You are on page 1of 29

A k Toplum ve D manlar

Cilt 1 - Platon
Karl Popper Sir Karl Popper (do umu: Viyana, 28 Temmuz 1902, lm 1994), a m z n en byk filozoflardan say lmaktad r. Aslen Avusturya Yahudisi olup, Viyana niversitesi'nde Matematik, Fizik ve Felsefe okumu , ayr ca Mzik Tarihi ve (ele tirel olarak) Psikolojiyle de ilgilenmi tir. 193745 y llar n , Nazilerden kaarak, Yeni Zelanda'daki Canterbury niversitesi'nde hocal k etmekle geiren Popper, daha 1934'te Viyana evresi'nce yay mlanan ve o evrenin bilim felsefesi anlay na kar kan "Bilimsel Bulgu Mant " (Logik der Forschung) kitab yla n kazanm t . 1945'te bas lan "A k Toplum ve D manlar " (Open Society and lts Enemies), Popper'in hem Hitler Nazizmine sald r s , hem de kendi demokrasi anlay n savunmas niteli indedir. Bunu izleyen y llarda kari yerinde stn bir geli im gsterdi ve tm Avrupa lkeleri, Avustralya, Hindistan, Japonya ve ABD'nin birok yerinde konferans verdi. ok say da kitap, makale ve deneme yazd ve eserleri toplam 29 dile evrildi. 1957'de kan "Tarihsicili in Yoksullu u" (Poverty of Historicism) ise, iki bin be yz y ll k Felsefe Tarihinden rneklerle dokunmu bu yap t n kuramsal erevesini olu turmaktad r. Popper'in felsefe denemeleri, 1960'larda "Kestirimler ve rtmeler" (Conjectures and Refutations), "Bilgi ve Bilgisizli in Kaynaklar stne" (On the Sources of Knowledge and Ignorance) adl kitaplar nda toplanm t r. Uzun y llar London School of Economics'te profesrlk yapan Popper 'e, 1965 de Kralie taraf ndan Sir unvan verilmi , 1982 de yine Kralie taraf ndan Onur Dostu Ni an ile dllendirilmi tir. Karl Popper, yar m yzy l a k n bir sredir, zgrlklerin savunucusu ve btn totaliter rejim trlerinin tarafs z ele tirmeni olarak tan nmaktad r. Btn entelektel alanlarda - din, milliyetilik, ideoloji modaya uymay ye leyenlerin ve gericilerin yorulmak bilmeyen muhalifi olan Karl Popper, A k Toplum ve D manlar adl kitab nda, Marksizm'in kapsaml ve etkili bir ele tirisini yapm t r. ***
Bu, gl ve nemli bir kitapt r. En nfuzlu siyasal teorilerin ard nda yatan ve bylelikle insanl k i lerinin yry n kuvvetle etkileyen bir dogmalar dizisini ele tirmektedir. Bu dogmalardan biri, benim tarihin kurbanl k teorisi denebilece ini sand m gr tr. teki dogma da, ideal toplumlar n (t pk ilkel toplumlar n ynetildi i gibi) ele tiriden uzak tutulan kurallara gre ynetilece ini buyuran, toplumun tabu teorisidir. Birinci dogmaya, yazar Tarihsicilik ad n vermektedir, ikincisine de Kapal Toplum dogmas . Tarihsicilik, kabaca, insanlar n kendi kaderlerini biimlendirmeye kalk malar n n faydas z oldu unu syler. Tabu teorisi ise, kt oldu unu. Prof. Gilbert RYLE. Demokrasinin eski ve 'eni d manlar n ustal kla ele tirmesinden tr, oka okunmas gereken birinci s n f nemde bir eser. Bertrand RUSSELL. A k Toplum ve D manlar , partizanca bir polemiktir, ama ustal kl bir polemiktir. Popper'in partizanl da, bugn ekonomide (zellikle geri kalm lkeler iin) faydas zl anla lm olmakla birlikte, siyasetteki erefini hala koruyan bir gr n, liberalizmin partizanl d r. Marks lar, Hegel'in metodunu tutarlar, ama felsefesinin, dealist olu unu be enmezler. Popper ise Hegel dealizmini tutmamakla birlikte, as l onun metoduna d mand r. O kadar ki, Marx'a ba l ca kar k da, bu metot ortakl na dayan r. eviren Mete TUNAY

www.altinicizdiklerim.com

GR nce u metot sorusunu d nmeden, bu kand r c savlar tart maya girmemelidir: Herhangi bir toplum bilimi, ortaya bu gibi geni tarihsel kehanetler koymak gcnde midir? Bu, toplum bilimlerinin metoduyla ilgili soru, besbelli ki, bir tarihsel kehaneti desteklemek iin ne srlen hangi sav n olursa olsun ele tirilmesinde en temel ilkedir. Gelecek bize dayan r ve biz herhangi bir tarihsel zorunlulu a dayanmay z. Tarihsicili in sistematik olarak zmlenmesinin bilimsel statl olmak gibi bir hedefi vard r. Bu kitab n yoktur. Burada dile getirilen gr lerden o u ki iseldir. Bilimsel metottan ald ba l ca ey, kendi s n rl l n bilmesidir: Hibir eyin kan tlanamayaca yerde kan tlamalara kalk maz ve ki isel bir gr sunmaktan ileri gidemeyece i yerde de, bilimselmi gibi gsteri yapmaz. S rr bilenlerin i evresinden olmak ve tarihin ak n nceden kestirmek gibi ola anst bir gce sahip bulunmak, her zaman gururu ok ay c bir eydir. E er olaylar n, siz ne yaparsan z yap n, mutlaka olaca n bilirseniz, onlara kar dv mekten vazgemekte kendinizi serbest hissedebilirsiniz. Daha a k sylemek gerekirse, o u insanlar n toplumsal ktlkler oldu unda anla t , sava gibi - yahut daha ufak, ama yine de nemli bir ey - kk bir memurun despotlu u gibi sorunlar denetim alt na almak iin al may bir yana b rakabilirsiniz. te yandan, tarihsici olsun olmas n yle toplum felsefeleri vard r ki, toplum hayat nda akl n iktidars zl n savunurlar ve anti-rasyonalizmle, ya nderinin, Byk Devlet Adam n n ard ndan git ya da kendin bir nder ol tavr n yayarlar; bu, o u kimseler iin toplumu yneten ki isel veya isimsiz glere kar pasif bir boyun e me anlam na gelen bir tutumdur. yle anla l yor ki, bu sorunlar yorumlaman n ne kadar zorunlu oldu unu hissedebilmek iin, nce bir kez, Platoncu adalet teorisiyle modern totaliterli in teori ve uygulamas n n benzerli inden rahats z olunmal d r. C LT 1 PLATON UN BYS
A k Toplumdan Yana (Yakla k Olarak ..430) Bir politikay ancak birka ki i ortaya koyabilir, ama hepimiz onu yarg layacak yetenekteyiz. Atinal Perikles A k Topluma Kar (Yakla k 80 Y l Sonra) ' lkelerin en by , erkek-kad n hi kimsenin ndersiz kalmamas d r. Kimsenin akl kendi giri kenli iyle i becermeye al mamal d r: ster gayretke likten gelsin, ister oyun olsun diye. Sava ta da bar ta da herkes gzn nderine dikmeli ve sadakatle onun ard ndan gitmelidir. En kk i lerde bile herkes nderini izlemelidir. rne in, ancak byle yapmas buyurulunca kalkmal , yrmeli, y kanmal , yemelidir. Bir kelimeyle, herkes kendi ruhunu, ba ms z hareket etmeyi hayal edemeyecek ve byle hareket etmek yetene ini bsbtn yitirecek biimde al t rarak e itmelidir. Atinal PIaton

www.altinicizdiklerim.com

TAR HS C L K VE KADER EFSANES Alelade insan n kendi hayat n n kurulu unu ve ki isel tecrbeleriyle kk mcadelelerinin nemini tart mas z kabul edivermesine kar l k, toplum bilimcisinin ya da filozofun bu gibi eylere daha yksek bir dzeyden bakmas gerekti i sylenir. Ve, Tarihin Sahnesinde gerekten nemli aktrlerin ya Byk Milletler ve onlar n Byk nderleri, ya da belki Byk S n flar yahut Byk D nceler oldu unu ke fedecektir . Bu her nas l oluyorsa, Tarihin Sahnesinde oynanan temsilin anlam n kavramaya, tarihsel geli imin yasalar n anlamaya al acakt r. E er bunda ba ar ya ula rsa, phesiz, gelecekteki geli meleri de nceden kestirebilecektir. Ondan sonra siyaseti sa lam bir temele oturtacak ve hangi siyasal etkenliklerin ba ar l , hangilerinin ba ar s z alacaklar n n olas l n syleyerek bize pratik t verecektir. Bu, benim tarihsicilik dedi im tutumun k sa bir anlat m d r. Buraya kadar hayli soyut bir ekilde nitelendirdi im tarihsicilik, en basit ve en eski biimlerinden biri olan, seilmi "halk'" retisiyle gzmzde canland r labilir. Seilmi halk retisi, daha zellikle, Tanr n n kendi iradesinin sekin arac olarak i grmek zere bir halk semi oldu unu ve yeryznn bu halka kalaca n varsayar. Bu retide, tarihsel geli im yasas n Tanr n n radesi koymu tur. Tanr c biimi, tarihsicili in teki biimlerinden ay ran ba l ca fark budur. rne in, bir do ac tarihsicilik geli im yasas na bir do a kanunu diye bakabilir; bir maneviyat tarihsicilik bunu bir ruhsal geli me kanunu sayabilir, bir iktisat tarihsicilik ise bir iktisadi geli me kanunu sayabilir. Tanr c tarihsicilik bu teki biimlerle ke fedilebilecek ve insanl n gelece iyle ilgili ndeyilerin stne oturtulabilece i belli tarih yasalar oldu u doktrinini payla r. Seilmi halk doktrininin toplumsal ya ay n kabile a ndan do du u ku kusuzdur. Kabilecilik, yani (onsuz bireyin bir hi oldu u) kabilenin byk nemi stnde srarla durulmas , birok tarihsici teoride bulaca m z bir edir. Bu kitab n byk k sm n kaplayacak olan iki modern tarihsicilik e idi, bir (sa ) yanda rk l n ya da fa izmin tarih felsefesi ve te (sol) yanda Marks tarih felsefesidir. Seilmi halk n yerine, rk l k, sonunda yeryznn kendisine kalaca , kaderin arac olarak belirlenen, seilmi (yani, Gobineau'nun seti i) rk koyar. Marx' n tarih felsefesi ise, onun yerine, s n fs z toplumun yarad l n n arac ve ayn zamanda yeryznn kendisine kalmas aln na yaz l olan seilmi s n f getirir. Seilmi rk n kan n n biyolojik stnl , tarihin gelmi gemi ve gelecek geli im izgisini a klar; bu, rklar n stnlk iin mcadelesinden ba ka bir ey de ildir. Marx n tarih felsefesinde, kanun iktisadidir; btn tarihi, s n flar n ekonomik stnlk iin bir sava diye yorumlamak gerekir. HERAKLE TOS Herakleitos, de i im d ncesini ke feden filozoftu. Onun zaman m kadar Yunan filozoflar , Do u d n nden esinlenerek, dnyaya in a malzemesi maddi eyler olan kocaman bir yap diye bak yorlard . Filozoflar, kendilerine u sorular soruyorlard : Dnya hangi malzemeden yap lm t r? Ya da, Nas l kurulmu tur, gerek kurulu plan nedir? Onlar, felsefeyi veya fizi i (bu ikisi uzun bir sre ayr lamam t r) do an n, yani bu yap n n, dnyan n yap ld esas materyali aramak say yorlard . Bugn biro umuza bile do al gelen bu ok

www.altinicizdiklerim.com

do al yakla m , Herakleitas'un dehas a m t r. Onun getirdi i gr e gre, byle bir yap , byle bir istikrarl kurulu , byle bir kozmos yoktur. Herakleitos, Kozmos, olsa olsa rasgele da t lm bir p y n d r der. Dnyay bir yap olarak de il, daha ok devasa bir sre olarak grm tr. Her ey ak tad r ve hibir ey duru ta de ildir onun felsefesinin ba szdr. Toplumsal ya ay , sosyal ve dinsel tabularla belirlenir; herkese toplumsal yap n n btn iinde belli bir yer verilmi tir; herkes kendi yerinin, dnyay yneten glerin ona verdi i do al yerin uygun oldu unu hisseder; herkes kendi yerini bilir. Herakleitos'un tutucu ve anti-demokratik anlay n n bir ba ka anlat m , herhalde niyete olmamakla birlikte, lafa demokratlara da pekala uygun gelebilecek u szdr: Halk, ehrin yasalar u runa, surlar iin dv yormu gibi dv melidir. Herakleitos, Her ey akar... demektedir; ve Ayn nehre iki kere giremezsiniz Hayal k r kl na u ram olarak, varolan toplumsal dzenin ilelebet srece i inanc na kar koymu tur: Dar bir -bize bylesi verildi- gr yle yeti tirilmi ocuklar gibi davranmamal y z. De i im ve zellikle toplumsal ya am n de i imi stndeki bu srar, yaln zca Herakleitos'un de il, fakat genellikle tarihsicili in nemli bir niteli idir. Bu felsefeden, btn de i imin gerisindeki bir itici kuvvet teorisi km t r; bu sosyal statik e kar sosyal dinamik in nemi stnde srarla durarak tarihsici niteli ini ortaya koyan bir teoridir. Herakleitos'un d n nden bu kadar o unu benimseyen ve btn modern tarihsici ak mlara geiren Hegel'in, Frans z Devrimi'ne kar ba gsteren gerici tepkinin szcs olu u, yaln zca bir rastlant dan fazla bir ey gibi grnmektedir. PLATON'UN FORMLAR YAHUT DEALAR TEOR S Platon, diyaloglar nda (Kharmides ve Timaios'ta) belirtti i gibi, Atina'n n kanun-koyucusu Solon'a ba lanan anas n n ailesiyle pek vnrd. Otuz Tiranlar' n nderleri olan Kritias ve Kharmides de, anas n n ailesindendi (day lar ). Platon, bu temel tarih yasas n , btn yarat lm ya da tretilmi eyler iin geerli kozmik bir yasan n bir blm olarak grmektedir. Ak halindeki btn eylerin, btn tretilmi eylerin rmesi ka n lmazd r. Platon, tarihsel kader yasas n n, rme yasas n n, insani ak l gcnn deste iyle insan n manevi iradesi taraf ndan i nenebilece ine inanmaktad r. Platon'un bu gr , kader yasas na inan yla nas l ba da t rd a k de ildir. O, her e it adi veya ryen eye kar l k, rmeyen yetkin bir ey bulundu una inanmaktad r. o ucas , Formlar ya da dealar Teorisi diye an lan, bu yetkin ve de i meyen eylere inan, Platon felsefesinin merkezi doktrini olmu tur.

www.altinicizdiklerim.com

Platon'un, de i imi durdurarak, kaderin demir kanununu i neyebilece imize ve rmekten kurtulabilece imize inanmas , onun tarihsici ynelimlerinin kesin s n rl l klar oldu unu gstermektedir. Toplumsal yap c , tarihsel ynelimler yahut insan n kaderi hakk nda sorular sormaz. nsan n kendi kaderinin hakimi oldu una inan r ve amalar m za uygun olarak, t pk yerin yzn de i tirdi imiz gibi, insan n tarihini de etkileyebilece imizi veya de i tirebilece imizi syler. Bir ocuk, babas na nas l onu bir ideal, tek bir model, kendi zleminin tanr sal bir ki ile tirilmi i diye grerek; yetkinli in, bilgeli in, durulmu lu un, yce nll n ve erdemin bir toplam ; dnyas ba lamadan nce kendisini yaratm olan, imdi de onu koruyan ve esirgeyen kuvvet ve nce kendisini yaratm olan, imdi de onu koruyan ve esirgeyen kuvvet ve kendi varolu unun hikmeti olarak bakarsa; Platon da, Formlar ya da dealara yle bakmaktad r. Platon'un deas , eyin asl ve kayna d r; eyin varolu unun nedeni - varl n hikmetine borlu oldu u, durulmu , koruyucu ilkedir. eyin hikmeti, ideali, yetkinli idir. lkin, yarat lmam ve yok edilemez olan de i meyen Form vard r. Hibir duyumla grnmez ve alg lanmaz ve ancak salt bir d n le kavranabilir. Platon'un Formlar ya da dealar Teorisini, Yunan'daki belli birtak m dinsel inanlarla kar la t rmak, onu anlamam za yard m edebilir. o u ilkel dinlerde oldu u gibi, hi de ilse Yunan tanr lar n n baz lar , kabilenin byk atalar n n ve kahramanlar n n idealle tirilmelerinden - kabilenin erdem ve yetkinlikinin ki ile tirilmesinden - ba ka bir ey de ildir. Buna uygun olarak, belirli kabile ve aileler kendi atalar n tanr lardan birine ya da tekine ba larlar. Yunanl lar n e itli kabile ve ailelerin atas diye birok tanr ya tapmalar na kar l k, dealar Teorisi, insan n tek bir Form ya da deas olmas n gerektirir; nk eylerin her rk ya da cinsi iin yaln z bir Form bulundu u, Formlar Teorisinin merkezi retilerinden biridir. Byk atan n bir tanelikli ine kar l k olan Formun biricikli i, bu teorinin en nemli grevlerinden birini yerine getirmesi (yani, duyumlanabilir eylerin birbirine benzemelerini, benzer eylerin bir Formun kopyalar yahut basmalar oldu unu syleyerek a klamas iin zorunlu bir edir. Btn eyler srekli bir ak iindeyseler, onlar n stne kesin hibir ey sylemek mmkn de ildir. Onlar hakk nda gerek bir bilgimiz olamaz, olsa olsa bulan k ve aldat c kan lar m z olur. Platon'un arad kan de il, bilgiydi. Platon'un hedefi, krall k siyaset bilgisinin, insanlara hkmetme sanat n n s rr n ke fetmekti. Sokrates ahlak sorunlar yla ilgileniyordu; bir ahlak slahat s , her e it halk d nmeye ve hareketlerinin dayand ilkelerin hesab n vermeye ve a klamaya zorlayarak onlara musallat olan bir ahlak yd . Sokrates, insanlar sorguya eker ve onlar n cevaplar yla kolay kolay tatmin olmazd . Ba ka kelimelerle sylemek gerekirse, Sokrates bir eyin hikmetini ara t rmaya kalkard . Aristoteles'e gre, Sokrates'in z aramas do ald yani bir eyin hikmetini ya da varl k nedenini ve terimlerin gerek, de i meyen ya da z anlamlar n aramas . Bu suretle, evrensel tan mlar sorununu ilk ortaya koyan o oldu.

www.altinicizdiklerim.com

O, baya kan de il, salt ak l bilgisi edinmek istiyordu; ve duyumlanabilir eylerin salt bilgisi sa lanamayaca na gre, yukar da da belirtildi i gibi, hi de ilse u yahut bu yoldan duyumlanabilir eylerle ili kili ve onlara uygulanabilir olan salt bilgiyi edinmek zerinde srar ediyordu. Formlar n ya da dealar n bilgisi bu istemi kar l yordu, nk Form duyumlanabilir eylerle (bir baban n ergin olmayan ocuklar yla oldu u gibi) ba nt l yd . Form, duyumlanabilir eylerin sorumlu temsilcisiydi ve dolay s yla, ak dnyas stne nemli sorularda ona dan labilirdi. Metodolojik zclk, yani bilimin amac n zleri a klamak ve tan mlarla anlatmak diye gren teori, kar t olan metodolojik ad l kla (nominalism) kar la t r l rsa daha iyi anla labilir. Bir eyin asl nda ne oldu unu bulmay ve gerek yap s n tan mlamay hedef almak yerine, metodolojik ad l k, e itli ko ullarda bir eyin nas l davrand n ve zellikle, davran nda dzenlilikler olup olmad n betimleme amac n gder. Ba ka kelimelerle sylemek gerekirse, metodolojik ad l k, bilimin ere ini, bizim deneme alan m za giren olaylar ve eyleri betimlemek, bu olaylar stne bir a klama vermek, yani onlar evrensel yasalar n yard m yla betimlemek diye grr. DE M VE DURULMA Platon, ilk toplum bilimcilerinden biri ve phesiz en ok etkilisiydi. Sosyoloji terimini Comte, Mill ve Spencer'in anlad anlamda, bir sosyologdu; yani, insan n toplumsal ya ay n n ve istikrar n n yasa ve ko ullar n n oldu u kadar, geli iminin yasalar n n da zmlenmesine kendi idealist metodunu ba ar yla uygulam t . Platon'un byk etkisine kar n, retisinin bu yan na pek dikkat edilmemi tir. Onun d ncelerinden bir o u ylesine kabullenilmi tir ki, bunlar n bilinsizce dpedz ve dolay s yla, ele tirisiz olarak benimseniverdi i besbellidir. Platon'un sosyolojisi, olgular n keskin gzlemiyle kurgunun dahice bir karmas d r. Formlar ya da dealar yaln zca de i mez, y k lmaz ve bozulmaz olmakla kalmazlar, ayn zamanda yetkin, do ru, gerek ve iyi olma niteliklerini de ta rlar; nitekim, bir keresinde iyi Devlet'te koruyan her ey diye a klanm t r; kt de y kan ya da bozan her ey diye. Platon, mutlak ve ebedi de i mezlik, eylerin ancak en tanr l klar na verilmi tir ve cisimler bu dizide bulunmazlar demektedir. Ne kadar kk olursa olsun, her de i iklik onu ba kala t racak ve kendi Formuyla benzedi ini azaltarak onu daha az yetkin k lacakt r. Bylelikle, o ey her de i meyle daha ok de i ebilir ve daha ok bozulabilir olacakt r. Platon, Kanunlar'da, daha nce, de i im doktrinini yle zetlemektedir: Kt bir eyin de i mesi bir yana b rak l rsa, her nas l olursa olsun de i iklik, bir eyin u rayabilece i en kt btn tehlikelerin ba nda gelir Platon de i imin kt ve durulman n tanr l k oldu unu retmi tir. Platon'un Timaios'taki trlerin kayna stne hikayesi, bu genel teoriyle tam bir uyu ma iindedir. Bu hikayeye gre, hayvanlar n en ykse i olan erkek insan, tanr lar taraf ndan tretilmi tir; teki trler, bir bozulma ve soysuzla ma sreciyle ondan inerler. nce, baz erkekler -korkak ve rezil olanlar - soysuzla p kad n olmu tur. Bilgeli i olmayanlar , ad m ad m daha a a hayvanlara do ru soysuzla m t r. Ku lar, deniyor, zarars z, ama duyumlar na ok gvenen fazla yumu ak insanlar n dn myle varolmu tur; kara hayvanlar , felsefeyle hi ilgilenmeyen insanlardan gelmi tir; bal klar, -midye ve istiridye gibi kabuklu deniz hayvanlar

www.altinicizdiklerim.com

da dahil olmak zere- btn insanlar n en aptal, salak... ve de ersiz olanlar ndan soysuzla mayla km t r. Bu teorinin insan toplumuna ve tarihine de uygulanabilece i a kt r. Aristoteles'in szlerine bak lacak olursa, Formlar ya da dealar Teorisi Btn duyumlanabilir eylerin ak n n genel ynn ve dolay s yla insan n ve insan toplumunun gsterdi i tarihsel soysuzla ma e ilimini a klamaktad r. Platon, kendisinden nce grlmemi , ve ancak a m zda yeniden ke fedilen eyleri fark etmi tir. Platon'un sosyolojik ve ekonomik tarihsicili i siyasal hayat n ve tarihsel geli imin ekonomik temeli stndeki srar d r ki, bu teori Marx taraf ndan tarihsel materyalizm ad alt nda canland r lm t r. nc bir rnek, Platon'un siyasal devrimler stne son derece ilgin yasas d r; buna gre, btn devrimler, birli ini yitirmi bir ynetici s n f n (ya da elitin) varl n gerektirirler, Platon'un siyasal de i imi durdurman n ve bir toplumsal denge yaratman n aralar stne yapt zmlemenin temelini meydana getiren bu yasa, yak n zamanlarda, totalitercili in teoricileri -zellikle, Pareto- taraf ndan yeniden ke fedilmi tir. Platon'un bu sorular tart t diyaloglar, kronolojik s rayla, Devlet, ok daha ileri bir tarihte Devlet Adam ad verilen bir diyalog ve eserlerinin en sonuncusu ve en uzunu olan Kanunlar d r. Devlet'e gre, toplumun zgn ve ilkel biimi ve ayn zamanda bir Devletin Form ya da deas na en yak n benzeyeni, en iyi devlet, insanlar n en bilge ve en tanr l k olanlar n n krall d r. Platon'a gre, benlik kar n n -zellikle, maddi ve iktisadi benlik kar n nkrkledi i i at ma, s n f sava , sosyal dinamikin esas gcdr: Marx , imdiye kadar varolmu btn toplumlar n tarihi, bir s n f mcadeleleri tarihinden ibarettir forml, Platon'un tarihsicili ine de, hemen neredeyse Marx' n kine oldu u kadar iyi uyar. varolan devlet e itlerinin... en nemlilerinden drdn, Platon u s rayla betimlemektedir. lk olarak, yetkin devletten sonra timarkhia ya da timokrasi , an ve n arayan asillerin ynetimi gelir; ikinci olarak oligar i , zengin ailelerin ynetimi vard r; s rada bir sonraki, demokrasi do ar , yani, yasas zl k demek olan zgrl n ynetimi; son olarak da, tiranl k ... , ehrin drdnc ve son hastal gelir. Platon kendisine toplumsal ry n tarihi gibi grnen tarihe, bir hastal n tarihi diye bakmaktad r: Hasta olan toplumdur, sonra grece imiz zere, devlet adam da bir hekim (ve hekim, devlet adam ) bir iyile tirici, bir kurtar c olmal d r. Platon'un amac , toplumun tarihsici bir teorisini yapmakt r. Bu giri im, Rousseau taraf ndan canland r lm , Comte ile Mill ve Hegel ile Marx taraf ndan da moda haline getirilmi tir. (Temel fark, tarihin geli me izgisinin nas l de erlendirilece indedir. Aristokrat Platon'un betimledi i geli imi mahkum etmesine kar l k, bu modern yazarlar, bir tarihsel ilerleyi yasas na inanarak onu alk lam lard r). Yetkin devletin soysuzla arak dn t ilk biim olan timokrasinin, tutkulu asillerin ynetiminin, her bak mdan yetkin devleti ok and rd sylenmektedir. En iyi ya da ideal devletle timokrasi aras ndaki ba l ca fark, berikinin iinde bir istikrars zl k unsuru ta mas d r; bir zamanlar birlik olan patriyarkal ynetici s n f, imdi birli ini yitirmi tir ve onu bir sonraki basama a indirecek, soysuzla t r p oligar ile tirecek olan bu birliksizliktir.

www.altinicizdiklerim.com

Birliksizli i tutku getirir. Platon, Timokrasiden oligar iye nas l geildi ini betimleyelim der. Krler bile bu gei i grebilmelidir ... Bu ana-kurulu u y kan hazinedir. Onlar (timokratlar), gsteri yapacak, para harcayacak yerler bulmakla i e ba larlar ve bu amala yasalar e ip bkerler, sonunda kendileri de, kar lar da yasalar saymaz olur ... ; yar arak birbirlerini gemeye al rlar. Bu yoldan ilk s n f at mas ortaya kar: Erdemle para, ya da derebeylik sadeli inin eskiden beri yerle mi yollar yla yeni zenginlik yollar aras ndaki at ma. Zenginler, belirli bir gelir lsne ula amayanlar , kamusal grev alma yetene inden yoksun k lan bir yasa koydurunca, oligar iye gei tamamlanm olur. Bu de i iklik, tehdit ve antaj yetmezse, silah gcyle kabul ettirilir ... Oligar inin kurulmas yla, oligarkhlar ve yoksul s n flar aras nda patlamas olas bir i sava durumuna girilir. Bu i sava , demokrasiyi do urur: Yoksullar d manlar n yenerek ... zenginlerin baz lar n ldrp, baz lar n da yurt d na srnce ... ve vatanda l k haklar yla kamu grevlerini, e itlik uyar nca aralar nda payla nca, demokrasi kurulur. Adam'a gre Demokrat n insan toplumunun bukalemunu olarak betimlenmesi, onun btn zamanlar iin geerli bir resmini ortaya koyar. Platon rasyonel kan tlar kullanmak yerine, zgrl yasas zl k, serbestiyi ba bo luk, yasa nnde e itli i dzensizlikle zde le tirerek kk d rme yoluna sapar. Klelerine insanca davranm olmas ve Platon'un kendisinin ve Aristoteles'in gayr insani propagandalar na ra men, onun tan kl k etti i zere, kleli i bsbtn kald rmaya pek yakla m bulunmas , ebediyen Atina demokrasisinin en byk ba ar lar ndan biri olarak kalacakt r. Demokrasiden tiranl a gei , Platon'a gre, en kolay , demokrat devletteki zenginliklerle yoksullar aras ndaki s n f kar tl n smrmesini bilen ve kendisine zel bir ordu ya da koruyucu kuvvet kurmay ba aran bir halk nderi taraf ndan yap labilir. Onu, nce bir zgrlk kahraman diye ycelten halk, ok gemeden kle olur; sonra da, birbiri ard ndan at , sava larda onun iin dv mek zorunda kal r, ... nk, halka pir ba bu ihtiyac duyurmas gerekir. Tiranl kla, en berbat devlete gelinmi olur. Platon i birliksizli in, ekonomik s n f karlar n n krkledi i s n f sava n n btn siyasal devrimlerin itici gc oldu u hakk ndaki sosyoloji yasas n ke fetmi tir. Ancak ynetici s n f n kendisindeki bir i ayaklanman n, o ynetimi devrilmeye yetecek kadar zay flatabilece i stnde srar etmektedir. Platon'un Devlet'teki formlne gre, herhangi bir toplum dzeninin de i mesi, mutlaka ynetici s n f n iinden kaynaklan r ve ancak bu s n f birliksizli e d nce olur. Platon, s n f sava ndan kurtulma sorununu nas l zer? lerici biri olsayd , herhalde s n fs z, e itliki bir toplum d ncesine ula abilirdi; nk, rne in, onun Atina demokrasisine bakarak yapt karikatrden anl yoruz ki Atina, gelebilecek bir devleti de il, evvelce gelmi bir devleti, besbelli s n fs z bir toplum olmayan Sparta devletinin babas n kurmak pe indeydi. Bu, bir kle devletiydi, dolay s yla Platon un en iyi devleti de en kat s n f ayr mlar na dayan r. Bir kast devletidir. Bu devlette s n f sava ndan kurtulma sorunu, s n flar kald rarak de il, ynetici s n fa, kar k lamayacak bir stnlk vererek zlr. Sparta'da oldu u gibi, yaln z ynetici s n fa silah ta ma izni verilmi tir, yaln z bu s n f n siyasal ya, da ba ka trl haklar vard r

www.altinicizdiklerim.com

ve yaln z bu s n f n yeleri e itim grr, yani zel olarak insan koyunlar n ya da insan s bask alt nda tutmak sanat nda e itilir. Ynetici s n f birlik iinde olduka, onlar n otoritelerine kar ba kald racak kimse kamaz ve dolay s yla, s n f sava olamaz.

rlar n

Platon, en iyi devletinde s n f ayr mlamaktad r: Bekiler, silahl yard mc lar ya da sava lar ve i i s n f . Ama asl nda, yaln z iki kast vard r: Bir askerlik kast -silahl ve renim grm yneticiler-, bir de silahs z ve renim grmemi , ynetilen insan koyunlar ; bekiler ayr bir kast de ildir, yard mc lar n s ralar ndan ykseltilmi ya l ve bilge sava lard r. Platon'un en iyi devletindeki kleli in kald r laca na veya hafifletilece ine dair hibir yerde en ufak bir ima yoktur. o gnlerin uygulamas nda, Yunanl lar n Yunanl lar kle etmelerine kar karak, barbarlar n kle edilmelerini a ka onaylayan ve hatta hem erilerimize -yani, en iyi devletin yurtta lar na- imdi Yunanl lar n Yunanl lara yapt klar n barbarlara yapmalar n sal k veren Devlet'teki bir para da, tamam yla tutmaktad r. Ayr ca, bu gr , Kanunlar' n ieri i ve orada klelere kar tak n lan son derece gayr insani tav r da desteklemektedir. nsan s rlar n n say s n , bir tehlike olmalar n nleyecek s n rlar iinde tutma yetkisi de dahil olmak zere, siyasal iktidar yaln z ynetici s n f n elinde bulundu una gre, btn sorun, stn s n f n i birli ini korumakt r. Yneticilerin bu i birli i nas l korunabilir? E itimle ve ba ka psikolojik etkilerden yararlanarak; ama en ok da, birliksizli e yol aabilecek ekonomik karlar n yok edilmesiyle. Bu ekonomik perhizi sa lamak ve denetlemek iin, komnizme (ortaklamac l a) ba vurulur, yani zel mlkiyet -bilhassa, de erli madenler stndeki zel mlkiyet- kald r l r. (De erli madenlere sahip olmak, Sparta'da yasaklanm t .) Bu komnizm, yaln z, birliksizlikten sak n lmas gereken ynetici s n f iindir; ynetilenler aras ndaki kavgalar d nlmeye de mez. Her e it mlkiyet ortak mlkiyet oldu u iin, kad n ve ocuklara da ortakla a sahip olunur. Ynetici s n f n hibir yesi, kendi ocuklar n ya da ana-babas n tan yamamal d r. Aile yok edilmeli ya da daha do rusu, btn sava s n f kapsayacak biimde geni letilmelidir. Yoksa aile sadakatleri, mmkn bir birliksizlik kayna olabilir; onun iin, herkes birbirine tek bir ailedenmi gibi bakmal d r. Yoksulluk kadar zengin olmaktan da sak nmak nemlidir. Bunlar n her ikisi de birli i tehlikeye sokar; yoksulluk, insanlar ihtiyalar n doyurmak iin en umutsuz aralara ba vurmaya itece inden, zenginlik de, o u de i ikliklerin bolluktan ileri gelmesi yznden, bir servet birikiminin tehlikeli denemeleri mmkn k laca iin. Ancak, ne byk yoksunluklara ne de byk zenginliklere yer vermeyen bir komnist sistem ekonomik karlar en aza indirerek ynetici s n f n birli ini gven alt na alabilir. Ynetici s n f ta gerekten birlik duygusu olmas iin, kendisini bir kabile, yani bir byk aile gibi hissetmesi iin, s n f yelerinin aras ndaki ba lar iin, s n f n d ndan bir bask da gereklidir. Bu bask , yneticilerle ynetilenler aras ndaki uzakl belirgin hale getirmekle ve artt rmakla sa lanabilir. Ynetilenlerin farkl ve bsbtn a a l k bir rk olduklar duygusu ne kadar gl olursa, yneticiler aras ndaki birlik duygusu da o kadar gl olacakt r. Platon, bir s n ftan tekine gemek yada kar mak demektedir, ehre kar i lenmi en byk bir sutur ve ktlklerin en baya s diye hakl olarak bir yana itilebilir. Fakat, byle kat bir s n f blmnn, birtak m nedenlerle hakl gsterilmesi gerekir; bu nedenler de, ancak yneticilerin ynetilenlerden daha stn olduklar sav na, dayat labilir. Platon'un en iyi devletindeki yard mc lar n ve oradan da, ynetici s n f yelerinin yeti tirilmeleri ve e itilmeleri, t pk silah ta malar gibi, bir s n f sembol ve dolay s yla bir s n f ayr cal d r.

www.altinicizdiklerim.com

Yeti tirilme ve e itilme, bo semboller de de ildir; bunlar, t pk silahlar gibi, s n f ynetiminin aralar olup, ynetimin istikrar n sa lamak bak m ndan zorunludurlar. Platon, onlar salt bu bak mdan, yani gl siyaset silahlar di . .:" ye, l.-insan s rlar m gtmek ve ynetici s n f birle tirmek iin yararl aralar diye ele al r. Platon (bebek-ldrmeyi savunma a s ndan), hayvanlar byk bir dikkatle retmemize kar l k, kendi rk m z ihmal etmekte oldu umuz yolundaki rk sav n geli tirirken -ki, bu sav, o zamandan beri tekrarlana gelmi tir- bekilerin rk saf tutulmal d r der. Platon, tecrbeli bir yeti tiricinin kpekleri, atlar ya da ku lar retmekte kulland ilkelerin ayn n n, egemen rk n yeti tirilmesine uygulanmas n ister. Bir bekiden ya da bir yard mc dan istenecek rk nitelikleri, zellikle bir oban kpe inin nitelikleridir. Platon'a gte, Bizim sava -yar lar m z, beki-kpekleri gibi canl olmal d r. Platon'un ekti i ba l ca glk, bekilerle yard mc lara ayn zamanda hem y rt c , hem yumu ak bir karakter verilmesi gere idir. Yukar s n ftan Yunanl ocuklara retilen iki disiplin, jimnastik ve (kelimenin geni anlam yla, btn ses ve sz sanatlar n kapsamak zere) mzik, Platon taraf ndan karakterin iki esiyle, y rt c l k ve yumu akl kla st ste getirilir. Platon'un sanat e itimi stne siyasal ilkeleri, basit bir kar la t rmaya dayanmaktad r. Platon grm t ki, Sparta, insan s rlar na biraz fazla sert davran yordu; bu, bir zay fl k duygusunun gstergesi, hatta itiraf edilmesiydi; dolay s yla egemen s n f n soysuzla maya ba lad n n bir belirtisiydi. Atina, te yandan, klelerine muamelesinde fazlas yla liberal ve gev ekti. Yaln zca iir de il, kelimenin dar anlam yla mzik de kat bir sansrle denetlenecek ve ikisi birden, tamam yla, genlere, s n f disiplini vererek ve bylelikle onlar s n f karlar u runda al maya daha haz r bir duruma getirerek devletin istikrar n glendirmek amac na ynlendirilecektir. Platon, mzi in devinin genleri daha yumu ak yapmak oldu unu bile unutarak, onlar daha cesur, yani daha y rt c yapacak mzik biimleri ister. Platon, ynetici s n f n, devletin i ve d d manlar n vurmaya haz r bir profesyonel sava s n f olarak e itilmesini istemektedir. K z-erkek tm ocuklar iin; iki kere yle denir: Sava a at stnde gtrlmeliler ki, olan biteni grsnler; tehlike olmad ka, sava anlar n yan ba na kadar sokulup, yeti tirilen gen taz lara yap ld gibi, kan tats nlar. Platon, varolan devletleri de i meyen bir form ya da dean n ryen kopyalar olarak grm tr. Bu devlet, Form ya da deas n toparlay p yeniden kurmak ya da hi de ilse, ona olabildi ince ok benzeyen bir toplumu betimlemek istemi tir. O zaman varolan kurumlardaki iyi ya da zgn, yahut eski yanlarla, rme belirtilerini ay racak bir ilkeye gereksinim duymu tur. Bu ilkeyi de, kendisinin siyasal devrimler yasas nda bulmu tur; buna gre, ynetici s n fta i birliksizlik ve bu s n f yelerinin ekonomik i lerle ok u ra malar , her trl toplumsal de i imin kayna d r. Onun iin, Platon'un en iyi devleti, kkten olabildi i kadar btn birliksizlik ve rme mikrop ve elerinden s yr lm bir biimde toparlanmak gerekmi tir.

www.altinicizdiklerim.com

10

Platon, toplumsal de i imin nedenini, Herakleitos'un birliksizli inde ve tarihin hem src hem de bozucu gleri olarak grd s n flar n at mas nda bulan, hayli realist bir tarihsicilik teorisi geli tirmi tir. Platon, bu ken toplumlar bir e it organizma ve k de ya lanmaya benzeyen bir sre diye grm tr. DO A VE UYLA IM a) -bir do a yasas - anlam nda bir yasa, de i mez, kesin bir dzenlili i ya do a ile tutarl olarak betimlemektedir (bu takdirde, yasa do ru bir nermedir) ya da do ayla tutarl olmayarak (bu takdirde yanl t r). Bir do a yasas n n do ru ya da yanl olup olmad n bilmiyorsak ve gvensizli imize dikkati ekmek istiyorsak, o ucas ona bir hipotez deriz. (b) e idinden yasalara, yani normatif yasalara gelince, bunlar tekilerden ok farkl d r. Normatif bir yasa, ister hukuksal bir karar, ister ahlaksal bir emir olsun, insan taraf ndan zorla yrrl e konabilir. De i ebilir de. nemli bir normatif yasaya uyuluyorsa, bu her zaman insan denetiminden - insan n hareket ve kararlar ndan ileri gelmektedir. o ucas , bu durum, yapt r mlar koymak- yasay i neyenleri cezaland rmak ya da i nemekten al koymakyolunda al nm karardan ileri gelmektedir. a)anlam ndaki yasalar, yani do an n dzenliliklerini betimleyen nermeler ve (b) anlam ndaki yasalar, yani yasaklama ya da buyruk gibi normlar aras ndaki ayr m, temel bir ayr md r ve bu iki e it yasa aras nda ad ortakl ndan fazla pek bir ey yoktur. Platon'un sosyolojisini anlamak iin, do al ve normatif yasalar ayr m n n nas l geli mi olabilece ine bakmak gerekti ini san yorum. k noktas saf bir tekilik diye betimlenebilir. Bunun, kapal toplumun niteli i oldu unu sylemek mmkndr. Benim ele tirmeli bir ikicilik (ya da ele tirmeli bir uyla mc l ) diye betimledi im son basamak ise, a k toplumun niteli idir. Saf tekilik dedi im k noktas , do al ve normatif yasalar aras nda henz bir ayr m yap lmad a amad r. Sihirli kabilecili in k , e itli kabilelerdeki tabular n ba ka ba ka ,oldu unun, bunlar n insan taraf ndan konulup yrtld nn ve bir insan n hemcinslerinin koydu u yapt r mlardan ka nabilirse, bunlar bo olmayan sonulara u ramadan i neyebilece inin anla lmas yla yak ndan ilgilidir. Yasalar n, insan yasa-koyucular taraf ndan de i tirilip yap ld gzlemlenince, bu kavray abukla m t r. Ele tirmeli ikicilik, yaln zca, normlar n ve normatif yasalar n insan taraf ndan, daha zel olarak, onlar tutmak ya da de i tirmek iin al nm bir karar ya da yap lm bir anla ma ile konulup de i tirilebilece ini savunur; dolay s yla, buna gre normlardan manen sorumlu olan insand r. Normlar, onlardan tr ne do ay , ne Tanr 'y , hi kimseyi, hibir eyi de il, yaln zca kendimizi sulayabilece imiz anlam nda insan-yap s d rlar. Onlar sak ncal buluyorsak, elimizden geldi ince dzeltmek, bizim grevimizdir. ller, do ada bulunmaz. Do a, olgulardan ve dzenliliklerden meydana gelir ve kendi iinde ne ahlaki ne de gayr ahlakidir.

www.altinicizdiklerim.com

11

Bu, dnyan n bir paras olmam za ra men, llerini do aya uygulayan ve bu yoldan do al dnyaya ahlak getiren biziz. Kararlar m z n, uygulanabilmelerini istiyorsak, (insan fizyoloji ve psikolojisininkiler de dahil olmak zere) do a yasalar na uygun olmalar gerekti i ok do rudur; nk bu gibi yasalarla at rlarsa dpedz uygulanamazlar. Normlar n insan-yap s olduklar gr ne, garip olmakla birlikte, baz lar bu tav rda dine kar bir sald r grerek itiraz etmi lerdir. Tabii, bu gr n dinin baz biimlerine, ba l ca kr krne otorite dinine, sihir ve tabuculu a kar bir sald r oldu u teslim edilmelidir. Her e it normun Tanr taraf ndan verildi i iddia edilmi tir. E er, e itlik, ho gr ve vicdan zgrl stne kurulan H ristiyan ahlak n , s rf tanr sal bir otoriteye dayand iin kabul ediyorsan z, yap n n zay f bir temele oturtuyorsunuz demektir; nk, e itsizli in Tanr 'n n iradesi oldu u ve inans zlar ho grmememiz gerekti i s k s k iddia edilmi tir. Ama, H ristiyan ahlak n , byle yapmam z buyuruldu u iin de il de, al nmas gereken do ru karar n bu oldu una inand m z iin kabul ederseniz, o zaman karar veren siz olursunuz. lk ele tirmeli ikici olan Protagoras, do an n norm tan mad n ve normlar n getirilmesinin insana ba l ve insan ba ar lar n n en by oldu unu retmi tir. Sokrates, dinsel inanlar yla oldu u kadar vicdan yla da her e it otoriteden phe etmeye zorlanm ve adil oldu una gvenebilece i normlar aram t r. Ahlak n zerkli i (otonomlu u) retisi din sorunundan ba ms zd r, fakat bireysel vicdana sayg gsteren her dinle uyu abilir ve belki hatta, bu gibi her din iin zorunludur. Saf ya da sihirli bir tekilikten, normlar-do al yasalar ayr m n a kl kla kavrayan ele tirmeli bir ikicili e do ru geli imin birok ara basamaklar vard r. Platon'un iinde hepsinden unsurlar ta yan tutumunu anlamak iin, nce bu arada durumlardan en nemli n grmek laz md r. Bunlar da, (1) biyolojik natralizm, (2) ahlak yahut hukuku pozitivizm, ve (3) psikolojik veya ruhu natralizmdir. Bu tutumlardan her birinin, gce tapmay savunmak ve zay flar n haklar n korumak gibi, birbirine kknden kar ahlak gr lerini desteklemek iin kullan lm olmas ilgintir. (1) Biyolojik natralizm, ya da daha pekinlikle, ahlak natralizmin, biyolojik tr, ahlak yasalar ve devlet yasalar keyfi olmakla birlikte, bu gibi normlar karabilece imiz de i meyen ebedi do a yasalar bulundu u teorisidir. rne in, bir kimse yetersiz g da al rsa ya da gere inden ok fazla yerse lr. Biyolojik natralizm yaln zca e itlikili i savunmakta de il, e itlik d man glnn ynetimi doktrinini savunmakta da kullan lm t r. Bu natralizmi ilk ne srenlerden biri, onu gller ynetmelidir, teorisini desteklemek iin kullanan ozan Pindaros olmu tur. Ona gre, glnn zay fa diledi ini yapmas , btn do ada geerli olan bir yasad r. Kanunlar'da Platon, Pindaros'a daha az atar, yine de onun gr ne kar hem daha iyi bir ilke hem de onun kadar do aya uygun oldu unu syledi i, en bilgenin ynetimini ne srer. Biyolojik natralizmin ilk insaniyeti ve e itliki biimini ortaya atan Sofist Antiphon'dur. Ona, gre, normlar d ar dan uygulan rlar, oysa do an n kurallar ndan ka n lamaz. nsanlar n koydu u normlar i nemek, onlar koyanlar taraf ndan grlecek olursa sak ncal ve hatta

www.altinicizdiklerim.com

12

tehlikelidir; ama onlara ba l bir i zorunluluk yoktur ve onlar i nemekten utanmak gerekmez; ay plama ve cezaland rma, sadece d ar dan, keyfi olarak zorlanan yapt r mlard r. Soylu do ana sayg ve hayranl k gsteririz, ama a a s n ftan do ana de il. Bunlar, barbarca al kanl klard r. nk, do an n nimetleri bak m ndan, ister Yunanl , ister Barbar olal m, hepimiz her hususta e it durumday z... Hepimiz havay a z m zla, burnumuzla soluruz. Euripides yle der: nsan n do al yasas e itliktir. Platon un a da olan Alkidamas'a gre, Tanr btn insanlar zgr yaratm t r, kimse do adan kle de ildir. Platon ve rencisi Aristoteles, ileride Byk Ku ak ak m diyece im bu byk insaniyeti harekete kar tepki gstererek, insan n biyolojik ve manevi e itsizli i teorisini ne srm lerdir. nsanlar n do al e itsizli i, bir arada ya amalar n n nedenlerinden biridir; nk do an n onlara verdi i nitelikler birbirlerini tamamlar. Toplumsal ya ay do al e itsizlikle ba lar ve bu temel zerinde devam etmesi gerekir. Do aya uygunlu un stn bir l olarak seilmesi, sonunda pek az kimsenin raz olabilece i sonulara var r, insan daha do al bir uygarl k biimine de il, hayvanl a gtrr. (2) Ahlak pozitivizmi ahlak natralizmin biyolojik biimiyle, normlar olgulara indirgememiz gerekti i inanc n payla r. Ama Pozitivizm, gerekten konulmu olan, onun iin de pozitif bir varl bulunan yasalardan ba ka hibir norm olmad n savunur. Varolan yasalar, iyili in yegane mmkn lleridir: (Varolan iyidir. G hakt r.) Tarihsel bir olgu olarak, ikiliki (ya da maneviyat veya hukuku) pozitivizm, o ucas tutucu, hatta otoriteci olmu ve s k s k Tanr 'n n otoritesini i e kar t rm t r. Ahlak pozitivizm, varolan normlara inanmam z gerekti ini syler, nk kendimize bulabilece imiz daha iyi ba ka normlar yoktur. Do al haklar teorisinin tarih boyunca o ucas e itliki ve insaniyeti d nceleri desteklemek iin ne srlm olmas na kar l k, pozitivist okul genellikle kar t kampta yer alm t r. te yandan, insaniyeti ve ilerici pozitivistler de vard r. nk, btn normlar keyfi ise, neden ho grl olunmas n? te, pozitivist izgi iinde insaniyeti bir tavr hakl gstermeye al man n tipik bir yolu budur. (3) Psikoloji ya da ruhu natralizm, bir bak ma, nceki iki gr n bir bile imidir ve en iyi olarak, bu gr lerin tek yanl l klar na kar bir itiraz diye a klanabilir. Bu sava gre, ahlak pozitivist, btn normlar n anla maya dayand klar n , yani, insan n ve insan toplumunun bir rn olduklar n sylyorsa hakl d r; ama bundan tr, onlar n insan n psikolojik yahut ruhsal tabiat n n insan toplumunun do al yap s n n anlat mlar oldu u gere ini grmezlikten gelir. Biyolojik natralist ise, do al normlar karabilece imiz birtak m do al ama veya hedefler oldu unu varsaymakta hakl d r, fakat o da bizim do al hedeflerimizin mutlaka, sa l k, haz ya da yemek, bar nmak yahut remek gibi hedefler olmas gerekmedi ini grmezlikten gelir. nsan do as yledir ki, insanlar ya da hi de ilse baz insanlar, yaln z ekmekle ya amak istemezler, daha yksek hedeflerin, ruhsal hedeflerin ard ndan giderler. Bylelikle, biz insan n gerek do al hedeflerini kendi gerek do as ndan karabiliriz, - bu do a da ruhsal ve toplumsald r. Ve bunun tesinde, hayat n do al normlar n da insan n do al hedeflerinden karabiliriz.

www.altinicizdiklerim.com

13

Bu makul gr l tutumu ilkin Platon formlle tirmi tir. Platon, buradan Sokratik ruh doktrininin, yani Sokrates'in ruhun bedenden daha de erli oldu u yolundaki retisinin etkisi alt ndayd . Ruhu natralizm, soylu nun ya da sekin in yahut bilge nin veya do al nder in do al ayr cal klar n hakl gstermek yolunda zellikle Platon taraf ndan- ok kullan lm t r. Platon Bu terime (do a) verdi i en nemli anlam n z szne verdi i anlamla hemen hemen zde oldu unu san yorum. Do a terimini bu yolda kullanma al kanl , gnmzde bile zcler aras nda srp gitmektedir; onlar, rne in, matemati in do as ndan [mahiyetinden] ya da tmevar mc karsaman n do as ndan yahut saadet ve sefaletin do as ndan sz ederler. Platon, do ay bu yolda kullan rken, bu sz hemen neredeyse Form ya da dea yla ayn ey demeye gelir; nk bir eyin Form ya da deas , ayn zamanda onun zdr de. Do alarla Form ya da dealar aras ndaki ba l ca ayr l k, yle gibi grnmektedir: Duyumlanabilir bir eyin Form ya da deas , grd mz gibi, o eyin iinde de ildir, ondan ayr d r; onun bykbabas , atas d r fakat bu Form ya baba kendisinden treyenleri veya kendi rk n meydana getiren duyumlanabilir eylere bir tak m unsurlar verir ki, i te bu unsurlar, onun do as d r. Do a bir eyin do u tan ya da zgn niteli i ve bu a dan, i zdr. Buna uygun olarak, do al olan, bir eyde do u tan yahut zgn ya da kutsal oland r; yapma [suni] olan ise, insan taraf ndan sonradan de i tirilmi ya da d tan zorlamayla eklenmi veya konulmu oland r. nsan yapmas n n (sanat n n) btn rnlerinin, olsa olsa ancak duyumlanabilir do al eylerin kopyalar olduklar n Platon s k s k syler. Fakat, bunlar da zaten tanr l k Form ya da dealar n kopyalar olduklar iin, sanat rnleri ancak kopyalar n kopyalar d r. Platon, iten de erini belirginle tirmek istedi i, her eyin, yapma [suni] olandan ay rmak zere, do al oldu unu savunur. "Do a" sz kullan l rken ilk yarat lan eyler anlat lmak istenir; fakat btn ba ka eylerden nce gelen eyin (belki, ate yahut hava de il de) ruh oldu u ortaya kt na gre ... ruhun btn ba ka eylerin tesinde, kelimenin gerek anlam yla do adan varoldu unu sylemek gerekir. (Platon burada, ruhun, Form ya da dealara bedenden daha yak n oldu u yolundaki eski teorisini yeniden onaylamaktad r; bu teori, ayn zamanda Platon'un lmszlk retisinin de temelini olu turur.) Do a bir kimsenin Form ya da deas ndan, rk n n tanr sal atas ndan, pay almas n sa layan tanr sal ilkedir. Ve yine, rk terimi de s k s k pek benzer bir anlamda kullan l r. Irk ayn atadan tremekle bir birlik meydana getiriyorsa, ortak bir do ayla da birle iyor demektir. Genel olarak bilimin grevi, ele ald konular n gerek do as n incelemek olarak anla ld na gre, insan toplumunun ve devletin do as n incelemek de bir toplum ya da siyaset biliminin grevidir. Fakat, Platon'a gre, bir eyin do as o eyin kayna d r. Dolay s yla herhangi bir bilimin metodu, eylerin kaynaklar n n (ya da nedenlerinin) ara t r lmas olacakt r. Toplumun kayna , bir uyla m, bir toplum anla mas d r. Ama yaln z bu de ildir; daha ok do al bir uyla md r, yani insan do as na, -daha pekinlikle sylemek gerekirse- insan n toplumsal do as na dayanan bir uyla m.

www.altinicizdiklerim.com

14

nsan n bu toplumsal do as , insan bireyinin yetkinsizli inden kaynak al r. Sokrates'e kar olarak Platon, insan do as nda sakl s n rl l klardan tr insan bireyinin kendi kendine yeterli olamayaca n retmi tir. Say lar pek az olan grece yetkin insanlar bile, nnde sonunda (kendilerinden daha az yetkin olan) ba kalar na dayanmak zorunda kalmaktad rlar; ba ka bir ey iin de ilse bile, hi olmazsa kirli i lerin, beden i lerinin onlar taraf ndan grlmesi iin. Bylelikle yetkinli e yakla an ender ve sekin do alar bile topluma ve devlete dayan rlar. Bu gibi kimseler, yetkinli e ancak devletin arac l yla ve devletin iinde ula abilirler; yetkin devlet, onlara gerekli toplumsal ortam haz rlar, bu. olmazsa bozulup soysuzla mak zorundad rlar. Onun iindir ki, devleti bireyden stn tutmak gerekir, nk ancak devlet kendi kendine yeterli (autark), yetkin ve bireyin zorunlu yetkinsizli ini dzeltmeye yetenekli olabilir. Bunun iin de, toplum ve birey aras nda kar l kl bir ba ml l k vard r. Biri varl n tekine borludur. Toplum varl n insan do as na ve zellikle onun kendi kendine yeterli olmay na borludur; birey de, kendi kendine yeterli olmad iin varl n topluma borludur. Gerekten nemli tek i blmnn, ynetenlerle ynetilenler aras ndaki i blm oldu u anla l yor - bunun ise, efendilerle kleler, bilgelerle bilisizler aras ndaki do al e itsizli e dayand sylenmektedir. Platon der ki: nsanlar en yce ve en gzel eylerin do al, a a lar n nsa yapay olduklar n syler. Bu kadar na kat lmaktad r; ama sonra, ate ve su, toprak ve hava, hep do adan vard r ve btn normatif yasalar gayr tabii ve yapayd rlar, do ru olmayan bat l inanlara dayan rlar diyen materyalistlere sald r r. Bu gr e kar , nce, ne cisimlerin ne de unsurlar n de il, yaln z ruhun gerekten do adan var oldu una i aret eder ve buradan da, ruhtan kt klar na gre, dzeninde, hukukun da do adan gelmekte olmas gerekti i sonucunu kar r. Devleti bir e it stn organizma ya da Leviathan [Dev] yapan bu gr , Bat d ncesine devletin organik yahut biyolojik teorisi denilen kuram getirmi tir. Platon, kabile ya ay n n yitirilmi birli ine zlem duyuyordu. Bu btncllkte duygusal bir estetikilik, bir gzellik zlemi oldu u, rne in, Kanunlar'daki u szden anla labilir: Her sanat ... paray btn iin yapar, btn para iin de il. Ayn yerde, siyasal btncll n de gerekten klasik bir forml bulunmaktad r: Sizler btn iin yarat ld n z - btn sizler iin de il. Bu btnn iinde farkl bireyler ve birey gruplar , do al e itsizlikleriyle kendi belirli ve pek e itsiz grevlerini yapmal d rlar. Platon devleti genel bir yoldan u ya da bu organizmaya benziyor diye de il, insan bireyine, daha pekinlikle sylemek gerekirse, insan ruhuna benziyor diye betimlemektedir. Platon, tarihsici teorisini, de i en grnr dnyan n, de i meyen grnmez bir dnyan n rmekte olan bir kopyas ndan ibaret bulundu u yolundaki fantastik felsefe doktrininden karm t r.

www.altinicizdiklerim.com

15

Byk bir mimar taraf ndan tasarlanm olan bu yer-plan , Platon'un d n ndeki metafizik bir ikicili i gstermektedir. Bu ikicilik, mant k alan nda, tmelle tikel aras ndaki kar tl kta kendisini ortaya koyar. Matematik kurgu alan nda, Tek ile ok aras ndaki kar tl kta kendisini belli eder. Epistemoloji (bilgi teorisi) alan nda ise, bu ikicilik, salt d nceye dayanan ak l bilgisi ile belirli deneylere dayanan kanaat aras ndaki kar tl kt r. Ontoloji (varl k teorisi) alan nda, bir zgn, de i mez ve do ru olan gereklik ile ok, de i en ve aldat c olan grn ler aras ndaki saf varl k ile olu , yahut daha pekinlikle sylemek gerekirse, de i me aras ndaki kar tl kt r. Kozmoloji alan nda, treten ile treyen ve rmesi gereken aras ndaki kar tl kt r. Ahlakta, iyi, yani koruyan ile kt, yani bozan aras ndaki kar tl kt r. Siyasette, yetkinli e ve kendi kendine yeterli e ula abilecek olan bir kolektif ile, devlet ile byk halk ktlesi -yetkinsiz ve ba ml kalacak ve zel nitelikleri devletin birli i u runa bast r lmak gereken birok bireyler ve belirli ki iler aras ndaki kar tl kt r. TOTAL TER ADALET Platon'un temel istemleri, biri de i im ve durulma stne idealist teorisi, ikincisi de natralizmiyle ilgili olan iki formlnden ya biri ya da tekiyle anlat labilir. dealist, forml udur: Her trl siyasal de i imi durdur! De i im kt, durulma tanr l kt r. Devlet kendi orijinalinin yani ehir Form ya da deas n n tam bir kopyas yap labilirse, her trl de i im durdurulabilir. Bunun nas l uygulanabilece i sorulursa, natralist formlle cevap verebiliriz: Do aya dn! Atalar m z n devletine, insan do as na uygunlukla kurulmu , dolay s yla istikrarl olan ilkel devlete dn . Platon'un felsefesi liberal d ncelere kar tarihin gsterebilece i en vah i ve en kkten sald r d r deyi ine bakarak anla labilecek olan Crossman, yine de Platon'un plan n n, inde her vatanda n gerekten mutlu olaca yetkin bir devlet kurmak oldu una inanmaktad r. Bu gibi savlara kar n, ben Platon'un siyaset program n n, totaliterli e ahlaka stn olmak yle dursun, temelinde onunla zde oldu una inan yorum. Adalet le yle bir eyler demek isteriz: (a) yurtta l k yk, yani toplum ya ay nda zorunlu zgrlk k s tlamalar e it da t lacak (b) yurtta lar yasa nnde e it muamele grecek - tabii, u artlarla ki; (c) yasalar belirli yurtta lara yahut gruplara veya s n flara kar lehte veya aleyhte bir ayr m gzetmeyecek (d) mahkemeler tarafs z olacak; ve (e) devlet yeli inin yurtta lara verece i (yaln z yklerden de il) nimetlerden de e it pay al nacak. Platon adalet szyle bsbtn ba ka bir ey demek istemi tir. Devlet'te adil szn en iyi devletin kar na uygun anlam nda kullanm t r. Peki, ya bu en iyi devletin kar nedir? Kat bir s n f blnmesi ve s n f ynetimi olmas n sa layarak btn de i imi durdurmak. Her s n f n kendi i ine bakmas gerekti i ilkesi, k saca ve kabaca sylenince, ynetici ynetir, i i al r ve kle kleli ini yaparsa devlet adildir demektir. Platon, s n f ayr cal na adil demektedir; oysa biz o ucas , adaletten, yle bir ayr cal n yoklu unu anl yoruz. Fakat fark, bundan da ileridir. Biz adaletle bireylere yap lan muamelede bir e it e itlik gzetilmesini istiyoruz, oysa Platon, adaleti bireyler aras ndaki bir ba nt olarak

www.altinicizdiklerim.com

16

de il, btn devletin s n flar aras ndaki ba nt ya dayanan bir niteli i olarak d nmektedir. Devlet sa l kl , kuvvetli, birlikli, istikrarl ise adildir. E itlikilik onun ba d man yd , o da e itlikili i y kmaya kalk m t - phe yok ki e itlikili in byk bir ktlk ve byk bir tehlike oldu una yrekten inand iin. Fakat e itlikili e sald r s drst bir sald r de ildi. Platon, d man na a ka kar koymaya cesaret edememi tir. nsaniyeti adalet teorisinin ba l ca istem ya da nerisi vard r: (a) tam e itlikilik ilkesi, yani do al ayr cal klar temizlemek nerisi, (b) genel bireycilik ilkesi ve (c) devletin grev ve amac n n yurtta lar n n zgrlklerini korumak olmas gerekti i ilkesi. Bu siyasal istem yahut nerilerden her birine, Platon'un tam kar t bir ilkesi denk d er: (a ) do al ayr cal k ilkesi, (b ) genel btnlk ya da ortaklamac l k ilkesi ve (c ) bireyin grev ve amac n n devletin istikrar n sa lamak ve glendirmek olmas gerekti i ilkesi. Tam anlam yla e itlikilik, devletin, yurtta lar na yans z davranmas n istemektir. Yurtta lara hak da tanlar n, do um, aile ba , ya da servetle etkilenmemelerini istemektir. Ba ka bir ekilde sylemek gerekirse, e itlikilik do al, ayr cal klar tan maz; ama yurtta lar, gvendikleri kimselere belirli ayr cal klar verebilirler. Platon'un adalet ilkesi, besbelli, btn bunlara tamam yla kar d r. O, do al nderler iin do al ayr cal klar istiyordu. Platon, Kanunlar'da e itlikili e cevab n u formlle zetlemektedir: E it olmayanlara e it davranmak haks zl k do urur. Aristoteles de bunu geli tirerek, E itlere e itlik, e it olmayanlara e itsizlik formln ortaya atm t r. nsanlar e it olsayd lar, e itlik yetkin bir ilke olurdu, ama e it olmad klar ve e it k l namayacaklar iin, bu besbelli olanaks zd r. Grn te pek gereki olan bu itiraz, asl nda gerekli e son derece ayk r d r; nk siyasal ayr cal klar hibir zaman do al karakter farklar na dayand r lmam t r. te, gelmi gemi filozoflar n en by adaletin gerek do as n ke fetti ine, bizi byle inand rmaya al r. Platon'un adaletinin l ml l k ndan ayr mlan p ayr mlanamayaca Adalet bir kimsenin kendi yerini korumas demektir; l ml k ise, bir kimsenin kendi yerini bilmesi, yani daha a k sylemek gerekirse, onunla yetinmesi demektir. Bireycilik (individualism) ve ortakla ac l k (collectivism) sorunu, e itlik ve e itsizlik sorunuyla yak ndan ilgilidir. Bireycilik (individualism) terimi, (Oxford szl ne gre) iki ayr anlamda kullan labilir: (a) ortakla ac l n kar t ve (b) zgecili in [altruism = di ergaml k] kar t olarak. Para btn iin varolmu tur btn para iin de il. Sizler btn iin yarat ld n z, btn sizin iin de il . Bu szler, yaln zca btncllk ve ortakla ac l anlatmakla kalmaz, ayn zamanda Platon'un bilincinde oldu u ok gl bir duygusal ekicili i de anlat r. Bu ekicilik, e itli duygulara seslenmektedir; rne in, bir grup ya da kabileden olmak zlemine.

www.altinicizdiklerim.com

17

Platon, e er kendi karlar n z btnn u runa feda edemiyorsan z, sizin bencil oldu unuzu anlatmak ister. Platon'a gre, ya ortakla ac olunur ya da bencil; bu d n te, her trl zgecilik ortakla ac l kla ve her trl bireycilik de bencillikle zde le tirilmi tir. Bu, yaln zca szlerle ilgili bir terminoloji sorunu de ildir; nk, Platon drt yerine ancak iki bile im olana tan maktad r. Bu durum, ahlak sorunlar stne kurgusal tasar mlamalarda -gnmzde bile sregelen- hayli kar kl k yaratm t r. Platon un bireycili i bencillikle birle tirmesi, bireycili e sald rmas nda oldu u kadar, ortakla ac l savunmas nda da ona gl bir silah sa lam t r. Bireyin kurtulu u, gerekten de, kabilecili in k ne ve demokrasinin do u una yol aan byk ruh devrimi olmu tu. Perikles, bu bireycili in zgecilikle de ba lanmas nda srar etmektedir: Bize... haks zl a u rayanlar korumay asla unutmamam z gerekti i retildi. zgecilikle birle tirilen bu bireycilik, bizim Bat uygarl m z n temeli olmu tur. H ristiyanl n ana retisi budur (Kutsal Yaz lar, kom unu sev der, kabileni sev demez); bizim uygarl m zdan kaynak alan ve ona canl l k veren btn ahlak retilerinin tam ortas nda duran d nce de budur. Bu, ayn zamanda Kant' n esas uygulamal retisidir de ( insan bireylerini her zaman ama olarak tan ve onlar kendi amalar n iin salt ara diye kullanma ). nsan n ahlaka geli mesinde bylesine gl olmu ba ka hibir d nce yoktur. Platon Devlet'in anayasas n en yce devlet biimi diye betimler. Sonra da bize der ki: Bu en yce devlette, "kad nlar, ocuklar ve btn e yalar ortakt r. Ve ya am n zdaki btn zel ve bireysel olanlar her yerde ve her yoldan silmek iin mmkn olan her ey yap lm t r. Ve btn yasalar ehri sonuna kadar birliklendirmek iin yetkinle tirilmi tir. Platon, hi kimse, bir devletin en yksek yetkinli i stne, imdi s ralad m z ilkelerden daha iyi bir ayra bulamaz diye szne devam eder; ve byle bir devleti tanr l k olarak, devletin modeli, kal p veya orijinali, yani Form ya da deas diye betimler. Platon, lkelerin en by , der erkek-kad n hi kimsenin ndersiz kalmamas d r. Kimsenin akl kendi giri kenli iyle, i becermeye al mamal d r: ster gayretke likten gelsin, ister oyun olsun diye. Sava ta da, bar ta da herkes gzn nderine dikmeli ve sadakatle onun ard ndan gitmelidir. En kk i lerde bile herkes nderini izlemelidir. Herkes kendi ruhunu, ba ms z hareket etmeyi hayal edemeyecek ve byle hareket etmek yetene ini bsbtn yitirecek biimde al t rarak e itmelidir. Sava ta zaferi ve kurtulu u sa lamak iin bundan stn ya da daha iyi ve daha etkili bir yasa, ne vard r, ne de ileride olabilir. Ve bu ba kalar n ynetmek ve ba kalar nca ynetilmek al kanl , bar zaman nda ve ilk ocukluktan ba layarak yerle tirilmelidir. Ve btn insanlar n ve hatta insanlara uyruk vah i hayvanlar n btn ya am ndan anar inin en kk bir izi bile tamamiyle silinmelidir. Bunlar gl szlerdir. Bireye kar l nda, Platon'dan ileri gitmi hi kimseyi tan m yoruz. Siyaset alan nda, Platon iin birey, Kt Olan' n ta kendisidir.

www.altinicizdiklerim.com

18

Platon'un bir tek sonul lt tan d n gryoruz: Devletin kar . Bunu o altan her ey iyi, erdemli ve adildir; azaltan her ey ise kt, haks z ve adalete ayk r . Buna yarayan hareketler ahlaki, bunu tehlikeye sokanlar ise gayr ahlakidir. Ba ka kelimelerle, Platon'un ahlak kural n n kesinlikle faydac oldu u sylenebilir; bu, ortakla ac ya da siyasal bir faydac l kt r. Ahlakl l n ayrac devletin kar d r. Ahlak, siyasal hijyenden (sa l k koruma biliminden) ba ka bir ey de ildir. Ortakla ac , kabileci, totaliter ahlak teorisi yle der: yi, benim grubumun, ya da kabilemin yahut devletimin kar na oland r . Bu ahlak n uluslararas ili kiler bak m ndan ne demeye geldi ini anlamak kolayd r: Devletin kendisi, gl olduka, hareketlerinin hibirinde yan lm olamaz; devletin yaln zca byle yapmas gcn artt racaksa, kendi yurtta lar na kar iddet kullanmaya de il, zay flamas na yol amayaca takdirde, ba ka devletlere sald rmaya da hakk vard r. Totaliter ahlak a s ndan, ortakla ac fayda endi esi a s ndan, Platon'un adalet teorisi son derece do rudur. Bir kimsenin kendi yerini, korumas bir erdemdir. Askerlikteki disiplin erdemiyle tam tam na ak an sivil erdem budur. Platon, bu evrensel erdeme adalet ad n vermektedir. Totaliter ahlak a s ndan, bu karsama yetkinlikle tutarl ve tamamiyle hakl d r. Birey arktan ba ka bir ey de ilse, ahlak da onu btne nas l uydurman n incelenmesinden ba ka bir ey olamaz. Ama onun ideali, yukar s n f n al an s n flar olabildi ince ok smrmesi de ildir, devletin istikrar d r. Platon, bekilerin ok fazla eyler almaya kalkarlarsa, sonunda hibir ey alamayacaklar n ne srer. Totaliterlik bsbtn ahlakd bir tutum de ildir. Kapal toplumun - grubun ya da kabilenin ahlak d r; bireysel bencillik de il, fakat ortakla a bencilliktir. Sorular m z yle koymam z laz md r: Biz devletten ne bekliyoruz? Devlet etkinliklerinin yasal (me ru) amac olarak nelerin say lmas n istiyoruz? Temel siyasal istemlerimizi bulmak iin de yle diyebiliriz. yi dzenlenmi bir devlette ya amay , devletsiz, yani anar i iinde ya amaya neden ye liyoruz? Sorular sorman n akla uygun yolu budur. Bunlar, bir teknologun herhangi bir siyasal messeseyi kurmaya ya da yeniden dzenlemeye giri meden nce mutlaka sormas gereken sorulard r. nk ancak kendisinin ne istedi ini bilirse, belirli bir kurumun grevine uygun olup olmad hakk nda karar verebilir. nsaniyetinin cevab yle olacakt r: Devletten korumas n istiyorum, yaln z beni de il, ba kalar n da. Kendi zgrl mn ve ba ka kimselerin zgrlklerini korunmas n talep ediyorum. Daha gl yumruklar yahut, daha byk silahlar olan herhangi birinin ltfuyla ya amak istemiyorum. Ba ka bir ekilde sylemek gerekirse, ba ka insanlar n sald r s na kar korunmak istiyorum. Sald rma ve savunma aras ndaki ayr m n tan nmas n ve savunman n, rgtlenmi devlet gcyle desteklenmesini arzuluyorum. Devletin temel amac n n, yani teki yurtta lara zarar dokunmayan zgrlklerin korunmas n n hi gzden ka r lmamas n da isterim. Bylece, devletin yurtta lar n zgrlklerini olabildi ince, e itlikle s n rlamas n ve e it bir zgrlk s n rlamas n gerekle tirmek iin zorunlu olan tesine geilmemesini isterim. Korunmas devletin grevi olan zgrl tehlikeye atmadan, yurtta lara b rak labilecek zgrl n tam derecesini saptamak besbelli pek gtr. Fakat, bu dereceye a a yukar

www.altinicizdiklerim.com

19

yakla an bir eyin saptanabilece ini deney, yani demokrat devletlerin varolu u gstermektedir. Asl nda, bu yakla k saptama sreci, demokrasilerde yasaman n ba l ca grevlerinden biridir. Bu, g bir sretir, fakat glkleri bizi temel istemlerimizde bir de i iklik yapmaya zorlayacak kadar byk de ildir besbelli. Bu istemler, k saca, devletin suu, yani sald r y nleyecek bir topluluk say lmas gerekti ine i aret ederler. Yumruklar n diledi i ynde sallayabilece ini iddia eden b k n n bu szlerine kar yarg bilgece yle demi ti: Senin yumruklar n zgrl n, kom ular n n burunlar n n durduklar yerle s n rl d r . Benim burada ana izgilerini verdi im devlet gr ne, korumac (himayeci) denebilir. Korumac l k terimi, o ucas , zgrl e kar ynelimleri betimlemekte kullan lm t r. ktisat , korumac l ktan, belli endstriyel karlar n yar maya (rekabete) kar korunmas politikas anlar; ahlak ise, ayn szle, devlet grevlerinin halk stnde maneviyat bir denetim kurmalar istemini anlat r. Liberalizm ile devlet kar mas birbirinin kar t de ildir. Tam tersine, zgrl n hibir e idi, devlet taraf ndan gven alt na al nmad ka olanakl olamaz. Birok anla mac da, devletin grevinin, znde, yelerini korumak oldu unu yahut devletin kar l kl koruma sa lamak iin toplanm bir dernek diye tan mlanmas gerekti ini sylemektir. Ba ka bir ekilde sylemek gerekirse, burada devletin ak lc amal demekten daha yce ya da daha soylu bir ey, bir tap nma konusu oldu u sylenmektedir. Aristoteles, Erdemi kollamak, gerekten ad na lay k bir devletin i idir der. Bu ele tiriyi siyasal istemler diline evirirsek, sz konusu korumac l k kar tlar n n iki ey istediklerini grrz. Bir kez, devleti bir tap nma konusu (put) yapmak isterler. Bizim a m zdan, bu iste e kar sylenecek bir ey yoktur. Bu bir din sorunudur; devlete tapanlar n bu tutkular yla teki dinsel inanlar n , rne in Birinci Buyru u nas l ba da t racaklar n zmek kendilerine d er. kincisi, siyasal bir istemdir. Uygulamada, bu istek dpedz u anlama gelir: Devlet grevlileri, yurtta lar n ahlak yla ilgilenmeli ve ellerindeki gc, yurtta lar n zgrlklerini korumaktan ok, onlar n manevi ya ay lar n denetlemek iin kullanmal d r. Bu tutum, ki isel sorumlulu un yerine, kabile tabular n ve totaliterce birey sorumsuzlu unu getirecektir. Btn bu tutuma kar , bireyci demelidir ki, devletlerin ahlak (byle bir eyden sz edilebilirse), ortalama yurtta nkinden bir hayli daha a a olmak ynelimindedir ve tersindense, devletin ahlak n n yurtta lar taraf ndan denetlenmesi ok daha fazla istenmeye de er (zenilecek) bir eydir. Bizim gereksindi imiz ve istedi imiz ey, siyaseti ahlakile tirmektir, ahlak siyasile tirmek de il. Sorun a k ve seik olarak ortaya konulunca, hem blgesel dzeyde hem de btn dnya lsnde koruma kurulu lar n n zorunlulu unu insanlara kabul ettirmek zor olmayacakt r. B rak n devleti putla t ranlar ona tapadursunlar, yeter ki siz, kurum teknologlar na yaln zca i mekanizmalar dzeltmeleri iin de il, ayn zamanda uluslararas sular nleyecek bir rgt kurmalar iin de izin verilmesini isteyiniz. Korumac devlet teorisini ilk ortaya atan n Sofist Lykophron, Gorgias' n bir rencisi oldu unu syleyebiliriz. Aristoteles'e gre, Lykophron, devletin hukuk dzenini insanlar n birbirlerine adalet gvencesi vererek yapt klar bir antla ma saym t r ... Aristoteles; ayr ca, Lykophron'un devletten su

www.altinicizdiklerim.com

20

i lenmesini nlemek iin bir i birli i derne i olmas n isteyerek, ona yurtta lar n adaletsizliklerden koruyacak bir ara gzyle bakt n da sylemektedir. Koruman n kendini koruma demeye gelmesi gerekli de ildir; birok kimseler, kendilerini de il, ba kalar n korumak iin hayatlar n sigorta ettirirler; t pk bunun gibi devlet korumas n da daha ok ba kalar ve daha az kendileri iin isteyebilirler (ya da hi kendileri iin istemeyebilirler). Korumac l n dayand temel d nce, zay f glnn ezmesinden korumakt r. zetle diyebiliriz ki, Platon'un adalet teorisi, Devlet'te ve daha sonraki eserlerinde sunuldu u haliyle totaliterce bir ahlak teorisi geli tirerek zaman n n e itliki, bireyci ve korumac ynelimlerine ste gelmek ve kabilecili in egemenlik dileklerini yerine getirmek iin yap lm bilinli bir giri imdir. Ve glerini ok iyi bildi i insaniyeti duygular , do adan stn bir efendi rk n totaliter s n f hkmranl lehinde ba ar yla harekete geirmi tir. Platon, bu s n f ayr cal klar n n, devleti istikrarl tutmak iin zorunlu olduklar n savunmu tur. Onun iindir ki, bunlar adaletin zdr. Temelinde, bu sav, adalet devletin gc, sa l ve istikrar iin faydal oland r, kan t na dayan r; bu kan t ise, modern totaliter tan m ok and rmaktad r. Ulusumun yahut s n f m n veya partimin gc iin yararl olan her ey hakt r. NDERL K LKES Kim ynetmeli? sorusunun yerine u yeni soruyu koymaya zorlar: Siyasal kurumlar nas l rgtleyelim ki, kt ya da yeteneksiz yneticilerin ok fazla zarar vermeleri nlenebilsin? teki sorunun temel oldu una inananlar, siyasal iktidar n znde denetsiz oldu unu st rtl bir biimde varsayarlar. Onlarca, iktidar birindedir: Ya bir bireyde ya da bir ortakla a kurulda, bir s n fta rne in. yle san rlar ki, iktidara sahip olan, hemen neredeyse can n n her istedi ini yapabilir ve zellikle kendi iktidar n glendirebilir, bylelikle s n rs z ve denetsiz bir erk durumuna daha da yakla t rabilir. Onlara gre, siyasal iktidar znde egemendir. Bu varsay m yap l nca, o zaman egemen kim olacak? sorusu, gerekten de nmzdeki tek nemli soru olarak kal r. Ben bu varsay ma (denetsiz) egemenlik teorisi diyece im. Bu egemenlik teorisi, Platon'un yakla m nda kapal olarak varsay lm t r, ondan beri de roln oynamaktad r. Bu varsay m, rne in, kim buyurmal ? Kapitalistler mi, i iler mi? sorununun as l dava oldu una inanan modern yazarlar n da kafalar n n gerisinde sakl d r. En gl tiran bile, gizli polisine, maiyetine ve cellatlar na dayan r. Bu dayanma da onun iktidar n n ne denli byk olursa olsun, denetsiz kalmad ve onun dnler vermek, bir grubu tekine kar oynamak zorunda oldu u anlam na gelir. Demek ki, onunkinden ba ka siyasal gler, iktidarlar vard r ve o, ancak bunlar kullanmakla ve doyurmakla ynetimini yrtebilir. Bu durum, egemenli in en a r rneklerinin bile hi de salt egemenlik rnekleri olmad n gsterir. Sokrates'in temel savlar ndan biri, ahlak entelektalizmiydi. Bu szden ben unlar anl yorum: (a) iyilikle bilgeli i zde le tirmesi, hi kimse iyi oldu unu bildi i bir eyden geri durmaz ve

www.altinicizdiklerim.com

21

btn ahlak hatalar ndan bilgisizlik sorumludur teorisi; (b) stn ahlakl l k retilebilir ve evrensel insan zekas ndan ba ka herhangi bir belirli ahlak yetisi gerektirmez teorisi. Sokrates'in entelektalizmi temelinde e itliki ve bireycidir; yol at otoritecilik esi de, Sokrates in d nsel alakgnlll ve bilimsel tavr yla en az bir lye indirilmi tir. Platon'un entelektalizmi ise bundan pek ba kad r. Sokrates'in bir kleyle anla man n mmkn oldu una ve insanla insan aras nda bir zihin ba , evrensel bir kavrama ortam , yani ak l diye bir ey bulundu u yolundaki, e itliki ve zgrle tirici byk d ncenin yerine de, hatta szl tart malar iin bile, en s k bir sansr konulmas yla birlikte, e itimin, ynetici s n f tekelinde olmas istemi getirilmi tir. Fakat, kurumlara zellikle e itim kurumlar na, en iyileri semek gibi olmayacak bir dev ykleme ynelimini ele tirmektir. Bu, asla onlar n devi olmamal d r. Bu ynelim, e itim sistemimizi yar alan na dndrr, okuldaki s n flar m z da engelli ko uya evirir. renciyi, renmek iin renmeye te vik etmek, onda konusuna ve ara t rmaya kar gerek bir sevgi uyand rmaya u ra mak yerine, bu gibi bir e itim anlay renciyi kendine yksek bir yer sa lamak iin al maya her yaln z ilerlemek iin gerekli engelleri a mas na yarayacak bilgileri edinmeye zorlar. Lord Acton'un dedi i gibi, Her trl iktidar bozar. Mutlak iktidar mutlak bozar . F LO ZO F K R A L T p sanat , Platon'a gre, kendine ama olarak mrn uzat lmas n de il, yaln zca devletin kar n almal d r. Gere i gibi ynetilen btn topluluklarda, herkesin devlette grlecek belirli bir i i vard r. Bunu yapmal d r; kimsenin ya am nda hastalan p iyile mekle harcanacak vakti yoktur. Dolay s yla, hekimin ola an grevlerini yapamayan birine bakmaya hakk olamaz; nk, byle birinden ne kendine hay r gelir, ne de devlete. Buna bir de u d nce eklenir: Byle bir adamdan hasta olmas e it lde olas ocuklar da do abilir, onlar da devlete yk olurlar. (Kant, bir keresinde, ok ba ka bir ruhla demi ti ki: Drstlk en iyi siyasettir sznn do rulu u gerekten ku kulu olabilir, ama Drstl n siyasetten daha iyi oldu u her trl tart man n tesindedir. ) Platon'un esinlenmi yalan nda grld gibi, dine kar tutumu, Peloponnesos sava ndan sonra Atina'da korkun bir kan dkc rejim kuran Otuz Tiranlar n parlak nderi, sevgili day s Kritias' nkiyle hemen hemen zde tir. Bu ozan Kritias, propaganda yalanlar n grkemlendirenlerin ilki olmu tu; halk ikna etmek, yani korkutarak onlara boyun e dirmek iin dini uyduran bilge ve kurnaz ki iyi vgyle anan m sralar nda bu bulguyu anlat r: Sonra; anla lan bilge ve kurnaz biri geldi, Tanr lardan korkmay ilk bulan ... Bir yk dzd, pek ekici bir reti, Gere i yalanc bilimle peeleyen. Korkun tanr lar n yerlerinden sz etti, stte dnen kubbelerde, g n grledi i, Ve im e in rktc n n gz krletti i... Bylece insanlar evreledi korkudan ba larla;

www.altinicizdiklerim.com

22

Sard gzel yerlerde ya ayan tanr larla, Byledi onlar kendi sihirleriyle, y ld rd Ve yasas zl k dnd yasaya, dzene. Kritias' n gznde din byk ve ak ll bir devlet adam n n kralca yalan ndan ba ka bir ey de ildir. Devlet'teki (Mitosun bir yalan oldu unu a ka kabul etti i) Efsanenin giri inde de, dinsel trenlerin ve tanr lar n konulmas iin bir byk d nrn i i dedi i Kanunlar'da da Platon'un gr leri, buna gze arpacak kadar benzer. Platon, Kanunlar'da, e er tanr lar hakk nda gr leri devletin tuttuklar ndan sapmal olursa, en drst ve en erefli ki iler iin, bile en a r cezalar n verilmesini ister. Bu istemlerin esinlenme kayna n n, do rudan do ruya dinsel inan gere i de il de, ba l ca devletin yarar oldu u, Platon'un esas din retisinden anla labilir. Platon, srnz en yksek yetkinli e ula acaksa demektedir, yalanlar zorunludur; nk, bu ama, bekiler srsn gerekten birliksizlikten korumak istiyorsak, yneticilerden ba kas na kar s r tutulmas gereken dzenlemeleri icap ettirir. Platon yneticilerin gen yard mc lar n e le tirilmesi iin, yle ak ll ca bir oy verme sistemi yaratmalar n buyurur ki, hayal k r kl na u rayanlar ... kendi bahts zl klar n sulas nlar, gizlice oylar ayarlayacak olan yneticileri de il. Glaukon'un Fetvas Bir sava sresince, cinsiyeti ne olursa olsun, herkese yi itlerin arzular na boyun e me devini ykleyen: hayvanca, yasay kastediyorum. Bundan devletin iki ayr yarar sa layaca na dikkatle i aret edilir - bu yreklendirmeden tr, daha ok kahraman ve kahramanlardan do acak ocuklar n say s artaca iin yine daha ok kahraman. (Bu ikinci yarar; uzun vadeli bir rk l k politikas a s ndan daha nemli oldu undan, Sokrates'in a z ndan syletilmektedir.) Kant Krallar n filozof ya da filozoflar n kral olmas pek beklenemez, nk iktidara sahip olmak, akl n zgr yarg lama yetisini ka n lmaz bir biimde azalt r. Bununla birlikte, bir kral n ya da kralca, yani kendi kendini yneten bir halk n- filozoflar n sesini k smamalar ve onlara kamu nnde sz ve anlat m hakk n tan malar zorunludur. ESTET K L K, YETK NC L K, TOPYACILIK Benim, akla uygun tek toplumsal yap c l k e idi sayd m ve blk prk yap c l k diye adland r labilecek bir yola kar l k, kafamdaki Platoncu yakla m topyac yap c l k diye anlatabiliriz.

topyac yakla m yle betimlenebilir: Akla uygun her eylemin belli bir amac olmal d r. Ve
bu eylem, o amac n bilinli ve tutarl olarak izledi i aralar n da ere ine gre belirledi i lde akla uygundur. Onun iindir ki, akla uygun eylemde bulunmak istiyorsak, yapmam z gereken ilk i , ere i semektir; asl nda sonul ere e gtren aralar ya da bu yoldaki ad mlar olan ara veya para ereklerden kesinlikle ayr mlamam z gereken gerek ya da son ereklerimizi belirlemekte de dikkatli olmal y z. Bu ilkeler siyasal etkenlik alan na uygulan nca, bizim herhangi bir pratik eyleme kalk madan nce son siyasal ere imizi, yani akl m zdaki ideal Devleti belirlememizi gerektirir.

www.altinicizdiklerim.com

23

Blk prk yap c , toplumun en byk son iyili ini aramak ve bunun u runa sava mak yerine, en byk ve en acil ktlklerini aray p bulmak ve bunlara kar sava mak yntemini benimseyecektir. Bu, insan n kaderini dzeltecek akla uygun bir metotla, gerekten denenirse, kolayl kla insan n ekti i ac larda dayan lmaz bir art a yol aabilecek bir metot aras ndaki farkt r. Bu, herhangi bir zaman uygulanabilecek bir metotla, savunulmas kolayl kla durmadan eylemi ko ullar n daha elveri li olaca daha ileri bir zamana b rakma arac haline gelebilecek bir metot aras ndaki farkt r. Ve bu ayn zamanda, imdiye kadar her zaman (grlece i zere, Rusya dahil) her yerde i leri dzeltmenin yegane ba ar l olmu yntemiyle, nerede denenmi se, ancak ak l yerine iddet kullan lmas na ve kendisinin de ilse bile, ba taki projenin bir yana b rak lmas na yol am bir yntem aras ndaki farkt r da. deal bir toplum stne ak l yrtmek sonsuz kere daha zordur. Toplumsal ya ay o denli karma kt r ki, pek az kimse byk apta bir toplumsal yap c l k projesini yarg layabilir ya da hi kimse yarg layamaz: Uygulamada yrr m? Duruma gerek bir dzeltme getirir mi? Ne gibi ac lara yol aabilir? Gerekle tirilmesinin aralar neler olabilir? B1kprk yap c l n projeleri ise, buna oranla basittir. Bu projeler, teker teker kurumlara ait olurlar: rne in sa l k ve i sizlik sigortas na ya da hakemlik kurullar na veya bunal m nleyici btelemeye, yahut e itim reformuna. Bunlar yanl yrrlerse ok byk bir hasar meydana gelmeyece i gibi, yeniden ayarlanmalar da ok g olmaz. Bu projeler daha az riskli ve bu yzden de daha az at mal d r. Fakat var olan ktlkler ve onlarla sava man n yollar stnde makul bir anla maya ula mak, ideal bir iyi ve onun gerekle me yollar stnde makul bir anla maya varmaktan daha kolaysa, blk prk yntemi kullanarak her e it siyasal reformun nndeki en byk pratik gl a mak, yani program uygulamada tutku ve iddet yerine ak l kullanmay sa lamak bak m ndan da daha ok umut var demektir. Bu takdirde makul bir anla maya varmak ve dolay s yla, demokratik metotlarla slahat ba armak imkan olacakt r. Uzla ma irkin bir szdr, ama onu do ru kullanmay renmek bizler iin nemlidir. Ki iler olarak bu e itten etkilere kar direnmemiz gerekmekle birlikte, kurumlar zorunlu olarak ko ullarla, karlarla, vb bir uzla man n sonucudur. Buna kar l k, btn olarak bir toplum projesi kullanarak ideal bir devleti gerekle tirmek isteyen topyac giri im, bir az nl n merkezile mi gl ynetimini gerektiren ve onun iin de diktatrl e yol amas olas bir yntemdir. Hay rhah [iyicil] bir diktatrn kar la t glklerden biri de (Tocquevilie'in yz y ldan fazla bir zaman nce a kl kla grd zere), alaca nlemlerin ortaya kard sonular n kendi iyi niyetleriyle uyu up uyu mayaca n bulmakt r. Toplumun yeniden kurulmas , biroklar na bir hayli zaman iin bir hayli elveri siz gelecek byk bir giri imdir. Dolay s yla topyac yap c birok yak nmaya kulaklar n t kamak zorunda kalacakt r; asl nda, makul olmayan itirazlar bast rmak, yapt i in bir blmn meydana getirecektir. (O da Lenin gibi, Yumurtalar k rmadan omlet yapamazs n z diyecektir.) Fakat bunun yan s ra, makul ele tirileri de ay rt etmeden bast rmak zorunda kalacakt r. Ben, hi bir amac n her e it arac yasalla t ramayaca n sylyorum, ama hayli somut ve gerekle tirilebilir bir amac n da, - daha uzak bir idealin asla hakl k lamayaca - birtak m geici nlemleri yasal gsterebilece ine inan yorum.

www.altinicizdiklerim.com

24

Benim topyac yap c l k ad alt nda ele tirdi im yakla m, bir btn olarak toplumun yeniden kurulmas n , yani bizim deneylerimiz s n rl olduklar iin, pratik sonular n hesaplaman n g olaca ok geni de i iklikler yap lmas n ngrr. Denemeler yayg n de i iklikler yaratmadan yap lamaz. Byk halk ktlelerinden kurulu modern toplumun zelli inden tr, bunlar geni apl olmak zorundad r. rne in, bir fabrika ya da, bir ky, yahut hatta bir blge ile s n rl tutulacak bir sosyalizm denemesi, bizim iin bunca acil gere i olan gereki e idinden bilgiyi sa layamaz. Marx' n ele tirisiyle benim ele tirimde ortak olan nokta, her ikisinde de daha ok gerekilik istenmesidir. Her ikimiz de, topyac planlar n hibir zaman ba ta d nld gibi gerekle tirilemeyece ine inan yoruz; nk hemen hibir toplumsal eylem tam umdu u sonucu do urmaz. topyac l a kar kan tlar nerirken, Marx asl nda her e it toplumsal yap c l mahkum eder - bu nokta, pek ender olarak anla lmaktad r. Marx toplumsal kurumlar n ak lla planlanabilece i inanc n gereki de il diye yads r, nk onca toplum bizim ak lc planlar m za gre de il, tarihin yasalar na gre geli mek zorundad r. Bizim yapabilece imiz, tarih srelerinin do um sanc lar n hafifletmektir. Bir ba ka deyi le, Marx her trl toplumsal yap c l a kar , kkten tarihsici bir tav r tak n r. Marx' n cephe almad bir e vard r. Bu da topyac l n toplumu bir btn olarak ele almaya, hibir ta yerinden oynat lmam b rakmamaya kalk mas dolay s yla geni kapsam d r. Bu, toplumsal ktl n ta kkne kadar inmek gerekti i, (Du Gard' n dedi i gibi) bu dnyaya biraz olsun do ru drstlk getirebilmek istiyorsak, aksayan toplumsal sistemi toptan kaz mak zorunlulu u oldu u inanc d r. K sacas bu, topyac l n uzla ma bilme kktencili idir. Platon da Marx da, btn toplumsal dnyaya kkten biim de i tirtecek apokaliptik bir devrimin d iindedirler. Platoncu yakla m n (Marx olan n da) bu geni kapsam , bu a r kktencili i, yle san yorum ki, estetikili iyle ilgilidir; yani, bizimkinden yaln zca biraz daha iyi ve daha ak lc bir dnya de il, ama ayn zamanda btn irkinliklerinden ar nm bir dnya kurma tutkusuyla yamal bir rt, kabaca onar lm eski bir giysi yerine, bsbtn yeni bir elbise, gerekten gzel bir yeni dnya istemesiyle. Bu estetikilik, Platon'da oldu undan daha gl bir anlat m n hibir yerde bulmam t r. Platon bir sanat yd ; en iyi sanat lar n biro u gibi, eserinin bir modelini, tanr l k asl n gznn nnde canland rmaya ve onu sadakatle Kopya etmeye al m t . Toplumun bir sanat eseri gibi gzel olmas gerekti i gr , iddet tedbirlerine pek byk bir kolayl kla yol aar. Lenin, bunca insan n ac ekmesi pahas na kaz nan bir tablonun o u elerini geri getirmekle i e ba lam t r. Para, piyasalar, gelir farkl la mas ve zel mlkiyet hatta bir sre iin, retimde zel giri im- geri getirilmi ve ancak bu temel tekrar kurulduktan sonrad r ki, yeni bir reform dnem ba lat lm t r. AIK TOPLUM VE D MANLARI Platon, gerek mutlulu un ancak adaletle, yani ki inin kendi yerinde kalmas yla sa lanabilece inde srar eder. Ynetici mutlulu u ynetmede, sava sava mada ve -biz de bundan karabiliriz ki- kle klelik etmede bulmal d r. Bu bir yana, Platon, ama edindi i

www.altinicizdiklerim.com

25

eyin ne bireylerin ne de devletteki herhangi bir belirli s n f n mutlulu u de il, ancak btnn mutlulu u oldu unu s k s k sylemekte ve bunun -totaliter niteli ini gsterdi im- adaletin hkmranl n n sonucundan ba ka bir ey olmad n savunmaktad r. Ancak bu adaletin herhangi bir gerek mutlulu a gtrebilece i, Devlet'in ana tezlerinden biridir. Bizim Bat uygarl m z Yunanl larla ba lam t r. Kabilecilikten insaniyetili e do ru ilk ad m atan, anla lan, onlar olmu tur. Bundan sonraki szlerimizde, sihirci ya da kabileci yahut ortakla ac topluma kapal toplum da denecektir, bireylerin ki isel kararlarla kar kar ya kald klar topluma da a k toplum. Kapal bir toplum, yelerinin h s ml k, bir arada ya ay , ortak abalar , ortak tehlikeleri, ortak sevinleri ve ortak kaderleri payla ma gibi yar -biyolojik ba larla birbirlerine tutunmu yar organik bir birim oldu u iindir ki, bir sry ya da bir kabileyi and r r. Kapal toplum, hala, birbirleriyle ba i blm ve mal de i toku u gibi soyut toplumsal ili kilerden ibaret olmay p da, dokunma, koklama ve grme gibi somut fizik ili kilerden meydana gelen somut bireylerin somut bir grubudur. Kapal dan a k topluma gei , insanl betimlenebilir. n geirdi i en derin devrimlerden biri, diye

Kabile toplulu u (ve sonra ehir), kabile yesi iin gvenlik yeridir. evresi d manlarla ve tehlikeli yahut hatta has mca sihirli glerle sar l olan kabile adam , toplulu unda, bir ocu un aile aras nda ve evinde duydu u ya ant y bulur; belirli roln oynar, iyi bildi i ve iyi oynad roln. Kapal toplumun k , s n f ve teki toplumsal stat sorunlar n ortaya koymakla yurtta lar stnde, ciddi bir aile kavgas n n ve yuva da lmas n n ocuklar stnde yaratabilece i etkinin ayn n yapm t r. Bu geli meleri ba ar yla durduran Sparta n n ve ba l ca demokrasi olan Atina'n n tarihini i te bu k alt nda kavramaya al mal y z. Kapal toplumun k nn belki de en gl nedeni, deniz ula t rmas yla ticaretin geli imi olmu tur. Ba ka kabillerle yak n ili ki, kabile kurumlar na yak t r lan zorunluluk duygusunu silmek ynelimindedir; tccarl k, ticaret giri kenli i de, hala kabilecili in egemen oldu u bir toplumda bile bireysel giri kenlik ve ba ms zl n kendini ortaya koyabilece i ender yollardan biri olarak grnmektedir. Bu ikisi, yani denizcilik ile ticaret, Atina emperyalizminin .. be inci yzy lda geli mesi s ras nda ba l ca karakteristikleri olmu tur. ok ilgin bir olgu, Atina'n n .. 405'te mttefiki onia adalar ndan Samos'a yapt u neridir: Samos lular bundan byle Atinal olsunlar; iki ehir tek bir devlet kursun ve Samoslular i i lerini diledikleri gibi dzenlesinler, kendi yasalar n da korusunlar. Hi de ilse, onda Roma n n kltr rnlerini imparatorluktan hakim ehre aktarma yani ya malama yntemi gibi bir ey yoktu ve pltokrasiye (varl kl lar egemenli ine) kar ne denirse densin, bu bir ya mac lar ynetiminden ye dir. Emperyalizmin ho grc bir evrenselcilik esi yoktur ve modern totaliterli in dnya ap ndaki tutkular onlara adeta kendi iradelerine ra men zorlanm t r. Bundan sorumlu olan

www.altinicizdiklerim.com

26

iki etmendir. Birincisi, btn tiranl klar n varolu lar n , devleti (ya da halk ) d manlar ndan kurtarmakla hakl gsterme yolundaki genel e ilimleri, bu eski d manlara ba ar yla boyun e dirilince zorunlu olarak yenilerinin yarat lmas na ya da uydurulmas na yol aan bir e ilimdir. kinci etmen de, totaliterlik program n n birbirlerine yak ndan ba l olan (2) nci ve (5) inci noktalar n gerekle tirme giri imi. Nokta (2) ye gre d ar da b rak lmas gereken insaniyetilik ylesine evrenselle mi tir ki, onu yurt iinde etkili bir yoldan bast rmak iin btn yeryznde y kmak laz md r. Fakat dnyam z o kadar klm tr ki, art k herkes kom u olmu tur; bylece nokta (5) i gerekle tirmek iin herkese egemen olmak, herkesi kle yapmak gerekmektedir. Buraya kadarki zmlememizi zetleyerek diyebiliriz ki, Yunan kabilecili inin kmesiyle ba layan siyasal ve ruhsal devrim, Peloponnesos sava n n k yla be inci yzy lda en yksek noktas na ula m t r. Bu, iddetli bir s n f sava , ayn zamanda da ileri gelen iki Yunan ehrinin aras ndaki bir sava olmu tur. A k toplumun yeni inanc , olabilecek tek inan, insaniyetilik, kendini ortaya koymaya ba l yordu, ama daha formlle tirilmemi ti. Sparta kral Lysandros, .. 404'te Atina ya kar zaferinden sonra, byk ya mayla dnd zaman, Spartal yurtseverler, yani baba egemenli i devleti ak m n n yeleri, alt n n ehre sokulmas n nlemeye al m lard ; sonunda al nmakla birlikte, alt na sahip olma hakk yaln z devlete tart nd ve kendisinde k ymetli madenler bulunduran btn yurtta lar iin lm cezas kondu. Platon'un Kanunlar nda buna pek benzeyen yntemler savunulmaktad r. nsanl k tarihinde bir dnm noktas n belirleyen bu ku a a, ben Byk Ku ak demek istiyorum; bu, Peloponnesos sava ndan hemen nce ve sava s ras nda Atina'da ya ayan ku akt r. Aralar nda Sophokles ya da Thukydides gibi byk tutucular (muhafazakarlar) vard . Aralar nda, gei dnemini temsil eden, Euripides gibi sallananlar (mteredditler) ya da Aristophanes gibi ku kucular (skeptikler) vard . Fakat, yasa nnde e itlik ve siyasal bireycilik ilkelerini formlle tiren, demokrasinin byk nderi Perikles ve bu ilkeleri kutlayan bir eserin yazar olarak Perikles'in ehrini sevinle kar lay p ycelten Herodotos da vard . Atina'da etkili olan, asl nda Abdera'n n yerlisi Protagoras ve onun hem erisi Demokritos da Byk Ku a n iinde say lmal d r. Bunlar, dil, grenek ve yasa gibi insan kurumlar n n byl tabular niteli ini ta mad klar , tam tersine insan taraf ndan yap ld klar , do al de il uyla msal olduklar retisini formlle tirmi ler ve ayn zamanda, onlardan bizim sorumlu oldu umuzu da srarla belirtmi lerdir. Sonra, klelik aleyhtarl n n, ak lc bir korumac l n ve milliyetili in d manl n n temel d nce dayanaklar n , yani evrensel insanl k imparatorlu u retisini geli tiren Gorgias - Alkidamas, Lykophron ve Antisthenes - okulu vard . Ve belki de hepsinden by , insan akl na inanmam z, ama ayn zamanda dogmatizmden ka nmam z gerekti ini; mitologyadan da, yani teoriye ve akla gvenmezlikten de, bilgeli i putla t ranlar n byc tutumundan da uzak durmam z gerekti ini, ba ka bir anlat mla, bilim ruhunun ele tirme oldu unu reten Sokrates vard . Demokritos: Ktlk etmekten bizi, korku de il neyin do ru oldu u duygusu al koymal ... Erdem, en ok, ba kalar na gsterilen sayg ya dayan r ... Her insan, kendinin kk bir dnyas d r ... Haks zl a u ram kimselere yard m edebilmek iin elimizden geleni yapmal y z ... yi olmak demek, ktlk yapmamak demektir, bir de ktlk yapmay istememek nemli olan iyi sz de il, iyi davran lard r.

www.altinicizdiklerim.com

27

Toplumsal devrimin ve s n flar at mas n n bilincine ilk varan Herakleitos olmu tur. Onun ilk anti-demokratik ideolojiyi ve ilk tarihsici de i im ve kader felsefesini geli tirerek srklenme duygusunu nas l ak lc la t rd , bu kitab n ikinci blmnde anlat lm t r. Herakleitos, a k toplumun ilk bilinli d man yd . Kapal toplum, kabile her ey - birey hibir ey inanc yla birlikte km tr. Ya am m zda ba ka bireysel insanlardan daha nemli bir ey bulunmad inanc ile insanlar n birbirine ve kendilerine sayg gstermeye a r lmas da, yle anla l yor ki, Sokrates'ten gelmi tir. Ben yaln zca bir vcut de ilsem, yleyse neyim? Sokrates'in cevab , nce zekas n demek oluyordu. Seni insan k lan, dpedz bir tutkular y n ndan fazla bir ey yapan, seni kendi kendine yeterli bir birey haline getiren ve sana kendi iinde bir ama oldu unu sylemek hakk n veren akl nd r. Byk sava kaybedilince Sokrates, Atina'y kertmek iin demokrasiye ihanet eden ve d manla fesat i birli i yapan kimseleri yeti tirmi olmakla suland . Kaybedilen sava n esas sorumlulu u, durmadan Sparta'yla i birli i yapan ihaneti oligarkhlar n stndedir. Bunlar n aras nda n s rada gelen ki i, Alkibiades, Kritias ve Kharmides, hep Sokrates'in eski rencileriydiler. .. 404'te Atina'n n d mesinden sonra, bunlar n son ikisi, Sparta korumas nda bir kukla hkmetten ba ka bir ey say lamayacak Otuz Tiranlar n nderleri oldular. Sokrates in lm, itenli inin son kan t d r. Savunma's nda, Ben Tanr 'n n bu ehre yap t rd bir at sine iyim diyordu. Btn gn boyunca her yerde stnze konuyor, sizi drtyorum, kand r yorum, ay pl yorum. Benim gibisini kolay bulamazs n z; onun iin size beni esirgeyin derim... Anytos'un dedi i gibi, bana vurup ldrverirseniz, mrnzn geri kalan boyunca yine uykuya dalacaks n z - me er ki, Tanr ac y p da size bir ba ka at sine i gndersin. Sokrates in kendisine lay k bir tek ard l km t r: Byk Ku a n sonuncusu olan Antisthenes. Platon, en yetenekli rencisi, ok gemeden rencilerinin en az sad oldu unu ortaya koymu tu. O da, t pk day lar gibi, Sokrates'e ihanet etmi ti. Kritias ile Kharmides, Sokrates'e ihanet ettikten ba ka, onu terrist hareketlerine de bula t rmak istemi ler, ama diretti i iin ba ar l olamam lard . Platon ise, durdurulmu toplum teorisini kurma yolundaki devasa giri imine Sokrates'i ortak etmeye kalkm ve retmeni l oldu u iin, bunda ba ar ya ula makta glk ekmemi ti. nsanlara retilmeliydi ki, adalet e itsizliktir ve kabile, ortakla al k bireyden daha yksektedir. Fakat, Sokrates'in inanc a ka cephe al namayacak kadar gl oldu u iin, Platon onu bir kapal toplum inanc diye yeniden yorumlamaya zorland . yle san yorum ki, Platon'un durmadan Sokrates'i kendi kendini yorumlatmaya abalamas ayn zamanda Platon'un kendi rahats z vicdan n susturmaya gayret etmesidir. Kendi retisinin gerek Sokratesi doktrinin yaln zca mant ksal bir geli imi oldu unu tekrar tekrar kan tlamaya al arak, kendi kendini bir hain olmad na inand rmaya u ra m t r.

www.altinicizdiklerim.com

28

Siyasal alanda Platon, Perikles'i vaktiyle kar kt eski oligar ik programa pek bir ey katmam t . Fakat, belki de bilinsiz olarak, zgrl e kar ayaklanman n byk s rr n ke fetmi ti; yani, gnmzde Pareto'nun formlle tirdi i Duygular yok etmek iin bo una abalarla enerji tketmek yerine, onlardan yararlanmak s rr n . Akla kar d manl n gstermektense, Platon k vrak zekas n kullan p, bilgililer ynetsin istemini ne srmekle, btn ayd nlar koltuklayarak ve heyecanland rarak bylemi tir. Adalete kar sava makla birlikte, btn do ru insanlar adaletin savunucusu oldu una inand rm t r. Sokrates'in u runda ld d nce zgrl yle dv t n kendi kendine bile tam kabul etmemi , Sokrates'i gstermelik kahraman yapmakla da, ba ka herkesi bu zgrlk iin sava t na kand rm t r. Platon, bylece, o ucas iyi niyetle, insaniyetili e ve ahlaka kar t gayeler iin, ahlak ve insaniyeti duygulara seslenmek tekni ini geli tiren birok propagandac n n bilmeden ncs olmu tur. Bu birlik, gzellik ve yetkinlik d , bu estetikilik, btncllk ve ortakla ac l k, yitirilmi kabileci grup ruhunun hem rn, hem de belirtisidir. Bu, uygarl n bunal m alt nda ezilenlerin duygular n n hem bir anlat m , hem de o duygulara bir a r d r. Platon'dan almam z gereken ders, onun bize retmeye al t n n tam kar t olmal d r. Siyasal de i imi durdurmak are de ildir, bu mutluluk getiremez. Kapal toplumun szde masumluk ve gzelli ine art k geri dnemeyiz. Cennet d mz yeryznde gerekle tirilemez. Bir kez i akl m za gvenmeye ve ele tirme yetilerimizi kullanmaya ba lay nca, bir kez ki isel sorumluluklar m z n sesini ve onunla birlikte bilgiyi ilerletmeye yard m etmenin sorumlulu unu duyunca, art k bir daha kabile sihrine kay ts z boyun e me durumuna d meyiz. Uyumlu bir do a durumuna dn yoktur. Dnersek, yolun en ba na, hayvanl a kadar dnmemiz gerekir.

www.altinicizdiklerim.com

29

You might also like