 285 kemikleri kk, yz sivilceli bir arkadann yanna oturduunu -kemancya elik ederdi bu arkada- ona ekilmez hayatndan yaknmaya baladn hatrlad. Arkada da kendi yaayndan yaknmt, buradan ayrlmay dndn sylemiti. Klara gelmiti yanlarna, hemen karar vermilerdi: Bu hayattan ayrlacaklard. O gecenin son olacan sylyorlard, tam yatmak iin kalkyorlard ki, darda sarho konuklarn grlts duyuldu. Kemanc neeli bir Rus halk arkc almaya balad, Maslova'nn arkada, piyanonun tularna olanca gcyle indiriyordu parmaklarn. Beyaz gmlekli, frakl, ufak tefek bir adam -pis pis arap kokuyor, konuurken hknyordu; terlemiti- Maslova'y kaldrd dansa; ksa boylu, sakall, gene

Irakl (bir balodan gelmilerdi) arkada da Klara'yi kapt, uzun sre dndler, dans ettiler, barp ardlar, itiler... Byle bir yl, bir yl daha geti aradan, bir yl daha. Kurtulamad! Btn bunlarn sebebi Nehldof'du. Maslova'nn iine, eskiden ona duyduu nefret doldu birden; ona sitem etmek, barp armak istedi. Onu tandn, ona teslim olmayacan, bedensel ynden ondan yararland gibi ruhsal ynden de yararlanmasna izin vermeyeceini, onu soylu uygunun bir arac yapmasna gz yummayacan yzne haykrma frsatn kard iin zlyordu imdi. Bu zntsn bastrmak iin iki istedi can. Hcrede olsayd szn tutmaz, ierdi de. Buradaysa salk memurundan baka kimseden alamazd iki; oysa korkuyordu salk memurundan, aslyordu ona nk. Erkeklerle konumaktan bile ireniyordu. Koridordaki tahta kanepede bir sre oturduktan sonra odaya dnd, arkadann sorularna cevap vermeden, mahvolmu hayat iin uzun sre ac ac alad. XIV Petersburg'da Nehldof'un ii vard: Maslova'ya verilen cezann yargtayca kaldrlmasna alacak; Fedosya Birkova' nn dileke komisyonundaki iini izleyecek; Vera Bogoduhovs-kaya'nm istei zerine, jandarma bakomutanlnda ya da nc ubede, ustova'nn serbest biraklmas bir de Vera Bogoduhovskaya'nn mektubunda anlatt, kalede tutuklu gencin, anne-.- 286 siyle grtrlmesi iin uraacakt. Bu iten baka, olduka onemli drdnc bir ii daha vard: ncil okuduklar iin ailelerinden uzaklatrlp Kafkasya'ya srleni kyllerin iiyle ilgilenecekti. Bu iin aydnlanmas iin elimden geleni yapacana kyllerden ok kendi kendine sz vermiti. Maslennikof'la son grmesinden, zellikle, kye gitmesinden bu yana, o gne kadar iinde yaad evreye, kk bir aznln mutluluu, rahat iin milyonlarca insann ektii strabn ylesine titizlikle gizli tutulduu evreye kar sonsuz bir nefret duymaya balamt. Bu evrenin insanlarnn, ekilen bu straplar grmedikleri iin bu hayatn ktln, irkinliini de farkedemediklerini dnyordu. Bu evrenin insanlaryla utan duymadan, kendi kendine kzmadan konuamyordu artk. te yandan, gemi gnlerinin alkanlklar, akrabalar, dostlar hep bu evreye ekmekteydi onu. En nemlisi de, imdi istedii tek eyi yapabilmek; Maslova'ya, teki zavalllara yardm edebilmek iin bu evrenin, yalnz sayg duymamakla kalmayp, stelik nefret de ettii iren insanlarndan yardm dilemek zorundayd. Petersburg'da, eski bir bakann kars olan teyzesi kontes arskaya'nn evinde kalyordu. Kendini, ylesine yabanclat, uzaklat aristokrat evrenin iinde bulmutu birden. Hi holanmamt bundan, ama yapabilecei baka bir ey de yoktu. Teyzesinin evinden ayrlp otele yerlemesi gcendirdi onu; ayrca, ok tandklar vard teyzesinin; ilerinde ok yardm dokunabilirdi ona. Yoldan yeni gelmiti daha, kontes Katerina vanovna onu kahveyle arlarken: - Sylesene, doru mu duyduklarm? dedi. Tuhaf eyler yapyormusun. Vous posez un Howard! (1) Sululara yardm ediyor, ceza evlerinde dolayor, aksaklklar gidermeye al-yormusun. - Yo, aklmn ucundan bile geirmedim. - Bu houma gitti ite. Ufak bir ak hikyesi olsa gerek. Anlatsana. (') Hovvard rol oynuyorsun! (Franszca) - 287 Nehldof, Maslova'yla olan ilikisini batan sona kadar olduu gibi anlatt. - Ha evet, sen o kocakarlarn yannda kalrken Elen bir eyler anlatmt bana: Oda hizmetileriyle evlendirmek mi ne istemiler seni (kontes Katerina vanovna Nehldofun halalarn kk grrd)... O kz demek? Elle est encore joile? (') Katerina vanovna altm yalarnda, en yaradll, hareketli, konukan bir kadnd. Uzun boylu, ok imand; ince, siyah kllar vard st dudanda. Nehldof ok severdi onu. ocukluundan beri onun yannda daha bir canl, neeli hissederdi kendini, almt buna. - Hayr, ma tante, (2) ak falan yok, her ey bitti. Ona yardm etmek istememin iki sebebi var: Bir kere, haksz yere, hi suu yokken arptrld cezaya; sonra, benim yzmden dt bu duruma, bana gelenlerin sulusu benim. Onun iin elimden gelen her eyi yapmak zorundaym. - Onunla evlenmek niyetinde olduunu duydum, doru mu bu? - Doru, ama istemiyor. Katerina vanovna kalarn atp, gzlerini aarak bakt yeenine. Yz birden deimiti. Bu habere sevindii belliydi. - O senden akll, dedi. Ah ne aptalsn sen! Sahi evlenecek miydin onunla? - Evlenecektim tabi. - Yaptklarn bile bile mi? - Evet. Btn su bende nk. Kontes glmsemesini tutarak: - Vallahi delisin sen, deli. Hem de zrdeli. Ben de bunun iin severim seni zaten, zrdeli olduun iin. Yeenine her ynden yaktna inand bu zrdeli szcn pek sevdii iin tekrarlamt.

- Sras gelmiken syleyeyim, diye devam etti, Aline'in Magdalena'lar iin ok ho bir evi var. Bir kere ben de gittim oraya. ren eyler. Eve gelince tepeden trnaa iyice ykandm. (1) Hl gzel m? (Franszca) (2) Teyzeciim (Franszca)- 288 Ama Aline corps et me (') ilgileniyor bu ile. Seninkini de ona veririz. Aline'den iyi hi kimse dzeltemez onu. - Ama krek cezasna arptrld. Buraya, mahkeme kararnn bozulmas iin almaya geldim zaten. Sizden yardm isteyeceim ilk i bu. - Bak hele! Nerede baklacak onun dvasna? - Yargtayda. - Yargtayda m? Sevgili cousin'im Levuka yargtaydadr ya. Sahi, aptallar dairesinde saray szcsyd. Yargtay asil yelerinden hi birini tanmyorum. Kim bilir ne biim adamlardrlar: Ya tout alphabet'leri Ge, Fe, De olan Almanlar ya da birtakm vanof'lar, Semyonof'lar, Nikilin'ler ya da pour varier (2) vanenko'lar, simonenko'lar, Nikitenko'lar. Des gens de l'autre monde. (3) Ama gene de sylerim kocama. O tanr onlar. Herkesi tanr o. Syleyeceim ona. Ama sen de anlat ona, yoksa dnyada anlamaz sylediklerimi. Ne sylersem syleyeyim; hep, bir ey anlamadn syler. C'est un parti pris. (4) Herkes anlyor da bir o anlamyor. Bu arada srmal pantalonlu bir uak elinde gm bir tepsinin iinde bir mektupla geldi. - Aline'den geliyor. Kizeveter'i de dinleyeceksin. - Kim bu Kizeveter? - Kizeveter mi? Bu akam gel, renirsin kim olduunu. yle bir konuuyor ki, en azl haydutlar bile ayaklarna kapanyor, hngr hngr alayarak pimanlklarn bildiriyorlar. Kontes Katerina vanovna -geri ok tuhaf bir eydi bu, stelik yaradlna da hi gitmiyordu yahristiyanln aslnn, inan ve gnahlarn bedelinin denmesi olduunu savunan retiye skdan skya balyd. O zamanlar moda olan bu retinin anlatld, konuulduu toplantlara gider, buna inananlar evine toplard. Bu reti yalnzca ayinleri, tasvirleri deil, gnah kartma, vaftiz gibi eyleri de reddettii halde, kontes Katerina (') Bedenen de, ruhen de (Franszca) (2) Deiiklik olsun diye. (Franszca) (3) Baka evrenin insanlar. (Franszca) (4) Kararn vermitir nceden. (Franszca) - 289 vanovna'nn btn odalarnda, yatann baucunda bile tasvirler vard; kilisenin istedii her eyi de -bunda herhangi terslik grmeden- yerine getirirdi. - Senin Magdalena da bir kere dinlese onu, hemen deiir, dedi. Bu akam ne et et, gel eve. Olaanst bir adam bu. - Holanmam byle eylerden ben, ma tante. - Ben de holanacaksn diyorum. Muhakkak gel. Baka bir istein varsa benden, syle. Vdez votre sac. (') - Bir iim de kalede. - Kalede mi? Olur, baron Krigsrnut'a bir pusla yazar veririm sana. C'est un tres brave homme (2). Sen de tanyorsun onu zaten. Babann arkadayd. II donne dans le spirt'sme. (3) Neyse, nemli deil bu. yi temiz yrekli bir insandr. Ne yapacaksn kalede? - Orada yatan bir gencin, annesiyle grmesine izin verilmesine alacam. Ama bana bu izni Krigsmut'un deil, erv-yanski'nin verebileceini sylediler. - Sevmem ervyanski'yi, ama Mariette'nin kocasdr, biliyorsun. Ona syleyebiliriz. Benim iin yapar bu ii. Elle est tres gentille. (4) - Bir iim daha var. Bir kadnla ilgili. drt aydir ceza evinde yatyor, ama sebebini bilen yok. - Vardr, vardr, kendi bilir niin yattn. ok iyi bilirler onlar. Kimse bo yere ieri tkmaz o kel kafallar. - Bo yere mi, bo yere deil mi, bilmiyoruz bunu. Bildiimiz bir ey varsa, strap ektikleridir. Hristiyansnz, teyze, ncil'e inanrsnz, ama gene de bu kadar acmazsnz... - Hi bir ey engel deildir buna. ncil'in yeri baka, byle eylerin yeri baka. reniyorsam ireniyorum... manszlardan nefret ediyorken, tutup da onlar sevdiimi sylesem, numara yapsam daha ktdr bu. (') Hepsini akla, (Franszca) (2) ok deerli br insandr. (Franszca) (3) spritizmayla urar. (Franszca) (4) ok candan bir kadndr (Franszca) Dirili - F: 19- 290 291 - Niin nefret ediyorsunuz onlardan?

- Bir mart olaylarndan sonra m soruyorsun bunu? - Hepsi katlmad ki bir mart olaylarna. - Olsun varsn. Onlar ilgilendirmeyen ilere ne diye sokarlar burunlarn? Kadn ii deildir bunlar. Nehldof: - ey, dedi, Mariette'nin bu ilerle ilgileneceini sylyorsunuz ama... - Mariette mi? Mariette baka, onlar baka. Ne id belirsiz birtakm Haltpkina'lar kp ona buna ders vermeye kalkyor. - Ders vermeye deil; halka yardm etmek istiyorlar. - Onlar olmadan da bilinir, kime yardm edilecei, kime edilmeyecei. - yle ama, halk srnyor. Kyden yeni dndm. Bizler yan gelip yatalm, lks iinde yayalm diye kyllerin, a susuz btn gleriyle almalar doru bir ey midir? Nehldof, teyzesinin iyi yrekliliine inand iin, dncelerini ona olduu gibi amak istiyordu. Teyzesi: - Ne diyorsun yani ?dedi, benim de almam, a durmam m istiyorsun? Nehldof, elinde olmadan glmseyerek: - Hayr, a durmanz istemiyorum, diye cevap verdi; herkesin yemesini istiyorum, hepsi o kadar. Kontes, gene kalarn atp gzlerini aarak dik dik bakt yeeninin yzne. - Mon cher, vous finirez mal. C) dedi. - Neden? O anda uzun boylu, geni omuzlu bir general girdi odaya. Kontes arskaya'nn, emekli bakan kocasyd bu. Yeni tra ettirdii yzn Nehldof'a uzatarak: - A, ho geldin Dmitri, dedi. Ne zaman geldin? Bir ey sylemeden karsnn alnndan pt. Kontes Kateri-na vanovna kocasna dnd: O Sonun kt olacak senin, dostum, (Franszca) - Non, il est impayable. (') Dereye gidip amar ykamam, bir patatesle karnimi doyurmam buyuruyor bana. Korkun bir aptaldr, ama senden istediklerini gene de yap. Zrdelidir. Duydun mu, Kamenskaya ok fenaym, umudu kesmiler ondan; bir urayversen. - Urayacam. - Hadi gidin ne konuacaksanz konuun, ben birka mektup yazacam. Nehldof konuk salonunun yanndaki odaya geiyordu ki, teyzesi seslendi ona: - Mariette'ye de yazaym m? - Ltfen, ma tante. - yleyse en blanc (2) brakrm, senin kel kafal iin syleyeceklerini kendin anlatrsn, oda kocasna buyurur. Kocas da yapar. Gaddar sanma beni. Senin bahsettiklerin hepsi iren yaratklardr, ama Je ne leur pas de mal. (3) Cehennemin dibine kadar yollar var! Hadi git artk. Ama akama muhakkak evde ol. Kizeveter'i dinleyeceksin. Dua edeceiz. tiraz etmeyecek olursan a vous fera beaucoup de bien (4) Biliyorum, Elen de siz de bu ynden ok geri kaldnz. Hadi gle gle. XV Emekli bakan kont von Mihaylovi, inanlarna sk sk bal bir insand. Genliinden beri inand bir ey vard: Nasl ki kular solucan yiyerek doyururlard karnlarn, giysileri tydendi, havada uarlard; o da en iyi alarn hazrlad en pahal, en deerli yemekleri yer; en rahat, en pahal giysileri giyer; en uysal, en hzl atlarn ektii arabalara binerdi. Btn bunlar ayana getirildi hem. Kont van Mihaylovi ayrca, ayl ne denli ykselirse, altnl-elmasl ne denli ok nian alrsa, sarayl kadnlarla (1) Hayr, hi kimseye benzemiyor o. (Franszca) (2) Br bo yer. (Franszca) (3) Ktlklerini istemem. (Franszca) (") ok yarar dokunacak sana bunun. (Franszca) - 292 , erkeklerle ne denli ok grrse onun iin daha iyi vb inanrd. Bundan gayrsna bo verirdi kont van Mihaylovi, deersiz bulurdu. lgilenmezdi nasl olup bittikleriyle. Krk yldr bu inanla yaamt Petersburg'da bakanla kadar da ykselmiti. Kont van Mihaylovi'in bylesine bir baar salamasna yardm eden nitelikleri unlard: bir kere, evraklarn, yaatana anlamn! iyi kavrar tutarl olmasa bile, kolay anlalr, gramer yanl bulunmayan evraklar dzenlerdi; sonra, son derece gsteriliydi, gerektii yerde sadece gururlu deil, marur, ok yksek bir kiilie sahipmi gibi davranmasn bilir, gerektiinde de klrd; son olarak da, kiisel ya da toplumsal hi bir prensibi yoktu, bu yzden, istedii zaman her eye raz olur, gerekli grmedii zaman da hi bir eyi kabul etmezdi. Byle davranr ken yalnzca gururundan bir ey yitirmemeye, bir de davranlar arasnda gze batan elikilerin olmamasna alrd; te yandan, davrannn drst bir davran m, alaklk m

olduunu., yaptnn Rus imparatorluuna ya da btn dnyaya byk bir iyilii mi, zarar m dokunacan dnmezdi bile. Bakan olduunda yalnzca ona bal olanlarla -ok insan balyd ona-yaknlar deil, uzak yakn herkes, kendi de, onun ok zeki bir devlet adam olduuna inanyordu. Ama aradan bir zaman getikten sonra hi bir ey yapmaynca, bir ey gsteremeyince; gene onun gibi evrak yazmay, anlamay renmi, gsterili, prensipleri olmayan memurlar -varolu yasas gereince- onu sktrmalarna dayanamayp emekliye ayrlmak zorunda kalnca, onun zeki, anlayl olmak yle dursun, kafasz, bilgisiz bir insan olduunu herkes anlamt. Grlerinde en baya gerici gazetelerin ba yazlarnn dzeyine kadar ykselebilmi, kendine pek gvenen bir kafasz... Onu zorlayan tek bilgisiz, kendilerine gvenen memurlardan ayr bir yannn olmad kmt ortaya, kendi de anlamt bunu, ama inanlar hi sarsmamt bu, devletten her yl ykl bir para almasnn, parlak tren giysisine yeni yeni ssler eklemesinin gerektiine hl inanyordu. Bu inanc ylesine glyd k, bu konuda ona kar koymaya hi kimse cesaret edemiyordu. Her yl bir bakma emekli paras, bir bakma, devletin yksek bir organnda ye- 293 ligine, birtakm komisyonlara, komitelere bakanlk etmesine karlk dl diye otuz, krk bin ruble alyor; aynca, gene her yl omuzlarna ya da pantalonuna yeni yeni srmalar eklemek, fra-na eritler, mine yldzlar takmak hakk kazanyordu. Btn bunlarn sonucu nemli kiilerden hayli tand vard kont van Mihaylovi'in. Kont van Mihaylovi, Nehldof'un anlattklarn -bir zamanlar ktibini dinledii gibi- dinledikten sonra, ona biri yarg-tay yesi Volf'a olmak zere iki pusla vereceini syledi. - eitli eyler derler onun iin, diye devam etti, ama dans trus fes cas c'est un homme trescomme i! faut. (') ok iyiliim dokunmutu ona, elinden geleni yapacaktr. teki puslay, dileke komisyonunda nemli bir kiiye yazd kont van Mihaylovi. Nehldof'un anlatt Fedosya Birkova' nn hikyesi ok ilgilendirmiti onu. Nehldof, bir ara bu konuda arieye bir mektup yazmay bile dndn syleyince kont, hikyenin gerekten ok dokunakl olduunu, bunu orada anlatabileceini syledi. Ama sz veremedi buna. Bir yandan dileke de yrsn, diyordu. Bir frsat kar, onu perembe gn petit comite'ye (2) arrlarsa belki de anlatabileceini dnyordu. Nehldof, konttan iki puslay, teyzesinden de Mariette'ye yazd puslay aldktan sonra hemen kt evden. nce Mariette'ye gitti. Gen kzlndan tanrd onu. Zengin olmayan aristokrat bir ailenin kzyd. Devlet hizmetinde ykselmeye alan bir adamla evlendiini biliyordu. Kocas zerine hi de iyi eyler duymamt Nehldof. Yzlerce, binlerce siyas suluya gsterdii gaddarl -asl grevi onlara strap ektirmek, eziyet etmekti zaten- biliyordu. Ezilenlere yardm edebilmek iin, ezenlerin yannda olmak, onlarn yaptklarnn doru olduunu kabul ediyormu gibi, onlardan allm, kukusuz farknda olmadklar canavarlklarn biraz -hi olmazsa baz kimselere kar- yumuatmalarn dilemek her zamanki gibi ar geliyordu Nehldof'a. Byle durumlarda bir huzursuzluk, V) Ama kim ne derse desin, ok deerli bir insandr. (Franszca) P) Kk, dosta toplant. (Franszca)294 can sknts duyar, dilekte bulunsun mu bulunmasn m diye uzun sre kararszlk iinde bocalar, ama her keresinde de verirdi kararn, gider dilerdi dileyeceini. u Mariette'nin, kocasnn yannda can skntsndan patlayacan, yznn, kzaracan biliyordu; ama tek bana kapatld hcrede kvranan zavall bir kadn kurtarabilirdi belki bylece akrabalarnn da, kadnn da ektii aclara son verebilirdi... Dahas var, artk onlardan olmadn bildii insanlarn arasna katlp -oysa onlar kendilerinden sanyorlard onu hl- onlardan bir ey istemenin yapma-ckln hissediyor; bu insanlarn arasnda, gene eski yola girdiini sezinliyor, elinde olmadan, bu evrede srp giden babolua, ahlkszla kaptryordu kendini. Teyzesi Katerina vanovna'nn yannda bile hissetmiti bunu. O sabah ciddi dncelerini ona anlatrken aka ediyormu gibi bir tavr taknmt. Uzun zamandan beri gelmedii Petersburg, herkesin zerinde brakt etkiyi onun zerinde de brakmt: Her ey ylesine temiz ylesine iyi dzenlenmi, ylesine rahatt, insanlar ahlk konusunda ylesine hogrrdler ki, hayat pek bir rahatt sanki, Din ahlk ynnden daha bir duyarsz hissediyordu kendini imdi. st ba tertemiz, kibar, yakkl arabac prl prl ykanm, sokaklarda dolaan saygl, zarif boylu poslu polislerin; gzel, tertemiz evlerin nnden geirerek, kanal boyundaki, Ma-Hette'nin oturduu eve gtrd onu. Kapda, gzlerinde mein gzlkler olan iki ngiliz at koulu bir araba duruyordu. Favorileri yanann yarsndan, resmi giysili, ngilize benzeyen arabac, elinde krbacyl.a, pek bir kibirli oturuyordu arabac yerinde. Tertemiz niformal kapc kapy at. Antrede gzalc favorileri gzelce taranm, prl prl resmi giysili srmal bir uakla, yepyeni niformal, kll bir emireri vard.

- General kabul etmiyorlar. Hanmefendi de. imdi kacaklar. Nehldof Katerina vanovna'nn yazd mektubu verdi, kartn karp, ziyaretilerin yazld defterin bulunduu kk masaya yrd; gremedii iin ok zldn yazyordu ki, uak merdivene kotu, kapc dar kp Arabay getir! diye - 295 bard; emireriyse hazrola geip, merdivenden marur grnne hi de gitmeyen bir biimde abuk abuk inen orta boylu hanmefendiye dikti gzlerini. Mariette'nin banda tyl, byk bir apka, zerinde siyah bir giysi, omuzlarnda siyah bir al vard. Yeni, siyah eldivenler takmt. Yz tlle rtlyd. Nehldof'u grnce tl kaldrarak, sevimli yzn at, aydnlk bakl gzlerini ona dikti. ten, tatl bir sesle: - A, prens Dmitri vanovi! Dedi. Az kald tanyacak-tm... - Nasl olur? adm bile hatrlyorsunuz. Mariette Franszca: - Elbette, dedi, kzkardeimle bir zamanlar aktk bile size. Ama ne ok deimisiniz. Ah, ne yazk ki gidiyorum. Kararszlk iinde bir an durdu. - Neyse, gelin yukar kalm. (Duvar saatine bakt.) Yo, olmaz. Kamenkaya'nn duasna gidiyorum. ok fena durumda zavall. - Ne oldu ona? - Duymadnz m?... delloda olu ldrld. Pozen'le dello etti. Tek oluydu. Korkun bir ey. Perian oldu kadncaz. - Duydum. Mariette: - Gideyim, gideyim, dedi. Yarn ya da bu akam gelin daha iyi. Hafif, abuk admlarla kapya yrd. Nehldof, onunla beraber dar karken: - Bu akam gelemem, diye cevap verdi. Merdivenin dibine yaklaan doru atlara bakarak ekledi: - Bir iim vard sizinle. - Nedir? Nehldof, sol st kesinde Katerina vanovna'nn ad, soyadnn ba harfleri byk byk yazl, uzunca bir zarf uzatt ona. - Teyzem yazd size ne olduunu, dedi. - Biliyorum, kontes Katerina vanovna kocama szmn getiini sanyor. Yanlyor. Yok yle bir ey, olsun da istemi-- 296 yorum. Ama kontes iin, sizin iin bu prensibimden vazgeebilirim tabi. Siyah eldivenli, kk elini cebine sokup bir ey arayarak: - Nedir iiniz? diye sordu. - Hastalkl, susuz bir kz kaleye atmlar. - Soyad ne? - ustova, Lidiya ustova. Mektupta yazyor. Mariette: - Pekl, dedi, bir eyler yapmaya alrm. Yryp, gnete prl prl parlayan kupa arabasna bindi, emsiyesini at. Uak kp arabacnn yanna oturdu, arabacya srmesini syledi. Araba henz hareket etmiti ki, Mariette emsiyesiyle arabacnn srtna dokundu. Besili, gsterili ksraklar gzel balarn! kaldrarak durdular. Mariette: - Bekliyorum, dedi, ltfen gelin, ama i iin deil, oturmaya gelin. Glmsedi -bu glmseyiinin ne denli gl olduunu bildirdi-; oyun bitmi de perdeyi indiriyormu gibi, indirdi tln. emsiyesiyle dokundu arabacnn srtna gene: - Gidelim artk. Nehldof apkasn kard. Safkan, doru ksraklar kinedi-ler, nallaryla kaldrm talarn dve dve hzla ekip gtrdler, ukurlara girince yeni lstik tekerlekleri zerinde hafife yaylanan arabay. XVI Mariette'nin glmseyiini hatrlaynca kendi kendine basn sallad Nehldof: Sayg duymad insanlarn yzne glmek zorunluunun onda uyandrd kuku, kararszlk duygusunu hissederek, Ne olup bitiyor, anlamadan gene bu hayatn ortasnda bulacaksn kendini, diye geirdi aklndan. Bouna zaman kaybetmemek iin nce nereye, sonra nereye gitmesi gerektiini dnd, yargrtaya yolland. Son derece kibar, temiz giyimli memurlarn alt geni, gze! deli kalem odasna aldlar onu nce. - 297 -

Memurlar Nehldof'a, Maslova'nn dilekesinin geldiini, incelemek zere yargtay yelerine verildiini, dileke zerine konumay Volf'un -Nehldof'un, teyzesinin kocasndan mektup getirdii yargtay yesiydi buyapacan sylediler. - Oturum bu hafta, dedi bir memur, ama Maslova'nn dosyasna bu oturumda baklabileceini sanmam. Bir rica ederseniz, bu hafta aramba gn bakarlar belki. Nehldof kalem odasnda eksik kalm birka ilemin tamamlanmasn beklerken, dinliyordu evresinden konuulanlar. Dellodan sz ediyorlard. Gen Kamenski'nin nasl ldrldn, Petersburg'da gnn konusu olan bu delloyu ayrntlaryla orada rendi. Olay uydu: Subaylar istridye yiyorlarm gazinoda, her zamanki gibi de ok iiyorlarm. Biri Kamenski'nin alay zerine kt bir sz etmi; Kamenski yzne kar yalanc demi arkadann. O da tutmu bir yumruk atm Kamenski' ye. Devrisi gn dello etmiler; kurun Kamenski'nin karnna gelmi, iki saat sonra da lm. Katille dello tanklarn tutuk-lamlar, ama asker ceza evine atldklar halde, iki hafta sonra serbest braklacaklarn sylyorlard. Yargtay kaleminden dileke komisyonuna, komisyonda sz sahibi baron Vorobyef'e gitti. Saray andran bir devlet evinde oturuyordu. Kapcyla uak, kabul gnleri dnda baronu kimsenin gremiyeceini, o gn arn yannda olduunu, devrisi gn de gene konferansa gideceini sylediler. Nehldof mektubu uaa verip, yargtay yesi Volf'a gitti. Volf sabah kahvaltsn yeni yapm, her zamanki gibi, sindirim kolay olsun diye sigara ierek odann iinde dolarken kabul etti Nehldof'u. Vladimir Vasilyevi Volf gerekten de un homme tres comme il faut (') idi. Bu zelliini her eyin stnde tutar, onun doruundan bakard teki insanlara. Bu zelliine deer vermemek elinde deildi zaten, onun yardmyla ykselmiti buraya kadar. Evlilik, on sekiz bin ruble geliri olan bir mlk sahibi olmay, kendi abas da yargtay yeliine kadar ykselmeyi salamt ona. Yalnzca un homme tres comme il faut saymazd kendini; valye ruh!u, drst bir insan olduuna da ina(') ok efendi bir adam.- 298 nrd. Drstlk onun iin kiilerden gizlice rvet almamakt. Devletin ondan istedii her eyi kle gibi yaparken, kendisi iin her eit yolluk, kira istemeyi kt bir davran saymyordu. Polonya arl illerinden birinde valiyken yapt gibi, ulusuna, babalarndan kalan dine ballklar yznden susuz yzlerce insan perian etmek, srgne yollamak onun iin kt bir ey olmad gibi soylu, yiite bir davran, bir yurtseverlikti. Ona ak karsyla, baldzn soyup soana evirmek de alaklk deildi onun iin. Vladimir Vasilyevi'in ailesinde ondan baka kii daha vard: Kiilii zayf kars, baldz -onun da maln mlkn satp, parasn kendi adna yatrmt-; uysal, rkek yaradll, irkin, yalnz bana, ar bir hayat sren, son zamanlarda tek elencesi Aline'nin, kontes Katerina vanovna'nn toplantlarna katlmak olan kz. Vladimir Vasilyevi'in on be yaamda sakallan bitince imeye, dzensiz bir hayat srmeye balayan, yirmi yama kadar byle devam eden temiz ruhlu olu, okuyamad, kt insanlarla dp kalkt, bor ettii, babasn kk drd iin evden kovulmutu. Babas bir keresinde iki yz otuz ruble borcunu demiti olunun, bir keresinde alt yz ruble. Ama sonunda oluna bunun son olduunu, yaayna bir eki dzen vermezse onu evden kovacan, tm ilikisini de keseceini bildirmiti. Ama olu yaayna eki dzen vermedii gibi bin ruble daha bor yapm, babasna da bu evde yaamann onun iin bir strap olduunu syleyecek kadar ileri gitmi; Vladimir Vasilyevi de bunun zerine oluna, gnlnn diledii yere gidebileceini, bundan byle onun olu olmadn sylemiti. O gn bu gndr Vladimir Vasilyevi olu yokmu gibi davranr, evde hi kimse de ona olundan sz etmek yrekliliini gsteremezdi. Aile yaayn en iyi biimde dzene koyduundan kukusu yoktu. Volf, odasnda dolamaya ara vererek, alakgnll, biraz alayl bir glmsemeyle -her zaman byle glmserdi; insanlarn oundan stn olduu dncesinin glmsemesine verdii bir ifadeydi bu- karlad Nehldof'u, elini skt, mektubu okudu. - 299 - Buyrun oturun ltfen. zin verirseniz ben oturmayacam. Ellerini ceketinin ceplerine sokup, eski usul denmi, geni odann iinde uzunlamasna, yumuak admlarla dolamaya balad. Kln drmemek iin sigaray azndan dikkatlice alrken, mavimsi,, ho kokulu dumann burnundan kararak devam etti: - Sizinle tantma, ayrca kont van Mihayiovi'e bir hizmette bulunabilmek frsat eline getiine ok sevindim. Nehldof: - Bir dileim olacakt, dedi, dosya biran nce incelenirse ok iyi olur, nk cezalnn Sibirya'ya gitmesi gerekecekse bir an nce gitsin. Her zaman karsndaki leb demeden leblebiyi anlayan Volf o alakgnll glmsemesiyle: - Evet, evet, Nijiniy'den ilk vapurla, biliyorum, dedi. Soyad ne cezalnn? - Maslova... Volf masaya gitti, dosyalarn stndeki kda bakt.

- Tamam, Maslova. Pekl, sylerim arkadalara. aramba gn bakarz dosyaya. - Avukata telgraf ekebilir miyim? - Avukatnz da m var? Ne diye tuttunuz avukat? Ama siz bilirsiniz. Nehldof: - Kararn bozulmasn gerektiren nedenler yeterli olmayabilir, dedi, ama sanrm dosyann incelenmesinden anlalacaktr kararn bir yanl anlama yznden verildii. Vladimir Vasilyevi, sigarasnn klne dik dik bakarak: Olabilir, dedi, ama yargtay dvann gerek yanyla ilgi-lenemez. Yasalarn doru uygulanp uygulanmadna bakar, o kadar. - Ama bu baka olaylara hi benzemiyor bence. - Biliyorum, biliyorum. Hi bir olay benzemez tekilere. Byle ite. Sigarann kl hl dayanyordu, ama bir yerinden atlamt artik, tehlikedeydi. Volf. sigarasn, kl dmeyecek biimde- 300 301 tutarak: - Petersburg'a seyrek geliyorsunuz galiba? diye sordu. Kl ha dt ha decekti. Volf yavaa tablaya gtrd sigarasn, tam o anda da kl dt. - Ne korkun bir ey u Kamenski'lerin bana gelen! dedi. Aslan gibi bir genti. Hem de ailenin tek olu. zellikle annenin durumu kt... Viadimir Vasilyevi, Petersburg'da Kamenski iin anlatlanlar noktas noktasna bir kere daha anlatt. Kontes aterina va-novna'dan, onun yeni din akmna kendini kaptrdndan sz etti. Bu akm ne olumlu buluyor, ne de yeriyordu. Onun gibi bir kii iin byle eylerin gereksiz olduunu dnd belliydi. Szn bitirdikten sonra ngran ipini ekti. Nehldof bayla selm verdi, Volf ona elini uzatarak: - Zamannz varsa akam yemeine buyrun, dedi, aramba gn gelin hi olmazsa. Kesin cevab da verebilirim size o zaman. Ge olmutu, Nehldof teyzesinin evine dnd. XVII Kontes Katerina vanovna'nn evinde akam yemei yedi buukta yeniyordu. Yemek, Nehldof'un o zamana kadar grmedii, deiik bir biimde veriliyordu. Yemekler masann zerinde duruyordu; uaklar yemekleri getirip braktktan sonra gidiyorlard, konuklar kendileri alyorlard yemekleri. Erkekler, kadnlarn rahatsz olmalarna frsat vermiyor, yemek datma, iki koyma iinin btn arln kendi zerlerine alyorlard, Bir kap bitince kontes masann kenarndaki dmeye basyor, dar-da zil alyor, uaklar sessizce ieri giriyor, tabaklan abucak toplayp yenilerini koyuyorlard. kiler gibi yemekler de pek nefisti. Geni, aydnlk mutfakta Fransz ba a, beyaz nlkl iki yardmcsyla beraber hazrlyordu bu yemekleri. Alt kii vard yemekte: Kont, kontes, ask yzl bir muhafz subay olan oullan -dirseklerini masaya dayyordu,- Nehldof, bir de kontun kyden gelmi ba khyas. Burada da dellodan konuuluyordu. ar'n bu olay nasl karladndan sz ediyorlard. ar'n anne Kamenskaya iin zld biliniyordu. Herkes zlyordu bahtsz kadn iin. te yandan, ok zld halde, niformasnn onurunu koruyan katile kar ar'n pek sert davranmamak niyetinde olduu da biliniyordu. niformasnn onurunu koruyan katili herkes hog-ryordu zaten. Yalnz kontes Katerina vanovna suluyordu katili. - Oh, ne l dnya, diyordu, isinler isinler, aslan gibi genleri ldrsnler... dnyada affetmem ben olsam. Kont: - Bunu anlamyorum ben ite, dedi. - Benim sylediim hi bireyi anlamazsn sen zaten. (Kontes Nehldof'a dnerek devam etti.) Herkes anlyor da bir kocam anlamyor. Zavall anneye, acdm; genlerin birbirini ldrmelerini, ldrenin sevinmesini istemediimi sylyorum. O na kadar susan olu kart sze, katili savundu. Bir subayn baka trl davranamayacan, davranrsa subaylar mahkemesinin onu alaydan kovacan kaba bir biimde anlatarak annesine saldrd. Nehldof, sze karmadan dinliyordu. ne srd delilleri kabul etmese bile, eski bir subay olarak anlyordu arski'yi. Ama elinde olmadan, bir baka subay ldren subayla; ceza evinde grd, kavgadan adam ldrd iin krek cezasna arptrlm gzel yzl delikanlnn durumlarn yle bir dnd. kisi de sarhoken katil olmulard. Kyl fkeli br annda ldrmt. Karsndan, oluundan, ocuundan, akrabalarndan ayrmlard onu, ayaklarna zincir vurup, salarn kesmi, ceza evine atmlard. Yaknda Sibirya'ya gidecekti. Oysa beriki asker ceza evinde rahat bir o,dada oturuyor, gzel gzel yemekler yiyor, en lsndan arap

iiyor, kitap okuyordu. Bugn yarn da serbest braklacak, eski yaayna devam edecekti. Daha bir ilgi grecekti hem bundan byle evresinde. Bu konuda dncelerini syledi. Balangta yeeninden yana grnd kontes Katerina vanovna, ama sonra sustu. Anlattklarnn saygszlk olduunun tekiler gibi Nehldof da farkndayd. Akam yemeinden sonra, Kizeveter'in konuaca konuk-- 302 lar toplanmaya balad. Yksek arkalkl oymal sra sra sandalyeler dizilmiti buraya; konumac iin bir srahi su konmu masann arkasnda da bir koltuk vard. Avluda gzel gzel arabalar duruyordu. Zengin deli salonda ipekler, kadifeler, danteller iinde, takma sal, ince belli k bayanlar oturuyordu. Bayanlarn arama erkekler serpilmiti: Subaylar, siviller. Be erkek de aa tabakadand: ki kapc, bir dkknc, bir uak, bir de arabac. Kizeveter ngilizce konuuyor; pnce nez'li sska bir kz abuk ve gzel, Rusaya eviriyordu sylediklerini. Kizeveter gnahlarmzn ok byk, cezalarnnsa korkun, kanlmaz olduunu, bu cezay bekleyerek yaanamayacan sylyordu. - Sevgili kardelerim, kendimize yle bir bakar; nasl yaadmz, neler yaptmz, yce Tanry nasl fkelendirdiimizi, sa'y nasl zdmz dnrsek, bizim iin balanmak diye bir eyin, kurtuluun olmadn, sonumuzun felket olduunu anlarz. (Titrek, alamakl bir sesle konuuyordu.) Korkun bir felkettir bu, sonsuz ztrap bekliyor bizi. Nasl kurtulacaz? Kardelerim, nasl kurtulacaz bu korkun yangndan? Evimizin her yann sard, k yolumuz yok. Bir an sustu. Yanaklarndan sahici gzya damlalar yuvarlanyordu. Sekiz yldr, pek holand konumasnn tam bu yerine gelince, boazna bir ey dmlenir, burnunun direi szlar gzleri yaarrd. Bu gzyalar daha da duygulandrrd onu. Salonda hkrklar duyuluyordu. Kontes Katerina vanovna mozayik masaya dirseklerini dayayarak ban elleri arasna almt, etli omuzlar titriyordu. Arabac, arabayla zerine zerine gidiyor da Alman kenara ekilmiyormu gibi aknlk, korku dolu gzlerle bakyordu Kizeveter'e. Dinleyicilerin ounluu kontes Katerina vanovna gibi oturuyordu. Volf'un, ona benzeyen, son modaya gre giyinmi kz yere diz km, elleriyle yzn kapamt. Konumacnn yz aydnland birden, gerek glmsemeyi andran bir ifade -artistlerin sevin bildirdikleri ifadeydi bu- kapal yzn, tatl bir sesle devam etti: - Ama kurtulu vardr. Bizi mutlu eden, sevindiren de bu- 303 dur ite. Bu kurtulu. Tanrnn bizler iin kendini straplara vermi olunun dklen kandr. Onun ektikleri, onun kan kurtaryor bizi. Kardelerim -gene alamakl konumaya balamt- tek evldn insanolunun balamas uruna feda eden Tanrya kredelim... Kutsal kan... Nehldof duyduklarndan ylesine irendirmiti ki, sessizce kalkt, yzn buruturarak, utantan renk vermemeye alarak kt, odasna gitti. XVIII Devrisi sabah Nehdof kalkm, giyinmi, aa inmeye hazrlanyordu ki, uak Moskova'l avukatn kartn getirdi ona. Baz ileri iin gelmiti avukat. Ayrca, ok uzak bir gne atlmaz-sa, yargtayda Maslova'nn dosyasnn incelenmesinde de bulunacakt. Nehdof un telgraf Moskova'ya varmadan yola kmt. Maslova dvasnn yargtayda ne zaman dinleneceini, yar-gtay yelerinin kimler olduunu Nehldof'tan renince glmsedi. - Demek ki tip ye var, dedi. Vali tam bir Petersburg memurudur, Skovorodnikof daha gereki. En ok ona gvenebiliriz. Dileke komisyonundan ne haber? - Bugn baron Vorobyef'e ('} gideceim, dn gittim, gremedim. Bu yabanc unvan byle bir Rusa szckle beraber kullanrken Nehldof'un ses tonuna biraz alayc bir hava vermesi zerine avukat: - Vorobyef'in nereden baron olduunu biliyor musunuz? dedi. Pavel, galiba ba uak olan dedesine bir hizmetine karlk vermi bu unvan. Nasl bir hizmetse, pek houna gitmi Pa-vel'in. Baron yapvermi onu bir rpda. O gnden sonra baron Vorobyef olmu ite. Gurur duyuyormu da bununla. Ne anasnn gzdr! Nehldof: - Bugn gideceim ona, dedi. (1) Vorobyef Rusa sere kuu anlamna gelir. (F.A.)- 304 - Neyse, beraber gidelim. Brakaym sizi. Antrede uak gibi Nehldof'un yanna, Mariette'den bir mektup verdi: Pour vous faire plaisir, j'ai agi tout fait contre mes principes, et jai intercede aupres de mon mari pour votre protegee. ll se trouve que cette personne peut etre relachee immediatement. Mon mana ecrit au commandant, Venez done. Je vous attend. C) Nehldof avukata dnd:

- Ne korkun bir ey bu! dedi. Yedi ay tek kiilik hcrede yatrdklar Asann hi bir suu olmuyor, oradan kurtulmas iin de bir szck yetiyor. - Her zeman byledir bu. stenen sonucu elde ettiniz ya, ona bakn siz - Ama ac veriyor bana bu baar. - Ne diye yakalayp oraya attlar bu zavally? Ne diye yedi ay strap ektirdiler ona? - Dnn ki beterin de beteri vardr. Dar ktlar. Avukatn tuttuu gzel kiralk araba merdivenin dibine yaklarken avukat: - Brakaym sizi, diye devam etti. Baron Vorobyef'e gidiyorsunuz, deil mi? Avukat gidecei yeri sylen; arabacya, gl atlarn ektii araba biraz sonra baren Vorobyef'in evinin nndeydi. Baron evdeydi. Birinci odada resm giysili, son derece uzun boyluydu, grtlak kemii kk, parmaklarnn ucuna basarak yryen, gen bir memurla iki bayan vard. Gen memur, bayanlarn yanndan ayrlp t-krldm bir yryle Nehldof'un yanma geldi: - Soyadnz? Nehldof syledi. - Baron biliyor geleceinizi. Bir dakika! (') Sizi sevindirmek iin prensiplerimi hie saydm, koruduunuz kimse iin kocama gerekeni syledim. Sanyorum yaknda serbest brakacaklar dediiniz kz. Kocam kale komutanna yazd. Gelin... Bekliyorum szi. (Franszca) - 305 Gen memur kapal bir kapdan girdi. Matem elbisesi giymi, alamaktan yz gz imi bir kadn kyordu oradan. Kadn, gzyalarn gizlemek iin, karan tln kemikli parmaklaryla indirmeye alyordu. Gen memur, yumuak admlarla alma odasnn kapsna yaklat, kapy ap Nehldof'a yol verdi: Nehldof ieri girince byk bir yaz masasnn arkasndaki koltua gmlm, neeyle nne bakan ksa boylu, salar ksa kesilmi redingotlu bir adamn karsnda buldu kendini. Beyaz byklarnn, sakalnn arasnda daha bir gze arpan sevimli yz, Nehldof'u grnce iten bir glmsemeyle aydnland. - Sizi grdme ok sevindim, annenizle eski dosttuk. ocukluunuzu bilirim. Subayken de grmtm sizi. Oturun bakalm, anlatn, ne yardmm dokunabilir size? Nehldof, Fedosya olayn anlatrken baron ak salar ksa kesilmi ban sallayarak: - Evet, evet, diyordu. Anlatn, anlatn, anladm. Evet, gerekten de ok ac bir ey bu. Dileke verdiniz mi bari? Nehldof dilekeyi cebinden kararak: - Hazrladm, dedi. Yalnz, dilekeyi size sunmay daha uygun buldum, o zaman daha bir ilgilenirler nk. - yi etmisiniz. Kendim gtrr elimle veririm. (Baronun neeli yznde byk bir acma ifadesi vard.) Yazk, ok yazk. ocuktu besbelli zavall, kocas kaba davrand ona, dvd falan, aradan zaman geince de sevdiler birbirini... Evet, ben veririm dilekeyi. - Kont van Mihaylovi durumu arieye aacan syledi. Nehldof daha szn bitirmemiti ki, baronun yz birden deiti. - Neyse, dedi, dilekeyi siz kaleme brakn gene de, elimden geleni yaparm ben. Tam bu srada t-krldm yryl gen memur girdi odaya. - Deminki bayan iki szck daha sylemek istiyor. - Gelsin bakalm. Ah, mon cher, o kadar gzya gryor ki insan burada! Hepsini dindirmek gelse elimizden! Gcmzn yettiince bir eyler yapmaya alyoruz ite. Dirili - F: 20306 Kadn girdi: - Sylemeyi unuttum efendim, kzn brakmasna izin verilmesin sakn, yoksa her eye... - Elimizden geleni yapacam, dedim ya. - Baron, yalvarrm kurtarn zavall bir anneyi. Kadn, baronun elini yakalayp pmeye balad: - Yaplabilecek her ey yaplacaktr. Kadn knca, Nehldof da gitmeye hazrland. - Elimizden geleni yapacaz. Adalet Bakanlna sorarz, onlarn verecei cevaba gre ne yaplabilecekse yaparz. Nehldof kp kaleme gitti. Yargtayda olduu gibi burada da gzel deli, geni bir odada temiz giyimli, saygl, cidd bir sr memur vard. Nehldof, elinde olmadan dnyordu gene: Ne kadar da oklar, hepsi de tok, stleri balar tertemiz, hepsinin izmeleri gcr gcr. Kim yapyor btn bunlar? Deil ceza evle-1 rindekilerden, kyde yaayan insanlardan bile ne kadar rahatlar! XIX

Petersburg'daki cezallarn kaderleri, bir sr nian olan, ama bunlardan yalnz Beyaz Ha' takan, devlete ok hizmeti dokunmu, ama -sylendiine gre- bunam, Alman baronlarndan yal bir generalin elindeydi. Bu ok sevdii ha, Kafkasya'da gsterdii yararlklara karlk vermilerdi ona. Komutas altndan resm giysili, salar ksa kesilmi, sngl tfeklerle silhlandrlm Rus kyllerine, zgrlklerini, evlerini, ailelerini savunan bini akn insan ldrmt orada. Sonra Polonya'da hizmet etmiti, yurduna; orada da Rus kyllerine bir ok cinayetler iletmi, bunun iin de nianlar, niformasna bir takm ssler almt. Daha sonra baka bir yerde daha gstermi bu eit kahramanlklar. Artk kmt. imdi de, ona iyi bir evde oturmak olanan, rahat yaamasna yetecek kadar bir gelir, ayrca sayg salayacak br grevdeydi. Byk bir titizlikle yapyordu grevini. Yukardan gelen emirlere byk deer verir, dnyada her eyin deiebileceine, ama yukardan gelen emirlerin hi bir trl deitirilemeyeceine inanrd. Grevi, kadn erkek siyas sulular zindanlarda, tek kiilik hcrede, on - 307 ylda bu sulularn yarsnn, bazlar akln yitirerek, bazlar veremden lerek, bazlar kendi canna kyarak kimi yemek yemeyerek, kimi cam parasyla bilek damarlarn keserek, kimi kendini asarak, kimi de kendini yakarak- telef olacak biimde saklamakt. Yal general hepsini biliyordu bunlarn, gzlerinin nnde olup bitiyordu zaten her ey; ama frtnalarn, su basknlarnn sebep olduklar felketler yreini szlatmad gibi, bu olaylar da szlatmyordu. Yukardan, ar'dan gelen emir gerei oluyordu btn bunlar. Bu emirler ne olursa olsun yerine getirilmeliydi; bu bakmdan, onlarn sonularn dnmek gereksizdi. Yal general, ok nemli olduklarna inand grevini aksataca korkusuyla, byle eyler zerinde dnmemeyi bir yurtseverlik, askerlik grevi sayard. Grevi gerei haftada bir kere zindanlar dolar, cezallara bir istekleri olup olmadn sorard. Cezallar eitli eyler isterlerdi ondan. htiyar yzlerine bn bn bakarak, sessizce dinlerdi onlar, hi bir isteklerini de yerine getirmezdi; istenilen eyler yasalarla uyumazd hi bir zaman nk. Nehldof'un bindii payton yal generalin oturduu eve yaklarken kuledeki saat iyice sesli canlaryla, Tanrnn kutsall n alyordu; sonra saat ikiyi vurdu. Can sesini dinlerken Nehldof elinde olmadan, aralk, devrimcilerinin bildirilerinde okuduklarn; her gn yenilenen bu tatl mziin, bir daha kmamak zere zindana girmi insanlarn ruhunda ne gibi bir etki uyandrabileceini dnd. Nehldof yal generalin avlusuna girdiinde, o, karanlk bir odada oyma sslemeli bir masann bana oturmu, memurlarndan birinin kardei olan gen bir ressamla bir kt zerindeki fincan taban eviriyordu. Ressamn ince, terli zayf parmaklar yal generalin yal, buru buru, eklem yerlerinde kemikleri km parmaklaryla i iey-di. Birlemi bu iki el, zerinde alfabenin btn harfleri yazl kdn stndeki ters evrilmi fincan taban teye beriye ekiyordu. Tabak, generalin lmden sonra ruhlarn birbirlerini nasl tanyacaklar zerine sorduu soruya cevap veriyordu. Kapc grevini yapan emirerlerden biri elinde Nehldof'un kartyla ieri girdiinde taban araclyla Jan d'Ark'n ruhu ko-- 308 pusuyordu. Jan d'Ark'n ruhu o ana kadar harflerle Ruhlar birbirlerini tanyacaklar, ama... demiti, yazmlard da bunu. Emireri geldiinde tabak nce p, sonra o harfleri zerinde durup s harfine gemi, bir o yana bir bu yana gidip geliyordu. Bu kararszln sebebi uydu: Generalin dncesine gre sonraki harf l olmalyd; Jan d'Ark'n, ruhlarn birbirlerini, kendilerini dnyayla ilgili her eyden andktan sonra (') tanyacaklarn sylemek zorunda olduuna inanyordu nk; bu yzden sonraki harf l olmak gerekiyordu. Oysa ressam sonraki harfin v olmas gerektiini, Jan d'Ark'n, ruhlardan kacak kutsal ktan (2) birbirlerini tanyacaklarn syleyeceini dnyordu. General gr, kr dm kalarn atm, taban kendiliinden !ye doru gittiini sanarak dikkatle bakyordu taban zerindeki ellere. Soluk benizli, yal salar ensesinde top olmu gen ressam da mavi gzlerinin donuk baklarn konuk odasnn karanlk kesine dikmi, dudaklarn sinirli sinirli oynatarak taba v harfine doru ekiyordu. General emirerini grnce yzn buruturdu, bir anlk sessizlikten sonra kart ald, pirince nez'ini takt, bel arsndan inleyerek kalkt -boyu uzundu- kemikli ellerini outurdu. - alma odama gelsin. Ressam de kalkt: - zninizle yalnz bama bitireyim, efendim, dedi. Ruhun burada varln hissediyorum. General kararl, sert bir tavrla: - Pekl, bitirin dedi. Dizlerden bklmeyen bacaklarnn ll, kararl admlaryla alma odasna yrd. Nehldof'a yaz masasnn yanndaki koltuu gstererek: - Sizi grdme sevindim, dedi. ok mu oluyor Peters-burg'a geleli? Szlerinde sevgi, itenlik vard ama sesi pek kabayd. Nehldof yeni geldiini syledi. - Anneniz, Prenses nasl? (1) Rusa posle den sonra anlamna gelir (E.A.) (2) Rusa po svety ktan demektir, (E.A.) - 309 -

- Annem ld. - Affedersiniz. ok zldm buna. Olum syledi, sizi grm. Generalin olu da babas gibi devlet hizmetindeydi; bilgi toplama dairesinde alyordu. Orada ona verilen grevlerle pek ovunurdu. Aslnda atlkt grevi. - Babanzla ayn yerde alrdk. Yakn dosttuk. Siz de alyor musunuz bakalm? - Hayr, almyorum. General bunu beenmemi gibi ban nne edi. Nehldof: - Bir dileim olacak sizden, general, dedi. - o-o-ok sevindim buna. Buyrun. - steim yersiz kaarsa balayn beni ltfen. Ama dilemek zorundaym bunu sizden. - Nedir? - Gurkevi adnda bir cezalnz var. Annesi onunla grmesine, hi deilse ona kitaplar yollamasna izin verilmesini istiyor. General cevap vermedi; dnyormu gibi ban edi, gzlerini kst. Aslnda bir ey dnd falan yoktu, verecei cevab bildii iin Nehldof'un szleriyle ilgilenmemiti bile. Yasalarn izgisinden kamayacan syleyecekti. Hi bir ey dnmyor, ban dinliyordu. Biraz sonra: - Bakn, dedi, benim yetkilerimi aar bu. Cezallarn grmelerini dzenleyen bir arlk emri vardr, bu emirden dar kamayz. Kitap konusuna gelince, kocaman bir kitaplmz var, okumas sakncal grlmeyen kitaplar veriliyor onlara. - Ama bilimsel, kitaplar gerek ona, almak istiyor. - nanmayn buna. (Bir an sustu general.) almak iin istemiyordur. olsun ite. Nehldof: - Ama nasl olur? dedi. inde bulunduklar ar koullar altnda bir eyler yapmallar. - Daima yaknrlar zaten. Bilirim onlar. General, cezallardan, ok kt insanlardan sz eder gibi sz ediyordu.- 310 - Ceza evlerinde pek az grlen bir rahatlk salam durumdayz onlara burada, diye devam etti. Sonra, kendini temize karmaya alyormu gibi, cezallara salanan rahatlklar bir bir sayp dkmeye balad. yle bir anlat vard ki, bu kuruluun asl amac cezallara ho rahat yaanacak bir yer salamakt sanki. - Evet, nceleri hi de iyi deildi durumlar, ama imdi keyiflerine diyecek yok. Her n kap yemek yiyorlar, hem biri de etli oluyor: Kuba et ya da kfte. Pazarlar drdnc bir kap daha veriliyor: Tatl. Yurdumuzda herkes bu kadar yemek bulup yiyebilse ne mutlu. General, cezallann isteklerinin sonunun gelmeyeceini, nankrlklerini ispatlamak iin bir ok kereler tekrarlad eyleri sralamaya balamt. - Kitap veriliyor onlara; din kitaplar, eski dergiler veriyoruz. Olduka zengin bir kitaplmz var. Ama ok az okuyorlar. nce ilgileniyorlar sanki, ama hemen brakyorlar. Bakarsanz, yeni kitaplarmzn sayfalar yarya kadar bile almamtr; es-kileriyse yllarca el dokunmamtr zaten. (Manl manl glmsedi general.) Bir deneme bile yaptk, kitaplarn arasna kk ktlar koyduk. Olduklar yerde kaldlar, dokunan olmad. Yazmak da yasak deildir onlara. Yazsnlar, elensinler diye karatahta, tebeir veririz. Silip gene yazabilirler. Ama yazmyorlar. eri atldktan ksa bir zaman sonra duruluyor, rahatlyorlar. Balangta sklyorlar ama, sonra imanlyorlar bile, ok uysal oluyorlar. General, szlerinden kan o korkun anlam dnmeden konuuyordu. Nehldof onun ksk, cansz sesini dinliyor; kemikli ellerine, kr kalarnn altndan gzken lgn gzlerine, resm giysisinin kalkk yakasnn alttan destek olduu plak, kk elmack kemiklerine; bu adamn, hunharca insan ldrmesine karlk ald iin pek deer verdii, onunla nd beyaz hana bakyor; ona itiraz etmenin, szlerinin ne anlama geldiini aklamann bir eye yaramayacam dnyordu. Bununla beraber, baka bir eyi, serbest braklmas; iin emir verildiini bugn rendii ustova'y sordu ona gene de. - 311 - ustova m? ustova... Hepsinin adm bilmiyorum ki. Bir sr var, biliyorsunuz. Bu kadar ok olduklar iin kzyordu onlara sanki. Zili ald, ktibi artt. Ktibin gelmesini beklerlerken anlatmaya devam ediyordu general: - Drst, soylu insanlar -kendini de onlardan sayd belliydi- ok gereklidir. ara... yurdumuza da. Yudumuza da diye deyiine bir heyecan, parlaklk vermek iin eklemiti. - Grdnz gibi ihtiyarladm artk, ama gcmn yettiince hizmet ediyorum gene. Ktip geldi, -huzursuz baklarnda zek kvlcmlar olan zayf, salam yapl bir adamd- ustova'nn ierde olduunu, onunla ilgili herhangi bir emrin de alnmadn syledi. General: - Emri alr almaz brakrz onu, dedi. Zorla tutmayz kimseyi burada, hevesli deiliz onlara. Gene glmsedi. Buru buru yzn krtrmt yalnzca bu glmseme.

Nehldof, bu korkun ihtiyara duyduu tiksintiyle acma kark duygusunu belli etmemeye alarak kalkt. htiyarlar da, eski bir arkadann yolunu arm, aklsz oluna kar pek sert davranmamas, ona biraz t vermesi gerektii kansndayd. - Glegle canm, gcenmeyin bana, sizi sevdiim iin sylyorum. Burada yatan insanlardan uzak durun. Susuz yoktur aralarnda. Son derece kt, ahlksz insanlardr hepsi de. Biliriz ne mal olduklarn. Sylediklerinin doruluundan kuku edilemezmi gibi kesin konuuyordu. Byle kesin konumasnn, sylediklerinin doruluundan kuku etmemesinin nedeni, bunun byle olduu deil de, byle olmasa kendini artk deerli, yararl bir insan sayamayaca korkusuydu sanki. htiyarlk yllarn bile yurduna hizmet ederek geiren bir kahraman olduuna inanamazd o zaman, kendi gznde de vicdann satan bir alak olurdu. - yisi mi aln, diye devam etti. Car'a drst insanlar gerek... anayurdumuza da. Herkes sizin gibi almazsa ne olur?- 312 Kim yapard bu ileri? Durumu beenmeyiz, ama devlete yardm etmeye gelince de yokuzdur. Nehldof iyice ne eilerek selm verdi, kendisine alak gnlllkle uzatlan geni, kemikli eli sktktan sonra kt. General iki yana sallad ban, belini outurarak konuk salonuna yrd gene. Jan d'Ark'm ruhundan alnan cevab yazp bitiren ressam bekliyordu onu. General pince-nez'ini takp okudu: Ruhlar birbirlerini tanyacaklar, ama ruhlardan kacak kutsal ktan. Gzlerini kapayp, bunu pek beendiini gstermek isteiyle: - O-o-o, dedi. Peki ama her ruhtan kacak k ayn olacana gre nasl anlayacaz karmzdakinin kim olduunu? Gene masaya oturup parmaklarn ressamn parmaklarna geirdi. Nehldof'un arabacs, avlu kapsndan karlarken gen dnp: - ok skc bir yer buras beyim, dedi. Az kald sizi beklemeden gidiyordum. Nehldof, gkyzndeki kme kme bulutlara, Neva'nn -zerine gidip gelen kayklarn, vapurlarn oluturduu- prl prl dalgacklara bakarak gs geirdi. - Haklsn, ok skc, dedi. XX Devrisi gn Maslova'nn dosyas incelenecekti. Nehldof doru yargtaya gitti. Avukatla yargtayn byk, grkemli kapsnda bulutu. Birka araba vard yanda. Geni merdivenden ikinci kata ktklarnda, nereden nereye gidileceini iyi bilen avukat sola dnd, zerinde mahkemelerin kurulu tarihi rakamla yazl kapya yneldi. Uzun birinci odada paltosunu karp, yargtay yelerinin hepsinin toplandn, sonucunun da imdi geldiini renince -beyaz gmlei, beyaz kravat, frayla- neeli bir kararllk iinde teki odaya geti. Bu odann sa yannda byk bir kap, kapnn tesinde de bir masa, sol yann-daysa dnerek kan bir merdiven vard. Onlar odaya girdiklerinde, koltuunun altnda bir antayla, resm giysili, kibar grnl bir memur iniyordu bu merdivenden. Odada dikkati en ok - 313 eken, ceketli, gri pantolonlu, ak salar uzun bir ihtiyard. ki memur byk bir saygyla duruyordu karsnda. Ak sal ihtiyar kalkp sa yandaki kapdan kt. Bu srada Fanarin, beyaz kravatl, frakl bir arkadan grm, onunla heyecanl heyecanl konumaya balamt. Nehldof odada bulunanlar inceliyordu. On be kii vard ierde; bunlardan ikisi -biri pince-nez'Ii, gen, teki yal- kadnd. ncelenen dosya bir basn yoluyla iftira dvasnn dosyasyd; bu yzden her zamankinden daha bir kalabalkt imdi buras. Gazeteciler, dergi-ciler toplanmt hep. Pembe yanakl, gzel resm giysili, yakkl mahkeme yneticisi elinde bir ktla Fanarin'in yanma geldi, hangi dvayla ilgili olduunu sorup, Maslova dvas iin geldiini renince kda bir eyler yazp gitti. Bu arada sa yandaki kap ald, ak sal ihtiyar girdi odaya. Ceketini karm, srmalarla ssl, gsnde parlak maden dmeler olan cbbesini giymiti. Bir kua benziyordu imdi. Bu gln giysi, besbelli, ihtiyar da skyordu. Her zamankinden daha abuk admlarla giriin karsndaki kapya yrd. Fanarin, Nehldofa dnd: - Be'dir bu, dedi, ok saygdeer bir insandr. Sonra arkadayla tantrd Nehldof'u. imdi baklacak dvadan sz etmeye balad ona. Nedense ok nem veriyordu bu dvaya. Oturum balamak zereydi. Nehldof kalabalkla beraber sol yandaki kapdan duruma salonuna geti. Hepsi -Fanarin de- parmakln arkasna, dinleyicilere ayrlan yere getiler. Yalnz Petersburg'lu avukat kald bu yanda.

Yargtayn duruma salonu blge mahkemesininkinden kkt. Daha bir sade deliydi hem. yelerin oturduu masa yeil uha kapl deildi yalnz; altn srmalarla ilenmi, koyu krmz, kadife bir rt vard stnde. Ama geri kalan her ey aynyd: Tasvirler, Car'n portresi. Mahkeme yneticisi gene yle yksek sesle: Duruma balyor, diye bildirdi. Gene yle herkes ayaa kalkt, cbbeli yargtay yeleri gene yle girdiler salona, arkalklar yksek koltuklarna oturdular, olaan gzkmeye alarak dirseklerini masaya dayadlar gene. - 314 Drt ye vard: Uzun yzl, donuk bakl, sakalsz bir adam olan bakan Nikitin; gzlerini manl manl ksm, bembeyaz elleriyle dva dosyasn kartran Volf, sonra bilim adam hukuku, iman, hantal, yz iek bozuu Skovorodnikof; drdnc ye, en son gelen, ak sal ihtiyar Be idi. yelerin arkasndan ba sekreterle, ba savc yardmcs girdi. Savc yardmcs kara kuru, sakalsz yz esmer, siyah gzlerinin bak hznl, orta boylu bir genti. Acayip giysisine, on yldr hi grmemi olmalarna karn, Nehldof hemen tanmt onu. niversitede en yakn arkadalarndan biriydi bu. Nehldof avukata dnp: - Ba savc yardmcsnn ad Selyenin midir? diye sordu. - Evet, ne olacak? - Tanyorum onu, ok iyi bir insandr... Fanarin: - Ba savcnn da iyi bir yardmcsdr, grevine baldr. Ona syleseydik ok iyi olurdu. Nehldof, Selyenin'Ie olan yakn dostluunu, onun temiz yrekliliini, drstln, szcn tam anlamyla, soyluluunu hatrlamt. - Ne olursa olsun, vicdannn sesini dinleyecektir, dedi. Fanarin, okunmaya balanan dva raporunu dinlemeye hazrlanarak: - stesek de syleyemeyiz artk, diye fsldad, geti. Blge mahkemesinin verdii cezay onaylayan il mahkemesinin kararna edilen itiraz inceleniyordu. Nehldof dinliyor, ne olup bitiyor anlamaya alyordu; ama blge mahkemesinde olduu gibi burada da anlayamyordu bir ey. Anlayamamasnn balca sebebi de, en nemli olmas olaan grnen eylerden deil de, bambaka, nemsiz eylerden sz etmeleriydi. Bir gazetede kan, hisse senetleri iiyle ilgili bir kurumun yneticisinin yolsuzluk yapt iddia edilen bir yazyd dva konusu. Grnte bir tek eydi nemli olan: Yneticinin yolsuzluk yapt, kurumun ortaklarn dolandrd iddiasnn doru olup olmad; doruysa bu gidie nasl bir son verilecei. Ama bundan hi sz edilmiyordu. Yalnz, yaz ileri sorumlusunun, yazarn bu yazsn basmaya yasalara gre yet- 315 kili olup olmad, bu yazy basmakla ne gibi bir su iledii zerinde duruluyordu. Yazdaki iftira unsurlarndan, hukukla ilgilenmemi bir insann anlayamayaca bir sr eyden, yasalardan, falanca kurulun verdii filanca karardan uzun uzun sz edildi. Nehldof bir eyi anlayabilmiti ancak; dn ona yargtayn davann gerek yanyla ilgilenmeyeceini ylesine kesin bir dille syleyen Volf, bu dvada il mahkemesinin kararnn bozulmas iin aba gsteriyor; Selyenin de, soukkanllndan, arballndan hi beklenmeyen bir heyecanla itiraz ediyordu. Selye-nin'in, Nehldof'u artan bu heyecannn iki sebebi vard: Hisse senetleriyle ilgili kurumun yneticisinin bir dolandrc, kt bir insan olduunu biliyordu; ayrca, durumadan bir ya da birka gn nce Volf'a bu i adamnn gzel bir akam yemei verdiini renmiti bir rastlant sonucu. Volf -son derece dikkatli olsa bileaktan aa yan tutunca, Selyenin de buna Sinirlenmi, olaan bir dva iin ar heyecanl, dncelerini sylemiti. Onun bu davrannn Volf'un gururuna dokunduu belliydi: Kzarp bozaryor, arada bir arkasna yaslanyor, savc yardmcsnn szlerine pek am gibi hareketler yapyordu. Kalkp, teki yelerle beraber, bu duruma ok gcenmi bir ta-/rla, olanca arballyla grme odasna yrd. yeler knca mahkeme yneticisi Fanarin'in yanma geldi gene: - Hangi dva iin geldiniz siz? Fanarin: - Maslova dvas iin geldiimi syledim ya, dedi. - Pekl. imdi ona baklacak. Yalnz... - Bu dvaya avukatsz baklacakt da, sanrm kararn aklanmasndan sonra kmayacaklar yeler. Ama bildireyim ben... - Evet? diye sordu avukat. - Ne demek istiyorsunuz? - Sylerim ben efendim, sylerim. Mahkeme yneticisi elindeki kda bir eyler yazd. Gerekten de, yargtay yeleri iftira dvasnn kararn akladktan sonra geri kalan dosyalar -bu arada Maslova'nnkini de- grme odasnda ay, kahve ierek, sigara tttrerek incelemek niyetindeydiler.XXI Yargtay yeleri grme odasnda masaya oturduklarndan Volf hemen kararn bozulmasn gerektiren durumlar sayp dkmeye balad.

Genellikle ktmser bir insan olan bakan bugn her zamankinden daha bir huysuzdu. Durumada raporlar dinlerken vermiti kararn, imdi de Volf'u dinlemiyordu, kendi dncelerine dalmt. Dnceleri, oktan beri kendisinin atanmasn istedii nemli bir yere Vilyanof'un atanmas zerine dn an defterine yazdklaryla ilgiliydi. Bakan Nikitin, grevi sresince tand birinci, ikinci derece memurlar zerine dncelerinin ok deerli tarih birer belge olduuna tam bir itenlikle inanrd. Dnk yazdklarnda, -kendi deyimiyle- Rusya'y, imdiki yneticilerin onu srkledikleri felketten kurtarmasna engel oldular diye ilk iki derecedeki birka memura hayli atp tutmutu. Aslnda bunun tek sebebi, aylnn ykselmesine engel olmalaryd. Bu olayn, onun yazdklarnn yardmyla, gelecek kuaklarca ne denli iyi, doru anlalacan dnyordu imdi. Konuulanlar dinlemedii halde, ona bir soru soran Volf'a: - Evet, tabi, diye cevap verdi. Be, nndeki kda iek resimleri izerek, kederli bir yzle dinliyordu Volf'u. Son derece zgr dnceli bir insand Be. Bin sekiz yz altm yllarnn geleneklerine saygyla balyd hl; o zamandan bu yana grlerinde bir deiiklik olduysa, zgr dnceye daha da yaklaan bir deiiklikti bu. Dolaysyla, iftiraya uradndan yaknan hisse senetleri iiyle uraan kurum yneticisinin gvenilir bir insan olmamasndan baka bir sebebi daha vard Be'nin kararn bozulmamasndan yana olmasnn. Gazetecinin iftira etmekle sulanmasnn basn zgrlne bask olaca grndeydi. Volf szn bitirince Be, bir iei yarm brakarak, can skkn -bylesine gereksiz eylerle urayorlar diye can sklyordu- yumuak, tatl bir sesle dilekenin yersizliini anlatmaya alt ksaca, sonra ak sal ban nne eip ieini tamamlamaya koyuldu. Volf'un karsnda oturan, iri parmaklaryla durmadan sakaln, byn azna tkan Skovorodnikof, Be konumasn bitirince sakaln inemeyi kesip, ince, kulaklar trmalayan sesiyle, - 317 hisse senetleri iiyle uraan kurumun yneticisinin byk bir dalavereci olduu halde, yasalara uygun nedenler bulunsa kararn bozulmasndan yana olabileceini, ama byle bir ey olmad iin van Semyonovi'in (Be'nin) grne katldn syledi. Eline Volf'u inelemek frsat getiine sevinmiti Bakan da Skovorodnikof'un grne katlnca karar olumsuz oldu. Volf'un keyfi kamt. Yan tuttuu anlalmt sanki. Umursamaz grnmeye alarak, ondan sonra baklacak dosyay, Mas-lova'nn dosyasn at. Yargtay yeleri bu arada zili alp ay stediler. O gnlerde Kamenski'nin dellosu yannda Petersburg' Oda herkesin dilinde olan baka bir olaydan sz etmeye baladlar. Bir bakanlk danmannn 995 inci maddede belirtilen suilerken yakalanm olmasyd bu olay. Be, tiksintiyle: - Ne iren bir ey! dedi. Skovorodnikof, kaln parmaklarnn tam dibinde, avucunun 5inde tuttuu buruuk sigarasndan derin bir soluk ektikten sonra kahkahayla glerek: - Bunun ktlk neresinde? dedi. Edebiyatmzdan, bir Alman yazarn rnek alarak, bu gibi eylerin su saylmamasn salk veren, iki erkek arasnda da nikh kylabileceini -savu-nan paralar gsterebilirim size. Be: - Olamaz, dedi. Skovorodnikof, birka romann adn, basld yeri, yl syleyip: - stiyorsanz, bu kitaplarda szn ettiimiz grn savunulduu yerleri gsterebilirim size, dedi. Nikitin kart sze: - Dolaan sylentilere baklrsa, Sibirya'da bir ilin valiliine atayacaklarm onu. Skovorodnikof: - Bu gzel ite, dedi. Piskopos hala karlayacaktr onu orada. Byle bir piskopos gerek artk o kente. Ben olsam, ylesini yollamalarn sylerdim oraya. Sigarasn kl tablasna atp, sakalyla byn toplayp azna soktu gene, inemeye balad.- 318 Bu arada mahkeme yneticisi girdi odaya, avukatla Nehl-dof'un, Maslova dosyasnn incelenmesinde hazr bulunmak istediklerini bildirdi. Volf: - Ha u dva m? dedi. Dorusu tam bir ak hikyesi bu. Maslova'yla Nehldof'un ilikisi zerine bildiklerini anlatt. Yargtay yeleri, bu konuda konutuktan, aylarn, sigaralarn itikten sonra duruma salonuna getiler, bir nceki dosya iin verilen karar akladktan sonra Maslova dvasna getiler.

Volf ince sesiyle ok gzel okudu Maslova'nn dilekesini. Okuyuundan, mahkeme kararnn bozulmasn istedii belliydi gene. Bakan, Fanarin'e dnd: - Ekleyecek baka bir eyiniz var m? Fanarin ayaa kalkt, beyaz gmleinin iinde geni gsn gererek, son derece inandrc, ak seik konuarak, mahkemenin bu karar verirken alt noktada yasalarn gsterdii yoldan ayrldn ispat etti; ayrca, dvann gerek yanna, kararn tyler rpertici yanllna, ksaca da olsa, dokundu. Fa-narin'n konumasnda, sayn yargtay yelerinin yksek anlaylar, hukuk bilgileri durumu ondan daha iyi kavramalarna yardm edeceini, ama zerine ald grev bunlar burada bir kere de onun sylemesini gerektirdii iin zr dilediini gsteren bir hava vard. Fanarin'in konumasndan sonra yargtayn karar bozacandan kuku edilemezdi artk. Konumasn bitirdikten sonra gururla glmsedi. Avukatndan gzlerini ayrmayan Nehldof onun bu glmsemesini grnce dvay kazandklarna iyice inand. Ama gz yargtay yelerine kaynca, glmseyenin, gurur duyann yalnz Fanarin olduunu grd. yeler de ba savc yardmcs da glmsemiyorlard. Yzlerinde, Byle palavralara karnmz toktur bizim, der gibi bir ifade vard. Avukat konumasn bitirip de onlar artk bouna oyalamay kesince buna sevindikleri belliydi. Avukat konumasn bitirir bitirmez bakan, savc yardmcsna dnd. Selyenin, kararn bozulmas iin ne srlen delilleri yeterli bulmayarak, ksaca, kesin bir dille mahkeme kararnn onaylanmasndan yana oldu- 319 unu syledi. Sonra yeler kalkp, grmek iin ekildiler. Grme odasnda oylama yapld. Volf kararn bozulmas iin verdi oyunu. Be de, durumu kavradndan, jri yelerinin dtkleri aknl, durumann gidiini arkadalarna heyecanla anlatmaya alarak, kararn bozulmasn savundu. Daima yasalarn noktas noktasna uygulanmasndan yana olan Nikitin olumsuz oy verdi. Her ey Skovorodnikof'un oyuna balyd. O da, srf Nehldof'un bu kzla evlenmek niyetinde olmasndan hi holanmad iin, kararn bozulmamasndan yana kt. Bir materyalist, Darvinistti Skovorodnikof. Soyun her eit ahlk kuraln, hatta dini aklszlk hatta kklk sayard. Bu sokak kadnyla uramalar, nl bir avukatn buraya, yargtaya kadar gelip onu savunmas, durumada Nehldof'un bile hazr bulunmas irendiriyordu onu. Sakaln azna sokarak, yzn buruturup, bu dva konusunda, kararn bozulmasn gerektirecek delillerin yetersiz olduundan baka hi bir ey bilmiyormu gibi bir tavr taknd, bu sebeple bakann grne katldn bildirdi. Bylece olumsuz cevap verilmi oldu dilekeye. XXII Nehldof, salondan karlarken, antasn dzeltmekte olan avukata: - Korkun bir ey bu! dedi. Gerek apak ortadayken, biime nem verip bozmuyorlar karan. Korkun bir ey! -- Dva mahkemede kaybedilmi, dedi avukat. - Selyenin de kararn bozulmamasndan yana kt. Korkun, korkun bir ey! imdi ne yapacaz? - ar'a dileke verelim. Hazr buradayken kendiniz verin. Ben yazarm size. Bu srada ufak tefek Volf, resm giysisinde yldzlaryla, bekleme odasna girdi, Nehldof'un yanna gelip, gzlerini kst, dar omuzlarn kaldrarak: - Elden ne gelir, sevgili prens? dedi. Deliller yeterli deildi. Yryp gitti. Volf'un arkasndan, yargtay yelerinden eski dostu Nehldof'un burada olduunu duyan Selyenin kt. Glmseyerek -ama yalnz dudaklaryd glmseyen, gzlerinde- 320 bir can sknts vard- Nehldof un yanma geldi. - Seni burada greceimi dmde grsem inanmazdm, dedi. Petersburg'da olduunu bilmiyordum. - Ben de senin ba savc olduunu... Selyenin: - Yardmcs, diye dzeltti. Arkadann yzne zgn, kederli bakarak devam etti: - Yargtayda ne iin var senin? Hadi anladk, Petersburg' dasn; peki ama yargtayda ne aryorsun? - Ne mi aryorum? Adaleti bulacam, hi suu yokken mahvedilen bir kadn kurtarabileceimi umuyordum burada, onun iin gelmitim. - Hangi kadn? - Demin dosyasna baktnz. Selyenin hatrlayarak: - Ha, Maslova dvasn diyorsun. Hi de iyi hazrlanmam bir dilekeydi. - nemli olan dileke deil, bou bouna cezaya arptrr-lan kadndr. Selyenin derin bir soluk ald: - Belki de... - Hayr, belki de deil, yzde yz susuzdu. - Nereden biliyorsun bunu?

- Jri yesiydim nk. Nerede yanllk yaptmz biliyorum. Selyenin bir an dnd: - O zaman aklamalydn bunu yleyse, dedi. - Akladm. - Tutanaa geirtmeliydin. Dilekede byle bir aklama olsayd... Bo zaman olmad iin akam toplantlarna pek katlamayan Selyenin'in Nehldof olayn duymad belliydi. Nehldof da bunu farketmi, Maslova'yla arasndaki ilikiyi ona anlatmamaya karar vermiti. - Ama mahkeme kararnn yanl olduu besbelliydi, dedi. - Yargtayn byle bir ey sylemeye yetkisi yoktur. Yargtay, mahkeme kararlarn dva zerine dncesine gre bo- 321 zacak ya da onaylayacak olursa, yargtayn anlamn yitirmesini, adaleti salayacana ykmasn bir yana brak (Selyenin bir nceki dvay hatrlamt) jri yelerinin kararlar da anlamn kaybeder. - Bildiim bir ey var benim: Hi bir suu yoktur bu kadnn; haketmedii cezadan kurtulmas iin son umut da suya dmtr. En yksek adalet organ byk bir hakszl onaylad. Selyenin gzlerini ksarak: - Onaylamad, nk olayn derinliklerine inmedi, inemezdi de, dedi. Konuyu deitirmek isteyerek: - Teyzende kalyorsun tabi, diye ekledi. Senin burada olduunu sylemiti dn. (Yalnz dudaklaryla glmsedi Selyenin.) Yeni gelen bir din konumacsn seninle beraber dinlememi istiyordu. Selyenin'in sz baka yana ekmesine can sklan Nehldof fkeli: Ben gittim toplantya, dedi, ama dayanamayp yarsnda ktm. - Niin dayanamadn? Bir din gr bu da, tek yanl da olsa bir inan. Nehldof: - Acayip bir delilik bu, dedi. Selyenin, eski arkadana yeni dncelerini anlatmak iin sabrszlanyormu gibi abuk abuk konuarak: - Yo, dedi. Burada acayip olan bir ey varsa o da bizlerin kilise retisinden habersiz olmamz, dinimizin teme! dncelerini bile, bize anlatlmak istendiinde, yeni dnceler, grler olarak karlamamzdr. Nehldof aknlkla, dikkatle bakyordu Selyenin'e. Ba savc yardmcs yalnzca hzn deil, can sknts da okunan gzlerini nne ememiti. Nehldof: - Kiliseye inanyor musun? diye sordu. Selyenin Nehldof'un gzlerinin iine dalgn dalgn bakarak: - nanyorum tabi, dedi. Nehldof gs geirdi: Dirili - F: 21- 322 - Hayret, diye mrldand. Selyenin: - Neyse, sonra grrz, dedi. Saygyla ona yaklaan mahkeme yneticisine dnd: - Gidiyorum. Derin bir soluk alarak Nehldof'a: - Grelim, dedi. Bulabilecek miyim seni evde ama? Ben her gn saat yedide akam yemeini evde yerim. Nadejdinskaya sokanda oturuyorum. Numaray syledi. karken, gene yalnz dudaklaryla glmseyerek: - O zamandan bu yana ok su geti kprlerin altndan, diye ekledi. - Zamanm olursa gelirim, dedi Nehldof. Bir zamanlar sevdii, kendine yakn bulduu Selyenin'den, bu ksa konuma sonunda ne denli uzaklatn dnyordu. Dman olmasa bile yabanc, anlalmaz bir insand onun iin Selyenin artk. XXIII Nehldof, Selyenin'i niversite rencisiyken tanmt. yi bir ocuk, gvenilir bir arkada, yana gre ok okumu, daima kibar, yakkl, ayrca son derece drst bir genti. Kendini hi zorlamadan, rahatlkla geliyordu derslerinin stesinden; bununla beraber, gsterdii baarya karlk her yl altn madalyalar alrken kibirlenmiyordu da hi. Yalnzca lfta deil, gerekte de tek emeli insanlara hizmet etmekti. Bu hizmetin devlet memurluunda almaktan baka bir yolla gerekleebileceine inanmad iin, niversiteyi bitirir bitirmez, kendini verebilecei grevleri bir bir inceledikten sonra, en ok ikinci yasadairesinde yararl olabileceine karar verdi, oraya girdi. Ne var ki, grevini harfi harfine, byk bir drstlkle yerine getirdii halde, yararl olduuna, burada gerekeni yaptna bir trl inandramad kendini. Huzursuzluu, kiilii zayf, ykselmek iin her kkl yapmaya hazr bir insan olan en yakn amiriyle atmas sonucu ylesine artt ki, ikinci daireden ayrlp yargtaya girdi. Yargtayda daha iyiydi du-

- 323 rumu, ama istediince yararl olamamann verdii huzursuzluk burada da brakmyordu peini. Hayattan beklediini bulamad, gereksiz eylerle zaman ldrd duygusu vard iinde hep. Yargtayda alrken, akrabalar saraya mabeyinci olarak atanmasn saladlar; srmal niformasn giyip kupa arabasna bindi zorunlu olarak; kap kap dolap, onun uaklk grevine atanmasn saladlar diye bir ok kimseye minnettarlklarn bildirdi. Durmadan dnyordu ama, bu grevine akla yatkn bir anlam yaktramyordu. stediinin bu da olmadn hissediyor, gelgelelim, bununla ona byk bir iyilik yaptklarna inanan insanlar krmamak iin hayr da diyemiyordu. te yandan, bu atama ruhunu baz bakmlardan okamyor da deildi; ayrca, aynalarda kendini srmal niformayla grmek, bu grevin baz insanlarda uyandrd saygdan yararlanmak frsatn verecekti ona. Evlilik konusunda da ayn durum gelmiti bana. Sosyetenin grne gre, son derece iyi bir e buldular ona. Evlendi, ama daha ok, evlenmeyi reddederse, bu evlilii isteyen gelin adayn, sonra bu i iin uraanlar ok zecei iin evlenmeye raz olmutu; ayrca, tannm bir ailenin sevimli kzyla evlenmek gururunu da okamt..Ne var ki, evliliin de devlet hizmeti gibi, saraydaki grevi gibi arad ey olmadn anlamakta gecikmedi. lk ocuklarndan sonra baka ocuk istemedi kars, sosyete hayatna dald, balodan baloya dolamaya balad; ister istemez Selyenin de girmiti bu hayata. Kars pek gzel saylmazd, sadk bir eti; te yandan, byle yaamakta diretmekle kocasnn hayatn zehir etmekten, byk eziyetlere katlanmaktan, bitkin dmekten baka bir ey elde etmedii halde, gene de brakmyordu bu hayat. Onu bu hayattan vazgeirmek iin Sel-yenin'in btn abalar ta bir duvara arpm gibi paralanmt. Karsnn, bunun byle olmas gerektiini syleyen akrabala-rmca, tandklarmca desteklenen kararllyd bu duvar. Sapsar salar omuzlarna dklen, ince bacakl kz babasna yabancyd. Selyenin'in istedii gibi yetitirilmiyordu nk. Kar koca anlamyorlard birbirlerini, anlamak da istemiyorlard. Bakalarndan gizlenen, sessiz, souk, ahlk kurallarnn frenledii bir sava srp gitmekteydi aralarnda; aile hayatn ,- 324 ekilmez yapyordu bu durum Selyenin iin. yle ki, ev devlet hizmetinden de saray grevinden de daha byk bir umutsuzlua drd onu. Onu en ok umutsuzlua dren de dinle olan ilikisiydi. Onunla ayn evrede, ayn ada yetien herkes gibi o da, ocukluundan beri ona verilen din bilgisinin samaln kendi yetenekleriyle kolayca anlamt; bu kr inantan ne zaman kurtulduunu kendi de hatrlamyordu. Kiilik sahibi, drst bir inan olarak, ilk genlik alarnda, niversitedeyken, Nehldof la arkadaken saklamyordu resmi dinin kr inanlarndan kendini kurtardn. Ne var ki zamanla, ykseldike, zellikle, o zamanlar toplumda iyice yer eden gericiliin etkisiyle bu ruhsal zgrl cann skmaya balamt. Evdeki durumlar, zellikle babasnn lm, babas iin okutulan dualar, annesinin ille de oru tutmasn istemesi, evresinin de bunu ondan beklemesi bir yana; grevde de hemen her gn ayinlere, dualara katlmas gerekiyordu. Devaml olarak d ynyle ilgileniyordu dinin. BU ayinlere katlrken ya inanmad eye inamyormu gibi numara yapacakt (drstl engel olurdu buna) ya da dinin derinliine inmeyen bu gstermeliklerin yalan olduunu kabul edecek, yalan olduklarna inand eylere katlmayacakt bir daha. Oysa bylesine basit grnen bu ii yapabilmek iin ok ey gerekliydi: evresindekilerle, yaknlaryla devaml bir cenge girmekten baka; toplumsal durumunu deitirmesi, grevinden ayrlmas, bu grevde insanlara yapt, gelecekte daha da ok yapacan umduu yardmdan vazgemesi gerekiyordu. Sonra, bunu yapabilmesi iin, hakl olduuna da kesinlikle inanmalyd. nanyordu; biraz tarih bilen, dinin douundan, hristiyan kilisesinin paralanmasndan haberi olan amzn aydn bir insan saduyunun doruluundan kuku edemez. Kilise retisinin yanl olduuna inanmakla doru yolda olduuna inanmamak elinde deildi. Ama hayat koullarnn basksyla, drst bir insan olduu halde, kk bir yalana gz yumdu. Yalann yalan olduunu kesinlikle anlamak iin, nce bu yalan incelemenin gerektiine karar verdi kendi kendine. Kck bir yaland bu, ama bu kkck yalan, imdi iinde bulunduu byk yalann iine gmd jnu. Bebekliinden beri ona retilen, evresindekilerin ondan bekledii, inanmazsa insanlar iin yararl olan grevine devam ederneyecei Ortodoksluun doru mu yanl m olduunu dnyordu hep. Bu bilinmezi zmek iin Voltaire'yi, Shophen-jauer', Spencer'i, Cont'u deil de, Hegelin felsefe kitaplarn, Emet'in, Homyakofun din kitaplarn ald eline; gerekten de, ona gerekli olan buldu onlarda. Huzura kavumasna; ona retilen, ama uzun zamandan beri inanmad, bu yzden de bir s-f aksilikle karlamasna sebep olan; inanmaya balaynca da bU aksiliklerin hepsini birden ortadan kaldran dinin doruluu-la inanmasna yardm ettiler bu kitaplar. Sonunda o da herkes gibi, tek insan zeksnn bir bana geree yaramayacana, gerein yalnz elbirliiyle ortaya karlabileceine, bunun tek yolunun da kilise olduuna o da inanmaya balad. Artk huzur iinde, kendi kendini aldatt duygusuna kaplmadan ayinlere, dualara gidebiliyor; oru tutabiliyor, tasvirlerin nnde ha -orabiliyor; insanlara yararl olmasna yardm ettiine, aile haya-tmn

huzursuzluunda onu avutan grevine devam edebiliyordu. nandn sanyor, ama bu inand eyin, as! inanmak istedii ey olmadn da hissediyordu. Bu yzden bir hzn vard baklarnda daima. Btn bu yalanlar iinde henz yer etmedii zamanlardan tand Nehl-Jof'u grnce, bir an kendini o zamanki Selyenin sanmasnn se-jebi de buydu. Arkadana imdiki din grn aklamak iin acele ederken, inand eyin istedii ey olmadn her zaman-<inden daha bir ak seik hissetmi, yreine bir ac gelip sap-Janmt. Eski bir arkada grmenin verdii sevinci izleyen bu acy Nehldof da hissetmiti. Bu yzden, ayrlrken greceklerine birbirine sz verdikleri halde, aramadlar birbirlerini; Nehldof'un Petersburg'a bu gelisinde grmediler. XXIV Yargtaydan knca Nehldof'la avukat yrdler. Avukat, arabasna arkadan gelmesini syledikten sonra; yargtay yele-- 326 rinin szn ettikleri, yasaya gre krek cezasna arptrlmasn gerektiren bir sutan yakalanan, ama kree gideceine Sibirya'da bir ile vali olarak atanacak bakanlk danmanndan sz etmeye balad Nehldof'a. Bu olay btn irenliiyle anlattktan sonra, o sabah nnden getikleri hl tamamlanmam ant iin toplanan paralan yksek dereceli birka memurun nasl cebe indirdiini; falancann sevgilisinin borsada nasl milyonlar kazandn; falancann, krsn filancaya sattn byk bir haz duyarak anlatt; sonra, cezaevinde yatacana eitli kurulularn bakanlk koltuklarnda oturan en yksek devlet memurlarnn yaptklar rezillikleri, iledikleri sular sayd. Sryle olduklar besbelli bu hikyeler avukata para kazanmakta tuttuu yolun ay n amala Petersburg yksek memurlarnn tuttuu yoldan ok daha drst, iyi olduunu kesinlikle gsterdikleri iin- byk haz veriyorlard. te bu yzden, yksek bir memurun dalavereleri zerine anlattklarn Nehldof sonuna kadar dinlemeden Allahasmarladk, deyip, bir arabaya atlayarak rhtm caddesine ekmesini sylediinde pek ard. Nehldofun can ok sklyordu. ki sebebi vard can skntsnn: Yargtayn verdii kararn, hi bir gnah olmayan Mas-lova'ya ektirilen mansz strab onaylamasyla; ayn kararn, Nehldofun, Maslova'yla hayatn birletirmek zerine verdii karar gerekletirmesini gletirmesi. Avukatn ylesine haz duyarak anlatt o korkun hikyeleri hatrladka can sknts daha da artyordu. te yandan, bir zamanlar sevimli, ak yrekli, drst bir insan olan Selyenin'in iten pazarlkl, souk, ktlk okunan bak da gitmiyordu gznn nnden. Eve dndnde, kapc kmser bir tavrla -adamn deyimiyle- bir kadnn kapc odasnda yazd bir puslay verdi Nehldof'a. ustova'nn annesindendi pusla. Kadn velinimetine, kznn kurtarcsna teekkr etmeye geldiini yazyor; ayrca onu evlerine, Vasilyevski'de beinci sokak falan numaradaki dairelerine davet ediyordu. Vera Yefremovna'nn da bunu ok isteyeceini, minnet gzyalar dkerek onun cann skacaklarndan korkmamasn yazyordu. Minnet duygularmzdan sz etmeyeceiz size, diyordu, sizi grelim, yeter bize. Bir engeliniz olmazsa yarn sabah gelebilir miydiniz acaba? - 327 teki pusla arn emir subaylarndan olan, Nehldofun es-Iki arkada Bogatryefdendi. Nehldof, ncil okuduklar iin ya-|kalananlar adna yazd dilekeyi elyazsyla, sz verdii gibi, dilekeyi ara kendi eliyle vereceini ama aklna yeni bir ey geldiini yazyordu: Nehldof nce, bu ilerle ilgilenen kimseyi gidp grse, ondan yardm dilese daha iyi olmaz myd acaba? Nehldof, Petersburg'da son birka gndr bandan geen olaylarn etkisi altnda, bir ey elde edebileceinden umudu ta-lamen kesmiti. Moskova'da kurduu plnlarn, insan hayata atldnda boa kmas yzde yz olan genlik hayallerine benzetiyordu imdi. Ama hazr Petersburg'a gelmiken, Moskova'da aklna koyduu her eyi yapmay bir bor sayyordu kendi iin. farn Bogatryef le grtkten sonra, onun dn tutup, din sulularyla ilgilenen kimseye gitmeye karar verdi. antasndan dilekeyi karm, yeni batan bir kere daha okuyordu ki, kontes Katerina ivanovna'nn ua kapy alp giril, onu yukarda aya beklediklerini bildirdi. Nehldof, hemen geleceini syledi, ktlar katlayp antasna koydu, teyzesinin yanma gitmek zere kalkt. Merdivenleri karken pencereden dar kayd gz bir ara, Mariette'nin doku atlarn grd. Birden neelendiini hissetti, glmsemek geldi iinden. Mariette, banda apkayla -ama siyah deildi bu, ak renk bir apkayd- rengarenk elbisesiyle, kontesin koltuunun yannda oturuyor, elinde ay fincan, gzel gzlerinin ii glerek heyecanl heyecanl bir eyler anlatyordu. Nehldof odaya girdiinde Mariette son derece gln, gln olduu kadar da ayp bir hikyeyi -glmelerinden anlamt bunu Nehldof- yeni bitirmiti; yz kll, temiz yrekli kontes Katerina vanov-na iri bedeniyle sarsla sarsla katlrcasna glyordu; Mariette ise pek mischievous (') Lir tavrla glmseyen dudaklarn bzm, neeli, canllk okunan yzn hafif yana yatrm, sessizce kontese bakyordu. Nehldof baz szcklerden, kadnlarn Petersburg'da gnn Sibirya'l validen sz ettiklerini anlamt. Kontes uzun sre ka-

(') Yaramaz (Franszca).- 328 tla katla gldne gre, Mariette bu konuda ok gln bir eyler anlatm olmalyd. Kontes ksrerek: - Oh, baylacam, diyordu. Nehldof selm verip, yanlarna oturdu. Tam Mariette'ye ar neesi iin sitem etmeye hazrlanyordu ki, onun yzndeki ciddi, can skntsn andran ifadeyi farkeden gen kadn, onun houna gitmek iin Nehldof'u ilk grd andan beri houna gitmek istiyordu aslnda- hemen yalnzca yz ifadesini deil, ruhsal durumunu da deitirdi. Birden ciddilemi, hayatndan yaknan, bir eyler arayan, bir eyler isteyen bir insan olmutu. Yapmack deildi bu, gerekten de, o anda Nehldof'un iinde bulunduu ruhsal durumageri sorsalard bu ruhsal durumun nasl bir ey olduunu anlatamazd ya- girmiti. Nehldof'a, ilerini halledip halletmediini sordu. Nehldof, yargtayda urad baarszl, Selyenin'le karlamasn! anlatt. .- Ah! Ne temiz ruhlu bir insandr o! Tam bir chevalier sans peur et ans reproche. (2) ok drsttr! ki kadn da, Selyenin'in sosyetede dillerde dolaan zelliklerini sayp dkmeye balamlard. Nehldof: - Kars nasl bir insan? diye sordu. Mariette: - Kars m? dedi. Sulamayacam onu. Ama anlamyor kocasn. O da m dilekenin reddini istedi yoksa? Dilekenin reddedilmesine gerekten ok zld belliydi. geirerek devam etti: - ok kt oldu bu! Yazk zavallya! Nehldof yzn buruturdu, konuyu deitirmek isteyerek, gen kadnn yardmyla kaleden kurtulan Sustova'dan sz at. Kocasna syledii iin teekkr etti: zavall kadnn, ailesinin srf onlar hatrlayacak kimse kmad iin strap ektiklerini dnmenin ne korkun bir ey olduunu anlatmaya balamt ki, beriki szn kesti, sinirli bir sesle: P) Korkusuz, kusursuz valye. (Franszca) - 329 - Bunu bana anlatmayn, dedi, biliyorum. Kocam, onu serbest braklabileceini syler sylemez ben de dndm ayn eyi. Suu yoktuysa ne diye tutuyorlard onu orada? (Nehldof un sylemek istediini sylemiti.) Akl almaz bir ey bu! Kontes Katerina vanovna, Mariette'nin yeenine kur yaptnn farkndayd, houna gidiyordu bu. Bir anlk sessizlikten yararlanarak: - Bak ne diyeceim sana, dedi, yarn akam Aline'ye gel. Kzeveter konuacak orada. (Mariette'ye dnd.) Sen de. (Sonra gene yeenine dnd.) li vous a remarque. (') Szlerinin iyiye iaret olduunu -anlattm ona konutuklarmz- sa'nn yolundan yryeceini sylyor. Yarn muhakkak gelmelisin. Syle ona da gelsin, Mariette. Sen de gel. Mariette Nehldof'a bakarak: - Bir kere, prense akl vermeye hi hakkm yoktur benim kontes, dedi; ikinci olarak, biliyorsunuz, sevmem ben... Bakndan, ses tonundan kontesin szleri zerine, bu din konumalar zerine Nehldof'la ayn dncede olduunu anlatmak istedii belliydi. Kontes: - Her zaman aksisindir sen zaten, hep kendi bildiini okursun, dedi. Mariette glmsedi: - Ben mi kendi bildiimi okurum? Aslnda bir kyl kadn kadar kuvvetlidir inancm. (nceki konumasna devam etti.) nc olarak da, yarn Fransz tiyatrosuna gidiyorum... Kontes Katerina vanovna: - Ah! dedi Grdn m sen u... neydi ad canm kadnn? Mariette nl Fransz aktristinin adn syledi. - Muhakkak git gr onu, grmeye deer. Nehldof glmsedi. - nce hangisini greyim ma tante, aktrisi mi, din konumacsn m? - Sz oyunu yapma bana ltfen. Nehldof: (') Seni farketm. (Franszca)- 330 - nce din konumacsn, sonra aktristi grmeliyim bence, dedi, yoksa din konumasndan hi tad alamam bakarsnz. Marlette: - Hayr, diye itiraz etti, Fransz tiyatrosundan balayp, sonra tvbekar olsanz daha iyi edersiniz. - Beni alaya alyorsunuz bakyorum da. Din baka, tiyatro bakadr. nsann gnahlarndan temizlenmesi iin oturup somurtmas, habire alamas gerekmez hi de. nansn yeter. Neeli de olur o zaman. - Siz btn din konumaclarndan daha iyi din dersi veriyorsunuz ma tante. Mariette bir an dndkten sonra: - Yarn tiyatroda benim locama gelin, dedi.

- Korkarm ki gelemeyeceim... Konuma, konuk geldiini haber vermek iin uan odaya girmesiyle yarda kesildi. Kontesin bakan olduu hayr kurumunun sekreteriydi gelen. Kontes: - ok can skc bir adamdr bu, dedi. yisi mi salonda greyim onunla. (Her zamanki gibi abuk admlarla kapya yrrken devam ediyordu.) Onu savnca gelirim. ay koyun ona Mariette. Gen kadn eldivenini kard, alyans parmanda birka yzk olan, olduka enli, hareketli eli gzkt. spirto ocann zerindeki gm aydanl -kk parman tuhaf bir biimde dimdik tutarak- alrken: - stiyor musunuz? diye sordu. Yzn ciddi, hzn dolu bir ifade kaplamt. - Dncelerine deer verdiim insanlarn, iinde bulunduum koullara bakarak beni yanl anlamalarna ok, hem de pek ok zlrm. Ha alad ha alayacakt Mariette. yle bir dnlrse, bu sylediinin hi bir anlam olmayabilirdi, pek soyut bir anlam da olabilirdi. Nehldof byk bir itenlik, duygululuk hissetmiti bu szlerde. k, gzel, gen kadnn bunlar sylerken prl prl gzleriyle yzne bakmas ylesine etkilemiti onu. Nehldof gzlerini ayramyordu bu gzel gzlerden, sessiz- 331 ce bakyordu ona. - Sizi, ruhunuzda olup biteni anlamadm sanyorsunuz. Yaptklarnz herkes biliyor. C'est le cetret de poiichinelle (') Duygulandryor da beni bu, hak veriyorum size. - Duygulanacak bir ey yok aslnda, henz bir ey yapm deilim. - Olsun varsn. Duygularnz anlyorum, onu da anlyorum.. (Nehldof'un yznn burutuunu farkedince konuyu kapamak istedi.) Pekl, pekl, ondan sz etmeyeceim. Anladm bir ey daha var, ceza evlerinde insanlarn ektii straplar grdkten sonra, bu zavalllara, bylesine ezilen, horlanan, bu insanlara yardm etmek istiyorsunuz... Bunu, insann uruna cann bile verebilecei yce bir grev olduunu biliyorum, ben de verebilirdim canm. Ama herkesin bir kaderi vardr. Marette'nin o anda tek istedii, Nehldof'un ilgisini ekmekti. Gen adamn ruhunda olanlar, deer verdii eyleri kadn duyarllyla sezinlemi, onlarn zerinde duruyordu. Herkesin bir kaderi var, diye pek bir ili mrldanmt. - Kaderinizden yakmyor musunuz yoksa? Gen kadn, bylesine basit bir eyi Nehldof'un nasl so-rabildiine am gibi: - Ben mi? dedi. Yaknmamak zorundaym, yaknmyorum da. Ama iimde bir ey var, arada uyanyor... - Uyumasna frsat vermemelisiniz, daima inanmalsnz bu sese. Gen kadnn yalanma iyice kaptrmt kendini Nehldof. Sonralar, Nehldof onunla olan bu konumasn utan duyarak hatrlad hep. Yalnzca yalan szlerini deil, dzme bir itenlik taknd yzn de unutamad uzun sre. Ceza evinde grd korkun olaylar, ky izlenimlerini anlatrken btn bunlara byk bir ilgi duyuyormu gibi dinliyordu onu. Kontes odaya dndnde, iki eski arkadatan da te, onlar anlamayan insanlarn arasnda birbirlerini anlayan iki yakn dost gibi konuuyorlard. (') Polichinelle'nm (Fransz halk kukla tiyatrosunun soytars) srrdr bu. (Franszca)- 332 XXV Ynetim organlarnn hakszlklarndan, insanlara ektirilen aclardan, halkn yoksulluundan sz ediyorlard; oysa aslnda, birbirlerinden ayrmadklar gzleri konumann arasnda durmadan Sevebilir misin beni? diye soruyor, teki cevap veriyor-du: Sevebilirim. Kadnn erkee, erkein kadna duyduu o duygu giderek daha bir yaklatryordu onlar. Mariette giderken ona elinden gelen yardm yapmaya her zaman hazr olduunu, yarn akam tiyatroda, bir dakikalna bile olsa, yanna uramasn, onunla ok nemli bir konuda konuacan syledi. Derin bir gs geirdikten sonra, yzk dolu eline eldivenini dikkatle geirirken: - Bir daha ne zaman greceim sizi? dedi. Sz verin geleceinize. Nehldof sz verdi. O gece odasna ekilince mumu sndrp yataa uzand Nehldof, ama uzun sre uyuyamad. Maslova'y, yarglayn verdii karar, Maslova'nn arkasndan Sibirya'ya gitmeye kararl olduunu, topran bakalarna verdiini dnyordu; btn bu sorulara cevapm gibi, Mariette'nin yz geldi gzlerinin nne anszn: Bir daha ne zaman greceim sizi? derkenki bakn, gs geiriini hatrlad. Glmseyiini grr gibi oldu, o da glmsedi. Sibirya'ya gitmekle iyi mi ediyorum acaba? diye sordu kendi kendine. Varm youmu bakalarna vermek akllca bir i mi?

yice kapatlmam perdenin arasndan gzken bu aydnlk Petersburg gecesinde kesin cevaplar bulmak pek gt bu sorulara. Kafasnn ii karmakarkt. Eskisi gibi dnmeye zorluyordu kendini; ama eski glerini yitirmiti bu dnceler imdi. Neler dnyorum ben de, diye geirdi iinden, yaptm iyi eylere bile piman oluyorum. Bu sorulara birer cevap bulamamak, oktan beri duymad bir pimanla, umutsuzlua salmt onu. Sorulara cevap bulamaynca, kumarda byk para kaybettii zamanlar olduu gibi, derin bir uykuya dald. Devrisi sabah uyanr uyanmaz, dn iren bir ey yaptn hissetti Nehldof. Dnmeye balad: yle kt, iren bir davran olmamt; ama dnceler; imdiki niyetlerinin Katyua'yla evlenmek, topran kyllere datmak gibi- gerekleemeyecek birer hayal olduklar, kararlln sonuna kadar srdremeyecei btn bunlarn yapmack, gerekd olduu, imdiye dek nasl yayorduysa yle yaamaya devam etmesi gerektii zerine irkin dnceler vard. Kt davran yoktu ama, ondan ok daha kt eyler vard: Btn kt davranlarn kayna kt dnceler. Kt bir davran tekrarlamayabilir kii, piman olabilir yaptna, kt dnceler yle midir ya, btn kt davranlar onlardan doar. Kt bir davran, arkasndan gelen kt davranlara kapar yolu; kt dncelerse aar. Nehldof, bir an iin bile olsa, dn bu dncelere kendini nasl kaptrabildiine ayordu imdi. Yapmak niyetinde olduu ey ne denli g, allmam olursa olsun, bunu yapmadan yaamayacan; eski hayata dnmesi ne denli kolay olursa olsun, bunun onun iin lm olduunu biliyordu artk. Dnk bu kansn, scak yatanda uyanm, daha uyumak isteyen, ama nemli bir ii iin kalkma zamannn da geldiini dnerek, biraz daha uyumak isteiyle yatan iinde saa sola dnen bir insann o anda duyduklarna benzetiyordu. Petersburg'da son gnyd bu, o sabah Vasilyevski'ye, us-tova'ya gitti. kinci katta bir dairede oturuyordu ustova. Nehldof, kapcnn yol gstermesiyle arka kapdan girip, dik merdivenden kt, yemek kokan, scak mutfaa girdi doru. Kollarn svam yal bir kadn, ocan banda ayakta duruyor, tten bir tencerede bir ey kartryordu. Gzlklerinin stnden Nehldof'a dik dik bakarak: - Kimi aryorsunuz? diye sordu. Nehldof daha kim olduunu syleyip bitirmemiti ki, kadnn yz deiti birden, korkuyla sevin kark bir ifadeyle kapland. Ellerini nlne kurulayarak: - 334 - Ah, prens! diye haykrd. Peki ama niin arka merdivenden geldiniz? Velinimetimiz bizim! Onun annesiym ben. Mahvedeceklerdi yavrumu. Kurtarcmzsz bizim. (Kadn Nehldof' un elini yakalam, pmeye alyordu.) Dn geldim size. Kz-kardeim ok yalvard git diye. O da burada. Anne ustova, Nehldof'u mutfan dar kapsndan, karanlk koridordan geirirken -hem yryor, hem de eteklerini, salarn dzeltiyordu- durmadan konuuyordu. - u, yandan efendim, yle. Bir kapnn nnde durup alak sesle devam etti: - Kornilova'dr kzkardeimin ad, duymusunuzdur belki de. Politikaya karmt. Kafas ok alan bir kadndr. Anne ustova kapy at, Nehldof'u, ortasnda bir masa olan kk bir odaya ald. Masann arkasndaki kk divanda izgili basmadan bluzlu, orta boylu, imanca bir kz oturuyordu. Bukleli, san salarnn evreledii yuvarlak, renksiz yz annesininkine benziyordu. Tam karsndaki koltukta, yakas ilemeli Rus gmlei giyen, siyah bykl, siyah sakall gen bir adam iki bklm oturuyordu. Besbelli konumaya dalmlard. Nehldof odann ortasna geldikten sonra dnp baktlar ancak. - Lida, prens Nehldof, seni... Uuk benizli kz, kulann arkasndan kurtulan bir tutam sa dzelterek birden ayaa frlad; iri, gri gzlerini korkuyla Nehldof'a dikti. Nehldof glmseyerek elini uzatt ona. - Serbest braklmas iin Vera Yefremovna'nn syledii tehlikeli kadn siz miydiniz? dedi. - Evet, benim. ten, ocuka bir glmsemeyle araland gen kzn dudaklar, gzel dileri gzkt. - Teyzem ok grmek istedi sizi. Yan kapya doru sevgi dolu bir sesle seslendi: - Teyze! Nehldof: - Sizin tutuklanmanz ok zmt Vera Yefremovna'y'. dedi. Lidiya, gen adamn kalkt yumuak, krk dkk koltuu gstererek: - yle oturun daha iyi, dedi. Nehldof'un gen adam yukardan aaya yle bir szdn farkedince:

- Teyzemin olu Zaharof, diye ekledi. Gen adam da Lidiya gibi itenlikle glmseyerek elini skt konuun; Nehldof onun yerine oturunca da gidip pencerenin dibindeki sandalyeyi ald, konuun yanna oturdu. teki kapdan, salar daha bir ak sar, on alt yalarnda bir lise rencisi ocuk kt, geip sessizce pencerenin iine oturdu. Lidiya: - Vera Yefremovna teyzemin ok yakn arkadadr, dedi, ama ben tanmyorum onu. Bu srada yan kapdan beyaz bluzlu, beline deri kemer balam, son derece temiz yzl, zeki bakl bir kadn girdi odaya. Divana, Lidiya'nn yanna otururken: - Ho geldiniz, diye balad, geldiiniz iin ok ok teekkrler. Vera'cmdan ne haber? Grdnz m onu? zlyor mu? Nehldof: - zlmyor, dedi. Kendini ok iyi hissediyormu, yle diyor. Kadn glmseyerek ban sallad. - Ah Vera'ck, ah! Bilirim onu. Ancak bilen bir insan anlayabilir onu. stn bir kiilii vardr. Hep bakalar iin alr, kendi iin bir ey istemez. - Evet, kendi iin hi bir istekte bulunmad benden, yalnz yeeninizi dnyordu. Susuz yere yakaland diye -yle syledi bana- ok zlyordu. Teyze: - Evet, dedi, korkun bir eydi bu! Hi bir gnah yokken, bou bouna ac ekti. Lidiya kart sze: - Hayr Teyze! Siz olmasaydnz da alrdm o ktlar. Teyzesi: - zninle ben daha iyi bilirim bu ileri, dedi. Nehldof'a dnerek devam etti: - Olay u, biri baz ktlar bir zaman iin saklamam istedi benden; evim olmadndan, ben de getirip ona verdim. O336 gece arama yapmlar evinde, ktlar da onu da alp gtrmler; bugne kadar tuttular, ktlar kimden aldn sylemesini istiyorlarm. Lidiya, aslnda ona bir zarar olmayan san fkeyle geri atarak: - Sylemedim de, diye atld. Teyzesi: - Syledin demedim ben de zaten, dedi. Lidiya kzararak, huzursuz baklarn odann iinde gezdirdi. - Martin'i benden rendikleri bir eye karlk tutukla-madilar, dedi. Annesi kart sze: - Kapat bu konuyu Lidiya'cm. - Niin kapatacakmm? Anlatmak istiyorum. Artk glmsemiyordu Lidiya, yz kpkrmz olmutu, san da geri atmyor, parmana dolayarak bakmyordu. Annesi: - Anlatnca dn akam ne oldu biliyorsun, dedi. - Hi de... Brakn da anlataym anneciim. Sylemedim, sustum hep. ki kere sorguya ekti beni o adam; teyzemle Mitin'i sordu. Ona cevap veremeyeceimi syleyip sustum. O zaman... Petrof... Teyzesi yeeninin neden sz ettiini aklad Nehldof'a: - Petrof dedii hafiyedir, jandarma, alan biri. Lidiya abuk abuk konuarak devam ediyordu: - O zaman o kandrmaya alt beni. Bana anlatacaklarnzn hi kimseye bir zarar dokunmayacaktr, dedi, tersine... Konuursanz, burada bou bouna strap ektirdiimiz insanlar da kurtarm olursunuz. Gene de konumayacam syledim. O zaman yle syledi: Pekl, konumayn, ama syleyeceklerime de itiraz etmeyin. simleri saymaya balad, bu arada Mitin'in adn da syledi. Teyzesi: - Yeter artk, dedi. - Of, brakn da anlataym teyze... Durmadan san ekeliyor, bakmyordu. - Dnn, devrisi gn Mitin'in tutuklandn reniyorum, duvar tklatarak bildirdiler bana bunu. Benim yzmden __ 007 __ -137yakalandn sandm tabi. O" kadar ac vermeye balad bana bu, o kadar ki, az kald ldryordum. Teyzesi: - Senin yznden yakalanmad da anlald sonunda, dedi. - Bilmiyorum ki. Ben onu ele verdim sanyordum. Hcrenin iinde dolap duruyor, dnyordum hep. Ben ele verdim sanyordum onu. Yataa yatp da gzlerimi kapaynca bir ses nlamaya balyordu kulamda: Sen ele verdin onu, Mitin'i sen yakalattn, ele verdin Mitin'i. Bunun hayal olduunu, gerekten byle bir sesin olmadn biliyor, uyumak istiyordum ama uyku girmiyordu gzme; dnmemek istiyordum, yapamyordum. Bu ac veriyordu bana ite!

Lidiya parmana san dolayp zerek, durmadan evresine baknarak konuuyordu. Giderek heyecanlanyordu. Annesi omzuna dokunarak: - Lidiya'cm, dedi, sakin ol. Ama sakin olmak elinde deildi artk Lidiya'nn. - yle bir acyd ki bu... diye balad. Sznn sonunu getiremedi, divandan atlayp, koltua arparak koup kt odadan. Annesi de arkasndan gitti. Pencerenin iinde oturan lise rencisi: - Hepsini amal alaklarn, diye sylendi. Annesi: - Sana ne oluyor? dedi. Lise rencisi: - Hi... diye cevap verdi. Masann zerindeki paketten bir sigara alp yakt. Teyze de bir sigara yakt, ban sallayarak: - Evet, dedi, tek kiilik hcreye kapatlmak genler iin ok kt oluyor. Nehldof: - Herkes iin ktdr, dedi. - Hayr, herkes iin deil. Gerek devrimciler iin bunun bir dinlenme, rahata erme olduunu duydum. Devaml bir kuku, tehlike, madd sknt iinde yaar devrimci; kendi iin, arkadalar iin, yoluna ba koyduu dva iin korkar hep; en sonunda Dirili - F: 22- 338 yakalarlar onu, her ey bitmitir artk, omuzlarndaki sorumluluk alnmtr: Otur rahatna bak. Dpedz sylemilerdir bana yakalannca sevindiklerini. Gelgelelim gen susuzlar iin -daima nce Lidiya gibi susuzlar atarlar ieri- bunlar iin ilk ok korkun oluyor ite. zgrlnzn elinizden alnmas, itilip kaklmanz, a braklmanz, iersinin havasnn kt olmas, ekilen her eit eziyet vz gelir. Btn bunlar iki kat daha kt olsa gene kolaylkla katlanr insan, yeter ki oraya ilk girdiinde o ok sarsmasn benliini. - Siz nereden biliyorsunuz bunlar? Lidiya'nn teyzesi itenlikle ac ac glmsedi. - Ben mi? ki kere yattm hcrede. Beni oraya ilk atldmda -hi suum yokken yakalamlard beni- yirmi iki yandaydm, ocuum vard kucamda, ayrca gebeydim de. zgrlmden yoksun olmann, ocuumdan, kocamdan ayrlmann arl, artk insan olmaktan kp bir eya olduumu anladm zaman hissettiklerimin yannda hiti. Kzma bir Allahasmarladk demek istedim, yrmemi sylediler, arabaya bindirdiler beni. Beni nereye gtrdklerini soruyordum, gtrdklerinde greceimi sylyorlard. Sorgu sualden sonra stmdekileri karp numaral ceza evi giysileri giydirdiler bana, kemerlerin altndan geirdiler, bir kapy ap ieri attlar beni, kapy kilitleyip gittiler. Koridorda bir aa bir yukar dolaan, geerken arada bir de kapmdaki delikten ieri bakan tfekli nbeti kald yalnz. O anda ok fena oldum. Hatrlyorum, beni en ok artan, sorguya ekerken jandarma subaynn bana sigara uzatma-syd. Demek biliyordu insanlarn baz anlarda sigara imeyi nasl istediklerini; insanlarn zgrl, nasl sevdiklerini, annelerin ocuklarn, ocuklarn annelerini nasl sevdiklerini biliyordu. Evet, dnyada deer verdiim her eyden bylesine acmadan koparp almlard beni, yaban bir hayvan gibi kilitli kaplarn ardna atmlard. yle kolay kolay katlanlabilecek bir ey deildi bu. Tanrya, insanlara, insanlarn birbirini sevdiklerine inanan bir kimse bana byle bir ey geldikten sonra hi birine inanmaz artk bunlarn. O gnden sonra ben de inanmyorum insanlara, nefret ediyorum onlardan. Kadn glmseyerek bitirdi szn. - 339 Lidiya'nn biraz nce kt kapdan annesi girdi, Lidiya'nn sinirlerinin bozuk olduunu, konuun yanna kamayacan bildirdi. Teyzesi: - Niin mahvediyorlar krpecik bir ruhu? dedi. Beni asl zen, istemeyerek byle bir eye sebep olmamdr. Annesi: - nallah ky havas iyi gelir ona, dedi, babasnn yanna yollayacaz onu. Teyze, Nehldof'a dnd: - Siz olmasaydnz tamamen mahvolacakt. Minnettarz si--ze. Sizi grmek istememin bir sebebi daha vard; u mektubu Vera Yefremovna'ya vermenizi isteyecektim, (cebinden bir mektup kard.) Zarf kapal deildir, okuyun; ister yrtp atn, ister verin, hangisini daha uygun bulursanz onu yapn. Gizli bir ey yok iinde. Nehldof mektubu ald, onu Vera Yefremovna'ya ileteceine sz verdi, vedalap kt. Okumadan azn kapad mektubun, sahibine iletmeye kararlyd onu. XXVI Nehldof'u Petersburg'da tutan son ii, din sulular iiydi. Onlar iin dilekeyi ar'a, alaydan eski arkada, ar'n yaveri Bogatryef araclyla verecekti. Erkenden gitti Bogatryef'e, evdeydi arkada, kahvaltsn yapyordu, biraz sonra kacakt. Ksa boylu, tknaz bir adamd Bogatryef; ok kuvvetl -nal tuttu mu eebiliyordu- temiz yrekli, drst, yalan dolan olmayan, hatt zgr dnceliydi. Bu niteliklerine ramen

saraya yaknd, ar' da ailesini de sever, -alas bir durumdu- iinde bulunduu bu evrenin yalnz iyi yanlarn grr, ktlklerine, alaklklarna karmazd. Ne insanlar ne de alnan tedbirleri sular; ya susar, hi bir ey sylemez, ya da gzpek, gmbr gmbr ten bir sesle, barr gibi, sylemesi gerekeni syler, konuurken gene yle yksek sesle glerdi. Hem kendini zorlayarak, gsteri olsun diye yapmazd bunu, yaradl yleydi. - Geldiin ok iyi oldu. Kahvalt eder misin? Otur. Biftek- 340 nefis. Elimin altndakinden balarm ben daima, onunla da bitiririm. Ha, ha, ha! Krmz arap olan srahiyi gstererek: - arap i bari, diye bard. Ben de seni dnyordum. Dilekeyi vereceim. Hem de eline... buna inan; yalnz, nce Toporof'a bir gitsen daha iyi olmazmyd diye dndm. Toporof adn duyunca Nehldof yzn buruturdu. - Her ey onun elindedir. Zaten sen gitmesen de ona soracaklar. Belki bir yardm dokunurdu sana. - Sen git dersen giderim. Bogatryef: - ok gzel, diye bard. Ee, syle bakalm, Piter (Pe-tersburg) nasl bir etki brakt sende? Konusana canm. Nehldof: - Hipnotize etti beni sanki, dedi. Bogatryef: - Hipnotize mi? diye sordu. Kahkahay bast. Peeteyle azn, byklarn sildi. - Gideceksin demek? Ha? Seninle gerektii gibi ilgilenmezse bana getir, yarn ben veririm. Bara bara konuuyordu gene. Masadan kalkp ha kard -bunu da azn sildii gibi bilinsiz olarak yapt belliydi- klcn kuanrken: - imdilik allahasmarladk, dedi, acele iim var. Nehldof: - Beraber kalm, dedi. D kapda Bogatryef'in geni, gl elini -her zamanki gibi bir dinlik, canllk, hafiflik duyarak- skt, ayrldlar. Nehldof, hi bir fayda beklemedii halde, Bogatryef'in dediini yapt, din sulularyla ilgilenen Toporof'a gitti. Toporof'un bulunduu grev ancak kr, ahlk duygusundan yoksun bir insann gremeyecei bir eliki iindeydi. Toporof bu elikiyi gremeyecek kadar hem krd, hem de ahlk duygusundan yoksundu. Bu eliki Toporof'un grevinin amacyd: Tanrnn kurduu, cehennem kaplarnn da, hi bir insan gcnn de sarsamayaca kiliseyi d olanaklarla -bu arada kuvvetle de- korumakt grevi. Tanrnn bu kutsal, gl kurumu, ba- 341 nda Toporof'la arkadalarnn bulunduu dnyasal kurumu desteklemek zorunda braklyordu. Toporof grmyordu bu tezad, ya da grmek istemiyordu; cehennem kaplarnn bile yeneme-cei kiliseye herhangi bir din dmannn zarar vermemesi iin canla bala almaktayd. Asl din duygusundan, insanlarn eitlii, kardelii bilincinden yoksun btn insanlar gibi Toporof da, halkn, ondan tamamen baka yaratklardan olutuuna, onun iin gerekli olmayan eylerin halk iin zorunlu olduuna inanrd. Ruhunun derinliklerinde hi bir eye inanmaz, bu durumu da ok rahat bulurdu; ama halkn da bu duruma gelmesinden korkar, kendi deyimiyle- halk bu tehlikeden korumay en kutsal grev sayard kendine. Bir yemek kitabnda, stakozlarn canl canl kaynar suya atlarak halanmay sevdikleri yazl olduu gibi, Toporof da -yemek kitabndaki bu ak seik ifade gibi kesin- halkn batl inanc sevdiini dnr, bunu sylerdi. Koruduu din onun iin, bir tavuku iin tavuklarn besledii solucan neydiyse oydu. lm solucan, pisti, irenti, ama tavuklar seviyorlard onu, yiyorlard, yleyse vermek gerekirdi onlara solucan. Elbette kaba anlamyla puta tapmakt u versk'lilerin, Ka-zan'llarm, Smolensk'lilerin yaptklar; ama halk seviyordu bunu, inanyordu, yleyse desteklemek gerekirdi bu batl inanlar. Byle dnyordu Toporof, halkn batl inanc sevdiini sanyordu. Oysa halkn batl inanc sevmesinin suu Toporof'un, onun gibi aydnla kavumu, ama ellerindeki , bilgisizliin karanlndan kurtulmaya alan halka yardm iin deil, onu bu karanla iyice gmmek iin kullanan insanlarnda. Nehldof bekleme odasna geldiinde Toporof, alma odasnda, lkenin batsnda zorla ortadoks edilen halk arasnda Ortodoksluu yayan, yaatan soylu bir rahibeyle sohbet ediyordu. Bekleme odasnda grevli memur ne istediini sordu Neh-ldof'a; onun, baz din sulularnn dilekesini ar'a iletme iini zerine aldn renince, dilekeyi grp grmeyeceini sordu. Nehldof dilekeyi verdi, memur dilekeyle alma odasna girdi. apkasnn kenarlarndan tl omuzlarna kadar uzanan, etekleri yerlerde srnen rahibe, topaz bir tebih tuttuu, trnak- 342 -

lan temizlenmi, beyaz ellerini gsnn zerinde kavuturmu, alma odasndan kt, gitti. Hl armyorlard Nehldof'u. Toporof dilekeyi okuyor, ban sallyordu. Dilekenin gl anlatm artmt onu, cann skmt. Dilekeyi sonuna kadar okuduktan sonra ar'n eline geerse birtakm hi de ho olmayan yanl anlamalara yo! aabilir bu, diye geirdi iinden. Dilekeyi masann zerine koyduktan sonra zile bast, Nehldof'u ieri almalarn syledi. Bu din sulularn hatrlyordu, daha nce de bir dilekeleri vard. Durum uydu: Hristiyanlktan uzaklam olduklar ihbar edilmiti, yakalanp mahkemeye vermilerdi onlar, ama mahkeme susuz olduklarna karar vermiti. O zaman piskoposla vali nikhlarnn yasa d olduu gerekesiyle, aileleri datm, kocalarn bir yana, karlarn bir yana, ocuklar da baka bir yana srgn etmiti. te bu babalar, karlar ailelerinin datlmamasn diliyorlard. Toporof, bu olay kendisine aksettii zamanki dncelerini hatrlyordu. Dilekeyi kabul etse mi diye karar verememiti bir trl. Ama bu kyl ailelerinin her bir yesini baka bir yana srlmesi zerine verilen karar onaylamann sakncal herhangi bir yan olamazd; oysa ailelerin yerli yerinde braklmalar dinden kopma yolunda teki kyller zerinde kt rnek olabilirdi; sonra, piskoposun grevine ne denli bal olduunu gsteriyordu bu olay. Btn bunlar gz nne alarak, ilemin yrtlmesine karar vermiti. imdi de, Petersburg'da ok tand olan Nehldof gibi bir koruyucunun yardmyla durum ar'a haksz verilmi bir karar olarak anlatlabilecei, ya da Avrupa gazetelerine aksedebilecei korkusuyla bir anda verdi kararn. Beklenmeyen bir karard bu. Nehldof'u ayakta, ba pek kalabalk bir insan tavryla karlayarak: - Ho geldiniz, dedi. Hemen konuya girdi, dilekeyi eline alp Nehldof'a gstererek: - Haberim vard bu durumdan, diye devam etti. simleri okur okumaz hatrladm. Gerekten de haksz bir iti. nann ki bunu bana hatrlattnz iin minnettarm size. l yneticilerinin igzarl ite... (Nehldof, karsndakinin soluk yzndeki ha- 343 reketsiz maskeye tiksintiyle bakyor, susuyordu.) lemin durdurulmas, kyllerin ailelerine dnmesi iin gerekeni yapacam. Nehldof: - yleyse bu dilekeyi vermeyeyim mi? diye sordu. - Vermeyin. Ben sz veriyorum size. Ben szcn -onun drstlne, onun szne her eyden ok gvenebileceinden emin olduu besbelli- zerine basa basa sylemiti. - yisi mi hemen imdi yazvereyim, diye ekledi. Buyrun oturun bir dakika. Masaya gidip yazmaya balad. Nehldof ayakta duruyor, yukardan aa bu dar, uzun, dazlak kafaya, u kalemi kt zerinde abuk abuk dolatran, koyu mavi iri damarlar kk bu ele bakyor; hi bir eyi umursamad besbelli bu adamn bunu niin yaptna, bu ile niin bylesine ilgilendiine akl erdiremiyordu. Niin?.. Toporof zarf kaparken: - Tamam ite, dedi. (Dudaklarnda glmsemeye benzer bir ey belirdi.) Koruduunuz kyllere syleyin bunu. Nehldof zarf alrken: - Niin onca strab ekti bu insanlar? diye sordu. Toporof, Nehldof'un sorusu pek houna gitmi gibi ban kaldrp glmsedi. - Bunu syleyemem size. Yalnz u kadarn syleyebilirim, koruduumuz halkn karlar ylesine nemlidir ki, din sorunlar konusunda gsterilen her trl ar titizlik, son zamanlarda yaygnlaan dine kar ar umursamazlktan daha korkun, daha zararl deildir. - Peki ama, iyilik kavramnn ilk koulu olan aile, din adna nasl datlabiliyor... Toporof, besbelli Nehldof'un szlerinden holand iin, alak gnlllkle glmsemeye devam ediyordu. O anda Nehldof ne sylerse sylesindi; Toporof, devletin yksek organlarndan birinin doruunda bulunmann verdii byklk duygusuyla, onun her sylediini ho, tek yanl bulurdu. - Kii byle dnebilir bu konuda, dedi, ama devlet baka trl dnyor.- 344 Bayla selm verip elini uzatarak: - Neyse, sayglarmla, diye ekledi. Nehldof uzatlan eli skt, aceleyle kt. Bu eli sktna piman olmutu. Sokaa ktnda dnyordu: Halkn karlar ha! Halkn deil senin karlarn aslnda. Yalnz senin karlarn. Nehldof, grevi, hakk hukuku, dini korumak, halk eitmek olan kurulularda alan memurlar gznn nnden yle bir geirdikten sonra, izinsiz iki satt diye cezaya arptrlan kyl kadn, hrszlktan yatan

ufakl, bo gezdii iin yakalanan ayla, yangn kard diye yarglanan kyly, para ald gerekesiyle delie tklan bankacy, srf gerekli bilgileri azndan alabilmek umuduyla karanlk hcrede yatrlan zavall Lidiya'y, Ortodokslua ktlkleri dokundu iddiasyla ieri atlan kylleri, anayasa istiyor diye tutuklanan Gurkevi'i dnd. Nehldof btn bu insanlarn yakalanmalarnn, ceza evine atlmalarnn, ya da srgne yollanmalarnn sebebinin hi de bakalarna zararlar dokunduu, ya da yasalara aykr i yaptklar olmadn; memurlarn, zenginlerin, halktan topladklarndan diledikleri gibi yararlanmalarn engelledikleri iin ezildiklerini kesinlikle biliyordu artk. zinsiz iki satan kyl kadn da, kentte babo dolaan hrsz da, btl inanc ykmaya alan din sulular da, elinde bildirilerle Lidiya da, anayasa zerine dnceleriyle Gurkevi de ayak baydlar onlar iin. Bu yzden Nehldof, teyzesinin kocasndan, yargtay yelerinden, Toporof'tan tutun da, bakanlk kalemlerinde oturan temiz giyimli, t-krldm kk memurlara kadar btn devlet memurlarnn, susuz insanlarn strap ektiklerini hi mi hi umursamadklarna, yalnzca btn bu tehlikeli insanlardan nasl kurtulacaklarn dndklerine inanyordu. yle ki, bir susuzu cezalandrmamak iin on suluyu/sal-vermeli kural kulak arkas edilmi; tersine, yala beraber kuru da yanar hesab, gerek bir tehlikeyi ortadan kaldrmak iin on gerek tehlikesiz gzden karlyordu. evresinde olup bitenleri byle aklamak Nehldof'a pek kolay, ak seik geliyordu, onu bu gr benimsemekte kukuya dren de bu ak seiklikle kolaylkt zaten. Bylesine - 345 -aprak, karmakark bir oluun bylesine basit, korkun aklamasnn olmas akl almaz bir eydi; hak, hukuk zerine, iyilik, yasa, din, Tanr v.b. zerine sylenen bunca szn kuru lf kalabal olduuna, en kaba bir cencillii, civdanszl gizlediine inanmak gt. XXVII O akam istese gidebilirdi Nehldof, ama Mariette'ye tiyatroda ona uramaya sz vermiti; ne var ki, oraya gitmemesi gerektiini bildii halde, kendi kendini aldatarak, verdii sz tutmak zorunda, olduunu dnerek gitti. Beni yolumdan evirmeye alan bu ekici eylere kar koyabilecek miyim? diye dnyordu. -Hi de iten deildi dnrken.- Son bir kere daha bakalm ne var ne yok. Frak giyinip tiyatroya geldiinde ikinci perde balamt. Konuk Fransz aktristinin, veremli kadnlarn nasl ldklerini yepyeni bir biimde sunduu u Dame aux camelas (1) oynuyordu. Tiyatro doluydu. Mariette'nin locasn -oray ayrtan kimseye saygyla- hemen gsterdiler Nehldof'a. Koridorda resmi giysili bir uak duruyordu, Nehldof'u grnce tand, ne eilip selm vererek at kapy. Kar sradaki localarda oturanlarn da, oturanlarn arkasnda ayakta duranlarn da, nde yalnz srtlar grnenleri de, parterde oturan ak sallarn, salarna ak dmlerin, salar dklmlerin, dazlak kafallarn da, salar briyantinlilerin, ond-lelilerin de btn dikkati sahnedeki ipeklilere, dantellere brnm, kendini paralayan, hi de olaan olmayan bir sesle durmadan konuan sska, kemikleri frlam aktris zerinde toplanmt. Kap alnca biri it dedi; scak hava akmyla koridordan gelen souk hava akm arpt Nehldof'un yzne. Locada Mriette'yle, omuzunda krmz al, kocaman sa tu-valetiyle orta boylu bir kadndan baka iki erkek vard: Mariette' nn kocas, kemerli burnu yz sert, resm giysisinin geni gs nianlarla dolu, yakkl, uzun boylu general; bir uzun fa-vorili, top sakall, salar dklm sarn bir adam. Zarif, ince C) Kamelyah kadnlar. (Franszca)- 346 yapl, dekolte giyimli Mariette -yuvarlak omuzlarnda bir canllk, iki omuzunun tam ortasnda srtnda da bir ben vard- dnp de Nehldof'u grnce yelpazesiyle hemen arkasndaki sandalyeyi ona gstererek itenlikle, -Nehldof'un anlad kadaryla- pek manal glmsedi. Kocas, her zamanki tavryla arbal, bakt Nehldof'a, bayla selm verdi. Her halinden -oturuundan da, karsyla gzgze geliinden de- gzel karsnn her ynden tek sahibi olduu belliydi. Aktrisin konumas bitince alktan nlad tiyatronun ii. Mariette kalkt, locann arka blmne ekilip, kocasyla Nehldof'u tantrd. Generalin gzlerinin ii glyordu. Nehldof la tantna ok sevindiini syleyerek sakin, sustu. Nehldof, Mariette'ye dnerek: - Bugn gitmem gerekiyordu, ama sz vermitim size, dedi. Marietie, Nehldof'un sznn anlamna karlk vermek amacyla: - Beni grmek istemiyorsanz, stn bir aktris grn bari, dedi. Kocasna dnd: - Son sahnede ne baarlyd deil mi? Kocas ban sallad. Nehldof:

- Bunlar etkilemem beni, dedi. Bugn ylesine gerek zavalllar grdm ki... - Oturun da anlatn. General dinliyor, gzlerinin iindeki alayl glmseme giderek daha bir belirginleiyordu. - Hi suu yokken onca zaman hcrede yatrlan, serbest braktklar kz grdm. Mahvolmu bir zavall. Mariette kocasna: - Sana sylediim kz bu, dedi. General, ban ne eerek: - Evet, diye cevap verdi, onu kurtarabildiinize ok sevindim. Ben sigara imeye kyorum. Nehldof, adamn bynn altndan alayl alayl glmsedi-ini farketmiti. Yalnz kaldklarnda Mariette'nin ona bir eyler sylemesini bekliyordu; ama gen kadn hi oral deildi, aka - 347 ediyor, Nehldof'u duygulanmas gerektirdiine inand oyundan sz ediyordu. Nehldof, Mariette'nin ona bir ey sylemek niyetinde olmadn anlamt. Akam tuvaleti iinde btn ekiciliiyle, omuzlarnn gzelliiyle, beniyle grnmek istemiti ona, hepsi o kadar, Nehldof hem holanyordu bu durumdan, hem ireniyordu. Dn bu gzellik zerinde bulunan rt Nehldof iin tamamen kalkm deildi imdi, ama rtnn altnda ne olduunu gryordu. Bakarken haz duyuyordu Mariette'ye, ama onun bir yalanc olduunu, yzlerce insann hayat, gzya zerinde ykselen kocasn sevdiini, btn bunlar umursamadn, dn ona sylediklerinin hepsinin yalan olduunu, yalnz Nehldof'un onu sevmesini istediini -ama bunun sebebini ne Nehldof ne de Mariette biliyordu- anlamt. Hem holanyor, hem de ireniyordu bu durumdan. Birka kere kalkp gitmek istemi, apkasn eline alm, ama kalkmamt. En sonunda, kocas byklarnda ttn kokusuyla locaya dnp, tanmam gibi kmser bir tavrla Nehldof'u yukardan aa sznce, Nehldof, kap kapanmadan koridora kt, paltosunu buldu orada, tiyatrodan kp gitti. Nehldof Nevski caddesinden eve doru yrrken birden uzun boylu, dzgn bedenli, giyinii albenili bir kadn grd. Geni, asfalt tratuarda yava yava yryordu. ren etkisinin farknda olduu yznden de, hallerinden de belliydi. Kardan gelenler de, arkadan gelip onu geenler de tepeden trnaa szyorlard kadn. Nehldof ondan hzl yryordu, geerken o da .bakt yzne. Boyal yz gzeldi; kadn, gzlerini parlatarak glmsedi. Nehldof'a. Tuhaftr, o anda Marette'yi hatrlad Nehldof. Tiyatroda duyduu istekle tiksintiyi beraberce duymutu nk gene. Admlarn abuklatrp uzaklat -kendi kendine kzmtMorskaya'ya sapt, rhtma kp -oradaki bekiyi artarak- bir aa, bir yukar dolamaya balad. Tiyatrodaki de, locaya girdiim zaman ayn yle glmse-miti. diye dnyordu, iki glmsemede de ayn mna vard. Yalnz tek ayrlk var ikisinin arasnda, bu ak, Bana ihtiyacn varsa al beni. Yoksa ek araban, diyor. tekiyse, bunlar d-- 348 nmyormu, bir takm soylu duygular varm gibi gz boyamaya alyor, numara yapyor, oysa ikisinin de hamuru ayn. Hi deilse yapmack deil bu, teki yalanc. Dahas var, bunu yoksulluk drd bu duruma; oysa teki bu ho, iren korkun tutkuyla oynuyor, eleniyor. Bu sokak kadn, susuzluu irenme duygusundan kuvvetli olanlara sunulan pis kokulu, amurlu bir sudur; teksiyse, tiyatrodaki, zerine damlad her eyi hi belli etmeden zehirleyen bir zehir. (Nehldof, soylular bakannn karsyla olan ilikisini hatrlad, yz kzartc anlar geldi aklna.) nsan iinde hayvan duygularn bulunmas iren bir ey. Ama bu yalnsa insan ruhsal dnyasnn yksekliinden gryor bunu, ireniyor; ama dnce ya da yorulunca gerek kiilii kyor ortaya; ama bu duygu yalanc stelik, iirsel rtnn altna gizlenip de kendisine deer verilmesini istedii zaman, insan onu zenginletiriyor, artk iyiyle kty ayrdetmek-ten yoksun, tamamen tutsa oluyor bu duygunun. O zaman mthi bir ey oluyor ite bu. Nehldof bunu, saraylar, nbetileri, kaleyi, nehri, kayklar, kiralk araba duran grd gibi ak seik gryordu imdi. Kiiye rahatlk veren karanln yerine o gece kayna belirsiz, soluk, kskn, tuhaf bir aydnlk olduu gibi, Nehldof'un ruhunda da, bilinmezliin ona huzur veren karanl yoktu artk. Her ey apaydnlkt, nemli, iyi saylan her eyin deersiz, iren olduunu ak seik gryordu imdi. Bu parlak klarn, bu lksn, eskiden beri allagelmi, yalnzca cezalandrlmakla kalmayp, stelik yceltilen, kiiolunun dnebildii tm gzellikle bezenmi sular saklamaktan baka bir ie yaramadn biliyordu. Nehldof unutmak, grmemek istiyordu bunu, ama grmemek elinde deildi artk. Petersburg'un zerindeki n kaynan gremedii gibi bu n kaynan da gremedii, bu k ona lgn, kasvetli, gerekten uzak geldii halde, bu n aydnlatt eyleri grmemek elinde deildi, ayn anda hem neeliydi, hem tell. XXVIII Nehldof Moskova'ya iner inmez, kt haberi Maslova'ya - 349 -

bildirmek, yargtayn mahkeme kararn onayladn, Sibirya yolculuuna hazrlanmak gerektiini sylemek iin doru cezaevi revirine gitti. Avukatn ara yazd dilekeyi de getirmiti beraberinde. Maslova'ya imzalatacakt onu. Ama pek umut var deildi bu dilekeden. Tuhaftr, baarya ulamak da istemiyordu artk. Sibir-lya'ya yolculuu, srgnlerin krek cezallarnn arasndaki hayat [dncelerine iyice altrmt kendini; Maslova'y affetseler jne yapacan, kendi hayatn, Maslova'nn hayatn nasl dzen-jleyeceini dnemiyordu bile. Amerika'l yazar Toro'nun szle-Jrini hatrlyordu; Amerika'da klelik olduu zamanlar yle delmiti Toro: Kleliin yasalarda ngrld, savunulduu bir [lkede drst insanlara en yakan yer cezaevidir. Petersburg'a [gidip geldikten sonra, orada rendiklerinden sonra Nehldof da [byle dnyordu imdi. Evet, diye geiriyordu iinden, bu devirde Rusya'da drst bir insana en yakan yer cezaevidir. Cezaevine yaklarken, ka-jpsmdan girerken ak seik hissediyordu da bunu. Nehldof'u tanyan revir kapcs, Maslovann oradan ayrl jdn syledi. - Nerede imdi? - Gene ierde. - Niin geri yolladlar onu? Kapc, kmser bir tavrla glmseyerek: - Bunlar hep byledir efendim, dedi. Salk memuruyla mercimei frna verdi, bahekim de kovdu onu. Nehldof, Maslova'nn, onun ruhsal durumunun onu byle-Jsine etkileyebileceini hi dnmemiti. Bu haber akna e-Jvirmiti onu. Kiinin, beklenmedik byk bir haber aldnda duy-Iduklarn duydu bir anda. Bir ac saplanmt yreine. Bu haber Ikarsnda duyduu ilk duygu utant. Maslova'nn ruh dnyasn deitireceini sand iin glyordu imdi kendi kendine. Yardmm istememesi, o sitemler, gzyalar, benden elden geldiince yararlanmak isteyen aalk bir kadnn .kurnazlklaryd hep. Son grmelerinde Maslova'nn dzelemeyeceini sezinler gibi olduunu hatrlad. imdi doru kmt her ey. apkasn bana koyup, uyur gezer gibi revirden karken gemiti- 350 btn bunlar aklndan, Ama ne yapmalym imdi? diye soruyordu kendi kendine. Ona bal mym? zellikle bu davranndan sonra zgr deil miyim artk? Ne var ki, bu soruyu kendine sorar sormaz, kendini zgr sayarak Maslova'y brakmakla, istedii gibi, Maslova'y deil, kendi kendini cezalandracan anlad, dehete kapld. Hayr! dedi. Bu olan, verdiim karar deitiremeyecei gibi, onu daha bir glendirmiti de. Varsn, ruhsal durumunun gerektirdii her eyi yapsn. Salk memuruyla frna m verdi mercimei, varsn versin, bu onu ilgilendiren bir i. Benim isimse, vicdanmn benden istediini yapmaktr. Vicdanm, ilediim gnah demem iin zgrlmden vazgememi, -kt zerinde de olsa- onunla evlenmemi, onu nereye yollarlarsa arkasndan gitmemi istiyor; yapacam bunu. fkeli bir inatla sylemiti, yapacam bunu diye. Revirden kp, kararl admlarla cezaevinin byk kapsna doru yrd. Kapya yaklanca nbetiye, geldiini mdre haber vermesini, Maslova'yla grmek istediini syledi. Nbeti, Nehl-dof'u tanyordu. Nehldof'u kendine yakn bularak, cezaevindeki byk deiiklii haber verdi ona: Yzbay grevinden almlar, yerine yeni, ok sert bir mdr vermilerdi. Nbeti: - Anasn alatyor herkesin, diyordu. Kendisi burada, hemen bildirirler ona geldiinizi. Gerekten de ierdeydi mdr, biraz sonra kt Nehldof'un yanna. Yeni mdr elmack kemikleri kk, hareketleri pek ar, ask suratl, uzun boylu bir adamd. Bam evirip Nehldof'un yzne bakmadan: - Grmeler belirli gnlerde grme yerinde olur, dedi. - Ama ara yandmz bir dilekeyi imzalatmam gerek. - Bana verin, ben imzalataym. - Cezaly grmem gerek. Eskiden her zaman izin veriyorlard bana. Mdr, Nehldof'a gz ucuyla bakarak: - O eskidendi, dedi. Nehldof, cebinden kd karrken: - Valilikten iznim var benim, diye diretiyordu. - 351 Mdr, hl Nehldof'un yzne bakmadan: - Veriniz, dedi. Kuru, uzun parmaklaryla -iaret parmanda altn bir yzk vard- Nehldof'un uzatt kd ald, ar ar okudu: - Odama buyrun, dedi.

Mdr odasnda bu keresinde hi kimsecikler yoktu. Mdr, masasna oturup, zerindeki ktlar kartrmaya balad. Grme srasnda dar kmak niyetinde olmad belliydi. Neh-Jdof, siyas sululardan Bogaduhovskaya'y grp gremeyeceini sorunca mdr, bunun imknsz olduunu syledi. - Siyas sulularla hi kimseyi grtrmyoruz, dedi. Sonra ktlara dald gene. Nehldof, cebinde Bogoduhoskaya'ya mektupla, gizli niyetleri anlalm bir sulu gibi hissetti kendini. Maslova odaya girince mdr ban kaldrd, ne Nehldof'a ne de Maslova'ya bakarak: - Grebilirsiniz! dedi. nndeki ktlar kartrmaya devam etti. Maslova gene eskisi gibi giyinmiti: Beyaz bluz, eteklik, barts. Nehldof'a yaklap onun souk, fkeli yzn grnce kulaklarna kadar kzard birden; bluzunun eteiyle oynayarak gzlerini yere indirdi. Onun bu bozulmas revir kapcsnn szlerini doruluyordu. Nehldof son grmelerinde olduu gibi davranmak istiyordu ona, ama elini uzatamyordu. ylesine ireniyordu imdi ondan. Elini uzatmadan, yzne de bakmadan, buz gibi bir sesle: - Kt haber getirdim size, dedi, yargtayda reddettiler dilekenizi. Maslova, tkanyormu gibi tuhaf bir sesle: - Biliyordum zaten, dedi. Eskiden olsayd, Nehldof nereden bildiini sorard ona; oysa imdi yle yzne bakyordu. Gzleri dolu doluydu Maslo-va'nm. Ama bu Nehldof'u yumuatmam, daha da sinirlendirmiti. Mdr kalkt, odann iinde bir aa bir yukar dolamaya balad. - 352 Nehldof, o anda Maslova'ya kar duyduu tiksintiye ramen, yargtayn kararna zldn sylemesi gerektiini dnd. - Umutsuzlua kaplmayn, dedi. ara yazdmz dilekeden bir sonu alabiliriz belki, sonra yle sanyorum ki... Maslova alamakl, nemli gzlerle Nehldof'a bakarak: - Benim dediim bu deil... diye mrldand. - Ya ne? - Revire uradnz, yzde yz benden sz ettiler size... Nehldof kalarn atarak, souk: - Sizi ilgilendiren bir ey bu, dedi. Maslova revirden sz edince, Nehldof'un unutur gibi o-duu fkesi gene, bu kez daha bir gl, sarmt iini. Maslova' nn yzne nefretle bakarak, Yksek evreden her kzn seve seve evlenecei, bunu kendi iin bir mutluluk sayaca bir insan, kars olmasn istiyor ondan da, o bekleyemiyor, salk memuruyla iler beceriyor diye geiriyordu iinden. - mzalayn u dilekeyi, dedi. Cebinden byk bir zarf karp masaya koydu. Maslova bartsnn ucuyla gzyan sildi, masann nndeki sandalyeye oturup nereyi, nasl imzalayacan sordu. Nehldof gsterdi ona. Maslova sol eliyle bluzunun sa kolunu yukar ekti. Nehldof yannda ayakta duruyor, sessizce Maslova'nn masaya eilmi srtna bakyordu. Gen kadnn bedeni, tutmaya alt hkrklarla sarslyordu arada bir. ki duygu arpyordu Nehldof'un ruhunda: Gururunun incinmesinden doan fkeyle, ac eken bir insana duyulan acma. kinci duygu daha baskn kt. Eskiden de yrekten acyor muydu ona, yoksa gnahlarn, bayaln Maslova'y sulad eylerde mi grmt, hatrlamyordu. Nedense, anszn sulu hissetmiti kendini, acmt ona. Maslova dilekeyi imzalayp, mrekkeplenen parman eteine sildikten sonra kalkt, Nehldof'a bakt. Nehldof: - Ne olursa olsun, kararm hi bir zaman deimeyecektir, dedi. Gen kadn balad dncesi acma duygusunu daha da glendirdi, avutmak istedi onu. 353 - Sylediim bir eyi yaparm ben. Nereye yollarlarsa yo-iasmlar sizi, ben de geleceim. Maslova'nn gzlerinin iinde sevince benzer bir k belirdi, aceleyle kesti Nehldof'un szn: - Bouna urayorsunuz. - Yolda nelere ihtiyacnz olacan biliyor musunuz? - Hi bir eye. Saolun. Mdr yanlarna geldi, Nehldof onun uyarmasn beklemeden, Allahasmarladk, deyip ayrld Maslova'dan, kt. O gne kadar hi tatmad, huzur verici bir duygu vard iinde; sevinliydi, insanlar seviyordu. Maslova ne yaparsa yapsn, ona kar olan sevgisini sarsamayaca bilinci Nehldof'u mutluluun

doruuna karmt. Varsn salk memuruyla istediini yapsnd Maslova, bu onu ilgilendiren bir eydi: Kendi iin sevmiyordu onu, onun iin, Tanr iin seviyordu. te yandan, Maslova'nn revirden kovulmasna yol aan, Nehldof'un da inand, salk memuruyla gizli ilikisinin asl yleydi: Maslova, hemirenin istedii hlamuru getirmek iin koridorun sonundaki eczaneye gitmiti. Onu durmadan rahatsz eden, yz sivilceli, uzun boylu salk memuru Ustinof yalnzd ierde. Adam hemen sarlmak istemiti ona gene, o da ondan kurtulmaya alrken yle itmiti ki onu, salk memurunun ba rafa arpm, birka ie yere dp krlmt. Tam o srada koridordan gemekte olan bahekim angrty duyup, koarak eczaneden kan yz kpkrmz Maslova'y grnce fkeyle barmt ona: - Burada namusunla almayacaksan yollarm seni geldiin yere. Koridora kan salk memuruna gzlklerinin stnden sert sert bakarak: - Ne oluyoruz? diye sormutu. Salk memuru glmseyerek temize karmaya almt kendini. Doktor onu dinlemeden, gzlyle bakmak iin ban kaldrp odasna gitmi, hemen o gn mdre Maslova'nn yerine daha arbal bir yardmcnn gnderilmesini sylemiti. Maslova'yla salk memuru arasndaki olayn hepsi buydu ite. Dirilis - F: 23 - 354 Erkeklerle oynat gerekesiyle revirden kovulmas, zellikle Nehldof'la grmesinden sonra ok ar gelmiti Maslova'ya-Erkeklerden tiksiniyordu. Gemiini, imdiki durumunu gznn-de bulundurarak baz kimseler, bu arada sivilceli yzl salk memuru da onu horlama hakkn buluyordu kendilerinde, onun direndiini grnce de ayorlard. Bu ok dokunuyordu ona, kendi kendine acyor, alamak istiyordu. imdi de, Nehldof'la grmeye gelirken, onun sonunda yzde yz duyaca bu haksz sulamay ona anlatmak, kendini temize karmak niyetindeydi. Konumaya balaynca, Nehldof'un inanmadn, ne sylerse sylesin, bunun onun kukularn dorulamaktan baka bir eye yaramayacan hissederek susmu, gzleri yaarm, grtlana bir hknk dmlenmiti. Maslova hl -ikinci grmelerinde Nehldof'a syledii gibi- onu affetmediine, ondan nefret ettiine inandrmaya alyordu kendini; oysa oktan tekrar sevmeye balamt onu. Hem yle seviyordu ki, elinde olmadan Nehldof'un ondan istediklerini yapyordu. kiyi, sigaray brakmt, una buna cilve yapmyordu artk, revire girmeyi kabul etmiti. Btn bunlar, Nehldof'un byle istediini bildii iin yapyordu. Evlenmeyi her keresinde ylesine kesinlikle reddetmesinin asl nedeni, ona bir zamanlar syledii o gurur dolu szleri gene syleyebilmek isteiydi; sonra, evlenirlerse Nehldof'un mutsuz olacan biliyordu. Nehldof'un kendini feda ediini kabul etmemeye kararlyd; te yandan, Nehldof'un onu kmsediini, eskisi gibi bir sokak kadn olarak kalacan dndn, onda olan byk deiiklii gremediini dnmek de ok ac veriyordu ona. Nehldof'un, revirde onun kt bir ey yaptn dnebilecei, kree gitmesinin artk kesinletii haberinden daha ok strap veriyordu ona imdi. XXIX lk kafileyle yollayabilirlerdi Maslova'yi, onun iin yol hazrlklarna hemen balamt Nehldof. Ama ii o kadar oktu ki, kendini ne kadar zorlarsa zorlasn, onlar bitiremeyeceini biliyordu. Eskisinden ok deiikti imdi durum. Eskiden ne yapmas gerektiini nceden dnerek yapard, her iinde tek d- 355 sunduu ey de Dmitri vanovi Nehldof'un karyd. Ne var ki, imdiye kadar her ey Dmitri vanovi Nehldof iindi ama, gene de skcyd hayat. Oysa imdi ileri bakalaryla ilgiliydi, Dmitri vanovi Nehldof'la deil; ama gene de ilgin, ekiciydi bu iler, hem oktular. Dahas var, eskiden Dmitri vanovi Nehldof'un ileriyle uramak pek skc bir eydi; bakalarnn ileriyle uramaksa haz veriyordu ona. O srada eit ii vard Nehldof'un; her zamanki titizliiyle kendi yapmt bu ayrm, her biri iin ayr bir anta tayordu yannda. Birinci i Maslova ve ona yardm iiydi. ar'a verilen dilekenin izlenmesi, desteklenmesiyle, Sibirya yolculuu iin hazrlklar iine alyordu bu. kinci i: mal, mlk sorunuydu. Panovo'da toprak kyllere verilmiti; kyller, kyn ortak parasna yatracaklard paralarn. Gelgelelim bunu resm bir anlamayla kesinletirmek gerekiyordu. Kuzminsk'deyse onun brakt gibi kalmt i; yani topran parasn o alacakt, ama demenin nasl olacan, bu parann ne kadarn kendine alacan, ne kadarn kyllere brakacan bir karara balamak gerekiyordu. Sibirya yolculuunda ne gibi harcamalarda bulunmas gerektiini bilmedii iin, zaten yarya indirdii bu gelirinden tamamen yoksun olmak istemiyordu. nc i de, durmadan ona bavuran cezallara yardm iiydi. nceleri, ondan yardm isteyen cezallar iin bir eyler yapmaya kouyordu hemen; ama yardm isteyenler o kadar oktu ki, herkese yardm edemeyeceini anlad bir zaman sonra, kendiliinden drdnc bir i kt ortaya.

Son zamanlarda teki ilerinden ok zamann alan bu drdnc i, ceza mahkemesi denilen garip kuruluun nereden geldiini, ne olduunu aratrmakt. indeki cezallarn bir blmn tand cezaevi de, Petropavlovski kalesi de, Sahalin de bu mahkemenin marifetleriydi. Bir trl akl erdiremedii u ceza yasas byle buyururdu diye yz binlerce insan strap ekiyordu oralarda. Cezallarla grmelerinden, sorunlarna avukatn, ceza evipapaznn, mdrnn verdikleri cevaplardan, notlarndan Nehl-dof, sulu denilen cezallarn be grup altnda topland sonucuna vard. Birinci gruptakiler Menof gibi, Maslova gibi, tekiler gibi tamamen susuz insanlard, adl yanllklar sonucu dmlerdi buraya. Papazn gzlemlerine gre, ok deildi byleleri, cezallarn yzde yedisi kadar br ey. Ama bunlarn durumu pek bir ilgi ekici oluyordu. kinci gruba fke, kskanlk, sarholuk gibi olaan olmayan anlarda yaptklar yznden cezalandrlanlar giriyordu. Aslnda yaptklar, onlar yarglayanlarn, cezalandranlarn ayn koullar altnda yapacaklar yzde yz olan eylerden baka bir ey deildi. Nehdof'a gre bu gruptakiler cezallarn hemen hemen yarsndan fazlasn oluturuyordu. nc gruptakiler, kendi anlaylarna gre son derece olaan, hatt iyi; ama yasalar yapan, ona yabanc insanlarn anlayna gre de kt saylan eyler yaptklar iin cezalanan insanlard. Bunlar gizli arap satanlar, kaaklk yapanlar, bey yerinden ya da devlet ormanlarndan ot, odun kesenlerdi. Hrszlk eden dallar, kilise soyan dinimize henz girmemiler de bu gruptand. Drdnc gruba, srf toplumun genel dzeyinden yukarda olduklar iin sulu saylan insanlar giriyordu. Din sulular da, zgrlkleri iin savaan Lehler de, erkesler de, -devlet kuvvetlerine kar koymakla sulanansiyas sulular da bu gruptand. Nehldof'un gzlemlerine gre, toplumun bu en gzde insanlar hayli oktu cezaevlerinde. Beinci gruptaysa, onlarn topluma olduundan ok, toplumun onlara kar sulu olduu insanlar giriyordu. Bunlar, yol kilimi alan ocuk gibi, Nehldof'un cezaevinde de, darda da grd, koullarn su saylan o davrana adm adm yaklatrd insanlar gibi, devaml yoksulluun, ezilmenin yoldan kard zavalllard. Nehldof'un gzlemleri, son zamanlarda bazlaryla iliki kurduu hrszlarn, katillerin ounun bu gruba girdii sonucunu vermiti. Yeni okulun su iler diye adlandrd, toplumda bulunmalar ceza yasas iin, ceza iin en gl delil olarak ne srlen insanlar da -onlar yakndan tandktan sonra- 357 bu gruba sokmutu Nehldof. Bozulmu, su iler, kt diye adlar taklan bu insanlar Nehdof'a gre, onlarn topluma olduundan ok toplumun onlara kar sulu olduu insanlarla aynydlar, yalnz toplum dorudan doruya onlara kar deil de, babalarna, dedelerine kar suluydu. Bu gibiler arasnda Nehldofu en ok artan, hrszlktan bir ok kereler yakay ele vermi Ohotin adnda bir sulu olmutu. Babas belli deildi Ohotin'in, bir genel kadndan domu, ocuk yuvasnda bymt. Otuz yama kadar bekiden yukar insan grmedii belliydi. Gen yata bir hrszlar etesine girmiti. Olaanst bir gldr yetenei vard, insanlar kendine balyordu bu ynyle. Nehldof'dan yardm istemi, o arada kendi kendiyle de, yarglarla da, cezaeviyle de, yalnzca ceza yasalaryla deil, din yasalaryla da alay etmekten geri kalmamt. teki, banda bulunduu eteyle yal bir memuru ldrdkten sonra soyan yakkl Fyodorof'du. Bir kylyd bu. Babasnn elinden, yasalara hi de uymayan bir biimde evini almlard. Sonra askere gitmiti Fyodorof, subaynn sevgilisine tutulduu iin ok strap ekmiti orada. Cokun yaradll, heyecanl, hayatta ne olursa olsun her eyden zevk almak isteyen bir insand. mrnde herhangi bir ey iin elencesinden, zevkinden vazgeebilecek bir insanla karlamam, hayatta zevkten baka eylerin de olabilecei zerine bir tek szck duymamt. Nehldof, bunlarn ikisinin de ruhsal ynden deerli insanlar olduuna, ama ilgilenilmeyen, bir kenarda braklan bitkiler gibi onlarn da bozulduuna, soysuzlatna inanyordu. Kaba anla-yszlklaryla her eyi reddeden bir aylakla bir kadn da grd. Ama talyan okulunun su iler, dedii yaradl bir trl bulamad onlarda. kisinden de -frakl, apoletli, danteller iindeki bir ok tandndan olduu gibi- irendi yalnzca. te, bu denli deiik yaradlta insanlarn niin ceza evlerine atld, oysa onlardan hi bir ayrl olmayan baka insanlarn darda dolatklar, hatt onlar cezalandrdklar sorununun zmyd Nehldof'un drdnc ii. Balangta bu sorunun cevabn kitaplarda bulabileceini sanyordu; bu konuyu inceleyen btn kitaplar almt. Lomb-ro'nun Garofalo'nun, Ferri'nin, List'in, Maudsleyin. Tardn'n ki-papaznn, mdrnn verdikleri cevaplardan, notlarndan Nehl-dof, sulu denilen cezallarn be grup altnda topland sonucuna vard. Birinci gruptakiler Menof gibi, Maslova gibi, tekiler gibi tamamen susuz insanlard, adl yanllklar sonucu dmlerdi buraya. Papazn gzlemlerine gre, ok deildi byleleri, cezallarn yzde yedisi kadar br ey. Ama bunlarn durumu pek bir ilgi ekici oluyordu. kinci gruba fke, kskanlk, sarholuk gibi olaan olmayan anlarda yaptklar yznden cezalandrlanlar giriyordu. Aslnda yaptklar, onlar yarglayanlarn, cezalandranlarn ayn koullar altnda yapacaklar yzde

yz olan eylerden baka bir ey deildi. Nehdof'a gre bu gruptakiler cezallarn hemen hemen yarsndan fazlasn oluturuyordu. nc gruptakiler, kendi anlaylarna gre son derece olaan, hatt iyi; ama yasalar yapan, ona yabanc insanlarn anlayna gre de kt saylan eyler yaptklar iin cezalanan insanlard. Bunlar gizli arap satanlar, kaaklk yapanlar, bey yerinden ya da devlet ormanlarndan ot, odun kesenlerdi. Hrszlk eden dallar, kilise soyan dinimize henz girmemiler de bu gruptand. Drdnc gruba, srf toplumun genel dzeyinden yukarda olduklar iin sulu saylan insanlar giriyordu. Din sulular da, zgrlkleri iin savaan Lehler de, erkesler de, -devlet kuvvetlerine kar koymakla sulanansiyas sulular da bu gruptand. Nehldof'un gzlemlerine gre, toplumun bu en gzde insanlar hayli oktu cezaevlerinde. Beinci gruptaysa, onlarn topluma olduundan ok, toplumun onlara kar sulu olduu insanlar giriyordu. Bunlar, yol kilimi alan ocuk gibi, Nehldof'un cezaevinde de, darda da grd, koullarn su saylan o davrana adm adm yaklatrd insanlar gibi, devaml yoksulluun, ezilmenin yoldan kard zavalllard. Nehldof'un gzlemleri, son zamanlarda bazlaryla iliki kurduu hrszlarn, katillerin ounun bu gruba girdii sonucunu vermiti. Yeni okulun su iler diye adlandrd, toplumda bulunmalar ceza yasas iin, ceza iin en gl delil olarak ne srlen insanlar da -onlar yakndan tandktan sonra- 357 bu gruba sokmutu Nehldof. Bozulmu, su iler, kt diye adlar taklan bu insanlar Nehdof'a gre, onlarn topluma olduundan ok toplumun onlara kar sulu olduu insanlarla aynydlar, yalnz toplum dorudan doruya onlara kar deil de, babalarna, dedelerine kar suluydu. Bu gibiler arasnda Nehldofu en ok artan, hrszlktan bir ok kereler yakay ele vermi Ohotin adnda bir sulu olmutu. Babas belli deildi Ohotin'in, bir genel kadndan domu, ocuk yuvasnda bymt. Otuz yama kadar bekiden yukar insan grmedii belliydi. Gen yata bir hrszlar etesine girmiti. Olaanst bir gldr yetenei vard, insanlar kendine balyordu bu ynyle. Nehldof'dan yardm istemi, o arada kendi kendiyle de, yarglarla da, cezaeviyle de, yalnzca ceza yasalaryla deil, din yasalaryla da alay etmekten geri kalmamt. teki, banda bulunduu eteyle yal bir memuru ldrdkten sonra soyan yakkl Fyodorof'du. Bir kylyd bu. Babasnn elinden, yasalara hi de uymayan bir biimde evini almlard. Sonra askere gitmiti Fyodorof, subaynn sevgilisine tutulduu iin ok strap ekmiti orada. Cokun yaradll, heyecanl, hayatta ne olursa olsun her eyden zevk almak isteyen bir insand. mrnde herhangi bir ey iin elencesinden, zevkinden vazgeebilecek bir insanla karlamam, hayatta zevkten baka eylerin de olabilecei zerine bir tek szck duymamt. Nehldof, bunlarn ikisinin de ruhsal ynden deerli insanlar olduuna, ama ilgilenilmeyen, bir kenarda braklan bitkiler gibi onlarn da bozulduuna, soysuzlatna inanyordu. Kaba anla-yszlklaryla her eyi reddeden bir aylakla bir kadn da grd. Ama talyan okulunun su iler, dedii yaradl bir trl bulamad onlarda. kisinden de -frakl, apoletli, danteller iindeki bir ok tandndan olduu gibi- irendi yalnzca. te, bu denli deiik yaradlta insanlarn niin ceza evlerine atld, oysa onlardan hi bir ayrl olmayan baka insanlarn darda dolatklar, hatt onlar cezalandrdklar sorununun zmyd Nehldof'un drdnc ii. Balangta bu sorunun cevabn kitaplarda bulabileceini sanyordu; bu konuyu inceleyen btn kitaplar almt. Lomb-ro'nun Garofalo'nun, Ferri'nin, List'in, Maudsleyin. Tardn'n ki-- 358 taplarn byk bir dikkatle okuyordu. Ama okuduka daha bir umutsuzlua dyordu. Bilime, bilimsel alanda bir eyler yapmak -yazmak, tartmalara girmek, renim yapmak- iin deil de basit, hayatla ilgili sorulara cevap bulmak iin bavuran kimselerin karlat durumla o da karlamt. Bilim, ceza yasasyla ilgili kurnaz, g binlerce soruya cevap verdii halde, yalnzca onun cevap arad soruyu es geiyordu. ok basit bir eydi renmek istedii: Bir blk insann, kendilerinden hi bir ayrl olmayan insanlarn zgrln ne hakla ellerinden aldm; ne hakla onlar krbaladn, srgne yolladn, ldrdn, onlara ac ektirdiini renmek istiyordu. Oysa insanda irade zgrl olup olmad zerine bir takm dncelerle cevap veriyorlard ona. Kafatas llerinden, insann su ileyebilecek bir tip olup olmad anlalabilir miymi? Su ilemede irsiyetin rol neymi? Kii doutan kt, ahlksz olabilir miymi? Ahlk neye denirmi? Delilik neymi? Soysuzlamak neymi? Kendini kaybederek nasl su ilermi insan? klimin, beslenmenin, bilgisizliin, grgnn, hipnotizmann, tutkunun su ilemedeki etkileri neymi? Toplum neymi? Toplumun grevleri neymi? v.b., v.b. Bunlar Nehldof'a bir keresinde okuldan dnen kk bir ocuktan ald cevab hatrlatyordu. Nehldof yaz yazmasn renip renmediini sormutu ocua. rendim. demiti ocuk. Pene yaz bakaym yleyse. ocuk bir an duralam, kurnazca Ne penesi? demiti. Kpek penesi mi? Sorusuna bilimsel kitaplarda bulduu cevaplar da bu eitti ite. lgin, bilimsel, derin anlaml ok ey vard ilerinde, ama asl soruya, insanlarn birbirini ne hakla cezalandrdklar sorusuna cevap yoktu. Yalnzca bu soruya cevap vermemekle kalnmyor, btn dnceler

de, gereklilii aksiyon olarak alnan cezay dorulamak, aklamak ynnde yrtlyordu. Nehldof ok, ama aralkl okuyor, sorusuna cevap bulamamasn da incelemelerinin byle yzeyde kalmasndan sanyor, sonunda cevab bulacan umuyordu. Bu yzden, son zamanlarda giderek daha bir sk karsna kan o cevabn doruluuna inanmamakta diretiyordu. XXX Maslova'nn da iinde olduu kafile be temmuzda yola -Ikacakt. Nehldof da tamamlamt hazrlklarn. Yola kmadan Ibir gn nce, onunla vedalamak zere Nehldof'un ablas koca-Jsyla geldi kente. Ablas Natalya vanovna Ragojinsya on ya bykt Nehl-Idof'tan. Bir bakma ablasnn etkisi altnda bymt Nehldof. (ocukken ok severdi onu ablas, evlenmeden nce de iki arka-Ida gibiydiler. Ablas yirmi be yanda gen bir kz. Nehldof on be yanda bir ocuktu. Ablas o zamanlar, Nehldof'un -sonra len- arkada Nikolenka rtenyef'e akt. Nikolenka' yi, ondaki ve kendilerindeki iyi, insanlar birbirine balayan ey-jleri seviyorlard. O zamandan bu yana ikisi de ok deimilerdi: Nehldof'u askerlik, kt yaay; anlamysa, duygu ynnden sevdii, lama onun Dmitri'yle bir zamanlar en deerli sayd eyleri sevmemekten baka, onlar anlamayan, ruhsal stnle erime abalarn, insanlara hizmeti kendini gstermek isteine veren bir ] insanla evlilik deitirmiti. Ragojinski'nin mal mlk yoktu, ama becerikli bir memur-Idu. lericilikle tutuculuk arasnda ustalkla gidip gelerek -g-] nn koullarna ya da olayn durumuna gre bazan bu yanda, ba-Izan te yanda olurduzellikle, kadnlarn houna gitmesiyle hukuk alannda hayli ykselmiti. Pek gen saylmayacak bir yata Avrupa'da Nehldoflarla tanm, gene pek gen sa-jylamayacak Nataa'y kendine k etmi, bu evlilikte mesalli* ance V) gren annesinin itirazlarna aldrmadan evlenmiti onunla. Nehldof -geri kendi kendinden saklard bu duygusunu, cenkleirdi onunla ya- nefret ederdi enitesinden. Duygularnn basitliinden, kendine gven dolu aklszlndan hazet-mezdi. Ablasnn da etkisi vard bunda. Onun, iindeki tm iyi, soylu duygular bir yana iterek bu duygusuz, zavall insan bylesine tutkuyla nasl sevebildiin! akl almyordu. Nataa'nn bu dazlak kafal, uzun sakall, kendini bir ey sanan adamn kars olduu aklna gelince yrei szlyordu. Btn abasna ramen, ocuklarndan irenmesine bile engel olamyordu. Ablasnn co(1) Denk olmayan evlilik. (Franszca) - 360 cuu olacan duyduu her keresinde, onun, bu her eyini yabanc bulduu insandan gene kt bir hastalk kaptn duymu gibi olmutu. Ragojinski'ler ocuklarm getirmemiler -biri erkek, biri kz iki ocuklar vard,- en iyi otelin en iyi dairesine yerlemilerdi. Natalya vanovna, annesinin eski evine gitti hemen, ama kardeini bulamad orada. Agrafena Petrovna'dan onun mobilyal bir odaya tandn renince oraya gitti. st ba pis erkek bir hizmeti gndz gaz lmbasyla aydnlatlan, karanlk, ar kokulu koridorda karlad onu, prensin evde olmadn syledi. Natalya vanovna, bir pusula brakmak iin kardeinin odasna girmek istedi. Hizmeti yol gsterdi ona. ki kk odas vard Nehldof'un. Natalya vanovna her yan dikkatle gzden geirdi. Ona hi de yabanc olmayan temizlik, dzen vard bu odalarda; ama burada karlat alakgnlllk de artmt onu. alma masasnn zerinde, kpek bal bronz, tandk kt basksn grd. antalar, yazl ktlar, yaz takmlar, hukuk kitaplar, Henry George'nin ngilizce, -sayfalarnn arasnda fildiinden, iri, tandk kt bayla- Tard'n Franszca kitaplar da ona hi yabanc olmayan bir zenle yerletirilmiti. Masaya oturup kardeine ksa bir mektup yazd, hemen o gn ona gelmesini istiyordu; sonra, grdklerini anlayamam gibi ban sallayarak otele dnd. Natalya vanovna'y kardeiyle ilgili iki sorun dndryordu imdi; Katyua'yla evlenmesi -oturduklar kentte duymutu bunu, herkes bundan sz ediyordu nk; -bir de onun maln kyllere datmas- bu da herkesin dilindeydi; ounluk ktye yorumluyordu bunu, politik, tehlikeli bir takm dnceleri olduundan sz ediyorlard. -Katyua'yla evlenmesi bir bakma houna gidiyordu Natalya vanovna'nn. Onun bu kararll, gururunu okuyor, ona evlenmeden nceki o mutlu gnleri, Nataa'yla Nehldof'u hatrlatyor; te yandan kardeinin bylesine korkun bir kadnla evleneceini dndke de dehete kaplyordu. Bu sonuncu duygu daha bir glyd, ne yapp yapp kardeini kararndan dndrmeye -bunun ne denli g bir ey olduunu bilmiyor da deildi- karar vermiti. - 361 Topran kyllere verme ii o kadar ilgilendirmiyordu onu. Ama kocas ok kzyordu buna, kardeine etki etmesi iin sktryordu onu. gnatiy Nikiforovi bu davrann dncesizlikten, aklszlktan, an gururdan da te bir ey olduunu, byle bir davran aklamak gerekirse -aklanabilecek bir dav-ransa bu tabibunun, kendini gstermek, vnmek, kendisinden sz ettirmek isteinden baka bir eyden domadn sylyordu.

- Topra, cretini kendi kendilerine demek zere kyllere vermenin anlam nedir? diyordu. Byle bir ey istiyorduysa ky bankas araclyla satabilirdi onlara maln. Bir anlam olurdu bunun. Akim snrlarn aan bir davrantr bu. gnatiy Nikiforovi'in asl dnd, Nehldof'un, malnn mlknn ynetimini ona brakmasyd; bu nedenle kardeiyle konumasn, bu garip kararndan onu vazgeirmesini istiyordu karsndan.. XXXI Odasna dnp de masasnn zerinde ablasnn puslasn bulunca hemen ona gitti Nehldof. Akamd. gnatiy Nikiforovi teki odada uzanmt; Natalya vanovna yalnz karlad onu. Beli dar siyah ipek bir elbise vard zerinde, gsne krmz bir kordel takm, siyah salarn gen ii taramt. Kendisiyle hemen hemen ayn yata olan kocas iin fazla sslenip pslendii, gen grnmek istedii belliydi. Kardeini grnce birden frlad oturduu kanepeden, ipek etekliini hrdata hrdata, abuk admlarla yrd ona doru. ptler, birbirinin yzne bakarak glmsediler. Szle anlatlamayan, iinde her eyin gerek olduu bu esrarl bakmadan sonra konumaya -pek o kadar gerek yoktu artk bunda- baladlar. Annelerinin lmnden bu yana grmemilerdi. Nehldof: - imanlamsn, dedi, genlemisin de. Sevinten az kulaklarna varmt Natalya vanovna'nn. - Sen de zayflamsn. - gnatiy Nikiforovi nerede? - Yatyor. Dn gece hi uyumad.- 362 Bu konuda sylenecek ok ey vard, ama szle deil baklaryla sylediler birbirlerine sylenmesi gerekeni. - Sana geldim. - Biliyorum. Evden ayrldm. Byk geliyordu bana, yalnz bama sklyordum. Hi bir ey istemiyorum ben oradan, hepsini sen al, eyalar, mobilyalar, hepsini. - Agrafena Petrovna syledi bana. Oradaydm. ok teekkr ederim. Ama... Tam bu srada garson gm bir ay takm getirdi. Garson ay takmn yerletirirken sustular. Natalya vanov-na masann yanndaki koltua geti; konumadan ay koyuyordu. Nehldof da susuyordu. .Nataa kardeinin yzne bakarak kararl: - Her eyi biliyorum Dmitri, dedi. - Buna ok sevindim ite. - Bylesine bir hayattan sonra onu dzeltebileceini gerekten dnebiliyor musun? Nehldof ablasnn karsndaki sandalyede, dirseini masaya dayamadan oturuyor, szlerini iyi anlamak, iyi cevaplar verebilmek iin dikkatle dinliyordu onu. Maslova'yla son grmesinin verdii ruhsal durumun mutluluk dolu sevinci, insanlara sevgisi iindeydi hl. - Onu deil, kendimi dzeltmek istiyorum ben, dedi. Natalya vanovna gs geirdi: - Evlenmekten baka yollar da vardr. Ben en iyi yolun bu olduu kansndaym. Hem bu beni, insanlara daha yararl olacam bir evreye sokacaktr. Natalya vanovna: - Mutlu olabileceini hi sanmyorum, dedi. - nemli-olan benim mutluluum deildir. - yle tabi, ama onda kalp diye bir ey varsa o da mutlu olamaz, isteyemez senden byle bir eyi. - stemiyor zaten. - Anlyorum, ama hayat... - Ne olmu hayata? - Baka eyler ister hayat. Nehldof, ablasnn -gzlerinin, aznn evresinde kk - 363 krklar olsa da- gzel yzne bakarak: - Yapmamz gerekenden baka bir ey istemez bizden hayat, dedi. Natalya vanovna gs geirdi: - Anlamyorum seni. Nehldof, Nataa'y evlenmeden nceki durumuyla hatrlayarak, Zavall ablacm! diye geirdi iinden. Nasl bu kadar deiebildim? Saysz ocukluk anlarndan rlm bir sevgi besliyordu ona. Bu srada her zamanki ba kalkk, geni gsl dimdik, yumuak adml yryyle gnatiy Nikiforovi girdi odaya. Gzlkleri, sasz ba, siyah sakallar parlyordu. Glmseyerek: - Merhabalar, merhabalar, hogeldiniz! dedi. Szcklerin zerine tuhaf bir biimde basarak konuuyordu.

(gnatiy Nikiiforoci, Natalya vanovna'y'a evlendikten sonra Nehldof da, o da senli-benli olmak iin hayli uramlard ama baaramamlard bunu, siz diyorlard birbirine.) Tokalatlar, gnatiy Nkiforovi yavaa kt koltua: - Konumamza engel olmuyorum ya? - Hayr. Sylediklerimi de, yaptklarm da hi kimseden saklamam ben. Nehldof bu yz, bu kll elleri grp, bu kendine gven dolu, karsmdakini kmseyen sesi duyunca iyi ruhsal durumu bir anda kaybolmutu. Natalya vanovna: - Onum kararndan konuuyorduk, dedi. aydanla uzanarak ekledi: - Sama da koyaym m? - Ltfen. Ne karar bu? Nehldof aklad: - Kendimi ona kar sulu bulduum kadn yolladklar kafileyle beraber Sibirya'ya gitmek kararm. - Duyduuma gre yalnzca gitmek deilmi kararnz, baka kararlarnz da varm. - Evet, kabul ederse evleneceim de onunla. - yle mi? Sizce bir sakncas yoksa durumu anlatr msnz bana? Anlayamadm pek de. 364 - Durum udur, bu kadn... onun kt yola dmesinin... (Syleyecek sz bulamad iin kendi kendine kzyordu Neh-ldof.) Durum u, sulu olan benim, cezalandrlansa o. - Cezalandrldna gre o da masum deil demektir. - Tamamen masumdur. - Nehldof, gereksiz bir heyecanla her eyi batan sona anlatt: - Evet, dedi gnatiy Nikiforovi, mahkeme bakannn dalgnl, jrinin de cevabn tam hazrlayamamas sebep olmu buna. Ama bu durumlarda bavurulacak yer, yargtay vardr. - Yargtay reddetti. - Reddettiine gre dilekede gsterilen deliller yeterli deildi demek. (gnatiy Nikiforovi mahkeme kararnn gerei yanstt inancnda olduu belliydi.) Yargtay olayn nasl olduuyla ilgilenemez. Mahkeme kararnda gerekten bir yanllk varsa, o zaman ara bavurmak gerekir. - Dileke verdik, ama hi bir umut yok bundan da. Bakanlktan soracaklar, bakanlk yargtaya soracak, yargtay verdii karar tekrarlayacak, her zamanki gibi bir susuzu cezalandracaklar gene. gnatiy Nikiforovi alakgnlllkle glmsedi: - Bir kere, bakanlk yargtaya sormayacak, mahkemeden dva dosyasn isteyecek, kararda bir yanllk grrse bozacak. Sonra, susuzlar hi bir zaman cezalandrlmazlar, cezalandrl-salar bile ok ender olur bu. Sululardr cezalandrlanlar. gnatiy Nikiforovi gururla glmseyerek abuk abuk konuuyordu. Nehldof, enitesinden nefretle: - Bense bunun tam tersine inanyorum, dedi; olaylar, grdklerim, mahkemelerin cezalandrd insanlarn yarsndan ounun susuz olduuna inandrd beni. - Nasl olur? - Evet, bu kadnn zehirleme olaynda susuz olduu gibi szcn tam anlamyla susuzdurlar; ilemedii bir cinayet suundan cezaya arptrlan tandm bir kyl gibi; ev sahibinin kard bir yangn yznden az kald ceza yiyecek ana-oul gibi susuzdur yarsndan ou cezallarn. - 365 - Adl yanllklar her zaman olmutur, olacaktr da. Kiiolu kusursuz olamaz. - Sonra, byk bir ounluk da, belirli bir evrede yetimenin sonucu, yaptklarnn su olduunu bilmedikleri iin susuzdur. - zninizle burada hakszsnz. Her hrsz bilir hrszln ktln, hrszlk yapmamas gerektiini, ahlkszlk olduunu. gnatiy Nikiforovi kendine gven dolu bir tavrla, dudaklarnda hep o -Nehldof'un cann skan- kmser gimseme-siyle konuuyordu. - Hayr, dedi Nehldof, her hrsz bilmez bunlar. alma diyorlar ona, ama fabrikatrlerin, onun parasn, emeini aldklarnn; devletin vergi ad altnda onu durmadan soyduunun farkndadr. gnatiy Nikiforovi sakin, niteledi kaynnn szlerini: - Bu da anarizm oluyor artk. Nehldof: - Ne olduunu bilmiyorum ben, dedi. Gerei sylyorum. Halk, devletin onu soyduunu biliyor. Biz toprak sahiplerinin, ok eskiden soyup elinden herkesin ortak mal olan topra aldmz, ondan aldmz bu topraktan, sobasn yakmak iin al rp toplarken yakalaynca da onu delie tktmz, onu hrsz

olduuna inandrmaya altmz da biliyor. Evet, hrszn kendisi deil, topran alan olduunu; elinden alnan eyin her eit restitutlon'un (') ailesine kar bir grev olduunu biliyor. gnatiy Nikiforovi, Nehldof'un bir sosyalist olduundan, -sosyalizmin topra yurttalar arasnda eit paylatrlmay ngrdn, bunun budalaca bir dnce olduunu bildii iin- Nehldof'un iddialarn kolay rteceinden eminim: - Anlamyorum, diye balad, anlyorsam da kabul etmiyorum. Toprak belirli kiilerin mal olmak zorundadr. Bugn herkese eit olmak zorundadr. Bugn herkese eit lde bl-trseniz onu, yarn daha alkan, daha yetenekli insanlarn elinde toplanacaktr gene. (1) Telfi. (Franszca)- 366 - Topran eit olarak pay edilmesini isteyen yok. Toprak herhangi bir insann mal olmamaldr; alnp satlmamal, kiraya verilmemelidir. - Mlkiyet hakk yaradlnda vardr insann. Mlkiyet hakk olmazsa topran ilenmesi nemini yitirir. Mlkiyet hakkn ortadan kaldrrsanz, yaban hayvanlardan hi bir ayrlmz kalmaz. gnatiy Nikiforovi, toprak mlkiyetinden yana dnceler iinde en salam, en sarslmaz olarak kabul edilen bu dnceyi ne srerken pek marurdu. Nehldof itiraz etti: - Tam tersine, ancak o zaman bo bo durmaz toprak imdiki gibi. Toprak sahipleri, kpein kuru ot zerine reklendii gibi reklenmiler topran zerine, kendileri ileyemiyorlar onu, ileyebilecekleri de brakmyorlar ilesinler. - Bakn Dmitri vanovi, deli samas sizin bu dedikleriniz! Gnmzde toprak mlkiyeti kaldrlabilir mi hi? Biliyorum, sizin eski dada'nzdr (') bu. Ama izninizle ak ak syleyeyim... (gnatiy Nikiforovi'in yz kire gibi olmutu, sesi titriyordu: bu sorunun onu ok ilgilendirdii belliydi.) iten gemeden iyice dnp tanmanz salk veririm size. - Kiisel ilerimden mi sz ediyorsunuz? - Evet. Toplumda belirli yeri olan bizlerin, bu yerin bizlere ykledii sorumluluklar tamamz gerektii inancndaym ben. - Bence benim sorumluluklarm... gnatiy Nikiforovi, sznn kesilmesine izin vermeden devam etti: - Bir dakika, kendim iin deil, ocuklarm iin konuuyorum. ocuklarmn gelecekleri gven altndadr; olduka iyi bir para geiyor elime, ocuklarmn ilerde sknt ekmeyeceklerini sanyorum, biz de ekmiyoruz. Bu nedenle -izninizle, biraz dnmeden verilmi, diyeceim- kararnza kar durmam kiisel karlarmdan deildir. Verdiiniz karar yanl. Biraz daha okumanz, dnmenizi salk veririm size... Nehldof un yz bembeyaz olmutu. - zin verin de kendi ilerime, neyi okuyup neyi okumaya(') En sevilen konu. (Franszca). - 367 cama kendim karar vereyim, dedi. fkeden ellerinin souduunu, kendine hkim olamadn hissedince sustu. XXXII Nehldof, biraz kendine geldikten sonra ablasna dnd: - ocuklardan ne haber? Natalya vanovna, ocuklar babaannelerine braktklarn syledi. Kocasyla kardei arasndaki tartmann bittiine ok sevinmi; ocuklarnn, bir zamanlar Nehldof'un, iki bebeiyle -birinin ad Arap, brnn Fransz matmazeldi- oynad gibi seyahatilik oynadklarn anlatmaya balad. Nehldof glmseyerek: - Hatrlyor musun o bebeklerimi? dedi. - Dn bir kere, tpk senin gibi oynuyerlar. Can skc konumalar bitmiti artk. Nataa rahatlamt, ama yalnz kardeinin anlayabilecei eylerden kocasnn yannda sz etmek istemiyordu. Bir eyler sylemi olmak iin, Pe-tersburg'dan buralara kadar ulaan haberden, tek olunu delloda kaybeden anne Kamenskaya'nn acsndan at. gnatiy Nikiforovi, delloda ldrme olaylarnn cinayet saylmamasn knad. Onun bu szlerine itiraz etti Nehldof, gene ayn konuda tartmaya baladlar. Bu tartma da bir sonuca varmad; herkes endi dncesinin doru, karsndakinin de yanl olduuna inanmakta devam etti. gnatiy Nikiforovi, Nehldof'un onu suladn, grevini kmsediini hissediyor, byle dnmekle yanldn gstermek istiyordu ona. Nehldof da, enitesinin onun toprak ilerine burnunu sokmasndan duyduu can sknts bir yana (ruhunun derinliklerinde, miraslar olarak ablasnn da, enitesinin de, onlarn ocuklarnn da buna haklar olduunu hissediyordu) bu kafasz insann kendine gvenle, byk bir gnl rahatlyla, Nehldof'un kesin olarak anlamsz, kt olduuna inand eyi doru, yasalara uygun saymakta diretmesinden de nefret ediyordu. Bu kendine gven, sinirini bozuyordu.

- Mahkeme ne yapabilirdi? diye sordu. gnatiy Nikiforovi:- 368 - Dello edenlerden birini herhangi bir katil gibi krek cezasna arptrabilirdi pekl, dedi. Nehldof'un elleri sd gene, heyecanl heyecanl konumaya balamt. - Ne olurdu o zaman? - Hak yerini bulurdu. - Mahkemelerin asl amac hakkn yerini bulmasym gibi konuuyorsunuz. - Nedir ya? - Snf karlarnn korunmas. Bence mahkemeler, bizim snf karna olan yrrlkteki dzenin devamn salamak iin kurulmu bir ynetim silhdr. gnatiy Nikiforovi sakin, glmsedi. - Yeni ortaya atilm bir gr bu galiba, dedi, ilk kez duyuyorum nk. Mahkemeler zerine daha bir baka dnlr genellikle. - Kitaplarda evet, ama grdm kadaryla pratikte hi de yle deildir. Mahkemelerin tek amac toplumun bugnk durumunun srdrlmesini salamaktr; bunun iin, toplum dzeyinden yukarda olup, onu kaldrmak isteyen siyas sulular dediiniz insanlar olduu gibi, ondan aada olan, su ileyebilir diye adlandrlan insanlar da cezalandrr. - Bu grnz kabul edemeyeceim. Siyasi sulularn toplum dzeyinden yukarda olduklar iin cezalandrldklarn sanmakla yanlyorsunuz. Bu gibiler ounlukla, toplum dzeyinden aada olduunu sylediiniz insanlardan ok daha baya, irentirler. - Oysa onlar yarglayanlardan ok ok stn insanlar tanyorum ben. Szgelimi, din sulular diye ceza evlerine atlan insanlarn hepsi stn ahlkl, kiilik sahibi kimselerdir... Ne var ki, gnatiy Nikiforovi, konuurken sznn kesil-memesine alm bir insan alkanlyla, Nehldof'u dinlemeden -bu daha da bozmutu sinirini Nehldof'un- devam ediyordu: -Mahkemelerin amacnn yrrlkteki dzenin srdrlmesi olduu dncesini kabul edemem ben. Mahkemelerin amac, dzeltmek... - 369 Nehldof araya girdi: - Ceza evlerinde dzeltmeye de lf yok dorusu. gnatiy Nikiforovi inatla devarn ediyordu: - ... ya da uzaklatrmaktr, toplumun varln tehdit eden canavar ruhlu insanlar. - nemli olan da bu zaten, ne onu ne tekini yapyor. Bunu yapacak olanaklar yok toplumun. gnatiy Nikiforovi zoraki glmseyerek: - Nasl yani? diye sordu. Anlamyorum... Nehldof: - unu sylemek istiyorum, dedi; saduyunun kabul edebilecei, olumlu ceza eidi ikidir yalnzca, eskiden kullanlyordu bunla: Dayak, bir de lm cezas. Ama insan yaradlnn yumuamas nedeniyle giderek kaldrlyor bunlar. - Sizden byle bir eyi duymak da ok artc dorusu. - Evet, ayn eyi bir daha yapmamas iin insann cann yakmak iyi bir yoldur. Toplum iin zararl, tehlikeli bir yaratn kafasn kesmek de son derece akllca bir tutumdur. Bu iki eit cezann da akla yatkn bir anlam vardr. Peki ama kt rneklerin, isiz gszln boduu, zararl bir duruma getirdii bir insan ceza evine, zoraki bir isiz gszln iine, en tehlikeli, kt insanlarn arasna atmann ya da herhangi bir nedenle Tulsk'dan rkuts iline davet parasyla -her biri be yz rubleden pahalya mal oluyor- yollamann ne anlam var sizce? - Ama devlet parasyla yaplan bu yolculuktan korkuyor insanlar; bu eit yolculuklarla cezaevleri olmasayd u anda oturduumuz gibi oturamazdk burada sizinle. - Cezaevleri gvenliimizi salayamaz, oradakiler mrlerinin sonuna kadar yatmyorlar nk ierde. Tam tersine, bu gibi kurulularda insanlar bozulmuluun, ahlkszln son kertesine getiriyorlar zorla, yani tehlikeyi bytyorlar. - Gnmzn ceza usulnn dzeltilmesi gerektiini sylemek istiyorsunuz. - Hayr, imknszdr byle bir ey. Cezaevlerinin dzeltilmesi, halk eitimine harcanan paradan daha ok bir paray gerektirir ki, bu da halkn srtna yeni yeni arlklar ykler. Dirili - F: 24- 370 gnatiy Nikiforovi, kaynn dinlemeden devam etti gene: - Ama cezaevlerinin durumunda aksaklklar varsa, bu mahkemeleri ilgilendirmez. Nehldof sesini ykselterek: - Bu, aksaklklar hi bir zaman, giderilemeyecek eittendir, dedi. gnatiy Nikiforovi karsndakini kmser bir tavrla glmsedi. - Ne olacak yani? ldrmek mi gerek bunu niin? Ya da, bir devlet bynn nerdii gibi, gzleri dalamak?

- Evet, geri biraz sert olurdu bu, ama akla da yatkn olurdu. imdi yaplan da zorbalktr, ayrca, saduyuyla uzlamamas bir yana, ylesine budalacadr ki, ruhsal ynden salkl insanlarn, ceza mahkemeleri denilen bu anlamsz, insan yaradlna aykr den dalda alanlar anlamak ok gtr. gnatiy Nigiforovi'in yz bembeyaz olmutu. - Ben de bu dalda alyorum, dedi. - Sizin iiniz bu, beni ilgilendirmez. Ama ben anlamyorum. gnatiy Nikiforovi sesi titreyerek: - yle sanyorum ki ok eyi anlamyorsunuz siz, dedi. - Her duygulu insann grdnde acyaca zavall bir ocuu sulamak iin bir savcnn nasl rpndna tank oldum mahkemede. Baka bir savcnn ncil okudular diye kylleri mahkemeye verdiini biliyorum. Mahkemelerin btn ii gc bu eit, incir ekirdeini doldurmaz, haince ilerdir ite. gnatiy Nikiforovi: - Sizin gibi dnsem almazdm, dedi. Kalkt. Nehldof, enitesinin gzlklerinin arkasndan gzlerinin parladn farketti. Gzya m onlar yoksa? diye geirdi iinden. Gerekten de gzyayd bunlar; gururu ok incinmiti, gnatiy Nikiforovi pencereye gitti, mendilini kard, k-srerek gzlnn camlarn sildi, sonra gzln karp gzlerini sildi. Kanepeye dnnce bir daha karmad sze. Enite-siyle ablasn bu kadar zd iin kendi kendinden utanyordu imdi Nehldof; yarn gideceini, bir daha onlarla grmeyeceini dndke ii szlyordu. zgn, allahasmarladk deyip - 371 ayrld onlardan, eve gitti. Sylediklerim pekl gerek olabilir, diye dnyordu, hi deilse itiraz etmedi bana. Ama yle konumamalydm. fkeye kaplp ona ylesine hakeret ettiime, zavall Nataa'ys da zdme gre henz pek az deimiim demektir. XXXIII Maslova'nn da iinde bulunduu kafile gardan saat te yola kacakt; bu yzden, kafilenin ceza evinde olmak niyetindeydi. Eyalarn yerletirirken gnln eline ald Nehldof, birka yerine yle bir gz gezdirdi, son sayfalar okudu. Peters-burg'a gitmeden nce yle yazmt: Katyua benim kendimi feda etmemi istemiyor, kendini feda etmek istiyor. O kazand, ben de kazandm. Onun ruhun da olduunu grdm deiiklik inanamyorum byle bir eye- sevindiriyor beni. nanamyorum, ama farkndaym, deiiyor. Bundan hemen sonra da yle yazyordu: ok ac ektim, ok da sevindim. Katyua'nn revirde birtakm kt davranlar olduunu rendim. Birden dayanlmaz bir ac hissettim yreimde. Korkun bir ac. Nefretle, irenerek konutum onunla, sonra birden kendimi hatrladm; ondan nefret etmeme sebep olan suu kendimin ka kereler ilediim, -dncede bile olsa- imdi de ilediim geldi aklma; kendimden nefret etmeye, ona acmaya baladm, bir sevin doldurdu iimi. Kii gzndeki mertei zamannda grebilse daima, ne iyi olur. O gn yle yazmt: Nataa'ya gittim, sevincimden kabalk ettim, tatszlk kt. Elden ne gelir? Yarn yepyeni bir hayata balyorum. Gemiim, elvde! Sryle anm var, topar-layamyorum onlar yle bir. Devrisi sabah uyannca Nehldof'un ilk duygusu dn eni-tesiyle arasnda geen olaydan duyduu pimanlk oldu. Byle gitmek olmaz, diye dndm, gidip ablamla onun gnln almalym. Ama saate baknca zaman olmadn kafilenin cezaevinden ayrlna ge kalmamak iin acele etmesi gerektiini grd. abucak hazrlanp kapcyla Taras'-Fedosya'nn kocasyd bu, beraber gidiyorlardeyalarla doru gara yolladktan sonra kendi de nne kan ilk kiralk arabaya atlayp cezaevine yollan-372 di. Cezallar treni Nehldof'un binecei posta treninden iki saat nce kalkacakt; bu yzden, bir daha urayamayaca iin kald evin sahibiyle hesabn kesmiti. Temmuz sca bastrmt. Sokaklarn, evlerin bunaltc gecede bile soumam, talan, damlarn tenekeleri serinliklerini durgun, kavurucu scak havaya datyorlard. Rzgr yoktu; yal-nz arada bir hafiften esiyor, yalboya kokusuyla toz ykl, pis kokan, scak havay bir yerden bir yere tayordu. Sokaklar pek tenhayd, birka kii varsa, onlar da evlerin glgelerinden yrmeye alyorlard. Yalnzca, ayaklarnda sandallar, gnete yanm, simsiyah olmu kaldrm iisi kyller sokaklarn ortasnda oturmu, kzgn kuma yerletirdikleri kaldrm talarna ellerindeki ekilerle vuruyorlard. Kalkk yakal beyaz ceketlerinin beyazl, kalmam, tabancalarnn kemerleri san, ask yzl polis memurlar can skntsndan bir bu bir br ayana yaslanarak dikiliyorlard sokak balarnda; delik kulaklar dimdik duran beyaz atlar koulu, gne ieri vurmasn diye bir yanlarna bez asl tramvaylar ngrak ala ala gidip geliyorlard. Nehldof'un bindii araba ceza evine yaklatnda kafile kmamt henz; sabah drtte balayan cezallarn saylp teslim alnma ii hl devam ediyordu. Kafilede alt yz yirmi erkek, altm kadn vard: Her birinin ktlarna teker teker baklmas, hastalarla gszleri ayrmak, kafileyi gtrecek grevlilere teslim etmek

gerekiyordu. Yeni mdr, iki yardmcs, doktor, salk memuru, kafile komutan, bir de yazc avluda, duvarn dibine glgeye konulmu, zerinde ktlar, yaz takmlar olan masada oturmular, yanlarna pepee gelen cezallara sorular soruyorlar, onlar tepeden trnaa inceliyorlar, sonra listeye geiyorlard. Masann yarsna kadar gelmiti gne. Rzgr olmad iin boucu bir scak vard; biriken cezallarn soluklar daha bir ekilmez scak yapyordu oray . Uzun boylu, iman, kalkk omuzlu, kollar ksa, krmz yzl, bykl kafile komutan sigarasndan bir soluk ekerek: - Bunun sonu gelecee benzemiyor hi! dedi. Amma da yorulduk. Nerede bulmusunuz bunlar? Daha ok var m? Yazc listeye bakt. - 373 - Yirmi drt kii var, bir de kadnlar, efendim. Henz kontrolden gemeyen cezallar birbirlerinin arkasna skarak durunca komutan: - Ne bekliyorsunuz -hem de glgede deil, gnein altnda- sralarn bekliyorlard cezallar. erde oluyordu bunlar, dardaysa yapda her zamanki gibi silhl bir nbeti bekliyordu. Cezallarn eyalaryla hastalar gara gtrmek iin yirmi kadar yk arabas vard kapnn nnde; kede de akrabalar, dostlar cezallar karken grmek, olursa onlara bir eyler sylemek, vermek iin kk bir kalabalk toplanmt. Nehldof da bu kalabala katld. Br saat kadar bekledi burada. Sonra ierden zincir akrtlar, ayak sesleri, emirler, ksrmeler, byk bir kalabaln alak sesle konumasndan kan uultu duyuldu. Be dakika devam etti bu byle; arada gardiyanlar girip kyorlard yan kapdan. En sonunda yksek sesle bir emir duyuldu. Byk kap grltyle ald. Zincir akrtlar yaklat, beyaz ceketli erler ellerinde silhlarla dar ktlar, besbelli, alk olduklar bir manevrayla- kapnn nnde dzgn, geni bir yarm daire yaptlar. Sonra yeni bir emir duyuldu. Usturaya vurulmu balarnda yamuk yumuk apkalaryla, omuzlarnda tor-balaryla cezallar ikier ikier kmaya baladlar. Zincirli ayaklarn yere srtyor, bir eliyle omuzlarndaki torbay tutarken bota kalan brn sallyorlard. nde erkeklerdi. Hepsinin zerinde ayn gri pantalon, srtlar numaral, gmlekler vard. Hepsi de -genci, yals, zayf, iman, uuk benizli, al yanakls, esmer yzls, bykls, sakalls, sakalsz, Rus'u, Tatar', Yahudisi- zincirlerini akrdata akrdata, ok uzak bir yere gidiyormu gibi kollarn sallaya sallaya kyordu kapdan, ama birka adm sonra duruyor, uysal uysal drder sra oluyorlard. Onlarn hemen arkasndan, gene salar kesilmi, ayaklar zin-cirsiz, bileklerinden birbirine kelepeli, ndekiler gibi gri pantalon gmlekli cezallar kt. Srgnlerdi bunlar... Onlar da ndekiler gibi canl admlarla kyorlard kapdan, sonra duruyor, drder drder sraya giriyorlard. Onlarn arkasndan elik edenler, daha arkadan da kadnlar da ayn srayla kyorlard; nce krek cezallar -gene gri etek blzlu, bartlydler- sonra- 374 srgnler, daha sonra da sivil giysileriyle, kafileye kendi istekleriyle katlanlar. Baz kadnlarn kucanda bebek vard. Kadnlarla beraber kzl erkekli ocuklar yryordu. Bu ocuklar, at srsnde kk taylar gibi, kadnlara sokuluyorlard. Erkekler sessiz duruyorlard; yalnzca arada bir ksrenler ya da yksek sesle bir ey syleyenler oluyordu. Kadnlarsa durmadan konuuyorlard. Nehldof, kapdan karken grr gibi oldu Maslova'y; ama kalabalk arasnda kaybetti onu sonra. Erkeklerin arkasnda gri giysileriyle, kucaklarnda bebekler, aralarnda ocuklarla insanlk, zellikle kadnlk niteliklerini yitirmi gibi duran byk kalabalktan baka bir ey grmyordu imdi. Cezallar ierde teker teker saydklar halde, erler bir kere daha saymaya baladlar onlar. Bu sayma ii olduka uzun srd: Baz cezallar yer deitiriyor, erlerin hesabn kartryorlard nk. Erler, dediklerini uysal, ama kt kt bakarak yapan cezallar kfrediyor, itip kakyorlard onlar, yeniden saymaya balyorlard. Hepsi bir kere daha teker teker sayldktan sonra subay bir emir verdi, kalabalkta bir alkalanma oldu. Yr-yemeyecek kadar gsz erkekler, kadnlar, ocuklar birbirleriyle yar ederek arabalara kotular, nce torbalarn atp, sonra kendileri ktlar. Kucaklarnda viyaklayan bebekleriye kadnlar, yer iin birbirleriyle kavga eden neeli ocuklar, ask yzl, kederli erkekler yerletiler sonunda. Birka cezal erkek apkalarn kararak subayn yanna -besbelli bir ey dilemek iin- gittiler. Onlarn da arabalara binmek istediklerini sonra rendi Nehldof. Subay baka yana bakarak sigarasn iiyor, cezaly dinlemiyordu bile; sonra bir ey sylemeden, ksa kolunu vuracakm gibi kaldryor; beriki, sasz ban tokattan korumak iin omuzlarnn arasna ekerek geri sryordu. - Araba yaparm seni imdi ben! diye baryordu subay. Yryeceksin! Yalpa vura vura yryen, ayaklar zincirli, uzun boylu bir ihtiyarn arabaya binmesine izin verdi yalnzca. Bu ihtiyarn, apkasn karp nasl ha kardn, sallana saliana arabalarn yanna yrdn grd Nehldof. Gsz, zayf bacan kaldrmasna engel olan zincirlerden, uzun sre kamad arabaya, sonra arabadaki bir kyl kadn kolundan tutarak yardm etti ona.

Arabalar torbalarla dolup, torbalarn zerine de arabaya binmesine izin verilenler oturunca subay apkasn kard, mendiliyle alnn, sasz ban, krmz, kaln boynunu sildikten sonra ha kard. - Kafile, mar! diye emir verdi. Askerlerin silhlar sakrdad; cezallar apkalarn karp -bazlar sol elleriyle- ha karmaya baladlar. Akrabalarn, dostlarn yolcu etmeye gelenler bararak bir eyler sylyor-cezalilar onlara cevap veriyorlard. Kadnlar alayordu. Beyaz ceketli askerlerin kuatt kafile, bacaklarna bal zincirler toz kaldrarak yrd. En nde askerler, onlarn arkasnda, drderli sra olmu, ayaklarnda zincirler sakrdayan krek cezallar, sonra elleri birbirine kelepeli srgnler, daha arkada gnlller, en arkada da kadnlar vard. Kafilenin arkasndan, torbalarla zayf cezallarla ykl arabalar yola kt. Arabalardan birinde torbalarn en yksek yerine oturmu, sk sk sarnm bir kadn durmadan hngr hngr alyordu. XXXIV Kafile o kadar uzundu ki, son araba hareket ettiinde en n-dekiler gzden kaybolmutu. Nehldof, onu bekleyen paytona bindi, kafileyi gemesini syledi srcye. Erkek cezallar arasnda tandk kimse olup olmadna bakacak, sonra kadnlar arasnda Maslova'y bulacak, gerekli her eyi alp almadn soracakt ona. Hava ok scakt. Binden ok ayan kaldrd toz, sokan ortasndan yryen cezallarn zerinde duruyordu. Kafile abuk admlarla yryor, Nehldof'un bindii payton yava yava geiyordu yanndan. Tuhaf, korkun grnl yzler sra sra geride kalyorlard. Ayn renk pantalonlu, potinli ayaklarn glkle ne atyor, bota kalan kollarn, kendilerine cesaret vermek istiyormucasma, sallyorlard. Saylar o denli oktu, birbirlerine ylesine benziyorlard, zellikle ylesine tuhaf koullar altnda bulunuyorlard ki, Nehldof insan deil de, acayip, korkun yaratklar sand onlar bir an. Ama krek cezallar arasnda katil Fyodorof'u, srgnler arasnda da komik Ohotin'le, bir keresinde ona gelip yalvaran bir ayla grnce bu izlenimi kaybol-- 376 du. Cezallarn hemen hepsi, yanlarndan geen paytona, iindeki beye yan gzle bakyorlard. Fyodorof, onu tand anlamna ban yukar doru sallad: Ohotin gz krpt. Yasak olduu iin ne biri, ne teki selm vermilerdi ona. Kadnlarn yanndan geerken hemen tand Maslova'y Nehldof. kinci sradayd. Kenarda yz scaktan kpkrmz olmu, eteini kuann arasna sktrm, ksa bacakl, siyah gzl, biimsiz bir kadn vard; almlyd bu. Onun yannda, glkle adm atan gebe bir kadn yryordu. nc kadn Maslova'yd. Omuzunda bir torba vard, nne bakarak yryordu. Yz sakin, kararlyd. Onun yanndaki drdnc kadn, din admlarla yryen, etekleri ksa, bartsn kyl ii balam, gen, gzel kadn, Fedosya'yd. Nehldof paytondan indi, Maslova'ya her eyi alp almadn, kendini nasl hissettiini sormak amacyla kadnlara yaklanca, kafilenin bu yannda yryen assubay grd onu, koarak yanna gelirken: - Kafileye yaklamak yasaktr efendim, diye baryordu. yice yakna gelip de Nehldof'u tanynca (ceza evinde herkes tanyordu artk Nehldof'u) elini kasketine gtrerek selm verdi, Nehldof'un yannda durup: - imdi olmaz, dedi. Garda konuabilirsiniz, burada yasak. Cezallara dnp bard: - Hadi durmayn, yryn, yryn! Sonra yeni izmelerini gcrdata gcrdata -scaa aldrmadan- koarak yerine gitti. Nehldof kaldrma dnd, paytoncuya peinden gelmesini syleyip, kafileyle beraber yrmeye balad. Getii her yerde acmayla dehet kark bir dikkat gsteriliyordu kafileye. Arabayla geenler, balarn pencereden karp, gzden kaybolunca-ya kadar bakyorlard kafilenin arkasndan. Yayalar duruyor, aknlkla, korkuyla bakyorlard bu dehet verici gidie. Bazlar yaklap sadaka veriyordu. Askerler alyordu sadakalar. Baz, fazla etkilenenler kafilenin pei sra bir sre yryor, sonra durup, balarn sallayarak arkasndan bakyorlard. Kaplardan birbirini ararak kyorlar, pencerelerden sarkyorlar; kprdamadan, sessizce bakyorlard geenlere. Bir yol aznda kafile zengin bir kupa arabasnn yolunu kesti. Arabac yerinde, yz gnete parlayan, iman srtnda iki sra dmesiyle resmi giysili - 377 bir arabac vard. Arabada arka koltukta bir kar koca oturuyordu: Kadn zayf, soluk benizliydi; apkas beyaz, emsiyesi parlakt. Kocas silindir apkal, k, ak renk pardslyd. Onlarn karsnda, n koltuktaysa ocuklar vard: Sar salar omuzlarna dklen, taptaze, cici bir kz -onun da emsiyesi parlakt-; bir de, ince uzun boyunlu, omuz kemikleri kk, kordellar-la ssl denizci apkal, sekiz yalarnda bir erkek ocuk. Baba, kafileyi zamannda geemedi diye fkeyle syleniyordu arabacya; anneye, irenerek gzlerini ksm, yzn buruturmu; gneten, tozdan korunmak iin ipek emsiyesini iyice indirmiti. iko arabac, bu yoldan gelmesini kendi emreden efendisinin haksz sitemlerine sinirli sinirli kalarn atyor, yrmek isteyen, terlemi bedenleri gnete parlayan doru atlar tutmaya alyordu. Polis memuru, bu gzel kupa arabasnn sahibine elinden hizmeti yapmak iin rpnyor, kafileyi durdurup ona yo! vermek istiyor -ama bu gidite, bylesine zengin bir bey iin bile bojzulamayacak elemli bir grkem olduunu hissettiinden olsa gerek- durdurmuyordu. Yalnzca, zenginlie sayglarn belirtiyor-

jmucasma elini kasketine gtrm; cezallara -herhangi bir durumda kupa arabasndakileri onlardan korumaya hazr olduu'nu gster istiyormu gibi- sert sert bakyordu. Kupa arabas btn kafile geinceye kadar bekledi. Ancak torbalar ykl, cezal kadnlarn bindii son yk arabas da getikten sonra hareket edebildi. Ceza evinden yola kldnda hngr hngr alayan j kadnda bu son geen arabadayd. Sakinlemiti biraz, ama zenjgin kupa arabasn grnce gene sarsla sarsla alamaya balajmt. Yerlerinde duramayan, besili, doru atlar arabac yular hafife [oynatnca, nallaryla talan dve dve, lstik tekerlekleri zerin]de yumuak yaylanan kupa arabasn, kar kocayla kzn, ince bojyunlu, omuz kemikleri kk ocuun elenmeye gittikleri yazlk [eve doru hzla uzaklatfmlard. Ne anne baba grdkleri eyi anlatmlard ocuklara. yjle ki, ocuklar grdkleri eye kendilerince birer anlam vermek [zorunda kalmlard. Kz, annesiyle babasnn yzne bakarak, bu insanlarn on-- 378 lardan, onlarn tandklarndan bambaka insanlar olduklarna, bu nedenle de onlara byle davranmadna karar verdi. Byle dnd iin korkmutu kz, bu insanlar uzaklanca da sevinmiti. Ama cezallarn geiine gzlerini krpmadan bakan ince, uzun boyunlu ocuk baka trl zmt sorunu. gdsyle, bu insanlarn da onun gibi btn insanlar gibi birer insan olduklarn kesinlikle bildii iin, onlara birisinin ktlk, yaplmamas gereken bir ey yaptn hissetmiti. Acmt onlara; ayaklar zincire vurulmu, salar kesilmi bu insandan da, onlar zincire vuran, salarn kesen insanlardan da korkmutu. Bu yzden giderek iiyordu ocuun dudaklar, alamamak iin g tutuyordu kendini; bu gibi durumlarda alamann ayp olduunu biliyordu nk. XXXV Nehldof cezallarn admlarna uydurmutu admlarn, abuk abuk yryordu; ama zerinde ince bir ceketle ince bir par-ds olduu halde, gene de bunalyordu scaktan. Sokaklarn zerinde asl duran toz bulutundan durgun yakc scak havadan boulacak gibi oluyordu. ki yz elli, metre yryemedi, paytona bindi gene, kafilenin nne geti, ama sokan ortasnda paytonun ii daha scak geldi ona. Enitesiyle dnk konumasn dnmeyi denedi, ama sabahki gibi heyecanlandrmyordu onu imdi bu. Kafilenin ceza evinden k, sokaklardan geii bir kenara itmiti bu dnceleri. Dayanlacak gibi deildi scak. Duvarn dibinde, aalarn glgesinde, apkalarn karm okullu iki ocuk, yere diz km dondurmacnn banda dikiliyorlard. ocuklardan biri kaklamaya balamt bile dondurmasn; teki, dondurmacnn tepeleme doldurduu barda sabrszlkla bekliyordu. Nehldof, biraz serinlemek isteini yenemeyerek payton-cuya sordu: - Bir eyler iecek bir yer var mdr buralarda? - Hemen urada temiz bir meyhane vardr efendim. Faytoncu keyi dnd, byk bir tabelnn altnda durdu. Blmenin arkasndaki gmlekli, iko, barmen de mteri - 379 yok diye masalarda oturan bir zamanlar beyaz gmlekli garsonlar da bu deiik konuu merakla szdler, hizmetine kotular hemen. Nehldof bir maden suyu istedi, pencereden uzak, pis rtl kk bir masaya oturdu. Biraz tede, zerinde ay takmyla bir ie olan masada iki kii oturuyordu. Alnlarndan terlerini siliyor, dosta bir eyi blyorlard. Biri esmerdi, gnatiy Nikiforovi gibi dklmt salar, ensesinde bir tutam siyah sa vard yalnzca. Onu grnce gene enitesiyle dnk konumasn, gitmeden nce ablasy-la onu bir kere daha grmek istediini hatrlad Nehldof. Trenin kalkmasna az kald, yetiemem, diye geirdi iinden. yisi mi mektup yazaym. Zarf, kt, pul istedikten sonra, souk maden suyunu yudumlarken, ne yapacan dnmeye koyuldu. Ama dnceler karmakarkt kafasnn iinde, bir trl karar veremiyordu ne yazacana. Sevgili Nataa, gnatiy Nikiforovi'le dnk konumamn verdii znt iimdeyken gidemiyorum... diye balad. Ne yapabilirim? Dn sylediklerim iin zr m dilesem? Ama dndm sylemitim yalnzca. Dncelerimin deitiini sanr sonra. Hem ilerime karmas... Hayr, yapamam. Nehldof bu yabanc, kendini pek beenen, onu anlamayan adama kar gene ayn nefreti duyarak, yarm kalan mektubu cebine koydu, hesab deyip kt, paytona bindi, kafilenin arkasndan gitti. Scak daha da artmt imdi. Duvarlar, talar scaklk kusuyorlard sanki. Kzgn kaldrm talar ayaklarn yakyormu gibi bir tuhaf yryordu herkes. Nehldof, paytonun tavanna dokununca, elinin yandn sand bir an.

At, tozlu kaldrm talarnda nallaryla dzenli bir ses kararak tembel bir trsla gidiyor; arabac arada bir hafiften kestiriyor; Nehldof da hi bir ey dnmeden, dalgn dalgn nne bakyordu. nite byk bir evin nnde bir kalabalkla silhl bir er grdler. Nehldof paytonu durdurdu. Evin kapcsna: - Ne oluyor burada? diye sordu. - Cezalnn biri fenalat. Nehldof paytondan ndi, kalabala yaklat. Meyilli yaya kaldrmn tmsek talar zerinde, ba aa doru, iri yar, sar sakall krmz yzl, gen saylamayacak bir cezal srtst- 380 upuzun yatyordu. Burnu yamyassyd. Gri pantalon, gri gmlek vard zerinde. illi ellerini ap avularn yere yaptrm; hrlyor, uzun aralklarla, geni gsn dzenli olarak indirip kaldrarak soluk alyor, kan anana dnm gzleriyle donuk donuk gkyzne bakyordu. Ask yzl bir polis memuru, bir postac, bir tezghtar, bir hizmeti, elinde emsiyesiyle yal bir kadn, bir de ba kabak, elinde bo bir sepet olan bir ocuk dikiliyordu banda. Tezghtar, yaklaan Nehldof'a birilerinden yaknmaya balad hemen: - erde canlarn karmlar zavalllarn, iyice bitkin drmler, sonra da byle scak bir gnde yrtyorlar... emsiye kadn alamakl: - lecek galiba, diyordu. Postac: - Gmleinin nn amak gerek, dedi. Polis memuru titreyen kaln parmaklaryla beceriksizce, cezalnn damarl boynunu saran ba zmeye alyordu. Heyecanl, akn olduu belliydi, ama gene de kalabala kmay gerekli grd: - Ne toplandnz canm? Zaten scak. ekilin de hava alsn adam. Tezghtar: - Yola karmadan nce doktora gstermeliydiler bunlar, dedi. (Bu konudaki bilgisiyle vnmek istedii belliydi.) Dayanamayacaklar gtrlmez. Yoksa yolda lrler byle. Polis memuru ba zdkten sonra doruldu, baknd. - Aln diyorum, duymuyor musunuz? dedi. Hadi iinize gidin, hasta adam grmediniz mi hi? Konuurken, onu desteklesin diye Nehldof'a bakyordu. Ama onun ilgisiz bak karsnda ere dnd. Er bir kenarda duruyor, kopmu topuuna bakyordu; polis memurunun karlat gl umursad yoktu. Toplananlar syleniyorlard: - Kimsenin bakt yok ki. Gz gre gre ldrlr m bir insan? - ezalysa cezal, o da insan. - 381 Nehldof: - Ban yukar aln, su getirin, dedi. Polis: - Getirmeye gittiler, dedi. Yerde yatan cezaly koltuk altlarndan tutup, glkle ban yukar ald. Birden sert bir ses duyuldu: - Nedir bu kalabalk burada? Bembeyaz ceketiyle, prl prl izmeleriyle mahalle komiseriydi bu. Daha niin toplanldm anlamadan: - Daln! diye baryordu. Toplanmayn! abuk admlarla yaklap, can ekien cezaly grnce- - zaten bunu bekliyormu gibi- ban evet anlamna sallayarak polis memuruna dnd. - Nedir? Polis memuru, kafile geerken bu cezalnn yere yuvarlan-din, subayn onu dt yerde braklmasn emrettiini anlatt. - Demek yle? Karakola gtrlmesi gerekiyor. Bir araba arn. Polis memuru elini kasketine gtrerek: - Kapcy yolladm efendim, dedi. Tezghtar scaktan sz edecek oldu. Komiser: - Sana ne be? Hadi? Hadi ek araban, diye bard. Adamn yzne yle sert bakt ki, tezghtar kesti sesini. Nehldof: - Su vermeli ona biraz, dedi. Komser Nehldof'a da sert sert bakt, ama hi bir ey sylemedi. Kapc tasla su getirince komiser polis memuruna cezalya su iirmesini emretti. Polis memuru cezalnn den ban kaldrd, azna su dkmeye alt, ama belliki imiyordu; su sakallarndan gsne, tozlu gmleine akyordu. Komiser: - Bana dk! diye emir verdi. Polis cezalnn bez apkasn kard, sar kvrck, plak tepesine dkt suyu. Cezalnn gzleri, korkmu gibi daha da ald, ama durumunda en kk bir deiiklik olmad. Yznden amurlu sularakyor, gene hrlyor, gs dzenli olarak inip kalkyordu.

Komiser polis memuruna Nehldof'un paytonunu gstererek: - u araba kimindir? diye sordu. Getirin onu buraya. Hey, arabac! Faytoncu ban kaldrmadan, zgn: - Bo deilim, dedi. - Benimdir, dedi. Ama olsun, aln onu. Faytoncuya dnerek ekledi: - Ben vereceim cretini. Komiser: - Hl ne bekliyorsunuz? diye bard. Tutun! Polis memuru, kapclar, bir de er, lmek zere olan cezaly kaldrp paytonun koltuuna oturttular. Ama oturamad cezal, ba geri dt, koltuktan aa kayd. Komiser, sert: - Yatrn onu! diye bard. Polis, lmek zere olan cezalnn yanma oturup, onu gl sa koluyla belinden kavrayarak: - Olsun efendim, dedi, byle de gtrrm. Er, cezalnn sandall, orapsz ayaklarn kaldrp arabac yerinin altna uzatt. Komiser yle bir baknd yerde cezalnn yamru yumru apkasn grd, alp geriye dm, slak bana geirdi onu. Sonra, - Mar! diye komut verdi. Arabac can skkn, sana soluna bakt, ban sallad, geri dnp yava yava karakola doru yrd. Er de yansra yryordu. Cezalnn yannda oturan polis memuru, payton sallandka bir o yana bir bu yana den bedeni, ba tutmaya alyordu. Er arada bir eilip ayakkabsn dzeltiyor, Nehldof arkalarndan yrd. XXXVI Payton, yangn nbetisinin yanndan geip avluya girdi, kaplardan birinin nnde durdu. Avluda itfaiye erleri kollarn svamlar, yksek sesle konuarak, kahkahalarla glerek arabalarn ykyorlard. Payton durur durmaz birka polis memuru koup geldiler, - 383 yar canl cezaly koltuk altlarndan, bacaklarndan tutarak, atlarnda gcrdayan paytondan indirdiler. Cezaly getiren polis paytondan indi, uyumu kolunu sallad, apkasn eline alp ha kard. ly kapdan sokup merdivenden kardlar. Nehldof da pelerinden gitti. ly getirdikleri kk, pis odada drt kerevet vard. kisi de pijamal iki hasta oturuyordu. Birinin az arpk, boynu sarglyd. teki veremliydi. ki kerevet botu. Birine cezaly uzattlar. Gzleri parlayan kalarn durmadan oynatan, zerinde bir gmlekten, ayaklarnda oraptan baka bir ey olmayan ufak tefek bir adam abuk, yumuak admlarla cezalya yaklat, yzne bakt sonra Nehldof'a dnd, kahkahayla glmeye balad. Burada yatan bir deliydi bu. - Beni korkutmak istiyorlar szde, dedi. Ama avularn yalasnlar. Biraz sonra komiserle salk memuru geldiler. Salk memuru lye yaklat; henz yumuak, ama lm beyazlnn yava yava sard, illi elini tutup kolunu kaldrd, bir an havada tutup brakt. Kol ta gibi dt lnn karnnn zerine. Salk memuru ban sallayarak: - Tamamdr, dedi. Ama -besbelli adet yerini bulsun diye- lnn kaba kumatan slak gmleinin nn at, kvrck salarn kulann arkasna atp, cezalnn hareketsiz, sar, geni gsne koydu kulan. Herkes susmutu odann iinde. Salk memuru doruldu, bir kere daha sallad ban; lnn ak duran mavi gzlerinin nce birine, sonra brne dokundu parmayla. Deli durmadan salk memuruna doru tkrerek: - Korkutamazsnz beni, bouna uramayn, diyordu. Komiser. - Evet? diye sordu. Salk memuru: - Evet, dedi. l odasna almak gerek onu. - yi baktnz m, gerekten lm m? diye sordu komiser. Salk memuru, nedense lnn gsn reterek: - Ortada, dedi. Matvey van' artaym, bir de o baksn. Petrof, ko Matvey van' ar.- 384 ; Salk memuru kp gitti. Komiser: - l odasna gtrn, dedi. lnn yanndan bir an ayrlmayan ere dnd: - Sonra odama gel sen, imza atacaksn. Er: - Bastne efendim, dedi. Polisler ly kaldrdlar, merdivenden geri indirdiler. Nehldof pelerinden gitmek istiyordu, deli durdurdu onu. - Siz onlarla birlik deilsiniz anlalan, dedi, yleyse bir sigara verin.

Nehldof sigara paketini karp verdi ona. Deli, kalarn oynatarak, burada ona telkin yoluyla nasl eziyet ettiklerini abuk abuk anlatmaya koyuldu. - Hepsi dman bana, medyumlar araclyla durmadan ktlk ediyorlar, ac... Nehldof: - Kusura bakmayn, diye kesti szn. Onu dinlemeden avluya kt. ly nereye gtreceklerini grmek istiyordu. Polisler ykleriyle avluyu gemi, bodrum kapsndan giriyorlard. Nehldof arkalarndan yrd, ama komiser durdurdu onu, - Bir isteiniz mi vard? - Hayr, dedi Nehldof. - yleyse gidin buradan. Nehldof ses karmad, paytonunun yanna gitti. Paytoncu uyuyordu. Nehldof uyandrd onu, gara ekmesini syledi. Daha yz adm gitmemilerdi, bir yk arabasyla karlatlar. Arabann.yanmda gene silhl bir er yryordu. Besbelli lm, bir baka cezal vard arabada. Cezal srtst yatyordu yk arabasnn iinde; bez apkas burnunun zerine kaymt; siyah sakall, salar kesilmi ba arabann her sarslnda sallanyordu. Kaln izmeli arabac atn yularndan tutmu, yansra yryordu. Arkada bir polis vard. Nehldof paytoncunun srtna dokundu. Paytoncu, at durdurarak: - Ne yapyor bunlar? dedi. Nehldof indi paytondan, yangn nbetisinin yanndan ge. - 385 cip, yk arabasnn arkasndan avluya girdi gene. tfaiye erleri arabalar ykam, gtrmlerdi; imdi onlarn yerinde ak mavi srmalaryla uzun boylu, elmack kemikleri kk itfaiye komutan duruyor, elleri cebinde, bir itfaiye erinin, nnden geirdii, boynu incelmi, kula ata sert sert bakyordu. At n ayaklarndan birine basarken hafiften aksyordu. tfaiye komutan, yanndaki veterinere fkeli fkeli bir eyler sylyordu. Komiser de oradayd. Yeni gelen ly grnce arabann yanna geldi. Ban iki yana sallayarak: - Nerede buldunuz bunu? dedi. Polis memuru: - Staraya Gorbatovskaya'da, diye cevap verdi. tfaiye komutan: - Gazali m? dedi. - Evet efendim. Komiser: - Bugn ikinci bu, dedi. - Ne yaparsnz! diye mrldand. Hava da ok scak olunca. Sonra aksak kula at gtren itfaiye erine dnp bard: - Kedeki ahra gtr onu! Eolu essek seni, senden on kat deerli olan atlar topal etmeyi gsetereceim ben sana! ly, birincisini olduu gibi kaldrd polisler, yukar odaya gtrdler. Nehldof, hipnotize olmu gibi pelerinden gidiyordu. Bir polis memuru: - Siz ne istiyorsunuz? diye sordu ona. Nehldof cevap veremeden gidiyordu lnn arkasndan. Deli yatana oturmu, Nefldof'un verdii sigaray hrsla iiyordu. - A, siz! dedi Kahkahayla glmeye balad gene. ly grnce yzn buruturdu. - Gene mi? Kabak tad verdiniz artk, ocuk mu sanyorsunuz beni? (Nehldof'a dnp glmsedi.) yle deil mi? Nehldof lye bakyordu. Polisler ekilmiti nnden, yzn rten apkasn da kaldrmlard. teki lnn tersine, yz son derece gzeldi bunun, bedeni de biimliydi. Gc kuvDirili - F: 25- 386 vetli olduu belliydi. Yarsn tra ederek irkinletirdikleri bana; siyah, imdi hayat kaybolmu gzlerinin stnde ykselen dar alnna ramen ok yakklyd. nce, siyah byklarn stndeki kemerli, kk burnu da pek gzeldi. Yava yava morarmaya yz tutmu dudaklarnda bir glmseme vard sanki. Kk sakal yznn altn evreliyordu yalnzca; bann tra edilmi yannda, kk, salam, gzel bir kulak arpyordu gze. Yz ifadesi hem sakin, hem sert, hem itendi. Bu insann ruhsal yaaytan- nasl yoksun brakld belliydi yznden; ellerinin, zincire vurulmu ayaklarnn ince kemiklerinden, ll, biimli bedeninin her eyinden onun bir zamanlar ne denli gzel, gl, becerikli bir insan, itfaiye komutannn aya inciltildi diye ylesine kzd o kula attan ne denli stn bir yaratk olduu belliydi. Oysa ldrmlerdi onu; bir insan olarak lmne hi kimse acmad gibi, insanln boubouna br g kaynan yitirdiine de zlmyordu kimse. lm herkeste, yaknda kokacak bu cesedi ortadan kaldrmak zorunda olmann verdii teln can skntsndan baka bir duygu uyandrmamt.

Odaya doktor, salk memuru, ba komiser girdiler. Doktor ksa boylu, iman bir adamd; ak gri ipek bir ceket, ayn kumatan, adaei baldrlarna yapm dar bir pantalon giyiyordu. Bakomiser ufak-tefek, imand. Havay aznda tutmak alkanl krmz, yuvarlak yzn daha da yuvarlak gsteriyordu. Doktor lnn yatt kerevete oturdu, tpk salk memuru gibi, kolunu kaldrp brakt, kalbini dinledi, pantalonunu ekeleyerek kalkt sonra. - lm, dedi. Bakomiser, azn tka-basa hava doldurup, yavaa braktktan sonra ere dnd. - Hangi ceza evinden? Er cevap verdi, lnn zerindeki zincileri hatrlat. ' Bakomiser: - Sylerim karrlar, dedi; neyse ki demircimiz var. Gene azn hava doldurup yanaklarn iirdi, sonra yava yava brakarak kapya yrd. Nehldof doktora: - Niin lyor bunlar byle? diye sordu. - 387 Doktor gzlklerinin arkasndan bakt ona. - Niin olacak? dedi. Gne arpmasndan. Gne nn girmedii hcrede btn br k hareketsiz oturduktan sonra birden gnee, hem de bugnk gibi bir gnee karsa insan byle olur ite. Hem kalabalk gidiyorlar, hava akm yok. arpyor gne. - Neden byle gtryorlar onlar yleyse? - Bana ne soruyorsunuz bunu, gidin gtrene sorun. Hem siz kimsiniz? - Bir yurtta. - Ya!.. Kusura bakmayn, hi zamanm yok. Doktor pantalonunu can skntsyla aa doru ekerek hastalarn yanna gitti. Boynu sargl, az arpk, soluk yzl hastaya: - ler nasl bakalm? dedi. Bu arada deli sigara imeyi brakm, yatanda oturuyor, doktora doru tkryordu. Nehldof aa indi, avluya kt, itfaiye atlarnn, tavuklarn, bakr miferli nbetinin yanndan geip sokaa kt, gene uykuya dalm paytoncuyu uyandrp gara yolland. XXXVI! Nehldof gara geldiinde cezallar, pencereleri parmaklkl vagonlara binmilerdi bile. Tandklarn yolcu etmeye gelen birka kii vard peronda; vagonlara yaklatrmyorlard onlar. Erler pek bir tellydlar imdi. Ceza evinden gara gelinceye kadar, Nehldof'un grd ikisinden baka cezal daha lmt gne arpmasndan: Birini, ncekiler gibi, en yakn karakola gtrmlerdi, br ikisi burada, garda lmlerdi ('). Erlerin tel, gtrdkleri kafilede sapasalam be kiinin lmesinden deildi. Bunu umursadklar bile yoktu; btn dndkleri, bu gibi durumlarda yasada ngrlen eyi noktas noktasna yapmakt: lleri ktlaryla birlikte gerekli yere teslim etmek, Nij(') 1880 yllarnda Butirski cezaevinde Nijegorodsk garna gtrlrken gne arpmasndan bir gnde be cezal lmt. (L. N. Tolstoy'un notu.)- 388 niy'e gtrlmesi gereken cezallar saysndan bunu dmek. zellikle byle bir scakta olduka byk bir iti bu. Grevlilerin hepsi bu ile urat iin Nehldof'u da teki bekleyenleri de vagonlarn yanma brakmyorlard. Ama Nehldof'u braktlar gene de: Assubaya para vererek almt bu izni. Assubay, komutann grmemesi iin abuk konuup hemen geri gelmesini syleyerek brakmt onu. Btn tren on sekiz vagondu. Komutanlk vagonu dnda geri kalanlarn hepsi tka basa cezal doluydu. Vagonlarn pencerelerinin nnden geerken ierde olanlara kulak kabartyordu Nehldof. Her vagondan zincir akrts, grlt patrt, yakas almadk kfrlerle kark konumalar duyuluyordu. Ama Nehldof'un bekledii eyden, yolda dp len cezallardan sz eden yoktu. Daha ok torbalardan, iecek sudan, oturacak yerden sz ediliyordu. Bir pencereden ieri bakt Nehldof, ortadaki yolda birka er, cezallarn kelepelerini karyorlard. Cezal ellerini uzatyor, er anahtarla kelepenin kilidini ap karyordu onu. Bir baka er de kelepeleri topluyordu. Erkek vagonlarn getikten sonra kadn vagonlarna geldi Nehldof. kinci vagondan bir kadn iniltisi duyuluyordu: O-o-of! anam, babam o-o-of! Nehldof yryp geti, bir erin yol gstermesiyle, nc vagonun penceresine yaklat. Nehldof yzn parmakla yaklatrnca, ac ter kokusuyla ykl scak bir hava arpt yzne; ince kadn sesleri daha bir ak seik duyulmaya balad. Tahta sralarda terli yzleri kpkrmz olmu, nlkl, blzlu kadnlar oturuyor, yksek sesle konuuyorlard. Nehldof'un parmakla dayanan yz dikkatlerini ekti. Pencere dibinde oturanlar susup ona doru uzandlar. Maslova -zerinde bir tek bluz vard, bartsn bile karmamtkar pencerenin dibinde oturuyordu. Beyaz yznde bir glmseme olan Fedosya bu yandayd. Nehldof'u tanynca Maslova'yi drtt, pencereyi gsterdi ona. Maslova aceleyle kalkt, siyah salarn bartsyle

rtt; birden aydnlanan krmz, terli yzn bir glmseme kaplad, pencerenin yanna gelip parmakl tuttu. Sevinle glmseyerek: - ok da scak, dedi. - Eyalar aldnz m? - Aldm, teekkr ederim. - 389 Gnete kzdka kzm vagonun penceresinden soba borusu gibi scak hava pskryordu Nehldof'un yzne. - Baka bir ey lzm m? dye sordu. - Deil, saolun. Fedosya kart sze: - ecek bir ey olsayd... - Evet, dedi Maslova, iecek bir ey olsa... - Suyunuz yok mu? - Hepsini itiler, getirecekler. Nehldof: - Hemen, dedi, ere sylerim, getirir. Niyniy'e kadar g-remeyeceiz bir daha. Maslova sevinle, Nehldof'un gzlerinin iine bakarak, bundan haberi yokmu gibi: - Siz de geliyor musunuz? diye sordu. - Arkadaki trendeyim. Maslova hi bir ey sylemedi, birka saniye sonra derin bir gs geirdi yalnzca. Kaba sesli, yal bir kadn: - Bey, dedi, yolda on iki kiiyi ldrdkleri doru mu? Korableva'yd bu. Nehldof: - On iki kii olduunu duymadm, diye cevap verdi. Ben iki tanesini grdm. - On iki kii lm, yle diyorlar. Bunun iin ceza vermezler mi onlara acaba? eytann dourduklarna? Nehldof: - Kadnlardan kimse fenalamad m? diye sordu. Ksa boylu bir kadn glmsedi: - Kadnlar daha salamdr. Yalnz birinin aklna dourmak esmi. Bakn, barp duruyor orada. Hep ayn iniltinin geldii yandaki vagonu gsterdi. Sevin glmsemesini tutmaya alan Maslova: - Baka bir ey lzm olup olmadn soruyorsunuz, dedi, bu kadn brakamazlar m acaba burada? ok ac ekiyor zavall. Komutana bir syleseydiniz. - Sylerim. Maslova, glmseyen Fedosya'y bakyla gstererek:- 390 - Bir de Taras', kocasn gremez mi acaba? Sizinle ayn trene binecek. Bir assubayn sesi duyuldu yaknda: - Beyefendi, cezallarla konumak yasaktr. Nehldof'u brakan assubay deildi bu. Nehldof ekildi pencereden, doum yapmak zere olan kadnla Tara iini sylemek iin komutan aramaya gitti, ama uzun sre bulamad onu, askerlerden de bir cevap alamad. Hepsi de pek tellydlar. Bazlar cezallar bir yerden bir yere gtryor, bazlar kendilerine yemeklik bir eyler almaya kouyor, eyalarn vagonlara yerletiriyor, bazlar da komutann, kafileyle beraber gelen karsna hizmet ediyorlard. Hepsi de isteksiz cevap veriyorlard Nehldof'a. Nehldof komutan bulduunda ikinci zil almt. Subay, azn rten byklarn, ksa kolunu kaldrarak svazlarken bir ey iin halyordu salk memurunu. Omuzlarn kaldrmt: - Ne istiyorsunuz? diye sordu Nehldof'a. - Bir kadn dourmak zere vagonda, dndm ki, acaba... Komutan ilgisiz: - Doursun varsn, dedi. Ksa kollarn hzl hzl sallayarak vagonuna doru yrd. Bu arada elinde ddkle hareket memuru geti; son zil duyuldu, ddk tt, perondakiler arasnda, kadn vagonlarnda alayanlar, yksek sesle dua edenler vard. Nehldof, Taras'la yan-yana duruyor, tral erkek balarnn gzkt pencereleri parmaklkl vagonlarn, nnden pepee geiine bakyordu. Sonra birinci kadn vagonu geti nlerinden; dz sal, bartsz kadn balar vard parmaklklarn arkasnda; arkasndan, hl ayn kadn inlemesinin duyulduu ikinci vagon, daha sonra Mas-lova'mn bulunduu. teki kadnlarla beraber parmakla yapm, ac ac glmseyerek Nehldof'a bakyordu. XXXVIII Nehldof'un binecei yolcu treninin kalkmasna iki saat kalmt. Nehldof bu arada ablasna bir kere daha uramay dnyordu, ama sabahtan beri tank olduu olaylardan sonra imdi kendini o denli heyecanl, bitkin hissediyordu ki, birinci 391 mevkiin kk kanepesine oturunca birden bir uyku kt zerine, dnd, elini yanann altna koyup hemen uyudu. >

Elinde peete, frakl bir garson uyandrd onu. - Beyefendi, beyefendi, Nehldof, prens Nehldof siz milsiniz? Bir bayan szi aryor. Nehldof gzlerini outurarak frlad yerinden, nerede ol-jduunu, o sabah olanlar hatrlad. Belleinde unlar vard yalnzca: Cezallar kafilesinin yry, ller, pencereleri parmaklkl vagonlar, parmaklklarn arkasndaki kadnlar, kimsenin yardm elini uzatmad, doum sanclar eken kadnla, bir de, demir parmaklklarn arkasndan ona ac ac glmseyen kadn. Gerekteyse bambaka eyler vard nnde: ielerle, yemiliklerle, mumlarla, yemek takmlaryla donatlm bir masa; masann evresinde dolaan becerikli garsonlar. ielerin, yemiliklerin arasndan grnen, salonun te ucundaki bfenin nndeki bfeci, bfede oturan yolcularn srtlar... Nehldof dorulup otururken biraz toparlayabilmiti de kendini; evresindekilerin merakla kapya baktklarn farketti birden. O da bakt o yana, iki kiinin, emsiyeli koltuunda oturan bir bayan tadn grd. Tayanlardan ndeki bir uakt, Nehldof'un gz srmt onu. Arkadaki, kasketi srmal kapc da yabanc deildi ona. Koltuun peinden nlkl, salar bukle bukle, zarif bir oda hizmetisi yryordu. Deri bir antayla, emsiyeler vard elinde. Daha arkada kaln dudakl, boynu tutuk, gsn ne karm, yol apkasn giymi prens Koragin yryordu. Sonra Missi, Mia, Nehldof'un da tand, uzun boyunlu, grtlak kemii kk, daima neeli diplomat Osten. Glmseyen Missi'ye -besbelli akadan- heyecanl heyecanl bir ey anlatyordu yrrken. En arkada, fkeyle sigara ie ie doktor yryordu. Koragin'ler, prensesin kzkardeinin Nijegorod yolundaki maliknesine gidiyorlard. Koltuu tayanlarn, oda hizmetisinin, doktorun, kadnlar blmnde son bulan bu geii yolcularda byk bir merak, bir sayg uyandrmt. Yal prens masaya oturup garsonu ard hemen, bir eyler istedi ondan. Missi'yle Osten de yemek salo-- 392 - 393 nunda kalmlard; tam oturuyorlard ki, kapda tandk bir bayan grp yanna yrdler. Natalya vanovna'yd bu tandk. Na-talya vanovna, yannda Agrafena Petrovna, baknarak yemek salonuna giriyordu. Missi'yi de, kardeini de hemen hemen ayn anda grmt. Nehldof'a bayla selm vererek Missi'nin yanna gitti nce; ama onunla ptkten sonra hemen Nehldof'a dnd: - En sonunda buldum seni. Nehldof ayaa kalkp Missi'yle, Mia'yla, Osten'le tokala-t; konumaya baladlar. Missi, kydeki evlerinin yandn, bu yzden teyzesinin yanna gitmek zorunda kaldklarn anlatyordu Nehldof'a. Osten frsattan yararlanarak, yangnla ilgili gln bir fkra anlatmaya balad: Nehldof, Osten'i dinlemeden ablasna dnd: - Geldiine sevindim, dedi. - Geleli ok oluyor. Agrafena Petrovna'yla geldik. Natalya vanovna, biraz tede duran Agrafena Petrovna'y gsterdi. Yal kadnn zerinde ince bir pardes, banda apka vard; uzaktan iten bir glmsemeyle, ekingen, bayla selm verdi Nehldof'a. Natalya vanovna devam ediyordu: - Aramadk yer brakmadk seni. - Uyuyakalmm urada. Geldiine ok sevindim. Bir mektup yazyordum sana. Natalya vanovna rkek: - Sahi mi? dedi. Niin? Abla-karde arasnda kiisel bir konumann baladn far-keden Missi, yanndaki erkeklerle uzaklat oradan. Nehldof, ab-lasyla beraber pencerenin dibindeki kadife kanepeye, birinin eyalarnn, yol battaniyesiyle bir takm kutularnn yanna oturdu. Hemen balad Nehldof: - Dn sizden ayrldmda geri dnmeyi, zr dilemeyi ok istedim, ama nasl karlayacan bilmiyordum. Kocana kar kabalk ettim, zldm sonra. Natalya vanovna: - steyerek yapmadn biliyordum, dedi, inanyordum buna. Biliyorsun ki... Birden dolu dolu gzleri, kardeinin elini tuttu. Ak seik, belirgin bir anlam -yoktu bu cmlenin, ama Nehldof ablasnn ne demek istediini tam olarak anlam, duygulanmt. Natalya vanovna, kocasna kar olan byk sevgisinin yannda ona, kardeine olan sevgisinin de nemli, deerli olduunu, onlarn arasndaki her anlamazln ona ok strap verdiini anlatmak istemiti bu cmlesiyle. Nehldof: - Teekkr ederim, ok teekkr ederim sana... dedi. Ah, bugn ne korkun eylere tank oldum. (len ikinci cezaly hatrlamt birden.) ki cezaly ldrdler. - ldrdler mi? Nasl? - Basbaya. Bu scakta kardlar onlar dar. Gne arpmasndan ld ikisi de. - Olamaz! Nasl? Bugn m? imdi... - Evet, imdi. Cesetlerini grdm. Natalya vanovna heyecanlanmt: - Peki ama niin ldrsnler? ldren kim?

Ablasnn bu konuda da kocas gibi dndn fark eden Nehldof sinirli: - Onlar bu yolculua zorla karanlar, diye cevap verdi. Yanlarna gelen Agrafena'Petrovna: - Aman Allahm! dedi. Nehldof: - Bu zavalllara yaplanlardan hi haberimiz yok, dedi. Biraz tede bir masada oturmu, peeteyi boynuna balayp meyval ikisini imeye hazrlanan yal prense bakarak -bir an gzgze gelmilerdi- ekledi: - Oysa olmal. Prens seslendi ona: - Nehldof! Serinlemek ister misiniz? Bu scakta iyi gider! Nehldof ban istemem anlamna sallayp ablasna dnd. Natalya vanovna: - Ne yapmak niyetindesin peki? dedi. - Elimden gelen her eyi... Bilmiyorum, ama bir eyler yapmak zorunda olduumu hissediyorum. Elimden gelen her eyi yapacam. - Evet, evet, anlyorum seni. (Glmseyerek gzyle Kor- 394 agin'i gsterdi Natalya vanovna) Ya bunlarn ii ne olacak? Her ey bitti mi artk? - Bitti. Hem sanyorum, iki yan da hi zlmedi buna. - Yazk. Ben zldm. Severim onu. Natalya vanovna kararsz, rkek devam etti: - Tutalm ki senin dediin gibi olsun durum. Peki ama kendini balamak istemenin sebebi ne? Niin gidiyorsun Sibirya'ya? Nehldof, bu konuyu kapamak istiyormu gibi cidd, souk: - yle gerektii iin gidiyorum, dedi. Ama ablasna kar byle souk davrand iin kendi kendinden utand. Dncelerimin hepsini niin anlatmayaym ona, diye geirdi iinden. Yal oda hizmetisine bakarak kendi kendine, Varsn Agrafena Petrovna da duysun dedi. Agrafena Pet-rovna'nn yanlarnda bulunmas, kararn ablasna amas iin daha bir kkrtmt onu. - Katyua'yla evlenmek niyetimden mi sz ediyorsun? dedi. unu bilesin ki, onunla evlenmeye kararl olduumu kendisine syleyince kesinlikle reddetti bunu. (Bundan sz etmeye baladnda her zaman olduu gibi titriyordu sesi.) Benim onun iin byle bir fedakrlkta bulunmam istemiyor, kendisi bir ok eyi feda ediyor buna karlk. Bir anlksa, ben de bu fedakrl kabul edemem. te bu yzden onunla beraber gidiyorum, her yerde yannda olacam, elimden geldiince yardm edeceim ona, az ac ekmesi iin alacam. Natalya vanovna susuyordu. Agrafena Petrovna soru dolu baklarn dorulttu Natalya vanovna'ya, ban sallad. Tam bu srada kadnlar blmnden kt gene deminki grup. Ayn yakkl uak Filipp'Ie kapc tayorlard prensesi. Prenses durdurdu onu tayanlar, ban sallayarak Nehldof'u yanna ard; parmaklar yzk dolu beyaz elini glkle uzatt ona. Hemen scaktan sz etmeye balad. - Epouvantable! (') Dayanamyorum. Ce climat me tue. (2) Rusya ikliminin ktlklerini sayp dktkten, Nehldof'un onlara gelmesini syledikten sonra tayclarna iaret verdi. (') Korkun! (Franszca) ' (2) Bu iklim ldrecek beni. (Franszca) - 395 Uzaklarken uzun yzn Nehldof'a dnerek: - Bekliyoruz, gelin, diye ekledi. Nehldof perona indi. Prensesi saa, birinci mevkiye doru gtrdler. Nehldof, eyalarn tayan gar hamalnn arkasndan Taras'la beraber sola yrd. Taras' gstererek, ablasna: - te yol arkadam, dedi. Taras'tan, daha nce sz etmiti ona. Nehldof nc mevkinin nnde durup da hamal eyalarla, peinden de Tara ieri girince Natalya vanovna: - nc mevkiyle mi gideceksin? diye sordu. - Evet, dedi Nehldof. Buras daha rahat benim iin, Taras'la beraber yolculuk edeceim. (Birden deiti ses tonu.) Aklma gelmiken syleyeyim. Kuzmnsk'de topra kyllere vermi deilim henz. lrsem senin ocuklarna kalacak oras. Natalya vanovna: - Kes artk Dmitri, dedi. - Versem bile, geri kalan her ey onlarn olacak, nk evleneceimi hi sanmyorum, evlensem bile ocuum olmayacak sonra... Natalya vanovna: - Dmitri, kapat bu konuyu ltfen, diye kesti szn.

te yandan, szlerinin ablasnn houna gittii kamamt Nehldof'un gznden. Birinci mevkinin nnde kk bir kalabalk vard yalnzca; prenses Koragina'y gtrdkleri vagona bakyorlard. Geri kalan yolcular yerlerini almt. Ge kalan birka yolcu peronun tahtalarnda topuklar ses kara kara yerlerine kouyor, grevliler kaplar kapyor, yolculara yerlerini almalarn, yolcu olmayanlara da peronu boaltmalarn sylyorlard. Nehldof, gnete kzdka kzm vagona girdi, sahanla kt hemen. Natalya vanovna k apkasyla, salyla Agrafena Petrovna' nn yannda duruyordu. Syleyecek bir ey arad, ama bulamad beliydi. Ecrivss (') bile diyemezdi; ayrllarda sylenmesi det olan bu szce kardeiyle ok glmlerdi eskiden. (') Mektup yaz. (Franszca)- 396 Para ileri, miras zerine o ksack konuma ralarnda yava yava kurulan kardee ilikiyi bir anda darmadan etmiti; imdi yabanc hissediyorlard kendilerini birbirine. yle ki, tren hareket edince Natalya vanovna sevinmiti bile buna; ban eerek, Gle gle, demiti yalnzca, Hadi gle gle Dmitri, yolun ak olsun! Tren uzaklanca da kardeiyle konumasn kocasna nasl ileteceini dnmeye balamt; ciddilemiti yz, bir tel ifadesiyle kaplanmt. Ablasna kar en iten duygulardan baka bir duygu beslemedii, ondan hi bir ey gizlemedii halde, Nehldof da ayn soukluu duymutu ona kar, bir an nce uzaklamak istemiti ablasndan. Bir zamanlar ona ylesine yakn olan Nataa'nn artk var olmadn; yalnzca, yabanc hi holanmad kara sakall bir adamn karsnn, klesinin var olduunu hissetmiti. Kesinlikle biliyordu bunu imdi; ablasnn yznn ancak, kocasn en ok ilgilendiren sorudan, topran kyllere verme, miras iinden sz edince aydnlandn grmt nk. Ac bir eydi bu onun iin. XXXIX Kzgn gnein sabahtan beri kavurduu, insan dolu, byk nc mevki vagonun iinde ylesine boucu bir hava vard ki, Nehldof ieri girmemi, sahanlkta kalmt. Ama burada da yoktu hava; tren evleri geip de, hava akm balaynca derin bir soluk ald ancak Nehldof. Ablasna sylediini tekrarlad kendi kendine: Evet, imdi. Cesetlerini grdm. O gnn anlan iinde birden ikinci lnn gzel yz, glmseyen dudaklar, sert ifadeli aln, bann morarmaya balam sasz yanndaki kk, salam kula olaanst bir canllkla geldi gzlerinin nne. in en kt yan da, ldrld halde, katilin kim olduunun bilinmemesiydi. ldrdler onu. teki cezallar gibi onu da Maslennikof'un emri uyarnca gtryorlard. Maslennikof her zaman yapt eyi yapmtr gene yzde yz; resm kdn altna o budalaca imzasn atmtr; sulu da hissetmiyordur tabi imdi kendini. Cezallar muayene eden cezaevi doktoru daha az sulu hissedebilir kendini; grevini titizlikle yerin getirdi nk, zayflar ayrd; ne bylesine korkun bir scan olaca397 n bilebilirdi, ne de kafileyi bu kadar ge saatte yola karacaklarn onlar byle kalabalk gtreceklerini. Ya cezaevi mdr?.. Ama mdr falan gnde u kadar krek cezals, srgn erkek, kadnn trene bindirilmesi zerine verilen emrin gereini yapt yalnzca. Grevi, burada sayyla ald cezallar oraya sayyla teslim etmek olan kafile komutan da sulu olamaz. Kafileyi her zamanki gibi, yasann buyurduu biimde gtryordu; Nehldof'un grd iki cezal gibi gl kuvvetli insanlarn dayanamayp leceklerini nereden bilebilirdi? Hi kimse deildi sulu, ama ldrlmt insanlar, hem de onlarn lmnde susuz olan bu insanlarca. Btn bu valilerin, mdrlerin, komserlerin, polis memurlarnn baz durumlarda insana insan gibi davranmann zorunlu olmadna inandklar iin oluyor byle. Bunlar -Maslennikof da, mdr de, kafile komutan da- vali, mdr, ya da subay ol-masaydlar, insanlar bylesine scak bir gnde, bylesine kalabalk, yola karmadan nce yirmi kere dnrlerdi; yolda yirmi kere mola verirlerdi; birisinin decek gibi olduunu, sk sk solumaya baladn grnce sradan karrlard onu, glgeye gtrr, su verir, dinlendirirlerdi; zc bir olay olunca da ileri szlard. Ama onlar yapmadlar bunu, yapmak isteyenlere de engel oldular; onlar iin nemli olan insan, insanlara kar grevleri deil, her eyin stnde grdkleri grevlerdir nk. Asl sebep bu ite. Bir saat iin bile olsa, zel bir durumda da olsa, insan sevgisinden daha nemli bir duygunun bulunmad kabul edilebilirse, kii kendini sulu saymadan hi bir ktlk edemez insanlara. Nehldof dncelere dalm, havann deitiini fark etmemiti: Gne ndeki alak, dank bulutlarn arkasna saklan-mt!; batdan doru ak gri bir yamur bulutu yaklayordu. Uzaklarda tarlalara, ormanlara yamaya balamt yamur. Nemli bir yamur kokusu kaplamt her yan. imekler aydnlatyordu arada bir yamur bulutunu; trenin grltsne giderek daha bir sk karyordu gk grlts. Bulut yaklatka yaklayordu; rzgrn srkledii iri yamur taneleri sahanla, Nehldof'un pardessne dmeye balamt. te yana geti Nehidof, uzun zamandan beri yamur bekleyen topran slak se-- 398 -

rinliini, kokusunu cierlerine ekerek; geriye doru koan bahelere, aalklara, sararan avdar tarlalarna, henz yeil yulaflara, koyu koyu gzken yeil, iek am patates tarlalarna bakmaya balad. Her ey cillanmt sanki: Yeil daha bir yeil, sar daha bir sar, siyah daha bir siyaht. Nehldof, bereketli yamur altnda canlanan tarlalara, bahelere, balara sevinle bakarken: - Ya, daha ok ya! diye mrldanyordu kendi kendine. Bardaktan boanrcasna yaan yamur ksa srd. Bulut geti. Islak yere yamurun son, kk damlalar dyordu imdi. Gene gne kt, her eyi parlak bir aydnla bodu. Douda, ufkun hemen stnde, pembe rengi daha bir belirgin, bir ucu bolukta kaybolan bir gkkua olumutu. Doann btn bu deiiklikleri sona erip de tren yksek kenarl bir yarmaya girerken Nehldof sordu kendi kendine: Ne dnyordum? Ha evet, btn bu insanlarn -mdrn de. kafile komutannn da- aslnda ounlukla temiz yrekli, iyi insanlar olduklarn, devlet hizmetinde altklar iin byle duygu-suzlatklarn dnyordum. Cezaevinde olup bitenleri ona anlatrkenki ilgisizliini hatrlad Maslennikof'un; mdrn sertliini, kafile komutan subayn cezallarn arabalara binmesine izin vermemekle, trende dourmak zere bir kadnn bulunduunu duyunca bunu hi umursamamakla gsterdii kat yreklilii hatrlad. Bu insanlarn bylesine hain, en olaan acma duygusundan bylesine yoksun olmalarnn tek nedeni devlet hizmetinde almalardr tabi. -:Nehldof, yarmann eitli renkte tas kapl kenarlarndan akan yamur sularna bakarak dnmeye devam ediyordu-. Devlet memuru olduklar iin, u topran suya olduu gibi onlar da insan sevgisine kar duyarszdrlar. Yarmalarn kenarlarnn tala kaplanmas zorunludur belki, ama u yukardaki gibi buday, ot, aa, yetiebilecek bu topran bitkiden byle yoksun braklmas dokunuyor insana. nsanlarda da ayn durum var; belki gereklidir valiler, mdrler, polisler, ama insanlara vergi en nemli duygudan, birbirine acma, birbirini sevme duygusundan yoksun insan grmek korkun bir ey. Bunun tek nedeni, bu insanlarn, yasa olmayan eyi yasa - 399 olarak kabul etmeleri, insanolunun kalbine Tanrnn koyduu deimez, dnya kaldka kalacak eyiyse yasa diye kabul etmemeleridir. Onun iin sklyorum bu insanlarn yannda. Dpedz korkuyorum onlardan. Gerekten de korkunturlar. Haydutlardan bile korkun. Acyabilir haydut, ama bunlar acyamazlar: u talar bitkilere kar olduu gibi onlar da acma duygusuna kar sigortaldrlar. Korkun olmalar da bu yzden ite. Pugaoflar, Razin'ler korkuntur derler. Bunlar bin kat daha korkuntur. yle bir psikoloji sorunu verilse: Gnmzde insanlarn, hris-tiyanlarn, temiz ruhlu, iyi insanlarn, kendilerini sulu hissetmeden korkun canavarlklar yapabilmeleri iin nasl bir dzen olmal? Bir tek zm yolu olurdu bu sorunun: imdiki dzen. nsanlarn vali, mdr, subay, polis olmalar, yani nce, insanlara eya gibi, kardee bir sevgi duymadan davranlmasna izin veren devlet hizmeti diye bir eyin olduuna inanan insanlarn bulunmas; sonra, devlet hizmetindeki bu insanlarn, yaptklarnn sorumluluu belirli olarak birisinin zerine dmeyecek biimde rgtlenmeleri gerekir. Bugn grdm canavarlklar baka hi bir koul altnda olamaz. nsanlara sevgisiz davranla-bilecek durumlarn olduunu sanyorlar, oysa yoktur byle bir durum. Eyalara kar sevgisiz davranabilir insan: Aac kesebilir, amurdan tula yapabilir, acmadan dvebilir demiri, ama arlara kar dikkatsiz davranamayaca gibi, insanlara kar da sevgisiz davranamaz. Arlarn yannda bir dikkatsizlik edersen hem onlara, hem kendine zarar olur bunun. Yaradl byledir arlarn. nsanlar konusunda da ayndr durum. Baka trl de olamaz zaten, nk insan hayatnn temel yasas insanlar arasnda karlkl sevgidir. Evet, kiiolu almaya zorlad gibi sevmeye de zorlayamaz kendini; ama bu demek deildir ki, insanlara kar, zellikle onlardan bir ey istediin zaman, sevgisiz davranabilirsin. nsanlar sevmiyorsan otur oturduun yerde -kendi kendine sylyordu bunu Nehldof-, kendi iinle, eyalarla, neyle istersen onunla ilgilen, insanlarla ilgilenme de ne yaparsan yap. Nasl ki insann can yemek istedii zaman yedii yemek yarar ona, bir zarar dokunmaz; insanlara kar davranlarnn da ancak onlar sevdiin zaman bir yarar olur, zarar dokunmaz. Ama dn enitene yaptn gibi insanlara sevgisiz dav-- 400 ranrsan, bugn tank olduun canavarlklarn da sonu gelmez, mrnce ektiin aclarn da. Evet, evet byle bu. Ne gzel de esiyor! Korkun scaktan sonraki serinlik, oktan beri aklndan kmayan soruna ak seik bir cevap bulmas tatl bir haz veriyordu ona. XL Nehldof'un yerinin olduu vagon yarm doluydu. Hizmetiler, tamirciler, fabrika iileri, boyaclar, yahudiler, khyalar vard burada; iilerin kars iki kadnla, bir er, biri gen, biri yal, kibar grnl iki kadn yalsnn plak kolunda bilezikler parlyordu-, bir de siyah kaskelti kokartl, sert yzl bir bey vard. Hepsi de yer sorununu yoluna koyduktan sonra rahatlam,-bazs ay iei ekirdei trdatyor, bazs sigarasn tttryordu; bazs da yanndakilerle heyecanl heyecanl konumaya dalmt. Tara orta yolun sanda gle bir yzle oturuyor -yannda da Nehldof'a yer ayrmt- karsnda oturan, kaba kumatan ceketinin n ak, salam yapl adamla- i yerine giden bir bahvan olduunu sonra rendi Nehldof heyecanl heyecanl konuuyordu. Nehldof Taras'n yanna gitmeden, yolun hemen

kenarnda oturan, kyl bir gen kadnla konuan, keten bezinden pardesl, grn insanda sayg uyandran, ak sal bir ihtiyarn nnde durdu. Kadnn yannda, ayaklar yere demeyen, entarisinin kollan ksa, salar sapsar, yedi yanda bir kz ocuu oturuyor, habire ay iei ekirdei trdatyordu. Nehldof'u gren yal adam, yalnz bana oturduu, oturula kalkla cillym gibi parlayan tahta sradan toplad pardess-nn eteini, babacan: - Buyurun oturun., dedi. Nehldof teekkr ederek oturdu gsterilen yere. O oturur oturmaz, kadiri yarda kesilen szne devam etti. Kentte kocasnn onu nasl karladn anlatyordu. - Yortuda gelmitim, bir de imdi geldim. Ksmet olursa ylbanda gene greceiz. htiyar, Nehldof'a bir gz atarak: - yi ediyorsun, dedi, bo brakmaya gelmez, gen nk, - 401 bakarsn birine kaptrverir gnln kentte. - Yok, dedecem, yle insan deildir benimki. Onu brak, iei burnunda bir kz gibi tertemizdir. Kazand paray son kpeine kadar eve yollar. (Glmsyordu gen kadn.) Kzn grdne yle sevindi, yle sevindi ki anlatamam. Durmadan ay iei ekirdei attran, bir yandanda annesini dinleyen kz, annesinin szlerini dorulamak istiyormu gibi sakin, zeki baklarn nce ihtiyarn, sonra Nehldof'un yzne dorulttu. htiyar: - Akll adam demek, dedi, aferin. Kar pencerenin dibinde oturan, giyinilerinden fabrika iisi olduklar belli kar kocay bakyla iaret ederek ekledi: - Bir de unlara bak! Fabrika iisi koca, votka iesini dikmi, iiyor, kars da ieyi kardklar torba elinde, kocasna bakyordu. Kocasn bir kere daha vmek frsatn karmak istemeyen kyl kadn: - Hayr, dedi, benimki ne iki ier, ne de sigara. Byle iyi insan az gelmitir dnyaya dedeciim. Nehldof'a dnd sonra: - Bulunmaz bir kocadr. ihtiyar, ien fabrika iisine bakarak: - Ne mutlu sana, dedi. Fabrika iisi iecei kadar itikten sonra ieyi karsna verdi. Kadn ieyi ald, ban sallayarak glmsedi, o da azna gtrd ieyi. Nehldof'la ihtiyarn ona baktn farkeden ii: - Bir ey mi oldu, bey? dedi. Garibinize m gitti imemiz? alrken hi kimse grmez bizi de, ierken herkes grr. altm, imdi de iiyorum, karm da iiriyorum. Kimseyi ilgilen-dirrnez bu. Nehldof ne cevap vereceini bilemeden : - Evet, doru, dedi. - Sahi mi, bey? Karm iyi bir kadndr! Seviyorum onu, o da beni seviyor. yle deil mi Mavra? Kadn ieyi kocasna uzatp: - Evet, evet, al, dedi. Ben imeyeceim daha. Kes sesini Dirili - F: 26- 402 de iine bak. i anlatmaya devam ediyordu: - Geri iyidir iyi olmasna ama, enesi dktr biraz, yalanmam kz arabas gibi gcrdar durur hep. yle deil mi Mavra? Mavra kolunu sarho sarho sallayarak glmsedi: - Amaan sen de... - yidir, iyidir ama tepesi atmaya grsn bir kere, o zaman anasndan emdii st burnundan getirir adamn... nann ki yalanm yok. Balayn beni beyim, kusuruma bakmayn. ok itim, yle biraz kestireceim... i, glmseyerek ona bakan karsnn dizine koydu ban, uyumay hazrland. Nehldof bir sre daha oturdu ihtiyarn yannda, dinledi onu. htiyar, sobac olduunu, elli iki yldr altn, saysz soba kurduunu, imdi de dinlenmek istediini, ama, bir trl dinle-nemediini anlatyordu. Kentteymi, ocuklar ie yerletirmi, imdi de evdekilerin yanna, kye gidiyormu. htiyarn anlattklarn sonuna kadar dinledikten sonra kalkt yanndan Nehldof, Taras'n onun iin ayrd yere geti. Taras'n karsnda oturan bahvan, aadan yukar Nehldof un yzne bakarak, babacan: - Buyrun oturun beyim, dedi. Torbay u yana alalm. Tara en azndan otuz kilo gelen torbasn gl kollaryla bir ty gibi kaldrp, pencerenin yanna koydu. Glmseyerek, ince desiyle:

- Yer ok, dedi. Olmasa bile ne kar, ayakta da durabiliriz, kanepenin altna bile girerim. Siz rahat edin yeter ki. tenlikle, sevgiyle parlyordu gzlerinin ii. medii zamanlar syleyecek sz bulamadn, iince ok gzel konutuunu sylyordu Tara. Gerekten de, ayk olduu zamanlar susard hep. tii zamanlarsa -pek seyrek, zel durumlarda ierdi- tatl tatl konuurdu. Susmak bilmezdi byle zamanlarda; iten, mavi gzlerinde, dudaklarndan hi eksik olmayan tatl glmsemesinde sylediklerinin doru, iten, sevgi dolu olduunu aa vuran bir ey vard. Bugn de imiti. Nehldof'un gelmesi zerine bir an ke- 403 silmiti sz. Ama torbay yerletirdikten sonra, kaln, gl ellerini dizlerine koyarak eski yerine oturdu gene, gzlerini bahvann gzlerinin iine dikip anlatmaya devam etti. Yeni tant arkadana, en ince ayrntlarna varncaya kadar karsnn hikyesini, niin cezaya arptrldn, onun da karsnn peinden niin Sibirya'ya gittiini anlatyordu. Nehldof ayrntlaryla hi dinlememiti bu hikyeyi, dikkatle dinlemeye koyuldu. O geldiinde Tara, zehirleme olayndan sonra bunu yapann Fedosya olduunun ailede renilmesi-n anlatyordu. Nehldof'a dnerek dosta bir itenlikle: - Bama gelen felketi anlatyorum, dedi. Byle iyi bir arkada buldum, iimi dkyorum, - Haklsn, dedi Nehldof. - byle anlald ite kardecazm. Anam rei kapt gibi, Ben polise gidiyorum, dedi. Babam akl banda, dorucu bir insandr. Dur bakalm kocakar, dedi, daha ocuk bu, ne yaptnn farknda bile deil, balamalyz onu. Belki akl bana gelir. Anacmn sz dinledii yoktu. Onu bu evde saklarsak tahtakurusu gibi gebertir hepimizi. Szn ksas, kardeim, gitti ipolise. Adam soluu bizde ald tabi... Tutanak, tanklar. Bahvan: - Senin durumun nasld peki? diye sordu. - Ben danalar gibi bryordum bir yanda, kardeim. im dma kyordu, konuamyordum. Babam arabay hazrlad hemen, Fedosya'y bindirdi, doru karakola, oradan sorgu yargcnn karsna. Her eyi bize olduu gibi sorgu yargcna da bir bir anlatt. Arsenii nereden aldn, rei nasl yaptn. Sorgu yargc Niin zehirledin kocan? diye sordu. reniyorum ondan nki, dedi. Onun yannda yaamaktansa Sibirya'ya giderim daha iyi. (Tara glmsedi.) Benim yanmda yaamak istiyordu. Anlayacan, her eyi itiraf etti. Hemen dama attlar onu tabi. Babam yalnz dnd. zaman yaklayordu. Kadn olarak bir anam vard evde, onun elinden de bir ey geldii yoktu. Kefaletle serbest braktrabilir miyiz acaba diye dndk. Babam bir mire gitti, bir ey elde edemedi, bir bakasna gitti. Be mir dolat byle. Artk vazgeecektik uramaktan, bir memurla ta-- 404 niti sonunda. yle bir anasnn gzyd ki adam, o kadar olur. Ver be ruble, karaym onu, dedi. rubleye pazarlk ettiler. Evde dokunan kumalar satp parasn verdim adama. Kd yazar yazmaz (Tara, tabanca atndan szediyormu gibi uzatmt yazmaz szcn.) kt emir. O arada ben de iyilemitim, onu almaya ben gittim kente. Kente indim, kardecazma syleyeyim, at bana brakp, kt elimde, doru cezaevinin yolunu tuttum. Ne istiyorsun? Byleyken byle efendim, dedim, karm burada yatyor. Emir var m? Hemen karp uzattm kd. Bakt, Bekle, dedi. Oradaki peykeye ktm. le olmu da gemiti. Komutan geldi. Varguof sen misin? dedi. Evet efendim. - Peki, al yleyse. Hemen atlar kapy. Kendi elbisesiyle kardlar onu dar. Gidelim. - Yayan msn yoksa? - Hayr, atla geldim. Hana geldik, hesab verdim, hayvan kotum, kalan otu heybeye doldurdum. Bindirdim onu, atksna sarnd. Yola dzldk Hi konumuyordu, ben de susuyordum. Eve yaklatmzda sordu ancak: Anan yayor mu? - Yayor. - Ya baban? - Yayor. - Ettiim aptallk iin bala beni, Tara, dedi. Ne yaptmn farknda deildim. - Korkma, dedim; oktan baladm ben seni. Daha bir ey sylemedim. Eve geldik, anamn ayaklarna kapand hemen.-Anam Allah affetsin seni, dedi. Babam: Gemii unutmaktr en iyisi, dedi. Bugne bak. Hem eskiyle uraacak zaman deil imdi, ekin tarlada bekliyor. Baaklar yerlerde yatyor. Bimek gerek onlar. Yarn Taras'la gidip almaya balayn. Gelir gelmez ie giriti, kardecaazm. yle bir alyordu ki, grsen aardn. O yl hektarlk yer almtk kiralk. avdar, yulaf baakalar iri iriydi. Ben biiyordum, o demet yapyordu. te stme yoktur benim, elimden her ey gelir, ama o her ite benden daha becerikliydi. Gen, akll, alkand. Durmadan dinlenmeden almak istiyordu. Zorla eve getiriyordum onu ak--amlar. Sabahtan beri altmz iin parmaklarmz szlyordu, ama onun aldrd yoktu bir eye, yemeini bile yemeden ambara kouyor, sabah iin ba hazrlamaya koyuluyordu. Akl alacak ey deildi! Bahvan: - Sana kar da iyi miydi? diye sordu. - 405 - Hem de nasl! Cancier olmutuk. Aklmdan geeni an-layveriyordu hemen. Ona o kadar kzan anam bile: Bizim Fe-dosya'nn yerine baka bir kadn yolladlar sanki, diyordu. Bu kadar deiir bir insan. Bir gn

kestiimiz ekini getirmeye gidiyorduk onunla. Nereden aklna esti byle bir ey, Fedosya? diye sordum ona. Senle yaamak istemiyordum, dedi. lrm daha iyi, diyordum kendi kendime. -"Ya imdi? diye sordum. imdi kalbimdesin, dedi. (Tara bir an sustu, sevinle glmIseyerek ban sallad.) O gn tarladan dndmzde baktm bir kt masann zerinde. Mahkemeden aryorlard onu. Ni-in ardklarn bile unutmutuk oysa. Bahvan: - eytan kandrm zavally, dedi, yoksa bile bile cehennemlik olmak ister mi bir insan? Bizde bir adam vard... Bahvan uzun bir hikye anlatmaya hazrlanyordu, ama tren yavalaynca sustu. - stasyona geldik, dedi, gidip bir eyler imeli. Nehldof da kalkt, bahvann arkasndan kt, peronun |slak tahtalarnda yrd. XL! Nehldof daha vagondan kmadan istasyonun nnde, ngraklarnn tok sesi duyulan, besili atlar koulu gzel kupa arabalar grmt. Baz arabalara , bazlarnaysa drt at kouluydu. Yamurdan kararm, slak perona inince birinci mevkinin nnde kk bir kalabalk grd. Deerli tylerle ssl apkal, yamurluklu, iman, uzun boylu bir bayanla; ince bacakl, spor giyimli, uzun boylu, gen bir adam dikkati ekiyordu bu kalabalkta. Gen adamn yannda gzel, tamal, iri bir kpek vard. Onlarn arkasnda pardesl, emsiyeli uaklar, bir de arabac duruyordu. Bu kalabalkta iman bayandan, uzun kaftannn eteklerini tutan arabacya kadar herkesin duruunda bir kendine gven, tokluk vard. Bu kalabal, zenginlie hayran, merakl insanlar kuatt hemen: Krmz kasketiyle istasyon efi, jandarma, yazn her treni karlayan, boynunda boncuu, srtnda Rus laik giysisiyle zayf bir kz, telgraf, kadnl erkekli yolcular. Yannda kpek olan gen, Koragin'lerin lisede okuyan o-- 406 luydu. iman kadn da prensesin, Koragin'lerin konuk geldikleri kzkardeiydi. Parlak srmalar, izmeleriyle ba kondktr vagonun kapsn at; Flipp'le beyaz nlkl garson uzun yzl prensesin koltuunu dikkatle dar karrlarken, sayglarn gstermek iin tuttu kapy. Kzkardeler kucaklatlar; prensesin hangi arabaya binecei zerine Franszca cmleler duyuldu; kalabalk, istasyonun kapsna doru yrd. Nehldof onlarla karlamamak iin kapya kadar gitmeden durdu, alayn gemesini bekledi. Prensesle olu, Missi, doktor, oda hizmetisi nden gidiyorlard. Yal prens, baldzyla geride kalmt. Nehldof uzaktan kopuk kopuk Franszca cmleler duyuyordu konumalarndan. Bu cmlelerden prensin syledii bir cmle nedense -ounlukla olduu gibi- ses tonunun btn kvrmlaryla Nehldof'un belleinde kalmt. Prens, kondktrlerin, hamallarn saygyla yol gsterdikleri baldzyla istasyon kapsna yrrken kendine gven dolu o tavryla yksek sesle birinden sz ediyordu: - Oh! il est du vrai grand monde, du vrai grand monde. (') Tam bu srada istasyon yapsnn kesinden ayaklarnda sandallaryla, yarm krkleriyle, srtlarnda torbalaryla bir grup ii kageldi. Kararl admlarla birinci mevkiye gittiler, binmek istediler, ama kondktrler hemen kovdular onlar. iler hi duraksamadan aceleyle, birbirinin ayana basa basa, teki vagona yrdler; torbalarn saa sola arparak yukar kmaya alyorlard, bu durumu gren, istasyon kapsnda duran baka bir kondktr bard onlara. iler hemen indiler, gene ayn yumuak, kararl admlarla ondan sonraki vagona, Nehldof'un yolculuk ettii vagona yrdler. Kondktr gene durdurdu onlar. iler teki vagona gitmek iin bir an duraladlar. Nehldof, vagonda bo yerin olduunu, binmelerini syledi onlara. Bindiler. Nehldof, da arkalarndan girdi. iler kendilerine yer bulup oturmaya alyorlard. Kokartl adamla iki kadn, onlarn bu vagona binmelerini kendilerine hakaret sayarak fkeyle kar duruyorlard buna, kovuyorlard onlar. iler -yirmi kiiydiler; genler, ihtiyarlar vard ilerinde; gnete yanm yzlerinde yor(') Oh, gerek bir sosyete insandr o, gerek br sosyete insan. (Franszca). - 407 gnlk, bitkinlik okunuyordu- torbalarn duvarlara, kaplara, teye beriye arparak -kendilerini sulu hissettikleri belliydi- yrdler. Dnyann teki ucuna kadar gitmeye, nereye izin verirlerse oraya -ivilerin zerine bile olsa- oturmaya hazr bir halleri vard. Karlarna kan baka bir kondoktr: - Nereye gidiyorsunuz be mendeburlar! diye bard. Burada kaln. Kadnlardan biri: - Voil eneore des nouvelles! (') diye mrldand. Gzel Franszcasyla Nehldof'un dikkatini ekeceine inanyordu. Bilezikli kadn durmadan havay kokluyor, yzn buruturup, pis kokan kyller arasnda bulunmann holuu zerine bir eyler sylyordu. iler, byk bir tehlikeyi atlatan, insanlarn gnl rahatl, sevinciyle durdular, bedenlerini sallayarak omuzlarndan indirdikleri ar torbalarn, kanepelerin altna sokup yerlemeye koyuldular. Taras'la konuan bahvan kendi yerine gitmiti; yle ki Taras'n yannda ve karsnda kiilik bo yer vard imdi. ii oturdu bu yerlere; ama Nehldof gelince, onun efendi giyinii rktt onlar, kalkp gitmek istediler. Nehldof kalmalarn syledi, kendi de kanepenin yol kenarndaki koluna oturdu.

Elli yalarndaki iki ii akn, hatt korkuyla gen olanna baktlar. Nehldof'un her bey gibi kfredeceine, onlar kovacana; yerini onlara vermesi artmt onlar, rktmt. Bu durumun balarna bir i amasndan korkuyorlard bile. Ama bunda bir bit yeniinin falan olmadn, Nehldof'un Taras'la konumaya daldn grnce rahatladlar: ufakla torbann zerine gemesini sylediler, Nehldof'un yerine oturmasn rica ettiler. Nehldof'un karsnda oturan yal ii, sandall ayaklarn, beye demesinler diye dikkatle toplayp bzlerek oturuyordu balangta; ama sonralar Nehldof'la Taras'la ylesine dosta konumaya balad ki, konumasnn Nehldof'un dikkatini ekmek istedii -baz yerlerinde elinin tersiyle dizine bile vuruyordu.- Hayatndan, imdi dndkleri bataklktaki ilerinden sz ediyordu. ki buuk ay almlar bataklkta, eve dnerken arkadalarnn cebinde onar ruble varm imdi; biraz da ie balarken almlar. Anlattna gre, gn doumundan batnma kadar diz(') Al bir yenilik daha sana! (Franszca)- 408 lerine kadar suyun iinde almlar; yalnz lenleri iki saat dinleniyorlarm. - Alk olmayanlar iin ok ar bir itir bu elbette, diyordu, ama diini skarsan alrsn. Yemek iyi olsun, gerisi kolay. nceleri ktyd yemek. Bizimkiler diretince iyi yemek vermeye baladlar, o zaman kolaylad i. Sonra yirmi sekiz yldr nasl altn, btn kazancn eve verdiini anlatt. nce babasna vermi parasn, sonra aabeyine; imdi de ev ilerine bakan yeenine veriyormu. Ylda kazand elli altm rublenin ancak iki rublesini kendi keyfine -ttne, kibrite falan- harcyormu. Sulu sulu glmseyerek: - Votka imek iyi deildir zaten, diye ekledi. Sonra onlarn yerine kadnlarn evleri nasl ynettiklerini, iverenin bugn ayrlmadan nce onlara yarm kova iki verdiini, arkadalarndan birinin nasl ldn, birini de geri hasta gtrdklerini anlatt. Szn ettii hasta kede oturuyordu. Yz sapsar, dudaklar morarm bir genti bu. Stmaya yakaland belliydi. Nehldof yanna gitti, ama ocuk ylesine sert, ylesine strap dolu gzlerle bakyordu yzne ki, sorularyla rahatsz etmek istemedi onu; yal iiye kinin almalarn syledi. lcn adn bir kda yazp verdi ona. Para vermek istedi, ama yal ii almad, ilc kendi parasyla alacan syledi. Taras'a dnd: - Bunca yer gezdim, byle bir bey grmedim mrmde, dedi. Grtlamz skmad bir yana, yerini bile verdi bize. Beyler de eit eit oluyor demek. Nehldof bu kuru, adaleli kollara, ev dokumas kaba kumatan giysilere, gnete yanm, itenlikle ldayan yzlere bakarken Evet, yepyeni, bambaka bir dnya bu diye geiriyordu iinden. O gne dek tanmad insanlarla, onlarn ciddi ilgileriy-ie, sevinleriyle, alan insann straplanyla kuatldn hissediyordu. Nehldof, Prens Koragin'in syledii cmleyi; Koragin'le-rin zavall, deersiz dnceleriyle iinde yaadklar o isiz, lks evreyi hatrlayarak le vrai grand monde budur ite, diye dnd. nnde yepyeni, o gne dek bilmedii, gz kamatrc bir dnya alan bir yolcunun duyduu o sevinci duydu iinde. NC BLM I Maslova'nn da iinde bulunduu kafile hemen hemen be bin verst yol gitmiti. Permi'ye kadar trende de vapurda da ar sulular arasnda yolculuk etti Maslova; Nehldof ancak orada, gene bu kafiledeki Bogoduhovskaya'nn salk vermesi zerine, siyas sulular arasna aldrabildi onu. Permi'ye kadarki yolculuk Maslova iin her ynden ok ar gemiti: Skklk, pislik, insana rahat vermeyen iren bcekler bir yandan; bcekler kadar iren -her menzilde baka baka olduklar halde, her yerde ayn derecede can skc, yapkan olan, ona rahat vermeyen erkekler- bir yandan. Kadn erkek cezallar, gardiyanlar; erler arasnda ylesine irkin bir ahlkszlk alp yrmt ki, kadnlndan yararlanmak istemeyen her kadnn gzn drt amas, her an tetikte olmas gerekiyordu. Bu devaml korku, dikkat dayanlmas g bir eydi. Gzellii, herkesin bildii gemii nedeniyle Maslova pek kar karya kalyordu bu saldrlarla. Ona yaklamak isteyen erkeklere imdi gsterdii kesin diren gururlarna dokunuyordu erkeklerin; kin besliyorlard ona. Fedosya'yla Taras'n yaknl bu bakmdan hayli yaramt ona. Tara, karma yaplan saldrlar renince, onu savunabilmek iin cezallar arasna atlmasn istemi, Nijniy'den sonra, bir cezal gibi, cezallarla beraber yola devam ediyordu. Siyas sulular arasna alnmas Maslova'nn durumunu her bakmdan dzeltmiti. Siyas sulularn yerlerinin daha rahat olmalar, yemeklerinin daha iyi kmas, onlara kar daha az kaba davranlmas bir yana; Maslova siyas sulular arasna alnmakla, erkeklerin saldrlarndan, unutmay ylesine istedii gemiin ona her an hatrlatlmasndan da kurtulmu oluyordu. Bu yer deitirmenin Maslova'ya en byk yarar da, orada, onun zerinde byk, son derece olumlu etkisi olan birka kiiyle tan-- 410 mayd. Menzillerde siyas sulularla beraber kalmasna izin verilmiti Maslova'nn, ama sal yerinde bir kadn olarak, yrrken teki sulularn yanmda olmas gerekiyordu. Ta Tomsk'dan beri byle geliyordu. ki siyas suluyla beraber yryordu: Mari-ya Pavlovna etinina -Bogoduhovskaya'yla grmesinde Nehldof'un dikkatini eken iri gzl, gzel kzd bu- bir de. Yakut iline srgn giden Simonson adnda biri Nehldof'un ayn grmede grd, gzleri ukura kam, sa sakal birbirine karm esmer adam-

Mariya Pavlovna, arabadaki yerini gebe bir kadna verdii iin yryordu; Simenson da snf ayrcalndan yararlanmay hakszlk sayd iin. Bu arabalarla daha sonra yola kan siyas sululardan nce, teki sulularla sabah erken yola kyorlard. Kafile>yi yeni bir komutann ald, byk bir kente varmadan son menzile kadar byle gelmilerdi. Puslu bir eyll sabahyd. Yamur yayor, arada kar serpitiriyordu. Souktu rzgr. Drt yz erkek, elli kadar da kadndan oluan kafile menzilin avlusuna kmt. Bazlar, iki gnlk yemek parasn onbalara datan assubaym evresine toplanm; bazlar, menzilin avlusuna girmelerine izin verilmi satclardan yiyecek bir eyler alyorlard. Para sayan, yiyecek alan cezallarn konumalar, satclarn crlak sesleri duyuluyordu. Katyua'yla Mariya Pavlovna -ikisi de izmeli, yarm krklyd, balarnda atk vard- avluya kp satclara doru yrdler. Rzgrdan korunmak iin kuzey duvarnn dibine toplanm satclar birbirlerinin nne konmu sergilerindeki mallarn satmaya alyorlard: iTaze beyaz ekmek, brek, balk, erite, pilv, rek, halanm dana eti, yumurta, st; birinde kzarm domuz yavrusu bile vard. Simonson da avludayd, kafilenin yola kmasn bekliyordu. ok dmeli deri bir ceket vard srtnda. Lstik izmeler giymiti; yn oraplarn stten sicimle (veceteryan olduu iin ldrlm hayvan derisi kulllanmazd) salamlatrmt. Kapda duruyor, aklna gelen bir dnceyi kk defterine not ediyordu. uydu bu dnce: Bir mikrop insan trnan kendince in-celese, diye yazyordu, omun organik olmad sonucuna varr. Biz insanlarn, yeryz kabuunu inceleyerek dnyamzn organik olmad sonucuna vardmz gibi tpk. Yanltr bu. - 411 Maslova ald yumurtalar, bir ba simidi, balklar, taze buday ekmeini torbasna yerletirirken Mariya Pavlovna satclara paray veriyordu. O srada cezallar arasnda bir hareket oldu. Herkes susmu, sraya girmeye balamt. Subay kt avluya, son emirlerini veriyordu. Her ey her zamanki gibi oluyordu: Saydlar, ayak zincirlerini kontrol ettiler, kelepeli gidecekleri ikier ikier kelepelediler. Ama subayn fkeli sesi grledi anszn, tekme tokat sesleri duyuldu, bir ocuk alamaya balad. Bir anda kesildi sesler, kalabalk arasnda bouk bir mrldanma dolat. Maslova'yla Mariya Pavlovna seslerin geldii yere yrdler. Olay yerine gelince Mariya Pavlovna'y'a Katyua'nn grdkleri uydu: Sar bykl, iri yar subay, kalarn atm, bir cezalnn yzne vururken incittii sol elini outuruyor, durmadan yakas almadk kfrler savuruyordu. Karsnda bann yars usturaya vurulmu, ceketi pantolonu ksa, zayf, uzun boylu bir cezal duruyordu. Bir eliyle kanayan yzn ouyor, bryle kucandaki atkya sarl, yrtnrcasna alayan ocuu tutuyordu. Subay: - Seni (kaba kfr) seni, diye baryordu, retirim ben sana fikir yrtmesini, (kaba kfr); kadnlara vereceksin onu... Tak. Subay, srgne gtrlen cezalya kelepe vurulmasn istiyordu. Cezal, Tomsk'da tifodan len karsnn geride brakt kzn buraya kadar kucanda tamt. Kelepeyle ocuu tayamayacan sylemesi, can daha nce bir eye sklan subay kzdrmt. Subay, emre hemen boyun emeyen cezaly dvmt. (1) Dayak yiyen cezalnn karsnda bir erle, bir elinde kelepe kalarnn altndan zgn zgn bir subaya bir dayak yiyen cezalya bakan siyah sakall bir cezal duruyordu. Subay ere, kz almasn emretti bir kere daha. Cezallar arasnda sylenmeler gi(') D. A. Linyef'in Menzilde adl kitabnda anlatlan, olmu bir olaydr bu. (L. N. Tolstoy'un notu.)derek daha bir yksek sesle oluyordu. Arka sralardan ksk bir ses duyuldu: - Tomsk'dan beri taklmyor ona kelepe. - Kpek yavrusu deil ki bu, ocuk... - Ne yapsn kzn adam? Biri daha da ykseltti sesini: - nsanlk deil bu. Subay kalabala doru saldrarak: - Kimdir onu diyen? diye haykrd. nsanl gsteririm ben sana. Kim syledi onu? Sen mi? Sen mi? Ksa boylu, ablak yzl bir cezal: - Herkes sylyor, dedi. nk... Adam szn bitiremedi. Subay iki eliyle tokatlamaya balamt onu. - Ba kaldryorsunuz demek! Nasl ba kaldrlacan retirim ben size. Kpekler gibi kurunlarm sizi! Bunu yaptm iin de teekkr ederler bana yalnzca. Al kz! Kalabalk sustu. Bir er avaz ktnca bararak alayan kz ekti ald; br, kolunu uysal uysal uzatan cezalya kelepeyi takyordu. Subay, klcnn kayn dzeltirken: , - Kadnlarn yanma gtr onu, diye bard.

Kz ocuu yz kpkrmz, kk kollarn atkdan karp uzatarak alyordu. Mariya Pavlovna ne kt, subaya yaklat. - zninizle ben gtreyim ocuu. Kz kucanda olan er durdu. - Sen kimsin? diye sordu subay. - Siyas bir sulu. Mariya Pavlovna'nn iri gzleri, gzel yz etkilemiti besbelli subay. (Kafileyi teslim alrken dikkatini ekmiti bu kz.) Tepeden trnaa szd onu. - Bana gre hava ho, dedi. stiyorsanz gtrn. Acmasna acyorsunuz onlara ama, ya kaarsa kim sorumlu olur? Mariya Pavlovna: - ocuk kucanda nasl kaar? dedi. - Sizinle ene yartracak zamanm yok benim. stiyorsanz aln ocuu. Er: - 413 - Vereyim mi komutanm? diye sordu. - Ver. Mariya Pavlovna ocuu kucana alrken: - Gel bana, dedi. Ama erin kucandan babasna doru atlan kz ocuu alamaya devam ediyor, Mariya Pavlovna'ya gitmek istemiyordu. Maslova torbasndan bir simit alarak: - Durun Mariya Pavlovna, bana gelir, dedi. Kz tanyordu Maslova'yi, onu ve elindeki simidi grnce ona gitti. Grlt kesildi. Kaplar ald, kafile dar kp sra oldu. Erler bir kere daha saydlar cezallar, torbalarn iine baktlar, zayflar arabalara bindirdiler. Maslova, kucanda ocukla kadnlarn yanna gitti, Fedosya'nn srasnda durdu. Olay bandan sonuna kadar izleyen Simonson, gerekli emirleri verdikten sonra yaylsna binmeye hazrlanan subayn yanna geldi kararl admlarla: - yi bir ey deildi yaptnz bay subay, dedi. - Yerinize gidin, sizi ilgilendirmez benim yaptm. Simonson gr kalarnn altndan subayn yzne dik dik bakarak: - Benim grevim size yaptnzn kt olduunu sylemekti, syledim ben de, dedi. Subay ban yana evirerek: - Hazr m? diye bard. Kafile, mar! Er, arabacnn omuzuna tutunarak yaylya bindi. Kafile hareket etti, uzayarak; iki yannda hendek olan, orman iindeki amurlu yola kt. !!! Son alt yldr kentteki kt, lks, kibar yaayndan, ceza evinde cezallar arasnda geirdii iki aydan sonra, siyas sulularn yannda -iinde bulunduklar koullarn btn arlna karn- ok rahat hissediyordu kendini imdi Katyua. yi yemek yiyerek gnde yirmi otuz verst yol gitmek, iki gn yol yrdkten sonra bir gn dinlenmek bedence glendirmiti onu; yeni arkadalar edinmesi, o gne kadar bilmedii eyleri tantmt ona. imdi yan yana yrd -kendi deyimiyle- byle- 414 sine harika insanlar grmedii gibi, byle insanlarn var olabileceini dnmemiti bile. - Cezaya arptrldm diye alamtm, diyordu. Oysa mrmn sonuna kadar kretmeliyim Tanrya. Buralara gelmesey-dim dnyada renemeyecektim bu rendiklerimi. Bu insanlarn dncelerini kolaylkla en kk ayrntlarna varncaya dek kavryor, halktan bir insan olarak onlara yrekten hak veriyordu. Bu insanlarn halk iin beylere kar geldiklerini; onlarn da beylerden olduklarn, ellerindeki her eyi, zgrlklerini, canlarn halk iin verdiklerini anlamt; bu, onlara byk deer vermeye, hayran olmaya zorluyordu onu. Yeni arkadalarnn hepsine hayrand; ama en ok beendii Mariya Pavlovna'yd; yalnzca beenmiyordu onu, sayg dolu, hayranlk dolu bir sevgi de besliyordu ona. dil bilen bu zengin, gzel general kznn en basit bir ii gibi yaamasna, zengin aabeynin yollad eyleri bakalarna datmasna, d grnn hi nemsemeden yalnzca sade deil, bir yoksul gibi giyinmesine ayordu. Kendini gsterme, bakalarnn ilgisini ekme duygusundan bu tamamen arnml akl almyordu Mas-lova'nm. Mariya Pavlovna'nn, gzel olduunu bildiinin, bundan holandnn da farkndayd Maslova. Ama d grnnn erkekler zerindeki etkisini sevmediini, bu etkiden nefret ettiini, aktan korktuunu gryordu. Onun bu ynn bilen erkek arkadalar, ona tutkun olsalar bile belli etmiyorlard bunu, bir erkek arkadam gibi davranyorlard ona kar. Ama yabanclar sk sk yaklamak istiyorlard ona, bu saldrlardan, pek gurur duyduu -onun deyimiyle- bilek kuvveti kurtaryordu onu. Glmseyerek yle anlatyordu: Bir keresinde bir bey takld

peime sokakta, ne yaptysam kurtulamadm ondan, sonra omuzlarndan syle bir sarstm onu, tabanlar yalad hemen. Anlattna gre, ocukluundan beri zengin yaaytan nefret ettii, halkn yaayn sevdii iin devrimci olmutu. Zamann konuk salonunda deil de, hizmeti kzlarn odasnda, mutfakta, ahrda geirdii iin hep sitem ederlermi ona. - Ne yapaym, diyordu, ahlarn, seyislerin yannda neeleniyor, bizimkilerin yanndaysa sklyordum. Yava yava aklm ermeye balaynca, yaaymzn kt olduunu grdm. Annem - 415 yoktu, babam sevmiyordum; on dokuz yandayken hizmeti kzlardan bir arkadamla katm evden, ii olarak fabrikaya girdim. Fabrikadan ayrlnca kye gidip orada yaam bir sre, sonra kente gelmi, gizli bask makinasnn bulunduu dairede oturuyormu, yakalanp krek cezasna arptrlm. Mariya Pav-lovna kendi bu konuda hibir ey anlatmamt Katyua'ya. Ama Katyua, onun arama srasnda bir devrimcinin karanlkta ettii atei zerine ald iin krek cezasna arptrldn bakalarndan renmiti. Katyua onu tanyal beri nerede, hangi koullar altnda olursa olsun, onun kendini hi bir zaman dnmediini, evresindekilere kk ya da byk olsun, bir yardmda bulunabilmek iin rpndn grmt. imdiki arkadalarndan biri olan No-vodvorof -akayla- onun kendini iyilik sporuna adadn sylyordu. Doruydu da bu. Hayatnn tek amac -bir avcnnki av hayvan bulmak olduu gibi- bakalarna yardm etmek iin frsat bulmakt. Bu spor alkanlkt onda artk, hayatn doldurmutu. Hem bunu ylesine olaan bir eymi gibi yapyordu ki, onu tanyanlar onun bu yanna almlard artk, bekliyorlard bunu ondan. Maslova onlarn yanna gelince nceleri Mariya Pavlovna tik-sinmiti ondan. Katyua farkndayd bunun, ama Mariya Paviov-na'nn, kendini zorlayarak ona yaknlk gsterdii de kamamt gznden. Bylesine stn bir insann gsterdii yaknlk Mas-lova'y ok duygulandrmt; btn ruhuyla balanmt ona; elinde olmadan dncelerini benimsiyor, ona benzemeye alyordu. Katyua'nn bu ball etkiledi Mariya Pavlovna'y, o da Katyua'y sevdi. kisinin de cinsel ilikiye duyduklar nefret de yaknlamalarna yardm etmiti. Biri, korkun yanlarn yaad iin nefret ediyordu bu ilikiden; br, onu tatmadan, onu anlalmaz, insan klten, iren bir ey sayd iin. IV Maslova'y etkileyenlerden biri Mariya Pavlovna'yd. Mas-lova'nm Mariya Pavlovna'y sevmesiydi bu etkinin kayna. teki etki Simonson'un etkisiydi. Bu etkinin kaynaysa Simonson' un Maslova'y sevmesiydi. Her insan bir lde kendi dnce- 414 sine harika insanlar grmedii gibi, byle insanlarn var olabileceini dnmemiti bile. - Cezaya arptrldm diye alamtm, diyordu. Oysa mrmn sonuna kadar kretmeliyim Tanrya. Buralara gelmesey-dim dnyada renemeyecektim bu rendiklerimi. Bu insanlarn dncelerini kolaylkla en kk ayrntlarna varncaya dek kavryor, halktan bir insan olarak onlara yrekten hak veriyordu. Bu insanlarn halk iin beylere kar geldiklerini; onlarn da beylerden olduklarn, ellerindeki her eyi, zgrlklerini, canlarn halk iin verdiklerini anlamt; bu, onlara byk deer vermeye, hayran olmaya zorluyordu onu. Yeni arkadalarnn hepsine hayrand; ama en ok beendii Mariya Pavlovna'yd; yalnzca beenmiyordu onu, sayg dolu, hayranlk dolu bir sevgi de besliyordu ona. dil bilen bu zengin, gzel general kznn en basit bir ii gibi yaamasna, zengin aabeynin yollad eyleri bakalarna datmasna, d grnn hi nemsemeden yalnzca sade deil, bir yoksul gibi giyinmesine ayordu. Kendini gsterme, bakalarnn ilgisini ekme duygusundan bu tamamen arnml akl almyordu Mas-lova'mn. Mariya Pavlovnann, gzel olduunu bildiinin, bundan holandnn da farkndayd Maslova. Ama d grnnn erkekler zerindeki etkisini sevmediini, bu etkiden nefret ettiini, aktan korktuunu gryordu. Onun bu ynn bilen erkek arkadalar, ona tutkun olsalar bile belli etmiyorlard bunu, bir erkek arkadam gibi davranyorlard ona kar. Ama yabanclar sk sk yaklamak istiyorlard ona, bu saldrlardan, pek gurur duyduu -onun deyimiyle- bilek kuvveti kurtaryordu onu. Glmseyerek yle anlatyordu: Bir keresinde bir bey takld peime sokakta, ne yaptysam kurtulamadm ondan, sonra omuzlarndan yle bir sarstm onu, tabanlar yalad hemen. Anlattna gre, ocukluundan beri zengin yaaytan nefret ettii, halkn yaayn sevdii iin devrimci olmutu. Zamann konuk salonunda deil de, hizmeti kzlarn odasnda, mutfakta, ahrda geirdii iin hep sitem ederlermi ona. - Ne yapaym, diyordu, ahlarn, seyislerin yannda neeleniyor,-bizimkilerin yanndaysa sklyordum. Yava yava aklm ermeye balaynca, yaaymzn kt olduunu grdm. Annem - 415 -

yoktu, babam sevmiyordum; on dokuz yandayken hizmeti kzlardan bir arkadamla katm evden, ii olarak fabrikaya girdim. Fabrikadan ayrlnca kye gidip orada yaam bir sre, sonra kente gelmi, gizli bask makinasnn bulunduu dairede oturuyormu, yakalanp krek cezasna arptrlm. Mariya Pav-lovna kendi bu konuda hibir ey anlatmamt Katyua'ya. Ama Katyua, onun arama srasnda bir devrimcinin karanlkta ettii atei zerine ald iin krek cezasna arptrldn bakalarndan renmiti. Katyua onu tanyal beri nerede, hangi koullar altnda olursa olsun, onun kendini hi bir zaman dnmediini, evresindekilere kk ya da byk olsun, bir yardmda bulunabilmek iin rpndn grmt. imdiki arkadalarndan biri olan No-vodvorof -akayla- onun kendini iyilik sporuna adadn sylyordu. Doruydu da bu. Hayatnn tek amac -bir avcnnki av hayvan bulmak olduu gibi- bakalarna yardm etmek iin frsat bulmakt. Bu spor alkanlkt onda artk, hayatn doldurmutu. Hem bunu ylesine olaan bir eymi gibi yapyordu ki, onu tanyanlar onun bu yanna almlard artk, bekliyorlard bunu ondan. Maslova onlarn yanna gelince nceleri Mariya Pavlovna tik-sinmiti ondan. Katyua farkndayd bunun, ama Mariya Pavlov-na'nn, kendini zorlayarak ona yaknlk gsterdii de kamamt gznden. Bylesine stn bir insann gsterdii yaknlk Mas-lova'y ok duygulandrmt; btn ruhuyla balanmt ona; elinde olmadan dncelerini benimsiyor, ona benzemeye alyordu. Katyua'nn bu ball etkiledi Mariya Pavlovna'y, o da Katyua'y sevdi. kisinin de cinsel ilikiye duyduklar nefret de yaknlamalarna yardm etmiti. Biri, korkun yanlarn yaad iin nefret ediyordu bu ilikiden; br, onu tatmadan, onu anlalmaz, insan klten, iren bir ey sayd iin. IV Maslova'y etkileyenlerden biri Mariya Pavlovna'yd. Mas-lova'nn Mariya Pavlovna'y sevmesiyd bu etkinin kayna. teki etki Simonson'un etkisiydi. Bu etkinin kaynaysa Simonson' un Maslova'y sevmesiydi. Her insan bir lde kendi dnce-- 418 Daha cezaevinde balamt bu Siyas sulular topladklarnda Maslova, Simonson'un kalarnn altndan, temiz bakl, koyu mavi gzlerini ona diktiini farketmiti. Onun bakalarna benzemediini, ona baknn bir tuhaf olduunu da o zaman farketmiti daha. Yznde iki ifadenin, dimdik salaryla atk kalarnn kendiliinden uyandrd sert ifadeyle, iten, masum baknn ocuksu ifadesinin yanyana olduunu grmt. Sonra Tomsk'da, siyas sulularn yanma verildiinde karlat onunla. Hi konumamlard, ama birbirlerine baklaryla, birbirlerini anladklarn, birbirleri iin deerli olduklarn itiraf ediyorlard karlkl. Anlaml konumalar sonralar da gemedi aralarnda; ama Maslova, Simonson'un onun yannda konuurken szlerinin hep ona dnk olduunu, elinden geldiince anlalmak amacyla onun iin konutuunu hissediyordu. Simonson ar cezallarla yrmeye balaynca balad asl yaknlamalar. Nijniy'den Permi'ye kadar iki kere grebilmiti Nehldof Katyua'yla: Bir kere Nijiniy'de, cezallar ala evrili mavnaya yerletirilirken; bir kere de Permi'de, ceza evi mdrnn odasnda. Bu iki grmede de Nehldof pek bir souk, iten pazarlkl bulmutu Maslova'yi- Nasl olduu, br ey isteyip istemedii zerine sorduu sorulara kaamak, dmanca bir sitemle -eskiden de vard onda bu sitem- cevaplar vermiti. Maslova'nn, srf o sralar erkekler onu ok rahatsz ettikleri iin kapld bu karamsarlk Nehldof'u zyordu. Yolculuun ar koullar altnda Maslova'nn gene eski umutsuzlua deceinden, ondan nefret etmeye balayacandan, her eyi unutmak iin kendini gene sigaraya, ikiye vereceinden korkuyordu. Ama hi bir trl yardm edemezdi ona; yolculuun balangcnda pek grsernemiti onunla nk. Ancak siyas sulularn arasna alnmasndan sonradr ki, korkusunun bo olduunu anlad. Her grmelerinde, ondan olmasn ylesine istedii ruhsal deiikliin biraz daha glendiini gryordu. Tomsk'da, yola kama-dan nceki Maslova'yd gene. Onu grnce yzn asmad, kalarn atmad, tam tersine, sevinle karlad onu, ona yaptk- 419 lan iin, onu imdi aralarnda bulunduu insanlarn yanna ald iin teekkr etti. Maslova'nn ruhunda oluan deiiklik, menzil menzil uzayan iki aylk yry srasnda d grnnde de gsterdi kendini. Zayfla'd, gne yakt yzn, yaland sanki. akaklarnda, aznn evresinde krklar belirdi; khkllerini alnna brakmyordu artk, bartnn iine alyordu btn san; giyiniinde de, davranlarnda da o eski kendini beendirme istei yoktu. Ondaki bu deiiklik Nehldof'u pek sevindiriyordu. Ona kar bambaka bir duygu besliyordu imdi. Bu duygunun, ilk bataki ozanca sevgisiyle de, sonraki duygulu tutkusuyla da, mahkemeden sonra onunla evlenmeye karar verdii zamanki, bencillikle kark, Maslova'yla ceza evinde ilk grmesinde, revirden ayrldktan sonra -uydurma olduu sonra anlalan- salk memura olayn iindeki tiksintiyi, nefreti bastrarak balad zamanki acma, efkat duygusuyla aynyd. Yalnz bir ayrlk vard bu duygular arasnda: O zaman geiciydi, imdiyse kalc olmutu. Son zamanlarda dncelerinde, davranlarnda yalnzca Maslova'ya deil, herkese kar vard bu acma, efkat duygusu.

Bu duygu, Nehldof'un ruhundaki, o zamana kadar k yolu bulamayan sevgi selinin nndeki engeli kaldrmt. Karlat insanlara sevgiyle balanyordu. Yolculuk sresince heyecanl bir duygululuk iindeydi Nehldof. Arabacdan, erlerden tutun da ceza evi mdrne, valiye kadar, ilikisi olan herkese yakn bir ilgi besliyordu elinde olmadan. Maslova'nn siyas sulular arasna alnmasndan sonra Neh-idof bir ok siyas suluyla tant. nce Yekaterinburg'da tant onlarla. Orada yolda, Maslova'nn beraber yolculuk ettii be erkekle drt kadnla tant. Bu srgn siyas sulularla yaknlamas Nehldof'un onlar zerine dncelerini tamamen deitirmiti. Rusya'da devrim hareketlerinin balamasndan, zellikle bir mart olaylarndan bu yana Nehldof devrimcileri kmser, onlardan hazzetmezdi. Her eyden nce, devlete kar atklar savataki davranlarnn sertliini, gizliliini sevmezdi. zellikle,- 420 - 421 iledikleri cinayetlerden, kendilerini pek byk grmelerinden nefret ederdi. Ama onlar yakndan tandktan; devletin, ouna gnahsz yere ac ektirdiini rendikten sonra onlarn da olaan birer insan olduklarn grd. Ar sulu dedikleri insanlara edilen eziyetler ne denli korkun, canavarca olursa olsun, yarglandktan nce de sonra da yasalar bir lde uygulanyordu onlara gene de; oysa siyas sululara yaplmyordu byle bir ey. ustovaya da, sonra tand bir ok siyas suluya da, aa dm bala davranld gibi davranldn grmt, Nehldof: A sahile eker balklar, ilerine yarayan iri balklar alr, geri kalan kkleri karada lme brakrlar. Burada da yalnzca susuz deil, devlete hi bir ktl dokunmayacak yzlerce insan yakalyor, bazan yllarca tutuyorlard onlar ceza evlerinde. Vereme yakalanyorlard zavalllar orada, bazlar ldryor ya da kendi canlarna kyyorlard. Hem serbest braklmalarn gerektirecek bir neden bulunmad; ayrca, el altnda tutulmakla, herhangi bir sorunun aydnlatlmasnda ie yarayabilecekleri dnld iin yoksun ediliyorlard zgrlklerinden. Susuz olduklarna devletin bile inand bu insanlarn kaderi Jandarma subaynn, polisin, atn, savcnn, sorgu yargcnn, valinin, bakann o andaki ruhsal durumuna, keyfine baldr ounlukla. Byle bir memur, cani sklyor ya da kendini gstermek istiyorsa tutup ieri atabilir onu; kendinin ya da amirinin ruhsal durumuna gre ya tutar cezaevinde ya da serbest brakr. En yksek bir memur bile -kendini gstermesinin gerekip gerekmediine, ya da bakanla arasndaki havaya gre- ya da dnyann te ucuna srer, ya tek kiilik hcrede yatrr, srgne, kree yollar, lm cezasna arptrr ya da, bir bayan syledii zaman serbest brakr onu. Savataym gibi davranlyordu onlara kar; tabi onlar da, kendilerine kar kullanlan yollar kullanyorlard. Askerlerinki gibi bir ruhsal durum iindeydiler, bu ruhsal durum yaptklarnn kt olduunu saklamakla kalmyordu onlardan, bunlar birer kahramanlk olarak da gsteriyordu onlara. Politikaclar da byle bir ruhsal durum iindeydiler; onlar da, onlarn yannda olanlar da -zgrlklerinden, hayatlarndan, insan iin deerli olan her eylerinden olma korkusuyla- yaptklar her eit sertlii kt grmek yle dursun, soylu davranlar olarak gryorlard. O gne kadar akl erdiremedii bir durumu bununla aklyordu imdi Nehldof: Bir canlya deil ktlk etmek, onun acsna ii szlamadan bakamayacak kadar yumuak yrekli bir insann son derece byk bir soukkanllkla cinayet ilemeye kalkmasnn nedeni buydu demek; bu gibi durumlarda hemen hepsi cinayeti bir savunma arac, insanln mutluluu uruna edinilen yce amaca eriebilmek ii hakl, doru bir yol olarak gryorlard. Dvalarna, dolaysyla kendilerine bylesine byk nem vermelerinin sebebi devletin onlara byk nem vermesinden, onlar bylesine sert cezalandrmasmdn ileri geliyordu. Katlandklar acya dayanabilecek gte olabilmeleri iin kendilerine byk nem vermeleri gerekirdi zaten. Nehldof onlar daha bir yakndan tanynca bunlarn -baz evrelerde sanld gibi- toptan kt, canavar ruhlu insanlar olmadn anlamt. Bazlarnn sand gibi stn insan da deildi hepsi. Her yerde olduu gibi, ilerinde iyisi de, kts de, ortas da olan, olaan insanlard bunlar. lerinde, dzenin bo-zukluuyla cenklemek zorunda olduklarna inandklar iin devrimci olanlar vard; ama bu yolu kiisel karlarn dnerek, n kazanmak isteyerek seenler de vard. ounluksa, Nehldof un sava zamanndan ok iyi bildii, tehlike tutkusuyla, kendi hayatyla oynama hazzn tatmak isteiyle -genlere zg duygulardr bunlar- devrimcilie gn! vermilerdi. Bunlarn olaan insanlardan bir stnlkleri vard: Ahlk anlaylar daha bir yksekti. Yalnzca arlktan kanmak, drstlk, hak gzetmek, karn dnmemek deildi onlar iin zorunlu olan; kiinin toplum uruna her eyini, cann bile fedaya hazr olmas gerektii inancndaydlar. Bu nedenle, onlarn ortadan yukarda olanlar ok ok stnd Nehldof'dan, yce bir ahlk anlaylar vard; ortadan aa olanlarsa ok ok aayd ondan; bunlar ounlukla, olduu gibi grnmeyen, kibirli, kendine ar gvenen, drstlkten uzak insanlard. yle ki, yeni tandklarnn bir blmne yalnzca sayg duymuyordu Nehldof, yrekten seviyordu da onlar, bir blmne kar da ilgisizdi. VI

Nehldof en ok, Katyua'nn kafilesindeki Kritsof adnda, krek cezasna arptrlm, veremli genci sevmiti. Nehldof daha Yekaterinburg'da tanmt onunla; sonra yolculuk srasnda birka kere grm, sohbet etmilerdi. Yazn bir menzilde verilen gnlk molada btn gn beraber geirmilerdi; alan Krltof yksn, devrimci nasl olduunu anlatt ona. Ceza evine dnceye kadarki yks ok ksayd. Gney illerinden birinin zengin toprak sahiplerinden olan babas, o daha bebekken lm. Ailenin tek ocuuymu, annesi yetitirmi onu. Lisede de niversitede de ok rahat okumu, fen fakltesinin matematik blmn birincilikle bitirmi. niversitede kalmasn, yurt dna gitmesini nermiler ona. Karar veremiyormu. Sevdii bir kz varm; evlenip tarmla uramay dnyormu. Can her eyi istiyormu, ama kararn veremiyormu bir trl. Bu arada niversiteden birtakm arkadalar toplumsal sorunlar iin para istemiler ondan. Bu toplumsal sorunun, o zamanlar hi ilgi duymad devrimci almalar olduunu biliyormu, ama arkada sevgisiyle, korktuu sanlmasn diye gururundan, vermi paray. Paray alanlar yakalanmlar; paray verenin Kritsof olduunu gsteren bir de pusla geirilmi ele; tutuklamlar onu, ceza evine atmlar. - Beni attklar ceza evi, diye anlatyordu Kritsof (Yksek ranzasnda, ellerini dizlerine dayam oturuyor; parlayan, zeki, itenlik okunan gzleriyle arada bir bakyordu Nehldof'a yalnzca. Gs ieri kkt.) Pek o kadar kt deildi: Duvar tklatarak haberletiimiz gibi, koridorda da dolaabiliyor, fsltyla konuuyor, sigaramz, yiyeceimizi paylaabiliyor, akamlar koroyla ark bile syleyebiliyorduk. Sesim ok gzeldi benim. Evet. Annem olmasayd -periand kadncazn durumu- cezaevinde hi sklmazdm, sevinirdim bile oraya dtme. ok ilginti nk. Bakalar yannda, nl Petrof'la da (sonra kalede camla bileklerini keserek intihar etti) tantm orada. Ama bir devrimci deildim. ki hcre komum vard. kisinin de suu aynyd. Polonya devrimcilerinin bildirileriyle yakalanmlard. Trenle gtrlrken kafileden ayrlp kamak istedikleri iin yarglanyorlard. Biri Lozinski adnda bir Polonyalyd; teki ya-yudiydi, Rozovski'ydi ad. Evet. Daha ocuktu bu Rozovski. On - 423 yedi yanda olduunu sylyordu, ama on be yanda gsteriyordu. Clz, ufak tefek, simsiyah gzlerinin ii prl prl, hayat dolu bir ocuktu; btn yahudiler gibi, mzii de ok seviyordu. Sesi kvamn bulmamt henz, ama gzel ark sylyordu. yle ite. Ben oradayken gtrdler onlar mahkemeye. Sabaht gtrdklerinde. Akam dndler, lm cezasna arptrldklarn sylediler. Hi kimse beklemiyordu bunu. ok nemsizdi sular: Kafileden ayrlp kamaya yeltenmilerdi yalnzca, hi kimseyi yaralamamlard bile. Hem Rozovski gibi bir ocuu idam etmek akln alabilecei bir ey deildi. Cezaevinde hepimiz, bunun bir gzda olduu, kararn uygulanmayaca inanandaydk. nce heyecanlanm, ama sonra durulmutuk; eskisi gibi geiyordu gnlerimiz gene. Evet. Ama bir gn gardiyan benim kapya yaklat, marangozlarn geldiini, daraac kurduklarn fsldad kulama. Kimlerin geldiini, gardiyann ne daraa-cndan sz ettiini anlamamtm nce. Ama yal gardiyan ylesine heyecanlyd ki, yzne baknca, daraacnn bizimkiler iin hazrlandn anladm. Duvar tklatarak arkadalarla konumak istiyordum ama onlarn duyacandan korktum. Arkadalarn da sesi kmyordu. Besbelli herkes biliyordu durumu. Koridorda hcrelerde bir lm sessizlii vard o gece. Duvar tklatarak konumuyor, ark sylemiyorduk. Saat onda gene geldi gardiyan, Moskova'dan cellt getirildiini syledi. Hemen uzaklat. Geri gelmesi iin seslendim ona. Kordorun kar srasndaki odasndan Rozovski'nin sesi duyuldu anszn: Ne oldu? Niin aryorsunuz onu? Bir eyler sylemeye altm, ttn isteyecektim de dedim. Ama iine domutu sanki; niin ark sylemediimizi, niin duvar tklatmadmz sormaya balad. Ne cevap verdiimi hatrlamyorum, onunla konumamak iin geri ekildim kapdan. Evet. Ne korkun bir geceydi o! Btn gece en kk br tkrtya kulak kabarttm. Sabaha kar koridorun ucundaki kapnn aldn duydum birden. Ayak sesleri vard. Hcremin kapsndaki kk pencereden bakyordum. Gaz lmbas yanyordu koridorda. En nde mdrd. iko bir adamd mdr. Grnte .sertti, gururluydu. imdi kire gibiydi yz, korkuyordu sanki. Yardmcs iki adm arkasndan yryordu. Yz askt, kararlyd. Daha arkada nbeti bir er vard. Benim_424 kapnn nnden geip, bitiik hcrenin nnde durdular. Mdr yardmcsnn tuhaf bir sesle seslendiini duydum: Lozinski, kalkn, temiz amarlarnz giyin. Evet. Sonra kap gcrdayarak ald, Lozinski'nin hcresine girdiler; Lozinski'nin ayak seslerini duydum. Koridorun kar yanna yrd. Yalnz mdr grebiliyordum. Yz bembeyaz, yle duruyor ceketinin dmelerini zp ilikleyerek oynuyor, omuzlarn kaldrp indiriyordu. Evet. Anszn bir eyden rkm, bir kenara sinmiti sanki. Lozinski gemiti o anda yanndan, benim hcremin kapsna yaklamt. Yakkl bir genti, Polonyallarn yakklsnn nasl olduunu bilirsiniz: nce, kvrck, sar salarn evreledii geni, dz bir aln; gzel, mavi gzler. Kanl canl, salkl, aslan gibi bir delikanlyd. Tam nmde durdu, yzn gryordum. Korkuyla kaplanmt yz, sarkm, sararmt. Krltsof, sigaranz var m? Veriyordum ki, mdr yardmcs, ona uzatt. Bir sigara ald. Mdr yardmcs yakt sigarasn. meye balad, bir yandan da dnyordu sanki. Sonra bir eyi hatrlam gibi konumaya balad: Canavarlk bu, hakszlk. Hi bir suum yok benim. Ben... Gzlerimi ayramadm beyaz, taze boynunda bir ey kprdad, devam edemedi, sustu. Evet. O srada Rozovski' nin ince, Yahudi sesi nlad koridorda. Bir eyler sylyordu. Lozinski sigaray yere att, uzaklat kapmdan. Kk pencerenin

nnde Rozovski belirdi. Nemli, siyah gzlerinin parlad ocuksu yz gzeldi, terliydi. O da temiz amarlarnn giymiti; pantolonu ok boldu. kide bir yukar ekiyordu onu, zangr zangr titriyordu. Acyla kapl yzn kapmdaki kk pencereye yaklatrd: Anatoli Petrovi, doktor hlamur imemi sylemiti, deil mi? Hastaym, biraz daha hlamur imeliyim. Hi kimse cevap vermiyordu ona, soru dolu baklarn bir bana bir mdre eviriyordu. Bununla ne dernek istediini anlayamamtm. Evet. Sonra birden sertleti mdr yardmcs, gene o crlak sesiyle, Ne oyalanyorsunuz? diye bard. Yryn. Onu nelerin beklediini anlayacak gte olmad belliydi Rozovski' nin. Acelesi varm gibi nden yrd. Sonra durdu. Ku!ak trmalayan sesini, hkrklarn duyuyordum. Bir patrtdr balad, ayak seslen doldurdu koridoru. Sonra giderek uzaklat sesler. Koridorun ucundaki kap alp kapand, bir sessizlie g- 425 mld her ey... Evet. Astlar onlar. kisini de astlar. Aslla-rm gren baka bir gardiyan anlatt bana. Lozinski kar koymam hi, ama Rozovski uzun sre rpnm; yle ki, sryerek karmlar onu daraacna, ilmii zorla geirmiler boynuna. Evet. Biraz aptald bu gardiyan. Bunun korkun bir ey olduunu sylyorlard, beyim. Hi de korkun deilmi meer. Sarkm-omuzlarn iki kere yle yaptlar, omuzlarn hzla kaldrp ndirdi iki kere-, sonra, ilmikler iyi otursun diye evirdi onla-- cellt, tamam... bir daha kprdamadlar. Krltsof gardiyann szlerini tekrar etti: - Hi de korkun deilmi meer. Glmsemek istedi, ama hkra hkra alamaya balad lirden. Sonra uzun sre sustu. Sk sk soluk alyor, boazna dm-Jlenen hkrklar tutmaya alyordu. Sakinletikten sonra: - O gnden sonra devrimci oldum ite, dedi. Evet. Ksaca anlatt yksn. Halk kurtulu rgtndenmi; hatt devleti, iktidar halka b-rakncaya dek sktrmay ama edinmi bozguncu grubunun nderiymi. Bu amala kh Petersburg'a, kh yurt dna, kh Kiyef'e, Odesa'ya gidiyormu. Her yerde baar salam. En ok gvendii adam ele vermi onu sonunda. Tutuklamlar, yarglamlar, iki yl srm yarglamas, lm cezasna arptrmlar, lm cezasn mebbet kree evirmiler sonra. Ceza evinde verem yapm yakasna. imdi iinde bulunduu koullar altnda en ok birka aylk mrnn kald belliydi, kendi de biliyordu bunu, ama yaptna piman deildi gene de; bir mr daha olsa, onu da ayn yolda -dzenin yklmas yolunda- kullanacan sylyorlard. Krltsof'un yks, onunda dostluu Nehldof'un, o gne kadar anlamad ok eyi anlamasna yardm etmiti. VII ocuk yznden kafile komutan subayla cezallar arasnda atma kt gn Nehldof ge uyanm, handa kalyordu- kente varnca postaya ataca mektuplardan birkan yazm, handan her zamankinden daha bir ge kt iin kafileye eski-- 426 den olduu gibi yolda yetiememi, ara menzilin bulunduu kye ancak ortalk karardktan sonra varmt. Beyaz boynu son derece kaln, yal, iman, dul bir kadnn hannda slak stn ban kuruttuktan; bir.sr tasvirle, tabloyla ssl temiz konuk odasnda doya doya ay itikten sonra Nehldof aceleyle kmt; subaydan grme izni almak iin menzile gidiyordu. Bundan nceki alt etapta da kafile komutan subaylar deitikleri halde- Nehldof'u menzile sokmamlard. yle ki bir haftadan ok oluyordu Nehldof Katyua'y grmeyeli. Bu sertliin sebebi, cezaevleri genel mdrlnde grevli byk br memurun geeceinin renilmi olmasyd. Byk memur, kafileye bakmadan gelip gemiti imdi. Nehldof, kafileyi o sabah teslim alan subayn, teki subaylar gibi, cezallarla grmesine izin vereceini umuyordu. Han sahibesi, kyn sonundaki menzile gitmesi iin pay-tona binmesini syledi Nehldof'a, ama yayan gitmeyi yeledi. Yeni boyanm kocaman izmeleri zift kokan, geni omuzlu, yiit grnl gen ii yol gstermek iin onunla geldi. Zifiri karanlkt, gen ii pencerelerden sokaa den ktan adm uzaklanca Nehldof gzden kaybediyordu onu artk, yalnz izmelerinin amurda kard sesi duyuyordu. Kilisenin olduu alan, peinden iki yannda aydnlk pencerelerin uzand uzun soka getikten sonra, Nehldof yol gstericisinin arkasnda, karanla daldlar. Ama biraz sonra, menzilin evresinde yanan fenerlerin soluk klan grnd. nce krmz lekeleri andran bu klar giderek bydler, belirginle-tiler. Duvar, bir aa bir yukar dolaan nbetinin siyah glgesi, izgili direk, kulbe grnd. Nbeti her nbeti gibi karlad yaklaanlar: Kim var orada? Gelenlerin yabanc olduunu anlaynca yle sertleti ki, kapnn nnde durmalarna bile izin vermek istemedi. Ama Nehldof'un yol gstericisi nbetinin sertliine aldrmad. - Ne kadar da sertsin yle, canm! dedi. Hadi ko avuu ar, biz bekliyoruz burada. Nbeti cevap vermeden bararak bir eyler syledi ieri; sonra, geni omuzlu delikanlnn, yerden ald bir ple fenerin nda da Nehldof'un izmelerinin amurunu temizleyiine _ 427 -

bakmaya balad dikkatli dikkatli. Duvarn tesinden kadn erkek sesleri geliyordu. dakika sonra demir kap ald, paltosunu omuzuna asm avu karanlktan fenerin aydnlna kt, ne olduunu sordu. Nehldof, zel bir i iin grmek istediini nceden yazd kart uzatt avua, onu komutana vermesini syledi. avu nbeti kadar sert deildi, ama ok meraklyd o da. Nehldof'un niin komutanla greceini, kimin nesi olduunu ille de renmek istiyordu. Bir kar kokusu ald, frsat karmak istemedii belliydi. Nehldof, nemli bir iinin olduunu, ona hakkn vereceini, kart komutana gtrmesini syledi. avu kart ald, ban peki anlamna sallayp gitti. Biraz sonra gene ald kap, ellerinde sepetlerle, st kaplary-la, torbalarla kadnlar kmaya balad dar. Sibirya aksanyla yksek sesle konua konua kyorlard kapdan. Hepsi de kyl gibi deil, kentli gibi giyinmiti; bazlarnn zerinde manto, bazlarnn krk vard. Etekleri ksayd, bartlydler. Fenerin nda Nehldof'la yanmdakini merakla tepeden trnaa szyorlard geerken. Bir tanesi tatl tatl kfretti geni omuzlu delikanlya -onunla karlatna sevindii belliydi.- Burada ne aryorsun, deli? diye ekledi. Delikanl cevap verdi: - Konua yol gsterdim. Sen ne getirdin? - Yemek. Sabah gene gelmemi sylediler. - Gece kalman istemediler mi? dedi delikanl. Kz kahkahayla glmeye balad: - Allah cann alsn e mi?! Hadi kye beraber dnelim. Delikanl bir eyler daha syledi, yalnz kadnlar deil nbetiyi de gldrd. Sonra Nehldof'a dnd: .'- Yalnz bulabilir misiniz yolu? Kaybolmazsnz ya? - Bulurum, bulurum. - Kiliseyi getikten sonra iki katl evi de gein, sadan ikinci sokak. u denei de aln. Elindeki, bir adam boyundan uzun denei Nehldof'a verdi; kocaman izmeleriyle amurlara bata ka, kadnlarla beraber kayboldu karanlkta. Kap gene alp, avu dar karak Nehldof'u ieri, komutann yanna buyur ettiinde geni omuzlu delikanlnn, kadnlarnkini bastran gr sesi hl duyuluyordu karanln iinden.VIII Bu ara menzil de Sibirya yolundaki menzillerin, ara menzillerinin aynyd: Ular sivri kaln kalaslardan yaplm bir duvarla evrili avluda tek katl yap vard. Pencereleri demir parmaklkl olan en byk yapda cezallar vard; tekinde de k vard. Yalanc bir kt bu, iersinin rahat, scak, huzur verici olduunu syleyen yalanc bir k. Kaplarn nnde fenerler yanyordu, ayrca be fener de duvarlarda vard. Assubay, tahta yoldan, yaplarn en kne gtrd Nehldof'u. basama knca konuu ne geirdi. Nehldof gaz lmbasyla aydnlanan, yank kokan hole girdi. Kaba bezden gmlekli, kravatl, siyah pantolonlu bir er yere melmi, sar konlu izmelerinden birinin koncu elinde, onunla fleyerek semaverin altn yakmaya alyordu. Nehldof'u grnce doruldu, pardssn ald, ieri odaya girdi. - Geldi, efendim. fkeli bir ses duyuldu: - ar bakalm. Er: - Girin, dedi. Aceleyle semaverin nne kt gene. Tavana asl bir lmbann aydnlatt odada, iki ieyle yemek artklar olan masann banda, geni omuzlarn, gsn saran Avusturya ii bir ceket giyen sar, uzun bykl, ok yakkl bir subay oturuyordu. Scack odada sigara kokusundan baka insann burun kemiini szlatan birtakm kokular daha vard. Nehldof'u grnce hafife doruldu yerinden subay, dik dik bakt ona. Alaya, kukuya benzer bir ey vard bu baknda. - Ne istiyorsunuz? dedi. Cevap beklemeden kapya doru seslendi: - Bernof! Ne zaman hazr olacak u semaver? - Yanyor efendim. Subay, gzleri fkeyle parlayarak: - Yanyor yapacam seni, greceksin o zaman! diye bard. Er: - Getiriyorum! dedi. Semaverle girdi odaya. Er, semaveri koyarken Nehldof bekliyor, subay -neresine _ 429 _ tokad yaptracan hesaplyormu gibi- ufak gzleriyle hain hain bakyordu ona. Semaver koyulduktan sonra subay ay demledi, dolaptan drt keli konyak iesiyle, Albert marka bisk-vitini ald. Hepsini masaya koyduktan sonra gene Nehldof'a dnd. - Emriniz? Nehldof oturmadan: - Cezal bir bayanla grmek istiyordum da, dedi.

- Siyasi mi? diye sordu subay. Siyasilerle grmek yasalarca yasaklanmtr. - Siyasi deil. - Buyrun oturun ltfen. Nehldof oturdu. - Siyasi deil, diye tekrarlad, ama benim ricamla, gene! ldrlk siyasilerin arasna almt onu. Subay: - Biliyorum, diye kesti szn. Ufak tefek, esmer bir kaln m? Olur tabi. Sigara ister miydiniz? Sigara kutusunu Nehldof'a doru itti; dikkatle iki bardak ay koyduktan sonra birini Nehldof'un nne srd. - Buyrun, dedi. - Teekkr ederim. Hemen grsem ok iyi olurdu. - Gece uzun. Grrsnz. artrm onu size. Nehldof: - agrmasanz da, ben oraya gitsem olmaz myd acaba? diye sordu. - Siyasilerin yanna m? Yasalar inemek olur bu. - Birka kere braktlard beni. Onlara herhangi bir ey vereceimden korkulacaksa, greceim kadn araclyla da verebilirim. Subay pis pis glmseyerek: - Veremezsiniz, dedi, ararlar zerini. - Benim zerimi arayn. Subay, mantarn kard konyak iesini Nehldof'un bardana gtrerek: - ster misiniz? dedi. nemli deil canm, bunu yapmasak da olur. Nasl isterseniz. nsan u Sibirya'da okumu, kibar bi-- 430 riyle karlanca seviniyor baya. Bildiiniz gibi, bizim grevimiz en can skc grevdir dnyada. Hele baka grevlere alm bir insan iin daha da ardr. Halk arasnda, kafile komutan subaylarn kaba, karacahil insanlar olduu dncesi yaygndr; oysa onlarn arasnda da bambaka yaradlta insanlarn olabilecei hi kimsenin aklna gelmez. Subayn krmz yz, kulland lavantalarn kokusu, yz, zellikle souk gl tiksindiriyordu Nehldof'u; ama yolculuk boyunca olduu gibi, imdi de ciddi, dikkatli bir ruhsal durum iindeydi; bu ruhsal durum, karsndakine nefretle davranmasna izin vermiyordu. Herkese kar iten olmak zorunda olduu inancndayd. Subay sonuna kadar dinledikten sonra; onun, emri altndaki insanlara strap ektirilmesine katld iin zldn dnerek, ciddi: - Sanrm, bulunduunuz grevde de, insanlarn ektii strab hafifleterek avunabilirsiniz, dedi. - Ne strab? Byledir bunlar. Nehldof: - Nasl? dedi. Onlar da insan. Aralarnda susuz olanlar da var. - Her eidi vardr elbette. Elinde olmadan acyor insan. Baka subaylar gzlerinin yama bakmazlar, ben elimden geldiince iyi davranyorum onlara. Onlar ac ekeceine ben ekeyim daha iyi. Bakalar bir ey olunca yasalar uygularlar hemen, tetie aslrlar. Gene ay koyarak devam etti: - ster misiniz? Biskvit de aln. Grmek istediiniz kadn kim? - Geneleve den bahtsz bir kadn. Haksz yere cinayetle suladlar onu, aslnda ok iyi bir insandr. Subay ban sallad. - Evet, oluyor byle eyler. Kazan'da da bir kadn vard. Em-ma'yd ad. Bu ansn hatrlaynca elinde olmadan glmsedi. - Macard, ama bir ranl kadar iri iriydi gzleri. ylesine almlyd ki, kontes sanrdnz... Nehldof subayn szn kesti, eski konuya dnd gene: - 431 - Emriniz altndayken, bu insanlarn ektikleri aclar hafifletebilirsiniz sanyorum. Byle davranmakla mutlulua da erieceiniz kansndaym. Nehldof, bir yabancyla ya da ocukla konuuyormu gibi, elinden geldiince tane tane, anlalr bir biimde konumaya alyordu. Subay, gzlerinin ii parlayarak bakyordu Nehldof'a. O anda aklnn takld, br ranl kadar iri gzl Macar kadndan sz edebilmek iin Nehldof'un susmasn sabrszlkla bekledii belliydi. - Evet, dedi, haklsnz. Acyorum da onlara. Yalnz u var, Emma'yanlatyordum size. yle bir... Nehldof: - Beni ilgilendirmiyor byle eyler artk, diye kesti szn. Ak ak syleyeceim size, eskiden baka trl dnrdm bu konuda, ama imdi, kadnla erkek arasndaki bu eit ilikiden nefret ediyorum. Subay rkek rkek bakt Nehldof'a. - Bir bardak daha ier misiniz?

- Hayr, teekkr ederim. Subay: - Bernof! diye seslendi. Beyi Bakulof'a gtr, siyasilerin yanma braksnlar onu. Yoklamaya kadar kalabilir orada. IX Nehldof, emirerinin arkasndan, fenerlerin soluk nn aydnlatt karanlk avluya kt gene. Karlarna kan nbeti er, Nehldof'u gtren emirerine sordu: - Nereye? - Siyasilerin yanna, be numaraya. - Buradan geemezsin, kap kilitli, arkadan dolan. - Kim kilitledi? - avu kilitleyip kye gitti. - Byle buyrun efendim. Emireri, Nehldof'u arkadan dolatrp, tahtalarn zerinden geerek bir kapya gtrd. Daha uzaktan duyuluyordu ierdeki- 432 uultu; iyi bir oula hazrlanan bir kovan gibi kaynama vard ierde. Kap alnca oald uultu, barp armalar, kfrler, kahkahlar duyuldu. Zincir akrtsyla tandk ar pislik, katran kokusu birbirine karmt. Bu iki izlenim -uultuyla zincir akrts ve bu korkun koku- Nehldof'un zerinde mide bulantsn andran bir etki uyandrrd daima. Bu iki izlenim birbirine karr, birbirini glendirirdi. Pis kokan kocaman bir teknenin bulunduu hole girince Nehldof'un dikkatini ilk eken, teknenin kenarnda oturan bir kadn oldu. Kadnn karsnda, tra edilmi banda yana yat-, m yamru yumru apkasyla bir adam oturuyordu. Konuuyorlard. Adam, Nehldofu grnce gz krpt ona: - Su iene ylan bile dokunmaz, diye mrldand. Kadn eteini dzeltti, ban nne edi. Holden sonra, hcrelerin kaplarnn ald koridor geliyordu. lk hcre ailelerindi, sonra bekrlarn byk hcresi geliyordu, koridorun sonunda da siyasilere ayrlm iki kk hcre vard. Yz elli kiilik menzil yapsna drt yz elli kiiyi doldurunca ylesine skk olmutu ki, cezallar hcrelere smam, koridoru doldurmulard. Bazlar yerde oturuyor, yatyor; bazlar da ellerinde bo ya da scak su dolu aydanlklarla bir aa bir yukar gidip geliyorlard. Tara da onlardand. Nehldof'un arkasndan yetiti, sevgiyle glmseyerek: - Ho geldiniz, dedi. Taras'n gzel yznde, burnunun zerinde, gznn altnda morluklar vard. - Ne oldu san? diye sordu Nehldof. Tara glmsedi. - Bir ey yok. Assubay, kmser bir tavrla: - Yiyorlar birbirlerini, dedi. Arkalarndan gelen bir cezal: - Kadn yznden, diye ekledi, Fedka'ya tutulmu biri kr ktk. Nehldof: - Pedosya nasl? diye sordu. - 433 Tara: - yi, dedi, ay suyu gtryorum ona. Aile hcresine girdi. Nehldof ban uzatp ieri bakt. Hcre tklm tklm doluydu. Kadnl erkekli cezallar ranzalarda, yerlerde yatyordu. ersi kuruyan slak amarlardan kan buharla doluydu. Kadnlar bara ara konuuyorlard. Sonraki kap bekrlarn hcresinin kapsyd. Buras daha da kalabalkt. Kapnn hemen dibinde bile, yars koridorda, aralarnda bir eyi paylamaya alan, stleri balar slak sekiz on kii vard. Assubay, avuun yemek paras datttn syledi Nehldof'a. Assubayla yannda kibar konuu grnce sustular kapdakiler, nlerinden geen- . lere kt kt baktlar. Para alan cezallar arasnda Nehldof, ekik kal, beyaz yzl, gzleri i gibi duran, zavall grnl bir ocuu yanndan hi ayrmayan krek cezas yemi Fyo-dorof'la; szde Sibirya taygalarnda dolarken arkadan ldrp yemesiyle n yapm yz iek bozuu, iren, burunsuz ayla grd. Aylak, slak ceketini omuzuna atm, koridorda duruyor, kenara ekilmeden alayl alayl, kstaha Nehldof'un gznn iine bakyordu. Nehldof yryp geti. Geri bu grnm hi de yabancs deildi Nehldof'un; aydan beri bu drt yz ar cezaly eitli durumlarda grmt -yakc scakta da, zincire vurulmu bacaklarnn kard toz bulutu iinde de, yolda verilen molalarda da, menzillerdeki ak ahlkszla dalm durumda da- ama aralarna her girdiinde, imdi olduu gibi, hepsinin, baklarn ona ynelttiini hissettiinde de, her zaman kendi kendinden utanr, strap duyar, bu insanlara kar sulu olduu duygusuna kaplrd. Onun iin en ac olan da, bu utan duygusuyla, sululuk duygusuna bir de dayanlmaz irenme duygusuyla korkunun karmasyd. Bu insanlarn, iine

sokulduklar durumda baka trl olamayacaklarn biliyor, gene de onlardan irenmemek gelmiyordu elinden. Nehldof, siyasilerin kapsna ynelince bir ses duydu arkasnda: - Hanmevltlarna gelmi, asalaklara. Dirili - F: 28- 434 Ksk bir ses cevap verdi: - Birine bir ey olmutur gene, karnc armasn sakn. Arkasndan kba bir kfr geldi. Alayl, nefret dolu kahkahalar duyuldu. X Nehldofu getiren assubay, bekrlarn hcresini getikten sonra, yoklamadan nce gelip onu alacan syleyerek geri dnd. Assubay gider gitmez, plak ayakl bir cezal, zincirlerini tutarak abuk admlarla yaklat Nehldof'a, -eki ter kokuyordu- esrarl bir fsltyla: - Yardm edin bize efendim, dedi. Ufakln ii tamam. irdiler onu. Bu sabah yoklamada Karmanof'un yerine geti. Yardm edin, yalnz yapamayz bu ii, ldrrler bizi. Konuurken tell baklarn evresinde dolatryordu. Szn bitirir bitirmez ayrld Nehldof'un yanndan. Olay uydu: Krek cezasna arptrlm Karmanof, yzce kendisine ok benzeyen srgn bir delikanly onunla yer deitirmeye raz etmiti. Delikanl onun yerine kree gidecek Karmanof da srgn. Nehldof'un haberi vard bu olaydan. Ayn cezal bir hafta nce amt ona bu yer deitirmeyi. Nehldof, anlad, elinden geleni yapacak anlamna ban sallad, kimseye bakmadan yoluna devam etti. Nehldof daha Yekaterinburg'dan tanyordu bu cezaly. Karsnn onunla beraber gelmesine izin verilmesi iin yardm istemiti Nehldof tan. Onun bu davran artmt Nehldofu. Orta boylu, otuz yalarnda, tam bir kylyd. Adam soymaya ve ldrmeye teebbsten krek cezasna arptrlmt. Makar Devkin'di ad. ok tuhaft suu. Nehldof'a suu kendisinin deil, iindeki eytann ilediini anlatmt. - Bir adam gelip, krk verst tedeki bir kye gitmek iin babamn kzan kiralad, diye anlatyordu. Babam mteriyi benim gtrmemi syledi. At kzaa kotum, giyindim, mteriyle oturup ay itim. ay ierken adam evlenmeye gittiini, yannda be yz ruble olduunu anlatt bana. Bunu duyunca avluya ktm, baltay alp kzaa, samanlarn altna sakladm. Baltay - 435 unutmutum bile. Ancak, gideceimiz kye yaklatmzda... alt yedi verst yolumuz kalmt. oseden ayrlp da yoluna saptm. ndim, kzan arkasndan yrmeye baladm. O ses durmadan fsldyordu kulama: Daha ne dnyorsun? Daa k, osede gelen geen olur, orada aatan baka canl yok. Bir sr para var adamn cebinde. Bekleme artk, tamam. Samanlar dzeltecekmiim gibi eildim kzan zerine, balta hemen geliverdi elime. Adam dnp bakt o anda birden. Ne yapyorsun? dedi. Baltay salladm, kafasn uurmak iin tabi... ama ak gibi adamd, birden aa atlad, ellerimden yakalad. Ne yapyorsun be hayvan?... dedi. Bir yumrukta karlarn iine yollad beni. Kavgaya bile girimedim onunla, hemen teslim oldum. Kuayla balad kollarm kzaa att, doru karakola gtrd. eri tktlar, yargladlar. Tandklar iyi bir insan olduumu, kt bir eyimin o zamana kadar grlmediini sylediler yargca. Yannda altm kar koca da syledi. Avukat tutmaya lzum bile yoktu, onun iin drt yl verdiler. te bu Makar, hemerisini kurtarmak iin, hayatn bile bile tehlikeye atarak, cezallarn bir srrn Nehldof'a amt. Yaptndan arkadalarnn haberi olsa, onu, boazm skarak ldreceklerini biliyordu. XI Siyas sulular, kaplar koridorun tahta br perdeyle ayrlm blmne alan iki kk hcreye koymulard. Tahta perdeyi geince Nehldof'un ilk grd, elinde bir am odunuyla, yeni tutuan sobann nne melmi Simonson oldu. Ceket vard zerinde. Nehldof'u grnce yerinden kalkmadan, kaln kalarnn altndan aadan yukar bakt ona. Nehldof'un gzlerinin iine manal manal bakarak: - Geldiinize ok sevindim, dedi, konumalym sizinle. - Ne var? diye sordu Nehldof. - Sonra. imdi iim var. Simonson sobayla ilgilenmeye balad gene. zel bir kuramna gre, s enerjisini en az kayba uratarak yakmaya alyordu onu.- 436 Nehldof birinci kapdan giriyordu ki, teki kapdan, sprgenin zerine yd p sobaya gtren Maslova'nn ktn grd. Beyaz bir bluz vard zerinde, eteini alttan balam, orap giymiti. Toz olmasn diye beyaz bartsn kalarna kadar indirmiti. Nehldof'u grnce telland, yz kpkrmz oldu, sprgeyi aceleyle yere koyup, ellerini etekliine sildi, geldi tam karsnda durdu. Nehldof elini uzatt ona: - Ortal m temizliyorsunuz? diye sordu. Maslova glmsedi.

- Evet. Eskiden de ayn eyi yapardm. yle pisti ki her yan, anlatamam. Ne zamandan beri temizliyoruz, ancak bu kadar oldu. Simonson'a dnd. - Battaniyeniz kurudu mu? Simonson Maslova'ya, Nehldof'u artan tuhaf bir biimde bakarak: - Hemen hemen, dedi. Maslova uzaktaki kapya doru yrrken: - imdi gelip ahrm onu, nce krkleri getireyim, dedi. Uzaklarken Nehldof'a birinci kapy gstererek ekledi: - Bizimkilerin hepsi burada. Nehldof kapy ap, yerde duran teneke bir gaz lmbasnn yarm yamalak aydnlatt kk hcreye girdi. Souktu iersi, kalkm toz, rutubet, ttn kokuyordu. Teneke gaz lmbas yakmndakileri iyi aydnlatyordu, ama ranzalar karanlktayd, duvarlarda sallanan glgeler dolayordu. Yiyecek, scak su almaya gitmi iki erkekten baka herkes kk hcredeydi. Nehldof'un eskiden tand Vera Yefremov-na da buradayd. Daha da zayflam, benzi solmutu imdi, iri gzlerinde bir rkeklik vard gene, alnndaki damar gzkyordu. Gri bir bluz giymiti, salar ksayd. Yere serdii gazete kdnn iine ttn koymu, sigara saryordu. Nehldof'un siyasi sulu kadnlar arasnda en ok holand Emiliya Rantseva da buradayd. Hcrenin i ilerine bakard Emiliya Rantseva, en ar koullar altnda bile bir kadn scakl, ekicilii verirdi hcreye. Bluzunun kolunu kvrm -g- 437 nete yanm kollar ok gzeldi- anaklar, fincanlar kuruluyor, kuruladklarn yandaki yataa serdii havlunun zerine koyuyordu. irkin denebilecek, gen bir kadnd Rantseva. Yznn, glmserken neeli, iten, ekici oluveren zeki, cana yakn bir ifadesi vard. imdi Nehldof'u byle bir glmsemeyle karlayarak: - Biz de sizi Rusya'ya geri dndnz sanyorduk, dedi. Mariya Pavlovna da buradayd. Kede, karanlkta oturuyor, tatl ocuk sesiyle barp aran sar sal kz ocuuyla bir eyler yapyordu. Nehldof'u grnce: - Ne iyi ettiniz geldiinize, dedi. Katya'y grdnz m? Kz ocuunu gstererek ekledi: - Bakn ne gzel bir konuumuz var. Anatoli Krltssof de ierdeydi. yice zayflam, sararp solmutu. i krkl izmeli bacaklarn altna alarak en kedeki yatan zerine iki bklm oturmu, ellerini yarm krknn kollarna sokmu, zangr zangr titriyor, parlayan gzleriyle Neh-ldof'a bakyordu. Nehldof ona doru yrd, ama kapnn hemen sanda glmseyen, gzel Grabets'le konuarak torbasnda bir ey arayan gzlkl, deri ceketli, sar salar kvrck bir adam oturuyordu. Adn herkesin duyduu nl devrimci No-vodvorof'du bu. Nehldof hemen selm verdi ona. Nehldof, kafiledeki siyasi sulular iinde bir tek bu adamdan holanmad iin selm vermekte acele etmiti ona. Novodvorof gzlklerinin arkasndan mavi gzlerini parlatarak bakt Nehldof'a, yzn buruturarak elini uzatt. Ak bir kmsemeyle: - Nasl, yolculuunuz iyi geiyor mu? diye sordu. Nehldof, karsndakinin kmser tavrn farketmemi, bunu yakn ilgi sanm gibi davranarak: - Evet, dedi ok iyi geiyor. Krltsof'un yanma yrd. Nehldof umursamaz davranyordu Novodvorof'a kar, ama gerekte hi de yle deildi. Novodvorof'un bu szleri, gizlemedii nefreti, Nehldof'un iinde bulunduu iyi ruhsal durumu bozuyordu. Can sklyor, zlyordu. Krltsof'un souk, titreyen elini skarak: - Naslsnz? dedi.- 438 Krltsof, elini aceleyle yarm krknn koluna sokarak: - yiyim, dedi, yalnz snamyorum bir trl, srlsklam stm bam. Buras da yle souk ki. Demir parmaklklarn dndaki, iki cam krlm pencereyi gsterdi. - Pencereler de krk. Sizden ne haber? Nerelerdeydiniz bu zamana kadar? - Brakmadlar, komutanlar ok sertti. Neyse bugnk biraz yumuak kt. - Ne de yumuak ya! dedi Krltsof. Bu sabah ne yaptn Maa'ya sorun. Manya Pavlovna, yerinden kalkmadan, o sabahki kz ocuu olayn anlatt. Vera Yefremovna kararl bir sesle -ama kararsz, rkek baklarn hcredekilerin yznde dolatrarak: - Bence topluca dileke vermeliyiz, dedi. Vladimir syle- di, ama yetmez bu. Krltsof yzn ekiterek: - Dileke mi? dedi.

Vera Yefremovna'nn tavrlarndaki yapmacktan, sinirli davranlarndan oktan beri holanmad belliydi. Nehldof'a dnd hemen. - Katya'y m aryorsunuz? Durup dinlenmeden alyor, ortal temizliyor. nce buray, erkek hcresini temizledi, imdi kadnlarnkini temizliyor. Yalnz pireleri temizlemek gelmiyor elinden. Onlar da rahat rahat yiyorlar bizi.Bayla Mariya Pavlov-na'nn olduu keyi gstererek: - Maa ne yapyor orada? diye sordu. Rantseva: - Evltlnn salarn taryor, dedi. Krltsof glmsedi. - Biti pireyi bizim zerimize salmasn da. Mariya Pavlovna: - Yo. dedi, dikkatli oluyorum. Temizlendi artk zaten. (Rantseva'ya dnd) Aln onu, gidip Katya'ya yardm edeceim ben. Battaniye de gtreyim ona. Rantseva ocuu ald; plak, tombul kollarn bir anne ef- 439 katiyle skarak yanna oturttu onu, bir para eker verdi eline. Mariya Pavlovna kt, biraz sonra scak suyla, yiyecekle iki erkek girdi ieri. XII Girenlerden biri orta boylu, zayfa bir genti. Kalnd krk, izmeleri uzundu. Scak su dolu, buhar kan iki aydanlk tutuyordu elinde, koltuunun altnda beze sarl ekmek vard. aydanl fincanlarn yanna koyup, ekmekleri Maslova'ya verirken: - Bizim Prens gelmi demek en sonunda, dedi. Yarm krkn karp, bann zerinden ranzann kenarna atarken devam etti: - ok gzel eyler aldk. Markel stle yumurta ald, balo var sanki bu akam. Rantseva'ya bakp glmsedi: - Kirilovna da her eyi gcr gcr yapm. Hadi koy ay. Bu gencin hareketlerinden, ses tonundan bakma kadar her eyinde bir canllk, nee vard. Gene orta boylu olan teksiyse tersine, ask yzl, baklarndan hzn okunan bir adamd. Renksiz, kuru yznde elmack kemikleri hemen dikkati ekiyordu. Gzel, yeil gzleri iri iri, dudaklar inceydi. Eski, pamuklu kumatan bir palto vard zerinde, izmeleri lstikti. ki mlekle bir sepet vard kucanda. Getirdiklerini Rantseva'nn nne koyduktan sonra ban hafife eerek selm verdi Nehldof'a. yle ki, selm verirken gzlerini ayrmamt ondan. Sonra terli elini isteksiz isteksiz uzatt ona, sepettekileri karmaya balad. Bu iki siyasi sulu da halktand: Birincisi kyl Nabatof, ikincisi fabrika iisi Markel Kondratyef'di. Markel otuz be yanda gen bir adamken katlmt devrimciler arasna; Naba-tof'sa on sekiz yanda. Ky okulunu bitirdikten sonra, stn baar gsterdii iin liseye alnmt Nabatof. Derslerinden baka bir eyle ilgilenmedii iin oray da altn madalya alarak bitirmi, ama -daha yedinci snfta, unutulmu kardelerini aydnla kavuturmak iin, arasndan kt halkn arasna dnmeye karar verdiinden- niversiteye girmemi, byk bir kye ktip olmu. Ama kyllere kitap okudu, aralarnda alveri iin kk ortaklklar kurdurdu gerekesiyle ksa bir zaman sonra tutuklanm. Bu birinci tutuklannda sekiz ay yatm ceza-- 440 evinde; davranlar gizliden izlenilmek zere serbest braklm. Cezaevinden kar kmaz baka bir il'e gitmi, bir kye retmen olmu, ayn eyi orada da yapm. Gene yakalamlar onu, bu kez bir yl iki ay tutmular ierde. Cezaevinde daha da glenmi inanlar. Cezaevine ikinci giriinden sonra Permi iline srmler onu, Kam oradan. Gene yakalanm, yedi ay cezaevinde yatrdktan sonra Arhangelsk iline srmler. Orada bu kez yeni ar'a ballk yemini etmedii iin Yakut blgesine srgn edilmi. yle ki, kendini bildi bileli mrnn yars cezaevlerinde gemi. Btn bunlar onu hi fkelendirmedii gibi, canlln da azaltmyor, tersine, daha da neeli ediyordu. Sindirim sistemi ok iyi alan, daima neeli, alkan, hareketli bir insand. Hi bir zaman pimanlk duymaz, gelecek zerine kafa yormaz, aklnn btn gcn, becerikliliini, i bilirliini, gnn koullarna gre kullanrd. Dardayken, kendine ama olarak setii ey iin -ii, zellikle kyl snfnn aydnla kavumas, rgtlenmesi iin- alyor; ierdeyken de gene ayn heyecanla, ayn beceriklilikle d dnyayla iliki kurmak iin, gnn koullar altnda, yalnz kendisinin deil, btn arkadalarnn en iyi biimde yaamalar iin elinden geleni yapyordu. Her eyden nce bir toplum insaniydi. Kendisi iin hi bir ey istemez, en kk bir eyle yetinir, ama arkadalar iin ok ey ister, her eit ii -beden iini de, fikir iini de- durmadan dinlenmeden, yemeden, uyumadan yapabilirdi. Bir kyl olduu iin alkan, akgz, becerikli, davranlarnda ll, kendini zorlamadan kibar, bakalarnn yalnzca duygularna deil, dncelerine kar da sayglyd. Okuma yazmas olmayan, dinine bal, dul, yal annesi sad; Nabatof yardm ederdi ona; cezaevinde olmad zamanlar da sk sk gider grrd onu. Nabatof eve geldiinde annesinin yaaynn iine girer, ilerinde yardmc olur, eski arkadalaryla, kyn delikanllaryla ilikisini kezmezdi. Gizli gizli ttn ierdi onlarla, yumruk yumrua dvrd; nasl aldatldklarn, aldatlmaktan kurtulmak iin ne yapmalar gerektiini anlatrd onlara. Devrimin halka getirecekleri zerine dnmeye, konumaya

balaynca, iinden kt halk hep olduu gibi -yalnz topraa kavumu, memurlardan, beylerden kurtulmu - 441 olarak- getirirdi gznn nne. Onun dncesine gre, halkn yaayn temelinden deitirmemeliydi -bu konuda Novodvo-rof'la, onun rencisi Markel Kondratyef'le ayrlyordu grleri;- devrimin btn yapy ykmamas gerektiini dnyordu o; bu, ok sevdii, salam, yce yapnn i kuruluunda birtakm deiiklikler yapmalyd yalnzca. Din konusunda da tam bir kylyd: Fizik tesi sorunlar, her eyin balangc, lmden sonra ne olaca zerine hi dnmezdi. Tanr -Arago iin olduu gibi- onun iin de, incele-leyi aklnn ucundan geirmedii bir varsaymd. Dnyann na-nas kurulduunu, Moisey'in dediklerinin mi yoksa Darvin'in dediklerinin mi doru olduunu umursad yoktu. Arkadalarnn ylesine nemsedikleri Darvinizm de, alt gnde yaratlma kuram gibi bir dnce oyuncayd onun iin. Dnyann nasl kurulduu sorunuyla ilgilenmemesinin sebebi, dnyada daha iyi nasl yaanlabilecei sorununun bir an ak-rndan ona da kalmt, ruhunun derinliklerinde tayordu onu; la uraan insanlarn hepsinde ortak olan o kesin inan, atalarndan ona dal kalmt, ruhunun derinliklerinde tayordu onu; Dnyada canllardan, bitkilerden hi birinin yok olmadna, devaml olarak bir biimden baka biime girdiklerine inanyordu. Gbre, buday, buday tavuk oluyordu; larva kurbaaya, trtl kelebee, fidan aaca dnyordu. yleyse insan da yok olmayacak, biim deitirecekti yalnzca. Buna inanyor, bu yzden lmden hi mi hi korkmuyor, lmn getirecei straplar nemsemiyor, ama bu konuda konumay da sevmiyor, becere-miyordu. almakt onun sevdii, insan baarya gtrecek ilerle urard daima, arkadalarn da bu eit ilerde almaya zorlard. Kafiledeki, halktan teki siyasi sulu Markel Kondratyef, yaradl bakmndan ok deiikti Nabatof'tan. On be yanda ie girmi, aalk duygusunu yenmek iin sigaraya, ikiye balamt. Bu aalk duygusunu ilk kez, ocukken bir yil banda duymutu: Fabrikatrn karsnn hazrlad am aacnn yanna gtrmlerdi onlar; ona da, teki ii ocuklarna da bir rublelik birer ddk, elma, fndk, ilek vermilerdi; fabrikatrn ocuklarnaysa, o zaman ona byl gibi grnen, -elli rubleden442 - 443 pahal olduklarn sonra rendii- oyuncaklar armaan etmilerdi. Fabrikaya tannm bir kadn devrimci ii olarak girdiinde yirmi yandayd Kondratyef. Kadn, onun kafas alan bir gen olduunu anlam, ona kitaplar, bildiriler veriyor, onunla uzun uzun konuuyor, toplumun iinde bulunduu durumu, bu durumun sebeplerini, dzeltilmesi iin gerekli olan eyleri anlatyordu ona. inde bulunduu kt durumdan kendisinin de bakalarnn da kurtulmak olanann bulunduunu renip, bu haince hakszl getirenlerin, yrtenlerin cezalandrlmalar iin de nne geilmez bir istek doldurdu benliini. Bu olana kii-oluna bilimin saladn sylemilerdi ona; o da byk bir hrsla bilime vermiti kendini. Bilimin sosyalist lky nasl gerekletireceini bilmiyordu, ama iinde bulunduu durumun hakszlklarn ona gsterdiine gre, ayn bilimin bu hakszlklar dzelteceine de inanyordu. Sonra kendi gznde teki insanlardan daha bir yksee karmt onu bilim. Bu nedenle sigaray, ikiyi brakm, fabrika deposuna yazc olarak alndktan sonra oalan bo zamannn hepsini okumaya vermiti. Devrimci kadn gerekli bilgileri veriyordu ona, her eyi renmekte gsterdii stn kavrama yeteneine, hrsna ayordu. ki yl cebir, geometri, tarih alt ellikle tarihi ok seviyordu;- edebiyat kitaplarn, eletiri yazlarn, sosyal yaynlar okudu. Devrimci kadn cezaevine attlar, Kondratyef'i de, odasnda yasak kitaplar bulunduu iin tutuklayp, bir sre cezaevinde tuttuktan sonra Vologorsk iline srgn ettiler. Orada Novodvo-rof'la tant, devrimci bir sr kitap daha okudu, eski bilgilerini tazeledi, sosyalist grleri daha da glendi. Srgnden dndkten sonra, alt fabrikann yklmas, mdrnn ldrlmesiyle sonulanan bir ii ayaklanmasna nderlik etti. Cezaevine attlar onu, yurttalk haklarndan yoksun edilerek srgn cezasna arptrld. Ekonomik dzene olduu gibi, dine kar da olumsuzdu tutumu. Yetitirildii dinin anlamszln grdkten, kendini ondan byk aba harcayarak, -nceleri korkuyla, sonra heyecanla, cokunlukla- kurtardktan sonra; onun da, atalarnn da bylesine aldatlmalarnn cn almak istiyormucasna, papazlarla, dnle alay etmeye balamt. l Kendi iin ok ey istemez, en kk bir eyle yetinirdi. almaya ocukluktan balam herkes gibi adaleli, salam bnyeli bir insand; en ar ite rahatlkla uzun sre alabilir; okumaya devam edebilmesi iin cezaevlerinde, menzillerde bo zaman olsun ok isterdi. imdi Marks'n birinci cildini okuyor, kitab, byk deeri olan bir ey gibi zenle saklyordu torbasnda. Arkadalarna kar pek bir souktu. Yalnz Novodvorof'a yaknlk gsteriyordu; yrekten balyd ona, her konudaki dncesini tartma gtrmez gerek sayyordu. nemli ilerde ayak ba olarak grd kadnlara kar sonsuz bir kmseme duyard. Ama Maslova'ya acrd; alt tabann st tabakaca ezilmesinin bir rnei olarak grd iin iyi davranrd ona kar. Bu yzden

Nehldof'u sevmez, onunla pek konumazd. Nehldof ona selm verdii zaman yalnzca elini uzatrd, kendi Nehldof'un elini skmaz, Nehldof'un, onun elini skmasn beklerdi. XIII Soba tutumu, ay demlenmi, bardaklara, fincanlara konmu, zerine st eklenmi; taze ekmekler, halanm yumurtalar, ya, dana ba, aya karlmt. Herkes masa diye kullanlan ranzann bana toplanm, yiyor, iiyor, konuuyordu. Rant-seva bir sandn zerinde oturuyor, barda boalana ay koyuyordu. Islak yarm krkn karp kuru battaniyesine sarnm, yatana uzanm, Nehldof'la konuan Krltsof'dan baka herkes Rantseva'nn evresindeydi. Yolculuk srasndaki souktan, yamurdan, amurdan, burada karlatklar pislikten, dzensizlikten, ortala bir eki-dzen vermek iin yorucu almadan sonra karnlar doyunca, scak ay iinde hepsi de neelenmiti imdi. Duvarn arkasndan duyulan teki sulularn grlt patrts, barp armalar, kfrleri, nasl bir ortamda olduklarn onlara hatrlatyormu gibi daha bir huzur veriyordu onlara. Denizin ortasndaki kck bir adadaym gibi, bu insanlar, onlar kuatan straplardan, hor grlmeden bir an uzak hissetmilerdi kendilerini, neelenmi, heyecanlanmlard. inde bulunduklar durumdan, onlar nelerin beklediinden baka her eyden- 444 szediyorlard. Ayrca, zoraki bir araya getirilmi kadnl erkekli genler arasnda her zaman grld gibi, onlar arasnda da bilinen, bilinmeyen gnl balar domutu. Hemen hemen hepsi birbirine tutkundu. Novodvorof, hep glmseyen, gzel Gra-bets'e kt. Grabets pek az dnen, gen bir niversite rencisiydi; devrime kar da ilgisizdi... Ama zamann etkisine kaplm, ne yapp yapp srgn cezasna arptrtmt kendini. Onca en nemli olan, erkekler konusundaki baarlaryd; sorgularda da, cezaevinde de, srgnde de bundan baka bir dnd olmamt. imdi de Novodvorof'un kendisiyle ilgilenmesiyle avunuyordu; o da Novodvorof a kt. Her nne gelene tutulan, ama nedense sevilmeyen Vera Yefremovna kh Nabatofa, kh Novodvorof'a k oluyordu. Kriltsof da Mariya Pavlovna'ya kar aka benzeyen bir duygu besliyordu. Erkeklerin kadnlara kar duyduklar sevginin aynyd bu, ama onun ak zerine dncelerini bildii iin bu duygusunu dostluk, minnettarlk -Mariya Pavlovna ok yakn ilgi gsteriyordu ona, hizmetini yapyordu- perdesi arkasnda ustalkla gizli tutuyordu. Nabatof'ia Ront-seva ok seviyorlard birbirlerini. Mariya Pavlavna'nn saduyulu bir kz olduu kadar, Rantseva da saduyulu, kocasna btn varlyla balanan bir kadnd. On alt yanda, daha lisedeyken, Petersburg niversitesinde renci Rantsef'e tutulmu, on dokuz yanda, Rantsef daha niversitedeyken evlenmiti onunla. Kocas, drdnc snfta niversite olaylarna katlm, Petersburg'dan srlm, devrimci olmu. O da tp fakltesinden ayrlm, kocasnn peinden gitmi, devrimci olmutu. Kocasn dnyadaki btn erkeklerin en iyisi, en aklls bilmeseydi sevmezdi onu, sevmeyince de ev-lenmezdi onunla. Dnyann en iyi, en akll erkeini sevip, onunla evlendikten sonra hayat, hayatn amacn en iyi, en akll erkein anlad gibi anlamaya, grmeye balad. Kocas nceleri hayat okuyup renmek olarak bilirdi, o da bu gr benimsemiti. Kocas devrimci olunca o da oldu. Bu dzenin srp gidemeyecei, her insann bu dzene kar sava amas; kiinin zgrce geliebilecei politik, ekonomik ortamn salanmas iin elinden geleni yapmas gerektii zerine olduka inandrc konuuyordu. Gerekten byle dndn, hissettiini sanyor- 445 du da, oysa aslnda kocasnn dnceleriydi bunlar. stedii tek ey de kocasyla arasnda hi bir gr ayrlnn olmamasyd. Kocasndan, annesinin yanna brakt olundan uzakta olmak ok ar bir eydi onun iin. Ama bu ayrla ruhsal kntye uramadan, soukkanllkla katlanyordu: Bunu kocas iin, -kocas da ona hizmet ettiine gre- doruluundan kuku edilemeyecek bir dva uruna yaptn biliyordu nk. Her an kocas vard aklnda, eskiden olduu gibi imdi de kocasndan baka hi kimseyi sevemezdi. Gelgelelim, Nabatof'un yrekten, temiz ak duygulandryor, heyecanlandryordu onu. Kocasnn arkada olan drst, kiilik sahibi Nabatof, kzkardeiymi gibi davranyordu ona kar; ama davranlarnda karde duygusundan te bir ey vard sanki, bu ey ikisini de rktyor, ayn zamanda g yaaylarna bir tad veriyordu. yle ki, bu grupta ak duygusundan tamamen uzak olan, Mariya Pavlovna'yla Kondratyef'ti yalnz. XIV Nehldof, her zaman olduu gibi Katyua'yla, aydan sonra yalnz grmek niyetindeydi. Kriltsof'un yanna oturmu, onunla konuuyordu. Sz arasnda Makar'n ona ba vurmasn, iledii suun yksn anlatyordu ona, Kriltsof, parlayan bakn Mehldof'un yzne dorultmu, byk bir dikkatle dinliyordu. Birden: - Evet, dedi. Sk sk dnrm ayn eyi. Kimlerle beraber gidiyoruz Sibirya'ya? Mutluluklar iin buralara srldmz insanlarla. Oysa hi tanmyoruz onlar, tanmak da istemiyoruz. stelik nefret ediyorlar bizden, dman sayyorlar. Asl korkun olan bu ite. Nehldof'la Krltsof'un konumasna kulak kabartan Novodvorof, atlak sesiyle:

- Korkun olan bir ey yok burada, dedi. Halk iktidara sayg duyar daima. Bugn hkmettir iktidarda olan, ona sayg duyuyor, bizden nefret ediyor; yarn biz olacaz iktidarda, o zaman bizi sayacaklar... Tam o srada duvarn te yannda bir grlt oldu; kfrler, zincir sesleri, barp armalar duyuldu, duvar yumrukluyor-446 - 447 lard. Birini dvyorlard, biri, Nbeti! diye baryordu. Novodvorof sakin: - Baksanza hayvandan farklar var m? dedi. Onlarla bizim aramzda bir yaknlama sz konusu olabilir mi? Krltsof sinirli: - Hayvan, diyorsun ama, dedi, Nehldof imdi bir olay anlatt. Makar'n, hemerisini kurtarmak iin hayatn nasl tehlikeye attn anlatt ona. - Bu hayvanlk deil, soylu bir davrantr, diye ekledi. Novodvorof alayl: - Duygululuk! dedi. Bu insanlarn ruhlarnda olup bitenleri, davranlarn anlayamayz biz. Sen soyluluk gryorsun bu davranta, oysa belki de kskanmtr o krek cezalsn. Birden Mariya Pavlovna kart sze, fkeli: - Bakalarnda iyi bir yan gremezsin sen zaten, dedi. (Herkesle senli benliydi.) - Olmayan bir eyi nasl greyim? - Hayatn bile bile korkun bir tehlikeye atyor adam, nasl olmaz bunda iyi bir yan? Novodvorof: - Bence, dedi, baarya ulamak istiyorsak, bunun iin ilk koul (Kondratyef, lmbann yannda okuduu kitab bir kenara koydu, dikkatle dinlemeye balad retmenini) olaylar, gzmzde bytmeden, olduu gibi grmektir. Her eyi halk iirt yapmak, ondan hi bir ey beklememek. Halk, almamzn ereidir bizim, ama bugnk durgunluk iinde bulunduu srece, yardmc olamaz bize. Bu nedenle, halk hazrladmz gelime gerekleinceye kadar ondan yardm beklemek kendimizi hayale kaptrmak olur. Sylev veriyormu gibi konuuyordu. Krltsof, yz kzararak: - Ne gelimesi? dedi. Keyf ynetime, ynetimde baskya kar olduumuzu sylyoruz, bu da bir eit bask deil midir? Novodvorof sakin, cevap verdi: - Deildir. Halkn hangi yoldan yrmesi gerektiini bildiimi sylyorum ben, gsterebilirim de bu yolu. - Peki ama gsterdiin yolun doru olduunu nereden biliyorsun? Engizisyonu, byk devrimin cinayetlerini douran bas-k da bu deil midir? Onlar da biliyorlard doru olan tek yolu. - Onlar yanldlarsa, bizim de yanldmz gstermez bu. hem onlarn samalaryla ekonomi biliminin delilleri arasnda byk ayrlk vardr. Novodvorof un sesi hcreyi dolduruyordu. Yalnz o konuu-yor, tekiler dinliyordu. Bir an ara verince Mariya Pavlovna: - Durmadan tartrlar, dedi. Nehldof sordu ona: - Siz ne dnyorsunuz bu konuda? - Bence Anatoli hakldr, halk bizim gibi dnmeye zor-fayamayz. Nehldof, Maslova'ya dnd, glmseyerek: - Ya siz, Katyua? dedi. Onun cevabn beklerken, uygunsuz bir ey syleyecei korkusuyla titredi ii. Maslova, kulaklarna kadar kzararak: - Bence ezilmitir basit halk, dedi, hem de ok. Nabahof: - Doru Mihaylovna, ok doru, diye haykrd. Adamakll ezildi imdiye kadar. Artk ezilmemeli. Biz de bunun iin al yoruz zaten. Novodvorof: - Devrimin amac zerine tuhaf bir dnce, dedi. Can skkn, sigara imeye balad. Krltsof: - Onunla konuamyorum, diye fsldad. Nehldof: - Konumamak ok daha iyi, dedi. XV Novodvorof btn devrimcilerce sayld, ok bilgili, ok zeki olarak bilindii halde, Nehldof, ahlk ynnden ortann altnda, ondan aa devrmicilerden sayard onu. Bu adamn akl gc -blneni-ok bykt; ama kendi zerine dncesi de -bleni- blneninden kat kat bykt, akl gcn oktan - 448 gerilerde brakmt. Ruhsal ynden Simonson'un tam tersi bir insand. Simon-son, davranlar dnceden doan, dnce snrlarn amayan insanlardand, -ounlukla erkekler arasnda grlr by-leleri.- Novodvorof ise -daha ok

kadnlarda grld gibi- dnce eylemi bir lde, duygunun koyduu amaca, bir lde de gene duygunun sebep olduu davranlar hakl gstermeye ynelmi insanlardand. Novodvorof'un devrim almas -onu son derece inandrc delillerle, ok gzel aklad halde- Nehldof'a bir kendini gstermek, nder olmak abas olarak grnyordu. Balangta, bakalarnn dncelerini kavramakta, onlar olduklar gibi aktarmakta yetenekli olduu iin renimi sresince, bu yetenee byk deer verildii evrede (lisede, niversitede) nderdi daima, seviyordu nderlii. Ama diplomasn alp da okuldan ayrlnca bu nderlii de sona ermiti -Novodvorof'tan holanmayan Krltsof byle anlatmt Nehldof'a;- yeni evresinde de nder olabilmek iin bu kez tm dncelerini deitirmi, lml ilericilikten an ilericilie gemiti. Yaradlnda kuku, kararszlk uyandran ruhsal, estetik niteliklerden bulunmad iin ksa bir zaman sonra devrim evresinde de istedii nderlii elde etmiti. Kendine bir yol setikten sonra bu konuda hi bir eyden kuku etmezdi artk, kararszla dmezdi; bu yzden de hi bir zaman yanlmadna inanrd. Her ey son derece basit, ak seik, kesindi onun iin. Grlerinin darl, tek yanll nedeniyle gerek, sade, ak seik grnyordu ona; gerein akla yatkn olmas gerektii inanandayd. Kendine gveni ylesine bykt ki, bu gven ya uzaklatryor-du insanlar kendinden, ya da buyruu altna alyordu. almalar, onun kendine bu snrsz gvenini derin dnce, saduyu sanan ok gen insanlar arasnda olduu iin, ounluk boyun eiyordu ona; devrimciler arasnda nemli bir yeri vard. almalar, genleri ba kaldrmaya hazrlamak ynnde oluyordu. Sonra ynetimi eline alacak, insanlar evresinde toplayacakt. Onun yapt program uygulanacakt. Bu programn her eit sorunu ortadan kaldracana, onun uygulanmasnn zorunlu olduuna inanyordu. - 449 Arkadalar gzpeklii, kararll yznden sayg duyuyorlard ona, ama sevmiyorlard onu. O da hi kimseyi sevmiyor, yetenekleriyle dikkati ekenleri kendine rakip gryordu. Elinden gelse, yal erkek maymunlarn gen maymunlara yaptn yapard onlara. Kendi yeteneklerini gstermesine engel olmasnlar diye hepsinin yeteneklerini, akllarn alrd ellerinden. Onun nnde eilen insanlara kar iyi davranyordu yalnzca. imdi de etkisi altna ald ii Kondratyef'e, Vera Yefremovna'ya, bir de gzel Grabets'e kar iyi davranyordu. Vera Yefremovna'yla Grabets ktlar ona. Geri kadn sorunu yanndayd grnte, ama ruhunun derinliklerinde, btn kadnlar aklsz, deersiz yaratklar sayard. Yalnz, duygu yn ar basan -imdi Grabets'e olduu gibi- bir sevgiyle sk sk baland kadnlar, yksek yeteneklerini yalnz kendisinin grebilecei olaanst kadnlar olarak grrd. Kadn erkek arasndaki ilikileri, btn teki sorunlar gibi son derece basit, ak seik, serbest sevginin tamamen zmlenmi bir yan sayard. Bri yasa d, biri resm nikhl iki kars olmu; nikhl karsndan, aralarnda gerek ak olmadn anlaynca ayrlm; imdi Grabets'le serbest bir evlilik kurmay dnyordu. Nehldof'u, Maslova'yla -onun dedii gibi- fingirdeti-i; en nemlisi de, dzenin aksaklklar, bu aksaklklarn dzeltilmesi zerine noktas noktasna onun -Novodvorof'un- dnmedii -br prens gibi, yani aptalca dnd-iin kk gryordu. Nehldof, Novodvorof'un ona kar olan bu tutumunu biliyor, yolculuk srasndaki iyi ruhsal durumuna ramen, onun da ona ayn biimde karlk vereceinden korkuyor, bu adama duyduu ar soukluu bir trl yenemiyordu. XVI Bitiikteki odada emirler duyuldu. Ses kesildi, sonra yannda iki erle, avu girdi ieri. Yoklama yapacaklard. avu, herkese parmayla dokunarak bir bir sayyordu hcredekileri. Sra Nehldof'a gelince ylk bir glmsemeyle: - Yoklamadan sonra kalamazsnz artk burada, dedi. kmalsnz. Bunun ne anlama geldiini bilen Nehldof yaklat aDirili - F: 29- 450 - 451 vua, nceden hazrlad rubleyi eline sktrd. - Ne yaparsnz! Oturun biraz daha bari. avu dnp kyordu ki, arkasnda seyrek sakall, gz imi, uzun boylu, zayf bir cezalyla, baka bir assubay girdi ieri. Cezal: - Kzm almaya geldim, dedi. Birden bir ocuk sesi nlatt hcrenin iini: - Babam geldi! Kz ocuunun sar sal ba, Rantseva'nn verdii etekten ona yeni bir entari diken Rantseva'nn, Marya Pavlovna'nn, Kat-yua'nn arasndan uzand. Buzovkin efkatle: - Benim, kzm, ben, dedi. Mariya Pavlovna, Buzovkin'in i yzne acyarak bakt. - Burada rahatt, dedi. zin verin yanmzda kalsn. Kz ocuu, entarisini babasna gstererek:

- Bayanlar bana yeni lopat (') dikiyorlar, dedi. ok gzel oluyor. Rantseva, kzn ban okayarak: - Bizim yanmzda uyumak istiyor musunuz? diye sordu. - stiyorum. Babam da istiyorum ama. Rantseva sevgiyle glmsedi. - Baban olmaz, dedi. Kzn babasna dnd: - Brakn onu bize. avu kapdan: - Hadi brakn, diye mrldand. Assubayla avu koridora ktlar. Erler de kar kmaz Na-batof, Buzovkin'in yanma sokuldu, elini omuzuna koyarak: - Karmanof'un yer deitirmek istedii doru mu? dedi. Buzovkin'in itenlikle kapl yz birden deiti, bulutland, gzlerine bir glge indi sanki. - Bilmiyorum, duymadm, dedi. yle bir ey mi var? Gzlerinde gene o glge: - Peki Akstfa, diye ekledi, bayanlarn yannda keyfine bak. (') Lopat: Sibryaca entari. (L. N. Tolstoy'un notu.) Aceleyle kp gitti. Nabatof: - Bilmesine biliyordur, ama sylemez, dedi. Yer deitiler anlalan. Ne yapacaksnz imdi? Nehldof: - Kentte komutanla bildireceim durumu. kisini de tanyorum. Besbelli gene tartmann balamasndan ekindikleri iin, hepsi susuyordu. Deminden beri ellerini bann altna alm, sze karmadan kedeki yatanda srtst yatan Simonson kararl, doruldu yerinden, oturanlar dikkatle gzden geirdikten sonra Nehldof'a yaklat. - imdi dinleyebilir misiniz beni? Nehldof: - Elbette, dedi. Simonson'un arkasndan kmak iin ayaa kalkt, O anda Nehldof'la gzgze gelen Katyua kzard, arm gibi ban sallad. Koridora ktklarnda Simonson: - Sizinle bir ey grmek istiyorum, diye balad. teki cezallarn barp armalar, grltleri daha ok duyuluyordu koridorda. Nehldof yzn buruturdu, ama Simonson'un bunu umursamad belliydi. tenlik okunan gzleriyle Nehldof'un yzne dikkatli dikkatli bakarak devam etti: - Katerina Mihayiovna'yla aranzdaki ilikiyi bildiimden, kendimi... O srada kapda iki kii bara bara br eyin tartmasn yapmaya baladklar iin susmak zorunda kalmt. Adamlardan biri: - Anlamyor musun gvur suratl herif, benimki deil! diye baryordu. Ksk bir ses cevap veriyordu ona: - Allah beln versin, eytan tohumu! Tam o anda Mariya Pavlovna kt koridora. - Burada konuulmaz, dedi. Bizim odaya gelin, Vera'dan baka kimse yok orada. nden yrd, besbelli tek kiilik bir hcre olan, imdi siyasi sulu kadnlara ayrlm kk odaya girdi. Vera Yefremovna, yzkoyun uzanmt bir yataa. Mariya Pavlovna: - 452 - 453 - Migreni tuttu, dedi, uyuyor, duymaz sizi, ben de gidiyorum! Simonson: - Hayr, diye atld, kal, hi kimseden zellikle senden gizlim yoktur benim. Mariya Pavlovna: - Pekl, dedi. ocuksu bir hareketle bedenini iki yana sallayarak ranzaya kt; iri gzel gzleriyle uzaklarda bir yere bakarak dinlemeye hazrland. - Sizinle bir ey grmek istiyorum, diye tekrarlad Simonson, Katerina Mihaylovna'yla aranzdaki ilikiyi bildiimden, kendimi, onunla ilgili dncelerimi size amak zorunda hissediyorum. Simonson'un itenliinden holanan Nehldof: - Yani? diye sordu. - Yani, Katerina Mihaylovna'yla evlenmek isterdim... Mariya Pavlovna bakn Simonson'a dorultup: - alacak ey! dedi. Simonson devam ediyordu: - ... karm olmasn isteyeceim ondan, kararm verdim. Nehldof: - Benim yapacam bir ey yok burada? dedi. Onun bilecei i bu. - yle, ama sizin bu konuda ne dndnz bilmeden karar veremez. - Neden? - nk, aranzdaki ilikiler kesin bir sonuca balanmadka bir seim yapamaz kendiliinden.

- Benim ynmden kesin sonuca balanmtr. Kendimi yapmak zorunda saydm eyi yapmak istedim; ayrca, durumunu kolaylatrmak iin alyorum, ama zgrln ne olursa olsun, kstlamak istemem. - Evet, ama sizin kendinizi feda etmenizi istemiyor. - yle bir ey yok ortada zaten. - Bu konuda kararnn kesin olduunu da biliyorum. Nehldof: - Benimle grmek istediiniz nedir yleyse? diye sordu. - Sizin de onun gibi dnmenizi istiyor. - Yapmam gerektiine inandm eyi yapmamam gerektiini nasl syleyebilirim? Syleyebileceim br ey vardr bu konuda: Ben serbest deilim, ama o serbesttir. Simonson, dnceye dalarak bir an sustu. - Pekl, dedi, byle sylerim kendisine. Ona k olduumu sanmayn sakn. Temiz ruhlu, ok strap ekmi, iyi bir insan olduu iin seviyorum onu. Hi bir ey istemiyorum ondan, ama ona yardm etmeyi, duru... Simonson'un sesinin titremesi artmt Nehldof'u, Simonson devam ediyordu: - ... durumunu kolaylatrmay ok istiyorum. Sizin yardmnz kabul etmezse benimkini kabul etsin. Raz olsa, cezasn ekecei yere yollanmam iin dileke verirdim. Drt yl gz ap kapayana kadar geer. Yannda kalr, belki de zntlerini hafifletirdim... Heyecandan susmak zorunda kald gene. Nehldof: - Ne syleyebilirim? dedi. Sizin gibi bir koruyucu bulduu iin sevinliyim... Simonson: - Ben de bunu renmek istiyordum ite, diye devam etti. Onu seven, iyiliini isteyen bir insan olarak, benimle evlenmesini iyi karlayp karlamayacanz bilmem gerekti. Nehldof kararl: - Elbette iyi karlyorum, dedi. Simonson, bylesine durgun, zgn grnl bir insandan beklenmeyen ocuksu bir itenlikle bakt Nehldof'a. - Her ey onun kararna bal, dedi, benim tek isteim, ok strap ekmi bu ruhun artk huzura kavumasdr. Simonson ayaa kalkt, elini tuttu Nehldof'un, uzand, ekimser glmseyerek pt onu. - Byle anlatacam kendisine, dedi. kt. XVII Mariya Pavlovna: - Nasl? dedi. Srsklam k. Krk yl dnsem, Vladimir - 454 Simonson'un bylesine aptalca, ocuka k olaca aklma gelmezdi. Nehldof: - Ya Katya? diye sordu. Bu konuda Katya ne dnyor sizce? - Katya m? Mariya Pavlovna, besbelli, bu soruya elinden geldiince doru cevap vermek iin bir an durduktan sonra: - O mu? diye devam etti. Size bir ey syleyeyim mi, gemii ne denli kark olursa olsun, yaradl bakmndan ok iyi bir insandr... duygular da incedir... Seviyor sizi, tertemiz bir sevgi besliyor size kar; kendisine balanmanza izin vermemekle size bir iyilik yapabildii iin de mutludur. Sizinle evlenmek onun iin, tm gemiinden de kt, korkun bir d olurdu. Dahas var, sizin varlnz da huzursuz ediyor onu. - Ne yapaym yani, kayp m olaym? dedi. Mariya Paviovna'nn dudaklarnda o sevimli ocuksu glmsemesi dolat. - Evet, bir lde yle. - Bir lde nasl kaybolur insan? - Yanl syledim. Asl sylemek istediim, Katyua'nn, Simonson'un ar heyecanl sevgisini (hi sz etmiyordu ona bundan nk) anlamsz bulduu, bu sevginin onu etkiledii, korkuttuuydu. Biliyorsunuz, bu konularda bilgim yoktur pek, ama bence Simonson, gizli de olsa, son derece olaan bir sevgi besliyor Katya'ya. Simonson, bu sevginin ona g verdiini, sevgisinin pltonik olduunu sylyor. Ama, bu ne denli olaanst bir sevgi olursa olsun, temelinde gene de irenliin yatti-n biliyorum... Novodvorof'la Lyuboka arasndaki sevgide olduu gibi. Mariya Pavlovna, onu en ok ilgilendiren eyden sz etmeye balam, konuyu datmt. Nehldof: - Peki ama benim ne yapmam gerekiyor? diye sordu, - Bence, onunla konumalsnz. Gizli kapakl bir eyin olmamas daima iyidir. Konuun kendisiyle; araym m onu, ister misiniz?

- 455 Nehldof: - Ltfen, dedi. Mariya Pavlovna kt. Kk odada yalnz kalnca, Vera Yefremovna'nn, ara sra iniltiyle kesilen durgun soluklarn, ar cezallarn iki kap arkasndan duyulan uultusunu dinlerken tuhaf bir duygu doldurdu Nehldof'un iini. Simonson'un syledii ey, zayf anlarnda ona ar, tuhaf gelen bir zorunluluktan kurtaryordu onu; ama tatsz, ac bir duygu vard iinde nedense. Bu duyguda, Simonson'un nerisinin, onun bu davrann olaanlatrmas, Nehldof'un yapt fedakrl onun da bakasnn da gznde kltmesi vard. yle ya, bu denli iyi, stelik Maslova'yla uzaktan yakndan ilikisi olmayan bir insan, kaderini onunkiyle birletirmek istediine gre, Nehldof'un fedakrl anlamn yitirmi saylrd artk. Ayrca, kck de olsa, bir kskanlk duygusu da vard iinde belki; Maslova'nn onu sevmesine yle almt ki, imdi onun bakasn sevmesini akl almyordu. Verilmi bir kararn bozulmasndan duyulan can sknts da sz konusuydu burada: Maslova' nn cezas sona erene kadar yanndan ayrlmamaya karar vermiti nk. Maslova, Simonson'la evlenirse, onun yannda kalmasnn gerei kalmayacakt artk, yeni bir karar vermesi gerekecekti. Duygularn bir dzene koyamyordu. Alan kapdan ar cezallarn uultusu doldu ieri (daha bir barp aryorlard bu gece) Katyua girdi hcreye. abuk admlarla Nehldof'un yanna geldi. Tam yannda durdu. - Mariya Pavlovna yollad beni, dedi. - Biliyorum, sizinle konumam gerek. Oturun. Vladimir va-novi anlatt bana. Katyua ellerini dizlerinin zerine koyarak oturmutu. Sakin grnyordu, ama Nehldof, Simonson'un adn syleyince kpkrmz oldu yz bir anda. - Ne anlatt size? diye sordu. - Sizinle evlenmek istediini syledi. Katyua, byk bir ac ekiyormu gibi buruturdu yzn. Hi bir ey sylemeden ban nne edi: - Bu ie raz olup olmadnz soruyor, ona bir akl ver-- 456 memi istiyor. Karar sizin vereceinizi, vermeniz gerektiini syledim ona. Maslova: - Ah, nedir bu? diye mrldand. Niin? Nehldof'u her zaman ok etkileyen o ehl, tuhaf bakn tam gzlerinin iine dikti. Hi bir ey sylemeden birka saniye yle kaldlar gzgze. BU bakma ikisine de ok eyler anlatmt. - Karar siz vermelisiniz, dedi Nehldof. __ Ne karar verebilirim? Her eye oktan karar verilmi. Nehldof: __ Hayr, dedi, Vladimir vanovi'in nerisini kabul edip etmeyeceinize siz vermelisiniz karar. Katyua kalarn att. - Krek mahkmundan kar m olurmu? Ne diye bir de Vladimir vanovi'in hayatn mahvedeyim? - yle ama, ya affedilirseniz? Katyua: - Ah, brakn beni, dedi. Konuacak bir ey kalmad artk. Kalkp kapya doru yrd, kt hcreden. XVIII Nehldof, Katyua'nn peinden erkek hcresine girdiinde herkes heyecanlyd orada. Her yerde dolaan, herkesle iliki kuran, her eyi inceleyen Nabatof'un artc bir haberi heyecana bomutu hcredekileri. Haber uydu: Krek cezasna arptrlm devrimci Petlin'in yazd bir pusla bulmutu duvardaki bir delikte. Herkes, Petlin'in oktan Kara'ya varm olduunu sanyordu, oysa bu pusladan onun ksa bir zaman nce buradan getii anlalyordu. yle yazyordu puslada: On yedi ous-tosta, ar cezallarn arasnda tek siyasi sulu olarak yola karldm. Neverof benimle beraberdi, Kazan'da akl hastanesinde ast kendini. Ben iyiyim, iyi eyler dnyorum. Herkes Petlin'in durumunu, Neverof'un intihar sebeplerini konuuyordu. Krltsof dnceliydi, susuyordu. Durgun, parlayan baklarn nne emiti. Rantseva: - Kocam, Neverof'un daha Petropavlovski'de kt bir d - 457 grdn sylemiti, dedi. Novodvorof: - Evet, dedi, ozan ruhlu, hayalci bir insand, byleleri yalnzla dayanamazlar. Tek kiilik hcreye atldmda, hayalimin almasna izin veremiyordum, zamanm eitli eyler yaparak dolduruyordum. Bylelikle dayanabildim ancak. Nabatof, besbelli odadakilerin zerine ken kederi datmak isteyerek neeli bir sesle: - Dayanmak da ne oluyor? dedi. Beni yalnz hcreye kapadklarnda sevinmitim bile buna. Devaml bir kuku, korku iinde yayor insan: Ha yakalandm ha yakalanacam korkusu, arkadalarn ne yapt

dncesi, ilere bir ktlnn dokunup dokunmayaca kukusu... Ama hcreye girince sorumluluklarndan kurtuluyorsun, dinlenebilirsin artk. Otur keyfine bak, sigaran tellendir. Mariya Pavlovna, Krltsof'un birden deien, bulutlanan yzne bakarak: - Yakn arkadan myd? diye sordu. Krltsof, uzun sre barp arm, ya da ark sylemi gibi sk sk soluyarak: - Neverof muydu hayalci? dedi. Neverof, bizim kapcnn deyimiyle, toprak anann az dourduu insanlardand... Evet... i d bir, prlanta gibi bir insand o. Evet... yalan sylemeyi brakn, akadan numara bile yapamazd. Ruhunda en kk bir gizlilik yoktu. Evet... stn bir insand Neverof, bakalarna benzemezdi... Neye yarar artk! Bir an sustu. Kalarn atarak fkeli, devam etti: - nce halk eitip, istediimiz biime getirip sonra yaayn m deitirelim, yoksa yaayn deitirdikten sonra propagandayla, baskyla onu istenilen biime mi getirelim, bunu tartyoruz. Oysa onlar tartmyorlar, ilerini biliyorlar onlar, yzlerce insann lmesini umursamyorlar bu uurda. Hem de ne insanlarn! En iyi, en deerli insanlarn lmesini zorunlu buluyorlar stelik. Evet, Gertsen, Aralk devrimcilerini lm cezasna arptrmakla toplumsal dzeyimizin ok drldn sylyordu. Hem de ok drld! Sonra Gertsen ve arkadalarna yaptlar ayn eyi. imdi de Neverof'lara... - 458 Nabatof gr sesiyle: - Her eyi yok edemezler ki, dedi. Gelecek kuaklara kalacaktr anlar. Krltsof, sznn kesilmesine izin vermeden, sesini ykselterek: - Onlara acrsak kalmaz, dedi. Bir sigara ver bana. Manya Pavlovna: - me ltfen Anatoli, dedi, zararl senin iin. Krltsof fkeli: - Bo ver, diye sylendi. meye balad. Ama birka soluk ektikten sonra ksrmeye balad. Bir trl dinmek bilmiyordu ksr. Sonunda grtlan temizledi. - Oysa biz ayn eyi yapmyoruz, diye devam etti. Bu nasl olsun, unu nasl yapsak acaba diye tartmay brakp birlemeli... hepsini yok etmeliyiz onlarn. Evet. Nehldof: - Ama onlar da insandr, dedi. - Hayr, insan deildir onlar. nsan yapmaz nk onlarn yaptn... Evet, u bombay da balonu da bulanlar ok iyi etmiler. Balona binip ykselmeli, ykselmeli, sonra hepsi gebe-rene kadar bomba yadrmal tepelerine... Evet. nk... Devam edemedi, birden deminkinden ok ksrmeye balad, azndan kan geldi. Nibatof kar getirmeye kotu. Mariya Pavlovna valeryan damla getirdi, ama Krltsof gzlerini kapayarak, beyaz, zayflam eliyle itti ilc. Sk sk soluyordu. Karla souk su gelince biraz rahatlad; yatana yatrdlar onu. Nehldof, onu almaya gelen, hanidir bekleyen assubayla kt. Ar cezallar susmulard imdi, ou uyuyordu. Hcrelerde ranzalarda da, yerde de, kap azlarnda da yatanlar olduu halde, gene de smamlard, bir o kadar da koridorda, torbalarn balarnn altna yastk yapm, slak paltolarn stlerine alm yerde yatyordu. Hcrelerin kaplarndan, koridorda horlayanlarn, inleyenlerin, uyku arasnda konuanlarn sesleri duyuluyordu. Her yan paltolarla rtl insan kmeleriyle doluydu. Yalnz, bekrlar hcresinde kedeki mumun evresinde oturan birka adamla -as- 459 subay grnce mumu hemen sndrmlerdi- koridorda gaz lmbasnn dibinde oturan yal adam -st plakt, fanilsn-daki bitleri topluyordu- uyumuyordu. Siyasi sulularn blmndeki ar hava, buradaki pis kokan, boucu havaya oranla ok ok temizdi. sli yanan lamba koyu bir sis iinde yanyordu sanki; glkle soluk alabiliyordu insan. Uyuyanlardan birinin stne basmamak, ya da ayana taklmamak iin nnde bo bir yer bulup ayan oraya koymak, sonra teki admn ataca yeri aramaya koyulmak zorundayd insan. kii -koridorda yer bulamadklarndan olacak- giriteki her yanndan sular szan, pis kokan el yz ykama teknesinin yanna yere uzanmt. Bunlardan biri, Nehldof'un yolculuk srasnda sk sk grd, biraz aptalca bir ihtiyard. On yalarnda bir ocuk, iki cezalnn arasnda, elini yanann altna koymu, onlardan birinin bacan kendine yastk yapm uyuyordu. Dar knca durdu Nehldof, buz gibi souk havay uzun sre hrsla ekti cierlerine. XIX Yldzlar prl prld gkyznde. Nehldof amurlara bata ka dnd hana, karanlk pencerenin camna vurdu, geni omuzlu delikanl yalnayak at ona kapy. Sa yandan arabaclarn horlamas geliyordu. Avluda atlar yulaf yiyorlard. Solda, kibar mteriler blmne alan kap vard. Buras iki, ter kokuyordu. Yandaki odada biri geni cierlerine havay ekerek dzenli olarak horluyor; ikon dolabnn nnde krmz ieli kk

bir gaz lmbas yanyordu. Nehldof soyundu, muamba divann zerine yo! battaniyesini serdi, deri yastn bann altna alp yatt, o gn grdklerini, duyduklarn dnmeye balad. O gn grdkleri iinde ona en korkun geleni, ban bir cezalnn bacana koyup, tekneden szan pis sularn iinde uyuyan ocuktu. O akam Simonson ve Katyua'yla konumas geri hi beklenmeyen, son derece nemli bir olayd, ama durmuyordu bunun zerinde: Bu olay pek kark, ayn zamanda belirsiz bir izlenim brakmt zerinde; bu yzden, dnmek istemiyordu onu. Ama havaszlktan g soluk alan, tekneden akan pis sularn iinde uyuyan o zavall insanlarn; zellikle, bir krek cezalsnn ba-460 cann zerine ban koyup uyumu o masum yzl ocuun anlar ok canlyd belleinde. Uzaklarda bir yerde birtakm insanlarn teki insanlara strap ektirdiklerini, onlar insanlk d ahlkszlklara, kk grlmeye, ezilmeye katlanmak zorunda braktklarn bilmekle, ay aralksz buna, insanlarn baka insanlarca ezilmesine tank olmak ayn ey deildi. Nehldof da hissediyordu bunu. aydr durmadan sormutu kendi kendine: Bakalarnn gremediini grdm iin ben mi deliyim, yoksa benim grdm yapanlar m deli? Gelgelelim, onu ylesine artan, korkutan eyi yapanlar (hem oktu bunlar) yaptklarnn gerekli, stelik nemli, yararl bir ey olduuna inanarak o derece sakin, kendilerinden emindiler, btn bu insanlar deli saymak kolay deildi; te yandan kendine de deli diyemezdi, dnceleri ak seikti nk. Bu yzden, devaml bir kararszlk, kuku iindeydi. Bu son ay sresince grdkleri Nehldof u yle dnmeye zorluyordu: Mahkemeler, ynetim organlar zgr insanlar arasndan en sinirli, heyecanl, ateli, yetenekli, gl, tekilerden daha bir az kurnaz ve sakngan olanlarn ayryorlard; oysa bu insanlar, tekilerden sulu, ya da toplum iin zararl deildirler hi de. Cezaevlerine, menzillere kapatyorlard onlar, krek cezasna arptryorlard. Aylarca, yllarca bombo, ekmek elden su glden yayorlard orada. Doadan, ailelerinden, emekten uzak, yani insanca yaayn doal, ruhsal tm koullarnn dnda... Sonra bu insanlar buralarda gereksiz kmsemelerle kar karya braklyorlard: Zincire vuruluyorlard, salar kesiliyordu, yz kzartc giysiler giydiriyorlard onlara; yani kiio-lunu iyiye gtren glerden yoksun braklyorlard onlar. En aalk ahlkszln, utanmazln iine atlyorlard. Ayrca, devaml olarak tehlikeyle -gne arpmas, suda boulma, yangn gibi seyrek grlenler dndaki tehlikelerdi asl nemli olanlar- evet, devaml olarak tehlikeyle kar karya bulunmann, kapatldklar yerlerdeki bulac hastalklarn, bitkin dmenin, dayan verdii, en iyi bir insan bile, kendini koruma duygusuyla bakalarn en canavarca, ahlkszca eyleri yapmakla sulamaya iten bir ruhsal duruma sokuluyordu bu insanlar. Bu insanlar (gene bu kurulularda) hayatn alabildiine bozduu, ahlk- 461 szlatrd katillerle, ktlerle bir arada yaamak zorunda braklyordu. O gne kadar tamamen ahlkszlamayanlar bylece mayalanyor, istenilen kvama getiriliyordu. Son olarak da, bu insanlara en inandn yollarla, -kendilerine, ocuklarna, karlarna, yal ana babalarna ikence ederek, onlar dverek, krbalayarak; bir kaa l ya da diri yakalayana armaanlar vererek; kar kocay birbirinden ayrp, onlar bakalarnn kanlaryla, kocalaryla beraber yaamaya zorlayarak; kuruna dizerek, asarak- ite bu en inandrc yollarda, devletin her eit zor kullanmay, zorbal, canavarl -bu onun yararnaysa- yasaklamak yle dursun, buna izin bile verdii, zellikle zgrl elinden alnm, yoksul, zayf insanlara bunlarn yaplmasn daha bir ho grd dncesi alanyordu bu insanlara. Baka hi bir koul altnda eriilemeyecek en dk bir ahlkszl elde etmek, sonra bu ahlkszl halk arasnda yaygnlatrmak iin sanki mahsus dnlmt bu kurulular. Nehldof, cezaevlerinde, menzillerde olup bitenleri gznn nne getirerek Elden geldiince ok insan en iyi, en gvenlir biimde nasl soysuzlatrlr? diye bir sorun verilmi sanki onlara, diye dnyordu. Her yl yz binlerce insan ahlkszln doruuna vardrlyor, tamamen ahlkszlatktan sonra da, cezaevlerinde edindikleri ahlkszl halkn arasna yaymalar iin serbest braklyordu. Nehldof, toplumun benimsedii bu amaca Tmensk, Yeka-terinburg, Tomsk cezaevlerinde, menzillerde baaryla varldn grmt. Hristiyan ahlkna, Rus, kyl gelenek greneklerine bal drst temiz insanlar dncelerini, anlaylarn deitiriyorlard buralarda; yararlysa, insan kiiliine yaplan her eit basknn, hakaretin ho grlebilecei dncesini benimsiyorlard. Cezaevine den bir insan onlara yaplanlardan, kilisenin, ahlk retmenlerinin rettikleri insana sayg, insana acma yasalarnn gerekte kaldrldklar, bu nedenle onlarn da artk byle eylere inanmamalar gerektii sonucuna varyordu. Tand btn cezallarda ayn inan deiikliini grmt Nehldof: Fedorof'da, Makar'da menzillerde geirdii iki aydan sonra ahlkszca dnceleriyle Nehldof'u artan Taras'da bile. Yolda ayaklarn, arkadalk kurduklar zavalllar kandrp onlar-- 462 - 463 la beraber Sibirya taygalarna nasl katklarn, orada onlar ldrp etlerini nasl yediklerini renmiti Nehldof. Bu sutan cezaya arptrlm, suunu da itiraf eden bir insanla karlamt bu yolculuk srasnda. Asl korkun olan da insan yeme olaylar tek tuk olan bir ey deildi, devaml olarak grlyordu.

Ancak bu gibi kurumlarda yapld gibi, ahlkszlk bylesine oalnca bugnk durumuna getirilebilirdi Rus toplumu, Nietzsche'nin en son retisi benimsenmi, dnyada her eyi serbest sayan, yasak kabul etmeyen aylaklar ancak byle tre-yebilirdi. Bu reti nce cezaevlerinde, sonra halk arasnda yaylmtr. Btn bu yaplanlarn, ktlklere son vermek, korkutmak, dzeltmek, suluya yasalarn buyurduu cezay vermek, amacn gtt sylenmektedir. Oysa bunlarn hi birinin asl yoktur. Son verileceine, daha da yaygnlatrlmtr ktlkler. Sulular, korkutulacak yerde kkrtlmtr; szgelii, aylaklar seve seve giriyorlar cezaevine. Ktler dzeltilmemi; tersine, daha da kt olmalar iin elden gelen her ey yaplmtr. Sululara verilen cezalar arlatldka arlatrlm, halk buna almtr. Nehldof kendi kendine Nedir btn bunlarn sebebi? diye soruyordu, bir cevap bulamyordu bu soruya. Onu en ok artan da uydu: Btn bunlar yanllkla, bilmeden, bir kere yaplmyor; yz yllardan beri aralksz yapla geliyordu. Yalnz, eskiden cezallarn burnunu yrtyor, kulan kesiyorlard; sonra damgalanmaya, kaim demir tellerle balamaya balamlard onlar; imdiyse kelepeli, eskisi gibi at arabasyla deil, trenle gtryorlard Sibirya'ya. Onu zen durumun, grevlilerin dedii gibi, cezaevlerinin, srgn yerlerinin iyi olmamasndan ileri geldii; yeni, rahat cezaevlerinin yaplmasyla bu durumun dzelecei zerine yrtlen dnceleri yeterli bulmuyordu Nehldof. nk onu zen eyin, cezaevlerinin iyi ya da kt durumunun olmadn hissediyordu. Cezaevlerine elektrik zili konmas, lm cezalarn Tard' in nerdii elektrikli sandalyelerde yerine getirmek zerine bir ok yaz okumutu; insanlar daha da ezmek iin dnlen bu yenilikler koruyordu onu. Nehldof'un aklnn almad bir ey daha vard: Mahkemelerde, bakanlklarda halktan toplanan paray aylk olarak alan -hem de ok yksekti aylklar-memurlar vard; bu memurlar, gene onlar gibi memurlarn yazdklar kitaplar kartryor, onlarn yazdklar yasalar ineyen insanlar bu yasalara gre yarglyor, onlar uzak yerlere sryorlard. Bu insanlar gittikleri yerde hi grmemitirler bu memurlar; insanlktan uzaklam, kaba, duygusuz gardiyanlarn, erlerin kesin buyruu altnda ruhen de bedenen de milyonlarcas mahvoluyordu oralarda bu insanlarn. Cezaevlerini, menzilleri daha bir yakndan tanynca, cezallar arasnda grlen ahlkszlklarn -sarholuun, kumarn, kat yrekliliin, buralarda ilenen korkun cinayetlerin, hatt deinsan yemenin- dar grl bilginlerin dedii gibi -devletin de iine gelir bylesi- birer rastlant, ya da kiinin doutan sahip olduu niteliklerin sebep olduu olaylar deil, insann insan cezalandrabileceini sanmakla iine dlen kanlmaz anlayszlk olduuna inanmt. Nehldof insan yemenin tayga-da deil; bakanlklarda, komitelerde, dairelerde baladnn, ancak taygada sonulandnn farkndayd. Szlerini, enitesinin de yarglarn da, ky bekisinden bakana kadar btn memurlarn da, szn ylesine ok ettikleri halkn hakl olup olmadn, mutluluunu umursamadklarn; bu ahlkszln, strabn yaylmasn salamak olan grevlerine karlk aldklar rublelerden baka bir ey dnmediklerini biliyordu. Apak ortadayd bu. Btn bunlar yanllkla yaplm olabilir mi hi? diye soruyordu kendi kendine Nehldof. Bu memurlarn aylklarn gven altna almak, imdi yaptklarn yapmamalar iin onlara daha yksek aylk vermek iin ne yapmal? Horozlar ikinci kere de tmt; o dnyordu hl, sonunda bitkin dt; birazck kprdaynca her yanndan fskiye gibi atlayan pirelere karn, derin bir uykuya dald. XX Nehldof uyandnda, handa kalan arabaclar oktan gitmiti. Han sahibesi ayn itikten sonra terli, kaln ensesini mendiliyle silerek geldi Nehldof'un yanna, kafileyi gtren- 464 erlerden birinin bir pusla getirdiini syledi. Mariya Pavlovna' dand pusla. Krltsof'un durumunun onlarn sandndan ar olduunu yazyordu. Onu burada brakmak, biz de onun yannda kalmak istedik, ama izin vermediler buna, beraberimizde gtryoruz onu, ama ok da korkuyoruz. Elinizden geleni yapn, kentte yatrsnlar onu, yannda bizden birimizin kalmas iin de uran. Bunun iin onunla evlenmem gerekiyorsa, hazrm buna. Nehldof delikanly araba getirmesi iin istasyona yollad, kendi de aceleyle hazrlanmaya balad. Daha ikinci bardak ayn imemiti ki, troykann ngrak sesi duyuldu. Tekerlekleri donmu, amurda kaldrm tanda gibi ses kararak yaklat kapya. Hesab dedikten sonra aceleyle kt Nehldof, arabaya bindi, arabacya hzl srmesini syledi. Kafileye yetimek istiyordu. Gerekten de, kyden ktktan biraz sonra, zlmeye yz tutmu amurda glkle ilerleyen, torbalar, hastalar ykl arabalara yetiti. Subay yoktu, nden gitmiti. Besbelli, kafalar ekmi erler neeyle konuarak arabalarn arkasndan, yolun kenarndan yryorlard. ok araba vard. ndekilerde ar cezallardan hasta olanlar altar altar skmt; arkadakilerdeyse -her arabada er kii- siyasi sulular vard. En arkadaki arabada Novodvorof, Grabets bir de Kondratyef oturuyordu; ikincide Rantseva, Nabatof, bir de, Mariya Pavlovna'nn kendi yerini verdii romatizmal, hasta kadn vard. nc arabada samanlarn, yastklarn zerinde Krltsof yatyordu. Hemen yannda, arabac yerinde Mariya Pavlovna oturuyordu. Nehldof, Krltsof'un olduu arabann yannda durdurdu arabasn, inip yanna gitti. Sarho bir er kolunu sallad ona, ama Nehldof ban evirip bakmadan arabaya yaklat, kenarndan tutup onunla beraber yrd. Kaln krkn iinde, banda kuzu postundan

apkasyla daha bir zayf, renksiz grnyordu imdi Krltsof. Azna bir bart sarmlard. Gzel gzleri her zamankinden daha bir iri, parlakt. Arabann sarsntsndan, bedeni yavaa sallanyor, gzlerini Nehldof'dan ayrmyordu. Salnn nasl olduu sorusuna gzlerini kapayarak cevap verdi yalnzca, fkeyle ban sallad. Btn gcn, arabann sarsntsna dayanabilmeye harcad belliydi. Mariya Pavlovna arabann te yanndayd. Krltsof un durumundan duyduu endieyi aa vuran manal bir bakla - 465 bakt Nehldof'a, sonra neeli bir sesle; - Subay utand galiba, dedi. (Arabalarn tekerlek grlts arasndan sesini Nehldof'a duyurabilmek iin baryordu.) Buzovkin'in kelepelerini kardlar. Kzn kendi tayor imdi. Katya'yla Simonson, benim yerime de Verika yanlarnda. Krltsof, Mariya Pavlovna'y gstererek, duyulamayacak de-jrecede alak sesle bir ey syledi; kalarn atarak sustu biriden -ksrn tutmaya alt belliydi.- Ne dediini duy-Jmak iin ban uzatt Nehldof. Krltsof azndaki barty Iekip: - imdi ok daha iyiyim, dedi. tmesem iyi. Nehldof evet anlamna ban sallad. Mariya Pavlovna'yla bakt. Krltsof, glkle glmseyerek: - l problem konusundaki dnceniz? diye fsldad. Gzel zlm, deil mi? Nehldof anlamad ne demek istediini. Mariya Pavlovna laklad ona: Gnele ayn, dnyann arasndaki iliki zerine j kurulmu bir problemdi bu; Krltsof akadan bu problemi Neh-jldof'la Katyua'nn, Simonson'un arasndaki ilikiye uygulam-It. Krltsof, Mariya Pavlovna'nn onun akasn iyi aklad anJlamna ban sallad. Nehldof: - zm bana bal deil, dedi. Mariya Pavlovna: - Puslam aldnz m? diye sordu. Bir eyler yapacak milsiniz? - Elbette yapacam, dedi Nehldof. Krltsof'un yzn buruturduunu grnce uzaklat ara-jbann yanndan, gidip arabasna bindi; yolun bozuk yerinde sar-jslarak ilerleyen arabann kenarna tuttu. Gri paltolu, yarm krk-Jl, ayaklar zincirli, elleri ikier ikier kelepeli cezallar kafile-jsinin derinlii bir verst kadard. Baa doru yaklayordu yava [yava Nehldof. Bir ara yolun kar yannda Katyua'nn mav barts, Vera Yefremovna'nn siyah mantosunu, Simonson'un Dirili F: 30 - 466 ceketini, rme apkasn, sandalet gibi sicimle balanm, beyaz yn oraplarn grd. Kadnlarn yansra yryor, heyecanl heyecanl bir eyler anlatyordu. Nehldofu grnce kadnlar selm verdiler; Simonson ise marur bir tavrla ban sallad. Onlara syleyecek bir eyi yoktu Nehldof'un arabacsna durmasn sylemeden, geti. Gene dz yola knca arabac biraz daha hzl srd; ama yol boyunca uzanan yk arabalarn gemek iin sk sk bozuk yola inmek zorunda kalyordu. Derin tekerlek izleriyle oyuk oyuk yol, karanlk bir am ormanndan geiyordu. Yolun iki yannda, sar yapraklarn henz dkmemi kayn aalar vard. Yar yolda orman bitti, bir ma-nastsrm altn halar, kubbeleri gzkt. Hava tamamen deimiti; bulutlar dalm, gne ormann stnde ykselmiti. Islak yapraklar, su birikintileri, manastrn halar, kubbeleri parlyordu gnete. Troyka, kente yakn olduu belli, byk bir kye girdi. Kyn sokanda byk bir kalabalk vard: Ruslar, garip apkalaryla, giysileriyle yabanclar. Sarho-ayk kadnlar, erkekler sergilerin, meyhanelerin, arabalarn evresinde kaynayor, barp aryorlard. Kentin yakn olduu hissediliyordu. Arabac, sadaki ata kamyla hafife dokunup, yularn yle bir ektikten sonra oturduu yerde, yular sanda kalacak biimde yan dnd -evresine alm satmak istedii belliydi- hzn azaltmadan geti sokaktan, salla gemeleri gereken nehre yaklat. Sal akntnn tam ortasndayd, kar sahilden bu yana geliyordu. Onbe yirmi araba bekliyordu onu.Nehldof ok beklemedi. Ban yukar veren sal, akntyla srklene srklene geldi, iskeleye yanat. Geni omuzlu, uzun boylu, ok az konuan, gl kuvvetli salclar -hepsinin srtnda yarm krk, ayaklarnda izme vard- alkanlkla, ustalkla attlar halatlar, direklere baladlar; srgleri ekip, soldaki arabalar sahile kardlar; bekleyen arabalar, sudan rken atlar yklemeye koyuldular. Hzla akan geni nehrin sular saln kenarna arpyor, halatlar geriyordu. Sal iyice dolduktan sonra -Nehldof'un arabas bir kenarda arabalarn, atlarn arasna skmt- salclar srgleri srdler; - 467--

smayp sahilde kalanlarn yalvarp yakarmalarna aldrmadan halatlar zdler, aldlar. Solda salclarn ayak sesinden, atlarn ayak deitirirken nallarnn tahtada kard tok sesten baka bir ses yoktu. XXI Nehldof kenarda duruyor, hzla akan nehre bakyordu. S-rayla, bir Krltsof'un araba sarsldka sallanan ba; bir, Katyu-a'nn yolun kenarnda Simonson'la yanyana kararl admlarla yry geliyordu gzlerinin nne. lmek zere olan, ama lme henz hazrlanmam Krltsof'un ans ar, hzn vericiydi. Simonson gibi bir insann sevdii, artk iyi, doru yola girmi, kararl admlarla yryen Katyua'nn ansysa sevindirici olmalyd, oysa bu da ar geliyordu Nehldof'a, dayanamyordu bu arla. Kentten doru bir uultu yaylarak geliyordu suyun zerinde. Kilisenin byk annn madeni sesi duyuluyordu. Nehldof un yannda ayakta duran arabac, peinden teki arabaclar apkalarn ellerine alp ha kardlar. Parmakln dibinde ayakta duran sa sakal birbirine karm, ksa boylu ihtiyar-daha nce farketmemiti onu Nehldof- karmad ha; ban kaldrp Nehldof'un yzne bakmaya balad. Yamal bir palto vard bu ihtiyarn srtnda, pantolonu kaba kumatand; izmeleri delik deikti. Kk bir torba vard omuzunda, krk, apkas eski pskyd. Nehldof'un arabacs, apkasn giyip zenle dzelttikten sonra: - Niye ha karmadn moruk? dedi. Hristiyan deil misin yoksa? Sa ba karmakark ihtiyar abuk abuk konuarak, kararl: - Kime ha karaym? diye sordu. Arabac alayl: - Kime olacak, Tanrya, dedi. - Gstersene bana neredeymi o? Tanr dediin? htiyarn konuuunda cidd, kesin bir ey vard. Arabac, J- 468 karsndakinin bo bir adam olmadn anlam, biraz bozulmutu. Ama onlar dinleyenlere kar mahcup olmamak iin belli etmemeye alyordu bunu. Hemen cevap verdi: - Nerede olduunu bilmiyor musun?... Gkte. - Gittin mi oraya hi? - Gittim ya da gitmedim, seni ilgilendirmez bu. Tanrya ha karmann gerektiini herkes bilir. htiyar, kalarn att, gene abuk abuk konuarak: - Tanry hi bir kimse grmemitir, dedi. Tek oul, gerek baba odur. Arabac kamsn kuann arama sokup, sadaki atn koumunu dzeltirken: - Putperestin sen galiba, dedi. Puta tapyorsun... Bir kahkaha duyuldu. Saln kenarnda, arabasnn yannda duran orta yal bir arabac: - Hangi dindensin sen, amca? dedi. htiyar gene abuk abuk konuarak, kararl, cevap verdi: - Dinim falan yoktur benim. nk kendimden baka hi kimseye inanmam ben, hi kimseye. Nehldof kart sze: - nsan nasl yalnz kendine inanr? Yanlabilir sonra. htiyar, ban iki yana sallayarak kararl: - Yanlmaz, dedi. Nehldof: - yleyse niin eitli dinler var yeryznde? diye sordu. - nsanlar yalnz kendilerine deil de bakalarna inanyor lar da onun iin. Ben de inandm bir zamanlar insanlara, taygada gibi ardm yolumu. Zor kurtardm paam. Ne kadar din, mezhep varsa hepsi tekileri ktler, kendini gklere ykseltir; dnya kurulalberi byledir bu. Gryorsunuz, ne yana bakarsanz kr kutyata (') gibi srndklerini grrsnz yerde. Din ok var, ruh tektir. Senin ruhun da, benimki de, onunki de ayndr. Demek k herkes kendi ruhuna inanrsa birleecek insanlar. Kendine inanmal insan, birlik o zaman olur ancak. (') Kutyata: enik, (L. N. Tolstoy'un notu.) l htiyar, yksek sesle, durmadan evresine bakmarak konuuyordu. Herkesin onu dinlemesini istedii belliydi. Nehldof sordu ona: - Bu inanc yaymaya balayal ok oluyor mu? - Oluyor. Yirmi yldr kovalyorlar beni. - Nasl kovalyorlar? - sa'y kovaladklar gibi beni de kovalyorlar. Yakalayp yarglyorlar; papazlarn dediine, kitaplarn yazdna gre ieri tkyorlar. Birka kere de tmarhaneye attlar. Gene de hi bir ey yapamyorlar bana, zgrm nk. Adn nedir senin? diye soruyorlar. Br adm olduunu sanyorlar. Oysa yoktur benim adm. Hepsini attm; ne adm vardr, ne yurdum. Ben varm yalnz. Adn nedir? nsan. Ka yandasn? Saymadm, istesem de sayamazdm zaten, daima vardm, daima da var olacam nk. Anan, baban kim? diye soruyorlar. Tanrdan bir de topraktan baka ne anam ne babam vardr, diyorum. Tanr babam,

toprak anandr. ar' sayyor musun? diye soruyorlar. Niin saymayaym? O kendine gre ar, ben de kendime gre arm. Seninle konuulmaz, diyorlar. Benimle konu diye yalvarma-dm zaten sana, diyorum. Canm skyorlar. Nehldof: - imdi ne yana gidiyorsunuz byle yayan? diye sordu. - Tanr hangi yan gsterirse o yana, iisiyim ben, ama i yok, bulamadm, dileniyorum. htiyar, saln iskeleye yaklatn farkedince sustu, onu dinleyenlerin yzne gururla bakt. Sal yanat. Nehldof para kesesini karp, ihtiyara para vermek istedi. htiyar almad. - Almam, dedi, ekmek alrm ben. - Kusuruma bakma yleyse. - Kusura baklacak bir ey yok ki. Gururumu incitmedin. ncinmez benim gururum. Omuzundan indirdii torbasn gene omuzuna ald. Bu arada Nehldof'un arabas sahile karlm, atlar koulmutu. Arabac, gl kuvvetli salclara bahi verip arabaya bindikten sonra Nehldof'a dnd:- Konumay ok seviyorsunuz beyim, dedi. Serserinin tekiydi. XXII Kente yaklanca arabac gene dnd Nehldof'a: - Hangi otele gtreyim sizi? - En iyi hangisidir? - Sibirskaya'dr en iyisi. Dkof'un oteli de gzeldir. - Hangisine istersen ona gtr. Arabac gene yan oturdu, biraz daha hzl srd. Kentin teki kentlerden ayr bir yan yoktu: Ayn cumbal, damlan yeil evler, ayn kilise, kk dkknlar, ana caddede maazalar. Polis memurlar bile aynyd. Yalnz evlerin hemen hepsi ahap, sokaklar toprakt. Kalabalk sokaklardan birinde bir otelin kapsnda durdurdu troykay arabac. Ama bo yer yoktu otelde, tekine gitmeleri gerekti. Orada buldular yer. Nehldof, alk olduu temizlikle, rahatl iki aydr ilk kez buluyordu. Ona verilen daire geri pek lks deildi; ama menzillerden, hanlardan, onu buraya getiren arabadan sonra byk bir hafifleme, rahatlk duymutu burada. Her eyden nce, menzillere girip kmaya balayal beri bir trl tamamen kurtulamad bitlerden temizlenmeliydi bir. Eyalarn yerletirdikten sonra banyoya girdi; oradan knca kentte gerektii gibi giyindi: kolal gmlek, tl pantolon, redingot, pardes. Blge komutanna gitmek zere kt. Otel kapcsnn ard, besili, kocaman bir at koulu, her yan dklen payton Nehldof'u, kapsnda nbetilerin, bir de polisin bekledii byk, gzel bir eve getirdi. Evi, yapraklarn dkm st, kayn aalarnn plak dallar arasndan am aalar, laden aalar yeil yeil gzken bir bahe kuatyordu. General hastayd, hi kimseyi kabul etmiyordu. Nehldof gene de verdi kartn uaa, .generale gtrmesini syledi. Uak iyi haberle dnd: - Buyrun, grecekler sizinle. Giri, uak, emireri, merdiven, parkesi prl prl salon... hepsi Petersburg'u andryordu bunlarn. Yalnz biraz pis, daha bir gsteriliydiler, Nehldof'u alma odasna gtrdler. - 471 Patates burunlu, alnnda, dazlak kafasnda iler, gzlerinin altnda torbacklar olan iko general -heyecanl bir insan olduu belliydi- zerinde ipek bir Tatar gmlei, elinde sigara, oturuyor, gm tabakl bir bardaktan ay iiyordu. Arkas kat kat, kaln ensesini gmleiyle rterek: - Hogeldiniz efendim, ho geldiniz! dedi. Gmlekle kabul ettiim iin balayn beni; hi kabul etmemekten daha iyidir bylesi. Biraz keyifsizim de, kmyorum. Hangi rzgr att sizi bu ku umaz, kervan gemez kente? Nehldof: - Bir yaknmn da bulunduu cezallar kafilesiyleyim, dedi. Bir yaknm, birde baka bir ey iin dileim olacakt sizden. General uzand, bir yudum ald ayndan, sigarasn yeil bakr tandan kllkte sndrd; i, fldr fldr, ufak gzlerini Nehldof'dan ayrmadan ciddi, dinlemeye balad. Ancak, sigara isteyip istemediini sormak iin kesti szn. General, mesleinin insanlkla, zgr dnceyle badaabileceini sanan aydn askerlerdendi. Ne var ki, doutan zeki, temiz yrekli bir insan olduu iin bu badamann olamayacan anlamakta gecikmemi, ruhundaki bu elikiyi grmemek iin, askerler arasnda pek yaygn bir alkanla, ok iki imek alkanlna giderek daha bir vermiti kendini; yle ki, askerlik hayatnn otuz beinci ylnda, doktorlarn alkolik dedii insanlardan olmutu. Benliine ilemiti iki. Sarho olmak iin herhangi bir sv imesi

yetiyordu artk. Onsuz yaayamayacak kadar dknd ikiye. Her akam adamakll sarho oluyordu; ama artk ylesine almt ki duruma, yrrken yalpa vurmuyor, konuurken samalamyordu. Samalasa bile nemi yoktu bunun: evresindekilerin en by olduu iin, ne denli samalarsa samalasn, saygyla karlanyordu azndan kan her sz. Ancak sabahlar, Nehldof'un onu grmeye geldii saatlerde akl banda bir insana benzer; ona sylenenleri anlayabilir; ok sevdii, sk sk tekrarlad, Hem sarho, hem akll, iki ie yaryor adam, atasznde sz edilen insan gibi iyi ya da kt, bir eyler yapabilirdi. Komutanlar sarho olduunu biliyorlard; ama gene de daha bilgiliydi meslekdalarndan -oysa bilgisi sarholua balad zamanki bilgisiydi, daha ilerlememiti-;- 472 yrekliydi, becerikliydi, kendini kabul ettirmesini bilirdi, sarhoken bile arlndan hi bir ey eksilmezdi. Bylesine nemli, byk bir grevde bunun iin tutuyorlard onu. Nehldof, kafilede bir kadnla ilgilendiini, kadnn hi suu yokken cezaya arptrldn, affedilmesi iin ar'a dileke verildiini anlatt ona. General: - Evet efendim, dedi. yle demek? - Petersburg'da sz verdiler. Dilekenin cevabn en ge bu ayn sonuna kadar bildirecekler bana. Buraya yazacaklar. General, gzlerini Nehldof'dan ayrmadan, kt parmakl eli-ni masaya uzatt, zili ald; yksek sesle ksrerek grtlan temizledikten sonra, sigarasn fosurdatarak sessizce dinlemeye devam etti Nehldof'u. - mkn varsa, dilekenin cevab gelene kadar bu kadm burada bekletmenizi dileyecektim sizden. Emireri girdi odaya. General: - Sor bakalm Anna Vasilyevna kalkm m? dedi. Daha ay da getir. (Nehldof'a dnd.) Baka? Nehldof devam etti: - teki dileim, ayn kafiledeki siyasi bir suluyla ilgili. General ban anlaml anlaml sallad: - Ya! dedi'. - Ar hasta, lmek zere. Belki de burada hastaneye yatrrlar onu. Siyasi sululardan bir kadn yannda kalmak istiyor. - Neyi oluyor? - Hi bir eyi. Ama bu ona, hastann yannda kalmak olanan salayacaksa, onunla evlenmeye de hazr. General hi bir ey sylemeden dinliyor, parlak gzlerini Nehldof'un yznden ayrmiyordu. Baknn etkisiyle onu artmak istedii belliydi. Durmadan sigara iiyordu. Nehldof szn bitirince general masann zerindeki kitab ald, parman tkrkleyerek abuk abuk evirdi sayfalar; evlilik maddesini bulup okudu. Sonra ban kitaptan kaldrp: - Cezas nedir kadnn? diye sordu. - Krek. - Cezalnn cezas evlenmekle hafifleyemez. - Evet... - 473 - Onunla serbest biri evlense bile cezasn ekmek zorundadr. nemli olan u burada: Hangisinin cezas daha ar, kadnn m erkein mi? - kisinin cezas da krek. General glmsedi: - Eitler demek. Kadnnki neyse erkeinki de o. Hasta ol-I d iin burada braklabilir; iyilemesi iin elden gelen her ey yaplacaktr tabi; ama kadn, onunla evlense bile kalamaz burada... Uak gelip haber verdi: - Bayan kahvelerini iiyorlar. General ban ne eerek devam etti: - Ama gene de dneyim ben bir. Soyadlar nedir? uraya yazverin. Nehldof yazd. General, Nehldof'un hastayla grmek iin izin istemesi zerine: - Bu olamaz ite, dedi. Kukulanmasna kukulanmyorum sizden tabi; ama bu hastayla olduu gibi tekilerle de ilgileniyorsunuz, zenginsiniz de. Bizim burada her ey satlktr. Rveti kaldr, diyorlar bana. Herkes rvet alyorken nasl kaldrrsnz rveti? Kkler daha ok alyor hem. Be bin verst tede adam nasl engel olursun ona? Benim burada olduum gibi o da | orada kral. (Glmsedi general.) Para verip grmsnzdr siyasi sulularla yzde yz, brakmlardr sizi yanlarna. yle deil mi? - yle. - Baka kar yolunuzun olmadn biliyorum. Bir siyasi suluyu grmek istiyorsunuz siz. Acyorsunuz ona. Gardiyan ya da er paray alp brakyor sizi ieri; krk kpektir ayl nk, ailesinin ihtiyac vardr paraya; almak zorundadr. Sizin ya da onun yerinde olsam ben de ayn eyi yapardm. Ama bulunduum grevdeyken yasalarn dna kamam; ben de insanm nk, acyabilirim. Uygulaycym ben, belirli

koullar altnda gvenilmitir bana, bu gveni haketmeliyim. Bu i de byle. imdi anlatn bakalm neler olup bitiyor sizin oralarda? General, ayn di anlatn bakalm neler olup bitiyor sizin oralarda? General, ayn zamanda hem yeni haberler almak, hem de- 474 bilgisini, iyi bir insan olduunu gstermek iin sorular sormaya, baz eyler anlatmaya balad. XXIII - Nerede kalyorsunuz kentte? Dk'n otelinde mi? Oras da iren bir yerdir. General, Nehldof'u yolcu ederken: - Akam yemeine gelin, diye ekledi. Saat bete ngilizce biliyor musunuz? - Biliyorum. - ok gzel. Bir ngiliz var burada. Sibirya'nn srgn yerleriyle cezaevlerini incelemeye gelmi. Akam yemeini bizde yiyecek, siz de gelin. Saat bete yeriz yemeimizi, karm titizdir byle eylerde. Bu kadnla hastay ne yapacamz zerine cevabm da o zaman bildiririm size. Belki de brakabiliriz hastann yannda birisini. Nehldof, generale selm verdikten sonra, iyi bir eyler yapm olmann verdii gnl rahatlyla postaneye gitti. Alak tavanl, direkli bir salona girdi. Blmenin arkasnda memurlar vard, bekleyen halka bir eyler veriyorlard. Bir memur, ban yana emi, zarflar damgalyordu. ok abuk, byk bir ustalkla yapyordu bunu. Uzun sre bekletmediler Nehldof'u. Soyadn syleyince olduka byk bir paket verdiler ona. Pakette para, birka mektup, kitap, Anayurt Notlar dergisinin son says vard. Nehldof, bir erin oturduu -kk bir defter vard elinde, bir ey bekliyor olmalyd- tahta sraya gidip oturdu; gelen mektuplar gzden geirmeye koyuldu. Bir tanesi taahhtlyd; gzel bir zarf vard, zeri inci gibi bir yazyla, zenilerek yazlmt. Zarf at, iinden Selyenin'in mektubuyla bir de resm kt knca yznn bir anda kpkrmz olduunu, yreinin sktn hissetti. Katyua iin verilen kesin karard bu. Nasl bir karard acaba? Red cevab myd? Nehldof g okunan, kk kk, karmakark yazlm ktta yazlan abucak okudu, derin bir soluk ald. Karar olumluydu. Selyenin Sevgili dostum! diye yazyordu. Son konumamn byk bir etki brakt zerimde. Maslova konusunda haklymsn. Dosyay dikkatle inceledim, kadncazn byk bir hakszla uradn grdm. Bu hakszl dileke komisyonu dzel- 475 tebilirdi ancak. Senin dileken de oradayd zaten. Komisyona bavurdum, elimden geleni yaptm. Af kararnn kopyasn yolluyorum sana. Adresini kontes Yekaterina vanovna'dan aldm. Kararn asl, Maslova'mn mahkemesi yaplrken yatt cezaevi mdrlne yolland, sanrm oradan da hemen Sibirya'da gerekli yere yollarlar onu. Bu mutlu haberi bir an nce duyuraym sana dedim. Dosta skarm elini. Arkadan Selyenin. arlk katna verilen dilekeleri kabul komisyonu. balkl resm ktta say numaras, masa numaras, tarihten sonra yle yazyordu: arlk katma verilen dilekeleri kabul komisyonu bakanl emriyle Yekaterina Maslova'ya dilekesinin gznne alnarak krek cezasnn Sibirya'da daha yakn bir yere srgn cezasna evrildii bildirilir. Haber hem sevin verici, hem nemliydi: Nehldof'un Katyua iin de kendi iin de yapabilecei her ey gereklemiti. Katyua'nn durumundaki bu deiiklik Nehldof'ia onun arasndaki ilikiye yeni glkler getirecekti. Katyua bir krek cezals olduu srece, Nehldof'un onunla evlenme nerisi olamayacak bir eydi, onun durumunu hafifletmeye yaryordu yalnzca. Oysa beraber yaamalarna bir engel kalmyordu imdi. Nehldof hazr deildi byle bir eye. Hem sonra ya Simonson'Ia ilikisi? Dnk szlerinin anlam neydi Katyua'nn? Simonson' la evlenmeye raz olursa akllca bir karar m vermi olurdu acaba? Nehldof cevap bulamyordu bu sorulara. imdilik bir yana brakt onlar. Sonra anlalr her ey geirdi iinden, imdi bir an nce onu grmeye, sevinli haberi ona vermeye, onu kurtarmaya almalyz. Elindeki kopyann bunun iin yeterli olduunu sanyordu. Postaneden knca arabacsna cezaevine ekmesini syledi. General cezaevine gitmesine izin vermemiti; ama Nehl-dof, o gne kadar bandan geen olaylardan, byk memurlardan elde edilemeyen bir eyin kklerden ou kez kolaylkla elde edilebildiini bildii iin, Katyua'ya mutlu haberi iletmek, Kriitsof'un salk durumunu renmek, Mariya Pavlovna'yla ona, generalin sylediini duyurmak amacyla cezaevine gitmeye karar vermiti. Olursa, Katyua'y serbest de braktracakt. Cezaevi mdr ok uzun boylu, iman, marur durulu- 476 bir adamd. Byklar, favorileri aznn evresinde kvr kvrd, Nehldof'u pek sert karlad; komutanln izni olmadan hi kimseyi cezallarla grtremeyeceini aka syledi. Nehl-dof'un, bakentle bile grtn sylemesi zerine: - Olabilir, dedi, ama ben grtremem. Ses tonuyla yle sylemek istiyordu sanki: Siz bakent beyleri bizi artacanz sersemleteceinizi sanrsnz, ama dou Sibirya'da bile olsak, dnyadan haberimiz vardr bizim, bunu gsteririz de size. ar'n dileke komisyonundan gelen kt da etki etmedi mdre. Nehldof'un cezaevine girmesine kesinlikle izin vermedi. Nehldof byk bir saflkla, bu kopyann belki de Maslo-va'nn serbest braklmasna yeteceini

sylemesi zerine, mdr kmsemeyle glmsedi; bir cezalnn serbest braklmas iin dorudan doruya genel mdrlkten yaz gelmesi gerektiini anlatt. Ama affedildiini Maslova'ya bildireceine, emir gelir gelmez de onu bir saat bekletmeden hemen serbest brakacana sz verdi. Kriltsof'un salk durumu zerine bilgi de vermedi; cezaevinde byle bir cezalnn bulunduunu sylemeye bile yetkisi olmadn anlatt. Bylece, hi bir ey elde edemeden arabasna bindi Nehldof( otele dnd. Mdrn ona bylesine sert davranmasnn sebebi, alacandan bir kat fazla insan doldurulmu cezaevinde tifo salgn olmasyd. Yolda arabac yle anlatyordu ona: Cezevinde sapr sapr dklyor insanlar. Bir hastalk var ierde. Gnde yirmi, yirmi be kii gmyorlar. XXIV Nehldof, cezaevinde ii ters gittii halde neesinden, heyecanndan hi bir ey kaybetmeden, Maslova'nn affedilmesiy-le ilgili yaznn gelip gelmediini renmek iin valilie urad. Gelmemiti. Hemen otele gitti, Selyenin'le avukata birer mektup yazp bildirdi durumu. Mektuplar bitirince saatine bakt; generalin yemeine gitme zaman gelmiti. Yolda, Katyua'nn bu haberi, affedilmesini nasl karlayacan dnyordu. Nereye yollayacaklard onu acaba? Nasl - 477 yaayacaklard beraber? Simonson ne olacakt? Katyua'nn Si-monson'a kar tutumu neydi? Katyua'da olan deiiklii hatrlad. Arkasndan gemii geldi aklna. Unutmalym bunu, silip atmalym belleimden, diye geirdi iinden. Bu dnceyi hemen kovdu. Zaman gsterecek her eyi dedi kendi kendine; generale ne sylemesi gerektiini dnmeye koyuldu. Nehldof'un yabancs olmad, ancak varlkllarn, byk memurlarn evinde grlen zenginlik generalin masasnda da vard. Aylardan beri her eyden yoksun olan Nehldof'un pek houna gitmiti byle bir sofraya oturmak. Generalin kars eski Petersburg sosyetesinden, Nikola saraynn nde gelen kadnlarndand. Franszcay Rusadan daha rahat konuuyordu. Dimdik duruyor, el kol hareketi yaparken dirseklerini bedeninden ayrmyordu. Kocasna kar arbal bir saygyla, efkatle; konuklarnaysa baka baka davranyordu. Nehldof'u itenlikle, gizli bir yakn ilgiyle karlad. Bu ilgi, yeteneklerini yeniden tantt Nehldof'a, tatl bir haz verdi ona. Generalin kars, Nehldof'un, onu Sibirya'ya getiren tuhaf, ama drst davranndan haberdar olduunu, Nehldof'u ok ok iyi, saygdeer bir insan saydn gizlemiyordu. Bu ince ilgi, generalin evindeki huzur, rahatlk, zenginlik zerinde etkisini gstermiti. Zenginliin, gzel yemeklerin hazzna; alk olduu evrenin insanlar rasndaki ilikilerin inceliine, holuuna brakt kendini. Son zamanlarda iinde yaad dnya bir dt sanki: uyanmt imdi, gerek hayata dnmt. Yemekte, aileden olanlardan -generalin, kocasyla gelmi kzndan, yaverden- baka bir ngiliz, altn ticareti yapan bir tccar; bir de Sibirya'nn uzak illerinden birinin valisi vard. Hepsinden de holanmt Nehldof. Franszcay ok kt, ama ngilizceyi son derece etkili konuan, al yanakl, salkl ngiliz ok dolamt; Amerika, Hindistan, Japonya, Sibirya zerine ilgin eyler anlatyordu. Bir kylnn olu olan altn tccar -Londra'da dikilmi, prlanta dmeli takm frak giyiyordu; byk bir kitapla vard, hayr ilerine yardm ederdi her zaman, Avrupa aydnlan gibi dnrd- Avrupa kltr alanm salkl bir Rus kylsn-- 478 den elde edilen yeni, iyi insan rnei olduu iin houna gitmiti Nehldof'un. Uzak ilin valisi, Nehldof Petersburg'dayken sz ylesine ok edilen bakanlk danmanndan bakas deildi. Seyrek salar kvrck, mavi gzlerinden kibarlk okunan, bedeninin ait blm ok kaln, beyaz tombul parmaklan yzk dolu, gl iten, iman bir adamd. Ev sahibi, rvetiler iinde olduu halde, rvet almad iin severdi onu. Mzie pek dkn, kendi de iyi piyano alan ev sahibesiyse, iyi bir mziki olduu, iki kii beraber piyano aldklar iin byk deer veriyordu ona. Nehldof ylesine iyi bir ruhsal durum iindeydi ki, bu adama kar bile nefret duymuyordu. Herkese yardma komaya hazr, gerdan hafif morarm, neeli, hareketli yaver itenliiyle canayakn bir insand. Nehldof'un houna en ok, generalin sevimli kzyla kocas gitmiti. Gnleri iki ocuuyla dopdolu, gzel saylamayacak, temiz yrekli, gen bir kadnd generalin kz, Anne, babasyla uzun sre cenkletikten sonra severek evlendii, Moskova niversitesini bitirmi, alakgnll, zeki kocas, sevdii, inceledii, yok olmaktan kurtarmaya alt aznlklarla ilgili istatistikler iinde alyordu. Nehldof'a hepsi de yaknlk gsteriyordu; ilgi ekici bir insanla karlatklarna sevindikleri belliydi. Salona resm giysisi, boynunda beyaz ha nianyla gelen general, Nehldof'un elini eski bir dostuymu gibi skt; konuklarn masaya buyur etti. Generalin, sabahki grmelerinden sonra neler yapt sorusuna Nehldof, postaneye gittii, ilgilendii cezaimin affedildiini rendii cevabn verdi; cezaevine girmesine izin verilmesini istedi gene.

General, besbelli yemekte iten sz edildiine can sklm, yzn buruturdu, cevap vermedi Nehldof'a, ngilizce dnd, Franszca: - Votka ister misiniz? dedi. . ngiliz, o gn byk kiliseyi, atelyeyi grdn, cezaevini dolamay da ok istediini anlatt. General, Nehldof'a dnd: - Bu gzel ite, beraber gidersiniz. 479 Yaverine: Giri kd verin onlara, dedi. Nehldof, ngilizce: - Cezaevine akam gitmeyi yelerim ben, dedi, herkes ierdedir o zaman, herhangi bir hazrlk yoktur, her ey olduu gibidir. General: - Btn gzelliiyle mi grmek istiyor orasn? diye sordu. Grsn bakalm. Ka kere yazdm, dinlemiyorlar beni. Varsn yabanc basndan rensinler. Nehldof ev sahibesiyle ngilizin arasnda oturuyordu. Karsnda generalin kzyla vali vard. Yemekte aralklarla devam ediyordu konuma. ngiliz, Hin-distandan sz etti; generalin pek sert eletirdii Tonkinsk bilimsel gezisinden, Sibirya'da alp yrm dzenbazlktan, rvetilikten konutular. Btn bunlar pek az ilgilendiriyordu Neh-ldof'u. Ama yemekten sonra konuk salonunda kahve ierlerken ev sahibesiyle ngiliz, bir de Nehldof arasnda Glanstone zerine ok ilgin bir konuma balad. Nehldof olduka gzel eyler syledi. Gzel bir yemekten, ikiden, kahveden sonra kibar, kltrl insanlar arasnda yumuack bir koltukta oturmak giderek neelendiriyordu onu. ngilizin istei zerine ev sahibesiyle vali piyanonun bana oturup beraberce piyanoya uyguladklar Bethoven'in beinci senfonisini almaya baladklarndan Nehldof'un iini oktan beri duymad bir duygu doldurdu. Ne denli iyi bir insan olduunu ilk kez imdi anlyormu gibi sevinliydi. Piyano ok gzel, beinci senfoninin alm daha gzeldi. Hi deilse, bu senfoniyi iyi bilen, seven Nehldof'a yle gelmiti. O gzelim andanteyi dinlerken kendi iyiliini, erdemlerini sezinlemenin verdii duygululuktan burun kemiinin szladn hissetti. oktan beri uzak olduu bir hazz ona tattrd iin ev sahibesine teekkr ettikten sonra gitmeye hazrlanyordu ki, generalin kz kararl admlarla geldi Nehldof'un yanna, yz k-zararak: - ocuklarm sormutunuz, dedi, grmek ister misiniz onlar?- 480 Annesi, kznn iten, sevimli kabalna glmsedi: - ocuklarn herkesin grmekten haz duyacan sanr. Prense ne senin ocuklarndan? Bu taan, mutlu analk sevgisi duygulandrmt Nehldof'u. - Tersine, ok isterim, dedi. Gsterin ltfen. General, oyun masasndan -damad, altn tccar, bir de yaveriyle kt oynamaya oturmutu- seslendi: - Prense ufaklklarn gsterecek. Gidip grevinizi yapn. Prens, gidin. Gen kadn -imdi ocuklar eletirmeye balayacaklarndan korktuu iin olacak- Nehldof'un nnden abuk admlarla yrd. Yksek tavanl, duvar ktlar beyaz, koyu abajurlu, kk bir lmbann stt odada yanyana iki karyola vard; karyolalarn arasnda elmack kemikleri kk, iten grnl, beyaz nlkl bir dad oturuyordu. Gen kadnla Nehldof'u grnce ayaa kalkt, selm verdi. Generalin kz birinci karyolann zerine eildi. Karyolada uzun, kvr kvr salar yastn zerine serilmi, kck az ak, sere serpe uyuyan iki yalarnda bir kz ocuu vard. Anne, altndan ocuun beyaz, minnack aya km mavi izgili battaniyeyi dzeltirken: - Bu Katya'dr, dedi. Gzel mi? ki yanda daha. - ok gzel! - Bu da Vask, dedesi yle diyor ona. Bambaka bir yz var. Tam bir Sibiryal. yle deil mi? Nehldof, yzkoyun uyuyan tombul ocua iyice baktktan sonra: - ok tatl bir ocuk dedi. - Sahi mi? diye sordu. Annesi derin anlaml bir glmsemeyle: Nehldof, zincirleri, tra edilmi kafalar, cezallara atlan krbalar, menzillerdeki yz kzartc ahlkszl, lmek zere olan Kriltsof'u, btn gemiiyle Katyua'y hatrlad. mrendirmiti onu bu huzur, byle mutlu olmak istei doldurmutu iini. ocuklar birka kere daha vdkten; onu byk bir dikkatle dinleyen gen anneyi bylece mutlu ettikten sonra, onun arkasndan konuk salonuna yrd. ngiliz bekliyordu onu. - 481 cezaevine beraber gideceklerdi, yle szlemilerdi. Nehldof, herkesin elini skarak, ngilizle beraber kt.

Darda hava deimiti. Lapa lapa kar yayordu. Yol, evlerin damlar, aalar, avlu, paytonun st, atn srt bembeyaz olmutu. ngilizin kendi arabas vard; Nehldof, ngilizin arabacsna cezaevine gideceini syledikten sonra paytona bindi, iinde hi de ho olmayan bir grevi yerine getirmenin verdii tatsz duygu, karda glkle ilerleyen, yayl paytonuyla ngilizin arkasndan gitti. XXV Byk kapsnn dibinde nbetisiyle, feneriyle cezaevinin kasvetli yaps -imdi yolunu da, damn da, duvarlarn da rten tertemiz, beyaz rtye karn- hepsinde k olan n pen-cereleriyle sabahkinden ok daha kasvetli grnyordu. Marur mdr kapya kt, Nehldof'la ngilize verilen giri kdn fenerin nda okuduktan sonra, buna akl erdireme-mi gibi silkti gl omuzlarn; ama emrin gereini yaparak, konuklara arkasndan gelmelerini syledi. Avludan geirdi onlar, sadaki kapdan girip merdiveni kard, kendi odasna gtrd. Oturmalarn syledikten sonra, onlara ne gibi hizmetinin dokunabileceini sordu. Nehldof'un Maslova'y hemen grmek istediini renince, gardiyana gidip onu getirmesini syledi. Sonra ngiliz'in Nehldof araclyla sorduu sorulara cevap vermeye balad. ngiliz: - Cezaevi ka kiiliktir? diye soruyordu. Ka cezal var burada imdi? Ka erkek, ka kadn, ka ocuk? Krek cezas ka kii, srgnler, gnlller kaar kii? Nehldof, ngiliz'in sylediklerini Rusaya, mdrn cevaplarn ngilizceye, ne anlama geldiklerini anlamadan eviriyordu. Katyua'yla biraz sonra grecei dncesi nedense ok heyecanlandryordu onu. Bir cmleyi ngilizceye evirirken yaklaan ayak sesleri duyduunda yrei daha hzl vurmaya balad; odann kaps alp da-ounlukla olduu gibi- gardiyann arkasnda rtl, blzlu Katyua'y grnce ar bir duygu kt iine. Katyua, ba nnde, abuk admlarla odaya girerken, NehDirili - F: 31- 482 ldof ona bakarak, Yaamak istiyorum diye dnd, Bir ailem, ocuklarm, insanca bir hayatm olsun istiyorum. Ayaa kalkp ona doru birka adm att. Katyua'nn yznde souk, tuhaf bir ifade vard. Nehldof'a sitem ettii zaman yznde olan ifadeydi bu. Kh kzarp bozararak, kh kan ekilerek bluzunun kenaryla sinirli sinirli oynuyor, arada bir ban kaldrarak Nehldof'a bakyor, sonra gene yere indiriyordu bakm Nehldof. - Affedildiinizi duydunuz mu? diye sordu. - Duydum. Gardiyan syledi. - Emir gelir gelmez cezaevinden kp, istediiniz yere yerleebilirsiniz. Dnrz... Maslova sabrszlkla kesti Nehldof'un szn: - Dnecek bir ey yok. Vladimir vanovi nereye giderse ben de oraya gideceim. Heyecanl olduu halde, Nehldof'un gzlerinin iine bakarak, -ne syleyeceini nceden hazrlam gibi-abuk, tane tane konuuyordu. Nehldof: - yle mi, dedi. - Evet Dmitri vanovi, onunla beraber yaamam isterse -korkuyla sustu bir an, dzeltti- yani onun yannda olmam isterse, daha ne isterim? Bunu mutluluk saymalym kendim iin. Daha ne?.. Nehldof, kisinden biri diye geirdi iinden, Ya Simonson'u sevdi, yapmay dndm fedakrl istemiyor, ya da hl beni seviyor, mutluluum iin reddediyor beni, Simon-son'a giderek, geri dn yollarn tamamen kapyor, gemilerini yakyor. Kendi kendinden utanyordu Nehldof. Yznn kzardn hissetti. - Onu seviyorsanz... diye balad. - Sevmenin ya da sevmemenin bir anlam yoktur artk benim iin. Braktm yle eyleri. Vladimir vanovi ok iyi bir insan. Evet, yle olsa gerek... yi bir insan, hem sanrm... Katyua, Nehldof'un gereksiz bir ey syleyeceinden, ya da kendisinin her eyi aa vuracandan korkmu gibi kesti gene Nehldof'un szn. Esrarl, ehl bakn Nehldof'un gzlerinin iine dikerek: - Sizin istediiniz eyi yapmyorsam balayn beni Dmit- 483 ri vanovi, dedi. Belli zaten bunun istediiniz ey olmad. Hem sizin de hakknz var yaamaya. Katyua, biraz nce kendi kendine syledii eyin aynn sy-lyordu Nehldof'a, ama imdi bambaka duygular vard iinde. Yalnzca utan duymuyordu, Katyua iin kaybettii her eye de acyordu. - Bunu beklemiyordum, dedi. Katyua tuhaf bir glmsemeyle: - Bunda zlecek bir ey yok, dedi. - zlmyorum, houma bile gitti, elimden gelse daha da /ardm etmek isterdim size. Katyua:

- Bize, dedi -Bize diyordu- hi bir ey lzm deil, Benim iin o kadar ok ey yaptnz ki. Siz olmasaydnz., Sesi titredi, sznn sonunu getiremedi. Nehldof: - Bana teekkr etmenizin gerei yok, dedi. Katyua: - Brakalm, diye mrldand. Tanr karar versin. Siyah gzleri dolu dolu olmutu. - Ne iyi kadnsnz! dedi Nehldof. Katyua gzyalar arasndan: - Ben mi iyiyim? diye sordu. Ac bir glmseme stt yzn. ngiliz girdi araya: - Are you ready? (1) Nehldof: - Drectly, (2) dedi. Maslova'ya dnp Krltsof'u sordu. Gen kadn, heyecan biraz yattktan sonra, bildiklerini anlatt: Krltsof yolda ok arlamt, buraya gelince hemen revize yatrmlard onu. Mariya Pavlovna ok zlm, revire hastabakc olarak alnmas iin yalvarm, ama kabul etmemiler. Maslova, ngilizin sabrszlandn farkedip: - Gidebilir miyim artk? diye sordu. Nehldof: (1) Hazr msnz? (ngilizce, L. N. Tolstoy'un evirisi.) (2) imdi. (ngilizce, L. N. Tolstoy'un evirisi.)- 484 - Vedalamyorum sizinle, dedi, greceiz gene. Maslova iitilir iitilmez bir sesle: - Balayn beni, dedi. Gzgze geldiler. ehl bakndan, Allahasmarladk diyeceine, Balayn derkendi ili glmseyiinden Nehldof, Katyua'y bu karar vermeye zorlayan nedenin dnd nedenlerden ikincisinin doru olduunu anlamt: Seviyordu onu Katyua; onu kendine balamakla Nehldof un hayatn zehir edeceini, Simonson'a giderse onu zgrlne kavuturacan dnmt; oktan beri yapmay istedii eyi en sonunda yapabildiine seviniyordu imdi, ama ondan ayrldna da zlyordu. Nehldof'un elini skt, hzla dnp kt odadan. Nehldof, ngiliz'e bakt. Kk not defterine bir eyler yazyordu ngiliz. Nehldof duvarn dibindeki tahta sraya oturdu. Oturur oturmaz korkun bir bitkinlik kt zerine. Ne uykusuzluktu onu byle bitkin dren, ne aylarca sren yolculuk, ne de heyecan; yasamaktan, hayatn tmnden yorulduunu hissediyordu. Srann arkalna yasland, gzlerini kapad, bir an derin bir uykuya dald. Mdr: - Hcreleri dolamak ister misiniz artk? diye sordu. Nehldof gzlerini at, akn akn baknd evresine. ngiliz yazmay bitirmi, hcreleri grmek istiyordu. Nehldof yorgun argn, isteksiz, onlarla beraber kt. XXVI Hol, boucu bir pis kokunun doldurduu koridoru -dorudan doruya demeye ieyen iki cezaly grnce ok armlard orada- geip, gardiyanlarn arkasndan ilk hcreye girdiler. Krek cezallarnn hcresiydi buras. Ranzalar orta yerdeydi, cezallarn hepsi yatmt. Yetmi kiiydiler. stif olmulard sanki. Girenleri grnce, zincirlerini akrdatarak hepsi frlad yerinden, ranzalarnn yannda ayakta durdular. Tepeleri tra-h balar parlyordu. ki kii dorulmamt. Biri, yz kpkrmz -ateli olduu belliydi- gen bir adamd; teki yalyd, durmadan inliyordu. ngiliz, gen cezalnn oktan beri mi hasta olduunu sordu. - 485 Mdr, sabah hastalandn, ihtiyarnsa midesinin eskiden beri ardn, ama revir dolu olduu iin yatramadklarn syledi. ngiliz, ban iki yana sallad; bu insanlara birka szck sylemek istediini syledi; Nehldof'dan, syleyeceklerini Rusaya evirmesini rica etti. ngiiizin, Sibirya'daki srgn yerlerini, cezaevlerini grp yazmaktan baka bir amacnn daha olduu anlalmt: Kiinin dinle, gnahlarnn cezasn ekmekle huzura kavuacana inancn yaymaya alyordu. - sa'nn onlara acdn, onlar sevdiini, onlar iin de ldn syleyin onlara, dedi. Buna inanrlarsa, kurtulurlar. ngiliz konuurken cezallar ranzalarnn yannda hazrolda dinliyorlard onu. - Syleyin onlara, bu kitapta byle deniyor. Okuma yazmas olanlar var m? Yirmiden ok okuma yazmas olan kt. ngiliz, antasndan ciltli birka Kutsal Kitap kard; kaba kumatan yenlerden uzanan kaln, siyah trnakl, adaleli eller, birbirini iterek uzand ona. iki ncil verdi bu hcreye, tekine yrd. teki hcrede de ayn durum vard. Hava pis mi pisti gene; karda, pencerelerin arasnda ayn tasvir aslyd, kapnn hemen sanda bir el yz ykama teknesi vard gene. Burada da istif olmu gibi yatyorlard cezallar, konuklar grnce frladlar yattklar yerden - inmedi yere bu kez- ikisi yataklarnda doruldu hafife, biri yatmaya devam etti, ban kaldrp bakmad bile gelenlere; de hastayd. ngiliz ayn eyleri burada da syledi, iki de ncil verdi.

nc hcreden grlt patrt, barmalar geliyordu. Mdr kapya vurdu, Susun! diye bard. Kap alnca, birka hastadan, kavga eden iki kiiden baka hepsi ranzann yannda hazrola geti gene. Kavga edenlerden biri tekinin sana, teki de sakalna yapmt, fkeyle ekiyorlard. Gardiyan yanlarna kounca braktlar birbirlerini. Birinin burnu kanam; salyas, sm birbirine karmt, kaftannn yeniyle siliyordu onlar; teki de sakalndan kopan kllar ayklyordu. Mdr, serte: - avu! diye bard. Krmz yzl, gl kuvvetli bir adam kt ne. Gzlerinin ii glerek: .- 486 .- Engel olamyorum onlara efendim, dedi. Mdr kalarn atarak: - Ben olurum, dedi. - What did they fight for? (') diye sordu. Nehldof hcre avuuna cezallarn niin kavga ettiklerini sordu. avu glmsemeye devam ederek: - Ayaklarna sardklar bez iin dedi. Bu vurdu nce, teki de geri kalmad ondan. Nehldof anlatt ngiliz'e. ngiliz mdre dnd: - Birka szck syleyebilir miyim onlara? Nehldof, Rusaya evirdi. Mdr: - Syleyebilirsiniz, dedi. ngiliz, deri ciltli ncil'ini kard. Nehldof'a: - Ltfen evirin, dedi. Sizler bir konuda anlaamadnz iin kavga ettiniz, oysa bizlerin uruna cann veren sa, aramzdaki anlaamamazlklar halletmek iin baka bir yol gstermitir bize. Sorun onlara bakalm, sa'nn yasasna gre, bize ktlk eden bir insana kar nasl davranmamzn gerektiini biliyorlar m? Nehldof, ngiliz'in szlerini, sorusunu Rusaya evirdi. Cezallardan biri, yan gzle marur mdre bakarak, ekingen: - Komutana m bildiririz? diye sordu. Bir bakas: - Aznn payn verdim mi bir daha etmez sana ktlk, dedi. Glmeler duyuldu. Nehldof cezallarn cevaplarn n-gilizceye evirdi. ngiliz: - Syleyin onlara, dedi, tam tersini yapmaldrlar bunun: Bir yanana vurulursa tekini uzatacaksn. Bunu sylerken yanan uzatmt. Nehldof, Rusaya evirdi. Bir ses duyuldu cezallar arasndan: - Kendi bir denese bunu bakalm. Yatan hastalardan biri: - Ya tekine de yaptrrsa tokat herifiolu? dedi, o zaman neyi uzatacaksn? O Niin kavga ediyorlard? (ngilizce, L. N. Tolstoy'un evirisi.) - 487 - Geberinceye kadar sopa yersin. Kedekilerden biri: - Denesin hele bir de grelim, dedi. Kahkahayla glmeye balad. Herkes katla katla glyordu. Dayak yiyen cezal bile -yz gz kan iindeglyordu. ngiliz hi bozulmad buna; Nehldof'dan, olamayacak gibi grlen bir eyin inananlar iin ok kolay olduunu onlara sylemesini istedi. - Sorun bakalm, iki iiyorlar m? Bir ses duyuldu: - Elbette. Gene makaralar koyverdiler. Bu hcrede drt hasta vard. ngilizin, hastalan iin bir hcreye toplamadklar sorusuna mdr, kendilerinin istemedikleri cevabn verdi. - Bulac deildir hastalklar. Salk memurumuz devaml olarak ilgileniyor onlarla. Bir ses duyuldu cezallar arasndan: - ki haftadr admn atmad buraya... Mdr sesini karmad, konuklar teki hcreye gtrd. Gene atlar kapy, gene kalktlar cezallar, grlty kestiler, ingiliz ncil datt gene. Beinci, altnc, daha sonraki hcrelerde de ayn eyler oldu. Krek cezallarndan srgnlere, srgnlerden gnlllere, kendi isteiyle gelenlere getiler. Her yerde ayn durum vard: A, hasta, duygusuz, horlanm, zgrlklerinden yoksun edilmi bu insanlarn yabani hayvanlardan ayr yanlar yoktu. Dataca kadar ncil'i datan ngiliz baka vermiyor, cezallarla konumuyordu bile. Burada grdkleri, -en nemlisi de- boucu hava enerjisini tketmiti anlalan; hcreleri, her hcrede hangi cezallarn yattn syleyen mdre yalnzca, All right(') diyerek dolayordu. Hl ayn bitkinlii, umutsuzluu hisseden Nehldof, onlar brakp gidemeyecek kadar gsz, uykuda gibi dolayordu onlarla. (1) ok gzel. (ngilizce).XXVII

Srgnlerin hcrelerinden birinde, o sabah salda grd tuhaf ihtiyar grnce ok ard Nehldof. Sa sakal karmakark bu ihtiyar-yz kr krt; srtnda yrtk prtk, kiril, kl rengi bir gmlek, ayanda gene yle bir pantolon vard; yaln ayakt- ranzalardan birinin dibinde yerde oturuyor, soru dolu, sert baklarla, gelenlere bakyordu. Kirli bir grn vard; ama yz salda olduundan daha bir cidd, canlyd. Mdr ieri girince, teki hcrelerde olduu gibi, cezallar hemen frladlar yattklar yerden, hazrola getiler; ihtiyar kprdamad yerinden. Gzlerinin ii parlyordu, fkeyle atmt kalarn. Mdr: - Ayaa kalk! diye bard. htiyar hl kprdamyordu. Kmser bir glmseme vard dudaklarnda. - Uaklarn kalkar ayaa senin karnda, diye mrldand. Ben uan deilim ama. Mdrn alnn gstererek: - Aln yaznm senin... diye ekledi. Mdr fkeyle zerine yrd ihtiyarn. - Ne-e-e? Ne dedin? Nehldof mdr tuttu, abuk abuk konuarak: - Tanyorum bu adam, dedi. Niin attlar onu buraya? Mdr, ihtiyara yan gzle, fkeli fkeli bakarak: - Kimlik kd olmad iin polis yollam, dedi. Yolla-mayn, diyoruz, hl yolluyorlar. htiyar Nehldof'a dnd: - Sen de bu gvurlardansn galiba? - Hayr, dedi Nehldof, grmeye geldim cezaevini. - Gvurlarn insanlara nasl eziyet ettiklerini grmeye geldin demek? Gr ite. Toplayp kafese sokmular hepsini. Kiiolu aln teriyle kazanp yemelidir; oysa bu adam domuz gibi kapam onlar, hayvanlasnlar diye, altrmadan besliyor. ngiliz: - Ne diyor? diye sordu. Nehldof, ihtiyarn, insanlar cezaevine kapad iin mdr suladn syledi. ngiliz: - 489 - Sorun ona bakalm, dedi, yasalar ineyen insanlar ne yapmal onca? Nehldof soruyu Rusaya evirdi. htiyar, sk dilerini parlatarak glmsedi. Kmser bir tavrla: - Yasalar! diye tekrar etti. nce soydu soana evirdi herkesi; topra, zenginlikleri ald insanlarn elinden, zerine oturdu, ona kar kanlar ldrd; sonra da aldklarn ondan geri almasnlar, onu ldrmesinler diye yasalar koydu. Eskiden koysayd ya bu yasalar. Nehldof, ngilizceye evirdi. ngiliz glmsedi. - Syleyin ona, dedi, hrszlar, katilleri ne yapmal imdi, onu sylesin. Nehldof gene evirdi soruyu. htiyar kalarn att. - Syle ona, dedi, gvurluu brakrlarsa ne hrsz kalr dnyada, ne de katil. Byle syle ona. Nehldof, ihtiyarn sylediklerini ngilizceye evirince ngiliz: - He is crazy, (') dedi. Omuz silkerek kt hcreden. htiyar, oyalanan Nehldof'a: - Sen kendi iine bak, diye mrldand. Her koyun kendi bacandan aslr. Kimi cezalandracan, kimi balayacan Tanr bilir, biz bilemeyiz bunu. Kendi kendinin efendisi ol, efendi kalmaz yeryznde. Hadi git, git... Gvurlarn insanlar bitlere pirelere nasl yem ettiklerini grdn artk. Git, git!.. Nehldof koridora ktnda mdrle ngiliz, kaps ak, bo bir hcrenin nnde duruyordu ngiliz, bu hcrenin ne ie yaradn soruyor, mdr de ona burann l odas olduunu anlatyordu. Nehldof, mdrn sylediklerini ngilizceye evirince, ngiliz: - O! dedi. eri girmek istedi. -l odas, deiik yan olmayan, kk bir hcreydi. Duvarda bir gaz lmbas yanyor; soluk , sol kedeki geliigzel ylm torbalarn, odunlarn, sadaki ranzalara uzatlm drt lnn zerine dyordu. Ev dokumas keten bezinden gmlekli kaba ayakkabl birinci l uzun boyluydu; kk sivri bir sakal (1) Deli bu adam. (ngilizce.)- 490 vard, bann yars tra edilmiti. yice katlamt bedeni, morarm kollar -nlnde gsnn zerine kavuturulduklar belliydi- yana dmt. orapsz bacaklar da ayrlmt. Yannda beyaz etek blzlu, plak ayakl, dz sal yal bir kadn yatyordu. Buruuk bir yz, kk, sivri bir burnu vard. Yal kadnn tesinde pembe giysili bir erkek cesedi yatyordu. Bu renk bir eyi hatrlatr gibi oldu Nehldof'a. Yaklap bakt. Kk, sivri, dimdik duran bir sakal, gzel bir burnu, beyaz geni bir aln, seyrek, kvrck salar vard. Tanmt bunlar, gzlerine inanamyordu. Dn bu yz fkeyle, strapla kapl grmt. imdi sakin,

kprtsz, son derece gzeldi. Evet, Krltsof du bu, hi deilse onun maddi varlnn bir izi. Nehldof, Niin strap ekti? Niin yaad? imdi biliyor mu acaba bunlar? diye geirdi iinden; bu sorulara cevap bulunamayacan, lmnden baka hi bir eyin gerek olmadn hissetti. Birden fena-lamt. ngiliz'e Allahasmarladk demeden, gardiyana onu dar karmasn syledi; o akam hissettiklerini enine boyuna dnmek iin yalnz kalmak ihtiyacn duydu, otele gitti. XXVIII Nehldof yatmad otele gelince, odasnn iinde bir aa bir yukar dolamaya balad. Katyua'yla arasndaki ilgi sona ermiti. Artk gerekli deildi Katyua'ya; bu hem zyordu onu, hem utandryordu. Ama bu deildi ona imdi strap veren. Baka bir ii daha vard, bitirmemiti henz bu iini; her zamankinden daha bir ac veriyordu ona imdi bu, bir eyler yapmasn istiyordu. Son zamanlarda tank olduu, zellikle o akam u korkun cezaevinde grd, sevimli Krltsof'u da mahveden o ktlkler btn gcyle srp gidiyordu. Bunlar yenmenin imkn yoktu grnte, nasl yenilebileceklerini dnmek bile imknszd. Hi bir eyi umursamaz generallerin, savclarn, mdrlerin bu havasz, pis yere tktklar yzlerce, binlerce insan geldi gznn nne; onlar ieri atanlar sulad iin deli denen zgr ihtiyar, fke iinde len Krltsof'un cesetler arasndaki g- 491 zel, balmumu yzn hatrlad. Eskiden aklna sk sk gelen soru bu kez daha bir gl dikilmiti karsna, cevap bekliyordu: O muydu deli, yoksa kendilerini akll sanan, btn bunlar yapanlar m? Dolamaktan yorulunca lmbann nnde, kanepeye oturdu; ngilizin ona verdii, geldiinde ceplerini boaltrken kanepenin zerine att ncil'i bir ey dnmeden at. Her eyin cevab vardr orada diyorlar, diye geirdi iinden, rasgele at sayfay okumaya balad: Matfet. Balk XVIII. 1. O zaman rencileri sa'nn yanna sokuldular, sordular Ona: Kim daha yakndr Tanr katna? 2. sa bir ocuk ard yanma, onlarn arasna koydu onu. 3. Sonra yle dedi: Gerei sylyorum size, ocuk gibi olmaz, ocuk gibi davranmazsanz kamazsnz Tanr katna; 4. te kim bu ocuk kadar ocuklarsa o daha yakn olacak Tanr katna. Nehldof, kendini nemsiz grd zamanlar ne denli mutlu, huzur iinde olduunu hatrlayarak Evet, evet ok doru bu. diye geirdi iinden. 5. Byle bir ocuu benim adma kim yanna alrsa, beni alm saylr yanna: 6. Bana inanan byle bir k yoldan karanysa, boynuna bir deirmen ta balayp denizin dipsiz derinliklerine at-salar daha iyi olurdu onun iin. Ne demek yanna alrsa? diye geirdi iinde Nehldof. Benim adma'nn anlam ne? (Bu szlerin ona hi bir ey anlatmadklarn hissediyordu Nehldof.) Boynuna deirmen ta balayp denize atmak? Hayr, belirli anlam yok bunlarn. Daha nceleri de ncil'i birka kere eline alp okumaya baladn, her keresinde de, bu gibi yerlerin belirsiz anlatm yznden braktn hatrlad. Yedinci, sekizinci, dokuzuncu, onuncu szleri de okudu: Gnahlardan, teki dnyadan, cehennemde insanlarn ekecekleri korkun aclardan, Tanrnn yzn gren ocuk meleklerden sz ediliyordu bunlarda. Ne yazk ki pek dzensiz anlatlm bunlar, diye dnyordu Nehldof, ama gene de tatl bir duygu doluyor insann iine okurken.- 492 11. ...Kiiolu, mahvolan aramaya, kurtarmaya geldi nk. 12. ne dersiniz? Yz koyunu olsa birisinin, br tanesi kaybolsa; doksan dokuz koyunu da banda brakp kaybolan o bir taneyi aramaya gitmez mi? 13. Hem una inann ki, bulursa o koyunu, kaybolmayan o doksan dokuz koyuna sevindiinden ok sevinir buna. 14. Babanz da yavrularndan birinin yok olmasn istemez ite. Nehldof Babamz bir tanesinin yok olmasn istemiyor, oysa burada yzlerce, binlercesi birden yok oluyor. Kurtulular da yok. diye geirdi iinden. 21. O zaman Pyotr yanna sokuldu, yle dedi: Rabbim! bana ktlk eden kardeimi ka kere balayacam? yedi kere mi? 22. sa cevap verdi: Yedi kere deil, yedi tane yetmi kere balayacaksn. 23. Tanr katnda hesap bu bakmdan, halkyla hesap grmek isteyen kraln yaptnn ayndr; 24. Hesap grlrken, ona on bin talant borcu olan br yurtta getirmiler karsna; 25. Borcunu deyecek paras olmad iin kral adamn da, karsnn da, ocuklarnn da, vannn younun da satlmasn, parasnn ona getirilmesini buyurmu. 26. O zaman adam ayaklarna kapanm kraln, Yce Kralm! demi, biraz izin ver bana, deyeceim borcumu. 27. Kral acm ona, salvermi, borcunu da balam.

28. Bu adam saraydan knca doru gitmi, ona yz dinar borcu olan arkadann yakasna yapm, borcunu ver diye sktrm onu. 29. Arkada ayaklarna kapanm, yalvarm yakarm. ona, braz izin ver bana, deyeceim borcumu, demi. 30. m beriki vermemi izin, borcunu vermedi diye zindana attrm onu. 31. Bunu gren tandklar gidip krala anlatmlar durumu. 32. Kral arm adam sarayna, kt br insansn sen! demi, yalvardn iin btn borcunu baladm sana. - 493 33. Benim sana yaptm senin de arkadana yapman gerekmez miydi? Bu satrlar okuyunca birden yksek sesle: - Hepsi bu kadar m? dedi Nehldof. Sonra, btn benliini kaplayan bir ses, Evet, bu kadar diye fsldad kulana. Duygu yn ar basan insanlarda sk sk grlen deiiklik Nehldof'da oluyordu imdi. Bir zamanlar ona tuhaf, akl almaz, aka gibi gelen dnce, gnlk olaylarla dorulana dorulana, onunda birden gerein ta kendisi oluvermiti gznde. nsanlara strap ektiren bu korkun ktlklerden kurtulmann tek yolunun, insanlarn kendilerini Tanrya kar sulu hissetmeleri, bu nedenle bakalarn cezalandrmaya ya da dzeltmeye yetenekli olmadklarnn olduu dncesi imdi ak seikti onun iin. Ceza evlerinde, Sibirya'da tank olduu bu korkun ktln de, bu ktl srdrenlerin ylesine sakin, kendilerinden emin olmalarnn da sebebinin, insanlarn olmayacak bir eyi gerekletirmek, kendileri ktyken ktlkleri dzeltmeye almak istemelerinden ileri geldiini biliyordu artk. Aalk insanlar, kendileri gibi aalk insanlar dzeltmek istemi, bunu mekanik bir yolla yapmay dnm. Ne var ki bir tek sonu vermi bu dnce: Gz ykseklerde olan, karc baz insanlar bu uydurma cezadan, dzeltmeden bir meslek karmlar kendilerine; alabildiine ahlkszlatryorlard durmadan. Tank olduu bu korkun ktln nereden geldiini, onu ortadan kaldrmak iin ne yapmann gerektiini ak seik gryordu artk. imdiye kadar bir trl bulamad cevap, sa'nn Pyotr'a verdii cevapt: Kiiolu her zaman, sonsuz kere balamalyd; nk susuz insan, bakalarn cezalandrmaya, dzeltmeye hakk olan insan yoktu yeryznde. Nehldof Hayr, bu kadar basit, bu kadar kolay olamaz bu diye dnyor; te yandan da -bambaka eylere alk olduu iin balangta bunu ok yadrgad halde- bunun gerek, sorunun en doru zm yolu olduunu hissediyordu. Her zaman aklna taklan Canavar ruhlu insanlar ne yapmal? Cezalandrmama!! m? sorusu artk rahatsz etmiyordu onu. Cezann su- 494 lan azaltt, sulular dzelttii ispatlanm olsayd bir anlam olabilirdi bu sorunun; oysa bunun tam tersi ispatlanmken, insanlarn baka insanlar dzeltmeye yetenekli olmadklar kesinlikle biliniyorken tutulabilecek en akllca yol, yalnzca yararsz deil, stelik zararl, kt, irkin olan srdrmekten vazgemektir. Sulu saydmz insanlar birka yzyldr ldryorsunuz. Bitirdiniz mi bari onlar? Ne gezer, stelik oaldlar. Cezalarnzn iyice ktletirdii sulular doldurdu her yan. Oturduklar yerde adam cezalandran kendileri de, sulu yarglarnz, savclarnz, sorgu yarglarnz, cezaevi yneticileriniz de onlardandr aslnda. Toplumun, dzenin, insanlar yarglayan, cezalandran bu yasal (kanuni) sulular yznden deil, insanlarn -bunca ktle karn- hl birbirlerine acmalar yznden var olduunu anlamt Nehldof. Bu dncesini dorulayacak bir eyler bulmak umuduyla ncil'i at gene, batan okumaya balad. Onu her zaman duygulandran Nagorni yetini okurken, imdi ilk kez soyut, ssl dncelerle, yerine getirilemeyecek isteklerle karlamamt bu yette; ak seik, yerine getirilmesi kolay emirler veriliyordu burada; bu emirler yerine getirilirse bambaka, Nehldof'u ylesine zen ktlklerin grlmeyecei, mutluluun doruuna varlaca bir toplum dzeni kurulurdu. Be taneydi bu emirler: Birinci emir (Mt. V, 21-26) insann insan ldrmesini yasaklamakla kalmyor, insanlarn birbirlerine kzmamasn, birbirlerini kk grmemelerini, kavga ederlerse Tanrya yakarmadan nce barmalarn buyuruyordu. kinci emir (Mt. V, 27-32) erkeklerin kadn gzelliinden haz duymak yle dursun, bu hazdan kamalarnn, bir kadnla yuva kurduktan sonra da, mrnn sonuna kadar o kadna bal kalmalarnn gerektii zerineydi. nc emir (Mt. V, 33 - 37) insann yemin ederek bir eye sz vermesini yasaklyordu. Drdnc emir (Mt. V, 38-42) insann gze gz, die di diye dnmemesini buyurduundan baka; bir yanana vurulunca tekini de uzatmasn, kendisine yaplan her eit kt- 495 l affetmesi, bu ktlklere yaknmadan katlanmas, ondan her istenileni yapmas gerektiini sylyordu.

Beinci emir (Mt. V, 43-48) insann, dmanlarndan nefret etmek, onlarla savamak bir yana, onlar sevmesini, onlara yardm etmesini, hizmetlerine komasn buyuruyordu. Nehldof'un bak lmbann na takld, gzleri dald. Yaaymzn tm irkinliini hatrlad bir an; insanlar bu emirleri benimseyip, yaaylarn onlara gre dzenleseler insan hayatnn nasl olaca geldi gznn nne, uzun zamandr duymad bir cokunluk doldurdu ruhunu. Yllarca ektii straptan kurtulmu, gerek huzura, zgrle kavumutu sanki. Btn gece uyumad. ncil'i okuyanlarn ounda grld gibi o da, nceleri bir ok kereler okuduu, bir anlam karamad szcklerin anlamn ak seik gryordu imdi. Bu kitapta bulduu onun iin gerekli, nemli, sevindirici eyleri sngerin suyu itii gibi yutarcasna benimsiyordu. Okuduklar yabanc deildi ona sanki; oktan beri bildii, ama bilincine varmad eyleri doruluyor gibiydiler. imdi varmt artk bu bilince, inanmyordu. Bu emirlere uymakla insanlarn, en byk mutlulua ulaacaklarna inanmaktan baka, insanlarn bu emirlere uymak zorunda olduklarna, insan hayatnn anlamnn bu olduuna, bu yoldan en kk bir sapmann bile, cezay gerektiren bir hata olduuna da inanamyordu. Kutsal kitabn retisinden anlalyordu bu; hele zm baclar yetinde byk bir gle, apak anlatlyordu. zm baclar, mal sahibi iin almaya gnderildikleri ban kendilerinin olduunu, badaki her eyin onlar iin hazrlandn, yapacaklar tek eyin bu bada gnllerince yaamak olduunu sanm, mal sahibini unutmu, ban onlarn olmadn, grevlerini onlara hatrlatanlar ldrmlerdi. Ayn eyi biz de yapyoruz, diye dnyordu Nehldof, hayatmzn sahibi olduumuzu, onun bize zevkimiz iin verildiini sanyoruz aptalca. Gerekten de aptallk bu. Buraya gnderildiimize gre birisi, bir grevle yollam olmak- gerekir bizi. Oysa yalnzca kendi sevinlerimiz, mutluluumuz iin yaamamza karar vermiiz biz. Ma! sahibinin istediini yapmayan ii- 496 gibi bizim de sonumuzun kt olduu kuku gtrmez. Dnyann sahibinin istedii de bu emirlerde var. Bu emirlere uysalar insanlar, yeryz cennete dner; insanlar akllarnn ucundan ge-iremeyecekleri bir mutlulua eriirler. Mutluluu, gerei arayn, gerisi verilecektir size. Oysa biz gerisini aryor, tabi bulamyoruz. Asl grevim, hayatmn amac bu ite. Biri gitti, teki balyor. Bu geceden sonra yepyeni bir hayat balad Nehldof iin; eski koullarn yerini yenileri aldndan deil, o geceden sonra her eyi eskisinden bambaka bir gzle grdndendi bu deiiklik. Hayatnn bu yeni dneminin ne kadar sreceini zaman gsterecek. 16 aralk 1899 SONBu kitap, Patates Bask tarafndan Beyazt Devlet Ktphanesi Grme Engelliler blmnde kullanlmak zere grmeyen okuyucularn yararlanabilecei hale dntrlmtr. Bu alma Patates Bask'nn sz konusu kamu hizmetine destek salamak amac ile gnll olarak yrtt bir faaliyettir.

You might also like