Professional Documents
Culture Documents
EĞİTİM SEN
(EĞİTİM VE BİLİM EMEKÇİLERİ SENDİKASI)
MERKEZ KADIN SEKRETERLİĞİ
ÇALIŞMA YAŞAMINDA VE
EĞİTİMDE CİNSİYET
EŞİTLİĞİNİN SAĞLANMASINA
YÖNELİK GÖRÜŞ VE
ÖNERİLERİMİZ
8 Kasım 2006
Ankara
1
EĞİTİM VE BİLİM EMEKÇİLERİ SENDİKASI - EĞİTİM SEN ’in ÇALIŞMA
YAŞAMINDA VE EĞİTİMDE CİNSİYET EŞİTLİĞİNİN SAĞLANMASINA
YÖNELİK GÖRÜŞ VE ÖNERİLERİ
Kadınların yaşamın her alanında hak ettikleri eşit statülere gelmelerinin ülkemizin
demokratikleşme ve kalkınma hedefleri açısından tartışmasız bir önem taşıdığı bilinmektedir.
Çağdaş ve demokratik bir sistem oluşturmanın ve sosyal adaleti tesis etmenin temel
gereklerinden birisini de, hiç kuşkusuz kadın haklarının hayata geçirilmesi oluşturmaktadır.
Nitekim, bu gereklilik Cumhuriyetimizin kuruluşundan itibaren üzerinde önemle durulan
hususlardan birisini oluşturmuştur. Daha Cumhuriyetin ilk yıllarında başta kadınların seçme
ve seçilme hakkının tanınması olmak üzere çeşitli yasal reformlar gerçekleştirilmiş; kadınların
eğitim hakkından yararlanmaları ve istihdama katılmaları önündeki engeller ortadan
kaldırılmaya çalışılmıştır.
Türkiye kadın erkek eşitliğinin ve kadın haklarının tam olarak sağlanması konusunda
uluslararası normlara ulaşma yönünde önemli aşamalar katetmiştir. Bugün ülkemizde
kadınların kamusal yaşama katılımı, cinsiyet eşitliğinin sağlanması ve kadınlara yönelik
ayrımcı uygulamalara son verilmesi açısından özellikle yasal düzlemde önemli gelişmeler
sağlanmıştır. Birleşmiş Milletlerin Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığı Önleme (CEDAW)
Sözleşmesinin kabul edilmesinin ardından bu süreç daha da hızlanmıştır. Kadına karşı
ayrımcılığın ortadan kaldırılması konusunda CEDAW İhtiyari Protokole taraf olan ilk 20
ülkenin arasında yer almıştır.
2
TÜRKİYE’DE KADIN İSTİHDAMI
Etkisi giderek artan ve sosyal devleti büyük ölçüde ortadan kaldırmakta olan neo-liberal
politikaların çalışma yaşamına yansıması, kadınları daha fazla etkilemektedir. Kentlerde
çalışan kadınların önemli bir bölümü kayıt dışı sektörlerde düşük gelirle ve iş güvencesinden
yoksun bir şekilde istihdam edilmektedir. Kayıtlı sektördeki kadın istihdamı gıda ve tekstil
gibi imalat sektörü ile hizmetlerde yoğunlaşmaktadır. Hizmet sektörü kadın istihdam oranının
göreli olarak yüksek olduğu sektördür. Ve eğitim işkolu hizmet sektöründe en fazla kadın
istihdam edilen sektörlerden birisidir.
Dünyanın bir çok yerinde olduğu gibi ülkemizde de genel olarak işe girişte ve işyerinde
kadınların aleyhine cinsiyete dayalı bir ayrım bulunmaktadır. Kadınların kazançları ve işteki
konumları kadınların aleyhine sonuçlar göstermektedir. UNDP, 2005 İnsani Kalkınma
Raporuna göre ücretlerde hesaplanan cinsiyet farkı % 46’dır. Ayrıca yine aynı rapora göre
idari ve yönetim kademelerinde bulunan kadınların oranı % 62 iken profesyonel ve teknik
alanlarda kadın oranı ise % 30’dur.
Egemen durumdaki aile ideolojisi eve ekmek getirenin erkek olduğunu, kadınların
gelirlerinin sadece aile bütçesine destek oluşturduğunu öngörmektedir. Bu durum, kadınların
çalışma yaşamının asli unsurlarından birisi olmasını güçleştirmektedir. Öte yandan çoğunlukla
1
Türkiye İstatistik Kurumu, 2005
2
Bu oran bir önceki yıl için aynı kaynakta % 7 olarak verilmiştir.
3
kayıt dışı sektörlerde ve düzensiz bir şekilde istihdam edilmeleri, kadınların
sendikalaşmalarını da güçleştirmektedir. Yapılan işler cinsiyete göre sınıflandırılmakta ve
“kadın işi” olarak nitelenen işler düşük statülü, düşük ücretli işler olarak görülmektedir.
Türkiye’deki toplam sendika üyelerinin çok az bir kısmını kadın üyeler oluşturmaktadır.
Kamu sektöründe örgütlenen sendikaların kadın üye oranı imalat sektörüne göre daha
yüksektir.
4
sonuçların izlenme ve değerlendirilmesi için gerekli mekanizmalar oluşturulmalı ve var
olan mekanizmaların işler hale getirilmesi sağlanmalıdır.
• Bütçe görüşmelerinde merkezi ve yerel düzeyde, bakanlıklar ve genel müdürlükler
düzeyinde toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması için bütçe ayrılmalıdır.
Ülkemiz bugün eğitim sisteminin hiçbir aşamasında kadın erkek eşitliğini sağlayamamıştır.
Türkiye toplumsal cinsiyet eşitliğini gerçekleştiremeyen ve 2015'e kadar gerçekleştirememe
riski bulanan 12 ülkeden biri. Ülkemizde toplumsal cinsiyet eşitliğinin geliştirilmesi ve
kadınların güçlendirilmesi, ilk ve orta öğretimde toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin tercihen
2005 yılına, bütün düzeylerde ise 2015 yılına kadar giderilmesi hedeflenmektedir.
7.5 milyon okuma yazma bilmeyen kişinin, 6 milyonunu kadınlar oluşturmaktadır. 15 yaş ve
üstü kadınların % 22.8’i ise hala okuma yazma bilmiyor. Türkiye’de ilköğretim çağında olup
da okula gitmeyen kabaca 1 milyon çocuk vardır. İlköğretim düzeyinde okullulaşmada
cinsiyetler arasındaki fark %7’dir. İlköğretim çağında olup da okula gitmeyen kız çocuk sayısı
aynı durumdaki erkek çocuk sayısından 600,000 daha fazladır. Kız çocuklarını okullaştırma
kampanyalarıyla ilköğretimde bu oranın göreli olarak yükselmesine karşın, ortaöğretimde
okullaşma oranı, erkek çocuklarda %74.3 iken kız çocuklarda %57.2 olarak gerçekleşmiştir.
Milli Eğitim Bakanlığının verilerine göre, 8 Yıllık Zorunlu Temel Eğitim Reformunun
sonucu, şehirlerde kız çocukların okula kayıt oranında %30, kırsal kesimde ise %16 civarında
artış sağlanmıştır3.
Resmi olmayan rakamlara göre birinci yıl 40 bin, ikinci yıl 73 bin çocuk eğitime kazandırıldı.
2003'e oranla artış ise 11.44 oldu. Kampanya süresince 53 ilde 113 bin kız çocuğu okula
kazandırıldı. Ancak, genel tablo içinde kız-erkek oransal dağılımında bu artış sadece yüzde
1'lere karşılık gelmektedir. Bir yıl içinde okula giden kız çocuğu oranı yüzde 47'den, yüzde
48'e çıktı.
Milli Eğitim Bakanlığı'nın verilerine göre hala ilköğretime kazandırılması gereken 566 bin
789 kız var. Bu durum aslında sorunun kampanya ve sınırlı önlemlerle bertaraf edilemeyecek
3
Milli Eğitim Bakankığı resmi WEB Sitesi
5
kadar köklü değişimleri gerektirdiği bir kez daha ortaya çıkmıştır. Kaldı ki, kadın erkek
eşitliğinin, yalnızca nicel artışlarla sağlanamayacağı göz ardı edilmemelidir.
Okul ve derslik yetersizliği; okulların genellikle yerleşim yerlerinden uzak olması ve birçok
ailenin özellikle kız çocuklarının bu kadar yol gitmesini istememeleri; ailelerin, çocuklarını,
fiziksel koşulları elverişsiz, örneğin tuvaletsiz, su şebekesi olmayan okullara göndermek
istememeleri; birçok ailenin ekonomik güçlük içinde olması; ailelerin yetişkin erkekleri ve
erkek çocukları kadınlara ve kızlara göre önde tutan geleneksel önyargıları; çocukları evde
çalıştırarak aile gelirine ek katkı sağlama eğilimi; birçok ailenin kızlarının bir an önce
evlenmesini eğitimden daha önemli sayması; kırsal bölgelerde kadın rol modellerinin nadiren
görülmesi ya da hiç olmaması; orta öğrenim imkânlarının sınırlı olmasının ilköğretime
yönelik ilgiyi azaltması olarak tespit edilmektedir. Ülkemizin kimi yörelerinde okul öncesi
çocukların Türkçe bilmemeleri de bir sorun olarak değerlendirilebilinir. Öte yandan kimi
yerlerde aileler taşımalı sisteme kaygılı yaklaştıkları için kızlarını okula göndermemeyi tercih
edebilmektedirler. Yoksulluk ise kız çokçuklarının eğitimi önündeki temel engellerden
birisidir.
Uygulanan IMF politikalarıyla eğitime ayrılan payların hissedilir biçimde azalmasıyla artan
yoksulluk, varolan toplumsal değerler ve cinsiyetçi tutumlarla birleştiğinde özellikle alt gelir
gruplarındaki kadınların ve kız çocuklarının eğitim olanaklarından yararlanmasını iyice
zorlaştırmıştır.
Kadınların eğitim süreçlerine katılımı ile ilgili sorunların kaynağında, eğitime ayrılan payın
düşüklüğü, iç göçler, yoksulluk, toplumsal değerler, cinsiyetçi kalıp yargılar, eğitimin
yapısından ve içeriğinden kaynaklı (programlar, öğretmen tutum ve davranışları, ders kitapları
ve materyalleri) problemler bulunmaktadır. Eğitimdeki bu cinsiyetçi yapılanma genel olarak
toplumdaki cinsiyetçi işbölümünü pekiştirmekte, kadınların işgücüne eksik katılımına yada
kadınların belli sektörlerde yoğunlaşmalarına yol açmaktadır.
Eğitim sisteminde kadın–erkek eşitliğini sağlamak her şeyden önce temel bir anlayış
değişikliğini gerektirmektedir. Kadınlar arasında okumaz yazmazlığın tamamen ortadan
kaldırılması, bilim ve teknolojiye, meslek eğitimine ulaşmalarını sağlayacak pozitif destek
politika ve araçların yaratılması gerekmektedir. Kız çocukların eğitimini sağlamanın somut bir
yolu, kız çocukların eğitiminin önemi konusunda toplumu bilinçlendirmek ve anne babaları
kız çocuklarını okula göndermeye ikna etmektir.
6
EĞİTİMİN İÇERİĞİ
Eğitimdeki çarpıcı sayısal eşitsizliğin yanı sıra, eğitimin içeriği, eğitim ortamları ve öğretmen
tutumları ile de cinsiyet ayrımcılığı sürdürülmektedir. Okulların ve eğitsel uygulamaların
içerikleri toplumdaki cinsiyet rollerine ilişkin kalıp yargıları gizli ya da açık iletilerle
öğrencilere taşındığı gerçeğinden yola çıkarak bizler öğretmen adaylarının, kadın erkek tüm
eğitimcilerin toplumsal cinsiyet konusunda duyarlılık kazanmalarını ve öğrendiklerini
davranışa dönüştürmelerini hedefliyoruz.
Ders kitapları ve materyalleri de, geleneksel cinsiyet rollerinin genç kuşaklara aktarılmasında
önemli işleve sahiptir. Cinsiyetçi ideolojiyi ve güç ilişkilerini körükleyen, kadınlık-erkeklik
rollerini pekiştiren siyasal içerikte düzenlenmektedir. Kadınların edilgen ve itaatkar,
erkeklerin baskın rolleri ön plana çıkarılmaktadır.
Yeni Müfredat Programında cinsiyet eşitliğine yönelik olumlu bir takım düzenlemeler
öngörülmekle birlikte ders kitapları henüz cinsiyetçi öğelerden arındırılabilmiş değil. Bu
araç ve gereçlerin cinsiyetçilikten arındırılması kadınlarla erkekler arasında daha eşit ilişkiler
kurulmasına yardım edeceği gibi, daha demokratik, barışçı bir toplumun yaratılmasını da
sağlayacaktır.
Kuşkusuz toplumsal cinsiyet eşitsizliğini ortadan kaldırmak ve daha demokratik bir eğitim
sistemi oluşturma mücadelesinin en önemli aktörlerinden birisi sendikalardır. Sendikamız
istihdamda, eğitimde ve toplumsal yaşamda toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması ve
kadınların karşılaştıkları özgül sorunların ortadan kaldırılmasına yönelik çalışmalarını kadın
sekreterliği aracılığı ile yürütmektedir.
7
EĞİTİM SİSTEMİNE YÖNELİK ÇÖZÜM ÖNERİLERİMİZ
Gerek yaygın gerekse örgün eğitim alanında kadın erkek eşitliğinin sağlanması ancak özel
önlemleri içeren eğitim politikaları ve uygulamalarıyla mümkün olabilecektir. Sorumlu
korumdaki devlet organları Pekin Pekin+5 taahhütlerini yerine getirmelidir.
Öncelikle kırsal alanda kız çocuklarının nüfusa kayıt olması sağlanmalı, kızların okula
düzenli devamı konusunda (kızların okula kaydedildikten sonra tarlaya çalışmaya ya da iç
göçle başka bir kente gitmeleri durumunda oluşan) eğitimden gizli uzak kalma sorununu
takip edecek mekanizmalar geliştirilmelidir.
Eğitimdeki burs, barınma, araç gereç vb imkanlardan yararlanmada eşitliğin sağlanması
hedeflenmeli ve bu durum sayısal verilerle izlenmeli, kızlar lehine geçici özel önlemler
alınmalıdır.
Ders kitaplarında bulunan ayrımcı öğeler ayıklanmalı ve sürekli denetlenmelidir.
Ana–baba eğitimine ve eğitimcilerin hizmet içi eğitimine özel önem verilmelidir.
Okul çağındaki bedensel ve öğrenme engelli kız öğrencilerle mahkum kadınları, eğitime
ve topluma kazandırma yönünde özel çalışmalar yapılmalıdır.
Kız çocukları ve kadınların eğitim hakkını kullanmaları yönünde destek ve teşvik
politikaları süreklileştirilmelidir.
8
şekilde değiştirilmeli. Okulların yoğunluklu olarak bulunduğu bölgelerde Okul Öncesi
Kurumlar açılmalıdır.
EĞİTİM ve BİLİM EMEKÇİSİ KADINLARIN ACİLEN ÇÖZÜM BEKLEYEN
SORUNU: SÜT İZNİ
9
Bu genelgenin en kısa zamanda çekilerek yasada açıkça tanınmış olan süt izni
hakkının kullanımını sağlayacak şekilde yeniden düzenlenmesini talep etmekteyiz.
Türkiye’de kadın istihdam oranının en yüksek olduğu alanların başında eğitim sektörü
gelmektedir. 2004 yılı verilerine göre kadın öğretmenlerin oranı %45’tir. Eğitim işkolundaki
en büyük sendikalardan birisi olan Eğitim Sen ise kadın üye oranının en yüksel olduğu
sendika durumundadır. Sendikamız eğitimde, çalışma yaşamında ve toplumsal yaşamın her
alanında toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması konusunda duyarlılık sahibidir; bu
duyarlılığını bütün çalışmalarına yansıtmaktadır. Merkezi düzeyde oluşturduğumuz ve yerel
örgütlerimizde de hayata geçirdiğimiz kadın sekreterlikleri de bu duyarlılığımızın bir
ürünüdür.
Eğitim Sen’in kuruluşundan itibaren gösterilen duyarlılığa rağmen ne yazık ki sendika içinde
cinsiyet eşitliği açısından henüz istenilen bir düzeye erişebilmiş değiliz. İşkolumuzun ve
sendika üyelerimizin yarıya yakının kadınlardan oluşmasına karşın, sendika yönetim
organlarındaki kadın oranı %20 civarında kalmıştır. Denetleme ve disiplin kurullarımızda
kadın yer almamakta, üst kurul delegelerinin ise sadece %12’sini kadınlar oluşturmaktadır.
10
EĞİTİM SEN’İN DE YER ALDIĞI KAMU EMEKÇİLERİ SENDİKALARI
KONFEDERASYONU/KESK’İN ÇALIŞMA YAŞAMINDA, TOPLUMDA VE
EĞİTİMDE CİNSİYET EŞİTLİĞİNİ SAĞLAMAYA YÖNELİK ÖNEMLİ
KAMPANYALARI
• Eğitim Sen 1. Kadın Kurultayı: Yaklaşık iki yıllık bir ön hazırlığın ardından 2004
yılında düzenlenen Kadın Kurultayının amacı, işkolumuzdaki kadınların çalışma
yaşamında, eğitimde ve sendikalarda karşılaştıkları güçlükleri saptamak ve bu güçlüklere
karşı yürütülecek mücadele stratejilerini belirlemek; alınan kararları sendikanın genel
politikalarının bir parçası haline getirmekti. Kurultayda alınan kararlar doğrultusunda
kadın sekreterliğimizin çalışma programı oluşturulmuş, eylem takvimi şenlendirilmiştir.
• Dünya Kadın Yürüyüşü: Kadın Sekreterliği, amaçlarına ulaşmada ulusal ve uluslar arası
düzeydeki kadın örgütleri ile ilişki içinde olmayı, ortak etkinlikler düzenlemeyi
önemsemektedir. Bu doğrultuda 2000 ve 2005 yıllarında Dünya Kadın Yürüyüşü Türkiye
etabında etkin bir şekilde yer alınmıştır.
4
Bu kampanya sonucunda Devlet Bakanlığı’nın 7/12/2001 tarihli 33480 sayılı yazısı üzerine, “Kamu Kurum ve
Kuruluşlarında Çalışan Personelin Kılık ve Kıyafetine Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına İlişkin
Yönetmelik”in yürürlüğe konulması sonucunda kamu çalışanı kadınlar pantolon giyinme hakkını elde
etmişlerdir.
11
kamu çalışanı kadınların çalışma yaşamından kaynaklı sorunlarını çözmek ve kadınların
sendikal katılımını yükseltmektir.
Kampanya talepleri arasında yer vermiş olduğumuz kreş talebi çocuk sahibi kamu emekçileri
açısından oldukça yakıcı bir sorun durumundadır.
Kampanyanın Gerekçesi:
Kamuda çalışanların yaklaşık %34’ü kadındır. Yine sektörel anlamda bazı işkollarında kadın
oranı oldukça yüksektir. Cinsiyetçi politikalar kadınları yok sayıyor, yedek işgücü olarak
görüyor, işyerine şiddete ve tacize maruz kalıyor, bilgi ve birikimi yeterli olduğu halde terfi ve
atamalarda mağdur oluyor, yükselemiyor. Bugün kamu kurum ve kuruluşlarının üst
yönetimlerinde kadınlar yok denecek kadar azdır. Yine Hükümet ILO sözleşmelerindeki
eşitlik politikalarına çekince koyarak, kadınların hak ve çıkarlarını gömemezlikten geliyor.
Kadının işgücüne katılım oranı 80’lerde yüzde 40 iken, şimdi dramatik bir biçimde yüzde
23’e düşmüştür. 1964 yılında ILO tarafından kabul edilen 1977 yılında Türkiye’nin
onayladığı “122 Sayılı İstihdam Politikası Sözleşmesi”, sözleşmeyi onaylayan ülkelerin kadın
istihdamına özel önem vermesi gerektiği açısından önemlidir. İstihdamda işe almada kadın-
erkek eşitliğinin sağlanacağı bu sözleşmede ifade ediliyor. Fakat bu sözleşmeye rağmen
kamuda üst düzey yönetimlerde kadın yok denecek kadar azdır.
Yine Hükümet tarafından çıkarılması öngörülen Sosyal Güvenlik Yasa Tasarısı, Kamu
Personel Rejimi Yasa Tasarısı en çok kadınları mağdur edecektir. Güvencesiz ve olumsuz iş
koşullarında çalışan kadınlar için emeklilik bir hayal olacaktır. Eğitim, sağlık, sosyal güvenlik
gibi temel hizmetlere kadınlar daha zor ulaşacaktır.
Yukarıda saydığımız birçok neden kadınların sendikal mücadeleye katılımı için bizlere görev
yüklemektedir. Kısaca sendikalarımızın kongre kararları gereği, kadınların kadın olmaktan
kaynaklanan sorunlarına sahip çıkmak, cins ayrımcı politikalara karşı mücadele etmek en
temel görevlerindendir. Bir bütün olarak örgütümüzün kampanyayı sahiplenmesi, kadınların
sendikal mücadeleye katılımının önünü açacak, sendikalarımızı ve kadınları güçlendirecektir.
Kampanyanın Hedefleri:
12
• Cinsiyetçi düzenleme ve uygulamalara karşı kamu emekçisi kadınlar arasında
dayanışmayı geliştirme ve güçlendirmek.
• Kadınların ortak ve özgür talepleri ile eğitim, panel, sempozyumlarla toplumsal bilinci
geliştirme, gibi sendikal faaliyetleri içerir.
Kampanyanın Talepleri :
Kampanyanın Araçları:
13
• Sanatçı, bilim kadını, gazeteci gibi kadınlardan kadınlara çağrı
• Kampanyanın basın ile paylaşımı
• Kadınların sendikalara üye olmalarını ifade eden cd,
• Bildiri (talepleri ifade eden)
• Afiş
• El broşürü
• Kampanyanın başlangıcında talepleri içeren imza kampanyası
• En az 10 soruluk kadınların sendikadan ne beklediğini anlamamızı sağlayacak anket
çalışması
• İllerde bölgesel düzeyde panel, söyleşi, eğitim faaliyeti, şenlik vb… etkinlikler
• Kokart
Saygılarımla
Elif Akgül Ateş
Eğitim Sen Merkez Kadın Sekreteri
5
Kadının Sorunları ve Statüsü Genel Müdürlüğünün yürüttüğümüz kampanya taleplerine ilişkin
konfederasyonumuza gönderdiği ve aşağıda yer verdiğimiz yanıt yazısı söz konusu olumlu etkinin ve diyalogun
örneklerinden biridir.
KAMU EMEKÇİLERİ SENDİKALARI KONFEDERASYONU (KESK) BAŞKANLIGINA
Konfederasyonumuza bağlı ekli listede belirtilen sendikalardan Devlet Bakanlığımıza intikal eden ve aynı
içerikli olmak Üzere 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununa göre çalışan kadınların doğum izinlerine ilişkin
taleplerin yer aldığı dilekçeler incelenmiştir.
Söz konusu dilekçelerde yer alan işyerlerinde kreş açılması ve biran önce ILO'nun 183 Sayılı Annelik Koruması
Sözleşmesinin onaylanarak hayata geçirilmesi için gerekli önlemlerin alınması talepleri ilgisi nedeniyle Çalışma
ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına iletilmiştir.
Aynı içerikli dilekçelerde söz konusu Ücretli doğum izin sürelerinin doğum öncesi 6, doğum sonrası 18 hafta
olmak Üzere toplam 24 haftaya çıkarılmasına ilişkin talep ise halen sürdürmekte olduğumuz "Devlet Memurları
Kanunu, İş Kanunu ve Sosyal Sigortalar Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı Taslağı"
çalışmalarında değerlendirilecektir.
Durumun ekli listede yer alan sendika şubelerine iletilmesi hususunda bilgilerinizi ve gereğini rica ederim.
Leyla COŞKUN ÇINAR
Genel MÜdÜr V.
Adres:Meşrutiyet Cad.No:19 Kat:4-5-7-8 06650 Bakanlıklar/ANKARA Tel:4192979 Fax:41S4917
14
EĞİTİM SEN’İN EĞİTİMDEKİ CİNSİYET AYRIMCILIĞINI GÖRÜNÜR KILMAYA
VE DUYARLILIK OLUŞTURMAYA YÖNELİK ARAŞTIRMALARI
A) İLKÖĞRETİM
Yüzde
Erkek Kadın
Marmara 86,21 13,79
Ege 89,86 10,14
İç Anadolu 91,58 8,42
Akdeniz 88,28 11,72
Karadeniz 92,55 7,45
Güneydoğu 83,33 16,67
Doğu Anadolu 97,37 2,63
Toplam 90,04 9,96
1. Derecede Gelişmiş İller 85,06 14,94
2. Derecede Gelişmiş İller 85,79 14,21
3. Derecede Gelişmiş İller 94,19 5,81
4. Derecede Gelişmiş İller 91,50 8,50
5. Derecede Gelişmiş İller 100,00 0,00
Toplam 90,04 9,96
En alt 87,76 12,24
Alt 92,48 7,52
Orta alt 94,02 5,98
Orta 90,22 9,78
Üst 86,60 13,40
En üst 93,75 6,25
Toplam 90,04 9,96
15
Erkek Kadın
10
0 10 20 30 40 50 60 70 80 90 0
Marmara 86,21
13,79
Ege 89,86
10,14
İç Anadolu 91,58
8,42
Akdeniz 88,28
11,72
Karadeniz 92,55
7,45
Güneydoğu 83,33
16,67
Doğu Anadolu 97,37
2,63
Toplam 90,04
9,96
1. Derecede Gelişmiş İller 85,06
14,94
2. Derecede Gelişmiş İller 85,79
14,21
3. Derecede Gelişmiş İller 94,19
5,81
4. Derecede Gelişmiş İller 91,5
8,5
5. Derecede Gelişmiş İller 100
0
Toplam 90,04
9,96
En alt 87,76
12,24
Alt 92,48
7,52
Orta alt 94,02
5,98
Orta 90,22
9,78
Üst 86,6
13,4
En üst 93,75
6,25
Toplam 90,04
9,96
Müdür, müdür başyardımcısı ve müdür yardımcılıkları ile ilgili detaylar aşağıda verilmektedir.
Müdürlük
Müdürlükler hem branş, hem de cinsiyet açısından bariz şekilde farklılaşmaktadır. Sadece
erkek işi değil, aynı zamanda sınıf ve branş öğretmeni işidir.
(%)
16
Okul Öncesi Öğretmeni 0,4
Rehber Öğretmeni 1,5
Özel Eğitim Öğretmeni 0,0
Sınıf Öğretmeni 49,2
Müzik Öğretmeni 0,0
Resim 0,8
İş Eğitimi 0,8
Beden Eğitimi 0,4
Din K./Ahlak 3,8
Türkçe 6,9
Sosyal Bilgiler 11,2
Fen Bilgisi 11,9
Matematik 8,5
İngilizce/Almanca/Fran. 2,7
Bilgisayar 0,0
Sözleşmeli 0,0
Eğitim Bilimleri 1,5
Ziraat 0,4
Toplam 100
Müdürlerin branşlara göre dağılımı dikkate alındığında bazı önemli sonuçlar şu şekilde
özetlenebilir:
• Eğitim Bilimleri kökenliler ile Sosyal Bilgiler ve Fen Bilgisi Öğretmenleri mevcut kadro
durumlarına göre yaklaşık 2-3 kat daha fazla oranda müdür olma şansı yakalamaktadır.
• Matematik, Din Kültürü ve Ahlâk ile Sınıf Öğretmenleri de müdürlükte mevcut kadro
oranlarından daha yüksek temsil edilmektedir.
• Müzik, Özel Öğretim ve Bilgisayar Öğretmenleri müdürlükte hiçbir şansa sahip
olmazken, Okul Öncesi, İş Teknik, Resim ve Beden Öğretmenleri de çok düşük oranlarda
temsil edilmektedir.
• Özel Öğretim ve Bilgisayar Öğretmenlikleri görece daha genç yaştaki bir grubu
oluşturmakta ise de, Okul Öncesi, Müzik, Resim, Beden ve İş Teknik gibi alanların
özellikle dezavantajlı olduğu ileri sürülebilir.
17
Müdürlerin Branşları
Resim 0,80
İş Eğitimi 0,80
Türkçe 6,90
Matematik 8,50
İngilizce/Almanca/Fran. 2,70
Bilgisayar 0,00
Sözleşmeli 0,00
Ziraat 0,40
Bölgesel Farklar:
Müdürlük erkek mesleği olarak öne çıktığı kadar, başka daha derin izleri de yansıtmaktadır.
Üç bölgede (Karadeniz, Güneydoğu ve Doğu Anadolu) toplam 42 okuldan hiçbirinde kadın
müdüre rastlanmamıştır.
18
Müdürlerin Cinsiyet
Gruplarına Göre Dağılımı
Yüzdesi
Erkek Kadın
Marmara 90,48 9,52
Ege 100,00 0,00
İç Anadolu 98,36 1,64
Akdeniz 97,37 2,63
Karadeniz 100,00 0,00
Güneydoğu 100,00 0,00
Doğu Anadolu 100,00 0,00
İlin Gelişmişlik
Derecesi 97,33 2,67
1. Derecede Gelişmiş
İller 90,48 9,52
2. Derecede Gelişmiş
İller 96,55 3,45
3. Derecede Gelişmiş
İller 100,00 0,00
4. Derecede Gelişmiş
İller 100,00 0,00
5. Derecede Gelişmiş
İller 100,00 0,00
Okulun Konumu 97,33 2,67
En alt 96,77 3,23
Alt 97,73 2,27
Orta alt 100,00 0,00
Orta 94,64 5,36
Üst 98,08 1,92
En üst 100,00 0,00
97,33 2,67
Müdür başyardımcılığı ile ilgili en önemli bulgu, “Batıya” ve “Akdeniz’e” doğru, iller
geliştikçe ve “okulun statüsü yükseldikçe” başyardımcılık oranı yükseliyor.
19
Bazı önemli bulgular şu şekildedir:
Yüzdesi
Erkek Kadın
Marmara 83,33 16,67
Ege 100,00 0,00
İç Anadolu 91,30 8,70
Akdeniz 95,00 5,00
Karadeniz 100,00 0,00
Güneydoğu 60,00 40,00
Doğu Anadolu 87,50 12,50
İlin Gelişmişlik Derecesi 89,80 10,20
1. Derecede Gelişmiş İller 88,46 11,54
2. Derecede Gelişmiş İller 83,33 16,67
3. Derecede Gelişmiş İller 96,77 3,23
4. Derecede Gelişmiş İller 85,71 14,29
5. Derecede Gelişmiş İller 100,00 0,00
Okulun Konumu 89,80 10,20
En alt 85,71 14,29
Alt 91,67 8,33
Orta alt 93,33 6,67
Orta 86,36 13,64
Üst 90,00 10,00
En üst 100,00 0,00
Toplam 89,80 10,20
Müdür yardımcılığı nerdeyse okul başına 2 düzeyinde bir standarda kavuşmuş gözükmektedir.
Bazı önemli sonuçlar şu şekildedir:
• Okul başına yaklaşık 2 müdür yardımcısı bulunmaktadır.
• Okullar arasında konumlarına göre bir farklılaşma gözlemlenmektedir. “Üst” konuma
doğru yardımcı sayısı artış göstermektedir.
• Müdür yardımcılığı cinsiyetlere göre yaklaşık 7 erkeğe karşılık 1 kadın şeklinde
gerçekleşmektedir. 389 erkeğe karşılık 61 kadın müdür yardımcılığı görevi yapmaktadır.
20
• Diğer bölgelerde kadınların erkeklere oranı % 12-20 arasında değişirken Doğu
Anadolu’da kadın müdür yardımcısı sayısı 45 erkeğe karşılık 1 kadın olarak
gerçekleşmektedir.
• Cinsiyet dağılımı açısından genel bir eğilime illerin gelişmişlik düzeyinde rastlanmaktadır.
İlk üç gelişme grubuna göre gelişmemiş grupta kadın yardımcı oranı düşmektedir.
Yüzde
Erkek Kadın
Marmara 84,81 15,19
Ege 81,08 18,92
İç Anadolu 88,14 11,86
Akdeniz 82,76 17,24
Karadeniz 87,93 12,07
Güneydoğu 80,77 19,23
Doğu Anadolu 97,78 2,22
İlin Gelişmişlik Derecesi 86,44 13,56
1. Derecede Gelişmiş İller 81,40 18,60
2. Derecede Gelişmiş İller 80,56 19,44
3. Derecede Gelişmiş İller 90,71 9,29
4. Derecede Gelişmiş İller 88,30 11,70
5. Derecede Gelişmiş İller 100,00 0,00
Okulun Konumu 86,44 13,56
En alt 83,02 16,98
Alt 89,61 10,39
Orta alt 90,91 9,09
Orta 88,68 11,32
Üst 81,10 18,90
En üst 90,48 9,52
86,44 13,56
Sonuç olarak; Toplumumuzda olduğu gibi okul yöneticiliğinde de erkek egemen bir
anlayışın olduğunu vurgulamak istiyoruz. Yapılan tüm araştırmalar ilköğretimde ve
ortaöğretimde kadın yönetici sayısının yok denecek kadar az olduğunu ortaya koymaktadır.
Oysa eğitim öğretim alanında çalışanların %50’sini kadınlar oluşturmaktadır. Bu durum,
Türkiye’de kadına yönelik geleneksel bakış açısının bir sonucudur.
Son dönemde yapılan müdür yardımcılığı sınavların başvuranların % 40’a yakının kadınlar
oluşturmaktadır. Ancak, atamalarda, atama komisyonlarının takdir puan yetkisini erkeklerden
yana kullandığını özellikle belirtmek gerekmektedir.
21
B-) ORTAÖĞRETİM
Örneklemde 206 müdür, 157 müdür başyardımcısı ve 637 müdür yardımcısı yer almış
olup; yönetici konumunda 851 erkeğe karşılık sadece 149 kadın bulunuyor.
Cinsiyetlere göre ayrımlaşma üç büyük kent ile Karadeniz’de görece daha az (1/4, 1/5
düzeyinde), diğer bölgelerde neredeyse mutlak erkek lehine bulunuyor (yaklaşık 1/10).
Yönetici Dağılımı
Yüzde
Erkek Kadın
Cinsiyet 85.10 14.90
Bölge 85.10 14.90
İstanbul 72.22 27.78
Ankara 82.35 17.65
İzmir 74.55 25.45
Marmara 86.72 13.28
Ege 93.55 6.45
İç Anadolu 87.43 12.57
Akdeniz 92.19 7.81
Karadeniz 82.52 17.48
Güneydoğu 84.85 15.15
Doğu Anadolu 90.43 9.57
İlin Gel. Der. 85.10 14.90
İstanbul 72.22 27.78
Ankara 82.35 17.65
İzmir 74.55 25.45
1. Der. Gel. İller 88.16 11.84
2. Der. Gel. İller 87.59 12.41
3. Der. Gel. İller 90.40 9.60
4. Der. Gel. İller 80.00 20.00
5. Der. Gel. İller 91.87 8.13
Okul Türü 85.10 14.90
İmam Hatip, AİH 96.97 3.03
Kız Meslek, KT, AKML 52.07 47.93
Endüstri Meslek, ET, AEML 90.31 9.69
Ticaret, AT 81.21 18.79
Lise, SL 92.83 7.17
Anadolu 87.40 12.60
Toplam 85.10 14.90
22
Müdürlük: Normal Lisede Kadın Müdür Yok Gibi
Müdürlükler hem cinsiyet, hem de okul türleri açısından bariz şekilde farklılaşıyor. Müdür
konumundakilerin sadece % 11,65’i kadın, gerisi erkeklerden oluşuyor. Yani 1/10’luk bir
farklılaşma bulunuyor.
Örneklem kapsamında İmam Hatip Liseleri ile birlikte normal liselerde de hiçbir kadın
müdüre rastlanmıyor. Kız Meslek Lisesi müdürleri genellikle kadın olup, Anadolu Liselerinde
de % 13,50 ile kadınlar temsil edilme fırsatı buluyor.
Müdür Dağılımı
Yüzde
Erkek Kadın
Cinsiyet 88.35 11.65
Erkek 88.35
Kadın 11.65
Bölge 88.35 11.65
İstanbul 88.89 11.11
Ankara 91.67 8.33
İzmir 88.89 11.11
Marmara 91.67 8.33
100.0
Ege 0 0.00
İç Anadolu 87.18 12.82
Akdeniz 93.33 6.67
Karadeniz 91.30 8.70
Güneydoğu 80.65 19.35
Doğu Anadolu 82.61 17.39
İlin Gel. Der. 88.35 11.65
İstanbul 88.89 11.11
Ankara 91.67 8.33
İzmir 88.89 11.11
1. Der. Gel. İller 92.86 7.14
2. Der. Gel. İller 89.29 10.71
3. Der. Gel. İller 94.29 5.71
4. Der. Gel. İller 82.35 17.65
5. Der. Gel. İller 82.14 17.86
Okul Türü 88.35 11.65
100.0
İmam Hatip, AİH 0 0.00
Kız Meslek, KT, AKML 29.17 70.83
Endüstri Meslek, ET, AEML 97.50 2.50
Ticaret, AT 96.43 3.57
100.0
Lise, SL 0 0.00
Anadolu 86.49 13.51
23
Toplam 88.35 11.65
Erkek Kadın
0 10 20 30 40 50 60 70 80 90 100
Toplam 88.35
11.65
İstanbul 88.89
11.11
Ankara 91.67
8.33
İzmir 88.89
11.11
Marmara 91.67
8.33
Ege 100.00
0.00
İç Anadolu 87.18
12.82
Akdeniz 93.33
6.67
Karadeniz 91.30
8.70
Güneydoğu 80.65
19.35
Doğu Anadolu 82.61
17.39
Toplam 88.35
11.65
İstanbul 88.89
11.11
Ankara 91.67
8.33
İzmir 88.89
11.11
1. Der. Gel. 92.86
7.14
2. Der. Gel. 89.29
10.71
3. Der. Gel. 94.29
5.71
4. Der. Gel. 82.35
17.65
5. Der. Gel. 82.14
17.86
Toplam 88.35
11.65
İmam Hatip, AİH 100.00
0.00
Kız Meslek, KT, AKML 29.17
70.83
Endüstri M., ET, AML 97.50
2.50
Ticaret, AT 96.43
3.57
Lise, SL 100.00
0.00
Anadolu, AÖL 86.49
13.51
Ama sonuçlar böyle bir örtüşmeyi göstermiyor, aksine branşlara göre önemli ayrışmalara
işaret ediyor.
24
Branşlara Göre Müdür Dağılımı
Branşl Sadece Liseler
ar Öğretmen Yüzdesİ Müdürlük Yüzdesi
Türk Dili 19.04 17.2
Tarih 9.20 25.9
Coğrafya 6.60 3.4
Felsefe 5.22 1.7
Fen Bil. 16.47 22.4
Matematik 18.23 17.2
İngilizce 10.55 1.7
Meslek 0.0 0.0
Öğr.
Resim 3.08 0.0
Beden Eğ. 5.92 1.7
Din 8.6
K./Ahlak 2.84
Total 100.0
Müdürlerin branşlara göre dağılımı dikkate alındığında bazı önemli sonuçlar şu şekilde
özetlenebilir:
• Tarih öğretmenleri neredeyse üç katı ağırlıkla (öğretmen % 5,81, müdür % 14.00)
müdürlük yapıyor.
• Meslek Öğretmenleri ile Din Kültürü ve Ahlâk Öğretmenleri de müdürlükte mevcut kadro
oranlarından daha yüksek temsil ediliyor.
• İngilizce öğretmenleri neredeyse oranlarının 1/7, Felsefe Grubu Öğretmenleri de 1/3’ü
daha az ağırlıkla müdür olma şansı buluyor.
0.00 5.00 10.00 15.00 20.00 25.00 30.00 35.00 40.00 45.00
Tarih 5.81
14.00
Coğrafya 3.84
3.00
Felsefe 3.14
1.50
Matematik 11.62
7.00
İngilizce 10.16
3.00
Resim 1.90
1.50
25
Sadece Normal Liselere de bakıldığında bu genel eğilim sürüyor. Özellikle tarih öğretmenleri,
hızla yükselme şansı buluyor.
Tarih 9.20
25.90
Coğrafya 6.60
3.40
Felsefe 5.22
1.70
Matematik 18.23
17.20
İngilizce 10.55
1.70
Müdür başyardımcılığı ile ilgili en önemli bulgu, “Batıya” ve “Akdeniz’e” doğru, iller
geliştikçe ve “okulun statüsü yükseldikçe” başyardımcılık oranı yükseliyor.
• Büyük illerde neredeyse her okulda müdür başyardımcısı bulunurken bu oran küçük
illerde düşüyor.
• Yine 1. ve 2. derecede gelişmiş illerde okulların hemen tamamında başyardımcı
bulunurken diğerlerinde bu oran bir miktar düşüyor.
• Cinsiyete göre dağılımına bakıldığında erkek ağırlığının yine (müdürlerde olduğu gibi)
yüksek olduğu görülüyor. 141 erkeğe karşılık 16 kadın başyardımcılık yapıyor.
• Bu sonuçlara göre kadınlar nerdeyse 10’a 1 düzeyinde kalıyor.
26
Müdür Başyardımcısı Dağılımı
Yüzde
Erkek Kadın
Cinsiyet 89.81 10.19
Bölge 89.81 10.19
İstanbul 64.29 35.71
Ankara 90.00 10.00
İzmir 75.00 25.00
Marmara 86.96 13.04
Ege 100.00 0.00
İç Anadolu 93.10 6.90
Akdeniz 100.00 0.00
Karadeniz 92.86 7.14
Güneydoğu 95.24 4.76
Doğu Anadolu 94.74 5.26
İlin Gel. Der. 89.81 10.19
İstanbul 64.29 35.71
Ankara 90.00 10.00
İzmir 75.00 25.00
1. Der. Gel. İller 85.71 14.29
2. Der. Gel. İller 93.02 6.98
3. Der. Gel. İller 100.00 0.00
4. Der. Gel. İller 90.48 9.52
5. Der. Gel. İller 95.24 4.76
Okul Türü 89.81 10.19
İmam Hatip, AİH 100.00 0.00
Kız Meslek, KT,
AKML 70.59 29.41
Endüstri Meslek, ET,
AML 90.63 9.38
Ticaret, AT 77.27 22.73
Lise, SL 95.35 4.65
Anadolu, AÖL 96.55 3.45
Toplam 89.81 10.19
27
Erkek Kadın
0 10 20 30 40 50 60 70 80 90 100
Toplam 89.81
10.19
İstanbul 64.29
35.71
Ankara 90.00
10.00
İzmir 75.00
25.00
Marmara 86.96
13.04
Ege 100.00
0.00
İç Anadolu 93.10
6.90
Akdeniz 100.00
0.00
Karadeniz 92.86
7.14
Güneydoğu 95.24
4.76
Doğu Anadolu 94.74
5.26
Toplam 89.81
10.19
İstanbul 64.29
35.71
Ankara 90.00
10.00
İzmir 75.00
25.00
1. Der. Gel. 85.71
14.29
2. Der. Gel. 93.02
6.98
3. Der. Gel. 100.00
0.00
4. Der. Gel. 90.48
9.52
5. Der. Gel. 95.24
4.76
Toplam 89.81
10.19
İmam Hatip, AİH 100.00
0.00
Kız Meslek, KT, AKML 70.59
29.41
Endüstri M., ET, AML 90.63
9.38
Ticaret, AT 77.27
22.73
Lise, SL 95.35
4.65
Anadolu, AÖL 96.55
3.45
28
Müdür Yardımcıları: Doğu Anadolu Farkı
179 okulda 637 müdür yardımcısı görev yapıyor.
29
Erkek Kadın
0 10 20 30 40 50 60 70 80 90 100
Toplam 82.89
17.11
İstanbul 68.97
31.03
Ankara 78.26
21.74
İzmir 71.05
28.95
Marmara 85.19
14.81
Ege 90.48
9.52
İç Anadolu 86.09
13.91
Akdeniz 89.47
10.53
Karadeniz 77.27
22.73
Güneydoğu 83.75
16.25
Doğu Anadolu 91.78
8.22
Toplam 82.89
17.11
İstanbul 68.97
31.03
Ankara 78.26
21.74
İzmir 71.05
28.95
1. Der. Gel. 87.50
12.50
2. Der. Gel. 85.63
14.37
3. Der. Gel. 87.07
12.93
4. Der. Gel. 76.67
23.33
5. Der. Gel. 94.59
5.41
Toplam 82.89
17.11
İmam Hatip, AİH 94.12
5.88
Kız Meslek, KT, AKML 55.00
45.00
Endüstri M., ET, AML 88.71
11.29
Ticaret, AT 77.78
22.22
Lise, SL 89.83
10.17
Anadolu, AÖL 83.61
16.39
30
2-) ÜNİVERSİTE YÖNETİMLERİNDE KADINLARA YER YOK
Eğitim Sen rektörlük seçimlerinin yapılmakta olduğu bir dönemde bu soruna dikkat çekmek
amacıyla bölgelere ve kentlerin gelişmişlik düzeyine göre seçtiği 16 kamu üniversitesinin
yönetim hiyerarşisini araştırdı. Araştırma, üniversitelerdeki yönetsel kadroların ezici
çoğunluğunun erkeklerce doldurulduğunu göstermiştir.
Araştırmanın Kapsamı
1- Ankara Üniversitesi/Ankara
2- Gazi Üniversitesi/Ankara
3-Boğaziçi Üniversitesi/İstanbul
4- İstanbul Üniversitesi/İstanbul
5- Ege Üniversitesi/İzmir
6- 9 Eylül Üniversitesi/İzmir
7- 19 Mayıs Üniversitesi/Samsun
8- Karadeniz Teknik Üniversitesi/Trabzon
9- Atatürk Üniversitesi/ Erzurum
10- 100. Yıl Üniversitesi/ Van
11- Dicle Üniversitesi/ Diyarbakır
12- Mersin Üniversitesi/ Mersin
13- Muğla Üniversitesi/Muğla
14- Celal Bayar Üniversitesi/ Manisa
15- Trakya Üniversitesi/ Tekirdağ
16- Selçuk Üniversitesi/ Konya
1- Rektör
2- Rektör Yardımcısı
3- Dekan
4- Dekan Yardımcısı
5- Enstitü Müdürü
6- Bölüm Başkanı
Rektör
Erkek: %93.8
Kadın: %6.2
31
Rektör yardımcısı
Erkek: %88.7
Kadın: 11.3
Dekan
Erkek %86.3
Kadın: 13.7
Dekan Yardımcısı
Erkek: %72.4
Kadın: 27.6
Enstitü Müdürü:
Erkek: %83.1
Kadın: 16.9
Bölüm Başkanı:
Erkek: %77.3
Kadın: %22.7
Zaten az olan kadın oranının yönetim hiyerarşisinin tepesine doğru daha da azaldığı
görülmektedir. Başka bir ifade ile en üst düzeydeki yönetsel organlar daha çok erkekler
tarafından işgal edilmekte, daha aşağılara inildikçe kadınlara kısmen yer açılabilmektedir. 16
üniversitede yönetim hiyerarşisinin en üstünde yer alan rektörlükteki kadın oranının %6.2
iken, rektör yardımcılığında %11.3, dekanlıkta % 13.7, dekan yardımcılığında ise 27.6
oranında kadın bulunması bunun bariz bir göstergesidir.
Ankara’da Ankara Üniversitesi ile Gazi Üniversitesi arasında da bu açıdan bir fark olduğu
gözlenmektedir. Elde edilen sayısal verilere göre Ankara Üniversitesinde yönetsel
kademelerde bulunan akademik personelin %72.5 erkeklerden ve %27.5’i kadınlardan
oluşurken Gazi Üniversitesinde kadınların oranı daha da düşmektedir. Gazi Üniversitesindeki
oranlar sırasıyla %78.6 erkek ve %21.4 kadındır.
Bu veriler ışığında yapılmakta olan son rektörlük seçimlerine bakıldığında, kadınlar lehine
olumlu gelişmeler olduğu izlenimi uyanmaktadır. Bilindiği gibi ülkemizdeki kamu
32
üniversitelerinin sadece ikisinin, ikisi de İstanbul’da bulunan Boğaziçi ve Marmara
Üniversitelerinin rektörleri kadındır (%3.7). Son yapılan rektörlük seçimlerinde ise 15
üniversiteden çıkan toplam 103 rektör adayının 8’inin kadınlardan oluştuğu görülmektedir.
Başka bir ifade ile adayların %7.9’unu kadınlar oluşturmaktadır.
Şu anda 4 kadın aday diğer adayları geride bırakarak ilk sıraya yerleşmiş bulunmaktadır.
Bunlar Kocaeli Üniversitesi, Zonguldak Karaelmas Üniversitesi, Tokat Gaziosman Paşa
Üniversitesi ile Balıkesir Üniversitesindeki adaylardır. Dört kadın aday arasında en yüksek
oyu Kocaeli Üniversitesindeki aday almıştır. İlk sıra adaylarının yanı sıra Manisa Celal Bayar
Üniversitesinde de ikinci sırada bir kadın aday yer almaktadır. Önceki yıllarda kadın aday
sayısının daha az olduğu ve ilk sırada hiç yer almadıkları düşünüldüğünde bu durumun bir
gelişme olduğu sonucu çıkartılabilir.
33
3-) “Eğitim İşkolu Çalışanı Kadınların Çalışma Yaşamından Kaynaklı Sorunların
Tespiti Anketi
Eğitim Sen Merkez Kadın Sekreterliği’nin AÜ. Eğitim Bilimleri Fakültesinden Dr. Fevziye
Sayılan’nın desteği ile 2004 yılında gerçekleştirdiği bu anket eğitim sektöründe çalışan
kadınların (öğretmen, öğretim elemanı, memur ve hizmetli) sorunlarını tespit etmeyi
amaçlamıştır. Söz konusu araştırma, Türkiye genelinde 24 ilde toplam 1853 kadın ile yapılan
anket sonuçlarının analizine dayanmaktadır.
Kişisel Bilgiler
Anketi yanıtlayan kadın çalışanların mesleklere dağılımı
Öğretmen % 70.7
Memur % 8.9
Hizmetli % 3.7
Öğretim Elemanı % 8.9
Yönetici % 1.1
34
Toplam 1853
Eğitim sektöründe çalışan kadınların % 58’i siyasi konulara ilgi duyduklarını belirtmiştir.
Türkiye’nin en önemli üç sorunu konusunda ise çalışan kadınların düşünceleri şöyledir:
Eğitim ve Sağlık sorunları % 44.3
İnsan Hakları İhlalleri % 37.9
Hayat Pahalılığı % 34.3
Yolsuzluk ve rüşvet % 28.0
Kadınların herhangi bir kadın örgüte ya da kadın grubuna üyelik ya da katılım oranı ise % 3.4
gibi son derece düşük düzeydedir.
Kadınların çalışma yaşamına ilişkin olarak öncelikli sorunları konusundaki görüşleri şöyledir.
En önemli sorun olarak ücret düzeyinin düşüklüğünü (% 34.1 ), ikinci olarak yöneticilerin
keyfi tutumunu ( 28.0), üçüncü olarak da işyerinde kreş olmamasını (10.8) görmektedirler.
Çalışma yaşamında kadınlara yönelik olarak işe almada (% 40.1), terfi ve atamalarda( %32),
hizmet içi eğitimden yararlanmada ( % 17), ücret ve çeşitli ödemelerde (% 16.1), işten
çıkarmada ( %15.1) ve emeklilikte (3.9) ayrımcılık yapıldığını düşünüyor.
Eğitim sektöründe çalışan kadınların yarısı (48.4) yöneticilerin çoğunlukla erkek olmasını en
rahatsız edici cinsiyetçi uygulama olarak görmektedir. İkinci olarak erkek öğrencilerin kız
öğrencilere ve kadın öğretmenlere yönelik cinsiyetçi tutumlarını ( 13.4) üçüncü olarak da terfi
atamalar konusundaki erkek yanlılığını (11.6) cinsiyetçilik olarak değerlendirmektedirler.
Yanı sıra kadınların beşti biri çalıştıkları işyerini erkek egemen bir ortam olarak
değerlendirmekte, % 12.8’i yöneticilerin kadın çalışanları hafife aldığını ve önemsemediğini,
% 8.7’si ise terfi ve ödül konusunda erkek yanlısı tutum sergilediğini düşünüyor.
Çalışan kadınların % 15’i işyerinde cinsel taciz ile karşılaştığını belirtmiştir. Eğitim
sektöründe cinsel tacizin asıl olarak “kadın cinselliği ile ilgili imalı sözler ve şakalar” ile
“kadınları aşağılayıp, dalga geçme” konusunda odaklandığı görülmektedir. Cinsel taciz ile
karşılaşanların çoğunluğu (% 75.2) bu durumu yalnızca iş ve iş dışındaki arkadaşlarıyla
paylaştıklarını, % 16.8’i ise bu konuda sessiz kalmayı tercih ettiğini, yalnızca % 8.4’ünün
yönetime ve sendika işyeri temsilciliğine şikayette bulunduğu görülmektedir.
35
Kadın çalışanların büyük çoğunluğu (76.1’i) yönetici olmak istemediğini belirtirken, yalnızca
dörtte biri (% 23.9) çalıştığı işyerinde yönetici olmak istediğini söylemiştir. Yönetici olmak
istemeyenlerin dörtte biri yöneticiliği tercih etmediğini, beşte biri ise zamanının olmadığını,
yüzde 15’i ise yöneticiliği kendisine uygun görmediğini belirtmiştir. Yönetici olmak
isteyenlerin üçte biri daha iyi yöneticilik yapabileceklerini, % 15’i yöneticilik vasıflarına
sahip olduğunu, % 15’i ise kadınların iyi yönetici olacağını göstermek için yönetici olmak
istediğini belirtmiştir.
Sektörde çalışan evli kadınların yarısından çoğu (% 55.5) doğum ve sonrasındaki çocuk
bakımı sorumluluklarının işteki konumunu olumsuz etkilediğini düşünüyor.
Eğitim sektöründe çalışan kadınların yarısından fazlası (%57.1) ev işleri ve çocuk bakımına
günde 3 saatten fazla, hafta sonları ise 5 saatten fazla zaman ayırırken, her üç kadından biri
bu konuda ücretli ya da ücretsiz destek almaktadır. Dört kadından biri bu desteği anne ve aile
çevresinden almaktadır. Eş desteği ise, asıl olarak geleneksel işbölümündeki erkek rollerine
uygun biçimde faturaların ödenmesi (%73.5), alış veriş (%70.3) ve eviçi tamirat işlerinde
(%55.3) odaklanmakta; çocuk bakımı (%31), yemek hazırlama (%18), ve temizlik (%20.5)
gibi kadın işi olarak görülen işlerde eş desteği düşmektedir.
Ev ve aile sorumluluklarından kalan zamanı, kadın çalışanların üçte biri arkadaş görüşmeleri
ile, yüzde 28’i kitap okuyarak, yüzde 13’ü sendikal çalışmayla, yüzde 11’i sinema, tiyatro vb
kültürel faaliyetle, yüzde 9.6’sı spor ve çeşitli hobilerle değerlendirmekte, yüzde 2.4’ü de
lisans üstü eğitim yapmaktadır. Sendika üyesi olanların ise çoğunluğu (83.4) kendi
konumunu pasif olarak değerlendirmektedir.
36