You are on page 1of 191

Dr. H O S E Y i N .

A Y O i N
MUHASiol'NiN
TASAVVUF
FELSEFESi
insan - Psikoloji - Bilgii - Ahlak G r u
ankara - 1976
Bu eser, A. .
yelerinden Prof. Dr. Agah ubuku,
Do. Dr. Sleyman ve Do. Dr. Kemal
kurulu komisyon 1.7.1975
tarihinde doktora tezi olarak kabul
Manevi a a b e y i m Necdet Demirer;in
aziz ruhuna ...
NSZ
henz el
gn ve im-
ile doludur.
Kariyer daha bu hizmetten
bana ne hocam
Prof. Dr. ibrahim Agah ubuku elimden tuttu. Bir
nce ilkesince, bana Muhasibi
zerinde tavsiye etti. isminden hi-
bir ynn Muhasibi'de ne bulabilece-
bende bir soru idi.
Muhasibi'nin toplamaya "ze-
rindeki ilerlemeye gerek
anlamdave ok ynl bir ile
grdm..
ana problemi Ve onda insa-
bir btn olarak buldum. bir btn olan
aktivitesini, kausal ve motivas-
yon rgsn tasvir
Muhasibi'nin neler
tesinden bize hala neler gster.
gayretinin bir mahsuLildr.
Muhasibi'nin tasvir eder ve
dirirken, elden kendimi okuyucumun 1<:ar-
Fakat kuplcurv. bj,r nCl-
5
kil ve bu nakillerle organik, bir
de Bunu da beZirli
bir lde
ifade etmek isterim.
sonuna kadar il-
gisini ve isabetli yol esirgemiyen, ho-
cam Prof. Dr. Agah ubuku'ya burada
bir bor bilirim.
Bu elden sade, bir
dil gayret ettim. Fa.kat terim
kelimeleri kullanmaktan da
kendimi Bundan da
'lonuna kk bir szlk ekledim.
Bu kk her
yn ile on'l,ln g ..
iin bir anahtar
vazifesi grebilecek ve Muhasibi'yi ge
olan Trk okuruna olabilecek bir ni-
ise kendimi mutlu
Dr. Hseyin AYDIN
6

5
G R 9 - 20
TASA VVUF
HAYATI VE . . ., 21- 30
1 - H .a y t v e Y e t i
m e s i ..

II.
III.
1-Kalb

3-Nefis
4 y t
IV.
Nazariyesi.
2-Bilgi Teorisi ..
3 - (Bir bilme olarak) 1 i m
21
24
31- 42
43 - 105
46
60
79
95
107 - 138
108
117
126
7
4 - (Bir bilme olarak) M a'r i fe. 129
V. AHLAK 139-173
VI. . 175
VII. 178
SONU 180
182
SZLK 188
8

kltrn
zaman genellikle, y,a bir ori-
jjnalite onu daha nce
dayatma gayreti, ya da bu gayretlerden ve
ile Ger,ek
lam kltrnn orijinalitesini inkar etme gayretleri,
gerekse bunlara savunmalar, tarihi var-
- determine eden prensiplerin ve insan
temelolan ile, ay-
- insan ba- i
bir paralellik
uzak
i
Bir kltr ve medeniyetin" daha n-:
ce bir kltr evresine mutlaka
ve ondan tretmemiz gerekirse ve
bu zorunlu ise, bu takdirde orijinalitesi olan bir d-
sistemi ynden daha nce
bir kltrden, insan etki-
lenmiyen bir insan ya da insan gurubu ise ykspk
dzeyde bir ortaya koyamaz.
Biz kltrnn bu g-
ile ele ileri sryoruz. Bu gr?-
tarihi bir kalkacak
ve kltrn, ona orijinalite km-
seyenlerin ve
ise nedenlerini gsterecektir.
9
tarihi bir Bu, boyutlu
bir zaman iinde ve kendisi ile
demektir. nk insan kendisinden nceki in-
iinde bulur.
Kendisi evvela bu
pozitif ne-
gatif da atar. (1) insan bu
kendi yaratmagcn,
harcar, y;ani bir kltr, bir me-
deniyet insan birikimleri zerine kuru-
lur.
Herhangi bir yer ve zamanda bir in-
san bir kltr daha sonra bir
yerde, ona benzer tarzda bir
grnce, ncekinin demek
mevcutsa etkilenme mmkndr ve normal-
dir. da ki yer ve zaman ne olursa
olsun, temelde ve ayni
insan; ynelinen konu konu ve
zlenen Bu nedenle de benzerlik ka-
tarihindeki benzerlik-
leri kesin bir biimde kltrler etki - tep-
ki kanununa olursak,
ni de bir lde oluruz. Oysa
ve sahip ve
stasyonlarla olan insanlar, ay-
grp, duyup ve
ifade etmesi mmkndr. Bu sebeple
mevcudiyet - ile ortaya
(1) Takiyettin u, Tarihilik ve Tarihsizlik, Fel-
sefe Arkivi, 16, s. 105, 1968.
10
bir paralellik Kltr
daki, insan ruhunun birlik ve kabul eden
tekamlcler, muhtelif ins,an msa-
vi birbirinden mstakil ve
ne olmak zere getire-
ve (2)
lar ve par,aleliteden
kalkarlar.
ynden, kendi kendisine, kendi ba-
dayanan bir nesil ne ne de
lebilir. Her nesil, her gurubu, kendile-
ri devralmak, devretmekle
kalmaz; zamanda btn nesillerin, btn insan-
- iindedir. (3) Btn
. insan zaman ve mekan
ynnden i - ie olsalar bile birbirlerine etkiieri
olabilmesi, kltr - kurulabilmesi iin
-
sahip insan
fikri etki - tepki mnasebeti kurulamaz.
Bu ve neticeler
kltrnn etkilenmesi muhak-
Bir kere olarak cemati, yahudi,
ve Yunan felsefesinin Orta da
helenistik kltr ile i - iedir. i-
eklenme dneminde de kltr ile i-ie olma
(2) Mmtaz Turhan, Kltr s. 10,
1959.
(3) Takiyettin Felsefi Anthropologi, s. 44,
1971.
11
sreci Hind kltr ile de
temas - az da olsa - mevcuddur. O
eski kayda kltr evreleri de bun-
lardan ibaret idi. ynden ekse-
risi bu birisi iinde ve onun gerisinde
bulunan mensubu ,iken. ve
cemaaii iine Tabii bunlar daha nce iinde
geride
da
- da -
ile kltrlerin benzerlik
ve Yahudilik islamiyet gibi vah-
ye day;anan ilahi dinlerdir. bir
yana her de monoteist'tir. Her
nin tabiat, insan, dnyevihayat ve Ahi-
ret'i iine alan ve bunlara
alan - sahiptir. Bu
benzerlikler, kltr evreleri
etki - tepki imkan
Evet, kltr evrelerinin et-
kisinden uzak fakat onun
Kur'an ve Snnet ile belirlenen yeni heye-
aramak gerekir. Bu harekete ge-
yn verecek ve ona yapa-
cak kavram kadrosunu da Kur'an ve hadisler getir-
yirmi sonra
toplumu Akdeniz'i bir gl haline
Bu kmsenecek bir olay
ile birparalellik
gibi, alanlardaki da bir
12
paralellik Mslmanlar, bu fetihleri bir
ideal iman Bu idealin
da bir tezahr Ama
bu tezahrn tarihine vurabil-
mesi iin bir ve dnemini
gerekirdi. Bu da birbuuk iki
da
*
Bu dneminin ieklen-
me dnemine anda, biz Muhasibi (165/781-
243/857) ile Munasibi'nin
kltrnn durumu ve hak-
bir hkme sahip olabilmek iin onun
olan isimlerini anmak yeter: Ebu al-
Huzeyl al-Allaf (235/849), b. Mutemir (210/825),
Nazzam (231/845), Smame (213/825), Cafer b. Mu-
(234/848), Ca'fer b. al-Harb (236/850),
(255/868), Abdunah b. Kllab (241/855), Ahmed b.
Hanbel (241/855), (204/819), Ebu Zur'a ar-Ra-
z2 (264/878), Seriyy as-Sakati (251/865),. Ma'ruf
al-Kerhi (201/816), Sleyman ad-Darani (215/835),
Ebu Hamza b. (269/
882), Znnun (245/859), Abdullah at-Tuste-
ri (283/896), al-Harraz (286/899), Ebu Yezid .al-Bista-
mi (261/874), Ebi ad-Dnya (281/894), Cneyd al-
(297/909), Yahya b. Muaz ar-Razi (258/871),
Ebu Hafs an-Nisaburi (270/883) .... v.d. dir.
Bunlara olarak, daha nce siyasi sebeplerle
bu dnemde ve dokt-
riner hale ynden, Yunan felsefesi
iLp. temas ok 217/832 halife
13
Memun Beyt al - Hikme ve
helenistik felsefe ile de ileri bir duruma
felsefenin ilk byk temsilcisi ve
ilk filozof gr-
len al - Kindi de (252/866) Muhasibi'nin
Her iinde kltrde kendi for-
masyonunu sonra bu kltrn
i1eevvela bir onu tenkid ile ve
ncekinin kalkarak kendi fikri
ortaya koyar. Muhasibi de kltrnn en
gl sahip bu tara-
hemen hemen .btn problemleri ile
ve tarihinin en hareketli dneminde for-
masyonunu elde tenkidini ve gerekli
reaksiyonu gstererek kendi ortaya koy-
onun rnekleridir.
vcuda eserler
umumiyetle, bu eseri ortaya koyan kimsenin tabii ve
sosyal - kltrel evresi ile kendi psikolojik - fizyolo-
jik bir fonksiyonu olarak teayyn eder.
(4) kltrnn ,bu dnemindeki disiplinler Ha-
dis, Kelam, Tasavvuf ve son olarak da Felsefe
idi. Bunlar birbirlerinden olarak hayatiyetlerini
de bu temsil-
cileri usulde ve sadece kendi
temsileden kimselerdi. Muhasibi ise bu disipIin-
(4) Trker, Tehaft Felsefe ve
Din Mnasebeti, s. 7, Ankara 1956.
14
lerin hepsinin hemen hemen onla-
hepsinde kendisini 6ryante bir kimsedir. Bu .
nedenle de o, pek ve
lsnde tam bir as-Subki, onun
kelam, hadis ve tasavvufta imam
ve da bu konularda kitap yazanlara kay-
nak ve ona mensup
mmtaz bir
sylyor. (5) Prof. Hilmi Ziya lken, Mu-
hcum takibine
bu nedenle de derslerini zorunda
sylyor. (6) Biz, Prof. lken'inbu bir zu-
hul nk
bir olarak onun lmnden
Ve btn kaynaklar Muhasibi'nin
ye'ilin ilk mmessi'li ve de ilk
kaydederler. Hilmi Ziya
gerekir.
Onun hemen her problemleri-
ni grebiliriz. Bu ok ynl oryantasyonu prob-
lemlere ve ortaya da her kendi
problemlerine
da kendisine - bize - ne-
deni bu idi. Bize gre ikinci nedeni ise eserleri
(5) as-Subki, Tabakat C. II. s. 37, Kahire (ta--
rihsiz); Risalet s. 41 - 43, ev. :
Tahsin 1966.
(6) Hilmi Ziya lken, s. 115 - 116,
bul 1946.

gre byk ve
psikolojisi, olarak
rakmaz da, onun tehlikeli bir anlam vehmeder
Objektif bir gsterememesine bu vehmei-
tehlikeyi, salt bir tehlike olarak ileri srer.
Muhasibi'nin bu iki
med b. Hanbel, bu nedenlerleona
lerini ona Seriy as-Sakati, C-.
neyd'in Muhasibi'ye dikkatini Ebu Zur'a
bu nedenlerle onun eserlerini tenkid (7) Mu-
i
hasibi'nin kendisinden sonraya etkisinin bariz ve yay-
sebebini de, bu ikinedende gryo-
Bu k?nuyu ilerde, tesirleri konusunda ele alaca-

Muhasibi'nin bu iki onun felsefi
nin gsteriyor. Zaten Muhasibi,
evresinde felsefi ba-
gelir. Fakat o, Yunan felsefesinin
cesindeki etki evresinin yer Onun ge.,
rek problemler problem
bu ka-
natimizi desteklemektedir. Hi bir kaynak da onu bu
izgide grmemektedir. Muhasibi yahudi ve
yan etkisine ise nk bu dinlerin pey-
gamberi gre hak peygamber; da
- tahrifata - hak Bunlar-
dan gelen sz ve oldukla-
r.: lde kabul Muhasibi kendisi Hz. Mu-
sa ve Hz. izafe edilen szleri anmaktan asla
(7) Margaret Smith, An Early Mystic of Baghdad. s. 255 -
259,Londra1935.
113
ekinmez ve hatta mehul bir son
derece zl sonra der: kalk
V0 bak! Ben sana Zebur'u ve Kur'-
zetledim. (8) Fakat sz konusu etki, bu din-
lerin zerine olan Bu
da Muhasibi iin - yukarda nedlimler-
le - mmkndr.
Onun henz Hind
cesinde yoktur. Ve hatta Kermit .schoonover, Muha-
sibi'nin eserlerini, gelecek her hangi
bir tesirin nemini nitelikte grr. (9)
Muhasibi'yi ve olarak bir
kltre onun iyi bir Mslman oldu-
ve problem problemleri
ve neticelere bakma ihmal edil-
meden
Muhasibi, bir olarak hi bir unu-
Fakat bizim tesbitIerimize gre Gazzali'-
den sonra hi kimse onun ciddi bir
iinde kadar
ilk birinci Muhasibi zerinde
mevcut btn ilk Mar-
garet Smith An Early Mystik of Baghdad,
Londra 1 1935. Ondan sonra Abdlhalim Mahmud Fran-
sa'da Muhasibi doktora al-Moha_
sibi un mystique musulman religieux et moralist, Pa-
(8) Muhasibi, Risalet s. 180, Ebu Gudde
Haleb 1971.
(9) Kermit Schoonover, al-Muhasibi And His Book ar-
Riaya, The Muslim World XXXIX, s. 26, 1949.
17
bs 1940. Mahmud bu daha sonra
mapa olarak staz Haris b.
Esed al-Muhasibi, Kahire 1973. Almanya'da, Josef
van Ess de Muhasibi zerinde doktora Die
Gedank,enwelt des Harith al-Muhasibi, Bonn 1961. H-
seyin Kuvvetli de Beyrut'da Amerikan niversitesi'-
nde muhasibi'nin zerinde bir doktora
Muhasibi'nin Fehm al-Kur'an ve Ma-
iyyet ial-Akl . da ekleyerek
al-Akl ve Fehm Beyrut'da.
1971 Bu felsefi,
eksik gryoruz. Muhasib! ze-
rinde ya makale seviyesinde kal-
ya da tasavvuf ve felsefe tarihleri iinde yer veril-
mek suretiyle bir veya iki ifa

Trkiye ve Trke'd.e, Muhasibi zerinde Prof.
Dilleri Dergisi (C. II.
1) deki ve Ansiklopedisi'ndeki Muha-
sibi maddesi istisna edilirse hi bir
Prof. Hilmi Ziya lken'in
Muhasibi maddesinin Ba-
zellikle Marg,aret
ve Muhasibi'nin gerek

Oysa Muhasibi'nin - bir k,a
kk hari - hemen hepsi Trkiye ktphane-
lerindedir. Hatta sz gelimi: Fehm al-Kur 'an,
al-Hal va va't-Tanakkul, al-Akl, al-Kasd va'r-
Rucu' ... dnyada bilinen tek
IS
men hepsi de Trk ve
rinin himmetinden bugne uzak
Bizim bu Trkiye ve Trke'de ilk-
tir. Muhasibi'nin ne
ile <<neyi ve geriye ne
Bize ne ? ile yneldik.
Muhasibi'de gnmz felsefesinin ile denk-
bulduk.
denedik.
*
Mu.hasibi'nin tasavvufi renkteki dnya-
Tasavvuf F.elsefesi et-
Halbuki, Tasavvuf Felsefesi, yeni
bir terimdir. Bu terimin muh-
te va ve ne" henz
Yani bu terim henz verilemiyen bir te-
rimdir. kadar bu terimi kullananlar da teri-
mi ynne
Bu terim iki kavramdan meydana geliyor.
Biz evvela terimi meydana getiren bu iki
zerinde durmak istiyoruz.
Tasavvuf; bunun ilkel terimi sUfilik'tir. SMinin
zerinde tekrar gerektirmeyecek
kadar (1) .sufilik, kavramak,
(1) Ekn. :Prof. Dr. Agah ubuku,
cesi s. 166 - 180; Dr. Sley-
man Islam Tasavvufu, s. 5 - 8, Ankara 1972.
19
kutsalolana kutsalolanla ve ya-
diye Bu bir ve duyarak
Bu duyu v,e'
ifade iine dklmeye ve
anda ta-
savvuf
Felsefe ise; kMnat, ins,an, ruh ve
hayat (bilgi - kanaat - iman)
meydana organik bir btndr.
Felsefede bilimsel bir yn daima
T,asavvuftaki ve ile felsefedeki bi-
Umsellik ok ynl ve bir
terim elde 'ediyoruz. Ve bu terim konuya da-
ha bir bakabiliyoruz. Tasavvufun dile
getirilemiyen lye ve
gzden
ruz.
Biz, Muhasibi'nin tasavvufi renkteki dn-
bu terimin, Tasavvtif Felsefesi teriminin
ve, ok ile

20
i - HAYATI VE
1 - "\ne
Muhasibi'nin knyesi, Ebu AbdiIlah b. Haris b.
Esed al-Anezl'dir. Aslen arap olup Aneze kabilesinden
Basra'da ilk bura-
da daha gen iken
iin kaynaklar 165/781 tarihini takriben ver_ .
mekt.edir, lm tarihi olan 243/857 z:erinde ittifak

Zengin bir ailenin
mirastan Bu imkanlar iinde iyi bir
tahsil muhakkak. Eserleri disiplin-
lerinde iyi gsteriyor. hak-
hi bilgimiz yok.
bilgilerimiz de zengin Bu konuda gerek
kendi g.erkse kaynaklar, J osef van
Ess'in de gibi, bizi yz st
belirli bir ka anekdotu, bu
kaynaklar birbirlerinden ,aktaragelmektedir.
te nedenlede aleyhinde yrtlen
kampanya sebebiyle son On herkes-
ten uzak, bir kimse olarak l-
zaman cenazesinde ancak drt.
tur.
Onun bir olay, olan tu-
tumu ok Bir gn Bab at-Tak
21
.(1) mevkiinde, cadde btn
nnde ve annesini
nk kendisinin dinde; annesinin
dinde syler. kay-
naklar, Kaderi veyahut da Rafizi
nu sylyorlar. Muhasibi bu tutumuyla bu
erevesi
gsteriyor. zamanda Muhasibi'nin o .
da Mutezile evresinden da gsteri-
yor. nk kendisi daha nce Mu'tezile evresi iinde
bir idi. Mutezile'den sonra onla-
bir bir ele Fehm al-
isim anarak y,a
da anmadan Mu'tezile'nin
zaman Muhasibi son derece muhta
halde kalan 70.000 dinar
Bunun iin iki sebep o gsterilir. Birisi:
ve iki
dinden olan birbirinden miras alamaz, hadisidir ki,
Mu'tezile (Kaderiyye) den iin redde-
der. Subki de Kaderi iin
iin reddetti der. Hseyin Kuvvetli de Mu-
hasibi'nin reddi iin ikinci bir sebep
gsterir ki, o da Muhasibi'nin vera (2)
Muhasibi kendisi de bir ok yerlerinde
kalbi syler ve Kitab al-
(1) Margaret Smith, bu Dicle'nin zerindeki ana
];:prnn bulunan byk
sylyor. (Bkn. : ao go e., s. 6)
(2) Hseyin Kuvvetli, al-Akl ve Fehm al-Kur' an. s.19, Bey-
rut 1971.
22
Vasaya'da Sahabe'nin helal mirasa zaman
kalbLerini fesada korkusu ile o terl;;:e-
derlerdi, der ve, sen kalbini Sahabe'nin ka1-
binden daha temiz (3) di-
ye sorar.
Muhasibi, ve fikri cereyanlara
ya da olarak
tutumunu
(4) Fehm al-Kur'an ise Mutezile
olmak zere bir
Kendisi Ehl-i Snnet yolunu Ve bu yo-
la Kitab al-Vasaya'smda zet olarak
Bu arap ilk oto-biografi deneme-
sidir; ve kendisinden sonrakilere de bu yolda rnek ol-
zellikle Gazzali Min
bu rnek olarak
Cneyd'in al-Evliya'da nakledilen bir
gre Muhasibl,
nen, bir problemlerin iinde olan, on-
l<1ra zm yolu arayan bir
rini ifadelendirecek, onlara form etki-
ye ihtiya duyuyordu. Ve Cneyd'i
uzletten havaya, le gtryor ve ona, sor,
iinde ne varsa sor ! diyor. Cneyd devamla, sorulan
ve eve dnnce kitap ha-
(3) al-Muhasibi, Kitab al-Vasaya, s. 49" Ahmed Ata
Kahire 1965.
(4) al-Muhasibi, ar-Riaye, s, 464, Ahmed Ata Kahi-
re 1970; al-Mekasib, s. 231 - 232. Ahmet Ata
KahiI'e 1969.
23
line getirirdi, diyor. (5) Muhasibi
nu soru - cevap formu iinde Bu soran - ce-
vap veren tablosunu' tersine evirerek, soran yerine
keridisini koyar, kendisini daima geri planda
ya
2 -
bahseden kaynaldar ok oldu-
kaydederler; Hatib onun
iki yz olarak veriyor. ,as-Subki de
dadi'den naklen veriyor. Kuv-
vetli, Muhasibi gibi
ve z,arnan da fazla iin bu
rivayete itimat ediyor. (6) Biz ise iin-
deki kitap telakki edilerek bu
rakama ihtimal vermekle beraber,
zellikle son on uzleUe geiren Mu-
hasibi'nin bu rakama fa-
kat Muhasibi'nin bid'atler ile dolu oldu-
iddia eden Hanbeliler ve sMiler marife-
tiyle telef gzden uzak
kanaatini (7)
(5) Ebu Nuaym al-Isfahani, al-Evliya, C. X. s. 74-
75, Kahire 1938.
(6) Hseyin Kuvvetli, a. g. e., s. 61.
(7) Bize Muhasibi'nin veren kaynaklar: al-Ha-
tib Tarih:-i C.VIII. s. 211 - 216, Ka-
hire 1939; Ebu Nuaym al-Isfahani, Hilyet el-Evliya, C.
X. s. 73 - 110, Kahire 1938; as-Subki, Tabakat
fiiyye, C. II. s. 37 - 42, Kahire (t.y.); Ri-
sale, s. 41 - 43, ev. : Tahsin 1966;
24
Muhasibi'nin bugn elimizde olan, sadece
isimlerini listesini su-
nuyoruz.
.
1 -: ar-Riaye Li Hukuk Allah Biha :
ar-Riaye diye 1940 Londra'da
Gibb Memorial serisinde XV numara ile
Smith 1958 Abdl-
halim Mahmud Kahire'de tekrar
:Son olarak da 1970 yine Kahire'de
Abdlkadir Ahmed Ata daha iyi bir
Biz bu son
2 - Kitab al-Vas aya : Abdlkadir Ahmed Ata
1965 Kahire'de bir
ok yerinde
3-- Kitab at-Tavahhm :A. J. Arberry
dan 1937 Kahire'de
4 - al-M.esail Fi'z-Zhd ve Gayrihi,
5 - al-Mesail Fi 'Amal al-Kulub va'l-Cevarih,
6 - al-Mekasib va'l-Vera' : Bu kitap-
lar Abdlkadir Ahmed, Ata il.erinde Ma-
iyyet al-Akl da olmak zere drd bir arada 1969
Kahire'de
rani, Tabalmt al-Kbra, C. i. s. 84; Abdulkadir al-
Usul ad-Din, C. i. s. 341, 1928;
Esir, al-Kamil Fi't-Tarih. C. V. s. 298, Kahire
1357 ... v. d ..
25
7 - Kitab Maiyyet al-Akl ve Ma'nahu ve
an-Nas Fih: Bu kitap Abdlkadir Ahmed
yukarda olarak Hseyin
Kuvvetli 1971 Beyrut'da Ii'ehm
al-Kur'an ile birlikte, al-Akl ve Fehm al-Kur'an
da Hseyin
Kuvvetli'nin 190 sahifelik Muhasibi zerindeki Dok-
tora
8 - Kitab Fehm al-Kur' an v'e Ma'nahu: (7:no'ya
bak.) Dnyada bilinen tek yazma Edirne -
Selimiye Ktphanesi 951 no. Hseyin Kuv-
vetli bu fotokopisi'ne
rak
9--- Kitab Bed' Men Enabe Prof. Hel-
mut Ritter taraftndan 1935 Glckstadt'ta
.
10 -- Risalet 1969 Abdl-
fettah Ebu Gudde Haleb'de birinci
1971 yine Ebu Gudde,
hadisleri tahric ederek ve notlar ekleyerek
ikinci Biz bu ikinci

11 - Kitab al-Halva va't-Tanakkul
va'd-Daracat al-Abidin: Bilinen yazma tek
O da Kastamonu Ktphanesi'nde 2713 no.
da Abduh Halife Beyrut'da al-
48. ve 49. (1954 - 1955)
tahkiksiz olarak bir de-

12 - Adab an-NufUs: Yazma halindedir. ns-
biliniyor: 1 - Carullah 1101 (59
a
-103
b
,
26
H. 523) 2 - - Kprl 725
(42 varak, H. XI. y.y.) Biz Carullah ns-

13 - Risalet al-'Azama: Yazma halindedir. Ki-
bir Carullah 1101 (25" - 28
a
, H. 522)

14 - Kitab at-Tenbih Ala 'Ama] al-Kulub Fi'd-
Delalet 'Ala'l-Vahdaniyye. bir para-
CaruUah 1101 (28
b
- 581>, H. 523)
15 .- Muhtasar Kitab Fehm as-Salat: Yazma ha-
lindedir. Tek nsha olarak biliniyor. Carullah 1101
(51 b - 58
b
, H. 523)
16 -- Kitab : yazma halind.edir.
biliniyor: 1 -- Ambrosiana, 204 (18
a
- 21
a
, H.
1(60); 2 - Ali 1345 (32
a
- 341>, H. Vni. y.y.) nu-
Biz her iki fotokopisini te-
n:in ettik. Ali
17 - al-Ma'rife ve Bezl an-Nasiha: Yaz-
ma halindedir. Pel{ ok
bir ve kitaplar sa-
Gerek Brockelmann, gerekse F'uad Sezgin,
Muhasibi'nin
olarak Abdlha-
!im Mahmud da - Belediye
3121 no. da, Risale Fi't-Tasavvuf kaydedilen
bir kitap muhtevaya o da bak-
ve (1) adlarda kayda ge-
(1) Abdlhalim Mahmud, staz as-Sairln Haris b. Esed
al-Muhasibi, s. 87, Kahire 1973.
27
en bu a) Risale Fi't-Ta-
savvuf, - Belediye, 3121. (2) b) al-Mura-
Ch. Beatty, 4893. (3) c) Kitab an-Nasiha,
mail Saib, 5281 (La - 8b, H. IX.y.y.) numarada
Bu nsha da Fuad Sezgin Kab an-
Nasiha Fi't-Talibin, Saib, 3319 (23
a
-36
b
) nu-
maradaki bir
(4) .
18 - al-Kasd va'r-Rucu: Yazma halinde; ns-
biliniyor: 1 - Carullah, 1728 (224 v. H. VIII. y.
y.) Sonu eksik. 2 - Saib, 3319
(37
a
- 89
b
, 120
a
, H. 740) numarada. 3 - Bursa. Or-
hangazi 637 (59
b
- 120, H. 740) numarada. Biz
Saib Prof. Dr.
bu sylyor.
(5)
19 - ar-Redd Ala Ba'd ,al-Ulema Min
biliniyor: 1 - Laleli, 3706 (216 - 228, H.
XI. y.y.); 2 - orum, 701 (La - 9
a
, H. 802) numamlar-
Biz orum
Yararlanma
20 -- Kitab as-Sabr Tek bili-
niyor. O da Bankipor, XIII, 1, Nr. 820 (3 bir
(2) Fuad Sezgin, Geschichte der Arabischen
Band r, s. 642, Leiden 1967.
(3) yer.
(4) yer.
(5) al-Haris b. Esed al- Muhasibi ve Ki-
tab al-Kasd, s. 54, Dipnot: 32, Dilleri, C. II,
1, Ankara 1971.
28
para). Milli Ktphane ile istedik. Getirt-
mek mmkn Otto Spies, 6/1934' da ta-

21 - Muhasebat an-NfUs: Berlin 2814 (80
b
- Sl
a
,
H. a13).
22 -- et-Tevbe : var: 1 - Ber-
lin, Oct. 1435 (7
b
- l1
b
); 2 - office, 4646/2.
23 - Kitab an-Nasiha Li't-Talibin Beyn
va'l-Muddein: Saib 3319 (25
b
- 36
a
,
H. 731). Bu okuma Fuad Sez-
gin, Saib 5281 no daki al-Ma'rife ve Bez!
bir bu bir ns-
olaDak
24 - bir risale, Bursa Genel
1428 (34
b
- 40
a
, H. VIII. y.y.) numarada. Mevcut kitap-
bir para yoksa kitaplardan birine
mi tesl:lit edemedim.
25 -- Muhtasar al-Ma'ani: Bengal 1167 (15 - 17,
H. XII. y.y.) Bu Kitab as-Sabr ile
birlikte Milli Ktphane il.e istedik. Getirt-
mek mmkn olmadL
26 - al-Gayba: Muht,asar al-Ma'ani'nin bir
ile birlikte Amerika, Princenton niversitesi
Ktphan.esi'nde A. H. 758 (A. D. 1357) numaradaki
rnecmuada ktphanenin katalo-
zihedilmektedir. Milli
istedik. Yok
29
27 - at-Tefekkr : an-Nedim, Fih-
rist'inde Muhasibi'nin sayar. (6)
Fakat kadar nerede bilinmiyordu.
Abdulkadir AhmedAta, Kahire niversit'esi Ktp-
hanesinde yazmalar blmnde, nisbet edilen
Muhasibi'nin Kitab at-
Tefekkr syledi. Ve bize bu
kendi el tahkikli olarak gn-
derdi. bu kitap sonunda bi-
ze iin onu ihtiyaten katma-

28 -- Kitab al-Ba's Paris 1913 (196-
203) Abdlhalim Mahmud, Muhasibi'-
nin kanaatinde. Biz de kanaata
ruz.
:
29 - Fi'd-Dima'
30 - al-Hubb Li'Ilah,
31 - Fehm as-Sunan,
32 - Davada
lVluatebet an-Nefs, el-Ezher III, 632, 1039
(La - 19
b
). Muhasibi'nin mstakil bir eseri
nefis terbiyesiyle ilgili blmlerin-
den semeleri ihtiva ediyor.
(6) an-Nedim, al-Fihrist, s. 261, Kahire 1348.
30
II -
Muhasibi'nin ana konusu iin-
de hareket ve faaliyette bulunan ko-
nulara insandan ve insan iin dokunur. Onun
iin problem, karakterini, kausal-
tasvir etmek ve
hayat
bir btn olarak grr. Onu ke-
sin izgilerle birbirinden alanlara
Ona gre insan, bu iinde
dan bir terkiptir.}(1) 0, bu terkibin unsur-
gnoseolojik ynden ele ve insa-
rollerini, kendisinden kalka-
rak, psikolojinin projeksiyon metodunu uygulayarak
belirtmeye t.0 da beden - ruh do-
kunmadan geemez. Onda da beden ve ruhun
bir ilke olarak fukat salt ruh-
tan asla sz etmez. nk Kun'an'da ruhun bilgisi-
nin elde (2)
bir terkibi olarak yeryzne geLeninsanda bu terki-
bin bir unsuru olarak ruha daha bir verir. Ruh
insanda srece gren, duyan,
ve bir (3) Beden ruhun
(1) Muhasibi. Maiyyet al-Akl, s. 207, Hseyin Kuvvetli
Beyrnt 1971.
(2) Isra; ayet: 85.
(3) MUhasibi, al-Halva va't-Tanakkul, s. 470, Abduh Halife
iinde, Beyrnt 1954.
31
Ruh da tem-
sil eder. insana bir diken y,a da daha byk bir
batarsa ruhu ile duyar. Ruh
de Grmyor musun ki, ruh bedenden
zaman beden ile diye bir
duymaz. (14) Ve Muhasibi'ye gre ruh o ka-
dar her ki, insan ldkten sonra ruhun
nedeniyl.e rengi yle ki kendi-
sinden ve onun zerine
onda grnr. Yzn gibi grr-
sn. (5) ve insanda gr-
len her ve tm olan ruh, lm
ile bedenden geriye madeni olan
toprak oluyor. Zat,en sen lm ruhun be-
denden \ bir mi gryor-
sun? (6)
Muhasibi'nin bu sylediklerinde yeni bir
yoktur. Bunlar zaten
Fakat Muhasibi'de kayda olan yn,
bu ynlerine fenomenal bir il.e ve spe-
klatif srmemesidir. O bu terkibin
zerinde durur ve hi bir bu terki-
bin daha fazl,a muhta
(7) der.
byl.e tesbit edip insan hak-
tasvir1erini bu btnlk zerine oturtan Mu-
(4) Muhasibi, ar-Riaye Li Hukuk Allah, s. 160, Abdlkadir
Ahmet Ata Kahire 1971.
(5) ar-Riaye, s. 160.
(6) aI-HaIva va't-Tanakkul, s. 470.
(7) a g. e., s. 47.
32
hasibi, . ve ynelten nedenlerin kay-
bu terkibin ok
bir dil ile syler: ve kaynak
olan bir zerine kt
kt ynleri, en iyi ise
iyi ynleri bil, ve bir-
birl.eri ile Bil ki sen tedavi et-
mekten sorumlusun. (8) kendi ahlaki iyili-
kendi gc ierisinde gren Muhasibi,
lsndeki (Individualitaet) de grr
ve son derece ilgin bir analoji yapar. delil-
ler (nedenler), fenomenler ve rneklerle bilinir. Bu
konuda senin alem (rnek) olacak bir
misal ve kendile-
denenip bilindikt.en sonr.a grlen hu-
birbirlerine olan stnlkle-
yol zerine
ve iinde, dolu ve bulunan bir
uval gibidir... iinde misk, anber,
yasemin ... ve iyi petrol katran, kibrit
ve
kadar ok tm
ile uval ve temsil eder. ta-
karakterleri grlr ki,
gsterirler. (9)
individualitesini, sahip bu
ok rneklerle belirledikten sonra, benzet-
meyi bireysel iindeki duru-
(8) a g. e., s. 452.
(D) Muhasi.bi, Adab an-Nfs, v. 84o. Carul-
lah 1101.
33
mu (disharmonie) gstermek iin de u-
val kendi iinde de senin ken-
di gibidir. senin zel-
liklerini ve temsil eder. iin-
df'ki gzel kokular, senin iyi ve giden zellik-
lerinin ve olmayan ko-
kular da senin kt v.e olmayan zelliklerinin
ve temsil eder.
bu - disharmonik karakte-
rinden Muhasibi, nefis - kalb
irade zerinde durur.
bireysellik ve kendi
disharmoni, aktali-
tesi iinde ve re aliteyi ortaya
kendi aktalitesi iinde ve realite
iine stasyonlarda kendini, kendi zellikleri-
ni verir. Bunun da bilincinde olan Muhasib'i, kendi
ettiklerinin bir kontrol, bir gzden geiril-
mesi olarak Muhasebesinin byle
gibi ya da ibaret ol-
ikinci derecedeki bu
onda muhasebe nin - ka-
bir analiz denemesi gsterir.
ve byk bir zmn
Muhasibi, problem.e kendi
ile Bana nefsimi, (11).
kendi bilgisi iinde muhasebe bildir-
mesini syledim. Dedi ki, ... nefis deneme-
(LO) a, g. e., v. 84a - b.
(11) Nefsin, benlik kendi
blmnde izah
34
bilinmez. Sen nefsini iinde
mek iin dene. bunu istiyorsan nefsine uygun
gelen ve ne ,anda onun
vuracak ile dene ... (12)
(N ki, iindeki amadan
ilerinde neler bilemiyorsak, da ba-
durumlara sokmadan i
ruz; nk i belli uya-
ranlara tepkileri kestirmektir.
Muhasibi bize bunu nerir.}-.Margaret Smith de bu
nemini ve (13)
Q,nsan kendi disharmonisini eden bu i ajan-
temelini. kendi bio - -
bulur. bu bio - kendisi
- (14) bu ona olarak
onu yle Bugn felsefi anthropolo-
ji bu bio - - bio -
nveye Ve de bu
bio - nvenin kuvvet derecesine gre
kl etmektedir. Bu, olarak bile terim
olarak gnmz felsefesine aittir. nk Etienne
Gilson, Yahudi filozofu Avicebron'un buna bir
sahip Albert le Grand'dan
bir nakil ile bize bildirir: Allah mstes-
na, her cevher gibi ruhun madde ve te-
rekkp sylyorlar. Fons Vitae Avi-
(12) Adab an-Nfus, v. 84a - b.
(13) Margaret Smith, An Early Mystic of Baghdad, s.
104, Londra 1935.
(14) T. Felsefi Anthropologi, s. 5,
1971.
35
cebron, bu tezi olan ilk )'(15
der.
Bu olabilecek bir ile biz
bir hadis'de Peygamberimiz, bilin
ki beden iinde bir et Bu et para-
s; olursa beden de o bozulursa
beden de bozulur. Bilin ki, bu et KALE'-
dir. Peygamberimizin beden deyimini Muhasibi,
de olarak yorumluyor.
(16) Bu tutumu ile Muhasibi Peygamberimizin bu
deyimlerinin mecaz i gryor ve
beden (cesed) iin din c;l.eyimini Et par-
iin ise hadis'in terimin
nk gerek Kur'an gerekse hadisler kal-
bin
Allah duygusu, hep kalbe
tir. Muhasibi. de bu ve ereve i.inde ve
k,albe yklemektedir. 7)
Fakat Muhasibi hadisdeki et ile
btn olan kalb mi, yoksa
et kastediliyor;
o bunun zerinde durmadan
byk etkisinde kalan Gazzali kalbin ne ze-
rinde daha bir Ona gre, kalb
(3) Etienne Gilson, ev.: A. ubuk-
u, F. Dergisi, C. IX, s. 203, Ankara
(6) Muhasibi, Risalet s. 110, Ebu Gudde.
Beyrut 1971.
Muhasibi, al-Kasd va'r-Hucu', v. 21
b
, Ankara
Saib Ktphanesi, 3319/4.
36
iki anlamda Birincisi gogus
da bulunan et iharet olan kalbdir ki,
ilgilendirir; fakat bu ruhun madeni ve
(18) anlamdaki kalb ise Gazzali'ye gre
latif, ve Cisimsel kalb ile
halindedir. Bu latif olan kalb,
0, idrak eden, bilen, kavrayan yndr. Mu-
hatab sorguya ekilen, ve
nan yine bu kalbdir. Cismani kalb ile halin-
dedirIi bu anlamak-
ta hayrete (19) der; ama bu b.e1irt-
mekten kendisi de ekinir.
snni ereve iinde
srece ruhun ne zerinde
Bu bir tutumdur. nk ruhun ampirik
hi bir yn yoktur. Salt ruh zerinde
speklasyon Muhasibi de salt ruh ze-
rinde durmaz. Ama bir beden - ruh sregel-
Bu ikisi etki - tepki mnaseheti
Acaba ikisi organik bir yok
mudur? Varsa bu ne Mu-
bu ha-
dis'deki cesed deyimini (20) din olarak tefsir et-
mekle bu konuda bir Ama et para-
olarak nitelendirilen kalbi tefsir ya da
iin ikinci F,akat kalbe
onda ve ondan bekle-
(18) Gazzall, Ulm ad-Din, C. III, s. 3, 1317-
1322.
(19) a. g. e., s. 3 ..
(20) Risalet s. 110.
37
grevler ile onu beden ve ruh orga-
nik yer olarak ileri s-
rebiliriz.
kendisine konu olan felsefi antropo-
loji, - trl .fenomenin
mevcudiyetine eder: 1 - 2 -,- Bu
besleyen akt'lar ve umumiyede aktiv olma,
3 - birlikte ortaya lm fenomeni,
lm ve dil gibi problemler. insan felse-
fesinin vazifesi, bu problem incele-
mektir. (21) Sistemi salt bir insan felsefesi olan
Muhasibi lm, lm ve dil fenomenleri ze-
rinde de durur.
lm, zaman ve mekan iinde tabii
kaderi ya da sonucudur. Fakat lm
runa sahip olan tek da
da hibir lm Onlara
lm Onlar tabii kaderine by-
le bir ise bilir;
lm Fakat nerede, ne zaman ve ne
bilmez. Bunun bilgisi ona veril-
Kerim'de de bu husus
uygun olarak belirtilir. (22) insana nere-
de, ne zaman ve ne bilgisini ver-
seydi, insan bunun ykn (23)
bunu ona
(21) T. ,Felsefeye s. 271.
(22) Lokman, ayet: 34.
(23) Bu radyoda bir sanatka-
ra bir dinleyicisi soruyor: gn sonra lece-
38
Dini, insana olan lm iyi-
yi dnya - in-
motife eden bir imkan olar,ak lm
fani olan in-
btn ettiklerinde lmden sonraki de-
olan amalayan bir tutum ve
iine sokar. sanar?
(24) d.er bir gn tayin Ondan bir
saat ne geri kalabilirsiniz, ne de ne geebilirsiniz,
(25) buyurur.
Muhasibi, lmn yeri, nedeni ve
dayanarak son derece bir tas-
vir yapar. V.e bir tablo izer. lm iin in-
san bilinen bir vakit yoktur ki, o vakitten
korkup .eminolsun. lm
gelmiyor ki, korkup, yazdan
emin olsunlar. lm gelmiyor ki
tan korkulan Ya da senenin bilinen bir
da gelmiyor ki, .emin gece
gelmiyor ki, gndzn, gndz gelmiyor ki, gecele-
yin gven iinde bulunsunl,ar. lmle
ki, sabah; sabah
ki, emniyette olsunlar. Ya da bu saat de
saat bilsinler. (26) lm
byle da, lm bilgisinin verilme-
bilseniz bu gn iinde ne Sa-
da, hemen lmek isterdim; nk dayanamaz-
diyor.
(24) ayet: 26.
(25) Sebe, ayet: 30.
(26) ar-Riaye, s. 155 - 156.
39
bilmenin byklk derecesi il.e (27)
insan, lm kendisinden nce
lenlerden ibret a,larak besler. bir
Qlan lme (28) Bu gayreti iin-
de olunca da lm her an ile (29) Halk
lme bakar. (30)
lmn bilgisinin insana
tasvire devam eder: lm iin nce-
den bilinen bir neden yoktur ... Byle olunca da
11 ve emirlerini bilen bir kimseye g-
rev: Madem ki lm iinmrnden bilinen bir an
yok, her an lmn bilmelidir. l-
mn insana iin mrnden bilinen bir an ol-
lmn ya da
ya da
emin lm iin nceden bilinen bir ne-
den yok olunca, ya da evde yada
yolda; ya da karada ya da denizde ge-
gven iinde (31)
lm, bir olayolarak, ruhun bedenden
(32) Ama lm o ka-
dar ki, lm bir damla, dnya
hepsinin zerine konsa idi erirlerdi. (33)
(27) a. g. e., s. 155.
(28) a. g. e., s. 154.
(29) al-Halva va't-Tanakkul, s. 48.
(30) a. g. e., s. 470.
(31) ar-Riaye,. s. 156.
(32) al-Halva va't-Tanakkul, s. 470.
(33) ar-Riaye, s. 162.
40
lm iin her an bir olay ola-
rak byle bir tasvir eden Muhasibi, in-
ona daima ve lm daima iki
gznn nnde (34) tavsiy/:'! eder.
, Muhasibi, dil zerinde de tamamen felsefi bir
dan durur. Dilin iin nl:'!mi,
iinde ortaya kalkarak te-
mellendi!:ir. Evvela kendisinden nceki
nakleder. Halid b. Safvan der ki:
dile getirme (tibyan) insan
bir hayvan ya da bir suret olurdu,
(35)
Dil ortaya bir fe-
nomendir. Yani dil - bi-
risidir. dnya ile sonucu elde et-
dil ile tesbit eder. Bylece dil,' insa-
ve tarihinin olur. Muha-
sibi teorik yn olarak ka abi-
liyetini (fehm) tanqn]arken der: do-
iki birisi, gerek
O da tabiattan vevahiy mah-
sul nass'lardan ya da
her birini dile getirmek (beyan)
dir. (36) Muhasibi'nin bu iLe di-
lin birlikte grmekteyiz.
(34) l\fuhasibi, Mesail Fi.'z-Zhd, s. 71, Ahmet Ata
1969.
(35) Maiyyet al-Akl, s. 207.
(36) a. g. e., s. 208.
11
Muhasibi dile ya da ncelik ver.en teo-
rilerin hataya fenomenle-
rini bir tesbit eder ve geer. Acaba di-
lin belirler, yoksa
me dilin . (37) gibi bir ka-
biliyetini kabiliyetine dayatma gibi halil ya-
yapmaz.
ve de-
lillet eden bir ... dili orta-
ya koyar. ona
denir; yoksa ahmak denir. Bylece dil bedend.e bir
delillet eder ki, oda (38)
Ve dil ile bu mnasebete, isim
anmadan bir arap "beyiti ile de de-
olur:
Susmada aczin bir gizlenmesi
Ancak grnmesi ile-
dir. (39)
Bylece Muhasibi'de -
den kabiliyetlerinin mnasebet-
lerinin gzel bir belirtilmesini gryoruz. Kabiliy.et-
lerin birini dayatarak herhangi birine n-
oelik vermez. tek bir kabiliyetinden kalkarak
speklatif olarak filozofla-
yerine ok dikkatli bir gzlem ve son d.eree naiv
bir ile fenomenlerinden kalkarak
tasvirler yapar.
(37) Hermann Wein, Tarih, ve Dil Felsefesi zerine
Konferans, s. 37, ev:
1959.
(38) al-Kasd va'r-Rucu', v. 22a,
(39) Maiyyet al-Akl, s. 208.
42
III -
t.,Btn mistisizmler, zellikle Tasavvufu b-
yk lde k,ausal tasvir de-
nemeleridir. Josef Ess, Tasavvuf
,lojisi'ne ve faziletli
byk lde iki ruhi prensibinin, yani ken-
di gre etmele-
rine yn veren nefis ile kalbin mcadevesinden
(1) der. Ve Psikoloji de,
bilimi, (2) olmak
halde Psikolojisi, btn davra-
,.. . . ,... "'"" ."
ve duran mohviiSyii
ve bir
Bir
sonucu olarak etki
enerji veren Bu
vetireleri tasavvufun dili ile Kalb
... v.d.
psikolojisinin tasavvuf erevesi iinde
denemelerinden birisini Muhasibi'de gryo-
ruz. i diyebiliriz ki, genellikle
zellikle de Snni ekol, Muhasibi'-
(1) Josef van Ess, a. g. e., s. 31.
(2) Normann L. Munn, Psikoloji, ev.: Nahid Tander, s.
25, Ankara 1961; C. Sandstrm, ocuk ve Genlik
PSikOlojisi, ev.; Refia s. 3. 1971;
Feriha Baymur, Genel Psikoloji, s. 2, 1973
43
de ilk ve.en psikolog - filozofunu
(Onun ve beden - ruh
zerine
dnemine ait al-Halv,a va't-Ta-
nakkul'un zhd'e nem
yerde, bir iki cmle Muhasibi btn misti-
sizmlerin genel tutumundan ve olarak be-
den - ruh zerinde durmaz. Bylz
tablosunu izmeye asla nk kendi in-
bedenden bir ruh, ruha
engel ve olan bir beden onun insan
analizlerini konstrksiyonlam gtrr ve verimsiz
Bedzn onun iin sadece insan kabiliyetlerinin
olarak bir bios zamanda
-- ,
bir
konusunda gibi Muhasibi'de
insan, felsefe ve psikolojinin de tesbit gibi, (4)
bir btndr. - btn ile bir
grlmesidir. Zaten Kur'an ve hadislerin
erevesinde ve objektif srece,
ruhun ne yrtlemez. n-
k Kur',an'da ruhun kendi ya-
ni bildirir. ynden de ruhun
ampirik bir yn yoktur.
L Snni -ekoln byk olan Gazza-
li de Peygamberin ruhden,
yersizdir, (5) ar-
(3) al-Halva va't-Tanal(kul, s. 470.
,(4) C, Sandstrm, a. g. e., s. 4.
(5) GazzalI, C. III., s. 3.
44
Risalet al-Lednniye'sinin temelinde Aristo-
teles'in etkisi bulunan ve her ne kadar
nefis da bir ruh

Muhasibi'nin bu bu b
yk dikkatini
CTerminolojisini . Kur'an'a dayatan ve
erevesini de yine Kur'an'dan ,alan Muhasibi'de in-
san veren i vetireler kalb, nefis,
ve Ve Muhasibi'ye gre bu i 'leHre-
ler tecrbe konusu olarak edilebiltr, ve ilim
iin i yz, yani dnya yaniza-'
hir kadar realdir ve sonu olarak da daha nemlidir.
(7) bu tecrbi daha o de-
virde, psikolojinin projeksiyon metodunu uygular.
Bu i vetlrelerin tasvirini ok ince ve dikkatli bir i-
gzlemden Bu gzlemlerinde speklasyona
iin gnmz psikolojisinin ger-
ekl.ere ters gnmz
psikolojisi Muhasibi'ye de ynelecek olursa kendisine
olacak bir malzeme Ve
grecektir ki, kalb, nefis, insana insa-
gler
"ellikle nefis ve kalb insan kaabiliyetlerinin
olan
(G) GazzaH, ar-Risalet al-Lednniye, 1328.
(7) M. Smith, a. g. e., s. 86.
45
1 - Kalb
Kalb, btn dinler ve mistisizmlerde, insan du-
merkezi kabul
da, kalb, i merkezi (1)
tir.
Kalb, ise, yksek y-
neLen fizyolojik ve gnlk ihtiya-
yksek kalb kurar.
sanda kendisine muhatap yn kalb-
dir. (2) Kalb'e ve nceden
yan etkisi (3) ile eder. Kur'-
kavrayan ,anlayan, inanan,
eden (4) yn kalb'dir. Fizyolojiyi yani
bedeni amalamayan btn neden
kalbde bulur. Kin ve fke (5) de yine kalb-
de kalb Kur'an'da anla-
da (6) gelir. Ve zaten Kur'an'da isim ola-
rak fii! olarak geer. nk kendi
gre ve onu yeryzne kendisine
halife olarak (7) ise Kur'-
(1) Margaret Smith, a. g. e., s.'B7.
(2) Bakara, ayet: 6; Kat, ayet: 37; A'raf, ayet. 101,179;
Al-i ayet: 151, 154; Yunus, ayet: 74; Hicr,
ayet: 12; Rm, ayet: 56; Bakara, ayet: 225.
(3) Tevbe, ayet: 110, 45, 127; Hacc, ayet: 46.
(4) Tevbe, ayet: 64, 77 ;
(5) Tevbe, ayet: 15.
(6) Kar, ayet: 37; Hacc, ayet: 46.
(7) Bakara, ayet: 30.
46
an'da ya da
sahibi diye bir yoktur. (Bundan bizim
akla olan bir iinde ve
da Biz bu tes-
bitten sonucu bir kabili-
yetidir; ama en nemli bir kabiliyetidir. ken-'
d; zaman ise speklatif Ancak
kabiliyetleri ve bilgi ile birlikte
neticeler ortaya koyar. nk insan
bir bir b-
tn ile tek tek kabiliyetlerinin yal-
bir bilen Tan-
kabiliy,etlerine kabiliyet-
lerinin ya da btn kabiliyetlerin btn-
nehitab ..
" Bu kabiliyeHerin btnne verilen ad, Kur'an'da
VE: Kur'an'dan kalkan Muhasibi'de kalb'dir. Ve Muha-
kalbe
(8) Ama kalbi asla lokaliz,e etmez. Kur'an'da an-
deyimi geer. (9) Kelime ola-
rak tekili lbb dr ve bir z,
gelir. da bir hikmet
ki, biz1e gre kabiliyetler olur ve tekrar
bu kabiliyetlerin ve btn
kalb'dir. Yine bir ifade ile Kur'-
an'da ve de tasavvufta zihni yeri kalb
olarak kabul
(8) el-Kasd va'r-Rucu' v. 44b.
(9) Bakara, ayet: 179, 197,269; ayet: 7, 190;
al-Maide, ayet: 100; Yusuf, ayet: 111 ; Ra'd, ayet
19.
47
Muhasibi'd.e kalb iin bir benzetme gryo-
ruz: Kalb, olan bir ev gibidir... Bu
birisinden olacak bir girme-
sinden ki bu evi senin aleyhine olarak bozma-
Bu ev kalb'dir. da: Gzler, dil,
grme (basar), eller ve N e zaman bu
birisi ilimsiz olarak ev zarara
rar. (10) Muhasibi bu benzetmeyi etik yap-
Fakat etkilerin duyular ile
rudan kalbe ifade etmektedir. duyuyu da
eksik saymakta, tad ve koku yerine eller ve
etkiler de yine kalbe gelir ve
biimlendirecek duruma kalb ge-
tirilir. nk kibri... kalbde gryo-
ruz. Bunlar kalbde birer. tutum ve niyet haline d-
sonr:a organlar ile
yor. Fakat ekserisi organlar ile .
da ve bunl,arla birlikte
de ahlaki veya gayri olma de
Amellerin en koyusu da Tabii ki
iman gelir. Muhasibi, kalbde organla-
olmadan da insanlara bir vazifeler
ykledi. Onlar da tr. 1 - kiifr-
den 2 -- Snneti benimseme, bid'addan
3 - ve
Bu husus, zellikle kal-
bin am elleri ve da gerekti-
ren kalbin istemeleri ynnden kadar
(LO) Risalet s. 115-116, Ebu Gudde
Haleb 1971.
48
ok (11) der. Muhasibijye gre va-
zifelerin kalb ile yksek
kalb ile duyulur. organlar kalb yne-
tilirse ahlaki olur. nk, Allah
kalbIerine nem verir. yle ise kalbIerine
tabi olsun. (12) Muhasibi'de bi-
len, duyan, alem ile, ve tesi
ile kuran, bu
biimlendirecek hale sokan gle-
rin bir
Kalbin bilmesi, bilme,
bilme, bilenle bilinen
bir bilmedir. Bu bilme tr de ma'rifedir. Ve Muha-
sibi'de kalbin bilme fiili ma'rifedirLMa'rife
kalbde bulan i ve ger-
bilmedir.
olursa olsun tmel grnmesi ve bilinmesi-
dir. ok nemli iki motif olan
korku (havf) ve mit (reca) in sre-
cinde kalbin bu grmesini ve ma'rifenin de bu gr-
menin mahsul Muhasibi bize gsteriyor}.
Korku ve mide vaad ve vaidinin,
bilmenin (ma'rife)
ile, elde bu v,aad ve vaidin yceli-
bilgisine (ma'rifeye) de,
ve mitlendirmek-
le, syler. Korkuya da, sonucu d-
ve nk kulu-
(11) Mesai! Fi A'mal al-Kulb va'l-Cevarih, s. 127, Ahmet
Ata 1969; ar-Riaye, s. 104.
(12) ar-Riaye, s. 462.
49
nu ve zaman ve mekan
bu ancak ve
tutma ile korkup mit bilir. n-
k zaman ve mekan olan gz ile
grlmez, ancak en kesin iinde, kalb ile
grlr. (13)
Burada Muhasibi, bilme fiili ma'rife'yi kul-
Bilme yetisi de kalb'dir. Bilinmesi gereken ob-
jeler ise, ne kadar bUiniyorlarsa bilinsinler, eldf2 edi-
len bilgileri, bilgidir. Bu obje-
ler de daha ziyade konusudurlar. Var
olan karakteri ne trden olursa olsun,
kalbin temsil btn bilme kabiliyetlerinin ve
konusu oluyorlar. Bylesine bil-
me ve duyma ile grlen, duyulan ve son-
ra da bilgi ma'rife oluyor.
Kalbin hem maddi ve ruhi bir
nve bir z yani nve; hem de b-
tn durumunda
Muhasibl bize daha olarak veriyor.
Maddi bir yn nk etmelerindeki
ahlakilik ve safiyet, yenen haramdan temiz
ve kalbin kt olan alakalardan
kesilmesi ile olur. Ktye gtrc bir
kalbde bir da Bu da in-
her btn ile Bunu
Muhasibi'nin kendi kaleminden Bil ki,
Allah senin etmelerini ancak kalb ve organla-
kt ve atmanla birlikte,
(13) a. g. e., s. 72.
50
hel al ile temiz Geceyi
geirmene en ok olan hafif
yemek ve az su imektir. terketmek ve on-
kalbinden skp atmak (ldrm.ek) iin sana en
ok olan vaidini ve
ktlk sahiplerine d-
ve (14)
Kalbin kalbin (zikir) ve kalbin
eylemine bilgidir.
elde edilen ve dile getirilmiyen ma'-
rifedir. Ve bu bilgi grlp,
duyulup, bilgidir.
Fakat ma'rife, mahiyeti tek bilgisi-
dir. ya da sz konusu
Kendi kendisin.e yeter. Ancak bir durumun birden ok
sebebi zaman, sebebi bulmada l ola-
Burada kalb, ilim in yol
vuruyor. ma'rifenin yetersiz durumla-
neler grelim: Kalbin maruz
etki Bunlar nefis ve tan-
kalbde etildere Muhasibi,
Hatarat = duyumlar), d.er. hangi
kaynaktan marife ile ilim ile bilinir.
Muhasibi, Tasavvuf Terminolojisi'ndeki
terimlerini hatarab Bu terim ha-
Biz hatarat terimini du-
yuml.ar olarak tercme ediyoruz. Bunlar iyi kt
gelirler. Ve iyi veya kt yapmaya
---------
(14) al-Ma'rife ve Bezl v. 45a-b,
Carullah No: 1101,
51
motif olurlar. Bu nedenle hatarat, ahlaki ynden sa-
dece ne olumlu de olumsuz bir terimdir. Bunlar
kalbin hem iyiye hem de ktye da-
vetileridirler. da nefis, ve
bu herhangi birisinden gelen bir
ile tayin edemez.
nereden tayin evvela durup d-
(tesebbt), sonra da kendisine ilmi delil
ile olur. (15)
(Burada Muhasibi'nin yerlerdeki
ile bir ile
yoruz. O da gelen hava
ile Oysa yerde insan iradesini mut-
lak surette olan ma'rifeye da-
Muhasibi'deki bu durumu ilgi-
si ahlak hahsinde ele
Nefisten gelen etki ise bir srklemesi
emretmesidir. (17) Buna da Hz. Yakub'un
sizi nefsiniz bir yapmaya srkledi;
gzel (18) Habil ile Kabil iin
inen, bunun zerine ldrmekte nefsine
uydu ve onu ldrd. (19) Ve <mefis
dicidir, (20) ayetlerini rnek verir.
(15) ar-Riaye, s. 105.
(16) Ad:ib an-Nufs, v. 93b.
(17) ar-Riaye, s. 106.
(18) Yusuf, ayet: 18.
(19) Maide, ayet: 30.
(20) Yusuf, ayet: 54.
5')
gelen etki ise, gzel gster-
mesi, drtmesi ve' vesvese vermesidir. (21) Bunun
iin de yine Kur'an'dan verir rneklerini:
sana bir drt gelecek olursa Allah'a. sl-
nk 0, ve bilir. (22)
kalbIerine vesvese verir. (23)
onlara gzel gsterdi. (24) Bu hatlO.rat kalbe geldi-
zaman insan ne na-
bilecek? Muhasibi buna son derece ve
bir cevap Kula der Muhasibi,
ne gsteren ilim ile (kavramsal
bilgi) byle bir (duyum) ve zaman
hangi ynden bilip yolunu bulmak ve Kitab
ile Snnet'i kendine delil iin durup
mek (tesebbt) dir. ile durup ve
ilmi kendine rehber edinmezse, ve
ol,an gremez ... ilim ve tesebbt s.ayesinde
kalbin bu duyumlar ile kararlardan fay-
ve grr. Aksi halde
drtlerinden ya da nefsin srklemesinden
bir korkulur.
ceyi Ya da iyi-
lik zere olan bir drts veya nef-
sin srklemesindm zann.eder de reddeder.
ilim, nce durup (tesebbt) ve
ve bilemi-
yecektir. (25)
(21) ar-Riaye, s. 106.
(22) A'raf, ayet: 200.
(23) Nas, ayet: 5.
(24) En'am, a.yet: 43.
(25) ar-Riaye, s. 106 - 107.
53
lBurada marife ile ilim fark ortaya
Marife bu
aciz kalmakta, fakat ilim ve
Snnet'in prensiplerin bilgi-
si iin bu nereden belirle-
mede l olabilmektedirlMuhasibi, bu konuda son
derece nemli bir analoji yapar. Bu benzetme iin-
de ilmi son ve bir gecede
yryen kimsenin elindeki fenere benzetir. Ve ilim
ile kalbe gelen duyumu Kitab ve Sn-
n,et'e arzetmektir, der. (26)
ynden ilmin mahsul g-
ryoruz. Burada ilim ile y,an yana ve birlikte
nk ma'rife fiilinin
gremiyoruz. konusunda gibi,
dil ile tesbit eder, kavram-
ve de

etki kalbe
gelen duyumlar kalbde bir bir
karar halini ve bunlardan ahlaki nitelikte
engellense bile z-
lp kaybolmazlar. Yine de iin kalbde
bekleyip bir kollarlar.
Muhasibi, Kitab nefis ve
gelen bir listesini verir: (Allah'-
Allah'a ortak inkar,
nifak, Allah'} aldatmaya yeltenme, km-
seme, kendini bbrlenme, kibir, hased, kin,
(26) a. g. e., s. 107 - 108.
54
kt zann, tecesss, giz-
leme, kollama, hevaya gsterme, hevaya
gre sevme, hevaya gre duygusuzluk, akr.a-
balarla kesme, kalblilik ve
a ktmserlik, nimetleri kk
grme, ... vd. (27)
Muhasibi'de nefisden ne ilerde g-
Fakat burada ilgisi zorun-
ki, Muhasibi'de, nefsi ldrme ve fena bul-
ma gibi deyimler yoktur. nk grld-
gibi bu hatarih, ya bedeni ya da in-
sanlar bir tatmini amalarlar. Oysa be-
den nefisten bu
nlenemez. sosyal bir iin de di-
insanlardan tecrid edilip onlar tat-
min da n Biosu ldreme-
yiz. nk insan bir btndr. insanlar-
dan tecrid edemeyiz. nk insan toplumsal bir var-
Bunu ok iyi bilen Muhasibi, nefsi ldrme-
kalbdeki ldrmeyi, yok et-
onerir. terk etmek ve l-
drmekte, kalbinden skp atmakta sana en ok yar-
oLacak vaidini ve is:rankarlar
iin ve Allah'-
(28)
Kalbi zikre, grmeye sevkeden gcn
ne sorusu ortaya Kalbini ahiret d-
ve bundan Dnyadan
(27) Muhasibi, Kitab al-Vasaya, s. 150 -152, Ahmet Ata
Kahire (t. y.).
(28i al-Ma'rife ve Bezl an-Nasiha, v. 451.
55
ma yeniden korkusunu kalbinde d-
(29) diyerek Muhasibi, insana kalbini ynet-
m.esini tavsiye eder. kalbini hangi kabiliyeti
ile kalbinin stnde, kal-
bine hkmedecek hangi kabiliyeti soracak
olursak, Muhasibi'de, bunun da buluruz:
Kalbinden kt atmakla birlikte kalbi-
ni kendi k.endisini (30) Muhasi-
bl'nin da d-
ve kalbin kendi ynetimini kendisi kurdu-
destekler.
Muhasibi, kalbin hay,atiy.etinden sz eder. Kalb-
ler ne ile hayatiyetlerini srdrrler ? diye sorar
ve da, anmakla, (31)
linde olur. Bir yerde de, Allah kalb-
lerini takva ile tutar, hidayeti ile gr-
me glerini da onlar da dnyaya bakar-
lar, onu grrler, gibi kavrarlar ve onu
dan (bir bilirler, (32) der. Muhasibi
bu kalbi ile aktivite-
grmesini ve kendi aktivitesini de bu aktivite
iine koyup tavsiye eder.
Allah'a, O'nun vaad ve vaid'in.e inanan bir insan
korku ve mit bir hayat Bu ise
bir psikolojik gerginliktir. Bu gerginlik, Muhasibi
ynnden istenen bir gerginliktir. Bu gerginlik de
ancak ile ayakta tutulur. ko-
(29) Adab an-Nufs, v. 63a.
(30) yer.
(31) al-Kasd va'r-Rucu, v. 81b.
(32) al-Halva va't-Tanakkul, s. 455.
56
ise AHah, Ahiret, vaad ve vaidleri, aza-
... v.d. dir. Bunlar
zerine kalbe g gelir. Bununla beraber
onlar zaman kalb hzn ve
ile dolar.
Muhasibi, daha ok kalbin grevi ola-
rak grr. Nefsin ve btn gayreti ise kalbi
bu grevinden yneliktir. Ve
bu grev de insana son derece gelen bir grevdil'.
Bu sebepten ileri gelir. Bu sebeb de ba-
zen st ste gelir. Bazen ikisi birden, bazen de yal-
birisi bulunur.
gsterirler. Bu sebeplerden birisi kalbin va-
zifeleri ve Ahireti haz ve lez-
zetleri ve ortadan kalkar. bunlardan
kalmak istemez. sebeb ise
gnnn hesaba rpertisi, hesab
sonu amellerine gre kendisini bekleyen du-
gz nne getirince tedirgin olur, ii yanar,
hzn ve gam artar. bu durumlar onu
ten nc sebeb de isteyen,
ona ynelen, vazifelerini ve Ahiretteki sonu-
ve Ahiretin gz nnde tutan insa-
na nefis ve dnyadaki
rahat ve lezzetten mahrum
ve bunlardan mahrum korkusu-
na (33)
grevi vazifelerini,
Ahireti, orada: bekleyen
(33) ar-Riaye, s. 74.
57
rnek ve yola yneltmek olan kalb, bu
etkiler ona
gelir. ynden de onda
etkiler iini hznle, ile doldurur. Hznler-
le dolu bir kalbin olan insan da bu dnyada
tedirgindir. Falmt bu tedirginlik
ve korkmadan vazife
dan gelen Vazifelerin duygusunun
her
met gnnn g.elen rperti
insana bunlara tahamml gstermek-
'Sabreden, gvenen ve
kalbe ne mutlu! (34)
dnyadaki ve haz-
istemeyen kalb, Ahiret hallerinin rperti
ile mahzun ve kederlidir; ama yksek derecede bir
halinde ise oldu-
sevin ve srur duyar. nk dnya
lezzetini Allah' iin terketmesi, isteyen
nin daha lezzetlidir. Ve kalbde is-
hazdan dah.a
nk insan, bir saat ya da bir saatten
daha az bir sre sonra onu uzun bir
izler. Allah iin ve sonra
da kazanmak iin
ni zaman, onu her derin
derin ve o Tan-
kendisinden mit eder. Bunun
(34) al-Halva va't-Tanakkul, s. 453.
58
sE'vincini ve lezzetini kalbinde bulur ve bu sevin kal-
binde lnceye kadar durur. (35)
Kalbin iyilik zere ve bozulmaktan, fesada
gerekir. Ve kalbin
ve incelik; ise (36)
ve bir kalbe kibir giremez.
metin korkulu abuk duygu-
bir kalb ise kaybet-
Bu inceltmek iin insan
kendi kendisinin Kalbin
kendi kendinin muhase-
besini terketmesi ve uzun emeller besleyerek ken-
sen kalbin istiyorsan
hatarat iradenle dur. Allah iin al
ve iin terket. Uzun uzun emeller kur-
lm nle. (37)
Muhasibi'nin sisteminde kalbin yerini ve mahiye-'
tini tasvire Ve yine Muhasibi'nin diliyle
SOn bir kere daha zetlersek, kalbin grevleri iman
ve tevbeden sonra amelleri Allah iin yapmak,
he hsn zanna ve Allah'a g-
ven beslemek, korkmak ve
mit beslemektir. (38)
Yukarda gibi kalbe gelen duyum-
nefis ve
di de tasvire
(35) ar-Riaye, s. 76.
(36) Adab an-Nufs, v. 91
b
.
(37) Risalet s. 110 -
(38) a. g. e., s. 113.
59
2 -
btn sistemlerinin y,a
da nirengisi Ona verilen an-
lnm ve grev, 'ona atfedilen mahiyet, onun sistemini

Felsefe tarihinde, zellikle felsefe tarihinde,
ilk olar,ak Herakleitos'da bir felsefi fenom.en ola-
rak Logos. Fakat logos'un ta-
insan iinde etkiyen,
onun dzeni, ve dili olan bir gtr.
Daha sonra Anaxagoras'da nous ise yine nitelik-
tedir. bir felsefi problem olarak ele
ilk Aristoteles'de grlr. Onun da psi-
kolojisinin temel
ikiye da tutum iin-
de mahiyet ynnden ikiye - etken
2 - edilgen (1) Etken insana,
dan ve lmszdr. . (2) Yine
Aristoteles'e gre cisimler olan gk cisimleri
de, en yks'ek zekalar, en (3)
tarihinde belli ol-
mayan ya da bir -
(1) M. Gkberk, s. 95, (1.
(2) A. Weber, Felsefe Tarihi, s. 84. ev: Vehbi EraIp,
tanbul 1964.
(3) M. Gkberk, s. 93, (1.
60
Aristoteles'in bu ve Aristoteles'-
in bu eklenen Plotinos'un ta-
rih boyunca etkisini srdregelmesidir.
garip kaderidir ki, objektif ob-
jektif kalmaktan ziyade speklatif Bel-
ki de bu, objektif son derece ile.rle-
mesi, bir ka insan nesli boyunca doyurucu bir so-
nuca bir an evvel
mak teorik bu speklasyonlada
giderme gayretidir. Ve geriye bir problem
rakmak istememesidir.
Bugn
tarihinde ve hatta en tari-
hinde ilk defa akla: ontik bir bakan
Muhasibi'dir.
Muhasibi mahiyeti ilk kitap y.az-
ma Ve ismi de; ma-
hiyeti, hakiki ve
Hseyin Kuvvetli, Muhasibi'nin bu
Kindi'nin Risalesi'ne bir reaksiyon ola-
rak syler. (4) Biz bu iki
tarihlerini tesbit ed.emiyoruz. Kuvvetli'nin bu g-
dahi olsa Kindrnin ismi bile
Kindi'nin problem speklatif ve
Yunan bize gsterir. Ki-
lab, insana kalkar
\Te drt kabul eder.
(4) Hseyin Kuvvetli, al-Akl ve Fehm al-Kur'an, s. 184,
Beyrut 1971.
61
Ebu Riyde, Muhasibi'nin bu risalesinden habersiz
olarak ilk kitap yazma Kindi'-
ye verir. (5) Kindi'nin nce ka-
bul etsek dahi orijinalitesi yoktur. Muhasibi
ile ve kendi
orijinal de ortaya koyar ve
Subki de, Muhasibi'den hibir alimimiz
dikkatle zerinde (6) der.
(Her psikolojisinden ayr1
Psikolojisinde btnl-
kalkan Muhasibi, temelini var-
iinde bulan,
kendisine yklenemiyen ve
gelen bir kabiliyet olar,ak grr. Ve
der. Bu tamamen kendine aittiI)
.,
Daha ilk planda bu son
ne ise o ortaya koyar.
Ve gibi de
syler, nk ampirik hi bir yn yoktur.
zerinde ilk duran ekol,
Mutezile'dir. Mutezile bunu insan (insa-
ni gstermek ve kurtarmak iin
(7) Ve insan hrriyetin-
(5) Resail al-Kindi al- Felsefiyye, s. 312 v.d ..
(6) Tabakat C. IL, s. 42.
(7) Bak.: - Agah ubuku,
Him Mezhepleri Tarihi, s. 95, Ankara 1965;
Agah ubuku, Mutezile ve Meselesi,
Fakltesi Dergisi, C. XII., s. 160, Ankara 1964; Gazza
II ve s. 10, Ankara 1964; Kemal Mu-
tezile'nin ve s. 59, 79, Anka-
ra 1964.
62
de yani ve de vahyin
hr ve ve bu
nedenle de akla ok nem Fakat
fenomenal bir bize
de Muhasibi, anmadan
tirip Oysa ins!an hrriyetini tek bir ka-
biliyetinden ya da irade
hrriyeti bugn dar anlamda
ve btn ant-
ropolojik hrriyet, onun yerini Bu konuyu
ahlak ele Mutezile
kendi fenomen iin, onlarda
bir kavram olarak
Mutezile'nin bu
lamak iin, Josef van Ess'in de gibi, (8) Mu-
tezile ekol ve Ehl-i Snnet erevesi iinde
ilk d.enemeyi Muhasibi yapar. Muhasibi
n Mutezile ile - isim - or-
taya ve
Kuvvetli,
Muhasibi gibi bir
ihtimalolarak kabul eder. Muhasibi
da ya da ondan nce bu gerekten bile
olsa bunun bir ya da felsefi bir tutumu bi-
gelmesi mmkn
(9) der.
Gerek Kur'an'da gerekse hadislerde akla nem
insanLara ve nisbetinde
(8) Josef van Ess, a. g. e., s. 73.
(9) Hseyin Kuvvetli, a. g. e., s. 147.
63
de Fa-
kat insani plfmda bir iin bilme
ve grme gc bi-
tesine bilgisini
sonuna kadar elde edemez. ynden insan iin
ve sevginin konusu olan yne-
ve bu ve sevginin belirle-
yemez) Bu ise bilme ve iradesinin insan
stnde tayinlerinin
onlara itiraz nk bu
lirleme}er hususunda iin real bir dayanak olma-
(yani bir kriter ilmi her kapsa-
yan ise gibi ve belirledi-
eder. Yoksa ne
ne ne . Kur'an'da ne de hadis-
lerde gsterilir. Ancak emir ve anlama ve
kavrama, dnya ve ahiret menfaatlerini etme
olarak kabul edilir. Fakat Kur'an'da isim ola-
rak gememesi nemli bir feno-
mendir.
Muhasibi; bir problem olarak ve ken-
disinden nceki ve ile ilgili
leri ihata: ve tenkide zik-
ve kendi ortaya
Muhasibi, kendisi zetlerken
asla isim anmaz. Kendisinden sonra da etkisini sr-
dren birisi bilgi Bir
gurup dzenleyip
bir bilgi fayda ve olan
bilgi ile (10)
(LO) Maiyyet al-Akl, s. 205.
64
kendisi bilgi olursa ve 01-
sn nerede Muhasibi bu son
derece bir ve, bize gre
gelen bir kabiliyet dir. Ve
bilgi ondan (11) Bylece bilginin ken-
'disi dile getiriliyor. Bir gurup da
ruhun z yani ruhun halis olan yndr, dedi
ve dil ile her z (lbb) , ha-
lis olan yndr. Bu nedenle de z olarak ad-
Ve da ancak sahibi olanlar
(ULU al-Elbab) (12) ayetini anarlar. (13),
bir bir
de Muhasibi bize zetler:
Bir gurub da kaabiliyet ve tabiat ola-
rak bir Onunla grlr ve 0nunla
ifadelendirilir. Kalbde bir gzdeki
gibi ki, o grme duyusudur. kalbde bir
grme gc de gzde bir (14) Muhasibi'nin
burada kabiliJ'et
deyimi He Bu problem
dan bir gelip geici bir motif- .
le alunmadan ve
grlmeden nk Muhasibi'den sonra
da bu gremiyoruz. Muhasibi'nin
etmemesi ise ilerde ele
. nedenlerdendir.
(11) yer; al-Kasd va'r-Rucu, v. 22h. Saib
Ankara,
(12) Zmer, !1yet: 9.
l 13) Maiyyet al-Akl, s. 204.
(14) yer.
65
Muhasibi, ele her konuda daima bir prob-
lem iindedir. Probleme teorilerden uzak, tabii,
naiv bir Problemin kaynak ve z-
mn insan ve insan fenomenlerinin
aramaz. Muhasibi'nin bir olarak
grmesi, varlik
sonucudur. Ve bir t.er-
kiptir. Bu terkip iinde da bir unsurdur. Ve
bu terkib iindeki
bir vazifeler ve bu vazifelerinden sorumlu
istemesindendir.
Bir metafizik temellendirme, bir inen
iman olarak ve Kur'an'da da iin-
de tasvir gibi insan, bir terkib olarak, bir
olarak yeryzne Bu t'erkibin ku-
rucusu da bunu byle belirle-
Ve MUhasibi de bu iinde bunu byle
ortaya koyar. Bu terkibih yetenek-
lcridir. Her yetenek bu btnn kaderine
Fakat daha nce de gibi Aristo-
teles ve Kindi'de, etken insana
tir ve bir g, bir yetenek olarak
iinde organik bir 'etkir.
Muhasibi, herhangi bir yetiyi ele bir
metafizik kavramdan kalkmaz; Allah
dan yeten,eklerle birlikte kon-
bir yetenek kalkar.
heraberinde ve
sonra kendisinde akla uygun ve
66
konusu olan eden
rin bilgisi ile kavram kadrosu artan bir kabiliyet
riza) dir. (15) birlikte bu kaabi-
liyet sonradan ve kendisinden
ka bir de Bunu daha bir dil ile
belirtir: gerekte kendisinden bir
gelince: 0, Yce
bir kabiliyettir. Kullar onu
birbirlerinden ve kendilerinden bir g-
bir his, zevk v.e tat ile de ona (16)
Sonradan elde edilmeyen, ampirik hi bir yn dr:
bulunmayan ne bilinebiIiI', ne de
ancak organlar ve kalbdeki (fial)
ile bilinebilen birkaabiliyettir. Hi bir kimse ne
k.endisinde ne de fiilleri olmadan nitelen-
dirernez. Yine akla ne bir cismiyet, uzunluk, araz
(ilinek), tat, koku ve dokunma; ne de bir renk
leyebilir. ancak fiilleriyle bilinir. (17)
byle speklasyonlardan uz.ak olarak kendi
fenomen iinde gren Mubasibi, k.endi sokratik
telif metodu iinde probleme
Sokrates hi bir bilmiyorum derken,
biliyorum, yani probIemin sahibim, d'i-
yordu. Ve ben de bilmiyorum. Gel bir-
likte diyordu. Muhasibi de zerine
kitaba daha ilk probIemin
Ve ben de bilmiyorum, ben
de sana soruyorum, birlikte zelim, probIemin
(15) Maiyyet al-Akl, s. 205.
(16) a. g. e., 201 - 202.
7) a. g. e., s. 204.
67
i'una evvel& birlikte sze. :
ne soruyorsun. Ben seni dil, Kitab
ve Snnet'ten ve bilginlerin kendi arala-
onu konusunda
lere geri gtreyim. Birin-
cisikendi (kendi kensidir) , gerekte onun
yoktur. ikisi ise kul-
iki isimdir. nk o iki-
si fiilen meydana gelir. Onlar ancak
ve var olurlar. ve bilginler o
ikisini (LS) Bu
:leriyle kendi
empirik yn iin
ve ancak kendisinden fiiller ve
lada olur.
Muhasibi, olarak tek biline-
ve ortaya koyduk-
ton sonra, akla iki' anlam daha verir ki, bu,
felsefe tarihindeki grlegelen teorik ve pratik
Muhasibl'de grnmdr. Muhasibi,
bu iki anlama ontik ynden demez: Bu
gnoseolojik olarak yapar. nk iin dil bu
,
ve olabilir gr-
Muhasibi'nin dili ile dilin,
Kitab, Snnet ve bilginlerin kendi
kabul iki an-
gelince, dil o ikisinin pratikteki g-
re diye isimlendirilmesini
nk, ikisi de
(18) a. g. e., s. 201.
68
(19) Bunlar kendisi ya da blmleri
fenomenleridir. zamanda var
Bu izah etme, gno-
seolojik olarak Muhasibi bu elin-
de olmayarak, bir paralama olur
korkusuyla dili varmaya varmaya yapar.
t.Bunlardan birincisi, kabiliyetidir. Buna
Muhasibi, Fehm der. Bunun
ve araplar (fehm),
diye nk sen
ile kaydeder ve zaptedersin. qevenin
gibi. , (20) nk szlk arap-
ada kaydetmek' gelir. ve bilgi-
nin srecinde fehm,
v.e dile getirir. Bu da kabiliyetine sahib olan-
bir haslettir. (21) Fehm (an-
kabiliyeti),
Dnya (tabiat) ve din (kltr ve vahiy) den
her dile getirmek-
tir. halk bunu ve bunu da diye
isimlendirdi. (22)
AkIm pratik yn olan ortak
yn Muhasibi burada grr ve bunu da belirtir:
ve ehli, itaat eden ve isyan eden her-
kes bu kabiliyette Bu da dile getirileni (be-
yan) (23)
(19) a. g. e., s. 208.
(20) a. g. e., s. 209,
(21) a. g, e., s. 208,
(22) 'yer.
(23) yer.
69
Eski Yunan'da felsefi fenomen olarak ilk
ortaya zaman buna <dogos, dendi. Bu kelime
hem hem de dil, gelir. (24)
Bu SOn derece bir nk
yrtme kelimesiz olamaz. Olaylar,
olan szcklerle zihinde temsil
edilir. materyali bu sembollerdir. D-
de bu sembollerle olan
bir diialog'tur, bir Bu-
nun iin Muhasibi bunu da grr ve syler: Anla-
mak (fehm) ve dilegetirmek (heyan), diye ad-
nk meydana gelirler. Adam
adama sorar:
-- ve
- Evet, der, yani
tirdim, der. (25)
O da;
ve dile ge-
,Fehmi, idrak edilen yani
bir haline getirip ola-
rak anlayabiliriz) Bylece ve
bu nazari yn bir bilgi yetisi olarak ortaya
(Kant, nesneler bilgi - yetimiz ha-
rekete geebilirdi? (26) der. halde dnya-
bir evvela bir
olamaz. Muhasibi bunu ok iyi grm.ektedir;
fakat olarak temellendirmesi eksiktir.
Muhasibi ve nesnel<erle ilgisini, mai-
yet al-Akl iinde bir blm olan Mes'-
(24) Hilmi Ziya lken, ve s. 50, Ankara 1968.
(25) Maiyyet al-Akl, s. 209.
(26) Kant, Kritik der reinen Vernunft, s.
gart 1966.
70
2le Fi'l-Akl'da tane nerme ile helirtmeye
nermelerden birincisi: hc'_
cet ikidir: a) tabiat (ayann zahir =
gtrmez bir biimde var olan), b) nasslar
berun kahir) (27) Muhasibl'nin burada tabiat ile
ilgisi akla ve delil
dan Nasslar yineakla uygun ve

Muhasibi'nin kavramla-
ra getiren Hseyin Kuvvetlibu iki
yani tabiat ve
olarak hccet ile, iin tabiat
ve hccet bir tutmakta ve tabiat
ile iki mahiyeti olarak kabul etmek_
tedir. (28) Oysa bir ol,arak Allah
dan (terkibine) kendisi-
ne vaziklerin yklenmesi ve sorumlu iin
. bir huccet Muhasibi'nin burada kullan-
huccet ise delil
nk dnya ve vahiy akla uygundur, rasyonel-
dir, harekete geme.si ve objeler
olmadan ve bu nedenle de fenomenal hale
gelmesi mmkn nk olarak
ampirik Yani bir yn yoktur.
Bununla da kalmayan Kuvvetli, akla ve in-
bu iki mahiyeti, kur' ve
kevni diye daha s-
tn tutar. Oysa Muhasibi paralamaktan son
(27) Maiyyet al-Akl, s. 232.
(28) Hseyin Kuvvetli, a. g. e., s. 162, 166.
71
derece ki, iin byle mahiyyet y-
nnden bir sonra akla hem insan iin-
de hem de
prensibine de
Muhasibi'nin Kuvvetli'nin
gibi hemen ikinci nermede gryoruz.
nerme de delile; delil. de akla uygun-
(29) delili Huc-
cet ve delil ikisi anlama gelmektedir. Ama
problemi zerken nans
yerlerde Bu
(Jnc nerme
nermesidir. (30) Yani delil ile or-
taya bir kendi
Nesnelerin onu harekete geirmesiyle kendini verir.
Bu de yrtme (istidlal) dir.
da tabiat ve Bylece Muhasibi'nin
drdnc nermesine oluyoruz: Tabi at ve
nasslar, bu iki delil, yrtmenin saiki ve
(31) Bu nermede gizli olan bugnn modern
bilgi teorisi Gnmzde bilgi, sje ile ob-
je da sjedir, yani
insan; obje ise tabiat ve eden var -
Bu her iki obje da istidlal'de yani bil-
gi vetiresinde Ve ontik
bir tabiat V'e nasslar ise onun
olarak Ve olmadan
(29) Maiyyet al-Akl, s. 232.
(30) a. g. e., S. 232.
(31) a. g. e., s. 232.
72
ve olmaClan da muhaldir ... K'im
ortaya koymadan (ihkam) ele sama-
- (32) treten idealist g-
en mdikal Muhasibi-
sinde Bu ontik
Bylece Muhasibi bilginin ift ku-
tubu, sje - obje kutbunu son derece naivolarak or-
taya ve bilgi ynnden, gnoseolojik ynden
herhangi birine Ama ontik yn-
den dnyaya verir; ona der. nk
o bilinse de bilinmese de
srdrr, ile onun bilgisi kurul-
madan bile ona olarak hayat srer. Bu konuya
gerek bilgi, gerekse tabiat felsefesi il-
gisi yeniden ilave etmek
isteriz ki, (Nicolai Hartmann
inorganik ve organik iki tabaka ola-
rak en alta koyar. (33) bu alan-
lar ve organik alanlar st tabakalara
hr ve Muhasibi'nin de tabi at
ve nasslara bu bir olan ne
samalamak demesi ile bu
kayda bir benzerlik gryoruz)
bylece tesbit 'ettikten sonra teorik
ynne yani teorik bilgi elde etme konusuna gelin-
ce, duyu ile elde edilen gelir, ve
(32) a. g. e., s. 232.
(33) Nicolai Hartmann, Almanya'da Yeni Ontoloji, ev. :
Nutku, Felsefe Arkivi, 16, s, 17,
1968.
73
nk Allah hikmetin ve d-
yer ve bilginin
yerdir. Gzlerin nurudur. Her veri (du-
yum - mahsul) ona gayb ilminden
ile Ameller gerek-
nce onlarla takdir edilir.
nce yine bilinir. (34) Bilginin
ham materyaliolarak akla gelen ta-
ve bilgi Bylece
hem bilginin hem de yer oluyor.
ise buradan geliyor.
Bir olarak beraberinde
rasyonel yani yeni
kurulabilen dnyaya delillet eden nedenlerin bilgisi
ile (anlama anlam) kadrosu ge-
artar. Muhasibi burada, <<nedenlerin bilgisi,
Bu da tamamen fels'efi bir anla-
Neden felsefe nemli bir fe-
nomendir. Muhasibl'nih bu tek-
rar edersek, bemberinde ge-
ve giderek rasyonelolan obje
delillet eden nedenlerin bilgisi ile
bir kabiliyet dir. (35)
Burada Muhasibi'nin ve teorik bilgi el-
de etme kabiliyeti olan kabiliyetine dair g-
zetleyecek olursak: - bir
Kul beraberinde getirir. 2 - Obje dnya-
ve ,akla uygundur, ve zaman y-
(34) Fehm al-Kur'an, s. 266,
(35) Maiyyet al-Akl, s. 205.
nnden ontik nce gelir, 3 -
duyular ile bu bilgisine ora-
dan da nedenler bilgisine 4 - bu nedenler
bilgisine da kavram kadrosu kurulur
ve Bu mahiyete taalluk eden bir
Bu, kltr ynnden (geistig, tinsel) bir
5 --- Btn insanlar bir ak-
la sahiptir.
bir vazifeler temelini,
- kendisine bir
olarak sorumlu iin bir huc-
cet olsun diye iine koyma-
bulur. gayesi, teorik yonunun
bir de pra-
tik yn var. Muhasibi bu pratik ynne Kant'-
grevi yklemez. . nk Kant, ahlak
kanununu, ne bil-
gisini bu ynnn kabul eder. Ve ah-
lak felsefesinin orijinalitesi, k.endine zg da

Muhasibi ise bilgisini ve ilkelerini da-
ha zi:)Cade d'lil (huccet)
olan birisi olan vahiy'de bulur ve
nc bu pratik ynune der. Ak-
pratik ynne demekle en isabetli
Geri bu da Muhasibi Kur'an'da
(36) ve Ama pratik y-
nne terim byk bir uygunluk
Kelime olarak grmek gelir. Fakat grm.e-
(36) Yusuf, ayet: 108; ayet: 14.
75
den de ileri bir fonksiyonun edi-
len ayetlerde grme ve bilme
ise zeka, anlama, kavra-
ma, kalb gz ... (37)
tarihinde, insanda etik bilgiyi duyan ve
bilen iki k,abiliyetten sz Ahlak duygusu
ve Pratik Muhasibi'nin terminolojisinde
ret, bu her iki grevini birden
te dir. Szlk ile grme, duyma ,an-
bir duygu
bir modus'u (38) ve paratik
bilgisini grp iin de ve
grevini Bu nedenlerle de son derece an-
ve bir kavram Muhasibi'-
nin elinde. Byle bir da konuya hr bir ta-
iinde, kendigz, kendi ile ken-
di diliyle ifadeeden bir ortaya koyabilir.
h kmlerini ve var olan
lerin grp, duyup bil-
mektir. nc ise, der Muhasibi, o,
basiret'tir. Dnya ve ahirette ve
lerin bilmektir
(marife). de buna aittir.
ve
mak iin, nimet ve l-
sevap ve az ab
(37) Kamus Tercmesi, C. 1., s. 768; Hak Dini Kur'an Dili,
C. IIL, s. 2018.
(38) Maiyyet al-Akl, s. 208.
76
oklugunli grp bilmenin da
bundan (39)
Basiret'in, yani pratik ynnn devi
Allah'a
ahlaki ideali gerek-
mmkn Bil ki, Kitab'-
vazifeler sistemi: Emir ve yasaklar
ynnden onun hkm ile davranmak, kar-
korku vaad'ine de mit beslemek; Ki-
inanmak, hikaye ve rnekle-
ders almak (i'tibar) btn
yaparsan cehalet
kurtulur yakin
(40) Bu ideali iin de
Allah tam iinde olmak gerekir. n-
k, ancak Allah'a O'nu bu vazi-
felerin (temyiz) ve onlara eder.
(41) Bunlar bir neden - etki iinde
pratik motife etmektedirler.
emirlerini yerine getirir. yerine
getirdike de Allah'a iman ,artar. Kendisi ile ce-
zadan kurtulup sevaba ilim
talebine nem verir ve
en ok nem (42)
gibi Muhasibi, pratik yani
ret'in. gerek mahiyeti bize
(39) a. g. e., s. 210.
(40) Risalet al- s. 38.
(41) a. g. e., s. 4L.
(42) Maiyyet al-Akl, s. 210.
77
fazla bir syleyemiyor. Ondan bahsederkensz
daima nasihat nk gerek bilgi
teorisi gerekse ma'rife ve
kalb bahsinde de gibi Muhasibi'ye gre
ahlaki hizmet
eden bilgi olan marife'nin tek
bir kabiliyeti Bu bilginin elde
btn bilme kabiliyetleri birlikte
Bu nedenle Muhasibl'nin tek pratik
fazla sz ya da edememesi kendi
mahiyeti ve
pMuhasibi'nin zet-
olursak, bir
kabiliyeti dir. onu imtihana
kendisi iin bir hccet olsun
tur. Ve bir btndr. Ondan meydana gelen iki
fenomen Fehm kabiliyeti) yani t'eo-
rik ve Basiret yani pratik ne
ne de blmleri-
dir. birbirinden iki fonksiyonudurlar. Ta-
biat ve nasslar, iin delillerdir. Ontik
ynden nce gelirler; onlar akla ve da
onlara uygundur. bunlar sayesinde bi-
linir."
78
3. Nefis
Nefis, Kur'an'da ve Kur'an'a dayanan tasavvuf-
ta. temel psikolojik bir kavram olarak
yor. Ve her psikolojik olan kavram gibi
ve da beraberinde getiriyor.
Bu n.edenle Kur'an'da ruh ve beden olan in-
(1), ruh, kendi (2), an-
lamlarma gelir. zellikle, <<nefislerinizdekileri
da, gizleseniz de Allah bilir, (3)
ayetinde tm i

Arapa ve arapadan eviri
Trke litera.trde nefsin il.e

1. .szlk gnlk dilde
2.' MetafizIik anlamda
3. Psikolojik anlamda
Szlk gnlk dilde bir btn,
kendi, ruh, kan ve (4)
Metafizik' anlamda ise bir ruh
felsefesi Buna neden olarak da biz
ay.etler duyulan glkleri gryoruz:
(1) Nisa, ayet: 110; ayet: 135.
(2) Necm, ayet: 32; Bakara, ayet: 54, 57.
(3) Bakara, ayet: 284.
(4) Manzur, Lisan al-Arab, Nefs maddesi.
79
Allah leceklerin lm ve lmiyenlerin de
nefislerini lmlerine hk-
kimselerinkini tutar. ise bir sre-
ye kadar (5) Geceleyin sizi ldren (l
gibi uyutan), gndzn bilen ve ece-
linize kadar gndzn sizi tekrar O'dur.
(6) Ey huzur iinde olan nefis! (7)
ki, nefis, emredicidir. (8)
Bu ayetlerdeki nefis
nin nefis zerine speklasyon sebep ol-
Oysa biz bu ayetlerdeki nefsin b-
ve aktivitesi olarak
Nefis ruh
felsefesine bir neden de Kur'an'da salt ruhun
. bilgisinin elde bir an-
lamda Buna
leri ruh zerinde geri
Fakat bunu nefis By-
lece nefis bir kamuflaj terimi grevini
Metafizik anlamda nefse problemler ortaya
Nefsin nedir? 0, bedenin
bir Yoksa bedenin Ko-
bir yer var Y:a da soyut bir cevher
.midir? 0, ruh mudur? Yokpa ruhdan bir
midir? Emmare, Nesf-i Levvame ve Nefs-i
Mutmainne bir tek nefis olup bunlar
(5) Zfinier, ayet: 42.
(6) En'am, ayet: 60.
(7) Fecr, ayet: 27.
(8) Yusuf, ayet: 83.
8(\
Yoksa bunlar nefis midir '1 (9) Nefis zerin-
deki btn metafizik bu sorular zerinde
(LO)
Nefsin nc ise tamamen psikolojiktir.
i - gd fizyo - psikolojik
ve sosyo - psikolojik diye b-
tn verilen Henz i
vetirelerin analiz d-
nemde, her tek bir ad konularak onun
zerinde speklasyonlar adetti. tasav-
vuf psikolojisindeki nefis bu
1
Muhasibi, ferim olarak nefsi, Kur'an'dan Ve
onu kelime devam eder. Fa-
kat KUT'an'da l-
de, Ruh zerinde spe-
klasyon iin de nefsi ruh kul-
tanmaz. ar-Riaye'de mridin gnlk
tasvir konusuna, Allah leceklerin lmleri
lmeyeceklerin de ruhla-
... , (11) ayeti ile Bu ayete ibn Creyc'-
in t.efsirini ykler: Ruh ve nefis iinde-
dir. iinde, ikisi ilgi,
olan ilgisi gibidir. nefsi zaman, ruh
iinde nefsi tutar,
(9) al-Kayyim al-Cevziyye,. Kitab ar-Ruh,. s. 216,
Haydarabad 1357.
(LO) Fazla bilgi iin bkz. : 8,l-Kayyim, Kitab ar-Ruh:
Makalat 1929; Teha'-
nevi, al-Fnn; Ansiklopedisi.
Nefis maddesi, C. IX., s. 178.
(11) Zmer, ayet: 42.
81
sa da iinden onu ldr-
mezse, nefsi de ve insan uyanmadan nefis
de yerine dner. (12)
Muhasibi, bu speklatif da
ayni ilave eder ve kadar var
ki, Abbas, ndis dedi, (13) der. Muhasibi
kendiside, bize, nefisleri
m haber verdi, (14) der.
Muhasibi, burada insan genel goru-

olarak ayate Cr.eyc'in tefsir, ona
sadece ilgin ve Ab-
nefse syleyerek de
edip nk sahabe ve tabiine son
derece Ve onlardan gelen rivayetIere ha-
disler lsnde gsterir. Ve hi bir tenkid y-
neltmez.
zaman aktivitesi durur. Nefis d.e,
insan aktivitesinin bir yndr.
nefsi ama hayat devam
etmektedir. lm iin hayatiyetin de gere-
kir. Uykuda aktivitesi durunoa lme bir
Her gn lme byle d-
Muhasibi insanda lm
runun
Muhasibi, nefsi, nc
da, yani psikolojik anlamda Nefse hi bir
(J 2) ar-Riaye, s. 608.
(13) yer.
(14) yer,
82
metafizik anlam verm.ez; onda nefis tamamen psiko-
lojik bir Onun bir yapmaz,
ve lokalize de etmez. Akla
halde, nefse asla byle bir nitelik yklem.ez. Fakat
o, vazifel.erip. ve Ahiret
uzak, i olup biten
if'teme ve nefis altinda ve
nefse bir vererek, yorulup usanmak bilmeden
tasvir eder. Bu tasvirlere dayanarak biz, Muhasibi'de
nefsin bir gerekirs.e, nefis insa-
i - gd ve ve-
rilen bir - gd i ve
duyulardan gelen fizyolojik ve sosyal nitelikteki et-
kilerin btnne
bir Ve ona, kabule dayanan bir ykle-
Bu da pratik Tasav-
vufta, kendi kendini terbiye et-
me si iin ve k.endi kendisine hi-
telkinini ve te'dibini
nefis, insanin iinde, ama insa-
:hakim ikinci bir olarak kabul
Bu da tabii, pratik
Muhasibi, Nefsin Bilinmesi, nefsin
ne sormaz, nefse hor Bu hor
bakma (15) diye sorar. da, onun
kty ve fimerini bilmendir; ve
onun bilmen ve hey'eti zerine
bilmendir. (16) gibi
(15) Mesail Fi A'mal al-Kulb va'l-Cevarih, s. 148.
(16) yer.
83
Muhasibi tannu y,apmaz, tasvir yapar.
ne ele almaz. ve
istememezlik fakat ykten ka-
ve dnyaya olan terketmeyi
istememesi nedeniyle giden yolu
yrnmez ve Ahirette helak iste-
fakat dnya ve
geici olan dnyaya heva (arzu) da
iin, kendisini helaka gtren
(17) sormakla da nefsin
oluyor. Muhasibi burada nefis iin
ana tesbit ediyor:
1. Gaye olarak istemerne niyeti yok-
tur; ama giden yolona gelir.
2. Helak bir niyet olarak
onu helaka gtren hafife
3. Nefis daima hazzlan ve gelecek-
teki daimi hazz ve rahata tercih eder.
Muhasibi'de nefsin ne
daha bir olarak gryoruz: Nefis, esas-
lan ve tama'dan ve yerleri
zerine (LS) fizyo-
psikolojik ynne sonsuz istek diye
biliriz. Bylece tarna' sonsuz istek iin
Ve bu sebebIe de nefis, psikolojik var- ,
iinde srdryor .. Bu ile
Muhasibi, nefsi kaynaklan ze-
(7) yer.
(8) Adab an-Nufs, v. 62b.
84
rine ile i - gd ve
'lerinin tmnn olarak
oluyor. zellikle Muhasibi'nin bu gr-
daha olarak desteklemektedir: (,Bir en
kt yn nefistir. Nefsin nefsi neL
Ri de (19) Bu insan
en basan tr de Ve'
. bunu da Muhasibi seik belirtiyr.
1{ Nefis salt psikolojik
ilk ol,arak ve bir
Muhasibi'de, nefsin antik bir karakteri yani
realitesi tamam.en bir kavram oldu-
ortaya Nefse metafizik bakanlar
ve nefsi ldrme Muhasibi
fark tamamen antiktir. Nefis ile m-
cahedede nefsi ldrmeyi en byk vazife
gren nefsi antik karakterde
bir yn olarak Ve onu fare, til-
ki yavrusu ve kpek tasavvur ve
kendi hikayeler de
Bize gre bu hikayeler _ ef-
sanevi 1/
Modern Gani de bu tr hika-
yeleri nakleder ve bu hikayeler gsteriyor ki' nefis,
vasfi ayni bir nitelikleri v,ar-
Fakat biz gremeyiz, (20) der. Bu
lere ve kaynak olarak da hadisi zik-
rederler: En byk iki
(19) al-Halva ve't- Tanakkul, s. 488.
(20) Gani, Tarih at-Tasavvuf s. 429.
85
bulunan ndsindir. (21) Bu hadis, nefsin ontik ka-
rakteri gstermez. Peygamberimiz bu ifa-
deleriyle i - gd ve bu
limlerin her tamftan i ve aj .
na oluyor.
Tasavvufunda nefis terbiyesi konusunda
bir Nefsi az uyuma, az
ve rahattan uzak bir ile terbiye et-
mek. Nefse ideal nitelikte bir realite tak-
dirde, bu nefis terbiyesi nk bu uy-
gulanan terbiye metodu maddidir. Ve hazza ynelik
olan bedene yneliktir. Muha-
sibi, nefsi tokluk ise ayaklan-
Gam ve hzn, kuvvetini bulur. Gam
ve hznde de bir kuvvet Gam
ve hzn ve keser. (22) ile be-
denin enerjisi Bununla da hedenin istekleri
ve olur. Uygulanan bu
metodunun objesi beden olunca, dolayh olarak da
hedef nefsin nominal .01-
ortaya
Nefsin ontik bir onun ldrl-
mesi da nk nefis,
bulan ve
z;ellikle bedene istemelerini kuruta-
temelden Bylece,
nefsi ifna, durdurmak, (23) olur. Bir
.. __ .. ------, ... --_._----
(21) (21) b. Muhammed al-Cerrahi,
al-Hafa ve MuzH C. 1., s. 143.
(22) Adab en-Nufs, v. 81b - 82o.
(23) Cavit Sunar, Mistisizmin Ana s. 59, Ankara
1966.
86
anlamiyle nefsi ldrme zaman
ve Allah ile O'nun-
la braki Muhasibi ise asla byle bir fena
da nermez)l., Ona gre insan zaman ve mekan iin-
de kausal - daima Allah ta-
iinde
Ve bu iinde he va ve yoket-
me (ifna) sz
Muhasibi, insana nefsi ile mcahede ve
nefsini
tirip melek olmakla grevli (24)
der. daima insan olarak ve
insanlar
lerdir. Yoksa nefisleri iinde
i - gdleri yoketmekle ykml (25)
yle ise ve ne il,e emro-
melek olmak iin ta-
ykml hayal bile
etme. Ve bu ile de
taati
(26)
Nefsi ldrmenin ve kendi de-
byle bir
ve dil ile ortaya koyan Muhasibi, hevra ve
rin ldrlmesini,nefisle mcahedesinin objesi ola-
rak ortaya koyar. Heva ve bir i duyum
(24) ar-Riaye, S. 291.
(25) a. g. e., s. 290.
(26) a. g. e., s. 292.
87
olarak zihni materyaline ancak kalpte
ancak kalp te olur.
bu mcahede ve kalbdir:
Ve bu yrtecek imkanlarla do-
Bu imkanlar da ilim ve ma'rife'dir .. nk,
onlara iinde duran bilgi ve ma'rifeyi
ihsan ... Ve insanlar da ile i - gd-
lerinin (itmelerine) na bu y-
rtmekle Fakat bu
daha kuvvetlidir. (27) Ama her
hal ve durumda, inanan insan nefsine daima hakim-
dir de nefsini Allah iin hesaha eker. (28)
Muhasibi, heva ve yok

tasvirine de :
lmesi, korkununkuv-
v.etlenmesi ve bana
mmkn olur? diye sorar ve
sana olarak yk-
olanl,ardan korkmaya ve yine ldkten sonra
dirilmeyi ve sorguya ekilme yi ve se-
vaptan yoksun drt
la mmkn olur; nk bunlar sayesinde tevbe ve
grevleri yapmaya ynelmeyi, akibet-
lerden nefsi
lezzetlerden menetmeyi grev bilirsin ve
hata yaparsan hemen dnersin; azim ve tevbeye
(29) Bylece Muhasibi'nin sisteminde insan
(27) a. g. e., S. 290.
(28) a. g. e., s. 59.
(29) a. g. e., s. 361.
88
kendi vetiresi iinde, korku, kor-
motifleri ile yine iinde bir
kausalite rgs kuruyor. Bu rg bir
de heva ve de yok oluyor.
nefsini korkutarak devam edersen,
korkun kuvvetlenir, nefsini
terke devam edersen, nefis vaz-
geer ve senin onun lezzetleri temin
den mit keser ve lr; . nk sen on1a-
ra uymuyorsun. (30) bu heva ve
lere uymamak kolayca oluveren bir mcadele
ve tahamml ile gerekir.
Bu da iki trl olur: 1 - ve
tanm kendisini muk,avemet gs-
termek. 2 - Kendi ile bu
ml etmeye ve kendisine gel'en elemlere
tahamml etm.ek. (31) Buna da Muhasibi nefsi tut-
(habs an-nefs) diyor. Ve nefsi tutma, fiiIden n-
ce dir. terketmektir. Bu da fiilden nce
sabretmektir. nefis bir it;inda davra-
acele ederse, kendisini gzetlernekte
kendisine ve azabmm in-
mesi ile korkutulur; buna da muatebe
edilir ve kendisine denir ki: Muhakkak ki, Yce
seni gryor. Acele ve dur. nk. yarm
kendi zerine hkm giyeceksin. (32)
(30) a. g. e., s. 361.
(31) Mesai! s. 69.
(32) ar-Riaye, s. 107.
89
Yukarda da gibi kendi
dine telkin ve' te'dibi daha kolay daha ol-
iin nefse, insan iinde ikinci bir
tir Muhasibi. Nefsin karakteri nominal oldu-
gibi hitabedilen bu de pratik bir
kabuldr. Tekrar ifade (nefis fiz-
yo - psikolojik ve sosyo - psikolojik i - g-
d ve Bu i _ g-
d ve rgs insan moti-
vasyon eder. Ve
iinde kalan ve daima kendisini yenileyen
bir olan nedenler rgsdl)
bu i - gd ve Ahiret saadeti-
ne Ve Ahirette helak da iste-
mez. (33) Josef van Ess'in dili ile sylersek, nefis
gibi mutlak kt Onun
emirlerine kininden dnya sev-
gisi ve (34) bu genel me-
kanizIn iinde daima hakim olabilir.
(35) Bu hakimiyetini de ancak onu iyi bilmesi ile ger-
nefsini biL. Onun
iyiden iyi gzden geir, dikkatle ve ona
rak ve telef korkarak onun niyetlerini
nk senin ondan nefsin yoktur.
(36)
Bu tasvir edilen ve hakimiyeti al-
nefis, kendi kr istemesi iin-
(33) MesaH Fi A'mal al-Kulb, s. 148,
(34) Josef van Ess, a. g. e" s. 34.
(35) ar-Riaye, s. 59,
(36) Adab an-Nufs, v. 61a.
90
de ve o insan, hesap gnnde
Allah'in nnden ebedi azaba e-
kilip srklenir ve sonra da onu ha-
hatta nefsinin kendi aLeyhine cinayet-
leri nk nefis bu ona sevin
ve zindelik getirir. isteyerek, ve
zekice Ahirette kendisini helak edici iyice ya-
sevin, haz ve mutluluk duyarak ken-
disine getirmeye de-
vam eder. Sanki onu ne ldrecek, ne
yok edecek ve ne de kt
sorguya Sanki onu ve kor-
! Gya onu ve fakat
onu ile ona azab gc yet-
meyecek. Sanki Allah'a muhta ve kendisine
eden bir 0, Tan-
btn sevinci ve ener-
jisi ile ahiretteki, yz du-
kendisinden edecek dav-
/2n ok ve grr. Ser-
istemiyerek, nefretle kurtu-
sebebIere ekinir.
biraz itaatkar olursa, bunu mec-
buren, istemiyerek, ya-
par. insan nefsi bir dav-
uzunca kalsa, nefis o terke
zorlar, ona gsterir, iyi
terkde bedeninin
ona elden
onu korkutur. insan Ahiret
dan az bir harcamak istese
91
zntsne onu byle harca-
devam ederse . telkin
eder. insan bunlara kulak asmaz ve eder-
se, dikkatini eker.
yine bunlara kulak asmamaya eder ve
grmeden sarfa devam ederse, bun-
dan zlr ve insana sarfetmekle aza-
ve sr-
drmernesi iin onu korkutmaya eder. (37)
N.efis, bir olarak
emirlerine uymaktan bi-
teviye kendisini yeniler. Ve daima kendi
leri ynnde kendine gre
olan her trl vesileyi bulur. Ama bununla da kal-
maz, da yapar. (38)
nefsin yani i - gd ve olmadan
insan istemesi zerinde etki nk
man senden bir asla
ancak nefsin ile Eger byle
olmasa idi ile Tann'na daha
ok olurdun. sebebi de onun a-
olurdu; nk o seni sen cev.ap
vermekten ekinirsin ve bir
isyan iin de bu direnme ile
itaat eden bir kulolursun. (39)
Muhasihi'nin bu nefis nefsin emredi-
cilik nitelitini bir ortaya olu-
(37) Muhasibi, Kitab Bad' Man Anaba Teala,
Helmut Ritter s. 8 - 9, Glckstadt 1935.
Josef van Ess, a. g. e., s. 33.
(39) ar-Riaye, s. 384.
92
yor. (Kur'an; da nefsin olarak emre-
dici (emmare) (40), duyan (levvame),
(41) olan (radiye) (42) ve kendisinden olu-
nan (merdiyy;e), (42) huzur iinde olan (mutmain-
ne) (42) tasavvuf psikolojisinde 'nefsin
blmleri olaDak ve tasavvuf litj2ra-
trnde de bir nefisler Nef-
s; i - gd ve nominal olarak g-
ren Muhasibi, . nefis iin byle blmler
Kur'an'da geen nefsin o da nefsin
. olarak kabul eder.)Nefsin
nefsin kty emredici ve (he-
va) sana haber veri-
yor, (43) diyen Muhasibi, emredici gce sahip olan
nefis, glerini emiderini ihmal etmek ze-
rine yleyse gz nnde
tutun ve nefsi unutup ihmal etmeyin; yoksa Allah
dininizi siler ve siz olmadan kknz ku-
rutur. (44)
Nefsi, var olan ola-
rak gren ve bu de-
buna gc
tasavvuf tarihinde zor olarak ortaya
koyan Muhasibi, ve tavsiyelerini bu
lim1eri yok etmeye, onlardan gelen
nlemeye bu duyumlar (etkiler) ka1be
(40) Yusuf, ayet: 53.
(41) ayet: 2.
(42) Fecr, ayet: 27 - 28.
(43) ar-Riaye, s. 386.
(44) al-Vasaya, s. 79.
93
zaman motif k,arakterini kazanmadan yok et-
meye yneltir. nk nefis
olarak bir suu ortaya koyamaz. (45) Bu
da olmasiyle mmkn olur.
Bu da vazifelerin duyulan
kaygu, gelen
korku, Ahirette kendisini bekleyen byk
hzn ve gam ayakta tutar.
Hzn ve gam iinde insan, kendisinin g-
zetlemesi i - gd ve
zerinde, de nefsi zerinde
kontrol olur.
(45) al-Halva va't-Tanakkul, s. 480.
94
4.
kadar eskidir. Fakat
tarihi boyunca tasavvuru ve
hep

toplumlardan bu yana temsilcisi
ve ktlkleri surkleyi-
ci gcn olarak kabul
[)rimitif din kabul edilen Animizm'de, ruhlara olan
inan, iyi ve kt ruhlar olarak (1)
bu inan biraz daha kendi yceltilin-
ce kt ruhlara ve iyi ruhlara
tir. Bu inan dininde
Dalist bir sahip olan
temsilcisi ve Eh-
riman; temsilcisi ve Hnnz ol-
(2)
dininin bu iindeki Ye-
zidHer'e tek olarak etki ve onlarda
tan, Mdek Tavus ve onun
korunmak iin ona de
Melek Tavus tek mevkiine (3)
(1) Mehmet Dinler Tari-
hi, s. 26, Ankara 1966.
(2) a. g. e., s. 116 - 121.
(3) Trkiye'de Mezhepler ve Tari,.
katler, s. 140, 1969.
95
ise telakkisi, me-
leklerden birisi Hz. Adem'e secde etm,ede
isyan ve kovulup 1a-
iin de almak iin insanlara

Muhasibi'de etki birisi
de Ve
saadetine ve ahirette helakma b-
tn ile Fak,at insan Z,erindeki et-
kisini ancak nefis ile kurar. Daha nce be-
gibi iinde nefis
yapar.
<- Burada bir problem olarak ortaya
bir
Yoksa iinde etkiyen bir g mdr? Kur'-
an' a ..... in-
sanm ideal karakterde ontik bir
Bu nedenle karakteri zerinde dur-
madan geer. Fakat insana olan
zerinde, uzun uzun ve her
vesile ile durur)
insana
iindeki mesabesindedir.
(4) Ve her bir nk
ber (A.S.) olmayan bir insan
(5) bylesine olan
etkisini kurar? Bu sorunun Muhasibi,
(4) Mesai! Fi'z-Zhd, s. 81; al-Halva va't-Tanakkul, s.
46 - 47.
(5) al-Halva va't-Tanakkul, s. 47.
Peygamber'in hadisinden kalkarak yine bir soru ile
kanmm gibi
iinde diye sorar ve
kendi iinde da vesvesesi-
ni insanm iinde yle (6) der. Vesvesenin
ne Hamdi Vesvese,
lgatta gibi hafi de-
mektir. Bu mnasebetle gnlde tevali ve tekerrr
eden gizli sze vesvese ve bir nefse byle bir sz
ika etmeye de vesvese vermek tabir olunur. (7)
insana etkisi, ona vesvese vermesiyle
Vesvese vermesi de insana son
derece mmkn oluyor. nk, Tan-
bir vaadda (8) ve da
bu vaadi kendisini ve nesIini insanlarm
iine kadar yerine
ve iinde kanm gibi
akar. (9) Bu .
iinden asla bilemez. Ama,
insana olan ve iyiden
iyiye gzden ok eskiye Bu
sebeble hi bir durumu ona gizli ve
0, ve
tir. (10) Bylece neler bilerek de-
. neler insan zerindeki uzun gz-
lem ve deneylerine dayanarak tahmin eder. Her bir
(6) Mesai! Fi'z-Zhd, s. Sl ; Adab an-Nufs, v. 71b.
(7) Hamdi Hak Dini Kur'an Dili, C. III., s. 2140.
(S) Araf, ayet: 14 - 15; Hicr, ayet: 36 - 37.
(9) . al-Halva va't-Tanakkul, s. 46.
(LO) Mesai! Fi'z-Zhd, s. Sl.
97
ondan evirir; ama ne-
yi meydana bilmez. bir iyiyi an-
cak bir kt
de yine sadece bilir
Hangisinin iyilik ve hangisinin ktlk
bilm,ez. (11) nk, gzlerin ve
lerin ancak Allah bilir. (12) G-
rlmyeni ben Allah grlmeyene, kendilerinden
Peygamberlerden kimseyi muttali
(13) ise peygamberlerden
iin iinden geenleri bilemez. iin-
den geenleri bilmek peygamberlik delillerindendir.
iindekileri bils'eydi, peygam-
berlerin bu delilleri geersiz (14)
iinden geenleri ve
niyetlerini nefis olmasa idi,
insan zerindeki tesirini (15)
nk olan senden bir
ancak ile
senin nefsinin bu olmasa idi sen onun
ile Allah'a daha ok olurdun. Bu
nedenle onun Allah'a sebeb olur-
du; zira senin olan seni
zaman, ona cevap vermekten ekinirsin ve bu ekin-
men ile de Allah'a ve emirlerine olursun.
(16)
(11) yer.
(2) Gafir, ayet:
(13) Cin, ayet: 26 - 27.
(4) Mesai! Fi'z-Zhd, s. 82.
(15) al-Ma'rife ve Bezl an-Nasiha, v. 38b.
(16) arRiaye, s. 384.
Muhasibi bu ile
insan autonomi'sini heterojenlikten
nk nefis, daha
nce belirtmeye kendi var-
iindeki Bu sebeble
da ve insana bir g ise in-
insana ve ona bir var-
ama insana kendi un-
mesabesindedir. Buna insan zerin-
deki etkisini ancak kendi iindeki gleri va-
kurabilir.
nefis insana vesvese vererek
insan zerinde etkisi ynde olur -
bir onu evirmek. 2 - Kt bir davra-
ona gzel gst.ermek ve 3 - onu motHe etmek.
(17) Her bilgiye dayatan Muhasibi, bu
etkisinde de bilgiyi
iinden geenleri Fakat
gzlemesi onun iinden ne
sezer. insana, iyinin meydana ge-
anda, onu dndrmek ve ktnn meydana ge-
anda da, ona gzel gsterm.ekle ar-
eder; nk iyi meydana zaman o
esnada sahibinin yz Kt ortaya
da ,yuzu iin
de bu byledir. Bir bir insana
olan uzun sre devam -etti mi, onun'
durumuna nem verir ve onun dikkat ve sevincini,
onu s.evindiren ve zen ne bilmeden
grr ve sen onun, seni zgn grnce, seni zen
(17) Mesail Fi'z-Zhd, s. 81 ; ar-Riaye, s. 106.
99
nedir; seni sevinli grnce de seni sevindiren
dir, grrsn. (18) insa-
na olan ile onu kollar insan bir yne-
nefsi ile onu o iyiyi yapmaktan
bir da onu
vik ona gzel gsterir .. Bu gay-
ret iinde asla nk
kendisine, tekrar g-
ne kadar insanlara iin mhlet
istedi ve da ona bu verdi. (19)
bu
korkusu ile byk bir iyilikten iin
daha kk bir iyiye asla (20)
size sadece ve
emreder. (21) nk kovu-
lup mhleti ve kendisine verin-
ce Beni iin, olsun ki,
senin yolun zerinde onlara
sonm nlerinden,
dan onlara ve bylece
reder dedi. (22)
bundan bu .
yine de ondan yeter-
di, (23) der.
(18) Mesai! Fi'z-Zhd, s. 81.
(19) Araf ayet: 14 - 15; Hicr, ayet: 36 - 37.
(20) Mesai! Fi'z-Zhd, s. 82.
(21) Bakara, ayet: 169.
(22) Araf, ayet: 16 - 17.
(23) Adab an-Nufs, v. 69b.
100
insana bylesine olur ve
bylesine drt bir kollar,
maz ve mesabesinde
ona olursa, insan onun bu bm-
disini korur? Muhasibi bu konuda da ktmser
sonsuz hilelere sahip
ve nne .bir da, insana
tesir etme gc bu lde Geri,
iin, kalbinden yok etmesi
ve yerden skp mmkn
dir. (24) mutlak surette
ondan lmrtaramaz. var ki,
kalbi olunca ve
yerden sklp ,ancak gaf-
let insanlaril etki eder. Btn ise
gaflet ve zerine (25)
Yine pratik nitelikte bir soru daha
kendisini.
uzak ve tutup vesvese vermesinden
kurtulur? Muhasibi bunu da bilgiye
sana olan tam olarak bilirsen
bu bilgin, seni onunla sevkeder. Onun
delillerine deliller .bulursun. V ona uymakta
hazdan daha onunla
Dna uymamakta bulursun. (26) Yine, sen onun
mahiyetini ve tam olarak
bilince, onunla senin gzne kolay grnnce
ve ona, onu kmseyerek kendini ona
(24) al-Halva va't-Tanal{kul, s. 47.
(25) yer:
(26) Ivresiiil Fi'z-Zhd, s. 55.
101
kuvvetli hissedince, onun senden is-
onunla
hemen (27)
bir ve
da onun vazifesi olunca,
bu sorusu kar-
yok edip ondan gelen
vesvesenin kkn kurutamaz; ama vesveseden do-
,
nleyebilir. yleyse insan bu nleme grevini

Her en ince Muhasibi
bu soruyu da O da sorar:
mmkn olur?
bize beklemekle mi ? Yoksa onu
beklemeksizin miyiz? (28) Muhasibi bu-
rada eder ve bu
tasavvur gurubun
gibi ve Bu gr:"
imkanda, o kadarderin bir tahlil var ki, g-
nmz psikolojisi iin ok nemli bir malzeme
kil eder:
Bir gurup der ki, Allah bize
ile mcahede etmemizi ondan korkutup
ve onun bize stn gelmesi halinde helak
gre... onun fitnesinin bize
beklememiz gerekir. nk onunla
(27) yer.
(28) ar-Riaye, s. 233.
102
unutma da ondan
gelen (duyumlar) kabul etmeyi c
Bu da bizi helaka gtrr.
ikinci gurup ise, bekleyip
gzetlemekle ya-
oysa bizim bununla
nk bizden bu
syler. Onlara gre, bize ise, hem
ve hem de gelecek tehlikenin
tutulmasma kaIblerimizi gerekir,
derler ve kalbIerinde, tu-
ile vesveselerin tu-
birbirleriyle halind,edir. Bu zihni
iinde, Ahir.eteait bir zaman
hemen bir fitnenin gelmesi korkusu ile ha-
Busre iinde de ya
tan ya da gnnde Allah'a
arzedecekL.eri amellerini yok edecek ynelir-
ler.
"
nc gurup ise; bunlar, ilim sahibi ve
en nceki iki gurubun
sylerler. nk birinci gurup kalbIerini Allah ve
Ahiret zikrinden ibadetlerini kalbIerini
tutmaya ibaret
Oysa onlar Allah ve Ahiret zikrinden ve amelden ga-
fil olmaktan 'emrolundular. Allah zikrini
ve ameli terkederlerse, onlara ya-
par; kalbe bir etki gelince, onu kabul-
den kurtulamazlar; nk kalbIerinde ne bir Ahiret
zikrinden bir ne de Allah
dan bir g guruba g,elince, on-
103
da ynlerden birinci gurub ile ortak yn-
leri nk onlar Allah (zikri) ile
tan korkusunu kalbIerinde olarak
Gya onlar hem hem de zi-
, hinde tutmak ve ikisi.yle birlikte em-
Oysa kendisine say-
emretti ve ve ya-
yz evirerek kendisi ile olmala-
bir fitne zaman ondan
anma ve
, tandan gelecek etkilere uya:..
mk (29)
Bu ile Muhasibi, insan ak-
tivitesini ve bu aktivitenin kendisini
mekten hi bir an geri ok iyi
bu aktivitenin nne gereken
de, gereken konacak
olursa bu, aktivitesi negatif bir tu-
tumdur; ve insan aktivitesi,
gereken Yani insan
bir bir kalb
ile kammak kendi eliyle
Bu derin ok ve o derece de anlam-
olan bir ile yeni zetler:
tandan tehlikeyi beklemekten kalbi-
nin ya da bir tutan kimse, bir
kuyuyu kirli sudan temizlemek isteyen kimse gibi-
djr; halbuki su, olarak kuyuya
gelmektedir. O temizler, su biteviye gelir. Gnlerce
(29) ar-Riaye, s. 233 - 235.
104
buna devam eder; fakat kuyuyu
maz.
Kalbini Allah ile kimse
de kuyunun set eken kimse gibi-
dir. 'su zaman bu set zahmetsiz-
ce suyu nler ve kuyuyu pisliklerden im-
bulur. Bylece Allah ile kimse
kalbinin, ile ve bu me
guliyetinin ve kendi azminin gcyle en kolay
bir gelen tehlikeyi nler. (30)
Muhasibi'nin bu analojisinde, insan aktivitesi ile il-
gili bir kere daha ortaya
bti aktivitemizin nne, vazifeleri-
mizi koymazsak, onun nn
kollay,an nefis ve onun nn heva ve
vetlerle, egoist duygularla doldururlar. hem
vazifeleri, hem de nefis ve gelebilecek et-
kileri birlikte kalbele tutars,ak, bu etkilerin
yen aktivitemizin girmesini nleye-
meyiz.
tt zetleyecek olursak, Muhasibi'ye gre in-
ideal ontik bir sahip
ve insana olan, fakat insana damar-
mesabesinde olan, iinden ge-
enleri bilemeyen, ama bu nede-
niyle iinden geirdiklerini yznden
len bir kadar ins,anlara
srdrebilmesi iin mhlet
1<'akat bu ancak nefis ile

(30) ar-Riaye, s. 235 - 236.
105
IV -
Muhasibi'nin en derin ynlerinden birisi de bilv,i
0, bilgiyi insan aktivitesind.en ve ba-
bir fenomen olarak grmez. Hatta insan ak-
tivitesini hemen hemen olan
bilgiden, tretil .
Muhasibi, bilme fiilini, iki trde bilmt:::
olarak grr: 1 - (kavramsal bilme), 2 - Ma'-
rife vurmadan,
dan bilme). Bu iki trl bilmenin insan dav-
rol ama ta-
Muhasibi'nin insan bilmesine koy-
bu son derece temelli ve
olduka orijinaldir. Bu nedenle biz,
Muhasibi'nin bilgi drt

-
2 -- Bilgi teorisi,
3 - Bir bilme olarak ilim,
4 - Bir bilme olarak ma'rife.
107
1 - N
Muhasibi, evresinde ilimIerin
tasnifi fakat ilimIerin tas-
nifi ve ilk qenemesinin de Kindi
Kindi'nin iIim-
lerin tasnifine ait bize Fakat yi-
ne de bir risalesinde, matematik ilimIeri tas-
nif gryoruz. (1) kltrnde ilimIe-
rin ne metodolojik ne de ontolojik
Bilimlerin bazen
ve nakil bazen bazen
de milli olup
(2) Gnmz felsefesinde modern ontolojiye dayanan
ilim nazariyesi, bilimleri ontolojik
Bu da, alan-
lara gre (3)
ilimIerin
Yunan Felsefesi'nden mlhemdir.
kltrnde felsefi birisi-
dir. Fakat o - daha nce gibi - Yunan fel-
sefesinin etkisi ve onda klasik an-
lamda ilimIerin gremiyoruz. Mu-
(1) Bkn: Prof. Dr. Agah ubuku, D-
s. 101, Ankara' 1972.
(2) Bkn; Prof. Dr. Agah ubuku, a. g. e., s.
99 - 114; Prof. Dr. Cavit Sunar, Felsefesi Ders-
leri, s. 28 - 34, Ankara 1967.
(3) Takiyettin Felsefeye s. 31,
bul 1958.
108
hasibi'nin kelam ilmi, ilmi, hadis ilmi ..
tedvin halde o, bu durumu bile
dile getirmez. nk o, ilimIere
Ve bu konuda, bir de kitap
Ki tab Bupda ilimIerin ilmin
zerinde durur. /ona gre bir tek ilim
nk onda ilm 'in olan (ilim-
ler) terimine hangi
ilim bilinir.
i
Ilmin bu da : Birisi helal (iyi) ve
(kty) bilmedir. Ve o, bu ilmidir yani
zahir ilmidir. Ahirete mteallik hkmleri
bilmedir ki, o da ilmidir.
ncs ise ve dnya ve Ahirette,
bilmektir. (41 By-
lece Muhasibi, ilmin e -
dnya ve, bu dnyada
ibadetlerin 2- 3 - ve
O'nun zerindeki
Zahir ilmi, real bilgisidir. Ama bu, etik
ynden bilmedir. hangisinin helal, hangisinin
haram; hangisinin hem dnya hem Ahiret iin yarar-
ya da ve hangilerinin de dnya ve-
ya Ahiret ya da
bilmektir. nk Allah, ebedi hayata
bir ev olsun diye, adaletinden bina
(5) Onun iin her nce ma d-
(4) Muhasibi, Kitab al-Ilm, v. 321>, Camllah
No: 1101,
(5) yer.
109
di ve olan real
Muhasibi ister, fakat gnlk
devam ettirmeye yetecek bilip
ister.
ilim y,ani ilmi Muhasibi'de ok
daha bir durum almakta ve in-
bulan yksek etik
bilgisi Bu
isel ibadetleri eder ve Muhasibi
bir listesini verir : Ahiret hkm-
leri, ihadetlerdir ve onlardan Vera,
takva, zhd, kanaat, tevekkl, tefvid ... v.d.
dir. ile
ise haramlar ile Onlar da fakir-
likten korkmak, takdir olana
felaketlere sevinrnek kin, ha-
sed, aldatma, ykselme s,evgisi,
... kibir, fk.e, cimrilik, a .. v.d.
dir. (6) Bunlar ise olumlu ve olumsuz nitelikteki ah_
laki yksek Muhasibi da ilmin
konusu olarak grr.
Muhasibi'ye gre ilmin Son blm, ve
O'nun zerind.eki tedbirini bilmektir. Bu
ise bir denizdir ve onu an-
cak iman sahibi bilginler bilebilir. (7) bu
Muhasibi gerek ilim kabul eder ve Peygamberimi-
zin hadisine (8) yaparak bir
(6) Kitab al-Ilm, v. 32b - 33".
(7) a. e., v. 33a.
(8) Bilginler peygamberlerin varisleridir, hadisi.
no
bilmekle gerek bilgi sahibi iddia etme.
Gerek ilim bilmektir. Kim bu ilme sahip ol-
kanaiatine kendisinin peygamberlerin
mirasolanndan iddia edebilir. (9) Muhasi-
bi, bir kere ilmin konusu, bir kere de ma'-
rifenin konusu olarak kavramsal bilgi ol-
iin, ilim ynnden bilinmesi konu-
sunda fazla bir
Muhasibi'ye gre bilgi, teorik bir tatmin
iin ya da toplum iinde bir stnlk (10)
bilgi ahlaki iindir; ka-
zanmak iindir. Yani imana gre iindir.
Bu nedenle Josef van Ess, Muhasibi'de obje-
leri ile bilginin objeleri iiedirler. Kur'an da, her iki-
si kesin bir Bilgi
olan Kelam' dan payalma-
(11) der.
Muhasibi, Maiyyet al-Akl
iin iki delil grr: T;abiat za-
hir) ve Nasslar (haber-i kahir). (12) Bu iki delil
delalet gibi, zamanda
konusu olan realitenin yani iki vche-
sidir. duran bu nemini
o kadar byk grr ki, bu realiteyi
ise bu bir olarak grr.
(9) Kitab v. 33b.
(LO) Risalet s. 133.
(ll) Josef van Ess, a. g. e.; s. 79.
(2) Maiyyet al-Akl, s. 232.
111
(13) Bu ilim nazariyesi bir
tr. Hem tabiat ilimIerine, hem de ilimIere
Tabiat ilimIerine
da, Muhasibi'de btn ile
Bunu da drt - Bu
ilmi derken hemen bu
adaletinden ebedi hayata olma-
iin bina (14) der. 2 - Maiyyet al-Akl'-
da, delil ve de onun
konusu olarak (15) 3 - ilmin nc ko-
nusunu belirlerken, zerindeki
hkmlerini bilmek, der ki, bunda da tabiat kanunla-
(SnnetulIah) (16) 4 - ko-
nu Kitab al-Azama ve at-Tenbih'i
br. Bizim ihtiyaten kendisine Kitab
al-Iber da onun kesinlik
sa Muhasibi'nin bu yn ilerde daha ok
syleyebiliriz. (17)
Muhasibi'nin tabiata olan bu
onda matematik bilgi ve matematik eksiktir.
Matematik yerde ilminden
sz edilemez. Ve bu tabiat zerine
ondan sz etmek, tabiat zerine ileri
gidemez. Muhasibi de bu tabiat zerinde dur-
onun yukarda
da tabiat konusunda, Muhasisbi'nin
(13) yer.
(14) Kitab al-Ilm. v. 32b.
(15) Maiyyet al-Akl, s. 232.
(16) Kitab al-Ilm, v. 321.
(17) Bkn. konusu, s. 30.)
112
tabiat zerine, kosmos zerine olan g-

ynden Muhasibi'nin kendi zel ilgi ve en-
ahlaki btn safiyeti ile
Bu sebeble o bilgisinin ahlaki bir
Muhasibi'ye gre insana ta-
ilmini elde etmeyi ve onunla bir
grevolarak Muhasibi'nin devrinde
henz matematik - fizik birtabiat ilmi do-
insan bir ve Muhasibi,
ilmi, ahlaki bir unsur olarak gr-
tabiat ilmini, faaliyetlerine,
olmayan bir bilgi olarak g-
rr. Ve onUn elde edilmesi iin sarfedilen ve-
balli bir olarak kabul eder. Hayata ol-
bu ilme sahip olmak, insanlar stn-
lk taslamaya vesile olur. Bu sebeble de kendisinde
iyi niyet olmayan bir faaliyettir. Ey insanlar: V azi-
felerin ve ve-
ve edinmeyi bilmekte
niyeti ... dini vazifelerin bil-
mezseniz olursunuz; zerinize farz
ve zaman da mutlu olur-
sunuz. Bu, iki stnlk gibidir. Bi-
risi olmayan ilimIeri Hal-
buki gnnde
den sorguya ekilmez. Fakat o bilgilerden ve
iin ernekten sorguya
ekilir. bilgisiyle ne istedi! Allah'a
yoksa dnya nimeti ve istedi! .
ise vazifelerin bilgisini ister ve
113
bu bilgileri kim eldeetmezse Allah ona azab eder.
(18)
Bu ile Muhasibi, tabiat insa-
gnlk bir nem
vermez ve gnlk kadariyle onun,
etik ahlaki ve olma-
bilinmesine nem verir. Bunun tesinde
onun tabiat zerine yrtmesi, onunla gn-
lk-pratik bilgilerin tesinde ilgilenmesi,
eseri onda kudretinin ve
delil
Muhasibl'nin tabiat, ve tarih ze-
rindeki habersiz ve onun
bu ne anlama
daki pasaj olarak gstermektedir.
bir indir-
meyi zerine ve Denizlerin dibin-
deki zerine ve
Yerin ve zerine
ve ve ormanlardan yk hay-
develeri, ve yaka-
zerine ve
ve kendi hizmetine Engerekleri ve
zerine ve yakala-
tedavi etmeyi zerine ve
tedavi (19) Gkteki
al-Vasay:3" s. 35.
(19) Biz muhasibi'nln tedavisi ile
ne kanaatimizce, zama-
ve tedavi ilim dalla-
nisbetle hayret lde ileri oldu-
]nayedir.
114
y1 ve yrngelerini, ve yerleri-
zerine ve yerle-
rini, yrngelerini, yerleri ve ken-
olmayan (n nesebini)bilmeyi
zerine ve btn bu zerine'
hepsini
sebebIerini ve tedavisini, kendisine bakmak-
bakmakla zerine ve
Eski devirlere ait
zerine ve
Fakat btn bu zerine yerine
dnyada daha fazla iin
(20)
Yukardaki gibi, insan ilgi
ve idrakinin Muhasibi'-
nin de dikkatinden uzak F,akat bu sahalara
gsterilen ilgi ve ilmine sarfedilen emek, in-
sana grev ve hi bir zaman bunlar ahlak
bilgisine stn ve ikinci plana it-
memelidir. Henz tabi at bilimlerinin hibir
bir dnemde, bu ilimIere ilginin he-
nz genel tutuma, Muhasibi'nin tutumu
uygundur.
Muhasibi'ye gre nemli olan, elde edilmesi va-
zife olan ilim, ortaya
bilgi VGhiy yolu ile vazife-
lerin' bilgisidir. bu bilgileri nass'lar olarak or-
taya ve bilmesinin konusu
nk, ,Allah, ilmi koydu ve ve
V8zife ve bilmeleri ve AI-
115
lah iin yerine getirmeleri; haram
bilmeleri ve onlardan ve yine
bilmeleri ve ondan
bilip onu istemeleri, byk-
bilip ondan iin ilmi
retti. (21) Kur'an'da ilmin
ve genelolarak bilginin, nelerin bilgisi belir-
halde, Muhasibi devamla, kimin kalbine
ekinme ve Allah'dan korkma gelmezse, o ilim-
de cahildir. nk: bilginleri byle nitelendir-
di ve, "ancak bilginleri Allah'dan koi'kan-
(22) buyurdu, (23) der. Bir yerde ise
daha belirgin olarak, ilim Allah korkusu ve Ahiret'i
dnyaya stn Ve Allah'a giden yolu bil-
mektir. (24)
zetleyecek olursak Muhasib'i'ye gre ilmin konu-
gnlk ta-
biat, ahlaki kategorileri olan
ve tedbirinin (determination) iin-
de tabiat.
Bilgi, sje ile obje bir olarak ta-
Muhasibi'ye gre bilginin objelerini yukar-
da belirtmeye Bilginin kutbunu
eden sjenin yani bilme ynnden ne-
dir? Bilgiyi Bunu da, Bilgi
Teorisi, ele
(21) ar-Riaye, s. 526.
(22) ayet: 28.
(23) ar-Riaye, s. 526.
(24) Adab an-Nufs, v. 91h.
116
2 - Bilgi Teorisi:
ve bilgisini gerekli alanlar
ne kadar dar olursa olsun Muhasibi bilgiyi,
onsuz onsuz grev bir
olarak grr. Ve bilginin elde edilmesi konusunda
ok nemli ortaya koyar.
Ona gre insan bilgisi gelen herhangi
bir unsur Bilgiyi insan kendi ile el-
de eder. Bilginin konusunu da, daha nce
miz gibi, ve koyar. Buradan
ileriye bir gerekirdi. O da, bilginin
sje ile obje Muhasibi bu
atm az, ama onun sisteminden de bu
Tabii Muhasibi'ye gre, bu sje ve obje,
karakteriLeri ynnden ol-
Ama bu iinde
sje ve obje, var - olan Ve biri
eseri gibi, birinden da
(1)
Bu sje ile obje bu iki kutup
ki bilgi kurar. Bu hi bi-
risi Muhasibi'de yoktur. Fakat o tabii (naiv)
iinde hi bir konstrksiyon ve zorlamaya gitmed.en,
hayat iindeki objeler kop-
\ 1) Hilmi Ziya lken, Ve s. 33; Genel Felsefe
Dersleri, s. 47, 53, Ankara 1972.
117
maz bir olan bu bilgi be-
iinde objesine ynelen kendisini
tasvir eder.
Muhasibi'ye gre insan bilgisi, tecrbeden
bilgi getirmez. stelik
bilgisini tecrbe ile, kendi ile elde edemi-
kendisinde ona yetenek olmayan yn de var-
ki, o da
ile Hz. Adem'e var-
olan (2) Onun nesli de
birbirinden
.sahibi olan insan,
tan) bilmez. Ancak beri ve
ile
ile bilir ve
(3) Muhasibi ne kavram ne de
tasavvur kabul eder. Btn bilgilerimiz
sje ile obje bilgi
sonra da
grmek demek olan bilgi (duyumlar)
ile yrtme (istidlal) insan
rya ile de bilirdi. Fakat hi bir ismi ve
arasmdaki hi bir bilemezdi. (4) Muhasibi
bilginin adlarm nem ve
Dncelik vermektedir. zihnin-
de getirmez, ama kendi tecrbesiy-
le de mutlaka bir
(2) Bakara, ayet: 3I.
(3) Maiyyet al-Akl, s. 206.
(4) yer.
118
Bu ve Tan-
n-Adem bulur. meleklerini ni-
? diye soran Muhasibi,
nk onlardan, isimlerini kendisine
bildirmelerini isteyince, onlar da, bizim bilgimiz yok-
tur, dediler. Bunun zerine Hz. Adem (A.S.) a /2mret-
tl. O da meleklere bildirdi. nk
leri (n ona (5) Muhasibi bu g-
Kur'an'a (6)
bilinmeden onlardan gelen duyu verileri, ancak bir
duyumlar olarak konusu ve
olan bilinmeden
l(; duyu yrtme = istidlal), bil-
giyi Burada idr,ak
kr; idraksiz kavramlar bir
durumunu gryoruz.
Muhasibi, bilmesi ile bilmesi ara-
bilgisinin
tecrbeden olarak syler. biz hi
kitap olsa idik v,e da
meseydik, telif bir
bahrnin ile .asla mmkn Btn
de byledir, Bir kimse
grmez ve bilmesi ile kendisine gst.eril-
mezse, asla bir meydana getiremez. (7)
(5) yer.
(6) Bakara, ayet: 31 - 33.
(7) Muhasibi, Fehm al-Kur'an, s. 338, Hseyin Kuvvet-
li Beyrut 1971.
1
Muhasibi'nin, insan bilgisinin tecrbeden
byle ortaya nemini, ahlak
blmnde, insan hrriyeti bahsinde a-

Bilginin tecrbeden syleyen ve bilginin
sje ile obje mnasebetten g-
ren Muhasibi, bu mnasebeti kuran bilgi
sisteminin
olan ar-Riaye'sine ele Bilgi
probleminde sje ile obje mnasebet kuran
aktIar, idrak, deneme ve
ibaret olan tecrbe izah, anlama, mu-
kayese, taklit, terkip, ... v.d.
gibi (8) tasvir ederken b-
kalkan Muhasibi, sreci iin-
de de bilgi birlikte grev asla
gzden uzak tutmaz. bizi yle ki,
btn yeteneklerimizle ku-
lak vermeksizin ne ne de
dikkatle
bir ve
Syleneni iimizde yceltmeden de anlaya-
(9)
bu iki bilgi teorisinde de et-
kisini gsterir. Ona gre ilmin konusu, Kitab,
ve bilginlerin szleri He, duyulup
tasvirleri iin,
da drt duyu vetiresinde
(8) Takiyettin Felsefeye s. 225.
(9) Fehm al-Kur'an, s. 312.
120
fazla nem vermez. Ancak dikkati
olan olumsuz zerinde durur. organ-
(real)
yar ve zerinde gereksiz
geri durur; kalbini, 'zerinde
den gayrisinde menederse, dikkati toplu
ve olur. (LO) ilgisinin
belirtmek iin, Ebu Hureyre'den ula-
hadisi zikreder: Peygamberin, her
kalbinden her konuda (vadide) bir blm
Kimin kalbi btn alanlara herhangi bir
alanda Allah'a nem vermez ve helak olur, buyur-
eder. (11)
Duyu real ile mnase-
betimizi kuran psiko - fizyolojik
Real bilgisi Muhasibi'nin ilgi
Muhasibi'nin nem alan-
ile mnasebetimizi dikkat, an-
lama ... gibi bilgi objeleri zerinde
iin duyu
bilgi yolunda eng,elleyici gzle bakar. as-
la reddetme cihetine gitmez. nk mevcud bilgiyi
anlamada onlardan asla ihmal etmez.
toplu ? diye konuyu ortaya
koyar. Ve, duyu
her duyunu anlamana
olan kunanmakla, mesela Mushaf'a
bakmakla, kendin ve din-
lemen gibi... Qnk sen,
_ .. _____ ... ___ ---_0---
(10) ar-Riaye, s. 79.
(11) yer.
121
etmezsen ve ak-
da ondan zerinde durup
korunursa, dikkatin toplu ve olur. uya-
olunca zihnin zihnin an-
lama de daha kuvvetli olur, bylece de yakin
ve zerinde kuv-
vet bulur. . (12) Viatta Muhasibi duyusuna
o kadar nem verir ki, onun bilgi teorisinin ve
felsefesinin eder. nk
onun n plana bilgi ile mnasebetimizi
duygusu Bu de Muhasibi yi-
ne Kur'an'dan kalkar.: bunda, kalbi olana
veya bulunup kulak verene ders (13)
Kur'an zaman ona kulak verin, dinleyin
ki merhamet (14) Sisteminin
durumunda olan ar-Riaye'sine Muhasibi, telif me-
todu muhayyel soru sahibine tavsiye ile
hepsini de
na nce seni, iyi dinlemeye etmek-
le cev,ap veriyorum ki, seni kendisine
anlamaya, dinlemen iin. Sa-
cevap dikkatle dinlemeyi aL.
LJmulur ki, sana
.... nk Allah Al-
ve dinleyene,
bir ders, bir ibret bize bildirdi. (15)
Yine Muhasibi dinlemenin nemini belirtmeye de-
(J 2) Fehm al-Kur'an, s. 319.
(L3) K:H, yet: 37.
(14) Araf, yet : 204.
(5) ar-Riaye, s. 32.
122
va:inla, kim veya bir hikmeti veya
bir ilmi veya bir kendini,
ka bir ile dinler ve
kalbi ile de gzetlerse, ona ders
(16) Dinlemenin bizi obje ile
mnast2bete getiren akt modusu olarak gerek-
de, ok etkisinde Vehb b. M-
nebbih'den bir rivayet ile tasvir eder. Vehb b. M-
nebbih'den rivayet edildi ki, skun,eti, g-
zn konusu kulakla dinleme, ak-
o anda konu iinde ve
azmetme, gereklerindendir. (17)
Bilgi, ne bir tek bilgi ne de bir tek insan
kabiliyetinin Bilgi, bilgi birlik-
te ortaya bir Bilgi
birisi de sadece duyu
olan idrak bize
de ideal da
Ama hayal
mak iin, yani ona gre idrak
koyar. konusu olan var - olan
dir. yerine getirilince dikkat, nem-
seme bu da o konuda btn
zihni ve bedeni ile Muhasibi'nin ha-
yal da
me Dikkat toplu olunca, sonra da
Allah'a tevekkl ederek AI-
lutfu ile yolu ona (l8)
(L6) yer.
(17) yer.
(18) a. g. e., s. 79.
123
nen bir olarak insan,
(i'tibar)
bilgisinin ve fazilette iin in-
san, grme (nazar) ve ms-
olamaz. Kim az ibret da aza-
ibret ilmi, ilmi
ca artar ve ortaya By-
yakinin (skununu)
ve hikmetin ruhunu (19)
Bilgi, insan kabiliyetlerinin tmnn bir mahsul
ve Muhasiblde kalk-
gre, anl,ama hem de uygun
bir anlama bilginin 'iinde asla ihmal
etmez. Kim ileri
(bftriz) olur. (20) Ve
ve bulundurmakla Kitab'-
dinlemeyi, O'nu anlamaya
leri iin emretti. Buna dikkatli olma-
da ktledi, (21) diyen Muhasibi, anlama
iin o sevmemizin, onu sev-
gi ile ona da ol-
istenen sevgisiz ve so-
bir ynelmekle
sevmek iin anlamak iin de
sevmenin, ve bunun
dan kendisine gre en halis bilgi
olan tasvir ederken syler.
(9) Maiyyet al-Akl, s. 235.
(20) Kitab al-Ilm, v. 32h.
(21) ar-Riaye, s. 33.
124
Kendi iinde, yceltcm;;: senin
byltp -,<;,
den O'nun szlerini dinlen
1
ek ve
anlamaktan daha yksek, daha efli, daha
daha lezzetli ve hi bir YJktur... Syleneni
sevmek, syleyeni sevmenin lsndedir. Bunu
kendimiz ka-
rakterimizde de buluruz. ve ali-
min, sahibi kimsenin szn, ona olan sevgimiz
lsnde severiz. Szlerini yceltir, byltr ve ha-
szlerinin
ona olan sevgimiz ve onu ycf:ltmemiz lsnde an-
(22)
Bu kabiliyetler ve bu ierisinde elde edilen
bilginin, gerek karakteri, gerekse insan
ki. rol ynnden iki tr Yukarda da
gibi bilginin bu iki tr, ilim ve
ma'rifedir.
(22) Fehm al-Kur'an, s. 302.
125
3 -- Bilme Olarak
lVIuhasibi, bilgiyi kendisinden asla vazge-
bir unsur olarak kabul onu insa-
akti-
vitesini bilgiye ve ondan tretmeye a-
daha o ne Muhasibi'de, ne de
onun kadrosunda, bilginin kendisi
bir olarak konusu
Yani, bilgi nedir? sorusu bil-
ginin mahiyeti ve karakterizerinde
Fakat biz Muhasibi'nin bilgi iin iki kavram
ve yine bilme olarak iki
fenomen olarak yukarda
Bu iki fenomenden birisi, bir bilme olarak ilimdir. Mu-
hasibi ilim iin bir veriyor: Kitab,
Snnet ve mmetin bilginlerinin szlerinden
lan ve ezberlenen (1) Bu
gibi ilim, dil ile tesbit' edileni anlamak ve
ezberleyerek dil ile tesbit etmektir. Bundan da bir
bilme olar,ak ilim, kavramsal bilme, kavramlar ara-
ile bilme, bilenle bilinen
bir bilme tr oluyor.
konusunda gstermeye gibi Mu-
hasibi, nazari akla fehim (anlama) verir. Ve ak-
(1) ar-Riaye, s. 402.
(2) Maiyyet al-Akl, s. 208.
126
bu anlama ile dile getirmeyi birbirinin
olarak grr. (2) Ve ilmi de
bilgi kabiliyetlerinin daha
bir bilme olarak kabul eder.
kavramsal bir bilme olunca ve
olma de nk Muhasibi, ilim iin
Kitab
Snnet ve gre, onlara benzer
elde edilen (istinbat edilen) bilgidir. (3) Bilgi teori-
sinde ls, kriteryumu, sjenin bilgi akt-
ile obje tam uygunluk diye
Muhasibi ls olan tam
hikmetin olan bir hikmet olarak
onlara benziyen, (4) terimi ile dile getirir.
Muhasibi, kendi felsefesi ilmin konusu-
nu sadece Kitab, Snn.et ve bilginlerin ka-
bul iin, lsn de sje ile bunlar

Muhasibi, ilmin ve
ret ettikten ve kriteryumunun da ne oldu-
belirttikten sonra ilmin kendisinin de za-
manda, pratikte l ortaya koyar.
gibi ilmin, hayat aktivite-
sinde ma'rife kadar kuvvetli bir rol yoktur. Ama bu-
na da ma'rife, insan birden fazla ihtimali olan
bir durumla zaman, yn
tayin etmekte gsz Ve insan byle bir st-
(3) ar-Riaye., S. 402.
(4) yer.
127
asyonda duruyor, ile ve kendi-
ne l, yol gsterici olarak (5)
bir bilme yulmrda tasvire a-
niteliklerin olan ilim, bugn felse-
nin insan (6) s-
tnde, ilmi bilgi ye tekabl etmektedir. nk
renilmesinde
ve tesbit edici gc ile dile bu nedenle de
kontrol edilebilen, insan dav-
da ve ls olabilen
bir bilgidir.
(5) ar-Riaye, s. 106 - 108.
(6) Bkn.: Hilmi Ziya lken, Genel Felsefe Dersleri, s.
49- 50; Takiyettin Bilgi Fenomeninin
Felsefi Antropoloji Tahlili, Felsefe A.rkivi,
C. III., 2, s. 62 -74, 1955; Felsefi Ant-
hropologi, s. 82 - 104.
128
4 - Bir Bilme Olarak Ma'rife:
Muhasibi ne ay-
belirleyip bir getirmez.Fakat neyi ne an-
12mda ve muhteva daima belli ve

Onun sisteminde bilgi ok bir yer
eder. Fakat bilgi tek tip bir fenomen
onda. Daha ncekalb konusunda gibi
Muhasibi, ilim ve ma'rifeyi birbirinden feno-
menler olarak grmektedir. btn
da gibi, iin de
kitablar 1 - Kitab al-Ilm, 2 -
al-Ma'rife v,e Bezl an-Nasiha.
Muhasibi, ilim ile ma'rife ok
olarak grr; ama bu izah et-
mez. 0, bu grlp bir
fenomen olarak kabul eder. Ma'rife nedir, ilim ne-
dir, diye sormaz.
Ma'rife, bir bilme olarak kalbin fiilidir. Bilme fiili-
Muhasibi kalbe ykler. Kalbin dene
daha nce Kalb, btn bilgi aktlarmm
bir nominal olunca, Muhasi-
ma'rife, bilme kabiliyetlerinden birisinin
bir bilme btn bilgi kabiliyetlerinin
ve bir bilgidir.
kalbIerini takva ile tutar, gr-
129
me glerini hidayet ile da onlar da dn-
yaya bakarlar, onu grrler, anlarlar, ve onu
dan bir bilirler (ma'rife). Bilme, evve-
la bir grme ve Bu da objelerle,
ve ile te-
masa gemesidir. bu da grme ve
byle, re al olan
ru grp kalbi ile oluyorsa zaman ve
mekan olan grmesi de yine kalb ilz olu-
yor. nk zaman ve mekan olan yani
gz ile grnmez. AncHk kalb ile grlr. (2)
kendi grlp anla-
elde edilen bilgi, ve bil-
gidir. Bu bilmede, bilginin kutbunu eden
obje ile insan her zaman kurulamaz
ve obje idrakinden uZHk bir bilgi iseson soyut
ve hareket ve faaliyetlerine herhangi .
bir olmaz. Bu nedenle Muhasibi, obje mnase-
betinden uzak bir bilme'den sz etmez ve ne kavram-
sal bir bilme olan ilm in, ne de bir
bilme olan kalbin bir bilmesi olan ma'rife nin,
bir fenomen olarak ne belirler. Mu-
hasibi'nin bu tutumundan ilmin ve ma'rifenin
ne kendi ifadesinden
ama manaya ve muhtevaya daya-
narak tasvir
Muhasibi hem ilmin hem de ma'rife'nin
iki belirler. :
(1) al-Halva va't-Tanakkul, S. 455.
(2) ar-Riaye, s. 72.
130
1 - Helal ve hkmlerini bilmek, bu zahi-
ilimdir. 2 - Ahiret'e ait hkmleri bilmek ki bu
ilimdir. 3 - ve
zerindeki hkmlerini bilmektir. (3) Bu bilgi, da-
ha nce vahiy yolu ile
olan hkmlerin bilinmesidir. Bu bilgi
ve zellikle bu trl bilme yani ilim
zaman, ve O'nun
zerindeki te db irinin bilgisi, idrak edi-
lemiyen bir denizdir ve ancak onu iman ehli bilgin-
ler bilebilirler. (4)
Ma'rife'nin ise: 1 - bilmek,
2 - olan bilmek, 3 - in-
sana emreden N.efs'i bilmek ve 4 - bir
Allah iin bilmektir. (5) bu bilgi
kalbin bir bilgidir. Allah, ilmin konusu ol-
zaman O'nun bilgisi,
bir denizdir; O'nu iman ehli bilginler bilir, (6)
halde, Allah ma'rife'nin objesi zaman,
O'nu bilmenin ne byle bir
den sz eder, ne de ancak bir gurubun
dair bir istisna yapar. Muhasibi, var tar-
msait
nu grr; ve yine kalkar.
aktivitesinin kalb'in ifade etti-
bilmek, O'nun sana
senin zerindeki denetimine, kudretine, seni de-
(3) Kitab al-Ilm. v. 32.b.
(4) a. g. e" v. 33a.
(:1) al-Ma'rife ve Bezl an-Nasiha, v. 37
b
.
(') Kitab v. 33
a

131
grp kalbini yneltip
(7) Bu bilme aktivitesini du-
yup grmek, kendisinin de bu aktivitenin kal-
bu kendi aktivitesinde
nk olarak seni denetleyip,
gzetIiyor vr= seni muhafaza ediyor; nk 0, yegane
ve iinde hibir ve
benzeriyoktur. zaman, vaadine
Bir zerine z,aman
kendisine vr= kendisine
zaman, elleri dopdolu O'nun va'di ve
vaidi yerine getirir. Btn
... (8)
bu realitesi ve aktivitesinin insan
dan duyulup grlen bilgisi, bir ken-
disi bilgisidir. nk insan kendisini Tan-
bu aktivitesi ile grecektir.
Bylr=ce ma'rife, duyulup grlen ve
madan bilgidir.
bilinmesi gibi ve nefsin bilinmesi de
etkinliklerinin duyulup grlmesi ve
kendisine
(9)
Muhasibi'de ma'rife, kausal -
kendi ile grmesi ve
Ma'rife, grlp, duyulup, bili-
nenin Bu bilme
(7) al-Ma'rife ve Bezl an-Nasiha, v. 37b.
(8) a. g. e., v. 37b - 38
a
.
(9) a. g. e., v. 38a - 39a.
132
bilenle bilinen girmiyor.
realite ile olan kav-
ramlarla kesilmiyor. bu bilgi sayesinde
disini realite ile bir ve iie buluyor. Ve bu
iinde elde edilen bilginin. kendisi bir
eyl'emdir. eylemleerinden, hem ontik
ynden hem ynnden nce gelir ve te-
meli olma ma'rife'den nc/2 bir-
mmkn ma'rife'den .nce
irade varolurdu. ma'rife'ye biL
irade'nin ma'rifeye Ma'-
rife ncedir ve Sonra irade
gelir ve irade marife'den (10) Ma'rife, insan
temel eylemi oluyor; ey-
lemlerini onlara yn veriyor ve
Temelinde bilginin ya da
ve istikametini Ma'rife'den eylem, bir tabiat
Bu durumda Muhasibi'nin en-
derindir. Ey bil ki, der Muhasibi,
ben, senin hareket ve faaliyetlerin
senin ve senin gibi olanlar bir korkum yok;
lakin senin ve senin gibi olanlar korkum,
ma'rife'lerinin ve iradelerinin do:"
(11) Bilgi ve irade insan ak-
tivitesinin demektir. aktivitesinin kay-
bilme ve istemedir. Bilme ve istemenin
yerde, bir btn olan birey de yoktur.
insan, hareket ve faaliyetlerinin kendi bil-
me ve istemesi ile yok ise aktiv
(LO) Adab an-Nufs, v. 93b.
(11) a. g. e., v: 96
a
.
133
kilde insan hareket ve enerjisini bilgi ve
iradeden onlar bir mnasebet
de kurulamaz ve insan hareket ve faaliyetlerinin ke-
gren
sibi, insan ve insan aktivitesi bilgiyi (ma'-
rife) ilk ve ilk olamk gryor, ma'rife her
ncedir ve de ondan
diyor. Muhasibi burada da ve insa-
mutluluk ve bilgi (ma'rife) de ve sonra
da iradede gryor. (12)
Muhasibi, ma'rife'nin mahiyetini, objelerini ve in-
san aktivitesi ifade nemi byle be-
lirledikten sonra, ma'rife'yi bir daha,
onun da ele Ma'rife ve fiili bir-
birinden Muhasibi, burada da ma'-
rife ve fiili ortay;a koyar.
Marife, gibi Fiilin kendisin-
de son bir Ma'rife'nin ise
kendisinde son bir yoktur. (13) nk
her fiilin bir ve sonu Ama insan ak-
tivitesinin rgsn bu olan tek tek fiiller
kil eder. Bu tek tek fiillerin kendi bir ke-
Ma'rife, tek tek fiillerin
ve gibi, bu de
ta kendisidir, insan aktivitesi sonu olmayan
bir sretir. ynden fiil ve hareketleri,
emirlerini ve insanlar zerindeki
yerine getirmek iin insani plimda
tam mmkn Ma'rife, Al-
_._---
(12) a. g. e., v. 93b.
(13) a. g. e., v. 95b.
134
bu .emirlerinin ve insanlar zerindeki
bir grlmesi ve bilinmesi iin,
idrak ve bu emirler
daha ileri bir derecede nk bunla-
realite r.eal
gerektirir. Fakat ma'rife,
aktivitesinin ve insanlar zerindeki in-
- iinde grlp bilinmesi,
r.ealitede ok daha yk-
sek .seviyededir. Ve gc
ve kendi lsnde artar, 01-
buna bir konulamaz. Muhasibi, sen
ma,rife ile emrini en olgun biimde yerine
getirmek, s.enin zerindeki
istersin. Fakat hi kimse buna tam olarak
nk Yce kendi tam olarak yerine
getirilmesinde ok daha
byk ve ycedir. insanlar O'nun
konusunda ma'rife'I.erinin ve
ile gsterirler. (13)
Ma'rife ve ikisi birbirinden
ama insan aktivitesi iinde yine de ma'rife'de durulup
mmkndr. Bu durumda, ma'rife'nin in-
san bir yoktur. Muhasibi, hi bir in-
san ma'rif.e ve dilindeki zikir ile dnya ve
Ahir.ette herhangi bir dereceye onu
ve btn ile saye-
sinde (14) der.
(13) yer.
(14) a. g. e., v. 99
a

135
nefis, dnya... ma'rife'nin konusu
gibi ilim d12 ma'rife'nin konusu
Muhasibi'nin ilimden dinin
Nass'lar dil kavramlar ile ortaya
lar ve konusudurlar. Ve
kavramsal bilgiyi ederler. Bunlar kavram-
sal bir bilmenin bir
kendi ile grlerek
motivasyonuna olmuyor.
(15) Bir kims12 ilmin kendisine bir
bilirse, kalbini ilmin
arzusuna ve bu bilgi-
ye sonra kendisini
grmediklerini de terk yneltir.
(6) Yukarda da gibi ma'rife'nin k12ndisi
bir eylemdir. Ve onun yerde, iradi
tan szedilemez. ki, ilim, ma'rife haline gelme-
den fiile bir yoksa, fiile ma'rifu de
. tam olmuyor. (17)
Yukardan beri tasvir gibi Muhasi-
bi' di2 ma'rife'nin tabii bilgi, bilgisi ye-
terince ortaya Muhasibi, ma'rife'nin hayv,anlar-
da da syler. Fakat hayvanlar bu bilgi-
yi kendi tecrbeleri ile elde bu bilgi on-
lara ehli ve
cismani olarak ya-
iine beslenm.elerini ha-
srdrecek, kendilerini ve koru-
(15) ar-Riaye, s. 528.
(16) a. g .. e., s. 529.
(17) yer.
136
temin edecek kadar ma'rife (18)
hayvanlara, neyi yeyip neyi yemiyeceklerinin,
dost neler bilgisini, on-
lara bir i - gd olarak Ve zaten
beslenmelerini, hangi evrede ve ko-
zerine (19)
Muhasibi'nin insanla hayvan
mahiyet insanla hayvan bir
bile gitmemesi, kendisini burada bir kere da-
ha gsteriyor. Hayat bilgisi, tabii bilgi olarak grd-
ma'rife'yi hayvanlarda da gryor, fakat bu. bilgi
kendi bu onlara
olarak Hayvanlar kendi da-
yanarak iine olan igdlere dayana-
rak ise iradi bir kendi
dayatarak Bu ilki de
ma'rife'dir, tabii bilgi, hayat bilgisidir. Bu bilgi btn
hemen hemen kendisi ve btn
da Ve insanlar
fark da ma'rife iledir. (20)
Ma'rife'nin ,ana objesi
kendi ile, kavramlardan bir
le bildikleri lde fiil ve hareketlerinde iyi niyetli
olurlar. va'dine gvenil'ler, O'nun
m ve O'ndan olurlar, yine o lde
(21)
(18) a. g. e., s. 292.
(19) Hud, ayet: 6.
(20) Adab an-Nufs, v. 100h.
(21) Ayni yer.
137
marife zetleyecek olur-
sak ma'rife, bugn felsefenin zerinde tabii
bilgi, hayat bilgisidir,
kalbi ile grlr, (22) bilinen ile kendisi ara-
kavramlar girmez, ve sz ko-
nusu ynnden bilgiden
daha kuvvetlidir, fakat ve birbirinden
gc yoktur. Burada ilme (23)
Apriori bir bilgi Bilgi teorisinde
gibi tecrbeden gelir. aktivitesi, btn fiil ve
harekeHerinin ma'rifede bu-
lur:,
(22) a. g. e., v. 93
b
, 99
a
; ar-Riaye, s. 529.
(23) ar-Riaye, s. 106 - 108.
138
v -- AHLAK
aktivitesinin ahlaki
tarihinin,en byk
eder. Bu kendisine konu alan fel-
sefi disiplin de Ethik (Ahlak Felsefesi) dir.
Muhasibi'nin tasvir insan psiko-
lojisi ve bilgi onun ahlak ni-
Muhasibi'nin ana ahlaki
tasvir etmektir. Muhasibi'ye kadar gelen
cesinin ahlak ,ahlak zerine tasav-
vufi ve pratik bilgelikten ileri
Muhasibi, ahlak z,erindeki olduka sis-
temli bir ve onun zerine d-
bilimsel - felsefi bir nitelik Onun
bu bilimsel felsefi insan
taklit ve uygun
dev ve sistematik bir ortaya
Muhasibi msb et bir metodu, psikolojinin
ie metodunu da daha o zaman dina-
zmlemede ve yine psikolojinin
projeksiyon metodunu ilk olar,ak
Onun ahlak entellektalisttir.
demiyorum,. nk kalb bahsinde gibi,
ona gre insan kabiliy,etlerinden birisidir ve en
nemlisidir. Aktivitesinin ynetilmesinde en
basan bir kabiliyetidir. Ve bu bu konu
139
boyunca her vesile ile temas F.akat Muha-
sibi, fiil ve hareketlerinde ile grr
ve bu de kal b temsil eder. Kalb de
(entellektel) kabiliyetlerin Yani
nominal Muhasibi'nin ahlak entel-
lektalisttir demekle olmaktan daha ileri
sylyoruz.
Muhasibi'nin otoriteye Bu otorite
de Ahlaki olma iradesine
(1) iradesi de vahiy ile vI.') in-
idrakine Muhasibi'ye gre ahlaki
olma, vahiy yolu ile olan emir-
lerine, insan kendisini, iinde
mmkn olur.
Muhasibi teorik etik'ten ziyade pratik etik, yani
etik' in zerinde
durur. 0, etik teorik temelini Kur'an
ve hadis'lerde bulur. Bu temele kendisini
bir bunu izah etmek, insan
daki temellerini bulmak ve bunu yol"
gsterip Muhasibi bu konuda za-
ilmi seviyesi sz gtr-
mez bir rnektir. Ve onun da bir pra-
tik Antropoloji'dir.
Muhasibi'nin etik
girerken evvel, onun insan hrriyeti, insan autono-
mis i tutumunu ele .almak istiyorum.
(1) ar-Riaye, s. 45. (Bunu sadece bu sahife sylemiyor;
btn sisteminin bunu
HO
hrriyeti, tarihinin ok eski ve g-
Iklerle dolu bir problemidir. Tarih boyunca, insan
hrriyeti zerinde inkar etmeden
kadar varan ileri kesin zm or-
taya Felsefe literatr bunun zerine
speklasyonlarla doludur.
de de nedenlerinin temelin.:.
de, insan hrriyeti zerindeki ya-
tar.
(Muhasibi'nin insan hrriyeti zerinde en
hararetli Mutezile ekol evresinde ya-
Muhasibi de nc'e formasyonunu Mutezile
iinde iin, onun insan hrriyeti zerinde
bir anlamda da Mutezile'ye bir po-
Mutezile, hrriyeti, hrriyeti olarak
grr. Bunun da vahiy, de
Mutezile, akla
vahiy ve nce iyiyi ve
kty belirleme ve pratik ilkeler yetkisi
(2)\.. Muhasibi, MutezlIe'nin bu
yani iyiyi ve kty belirleme yetkisine
kesinlikle ve redde-
der. Muhasibi'ye gre pratik yn yani
ahlaki ilkeler koymaz; dnya ve Ahiret'te ve
(2) Prof. Dr. Agah ubuku,
s. 162; Dr, Kemal Mu-
tezile'nin ve Kelami s. n - 80 : W.
Montgomery Watt, Tetkikler, ev.: Dr. S-
leyman s. 61 - 67; Muhammed Celal at-
Tasavvuf Fi Medreset s. 136,
1972.
141
g.rr, duyar ve bilir (3)
Bu vahyin olan emir ve
nehiyler de girer. Ona gre vahiyden nce neyin
iyi, neyin kt tayin edemez;
Muhasibi, autonomisi Mutezile'nin
nakl.ederek cihetine gitmez; n_
K lVlutezile'nin nakleder.ek on-
hizmet Mutezile'-
gren evre-
lerde hakimdir. Bu ned.enle Muhasibi, konunun prob-
zerinde fazla durmaz. Fakat gerek Mutezi-
le'nin toplumu zerindeki etkisini nlemek ve
gerekse dayanarak
benlik vazg.emesini iin her
vesile ile insan aktivitesindeki rolne temas
eder. Muhasibi temeli kabul eder;
imtihana tabi tutacakla-
bir kabiliyettir. Erginlik a-
iin onu, huccet olarak iine
Onlara ynnden hitap eder;
vaadd.e bulunur, emreder, nehyeder
ve eder. (4)
insan grr; ama
sorumluluk autonomiyi
bu autonomiyi de insana ve
buyurur: Biz her boynuna ve
gn defter ki, o defter
(3) Maiyyet al-Akl, s. 210.
(4) a. g. e., s. 203.
142
olarak onu (ve : K4=ndi
defterini kendin oku! Bugn kendini ekici
olarak kendi kendine yetersin! (5)
ok sembol ve mecazlarla ifade Burada
ile sembolize insan autonomisidir.
V.ahiy genelolarak olan ahlaki
ilkeler ve kuran ibadet
ni bilip, grp, duyup yeni
mada, insan autonomisi bu ilke-
lere ya uyar, ya kadar, ka-
dar uyar, ya da trl bu tutum,
dininin ve insana
autonomidir. Muhasibi bu ereve iinde insan auto-
nomisini tasvir ve tahlile
Bizim tesbit Muhasibi-
ete hrriyet, kavram olarak, bir yerde geiyor. Mu-
hasibi, hrriyet Mutezile'nil1
hrriyeti ile iin
Ona gre hrriyet talebi, hrriyet iddia-
vahiy ile-
srmesi Oysa ahlak
ni vahiy yolu ile insana bu ge-
zerine herhangi bir yrtme
ilahi murakabenin
ona her sorguya
(6) Muhasibi'ye gre insan hrriye-
ti kendisini btn bu grme
ve buna hrrL
(5) ayet: 13 - 14.
(6) ayet: 36 ..
143
yet talebi, (basiret - pratik grme gcn
bir bela ve (7) Bylece Muhasi-
bi, dini erevesi iinde salt Tan-
ve vahiy
Muhasibi, insan iin salt hrriyeti byle red-
dederken seme olan ihtiyar,
iyi Allah'a semesi g_
nl z.erine bir serinlif ve (pratik iin
bir (8) der. Bunun zerinde de fazla durmaz.
Onun bir zerinde konu, ira-
de ve hrriyet, hr olma yklemle-
rini yklemez. Fakat son derece nemli bir atar
ortaya. Bu da iradeyi (istemeyi) bilgiye dayatmak ve
ondan tretmek. der : Ma'rire'den nce bir
yin var - mmkn mutlaka ma'rife'den
nce irade var - olurdu. ma'rife'ye ol-
bir ma'rife'ye ir,a-
de olurdu. Ma'rife her ncedir ve her
Ondan sonra irade gelir ve irade
(9) Bu bizim gre belki
de irade hrriyeti zerine en son sylenecek szdr.
Daha nce gibi bilgi,
beraberinde bir unsuru kendi
sonucu elde bir daha ilk
kendi olan bilgiye bylesine
yer
autonomisi oluyor.
(7) Adab an-Nufs, v. 971>.
(8) yer .
. (9) a. g. e., v. 93b.
144
Muhasibi, bu kendi
iinde autonom kabul olu-
yor. Muhasibi'nin kalb bahsinde de etti-
gibi, ar-Riaye'de bir ile daha
ruz. Bu da isteme ve malzemesini
eden duyumlar (hatarat) Bu
kaynaklar, nefis, ve gelen
duyumlar ise insan iin iyilik za-
man, (10)
burada insan autonomisine - da
olsa - bir mdahale Muhasibi'de
bu Kelam zellikle Mutezile, - -
ariyye ve Maturidiyye insan iin
iyiyi isteyip istememesi konusunun, (11) Muhasibi'-
deki mutezili renkteki tezahrdr. farkla Mu-
tezile, insan iin iyiyi istemesini vacib ola-
rnk grr ve bunu Kader Muhasibi
isk' onu aktivitesinin iine sokar,
temeline koyar. Muhasibi bu bir hadi-
si gsterir. Fakat biz bu hadisi kaynaklarda
Onun bu yani iyi davra-
insan bir ve
ile etmesi ve
iyi bu det.erminasyona
hrriyetini bu
tek yani sadece iyi iin uyar-
(10) ar-Riaye, s. 105.
(11) Bkn.: Prof. Dr. Agah ubuku, Gazzali' ve
Kelam Felsefesi, s. 33 - 34, Ankara 1970; D-
s. 163 - 164, Ank3,ra
1972.
145
determinasyon
motivasyon iinde gsterilemez ve ya-
bu ilahi belirleme,
metafizik olarak ve insan bunu bir iman ola-
r,ak
Muhasibi gnlk nefsin ve
kendisine olan etkilerine kendisini na-
koruyup kendisini iyi
ahlaki gtrecek kaus,al - mo-
tivasyon rgsn
kendi kabiliyetlerine
der. Tabii gnlk iindeki
kendi kabiliyetlerine, kendi ken-
disine Tabii iinde insanda, bir
grr. Bunu rnekleriyle psikoloji
blmnde gstermeye .. Durum byle
bu gnlk iindeki
bir iman olarak
Bu muvacehesinde Muhasibl'nin g-
insan iradesini ma'rife'den tretme ol-
duka fenomenal ve nk
gnlk iindeki insan, kendi bilgi ve id-
gre har:eket ediyor. Onun idrak gir-
meyen, bilgisine sahip onu etkilemi-
yor. etkisinin de ne zaman, nerede, ne l-
de nceden kestiriHp sonradan da l-
iin, insan motivasyonunda metafizik bir
ve inanan insan onu bir iman
olarak
iradesini bilgiye dayatan Muhasibi, bu gr-
ile rgsn kendi bilgisine da-
146
ve aktivitesini de bilgisinden tretiyor.
bilgide insana olan durumlardan birini iste-
me, birini tercih etme olarak ortaya
Bylece irade de bir oluyor. Bil ki
istemen (irade) zerin-
de ve gibi iradene de bak
ve gr. (12) bir gzetlenip
tasvir edilebilen faaliyetleridir, ama irade, organlar
ile i dav-
oluyor. Ama bu, sadece ki-
kendisi grlp gzetlenebiliyor. Mu-
hasibi insana, iradesinin ahlaki isteyip iste-
daha
tavsiye ediyor.
ma'rife'de kendisine verilen duruml,ar ara-
sll'lda bir tercih yapma ve birisini isteme
gibi,. i - gd ve kar-
zihni seviyesinde bir Ve bu kuvvet-
li gerekir. Muhasibi, insan iradesinin
belirtir: Ben, sen ve se-
nin gibi olanlar iin amellerinin
korkmuyorum. sen ve senin gibi olanlar iin
ma'rife ve irade korkuyo-
rum. (13) nk insan iinde, i - gd ve
limlerin, yani egoist yani nefsin arzu g-
cnn iradedir. Onun kuvveti l-,
snde egoist duygulara hakim olunur.
Muhasibi'nin ma'rife ve iradeden sonra zerinde
nemle niyettir. Niyetin nemi gerek
(12) al-Halva s. 456.
(13) Adab v. 96a.
147
K ur' an, gerekse hadislerde Dav-
ahlaki belirleyen niyettir. Hz. Pey-
gamber, ameller niyetlere gredir. Her insan iin
ancak niyet (14) Mu-
hasibi bize niyetin bir verir: Niyet, insa-
bir amaca gre istemesidir. o,
,ama iin yapmak isterse, bu isteme ni-
yettir. bunu iin olsun, ister O'-
ndan birisi iin olsun, (15) der. Grl-
gibi niyet, irade iinde etkiyen motif-
tir. ile niyet, o kadar i ielir ki, bunlardan biri-
sini olarak ele mm-
kn Hatta kelimele-
ri kullanmaktan ve irade ile niyet ayni
anda ve birlikte gerek-
sreci' olan bir akt, niyet de bu gerek-
izgisi z,erinde etkiyen bir motiftir. Niyet ve
ir.adeyi gerek dil gerekse ynn-
den birbirinden Muhasibi'de de gryo-
ruz. nk niyet, diyor Muhasibi, iki gaye iin-
dir: 1 - niyet, 2 - bu davra-
amalardan birisi iin yapmaya niyet. (16)
Muhasibi'nin insan autonomisine
ni tasvir ederken, onun bilen, bilgisine dayana-
rak isteyen, neyi neye gre belirleyen,
s3hibi olan... bir olarak ortaya
oluyor. Muhasibi'nin insan hrriyeti
(14) Muhyiddin Nevevi, Riyaz's-Salihin, C. 1., s. 8, An-
kara 194.9.
(15) ar-Riaye, s. 286.
(16) yer.
148
n, onun bu iinde
Bu bu insana
hrriyet da, antropolojik hrriyet,
nk tarihi boyunca insan hrriYj;)ti,
ya hrriyeti, ya da irade hrriyetiiinde grl-
Oysa insan hrriyeti, tek bir kabiliye-
tinin eseri btn akt ve kabiliyetlerinin
birlikte bir imk8.nve beraberce
tirdikleri bir (17) Bu durumu gznnde
tutarsak, bundan sonr,aki tasvirlerimizde Muhasibi'-
bu hrriyet yani onun
bu hrriyet daha iyi grlecek-
tir.
Muhasibi, kendi hayat - mnasebetleri, kausal-
iinde SOn derece karan-
Lk ve bir gecede yolculuk yapan bir insana
benzetir. Byle bir gecede yapan
elinde feneri yoksa gzleri; gzleri de-
elindeki fener, kendisine yarar Her
ikisine de sahip halde yere
bakmaz ve nereye durup,
bulmazsa (tes.ebbt), ne gz, ne de elinde fe-
neri olan insan gIbidir. Burada gz, fe-
ner, bilgi; durup yeri bul-
mak, ile bilgi ile ve
kendisine gelen duyum ve Kur'an ve
Snnet'in lsne (LS)
(17) Bkn: Takiyettin FelsefI AnthroPologi,
s. 155-168.
(18) ar-Riaye, s. 107 - 108.
149
Muhasibi, hayat - mnasebetleri iinde'
roln belirtirken sylemekle
yor; zerine blmde bir-
heyeoanla ve
Allah'a ile mmkn
belirttikten sonra, ile
fiil ve harekette srece ne
ne de hacc ve kabul
bildiren hadisi (19) naklediyor. (20)
kltrnde bilgilere de
(21) Muhasibi de, kazanma
(= iktisap), terimini insan terkibin-
de yer alan bir 1mbiliyet (22) syledikten
ve bunu da - seik temellendirdikten sonra, bu
tezi Muhasibl'de, sonradan
na daha insani bir anlama gelmektedir. nk
insanda bir bir kabiliyet olarak fonksi-
yonel oL.arak aksiyon el olarak Bu
da insandan cehid, aba isteyen Bu cehid ve
aba ile akletmenin moduslan olan teemml
etme, ile grme ve ibret alma ge-
Muhasibi'de
bu Yoksa ile,
bilgi ve bu
(19) Bu hadisi metin olarak kaynaklarda
Fakat ayni konudaki hadislerin
uygundur.
(20) Kitab al-Vasaya, s. 86.
(21) Prof. Dr. Agah ubuku, Gazzal'i ve
cilik, s. 71.
(22) Maiyyet al-AkL. s. 203.
150
Muhasibi'nin Bu ise
onun Maiyyet al-Akl'da
grdk.
Muhasibi, ve ile bilginin insan aktivi-
tesindeki roln, fenomenal kal-
karak hemen hemen btn her vesile
il.e belirtir. Mutezile'nin mana-
daki rolne ve bu yndeki
nlemek iin de tek zaman akla
verebilecek ifadeler kuUa-
ile ahlak ilkeleri ahlaki be-
yani ahlak kanununu
tretmeyi (23) ve akla gvenmeyi (24) be-
nimsemez.
Muhasibi, da

syler. Sevgi ve fke giderlerse itidali
bozarlar ve
gsterirler. (25)
bir di-
yn de bize Kant pra-
tik tasvir ederken, teknik pratik ve saf
pratik yapar. Teknik pratik in-'
maddi saadetini bulup kul-
(26) bir da
(23) Risalet s. 51, 166.
(24) ar-Riaye, s. 76.
(25) Maiyyet al-Akl, s. 233.
(26) Heinz Heimsoeth, Immanuel Kant'm s.
126 - 127.
151
,
M uhasibi yapar: a) Dnyevi b) dini
Dnyevi Allah iin olma niyetinden uzak ya-
etmeleri, ki,
teknik pratik Di-
ni ise niyette, Allah iin yapma
yan fiil ve hareketleri ki, bu Kant
saf pratik (27)
Yine Muhasibi'de, gnmz ahlak felsdesinde oto-
,ritesini srdren temel birisi-
. ni daha gryoruz. ahlak felsefesinin temel
birisi de, Kant'a g-
re herkes m utlak kabul
olan ahlak kanununun
(28) Ahlak kanunu, ahlak kanunundan
bulur. Muhasibi de
Kant'tan daha yksek bir heyecanla ycel-
tir. Ahlaki olan, yani yolu ne ne
ne nasihat ile bilinebilir. O ancak ve ancak
ve tabi olma ile mmkn olur. (29) in-
yine ve bu ve
tabi olma, kuru bir kalan taklid vazi-
feye olan bir nk Mu-
hasibi, ahlaki olan ancak
iten teslimiyet ile, ile idrak edilebilir, di-
yor. Bu kavram ile de Muhasibi'nin sistemin-
de, ne kadar derin ortaya Muhasibi
bu ile, kendisini bir veren, se-
(27) al-Havla ,\a't-Tanakkul, s. 451.
(28) Kant, Grundlegung zur Metaphysik der Sitten, s.
21 - 22, Stuttgart 1965.
(29) ,A,dab an-Nufs, v. 66b.
152
ven bir (30) tesbit oluyor.
kendisini sevgi heyecanla bir veren,
bir Ve bu Muhasibi'nin
anlamda vazifeler, sistemine
lanma olunca, ahlak idesine uygun
olur. insan sevgi
ve heyecanla vazifewrine ve etik
aksine sonucu ve
elde etmeyi ynetilir-
se, ahlaki V'e bu

Bu noktada Muhasibi'nin bilen,
akleden, isteyen, neden ta-
yin eden, yapabilen, ahlaki
duyan, bir kendisini veren ve bir
olarak tesbit bulunuyoruz.
bu nitelikleri onun hrriyet anla-
daha nce sylediklerimiz yeni
tan antropolojik hrriyet daha
iyi
realitesini arayan M:uhasibi bu
sonularla halis onun
kltr seviyesini
grp gn Bu niteliklerin, bu vaL
olarak varo-
n.edeni, ahlaki ideali Bu ah-
laki ideal, Kur'an ve Snnet'in ahlak siste-
(30) Takiyettin Felsefi Anthropologi, s. 194-
203.
153
midir. de genel ilkeler olarak koydu-
bu ahlak sisteminin Muhasibi'nin
tasvir
Kur'.an ve Snnet'in, yani ah-
lak sistemi, ykmllk - niyet - sorumluluk izgi-
si zerine Bu ile in-
Yaradan ve
hi bir vehesini ihmal Ve tam bir
ahU'tk (31)
Muhasibi, Kur'an ve Snnet ile belirlenen
ve imkanla- .
- dayanarak
insan bir vazifeler var-
Fakat vazifeler insan aktivitesi iinde, ken-
fonksiyonlar
onlara btn kabiliyetleri ile ynelmesi, kendini ver-
mesi ve ile ira-
dt cehid ve gayret beklerler; ama nefis bl-
mnde
ynetilen yn, tabii yn yani egoist y-
n Muhasibi btn gc ile bu egoiz-
mine ve onu daha niyet'te niyet'te
egoizmi yoketmek ister. Muhasibi'nin ahlak
nn temel en belirgin bir biimde niyet ah-

Muhasibi niyeti somut bir olarak grr
ve ya da ahlaka
niyette .k,abul eder. Bir
(31) Dr. M. Abdullah Draz, al-Ahlak Fi'I-Kur'an, s. 684,
Beyrut 1973.
154
isteyip niyet etme bir davra-
bir gzetlenebili-
yorsa, irade ve niyeti de irade niyet olarak gzet-
lemeyi tavsiye eder. insan bunu yapar ve niye-
tinde iyiyi daha amelden ve
amelinin daha ok sevaba nail olur. (32)
iyinin niyette istenmesi ile
(33) Bu sebeple Muhasibi hangi niyetin et-
kisi ile davranmakta bilmemizi, niyetin
daha nemli ve in-
sanlam gre niyet-
lerine gre syler. (34)
Daha nce de gibi, irade ve niyet i -
ie olan, biri birlikte gerek-
ve devam srece
gereken iki Biri
olamaz ve iki yz
Psikolojik alanda devam eden i yz, organlar ara-
devam eden yz. psikolojik
alanda devam eden i yzn irade ve niyet
eder. i yzn eden niyet-
tC' ahlaki isteyip
yzn hi dzeltemez. (35) iraden ve
niyetin ile kulluk et, (36) derken, daima ir,adesini
(32) al-Halva va't-Tanakkul, s.456; Adab an-Nufs, v.
96a
(33) a. g. e., s. 469.
(34) Kitab al-Vasaya, s. 83 - 84.
(35) Adab an-Nufs, v. 82
a
.
(36) a. g. e., v. 97
a
.
155
tedavi etmesini ve neyi bilmesini
nerir (37)
Muhasibi, bir gnahkar, bir
(38) ayetine ok daha bir an-
. lam ve yeni bir boyut getirmektedir. Muhasibi'ye g-
re ahlaki niyette
iin, realitesini bulan
niyet, bir ameline etki edemez. Her insan,
kendi motifini kendi irade ve niyetinde
iin kendi bir ekmeyecek-
tir. (39)
Muhasibi btn insanlar iin, bunlar ister hr ol-
sun ister kle; ister hasta olsun ister ister
olsun ister erkek; hepsi iin niyet ve niyeti
der. (40) Muhasibi, niyet iin
daima ve deyimlerini kulla-
ve niyeti 1 - niyet, 2 - hasta niyet
diye ikiye (41) Burada niyeti, hasta ya da
nedir? Yani iyi niyet nedir. Bu soru-
nun gemeden nce, vazife ve niyet
gerekiyor. Daha nce de
gibi ykmllk - niyet - sorumluluk
zerine Ykmllk bir vazife-
ler ifadesidir. onun ykm-
eden vazifeleri, insan
her vechesini iine alacak bir biimde en
(37) Risalet s. 45.
(38) Isra, ayet: 15.
(39) Adab an-Nufs, v. 7810.
(40) al-Halva va't-Tanakkul, s. 459 - 460.
(4ll Adab an-Nufs, v. 7810.
156
genel ile ve koy-
iradi olarak bu vazifelere ynelir.
bu vazifelerde irade ve emirlerin-
den ilham alarak yeni gayeler koyar. Bunlar,
mkellefiyetinin
Ve bu muhteva, emanetidir. Bu ema-
neti insan kendi iradesi ile zerine (42)
zerine bu emaneti yerine getirmek iin
kendisine iradesinin, istemesinin iinde, bu
ynelmeyi ahlaki niyetin motifi-
nin ne belirtmemiz gerekir.
Muhasibi niyet iin bize veriyor: Ni-
yet, bir bir amala yapmak istemesidir.
(43) bu ama, bu motif, bu istek niyettir. y-
leyse bu motif ve Muha-
sibi'de nedir? Bu motif, Allah'a olan ve sevgi-
dir. Bunun insan, ampirik
herhangi bir ama gtmemelidir. biz Al-
lah sevgisi ve iyilik Ne
bir ne de bir istiyoruz, (44) buy-
rulur. Kur'an'a gre niyet, iinde herhangi bir ampi-
rik ama Peygamber de, tek bir ama-
la hareket et; bu ama btn amalara
sana yeter, (45) buyuruyor. Bu tek ama
olan ve sevgidir. Muhasibi'ye gre niyetin
duyulan ve sevgidir.
(42) Ahzab, ayet: 72.
(43) ar-Riaye, s. 286.
(44) ayet: 9.
(45) Feyz al-Katilf. C. IL s. 11.
IG7
Niyetin ve iyilik derecesi de bu sevginin
derecesine (46) ve bu sevgiyi her stnde tut-
ma gayretine gredir. (47) Tor Andrae de,
jillistisizminde sevginin, sevgi merkez!
bi!' yeri sMi iin bunun gidilen yol ve
gaye sylyor. (48) Bu sevgi Allah sevgi-
sidir.
esas olan istemenin motifi,
olan ve sevgi ise bu niyet iyi niyet,
hatli niy.ettir niyeti, olan
ve sevgiye de bir gayeye, zellikle
dnyaya ampirik bir amaca ynelik ise bu ni-
yet, olan niyettir; iyiyi isteyen niyet
dir. nivet ampirik bir amaca ynelmeyip, egoist
duygulardan ve sadece Allah ve
sevgisine ise bu niyet iyi niyettir,
niyettir.
srecini byle tasvir eden
Muhetsibi, egoist etkilerinin ni-
yeti hakim ge-
zengin rnekler vererek, tasvirler yaparak

Muhasibi'nin ya da gayri ah-
niyette gster-
Muhasibi egoist
rin "'tkilerini de niyette grr. niyeti etki-
(46) Adab an-Nufs, V. 82b.
(47) Risalet al- s. 166.
(48) Tr Andrae, Islamische Mystiker, s. 137 - 140.
158
Ni.
yete en ok etki eden Muhasibi
p.goist en kuvvetlisi olarak grr. Bu
limin tasvir ve tenkidi en byk yeri tu-
tar. egoist de bunun dnp

Riya, bir olan ve sevgi-
den de, birbirlerine duyduk-
ihtiyatim (49) ve bunun mo
tifi tr; 1 - nede-
niyle sevmek, 2 bir vazifeyi
dan kendisini yermesinden, zem-
metmesinden korkup 3 - bir
elinde olan gz dikmek ve onu elde
ile bir yapmak. (50) Bu arzu, niyet olarak
istemenin iinde o kadar gizlidir ki, Muhasibi bunu
izine benzetir. Ve riya zerindeki ka-
izinden daha gizlidir, (51) der. ne
neyi y,apmakta neyi yapacak-
bildikleri halde, neden
yani niyetlerini gayret etmediklerin-
den gibi ldlderi
da lp gittiklerinden; bundan da
uzak olur. (52)
Riyaile hareket eden insan,
nem gre ve o ile
(49) Mesail Fi'z-Zhd ve Gayrihi, s. 64.
(50) ar-Riaye, s. 192 - 205, 211; Adab an-Nufs v. 82".
(51) Kitab al-Vasaya, s. 149.
(52) Adab an-Nufs, v. 821.
159
(53) Bu, zihniyeti ile hareket
etmektir. Burada bir bir hareketi, sevgi
ve de, bir
olan bir iin, yerine
bir oluyor; bu tr bir en
dahi bir ortak
(54) da emirleri-
ni. insanlardan (55) ya-
ni riya ile hareket etmemektedir.
Burada riyadan kurtarabi-
sorusu (56) Muhasibi bu ko-
nuda da aktivitesini
gzden uzak tutmaz. Bu aktivitenin Muha-
sibl'nin (57) i - gd, ve iste-
melerin meydana rgdr. Bu rgnn ne '
tek tek, ne btn olarak durdurabiliriz.
Buna Muhasibi'ye gre,
ki, buna ne gc ye-
ter ne de bununla grevlidir. (58)
lemesi aktivitesinin
egoist ile iyi niyetin iste-
me ile onu istikametine vazife
istikametine yneltmektir. riyaya
motifin yerine, riyadan kurtarae;ak
motifi koyar Muhasibi: 1 - bilmesi
(53) Mesail_Fi'z-Zhd, s. 64 - 66; ar-Riaye, s. 206.
(54) Mesail Fi'z-Zhd, s. 64.
(55) ar-Riaye, S. 184.
(56) a. g. e., s. 212.
(57) a. g. e., s. 217.
(58) a. g. e., s. 289 - 290.
160
arzusuna bilmesini istemekle yetin-
rnek, 2 - arzulama ve yer-
mesinden korkma yerine, yerilme
korkusunu koymak, 3 - bir elindekine
gz dikme ye
bet etmek. (59) gibi Muhasibi, insanda ta-
bii olarak bulunan bir i - gdnn, bir ken-
di dili ile sylerse k, bir durdur-
makla onu iyiye yneltmek, onun nne
ve sevgisini koymak suretiyle insamn ahlaki

Fakat kendisini ri yaya srkleyen meylini,
iyi olana yneltmesi byle ve hatta ko-
layca olup bitmiyor. Muhasibi, burada da yine bilgiye
ve ahlaki Riya, ma'rife ve
grememe, ie sindirememe (kerahet) ile yok edilir.
Ve ikisi bir anda olurlarsa ri nleme
mmkn olur; birinin anda
anda br bulunursa riya yok
edilemez. (60)
Muhasibi - ilerde gibi - btn egoist
iyiye ynelik koydu-
gu halde, daima iyi niyeti,
ve sevgisinden ibaret olan niyeti koyar.
sosy,al karakterli bencil
den birisi de, kendisini stn
grmesidir. Bu duygunun etik kibir'dir. Bu
(59) ar-Riaye, s. 212 - 213.
(60) a. g. e., s. 213 - 222.
161
kavramda, olma tek insan-
lara gereken sevgi ve yok-
dile gelir. yer yznde kendisine halife
kendisinden sonra sevgi ve en
ok olan olarak Kibre
leri, Kur'an'da bir ok ayet'te (61) Pey-
gamberimiz de, kalbinde zerre kadar kibir bulunan
kimse Cennet'e giremez, (62) ve kibri
le Kibir, kabul etmemek ve in-
kk grmektir. (63)
Muhasibi kendini stn grme (kibir) duy-
gusunun kendi bilmeme-
sinde ve ve
olan ve sevginin bulur.
Muhasibi, ve kabiliyetleri
ontik - antropolojik duy-
da asla gzden uzak tutmaz.
Kibir duygusunu ele onu insan do
kusunun byk bir meydana getiren egoist
duygulardan ele almaz ve bu duygular
mnasebeti dialektik karakterli grr. Bu
ahlaki basa-
olan bir sretir. Egoist en st
"kibir eder. Bunun da,
(61) M'min, ayet: 60; Nisa, ayet: 172; Kasas, ayet: 37;
Lokman, ayet: 18.
(62) Riyaz's-Salihin, C. IL, s. 44, Ankara 1967 (ar-Riaye,
s. 467).
(63) yer. (al-Mesail Fi'z-Zhd, s. 58).
162
var' olan ve ne
bil:rnek olan tevazu'dur.
Muhasibi ontik - antropolojik iinde
motivasyonunu daima bilgiye grdk.
Kibri de bilgisizlikten bir olarak
grr. KibI'in kendi bilmeme-
sidir. insan kendi kadrini bilmezse, byklk
duygusuna (64) bu byklk duygusu-
nu hem hem de insanlara
duyar. bu duygu, kendisine
ol,an nimetlerini, muhta
ni ve kendisini her ynden oldu-
ve yine insana
kendisine zor gelmesinden
olan kibir peygamberlere
ve peygamberlik irkilmeyi de
kibirli olmak ise kk
grmek ve onlardan nefret etmektir. (65)
Muhasibi'ye gre ahlaki dia-
lektik bir sre takib Kibre gi-
den srecin ilk kendisini be-
(ueub) gryor; kendisini yap-
ok grme ve byItme arzusu, ilmini ve
gzel grp gayretidir.
(66) Bundan da elindekileri e-
kememe (hased) ve kt du-
(64) ar-Riaye, s. 450,
(65) a. g. e., s. 451 - 464; al-Mesai! Fi'Amal s.
58 - 60.
(66) ar-Riaye, s. 402.
163
rumlardan haz duyma oradan da sre
kibre durur. (67)
Bu egoist duygular, olan ve dialektik
sreci takib eden iradi cehidlerle bir bir Tan-
olan ve sevgiyi gereken insan,
ve ma'rife'nin determine iradesi ile bu
12goist yenen insan, vazifeye, iyiye

sahip ve nimetlerin kendisine
birer ltfu kendi-
ni duygusuna (68) haset
duygusuna de takdirine olma-
Bunun sebebi de a
gel12n kt durumlardan
haz duyma duygusuna ise kalbli-
ve duygusunun (69)
insan takdirine gsterir, nimet sahibi-
ni, onu o nimete
nme, hased duygusunu olur.
insanlar orta-
ya ve egoist en koyusu ola)1 kibir,
tevazu ile yenilir. nk insan motivasyonu,
bir aktivite iindedir. Kibri yok-
ederken onun yerine egoizmden uzak altruist (zge-
ci: bir duygu ve
koymak Aksi halde, bu bite-
viye aktivitenin kibri skp
Kibri yokedince yerini tevazu ve insan

(67) ar-Riaye, s, 450 - 470,
(68) ar-Riaye, s, 402 - 443,
(69) Mesail Fi'Amal al-Kulb, s, 59,
164
kendi ve kendi kendisine
duygusuna ('izzet) (70) Muhasibi, tevazu,
zaman, her sana
bir sahip grmendir, (71)
diye Ve iyinin .en ve iinde hi kt-
tevazu'dur. O. da senin
kendini insanlardan grmendir; tevazu'-
dan daha stn bir gren insan yoktur,
(72) der.
Muhasibi, tevazu' da
insanlara sevgi ve da yine
kendi kendisine gryor ve
zat.en kendi kendisine kendi ve
nin kibrin
nk insan, zaman, kk olan
kabul etmez. Ancak byk olan tevazu gsterir
ve tevazu duygusunu byklk duygusuna ka-
zaman (dille ve yksek olanla-
en olur; nk kendi kendisini gr-
(73) Tevazu duygusunu insan,
ve sevginin
kendi korur,
maz, kendisi az da olsa ok da olsa cmertlik yapar.
(74)
(70) a. g. e., s. 61.
(71) A.dab an-Nfus, v. 100 a; ar-Hiaye, s. 500-601, 5lA,
517.
(72) A.dftb an-Nfus, v. 91b.
(73) al-MesaH Fi'Amal al-Kulub, S. 59.
(74) a. g. e., s. 62.
165
zetleyecek olursak Muhabi, kibir ve tevazu duy-
ve tek tek insan
olma gereken ve sev-
15'lye Bununla beraber kendi
ne daima tavsiye eder. ken-
di an kibre ile-
srer. Byle olunca ona gre kibir 'egoist bir duygu
olmakla birlikte zamanda marazi bir duygudur.
Tevazu ise hem hem insanlara hem de insa-
kendi ve sevgiyi
iinde hi kt yn salt iyinin

Muhasibi'de temel her
bilgiye, bilmeye ma'rife'yi moii-
vasyonunu kuran temel fenomen olarak grmesidir.
Bilmek (autono-
mi iinde nedensellik) gibi, duygu
da etkisiz ilim ile
ma'rife. ile aktiviteye vazife-
krin g-
zetilmesinin derinden e,tkileyip
rpertmektedir. Yine
ortaya bu fenomen, Muhasibi'nin ma'rif.e'den
sonra ahlaki motivasyonunu
ikinci temeldir. Vazifeye da QU temel zerinde
ykselen duygu m srecinde meydana
Bu da yine dialektik bir sre takip
eder.
Vazifelerinin olan insan, bu vazifeleri
kendisinden yerine getirip
166
ile gam ve hzn duygusuna
(75) i psikolojik bir
gerginlik gam ve hznn bu
gerginlik temeldir ve onun an insan, va-
zjfelerinin ve gaflete
tr. (teyakkuz) ve yakinin temeli
gam ve hzndr. (76) Fakat bu gam ve
huznde durup kalmaz. VazifeL.erin iinde Al-
vaad ve vaidini yani vazifelerini yerine geti-
rip getirmemesi
korku ve mide (77)
L Korku ve mit, bu iki duygu ve bu iki kavram
t'tsavvufun ve tasavvuf psikolojisinin temelini
.eder. Bu iki duygu ahlaki onu
motife eden ve ykselten, birbirini tamamlayan iki
duygudur; ama korku, ahlald olduka
olan bir duygudur. Bir kere insan aktivitesi y-
nnden modern psikoloji, korku; kuv-
vetl.erini felce onu fiziksel ve zihni iktidar-
bir hale getir.ebilir,
ve beceriksiz (78) der)'
var ki, Muhasibi'nin ahlak felsefesirde korku-
nun maddi bir obje, zaman - mekan boyut-
iinde olan bir durum olan dnyada
vaad ve va'idlerine olan
(75) Adab v. 83b - 84a.
(76) al-Halva va't-Tanakkul, s. 454.
(77) ar-Riaye, s. 72.
(78) Paul Guillaume, PSIkoloji, s. 84 - 85, ev.: Refia
min, 1970.
167
(79) Etkisi de organik irade zerindedir. Byle-
ce korku, salt bir heyecan, midsizlik ve
panik hali vazifelerin ve her trl neticesinin
halidir.
Muhasibi'de korkunun objesi asla
tam yerine getirip getirememe
ve her an borlu ifa edip
edememe onda azaba duy-
gusunu, Ahiret'in neticelerinin hissini
(80) Muhasibi hzn ve gam, korku
(havf) ve mit (reca) motifleri ile insanda bir psi-
kolojik gerginlik Gam ve hzn Tan-
kendisine teklif edilen vazifeleri gere-
ifa edip edememe Korku
ise bilerek veya bilmeyerek gnah-

kaygudur. Muhasibi, Allah adil iin
. ve denk tutar. etmeleri ile
veya buna hak ve onu bekler; ama in-
san gnahkar anda bile,
ni mit mit kesmemesini,
O'na midle tavsiye eder. Bu motifler-
le insanda psikolojik gerginlik ile onu gaf-
lete ve (teyakkuz)
halinde amalar.
Muhasibi bazen, Allah'dan korkma, deyimini
Fak,at bunu mecazen nk vaad
(79) Adab an-Nufs, v. 73b; al-Kasd va;r-Rucu, v. 73a-
74a; ar-Riaye, s. 72 - 73.
(80) Kitab Badu' Man Anabe s. 17.
168
ve sahibi ve yerine getirecek
de yine Yoksa af-
fedici- ve ihsan edici olan korkunun
rudan konusu O'nun bu ve
olan bu ters
bu her vechi ile belirten Muhasibi; Tan-
kendi kendisini
na kork-
iddia eden insan, vazifelerini tam olarak ye-
halde Niyeti halis
halde, niyyette yani iyiyi
ve amellerinin sonucuna tam bir gven besler.
Bundan sonra da korkar. Muhasibi'ye g-
rf:: bu korku, gvenin . ve
adil zalim
gre gre hissinden
Oysa Allah adildir; sever; on-
lam stelik
kul gnahkar halde, Allah'dan korkarsa
bu, meleklerin gnah halde
gibidirll (81)
gvenin gvenin
yerde mit kesme ortaya
Oysa korku tek bir duygu mit onun
nk olan ima-
ana unsuru, her muktedir,. adil,
ve affedici Bu
yan kul, iyi kabul
nail ve
(81) ar-Riaye, s. 536 - 537.
169
emin; ktlk-
leri yine tevbe ve
kabul midIidir. (82) nk Tan-
n da Kur'an'da kendisinden mit kesmememizi bu-
yurur. (83) midi Muhasibi ikiye a) Allah'a
olarak iyi zan beslemek, O'ndan mit
kesmernek ve etmek; b)
vaad Cennetleri ve mit
etmek. Muhasibi devamla mit, Allah bes-
lenen emel ve isteklerden tev-
beye yneltir; bu, ile perde
olur; iyi sevkeder. (84) in-
san ift kutuplu olan ve kendisini olumlu bir
motife eden bu korku - mit duygusunun tek kut-
bunda, korkuda midsizlik iinde ve
rahmetinin tasavvurumuzun stnde ol-
mit keserek (85) normaIitesini kaybede-
bilir.
,
Bu ift kutuplu korku - mit duygusu,
bundan sonra tek bir izgi zerinde ve iler-
ler ki, bu da Takva, vazife duygusunun
.en koyu hali ve da gibi ahlak
kanununa (86) Muhasibi tas-
(82) Adab an-Nufs, v. 67a-b; ar-Riaye, s. 85, 100 - 102;
al-Halva va't-Tanakkul s. 451.
(83) Zmer, ayet: 53.
(84) ar-Riaye, s. 516 - 518.
(85) Prof. Dr. Agah ubuku, Mezhepler, Ahlal(
ve Felsefesi Makaleler, s. 81 - 83, An-
kara 1967. .
(86) M. Abdullah Draz, a. g. e., s. 681.
170
vir ederken bu modern ifadedeki
riayet (dikkat etmek, nem vermek, nem-
semek, ilgilenmek) Olgunluk
meyvesi olan ana da er-Riaye
dir. Bu da ilk konusu ne
tasviridir. Bu tasvirler de, riayet ge-

Muhasibi, korkudur; korku takvadan
daima nce gelir. ehline Cennet'i
takva, tam iman ve farz
vazifelere itenlikle kalbi ve organ-

yneltmedir, der ve korku daha
ilkelolan korkunun olarak
nu her vesile ile belirtir. Takva amellerin temelidir
ve ameller kabul edilmez, (87) der. Yine ta-
tasvirini verirken,
vazife olarak
yapmak, yine da
ve sevgiden ve vaad
mit etmektir, (88) der ve szle-
rini, <<inanan haysiyet ve takvada
buldum, (89) hkm ile
Buraya kadar Muhasibi'nin ahlak in-
san tasvire de
onda ahlaki nedir? yani iyi nedir?
(87) ar-Riaye, s. 38 - 45; v. 83b - 84a;
Kitab al-Vasaya, s. 32.
(88) ar-Riaye, s. 48.
(89) Risalet s. 162.
171
ve olan, ahlaki
ve aktivitesinin konusu olan nedir?
Daha nce ahlaki insan
Muhasibl'nin
zerinde hassasiyetle ahlak kanununu,
biricik ahlak k,anununu
ve sevgiden fiilde bulunmak. Muhasibi bu
kanunu formel ol,arak Onun
da belirler. Bu ne
belirlemede Muhasibi'nin orijinal bir yn yoktur.
Fakat orijinaldir ve tamamen felsefi - bilim-
seldir.
yani tek tek iyi
nedir, diye sorar.
kendisinden tam bir
imandan sonra nimetleri bilmek, onlara
yerine getirmek ve da insana

Bu iyinin
sonsuz derecede iyi Bu
muhtevada byk birdinamizm ve
Daha nce de gibi Muhasibi in-
determinasyonunu ve aktivitesini ma'rifede
bulur. Ma'rife yani bilgi ise her an artan,
bir vetiredir. Muhasibi'nin belir-
ahlaki muhtevanin, ahlaki
kendi ve et-
mesi yani iradesinin, istemesinin konusu an-
cak bilgi ile, ma'rife ile aktivitesi iine girmesi 1a-
(90) al-Halva va't-Tanakkul, s. 43.
172
Bilgi de ve . her an ge-
bir aktivite olunca, Muhasibi'nin
bu iyinin dolgundur ve bireyin an-
boyunca ma'rife'sinin ile olarak
olan kt'y ise Muhasibi,
bu ve olarak
Kendini kibrin,
belli bir ya da bir hazza (ta-
hayyz). Bu bu tahayyz ise btn kt-
lklerin kendisinden kktr. (91)
tt. Muhasibi'riin ahlak bir toparlaya-
cak olursak, ahlaki temeline ma'rife'yi
koyuyor, iradeyi ondan tretiyor; hrriyet i ve-
ya irade hrriyeti gibi gnmzde
bir insan hrriyeti ma'rife-
den treten ile biz onun antropolojik hurriyet
sahip savunuyoruz. Tek bir ahlak
kanunu Allah'a ve s.evgiden dav-
bulunmak. Bunun da tek tek
insan olma ve sevgiyi koyu-
yor. Ahlaki bilgi temeli zerinde bir duy-
rgs olarak ykseltiyor. Bu
rgs de kendi guruplar
kil .ediyor. Egoist Allah'a ve in-
insanlara ve sevgi iIe
yenmeyi
(91) al-Halva va't-Tanakkul, s. 46.
173
VII - AT
Muhasibi, insan insan psikolojisi, in-
motivasyon zerinde durup
np ise, t'abiat zerinde de ayni d-
ve iki kalan iki
paradan 1 - Fasl Min Kitab al-Azama,
2 - Fasl Min Kitab at-Tenbih 'Ala 'Amal al Kulub
Fi'd-DelJet 'Ala. ,al-Vahdaniyye.
0, Tabiat zerinde iki sebeble durur: 1 --
vazifeler olarak
ve vazifelerini iin
adaletinden (1) bir - malzeme olarak
2 -
delalet etmesi.
Muhasibi, yani
nu, sonradan daha ilk ifade eder (2)
ve Tabiat, kullanmaz. Halk =
olan Tabiat kelimesini Tab'-
at, insan iin al-
Azame elimize
belki bu konuda daha bir bulurduk.
Genellikle felsefesinde, kendi var-
k,arakterinde temsil
hakimdi. Bu nedenle de tabiata: Makro kosmos (b-
(1) Kitab v. 32b.
(2) Kitab v. 25a.
175
yk alem); insana: Mikro kosmos (kk alem) de-
nirdi. Muhasibi'de de bu genel var ve
ismine al-Azama = byk olan
(Muhasibi, insan gibi, spe-
klasyonlara kamadan tabiat
ne Muhasibi'ye gre tabiat, en
en kadar bir kausa1ite rg-
s, bir nedensellik (ittisal at-tedbir) iinde ya-
i
bir btndr. Bu btnn yle bir var-
ki, birbirlerine sanki tek bir
organik gibi ayakta dururlar. tabi-
bir tanesi olursa tama-
zlr ve
Muhasibi, ittisal at-tedbir,
(4) Biz kausalite rgs olarak ter-
cme ediyoruz. Bu kausalite rgsn kuran ve
leten ki, bu mutlak bir monizm'dir;
ve idare edeni bir olan ve bundan da tam bir
birlik arzeden monizm.
gre yle bir unsurlar rg-
S ki bunlar ne ne de eksiktir. Birinin
ile neredeyse tabiat dzeni yok olur. Bu
unsurlardan bazan su, bazan hava ana unsur gibi g-
rnr. Falmt durum hi de yle
gzlemlerinden muhasibi, her biri-
nin iin, hayat iin nemlerini belir-
tirken bazan birisini bazan da brn yceltiyor.
(3) a. g. e., v. '25 a-b.
(4) yer; Maiyyet al-Akl, s. 218.
176
Fakat son derece ilgin bir
gezegenler (felek) dnmezlerdi.
da he ne ay olurdu. Bunlar
gece ve gndz Onlar
zamanlar (ezmiM) Zamanlar ne
yaz ne ne ne de olurdu, (5)
der ve devamla, hibir bitkinin byyp
yok syler.
Muhasibi'nin bu hikmetini
dzen vermesi (as-Sun'u) ne bu
dzende nedensellik (tedbir) e dur-
muyor. bu fiillerini evveli ifade
tesbit ediyor, sonra iman koyup bir
ve ile tabiata
tamamen gzlemlerine kalarak or-
taya koyuyor ki, burada matematik bilginin eksikli-
kendisini gsteriyor. de Muhasibi'nin
tamamen gz}em, naiv tecrbe zerinde yryt:!n d-
bilimsel tecrbe zerine, eksperiment ze-
rine oturmuyor.
Zatt:!n Muhasibi'nin byle bir niyet ve gayesi de
yoktur. O yani bu dzeninin
kausialiteyi gsterme denemesi, on-
dan bir onun ne ne
ne de gstermek iindir.
bir ve ne kadar da olsa-
bir yerde stnlk ve daha fazlaya
sahip olma ve dzenin de sonu olur-
du. (6) O, bunu gstermeye Zaten en tabii bir
zaman grnmeyen alem
e delilet (7) grlr, der.
(5) Kitab al-Azama, v. 26b.
177
VIII -
Muhasibi'nin kendisinden sonraya tesirlerinin or-
taya bir konusudur.
\
0, belirli bir displin iinde iin, hibir
kendisine Eserleri de popler
derin ihtiva iin etkisi yay-
Tabakat onun
leri hadis ile riv,ayet ve Tabakat ki-
devrin ge-
nakledilerek iin gerek
olduka . Ve
da Muhasibi'nin tenkid iin kendi
ya ya da Bylece
de !etki kabiliyetlerini Bu sebebl.e Mu-
hasibi'nin bariz etkisi ok iddi ve problematik olan
zerine en
Gazzali gelir. Ve Gazzali'nin kendisi de her vesil.e ile
ondan istifade syler. Muhasibi'nin al-Vasaya'-
. Gazzall'nin Min ad-Dala1'ine tr olarak;
otobiografi tr olarak rnek Gazzali, bu
kadarla da cmlelerine
kadar bir ok blmlerini okur-
ken, ar-Riaye'yi okuyoruz verir.
Muhasibi ilk mmessillerinden ol-
iin Cuveyni'nin etkileri mevcut-
tur. Fakat Cuveyni bu etkilenmede kendisi sarih dav-
(6) a. g. e., v. 25a, 26b, 27b; Maiyyet al-Akl, s. 218.
(7) Maiyyet al-Akl, s. 232.
178
iin, bu etkileri ve gn
uzun bir gerektiriyor.
Kt al-Kulb zerinde de Muhasibi'nin etkisi b-
yktr. zellikle ar-Riaye'deki nefis muhasebesi b-
lm (1) ile Kt al-Kulb'daki nefis
blm (2) benzerlik ok kuvvetlidir.
Biz Muhasibi'nin kendi eserleri ze-
rinde ve evvela onu onun
belirtmeyi iin bir
onun kendinden sonraya olan etkileri-
ni ele
(1) ar-Riaye, s. 54 - 63.
(2) Ebu Talib al-Mekki, C.L, s. 157 - 168, Ka-
hire 1961.
179
s o N U
Bu fikri
Muhasibl'nin bu niteliklerini ifade
ve yeni dile getirecek olursak; 0, kendi-
sine ve psikolojinin projeksiyon metodu
ile konusuna bir btn olar,ak ele
lsnd.eki ve ken-
di iindeki disharmoniye eder. ortaya
lm ve dil fenomenine ve insan
psikolojisi zerinde ok derin durur.
Kalb ve nefsi kabiliyetlerinin ve
lerinin ve nominal olarak
grr. ise Tan-
Tt imtihan kimselerin kendisine
hccet olsun diye Akla, insan bir
ve bir kabiliyeti, bir
olarak kaderi yine kaderine
ise, insan ontik bir
olarak grr. ebedi
Fakat o bu ancak nefis ile ger-
Nefis yapar.
\Bilgiyi kendi tecrbe ve ile elde
bir olarak grr. Bilgi hi bir
unsur Bilgiyi bir bilme ikiye
K,avramsal bir bilme olarak ilim; bir
bilme, vurmadan elde
edilen bir bilgi olarak ma'rife. \
Muhasibi,ma'rife'ye ok nem verir. aktivi-
tesini ve iradesini kendi olan ma'rife'ye da-
ve ondan tretir. Mu'tezne'nin
180
da hrriyetine hrriyet inde n
de sz etmez. Fakat iradeyi ma'rife'den tretince biz
onun insan autonomisi antropolojik hr-
riyet izgisi zerinde ettik.
Niyet zerinde durur. ahlaki-
ve niyette ka-
bul ve sevgiile tek tek insanla-
insan olma ve sevgiyi niye-
tin olarak tayin eder. Egoist
daha niyette
istemesini, niyetini her an bir gzetler
gibi gzetlemesini tavsiye eder.
Muhasibi zerine bu mtevazi
son szn sylerken ifade etmek isteriz.
Gnmz psikolojisi kabiliyetleri tek
tek ele izah etmiyor. l11otivasyon
koyuyor. Bu kavram ile
den tek tek ve kabiliyetleri
yerine, aktivitesinin prensiplerini oluyor.
Muhasibi'nin motivasyon
onun insan aktivi
tesinin tasviri daha iyi bir bu-

Biz formasyonumuz Muhasibi'ye bu
ama yine kalkan
Vt aktivitesini onun -
tasvir eden Felsefi Antropoloji'nin
Muhasibi'yi kalkan,
kendi dayatan ve bir filo-
zof - psikolog olarak belirtirsek mba-
oluruz.
181

kendi eserleri:
Adab n-Nufs, CaruIlab 1101 (59
a
- 103
b
, H. 523).
2. CaruIlab 1101 (25
a
- 28
a
, H. 523).
3. K. Bed' Men Enabe Helmut Ritter
Glcl{stadt 1935.
4. K. Febm al-Kur'an ve Ma'nahu, Hseyin Kuvvetli
ri, Beyrut 1971.
5. (Mubtasar) K. Febm as-Salat, Carullah 1101 (51
b
-
58
a
, H. 523).
6. K. al-Halva va't-Tanakkul va'd-Daracat al-
Abdub Halife iinde, Beyrut
1954, 1955.
7. Ali 1345 (32
a
- 34
b
).
8. al-Kasd va'r-Ruc, Saib 3319 (37
3
- 89
b
, 120
a
).
9. K. Maiyyet al-Akl ve Ma'nahu ve an-Nas Fihi,
Hseyin Kuvvetli Beyrut 1971.
10. al-Ma'rife ve Bezl an-Nasiha, Ali 1345
(37
a
- 47a).
lL. al-Mesail Fi 'Amal al-Kulb va'l-Cevarih, Ahmed Ata
Kahire 1969.
12. al-Mesai1 Fi'z-Zhd ve Ahmet Ata
Kahire 1969.
13. al-Mekasib va'l-Vara' Ahmet Ata
Kahire 1969"
182
14. ar-Radd 'Ala B'ad al-Ulema Min orum
701 (1 - 9
a
),
15. ar-Riaye Li Hukuk Allah Biha, Ahmed Ata
Kahire 1970.
16. R. Ebu Gudde Haleb 1971.
7. Kitab at-Tavahhm, Arberry Kahire 1937.
18. K.at-Tenbih 'Ala 'Amal al-Kulb Fi'd-Delalet 'Ala'l-
Vahdaniyye, Carullah 1101 (28
b
, H. 523).
19. K. al-Vasaya, Ahmed Ata Kahire 1965.
Muhasibi'den bahseden gleneI eserler:
1. Abdlkadir Mahmud, al-Felsefet-as-Sufiyye
Kahire 1967.
2. Ebu Nasr as-Sarrac at-Tusi, al-Luma', Dr. A. Halim
Mahmud-Taha A. Baki Surur 1970.
3. Ebu Mansur Abdllmdir, Usul ad-Din,
tanbul 1928.
4. Hatib Tal'ih-i C. VIII., s. 211 - 216,
Kahire 1939.
5. Esir, al-Kamil Fi't-Tarih, C.V., Kahire 1357.
6. al-Evliya, C.X., s. 73 - 110, Kahire
1938.
7 .. Gani, Tarih at-Tasavvuf 1972.
8. Risale 1., ev.: Tahsin 1966.
9. Mahmud Dirasat Fi'l-Felsefet
5. Kahire 1973.
10. Massignon, Louis, Essai Sur les Origines du Lexique
technique de la Mystique Musulmane, Paris 1954.
183
lL. Massignon, Louis, Recueil de Textes InMits, Paris
1929.
12. MUhammed Celal at-Tasavvuf Fi Med-
res et 1972.
13. Schoonover, Kermit, al-Muhasibi and His Book a):-
Riaya, The Muslim World XXXIX, 1949.
14. Sezgin, Fuat, Die Geschichte des Arabischen Schrift-
tums, Leiden 1967.
15. as-Subki, Tabakat C. II., s. 37 - 42, Kahire
(t. y.).
16. Tabakat al-Kbra, C. 1., s. 84.
17. lken, Pro.f. H. Ziya, 1946.
zel
1. Dr. Abd al- Halim Mahmud, st az as-Sairin, al-Haris
b. Esed al-Muhasibi, Kahire 1973 .
. 2. Kuvvetli, Hseyin, al-Akl ve Fehm al-Kur'an, Beyrut
1971.,
3. Do. Dr. al-Haris b. Asad al-Muhasibi
ve Kitab al-Kasd Dilleri, C. II., 1, An-
kara 1971 iinde).
4. Smith, Margaret, An Early Mystic of Baghdad, London
1935.
5. Van Ess, Josef, Die Gedankenwelt des Harit al-Mu-
hasibi, Bonn 1961.
6. Van Ess, Josef, Muhasibi, Ansiklopedisi, C. VIII..
2. bsk., 1971.
eserler:
Akarsu, Dr. Bedia, Ahlak (Mutluluk
1965.
184
2. Akarsu, Bedia, Ahlak n, Ahlak
1968.
3. Ali Fehmi an-Nez'at al-Akliyye Fi Tefkir al-
Mu'tezile, Trablus 1967.
4. Andrae, Tor, Islamisehe Mystiker, Stuttg"art 1960.
5. Sleyman, Tasavvufu, Ankara 1972.
6. ubuku, Prof. Dr. Agah, Gazzali ve
lik, Ankara 1964.
7. ubuku, Prof. Dr. Gazali ve Kelam Felsefesi, An-
kara 1970.
8. Ubuku, Prof. Dr. GazzaH ve
eilik, Ankara 1964.
9. ubuku, Prof. Dr. Agah, Mezhepler, Ahlak
ve Felsefesi Makaleler, Ankara 1967.
10. ubuku, Prof. Dr. Agah,
Ankara 1972.
lL. ubuku, Prof. Dr. Agah, (Dr. Farid Jabre,)
La Notion de la Ma'rifa Ch ez GazzaH, Fakl-
tesi Dergisi 1960, Ankara 1961.
12. GazzaH, U!m ad-Din, 1321.
13. GazzaH, Min ad-Dalal, ev.: Hilmi Gn-
gr, 1948.
14. GazzaH, ar-Risalet al-Lednniye, 1328.
15. GHson, Etienne, ev.: Agah u-
buku, Fakltesi Dergisi 1961, Ankara 1962.
16. Gkberk, Macid, Felsefe Tarihi, 2. bsk., Ankara 1967.
17. Guillaume, Paul, PsikolOji, 1970.
185
18. Hartmann, Nicolai, Almanya'da Yeni Ontoloji, ev. :
Nutku, Felsefe Arkivi, 16, 1968.
19. Heimsoeth, Prof. Heinz, Felsefesi,
ev. :Takiyettin 1967.
20. Dr. Kemal, Mutezile'nin ve G-
Ankara 1967.
21. Ebi ad-Dnya, al-Akl ve Fadluh, Seyyid
al-Attar al-Huseyni 1946.
22. Kant, Grundlegung zur Metaphysik der Sitten, Stut-
tgart 1970.
23. Kant, Kritik der reinel1 Vernunft, Stuttgart 1966
24. Kprl, Fuad, Trk ilk
2. bsk., Ankara 1966.
25. Krech, David - R. S. eruftchfield, Sosyal PSikoloji 1.,
ev.: Erol Gngr, 1965.
26. Kuuradi, Schopenhauer ve
1968.
27. Mahmud Fi'l1-Nefs va'l-Akl, 4. bslL, 1969.
28. Takiyettin, Felsefeye 1958.
29. Takiyettin, Felsefi Anthropologi,
bul 1971.
Takiyettin, Tarihilik ve Tarihsizlil(,
Felsefe Arkivi, 16, 1968.
31. Dr. Abdullah Draz, Dstur al-Ahlak Fi'l-
KUf'an, Beyrut 1973.
32. Munn, L., Psikoloji cinsan Esas-
i.), ev.: Nahid Tander, 3. 1965.
33. Nicholson, 1. Arnold, Fl't-Tasavvuf ev.:
Ebu'I-Affifi, Kahire 1969.
186
34. Sandstrm, C. ocuk ve Genlik PSikolojisi, ev ..
Refia 1971.
35. Sunar, Prof. Dr. Cavid, Mistisizmin Ana An-
kara 1966.
36. Sunar, Prof. Dr. Cavid, Tasavvuf Felsefesi veya Gerek
Felsefe, Ank. 1974.
37. Prof. Mehmet, Din Sosyolojisi, Ankara
1963.
38. Turhan, Mmtaz, Kltr bsl<.,
1959.
39. Ulken, Prof. Hilmi Ziya, Felsefeye
Ank. 1958.
40. lken, Hilmi Ziya, Genel Felsefe Dersleri, Ankara 1972.
41. lken, Prof. Hilmi Ziya, Tasavvuf
site 1944 - 1945, 1946.
42. Hilmi Ziya, ve Ankara 1968.
43. Weber, Alfred, Felsefe Tarihi, ev.: H. Vehbi Eralp,
nc 196'L
44. Watt, W. Montgomery, TetkikIer, ev. Sley-
man Ankara 1968.
45. Wein, Hermann, Tarih, ve Dil Felsefesi zerine
Konferans, ev .. 1959.
187
SZLK
-A-
AKT: kendi iradesi ve gc ile sevk ve idare
kabiliyeti..
Bilerek ve isteyerek, aba ile
Gcn, bilgi ve iradesinden alarak fiil ve
harekette bulunma.
Bilgi ve ile fiil ve bulunan.
Belirli bir durumdaki psikolojik

Bir
zgeci.
Tecrbi, deneysel, deneyden gelen.
Tahlil, zmleme.
Benzetme, rnek verme, temsiL.
Her bir ruh sanan ilkel bir
din
nceden olan; zihinde tecrbeden
fakat tecrbe ile canlandmlabilen.
znitelik, temel zatiyye.
Bir bulunurken, o dav-
mecburiyetini ve hrriyetini
kendi iinde bulma.
AUTONOM: Autonomi sahibi olan.
-B-
Beden, organik yn, maddi yn.
- NVE: Beden ve ruhtan meydana gelen
ve btn zelliklerini ekirdek.
188
-D-
Her bilinen, bir nedeni
her naeden ileri sren
(ahlak felsefesinde) isteme ve dav-
i ve nedenlerle
ve bir irade hrriyetinin savunan
ETMEK: nceden belirlemek, tayin etmek;
irade hrriyetini ortadan
Determine eden g, nceden belirle-
yen neden ve faktr.
yenerek ilerleme.

Dzensizlik,
uyumsuzluk,
Bencillik, kendine
gz nne almadan kendi gre ya-

Bencil, kendini kendi gre
davranan.
Ahlak felsefesi.
-F-
FELSEFI kendi btnl-
iinde ele alan felsefi disiplin.
FENOMEN: Duyularla idrak edilebilen ve sonu olan
olay.
FENOMENAL: Olaylardan, fenomenlerden kalkan, onla
ra uygun olan.
iradesi ve mey-
dana gelen ve insandan iradi aba istemeden gerek-

FORMASYON: Bilgi toplama, mktesebat.
189
-G-
Bilgi ynnden; bilimden
-H-'-
HATARAT (HAVATIR) : (Tasavvufta) kalbe gelen duyum-
her trls.
HETEROJEN: Ayni trden olmayan.
HCCET : Delil,

genel - iin-
de her ferdin zel nitelikleri ve zel
(Ahlak) iin kendisine ynelinen ve
ona gre !iiI ve harekette bulunulan zaman ve me-
kan olan ahlak
KAUSA: Neden, illet.
KAUSAL: Nedensel, illi.
-K-
KAUSAL BAGLANTl: etki olan motif-
lerle insan kurulan psikolojik
KAMUFLAJ: bulunulan uydurarak bel-
li etmeme.
Gerekten
kurgular.
Kriter, l,
-L-
Bir bilim kitap ve ma-
kalelerin
Yerini belli bir mekan iine
koyma.
190
-M-
MATERYAL: Bir meydana gelmesi iin gerekli olan
malzeme; bir
. FELSEFE : Aristoteles felsefesinin islam fel-
sefesindeki peripatosculuk:
: ve idare edenin ayni sa-
vunan
Psikoloji ve ahlak felsefesinde
srkleyen neden.
ETMEK: srklemek.
ASYON: da srklemek:
motifler rgs.
-N-
Tabii;
Olumsuz, menfi.
Sadece olan; gerekte
Normalolma; kanun ve kaidelere uygun
olma.
NOUS:
-0-
OBJE: Konu, duran, nesne,
bilimi; var - var - olan olarak in
celeyen felsefl disiplin.
Daha nce olan; bir taklidi olma
ma, benzememe.
-p-
basit,
kelime yarar-
lanarak kuru
191
problemlerin henz ilim
hali.
-R-
Kesin; kkten.
Gereklik.
-s:-:-
Durum; iinde bulunulan haL.
Gereklere, fenomenlere
zihnin hayal gcne dayanarak ileri
szde zm denemesi.
,Speklasyon rn.
SJE: : zne, fan; bilgi fenomeninde:
-T-
Bir bilim veya sanat
lan terimlerin. tm.
...,...,v-
- Bir cinsin
.imkan ve kabiliyetleri.
: sreci.
192

You might also like