You are on page 1of 16

kuantum lei

A U S T O S 200 6 S A Y I S I N I N C R E T S Z E K D R HAZIRLAYAN : Prof. Dr. Vural Altn BTD Yayn Kurulu yesi

KUANTUM
Sa elimi ap yatay olarak uzattm diyelim, avucumda da bir ta paras var. ekli kusursuz kresel olsun, ktle merkezi geometri merkezinde, bilye gibi bir ey. Elimde byle bir nesnenin var olduundan nasl emin olabilirim, bunu nasl bilebilirim?... Bir kere, elimi yatayda sabit tutabilmek iin, kolumun arln tayor olmann yannda, bilyeye de, zerindeki yerekimi kuvvetini dengeleyecek bir kuvveti, yukarya doru uyguluyor olmam gerekir. Bu kuvveti uygulayan kol kaslarmdaki gerilimi, beynimin motor merkezinde hissederim. Ayrca motor merkezin, ilgili kaslarn uygulad kuvvet zerinde srekli olarak ince ayarlar yapmas gerekir. El, hedeflenen yatay konumun biraz altna dtnde kuvveti artrmak, yukar kaydnda da azaltmak eklinde... Bu srada ayrca, avu ii derisindeki basnca duyarl sinir ular, tan arlndan zerlerine den paylar alglamakta ve elektrokimyasal sinyallere dntrp, beyne iletmektedirler. Dolaysyla, taa dokunmakta olduumu da hissederim ve bu uyarlar, bana avucumda bir eyin bulunduunu syler. Bir de tabii grme olay var; duyularmzn en nemlilerinden birisi, belki de en nemlisi. Tatan yansyan nlardan gzn retina katmanna ulaanlarn sourulmas sonucunda oluan enerji uyars, bir nileme tabi tutulduktan sonra, keza elektrokimyasal sinyallere dntrlp, beynin grme merkezine gnderilmektedir. Grme merkezi de bu sinyallere dayanarak, beynin iinde tan grntsn ina eder. Inlar gzn ince kenarl merceinden geerken krlarak odaklandklarndan, retina zerinde oluan grnt, aslnda terstir. Bu grnt beyinde, tersine evrilerek dzeltilir. Beynin bu yeteneini ylesine kanksamzdr ki, retinadaki asl grntnn ters olduunun farknda bile deilizdir. Bu sayede, seyrettiimiz dnya manzarasnda, yerkrenin bize gre altnda baaa yrmek yerine, stnde dikine yrmekte ve gkyzn yerin altnda deil de stnde grmekteyizdir. Retinaya den grnt, frekans ayrm yapabilen koni eklindeki hcreler tarafndan ilendiinde renkliyken, retinann d eperinde younlam bulunan ve zayf k iddeti ortamlarnda gzucuyla bakarken arlkl olarak devreye giren ubuk hcreler tarafndan ilendiinde, bu hcreler frekans ayrm yapamadndan, siyah-beyazdr. Renk, siyah ve beyaz her ne demekse... Sonu olarak; arlk hissi, dokunma ve grme duyularmn yardmyla, avucumda bir tan bulunduu kanaatine kaplrm. Hatta, avucumun iindeki sinir ularndan bazlar sert-yumuak ayrm yapabildiinden, tan kat bir cisim olduunu da hissedebilir ve bundan emin olmak iin, ta azma gtrp srmay da deneyebilirim. Ki bu srada, tad alma duyusu da devreye girer. Biz insanlar iin artk bir hayli zayflam olmakla beraber, hl nemli bir duyu. Ne de olsa, besin kaynaklar aray ve temini, tandk tadlarn dierlerinden ayrdedilmesi, yaamsal neme sahip etkinlikler. Zaten bu yzden, bebekliimizin oral evresinde elimize geen nesneleri incelerken, bir kere de azmza gtrp tadna bakarz. Ancak, btn bu alg srelerini, avuta ta yokken yaamamz da mmkn. Ne de olsa, beynimizde oluan resim, tan kendisi deil, sadece grnts. Seyrettiimiz her ey; okyanuslar, dalar, bulutlar, gkyz ve yldzlar, hepsi; darda bir yerlerde deil, aslnda beynimizin iinde. Halbuki bu grntler zahiri de olabiliyor, rnein ryada olduu gibi. Keza dier alg sreleri... Duyularmz, d dnya unsurlaryla aramzda tercman ilevi gren bir arayz oluturuyor. Nesnelerin kendileriyse hep duyularmzn te tarafnda, snr tesi, transandantal. Hal byleyken, avucumda gerek bir tan var olduundan nasl emin olabilirim? Akla ilk, ta bir duvara kar frlatp, tak diye bir ses karp karmadna bakmak gelebilir. Ancak, byle basit bir deneyi ryamda da yapyor olabilirim. Daha iyisi; ayrntl baz deneyler yapmak ve tan, bir tatan beklenen ekilde davranp davranmadna bakmaktr. Ama bir tan, tatan beklendii ekilde davranmas ne demek?... Ayn tan, rnein ayn insanda olduundan farkl biimde, benzer koullar altnda her seferinde ayn ekilde davranmas, istikrarl ve tutarl olmas beklentisi nereden kaynaklanyor? nsan olarak talarn davranyla ilgili deneyimler asndan engin bir birikimimiz var. Yaklak 3,5 milyon yl nce ayaklarmzn zerine dorulmamzla birlikte kollarmz serbest kalal beri, talar yontup balta, mzrak ve ok ucu yapm, savunma veya av amacyla eitli hedeflere doru frlatp durmuuz. rnein, mzra ktle merkezine yakn bir yerinden tutmay ve kah durduumuz yerde yaylanarak, kah da nce koturduktan sonra anszn durarak verdiimiz ilk hz artrmay, deiik alarla frlatp erimini ayarlamay kefetmiiz. Bu srada el-gz egdmn salarken bir yandan da dengemizi korumamz gerektiinden, eitli kaslarmz uyumlu bir ekilde kullanmay, uyguladklar kuvvetleri amacmza uygun biimde zamanlamay renmiiz. Bu saysz deney srasnda yaadmz tartm sreleri, denge organmzn gelimesine ve beynin n korteksinin olumasna nemli katklarda bulunmu olsa gerek. Baarsz her denemeden sonra kardmz avn ardndan hayflanm ve neyi nerede yanl yaptmz gzden geirip, karsadmz dersleri sonraki denemelerimize aktarmz. Attmz oklar, mzrak ve baltalarn havada kesintisiz birer seyir izleyerek szldn, bazlarnn bir aacn iki dal arasndan geip, arkadaki gvdeye saplandn grmz. Dlerimize konu olmu talar, mitlerimize girmi. rnein Eski Smer ve Babilde talarn, Mezopotamyay kuraklatrma giriiminde bulunduklar iin tanrlar tarafndan kendilerine ceza olarak verilen fiziksel zelliklere sahip olduklarna inanlm. Kafamzda artan sayda yeni kavramlar olumu ve bu kavramlar szcklerle etiketlemiiz: Uzay, zaman, konum, hz, yn; patika, yrnge, ktle, ivme. Duyularmzn, birer ayna misali d dnyadan yakalayp iimize yanstt alglarmzn szel etiketleri zamanla gnlk anlatmlarmzn paras haline gelmi. Hepsi de evreye uyum abalarnn rn, yaamn ve neslin devamna ynelik igdsel drtlerin sonucu. Onca vasat fiziksel donanmmza karn, gelitirdiimiz bu kavramlar ve uygulamalar sayesindedir ki, geni bir canllar yelpazesinin en baarl trlerinden biri haline gelmiiz; bize sorarsanz kral. Son birka binyldr bu kavramlar, bizleri byleyip hayallerimizi ssleyen gkcisimlerinin, zaman ve mevsimleri belirlemek amacyla gzlemlediimiz hareketlerini aklamak amacyla kullanmaya balamz. Talarn ve genelde cisimlerin hareketlerini yneten ortak ve soyut baz ilkelerin varolmas gerektii inancyla Newton yasalarn kefedip, kalasik mekanik kuramn oluturmuuz. Gk cisimlerini yneten yasalar yeryzne indirip kullanmaya balamz. Dolaysyla, tala bir deney yapp, kurama uyup uymadna bakarm. Ryada uyum olasl dk... Peki, avucumdakinin ta olduunu biliyor, fakat davrannn kurama uymadn gryorsam, o zaman ne yaparm?... Kuram deitirmek gerekir. Klasik mekanikle k hzna yaklaldnda grelilikle, atom leine inildiinde, kuantum kartyla karlald. zleyen sayfalarda bu ikinci sreten, kesikli baz grntler var.

Tarihe
20. yzyln balarna gelindiinde, klasik mekaniin aklayamad, nem srasna gre olmayarak; Gibbs elikisi ve entropinin sfr noktasnn olamay, mortesi k, fotoelektrik olay, netkinlik (radyoaktivite) gibi baz problemler vard... Bu olgularn aklanabilmesi iin, maddenin yapsnn anlalmas gerekiyordu. 1897 ylnda J.J. Thomson, bir katot n tp kullanarak rettii nlar zerinde, o zamana kadarki en kapsaml deneyi yapmt. Gzlemlerinden trettii sonular, arpc ve salamd. Tp bir elektrik alanna yerletirildiinde

BLM ve TEKNK

Austos 2006

M LE
katot nlar saptrlyor, manyetik alana yerletirildiindeyse, dairesel biimde kvrlyordu. Inlarn eksi ykl paracklardan olutuu kansna vard. Geri bu zaten biliniyordu. Fakat Thompson, elektrik ve manyetik alanlarn nlara uygulad kuvvetlerden hareketle, katot nlar iin elektrik yk bl ktle (q/m) orann belirledi. Tpteki katot hangi malzemeden yaplm veya tpn ii hangi tr gazla doldurulmu olursa olsun, karsna hep ayn q/m oran kyordu. Demek ki bu eksi ykl paracklarn, hepsi de aynyd. Geri bu paracklara korpskl adn vermi, ama aslnda George Stoneyin 1891de varln nermi olduu elektronu kefetmiti. Bu elektronlar, gazdaki veya metal elektrotun iindeki atomlardan geliyor olmalyd. Onca farkl trdeki atomlarn hepsi ayn paraca yol atklarna gre, elektronlar btn atomlarn temel bir parasyd. te yandan, q/m oran ok yksek olduuna gre, elektron ok kk bir parackt. Elektronlar eksi ykl, halbuki atomlar ntr olduuna gre, atomun bir yerlerinde art ykler bulunmalyd. Elektronlar atomlardan ok daha kk veya hafif olduuna gre, bu art ykl paracklar elektrondan ok daha ar olmak zorundayd. Thomson bu sonulardan hareketle, atomu zml keke benzeten modelini nerdi. Buna gre, atomun byk bir ksm art yklerden oluuyor, elektronlar ise yer yer serpitirilmi duruyordu. Ayn yntemleri kullanarak ayrca, kanal nlarnn H+ iyonlarndan olutuunu saptad. John Daltonun yzyln banda nerdii modele gre blnemez olan atom, paralanmt. Pandorann kutusu ald... 1906 ylnda R.A. Millikan, ya damlac deneyiyle, elektronlarn ykn lt. Thomsonun bulduu q/m deerinden hareketle ktlesi hesapland ve ortaya, atomun ok kk bir ksmn oluturduu sonucu kt. Ernest Rutherford bu arada, alfa nlarn kefetmiti. Daha sonra bu nlarn, art ykl helyum ekirdeklerinden olutuunun farkna vard. Nitrojen atomlarn alfa paracklaryla bombardman ettiinde, alfa paracklarndan daha hafif, art ykl bir parack elde etti. Proton adn verdii bu paracklarn, atomun ekirdeini oluturan temel bir parack olduu sonucuna varmt. 1911 ylnda, Thomsonun atom modelini snamak amacyla, nl altn folyo deneyini yapt. Altn atomlarnn zerine ynlendirilen alfa paracklar, bazen 180 dereceye varan alarla sapyor ve bu, atomlarn merkezinde sert birer ekirdek ksmnn varlna iaret ediyordu. Rutherfordun nerdii yeni atom modeli, merkezdeki, proton adn verdii art ykl paracklardan oluan ar bir ekirdekle, ekirdein etrafndaki yrngelerde dolaan haJ.J. Thomson

fif elektronlardan oluuyordu. Model mantkl grnse de, iki temel sorunu vard. Ortada, elektronlarn yrngelerde dolatna dair hibir kant yoktu ve neden farkl yrngelerde dolatklarysa, hi anlalamamt. Model asndan bu, ciddi bir baka sorun daha yaratyordu. nk daireler iinde dolaan, dolaysyla ivmelenen elektronlarn, klasik elektromanyetik kurama gre; yarak enerji kaybetmeleri ve protonlarn ekim gcne kaplarak ekirdee dmeleri gerekiyordu. Yaplan hesaplamalar, Rutherford atomunun milyarda bir saniye ierisinde kmesi gerektiini gsterdi. Ama kmyordu...

say katlar olabiliyordu. In tpleri iindeki gaz atomlar elektrik akmndan enerji souruyor, uyarlan yrnge elektronlar daha st enerji dzeylerine srayp, sonra da eski dzeylerine inerken kaybettikleri enerjiyi k olarak yayyorlard. Aralarnda gei yaplan enerji dzeyleri arasnda belli miktarlarda farklar bulunduundan, nan spektrumda da, bu enerji farklarna h=hc/ ilikisiyle bal olan dalgaboylarna karlk gelen izgiler grnmekteydi. Bohr, 1913 ylnda Manchesterde ziyaret ettii Rutherforda, onun yeni atom modeline kuramsal destek salayan matematiksel tasarmndan sz etti. Bohrun bu modelinin, klasik fiziin ilkeleri asndan garip grnen baz ynleri vard. Klasik mekaniin tank olmad bir kesiklik ve belirsizlik barndryordu. rnein; hidrojenin ekirdei etrafnda dolaan elektron, civardaki uzayn her noktasna ulaamyordu. Klasik yrngelerde dolayor, fakat duraan durumlar arasnda gei yaparken, bu yrngeler arasnda belli bir konuma sahip olamyordu. Elektronun yapaca geii nceden kestirmek ve gei srasnda neler yaptn syleyebilmek mmkn deildi. Ayrca, bir kez uyarldktan sonra, elektronun en dk temel enerji durumuna geri dnmesini salayan herhangi bir d etken yoktu. Uyarlm elektron, kendiliinden herhangi bir alt ya da temel enerji durumuna inebilirdi. Rutherfordun ilk tepkisi; eer Bohrun yapt gibi, elektronun bir gei srasnda yayd n frekans , ilk ve son enerji dzeyleri arasndaki farka, E=h ilikisiyle balysa, elektronun doru frekansta k yaymas iin, hangi son enerji dzeyine gelecegini batan bilmesi gerekiyordu. Einsteinn ilk merak ettii husus ise, nmas srasnda fotonun elektrondan hangi ynde ayrldyd. Elektron ekirdee doru yaklatErnest Rutherford

Rutherfordun eski rencilerinden Danimarkal Niels Bohr 1913 ylnda, atomlarn ma spektrumlaryla Rutherfordun bulgularn bir araya getirip, yeni bir model nerdi ve ikinci sorunun yantn, kuantum varsaymndan hareketle verdi. Bohr, atom yrngelerinde dolaan elektronlarn, Rutherford modelinde nerildii gibi srekli enerji deerlerinden herhangi birine sahip olabilmek yerine, ekirdekten ancak belli uzaklklarda bulunabilip, ancak belli enerjilere sahip olabildiklerini dnmt. Bu kuantum modelinde, yrngedeki bir elektronun enerjisi, Planck sabiti hnin tamsay katlaryla deiebiliyor ve asal momentumun deeri, =h/2nin tamAustos 2006 3 BLM ve TEKNK

Max Planck

na gre, momentum korunumu, fotonun salnd yn kstlyor olmalyd. 1915 ylnda Einstein, Hilbertle yarn nde bitirerek genel grelilik kuramn yaynlad. ans yardm etmi ve kuram, yldzlardan gelen n Gne tarafndan saptrlmasndan kaynaklanan kantlarla desteklenmiti. ok gemeden, Merkr gezegeninin yrngesindeki dzlemsel yalpann, Newton yasalaryla aklanamayan bileeninin hesabnda kullanld. 1920 ylnda Otto Stern ve Walter Gerlach tarafndan yaplan bir deney, atomlarn yrnge asal momentumlarnn kesikli deerler aldn gsterdi. Deneyde, kurun gibi bir elementin atomlarndan oluturulan bir demet, homojen olmayan bir manyetik alandan geirildiinde, atomlarn, asal momentumlarnn manyetik alan ynndeki bileenlerinin deerine gre, birden fazla sayda demetlere ayrlp, farkl patikalar izledikleri grlyordu. Demetlerin sonuta bir ekrana arparak oluturduklar lekelerin says, asal momentum kuantum says l olan atomlar iin 2l+1 tane idi. Bu, asal momentumun kuantumlatn ve manyetik alan ynndeki bileeninin l ile +l arasnda kesikli deerler aldn gsterdi.

nu ana hatlaryla verdii gibi, elementlerin kimyasal davranlarn da, atomlarnn yapsndaki elektronlarn birbirini izleyen yrnge kabuklaryla ilikilendiriyordu. Atomlarn ma spektrumundaki kesikliliin yannda, elementler tablosundaki periyodiklik de aklanmt. Buna gre; her enerji dzeyine karlk gelen yrnge; birinci kabuk 2 ve ikinciler 8er olmak zere, yalnzca belli sayda elektron barndrabiliyordu. Kabuklardan biri dolunca, elektronlar bir st kabua yerleiyordu. Kimyasal zellikleri d kabuktaki elektron saysyla aklamak mmknd. D kabuu dolu olan elementler tepkimeye girmezken, dierleri, dolu bir d kabuk edinmeye ynelik olarak, elektron alyor veya veriyordu. Daha nceleri ktle numarasna gre dzenlenen elementler tablosu, atom numarasna gre yeniden dzenlendi. Bununla beraber; elektronlarn neden belli enerji dzeylerinde bulunmak zorunda olduklar ve neden srekli yp enerji kaybederek ekirdee dmedikleri gibi yantlanmam sorulara, yenileri eklenmiti: Neden ok elektronlu atomlarda elektronlarn hepsi, en dk enerji dzeyine karlk gelen temel durum yrngesinde toplanmayp, dier yrngelere de dalyordu? Neden birinci kabukta sadece 2 ve sonraki kabuklarda sadece 8er elektron vard? 1923 ylnda Arthur Compton, x-nlarnn elektronlardan salmalar srasndaki frekans deiimlerini inceliyordu. In dalga davranndan yararlanan bir deneyle, fotonlarnn parack gibi davrandn kantlad. elikili grnen bu deney aslnda, fotonlarn ikili davranna iaret ediyordu. O sralar doktora almasn yapmakta olan Louis de Broglie, elektronlarn da k gibi, hem parack hem de dalga gibi davranabileceini dnd. nk Einsteinn 1905 ylnda ortaya att grelilik kuram, ktleyle enerjinin birbirine dnebilir olduunu ve bir paracn toplam enerjisinin, momentum p cinsinden, E2=mc2+p2c2 eklinde yazlabileceini gstermiti. Fotonlar iin ktle sfr olduundan, bu iliki E=pc biimine indirgeniyordu. te yandan, fotoelektrik olaynn akla kavumaNiels Bohr

Bohr 1922 ylnda modelinin, Arnold Sommerfeldle birlikte gelitirdikleri, ilkine gre daha kapsaml olan eklini aklad. Model bu haliyle, hidrojen atomunun ma spektrumu-

syla anlalm olduu zere, yine fotonlar iin E=h olduuna gre, p=h/c, yani p=h/ olmalyd. DeBroglie 1924 ylnda, maddenin de dalga davran sergilediini ve p=h/ ilikisinin elektron iin de geerli olduunu ne srd. Onun bu varsaymn, Youngn kla yaptna benzer bir deneyle snamak mmknd. Elektronlarn, ince bir yarktan geirilerek eynlletirildikten sonra ift yarkl bir plakann zerine drlmeleri halinde, tpk n yapt gibi, bu yarklardan geerken bklp, sonu olarak ulaacaklar duyarl bir ekranda giriim rnts vermeleri gerekirdi. Bu deney ok sonralar yaplabilecekti. 1924 yl sonlarna doru, Wolfgang Pauli, bir atomdaki elektronlarn ayn kuantum durumunu paylamasn yasaklayan dlama ilkesini kefetti. 1925 yl balarnda yaynlad bu ilke, ok sayda elektronu olan atomlardaki elektronlarn neden farkl yrngelerde bulunmalar gerektiini aklyor, fakat neden her yrngede iki elektron bulunduu sorusunu yantlayamyordu. ki elektronun ayn yrngeyi paylaabilmeleri, aralarnda bir farkn bulunmasn, bu da elektronlarn o zamana kadar bilinmeyen gizli bir kuantum saysnn daha var olmasn gerektiriyordu. te yandan, hidrojen atomu iin hesaplanan enerji dzeylerine ait spektrum izgilerinden bazlarnn yerinde, bir yerine, ait olduklar enerji dzeyinin biraz altna ve biraz stne karlk gelen ikier izgi (doublet) vard. Bu ayrma aklanamamt. Elektronlarla ilgili bir fiziksel deiken eksikti. Yl sonuna doru Ralph Kronig, Bohrun yardmclarndan Werner Heisenbergle Pauliye, elektronun kendi etrafnda dnme gibi bir momentumunun olabileceinden bahsetti. Kk lekteki dnya hakknda klasik hareket biimleriyle dnmeye iddetle kar kan Heisenberg bu fikirden holanmamt. Sert eletirileriyle n kazanm olan Paulinin yant ise, Bu ok parlak bir fikir oldu, ama gereklerle, kesinlikle ilgisi yok! 1925 ylna gelindiinde Bohr-Sommerfeld modeli, gzlenen spektrumu; hidrojenin ikili izgileri ve daha sonra grelilikten kaynakland anlalan ince yap kaymalar haricinde aklar hale gelmiti. Fakat, birden fazla elektronu olan atomlar iin almyordu. te yandan, model yaps itibariyle, deneyde gzlemleneni aklamaya ynelik (heuristic) abalardan ibaret kalmt. Hidrojen atomundaki elektronun nasl davrandn olduka iyi yakalyor, fakat elektronun neden byle davranmas gerektii konusunda bir ey sylemiyordu. Mikro lekteki madde, De Broglienin nerdii gibi, dalga davran sergiliyor olsa da, rnein elektronun bu davrann betimleyecek herhangi bir denklem yoktu ortada. Newtonun klasik mekanik denklemleri paracklar iindi. Onlar da zaten, grelilik kuramyla deiiklie uramt. Kuantum gr artk tartlr olmaktan ktndan, ifadesi iin matematik formllerinin aranmasna ynelik, hzl bir sre balad. Heisenberg 1925 ylnda, 23 yanda gen bir aratrmacyken, Bohr modelinin yapmaya

BLM ve TEKNK

Austos 2006

altklarnn matematiksel anlatmn tretmeye koyuldu. Heisenberg hidrojen atomunu, Bohrun dnd gibi, yay ucunda salnan ykl paracklar olarak ele almt. Ancak, ekirdein ekim kuvveti 1/r2 tr olduundan, sistem dorusal bir salnga oluturmuyordu. Byle, dorusal olmayan salnga denklemlerini, Fourier dnmn alarak faz uzaynda zmek daha kolayd. Hem o zamanlar, salnga hareketlerini betimleyen dalga fonksiyonlarn faz uzaynda irdelemek adettendi. Heisenberg bundan te, salngacn olas hareketlerine, Bohrun kuantum kstlarn uygulad. Faz uzayn, asal momentumun kuantum birimi a karlk gelen kplere blmt. Bylelikle elektron, faz uzaynda kesintisiz bir patika izleyebilmek yerine, en fazla bir kpten dierine srayabiliyordu. Hidrojen atomundaki elektronun yrngelerini oluturan duraan haller, faz uzaynda baz dalmlara karlk geliyor ve enerji dzeyleri arasndaki geilere karlk gelen hareketler; aradaki noktalardan gemeksizin, bir blgeden dierine sramay, birinde kaybolup dierinde belirmeyi gerektiriyordu. Bu tpk, tatile niyetlenen bir insann kendisini, Ankaradaki evinden kar kmaz, Antalyadaki bir otelde bulmasna benzeyen esrarengiz bir durumdu. Heisenberg bu yaklam erevesinde, konum ve momentum gibi fiziksel deikenlerin deerlerini nasl hesaplayabileceine bakt. Bohrun ngrlerine uygun konum ve momentum deerlerini elde edebilmek iin, birer ilem dizisi gelitirdi. Elektronun davrann betimleyen bir mekanik anlatm ortaya kmt. Sonularn, Temmuz 1925te Kinematik ve Mekanik likilerin Kuantum-mekaniksel Olarak Yeniden Yorumlanmas balyla yaynlad (Z. Phys. vol. 33, p. 879-893.) Bohrun yar klasik mekanii sona ermiti. Kuantum mekanii dodu.
Heisenberg

Heisenbergin aklnda, klasik fiziksel herhangi bir resim yoktu. Sadece, Bohr modelinin ngrd sonular elde etmeyi hedeflemiti. Tpk Planckn, siyah cisim masnn formln deney verilerine uygun hale koymak amacyla, kuantum varsaymnda bulunurken cesurca yapt gibi. Gelitirdii ilemler, karmak ve biraz da geliigzeldi. O zamanlar matris cebri pek bilinmiyordu. Max Born ve Pascual Jordan, Heisenbergin yaptklarnn aslnda bu olduuna iaret ettiler.

Sonra da Heisenbergle birlikte, kuantum mekaniinin matrislerle anlatmn gelitirdiler. Kuram, daha kolay anlalr, uygulanabilir ve anlatlabilir bir hale gelmiti. Bu anlatmda, elektronun durumu bir x vektryle betimleniyor, fiziksel deikenlerin deerleriyse, ilgili matrisi sadan ve soldan bu vektrn uygun ekilleriyle arparak elde ediliyordu. Ancak, matris arpmnn deime zellii olmadndan, ABBA durumlar mmknd. Nitekim, rnein konum ve momentum operatrleri A ve B ise, AB ve BAnn uygulanmasyla elde edilen sonular, birbirinden biraz farklyd. Heisenberg bu matematiksel durum nedeniyle, elektronun konum ve momentum deerlerinin, ayn anda ve keskin bir duyarllkla llemeyecei kukusuna kaplmt. Olgunun asl nedenini bir yldan uzun bir sre sonra anlayacakt. 1926 ylnda, kuantum mekaniinin matris kuram yaynland. Wolfgang Pauli hemen ardndan, bu kuram kullanarak hidrojenin gzlemlenen spektrumunu hesaplad. Bir vektr (x) bir matrisle (A) arpldnda (Ax), genelde hem yn, hem de bykl deiir. Yn deimemise eer, vektrn o matrisin bir zvektr olduu sylenir. Bu durumda, matrisle arpm, zvektrn yalnzca bykln deitirir ve vektr bir skalerle arplm olur (Ax=x). Szkonusu skalere, yani byklkteki deime arpanna zdeer, szkonusu vektre de; o matrisin, bu zdeere ait zvektr denir. Her durumda, matrisle arpm, vektrlerin byklk veya ynlerinde kesikli sramalar gerekletirir. Yani, matris cebri ilemlerinin yol at deiimler, rnein bir duvara arpp seken bir paracn hznda veya momentumunda olduu gibi, anidir. Geri matrislerle sreklilikleri de betimlemek mmkndr, fakat bu durumda, rnein konum bal bir dalmn gsterimi iin sonsuz boyutlu vektrlerin kullanlmas gerekir. Dolaysyla matris cebrinin, maddenin parack davrann betimlemek asndan daha yetkin olduu sylenebilir. Ancak, maddenin bir de dalga davran vard, uzay-zamanda kesintisiz gelien. Elektronlarn bu davran biimini betimleyen bir denklem olmalyd ve zm olarak, yrngelerde duraan elektron dalgalar vermeliydi... 1926 ylnda Erwin Schrdinger, De Broglienin varsaymndan hareketle, elektronlar iin; zamana gre birinci, uzay koordinatlarna gre ikinci dereceden diferansiyel bir dalga denklemi tretti. Denklemin hidrojen atomu iin elde edilen zamandan bamsz zmleri, enerji zdeerlerini veriyor ve bu zdeerlere ait zmler, belli dalgaboylarna sahip duraan dalgalar niteliindeki zfonksiyonlar oluturuyordu. Sistemin herhangi bir andaki durumunu, zfonksiyonlarn katsaylarla arplp toplanmasndan oluan dorusal bir bileimi temsil etmekteydi. Buna dalga fonksiyonu dendi. (Bknz. Schrdinger Dalga Mekanii.) Schrdinger, elde ettii zmleri klasik olarak yorumlamaya alyordu, dalga fonksiyonunu elektronun ktle ve yk dalmyla ilikilendirdi. Halbuki Max Born, dalga fonk-

Schrdinger

siyonunun mutlak deerinin karesinin, elektronun uzayn farkl blgelerinde bulunma olaslna karlk geldiini gsterdi. Bohr da bu grteydi ve Kopenhag Yorumu byle balad. Einstein, kuantum mekaniinin getirdii baarl aklamalar etkileyici bulmakla birlikte, bu yoruma katlmyordu. Borna yazd bir mektubunda, Tanr doayla zar oynamaz grn belirtti. Bohrun buna yant, Tanrya ne yapmas gerektiini sylemeye kalkma Einstein olacakt. Schrdinger denklemi, uygulamas kolay olduundan yaygn kabul grd. Dalga fonksiyonuna uygulanan ve dinamik operatr ad verilen baz ilem dizileri, sisteme ait fiziksel deikenlerin deerlerini veriyordu. Sistem duraan durumlara karlk gelen zfonksiyonlardan birindeyse eer, elde edilen deer, o zfonksiyonun ait olduu zdeer oluyordu. Yok eer sistem, zfonksiyonlarn bir bileiminden oluan karmak bir dalga fonksiyonunun betimledii bir durumdaysa, operatrlerin uygulanmas, ilgili fiziksel deikenin beklenen deerini vermekteydi. Bu bir bakma ortalama bir deerdi. Dalga fonksiyonunun zamanla geliimini, dalga denklemi ynetiyordu. Atomlarn ma spektrumundaki kesikli frekanslar, matris mekaniindeki gibi kuantum sramalarndan deil, rezonans olayndan kaynaklanmaktayd. Schrdinger ok gemeden, kendi ynteminin Heisenbergin matris mekaniine edeer olduunu gstermiti. Ama aslnda, yaklam ve yorumlar hayli farklyd. Heisenberg hayalde canlandrma resimlerinden kanr ve kesikli geileri temel bir kavram olarak grrken, Schrdinger, kendi kuramnn daha gz nnde canlandrlabilir (anschaulich) olduunu savunuyordu. Ona gre bunun anlam, kuramn gzlem verilerini, uzay ve zamanda nedensellik ilikisiyle birbirine bal olarak gelien sreler kapsamnda aklyor olmasyd ve bu, kabul edilebilir her fizik kuramnn salamas gereken bir kouldu. Heisenberg, Schrdingerin dalga denklemine bakarak, konum ve momentum operatrleri A ve B iin, AB-BAnn deerinin, en az /2 olmas gerektiini hesaplamt. Bohr, enerji ve zaman deikenleri iin de benzeri
Austos 2006 5 BLM ve TEKNK

Solvay Konferans, 1927. ndekiler: Irving Langmuir, Max Planck, Marie Curie, Hendrik Lorentz, Albert Einstein, Paul Langevin, Charles Guye, CharlesWilson, Owen Richardson. Ortadakiler: Peter Debye, Martin Knudsen, William Bragg, Hendrik Kramers, Paul Dirac, Arthur Holly Compton, Louis de Broglie, Max Born, Niels Bohr. Arkadakiler: Auguste Piccard, Emile Henriot, Paul Ehrenfest, Edouard Herzen, Theophile de Donder, Erwin Schrdinger, EmileVerschaffelt, Wolfgang Pauli, Werner Heisenberg, Ralph Fowler, Louis Brillouin.

bir durumun varln nerdi. Byle, operatrlerinin deime zellii olmayan fiziksel deiken iftlerine elenik (conjugate) deikenler dendi. Heisenberg, daha sonra Heisenbergin belirsizlik ilkesi adn alacak olan vekuantum belirlenemezlii dedii ilkeyi kefetmiti. Einstein bu ilkeyi, insann kuantum dnyasnda olan biteni anlama yeteneine gereinden fazla kstlama getirdii iin reddetti. 1926 ylnda ayrca, hidrojen spektrumundaki ikili izgilerin aklamas geldi. Sorun, George Uhlenbeck ve Samuel Goudsmitin, elektronun /2 byklnde bir eksenel asal momentuma sahip olduu ynndeki nerisiyle almt. Geri bu, fiziksel anlamda gerek bir dnme olamazd. nk, noktaya yakn bir parack olan elektronun, /2 gibi boyuna gre byk bir miktarda eksenel dnme momentumuna sahip olmas iin, ekvatoru zerindeki noktalarn k hzndan hzl hareket ediyor olmas gerekiyordu. Ancak, 1927 ylnda hidrojen atomlaryla yaplan yeni bir Stern-Gerlach deneyi, yaplan neriyi dorulad. Sonu olarak, elektronun o zamana kadar bilinmeyen bir fiziksel zelliinin daha var olduu ve kesikli deerler ald ortaya konmutu. Yeni deikene spin dendi. Bohr modelinin ngrd spektrum izgilerinin ikiere ayrmas, atomdaki elektronun yrnge ve asal momentumlarnn elemesinden (coupling) kaynaklanyordu. Model bu etkilemeyi de hesaba katacak ekilde uyarland ve elektronun atomdaki durumunu belirleyen kuantum saylarna (n,l,m) bir yenisi daha eklendi (s). Kronigin bir yl nce kefettii bu fikir, bakalarna mal olmutu. Goudsmithe yazan bir arkada mektubunda, yi ki buluunuzu yaynlamadan nce Pau-

liye gstermediniz diyordu: nk anlalan, Tanrnn yanlmazl yeryzndeki szde vekilini kapsamyor. Eer hidrojen atomundaki elektronun davran, Schrdingerin dalga denklemine bu denli uyuyorsa, elektron uygun deney ortamlarnda dalga gibi davranmalyd. Nitekim, 1927 ylnda Clinton Davisson ve Lester Germer, elektronlarla yaptklar krnm deneyinde, elektronun dalga davran sergilediini kantladlar. Hemen ardndan unlar soruldu: Peki, elektron bir dalga olarak seyahat ediyorsa, bu dalga elektronun kendisi midir, yoksa elektron bir parack olup, bu dalga tarafndan m ynetilmektedir? Bu ikinci durumda, acaba dalga iindeki konumu kesin olarak belirlenebilir mi? Heisenberg bu soruya, belirlenemezlik ilkesine dayanarak olumsuz yant verdi. nk elektronun yrngedeki konumunu belirleyebilmek iin, zerine kendisininkinden daha ksa dalgaboylu bir k fotonu gndermek gerekiyordu. Kk dalgaboyu yksek enerji demekti ve izleyen Compton salmas srasnda, elektronun momentumu deiirdi. Hal byle olunca, bir elektronun konumunu ve momentumunu ayn anda lmek, dolaysyla da bilmek imkanszd. Bu erken aamada durumu, daha sonra Heisenbergin Mikroskopu olarak anlmaya balanan fiziksel bir rnekle aklamaya alt. (Bknz. Heisenbergin Mikroskopu.) Elektronlar ekirdek etrafndaki belli yrngelerde dolaan paracklar gibi dnmemek gerektii sonucuna varmt. Kuantum mekaniinde lm sorunu balad. Kuram pek ok sorunu aklam bulunmakla ve kantlar her geen gn artyor olmakla beraber, Einstein, kuramn ngrlerinin olaslklardan teye geemeyiini yadrg-

yordu. Bu durumun, maddenin davranyla ilgili henz bilinmeyen baz gizli deikenlerin kefiyle alabileceini dnyor, belirsizlik ilkesine de kar kyordu. 1927 ylndaki Solvay Konferansnda, ilkenin elenik konum ve momentum bileenlerine uygulamasn hedefleyen bir dnce deneyini tartmaya sundu. (Bknz. Giriim Deneyi.) Bohr bu tasarmdaki grnr ikilemi, ikna edici bir ekilde aklamay baard. Halbuki baz kuramclar, kuantum mekaniinin yorumuna ynelik tartmalar yersiz bulmaktayd. rnein Paul Dirac fizik modellerinin, kk lekteki fizii bizim iin, gnlk yaamda karlatmz nesnelerle ilikilerimiz erevesinde gelitirmi olduumuz gnlk dilde anlayabileceimiz hale koymak zorunda olmad grndeydi. yi bir modelin yargc, deneysel olarak snanabilen fiziksel nicelikleri hesaplayabilmemiz asndan kullanll, bu yndeki becerilerimize katksyd. Model baarl olduu srece, asgari (minimalist) yorumla yetinip, almaya devam etmek lazmd. Bu yzden, kuantum kavramlar hakknda somut canlandrmalar talep edenlere, kapa eneni ve hesapla diyordu. Kendi yle yapt... 1928 ylnda Paul A.M. Dirac, elektron iin grelilik kuramna uygun bir kuantum denklemi yazd. Denklemin drt zm vard. kisi, elektronun iki ayr spin durumunu veriyordu. Spin akla kavumutu ve yrngedeki kuantum saysna drdncs olarak eklendi. zmlerden dier ikisi, garip bir ekilde, elektron iin negatif enerjiye sahip sonsuz sayda kuantum durumunun varln gsteriyordu. Bunlar adeta, var olma dzleminin altndaki deiklerde yatan paracklard. Dirac, deik kuram olarak bilinen arpc bir varsaymda bulunarak, art

BLM ve TEKNK

Austos 2006

ykl elektronlar gibi davranan paracklarn varln nerdi. nce bunlarn proton olduunu sand. Halbuki, elektronun ktlesine sahiptiler. 1932 ylnda pozitron kefedildi. Kendisine, neden art ykl elektron ngrsnde bulunmad sorulduunda, verdii yant, srf korkaklk! olmutu. Yine de 1933 ylnda Nobel Fizik dln ald. nk denklemiyle, elektronun manyetik momenti isabetle hesaplanm, atomlarn ma spektrumlarndaki ince yapnn ou aklanmt. Pozitron, kart paracklarn ilk rneiydi ve ilk defa, bir denklemin zm, daha nce bilinmeyen bir paracn varln ngrmt. Max Bornun tepkisi, bildiimiz ekliyle fizik, alt ayda sona erecek eklinde oldu. Elektronun kuantum resmi tamamd. Dirac ayrca, manyetik monopollerin varlnn, ykn kuantumlamas sonucuna yol aacan gsterdi. Ayn yl; Werner Heisenberg, Hermann Weyl ve Eugene Wigner, kuantum mekaniindeki simetri gruplarn incelemeye balamt. Fiziki arkadamz Sadi Turgut, bundan sonra ortaya kan; dolanklk olgusu, EPR (Einstein-Podolski-Rosen, 1935) ikilemi, Bell Teoremi Scrdingerin Kedisi gibi konular, 2003 Nisan ve Mays saylarmzda ayrntl olarak incelemiti. Bugn, ada teknolojinin nemli bir ksm, kuantum etkilerinin belirgin olduu kk leklerde alyor. rnekleri arasnda; lazer, transistr, elektron mikroskopu, manyetik rezonansla grntleme saylabilir. Kuantum ifreleme piyasada, bilgisayarlarndan szediliyor. Kuantumun serveni devam ediyor. Bu ksa tariheyi, arkadalarnn Bohrla ilgili bir ansyla kesmek uygun olabilir. Kuantum mekaniinin dnsel temellerinin uzun sren sohbetlerde atld sralarda bir grup arkada, Bohrla grmek zere Kopenhagdaki evinde ziyaretine gider. Kapy alarken yan tarafnda, tavan aya gibisinden, halk arasnda uur getirdiine inanlan bir nesnenin asl olduunu grp arrlar. Bohr kapy atnda ilerinden biri hayretle, sen buna inanyor musun? diye sorar. Bohr, tabii ki hayr der. Sonra da ilave eder: Ama duyduuma gre, inanmayanlara da uur getiriyormu... Bu dahi belki de, nkte yapmann yannda; arkadalarna kendisini bir kuantum sistemi olarak, bir batl ile dolanklk halindeymi gibi sunarak, gelitirmekte olduu kuantum kavramlarndan birine rnek vermek istemiti.

rekiyor. Herhangi bir sistem iin; sistemin byklnden bamsz olan deikenlerin youn, byklne bal olanlarn yaygn olduu sylenir. rnein ktle yaygn bir deikendir. nk, ktlesi M olan iki sistemi yan yana getirip bititirdiimizde, sonu sistemin ktlesi 2M olur. Halbuki, scaklk youn bir deikendir. nk, scakl T olan iki sistemi yan yana getirip bititirdiimizde, sonu sistemin scakl hl ayn ve Tdir. Ktlesel younluk da keza, youn bir deikendir. Halbuki entropinin yaygn bir deiken olmas gerekir. Dolaysyla; V hacmini kaplayan, i enerjisi U olan, ayn trden N parackl bir sistem iin Gibbsin szkonusu ifadesi kullanlarak hesaplanan entropi S ise, byle iki ayr sistemin yan yana getirilmesiyle elde edilen daha byk sistemin toplam entropisi 2S olmaldr. Sistemler birbirinin ayn olduundan, aralarndaki duvar kaldrldnda, toplam entropinin deimemesi gerekir. Halbuki, elde edilen 2V hacmindeki 2N parackl sistemin entropisi, yine Gibbsin ifadesi kullanlarak hesaplandnda, bulunan sonu 2Sden daha byk bir deer vermekte ve bu durum, entropinin yaygn bir parametre olmas gereiyle elimekteydi. kilemin ortadan

ekli paracklar, yle veya byle birbirlerinden ayrdedilebilirken, mikroskopik dnyadaki paracklar, atom ve molekller, birbirlerinin tpatp ayn olabiliyordu. rnein, ayn enerji durumundaki iki hidrojen atomuna bakp da, bu biri, bu da dieri, bu Ali, bu Aye diyerek etiketleyebilmek, birbirlerinden ayrdetmek mmkn deildi. Hal byle olunca, paracklarn aralarndaki yer deitirmeler, sistemin durumunu etkileyemezdi. Gibbsin trettii entropi ifadesi, bu varsaymdan hareketle, paracklarn yerdeitirme saysna (permutasyon) blnp dzeltilerek Sackour-Tetrode denklemi elde edildi. te yandan, ayn trden paracklarn ayrdedilebilmeleri halinde, ok parackl herhangi bir sistemde, paracklarn aralarnda yer deitirmesi (permtasyon) sistem iin farkl durumlara karlk geliyor ve sonu olarak, sistem entropisi daima sfrdan byk oluyordu. Ayrtedilemezlik ilkesi, bu, entropinin sfr noktasnn olmay sorununu da halletmiti.

Mortesi k
Mortesi k ikilemi, klasik fiziin, T scaklnda sl dengeye ulam olan ideal bir siyah cismin sonsuz gte mada bulunacan ngryor olmasndan kaynaklanyordu. Nedeni u: T scaklnda sl dengede bulunan herhangi bir cisim, ok deiik frekanslarda fotonlar makta, bir yandan da sourmaktadr. Byle bir cismin iindeki boyutlu bir kovukta, ok eitli frekanslardan elektromanyetik duraan dalgalar, yani bir ma spektrumu oluur. (Bknz. Siyah Cisim Imas.) Siyah cisim mas denilen bu spektrumun farkl frekanslarndaki malar; kovuun i yzeyindeki nokta iftleri arasnda uzanan doru paralar zerine yarm dalgaboyunun tamsay katlarnn sdrlabildii farkl modlar halinde ve ilgili doru parasna dik ynde salnan harmonik salngalar gibidir. Klasik elektromanyetik kurama gre, herhangi bir birim frekans aralndaki byle salngalarn says, frekansn karesiyle artmaktadr. te yandan, klasik istatistik mekaniin epaylam (equipartition) kuram, T scaklnda sl dengedeki bir sistemin sahip olduu her hareket serbestlii derecesinin, ortalama kT/2 enerjiye sahip olmasn ngrr. Dolaysyla, siyah cisim masndaki salnm modlarndan herbirinin payna den enerji kT/2 kadardr. Hal byle olunca, birim frekans aralnda nan enerji miktar da keza, frekansn karesiyle artmak zorundadr. 1905 ylnda tretilen ve Rayleigh-Jeans yasas olarak bilinen bu sonu, dalgaboyu cinsinden, f()=8kT/4 ifadesiyle verilmekte ve buna gre, herhangi bir frekans iin nan g, frekans arttka sonsuza gitmekteydi. Bu, nan toplam enerjinin de sonsuza doru gitmesini, yani cismin mortesi blgede sonsuz enerji yarak kmesini gerektirir. Halbuki gzlenen durum bu olmadna gre, klasik mekaniin bir sorunu vard. Bu ikilem aslnda, Planck 1900 ylnda siyah cisim masn enerjinin kuantumlar halinde nd varsaymyla ele alarak zdnde ortadan
Austos 2006 7 BLM ve TEKNK

J. Willard Gibbs

Gibbs kilemi
Klasik mekaniin karlat ilk sorunlardan birisi, J. Willard Gibbsin istatistik mekanik yntemlerini kullanarak; rnein V hacmine dalm, i enerjisi U olan, termodinamik dengeye ulam ve dolaysyla Boltzmann dalmna sahip bulunan, ok saydaki ayn tr atom veya moleklden oluan bir ideal gaz sisteminin entropisi iin tretmi olduu ifadeyle ilgiliydi. Soruna iaret etmeden nce, youn (intensive) ve yaygn (extensive) deikenlerinin tanmn yapmak ge-

kalkmas iin, sistemi oluturan paracklarn birbirlerinden ayrdedilemez olduunun varsaylmas gerekti. rnein, yalnzca iki parackl bir sistem dnelim, ve birinci parac A, ikinci parac B ile gsterelim. Paracklarn ilgilendiimiz fiziksel zellii, ya da onlar ayrdetmek asndan kullandmz deiken, rnein momentum p olsun. Birinci paracn (A) momentumunun p1, ikinci paracn (B) momentumunun p2 olduu durumu AB, ikinci paracn (B) momentumunun p1, birinci paracn (A) momentumunun p2 olduu durumu da BA ile gsterelim: Bu iki durum biribirinden ayrdedilemezdir. Yani, p1 ve p2 momentumlarna sahip olduunu bildiimiz bu iki paracktan, hangisinin p1, hangisinin p2 momentumuna sahip olduunu sylemek mmkn deildir. Ortada ayn trden iki parack bulunduunda ve bu paracklarn sahip olabildii fiziksel zelliklerden birisi iin iki deer szkonusu olduunda, deerlerden hangisinin hangi paraca ait olduunun belirlenemez olduunu syleyen bu durum, makroskopik dnyadan tank olmadmz nemli bir kavramd. nk, makroskopik dnyadaki, rnein talar gibi bykl-

kalkmt. nk Planckn elde ettii ifade, dk frekanslarda Rayleigh-Jeans yasasyla uyuurken, yksek frekanslarda sfra gidiyordu. Ancak, Planck trettii ifadenin bu ynyle ilgilenmemiti. nk, epaylam teoreminin temel bir teorem olduunu dnmyordu. kilemin kuantum varsaymyla zlm olduuna, Einstein, Rayleigh ve Jeans 1905 ylnda iaret ettiler.

Fotoelektrik Olay
Fotoelektrik olayda, baz metallerin yzeyine k tutulmas, metalin baland bir devrede akm retir. Fakat bu, herhangi bir frekanstaki kla deil de, belli bir metal iin belli frekanslardaki kla mmkndr. rnein, dk frekansl krmz k akm retemezken, daha yksek frekansl mavi k retebilir. te yandan, akma yol aabilen frekanstaki n iddeti artrldnda, akm byr. Akm bir gerilimin sonucu olduuna gre, bu durumda; metalin zerine den nlarn frekans gerilimin oluup olumayacan, iddeti ise gerilimin olumas halindeki akmn bykln belirlemektedir. Bunu klasik mekanikle aklamak mmkn deildi. nk, Youngn ift yarkl giriim deneyinden sonra, n dalga olduu kanaati hakim olmutu. Halbuki klasik dalgalarn, rnein su ve ses dalgalarnn tad enerji miktarn, frekans deil genlik belirler. Genlik ise iddetin lsdr. Ik da bu klasik dalgalar gibi olsayd eer; rnein belli bir iddetteki krmz k elimizdeki bir metalin zerine drldnde akm retemiyorsa dahi, iddetin yeterince arttrlmas halinde, enerjisinin artmas gerekeceinden, retebilmesi gerekirdi. Halbuki yaplan deneylerde bu gzlenemedi. ok zayf bir mavi k akm retebilirken, krmz k kullanldnda iddeti ne kadar arttrlrsa arttrlsn, akm retemiyordu. Einstein 1905 ylnda yaymlad, fotoelektrik olayyla ilgili makalesinde; Planckn siyah cisim masn aklarken yapt; n enerjiyi paketler halinde tad ve her bir paketin tad enerjinin byklnn, frekansl k iin h kadar olduu varsaymn kulland. Geri, k dalgalarnn elektronlarla enerji alveriinin paketler halinde gereklemesi, klasik fizie aykr bir kavramd. Fakat bu aykrlk sayesinde, klasik mekaniin bir ikilemi daha zlmt. In tad enerji paketlerine foton denmeye baland. Einstein ayn yl zel Grelilik Kuramn yaynlayarak, enerji ve ktlenin edeerliini ortaya koydu. 20. yzyl fiziinde devrim yaratan bu almasn yalnzca, fizik yasalarnn ve n hznn tm bavuru sistemlerinde ayn olmas gerektii eklindeki iki varsaymdan hareketle gelitirmiti. Sonu, klasik fizik kavramlarnn kuantum varsaymndan sonra ald, bir baka yndeki ar bir darbe oldu. nk klasik fizikte, rnein bir paracn en nemli fiziksel zellii uzaysal konumuydu. Paracn hareketi, zamana gre konumundan oluan patikasyla belirleniyordu. Bu patika hesaplandnda, hareketin tm dier

zelliklerini, zamann her an iin, bu patikadan hesaplamak mmknd. Newton bu yzden, uzay ve zaman Tanrnn duyu organlar olarak nitelendirmiti. Buradaki uzay, iki noktas arasndaki uzaklk, tm bavuru sistemlerinde ayn olan bir klid uzayyd. Zaman ise, tm bavuru sistemlerinde tek ynl olarak sabit hzla akp giden, hepsinde ayn olan, hepsinin ortaklaa kullanabilecei bir deiken, mutlak zamand. Halbuki zel grelilik kuramna gre zaman, bamsz ve mutlak bir deiken olmaktan kmt. nk, herhangi bir olayn yer ald konumun ve zamann her ikisi de artk, bir bavuru sisteminden dierine geite deiiyordu. Zaman drdnc boyut haline gelmi ve uzayla btnleerek, uzay-zamana vcut vermiti. Geri bu uzay-zaman hala bir klid uzayyd ve bir paracn hareketi bu uzay-zamanda, bir patika olarak betimlenebiliyordu. Fakat, ayn andalk anlamndaki ezamanllk ortadan kalkmt. Olaylarn zaman sralamas, bavuru sistemine gre deiebiliyordu. Nedensellik ilkesi hala korunmakla beraber... 1916 ylnda genel grelilik kuram yaynlandnda, uzay-zaman bir klid uzay olmaktan da kt.

lyd. rnein tersine evrilmi bir kasenin srtna konan bir bilyann, kararszsa hemen yuvarlanmas, yok eer orta kararl ise de, bak srtndaki bu dengenin en azndan ufak bir esinti gibi bir d etken tarafndan bozulmasna kadar kasenin srtnda kalmas gereinde olduu gibi. Halbuki netkinlik olaynda; malzemeyi oluturan yaptalarnn hepsi benzer olmalarna karn, bazlar varlklarn srdrmeye devam ederken, bazlar durup dururken bozunuyor.

Siyah Cisim Imas


Elimizde kapal bir tp ya da odack bulunduunu ve iinin yarya kadar suyla dolu olduunu dnelim. Oda scakl sabit olup suyun, odann i basncndaki kaynama noktasnn altnda olsun. Bu durumda; suyun zerinde baz buhar moleklleri dolayor olacak ve odann ierisinde, suyla buhar fazlar bir arada bulunacaktr. Ancak bu statik bir durum deildir ve iki faz, aralarndaki yzey zerinden birbiriyle alveri halindedir. yle ki; buhar fazndaki molekllerden bazlar, su yzeyine arpp yaparak svlamakta; su yzeyindeki molekllerden bazlar da, raslant sonucu yeterli miktarda enerji kazanp frlayarak buharlamaktadr. Yeterince uzun sre beklenmise eer, arayzeydeki svlama ve arayzeyden buharlama sreleri, birbirini dengeler hale gelir. Yani birim zamanda arayzeye yapan buhar molekl saysyla, arayzeyden ayrlan sv molekl says, yaklak olarak eitlenmitir. Odann iindeki svyla buharn, termodinamik dengeye ulatklar sylenir. imdi de biraz farkl bir durum dnelim ve bu sefer elimizde herhangi bir malzemeden yaplm bir topak olsun. Topan ortasnda kk bir kovuk, yani yine minik bir odack var diyelim ii bo. Ve biz topan scakln, sabit bir T deerinde tutuyor olalm. Bildiimiz gibi, topak malzemesini oluturan atomlarn; farkl enerji dzeylerine karlk gelen, ok sayda farkl kuantum durumlar var. Bu olas kuantum durumlarndan herhangi ikisini, diyelim E2>E1 enerji dzeylerine karlk gelenlerini ele alacak olursak; her an iin atomlardan bazlar E1, dier bazlar da E2 dzeyinde bulunuyor olacaktr. Ancak bu statik bir durum olmayp, iki dzey arasnda gidi geliler yer almaktadr. Yani baz atomlar E2 dzeyinde, yani uyarlm halde iken, E=E2-E1 kadar enerjiye sahip bir foton nlayarak enerji kaybediyor, bazlar da tam tersine; balangta E1 dzeyinde iken, ayn E miktar kadar enerjiye sahip bir foton sourup uyarlyor olur. Yeterince uzun sre beklenmise eer, bu iki enerji dzeyi arasndaki gidi geliler, birbirini dengeler hale gelir. Yani birim zamanda; E enerjili bir foton yarak E2den E1e geen atomlarn saysyla, yine E enerjili bir foton sourarak E1den E2ye geen atomlarn says, yaklak eitlenir. Bu eitlik, aralarnda geiin mmkn olduu kuantum durumu iftlerinin, her

Radyoaktivite

Marie ve Pierre Curie

Klasik fiziin bir dier sorunu, 1895 ylnda Henry Becquerelin, uranyumun gama yarak bozunduunu kefiyle balad. 1898 ylnda Marie ve Pierre Curie, uranyum ve toryumla almalar srasnda rastladklar kendiliinden bozunma srelerine netkinlik (radyoaktivite) adn verdiler. 1900 ylna gelindiinde, ngiliz radyokimyacs Frederick Soddy, baz netkin elementlerin kendiliinden bozunarak; ya ayn elementin izotop adn verdii baka trlerine veya tmyle yeni elementlere dntn saptad. Yar mr kefetmiti. Bu olgu, klasik fizik tarafndan aklanamyordu. nk klasik fizie gre, bir sistem eer kararszsa hemen bozunmal, kararlysa da kararlln, ta ki bu durum bir d etken tarafndan bozulana kadar koruma-

BLM ve TEKNK

Austos 2006

birisi iin ayr ayr geerlidir. Buna ayrntl denge ilkesi deniyor. Bu ilke de keza, bir termodinamik dengeyi betimlemekte, ancak bu termodinamik denge, suyla buhar rneine oranla ok daha ayrntl bir biimde betimlenmektedir. Sonu olarak topak malzemesinin iinde; ok eitli frekanslara sahip fotonlar, deiik saylarla uuup durmakta ve bazlar atomlar tarafndan sourulup ortamdan kaybolurken, yeni nlanan bazlar ortaya kmaktadr. Ortada bir boluk vard, o niyeydi?... Malzemenin iindeki bu dinamizm devam ederken fotonlardan bazlar deiik ynlerden gelip bolua girecek ve bir olaslkla yollarna devam edip, boluun dier ucunda tekrar malzemeye ulatktan sonra, sourulacak veya yanstlarak malzeme ortamnda dolamay srdreceklerdir. Bu durumda tabii, boluun ierisinde de her an iin; deiik frekanslardan, farkl saylarda foton bulunur. Ama, fotonlar hareket halinde olduklarna gre, yle bolukta aslym gibi nasl durur?... Zt ynlerde hareket eden eit frekansl iki dalgann toplam, duraan bir dalga oluturur ve sz konusu bolukta byle, deiik frekanslardan, ok ve farkl saylarda duraan dalga vardr. Bolua ok eitli alarla gerilmi, hayali amar iplerinde asl durmakta gibidirler. Geri fotonlar, duvar malzemesini oluturan atomlar makta, fakat bunlardan hangilerinin duraan dalga oluturabileceine, boluun boyutlar karar vermektedir. yle ki; herhangi bir dorultuda hareket etmekte olan bir dalgann, zt yndeki eiyle bir araya geldiinde duraan dalga oluturabilmesi iin, o dalgann yar boyunun tamsay bir katnn, boluun o dorultudaki boyutuna, yani o dorultuda gerilmi hayali bir ipin uzunluuna eit olmas gerekir. nk ancak bu durumda, dalgann genlii; malzemenin bitip de boluun balad ve boluun bitip de malzemenin balad yzey noktalarnda, yani ipin iki ucunda sfr deerini alabilecek ve bylelikle snr koullarn salayabilecektir. Ksacas bu bolua, hangi dorultuda olursa olsun, yarm dalgaboyunun tamsay katlarnn tam syor olmas gerekir. Tabii, belli bir dorultuda duraan dalga oluturmay mmkn klan pek ok frekans bulunduu gibi; ayn dorultuda ayn frekansa sahip, birden fazla ve hatta pek ok sayda duraan dalga da olumu olabilir. Bu sonuncusu; fotonlarn bozon olup, ayn kuantum durumunu paylaabilmeleri nedeniyle ve sayesinde mmkndr. Hatta bu paylamn, bozonlarca tercih edildii dahi sylenebilir. (lazer, mazer) Dolaysyla, tekrarlamak pahasna; hangi frekanslardaki fotonlarn bolukta duraan dalga oluturabileceine, boluun geometrisi karar verir. Ancak, makro lekteki bir boluk bu adan pek seici deildir. nk minik bir boluun boyutlar dahi, szkonusu dalgalarn boylarndan o denli byktr ki; sonu olarak, duraan dalga oluturabilecek farkl frekanslarn bolluu asndan sorun yaanmaz. Hem de, belli bir boyutun tesindeki boluklar iin, izin verilen frekanslar k-

mesi aynlamaya balar. Yani, toplu ine ba byklnden tutun da, evrenin tamamn kapsayanna kadar, boluklarn hepsinde, izin verilen frekanslar kmesi, hemen hemen ayndr. Peki, frekans kmeleri ayn da; her bir frekanstaki foton saylar?... Bu saylarn belirleyicisi, fotonlar yan atomlar olduuna ve onlarn ma spektrumu da scakla bal olduuna gre; ayn T scaklndaki tm malzemeler, ayn frekans dalmn verir. E, o ayn, bu ayn farkl olan ne kald?... Byle; T scaklnda termodinamik dengeye ulam bulunan bir malzemenin iindeki bolukta asl olan duraan dalgalarn; frekanslar ve her bir frekanstaki foton saylar, yalnzca Tye bal olup, duvar malzemesinin cinsinden ve boluun geometrisinden bamszdr. Bu; frekansa bal foton says dalmna siyah cisim spektrumu denir. Siyahn nedeni u: Bu kovuun duvarlarnn i yzeyi, mkemmel bir sourucudur. nk, zerine den btn nlar sourmaktadr ve buna grlebilir n frekanslar da, tabii ki dahil olduundan, yzey mkemmel bir siyahlkta olur. te yandan, mkemmel bir sourucu, ayn zamanda mkemmel bir ycdr da. Ya da baka trl ve daha genel bir ifadeyle, herhangi bir malzemenin yzeyi; ne kadar sourgansa, o kadar yc veya yc olduu kadar sourgandr. yle olmak zorundadr. nk, eer bir yzey yc olmaktan ziyade sourucu ise, olabilseydi; vakum iine konup geni spektrumlu bir maya tabi tutulup beklendiinde, net olarak srekli enerji sourur ve altndaki malzeme devaml snp, sonunda patlard. Tersi durumda ise; alttaki malzeme srekli s kaybedip, 0 Ke kadar giderdi. Bu mmkn deil. Bu haliyle kapal bir kutuya benzeyen bu siyah cismin ma spektrumunu incelemek iin, topan dndan kovua doru ok ince bir delik alabilir. Yeterince byk bir kovuksa eer, rnein toplu ine ucuyla. Ve o ince delikten szan k, bir prizmadan geirilip, tayfna ayrlarak incenebilir. Tabii; elde edilen frekanslarn spektrumu ve n bu frekanslar zerine yaylm olan iddetleri, mkemmel bir siyah cisminkinden biraz farkllam; nk duvarndaki delik nedeniyle n kayna, siyah cisim olmaktan, az biraz uzaklamtr. Fakat, gerek hayat uygulamalarnda zaten mkemmel diye bir ey yoktur. Dolaysyla, bu topa ortasndan keserek, bir kavun gibi ikiye ayrp, kovuun aa kan i ksmnn veya hatta topan arkasnn masna bile baklabilir. Siyah cisim yzeyinin sourganl 1 olarak alnr ve dier yzeylerinki, siyah cisim yzeyine oranla deerlendirildiinden, 0 ile 1 arasnda deerler alrlar. Herhangi bir yzeyin sourganl (absorbtivity), yclna (emissivity) eittir. Bu eitlik, bulucusunun adyla, Kirchoff kanunu olarak bilinir ve sourganl 0.99-1.00 arasnda olan yzeylerin hepsi, siyah cisim yzeyi kabul edilir. Dolaysyla, siyah cisim mas yaklak olarak; duvarnda ince delikli minik kovuklar bir yana, bir malzemenin d yzeyinin masyla dahi incelenebilir. Ancak bu durumda tabii, cismin; yzeyinden mayla kay-

betmekte olduu enerjinin, bir yandan srekli stlmas suretiyle telafi edilmesi gerekir. 1800 ylnda ngiliz astronomu William Herschel, siyaha boyal bir termometreyi, gne nlarn prizmadan geirerek elde ettii tayf zerinde gezdirdi. Termometredeki snma, grlebilir n snrn oluturan krmzya doru ilerledike artyordu. Bu beklemedii durum karsnda armt. Termometreyi krmznn da tesindeki karanlk blgeye gtrdnde, scaklk artmaya devam etmiti. Hatta en yksek scaklk, krmznn bir hayli tesinde, krmz alt denilen blgedeydi. Demek ki gne, en youn masn krmz alt blgede yapyordu. Ima iddetinin maksimum deere ulat dalgaboyunu 0.85 mikron olarak belirledi. Siyah cisim mas problemi, bunun neden byle olduu sorusuyla dodu.

Scak cisimlerin yzeylerinden kaynaklanan mann toplam enerji younluu, 1879 ylnda Josef Stefan tarafndan yaplan deneysel almalarda, scakla bal olarak incelenmi ve scakln drdnc kuvvetiyle doru orantl olduu gsterilmiti (T4). 1884 ylnda Ludwig Boltzmannn kuramsal tretimini yapt bu ilikiye, Stefan-Boltzmann Yasas dendi. Sra, ma enerjisi iddetinin frekansa gre dalmnn belirlenmesine gelmiti. 1893 ylnda Wilhelm Wien, bu dalmn zirve deerine karlk gelen dalgaboyunun, sadece scakla bal olduunu gsterdi ve kendi adyla bilinen, mT=0.2898 cm-K eklindeki Wien Yasasn tretti. Bu arada, dalmn kendisi iin de klasik kuramsal tretimler yapld. Bu tretimlere gre; T scaklnda sl dengede bulunan herhangi bir cisim, ok deiik frekanslarda fotonlar makta, bir yandan da sourmaktadr. Byle bir cismin iindeki boyutlu bir kovukta, ok eitli frekanslardan elektromanyetik duraan dalgalar, yani bir ma spektrumu oluur. Siyah cisim masn oluturan bu spektrumun farkl frekanslarndaki malar; kovuun i yzeyindeki nokta iftleri birbirine balayan doru paralar zerine yarm dalgaboyunun tamsay katlarnn sd farkl modlar halinde, bu doru paralarna dik ynlerde salnan harmonik salngalar gibidir ve klasik elektromanyetik kurama gre, herhangi bir birim frekans aralndaki byle salngalarn says, frekansn karesiyle artar. te yandan, klasik istatistik mekaniin epaylam (equAustos 2006 9 BLM ve TEKNK

ipartition) teoremi, T scaklnda sl dengedeki bir sistemin sahip olduu her hareket serbestlii derecesinin, ortalama kT/2 enerjiye sahip olmasn ngrr. Dolaysyla, siyah cisim masndaki salnm modlarndan herbirinin payna den enerji kT/2 kadardr. Hal byle olunca, birim frekans aralnda nan enerji miktar da keza, frekansn karesiyle artmak zorundadr. 1905 ylnda tretilen ve Rayleigh-Jeans yasas olarak bilinen bu sonu, dalgaboyu cinsinden, f()=8kT/4 ifadesiyle verilmekteydi. Buna gre, herhangi bir frekans iin nan g, frekans arttka sonsuza gitmektedir. Bu, nan toplam enerjinin de sonsuza doru gitmesini, yani cismin mortesi blgede sonsuz enerji yarak kmesini gerektirir. Bu sonu, bir frnn iindeki ma enerjisinin en youn olarak, yksek frekansl x-n blgesinde gerekleecei anlamna geliyor ve kapann almas halinde, yzmzn annda kavrulmasn gerektiriyordu. Halbuki gzlenen durum byle deildi. Deneysel gzlemle kuramsal tretim arasnda byle bir uyumazlk, cisimlerin sl kapasitelerinin hesabnda da vard. lgili ifadelerin tretilmesinde kullanlan klasik fizik varsaymlarnda bir sorun olmalyd.

tonlarn kuantum enerji paketikleri tad eklindeki doru olan varsaym, Albert Einstein 1905 ylnda yaynlad, fotoelektrik olayn inceleyen almasnda yapm ve siyah cisim masn da, tmyle akla kavuturmutu. Yukardaki ifade, foton enerjisi h ile arplrsa, frekansa gre enerji dalm elde edilir ve sonu, frekans yerine dalgaboyu cinsinden E(,T) = 2hc2 / 5 [(exp(hc/kT) -1] eklinde yazlabilir. Burada E(,T); birim alan ve birim dalgaboyu bana nan enerji miktar olup, birimi W/m2/mdir. Planckn elde ettii ifade, dk frekanslarda Rayleigh-Jeans yasasyla uyuurken, yksek frekanslarda sfra gidiyordu. Dalmn maksimum deeri mT=0.2898 cm-K deerine karlk gelirken, tm frekanslar zerinden integrali, birim alan bana nan toplam enerji miktarn T4 olarak verir. Bu ilikilerden birincisi Wien, ikincisi ise Stefan-Boltzman Yasas.

Parack-dalga kili Davran ve Dalga Fonksiyonu k


Parack-dalga ikili davrannn bir rnei vard zaten: k dalgalar ve foton; biri dalgayd, dieri parack. Yaylrken dalga, etkileirken foton: Nasl bir ey bu?.. rnein sin(2/)x fonksiyonu, tek frekansl bir dalgann hareket ynne dik olan kesitinin anlk fotoraf gibidir. Yandaki ekilde grld gibi, ayn zamanda dzgn dairesel bir yrnge hareketini de betimler ve z eksenine gre grafii izildiinde, x ekseni zerinde ortalanm, ondlin kesitine benzer bir eri verir. Bkmlerin dalgaboyu dr. Bu eriyi alp, y ekseni boyunca, eksi sonsuzdan art sonsuza kadar, dndrmeksizin telersek; x-y dzleminde ortalanm, sonsuz bir ondulin elde edilir. Bu; sonsuz dzlemsel, duraan bir dalgadr. Bu ondlinin imdi, x ekseni ynnde bir ylan gibi, bkmlerinin eklini aynen koruyarak ilerlediini dnelim. Bu, hareket halindeki sonsuz dzlemsel dalga olur. Hz eer c ise: sin(2/)(x-ct). Bu ifade bize; x ekseni ynnde c hzyla ilerleyen, dalgaboyuna sahip bir dalga verir. yle ki, x ekseninin herhangi bir noktasnda durur ve zerimizden bir dalga tepesi geer gemez saatimizi altracak olursak, izleyen saniye ierisinde zerimizden =c/ sayda dalga tepesi geer: frekans bu. Klasik bir dalgayla etkileme sz-

konusu olduunda; zerimize doru gelen bir dalgann tad enerji miktar, dalgalarn frekansyla deil, sadece o dalgann yksekliiyle (genlik) orantldr: Dalga ne kadar yksek ise, enerji o kadar byk; ne kadar alaksa o kadar kk. Yoksa, bize enerji aktaracak olan dalga, izleyen saniyede arkasndan gelecek olan dalgalarn saysn nasl ve nereden bilebilsin de, ona gre kendi payna deni aktarsn ki?... Bizim dalga davran hakknda, rnein su ve ses dalgalaryla deneyimlerimizden edindiimiz klasik fiziksel resim bu. Parack ise malum; frlatrsnz hedefe; ya arpp yapr, ya da der ve her iki halde de hedefin, bazen nokta kadar kk saylabilecek snrl bir blgesine, ksa bir sre ierisinde enerji ve momentum aktarr. Halbuki k dalgalarnda durum, bu klasik dalgalarda olduu gibi deil: Bizle veya herhangi bir maddesel hedefle etkiletiklerinde aktardklar enerji, ya h kadar, ya da hi; baka seenek yok. Dalgann maddeyle her etkileiminde h kadar enerji aktarmas demek, frekans birimi bana h kadar enerji tayor olmas demek: E=h. Birim frekans bir dalga boyuna veya 2 radyana kar geldiine gre, radyan bana h/2 kadar enerji. Ondlin rneini dnecek olursak; k dalgalar uzayda, yass bir ylana benzer ekilde kvrmlarn koruyarak ilerleyen eni sonsuz bir ondlin gibi seyahat ediyor. Fakat madde tarafndan sourulmas szkonusu olduunda madde, bu ondlinin ukur ve tepelerinden, tanesinin tad enerjiyi bir anda yutuyor. Sanki, ondlinin dalgalarndan tanesini ayn anda yiyor. Burada, uzay ve zaman birbirine karma, btnlemie benzemekte: Genel grelilik kuramndan beklendii gibi...

Rayleigh-Jeans ifadesinin tretiminden sonra, sunduu ikilemin aslnda, Max Planck tarafndan 1900 ylnda zlm olduu farkedildi. Planck, siyah cisim masn farkl bir ekilde ele almt. nce eldeki deneysel verilere uyan bir fonksiyon belirleyip, sonra da bu formln nereden gelmi olabileceini veya nasl tretilebileceini anlamaya alt. Bu doru ifadeyi elde edebilmek iin, klasik fizik yasalarnn atom leinde geerli olmayabilecei dncesiyle, allmadk bir varsaymda bulunmas gerekmiti. Varsaym uydu: Frekans olan bir salngacn ortalama enerjisi h olmak zorundayd ve salnga en az, h kadar enerji yabiliyor veya sourabiliyordu. Kendi adyla anlan sabitini, deneysel verilerden hareketle hesaplad. Sonu olarak; nan fotonlarn frekansa bal saysal younluunun dalmn N(,T)= 82/c2[(exp(h/kT) -1] (=frekans, =Planck sabiti, k=Boltzmann sabiti, T= scaklk K) olarak tretmiti. Geri Planck o zaman farknda deildi, ama bu, tretilmi olan ilk kuantum mekaniksel ifadeydi. Planckn bu tretim srasnda yapt, maddenin enerji paketikleri halinde d eklindeki varsaym, gerei tam olarak yanstmamakla birlikte, kuantum mekaniinin doumunu zorlad. FoBLM ve TEKNK 10 Austos 2006

te yandan, daha nce sonsuz enli bir ondlin gibi seyahat etmekte olan dalga, madde tarafndan sorulmas szkonusu olduunda, sanki anszn eklini deitirip uzayn snrl bir blgesinde toplanarak, parack gibi davranyor. yle olmasayd, n bir fotoraf filminde sorulmas bir noktada koyulamaya (gren) yol amazd. Aktarlan h kadarlk enerjiyi foton denilen bir paracn tad dnlyor. In byle ikili, izofrenik bir davran var. Maddenin neden olmasn? De

Broglienin kuram bunu ne srd. Bohr ve Heisenberg 1927 ylnda, Kopenhag sokaklarnda yaptklar yryleri bu konuyu tartarak geirdiler. rnein sin(2/)(x-ct) dalgas, saf veya ideal dalga davrann betimleyen tek frekansl (monokromatik) bir seyahat dalgas, tm uzaya yaygn. Halbuki bir parack, uzayn belli bir blgesinde younlaan zelliklere sahip. Dolaysyla, byle bir dalga ile temsil edilmesi mmkn deil. Ancak, bir frekansn tamsay katlarndan oluan frekanslara sahip dalgalarn (harmonikler) uygun katsaylarla arplp toplam alnarak st ste bindirilmesiyle, belli bir nokta civarnda younlaan bir fonksiyon elde edilebiliyor. Byle, deiik frekanslara sahip dalgalardan oluan gruplara dalga paketi denmekte. Harmoniklerin says arttka, fonksiyonun temsil ettii dalm o kadar yerelleir. Hatta, kesin bir x0 konumunu temsil eden delta fonksiyonu (xx0), byle sonsuz sayda harmoniin bileimi olarak yazlabilir. O halde, ideal dalga davrann tek biriyle, nokta parack davrann da sonsuz sayda harmoniin dorusal bileimiyle temsil etmek mmkndr. Maddenin dalga-parack ikili davran, ancak bu erevede aklanabilirdi. yle... Tek frekansl bir dalgann konumu, dalga tm uzaya yaygn olduundan, tmyle belirsizdir. Halbuki momentumu, tek bir dalgaboyu nedeniyle keskin bir deere (p=h/) sahiptir. Halbuki nokta parac temsil eden delta fonksiyonuna karlk gelen dalga paketinin, konumu keskin, fakat bu sefer de, paket tm harmonikleri ierdiinden, momentum tmyle belirsizdir. Demek ki maddenin davran genelde, arada bir yerde: Sonlu sayda harmonik ieren, olduka yerellemi, fakat konum hala biraz bulank. Momentumu da keza, farkl harmoniklerin tad momentum deerlerinin bir karm olduundan dolay keskin bir deere sahip olmayan... Konum ve momentumdaki belirsizliklerin arpm en az /2 olmak zorunda: Heisenberg ilkesi. Maddenin atom leindeki davrann anlayabilmemiz iin, tank olduumuz parack kavram yannda, alk olmadmz trden bir dalga davrannn birlikte nem tadn vurgulamak isteyen George Gamow, dalgack terimini nermiti. Bohr ise bu duruma, dalga-parack ikili davran (duality) adn verdi. Bir de u vard tabii; madde veya k hangi artlar altnda dalga, hangi artlar altnda parack gibi davranr? Bohra gre bu; k ya da parac temsil eden dalga paketiyle, bir deney sreci srasndaki etkileme biimimize, yani paketle etkileen deney dzeneinin yapsna baldr. rnein, belli bir deney dzeneini kullanarak momentum lmeye altmzda, adeta dalga paketinini iine elimizi daldrp, harmoniklerden rastgele birini kartr ve onun sahip olduu keskin momentum deeriyle kar karya kalrz. Elimizi daldrdmzda hangi harmoniin yakalanaca, o harmoniin, paketi oluturan dorusal bileimdeki katsaysnn karesiyle orantldr. Ancak, i konum l-

meye gelince; bir parac temsil eden dalga paketinin ve zellikle de, tek frekansl bir temsil eden sonsuz dzlemsel dalgann, nasl olup da tm etkisini, rnein bir fotoraf filmindeki minik bir noktann zerine odaklayabildii, tartmal bir konu. Bohr, byk bir sabun kpnn ine batrldnda patlayp kk yerel bir damlaca dnmesine benzeyen bu durumu, dalga fonksiyonu k olarak nitelendirdi. Olay gz nnde canlandrlabilir gibi deildi. Ancak yaplan hesaplamalar, deney sonularyla ok uyumluydu. Demek ki, kk lekteki fizik olaylarnn canlandrlabilir olmas art deil sonucuna vardlar. Yaygn kabul gren grleri, kuantum mekaniinin Kopenhag Yorumunu oluturdu.

Schrdingerin Dalga Mekanii


Kuantum mekaniine gre; rnein hidrojen atomunun, tek bir protondan oluan ekirdeinin etrafndaki elektron; srekli deil, ancak kuantum sramalaryla deiebilen enerji deerleri alabiliyor. Yrngedeki asal momentumun bykl de; yine kesintili bir ekilde, sramalarla deiebiliyor. te yandan, asal momentumun sadece bykln bilmek yetmiyor. Uzaydaki yneliini de bilmek gerekiyor ve bu; belli bir, rnein seilen herhangi bir koordinat sisteminin z ekseni zerindeki izdmnn bilinmesini gerektiriyor. Durum yle ki; bu z bileeni, yani asal momentumun yn de ancak kesintili bir ekilde, sramalarla deiebiliyor. Fiziksel deikenlerin deerlerini belirleyen kesintili saylara, kuantum saylar deniyor. Dolaysyla elektronun fiziksel durumunu; srasyla n, l ve m ile gsterilen; enerji, asal momentum ve yn (manyetik) kuantum saylar belirliyor. yle ki; enerji kuantum says n, 1den balayarak pozitif tamsay deerler (1, 2, 3,...) alabiliyor ve artan n deerleri; ekirdee en yakn olan en dk enerji dzeylisinden balayarak, giderek artan enerjilere sahip olup ykselen yrnge kabuklar veriyor. Belli bir n deeri iin, asal momentum kuantum says l; sfrdan n-1e kadar, n tane farkl deer (0, 1, ..., n-1) alabiliyor ve lnin her deeri, o kabuk ierisindeki farkl bir yrnge grubunu veriyor. Belli bir l deerine ait m deerleri ise; -lden +lye kadar, (2l+1) tane farkl deer (-l, -l+1,..., 0, 1,...l-1, l) alabiliyor ve bu deerlerden her biri, ilgili gruptaki yrngelerden birini belirliyor. Dolaysyla; kuantum mekanii denklemlerinin zm, (n, l, m) deerlerinin olas her ls iin bir dalga fonksiyonu veriyor ve bunlara, zdurum (eigenstate) dalga fonksiyonlar deniyor. Bu fonksiyonlarn eklini, sadece l kuantum says, tek bana belirlemekte. rnein, n deeri ne olursa olsun, l=0 fonksiyonlar hep kresel simetrik. l=1 fonksiyonlar ise; ayr koordinat ekseni zerinde oturmu, birer ift simetrik lob eklinde. l=2 veya 3 iin ekiller daha karmak. Elek-

tron bu kuantum zdurumlar arasndaki geileri srasnda, aradaki enerji farkna edeer frekansta nlar yayyor veya souruyor. Dolaysyla sz konusu kuantum durumlar, tarihsel bir alkanlkla; bu nlarn, atomlarn ma spektrumunda sergiledii niteliklere bal olarak isimlendirilmekte. rnein kresel simetrik l=0 dalgalarna, keskin spektrum izgilerine yol atklarndan, bu szcn ngilizcesinin (sharp) baharfiyle s dalgalar deniyor. l=1 dalgalarna, birincil (primary) anlamnda p, l=2 dalgalarna da, dank (diffuse) anlamnda d dalgalar deniyor. Hal byle olunca; l=3 ve 4 dalgalar da, f ve g simgeleriyle devam ediyor. Sonu olarak; n=1 deeri iin, l ancak 0 olabiliyor ve m de yine, ancak 0 deerini alabiliyor. Bu durumda sadece bir s dalga fonksiyonu var. Buna 1s dalga fonksiyonu deniyor. n=2 iin, l=0 veya l=1 olabiliyor. Birinci durumda m ancak 0 deerini alabilirken, yani yine tek bir s dalga fonksiyonu (2s) varken; l=1 halinde m, (-1, 0, 1) deerlerine sahip olabiliyor ve ortaya farkl p dalga fonksiyonu (2p) kyor. n=3 iin, l=2 deerini de alabiliyor ve bu durumda, ncekilere ek olarak; m kuantum says 5 farkl deer alabildii iin, zmlerden 5 farkl d dalga fonksiyonu (3d) kyor. Nihayet n=4 halinde, lnin st deeri 3 iin, mnin olas deerlerinin says 7dir ve 7 adet f dalga fonksiyonu (4f) vardr. n=5 halinde de, l=4 iin 9 dalga fonksiyonu (5g)... Her kabuktaki yrnge gruplar, ilgili n deerinin ardndan; o n iin mmkn olan l deerleri iin, lnin deerine iaret eden ve yrngenin eklini belirleyen harflerle gsteriliyor. yle ki: n=1: n=2: n=3: n=4: n=5: 1s 2s 3s 4s 5s

2p 3p 3d 4p 4d 4f 5p 5d 5f 5g

Yalnz bir hidrojen atomundaki elektronun fiziksel evre koullarn sadece, protonun ekme kuvveti belirlemektedir. Bu evre koullar; elektronu belki de uzayda zgrce seyahat ederken yakalam ve kendisine, zdurum dalga fonksiyonlar torbasndan oluan bir dizi seenek sunmutur. Elektron bu zdurum fonksiyonlarndan, yani yrngelerden herhangi birine yerleebilir. Hangisine yerleecei, tarihesine baldr.
Austos 2006 11 BLM ve TEKNK

Hangisi olursa olsun; yerletii yrngenin dalga fonksiyonu, elektron hakkndaki tm fiziksel bilgileri ierir. rnein, dalga fonksiyonunun mutlak deerinin karesi, elektronun konumuyla ilgili bir olaslk dalm verir. Bu olaslk dalmnn, uzayn herhangi bir blgesi zerindeki toplam (integrali), elektronun o blgede bulunma olaslna eittir. Dolaysyla elektron herhangi bir anda; uzayn bir veya dier blgesinde, hatta her ikisinde birden bulunabilir. Olaslk dalmnn konumla arpmnn tm uzay zerinden toplam (integrali), elektronun o zdurumda ikenki ortalama konumunu verir. Bu deer, kresel simetrik s yrngeleri iin, doal olarak sfrdr. Elektronla ilgili; rnein enerji, momentum ve asal momentum gibi dier fiziksel deikenlerin ortalama deerleri de keza, zdurum dalga fonksiyonundan, uygun operasyonlarla elde edilebilir. Ama bu deerler, zm srasnda zaten elde edilmitir ve her zdurumun (n,l,m) kuantum saylar tarafndan, tek birer deer olarak belirlenmektedir. Aslnda, kuantum mekaniinde fiziksel deikenlerin her birine, matematiksel birer operatr karlk geliyor. zgn durumlardan birinin igali halinde, ilgili operatrn o z dalga fonksiyonu zerine dorudan etkisiyle, ilgili fiziksel deikenin deeri elde edilebiliyor. Ancak, elektronun illa da bu zdurumlardan, sadece birini veya dierini igal ediyor olmas gerekmiyor. Gemiteki etkileimlerinin tarihesine, yani yaplan incelemenin balang koullarna bal olarak, devreye birden fazla zdurum fonksiyonu da girebiliyor. Dolaysyla elektronun herhangi bir andaki kuantum mekaniksel durumu genelde, illa da bu olas zdurum fonksiyonlarndan tek biri veya dieriyle deil ve fakat birkann; byklklerini o anki fiziksel koullarn belirledii arlk katsaylaryla tartlm bir toplam tarafndan veriliyor. rnein; belli bir balang enerji dzeyindeki elektronun daha yksek bir enerji dzeyine uyarlmas veya uyarlm bir atomdaki elektronun, daha dk bir enerji dzeyine geii sralarnda olduu gibi... Elektronun o anki durumunu betimleyen bu, daha karmak olan toplam dalga fonksiyonu da keza, elektron hakkndaki tm fiziksel bilgileri ieriyor. Fiziksel deikenlerden herhangi birinin deeri, ilgili matematiksel operatr kullanlarak bu dalga fonksiyonundan tretilebilmekte. Bu durumda doal olarak; konum zaten yleydi; ama enerji ve asal momentum gibi dier fiziksel deikenlerin de, kesin deerleri deil, ancak ortalamalar hesaplanabiliyor. Kesin deerler belirsiz... Fiziksel deikenlerin deerlerindeki bu belirsizlikler, kuantum mekaniinin yetersizliinden kaynaklanmyor, maddenin dalga davran yle olduu iin byle. rnein bir paracn, diyelim konumunun x koordinatyla, momentumunun x bileeninin (px) elenik ift oluturduu sylenir ve byle deiken iftleri iin kesin deerlerin, ayn anda belirlenmesi mmkn olamyor. nk Heisenbergin ortaya koyduu temel bir kuantum mekanii ilkesine gre; rnein x ve px
BLM ve TEKNK 12 Austos 2006

deerlerindeki belirsizliklerin, xpx /2 eitsizliini salamas gerekiyor. Bu belirsizlik ilkesi, tm elenik iftler iin geerli. rnein zaman ve enerji iin; Et /2 olmas gerekiyor. Yani elenik iftlerden birinin deeri ne kadar byk bir kesinlikle llmeye allrsa, llebilmise; dierinin deeri o kadar belirsizleiyor. Bu durum lm srecinin salkszlndan deil; lm amacyla kullanlan herhangi bir dzenein, lm deerlerini kanlmaz olarak etkilemesinden kaynaklanyor. rnein, paracn x koordinatnn belirlenebilmesi; zerine o paracn boyutlar dzeyinde dalga boyuna sahip bir fotonun gnderilip, paracktan geri yanstlmasn gerektiriyor. Halbuki bu sre, fotonun aktard momentum nedeniyle, paracn konumunu etkiliyor. Bu nedenledir ki, atomlardaki elektronlarn, iyi tanmlanm net yrngelerde hareket ediyorlarm gibi dnlmemesi lazm. te yandan, paracn enerjisini kesin olarak belirleyerek E=0 yakalamak, sonsuz zaman alan bir lm srecini gerektirir. Veya paracn mr ne kadar ksa ise, enerjisindeki belirsizlik de o kadar artyor. Dolaysyla, ok ksa mrl paracklar, enerjinin korunumu ilkesini zedelemeksizin; anszn ortaya kp, varlklarn srdrebildikleri ok ksa srelerle ok byk enerjilere sahip olabiliyorlar ve byle paracklara, onca ksa mrleri nedeniyle adeta realitenin gznden kaabildiklerinden dolay, sanal (virtual) paracklar deniyor. Bu belirsizlikler erevesinde, hidrojen atomununun da keza, net ve kesin yrngelerden oluuyormu gibi dnlmemesi gerekir. Yani atomun net bir yarap yoktur. Ancak ortalama deerlerden sz edilebilir. Elektron eer n=0, yani 1s yrngesine yerlemise, temel durum dalga fonksiyonunu igal ettii veya atomun temel durumda bulunduu sylenir. Elektron bu durumda iken, uygun miktarlarda enerji sourduu takdirde, daha yksek enerji dzeylerine gei yapabilir. Sourmas gereken uygun enerji miktar, arasnda gei yapt iki dzeyin enerjileri arasndaki fark kadardr. Daha yksek enerji dzeylerine trmandka, elektron ekirdekten daha uzaklarda, daha fazla zaman harcamaya balar. Yani uyarlm atomun, ortalama yarap bymtr. Eer bu gei baka bir kabuun yrngelerinden birine yaplmsa, yarap daha da fazla byr. Nihayet; elektron temel durumda iken, yeterince enerji sourduu takdirde, protonun ekim kuvvetinden kurtulup serbest hale gelebilir. Bunu ancak baarabilecei enerji miktarna, iyonlama enerjisi denir. Daha da fazla enerji sourmas halinde, iyonlama enerjisinden geriye kalan miktar kadar kinetik enerji kazanm olur ve protondan uzaklar. Hidrojen atomu iin elde edilmi olan bu zmlere srasyla, artan sayda elektron yerletirmek suretiyle, dier atomlarn yrnge emalarn elde etmek de mmkn. Paulinin dlama ilkesi elektronlarn ayn kuantum durumunu paylamasn yasakladndan, ay-

n yrngede en fazla iki elektron bulunabiliyor ve bunlarn da hi deilse, spin kuantum saylarnn farkl olmas, yani spinlerinin zt ynlerde kutuplanmas gerekiyordu. Buna gre; 2 elektronu olan helyumun yrnge emas 1s2, sonra gelen lityumun 1s22s1 idi. Berilyumun 1s22s2, boronun 1s22s22p1 vs.

Heisenbergin Mikroskopu

Kuramsal alma srasnda dinamik operatrleri uygulayarak ilgili fiziksel deikenlerin deerlerini hesaplamak, deney ve gzlem srasnda lmeye karlk geldiine gre; elenik operatrlerin deime zelliinin olmay, bu operatrlere karlk gelen deikenlerin lm srelerinin birbirini etkilemesi anlamna geliyor olmalyd. Halbuki, rnein bir ta paras gibi byk lekli bir cismin konumunu, zerinden yansyan fotonlar araclyla belirleriz ve bu sre, tan fiziksel deikenlerinin deerlerini, hemen hi etkilemez. Fakat, elektron gibi kk lekli bir parack iin, durum biraz farkldr ve zerinden foton yanstarak konumunu belirlerken, fotonun Compton salmas srasnda aktard bileen nedeniyle, momentumunu kanlmaz olarak deitirmi oluruz. Geri benzer bir durum, byk lekli bir sistemle ilgili bir lm srecinde de szkonusu olabilir. rnein, im bir sahada yuvarlanmakta olan golf topunun konumunu eer, gzlerimizi kapatp elimizdeki golf sopasn sallayp durarak ve at diye bir ses duyup duymadmza bakarak ararsak; sesi duyup da topun yerini belirlediimizde, topun momentumunu deitirmi ve onu bambaka yerlere gndermi oluruz. Fakat, golf topunun yerini, onu sistem olarak etkilemeksizin belirlemenin, rnein golf sahasn bir video kamerayla veya gzlerimizle taramak gibi, baka yntemleri de vardr. Halbuki, elektron gibi kk lekli bir sistem iin byle bir yntem yoktur, olamaz.

nk, kk ve byk lekli sistemlerin fiziksel zelliklerini lme ilemleri, doalar itibariyle birbirlerinden farkldr. Yandaki ekilde Heisenbergin, bu kavram somutlatrmak amacyla bir dnce deneyi olarak tasarlad mikroskopu grlyor. Mikroskopun nnde atomlar veya elektronlar gezinmekte. Dzlemsel bir koordinat sistemi zerinde hareket ettirilebilen mikroskop aralkl olarak, arka fondaki duyarl ekrana dik ynde birer foton frlatyor ve gnderdii fotonlarn, ekran tarafndan alglanp alglanmadna bakyor. Foton alglanmamsa eer, mikroskop, foton tabancasnn x-y dzlemindeki konumunu kaydediyor. nk bu durumda fotonun, yolda bir elektrona arparak yansm ve ekrana bu yzden ulaamam olmas gerekiyor. Altta ise, hidrojen atomunun yrngelerinde dolaan hayali bir elektron var. Krmz nokta, elektrona isabet eden bir fotonu temsil etmekte. Elektronun konumunu, zerine drlen fotonun dalga boyu dzeyinde bir duyarllkla belirlemek mmkn. Dolaysyla, gnderilen fotonun dalga boyu ne kadar kk, yani frekans ne kadar yksekse; elektronun konumu da o kadar byk bir duyarllkla belirlenebiliyor. Buna karlk, yksek frekans yksek enerji ve momentum anlamna geldiinden, elektronun momentumu da o kadar fazla belirsizleiyor. Heisenberg bu duruma kuantum belirlenemezlii (indeterminacy) diyordu. Dnce deneyi, zerine ina edilmi olduu ilkelere saldry amalayan trdendi (reductio ad absurdum). Bohra gre bu mikroskop deneyinde nemli olan; elektronun momentumundaki srama deil, bu deiikliin byklnn ayn deneyde kesin olarak belirlenemez olmasyd. Heisenbergin grlerine genelde katlmakla beraber, belirsizlik ilkesiyle ilgili olarak kesikli srama kavramn n plana karp vurguluyor olmas nedeniyle kendisini ciddi ekilde eletirdi de. nk onun iin belirsizlik ilkesi, daha temelde duran tamamlayclk ilkesinin ifade biimlerinden biriydi, belirtisi ya da sonucu.

Heisenbergin Belirsizlik lkesi


Heisenbergin belirsizlik ilkesi bir sistemin, birbirlerinin elenii olarak nitelendirilen iki fiziksel deikeninin, rnein bir paracn konum ve momentum vektrlerinin x bileenlerinin, ayn anda kesin bir duyarllkla belirlenemeyeceini syler. Byle bir elenik deiken iftini p ve q ile gsterelim. rnein p konum bileeni, q da momentum bileeni olsun. lkeye gre, p ve qnun lm deerlerindeki belirsizlikler p.q /2 eitsizliini salamak zorundadr. Yani; konumu ne kadar kesin belirlersek, momentum o kadar belirsizleir, ya da tersine. liki, ilgili fiziksel deikenlere karlk gelen operatrlerin deime zelliinin olmayndan kaynaklanyor. Kuantum mekaniinin kuramsal erevesi iinde ispat mmkn. lkeye ilk itirazlar yleydi...

Paracn t1 anndaki momentumunu, kesin duyarllkla, p1 olarak ltk diyelim. Konum belirsizleti; fakat parack, belirlemi olduumuz momentumuyla yoluna devam ediyor. Sonra da t2 annda, parac her neredeyse bulup, bu sefer de kesin konumunu, q2 olarak ltk diyelim. imdi, paraca bu arada mdahale edilmediine gre, momentumu deimemi; yani parack q2 konumuna, t1 annda sahip olduu p1 momentumuyla ulam olmal. E, o zaman biz, paracn t2 anndaki, hem konumunu hem de momentumunu kesin olarak bilebiliriz: q2 ve p1 ikilisi?... Bunun yant yle: t2 annda konumu lerken, momentumu bir miktar deitirmi olursunuz. Paracn t2 anndaki momentumu, t1 anndaki p1 olmaktan kp, baka bir ey olur. Dolaysyla, konum q2 tamam da; p1 artk, paracn t2 anndaki kesin momentumu deildir. E, o zaman; daha sonraki bir t3 annda, paracn kesin momentumunu bir daha leriz, konuma aldrmakszn. Diyelim p3. Bu p3, paracn t2 anndaki deitirmi olduumuz momentumudur. Dolaysyla, q2 ile p3; paracn t2 anndaki kesin konum ve momentum ikilisini oluturur. Benzer ekilde, lmlere devam ederek, paracn t3, t4, vb anlarndaki kesin konum ve momentum bileenlerini belirlemek mmkn hale gelir. Belirsizlik ilkesi almaz... Heisenberg, ilkenin gemie doru almadn kabul ediyor, fakat gemite yaplm olan lmlerin, klasik dncede olduu kadar anlaml olmadn sylyordu. Nedeni u: Bu verileri kullanarak, balang koullar olarak alarak, gelecek hakknda kesin ngrlerde bulunamazsnz. nk bir an iin q duyarllkla konum lm yaptnzda, momentuma en az p= /(2.q) kadar belirsizlik kazandrm deerine srama katm olursunuz. Bu belirsizlik, lme ileminin yetersizliinden veya deney aracnn duyarllnn snrl olmasndan kaynaklanmyor. Tabiatn doasnda var bu, kk lekli sistemlerin davrannda. O zaman da u soru douyor: Peki, bu iki deikenin kesin deerleri ayn anda llemiyor; ama sistemin kendisi aslnda llemeyen bu kesin deerlere sahip mi? Deikenlerin sahip olduu byle kesin deerler gerekten var m?... Heisenbergin bu soruya da yant hayrd. Nedeni u... Bir sistemi, fiziksel deikenleri betimler ve deikenlerinin hepsi belirlenmise, sistem tam olarak, yani iyi tanmlanm olur. Fiziksel deiken nedir? Sistemin llebilir bir zellii. O halde, bir fiziksel deikenin llebilir olmas art; llebilirse anlaml, aksi halde anlamsz. Demek ki, fiziksel deikenin anlam, llebilir olmasnda yatyor. rnein bir paracn konumu ifadesi, paracn konumunun llebilecei uygun bir deney tanmlanabiliyorsa anlam tar, aksi halde tamaz. O halde lme, anlam kazandran bir eylem: lme eittir anlam. te yandan, fiziksel deiken ne zaman var?... Fiziksel deikenin anlam llebilir olmasnda yattna gre; lldnde var, aksi halde yok. O halde lme, ayn zamanda yaratc bir eylem: lme eittir yaratmak. lm, fiziksel deiken olmaya aday bir nitelie sadece

anlam kazandrmakla kalmyor, onun iin zgn bir de deer yaratyor. Sonu?... Fiziksel deikenler lm annda var ve anlaml, aksi halde yok ve anlamsz. Ama biz, parack zerinde yaptmz bir dizi gzlemden hareketle, gemiine ait anlk fotoraflar oluturup, bunlar birletirerek ve hatta, zerinde gzlem yapmadmz zaman aralklarndaki boluklar da doldurarak; parack nce uradayd, sonra u momentumla buraya geldi, arada u patikay izlemi olmal gibi tasarmlar ina edebiliriz. Byk lekli dnyamzdaki deneyimlerimizin kazandrd alkanlklardan hareketle Byle bir tasarm gerek saymak, ona gereklik atfetmek; bu istee bal, kiisel bir tercih. Heisenbergin tercihi, bunlarn gerek olmad ynndeydi. Ona gre durum; zerinde lm yaplmad srada, elektronun belli bir konumda deil, olaslk dalmna karlk gelen elektron bulutundaki her yerde olduu eklindeydi. Yani, kuantum mekanii kesin sonular deil, yalnzca, bir dizi olas sonucun gerekleme olaslklarn verir. Paracn klasik patikas sadece, biz o gzlem dizisini yapm olduumuz iin ortaya kyor, beliriyor, varlk kazanyor: Aksi halde yok, gzlem yapmasaydk olumazd. Einsteinn buna yant, Ay kimse bakmazken de orada oldu, Dnyann etrafnda dolanyor... Belirsizlik ilikilerinin yorumu youn tartmalara konu edildi: Bu ilikiler kuantum sistemleri zerinde yapabileceimiz deneylere, dolaysyla da byle sistemler hakknda edinebileceimiz bilgilere kstlamalar m getiriyor, yoksa kuantum sistemlerini betimlemek iin kullandmz kavramlar m kstlyor? Ya da kuantum sistemlerinin, konum ve momentum gibi elenik fiziksel deikenlerinin ayn anda keskin deerlere sahip olmad gibisinden, yapsal bir kstlama mdrlar? likiler, sorulan sorulara ve zerlerinde yaplan yorumlar arasndaki farklara gre; hata pay (inaccuracy), belirlenemezlik (indeterminacy), bulanklk (unsharpness) ilikileri gibi szcklerle tanmland. Sonunda belirsizlik (uncertainty) ilikilerinde karar klnd. Farkl grler arasndaki tartmalar halen sona ermi deil. Halbuki, Heisenberge gre bu sorular nemsizdi. Geri onun iin belirlenemezlik ilkesi, doann yapsnda yatan, yapsal (ontolojik) bir ilkeydi. Fakat, rnein; kuantum sistemleri, deney sreleriyle ulalamaz olmakla birlikte, aslnda belirsizlik ilikilerinden etkilenmemi olan, keskin konum ve momentum deerlerine sahip olabilirler mi veya onlarn byle bir gizli gereklikleri var mdr? gibisinden yapsal sorular ilgisini ekmiyordu. Ona gre tr sorular, yararsz ve anlamsz tahminlerden ibarettir ve fizik, sadece gzlemlenebilen verileri betimlemelidir. Benzeri ekilde, Chicago Konferanslarnda insan dilinin, deneysel herhangi bir ierii olmayan, fakat hayalimizde bir resim canlandrmamza yardmc olduu iin sk kullandmz cmlelerle dolu olduunu; zellikle gerek, aslnda, gerekten oldu, patika, vb szckleri kullanrken dikkatli olmak gerektiini syler. Eer, iki elenik de-

Austos 2006

13 BLM ve TEKNK

ikenin keskin deerlerini ayn anda lebilecek herhangi bir deney yoksa, o zaman bu iki deiken ayn anda iyi tanmlanm deildir. Heisenberg belirsizlik ilkesini kuantum mekaniinin temel ilkesi olarak sunmaya almad. Ama ilke daha sonra kuantum mekaniinin Kopenhag yorumunun temel ta, kuramn dayand temel ilke olarak gsterilmeye balandnda, buna da kar kmad. Halbuki ada dnrlerden Carl Popper, belirsizlik ilkesinin bir kuram ilkesi olduu dncesine katlmyor. nk, her ne kadar belirsizlik ilkesi kuramdan tretilebiliyorsa da, kuram bu ilkeden tretilemiyor. Kuram ilkelerinin ise, byle bir gcnn olmas lazm. (Bknz. Yapsal Kuram, lkeci Kuram.)

Yapsal Kuram, lkeci Kuram


Einstein 1919 ylnda, kuramlar arasnda bir ayrm nermiti. Yapsal (constructive) kuramlar, olaylarn arkasnda basit unsurlarn yattn varsayar ve olaylar, bu unsurlar hakkndaki varsaymlardan hareketle, yeniden kurgulayp inaya alr. lkeci kuramlar ise, deneysel verilerden tretilen genellemeler niteliindeki ilkelerden hareketle, kuramsal terimler kullanmakszn veya olas en az saydasn kullanarak yola kar. Ama, kuram ilkelerden hareketle ina etmek, yani bu deneysel ilkelerin nasl, daha ileri dzeydeki kuramsal kavramlarn ve yaplarn devreye sokulabilmesi iin yeterli koul oluturduklarn gstermektir. lkeci bir kurama en byk rnek, klasik termodinamik. rnein, herhangi bir devir daim makinasnn imkanszl gibi saysz deneysel kantla desteklenmi apak gereklerin anlatm, enerji ve entropi kavramlarnn ve zelliklerinin tantm iin uygun koullar salam; enerjinin korunumu ve entropi art gibi kuramsal tretimlere yol am. Bu tretimlerden hareketle, klasik termodinamik kuram oluturulmu. Kuram bir kez oluturulduktan sonra, geriye dnp; bir devir daim makinas yapmann, enerjinin korunumu veya entropi art yasalaryla elieceinden dolay imkanszln gstermek mmkn. Ancak bu, devir daim makinas yapmann imkanszln anlatan ifadeleri, balang ilkesi olmaktan karmaz, ispatlanm gerekler haline koymaz. nemli olan u ki; deneysel ilkeler, anlam tamak asndan, bu rnekteki enerji ve entropiye benzer kuramsal kavramlara dayanmazlar. Bu kavramlardan bamsz olarak anlamldrlar. lkeci kurama bir dier rnek, Einsteinn termodinamik kuram bilinli olarak rnek alarak tasarmlad zel grelilik kuram. Kuramn iki varsaym var: Grelilik ilkesi ve k varsaym. Birincisini, edeer deiik biimlerde ifade etmek mmkn: Ayn fiziksel olaylar gzlemleyen farkl atalet sistemlerindeki gzlemcilerin gerein doas zerinde uzlaabilmeleri gerekir, ya da; bir gzlemci

iin evrenin grnts, iinde bulunduu atalet sistemini deitirmesiyle deimemelidir, ya da; fiziksel bir kuram, tm atelet sistemlerindeki gzlemcilerin hepsine matematiksel olarak ayn grnmelidir, ya da; evrenin yasalar, hangi atalet sisteminin iinde bulunulduundan bamsz olarak ayndr. kinci varsaym, k hznn deimezlii hakknda: Ik bolukta, yan cismin hareketinden bamsz olan sabit bir c hzyla yaylr. (ou ders kitab; k hznn tm ataletli gzlemciler iin ayn olmas gerekir eklindeki, aslnda tretilmi bir sonucu da, bu varsaymn paras olarak sunar. Gzden karlan bir dier husus, k hznn ynden bamszlnn (izotropi), varsaym olarak deil, tanm olarak devreye girmesidir.) Einstein zel grelilik kuramn, sadece bu iki varsaymdan tretti. Dolaysyla, bu iki varsaym, birer kuram ilkesidir. Tabii, kuramn bir kez ina edilip de Minkovsky uzay-zaman kurulduktan sonra, bu iki varsaymn geerliliini ispatlamak mmkn. Ancak bu, onlarn balangta geerlilii varsaylm olan ilkeler olmadklar anlamna gelmiyor. Heisenbergin belirsizlik ilikilerinin bu adan ilke sfatn haketmeleri iin, deneysel ilkeler olarak domu olmalar gerekiyor. Halbuki, Heisenbergle Bohrun ban ektii Kopenhag Yorumunun olutuu sralarda, belirsizlik ilikilerini destekleyen deneysel veriler yoktu. Bu yzden daha ok dnce deneylerin bavuruldu. Kuantum snrna yaklaan hata paylaryla lmler ancak, 1980li yllarda yaplmaya baland. Heisenberg, Para ve Btn (Der Teil und das Ganze) balkl otobiyografisinde, ilkelerini Einsteinin bir sznden ald cesaretle oluturduunu syler: Gzlemlenebilecek olan, kuram belirler. Bu cesaretle, kuram mevcut deneysel verilerin nnde tutmu, dnce deneyleriyle yetinmiti. Hal byle olunca da, oluturulan kuramn belirsizlik ilikilerini desteklemesi doald. Bu durum, dier ilkesel kuramlarda da byle. Deneyesel ilkeler zerine ina edilmi bir kuram, ilkelerin geerliliini ispatlayan birer de teorem veriyor. Bir sre sonra, zaman ve enerji, eylem (action) ve a iin benzer eitsizliklerin olmad anlald. 1927 ylnda Jordan eylem

ve a iin bu ilikilerin yanl olduuna iaret etti. 1933 ylnda Pauli, Hamilton operatrnn, alttan snrl olmas halinde, kanonik eleniinin var olmadn gsterdi. Bu, pek ok sistem iin zaman operatrnn var olmad anlamna geliyor. Bu gzlemler, zaman-enerji ve faz-eylem belirsizlik ilikileriyle ilgili pek ok almaya yol at.

Giriim Deneyi
ift yarkl giriim deneyi, ilk kez 1801 ylnda Thomas Young ve A.J. Fresnel tarafndan yapld. Deney dzenei, yandaki ekilde grld gibi; biri tek, dieri ift yarkl iki plaka ve bir film ekranndan oluuyordu. Ik kayna ekilde gsterilmemi, ama soldaki koordinat sisteminin merkezinde. Birinci plakann amac, buradaki tek yarktan geen nlar faz asndan uyumlu hale getirmek. Yani, dalga tepelerinin birbirini sabit mesafelerle izlemesini salamak. Bu faz uyumlu (coherent) dalgalar, ikinci plakadaki yarklardan getikten sonra, fotoraf filmi gibi duyarl bir yzeye ulayor. Filmin herhangi bir noktas iin, eer b ve c yarklarndan gelen dalga tepelerinin o noktaya ulaana kadar katettikleri mesafelerin arasndaki fark, dalgaboyunun tamsay katna eitse; tepeler o noktada st ste biner: Genlik, yani k iddeti ikiye katlanm, o noktann civar kararmtr. Yok eer, mesafeler arasndaki fark, yarm dalgaboyunun bir tektamsay kat ise, o zaman da; bir dalga tepesiyle dierinin ukuru st ste biner: Genlik, yani k iddeti sfrlanm, o nokta ayn kalmtr. Dier noktalar iin, ara durumlar szkonusudur. Sonu olarak filmin zerinde, en sada gsterildii gibi; birbirine paralel, parlak ve karanlk izgilerden oluan bir giriim saa oluur. Saak iki farkl noktadan kaynaklanan su dalgalarnn yol at giriim rntsne benzediinden, oluumu ancak, n dalga davranyla aklanabilir. Deney ilk yapldnda, n parack kuram taraftarlar saan, birbirine yakn seyahat eden fotonlarn arasndaki etkilemeden kaynaklanabileceini ne srd. Fakat, k iddeti yarklardan her an iin tek bir fotonun getiinden emin oluncaya kadar azaltlarak

BLM ve TEKNK 14 Austos 2006

yaplan deneylerde de saak olutuu gzlemlenince, sylenecek bir ey kalmamt. Halbuki, ikinci plakadaki yarklardan birinin kapatlmas halinde, k sadece dier yarktan geerek, film zerinde tek bir izginin olumasna yol aar. rnein b kapatlmsa, a-b dorusunun, c kapatlmsa da a-c dorusunun film dzlemini kestii x deerinde... Birinci plakadan sonra dorusal bir harekete iaret eden bu durumu, n foton olarak parack davrannn bir belirtisi olarak dnmek mmkndr. Yani deney, n hem parack, hem de dalga davrann incelemeye yatkndr. nk, giriim saann olumas dalga davrannn, olumamas da parack davrannn kantdr. ift yark dzenei bu yapsyla, kuantum mekaniinin oluturulma srecinde, kuram snamaya ynelik dnce deneyleri gelitirmek amacyla ska kullanld. zellikle de Bohrun ortaya koyduu tamamlayclk ilkesini... Bu ilke, maddenin hem parack hem de dalga eklinde davranabilecei, fakat bu iki davran biiminin tek bir deneyde, yani ayn deney dzeneinin deimeyen koullar altnda bir arada gzlemlenemeyeceini syler. Eer ift yark deneyinde, hem giriim saa gzlenir ve hem de fotonlarn ikinci plakadaki yarklarn hangisinden getii saptanabilirse, Bohrun, Kopenhag Yorumunun temel direklerinden birini oluturan bu ilkesi inenir. nk bu ilkeye gre, yani Bohra gre; ya bir paracn patikasn izlemek, ya da giriim etkisini gzlemlemek seeneklerinden birine sahibiz ve birbirini dlayan bu iki davran biimini, birbirini dlayan deney dzeneklerinde gzlemleyebiliriz. Fotonun hangi yarktan geip geldiini saptamaya ynelik deneylere hangi yol (welcher weg) deneyleri deniyor. Bir de u var... Fotonlar deney dzeneinden teker teker getiklerine gre, eer fotonlardan birinin, b ve c yarklarnn hangisinden getiini saptayacak olursak; fotonun yarktan geerkenki konumunun x bileenini, soldaki koordinat sistemine gre belirlemi oluruz. Eer bir de x ynndeki momentum bileenini de belirleyebilirsek, Heisenbergin belirsizlik ilkesi inenmi olur. Einstein 1927 ylndaki Solvay Konferansna, momentum ve enerjinin korunumu ilkelerine dayanarak, belirsizlik ilkesinin geersiz olduunu gstermek amacyla, buna benzer bir dnce deneyi sundu. yle... Soldaki koordinat sisteminin merkezinden kan fotonlardan, birinci plakadaki a yarna ulaanlarn, yatay dorultuda seyahat ettiklerinden, a yarna vardklarnda, momentumlarnn x bileeninin sfra yakn olmas gerekir. Teker teker geldiklerine gre, tek birine bakalm. Bu foton eer, ikinci plakann st ksmndaki b yarna ulamsa, a yarndan geerken yukarya doru (+x) bir momentum kazanm ve bunu, birinci plakaya aaya doru (x) bir momentum aktararak baarm olmal. Yok eer c yarna ulamsa da; a yarndan geerken aaya doru (x) bir momentum kazanm ve birinci plakaya yukarya doru (+) momentum aktarm... Do-

laysyla biz, foton dzenekten geip filme ulatktan sonra birinci plakann kazand momentumu lersek; momentumun korunumu gerei, bunun negatifi bize, fotonun x ynndeki momentum bileenini verir. Bu momentumun iareti nemli: nk yn yukar doruysa, foton st, aa doruysa alt yarktan gemi demektir. Can alc nokta u: Bir yandan giriim saa oluurken, dier yandan hangi yol sorusu da yantlanm olacana gre, Bohrun tamamlayclk ilkesi geerliliini yitirir. Bu momentumun bykl de nemli: nk, a yarndan sonra filme kadar momentumda bir deiiklik olamayacana gre; foton, diyelim st yara vardnda, momentumu ayndr. O halde, foton tam yarktan geerken, hem konumunun ve hem de momentumunun x bileenlerinin kesin deerleri bellidir: Heisenbergin belirsizlik ilkesi inenir. Bohr bu engeli kolay at... Birinci plakann fotonla etkileimi srasnda kazand momentumu, etkileim sonrasnda lebilmek iin, ilk konumunun yeterli duyarllkla belirlenmi olmas gerekir. Halbuki konum belirlemesi, momentumu bir miktar belirsizletirir. Eer, plakann momentumundaki belirsizlik, fotonun kazandraca momentumdan bykse; ki yle olacaktr, nk plaka byk lekli bir cisimdir; fotonun kazand momentumu belirlemek mmkn deildir. nk, bu minik olan ikincisi, dev birincininkisinin iinde kaybolur.

belirsizlik tayan bu ilem, yayla kutunun momentumunu da, keza bir miktar belirsizletirirdi. Bu; kutunun ktlesinin, dolaysyla da fotonun enerjisinin tam olarak belirlenememesi anlamna geliyordu. Bohr bu aamada, genel grelilik kuramna bir kez daha srt verdi: Kutu aaya doru inerse, artan yerekimi saati yavalatr, yukar karsa hzlandrrd. Zamann da tam olarak saptanmas mmkn deildi. Sonu olarak, E ile tnin arpm, eitsizlik ilikisini salar. Bohr bu trden dnce deneyi tartmalarnda, rnein deney dzeneinin kendisi gibi byk lekli nesnelere de kuantum mekaniksel sistemler gzyle baklmas gerektiini vurgulamaya balad. nk ona gre; atomun kk lekli dnyas hakknda bilgi edinmek, bizim iin ancak dolayl olarak mmknd ve o dnyada yer alan olgularn zayf etkilerini alglayabilmek iin, onlar byltmemiz (amplification), bunun iin de araya byk lekli deney dzeneklerini sokup, ikisini etkiletirmemiz gerekiyordu. Bu etkilemenin bykl en az kuantum birimi ( ) kadard ve bu, rnein bir elektron iin ok byk bir miktard. Golf topuna sopa darbesi...

Enerji-zaman Belirsizlii
inde bir saat, yan duvarnda da bir kapak bulunan kapal bir kutu dnelim. Saat kapa ynetebiliyor ve arada bir ap, t sreyle ak tuttuktan sonra kapatyor olsun. t araln dilediimiz kadar kltebildiimizi varsayalm. O kadar ki, kapan ak kald srede, kutudan dar sadece bir foton kaabilsin. Kapan karsnda, darda da bir foton alglaycs var. Alglayc ilk fotonu belirlediinde deney sona erecek ve alglayc tarafndan durdurulan saat, kapa son kez at an gsterecek. imdi, eer kutuyu deneyden nce tartmsak, sonra da bir daha tartarsak; arlklara karlk gelen iki ktle arasndaki farkn c2 ile arpm, bize fotonun enerjisini verir: E=mc2. Oday terkettii an da, sfra yakn bir t duyarllyla bildiimize gre; enerji ile zaman arasndaki E.t /2 eitsizlii eklindeki belirsizlik ilkesi zedelenir. Einsteinn bu dnce deneyi karsnda Bohr akna uramt. O gn bir aklama bulamad. Akam katlmclarn birinden dierine gidiyor ve Einstein hakl olamaz diyordu, bu fiziin sonu olur. Ertesi sabah yantn bulmutu. Einsteinn genel grelilik kuramnn temel ilkesini oluturan atalet ktlesiyle ktleekimsel ktlenin edeerliliini kulland. Kutunun tartlabilmesi iin bir yaya asl olmas; ayrca yaya bal bir ibre ile, yannda bir lein de bulunmas gerekiyordu. Kutuyu tartmak iin, ibrenin konumunun belirlenmesi lazmd. Kendisi zaten bir miktar

Bohrun bu dnceleri o kadar isabetliydi ki... rnein yerkabuu leindekiler dahil kat cisimler, sertliklerini, kuantum mekaniinin temel kavramlarndan birisi olan Paulinin dlama ilkesinden kaynaklanan elektron basncna borlu. Gzlemi aktif bir eylem haline getiren de bu zaten; elindeki dzenekle birlikte bir kuantum sistemi oluturan gzlemcinin eilip gzlemlenenle etkilemesi, onunla daha byk bir dolank kuantum sistemi haline gelip davrann etkilemesi, kanlamaz olmal. O kadar ki, gzlemleyenin gzlemlenenin durumunu etkileyebilmesi iin, onun yaknnda bile olmas gerekmiyor. Dolanklk durumunda bulunan bir kuantum ikilisinin bileenlerinden biri zerinde yaplan gzlem, dierinin durumunu, aralarnda k yllar mesafe bulunsa dahi, annda belirliyor, yani etkiliyor. Einsteinin, uzaktan hortlak etkisi olarak nitelendirdii biimde... Korktuu bana geldi: Fizik yasalar hala yerel, ama etkilemeler deil. Dolanklk deneylerinden sonra byle. Geri bu deneylerde baz gedikler var ama, yenileri zerinde allyor.

Prof. Dr. Vural Altn


Bilim ve Teknik Dergisi Yayn Kurulu yesi
Austos 2006 15 BLM ve TEKNK

Trkiyenin Bilim emesi:


www.biltek.tubitak.gov.tr

Yenilendi!

You might also like